Giriş
(10)

duyuruda "tik"in görüldü olarak kullanılması?

goodz
Yaklaşık 8-9 yıldır buradayım. Son birkaç yıldır tik olayı görüldü şeklinde kullanılmaya başladı. Yani cevap doğru olmasa bile soruyu soran mahalle baskısı yüzünden cevap verene tik veriyor.Bunda Whatsapp uygulamasının mavi tikinin rolü hakkında görüşleriniz nelerdir?
Yaklaşık 8-9 yıldır buradayım. Son birkaç yıldır tik olayı görüldü şeklinde kullanılmaya başladı. Yani cevap doğru olmasa bile soruyu soran mahalle baskısı yüzünden cevap verene tik veriyor.

Bunda Whatsapp uygulamasının mavi tikinin rolü hakkında görüşleriniz nelerdir?
0
goodz
(04.08.18)
Azıcık bile alakası olduğunu düşünmüyorum.
0
bir ileti paylastim
(04.08.18)
Bu "görüldü/okundu" meselesi e-mail ile başladı aslında. Eskiden insanlar mail attıktan sonra bir de telefonla arıyorlardı, "sana mail attım gördün mü" diyorlardı. Sonra mail'lerde iletildi ve okundu teknolojisi geliştirildi. Ardından bu iletildi teknolojisi SMS'lerde de kullanılmaya başlandı. Buraya kadar normal, internetin emeklediği dönemdeydik, sık sık her şey hata veriyordu ve insanlar gönderdikleri mektubun, mesajın ulaştığına emin olmak istiyordu.

Sonraki yıllarda mevzu şekil değiştirmeye başladı tabii. Mesajım iletildi mi kaygısı yerini "önemseniyor muyum" kaygısına bıraktı. Her şeyin çok hızlı tüketildiği bir çağda insanlar da tüketilmekten korkuyor tabii.
0
amortisman
(04.08.18)
hayır fakat çoğu kullanıcı bu şekilde kullanıyor, haklısın. ben dikkat ediyorum, konu dışına çıkan, tartışmaya yönelik hiçbir cevaba tik vermiyorum.
0
rakicandir
(05.08.18)
ben görüldü diye değil vakit ayrılıp cevap verildi diye tik atıyorum. bazen direkt cevap istediğim duyurularda gelen cevap doğru değilse tik atmıyorum, onun haricinde yorum gerektirenlerin hepsine atıyorum. ki buna karşıt olduğum fikirler de dahil.

beni dürten şey mahalle baskısı değil yani, nezaket. ama sırf doğru cevaba tik atıyoruz kampanyası ya da kuralı gelse ben de isterim ki kullanıcıların tik yüzdesine göre güvenip güvenmeyeceğimize karar verelim. gerçi bir süre sonra herkesi tanıyor oluyorsun, o kadar az kişi kullanıyor burayı ama olsun; fikri desteklerdim.

ps. wassapta son görülmem de mavi tikim de kapalı.
0
Bruce
(05.08.18)
Aynen katılıyorum.
0
[GODDARD]
(05.08.18)
Mavi tikten once de birkac kere "Neden tik atmiyorsunuz", "Tik atmayana cevap veriyor musunuz" duyurulari aciliyordu. Bu yuzden mavi tik ile ilgili oldugunu dusunmuyorum.

"Dogru cevaba tik verin" kurali zaten var ama cok da uygulanamayan bir kural, cunku yorum sorularinda dogru veya yanlisin belirlenmesi cok zor. Sorularin buyuk cogunlugu da yorum agirlikli cevap ariyor. Simdi sagda "Hayatinizin amaci nedir" sorusu var, birisi gelip "Hayatimin amaci patatestir" dese yanlis diyemeyiz ya da yanlisligini ispatlayamayiz. Bilmiyorum su anda goz onunde bulundurulup bulundurulmadigini.

Kendi adima yorum sorularinda tik veriyorum, bilgi sorusunda sadece dogru cevaba tik veriyorum.

Bence tik "Su sarki ne", "Bu film hangisiydi" tarzi bilgi sorulari disinda cok da gerekli veya degerli bir mekanizma degil. Ustelik, bu tarz yanlis cevabina tik verilmediginde alinan veya "Tikleri sabaha verecegim" diye niyetini onceden belirtmek zorunda hisseden insan var. Bu yuzden islevsiz ve artik gereksiz, hatta bir nebze zararli oldugunu dusunuyorum.
0
aychovsky
(05.08.18)
tikler'in hesabı duyuru tarafından tutuluyordu diye hatırlıyorum. hatta cevap verdiğin duyuru sayısı ve aldığın tik oranı ileride duyurudan banlanıp banlanmaman noktasında belirleyici kıstaslardan oluyordu.

bu yüzden soruma yönelik iyi niyetli her yaklaşıma tik atıyorum ben. illa benim istediğim cevap olmasına gerek yok. duruma göre, eğer net doğru ve yanlış cevabı olan bir soruysa, doğru cevabı ayrıca duyuru altında belirtiyorum.
0
not sure if serious
(05.08.18)
@not sure if serious O tikler kayitli ve gercekten o oran var ama cok hassas bir oran degil. Her cevabi tikleyen, hicbir cevabi tiklemeyen, tik vermeyene cevap yazmayan veya tik verilmediginde cevabini silen var. Dolayisiyla cok da guvenilir olmayabiliyor.
0
aychovsky
(05.08.18)
Teraziye tıklama babında yapıyorum.
0
renegade
(05.08.18)
konu dışına cikilmadigi sürece emeğe saygı babinda tikliyorum.

" beni neden tiklemedin" grubu var bir de. saçmalık.
0
yuvarlanantencereninkapagi
(05.08.18)
(10)

Yaşam amacınız nedir?

hakmut
Ben kendimce uzun bir düşünme sonrası hiçbir şey bulamayıp, rüzgarın savurduğu yöne doğru gittiğimi farkedip çok üzüldüm.Peki sizin hayattaki odağınız, yaşam amacınız nedir veya var mı?
Ben kendimce uzun bir düşünme sonrası hiçbir şey bulamayıp, rüzgarın savurduğu yöne doğru gittiğimi farkedip çok üzüldüm.

Peki sizin hayattaki odağınız, yaşam amacınız nedir veya var mı?
0
hakmut
(04.08.18)
Annemi ve kedilerimi mutlu etmek
0
rakicandir
(04.08.18)
Sevdiğim işi yapmak, işim hakkında donanımlı kişilerle sohbet etmek, çevre edinmek. Tek amacım bu.
0
lata
(04.08.18)
Hayatta birçok hedeflerim var.

Yaşam amacım pek ulvi değil, fakat yaşıyorken, henüz yeterli enerjim ve imkânlarım varken bazı fırsatları değerlendirmek gerektiğine inanıyorum.

Kendimce, kendime ve çevreme faydalı olacağını düşündüğüm bazı projelerim var. Bunlarla uğraşıyorum.

Orta direk bir aileden geliyorum. Hayatımdaki hiçbir şey mükemmel olmamakla birlikte olabildiğince elimdekilerin tadını çıkarıyorum.

Bana göre hayattaki hedefler ve amaçlar dışarıdan gelmez. İnsan kendi kendiyle uğraştıkça, zaman içerisinde yatkınlıklarını ve neleri başarabileceğini keşfeder. Bu yolda ilerlemek de yine insanın kendini motive etmesiyle alakalıdır. Kuşkusuz herkesin potansiyelleri vardır. Bunları yine kendisi gerçekleştirmek ve açığa çıkarmak zorundadır.
0
idexo
(04.08.18)
Yanımda olan anneme soruyu yönelttim. Ooohhf Amaranta bana böyle sorular sorma dedi:/ hadi hadi tum insanlik bu sorulari sormuş cevaplamış sen de cevap ver dedim. Senin yaşam amacın ne diye topu bana attı. Yaşam amacım yok dedim. O zaman benim de yok dedi. Birkaç saniye geçince cevabın ağırlığını hissetti herhal vazgeçip benimki çocuklarım ve onların iyi bir geleceğinin olması, Allah' a kulluk görevimi yapip ölmek dedi.
:/
0
Amaranta ursula
(04.08.18)
daha fazla para, daha fazla rahatlık..

zor zamanlardan geçince bayağı, böyle oluyor insan.
0
binder dandet
(04.08.18)
dünyaya tek geliş amacım islamdır, bunu ayrı bir yere koyarsak:

doğa için yaşarım, çam kokusu beni bitirir, topraktan uzak yaşayamam. hayvanlar da doğaya dahil. trekking ve kampçılık en büyük hobilerimden.

sanat için yaşarım, çok sağlam senaryo yazarım, animasyon filmi yaparım, tablolara özel ilgim var. otomobil öncelikli olarak endüstri ürünlerine dair tasarımlar yaparım; tasarımı güzel olan her şeyi dakikalarca izleyebilirim; estetik bu dünyada benim için her şey diyebiliriz.

minimalizmi benimserim, tüketmek değil üretmek için yaşarım, sürekli bir şeyler üretmek zorunda hissederim. üretmek insanın temel ihtiyaçlarından bence. buna kullanılamaz bir radyoyu kullanılabilir hale getirmek de dahil, kimsenin aklına gelmeyen bir fikri üretmek de dahil, çok iyi yemek yapmak da.

bunlar benim önceliklerim ve yazdıklarımın hepsinin altı doludur... geri kalan spor/eğlence (kick boks/elektro bağlama gibi) vesaireyi hayat amacı olarak benimsemiyorum.

amaçsız olmak kadar kötü bi şey yok heralde şu dünyada. kişisel gelişim kitaplarından nefret ederim. nefes al, rüzgarı hisset, doğaya dokun, kendini keşfet filan gibi salak saçma şeylerden farklı benim buraya yazdıklarım, amaçsız hisseden birilerine belki bir fikir verir.
0
ssiradanbirigibi
(04.08.18)
Ben merak ediyorum. Yasayacagim seyleri ve her gunun o gun neyle karsilasacigimi, neler ogrenecegimi, neler yiyecegimi, neleri begenip neleri begenmeyecegimi merak ediyorum. Elimde olsa cekirdegimi alir cittiri cittiri kendi hayatimi izlerim.

Hedefi degil, yolu seviyorum. Ara ara yol da zorluyor ama gidecegim yerdense yolda olmak bir yere gitmekten guzel.
0
aychovsky
(04.08.18)
ilkel zamanlarda varoldugumu varsayiyorum. amacim basit. hayatta kalmak. ve bunun icin beslenmek, barinmak ve giyinme gibi temel ihtiyaclarimi karsilamak icin yasardim. ta ki bir hayvana av olana ya da bir hastaliktan olene kadar.

peki simdiki benin yasama amaci ne? sabah kalkip ava cikmiyorum. giyinmek icin ayi oldurmuyorum. barinmak icin magara aramiyorum. yapmiyorum bunlari. bunlari benim yerime benim icin yapan baska insanlar var. ben onlardan bunu para ile satin aliyorum. baska bir deyisle uretmiyor, tuketiyorum.
temel ihtiyaclari bana satan insanlar magara aramiyor ama magara yapiyor; daireler, siteler, konaklar, villalar, evler.. bunlar magaralarin modernlesmis sekli. beslenmek icin avlanmaya gerek duymuyorlar ama hala hayvanlari kesip yiyiyoruz. giyinmek icin hayvan oldurmuyorlar, bitkilerden falan uretebiliyorlar hammaddeyi.. tabii bazi deri giysiler hala var. giysilerin modernlesmis sekli de bu.
bu ayri bir konu ve ben de pek hakim degilim aslinda. yani soyleyecegim o ki; temel ihtiyaclarimiza eskiden farkli yollarla ulasabiliyorduk ve tum zamanimizi bunlara harciyorduk. simdi ise daha farkli yollarla uretiyor/ulasabilyoruz, temel ihtiyaclarimiza ulasmak icin neredeyse hic zaman harcamiyoruz. bunu bir baskasi bizim yerimize yapiyor. durum degisti ama temelde ayni. yok olmadi, olamaz da zaten. adi ustunde, temel ihtiyac.
baskalasti dunya, insanlariyla beraber. ben de oyle.

simdiki ben bilim ve teknoloji ile ugrasiyor. amacim avlanmak degil, bir seyler uretmek. ve diger insanlara satmak. bunu yaparken de guclu bir anlam katmaliyim isime ki urunu insanlara satabileyim. elde ettigim parayi da temel ihtiyaclarima ulasmak icin harcayayim. bir tane midem var, ne kadar yiyebilirim ki. sahip olacagim bin ev olsa da gece sadece bir tanesinde uyuyabilirim. bir miktardan sonra bankadaki hesabimin benim icin bir onemi yok.
kova dolunca da kovasi bos olan ve benden daha sanssiz insanlara yardim edeyim. kendimi iyi hissetmek icin.

aslinda bakarsan kafamda soylemek istedigim cok sey var. yukarida yazdigim sadece kucuk bir bolum. geriye kalanlari kelimelere nedense dokemiyorum. sunu ekleyeyim ama: temel ihtiyaclarimiza ulasmak icin bir iste calisiyoruz ya. ha iste o is, yaparken kendimizi iyi hissettigimiz bir is olsun ki kisitli yasamimizi mutlu gecirelim.

amac hala ayni: yasamaya, hayatta kalmaya calisiyorum sanirim. cok dallayip budaklandirmamak lazim.

cok sevdigim yazar alan watts'tan bir alintiyi buraya birakayim:
"hayat hiçbir yere gitmiyor, ulaşılacak hiçbir şey yok. bütün çaba ve açgözlülüğünüz, eriyen avuçlarınızla bir dumanı kavramaya çabalamaya benziyor. hepimiz kayıp haldeyiz, doğduğumuz andan itibaren boşluğa fırlatılmış durumdayız; ve varacağımız tek yol unutulup gitmek."
"var olan tek yol gökyüzünde uçan bir kuşun bıraktığı iz: işte şimdi görüyorsun, şimdiyse görmüyorsun."

yani cok da sey etmemek lazim. unutulup gidecegiz. bizden once 107 milyar insan yasadi ve oldu dunya'da. kac tanesinin ismini biliyorsunuz? bizden sonra da milyarlar gelecek dunya'ya. ve bu sorunun aynisini yine soracaklar. bizden oncekilerin bu soruya cevaben bir seyler uydurmasi ve ve buna felsefe ismini vermesi gibi. bazilarinin da baska cevaplar vermesi ve bu cevaplari kutsallastirmasi gibi. simdiki biz insanlar daha once verilmis olan hangi cevap mantikli geliyor veya ogretiliyorsa o cevaba sariliyoruz. o cevapla omrumuzu yasiyor ve oluyoruz.

bence; onemli olan, anlamli oldugunu dusundugumuz ve mutlu olacagimiz bir is yapmaktir. bu da benim uydurdugum bir sey. is de temel ihtiyaca cikar. amac bu.
0
BlackRock
(05.08.18)
bu dünyanın en blabla konusu bana kalırsa.o kadar önemli değiliz..
0
blacksky
(05.08.18)
bir amacım yok sanırım. ölene kadarki zaman sürecinde bir şeyler hissetmek, güzel bir seyler yaşamak vs. iyi biri olmak belki. iyilik yapmak ( ??? )
0
yuvarlanantencereninkapagi
(05.08.18)
(5)

hiç john cheever okudunuz mu?

lenin benim amcam olur
okuyun, inanılmaz bi yazar. bullet park çok iyi.
okuyun, inanılmaz bi yazar. bullet park çok iyi.
0
lenin benim amcam olur
(04.08.18)
ilk defa duydum goodreads e ekledim. savol.
0
freebird5406_2
(04.08.18)
rica ederim. pişman olmayacaksınız.
0
🌸lenin benim amcam olur
(04.08.18)
Okumadım not aldım. Spasiva.
0
Amaranta ursula
(04.08.18)
Ben de bir arastirdim. Yuzucu'yu aldim sesli kitap olarak. Ona bir dinlerim bu aksam, kisaymis. Oradan Bullet Park'a gecis yapabilirim. Tesekkurler :)
0
aychovsky
(04.08.18)
evet, bullet park güzel. bende para yok, şimdi arkadaşları inceden gazlama faaliyeti içindeyim diğer kitaplarını alsınlar da ben de okuyayım diye. hehe.
0
misterturist
(04.08.18)
(13)

"Hayatını yaşamak"

ms brownstone
Sizce bu tam olarak nedir? Şu yaşlarınızda ne yaparsanız kendinizi hayatınızı yaşamış sayarsınız? Neleri gerçekleştiremezseniz sizin için o hayat iyi yaşanmamıştır?"Hayatı yaşamak" konusunda dilediğiniz her şeyi yazabilirsiniz. Hatta yaşınızı da yazın lütfen.
Sizce bu tam olarak nedir? Şu yaşlarınızda ne yaparsanız kendinizi hayatınızı yaşamış sayarsınız? Neleri gerçekleştiremezseniz sizin için o hayat iyi yaşanmamıştır?

"Hayatı yaşamak" konusunda dilediğiniz her şeyi yazabilirsiniz. Hatta yaşınızı da yazın lütfen.
0
ms brownstone
(04.08.18)
insandan insana, hatta insani da gectim ayni kisi icin zamandan zamana bile degisebiliyor.

5 sene onceki bana "26 yasinda nasil olmak istiyorsun" diye sorulsaydi, "evli,mutlu,cocuklu" derdim. hayatimi o zaman yasayacagimi dusunurdum.

simdi sorunca aklima gelen sey yeni bir seyler ogrenip/gorursem, bir seylere faydam olursa hayatimi yasamis sayarim. bir seyler uretemezsem hayatimi yasadigimi soyleyemem.
0
fakyoras
(04.08.18)
bana göre maddi ya da manevi hiçbir kısıtlama olmadan kişinin gönlünce ve keyfince istediği şeyleri, istediği zaman yapabilmesidir.
0
tabirimekruh
(04.08.18)
sağlıklı ve accuk paralı olmak benim için en başta gelir. ondan sonra, çalışmam gerekeceğini varsayarsak, günde 8 saat çalışıyor ve ek mesai için ücretimi alabiliyorsam ve hafta sonu 2 gün tatilin yanı sıra 30 gün yıllık iznim olabiliyorsa ben "güzel yaşıyorum" derim sanırım kendi adıma.

geçen seneye kadar hayat benim için "yatabilmek"ten ibaretti ama aktif olmanın zihinsel açıdan bana çok daha iyi geldiğini fark ettim. kurs, okul, iş... fark etmez. düzenli olarak sokağa çıkmamı, bir yerlere gidip birileriyle iletişim kurmamı mecbur kılacak aktivitelere ihtiyaç duyuyorum. aksi takdirde zaman zaman mutlu olsam ve hiçbir şey yapmak zorunda olmama özgürlüğünü sevsem de uzun vadede mental olarak çöküyorum, iyi gelmiyor.

şunları sağlayabildikten sonra çok şikayetim olmaz açıkçası çünkü hayat her zaman daha fazla yaşanabilecek bir şey. diyelim ki en büyük hayalimi gerçekleştirip almanya'ya yerleştirdim. autobahn'da bastım gaza, altımda şahane bir araba var, eisbrecher çalıyor. leipzig üniversitesinde prof olmuşum, güzel para kazanıyom, sülalem raad. %100 eminim ki o zaman bile hayallerim, pişmanlıklarım, "keşke yapabilsem"lerim olacak. bu hayatın kanunu bi' yerde.

o yüzden buna takılmamaya çalışıyorum. ne kadar yaşayabiliyorsam o kadar. çünkü bunun sonu yok. bazen bungee jumping yapmak evde oturup kitap okumaktan daha keyifli bir deneyim olur ama bunların nasıl olacağını çoğunlukla bilemezsin. bazen çok iyi ve güzel hatırladığın bir anı aslında basittir: o günü çok daha zengin ve farklı bir şekilde geçirme şansın olmuştur ama sen öyle yapmamış, yine de mutlu olmuşsundur.

"bunun sonu yok" ve "önemli olan bakış açısı" düşüncesine göre hareket etmeye çalışıyorum. evet güzel yaşamak istiyorum, planlarım ve isteklerim var ama bunlara körü körüne bağlanarak "evde sığır gibi oturma" özgürlüğümü kaybetmek istemiyorum örneğin. mutluluğu yaşadıklarıma değil de zihinsel yapıma göre şekillendirmeye çalışıyorum. sen yurtdışına mı çıkıyorsun yazın? çok güzel, sen mutluysan ne ala... işte ben onu yapamadığım halde evimin balkonunda çay içebildiğim için mutlu hissedebilmenin peşindeyim - bunu yaptığım sürece hayatımı "güzel yaşanmış" sayarım. çünkü dediğim gibi, "yaşamanın" sonu yok. ben sana başımdan geçen muhteşem, fantastik bi' şey anlatırım. dersin ki "vaooo adam ne hayat yaşamış bee". halbuki ben o an üzülüyorumdur belki, daha güzel veya farklı olabilirdi ya da daha fazlasını görebilirdim diye düşünüyorumdur.

o yüzden ben kendime vakit ayırabildiğim, sağlığımın yerinde olduğu ve para kazanabildiğim bir hayattan genel olarak memnun olurum galiba. "hayatımı yaşadım" diyebilirim. benim için toplum içine karışınca ve bir şeyle meşgul olunca gerisi geliyor çünkü. öyle bir durumda karşı cinsle de tanışıyorum, ilginç deneyimler de yaşıyorum vesaire. aktif olarak kovaladığım şeyler az. diğerleri, bu kovalamacanın sonunda kendiliğinden geliyor zaten. gelmeli. 15 koldan hayatın her şeyine saldıramam, ona enerjim yok. bazılarına ben gideceğim, bazıları bana gelecek.

benim için her şey inandığın ve yapabildiğin kadar güzel. dediğim gibi, ben şimdi bi' arkadaşımla çay içişimi anlatırım burada, "ulan ne güzel çay içmişler, keşke hayatımda böyle şeyler olsa" dersin. halbuki bi şey yok yani çay içiyoz işte oturup, ne özelliği var? ama benim hoşuma gidiyor, ben güzel hatırlıyorum. güzel yaşamışım o zaman bence. yine de dengeyi iyi sağlamak lazım tabii... "iyi görmek"le "kendini kandırmak" arasında ince bir çizgi var çünkü. aşırı pozitifliğin, polyannalığın da anlamı yok. bazen "napıyorum lan ben?" yahut "yaşadığım hayat mı?" diyebilmek lazım. bunlar hep ileri götürür insanı. güzel şeyler.

adım samuel 24 yaşım.
0
der meister
(04.08.18)
zor bir soru. "hayatını yaşamak" kavramı herkes için değişebilecek bir kavram gibi. beklentilerle alakalı sanırım biraz.

benim aklıma ilk gelen şeyler özgürlük ve üretkenlik.

para kazanma kaygısı nedeniyle istemediğin bir işte çalışmak özgürlüğün kısıtlanmasıdır mesela. herhangi bir nedenle arkadaşlarınla yeterince vakit geçirememek gibi, gitmek istediğin bir şehre gidememek gibi, kısacası yapmak istediğin ancak elinde olmayan nedenlerle yapamadığın şeylerin olması, özgürlüğünün kısıtlı olması demektir. bence her insanın özgürlüğünün peşinden gitmesi gerekiyor. yüzde yüz bir özgürlük tabii ki mümkün değil, ancak mümkün olduğunca özgür olabilmek adına adımlar atmak lazım. en nihayetinde insan yaptığı değil, yapmadığı/yapamadığı şeylerden dolayı pişman olur.

bir de üretkenlik... bu bir meslek olabilir ya da hobi olabilir, insanın bir şeyler üretmesi, başarmış olma hissini yaşaması gerekiyor bence. özellikle de sevdiğin bir alanda ilerleme kaydettiğini görmek...

ha bir de sevdiğimiz insanlarla bolca vakit geçirmek lazım. gün gelecek o insanları kaybedeceğiz. hayat ister istemez yollarımızı ayıracak bir şekilde. mutlu anılar biriktirmek büyük bir hazine.
0
novemba
(04.08.18)
Sevgilimle istediğim(iz) çoğu şeyi yapabiliyorsam(ak) "yaşıyorum şu hayatı be" derim. 25 yaşındayım. Bir de ben üniversitede istediğim bölümü okumasaydım da hayatımı yaşamamış hissederdim. Merakı giderme, bilgi edinme, kendini geliştirme süreçleri de en az tatil yapmak kadar keyifli. Ki bence hayatın asıl güzelliği böyle şeylerde.
0
dissendium
(04.08.18)
guzel sorun icin tesekkur ederim.

hayatini yasamak, kendini iyi hissettigin seyi yapmaktir.

benim icin hayatini yasamak, baskasina karsiliksiz yardim etmektir, iyi bir seyler yapmaya hevesli insanlara yardim edecek bir seyler yapmaktir, kafamda kurgudum sirketi hayata gecirmektir, ailemle oturup guzel vakit gecirmektir, arkadaslarimla alemlere akmaktir-hunharca gulmektir-birbirimizle dalga gecmektir. ve gunun sonunda s*cmaktir hayatini yasamak.
sirket kurma disinda digerlerini yaptim ve yapmaya devam ediyorum. hayatin bana yarin ne getirecegini bilmiyorum ama bildigim bir sey varsa o da hemen ileriki kosede bir problemin mutlaka var olacagidir. bu problemin yaninda guzellikler ve firsatlar da olacaktir. benim yapacagim sey basit: problemin ustesinden gelmek icin elimden geleni yapmak ve firsatlari guzel seyleri degerlendirmek olacak.
aklimdaki sirketi kurmazsam kendimi yasamis saymayacagim.

yas 22.
0
BlackRock
(04.08.18)
Hayati yasamak pismanliklarin eriyip gittigi, keskelerin buyuk olmadigi bir hayattir bana gore. Geriye dondugumde kucuk birkac detay disinda "Sunu da degistirmek istemezdim, iyisiyle kotusuyle boyle kalsin" diyorsam ve Frank Sinatra gibi "I did it my way" diyorsam hayati yasamis varsayarim kendimi. "Keske bu bolum yerine su bolumu secseydim", "Keske bu adamla/kadinla evlenseydim/evlenmeseydim", "Keske sunlari sunlari diyebilseydim" ya da "Neden bunu boyle yaptim"lar kafanin icinde mesai yapiyorsa hayat harcaniyor demektir. "Fena olmadi be" deniyorsa da o hayat yasaniyordur.

Bir de benim icin hayat sikici ayrintilardadir. Sabah kah kufrederek kah uykumu alarak kalkmamda, her gun gordugum billboard'da, kapinin onunde buyuyen cicekte, iste mesaiye kalsan bile iyi arkadaslarla kalip bir yandan muhabbet edebilmekte, her ay aldigin dergide falandir. Istedigin gibi sacmalamak, aptallasmak, icindeki sese ihanet etmemektir. Ne olursa olsun, o ani iyisiyle kotusuyle yasayabilmek, o ana sahip cikabilmek ve kafanin icinde birbirini kovalayan sesler olmamasi demetir. Rutinini sevmek ama arada bir hayatin kacamaklarini yakalamak demektir.

Yasim 35 olmak uzere.
0
aychovsky
(04.08.18)
Ibizada kokain partisinden sonra ferrarimle kaza yapan sevgilimi özel jetimle ülkeden kaçırırsam mesela hayatımı yaşadım sayarim
0
ghilleinthemist
(04.08.18)
Diyorlar ya hayat aslında plan yaparken geçen zaman diye, her ne yapmış ve karar vermiş olursanız olun bir alternatifi oluyor oluşu bu “hayatı yaşama” konusunda beni çok kararısız bırakıyor. Yani bence hayatı yaşamak konusuna bu yüzden minimal bakmak lazım. Zamanınızı kaliteli geçirdiğinizi düşünüyorsanız tamamdır, gerisi hikaye.

Yoksa şu an gayet iş olarak iyi bir konumdayım ve kazancım iyi. ama kanser oldum mesela. Ancak ben zaten yaşamayı seven, her anında hayatta olmaktan ve en önemlisi sağlıklı olmanın değerini hayatım boyunca ön planda tuttum. Şimdi kanseri yendim ama hayata tutunma açımda hiçbir şey değişmedi. Tam tersi hayatın tamamen raslantısal çalıştığına iyice kanaat getirdim.

Finalde demem lazım ki, hayatı yaşamak aslında kimsenin ne dediğine aldırmadan gönlünüzce yaptığınız her şeye denir. Hatta o şeye ulaşamasanız dahi, ona ulaşmak için yaptıklarınızda buna dahil.

Bu dizelerde ne güzel açıklar aslında; yunus.hacettepe.edu.tr
0
herospower
(04.08.18)
Kendi zamanını yönetebilmek
0
sadegazoz
(04.08.18)
Aklından geçenleri değiştirmeden uygulayabilmektir hayatını yaşamak.Araba alayım ekonomik olsun,tatil yapayım ekonomik olsun,evleneyim az masraflı olsun,yaşamak bu değil.
0
rotkody
(04.08.18)
şu saatten sonra çalışmadan ölmeyi başarabilirsem, "hayatı istediğim gibi yaşadım" derim. başkalarının hayatını yaşamayayım da açlık çeksem de kafi. tercih etmediğim fiziki acılarla karşılaşmadan nihayete erdirmek de şu ömrü, nişanı olur hayatın. yaş 33.
0
misterturist
(04.08.18)
Yaşamak için çalışmak zorunda olmamak. Bunu yazmaktan yorulmayacağım.
0
Amaranta ursula
(05.08.18)
(5)

arabanızda kullandığınız koku türü zımbırtılar

hede hodo
hangi marka ve model? glade vs var. sanki cok secenek de yok. siz hangisinden alıyorsunuz?
hangi marka ve model? glade vs var. sanki cok secenek de yok. siz hangisinden alıyorsunuz?
0
hede hodo
(04.08.18)
Şu çam ağacı şeklinde olanlardan new car scent olanı.
0
goodman
(04.08.18)
Zararlı olduğunu düşündüğüm için kullanmıyorum ben. Gerçi kimyasaldan kaçmak pek mümkün değil. Araç yıkandığı zaman da plastik/deri/kumaş parçalara çeşitli kimyasallar sürülüyor. Bu koku bana hoş geldiği için (sıfır araç kokusu gibi) başka bir şey kullanmıyorum.
0
orient blue
(04.08.18)
Airwick mango kullaniyorum ben. Tanesi 25-30tl civari. Ama bazen bazi marketlerde kampanya oldugunda ikisini bu fiyata satiyorlar, o zaman aliyorum, yoksa almam. :) kokusu etkili oldukca. Kavun kokusunu andiriyor daha cok. Genelde ben kokuyu hic duymuyorum araci surekli kullandigim icin. ama benim disimda binenler hemen farkediyor.

Bir de, arabama ne zaman kucuk cocuk binse uyuyor hemen, kokudan kaynakli olabilecegini dusunuyorum.
0
aksiyom
(04.08.18)
Zararlı olduğu için kullanmıyorum ama bazen parfümümden sıkarım.
0
aychovsky
(04.08.18)
Würth
0
Lim5
(04.08.18)
(9)

Fakirler mutsuz da zenginler neden mutsuz?

Belchior
Burak Özçivit tükenmişlik sendromuna yakalanmış. Her şeyi elde etmiş, yeri gelmiş Paris'e canı çekmiş kahve içmeye gitmiş, orayı gezmiş burayı gezmiş. Artık yapacak bir şey kalmamış. Psikolojik destek almaya başlamış.Bu insanlar hiç fakirlik yaşamadığı için mi zengin olmalarına rağmen mutsuzlar?Adam
Burak Özçivit tükenmişlik sendromuna yakalanmış. Her şeyi elde etmiş, yeri gelmiş Paris'e canı çekmiş kahve içmeye gitmiş, orayı gezmiş burayı gezmiş. Artık yapacak bir şey kalmamış. Psikolojik destek almaya başlamış.

Bu insanlar hiç fakirlik yaşamadığı için mi zengin olmalarına rağmen mutsuzlar?

Adam benim benim belki de bu hayatta hiç yaşayamayacağım şeyleri yaşamış. Euro 6 TL oldu neredeyse, günü birlik Paris'e kahve içmeyi ancak arkadaşlar arasında dalgasına anlatırız. İşte bu adam gerçekleştirmiş. (aferim ona) Güzeller güzeli karısı var. Olum daha ne istiyorsun lan? diye sormak isterdim karşına geçsem.

Gelsin bir gün bizimle yer değiştirsin bakayım tükenmişlik sendromu kalıyor mu :)

Böyle insanlar bence gerçeklerden kopuk yaşıyor. Millet aç aç :(

Siz ne düşünüyorsunuz?

Para görünce ben: youtu.be
0
Belchior
(04.08.18)
Bence mallik yasadiklari elon musk da zengin bill gates de zengin onlarda neden bu tukenmislik yok yada baska milyonlarca kiside yok da bunda var? Tamamen kisisel eksiklik bence
0
basond
(04.08.18)
Parayla mutluluğun düşündüğünüz kadar çok ilgisi olmadığından aslında
0
kisa
(04.08.18)
zenginler fakir olucam diye mutsuz
0
dedim dedim de kime dedim
(04.08.18)
Tükenmişlik sendromu sadece psikolojik bir şey olmayabilir ve sahip olduğunla doğrudan ilgisi yok. Sahip olduğuna ödediğin bedelle ilgili.

Elon Musk veya Bill Gates’in tükenmişlik (burn out) olma olasılıkları, herhangi bir çalışanlarının tükenmesinden daha az. Kariyer açısından bakarsak sevmediğin işi yaptığında, tatil zamanını sen belirlemediğinde, tatilde iş yaptığında, patronlar ve iş arkadaşların tarafından takdir görmediğinde, artık işini sürüklene sürüklene yapar hale geldiğinde tükenmişlik olasılığı daha fazla. Bu kariyerin getirdiği duygusal tükenmişlik. Elon Musk bu noktada çok büyük ters giden şeyler olmadıktan sonra zaten duygusal tükenmişlik yaşamaz kariyer konusunda (kariyerin altını çizeyim) çok büyük olasılıkla, fiziksel tükenmişlik yaşar, tatile çıkar ve gider. Ayrıca, bu kadar ünlü olmadan önce reddedilme ve başarısızlıklarını kaldıramadığından dolayı uzun süre tedavi görmüş ve hastaneye yatmış. Üstüne şu anda da depresyon ve bipolarla savaşıyor.
www.thesun.co.uk
yourstory.com
www.entertales.com
Yani, o da yaşıyor aslında bunları, o da zamanında tükenmiş, sadece haberlerle duymuyoruz pek. Elon Musk’ın çalışanlarından onları gece gündüz çalıştırdığını, sinirli bir patron olduğunu (bipolar patron düşman başına), çok günlük işi birkaç saatte istediği için çalışanların tuvalete gideerken bile zorlandığını ve çok çalışanının tükenmişlik sendromundan muzdarip olduğu yazıyordu bir gazetede; hatta 1-2 senedir bu kültürü değiştirmeye çalışıyorlardı. Çünkü çalışanlarının tükenmişliği bayağı bir maliyet olarak geri dönmüştü o zaman. O günden beri “Nasıl tükenmeyiz” kültürünü hayata geçirmeye çalışıyorlardı. Kariyer anlamında tükenmişlik yaşamak için çok çalışmanın yanında “Ben bunu hak etmiyorum” dediğin şeyleri üst üste yaşamak gerekiyor. En çok tükenenlerden biri de üniversite sınavına hazırlanan öğrencilerdir. Stres, çok çalışma, ara verememe, üstünde baskı hissetme; bu tarz şeyler tükenmişliğe yol açar. Üstündeki baskı sonucu tükendiği için parası olduğu halde, tatile dahi çıkacak enerjisi ve morali kalmayan, evindeki odadan çıkmayan çalışanımız oldu bizim. "Sabah 8'de kalktım, akşam 4'e kadar tuvalete gidemedim" diyen çalışan var, şaka ya da abartı değil.

