Giriş
(9)

şu söze katılıyor musunuz?

passion rules the game
had fikir teatisi."Being polite is so rare these days that it's often confused with flirting."
had fikir teatisi.

"Being polite is so rare these days that it's often confused with flirting."
0
passion rules the game
(05.02.18)
Katılmıyorum.
0
femme vitale
(05.02.18)
Nope
0
nodrama
(05.02.18)
Güldü kesin verecek değil mi bu? Eğer öyleyse katılıyorum.
0
dissendium
(05.02.18)
Çoğunlukla katılıyorum. Şarjım bitiyor. Nedenini editlerim.

Edit: Hepimiz niyeti yanlış yorumlayabiliriz de, bazı kişilerde bu rutine binebiliyor. Herkes için değil ama bazı insanlar için gerçekten öyle olduğunu düşünüyorum. İlk olarak “güldü verecek” diye düşünenler için. Karşı cins arkadaşı pek olmayan herkes değil ama bazı kişilerde o olabiliyor ya da bazı nedenlerle ilgi görmemiş kişilerde de. Örneğin, bir kız arkadaşım var ve çok istediği halde sevgilisi olmadı. Ben erkek olsam kızla sevgili olurdum ama fazla kiloları başta olmak üzere, birkaç nedenden pek yaklaşan erkek olmadı ve şu anda biri samimi olduğunda beyaz gelinlikli hayallerini anlatıyor bana. Aynı şekilde lise sonu üniversite başında benim de bir abazanlık döneminde Şener Şen gibi “Ay irkek mi o” dönemim de oldu. Eğer sevgili arayışı saplantı haline gelmişse ve ilgi arayışı çoksa, kibarlık gerçekten de flört olabiliyor.

Bir de tam tersi aşırı yakışıklı, aşırı güzel kızlara zaten hemen hemen her gelen bir yürüdüğünden onlara yapılan kibarlık da varsayılan olarak flört gibi görünebiliyor. Bir “Tabii ki bana yavşamaya geldi” durumu söz konusu olabiliyor. Herkes için geçerli değil yine.
0
aychovsky
(05.02.18)
'kibar olmak bu gunlerde o kadar nadir ki, ekseriyetle 'flort etmeyle' karistiriliyor.'

seklinde amme hizmetimizi de yaptiktan sonra evet, katiliyor ve artiriyorum. bazen salaklikla, eziklikle de karistiriliyor.
0
icim urperiyor
(05.02.18)
Karsi cins icin oyle malesef. Dogrudur, insaniyet namina bir sey yapmaya kalkiyorsun karsindaki kadin salak gibi yazildigini zannediyor bazen. 1-2 boyle olduktan sonra odun gibi izliyorsun insanlari yardima muhtac olduklarinda falan ondan sonra da muhtemelen iclerinden geciriyorlar neden yardim etmiyor yeaa diye.
0
bos gezenin bos ustasi
(05.02.18)
"... confused with yürümek" olsaydı daha çok katılırdım. Ya ben çok ama çok aptalım "yürüme" kavramını bilmediğimden ya da çoğu kişi ota boka "Ahahha, o bana/sana yürüdü ya :(" diyor karşı cinsten iyi bir şey duyduğunda. Bazen gönül işleri kategorisindeki sorulara verilen cevaplara bakıyorum örneğin. "Bu bana yürümüş mü?" minvalinde sorulara "Yürümüş resmen" tadında cevaplar verilmiş.


"Herkes bana yürüyor, herkesin ilgi odağı benim." gibi megaloman/ego kokan zihniyetin doğurduğu hastalıklı düşünce işte.
0
m e b
(05.02.18)
kadın tarafından bakınca nasıl görünüyor bilmiyorum ama hanzoların yanında bir kadına kibar davranınca "oo anlayalım yenge ayakları mı" gibi yıvranç durumlar söz konusu olabiliyor.
gavur ellerindeki kızları bilemem ama buralarda bir kadına gerçekten kibar davranınca ona yüründüğünü düşünmesi yaygın bence. bunun sebebi hem kibarlığın nadir olması hem de biz türk erkeklerinin kaz gelicek yerden tavuk esirgenmez mantalitesi diye düşünüyorum.

yine de bu konuda sorumluluk kadınlarda, size kibar davranan her erkeği potansiyel tehlike görmek için biraz daha beklerseniz daha iyi olur. bu işin çözümü "o zaman kibarlık yapmayalım" olmaz çünkü. hem ayırca gerçekten kibarlık yaparak bir yürümenin de kimseyi zararı olmaz.
0
Bruce
(05.02.18)
Birçok defa bizzat yaşamış ve birkaç defa da karşı cins tarafından uyarılmış biri olarak +1

Hatta @icim urperiyor +1

@Bruce uyaranlardan ikisi yabancıydı ama evet burada daha sıkıntılı
0
nawar
(06.02.18)
(5)

3 aydır geçmeyen faranjit/ ne yapmalı?

kendi kendine yasayan yavrucak
Selam,3 aydır ağır faranjitim. Bu süre zarfında 4 kere doktora gittim. 2 kere antibiyotik kullandım. İlk birbuçuk ayı ağır öksürük ile geçti. Ciğer kaynaklı değil, boğazdan. Tam iyileştim derken en ufak bir üşümede tekrar nüksediyor. Şimdi soğuk algınlığı meydana geldi ve boğazlarım çok acıyor :/ ik
Selam,
3 aydır ağır faranjitim. Bu süre zarfında 4 kere doktora gittim. 2 kere antibiyotik kullandım. İlk birbuçuk ayı ağır öksürük ile geçti. Ciğer kaynaklı değil, boğazdan.

Tam iyileştim derken en ufak bir üşümede tekrar nüksediyor. Şimdi soğuk algınlığı meydana geldi ve boğazlarım çok acıyor :/ ikinci antibiyotiğim daha 2 gün evvel bitti halbuki.

Sıcak-soğuk yememeye, acı-ekşiden kaçınmaya dikkat ediyorum.

Ne önerirsiniz? Bir arkadaşım bepanthane ampulü su içine kırıp içmemi tavsiye etti. Kendisi tıp öğrencisi. Bu yapılır mı mesela?
0
kendi kendine yasayan yavrucak
(05.02.18)
sonbahara girdikten itibaren şapkasız dışarı çıkmıcaksın. alnını üşütmüceksin. ince kıyafetle dışarı çıkmayacaksın. tuzlu suyla haftada 2 kere burnuna çekip gargara yapıcaksın. benim bildiklerim bunlar
0
synch
(05.02.18)
Dikkat ediyorum aslında, tuzlu suyu da deneyeyim :) çok sağolun.
0
🌸kendi kendine yasayan yavrucak
(05.02.18)
Andorex sprey kullan. Bana iyi geliyor genelde
0
boran79
(06.02.18)
3 aydir agars ve gecmiyorsa, kronik farenjittir o. Bir kaynak nedeni vardir ve o nedenin bulunmasi lazim. Benim bulunmasi bayagi yillar aldi ornegin; o yuzden savsaklamamak da lazim.
eksisozluk.com

Kronik farenjit firsatci bir hastalik. Vucudunuza baska Bir hastalik girdiginde "Kambersiz dugun olmaz" diye o da geliverir gucsuz buldugu anda.

Reflu kaynakli ise geceleri de alcak yastikla yattiginizda fark etmeden reflu bogazinizi tahris ediyordur; farenjitin iyilesmesi icin reflunun tedavisi gerekir.

Alerjik bir durumsa neye alerjinizin bulundugunu belirlemeden farenjit cok iyilesmez.

Septum deviasyonuz varsa ve ozellikle uyurken agzinizdan nefes aliyorsaniz, agizdan nefes alindigi surece o nefes bogas tahris eder.

Temel neden bulunmadan kalici iyilesme guc. Ancak, antibiyotikle, zencefille gunu kurtarirsiniz. Bende ucuncu senede kisin yasayan soguk hava bilmemnelerine alerji cikti mesela. Bir akrabamda da pamuk carsafa alerji cikti, artik saten carsafta yatiyor. Boyle garip nedenleri de olabiliyor.

Universite hastanesine ya da arastirma hastanesine gidin. O zamana kadar zencefili bol bol ve cesitli sekillerde tuketmeyi, karbonatli gargaralarla bogaz temizlemeyi ve ilik zencefil veya adacayini gargara yaparak icebilirsiniz.
0
aychovsky
(06.02.18)
Hem cevap hem entry ayrıntılı olmuş aychovsky,çok teşekkürler.
0
🌸kendi kendine yasayan yavrucak
(06.02.18)
(10)

Az sermaye ile hangi ülkede yeni hayat kurmaya çalısırsınız ?

sorunvar
1 -Uk ( scotland.wales falan olabilir) 2-Sweden (stockholm falan olabilir )3-Estonia ( hayat ucuz ) 4-Çekya ( Prag falan olabilir ) 5-Almanya (çok türk var ) Bu ülkelerden birine turist vizesi ile gidip ufak bir sermaye ile şirket açıp orada kalmaya çalışmayı hedefleseniz hangisini seçersiniz ?
1 -Uk ( scotland.wales falan olabilir)
2-Sweden (stockholm falan olabilir )
3-Estonia ( hayat ucuz )
4-Çekya ( Prag falan olabilir )
5-Almanya (çok türk var )

Bu ülkelerden birine turist vizesi ile gidip ufak bir sermaye ile şirket açıp orada kalmaya çalışmayı hedefleseniz hangisini seçersiniz ?
0
sorunvar
(05.02.18)
turist vizesiyle is kurmak? neverland o zaman.
0
der meister
(05.02.18)
Uk, sweden falan demişsin bir de ufak sermaye demişsin hem de turist vizesiyle.

İsveç pasaportunla gel 1 milyon euro'ya geçtim şirketi falan bir büro veya yazıhane aç Stockholm merkezde yine yetmez o para.

Bulgaristan diyorum, vize işinden anlamam.
0
bos gezenin bos ustasi
(05.02.18)
Sirkete ve bana bagli. Estonya artik Avrupa'nin Silikon Vadisi oldu. Atiyorum ama vergi dusuk olabilir, start up icin daha az maliyet gerektirebilir, fonlara ulasim kolay olabilir, daha cok musteri alinabilir. Teknoloji ile ilgili bir sirketse teknolojinin gobeginde olmasi faydali olabilir. Ornegin, Prag da ucuz ama Estonya kadar firsati olmayabilir. UK'de belini dogrultamayacagin parayla Estonia'da daha fazla is yapilir. Bu bilgileri bilmiyorum ama siz de bilmiyorsaniz bir is plani ile yola cikip bu ulkelerin o ise ne sunup ne sunmayacagimi iyi arastirmak gerek.

Cevabi o kadar sirkete bagli ki! Ne yapacak, musteri kimler, alip satacak mi, mal nereden gelecek, vergi ve gumruk kosullari neler? Bu tarz sorulara enikonu cevap verilmesi gerek kurmadan once.

Edit: Turist vizesini simdi gordum, onu hic bilmiyorum.
0
aychovsky
(05.02.18)
Turist vizesiyle olacağını pek sanmıyorum ben de.

İsveç az sermayeyle iş kurmak için iyi bir yer değil bence, yaşam çok pahalı, vergiler yüksek, işgücü de pahalı.
0
senolll
(05.02.18)
aklımda benim de uk ve estonia var.Zira bu 2 ülke daha kolay şirket kurulumu .Planlanan şirket bir it sirketi olabilir .Bu tutmaz ise bir cofeeshop açmayı planlıyorum :)) Nedir tavsiyeleriniz ?
0
🌸sorunvar
(05.02.18)
Şıklarda yok ama ukrayna. Orada turist vizesi ile belediye başkanı bile olabilirsin. :))
0
eazy
(05.02.18)
Uzunca yaziyordum ama it sirketi olmazsa kafishop en olmadi doner kebap mantigini gorunce yazdiklarimi sildim,

Stabil ol,ne is yapacagini planla,ona gore dogru adimlarini at.kisaca az sermayeyle sweden olmaz,estonyada yanmaz kavrulursun,pragda masaj salonu isi yapacak halin yok.ingiltere yine pahali ama iyi fikirle yurursun-ben boyle dusunuyorum en azindan-,almanya dogru planla,isini iyi bilmekle gene yurursun.ama bunlarin tamaminda agir bir vergi yukun,yuksek calisan maliyetin sozkonusu,genel giderlerin yuksek.
0
duptıs
(05.02.18)
Almanya icin turist vizesi ile sirket acabilirsin. Hatta gitmeden vekalet ile bile acabilirsin. Sonra basvuru yaptigin zaman onemli olan sirketin basinda olmana gerek var mi? Buna bakiyorlar. Denildigi gibi dogru is plani ile yuruyebilirsin. Artik min. X euro kadar bir sermayeye bile gerek yok. Min. 1€ ya sirket acilabiliyor. Diger ulkeler hakkinda bilgim yok.
0
c1b2k3
(05.02.18)
gel uk'de coffee shop eksik, hemen kapat bu acigi
0
try again fail again fail better
(05.02.18)
gencler öncelik ankara antlaşması ile it alanında bir iş kurmayı planlıyorum.Olmaz ise o tür şeyler planlıyorum.O açıdan söyledim .
0
🌸sorunvar
(05.02.18)
(24)

30+ arkadaslarin yorumları daha iyi olur

yedinumara
Almanya'da ise basladim. İlk başta kanım deli akıyordu bi bmw alıp keyfime bakayım diyordum. Şimdi ulan ne gerek var o kadar para vermeye kapıya koyacağın bi arabaya demeye başladım.Siz ne diyorsunuz? Hayat ne öğretti neyi tavsiye edersiniz?
Almanya'da ise basladim. İlk başta kanım deli akıyordu bi bmw alıp keyfime bakayım diyordum. Şimdi ulan ne gerek var o kadar para vermeye kapıya koyacağın bi arabaya demeye başladım.

Siz ne diyorsunuz? Hayat ne öğretti neyi tavsiye edersiniz?
0
yedinumara
(05.02.18)
abi türkiyeye vurunca ciddi fark var, al kafana göre 5 6 sene öncesinin modelini, muhtemelen türkiyeye nazaran bilmem kaç ta bir parasınadır.

benzin desen o da ucuzdur eminim, git gez dolaş, keyfine bak, herşey sıkmak, tassarruf yapmak değil, geçen zaman geri gelmiyor.

tabi sen kıt kanaat geçinip borca gireceksen o zaman başka.
0
Photographer
(05.02.18)
Hiç birseye ihtiyacım yok. Vefat etsem bile arkamdakilerin sırtı yere gelmez. Evim yok mesela ama burada ev almaya da gerek yok. Rahatim yerinde bir ihtiyaç hissetmiyorum.
0
🌸yedinumara
(05.02.18)
hiç vergiyi, yakıtı, şunu bunu düşünme. eğer bunu istiyorsan al ve keyfine bak. içinde kalmasın.

hiç almanya görmedim ama türkiye'den çok daha uygun fiyata geleceğini ve rahat kullanılacağını düşünüyorum. türkiye olsaydı al demezdim. araç olsa bile masraflar bir yana sürmek ızdırap oluyor bazen.
0
tabudeviren
(05.02.18)
Borca girecek bi durum yok maddi durumum müsaade ediyor. Almak ogretilmiş şimdiye kadar hep hayalini kurmustum. Şimdi dank etti bişeyler. Niye alıyoruz ki 1 ay sonra alışacagim nasıl olsa bu duruma demeye başladım. Alman arkadaşlar da etkiledi biraz. Senior Projekt Manager Adam altında 10 yaşında jetta var.
0
🌸yedinumara
(05.02.18)
Bu Almanlarin ruhu mu fakir yoksa altında başka bişi mi var? Bence başka bişi var
0
🌸yedinumara
(05.02.18)
Iste Alman kafasina girmeye baslamissin. Para gosteris yapmak icin degildir. Araba da bir ulasim aracidir.

Bence sen Almanya'da kalmaya devam et. Dogru yoldasin. Keske her Almanci boyle olsa.
0
Traveller
(05.02.18)
bmw zaten almanyada aşırı lüks değil sanırım.
burdaki gibi bir tane de devlete almıyorsun.
al gitsin bi daa mı gelicen dünyaya?
0
herhaltibiliyoring
(05.02.18)
Bmw hangi modeli istiyorsun? Onun uzerinden gidelim.
0
ykyt
(05.02.18)
Hedonik adaptasyon
0
brkylmz
(05.02.18)
Aradığım cevap 17 burak tan geldi. Allah razı olsun hocam.
0
🌸yedinumara
(05.02.18)
Bi bmw alip ne keyfine bakacaksin abi taksilerin mercedes oldugu ulkedesin,bmw nin olayi kalmiyor.bu yuzden ihtiyacina gore araba alacaksin.

Uzun zaman uzakdoguda yasadim,hic arabam olmadi,olamadi.olsa isyerimin otoparkina basvuru yapsam bir kac yil sonraya belki diyorlardi.firsatini bulayim bentley yapicam diyordum.sonra turkiye ye geldim,bentley i yavas alayimda sacim basim dagilmasin dedim.iki senedir italya ve bulgaristanda calisiyorum.ilk is araba bakmaya basladim.sonunda firsati yakaladim diye dedim panemara yapim bir tane.netice italya da opel zafira bulgaristanda daha cuma gunu 400 euro odedim reno kango:)
0
duptıs
(05.02.18)
Avrupa'da seri üretim her araba ulaşılabilirdir bunu unutma. O yüzden Türkiye'de arabaya verdiğin değeri Almanya'da verme.

Türkiye'de Golf, Jetta, Bmw 3 ile Merso c180k ile içten içe övünen tanıdıklarım akrabalarım falan var.

Burada bir arkadaşımda Audi A7 3.0 tdi var mesela kız barda çalışıyor bildiğin işçi sınıfı. Amerikalı.

Diğer bir arkadaşım forklift opetatörü Bmw 5.35'i var İsveç'in köylüsü.

Doktor arkadaşım 92 model eski bir station Volvo'ya biniyor Portekizli.

İngiliz arkadaşım var inşaat mühendisi herif 2000 model falan dandik bir Corsa'ya biniyor.

Çünkü araba ile hava atacak tıynette kişiler genelde alt gelir grubundalar.

Çok hevesli isen git aylık leasing yap fazla para değil zaten.
0
bos gezenin bos ustasi
(05.02.18)
ise gidip gelirken sikinti mi cekiyorsun, yok cok mu uzun sürüyor, cok mu vasita degistiriyorsun? toplu tasima kullanmak makamina yakismiyor mu?

alamancilarla mercedes aldigi icin dalga gecenler al diye üsteliyor. makam araci olarak bisikletin kullandigi ülkede yasayip ihtiyacin olmadigi halde özenti gibi bmw almak düpedüz görgüsüzlük.
0
pilav
(05.02.18)
Traveller'in dedigi gibi bence de.

Hani orada burada karsimiza cikar ya "Hollanda'nin basbakani isine bisikletle girerken, bizim Yalova valisi on koruma, uc Mercedes ile geziyor" ya da "Bizim copculerimiz bile gerekirse ac kaliyor ama iPhone aliyor" tarzi yazilar; bu da onun gibi. Orada kalirken Hollanda basbakanina yakinlasmissin gibi. Ki daha iyi bir sey bence.
0
aychovsky
(05.02.18)
Arabalara ilgim olmadığı için işimi görecek bir araba aldım ben. başka bir arkadaşım arabalara ilgisinden dolayı görece daha kaliteli bir araba aldı. Olay bence kendini nasıl mutlu hissettiğinle ilgili. Neticede araba burada çok uçuk fiyatlarda olmadığı için ilgin varsa alabilirsin. Ayrıca Almanya'da toplu ulaşım çok ucuz olmadığı için (büyük bir şehirde ve merkezde yaşamadığını varsayarak konuşuyorum) araba sağladığı kolaylık ve konfor açısından bazen daha ekonomik dahi olabiliyor. Bununla birlikte bahar ve yaz aylarında bisikletin sunduğu kolaylık da gözardı edilmemeli. Ben ihtiyaçlarını gören bir arabanın yettiği kanısındayım. Hayatın bana öğrettiği şey ise burada kendime ne kadar fazla şey kazandırabileceğim (maddi anlamda değil). Seni ne mutlu ediyorsa onu takip et derdim ben.
0
nickfury
(05.02.18)
orada istediğin bir bmw ye 10 bin eur falan vereceksindir. çok üst bir araç istemiyorsan. almanyada ulaşılabilir bir şey. türkiyede olsa asla asla alma derdim. ben türkiyede mesela imkanım olmasına rağmen almıyorum. çünkü bilinen sebeplerden başa bela. ama almanyada adamlar ulaşım aracı olarak kullanıyorlar. al gitsin. 10, 15 bin eur para değil. burada 10, 15 bin tl ye 1990 model arabalar var.
0
karlmarx
(05.02.18)
(bkz: fomo)
0
silver apple
(05.02.18)
Bir video vardı, Almanlara soruyorlar Türk denince aklınıza ne geliyor, diye; onlar da "BMW" diyordu. Bir model ismi aöylüyorlardı hatta ama arabadan anlamadığım için unuttum.
0
taktikmaktikyokbambambam
(05.02.18)
Traveller +1 Ayça+1

Kendini zora sokup deve yüküyle para ödeyip araba alan mı kaldı artık? Tüm dünya bisiklete ya da toplu taşımaya yöneliyor.
0
i m cool with that
(05.02.18)
Hayat bana içinde ukte bırakmamayı öğretti. Aklın kalacaksa al, kalmayacaksa alma.
Keşkeler ne kadar az o kadar iyi.

73 yılında (13 yaşımdayken) evimizin önünden kırmızı bir ford capri geçmişti.Biz de arkadaşımla balkonda sohpet ediyoruz. Arabaya içim gitti ve arkadaşıma "ben asla böyle bi araba alamayacağım" dedim, üstüne bir de iddiaya girdik.
İlerleyen zamanda istediğim arabayı alacak duruma geldim ama almadım. İddiayı ben kazandım ama daha önemlisi kararlarımın hayatımı nasıl etkilediğini öğrendim.
45 yıl sonra bu gün istediğim arabayı almamakla ilgili içimde bir pişmanlık yok, aklım kalmadı. Ama başka konularda pişmanlık var.
Durumun uygunsa ve aklın kalacaksa al, olsa güzel olur olmasa da olur diyorsan para yaşlılıkta lazım, at kenara dursun. Dünyanın binbir türlü hali var.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(05.02.18)
ihtiyaç varsa al, yoksa alma. araba insanı rahat ettirmiyor, arabaya para gömmek sonu olan bir yol değil.

çocuk varsa ya da düşünüyorsan, ulaşım sıkıntısı cekiyorsan, al. yok sırf kapıda dursun diye alıyorsan, alma.

en guzel ulaşım aracı senin kullanmadığın. aç kitabını/filmini rahat rahat cayını icerek uçakla trenle git. mal gibi saatlerce direksiyon sallamak maharet değil.
0
babilbaligi
(05.02.18)
30+ arkadaslar yazsin duyurularina yazacagim gunler de mi gelecekti:)

6-7 yasinda eski bir tane al, cok para degildir. Butcene gore o da ciddi paraysa madafaka +1
"hayallerini sakin erteleme" argumani cok bos ve temelsiz bir argumandir. Rasyonel olmak gereklidir.
Ayrica bizim Turk kafasi otomobil olayini cok abartiyor. Gozunde cok buyutuyor otomobil denen seyi. Bu kafada olma. Araba arabadir, daha otesi degil.
0
stavro
(05.02.18)
hicbir seye kulak asma ve gonlunden ne geciyorsa onu yap. benimde 30 yasina girdigimde almak istedigim araba hayalim vardi, bir sekilde gerceklestirdim. kesinlikle pisman degilim. dunya nimetlerinden faydalanmayi ben acikcasi gorgusuzluk olarak gormuyorum, her ne kadar benim kendi ailem dahil bunu kismen boyle gorsede.
0
cooperr
(05.02.18)
Arabaya vereceğine kenara at. Yaş 33.
Araç geçmişi
Megane
Captur
Bmw 5.25
Passat
Ve günümüz beş parasızlık
Aklım olsa birikim yapardım
0
isimmisimyok
(05.02.18)
(15)

Duyuru kadınları sizde nasıl bir izlenim bırakıyor?

binder dandet
Şimdi ne desem gelip çemkirecekler genelleme yapma diye ama...Fakbadilik check, devamlı sevgili değiştirme check, erkek gibi konuşma-davranma check, dedikodu check...yani kötü bir izlenim oluştu bende bilemiyorum :)sizce sizde nasıl bir izlenim bırakıyorlar?
Şimdi ne desem gelip çemkirecekler genelleme yapma diye ama...


Fakbadilik check, devamlı sevgili değiştirme check, erkek gibi konuşma-davranma check, dedikodu check...

yani kötü bir izlenim oluştu bende bilemiyorum :)

sizce sizde nasıl bir izlenim bırakıyorlar?
0
binder dandet
(04.02.18)
Check derken?

Duyuru kadınlarıyla Duyuru dışındaki kadınlar arasında nasıl bir fark var ki bunu değerlendirelim? Herkes biricik, herkes tek işte, "check"li sorunu hiç anlamadım.
0
yaren
(04.02.18)
valla dışarıdakiler nasılsa buradakiler de öyle. içlerinde çok kültürlü, akıllı, değerli insanlar olduğu gibi beş para etmez paçozlar da var. güzel kız popülasyonunun fazlalığından bahsediliyor hep ama ben buna katılmıyorum, ifşada güzel olanları görmemiz genelinin güzel olduğu anlamına gelmiyor. yani 100 kadın varsa ve bunların 15'i güzelse, ifşada 8 güzel ve 2 çirkin görüyoruz. haliyle %80'i güzelmiş gibi algı oluşuyor. halbuki ifşayı güzel olan yaptığı için öyle. kesin ingilizcede bi' şey bias deniyordur buna ama bakmaya üşendim şimdi.
0
der meister
(04.02.18)
Valla hiçbirini tanımıyorum ama süper kadınlar var burada. Gönül işlerini okuyorum sorunlara bi açıklamalar yapmışlar çözümler üretmişler mükemmel. Bi iki tane at hırsızı var diğerlerinin olumsuz yanını hiç görmedim
0
freetakilir
(04.02.18)
Ben biraz silik buluyorum Duyuru'daki kadınları. Böyle hayatta hep geri planda kalmış, mutluluğu tam bulamamış, bulduğu her şeyi çabuk tüketmiş, sonra da bunalıma girmiş olarak görüyorum. İyi niyetli olanlar var ama bir o kadar da "bonboş" tip var.
0
dissendium
(04.02.18)
Bana pasaklı, pis, saygısız, kavgacı ve sorunlu (bazen de biraz zekadan yoksun) geliyorlar. Muhtemelen (cinsiyet belirtilen) sorularda anlatılan durumlar böyle hissettiriyor. Yoksa duyurudan biriyle tanışmışsınız yok.
0
lazor
(04.02.18)
Ekşi duyuru zirvesinde kadınlarla tanışmıştım. Bana kalırsa gayet tatlı, güzel kadınlar. Tanıştığım kadınlar kendilerini geliştiren, eğlenceli, renkli tiplerdi. Bende gayet iyi izlenim bırakmışlardı. Bir de buradan gördüğüm kadarıyla ürettikleri çözümlerle bende gayet aklı başında ve anaç oldukları düşüncesini oluşturdu. Yakınlarınızın size olamayacağı kadar dürüst olmaları da ayrıca artı bir özellik. Belki size denk gelmemiştir.
0
anumegha
(04.02.18)
ilk yoruma katılıyorum, duyuru kadınları ile sokaktaki kadın arasında ufak tefek farklar var; o da hem sanal olmanın getirdiği rahatlık hem de buna bağlı olarak ilgi budalalığı (attention bişey)

bu yüzden genel olarak ''insan''; varlığından ötürü problemli, e haliyle kadın da.

burada temel mesele, kadınların/kadının erkek zihninde oluşturduğu tema. Yani zannedilen ile(teori) karşılaşılan(pratik) arasındaki uyuşmazlık.

insanların çoğu fırsatını bulsa ''bazı'' toplum davranışıyla çelişen şeyleri yapacaktır zaten. İşbu yüzden de sadece duyuru kadınları değil, kadınlar genel olarak ''kötü'' diyebiliriz hiç tereddüt etmeden.

*kötü tabirini sen kullandın diye kullanıyorum. Bana kalsa ''sıradan''.


edit: yeni çekirdek açtım, açarken aklıma geldi biraz daha yazmak istedim. Mesela benim eskiden de irc'de dikkatimi çekmişti, bu tür daha özel platformları kullanabilen kadınların neredeyse tamamı/çoğu güzel değil(çirkin kelimesini bilinçli kullanmıyorum). Ve bu tür portallarda kadınlar kadınlığını belli etme gereği duyuyorlar. Bu davranışı erkeklerde çok fazla gözlemleyemezsiniz, mesela kullandığı nick unisex ise ''erkek olduğunu'' belirtecek söylemler ve davranışlarda bulunmaz geneli, hatta çoğunlukla kadın sanıldığından dolayı şikayetçi olur ''yeter lan erkeğim ben özelden yürümeyin'' v.s diye. Ama kadınlar, erkeklerin bile kadın sanıldığında özel mesajlara rahatsız olduğu böylesine portallarda illa kadın olduklarını beyan edecek davranışlarda bulunurlar -ki buna benim eski arkadaşlarım da dahildir.

Bunu bi' ayıp teşkil ettiği için söylemiyorum, elbette ki zaten ''kadın'' olduğu için bunu beyan etmesinde hiçbir teknik problem yok ancak bunun cazibesine kapılma eyleminin bu tür görece küçük portallarda kadınlarda daha aktif olduğu durumunu anlatıyorum.

Zaten facebook instagram ya da eskiden mynet okey vardı, böyle yerlerde kadın-erkek farketmeksizin fotoğraf temalı, fotoğrafınız kadar yaklaşım sergileniyor, erkek de olsanız ilgi ayrımı gözetilmiyor. Malum oralarda takılanlar hep bi' mevlana, önce bi' söyleyene bakıyorlar ''adam mı'' diye.
0
mete kudur
(04.02.18)
@dissendium +1

"Ben biraz silik buluyorum Duyuru'daki kadınları. Böyle hayatta hep geri planda kalmış, mutluluğu tam bulamamış, bulduğu her şeyi çabuk tüketmiş, sonra da bunalıma girmiş olarak görüyorum. İyi niyetli olanlar var ama bir o kadar da "bomboş" tip var. "
0
MaNOfTheYear
(04.02.18)
Özsaygıları yanlış şeyler üzerine inşa edilmiş ya da edilememiş. Bir de bilgisiz olduklarını düşünüyorum. Savundukları şeyi pek bilmeden savunuyorlar. Ifşalardan anladığım estetik zevkleri epey kötü. Güzel ve akıllı bir kadın fark etmedim. Erkeklerle ilgili düsüncelerime hiç gelmeyeyim.
0
velvetmorning
(04.02.18)
“Buradaki erkekler nasıl” sorusuyla kafamdaki cevabı aynı. Gepgeniş yelpazede kadınlar ve erkekler var. Kendi açımdan “Amanın, bu cami avlusundan ikiz kardeşim sanırsam” dediğim de var, “Bu kadın anti-aycho” dediğim de var, ki o da çok güzel bir insan, sadece hayat görüşümüz çok ters. Kendimi yoksayarsam, Ayşecik sevgi kelebeği olan da var, içinde gizli bir koğuş ağası barındıran da. Çekindiğim bir iki kişi var ama bana göre geneli hem güzel, hem akıllı kızlar.
0
aychovsky
(04.02.18)
ilişkiler konusunda sürekli yanlış yapan ve bu yanlışı burada soracak kadar anlayamamış kadınlar. Mesela alttaki duyuru, femmevitalenin duyurusu bunun en büyük örneği ekseriyeti böyle, sonra üzülüyorlar bla bla.

dış görünüş olarak türkiye ortalamasında fakat bakımlılar.

@velvetmorning+1

erkekler de çok abazalar dikkatimi bu çekti.
0
biravekahve
(04.02.18)
Duyuru kadınlarını hiç ortak bir çerçevede toplanacak kadar benzer bulmuyorum ben, haliyle "kadınlar sizde nasıl bir izlenim bırakıyor" demek gibi bir şey bu soru bence. Çok aklı başında, olgun insanlar da var, "bacım azıcık kendine saygın olsun, bu nasıl bir hayat" dedirten de var, "tanışsak ne iyi anlaşırdık" diye düşündüklerim de var. Açıkçası biraz korkunç bulduğum bazı kişiler de var, çok düşman, çok öfkeli, neredeyse hep yanlış, şaşırtıcı karakterler... Herhangi bir şeyin ortalamasının özellikle üstünde veya altında insanlar olduklarını da düşünmüyorum.

Ha ama bu yukarıda söylediklerimin hepsini buradaki erkekler için de söyleyebilirim. En azından şimdiye kadar hiçbir kadın kullanıcı özel mesajla taciz etmedi, küfür etmedi, kaba saba konuşup hakaret etmedi.
0
sopiro
(04.02.18)
Bize bulaşma, iyi çocukları üzeriz...
0
elorelia
(04.02.18)
iyi kızlar. tanısan seversin bence.
0
naksidil
(04.02.18)
bi tanesi bende çok pis izlenim bıraktı. yakında dm'den yürüyecem :)

ekşi duyurudaki bir kadının dışarıdaki bir kadından farkı kendini yazarak ifade ettiği için dışarıdaki bir kadına göre hayatından daha çok şey biliyor olman. dışarıda tanıdığın bir hatunun hayatıyla ilgili bu kadar detay bilmiyor olabilirsin. onlar bir yere yazmıyor diye buradaki canımız ciğerimiz hatunlardan daha farklı değiller.

ekşi duyuru rıhtımının hatunları.. alayı bacımızdır :)))

ha bu arada... internette ego tatmini yapan ezikleri hariç tutuyorum.
0
tabudeviren
(05.02.18)
(21)

Teyze ifşası

hayat aklini konusacak bir filozof uret
"Akşam yatmak bilmezsiniz, sabah kalkmak bilmezsiniz" derken ben:)
"Akşam yatmak bilmezsiniz, sabah kalkmak bilmezsiniz" derken ben:)
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(03.02.18)
hep merak ederdim sizi. tam da gitmek üzereyken denk geldi. :)
0
balik kraker
(03.02.18)
TC hayat aklini konusacak bir filozof uret

de olabilir nickiniz sanki
0
devcileyin,
(03.02.18)
Devcileyin + 8000
0
Kusursuz dostlarin dort ayagi vardir
(03.02.18)
Hükümet anne mi yani ;)
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(03.02.18)
Genç ruhlusunuz.
0
femme vitale
(03.02.18)
Hayat dolu bir öğretmene benziyorsunuz. Öğretmen miydiniz bilmiyorum ama öğrenciniz olmak istemeyecek kimse yoktur hocam.
0
siyah giyen adam
(03.02.18)
valla çok tatlısınız ailemden biri gibi hissettim varolun :D
0
biravekahve
(03.02.18)
Hayat ablaaa :) sevgileeeerrr <3 <3 <3 :)
0
yaren
(03.02.18)
Benim de en sevdiğim nicklerden eh tabi merak ettiğim de :)

Biravekahve+1
0
eksi sozlugun tatli insani
(03.02.18)
valla öyle, çok haklısınız. ama ben geceleri çalıştığım için normalde sabah yatmak bilmeyip, akşam kalkmak bilmeyenlerdenim. bu gece izinli olduğum için :P

yatıcam birazdan :)

selamlar...
0
runagain
(03.02.18)
@balık kraker; ben de seni merak ediyordum. bu ifşada gördüm:)

@famme vitale; galiba öyle olmaya başladım, çocukluğuma doğru büyümeye devam etme niyetindeyim:)

@ siyah giyen adam; öğretmenlik tedrisatından geçtim ama öğretmenlik yapamadım. Emekli olduktan sonra gönüllü öğretmenlik yaptım:)

@biravekahve, ben de sizleri çocuklarım gibi görüyorum, siz üzülünce burulup siz sevinince seviniyorum:)

@yarencim; benden de sana kucak dolusu sevgiler tatlı kız:)

@eksi sozlugun tatli insani; sevilmek ne güzel, musmutlu gülücükler:)

@runagain, iyi uykular olsun:)
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(03.02.18)
Teyze değildir o, abladır abla :)
Gülüşünüz çok çok samimi, hiç solmasın.
0
bir nick var benden iceri
(03.02.18)
Nickinizi her gördüğümde garibime gidiyor, rastgele seçilen kelimelerden kurulmuş bir cümle gibi.
0
i was made for you
(03.02.18)
İfşa ile alakasız ama ben de hayat abla’yı çok sevdiğimi söylemek için geldim :)
0
aychovsky
(03.02.18)
aaa yaşasın!


ne tatlısınız. tam düşündüğüm gibi.
0
yuvarlanantencereninkapagi
(03.02.18)
Sizi ilk defa görüyorum burda.

