Giriş
(14)

Sevgiliniz olmayan biriyle iliski

basubadelmevt
Bu olaya nasıl bakıyorsunuz? Sizce mümkün degil mi? One night stand veya fuckbuddy olayına nasıl bakıyorsunuz? Not: Lütfen gönül isi yapma moderasyon, gönül isi degil. Kimse görmüyor öyle yapınca:(
Bu olaya nasıl bakıyorsunuz? Sizce mümkün degil mi? One night stand veya fuckbuddy olayına nasıl bakıyorsunuz?

Not: Lütfen gönül isi yapma moderasyon, gönül isi degil. Kimse görmüyor öyle yapınca:(
0
basubadelmevt
(05.10.16)
karşındakine aksini söylemediğin ve beklentiye sokup mağdur etmediğin sürece herkes istediği her şeyi yaşayabilir diye bakıyorum.
0
dahili meddah
(05.10.16)
bana göre değil ama yapanı da anlarım, seks için millet eşeğe falan saldırıyo yani yerine göre.
0
der meister
(05.10.16)
doğaçlama olarak gelişmedikçe bana "kim uğraşacak şimdi" tadında görünüyor. sosyallik gerektiriyor sonuçta, gezmek, tozmak, barlara gitmek bla bla. bunları normalde zaten yapmadığım için (çok çok gerekmedikçe hani) sırf bu konu için yapasım gelmiyor asla. normal bir ilişkiyi yürütmeyi buna tercih ederim. onun artıları daha çok ne de olsa.
0
matrix
(05.10.16)
Eğer seks uyumu güzelse bir ilişkiden daha güzel buluyorum. Zaten uyum yoksa konuşmaya devam etmek yersiz. Buradan yaşadıklarım oldu, bir çoğu normal sevgililerimden daha unutulmaz anlar oldu benim için.
0
gozu acik sevisen yahudi
(05.10.16)
valla benim öyle biriyle bikaç ay süren saçma sapan bi ilişkim olmuştu, ilişki de değildi ama. ben aşırı hoşlanıyordum o da sürekli yarım ağız konuşuyordu uyuz oldum, konuşmayı kestim. :d
0
nice tnetennba
(05.10.16)
Şu an tam aradığım ilişki türü fakat koca İstanbul'da aradığımı bulamadım henüz.

Sevgililik ve ötesi şu an için bana fazla ağır geliyor, tek gecelik olur veya çok gecelik olur (böylesini tercih ederim) ilişki çok daha mantıklı gözümde.
0
chicha
(05.10.16)
Bana denk gelmedi hiç ama kötü de bakmıyorum. Açıkçası, yargılayacağım tek şey bir tarafın rızasının olmaması. İster tek gecelik yanımadığı kişilerle tren yapsınlar, ister bunu her gece başka kişilerle yapsınlar. Şu anda bir arayışım yok ama eldeki durum böyleyse, yapabilirim.
0
aychovsky
(05.10.16)
Hiç sevgilim olmayan biriyle sevişmedim. Düşündüğümde yalnızca bir yerde yanımda dans eden, ya da bir kaç kere gördüğüm, hakkında hiçbir şey bilmediğim, tanık olmadığım, bir fikir ve his kurmadığım bir adamı ya da sanal bir mecrada tanıdığım yabancı bir adamı ereksiyon halinde görsem muhtemelen gülmem gelir. Bağlamından kopmuş bir penis çok anlamsız :D Durum tek başına benim için çok absürt.

Neler bildiğini, zekasını, neler yaşadığını, onları nasıl yorumladığını, işini nasıl yaptığını, insanlarla ilişkisini, tavırlarını, karakterini, huylarını, alışkanlıklarını bildiğim, esprilerini, belirli şeyleri nasıl yaptığını bildiğim, bunların bütünüyle çok hoşuma giden bir adamın beni yine tam halimle arzulaması, benimle sevişmesinin vereceği heyecan ve zevk paha biçilemez.
0
shadowcat
(05.10.16)
Mümkün tabii, bu konuda herhangi olumsuz bir düşüncem yok ama ben bunu asla yapamıyorum. Yapabilmeyi çok isterdim açıkçası ama birini sevmeden zinhar moda giremiyorum. Hadi sevmek demeyelim de en azından dış görünüşünü delice beğenmem ve hafiften hoşlantı hissetmem şart.
0
köstebek kurabiye
(05.10.16)
yapabilmeyi isterdim + 1

