[]

gezmek-dolaşmak çok mu abartılıyor?

herkes her yere gitmiş zaten, ne pisa kaldı ne pattaya..Şahsen benim gitmediğim sınırlı sayıda ülke var.

Ne bu gezme sevdası? eyfel'de foto cektirince romantik pisa'yı elinde tutunca değişik mi oluyor insanlar? nedir yani? fotoğraflardan da görüyorsun oraları.


 
Yurtdisi gorme meraki bende de yok.

Sanirim atalardan gelen gocebe hayat sevdasi.
  • imelih  (13.03.18 21:19:55) 
aslında fotolardan seyretmek benim daha çok hoşuma gidiyor ama bu sefer de asosyal damgası yiyoruz. benim kıta kıta ülkelere ait sanal foto albümüm var.

ama birde şu var eşyalarını hazırlayıp evden gezmeye çıkmak onun lezzeti çok değişik.
  • for day to break  (13.03.18 21:20:32 ~ 21:21:52) 
Gunumuzde gezmenin(ozellikle yurtdisi) populerlesmesinin sebebi net instagram ve like acligidir.


  • japon askeri  (13.03.18 21:30:21) 
olay tabiki sidik yarışı ama bence fena bir şey değil. belki 1000'de 1'de olsa bir insan değişir başka gözle bakar hayata.


  • dedim dedim de kime dedim  (13.03.18 21:39:02) 
Dünyada minimum 193, kimilerine göre 206 ülke var. En az 150sine gitmediyseniz "gitmediğim sayılı ülke var" gibi cesur bir cümle kurmaniz pek hoş değil.

Ayrıca gezmekten güzel ne var şu dünyada? Eiffel kulesinin fotoğrafını görmekle kendisini görmek aynı şey değil. Ya da benim gibi farkli ülkelere ve insanların kültürlerine meraklıysanız onlari kendi şehirlerinde görmek harika bir his.

Hayatım boyunca en az 100 ülke görme hayalim var. Umarım başarabilirim
  • nundu  (13.03.18 21:44:54) 
bir şeyleri yapmaktan çok o şey'i yaptığını kanıtlamak daha önemli hale geldi toplumda bunun tezahürü tamamen.


  • biravekahve  (13.03.18 21:45:17) 
yurtdışı görmenin bir anlamı yok.

yurtdışını yaşamanın bir anlamı var.
adam havalimanından iniyor cuma 13.00'da, dönüyor salı 13.00'da. indin, pansiyona geldin, uyudun, uyandın.
oraya koştur, onu görmek için buraya koştur, bunu da gördüysen bilmem nereye koştur.


eee? senin gördüğün yer yurtdışı değil ki. koşturdun yalnızca.

işin anlamı anca 3-4 hafta konaklayınca olur. bir sabah kalkıp sokakta normal oranın bir sakiniymiş gibi dolaşacaksın. bir cafede oturup kahve içeceksin, hiçbir şey yapmayacaksın yani. biryere yetişmeye, bir tarihi eser görmeye çalışmayacaksın.

işin o zaman anlamı olur.
onu görüp fotoğraf çekicem, bunu görücem diyerek yurtdışı tatili yapılmaz. tv'de de var o kadarı.
  • tchuck  (13.03.18 22:07:16) 
Gezmek gerçekten değerli, ufuuk açıcı bir etkinlik ama 300 gezi bloğu, 700 instagram bilmemnesi, hepsi birbirinin aynısı “Ben gezdim. Bu da otostop çekmeden önce”lerden fenalık geldi. 4 arkadaşum bu “işe” girmiş. Hepsi birbirinin aynı. Bu işi bir tek Nas Daily’nin iyi yaptığını düşünüyorum. Adam gttiği yerlerde “Şurada şöyle sızdık, burada bunu yedim. Şununla tanıştık. İçtik, otostop çektik” gbi ayrıntıları biriktirmiyor; oradaki en ilginç, en dip köşe kültür parçasını ve insanları çıkarıyor. Örneğin, İsrail’de İbranice ve Arapça’yı birleştirerek yeni bir yazı fontu oluşturmuş kızı anlatıyor; zamanında protestolardan hapse girip Amerika’ya bir şekilde kaçıp orada zengin olan adamın Filistin’de Kardeş şehir tarzı bir toplu konut projesine girdiğini anlatıyor. Zanzibar’da çok eşli evliliğin nasıl yürüdüğünü anlatıyor. Turistlerin uğradığı yerler yanında, uğramadığı yerlere gidiyor. Daha doğrusu turistlerin gittiği yerlerde yerlilerin konuştuğu dilden konuşuyor. Gittiği yerde zaman zaman politik konuları deşiyor ve olabildiğince tarafsız anlatmaya çalışıyor. Her gün bir dakikalık videolar yayınlıyor. Bir videosu üzerine ortalama 10 saat çalıştığını söylemişti geçende.