Ama foto çok küçükkk
0
MaNOfTheYear
(03.02.18)
Hepinize çok çok teşekkür ederim <3 Bana kattıklarınız için, güzel yorumlarınız için, güzel dilekleriniz için..
Yüzünüzden gülücükler, yüreğinizden sevgi hiç eksilmesin, mutlu zamanlarınız çok bol olsun :)

@i was made for you; kullanıcı adım herkese başka bi anlam ifade ediyor. tıpkı hayat gibi. benim için anlamı şimdi böyle, 10 yıl önce 48 yaşımdayken kullanıcı adımı aldığımda yüklediğim anlam daha başkaydı:)

2+2 bazen sıfır ediyor bazen sıfırın altına bile iniyor, bazen değerine paha biçilmiyor, bazen de 4 ediyor :) hayat böyle bişi :))
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(03.02.18)
sizin burada olmanız çok hoş
0
firemanjonny
(03.02.18)
ben hep senin nicki şöyle okuyorum;

hayat, aklını konuşacak bi filozof üret.

<3<3<3
0
elorelia
(03.02.18)
Benim merak ettiğim tek kişiydiniz, mutluluklar dilerim :)
0
kendi kendine yasayan yavrucak
(03.02.18)
Tam düşündüğüm gibi görünüyormuşsunuz. :)
Ve devcileyin’in söylediğine kahkaha attım.
0
sopiro
(03.02.18)
(4)

İfşa

baldan kaymak
Erkekler sakallı sakalsız katılıyor ya hani. Kızların nasıl katılacağını merak ettiğim hede hödö.Not: ilerleyen dakikalarda bi resim eklerim belki, trafik yoğun.
Erkekler sakallı sakalsız katılıyor ya hani. Kızların nasıl katılacağını merak ettiğim hede hödö.

Not: ilerleyen dakikalarda bi resim eklerim belki, trafik yoğun.
0
baldan kaymak
(02.02.18)
Makyajlı makyajsız yapabilir kızlar da. Sakal erkeğin makyajı sonuçta
0
bir nick var benden iceri
(02.02.18)
kısa saç uzun saç
0
powerpufgirl
(02.02.18)
ben bir ablanın nasıl katılacağını biliyorum.

ağzına yüzüne bıyık sakal koyarak, duyuruda aramızda sakkallı bıyıklı abla olarak geçiyor kendisi, kaşlara müdahele etmemiş ama bildiğin recep ivedik tek kaş modelini kullanıyor, nickini hiç aklımda tutamıyorum ama gelir birazdan.
0
Photographer
(02.02.18)
Agda oncesi, agda sonrasi koyulabilir.
0
aychovsky
(03.02.18)
(5)

Toplumun en basit şeylere dahi itiraz etmemesi

soft
Bir toplum nasıl bu kadar kaderine razı olur yahu. Şimdi Güngören tarafındayım ve yanımdan bir minibüs geçti. İki üç kişi bildiğin minibüsten dışarı sarkmış öyle gidiyor. Yahu buna nasıl razı gelinir anlamıyorum. Gidiş geliş birer şeritli yolların bir şeridini park ederek işgal eden araçlar da bana
Bir toplum nasıl bu kadar kaderine razı olur yahu. Şimdi Güngören tarafındayım ve yanımdan bir minibüs geçti. İki üç kişi bildiğin minibüsten dışarı sarkmış öyle gidiyor. Yahu buna nasıl razı gelinir anlamıyorum. Gidiş geliş birer şeritli yolların bir şeridini park ederek işgal eden araçlar da bana inanılmaz geliyor. Bir araç yüzünden yol tıkanıyor, diğer yönde araç varsa sıçtın, bi tane göt yüzünden bekle babam bekle.

Örnekler çoğaltılabilir. Bu gibi çözümü çok basit şeylerde dahi insanlar tepki koymuyor ortaya, yahu neden koymuyor? Neden buraya ek otobüs koyacaksın, beni insan gibi taşıyacaksın demiyor?
0
soft
(02.02.18)
"Böyle gelmiş böyle gider" mantığı.
0
Kusursuz dostlarin dort ayagi vardir
(02.02.18)
İnsanların yaptırım gücünün farkında olmaması ve devlet kurumunu kendinden üstün görmesi, yani "Devlet Baba" mantığı.

Devletin de sunduğu hizmetleri lütufmuş gibi göstermesi diyebilirim. Düşün yani sen devlete vergi ödüyorsun, yol, su, elektrik olarak geri dönsün diye. Adm çıkıp "yol yaptık" diye reklam yapıyor. Lan zaten yol yapacaksın. Senin işin o.
0
himmet dayi
(02.02.18)
kurumlar düzgün çalışmıyor ki.
bu işin doğrusu, halkın değil polis, zabıta vs gibi kurumların yaptırımları uygulamasıdır. emniyet şeridine araç park ettiyse ya da otobüs kanunsuz taşıma yapıyorsa bunun çözümü yaptırımdır, ceza yazmaktır, halkın ortak tepki göstermesi değil.

Ama diyorsan ki niye ek sefer talep etmiyorlar, ortadoğu halkı işte itaate alışmış, garibanlık kültürünü benimsemiş, umursamaz bir halk. yani kültürel.
0
cedex
(02.02.18)
Yorgunluk, bikkinlik da bir neden olabilir. Hangi birine guc yeter ki tek basina. Insanlar her gun en az birkac boyle durumla karsilasiyor. Bir ses cikar, iki ses cikar, uc dort derken bir seyin degistigi yok ve ses cikardiginda sadece fazladan yorulmus oluyorsun. Bu sefer sineye cekmeye basliyorsun. Bir cek, iki cek,uc dort, gidiyor. Haliyle sineye ceke ceke insan da doluyor; bu sefer birbirine kaba davranarak o siniri bosaltiyor. Metrobuste sana omuz atarak, "Ayagimin altindan cekil" diye bagirarak kucuk sinir bosaltmalari yasaniyor.

Gecen gun bardak iyice tasmisti. Avcilar duraginda metrobus yolculari yolu tikadilar uzun sure metrobuse binemeyince, bos metrobus gelmeyince. Ancak boyle toplu olarak bardak tasacak ki, senin ses cikardigin ise yarayabilsin. Toplu ses cikarmak icin de orgutlenmemiz yok. Uc kisi bir araya gelip slogan atsa icerigine bile bakmadan damgalarlar; diger magdurlar "Yolu tikiyorsunuz, cekilin" diye seni suclar, aslinda onlar icin de cozum aradigina bakmazlar bile.
0
aychovsky
(02.02.18)
Korku. Yanlış park eden adama bir kelime ettiğinde adamın seni bıçaklayıp hiç ceza almadan iyi hal tutuksuz yargılanmak vs gibi etkiler ile elini kolunu sallayarak dolaşma ihtimali var. Bundan korktuğu için kimse bir şey diyemiyor genelde. Olay dolaylı olarak yukarıda da belirtildiği gibi yaptırıma geliyor.
0
gozu acik sevisen yahudi
(02.02.18)
(20)

İyi bir insan mısınız?

vonkhar
Bu kanaate nasıl vardınız?Ek soru; kötü olmayan, ancak iyilik için de ekstra çaba sarf etmeyen biri iyi olarak nitelendirilebilir mi?
Bu kanaate nasıl vardınız?
Ek soru; kötü olmayan, ancak iyilik için de ekstra çaba sarf etmeyen biri iyi olarak nitelendirilebilir mi?
0
vonkhar
(01.02.18)
önceden iyi bir insandım. insanlara yardım eder elimden geldiğince kendimden çok onları düşünürdüm. gerçekten hiç karşılık beklemeden bir sürü arkadaşıma büyük yardımlarım dokunmuştur.

ama zamanla onlardan yada başkalarından aynı şeyi hiç göremedim. hepsi rahata kavuştuktan sonra ben bir şey istiyorum diye rahatlarını bozmaktan çekindi.

insanlara hiç ihtiyacım olmadı bugüne kadar, hep birilerine ben yardım ettim. bu güzel bir şey tabi ama insanların benim onlara ihtiyacım olursa yanımda olmayacaklarını düşündüm hep. bunu düşündürten şeyler oldu.

zamanla acımasızlaştım, artık insanları çok önemsemediğimi. onların iyilikleri için bir şey yapmak istemediğimi farkediyorum. insanlara her geçen gün biraz daha öfke dolu oluyorum ve bu beni iyi biri olmaktan uzaklaştırıyor.

çok kezban gibi yazdım ama napıyım oluyor bunlar :/
0
peace.on
(01.02.18)
iyi olmaya çalışmayı bıraktım. geriye bakınca ne aptallıkmış diyorum. kendi çıkarın için başkasının canını yakabilme yeterliliği ayakta kalmak için şart.
0
doxanikee
(02.02.18)
Bilmiyorum. Hayatımdakiler buna en doğru cevabı verir. Benden objektif bir yanıt bekleme
0
Tyler89
(02.02.18)
Iyiyim ya. Uzun uzun anlatmaya üşendim ama iyi biriyim bence.
0
aquarium
(02.02.18)
Çoğu insandan katbekat iyiyim. Gözlem yeteneği ile tecrübelerim doğrultusunda bu sonuca ulaştım.
0
thomaswantsmore
(02.02.18)
burdan bir veya iki kişinin iyi olduğuna birkaç tl iddia yaparım ama kendim için konuşmak tuhaf geliyor.
0
EasyTiger
(02.02.18)
Ķötü insana kötü, iyi insana iyi davranıyorum. 10 numara insanım. (*-*)/
Nitelendirilmez. Olay iyilik değil. Keskin ahlakı seçimlerle karşılaşmayan kimse ahlaki bir değer alamıyor.
0
velvetmorning
(02.02.18)
Eskiden gercekten iyi biriydim. Eski halim icin hala ayni seyi dusunuyorum.
Simdilerde ise iyi biri degilim. Son 2-3 senedir cok da iyi biri oldugumu söyleyemem. Olmaya da calismiyorum. Tekrar Iyi birine evrilmek gibi bir planim da yok.
0
stavro
(02.02.18)
Muhteşem bir insanım
0
Delay Fuze
(02.02.18)
iyiyim. şeker gibiyim. kime sorsanız söylerler.
0
theseachange
(02.02.18)
İyi biriyim. Kimseye zararım yok, anlayisliyim, farkiliklara toleransliyim. İnsan seviyorum. Her insanda görülecek bi güzellik buluyorum.

Evet olabilir. Olur.
0
femme vitale
(02.02.18)
iyi bir insan olduğumu düşünüyorum, nasıl kanaate vardım?

eski sevgililerim ilişki sürecinde genelde "sen herkesi kendin gibi sanma herkes senin kadar iyi düşünmüyor" diye öğüt verirler ayrılınca da "çok iyi bir insansın" diye ayrılıyorlar.

arkadaşlarım da ayı şekilde dile getiriyor.
0
powerpufgirl
(02.02.18)
özümde iyi bir insan değilim, kötü düşünceler üretme yeteneğim fazlasıyla yerinde. ancak insanları çoğunlukla anlayabiliyorum ve onlar için kötü sonuçları olabileceğini bildiğim şeyleri yapmak veya söylemekten rahatsız oluyorum. çevremdeki insanlar da genelde bunun farkındadır, benim düşünüp tartıp iyi olanı yapacağıma veya söyleyeceğime güvenirler. öyle ki kendini gerçekleyen bir ön yargıya dönüştü bu durum, yıllardır oyunlarda bile kötü karakter oynamak beni acayip rahatsız ediyor, tüm karakterlerimi eninde sonunda lawful good'a çeviriyorum, yapabiliyorsam 0 kill ve stealth modda bitiriyorum, en şerefsiz katilleri bile yine de bi kez affedeyim diyip salıveriyorum. fallout nv'da karmam +5000 filandır.

buradan anlıyorum ki dış dünyada iyi taraftayım ama aslında bu iyilikten değil, aşırı empatinin bir sonucu. birinin zarar görmesine sebep olursam, o zararı da hissedeceğim ve biliyorum ki bu beni eninde sonunda mutsuz edecek, gerek yok diyip iyi seçeneğe yöneliyorum.

ek soruya cevap: bence kötülük yapmamak genellikle bir iyilik türüdür. ölü bir insan olsanız bile metabolize edilip toprak olursunuz, doğa sizden iyi yönde faydalanmanın bir yolunu her zaman bulur. ormanda bir kaya parçası olsanız bile altınızda yaşayan solucanlar için iyisinizdir. ancak insan ilişkilerinde bu kadar "çabasızlık" çoğu zaman pek hoş karşılanmaz, yani söz gelimi trafikte sinyal ve yol vermek gibi basit toplumsal kuralları yerine getiremeyen birini "iyi olmak için çaba sarfetmiyor" diye sınıflandırmak doğru olmaz, bu eleman resmen diğer sürücüleri "faith in humanity" yönünde hayal kırıklığına uğratarak kötü tarafa çağırıyordur, çizgiyi bunları dışlayacak şekilde çizersek yanıtım pozitif.
0
kaichi
(02.02.18)
tanıdığım en iyi insanlardan biriyim.


edit: ya şimdi okuyunca aynı fikirde oldum aşağıda @jimicik'in yazdığı şeye. Benim de erkek/kadın fark etmeksizin pek hoş bir insan olmadığını düşündüğüm kişiler hem sözlü olarak hem de bir şekilde görüyorsam sosyal medyada hep "sabret ey hayat, bir gün biz iyiler de bilmem ne" diye düşüncelerini paylaşıyorlar. İlginç.
Ben de pek hoş bir insan değilim herhalde.
0
sopiro
(02.02.18)
çok değilim.
0
alt4y
(02.02.18)
Bir iki hatam oldu istemeden yaptim eskide kalmis olsa da. Istemeden demeyeyim de, yaptigimin baskasini uzeceginin aklima bile gelmedigi durumlardi. Genel olarak iyi bir insanim. Genelde de oyle tanimlarlar. Yalniz bir iki "Benimle ilgilenmiyorsun" diyen oluyor. Karsimdakiyle ilgilenmiyorsam ve ihmalkarlik ediyorsam, kendimle de ilgilenemiyorum ve feci dagitmisim, muhtemelen benim yardima ihtiyacim var demektir; keyfimden yapmam pek.
0
aychovsky
(02.02.18)
iyi değilim aptalım.
herkesin kandırmasına izin veriyorsan kalbin temiz değildir, beynin yoktur.
0
firemanjonny
(02.02.18)
Çevremde beni sevmeyen birçok insan var. Kötü biri olduğumu düşünüyorlar. Olabilir.
0
l arrache coeur
(02.02.18)
kendimi geciyorum da, konuyla ilgili soyle bir tespitim var.
bildigim birkac kotu var. seri katil degil ama hani fesat, asalak, kotu niyetli, zarar verici, yalanci, insan kullanan kisiler.

ortak noktalari sosyal mecrada allahim basima ne geliyorsa cok iyi niyetli olmamdan, insanlara, arkadaslarima fazla deger vermemden vs. minvalinde beyanlari olmasi.
0
jimicik
(02.02.18)
Olmaya çalışıyorum.
0
opitseri
(02.02.18)
(8)

sizce tavukların markasına göre tadı değişiyor mu, bana hepsi aynı geliyor?

for day to break
s.b?
s.b?
0
for day to break
(01.02.18)
size piyasada bulabileceğiniz en iyi tavuğu önereyim de keyfinize bakın. orvital organik tavuk.
0
iddaaci
(01.02.18)
orvital'i nerden bulayım ben küçük bir anadolu şehrinde yaşıyorum. hem ben organik tavuk sevmiyorum. tüp bitiyor organik tavuk pişmiyor.
0
🌸for day to break
(01.02.18)
yalnız değilsin, hepsi aynı geliyor bana da. hiçbir tavuk bana "bundan sonra şu markayı tercih edelim" dedirtecek kadar güzel değildi.

normalde altı ayda olgunlaşan tavuğun 45 günde üretilmesiyle ilgili olabilir.
0
tabudeviren
(01.02.18)
@tabudeviren 45 gun olsa tavukcular zarar eder. o sure artik daha kisa saniri 39a filan indi.

Markaya gore tat degisimi olabilir diye dusunuyorum. Cunku firmalarin hazirlayip hayvana yedirdigi yem mix'i farklidir. Tavuk pisirme yontemi ile degisik tatlar elde edebilirsin.
0
1917
(01.02.18)
"tüp bitiyor organik tavuk pişmiyor"
Vah vahh kardeş..hayır zaten bu bile aradaki farkı göstermiyor mu?
market tavuğu alan kaldı mı hala ya. Üstelik küçük anadolu şehrindeyim demişsiniz direkt pazardan köy tavuğu alsanız ya. O fiyata oohh on beş dakikada pişen "gerçek" et olabilir mi? Hazır çorba gibi bişey market tavuğu.. tüketmeyin.
0
jimjim
(01.02.18)
ben organik tavuğun tadını da sevmiyorum. ama siz özendirdiniz. bir ara tekrar deneyerim. burda pazara geliyor, yolunmuş ve yolunmamış olmak üzere fiyatı değişiyor, kesip veriyorlar.
0
🌸for day to break
(01.02.18)
Köy tavuğu çok sert oluyor be. Düdüklüde bir saat haşlansa bile bi lezzetsiz oluyor. Ama market tavuğu öyle mi. Yumuşacık. Fileto yap, zeytinyağı ile ov, tuz biber çek hafif, döküm tavada iki dakikada pişir. Mmmmmmmm.
0
hadi ya la
(02.02.18)
Organik ve köy tavukları çok ağır, çok tavuk tavuk geliyor. Tatsız ve yapay tavukların tadı daha güzel geliyor. Yine de, sağlık ve kalite açısından Orvital iyi bir tavuk markası. Bunun dışında, tatsız oldun istersem Banvit ya da Keskinoğlu’nu seviyorum.
0
aychovsky
(02.02.18)
(7)

Yurtdışına yerleşenler ve aileleri

hadi ya la
Bu konuyu çok düşünüyorum. Ailemle aram çok iyi. Öğrenciliğimin son dönemlerindeyim. Gözüm hep dışarılarda oldu, dışarıdaki insanlarla hep iyi anlaştım.Gidenler ne yapıyor? Skype, facetime ile olacak iş mi? İkisi de ortayaş dönemlerinde, keyifleri yerinde. Ama bilemedim.
Bu konuyu çok düşünüyorum. Ailemle aram çok iyi. Öğrenciliğimin son dönemlerindeyim. Gözüm hep dışarılarda oldu, dışarıdaki insanlarla hep iyi anlaştım.

Gidenler ne yapıyor? Skype, facetime ile olacak iş mi? İkisi de ortayaş dönemlerinde, keyifleri yerinde. Ama bilemedim.
0
hadi ya la
(01.02.18)
Gelip gidiyolar. Ben de gidip geliyorum.

Whatsapp var zaten bazen goruntusuz bazen goruntulu konusuyoruz.
0
kuehles blondes
(01.02.18)
yurt icinde yasasan bile atiyorum sen istanbulda ailen adanadaysa (bir cok kisi icin boyle) bile senede 2-3 defa falan goruyorsun maksimum. cok bir kayip degil.
0
hot potato
(01.02.18)
Whatsapp’la görüşüyoruz sürekli. Ailem emekli ve İzmir’deler; ben İstanbul’dayken bu kadar çok görüşmüyorduk. Şimdi ben uzun uzun anlatıyorum, onlar uzun uzun anlatıyor. Annem hep “Valla, evin içindeymişsin gibi” diyor. Geçen gün marketi gezdirdim, “Bak, burada bu var, şurada şu var. Şunlardan yok” dye.
0
aychovsky
(01.02.18)
Vakit çok hızlı geçiyor farkına bile varmıyorsun. Diyolar ki 5 ay sonra oradayım ohoo daha var diyosun bi bakıyosun gelivermiş, ya da sen gidiyorsun. Onun dışında görüntülu ya da sesli aramayla zaten hasret gideriliyor. Ben şahsen çok özlem hissetmiyorum, evdeyken birlikteyken de bütün gün berabersin ama gün boyu konuştuğun 2 cümle zaten normalde
0
mirafiori
(02.02.18)
Teknoloji güzel sey. Benim de anne - babam 50'lerinde. Iki sene önce Almanya'ya gelmeden evvel ikisine de akilli telefon aldim, simdi cok rahatlar. Sürekli fotograf falan paylasiyoruz. Whatsap ve Facebook messenger sayesinde hem görüntülü hem sesli konusma yapmak cok kolay.

Cok cabuk alisiyorlar.
0
chitosan
(02.02.18)
Yurtdışının neresi olduğu da önemli. Avustralyaysa nah görürsünüz senede 1-2 kez affedersiniz.

Avrupa'da daha kolay oluyor, biletler de çok pahalı değil nasılsa. Gidip geliyorlar.
0
noluyo yaa
(02.02.18)
Ben 2-3 ayda bir muhakkak görüyorum. Teknolojinin gelişmesi özlemi de biraz hafifletiyor aslında; surekli telefonda konusabiliyoruz. Biletler de çok pahalı değil artık. Gidip geldikten sonra ilk bir hafta zor geçiyor benim için. Sonra yavaş yavaş alışıyorsun zaten ama özellikle dönmeden önceki gece içime taş oturuyor resmen. Gerçi bu aynı ülke içinde farklı şehirlerde olsak da olurdu sanırım.

Bu arada bende durum tam tersi; ailem yurtdisinda, ben türkiye'deyim.
0
fraise
(02.02.18)
(10)

Bazen kafanız çalışmıyormuş gibi hissediyor musunuz

Vse budet horosho
Bende oluyor. Film izlerken, yazı yazarken vs. Belki de cidden çalışmıyordur ama hiç çalışmayan kafa ile buralara da gelinmez gibi :) Sizde de oluyor mu? Az su içmekle alakadı var mıdır?
Bende oluyor. Film izlerken, yazı yazarken vs. Belki de cidden çalışmıyordur ama hiç çalışmayan kafa ile buralara da gelinmez gibi :)

Sizde de oluyor mu? Az su içmekle alakadı var mıdır?
0
Vse budet horosho
(01.02.18)
ben bunu hep hissediyorum. sanirim gerizekaliyim.
0
neumann
(01.02.18)
Az su içmekle alakası var mıdır bilmiyorum ama 30+ zamanlarımdan itibaren biri bir şey anlatırken neredeyse hiç anlamıyorum. İlla ki kendim oturup çalıştığımda, konu hakkında yazılar, makaleler okuduğumda anlıyorum içeriği. Hep salak salak konfirmasyon soruları sorma ihtiyacı hissediyorum diyalog ile verilen bilgilerde. Halbuki genel olarak bayağı kafası çalışan bir insanım.
0
sopiro
(01.02.18)
Hissediyorum. Duyduğumu, okuduğumu, gördüğümü falan algılayamıyorum. Aklım başka yerde olduğunda, yorgun, depresif hissettiğimde vs odaklanamıyorum, buna bağlıyorum durumu.
0
teoridefeminist pratiktegeysa
(01.02.18)
iki saattir 30 hafta kaç ay eder hesaplamaya çalışıyorum hesaplayamadım sanırım gerizekalıyım.
0
suicides underground
(01.02.18)
Uykusuz ve yorgun olduğumda oluyor. Hatta açık söylemişliğim de vardır; şu anda kafam durdu, dinleneyim buluruz bir çaresini. Tamamen hatlar kopmuş gibi oluyor. Sanki sadece hayatını devam ettirebilecek kadar çalışıyor.
Normal zamanlarda normalin üstü zeki olduğum söylenir, ama oluyor bazen şalterin tümden indiği haller. Panik yapmıyorum.
0
SiyamkedisiZorro
(01.02.18)
Çok acıktıysam oluyor.
0
aquarium
(01.02.18)
oluyor, bazı günler de fazla çalışıyormuş gibi oluyor lol
0
principlei
(01.02.18)
Uyandigim ilk bi saat falan
0
all girls dream
(01.02.18)
Is yerinde iki saat falan kosturduktan sonra, bir cay ve sigara molasi vermem gerekiyor. Normalde sikinti olmuyor da yillardir pek normal degil zaten sartlar.
0
runagain
(01.02.18)
Bazen mi? Her gün en az birkaç kere öyle hissediyorum. Ben aklıma geldijçe (haftada bir falan geliyor) okaliptus yağı kokluyorum, burnum açılsın da nefes alayım, belki oksijen gitmiyordur diye.
0
aychovsky
(01.02.18)
(10)

kadınlar barda nasıl ihtiyaç gideriyor

douglas
bar tuvaletleri iki cinsiyetin kullanımına açık sunulur genellikle. haliyle tuvaletler oturalamayacak kadar pisken kadınların nasıl işediğini merak ediyorum.
bar tuvaletleri iki cinsiyetin kullanımına açık sunulur genellikle. haliyle tuvaletler oturalamayacak kadar pisken kadınların nasıl işediğini merak ediyorum.
0
douglas
(01.02.18)
Squat pozisyonu ile ya da yanindaki, cevre civardaki mendillerle tuvaletin oturulacak kisimlarini kaplayarak.
0
aychovsky
(01.02.18)
güneyli çocuk
(01.02.18)
Çok sarhoşken gözün hiçbi şey görmüyor valla, kafam iyiyken mecburen laps diye oturduğumu biliyorum.
Ama normal kafada sadece bar tuvaleti değil hiçbir tuvalette oturamam dışarıda. Önce üç beş kat peçeteyle geçerim sonra squat pozisyonunda işimi hallederim.
0
bir nick var benden iceri
(01.02.18)
ben peçete koyup otururum. çömelme squat gibi pozisyonları hiç denemedim.

çok hassassanız anlarım da peçeteyle silip sonra üzerini kaplayınca bir sıkıntı olmuyor otur gitsin.
peçete yoksa sıkıntı ama o nedenle hep yanımda peçete taşırım ben.
0
kaputt
(01.02.18)
hiç kadın-erkek tuvaleti ortak kullanılan bir yere gitmedim ben şimdiye kadar. gittiğim barların tuvaleti de gerçekten hep çok iğrençti. ayık kafayla hiçbir şekilde girmeyeceğim tarzda pis tuvaletler olsa da, o kafayla tuvalet kağıtlarını serip yapıyorum çişimi.
0
dedi ayca
(01.02.18)
Buyuk cogunlugunda kadin erkek ayri zaten. Ortak tuvalet gordugum cok az sayida o da yurtdisinda.
0
stavro
(01.02.18)
Kadin erkek ayri ama her yerde olmasa da bircok yerde fazla takmiyorlar. Neyse ki bir kisim insanin kafasi calisiyor. Thanks doug
0
Traveller
(01.02.18)
Aslında sorun sadece bar tuvaletleri için değil, sorun aslında sadece kadınlar için de değil.

Neden bu tür mekanlarda ısrarla tuvaletleri alafranga yaparlar ki?

Yap kardeşim alaturka tuvalet, isteyen ayakta işesin isteyen oturarak.

Ayakta işemek erkekler için çok sağlıksız, erkekler de oturarak işemeli.

Özür dilerim soruna cevap olmadı bu.
0
John Bloor
(01.02.18)
güneyli çocuk un paylaştığı ks linkinden beni en çok üzen kısmı paylaşıyorum
"Daha sağlıklı bir cinsel yaşam için duşta çömelerek işeyin!"
Nedeni, çömelme sırasında pelvik kaslarınızın esnemesi ve güçlenmesi. Hatta çömelme hareketi yoga pozisyonları arasında da mevcuttur... Ama günde bir kez çömelerek işemek neye yarar ki? Çoktan doğal davranışı yitirmişsiz. Dışarda ve evlerimizde artık tuvaletler hep alafranga... Seks hayatımız bile olumsuz etkileniyor. Bir kadınının pelvik kasları ne kadar güçlüyse, cinsel ilişki sırasında yapabilecekleri, orgazm olmayı öğrenebilme kabiliyeti de o oranda güçlüdür.

john bloor bilmiyorum derdine derman olur mu ama annem beni çok küçükken oturmaya alıştırdığı ve bunu bilimsel ve dini(çokda skmde) olarak açıkladığı için buna alıştım. ihtiyacım olmadıkça ayakta işemiyorum. o ihtiyaçta mecburiyetten geliyor tabii. ayrıca erkekler arasında tuvalet kirletme dayanışması olduğunu düşünmeyin. mesela şu an kaldığım teyzemin evinde tüm erkek ahali ayakta işiyor ve ben her seferinde silmek zorunda kalıyorum. kendi evim de oturarak yaparım ve misafirlerime izin vermem. çok iğrenç geliyor her yerde sidik damlası hissi. şart şurttan da öte huylanıyorum. ama alaturka tuvalete karşıyım çok konforsuz.
0
🌸douglas
(01.02.18)
lazor
(02.02.18)
(27)

Takıntılarınız neler?

Kusursuz dostlarin dort ayagi vardir
Bugün bir arkadaşımla takıntıları konuştuk. Acayip saçma takıntılarım var ya..Sizin takıntılarınız neler?Benimkiler;- sofradan kalkınca eline sağlık diyorum. "Afiyet olsun" cevabı gelmeli.Beğendin mi, olmuş mu, dedikten Sonra afiyet olsun denirse resmen huzursuz oluyorum.- asansör varsa, çağırıyorum
Bugün bir arkadaşımla takıntıları konuştuk. Acayip saçma takıntılarım var ya..

Sizin takıntılarınız neler?

Benimkiler;

- sofradan kalkınca eline sağlık diyorum. "Afiyet olsun" cevabı gelmeli.
Beğendin mi, olmuş mu, dedikten Sonra afiyet olsun denirse resmen huzursuz oluyorum.

- asansör varsa, çağırıyorum. Binip binmemem önemli değil.

- yolda çizgilere basmıyorum.

- banyo yaparken belli bir sıralama dışına çıkmıyorum.

Aklıma bunlar geldi. Daha da vardır.
Ben mi anormalim herkeste var mı bu tarz şeyler?
0
Kusursuz dostlarin dort ayagi vardir
(01.02.18)
yoldaki çizgiler bende de var oyun gibi yapıyorum ama basarsam mayın patlayacakmış gibi bir hissim olmuyor.

bunun dışında arabadan indikten sonra mutlaka en az 2 defa kapılar kilitlimi kontrol ediyorum.
0
basond
(01.02.18)
sofradan kalkınca kendi tabağımı çatalımı vb alır yıkar yerine koyarım oldum olası.

bisiklete binerken yanımda acemi veya benden daha düşük performanslı biri varsa ondan daha yavaş giderim. yanımda daha yüksek performanslı biri bugüne kadar olmadı sufahdsf

tuvalete girerken her şart ve koşul altında kesinlikle terlik giyerim, aksi mümkün değil.

3 uçlu bir çatal ile kesinlikle yemek yemem (sheldon cooper'a selam olsun)

gece yatarken veya banyoya girerken evdeki tüm kapı ve pencereleri tamamen kapattığımdan emin olurum. bulunduğum yeri mümkün mertebe güvenli tutmaya çalışırım.

başkasına ait bir aracı hiç bir şekilde kullanmam, kiralık araba dahi kullanmıyorum.

bilgisayarda bir şekilde masaüstüne geçersem durmadan "sağ tık - yenile" işlemi yaparım.

daha çok var...
0
Tears of Devil
(01.02.18)
herkesin dokundugu tutacaklara, kapı kollarına vb dokunmamaya çalışıyorum.
0
herhaltibiliyoring
(01.02.18)
umumi tuvaletlerde mutlaka ıslak mendil kullanıyorum + herhaltbiliyoring beni yalnız bırakmamış.
0
rakicandir
(01.02.18)
Duşa girmeden biraz sıcak su akıtıp buharla duşu ısıtıyorum ve fayanslara da sıcak su tutuyorum girmeden.

Kırmızı ışıkta herkesten önce kalkma yarışı yapıyorum kendi kendime.

Pilavla sulu yemeği aynı anda bitirmeye çalışıyorum.
0
kayranin kedisi
(01.02.18)
Yoldaki çizgilere basmama (her zaman yapmıyorum)

Çizginin diğer tarafına sağ ayağımla girdiysem solla çıkarım ya da merdivene sağ ayağımla başladıysam solla bitiririm (bunlar her zaman olmuyor belli zamanlarda tekken yaptığımı farkettim ama ne zaman yapıyorum bilmiyorum)

Su içtiysem o bardağı bir daha kullanamıyorum uzun süre açıkta kalmamalı ya da bir şeyle üstünü kapatıyorum yoksa o bardağın pislendiğini düşünüp (toz vs girdi diye) içemiyorum.
0
powerpufgirl
(01.02.18)
birisi solumda yürürse rahatsız oluyorum, sağıma geç diyorum.
0
imelih
(01.02.18)
Cizgilere basmamak cocukken vardi, sonra gecti kendiliginden. Yalniz ben yerde var olan cizgilere ek yolun sagi ile solunda birbirini goren cisimler arasin hayali bir dogru cizip onlara da basmadan geciyordum. Yolda basacak yer kalmiyordu:)

Puruzlu yuzeyleri sevmem, duzeltme ihtiyaci hissederim. Puruzluden kastim, normalde purussuz olmasi gereken ama kismen puruzlu olan yuzeyler. Ornegin duvarda sivasi atan kismi alcilarken puruz birakir ve usutune de o vaziyette boya atarsan deli olurum. O yuzeyin kesinlikle zimparalanip duzlenmesi gerek. Ayni sekilde cukurluk varsa da doldurup duzlemem gerek.

Cop kutusuna bir sey firlatilip da kutu tutturulamaz firlatilan cisim yere duserse cok rahatsiz olurum. O cismin aninda cop kovasina girmesi gerek. Tahammul edemem.

Youtube'da herhangi bir ingilizce videoda konusmaci Hintli ise kesinlikle tahammul edemem, aninda kapatirim. Icerigi asiri derecede ilgimi cekse dahi o videoyu izlemem, o aksana tahammul edemem. Ayni konudan bahseden baska videolar ararim, Hintli olmayani bulamazsam ogrenmek istedigim seyi ogrenememe pahasina videodan mahrum kalirim. Hintli olmasa da baskin aksanli ingilizceden rahatsiz olurum genelde ama en cok rahatsiz oldugum Hint aksani.

Kamciya benzer ip gibi bir cizim gordugumde elime alip kamci gibi saga sola vurma ihtiyaci hissederim feci sekilde. Etrafta kimse yoksa yaparim da.

Kapsonlu mont, sweat giymis olup kapsonu acik olanlarin kapsonun kafasina gecirme durtum var. Samimi oldugum kisilere yapiyorum bunu.

Aklima gelenler bunlar.
0
stavro
(01.02.18)
- asansör varsa, çağırıyorum. Binip binmemem önemli değil.

Hahaha komikmiş bu, avm'de gezerken tak tak tak asansör mü çağırıyorsun?