Sadece kariyer değil, duygusal hayatta da benzer davranışlar tüketebilir. Adı konmamış tükenmişlikler çok çevremizde. Örneğin, çok var çevremizdeki evliliklerde, bir tarafın çok baskın olduğu evliliklerde diğer taraf yorulur, ses çıkaramaz hale gelir ve biraz da aptallaşır, odaklanamaz pek bir şeye, sürekli düşünceli hale gelir. Örneğin, karısının dırdırından artık o konuşmasın diye her şeyi söylenmeden yapan bir adam veya kocasının sinirinden, dayağından korkup otomatiğe bağlayan ve kocasını terk edecek takati kalmamış bir kadın duygusal tükenmişlik yaşıyordur. Bir aksiyon alacak kadar enerji kalmamıştır. Halkımızda psikoloğa ya da psikiyatriste gitme oranı düşük olduğundan teşhisli gezinmezler sadece.
www.huffingtonpost.com

Kişisel kısmı da şu “people pleaser” da denilen, insanların gönlünü hoş tutmak in çabalayan ve kendinden önce başkasını koyan insanlar tükenmeye daha yatkındır.
labyrinthhealing.com
Burak Özçivit’in evini bilmiyorum ama karısı çok talepkarsa ve sürekli onunla uğraşmaktan yorulmulsa tükenebilir, çalıştığı sette yönetmenin sürekli mobbing’ine uğruyorsa tükenebilir, sürekli birilerini memnun etmeye çalışmaktan tükenebilir. Bunun çok da parayla ilgisi yok. Ne yaşadığını bilmiyoruz, hayatını onunkiyle değiştirdikten sonra 'Anam anam, neydi gız bu' diye kendi hayatına da koşturabilirsin. Başarısını görüp ödediği bedeli görmüyoruz.

Meryem Uzerli’ydi galiba, kadını hakkaten gece gündüz eşek gibi çalıştırdılar, bir de sevgilisi de çok baslın bir adammış dediler, paparazzi peşini bırakmadı. Üstüne, Almanya gibi insan hakları ve kişisel alanın önemli olduğu bir yerden kalktı buralara geldi. Bir sançye nefes alamadı kadın. Onun yerinde olsam ben de tükenirdim.
0
aychovsky
(04.08.18)
Her şeyim aynı kalsın zengin olayım söz veriyorum mutsuz olmiycam
0
Traveller
(04.08.18)
para mutluluk getirmez. zenginlik esit degildir mutluluk.

sizi mutlu eden sey, aile ve arkadaslarinizla gecirdiginiz zamanin kalitesidir.
0
BlackRock
(04.08.18)
basit bir perspektif: afrika'da cadirda yasayan icme suyu icin 2 gunde bir kilometrelerce yol tepen karni ac adam, turkiye'de kirada bile olsa evde oturan, borc yuku olsa bile evinde musluk suyu, kanalizasyon vs. olan adamin neden mutsuz olabilecegini anlamiyordur.
0
robokot
(04.08.18)
para bal gibi mutluluk getirir, sorun nasıl mutlu olunduğunu bilmeyenlerde.
0
Bruce
(04.08.18)
şu dünyadaki en mutlu kişi mutluluk verendir. bak haluk levent'e hiç tükeniyor mu? adam sadece maddi olarak yardımın dışında yardım etmek isteyenleri organize ediyor. yeri geliyor bir erkekle sahnede dans ediyor, yeri geliyor hayranlarının düğünlerine gidiyor, yeri geliyor yardım için butik konser veriyor. bence sanatçıların içinde en mutlusu o'dur. birini mutlu ettiğinde sen daha çok mutlu oluyorsun çünkü. yüzündeki mutluluk paha biçilemez. kendi başına git paris'e kahve iç. eeee? sonra tükenir tabii.
0
naksidil
(04.08.18)
(10)

Hoşlanılan kızın 17 yaşında çıkması

hz emreyiz
Arkadaş anlattı az önce. Kızla tanışıyorlar ortak bir arkadaş aracılığıyla. Daha sonra sosyal medyadan takipleşmeler uzun uzun gece konuşmaları falan. 1 haftanın sonunda bizimki fark ediyor ki kız daha 17. Daha üni’li bile değil bu sene girecek üni’ye. Bizimkine mezuna bıraktım o yüzden ünili değili
Arkadaş anlattı az önce.
Kızla tanışıyorlar ortak bir arkadaş aracılığıyla. Daha sonra sosyal medyadan takipleşmeler uzun uzun gece konuşmaları falan. 1 haftanın sonunda bizimki fark ediyor ki kız daha 17. Daha üni’li bile değil bu sene girecek üni’ye. Bizimkine mezuna bıraktım o yüzden ünili değilim demiş. bizimki o yüzden anlamamış.

Neyse
Bizimki 22 yaşında. Kız dışardan asla 17 gibi değil. Ama ben yine de arkadaşa ilişki kurmamasını öğütledim. Dünyanın binbir türlü hali var. yarin öbür gün kızın anası babası tecavüzcü diye bizimkini şikayet edebilir mesela. Kızın önceden ilişkisi varsa bizimkinin üstüne kalabilir. 18 yaş altı sonuçta. Tehlikeli her zaman için. Yüz tane senaryo üretebilirim.

Ben mi yanlış düşünüyorum? Siz bizimkinin yerinde olsanız o kızla birlikte olur musunuz?
0
hz emreyiz
(04.08.18)
Olmazdım.
0
clones
(04.08.18)
Yok
0
jackinkırıkkalbi
(04.08.18)
18 kız 30 erkek bile 17 kız 19 erkekten yeğdir Türkiye söz konusu olunca.

www.cumhuriyet.com.tr
0
siyah giyen adam
(04.08.18)
Kız çocuktan para isterse vermezsen şikayet ederim derse napacaksiniz? Direkt kadının dediği doğru kabul gördüğünden hapse bile girer hatta kız rizam var benim arkadasim bile derse cocuk sayildigindan ailesi surindirebilir. Özetle uzak dursun.
0
gonul_isleri
(04.08.18)
arkadasin "biraz dusunmeye ihtiyacim var" desin, bir kac ay dusunsun. problem kendiliginden cozulur.
0
robokot
(04.08.18)
nasıl yani? 17 yaşındaki kız sırf 17 yaşında diye sevgili edinemicek mi? 17-22 yaş ikilisi gayet normal bence.
0
karjalainen
(04.08.18)
18 yaş üstü, reşit olmuş insan mı kalmamış? dışardan 17 gibi durmaması bir şeyi değiştirmez, bu kılıf bulmaya çalışmaktır, bahanedir. reşit olmuş bir insan, reşit olmamış biriyle birlikte olamaz, olmamalı.

@karjalainen

bu ve bunun gibi haktan hukuktan, yasadan bihaber insanlar anca "yeaaaa nesi varmış:ssss" derler. cahil misiniz, numara mı yapıyorsunuz, şu olayı savunabilmek için gerçekten beyinsiz olmak lazım.
0
nice tnetennba
(04.08.18)
Olmam. Sacma sapan is yapmasin arkadasin.
0
stavro
(04.08.18)
ben olmazdım. arkadaş çok hevesli ise 1 sene beklesin.
0
zgrydn
(04.08.18)
siyah giyen adam + 1, arttiriyorum, karsilikli rizaya dayali 18-70 bile 17-19'dan daha az sikintili.
Arkadasin da 17 yasinda olsa sorun olmazdi da, birinin hukuken cocuk sayilmasi ileride sikinti yarayabilir. Ailesi sikayet etse pedofiliden sayarlar.
0
aychovsky
(04.08.18)
(14)

Sevgilinin karşı cinsiyetten arkadaşını konaklaması

kullanilamayan ruhumuzlar
Sevgilim ilişkimizin başlangıcında ilkokuldan beri arkadaşım dediği karşı cinsiyetten biri sevgilimin yaşadığı şehre geldiğinde onun evinde kalıyordu.Bu durumu istemiyordum. Zar zor, bir ton güçlüklerle konaklamamasını ikna ettim. Ben istememe karşın birkaç kez konatlattı da vb.Ben her erkeğin/kadın
Sevgilim ilişkimizin başlangıcında ilkokuldan beri arkadaşım dediği karşı cinsiyetten biri sevgilimin yaşadığı şehre geldiğinde onun evinde kalıyordu.

Bu durumu istemiyordum. Zar zor, bir ton güçlüklerle konaklamamasını ikna ettim. Ben istememe karşın birkaç kez konatlattı da vb.

Ben her erkeğin/kadının biyolojik aile dışındaki her kadına/erkeğe cinsellik duyacağını düşüncesindeyim. Aksini yaşamadığım için bunun dışındaki görüşü kabullenmem söz konusu değildir.

Arkadaşı çok yakın zamana değin hâlâ gelip kalayım ısrarında bulunmuş.

O arkadaş da sevgilisinin karşı cinsiyetten birisine evini açmayı asla kabul etmeyecek biri.

En son, birçok kez onun düğününe gitme dediğimde gitti ve bu geçmişte yaşadığımız tartışmalar gün yüzüne çıktı. Benim için artık o kişi eski sevgilisiyle denkti ve bir daha iletişim kurmaması gereken biriydi.

Ekşi Duyuru'daki arkadaşlarının yorumunu merak ettim.
0
kullanilamayan ruhumuzlar
(03.08.18)
Haklisin
0
cok joleli ozgur
(03.08.18)
Neden haklı gördün?
0
🌸kullanilamayan ruhumuzlar
(04.08.18)
Bu kadar takmak saglikli olmasa da artik bir sekilde bir taraf bir kisiye takildiysa sevgilinin bu kisiyle iletisimini seni kirmayacak bir boyutta tutmasi gerektigini, aksi halde iliskinin guven yonunden zarar gorecegini düşünüyorum. Bu nedenle haklisin...
0
her giriste sifresini unutan adam
(04.08.18)
birincisi; sevgilinin yaşadığı şehre sürekli gitmesinin sebebi ne? ben olsam bunu etraflıca sorgulardım. mesela diyelim ki iş için geliyor... ne işi? neden işi orada oluyor? nasıl bir iş bu? iş içinse şirket neden otel ayarlamıyor?

ikincisi; "O arkadaş da sevgilisinin karşı cinsiyetten birisine evini açmayı asla kabul etmeyecek biri." bu önemli bir kırmızı bayrak bence. üzerinde iyice düşünülmeli.

bir de sözlükte benzer bir başlığa bir arkadaşın yazdığı etry'leri bırakayım: eksisozluk.com

son olarak da şunu söylemek isterim; ister istemez konuyla ilgili olumsuz düşüncelere kapılıp bu düşünceleri doğrulayacak verilere odaklanıyoruz. insan beyni böyle çalışır. beynin yarattığı bu ilüzyondan kurtulup doğruya ulaşmak için bir de aksini, yani olumlu olanı düşünüp bunu doğrulayan verilere dikkat kesilmek lazım. yani arkadaşının kalmasının bir problem yaratmadığını düşünüp bunu doğrulayacak olguları hatırlamak, bunlara odaklanmak lazım. bu şekilde gerçeğe daha kolay ulaşılır.
0
novemba
(04.08.18)
Aynı yatakta değillerse benim için sorun olmaz, özellikle benden eski arkadaşıysa iyice laf etmem. Şu anda yok ama daha önce evime gelip kalan arkadaşlarım oldu. Bir tanesi tatile bizim şehre gelmişti, bende kalmıştı. Sevgilimde öyle bir arkadaşı kalsa sorun etmem, başka kalacak yeri yoksa da “Ne biçim arkadaşsın” derim.

Eski sevgilisiyle denk deyince aralarında bir şey geçmiş mi ve ne seviyede neyin geçtiğine bakar.

Bir de karşı cinsi evine almaz demişsiniz; hem evine almaması hem de sevgilinin evine gitmesi ayıp ama bence bu kadar.
0
aychovsky
(04.08.18)
@novemba
Şehri gezmek, sevgileriyle buluşmak hatta evde sevişmek.

Ortada olgu yok. Daha çok karanlık zihniyetli biri var. Örneğin kendisi birçok kadınla ilişkiye girmiştir, evlendiği kadın büyük olasılıkla kimseyle ilişkisi olmamıştır.

@aychovsky
Hiçbir şey olmadığını söylüyor, buna nasıl ikna olacaksın?
0
🌸kullanilamayan ruhumuzlar
(04.08.18)
Söylediğine inanarak.

Beni aldatması biriyle aynı evde kalmasına bakıyorsa, aldatsın zaten. Bunun için ekstra çaba göstereceğimi düşünmüyorum.
0
aychovsky
(04.08.18)
@aychovsky
İnsana ve insan ilişkilerine sizin gibi bakmıyorum. Bana göre insan bazen yapmak istemediklerini yapmaması için o ortama, o duruma girmekten kaçınmalıdır. Yalnızca bilinç, karar yetmeyebilir.
0
🌸kullanilamayan ruhumuzlar
(04.08.18)
olasılıkar dünyası... bir zarı 1 kere atarsan 6 gelme ihtimali düşüktür. 100 kere atarsan neredeyse kesindir.

1 kere şehri gezmeye gittin. bi sevgili yaptın birkaç kere de onun için gittin. ama sevgililerin neden hep yaşadığın şehrin dışındaki belirli bir şehirde olur?

aklıma başka sorular da geliyor. siz hiç çocukla bir araya geldiniz mi? aranızda bir samimiyet var mıydı? sevgilin çocuğa senin durumdan hoşlanmadığını söyledi mi? söylemediyse niye söylemedi? söylediyse çocuk neden gelmeye devam etti?
0
novemba
(04.08.18)
Sen haklısın. Ama kız seni sallanıyor malesef çok ortada. İstersen devam et ama çok ciddiye bindirme bu işi.
0
dougsampson
(04.08.18)
Ben her erkeğin/kadının biyolojik aile dışındaki her kadına/erkeğe cinsellik duyacağını düşüncesindeyim. Aksini yaşamadığım için bunun dışındaki görüşü kabullenmem söz konusu değildir.

bu kafa yapısınu değiştirmediğiniz müddetçe çok daha büyük sıkıntılar yaşarsınız ilerde, hiç sağlıklı değil, hatta saçmalık.
0
nice tnetennba
(04.08.18)
Çevremden örnek vererek konuşcam. Cinsiyetim kadın, yaşım 26.

O kişi kız arkadaşınızın gerçekten yıllardır sadece arkadaşı olabilir, yıllardır arkadaşı olup sonrasında fuckbuddysi olan biri de olabilir. Peki bunu nasıl anlayacaksınız? Çocukla tanışarak. Sevgilinize bu talebinizi de şöyle belirtmelisiniz “Ya ben bu X’i çok merak ettim, eh madem senin de bu kadar sıkı dostun bize de artık tanışıp sevmek düşer”. Tam olarak böyle dedikten sonra tepkisini bekleyin. Eğer gerçekten arkadaşıysa buna sevinecektir. Yok eğer fbuddy iseler veya bu tür uygunsuz durumlar var ise tanışmanıza olasılık sağlamayacağı düşüncesindeyim.

Son olarak sizin yetişme kültürünüz karşı cinsi beraber olunacak biri olarak görebilir bunu kız arkadaşınıza dayatma çabanız anlamsız. Ona görüşme deseniz ve tehdit etseniz bile kafasına koyduysa bir şekilde görüşecektir. Bunun önüne geçebilmeniz mümkün değil. Size görüşmedim der yine bir şekilde görüşür. Bu yüzden baskı kurmaya çalışmayın. Olayın içine dahil olun ve duruma göre aksiyon alın.
0
sacrilegious
(04.08.18)
Adamın düğününe gittiyse aralarında bişey yoktur bence. Gerçi insanları da anlamak zor ya neyse.
0
mabesa
(05.08.18)
Herkesin mesajını okuyorum. Sağ olun. Eklemek isteyen, hak veren veya hak vermeyen yazsın.
0
🌸kullanilamayan ruhumuzlar
(05.08.18)
(10)

Istanbul'da ambiyans bakimindan top restoranlariniz?

stavro
Hangileri? Atmosferi, manzarasi, en iyiler arasinda saydiklariniz?
Hangileri? Atmosferi, manzarasi, en iyiler arasinda saydiklariniz?
0
stavro
(03.08.18)
Tavanarasi

Noir Pit

cok yer kalmadi zaten, her yer teker teker kapaniyor.
0
Traveller
(03.08.18)
bridge restoran var. biraz düğün mekanına çevirmiş olsalar da restoran kısmı halen iyi.

armada teras var. bir taraf sultanahmet'i bir taraf da boğazı görüyor. hoşuma gitmişti.

ikisinin de yemekleri iyi. armada biraz daha osmanlı tarzında.
0
zgrydn
(03.08.18)
yeşil konseptli nopa var, manzarası yok ama ambiyans güzel.
hem manzaralı hem de kaliteli topaz var.
st. regis brasserie ambiyans bakımından çok başarılı.
bir de neolokal var, ambiyansı ve manzarası ortalama üstü ama işin içine yemek girdiğinde üsttekilerden daha iyi.
0
Bruce
(03.08.18)
Kasibeyaz Tarabya. Ambiyans olarak romantik degil ama tasarim guzel, manzara super, yemek super.
Romantigimsi bir yerse Lacivert olabilir.
0
aychovsky
(03.08.18)
ferahfeza.
0
austra
(03.08.18)
Marcus Ribs
0
ırene adler
(03.08.18)
Huhn dreht sich
alman restaurantı ambians falan kötü gerçi de
0
orgyadakull
(03.08.18)
buyukcekmece albatros, resimlerine bak derim
0
alttaraf
(03.08.18)
Uskumru (atmosfer değil de manzara daha çok)
0
nodrap
(03.08.18)
Go mongo gittiklerim arasında top diyebilirim
0
all girls dream
(03.08.18)
(1)

Klarnetli Turk filmi muzigi

aychovsky
80'li yillarin filmlerinde, genelde Banu Alkan'li, Hulya Avsar'li filmlerin sevisme sahnelerinde ya da uzuntulu sahnelerinde calan, klarnetli gibi, enstrumental bir sarki var. Kafamda calip duruyor. Bu kadardan cikarabilen olur mu?
80'li yillarin filmlerinde, genelde Banu Alkan'li, Hulya Avsar'li filmlerin sevisme sahnelerinde ya da uzuntulu sahnelerinde calan, klarnetli gibi, enstrumental bir sarki var. Kafamda calip duruyor. Bu kadardan cikarabilen olur mu?
0
aychovsky
(03.08.18)
Araştırmalarım sonucu buldum. Franco Micalizzi - L’ultima neve di primavera imiş. Lazım olup da denk gelen olursa diye köşede dursun.
0
🌸aychovsky
(03.08.18)
(10)

Türk markaları

ırene adler
>>> Bayıldığınız, iyi ki var dediğiniz, ürünlerini severek kullandığınız Türk markaları neler? Yüzde yüz Türk olsun.Benim Eyüp Sabri Tuncer. Bir çok ürününe hastayım. Sabunları,kolonyaları, ıslak mendilleri.. Her türden marka olur.
>>> Bayıldığınız, iyi ki var dediğiniz, ürünlerini severek kullandığınız Türk markaları neler? Yüzde yüz Türk olsun.



Benim Eyüp Sabri Tuncer. Bir çok ürününe hastayım. Sabunları,kolonyaları, ıslak mendilleri.. Her türden marka olur.
0
ırene adler
(02.08.18)
pasabahce
0
orange coffee
(02.08.18)
pasabahce +1
vakko
sutte sarkuteri
0
cedex
(02.08.18)
mavi ve LTB
0
samiabi19
(02.08.18)
Paşabahçe + 1
Eyüp Sabri Tuncer + 1
Baharata falan girersek Kemal Kükrer ve Arifoğlu
Derimod
Pensan
0
aychovsky
(02.08.18)
paşabahçe bir +1 de benden
0
levyashin
(02.08.18)
rebul da iyidir
0
buiret
(02.08.18)
Eye connection, isim niye yabancı bilmiyorum ama fiyat performans harikası gözlükleri var.

eyeconnection.com
0
kullanıcıadımbuolsun
(02.08.18)
LESCON!

abartmıyorum, tüm bilindik markalardan daha sağlam ayakkabı üretiyor. bugüne dek onlarca ayakkabı eskittim, %80'i nike ve adidas'tı %20si lescon'du. lescon olanlar yıllardır sıfır gibi duruyor. diğerlerini ise ÇÖPE ATMASAYDIM şuanda giyilebilecek durumda değillerdi.

isterdim ki ülkede herkes lescon alsın. ülkemizin değerleri yükselsin.
0
ssiradanbirigibi
(02.08.18)
eti
0
Neill
(02.08.18)
yu-ma-tu
0
ceyhan prensi adana
(03.08.18)
(2)

Seferihisar Sığacık Otopark Hakkında

asyMMetry
Merhabalar,Sığacık Kaleiçi'nde arabamızı park edebileceğimiz yer var mıdır? Bir de ücretli mi yoksa ücretsiz midir? Şimdiden teşekkürler.
Merhabalar,

Sığacık Kaleiçi'nde arabamızı park edebileceğimiz yer var mıdır? Bir de ücretli mi yoksa ücretsiz midir?

Şimdiden teşekkürler.
0
asyMMetry
(02.08.18)
biz gittiğimizde Migros'un civarına park etmiştik, ücretsizdi.

cadde kenarında yer oluyordu genelde.
0
babilbaligi
(02.08.18)
Kaleici'nde otopark yok, Kale icine araba da pek giremiyor ama cevredeki sokaklara, ana meydandaki bosluklara, Migros civarina falan arabayi birakabiliyorsunuz. Sistem 'Yer buldun, park et' seklinde.
0
aychovsky
(02.08.18)
(21)

en son ne ürettiniz?

for day to break
üretmek sizce de çok keyifli değil mi? az önce nane kurutup kavanoza doldurdum, mutfağa gidip gidip kavanoza bakıyorum çok hoşuma gidiyor. geçenlerde inşaat işçileri tamamladıkları binanın tüm lambalarını yakıp uzaktan izlemişlerdi? bence çok keyifli.
üretmek sizce de çok keyifli değil mi? az önce nane kurutup kavanoza doldurdum, mutfağa gidip gidip kavanoza bakıyorum çok hoşuma gidiyor. geçenlerde inşaat işçileri tamamladıkları binanın tüm lambalarını yakıp uzaktan izlemişlerdi? bence çok keyifli.
0
for day to break
(01.08.18)
ben satış yapınca öyle oluyorum
90 k usd lik patlattım simdi bir tane
iyiyim :D
0
kingcyrax
(01.08.18)
Dun gece tuzlu kurabiye yaptım çok güzel oldu buna sevindim.
Öncesinde kendim için ve yakınlarıma hediye etmek için bez çanta boyamıştım baktıkça mutlu oluyorum.
Okuduğum dergilerdeki iki kuşe kağıdına basılmış güzel fotoğraflardan mektup zarfı yaptım. Mektup arkadaşlarım çok sevdi.
Kurutulmuş yapraklardan kitap ayraci yaptim çok tatli oldular.
0
Amaranta ursula
(01.08.18)
Az önce yapboz bitirdim ve gururla, mutlulukla izledim. Tabii, onun üretilmişini yeniden ürettim aslında. Ancak, yapım aşaması çok büyük bir sabır testiymiş, bir daha yapacağımı sanmıyorum. Birden fazla kere yapboza yeltenmiş insanlara çok büyük saygı duyuyorum, hepiniz übermensch’siniz.

Dün de tahmin yapan bir kod ürettim, onunla oynuyorum.
0
aychovsky
(01.08.18)
yıllar önce küçüklüğümden beri kendimce programlar yazmaya çalışırdım. çalışan bir şey ortaya çıktığında aynı duyguları hissederdim, dönüp dönüp bakardım. çok büyük haz verirdi. keza onların hatalarını ayıklamak, daha da geliştirmek, yeni sürümlerini yayınlamak filan da çok büyük keyifti. hatta bi kere bi sitede yaptığım bi program haftanın en çok indirileni falan olmuştu da içim içime sığmamıştı anlatamam o hissi. özene bezene tasarlardım en ufak ayrıntısına kadar böyle baktıkça mutlu olurdum.

uzun süredir bir şey üretmemişimdir sanırım. programlamadan falan da uzaklaştım zaten, hayata dair beklentim de pek kalmadı, bir şeyden de zevk alamıyorum öyle ruh gibi geçiyor günler. şimdi bu soruyu okuyunca hatırladım o hisleri güzel de oldu.
0
khufu
(01.08.18)
1/10 olceginde scale model RC ucak urettim. Evet cok keyifli.
0
stavro
(01.08.18)
5 ayımı verip kitap üretiyorum, sayılır mı?
0
sir gawain
(01.08.18)
Az önce yeni Rav-4’ün Manifold’unu ürettik. Evet oldukça zevkli.
0
Mcfly
(01.08.18)
ben balkonda kekik, fesleğen, biberiye, adaçayı vs. yetiştiriyorum. onlar büyüdükçe bakıp mutlu oluyorum.
0
slow like honey
(01.08.18)
Her yaptigim kokteylde keyif aliyorum.ozellikle,begendiklerini dile getirdikleri zaman ^^
0
astrid
(01.08.18)
Kod yazdım, problem çözme hissini seviyorum.
Şarkı yapardım eskiden. 2 sene önce falan müzikle uğraşmayı bıraktım.
0
unstabledotpy
(01.08.18)
Benimkiler çok, işim gücüm bişeyler üretmek zati (malum anneyiz:) Denişik iki tane var onları yazayım.
Bu sene ilk kez sübye yaptım. Sübye kavun çekirdeklerinden yapılan geleneksel bi içeceğimiz. İzmir'de yapan bi aile vardı belli noktalarda satarlardı, hala yapıyorlar mı bilmiyorum. İlk denemeye göre başarılı oldu diyebilirim, kıvamı biraz daha koyu olsaymış iyiymiş ama böyle bile çok güzel oldu bence. Denemenizi tavsiye ederim, çok lezzetlidir.
ikincisi karpuz dondurması. Akşam yemeğine gelen misafirler bi karbuz getirmişler allaha emanet, ordu doyar. Bizim bitirmemize imkan yok belli çoğu atılacak. Ben de cin fikrimi çalıştırdım, 4/3'ünü püre yapıp sütle karıştırıp dondurdum. E vallahi o da çok güzel oldu, serin serin:) Yalnız o kadar çok oldu ki dondurucuda yer kalmadı, bi kısmını konu komşuya dağıtmayı düşünüyorum :)
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(01.08.18)
en son kendime kalan kumaştan jile diktim.
0
760 gr
(01.08.18)
Likör
Reçel
Tentür
Sabun
Sac kremi
Bitkisel boyama
Tohumdan çeşitli bitkiler yetistirme
0
beetlejuice
(01.08.18)
geçen hafta 80 küsür model bir pinarello toplayıp sattım. yaşasın klasik bisikletler^^
0
Tears of Devil
(01.08.18)
Balkonda domates üretiyorum. Geçmişte hep bir şeyler ürettiğim için alışığım. Çalıştığım yerde de bir şeyler üretiyorum sürekli.
0
bos gezenin bos ustasi
(01.08.18)
Geçen hafta 650 lira çektikleri çerçeveyi 200 liraya kendim imal ettim. şimdi duvarımda ve bundan daha kaliteli olmazdı muhtemelen.
0
Hendrix'e tapan adam
(01.08.18)
Master tezi yazıyorum. Bittiğinde üretmiş olucam umarım
0
mutlusismankedi2015
(01.08.18)
yeni bilgisayara windows ve driverlar yükledim, mükemmele yakın hale getirdim. sayılır mı?
0
binder dandet
(01.08.18)
Irish stout bira.
vişne şarabı
0
babilbaligi
(02.08.18)
kelimelikte degerli bir kelime urettim en son, oyunu beraberlige tasidim.

teraryum urettim. ciceklerimden dallar kirip yeni cicekler uretiyorum.

betondan sehpa, eski kemerden saksilik, sapkadan kus yemligi falan urettim.
0
jimicik
(02.08.18)
en son iki tane makale yazdım yolladım,

2 tane janjanlı pasta altlığı yaptım 40*50 ebatlarında

20 küsür anaokulu öğrencisine ebru yapmayı öğrettim, birlikte ebru yaptık

uzak bi yerdeki sempozyumda sanal sunum yaptım
0
yemrem
(02.08.18)
(9)

Kule Tipi Vantilatör mü ? Tavan Vantilatörü mü ?

ondkz
Yatak odama alacağım. Hangisini önerirsiniz ? Bütçe 250-300 civarı
Yatak odama alacağım. Hangisini önerirsiniz ? Bütçe 250-300 civarı
0
ondkz
(01.08.18)
tavan, hem yer kaplamaz, hem de tepeden tüm odaya üfler.
0
killerbee
(01.08.18)
tavan. klima taktırana kadar yıllarca kullandım. gerektiğinde ters çalışma özelliği ile direkt üflemek yerine tersten üflediği için daha yumuşak bir esinti de oluşturabilir (bazıları direkt rüzgardan rahatsız oluyor)
bunun yanında bütçeye saçma bir tavsiye gibi görünse de imkan varsa klimanın güzelliğini anlatamam :D
0
kisa
(01.08.18)
5-6 yıl önce tamda bu fiyat aralığında koçtaştan seyyar klima almıştım, 8bin btu'luk. Şuan ne durumdalar bilemiyorum
0
karabasun
(01.08.18)
Tavan vantilatoru rocks.
0
kuehles blondes
(01.08.18)
kaynak yapabilir miyim?

bunlar sadece kendi hizasına mı üflüyor? tam altında mı durmak zorundayız?
0
cemiyetin ünlü siması
(01.08.18)
İkisini de kullanıyorum, tavan + 1

Yer kaplamaması ayrı bir konu da, iki kule (Tolkien’e selam olsun) denedim. Birinin üflediği kadar ben dudağımla üflüyorum ve “en çok satan”, “ödüllü” bir zamazingoydu bu. Diğerini de merkezi soğutmaya ek gibi çalıştırıyorlardı, öyle yetiyordu. Kuleye olan güvenimi ve inancımı kaybettim. Galiba içindeki pervaneler küçük olduğundan anca kendi çevresine yetiyor. Az kalsın sarılıp yatacaktım kule vantilatöre.

Tam altında durulmak zorunda değil ama salon givi yerlerde uzak köşeye erşmeye ilir.

Bir de soğuk hava aşağı, sıcak hava yukarı prensibi ve çalışma yönü gereği de tam aşağı gönderiyor tavan vantilatörü havayı. Böyle tepene tepene güzel esiyor.
0
aychovsky
(01.08.18)
tavan al
0
basond
(01.08.18)
Cevaplar için çok teşekkürler. Kullanım alanım yatak odam olacak. maksimum 10 m2lik bir alan. Araştırıyorum ama çok fazla kule tipi çeşidi var. Soğutmalı olanlar falan da çıkmış sanırım.

Tavan da düşünüyorum ama onda da kumandalı olup verim alabileceklerimin fiyatı 500 tl civarı
0
🌸ondkz
(01.08.18)
www.hepsiburada.com
kumandalı olsun diye kasmayın bence
iki ayrı yöne dönebilen bir tane alın
0
kisa
(01.08.18)
(10)

Amerika'daki aile adamı imajı merakı

diffarentiationation
Pastör olayında Trump'ın adamdan aile adamı olarak bahsetmesi, kamera önüne çıkan bürokratların ailece çıkması, kızını oğlunu önüne alması gibi örnekler artırılabilir. Bu merakın sebebi nedir? Bizde de aile önemli ama mesela Bekir Bozdağ'ı çocuğu ile hiç görmedim.
Pastör olayında Trump'ın adamdan aile adamı olarak bahsetmesi, kamera önüne çıkan bürokratların ailece çıkması, kızını oğlunu önüne alması gibi örnekler artırılabilir. Bu merakın sebebi nedir?
Bizde de aile önemli ama mesela Bekir Bozdağ'ı çocuğu ile hiç görmedim.
0
diffarentiationation
(01.08.18)
"Bu adam ipsiz, sapsiz, meczup bir adam degil; aile babasi, sorumluluklarini bilen, vergisini veren ornek bir vatandas" anlatisi kurmak, insanlarda sempati uyandirmak icin olmasi muhtemel.
0
salihdt
(01.08.18)
Muhafazakarlar için makbul insan profili işte.

Bizde 40-50 yaşlarındaki bir insanın bekar olabileceğine ihtimal vermediğimiz için belirtme, vurgulama gereği duymuyoruz. O yaşlardaki bir erkeği default "aile babası" olarak kabul ediyoruz.

Mesela Devlet Bahçeli bekâr, hiç evlenmemiş. Zaman zaman siyasi rakipleri tarafından eleştirilir bu yönü ile.
0
amortisman
(01.08.18)
Ozetle salihdt +1

Amerika'da "wholesomeness" diye "ahlaki acidan oturmus, iyi, faydali, derli toplu" gibi bir anlami olan bir kavram var ve bu adla olmasa da her yerde karsisina cikiyor insanin. Ornegin, Hallmark kanali sadece "wholesome" fimler yayinliyor. Aileyle izlenilen filmden daha ote olarak guzel ve uslu mesajlar veren filmler olarak tanimlaniyor. Boyle "Amanin degerlerimiz de degelerimiz" diye tutturan ama ciddi meselelere gelince suya sabuna dokunmayan bir tatli su degercisi gibi dusunulebilir.

Sadece politikacilarda degil, bircok alanda wholesome olmak kariyer icin lazim olabiliyor. Tonya Harding diye bir buz patencisi vardi ornegin, I, Tonya diye belgeselimsi bir filmini de yaptilar. Kadinin teknik super, herkes kadar iyi ama aile yasantisi duzgun olmadigi icin (annesinden ayri yasadigi ve bosandigi icin) kac kere engel olmuslar yukselmesine. Su anda bulamadim aradigim diger kelimeyi ama isyerinde yukselme icin de bu tur seylere bilincsizce dikkat edildigini soyleyen bir yazi da vardi bir dergi de.

Politikacilar bunun da otesinde, cunku dogrudan ulkeyi yonetecek. Genel kani "Ailesini yonetemeyen ulkeyi nasil yonetsin". Iki sene once "Politikacilarin hayati tamamen halka acik olsun" diye bir girisim de vardi. Bazilarinda da "Politikacinin benim evde gundelik olarak yasadigim sorunlarin bilincinde olmasi, bunlari aksiyon almasini beklerim", "Karisini/kocasini aldatan adama ben ulkeyi nasil teslim edeyim", "Ya vergimle fahise tutuyorsa", "Toplumun en kucuk kurumu ailedir. Aile degerlerine sahip cikabilen bir insan ancak ulkenin degerlerine sahip cikar" gibi dusunceler var.

"Degerler" Amerika'da cok onemli seylerdir, ici bosalmis olsa ve formalite icabi da olsa bu degerlere onem verirler.
0
aychovsky
(01.08.18)
Bekir Bozdag ile Donald Trump'i karsilastirirken saka yapiyordun degil mi?

