[]

Kendimi Böcek gibi Hissediyorum

az önce instagram dan aynı işyerinde olduğumuz bir kızın profilini stalkladım. Kız çok güzel, bir kere beline kadar uzanan sarı saçları, iri mavi gözleri var. Türkiye'de sarışın mavi gözlüysen tamam zaten. Ben çirkin değilim belki, makyaj ve giyimle güzel oldğum söylenir, ama bu kız gibi çarpıcı güzel değilim işte. Kızın annesi üniversitede saygın bir prof, babası avukat. El bebek gül bebek büyütülmüş yani, belli. Özgüven ve mutluluk fışkırıyor gözlerinden. Kızın annesi 50'li yaşlarda ama kadında makyaj, bakım o biçim. Benimse annem ilkokul terk ev kaıdını, babam lise terk işçi . Özgüvenim iğdiş edilerek, değersizlik hissiyle büyütüldüm. Hala da şaşırırım bu şekilde büyümüşken geldiğim bu noktaya.

Kızın arkadaş çevresi dehşet. Yüzlerce binlerce arkadaşı var. Hani bir geyik vardır ya "güzel kızların kız arkadaşı olmaz, kızlar güzel kızları kıskanır" diye. Külliyen yalan. Güzel kızlarla en çok kızlar arkadaş olmak istiyor. Kızlar güzel kızlara çok değer veriyor. Kızın bütün fotolarının altında "bu ne güzellik, maşallah, harikasın, ölürüm sana " yorumları var hepsini de kızlar yazmış. Devamlı parti fotoları. Bense her haftasonu evde pineklerim. Bir tane arkadaşım yok. Sanırım lanetliyim. Hangi yeni sosyal ortama girsem "belki bu sefer arkadaş edinirim" umuduyla girerim, insanlarla muhabbet kurmaya çalışırım, insanlar da başta benle konuşsalar bile bir süre sonra uzaklaşırlar. Lanet var.

Bu kadar güzel bir kız, ailede şanslı, aşkta şanslı, sosyal hayatta şanslı. Bu kızla aynı konumdayız iş olarak, ama bu kız sosyal ilişkiler olarak da güçlü. Bütün genel müdürlerle arkadaş olmuş. Ben genel müdürlerin odasına girmeye çekinirken, suratlarına bakamazken, genel müdürle konuşurken heyecandan sesim tir tir titrerken, bu kızın sosyal becerileri o kadar yüksek ki demek, hepsiyle arkadaş olmuş, muhabbet kurmuş :( Kızın aşk hayatı da süper, kendisine aşık bir erkekle evli belli, adam çok yakışıklı değil, ama iyibir işi var, kızı seviyor, kız telli duvaklı gelin de olmuş. Hayatı dört dörtlük. Eksik aksak tek bir yön biler yok.

Kendimi kötü hissettim, paylaşmak istedim. Hata yapıyorum, şükretmek önemli ve ben hep şükür etmeye çalışırım. Ama bu duygular fışkırıyor içimden. Ben de bu kız gibi olmak isterdim gerçekten. Siz de böyle duygular hissediyor musunuz zaman zaman?Nasıl aşıyorsunuz?

 
Hissetme öyle neden hissediyorsun :) Ona göre artı birçok özelliğin vardır eminim fakat değersizlik duygusuna kapılmışsın. Aile eğitimi, yetiştirilme şekli vb o kadar önemli ki, insan hayatı boyunca taşıyor bunun etkisini.


  • msb  (25.03.18 22:04:41) 
Bakış açın yanlış bana göre. Birilerini yüksekte görüp de iç geçirmek, kıskanmak ya da gıpta etmeyi çok doğru bulmuyorum. Hekres kendi hayatını yaşar.

Kendin söylüyorsun aynı konumda çalışıyorum diye. O tepeden inmiş, sen belki cırmalayarak gelmişsin, bu seni gururlandıracağı yerde eğip bükmemeli.

Ayrıca sosyal beceriye sokayım. Evet. İnsan la, en iğrenç bi pislik ölüsü dirisi ayrı pis kokan, boktan boktan şeyler yiyen domuzdan hallice bir yaratıktan bahsediyoruz.