Ben de yazayım bir tane, metroda asla tutunmam. Tutunanlara da anlam veremiyorum, düşmek mümkün değil doğru durunca.
0
i was made for you
(01.02.18)
Alarmı her zaman küsuratlı şekilde, 8.13-7.21 gibi kurarım. Yattıktan sonra aklıma ufacık bi sey bile takılsa halletmeden uyumaya devam edemiyorum. Uyuyana kadar birkac kez kalktigim oluyor o yüzden. Yatmadan mutlaka su içerim gece susarsam diye. Evde yalniz da olsam banyoda her zaman kapiyi kilitlerim. Gece evde bir yerden ses duyup korktuysam asla gidip oraya bakamam. Arabada arkada oturacaksam mecbur olmadikca sürücü arkasına degil diger tarafa otururum.
0
aquarium
(01.02.18)
Alarmı ben de küsüratlı kuruyorum ya.

Ve solumda biri yürüyünce dengem şaşıyor. İlla sağımda yürümeli.

@i was made for you; asansörün yanından geçiyorsam çağırıyorum ama zaten genelde biri çağırmış bekliyor olduğu için sorun olmuyor :)

Tek manyak ben değilmişim, sevindim :))
0
🌸Kusursuz dostlarin dort ayagi vardir
(01.02.18)
yolda yürürken biri beni geçerse, delleniyorum, hızlanıp kendisini geçerim. normalde hızlı yürüyen bi insanım.
atm ile işlem yaparken serçe parmağımı kullanıyorum. işaret parmağı sonuçta göze falan da dokunuyor diye.
0
durgunfoton
(01.02.18)
cüzdanımdaki paraları büyükten küçüğe, resimli tarafları üst üste gelecek şekilde dizerim.
0
marla is in my head
(01.02.18)
-topluca oturup konuşuyorsak birisi ayakta kafamda dikilince dayanamıyorum.
-bir şey yaparken izlenmeyi sevmem, yazı yazarken falan dikkatim dağılıyor.
-çizgi basmama olayı eskiden vardı da artık o kadar kafam dağınık aklıma bile gelmiyor.
0
doxanikee
(01.02.18)
Araç plakalarındaki xx ff yyzz yy+zz toplamı100 ediyorsa haz duyuyorum.
Alarm kuracaksam özellikle küsüratlı yaparım saati, şimdiye kadar hiçbir zaman xx:00 yapmadım.
0
[GODDARD]
(01.02.18)
kettle'ı fişte bırakamıyorum. ne zaman evde birisi kullansa fişte bıraktığı için gider çekerim. başka hiç bir şeyin fişi ile böyle bir sıkıntım yok ama kettle'a takığım :)
0
dilligaf
(01.02.18)
Masada bıçak varsa, o bicaga biri takılır diye masanın ortasına koyuyorum.

Araba plakalarinin harflerinden kelime yapıyorum. Slm= Selam, Salim gibi.

Aklıma gelenler bunlar.
0
femme vitale
(01.02.18)
Hayat ne garipmis benim hiç yok.
0
lion de la Turquie
(01.02.18)
Var aslında bir 5-6 tane de, şimdi sorunca aklıma gelmiyor. Aklıma gelen çalışmaya başlamadan önce masayı toplamak, diş macunu ortadan sıkılınca yüreğime inmesi ve bayat ekmek bitmeden tazesine başlanınca ya da genel olarak bir şeyin eskisi bitmeden yenisine başlanınca dünyanın çivisi çıkmış gibi hissetmek var.
0
aychovsky
(01.02.18)
Merdiven sayarım. 9/8 kombinasyonu olursa gülümserim.
Karabiber ağacının yanından geçerken mutlaka bir iki yaprak alır kokusu gidene kadar koklarım. Limon selvi başta diğer selviler ve kokulu bitkilerden de bi yaprak alıyorum durum uygunsa. Almadan geçersem aklım kalıyor.
Herşey yerine konsun isterim, kütüphaneci gibiyim. Aradığımı bulamazsam huzursuzlanıyorum.
Yürüyen merdivenler kalabalıksa merdiven kullanıyorum, çıkarken de yürüyen merdivenden birisini hiza alıp hangimiz önce çıkacak bakalım diye kendimce yarış yapıyorum.
Daha vardır da aklıma gelenler bunlar.

edi: En fenasını unutmuşum. Sofrada karnım doduysa hemen kalkmak istiyorum. Yemeğe devam eden varsa hint fakiri gibi diken üstünde oturuyorum. Beklerken çatal tabak topamaya başlıyorum. Kendime engel olamıyorum. Benim yüzümden evde ağız tadıyla sofra keyfi yapılamıyor. Bunu bırakabilmeyi çok isterdim.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(01.02.18)
Ben de solumda(sağ da olabilir, unuttum şu an) biri yürürken rahat edemem mutlaka diğer tarafa geçerim.
Evden çıkarken, yatarken ve genelde de odamın kapısını kapatırım.
Alarmı küsuratlı ve genelde tek sayılarda kurarım, bi yere saatli gideceksem evden çıkma saatinde de alarm kurarım.
Nerede yatarsam yatayım sokak kapısının anahtarını yan yaparım.
Biri izlerken resim, makyaj, iş, yemek vs yapamam, yani yaparım da rahatsız hissederim o yüzden de yaptığımı beğenmem.
Haftanın planını kafamda yaparım, boş oturacağım zamanı bile. planım bozulursa ruh halime göre sinir olurum.
Biri bişey söylicem deyip vazgeçerse söyletene kadar kafasını şişiririm, mutlak söylemeli yoksa küserim, bin yıl geçse unutmam sorarım.

dahası var da hatırladıklarım bunlar.
0
mslny
(01.02.18)
Takıntı olacak bir şeyim yok herhalde ama alışkanlık olarak saymak diyebilirim. Bir şeyleri saymak yani.
Markette kaç market arabası var, binaların kaç penceresi var, duvarda kaç çizgi var vs...
0
sopiro
(01.02.18)
4. kata kadar, eğer asansör katta değilse merdivenleri kullanırım. Bir kat aşağıda bile olsa çağırmam.
0
rahip janick
(01.02.18)
Hahaha,
Bazıları bende de var. Farklı olanı söyleyeyim. Elime tava almışsam birinin suratına geçirme hissi ile doluyorum. Elimde değil. Ama şimdiye kadar kimseyi tavayla dövmedim. Ama bence döküm tava bir cinayet silahı olabilir.
Hahah, yine gülesim geldi...
0
SiyamkedisiZorro
(01.02.18)
Hafif çatal ve kaşıktan nefret ediyorum kendi çatalımı taşıyorum
0
owaki
(02.02.18)
Bir de kitaplardaki thg yazan etiketleri sökmek istiyorum
0
owaki
(02.02.18)
"mesele" kelimesini kullanınca cümle sonuna "yeğen" koymak isteğini bastırmakta zorlanıyorum. arada kaçtığı da oluyor.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(02.02.18)
(18)

Sizce insanlarin yarıdan cogu mu aptal yaridan azi mi?

stavro
Opsiyonel:Neden?
Opsiyonel:
Neden?
0
stavro
(31.01.18)
Aptal tanımı nedir? İnsanın kendinden daha düşük zekada/seviyede gördüğü insanlar mı? Herkesin kendini en iyilerden sandığı bir dünyada yaşadığımızı hatırlatırım. Soru da net değil ek olarak.
0
devilred
(31.01.18)
Devilred gibi kasmaya gerek Yok , yarısından fazlası hatta 75 i aptal
0
charlotte blanc
(31.01.18)
yaridan cogu aptal kesinlikle.

ayrica ornek verelim mesela duyurudaki insanlarin yarisindan fazlasi kesinlikle aptaldir diyebilirim, sorulan sorular, verilen cevaplara bakinca anliyor insan.
0
purple rain
(31.01.18)
Soru gayet net devilred:) Kasmaya gerek yok +1
0
🌸stavro
(31.01.18)
Şöyle bakalım konuya:

Senin açından bakınca açık olan soruyu anlamadığım için ben aptalım ama benim açımdan bakınca bir soru dahi sormayı beceremeyen sen aptalsın. Kasmak değil bu, dünyanın gerçeği.
0
devilred
(31.01.18)
Peki senin acindan ben yuzde kaclik dilime giriyorum? Boyle sorayim o zaman.
0
🌸stavro
(31.01.18)
Çoğu.
0
i m cool with that
(31.01.18)
Aptal tanımını zeka ile değerlendiriyorum. Bu tarz populasyon özellikleri normal dağılıma uyarlar. Ortalamada çok kişi yoğunlaşır; uçlarda az kişi vardır. Dolayısıyla, aptal tanımına göre değişmekle birlikte, ilk yarıya aptal dersek %60 olur. Bana göre de %5 civarı aptal oranı. Çoğumuz ortalamayız bence. Duyuru’da aptal insan olduğunu düşünmüyorum ama konuya, yerine, amacına göre kötü niyetli insanlar olabiliyor. Çoğunun ya da yarısından fazlasının aptal olması anlamlı ya da olası gelmiyor bana. Pratik zekada, cevvallikte şartlar ve tecrübenin daha etkili olduğuna inanıyorum.
0
aychovsky
(31.01.18)
herkes aptal.
nedeni çok zeki olmam.
herkes adına cevap verdim konu kilit kimse yazmasın.
0
Zargasyonel Vak'a
(31.01.18)
Once kendi aptalligini gormeyip diger insanlara aptal diyen herkes aptal

Haberi buldum: www.bloomberg.com
0
Traveller
(31.01.18)
Konu tartışmaya kapalı
Kesinlikle çoğu
0
Kusursuz dostlarin dort ayagi vardir
(31.01.18)
femme vitale
(31.01.18)
kesinlikle çoğu (!) ve her ne hikmetse burada cevap verenler de o çoğunluğa dahil değil.

ferhan +1 asıl sorun aptallık değil cehalet ve cehaletin getirdiği kendine güven hissi. zeka dediğimiz şey bile matematiksel ve mantıksal zeka. bunun sanat tarafı var, insan ilişkileri tarafı var. akıllı insan bilmem kaç sayfalık matematik teoremlerini ispatlayabilen kişi midir? wittgenstein ı, spinozayı yalayıp yutmuş kişi midir yoksa? ya da inanılmaz sosyal herkesle iletişim kurma yeteneğine sahip ya da fevkeladenin fevkinde yaratıcı eserler üreten kişi midir?
0
issiz karga
(31.01.18)
Akıllı - aptal oranı aptaldan yana epey ağır basar.
Ben çevremde "akıllı kadınsın" denilen biriyim, yaptığım idiotluklar burdan fizana yol olur. (Göremediklerimi de eklersem tablo hiç hoş çıkmaz, eklemeyelim akşam akşam huzurum kaçmasın:)
Çevrem ülke ortalamasının üzerinde.

Eğitimimiz, kültürümüz ve başka bikaç şey daha akıllı potansiyelimizi fena baltalıyor. Kırıp geçirdiği zamanlar da oluyor. Mesela 80 sonrası.

Pisa verileri ortada, yaşam kalitemiz ortada, seçimlerimiz, tutumlarımız ortada. Akıllı oranı ağır bassaydı böyle mi yaşardık?

(Zeki olmakla akıllı olmak aynı şey değil.)

Ekleme:
Bertrand Russell'ın aşağıdaki sözü o kadar doğru ki.. Uuygulamalara ve sonuçlarına bakınca "feyz alınmış" dememek için aptal olmak lazım diye düşünüyorum.

"İnsanlar bilgisiz doğar, aptal değil; sadece eğitilerek aptal olurlar."
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(31.01.18)
Evet, çünkü fikirleri yok, birçok konuda kendilerini kandırıyorlar, basit şeyleri karmaşıklaştırıyorlar, karmaşık şeylere kafa yormuyorlar, eğlence görünce yaklaşıp, acı görünce kaçıyorlar.
0
harvey
(31.01.18)
%99'u aptal. Tabii bana göre herkesin ölçütü kendinden başlıyor sanırım.
0
gezegen olan pluton
(31.01.18)
Bana gore en az %95'i aptal.
0
sckxyss
(31.01.18)
Tamama yakını. Normal olan da bu zaten.
0
lazor
(01.02.18)
(8)

sürpriz yumurtadan mavi balina çıkınca polise giden kadın

binder dandet
ya. bir gülme geliyor......tövbe diyorum belki kadın haklı...https://www.sabah.com.tr/yasam/2018/01/31/surpriz-yumurtadan-mavi-balina-ciktinot: mavi balina oyunu vardı ya hah onla bağlantı kurmuş kadın....soru: Türkiye olarak çılgınlık katsayımız yükseldi mi bu aralar?
ya. bir gülme geliyor......tövbe diyorum belki kadın haklı...

www.sabah.com.tr




not: mavi balina oyunu vardı ya hah onla bağlantı kurmuş kadın....

soru: Türkiye olarak çılgınlık katsayımız yükseldi mi bu aralar?
0
binder dandet
(31.01.18)
Yani biraz abartılı gibi geldi bana ama o kadar da değil. normal karşıladım ben ilk gördüğümde. ciddi bir sıkıntı var çünkü ortada.
0
himmet dayi
(31.01.18)
yoo kadın haklı.
0
Zargasyonel Vak'a
(31.01.18)
balina başka renkte olsa anlarım, kasıtlı yapıldı derim de oyuncak balina zaten mavi olur. Ne renk olacaktı ki? Bence de saçma. O zaman youtube'da bir sürü video var, hayvanları öğreten mavi balina var içinde, çocuğuma hayvanları öğretmek için aldığım kitapta da balina mavi olarak gösterilmiş, onu da şikayet edeyim. Oyuncak mağazasında mavi balina gördüm, şikayet edeyim. Akıl tutulmasından başka bir şey değil bence.
0
nickfury
(31.01.18)
Mavi balina intihara neden oluyormuş şimdi ikna oldum kendimi kesiyorum.
0
anon1m
(31.01.18)
Bana da çoook önce bu oyuncak çıkmıştı. Kasıtlı yapılan birşey Yok ortada abla büyük ihtimal deli
0
charlotte blanc
(31.01.18)
deli değil de büyük ihtimalle çağın rahatsızlığı ota moka duyar kasma rahatsızlığından muzdarip. başlığı ilk gördüğümde "ne alaka lan? mavi balina neydi ki?" dedim kendi kendime, haberi okuyunca hatırladım. büyük ihtimal sokaktaki büyük çoğunluk da hatırlayamaz yada bilmiyordur.
0
issiz karga
(31.01.18)
İlk okuduğumda aklıma geldi oyun ve zaten oyuncak balina genelde mavi oluyor ama kadın da sanki en küçük olasılığı düşünmüş. Okuyunca çok da haksız gelmedi. Çocuklar küçük şeyleri büyütüp abartmaya meyilli olabiliyor. Hakkaten, çocuk aktif olarak aramasa bile bir arkadaşı oyuncağı görüp “Olm, mavi balina diye oyun var” dese çocuğun nasıl tepki vereceği bilinmeyebilir.

Hareket abartılı bana göre, biraz uç bir önlem ama tamamen haksız da diyemedim.
0
aychovsky
(31.01.18)
Peki bu hanımefendinin şikayeti basına nereden ulaşıyor? Kendi halinde şikayet ettikten sonra mı buluyorlar, yoksa bizzat basını kendisi mi çağırıyor?
Kendisinin şikayetinde kurduğu mantığa yakın olarak düşünürsek, bu haberi görünce mavi balina'yı merak edip kendini kaptıracak insanlar çıkamaz mı şimdi de?
0
rare
(31.01.18)
(10)

Kırtasiye meraklıları

Batuhanolabilir
Sevdiğiniz markalar ürünler nelerdir?Scrikss fitt gel kalem ve keskin colorun orta boy sarı yapraklı defterlerinin hatrına yazar olasım geliyor.Özellikle scrikss fitt gel 0.7yi aşırı öneriyorum.
Sevdiğiniz markalar ürünler nelerdir?



Scrikss fitt gel kalem ve keskin colorun orta boy sarı yapraklı defterlerinin hatrına yazar olasım geliyor.


Özellikle scrikss fitt gel 0.7yi aşırı öneriyorum.
0
Batuhanolabilir
(26.01.18)
arı maya kokulu silgisi.

1990 rotring tikky, birtanesine sahibim ve kendimi şanslı hissediyorum.
0
Photographer
(26.01.18)
zebra sarasa clip 0.5 dark blue <3
0
ganbatte
(26.01.18)
pilot v5 hi-techpoint. hastasıyım. bir gün üretimi duracak diye korkuyorum.

onun dışında promosyon olarak bana gelmiş ve beğendiğim pensan my vision, faber castell 1425, hi-text 660 gibi kalemler. bayılmıyorum ama yazıcılık açısından güzeller. akıyorlar kağıt üzerinde.

okulda kullandığım sırada mon-ami dust free eraser
rotring 0.7 kalem.

aklıma gelirse eklerim.
0
tabudeviren
(26.01.18)
zebra mildliner
uniball signo angelic colour
copic multiliner
inoxcrom charuca
0
theseachange
(26.01.18)
Defter olarak rhodia ve oxford defter bir de victoria journals'ın abzıları. Ve tabii ki clairefontaine.

Kalem olarak @theseachange +1

steadler fineliner
Stabilo point 88
Pelikan twist
Pentel graph 600
Ve daha bissürü şey. Yazdıkça yazarım bu konuda kendime hakim olamıyorum :)
0
ruh i tibbiye
(26.01.18)
Papermate Gel 0.7 ve 1.0’a bayılıyorum.
Pensan MY IQ, Pentel Geargraph 1000
0
aychovsky
(26.01.18)
Stabilo point visco favorim ama iş yerinde resmi evraklar için kullanamıyorum jel olduğu için. Faber'in 0.5'lik 5405'ini kullanıyorum en çok. İmza kalemim ise scrikss 0.7'lik lp-68.

Xiaomi'nin imza kalemini aldım yılbaşı indirimlerinde, tutuşu kalitesi gerçekten premium ama siyah çıktı, onu da kullanamıyorum :/ akıcılığı ve sürtünmesi çok iyi.
0
Bruce
(26.01.18)
Şu günlerde favorim aliexpressten aldığım jinhao 911
onun dışında uni jetstream serisi güzel
teneues ajandaları bayağı kaliteli kağıttan ama fazla büyükler
rhodia istiyordum da çok pahalı
Eskiden Pandora kitabevine gidip kurcalardım kırtasiyeleri, çok güzel şeyler vardı da yurt dışından kitap alanlara hödük dediklerinden beri gitmiyorum.
0
whoosie
(26.01.18)
scrikss speed 0.5
0
Rudy Baylor
(26.01.18)
Lamy safari, rollerball serisi <3
0
peggy
(26.01.18)
(28)

grip aşısı yaptırıyor musunuz?

centrolenidae
yıllardır yaz kış grip falan olmadığım için daha önce hiç düşünmemiştim aşı yaptırmayı. ama bu yıl eylül sıcağında ve son bir ay içinde iki kere yakalanınca seneye yaptırsam mı diye düşünüyorum.yan etkisi vs. var mıdır, bir zararı olur mu? siz yaptırdıysanız koruyuculuğu nasıl? sanırım tamamen enge
yıllardır yaz kış grip falan olmadığım için daha önce hiç düşünmemiştim aşı yaptırmayı. ama bu yıl eylül sıcağında ve son bir ay içinde iki kere yakalanınca seneye yaptırsam mı diye düşünüyorum.

yan etkisi vs. var mıdır, bir zararı olur mu? siz yaptırdıysanız koruyuculuğu nasıl? sanırım tamamen engellemiyor, daha hafif geçirmenizi sağlıyor yakalanırsanız. bir de herhangi bir hastaneye gidip yaptırabilir miyim yoksa aile hekiminde falan mı olması gerekiyor?

teşekkürler şimdiden ^^

ek: enfeksiyondan etkilenen ve normalden daha kötü seyreden bir rahatsızlığım var. yani grip üzerine onun yarattığı etkilerle daha ağır seyrediyor.
0
centrolenidae
(25.01.18)
Grip aşısını önermiyorum, hem öyle çok kötü bir hastalık değil hem de aşının çok işe yarayacağını düşünmüyorum
0
meyve parcacikli kadin
(25.01.18)
@cureforlove, grip olmak tabii ki kötü bir şey değil. ama önemli dönemlere denk geldiğinde sorun olabiliyor (sınav haftaları, seyahat vs.) normalde ağrı kesici bile kullanmam fakat yatıp dinlenme imkanı olmayınca ağrı kesici, burun spreyi falan kullanmaktansa aşının bir zararı yok ise yaptırmayı düşündüm.
0
🌸centrolenidae
(25.01.18)
doktor ve eczacı tavsiyesidir. grip aşısı yalan bir şey. yaptırma.

her sene bir sürü insan grip oluyor ve bu yüzden grip mikropları her sene daha da dirençli olmak için mutasyona uğruyor. sen aşı olunca vücuduna grip mikrobu alıyorsun ya hani, o senenin yeni grip mikropları senin aşıyla vücuduna aldıklarından çok daha çetin ceviz olmuş oluyorlar. dolayısıyla aşı bir işe yaramamış oluyor, hatta tam tersi boşu boşuna vücudu yormuş oluyorsun.

grip sözkonusu olduğunda doğrusu düzgün beslenmek. ben yıllardır hiç ilaç almam, antibiyotik kullanmam, aşı olmam ama hasta da olmam mesela.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(25.01.18)
grip diye nezle oluyor olabilir misin?
0
alperz
(25.01.18)
@alperz, grip olduğuna eminim. yüksek ateş oluyor ve ağır geçiyor.
0
🌸centrolenidae
(25.01.18)
Bizim fakultedeki enfeksiyon hocalari bize her ders mutlaka olun dediler, hatta zorunlu tuttular bile denebilir. Hepsi bu alanda uzman profesörler olduğu ve okuduğum okul da Türkiye'de onemli bi tıp fakültesi olduğu için bence olunması gerekiyor
0
nundu
(25.01.18)
@nundu

kimseye bilmeden etmeden laf etmek istemem, eminim değerli profesörlerdir. ama eğer bazı doktorlar ve profesörler grip aşısı olun diye diretmezse kimse grip aşısı olmaz ve grip aşısı üreticileri para kazanamaz.

bashico.blogspot.com.tr
0
istanbul kanatlarimin altinda
(25.01.18)
Aşı karşıtlığı benim gözümde düz dünyaya inanmak gibi hatta daha zararlı bir batıl. Dünya sağlik örgütü başta olmak üzere tüm sağlık otoritelerin önerdiği aşıları komplo teorileriyle küçük düşürmek toplum sağlığı açısından da zararlı.
0
nundu
(25.01.18)
ben yaptırdıktan 2 hafta sonra penisim düştü.

neyse az buçuk ingilizcen varsa şunu oku, boşver kaynım bunu dedi, hocam şunu dedi zırvalıklarını. www.cdc.gov
0
doxanikee
(25.01.18)
Bazı seneler oluyorum, bazı seneler üşeniyorum. Bilim aşığıyım, modern tıbba güveniyorum. Aşı olduğum seneler 1, olmadığım seneler 3 kere grip oluyorum hiç sekmedi şu ana kadar.

Grip aşısı eğer yaşlı veya bebekle yaşamıyorsan, bağışıklık sistemin kuvvetliyse o kadar zorunlu değil. Güçlü bir insanı devirebilecek seviyedeki grip virüsü zaten aşı maşı dinlemez, ona özel ayrı aşı yaparlar en iyi şartta.

Öteki taraftan şunu farkettim ki grip olunca doktoruma gidiyorum, raporumu alıp işten azcık kafa izni alıp evde yatmış oluyorum. Düşününce avantajlı sayılırım.
0
cleric
(25.01.18)
Bu arada aşıların kar marjı çok düşük, eğer ilaç firmalarına saldıracaksanız kanser ilaçları ve insülin üzerinden saldırın ki manalı olsun.
0
cleric
(25.01.18)
aşı karşıtlığını ben de "batıl" buluyorum ama söz konusu grip aşısı %100 koruma sağlayan bir aşı değil, o senenin virüsünün alacağı şekil tahmin edilerek üretiliyor ve tutmayabiliyor(tartışmadaki arkadaşların benden daha iyi bildiği üzere). bu seneki "sürümün" çok başarılı olmadığı konuşuluyor mesela.

bu şartlar altında grip aşısının "pazarlanıyor" olması tartışmalarının çıkması bence mantıksız değil. bakış açısıyla alakalı aslında, kimi "%10 koruma ihtimali varsa bile yaptırın, bir önlemdir" diyor, kapitalist açıdan değerlendirmiyor bile, umrunda değil çünkü o kısmı, olmak zorunda da değil zaten. kimi de "ben göz göre göre bu insanların ekmeğine yağ süremem" diyor, hele ki %100 koruma sağlamıyorken. doğru ya da yanlış hangisi, en azından grip aşısı özelinde karar vermek hatalı olur diye düşünüyorum; herkes kendi bakış açısıyla değerlendirsin.

ben yaptırmıyorum, gerek görmüyorum.
0
Bruce
(25.01.18)
Bağışıklık sistemin güçlü değilse yaptır demeye geldim.

Ben senelerdir grip olmuyorum, dolayısıyla yaptırmaya gerek duymadım ama sıklıkla gribe yakalanıyor olsam yaptırırdım.
0
peggy
(25.01.18)
aile sağlığı merkezindeki doktorum grip aşısı ve kafaya göre antibiyotik kullanılmaması konusunda inatçı birisiydi. Gerçekten grip olsak yataktan çıkamayacağımızı, hatta ve hatta ölebileceğimizi belirtmişti. grip virüsü için aşı geliştirilmekte ama geliştirilen aşı bir önceki senenin grip virüsü baz alınarak geliştirilmiştir. Virüs dediğimiz canlı kendi genetik yapısını değiştirebilme özelliğine sahip bir yaşam formudur. yani yaptırdığınız aşının bu seneki grip salgını için hiçbir faydasını görmeme ihtimali yüksek. Örneğin bir sene domuz gribi, başka bir yıl kuş gribi vb...

Antibiyotik konusuna gelirsek eğer, antibiyotik bakterilere karşı geliştirilmiş bir ilaçtır. Bakteriler virüslerin yaptığı gibi genetik yapılarını değiştiremezler. Bu yüzden antibiyotikler "gerektiği" kadar kullanılırsa işe yarar. Ama her sıkıntıda kafanıza göre antibiyotik kullanmanız da bakterilerin antibiyotiklere karşı bağışıklık kazanmasına neden olacaktır.

sonuç olarak, kafanıza göre antibiyotik kullanmayın ve -şahsi fikrim- grip aşısı saçmalıktır.
0
silah taciri
(25.01.18)
"Antibiyotik konusuna gelirsek eğer, antibiyotik bakterilere karşı geliştirilmiş bir ilaçtır. Bakteriler virüslerin yaptığı gibi genetik yapılarını değiştiremezler."

Yanlış

Evrim virüs ve bakteri gibi hayat döngüsü kısa canlılarda çok daha hızlıdır. (bkz: lenski deneyi) Bakteri antibiyotiğe bağışıklık kazandı dediğinde aslında antibiyotikle ölmemiş olabilecek %1 mutant bir bakteriden bahsediyorsun. O mutant bakteri hayatta kalınca sonraki nesiller hep aynı mutasyona sahip oluyor. O yüzden kafamıza göre antibiyotik kullanmamamız gerekiyor zira şu an 100küsür farklı antibiyotiğin %80-90nına dayanıklı bakteriler var ortalıkta.
0
cleric
(25.01.18)
Her sene yaptırıyorum.
Yani 10 grip saldırısının 4 ünden kurtarıyor.
Tamamen aşının içeriğine bağlı
Yan etkisini görmedim
0
infernalcadre
(25.01.18)
Hocam yine herkes bi yerinden saydırmaya başladı.

19 yıldır grip aşısı vuruluyorum. Eğer bi yan etkisi çıkacaksa ilk bende çıkacak kesin diyorum hatta..

Olay şu: Deli miyim? hayır.. Herkesin gribi yaşama durumu farklı. Grip olup 3 gün yatıp sonra toplayan adam aşı vurulmasa da olur. Ama bende durum fena, grip bronşite hatta ordan yol bulursa astıma çeviriyor. Çocukluğum sayısını hatırlayamadığım iğneler, aylarca alınan raporlarla geçti. Durum böyle olunca, doktor tavsiyesiyle başladım. Sonrasında da gerçekten böyle sürünme durumum olmadı. Hiç olmuyor değilim. Çok daha az oluyorum ve çabuk atlatıyorum.

Şimdi herkes kendi bildiğini okusun.
0
lcha
(25.01.18)
grip asisi herkese önerilen bir asi degil. yapilmasi önerilen belli risk altindaki kisiler var. saglik personeli, yaslilar, koah hastalari vs vs bir liste var. bu sekilde risk altindaki kisilerdenseniz yaptirmaniz mutlaka önerilir. digerleri icin yaptirmasaniz da olur ama yaptirirsaniz da bir zarari olmaz. size kalmis.
asilar pazarlaniyor, cocuklari kisir ediyor, icinde civa varmis, domuz kani varmis sacmaliklari ise toplum sagligi ile oynamayi görev edinmis zirtopozlarin uydurdugu hurafeler. he diyin gecin. sizle bizle ayni oksijeni alip dünyanin düz oldugunu savunan insanlar da var sonucta.
grip asisinin icinde bir önceki sene en sik görülmüs 3 grip virüsü bulunur. bu sene de ayni Virus turlerinin hastalik yapacagi Garantie olmadigi icin de yüzde yüz bir koruma söz konusu degildir. ama en azindan korunma sansinizi artirmis olursunuz, grip olacaksaniz da daha hafif atlatirsiniz. canan karatayci tereyagcilar da geldigine göre tükani kapatin. zeytinyagina tereyagi banip yerseniz kansere iyi geliyormus. canan karatay diyor.
0
fayfim
(25.01.18)
Aşıların güvenilirliğinden şüphem yok, olanları da ciddiye almam. Ancak olmuyorum, en son ateşim çıktığında 12 yaşındaydım. Burun akıntısı ve öksürük oluyor en fazla.
0
i was made for you
(25.01.18)
Bir kac sene araliksiz yaptiriyordum ama pek bir yararini görmedim. Bu sene bende yaptirmadim simdiye kadar mis gibi :)
0
VIPCH
(25.01.18)
Aşıya karşı olup canan karatay gibi medya şarlataninı savunmak cidden iyi trollmüş saygılar.

Canan Karatayın enfeksiyon branşı üzerindeki bilgi duzeyi ne ki ömrünü bu anabilim dalina ayiran hocalara laf ediyor?

Not: grip aşisini risk gruplari mutlaka, halk ise isteğe bağlı olmalidir. Bizim hocalarin bize zorunlu tutma nedeni hastanedeki hastalarin sagliklarini korumamiz gerekmesi, o konuyu netleştirmemişim ilk cevapta, burda belirteyim. Ama bence olmanin hiçbir zarari yokken %1 faydasi bile varsa olunmasi gerekir.
0
nundu
(25.01.18)
Aşı karşıtı değilim ama grip aşısı hiç yaptırmam bunun yerine bağışıklık sistemimi besin yoluyla desteklerim. Aşı olup beslenme çöp olduğunda onun da pek faydası olmayabilir.
0
neferkitty
(25.01.18)
Eğri oturup doğru konuşalım ilaç firmaları dr.ları prof.ları avuçlarının içine almak için neler yapıyorlar bilseniz hiç o konuya girmeyeceğim neyse.
Canan hoca bu ülkede göte göt diyen ilk prof tur.
Grip aşısı uzun vadede etkisini sizde olmasa bile soyunuzda gösterecektir az sabırlı olun.
Yaptırmıyorum ilk çıktığında düşünmüştüm hakkında okudukça o ve türevlerinden ürktüm.
0
esmeralda
(25.01.18)
iki sene üst üste aşı yaptırdım.ne zaman grip aşısı yaptırsam bi haftaya kalmadan grip oluyordum.bağışıklık direncim düşük sanırım bu yüzden.

grip aşısını yaptırdığında bir kere grip oluyorsun sonra kışı rahat atlatıyorsun
0
regardless of what they say
(25.01.18)
ben yaptırmıyorum. ama senin durumunda yani immun sistemin bir sekilde bastırıldığı kişiler yaptırmalı. yeni aşı olmadı.
0
yuvarlanantencereninkapagi
(25.01.18)
doğal değil diye, senelerce grip aşısı yaptırmadım. "grip olmak kötü bi şi diil kii" derken kızarmış bir burnum ve omzunda battaniye vardı. kışın dışarı çıkmaya korkardım. tam reklam tadında yazmış gibi oldum ama, bir gün gidip aşı oldum. tek püf noktası şu, aşı olmadan önceki 7-10 gün hiç bir kırgınlık yaşamamış olmanız, çok sağlam hissetmeniz gerek. mesela "dün hapşırdım bikaç kere ama geçti" derseniz bile yaptırmıyorlar.

gerçekten de kendimi birkaç haftadır iyi hissediyordum, hiç hapşırmamış ya da boğazımda hafif şişlik falan hissetmemiştim, gittim aşıyı yaptırdım. ve bütün kış ahenkle dans ettim. kış boyu koruyor.

her hastalığa iyi gelemez diyorlar ama çoğuna etkili işte o aşı. eğer ağır geçmiyorsa olmayın isterseniz, ama bir gribim bir ay etkiliyordu beni. hasılı, kola içen, paketlenmiş gıda maddelerinden kaçamayan insanlarız. aşı iyidir, candır, kötülenmemelidir.
0
lovemyself
(25.01.18)
oo duyuru seviyeli bi tartışmaya dönmüş. en sevdiğim. madem öyle ben de ilaç firmalarıyla alakalı olarak dediklerimi biraz açmak isterim. konudan çok sapacağım ama baştan uyarayım.

aşağıdakileri bu duyuruyla alakalı mesajlaştığım birine yazdım, size de kopyalıyorum.

her şeyi kenara koyup şunu düşünün. bir ilaç firması sahibisiniz. görünürde işiniz sağlık sektörü olsa da asıl işiniz para kazanmak, kar elde etmek. sonuçta ekmek paranızı çıkardığınız yer o şirket. istemez misiniz daha çok kazanmayı, sonra daha da çok kazanmayı, sonra daha daha çok? bunun için insanlara pek zarar vermeden ama pek de bir fayda sağlamadan bir şeyler yapma fırsatınız varsa ve üstelik tüm diğer ilaç firmaları da bu işi böyle yapıyorsa siz de yapmaz mısınız? ya da insanları “tedavi edici” değil de “şikayetlerini önleyici” ilaçlar geliştirerek onları bu ilaçları sürekli kullanmaya mecbur bırakmaz mısınız?

dürüst bir insansanız yapmazsınız. ama dünyayı yöneten para babalarının hangisi dürüst ki?

konu sağlık olunca insanlar normal olarak çok cahil oluyorlar ve bu işin 6+ yıl okulunu okumuş doktorların her dediğinin doğru olduğunu düşünüyorlar. oysa, genellemiyorum ama doktorların bir kısmı direkt olarak ilaç firmalarına çalışıyor. bunları böyle havadan konuşmuyorum, benim ailem baştan aşağı sağlıkçı. en yakınım olarak babam devlet hastanesinde göz doktoru. onlardan dinlediğim, ya da bizzat şahit olduğum o kadar şaşırtıcı şeyler var ki. hatta burada da doktorlar var, onlar da başlarına geldiyse anlatsın isterim.

bu ilaç şirketleri evimize tehdit mektubu yolladı ya. uygun bir dille yazılmış, “çocuklarının sağlığından endişe etmeye başlayabilirsin” temalı tehdit mektubu. hem de "benim ilacımdan şu kadar sat, karşılığında sana ve ailene tatil, ya da tıp alanındaki sempozyumlara gidiş (bu sempozyumlar doktorların kendilerini geliştirmeleri ve tıp alanındaki yeniliklerden geri kalmamaları için yapılır ama pahalılardır) ve oralarda konaklama olanakları" dediler sonra babam bunların mümessillerini tekme tokat dışarı attı diye üstelik. ben daha ne diyim.

yanlış anlaşılmasın, ben ilaca, tıp bilimine, aşıya falan karşı değilim. gerektiği noktada her türlü ilaç alınır. hele ki soruyu soran arkadaşın ek’te belirttiği gibi bir ekstrem durum varsa muhtemelen yaptırmak da gerekiyordur. hepimizin bildiği gibi tıp bu kadar ilerlemese 50 yaşına gelmeden ölürdük ve bu normal karşılanırdı. kişisel olarak da işini doğru yapan doktora duyduğum saygıyı başka hiçbir meslek sahibine duymuyorum. “vay efendim doktor hastaya sen demiş de niye siz dememiş” gibi şeylere takılmaktansa, doktorun bana uyguladığı tedavi yöntemi benim için önemlidir. ama bu sektör malesef manipülasyona o kadar açık bir sektör ki. ilaç firmaları da bunu bildikleri için “sağlık önemli" diye diye, medyayı ve bazı doktorları da yanlarına alarak işin suyunu çıkardılar. herkese habire ilaç dayıyorlar. oysa her ilacın, her aşının yan etkisi mutlaka ama mutlaka vardır. sizin yan etksini görmemiş olmanız, vücudunuzda yan etki yapmadığı anlamına gelmez. nereden bileceksiniz karaciğer yağlanmanızın kullandığınız bilmemne ilacı yüzünden olup olmadığını? ve basit rahatsızlıkların ilaçsız ve doğal çözümleri de vardır. elbette gereken durumda gereken ilaç kullanılır ama hangi durum gerçekten ilaç kullanmayı gerektiriyor? bu aşamada tek güveneceğimiz kişi doktorumuz. ama ya doktorumuz ilaç firmasına çalışıyorsa? nereden emin olabiliriz ki? bu yüzden ben diyorum ki, doktor bile olsa herkesin her dediğine inanmamakta, en azından şüpheyle yaklaşmakta fayda var.

en sevdiğim konu olan antibiyotik örneğini vereceğim. hastalanmamanız için gerekn doğal çözümlerden birisi olur olmaz her yerde antibiyotik kullanmamak. çünkü antibiyotik elbette hastalığınızı geçirir ama bir yandan bağışıklığı düşürür (bunu şuradan anlayabilirsiniz; özellikle kışın ya da direnciniz düşükken antibiyotik kullandığınızda dudağınızda direk uçuk çıkar) ve bağırsak florasını bozarak oradaki hem iyi hem kötü bütün bakterileri yok eder. oysa o iyi bakterilere çok ihtiyacımız var. bu nedenle antibiyotik yazan bir doktorun size "mutlaka bu aralar doğal probiyotikli şeyler tüket ki bağırsaklarındaki iyi bakterilerin bitmesin, bağışıklığın düşmemesi için de sebze ve meyvelerden bol bol vitamin almaya çalış" demesi gerekir. bir tane doktordan bunu duydunuz mu? sanmıyorum. augmentin verip gönderirler. çünkü onların gözünde sadece satılan bir adet daha antibiyotik kutususunuz belki.