hoşlanmadığım erkek benim için tahrik edici bir unsur bile değil. aşırı bir çekim varsa o ayrı tabii. bana göre değil sanırım.....
0
yuvarlanantencereninkapagi
(05.10.16)
eğer duygu, his olayı problem değilse, çok rahat yapılabilecek bir olay. beklentiye bağlı. ihtiyacımı göreyim şeklinde bakanlar var dinliyorum mesela kız/erkek böyle hikayeler. genelde herkes memnun duruyor.
0
tiredpanda
(05.10.16)
geçen senelerde mantıklı gelirdi. özellikle fwb olayına çok sıcak bakardım. bir süredir ilişki sahibiyim ve artık çok çirkin bir davranış gibi geliyor bu. cinsi ihtiyçları karşılamak için yapılan münasebetler bana hayvansı geliyor.
0
dahinnotha
(05.10.16)
mumkun tabii ki, taraflar birbirini kandirmadiktan sonra isteyen istedigiyle sevissin. daha cok daha rahat sevisebilen bir toplum olsaydik bazi seyler cok daha guzel olurdu ulkede.
0
kassiopeia
(06.10.16)
En sevdiğim.
0
arnold schwarzeneger
(06.10.16)
(2)

çok saçma ama aynı zamanda da mantıklı bir sorum var

kurnaz
şimdi bu eski zamanlarda bolca kıtlık dönemleri olmuş hatta ve hatta yakın dönemde de var.dünyanın her yerinde zaman zaman olan bir şey bu. bir çok nedeni var bunları biliyorum.ama anlayamadığım bu kıtlık sırasında denize kıyısı olan yerler neden balık tutmamışlar? mesela ada bölgeler ve okyanusa kı
şimdi bu eski zamanlarda bolca kıtlık dönemleri olmuş hatta ve hatta yakın dönemde de var.

dünyanın her yerinde zaman zaman olan bir şey bu. bir çok nedeni var bunları biliyorum.

ama anlayamadığım bu kıtlık sırasında denize kıyısı olan yerler neden balık tutmamışlar? mesela ada bölgeler ve okyanusa kıyısı olan yerlerde ciddi anlamda az etkilenilmesi gerek sanki.

balıkta da bir kıtlık oluyor mu o zamanlarda?
0
kurnaz
(02.10.16)
ben de merak ettim ve biraz bakayım dedim. Şurada anlatılanlara göre;
goo.gl
İrlanda'daki patateslerde olan hastalık sonucu büyük kıtlık için Sebepler başlığına çok şey yazmışlar da sorunun cevabı özellikle şurası gibi,

"Potato dependency
The potato was introduced to Ireland as a garden crop of the gentry. By the late 17th century, it had become widespread as a supplementary rather than a principal food because the main diet still revolved around butter, milk, and grain products. However, in the first two decades of the 18th century, it became a base food of the poor, especially in winter.[21] Furthermore, a disproportionate share of the potatoes grown in Ireland were of a single variety, the Irish Lumper.[22] The expansion of the economy between 1760 and 1815 saw the potato make inroads into the diet of the people and become a staple food year round for farmers.[23]...."

Yani özetle çok temel bir gıda maddesi, fakir ve çiftçi halkın özellikle de kışın birkaç gıdasından biri.

edit: İrlanda başlığında da şöyle bir şey yazıyor.
Hayvancılık[değiştir | kaynağı değiştir]
Topraklarının yaklaşık üçte ikisi çayırlık ve meralardan meydana geldiği için hayvancılık çok gelişmiştir. Yılın on ayında hayvanlar otlaklarda otlayabilir. Sığır yetiştiriciliği hayvancılıkta başta gelir. Dağlık bölgelerde ve cılız otlaklarda koyun yetiştiriciliği yapılır. Koşum hayvanı olarak at beslenir. Dört tarafı denizlerle çevrili olmasına rağmen İrlanda’da balıkçılık çok gelişmemiştir. 1977’de Balıkçılık Bakanlığının kurulmasıyla bir sanâyi hâlini almıştır.
0
senolll
(02.10.16)
senolll güzel araltırmış