Aç bak çağının ve içinde bulunduğu toplumun önünde olan insanlara hiçbiri sosyal yönden çok mükemmel değildir. Ha bu her antisosyal hımbılı dahi yapmıyor ama sosyal olmak, sevilmek bilemiyorum. Beni sevmesinler zaten lan ben tiksiniyorum insanlardan.
  • bos gezenin bos ustasi  (25.03.18 22:05:22) 
@msb çok haklısın :( kişilik 2 yaşında oluşuyormuş. benim babam yozgatlı, annem çankırılı. kız evlat olduğum için ezilerek, baskıyla büyütüldüm. sindirildim. ailem bana özgüven kazandırmaya kasmadı. sonradan okul hayatımda çok akran zorbalığına uğradım. evet değersizlik hissim var. kendimi iyi ve güzel hiçbir şeye layık görmüyorum sanki. bilinçli yaptığım birşey değil bu, otomatikman oluyor :(


  • sucuklu yumurta  (25.03.18 22:07:34) 
@benaaymi, benim çekindiğim genel müdürlerle kız kanka muhabbeti yapıyor, teklifsizce arıyor, arkadaş oluyor. öyle bir özgüveni var. bense çok eziğim galiba :(


  • sucuklu yumurta  (25.03.18 22:10:08) 
benim annem de prof, babam da avukat olsaydı, üst düzey okumuş bir ailede büyüseydim ben de bu kız gibi olabilirdim.

ben nasıl büyüdüm ama anlatayım mı ? annem ilkokul terk ev kadını. 3-4 yaşlarındayken beni kucağına oturtur, "bak a..ndan kan gelirse hayatın mahvolur. a..dan kan gelirse hayatın söner. a..dan kan gelirse söyle bana" diye diye büyüttü !! yaşadığım travmayı anlatamam. 30 küsur yaşındayım karşı cinsle ilişkim olmadı, gönül ilişkisi de kuramıyorum, kabullendim evde kaldığımı. hayatım mahvedildi.
  • sucuklu yumurta  (25.03.18 22:13:02) 
Instagram kullanmayın. Kendinize karşı acımasız olmayın. Hiçbir hayat dışarıdan göründüğü gibi mükkemmel değil. İyi yönlerinizi düsünün.


  • Amaranta ursula  (25.03.18 22:15:17) 
güzellik veya iyi bir fiziksel yapı aynı zamanda iyi bir referans maalesef. fakat bu gerçekliği değiştirmek güç. bakıp bakıp iç geçirmenin de manası yok. özellikle sosyal medya platformlarının bu konuda yanıltıcı olduğunu düşünüyorum. orada insanların, sadece mutlu anları görüyorsun ya da onların görmesini istediği şeyleri görüyorsun. onun dışında arkadaş olayı belli bir yaştan sonra cidden zor fakat belli de olmaz güzel şeyler birdenbire olur derler değil mi ?


  • biravekahve  (25.03.18 22:16:21) 
valla olabilir daha süperleri de olabilir bunda sıkıntı yapacak bir şey yok,
kendi durumunuzla onu kıyaslamaktan vazgeçin başka insanları referans alırsanız daima mutsuz olursunuz.

  • basond  (25.03.18 22:21:23) 
şu yazdığından bile sorunun yalnızca senden kaynaklı olduğu o kadar anlaşılıyor ki... 23 yaşındayım, hiçbir yerim tutmuyor, dombilinin tekiyim, param pulum da yok ama o kızdan daha özgüvenli olabilirim sjsjfs. nasıl aşıyorsunuz kısmına cevap vereyim kendimce,

en başta kendi değerini yaratman ve kendini insanlarla kıyaslamaktan vazgeçmen lazım. bu hayat senin. mutluluğunu başkalarının tayin etmesine izin verme. tabii ki sosyal varlıklar olarak belirli çevrelerle iletişim kuruyoruz, onların yaşamlarından veya davranışlarından etkileniyoruz ki bunda yanlış olan hiçbir şey yok ama ipleri tamamen onların eline bırakırsak asla mutlu olamayız. böyle bir dünya yok. mutluluğu kontrol edebileceğin, yönlendirebileceğin, bir birey olarak tayin edebileceğin şeylerle bulman lazım. uzun lafın kısası kendine bakman, kendinle mutlu veya mutsuz olman gerekiyor.

