Giriş
(11)

turist sindiremeyen şehirler?

antikadimag
turistten başkasının bulunmadığı, etrafta sürekli turistlerin gezdiği, bünyesine aldığı turistleri sindiremeyen şehirler.bunun turist sayısıyla alakası da yok bence. örneğin roma, londra daha küçük örnek vermek gerekirse krakow, zürih turisti hissettirmiyor.ancak prag, floransa her yerden turist çık
turistten başkasının bulunmadığı, etrafta sürekli turistlerin gezdiği, bünyesine aldığı turistleri sindiremeyen şehirler.

bunun turist sayısıyla alakası da yok bence. örneğin roma, londra daha küçük örnek vermek gerekirse krakow, zürih turisti hissettirmiyor.

ancak prag, floransa her yerden turist çıkıyor arkadaş. kafamdaki konsepti anlatabildim mi bilmiyorum ama başka böyle şehirler varsa bildiğiniz ekleyebilirsiniz.
0
antikadimag
(16.04.18)
barcelona
0
amortisman
(16.04.18)
barcelona
0
Jimmy McNulty
(16.04.18)
amsterdam bence
0
carabelli
(16.04.18)
Ben mi yanlış anladım ama Romayı bu kategorinin dışında mı tuttunuz? Roma turisti hissettirmiyor mu? Şaşırdım.

Bir süre orda yaşamış biri olarak turist yüzünden şehre gitmekten kaçınırdım. Özellikle hot seasona denk gelince amanın...

Kesinlikle Brugge +1 turistten adım atılmıyor nasıl hype olmuşsa..
0
AlsterWasser
(16.04.18)
amsterdam kesinlikle+1
0
yaraticinick
(16.04.18)
Bence de amsterdam. Yerel insan görmek zor gibi geliyor. Le mont sain michel başka bir örnek.
0
noluyo yaa
(16.04.18)
Barcelona, New York’un Brooklyn ve Queens dışında her yeri,
0
aychovsky
(16.04.18)
krakow ve zurih'i prag'la karsilastirmak anlamsiz zira mesela zurih hem asiri pahali hem de bir ozelligi yok, haliyle giden turist az. ona bakarsan adana da turisti hissettirmiyor.
0
hot potato
(16.04.18)
bu tarz şehirleri yazın gezmek çok sıkıcı oluyor. roma da bence hissetiriyor turisti.
0
mikahakkinen
(16.04.18)
Reykjavik
amerika ve uzak doğu işgalinde şehir
0
burya
(16.04.18)
Venedik
0
intihar etsem de kendime gelsem
(16.04.18)
(14)

Bu hatun güzel mi? (lucy liu içerir.)

susadım çeşmeye varmaz olaydım
yoksa bir ben mi aşırı çekici ve güzel buluyorum. 50 yaşına geldi ama hala taş ya hu. https://www.google.com.tr/imgres?imgurl=http%3A%2F%2Fthumbpress.com%2Fwp-content%2Fuploads%2F2014%2F12%2Ffunny-Lucy-Liu-ageing-young1.jpg&imgrefurl=http%3A%2F%2Fthumbpress.com%2Flucy-liu-doesnt-age%2F&docid=bgXus58
yoksa bir ben mi aşırı çekici ve güzel buluyorum. 50 yaşına geldi ama hala taş ya hu.

www.google.com.tr

www.google.com.tr

www.google.com.tr
0
susadım çeşmeye varmaz olaydım
(31.03.18)
9gag.com

Saatli bomba gibi kendisi.
0
nickimin hakkini veremedim
(31.03.18)
aynen dediğin gibi.
0
sutlu nescafe
(31.03.18)
abla hiç fena değil. hatta güzel bile..

yüzü altın orana uyuyor. altın oran testine soktum; 10 üzerinden 8,41 not verdi sistem.
i.hizliresim.com
0
Fayfa
(31.03.18)
yaşını da hesaba katacaksak bayağı güzel bence.

gerçi yaşından bağımsız da fena değil yine.
0
levpontryagin
(31.03.18)
guzel. ama ince. ama nasıl 50 yaşında yuh
0
benaslindayohum
(31.03.18)
Kill Bill ile tanımıştım kendisini. O-Ren Ishii rolünde biraz gergin bir ablaydı ama sonradan daha da güzelleşti ve taş oldu. Bence gayet bir güzel kadın.
0
dissendium
(31.03.18)
Benim de bayıldığım hatunlar arasındadır.
0
cemiyetin ünlü siması
(31.03.18)
Öyle bayılınacak bir hatun değil ama güzel. Kendine has bir havası, farklı bir yüzü var.
0
i m cool with that
(31.03.18)
beğenmedim.
duyuruyu görünce şu başlık aklıma geldi:

(bkz: lucy liu ile yattım)
0
tabudeviren
(31.03.18)
@i m cool with that;

neden?
0
🌸susadım çeşmeye varmaz olaydım
(31.03.18)
Ben de çok seviyorum, çok güzel. Hatta, şimdiki hali o Charlie’nin melekleri, Ally McBeal hallerinden daha güzel ama gözlerinden biri “Kalk gidelim” derken, diğeri “B.k yeme, otur” der gibi bir hali var. O yüzden, ona puanım 9.
0
aychovsky
(31.03.18)
Basima bir sey gelmeyecekse ben begenmiyorum bu ablayi.
Cekik gozlu irktan kadinlar bana soyle soyleyeyim, ortalama bir yetiskin erkek kadar cekici geliyor. Binali Yildirim'dan hoslanma ihtimalime yakin yani cekik gozlulerden hoslanma ihtimalim.
He bu kadin bir cekik gozluye gore iyi yine, onu da kabul etmek lazim.
0
stavro
(01.04.18)
bu zamana kadar duyuru'da paylaşılan kadınların hepsinden daha güzel. charlie'nin melekleri'ni izlerken bayılmıştım.
0
nice tnetennba
(01.04.18)
gayet güzel ama çekiciliği çoook daha fazla.
0
them bones
(01.04.18)
(13)

inan edin sözü neden yaygınlaştı?

nigeo
niye herkes "inanın" yerine "inan edin" demeye başladı?
niye herkes "inanın" yerine "inan edin" demeye başladı?
0
nigeo
(31.03.18)
gs baskanindan duymustum ben ilk kez
0
fakyoras
(31.03.18)
Ilk kez duydum boyle bir soz. Belki de o kadar yayginlasmadi.
0
crown
(31.03.18)
ben de typo sandım
0
passion rules the game
(31.03.18)
"inan olsun" diyorlar bana, ama her sehirde degil bence.
0
e haliyle
(31.03.18)
İlk defa duyuyorum. İnan Edin diye bir kişi var ve bunun bi sözü yaygınlaştı sandım.
0
idonthaveatvset
(31.03.18)
İlk kez duydum. Kim diyor?
0
Adramelekhh
(31.03.18)
inan edin diye bir sey ilk kez duydum.
0
000000
(31.03.18)
Kim diyor ya?
0
mehmed resad
(31.03.18)
İnan ki yeni duydum bu sözü..
Kim diyor?
0
1adam
(31.03.18)
buna bağladım ben.
www.youtube.com
0
marul hirsizi
(31.03.18)
İnan edin? İnaninla aynı manaya geldiğine emin misin?
0
sorubankasi
(31.03.18)
Eskiler “İnan olsun” dermiş. Babaannem hep öyle derdi “Gerçekten” veya “İnan ki” yerine. Daha sonra Develuşu Kabare’de de Metin Akpınar’ın “İnan olsun” dediğini duydum. En son da orada duydum zaten. “İnan edin”i ilk defa duyuyorum.
0
aychovsky
(01.04.18)
Antep yöresinde kullanılan bir şey
0
lion de la Turquie
(01.04.18)
(28)

Günde kaç defa asansöre biniyorsunuz?

The_Lollok
Amaçsız bir soru merak ettim sadece insanlar günde kaç defa asansör kullanıyor diyeEdit: Ben mesela 10-15 defa biniyorum zannedersem
Amaçsız bir soru merak ettim sadece insanlar günde kaç defa asansör kullanıyor diye

Edit: Ben mesela 10-15 defa biniyorum zannedersem
0
The_Lollok
(30.03.18)
10+
0
Son Müzakereci
(30.03.18)
Hiç
0
MaNOfTheYear
(30.03.18)
en az 4.
0
inheritance
(30.03.18)
Çok çok acelem yoksa hiç.
0
crescendo
(30.03.18)
2
0
cilgin fantezilerin adami
(30.03.18)
1 veya 2
0
dedimmidemedimmi
(30.03.18)
her gün tam olarak 8.
istisnai olarak 10.
0
nigeo
(30.03.18)
0
0
catch the arrow
(30.03.18)
6-8
0
soulforge d
(30.03.18)
çalıştığım ofiste bulunduğum katta sigara içebiliyorum. bundan önce çalıştığım yerde sigara içmek için 18 kat asansörü günde en az 10-15 defa kullanıyordum.
0
calucifer
(30.03.18)
0
0
Adramelekhh
(30.03.18)
0

İş yerim 2 katlı, asansör yok. Evim de 3 katlı, evde de asansör yok. Dolayısıyla devamlı asansör kullanabileceğim bir ortam yok.
0
i m cool with that
(30.03.18)
çalışma günleri 4, diğer günler 0.
0
tepedeki psychedelic adam
(30.03.18)
0
0
biravekahve
(30.03.18)
4.
0
ada meltemi
(30.03.18)
Hiç binmiyorum çünkü asansöre binmemi gerektirecek bir yerde işim olmuyor
0
neferkitty
(30.03.18)
Ortalama 4
0
nodrama
(30.03.18)
Hiç. En çok çıktığım kat zeminin bir üstündeki.
0
aychovsky
(30.03.18)
Ayda 1 falan.
0
stavro
(30.03.18)
en az 4, en fazla 20 ye kadar çıkabiliyor.
0
damla sakızlı dondurma
(30.03.18)
En az 2
0
cemallamec
(30.03.18)
Hiç. Fobim var.
0
hedep
(30.03.18)
Hiç
0
poncikkurabiye
(30.03.18)
Dışarı çıkacaksam minimum 2. Ev 9. Katta çünkü.
0
Amaranta ursula
(30.03.18)
7-8 kere.
0
pike
(30.03.18)
İniş ve çıkış olmak üzere toplam 2.
0
m e b
(30.03.18)
Hiç
0
ayhsegull
(30.03.18)
evden çıkarken ve eve dönerken: 2
0
runagain
(31.03.18)
(1)

Avrupa’daki veba salgını?

bir fincan kahve ile film izlemek
Hakkında okuyabileceğim detaylı bir kaynak verir misiniz?Bu ne menem bir şeymiş ki böyle , nüfusu kırıp geçirecek kadar güçlü? Sonrasında nasıl yok olmuş ve bir daha görülmemiş (veya ben görülmemiş diye biliyorum) yani ne bileyim bir çözümü falan mı bulunmuş yoksa aslında günümüz için basit olan bir
Hakkında okuyabileceğim detaylı bir kaynak verir misiniz?

Bu ne menem bir şeymiş ki böyle , nüfusu kırıp geçirecek kadar güçlü? Sonrasında nasıl yok olmuş ve bir daha görülmemiş (veya ben görülmemiş diye biliyorum) yani ne bileyim bir çözümü falan mı bulunmuş yoksa aslında günümüz için basit olan bir şeyin o zamanlar için güçlü bir hastalık olmasından dolayı mı etkisi kuvvetli olmuş? Yani avrupa’daki ölüm oranını düşünüyorum, akıl alır gibi değil, savaşlar bu kadar can almamış.

Dan brown ‘un cehennem’ini okuyorum da oradan aklıma takıldı. Çin’in de nüfusunun üçte ikisini yok etmiş. Sonra avrupa ‘ya bulaşmış. Nasıl olmuş bu iş? Çin ve Avrupa da fersah fersah uzak yerler birbirine.
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(30.03.18)
Zeigler'in The Black Death adli bir kitabi vardi, orada guzel anlatiyordu. Ben de daha once Duyuru'daki bir sorudan sonra merak edip okumustum ama cogunu hatirlamiyorum simdi.

Cin'den Avrupa'ya gelisinin Ipek Yolu uzerinden ve tuccarlar araciligiyla oldugu soyleniyor. Hatta, Istanbul'da da bayagi kiran gibi girmis ama Avrupa'daki kadar sert olmadigi soyleniyor. Bunun nedeninin de, Avrupa'nin o zamanlar temizlik ve banyo yapisi konusunda altyapisiz olusu, Turkiye'de ise hamamlarin varligi olarak gosteriliyor. Yine salgin olmus ama Avrupa ile karsilastirildiginda biraz daha kucuk kalmis.

Hatta, bir bugunku Polonya tarafinda o kadar sert olmamis, bir de Italya'nin bazi yerlerinde. Bunun da nedeni, Polonya'ya gelecek tuccarlari kirk gun sinirlardaki odalarda tutmuslar ve eger iyilerse girmelerine izin vermisler. Olenlerin mallarini sokmamislar. Karantina adi da buradan, bekleme suresinin 40 gun olusundan geliyormus.

Hastaligin gecisi ise standart epidemik olusuyla ilgili. Mikrop vucuda girdiginde hazirliksiz yakalaniyorsun ama zamanla T ve B hucreleri hastaligi uygun sekilde savasacak Ar-Ge'yi yapip bagisiklik kazandiriyorlar. Bu surecte, dogal secilim oluyor. Guclu birey hayatta kaliyor, gucsuz birey oluyor. O arada deneme-yanilma "Su ise yariyor, bu ise yaramiyor" diye yontemler de gelistiriliyor. O arada ilaclar ve teknikler gelistiriliyor, salgindan baskin hale geliyor bir noktadan sonra. Genel olarak salginlarin grafigi su sekilde. Bir tepe noktasindan sonra sonumleniyor. Baska etkenler de var tabii.
www2.palomar.edu

Kitap olarak Ziegler'in kitabi iyi gercekten.

Edit: Soyle bir tez buldum. Basi guzel anlatiyordu.
dergipark.gov.tr
0
aychovsky
(30.03.18)
(21)

Yalnız mısınız?

fragile lady
Yalnızlık tanımınız nedir ve bu tanıma göre siz yalnız mısınız? Yalnızsanız yalnızlıkla aranız nasıl; halinizden mennun musunuz?
Yalnızlık tanımınız nedir ve bu tanıma göre siz yalnız mısınız? Yalnızsanız yalnızlıkla aranız nasıl; halinizden mennun musunuz?
0
fragile lady
(30.03.18)
yalnızlık psikolojik bir şey kesinlikle ve olağan.
0
susadım çeşmeye varmaz olaydım
(30.03.18)
günaydın / nasılsın / iyi geceler

bu 3'ünden hiçbirini kullanmadan kapattığım günlerim oldu (diyecek kimse olmadığından), o dönemimi yalnız addediyorum. artık böyle değilim. memnun olunacak bir şey değildi, benim gibi bir sosyopath için bile. yalnızlığın "cool" sanıldığı tek dönem; ayrılık sonrası acı yaşanan veya yeni biri bulunamayan zamanlar. yaş ilerleyince kıçıyla gülüyor bu sanrılara insan oğlu. yalnızlık iyi filan değildir.
0
507
(30.03.18)
Kolumda bandaj var sabah revirde kremi sürüp sarıyorlar, akşam ben kremi sürüyorum ama tek elimle saramıyorum. Yalnızlığın kafa attığı anlarımdan biri böyle mesela.
0
denef
(30.03.18)
yalnız değilim, kendim var...
previews.123rf.com
0
Bruce
(30.03.18)
ben değilim. kendimle öyle güzel anlaşıyorumki geçen iddiaya girdik saçlarını kazıtıcam ibnenin :)
0
fasko
(30.03.18)
Belki gercekten yalniz degilimdir ama bu siralar yalniz hissediyorum ya. Fazla gururlu oldugum ve insanlarin gozunde hep iyi bir imaj cizmek istedigimden belki de. Su an hissettigim turden yalnizlik, sevdigim turden bir yalnizlik hali degil, tehlikeli bir yalnizlik hali. Genel olarak da yalnizligi sevmiyorum, asla da barisamayacagim sanirim. Hayat paylastikca guzel bence.
0
yuzır
(30.03.18)
Yalnızım. Şikayetçi değilim.
goo.gl
0
Amaranta ursula
(30.03.18)
Benim için problem olabilecek 2 çeşidi var. 1.si anlaşılmamak, hayat görüşü paylaşamamak, bir şeylere karşı kimseyle aynı kavrayışa sahip olamamak. 2.si de kimsenin zihninin bir diğerininkine dokunamayacak olması.

Edit: Bu arada anlaşılmamaktan kastım biraz o ergen tınısı olan hal olsa da aslında algıladığın gerçekliğin dünyanın tamamen farklı olması. Yani işte ben böyle biriyim o şöyle biri değil de tamamen farklı şeyler deneyimlemek. Genelde çoğu konuda benzer hisler, deneyimler, tecrübeler yaşadığımızı hissederiz ama hiç öyle değil aslında.
0
Adramelekhh
(30.03.18)
Yalnizlik tanimim anlasilmamak ya da farkli olmaktan ziyade, "Olsem, kimsenin haberi olmaz. En az birkac gun beni bulmazlar" ya da "Su anda acil bir durum olsa ve hastaneye gitmem gerekse, arayacak kimsem yok" seklinde. Pesinden "Cagirayim da, bulusalim, goruselim " diyecek birinin olmamasi geliyor. "Ben derdimi anlatayim" ya da "Beni anlamiyorlar", vb bunlardan sonra ama o da yalnizlik tabii.

Gecen sene cografya degistirdikten sonra sifirdan baslamak zorunda kaldim. Istanbul'da arkadasim da vardi, anlasiliyordum, mutluydum ama 30'undan sonra sifirdan baslamak zor oldu biraz. Bir sene kadar cok yalniz hissettim kendimi. Sevgilim var ya da Istanbul'dan, vb arkadaslarim sik sik arayip soruyorlar, ben de onlari arar sorarim ama buradan yakin oldugum kimse olmadi. Arkadaslarim var ve gorusuyoruz ama herkes cok yogun. Cok sik toplanamiyoruz ya da gorusemiyoruz. Her seyimi anlatacagim, "kanka mode on" biri olmadi, geyik pesindeyiz surekli. Hala her seyimi eski arkadaslarima anlatiyorum.

Ozetle hayatta yalniz degilim ama henuz sosyal cevreyi duzene koyamadim. Aliskin oldugum bir durum olmadigindan, bu da ara ara bana yalnizlik hissi veriyor. Arkadaslarim olmasini, arkadaslarla vakit gecirmeyi, konusmayi cok severim. Biraz kizgin kumlardan serin sulara oldu sosyal hayatim, o da carpti ilk anda. Yeni yeni oturtuyorum.
0
aychovsky
(30.03.18)
Yalnızlık insanın kendine yakışanı giymesidir jsjsjk

Yalnızlık enteresan bir şey, tanım yapmaya kalktığımda @aychovski'nin tanımına benzer şeyler aklıma geliyor ancak o durumda olmamama rağmen yalnız hissediyorum.

Geçen duyuru açmıştım, tüm dostlarım bir anda başka yerlere dağıldı. Kendimle çokça vakit geçirmeyi sevsem de yanında inanılmaz rahat hissettiğim insanların yok olması ile birlikte içime yalnızlık hissi çöktü. Sanki artık hayattan daha az zevk alacakmışım gibi geliyor.
0
cikmaz sokaktan cikagelen cocuk
(30.03.18)
Daha yeni bi makale okudum, yalnizlik uzun vadede saglik sorunlarina daha cok yol aciyormus.
0
baldur2
(30.03.18)
En son arada bir “Nbr kenks!? xd” diye mesaj atacak motivational bir telefon uygulaması arıyordum, var sen düşün halimi ahshf.
Benim problemim daha ziyade arkadaşsızlık. Hoş, sevgilim de yok ama arkadaşımın olmaması daha çok koyuyor. Neyse ki ailemle aram iyi. O konuda bari yüzüm gülüyor.
0
i m cool with that
(30.03.18)
insanlar ayrılık sonrası oluşan depresif döneme, işsiz kalınan , ailenin kaybedildiği ve bilimum sıkıntılı süreçlerde düştükleri dönemleri yalnızlık olarak kategorize ediyyor, bazıları ise doğduğu günden beri zaten herkesten farklıdır, normal insanların yılın kısa bir sürecinde yaşadıkları o buhran dolu süreci zaten hergün yaşar onlar için hiçbirşey ifade etmez yalnızlık, zaten onlar yalnızlık kelimesinin vücut bulmuş halidir, ben kendimi böyle tanımlarım, yağmurda sırılsıklam olmuş leş gibi kokan acıyarak bakılan dokunmaya tahammül edemeyeceğiniz sokak köpeği benim
0
docrivers
(30.03.18)
Yalnızım ve mutsuzum özellikle akşamları işten eve gidince. Mutsuz olmamın sebebi sadece yalnız olmam.
0
mythralioz
(30.03.18)
Yalnızım. Hayatında sevdiği insan olan insanları çok şanslı buluyorum sanki imkansızı başarmışlar gibi. Evlenmek için evlenenlerden bahsetmiyorum.
0
pastörizesüt
(30.03.18)
çevremdeki insan fazlalığı açısından hiç yalnız sayılmam ama kimseyle konuşmayı tercih etmediğim için yalnızım diyebiliyorum. bazı dönemler bu yalnızlıktan sıkılıp dışarıdan çıkmadığım olur, onun dışında konuşmam pek. delirmeyeyim diye merhaba merhaba.
0
nice tnetennba
(30.03.18)
no; etraf insan kaynıyor, normal bir insanın yalnız olması pek mümkün değil.
0
pamuk helvalar cebe
(30.03.18)
Sanırım değilim ya. acayip bir mahalle kültürüyle yetiştim. herkes birbirini seviyor sayıyor. 3-4 tane adam var, özellikle 2 tanesine Bursa'ya gidek mi iskender yeriz, Salda gölü mü ne varmış gidek mi çadır kurarız, gebze'ye gidelim mi elmalığı budayalım yaz geliyor dediğimde hepsi ertesi gün kapının önünde oluyor.

burası aracılığıyla hepsine selam olsun. Mehmet 1, ilaykan 2, The Witcher 3
0
eazy
(30.03.18)
Yalnızım ama alıştım gibi; yani o kritik eşiği geçtim. Bundan sonra alıştığım düzenimi bozar mıyım bilmem.
0
skooma
(30.03.18)
tek başıma yaşıyorum, iş bitip de eve gittikten sonra neredeyse hiçbir zaman hiçkimseyle görüşemiyorum. Ama bir introvert olduğumdan, bu zamanı şarj zamanı olarak değerlendiriyorum. Akşamları, haftasonunu vs tek başıma geçirmek yalnızlık gibi gelmiyor. Yalnız başıma yemek yemek, sinemaya gitmek gibi şeyleri aşağılayıcı, küçümsenecek bir şey olarak görmüyorum. Zira derdimi anlatacağım, yardım isteyeceğim, "ya kalk gelsene" diyebileceğim insanlar var hayatımda, ailem, yakın arkadaşlarım falan.

Ama sevgilim yok içerikli bir yalnızlığı yeni yeni yaşamaya başlıyorum sanırım. Haftasonu 8-9 günlük bir tatilden döndüm ve döndüğüm gibi derin bir mutsuzluğa girdim. Jetlag mi yaşıyorum yoksa depresyonda mıyım onu anlamaya çalışıyorum şu anda. Zihinsel olarak uzun süre önce hayatımın bundan sonrasını "single" olarak geçireceğim gerçeğini kabul ettim zira yeni insanlarla tanıştığım, tanıştıklarımı da çekici/ilginç vs bulduğum bir hayatım yok. Ve bu fikre gayet normal da bakıyordum. Ama işte son dört beş gündür, aychovsky'nin dediği "ölsem kaç gün sonra bulurlar" hissini romantik düzlemde yaşıyorum. Ama bu durumu değiştirecek hiçbir şey de yapmayacağımdan, yani gidip de bir çöpçatanlık uygulamasına falan sarmayacağımdan, şikayet etmek manasız herhalde. Jetlag ile birlikte duygusal çalkalanmalar da gider diye umuyorum zira biraz makaleler okudum, belirtiler aynı oluyormuş. Gereksiz iç dökmemi dinlediniz.
0
sopiro
(30.03.18)
Yalnız: Biriyle duygusal birliktelik içinde olmayan.
Tek başına: Arkadaşları olmayan.

şeklinde ayırıyorum.

Tek başınalık konusunda sıkıntım yok, boş zamanlarımda sosyalleşebiliyorum. Çalışırken de sosyalleşebiliyorum. Yeni kimselerle tanışmak kolay. Sürekli görüştüğüm 15 yıllık yakın bir arkadaşım var, daha seyrek görüştüğüm 8-10 yıllık arkadaşlarım da var. Hatta geçen yıl bir 10-15 kişiyi de hayatımdan kendim çıkardım. Her yer insan...

Yalnızlık konusunda da elimden geleni yapıyorum. Kimiyle imkanlarımız el vermiyor, uzak şehirlerdeyiz. Kimiyle kafalar uymuyor. Hiçbir zaman sırf biriyle birlikte olmak için birlikte olmayı düşünmediğimden bu durum normal.

Memnun muyum? Bunun bir önemi yok diye düşünüyorum. Mevcut şartlar ve belirsizlikleri aşınca, bu arada biri de beni ikna ederse, daha stabil bir hayata geçebilirim diye umuyorum. O zamana kadar çevreyi genişletiyorum.

Kadınların hiç romantik olmaması zaman zaman canımı sıkıyor, ama ona da yapacak bir şey yok. Doğaları gereği erkekleri et parçası gibi görüyorlar. Son uzun ilişkim 3 yıl sürmüştü. Ayrılmamızın üzerinden bir yıldan biraz daha fazla geçti. Ayrılınca daha iyi hissetmeye başladım, çünkü beni de aşağı çekmeye başlamıştı. O psikolojiyle koşup yeni birini bulmak da istemedim.

Özet: Hayatı nasıl gelirse öyle yaşıyorum. Geleceğe dönük büyük kaygılarım yok. Üzerimdeki yükleri atıyorum. Böylece hayat her seferinde daha iyiye gidiyor.
0
idexo
(01.04.18)
(9)

Bylock tespit edilemedi

aychovsky
Geçen sene bir doktor Fetö suçlaması nedeniyle KHK ile atılmış, sonrasında intihar etmiş. Bugün telefon incelenmesi tamamlanmış ve Bylock bulunmamış. Gazetedeki haber buydu. Adamın Fetö ile ilgisinin bulunmaması büyük olasılık zaten de, Bylock bulunmaması ne demek?
Geçen sene bir doktor Fetö suçlaması nedeniyle KHK ile atılmış, sonrasında intihar etmiş. Bugün telefon incelenmesi tamamlanmış ve Bylock bulunmamış.

Gazetedeki haber buydu. Adamın Fetö ile ilgisinin bulunmaması büyük olasılık zaten de, Bylock bulunmaması ne demek?
0
aychovsky
(29.03.18)
Bylock FETÖ'cülerin WhatsApp'ı denebilecek bir mesajlaşma uygulamasıydı. Telefonunda o uygulama bulunamadıysa FETÖ'cülerle iş birliği yapmamış denebilir.
0
dissendium
(29.03.18)
1- Telefonun hafızasını detaylıca taramışlar ve Bylock kalıntısı bulamamışlardır.
2- Telefondan bağlanılan ağlara bakmışlar ve Bylock ile bir bağlantı bulamamışlardır.
0
i was made for you
(29.03.18)
telefonuna ilgili programı kurmamış demek.
0
yüzyıllık yalnızlık
(29.03.18)
Programı kurmadığını tahmin etmiştim ama Bylock-FETÖ ilgisini bilmiyordum.
Mesela, bende Telegram var şimdi. Onu bilmemne cemaati kullanıyorsa ve ileride bir şekilde terörist ilan edilse, ben de yanıyorum sanırım.

Edit: Gerçi Fem dersanesini, Bank Asya’yı hep öyle yaktılar da, bildiğin herkesin indirebileceği telefon uygulaması garip geldi.
0
🌸aychovsky
(29.03.18)
Şöyle açıklayayım hocam,
15 Temmuz sonrasında kurumlara Mit'ten raporlar gönderildi. Şu elemanınızın Bank Asya'da parası var, kızı şu okulda öğrenci, 2010 KPSS'de yüksek puanı var, telefonunda bylock var vs türünden. Kurumlar da kendi bünyelerindeki komisyonlarla bu raporlara istinaden soruşturma açtılar ve bir çok kişinin kamu görevinden çıkarılmasımı teklif ettiler. KHK'larla da bu durumun son aşamasını gördük. Bu süreçte telefonlara bakılmadı. Sadece istihbarat raporlarından hareket edildi.
Sonrasında kamu görevinden çıkarılan kişiler yargı yoluna gitti. Telefonlar incelendi. Bazılarının telefonunda gerçekten de bylock çıkmadı. Bahsettiğiniz konu hakkında bilgilerim bu şekilde.
0
kostas
(29.03.18)
Bu Bylock olayı dünyanın en saçma salak şeyi olabilir. Yani adamlar köküne kadar cemaatçi olsun, darbeye bilfiil katkıda bulunsun ama Bylock yoksa salınacak öyle mi? Ben böyle saçmalık görmedim, sebebi de fetonun dizinin dibinde oturup risale okuyan herkesi almaya kalksalar kendileri de göte gelecek. O yüzden böyle bir saçmalığa göre adam ayarlıyorlar. Lan belki adam merak etti google playde indirdi sildi sonra ne olacak pisi pisine içerde yıllarca çürüyecek mi?

İntihar etmesini de ayrıca anlamıyorum. Doktor adamsın, atla bota siktir ol git mülteci ol Avrupa'da. Denklik alır doktorluğa orada devam edersin. Ne alaka yani intihar.
0
bos gezenin bos ustasi
(29.03.18)
Devletin peşlerinde olduğunu anlayan fetocular alakasız başka uygulamaları bylock sunucularına yönlendirerek hedef şaşırtmak istemiş dolayısıyla bir çok kişi bylock tan habersiz olduğu halde mağduru oldu bunun.
0
Ufuk
(29.03.18)
Ben bu bylock'un normal marketten indirilen değil de apk tarzı yüklenen bi uygulama olduğunu duymuştum. Yani markete açılmış mıydı ki? Eğer öyleyse meraktan indirmiş olabilir ama öbür türlü bi şekilde telefona yüklenmesi lazım ki yanlışlıkla olmaz sanırım o şekilde.

Ayrıca bu bylock lafı da baya geçiyor hiç duymamış olmanız tuhaf geldi.
0
nundu
(30.03.18)
:)) yorumlara çok güldüm, şu günlerde dota2'de fena halde kötü takımlarla rastlaşıyorum tanrının bi' oyunu işte. neyse ki siz varsınız.


Bylock öyle kendi kendinize kurabildiğiniz birşey değil, zaten bu yüzden yekten ''fetö'' muamelesi uyguluyorlar. Adamlar oturmuş yazmış haberleşme programını ve illa birisinin size yüklemesi gerekiyor. ve ufuk adlı arkadaşınızın bahsini ettiği şey de doğru ama bu ayrımı yapmak için filtreleme sitemi kurmuş polis teşkilatı da. Bu kısmı çok uzun.

Bence ilginç kısmı şu, hangi tarafta olursa olsun kafası çalışan adam illa çıkıyor gerçekten çok ilginç... Neyse



edit: konuya dair, @yüzyıllık yalnızlık adına sahip bir kullanıcıdan gelen mesajı eklemek isterim;

''yanlış bilginizi düzeltmek isterim hocam. bylock vaktinde resmi olarak appstore da yer alan, daha sonra store dan kaldırılan ama geliştirilmesi devam eden bir uygulama. kendi kendinize kurarsınız ama ilgili referans kodunu elde etmeden gruplara giremezsiniz.''
0
mete kudur
(30.03.18)
(20)

Kadın arkadaşlara bi soru

noluyo yaa
Kaç kızla birlikte olduysam hepsi tipe önem vermediklerini söyledi bana. Gerçekten böyle bi olay var mı? Mümkün mü yani yoksa sığ gözükmemek için mi söylüyosunuz dürüst olun?
Kaç kızla birlikte olduysam hepsi tipe önem vermediklerini söyledi bana.