üzücü ama durum bu. tabiki doktora gidin, ama şüpheniz varsa ikinci bir doktora daha gidin. benim hiçbir şeyim yokken sırf o gün rapor almak için gittiğim aile doktoru bana antibiyotik ağrı kesici ve c vitamini yazıp gönderdi mesela. ne bu şimdi? ben bu adama mı güvenicem? devlet bi de aile hekimi diye koymuş başıma.

ideal bir dünyada sağlığın ve eğitimin herkese ücretsiz ve adil bir şekilde ulaştırılması gerektiğini savunuyorum. bu dediğim olsun, doktorların her dediğini harfiyen uygulamazsam bana da adımla seslenmesinler :)

bu arda canan karatay’ı öyle çok takip etmiyorum, sanırım üslubu yüzünden biraz manyakça kaçan söylemleri var. o yüzden tüm dediklerine deli zırvası olarak bakılıyor. ama çok doğru şeyler söylüyor aslında. o kadar kestirip atmayın. örneğin kollestrol ilacı konusu vardı bi ara, yan etkileri çok fazlaymış o yüzden bunu kullanmak yerine yürüyüş yapın, beslenme düzeninizi değiştirin diyordu canan karatay. ben de olmayan tıp bilgimle böyle şeyleri savunuyorum işte. her şeyi ilaçtan beklememek lazım, azıcık popomuzu kaldıracağız, emek vereceğiz. habire patates yiyip tv izlersek tabiki hasta oluruz.

tl; dr: sağlıkla ilgili yazılan her şeye (benim dediklerim de dahil) körü körüne inanmayın. “doktordan daha mı iyi bileceğim” demeyin. hep bir şüpheyle yakşaşın. interneti kullanın, size verilen ilaç aşı vs neyse açın neymiş bir okuyun.

sağlıklı günneer :)
0
istanbul kanatlarimin altinda
(25.01.18)
Data iki hafta once bizim kurumdan biri gribin zaturreye cevirmesi sonucu oldu ve hastanede yatmisti iki hafta oncesinde grip icin, bakiliyordu. Bunyeye cok bagli bu durum.

Bir de soguk alginligi ile gribi karistirmamak gerek. Yetiskin insanlar ortalama 5 yilda bir gribe yakalaniyorlarmis. "Her sene oluyorum" diyorsaniz, buyuk olasilikla gribe benzer belirtileri olan soguk alginligi olabilir. Dolayisiyla grip dedigimiz "Iki gun yatinca geciyor" cinsinden hastaliklar degil. Grip olundugunda yataktan kalkmanin bile cok cok zor oldugunu soyluyorlar.
journals.plos.org

Her sene yaptirmiyorum ama genelde yaptiriyorum. Bu sene yaptirdim. Ben asi yaptirdiktan bir ay sonra bir grip salgini cevrede basladi. Hatta, isyerime kadar geldi iste. Grip asilari o senenin populer viruslerine ya da virus tahminlerine gore yapiliyor. Bunlardan koruyor, bunlara yakin viruslerin yol actigi gribin daha hafif gecmesini sagliyor ama virus cok saparsa da asinin yapabilecegi bir sey yok. Simdilik "Asi korudu sanirim" diye dusunuyorum ama tabii ki surekli bir el yikama, surekli bir buruna kulak pamugu ile tuz basma gibi onlemleri uyguluyoruz.
0
aychovsky
(25.01.18)
(13)

bugüne dek öğrendiğiniz en bilgece şey?

mehmed resad
nedir?
nedir?
0
mehmed resad
(24.01.18)
Experience is the key to stay mentally healthy.

Deneyim, akil sagligini korumak icin anahtar yontemdir.
0
Traveller
(24.01.18)
asla fazla ileriye yönelik plan yapma.
0
basond
(24.01.18)
Cehalet mutluluktur.
0
lamira
(24.01.18)
"Basitleştir" Sanırım en bilgece olanı bu.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(24.01.18)
aile önemli bir şey.

ama bu cümlemi ''kimseden fayda yok hep zorda yanında ailen olur'' tandaslı bi tonda söylemiyorum.

ailede sevgi değer görmemişseniz toparlamanız çok zor oluyor. ben bunu 8 sene sonra anladım. dolayısıyla anne baba adaylarına sesleniyorum çocuğunuza kesinlikle kendisini değersiz hissedebileceği sevilmeyeceği ortam yaşatmayın. Şımarık yetiştirin demiyorum ama değerli olduğunu sözünün kıymeti olduğunu tercihlerine saygı duyulduğunu ota boka eleştirilmeyeceğini bilsin.
0
error522
(24.01.18)
Atasözleri genellikle. En çok “Akılları pazara çıkarmışlar, herkes kendi aklını satın almış”ı seviyorum.
0
aychovsky
(24.01.18)
Ölüm var.
0
allegrezi
(24.01.18)
herkes kendini kurtarir olan sana olur. bu karikaturdu galiba.
0
000000
(24.01.18)
the young pope'tan;

'tanrıdan çok kendine inanmak zorundasın.'
0
🌸mehmed resad
(24.01.18)
bir Amerikan atasözü: no pain, no gain.
0
giovanne
(24.01.18)
le guin'den gelsin bir tane.rahmetle analim.

"there was a wall... What was inside it and what was outside it depended upon which side of it you were on.”
0
eriksatie
(24.01.18)
ozel sektor: ne bildigin degil kimi tanidigin onemli
emlak: lokasyon, lokasyon, lokasyon
0
cooperr
(25.01.18)
sen bedeni olan bir bilinçsin
0
regardless of what they say
(25.01.18)
(3)

Coffee Mate - French Vanilla

Simrug
Bunu deneyen var mı nescafe ile? Tadı nasıl acaba? Bir de nerede bulabilirim?
Bunu deneyen var mı nescafe ile? Tadı nasıl acaba?
Bir de nerede bulabilirim?
0
Simrug
(24.01.18)
Bu zamazongolar zararli diye kurtulmaya calisiyorum ama findikli olani ile bu french vanilla'yi cok seviyorum, ara ara denk gelirse ekliyorum. Bir zamanlar Macrocenter'da vardi ama simdi var mi bilmiyorum.
0
aychovsky
(24.01.18)
snowman
(24.01.18)
Aychovsky diyet spor derken bir nescafe zevkim var. Valla ondan da kısmak istemiyorum.
0
🌸Simrug
(24.01.18)
(19)

bye bye

AlsterWasser
http://www.strawpoll.me/14911394Konuşmalarınızı veya görüşmelerinizi sonlandırırken bu ifadeyi kullanıyor musunuz ? Yazı dilinden bahsetmiyorum yalnız. Örneğin, telefonda görüşmeniz biterken ya da arkadaşınızın yanından ayrılırken vs. Yoksa sevmeyip özellikle kullanmamak için dikkat edenlerden misin
www.strawpoll.me

Konuşmalarınızı veya görüşmelerinizi sonlandırırken bu ifadeyi kullanıyor musunuz ?

Yazı dilinden bahsetmiyorum yalnız. Örneğin, telefonda görüşmeniz biterken ya da arkadaşınızın yanından ayrılırken vs.

Yoksa sevmeyip özellikle kullanmamak için dikkat edenlerden misiniz ?

Bu ifade nasıl ve ne zaman yaygınlaştı? Bir de 90larda Friends dizisinin bir etkisi var mı ?


not: Türkçe konuşurken tabii ki.
0
AlsterWasser
(23.01.18)
Nefret ediyorum kullanmaktan. Yazarken kaçınıyorum ama telefonu kapatırken istemsizce ağzımdan çıkıyor. Fark edince ağzıma vurasım geliyor.
0
Amaranta ursula
(23.01.18)
Yazışırken kullanmıyorum hiç ama konuşurken kullandığım oluyor.
0
ms brownstone
(23.01.18)
samimi olmadığı arkadaşlarıyla vedalaşan plaza kadını lafı bu, bay bay dediğini duyduğum son erkek konuşmayı yeni öğrenen 5 yaşındaki yeğenimdi.
0
Bruce
(23.01.18)
Kullanmıyorum.
Görüşürüz diyorum. Hoşçakal'ı sevmiyorum, ayrılığı çağrıştırıyor.
0
Kusursuz dostlarin dort ayagi vardir
(23.01.18)
hoşçakal demeyi tercih ediyorum.
0
biravekahve
(23.01.18)
kullanmıyorum. dayım kanada'da yaşadığı zamanlar, anamları aradığında telefonu kapatırken "babay!" dermiş. o yüzden annem bu ifadeyi çok sevdiği için zaman zaman telefon kapatırken "babay" dediğim olur, onun dışında kimseye ne konuşurken ne de yüz yüze "bay bay" demiyorum. genelde "kendine iyi bak", "görüşürüz" yahut arkadaş arası geyiklerinden biri olan "çay içecem sktir git" kullanırım. alakasız olacak ama sonuncusunu da anlatayım,

dersten çıktık, dışarıya çıkacağız sigara içmeye. ben kantinciye sabah takmış olduğum borcu ödemek üzere bir şey söylemeden ayrıldım diğerlerinden. sorduklarında da açıkladım durumu, "siz gidin, ben geliyorum" dedim. sonra bir arkadaşım, hiçbir şey söylemeden peşime takıldı. bunu gören diğerleri de gelmeye, "sen nereye?" diye sormaya başlayınca, arkadaş "çay içecem sktirin gidin" deyiverdi. yani benimle kantine gelecekmiş çay almaya. o umursamazlığı, tonlaması muazzamdı sahfjfajs
0
der meister
(23.01.18)
şöyle bi düşündüm de... yok, kullanmıyorum.
şu var ki: eğer ki ilk adımı karşımdaki kişi atmış ve içten bir "bye" demişse aynı şekilde karşılık veririm.
ukala, ukala türkçe üzerine ahkam kesip, ne karşıdakinin canını sıkarım; ne de kendi enerjimi çarçur ederim.
üstelik, bazen görmesini bilen için o görüşmeyi sonlandıran kısacık cümlede hayatın manası saklı da olabiliyor :)
0
pangea
(23.01.18)
Yazarken de konuşurken de kullanmam.
Görüşürüz ya da görüşmek üzere en çok kullandığımdır.
0
mutekebbir
(23.01.18)
Gerçek hayatta kullanıyorum, kullanılmasında bir sakınca görmüyorum. Kimseden garip bir tepki almadım, insanlar da kullanıyorlar. Yazarken de bb şeklinde kullanıyorum şimdi hatırladım.
0
i was made for you
(23.01.18)
Konusurken hep kullaniyorum. Bu kadar irrite edici bir sey miymis sasirdim.
0
theworldismine
(23.01.18)
yazışırken bay bay yazıyorum. konuşurken de çok sık kullanıyorum çok şirin bişi bence.
0
theseachange
(23.01.18)
bazen telefonda cok samimi oldugum biriyle konusuyorsam cok cheesy bir sekilde "baaaayyyy" dedigim oluyor, bye bye degil ama. baaaaay. araya yumusak g de girebilir :D

hadi bye oluyor bazen. bye bye i bebelere ya da veletlere diyorum, allahaismarladik, hoscakaliniz filan zor gelir.
0
kuehles blondes
(23.01.18)
yüzyüze görüştüğüm kişiden ayrılırken derim daha cok, ekseriyetle el sallayarak
0
yuvarlanantencereninkapagi
(23.01.18)
87’de annem babam köyde öğretmenken köylüler bana giderken eğilip “Bay baay” yapıyorlardı. Demek ki daha önceden girmiş.

YaArken kullanmıyorum. Konuşurken “Görüşürüz” diyorum daha çok ama telefonda ağzımdan çıktığı oluyor. Hoşçakal temelli vedalaşma gibi geliyor. Bazen el sallayıp “Güle güleee” dediğim oluyor; özellikle ailemle görüntülü konuşurken.
0
aychovsky
(23.01.18)
Kullanmıyorum, sağ olsun teyzem geliştirdi bu hassasiyeti ben küçükken. Ben de o zamanlardan beri dikkat ederim kullanmamaya. Otomatikleşti zaten Türkçe konuşurken baybay ağzımda yavan duruyor işimin İngilizceyle ilgili olmasına rağmen. Görüşürüz derim onun yerine ama bazen eksikliğini hissediyorum çünkü görüşme ihtimalimin olmadığı kişilere de görüşürüz diyorum. Bi düşündüm çevremde de kimse kullanmıyor bu lafı.
0
olutaklidi
(24.01.18)
telefonda konuşurken "hadi görüşürüz bay bay" kalıbını kullanıyorum ama yazarken aslaaa! BYE yazmamaya dikkat ederim, nedendir bilmem.
0
pinkpeony
(24.01.18)
Asla kullanmam diyenler neyin kafasını yaşıyor, merak ediyorum. Kullanma da, neden asla?

Telefonda da günlük hayatta da kullanıyorum.
0
cikmaz sokaktan cikagelen cocuk
(24.01.18)
Telefon gorusmelerinde kullanirim sadece. Hadi bay bay
0
imelih
(24.01.18)
ya sabah sabah aklıma geldi, şunu da paylaşmazsam olmaz, canım navas ya "thank you my friend, bye bye" ne ahnfhsaafka

www.youtube.com
0
der meister
(24.01.18)
(17)

EkşiDuyuru cevap yazma

facebook
Duyuruda cevap yazarken yazarın kim olduğuna bakıyor musunuz, yoksa yazardan bağımsız olarak cevap mı yazıyorsunuz ?
Duyuruda cevap yazarken yazarın kim olduğuna bakıyor musunuz, yoksa yazardan bağımsız olarak cevap mı yazıyorsunuz ?
0
facebook
(23.01.18)
Bakmadan yazıyorum.
0
tabirimekruh
(23.01.18)
cevap yazarken kimmis bu diye bakmiyorum ama cevaplari okurken bakiyorum.
0
fakyoras
(23.01.18)
bakıyorum
0
rakicandir
(23.01.18)
Yıllardır burdayım ama yazar bazında tanıdığım az. Birkaç troll dışında herkese yazıyorum. Gerçi son zamanlarda okuyup geçiyorum :)
0
intihar etsem de kendime gelsem
(23.01.18)
bakmam, baksam da bisey ifade etmiyor zaten.
0
brkylmz
(23.01.18)
Bakıyorum
0
aquarium
(23.01.18)
Çoğunlukla bakmıyorum. Soruyu okuduktan sonra içeriğine göre kimin sorduğuna baktığım da oluyor.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(23.01.18)
bakiyorum
0
her giriste sifresini unutan adam
(23.01.18)
Bakmıyorum.
0
cikmaz sokaktan cikagelen cocuk
(23.01.18)
Bakıyorum ama çoğu zaman bir anlamı olmuyor bakmamın.
0
ms brownstone
(23.01.18)
Bakmıyorum. Arada “Aaa kim sormuş ki” diye cevaptan sonra dönüp bakıyorum.
0
aychovsky
(23.01.18)
Bakmıyorum. Zaten kimseyi tanımıyorum.
0
cemallamec
(23.01.18)
soru anlamsız ya da hoşuma gitmediyse okurken kim yazmış diye bakıyorum. normal sorularda yazarına bakmadan cevaplıyorum.
0
dahinnotha
(23.01.18)
Genelde bakmıyorum. Ancak çok garip bir şey söylenmişse bakıyorum.
Eğer fark ettiysem ismi bir şekilde ve genelde sözel bir tartışmaya girmesem de fikren uyuşmadığım biriyse o zaman cevap vermiyorum.
0
sopiro
(23.01.18)
bakmıyorum, zaten baksam da tanımıyorum yazarları genelde.
0
kaputt
(23.01.18)
Bakmiyorum yazdiktan sonra bakiyorum.
0
eksi sozlukte eksiyen adam
(23.01.18)
Bakmiyorum
0
rn
(23.01.18)
(12)

Sevilen öğretmenlerin özellikleri

ya ben lan neyse
afaki değil de yaşanmış olanları soruyorum. şöyle bir düşündüğünüzde çok sevdiğiniz hocalarınızın özellikleri neydi?
afaki değil de yaşanmış olanları soruyorum. şöyle bir düşündüğünüzde çok sevdiğiniz hocalarınızın özellikleri neydi?
0
ya ben lan neyse
(23.01.18)
Öğretmek için bir tarafını yırtması. Gerek ilkokulda ve lisede, gerek üniversitede en sevdiğim hocalar tembellik yapmayıp, çok basit şeyleri bile dakikalarca tahtada anlatan insanlardı.
0
dissendium
(23.01.18)
Benim en sevdigim ogretmenlerim, soguk ve mesafeli duran ama konulari mukemmelen ogreten hakiki ogretmenlerdi. Varsin espri yapmasin, varsin siritmasin ama konuyu boyle anlatsin iste ogretmen diye ben buna derim.
0
dougsampson
(23.01.18)
öğrencinin kafasında ışık yakabilen ve onu bir şeyleri merak etmeye sevk edebilenlerdi.
0
tabirimekruh
(23.01.18)
Zeki, esprituel olmaları.
0
femme vitale
(23.01.18)
ilköğretimde; bana dersi sevdiren, bendeki ışığı görüp yürü ya blue eyes white dragon diyen 2 öğretmenimi çok severim.

üniversitede ise; işini bilen bir hocam vardı. notu da bol değildi ama bir şeyler öğretiyordu. çünkü işini biliyordu, ehliydi. hatta bu yüzden çoğu seçmeli derslerimi o hocanın olduğu alandan almıştım.
0
blue eyes white dragon
(23.01.18)
-adalet
-insanlık
-dersi iyi anlatmak
0
gölgede aynı
(23.01.18)
-dersini iyi anlatması
-adaletli olması
-idealist olması.
0
chitosan
(23.01.18)
Vasıflı, esprili ve iyi insan olmaları
0
taktikmaktikyokbambambam
(23.01.18)
öğrenciyle gaynatabilmesi
0
regardless of what they say
(23.01.18)
dissendium + 1
Bir tarafını yırtarak anlatması, anladığımızdan emin olmak istemesi
Bunun dışnda bir de zorlaması, olabildiğince çok şeyi öğretmesi ve dersin boş geçen 5 dakikasının olmaması
0
aychovsky
(23.01.18)
-Disiplinli
-Alaninda iyi
-Vizyonlu
-Anlatma/ogretme yetenegine sahip
-Analoji yapabilen, pratik zekali
0
yuzır
(23.01.18)
Ben 11 yıllık temel eğitimimi 11 ayrı okulda yaptığım için çok öğretmenle, uygulamayla karşılaştım. (yazsam roman olur :)

Sevdiğim, bana olumlu katkıda bulunanlardan bazıları:

Ortaokulda bi matematik öğretmenimiz vardı. Çok yaşlıydı, sanırım yorulmuştu. Sürekli "bunu daha önce gördümüz, nasıl bilmezsiniz" derdi. O emekli oldu yerine gelen öğretmen konuyu anlatırken "bu konuya dikkatinizi verin, ilerde karşınıza çıkacak" diyordu. Bizi dersin içine çekerdi, öğrenirdik baya baya. Notlar yükseldi. Ama daha önemlisi artık matematik öğrenmek, çalışmak zevkliydi.

Benim en korktuğum ders resim dersiydi. Aralarında meşhur bi ressam da olan kaç öğretmen geldi geçti.. ben resim yaparken hep korktum. En son gelen öğretmenim bana resim yapmayı sevdirmekle kalmadı sergiye bile katıldım.
Asla tenkit etmezdi. Çalışmalarımızı coşkuyla hevesle yorumlardı. Mum boyama, batik, kitap resimleme, kolaj... hemen her tekniği öğrendik, çalıştık. Mezun olduktan 10 yıl sonra buldum o öğretmenimi. 30 yıldır görüşüyoruz.

Lisede ikinci gelen kimya öğretmenimle de hala görüşürüz arada. Konuları hayatla birleştirerek anlatırdı. Konsantrasyon konusuna "konsantrasyonununz kaç" diyerek başlamıştı sınıfa girerken mesela. Sonrasında biraz konuşma ve biz farketmeden konu işlenmeye başlanmış olurdu. Arada dağılırsak bizim seviyemizde espiriler yapar, bazen tatlı tatlı eleştrir ama eleştirirken de bizi anladığını hissederdik.

İngilizceyi bana en iyi öğreten geçici olarak dersimize giren müdürün kızı olmuştu. İlk öğretmenim Mümtaz Baş'tı o da iyiydi ama "metin ezberletme yöntemi"ni kullanan müdürün kızı benim için daha başarılıydı.

Tarım öğretmenim, o da hayattan örnekler verirdi. Anlattıkları hâlâ aklımdadır.

Bizim zamanımızda köy enstitüsü mezunu vaya enstitü tedrisatlı öğretmenlerden eğitim almış öğretmenler vardı. Davranışlarıyla, eğitimleriyle çok farklılarmış sonra sonra daha iyi anladım. Arayıp bulduk bir çoğunu. Toplaşkalarımızda bulunuyorlar sağolsunlar.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(23.01.18)
(6)

Nesneler için "whose" kullanılabilir mi?

kitap arasında kalmış silgi tozu
"Yukarıda bilgileri verilen başvuru dosyası ile ilgili belgeler""The documents regarding the application file whose information given above"Nesneler için whose kullanılabilir mi bu şekilde? Hayır ise, bu kalıp nasıl kurulmalı?
"Yukarıda bilgileri verilen başvuru dosyası ile ilgili belgeler"

"The documents regarding the application file whose information given above"

Nesneler için whose kullanılabilir mi bu şekilde? Hayır ise, bu kalıp nasıl kurulmalı?
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(22.01.18)
mentioned above deyin sadece?
The documents regarding the application file mentioned above gibi.
0
sopiro
(22.01.18)
@sopiro aslında bu kalıbın nesneler için nasıl kullanılabileceğini de merak ediyorum.
0
🌸kitap arasında kalmış silgi tozu
(22.01.18)
www.merriam-webster.com

Kullanma, of which kullan gerektiğinde.
0
i was made for you
(22.01.18)
whose değil de which kullanılır nesneler için.
0
kaputt
(22.01.18)
for which olur burda ama gereksiz uzamış biraz cümle
0
nucleon
(22.01.18)
Bol bol kullanılıyor. Dediğin gibi kullanılabilir ama çok çok resmi yazışmalarda pek tercih edilmiyor.

i.hizliresim.com

Yukarıdaki örnek olsun diye yazdıysan güzel ama sopiro’nun dediği şekilde net ve sade olarak daha güzel olabilir.
0
aychovsky
(22.01.18)
(28)

Mutlu musunuz ?

sorunvar
Hayat nasıl ? Derdiniz nedir :)
Hayat nasıl ? Derdiniz nedir :)
0
sorunvar
(21.01.18)
mutlu değilim ama keyfim yerinde.
0
AlsterWasser
(21.01.18)
[GODDARD]
(21.01.18)
Derdim yok çok şükür. Mutluluk diye bir kavram da tanımıyorum.
0
Batuhanolabilir
(21.01.18)
İçinde bulunduğum hali AlsterWasser çok iyi tanımlamış +1

Mutlu değilim ama keyfim yerinde
0
helena
(21.01.18)
Mutlu değilim, gelecek kaygım var. Nasıl bir hayatım olacak diye çok düşünüyorum.
0
tahin pekmez yoğurt
(21.01.18)
Mutlu degilim. Yönünü bulamamış yelkenli gibiyim. Kafam hep karışık.
0
femme vitale
(21.01.18)
Genele vurursak 1 senedir mutsuzum aslında ama geçtiğimiz perşembe sabahından beri aşırı mutsuzum. En büyük derdim işle ve kemoterapiyle ilgili şu an. Şimdilik kemoterapi benim için değil ama yakında çevremdeki bazı insanlar kanser edecek bence beni.
0
ms brownstone
(21.01.18)
ölmedik çok şükür yaşıyoruz ama son 2 yıldır kötü giden hayatımda en azından bir noktayı düzeltebildim bu hafta.terfi alıyorum yarın,sevindirici ancak aşık olduğum kişi beni başkası için terk etti kısa süre önce,o yüzden mutluyum diyemiyorum.
0
sinavdan 90 aldigi icin aglayan ogrenci
(21.01.18)
çakal yigenim ayagimi isirdi canim yaniyor.Onun disinda derdim yok.
0
eksimeksi
(21.01.18)
Bu soruya genel bir cevap veremeyeceğim, bu aralar borderline takılıyorum ya çok mutluyum ya da dipte.
0
i m cool with that
(21.01.18)
Mutlu değilim.
0
kablelvuku
(21.01.18)
değilim
0
oddyseus
(21.01.18)
Ben sürekli ağlamak istiyorum, sürekli. Tam 1 hafta önce de böyleydim. Hatta 2 hafta önce de böyleydim. Arada 2-3 gün gidiyor ağlamam, sonra yine boğazıma düğüm
0
megalomaniac
(21.01.18)
bir sure once mutsuzdum. ama sonra hayatta bazi seylerin farkina vardim. ne kadar sansli bir azinlik icinde oldugumu anladim. mutluyum. hayatim guzel.
0
charlotte blanc
(21.01.18)
mutlu olmanın nasıl bir şey olduğunu hatırlayamayacak kadar sıfırladım kafamın içinden.
"Bizim gibilerin hayatında güzellikler, kısa süren aydınlıklardır. Bizim gibiler, başkalarının yaşantılarına kısa bir süre için girerler. Uşak rolünde sahneye çıkarlar. Kötü bir yaşantı, fakat iyi bir oyun."
0
rakicandir
(21.01.18)
Mutlu olmaya, hayattan keyif almaya çok müsait bir bünyem var ancak bazı koşullar yüzünden bir süredir mutlu olamıyorum.
0
inawen
(21.01.18)
Değilim
0
en_birinci
(21.01.18)
Bilmiyorum, şu an bunu düşünecek halim bile yok
0
MaNOfTheYear
(21.01.18)
zaman zaman mutsuz olsam da bu günüme şükür diyorum.
0
naksidil
(21.01.18)
Mutsuzum ama depresif değilim en azından.
0
cikmaz sokaktan cikagelen cocuk
(21.01.18)
Bildiğin mutsuzum. Hatta huzursuzum. Sonsuza kadar bütün bantlara çarpıp deliğe bir türlü giremeyen bilardo topu gibi yuvarlanıyorum.
0
allegrezi
(21.01.18)
Ja. Mutluyum. Ama duyuru ilanımı siliyor cinsel içerikli diye. Ona canım sıkkın.
0
velvetmorning
(21.01.18)
mutlu gibi görünen bir mutsuzum.
yalnızım, işsizim, parasızım, pasaportsuzum.
evde yeğenim olduğu için bütün ilgiyi o çekiyor, kimse benimle takışmıyor, dolayısızla sorun hissetmiyorum ama sorunlarım var.
0
attirmayin makedonun kafasini
(21.01.18)
Yarım bardak bira içtim. Şu an mutluyum. Mutluluk bazen bu kadar kolay. Inşallah bizimkine mesaj atmam tabii.
0
femme vitale
(21.01.18)
Mutluyum :)
0
yuzır
(21.01.18)
son 6 ayı düşünürsek değilim.
0
pinkpeony
(22.01.18)
bir gun mutluyum bır gun mutsuz.

ama gerçekten samimi olarak mutlu degılım
0
hopp
(22.01.18)
Derdim var birtakim. Hayatin genel kosturmacalari ustune art arda bircok sey geldi basima. Bir de cok yakinlarimin saglik sorunlari var, asilmasi zor, bununla ic iceyim. Dolayisiyla, "Oh, mutluyum" demek icin mazosist, vb olmam gerekir su donemde. Dusunmuyorum mutlu ya da mutsuz olmayi cok fazla, nasil hissediyorsam oyle yasamaya, kendime karsi cikmamaya, guclu olmamaya calisiyorum. Radyoda guzel sarki cikinca, guzel bir yemek yiyince, gunes cikinca mutlu oluyorum ve iyisiyle kotusuyle yasamayi cok seviyorum.
0
aychovsky
(22.01.18)
(27)

hayat motivasyonunuzu neyden alıyorsunuz?

allaccess
sb..
sb..
0
allaccess
(20.01.18)
aynadan, olmadı ön kameradan.
0
nocturness
(20.01.18)
alamıyoruz.
0
clones
(20.01.18)
freud hayatının anlamını ya da değerini sorguluyorsanız hastasınız demektir demiş. boşver o yüzden.
0
error522
(20.01.18)
belki baya para kazanır güzel bir kadınla evlenir rahat yaşayıp güzel bir kız çocuğum olur güzel bir ailem olur falan işte
0
docrivers
(20.01.18)
belki bir gün düzelir diyerek
0
nodrama
(20.01.18)
düşündüm, bulamadım.
0
doxanikee
(20.01.18)
Hayat motivasyonum yok. Vakit dolduruyorum.
0
femme vitale
(20.01.18)
Yok ve açıkcası çok yerinde bir soru olmuş. Teşekkürler.
Bir anlam arayışı var fekat ne çare bilemedim.
Şuan düşününce karnıma yumruk yemiş gibi hissettim.
Kafam karıştı...
0
allegrezi
(20.01.18)
Bazı problemlerin sıradışı şekilde çözümlenebileceğini kendime göstermek için o gün bugün diye uyanıyorum.
0
rakicandir
(20.01.18)
hayal kurmamı ve merak etmemi sağlayan şeylerden. örnek: doğa, iyi yemek içmek, bilim ve sanatla yapılan ve yapılacak şeyler, aile, pc oyunları, yer yer spor. bi de sosyal medya yıllardır hiç yok bende. aktif kullandığım zamanlarda hayat enerjimi oralara aktarıp kendime hiç bırakmıyormuşum gibi geliyor.
0
kaichi
(20.01.18)
@hobareyy +1500

Düşündüm de güzel yemekler ve borçların ödenmesi mecburiyeti hariç hiçbir motivasyonum yok.
0
yaren
(20.01.18)
Vakit dolduruyorum +1
0
turuncu tonlarda
(20.01.18)
Çok şey var
Bugün için yazmak diyebilirim
3 gündür yazıyorum
0
benaslindayohum
(21.01.18)
benim de büyük hedeflerim vs yok. malesef. günlük yaşıyorum. ama hayatın görmediğim taraflarını zamanla görecek olma heyecanı beni motive ediyor. hiç denemediğim şeyleri denedikçe de artıyor.
0
blacksky
(21.01.18)
merak duygumu ve yeni şeyler deneyimleme arzumu canlı tutuyorum.
0
noxell
(21.01.18)
Yoga
0
memetemmiyirahatbirakin
(21.01.18)
Gelenden gidenden.
0
[GODDARD]
(21.01.18)
müzik yapıyorum, müzikten.
0
Kamyoncunun vitesi
(21.01.18)
Merak. Bugün hayatta ne olacak, dünyada neler olacak, neler keşfedilecek ve icat edilecek, yeni bir şarkı olacak mı, yeni flmler ve diziler neler olacak. Gün içinde olması şart değil; örneğin, bu yıl neler olacağını merak ediyorum. Yeni şeyler olmasa da olur, bahara çiçeklerin açmasını ya da yazın havanın sıcak olmasını özlüyorum. Ölürsem hepsini kaçıracağımö ne yenı şeylerden haberim olacak, ne de sevdiğim şeyleri görebileceğim yeniden. Hortlamaya ya da “Yukarılardan bir yerden bakıp bize gülümsüyor”a inanmıyorum. Bu dünyada ne gördüm, gördüm; ne yaşadım, yaşadım.
0
aychovsky
(21.01.18)
Hayat bize verilmiş bir şans. Günümü bana keyif veren ve merak ettiğim şeylerle doldurup böyle vakit geçiriyorum. Gelecekte ne olacağını merak ediyorum. Seviyorum bu oyunu özetle.
0
roket adam
(21.01.18)
Ben en kotu zamanlarimda bile 'bos bos yasiyorum galiba, hicbir seyden zevk almiyorum. nefret ediyorum yasamaktan' demedim sanirim. Her yeni gun yeni bir mutlululuk ve umut kaynagi benim icin. En temel motivasyonum basit seylerden bile mutlu olmak ile ilgili. Ben disarda yururken muzik dinleyip agaclara bakmaktan bile deli gibi zevk aliyorum. Her gun yeni seyler ogrenmek, farkli yerler gormek, farkli deneyimler yasamak mutlu ediyor beni. Oyle filmlerdeki gibi mukemmel bir hayat da yasamiyorum bu arada, gayet standart bir hayatim var ama onu guzellestirmek icin elimden yapiyorum. Kotu zamanlarimda da asla umutsuzluga kapilmiyorum. En fazla bir iki gun uzulup, aglayip sonra 'hadi bakalim simdi toparlanip mutlu oluyoruz. her seyin bir cozumu vardir elbet' diyorum.

bir de konuyla paralel olarak kardesim ile bugun aramizda gecen muhabbet aklima geldi; en iyi ihtimalle 100 yasina kadar yasarim, bunun da 4te birini hali hazirda yasadim. Zaman o kadar hizli ilerliyor ki kalan hayatim da muhtemelen jet hiziyla gecip gidecek. Bu hayati bir daha yasama ya da oldukten sonra baska bir yerde olma ihtimaline de inanmiyorum. Hayatimin son kismina gelip donup baktigimda mutsuz, huzursuz bir hayat yasamis olmak istemiyorum. Iyisiyle ve kotusuyle bu benim yolculugum; bu yolculugu mutlu bir sekilde gecirmek icin de elimden geleni yapiyorum.
0
fraise
(21.01.18)
sevgimden, güzel havalardan, agaçlardan çiçeklerden kuşlardan, kedi ve köpeklerden, gökyüzünün muhteşemliğinden. sevildiğimi ve çok sevdiğimi hissettiğimde gözlerimin dolmasından. tüm bunların ve buna benzer tahmin edilebilir seylerin içimi titretmesinden.


bazen de hiç bişeyden. almıyorum.
0
yuvarlanantencereninkapagi
(21.01.18)
inanç ve umut.
0
runagain
(21.01.18)
Hayat motivasyonu, hayatın anlamı gibi kavramlar boş geliyor. Bunların zaten belli paternleri var. Önceden hayatın anlamına “işlevsel olmak” derdim. Bir işe yaramak, birine derman olmak. Yine bu amacı güderim davranışlarımda ama hayatın anlamı gibi t*şşaklı bir söz grubunun altına yazmam. Küçük geliyor. Hayat, sonsuzlukta bir nokta ve her şey de insana ait. Her şey. Mutluluk, acı, sefalet, hastalık, zenginlik... Garip bir şey yok. Nasıl olsa öleceğiz. Ben ölmediğim için yaşıyorum.
0
fallopian
(21.01.18)
Sipariş veriyom kapima kadar geliyor.
0
for day to break
(21.01.18)
İçimde var. Artı bişey aramama gerek kalmıyor. İçimden yaşamak, hayattan zevk almak geliyor ve koşullarım ne olursa olsun tad alınacak yönlerini görüyorum.
Şimdiye kadar sadece bir dönem içim sustu ve iş aklıma kaldı, o zaman da küçük kızımın varlığı hayat enerjim oldu.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(21.01.18)
sucuklu yumurta
0
regardless of what they say
(21.01.18)
(18)

Yediğiniz En Sıradışı Şey Nedir

Batuhanolabilir
Ve beğendiniz mi
Ve beğendiniz mi
0
Batuhanolabilir
(20.01.18)
Burnumun boku.
Tadı aklımda değil ama küçükken yemişim bir kaç kere
0
etna
(20.01.18)
kokoreç. güzelmiş. bugüne kadar yemediğim için pişmanım.
düşün yani o kadar sıradanım.
0
sutlu nescafe
(20.01.18)
Yiyecek olarak, çok uçuk şeyler yemedim ama İstanbul’dayken maaşımı aldığım gün Macrocentr’a girip en değilik ne bulduysam onu alır ve denerdim. Ayda iki kere böyle “Ben bunu bilmiyorum, bu ne ki” diye egzotik meyvelere ya da abur cubura yönelirdim. Şimdi bulunduğum yerde de bir Uzak doğru marketi var ve yazıları Çince ve Korece. Tipi hoşuma gideni alıp denşyorum ara ara. Onlardan sevdiklerim şunlar:
Liçi - longan - rambutan - jackfruit: egzotik meyveler. Longan Macrocenter’da yok ama liçinin aynısı zaten. Liçi ve rambutan ara ara geliyor. Jackfruit da görmüştüm sanırsam.
Durian: Kavun gibi ama koku berbat. Kokuya dayanabilirsen yeniyor.
Hot pot: yemek olarak bir olayı yok ama ortaya yağlı bir çorba suyu gibi bir şey geliyor. Sana da malzemeleri veriyorlar. Sn istedğin kombinasyonu alıp üstüne istediğin sosu ekleyip o yağlı suda kızartma/kaynatma arası bir şey yapıyorsun. Sonra çınarıp yiyorsun.
www.thestar.com



Yiyecek olması şart değilse, çocukken iddia sonucu kibrit yemiştim 5-6 tane. Güzel değildi.
0
aychovsky
(20.01.18)
Kurutulmuş akrep yemiştim. Bir tadı yoktu sadece kokusu vardı. Beğenilecek bir tarafı yok ama ilginç bir deneyim.
0
catch the arrow
(20.01.18)
Kurbağa bacağı, yılan eti, çiğ patlıcan, peynir ve üzüm reçelli ekmek, hazır ağda... Aklıma gelenler bunlar. Hepsini lise zamanlarında yedim. (parasız yatılı okul anıları :)

Etler mangalda olduğu için is kokusu ağır basıyordu, tat olarak diğer etlerden pek farklı gelmedi.