Bir de hangisiydi hatırlamıyorum. Bir Doğu Asya ülkesinin kıtlığıydı. Günah, ayıp diye avlamamışlar.
0
aychovsky
(02.10.16)
(19)

boğaziçi köprüsü'nün yeni adından memnun musunuz

istanbul kanatlarimin altinda
merhababen istanbul'un belki de en büyük simgesi haline gelmiş yapılardan biri olan boğaziçi köprüsü'nün adının değişmemesi gerektiğini düşünen bir istanbul sakiniyim. bu konuda vatandaşların çoğunluğu da böyle düşünüyorsa bu tepkimizi belirtmeliyiz bence. aklıma legal yollardan yapılabilecek birkaç
merhaba

ben istanbul'un belki de en büyük simgesi haline gelmiş yapılardan biri olan boğaziçi köprüsü'nün adının değişmemesi gerektiğini düşünen bir istanbul sakiniyim. bu konuda vatandaşların çoğunluğu da böyle düşünüyorsa bu tepkimizi belirtmeliyiz bence. aklıma legal yollardan yapılabilecek birkaç şey geliyor. sizin de eminim fikirleriniz vardır. ama önce gerçekten çoğunluk eski adı geri istiyor mu, yoksa köprünün adı fil köprüsü olsa da vatandaşın umurunda değil mi, ya da 15 t.ş.k. adı genel olarak beğeniliyor mu bunu merak ediyorum.

kişisel yorumlarınızı söyledikten sonra çevrenizdeki insanlardan duyduğunuz yorumları da söylerseniz sevinirim.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(30.09.16)
Ben hala Boğaziçi diyorum.

Edit: Şehitlere sonsuz saygım var, ben iktidarın onları yaşatma tarzını beğenmiyorum. Yeni yapılara bu şekilde isimler verilebilir, ancak ülkenin tamamına mal olmuş yapıların, meydanların adlarına dokunulması anlamsız.
0
dissendium
(30.09.16)
hayır tabi ki. gayet rezil bir isim.
0
nothing in my way
(30.09.16)
ben de antakya sakini olarak bu adın öylece kalması taraftarıyım. hatta olaganüstü halin 3 ay uzatılmasından öte evden dışarı çıkar çıkmaz etkisinin hissedilmesini istiyorum. nasıl hak ettiysek öyle yönetiliriz. -o halde- sorun yok.
0
1adam
(30.09.16)
aptallık. her bokun adına 15 temmuz eklemişler. kızılay meydanının bile adı 15 temmuz demokrasi tırıvı olmuş.
0
doxanikee
(30.09.16)
Yılların köprü ismini meydan dokak ismini değiştirilmedine uyuz oluyorum. Yeni yaptığına koy bu ismi de..,
0
ifo
(30.09.16)
Nope, memnun değilim. Daha doğrusu manasız geliyor. Can kaybını engellemek için tek bir cümle bile yetebilirken şimdi ölümleri bu şekilde anmak, posterler yapıp metrolara asmak vb. bence komik.
0
kaymaktutmayansicaksut
(30.09.16)
bu vakitten sonra o köprünün adı rte köprüsü bile olsa herkes 1. köprü yada boğaz köprüsü demeye devam edecek. o yüzden çok önemsemiyorum.
0
nrmnm
(30.09.16)
Değilim, Boğaziçi diyorum. İsim değiştirmeyi çok gereksiz ve zorlama buluyorum.
0
aychovsky
(30.09.16)
çoğu insan hala 1.köprüyü ya da boğaziçini kullanıyor. ben 1.köprüyü hiç kullanmazdım, boğaziçi derdim. bir de isim vermeler bana göre amaca uygun değil.
0
eksisozluk kullanici sozlesmesini okudum
(30.09.16)
Memnun degilim. Ama illa ki yapilacaksa bu kadar uzun isim yerine sehitler koprusu gibi kisa bi isim kullanilabilirdi.
0
rayde
(30.09.16)
değilim. değişse kaç yazar ayrıca ben yine boğaziçi diyeceğim. dediğim kişi anlamazsa bu onun sorunu olacak. evimden almak isteyenler varsa da beni özelden seslensinler adresimi vereyim.
0
matrix
(30.09.16)
iki bilgi vereceğim.