benim annem de ilkokul mezunu ve ben annemle gurur duyuyorum. saygın bir profesör olsa çok daha fazla gurur duyardım belki de, kendimi daha güçlü hissederdim ama sonuç olarak ben kendi yaptığım her işte, kendi attığım her adımda daha iyi hissediyorum. ilkokul mezunu kadının yetiştirdiği çocuk olarak üniversite okuyorum mesela. bundan 12 sene sonra belki ilkokul mezunu kadının çocuğu olarak profesör olacağım. neden başkasının annesi profesör olduğu için ezilmem gereksin ki? aksine, bundan güç alırım; benim annem ilkokul mezunuysa eğer, kendi çocuğumun annesi bir tık daha eğitimli olsun diye uğraşırım, eğer illaki bunu sorun edeceksem. bu konularda pozitif düşünmek, olumlu tarafından ve değiştirilebilecek kısımlara yaklaşmak gerekiyor. "NİYE İLKOKUL MEZUNUSUN LAN" diye annemi sopayla dövebilirim ama bu sadece bizi mutsuz eder.

hadi annen hem ilkokul mezunu hem de ultra cahil, insan içine birlikte çıkmaktan utanacağın biri olsun, öyle varsayalım... yine sorun değil. anneni sen seçmedin. sevmiyorsan, iyi anlaşmıyorsanız, pekala arana mesafe koyup da kendi hayatına devam edebilirsin. bu biraz yurtdışında türkiye'yi gömmeye benziyor: unutma ki annesini, ülkesini, etrafındakileri küçümseyen insan başkalarına daha karizmatik ve büyük görünmez. aksine, "çıktığı deliği beğenmiyor" diye ayıplarlar, başkalarının üzerine basarak yükselmeye çalışan ezik ve zayıf karakterli biri olduğun düşünülür.

kızın hayatına bu kadar takılman ise tam anlamıyla facia. yahu onun pırıl pırıl bir hayatının olması seni niye üzüyor, manyak mısın affedersin? bak işte ne güzel, etrafında mutlu ve özgüvenli birisi var. demek ki böyle şeyler olabiliyormuş. illa bir şey yapacaksan bundan güç almaya çalışsana. çirkin hissediyorsan spor yap, kendine değer ver. hem fiziksel hem mental olarak geliştir kendini. keyif aldığın şeylerle ilgilen, kendini iyi ve değerli hisset. gerçek şu ki dünyanın her yerinde, her an çok sayıda mutlu ve mutsuz insan var, olmaya devam edecek. bunları düşünerek, bunları takip ederek hayat yaşanmaz.

bence sorunun sosyal medya bağımlılığı. insanların fotoğraflarına, mutluluklarına bakıp da depresyona girmenin başka sağlıklı bir açıklaması yok benim gözümde. insanlara bakma, kendi hayatını yaşa. sen kendine değer verirsen, insanların da sana değer verme ve seni "adamdan sayma" ihtimali aynı ölçüde artar. herhangi bir insandan daha değerli veya değersiz değilsin, bunun belirleyicisi büyük ölçüde senin yaşamın ve tavırların. çok donanımlı, çok zeki olup evden çıkmayan birisi "arkadaşım yok" diye ağlayıp kendini değersiz hissedebilecekken; seviye olarak o kişinin yarısı dahi olmayan birisi çok güzel arkadaşlıklara sahip olabilir. benzer şekilde, senin o çok iyi sandığın arkadaşlar özünde pek iyi de olmayabilirler...

hiçbir şey siyah veya beyaz değil. insan hayatı 1 ve 0'lardan oluşmuyor. kendine bu kadar yüklenme. sosyal becerilerin zayıf olabilir. güzel olmayabilirsin. bunlar sorun değil. sorun bunları belirleme yetkisini insanlara vermende. tabii ki birisi iltifat edince iyi hissedersin, tabii ki sevgilin olunca daha özgüvenli olursun vs. ama hayatını ve güzelliğini başkalarının sözüne bağlama tamamen. çünkü birisi güzel buluyorsa birisi çirkin bulacak. bu şekilde mutlu olmak imkansız.

böyle yaşanmaz. başka birisi gibi olmayı isteme, hoşuna gidiyorsa eğer sen kendinden o kızı yarat. ben açıkçası en özgüvensiz ve iğrenç hissettiğim zamanda bile başkası olmayı istemedim. iyi olacaksam kendi halimle iyi olayım. gerisi hikaye.
  • der meister  (25.03.18 22:21:32) 
peki neden hiç şöyle düşünmüyorsun? o kız bütün bu özgüvenine rağmen, bütün bu aile yapısına rağmen seninle aynı konumda? hatta şöyle diyelim, sen o beğenmediğin kendine rağmen o özgüvenli kızla aynı konumdasın. sen çok daha iyisin!! sadece görmen lazım.