Gerçekten böyle bi olay var mı? Mümkün mü yani yoksa sığ gözükmemek için mi söylüyosunuz dürüst olun?
0
noluyo yaa
(29.03.18)
yalan söylüyorlar.
0
paudi
(29.03.18)
Valla genelde tanıdikça ortak zevkler/ yönler olduğunu gördükce ve iyi anlaştıkça karşındakinin tipi çok da göze batmıyor. Tabii çok aşırı kötü bir tip olmadigini varsayiyorum.
0
Amaranta ursula
(29.03.18)
O tipe önem vermeme konusu belli bir barajın üstünde geçerli. İnsandan insana değişen bir hilkat garibesi barajı, bir "sümük atmam" barajı var.
Kimi kadın da o barajın üstünde kalan, karşısına alıp koyabileceği seviyede gördüğü insanlarda tip 1. plana koymayabilir.

edit: Ben atladım ama soru baya sadece kadınlaraymış. "Tabii canım önemli olan insanın iç güzelliği" mesajları atmayın beyler rica ediyorum.
0
cay koy geliyorum
(29.03.18)
yalan
0
damla sakızlı dondurma
(29.03.18)
Tinderda hep asiri yakisiklilari begeniyorum, sevgililerimin hepsi ortalama ya da vasatti ama.

Yani aslinda bi iliskide tipe bakmiyorum, genel gecer seyler yasarken tip onemli oluyor.
0
kuehles blondes
(29.03.18)
Evet böyle bir şey var. Yoksa bu kadar yamuk yumuk herifin sevgilisi olur muydu?

Gerçi ben bir istisnayım. Bir erkekte en önem verdiğim şey tip.
0
i m cool with that
(29.03.18)
Bir kız arkadaşım bana böyle bir şey diyeceğine küfür etse daha iyi. Hazmetmesi zor bir laf.
0
idexo
(29.03.18)
Türkiye'de irilik daha önemli. Tipim iyi boyum da iyi (benden uzun kız senede iki tane belki görüyorum) ama iri bir insan değilim. Şöyle kemiklerim doğuştan kalın olsaydı ya da kas yapsaydım ohoohoo.
0
i was made for you
(29.03.18)
gayet de tipe önem vermeyen bi dolu kız var. açık açık da "x marka arabası olsun isterse ayı olsun" veya "devlet memuru olsun evi kira olmasın ne olursa olsun" diyen var
yahut unutmayın FETÖ binlerce insan evlendirdi bu memlekette, kızların da hiçbiri tipe bakmadı emin olun (bu çaprazlamalarda erkekler kız güzel olsun, beyaz tenli, ince belli, genç olsun derken erkekler için sadece doğulu olmasın, çok kardeş olmasın gibi kriterler vardı.) öğretmen, avukat, mühendis bu kızlar.
akademisyen arkadaşlar var, sadece diplomasına bakan.
var da var.
0
niye ama
(29.03.18)
hem yalan hem gerçek bu, duruma göre değişiyor.

ayrıca neden sığ gözükmek olsun ki tipe önem verdiğini ifade etmek, ülkemizdeki milyonlarca erkek sığ mı oldu şimdi?
0
yaraticinick
(29.03.18)
Hem olabilir, hem olmayabilir.

Notre Dame’ın kamburu gibi bir şekil bozukluğu ya da Ağır Yaşamlar’da bir sezonu geçirtebilir olmadığı sürece ya da tam tersi, görünce dağın taşın yerinden oynayacağı bir yakışıklılığı veya deli gibi bir şeytan tüyü yoksa insanların tipini çok da anlamıyorum. İnsanları siluet olarak görüyorum, ki zaten 4-5 kere görmeden de tanıyamam pek kimseyi. Hatta, ortam kalabalık olduğunda abimi de tanıyamadım. Milleti t-shirt’ten, monttan tanıyorum. Herkes birbirine benziyor bence ve tanımadığım herkes bir silüet sadece. İki ağız, iki kulak, bir burun, vb. İnsanlar konuştuklarıyla, söyledikleriyle yavaş yavaş tiplerini dolduruyor.

Yaşımdan dolayı böyledir diyecektim ama 20-22 yaşlarındayken Azra Akın dünya güzeli olmuştu ve o zamanlar Kıvanç Tatlıtuğ’la sevgililermiş. Tanımıyordum Kıvanç Tatlıtuğ’u. Beyaz Show’a çıkmıştı ve bir şeyler söylemeye çalışıyor, cümle kuramıyor; konuşması cok sıkıntılıydı. Oda arkadaşım “Dünyanın en yakışıklı adamı yeaaa” gbi bir şey dedi; adama baktım baktım “Konuşamıyor, bu mu yakışıklı” dedim. Meğer adam Best Model, vb. imiş o sıralar. Eskiden de varmış demek ki. Ha, Dean Winchester için iki bölüm içinde “Bu çok yakışıklı” dedim, öyle birkaç istisna oldu.

Hani sevgiliye “Sen Brad Pitt’ten daha yakışıklısın” dersin ve inanmaz ya, ama öyle görünüyor gözüme. Brad Pitt çevresinde haleyle dolaşmıyor ki benim gözümde. Sevgili ise parıl parıl parlıyor.

cay koy geliyorum’un dediği gibi bir baraj var. Barajdan sonrası çok bir şey fark etmiyor.
0
aychovsky
(30.03.18)
kadınların iki farklı tarzı var.ilki yakışıklı yüksek testosteron barındıran çekici adama karşı duydukları ilgi. bu ilgi aslında anlık ve genelde sadece çok genç kızlar bu tip adamlara aşık, olur aklından çıkaramaz. ya da o gece eğlenmeyi kafasına koymuş fırlama bir kadına iyi av olurlar. tabi bu adamı sadece şekil olarak analiz ettim yoksak kültürlü zeki biri ise o zaman ölümcül kombo.

ikinci tarzları ise daha derin ve kalıcı duygusal arkadaşlık-yakınlık-güven ilişkisi. bu ilişki öyle çok hızlı kurulmuyor ama kurulduğunda da oldukça kalıcı oluyor. işte kadınlar genelde ilk modlarını görmezden gelip bu ikinciyi hatırladıkları için tip önemli değil diyorlar. gerçi tip önemli değil deseler bile hepsinin bir tarzı var. bir kız arkadaşım için sakalsız bir erkek ile beraber olmak düşünülemezdi bir diğeri ise her daim chubby tipleri beğenirdi. çok nadir olarak tipleri birbirine pek benzemeyen erkeklerle çıkan kızlar da gördüm.

son olarak dış görünüşü sadece tip olarak değerlendirmemek lazım, dış görünüş aynı zamanda ait olduğun kültürün ve düşünme biçiminin de bi yansımasıdır. iyi spor giydirdğinde gayet yakışıklı olacak bir adam. cemaat abisi gibi mavi pantolon beyaz gömlek ve metal gözlükle bir de uygun şivede konuluyorsa brad pitt olsa dönüp bakmazlar. bir de bunun üstüne özgüven ve bunun beden diline yansımasını eklersen konu iyice karmaşıklaşıyor.
0
orpheus
(30.03.18)
Ben tüm samimiyetimle söylüyorum hiç öyle sığ bilmem ne derdim yok. Benim için tipten önce zekası, kişilik özellikleri geliyor bunlar bende ok ise tipi zaten aşırı ama aşırı (yukarıda bir üst duyuruda söz edilen di Maria gibi mesela) çirkin değilse sevgili olma engeli kalmıyor.
0
eksi sozlugun tatli insani
(30.03.18)
tipten cok sempatik olup olmamasi onemli sanirim. benim begendigim erkeklerin cogu arkadaslarim tarafindan yakisikli bulunmuyordu mesela ama bana asiri sempatik geliyorlardi. askin gozu kor dedikleri olayi da tecrube etmis olabilirim, bilemedim simdi :P
0
cocuklugundan optum seni
(30.03.18)
aychovsky +1
0
harekatamiri
(30.03.18)
tipe önem vermek, geri kalan hiçbir şeyi iyi olmasa da olur yeter ki yakışıklı olsun demek mi ? ya da tipe önem vermiyorum diyenler her baktıklarında çirkin buldukları insanlarla mı beraber oluyor ? hiç sanmıyorum. birçok kadın için ilk kriter tip olmayabilir ama mutlaka bir fiziksel çekim, beğeni vardır. aksi bana mümkün gelmiyor. bu beğeninin ölçütleri de herkese göre değişir.
0
aquarium
(30.03.18)
Sallamışlar bence.
0
Angelismeee
(30.03.18)
kablelvuku
(30.03.18)
@idexo, hahah iyi güldüm valla. Tipimle barışığım ama çok şükür :)
0
🌸noluyo yaa
(30.03.18)
tanıdığım bir kız arkadaş var, birkaç aya evlenecek ama sürekli erkek arkadaşının çirkin olduğundan ama onu sevdiğinden bahsediyordu. "çirkin ama ben seviyorum" diyordu. niye sürekli çirkin olduğunu vurgulamak istediğini ben anlayamadım ve özellikle soran olmadı ama bu kadar vurguladığına göre bir sıkıntı olduğunu veya ileride olacağını düşünüyorum.

bu durumda tip önemli olmasa da fiziksel olarak onu ona çeken bir şeylerin olması lazım.
0
dedimmidemedimmi
(30.03.18)
(11)

kız arkadaşım boksu bırakmamı istiyor

viviano
selam herkese.boksla uğraşıyorum. amatör olarak maçlara çıkıyorum, para kazanıyorum. maç başına 500 lira ila 2500 lira arasında değişen paralar. ek gelir oluyor yani. öğrenci olduğum için lazım da oluyor. ama şöyle bir sıkıntısı var; takdir edersiniz ki biraz sakat bir spor ve sürekli yüzümde, vücud
selam herkese.
boksla uğraşıyorum. amatör olarak maçlara çıkıyorum, para kazanıyorum. maç başına 500 lira ila 2500 lira arasında değişen paralar. ek gelir oluyor yani. öğrenci olduğum için lazım da oluyor. ama şöyle bir sıkıntısı var; takdir edersiniz ki biraz sakat bir spor ve sürekli yüzümde, vücudumda yaralar oluşuyor. maçlardan sonra kız arkadaşım yüzüme bile bakamıyor. maçlarımı izlemeye gelmiyor bile. maç bittikten sonra eve geldiğimde evde olmuyor beni görmemek için. geçen gün bana rest çekti, ya boksu bırak ya da beni diye. açıkçası boksu bırakamam çünkü bu sporda ilerlemeyi düşünüyorum, iyi de para kazanıyorum ve seviyorum da. ama kız arkadaşımı da seviyorum. onu nasıl ikna edebilirim bu duruma? ben de memnun değilim sürekli kaşım açık, suratım şiş biçimde gezmeye ama benim işim bu. okuldan yana umudumu kestim açıkçası, akademik bir kariyerim olacağını düşünmüyorum, mezun olmak için okuyorum işte. ama boks bambaşka bir dünya benim için. yeteneğim de var. devam ediyorum. antrenmandan, çalışmaktan, dövüşmekten keyif alıyorum. dediğim gibi para da kazanıyorum, ilerde artacak da bu kazandığım para. bilmiyorum aklım çok karışık. boksu bırakmak istemiyorum ama onu da kaybetmek istemiyorum. ama ikisi bir arada da olmayacak gibi. ikisinden birini illa seçeceksem galiba dövüşmeye devam etmeyi seçeceğim. sizin fikirleriniz neler? :(
0
viviano
(29.03.18)
Kızı bırak. Boksa devam. Sen de restini çek. Ben boksta ilerlemeyi, mesleğimi bu alanda yapmayı düşünüyorum, de.
0
cemallamec
(29.03.18)
Boksu sevmeyebilir ama sizi desteklemesi gerek. Hiç düşünmeyin, açıkça konuşun, boşuna sporda zaman ve motivasyon kaybetmeyin genç yaşta. Telafisi zor olur.

Samimi özet: yol ver gitsin.
0
crescendo
(29.03.18)
hic kafa travmasi gecirdin mi bilmiyorum ama bence bu travma isini bir arastir. kafaya devamli darbe yedigin bir sporla uzun sure ugrasanlar, eger yasliliklarini gorebilirlerse, baya sikintili bir hayat geciriyorlar. su anda para tatli gelebilir ama ilerisini dusun. ilerde bu kazadigin paralardan cok daha fazlasini harcasan bile sagligini geri getiremeyebilirsin...
0
cooperr
(29.03.18)
kız bu spor işini bile bile başlayıp şimdi yan çiziyorsa saçma. yine de öngörememiş olabilir. bilmiyorum, ben kıza hak verdim biraz çünkü ben de istemezdim. seçim yapmak zorundasın.
0
elorelia
(29.03.18)
@cooperr para kazanmadan da şuan yaşadığımız hayat, hayata benzemiyor. en azından dünyadaki bir çok zevki tatmadan 70-80 yaşına kadar yaşasan nolur, yoksa her şeyi yaşadıktan sonra 55-60 yaşında ölsen nolur? getirdikleri o kadar fazla ki ve artacak da, götürecekleri pek umrumda değil. benim sorum da zaten bu değildi dostum teşekkürler.
0
🌸viviano
(29.03.18)
Kız haklı. Bu şekilde hayat mı yaşanır. Sporcu olup resmi müsabakalara çıksan neyse.
0
dissendium
(29.03.18)
Kız bile bile başlamış olabilir ama başlarken “Hmm boksla ilgileniyor” diye düşünmüştür. Her maçtan sonra yaralar oluşacağını, yüzünü göremeyecek kadar olduğunu tahmin edememiştir. Tecrübenin, bilginin olmadığı konuda hayal etmek zor. Ben de soruyu okumaya başlarken “Hmm, niye boksu bırakmasını istesin ki” ike başladım. Maçtan sonra yaraları okuduktan sonrra sevgilimi o şekilde düşündüm ve onun yerinde olsam ben de maç falan izleyemezdim. Muhtemelen “Ben mi, boks mu” demeden ayrılırdım büyük olasılıkla. İnsana tutkusunu bıraktırmak sevgiliye, eşe veya ailesine düşmez.

Maalesef, ikisini bir arada götürebileceinizi sanmıorum uzun vadede. Kız buna alışsa bile, bununla yaşamak istemeyecektir. Ötesinde, hani sizin gelecek planlarınız belli de, kız muhtemelen aksiyonsuz ve 70 yaşına kadar yaşamayı riske atmayacağı bir ilişki istiyodur. Siz boksu bırakmayacaksınız, o belli gibi ama ikna etmeye çalışın. Belki alışır .
0
aychovsky
(29.03.18)
sen kararını çoktan vermişsin ama biraz destek almak iyi gelebilir.

evet bende kesinlikle boksa devam et diyorum. bu senin için güzel bir fırsat, yeteneğinden para kazanabilmek bu dönemde büyük marifet. kız arkadaşın yarın sıkılıp seni bırakabilir ama boks seni bırakmaz. dediğin gibi iyi bir gelirin var, umarım daha da artar. diyelim ki bıraktın, cebinde para yok kız seninle bir ömür devam eder mi? bence etmez.

inandığın yoldan kimse için dönme.
0
ada meltemi
(29.03.18)
net kızı bırak.eğer boks yapmayan birini istiyorsa seninle çıkmasaymış.senin iyiliğini düşündüğünü sanmıyorum.bu kızların genel diş geçirme denemesi.bir şey istiyorlar olmayacak yaparsan siktiri çekiyorlar senin yumuşak bailı olduğunu düşünüp eğer kabule etmezsen kadanı dırdırla yiyip sana da bağlanacak.ama bence kızdan ayrıl.insanların başkasının hayatında söz sahibi olduğunu düşünmesi çok saçma.
0
birdposing
(29.03.18)
Kafaya darbe alarak para kazanmaktan haz duymak enteresanmış gerçekten. Kızı bırak bence, kıza yazık.
0
cezzar dede
(30.03.18)
insanın sağlığına - vücuduna zarar veren şey spor sayılmamalı bence.
bırakabiliyorsan bırak bence.
bodyguardlık falan yapıp yine ek gelir sağlayabilirsin.

ayrıca kız haklı. içi kaldırmıyorsa, dayanamıyorsa ne yapsın?
0
titiraprap
(30.03.18)
(8)

Yaptıkları şeyleri hevesle yapan insanlar bunu nasıl başarıyor?

zebragibi
Gözlemlediğim bazı insanlar yaptıkları her şeyi büyük bi hevesle yapıyorlar. kitap okurken, ders çalışırken, spor yaparken hep büyük bi heves ve isteğe sahipler ve ben bu insanlara özeniyorum ama bir türlü o ince ayrıntıyı yakalayamadım. yaptığım neredeyse her şey gereksiz bi eziyete dönüşüyor, beni
Gözlemlediğim bazı insanlar yaptıkları her şeyi büyük bi hevesle yapıyorlar. kitap okurken, ders çalışırken, spor yaparken hep büyük bi heves ve isteğe sahipler ve ben bu insanlara özeniyorum ama bir türlü o ince ayrıntıyı yakalayamadım. yaptığım neredeyse her şey gereksiz bi eziyete dönüşüyor, beni heyecanlandıran nadir şeyler ise en fazla 1 ay sürüyor sonra o da aynı sürünceme.

depresif bi yapım var ama depresyonda değilim, 4-5 yıldır sevmediğim bi şehirde boş bi hayat yaşıyorum. burdan gideceğim günü bekliyorum büyük bi istekle, bu da beni baya dibe çekiyor ama bunların dışında bi yol yordam yok mudur? böyle bi şeyler yapsam ve girdap gibi yukarı doğru yükselsem istekli, hevesli bi insan olsam?
0
zebragibi
(28.03.18)
2 ihtimali var, birisi iç enerjilerinden bu motivasyonu sağlıyorlar. 2.si ise önce zorla yapmaya başlıyorlar sonra seviyorlar.

Bi' kız tanıyorum, sevmediği bi' erkekle birlikteydi sonra çocuğa aşık oldu evlendiler.(god damn it) misal...

Ben de dota2'yi sevmiyordum ama deli gibi oynuyorum(gerçi hala sevmiyorum, bu örnek sayılmaz)
0
mete kudur
(28.03.18)
Instagram.

Instagramı hayatlarından çıkartın çoğu kişi yaptığı aktivitenin yanından bile geçmez. Herkes başkasına hava peşinde.
0
gozu acik sevisen yahudi
(28.03.18)
Msn döneminde kimse böyle değildi. Millet evde çay sigara takılıp arabesk müzik dinliyordu.
0
gölgede aynı
(28.03.18)
Hiçbir şey amaçsız hedefsiz ve zorla olduğu halde 'hevesle' olamaz.

Eğer kişinin inandığı bir amacı ve hedefi varsa geri kalan her şey teferruata dönüşüyor ve önemsiz oluyor. Kişi o hedefe giden her yolu ne kadar zor olsa da veya hatta etik dışı olsa da göze alabiliyor.

Motivasyon dedikleri de kendiliğinden olmuyor işte, hedefler kişiyi güdülüyor. 'İç enerji' dediği 'itki', insanın doğasından gelen bazı arzularından kaynaklanıyor. 'Başarma arzusu', 'kendini gerçekleştirme arzusu', 'takdir görme arzusu', 'hayatta kalma arzusu' gibi çeşitli düzeylerde genelleyebiliriz.

'Zorla başlayıp sonra sevme' diye de bir açıklama yok, yine hedefler yoksa kişi güdülenemez. Zorla başlama meselesi alışık olunmayan bir eylemi alışkanlığa çevirme sürecinden ibaret.

Tekrar: Kendine inanabileceğin bir hedef ve amaç bul. Çevrene faydalı olmak istiyorsun diyelim. Sana en basit gelen bir konuda ihtiyacı olan birine yardımcı olsan bile olur. Bu yardım maddi olmasa daha iyi, çünkü aslında birine yardım ederken kendine yardım edeceğinden zihnen bu yardım sürecini yaşaman lazım. Birine zorlandığı bir konuda(en basit karşıdan karşıya geçmek isteyen bir yaşlı, sakat, yardıma muhtaç biri dahi olabilir, matematik, yabancı dil de olabilir) yardım edebilirsin mesela.

Sosyal bir hedef veya amaç seni şu anda olduğundan bir kademe yukarı taşıyacaktır. Bu davranışları alışkanlık haline getirirsen de uzun vadede pozitif biri olabilirsin, bir çok kişiyle tanışabilirsin... Önce kendini geliştirme gibi kişisel amaçlar yerine sosyal amaçlar bulmanda bu yüzden fayda var. Daha sonra bireysel bir düzeye geçersin.
0
idexo
(28.03.18)
insan faktoru burada onemli. ve isine nasil bir bakis acisiyla baktigin, yani anlam, motivasyon devamliligi icin oldukca onemli bir etken.

insan faktoru, varligimizi ve sagligimizi diger insanlarin varligina borclu oldugumuz icin onemli. yaptigin is de diger insanlarin hayatina nasil bir etki yarattigi ve nasil bir pozitif etki yaratacagi isine olan sevginin en temel dayanagi. neden? cunku biz insanlar birbirimizle variz. bu sebeple benim isim- her ne ise artik- diger insanlarin hayatina katacagi degisim ve farki ve kolayligi dusunmek, sahsen beni ayakta tutan yegane seydir. ben para ile motive olamiyorum, sohret ile de. anlam ile motive oluyorum. beni ayakta tutan sey bu.

bu sebeple bence yaptiklari seyi hevesle yapan insanlar islerinin anlamini cozmus kimseler.
0
tomcruise
(28.03.18)
Kafamda tam idexo'nun yazdiklarinin tersi vardi. Tam tersi degil de, bayagi bayagi ters.

Isini hevesle yapan sansli insanlardan biriyim. Neden bana maas verildigini on kusur yildir anlayamiyorum, param olsa "Ne olur bunu yapayim mi ben, lutfeeen" diye para veririm. Amac, hedef, degerlendirme, yarisma, kiyaslama gibi kavramlarin tam tersine heves ve tutkuyu baltaladigini, hatta oldurdugunu dusunuyorum. Tutkulu oldugun ya da yapmayi sevdigin icin degil de, bir seyleri basarmak icin yola koyuldugunda ulasip ulasilmayacagi belli olmayan bir hedefin insani yozlastirdigina ve tutkudan, hevesten ziyade hirsa yol actigina inaniyorum. Otesinde, basarili olma fikrinin anksiyete yarattigini ve bunun da performansi kotu etkiledigini dusunuyorum. GIdilecek yol ya da gecilmesi gerek bir esik oldugunda, o nokta insana yuk olabiliyor.

Tutku ve heves tam tersine basaridan tamamen bagimsiz geliyor bana. Tutkuyla bagli oldugun bir is ya da hobi, bos zamanini onunla doldurmak istedigin, kimsenin haberi olmasa bile ilgilenmek istedigin, issiz adaya dussen yapmak isteyecegin, hatta yarin olecegini bilirken zamanini o sekilde gecirsen pisman hissetmeyecegin is ve hobidir bana gore. Basarisiz olsan ya da bir ton kotu geri bildirim alsan bile vazgecmek istemeyecegin istir.

Burada bagimlilikla tutkuyu ayirmak gerekebilir. Burada birkac ayrim birden yapilabilir. Kanada'da bir universitedeydi sanirim, orada bir arastirma bunu iki sekilde ayiriyor. Ilki tutku ile yaptigin bir aktivite istenildigi zaman yapilabilir ama bagimlilik kontrol edilemez. Ornegin, "Benim canim bugun Duyuru'ya girmek istemiyor" deyip girmiyorsan ama Duyuru'yu cok seviyorsan; o bir tutku olarak tanimlaniyor ama "Lanet olsun, bugun Duyuru'ya girmeyecektim. Yine on saat burada kaldim" diyorsan, o bagimlilik oluyor. Ikinci fark da ciktilari uzerinden. Bir aktivitenin sana olumlu getirisi olacaksa bu tutku olarak tanimlaniyor ama getirisi olumsuz olacaksa bagimlilik olarak tanimlaniyor. Ornegin, kumar tutkusu tutku olarak degil, bagimlilik olarak tanimlaniyor. Iskoliklikte de calisarak kendi isteginle sagligina zarar vermek olarak goruluyor. Ornegin. Japonlarin karoshi denilen bir kelimesi var ve "cok calismaktan olmek" anlamina geliyor ve Japonya'da siklikla olmasa da diger ulkelere gore daha cok karsilasilasilan bir kavram oldugu soyleniyor ama Japonlarinki is bagimliligi sayilmiyor. Ne kadar kendi istekleri ile orada olsalar da, bunun altinda kultur ve mahalle baskisi yatiyor ve Japonlar baska seceneklerinin olmadigini dusunuyorlar. Ayni sekilde, "Ya atarlarsa" ya da "Yarina kadar muhlet verdiler bu is icin" diye kendini zorlamak da bagimlilik sayilmiyor, cunku kendi isteginle degil. Diyelim ki zaten basarilisin ve seni kovalayan yok ama yine de calisirken kendine zarar verecek hale geliyorsun; o sartlar altinda canini cikaracak kadar calismak iskoliklik olarak tanimlaniyor. Cok sevilen bir iste ya da hobide tutku ve bagimlilik sinirlarda yuruyebiliyor.

Birkac ornek vereyim bu konuda, isimlerini vermeyeyim. Ilki Turkiye'nin en buyuk stratejik yonetim uzmanlarindan ve kendi adina cikardigi yontemleri ve patentleri var. 1000'den fazla kurum ve kurulusa danismanlik yapmis, meclise kadar danismanlik yapmis ve yurtdisinda isler almis. Adamin evinde usaklari var. Bu adamla birkac kisi konusma sansimiz oldu ve tam da yilbasi zamaniydi. Insanlar piyango biletine para cikarsa ne yapacaklarini hayal ediyorlardi. Bu adam uc tane stratejist adi soyledi kendisi gibi ama yabanci, onlarla bir calistay yapardim. Cok eglenceli olurdu, butun gunumu oyle gecirebilirim" dedi.

Diger bir ornek yine basarili bir kisi. Bir arkadasimin esi Turkiye'de cok unlu diyemem ama kendi capinda unu olan bir asci. Kendi lokantasini acti ve Eksi Sozluk'te lokantasini gectim, kendi adina da birkac entry var, ki kac kisi bilir gittigi lokantanin sefinin adini. Bu kiz bir gun lokantasini devretti ve bir hotelde baska bir sef ascinin iki kati altinda calismaya basladi. Maas dort kat falan dustu sanirim, 6-7 yildir entry'yi giren yok. Lokanta batti. Nedenini sordugumuzda "Muhtasarlik vergisi gibi kavramlarla tutkumun kirlenmesine daha fazla seyirci kalamadim. Simdi emir aliyorum ama en azindan sadece sevdigim seyi yapiyorum" dedi. Demek istedigim, bazen tutku basarinin ve hedefin onune gecebiliyor. Bu noktada "Hobini isin yapma" da diyebiliriz ama her zaman araya muhtasar vergisi zorunda degil tabii. Bazen gulu seven dikenine katlanabiliyor.

Ucuncusu ise abimin kiz arkadasi. Ikisi birlikte birkac yil once okculuga basladilar. Abim birazcik basarili ama kiz arkadasi basariyi gectim, bayagi kotu bir okcu. Yine de her firsatta "Hadi, ok atmaya" diyor, "Savasci olcam ben" diye kendi ile dalga geciyor ama her firsatinda ok atmaya gidiyor. Kac yuz, kac bin ok atmistir bilmiyorum ama kizin yetenegi o konuda degil. Yine de her seferinde "Ok atmaya gidelim" diye ilk gunku heyecanini koruyor. Bundan para kazanmaya calissa fakir kalabilirdi ama hobi olarak cok mutlu ve cok seviyor.

Gorev gibi, "Sevecegim" diye kendini zorladigin is zamanla aliskanliga da donusebilir, iskenceye de. Bunlarin disinda, olabildigince cok sey deneyerek tutkunun nerede yattigini aramak olabilir ama her seyi kisacik deneyerek degil de, bir "Bakalim oluyor mu" diye biraz zaman taniyarak. Bircok sey ilk basta zor veya anlasilmaz olabilir, biraz o aktiviteyi tanimaya zaman vererek degerlendirilebilir.
0
aychovsky
(28.03.18)
@aychovski'nin anlatmak istediği benim söylediklerimle aslında çelişmiyor. Zira güdüler her zaman tatmin edilemiyor veya çoğu zaman eksik tatmin ediliyor.

Doyurulamadığı zaman, mesela başarılı olunmazsa, bu arzu 'tutku'ya da dönüşebiliyor. Öte yandan doyurulan güdüler daha sonra tekrar ortaya çıkabiliyor, şiddeti artabiliyor... Dolayısıyla benim söylediklerimin başka bir boyutu gibi görülebilir.

Kısa kısa fikir vereyim:

Alışkanlık, Duyarsızlaşma durumları tekrardan gelen bazı sonuçlar. Kişi davranışı değiştirdiğinde bunu sürekli hale getirince duyarlılığı azalır, daha yüksek uyaranlara maruz kalmadıkça uyarılmaz(olumlu veya olumsuz)

Alışkanlıksa kişinin bazı davranışları reflekse dönüştürmesi diyebiliriz. Yani düşünmeye gerek kalmadan daha önce deneyimlenmiş bir davranışı tekrar ettirme. Bu bağlamda bağımlılık sandığımız çoğu şey alışkanlık.

Bağımlılık bambaşka bir durum.

Tükenme diye de bir şey var. Kişi daha üst bir amaç ve hedef bulmakta zorlanıyorsa veya hedefler çok yüksek, uzun vadeliyse aşması gereken engeller kısa vadede bir tatmin vermeyeceğinden kişi 'tükenmeye' başlayabilir. Çoğumuz etkin hedef koymayı bilmediğimizden tükeniveriyoruz. Amatörlüğü veya intermediate platosunu aşamıyoruz. Dolayısıyla hiçbir şeye başlarken hedefsiz değiliz, bir şekilde bir hayalimiz var. Ama bazen işi elimize alır almaz hayalleri yıkılıyor, bazen de uzun süre sonra. Bilinç düzeyinde olmayan, hayaller de hedeflerdir.

Durumlar, kişiler, çevre, sonuçları ve sebepleri etkiliyor. Algı düzeyi, kendini kontrol yeteneği davranışlarımızı etkiliyor.

Sonra 'hevesli' olmaksa deneyimsizlikten gelir. Hevesli profesyonel yoktur. Onun yerine disiplinli profesyonel vardır. Bir şekilde amatör ruhu korumayı başarırlarsa aynı zamanda heyecanlarını da koruyabilirler fakat emin ol her profesyonel de zaman zaman zorsunduğu problemler karşısında yılmanın eşiğine dahi gelir. Onlar öyle bir durumda kendi kendilerini mantıklı veya mantıksız sebeplerden motive edip durumu aşarlar. Çünkü profesyonellik maddi ve manevi olarak bunu gerektirir. Amatör yarım bırakabilirken, profesyonel bırakamaz.

Bütün bunların dereceleri, nereden nasıl kaynaklandığı da kişiden kişiye değişir. Hem aynı güdü çeşitli kimselerde başka türlü eyleme dönüşebilir, hem de aynı davranışın altında çeşitli kişilerin başka güdüleri ortaya çıkabilir...

Yukarıda vermek istediğim daha ziyade pratik önerilerdi. Tutku gibi bu işin çok kişisel boyutlarına girmek istemedim ve zaten şu aşamada pek de bir faydası olmaz.