Turkiye'de ya da ABD'de durum farkli degil. Muhafazakar secmen aile babasi goremk istiyor. Bu nedenle biz de Cumhurbaskani'nin ailesini taniyoruz. ABD'liler de kendi baskanlarinin ailesini taniyor. Eski sistemde hem cumhurbaskaninin hem de basbakanin ailesini tanirdik. Yasi kucuk olanlar hatirlamaz ama ornegin Ecevit'in esi af yasasi cikarmak icin kulis yapardi. Ahmet Sezer'in de esini tanirdik ayrica.
0
Traveller
(01.08.18)
amerikanlar hayatları yalan ve feyk olduğu için bu tarz kavramların üzerine fazla düşerler. chicago's best diye bir youtube kanalı var mesela, takip ederim. chicago'da antin kuntin ne restoran varsa oraya giderler. açken ya da acıkmak için izliyorum. neyse, orada müşterilere "niye burayı tercih ediyorsunuz?" diye sorduklarında, muhakkak en az 1-2 kişi "evimizde hissediyoruz" tarzı bir cevap verir. "herkes birbirini tanıyor" derler, "ortam çok samimi" derler, "üç kuşaktır geliyoruz" derler. hani "herkes kendisinde olmayanı ararmış hesabı", amerikanlar "authentic" olana takıntılıdır. asfalt yolda kamyon gibi araba sürer, sağlıklı ve standart dört kişilik bir ailenin bir ayda tüketebileceği şeyi beş günde yer ama iki yumurta kırıp gülümseyen işletmeciye de tapar.

genelde bu tavrın sebebi de zaten salihdt'nin yazdığı gibi "örnek vatandaş" algısı oluşturarak yine halkı skmektir. sözde özgürlükler ülkesi olup da insanların düşünce yapısı olarak bile özgürlükten bu kadar uzak ve kıt olduğu başka bir coğrafya yoktur sanırım.

neyse, özetle amerika'daki diğer neredeyse her şey gibi kolpalık bunun sebebi de. katilin iyi hal indirimi almak için mahkemede uslu durması, takım elbise giymesi falan gibi düşün. kâr amacı güden, gücünü pazarlama ve reklamdan alan bir şirketten bahsediyoruz. amerika bundan fazlası değil. bu rospu çocukları "senin nickin der meister" dese on yıllık meisterliğimden şüphe ederim.
0
der meister
(01.08.18)
@der meister

Abi ABD'de ne kadar yasadin? Bak aychovsky'nin yazdiklari onemlidir cunku orada yasadi, ben de iki yil orada yasadim ama afedersin de Youtube'dan bir video izleyip tum Amerikalilara bok atmak cok sacma. Gidip yasamis olursun o zaman bok gibi yer dersin o ayri. Senin yaptiginla iki haber izleyip Turkleri asagilayan cahil Fransizin yaptigiyla farki yok.
0
Traveller
(01.08.18)
amerikalıları aşağılamıyorum zaten ben, amerika'yı aşağılıyorum. sen de bu varoşların neyini bu kadar seviyorsun da her başlıkta amerikan savunuculuğu yapıyorsun anlamıyorum. açık açık "biz bu yönetimi beğenmiyoruz" deyip darbe üstüne darbe yaptıran, başka bir ülkenin kendi çıkarları doğrultusunda hareket edebilmesinden bile rahatsızlık duyan, kendini dünya polisi bellemiş, dünyanın dört bir yanında sayısız savaş çıkarmış bir ülkeyi böyle şuursuzca övmekten hiç mi rahatsızlık duymuyorsun? kendi yaşantından memnunsundur, çevrendeki insanlar ve hayat şartların iyidir ona bir şey demiyorum da bu devleti bu kadar övmekten gerçekten hiç rahatsız olmuyor musun?
0
der meister
(01.08.18)
Araya girdim, açıkçası der meister’ın yazdıklarının çoğuna katılıyorum büyük oranda. Hani, Oregon’dur, New York’tur gibi demokratik eyalette eğitimle kesim çok yüksek ve anlattığı düşünce yapısı en yaygın düşünce yapısı gibi değil ama iç eyalet ve çoğu cumhuriyetçi kesim bu şekilde gerçekten. Aslında Türkiye’den pek farkı yok Amerika’nın açıdan. Hani “Biz küçük amerika olalım derken, Amwrika büyük Türkiye oldu” geyiği var ya, hakkaten öyle.

Herkes genellenemez, yaklaşık en az bir yüz milyon küsur kişinin hakkı yenmiş olur hepsini bu şekilde söylersek de, der meister’ın anlattığı kosım hakkaten muhafazakar küçük şehir insanını anlatıyor genel olarak. Arizona’da yaşayıp “Eyaletimden çılmadım hayatım boyunca, has Arizona’lıyım” diye dolaşan insan az değil. der meister’ın anlattığı ülkenin belki yarısından fazlasını oluşturan ve tuğralı Fiat Doblo’lu insanın hafif eğitimlisinin karşılığı. Belki bir o kadar, belki daha az “değerler” ile dalga geçen de var.

Madalyonun iki yüzü varsa, bu da kötü kısmı. Yerine göre cuk oturabilir, yerine göre abartılı da olabilir ama çok yanlış değil ama benim gözlemim o şekilde .
0
aychovsky
(01.08.18)
ABD'de secime katilim oranlari cok dusuktur. Yuzde 58 oy vermis son baskanlik seciminde mesela. Dolayisiyla bir kere yuzde 42'sinin kafadan Trump secmeni olmadigini bilmek gerek.

Oy veren yuzde 58'inin de esasinda yarisindan cogu Clinton'a verdi. Yani 500bin gibi bir fark vardi sayisal olarak yanlis hatirlamiyorsam. Ama electrol college sisteminin boktanligindan Trump kazandi. Yani bunun da sebebi var.

Ama cok duz hesapla ulkenin yuzde 29'unun oyuyla baskan oldu herif. Ulkenin yuzde 71'i adami istemiyor oyle ya da boyle. Kimisi Clinton'a oy verecek kadar istemiyor, kimisi dunya hali bana ne diye istemiyor, kimisi sosyalist oy vermem ulan ben bu duzene diye istemiyor vs.

Yani aychovsky'nin ulkenin yarisindan fazlasi doblolu benzetmesi bence cok da oturmuyor.

Bence der meister'in ofkesi, ABD'nin dis politikasindan esasen. Ona da amenna. Kim zaten destekler ki politikalarini adamlarin. Fakat dunyanin varosu falan da bence olmuyor. Hic degilse, adamlarin senin benim tahayyul edemeyecegimiz kadar parasi var. Bu paranin getirdigi sanat, bilim uretimi var. En varos ufacik kentinde, semtinde, koyunde bile gidin cok guzel bir public library vardir. Oradaki gider gitmez ayri hikaye -ki public library cok verimli kullanilan bir sey orada- ama neticede kutuphan kulturu var cok yaygin.

ABD'deki liberal, muhafazakar terimleri bizim kullandigimiz sekillrinden de farkli. Simdi homeschooling diye bir sey var. Cocugu okula gondermiyorsun ailesi olarak; kendin egitiyorsun. Bunun ciktisi genelde sacma sapan tipler haliyle cunku cocugunu ya okulda darwin anlatiyorlar diye gondermez ya da cifligi cok uzaktir en yakin okula, 9-10 cocuk vardir nasil gondersin, nasil gotursun getirsin. Ha hayatinda ilk kez universitede orgun egitimle tanismis homeschooling yapmis tanidigim da oldu. Adam olumune Sanders diyordu mesela. Yani kisiye de bagli.

Ha bunu neden soyledim. Amerika'da liberal olmanin sinirlari bizim kafamizdan ote bir yerde. Okula gondermemeliyiz, cunku devlet ideolojisini enjekte ediyor, biz kendimiz cocugumuza daha bilimsel ve ilerici bir egitim verebiliriz diyen solcular da var mesela dunya'da. Yani ABD'de yasayip, boyle yapan da var.

Kisaca toparlarsak,

- ABD cok cok buyuk. Genellemek imkansiz. Eyaletler cok farkli, kentler bile farkli. Herkesin kendi kanunu bilmem nesi var. Amerikalilari genellemek, Orta dogu diye Fas'tan Pakistan'a bir cizgi cekip, oradakilerin hepsi Musluman ve ayni diye genellemekten farksiz neredeyse.

ABD'deki siyaset setleri bizim anladigimizdan farkli. Soruya gelirsek, aile mevzusuna, cok uzun hikayede aile dedigimiz sosyolojik kavram olarak evrensel bir sey. Amerikali, Turk, Alman diye bir sey yok. Aile ailedir. Farkli formlarda olabilir, buyuklugu degisken olabilir vs. Ama aile ailedir. Amerikan muhafazakarliginin da en onemli yapitaslarindan birisi aile. Oradaki siyaset setlerinden ondan bahsettim. Cok uzun mevzu, ondan girmiyorum. Ama bizim nasil surekli bir dis mihraklar bizi bolecek ama biz turkuz hey de hey uzerinden urettigimiz bir muhafazakar, paranoyak setimiz varsa onlarin da aile en muhim seydir uzerinden, hulyanin uzerinden urettikleri politika setleri var. Kisaca ABD muhafazakarliginin kaynaklarindan birisi aile.

Trump'i gecelim, Pence zaten ruh hastasi bir adam. Karisi yoksa baska kadinlarla yemek falan yemiyormus, bir suru manyaklik. Yani artik onun muhafazakar aile tasavvuru hiper boyuta gecmis. Bir sembol yani bu.

Ama tekrar genellemeye donelim. Mesela "demokratik egilimli" Oregon'da durum bu: www.google.com.tr

su haritada cok guzel eyalet ve county olarak gosteriyor. www.nytimes.com

Birkac daha yogun nufuslu county demokrat ama kalan countylerin hepsi cumhuriyetci. Simdi demokrat diye yerlessen, ucuncu gune kafayi yersin belki. Yani demeye calistigim Amerikalilar soyledir ya da boyledir genellemesi hakikaten calisan bir genelleme degil. Bir kere hangi Amerikali? Hani mesela Amerikali tipi nedir? Bence oyle bir tip yok. Binbir milletten, tipten insan.

Devlet ve milleti ayrimina gelince de, gene bence, ABD federal devleti dis politikada hakikaten korkunc bir sey. Bunu savunmak bile abesle istigal. Eyalet duzeyine gecersek ise, gene genellemek imkansiz. Birinde Darwin okutulmuyor otekinde ot serbest vs. Hani tabii ki bir takim referans noktalari ile genellemek icin cerceve yaratilir ama cok da kestirmeden genellenemez bence.

Neyse, oyle kimseye su boyle bu boyle demek icin yazmadim. Oyle gibi oldu da :) Tartismayi gorup ortaligi bulandirayim dedim :) Yoksa ABD iyi ya da kotu gibi moral bir tartismada zaten bir yerim yok. Kategorik olarak bilim disi bir soru bana kalirsa. Bir de devlet her yerde cok da matah bir sey degildir ya. Devlet devlettir iste.
0
sen de başını alıp gitme ne olur
(01.08.18)
@der meister

Aslinda ayni seyi soyluyoruz, ama olayi YouTube kaynakli vermekle orada yasayanin soylemesi arasinda fark var. Yoksa ben de Wyoming'de Utah'ta Arizona'da eyalet disina cikamis kisiler gordum. Ancak kaynaklar cok farkli anlatabiliyor muyum, biri orada yasayan biri digeri YouTube videosu? Sana Rusya konusunda guvenirim ornegin, cok arastirdin ama baskasinin YouTube'da izledigi videolara guvenmem. Bir de beni rahatsiz eden, sanki Amerika'da ve Avrupa'da kotu seyler son 10 yilda ortaya cikmis gibi bu ulkeleri kotulemede bir patlama yasandi! Onune gelen sozlukte duyuruda Avrupa'yi Amerika'yi kotuluyor. Su Almanlar bizi kiskaniyor, Ingilizler havalimani acilmasini istemiyor geyiklerinin baska turlusu donuyor. Su filmi izledim Amerikalilar cok kasinti insanlar, su haberi izledim ABD'de cok evsiz var, su facebook paylasimini gordum surasi bok burasi bok gibi soylemler gercegi yarim yansitiyor. Kolaysa kendi mahallelerini elestirsinler. ABD'yi de elestirsinler isterlerse ama duzgun bir kaynaklari olsun. Siyasi nedenlerle Bati'yi elestirmek moda oldu iste. Adamlar sanki kendileri bok icinde yasamiyormus gibi surekli ABD'nin Avrupa'nin eksiklerini ariyor. Hangi ulke mukemmel ki? Hem Avrupa'da yasadim hem Amerika'da. Ben aslinda savunmuyorum. Dogrulari soyluyorum. Iyi yani da var kotu yani da var, ama dedigim gibi aychovsky soylediginde sesimi cikaramiyorum cunku orada yasiyor ve dediklerine katiliyorum.
0
Traveller
(01.08.18)
(13)

Kayıp kargolu bi hikaye, fikriniz?

leper messiah
Hanım bir hobisiyle alakalı bir şey sipariş etti, 25TL'lik ürün. Önemsediği bir şey.Kargo bize ulaşmadı, tutanaklara baktırdık. Yabancı bir imza var teslim alan yerinde.Belli ki oturduğumuz sitede başka bir daireye gitti, orada yabancı uyruklu bakıcı vs bilmeden aldı. Üstelik kargo ücretini de ödeye
Hanım bir hobisiyle alakalı bir şey sipariş etti, 25TL'lik ürün. Önemsediği bir şey.
Kargo bize ulaşmadı, tutanaklara baktırdık. Yabancı bir imza var teslim alan yerinde.
Belli ki oturduğumuz sitede başka bir daireye gitti, orada yabancı uyruklu bakıcı vs bilmeden aldı. Üstelik kargo ücretini de ödeyerek, patronunun sanıyor kargoyu.

Kargocu hatası net, burada tamamız.

Velhasıl konuya geleyim; dağıtımı yapan 20'li yaşların başlarında bir genç. Anlattım dedim böyle böyle yapmışsın, eli ayağına dolandı, kekelemeler vs. Tırstı oğlan. Dedim napcaz şimdi? Abi 25 TL'yi benden kesecekler, bir de üzerine çok temiz bir fırça yiyeceğim dedi. Yanlışlıkla vermiş olabileceğin daireleri gez bul kargoyu dedim, gezdi bulamadı. 1 hafta geçtiği için üzerinden hatırlamıyor da doğal olarak.

Kargo şubesine durumu bildirmedim, 25 TL için genç bir insanın ekmeğiyle oynamama dürtüsü ağır bastı. 25 TL bana koymaz dedim. 1000 TL'lik üründe olabilirdi o pakette o zaman ne yapacaktın? dikkat et bundan sonra 25 TL'den değil işinden olursun dedim.

Hanıma anlattım ağzıma sıçtı. Ben o ürünü bekliyordum, sen o çocuğa kötülük yaptın, aynı hatayı yine yapacak neye benzedi bu vs. vs. Tutturdu ben o 25TL'yi o çocuktan kestirecem. Bana enayi muamelesi yapıyor. Çocuk vicdanıma oynamışmış.

Yorumunuz?
0
leper messiah
(01.08.18)
Herkes bozulur böyle bir yanlışlığa ama sanırım günün sonunda sizin yaptığınızı yapardım.. çocuk dersini almıştır sanıyorum, almasa da onun bileceği iş, 25 tl için değmez kesinlikle..
0
chatrefhill
(01.08.18)
hanim fazla tepki gostermis de isin bu raddeye gelmemesi gerekirdi normal yollardan bosuna dedektifcilik olmus yani.

sen bir yerden siparis veriyorsun, beklentin nedir? siparisin sana ulasmasi. yani sana bunu online olarak satan kisi, sadece dogru urunu gonderecegini degil, sen bana parayi boyle uzaktan yollarsan su kadar gun icinde evinde olacagini taahhut ediyor.

urun kargoya verildiyse ama sana ulasmamissa kargo subesine gidersin veya ararsin, boyle boyle kargomuz vardi teslim edilmis gozukuyor ama bize gelmedi. onlar da duruma bakar ona gore yonlendirir. kargo sirketlerinin boyle durumlar icin sigortalari bok pusurleri var, sik basa gelen bir olay ve tam da bu durum icin kenara para ayiriyorlar zaten. veya soyle diyeyim: sen her kargo masrafi odediginde, o odedigin paranin bir kismi boyle durumlarin sigortasi icin odedigin paradir. zarar tazmin yukumlulukleri olmasa kargo parasi daha az oderdin bugune kadar.

hani suc cocukta bile olmayabilir, gonderen adresi yanlis yazmistir, cocuk dogru yere birakmistir. olabilir yani. tamam kimlik dogrulamasi lazim ama kargo sirketleri bunu yapmamanin riskini daha hizli dagitimlar icin kendileri aliyor. son 100 siparisimde 5 farkli kargo sirketi, bir kisi bile kimligime bakmamistir. kendi aldiklari bir risk. kargom yanlis yere giderse oderler.

siz simdi gidip de dagitimci cocugu nereden buldunuz? 25 liralik sey icin birinin ekmegiyle oynanmaz tamam ama zaten sizin o cocukla direk muhattap olmamaniz gerekirdi, cocugu bulmaniz bile tuhaf yani.

oradaki imza sizin degil, kimlik dogrulamasi yapilmamis, mesuliyet kargo sirketinde demektir, onlar da zararinizi tazmin eder, olmasi gereken de buydu zaten.

hic biri olmadi saticiyi ararsin, yan cizerse kredi kartindan chargeback yaparsin, paran iade edilir, o zaman satici dusunsun, baska kargo sirketiyle calissin.
0
robokot
(01.08.18)
Belki sikayet etmek gerek ama bu durumda benim icim elvermezdi sanirim. Bilerek yapildigindan ya da duzeletecek durumu veya zamani varken duzeltilmediginden emin oldugum bir durum olsa kesin sikayet ederim, bana gore buyuk pahasi olan bir icerik olsa onu da sikayet ederdim de, bunda biraz hata payi olan durumlar var (dikkatsizlik, acele, vb). Bir de kargo calisanlari gunluk calisma saatlerinden 3-4 saat daha fazla ve asgari ucretle calistigi icin "Biz sizin kargonuzu kirdik" deseler cok da ses cikarmam. IETT soforu manyaklasinca da ses cikarmam mesela, icimden "Sen olsan su zamana kadar 30 kere kafayi kirmistin. Istedigi kadar manyaklasmayi hak ediyor" derim icimden. Boyle durumlarda ilk seferde sikayet etmiyorum ama kisa sure icinde aldigim bir urunde ayni durum bir daha olursa o zaman sikayet ederim. Ornegin, ayni urunu yeniden soylesem ve gelmese, artik emin sayarim kendimi.

Sizin durumunuzda site ya da apartmanin bir panosu varsa "Boyle boyle bir paket yanlis kisiye teslim edilmis, bu paketi teslim alan var mi" diye bir yazi asardim sanirim.
0
aychovsky
(01.08.18)
Herkesin hatasının bedelini ödemesi gerektiğini düşünüyorum hatalı kimse cezasını kesmek lazım. Bu töleranslar sonucu kimse işini düzgün yapmıyor.
0
sekerse tehlike
(01.08.18)
dağıtıcı ile değil direkt şube ile iletişime geçmeniz gerekirdi. çocuk tabi ki vicdanınıza oynamış.
0
elorelia
(01.08.18)
sizin gibi yapardım.
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(01.08.18)
bence sen doğrusunu yapmışsın.

kadınlar fazla kaptırıyolar böyle olaylara.
0
contavolta
(01.08.18)
Hocam çocukla muhatap olunca olay saçmalamış...

Hanımın da fazla gergin, gerek yok böyle gerilmelere.

Kargo şirketini arar kargom gelmedi dersin, bulun dersin. Bana verildiğini iddia ediyorsanız ispat edin dersin konu kapanır. Gidip çocuğu bulmuşsun konuşmuşsun vs. konu gereksiz duygusallaşmış. Bu durumda ben de zaten o çocuğu gördükten sonra başımın gözümün sadakası olsun derdim.
0
lcha
(01.08.18)
yenge kesinlikle haklı. işini düzgün yapmıyorsa, bedelini ödeyecek.
0
babilbaligi
(01.08.18)
sen haklısın bence hocam. ama en başta şirketle iletişime geçsen bence de mantıklıydı. sonrası için yorumum:

hanıma da ver 25TL bir daha sipariş etsin o zaman kestirmeye o kadar meraklıysa. ayıp yahu. çocuğun kötü niyetinden emin olsa haklı ama böyle sinir/stres...

ha kötü niyetliyse evet enayi sen oluyorsun ama bence o riski almaya değer. belli ki sen de adam işinden olsa o vebali kolay kolay taşıyamayacak birisin 25 TL için.
0
passion rules the game
(01.08.18)
Ben hata yapınca maaşımdan kesiliyor çat diye, o yüzden böyle durumlarda çok da acımıyorum. Hata yaptıysa bedelini ödesin, benden üstün bir tarafı yok yani nihayetinde.
0
whoosie
(01.08.18)
Tamamen çocuğun hal ve hareketleri ile değişir durum. Eğer çocuk hakikaten üzgünse ve samimi olduğuna inanırsam dünyada herkes hata yapıyor. Dünya üzerinde hata yapmayan birisi yok. Sadece ölüler hata yapmaz.

Fakat çocuğun sallar, umursamaz bir hali var ise şikayet ederdim.

Sizin için hangisi doğru ise onu yapın. Ne hanımınızı dinleyin, ne de bizi.
0
ihanet kac kisilik
(01.08.18)
İhanet kaç kişilik haklı bence. Tamamen çocuğun üslubuna bakardım ki anladığım kadarıyla çocuk samimi. 25 tl’lik Şey için çocuğu işinden etmezdim ama iyi bir konuşurdum ki sen de konuşmuşsun zaten. Senin hanım biraz fazla şey yapmış bence.
0
mutlusismankedi2015
(01.08.18)
(28)

Şu fani dünya'da sizi tamamen anlayan biri var mı?

Bruce
Kendinizi tamamen açabildiğiniz, ne söylesem anlar dediğiniz biri var mı? Ya da da en azından anlamasa bile anlamaya çalışır, yargılamaz dediğiniz biri var mı?Yok diyenler için harici soru: kendinizi yalnız hissediyor musunuz?Hissediyorum diyenler için alakalı soru: yalnız hissetmenizin sebebinin yu
Kendinizi tamamen açabildiğiniz, ne söylesem anlar dediğiniz biri var mı? Ya da da en azından anlamasa bile anlamaya çalışır, yargılamaz dediğiniz biri var mı?

Yok diyenler için harici soru: kendinizi yalnız hissediyor musunuz?

Hissediyorum diyenler için alakalı soru: yalnız hissetmenizin sebebinin yukarıda bahsettiğim insana sahip olmamanızla ilgisi olduğunu düşünüyor musunuz?

Yukarıdaki kişisel sorulara cevap vermek istemeyenler için ekstra soru: insanların anlaşılmayı beklemeleri nafile midir? Bir insan tamamen anlaşılabilir mi?

Soruların gubidikliğindem da anlaşılacağı üzere uyku moduna giriyorum, tikler sabaha. Ve şimdiden teşekkürler...

Ana akışın uzay bilimi seviyesinde kalması için bu soru gönül işine taşınmış ama gönül işiyle alakası yok, o açıdan bakmayın. Elbet bizi anlayan insan arkadaş, aile olabilir. Havadan sudan sohbet için de açılmadı, ciddi ve direkt sorular içeriyor.
0
Bruce
(31.07.18)
yok, hiçbir zaman olmadı. hiç yalnız hissetmiyorum
0
neverlose
(31.07.18)
var. karakter olarak duyurucuların bildiği üzere olabildiğince detay vermeye, kendini anlatmaya gayret eden biriyim. haliyle hayatımda yer edinen insanlar zaten genelde nasıl hissettiğimi, nasıl biri olduğumu bilir. ne hissettiğimi ve dediklerimi anlayabilecek, anlamasa bile anlamaya çalışabilecek ve yargılamayacak insanlar da var. birden fazla. bu konuda genellikle yapıldığını düşündüğüm bir hata var: çok özel, erişilmez bağlar kurmaya çalışıyoruz. beni çok iyi anladığını ve yargılamadığını düşündüğüm insanlar yakın arkadaşım bile sayılmaz aslında. bana çok anlatıyorsun vikvik diyorlar da anlatmazsanız, korkarsanız hiçbir zaman "her anlattığınızı anlayacak" birini bulamazsınız. yoldan geçene hayat hikayenizi anlatın demiyorum ama korkmayın. kendinizi ifade etmekten, anlatmaktan, tanıtmaktan çekinmeyin. sevmeyeceklerse en azından sizi olduğunuz şey yüzünden sevmesinler. şu yaşıma kadar böyle yaşamaya gayret ettim, bence gayet de iyi yaptım. anlatmazsanız anlamazlar. "anlatmak istemiyorum" derseniz sizin tercihiniz elbette ama anlaşılmak istiyorsanız anlatmak zorundasınız, denemek zorundasınız.

***

bir insan bence tamamen anlaşılamaz çünkü insan genelde kendini bile tam olarak anlayamıyor. zaten bence buna gerek de yok. birini anlamaya çalışmak, sınava çalışırken kitaptaki her kelimenin altını çizmeye benziyor. buna gerek yok. etkisiz, verimsiz, faydasız, şerefsiz. konuyla ilgili olarak mustafa topaloğlu'nun çok sevdiğim bir sözü var, kendimce düstur edindim,


"Wear it like an armor and it can never be used to hurt you."
0
der meister
(31.07.18)
Var. Her tür saçma şeyi söyleyebilirim, beni yargılamaz.
0
Lim5
(31.07.18)
yok maalesef
hissediyorum
-onunla alakalı olabilir ama tamamen bi kişiye de bağlamıyorum.31 yıllık hayatımın sonucu.
-bu sorunun cevabı net olamaz, sonuçta başka hayatları yaşıyoruz, çok kolay bişey değil tamamen anlaşılmak.gerçi ben artık sonuçta hormanlar,kimyasal reaksiyonların yönlerdirdiği yaratıklarız diyip pek sallamıyorum da
0
high hopes of the sozluk
(01.08.18)
Yok. anlayabilen, paylaştığım, anlayacağını tahmin ettiğim birileri olsa da bahsettiğin "tamamen"in içini doldurabilen kimse yok bu aralar.
0
doxanikee
(01.08.18)
Var, çok şükür.
0
damba
(01.08.18)
Kisisel olmayan soruya kisisel cevabim anlasilmanin benim icin sevmek veya sevilmekten daha da onemli oldugu. Bir kisinin beni %100 anlamasini ya da %100 yargilamamasini beklemem, ben kendimi %100 anlamiyorum, kim beni %100 anlasin. Bir kisiden boyle bir sey beklemem ama bir durumda en az bir kisi tarafindan anlasilmayi beklerim. Anlasilmayi iletisimin temel yapitasi olarak goruyorum. Anlasilmadigim kisiler duvara konusuyormusum hissi veriyor. Anlasildiktan sonra yargilanabilirim; hic guzel bir his degil, olmasa daha da tercih sebebi ama yargilanmak daha katlanilabilir ve geri bildirimi olan bir sey. Anlasilmamak tam bir kabusun icinde olmak gibi. Boyle kabus gordugunde bagirmak istersin de sesin cikmaz ya, anlasilmamak oyle bir sey benim icin. "E ben kendimi yirtiyorum, beni neden duymuyorsun" hissi. Belirli bir miktar anlasilmadan karsindaki ile bir baglanti kurmak mumkun olmuyor.

Bir de bugun beni anlamayan yarin anlayabilir, bugun anlamayan yarin da anlayabilir. Ayni sekilde ben de onlari zamana bagli olarak anlayabilirim, anlamayabilirim. Bugun basima gelen kotu bir durumda neden agir tepki verdigimi anlamayan biri, aynisi basina gelince beni anlayabilir, uc gun sonra acisi gecince yeniden anlamayabilir. Ben kotu bir sey yapsam, bugun anlayis gosterebilir ama ayni kotu durum kendisine yapilinca anlamayabilir. Ruh esine inanmak gibi bir sey bence, her an her konuda her durumda anlasilmayi ve de ustune yargilanmamayi beklemek. Anlamanin kolay oldugu durumlar ve zamanlar da oluyor, anlamak icin aktif caba gerektiren durumlar da. Onemli olan da o gayreti gosterebilmek.

Kisisel olan soruya cevabim ise her seyimi rahat rahat anlayabilecek kisiler var ama her zaman onlara yigilmam, her zaman onlara yigilirsam o da yorulur. Ayni sekilde her zaman kendime yigilirsam ben de yorulurum. Bu dayanisma her sekilde lazim geliyor, hatta bazen senin kafanda bir fikir varken bile birinin kendini sana anlatmasi bile lazim geliyor. Bazen kendinin anlamadigini baskasi anliyor. Dunyada nerede durdugunu bilmek ve bu sosyal labirenti bir miktar da olsa cozumlemek onemli geliyor bana.

Birkac hafta once bir durum oldu ornegin, o kisilere anlattim ve duygularimi da paylastim, hatta bol bol sarildik ve karsilikli biraz aglastik da ama icim hala sis sis kaldi. E simdi ayni kisiye civatasi bozuk musluk suyu gibi tum duyguyu yigip biraksam, hem ona fenalik gelir, hem ben ona kiyamam. Dolayisiyla havuz problemi gibi sisen ici bir musluk acarak bosaltmak lazim gelir bana, onu da genelde bircok durumu anlayabilme potasiyeli gordugum kisiyle yaparim. Gelip Duyuru'ya duygu kusmuslugum da coktur mesela.
0
aychovsky
(01.08.18)
köpeğim var. başka sanmıyorum.
0
Tears of Devil
(01.08.18)
Öyle birisine ihtiyaç duymuyorum çünkü komplike, anlaşılması zor bir insan değilim.
0
catch the arrow
(01.08.18)
var, kardeşim. psikolog zaten herif. yani her şeyimi anlamasa bile anlamak için çaba gösterir, yargılamaz çoğu zaman.

bir insan tamamen anlaşılabilir mi? kusura bakma ama çok boş ve soyut bir soru bu. insan kendisini bile tamamen tanıyamazken bir başkası onu nasıl her şeyiyle anlayabilir? ayrıca insan çok katmanlı ve çok yüzlü bir varlıktır. kimisi senin bir yanını anlayabilirken, bir diğeri o yanına hiç anlam veremez.
0
issiz karga
(01.08.18)
yok sen anlamadın ile pardon ben anlatamadım insanları denk gelir hep hayatta.
0
hasmetizm 2046
(01.08.18)
Vardı, farklı şehre taşındı. Yalnız kaldım amk.
0
twelfth
(01.08.18)
Var kanka.
0
datnet
(01.08.18)
Yok.
Evet.

Edit: Bir tane var. Ama iletişimimiz yok artık.
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(01.08.18)
Aha, en sevdiğim soru!

Var öyle bir kimse, birden fazla kimse var hatta. Anlamasa da yargılamaz, anlamaya çalışır. Bu çok güzel bir şey -ki buna rağmen ben her şeyi anlatan bir insan değilimdir.

Mühdeşem bir alıntı bırakıyorum buraya, bunun için iki tane tik isterim:

“Ormanda yolunu yitirmiş çocuklar gibi terk edilmişlik içerisindeyiz. Önümde durup bana baktığında, ne sen benim içimdeki acıları anlayabiliyorsun ne de ben seninkileri ve senin önünde kendimi yere atsam, ağlasam ve anlatsam bile, biri sana cehennemi sıcak ve korkunçtur diye anlattığında cehennem hakkında ne bilebilirsen benim hakkımda da ancak o kadarını bilebilirsin."
0
rahip janick
(01.08.18)
var ama evlendikten sonra onunla karşılaştık, yapacak bir şey yok. başta onunla tanışsaydım durum farklı olurdu.
0
guneyk
(01.08.18)
Yok maalesef. Gerçi benim “en yakın arkadaşım” olarak adlandırdığım biri de yok. Yalnız hissetmiyorum.
0
fırt
(01.08.18)
Var ama çok farklı dünyalardayız.
0
gozu acik sevisen yahudi
(01.08.18)
var, ne yapsam, ne söylesem, ne etsem yargılamaz, beni bilir, anlar, içimi görür. 23 yıllık dostum olur kendisi. bu boyutta olmasa da beni yargılamayan ve anlayan başka yakın arkadaşlarımda var.
0
Phoebe
(01.08.18)
Var.
0
Amaranta ursula
(01.08.18)
Yok, olmasına da gerek yok. Olsa iyi olurdu.
0
monogram
(01.08.18)
Var da ben hic yargilanmamayi sevmem. Yargilama ne icin var? Bazen yargilamak ve yargilanmak gerekir. Yargilanmayi iyilik olarak kabul ederim duruma gore. Yne duruma gore kendim de yargilarim.
0
stavro
(01.08.18)
bi tane var. ne söylersem söyleyeyim, ne yaparsam yapayım yargılamayacağından eminim. arkadaşım kendisi. ben onu yargılarım mesela ama o yapmaz biliyorum. hem anlıyor, anlamaya çalışıyor hem de ne zaman ihtiyacım olsa ne yapıp edip yanımda olacağını biliyorum. dünyanın en kötü en saçma şeyini de yapsam yine beni anlar. ben ona karşı o kadar değilim, ortak arkadaşlarımız bana zaafı olduğunu düşünüyor :P
0
aquarium
(01.08.18)
Tam olarak olmasada anlaşılabildiğini görünce insan seviniyor
Anlayan insanlar olmayınca yalnız hissediyor insan ayrıca anlaşılmayı beklemek nafile değil
0
kararsızataletfilozofu
(01.08.18)
oha, ilk soruya var dediğim için diğer sorular elimde patladı. Hiçbirini cevaplayamıyorum.

ekstra soruyu cevaplayayım; bir insan tamamen anlaşılabilir, bunun için birkaç yeterliliğin üst üste gelmesi gerekiyor sadece. Olur yani, teknik olarak mümkündür.
0
mete kudur
(01.08.18)
Yok, yalnız hissettiğim dönemler oluyor.
0
unstabledotpy
(01.08.18)
kişinin çok zaman kendisini bile anlamlandıramadığı bunu ben mi yaptım dediği zamanların olduğu bir duygu,düşünce dünyasında sizi sizden başka anlayacak birisinin olması çok zor.
0
ssssserkannnnn
(03.08.18)
aman olsa ne olmasa ne ben kendimi anlayamadıktan sonra.
0
for day to break
(03.08.18)
(8)

Yurtdışında Doktora Araştırması Yapmak - Finlandiya vs İspanya

gonul_isleri
Yurtdışında doktora öğrencisi olarak araştırma yapmaya gideceğim. Seçenekler İspanya ve Finlandiya. Sizce hangisine gitmeliyim? Eğitim olarak iki yer de çok iyi. Çok arada kaldım.Yaşam masraflarını filan çok önemsemeli miyim? Veya iklim koşullarını çok önemsemeli miyim? Finlandiya için bunlar bizden
Yurtdışında doktora öğrencisi olarak araştırma yapmaya gideceğim. Seçenekler İspanya ve Finlandiya. Sizce hangisine gitmeliyim? Eğitim olarak iki yer de çok iyi. Çok arada kaldım.
Yaşam masraflarını filan çok önemsemeli miyim? Veya iklim koşullarını çok önemsemeli miyim? Finlandiya için bunlar bizden farklı olacak. 1 yıllığına gitmeyi planlıyorum. 6 ay ile 1 yıl arası yaşayacağım.
Nereyi tavsiye edersiniz?
(Şehirler: Helsinki ve Granada)
0
gonul_isleri
(31.07.18)
Ispanya.
0
chitosan
(31.07.18)
ispanya
0
nodrama
(31.07.18)
2 ülkeye de gittim, İspanya diyorum.
0
archery
(31.07.18)
İspanya ev sevdiğim ülkelerden biri ama bence turistik olarak İspanya, akademik olarak Finlandiya. Ayrıca Kuzey ülkelerinin kültürü, toplum yapısı, düzeni, iklimi vs vs çok farklı geliyor, o yüzden yerinde yaşayıp deneyimlemek isterdim.
0
peggy
(31.07.18)
Uzun sure gitseydiniz, temelli tasinsaydiniz iklim sartlari gercekten onemli olurdu ama 1 yil zaten zirt diye geciyor. Bir yil sikinabilirsiniz, buyuk bir etkisi olmaz. Yine de sizin iklime verdiginiz oneme bagli;

Ben Ispanya'ya arastirma icin 7 ay gitmistim, ayni donemde oda arkadasim 5 ay Tampere'ye gitti. Ben Ispanya'ya asik olarak ve aglaya aglaya dondum. Arkadasim Tampere'yi begendi, gezindi ama normal dondu. Biraz da beklentilerle ilgili bu. Ispanya sen sakrak insanlarin oldugu asiri rahat bir memleket, arkadasimin anlattigina gore Finler de soguk insanlar degillermis ama uluslararasi ortam daha fazlaymis bize gore.