  • mehmed resad  (25.03.18 22:30:48) 
Onun üzerinden kendi mutsuzluğunu görüyorsun. Sevgilin olsa, çok sevdiğin arkadaşların bulunsa, hobilerinle mutlu olsan o kadını gözünde bu kadar büyütmezsin. Hayatı tek kişiye indirgemenin hiçbir faydası yok. Her zaman için bizden daha güzeli, zengini, mutlusu var. Bu durumu kabullenmek lazım.

Ailemiz çok farklı değil. Anadolu insanında sana yapılan baskı olağanlaşmış artık. Evet, suçun büyük çoğunluğu ailende ama kendini bu işin içinden sıyıramazsın. Bir şekilde tutunmak zorundasın.

Kendine aksiyon yaratmıyorsun gibi geldi bana. Arkadaş edinemediğini söylemişsin ama edinmek için pek bir şey yaptığını sanmıyorum. Evde pineklemenin tadı ayrıdır fakat harekete geç biraz da.
  • cikmaz sokaktan cikagelen cocuk  (25.03.18 22:43:36) 
ya iyi de kızın hayatında tek bir aksak olmadığını nereden biliyorsun. instagram'a aksak yönlerini koyacak eğil ya?

ayrıca kişilik iki yaşında oluşuyor diye bir şey yok. karakterimizde çevremizin etkisi olsa ben insanın kendini var ettiğine inanıyorum. şu anki hayatını beğenmiyorsan içinde olmak istediğin hayat için çabala. partiye mi gitmek istiyorsun? git. bir kere arkadaş bulmazsın iki kere bulamazsın 15.'de bulursun..

bu kadar drama yaratılacak bir durum yok bence.
  • playing star again  (25.03.18 22:52:03 ~ 22:52:54) 
Maşallah ya, kimmiş o kız? Ben ilkokuldayken aşık olduğum kız, en yakın arkadaşımı seviyordu. Çocuk da sarışın, mavi gözlü falan. Keşke ben de o çocuk gibi olsam diyordum o zamanlar. En yakın arkadaşıma özeniyordum yani. Sonra ortaokula doğru benim boyum falan uzadı. Okulun en çalışkan, hatta en güzel kızlarından biriyle sevgili oldum. Sonra başka birine özenmenin kendimizi harcamaktan başka bir işe yaramadığını fark ettim. Sen o kız olsaydın eğer, kendinden vazgeçmiş olacaktın teorik olarak. Kendini az da olsa seven bir insan kendinden asla vazgeçmez. Ben de kendimi vazgeçilecek biri olarak görmüyorum. Ben zaten başkası olsaydım, ben diye bir şey olmazdı.


  • dissendium  (25.03.18 22:53:47) 
Agustos ayinda hayatimin en zor donemlerinden birindeydim. Aslinda o kadar zor donemlerinden birinde degildim ama uykusuzdum, yorgunluktan geberiyordum. Bir enerji icecegi bulmustum, hayatima onunla devam ediyordum. Ictigim icecegim anksiyete ve depresyon gibi yan etkileri oldugunu bilmiyordum. Zaten zorlu bir donemde enerji icecegi diyetiyle kendimi daha manyak hale getirdim ve her seye aglar hale geldim. Hatta, bazi gunler buldugum nadir bos zamanda yatagin tepesinde tavana bakip agliyordum. Yine boyle bir zamanda universiteden bir arkadasimi Facebook'ta gordum. Kiz Almanya'ya tasinmis ailesiyle, deli gibi para kazaniyor ve ustune de Maldivlere bir ay tatile gitmis. Oyle mutlu guluyordu ki kiz, o mutlulugu gorunce aglamaya basladim. Hayatima lanet ettim, "Bu kadar ugrastim, bunun icin miydi" diye kendimi dagittim. Bir de bu kiz universitede hic kimsenin sevmedigi, herkesin kavgali oldugu bir kiz olunca iyice "Tamam, ilahi adalet yok da, bu kadar mi yok" diye aglamaya basladim.