1) Ankaradaki Kızılay meydanının resmi adı Kızılay meydanı değildir ama herkes Kızılay der

2) İzmirdeki Konak meydanının resmi adı Konak meydanı değildir ama herkes Konak meydanı der.

Kısaca devlerin,resmi kurumların ne kabul ettiği önemsiz.Halk nasıl benimsediyse öyle kalır.
0
turkuaz
(30.09.16)
sonradan isim değişiklikleri yadırganıyor ne olursa olsun ama belli bir nesil geçince kullanılacak. biz hala atatürk havalimanı'na yeşilköy deriz mesela ama yeni nesil bunu bilmiyordur bile.
0
lazpalle
(30.09.16)
1.ci köprü veya boğaziçi demeye devam.
0
sutlu nescafe
(30.09.16)
Tabi ki sacmaligin daniskasi. 3.koprulerine verselerdi ya da ucuncu havalimanlarina.

Umarim bunlar gidince yapilacak ilk is tekrar bogazici koprusu yapmak olur ^^
0
kuehles blondes
(30.09.16)
ben hem memnunum hem de değil.
eski ve yeni adı birlikte söylenebilirdi mesela.
boğaziçi 15 temmuz şehitler köprüsü veya 15 temmuz boğaziçi şehitleri köprüsü gibi. böylelikle hem o simgenin adı korunur, hem de günümüzdeki önemi vurgulanmış olurdu.

çevremdekilerin geneli memnun.
0
m e b
(30.09.16)
hayır.
bir tarihi milat belirlemek ve iktidarı sağlamlaştırmak adına 15 temmuz şehitleri kullanılıyor. "demokrasi"nin içi boşaltılıyor.
ama bu ülkede her gün evlere ateş düşüyor. gencecik çocuklar ölüyor ya...
böyle saçmalık olmaz.
0
sibertenik
(30.09.16)
yeni bir adı olduğunu kabul etmiyorum. nasıl olsa bir gün gerçek haline dönecek.
0
anonim yazar
(30.09.16)
ben faydaya bakarım. köprü hala bir yakadan diğerine geçmemi sağlıyor mu? evet. o zaman sorun yok. isterse adı abdülrezzak köprüsü olsun.
0
juninho77
(30.09.16)
(30)

Kaç iç sesiniz var?

devilred
Kaç iç sesiniz var? Benim iki. Kendi aramızda üçlü yapıyoruz mütemadiyen. İlle tek mi olmalı bu?
Kaç iç sesiniz var? Benim iki. Kendi aramızda üçlü yapıyoruz mütemadiyen. İlle tek mi olmalı bu?
0
devilred
(30.09.16)
benim de iki, çak.
0
evde liyakat kalmamis
(30.09.16)
bir tane "aslansın kaplansın" diyen, bir tane de "s*ktir et sen mi kurtaracaksın dünyayı avel herif" diyen iç sesim mevcut, ikisine de haksızlık etmeden yaşamaya çalışıyorum.
0
devorgilla the gunslinger
(30.09.16)
23.