Ispanya daha ucuz, Finlandiya daha pahali. Arkadasim 4 patlicani 8 Euro'ya aldigindan bahsetmisti. Ayni donemde ben Ispanya'da cilegi kasayla aliyordum. Yeme icmede pahali Finlandiya, bazi urunler Ispanya'dan geliyor zaten.

Bir sorun da su, ben Valencia'ya arastirmaya gitmistim (bir muhendislik bolumune), normalde konferansta zorlansalar da kasarak Ingilizce konusan insanlar, ben laboratuvarlarina katildigimda "Konferansta degiliz, sen buradasin" diyerek Ingilizce konusmadilar. 10 kisilik laboratuvardaydik, 4'u hic Ingilizce bilmiyordu "I went home" deyince kitlenip kaliyorlardi. Diger dort kisi zorlasa konusuyor ama konusmak istemiyordu. Iki Fransizla Ingilizce konustum ilk gittigimde. Kampusteki ogrencilerin de cogu Ingilizce bilmiyordu. Benzer sekilde ev arkadaslarim ve ev sahibim de Ingilizce bilmiyordu. Danismanimla konustugumda "Su anda azaldi bayagi ama ulkede genel olarak bir Amerika nefreti var. Genelde okullarda ikinci dil olarak Fransizca okutuluyor. Buyuk oranda akademisyen ve is adami cocuklari Ingilizce ogrenenler" demisti. Bir de eyalet dili olayi var; bir ders sabah Ispanyolcaysa, ayni ders ogleden sonra o eyaletin dilinde de aciliyor ama Granada zaten Endulus'te sayilir; orada cogunlugun konustugu farkli bir dil yok. O acidan sansli olabilirsiniz ama kisa surede derdinizi anlatacak kadar Ispanyolca ogrenmelisiniz. Barcelona ve Madrid o acidan sansli; oradaki ortamlarda rahat Ingilizce konusuluyor ama Granada o kadar enternasyonel bir ortam sunmayabilir ama bir sure sonra kolay kaparsiniz.

Bunlarin disinda secim icin bunlardan daha onemli olani ve asil size gerekecek olan kismi, danismaniniz. Hangi danismanin yayin sayisi ve kalitesi, uluslararasi gorunurlugu daha fazla ise onu secmeye dikkat edin. Atiyorum "Oh Ispanya guzelmis" dersiniz ve o sirada yayin cikarmazsiniz, o zaman ziyaretiniz cv'nizde tatile gitmis gibi gorunur ve hos olmaz. Orada calisacaginiz profesorle ilgili yorumlari bulup okuyun, ogrencilerine e-posta gonderip sorun (dedikodu yapar sekilde degil), son 5 senede kac yayin cikardigina bakin ve sizi kim uretici hale getirecekse onu secin.
0
aychovsky
(31.07.18)
çok teşekkür ederim yorumlarınız için. ispanyayı seçtim. akademik olarak iki hoca da çok iyiler. diğer alternatifleri bu yüzden elemiştim zaten. önceliğim oralarda geçinebilmek oldu şimdiki düşüncemde.
0
🌸gonul_isleri
(31.07.18)
baska bir bilgi olmaksizin - finlandiya illa ki ispanya'ya gore daha gelismis ve saygin bir ulke. ispanya turkiye'nin bir tik ustu.
0
hot potato
(31.07.18)
Ben Finlandiya'yı seçerdim. Eğitim öğretim deyince aklıma ilk Finlandiya geliyor. Çomar İspanyollardan nefret etmem de büyük etken tabii. Bomboş millet.
0
taktikmaktikyokbambambam
(31.07.18)
(18)

erkekte kıl, bu konuda kadınların düşünceleri ve evrimsel yaklaşımlar

semaforo de medianoche
ben heteroseksüsel bi erkek olarak kadınlarda feminen özellikleri çekici buluyorum maskülen özellikleri ise itici. örnek vermek gerekirse kısa boyu minyon tipi uzun saçı ince beli pornografik seviyelerde olmamak kaydıyla geniş kalçayı ve büyük göğsü çekici buluyorum. gözle farkedilicek seviyede kasl
ben heteroseksüsel bi erkek olarak kadınlarda feminen özellikleri çekici buluyorum maskülen özellikleri ise itici. örnek vermek gerekirse kısa boyu minyon tipi uzun saçı ince beli pornografik seviyelerde olmamak kaydıyla geniş kalçayı ve büyük göğsü çekici buluyorum. gözle farkedilicek seviyede kaslı kolu bacağı göbeği, fazla kılı (merak etmeyin 2 tutam kıllı kola ıyy böyle kız mı olur diyenlerden değilim ama çok küçük bi yüzde de olsa bu konuda şanssız doğan kadınlar var) sevmiyorum. bu mantıkla düşününce kadınların da erkeklerde maskülen özellikleri sevip feminen özellikleri itici bulması lazım. aksi fizyolojimize ters olmalı. kaslı vücut seviliyor tok ses seviliyor ama maskülenliğin şanı kıllı göğüs ve bacak için olumsuz bi algı var. kadınların görüşünü merak ediyorum bu konuda veya kadınlarla bu konuyu konuşmuş erkeklerin. kıllı göğsü bacağı hatta eli itici mi buluyosunuz çekici mi nötr müsünüz?

benim bu konu hakkında şahsi görüşüm şu şekil: erkekte bacak kılı sempatik geliyo ama göğüste kıl daha babacan bi tavır verse de kılsızlık daha sempatik duruyor.
0
semaforo de medianoche
(30.07.18)
Saç sakal dışındaki tüm kullardan nefret ederim.
0
mutekebbir
(30.07.18)
"ben heteroseksüsel bi erkek olarak kadınlarda feminen özellikleri çekici buluyorum"

"bu mantıkla düşününce kadınların da erkeklerde maskülen özellikleri sevip feminen özellikleri itici bulması lazım"

Şimdi sen öyle düşünüyorsun diye her erkek ya da her kadın aynı olacak diye bir şey yok. Olgun kadınları seven erkekler de çok.

Ayrıca begenilerimizde sosyal çevre de çok etkili. Moda olan neyse ondan hoşlanıyorsun, bu durum tam da biyolojik değil. 10 yıl önce erkekte baby face modaydi, sonra erkek topuzu ve sakal moda oldu. 10 yıl sonra başka bir şey moda olur ondan hoşlanırsın.

Kıl daha çok doğulu olmakla ilgili bir durum benzer sekilde. Esmer ve kıllı bir erkek coğrafi bölgesini her an belgeliyor. Bir gün batı değil orta doğu toplumlari gelişirse o zaman belki daha esmer kıllı erkekler begenilecek.
0
Traveller
(30.07.18)
@traveller tabiki ama evrimsel açıdan böyle olması daha mantıklı. genelin görüşü bu şekil olmalı bu sebeple. olmayanda bi sıkıntı vardır manasında değil istatistiki olarak söylüyorum.
0
🌸semaforo de medianoche
(30.07.18)
"ne kadar yakışıklı adam yav" dediğim, kimi zaman yürümeye çalıştığım tüm erkekler gay çıktı. çok da şey etmeyin bence.
0
nice tnetennba
(30.07.18)
Bahsettiğiniz ince bel, geniş kalça ve sağlıklı saçların çekici bulunmasının evrimsel açıdan bir açıklaması var evet ama bunların erkekte karşılığı kesinlikle kıllı vücut değil. Bir de göğüs kılının olmasıyla çok fazla olması farklı şeyler, bahsettiğiniz olumsuz görüşlere sebep olan görüntü aşırı kıllı olandır muhtemelen. Ha beni uzun sakal daha rahatsız eder orası ayrı, sinek kaydı insan yok resmen.
0
pike
(30.07.18)
Şöyle özetleyelim: Evrim her zaman ortalamanın veya melezin avantajlı olduğu bir oluştur.

Yani ortalama erkek ve ortalama kadın, en geniş kitleye hitap eder. Neslini sürdürme şansı da daha fazladır.

Buna karşılık sarışınların esmerlerden hoşlanması veya tam tersi de melezleşme eğilimiyle ilgilidir. İçgüdüsel olarak genlerimizi aktarırken kaliteyi de yükseltmek istiyoruz.

Yani safkan soylar kendi ırksal özelliğinden gelen hastalıkları da nesillerce aktarırken ırkın kalitesi melezlere göre düşük kalacaktır. Oysa melezleşmiş soylarda daha iyi genlere sahip bireyler hayatta kalmayı ve genlerini taşımayı daha yüksek oranda başarır, hastalıkların da zaman içerisinde elenmesi beklenir.(Beklenti her zaman gerçekleşmeyebilir. Artık tıp da ilerledi. İnsanlar her türlü hastayı yaşatma gayreti içerisinde. Her türlü bozukluğa sahip bireylerin toplumda yer bulduğunu görüyoruz. Fiziksel evrim açısından bu durum, gen kalitemizin yükselmesine ket vururken; düşünsel evrimde yani insanın evrimdeki üst boyutlu rollerinde bir ilerleme de sağlıyoruz. Stephen Hawking örneği...)

O zaman şunları da söyleyebiliriz: Ortalama kıllı erkek pek sorun yaşamayacaktır. Ortalama kıllı kadın da pek sorun yaşamayacaktır. Sıkıntı şu ki mükemmel ortalama diye bir şey de yok. Her birey bazı yönleriyle daha baskın ırksal özellikleri de taşır. Bunun sonucu bazı özelliklerin hiç bulunmaması veya daha abartılı olması da söz konusudur.

Nihayetinde 'döşü gıllı erkek' arayan kadınlar da yok değil ve durum oldukça girift.
0
idexo
(30.07.18)
Kaslı erkek sevmiyorum ama Adem Kılıççı gibi adam seviyorum. Şu ara zevkime uyan, ünlü bir tek o var. O yüzden örnek verdim.
0
perfectum
(30.07.18)
Bu mantik cok gecerli degil. Ornegin, escinsel olmayan kadinlar erkeklerden daha fazla lezbiyen pornoya duskun. Bu mantikla, erkeklerin de escinsel pornolara ragbet etmesi beklenir.
www.yourtango.com

Erkekler de, kadinlar da cesit cesit. Dosu killi olmayani erkekten saymayan da var, sadece bebek yuzlu ve kose erkek seven de. Kisisel olarak ben gogus kilindan ozellikle tiksiniyorum. Kimseden bebek cildi beklemiyorum ama killarini kisaltmayinca icim kalkiyor. Kisa kil tamam ama nerede olursa olsun, kivirciklasmissa icim kalkiyor.
0
aychovsky
(31.07.18)
kadındaki kalça/bel oranı, meme işlevi = kadınsılık ile erkekteki kıl = erkeksilik korelasyonu dediğiniz kadar yok
evrimsel olarak da ooo erkek ne kadar kıllı o kadar errkek beni daha iyi döller gibi bir şey (mutlak olarak) yok.. oo ne kadan da kaslı beni/bebeği iyi korur, daha iyi avlanır, hoplar zıplar, var tabi ki.
evrim biyolojisi henüz etnisiteler arasında değişen kıllılık oranını tam açıklayabilmiş de değil, kıl oranı vücut ısısı kontrolü, parazitlerden korunma vs. yönleriyle daha önemli."maskülenliğin şanı" algısı doğu toplumlarında var.

kadın olarak görüşüm:
sene 2018 ve 15 yaşında eş seçmiyoruz. belki 15 yaşında yaşadıklarımız ve zamanla birikenler, zamanın algısı, görsel dünya vb. yüzünden 30 yaşında bambaşka bir yerde oluyoruz.

ben sevmiyorum mesela çok kaslı iri yarı adam, korkuyorum. genelde kaslı abilerde IQ sorunu da oluyor. pro olanlar bir kenara.
kıl tüy normalde takmam ama ben zaten pek esmer adam seven biri değilim. esmer olmamasına rağmen kıl/tüy olabilir, varsa vardır.
0
niye ama
(31.07.18)
@acemi
orada kaslı erkek derken boynunu çeviremeyen abileri kast etti herhalde, epeyce çalışmış olanları.
ayrıca erkekler ne kadar istikrar abidesi o da tartışılır
hiç mi görmedin 10 senelik sarışın fit sevgiliden ayrılıp tombul kıvırcık saçlı kızla evlenen/çıkan
kızlar zır zır ağlıyor sonra "benden 5 yaş büyük 15 kilo şişko çirkin biriyle evlendi" vs. diye...
0
niye ama
(31.07.18)
@acemi Adem'in neresi kasli? Hafif yapili bir adam, celimsiz degil o kadar.
Celimsiz olmamakla kasli olmayi birbirine karistirma.

Al bak Adem'in six packsi mi var? www.instagram.com

@niye ama Adem cidden kasli degil ve ben net olarak adonisli baklavali vs gym e gittigi belli olan tipleri sevmem.
0
perfectum
(31.07.18)
@aychovsky

'Lesbian porn, on the other hand, often includes two good-looking women taking care of one another's needs in a way that is both appealing to women and men. More straight women are into that because of the idea of taking it slow.'

Bu çıkarım doğru olabilir, çünkü kadın kendini doğal olarak lezbiyen pornodaki tatmin edilen taraf olarak hayal ediyordur. Tatmin eden taraf olarak hayal edecek olsaydı düz porno da aynı işi daha iyi görürdü.

Düz pornolar genelde erkeklere hitaben çekiliyor. O yüzden yaygın olarak erkekler tatmin ediliyor. Düz porno olup 'female friendly' kategorileri de var. Bunlar lezbiyen kadar yaygın olmayabilir.

"It's hard to define a person by one thing that arouses them," says Jenny from Cosmopolitan. "It's too diverse and complex for that."

fakat bu yaklaşım doğru ve gerçekçi değil. Çünkü bu yaklaşımla yazar bazı gerçekleri bilinmeze itiyor. Dolayısıyla safsatadan ibaret. İnsan hangi cinsel tercihlere sahipse odur. Sürekli gay porno izleyip tatmin olan erkek, muhtemelen gay'dir.
0
idexo
(31.07.18)
büyük meme geniş kalçalı kadın kaslı erkek gibi net evrimsel açıklamaları olan parametreler değil tok sesli erkek, kıllı erkek, minyon kadın vs farkındayım ama erkeklerden hoşlanan biri maskülen özelliklerin kadınlardan hoşlanan biri feminen özelliklerin çoğunu sevmeli en azından nefret etmemeli gibi bi düşüncem vardı onla alakalı hepsini aynı potada erittim.

bir de şu var abartı kaslı vücut sevmeyince kaslı sevmiyo, abartı kıllı sevmeyince kıllı erkek sevmiyo olmuyosunuz, abartıları kimse sevmez severse de fantezi olarak sever en fazla. ortalama üstü kası sevmeyen kaslı sevmiyorum desin lütfen. adem'in six packinin belli olmaması onu kassız yapmaz kolunu sıkınca benim göbeğim kadar oluyo kolu bu ortalamanın çok çok üstü bir kas kütlesi demek.

ayrıca @idexo'ya üşenmeyip yazdığı ayrıntılı cevabı için teşekkür ederim
0
🌸semaforo de medianoche
(31.07.18)
@acemi 2015 2016 ya gitme adami 2018 de tanidim oglum :D Hic de kasli gormedim. Eskiyi bilemem son 1 senelik versiyonu iyi.
0
perfectum
(31.07.18)
kılsız ve/veya zayıf erkek bana itici geliyor. sırt ve omuz hariç bir erkeğin her yerinde makul miktarda kıl bulunursa kendisini çok daha erkeksi ve çekici buluyorum.

not: gayspor
0
pitjantjatjara
(31.07.18)
bi ara sevgilim göğüs kıllarını traş etmekten hatta tüm vücut traş olmaktan falan bahsetmişti, aman ha dedim.
kılsız tüysüz, fit, yağlanmış ve pürüzsüz vücuduyla arz-ı endam eden erkekler anca kadın/moda dergilerinde olur. o kılları traş ettikten sonra ufak ufak çıkmaya başlıyorlar ya, allahım gözlerden ırak. sırtta ve omuzda kazak kıvamında olmadıkça bir mahzuru yok bence. göğsünde yatarken saçıyla sakalıyla göğsündeki kıllarla oynamaya bayılırım, o da keza.
0
koalalumpur
(31.07.18)
Acemi +++
Evet arkadaşın dediği gibi kızlar çok farklı bu konuda, bir gün kısa şişmanla sevgili olup, bi bakmışsın başka gün uzun boylu kaslıyla sevgili.
Sarı bıyıktan nefret ederim diyip sarı bıyıklıyla evlenen çok kız tanıyorum.
Ya da aşırı esmer biriyle sevgili olup bir sonraki sevgilisi sarışın olan kızlar da çok.
İstagram'da ideal erkek diye paylaştığı adamın tam tersiyle sevgili olan da cok.

Bu sadece kızlara mi ait, tabii ki değil, cinsiyetcilik yapmamak lazim :)
0
dapda
(01.08.18)
"hani bizim gibi meme şu olsun göt bu boyda olsun diye net olarak yazamıyorlar, cunku birgun kaslı adamla cıkan kadın bir sonraki sevgilisinde morbid obezle cıkabiliyor, defalarca gördüm. kılsız adam seviyorum yazan yarın dağdan inme adamla çıkabilir."

Buna aynen katiliyorum. Kadinlarin bu konuda net ve degismez kriterleri yok. Ayni sey kil konusu icin de gecerli. Her bir kadin birey icin birer default on tercih vardir (ben kilsiz severim, bana kil mil farketmez vs.) ama bunlar manipule olmaya cok musait tercih kriterleridir. Kildan nefret eden kadini yarin aksam kil yimagina asik olmus halde bulabilirsin.
Erkeklerde de %100 tutarli olmayabilir elbette ama kadina kiyasla buyuk oranda tutarli. Bunu etrafinizi gozlemleyerek de gorebilirsiniz buyuk ihtimalle. Erkekte de kadinda da karsi cins seciminde bir takim fiziksel ozellik beklentileri olmakla birlikte kadinda bunlara ek baska etkenler var. Bunlar da tum bu kriterleri manipule edebiliyor ve alakasiz bir tercih yapmis buluyor kendini.
Bunu "kadinlar tutarsiz ne istedigini bilmiyor, erkekler tutarli ve mantikli" demek icin falan soylemiyorum, sadece farklardan bahsediyorum. Yoksa erkek dedigin de partner secerken oyle mutlak rasyonel davranan yaratik falan degil hepimiz biliyoruz.
0
stavro
(01.08.18)
(6)

Oyuncu olsanız?

bir fincan kahve ile film izlemek
Trt dizisinde oynar mıydınız?Veya şöyle de sorayım, sevdiğiniz bir oyuncu, muhalif bir oyuncu trt dizisinde oynasa soğur musunuz?
Trt dizisinde oynar mıydınız?
Veya şöyle de sorayım, sevdiğiniz bir oyuncu, muhalif bir oyuncu trt dizisinde oynasa soğur musunuz?
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(30.07.18)
umrumda olmaz. acından ölsün mü insanlar?

ben de oynardım.
0
rahip janick
(30.07.18)
Deli misiniz kuzum? Sevdigim bi oyuncu trt'den gelen dizi teklifine siyasi sebeple hayir dese ne mal adam/kadinmis derim.
0
allah yazdiysa bozsun
(30.07.18)
Baska secenegim veya birikimim yoksa oynardim. Oyunculardan oyle cana yakin buldugum biri yok ama atiyorum, rahmetli Tarik Akan gibi muhalif durusu olan biri oynasa garipserim. Anlarim ama.
0
aychovsky
(30.07.18)
trt dizileri en kebap diziler. reyting kaygısı yok. tutsa da tutmasa da yapımcı ile trt anlaştığı sürece sürüp gidiyor. bir sürü adam trt dizilerinden ekmek yiyor piyasada. diriliş dışında aman aman izlenen çok az dizisi var trt'nin ama en kötüsü 2 sezondan aşağı çekilmiyor. hem oyuncu hem yapımcılar için harika bir garanti var trt dizilerinde. ufuk özkan, uraz ka gibi isimler o nedenle trt'nin kapısından ayrılmıyor.
0
rosencruz
(31.07.18)
Üst düzey bir oyuncu değilse, yani iş seçme seçeneği yoksa, bir oyuncunun ben TRT'de iş yapmam şurda oynamam burda oynamam deme lüksü yok, zaten para kazanamıyorlar doğru düzgün gel Beşiktaş'a hepsi kafelerde takılıyor sabahtan akşama kadar, hele bi tanesi geçen yaz dondurma satıyordu iş yok diye, o adama TRT'den teklif gelse ve kabul etmese önce ben "Olm rahatsız mısın sen" derdim, o nedenle soğumam, soğumak için başka kriterlerim var. Bugün misal en muhalif dediğimiz adamlar bile çıkıp banka reklamlarında oynuyorlar, bir yerde hayat şartları bunlar yapacak bir şey yok. Ha ama özünü unutup para tatlı gelince özçizgisinden çıkıp yandaşlığa kayarsa o ayrı bir durum.
0
angelus
(31.07.18)
Soğumam. İşini yapıyor sonuçta. O istemez mi, her taraftan sanat fışkırsın, hep sanat konuşulsun, çok büyük oynasın? İster. Ama aç kalmamak da ister. Şartlarını iyileştirmek de ister. Yapılabilir yani. Fakat oynadığı dizi kendi fikirleriyle çelişirse soğurum. Örneğin hayvan hakları için mücadele eden bir oyuncu, hayvanlara eziyeti meşrulaştıran, normalleştiren, bunu hak gören bir yapımda yer alsa, soğurum.
0
windowsguvenlikduvari
(31.07.18)
(29)

duyurunun en güzel nicki sizce hangisi?

binder dandet
ilginç hale getirilmek istenen uzun sıkıcı nicklerden bahsetmıyorum ama, size güzel gelen nickler hangileri?üğpoıuy çok yaratıcı ve ilginc geliyor bana her zaman mesela
ilginç hale getirilmek istenen uzun sıkıcı nicklerden bahsetmıyorum ama, size güzel gelen nickler hangileri?


üğpoıuy çok yaratıcı ve ilginc geliyor bana her zaman mesela
0
binder dandet
(30.07.18)
Benimki.
0
Amaranta ursula
(30.07.18)
Ben üğpoıuy in neden yaratıcı geldiğini merak ettim valla
0
kisa
(30.07.18)
benimki. çünkü beni çok iyi anlatıyor. genelde yanlış anlaşılıyorum.
0
false pretension
(30.07.18)
bence de benim nick.
0
sorunlu sorumsuzun zorunlu sorumlulukları
(30.07.18)
benim ki değil onu biliyorum bi boka benzemiyor.
0
clones
(30.07.18)
market arabasıyla terör estiren trafik canavarı.
0
carabelli
(30.07.18)
popolocoqoqo
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(30.07.18)
üğpoıuy neden yaratıcı ben de merak ettim? qwertyu olmadığı için mi, yoksa kız olduğu için mi? böyle yürünüyor mu? ahahaha

Senin nickin bile daha iyi bence eğer "iyi" endişesi içeriyorsa. "Benim nickim değil"ler arasına ben de katılıyorum neticede iş görsün diye olan bir şey. Genel olarak da Türkçe karakter içermeyen (ş yerine s, ı yerine i gibi) nickler, anlatım bozukluğu ya da imla hatası içeren nickler ve yeterince karakter olduğu halde boşluk bırakılmadan yazılan nickler dışında hemen her nicke sıcak bakıyorum. :D
0
nawar
(30.07.18)
cosmicgadin
0
ben de
(30.07.18)
zam sampiyonu domates vardi eskiden, baska bir nick'le aramizdaysa selam olsun, bayagidir gormuyorum. kaynaklarini etkin kullanamayan iktisatci idi sanirim onu da cok begeniyorum. bir tane daha kelime oyunlu vardi ama cikaramadim. intihal komandosu tarzi bir kelime oyunuydu, cok hostu djkdkdk
0
der meister
(30.07.18)
Yazarken ellerini bırakan var süper bence
0
Giovanni Pipitto
(30.07.18)
"kanzuk seni yiyeceğim arslanım" banlandı ama arkadaşım.
0
altin yumurtlayan lavuk
(30.07.18)
altin yumurtlayan lavuk yazinca aklima geldi, duyuru'da degil ama eksi'de (dusununce aslinda ayni zamanda duyuruda da) "atakan seni sikecegim arslanim" vardi fjjdjskd her aklima geldiginde yariliyorum hala. her kelimesi ayri, butunu ayri komik geliyor. o tehditkar ama ayni zamanda sogukkanli ve yatistirici tavir...
0
der meister
(30.07.18)
ananiyimioguz
0
damla sakızlı dondurma
(30.07.18)
senialanaglasin’lı nick’i her gördüğümde tıhıhı diye güldüğüm için o.
0
aychovsky
(30.07.18)
godoşu beklerken vardı mesela. Tanımam etmem ama ilk aklıma o geldi.

Bir de benimki tabii.
0
skooma
(30.07.18)
Kelime oyunlu nickleri seviyorum nedense bi sürü var nihlist nihlistim demez herkes kaka yapar gibi bi nick vardi bunun gibi seyler iste
0
basond
(30.07.18)
güzeli bilmiyorum da senialanaglasin... komik geliyor bana da +1 sdjkhfjsk
0
tabirimekruh
(30.07.18)
teoride feminist pratikte geyşa çok güzel bence
0
şubatsonrası
(30.07.18)
şerefsizim benim aklıma gelmişti. geçen hafta ben açacaktım bu duyuruyu, arada kaynadı gitti.

el cevap:
feridunbitir (uzun zamandır görmüyorum kendisini)
ananiyimioguz
0
datnet
(30.07.18)
Hayat aklını konuşacak bir filozof üret+1

Sahibine de söyledim. Çok güzel nick gerçekten.
0
eksi sozlugun tatli insani
(30.07.18)
‘Barbara herhalde barbara manken olan’

Böyle biri vardı yanlış hatırlamıyorsam.

ayrıl coco
Kitap arasında kalmış silgi tozu
0
naksidil
(30.07.18)
benimki +1
0
ya ben lan neyse
(30.07.18)
En cok hosuma giden nick'market arabasıyla terör estiren trafik canavarı' ;)
0
noeldayın
(30.07.18)
Benim nick değil mi ya? Cevaplarda göremedim.
0
6 yasimdan beri metal dinliyorum
(30.07.18)
"market arabasıyla terör estiren trafik canavarı" hoşuma gidiyor. Bir de "j r r tolkien hayrani"
0
olabilir ya da olmayabilir
(31.07.18)
üğpoıuy nasıl yaratıcı yahu ilginçsiniz. :d

kaptan maydanoz sevimliymiş cidden. tnşlm mı? .s
0
dont eat me
(31.07.18)
zam sampiyonu domates +1
0
harekatamiri
(31.07.18)
benimki çünkü telaffuz edemiyorsunuz
0
pitjantjatjara
(31.07.18)
(3)

iğneli epilasyonda 3 seans sonrası hala tüy çıkması?

leeloodallas
2 ya da 3 seanslık iğneli epilasyona gittim. cildim lazere uygun değilmiş. işte bu seansların sonunda çenemin sol tarafında hala kalın siyah kıl çıkıyor. kadın bir kaç seans böyle devam edebilir demişti ama bilemiyorum yani bu normal mi, hala aynı kalınlıkta çıkması. cımbız da vurmuyorum işleri başa
2 ya da 3 seanslık iğneli epilasyona gittim. cildim lazere uygun değilmiş. işte bu seansların sonunda çenemin sol tarafında hala kalın siyah kıl çıkıyor. kadın bir kaç seans böyle devam edebilir demişti ama bilemiyorum yani bu normal mi, hala aynı kalınlıkta çıkması. cımbız da vurmuyorum işleri başa döndürmesin diye. hormonal bir bozukluk olsa belki tüm çenemde çıkardı ama sadece sol kısımda mevcut bu. sizce 3 seans için bu normal mi? seans sonrası advantan ve bacoderm adlı ilaçlar veriyor acaba onlar mı besliyor kıl köklerini?
0
leeloodallas
(29.07.18)
Aşırı normal. İğneli eğilasyon hızlı çözüm veren bir yöntem değildir, üç seans henüz etki için erken.

Nedir, ne değildir için
eksisozluk.com

Bazı bölgelerim için üç yıl gittim ben.
0
aychovsky
(29.07.18)
Her seferinde mevcutları alıyor. Bir sonraki gidişinizde küçükler büyüyor onları alıyor. Bu şekilde kademeli olarak bitecek. Alınanlar yeniden çıkmıyor bu arada.
0
naksidil
(29.07.18)
Hormonal bozukluk dolayisiyla yillarca ugrasan arkadasim var. Herhangi bir sorun olmamasina ragmen tek tuk kalanlar icin 7-8 seans gittim, gitsem hala gidilir.

Biraz sabir gerekli.
0
yaraticinick
(29.07.18)
(10)

İlişkiye ara vermek

roket adam
İncir çekirdeiğini doldurmayacak sebeplerden sevdiği halde ayrılık yaşayan ve belli bir süre sonra tekrar kavuşan veya kavuşamayan insanların hikayelerini dinlemeye ihtiyacım var. O sürenin ne kadar olduğunu da bilmek istiyorum. Paylaşır mısınız?
İncir çekirdeiğini doldurmayacak sebeplerden sevdiği halde ayrılık yaşayan ve belli bir süre sonra tekrar kavuşan veya kavuşamayan insanların hikayelerini dinlemeye ihtiyacım var. O sürenin ne kadar olduğunu da bilmek istiyorum. Paylaşır mısınız?
0
roket adam
(28.07.18)
Ara isteyen kadinsa, o süre diye bir sey olduunu sanmiyorum reis
0
her giriste sifresini unutan adam
(28.07.18)
Ara verelim olayina girersen bence o ilişki zor toparlanir.

En iyisi doğal yollar ile, nasil mi? Tek basina veya arkadasinla tatile falan gideceksin 10 gun, mecbur gorusemiceksin.

Normalde deli gibi ozlemen lazim eğer bu surecte ufak bir gelisme olmazsa bilemiyorum.
0
imelih
(28.07.18)
Niyete bağlı tamamen. Sevgilinin nasıl duygular içinde olduğunu veya karakterini bilemeyiz. Belki ara verelim ayrılalım demek de olabilir ya da seni özlemesi biraz düşüncelerini toparlaması da olabilir. Ben iyi niyetimden2. şıkkı işaretliyorum. Gelişmeleri aktarırsan sevinirim.
0
lata
(28.07.18)
biri size böyle bir teklifle gelirse anında siktir edin yolunuza bakın.
0
tughan
(28.07.18)
O sebepler genelde incir cekirdegini dolduruyordur, o yuzden sure sonsuza gidiyor hep.
0
yaraticinick
(28.07.18)
uzuuun süredir aynı bokun içindeyim, çok yorucu ve iğrenç bir şey. hiç öyle güzel hikayeler duyma gereksinimi hissetmeyin, 10 yıl yaşlandım ben skdfkfkf
0
nice tnetennba
(28.07.18)
Geçmiş olsun. Bir şekilde kendine gel toparlan önüne bak.
Ara diye bir şey yok.
0
kisa
(28.07.18)
Ara verelim fikrini atan taraf benim öyle bi sıkıntı var.
0
🌸roket adam
(30.07.18)
ara vermek bitirmek için yol yapmaktır. ara vermek diye bir şey yok aslında. direk bitirilse daha iyi.
0
Neill
(01.08.18)
Ara vermeye delfina’nın enteysindeki gibi bakıyorum.
eksisozluk.com
Zamanında bir haftalık ara vermişliğim var benimde, bir haftadan sonra 7 yıl daha devam etti.
0
aychovsky
(01.08.18)
(15)

Beyaz Yakalıların Davranışı

dog day afternoon
arkadaşlar selam. ben öğrenciyken staj yaptığım yerlerde beyaz yakalılardan kime "maaşınız ne kadar" gibi bir soru sorsam hep "sektör ortalamasında" tarzı cevaplar alıyorum. kimse şu kadar maaş alıyorum demiyor, hatta aralık bile belirtmiyorlardı. haliyle bölümde dedikodular üzerinden sektör ortalam
arkadaşlar selam. ben öğrenciyken staj yaptığım yerlerde beyaz yakalılardan kime "maaşınız ne kadar" gibi bir soru sorsam hep "sektör ortalamasında" tarzı cevaplar alıyorum. kimse şu kadar maaş alıyorum demiyor, hatta aralık bile belirtmiyorlardı. haliyle bölümde dedikodular üzerinden sektör ortalaması tahmini yapıyorduk.

hatta geçenlerde bir duyuru vardı, yeni bir iş teklifi almıştı birisi. ona sektörü sordum -maaşını sormadım- ona bile cevap vermedi.

şu an mezun oldum, sektör ortalamasını az çok öğrendim ama neden insanların böyle davrandığını anlamadım.

maaş bilgisi paylaşınca başımıza bir şey geliyorsa bilelim de işe girdiğimde ben de paylaşmayayım.
0
dog day afternoon
(28.07.18)
Yassak.
0
her gece aç
(28.07.18)
bazı firmalarda maaş bilgisi paylaşmak yasak bazı insanlar da özel gördüğü için paylaşmıyor.
0
elorelia
(28.07.18)
yasak olduğunu sanmıyorum, bunları yapanların hepsi aynı firmada çalışmıyor. ayrıca bizim sektör ufak zaten, herkes birbirinin ne kadar maaş aldığını biliyor ya da az çok tahmin ediyor. tabi öğrenciyken biz bilemiyorduk. mezun olduktan sonra yavaş yavaş öğrendik
0
🌸dog day afternoon
(28.07.18)
Bazi firmalarda yasak olmasinin otesinde, benim part time calistigim firmada patron tutturabildigi ve pazarlik sonucu elde edilen maasi verdigi icin birbirleriyle konusmaktan cekiniyordu "Seninki az, benimki cok" kavgasi olmasin diye. Hatta, en cok calisan ve "Sirketin dinamosu" olarak adlandirilan kisi digerlerine gore az maas aliyormus aslinda. Baska birine sormustum, "Simdi soylemeyeyim, ben ondan cok aliyorsam ona ayip olur" demisti. Kurumsal firmalarda da herkes ayni maasi almayabiliyor. Millet birbirini kotu hissetmesin, kimin az kimin cok aldigi ortaya cikmasin diye konusulmuyor boyle seyler.

Su an yasadigim ulkede ve calistigim yerde de isler ayni sekilde, hangi fiyata anlasirsan o maasa calisiyorsun. Ayni statunun veya isin esit bir maasi yok. Otesinde "Maasin ne kadar" kulturel olarak da kimsenin kimseye sormayacagi, soranin kinanacagi bir soru. Kurum ici yasak olmasi disinda, kurum disinda arkadasina da soramayacagin sorulardan biri. Ayni sekilde "Bekar misin, evli misin", "Yasin kac", "Evini kaca aldin" sorulari da sorulamiyor mesela. Sorsam Insan Kaynaklari'na sikayet ederler. 5-6 sene once fenc sayilacak bir hoca olmus, “Cok genc oldu” diyorlar ama yasini bilen yok hic.
0
aychovsky
(28.07.18)
Kim olursa olsun maaş sormak hoş bir şey değil. Cevabını da vermek istememeleri doğal.Çok yakın arkadaşın ya da çekirdek ailenden biri olursa o başka tabi. Bir tek ablama ''maaşın ne kadar oldu'' diye sorarım,bir de anneme(emekli).
0
ırene adler
(28.07.18)
baska bir ulkede falan buyumus olabilir misin?