Bir hafta sonra kalp carpintilarim siklasinca, "Bir de bunlarin ustune olmek uzere miyim" diye iyice bir sinir geldi. Meger bu gozyaslari ve moral bozukluklari cogunlukla enerji icecegi kaynakliymis ve icmeyi birakinca 3-4 gun sonra kendime geldim. Aglamalar durdu, moral yine bozuktu ama rahatsiz edecek kadar degil. Psikiyatra gittim "Bir hafta once sana ilac yazacagimdan emindim ama ilaca ihtiyacin yok. Kimyasallara karsi cok hassassin demek ki" dedi. Maldivler'deki arkadasin fotografini yine gordum. Aglayasim gelmedi amaititaf edeyim, icimden bir Sezercik dikip "Bi gun ben de yiycem o sekeyleyden, ben de goyucem Maldiv'leyi" deyiverdi. Sonra da Ekim sonuna kadar arkadakasi da, Maldivleri de unuttum.

Ekim sonunda Facebook'ta arkadasimin cok guzel, kocaman gulen bir fotografini gordum. Kocasi altina "Melek yuzlu sevgilim, melek oldun gittin" yazmis. Meger arkadasim 4 yildir bir hastalikla bogusuyormus ve o tatil son tatiliymis. O zaman anladim ki, kizin bu kadar buyuk gulmesinin sebebi yakinda olecegini bilmesi ve kalan zamanini en iyi sekilde gecirmeye calismasiymis. Bir kere daha kafama dank etti ki, ne diledigine dikkat etmek gerekiyormus. Boyle seyleri zaten biliyoruz ama boyle zamanlarda hatirliyoruz ve dank ediyor kafamiza.

Simdi burada "O zengin olabilir ama yarin da olebilir. Isteme oyle seyler" demeyecegim, cok sacma ama buradan cikarilacak bir iki ders var.

1. Kimsenin icini, hayatini, vb. bilemezsin. Mutluluk hicbir derdin olmamasi, hayatin kolay gecmesi degil. Sadece sen gozunde ideallestiriyorsun. Sosyal medyadaki iki fotograftan kizin hayatini bilemeyiz, kimse bilemez.

2. Hayat dedigimiz sey asiri kaygan. Hatta, Monte Kristo'nun dedigi gibi "Hayat bir fırtınadır, genç arkadaşım. Tam güneşin tadını çıkartırken, bir de bakmışsın ki kayalıklardan aşağı düşmüşsün". Obur gun yine gunesin tadini cikarabilirsin. Su haldeyken piyango sana cikar, istediklerinin cogunu elde edersin ve bugunku dertlerin kucuk gorunur. Yine su anda doktorun biri "Su kadar omrun kaldi" der, pesinden "Niye bu kadar uzdum kendimi" dersin. Bu kontrol edebilecegin degil, sadece kabul edebilecegin bir sey.

3. Baskasinin sahip oldugu bir seyi istemekte sorun yok ama baskasinin yerinde olmayi istemekte sorun var.

4. Ilk zamanlar ben de sucu "Ama ben boyle yetistirildim"e bagladim ama durum su ki, icinde bulundugun durumun (eger travmatik bir olay olmadiysa) sadece ve sadece seninle ilgisi var. Icinde bulundugun duruma "Ama bana boyle ettiler", "Ama ben boyle dogmadim ki" diye bahanelerle isyan etmek sana hicbir sey kazandirmayacak ve %100 dogru da degil. Sorumlulugunu al, "Ben hayatimin icine ettim" de ve baslangic noktani burasi belirleyip "Tamam, simdi ne yapayim" diye ilerle. "Insanlar benimle konusmuyor" degil, "Ben baska biri olsam kendimle gelip konusur muydum? Neden konusurdum, neden konusmazdim" diye bakmak onemli. Belki yanlis ortamdasin, belki kendini sevmiyorsun, belki de baska bir sey. Eseleye eseleye nedenlerini bulabilirsin. Sorun sensin, uzaklarda arama sorunu. Bunlarin sosyal adaletle ilgisi var ama mutlulukla yok.