Japonları da uzun uzun tartışmak istiyorum ama yukarıdakileri bile açacak pek vaktim yok. Hızlı hızlı yazdım.

@aychovski bu kadar içinden gelerek 10 yıldır ne iş yapıyorsun? İşini hevesle yapmanın sebebi karşında sürekli yeni konu, kişi veya durumlar olması mı? Sürekli bir yenilik ve keşif mi var? Seni güdüleyen nedir?
0
idexo
(28.03.18)
beklentileri küçük. sürekli eğlenmeseler de oluyor. kendilerini sürece bırakabiliyorlar.
0
e haliyle
(28.03.18)
(9)

En sevdiğiniz Opeth eseri

monogram
Selamlar,En sevdiğiniz Opeth eseri hangisi veya dönem dönem daha fazla dinledikleriniz oluyor mu, oluyorsa hangileri?Teşekkürler.
Selamlar,

En sevdiğiniz Opeth eseri hangisi veya dönem dönem daha fazla dinledikleriniz oluyor mu, oluyorsa hangileri?

Teşekkürler.
0
monogram
(26.03.18)
Ending Credits
To Bid You a Farewell
In My Time of Need
Remember Tomorrow (Cover ama olsun)
Requiem
Burden
0
rahip janick
(26.03.18)
En sevdiğim in mist she was standing
0
bass solo take one
(26.03.18)
black rose immortal
0
a darkness coming
(26.03.18)
deliverance
a fair judgment
0
baldur2
(26.03.18)
Ending Credits ve Burden.
0
roket adam
(26.03.18)
The Moor
0
silver apple
(26.03.18)
nectar
0
dali dili havali korna
(26.03.18)
rahip janick +1 hepsi aynı lan :(
0
Tears of Devil
(26.03.18)
Ending Credits’in yeri apayrı.
0
aychovsky
(26.03.18)
(9)

Guncel Arzu Nesnesi Kadin

crown
Bir ornek verirken lazim oldu ama aklima gelmedi. Greta Garbo, Marilyn Monroe donemlerine yetisemedim ama bizim zamanimizda Cindy Crawford, Claudia Schiffer vardi, sonra Adriana Lima nesli geldi ama onlar da neredeyse torun tombalaga karisacaklar.Simdi kim var?(Kate Upton demeyin rica edecegim)
Bir ornek verirken lazim oldu ama aklima gelmedi.

Greta Garbo, Marilyn Monroe donemlerine yetisemedim ama bizim zamanimizda Cindy Crawford, Claudia Schiffer vardi, sonra Adriana Lima nesli geldi ama onlar da neredeyse torun tombalaga karisacaklar.

Simdi kim var?

(Kate Upton demeyin rica edecegim)
0
crown
(26.03.18)
Valla ben emma stone diyeceğim ama çok subjektif kaçacak
0
birdposing
(26.03.18)
Kylie Jenner
Kim Kardashian
0
japon askeri
(26.03.18)
Kendall Jenner
0
eazy
(26.03.18)
Benim için Emily Ratajkowski.
0
austra
(26.03.18)
Scarlet Johanson. Bir nesil öncesinde ise Monica Belluci vardı fakat benim için hala bir numara, 65 yaşına kadar zirvemden ineceğini sanmıyorum.
0
siyah giyen adam
(26.03.18)
En çok duyduklarımı yazayım.
Jenner-Kardashian klanı. Özellikle Kendall ve Kylie.
Hadid kardeşler, Bella ve Gigi
Emilia Clarke’ın büyük bir hayran kitlesi var. Hatta, neresiydi hatırlamıyorum, geçen senenin Sexiest Woman Alive’ıydı.
Cara Delevigne
Barbara Palvin
Gal Gadot ve Margot Robbie. Hatta geçen sene Halloween’de herkesin Harley Quinn olduğu bir parti çıktı.
Chrissy Teigen bu aralar bayagi onume cikiyor, sanirim o acidan unlu oldu.

2010 sonrasında Scarlett Johanson’ın 10 yıl önce ya da Cindy Crawford’ın 20 yıl önceki hali gibi ortalığı kasıp kavuran, “Bir numara benim, ikinci kim” tartışması yaratan, çoğunluğun hemfikir olduğu bir genç sıyrılmadı. Hala 10 yil oncekiler konusuluyor genelde.
0
aychovsky
(26.03.18)
Scarlett ablamızı söyleyenler 2008'den yazıyorlar herhalde. Şu an bu tarif ettiğine uyan aklıma gelen tek isim Margot Robbie.
0
noluyo yaa
(26.03.18)
Doutzen kroes derim.
0
puc
(26.03.18)
Scarlett erkek gibi. Zaten hicbir zaman bu saydiklarin kadar arzu nesnesi olmadi, bir ara iyi reklami yapildi ama tutmadi uzun sure.
ADriana'nin da devri bitmedi bence.
0
stavro
(26.03.18)
(20)

Kendimi Böcek gibi Hissediyorum

sucuklu yumurta
az önce instagram dan aynı işyerinde olduğumuz bir kızın profilini stalkladım. Kız çok güzel, bir kere beline kadar uzanan sarı saçları, iri mavi gözleri var. Türkiye'de sarışın mavi gözlüysen tamam zaten. Ben çirkin değilim belki, makyaj ve giyimle güzel oldğum söylenir, ama bu kız gibi çarpıcı güz
az önce instagram dan aynı işyerinde olduğumuz bir kızın profilini stalkladım. Kız çok güzel, bir kere beline kadar uzanan sarı saçları, iri mavi gözleri var. Türkiye'de sarışın mavi gözlüysen tamam zaten. Ben çirkin değilim belki, makyaj ve giyimle güzel oldğum söylenir, ama bu kız gibi çarpıcı güzel değilim işte. Kızın annesi üniversitede saygın bir prof, babası avukat. El bebek gül bebek büyütülmüş yani, belli. Özgüven ve mutluluk fışkırıyor gözlerinden. Kızın annesi 50'li yaşlarda ama kadında makyaj, bakım o biçim. Benimse annem ilkokul terk ev kaıdını, babam lise terk işçi . Özgüvenim iğdiş edilerek, değersizlik hissiyle büyütüldüm. Hala da şaşırırım bu şekilde büyümüşken geldiğim bu noktaya.

Kızın arkadaş çevresi dehşet. Yüzlerce binlerce arkadaşı var. Hani bir geyik vardır ya "güzel kızların kız arkadaşı olmaz, kızlar güzel kızları kıskanır" diye. Külliyen yalan. Güzel kızlarla en çok kızlar arkadaş olmak istiyor. Kızlar güzel kızlara çok değer veriyor. Kızın bütün fotolarının altında "bu ne güzellik, maşallah, harikasın, ölürüm sana " yorumları var hepsini de kızlar yazmış. Devamlı parti fotoları. Bense her haftasonu evde pineklerim. Bir tane arkadaşım yok. Sanırım lanetliyim. Hangi yeni sosyal ortama girsem "belki bu sefer arkadaş edinirim" umuduyla girerim, insanlarla muhabbet kurmaya çalışırım, insanlar da başta benle konuşsalar bile bir süre sonra uzaklaşırlar. Lanet var.

Bu kadar güzel bir kız, ailede şanslı, aşkta şanslı, sosyal hayatta şanslı. Bu kızla aynı konumdayız iş olarak, ama bu kız sosyal ilişkiler olarak da güçlü. Bütün genel müdürlerle arkadaş olmuş. Ben genel müdürlerin odasına girmeye çekinirken, suratlarına bakamazken, genel müdürle konuşurken heyecandan sesim tir tir titrerken, bu kızın sosyal becerileri o kadar yüksek ki demek, hepsiyle arkadaş olmuş, muhabbet kurmuş :( Kızın aşk hayatı da süper, kendisine aşık bir erkekle evli belli, adam çok yakışıklı değil, ama iyibir işi var, kızı seviyor, kız telli duvaklı gelin de olmuş. Hayatı dört dörtlük. Eksik aksak tek bir yön biler yok.

Kendimi kötü hissettim, paylaşmak istedim. Hata yapıyorum, şükretmek önemli ve ben hep şükür etmeye çalışırım. Ama bu duygular fışkırıyor içimden. Ben de bu kız gibi olmak isterdim gerçekten. Siz de böyle duygular hissediyor musunuz zaman zaman?Nasıl aşıyorsunuz?
0
sucuklu yumurta
(25.03.18)
Hissetme öyle neden hissediyorsun :) Ona göre artı birçok özelliğin vardır eminim fakat değersizlik duygusuna kapılmışsın. Aile eğitimi, yetiştirilme şekli vb o kadar önemli ki, insan hayatı boyunca taşıyor bunun etkisini.
0
msb
(25.03.18)
Bakış açın yanlış bana göre. Birilerini yüksekte görüp de iç geçirmek, kıskanmak ya da gıpta etmeyi çok doğru bulmuyorum. Hekres kendi hayatını yaşar.

Kendin söylüyorsun aynı konumda çalışıyorum diye. O tepeden inmiş, sen belki cırmalayarak gelmişsin, bu seni gururlandıracağı yerde eğip bükmemeli.

Ayrıca sosyal beceriye sokayım. Evet. İnsan la, en iğrenç bi pislik ölüsü dirisi ayrı pis kokan, boktan boktan şeyler yiyen domuzdan hallice bir yaratıktan bahsediyoruz.

Aç bak çağının ve içinde bulunduğu toplumun önünde olan insanlara hiçbiri sosyal yönden çok mükemmel değildir. Ha bu her antisosyal hımbılı dahi yapmıyor ama sosyal olmak, sevilmek bilemiyorum. Beni sevmesinler zaten lan ben tiksiniyorum insanlardan.
0
bos gezenin bos ustasi
(25.03.18)
@msb çok haklısın :( kişilik 2 yaşında oluşuyormuş. benim babam yozgatlı, annem çankırılı. kız evlat olduğum için ezilerek, baskıyla büyütüldüm. sindirildim. ailem bana özgüven kazandırmaya kasmadı. sonradan okul hayatımda çok akran zorbalığına uğradım. evet değersizlik hissim var. kendimi iyi ve güzel hiçbir şeye layık görmüyorum sanki. bilinçli yaptığım birşey değil bu, otomatikman oluyor :(
0
🌸sucuklu yumurta
(25.03.18)
@benaaymi, benim çekindiğim genel müdürlerle kız kanka muhabbeti yapıyor, teklifsizce arıyor, arkadaş oluyor. öyle bir özgüveni var. bense çok eziğim galiba :(
0
🌸sucuklu yumurta
(25.03.18)
benim annem de prof, babam da avukat olsaydı, üst düzey okumuş bir ailede büyüseydim ben de bu kız gibi olabilirdim.

ben nasıl büyüdüm ama anlatayım mı ? annem ilkokul terk ev kadını. 3-4 yaşlarındayken beni kucağına oturtur, "bak a..ndan kan gelirse hayatın mahvolur. a..dan kan gelirse hayatın söner. a..dan kan gelirse söyle bana" diye diye büyüttü !! yaşadığım travmayı anlatamam. 30 küsur yaşındayım karşı cinsle ilişkim olmadı, gönül ilişkisi de kuramıyorum, kabullendim evde kaldığımı. hayatım mahvedildi.
0
🌸sucuklu yumurta
(25.03.18)
Instagram kullanmayın. Kendinize karşı acımasız olmayın. Hiçbir hayat dışarıdan göründüğü gibi mükkemmel değil. İyi yönlerinizi düsünün.
0
Amaranta ursula
(25.03.18)
güzellik veya iyi bir fiziksel yapı aynı zamanda iyi bir referans maalesef. fakat bu gerçekliği değiştirmek güç. bakıp bakıp iç geçirmenin de manası yok. özellikle sosyal medya platformlarının bu konuda yanıltıcı olduğunu düşünüyorum. orada insanların, sadece mutlu anları görüyorsun ya da onların görmesini istediği şeyleri görüyorsun. onun dışında arkadaş olayı belli bir yaştan sonra cidden zor fakat belli de olmaz güzel şeyler birdenbire olur derler değil mi ?
0
biravekahve
(25.03.18)
valla olabilir daha süperleri de olabilir bunda sıkıntı yapacak bir şey yok,
kendi durumunuzla onu kıyaslamaktan vazgeçin başka insanları referans alırsanız daima mutsuz olursunuz.
0
basond
(25.03.18)
şu yazdığından bile sorunun yalnızca senden kaynaklı olduğu o kadar anlaşılıyor ki... 23 yaşındayım, hiçbir yerim tutmuyor, dombilinin tekiyim, param pulum da yok ama o kızdan daha özgüvenli olabilirim sjsjfs. nasıl aşıyorsunuz kısmına cevap vereyim kendimce,

en başta kendi değerini yaratman ve kendini insanlarla kıyaslamaktan vazgeçmen lazım. bu hayat senin. mutluluğunu başkalarının tayin etmesine izin verme. tabii ki sosyal varlıklar olarak belirli çevrelerle iletişim kuruyoruz, onların yaşamlarından veya davranışlarından etkileniyoruz ki bunda yanlış olan hiçbir şey yok ama ipleri tamamen onların eline bırakırsak asla mutlu olamayız. böyle bir dünya yok. mutluluğu kontrol edebileceğin, yönlendirebileceğin, bir birey olarak tayin edebileceğin şeylerle bulman lazım. uzun lafın kısası kendine bakman, kendinle mutlu veya mutsuz olman gerekiyor.

benim annem de ilkokul mezunu ve ben annemle gurur duyuyorum. saygın bir profesör olsa çok daha fazla gurur duyardım belki de, kendimi daha güçlü hissederdim ama sonuç olarak ben kendi yaptığım her işte, kendi attığım her adımda daha iyi hissediyorum. ilkokul mezunu kadının yetiştirdiği çocuk olarak üniversite okuyorum mesela. bundan 12 sene sonra belki ilkokul mezunu kadının çocuğu olarak profesör olacağım. neden başkasının annesi profesör olduğu için ezilmem gereksin ki? aksine, bundan güç alırım; benim annem ilkokul mezunuysa eğer, kendi çocuğumun annesi bir tık daha eğitimli olsun diye uğraşırım, eğer illaki bunu sorun edeceksem. bu konularda pozitif düşünmek, olumlu tarafından ve değiştirilebilecek kısımlara yaklaşmak gerekiyor. "NİYE İLKOKUL MEZUNUSUN LAN" diye annemi sopayla dövebilirim ama bu sadece bizi mutsuz eder.

hadi annen hem ilkokul mezunu hem de ultra cahil, insan içine birlikte çıkmaktan utanacağın biri olsun, öyle varsayalım... yine sorun değil. anneni sen seçmedin. sevmiyorsan, iyi anlaşmıyorsanız, pekala arana mesafe koyup da kendi hayatına devam edebilirsin. bu biraz yurtdışında türkiye'yi gömmeye benziyor: unutma ki annesini, ülkesini, etrafındakileri küçümseyen insan başkalarına daha karizmatik ve büyük görünmez. aksine, "çıktığı deliği beğenmiyor" diye ayıplarlar, başkalarının üzerine basarak yükselmeye çalışan ezik ve zayıf karakterli biri olduğun düşünülür.

kızın hayatına bu kadar takılman ise tam anlamıyla facia. yahu onun pırıl pırıl bir hayatının olması seni niye üzüyor, manyak mısın affedersin? bak işte ne güzel, etrafında mutlu ve özgüvenli birisi var. demek ki böyle şeyler olabiliyormuş. illa bir şey yapacaksan bundan güç almaya çalışsana. çirkin hissediyorsan spor yap, kendine değer ver. hem fiziksel hem mental olarak geliştir kendini. keyif aldığın şeylerle ilgilen, kendini iyi ve değerli hisset. gerçek şu ki dünyanın her yerinde, her an çok sayıda mutlu ve mutsuz insan var, olmaya devam edecek. bunları düşünerek, bunları takip ederek hayat yaşanmaz.

bence sorunun sosyal medya bağımlılığı. insanların fotoğraflarına, mutluluklarına bakıp da depresyona girmenin başka sağlıklı bir açıklaması yok benim gözümde. insanlara bakma, kendi hayatını yaşa. sen kendine değer verirsen, insanların da sana değer verme ve seni "adamdan sayma" ihtimali aynı ölçüde artar. herhangi bir insandan daha değerli veya değersiz değilsin, bunun belirleyicisi büyük ölçüde senin yaşamın ve tavırların. çok donanımlı, çok zeki olup evden çıkmayan birisi "arkadaşım yok" diye ağlayıp kendini değersiz hissedebilecekken; seviye olarak o kişinin yarısı dahi olmayan birisi çok güzel arkadaşlıklara sahip olabilir. benzer şekilde, senin o çok iyi sandığın arkadaşlar özünde pek iyi de olmayabilirler...

hiçbir şey siyah veya beyaz değil. insan hayatı 1 ve 0'lardan oluşmuyor. kendine bu kadar yüklenme. sosyal becerilerin zayıf olabilir. güzel olmayabilirsin. bunlar sorun değil. sorun bunları belirleme yetkisini insanlara vermende. tabii ki birisi iltifat edince iyi hissedersin, tabii ki sevgilin olunca daha özgüvenli olursun vs. ama hayatını ve güzelliğini başkalarının sözüne bağlama tamamen. çünkü birisi güzel buluyorsa birisi çirkin bulacak. bu şekilde mutlu olmak imkansız.

böyle yaşanmaz. başka birisi gibi olmayı isteme, hoşuna gidiyorsa eğer sen kendinden o kızı yarat. ben açıkçası en özgüvensiz ve iğrenç hissettiğim zamanda bile başkası olmayı istemedim. iyi olacaksam kendi halimle iyi olayım. gerisi hikaye.
0
der meister
(25.03.18)
peki neden hiç şöyle düşünmüyorsun? o kız bütün bu özgüvenine rağmen, bütün bu aile yapısına rağmen seninle aynı konumda? hatta şöyle diyelim, sen o beğenmediğin kendine rağmen o özgüvenli kızla aynı konumdasın. sen çok daha iyisin!! sadece görmen lazım.
0
mehmed resad
(25.03.18)
Onun üzerinden kendi mutsuzluğunu görüyorsun. Sevgilin olsa, çok sevdiğin arkadaşların bulunsa, hobilerinle mutlu olsan o kadını gözünde bu kadar büyütmezsin. Hayatı tek kişiye indirgemenin hiçbir faydası yok. Her zaman için bizden daha güzeli, zengini, mutlusu var. Bu durumu kabullenmek lazım.

Ailemiz çok farklı değil. Anadolu insanında sana yapılan baskı olağanlaşmış artık. Evet, suçun büyük çoğunluğu ailende ama kendini bu işin içinden sıyıramazsın. Bir şekilde tutunmak zorundasın.

Kendine aksiyon yaratmıyorsun gibi geldi bana. Arkadaş edinemediğini söylemişsin ama edinmek için pek bir şey yaptığını sanmıyorum. Evde pineklemenin tadı ayrıdır fakat harekete geç biraz da.
0
cikmaz sokaktan cikagelen cocuk
(25.03.18)
ya iyi de kızın hayatında tek bir aksak olmadığını nereden biliyorsun. instagram'a aksak yönlerini koyacak eğil ya?

ayrıca kişilik iki yaşında oluşuyor diye bir şey yok. karakterimizde çevremizin etkisi olsa ben insanın kendini var ettiğine inanıyorum. şu anki hayatını beğenmiyorsan içinde olmak istediğin hayat için çabala. partiye mi gitmek istiyorsun? git. bir kere arkadaş bulmazsın iki kere bulamazsın 15.'de bulursun..

bu kadar drama yaratılacak bir durum yok bence.
0
playing star again
(25.03.18)
Maşallah ya, kimmiş o kız? Ben ilkokuldayken aşık olduğum kız, en yakın arkadaşımı seviyordu. Çocuk da sarışın, mavi gözlü falan. Keşke ben de o çocuk gibi olsam diyordum o zamanlar. En yakın arkadaşıma özeniyordum yani. Sonra ortaokula doğru benim boyum falan uzadı. Okulun en çalışkan, hatta en güzel kızlarından biriyle sevgili oldum. Sonra başka birine özenmenin kendimizi harcamaktan başka bir işe yaramadığını fark ettim. Sen o kız olsaydın eğer, kendinden vazgeçmiş olacaktın teorik olarak. Kendini az da olsa seven bir insan kendinden asla vazgeçmez. Ben de kendimi vazgeçilecek biri olarak görmüyorum. Ben zaten başkası olsaydım, ben diye bir şey olmazdı.
0
dissendium
(25.03.18)
Agustos ayinda hayatimin en zor donemlerinden birindeydim. Aslinda o kadar zor donemlerinden birinde degildim ama uykusuzdum, yorgunluktan geberiyordum. Bir enerji icecegi bulmustum, hayatima onunla devam ediyordum. Ictigim icecegim anksiyete ve depresyon gibi yan etkileri oldugunu bilmiyordum. Zaten zorlu bir donemde enerji icecegi diyetiyle kendimi daha manyak hale getirdim ve her seye aglar hale geldim. Hatta, bazi gunler buldugum nadir bos zamanda yatagin tepesinde tavana bakip agliyordum. Yine boyle bir zamanda universiteden bir arkadasimi Facebook'ta gordum. Kiz Almanya'ya tasinmis ailesiyle, deli gibi para kazaniyor ve ustune de Maldivlere bir ay tatile gitmis. Oyle mutlu guluyordu ki kiz, o mutlulugu gorunce aglamaya basladim. Hayatima lanet ettim, "Bu kadar ugrastim, bunun icin miydi" diye kendimi dagittim. Bir de bu kiz universitede hic kimsenin sevmedigi, herkesin kavgali oldugu bir kiz olunca iyice "Tamam, ilahi adalet yok da, bu kadar mi yok" diye aglamaya basladim.

Bir hafta sonra kalp carpintilarim siklasinca, "Bir de bunlarin ustune olmek uzere miyim" diye iyice bir sinir geldi. Meger bu gozyaslari ve moral bozukluklari cogunlukla enerji icecegi kaynakliymis ve icmeyi birakinca 3-4 gun sonra kendime geldim. Aglamalar durdu, moral yine bozuktu ama rahatsiz edecek kadar degil. Psikiyatra gittim "Bir hafta once sana ilac yazacagimdan emindim ama ilaca ihtiyacin yok. Kimyasallara karsi cok hassassin demek ki" dedi. Maldivler'deki arkadasin fotografini yine gordum. Aglayasim gelmedi amaititaf edeyim, icimden bir Sezercik dikip "Bi gun ben de yiycem o sekeyleyden, ben de goyucem Maldiv'leyi" deyiverdi. Sonra da Ekim sonuna kadar arkadakasi da, Maldivleri de unuttum.

Ekim sonunda Facebook'ta arkadasimin cok guzel, kocaman gulen bir fotografini gordum. Kocasi altina "Melek yuzlu sevgilim, melek oldun gittin" yazmis. Meger arkadasim 4 yildir bir hastalikla bogusuyormus ve o tatil son tatiliymis. O zaman anladim ki, kizin bu kadar buyuk gulmesinin sebebi yakinda olecegini bilmesi ve kalan zamanini en iyi sekilde gecirmeye calismasiymis. Bir kere daha kafama dank etti ki, ne diledigine dikkat etmek gerekiyormus. Boyle seyleri zaten biliyoruz ama boyle zamanlarda hatirliyoruz ve dank ediyor kafamiza.

Simdi burada "O zengin olabilir ama yarin da olebilir. Isteme oyle seyler" demeyecegim, cok sacma ama buradan cikarilacak bir iki ders var.

1. Kimsenin icini, hayatini, vb. bilemezsin. Mutluluk hicbir derdin olmamasi, hayatin kolay gecmesi degil. Sadece sen gozunde ideallestiriyorsun. Sosyal medyadaki iki fotograftan kizin hayatini bilemeyiz, kimse bilemez.

2. Hayat dedigimiz sey asiri kaygan. Hatta, Monte Kristo'nun dedigi gibi "Hayat bir fırtınadır, genç arkadaşım. Tam güneşin tadını çıkartırken, bir de bakmışsın ki kayalıklardan aşağı düşmüşsün". Obur gun yine gunesin tadini cikarabilirsin. Su haldeyken piyango sana cikar, istediklerinin cogunu elde edersin ve bugunku dertlerin kucuk gorunur. Yine su anda doktorun biri "Su kadar omrun kaldi" der, pesinden "Niye bu kadar uzdum kendimi" dersin. Bu kontrol edebilecegin degil, sadece kabul edebilecegin bir sey.

3. Baskasinin sahip oldugu bir seyi istemekte sorun yok ama baskasinin yerinde olmayi istemekte sorun var.

4. Ilk zamanlar ben de sucu "Ama ben boyle yetistirildim"e bagladim ama durum su ki, icinde bulundugun durumun (eger travmatik bir olay olmadiysa) sadece ve sadece seninle ilgisi var. Icinde bulundugun duruma "Ama bana boyle ettiler", "Ama ben boyle dogmadim ki" diye bahanelerle isyan etmek sana hicbir sey kazandirmayacak ve %100 dogru da degil. Sorumlulugunu al, "Ben hayatimin icine ettim" de ve baslangic noktani burasi belirleyip "Tamam, simdi ne yapayim" diye ilerle. "Insanlar benimle konusmuyor" degil, "Ben baska biri olsam kendimle gelip konusur muydum? Neden konusurdum, neden konusmazdim" diye bakmak onemli. Belki yanlis ortamdasin, belki kendini sevmiyorsun, belki de baska bir sey. Eseleye eseleye nedenlerini bulabilirsin. Sorun sensin, uzaklarda arama sorunu. Bunlarin sosyal adaletle ilgisi var ama mutlulukla yok.

5. Bu daha da kisisel bir not. Sukretmek ne kadar guzel olsa da ben sicak bakmiyorum. Cunku, cok tek tarafli ve acikcasi bana bencilce geliyor. Senden kotu durumdaki birine bakip "Oh, hele sukur soyle degilim" demek cok asagilayici geliyor. Illa bir kisi olmak zorunda degil, "Oh, hele sukur ki isim var" gibi bir sey soylerken aslinda bircok issizi asagiladigimizi dusunuyorum. Ayni sekilde, birileri de bizim durumumuza bakip "Oh, iyi ki bunun gibi degilim" diyordur eminim ki. Yani, atiyorum, o kizin sana bakip "Sukur ki ev hanimi ve isci kizi degilim" demesi hosuna gider mi? Yani, bircok insanda sukur iyi isleyen bir mekanizma, Iyi hissettiriyorsa ne guzel ama beni bencil ve dusuncesiz hissettiriyor sukretmek. Benim icin dogru olan "Oh,suyum buyum yerinde" degil; "Benimki yerindeyken, bununki neden degil" diye sormakta, sukretmenin de bunu engelledigini dusunuyorum. Yine de, bu fazla kisisel oldu. Eger sukretmek mutlu hissettiriyorsa, ne guzel.

6. Sorun sensin dedim ama bu elinde tuttugun keskin kilicin ucunu sana dondurmesin. Kendine adaletli davranmak apayri bir ust mekanizma, bunun altinda kendini sevmek var. Kendini sevmeyen kisi kendisine adaletli de davranamaz. Daha dogrusu soyle acayim. Kendine iyi davranmak, kendini sevmek kendini elestirmeye engel degil ama Maslow hiyerarsisi gibi dusun. Kendini sevmeden acimasizca elestirme. Ozetle, kendini yargilama, kendini dinle ve anla. "Dusene bir de ben vurayim" misali, hem dusen hem de dusene (kendine) vuran olma.

7. Bunu simdi yazmam ayip gerci ama isin gucun yerindeyse mutlaka profesyonel yardima basvur. Dinamik psikoterapiyi dusun. Bazen bu bataklik icinden kendi kendimize cikabilecegimiz kadar sig olmuyor.
0
aychovsky
(25.03.18)
benim annem babam mühendis ve doktor, ama bunun ailenin mesleğiyle ilgisi olduğunu düşünmüyorum. kuzenimin babası sarhoş, ayyaş bi taksici, annesi ev kadını mesela ve öyle iyi bi kadın da değil, olaysız günleri yok. ama benden daha mutlu ve başarılı. instagramı da öyle.

bence üstündeki bu kötü düşünceyi at. biraz daha konuşkan girişgen ol. kendi hayatında değiştirmek istediğin şeyler varsa değiştir.
bir de ben başka okulda devam ettim yüksek lisansa, hocalarla konuşuyorum. bana dediler ki nasıl hocayla samimi oldun, biz kaç yıllık öğrencisiyiz, korkuyoruz. yani o kişiyi sen niye gözünde büyütüyosun ki? herkes değerli, onlara saygılı olup önemsedikten, kandırmadıktan sonra muhabbet zaten geliyo.

bir de betül mardin örneği var mesela. youtube tan izlemeni öneririm.
0
wishmaythşngs
(25.03.18)
----- spoiler ----

ben nasıl büyüdüm ama anlatayım mı ? annem ilkokul terk ev kadını. 3-4 yaşlarındayken beni kucağına oturtur, "bak a..ndan kan gelirse hayatın mahvolur. a..dan kan gelirse hayatın söner. a..dan kan gelirse söyle bana" diye diye büyüttü !! yaşadığım travmayı anlatamam. 30 küsur yaşındayım karşı cinsle ilişkim olmadı, gönül ilişkisi de kuramıyorum, kabullendim evde kaldığımı. hayatım mahvedildi.

----- spoiler ----

insanları karşılaştırmayı sevmem ama o kızın anası avukat babası prof ve bu anlattıklarına rağmen ikiniz de aynı konumdasınız?

burada aslında senin ciddi bir başarın var. gazlamak için yazmıyorum. hayatta her insanın bir diğerinden muhakkak artıları oluyor. her birimiz farklıyız. ama yaşadığımız dönem tek tip bir insanı idealleştiriyor, herkes de onu olmaya çalışyıor.

orta çağ tablolarında mesela kadınlar hep -günümüz değerlerine göre- bıngıl bıngıl kilolu, basenleri geniş, memeleri küçük v.s. o zamanın güzellik anlayışı o çünkü. sarışınların güzel kabul edilmesi de bizim dönemimize has bir olgu.

anlattığın kız bana hiç çekici gelmedi mesela. müthiş güzel olsa bile instagram'ı yoğun kullanan, habire gittiği partileri v.s. falan paylaşan birine hayatta aşık olmazdım ben. (ha muhafazakar falan değilim aman ha:))

otur bir fight club izle bacım. 1984, fahrenheit 451, demir ökçe v.s sistem eleştirisi yapan şeyleri okumaya izlemeye takip etmeye çalış. bu döngünün içine fazlasıyla girmişsin ve dışına çıkamıyorsun, o yüzden alternatif bir hayat bile hayal edemiyorsun.

ergenlik dönemi kahramanlarımdan kurt d. cobain'in de dediği gibi, "hayal ettiğin insanı olmaya çalışmak, içindeki insanı öldürmektir"
0
makbur
(25.03.18)
1. yanlış: kıskançlık, başkalarına kendini kıyaslayıp gereksiz bir tüketim kafa yapısına giriyorsun.
2. yanlış: ilgi görmediğini düşünüp ilgi aramaya buraya geliyorsun.
3. yanlış: 'Özgüvenim iğdiş edilerek, değersizlik hissiyle büyütüldüm.' bilmediğin, anlamsız benzetmeler kullanıyorsun.
4. yanlış: kendince 'gözlem' yapıp hikayeler yazıyorsun.
5. yanlış: iyiyi ve kötüyü gereksiz yere abartıyorsun.
6. yanlış: hayattan beklentilerin basit ve davranışların beklentilerinle derin biçimde çelişkili.