Çiğ patlıcanı karnımız acıktı, yedik. Pişirecek yer, ocak yoktu, çok da aramadık. Yedik gitti. Tadı saman gibi, bi lezzeti yok.

Ekmeğin üzerine beyaz peynir ve üzüm reçeli sürüp yemek nerden çıktı hatırlamıyorum, çok lezzetliydi. İkisini bir arada bulunca affetmedik, yapıp yedik.

Ağda tamamen çaresizlikten. Okulda çıkan akşam yemeğini yiyememiştik çünkü yağ tenekesinde bişey bulunmuştu. (yazmayayım) Kantin kapalı, dışarı çıkamıyoruz parasız yatılıyız, aç kalmıştık. Protesto edip ertesi gün yemekhaneye inmedik. Boykotu öğrenen müdür kantini kapatıp izinleri kaldırdı. Aç kaldık.

Onun dışında yeşilbaş ördek gibi çeşitli av hayvanları yedim. Pek sevmedim.

En güzeli deniz canlıları oluyor. Japon şemsiyesi pişirirdik taşın üzeride, anında biterdi.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(20.01.18)
Borş çorbası içmiştim Polonya da , Daha doğrusu içmemiştim.

Benim damak tadım dışarıya uygun değil sanırım
0
kleider
(20.01.18)
ahtapot. guzeldi ama ahtapot cok ahtapot ya :D
0
funl
(20.01.18)
Domuz eti yemiştim, füme hali çok lezzetliydi ama porkribs denilen kaburga kısmını yedikten sonra midemi rahatsız etmişti sindirmek zor olmuştı çok sevmedim.
0
turuncu tonlarda
(20.01.18)
zencefil
0
docrivers
(20.01.18)
çinden gelen kurutulmuş balık kraker (gerçek balıktan), aslında yiyemediğim sadece tattığım desek de olur, bir diğer tattığım ama yiyemediğim yılan balığı vardı.
0
gezegen olan pluton
(20.01.18)
tartare de boeuf amk ben nerden bilem çiğ kıyma getirceklerini.
0
mikahakkinen
(20.01.18)
danimarka'da siyah şekerler yaptıkları bi kök vardı, meyan kökü sanırım, ondan yemiştim.

img.aws.livestrongcdn.com

yeniyo muydu yoksa yalnızca çiğneyip bırakacak mıydık onu hala bilmiyorum.
0
kaichi
(20.01.18)
bok
begenmedim.
0
eksimeksi
(21.01.18)
geçen gün şirkette bir kadın bir yemek yapıp getirmişti. böyle abur cubur gibi bişey, hayatımda bu kadar kötü bir şey yememiştim. nasıl atacağımı şaşırdım ağzımdan.

içinde ne vardı bilmiyorum. belli ki sevgi katılmamış :D
0
peace.on
(21.01.18)
balina.
ehh.
0
japon askeri
(21.01.18)
At eti
0
tahin pekmez yoğurt
(21.01.18)
Beyin. Beğenmedim.
0
l arrache coeur
(21.01.18)
Kuzey Kıbrıs'ta yemek esnasında bizim semizotu gibi olan ama dikenli bir bitki yemiştim. Orada meşhur bir yiyecekmiş. Ben beğendim. Dikeni ile yiyiyorsun.
0
ceyhan prensi adana
(21.01.18)
(6)

duyuruda yardım isteyip sonra da umursamama

nickfury
en son bir kitap pdfsinde başıma gelen durum. Bu kitaba mutlaka ulaşmalıyım tarzı bir duyuru. Scribdden indirilmesi, Aaaa nasıl yaptınız,sağolun tarzı mailleşme, dosya boyutunun büyük olması nedeniyle wetransfer ile gönderilmesi. Buraya kadar her şey normal. Ama bilenler bilir wetransfer ile gönderd
en son bir kitap pdfsinde başıma gelen durum. Bu kitaba mutlaka ulaşmalıyım tarzı bir duyuru. Scribdden indirilmesi, Aaaa nasıl yaptınız,sağolun tarzı mailleşme, dosya boyutunun büyük olması nedeniyle wetransfer ile gönderilmesi. Buraya kadar her şey normal. Ama bilenler bilir wetransfer ile gönderdiğinizde karşı taraf dosyayı indirdiğinde size bildirim gelir. Bu bildirim bana hala gelmedi, ki dosya silinecek wetransfer üzerinden.

tamam kimseden karşılık beklediğimiz yok duyuruda cevap verirken ama ben zamanımı verip, yok indirme yok upload uğraştıktan sonra ihtiyacı olduğunu iddia eden tarafın umursamaması insanın cevap verme isteğini kırıyor.

Olasılıklar :
1. Belki wetransfer sisteminde sorun var, indirildi ama bildirim yollanmadı
2. Duyuruyu açan kişinin başına bir şey geldi, sağlık sorunu, ailevi nedenler vb girmeye fırsatı dahi olmadı

ama yine de sinirlenmedim dersem yalan olur. Sizin de başınıza benzer durumlar geliyor mu? ne hissediyorsunuz? Sİz ne düşünüyorsunuz? Takıntılı mıyım neyim? Babam bu kadar güzel pasta yapmayı nerden öğrendi?

Söylemenize gerek kalmadan izninizle kendi derdimi kendim ..... :)
0
nickfury
(19.01.18)
Pek sallamıyorum, dün bir pm geldi bakayım dedim 10 gün önce yazdığım bir şeye teşekkürmüş, düşünmemiştim bile ne oldu diye.
0
i was made for you
(19.01.18)
belki başka bir yerden bulmuştur.
0
facebook
(19.01.18)
bu ben degilim ya :D
en son kitqbi ben sorunca sanki benmisim gibi oldu.

ben bazen unutuyorum yazmayi, bi ay sonra yaziyorum pardon diye.
tesekkur etmezlerse emek harcadigim bir seye gicik oluyorum kendi capimda.
0
kuehles blondes
(19.01.18)
piyasada normal şartlarda alabileceğin en ucuz fiyatın %35 civarı daha ucuzuna, sırf işi görülsün diye fiyat teklifi aldım duyuru açanın tam da istediği bir şirketten, yaklaşık 4bin lira daha az ödeyecekti piyasada bulacağı en ucuz yerden; "fiyat budur hocam" mesajıma cevap verme gereği bile duymadı. ucuz fiyat almak için uzak akraba dedim işi yapacak olana, sağ olsunlar yaptılar baya bi güzellik yani. sonra sorup durdular "ne oldu anlaşıcak mıyız" diye, bi ton yalan söylemek zorunda kaldım.

hadi güvenmedin bana, ne bileyim, içine sinmedi, kendi kar payımı koyduğumu düşündün; olabilir. bari "eyvallah düşüneceğim" deme tenezzülünü göster. duyuruyu yardım isteme amaçlı açan da kendisi, yazdığı bir cevaba istinaden kendi kendime gelin güvey de olmadım hani. öyle çok iyilik yapan biri de değilim, hadi dedim bi işe yarasın bağlantılar, böyle olunca baya içime oturdu. hayat tecrübesi işte, o açıdan bakıyorum artık.
0
Bruce
(19.01.18)
Duyuruda bahsi geçen kişi @kuehles blondes değildir. :)
0
🌸nickfury
(19.01.18)
Basima geldi, bir kere de ben yapmis bulundum Sozluk'te. Bir makale istemistim, 4-5 kisiden gelmis ama ben ilkini gordum, ona tesekkur ettim ve hemen onu indirip apar topar isi yetistirmeye calistim. Daha sonra rahatlayip buraya girdigimde ilki disindakilerden mesaj gelmisti. Bu karsidan indirmeyi gorecek bir durum degildi ama tesekkur etmemis bulundum onlara gorene kadar. O iki kisiden biri "Elinize gecti mi" diye sormus, digeri de kufretmisti. Ben de hepsine tesekkur ettim.

Belki baskasindan bulmustur siz gonderene kadar.

Ben gonderdikten sonra eline ulasmamissa haber beklerim sadece. Son durumu bilsem sevinirim haber verdigi icin ama otesinde bir beklentim yok.
0
aychovsky
(19.01.18)
(9)

kıraathanede kendimi rahat hissediyorum

kosun lan mevzu var
selam beyler,kendimi bu konuda daha önce de örselemiştim, yine bir daralma geldi ve yazayım dedim.gördüğünüz gibi burada bile bir maruzatım olduğunda "beyler" yazarak lafa giriş yapıyorum. bu şekilde olduğunda kendimi daha rahat hissediyorum. bir ortamda kadınlar varsa geriliyorum. normaldeki eğlenc
selam beyler,

kendimi bu konuda daha önce de örselemiştim, yine bir daralma geldi ve yazayım dedim.

gördüğünüz gibi burada bile bir maruzatım olduğunda "beyler" yazarak lafa giriş yapıyorum. bu şekilde olduğunda kendimi daha rahat hissediyorum.

bir ortamda kadınlar varsa geriliyorum. normaldeki eğlenceli tavrım bir anda değişiyor, yüzüm düşüyor, durgunlaşıyorum. pek fazla konuşamıyorum.

meyhane seviyorum, kıraathane seviyorum... okul dönemlerimde de hep erkeklerle takılmaca, halı saha bilmem ne işte.. hep bir hödö hödö ortamı yani..
"nobor lon noptonoz hohhah", diyerek enseye tokat falan gibi gereksiz ve boş ortamlarda daha rahat ediyor gibiyim.

bu sebepten dolayı kadınlarla olan iletişimde de bu gibi kalıpları kullanıyorum ve yanlış anlaşılıyorum, yani örneğin genelde ağzımdan NE KRAL ADAMSIN falan gibi şeyler cıkabiliyor. ve doğal olarak karşıdaki "nee, adam mı dedi o" bakışı atabiliyor.

kadın da adam o ayrı konu ama genelde öyle denmediği için garipseniyor olabilir. zira ben de garipsiyorum.

neyse daha fazla uzatmayayım.

akla gelen şeyler:
-bir kadın seni üzmüş. (hayır, kadınlar tarafından üzülmedim.)
-geylik olabilir. (hayır, eş cinsel eğilimlerim de yok.)
-kadın düşmanı mısın olm? (yo, aksine nezaketi hiç bırakmam karşı cinse karşı ve saygı duyarım.)


ee o zaman nedir ulan benim olayım?

www.youtube.com
0
kosun lan mevzu var
(17.01.18)
abi normal bi adamsın ve herkesin senin gibi olması gerekiyor.
şaka değil, ciddi yazdım.
0
güneyli çocuk
(17.01.18)
iyi de kıraathanelerin olayı değil mi?

saç baş dağılmış gitsen de kimse dönüp bakmıyor, nokia3310la gitsen de, selamın aleyküm dersin, söylersin çayını, alırsın gazeteni okursun.

yani ne bileyim evden 1 tık yukarda kahvehanelerin rahatlık olayı
0
Photographer
(17.01.18)
yeterince kizli ortama girmemissin bence, sorun o. veya kafa olarak uyusabildigin kizlar olmamis. iyi anliyorum. ayni durumdaydim. lisede iyi anlastigim kiz arkadaslarim olunca bende hafiflemisti bu. hem asosyal ve yabani olmanin hem de muhafazakar yetistirilme tarzinin etkisiyle kadinlarin da normal insan oldugunu idrak etmem uzun surmustu ama oturdu sonunda. normalde aynen senin gibiydim, kizli ortamda konusmak icimden bile gelmezdi (cekingenligi gec, bir kizla konusabilecegim hicbir konu yoktu. en azindan oyle dusunuyordum) ama simdi ortamda kiz yoksa canim sikiliyor. kiz varken daha neseli, daha canli oluyor ortam sanki. o yuzden bence eksik olan sey kafa dengi kiz arkadas eksikligi. ben de oturup simdi sanat konusmuyom. aklima ne gelirse. erkekle konustugumdan farkli gelmiyor artik. gerci benim "cenk tosun ucuza gitti" diyen kiz arkadasim da oldugu icin konu sikintisi olmuyor pek, cagir hali sahaya da gelir jsksls
0
der meister
(17.01.18)
Valla bende kahveye kaptırdım bi arkadasımla kendimi gitmezsem rahat edemiyorum haftada iki uç kere gidiyorum safi muhabbete az cok cevrede oldu kendi halinde adamlarla cok sevdim ayrıca çay 1 lira tost 4 lira iyi geliyo yorgunluk alıyo kafa dinliyorum öyle hiç birşey yapmadan biraz önce iki saat oturdum iyi geldi telefona bile bakmadım 8 çay içmişim ama 3 bira kafası yaptı okey taşı sesinden heralde
0
steward
(17.01.18)
durumun tuhaf ama sebebini bilmiyorum.
0
ateistanbul
(17.01.18)
Oradaki insanlar samimi çünkü popüler olan şeylerle mutlu olan insanlar değiller, otur yanlarına oyun oynayanların birbirlerine yaptıkları şakalar bile tebessüm ettiriyor benim geçerken bazen görüyorum özellikle yaşı almış gitmiş amcaların yaptıkları, laf koyma bilmem ne dertleri yok kimsenin, kızların olduğu ortamda kafede olsan ayy vayy bir sürü kendini beğendirme, ben burdayım bana baksın herkes benimle ilgilensin vs.
0
Uncle Sam
(18.01.18)
Vallahi normali bu degil mi :) bence sende bi sorun. Hatta kizli erkekli ortamlarin cok yalan oldugunu dusunuyorum. Erkek erkege takilmak iyidir.
0
allah yazdiysa bozsun
(18.01.18)
büyürken etrafında hep erkek mi vardı, okulda kız arkadaşların az mıydı?

genelde haremlik selamlık büyüttüğümüz için çocukları, karşı cinsle yan yanayken ne yapacaklarını bilemeyip "kötü" veya "ayıp" bir şey dememek/yapmamak için kasılıyor erkekler. kadın sana yanında rahat olunacak biri gibi değil de, samimi olmadığın, saygıda kusur etmek istemeyeceğin bir yabancı gibi geliyor olabilir. bilerek yapmıyorsundur ama "böyle gördük" durumu olabilir.
0
Bruce
(18.01.18)
Bruce + 1

Nedenlerinden biri aliskanlik olabilir. Cocukken hep erkeklerle oynadiysaniz, kizli-erkekli oyunlara cok girmediyseniz; ayni sekilde ergenlikte de sadece erkek grubuyla yakin arkadaslik yaptiysaniz beklenen bir durum olabilir bu. 11 yasindayken 3 erkek ve 3 kizli yakin arkadas grubumuz vardi. Bazen saklambac oynardik, bazen cift kale mac yapardik. Daha kucuk yaslarda hep birlikte evcilik oynuyorduk mesela. Sonra mahalleye baska bir cocuk tasindi ve bir gun yine cift kale mac yapalim dedik. Bir baktik cocuk futbolu ciddiye aliyor, ciddi ciddi oynuyor. Biz "Benim ayagimda cok durdu, simdi sen al" diye pas falan veriyorduk. Oyle yapmamiza kizdi. Konusmasi bizim dilimizden degildi, daha dogrusu anlamiyorduk niye o kadar sert konustugunu. Anneme aglamistim "Bana lan dedi" diye. Annem "Oglan cocugu gibi yetismistir simdiye kadar" demisti, onun da ne demek oldugunu anlamamistim. Biz lan'i daha onceden sadece komedyenlerin kullandigi bir sey saniyorduk, konusma arasinda gecse de oyle doldu dolu olmuyordu mesela. Ben urkmustum cocuktan. Cocuk kizlarin ve Mericlerin ortasina dusmus gibi kaldi. Boyle bir kan uyusmazligi oldu bir zaman. Cocuk zamanla bize alisti, biz de ona alistik da; ortamda biz olmayinca yine aynisina donuyormus derlerdi.

Belki bu bir neden olabilir. Erkeklerle buyuduysen hep, cevre oyleyse; alistigin ortam olmadigi icin rahat edemiyorsundur belki.
0
aychovsky
(18.01.18)
(7)

doğum günü

bana bir nick verin
dün doğum günüm idi. en sevdiğiniz insanlar sizi doğum gününüzde unutunca ne yapıyorsunuz? onları bir daha görmek istemeyecek kadar öfkelenen bir ben miyim? yaşlandıkça doğum günlerinden nefret ediyorum. facebook yokken bildiğimiz günleri şimdi en yakınımızdakiler hatırlamıyor bile. her doğum günümd
dün doğum günüm idi. en sevdiğiniz insanlar sizi doğum gününüzde unutunca ne yapıyorsunuz? onları bir daha görmek istemeyecek kadar öfkelenen bir ben miyim? yaşlandıkça doğum günlerinden nefret ediyorum. facebook yokken bildiğimiz günleri şimdi en yakınımızdakiler hatırlamıyor bile. her doğum günümde daha kötü hissediyorum
0
bana bir nick verin
(17.01.18)
13 gün önce doğum günümdü. Kimse hatırlamadı, benim de umurumda olmadı. Ben de onlarınkini hatırlamıyorum.

Bana doğum günü olayı gereksiz geliyor, bu kadar anlam yapmamak gerek
0
denizgonen
(17.01.18)
denizgonen +1


bana bayağı first world problems gibi geldi bu.

hatırlamak/kutlamak zorunda değiller ki? görmek istemeyecek kadar öfkelenmek nedir? Dahası, niçin böyle bir beklentiye giriyorsunuz? Alt tarafı sıradan bir gün işte.

Sırf hatırlamıyorlar diye en yakınlarınıza bu kadar öfke duyuyorsanız o kadar da yakın değilsiniz bence.
0
rahip janick
(17.01.18)
Aynısı ben de aylar önce açtım. Evet bozuldum fena halde bozuldum hatta. Ama sonra yoluma devam ettim hatırlamayaları özellikle hatırlamıyorum artık. Üzülme.

Musmutlu yıllar
0
antik depresan
(17.01.18)
Ben kendi doğum günümü unutuyorum yahu bazen, ne görmek istemeyecek kadar öfkelenmesi? Ha üzülebilirim, bir iki trip atarım belki ama çabuk geçer.
0
kobuzchu kiz
(17.01.18)
Ben kendi doğum günümü unuttum senelerden birinde. Ttilde ailemin yanına gitmiştim, sabah kalkıp kahvaltı yaptıktan sonra da Facebook’taki bildirim sayısını görünce İstanbul’da patlama oldu ve millet iyi olup olmadığını gönderiyor sanmıştım, başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü o on saniye içinde. Sonra “Oh, doğum günümmüş sadece” deyip rahatlamıştım. Aynı insanlar Facebook olmasa doğum günümü kutlamazlar ve önemli de gelmiyor bana. En yakınlarım doğum günün olmasa da değerli olduğumu hissettiriyor, diğerleri de ya sevdiğini ya sevmediğini hissettiriyor. Bir de insanlar hayata kapılmış gidiyor, hayatın hızında benim doğum günümü hatırlamalarını beklemiyorum. Birçok insanın doğum gününü ezbere bilsem bile o gün geldiğinde koşuşturmaca varsa unutabiliyorum. Biri benim doğum günümü özellikle veya kin tutarak hatırlamasa farkına varmam. Ben de kutlamıyorum ki.

Ama senin için doğum günü önemliymiş. Çevren bunun ne kadarının farkında bilmiyorum. Bir arkadaşım doğum gününü her şeyden önemli tutar ve kutlu doğum haftası yapar. Hatırlamak için o tarihe hatırlatma koyuyorum, yoksa ciğerimi söker valla. Bazen aklıma gelince de “Unutmaktan korkuyorum, üö ay sonraki doğum günün şimdiden kutlu olsun” derim. Yani, çevren bu konuda yeterince uyarıldıysa paşa paşa hatırlama durumu oluyor. Aynı arkadaşım geçen sene doğum günümü unuttu, üç gün sonra panik içinde arayıp “Öyle oldu, böyle oldu” diye uzun uzun anlatmak zorunda hissetti. Oysa öyle bir düşüncem de yoktu. 17 yıllık arkadaşım, artık ben onun nesi olduğumu biliyorum. Unuttuğunda hayatında neler olduğunu biliyorum. Gerisi için zaten ne gerek var.

Doğum günün kutlu olsun!
0
aychovsky
(17.01.18)
Eskiden ben de çok önemserdim doğum günü olaylarını. Çok çok sevdiğim insanlar hatırlamayınca mutsuz hissederdim fakat yukarıda yazılanlar gibi düşünmeye başladım bir süre önce. Herkesin bir koşturmacası var ve dahası ben de birçok insanın doğum gününü bilmiyor, hatırlamıyorum. Böyle olunca bütün önemli gün detaylarını kafamın içinden sildim.
0
rakicandir
(17.01.18)
Artık insanlar bayramları dahi ailelerinin yanında değil yurtdışında, tatil yerlerinde değerlendiriyor. Doğum günü de bayramlar gibi eskiyen bir adet oldu.

Kutlayana itirazım yok, ben de son 10 senedir umursamıyorum.
0
idexo
(17.01.18)
(23)

dinlediğiniz en az bilinen şarkılar nelerdir?

Bruce
hani bazı şarkılar vardır; bi şekilde keşfetmişsinizdir, pek bilinmez, youtube'da 4-5 haneli sayılarda izlenmiştir, spotify'da yoktur, etrafınızda bilen yoktur...bu tarz şarkılarınıza talibim. tür çok önemli değil ama mümkünse sevdiğiniz parçalar olsun. yani ayda yılda bir dinlediğiniz çok undergrou
hani bazı şarkılar vardır; bi şekilde keşfetmişsinizdir, pek bilinmez, youtube'da 4-5 haneli sayılarda izlenmiştir, spotify'da yoktur, etrafınızda bilen yoktur...

bu tarz şarkılarınıza talibim. tür çok önemli değil ama mümkünse sevdiğiniz parçalar olsun. yani ayda yılda bir dinlediğiniz çok underground bişey değil de, bu şarkıyı birileri daha duymalı dedikleriniz...

www.youtube.com
0
Bruce
(16.01.18)
open.spotify.com

tabi burda bilinenleri de var ama ayırmaya üşendiğim için komple yolluyorum
0
clones
(16.01.18)
The beginning of the end - cause and effect grubu
0
EasyTiger
(16.01.18)
bodies of water - twist again albümünün tamamını seviyorum.
0
doxanikee
(16.01.18)
daha dün sözlüğe yazmıştım.

www.youtube.com
0
tepedeki psychedelic adam
(16.01.18)
lilium / sleeping inside
0
tumbaleyyo
(16.01.18)
youtu.be

Spotify'da da varmış! Lakin "<1000" sayılmaz her halde. -> open.spotify.com
0
olanlaolunmaz
(16.01.18)
bunu çok severim -ki satriani bu albümde aşık veysel'e iki şarkı adadığını söylemişti, birisi de buydu.

joe satriani - andalusia

www.youtube.com
0
rahip janick
(16.01.18)
the gadsdens - sailor song
soundcloud.com

joseph childress - footsteps
soundcloud.com
0
freebird5406_2
(17.01.18)
Su aralar devamli dinledigim
youtu.be
0
beriberi
(17.01.18)
where's the beach ‎- suakin
www.youtube.com spotify'da yokmuş.

london punkharmonic orchestra - teenage kicks
www.youtube.com 2 bin dinlenmeli spotify'da.

movietone - the blossom filled streets
www.youtube.com spotify'da yokmuş.

pigbros - hedonist hat
www.youtube.com spotify'da 1900 dinlenmeli.

bunlar da çok az bilindik gruplar/müzisyenler değil ama izlenme sayıları düşük kalmış:

richard dawson - the ghost of a tree
www.youtube.com spotify'da 7 bin dinlenme.

lowlife - gallery of shame
www.youtube.com spotify'da 5 bin dinlenme.
0
misterturist
(17.01.18)
Lighthouse Family - Run
www.youtube.com
0
aychovsky
(17.01.18)
freetakilir
(17.01.18)
Erkut Taçkın bilmiyordum ben mesela. Dinleyince neler varmış dedim. Sonra Gülhan diye bir kişi vardı. Hatta dokun bana diye şarkısı vardı. İki albümden sonra gözükmedi.
Yonca Evcimik - Vurula vurula
Sibel Gürsoy var birde aklıma gelen.
0
ceyhan prensi adana
(17.01.18)
regardless of what they say
(17.01.18)
www.youtube.com - asıl versiyonunu bir türlü bulamadım ama bu yakın ve temiz sesli. (benim kastettiğim parça "city" yani ilk parça)
www.youtube.com (ablanın saçı modadan çok öncesi)
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com

ben kıyı köşe fazla bilmem ama bunları az kişi biliyor sanırım, yazayım dedim. ama bunlarla ya şansa karşılaşırsınız ya da özellikle dinliyorsunuzdur. lamb, james vs bilinmeyen gruplar değiller ne de olsa.
0
godoşu beklerken
(17.01.18)
Porcupine Tree - Small Fish
0
yirmisantim
(17.01.18)
www.youtube.com
türkiyede az biliniyor
0
eksimeksi
(17.01.18)
serdar ortaç ~ iki kalp
0
since1907
(17.01.18)
Bayan A. A. - İki Gözüm www.youtube.com
0
kaset
(17.01.18)
dear and headlights
www.youtube.com

cody chesnutt
www.youtube.com

colder
www.youtube.com

hael
www.youtube.com
0
feykalade
(17.01.18)
ya ne güzel bissürü çok güzel şeyler paylaşmışsınız, herkese tek tek mesaj atmaktansa böyle yazıyım dedim; hepiniz kıralsınız kıraliçesiniz!

biraz daha gelsin o zaman şerefinize!
www.youtube.com
www.youtube.com
0
🌸Bruce
(17.01.18)
Kime dinletsem ilk defa duydum dediği bir şarkı var beğenerek dinlediğim. İlk söyleyen Esther Ofarim sonrasında da ofra haza ve mor Karbasi farklı bir yorum getirmişler. (git: ) youtu.be bu esther Ofarim yorumu

Ofra haza yorumu youtu.be

Mor Karbasi yorumu youtu.be
0
gazmaskesi
(18.01.18)
(7)

Serviste müziği kıstırıyor musunuz?

mutlusismankedi2015
Zaten sabahtan akşama kadar kafam şişiyor, bizim şoför de biraz ergen gibi 20’lerinde. Açıyor bangır bangır saçma sapan pop şarkıları yeminle sinirden patlayacak gibi oluyorum. Her sabah ve her akşam biner binmez “müziği kısar mısınız” diyorum ama biraz kısıp sonra yine açıyor. Ne yapmalı? Siz böyle
Zaten sabahtan akşama kadar kafam şişiyor, bizim şoför de biraz ergen gibi 20’lerinde. Açıyor bangır bangır saçma sapan pop şarkıları yeminle sinirden patlayacak gibi oluyorum. Her sabah ve her akşam biner binmez “müziği kısar mısınız” diyorum ama biraz kısıp sonra yine açıyor. Ne yapmalı? Siz böyle durumlarda ne yapıyorsunuz?
0
mutlusismankedi2015
(15.01.18)
tekrar söylerim. tekrar açarsa tekrar söylerim. gerekirse kızarım. yüksek sesle müzik dinlemenin olayını asla anlamış değilim. konserde, diskoda falan değilsek o müzik kısık olmalı bence. hele bir de sabahın köründe işe giderken veya yorgun argın eve dönerken :/
0
111111
(15.01.18)
Trafik stresinden mi nedir bilmem ne taksi soforleri ne servis soforleri normal insanlar degil. Seninkinin yasi henuz 20 de olsa en ise yaramaz adamlar sofor oluyor. Devam ederse insan kaynaklarina soyle. Kisik sesle dinlemesine karsi degilsin sonucta ama onun dinledigini herkes dinlemek zorunda degil.
0
Traveller
(15.01.18)
hangi şirkete bağlı ise direkt onlara bildirin.
0
arkeolojik usb
(15.01.18)
Ben zaten kulaklikla bir seyler dinkiyorum surekli. Servisteyken kimseyi duymadigim oluyordu, sadece yanimdakilerle falan konustugumda cikariyordum kulakligi. Ben rahatsiz olmuyorum sesten, muzikten. En sevmedigim sarki bile olsa pek rahatsiz olmam ama rahatsiz oldugum baska bir durum olsa artik tekrar tekrar soylerim. Anlamazsa da servis ile gorevli kim varsa ona soylerdim sanirim. Firmanin bir personeli vardi servis hizmetlerinden sorumlu, sikayetler ona soyleniyordu herhalde. Oyle birini bulmaya calisirdim sanirim. Bir de servisteki diger kisiler de rahatsizdir herhalde. Onlar da hicbir sey soylemiyor mu?
0
aychovsky
(15.01.18)
Bunlar şeflerinden çok korkar.
İnsan kaynaklarına şikayet edersiniz, onlar da şikayetinizi firmaya bildirir.
Ondan sonra yapsın bakalım aynı şeyi bir daha.
0
elf of darkness
(16.01.18)
servisle gitmiyorum ama yerinde olsam hergün o kavgayı vermektense kökünden çözmek için servis yönetimi ile konuşur, herkesi mutlu edebilecek bi müzik seçilemeyeceğinden müzik çalınmasını yasaklattırmaya çalışırdım. herkesin telefonunda internet var, mp3 var. isteyen kulaklığını taksın dinlesin. uyuyan var vs.

daha önce kullandığım hiçbi serviste müzik çalınmıyordu.
0
sttc
(16.01.18)
Zaten 3 4 kişiyiz geri kalan Kişiler kulaklıkla. Bense zaten tüm gün yoruluyorum serviste de çoğu zaman kulaklık takmıyorum biraz sessizlik istediğim için... bi tek şoförle ben dinliyoruz yani. hayır hiç dinlemesin de demek istemedim en başta, kendi duyabileceği şekilde dinlesin ama laftan anlamıyor galiba. Yarın şikayet edeceğim
0
🌸mutlusismankedi2015
(16.01.18)
(9)

Bir Günlüğüne Hangi Ünlü Olmak İsterdiniz?

arockm
Merhaba sadece 1 günlüğüne hangi ünlü olmak isterdiniz?
Merhaba sadece 1 günlüğüne hangi ünlü olmak isterdiniz?
0
arockm
(15.01.18)
Vincent Van Gogh

Neler hissettiğini merak ediyorum.
0
eksi sozlugun tatli insani
(15.01.18)
Vito Corleone.
0
opitseri
(15.01.18)
Kubrick kesinlikle. O kafanın içinde kaç tilki dolanıyor acaba?
0
rabitelli
(15.01.18)
Olmus biri olmak istemem. Yerine gecerim, toprak alti olur falan; hos degil.

Soyle en guzel Victoria's Secret mankenlerinden biri olmak isterim, o derecede ve neredeyse tescillenmis kadar guzel olmak nasil bir duygu merak ediyorum. Buyuk bir olasilikla butun gun aynada kendime bakarim, orami burami minciklarim sanirim.
0
aychovsky
(15.01.18)
elvis presley
0
tabudeviren
(16.01.18)
Stephen king
Nic pizzolatto
Al pacino
Dennis lehane
0
a summer day
(16.01.18)
Tatlıtuğ gücüüüü! :)

Ayhan Sicimoğlu çok güzel yaşıyor, onun yerine dolu dolu bi gün yaşamak isterdim.
0
uepuey
(16.01.18)
ibrahim erkal
0
Apocalypse
(16.01.18)
Kahtalı mıçı
0
[GODDARD]
(16.01.18)
(16)

Kendimi çok aptal ve yetersiz hissediyorum.

m e b
Şu hayatta genel olarak hiçbir başarım, kayda değer hiçbir meziyetim, yeteneğim veya beni bir konuda ileri götürecek bir yönüm yok. Ot gibi geldim, ot gibi yaşıyorum ve ot gibi ölüp gideceğim. Okuduğum okullar da bitirdiğim bölüm de dahil buna. Özellikle işsizlik beni psikolojik olarak çok yıpratıyo
Şu hayatta genel olarak hiçbir başarım, kayda değer hiçbir meziyetim, yeteneğim veya beni bir konuda ileri götürecek bir yönüm yok. Ot gibi geldim, ot gibi yaşıyorum ve ot gibi ölüp gideceğim. Okuduğum okullar da bitirdiğim bölüm de dahil buna. Özellikle işsizlik beni psikolojik olarak çok yıpratıyor. Kendimi diğerlerinden ayıracak, beni bir adıma götürecek başarım, deneyimim yok. En son banka sınavına girmiştim gişe memurluğu için, bugün o açıklandı. Sonuç yine hüsran. Bu hislerimi daha da pekiştirdi. Halim böyle olunca ne okuduğumdan, ne yediğimden ne de uyuduğumdan bir şey anlıyorum. Ot bile ekolojik denge açısından daha faydalı bir varlık gösteriyor benim yaşantıma göre. Tek istediğim keşke hiç doğmasaydım...