5. Bu daha da kisisel bir not. Sukretmek ne kadar guzel olsa da ben sicak bakmiyorum. Cunku, cok tek tarafli ve acikcasi bana bencilce geliyor. Senden kotu durumdaki birine bakip "Oh, hele sukur soyle degilim" demek cok asagilayici geliyor. Illa bir kisi olmak zorunda degil, "Oh, hele sukur ki isim var" gibi bir sey soylerken aslinda bircok issizi asagiladigimizi dusunuyorum. Ayni sekilde, birileri de bizim durumumuza bakip "Oh, iyi ki bunun gibi degilim" diyordur eminim ki. Yani, atiyorum, o kizin sana bakip "Sukur ki ev hanimi ve isci kizi degilim" demesi hosuna gider mi? Yani, bircok insanda sukur iyi isleyen bir mekanizma, Iyi hissettiriyorsa ne guzel ama beni bencil ve dusuncesiz hissettiriyor sukretmek. Benim icin dogru olan "Oh,suyum buyum yerinde" degil; "Benimki yerindeyken, bununki neden degil" diye sormakta, sukretmenin de bunu engelledigini dusunuyorum. Yine de, bu fazla kisisel oldu. Eger sukretmek mutlu hissettiriyorsa, ne guzel.

6. Sorun sensin dedim ama bu elinde tuttugun keskin kilicin ucunu sana dondurmesin. Kendine adaletli davranmak apayri bir ust mekanizma, bunun altinda kendini sevmek var. Kendini sevmeyen kisi kendisine adaletli de davranamaz. Daha dogrusu soyle acayim. Kendine iyi davranmak, kendini sevmek kendini elestirmeye engel degil ama Maslow hiyerarsisi gibi dusun. Kendini sevmeden acimasizca elestirme. Ozetle, kendini yargilama, kendini dinle ve anla. "Dusene bir de ben vurayim" misali, hem dusen hem de dusene (kendine) vuran olma.

7. Bunu simdi yazmam ayip gerci ama isin gucun yerindeyse mutlaka profesyonel yardima basvur. Dinamik psikoterapiyi dusun. Bazen bu bataklik icinden kendi kendimize cikabilecegimiz kadar sig olmuyor.
  • aychovsky  (25.03.18 23:17:11 ~ 23:29:44) 
benim annem babam mühendis ve doktor, ama bunun ailenin mesleğiyle ilgisi olduğunu düşünmüyorum. kuzenimin babası sarhoş, ayyaş bi taksici, annesi ev kadını mesela ve öyle iyi bi kadın da değil, olaysız günleri yok. ama benden daha mutlu ve başarılı. instagramı da öyle.

bence üstündeki bu kötü düşünceyi at. biraz daha konuşkan girişgen ol. kendi hayatında değiştirmek istediğin şeyler varsa değiştir.
bir de ben başka okulda devam ettim yüksek lisansa, hocalarla konuşuyorum. bana dediler ki nasıl hocayla samimi oldun, biz kaç yıllık öğrencisiyiz, korkuyoruz. yani o kişiyi sen niye gözünde büyütüyosun ki? herkes değerli, onlara saygılı olup önemsedikten, kandırmadıktan sonra muhabbet zaten geliyo.

bir de betül mardin örneği var mesela. youtube tan izlemeni öneririm.
  • wishmaythşngs  (25.03.18 23:27:33 ~ 23:42:29) 
----- spoiler ----

ben nasıl büyüdüm ama anlatayım mı ? annem ilkokul terk ev kadını. 3-4 yaşlarındayken beni kucağına oturtur, "bak a..ndan kan gelirse hayatın mahvolur. a..dan kan gelirse hayatın söner. a..dan kan gelirse söyle bana" diye diye büyüttü !! yaşadığım travmayı anlatamam. 30 küsur yaşındayım karşı cinsle ilişkim olmadı, gönül ilişkisi de kuramıyorum, kabullendim evde kaldığımı. hayatım mahvedildi.