Ben böyle duygular hissetmiyorum, başka duygularım var.
Böyle duygular içerisinde olsam olgunlaşmaya çalışırdım.
Olgunlaşmak = deneyim sahibi olmak demek.
Deneyim = yanlışlardan öğrenmek demek.
0
idexo
(26.03.18)
benim babam ve annem lise mezunu. babam işçi emeklisi. hayatım boyunca çalışmakla kazanamayacağımı düşündüğüm bir miktarda maaş alıyor, işini seviyor-du, hala iş arkadaşlarıyla görüşüyor ve çalışma saatleri de çok iyiydi. ona baktığım zaman boşuna okumuşum gibi hissediyorum. asgariden öteye zor gidebildim. artık onu da alamıyorum. lise, üniversite mezuniyetine bakmıyor bu işler. gerçekten kızı bu kadar dert ediyorsan instagram'ı kapat. benzer sebeplerle facebook'u kapattım, 6 ay oldu. twitter zaten kullanmıyorum. ne kadar fazla hesap, o kadar toksik his benim için. kapattığımdan beri enerjim yerine geldi.
0
nice tnetennba
(26.03.18)
ya sen arada böyle duyurular açıyorsun. gerçekten depresyondaysan psikolojik yardım al. eğer değilsen de ilgi çekmek için mi yapıyorsun yoksa içten içe acı çekmekten mi hoşlanıyorsun anlamadım. diğer duyurularından da yola çıkarak söylüyorum ki, bir insan kendinden bu kadar nefret edemez bence. daha önceki duyurularında da birçok insan yardımcı olmaya çalışmıştı ama sen hiçbir şey yapmayıp paso burada duyuru açıyorsun, olmuyor.

profesyonel yardım almadan düzelemezsin. bir an önce yap bunu.
0
dedimmidemedimmi
(26.03.18)
kaç yaşındasın bilmiyorum ama bunu kabullenmen ve öyle yaşaman gerekiyor. bazıları mükemmel hayata doğuyor, bazıları doğmuyor. bazıları çok şanslı oluyor, bazıları çok şanssız oluyor. senin elinden gelen sahip olduğun hayatı en iyi şekilde yaşamak.

bu arada instagram tamamen gösteriş dünyası.
0
xvyz
(26.03.18)
(7)

Mat oje sorusu

i m cool with that
Hanımlar mat ojeleri seviyor musunuz? Kullanıyor musunuz? Ne sıklıkta kullanıyorsunuz? En çok hangi renkleri kullanıyorsunuz? Hatta nokta atışı yapıp şu markanın şu şu şu ojelerini kullanıyorum da diyebilirsiniz.Sevmeyenler neden sevmiyor? Fikirlerinizi alabilir miyim?Yakın zamana kadar ben de pek
Hanımlar mat ojeleri seviyor musunuz? Kullanıyor musunuz? Ne sıklıkta kullanıyorsunuz? En çok hangi renkleri kullanıyorsunuz? Hatta nokta atışı yapıp şu markanın şu şu şu ojelerini kullanıyorum da diyebilirsiniz.

Sevmeyenler neden sevmiyor? Fikirlerinizi alabilir miyim?

Yakın zamana kadar ben de pek sevmezdim ama mat siyah hoş durdu sanki, beğendim.
0
i m cool with that
(25.03.18)
sevmiyorum. hafif sedefli olsa çok güzel olurdu ama bu haliyle alçıyla sıvanmış gibi geliyor bana tırnaklar.
0
blacksky
(25.03.18)
Çok sık oje sürmüyorum, hatta birkaç aydır sürmedim ama arada kullanıyorum. Golden Rode’un matlarından var bende. Bordo ile laciverti var. Laciverti için çok kullanışlı diyemem, uygun kıyafet denk gelirse sürüyorum. Bordosu daha kullanışlı geliyor. Eğer üstümdeki renkler soğuk renklerse mat ojeyi tercih edebilirim. Üstümde en az bir sıcak renkli giysi varsa, mat one çok uyumsuz kalıyor. Kışın ve soğuk zamanlarda mat oje hava ile de uyumlu oluyor. Yazın güneşinde mat oje garip geliyor.
0
aychovsky
(25.03.18)
Surekli olmamakla beraber, kisin seviyorum ben. Essence Matt Top Coat´i kullaniyorum. Ojede cok az markadan alisveris yapiyorum(benecos, sante disinda neredeyse hic almamaya calisiyorum.). Bu markalarin da mat serileri yok. Bu nedenle matt topcoat cok pratik benim icin. Sanirim siyah ve bordo disinda kullanmadim daha.
0
buf-e kür
(25.03.18)
Oje matlaştırıcı aldım istediğim renkte deniyorum kahverengi ve gride çok hoş duruyor
0
hernezıkkımsa
(25.03.18)
beyaz mat güzel duruyor bence.
0
kayranin kedisi
(25.03.18)
Bir ara bordosunu çok kullanıyordum. Bir de çok sık olmasa da lacivert ve mor da vardı kullandığım. Şimdi 3 senedir falan her gün tınaklarımda oje olmasına rağmen mat oje kullanmadım hiç. Parlak tonlar daha güzel geliyor artık gözüme. Zaten bana mı öyle geliyordu bilmiyorum ama mat ojeler çok çabuk çıkmaya başlıyordu. Parlak ojeler daha kullanışlı gibi.
0
ms brownstone
(25.03.18)
Kışın mat oje kullanıyorum. Mevsime daha uygun geliyor. Bordo, mor, gri, kırmızı... Flormar kullanıyorum ben. Bi yerde pastel nude serisinden bi açık kahverengi uzerine matlastirici uygulanmış halini görmüştüm mesela, çok hoştu.
0
elorelia
(25.03.18)
(11)

Hayata atılmak için geç kalmak?

deveyidiken
Herkese merhaba,Kısmetse Mayıs ayında mezun olup sonrasında yüksek lisansa başlamayı düşünüyorum. Yüksek lisansımı da büyük olasılıkla Polonya'da yapacağım gibi gözüküyor. İngilizce seviyem yeterli olmadığından bir sene hazırlık almayı düşünüyorum ve bununla birlikte yüksek en iyi ihtimal 3 yılda bi
Herkese merhaba,

Kısmetse Mayıs ayında mezun olup sonrasında yüksek lisansa başlamayı düşünüyorum. Yüksek lisansımı da büyük olasılıkla Polonya'da yapacağım gibi gözüküyor.

İngilizce seviyem yeterli olmadığından bir sene hazırlık almayı düşünüyorum ve bununla birlikte yüksek en iyi ihtimal 3 yılda bitmiş olacak. 24 yaşıma çok az bir süre kalmışken, mezun olmam 27'yi bulacak. Bununla birlikte çevreme bakıyorum, yaşıtlarım mezun olup ufaktan askerlik ve evlilik aşamalarına yaklaşıyor.

Bunları göz önüne aldığımızda sizce 27 yaş hayata atılmak için çok mu geç olur? Yani Avrupa'da kariyer düşünen biri olarak endişelemem gerekir mi?
0
deveyidiken
(25.03.18)
başkalarına bakma hocam. mutlu olacaksan sevdiğin şeyleri yapmakta sıkıntı olmamalı. yaşın kaç olursa olsun.
0
booty hunter
(25.03.18)
başlığı görünce 40 civarı birisi zannettim. ki yine bence hiçbir şey için hiçbir zaman geç kalmış olmuyoruz, hayat sonsuz değil. 27 yaş bence çok çok çok normal. + evlilik ve cocuk hayat demek değil ve hatta artık şu zamanda bu yaşlarda bana daha uç geliyor evlilik. iş-kariyer için ise, şuan çalıştıgım yerde herkes 26-27 ve ilk işleri. ya da 38 yaşında mühendisimiz var 6 sene önce mezun olmuş. ya da benim yöneticim gerçek anlamda uzmanlığına 32-33 civarında kavuşmuş ve kendini öyle güzel geliştirmiş ki aranan bir insan olmuş ve şimdi amerika tarafından iş daveti aldı.
0
blacksky
(25.03.18)
yuksek yaparken bi yandan calisirsan hic biseye gec kalmis olmazsin.

fakat calizmasan bile gec gozukmuyo
0
purple rain
(25.03.18)
atatürk (sanırım) 44 yaşında "ülkeyi kurmaya" başladı. tesla da o yaşlarda ilk icatlarına başladı diye biliyorum. bir kaç ünlü isim daha var böyle.
0
i dont know i dont care
(25.03.18)
Kesinlikle endiselenmen gerekmez. 27 bildigimiz genc yas. En fazla bir 3-5 sene "Yasitlarim boyle, ben soyle" dersin, sonra o farki bile unutursun. Kapanir gider :)
0
aychovsky
(25.03.18)
27 yaşındayım. Hayat felsefem bir an evvel hayata atılmak üzerine kurulu. Buna çok inanıyorum. Bir an evvel hayata atılmaktan yanayım. Erteledikçe ertelendiğini düşünüyorum hayatın. Çevrem hep böyle insanlarla dolu. Abim misal 32'sinde evlendi. Mütemadiyen bana keşke daha erken evlenseydim diyor.

24 yaşında evlendim. Elini öper 10 aylık bir bebeğim var. Yüksek lisans tez aşamasındayım. Doktora hayallerim var. Bir yandan da çalışıyorum sevdiğim işte. Mutluyum.

eğer içinde bir şeyler geç olacak diyorsa doğru diyordur. Yüreğinin sesini dinle. Benim yüreğimin sesi bana bir an evvel atıl hayata dedi hep...

Bence geç kalma. Bir an evvel atıl hayata. Zaman akıp gidiyor.
0
zifir nikotin karbon
(25.03.18)
ben psikoloji okuyacağım, senden çok daha büyüğüm, geç kaldığımı düşünmüyorum. hatta yaşlılar için güzel şeyler yapacağım bu alanda. bizim yaşlılarımız da avrupadaki yaşlılar gibi olacak.
0
for day to break
(25.03.18)
Umarım hedeflediğin yerlere gelirsin...
0
🌸deveyidiken
(25.03.18)
kendimizi bu hayatta hep baskalariyla kiyaslama hatasina dusuyor ve bunun sonucunda hayat boyu mutsuz ve stres dolu bir hayati yasamaya mahkum ediyoruz kendimizi.

kendini kiyas yapma huyundan vazgecir tez zamanda. diyelim ki vazgecmedin ve bu huyuna devam ettin. ne olacak? su anda kendini kiyasladigin insanlar 35-40 yil sonra olecekler. sen o zaman da kendini kiyaslayacak, ulan tum yasitlarim oldu ben acaba ne zaman olecegim deyip, hayatini gereksiz olan bu soruyla bitireceksin.

bu sebeple sana tavsiyem, tez zamanda kiyas huyundan vazgec. hayatini diledigin gibi yasa. bir kez geldigimiz bu hayata hic birimiz mutsuz ve stres dolu yasamayi haketmiyoruz.
0
tomcruise
(25.03.18)
27 geç değil insan kendini 20den sonra tanımaya başlıyor ne olduğunu biraz anladığın yaşlar 25 civarı. o yüzden bence asıl sorun bazı seçimleri erken yapmak ve bu yanlış seçimler arasında hayatın kalanında ezilmek.
0
orpheus
(25.03.18)
27 geç değil, ama ne için geç değil? Güzel yapılmış bir plan için geç değil. Yükseği akademik kariyer için mi yapıyorsun yoksa hayata başlamaktan kaçmak için mi? Yüksek lisans yapma konusundaki fikirlerini bir gözden geçir derim. Yüksek yapıp sonrasında boşa 3-4 sene harcadım diyen çok insan tanıyorum, akademik kariyer yapılmayacaksa iş tecrübesi kasmak çok daha mantıklı.
0
roket adam
(26.03.18)
(10)

Makyajınızı nasıl temizliyorsunuz?

fragile lady
Sevgili duyuru kullanıcıları; Özellikle göz makyajınızı ve rujunuzu nasıl temizlediğinizi merak ediyorum. Düzgün bir şekilde ve yüze zarar vermeden makyajdan nasıl kurtulunur? Bu yöntemi her defasında üşenmeden nasıl uygulayabiliyorsunuz?
Sevgili duyuru kullanıcıları;

Özellikle göz makyajınızı ve rujunuzu nasıl temizlediğinizi merak ediyorum. Düzgün bir şekilde ve yüze zarar vermeden makyajdan nasıl kurtulunur? Bu yöntemi her defasında üşenmeden nasıl uygulayabiliyorsunuz?
0
fragile lady
(25.03.18)
Makyaj temizleme mendilini elime alıyorum ardından bam bam bam önce dudaklar sonra göz. Gözde kirpiklere zarar vermemek için göz altından başlayarak nazikçe.
0
helena
(25.03.18)
İsana super soft makyaj temizleme pamuğu + Bioderma Sensibio H2o
0
i m cool with that
(25.03.18)
makyajımı temizlemediğim zaman (makyajlı saatlerim arttıkça) cildimin makyajı kustuğunu veya git gide yağlandığını hissediyorum. high end ürün kullanımından bağımsız bir "yüzümü yıkamalıyım artık" durumu oluşuyor. hayatım boyunca hiçbir zaman makyajlı yatamadım, yatmam.

makyaj temizleyici kullanıyorum, pamuğa döküp siliyorum. son olarak yüzümü yıkıyorum. makyaj temizleyici su kullanmak zor gelirse, makyaj temizleme mendilleri var, onlara abanıyorum.
0
nice tnetennba
(25.03.18)
Bir kere bebek sampuaniyla dene. Sabunla yüzünü yikiyormus gibi yika ve gör.
0
veritaslibertas
(25.03.18)
Çok koyu makyaj yapmamama rağmen, cildim kuru olduğu için çıkarken aşınıyor. Aşınmaması için aşağıdaki yolu cilt bakımcım önerdi, işe yarıyor.

İlk önce makyaj temizleme mendiliyle kabasını alıyorum hafif. Sonra iki yuvarlak makyaj pamuğu alarak ortasında makyaj temizleyici krem sıkıyorum. İki pamukta da yeterince keem olduktan sonra bir iki dakika o pamukları gözlerime kapatıp yatıyorum. İki dakika sonra makyaj çözünmüş ve artık rahatlıkla, aşındırmadan silinebilir hale geliyor. Ondan sonra o iki pamukla gözleri siliyorum. Ruju genelde yiyorum zaten ama kalıcıysa veya çok koyuysa ve zor çıkıyorsa makyaj temizleme mendiline makyaj temizleme kremi sürüp onunla sliyorum. Başka bir pamuğa yine bir makyaj temizleyici pıstlatıp yüzün kabasını alıyorum. Peşinden yüz temizleyici jel, tonik, nemlendirici ile kapanışı yapıyorum.

Bu arada toniği ayrıca tebrik ediyorum. Yüzümü ne kadar yıkadam tonik bir yerlerden bir kiri mutlaka öıkarıyor. Makyaj yapmam ya da yapmamm fark etmiyor. Kişisel tavsiyem toniğin atlanmaması.
0
aychovsky
(25.03.18)
Saf hindistancevizi yagi ve pamuk ile. Ikisi de yatagimin kenarindaki konsolda hep duruyorlar. Usenmezsem kalkip yuzumu de yikarim, ama genelde makyaji temizledikten sonra yuzumu yikamiyorum.
0
buf-e kür
(25.03.18)
Ruj kullanmıyorum. Göz makyajımı niveanın krem şeklinde olan göz makyaj temizleme losyonununu parmaklarına fındık kadar döküp ovarak çıkarıyorum önce bir suyla kabasını alıp la roche effaclar jel ile yıkıyorum yüzümü komple
0
hernezıkkımsa
(25.03.18)
Aveda göz makyajı temizleyicisini pamuğa döküp gözlerimi siliyorum. Aynısını ruju temizlemek için dudaklara da yapıyorum. Sonra yüzümü suyla yıkayıp son bir defa daha gözlerimin üstünden peçeteyle kurulayarak geçiyorum.

Cilt makyajı yapmadığım için suyla yıkamak yetiyor.
0
chitosan
(25.03.18)
Bebe şampuanı ile. Göz makyajını çok iyi temizliyor ve makyajın sebep olabileceği kirpik dibi iltihabını önlüyor.
0
curukturpkokusu
(25.03.18)
Bebe şampuanı +1
0
poncikkurabiye
(25.03.18)
(6)

dışarıda kavga eden sevgililer

gonul_isleri
dışarıda sokakta filan bazen sevgililer kavga ediyorlar ya oğlan kıza bağırıyor kız gitmeye çalışıyor filan illa ki benzer şeylere denk gelmişsinizdir. bu tip durumlarda ne yapmak lazım? olaya müdahele etmek mi hiç karışmamak mı?
dışarıda sokakta filan bazen sevgililer kavga ediyorlar ya oğlan kıza bağırıyor kız gitmeye çalışıyor filan illa ki benzer şeylere denk gelmişsinizdir. bu tip durumlarda ne yapmak lazım? olaya müdahele etmek mi hiç karışmamak mı?
0
gonul_isleri
(24.03.18)
Bir taraaf digerine siddet uygulamadigi surece "Kari koca arasina girilmez" taktigini uyguluyorum.
0
aychovsky
(24.03.18)
şov değil, bazen kız da gitmiyor sen gitsin istiyorsun o asla gitmiyor, sinirler daha da geriliyor.

Ama ortada fiziksel şiddet yoksa ve fiziksel olarak güçlü taraf uzaklaşmaya çalıştıkça diğeri üstüne gidiyorsa asla müdahale edilmemesi gerekir.

Bu tür anlık refleks göstereceğimiz olaylarda ihtiyacı olduğu anda, ihtiyaç duyanı korumalıyız. yani eğer işin yoksa ve tedirginsen çok yaklaşmadan uzaktan biraz takip edersin, çocuk ya da kız sapıtıp fiziksel olarak saldırırsa müdahale edersin, öteki türlü zaten gergin olan havayı daha da germekten başka bir işe yaramaz ''hoop birader'' demek.
0
mete kudur
(24.03.18)
niye karışalım ya? ne derler, 'onlar barışır olan sana olur.' kız sanane diye basarsa çığlığı görürsün. şiddet varsa şiddet uygulayana şiddet göstermek de farzdır, başka bi boktan anlamıyor çünkü şerefsizler.
0
mehmed resad
(24.03.18)
Hiç ilgilenmiyorum.
0
i m cool with that
(24.03.18)
Dayak bile olsa karışmamak en iyisidir. Sokak ortasında sevgilisini/karısını döven adam o gözü dönmüşlükle bıçak çekip sana da saldırır. Tanımadığın hiç bir kadının hayatı senin hayatından önemli değildir. Hatta eşin, kardeşin annen vs. hariç tanıdığın kadınların da hayatı insanın kendi hayatından önemli değildir. Erkek olarak doğmak adalet dağıtıcı kahraman olmayı zorunlu kılmaz. Tanımadığın bir kadının yanlış bir tercihte bulunması senin hayatını kaybetmenle sonuçlanabilecek bir ihtimal doğuruyorsa bu tercihin sonuçlarına bulaşmamak en doğrusudur.

Yine de bir şey yapmak istiyorum dersen polisi arayıp olay yerinden uzaklaşabilirsin.

www.ntv.com.tr
0
once
(24.03.18)
"drama queen'lere bak" diyorum içimden. büyük çingenelik bence. hayatta karışmam.
0
ravenclaw
(24.03.18)
(15)

Sevgilinin durduk yerde bana ilgi goster demesi

dedim dedim de kime dedim
Ya zaten berabersin rutindesin yani mesela film izliyorsun veya yemek yapiyorsun durduk yerde 'bana ilgi goster' diyor. Hani genel bir yakinma falan degil o an icin isini gucunu birak benimle ilgilen diyor. Hani boyle karnim acikti pizza yiyeyim gibi. Bende isi gucu birakip opup kokluyorum falan fil
Ya zaten berabersin rutindesin yani mesela film izliyorsun veya yemek yapiyorsun durduk yerde 'bana ilgi goster' diyor. Hani genel bir yakinma falan degil o an icin isini gucunu birak benimle ilgilen diyor. Hani boyle karnim acikti pizza yiyeyim gibi. Bende isi gucu birakip opup kokluyorum falan filan iste ayrintiya girmeyeyim.

Ama bana bu istek cok garip geliyor. Yani cok garipsiyorum. Acaba cok mu ilgisizim falan diyecegim de o da degil yani.

Sorum daha cok kadinlara sizinde sevgilinizden boyle isteginiz oluyor mu? Bu is biraz garip degil mi? Yoksa ben sansli 10-15 tanesine mi denk geldim.

Eger bu dogal birsey ise bu boyle kasinti gibi birsey mi? Kasiyimde gecsin?

Anlayamiyorum soramiyorum da hatuna.
0
dedim dedim de kime dedim
(24.03.18)
Psikolojik olarak yansıtma yapıyordur, ilgi duydugu bir adam görmüştür sizi onun yerine koymaya çalışıyordur. ondan alamadıgı ilgiyi sizden istiyordur.
0
binder dandet
(24.03.18)
neresi garip bunun? öp, sarıl diyor işte. ben de derim. azcık ilgilensene benimle diye sırnaşırım. çok normal.

doğal bir şey. kaşıyın geçsin.
0
straight from the heart
(24.03.18)
kedi gibi, oyle düşünün.
0
yuvarlanantencereninkapagi
(24.03.18)
Bence gayet normal
0
elorelia
(24.03.18)
gayet normal.kadını öpecek, koklayacak ilgi göstereceksin.yoksa o kadın gider.asıl o zaman hiç anlamazsın.
0
naksidil
(24.03.18)
bence istediğini açıkça söylemesi güzel. genelde insanlar olarak karşımızdakinin ne istediğimizi telepati yoluyla anlamasını bekleyip anlamayınca bozuluyoruz.
0
peki madem
(24.03.18)
bence bunun açıkca söylenmesi hoş değil.
İlgi beklemek normal ama bunu söylemek kaba....
0
benaslindayohum
(24.03.18)
Peki madem +3milyor7yüz50milyön

Abicim sevgi, ilgi istediğini açıkça söyleyen kadın bulmuşsun, daha ne istiyorsun??!!

İsteğin garipliğini tuhaflığını bırakacaksın, yengem mis gibi söylüyor işte sana, bu nasıl bi nimet biliyor musun sen? Her yıl üzbinlerce ilişki bu derdini erkeğe anlatmayan, "ıfff ı ınlısın nıyı ıhtıyıcım ıldığını" diyen yengeler sebebiyle bitiyor.

Hem ayrıca, doğal olarak insanın içinden sevmek gelen bir şeyin kendi kendine kendini sevdirmesi kadar güzel bişey var mı? Sokakta görüyorum kafası ısırmalık bi kedi, gel lan sevicem diyorum, yetmiyor peşinden koşuyorum; cıks sevdirmiyor. Mest oluyorum gelip sürtününce. O da senin sevgini istiyor işte, bundan daha karşılıklı nasıl güzel bir iletişim olabilir!

İnsan "beni sevsene" diyerek tüm gardını, duvarlarını indirmiş oluyor, demek ki sana bu kadar güveniyor, samimi buluyor. Düşünsene "ya uff dur şimdi" diyip ittirdiğini, nasıl üzülecek. Bunu yapmayacağına emin ki sana bunu açıkça söylüyor. Bundan daha içten bir hareket olabilir mi allasen!

Güzellik uykumdan uyandım ponçikliğim üstümde, hiç de mantık çerçevesinde bakacak halim yok bu duruma. Yok sebebi falan, sorgulanmaz bu işin sebebi; tatava yapma sev geç.
0
Bruce
(24.03.18)
Benim böyle isteklerim olmuyor.
Kedi de değiliz neticede.
Sevilmek istiyorsan gidip sarılırsın. Karşilık göreceğin bir şey yaparsın. Durduğun yerde niye ayağina çağırıyorsun hemşerim?! Of güldüm. Baglayamadım yine sonunu (._.)
0
velvetmorning
(24.03.18)
Garip.

Ben hiç böyle bir istekte bulunmadım. Gerçi belki böyle bir istekte bulunmama gerek kalmamış da olabilir. Ya sen çok ilgisizsin ya da sevgilin ilgi manyağı. Bilemedim hangisi.

Ayrıca @benaslındayohum +1 ilgi ihtiyacı normal ama “pfff hadi her şeyi bırak şimdi bana ilgi göster .s.s.s” demek normal değil. Çok eğreti ya hu. Ne o öyle ısmarlar gibi. Karşıdaki insanın içinden gelmesi gerekir, böyle ısmarlayarak olmaz ki bu işler.
0
i m cool with that
(24.03.18)
Oluyor, her zaman oluyor.
Oyle durumda ya ben gidip atlarim ustune ya da "Ilgi istiyorum ben" derim ama ikisi ayni sey degil. Ben atliyorsam, kedi mincirir gibi minciklamak istiyorumdur ama ilgi gostermesini istiyorsam, o benimle ilgilenmiyor diye uzuluyorumdur. Bazen kriz anlari gelir, ayni kasinti gibi. "Amanin, amanin, asiri sevilmem ve sevmem lazim" diye; yine bu ikisinden birini yaparim. Yalniz kasintinin gelme nedeni de bir suredir az kasinmis ya da yetersiz kasinmis olmasi; kasimanin tadinin damaginda kalmasi ile ilgili.
0
aychovsky
(24.03.18)
Demek ki durumlar karisik ben onu anladim
0
🌸dedim dedim de kime dedim
(25.03.18)
kedi gibi harika bir tespit olmuş.
ilgi göster azıcık ölür müsün. arada kaşı yani evet.
0
pinkpeony
(25.03.18)
'Kaşıntı gibi bir şeyse kaşıyayım da geçsin' ne demek allah aşkına? Doğru düzgün konuşsana sevgilin hakkında. Sen ona yeteri kadar ilgi göstermiyorsun demek ki kadın da derdini ve talebini dile getiriyor. Bunu söyletmek mecburiyetinde bırakman hata.
0
fragile lady
(25.03.18)
İlgililik veya ilgisizlikten bağımsız değerlendirmelisin bence. Ben de derim bunu, hadi sev beni derim sırnaşırım, o da öper sever ya da yanaklarıma ellerini götürürüm kedi gibi yanağımı, yüzümü sevsin diye, o da sever. Şey gibi düşünebilirsin; anlık aşk yükselmesi. Bazen için içine sığmaz sıkı sıkı sarılır, kocaman kocaman öpersin ya, onun gibi bir şey.

Gayet normal bir durum. Çok çok öpüp sev bence. İşin içinde aşk olunca bol temas iyi geliyor. :)
0
teoridefeminist pratiktegeysa
(26.03.18)
(11)

İnsan sevmediği işi sevebilir mi?

monogram
Selamlar,Hiç ilginizin ve yeteneğinizin olmadığı bir alan düşünün. Zeka ve yetenek ne kadar göreli olsa da yine de böyle bir alan olsun. Sırf iş için bunu öğrenmek zorundaysanız kendinizi nasıl motive edersiniz? En ufak hatada moralinizi bozar mısınız? Ömrünüzü nefret ede ede geçirebilir misiniz? Y
Selamlar,

Hiç ilginizin ve yeteneğinizin olmadığı bir alan düşünün. Zeka ve yetenek ne kadar göreli olsa da yine de böyle bir alan olsun. Sırf iş için bunu öğrenmek zorundaysanız kendinizi nasıl motive edersiniz? En ufak hatada moralinizi bozar mısınız? Ömrünüzü nefret ede ede geçirebilir misiniz? Yoksa "her şey paradır, para kazandıkça severim." diye mi düşünürsünüz?

Yoksa görünen köy kılavuz istemezdir ve bu alanda olmamalı mısınızdır ve sevdiğiniz bir alan mı ararsınız?

Kusura bakmayın kapalı anlatım için. Ama istediğiniz gibi eyyorlayabilirsiniz.

Kısaca soru: Hayatınızı hiç sevmediğiniz bir iş yaparak geçirebilir misiniz? Hayalgücü, atış serbest. Tecrübesi olan varsa paylaşabilir.

Teşekkürler.
0
monogram
(23.03.18)
hayatimi muhtemelen oyle geciremem ama bir suresini oyle gecirebilirim. bir de isin ne olduguna bagli, tanidikca seversin durumu da olabilir.
0
kuehles blondes
(23.03.18)
Sevebilirsin ama soyle bir durum var. Ofis ici is yapiyorsan ve istemedigin bir is takibiyse sevebilirsin ama ofis ici is yaparken hadi cik pazarlama yap kapi kapi dolas, abi cek, yaltaklan, yuzlerine gul gibi bir durum olursa ve karakterine aykiri ise yapamazsin. Ne kadar sevmedigin bir is senin bahsettigin?
0
ykyt
(23.03.18)
hayatin boyunca istemedigin seyleri yapmak zorunda kalacaksin. o acidan olaya profesyonel bakip + - olayi yap. ve de kendini motive edecek bir seyler bul.
0
kveldulv
(23.03.18)
1 senedir sevmediğim bir işi yapıyorum. Daha doğrusu sevmediğim bir mesleğim var, hangi alanında olursam olayım mutlu olmayacağımı biliyorum.

Hayatımı bu işi yaparak geçirmeyeceğimi biliyorum ama çok net planlarım yok şu an. Bir süre daha bu mesleği yapıp doğru zaman gelince tamamen bırakabilirim diye umuyorum.
0
ms brownstone
(23.03.18)
Geçici bir süre dişimi sıkabilirim de, bu süre boyunca neyi sevdiğimi, nerede yetenekli olduğumu keşfetmeye çalışır; o alana nasıl yöneleceğimi planlarım. Sonunda sevdiğim işe döneceksem, bu uğurda bazı yılların çöpe gitmesine razı olurum.

Şu anda anam ağlasa da sevdiğim bir işi yapıyorum, parmağımın ucuyla yapabileceğim kadar rahat ama sevmediğim işe tercih ederim.
0
aychovsky
(23.03.18)
2 senedir benzer durumun içindeyim.

Y.dışı ve belki de bir daha hiçbir yerde kazanamayacağım bir para aldığımı düşünsem bile, yok yani bu şekilde hayat geçmez kafasındayım.

Bazen her şey gerçekten para değil. Her sabah, bir an önce akşam olsalar ile geçmiyor, geçmez.

Hakkımızda hayırlısı.
0
tsubasa
(23.03.18)
hayır. hemen iş değiştirmek için girişimlere başla.

mesleğini kullanarak girebileceğin yeni mecralar var mı? şu anki işin bu konuda yardımcı olabilir mi? avantaja çevirebilir misin?

en önemlisi de, hangi işi yapmak istiyorsun? heyecan yapıp anında bırakma, ama fırsat kolla. uygun zamanı bulunca da geçiş yap.

bu geçişi sert bir şekilde yapmak zournda değilsin, yumuşak geçiş de olabilir...
0
babilbaligi
(23.03.18)
Hayatımı sevmediğim bir iş ile geçiremedim. Ve tüm şartları zorladım. En son istifa ettim.
0
kablelvuku
(23.03.18)
şartlar beni o işte çalışmaya zorluyorsa çalışırım. ancak karşılığını mutluluk olarak alamıyorsam, daha fazla para olarak almayı beklerim. iyi bir para karşılığında sevmediğim bir işte çalışırım. kazanacağım parayı, daha iyi bir hayat/iş için kullanma imkanım yoksa, kendimi mutlu edebilecek şeyler için harcamaktan çekinmem. ancak para her şey de değildir.
0
booty hunter
(23.03.18)
insanların yüzde doksanı, belki daha fazlası yaptığı işe bayılmıyor. mecburiyet. sevmek zorunda değiliz.
0
captainobvious
(23.03.18)
Sevilen iş diye bir şeye inanmıyorum sevilecek bir şey olsa karşılığında para almazdık.