Turkiye'de maas sormak / ogrenmek vs. tabu meseleler arasina girer. Cok cok yakin olmadigin kisilere (arkadasin / ailen olmayan kisilere ki ailede bile belli bir yakinlik gerekir) "ne kadar maas aliyorsun?" diye soramazsin, cok kaba bir davranis olarak gorulur. Hatta eleman aksam yemekte anlatacak kadar afallayabilir "eleman geldi bana maasimi soruyo dusunebiliyo musun?" diye. "esinin memeleri ciplakken nasil gozukuyo" diye sor ayni hesap yani, olmaz, turkiye'de boyle. her ulkede boyle degil ama burada boyle. oyle rastgele millete kac para aliyosun diye soramazsin.
0
robokot
(28.07.18)
Maaşı söylemek tazminatsız kovulma nedeni. Herkes bilse değil gözüyle görse bile söylemek yasak
0
seyyar satıcı
(28.07.18)
Yasak olmasa bile maaş sormak ayıp karşılanıyor. Ben karşıyım buna ama gelenekçi bir toplumuz ne yapalım
0
Traveller
(28.07.18)
yasak hocam. muhtemelen daha önce bu maaş mevzusu yüzünden de ağızları yanmıştır o yüzden paylaşmıyorlardır.
0
giovanne
(28.07.18)
Bence bu Türk özel sektöründeki ziyadesiyle ahlaksız ve etik dışı zihniyetle alakalı. Gelişmiş ülkelerde hemen hemen bütün kurumsal şirketler kamuya açık verdikleri iş ilanlarında gross salary miktarını en azından aralık olarak yazarlar. Bizde %90'ı asgari ücret veya bunun nispeten biraz üzerinde maaş aldığı aşikar özel sektör emekçileri maaş miktarlarını söylemeyip kendilerince şark kurnazlığı yaptıklarını sanıyorlar. Neymiş tabuymuş, yasakmış falan. Bir tarafımla gülüyorum.
0
redskull
(28.07.18)
maaşımı şirketin ik sı ve yöneticim dışında kimse bilemez. soranı da terslerim genelde
0
gazozailacatmauzmani
(28.07.18)
bu başlığın yarısı kafayı yemiş. milletin maaşını bilmeden pazarlığı neye göre yapacaksınız? yasak diye bir şey yok. herkese sorulabilir, rahatsız olan söylemez. böyle bir sebeple de kimse kimseyi işten atamaz. ancak ticari sırların görüşülmesi sebebiyle çalışan işten atılabilir böyle bir konuda. beyaz yaka sendromu baş göstermiş başlıkta. tabu dediler ya.
0
tukenmez adam
(28.07.18)
Beyaz yakalıların profesyonellik gördüğü ancak sadece patrona yarayan saçma bir tabudur bu.

Beyaz yakalıların patron sevgisi malum. Şirketin x birimi yöneticisinden aferim aldığında kutlamaya gideni, patronunu ciddi ciddi amerikan masallarında olduğu gibi lider olarak göreni var.

Bu maaş söyleme tabusu da patrona sürekli bir pazarlık gücü kazandıran bir unsur. Yanındakinin ne kadar çalıştığını biliyorsun ama ne aldığını bilmiyorsun. Pazarlığa nereden başlarsın? Ortalama ücreti bilmediğin için patron dese ki o kadar parayı kimse almıyor, gerçeği bilmediğin için istediğin miktardan indirime gidersin.

O yüzden patronunu canından çok seven kişiler için bu saçmalık profesyonelliktir. Bazı şirketler de bu amaçla iş kanuna aykırı olmasına rağmen bunu atılma sebebi sayar. Atamaz ama beyaz yaka su içen bir ceylandır çıt sesi gelse aslan sanıp koşar.
0
nifak tohumu
(28.07.18)
kendi pozisyonumda birisi sorunca söylüyorum. ama geçen gün bir stajyer sordu ben de söylemedim. samimi bulmamıştır seni.
0
goodz
(28.07.18)
bizim için sözleşmeyle yasak mesela. ama bence herkes paylaşmalıydı. paylaşmamak patronların işine geliyor biz de üstte denildiği gibi aman biri bize gıcık kapmasın diye söylemiyoruz. herkes bilmeliydi ve ciddi eşitsizlil varsa zam zamanları dillendirilmeliydi bu. hele kilit elemanlarsanız.
0
blacksky
(29.07.18)
(4)

❌❌❌ anlamı ne?

ne demezsin
Üç tane çarpı işaretinin anlamı nedir ve amsterdam'la bağlantısı nedir?
Üç tane çarpı işaretinin anlamı nedir ve amsterdam'la bağlantısı nedir?
0
ne demezsin
(27.07.18)
Amsterdam bayraginda var. Zamaninda bir tane Amsterdamli azizi X seklinde bir carmiha germisler, bayrakta da o simge kullanilmis.
0
aychovsky
(27.07.18)
bir azizin simgesi olduğu için bayrağa koymuşlar.
0
nickimin hakkini veremedim
(27.07.18)
Internette Porno anlamına gelir. Kullanımı Amerika'da porno filmlere verilen 'X-rating'den geliyor. Ektra X rating gibi bir anlamı var.
0
zombi
(27.07.18)
Amsterdam'ın başına gelen 3 ana felaketin simgesi: flood, bir şey bi şey, bi de bir şey daha.
0
roket adam
(27.07.18)
(11)

Sevgi ve çıkar ilişkisi

sylr
Bütün sevgiler çıkara mı dayalı ?Arkadaşlar arasındaki sevgi, sevgililer/eşler arasındaki sevgi, ailenin birbirine duyduğu sevgi ?Farklı görüşleri merak ediyorum bu konuda.
Bütün sevgiler çıkara mı dayalı ?

Arkadaşlar arasındaki sevgi, sevgililer/eşler arasındaki sevgi, ailenin birbirine duyduğu sevgi ?

Farklı görüşleri merak ediyorum bu konuda.
0
sylr
(27.07.18)
çıkar demeyelim de beklenti diyelim.

erich fromm'dan birkaç alıntı yapacağım bu konuda, kitap yanımda değil buna yakın olarak düşünün.

''ben bir şeyi seviyorsam onun büyümesi ve gelişmesi için çaba gösteririm fakat bunu beraber olduğumuz için değil onu sevdiğim için yaparım''

'' sevgi, bir şeye gösterdiğimiz etken ilgidir. düşünün bir kadın gelip çiçekleri çok sevdiğini söylüyor fakat evine gittiğinizde görüyorsunuz ki çiçekleri solmuş, bu kişinin çiçek sevgisine nasıl inanırız''
0
biravekahve
(27.07.18)
Türkiye'de parasız adamın sevildiğini görmedim. Para yoksa da bir yerlerden bulabilme yönü olması gerekiyor
0
gölgede aynı
(27.07.18)
"çıkar" kelimesini nasil tanimladigina gore degisir.

kimsenin gormeyecegi bir yerde ihtiyacli birine yardim eden, parasini veya zamanini veren kisi (altruist kisi) cikari icin mi hareket ediyordur?

yaptigi bu iyiligi yardim ettigi kisi harici kimse gormeyecek, bilmeyecek. kimseye de soylemeyecek.

kimisi der ki "bu kisi bunu yine kendi icin yapiyordur, yardim edince kendini iyi hissediyordur, kendi idealingeki gibi bir insan oldugunu dusunuyor, bu inancini pekistiriyor, mutlu oluyordur. mutluluk da bir kazanimdir, bu yuzden bu kisi bu yardimi onunde sonunda kendi cikari icin yapiyordur"

eger bu goruse katiliyorsan, evet annenin cocuguna hissettigi sevgi dahil her sey cikar iliskisine dayalidir.

Yok yukaridaki tanima katilmiyorsan, degildir.
0
robokot
(27.07.18)
Ben kardeşlerimi hiçbir çıkar gözetmeden seviyorum. Beni sevmediklerinde, dinlemediklerinde de seviyorum. Başlarına bişey gelse, biri üzse deliriyorum, saldırganlaşıyorum. İleride yanımda olmayacak olsalar da seviyorum. Beni istemeyecek olsalar üzülürüm, ama yine de sevmeme engel olamam.
0
megalomaniac
(27.07.18)
Maddi çıkar veya manevi çıkar...veya beklenti... veya karşılık... Hepsi aynı kapıya çıkar mi? Bazen çıkar bazen çıkmaz.
Maddi çıkarları bir yana bırakalım. O zati belli bir konu onun hakkında konuşmaya bile değmez.
Yalnız manevi olarak bakarsak... Sevgi karşısında sevgi ister. Çünkü sevilmek kabul görmek, varlığına onay almaktır bence.
Özellikle ailemizden bahsederken tabiki onlar kusur da isleseler biz de islesek dahi döner dolaşır affeder/affediliriz. Ama temelde ne var biliyor musunuz? Milyarlarca insan içinde sizin ait olduğunuz yerin ora olduğu duygusu... Anan, baban, kardeşin... Düşünsenize uzunca bir süre size hasmane davransalar, sizi dışlasalar, gözlerinde tek bir sevgi kıvılcımı görmeseniz içinizdeki sevgi ne kadar dayanacak? Beslenmeyen şey kurur ölür. Yani entropi gibi düşünün. Sistemin yaşaması için dışardan enerji alması lazım. Dışardan enerji almayan sistem bir süre sonra ölür.
Dışarı çıkıp insanlara annelerini babalarını neden sevdiklerini sorsak nasıl cevaplar alırız?
- çünkü o benim annem. Beni doğurdu.
- çünkü bize hep şefkatlidir.
- babam hayatını bize adamıştır.

Vs vs... gibi yanıtlar alırız herhalde.

Kadın erkek ilişkilerine gelirsek Duygusal ve fiziksel ihtiyaclar daha farklı bir boyutta ve birazcık daha farklı ama temel mantık aynı bence.

Yani ihtiyaçlar hiyerarşisi işte. Madden ve manen, farklı rollerde birbirimize ihtiyacımız vvar işte. Çıkar dersek üstünkörü biraz kaba bir yaklaşım oluyor ama aramızda sürekli bir alışveriş olduğu gerçeğini de yadsiyamiyoruz bence.
0
çok yorgunum kaptan
(27.07.18)
İnsan ilişkilerini bilmiyorum ama hayvanlara duyulan sevginin tamamen çıkarsız olduğunu düşünüyorum ve bu yüzden hayvan sevmek sevginin en güzel hali bence.
0
ms brownstone
(27.07.18)
evlat sevgisi hariç bütün sevgilerin bir çıkara dayalı olduğunu düşünüyorum.

Edit: insanlar için konuştum. Hayvanlar bizi severse çıkarsız seviyor o ayrı.
0
alaimisema
(27.07.18)
Her iliski bir alisveristir. Buna aile de dahil. Anne seni cok sever ve ucu bucagi olmayan fedakarliklar yapar, neden? Cunku seni o var etti, bir ego soz konusu. Askta bile bir cikar vardir, kendini mutlu etmek, tatmin etmek ugruna karsindakine yagdirirsin.
0
perfectum
(27.07.18)
Cikar sozcugu biraz alengirli bir sozcuk, "bencillik" gibi. Ornegin, bazilari "Sevgilim oldugu icin kotu gunde yanimda olmasini beklerim"i bir cikar olarak goruyor."Iyilik yapinca mutlu oluyorum, dolayisiyla buradan ben de bir kazanc sagliyorum. Bu kazancin maddi olmamasi benim bir seyler elde etmedigim anlamina gelmez" gibi iyilik nedenini bencillik olarak goren tanimlar da var.

Benim gorusum "Hoh, anasini satayim. O kadar da abartmayin". Biyolojide uc farkli birlikte yasam tipi var ya mutualizm, kommensalizm ve parazitizm. Mutualizmde ikisi de birbirinden fayda saglar, kommensalizmde taraflardan biri fayda saglar diger bir halt saglamaz, parazitizmde biri batarken digeri cikar. Acikcasi, cikar iliskisi deyince benim aklima parazitizm geliyor, yani bir alis-veris dengesinin orantisiz olmasi. Bir de bir taraftan gelen fayda eksilince diger tarafin fiymasi geliyor aklima.

Bir de "cikara dayali" iliski var, "cikar iceren" iliski var. Burada cikardan ziyade anahtar kelime dayali olmasi bence, temelinin cikar olmasi. Yani, annenin cocuguyla iliskisinin yogun kismi "Gelecekte bu bakacak bana" uzerine kuruluysa o iliskiye cikara dayali diyebiliriz ama "Cocugum mutlu olsun" dusuncesi ile baslayip yan madde olarak gelecekte cocugun annesine yardim ettigi iliski cikar icerse bile cikara dayali degildir bana gore. Birinin diskili beziyle ugrasilan bir iliskinin cikara dayali olacagina inanmam.

Hatta, soyle soyleyeyim, iliski cikara dayali olsa bile bunun arkasinda bir miktar da olsa sahte duygular olmadigini dusunuyorum. Hatta, bir laf vardi: Insanlarin birbirini kullanmasi arada gercek duygular olmadigi anlamina gelmez. Kullanmanin derecesi tabii ki etkileyici de, kimse kaldiramadigi veya en azindan sempati beslemedigi bir kisi ile cikar iliskisine de baslamaz.

Yani, bu acidan siyah ve beyaz olsalar, her sey tam siyah ya da tam beyaz degil ama grinin cok genis tonlari. Hepsinin icinde birazindan var ama asagidaki iki gri de ayni degil
www.beautycolorcode.com
images3.pixlis.com

Yolumuz yoremizi, limitlerimizi artik bu grilerin icinde kendimize gore belirliyoruz. Herkesin grisi ve tanimi kendine. Asil tehlikeli olanin bu grilerin hepsini ayni degerlendirmek, “Hepsi ayni” muamelesi yapmak oldugunu dusunuyorum; bunun bir pusula kaybetmek oldugunu dusunuyoum. Bir “Bakkaldan sakiz caldim. Kotu tarafa gectim bir kere, o zaman cinayet de isleyebilirim” gibi bir mantik oldugunu dusunuyorum.
0
aychovsky
(27.07.18)
ben bütün ilişkilerin çıkar içerdiğini düşünüyorum. çıkar dediğim maddi bir şey olmak zorunda değil, daha çok manevi kazançtan bahsediyorum.

birini seviyorsan seni mutlu ediyor diye seviyorsun, birine yardım ediyorsan temelde bu sana huzur verdiği için ya da iyi bir insan olduğunu düşündürdüğü için seviyorsun gibi gibi. Bunun kötü bir şey olduğunu da düşünmüyorum. ilişkilerin doğası böyle bence.
0
şubatsonrası
(27.07.18)
belki karşılığında bir şey almak için sevmiyoruzdur fakat kişisel görüşüme göre sevgi yalnızca bir karşılık olduğunda oluşabilen bir şey. belki çok hastalıklı ve nahoş bir düşünce, belki ben sevmeyi bilmiyorumdur ama benim için böyle. evlat sevgisi dahi "çıkara dayalı" demeyeyim ama çıkardan beslenir.

karşılıklı sevgide hissettiklerimizi ve bize verilenleri, karşılıksız sevgide ise egomuzu ve sahip olabileceklerimizi severiz.

düşünüyorum, baba oldum. eşimi çok seviyorum, birlikte dünyaya yeni bir canlı getirmişiz. bu düşünce beni büyüleyen bir şey. eşimi ve çocuğumu çok seveceğimden hiç şüphem yok. karşılıksız mı peki bu? asla. zannetmiyorum. bana verdiklerini ve yaşattıklarını seveceğim. başka bir insanla bir araya gelip ortaya yeni bir "ürün" çıkarmak, çocuğumun bana hissettireceği "ben baba oldum" hissi, beni sevecek olması, benim onu dünyadaki en güzel şey olarak görüp onu destekleyecek olmam... burada çıkar yok mu? alası var. bir anne çocuğunu yıllarca görmese, çocuğu itin teki olsa bile sevebilir ama hepsinin önünde bir "ben anneyim" düşüncesi vardır; kadın nasıl olursa olsun bir insan doğurmuştur, asla değiştirilemeyecek bir gerçek ("o benim oğlum") yaratmıştır. belki çocuğu doğurmaktan pişmanlık duyuyordur ve çocuğunu sevmiyordur ama sonuç olarak böyle bir şey yapmıştır. bir evladının olmasının neye benzediğini, çocuk doğurmayı, anne olmayı vs. tatmıştır. oğlunu/kızını illa sevecekse bu yüzden sever.

ben sevginin bizlere öyle gökten inen bir şey olduğuna asla inanmıyorum. biraz hayatın bizi yönlendirdiği bir şey olarak bakıyorum. örneğin ben bugün bir suriyeli mülteci çocuğa türkçe dersi vereceksem, onu sevip kardeşim belleyeceksem ilk etapta bunun nedeninin benim çok yürekli, muazzam bir insan olmam olduğu söylenebilir. halbuki bu içgüdüsel bir şeydir: o çocuğu güçlendirmek, benim aracılığımla gerçekleştiği için, beni de psikolojik olarak güçlendiren bir şeydir. o çocuğun tinerci olup insanları bıçaklamasındansa türkçeyi düzgünce öğrenmesi, iyi bir eğitim alması, toplumun mutlu ve başarılı bir ferdine dönüşmesi çoğumuz için faydalıdır.

sevgi bence tümüyle bizim kendimizi iyi hissetme, besleme ve koruma içgüdümüzden kaynaklanan bir şey. bize verilen, bize hissettirilen için severiz. somut olarak hiçbir şey alamadığımız noktada da alabileceklerimiz, egomuz, gururumuz, "fight or flight" refleksimiz yüzünden mücadele edip "sevmeye" devam ederiz.

ben böyle düşünüyorum. "sevgi yoktur" demiyorum. kendi yaşantımda sevgiye, iyiliğe önem veren duygusal ve elit bir beyefendiyim (kızlar eqlesin) ama bunun bu kadar mucizevi ya da gökten inme bir erdem olduğunu düşünmüyorum. zaten kendi düşüncemde de bir yanlışlık görmüyorum, bana bunun tam tersi daha garip ve anlamsız gelirdi.

sevgi bir nevi anlaşmadır. bir şey alırsın, bir şey verirsin. sevgi daima olur çünkü sosyal varlıklar olarak daima almak ve vermek durumundayız. ticaret yapan birisi nasıl ki sürekli olarak bu işin içinde olacaktır ve olmadığı anda "tüccar" sıfatını yitirecektir, biz de insan olduğumuz sürece seveceğiz ve sevileceğiz ama bu sevgi öyle bize gökten indirilmiş bir erdem veya sadece bazı insanlara has özel, güzel bir şey değil. olmayacak. ben oğlumu "aslında bana verdiklerin yüzünden seviyorum seni, sktir git mk bidonu" deyip dövmeyeceğim tamam ama sonuç olarak bana hiçbir şey vermiyor ve hissettirmiyor olsaydı, bende güzel duygular uyandırmasaydı sevmezdim. koltuğu sempatik veya güzel bulmuyorum mesela çünkü bana bir şey hissettirmiyor. bu benim sevgisiz olduğum anlamına gelmez, ona karşı bir şey hissetmediğim anlamına gelir.

evet konuyla tamamen alakasız absürt örneğimi de verdiğime göre artık susabilirim.
0
der meister
(27.07.18)
(15)

İngilizce "salaş bir mekan"

peggy
Nasıl denir?
Nasıl denir?
0
peggy
(26.07.18)
valla salaş derken kastırmaması/rahatlık vs. içinse "cozy place" yeterli.
0
lcha
(26.07.18)
Shabby place kullanabilirsin, eski bakimsiz anlamini karsilar
0
leben
(26.07.18)
Bence shabby olumsuz bir hava katar ifadeye.
Causal olmaz mı? Günlük, gayriresmi anlamında

 A casual dining restaurant is a restaurant that serves moderately-priced food in a casual atmosphere (wikipedia)
0
karabasun
(26.07.18)
dive denir.
0
hot potato
(26.07.18)
Cozy place +1
0
mecik balit
(26.07.18)
Bence de en uygunu cozy
0
unionall
(26.07.18)
www.urbandictionary.com

Doğru olan dive
0
Traveller
(26.07.18)
"It's a laid-back place." de denir.
0
robokot
(26.07.18)
Cozy uygun degil.
0
stavro
(26.07.18)
dive sadece barlar icin kullanilir bildigim kadariyla.

casual falan denir herhalde.

Dive bar bir de yani salastan cok boktan manasinda. Ne bileyim, bizdeki birahaneler gibi falan.
0
sen de başını alıp gitme ne olur
(26.07.18)
Cozy, şirin böyle insanın içini ısıtan şeylere denir, salaşa denmez. Salaş denince bizde adamı soymayan, ucuza mal edilmiş, ucuza servis yapan ama yoklukta gideri olan yer anlamı çıkar.
0
bos gezenin bos ustasi
(26.07.18)
Kelime uyduramadım ama not fancy dersen olur mesela.
0
bos gezenin bos ustasi
(26.07.18)
Gebelde casual diyorlar. Very casual deyince artık taburelerle oturduğun, elinle haldır haldır yemek yediğin bir yeri bekliyorsun.

Cozy’nin salaşlıkla doğrudan ilişkisi yok. Loş ışıklı, içini ısıtan her yer cozy olabilir.
0
aychovsky
(26.07.18)
Simple olmaz mi mesela ya da ordinary
0
imnotsureabout
(26.07.18)
A hole in the wall
0
renegade
(26.07.18)
(7)

tanımadığınız insanlara karşı tavrınız nasıl?

demirr
şöyle ki ben dışarı çıktığımda kimseyle ilgilenmiyorum. yani birisini dayaktan öldürseler hemen kaçarım, öldürene "dur sen ne yapıyorsun" demem. otostop çekene kesinlikle durmam. bunun sebebi de insanların cinnet halinde yaşamaları.bi tane sporcu çocuk vardı mesela. adamın biri kadını döverken ayırm
şöyle ki ben dışarı çıktığımda kimseyle ilgilenmiyorum. yani birisini dayaktan öldürseler hemen kaçarım, öldürene "dur sen ne yapıyorsun" demem. otostop çekene kesinlikle durmam. bunun sebebi de insanların cinnet halinde yaşamaları.

bi tane sporcu çocuk vardı mesela. adamın biri kadını döverken ayırmaya çalışmıştı, adam çocuğu bıçakladı öldürdü. çocuğun yerinde ben olsam ve ölsem benim eşim,yavrum, ailem ne yapar,onların günahı neydi diye düşünüyorum.bu vb birçok olay varken, ülkemde insanlar fare gibi olmaz sebeplerden öldürülürken;

yaptığım doğru mu, yoksa yanlış mı?

sizin tavrınız nasıl?

teşekkürler
0
demirr
(26.07.18)
kesinlikle seninle aynı şekilde düşünüyorum. bu ülkede bok yoluna gitme potansiyelimiz çok yüksek ve ben bunu böylece minimize ettiğimi düşünüyorum açıkçası.
0
bizansa karsi memleket takimi
(26.07.18)
Ben herkese yardımsever davranıyorum şahsen ama elinde bıçak olan birine müdahale yapılmaz. polisi aramak en iyisi. dövüş sanatı bile bilsen defalarca pratiğin yoksa elinde bıçak olan adama karşı koymak zor. hiç bilmeyenlerin hele karşı koyması mümkün değil.
0
Neill
(26.07.18)
@neill+1

Öyle bir durumda hizlıca durum analizi yapıyorum bu kavga büyür mü, etrafta benden güçlü yardım edecek başkaları var mı, mağdur olacak kadın veya çocuk var mı diye tartarım. Cevaba gore müdahale ederim.

Birde ben ufak tefek bir insanım yani kavga ayırmam için yürek yemem gerek. Ezip yutarlar beni. Öyle bir durumda polisi, ambulansı aramak en mantiklisi. Ama kavga eden çocukları düşünmeden ayırıyorum. Çocuk dediysem 5-15yaş arası. Daha büyüklerin kavgasından tırsiyorum.
0
Amaranta ursula
(26.07.18)
ben böyle mevzularda tabi durum analizi de yaparak yardım etmeye çalışıyorum hemen, otostop dahil (tabi tipine göre). senin düşündüğün gibi ben de, mağdur olan tarafta ailem olsa ve kimse yardım etmese? diye düşünüyorum. annem darp edilmişti ve çevresinde insnalar olmasına rağmen kimse yardım etmedi. arkadaşım benimle buluşmaya gelirken arbede sonucu bıçaklandı, yoldan geçen arabaya beni ilerideki hastaneye bırakın lütfen, öldürücek beni bu çocuklar yoksa demiş, almamış adam.
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(26.07.18)
benim sözlü kavgayı yatıştırma gibi üstün bir yeteneğim var. sözle dalaşanlara hemen nutuk çekiyorum inanılmaz etkili oluyor. ama yumruklaşma evresine geçmişlerse orda bağırır polis filan çağırırım. birinde bursa'da 48 otobüsünün şoförünü dövmek için bir kaç kişi dışardan kapıyı yumruklamıştı. bu şoför gel lan gel açıyorum kapıyı ne yapacaksınız ha bana tribindeydi. var gücümle bağırıp kapıyı açmasına engel olmuştum. hala düşünürüm bağırmasam adamı belki öldürmüşlerdi. :D
otostopla da birini almıştım korkumdan ödüm bokuma karıştı arkadan her an saldıracak gibi geldi. tanımadığımı asla almam o yüzden.
0
for day to break
(26.07.18)
Gecen sene mahallede iki aile birbirine girmisti gecenin 3'unde. Birkac kere toplu bagirmalar ve "Bicak cekti" tarzi sesleri cok duydum ve polisi aradim. Polis 1.5 saat gelmedi, o arada kavga dagildi. Ben de geri polisi arayip "Kavga dagildi" dedim. Sabah uyanip birlikte kaldigim kisilere durumu anlattim, "Manyak misin? Birak, kim kimi olduruyorsa oldursun. Daha once onlar birbirine girdi. Birisi polis cagirmis, tanidiklari varmis ve kim oldugunu bulmuslar. Polisi cagirani bulup yaraladilar" dedi.

Biri dusmusse falan yanina gider "Iyi misiniz" derim, oyle seyleri yaparim. Otostopcunun da ogrenci olup olmadigina bakarim mesela. Yani, yol ortasindan anlasilmiyor da, kampus kenari otostop cekenlerin ogrenci oldugu belli oluyor ornegin.

Onun disinda, kadin olmamdan kaynakli sanirim, iki tane kocaman erkegin kavgasinda zaten tepki versem bascavusun esegi muamelesi goruyor ve pek kimse sallamiyor. Sesimi daha da arttirirsam, hem bagirma cagirma deneyimimim pek yok, hem erkek sesini bastiracak gucte degilim, hem boy bidik, hem de caril caril bagiran igrenc sesli kadin kategorisine girecegim (ki bebek aglamasiyla birlikte en katlanamadigim sestir); bir sey demem.

Bir de en son gupegunduz Nisantasi'nda 8-10 cocuk bana bicak cekti, 10 metre otemdeki millet "Aaa oyun oynuyorsunuz sandik" dedi. Gucum cocuklara da yetmediginden hic girmem o topa.
0
aychovsky
(26.07.18)
metroda asansör beklerken arkamda bekleyen bir adam montumun cebinden telefonumu çekmiş almış koşarak giderken, yine benimle birlikte asansör bekleyen 4-5 kişi diplerinde olmaları ve görmelerine rağmen müdahale etmediler ve ben tam asansöre binerken dürtüp "şey hanımefendi sanırım bir adam telefonunuzu aldı" dediler. yani bırakın bir şey yapmayı, tam olarak bu cümleyi o kadar rahat bir biçimde söylediler ki anlamadım ne olduğunu, düşünün. şu olaydan sonra bir şeylere müdahale etme, insanlara yardım etme isteğim o kadar azaldı ki. yine de zor durumdaki birine elimden geldiği şekilde yardım etmeye çalışırım, ama hem kız hem de bayağı güçsüz olduğumdan dolayı kavga vs müdahale etmiyorum tabii.
0
tabirimekruh
(26.07.18)
(21)

Şirkette kendi kupasını/bardağını kullananlara

monogram
Selamlar,Diyelim kendi kupanızı kullanıyorsunuz. Çay, kahve süper oluyor. Pekiyi kupanızı / bardağınızı nasıl temizliyorsunuz? Ortak süngeri kullanmıyorum ben. Evden sünger mi getiriyorsunuz? Belirli aralıklarla eve götürüp yıkıyor musunuz?Teşekkürler.
Selamlar,

Diyelim kendi kupanızı kullanıyorsunuz. Çay, kahve süper oluyor. Pekiyi kupanızı / bardağınızı nasıl temizliyorsunuz? Ortak süngeri kullanmıyorum ben. Evden sünger mi getiriyorsunuz? Belirli aralıklarla eve götürüp yıkıyor musunuz?

Teşekkürler.
0
monogram
(25.07.18)
belirli aralıklarla eve götürüp yıkıyorum.
0
111111
(25.07.18)
çalkalıyorum, illa köpüklü yıkayacaksam ya elle köpürtüyorum yada eve götürüyorum. kağıt mendili de sünger gibi kullanıp sonra atabilirsiniz
0
yemrem
(25.07.18)
ofisteki diğer bardaklarla birlikte güniçinde ve günsonunda da makinede yıkanıyor.
0
MiraTaurus
(25.07.18)
her gün evden temiz bardak getiririm. öyle de bir manyağım.
0
işimdeyim gücümdeyim
(25.07.18)
temizlik hastası çaycı dilek abla her kullanımdan sonra yıkıyor, benim uğraşmama gerek kalmıyor. sağ olsun kaç tane bardağımın rengini attırdı, en azından hijyen açısından içim rahat.
0
Bruce
(25.07.18)
Bizde de makine var, sabah akşam çalışıyor.

Bardağın biraz şaftı kaydı ama olsun. He ofiste kullandığım termosu makineye attırmıyorum. Kullandıktan sonra güzelce çalkalayıp kaldırıyorum, unutmazsam Cuma günü de yanıma alıp evde yayına kadar söküp yıkıyorum. Öteki türlü kahve hem koku hem tortu bırakıyor.
0
chicha
(25.07.18)
Ya ofisteki bulasik makinasina koyuyorum ya da evden sunger getiriyorum cekmecede tutup onu kullaniyorum.
0
superfluid
(25.07.18)
makinede yıkanıyor

diğer cevaplara bakılırsa ben 2 yıla kalmaz mikroptan ölürüm
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(25.07.18)
kahve biter bitmez çay molasında kullanılan semaverin kaynar su çeşmesinde çalkalıyoruz. Böyle 2 hafta idare ediyor. Kahve rengi çıkmamaya başlayınca meşhur mutfaktaki abla bizde de var, veriyoruz yıkıyor.
0
onemoremile
(25.07.18)
Ortak süngeri kullanmıyorsan al koy bi onlu sünger yıkarsın kendininkini ordan.
Bizde makine var.
0
bos gezenin bos ustasi
(25.07.18)
bulaşık makinasında yıkanıyor bizimkiler.
0
naksidil
(25.07.18)
Ofiste süngerim ve deterjanım var, onunla yıkıyorum. Ortak sünger ya da makina yok. Herkesin kendi süngeri var bizde. En fazla 2-3 kişinin ortak kullandığı sünger var. Mutfağa her giren kendi süngerini götürüyor.
0
aychovsky
(25.07.18)
Bizde mutfak, bulaşık makinesi, çaycı abla yok. Laboratuvardaki çeşmede çalkalıyorum, sonra sebilden sıcak su doldurup tekrar çalkalıyorum. Peçeteyle de kuruluyorum. Sadece şekersiz çay içiyorum bu bardakla ve içer içmez anlattığım şekilde yıkıyorum, yeterli olduğunu düşünüyorum.
Mesela müdürüm bardakta kalanı bile dökmez genelde. Yarısı dolu bardağı bırakıp birkaç gün işe gelmediğinde o bardakta yaşam formları türüyor. Döndüğünde sıvı sabunu eliyle köpürterek yıkıyor. Yıllardır bu şekilde kullanıyordu bardağını. Geçen gün hediye bardak geldi, bu emektar bardağı attı.
0
pati
(25.07.18)
mümkün olduğunca deterjan kullanmamaya çalışıyorum. ne kadar durulasam da gitmiyor. bir şekilde ya köpük ya da tat bozulması yapıyor. ayrıca deterjan artığı çok zararlı. sıcak suyla çalkalayıp peçete ile siliyorum, bazen elimde ovuyorum.
0
emrexan
(25.07.18)
Mutfaktaki bulaşık makinesinde yıkanıyor.
0
pike
(25.07.18)
Al deterjanı dök kupaya, elinle yıka.
0
perfectum
(25.07.18)
Suyla bi' çalkalıyorum ya da eve götürüp yıkıyorum.
0
unstabledotpy
(25.07.18)
önce çalkalıyorum yetmiyo köpürte köpürte süngerle yıkayıp üzerine bir de makineye atıyorum ardından aside oturtup en sonunda da el bombasıyla onu havaya uçuruyorum dşakdiasd. ya manyak mısınız sizin bardağınız değil mi zaten? ortak süngerden ne geçiyormuş ayrıca veba falan mı. çalkala geç, kahve lekesi vs olduysa da süngerle imkan varsa arada makineye falan at..merak ettim ayrıca, bir kafeye gittiğinizde siparişini verdiğiniz bardağın nasıl yıkandığını biliyor musunuz..
0
shineonyoucrazydiamond
(25.07.18)
@shine bir kere görmüştüm, çalkalayıp tezgahı masaları sildikleri sarı bezle kuruluyorlardı. Bağdat Caddesi'nde iyi bir kafede hem de.
0
pati
(26.07.18)
iki termos var, biri çay biri kahve için. hafta içi sıcak suyla çalkalıyorum, hafta sonu eve götürüp ikisini de güzelce yıkıyorum.

bir sıkıntı olmuyor.
0
babilbaligi
(26.07.18)
@pati: birkaç tane sıkıntılı işletmecisi olanların dışında tamamının öyle olduğuna emin olabilirsin..
0
shineonyoucrazydiamond
(31.07.18)
(4)

Hanımlara soruyorum

iwasbornonamountainside
Sevgilinizden ayrıldıktan sonra, kısa bir süre içinde intikam hırsıyla tek gecelik ilişkileriniz oldu mu? Olduysa sonrasında neler hissettiniz ve siz veya partneriniz iletişimi devam ettirmek istedi mi?
Sevgilinizden ayrıldıktan sonra, kısa bir süre içinde intikam hırsıyla tek gecelik ilişkileriniz oldu mu? Olduysa sonrasında neler hissettiniz ve siz veya partneriniz iletişimi devam ettirmek istedi mi?
0
iwasbornonamountainside
(25.07.18)
intikam için sevişilir mi ya? yani ben yapamazdım/yapmadım.
0
lcha
(25.07.18)
intikam için çok saçma. ben de yapmazdım/yapmadım.
0
111111
(25.07.18)
İntikam hırsı gibi bir şey olmadı da, kısa süre içinde rebound yaptım çok eskiden. Sonra rebound kişisi sevgilim olmuştu çok uzun süre.
0
aychovsky
(25.07.18)
senin yaşadığın tek gecelik ilişki nasıl eski sevgiliye intikam olsun ki? hadi diyorum adam rahatsız olacak bundan, gidip söylüyor musun? bu nasıl düşüklük?

sevişecekseniz yine sevişin de intikam için sevişilmez.
0
elorelia
(25.07.18)
(12)

şirketin özellikle size tahsis etmediği imkanları kullanmak

Bruce
mesela iş yeri restoranının mutfağında gayet güzel bir kahve öğütücü var, bende yok; öğütülmüş kahve alıp bayatlamasına göz yummaktansa taze çekilmiş içebilirim. mutfağa gidip söylesem mırın kırın etmeden çekerler. mesela arada evde matkap işi oluyor, teknik ekipten istesem 1-2 günlük verirler.mesel
mesela iş yeri restoranının mutfağında gayet güzel bir kahve öğütücü var, bende yok; öğütülmüş kahve alıp bayatlamasına göz yummaktansa taze çekilmiş içebilirim. mutfağa gidip söylesem mırın kırın etmeden çekerler.
mesela arada evde matkap işi oluyor, teknik ekipten istesem 1-2 günlük verirler.
mesela it'de 3 boyutlu yazıcı var, minik bişey bastırmak istesem sorun etmezler.
mesela kaliteli bir fotoğraf makinesi var, bende duruyor zaten ama dışarı çıkartmıyorum, istesem kimse bir şey demez.

böyle durumlarda siz bu "imkanları" kullanır mısınız, halihazırda kullanıyor musunuz? ben prensip gereği yapmıyorum hiçbirini. aslında prensip de demeyelim de, sevmiyorum bu tarz şeyleri; istismar gibi geliyor.
bugün satın almacı kahvemi yaparken gördü; senle biri daha uğraşıyor bunlarla, granül değil de çekirdek alalım size, yukarıda çektirir taze taze içersiniz hem dedi. yapar mısınız la dedim, tabii lan neden olmasın, sonuçta personel içsin diye alınıyor işte, 3-5 paket de ondan alırız ne olacak dedi. sonra düşündüm, demek ki başkalarına o kadar da kötü gelmiyor bu fikir dedim.

siz ne düşünüyorsunuz bu konuda merak ettim, gereğinden fazla mı hassas davranıyorum? istismar tam doğru kelime değil biliyorum, her gün 15 kilo kahve çektirmedikten sonra bir zararı olmaz kimseye ama bilemedim, yine de fikir biraz uzak geliyor. neticede benden görüp de başkaları da yapmaya başlasa o zaman sıkıntı oluşacak, çifte standart ihtimali yaratmak hoş değil.
0
Bruce
(25.07.18)
Personel kullanımına tahsis edilmediği için kullanmak doğru değil. Bu işler çocuğunun ödevlerini bastırmaktan başlar, şirketin panelvanını ev taşımak için kullanmaya kadar gider. Sonra personel şahsi işlerine, şirket işlerinden öncelik verip, şirket imkanlarını kendilerine kullanmak için yarışmaya başlarlar.