Neyse, biraz iç dökmek istedim. "Nasıl kurtulabilirim?" gibi soru sormayacağım, çünkü biliyorum ki bazı şeyler nasıl geldiyse öyle gidiyor. Siz böyle bir durum yaşıyor musunuz?
0
m e b
(11.01.18)
Yıllardır böyleyim. Yılbaşı gecesi intihar planları yaparak geçti Hatta. Hayatımdan umudu kesmiştim. Bir gün oturdum, İki film üst üste izledim. Tamam ya, dedim, benim zaten en başından beri yapmak istediğim şey buydu. Akıntıya karşı yuzuyormusum. Öğretmenim, 30 yaşındayım ama bu sene üniversite sınavına girip sinema okumaya karar verdim. Çünkü cidden senin de söylediğin gibi elimde avucumda bi şey yok. Dolayısıyla kaybedeceğim de bi şey yok.

Yani bir tutkun varsa ona tutun Yoksa zilyon sene çıkamazsın depresyondan. O ölü toprağını atamazsın üstünden.
0
femme vitale
(11.01.18)
zamanında bende işe yaramıştı umarım senin için de güzel şeylere neden olur "ayağını sıcak tut, başını serin, kendine bir meşgale bul, düşünme derin derin" sevgiler
0
rhoda
(11.01.18)
belki de oylesindir.
0
purple rain
(11.01.18)
hocam senin gibi insanlar genellikle bi konuda acayip yaratıcı ve başarılı oluyor, sanırım sen bunu keşfetmemişsin henüz.

işsizlik psikolojisi berbat bişey bende de var bu.

ben oyalanmayı tercih ediyorum.
0
killerbee
(11.01.18)
Sizin durumunuzdaki bir insana bunu kabul ettirmek kolay olmayacak ama kesinlikle hissettiğiniz gibi değilsiniz. Aksine siz yeterli ve akıllı bir insansınız. Önce bunu hatırlayın. Klasik bir hikaye vardır balıkları kavağa çıkma meziyetlerine göre değerlendirirsek onları başarısız görürüz ana temalı. Muhakkak sizin de iyi olduğunuz bir alan var. Herkes başarıyı kavakla ölçüyor diye kendinizi yetersiz bulmayın. Balık olmaktan usanmayın. Kendi alanınızı er ya da geç bulacaksınız.
0
nifak tohumu
(11.01.18)
Kaybettiğinde değil, vazgeçtiğinde yenilirsin. Bu sözü hatırla kimse mükemmel değil imrenek baktığın yerlerde de ne acılar var. Mücadeleye devam...
0
Fritz-X
(11.01.18)
ben de böyleyim.
0
pinkpeony
(12.01.18)
Beni anlatmissin. Yalniz degilsin.
0
yarey
(12.01.18)
@fritz-x +1
o hitlerin gizli silahi degil miydi bu arada?
0
imnotsureabout
(12.01.18)
hepimiz öyleyiz panpa.
0
skayas
(12.01.18)
dostum bu evrelerden zaman zaman geçmiş biri olarak bir şeyler yazmak istedim.

ben bu işin çözümüne kendimi kabul etmekle başladım. o lanet instagram. o lanet facebook var ya. hah işte onlar, senin kendi kendine farketmen gereken "özel" kabiliyetlerini alıp götürüyor. yerine sixpackli adamlar, 500 iq lu norveçliler koyuyor. gerçekten basit bir insan olabilirsin. bu gocunulacak bir şey değil, sahip olduğun "normallik" algısını değiştirmeye çalış. büyük alimlere düşünürlere yönel. hepsinin külliyatına sahip ol demiyorum. benim görebildiğim hepsinin gerçekten egolarını yakıp kül etmiş insanlar olması. ihtiyaçların azalırsa sahip olmak isteyeceklerin de azalacak, dolayısıyla elindekilerle mutlu olmayı öğreneceksin. ne konuştum amına koyim ya. neyse. kal sağlıcakla.
0
spalm
(12.01.18)
bugün batarsa güneş yarın yeniden doğar
0
regardless of what they say
(12.01.18)
@Fritz-X ; yorumun için kendi adıma teşekkür ederim.


@ m e b;
aynısı bende de var, iki senedir geçemediğim ingilizce sınavı var lanet olası döktüğüm parayla pasaport alıp avrupa turu yapardım en ucuzundan öyle diyim hesabı sen anla..

halavazgeçmedim inat başarısız olmak da bi sonuç, yenile yenile kazanacaksın.

ismini vermek istemediğim yani nickini vermek istemediğim biri var, hiç tanımıyorum adınıdahi bilmiyorum iki satırmesaj yazıyor nasıl deşarj oluyorum anlatamam. o kadar destekleyici konuşuyor ki, sanki yanıbaşımdan biriymiş gibi.

daha pozitif olmaya çalış. pes etme.
0
antik depresan
(12.01.18)
Ahan da ben, daha iki gun once "Vallahi malim" diye agalyip panikten butun gun bilgisayar bis yapamayip rezil oldum. Bugun onu toparlamaya calisiyorum hala. Mayis'tan beri boyleyim, yeni yeni toparliyordum. 4 gundur yine dagittim. Var ya, yer yarilsin ya da gorunmezlik yapan pelerin versinler, kimse beni goremesin, bulamasin, herkes beni unutsun istedim bir donem. Hala da kalici bir cozumdense bunun daha guzel geldigi zamanlar oluyor. Olme hevesim ya da oyle bir niyetim yok; nefes almak gibi asiri sevdigim bir aliskanligim var.

Senin yasadigin durum sadece sana ozgu bir durum degil. Statunle de alakali degil. Eskiden danismanlik yaptigim bir part time is vardi; calistigimiz buyuk bir holdingin gecesinde koskoca holdingin CEO olmasa da buyuklerinden biri icip icip "Ben beceremiyorum bu isi. Iyi degilim yeterince, cok yetersizim, cok gerizekaliyim. Bir gun herkes ne kadar kotu oldugumu anlayacak diye odum kopuyor" deyip muzikle sallanmaya basladi. Biz mavi ekran verdik, cunku adam bildigin dupeduz basarili. Ayni gun adamla calismisiz, super performans gostermese de rezil olacak, eziklenecek bir calisma gostermedi. Bir sure adama bakip "Allah Allah, hic derdi yok herhalde" dedik. Meger adam aylardir bunun yuzunden depresyondaymis. O adam kadar basarisiz olmak icin neler vermezdin, degil mi?

Simdi bu durum sana biraz salaca gorunmus olabilir. Sonucta adam hayvan gibi basariliyken miziklaniyor. Nereden baksan simariklik gibi ama ayni sey senin icin de gecerli. Hani, adamla aranizda bir miktar insan vardir para ya da unvan olarak olarak ama senin de altinda milyonlarca insan var. Onlar da senin universite okumus olmana bakip "Oha lan, universite okumus. Bir de basarisizim diye agliyor" der.

Bana psikolog boyle dedi. Bunu hatirlatti. Benim isime yaramadi, "Bana ne onlardan. Ben istedigimi ve ugrastigimi beceremiyorum, boyle de olmuyor. Ayrica bircok insan da benim yapamadigimi yapiyor" dedim. Bu sefer "Her insanin yetenekleri, sinirlari, potansiyeli farkli. Karsilastirma kendini" dedi. Ben de "Acik acik yetersizsin onlara gore diyemiyorsunuz da; acik acik limitler var, potansiyel, yetenek mi diyorsunuz" dedim. "Hayir, bazilari icin kolay olan senin icin zor olabilir" dedi. Sonra uc seans daha "Ama tabii potansiyeller de var" kisir dongusunden sonra psikiyatr/terapiste attim kendimi. Buyuk olasilikla benzer bir durumda oldugunu tahmin ediyorum, o yuzden kesifte isine yarar belki. Kadina "Bu hissettigim anksiyete mi bilmiyorum ama neyse bu, sirtimda dev bir suluk gibi. Zaman icinde kanimi eme eme agirlasti, yordu ve bir saniye beni yalniz birakmiyor. Gittigim her yere bu sulukle gidiyorum. Arkamda oldugunu biliyorum ama kurtulamiyorum. Siki siki yapisti, cikarmaya calistikca daha da yapisiyor. Ben de ugrasmaktan vazgectim, yanimda gezdiriyorum". Kadinin gozleri iri iri acildi "Bu anksiyete degil, bu bir" dedi. Sonra da durdu "Bu hissettigin utanc." dedi. Sonra da bu benzetmeyi kitabinda kullanmak icin izin istedi. "Bu tipik bir utanc tanimi. Utanc ruhun yada vucudun batakligi olarak tanimlanir kitaplarda. Senin de suluk demen buna cok guzel uydu; cunku suluk de bataklik gibi ne kati ne sividir, tutamazsin, bas edemezsin, yutar" dedi. Bu sekilde en azindan literature bir benzetme kazandirmis oldum, benim isime yaramasa da. Sonra da daha once dinledigim bu kadinin konusmasini onerdi.
www.ted.com

Bu his yuzunden "Nasil baslarsa boyle gider" gibi bir izlenim hakim, cunku gittigin her yerde pesinde ve seni birakmiyor. Savasmaya calistikca o daha guclu geliyor ve sen batsan o batmaz gibi. Cunku "kurtulmak" yanlis kelime. Bununla savastigin surece sen kaybedersin, senin savasmandan ve caresizliginden besleniyor zaten. Yarayi kasirsan daha fazla kanar ama iyilesirken de kasinir, bu da oyle bir yara. Aradigin kelime kabullenmek ama boyle gonulsuz kabullenmek degil, sahip cika cika, gurur duya duya kabullenmek.

"Bununla bas etmek icin ilk adim, duygunun utanc oldugunun farkina varmak ve bazi egzersizlerle onu beslememek" dedi bana terapist baci. Bu egzersizler grubuna ve bu ugrasiya da ozsefkat deniyor.

Ornegin, ayni durumda bir arkadasin olsa nasil davranirdin? Sana gelse ve dese ki "Ben is bulamiyorum, kendimden tiksindim", ona ne derdin? Arkadasa, aileye gosterecegimiz sefkati kendimize gosteremiyoruz, ustune bir de kendimizi cezalandiriyoruz. Bu arada kafayi dagitmak icin sacma isler yapabilirsin ya da "Butun gun yataktayim zaten, daha ne sefkati gosterecegim" diyebilirsin. Bunlar sefkat gostergesi degil. Bunlar gercegi dusunmemeye calisma, kendini olaylama, utancla yuzlesmeme aktivitesi.
Ozsefkati su kardesim cok guzel anlatmis
www.youtube.com

Hazir madem evdesin, ozsefkat konusunda arastirma yaparak ve kendine aktif sekilde ozsefkat gostererek biraz daha degisik duygulara girebilirsin.

Ya bu arada sen ne guzel Ispanyolca calisiyordun, o ne oldu?
0
aychovsky
(12.01.18)
@meb, seni bildim bileli bu havadasın. Bence sana bir dönüm noktası lazım, iş bulsan çok daha iyi olacakmışsın gibi geliyor bana.
0
cikmaz sokaktan cikagelen cocuk
(12.01.18)
Bunu ben de yaşıyorum. Viktor Frankl diyor ki yaşamını anlamlandıramayan birey, keyifli şeylerle oyalanır (dikkatini dağıtır)

Bu kitabı okumanın öneririm : insanın anlam arayışı

Kitapta yazarın toplama kampındaki yaşamını dinliyoruz. Kurtulanların fiziksel olarak en güçlüler olanlar arasından değil ama daha ziyade yaşamını anlamlamdıran yani zihnine ben buraya gidiyorum diyen kişilerden çıktığını söylüyor. Örneğin yazar kendisini buradan kurtulacağım eve döneceğim, eşimle tekrar bir araya geleceğim gibi motive ediyor.

Aşağısı benim yorumum.

Yaşamı anlamlandırmak derken, bir amaç edinmekten ve hayatta kendine kendi gözünde yer edinmekten bahsediyor bence. Bu bazen dışarıdan çok önemsiz bir şey de olabilir. Kişinin kendisi ve kendisini nasıl gördüğüyle ilgili. Uç bir örnek verelim. Her gün iki çocuğun yaşamlarını iyileştirdiğini ve dinyayı daha iyi bir yer yaptığını düşün. Hayat senin için anlamlıdır.

Başka senaryo. İşinde iyi şeyler yapmayı hedefliyorsun. Bir yandan ailenin direği olup her koşulda tüm gücünle bir arada tutmaya çaba sarfediyorsun. Çocukların geleceği ve eşin ile birkaç hobin ve akraba/arkadaşın arasında dönüyor hayat. Bu da birçok insan için okdukça yeterli.

Başka senaryo. Ressamsın. İşini çok seviyorsun. Ressam olarak doğduğuna inanıyorsn. Yıllar kısa gözüküyor gözüne. Günlerce evden çıkmıyorsun. Kendini işinde ya da hobinde diyelim kaybetmişsin.

Yahut belki de en sağlamı geliyor. Kişinin inanç dünyası. Varlığını temellendiriyorsun. Bu seni normalde başa çıkabileceğini düşünmediğin şeylere dayanmanı, onu farklı gözlerle yorumlamanı sağlıyor. Tüm hareketlerinde dinin esaslarını göz önüne alıyorsun. Bence insanın içinde yaratıcıya sığınma ihtiyacı da var. Bu taraftan da doyuyorsun. Ben kimim niye buradayım sorularına yanıt buluyorsun.

Eğer kendine rol veya hedef biçmeden yaşarsan her şey anlamsız geliyor. Kendini kibrit çöpü gibi hissediyorsun. Başa çıkmak için kimi kendini cinselliğe veriyor. Alışveriş bu iş için biçilmiş kaftan. Alkolle rahatlayan var. Maç (aidiyet), konser, sinema, tiyatro, kitap, tatil, parti ile gerçeklerden bir parça uzaklaşarak rahatlamayı seçeni var. Bazısı da ben bu sorunu çözeceğim. Yer ve anlam bulacağım bu hayatta diyor.
0
EasyTiger
(12.01.18)
(19)

Küçük şeyler..

firemanjonny
Merhaba dostlar, -dikkat biraz uzun olabilir-Yaklaşık 2 senelik evliyiz. Birkaç gün evvel evde oturuyoruz karım çay yapmıştı sağolsun içtik. Fincanı koltuğun elimi de zaman zaman dayadığım yanına bırakmıştım. Çay bitti, aradan bir saat kadar geçti, fincanı bıraktığım yeri tamamen unutmuşum, güzel b
Merhaba dostlar,

-dikkat biraz uzun olabilir-

Yaklaşık 2 senelik evliyiz. Birkaç gün evvel evde oturuyoruz karım çay yapmıştı sağolsun içtik. Fincanı koltuğun elimi de zaman zaman dayadığım yanına bırakmıştım. Çay bitti, aradan bir saat kadar geçti, fincanı bıraktığım yeri tamamen unutmuşum, güzel bir dirsek darbesiyle şangır diye koltuğun arkasına düşürüverdim. İçinde yarım yudum kadar çay vardı döküldü haliyle birazı duvara da geldi.
Buraya kadar normal (bence) sonrasında olanlar:
- Ya napıyosun aşkım yaa off.
- Tamam ya pardon, ben halledicem şimdi hemen.
- Ya hallet halletme zaten çok dikkatsizsin, o oraya koyulmaz, daha önce de söyledim sana.
- Kaza yahu, iki dakkaya tertemiz yapıcam koltukta bişi yok.
- Ama sana dedim dimi, bak dikkatsizsin nolcak şimdi orası, kendi bıraktığın yerden düşürdün.
Tansiyon artmaktadır. Mutfağa gidilir ıslak mendil alınır. Çünkü saten boyalı duvar ve parke harici bi yere gelmemiştir, yüzeysel yani.
- Ya bi insana söylersin de yine mi yapar, çocuk olsan neyse ya.
- Bak, kasten yapmadım, oldu bi kere.
- Takımda eksildi şimdi, varya bu kadar olunur yani.
Kaynama noktası aşılmıştır. Artık gelsin bağırmalar.
- Ben türkçe konuşmuyor muyum! Kaza. Neymiş kaza.
- Kaza üstüne kaza, bıktım artık.
- SENİN ŞUAN CANIN SAĞOLSUN DEMEN GEREKMİYOR MU? CANA MI KIYDIK YA.
- BIKTIM ARTIK ANLADIN MI ETRAFINA Bİ BAKMIYOSUN.
- YA ZATEN BENİM DE HOŞUMA GİTMEYEN BİŞEY AMA SEN KÖRÜKLÜYOSUN DAHA ÇOK.
- BAK SANA SÖYLEDİKLERİMLE İLGİLİ, SENİN EVLE İLGİLENMEMENLE İLGİLİ ÜST KATIN KAPI KİLİDİNİ TAMİR DEDİM ONUDA ÖTELEDİN. EVİ ÖNEMSEMİYOSUN.
- ALLAHIM YARABBİM, YAHU BARDAK BU BARDAK. NE EVİ NE KİLİDİ. AYRICA BAKTIM KİLİT SAĞLAM.
- BENDE İLGİLENMEYECEĞİM ARTIK ÇÖKSÜN EV.
- DOKTORA GİDELİM Mİ İSTERSEN?
- TEMİZLERKEN ZATEN İNSANIN CANINA YETİYOR, SENDE BATIR HER AKŞAM.
- FESUPANNALLAH.
Bu arada çoktan temizlik yapılmış bitirilmiştir, hatta ıslak mendile çaydan çok toz gelmiştir.
- SEN BENİM SEVMEDİKLERİMİ ÇOK İYİ BİLİYORSUN AMA BU KONUDA KENDİNİ HİÇ KASMIYOSUN.
- YETER YA ÇOCUK GİBİ AZARLANMAZ. OTUZ YAŞINDA İNSANIZ BU NEDİR BÜYÜTÜLECEK BU KADAR.
- EVET OTUZ YAŞINDASIN AMA ÇOCUKTAN BEKLENECEK HAREKETLER YAPIYOSUN.
(İç ses: elim kırılsın inşallah.)
- BAK BENİMDE DİKKAT EDİP SENİN ETMEDİĞİN ŞEYLER VAR AMA BÖYLE BÖYLE DİLE GETİRMİYORUM.
- NEYMİŞ ONLAR ACABA.
Hemen 2 güçlü iyi verilir. Savunma olarak mazeret sıralanması izlenir.
- DEMEK Kİ SÖYLEMEK VAR, BİDE AZARLAR GİBİ SÖYLEMEK VAR.
- DİKKATSİZSİN İŞTE HEMDE GENELDE.
- ALLAH BU AKŞAM SANA BİR KOZ VERDİ DİYE SON GRAMINA KADAR KULLANIYORSUN.

Söylememe gerek var mı bilmem ama erkek olan benim . Bu böyle yarım saat kadar daha gitti.

Netice: 24 saat küs kalma. Gün içinde hiç mesaj yazmama (karşılıklı). Nota verme. Stratejik derinlik.

Soru: Şimdi ne yapmak lazım gelir, o mu haklı, sussam daha mı iyi olurdu yoksa daha mı beter. Tekrarında ne halt etmeli. Bir işe girse psiko ruh haline faydası olur mu?

edit: 10 yıllık sağlık sektörü deneyimi var (laboratuvar teksnisyeni) çalışmıyor, çocuk yok.
0
firemanjonny
(11.01.18)
Yakın zamanda boşanmış biri olarak okurken güldüm doğrusu. Erkeklerin en büyük sorunu bu kavgayı çay bardağı ile ilgili sanıp onun üzerine savunma yapmak. Dolmuş kadın bir şekilde, konu bardak değil, çok daha fazlası. Yapmadığınız tüm şeyler ve sallamadığınız tüm uyarılar. Hele çalışmıyorsa daha da fena tabii (çocuk var mı yok mu bilmiyorum). Nasıl normale döneceğiniz beni aşar, ben bekarlığa döndüm :)
0
whoosie
(11.01.18)
İşe girsin acil, bu hayat böyle geçmez. Mesele bardak çanak değil belli ki, sıkıntı başka bir taraftan.

Sen haklısın.
0
cay koy geliyorum
(11.01.18)
Siz dolmussunuz birbirinize karsi, cay bahane. Hatta Memet Ali Alabora'nin deyimiyle "Olay bir iki cay degil kardes, hala anlamadin mi". O evle ve evlilikle ilgili bir seyleri biriktirmis biriktirmis icinde, bazi seylere sinir olmus halihazirda bol bol. Simdi caydan cikarmis. Bugun o cay devrilmese, yarin tabak dusecek ve ona sinir olacak.

Eger evde temizlik yapiyorsa, disari cikmiyorsa zaten "Butun gun ben temizliyorum, sen gelip dikkatli davranmiyorsun" demesi cok normal. Ben iki haftada bir derinli temizlik yapsam, koltuga popomu koymaya kiyamiyorum. Bir "Evden ben ciksam da, hic kullanmasam, hic kirlenmese" kafasi oluyor. Benim oturmaya kiymadigim yere birisi "Oooh, evim ne rahat" deyip oturursa sniper ile avlarim; ki titiz bir insan sayilmam. Yani, o psikoloji ile empati yapabiliyorum. O yuzden, ev islerini paylasmiyorsaniz, onlari paylasabilirsiniz Boylece o da evin her santimini sahiplenmek zorunda hissetmez. Ayrica calismiyorsa butun gun evde sizi bekliyor demektir. Siz de hakli olarak yorgun gelip "Soyle bir dinleneyim" deyip onun istedigi kadar ilgi gosteremiyorsaniz, ona da dolmustur. Ozetle calismak iyi gelebilir. Belki de su an size hizmet ediyor gibi hissediyor ve nasil bir karsilik bekliyorsa onu alamadigi icin daha fazla hizmet edesi gelmiyor da olabilir.

Tabii boyle boyle siz de doluyorsunuzdur. Yarin bir gun kucuk bir seye patlayan siz de olabilirsiniz. "Iki saattir seni bekliyorum, hala hazirlanamadin mi" olur yakinda mesela. Haklilik, haksizlik durumu yok ortada. Bir tane dirdir etmedigi surece duyulmadigina inanan bir kadin ile kadinin deveyi pire yaptigina inanan bir adam var. Bana gore ikisi de hakli. Ikisinin de sesi duyulmuyor. Bu haklilikta da bir kazanan yok.

Bir de bu isler yatakta da onemlidir. Bilmiyorum nasilsiniz; yatak alev aliyor da olabilir, bu ara isler kesat da olabilir. Oraya da dikkat.

Bunun otesinde bir cift terapistine gidebilirsiniz. O bu tarz kucuk seylerin kar topu gibi toparlanmasina engel olabiliyor. Daha sakince cozebiliyor aradaki meselenin derinini.
0
aychovsky
(11.01.18)
Bu olayda haklı haksız yok çünkü önceki olayları bilmiyoruz çünkü siz çift olduğunuz için sürekli berabersiniz ve sürekli anı-olay biriktiriyorsuz.
Kısacası iki taraf da dolmuş. İmkan varsa çift terapistine gidin.
0
kendi kendine yasayan yavrucak
(11.01.18)
kadın tarafı bence yeteri kadar dolmuş onu çok iyi anlayabiliyorum. sorun çayı dökmen değil yani. erkek olarak dümdüz bakıyorsunuz olaylara hiç empati yapmıyorsunuz. bence kadın haklı ama bir yerde patladığı için haksızmış gibi gözüküyor. aile terapisti +1
0
sta
(11.01.18)
Naclzane tavslyem, çocuk yapmayın. Ben yaptım ondan biliyorum. Ağzıma da sıçsa eyvallah demek zorundayım.
0
insomnia
(11.01.18)
İçip sarhoş olun öyle konuşmayı deneyin. Bağırmadan tartışmayı becerir, empati kurarsanız sorunlar ve çözümler daha gerçekçi olacaktır. Erkek tarafı alttan almalı asıl sorunu öğrenmeli. Erkek kavga kazanamaz, barış antlaşması tek çözümdür. Denendi %100 çalışıyor.
0
hasmetizm 2046
(11.01.18)
Evet, konu çay değil.
Pratikte ne yapacaksınız? Akşam gelince "Gel kouşalım şimdi, konu çay değil, biliyorum" diyerek konuya başlayacaksınız.
Eşiniz çalışıyor mu? Çalışmıyorsa kendini evin hanımı ve sizin eşiniz olaraka görmek istiyordur, evin hizmetçisi olarak değil. Her ne kadar öyle düşünmeseniz bile düşünmeden yaptığınız bazı hareketleri o bu şekilde yorumlamış olabilir. Kavganın haklısı haksızı yok, işin acı gerçeği kazananı hiç olmaz.
0
SiyamkedisiZorro
(11.01.18)
Şimdi şunu yapmak lazım gelir:
Fincanı bi daha koltukta bırakma. Evet, bu kadar basit bu işin çözümü.

Bu bir alışkanlık, değiştirme şansın olan bişey.
Fincanı koltukta bırakmamak sende bişey eksiltmez. Ona senin kendini, onu, evinizi önemsediğini hissettirir.
Kadınlara çoğunlukla iş ağır gelmez. Elinde olduğu halde yapmadığın şeylerin olması ağır gelir.

Benim eşim de fincanı masanın sehpanın en kenarına köşesine koyar. koltuğun kenarına da koyardı onu şimdi yapamıyor kolçak müsait değil. 36 yıldır nedenini çözemedim bunun. O kadar saçma ki. Anlayamıyorum bi türlü. Bi keresinde kucağında çocuğumuz varken dirseğiyle çarptı, çocuk sıcak çayla haşlandı. Yaz günü. Minicik daha. Adam ondan bile akıllanmadı, çocuk 20 yaşında, onun fincanı hâlâ sehpanın köşesinde. İp cambazı gibi dolaşıyorum evde, eteğim, elim kolum çarpmasın diye. Çocuğu ayrı kolla, kendini ayrı kolla, eşyayı ayrı kolla. İçimizden biri davranışını değiştirmeye gerek duymadı diye yaşananlara bak.
Olmama olanağı varken tüm bunları yaşamaya ne gerek var?

Daha önemlisi saygını, güvenini yitirmeye başlıyorsun. Basit bi neden sonuç mantığı bu. Nasıl göremez diyorsun. "Demek ki önemsemiyor"a geçiyorsun oradan. Zamanla "ne kendine ne bana ne evimize ne yaşamımıza saygısı var"a kadar gidiyor bunun ucu. Kavgaların ana nedeni işte bu. çayfincanı gitmiş, duvar kirlenmiş değil. Önemsenmek, önemsemek, onu rahatsız eden veya yaşamınızı olumsuz etkileyen davranışlarını iyileştirme yönünde çaba harcamamak.

Sen ona rahatsız olduğun konuları söylemiyormuşsun. Onu da yapma. Söyle ki bilsin, görebilsin. Değiştirme yoluna gitmezse tekrar hatırlat. İçinde biriktirme. Sonra böyle hiç olmadık bi zamanda sonuç alamayacağın tarzda dile getirirmeye başlarsın.

Evlilik emek istiyor. Ne kadar emek o kadar sağlıklı sürdürülebilir ilişki. Tek taraflı değil, her zaman iki taraflı emek.


@insomnia, yanlış düşünüyorsun. çok yanlış hem de.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(11.01.18)
daha önce bu tip sakarlıklar yapmış mıydın? yaptıysan eğer ben de sinir olurdum açıkçası.
0
elorelia
(11.01.18)
hayırlısı olmuş, boşver.

www.google.com.tr
0
naksidil
(11.01.18)
herkes sağolsun, epey güzel yapıcı yorumlar var, sorulan olmuş böyle sakarlıkları nadiren yaparım sık değil. çocuk yok ama istiyoruz, yapma diyen olmuş ama yapıcam sapına kadar derby. İkili ilişkimiz çok güçlü, tutku oranı kararında hatta bana göre bazen fazla, temizliği o yapıyor ama yardım etmişliğim vardır, hatta bi keresinde dışarıdaydı evi temizledim sürpriz mahiyetinde, istisnasız her akşam sarılıp ya kitap okuruz ya film izleriz, ya meyve yeriz. Yani demem o ki yazdıklarım çok olumsuz bir profil çıkarmış ortaya aslında iyiyizdir yani.
0
🌸firemanjonny
(11.01.18)
sorun çay değil, erkeklerin anlayamadığı şey bu zaten. sen kadını üzmüşün, evle ilgilenmiyorsun demiş ya eminim sallıyorsundur bir şeyleri, bıktırmışsın, onun da artık sabrı kalmamış. konuşma arasına not ekleyip bi çay yüzünden sana yaptığına bak dememizi istiyorsun anladığım kadarıyla ama onu sallama bunu sallama hareketlerin yüzünden kadını bezdirdiğini düşünüyorum.
0
pamuk helvalar cebe
(11.01.18)
heheh. sanıyorsun ki bir senin karın böyle yapıyor, bir sen talihsizsin. ama öyle değil. kadınların huyu böyle abicim. boşansanız ve kendine başka eş bulsan o da böyle olacak.

şimdi bir fıkra var. kadın doktora gitmiş demiş ki, "biz kocamla anlaşamıyoruz. kocam eve geldiği an tartışmaya başlıyoruz, bütün gece kavga ediyoruz. oysa onu çok seviyorum. buna çok üzülüyorum, var mı bir çaresi?"

doktor demiş ki, "çaresi basit. sen kocan eve gelince eline bir bardak su al. ne zaman ki tartışacak gibi olsanız onu yudum yudum içmeye başla. kocan seni öyle görünce birden yumuşayacak, hiç tartışmayacaksınız"

bir hafta sonra kadın tekrar doktora gelmiş. "doktor bey harikasınız. elime bardağı alıp ağır ağır içiyorum ve kocamın siniri hemen geçiyor. çok teşekkür ederim. suların şifasından ruhu dinleniyor kocamın sanırım. bu nasıl oluyor?"

doktor : "suyun pek bir etkisi yok aslında. sadece senin susmana yardımcı oluyor."

böyle seksist bir fıkra yazmak istemezdim ama gerçek bu. kadınlar konuşur. ben de kadınım ve bir şeye azıcık da olsa bozulduysam susmam. inan bunun farkında olduğum için kendimi çok dizginlemeye çalışıyorum ama yok yani. rahatlama aracı mıdır nedir bu konuşmak bilmiyorum ama, kendimi tutamıyorum ağzımdan istemsizce çıkıyor o kelimeler.

erkeklerin sorunu ise bunu kabullenememek ve her şeye bir cevap vermek. sevgilim böyle bardak kırsa ben de eşin gibi söylenirim. tabi asla kavgaya dönmez. ben biraz söylenirim, sevgilim cevap vermez ve konu kapanır. sorun senin hala ne yapılacağını bilmiyor olman. eşini bir şekilde susturman lazım. bir yandan ortalığı temizlerken bir yandan konuyu değiştirebilirsin, o konuşurken ani bir öpücük verebilirsin, onun o sinirli haline bir süre bakıp gülebilirsin, (sen gülünce daha çok sinirlenecek, o anda "ya çok güzelsin ondan gülüyorum" falan demek çok taktiksel ve muhteşem bir cümledir) ya da hiçbir şey demeyebilirsin. benim favorim ani öpücük :)

sevgiler, mutluluklar. ayrılmanızı gerektirecek bir durum yok bence, böyle devam.

tavsiye olarak, biraz psikanaliz okuyun. önce sen oku, faydalı bulduklarını "ya geçen de şöyle bir şey okudum" diye eşine de anlat. cinsiyet çatışmaları hakkında çok güzel şeyler demişler. ben bir kadın olarak kadın bilinçaltının ne olduğunu, tabi bir de nasıl düzeltileceğini öyle öğrendim. hala beni tam düzeltemedik ama bakalım işte çalışıyoruz :D

ayrıca o bardağı da koltuğa koymayıver, az dikkat et yani çok zor değil :)
0
istanbul kanatlarimin altinda
(11.01.18)
ayyyynı bizim kavgalarımız ayyynı. biz de iki senedir evliyiz. ben kadın tarafiyim. olay aslında şu, kadının kafasından geçenleri söylüyorum:
- çok dikkatsiz, halbuki dikkat etse ev daha az dağılacak, eşyalar sağlam kalacak. söylememe rağmen dikkat etmiyor, bana ve temizliğe verdiğim emeğe saygısı yok, eşyalarımıza saygısı yok.
- geçen kilide bakmasını istedim ama sallamadi, dikkat et dediğimde de sallamiyor. benim lafımı dikkate almıyor ama sonucunda bardak kırılıyor takım bozuluyor olan bana oluyor.
- haklısın dikkat etmeliydim demek yerine kazaydı işte diyerek bir de beni susturmaya çalışıyor. halbuki ne var haklısın karicim dikkat edeceğim dese sirinlik yapsa?

şimdi bu noktada kim haklı bilemiyorum çünkü diğer olayları bilemiyoruz. ama şunu kesinlikle diyebilirim ki çalışmıyor olmak insanı takıntılı hale getiriyor. kendisi dolmuş baya bir, yani o da aslında "tamam kirildiysa kirildi napalim önemli degil" diyebilirdi ama hem sizin tavirlariniza karşı çok dolmuş hem de bir başka meşgalesi olmadığı için evin düzenine takılmış durumda. bir de maddi durumunuz yeni bir takım almak için çok iyi değil ise ondan da gerilmiş olabilir, kendimde olduğu için diyorum.

biz eşimle bu kavgaları şöyle aştık, ben "önemli değil olur öyle" demeyi öğrendim, eşim de daha dikkatli özenli bir insan olmayı öğrendi. karşılıklı alttan alıyoruz.
0
who cares wins
(11.01.18)
Cevaplarin bir kismi yapici, mantikli olmus ama lütfen firsatini buldugu icin gelip mizojenik yorumlarini baslik altina kusan insanlari dinlemeyin.
0
chitosan
(11.01.18)
Bir de kadinlari anlamak zor derler; suraya hemen hemen her kadin hatta birkac erkek dahi ayni seyi yazdiysa derdimiz belli demek ki.

Azicik akli olan adam donunda sallar bizi de iste aklinizi kullanmiyosunuz. :)

4 senelik sevgilimle 2 senedir kavgamiz, kuslugumuz olmamistir (tartismalar disinda tabii). Sirri ne biliyor musun? Womanizer falan degil, hatta ikinci sevgilisi falanim. Adam sadece akilli. Cozdu beni.

Bagiriyorum; ozur diliyor, o hakliysa susup bagirdigima utandiriyor. Kusunce zorla gelip sarilip opuyor. Yapma dedigim, sitem ettigim seyler icin CABALADIGINI gosteriyor. Bunlar yani, atla deve degil.

Ha bu demek degil ki erkekler kadinlari hep pohpohlasin. Ama bizim kendimizi ifade etme seklimiz bu maalesef. Cok sey konusuyoruz ama asil problemi aciklamiyoruz. Bunun da sebebi su, biraz psikopatca ama; "beni azicik onemsiyorsa kendi anlar". Her seyi biz soyleyince de kiymeti kalmiyor cunku.

Neyse umarim cozersiniz, bence su an kendini baya onemsiz hissediyor.
0
piremses
(12.01.18)
@primses,
"Biz böyleyiz maalesef" demek, karşındakinden seni olduğun gibi kabul etmesini bekleyip, onun değişmesini beklemek doğru değil. O konuda hatalısın.