İş sevilmeyen bir şeydir
0
selamun aleykum kitty
(23.03.18)
(6)

İspanyol kızlarının kalın sesli olması

neverletyougodown
Öncelikle naçizane İspanya’ya gitmedim ama İngiltere ve İtalya’da ispanyollu bir çok ortamda bulundum. Zaten Camden Town’daki İspanyol yoğunluğu bir çok İspanyol şehri ile yarışır. Başlangıçta algıda seçicilik, bana öyle denk geliyor falan diyordum oran ve sayı olarak duyuru açacak seviyeye geldi y
Öncelikle naçizane İspanya’ya gitmedim ama İngiltere ve İtalya’da ispanyollu bir çok ortamda bulundum. Zaten Camden Town’daki İspanyol yoğunluğu bir çok İspanyol şehri ile yarışır. Başlangıçta algıda seçicilik, bana öyle denk geliyor falan diyordum oran ve sayı olarak duyuru açacak seviyeye geldi ya. Kalın sesli ya bu İspanyol kızları:) Boru gibi ses var çoğunda maşallah. Sizin düşünceniz, tecrübeleriniz nedir?
0
neverletyougodown
(21.03.18)
Ispanya'da kisa sure yasadim. Erkeklerde de aynisi var. Dil, aksan bunu gerektiriyor. O sekilde alismislar. Ispanyolca konusunca cok anlasilmiyor, cunku dilin konusulma sekli oyle, Iber Ispanyolcasi kalin sesle konusuluyor ve genizden konusulan, bogaz kaslarini sikarak soylenen cok ses var. Yabanci dile gecince belli oluyor.
0
aychovsky
(21.03.18)
tam tersi benim gördüklerim hep tiz sesli konuşuyolardı burun tıkalı gibi
0
yuto
(21.03.18)
+1
0
japon askeri
(21.03.18)
Tanidiklarimin hpsinde catlamis kalin ses mevcut.
0
kuehles blondes
(22.03.18)
ahahah şuan farkettim kesinlikle müthiş bir tespit :)) Kalın sesliler
0
megalomaniac
(22.03.18)
şarkı coverlarına bakarken denk geldim sonra bu duyuru aklıma geldi
www.youtube.com
0
freebird5406_2
(28.03.18)
(4)

Türkiye'deki bir insanın İstanbul sınırları içinde yaşama olasılığı?

gezegen olan pluton
(İstanbul Nüfusu)/(Türkiye Nüfusu) yoksa1/81 yoksa(İstanbul Yüz ölçümü)/(Türkiye Yüz ölçümü)mü?
(İstanbul Nüfusu)/(Türkiye Nüfusu)

yoksa

1/81

yoksa

(İstanbul Yüz ölçümü)/(Türkiye Yüz ölçümü)

mü?
0
gezegen olan pluton
(21.03.18)
Bence ilki.
0
i was made for you
(21.03.18)
İstanbul sinirlari dediginizden diger degisken peki baska nerelerin sinirlari olmali. Sinir kavrami il siniri oldugundan 81/1 diyorum.
0
ykyt
(21.03.18)
Ilki.

Bir torba market torbasi buyuklugunde ve icinde bes top olsun. Digeri endustriyel boy cop torbasi buyuklugunde ama icinde uc top olsun, Rasgele cekilen bir topun ilk torbadan gelme olasiligi 5/8. Elimizde sayi bilgisi varsa, torbalarin boylari anlamli bilgi vermiyor. Rasgele bir insanin da Istanbul'da yasama olasiligi nufusa bagli. Ikinciyi kullanabilmemiz icin Turkiye'nin her yerinde nufus yogunlugunun ayni olmasi gerek.
0
aychovsky
(21.03.18)
elbette ilki. haha.
0
baldur2
(22.03.18)
(13)

Künefenin Yanında Bir Şey İçilir Mi?

lana del rey
İçiyor musunuz?
İçiyor musunuz?
0
lana del rey
(21.03.18)
Hayır. Sonrasinda çay içiyorum.
0
Amaranta ursula
(21.03.18)
Ben çay severim. Ayran içenlere de saygı duyarım.
0
puc
(21.03.18)
Çay
0
i m cool with that
(21.03.18)
Öyle çay insanı değilim pek ama şerbetli tatlılarla çay iyi gidiyor bence. Bu yüzden çay 4 olsun.
0
m e b
(21.03.18)
kunefe yerken bir sey icmem, sonrasinda cay.
0
kuehles blondes
(21.03.18)
Künefe dahil tadı tatlı skalasına düşen yiyeceklerde yanına başka bir tat koymak o tatlının keyfini, doyumunu azaltıyor bence. Hatta sonrasında da bir şey içmezdim o tat ağzında uzun süre kalsın diye.
0
aychovsky
(21.03.18)
su.
0
sen git ben geliyorum
(21.03.18)
Süt.
0
cikmaz sokaktan cikagelen cocuk
(21.03.18)
Soda iciyorum, butun tatlilarin yaninda soda iciyorum, cok guzel oluyor, tavsiye ederim
0
yuzır
(21.03.18)
Süt içiyorlar diye biliyorum.
0
birşeylersoracağım
(21.03.18)
İçmem, çok bayarsa üstüne şekersiz limonata içerim.
0
ofkeyle kalkanin yerine oturan yazar
(21.03.18)
normalde şekerli çay içerim ama künefenin yanında içilen çay tabii ki şekersiz olur. ya da su.
0
runagain
(22.03.18)
Süt. Yoksa çay.
0
dedim ben sana
(22.03.18)
(9)

karakterler üzerinden ilerleyen, hatırladığınız reklamlar neler? örnek var.

eurhka
hürriyetemlak.com'un iki filmlik serisi mesela. karakter yaratmışlar.https://www.youtube.com/watch?v=xjvn9Rn3Edsbu şekilde örnekler arıyorum eğer hatırlayan varsa. banka reklamları falan hariç, onlarınki güzel olmuyor. mizah yapılması önemli. teşekkürler <3
hürriyetemlak.com'un iki filmlik serisi mesela. karakter yaratmışlar.

www.youtube.com

bu şekilde örnekler arıyorum eğer hatırlayan varsa. banka reklamları falan hariç, onlarınki güzel olmuyor.

mizah yapılması önemli. teşekkürler <3
0
eurhka
(21.03.18)
www.youtube.com

mac vs pc serisi, sayilir mi? Ama Turkiye'de gosterilmemistir diye dusunuyorum.
0
common of demons
(21.03.18)
m.youtube.com

Böyle Bi şey diyorsun galiba.
0
ssiradanbirigibi
(21.03.18)
kıllanan adam sayılır mı?
www.youtube.com

cem yımazın doktor bu ne olabilir mi?
www.youtube.com
0
basond
(21.03.18)
Adramelekhh
(21.03.18)
tansaş reklamları vardı
0
bir garip melek
(21.03.18)
Doritos alaturca - cem yılmaz
Arçelik - robot
Opet - cem yılmaz
Ace - Ayşe Teyze
Lays- yiyin gari
Derby - Ali Desidero
Regal - tokatlayan abi
Merinos Halı - İbrahim Tatlıses

not: aklıma geldikçe modifiye ederim
0
silah taciri
(21.03.18)
Banka olmasın demiştin de, benim hatırladığım en ilginçleri onlardı. Uğur Yücel’in Arzum Onan’a aşık olduğu ve sağduyusu olan Haluk Bilginer sayesinde Papuanca konuşmak gibi garip şeyler yaparak işlerini kopardığı bir reklam serisi vardı. Çok eğlenceliydi. Tabii üstünden 20 yıl geçince eski teknoloji kaldı biraz. İş Bankası’nın reklamıydı.
youtu.be
youtu.be
Serinin bir reklamı daha vardı Arzum Onan’la Uğur Yücel’in tanıştığı.

Eskiden Marmara Bira’nn reklamları vardı. Aşkın’la Taşkın diye geçerdi. Taşkın’ı Metin Akpınar, Aşkın’ı Berna Laçin oynardı. Üç reklam sürdü o da ama çabuk kaldırıldı. Bulamadım onu.

İçinde Chevy Chase’in olduğu iki Cola Turka reklamı vardı. Biri çok ünlü olunca diğerini çekmişlerdi ama ikinci o kadar güzel olmamıştı.
0
aychovsky
(21.03.18)
banka olmasın demişsiniz ama benim en çok sevdiğim reklam dizisi garantinin deneysel bankacılık reklamlarıydı. erdal bakkallı olanlar.

bi de özgür kız vardı
0
azeriturku
(21.03.18)
cola turka reklamları
www.youtube.com
devamı da vardı.
0
veritaslibertas
(21.03.18)
(14)

cemre dusmesini ne sanirdiniz?

mayeskuel
ben boyle ramazan topu gibi bisey sanirdim. askerler tarafindan biseyle atmosfere nisan alip denize dusmesini beklemek sanirdim. gerci hala tam olarak ne oldugunu bilmiyorum ama bu anlattigim kadar sacma bisey olmadigina eminim. siz ne sanirdiniz?
ben boyle ramazan topu gibi bisey sanirdim. askerler tarafindan biseyle atmosfere nisan alip denize dusmesini beklemek sanirdim. gerci hala tam olarak ne oldugunu bilmiyorum ama bu anlattigim kadar sacma bisey olmadigina eminim. siz ne sanirdiniz?
0
mayeskuel
(21.03.18)
pxhere.com

Gerci hala ne oldugunu tam anlayabilmis degilim.
0
common of demons
(21.03.18)
Ben böcek sanırdım. Hatta etraftan cemre düşecek konuşmalarını duyduğum zaman dışarı çıktığımda ya kafama düşerse diye korkardım. Tabi ki küçükken :)
0
bego
(21.03.18)
En komiği bende galiba. Karpuz kabuğu.
0
voyager 1
(21.03.18)
göktaşı sanırdım.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(21.03.18)
çok çizgi film izlemekten benimki sanırım:D yuvarlak olan dünyaya bir damla su düşer ve her yer aynı anda ışıldayıp tekrar eski haline döner.
0
ferrarimizolaydisatardik
(21.03.18)
Ad aktarması. Bunu ilkokulda öğrendim. Düşme deyince cidden bir şey düşecek diye beklemeyi bıraktım.

İklim değişmesi, ılımak diye algılarım ben.
0
bir ileti paylastim
(21.03.18)
uzaydan toprağa, havaya ve suya taş düşüyor sanırdım. o taşı ilk bulan yetkililere bildiriyor ve "cemre suya düştü" gibi haberler öyle çıkıyor sanıyordum. hatta bahar geldiğinde etrafa bakardım hep cemre belki bizim buralara düşmüştür diye.
0
straight from the heart
(21.03.18)
Tenis topu büyüklüğünde sihirli bir alev topu gibi bir şey sanırdım ama nereye düştüğünü bilmiyordum. Bizim evde pek lafı geçmezdi. Dolmuştaki bir adamdan “Cemreler düştü artık. Havalar ısındı” dediğinde kafamda öyle alev topları canlandı. Tunak Tunak Tun klibinin başındaki gibi bir şeyler düştü sanıyordum.
youtu.be
0
aychovsky
(21.03.18)
çoğumuz top gibi bir şey olduğunda hemfikir olmuşuz çok ilginç. boyutlar farklı tabii. göktaşı ile tenis topu arasında bir skala.

ben de avuç büyüklüğünde yanarlı dönerli bir top düşüyor sanırdım küçükken.
0
godsparticle
(21.03.18)
Ben bir nesneye benzetmezdim. Gece yarısı herkes uyurken gerçekleşen gizemli bir olay gibi gelirdi bana.
0
dissendium
(21.03.18)
Alttan yediği rüzgarın etkisiyle beşik gibi sallana sallana, adeta ağır çekimde yere düşen beyaz bir tüy gibi davranan bir cisim.

Öğrenmemek için de yazılanları okumuyorum, kesin birisi doğrusunu yazmıştır.
0
onemoremile
(21.03.18)
Sihirli, parlak bir damlacık gibi bir şey. Geceleri düşer.
0
harvey
(21.03.18)
ben bişey sanmamıştım, kulağa o kadar saçma geliyordu ki gerçek olmadığını, soyut bir anlama sahip olduğunu anlamıştım. küçükken çok zekiymişim maşalla, büyüyünce geçti.
0
Bruce
(21.03.18)
sihirli bir damla +1
0
jamiro
(21.03.18)
(12)

sevdiğiniz bir arkadaşınızın.... ya da akrabanızın...

binder dandet
Psikolojik rahatsızlık geçirdiğini öğrendiniz. Geçmişte ve ya su anda...Dürüst olarak (sevgi kelepegi mode off yani) ne düşünürdünüz? ondan uzaklaşır mıydınız? geri zekalı muamelesi mi yapardınız? her hareketini izleyip delilikten mi acaba diye düşünür müydünüz?
Psikolojik rahatsızlık geçirdiğini öğrendiniz. Geçmişte ve ya su anda...

Dürüst olarak (sevgi kelepegi mode off yani) ne düşünürdünüz? ondan uzaklaşır mıydınız? geri zekalı muamelesi mi yapardınız? her hareketini izleyip delilikten mi acaba diye düşünür müydünüz?
0
binder dandet
(21.03.18)
türlü türlü psikolojik rahatsızlık var. ne olduğuna bağlı.
0
ghilleinthemist
(21.03.18)
Birlikte oldugumuz zamanlarda normal davranirdim. Ufak tefek arizayi pek sorun etmezdim ancak olayin boyutu normal olcutleri epey asiyorsa yapacak pek birsey kalmayabilir.
0
dougsampson
(21.03.18)
ne tür psikolojik rahatsızlık olduğuyla da ilgili biraz bence.
herhangi gelişen olumsuz bir durumda nasıl davranmam gerektiğini bilmeyebilirim ve bu beni tedirgin edebilir.
ama geri zekalı muamelesi yapacağımı sanmıyorum.
0
elma
(21.03.18)
gerçeklik algısını kaybettiği bir durumsa muhtemeleen uzaklaşırdım ama böyle bir durum yoksa sorun yok benim için.
0
bunaldım a dostlar
(21.03.18)
En yakın arkadaşıma daha dün rapor çıkardı psikiyatristi. Zaten narkotik ilaç kullanıyordu birkaç aydır. Çok ciddi ya da çevresini etkileyecek kadar büyük bir rahatsızlığı yok aslında ama kendisine üzülmek dışında hiçbir şey hissetmedim ya da düşünmedim açıkçası.
0
ms brownstone
(21.03.18)
Herkesin başına gelebilir, öyle şeyler yaşar ki insan her şeyi değişir.
Trafik kazasından farkı yoktur, her an herkesin başına gelebilir.
0
acetaminophen
(21.03.18)
Eski erkek arkadasimin bu tarz sorunlari vardi, eski olmasinin nedeni bu degil. Baltali katil, seri katil, pedofil, vb olmadigi surece kimseden uzaklasacagimi sanmiyorum.

Gerizekali muamelesi nedir? Zeka ile ne ilgisi var bunun.

En kinadigimiz kisiye donusmekten anlik uzakliktayiz. Herhangi bir insanin yargilayacak durumda olduguna inanmiyorum.
0
aychovsky
(21.03.18)
Rahatsızlık var rahatsızlık var. Uzun süren depresyonu, bunalımı olmuşsa/varsa başkaaaaaaa, sürekli yalanlar uydurup kendi de inanıyorsa başka, çocuk tecavüzcüsü olma eğilimi varsa bambaşka.

Sapıklığı, sadistliği, sahtekarlığı vb. bir durum yoksa, "psikolojik rahatsızlık" sebebiyle bir arkadaşımdan niçin uzaklaşayım? Her hareketini değil ama dikkat çekecek kadar anormal bir hareketini görürsem "belki hastalığıyla alakalıdır" diye düşünürdüm mutlaka.

Zekanın bununla bir alakası yok. Geri zekalı diye düşünmez/öyle muamele etmezdim.
0
lazor
(21.03.18)
yaklaşıma bak. sana ne muamelesi yapılmalı şu anda?
soruya cevap, bu yükün altına girmeye değecekse girersin.
0
La Femme D'argent
(21.03.18)
Psikolojik rahatsızlık ne? Depresyon mu mesela? Depresyona girmeyen kaldı mı bu devirde hayatı boyunca :)
0
noluyo yaa
(21.03.18)
neden öyle bi şey yapayım ya?! neden yani, sebep ne? yaşayabilir, insana gerizekalı muamelesi yapmak nedir ya da deli muamelesi? çok öküzce şeyler bunlar. sevdiğim bi insansa elimden geleni yaparım, aram yoksa da ek bi uzaklaşma çabasına girmem.
0
mehmed resad
(21.03.18)
Yoo, ben de psikolojik deli olduğum için sorun yok.
0
i m cool with that
(21.03.18)
(11)

amerikaya yerleşmek ve ev eşyaları

panda
selam arkadaşlar, mayıs ayında eşimle amerikaya yerleşeceğiz. ev eşyalarının çoğunu bedavadan hallice sayılabilecek bir fiyata satmak üzere anlaştım. ancak aileler kıyameti kopardı. ya geri dönersek "aynı eşyaları bir daha nasıl alırsınız" diye. onların önerisi biz gidip 5-6 ay sonra tamam dönmeyece
selam arkadaşlar, mayıs ayında eşimle amerikaya yerleşeceğiz. ev eşyalarının çoğunu bedavadan hallice sayılabilecek bir fiyata satmak üzere anlaştım. ancak aileler kıyameti kopardı. ya geri dönersek "aynı eşyaları bir daha nasıl alırsınız" diye. onların önerisi biz gidip 5-6 ay sonra tamam dönmeyeceğiz dedikten sonra, onların satması ve paylaşması yönünde. ancak yerleşmek için gittiğimizden herşey kötü gitse bile herhalde 1 seneden önce neyin ne olduğunu anlamayız ve dönmeye kalkışmayız diye düşünüyoruz. dönersek de en azından 2-3 bin dolar biriktirip burada bizi idare edecek birşeyler alırız diye düşündük. ev bizim ve 2-3 ay sonra kiraya vermeyi de düşünüyoruz. o parayı da burada biriksin diye bırakmayı düşünüyoruz.
sonuç olarak siz olsanız ne yapardınız? eşyaları satar mıydınız, her ihtimale karşı tutar mıydınız?

not: bedavadan hallice bir fiyat olsa bile, ikimizin gidiş bilet parasını karşılıyor.
0
panda
(19.03.18)
senialan + 1 çok elzem değilse ailelerin dediği gibi bi süre tutun ya da eşyalı kiraya verin.
0
elorelia
(19.03.18)
eşyalı kiraya verince de mahvolacak ama eşyalar :/
0
🌸panda
(19.03.18)
onlar satsin birakin. madem ugrasmayi da goze almislar. aileler daha pintos olur bu durumlarda. daha ederine satarlar. hem de siz ugrasmamis olursunuz.
0
jimicik
(19.03.18)
Onlar satsın bence de.. Ama ailelerin bu garanticilik huylarına kalilirsak bi adım ileri gidemeyiz. Hepsi aynı malesef çok da dinlememek lazım bana kalırsa.
0
mehmed resad
(19.03.18)
Butun gemileri yakin. Geri donmeyeceksiniz.
0
tezek
(19.03.18)
eger uzun vadede cok daha fazlasina satacaksaniz konteynir kiralayip orada da muhafaza edebilirsiniz. evden gelip tum esyalarinizi konteynira doldurup aylik 200 liraya falan muhafaza eden firmalar var.

internetten satmayi denediniz mi? cok daha fazlasina satarsiniz. suraya bile yazsaniz belki birileri cikar. belli olmuyor o isler.
0
brkylmz
(19.03.18)
eşyalı ev bence kiralanma olasılığını düşürüyor. aile gelecekse onların da eşyaları olacak çünkü. hem eşyalı kiralansa bile geri döndüğünüzde o eşyaları bıraktığınız gibi bulamayabilirsiniz.

bence değerli ve değerinin çok altına satılacak eşyaları ailelere dağıtın, dönerseniz alırsınız. mayıs'a kadar çok vakit var, satın gitsin.
0
pinkpeony
(19.03.18)
amerikaya gitmeyin. eşyaları siz kullanın.
0
susadım çeşmeye varmaz olaydım
(19.03.18)
Eşyalar konteynırda saklanmaya verilsin. Aylık 400 ₺ gibi bir rakam alıyorlar. Kameralı klimalı depolarda saklanıyor. Ev eşyasız kiralanmaya verilsin. Kiranın 400 ü eşyaların aylık depo fiyatını öderken geri kalanı da sizin için bankada biriksin.
0
medre
(19.03.18)
Evi esyali kiraya verin. Hem evin fiyati artar, hem de dönerseniz esyalarinizi yerinde bulursunuz. Hem belki insan evlatlarina denk gelirsiniz de esyalarinizi hor kullanmazlar.
0
chitosan
(19.03.18)
Esyalari depoya koyar, evi de kiraya verirdim. Depo masrafi cok yuksek olmaz.
0
aychovsky
(19.03.18)
(4)

bu ne deterjanı? - capsli

nigeo
selamlar,çok salakça bir soru olacak sanırım ama size bir sorayım dedim.ekte fotosu bulunan ne deterjanı?bulaşık makinası için mi? çamaşır makinası için mi?sanırım çamaşır mak.ikinci sorum:bunu nasıl kullanıyoruz? deterjan gözüne mi koyuyorum? çamaşırları koyduğum o kazanın içine mi atıyorum çamaşır
selamlar,

çok salakça bir soru olacak sanırım ama size bir sorayım dedim.

ekte fotosu bulunan ne deterjanı?
bulaşık makinası için mi? çamaşır makinası için mi?

sanırım çamaşır mak.

ikinci sorum:

bunu nasıl kullanıyoruz? deterjan gözüne mi koyuyorum? çamaşırları koyduğum o kazanın içine mi atıyorum çamaşırların yanına?

üçüncü sorum:

poşetli gibi bu böyle naylon jelatin gibi.
bu poşeti açıyor muyum yerleştirmeden? kendisi mi çözünüyor?

çok teşekkürler...
0
nigeo
(19.03.18)
evet çamaşır. ben kullanmıştım bu şekilde bir dönem. çamaşırların içine koyup çalıştırıyorsun. o kadar.
0
alperz
(19.03.18)
Ilk soru cok zor. Cunku jel bulasik deterjani da var, jel camasir deterjani var. Genelde bulasik deterjanlarinin paketinde makine tuzu ve parlaticisi da oluyor; buyuk olasilikla camasir deterjani gibi.
Bendeki jel bulasik deterjani su
www.southernsavers.com
Ama soylesi de var
www.upstateramblings.com
Jel camasir deterjani su
www.poison.org
Buyuk olasilikla camasir ama emir olamadim da. Benimkini renkten ve icinin tuzundan anliyorum.

Bulasik deterjani ise goze konuyor. Camasir deterjani ise camasirlari koymadan once makinenin icine atiliyor. Ustune camasirlar konuyor.
images.hepsiburada.net

Her turlu poset acilmiyor, oyle konuyor. Yani, ben hep oyle yaptim ve degisigine denk gelmedim.
0
aychovsky
(19.03.18)
içinde durduğu paketinde ne yazıyor?
çamaşır makinasına mı yakın bulaşık makinasına mı?
bu sorulara vereceğiniz cevaba göre anlaşılır :)
geri kalanı aychovsky nin dediği gibi
0
interview with the vampire
(19.03.18)
çamaşır deterjanı. hatta tam olarak: www.google.com.tr

deterjan gözüne değil, kazanın içine, çamaşırların üstüne koyarak kullanılıyor.

poşeti açmadan, tablet olarak konuyor, dışındaki naylon suda kendi çözünüyor.
0
kibritsuyu
(19.03.18)
(5)

can yüce'yi tanıyor musunuz?

isimsiz uye
https://youtu.be/H-GcBqW_Jt0bu adamın bu kadar fanı olması çok garip değil mi arkadaş? müziğe dair hiçbir şey yapmadığı gibi izleyici kitleşiyle taşak geçer gibi söz yazmış bir de. aklım kaçar aklınla çünkü senin aklın akıllı aklımdan nedir abi? hayır herkes de şöyle müthiş, böyle efsane dizmiş meth
youtu.be

bu adamın bu kadar fanı olması çok garip değil mi arkadaş? müziğe dair hiçbir şey yapmadığı gibi izleyici kitleşiyle taşak geçer gibi söz yazmış bir de. aklım kaçar aklınla çünkü senin aklın akıllı aklımdan nedir abi? hayır herkes de şöyle müthiş, böyle efsane dizmiş methiyeleri. benim göremediğim ne var bu adamda şimdi? kimi kıskandığımı filan düşünebilir ama çocukta kıskanılacak şey de yok. ve çok çok itici. piyasada çok boş şarkıcı var buna mı takıldın? evet çünkü çok fazla kötü. kötünün kötüsü.

ne düşünüyorsunuz?
0
isimsiz uye
(19.03.18)
tanımıyorum ve yanlış anlama lütfen ama sen nasıl karşılaşmış olabilirsin ki?
yani cidden bu şarkıcıları nasıl oluyor da tanıyorsunuz?
facebook'ta arkadaşlarınız mı paylaşıyor? twitter'da mı paylaşılıyor? cidden nasıl?
0
nigeo
(19.03.18)
bu memlekette arkadan ittirerek eşeği bile bu hale getirebilecek insanlar var.

bundan ne dandikleri var haberiniz yok. görüyoruz işte yapma etme diyoruz da bazen böyle kaçıyo aradan haha
0
alperz
(19.03.18)
Can Yuce'yi Can Yucel okudum; "Niye garip olsun ki, tas gibi sair" derken "Muzik mi? Can Yucel ne zaman muzik yapmis"a gectim; kafalar cok karisti :)

Can Yuce'yi ilk defa duydum ama ben sayilmam, cok fazla kisiyi ilk defa duyuyorum genelde. Bana hitap etmedi, sessizligimi dinlesem daha cok zevk alirim (ki haksiz rekabet oldu, sessizligimden zevk aliyorum) ama seveni, hitap edeni varmis demek ki.

Ikinci bakista ben de yorumlara takildim. Ilk yorumu yapan "Gercek emek bu iste!" tarzi bir sey yazmis. Bu sarkilar gercekten bu kadar emek gerektiriyor mu? Bildigimiz tuketip atmalik, sezonluk pop sarkisi. Yani, bir emek vardir illa ki ama niye olumsuz eser muamelesi yapmislar, ben de anlayamadim.
0
aychovsky
(19.03.18)
Kötü evet. Kulaklarımı tırmaladı. Keşke açmasaydım. Tanımıyorum.

İnsan maruz bırakılabiliyor bu tür müziklere ne yazık ki. Geçen hafta bir hamburgercide oğlum, anne baksana duyuyor musun ne kadar kötü müzik deyince, ben de garsona sordum bu kim ya diye. Burak King diye biriymiş. Yani 12 yaşındaki çocuk bile anne iki akorla müzik yapmış, sesi de berbat diyebiliyor :) İşte böyle restoranda, takside dolmuşta, bakkalda bu tür kötü müziklere maruz kalabiliyoruz. Bu da bu ülkenin gerçeği.
0
old possum
(19.03.18)
Bu başlığı ben 2 gün önce açmayı düşündüm ama değmez diyip acmadim ahah :D turkiyede müzik kalitesi berbat. Insanlarda ne tarz ne zevk hicbir sey yok. Sacma sapan gondermeli sozler, arabesk pop bi melodi yaparak sen de kendini duyurup fanlarin olabilir ya da alternative em g d li bi seyler yazip üstüne yine sacma ama hafif gondermeli sozler ekleyip de fan kitlesi olusturabilirsin. Insanlar sozleri cok onemsiyor. Ben melodiciyim. Eger sarki cok hosuma giderse armonisine bakarim. Sozleri o zaman dikkatimi ceker. Ama bu şarkı gercekten ayri bi boyut ve de "gercekten" seven insanlar var. Insan daha bi soguyor hayattan, insanlardan vs vs.
0
funl
(19.03.18)
(5)

Quora, Duyuru, Reddit

6 yasimdan beri metal dinliyorum
Selam,Unuttuklarımı hatırlamak, bilmediklerimi öğrenmek gibi sebeplerle bu tarz bir script yazmak istiyorum.Bu sitelerde en beğendiğiniz özellikler nedir? Ekşi duyuru'nun sadeliği, reddit'in subreddit'lerinin kullanışlılığı, quora'nın upvote'u vs gibi... Ne görmek isterdiniz yani bu tarz yeni bi' si
Selam,

Unuttuklarımı hatırlamak, bilmediklerimi öğrenmek gibi sebeplerle bu tarz bir script yazmak istiyorum.

Bu sitelerde en beğendiğiniz özellikler nedir? Ekşi duyuru'nun sadeliği, reddit'in subreddit'lerinin kullanışlılığı, quora'nın upvote'u vs gibi...

Ne görmek isterdiniz yani bu tarz yeni bi' siteden?
0
6 yasimdan beri metal dinliyorum
(19.03.18)
Ne görmek istemezdim; reklam, saçma sapan yavaşlık getiren gereksizlikler. Bunlardan ekşi'de çok var mesela.
Ne görmek istemezdim; boktan içerik. Bilgi çöplüğüne dönmemiş yerleri tercih ederin şahsen.
0
bos gezenin bos ustasi
(19.03.18)
Resimler, linkler, videolar tıklanınca açılması sade olması reddit uygulaması bu konuda çok iyi.
0
murtiii
(19.03.18)
duyurunun sevdiğim yönü belli bi timeline olması. Yani anasayfadan atılan her duyuruyu kolaylıkla takip edebiliyorsun, redditte bu subreddit olarak var ama quorada yok sanırım. Tabi arada çok büyük bi soru ve duyuru sayı farkı var sebebi de o büyük çoğunlukla ama yine de hoş oluyor tüm gün yazılanları okumak.

Reditte resim ve video incelemek kolay ama i.reddit isimli redditin resim gösteren sitesi türkiyede engelli sanırım, vpnle açılıyor sadece ve aşırı uyuzum bu duruma. Ayrıca başlığa tıklayınca direkt resimi açmak yerine bana yorumları göstermesini tercih ederdim. redditte link olarak algılayıp tamamen başka bi siteye gidiyor. Yorumları görmek için commentse tıklamak gerek.
0
nundu
(19.03.18)
Duyuru’da hemen hemen her şey anasayfada. En fazla gönül işlerine gitmek gerekiyor. Her şey ortalıkta ve kişiselleştirilmiş deil. Herkes ne görüyorsa, ben de onu görüyorum. İçerik kaçırma olasılığı yok baktığın sürece. Bir de artık benim için apartman, aile gibi. Sen, ben, bizim oğlan. İnsanları tanıma fırsatın var, hikayelerini biliyorsun. Birbirimizin hayatlarına ortağız. Bir konuda yardım istesem buraya gelirim.

Quora’nın bana göre dezavantajı aşırı büyük oluşu ve kişisel oluşu. Daha önce okuduğum daha sonra okuduğumu etkiliyor. Bu yüzden de tırt şeyleri okurken kimbilir neleri kaçırıyorum ama onun da küresel oluşu, işin kurdu olmuş insanların varlığı, öğrenecek çok şeyin olması ve ilginç hayat hkayeleri nedeniyle seviyorum ve takip ediyorum.