Sen şirkette şu var bu var diye bakmayacaksın. Mesela personel mutfağındaysa kahve öğütücü, git öğüt. Ama müşteriye hizmet edilen mutfaktaysa unut. Öyle bir imkan var diye düşünme. Yarın kahve öğütücü bozulur, mutfaktakiler senin için "her gün gelip kahve öğütüyor, her gün kahve mi öğütülür" diye üzerine atarlar.

Kolay gelsin...
0
malheiros
(25.07.18)
Malherios +1

Özellikle her gün kahve öğütüyor derler tespiti efsane.
0
iddaaci
(25.07.18)
Eskiler bunu "Bal tutan parmağını yalar" diyerek güzel özetlemiş. Ölçeği, sınırı, uygun olup olmadığı sizin takdirinize bağlı.
0
grobet
(25.07.18)
Abartmadıktan sonra sorun olacağını düşünmüyorum ben. İş yerimin öyle güzellikleri olmadı hiç, hatta işteki oturdupum sandalyeyi, kış için ısıtıcıyı ben aldım ama olsa basit şeyler için çekinmem. Herkes kahve çektirebilir bence. İşyerinde içiliyorsa istismardan öte hak olarak görüyorum da, herkes abartmadan evşne kahve çektirse de olur. Bu biraz şey gibi, hani pazarda peynirciye gidersin ve almadan önce tadarsın. Almadığında sen rahatsız hissetsen bile adama ayıp olmaz ama sömürüp her peynirden biraz yiye yiye karnını doyurmazsın. Bu da onun gibi, abartmadıkça küçük şeyler için sıkıntı görmüyorum. Fotoğraf makinasını almak biraz fazla geldi bana ama kahve çektirmek, kalem almak gibi şeyleri herkes yaptırsa ayıp olmaz.
0
aychovsky
(25.07.18)
Hayır kullanmam. İş için verdikleri usb lere şahsi dosyalarımı bile yüklemem mesela.

Benim babam da böyleydi:) İç Anadolu'da bir ilçede tarım müdürüydü babam, annem daireden biraz gübre alıp çiçeklerine koymuş, kıyameti kopartıp, kadına saksıların dibinden avuç avuç gübreleri toplattırıp geri götürmüştü. Sen nasıl devletin malını alırsın demişti.

Böyle gördük, böyle gidiyor işte hocam.
0
old possum
(25.07.18)
Duruma göre değişir. Kompresör var bizim atölyede bazen arabanın lastiğini şişiriyorum. Ama gidip de çim biçme makinasını alıp evin bahçesini biçmem.
0
bos gezenin bos ustasi
(25.07.18)
b.ku çıkarılmadığı sürece kullanılır, ne olacak ki.
0
elorelia
(25.07.18)
ben kendi adıma doğru bumuyorum bunu, kontrol edilemez bir boyuta ulaşıyor bir süre sonra. x departmanında ki diyor ki y departmanından bruce kahvesini öğütüyor, ben de şunu kullansam ne olur ki. derken derken çığ gibi büyüyor bu konu. tabi büyük işletmelerden bahsediyorum. yoksa 3-5 kişinin çalıştığı ofislerde, suistimale dönüşmediği sürece yapılabilir böyle şeyler.

ama benim kendi adıma "emanetin canı g.tünde olur" prensibim olduğundan, kolay kolay hiç bir malzemeyi emaneten kullanmam.
0
Phoebe
(25.07.18)
Kullanılmaz. Şirketten bir çöp dahi dışarı çıkarılmaz izinsiz, imzasız. Böyle bir durumda işten dahi atilabilirsiniz. Böyle bir şeye göz yumarsaniz da sirketin size olan güveni sarsılır.

Not: kurumsal şirketten bildiriyorum
0
Crymeariver
(25.07.18)
@Crymeariver, işten atılma gibi bir durum söz konusu değil, soruda da belirttiğim üzere izinsiz bir iş yok, işveren vekiline, gm'e bile gidip sorabilirim ve sorduğuma gülerler de. gizli kapaklı bir şeylerden bahsetmiyorum yani.

benimle aynı fikirde olan insanları görmek sevindirdi, bu açıdan içim rahatladı; teşekkür ederim herkese cevabı için.
0
🌸Bruce
(25.07.18)
Her türlü imkanı onay alarak kullanıyorum. Bunda negatif bir şey olduğunu düşünmüyorum.
0
roket adam
(25.07.18)
kullanırım çok da dert etmem. sonuçta gizli kapaklı yapmıyorum. fotograf makinası bana zimmetli ise zaten başına bir iş gelirse, kaybolursa sorumlusu benim. matkap da teknik ekibin malı ama sorumlusu izin veriyor ise bence sorun yok.

önemli olan işini yaparken bunları kullanma konusunda gösterdiğin titizliği gösteriyor musun.
0
orpheus
(25.07.18)
(10)

Beyaz yakalılar! yemek sorusu

haydudd
2 yıldır dışarıdan fastfood ile sağlıksız beslenip üstüne faiş fiyatlar ödemekten bıktım ve bir karar aldım dün evden yemek götüreceğim.siz nasıl hallediyorsunuz yemek işini her gün ne götürüyorsunuz yiyecek? bugün sandwich yaptım ekmek arası yarın tonbalığı yerim sonra?
2 yıldır dışarıdan fastfood ile sağlıksız beslenip üstüne faiş fiyatlar ödemekten bıktım ve bir karar aldım dün evden yemek götüreceğim.siz nasıl hallediyorsunuz yemek işini her gün ne götürüyorsunuz yiyecek? bugün sandwich yaptım ekmek arası yarın tonbalığı yerim sonra?
0
haydudd
(25.07.18)
Ben bir dönem işe evden yemek götürürdüm. Gereksiz bir külfet geldi. Sonra "sal gitsin" modunda işyeri yemeğine devam ettim.

Menülerim;

*Sandviç (tonbalıklı, peynirli, rus salatası ve salamlı, tavuklu gibi gibi)
*Makarna (yoğurtlu, salatalı, mısırlı, sebzeli)

İnsan bir yerden sonra üşeniyor.
0
kablelvuku
(25.07.18)
maddi bir sıkıntı yoksa mailbox ofislere öğle yemeği hizmeti veriyor. süreli ve gruplu üyeliklerde kişi başı günlük 15 tl'ye güzel yemekler yenebilir. detaylı bakmadım.
0
piremses
(25.07.18)
evde biri sizin için özenle sağlıklı yemekler pişirip tapır içinde kapının koluna poşet ile asmıyorsa o iş zor. en fazla 1 hafta sonunda pes edersiniz. işyeri civarında esnaf lokantası araştırmasına girin. olmaması mümkün değil. illaki vardır. o yoksa da fatoş abla ayşe teyze gibi bir butik ev yemekleri yapan bir lokanta vardır.
0
naksidil
(25.07.18)
Ben de yemek goturenlerdenim. Hijyensiz bırakılması gibi endişeler nedeniyle buzdolabı alınmıyor. Ben de bunun için aldığım mikrodalgaya girebilen ve sızdırmayan yemek kapılarını klimanın altındaki dolabın üzerine koyuyorum. Evde de zaten dolaptan çıkarıp götürüyorum. 5 saat hiç sorunsuz bekliyor.

Ancak et yemedigim için tavuk falan götürmuyorum. Sebze yemekleri, salata, baklagil, tahıl ağırlıklı oluyor. Bunları isitmaya da gerek kalmiyor. Kapağını açıp yiyorum.
0
Traveller
(25.07.18)
baldur2
(25.07.18)
eğer dışarı çıkma imkanınız varsa bu tarz lokantalar candır.
scontent-frx5-1.xx.fbcdn.net
0
lazpalle
(25.07.18)
Ben de yemek götürüyorum. Ailemle yaşadığım için sıkıntı olmuyor. Sağolsun anneciğim evdeki sebze yemeklerinden koyuyor dökülmeyecek kapların içine. Ofiste de mikrodalga olduğu için ısıtıp yiyorum hemen. Ekonomik olarak hem rahatlattı hem de kilo verdim.
0
principlei
(25.07.18)
ben beyaz yakalı değilim ama çözümü geç kahvaltı yaparak buluyorum. yani kahvaltıyı geç yapıp öğlen yemeği ihtiyacını ortadan kaldırıp akşam da evimde yapabilirsem yapıyorum. dediğin gibi denediğimde 3. gün pes edip kısır döngüye tekrar dahil oluyorum.
0
giovanne
(25.07.18)
Beyaz yaka değilim ama işyerimizde yemek verilmiyor, çevresinde restoran yok. Ben de çoğunlukla evden yemek götürüyorum bazen, bazen aç oturuyorum, bazen “vending machine” gibi makinelerden saçma bir şey alıyorum,bazen yol üstü marketten yiyecek bir şeyler alıyorum giderken, bazen bir araçla en yakın yiyecek yerine gidiyorum. Genelde herkes evden getiriyor. Beslenme çantalarımız var. Onun içine sızdırmaz ve cam saklama kapları ile yemeği koyuyorum. Yanına küçük yoğurt falan alıyorum. Beslenme çantası da piknik çantalarının küçüğü. Yalıtımlı, o yüzden içinde duruyor.
0
aychovsky
(25.07.18)
kendine sızdırmaz yemek kabı/sefertası vb bişey al öncelikle.

ben 4-5 kg kıymayı soganlı domatesli vb kavurup, 200er gramlık buzdolabı poşetlerine kare tabak gibi incecik yayarak, buzlukta depoluyorum. 2-3 saatlik uğras sonucu elimde 30 kadar, tavaya attıgımda incecik oldugu için 5dk da çözünen, mis gibi kıyma oluyor. her seye kullanıyorum. sebze yemegi yapıp 3-4 gün yiyorum. lor peynirim domatesim eksik olmaz. tuzsuz zeytin bol yerim. cok çeşit aramam sevdiğim şeyi sürekli yerim.

istersen köfteleri hazırlar pişirir ve 5erli paketler halinde buzluğa atabilirsin. soğuk soğuk güzel gidiyor.

öğle yemeğinde 200 gram kıyma, lor peyniri, zeytin, biraz yeşillik, domates, doymam dersen bulgur pilavı. becerebiliyorsan (ki çok kolaydır, soğan salça ve su/domates püresi) zeytinyağlı sebze yemekleri yapıp 3 gün yiyeceksin.

ton balığıyla ekmek arasıyla olmaz o iş. yapacaksan kendine düzgün tost veya soğuk sandviç yap. yediğin şeye özen göster.
0
hasmetizm 2046
(25.07.18)
(8)

Öpüşmek neden bu kadar zor

her gece aç
Mesela samimiyetin olmadığı birine yemeğe çıkalım diyebilirsin rahatça fakat aylardır muhabbetin olduğu bir kıza opuselim diyemiyorsun. Cildiracagim bu zevkli eylemi yapmak neden bu kadar zor?
Mesela samimiyetin olmadığı birine yemeğe çıkalım diyebilirsin rahatça fakat aylardır muhabbetin olduğu bir kıza opuselim diyemiyorsun. Cildiracagim bu zevkli eylemi yapmak neden bu kadar zor?
0
her gece aç
(25.07.18)
Öpüşelim demekle mi oluyor o işler?
0
ismira007
(25.07.18)
Sesli guldum. Opusmenin fonksiyonu ve degeri kizlarda sendekiyle ayni degil de ondan ;)
0
twelfth
(25.07.18)
“Gereksiz prosedürler dostum! Önce güzel sözler söylemen, hatta yemek yemen, romantik bir ortam yaratman gerekiyor maalesef. Halbuki bunlar hep amaca giden yoldaki engeller. Ah... Minik dostum... Her şey seks için. Herkes biliyor bunu ama yine de prosedürler...”
0
lamira
(25.07.18)
hocam bazı tensel temaslar lazım öncelikle, dokunduğunda irkilmediği bi sınır olur ordan sonrası bayır aşşağı gidiyor, öpüşme kısmı da iyi bir göz teması sonrası spontane geliyor zaten, sorma olayı yok, sorunca hakkı sevişelim mi gibi bişi oluyor.
0
firemanjonny
(25.07.18)
öpüşelim mi demezsin, direkt öpersin.
0
nickini degistiren yazar
(25.07.18)
Ben anlamadım. Sevgiliyde niye birkaç ayda öpüşülmüyor, muhabettinin olduğu rasgele bir kızsa neden öpüşülüyor. Aradaki ilişki nedir?

Kız arkadaş, flört falan olduğunda zaten sormuyorsun; o an öyle gelişiyor. Arkadaşlıktan fazla bir durum varsa ztaen kız sen öpesin diye bekliyordur.

Sadece muhabbetinin olduğu bir kızsa zaten ya hoşuna gider ya tokat atar ve sapık diye bağırır. Yemeğe çıkmak o kadar da özel bir eylem değil.
0
aychovsky
(25.07.18)
kuul
(25.07.18)
spontane gelişen bir olay bu. hele ki bir kızla henüz yeni tanıştıysan. cevaplarda verilmiş, güzel sözler, şahane bir akşam yemeği yada sahilde otururken sakin ve romantik bir ortam lazım. bunun dışında arabanla eve bırakıp son bir öpücük de olur. genelde bu olay kadının isteğiyle oluyor. genelde diyorum bak altını çizerim. erkeğe kalırsa bu olay onun biraz dominantlığına ve karizmasına kalıyor :p
0
false pretension
(25.07.18)
(5)

tek başıma ne yapacağım diyen yaşlı akraba

xlero
söz konusu akraba 72 yaşındaki halam. kendisini severim ama genel olarak akrabalık ilişkileri çok kuvvetli biri hiç olmadım. arada ziyarete gittiğim biriydi sadece. son iki senede ben annemi, babamı ve babanemi kaybettim. hem ben ebeveyn anlamında yalnız kaldım (beraber yaşadığım bir abim var şu an)
söz konusu akraba 72 yaşındaki halam. kendisini severim ama genel olarak akrabalık ilişkileri çok kuvvetli biri hiç olmadım.

arada ziyarete gittiğim biriydi sadece. son iki senede ben annemi, babamı ve babanemi kaybettim. hem ben ebeveyn anlamında yalnız kaldım (beraber yaşadığım bir abim var şu an), hem halam son 1 yıldır baktığı babanemi kaybedince yalnız kaldı. babaneme bakmak onun için duygusal anlamda yorucu olsa da bir meşgaleydi ve şimdi babanem yok ve halam kendi sağlık sorunlarıyıla kafayı bozmuş durumda. ne zaman gitsem hep negatif şeylerden bahsediyor ve yalnızlıktan korktuğunu dile getiriyor.
aileden bir tek ben kaldım halam için (abimle konuşmuyorlar).

ve biz halamla eskiye göre daha yakın olduk bu yalnızlıklarımızdan ötürü. halam büyük bir depresyon içinde, yaşından dolayı da ufak rahatsızlıkları var tabi ama mesela her gün yine de işe gidiyor evden çıkıp (bir dükkanda, baya esnek şartlarda çalışıyor, ona iyi davranan, muhabbet kuran insanlar var çevresinde).

ama dediğim gibi ne zaman onu ziyarete gitsem, mesela 'oo hala bugün canavar gibisin, doktorun verdiği vitaminler yaramış' (cidden iyi, enerjik gözüktüğü bir gün), hiç oralı olmuyor ve negatif bir şeylere geliyor konu.

belki sırf yaşlı olması bile bunları haklı çıkarabilir. ve çok kısa sürede annesini ve abisini kaybetmesi. fakat ben de çok güçlü hissetmiyorum kendimi ve ona, bu negatif tavrıyla, destek olmak bazen çok zor geliyor. onun için üzülüyorum. ama yapabileceklerimin, kendimden feragat edebileceklerimin bir sınırı olduğunu da biliyorum.

şu an ona yardım eden yabancı bir kızla kalıyor ve bugün 'bilmem kim (o kız) olmasa ben naparım yalnız başıma, diyorum bir huzur evine mi gitsem, bunları düşündüm, bütün gece ağladım'. yani gel hala beraber yaşayalım desem hemen kabul edecek eminim. beni çok seviyor, fakat dediğim gibi benim bu kadarını teklif etmeye ne isteğim ne de duygusal kapasitem var.

halam daha gençken de biraz böyle sömürü yapan bir insandı fakat şimdi yaşlıyken bu söylemleri duymak daha üzücü oluyor.

ne yapılır, nasıl yaklaşılır?
0
xlero
(24.07.18)
zor durum. sanırım kadınsınız ve evli değilsiniz ? halanıza beraber yaşayalım deseniz ileride evlenince ne olacak ? onun için çok daha fazla yıkım olur.

bence her gün arayın sorun ilgilenin, hastaneye götürün alışverişine yardım edin sosyalleşin ancak aynı ev fikri bana hiç mantıklı gelmedi.

bu arada kadın olmasanız da aynı durum yani. malesef insan hayatında böyle şeyler var ve ne güzel onunla ilgilenen bir yeğeni de var sizin gibi
0
oscar
(25.07.18)
düşündüm de gerçekten zor bir durum. yani siz abinizle yaşıyorsunuz zaten. bu hala gel bende kal kararını tek başınıza da alamazsınız zaten. bunu abinizin de istemesi gerekir. sen birazcık halanın önüne bunu sür. sanırım halan senden teklif bekliyor gerçekten. arada sırada yanında kal bence. çok yalnız bırakma. hergün sor ama ne bileyim mesela haftasonları onda kal. ya da onu al size getir haftasonları. haftada birkaç gün beraber kalın yani. o da sen de ağır kayıplar yaşamızsınız kolay değil ve şu anda bu duygusal boşluğu mutlaka birisi ile doldurmalı. ve o kişi sen görünüyorsun.
0
mavipanter
(25.07.18)
aynı ev çok çok zor.
0
sutlu nescafe
(25.07.18)
Aynı ev çok zor da, sizin evinizin yakınlarında(aynı apartmanda, vb) kiraya çıkma olanağı olur mu? Yani, hem uğrarsınız sık sık hem de istediğiniz zaman evinizde kalırsınız. Her akşam da arayıp sorabilirsiniz.

Bir de yakınlarının hepsini kaybetmiş, yalnız kalmış. Profesyonel yardıma nasıl bakar?
0
aychovsky
(25.07.18)
Bahsettigim isini birakmak istemeyecegi icin muhitini degistirmez sanirim. Abimle de konusmadiklari icin bizim eve getiremem. Su an o isine yuruyerek gidiyor. Ben dediginiz gibi aramaya calisiyorum hep, ugrayamayacak gibiysem de. Daha ic acici konular acmaya calisiyorum. İcimden geldigince muhabbet etmeye calisiyorum. sirf o mutu olsun diye bi rol yaptigimi da dusunmesin istiyorum.
Doktor antidepresan vermis, duzenli kullaniyor onlari. Ama psikologa yonlendirmemis mesela. Kendisi de kabulleniyor depresyonda oldugunu. Bir seyleri fazla dusunup kaldiramayip kalbine vuran streslere donusecek diye korkuyorum. Sanirim antidepresanlara devam etmesi onemli.
Tesekkurler herkese cevaplar icin. Saglik sorunlariyla baseden veya baskalarina destek olan herkese kolayliklar.
0
🌸xlero
(28.07.18)
(11)

Akıl veren insanlarla başetme metotlarınız var mı?

for day to break
Gerçekten tiksiniyorum bunlardan. Hani şu tipler yaşın gelmiş evlenmemişsin diyelim. Ne duruyorsun daha bul birini diyen tipler. Azarla demeyin, azarlanmayacak bir konumda.
Gerçekten tiksiniyorum bunlardan. Hani şu tipler yaşın gelmiş evlenmemişsin diyelim. Ne duruyorsun daha bul birini diyen tipler. Azarla demeyin, azarlanmayacak bir konumda.
0
for day to break
(24.07.18)
sen cok mu mutlusun diye sor. kesin deildir. zira mutlu olan insan baskalarinin murvetini dert etmez. iste bunlar hep can sikintisi. renksiz hayatin urunu.
0
mayeskuel
(24.07.18)
Sen de akıl ver ters köşe yap. Afallasinlar.
0
dafaisss
(24.07.18)
Ustalik gerektiren kafaya takmama sanatini okuyabilirsiniz. Genel olarak sklememek uzerine guzel bi kitap
0
cal oyna seyrine bak
(24.07.18)
En mantıklısı aceminin taktik. Ama her duruma uygulanmıyor tabi.
0
pastörizesüt
(24.07.18)
Yav he he tarzında aptal bir sırıtmayla dikkate alıyormuş gibi yapıyorum.
0
şubatsonrası
(25.07.18)
dinliyomus gibi yap ama o an orda olma, haftalik planini falan yap kafanda. ben son 5 senedir deniyorum, 100% calisiyor.
0
superfluid
(25.07.18)
yurtdışına göçmenlik başvurusunda bulunacağım de konuyu değiştir arkadaşım hiç mi sohbet değiştirecek kontran yok?
0
foxtrot
(25.07.18)
ayrilacaksam neden evleniyorum diyorum. cevap gelmiyor.
0
orpheus
(25.07.18)
Bana da çok diyorlar. "bende bul birisini bana evleneyim." diyorum götüm götüm kaçıyor. Bizim milletimiz böyle boş boş konuşur ama kimse elini taşın altına koymak istemez.
0
komando kani var bende
(25.07.18)
Azarlanamayacak konumda derken teyze, hala gibi yakın akraba mı? Ben artık çok kısa tutuyorum muhabbeti 59sn. konuşup konu uzamadan kapatıyorum. İş konusunda akıl veren oluyor, C planın olsun D planın olsun diyenler var, sanki plan yapacak ortam varmış gibi.
0
geçerkenugradım
(25.07.18)
superfluid + 1
Dışarıdan gülerken içeriden günlük ya da haftalık planlar yapmak, hiç olmadı “Batman mi yener, Superman mi” gibi iç polemiklere girmek ya da kafadan sevilen bir şarkıyı çalmak işe yarıyor.
0
aychovsky
(25.07.18)
(12)

yurt dışına taşınmadan yapılacak işler

oscar
haftaya temelli amerikaya yerleşiyoruz. daha önce gidenler taşınanlar ne önerirsiniz ? gelmeden mutlaka şunları halledin ya da şu belgeleri getirin şu resmi işleri halledin gibianneme tam vekalet vermek geldi aklıma bir tek
haftaya temelli amerikaya yerleşiyoruz. daha önce gidenler taşınanlar ne önerirsiniz ? gelmeden mutlaka şunları halledin ya da şu belgeleri getirin şu resmi işleri halledin gibi

anneme tam vekalet vermek geldi aklıma bir tek
0
oscar
(24.07.18)
aşağıda benzer bir soruyu ben de sordum. adres değişikliğinizi nüfus müdürlüğüne bildirmeniz gerekiyor yoksa GSS prim borçları birikiyormuş SGK yurtdışına gittiğinizi bilmediği için. Bunun dışında gerekli bir şey var mı ben de merak ettim ve sordum. Bilgilenirsem söylerim
0
gerillafilmyapimi
(24.07.18)
Butun kredi kartlarinizi, telefon, elektrik gibi seyleri kapatip, mutlaka "borcu yoktur" kagidi alin.

Vekalet mutlaka verin, her sey icin vekalet mumkun olmuyor ama kendinize gore akliniza gelen her seyi yazdirabilirsiniz.

E-devlet girisinizi yurtdisina actirin. Banka islemleri yaptiracaksaniz yurtdisindan baglanma konusunu onlarla da gorusun.

E-nabiz diye bir sey var, onda da yapmaniz gereken bir sey var mi diye bakin, yurtdisindan girisi actirmak gerekebilir.

Acik telefon hattiniz kalacaksa, konusursaniz sadece vergilerini odeyerek hatti acik tutabiliyorsunuz.

Aklima gelenler simdilik bunlar.
0
evrim halkasi
(24.07.18)
ABDyi pek bilmiyorum belki dediklerim geçerli değildir ama varsa aşı kartı filan yanınıza alın, bir de diş sorununuz varsa gitmeden halledin bence.
resmi iş için ben buradayken gitmiyorum hep e-devletten yapıyorum. kira geliri bildiriyorsanız emlak vergisi ödüyorsanız vs. bunların netten yapılması için yolunu öğrenin yapın. kimseye vekalet vermeseniz daha iyi.
adres değişikliğini gidince de bildirebiliyorsunuz. gidince gitiğiniz yerdeki konsolusluk size dosya açıyor, bildirim yapınca. olur ya tekrar bi seçim olur, dövizli askerlik olur, bebeğiniz olur kimlik çıkartırsınız, kaybedersiniz vs. konsoluklukta bir şekilde işiniz hep olacak zaten.
bir de belki gitmeden Türk makamlarının istediği türde vesikalık çektirebilirsiniz. belki ABD standartları farklı/pahalı olur.
0
niye ama
(24.07.18)
e devleti yurt dışına açtırmak ne oluyor ? amerikadan e devlete giremiyor muyum ?
0
🌸oscar
(24.07.18)
eşifre diye bişey var. yetkisi daha yüksek. üstteki arkadaş ondan bahsetmiş olabilir.

kredi kartı vs götürecekseniz yurtdışına açık olduğundan emin olun.

online bankacılık için yurtdışından giriş yapmayı aktive edin. bazen default kapalı oluyor.
bi de 3d alışveriş kullanıyorsanız bankalar yabancı numaraya göndermiyor. türk hattı olacak illa diyebiliyor. o yüzden türk hattını aktif tutmak faydalı
0
sttc
(24.07.18)
Doktor, hastane işlerinizi ve özellikle dişleri mutlaka halledin. En az bir sene doktora ihtiyacınız olmayacakmış gbi hazırlanın. “Lazım olursa” diye antibiyotik yazdırıp götürün. Orada doktor yazsa bile sigortalıyken en az 50 dokarı antibiyotiğe gömmek zorunda kalabilirsiniz.
0
aychovsky
(24.07.18)
Ben giderken e-devleti yurtdışından girişe açtırmak gerekiyordu. Şu an değişmiş olabilir, PTT'ye sorun.
0
evrim halkasi
(24.07.18)
tr hattina mobil imza tanimlattir. e-devlet'te bazi islemler icin mobil imza gerekiyor. bircok isinizi, mesela ikametgah degistirme, konsolosluga gitmeden, tr'ye gelmeden halledebilirsiniz boylelikle.
0
crucio
(24.07.18)
bazi bankalarin 3d'si yurtdisi hatlar ile de calisiyor ama bazilari ulke kodunu olunca sacmaliyor. mesela ben teb'den yurtdisi numarama sifre alabiliyorum ama ing gonderemiyor. mutlaka bi tr hatti olmasi iyi olur bence. ben faturali hattimi on odemeliye cevirttim. tr'ye gidecegim zaman internet paketi aliyorum sadece. onun disinda bir masrafi olmuyor. bankalardan sms gelecek olursa da burada arada takip edebiliyorum.
0
crucio
(24.07.18)
bnaka sms şu şekilde halledeğim, o hattı takacağım kullanacağım zaman ? böyle sorun çıkmas değil mi ?
0
🌸oscar
(24.07.18)
Amerika’dan e-devlet’e internet bankacılığı üzerinden giriş yapıyorum, sorun olmuyor Türkiye’de açık banka hesabınız kalacaksa.
0
aychovsky
(24.07.18)
evdeki modeminizi tv+ kutusu gibi şeyleri iade etmeyi unutmayın. bize kimse iade edeceksiniz demedi ben de öyle olunca pek sallamadım o telaşta, şimdi neredeyse 1000 tl fatura çıkarmışlar :/
0
the end of time
(25.07.18)
(2)

Fotoğrafları cloud’a yükleme ve paylaşma

aychovsky
Bilgisayarımda yer kalmadı da, fotoları ancak flashdisk’e kaydedebiliyorum. Bu birkaç gb tutan fotoğrafları cloud’da tutup fotoğraftaki kişilerle paylaşmanın en rahat yolum hangisidir?
Bilgisayarımda yer kalmadı da, fotoları ancak flashdisk’e kaydedebiliyorum. Bu birkaç gb tutan fotoğrafları cloud’da tutup fotoğraftaki kişilerle paylaşmanın en rahat yolum hangisidir?
0
aychovsky
(24.07.18)
Telefonunuz ne bilmiyorum ancak Google Photos belli bir kalitede olacak şekilde sınırsız yükleme alanı veriyor. Bu şekilde yükleyip istediğiniz fotoğrafları linkle paylaşabilirsiniz.
0
sheeper
(24.07.18)
Fotoğraflar fotoğraf makinesinde, oradan aktaracağım.
0
🌸aychovsky
(24.07.18)
(26)

ekşiduyuru'da kullandığınız nickin anlamı var mı, varsa da nedir ?

biravekahve
benim, grizu grubunun bira ve kahve adlı şarkısından geliyor. hayatımın bir döneminde aylarca, bıkmadan dinlerdim hala dinlediğim zaman aynı keyfi veriyor.'' seni düşünüyorum bu gece genebenden kurtulmasını bilirsin diyebunca güzellik varken çevredetüm geceki dostum yine 'bira ve kahve' ''sizin kull
benim, grizu grubunun bira ve kahve adlı şarkısından geliyor. hayatımın bir döneminde aylarca, bıkmadan dinlerdim hala dinlediğim zaman aynı keyfi veriyor.

'' seni düşünüyorum bu gece gene
benden kurtulmasını bilirsin diye
bunca güzellik varken çevrede
tüm geceki dostum yine 'bira ve kahve' ''

sizin kullandığınız nicklerin anlamı nedir ?
0
biravekahve
(24.07.18)
Var kanka.

www.google.com.tr
0
datnet
(24.07.18)
dede mesleği
0
silah taciri
(24.07.18)
(bkz: yüzyıllık yalnızlık)
Duyuru hesabini aldigim gün bu kitabi bitirmiştim.
0
Amaranta ursula
(24.07.18)
Old Possum's Book of Practical Cats. T. S. Elliot

Cats müzikali de bu kitaptaki şiirlerden uyarlandi.
0
old possum
(24.07.18)
bi gün babam faust'u verdi okumam için. çok ağır ve ucuz bir çevirisi vardı. orada geçen hiss-i kableluku kelimesi hoşuma gitti, araştırdım. o zamanlar tumblra girişecektim. hiss-ikablelvuku.tumblr.com çok saçma ve uzun geldi. kablelvuku yaptım.

bu kadar.

senin nickini her okuğumda genelde melodiyle "bira ve kahveee" diyorum.
0
kablelvuku
(24.07.18)
Allah'ın isimlerinden biri.
0
mutekebbir
(24.07.18)
janick gers & judas priest sentezi. Bir de yıllar evvel yazdığım kısa bir öyküyle ilgili.
0
rahip janick
(24.07.18)
nick secme konusunda kotuyum, cok uzun sure dusunur ve bir sey bulamam. eksi'ye uye olurken o yuzden gozumu kararttim. o an der meister caliyordu, dedim dusunme yap bunu iste. cok da guzel oldu ha, benimsedim. hem almanca, hem anlami guzel (yeryuzune dusen ilk fuhrer tanesi), hem kisa. cok iyi.
0
der meister
(24.07.18)
Ekşi Sözlük’e üye olduğum dönemde Ekşi Sözlük’ün ne olduğunu bile bilmiyordum. E-ticaretle ilgili bir ödev yapıyordum ve amazon’u falan incelemiştim, hepsiburada yeni yeni çıkıyordu. Arkadaşlarımdan herhangi biri de Sözlük’ü bilmiyordu. Bir arkadaşım “Ekşi Sözlük diye bir site varmış, orada da insanlar alım satım yapıyorlarmış galiba” dedi. Normalde her siteye kullanıcı adı olarak adsoyad kombinasyonunu giriyordum. Buraya da öyle yapacaktım, yazarlık falan olduğunu bilmiyordum. Mal alıp satma, iade koşulları, kart güvenliği gibi bir şeyleri inceleyecektim.

Adım Ayça, abim bana ara ara birçok isim takar. Adımla ilgisi olan olmayan birçok şeyi de kullanır. Örneğin, ara ara Ayçonella der, ara ara Nursultan Nazarbayev der, Ayçoettin Keyhüsrev der. O an aklına ne gelirse onunla seslenir bana. O gün tam üye olacakken abim telefonla aradı ve “N’aber Ayçovski” dedi. Kahkaha attım, lafladım ettik, telefonu kapattım. Ondan sonraki sitelere de aychovsky yazayım dedim. İlk yazdığım site de Ekşi sözlük oldu. Sözlük’ün ne olduğunu 7-8 ay sonra öğrendim. Bugün tüm kimliğimle burada dolaşmamamı abime borçluyum.
0
aychovsky
(24.07.18)
Ben bu nicki günde 17 18 saat çalışırken almıştım ironik olsun diye. Millet kronik işsiz zannediyor ama olsun hehe.
0
bos gezenin bos ustasi
(24.07.18)
Pulp Fiction filmindeki Vincent Vega'dan esinlenerek almıştım.
0
vincent
(24.07.18)
@e bana nick birakmamissiniz zalimler

aslında hasretindenprangalareskittim adlı nicki alacaktım ahmed arif'e ithafen sonra mutlu bir anıma denk geldi şarkıya bir göndermeyle bu nicki aldım. aslında pek kahve içmeyi de sevmem sadece bir yaz akşamı, kumsalda bira içip uzun uzun oturup düşünmüştüm o anı da anımsatıyor.