Onlar da ayrıntılı düşünmeyi yapamıyorlar. Yapıları müsait değil.
Ne oluyor; yanlış anlıyor, anlayamıyor, zorlanıyor. Bir-iki derken "öehh" diyor ipin ucunu bırakıyor.

Konuşmak en güzeli. Konuşup iki taraf için de olurunu bulmak en doğrusu, en güzeli.

Adam denklem çözer gibi bizim bilinmeyenlerimizi aramak yerine daha güzel şeylere vakit, enerji harcayabilir. madem seviyoruz neden bunu esirgeyelim ki onlardan değil mi?
Bizim açımızdan bakınca da; onun sevgisini bize değer verdiğini, söylemediğimiz ama anlamasını beklediğimiz şeylerle sınamak, ölçümlemek bizim için de sağlıklı bi durum değil.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(12.01.18)
@hayat, benim bahsettigim kendini degistirmek degil ki. Alttan alinca karakterinden odun vermek olmuyor bu. Ha surekli teror de estirmiyoruz ama sorunlarin cogu duyuru sahibininki gibi oluyor. Ben karsimdaki degissin demem ama zaten bahsettigim gibi biriyle birlikte olurum. Onu demek istedim.

Bu spesifik olay uzerinden gidersek, aksiyon almasi gereken taraf kesinlikle erkek tarafi. Bulasigi etrafa birakmak karakter degil ki degismesini istemek kotu olsun.

Bin kere de soylenmisse ya bunu yapmayacak, ya da takmayan biriyle birlikte olacak.

Burada diyebilirsin ki "kadin neden buna takilmayi birakmiyor?". Bu karakter iste, asil o degisim istemek oluyor bana gore.
0
piremses
(13.01.18)
(19)

Sevgilinin Geçmişi

apolitikherif
Bir insanın eskiden birlikte olduğu insanlar onun karakteri hakkında bilgi verir mi?Sevgilimin benden önce birlikte olduğu kişileri kazara öğrenmiş oldum. Hepsi de gereksiz aptal saptal tipler.Haliyle bi soğuma geldi.Bu normal mi? Bildiğimi bilmiyor. Yüzüne haykırıp rahatlamak istiyorum.
Bir insanın eskiden birlikte olduğu insanlar onun karakteri hakkında bilgi verir mi?
Sevgilimin benden önce birlikte olduğu kişileri kazara öğrenmiş oldum. Hepsi de gereksiz aptal saptal tipler.
Haliyle bi soğuma geldi.
Bu normal mi? Bildiğimi bilmiyor. Yüzüne haykırıp rahatlamak istiyorum.
0
apolitikherif
(11.01.18)
- Bir insanın eskiden birlikte olduğu insanlar onun karakteri hakkında bilgi verir mi?
- Verir elbette. Ama insanlar değişir de.
0
amortisman
(11.01.18)
sen seninleyken nasıl olduğuna bak. verebilir de vermeyebilir de gereksiz kuruntu yapma o yüzden.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(11.01.18)
bir insanın karakteri eskiden birlikte olduğu insanlarla görülmemeli, karakter ya bu, eski sevgiliye gelene kadar neler var. hem sizin hiç pişman olduğunuz birlikteliğiniz olmadı mı ya da sevgililikten sonra gerçek yüzünü gördüğünüz insanlar girmedi mi hayatınıza?

onun da olmuştur elbet. bence çok acımasız düşünceler bunlar. ilişkiyi yıpratmaktan da öte gitmez. rahatlamak için sevdiğiniz insanı yaralamayın bence.
0
who cares wins
(11.01.18)
People dont change. House.
0
brad pitt
(11.01.18)
Aslında onun karakteri hakkında bilgi vermez. Çünkü sevgi bambaşka bir şeydir, gençlikteki sevgiler ise çok çok bambaşka şeylerdir. Gençlikteki sevgiler yetişkinlerdeki kadar bilinçli ve farkındalıklı olmaz, daha çok içgüdülerin ve egonun ihtiyaçları doğrultusunda oluşuverirler. Sen birine deli gibi âşık olursun ama o meğer dünyanın en sapık en rezil tiplerinden biri çıkar. Birine pek ısınamazsın ama görüp görebileceğin en doğru insandır ve bilmezsin... gibi. O yüzden çok takılma. Bu olay seni deneyen bir konu, sen onunla değil kendinle sınanıyorsun şu anda. Farkında olup doğru noktalarla ilgilenirsen bu işten çok kârlı çıkarsın.
0
yaren
(11.01.18)
Ek: ayrıca @amortisman +1500
0
yaren
(11.01.18)
who cares wins + 1
Ben de aptal saptal tiplerle beraber oldum. Su halimle aptal saptal geliyorlar, eskiden cok anlamli, cok derin geliyorlardi. Ayrica, benim de eski sevgililerim aptal saptal falan diyorlardir bana, insan buyuyor, o zamanlar aptal saptaldim. Kaldi ki goz gore gore, dupeduz yaptigim aptalliklar da oldu. Su anki sevgilim aptal saptal gormedigi surece sorun yok.
0
aychovsky
(11.01.18)
Bazen yaşarken bilemiyorsun, çünkü saf ve salak olabiliyorsun. Yaşadıkça büyüdükçe insanları tanıdıkça nasıl ya nasıl o insana zaman ayırmışım diye kendinden o insandan dahi tiksiniyorsun. İnanın o da pişman ise yaşadığı tiksinti kendine yeter. Velhasıl @who cares wins+
0
mslny
(11.01.18)
insanı olgunlaştıran şeylerin başında, geçmişte yaşadıkları ilişkiler gelir bence. şimdiki kafamla, eski sevgililerimin hiçbiriyle birlikte olmazdım mesela. bu beni salak biri yapmaz, geçmişe göre olgunlaşmış biri yapar. bi taraftan da iyi ki onlarla olmuşum diyorum, gelecekte kime nasıl davranacağım konusundaki düşüncelerimi şekillendirdiler.
0
nice tnetennba
(11.01.18)
acetaminophen +1

Eğer böyle aptal insanlarsa cidden; ya artık aklı başına gelmiş seninle birlikte. Ya da sen de ucundan bucağından o aptal saptal insan grubuns giriyorsun ama haberin yok.

İki türlü de üzülme.
0
canercuxy
(11.01.18)
Eğer kızın geçmişte aptal saptal tercihler yaptığını ve bu tercihlerin kızın kişiliğini oluşturduğunu düşünüyorsan, sende kendini o aptal saptal grubun içinde konumlandırmış oluyorsun otomatikman.
0
gozu acik sevisen yahudi
(11.01.18)
Hiçbir zaman aptal saptal ilişkiler yaşamadım. Geçmiş önemlidir. İnsanı geleceğe taşıyan şeydir.

O yüzden nerde ne yaptığına dikkat edecek insan.

Ama kendini toparladıysa, sorun yok. Bana karşı olan tutumunu gözlerim zaten.
0
MaNOfTheYear
(11.01.18)
kesinlikle bilgi verir. arkadas cevresi bilgi vermiyor mu? sevgili onun daha da otesi. kotucul insanlarla birlikte olmus insanlar da kotucul oluyor. ben bunu deneyimledim. er gec patliyor zaten bir kosesinden.
0
jimicik
(11.01.18)
böyle düşününce geçmişteki ve gelecektekileri de düşünüp asla hiçbir kadına bakmamam gerek, insandır hata yapar diyorum hep (bkz: swh)
0
rakicandir
(11.01.18)
bence kesinlikle bilgi verir. gidip hep arıza tipleri seçmişse onda da bir arıza var demektir. arkadaş çevresi gibi düşün.
0
pamuk helvalar cebe
(11.01.18)
Bir insanın önceden 3 yaşında olması şu anda (atıyorum) 25 yaşında olmadığını göstermediği gibi eskiden olgun olmaması da şu anda olgun olmadığını göstermez. Demem o ki şu anki bazı davranışların arkasındaki bazı açıklamaları görmüyorsan geçmişte kimle birlikte olduğunun da çok bir önemi yok.

Öte yandan:
İnsanlar belli bir yaşa kadar deneyim sahibi oluyorlar böylece bilinç altları sorunlarla, travmalarla doluyor. Sonra çok büyük çoğunluğu bunları fark edip aşmak yerine problemlerinin derinleşmesine sebep olacak bir tavır ve anlayış benimsiyorlar.

Herkesin bir potansiyeli var. Bu potansiyeli gerçekleştirip gerçekleştirmediği kişiye kalmış. Geçmişine bakıp yargılamak veya yargılamamak da sana kalmış.

Bilinç altındaki sorunlar çok ayyuka çıkmış ve kişi bu sorunları çözmekten acizse sadece ayrılsan daha iyi, yüzüne geçmişini haykırmak kimseye bir şey kazandırmaz. Aksine iletişimi zedeler.
0
idexo
(11.01.18)
Kankacim bu soguma bu kiz aptal saptal miknatisi gibiymis yoksa bende mi boyleyim diye dusundugunden mi oldu?

Seninki tesadufen olmus-genelde boyle olmaz-albumu yakalamisin,bak su denyolara demisin,senden sonra bir gun birisi daha o deftere baktiginda o da bak su denyolara aha bu sonuncuda amma tipsizmis diyecek.genel kural bu,kizlardan kendilerinin oncekilerin tamamini fahise diye nitelendiriyorlar.biraz eskiyi ogrenmenin verdigi konforsuzluk gibi bu.rahatsiz etmis.bu yuzdende kalkip kiza haykiricam diyorsun ,o da kalkar he sende oylesin o yuzden seni sectim pikachu der,kalirsin oyle.haykirma yani,olmuyor de ayril.
0
duptıs
(11.01.18)
Cevapları okuyamadım, bir konuşmamızın üstüne denk geldi sevgilimle. o nedenle yazmak istedim.

ben her zaman derim ona, iyi ki eski sevgililerin/arkadaşların olmuş, başından geçenler yaşanmış. olmasaydı şu an sevdiğim adam olamazdın diye. benim için de aynı şey geçerli. o kadar hödüklerle tanışmasaydım, bu adamın kıymetini bilemezdim.

kendisi bana şunu gönderdi biraz önce, maalesef ben de bunu yapıyorum: i.hizliresim.com :D

"sevgilim benim masraflarımı karşılamalı" diyen kızdan ayrılmış tamam da ben olsam bi hesap kitlemeden bırakmazdım mesela :D

not: inanılmaz kıskanç bir insanım. ama eski eskide kalmıştır + ikinci paragrafta söylediklerim hayatın bir gerçeği.
0
pokerface
(11.01.18)
ben de benzer bir şeyler yaşadım soğumadım karlı taraftan evet üzüldüm (mantıksız belki üzülmek ama) ilk zamanlar güven problemi yaşadım falan. yapacak bir şey olmadığı sonucuna vardım ya terkedeceksin ya devam edeceksin. çok seviyorsan görmezden gelmekten sanki hiç duymamış bilmemiş gibi olmaktan başka bir çare gelmiyor benim aklıma. ne yazık ki..geçmişe çözüm yok.
0
iwillsee
(15.01.18)
(13)

Anneniz olmasa babanız napar?

mutlusismankedi2015
Yaşayabilir mi teki başına? Çamaşır bulaşık yemek filan, idare edebilir mi kendini? Yoksa illa bir kadın mı arar?
Yaşayabilir mi teki başına? Çamaşır bulaşık yemek filan, idare edebilir mi kendini? Yoksa illa bir kadın mı arar?
0
mutlusismankedi2015
(10.01.18)
Yaşayamaz. Evi b.k götürür. Hemen olmasa da bir noktada başka biriyle evlenir ama babam da yaşlandıkça zor ve huysuz bir insan olmaya başladı, kim onunla evlenir, onu bilemiyorum. İyi bir baba ama bu yaştan sonraki haliyle iyi koca olmaz gibime geliyor. Annem “Erkeğin karısı varken bir gözü kördür, karısı ölünce iki gözü kör olur” der; her erkek bu tanıma girmiyor da, babam girer sanıyorum.
0
aychovsky
(10.01.18)
annemsiz çok iyi idare ediyor.
0
pinkpeony
(10.01.18)
Aychovsky +1

Ev işini beceremez. Benden bekler, ben de beceremem. Yeniden evlenmek ister ama o huysuzlukla bulabilir mi, bilmem.
0
femme vitale
(10.01.18)
Alayın atar yapar. O yapmazsa babaannem yapar. Yaşasın doğulu olmak ve eski gelenekler!1!!1
0
baldan kaymak
(10.01.18)
yaşıyor zaten
0
shotgunwoman
(10.01.18)
İş başa düşünce öğreniyorlar. Zaten makineler yıkıyor artık, eskisi gibi değil çamaşır bulaşık işleri. Yemek yapmak, evi temizemek zorlar biraz. Meram eden onu da öğreniyor.
Tabii yaş ilerlediyse biraz daha zor, fiziksel zorlanmaları olur, alışkanlıkları değiştirmek daha zor. Ama mesela 50+ - 70 yaşlarında olup yapabilenler var benim çevremde. Yalnız kaldıklarında hiç bişi bilmiyorlardı. Şimdi hepsini yapıyorlar.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(10.01.18)
Yaşar. Ama duygusal olarak biter. O yokken evde bile durmuyor.
0
cabiday
(10.01.18)
yaşar, 31 yaşında evlenmiş kendisi. ancak hayatı düzenli olamazdı kesinlikle. "her güçlü adamın arkasında güçlü bir kadın vardır." derler ya hani. o hesaptan.
0
rain when i die
(10.01.18)
annem öldü, babam yalnız.

idare etmesine gayet güzel ediyor. ütü dışında tüm işlerini de yapıyor. lakin maşallah diyeyim, kendisi 82 yaşında, sağlığı sıhhati yerinde ama "ben elden ayaktan düştüğümde bana kim bakacak" diye endişe içinde. kardeşim yok. bakacak kimse yok. gel bize, bizde kal desem (dedim de zaten) kendisi de istemiyor, istemez, rahatsız olur. biz gelir bakarız desek uzaktkan olmaz. huzurevi falan bakmış, devlet hep doluymuş, anca biri ölünce yer açılıyormuş. özeller ise çok pahalıymış.

sırf bu düşüncesi yüzünden kendi yaşlarında bir kadın buldu, evlendi. bir bakıma mantık evliliği. ama 70+ yaşındaki iki insanın o saatten sonra birbirine uyum sağlaması zor oldu, anlaşamadılar, ayrıldılar. şimdi yine tek başına idare ediyor. çok şükür güncel bir sıkıntısı yok. ama hala elden ayaktan düşersem kim bakacak bana diye dert ediyor.
0
kibritsuyu
(10.01.18)
yaşar.
babam; dışarıda veya kendi evinde mutlu, huzurlu bir insan.
0
seyduna6687
(10.01.18)
12 yaşına kadar en kötü köy şartlarında büyümüş bir adam benim babam. hayatımda tanıdığım en becerikli en çalışkan adam. ama elini hiçbir şeye sürmez evde. işi gücü geçtim yapar onları. ama annem ölürse o da kahrından ölür büyük ihtimal.
0
hemsta
(10.01.18)
En kizdigim erkek tipidir. Annem olmadiginda babam mum ediyor valla bizi. Temizlik bulasik yemek hepsini halleder. Babam annemden sonra bi kadini kahrini cekmez. Kimse de annemden baska babamin kahrini cekmez. Allah gostermesin de babam yasar tek basina da. Ben de her turlu ev isine yardim ederim perde asarim iyi yemek yaparim. Utuye karismam sacma geliyor esim utulemezse neden diye sormam. Bekarim 28 yasinda 173 boy 73 kilo. Gozlerimin rengini bilmiyorum.
0
allah yazdiysa bozsun
(11.01.18)
Annem vefat etti, ablamla babam aynı evde yaşıyor. Babam gayet güzel karnını doyurur. Annem sağken bile kendi pantolonlarını kendisi ütüleyen insandı. Bunun dışında hiçbir işe elini sürmezdi ama annemin hastalanmasıyla gördük ki elinden her iş geliyormuş. Annem varken yere zeytin düşse voleyle mutfağın öbür ucuna gönderen kişiydi kendisi.
85 yaşında bir insandan tümden bütün evi çekip çevirmesini bekleyemeyiz tabii. Tamamen tek başına yaşasa haftada 1-2 temizlikçi ile halleder işi. Ama sosyalleşme ayrı bir şey tabii.
0
SiyamkedisiZorro
(11.01.18)
(5)

iğneli epilasyon

kitap arasında kalmış silgi tozu
Vücudun bölgelerine göre değişir elbet ama, çok mu acılı bi işlem bu? Yaptıranınız var mı? Nasıl sonuç aldınız? Alexandrite lazerin acısını hiç sallamayan biri buna ne ölçüde katlanır, ne gibi bi acı hisseder?İğneli epilasyon hakkında önceki duyurular hep yüz bölgesi için açılmış. Yüz bölgesi olmaya
Vücudun bölgelerine göre değişir elbet ama, çok mu acılı bi işlem bu? Yaptıranınız var mı? Nasıl sonuç aldınız? Alexandrite lazerin acısını hiç sallamayan biri buna ne ölçüde katlanır, ne gibi bi acı hisseder?
İğneli epilasyon hakkında önceki duyurular hep yüz bölgesi için açılmış. Yüz bölgesi olmayacak.
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(10.01.18)
soruna tam olarak cevap veremeyeceğim fakat, bir dipnot olarak düşün. ben er kişisi olarak sırt bölgeme alexandrite lazer yaptırıyorum. kıl köklerimiz kalın olduğu için acıdan ağlatıyor. bunun acısından daha acı bir şeyse hiç bulaşma.
0
burty
(10.01.18)
evet çok acılı. sadece şu şekilde acımıyor, aynı bölgeye peşpeşe uygulanırsa acıdan artık uyuşmuş hissediyorsunuz o an, yeni acıyı algılayamıyorsunuz o bölgede. ama farklı bir bölgeye yapılınca tekrar gümbür gümbür geliyor acılar. kesinlikle sonuç verdiği için katlanıyorum.
0
pide
(10.01.18)
bende alexandrite daha cok acitmisti.
0
lazuri
(10.01.18)
Yüz çok hassas olduğu halde dayanılmayacak bir acı değil ama bildiğin acıyor. Bence sonrası daha kötü çünkü kızarıyor kızarıyor vs. Yüzde dayanılıyorsa özel bölge değilse bence yüzden fazla acı olmaz.
0
mslny
(10.01.18)
Konunun bol tecrübelisiyim. Bol ipneli epilasyon merkzi ziyaret ettim. İyisini bulana kadar dolaştım. Üç kere de şehir değiştrdiğim için baştan aradım. 10 yol çeşitli bölgeleri temizlettirdim. Öncelikle ipneli epilasyonla ilgili şu entey’yi kopyalayıp yapıştırayım. Süreçle ilgili bol bilgi vulabilirsiniz.
eksisozluk.com

Ben değişik bölgeler için gittim. Acı lazer gibi değil kesinlikle ama süre fazla. Lazerde bir atışta birçok kıl gidiyor, burada tek tek tüm kıllarla uğraşılmak zorunda. Lazerde tek atışlım yer, iğnede 3-5 dakika. Dolayısıyla, az acı ve uzun süre mi, çok acı ve kısa süre mi; bu bir karar.

İkinci olarak altında kemik olan veya sert olan bölgeler daha az acır. En çok acıyan yer karın boşluğu, göbek ve kadınlarda meme ucu gibi daha çok yağ/kas ağırlıklı bölgeler. Sırtınıza yaptıraxaksanız mesela, altında kaburgalar olduğu için çok acımaz. Acı cımbız acısı gibi. Lazerde ağlamıştım, iğnede ağlamıyorum ama arada ah deyip tekme atıyorum.

Üçüncü olarak da, iğneli epilasyon lazerin alternatifi değildir. Kazerin özellikleri ile iğnelinin özellikleri farklıdır. Daha doğrusu etki ettikleri kıl tipi farklıdır. Kıl yoğun ve siyahsa buna lazer uygulanması gerekir, ayva tüyü gibi veya kökleri güçlü değilse, sayı azsa iğneli epilasyon uygulanır. Yani, şu ana kadar kazere gittim, şimdi iğneliye geçeceğim derseniz; lazerin artık işleminin bitmiş olması, kılın veya tüyün iyice azalmış olması, artık makinenin işlememesi lazım ki, iğneli ile devam edebilin. Aynı kıllar ipneli ile de biter ama yullar yıllar alır. Özellikle erkeklerde. (Köse iseniz, kılınız azsa normal zaman alır) Eğer biri lazerle aldırmaya çalıştığınız bölgeyi daha kıllar azalmadan, incelmeden iğneliye yönlendiriyorsa sizi yolunacak kaz olarak görüyordur. Lazer gibi aylarla belirtilen kısa vadede (sarı ayva tüyü değilse) hemen sonuç beklemeyin, yılı bulabilir, iki yılı bulabilir.
0
aychovsky
(10.01.18)
(43)

"Okuldan ağrı eve gittim." gibi bir cümle duydunuz mu hiç?

m e b
Bu cümle size ne anlam ifade ediyor? Ben bunu çok kullanıyorum ama etrafımdakiler anlayamıyor. Samsunluyuz, bizim evde kullanılıyor. Türk Dil Kurumu web sitesinde de yazıyor oradaki "ağrı"nın ne anlama geldiği. Siz hiç duydunuz mu, kullandınız mı? Kullanıyorsanız nerelisiniz?
Bu cümle size ne anlam ifade ediyor? Ben bunu çok kullanıyorum ama etrafımdakiler anlayamıyor. Samsunluyuz, bizim evde kullanılıyor. Türk Dil Kurumu web sitesinde de yazıyor oradaki "ağrı"nın ne anlama geldiği. Siz hiç duydunuz mu, kullandınız mı? Kullanıyorsanız nerelisiniz?
0
m e b
(10.01.18)
hiç duymadım
0
pide
(10.01.18)
bir atölye dolusu samsunluyla çalıştım 4 sene. başlığı okuduğum saniye anladım samsun olduğunu. şivenizle ilgili kötü düşüncelerim var. burada dile getirirsem güzel olmaz. sevgiler.
0
shenergy
(10.01.18)
Ben hic kullanmam ama sanirim baslangic noktasini anlatmak icin kullaniliyor.

evden agri = evden cikip

anlamama nedenleri daha once duymamis olduklari icindir. cunku tamamen yoresel oldugunu dusunuyorum
0
my pink
(10.01.18)
ailem karadenizli. karadenizliler kullanır.
"-dan, yolundan" vb. anlamlarına geliyor.

"oradan ağrı (oradaki yoldan) yürü."
"ankaradan ağrı (ankara üzerinden) istanbul'a gittim" şeklinde kullanılıyor bildiğim kadarıyla.

ingilizce de through kelimesine denk geliyor gibi.
0
lesmiserables
(10.01.18)
@shenergy: Nedir o düşünceleriniz? Cidden merak ettim, alınmam da. Çünkü arkadaşlarım da eleştiriyor bu ağız farklılığını.
0
🌸m e b
(10.01.18)
çok duydum, hiç kullanmadım.
0
evde liyakat kalmamis
(10.01.18)
Hiç duymadım. Alakasız yerlerde kullanılan açık E'yi duyunca "aha Samsunlu" diyorum ama bunu bilmiyordum. :)
0
kobuzchu kiz
(10.01.18)
kendi aralarında hararetli konuşmaya başlayınca dediklerinden bi bok anlamıyorum. hele ki makina başında bi de işler iyice boka sardıysa yine full şiveye geçiyolardı, yine bişey anlamıyordum. ek olarak normal zamanda dahi çirkin bir ses yumağı olduğunu düşünüyorum.
0
shenergy
(10.01.18)
orduluyum anneannem kullanıyor bu kelimeyi, annem ve ben kullanmıyoruz. anlıyoruz tabi ama bize geçmemiş kelime.
0
kırkmerak
(10.01.18)
evde kullanıldığından ötürü farkında olmadan ben de kullanıyordum bu ifadeyi ama memleketi o taraftan olmayanlar doğal olarak anlamıyorlar. böyle geri dönüşler aldıkça ben de kullanmayı bırakmıştım uzun süredir, şimdi okuyunca bile bi garip geldi "ağrı" kelimesi..
0
asocial anchorman
(10.01.18)
kullanmam ama duydum pek tabii. Tokatlıyım. Daha neler neler duydum :D
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(10.01.18)
Akdenizliler de kullanır. "okuldan sonra, okuldan eve gittim" anlamına gelir.
0
silah taciri
(10.01.18)
ilk kez duyuyorum. orta karadeniz'de kullanılıyor olabilir ama trabzon ve rize'de böyle bir kullanım kesinlikle yok.
0
burya
(10.01.18)
anne tarafında (trakya) çok kullanılır. ben ağrı olarak değil de arı gibi düşünmüşümdür hep.
0
lazpalle
(10.01.18)
Orduluyum çok duydum.
0
eazy
(10.01.18)
ilk defa şu an gördüm. hiç duymadım.

okuldan sonra eve gittim, anlamına geliyor gibi tahmin ediyorum
0
dafuq
(10.01.18)
@shenergy: Ben de bir şey sandım. Yahu farklı ağızlardan bir şey anlamadığı için doğal olarak bundan hazzetmemek kadar normal ne olabilir? İlk kez duymuyorum bu eleştirileri.

@kobuzchu kiz: Evet, o bende hala var zannedersem. Dalga geçildiğim bir konu da o harf olmuştur. İlk zamanlar çok geriliyordum E harfiyle başlayan kelimeleri telaffuz ederken :)
0
🌸m e b
(10.01.18)
Orta Karadeniz’de (samsun-ordu) cok sık kullanılan bir ifade
0
nickfury
(10.01.18)
İç Anadolu luyum çok duydum
0
Bostan
(10.01.18)
samsunluyum, hic duymadim
0
ahoy kaptan
(10.01.18)
Tokatliyim, kullanıyoruz. Okuldan sonra direkt eve gittim, anlamında kullanıyoruz.
0
femme vitale
(10.01.18)
30 yaşındayım ve ağrı kelimesinin bu şekilde kullanıldığını ilk kez gördüm. şoktayım.

ne ifade ettiği kesinlikle anlaşılmıyor ama, bilmeyen hakikaten içerikten çıkaramaz anlamını.
0
treamorg
(10.01.18)
alanya'da kullanılıyor.
0
eksimeksi
(10.01.18)
enee, ilk defa duyuyorum ki genelde bilirim boyle farkli kullanimlari.

samsunlu arkadasimin yaninda kullanayim da tepkisine bakayim. :)
0
jimicik
(10.01.18)
Ömrü hayatımda ilk defa duydum deminden beri ne demek istediğinizi anlamaya çalışıyorum. Türkçesi nedir?
0
Amaranta ursula
(10.01.18)
iç anadoluluyum, bu kelimeyi biliyorum.

okuldan doğruca, okuldan çıkıp eve gittim diyor.
0
wilhelmwasmuss
(10.01.18)
bu tür bir kullanımı olduğunu şimdi öğrendim, hiç kullanmadım.
0
pinkpeony
(10.01.18)
ilk defa duydum.
0
elma
(10.01.18)
@Amaranta ursula: O da Türkçe gerçi :)

-den sonra, yönünden, boyunca anlamını katıyor.
0
🌸m e b
(10.01.18)
Ailemde karadenizliler var ama hiç duymamıştım, sayenizde öğrendim :) Çok seviyorum yörelere ait farklı deyişleri.
0
fotrsapka
(10.01.18)
Tokatlılar olarak bir zirve ayarlayalım bu kadar çoksak. Bizim oralarda yaygındır. Şurdan ağrı çıkıp gelemedi diye serzenişte bulunurlar bolca
0
kompisko
(10.01.18)
Duymamıştım.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(10.01.18)
duydum, samsun'un köyünde kırsalında. hiç kullanmadım ama.
*samsunluyum*
0
cabiday
(10.01.18)
İlk kez duyuyorum.
0
ms brownstone
(10.01.18)
Çok kullanırım ama “ağrı” şeklinde değil “ayrı”şeklinde:

“Sahil yolundan ayrı eve gidelim.”
0
apolitikherif
(10.01.18)
hahah okur okumaz dedemin sesi yankılandı beynimde :) duydum ama hayatımda kullandığım bi deyiş değil. konuşma arasında duyarsam dikkatimi bile çekmeyebilir. samsuna karadenize falan ait olduğunu düşünmüyordum.

From Samsun...

bir örnek cümle de ben yazmak istedim.
Fıraktıdan ağrı bir çukur kazdım.
0
olutaklidi
(10.01.18)
Kayseri'de kullanılır
0
fazla silgisi olan var mi
(10.01.18)
Baba tarafım Sinoplu ve kalabalık aile. Sinop’ta olmasa da Sinop’un her yönünü kafam şişene kadar anlattılar ve dinledim ama böyle bir cümle duymadım. Anlamı “Okulun oralardan doğru” mu, “Okuldan sonra” mı?
0
aychovsky
(10.01.18)
@aychovsky: Yerine göre değişiyor kattığı anlam.

Mesela:
-Şuradan ağrı git. (Şu taraftan/taraf boyunca git)
-İşten ağrı arkadaşıma uğradım. (İşten sonra arkadaşıma uğradım.)
-Ahmet, benim annemden ağrı akrabam olur. (Ahmet, benim anne tarafımdan akrabam olur)
0
🌸m e b
(10.01.18)
duydum. samsunluyum.
0
nıç
(10.01.18)
duymamıştım, ama seviyorum böyle değişik yörelere ait kullanımları.
0
misterturist
(10.01.18)
"okuldan ağrı eve gittim" = okuldan sonra eve gittim, okulun tarafından eve gittim, okulun ordan eve gittim, okula uğrayıp eve gittim, okuldan direkt eve gittim... gelişine göre bu ayarda bi şey anlıyorum.

çok duydum, memleketteyken ben de kullanıyorum. "şurdan ağrı bi geçmiş olsun demedi" mesela. aynen dediğin gibi "-den sonra, yönünden, boyunca anlamını katıyor." ayrıca benim verdiğim örnekte "bahsedilen yerin yakın olduğunu" da söylemiş oluyor. "yakınlık, kolaylık" gibi bi yan anlamı da var yani.

not: tokatlıyım.

ha bu arada şive demişken, bizim çok meşhur "heri" lafını bilen bilir. çarşı pazar filminde onu yanlış kullandılar çok uyuz olmuştum (fark edenlere burdan selam olsun). bu tip "anlamı belirsiz" kelimeleri doğru kullanmak için sanırım bahsedilen yörenin havasını suyunu iyice bi almak da gerekiyor. o yüzden kulağa çirkin gelmesine şaşmadım. :)
0
cilgin korsan ces
(10.01.18)
Akdenizliyim, doğu anadolu ve iç anadolu'da yıllarım geçti, ilk kez duydum. :)
0
md11
(11.01.18)
(12)

"bir kısmı" diyince bir şeyin ne kadarını kastediyoruz

dafaisss
diyelim, izmirde yaşayanların bir kısmıodtü psikoloji bölümü öğrencilerinin bir kısmıburdaki bir kısmını kullanırken ne kadarını kastederek kullanıyorsunuz?ya da bu ifadeyi duyduğunuzda sizde ne kadarı çağrışıyor?azı mı çoğu mu?sayıca 10 kişilik bir gruptan bahsediliyosa 4'ü mü 3'ü mü 8'i mi?
diyelim,

izmirde yaşayanların bir kısmı
odtü psikoloji bölümü öğrencilerinin bir kısmı

burdaki bir kısmını kullanırken ne kadarını kastederek kullanıyorsunuz?
ya da bu ifadeyi duyduğunuzda sizde ne kadarı çağrışıyor?

azı mı çoğu mu?
sayıca 10 kişilik bir gruptan bahsediliyosa 4'ü mü 3'ü mü 8'i mi?
0
dafaisss
(09.01.18)
belgisiz zamir oluyor sanırım.
0
silver apple
(09.01.18)
Bence %5-8 falan.
0
roket adam
(09.01.18)
10 kişide 3 ancak. 100 kişide 30 değil ama mesela. 100 kişide 18. 1000 kişide ise 150.
0
nigeo
(09.01.18)
Anladığım bir bütünün az bir bölümünden bahsediliyor. Ama bir bütünü tanıtacak, bütün hakkında fikir verebilecek kadar yeterli bir bölüm.
0
1adam
(09.01.18)
Benim aklıma 3-4 geliyor. “Büyük bir kısmı” deyince 8 anlarım.
0
aychovsky
(09.01.18)
yarisindan azi.
0
baldur2
(09.01.18)
belgisiz zamir. hepsi olabilir yani. 3'ü de kastedilir 9'u da. kıstas ayrım yok, olayı bu zaten.

bazısı, herkes, kimse, biri, bir kısmı vb..
0
air
(09.01.18)
%25 - %50
0
imelih
(09.01.18)
Ben azı olarak anlarım. %35 gibi. Bahsetmeye yetecek kadar ama yarısı ya da çoğu değil
0
fallopian
(09.01.18)
Hepsi olabilir +1
0
Adramelekhh
(09.01.18)
Bir kısmı benim için yarıdan azdır 1/3 veya daha azı hatta.
0
SiyamkedisiZorro
(09.01.18)
Yarıdan azı +1
0
cikmaz sokaktan cikagelen cocuk
(09.01.18)
(6)

Kısa saç modası

senolll
Bir tane reklam gelmiş maile, bakınca fark ettim.Ya şu kısa saç olayı çok kötü değil mi? Hala yok herhalde ama neden küçük kızların saçlarını böyle kestiriyordu yani yetişkinler? Çok kötü görünmüyor mu? Tam bir facia bencehttps://i.hizliresim.com/762oYW.jpg
Bir tane reklam gelmiş maile, bakınca fark ettim.

Ya şu kısa saç olayı çok kötü değil mi? Hala yok herhalde ama neden küçük kızların saçlarını böyle kestiriyordu yani yetişkinler? Çok kötü görünmüyor mu? Tam bir facia bence

i.hizliresim.com
0
senolll
(09.01.18)
Fotoğraf 90'larda çekilmiş sanırım. O dönem facia değildi demek ki. Moda zaten dönemsel bir şey değil mi?
0
amortisman
(09.01.18)
Bence cok tatli.
0
imelih
(09.01.18)
O donem facia degildi +1 ve okul kurallari geregi kestirmek zorundaydik. Bir de o donemlerde benim yasadigim yerler "Uzun sac koylu saci gibi" derler ve asagilarlardi. Bilmiyorum, her yerde o onyargi var miydi. Upuzun, prenses model saci olan yoktu pek.

Bir de o donem kisa saca kuyruk modasi vardi. Saci erkek gibi kipkisa kestirip arkadaki bir tutam sac uzun birakilirdi, Hatta basligi var (bkz: kuyruk birakmak) Hepimiz adeta bir Anakin Skywalker idik. Varsan baksan o fotograftaki kizlarin bir kisminin saclarinin arkasinda kuyruk vardir.

Bir de Bendeniz vardi, onun saci da kuyruklu degil ama boyle bir degisikti.
img01.alkislarlayasiyorum.com
imgkelebek.hurriyet.com.trüzelim/814/BENDENİZ%202009/06.jpg
Onun da arkasinda ucgen seklinde bir cikintisi var. Duz kut sac degil yani. Surada klibinde var.
www.youtube.com
www.sekeryapim.com
Bu asiri moda olmustu. Cok vardi Boyle kestiren.

Ayni donemden. Sezen Aksu'dan Bendeniz saci.
i.hurimg.com

Ilk ve orta okullarda at kuyrugu falan hep yasakti bizim sehirde (ozel okullar disinda). Sacin uzunsa tekli orgu yapilmak zorundaydi, sacin orulemeyecek kadar kisa ise kulak memesi hizasi ya da daha kisa kestirilecek.
Ben yazlari uzatirdim "Ne olur uzasin da, okul basladiginda oreyim ve kestirmek zorunda kalmayayim" diye. Diyelim ki yazin kestirdim ve Eylul ayinda ancak omuzlarima kadar uzadi, hoop kuafore, kulak memesi hizasina. Bir de ben Genclik Ruzgarlari dizisindeki Joanna'yi cok begenirdim (Yasitlarim bilir, o donem cok populer bir diziydi)
i.skyrock.net
O sac da cok cabuk uzardi ve sekli cabuk bozulurdu. Her ay kisaltmaya giderdim. Annem Bendeniz saci kestirirdi, ben Johanna saci.