----- spoiler ----

insanları karşılaştırmayı sevmem ama o kızın anası avukat babası prof ve bu anlattıklarına rağmen ikiniz de aynı konumdasınız?

burada aslında senin ciddi bir başarın var. gazlamak için yazmıyorum. hayatta her insanın bir diğerinden muhakkak artıları oluyor. her birimiz farklıyız. ama yaşadığımız dönem tek tip bir insanı idealleştiriyor, herkes de onu olmaya çalışyıor.

orta çağ tablolarında mesela kadınlar hep -günümüz değerlerine göre- bıngıl bıngıl kilolu, basenleri geniş, memeleri küçük v.s. o zamanın güzellik anlayışı o çünkü. sarışınların güzel kabul edilmesi de bizim dönemimize has bir olgu.

anlattığın kız bana hiç çekici gelmedi mesela. müthiş güzel olsa bile instagram'ı yoğun kullanan, habire gittiği partileri v.s. falan paylaşan birine hayatta aşık olmazdım ben. (ha muhafazakar falan değilim aman ha:))

otur bir fight club izle bacım. 1984, fahrenheit 451, demir ökçe v.s sistem eleştirisi yapan şeyleri okumaya izlemeye takip etmeye çalış. bu döngünün içine fazlasıyla girmişsin ve dışına çıkamıyorsun, o yüzden alternatif bir hayat bile hayal edemiyorsun.

ergenlik dönemi kahramanlarımdan kurt d. cobain'in de dediği gibi, "hayal ettiğin insanı olmaya çalışmak, içindeki insanı öldürmektir"
  • makbur  (25.03.18 23:55:28) 
1. yanlış: kıskançlık, başkalarına kendini kıyaslayıp gereksiz bir tüketim kafa yapısına giriyorsun.
2. yanlış: ilgi görmediğini düşünüp ilgi aramaya buraya geliyorsun.
3. yanlış: 'Özgüvenim iğdiş edilerek, değersizlik hissiyle büyütüldüm.' bilmediğin, anlamsız benzetmeler kullanıyorsun.
4. yanlış: kendince 'gözlem' yapıp hikayeler yazıyorsun.
5. yanlış: iyiyi ve kötüyü gereksiz yere abartıyorsun.
6. yanlış: hayattan beklentilerin basit ve davranışların beklentilerinle derin biçimde çelişkili.

Ben böyle duygular hissetmiyorum, başka duygularım var.
Böyle duygular içerisinde olsam olgunlaşmaya çalışırdım.
Olgunlaşmak = deneyim sahibi olmak demek.
Deneyim = yanlışlardan öğrenmek demek.
  • idexo  (26.03.18 00:13:01) 
benim babam ve annem lise mezunu. babam işçi emeklisi. hayatım boyunca çalışmakla kazanamayacağımı düşündüğüm bir miktarda maaş alıyor, işini seviyor-du, hala iş arkadaşlarıyla görüşüyor ve çalışma saatleri de çok iyiydi. ona baktığım zaman boşuna okumuşum gibi hissediyorum. asgariden öteye zor gidebildim. artık onu da alamıyorum. lise, üniversite mezuniyetine bakmıyor bu işler. gerçekten kızı bu kadar dert ediyorsan instagram'ı kapat. benzer sebeplerle facebook'u kapattım, 6 ay oldu. twitter zaten kullanmıyorum. ne kadar fazla hesap, o kadar toksik his benim için. kapattığımdan beri enerjim yerine geldi.


  • nice tnetennba  (26.03.18 00:13:56) 
ya sen arada böyle duyurular açıyorsun. gerçekten depresyondaysan psikolojik yardım al. eğer değilsen de ilgi çekmek için mi yapıyorsun yoksa içten içe acı çekmekten mi hoşlanıyorsun anlamadım. diğer duyurularından da yola çıkarak söylüyorum ki, bir insan kendinden bu kadar nefret edemez bence. daha önceki duyurularında da birçok insan yardımcı olmaya çalışmıştı ama sen hiçbir şey yapmayıp paso burada duyuru açıyorsun, olmuyor.

profesyonel yardım almadan düzelemezsin. bir an önce yap bunu.
  • dedimmidemedimmi  (26.03.18 11:50:13) 
kaç yaşındasın bilmiyorum ama bunu kabullenmen ve öyle yaşaman gerekiyor. bazıları mükemmel hayata doğuyor, bazıları doğmuyor. bazıları çok şanslı oluyor, bazıları çok şanssız oluyor. senin elinden gelen sahip olduğun hayatı en iyi şekilde yaşamak.

bu arada instagram tamamen gösteriş dünyası.
  • xvyz  (26.03.18 12:26:28) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.