@hissikablelvuku

nickin çok sevdiğim bir kelime benim. gerçek hayatın içerisinde tanışsaydık, muhtemelen çok iyi arkadaş olacağımızı düşündüğüm kişilerden birisin.



ayriyeten bir sorum daha var size de şarkılar anları hatırlatır mı ? ben şarkıyı ne zaman, nerede, hangi hissiyatla dinlediysem o durumu anımsatır.
0
🌸biravekahve
(24.07.18)
Bruce
(24.07.18)
uzun zamandır açmadığım bir kitabı açmıştım, masada duruyordu. uye olurken kitabın arasındaki silgi tozlarını fark ettim. uye oldugumda lisedeydim sanırım, test kitabı falan da olabilir :D

şarkılar anları hatırlatır evet. örn. mor ve ötesi araf böyle bir şarkı benim için
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(24.07.18)
the it crowd dizisinde geçen, hiçbir anlamı olmayan bir kelime, tnetennba. bir kelime bir işlem yarışmasına moss'un cevabıydı, hatta cümle içinde de kullandı. "good morning, that's a nice tnetennba"
0
nice tnetennba
(24.07.18)
ekşi sözlük'e defalarca üye oldum, defalarca kaydımı sildirdim sinirlenip. oradaki rumuzum da "m e b" ve türevleriydi tıpkı uludağ ve itü'de aldığım rumuzlar gibi. sadece "meb" ya da "m e b" olsun istedim, olmadı. ben de şarkı dinlerken içinden benim ruh halimi yansıtan ifadeyi seçtim ve onunla devam ediyorum.

ekleme: her şeyi yazmışım ama niye bu rumuzu aldığımı söylememilim. isimlerimin + soyadımın baş harflerinden oluşuyor.
0
m e b
(24.07.18)
Aslında la fraise olacaktı ama o nick alinmisti. Ben de la'sİnş silip fraise'ini bıraktım. Fransizca çilek demek, en sevdiğim meyve.
0
fraise
(24.07.18)
sir gawain and the green knight'ı yeni okumuştum. sene 2003 ya da 2004 olması lazım.
0
sir gawain
(24.07.18)
chemical brothers'ın out of control adlı şarkısının klibinin sonunda muhaliflerden birisinin duvara yazdığı bir cümle aslında. substance birden fazla anlama sahip olduğundan farklı manalara çekilebiliyor. madde, mal, cisim gibi fiziksel karşılıkları varken aynı zamanda öz, anafikir, hakikat gibi elle tutulamayan anlamları da var.

t1.daumcdn.net

bu arada @nice tnetennba harika bir rumuz :)
0
givemesomesubstance
(24.07.18)
işimdeyim gücümdeyim
(24.07.18)
arkeoloji ve mitolojiye merakımdan, phoebe / titan tanrıçası.
0
Phoebe
(24.07.18)
bir simgesi var ama anlamı yok.
0
basond
(24.07.18)
doctor who'nun en sevdiğim bölümlerinin adı.
0
the end of time
(25.07.18)
alaimisema / gökkuşağı / çünkü LGBT
0
alaimisema
(25.07.18)
Küçükken İngilizce hocamızın (kendisi İskoçyalıydı) bana taktığı lakap, gerçek hayatta da kullanmış olduğum bir nickname yani. Aslında Margaret'ın kısaltması.
0
peggy
(25.07.18)
ilk nikim jedicik'di. işyerinde ifşa olunca o sıralar okuduğum (bkz: nakşidil sultan) adlı kitaptan esinlenerek bu niki aldım. buraya da sözlükten geldim.
0
naksidil
(25.07.18)
(7)

Banyo yapmak beni hasta ediyor neden acaba?

for day to break
Suyun sıcaklığıyla alakalı olabilir mi?
Suyun sıcaklığıyla alakalı olabilir mi?
0
for day to break
(23.07.18)
çok sıcak suyla mı yapıyorsun
0
benaslindayohum
(23.07.18)
Her gün banyo yaptığını varsayarsak, her gün iyileşip tekrar mı hasta olıyorsun? Nasıl işliyor süreç?
0
diffarentiationation
(23.07.18)
iyi kurulanmıyor, ıslak ıslak dolanıyor olabilirsin. özellikle saçını kurulamıyor olabilirsin. banyo sonrası klima veya cereyan çarpıyor olabilir.
0
dafuq
(23.07.18)
Bağışıklık sistemin zayıftır, banyo sadece tetikliyordur.
0
malheiros
(23.07.18)
Benim de aklima cok sicak su geldi.
0
Traveller
(23.07.18)
malheiros + 1

Bir 10 yil kadar once, kisin banyo yaptigimda ne kadar sacimi kurutsam ve kendimi korusam da o gun disari cikamazdim artik. Ciktigimda direkt hasta olurdum. Su sicak olursa disarisi soguk oldugu icin, hafif soguk olsa banyoda usudugum icin hasta olurdum. Yaz icinse ortalikta klima yoksa, o kadar nasil carpar, bilmiyorum. Spor mpor bagisikligi guclendirince kronik farenjit de kalmadi.

Sorun benim kronik farenjit olmamda, dolayisiyla bagisiklik sistemimdeydi. Illa farenjit olmak zorunda degil, bagisiklik sistemini baskilayan bir sorun olabilir.
0
aychovsky
(23.07.18)
Evet bağışıklığım baskı altında zaten ama banyo yapınca rahatlamayı bağışıklığımın mutlu olmasını bekliyorum olmuyor daha da çöküyor. Bitkin bırakıyor beni. Suyun sıcaklığı bence de. Çünkü denize girince daha zindeyim.
0
🌸for day to break
(23.07.18)
(13)

ekşi sözlük tercihlerinizi etkiliyor mu?

tabudeviren
ekşi sözlük'teki "rezalet" başlıklarından dolayı bir firmayı tercih etmeniz gereken bir durumda (sözlükteki rezaleti hatırlayarak) tercih etmediğiniz oluyor mu?veya firmalarla ilgili okuduğunuz yazılarda okuduklarınızdan dolayı aldığınız/vazgeçtiğiniz oluyor mu?varsa, hangi firmalar?
ekşi sözlük'teki "rezalet" başlıklarından dolayı bir firmayı tercih etmeniz gereken bir durumda (sözlükteki rezaleti hatırlayarak) tercih etmediğiniz oluyor mu?

veya firmalarla ilgili okuduğunuz yazılarda okuduklarınızdan dolayı aldığınız/vazgeçtiğiniz oluyor mu?

varsa, hangi firmalar?
0
tabudeviren
(22.07.18)
Tercihimi en son etkileyecek şey olurdu sanırım sözlük kullanıcılarının şikayeti. Ekşici olmak zaten biraz da her şeyden şikayet etmek demektir.
0
angelus
(22.07.18)
Direkt olarak etkilemese de bağdat baharat gibi bazı önde gelen rezaletleri hatırlıyorum, her gün baharat almasam da alırken belki bağdat almam mesela

Bu seviyede bi etki var
0
owaki
(22.07.18)
çok az bir etkisi vardır ama mal/hizmet alacağım zaman o markalara olan ilgim artıyor ve o zaman araştırmaya başlıyorum. araştırmanın ekşi ayağında da rezalet başlıkları yerine markanın başlığına uğrayınca normal başlıkta o rezalet başlığına referans olmazsa bana etkisi yüksek olmaz.

tamamen odaklanma ile alakalı yani. atıyorum bir vodafone rezaleti başlığının kendime operatör aramazken bana etkisi çok sınırlı olur. operatör arama anında da solda o başlık yoksa ve daha önce dediğim gibi marka başlığında referans yoksa isterse 100 tane referans başlığı olsun benim için etkisi düşük kalır.
0
tuzumkuru
(22.07.18)
bazı rezalet başlıkları... pejo rezaleti, şu özel hastane rezaleti, bağdat baharat rezaleti etkiledi. oysa yoğurtlu sosun içimi ferahlatması gerekiyordu hiç etkilemedi.

bir de thy'nin duygusal destek köpeğimi yolcu koltuğunda götürmeme izin vermemesi, rezaleti vardı. orda da thy yi daha bir sevdim.
0
ya ben lan neyse
(22.07.18)
Yoo hiç siklemiyorum
0
all girls dream
(23.07.18)
Evet. Örneğin THY. Bir miktar hissem vardı elden çıkarttım.
0
a dost
(23.07.18)
Rezaletin buyuklugune bagli olarak Koru Hastanesi, Bagdat Baharat gibi rezaletler etkiliyor.
0
aychovsky
(23.07.18)
Nasıl ki reklamlar bilinç altımıza oynuyorsa bu tür rezalet başlıkları, forum yorumları,şikayetvar mesajlarının çokluğu vb.hepsi topluca baktığında bilinç altında etki yaratıyordur.

Yıllardır MADO kullanmıyorum ben de.
0
turkuaz
(23.07.18)
Ekşi Sözlük'teki rezalet başlıklarının kendileri genelde rezalet oluyor. Ekşi sözlük kullanıcıları kendilerini genelde bir şey sanan garip tipler zaten. Onun dışında bağdat baharat arada unutsam da hala kaçındığım bir ürün. Eminim o arkadaş o olayı çoktan aşmıştır, belki evindeki baharatların çoğu bağdat'tır. O arkadaşa da laf etmem çünkü ülkedeki işverenlerin %90'ı o kişi gibi ve işletmelerin %90'ı şikayet edildiği gibi. hepsini boykot etsen aç kalırsın.
0
nawar
(23.07.18)
bir konuda çok çok kararsız kaldıysam, o konu hakkındaki ekşici'lerin görüşlerine başvururum. ne diyolarsa tam tersini yaparım.

ekşi sözlük'ün hayatımdaki yeri %1'dir ve orada yazılıp çizilen de bana bu kadar etki eder. 2012 ekşi fest'te oraya yazan kişileri kanlı canlı görmeden önce bu oran yine %30 civarındaydı. eheheh daha da bi şey yazmayayım
0
ssiradanbirigibi
(23.07.18)
Bagdat baharat disinda olmadi secimlerimi etkileyen
0
basond
(23.07.18)
pınar ürünlerini boykot, bağdat baharat aklıma gelenler.

bunlar dışında önceden çok çok memnun olduğum ürünler, web siteleri vs ile ilgili çıkan rezillikler etkilemez, etkilemiyor.
0
washe
(23.07.18)
hayır.
0
nickini degistiren yazar
(23.07.18)
(13)

Samimi olalım. Sizce siz daha iyi yerlerde olabilir miydiniz?

ya ben lan neyse
"daha iyi eğitim alsaydım, annem-babam birazcık daha bilinçli olsaydı daha iyi yerlerde olabilecek potansiyelim vardı." ya da "bendeki cevheri açığa çıkarabilecek (sanatsal-sportif-akademik) kişi veya kurumlarla yolum kesişseydi her şey bugün daha farklı olurdu." diye düşünüyor musunuz?ben matematik
"daha iyi eğitim alsaydım, annem-babam birazcık daha bilinçli olsaydı daha iyi yerlerde olabilecek potansiyelim vardı." ya da "bendeki cevheri açığa çıkarabilecek (sanatsal-sportif-akademik) kişi veya kurumlarla yolum kesişseydi her şey bugün daha farklı olurdu." diye düşünüyor musunuz?

ben matematik konusunda ilköğretimde hakkımda yanlış karar verildiğini düşünüyorum.

sağ olunuz.

edit: tikler gelecek.
0
ya ben lan neyse
(22.07.18)
''matematik'te'' bütün suçu ne güzel çevreye atmışsınız.
daha çok çalışsaydım, iyiydi.

edit : ''matematik'te''
0
dedim dedim de kime dedim
(22.07.18)
"bütün suç" değil matematik.
0
🌸ya ben lan neyse
(22.07.18)
Bazı önemli sınavlara az çalıştığım icin ve dikkat eksikliği yüzünden potansiyelimin altında kaldım, şimdi telafi etmeye çalışıyorum.

Hobi olarak ilgilendiğim seyde doğru kişilerle (bana yol gösterip ilgimin ve enerjimin doğru yere aktarilmasini saglayacak) tanışabilseydim ve biraz da aileden varlıklı olsaydım çok farklı bi hayat yaşıyor olurdum. Nasip değilmiş.
0
lata
(22.07.18)
ağlatacaksın şimdi beni, neyse.
0
goodz
(22.07.18)
elbette olabilirdim ama gelişimimi engelleyen veya yolumu tıkayan öyle trajik veya büyük bir olay falan olmadı - başardıklarım gibi başaramadıklarım da büyük ölçüde kendi salaklıklarımdan oldu.

yalnız en BUTTHURT olduğum şey lisansı almanya'da okuyamamak. ben daha 11. sınıfta almanya'daki okullara mail atıyordum keko gibi, böyle böyle ben sizi çok seviyorum ama benim param yok sizin çocuğunuz olayım mı diye. ciddi ciddi leipzig üniversitesine falan "orada yaşamak kaç para, ben 16 yaşındayım geliyim mi" yazıyordum ajfjsks.

ve hepsine cevap veriyorlardı. burs sayfalarına yönlendiriyorlardı, vize almak için neye ihtiyacım olduğunu anlatıyorlardı vesaire.

o dönemde euro uçmamıştı böyle. çocuğunun üniversite eğitimine aylık 2000-2500 lira ayırabilecek bir ebeveyn oğlunu/kızını almanya'da okuturdu.

o ara babam battı. değil almanya'da okumak, lise sonu teyzemin yanında okurken (ailem başka yere taşınmıştı, ben teyzemin yanında kalmıştım düzenim bozulmasın diye) "üniversiteyi hangi parayla okuyacağım?" diye ağladığımı hatırlıyorum. kadın bana harçlık ya da yemek vermese direkt açım yani, üniversiteye mi hazırlanayım iş mi kovalayayım, öyle bir durumdaydım.

16 yaşında leipzig'e "size geliyim mi" diyen adam 24 yaşında üniversite hazırlığı yeni bitirdi aq. babamı ayrı, kendimi ayrı skeyim. ama inat ettim aga, geçen sene kafam yerine geldi, it gibi uğraşıyorum. lisansa gitme şansım yok artık da yüksek lisans için kafaya koydum. kader ağlarını örüyorsa ben de kendi ağlarımı örüyorum artık, ağzını burnunu kırıcam onun.

hedef 2022. gerekiyosa böbreğimi satıcam ama çıkarıcam o parayı. 4 sene var önümde, eşek değilsem giderim. 18'de gidemedim 28'de gidicem. gittikten sonra bi çay içip huzur içinde ölebilirim, koymaz. ama gidicem.
0
der meister
(22.07.18)
olabilirdim ama cok cok kotu yerlerde de olabilirdim. Dunyanin buyuuuk bir bolumune gore cok cok sansli bir hayat yasadim ve yasiyorum. zengin degilim, alt-orta ekonomik sinif, kirada, devlet okullarinda büyümüş siradan bir vatandasim. buna sahip olmak bile koca dunyada buyuk bir sans. o yuzden ben nedense hep sansli tarafini goruyorum. yoksa milyar dolari olan bir aile icine de dogabilirdim tabii ki ama dusun dusun nereye kadar? bir faydasi yok.
0
robokot
(22.07.18)
Klişe ama neye göre daha iyi? Genelgeçer başarı kıstaslarına göre evet, hatta kesinlikle. Beni tanıyıp da potansiyelimi gerçekleştiremediğimi düşünen insanlar çok ama ben olduğum noktadan mutluyum. "daha mutlu olmak" düşüncesi tehlikeli bir durum, her zaman daha mutlu olunabilir ama mutlu olma kriterlerimi sağlayabildiğim için öyle düşünmüyorum.

Tam da böyle düşündüğüm için o "daha iyi noktada" olamadım, bunun da farkındayım ama bir önemi yok.
0
Bruce
(22.07.18)
Bazı şeyler farklı şekilde gelişseydi şu anki kafa yapımda ve alanımda olamazdım. Daha iyi yerde olabilirdim ama alanımı ve şekillendiğim insanı seviyorum mutluyum.
0
jazzabel
(22.07.18)
Arda Turan'ın transfermarkt grafiği gibiyim
0
owaki
(22.07.18)
Olabilirdim de olmayabilirdim de. Bu neyi değiştirecek ki? Çok kafa yormadım yoracağımı sanmıyorum.
0
Amaranta ursula
(22.07.18)
Kesinlikle daha iyi bir yerlerde olabilirdim diye düşünüyorum. Hiperaktivitem oldugu farkedilseydi ve bir enstrüman çalmaya teşvik edilseydim engin deham ve inanılmaz müzikal yeteneklerim boşa gitmezdi.
0
curukturpkokusu
(22.07.18)
Hayir, potansiyelimi canimi cikararak sonuna kadar kullandigim yerdeyim. Daha ustune kapasitem yok.
0
aychovsky
(22.07.18)
ben hedeflerime göre epey iyi bir yerdeyim diye düşünüyorum

yalnızca çocukken spora yönlendirilseydim iyi bir sporcu olabilirdim gibime geliyor
geçtiğimiz günlerde ajax erkek futbol takımının kamp yaptığı otelde konaklama fırsatım oldu
sabah taktik, öğlen kuvvet antrenmanlarını izledim, içim gitti, çok imrendim

kendim haftada 5 gün spor yapıyorum ama profesyonel seviyede bir sporcu olmak hep ukte kaldı içimde :)
0
superb
(23.07.18)
(13)

İlişki dertleri

meyve parcacikli kadin
Bir taraf diyor ki insan sevgilisiyle bütün üzüntülerini, duygularını paylaşmalı bu birbirimize yakınlaştırır bağ saglamlasır. Diğer taraf diyor ki hayır, ben çoğu üzüntümü anlatmıyorum, ben senin dert coinin değilim ve her derdini küçüklü büyüklü, sürekli tek birine anlatırsan başka bir şey konuşam
Bir taraf diyor ki insan sevgilisiyle bütün üzüntülerini, duygularını paylaşmalı bu birbirimize yakınlaştırır bağ saglamlasır. Diğer taraf diyor ki hayır, ben çoğu üzüntümü anlatmıyorum, ben senin dert coinin değilim ve her derdini küçüklü büyüklü, sürekli tek birine anlatırsan başka bir şey konuşamazsınız ve o insanın üzerine cok büyük yük biner ölür.

Böyle bir cıkmazdayım. Nasıl çözülür?
0
meyve parcacikli kadin
(22.07.18)
Sevgilin en iyi arkadaşın olmalı bence
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(22.07.18)
Dert paylaşmakla dertlerin duygusal yükünü karşı tarafın sırtına yüklemek arasında fark var. Kimse mızmız, dertleri konusunda aksiyon almayan ama devamlı bunlardan şikayet eden birini istemez. Sanırım burada sözü edilen de böyle bir fark.
0
inawen
(22.07.18)
Kitap arasında kalmış silgi tozu+1
İnawen +1
0
pastörizesüt
(22.07.18)
Not: bu ilişki 1.5 yıllık
0
🌸meyve parcacikli kadin
(22.07.18)
Aslında nispeten haklı. İnsan dertleri,acıları ile sosyalleşmemeli hele karşı taraf bu yükü kaldırmak istemiyorsa. Bu laf neyin akabinde söylendi mesela o daha önemli. Taraflardan biri sürekli acıdan beslenen ve acıyla besleyen ise sıkıntı onda,yoksa aklı başında hiçbir partner karşısındakinin sorunları karşısında kayıtsız kalmaz.
0
denef
(22.07.18)
Biraz acayım, ben her sevincimi de anlatıyorum mesela. Her düşüncemi iste üzüntü de dahil. Biraz uç biriyim cok sevinirim cok üzülürüm
0
🌸meyve parcacikli kadin
(22.07.18)
Son zamanlarda artan bir gönül işleri durumun var. Çok sık sorunlu konuşmalar yaşamaya başladınız galiba. Hadi bakalım sonu ne olacak görelim.

Dert yüklemek başka, dert paylaşmak başka.

Ben de sevgilim de birbirimize sinirlendiğimiz, üzüldüğümüz, gerildiğimiz vs her durumu anlatırız. Ha belki arada anlatmadıklarımız olur ama özellikle gizlenmez bu durum. Benim açımdan olaya bakıldığı zaman, olabildiğince çözüm sunmadan sadece onu anlamaya çalışırım. Çünkü insanlar çözümden çok paylaşabilmek ister. Örneğin yolda gelirken kavga ettiğiniz adamı anlattığınızda "adres ver gelip döveceğim" değil de "ulan amma davarmış" tepkisi arar insan bazen.

Çözüm arattırırsan, dert yüklersin. Bir iki kelime bir şey duymak istersen, dert paylaşırsın.

İlişkilerde tutku, arzu, aşk gelip geçtiğinde ya da azalmaya başladığında kalacak olan şeyler arkadaşlık ve beraber geçirilecek bir hayat.

İlişkideki dengeyi bunun üzerine kurarsanız daha memnun olursunuz.
0
kablelvuku
(22.07.18)
Aşk tutku ya da heycan bittiginde evlenmiş olmak lazım yoksa iliski sıradanlaşıyor. Alışkanlıktan bırakamama durumu var ama biriniz elbet 1 gün patlayacaksiniz(ben böle devam etmek istemiyorum diye).
Zorlamaya gerek yok medenice konuşup ayrılmak iki taraf için de en iyisi olur. Ayni süreçten ben de geçtim sabır dilerim.
0
lata
(22.07.18)
İlk 2 cevabı yazmaya gelmiştim.
0
rakicandir
(22.07.18)
Bütün ihtiyaçlarını tek bir kişi karşılayamaz, hem dert dinleyecek hem akıl hocalığı yapacak yatakta vahşi mutfakta aşçı yamağı sokakta koruma olacak, yok olamaz.

Nasıl çözülür? İlişki içinde olan kişiyi her eksiğini tamamlayacak bir yapboz parçası olarak görmeyerek çözülür.
0
dafaisss
(22.07.18)
Ya kimse dert babasi degil tabii ki de ben annemin bile derdini dinleyemiyorum gun geliyor. Adam onu da demek istemis olabilir. Negatif, surekli dertli insanlar vardir bunlara cidden tolere edilmiyor.

Fakat senin bir sorunun var, sevgilin cozmuyor o adami birak derim.
0
perfectum
(22.07.18)
eger sevgili oldugun kisiye derdinizi ve sevincinizi acamayacaksaniz kime acacaksiniz?
zaten sosyal olarak daha da yalnizlastigimiz su dunyada, insanlarin duygu dunyalarini en iyi sekilde paylasacaklari kisilerdir sevgilileri bence.

aksi halde, bir "iliski"den bahsetmek soz konusu olmaz.

sadece iyi ve guzeli mi paylasmaktir sevgililik?

sadece gezip tozmak, eglenmek gülmek midir?

icinde bulundugunuz durumlari, dusuncelerinizi, endiselerinizi, mutsuzluklarinizi ve tum bunlarin olumlu yonde karsiliklarini paylasarak daha da yakin olur insanlar.

aksi halde, yanindaki sevgili degil olsa olsa zaman zaman yatagini da paylastigin biridir bence.
0
for the record
(23.07.18)
Yukaridaki cogu kisi + 1, ozellikle inawen +1

Dert paylasmakla, derdi yikmak arasinda kalinca denecek bir cizgi var. Sevgiliye her seyi anlatirsin ve paylasirsin, en iyi arkadasindir da; butun gunu buna ayirmak veya iliskiyle ilgili olmayan ve onun uzerine dusmeyecegi bir derdin yukunu ona yuklemek, ona kurtarici gozu ile bakmak, ondan medet ummak, cozum sunmasini beklemek, surekli sikayet etmek, zamanin cogunu buna ayirmak biraz onun ustune yuku yikmak gibi.

Derdini anlatirsin ve paylasirsin ama her derdin de belirli bir uzulme, mizmizlanma suresi var. Oyle durumda ben bulusmam mesela sevgilimle. Hani, demissin ya "Uc biriyim" diye. Benim de vardi boyle bir erkek arkadasim (gecmis zaman ekine dikkat); her turlu elimden geleni yapiyorum, neselendirmek icin calisiyorum, cozum bulmaya calisiyorum, bir ton maymunluk etmeye calisiyorum ama ona ulasmiyor gibiydi. Yani, o kendi kafasinda olayi yogunlastirmis ve surekli somurta somurta geziyordu. Ben kendi derdimle o kadar bogulmuyorum, o kadar ilgilenmiyorum, o kadar sallamiyorum. Onun niye bu kadar buyuttugunu anlayamadim hicbir zaman, Bir de seyi de anlamiyordum; ben onu gorunce zaten derdi unutuyorum ve gulesim geliyor; derdim olsa bile o an "Sevgili varken simdi dertle kim ugrassin" diye geciyordu ama onda o olmuyordu mesela. Ben gorunce Allaaah diye gulmeye basliyordum, o neseyi hic goremedim, bir de ustune her seferinde Feridun Duzagac derecesinde efkarlanmasindan ve tek konusutugumuzun bu olmasindan bunaliyordum.

Yani, kimsenin icinde bir sey kalmasin, konusulsun ama tek konusulan sey dertse ya da surekli ayni konusma spiralinde donuyorsaniz, ayni cozemediginiz derdin etrafinda akbaba gibi donuyorsaniz bu onun ustune yuk yuklemeye girebiliyor.
0
aychovsky
(23.07.18)
(8)

Sorun somutlaştırma

aychovsky
Bir arkadaşımın bol dertli bir dönemi olmuştu, gece uyumakta zorlanıyordu. Bir hafta sonra nasıl olduğunu sorduğumda “Yattığımda kendimi bir tenisçi olarak hayal ediyorum, sorunlar geldiğinde raketimle onları karşı sahaya gönderiyorum ve rahat uyuyorum böyle” dedi.Gel zaman, git zaman; bu kış bir st
Bir arkadaşımın bol dertli bir dönemi olmuştu, gece uyumakta zorlanıyordu. Bir hafta sonra nasıl olduğunu sorduğumda “Yattığımda kendimi bir tenisçi olarak hayal ediyorum, sorunlar geldiğinde raketimle onları karşı sahaya gönderiyorum ve rahat uyuyorum böyle” dedi.

Gel zaman, git zaman; bu kış bir stres eğitimi verildi bize. Orada da gözlerimizi kapattırdılar ve yeşilliklerin içinden uzaklardan gelen bir minik oyuncak tren hayal etmemizi istediler. Sonra sorunlarımızı o trene yükleyip uzakta tok oluşunu izlememizi söylediler.

Dün de bir bekleme salonunda elime bir dergi geçti. Orada da “Hayalinizdeki bir doğa manzarasında beyaz köpüklğ ama narin akan bir nehir hayal edin. Uzaklardan minik bir gemi gelsin. Sorunlarınızı o gemiye yükleyin ve geminin gidişini seyredin” diyordu. Üçüncü kez görünce biraz kurcaladım, gerçekten meditasyon yöntemlerinden biriymiş bu.

Sorum da şu, dün deneyeyim dedim ama dertleri top yapamıyorum. Daha çok hava gibi geliyor bana, kaba koyacak kadar somutlaştıramıyorum. Hatta havadan da öte, her şeyi her şeyi karışık ve her şeyi birbirinin içinde görüyorum; yani, derdi sevinçten ayıramıyorum. Yani, hayat yemekse, o yemeğin tuzunu ayırmak, sudan oksijeni ayırmak gibi geliyor bana hayatı sorundan arındırıp göndermek.

Sorum şu, siz yapabiliyor musunuz ve nasıl somutlaştırıyorsunuz, ayırıyorsunuz?
0
aychovsky
(22.07.18)
Ben bunu duymamıştım ama kendim yapıyorum. Ama benimki minnoş minnoş gemili nehirli falan değil :D benim dertlerim genelde insanlarla ilgili, onları uçurumdan this is spartaaa tekmesiyle aşağı attığımı canlandırıyorum hep kafamda :D baya bir rahatlatıyor anlık.
0
pastörizesüt
(22.07.18)
"sorun çözme" konusunda uzman olmadığımı zaten biliyorsun ama bu tarz yöntemler bana kişisel gelişim zırvalarından farksız geliyor açıkçası, fazlasıyla saçma ve anlamsız buluyorum. şahsi görüş/önerilerim/saçmalamalarım,

dertleri top yapamıyorsan, dertlerin temeline inmeyi dene. arkadaşının uyuyamaması örneğinden gidelim. "gece uyuyamıyorum" derdi somut gelmiyorsa, uyuyamamana neden olan faktörleri somutlaştırmaya çalış örneğin. geriye git. uyuyamıyorsun çünkü streslisin. streslisin çünkü işte yoğun bir dönemden geçiyorsun. bu yoğun dönemin nedeni senin sorumsuz, her şeyi son ana bırakan bir zalımey olman mı yoksa elinde olmayan sebepler mi var? varsa eğer bu sebepler nedir? böyle parçalamak, gerekiyorsa oturup yazmak, stres ya da huzursuzluk kaynağı olan her şeyi ayrıntılarıyla birlikte dökmek lazım.

ikinci olarak, ben niye dertlerimizi gemiye yahut trene yükleyip başka bir yere gönderdiğimizi anlamadım. bunun gümrük vergisi var, lojistik masrafları var, gidilen yerde alıcı bulup bulamaması var... anlamı nedir bu davranışın? sorunları çözmek ya da uyuyabilmek için niye gerçek sorunlarımızı, hayalimizde yarattığımız bir trene yahut dereye yükleyip başka bir yere gönderiyoruz? bunu yaptığımızda temiz akarsuları, denizleri atıklarıyla kirleten fabrikalardan ne farkımız kalır?

sorunlarla yüzleşmek gerekiyor bence. söylemenin çok kolay olduğunun farkındayım ama bak benim durumumu sen biliyorsun. başkalarına akıl danışıyorum. pozitif yönde değişiklikler yapmaya çalışıyorum küçük bile olsa. "beynime ihtiyacım olacak, onu daha fazla kullanmam gerekecek" diye beslenmemi düzeltmeye çalışıyorum mesela, belki %10 daha fazla performans alırım diye. böylelikle sabahleyin iki yumurta yemek, akşam yarım saat yürüyüş yapmak bile benim için stresi azaltan ve bazı şeylerin daha iyiye gitmesine yardımcı olan faktörler oluveriyor.

dediğim gibi bence sorunları parçalamak hem somutlaşmalarına hem de kolay halledilebilir hale gelmelerine yardımcı olur. örneğin 100 bin lira borcun varsa ve bu yüzden uykuların kaçıyorsa "ben 100 bin lirayı nasıl ödeyeceğim" diye düşünmek veya bu sorunu trene bindirip auschwitz'e göndermek yerine günlük harcamalarından, ihtiyaçlarından başlayabilirsin. atıyorum sadece daha az çay içerek ayda 20 lira kâra geçebileceğini, dışarıda yemeyi keserek ayda 200 lira arttırabileceğini hesaplayabilirsin. ayda 20 lirayla 100 bin lira borç ödenmez ama elinde daha somut, daha yönetilebilir, daha küçük problemler olur: artık 100 bin lira ödemeyi değil, aylık borç ödemene +500 lira eklemeyi düşünürsün.

en somut problemler dahi zihne soyut olarak yansıyacaktır zaten; yani gelip biri kafana vurmadığı sürece sorunların ne kadar somut olursa olsun, uyuyamama sebebin "soyut" olacak. haliyle bence trene yüklediğimiz sorunları başka bir yere göndermek yerine onlara yumruk atmamız, "gelin lan buraya" deyip arkalarından koşmamız daha makul.

daha yazasım vardı aslında ama şu an ben de toparlayamadım ahaha o yüzden şimdilik susuyorum. arkadaşın faydasını görüyorsa ne ala ama ben böyle bir şey yapacak olsam gülmekten uyuyamazdım sanırım.
0
der meister
(22.07.18)
@pastörizesüt İnsanı tepiklemeyi anlıyorum ve süper bir şey hakkaten. Derdim bir insanla olursa ben de elime alıp rendeliyorum peynir gibi :) Örneğin, işsizlik olur, ülke şartları olur ya da evlilik sorunları olur; bunun gibi kişiselleştirilmeyen dertler nasıl sonutlaşır?

@der meister Bu sorunun köküne gitmeye engel bir yöntem olarak görülmüyor. Bu bir dertten kaçma mekanizması değil de, duygular bastırdığında anlık rahatlama mekanizması. Atıyorum, ağlarken bir anda nefes alıp kendine gelip açık düümebilmek gibi. Bu tarz yöntemlerin genel amacı sakinleşerek derdin altında duyguların tarafından ezilmeyi engelleme. Bu şekilde, rahatlayarak yüzleşmeye destek mekanizması aslında. Böylece duygularının esiri olan fiziksel sorunlarını rahatlatmak için.

Herkeste her yöntem işe yaramıyor tabii. Bazı insanlar kedi gibi kendi kolunu okşuyor mesela, kendini severek daha iyi hissediyorlar. Ben kolunu sevince moron gibi hissediyorum. Benim sorum yöntemden ziyade insanların sorunu nasıl elle tutulur hale getirdiği ile ilgili.
0
🌸aychovsky
(22.07.18)
O geminin dumeni kirilmis bizim limana bir turlu gelmiyor.oyle tenis topu gibi salliyorum insanlarinin yaradilislari farkli,sonradan olunabilecek bir sey degil.hayatimda en cok yattigi gibi uyuyabilenlere ozendim.bir turlu koyver gitsin olamadi.

Isin kotusu disaridan herkes hayat sana guzel aq seklinde goruyor.
0
duptıs
(22.07.18)
O tür sorunlarımla ben de başedemiyorum ne yazık ki. Bazal bir stres düzeyiyle yaşıyorum sürekli onlar yüzünden
0
pastörizesüt
(22.07.18)
Sorunlar uzun ömürlü mü? Yani "napalim bu da böyle ve idare ediyoruz" minvalinde ele alıp gerek görmezden gelerek gerek normallestirerek bir şekilde onların ömrünü uzatmış olabilir misiniz?

Yani anlattıkları yöntem somutlayin deyiveriyor ama bu o kadar basit bir şey değil. Somut düşünmek de somutlaştırmak da zordur. Tabii bunu aman ugrasmayin zor zaten anlamında söylemiyorum, sadece zorlanmanizin sıradışı bir şey olmadığını belirtmek adına söylüyorum.
0
dafaisss
(22.07.18)
@dafaiss Olay soyle gerceklesti, uc kere karsima cikinca "Bir sey bir kere oluyorsa sanstir, ikinci kere oluyorsa tesaduftur, ucuncu kere oluyorsa istikrardir" misali ucuncu kere karsima cikinca "Hadi, nasil oluyormus ki" dedim. Derdim var tabii kendime gore irili ufakli da, bu yontemden sorunlarimi cozmek icin medet ummuyorum su an. Bunlardan ikincisi de dogrudan bir klinik psikologdan gelince biraz daha merak ettim.

Buradaki kilit nokta sanirim bu yontemin anksiyeteli zamanlar icin onerilmesi. Duygularin esiri olup da dusunemez hale gelince, kaygi alip basini gidince ya da fiziksel olarak yipranmis hale gelince ve insana yuk ustune yuk bindirince, yorgunluktan anlik kurtulma ve rahatlama icin anladigim kadari ile. Kaygi belirtileri olmadiginda cok anlamli degil sanirim zaten bu yontem; kaygilar elini kolunu bagladigi zaman kisa sureli bir yardimci olarak anladim. Tabii, dogru anladiysam.