Herkes gezebilse keşke, herkes dünyayı görebilse. Daha güzel ne var ama bunun herkes tarafından iş şekline dönüştürülmesi ve özellikle bunun için GoFundMe tarzı yerlerde para toplanması ya da dilenilmesi çok itici geliyor.

Bir de terelelli temcik bir entry’sinde şöyle diyordu: ne adamlar gördüm bir sene çinde yaşamış mesela; tek tespiti; -abi yemekleri çok kötü- oluyor. ne hayatı vasat görünen insanlar var; öyle bir keyif alıyor ki oturma odasını boyamaktan, insan onu tom sawyer sanıyor.

Bir de kişisel olarak “10 günde 7 şehir gezdim”leri anlamıyorum. Bir, bilemedin iki günde o şehrin ruhu anlaşılıyor mu? En küçük şehirde en az 4 gün geçirmeden şehrin ruhunu anlamıyorum ben.
  • aychovsky  (13.03.18 22:20:51 ~ 22:23:35) 
Ben de önceden çok heves ederdim yurtdışı gezmeye. Para biriktirip gideyim, iste 10 günde 5 ülke gezeyim falan. Geçtiğimiz yaz bir ülkede 1 ay kadar kalma sansim oldu. İyi ki de o parayı mümkün olduğunca çok şehir görmek için değil o ülkede 1 ay kalmak için ayirmisim. Çünkü ben ilk kez yurtdışına çıktım, ilk günler acayip hayal kırıklığı yaşadım. Bu muymuş dedim ya. Şehir işte. Binalar. Fotoğrafta görüyordum zaten. Bana ekstra bir zevk vermedi. Ama orda yaşamak, o şehri ve insanlarını yavaş yavaş tanımak inanılmaz bir keyifti. Şehre aşık olarak döndüm. Kıssadan hisse, şunu da gördüm, buraya da gittim demek için gidip bir şehirde 1 gün geçirmek bana çok anlamsız geliyor. Like merakı gibi cidden. "Burda da fotoğrafım olsun" e ne anladın şehirden? Milyar tane fotoğrafta milyar tane açıyla gordugun yapıyı canlı görmek ne kadar etkilemiş olabilir seni? Bilmiyorum bana abartılmış geliyor. Param olsa gider her yerde en az 3 hafta kalırım ama. Bu keyif verdi. Bide farkettim ki ben konforuna düşkün biriyim, gidip 10 kişiyle aynı odada kalarak, şehrin her imkanından mahrum kalarak gezmek bana göre değil. 3 ülke az görürüm tam görürüm. Bu tarz geziler bana fotoğraf gezisi gibi geliyor artık.


  • anneboleyn  (13.03.18 22:33:02) 
ben de gezmekten, dolaşmaktan nefret ederim. evden işe bile hep aynı yolu kullanırım. bilmem şu kadar ülkeye gitmeliyim bana şovenizm gibi geliyor.

netten görebildiğim yeri asla merak etmiyorum. ha insanları ederim o ayrı.
  • susadım çeşmeye varmaz olaydım  (13.03.18 22:47:09) 
Çünkü bu da tüketilebilir hale geldi. Geçtiğimiz yaz bir arkadaş 30 günde 26 ülkeyi gezdirdikleri bir tura katılmış. "Şimdi de Ukrayna düşünüyorum, sırf tik atmak için yani." diyor. Mesele deneyim değil, tüketim. O duvara asılan ve gidilen ülkelerin kazındığı haritalar da bunu gayet güzel özetliyor.


  • gmzo  (13.03.18 23:54:44) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.