Reddit ise hem aşırı büyük hem de çok goygoy geliyor. Çok özel bir arama gerektirmediği sürece takip etmiyorum.
0
aychovsky
(19.03.18)
arama kısmı iyi çalışsın, istediğimi kolay bulayım.

geyik şeylerden daha çok gerçekten bilgi veren konular olması.
0
contavolta
(19.03.18)
(4)

1 cümlelik ingilizce sorusu

d e ayri yazilir
At least 46 Turkish soldiers were killed since Operation Olive Branch began on 20 January. bu cümlede were kullanılmıs.have been killed olması gerekmiyor mu?
At least 46 Turkish soldiers were killed since Operation Olive Branch began on 20 January.

bu cümlede were kullanılmıs.
have been killed olması gerekmiyor mu?
0
d e ayri yazilir
(19.03.18)
Niye? *oldurulmusler iste. Oldurulme eylemi bitmis, gecmis gitmis.
0
baldur2
(19.03.18)
(bkz: passive voice)
0
alperz
(19.03.18)
Ikisi de olur. Okulda "Since ve for varsa, present perfect tense" diye ogrettiler bize. Dilbilgisi olarak bakarsak iki durum var; operasyon bittiyse Simple Past cunku artik daha fazla olecek kisi yok, operasyon bitmediyse Present Perfect cunku askerler olmeye devam edebilir ama Amerikan Ingilizcesi Present Perfect'i olabildigince az kullaniyor. Simple Past birkac durum disinda her yola geliyor. Hatta, bircok durumda Present Perfect kulaklarina garip geliyor. Ayni durumda, YDS'de iki secenek de olsa, 'were killed'i isaretlesen yanlis derler.
english.stackexchange.com
0
aychovsky
(19.03.18)
ikisi de olur. bu iki tense'in aynı anda kullanılabilindiği durumlar da var, bu da onlardan biri.
0
eindaclub
(19.03.18)
(24)

Kendinizi en çok nerede mutlu hissediyorsunuz?

dedim ben sana
sb.
sb.
0
dedim ben sana
(18.03.18)
home sweet home
0
benaslindayohum
(18.03.18)
Bu aralar ise Cafe maria eğer dışarı çıkacak isem
0
benaslindayohum
(18.03.18)
Evimde +1
Açık havada şehirden ve insanlardan uzak bir alanda yürüyüş yaparken de çok mutlu hissediyorum kendimi.
Nerede olduğum fark etmiyor aslında çevremde insan olmasın ya da istediğim insanlar olsun yeter. Orada mutluyum ben.
0
i m cool with that
(18.03.18)
şuan aylardır görmediğim ve bir daha muhtemelen görmeyeceğim biriyle uzun uzun yürürken.
0
biravekahve
(18.03.18)
ev hariç her yerde. evimi sevmiyorum.
0
rayde
(18.03.18)
Moda sahilde.
0
ms brownstone
(18.03.18)
1- Evim
2- Zorlupsm
3- Sahil
0
mutekebbir
(18.03.18)
okulda köpeklerin yanında sigara içerken
0
them bones
(18.03.18)
30.000 ft ve üzeri irtifada.
0
catch the arrow
(18.03.18)
birinden sevgilimin yanında yazmasını beklerdim ama :p

dışarda/sokakta.
0
tabirimekruh
(18.03.18)
ormanda
0
demoniclewinsky
(18.03.18)
Doğada
Yatağımda
Tiyatroda
0
Amaranta ursula
(18.03.18)
-eğer sevgilim varsa onun yanında
-yüksek ve uçurum kenarlarında
-denizin uçsuz bucaksız göründüğü yerlerde
-sahaflarda
-tanıdık insanların olmadığı şehirlerde
-evde
0
allegrezi
(18.03.18)
ormanda ve/veya evimde.
0
blatta hiberna
(18.03.18)
Deniz kenarında, vapurda, gökyüzünde, yaylada, derede, bisiklette, muhtemelen motorda, adada, lunaparkta, uzun yolda, odamda, aklıma gelenler bunlar.
0
harvey
(18.03.18)
bilgisayarımın karşısında.
0
nickini degistiren yazar
(18.03.18)
denizin açıklarında inanılmaz mutlu oluyorum, çıldırıyorum. Olimpik havuzları da severim. Sevgilimin garajında bir atölyesi var, marangozluk ve bir şeyler bir şeyler yapıyor boş zamanlarında. O orada çalışırken ben de onu görebileceğim şekilde arka bahçede oturuyorsam inanılmaz bir huzur geliyor.

Ya bir de bu üstüne yatak konabilen karavanlardan vardı. Yüksek bir yerde onda yatmıştık. Yani yatakta yatıyorsun, yorgan falan var ama açık hava, kafanın üzerinde bin yıldız. Aklın çıkar. Orada çok murluydum. Hiç ayrılmak istemezdim ordan. Böyle işte.
0
velvetmorning
(18.03.18)
koşarken. (yerden ziyade eylem oldu benimkisi ama mekandan bağımsız koşarken mutlu oluyorum.)
0
naksidil
(18.03.18)
Evde genellikle mutluyum. Bisikletle güzel bir rotada ilerlerken de mutlu oluyorum. İki yıl evvel ilk kez bir bisiklet turuna çıkmıştım, 9 gün boyunca Akdeniz sahil şeridinde pedalladık, bir geceyi de Korsan Koyu'nda geçirdik. O gece özellikle anlatılmaz bir mutluluğum vardı.
0
tiny toon
(18.03.18)
Evde yalnızken
0
haykorsamdunyaya
(18.03.18)
Yemekte (yemek iyi olursa)
Tatilde (tatil iyi gecerse)
0
stavro
(18.03.18)
köyümde, evimde, eşimin ailesinin yanında, internetin başında.
0
for day to break
(18.03.18)
Yatakta uyku öncesi ve sabah zamanım varsa yatak keyfi yaparken
Sevgilimle ve arkadaşlarımla
Deniz kenarında
Doğada, yeşikliklerin içinde
Yürüyüş yaparken
0
aychovsky
(18.03.18)
Köyümde.
0
japon askeri
(18.03.18)
(20)

Marka takıntınız var mı?

ms brownstone
Ayakkabı, kıyafet, çanta alırken falan marka ürün almak ne kadar önemli sizin için? Hangi ürünler için daha önemli marka olması? Ya da mesela küçük butiklerden ya da pasajlardan falan kıyafet alışverişi yapar mısınız?
Ayakkabı, kıyafet, çanta alırken falan marka ürün almak ne kadar önemli sizin için? Hangi ürünler için daha önemli marka olması? Ya da mesela küçük butiklerden ya da pasajlardan falan kıyafet alışverişi yapar mısınız?
0
ms brownstone
(17.03.18)
kıyafeti pazardan bile alabilirim
çantada marka takıntım yok ama düzgün durmalı
ayakkabıda marka arıyorum maalesef
0
elorelia
(17.03.18)
yok. hiç yok. kıyafetse güzel olsun, üstümde güzel dursun alırım. diğer eşyalarsa şirin, hoş, beğendiğim bi şeyse alırım hatta bu durumda marka değilse daha çok hoşuma gider çünkü muhtemelen bu kadar güzel bi şey daha ucuzdur markalardan. marka marka diyip de boktan şeylere ne kadar çok para verdiğimizi sezon sonunda 150-200 lira indirim yapıldığında görüyoruz. saçmalık ya. kalite faktörünü de göz ardı etmemek lazım tabi.
0
mehmed resad
(17.03.18)
Ayakkabıda marka alırım. Kıyafette de genelde Boyner gibi yerlerde markalı ürünlerin indirime girenlerine bakarım. Takıntı olarak düşünmüyorum. Koton'dan 30 liraya pantolon alıp ilk yıkamada mahvolmasındansa 80-90 civarına daha iyi markalardan alıp uzun süre giymeyi tercih ediyorum.
0
himmet dayi
(17.03.18)
Ayakkabı, çanta gibi şeylerde herhangi bir spor markası olmasını tercih ediyorum sadece. Şu anki okul çantam Reebok mesela. 6 yıl önce almıştım, hâlâ sapasağlam. Kullandığım cüzdan Adidas ve hiç inanmayacaksın ama 8 yıllık. Yeni cüzdanım olmasına rağmen ondan vazgeçemiyorum çünkü herhangi bir hasarı yok. Amaç kaliteli ürün almak aslında. Benim küçük dükkanlardan da çok şey aldığım oldu ama hepsinde de kaliteli olmasına dikkat ettim. Yani aradığım özellikleri karşılayan bir şey olduğu sürece markanın çok önemi yok.
0
dissendium
(17.03.18)
takıntım yok fakat uzun süreli kullanım açısından polyester,akrilik ürün almıyorum.
0
biravekahve
(17.03.18)
Kıyafette kesinlikle marka takıntım yok. Ayakkabıda, %100 deri olması şartıyla, farklı markalardan tercih yapabilirim. Saat ve güneş gözlüğü konusunda, evet marka takıntım var.
0
agluna
(17.03.18)
Aldığım parçaları uzun süre kullandığım için evet dikkat etmeye çalışırım markaya.
0
perfectum
(17.03.18)
Var takıntım.
Kadın olsam olmazdı takıntım, çünkü alternatifleri bol.
Bizde alternatif ve çeşitlilik az olunca kaliteli olsun diye çaba göstermek gerekiyor.
0
Tyler89
(17.03.18)
genelde dirak marka ürünlerin dükkanlarına gittiğim için oradan alıyorum ama güzel olanı alırım sorunsuz.
0
dedim dedim de kime dedim
(17.03.18)
Ayakkabi ve cantada takintidan ziyade kaliteli ve saglam olmasi gerektigi icin dikkat ediyorum. Kaban ceket gibi seylerde de pahali marka olmasina gerek yok ama belirsiz butik urunlerinden almam. Gunes gozlugunu de markasiz kullanmam. Onun disinda kazak tshirt etek elbise vs duzgun oldugu surece her yerden alabilirim.
0
aquarium
(17.03.18)
Hiç yok. Pazara gitme imkanım olsa ordan da beğendiğimi alırım. Lcw da giyerim zara da
0
hernezıkkımsa
(17.03.18)
Hiç marka takıntım yok. Gidebilsem, pazardan bile alabilirim +1 Yeter ki gözüme güzel gelsin ve dandik, naylon falan olmasın.

Genel olarak markadan ziyade belirli beklentilerimi karşılaması daha önemli. Mesela ayakkabı alacaksam gerçek deriden olmalı gibi.
0
skooma
(17.03.18)
Eskiden vardı, büyüyünce geçti. Eskiden marka giyinmek bana çok janti gelirdi, artık böyle şeyleri hiç umursamıyorum.
0
i m cool with that
(17.03.18)
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim +1
Marka takıntım yok, markası önemli değil ama ürünün kaliteli olmasını, öyle 3-5 yılamada dağıtacak bir şey olmamasını isterim. 8-10 yıllık gitsilerim çoğunlukta. Gerçi bir senedir maaşım bunu da lüks haline getiriyor ama idare ediyorum.
0
aychovsky
(17.03.18)
Belli başlı şeylerde var: araba, saat, kalem, bilgisayar.

bilgisayardan kastım Mac. linux kullanmayı öğrenmekle uğraşamam (zaten ihtiyacım da yok) ve microsoft'tan nefret ediyorum. beş sene önce aldığım macbook pro hâlâ gayet iyi çalışıyor ve apple sağlam sıçmadıkça Mac almaya devam edeceğim.

araba konusunda 15 yaşımdan beri Volvo sevgim var. 29 oldum hâlâ milyarder olsam bile tek alacağım araba Volvo diyorum. Şu an param olmadığı için Volvo yerine Mazda almayı düşünebilirim.

saat konusunda çok seçiciyim. milletin ayılıp bayıldığı saatlerin hemen hiçbirini beğenmedim bugüne dek. ancak bugüne dek en şık bulduğum, dibim düşen saatleri hep Marurice Lacroix üretti. Bu adamların "pontos day date" serisine bayılıyorum. onlardan birini alacak param olana dek saat takmayı düşünmüyorum. (en son saat taktığımda 16 yaşındaydım.) www.mauricelacroix.com

kalem için belli bir marka tercihim yok; kaliteli ve sade her kalemi beğeniyorum. kırtasiyede satılan kalemleri kullanmayalı çok oldu.
0
sen git ben geliyorum
(17.03.18)
Eskiden lisedeyken bi ara milletin götüne bakardık levis mı diesel mi diye. Şükür ki çok ızun sürmedi.
0
[GODDARD]
(17.03.18)
Yok.
0
Amaranta ursula
(17.03.18)
genelde markalı alıyorum. markasız aldığım ürünleri uzun süre kullanmak mümkün olmuyor çünkü
0
burya
(17.03.18)
Kıyafette var. Ha kullandığım markalardan sadece birinin logosu ürünün üzerinde var o da ayrı yani dışarıdan gözükmüyor ne oldukları ama belli markalar dışında almıyorum.
0
i was made for you
(17.03.18)
Hiçbirinde yok. Çok hor kullanıyorum çünkü. Birkaç kullanımlık oluyo kıyafetler. Elektronikte var ama.
0
Giovanni Pipitto
(18.03.18)
(15)

Şu entarinin favlanma sayısı beni kahrediyor ya sizi?

susadım çeşmeye varmaz olaydım
https://eksisozluk.com/entry/75073447özellikle içinde kızların olabileceği ihtimali hayata düşman olma sebebi. ne ara bu kadar hayvanlaştı insanoğlu?
eksisozluk.com

özellikle içinde kızların olabileceği ihtimali hayata düşman olma sebebi.

ne ara bu kadar hayvanlaştı insanoğlu?
0
susadım çeşmeye varmaz olaydım
(16.03.18)
Beni kahretmedi hatta gormemistim ben de favladim. Insanoglu hayvanlasmadi, biz zaten biraz gelismis hayvanlariz.
0
dougsampson
(16.03.18)
hayatta bazı gerçekler vardır söylenmeseler insanı daha iyi hissettirecek türden, bu da onlardan birisi.

bir diğeri de hayvanları eziyetlerle öldürüyor oluşumuz. Kimse seslendirmezse eğer canın acımıyor, uyumak gibi birşey; malum uykuda acımaz.

edit: soruya cevap vermeyi unutmuşum; beni de kahrediyor, ama seninle aynı sebepten dolayı değil.
0
mete kudur
(16.03.18)
sert bir giriş ve argo dil. fakat doğruluğu mevcut. senin incitmekten korktuğun için ellerin titreyerek dokunduğun kadın muhtemelen kendisine sıkıca sarılacak adamdan hoşlanıyordur. senin kıyısında büyük ve derin bir saygı ile beklediğin olanak bir başkasının çiğneyip attığı bir sıradanlıktan ibaret.

genel anlamda toparlayacak olursak 'aşık olduğu kızla seks düşünemeyen erkeğin' tutumunda bir çekingenlik var. efendi adam yerine piç adam tercihi gökten zembille inmedi. erkeğin kendine güveni olmalı. yani kısacası amiyane bir tabirle 'sikeceksin' zaten bu kötü bir eylem de değil.
0
biravekahve
(16.03.18)
geçen kısa şort giymeyle ilgili başlıkta 1000 küsür fav alan bi entry vardı, şu sözlükte son dönemde popüler olan dindar bi yazarın yazdığı. O çok rahatsız etmişti beni. Ama bundan çok rahatsız olmadım.
0
nundu
(16.03.18)
bunu yazan sanıyor ki sen "sikince" başkası "sikemeyecek". sorsan bu davranıştan yakınır ama birbirini seven iki insanın cinsel birliktelik yaşamasına bakış açısı en az "insan sevdiğini siker mi" düşüncesindeki kadar çarpık.
0
Bruce
(16.03.18)
başlıktaki insanların varlığı, yazılandan daha rahatsız edici. gerçi yazılan şey doğru asdjasjdf
0
nice tnetennba
(16.03.18)
Kendi sorumun cevabı gelmiş mi diye bakarken görüp gidip artı favlayıp geldim. Adam haklı aga.
0
rezilrusfaadam
(16.03.18)
hayvanlık yok. koca bir parça gerçeklik var.
0
caletti
(17.03.18)
hayatın gerçekliğini, en az hayatın kendisi kadar acımasız olan sözcüklerle kullanmış. olay bu.
0
skid row
(17.03.18)
bedensel arzuyu hor gormek de yuceltmek de sacma.

su diskur ve ondaki eziklik tiksindiriyor maalesef beni.

fav'layan kadin varsa, o da ayrica salak, tabii...
0
e haliyle
(17.03.18)
Basliktaki zihniyet ayri, entry'deki zihniyet ayri kahrediyor.
0
aychovsky
(17.03.18)
Özellikle kadınların içindeki bu hayvanı seviyorum.
0
[GODDARD]
(17.03.18)
Düşünsene hatun kendisini pamuklara sarıp sarmalayan çok seven elemanı bi kenara atıp benim babafingonun önünde diz çöküyor. Defalarca boşaltıyorsun bir de sarılıp uyumak istiyor. Hey yavrum hey. Seviyorum bu kadınları.
0
[GODDARD]
(17.03.18)
'ne ara bu kadar hayvanlaştı insanoğlu?'

Asıl insanoğlu son birkaç on bin yılda insanlaştı. İnsanlaşma, kendi doğasına yabancılaşmasını da getirdi. Bunu bu lafa kahrolanlar için söylüyorum. Bu tarz söylemlere dar ve kişisel ideal pencerelerden bakan insan kahrolur tabi. Arzu ettiğim şeyler olmamasına rağmen beni de kahretmiyor.(yoksa arzularımı mı baskılıyorum?)

Dışarıda 16 çeşit insan var. Hepsinin aradığı(hedeflediği) benzer şeyler var. Her bir çeşit insanın bir de bireysel deneyimlerine göre, aradığı şeyleri ararken ve özellikle gelişim döneminde, duygusal boyutta çeşitli seviyelere geldiği, deneyimlerine göre bazı özelliklerinin ilerlediği bazı özelliklerinin gerilediği açık. Buna karakter diyelim.

Bu noktada bize benzemeyen insanlar da var. Bu kimselerin böyle düşünmeleri bu olguları gerçek yapmıyor da gerçek olgularla karşılaştıkça bu düşünceler daha bir perçinleniyor.

Kahrolanların deneyimleri ve idealleri yüzleşmelerini veya kabullenmelerini engelliyor olabilir. Oysa insana dair her şeyin bir açıklaması var ve değerler de subjektiftir. Herkes etki alanı kadar değerler sistemini dayatabilir. Ne siz bu değerleri kabul etmek zorundasınız ne de onlar demek istiyorum. Kahrolmanızın da bir faydası yoktur.
0
idexo
(17.03.18)
formatın ırzına geçtiği için kahroldum. doğru dürüst bi şikayet mekanizması da olmadığı için sözlüğün ağzına sıçtılar böyle zaten.
0
yuto
(17.03.18)
(10)

Şunu izleyip ne hissettiğinizi söyler misiniz?

susadım çeşmeye varmaz olaydım
https://www.youtube.com/watch?v=i08uzkq3-no&feature=youtu.beomg.
0
susadım çeşmeye varmaz olaydım
(16.03.18)
Noldu ki omg oldun
0
baldur2
(16.03.18)
bacaklar.
0
🌸susadım çeşmeye varmaz olaydım
(16.03.18)
Sirasiyla

- gunduz festival alanlarinda konser izlemek ne sikici

- videonun fps’si yukseksmis sanirim.

- mercedes’e bak ne reklam almis, piuu.

- bu kadin torpille mi cikmis sahneye
0
brkylmz
(16.03.18)
hatun fena.
0
jamiro
(16.03.18)
kızcağızın star ışığı yok, liselerarası şarkı yarışmasına çıkmış gibi takılıyor gibi bir hisse kapıldım.
0
Bruce
(16.03.18)
Dua lipa çok güzel kadın.
0
cikmaz sokaktan cikagelen cocuk
(17.03.18)
Eteğini fazla çekiştirmiş. Çekmeseydi ne olacağıni duşündüm. Beline kadar çıkar mıydı acaba?
0
velvetmorning
(17.03.18)
sahnede biyerlerini açmak yetiyor artık anlaşılan
ses performans sahne hiçbi halt yok.
0
firemanjonny
(17.03.18)
Ne güzel bacakları varmış! Kylie Minogue’dan beri piyasa bir bacak açlığı içindeydi, belki o doldurur ama Kylie kadar star ışığı yok sanki bunda. Biraz da at gibi, Kylie daha kibar ve albenili. Eteği çok çekiştirdi yalnız.
Sesi de güzelmiş.
Şarkı dandikmiş. Sesi bu şarkıyla harcamış. Bir gün sesine giden bir şarkı söylerse güzel olur sanki.
0
aychovsky
(17.03.18)
araba çıkacak diye heveslendiydim, hayal kırıklığı :(
0
yuto
(17.03.18)
(10)

Sıkıntıya düştüm

sack jparrow
Kıymetli duyuru ahalisi.çok karmaşık bir durumla karşı karşıyayım. 2 ay önve gürcistana çok büyük serüven sonucunda giriş yaptık. Batum şehrine. Amacımız kumar karı kız değildi.pasaport istenmediğini duyunca yurtdışı görelim diye gittik. Zaten trabzondaydık o haftasonu. Neyse güzelce giriş yaptık ge
Kıymetli duyuru ahalisi.çok karmaşık bir durumla karşı karşıyayım. 2 ay önve gürcistana çok büyük serüven sonucunda giriş yaptık. Batum şehrine. Amacımız kumar karı kız değildi.pasaport istenmediğini duyunca yurtdışı görelim diye gittik. Zaten trabzondaydık o haftasonu. Neyse güzelce giriş yaptık geceyi dolaşarak geçirmeye çalıştık. Çünkü otobüs vs yoktu. Otele de para vermek istemedik açıkçası. Saat 2-3 sularında 2 kişilik bir kız grubuyla karşılaştık. Kafe veya benzeri açık yer neresi var diye sordum. Onlar da yol boyunda olduğunu söyledi. Ertesinde bir kız daha geldi. O an ona tutulduğumu hissettim. Çok kuvvetli histi. Daha önce hiç yaşamamıştım bu konuda eminim. Kızlar da öyle eskort iş arayan tipler değildi. Neyse muhabbet açıldı ben kızla yalnız kaldım biraz hoşbeşten sonra buna açıkladım hislerimi. Biraz türkçe biraz ingilizce anladığı kadarıyla. Bu gülümsedi uzun süre biraz ben de öyle hissettim dedi. Sonra biz öpüştük bir süre. Zamanın durmasını hissettim adeta. Sonra yanımdaki arkadaşım beraber geldiğimiz beni bi anda tuttu çekti oradan. İşte napıyon amk diye. Ben baya şaşırdım kızdım. Tartıştık bi süre. Sonra gidiyorum ben ister gel ister gelme dedi. Kızlar da olayı anlayınca gitmek istediler. Ben de bıynumu eğdim taksi aramaya başladık. Aradan 5 dakika geçti. Arkama bakma hissi duydum ve beni ayrıldığımız yerde bekliyordu ayakta. Koşarak yanına gittim. Uzunsüre sarıldık öpüştük. Beni unutma önemli bir yerdesin kalbimde gibi şeyler söyledim. Üzüldü bidaha buluşamayacağımızdan danki emin olduk o arada. Bizimseyir hafiye tabi damladı hemen. Ayrıldık ordan. Ne numarasını alabildim ne de soyadını öğrenebildim. 2 aydır aklımda kemirip duruyor beni mütemadiyen. İsmi nanaydı. Okuduğu okulu biliyorum bir de üni öğrencisi olduğunu. Ne yapabilirim, onu bulmak için tekrar batuma gitmeyi düşünüyorum. Yardım edin bu çaresiz susere...
0
sack jparrow
(16.03.18)
Yarım saatte aşk olmaz, bunu kabullenebilirsin mesela.
0
devilred
(16.03.18)
Aksiyon filmlerinde en olmadık dakika öpüşeceği tutan baş karakterler gibisiniz. Öpüşeceğine sorsana kızın soyadını facebookunu bilmemnesini. Şimdi koydunsa bul
0
susano o
(16.03.18)
Facebook aramaya okuduğu okulun adını ve nana yaz zaten max 10 tane çıkar tek tek bak yoksa da yapacak bişey yok. Misal nana yeditepe.
0
mirafiori
(16.03.18)
Haydar dümen çözer senin işini.
0
oligomer
(16.03.18)
mirafiori +1
bu arada o nasıl bi arkadaşmış anasını satayım ben sinir oldum.kız mı o seni ayıran arkadaş bazı kızlarda öyle garip tripler oluyor.
0
high hopes of the sozluk
(16.03.18)
Tekrar git. Oralarda bir dolan. Belki oralardadır.
0
aychovsky
(16.03.18)
@acemi; şu kızın nickini bir türlü öğrenemediniz.

Klavyeye bak şimdi; Enter'in oradan ü'ye basıp sırayla y'ye kadar git bakim. Aferin. Bu kadar :) "üğpoıuy"

@sj sana gelince, anlık mı yaşıyorsun abicim??? O an öpüştün, sarıldın. Baktın kağıt yok, kalem yok. Cep telefonunu çıkarıp, numaranı ekrana yazıp; kızın cep telefonuyla da ekranın fotoğrafını çekecektin. Bence gerisi gelirdi.
0
Polaroid
(16.03.18)
ya arkadaşın neden böyle yaptı gerçekten çok merak ettim? zoru ne ya? umarım facebooktan bulursun bu arada
0
baharat
(16.03.18)
nana, nino, nina ...klasik gürcü eskort isimleri. gecenin o vakti sana demo çakmış işte. devamının getirmemişsin.
0
gameofannen
(16.03.18)
@ya arkadaşlar vallahi eskort durumu yok. Normal insanlardı gram makyaj yoktu hatta. Eskort durumları da öyle kolay değil batumda. Kıtlama yok eminim yani
0
🌸sack jparrow
(16.03.18)
(8)

Zaz - je veux gibi şarkılar arıyorum

Vse budet horosho
Baştan sona tempolu, kafa ağrıtmayan, neşe katan, dans etme isteği uyandıracak kadar olmasa da insana tempo tutturtan şarkılar arıyorum :) dil fark etmez. Iag bari şarkısı da bir örnek mesela, o tarz efendim.
Baştan sona tempolu, kafa ağrıtmayan, neşe katan, dans etme isteği uyandıracak kadar olmasa da insana tempo tutturtan şarkılar arıyorum :) dil fark etmez. Iag bari şarkısı da bir örnek mesela, o tarz efendim.
0
Vse budet horosho
(15.03.18)
Aklıma bu geldi: www.youtube.com
0
jangbogo
(15.03.18)
rahip janick
(15.03.18)
iwasbornonamountainside
(15.03.18)
burya
(15.03.18)
önerilerin hepsini dinledim, hiçbirnin jö vö'yle alakası yok.
0
eindaclub
(15.03.18)
Bebe - mi guapo
www.youtube.com
0
peggy
(15.03.18)
aychovsky
(16.03.18)
çocukluğumdan beri müzikle uğraşıyorum, koloratür sopranoyum. son 2 senedir kendi bestelerimi yapıyorum ve onları tanıtmak için uğraşıyorum. şu aralar yerel radyolarda çalmaya başladı.

eğer beğenirseniz belki ekleyebilirsiniz. bu bana gerçekten çok destek olur ama daha önemlisi beğenilmiş ve benimsenmiş olmanı beni mutlu eder.

TÜR: ALTERNATİF/INDIE POP

Arin -(git: youtu.be)
Uzak - (git: youtu.be)
0
mirror of erised
(23.07.19)
(6)

Hangisi sorusu

devilred
Kibarcık olmayan bir kadına hangisi daha çok yakışır? Hangisi daha güzel? İkisi ayrı sorudur, ona göre cevaplayın. https://deery.com.tr/hakiki-deri-rugan-siyah-chelsea-bot-kadin-d21572-1-srg#/30-numara-36https://www.incideri.com/hakiki-deri-siyah-kadin-bot-120130002868
Kibarcık olmayan bir kadına hangisi daha çok yakışır? Hangisi daha güzel? İkisi ayrı sorudur, ona göre cevaplayın.

deery.com.tr
www.incideri.com
0
devilred
(15.03.18)
Her iki soruya da İnci diyorum daha mat olduğu için.
0
fotrsapka
(15.03.18)
inci.
0
tabirimekruh
(15.03.18)
İnci
0
helena
(15.03.18)
İkisi de İnci.
0
aychovsky
(15.03.18)
inci +1
0
alaimisema
(15.03.18)
İnci'nin matlığı güzel ama ofiste giyeceksem ilkini tercih ederim, İnci'nin tabanı çok tapon.
0
SiyamkedisiZorro
(15.03.18)
(11)

gezmek-dolaşmak çok mu abartılıyor?

binder dandet
herkes her yere gitmiş zaten, ne pisa kaldı ne pattaya..Şahsen benim gitmediğim sınırlı sayıda ülke var.Ne bu gezme sevdası? eyfel'de foto cektirince romantik pisa'yı elinde tutunca değişik mi oluyor insanlar? nedir yani? fotoğraflardan da görüyorsun oraları.
herkes her yere gitmiş zaten, ne pisa kaldı ne pattaya..Şahsen benim gitmediğim sınırlı sayıda ülke var.

Ne bu gezme sevdası? eyfel'de foto cektirince romantik pisa'yı elinde tutunca değişik mi oluyor insanlar? nedir yani? fotoğraflardan da görüyorsun oraları.
0
binder dandet
(13.03.18)
Yurtdisi gorme meraki bende de yok.

Sanirim atalardan gelen gocebe hayat sevdasi.
0
imelih
(13.03.18)
aslında fotolardan seyretmek benim daha çok hoşuma gidiyor ama bu sefer de asosyal damgası yiyoruz. benim kıta kıta ülkelere ait sanal foto albümüm var.

ama birde şu var eşyalarını hazırlayıp evden gezmeye çıkmak onun lezzeti çok değişik.
0
for day to break
(13.03.18)
Gunumuzde gezmenin(ozellikle yurtdisi) populerlesmesinin sebebi net instagram ve like acligidir.
0
japon askeri
(13.03.18)
olay tabiki sidik yarışı ama bence fena bir şey değil. belki 1000'de 1'de olsa bir insan değişir başka gözle bakar hayata.
0
dedim dedim de kime dedim
(13.03.18)
Dünyada minimum 193, kimilerine göre 206 ülke var. En az 150sine gitmediyseniz "gitmediğim sayılı ülke var" gibi cesur bir cümle kurmaniz pek hoş değil.

Ayrıca gezmekten güzel ne var şu dünyada? Eiffel kulesinin fotoğrafını görmekle kendisini görmek aynı şey değil. Ya da benim gibi farkli ülkelere ve insanların kültürlerine meraklıysanız onlari kendi şehirlerinde görmek harika bir his.

Hayatım boyunca en az 100 ülke görme hayalim var. Umarım başarabilirim
0
nundu
(13.03.18)
bir şeyleri yapmaktan çok o şey'i yaptığını kanıtlamak daha önemli hale geldi toplumda bunun tezahürü tamamen.
0
biravekahve
(13.03.18)
yurtdışı görmenin bir anlamı yok.

yurtdışını yaşamanın bir anlamı var.
adam havalimanından iniyor cuma 13.00'da, dönüyor salı 13.00'da. indin, pansiyona geldin, uyudun, uyandın.
oraya koştur, onu görmek için buraya koştur, bunu da gördüysen bilmem nereye koştur.


eee? senin gördüğün yer yurtdışı değil ki. koşturdun yalnızca.

işin anlamı anca 3-4 hafta konaklayınca olur. bir sabah kalkıp sokakta normal oranın bir sakiniymiş gibi dolaşacaksın. bir cafede oturup kahve içeceksin, hiçbir şey yapmayacaksın yani. biryere yetişmeye, bir tarihi eser görmeye çalışmayacaksın.

işin o zaman anlamı olur.
onu görüp fotoğraf çekicem, bunu görücem diyerek yurtdışı tatili yapılmaz. tv'de de var o kadarı.
0
tchuck
(13.03.18)
Gezmek gerçekten değerli, ufuuk açıcı bir etkinlik ama 300 gezi bloğu, 700 instagram bilmemnesi, hepsi birbirinin aynısı “Ben gezdim. Bu da otostop çekmeden önce”lerden fenalık geldi. 4 arkadaşum bu “işe” girmiş. Hepsi birbirinin aynı. Bu işi bir tek Nas Daily’nin iyi yaptığını düşünüyorum. Adam gttiği yerlerde “Şurada şöyle sızdık, burada bunu yedim. Şununla tanıştık. İçtik, otostop çektik” gbi ayrıntıları biriktirmiyor; oradaki en ilginç, en dip köşe kültür parçasını ve insanları çıkarıyor. Örneğin, İsrail’de İbranice ve Arapça’yı birleştirerek yeni bir yazı fontu oluşturmuş kızı anlatıyor; zamanında protestolardan hapse girip Amerika’ya bir şekilde kaçıp orada zengin olan adamın Filistin’de Kardeş şehir tarzı bir toplu konut projesine girdiğini anlatıyor. Zanzibar’da çok eşli evliliğin nasıl yürüdüğünü anlatıyor. Turistlerin uğradığı yerler yanında, uğramadığı yerlere gidiyor. Daha doğrusu turistlerin gittiği yerlerde yerlilerin konuştuğu dilden konuşuyor. Gittiği yerde zaman zaman politik konuları deşiyor ve olabildiğince tarafsız anlatmaya çalışıyor. Her gün bir dakikalık videolar yayınlıyor. Bir videosu üzerine ortalama 10 saat çalıştığını söylemişti geçende.