Benim de kendi capimda kaygilandigim ve bunun icin profesyonel yardim aldigim bir iki sey var; uyutmayacak ya da paniklettirecek kadar degil ama yine de o bir iki sey icin "Dur bir deneyeyim" dedim. Sorunlari top yapip bir yere koymayi beceremedim. Yani,benim kafamda en beyaz boyanin icine siyahi atinca gri olur ve eger tum siyah boyadan kurtulmam gerekirse beyazi da yok etmem gerekir; benim kafamda en fazla bu canlandi.
0
🌸aychovsky
(22.07.18)
Sorun olmayan şeyleri sorun olanla birlestiriyorsunuz ya da onlar zaten birbiriyle bağlantılı şeyler kendilerinde ve ayırmak mümkün olmuyor. Şimdi bu denli soyut bir alanda söylediğim neye karşılık gelir, ya da ciddiye alınır da zarar veren bir şeye de dönüşebilir mi kestiremedigim için bu kısmından devam etmeyeyim :) sorun ne diyeceğim ama ondan bahsetmeniz bir seçenek olsaydı sizin için zaten bahsedersiniz ufaktan diye tahmin ediyorum ve bu alanda susuyorum :)

Bu bahsettiğinizi bilhassa bilmiyorum ama söyleyebileceğim şu ki, bu tip yöntemleri uzun vadeli ya da spesifik durumlara yönelik meditasyon yöntemlerinden, terapi yöntemlerinden, psikolojik danışmanlık yöntemlerinden... birinin ortasından cımbızla çekip almış oluyorlar aşina olduğum kadarıyla. Ama yöntemin içinde istenilen sonuca ulaştırıyor sizi ve bilhassa diyelim terapi için bir aşamada kullanılıyor, çünkü işlevsel olmasını sağlayan zemin 6 aydır hazırlanmış oluyor. Travma sonrası psikolojik danışma yaklaşımlarında yeri olduğunu bu tip antrenmanların bizzat biliyorum, ama dediğim gibi zaten o çalışmanın zeminini zaten hazırlamış oluyor danışman sizin için, ve etkililiği de bununla ilgili.

Ama şu hâliyle etkisi ancak plasebo etkisi olabilir, yani o kadar kolay olsaydı çoğu insan bunlari tercih etmez miydi? Size ay bende çok işe yaradı diyenler ya bu etkinin altındalar, ki bu kendilerini çaresiz gormelerinin bir tezahürü de olabilir ^^ ya da kötü niyetli düşünelim ay ben ne kadar neşeli ve sorunlarını kolay çözen biriyim pozu kesmeye çalışıyorlar. Ya da meraksiz insanlar belki, siz oturup arkaplanini sizle ilgisini, sizde neden etkisi olmadığını dusunmussunuz, onlar dusunmemis.

İllüzyon gösterisini sahnenin arkasından ya da illuzyonun altında ne var, ip mi var ^^ diye düşünürseniz keyif alamazsınız, ama bu sizi potansiyel bir illüzyonist de yapar :)
0
dafaisss
(23.07.18)
(2)

22:00’dan sonra dinlenebilecek radyo programları

madameaylak
saat 22:00 den sonra dinlenebilecek güzel radyo programı/kanalı önerisi olan var mı? bu aralar trt 3 dinliyorum. Henüz program akışına hakim değilim, açtığımda müzikler hoşuma gidiyor ise dinlemeye devam ediyorum ama tek bir kanal ile ilerlemek istemiyorum. Eski dinlediklerimden de sıkıldım keyif ve
saat 22:00 den sonra dinlenebilecek güzel radyo programı/kanalı önerisi olan var mı?

bu aralar trt 3 dinliyorum. Henüz program akışına hakim değilim, açtığımda müzikler hoşuma gidiyor ise dinlemeye devam ediyorum ama tek bir kanal ile ilerlemek istemiyorum. Eski dinlediklerimden de sıkıldım keyif vermiyor. Öyle özel bir kanal üzerinden ilerlediğim de yoktu zaten pek.

bu arada pikabımdan dinlediğim için internet üzerinden dinlenen radyo programları değil aradığım.

muzo, matrax gibi şeyler hiç değil aradığım.

güzel müzik, güzel konular vb. güzel şeyler arıyorum.
0
madameaylak
(22.07.18)
Muhabbet ya da DJ içrmiyor ama o saatlerden sonra Joy FM, Radyo Voyage ya da Radyo Eksen’i seviyorum çalınan müzik açısından. Umarım birinden biri zevkinize hitap ediyordur.
0
aychovsky
(22.07.18)
Yıllardır joy fm açık, voyage ve eksen de bazen denk geliyor. Şuanda da joy fm açık hatta. Teşekkürler.
0
🌸madameaylak
(22.07.18)
(5)

İmla Sorusu: Hangisi doğru?

amortisman
a) Ata'mın şerefine içiyoruz.b) Atamın şerefine içiyoruz.Ata = Atatürk
a) Ata'mın şerefine içiyoruz.
b) Atamın şerefine içiyoruz.

Ata = Atatürk
0
amortisman
(21.07.18)
B
0
angelus
(21.07.18)
ben de a diye biliyorum. altıncı sınıftayken bi' bayram için kartona yazmamız gerekiyordu, bahar adlı sınıf arkadaşım "ata'mız" diye yazmıştı - epey batmıştı bana. edebiyat hocasına sordum, doğru olduğunu söyledi.

bağlam önemli bu hususta, "ata = atatürk" ön koşulu var ise, "ata'mın" olmalı.
0
bilinmez bir yazar
(21.07.18)
Şimdi, normalde ilkini okuyunca herkesin aklına Atatürk geliyor. İkincisini okuyunca kendi atana, ceddine içiyormuşsun gibi anlaşılıyor. Takma adlar büyük yazılır. Ata da Atatürk'e verilmiş bir takma ad. Bütün bunların ışığında cevap A.
0
m e b
(22.07.18)
Ata özel isim olduğundan a diyorum ama aynı anda neden “Atam izindeyiz” diye çok yazı gördüğümğ merak ettim.
0
aychovsky
(22.07.18)
A

Ata diyerek belli bir kişiden bahsediyorsun. MEB'in dediği doğru.
0
dont eat me
(22.07.18)
(4)

Amerika'daki evsizler...

Buddrick
Şimdi Youtube'da bir kanal var bunlarla ilgili, izliyorum. Çoğunun dişleri yok. Kimisini ailesi evden kovmuş, kimisinin ebeveynleri hasta, alkolik vs. Adam genç, taşı sıksa suyunu çıkarır, ama yıllardır sokakta yaşıyor. Bunların hepsi bağımlılıktan mı böyle oluyor? Yoksa hayatın pahalılığından mı ka
Şimdi Youtube'da bir kanal var bunlarla ilgili, izliyorum. Çoğunun dişleri yok. Kimisini ailesi evden kovmuş, kimisinin ebeveynleri hasta, alkolik vs. Adam genç, taşı sıksa suyunu çıkarır, ama yıllardır sokakta yaşıyor. Bunların hepsi bağımlılıktan mı böyle oluyor? Yoksa hayatın pahalılığından mı kaynaklanıyor?
0
Buddrick
(21.07.18)
Tanıdıklarım oldu. Değişik adamlar. Amaçları günü geçirmek. 5 yıl 10 yıl sonrası yok. Değişik değişik şeyler içiyorlar. Kiliselerde yardım kuruluşlarında yiyorlar temel ihtiyaçlarını karşılıyorlar. Bir tanesi ile de çok samimiydim(diğerlerinden biraz farklıydı kılık kıyafet davranışlar yerindeydi) senden benden mutlu adam şehirde tanımadığı yoktu.O da dolandırıcılık peşindeydi. İlla ki farklı boyutları şekilleri vardır benim tanıdıkmlarım böyleydi.
0
intihar etsem de kendime gelsem
(21.07.18)
Zihinsel engelli de çok var aralarında.

Bir çoğu ne yazık ki bağımlı.

Hayat pahalı da İstanbul da çok farklı degil. Trailer park adı verilen ucuza evler de var. Komşuların iyi olmaz ama evin olur.
0
Traveller
(21.07.18)
Amerika’da evsiz kalmak çok kolay. Büyük şehirler hariç araban olmadığında, toplu taşıma zaten pek olmadığı için ya da sadece adres gösteremediğin için işe giremiyorsun örneğin. Evsiz birine iş vermek isteyen pek çıkmıyor, evsizlerden utanıyorlar ve cüzzamlı gibi kaçıyorlar.

“Medical banktrupcy” diye bir kavram var, hasta olduğun için masraflarla iflas edebiliyorsun ve evsiz kalıyorsun. Hem evsiz hem hasralık geçmişin olduğu için kimse iş vermiyor.

Bulunduğun eyalette karavandan bızma evlerin yıllık vergisi 6000 dolar, borcu taktın mınevsiz kalıyorsun.
0
aychovsky
(21.07.18)
kapitalizm var. kimse para kazanandan kesip çalışmayana vermiyor.
bizdeki gibi yeşil karttı, sosyal yardımdı yok.
0
herhaltibiliyoring
(21.07.18)
(29)

evde ne giyiyorsunuz?

dedim ben sana
işten gelince evde ne giyiyorsunuz? yatana kadar yine dışarıda giydiğiniz kıyafetlerinizi mi giyiyorsunuz yoksa ev kıyafetiniz var mı? eşofman tarzı mı giyiniyorsunuz? direk pijamaları üstüne geçirenlerden misiniz? bazılarını görüyorum kot falan giyiyorlar evde de nasıl rahat ediyorlar aklım almıyor
işten gelince evde ne giyiyorsunuz? yatana kadar yine dışarıda giydiğiniz kıyafetlerinizi mi giyiyorsunuz yoksa ev kıyafetiniz var mı? eşofman tarzı mı giyiniyorsunuz? direk pijamaları üstüne geçirenlerden misiniz? bazılarını görüyorum kot falan giyiyorlar evde de nasıl rahat ediyorlar aklım almıyor.
0
dedim ben sana
(20.07.18)
evde kot mu giyiyorlar? :S

ben şort tişört giyiyorum püfür püfür.
0
teknikekip
(20.07.18)
ben genelde sadece boxer geziyorum, ev biraz serinse boxerın üstüne tişört giyiyorum, bu tshirtü yatarken de kullanıyorum. bir nevi pijama gibi
0
yanginmerdiveni
(20.07.18)
yatarken giydiğim şeyi giyiyorum, dışarıdan geldiğim kıyafetle koltuğa bile oturmam, değiştiririm.
pijama oluyor, tişört oluyor, şort oluyor; mevsime göre.
0
Bruce
(20.07.18)
Eve girer girmez önce pantolonumu çıkarırım, şortumu giyerim, anahtarımı asıp ceplerini boşalttıktan sonraki ilk işimdir. Sonra, esmiyorsa tişörtü çıkarırım.

edit: encrypted-tbn0.gstatic.com
0
rahip janick
(20.07.18)
Asla dışarıdaki kıyafetlerle duramıyorum. Yazın sadece boxer, kışın pijama...
0
monogram
(20.07.18)
sadece boxer.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(20.07.18)
üste yatmalık tişört, alta boxer
0
sir gawain
(20.07.18)
Eski kıyafetlerimin hepsi ev kıyafetine dönüşüyor benim. Yazın ince bir şort ve tişört giyiyorum. Kışın da eşofman ve tişört giyiyorum.
0
fırt
(20.07.18)
Yaz kış şort/tişört. Evet ev merkezi sistem.
0
grobet
(20.07.18)
evde kotla oturan kişi benim. konfor beklentim yok, miskin hissederim. yazın sporcu atleti, tişört, şort giyerim ama.
0
heidi'nin dedesi
(20.07.18)
Eve girdiğim anda çıkarırım üstümü. Şort/boxer, atlet çoğu zaman.
0
veritaslibertas
(20.07.18)
ropdöşambrımı giyip viski kadehimle arz-ı endam ediyorum.
0
hosein
(20.07.18)
Hatun kişiyim:

Kışın eve gelince kot giyiyorum, elastik olanlarından, tayt gibi ama paçaları düz inenlerden. Kadın kısmısına eşofman görüntüsü (en azından bende) çok güzel durmuyor. Üzerine uzun kollu pamuklu kazak.

Yazın şort&t-shirt
0
SiyamkedisiZorro
(20.07.18)
Yazin sort - tshirt ama rahat seyler varsa ustumde, o da kalabiliyor.

Kisin esofman alti - tshirt

Yatarken pijama. Direkt pijama giyersem otomatik olarak uyku moduna giriyorum.
0
kuehles blondes
(20.07.18)
İşten gelir gelmez üstümdekileri çıkarıyorum çünkü kediler ^^

Perdeleri açacaksam bi şort geçiriyorum, perde kapalıysa sadece boxer.
0
chicha
(20.07.18)
yazin sort-atlet. evin musaitlik durumuna gore (ev arkadasi veya misafir var mi, kapi calar mi vs) boxer-ustsuze donebiliyor. kisin da kombiyi acmayi siddetle reddettigim icin esofman ustune tisort ve hirka ya da esofman kazak falan.

ev icinde mumkun oldugunca az sey giymeye ve kirletmeye calisiyorum. bi sey yiyorum ustume mi dokuldu? bazen makina cikarmiyo. benim ustume dokulse oyle degil ama mesela, cikiyo. kendimi makinaya atmama, her gun giymek uzere farkli deriler almama, bugun hangi cildimi giysem diye dusunmeme gerek yok. kurudu mu kurumadi mi diye dusunmuyosun, kirli sepetine bakmiyosun. en guzeli donsuz gezmek o yuzden mis.
0
der meister
(20.07.18)
Eve girer girmez üzerimi değiştiririm.
O kıyafetlerle duramam asla hele yazın mümkün değil.

Kışsa;
kışlık pijama, tişört, sweatshirt.

Yazsa;
Evde insan varsa şort üstüne erkek kardeşimin giymediği bol tişörtlerinden biri.
Evde insan yoksa direkt erkek kardeşimin giymediği bol tişörtlerinden biri.
0
mutekebbir
(20.07.18)
Yazın don atlet, kışın tayt ve kapşonlu üst.
Yatarken pijama.
Kotla asla duramam, benim de aklım almıyor.
0
peggy
(20.07.18)
elimde olsa sonsuza kadar pijama/gecelikle takilabilirim. eve girdigim anda giyiyorum pijamalari, cikana kadar zorunlu olmadikca cikarmiyorum.
0
in vino veritas
(20.07.18)
don afedersin
0
firemanjonny
(20.07.18)
evde kimse yoksa boxer tişört-eğer birisi varsa + şort.
0
zikardo
(20.07.18)
penye şort.
0
babilbaligi
(20.07.18)
Yazın askılıkısa penye elbise. Kışın pijama. Bu giyisilerle aynı zamanda uyuyorum da. Dışarıdan eve geldiğimde üstümdekilerle asla oturamam. Kot falan bu sıcakta evde olacak şey değil.
0
nick konusunda kararsizim
(20.07.18)
rahat kısa ev şortu üstüne tişört ya da askılı atlet tarzı bi şeyler giyiyorum yazın. kışın tayt ya da kareli ev pijamalarından üstüne herhangi bi şey.
0
aquarium
(20.07.18)
Sort ve bi beden buyuk ev tshirtu. Kissa pijama alti/ esofman.
0
c1b2k3
(20.07.18)
Şalvar
0
idexo
(20.07.18)
Üstümdeki rahatsa yatana kasar çıkarmayanilirim. Özellikle kışın kat kat giyindiğim için pek kirlenmiyor da ama pislendiyse, terlediysem, vb o zaman doğrudan yatağa giyeceğimi giyerim.

Bol bol kıyafetle çok rahat edemiyorum ben, bol ve gevşek kıyafetler daha rahatsız ediyor beni. Elimi yıkarken pijamanı kolunu ıslıyorum, pijamanın paçası belimden sarkarsa bol bol ayağımın altına girer falan; bol veya şalvar gibi kıyafetle çok rahat edemiyorum. Sıkmayan ama dar kıyafetlerle daha rahat ediyorum. Pijamaların da öyle bol bol olanını sevmiyorum, kapri giyiyorum genelde. Kot da o açıdan güzel bence. Bol t-shirt ile de rahat hareket edemem, korırıp dolarım bir şekil.
0
aychovsky
(20.07.18)
yazın: ev şortu-tişört(bunları yatarken de giyiyorum)

kışın: eşofman altı üstüne ev kazağı ya da tişört(yatarken yine şort tişört giyiyorum ama)
0
nundu
(20.07.18)
duşun ardından boxer ya da ince bir şort. arkadaş evdeyse gelecekse şort ve tişört. neyse ki çok karşılaşmıyoruz ve ben genelde odamda takılıyorum ve boxer!
0
runagain
(20.07.18)
(10)

Duyuru Kullanıcıları Neden Böyle?

maskeli balonun maskesizi
Nasıllar?Sorduğu bir soru üzerine özenli bir cevap yazıp gönderiyoruz ama çoğu teşekkür etmiyor hadi yazmak zor ama tik koymak da bir nevi teşekkür sayılır benim gözümde ama çoğu onu da yapmıyor. Ya da daha fena olanları var sadece onun istediği cevabı verenlere tik koyuyor. Gerisini sallamıyor. Ne
Nasıllar?
Sorduğu bir soru üzerine özenli bir cevap yazıp gönderiyoruz ama çoğu teşekkür etmiyor hadi yazmak zor ama tik koymak da bir nevi teşekkür sayılır benim gözümde ama çoğu onu da yapmıyor. Ya da daha fena olanları var sadece onun istediği cevabı verenlere tik koyuyor. Gerisini sallamıyor. Ne biliyim biraz ayıp sanki bu tavır.
Keşke biraz teşekkür etmekten çekinmesek. Mutlu geceler.
Edit: aaa sadece teşekkürün silindiğini bilmiyordum ben ama dediğim gibi tik bir nevi teşekkür, cevabını gördüm anlamına geliyor benim dünyamda.
0
maskeli balonun maskesizi
(19.07.18)
Guzel duyuru, en sevdiklerim:

Kodlama ogrenmek sacma degil mi? Sacma diyenlere tik var, egitimin onemini savunanlara yok.

Sinop'a gideyim mi? evet diyene tik var, hayir diyene yok.

Ona cicek gondereyim mi? evet diyene tik var, hayir diyene yok.

Otobusteki cocugu beni taciz ediyor ibne diye suclasa miydim? evet diyene tik var, hayir diyene yok.

Su ulkeye vize var mi? hayir diyene tik yok, evet diyene var ve o ulkeye vize yok!
0
Traveller
(19.07.18)
Teşekkür ettiklerinde cevapları siliniyor.
0
angelus
(19.07.18)
ben kullanıcıya göre cevap veriyorum ya da vermiyorum.
0
killerbee
(19.07.18)
Ya aman bosver
0
kablelvuku
(19.07.18)
burayı bu kadar ciddiye alma. ciddi bir platform değil.

yani bir süre vakit geçirince kimi ve hangi duyuruları ciddiye alıp almayacağını anlıyorsun.
0
AlsterWasser
(19.07.18)
Acikcasi, kimsenin bana tesekkur edebilecegi aklima gelmedi. O yuzden, cok elzem bir bilgi olmadigi surece ben de tesekkur etmedim mesajla ya da baska sekilde. Tiki de tesekkur anlaminda gormedim; bilgi sorularinda "Bu dogru cevap", yorum sorularinda "Okudum ben bunu" olarak dusundum. Acikcasi, tiklere de bakmadim zaten. Insanlar aliniyor diye tik koyuyorum. Cevap yazarken biraz da icimi bosaltir gibi yaziyorum, o yuzden soran kisiye ben de tesekkur borcluyum o acidan. Ben burayi ciddiye aliyorum bir miktar ama ciddiye aldigim yani tikler ya da tesekkur degil.
0
aychovsky
(19.07.18)
burayı ciddiye almak ayrı bir şey, buradaki insanların kibar olmadığını fark etmek ve bunun üzerinden toplumu genellemek başka bir şey. buraya gelmeyi becerebilecek medeniyet seviyesine erişmiş insanlar bile böyleyse sokaktaki insandan bir şey beklemeyelim o zaman.

kibar olmayı bilmiyor insanlar, görmemişler yani, birilerine teşekkür etmeyi bilmiyorlar. teşekkür etmek isteyen mesajla da eder, olay soruya cevap da değil. ayıp olduğuna katılıyorum, öğretilebilecek bir şey olduğunu da düşünüyorum. teşekkür etmek, minnet göstermek çok güzel bir şey arkadaşlar, lütfen teşekkür ediniz insanlara.
0
Bruce
(19.07.18)
Herzamna Konu teşekkür değil orda, yanlış yorumluyor olabilirsini. Soru ve o Soruya verilen cevapların dogruluğu, işe yararlılığı, faydalılığı bence. Ben bu şekilde değerlendiriyorum. Soru bana izlicek bir film önerin ise teşekkür olarak yorumlayıp cevap verenlere teşekkür edebilirsin. Ama soru “şu şu oyuncunun oynadığı bi film vardı yönetmeni şuydu ismi neydi o filmin?” İse gelen cevaplardan hangisi dogruysa onu tiklersin ki okuyanlar da o dogru bilgiyi görebilsin. 5 cevap var 5i de tikli ve ben de duyuruyu o an okuyan biri olarak bilmiyorum o filmi tek tek filmleri mi araştırmam gerekecek gibi..
Herzaman teşekkür bekleme o yüzden :)
0
erty_ksk
(20.07.18)
erty_ksk +1

Bana genelde ya hiç cevap verilmediği ya da öyle alakasız cevaplar gelmediği için tik atarım her cevaba, teşekkürü de sorumun altına erkenden eklerim daha sonradan sadece teşekkür edilmediği için.
Kendi yazdığım cevaplarda çok takılmıyorum.

Benim en sinir olduğum da yazdığı soruyu çabuk silenler.
Uzun uzun cevap yazıyorum "cevabla" diyorum soru yok.

En son geçen gün iki çok eski arkadaşına kitap almak isteyen birine cevap yazmıştım mesela linkler verdim önerilerde bulundum vs. Bayağı vaktimi aldı yani, bi yolladım soru uçmuş. Delirecektim sinirden.
0
mutekebbir
(20.07.18)
Kesin bilgi gerektiren şeylerde, doğru cevap hangisiyse ona tik verilmeli bence de (@erty_ksk'nin de vermiş olduğu örnekteki gibi). Ama fikir soran şeylerde de @Traveller'ın dediği gibi saçma davranan tipler hala var maalesef. Eğer sen fikir danışmak için açmışsan duyuruyu, her kullanıcı da kendi mantık ya da zevk süzgecinden geçirerek cevap verecek demektir. Zevklerin uyuşmadığı ya da aynı pencereden bakılmayan cevaplar olacaktır ama bu "Hmm, aynı fikirdeyiz, al sana tik!" demeyi mantıklı hale getirmiyor. Bunu yapan duyurucular da zaten onaylanmak için açıyor o duyuruyu, fikir danışmak istediği için değil.


Ha, bir de ayrıca teşekkür edilmesi gereken cevaplar olduğunu da düşünüyorum. Bazen o kadar önemsiz bir soruya ya da soru soranın bile sanki çok önemsemediği bir konuya o kadar detaylıca cevap veren yazarlar var ki insanın bir tikten daha fazlasını yapası geliyor. (eksiduyu.ru)
0
m e b
(20.07.18)
(8)

Okuma tarzları

monogram
Selamlar,Kitap okurken nasıl davranıyorsunuz? Hızlı bir okur musunuz? Heyecanla bitiriyor musunuz? Kitaba göre de değişiyordur tabii. Her yerde kitap okuyabiliyor musunuz yoksa yalnızca odanızdayken mi odaklanabiliyorsunuz? Kendi adıma eskiden elime aldığım bir kitabı bitirmeden bırakamazken artık b
Selamlar,

Kitap okurken nasıl davranıyorsunuz? Hızlı bir okur musunuz? Heyecanla bitiriyor musunuz? Kitaba göre de değişiyordur tabii. Her yerde kitap okuyabiliyor musunuz yoksa yalnızca odanızdayken mi odaklanabiliyorsunuz?

Kendi adıma eskiden elime aldığım bir kitabı bitirmeden bırakamazken artık bir bölüm geçtikten sonra üzerine düşünmek istiyorum, 3 gün sonra diğer bir bölümü okuyorum.

Üzerine düşünmek güzel ama çok yavaş ilerliyorum gibi geliyor eskisine göre.

Sizlerin okuma tarzlarınız nasıl merak ettim.

Teşekkürler.

edit: imla
0
monogram
(19.07.18)
her yerde okurum
üzerine düşünmem
üzerine düşünülecek yerlerin altını çizerim. kitap bittikten sonra deftere geçiririm. geçirirken düşünürüm.
sonra o deftere ara ara döner bakarım. okudugum tüm kitaplar için
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(19.07.18)
Romanları sadece odamda yatağımda uzanırken okuyabiliyorum. Sadece romanı okumak için uzanıyorum, uyumak için değil yani. :)
Ama mesleğimle ya da hobilerim ile alakalı kitapları sadece masaüstü bilgisayarımda koltuğumda bir şeyler içerken okuyabiliyorum. Çünkü bilmediğim bir şey olursa ya da daha derinine girmek istediğim bir alan olursa anında onunla ilgili başka makalelere bakmak, oralara dalıp sonra tekrar kaldığım yere dönmek daha keyifli oluyor.

not: romanları da telefonumdan okuyorum. eskisi gibi kitap dergi gibi basılı metinleri okuyamıyorum. niyesini bilmiyorum.
0
diyanet takvimi
(19.07.18)
uzun bir süredir üzerine düşünmeli kitap okumuyorum, okuyamıyorum. sürükleyici veya merak uyandırıcı şeyler okuyorum bir süredir ve onları parça parça okumayı hiç sevmiyorum, bir oturuşta 1-2 saat okuyamayacaksam hiç başlamıyorum bile genelde. okuma hızı üsluba göre değişebiliyor ama acele etmiyorum.

odamda okuyamıyorum, dışarıda sakin bir yerde okumaya alıştım. aslında dış sesler rahatsız ediyor ama odamda da uykum geliyor, o yüzden dışarıda kulaklıkla hallediyorum genelde.
0
Bruce
(19.07.18)
Romanı öyküyü her yerde okurum, eskiden sürükleyici romanları sabahlara kadar okuyup bitirirdim artık dikkatim çabuk dağılıyor, uzunca öyküleri bile bir seferde bitiremiyorum.

Kurgu dışı kitapları sessiz yerlerde (ama tam sessiz değil, kütüphanelerde hiç okuyamam mesela. white noise olsun) okurum, okuma amacıma göre hızım düşer, not ala ala okuyabilirim. Altını çizmem, kitabımın altını çizeni döverim. (Dövemem ama gidip kitabın temiz bir baskısını almaya kalkışabilirim imkânım varsa.)

Her tür kitapta bloguma yazmak üzere Evernote'a notlar alırım. Fakat artık çok az ve çok yavaş okuyorum, dikkat dağıtan çok şey var. :/
0
kobuzchu kiz
(19.07.18)
Hızlı bir okurum.
Her yerde kitap okurum.
Okuyup bitirdikten sonra üzerinde düşündüğüm kitapları sonra bir defa daha okuyorum.
Yine de - hayat gailesi- eskisi kadar çok kitap okuyamıyorum. Bir de son dönemde polisiyeye çok sardım. Konumuzla direkt ilgisi yok ama polisiye üzerinde uzun uzun düşünme gerektirmiyor.
0
SiyamkedisiZorro
(19.07.18)
Maalesef hizli okuyorum, aliskanlik, hic istemesem de. Lisans egitimimden kalma aliskanlik, not alarak ve altini cizerek okurum, kimse de benden odunc kitap istemez bu nedenle.

Disarida okumayi seviyorum, trende, parkta ozellikle. Otobüs disinda cogu yerde okuyabilirim.
0
buf-e kür
(19.07.18)
Her gün min. 30, max. 90 sayfa okuyorum.
Yeşillikler arasında 1-2 favori noktam var, kışın bile çıkıp oralarda okudum. akşamüstü 6-8 arası çıkıp, güneşi batırmadan dönmeye çalışıyorum.
Yoğun bir gün olacaksa yolda da okurum ama aynı keyfi vermez.
Okuma hızı yazının diline(türkçe-ingilizce), akıcılığına ve benim o günkü keyfime bağlı. genelde hızlı okumayı seviyorum diyebilirim yine de.
0
filmlovepenguin
(20.07.18)
Yolda sesli kitap dinliyorum ben, uzun zamandir okudugum kitap sayisi 2 sanirim. Yolda sesli kitap dinliyorum ve dusunme gerektiren kitaplari birkac kere dinledim. Arada durdurup dusunuyorum. Olaya dayali romanlari ise bir kere dinliyorum, kacirdigim yer olursa geri sarip dinliyorum.
0
aychovsky
(20.07.18)
(23)

Sevgilinin Gecmisi

Darkwing Duck
Sevgilinizin geçmişte bircok kısa süreli iliskisi olduğunu ogrendiniz. aynı gün içinde birden fazla kişiyle birlikte olmus, o kadar çok kişiyle yani. Ve siz bunu ogrendiniz, çok ciddi yaklasiyordunuz ilişkiye o ana kadar, sevgilinizin de siz birlikteyken baskasiyla olmadigina eminsiniz, sizi sevdiği
Sevgilinizin geçmişte bircok kısa süreli iliskisi olduğunu ogrendiniz. aynı gün içinde birden fazla kişiyle birlikte olmus, o kadar çok kişiyle yani. Ve siz bunu ogrendiniz, çok ciddi yaklasiyordunuz ilişkiye o ana kadar, sevgilinizin de siz birlikteyken baskasiyla olmadigina eminsiniz, sizi sevdiğine de. Ne yaparsınız?

Edit: hem erkekler hem de kadınlar açısından soruyorum.

Edit 2: Takdir edersiniz ki aynı gün içerisinde birden fazla kişiyle birlikte olmak (seks) oldukça mümmkün.

Edit 3: Cinsiyet de belirtirseniz sevinirim arkadaşlar.
0
Darkwing Duck
(18.07.18)
'aynı gün içinde birden fazla kişiyle birlikte olmus'

Performansını takdir eder, başarılarının devamını dilerim. Sonra koşarak uzaklaşırım.
0
idexo
(18.07.18)
Hangi sinif ehliyet gerekiyor ona bakarim. Jajajajaja. Huehuehue.

Saka saka.

Ben severim ya. Saglikli olsun da gerisi onemli degil.
0
lamira
(18.07.18)
Kadinsa kac, erkekse aferin.

Imza:
comar
0
Traveller
(18.07.18)
Bu bir test olabilir.
0
neymis
(18.07.18)
@neymis ne testi?
0
🌸Darkwing Duck
(18.07.18)
bunları nasıl öğrendin? kendisi anlattıysa bakayım ne yapacak diye anlatmış olabilir.

ben bunları bilmek istemezdim, öğrenebileceğim muhabbete girmezdim. bir şekilde öğrendim diyelim güveniyorsam devam ederdim.
0
şubatsonrası
(18.07.18)
adam ya da kadın bana karşı nasılsa ona göre hareket ederim.
libidosunun yüksek olduğunu ve cinsel konularda zaafları olabileceğini kafama not ederim.
sonra da ilişkime bakarım.

ilişkilerde bunların konuşulması gereksiz, ama bir şekilde gündeme geldiyse de olgun karşılamak lazım.
hayatında kimse yokken ne yaptıysa yapmış, kime ne bundan?
0
blatta hiberna
(18.07.18)
canım istiyorsa takılırım sadece bir süre, asla ciddi düşünmem ve beklenti içine girmem.
0
tabirimekruh
(18.07.18)
bunlari ogrenmek gereksiz. yok yere iliskiden ve sevdigi kisiden sogutur insani, luzum yok boyle seyler konusmaya. en bastan bunlari ogrenebilecegim bir duruma girmezdim. velev ki ogrendim, o zaman gecmisi onu ilgilendirir diye dusunup kendi yoluma bakardim. ama zaman zaman bu durumlar kafami kurcalamazdi da diyemem. yine de boyle seylerde duygusalligi bir kenara birakirsak aslinda en onemli sey herhangi bir hastalik kapma ihtimali. malum hpv erkekler icin onemsiz ama kadinlar icin olumcul sonuclari olabiliyor. kimle napti'dan cok bunlar kafami kurcalardi sanirim.
0
in vino veritas
(18.07.18)
Siz oturup bunları mı konuşuyorsunuz?
0
clever
(19.07.18)
Olmaz. Sağlıklı bir hareket olarak görmüyorum, ben yapsam da görmem. Onunla konuşup endişelerimi belirtirim muhtemelen de ayrilik kararı alirim.
0
biravekahve
(19.07.18)
Seks yapar ve olay mahallinden uzaklasirim, zira gunde birkac farkli kisiyle seks yalan birinin hayat amaci baska bisey olamaz.
0
bruceandwayne
(19.07.18)
kadın yada erkek olması farketmez. STD affetmez.
0
false pretension
(19.07.18)
@Şubat'ın dediği gibi kendisi anlattıysa bakayım ne yapacak diye anlatmış olabilir.
Bir kere mide bulandı mı sacede elini tuttum bile dese rüyanda orgylere karışmış görürsün.
0
neymis
(19.07.18)
Bu olayların ne zaman olduğuna ve nasıl öğrendiğime ya da söylediğğine bakar. Zamanında hızlı bir seks hayatı varsa onu sorun etmem ama daha geçen gün olmuş olaysa “Hmmm” derim. Ötesinde daha ilişkinin ilk günü “Ben böyleyim” diyorsa, “Tamamdır, mesajı aldım ben” derim ama bir süre sonra bir şekilde karşıma çıktıysa da “Öyle de bir dönemi varmış” diyebilirim.
0
aychovsky
(19.07.18)
Ne fark eder? geçmiş geçmiştir. tecrübe iyidir. sağlık açısından boku yemediyse gayet oluru var.
0
lcha
(19.07.18)
aynı gün içinde birden fazla kişiyle birlikte olmak bu birlikteliklerin sadece seks amaçlı olduğunu düşündürtür öncelikle, yoksa iş aldatmaya girer. sadece seks amaçlı olmasını tercih ederim, eğer öyleyse sorun etmem(std hariç tabii). ama işin içinde aldatmak varsa, ikisinden biriyle "gönül ilişkisi" yaşıyorken bunu yaptıysa güvenim kırılır ve ciddi bakışım sorgulanabilir hale gelir. dinlemeden direkt yargıya varmam ama kişilikle ilgili önemli bir belirteç bence.
0
Bruce
(19.07.18)
aychovsky+1
bruce+1

gol yemek istemiyorsan kaleye geçmeyeceksin. bu tarz soruların cevaplarını kaldırabilecek durumda değilsen sormayacaksın.
0
Phoebe
(19.07.18)
dissendium +1
0
twelfth
(19.07.18)
Ne zaman nasıl öğrendim bunları?
aychovsky +1

Bir de adamın (erkek olduğunu varsayıyorum) ziyadesiyle seks düşkünü olduğunu düşünürüm. Benim libidom onunla başa çıkabilecek mi? Adam durulmuş mudur? Bunu yüksek libidodan mı ayrangönüllülükten mi yapıyor bunlara bağlı.
Eğer sözkonusu kişi kadınsa midesiz olduğunu düşünürdüm.

Ben kadınım.
0
SiyamkedisiZorro
(19.07.18)
Cinsel birliktelik yaşadıysam hemen STD testleri yaptırırdım, 3 ay sonra testleri tekrarlardım. Henüz birliktelik yaşamadıysam asla yaşamam ve kensine de gerekli testleri yaptırmasını söyler hayırlı işler dilerim.

Aynı günde birden fazla ilişki yaşayacak kişilerin bulunduğu ortamlar STD'nin en yaygın olduğu ortamlardır.
0
John Bloor
(19.07.18)
ben öyle bir insan olmadığım için aramızda bir şeylerin olması güç. bugün olmasa da yarın sonuç belli.
0
Apocalypse
(20.07.18)
Lamira +1.
Aynı haltları ben de yediğim için gül gibi geçiniriz <3

Beni aşağısı kesmez zaten :3
0
yirmisantim
(22.07.18)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.