Lisede at kuyruguna izin verdiler, ara sac boyu yoktu. Diyelim, kulak memesindan uzun ama at kuyrugu da olmuyor. Kafama gelin saci gibi uc milyon firkete saplayarak zorla at kuyrugu yapardim.
0
aychovsky
(09.01.18)
Bu modadan ziyade ailenin çocuğun saçıyla uğraşmak istemeyişinden kaynaklanıyor.

Bir de arkadaşlar yazınca aklıma geldi, ben de tekrarlayayım, bit mevzuları da önemli etken.
0
kendi kendine yasayan yavrucak
(09.01.18)
Soruma ek;

Bilmediğim için soruyorum, şu anda var mı böyle ilkokullarda kısa saç olayı? Sonuçta bitlenme falan hala olabilecek bir risk değil mi? Ya da aileler yine uğraşmak istemiyordur?
0
🌸senolll
(09.01.18)
Ben çok hoş bu modeli yapması için kız kardeşime ve karıma çok yalvardım yapmadılar, kesmiyorlar arkadaş kadınların saç olayı erkekteki bıyık gibi bişey heralde. ama şunu söyliyim herkese gitmez, bütün yüz tipleri uygun değil.

şunun gibi gülüyorsanız çok asil duruyor www.hateaudesteau.com
0
firemanjonny
(09.01.18)
(19)

ateistler ve inançlılar hiç şüpheye düştüğünüz oluyor mu?

for day to break
nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz?
nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz?
0
for day to break
(08.01.18)
Emin degilim. Hic emin olamadim. Emin olamayacagim.
0
allah yazdiysa bozsun
(08.01.18)
Emin degilim. Sadece umrumda degil.

Edit: Emin olmamak demek varligini ya da yoklugunu ispatlayamam demek. Haliyle, biri bana "Tanri var, ispatla" dese ya da "Tanri yok, ispatla" dese bir sey diyemem. Inanc zaten kanitlar olmadiginda devreye giren bir sey, dolayisiyla inanmiyorum. Elimde bilgi olmadigi icin olasiligindan da bahsedemem. Daha cok "Sen inaniyorsan vardir, inanmiyorsan yoktur" diye dusunuyorum. Dolayisiyla, omrum boyunca kanitlayamayacagim bir sey icin ugrasasim yok, cok da umrumda degil. "Aksam en pisirsem" daha buyuk sorun bence.
0
aychovsky
(08.01.18)
Zaman zaman anlık olarak şüpheye düşsem de inançlı halime çabuk bir geri dönüş yapıyorum.
0
simderun
(08.01.18)
umrunda olmayanlar, emin değilse nasıl umurlarında olmuyor ki? emin değilsen tanrının varlığına ihtimal veriyorsun demektir. e bu nasıl umrunda olmaz? ufak tefek bir hayat sorunu değil ki bu.
0
ya ben lan neyse
(08.01.18)
ben de inançlıyım ama şüpheye düşüyorum ve her düştüğüm şüphede estağfirullah çekiyorum. kural gereği. bu yaşam daha güvenli geliyor bana.
0
🌸for day to break
(08.01.18)
Bulundugun toplumun dininin, o dinin kutsal kitabinin farkli yorumlarindan birinin, o yorumu takip eden mezheplerden de birisinin dogru din olma ihtimali milli piyango kazanmak gibi bir sey.

4000 din var. Ulkemizdeki insanlar daha hangi hocayi, sunnet kitabini, hangi kuran cevirisini okumasi gerektigini bile bilemiyor.

Ayrica, malum dinde onlarca celiski var.

Bilimle celismeyen din de yok.


Bir tanrinin 80 yillik sinavla sonsuz odul/ceza vermesi de sacma. Anne, babalarin cocuklarini terviye etmek icin uydurdugu Korku dolu masallardan bir farki yok.


Tanri var diyelim, bizi ustun kildigi yonumuz aklimiz/zekamiz .

Tanri, oteki tarafta sana "onlarca celiskisini gormene ragmen, bu korku dolu, kendinden olmayana ofke ve ceza sacan masallari inkar etmeye cesaret edemedin. Benim verdigim.en buyuk nimet olan zekayi kullanamayan birisini neden cennete aliyim?"

Diyerek seni cehenneme yollarsa ne yapacaksin?
0
midilli35
(08.01.18)
@midilli35, birinci şart olarak inancı arıyor. birinci şart olarak zekanızı kullanın demiyor tikkat ettiysen eğer.
0
🌸for day to break
(08.01.18)
Nereden biliyorsun oyle dedigini? Bu onkosuldan eminsen zaten, sorgulamanin anlami yok. Zaten bir dini secmissin demektir.
0
midilli35
(08.01.18)
tanrının olup olmadıgından emin degilim,muhtemelen de yoktur.
Ama dinlerin saçmalık oldugundan eminim.
0
herhaltibiliyoring
(08.01.18)
birinci şart şehadet etmek deniliyor ya ben ondan şeyettim. aslında ben insanların yaşamlarının bir dönemlerinde de olsa acaba deyip demediklerini merak ediyorum.
0
🌸for day to break
(08.01.18)
Ayrica, 2-3 yil kullanacagi 1500tl lik cep telefonunu almak icin haftalarca arastirma yapan insanlarin, butun hayatini ve tercihlerini belirleyen bir olgu olan dini hic sorgulamadan kabul etmesi bana absurt geliyor.

Babanin kullandigi telefonu, arabayi, televizyonu filan kullan. Bunlar dinden cok mu onemli ki, bunlari arastirip, dinleri arastirmiyorsun?
0
midilli35
(08.01.18)
Ben islami biraktiktan sonra asla "acaba" dedigimk hatirlamiyorum. Hatta aksine " ben nasil 20 yasima kadar musluman kalmisim" diye sasiyorum. Tabi, bu kisinin islami birakma sebepleriyle de alakali. Eger islamin hak din olmadigini kendisine ispat edebiliyor ise, "acaba" demez. Daha duygusal bir sebepten ise "acaba" diyebilir.
0
midilli35
(08.01.18)
sonsuzluk fikri çok çekici geliyor, tanrı ya da benzer evren fikirlerinin insan düşüncesinin ürünü olabileceği ve orada bir belirsizlik bırakıp, bizim olana odaklanmamız beni motive ediyor. insan aklının olmadığı yerde boşluk yaslandığım nokta, onun yine insan eliyle doldurulması değil.
0
kaset
(08.01.18)
bence yanlış düşünülüyor. bir dinin yanlış olduğunu ispat etmek zorunda değiliz.
(binlerce din var tek tek hepsini çürütecek miyiz?)
aksine din ya da o dine inananlar, o dinin doğru oldugunu ispat etmek zorunda.
0
herhaltibiliyoring
(08.01.18)
emin olmak ne demek ki? tabii ki emin değilim ben de, nasıl emin olayım? "tanrı olmadığını biliyorum!" demek olmaz mı bu? bilimsel anlamda bu şekilde konuşan birisi çıktığında da devir değişmiş olur zaten. varlığı da yokluğu da kanıtlanabilir olmayan bir şey üzerine fazla da söz söylemeye gerek duymuyorum açıkçası.

ancak diğer yandan şüpheye ise düşmüyorum. daha doğrusu tanrı yokmuşcasına yaşıyorum. olsa dahi günümüz dinlerinden herhangi birisiyle alakası olamayacağını düşünüyorum, o konuda eminim işte. dinleri tanrı karakterinin zekasına hakaret olarak görüyorum.
0
soso
(08.01.18)
sana yokluğunu kanıtlayamayacağın kaç tanrı tasavvuru yapabileceklerinin farkında değil misin? dünyada kaç din olduğunun?

kanıtlanamayacak bir şeyi öne sürmekteki hırtlığa baktığımda emimin ki bu insanın halt yemesi.

yani mesela gidip göremeyeceğime göre bir başka galaksinin tekinde kanadını açmış dodo kuşu şeklindeki bir asteroid, bir çarpışma sonucu uzayda i lav yu godo şeklinde arklar çize çize ilerliyor desem bana naapçan? hadi kanıtla olmadığını...

yani bunu kanıtlamaya çalışmak bile dünyanın en boş işi olduğundan umursamak da hakikaten mümkün olmuyor. şahsen dert ettiğim şey umursamayışımın devlet kademesinde kurumsal olarak umursanması.

umursamamak da şu: bir şeyi bilebilmek için eldeki şeyler yetmiyorsa, daha fazla bilgi birikip de yöntemler gelişene kadar bir şeye ya inanabilirim, ya inanmayabilirim. ateistlerin önemli bir kısmı inancı reddeder. inanç "eminlik" sağlayacak hiçbir bilginin kaynağı olamayacağı için. yani bilmek söz konusu olduğunda inanç dış kapının dış mandalı. içeriğine bakarak, ne kadar da saçma olduğunu göz ardı ederek onu umursarsam, bir o kadar inancı daha umurasamam falan gerekir. bir de ayak üstü kanıtlanamayacak bir şey öne süren herkesi umursamam gerekir. ama bunlar öyle saçma şeyler oluyorlar ki iş oraya gelemiyor zaten.
0
godoşu beklerken
(08.01.18)
Emin olmadigim icin inancsizim zaten. Koskoca yaratici bu kadar karambolde birakmazdi diye dusunuyorum. Koskoca yaratici o kadar insan, hayvan ve diger canlilar arasindan sadece 1 kisi secip, digerleriyle olan iletisimini o 1 kisi uzerinden yapmazdi diye dusunuyorum.
Ya da belki de yapardi. Emin degilim. Velakin beni adam yerine koymayana kulluk etmek bana biraz ters geldiginden varsa bile yokmus gibi davranmayi tercih ederim.
0
gormemisin oglu
(09.01.18)
dinlerin insanlığa verdiği zarar konusunda şüphem yok.
0
babilbaligi
(09.01.18)
Simülasyon teorisi biraz kafamı kurcaladı, çok boş vaktim olduğu zaman uzun süre düşünmeyi planlıyorum
0
owaki
(09.01.18)
(6)

İzmir'de Psikolog Tavsiyesi

ismira007
İlk kez gideceğim. İsim-klinik tavsiyesi yaparsanız sevinirim. Bir de ortalama fiyatlar ne kadardır bilgi verirseniz iyi olur
İlk kez gideceğim. İsim-klinik tavsiyesi yaparsanız sevinirim. Bir de ortalama fiyatlar ne kadardır bilgi verirseniz iyi olur
0
ismira007
(07.01.18)
Uzmanlık, alan, bunlar da etkilidir sanırım. Bir de insan-psikolog uyumu da önemli. Konusunu, uzmanlığını ve ihtiyacınızı bilmiyorum bir arkadaşım Sevilay Karlık’a gitmişti ve çok sevmişti. Tatilde buluştuğumuzda ballandıra ballandıra bitiremiyordu. Fiyatını bilmiyorum.
0
aychovsky
(07.01.18)
ismer'de pınar hanım var, kendisini öneririm. ancak çok dolu. seans ücreti 300 tl idi sanırım.
0
111111
(07.01.18)
Ferhan Bıçakçılar - özel denge aile danışma merkezi.

240 lira seans ücreti.
0
westblack
(07.01.18)
Uzmanlık alanı çok önemli. Kendi şikayetinize uygun bir uzmanlığı olan birine giderseniz daha memnun kalırsınız.
Bir de aynı anda hem çocuk hem ergen hem yetişkin hem aile terapisi veren aynı zamanda cinsel terapistlik yapan, yas danışmanlığı ne bileyim ptsd falan uzmanlığı olduğunu iddia eden insanlardan da uzak durun. Bir kişinin aynı anda bu kadar çok alanda gerçekten uzmanlaşmış olması çok mümkün değil. 'müşteri' çekmek için uzman olmadıkları alanlarda da danışmanlık hizmeti veriyorlar, ki danışanını müşteri olarak gören birinden fayda sağlayamazsınız.
Geçmiş olsun.
0
bir nick var benden iceri
(08.01.18)
Yazdığınız isimleri not alıyorum. Çok teşekkür ederim.
@bir nick var benden içeri söylediklerine dikkat edeceğim. Çok teşekkür ediyorum.
0
🌸ismira007
(08.01.18)
Armağan Pınar Adanar . Google'da iletişim bilgileri mevcut. fiyat 230-250 civarı olması lazım.
0
nickimisonradandegistirebiliyormuyum
(08.01.18)
(3)

Matlab sorusu

mungojerry
https://i.hizliresim.com/vjz4YD.jpg"eleman değerleri [-4 9] aralığında sıfıra doğru yuvarlanmış tam sayılar olan rastgele bir A matrisi oluşturma" kısmını çözemedim.diğer soruda da B matrisi oluşturmayı yapamadım.
i.hizliresim.com

"eleman değerleri [-4 9] aralığında sıfıra doğru yuvarlanmış tam sayılar olan rastgele bir A matrisi oluşturma" kısmını çözemedim.

diğer soruda da B matrisi oluşturmayı yapamadım.
0
mungojerry
(07.01.18)
1. A=unidrnd(14, [5,5])-5;

2.
B=ones(5)*4;
for i=1:5
B(i,i)=2*i-1;
end
0
aychovsky
(07.01.18)
teşekkürler, ilki tam istenileni verdi ama niye alakasız sayılar kullanıyoruz onun mantığını çözemedim.
diğeri için ise şöyle bir cevap buldum;
B=diag(-3:2:5)+4
tam istenileni veriyor. senin yazdığın 5 matris oluşturdu. ayrıca bunda da niye -3:2:5 yazıyoruz soruda istenilen ile alakası yok?
0
🌸mungojerry
(07.01.18)
Benim yazdigim 5 matris olusturmuyor ama for dongusunun her adiminda B matrisini degistiriyor.B(i,i)=2*i-1 kismina noktali virgul koymadiysaniz for dongusunun her elemaninda matrisin nasil degistigini gozlemlersiniz. Sonucta tek bir degiskeniniz ve tek bir matrisiniz olur. 5 ayri matris olmaz.
i.hizliresim.com

Sizin yolunuz daha kisa ve tek satirlik. diag kullanmak gelmemisti aklima. Ikisi de ayni matrisi olusturur ama diag cok daha kisa ve kesirme.

-diag komutu sadece kosegenleri doldurur. Dolayisiyla diger elemanlari 0 kalir.
i.hizliresim.com
Ornegin burada 1 ile 9 arasi ardisik tek sayilari bulduk ama kosegen disindaki elemanlar 0, onlarin 4 olmasi gerekiyordu.
- Kosegen disinda diger elemanlarin degerini doldurmak isin 4 ile toplamaniz gerekiyor. Toplayinca soyle bir matris elde ediyoruz
i.hizliresim.com
Bu sefer de kosegendeki elemanlar 5 ile 13 arasinda degisti.
- Bu durumda, 4 ile topladigimizla kosegendeki elemanlarin 1 3 5 7 9 olmasi gerekiyor. 4 ile topladigimizda 1 3 5 7 9 olacak sayilar ise -3 -1 1 3 5. Yani -3'ten 5'e ikiser ikiser artiyor. Bu yuzden B=diag(-3:2:5)+4 diyoruz ki, 4'le toplandiginda istenilen sayilari versin.
0
aychovsky
(07.01.18)
(18)

Kadın erkek arkadaşlığında kadının aklından cinsellik geçiyor mu?

ya ben lan neyse
onlarca kez şahit oldum: duygusallık ve cinsellik barındırmayan kadın-erkek arkadaşlığında erkeğin aklından cinsellik geçiyor. ciddi ya da şaka...kadınların aklından da geçiyor mu acaba böyle ihtimaller yoksa çok mu masumlar?
onlarca kez şahit oldum: duygusallık ve cinsellik barındırmayan kadın-erkek arkadaşlığında erkeğin aklından cinsellik geçiyor. ciddi ya da şaka...

kadınların aklından da geçiyor mu acaba böyle ihtimaller yoksa çok mu masumlar?
0
ya ben lan neyse
(07.01.18)
önceki 2 duyuruna silinmeden bakmıştım. orada kullandığın ''çakmak,çakarsam ölür''lü üslubunuz gerçekten çok üzücü. bence üslubunuzu ve arkadaş ortamınızı aciliyetle değiştirin.
0
biravekahve
(07.01.18)
ama erkek ortamları böyledir? herkesin çevresinde böyle birileri olur ki?
0
🌸ya ben lan neyse
(07.01.18)
Genellemek cok yanlis. Ayrica neden olmasin? Yalnizca toplum baskisi kadinlarin ozgurce dusunduklerini soylemelerini engelliyor.
0
Traveller
(07.01.18)
Gecen de vardir gecmeyen de. Asla gecmez ya da mutlaka gecer denilemez.
0
stavro
(07.01.18)
aklından geçmesiyle gerçekleşmesi arasında çok kısa bir süre olduğu için pek anlaşılmıyor aklından ne kadar süre geçirip geçirmediği.
0
floydian
(07.01.18)
neden olmasin kadınlar segs yapmıyor mu?
0
eriksatie
(07.01.18)
geçenini gördüm. geçmemesi garip olur zaten, arkadaşlık ilişkisi olunca vücut fonksiyonları değişmiyor o kişiye karşı.
0
ghilleinthemist
(07.01.18)
12 yıllık çok yakın arkadaşım (ve 7 yılı ofiste oda arkadaşlığı, uzun görevler arası kanepede “Kay kıçını, uyuyacağım” hezeyanları, birlikte konferansa gitme ve tatile çıkma da içerir) bahsediyorsak, abimle ne kadar seks düşünüyorsam, arkadaşımla da o kadar düşünüyorum. Özetle, düşünmüyorum ve rüyamda görsem kalkar banyo yaparım. Benim için anne baba ne kadar dişi ve erkek ise, onun da cinsiyeti o kadar. Eşi de yakın arkadaşım (ailecek yakınız), ben de onun en yakın arkadaşı ile bazı evliliklerden daha uzun bir ilişki yaşadım.

Cinsellik düşündüğüm ilk an arkadaştan sonrası ve sevgiliden bir adım öncesi kısmı.

Cinsellik düşünmem için erkeğe ihtiyacım yok ya da sadece karşımdaki erkek olduğu için cinsellik aklıma gelmez. Cinselliği kişi odaklı yaşayabilmem ya da bir kişiyi isteyebilmem için arkadaştan ya fazlası ya da iyice azı gerekli. Friendzone ile brotherzone tamamen aynı şey.

Yine de genelleyemeyiz. Herkes farklı farklı.
0
aychovsky
(07.01.18)
Değişir ama geçmemesi gerekir. Öyle bi genelleme yapamayız. Öyle bi genelleme yapacaksak bence erkeklerin aklından geçiyor static.freetakilir.com
0
freetakilir
(07.01.18)
geçen olur, geçmeyen olur. nasıl genelleyeceksin? er kişiler, her dişi kişiyle sevişmeyi mi düşlüyor sence?

benim çevremdeki kadınlardan aklından cinsellik geçiren de oldu, hiiiç hatrına gelmeyen de oldu. kişiden kişiye değişir.

ve @aychovsky yine dünyanın en aklı selim yorumunu yapmış, +1 diyorum.
0
fever
(07.01.18)
Kadınların cinselliğe ihtiyaçları yoktur, cinsel istek olarak pasif varlıklardır. Erkeklerin libidosunun en az olduğu, aktivite sonrası durumları kadınların daimi durumudur. Kadınların dörtte üçü cinselliği olmasa da olur olarak görür. Geri kalan dörtte biri ise ihtiyaçtan ziyade zevk ve karşı cinse duyulan duygusal hisler nedeniyle o karşı cinsi etkisi altına almak için bir araç olarak görür cinselliği.

Kısaca özetleyeceksek, erkekler için cinsellik su gibi ekmek gibi kaçınılmaz bir şeyken, kadınlar için cinsellik pasta gibi, çikolata gibi sadece güzel bir zevkten ibarettir fakat olmasa da olur onlar için. Bunların da nedeni kısaca, erkeklerin biyolojik potansiyeli gereği yılda 200-250 civarı çocuğu zevkle meydana getirme potansiyelleri varken, kadınların mevcut potansiyelinde sadece yılda 1 çocuk meydana getirmek mümkündür o da sancılı bir süreçtir üstelik.

İşte bu yüzden daima erkek arayan, kadın aranandır ilişkilerde ve kadınların cinsellikte pasif olması ve seçici olması çocuk doğurmadaki mevcut potansiyelinin çok az ve zorlu olmasından kaynaklanır.

Sonuç olarak bu sebeplerden dolayı kadınların çoğunun aklına bahsettiğiniz durumlardan dolayı cinsellik geçmez, erkeklerin ise hemen hemen tamamının aklından belli zamanlarda ya da uykuda dahi olsa o cinsellik mutlaka geçer, çünkü vücuttaki potansiyel enerji zihni kaçınılmaz olarak o şeyleri düşünmeye iter. ÖYLEYSE denilebilir ki üreme içgüdüsü olmasaydı cinsellik olmazdı, her ne kadar modern zamanlarda bu yan etki olan cinsel zevk asıl amaç haline gelmiş olsa bile.
0
siyah giyen adam
(07.01.18)
@siyah giyen adamlar

Bunları cidden yazmış olamazsın değil mi?
Bu kadar zırvayı bir arada uzun zamandır görmemiştim.
0
Kusursuz dostlarin dort ayagi vardir
(07.01.18)
@meyveli tartolet
@kusursuz dostlar

Aslında genel olarak ben hiçbir fikir belirtmedim kendime özel. Bunlar bana değil Schopenhauer'a ait düşünceler, bu konuyla alakalı olarak burada paylaşmak istedim. Schopenhauer'a göre yine bu sebeplerden dolayı erkeğin gözünün dışarıda olması gayet doğaldır fakat kadın erkeğe sadık olmak zorundadır potansiyel dolayısıyla, bu yüzden diyor Schopenhauer, kadının aldatması erkeğin aldatmasından çok daha kötü ve affedilemezdir çünkü kadın aldatırsa duygusal olarak aldatır, bu en kötüsüdür.

Bu düşüncelere katılan katılır katılmayan katılmaz ama farklı düşüncelere de hoşgörülü olmak lazım, hemen lince kalkışıp bu ne saçmalık demek bence saygısızlıktır. Schopenhauer'ın aldatma mevzusuna kesinlikle katılmıyorum, fazlasıyla erkek bencilliğine dayanan bir düşünce, aldatmanın cinsiyeti olmaz her türlü ahlaksızlıktır. Fakat üstteki mesajda bahsettiğim düşüncelerine büyük ölçüde katılıyorum, ki günümüzde dikkat edecek olursanız kesinlikle bu teori gerçeğe en yakındır kadın erkek ilişkilerinde. Ama dediğim gibi sadece bir fikir, belki benim de zamanla fikrim değişir ya da siz bu düşünceyi haklı görürsünüz, önemli olan fikir özgürlüğü.
0
siyah giyen adam
(07.01.18)
Schopenhauer kimse saglam gerizekaliymis
0
Traveller
(07.01.18)
şopenhaver sevdği kizdan yüz bulamayinca bütün kadınlardan nefret eden bir ergen gibi konusuyor, kadınlara yönelik aşagilayici ve ötekileştirici ifadeleri olan tek filozof da degil üstelik. plato'dan niçe'ye kadar bir çok düşünürün benzer ifadelerine rastlamak mümkün. siyah giyen adam'in yaptigi "argument from authority fallacy-bir bilen safsatası" yalansavar.org bir felsefecinin bir söylediginin dogru olmasi, tüm söylediklerinin dogru olacagi anlamına gelmez.

türkiye'deki kadınların önemli bir kismi, kücüklükten itibaren seksin utanilacak, bedenlerinin saklanilacak, cinsel ihtiyaclarının gizlenecek birsey oldugunu ögrendikleri icin, böyle ögretildigi icin, akillarina gelmeyebilir, arzularini bastirabilir. ama bu hic böyle hissetmedikleri, düsünmedikleri, yaşamadiklari anlamina gelmez.
0
eriksatie
(07.01.18)
En çok erkeklerin en az da kadınların aklından geçiyor bence. www.dailymail.co.uk
0
geçerkenugradım
(17.01.18)
geçmiyor
0
pinkpeony
(17.01.18)
Bazen.
0
i m cool with that
(17.01.18)
(2)

Burun Kuruluğu

allaccess
Kış geldiği için iş yerinde klima ile ısınmaya başladık. Alanımız küçük, klimamız büyük olduğu için hemen içerideki havayı kurutuyor. Ağzımız burnumuz da sürekli kuruyor bu sebeple, hatta burnum yara oldu. Evde de kaloriferler açıldığı için çok havalandıramıyorum da; sabah uyandığımda burnum tıkalı
Kış geldiği için iş yerinde klima ile ısınmaya başladık. Alanımız küçük, klimamız büyük olduğu için hemen içerideki havayı kurutuyor. Ağzımız burnumuz da sürekli kuruyor bu sebeple, hatta burnum yara oldu. Evde de kaloriferler açıldığı için çok havalandıramıyorum da; sabah uyandığımda burnum tıkalı kalkıyorum. Sıvı bi olmadığı için kuruduğu için sorun yaşıyorum. sildiğimde, sildiğimde ne kadar zorlasam da geçmiyor. Burnuma su çekmeyi de hiç sevmiyorum. Ne çözüm önerirsiniz.
0
allaccess
(06.01.18)
Yatarken burun deliklerimin ucuna azcık vicks dokunduruyorum bazen. Vicks yoksa rossmanda satılan çay ağacı yağlı vaselin sürüyorum o da iş görür
0
curukturpkokusu
(06.01.18)
Benim ev ve iş de çok kuru. Evde borularla ısınıyoruz, petek de yok. Odanın 3-5 yerine kavanozlarla su koydum. İçine ara ara lavanta, okaliptus veya nane yağı damlatıyorum. Bazen bir kapta sıcak su getirip Vicks eritiyorum haba soğuk olduğu için çok yakmışsak ve ortalık kurumuşsa. Bir haftada yarım litreye yakın su buharlaşıyor ama odayı nemli tutuyor. Petekler varken de, petek suluklarından alıp aynı şeyi yapmıştım.
0
aychovsky
(06.01.18)
(5)

Serenmetreye bakıyor yine de göremiyor, ne demek?

ya ben lan neyse
magazin sorusu sormaya utanmakla beraber merakımı yenemeyip soruyorum. o kadar mı zeki bu kadın da yaptığı imayı anlamadık? ne demek ki bu?
magazin sorusu sormaya utanmakla beraber merakımı yenemeyip soruyorum. o kadar mı zeki bu kadın da yaptığı imayı anlamadık? ne demek ki bu?
0
ya ben lan neyse
(05.01.18)
Hande Yener Telifmetre'ye bakarak (o da neyse) geçen sene radyolarda en çok kendi şarkılarının çaldığını söylüyor. Seren Serengil de programında bunu yalanliyor. Hande Yener de bahsettiğin paylaşımı yapıyor.

Çok işsizim bu ara. :)
0
femme vitale
(05.01.18)
serenmetre ne demek ki? metres gibi bir şey mi? hani aynada kendine bakıyor ya?
0
🌸ya ben lan neyse
(05.01.18)
Aslında Seren ve metre ayrı. “Seren metreye bakıyor, yine göremiyor” demek istemiş. Serenmetee değil pekmo. Ben de mesaimden on dakikamı buna verdim, pişmanım.
0
aychovsky
(05.01.18)
seren metre ne demek yine anlamadım. aynaya bakıyor falan.... :s memeyle ne ilgisi var?
0
🌸ya ben lan neyse
(05.01.18)
Iste, asiri kotu bir espri bile degil. Aynaya bakiyor ya, aynayi Telifmetre yerine koymus. "Seren Telifmetre'ye bakiyor ama beni goremiyor" diye dalga geciyor iste. Maksat o pozu gostermek.
0
aychovsky
(05.01.18)
(9)

Hayatınızda her şeyin ters gittiği bir dönem oldu mu?

reptillia
Aile, arkadaş, ilişki, eğitim, iş, bunların hepsinin aynı anda çok kötü olduğu, hatta hepsinin sarsıldığı, tehlikeye girdiği bir dönem oldu mu? Ya da birinin diğerini, diğerinin öbürünü zincirleme bir şekilde etkilemesiyle elinizde bir şey kalmadığını hissettiğiniz?Olduysa nasıl güçlü kaldınız ve na
Aile, arkadaş, ilişki, eğitim, iş, bunların hepsinin aynı anda çok kötü olduğu, hatta hepsinin sarsıldığı, tehlikeye girdiği bir dönem oldu mu? Ya da birinin diğerini, diğerinin öbürünü zincirleme bir şekilde etkilemesiyle elinizde bir şey kalmadığını hissettiğiniz?

Olduysa nasıl güçlü kaldınız ve nasıl çıkış yolu buldunuz?
0
reptillia
(05.01.18)
oldu, hatta hepsiyle birlikte sağlığım da tehlikeye girdi, trafik kazası geçirdim bir de üstüne.

sanırım çıkış yolumu bulmamı, sağlığımı kaybetmem sağladı o dönem. değişik bir zen moduna falan girmiştim; tek başına tuvalete bile gidemeyecek haldeyken diğerlerine önem atfetmemin ne kadar saçma olduğunu düşünüp düşünüp gülüyordum. düşünsene, çişin var ama yapamıyorsun. ne yapayım ilişki iş problemini, çişimi yapsam tüm sorunların bir çözümü var aslında ya kafasına giriyorsun işte.

sonrasında hepsi düzeldi bu düşünce yapısıyla.
0
treamorg
(05.01.18)
Oldu, oluyor. Güçlü kalamıyorum. Sürünüyorum.
0
Amaranta ursula
(05.01.18)
Olmakta hala. İnsanlarla konuşarak atlatabiliyorum bu dönemi sadece.
0
kablelvuku
(05.01.18)
2015 yazından 2017'nin yarısına kadar asdasdfg. gerçi hala elimde bi şey yok elle tutulur, istediğim şeyleri yapabilmiş değilim. fakat akıl sağlığım benimle. :D o dönem tedavi görüp atlatabildim.
0
nice tnetennba
(05.01.18)
kendimi bildim bileli bunların hepsi ters gidiyor bende ondan uyuşturucu bağımlısıyım galiba zaten, güçlü kalma diye birşey yok sadece alışıyorsun, alışırken yıpranmamak kritik nokta
0
docrivers
(05.01.18)
2015 yazından berı olan arkadasa ben de katılıyorum. 2015 yazından berı her sey bombok. ısten atıldım bı daha da toparlanamadım hıc.
0
camene87
(05.01.18)
olayı bir kademe ileri taşıyorum:

hayatımda herhangi bir şeyin iyi gittiği bir dönem hatırlamıyorum.
0
kosun lan mevzu var
(05.01.18)
Icerisindeyim hala o donemin. Olmuyor simdilik. Umudum var, o kadar.
0
runagain
(05.01.18)
Oldu tabii ki, olmaz mi! Hatta, hala devam eden kismi bile var; deprem gecti ama enkaz temizleme devam ediyor.

Ilk olarak guclu kalmak cok da anlamli olmayabilir. Guclu kalmaya kasmak sizi daha da yorabilir ya da yasadiklarinizi normallestirmenize ve yoksaymaniza, katilasip merhametsizlesmenize ve anlayissizlasmaniza neden olabilir. Uzuluyorsaniz uzuluyorsunuzdur, yikilsaniz yikiliyorsunuzdur. Bunlar tabii ki basit duygular degil, zaman zaman boyumuzu da asiyor. Hatta bazen haddinden fazla boyumuzu asiyor ve boguluyoruz ama bu kadar buyuk akintilara karsi koydukca daha da yorulur ve daha da bogulmaniza neden olur. Bu yuzden, uzuntunuzu yasayim; bol aglayin; bol bol konusun insanlarla. Profesyonel yardim alabiliyorsaniz en iyisi ama konusamiyorsaniz veya yardim alamiyorsaniz, yazdikca yazin, yazdikca yazin. Uzuntunuzu yasayin ki, sisteminizden ciksin, icinizde kalmasin. Keskin sirke kupune zarar.

Amerikalilar "You don't go against the current, you go through it" derler. Yani, akintiya karsi yuzmeyiniz, akintiyla birlikte gider ve bir zaman sonra yolunu bulursun anlamina gelir. Basimiza kotu seyler geliyor ve bunlar varken hicbir sey olmamis gibi davranmak, kendimizi yormak pahasina savasmak, sorunlari hasiralti etmek kendimize, sagligimiza ihanet olur.

Bir de o kafayla ve o ruh haliyle aktif olarak savasa girmek isleri daha da kordugum yapabiliyor.

Ben guclu kalmadim. Agladim, yardim istedim, yardim aradim, kendime sefkat gostermeye calistim. 15 yasinda bu Tavuk Suyuna Corba kitaplari olmasa da, kucuk anekdotlar okumayi seviyordum. O yazilardan birinde "Saga cektim, bekliyorum. Akan aksin, giden gitsin. Bekliyorum" diyordu. O icimde cok yer etti. Boyle durumlarda, ilk once sakin kalmak mumkun olmayabiliyor ama sakinlik donemi geldiginde saga cekip beklemek en iyisi. O kordugumu ya zaman cozuyor ya da bazen sen ellemeyince kendi kendine cozuluyor. Ne zamanki su boyundan az bir yukseklige geliyor, o zaman aktif caba ise yarayabiliyor.

Cikis yolunu ben bulmadim, kendi geldi birakti bir yere. Ben de bu yerden devam ediyorum. Hep boyle olmayacak, cikis yolu orada. Gececek. Illa ki gececek.
0
aychovsky
(05.01.18)
(5)

bunlar gibisi

durbikonusucaz
the animals - house of rising sunaerosmith - dream onled zeppelin - stairway to heavenbu şarkıları içeren bir playlist olsa o listede başka hangi şarkılar olur?
the animals - house of rising sun
aerosmith - dream on
led zeppelin - stairway to heaven

bu şarkıları içeren bir playlist olsa o listede başka hangi şarkılar olur?
0
durbikonusucaz
(04.01.18)
open.spotify.com

tek tek yazmaya üşendim, bu listeden seçip koyarız bence.
0
evde liyakat kalmamis
(04.01.18)
teşekkürler ancak liste çok geniş
0
🌸durbikonusucaz
(04.01.18)
ufo - space child ve love to love
ted nugent - cat scratch fever
bruce springsteen - born to be wild
hawkwind - silver machine
doors - the end / roadhouse blues
camel - lady fantasy / the mirage / nimrodel / never letgo
rush - la villa strangiato (yarebbim ne güzel şarkıdır bu?!) / natural science
kiss - detroit rock city
jethro tull - farm on the free way / heavy horses
mike oldfield - tubular bells
yes - then
alan parsons project - tales of mystery and imagination (bütün albüm)
frank zappa - watermelon in easter hay
wishbone ash - phoenix / persephone
tangerine dream - cloudburst flight

şimdilik bunlar...
0
rahip janick
(04.01.18)
rainbow - ariel
deep purple - sometimes i fell like screaming
blue öyster cult - burnin' for you
0
logic
(04.01.18)
Procol Harum - Whiter Shade of Pale
0
aychovsky
(04.01.18)
(2)

Mantığını anlamak

hümanist tabutçu
"mantığını anlamalısın" ne demek oluyor sizce?
"mantığını anlamalısın" ne demek oluyor sizce?
0
hümanist tabutçu
(03.01.18)
kana kırmızı rengini veren meyve ?
0
protrek
(03.01.18)
Ezberden "Simdi su degiskeni buraya cekince sorunun cozulmesi gerek" diye degil de, o degiskeni neden oraya atmak gerektigini bilmek, anlamak demek.
0
aychovsky
(03.01.18)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.