Herkes gezebilse keşke, herkes dünyayı görebilse. Daha güzel ne var ama bunun herkes tarafından iş şekline dönüştürülmesi ve özellikle bunun için GoFundMe tarzı yerlerde para toplanması ya da dilenilmesi çok itici geliyor.

Bir de terelelli temcik bir entry’sinde şöyle diyordu: ne adamlar gördüm bir sene çinde yaşamış mesela; tek tespiti; -abi yemekleri çok kötü- oluyor. ne hayatı vasat görünen insanlar var; öyle bir keyif alıyor ki oturma odasını boyamaktan, insan onu tom sawyer sanıyor.

Bir de kişisel olarak “10 günde 7 şehir gezdim”leri anlamıyorum. Bir, bilemedin iki günde o şehrin ruhu anlaşılıyor mu? En küçük şehirde en az 4 gün geçirmeden şehrin ruhunu anlamıyorum ben.
0
aychovsky
(13.03.18)
Ben de önceden çok heves ederdim yurtdışı gezmeye. Para biriktirip gideyim, iste 10 günde 5 ülke gezeyim falan. Geçtiğimiz yaz bir ülkede 1 ay kadar kalma sansim oldu. İyi ki de o parayı mümkün olduğunca çok şehir görmek için değil o ülkede 1 ay kalmak için ayirmisim. Çünkü ben ilk kez yurtdışına çıktım, ilk günler acayip hayal kırıklığı yaşadım. Bu muymuş dedim ya. Şehir işte. Binalar. Fotoğrafta görüyordum zaten. Bana ekstra bir zevk vermedi. Ama orda yaşamak, o şehri ve insanlarını yavaş yavaş tanımak inanılmaz bir keyifti. Şehre aşık olarak döndüm. Kıssadan hisse, şunu da gördüm, buraya da gittim demek için gidip bir şehirde 1 gün geçirmek bana çok anlamsız geliyor. Like merakı gibi cidden. "Burda da fotoğrafım olsun" e ne anladın şehirden? Milyar tane fotoğrafta milyar tane açıyla gordugun yapıyı canlı görmek ne kadar etkilemiş olabilir seni? Bilmiyorum bana abartılmış geliyor. Param olsa gider her yerde en az 3 hafta kalırım ama. Bu keyif verdi. Bide farkettim ki ben konforuna düşkün biriyim, gidip 10 kişiyle aynı odada kalarak, şehrin her imkanından mahrum kalarak gezmek bana göre değil. 3 ülke az görürüm tam görürüm. Bu tarz geziler bana fotoğraf gezisi gibi geliyor artık.
0
anneboleyn
(13.03.18)
ben de gezmekten, dolaşmaktan nefret ederim. evden işe bile hep aynı yolu kullanırım. bilmem şu kadar ülkeye gitmeliyim bana şovenizm gibi geliyor.

netten görebildiğim yeri asla merak etmiyorum. ha insanları ederim o ayrı.
0
susadım çeşmeye varmaz olaydım
(13.03.18)
Çünkü bu da tüketilebilir hale geldi. Geçtiğimiz yaz bir arkadaş 30 günde 26 ülkeyi gezdirdikleri bir tura katılmış. "Şimdi de Ukrayna düşünüyorum, sırf tik atmak için yani." diyor. Mesele deneyim değil, tüketim. O duvara asılan ve gidilen ülkelerin kazındığı haritalar da bunu gayet güzel özetliyor.
0
gmzo
(13.03.18)
(2)

Türk atasözlerinin grafikle ifadesi

buzbebek
Mesela damlaya damlaya göl olur u anlatan nokta grafiği ya da parabol vs. Vardı. Big data vb ararken bir sitede görmüştüm. yine aynı sitede seçim sonuçları ile ilgili de görselleştirmeler vardı. Aradım bulamadım. Bilen duyan?
Mesela damlaya damlaya göl olur u anlatan nokta grafiği ya da parabol vs. Vardı. Big data vb ararken bir sitede görmüştüm. yine aynı sitede seçim sonuçları ile ilgili de görselleştirmeler vardı. Aradım bulamadım. Bilen duyan?
0
buzbebek
(13.03.18)
aychovsky
(13.03.18)
Emeğe saygı, hazırlayan kişinin adresinden de ekleyelim: www.denizcemonduygu.com
0
zwiegesprach
(13.03.18)
(27)

Sevgilinize gelen mesaja nasıl tahammül ediyorsunuz ?

tekil3.şahıs
Hemcinslerim, baylar ! Sorum size. Kız arkadaşınız kurumsal bir işyerinde çalışıyor olsa ve yaka kartından ismini soyismini aratıp özelden mesaj gönderseler ve sizinle her şeyi paylaştığı için bu durumdan da haberiniz olunca ne yapıyorsunuz ?Ben hepsine ulaşıp, karşılıklı küfürleşiyorum. Ben de mi a
Hemcinslerim, baylar !

Sorum size. Kız arkadaşınız kurumsal bir işyerinde çalışıyor olsa ve yaka kartından ismini soyismini aratıp özelden mesaj gönderseler ve sizinle her şeyi paylaştığı için bu durumdan da haberiniz olunca ne yapıyorsunuz ?

Ben hepsine ulaşıp, karşılıklı küfürleşiyorum. Ben de mi anormallik var, bu durum gayet normal mi, engelle geç.demek kadar kolay mı ? Yorum alabilir miyim ?
0
tekil3.şahıs
(13.03.18)
Sevgilinizin yaka kartında "tekil3.şahıs ile sevgiliyim" de yazıyor mu? Yazıyorsa ve ona rağmen tanışma mesajları atıyorlarsa anormal olanlar karşı taraf.
0
m e b
(13.03.18)
Sevgilisi olduğunu nerden bilecekler?
0
brad pitt
(13.03.18)
erkek arkadaşım beni özellikle taciz ve ısrar gibi bir durumla rahatsız etmeyen kişilerle, benim de kendisinden güvenlik için yardım istemediğim bir konuda ("bu adama defalarca beni aramamasını söyledim, hala arıyor, çok rahatsız oluyorum"), özellikle iş konusunda yüz yüze geldiğim insanlara küfretse tam bir iletişim yoksunu, kaba, korkutucu bir insan olduğunu düşünürdüm. Aslında daha direkt ve kaba bir kelime kullanmak istedim de, ayıp olmasın diye demiyorum.
0
sopiro
(13.03.18)
Sevgilim çok güzel bir kız dolayısıyla peşinden de ayrılmıyorlar. Ben genellikle şiddete başvuruyorum.
0
yavru tosun
(13.03.18)
Burada kız arkadaşının tutumu önemli, eklemeye çalışanlarla muhattap olmadan engelleyip geçiyorsa sıkıntı yok. Kız facebook'unun, instagram'ının vs. genel sıkıntısı. Y**şak çok.

worklovebalance.files.wordpress.com

Küfürleşerek kendi sinirlerini yıpratırsın, senin müdahil olman gereken bir ısrar, rahatsızlık verme durumu olursa devreye girersin. Olay ilk aşamada kız arkadaşında bitiyor.
0
kimlanbu
(13.03.18)
Kiz arkadasiniz bu istekleri rahatlikla geri cevirebilir, sizin korumaniza ihtiyaci oldugunu sanmiyorum. Ha buna ragmen taciz boyutuna gelecek ya da rahatsiz edici icerikler varsa ve israr ediliyorsa o zaman sizden yardim istemiş olarak algilamanizi ve bir seyler yapmanizi anlarim. Bence evet sizde anormallik var (bunu turkiyedeki erkek portfoyune gore soylemiyorum, sahsi fikrim)
0
her giriste sifresini unutan adam
(13.03.18)
Öncelikle ilişkilerde bu tarz olayların haber verilmesi zorunlu olmasa da iyidir. Öteki taraftan mesaj atılan kişi ilişkisi olduğunu belirtip nazikçe reddettikten sonra karşı taraf ısrar ediyorsa duruma göre dahil olunup ağıza sıçılabilir.

Sevdiğiniz insanları korunacak bir obje veya sahip olarak değil, zor anında yanında durulacak güçlü bir birey olarak görmeniz dileğiyle.
0
cleric
(13.03.18)
hemcinslerinize sormuşsunuz ama kayıtsız kalamadım. Durumla kız arkadaşınız ilgilenmeli gelen mesajlara cevap vermemesi, ya da erkek arkadaşı olduğunu söylemesi yeterli olacaktır. Ha olmuyor ısrar ediyorlarsa kendisi bir güzel engelleyebilir. İş yerinde rahatsız edilme durumları varsa bunu amirlerine bildirebilir. Yani konu size gelene kadar ohooo aşırı sahiplenme iki tarafı da bir süre sonra yorar. Yapmayın.
0
susano o
(13.03.18)
ben anlatıyorum hatta ss yolluyorum dalga geçip gülüyoruz.
0
suicides underground
(13.03.18)
evliliğin güzel yanı, kimse o yüzüğü görünce muhattap olamıyor :)

eskiden napıyordun dersen hatunun durumu idare etmesine göre müdahil oldum. genelde ilk sevgilim var bildirisinden sonra geri çekildi karşı taraf. hiç öyle ısrarcısına rast gelmedim.
0
hosein
(13.03.18)
her giriste sifresini unutan adam +1
0
fotrsapka
(13.03.18)
Haydar ile ziyarete giderim, lafla olmaz çünkü
0
Uncle Sam
(13.03.18)
Candan yürekten sevmenin evlenmeden bir anlamı yok. Evlenirsen başın çok daha az ağrıyacak halbuki.
0
1adam
(13.03.18)
parmağında yüzük olmayan insana yazılır. ben görsem kız arkadaşını ben de yazarım.
ciddi iseniz tak bir nişan yüzüğü anneler tanışsın, hoşlaşmazsanız atarsınız.

bir insan yüzüğü görüp hala yazıyorsa o insan aranıp sövülür.
0
güneyli çocuk
(13.03.18)
iki sevgilim oldu, ikisine de mesajlar gelip gitti. ikisi de "lesmiserables'ciğim, mesajlara baksana ya, rahatsız ediyorlar" falan dedi.

ikisine de "konuşmak istemiyorsan engelle" dedim.

hatta ilk sevgilime eski arkadaşlarımdan olup samimi olmadığım kişilerden yazanlar bile oldu.

cevap verip ben niye müdahil olayım?
sevgilime güvenmiyorsam niye birlikteliğe devam edeyim?
0
lesmiserables
(13.03.18)
ufak tefek ilgileri anlatmaya gerek yok. niye anlatıp suyu bulandırayım ki. taciz boyutuna taşınmadığı sürece anlatmazdım, her şeyi anlatarak kız arkadaşınız yanlışı başta yapmış. engelle geç diyerek geçin napacaksınız ki o kendisi hayatında biri olduğunu söylemedikten sonra. sizlik bir olay yok burada.
0
cabiday
(13.03.18)
radorecdn.pckolog.com

şöyle bişey iş görür. içerik size kalmış.
0
elorelia
(13.03.18)
tek taşı tak gör bak bi daha yazan oluyo mu
0
lcha
(13.03.18)
Tektaş çözüm
0
gozu acik sevisen yahudi
(13.03.18)
seni kıskandırmaya, pazar değerini yükseltmeye çalışıyor. sen seninle her şeyi paylaştığını sanmaya devam et, ancak canının istediklerini paylaşıyor.
0
lilyb
(13.03.18)
umutko+1

Çok net söylüyorum, böyle bir şeyi bana yaptıklarında zaten "erkek arkadaşım var" derim ve olayın önünü kendim keserim. Diyelim ki sevgilime anlattım, konuyu zaten çözüldü olarak anlatırım. Konu çözüldüğü halde sevgilim iş arkadaşımla küfürleşirse sevgilimi bir güzel haşlarım. Benim itibarım öncelikle benden sorulur.

Öte yandan adam çamur çıkar yapışır, o şirketin insan kaynakları vs. etkisiz kalır, e o zaman elbette müdahale edebilir, etsin de zaten. Ama olay o noktaya gelmemişse durumu olduğundan ciddi bir hale getirmeye gerek yok. Hem kendinizi hem de kız tarafını çomar gösteriyor bu küfürleşmeler.
0
SiyamkedisiZorro
(13.03.18)
SiyamkedisiZorro cok güzel anlatmis.
0
chitosan
(13.03.18)
bence o kızdan ayrıl.

gün gelirde olursa; iş arkadaşıma küfür ettin diye sana ters yapacak kızla aynı cennete bile girme.
0
susadım çeşmeye varmaz olaydım
(13.03.18)
sopiro + 1
Böyle durumları sevgilime anlatırım, çünkü sonradan bir olay olursa veya bir şey olur da iş büyürse bir başkasından duymasını ya da “Şimdi mi söylüyorsun” demesini istemem. Aynı şekilde, biri ona yavşarsa bana anlatmasını beklerim. En fazla “Hahayt yolarım. Kafa derisi kemerimi süsler, ugh” diye dalga geçerim zaten.

Sevgilimden özellikle yardım istememişsem, iyice zor durumda degilsem, gidip işyerinde beni zor durumda bırakacak bir şekilde küfrederse bir daha yüzüne bakmam sanıyorum. Kolay bir ayrılık çeşidi olur.
0
aychovsky
(14.03.18)
İlk olarak ilgi görmek normal bir durum.

Çözüm önerisi olarak bu tarz kimselerle daha az karşılaşmak için

1- Birlikte kafaları yapıştırıp bir selfie çekin. Onu koyun sosyal medya hesaplarınıza.
2- Gerçek hayatta da (işi resmileştirmek şart olmadan) karşılıklı sağ veya sol yüzük parmaklarınıza birer düz yüzük geçirebilirsiniz.

Ben şimdiye kadar yukarıdaki iki yöntemi de denemedim. Buna rağmen kız arkadaşlarımdan sadece biri (ve en uzun süren ilişkim de buydu zaten) bana bir kere böyle bir olayı yansıttı. Aramızda derin bir güven vardı, fakat 'herhalde o zamana kadarki en ısrarcı kimse buydu, kendi de benim kadar ikna kabiliyeti yüksek biri olmadığından bana yansıttı' diye düşündüm. Esasen nedir ne değildir bilemiyorum. O anda kimseyi de sorgulamadım. Attığı mesajların üzerine adam bir de aradı. Aradığında telefonu ben açtım. Küfür geçmedi. Karşıdakine konuşma fırsatı da vermedim. Adam ikna oldu ki bir daha da aramadı.

Böyle durumlarda @aychovski'nin dediği gibi olayın “Şimdi mi söylüyorsun”a gitmesi güven açısından pek iyi olmaz. Öte yandan bu mesele rapor vermeye de dönüşmemeli. Benim kafamı sabah akşam meşgul eden/bozan kimseyle rahat edemem ben.

Birlikte olduğun kişiye saygı meselesi aynı zamanda. Israrcı biriyle karşılaşsam kendim de haberdar ederdim kız arkadaşımı ki birilerini kıskandırmak ya da beni kıskandırmaya çalışacak biriyle olmak da bana göre değil zaten.

Özet: Biriyle birlikte olduğunu göstermesi lazım kişinin. Buna rağmen adım atan ve/veya ısrar eden kimseler olursa uygun dille olayı açıklamak gerek.
0
idexo
(14.03.18)
umutko ve siyamkedisi +1

Keşke tüm kadınlar da birer birey olduklarını kavrasa, bazı şeyleri kendilerinin de halledebileceğini idrak etse ve böyle düşünse de sorun çıkarmaktan ziyade sorun önleme/çözme odaklı olsalar...

Bunlara ilaveten, bunları anlatmasın kısmına da karşıyım. Paylaşım ve bu tür şeyleri bilmek de önemli. Ama bunu anlatırken de bitmiş, çözülmüş şekilde anlatmış olması önemli. Yoksa umutko'nun dediği tipe girer bu tür kadınlar. O da zaten çok çiğ bir karakteri var anlamına gelir büyük ihtimalle.
0
skooma
(14.03.18)
engelle geç diyeceksin hacı başka ne yapacaksın, konuşmaya kalksan bitmiyor bu gördüğü kıza yavşayan yaşam biçimleri.
0
Apocalypse
(15.03.18)
(5)

tükenmez kalem tavsiyesi

lrdrylgh
merhaba işim gereği oldukça fazla tükenmez kalem kullanıyorum. tavsiye edebileceğinizi yazımı kolay (iğne uçlu gibi yazarken zorlamayan) 0.5, 0.7 gibi uçları bulunabilecek (iyi yazıyorsa 1 de olabilir) ve çok pahalı olmayan (malum çok kullanıyorum) tükenmez kalem var mı?
merhaba işim gereği oldukça fazla tükenmez kalem kullanıyorum. tavsiye edebileceğinizi yazımı kolay (iğne uçlu gibi yazarken zorlamayan) 0.5, 0.7 gibi uçları bulunabilecek (iyi yazıyorsa 1 de olabilir) ve çok pahalı olmayan (malum çok kullanıyorum) tükenmez kalem var mı?
0
lrdrylgh
(11.03.18)
temat tk 501 kayıyor resmen kağıt üzerinde, 0.7 ve 1 uçları da var.
0
dialecticchaos
(12.03.18)
Tükenmez yerine roller tavsiye ederim. Ben Cross roller edge kullanıyorum ÇOK güzel yazıyor. Biraz tombik bir kalem ama kullanıcının eline oturup oturmayacağını bilemem, denemek lazım.

Lamy'nin roller ve tükenmezlerini çok sevmiyorum ama Lamy swift diye bir roller model var, o da Cross edge'le kafa kafayadır. Tasarımını ÇOK daha fazla seviyorum ama. Bu ince de ayrıca.

Sürekli kalem kullanan birinin özen göstermesini hoş buluyorum. Bu iki kalem de en son hatırladığım 150 lira civarında idi ama gerçekten değer. Kullanıp atmıyorsun da zaten, "refill"ini alıyorsun, içindekini atıp onu takıp devam ediyorsun. Her ikisi de kağıdın üzerinde dans eden, tasarımları (ve renk seçenekleri) güzel, karizmatik ve markaları sağlam kalemlerdir.
0
lazor
(12.03.18)
Jel tükenmez kalemler en rahat yazanı gibi geliyor. Yeni jel tükenmezler yazarken akıp gidyor, hem de eskti tip jeller gibi yayılmıyor. Elim pamuktaymış gbi hissediyorum yazarken.

Papermate Inkjoy serisi ile Pilot Hi-techpoint’leri çok sevitprum. İkisinin de 0.7’si var. Zebra Sarasa bulabiliyorsanız, 0.5’leri çok güzel. Pilot Hi-techpoint’lerin tipi de şık.
0
aychovsky
(12.03.18)
Faber castell 1 numara ucu olanın mavileri çok güzel yazıyor. Siyahı da güzel ama çok kaygan niyeyse onla yazınca yazım bozuluyor.
0
curukturpkokusu
(12.03.18)
Bahsettiğim kalem faber castell speedx 10'muş.
0
curukturpkokusu
(12.03.18)
(9)

çevrenizde 45 üstü hiç evlenmemiş erkek var mı?

plastic_angel
ne yapıyorlar, nasıl yaşıyorlar, neden evlenmemişler, size göre psikolojileri nasıl, sorunlu tipler mi yoksa hayata bakışları beklentileri farklı olduğu için mi evlenmeyi düşünmüyorlar? gözlemlerinizi paylaşır mısınız?
ne yapıyorlar, nasıl yaşıyorlar, neden evlenmemişler, size göre psikolojileri nasıl, sorunlu tipler mi yoksa hayata bakışları beklentileri farklı olduğu için mi evlenmeyi düşünmüyorlar? gözlemlerinizi paylaşır mısınız?
0
plastic_angel
(10.03.18)
2 tane var. 2si de gay. o yüzden evli değiller.
0
carabelli
(10.03.18)
var. herkesin evlenmek zorunda olduğunu düşünmüyorum. kendisini 20 yıldır tanıyorum hiç sevgilisi olduğuna şahit olmadım, kendi özel hayatım dışında başkalarıyla ilgilenmiyorum onlar sormadığı sürece.
sorunlu bir tip değil hatta sosyal biri ve mutlu diyebilirim, ailesiyle yaşıyor.
0
powerpufgirl
(10.03.18)
Var. Geçmişte birine aşık olmuş bazı sebeplerle evlenmemiş. Sonra da bi daha zorlamamis. Tek yaşıyor. Iyi para kazaniyor. Normal bi insan.
0
ghilleinthemist
(10.03.18)
dayım var. istanbul'da avukatlık yapıyordu, iki sene önce iki ortak poşet işine girdi cirosu milyona yakın. gayet rahat bir hayat yaşıyor, yıllardır aynı.

risk alma olanağını daha kolay görüyor ve evlenmeyi bir türlü bağlılık olarak gördüğü için evlenmiyor.

rol modelim kendisi.
0
ackapaackapaartema
(10.03.18)
Çoook var. Abim ve kuzenim başta olmak üzere zibilyon tane tanıyorum. Rahmetli dayim da bekardi. Gerçi abim kız arkadaşıyla yaşıyor 1.5 yıldır, onu geçeyim. Bunun dışında, dğerlerine bakarsam bir kısmı kariyerini geç oturttu, bir kısmı “Ben başkasını çekmek istemiyorum, rahatım çok yerinde” dedi, bir kısmı “Ben daha hayata doymadım, yerleşik kalmak istemiyorum” dedi, bir kısmına kısmet olmadı. Sadece bir kişi hala çocuk gibi her işi annesine yaptırıyor, onun dışında evlilerden çok bir farklşarı yok.
0
aychovsky
(10.03.18)
abimin arkadaşı, bir fabrikada ar-ge muduru. annesiyle yasiyor.

cok iyi bir insandir. psikolojisi gayet normal akli basinda bir insan. ozel hayatina dair detaylari bilmiyorum, sormadim.

tahminimce kalbine gore biri cikmamis, o da sansini zorlamamis diye dusunuyorum.
0
tabudeviren
(10.03.18)
patronum, adamin kiz arkadaslarinin olmasi durumu degistirir mi bilmem
0
Traveller
(10.03.18)
Kadın olsun, erkek olsun belli bir yaşın üzerinde olup hiç evlenmemiş pek çok yakınım var. Bizim ailedekiler bayağı geç evlenir zaten, çoğu da evlenmez. Bu bize göre çok normal bir durumdur. Bahsettiğim kişiler de hayatlarına gayet güzel ve sağlıklı bir şekilde devam ediyorlar.
0
i m cool with that
(10.03.18)
Var. Gayet normal ve eğlenceli abiler. Duyarlı ve sorumluluk sahibiler. Evlenmemek bir eksiklik belirtisi değil.
0
electrobuzz
(11.03.18)
(6)

hisler ve davranışlar

bir bucuk adana
sevgili ile yaklaşık 2 aydır beraberiz, bu süre zarfında hemen hemen hergünü beraber geçirdik.1 yıldan daha uzun bir süredir ciddi bir ilişkim yoktu, ve kendime dediğim şey; eğer birine birşeyler hissediyorsam o zaman başlayacağımdı.velhasıl bu kişiye karşı böyle hissettim ve normalde olmamama rağme
sevgili ile yaklaşık 2 aydır beraberiz, bu süre zarfında hemen hemen hergünü beraber geçirdik.

1 yıldan daha uzun bir süredir ciddi bir ilişkim yoktu, ve kendime dediğim şey; eğer birine birşeyler hissediyorsam o zaman başlayacağımdı.

velhasıl bu kişiye karşı böyle hissettim ve normalde olmamama rağmen hislerimi, düşüncelerimi, fikirlerimi herhangi bir neden vs düşünmeden gayet açık şekilde paylaştım, davrandım. mesela o an sarılmayı mı istedim. sarıldım. onu sevdiğimi söyleyesim geldi söyledim sardım sıkı sıkı. ki bunları yaparken kendime şaşıyorum ama istiyorum da.

ama ondan yana böyle şeyleri bazen göremiyorum, yani bana karşı hislerini anlıyorum ama bazen acaba mı? diyorum. çünkü birşey söylüyorum ve insan ister istemez bi karşılık bekler ya da salt ondan birşey bekler. ama bazen sanki duymamış gibi davranıyor.

ve ben bunu çözemiyorum , yani beni sevdiğini biliyorum ama kişiliği öyle mi? kuruntu mu yapıyorum. belentilerimin gereksiz fazla olması mı? yoksa kendince - iyi güzel gidiyor vs. bakalım durumunda mı? bilemiyorum
ve bu benim aklımı kurcalıyor.

geçen gün düşüncelerimi söyledim, istemiyorsan yapay bakıyorsan söyle olmasın o zaman dedim. ve genel olarak dediği - bize biraz zaman ver, yansıttığımız şeyler farklı ama hislerimiz aynı, sen benim hayatımdasın dedi.

ben de zaman bırakayım dedim. napayım?
0
bir bucuk adana
(09.03.18)
Zamana bırak.
0
cikmaz sokaktan cikagelen cocuk
(09.03.18)
Senin ilişkiden beklentilerine bağlı. Bence insanlar kendi beklentileri karşılanıyor mu diye düşünmek yerine karşı taraf beni seviyor mu yok hisleri ne ona takıyor boşuna. Bu baya gereksiz çünkü 1) başkasının hislerini asla tam olarak bilemezsin 2) bilsen ne olacak önemli olan sana ne hissettirdiği. Dolayısıyla biri beni seviyor olsa da ilgisizse dinlemiyorsa umrum dışıdır. Bu mantık dışında ilişkilerde tatminsizlik garanti bence.
0
selamun aleykum kitty
(10.03.18)
bahsettiğin bu durum genelde simetrik olmuyor; ilişkilerde taraflardan biri her zaman daha fazla şey ifade ediyor, daha fazla şey gösteriyor, daha fazla şey istiyor, beklentileri de daha büyük, daha belirgin, daha "hayati". bu ilişkide de bu konum sana ait gibi gözükmekte.
sanki kontrol etmek istiyorsun, sevgiline karşı bir şeyler hissediyorsun ve bu yüzden önüne bir tepside nazikçe dilimlenmiş bir şekilde gelsin istiyorsun. hayatı dar etmek anlamında söylemiyorum. kafanda bir ideal var ve yaşadığın şey bu ideale uysun istiyorsun.
ama uymayabilir, muhtemelen de uymayacaktır: bunu aklında bulundur. yazdığın kadarıyla sana gayet olgunca ifade etmiş kendini hem. bir şey yapmayıp, zamana bırakmanda fayda var.
0
inscrutable
(10.03.18)
Zamana bırakabilirsin, fakat şu noktada sana dair bir heyecanı yok gibi görünüyor. Seni kaybedene kadar da olmayacaktır. Belki kaybederken de olmayacaktır.

Aşk zamanla artan bir şey değildir. Normal ilişkiler aşkla başlar, sevgi zamanla aşkın yerine oturur ve ilişkinin ömrü böyle uzar. Sizin ilişkinizde aşk yok. Bana bu kişinin çevresindeki en mantıklı adaysın diye düşündürttün. Bu kişi sana meşhur karikatürdeki 'bedava ve ekstra bir gıda' gözüyle bakıyor da olabilir.

1.bp.blogspot.com/-RFRZtwDRlOA/T_YNQGPZi9I/AAAAAAABHf4/sEydEcCD_Tg/s640/ıb.jpg

Yani seni sevmesi bir tarafa ideal bir ilişkide sana aşık da olması gerekir. Çünkü sevgi bir arkadaşa duyulabilir, bir yemeği de sevebilir. Senin farkın nerede?

Bunun dışında maddi manevi sömürüldüğünü düşündüğün başka davranışları var mı?

Özetle insan elinin altındaki için çabalamayı bırakır, sen de böyle bir duruma düşmüşsün.

Sömürüldüğünü düşündüğün noktada muhtemelen sömürülüyorsun.

Kolay gelsin
0
idexo
(10.03.18)
benden bitane daha varmış.

yapman gereken şey beklemek. fakat beklerken kendini geri çekmemen lazım. yani "o ne zaman isterse o zaman" kafasına girersen o da senden uzaklaşır.

içinden geldiğinde istediğini söyle istediğini yap. yaptıkların şeylerin belki çok küçük bir yüzdeliğinin geri dönüşünü alacaksın. ama olsun. sonra beklemediğin bir gün o yapmaya başlayacak sonra dünyanın en mutlu insanı olursun.

beklentilerinin seni üzmesine izin verme.

bir de "artık çocuk değiliz susarak da konuşabiliriz"
0
kablelvuku
(10.03.18)
Aşkın 5 Dili diye bir kitap var. Orada dediğine göre insanlar aşağıdaki kriterlerden en güçlü ikis hangisiyse ona göre öyle severlermiş.
1. Dokunma: Kişi öıncıklaya mıncıklaya sever ve sevilmek ister.
2. Olumlama kelimeleri: Kişi sürekli sevildiği ile ilgili şeyler duymak veya sevdiğini söylemek ister
3. Kaliteli zaman: Kişi birlikte çok zaman geçirmek ister. Örmeğin, “Bu ne, haftada üç kere görüşmek kime yeter” gibi isyanlarda bulunur.
4. Hediye: Kişi sevdiğine hediyelerle ilgisini gösterir ve hediye bekler.
5. Hizmet/yardım hareketleri: Kişi sevgilisine sürekli bir şeyler yapmak ister, kendisine de bir şeyler yapılmasını bekler. (Ör. Sana kek yaptım, atkı ördüm)

Bir grup çalışmasında bizi en çok yansıtan iki taneyi istediler ve bir de sevgilimiz varsa onun iki tanesini de seçmemizi istediler. Sevgililerde o iki tane eşleşmiyorsa “”Acaba beni sevmiyor mu” soruları çok olurmuş. Örneğin, “Bana dokunmak istemiyor, sevmiyor mu” soruları.

Sevgiliyi tanıdıkça insan “O şunu sever, şunu sevmez” diyebiliyor ve hangisine ağırlık verdiğini biliyor. Örneğin, belki sürekli “Seni seviyorum” demiyordur da, sana sürekli bir şeyler yapıyordur. Bunların cevapları da zamanla ve tanıdıkça verileniliyor. Hiçbiri yoksa ya da hepsi yarım ağızla ve şevksizse o zaman telaşlanırdım ben ama benim beklediğim bir şeyi başka şekilde kompanse ediyor ve böyle olduğunda mutlu oluyorsa “O da öyle” diyrbilirim o zaman. Bunun cevabını da zaman veriyor. Tabii bu da kesin bir algoritma değil, %100 çalışan bir yöntem değil. Bunları formülize etmek de anlamlı değil bence ama en azından güzel bir yol haritası sunuyor. Böyle durumlarda içgüdülerime güveniyorum ve zamanın fikrimi oluşturmasını bekliyorum.
0
aychovsky
(11.03.18)
(5)

new york city'de üniversite okunur mu?

antikadimag
mba için gideceğim. burs ile. çok istiyordum dünyanın başkentinde okumayı ama iş ciddiye bindikçe maliyet yönü tuzlu gelmeye başladı.california'da deniz manzaralı kendi yatak odanızda kalabildiğinizden daha yüksek paraya ufak bir yurt odasını bir başka insanla paylaşmak hiç makul değil sanırım.bir y
mba için gideceğim. burs ile. çok istiyordum dünyanın başkentinde okumayı ama iş ciddiye bindikçe maliyet yönü tuzlu gelmeye başladı.

california'da deniz manzaralı kendi yatak odanızda kalabildiğinizden daha yüksek paraya ufak bir yurt odasını bir başka insanla paylaşmak hiç makul değil sanırım.

bir yandan da new york'un sınırsız imkanları, kültürü duruyor.

new york'ta üniversite okunur mu?

diğer seçenekler,
california
austin
atlanta
raleigh
0
antikadimag
(07.03.18)
turistik olarak bir kere 5 gün bulundum ny da. hayatımda bu kadar etkilendiğim başka bir yer olmadı. ama tabi turistik ile yaşamak farklıdır. ama fırsatım olsa hayatımın bir bölümünde kesinlikle ny da yaşamak isterdim
0
oscar
(07.03.18)
Bence okulun egitim kalitesine odaklan.
0
twelfth
(07.03.18)
hangi okul? Columbia ise kesinlikle değer. NYU ise Calofirnia'da hangi okula gideceğine göre cevap değişir. Berkeley mi NYU mu? Berkeley. UCLA mi NYU mu? NYU. Zira LA de gayet pahalı bir yer. Yok eğer SUNY, CUNY falansa hiç düşünme bile orayı.
0
sen git ben geliyorum
(07.03.18)
ben değil ama kardeşim okudu newark'da. dolar o zamanlar 1.7 falandı. Baya bi zorluyordu aileyi. Şimdi ise düşünemiyorum :)) tek başına kalıyordu ve 900 dolar kiraya veriyordu yanlış hatırlamıyorsam.
0
false pretension
(07.03.18)
Dedigin gibi imkankari kadar fiyatlari da guzel. Arkadasim 2000 dolara duzgun oda bulmakta zorlaniyordu. 1400 dolara buldugu odada isitma, su ve mutfak yoktu ama orinan Beylukduzu'su sayilan yerlere tasinarak halletti. 2300 dolara guzel bir odada kaliyor. Yemek memek derken, okul ucretini katinca aylik min 8000 dolar civari bir sey ediyor onunki. Okul burslu ise degebilir.

Bir de universiteye bagli. NYU ve Columbia icin deger.

California yerine gore NYC'den daha pahali olabilir. Arkadasim San Diego'da 2500 dolara oda tuttu. California'nin neresi olduguna da cok bagli. LA, San Francisco, San Diego gibi yerler New York'tan pahali olabiliyor ama atiyorum ki, Chico'daysa okul, o zaman NYC'den ucuzdur.

Aslinda bu tur karsilastirmalarda okul daha onemli de olabilir. MBA dediginiz programina gore 1 ya da 2 senede biten bir sey ama okulun etiketi hep ustunuzde.
0
aychovsky
(07.03.18)
(4)

Yalan Rüzgarı'ndan bir oyuncu

balikci filozof
Yalan Rüzgarı'nda genç, jigolo tipte birisi vardı 80 sonlarında. Ben onu hep john c mcginley sanırdım. Ama değilmiş. John c mcginley : https://images-na.ssl-images-amazon.com/images/M/MV5BMTM5NjQ2OTIwMV5BMl5BanBnXkFtZTcwMjcxOTYyMQ@@._V1_UY317_CR6,0,214,317_AL_.jpgAklıma takıldı da. Var mıdır bilen a
Yalan Rüzgarı'nda genç, jigolo tipte birisi vardı 80 sonlarında.
Ben onu hep john c mcginley sanırdım. Ama değilmiş.
John c mcginley : images-na.ssl-images-amazon.com

Aklıma takıldı da. Var mıdır bilen acep?
0
balikci filozof
(07.03.18)
Cık değil :)
0
🌸balikci filozof
(07.03.18)
Brad vardı dediğin özelliklere uyan ama fotoğraftaki kişiye hiç benzemiyor.
0
(07.03.18)
Lauren’ın sevgilisi Paul vardı. Nina’yala da sevgiliydi bir ara. Şunlar mı?
goo.gl

Edit: acetaminophen yazmış zaten. Şimdi gördüm.
0
aychovsky
(07.03.18)
Brad'da değil :) Yaşlı bir kadın karakterin sevgilisiydi.
0
🌸balikci filozof
(07.03.18)
(8)

Fala inanıyor musunuz?

her seye atarlanan adam
Neden inanıyorsunuz veya neden inanmıyorsunuz?
Neden inanıyorsunuz veya neden inanmıyorsunuz?
0
her seye atarlanan adam
(06.03.18)
Inanmıyorum, çünkü hazreti Allah fal ve şans oklarını şeytan işi olduğunu bildirmiş biz kullarına. Hafzallah dinden çıkartır insanı.
0
doxanikee
(06.03.18)
İnanmıyorum. Yıllardır arkadaşlar arasında da kahve falı, vb bakmadık. Öncesinde birbirimize bakıo eğleniyorduk da, ben o falı on dakikaya unutuyorum zaten.
Falda inandığım şey şu, tanımadığınız biri bakıyorsa “Şunun şuyu vardır herhalde” gibi senin hakkında bir tahmin üzerine bir şeyler kurup anlatıyor. Böylece dışarıdan nasıl göründüğün hakkında bir bilgi veriyor.
0
aychovsky
(06.03.18)
İnanmıyorum çünkü falı biz kendimize göre yorumluyoruz. Dolaylı yollardan çok fazla bağlantı kuruyoruz. Ayrıca falcılar da afaki konuşuyorlar. İşte 3 vakte kadar yol görünüyor, araba alacaksın, işe gireceksin gibi şeyler
0
oekuklu
(06.03.18)
İnanmıyorum çünkü bilimsel bir temeli yok. Ayrıca bkz. self-fulfilling prophecy (kendini gerçekleştiren kehanet sanıyorum Türkçe'de)
0
fotrsapka
(06.03.18)
İnanmıyorum çünkü hakkında inanmak kelimesi kullanılan herhangi bir şeye en baştan inanmıyorum.
0
Bruce
(07.03.18)
Inanmamakla kalmiyor, yanimda bakilirsa ortamdan ayriliyorum. "Sadece egleniyoruz" diyenlerin bu kulturu tekrar tekrar urettiklerini dusunuyor, bunu da tehlikeli buluyorum. Evet, uyuz bir arkadas oldugum dogrudur. Zaten hicbir arkadasim boyle bir seye yeltenmiyor, benim yanimda olduklari icin degil, onlar da benim gibi olduklarindan.

Bir gun bu sacmaliklari tamamen tarihin coplugune gonderebilirsek, hep birlikte oturur, egleniriz.
0
evrim halkasi
(07.03.18)
Bazı insanların gözlem yeteneğinin diğerlerinden çok çok daha iyi olduğunu ve bunu ifade edebilme yetisine sahip olduklarını düşünürüm.
Gözlem yetenekleriyle seni bağlayıp geleceğe dair de sallıyorlar işte.
İnsan inanınca söylenen şeyin olması için uğraş veriyor zaten.

Ben bunu bizzat yaşadım. Tarot falıma bakan muhteşem kadın bana öyle şeyler söyledi ki her söylediği doğruydu ne dese başıma gelmişti. Sonra dedi ki 2017 nin sonunda evleneceksin evleneceğin adamla da 24 nisan 2016 'da tanışacaksın.
Ben buna o kadar inandım ki 24 Nisan 2016 da evden çıkmadım kimseyle tanışmayayım diye.
Bu da böyle salak bir anımdır :)
0
mutekebbir
(07.03.18)
İçtiğin kahvenin tortusundan geleceğe dair çıkarımlar yapmak... Bilemiyorum Altan :/

Salatanın suyuna bakıyorum ben, güzelse içiyorum. Oh mis, vitaminli vitaminli.
0
chicha
(07.03.18)
(15)

Uçağa binerken neden acele ediyorlar?

kotu amacli yazar hesabi
Kapıya geldikten sonra insanlar kapı açılmadan ayağa kalkıp sıraya giriyorlar, bunun nedeni nedir? Sonuçta uçak herkes binmeden hareket etmeyecek, bunun bi sebebi var mı yani gerçekten merak ediyorum.
Kapıya geldikten sonra insanlar kapı açılmadan ayağa kalkıp sıraya giriyorlar, bunun nedeni nedir? Sonuçta uçak herkes binmeden hareket etmeyecek, bunun bi sebebi var mı yani gerçekten merak ediyorum.
0
kotu amacli yazar hesabi
(05.03.18)
Kabin ici valizini koyacak yeri rahatca bulmak.
0
crown
(05.03.18)
Bavullarını, çantalarını tam kendi koltuklarının üstüne rahatça yerleştirmek için olduğunu düşünüyorum ben.
0
kullanıcı adı
(05.03.18)
kendi kızıma sesli olarak her uçuştan önce söylediğimi söyleyeyim:
erken binenler (yer adı)na önce gidecek ondan dolayı.
etraftaki 3-5 yolcuyla güler moral depolar sonra gireriz.
0
ozdek
(05.03.18)
inerken acele etmeyi eleştiriyor olsanız ben de katılırım da, binerken acele etmek normal gayet. ha benim bi sırt çantam olduğundan onu da koltuğun altına koyduğumdan acele etmem o ayrı da @ozdek gibi dalga geçilecek bi şey yok.
0
ghilleinthemist
(05.03.18)
Uçak herkes binmeden hareket eder. Muhtemelen bu yüzden, uçağı kaçırmayalım diye erkenden sıraya giriyorlar.
0
orient blue
(05.03.18)
inerken acele etmek daha anlaşılır bence, acelesi vardır, gideceği yere daha erken ulaşmak istiyordur anlarım ama erken binmeyi neden bu kadar çok seviyor insanlar anlamlandıramıyorum.
0
🌸kotu amacli yazar hesabi
(05.03.18)
kabin bagajı koyarken saçma sapan tiplerle muhattap olmamak öncelikli olmak üzere benim için genellikle sıkılmak olan hededir. (ekşi sözlük mode on)
0
biravekahve
(05.03.18)
@orient hayır kapıdaysan sen binmeden hareket etmez.
0
🌸kotu amacli yazar hesabi
(05.03.18)
ben de bu olaya milletin bu kadar kafa yormasını anlayamıyorum. birileri önce binecek ki diğerlerii de onlardan sonra binsin. herkes oturup en son binmeyi beklese daha mı iyi?
0
nrmnm
(05.03.18)
Kavga etmemek icin. Cunku onumde bavulunu yerlestirecek yer begenemeyen, koridoru kapatip gecmeye izin vermeyen sigiroglusigirlara uyuz oluyorum. Bir de genelde en arka siralari aliyorum, korukten gecilecekse ucaga, hizla gecip oturuyorum. Eger ilk binenlerden olamayacaksam son binmek icin bekliyorum, az-cok yerlesmis oluyorlar. Ama son binince de "ay cam kenarina oturdum ama midem bulaniyo biliyonnu" tantanasi cekmek daha muhtemel oluyor. Ilk binmek her turlu iyi.
0
evrim halkasi
(05.03.18)
Genelde sona dığru biniyorum ama kapıda kuyruk olması mantıklı geliyor. Uçak geldğinde hurraaa olmasındansa böylesi daha iyi bence.

Uçaktan korkuyorum ve hava alanında sabit oturdukça o korku daha da basıyor. Bu yüzden sürekli volta atıyorum, böylelikle korkunun bir kısmı o şekilde sistemimden çıkıyor. Arka bir yerlerde volta atmazsam o sıraya ben de girerim, çünkü bana “Hadi artık, uçak gelsin de bir an önce ne yaprsak yapalım. Ölüyorsak da ölelim, gereken kişilerle vedalaştım zaten” hissi veriyor. Zaten son binmenin sebebi milletle vedalaşma konuşmaları yaptığımdan. Tabii ki uçak herkes binmeden kalkmıyor ama o kuyruk bana uçak gibi benim için stres düzeyini en tepeye çıkarttıran bir ortamda o sorunla yüzleşiyormuşum hissini veriyor. Belki beniö gibi uçağa bineceği için gergin olan insanlardan olabilirler. Oturup beklemek daha da gerebiliyor.

İkincisi valiz sorunu, bindiğimde çantam 5 arka sırada bir yerde oluyor. Uçuş sırasında bir şey almam gerekse kabus oluyor (uzun bir uçuşsa).

Ötesinde pencere kenarıysa, milletin kuyruğa girmesi gerekebilir bile. Popo içi kadar uçakta milleti kaldırığ koridora çıkarıp kucaktan kucağa geçmektense oturup kafa sakin bir şekilde kendi işi ile ilgilenerek uçağın dolmasını bekleyebilir.
0
aychovsky
(05.03.18)
"kabin bagajı için yer kapmak" cevabı bence hatalı. o sıra bekleyenlerin yarısından çoğunda büyük el bagajları yok. ben cevabı çok daha "psikolojik" düşünüyorum. ülkemizde uçak belki 10-15 yıldır çok yaygınlaştı ancak uçağa binen insanların %70-80'i, 80'lerde ve 90'lardaki "çok pahalı" dönemleri de yaşadılar. şu anda uçağa binmek bir statü göstergesi değil ama yine de eskiden kalan bilinçaltı ezberiyle "uçağa erken binelim çok para verdik" ve "ya kaçırırsak ve bilet yanarsa" korkusu hakim. pratik bir durum değil elbette, kimse cidden bunları düşünmüyor. ama bir iç his onları daha boardinge 15 dk varken o sıraya sokuyor.

not: genelde hep en son binerim. elimde bagajlarım da olur. şimdiye kadar hiç "kabin bagajı koyacak yer kalmadı lütfen uçaktan inin" denmedi. en en fazla olan şey; bagajı 2 metre ileri-geriyedeki boşluğa koydum. bu da dünyayı başıma yıkmadı doğrusu. otobüs yolculugu yapan ve 60-70 bavulun rastgele üst üste sıralanmasından hiç rahatsız olmayan insanların "eyvahhh ya el bagajımı tam kafamın üstüne koyamazsam!" korkusuna cidden gülüyorum.
0
507
(05.03.18)
1.bagaj koyacak yer kalmıyor

2. iki saat eşyasını kabine yerleştiremeyen tipler yüzünden koridorda ayakta beklemek istemiyorum. erkenden geçer oturur öyle beklerim en azından diyorum.

3. uçakta, daha koridordayken belediye otobüsündeymiş gibi koltuğunu beğenmeyip ben şuraya geçiyim de sen buraya geç muhabbeti yapan tipleri beklemek istemiyorum.
0
wilhelmwasmuss
(05.03.18)
sanırım 3. binişimdi. çocuk gibi heyecanlıyım cam kenarına oturacağım için. baktım bir adamla karısı oturmuş benim yerime. kalkmıyorlar da. güzellikle rica ediyorum, kalkmamakta diretiyor adam. "ayngı yere gidiyo." falan diyor. beni piç gibi suçluyor bir de. adam utanmaz, benle kavga ediyor, tüm yolcular bizi seyrediyor. ben rezil oldum lan. en sonunda kalktı herif, ben rahatsızlık verdiğim için özür dilemek istiyorum. tam yeltendim ki "kes be sesini." dedi bana. ben de iyice patlama noktasına yaklaşıp "sen kes lan." deyince bu sefer "ama ben senden kaç yaş büyüğüm"e bağladı orospu çocuğu. işte böyle döl israfları yerimi kapmasın diye hemen sıraya girmesem de giriş kapısına yakın oturuyorum. duyuru yapılır yapılmaz da sıraya giriyorum.
0
ya ben lan neyse
(05.03.18)
Bagaj koyacak yer kalmiyorsa, millet nerede tasiyo el bagajini, koridora mi koyuyolar?
0
baldur2
(05.03.18)
(18)

Akran zorbalığı

old possum
Oğlum 12 yaşında, 6. sınıf öğrencisi sınıflarına bu yıl başka bir şubeden gelen bir öğrenci tarafından zorbalık görüyormuş. Ben de cuma günü öğrendim. Çocuk bizimkinden epeyce iri ,90 kg civarı. Bizimki uzun boylu ama ince yapılı bir çocuk. Haliyle ne yapsa da karşı koyamamış. Zorla elinden harçlık
Oğlum 12 yaşında, 6. sınıf öğrencisi sınıflarına bu yıl başka bir şubeden gelen bir öğrenci tarafından zorbalık görüyormuş. Ben de cuma günü öğrendim.

Çocuk bizimkinden epeyce iri ,90 kg civarı. Bizimki uzun boylu ama ince yapılı bir çocuk. Haliyle ne yapsa da karşı koyamamış. Zorla elinden harçlıklarını almış. Mescide götürüp namaz kılmaya zorlamış, karşı koyunca üzerine oturup,bileklerini tespihle bağlamış. Tekmeler atarak karşılık vermiş ama ben bile annesi olarak( 55 kilo bir kadınım) düşünün ben bile karşı koyamam o cüssedeki bir çocuğa. Çocuğun ailesini filan hiç tanımıyorum ve bilmiyorum.

Müdür yardımcısına telefon ettim. Aman biz buna akran zorbalığı diyoruz, neden sizin oğlunuz bize söylemedi ki bunu, kabahat sizinkinde gibi bir konuşma yaptı. Sinirimden çatlıyorum. "Hırsızın hiç mi suçu yok?" Pazartesi okula gidip yüz yüze görüşeceğim. Rehber öğretmenden de randevu alacağım. ( Özel okul).

Sakin olup rasyonel düşünmek ve ona göre hareket etmek istiyorum ama şu an kafam çok karışık. nasıl harket etmeliyim?
0
old possum
(04.03.18)
Net bir tavirla sert durusunuzu bozmayın sakın. Aman ne olacak gibi bir tutumla da yaklasirlarsa nasil boyle söyleyebiliyorsunuz deyip ustune gidin. Özel okul demissiniz, her şeyden önce orasi maalesefki bir ticarethane ve ticari itibarlarini zedeleyecek seylerden uzak durmaya calisacaklardir. Hatta genelde zorbalik uygulayan cocuklari okulda barındırmak istemezler.
0
veritaslibertas
(04.03.18)
önce rehber öğretmenle ve müdürle konuşun tatmin olmazsanız milli eğitim bakanlığına dilekçe ve şikayette bulunun ve idareninde konuya olan laubaliliğinden bahsedin.
0
basond
(04.03.18)
Çocuğun ailesini de mutlaka bilgilendirmeliler, bizimkinden uzak dursun! Evet eğer somut birşeyler yapmazlarsa milli eğitime başvuracağım.
0
🌸old possum
(04.03.18)
@acetaminophen suç, ceza kafanıza göre yaklaşabileceğiniz bir şey değil.

@old possum Müdüre ve okula karşı ne yaparsınız bilemem, fakat çocuğu bu konularda bilinçlendirip eğitmeniz gerekebilir. yardım almayı öğrensin.
0
idexo
(04.03.18)
hiç olayı aranızda halletmeye çalışmayın, karşıdaki çocuğa disiplin suçu aldırmak için ne gerekiyorsa yapın (dilekçe, milli eğitim müdürlüğü, bimer); bu tipler büyüyünce de topluma sıkıntı oluyorlar küçük yaşta etkili bir ceza aldırırsanız gelecekteki çoğu insana yardımınız olur, konuya bu şekilde bakın, en azından yaptıklarının karşılığının olduğunu küçük yaşta öğrenir, belki değişir, sizin çocuğunuza bir daha bir şey yapmaması önemli değil kimseye bir daha bu tarz hareketler yapamamalı.
0
gezegen olan pluton
(04.03.18)
Kendimi suçluyorum. Nasıl oldu da anlamadım, farkına varamadım bu durumun? Dönem başından beri varmış bu durum,sistematik hale getirmiş yani karşıdaki.
0
🌸old possum
(04.03.18)
Tesbihle bağlayıp, diğer bir tespihle de kirbacçlamiş. Resmen işkence yapmış.
0
🌸old possum
(04.03.18)
@acetaminophen okudum, ama bu kişilerin ehliyeti yok. Kanun karşısında çocuk bunlar. Öyle olmaları da normal.

@old possum Kendini suçlamakla bir yere varamazsın, suçlu arayarak da bir yere varamazsın. Bu ve bunun gibi problemlerle gelecekte karşılaştığında hazır olmasına yardım etmek için fanusa koymak yerine bilinçlendirmek gerek. Bu durumda sen yanında değildin, gelecekte de yanında olamayacağın durumlar olabilir, böyle durumlarda kendi çözemiyorsa çözmesi gereken yere başvurmayı öğrenmeli.

edit: Ne yaparsan yap kendini bir de diğer çocuğun anne-babası yerine koy, ondan sonra yap. Buradaki linç ekibine de uyup öfkeyle kalkma. Nihayetinde bütün toplumu 'adam' edemezsin. Bu tarz kimseler gördüğün gibi her yerde. Bunlarla başa çıkmayı öğrenmesi uzun vadede en faydalısı.
0
idexo
(04.03.18)
gelmiş yine bi tane 20 yaşında ebeveynlere hayat dersi vermeye çalışan tip. müdürü tehdit etmeyi de unutmayın ziyaret ettiğinizde. şuraya giderim buraya giderim falan gibi. müdürden bu öğrencinin şubesini değiştirmesini hatta naklini istemesini isteyin.
0
acımasız gerçekler
(04.03.18)
Afedersiniz de, mudur mal miymis? Siddet goren insanlardan bazilari icine kapaniyor, kimseye bir sey soyleyemiyor. "Bize gelmemis" diye bildigin sorumluluklarini savmaya calismis. Bence gidip gorusun. Bir de okullarin veli Whatsapp gruplari falan oluyor, oyle bir grup varsa oraya durum bildirilebilir. Oyle bir grup yoksa da, en azindan tanisilan velilere durum bildirilebilir. Diger velilerin haberi olsun durumdan. Mudurle ve rehber ogretmen belki ilk sacmalamadan sonra aksiyon alirlar, bir seyler yaparlar; yapmazlarsa da belki zorbaliga ugrayan tek cocuk da o degildir. Diger velilerle birlikte ses cikarinca bir sey yapmak zorunda kalabilirler. Hicbiri ise yaramazsa da Eksi'de baslik acariz artik.

Cocugun da bir psikiloga gitmesi faydali olabilir. Kac aydir icine atmis. Asil ona bir tedavi gerekiyordur belki de.
0
aychovsky
(04.03.18)
Öncelikle kendinizi suclamayın, akran zorbalığı tam o yaşlarda çok fazla görülen ve zorbaliga uğrayan çocukların çaba sarfederek sakladıkları bir durum. Ebeveynlerin çoğu işler cigrindan çıkmadan farkedemiyor maalesef. Normal şartlarda bu yas grubundaki çocuğa sahip ebeveynlerin belirli aralıklar ile çocuğu bu konu hakkında yoklaması en ideali ama insan kendi çocuğunun başına geleceginı düşünmuyor. Bu andan itibaren de yapabileceğiniz bir sürü şey var.

Öncelikle diğer çocuğun ailesinin muhakkak haberdar olmasını sağlayın, müdür ile ciddi bir konuşma yapın. Rehber öğretmen ile görüşün. Özel okul olduğu için konuyu cozmek için daha fazla çaba sarfedecekler muhtemelen. Eğer ki müdür üstünde durmazsa okulun şubeleri varsa, ifşa edeceginizi söyleyin. Gerekirse müdürün de üstündekiler ile görüşün. Maalef siz onlar için veli olmak yanında aynı zamanda musterisiniz. Dolayısıyla hassas davranmak zorundalar. Diğer çocuğun ceza almasını saglamalisiniz ki yaptığının suç olduğunun farkinda olsun. Bu arada unutmayın, o da çocuk. Yetişkin biri gibi kararlar almasını ve davranmasini beklememek gerekiyor. Ailesi kimdir, nedir bilemiyoruz. O yüzden çocuk yerine aile ile muhatap olun.

Şahsi fikrim çocuğunuz çok etkilenmeyecekse gelecek sene okul değiştirmeyi, bu sene için de şube değiştirmeyi düşünebilirsiniz ama önce kendisine sorun.

Muttlaka psikolojik destek almasını da sağlayın. O yaşlarda zorbalığa uğrayan çocuklar ilerideki dönemlerde psikolojik sorunlar yaşayabiliyor.
0
fraise
(04.03.18)
Bu işin tek rasyonel yolu olayı resmiyete taşımaktır. Olay tekrarlanırsa götürün çocuğu hastaneye. Acil serviste çocuğun psikolojik (eğer olursa fiziksel) şiddet gördüğünü anlatın. Sonra raporla birlikte polise gidin ve şikayetçi olun. Soruşturma açılırsa savcı kısa sürede o çocuğu ifade için çağırır. Şimdi 12 yaşındaki bir çocuğun çocuk mahkemesine çıkmasına abartı diyenler olacak ama bence abartı değil. Ben böyle tiplerin ileride daha çok sorun oluşturduğunu gördüm. Okul, çocuğun ailesi ve son bir konuşma da çözüm olmazsa en açık yol bu.
0
dissendium
(04.03.18)
Ben olsam okulun onunde protesto ederdim.
0
Traveller
(04.03.18)
ya bu tip çocukların ailelerinin de bir şey olmadıklarını düşünüyorum. o çocuğun çıktığı aile nasıl bir pisliktir kimbilir. bir de sinirlerinizi o insanlarla bozmayın, laftan anlayacaklarını ya da çocuklarına bir şey yapacaklarını sanmıyorum açıkçası. direkt müdürle konuşun ve bu duruma müdahale etmelerini ve alacakları tavrı takip edeceğinizi, durumu değiştiren bir şey yapmazlarsa okulu ve yönetimi şikayet edeceğinizi söyleyin, sizi güçsüz görmesin.
0
pinkpeony
(04.03.18)
dissendium'un önerisi de iyiymiş, çocuğunuzun vücuduna bir zarar verirse anında rapor alın. inanılmaz faydası olur.
0
pinkpeony
(04.03.18)
Meb'e şikayet edin. Müfettiş gönderip idare ile bir güzel ilgileniyorlar.
0
susadım çeşmeye varmaz olaydım
(04.03.18)
Bu çocuğa bu güne değin, şiddet ilkelliktir, şiddetle çözüme varamazsın, konuşarak çözüm üretilir , arkadaşlarını şikayet etme, sorunlarının üstesinden uzlaşarak gelebilirsin, insanların farklılıklarına saygı duy ve oldukları gibi kabullen öğretileri verildi.Belki de yanlış yaptık, dönüp anne baba olarak kendimizi de sorguluyoruz şimdi. Çocuğun karşına bu tip mesele çıkınca işin içinden çıkamamış ve olay bu noktalara gelmiş. 12 yaşında bir çocuk kafasında doğru muhakemeleri yapıp, taşları doğru yerlere oturtamamış. Şiddetin üstesinden gelememiş. Korkmuş, ki bir yetişkin de korkar ve konuşamaz o çocuktan öyle bir tip gördüğüm kadarıyla.

Pazartesi bir çözüm süreci başlatmalılar. Bakalım neler olacak.
0
🌸old possum
(05.03.18)
Bir özel okuldan bahsediyorsak biraz kanıt ve sosyal medya adamların ipini çeker diye düşünüyorum. En hızlı çözüm yöntemi bu.
0
roket adam
(05.03.18)
(13)

Her öğünden sonra canınız çikolata ya da tatlı çekiyor mu?

japon askeri
Evetse yiyor musunuz yoksa kontrollü mü davranıyorsunuz?
Evetse yiyor musunuz yoksa kontrollü mü davranıyorsunuz?
0
japon askeri
(01.03.18)
evet tatlı çekiyor. kuru üzüm,kuru kayısı vs ile bastırmaya çalışıyorum. kesmezse 1 çay kaşığı bal da yerim. ama bu anlarda dilin altına 1 dilim bitter çikolata atmak en sağlıklısı.
0
MtKrt
(01.03.18)
Evet, çekiyor. Alışkanlıkla alakalı. Kimi dönem yemiyorum kimi dönem biraz daha serbest davranıyorum.
0
skooma
(01.03.18)
arsız bir FAT BOİ olarak ilginç bir şekilde meşrubat dışında canım hiç tatlı bir şey çekmiyor benim. çikolat, kurabiye, bisküvi vs. pek sevmem, çok nadiren isterim. haliyle yemiyorum ama canım çekse yerdim. iradem olsa zaten böyle olmazdım jsfks
0
der meister
(01.03.18)
Hicbir zaman cekmiyor, tatli cok nadir yerim.
0
crown
(01.03.18)
Hiç aklıma gelmez
0
all girls dream
(01.03.18)
Çekmez, genel olarak tatlıya düşkünlüğüm yok.
0
fotrsapka
(01.03.18)
Çok nadir.
0
acetaminophen
(01.03.18)
Bir zamanlar öğünde cok yemek yersem sonrasında kan şekerim normale dönsün ve çok tok hissetmeyeyim diye yiyordum.
Alışınca sonu kötü oluyor yalnız, kontrolü bırakmamak lazım.
0
yaraticinick
(01.03.18)
Bu bi döngü oluyor bende yersem hep çekiyor. Özellikle soğam sarımsal bol baharat filan varsa çok çekiyor. Ama bi noktada şekeri kesiyorum. 3-5güne o his geçiyor. Yersem hep istiyor, yemezsem unutuyorum. Arada sırada olayo bende pek işlemiyor.
0
red g
(01.03.18)
Sonra çekmez, yemekle çeker bazan, çoğu zaman yemem. Annem geçen cevizli tahin pekmez yapmış şu sıralar ondan alıyorum çatalın ucuyla.
0
i was made for you
(01.03.18)
Hayır, eskisi kadar tatlı sevmiyorum.
0
harvey
(01.03.18)
Evet günde 7-8 kere çekiyor ama yemiyorum :/ diyetteyim
0
O beni prenses peri sanıyor
(01.03.18)
Cekiyor, yemiyorum.
0
aychovsky
(02.03.18)
(6)

Istiklal marsi / saygi durusu

yarey
Evde yalnizken tv'den maç seyredeceksiniz ve mactan once istiklal marsi caliyolar.Ayaga kalkar misiniz? Tabii ki herkes istedigi gibi yapar ama bunun bir "kural"i Var mi yazilan veya yazilmayan?
Evde yalnizken tv'den maç seyredeceksiniz ve mactan once istiklal marsi caliyolar.

Ayaga kalkar misiniz?

Tabii ki herkes istedigi gibi yapar ama bunun bir "kural"i Var mi yazilan veya yazilmayan?
0
yarey
(01.03.18)
Kalkmam, kalkana da deli gözüyle bakarım.
0
doxanikee
(01.03.18)
yalnızken ayağa kalkmam ama saygı gösteririm. bacak bacak üstüne ise indiririm, yemek vs yiyorsam dururum. tuvalete falan girmem.
0
susadım çeşmeye varmaz olaydım
(01.03.18)
evet kuralı var. evde yalnızken televizyonda istiklal marşı çaldığında ayağa kalkmıyorsan 6 yıldan başlıyor cezası.
0
der meister
(01.03.18)
biz bunun geyiğini yapıyorduk yahu. ciddi gözle bakanlar varmış, utandım kendimden şimdik. :(
kalkmam ki.
0
thomson'un uzumlu keki
(01.03.18)
Ay ben çocukken kalkıyordum ayağa, baya hazırolda dikiliyordum. Gerçi ben çocukken TRT'nin kapanışında çalıyordu İstiklal Marşı, öyle eski zamanlar.
0
kobuzchu kiz
(01.03.18)
kobuzhu kiz + 1

Çocukken ben de evde saygı duruşuna geçiyordum. Bir de olayı iyice yanlış anlamışım, saygı duruşunda “Umarım Kabe’yi tutturmuşumdur” dye düşünüyordum. İlk önce Kabe’yi aramanın alakası olmadığını öğrencince gitti, sonra evde saygı duruşuna geçmeler. Şimdi bir şey yapmıyorum.
0
aychovsky
(01.03.18)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.