zaman zaman 200-300 oluyor.
0
la rana
(30.09.16)
bende 5-6 tane var ya. biri çankırı'ya yerleşip fabrikada falan çalışmamı söylerken öbürü "EDEBİYATTA NOBEL KAS KNK" diyor, bir tanesi "para ticarette olum" diyor, birisinin yaşam planı sibirya'ya yerleşmek üzerine kuruluyken diğeri avrupa-amerikacı, "manyak mısın amk sibirya'da ne işin var mal adam" diyor falan. biri "memur ol keyfine bak"çı, diğeri "gerekirse üç sene sokakta yat ama yurtdışı/özel sektör imkanlarını kovala, elinde olanla yetinme, kendine yazık etme" diyor. karışık kafalar. tek bir doğrultuda ilerleyebilsem şu an çok daha farklı bi yerde olurdum muhtemelen ama bir tane beyinle 6 farklı karakteri yönetmeye çalışınca ultimate sığır olarak kalakaldım öyle.
0
der meister
(30.09.16)
biz de ucluyuz.
biri iyi digeri hakikaten fena.
www.oocities.org
0
sergerde
(30.09.16)
iki tane: biri daima olayların iyi tarafından bakıyor ve "aslında öyle olmamıştır o, üzülme boş yere." diyor, diğeri de mütemadiyen (ki en baskını bu oluyor) "sen ne istedin de yolunda gitti ki? bu da bok gibi olacak. ömrünün sonuna dek ezik kalacaksın." şeklinde olumsuz yorumlar yapıp bütün yaşama arzumu silip atıyor. eminim ilki de diğerine benim hakkımda "enayi lan bu, bundan bir bok olmaz kihkihkih" diyordur. haklılar bence. evet.
0
m e b
(30.09.16)
İlginçtir ki bazen kafamda başka insanların seslerini canlandırabiliyorum. Oğuz Atay yapıyordu bunu Tutunamayanlar'da. Örneğin okulda bir hocamı sevmişsem, bazı durumlarda onun ses tonunda düşünebiliyorum. Mesela hoca dün derste bana "arkadaşım sen niye konuşuyorsun" dedi, bugün gereksiz konuşan biri için hocanın ses tonuyla içimden "arkadaşım sen niye konuşuyorsun" diye geçirdim. İçimde tiyatrocu yatıyor da işte açığa çıkarmıyorum.
0
dissendium
(30.09.16)
Genelde tek, bazen 2.
0
stavro
(30.09.16)
Benimki sonsuz galiba, bir sesini duyduğumu bir daha duymuyorum bence, sence? Bence de dedi afsagdsgdgs
0
dene
(30.09.16)
bende bir tane var mütemadiyen bana geri zekalı diyor.
0
nedendir bilinmez
(30.09.16)
siz böyle yazınca bir arkadaşım aklıma geldi. kendisinin iki ismi var, sosyal medya'da bu iki ismi birbiriyle konuşturuyor, tartıştırıyor, sohbet ettiriyor falan. çok gülüyorum okudukça.

benim sanırım 3 iç sesim var. hepsinden de çok memnunum valla :). bazen iki tanesi tek kalana giydiriyor ama olsun, barışıyorlar hemencecik.
0
Phoebe
(30.09.16)
@Phoebe haha sakincasi olmasa da paylassaniz keske.
0
sergerde
(30.09.16)
Herkes ciddi mi.benim düz bir tane
0
cilekli krep
(30.09.16)
Ben de bir tane demeye gelmiştim. Anormal miyim?
0
old possum
(30.09.16)
Bir iç sesim var. Son zamanlara kadar epey uyumluyduk geçen yıldan bu yana hiç anlaşamıyoruz.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(30.09.16)
anormal değilsiniz de tek başınıza sıkılmıyor musunuz? ben çok sıkılıyorum.
0
evde liyakat kalmamis
(30.09.16)
iki kişilikliyim ikisi de canavar
0
bardakigüneşgözlüğü
(30.09.16)
Bir tane. Dışarıdan kibar, hanımefendi bir kişilik sergilerken iç ses tam bir kamyon şoförü. Olayları yorumlarken
"Ya neolacağıdı amuğa goduğum!!"
"Heh şimdi o dediğini de yaparsam bir süre 'Osur osur ipe diz.' modunda yaşarım."
"Her kuşu sktik bi leylek kaldı." diye konuşuyor :D Çogacayip :)
0
chitosan
(30.09.16)
ben zaten en az 5 kişiyim, saymadım ama hepsinin iç sesi ayrıdır muhtemelen.
0
tiny penny
(30.09.16)
1 tane. dışarda ise rutinlerim ve karakterlerim var. içerdekini epey bir eğittim. daha doğrusu aslında akıl hocası olan o. o beni eğitti de bana bu cümleyi kurduracak kadar erdemli. umursamıyor yani. sen öyle san köftehor diyor. işte içerdekinin bağlı olduğu kaynak ise evren. takılma şekli objektif. büyük birlik mi adına ne dersek diyelim işte oradan besleniyor. asıl doğasına göre davranıyor. o olmasa bitmiştim ben zaten...
0
matrix
(30.09.16)
Bir adım daha arttırıp 'İç sesiniz mi var, vallaha mı?' demeye geldim. Şimdi zorlayınca, iç ses yapacağım diye kasınca bir tane oldu. Daha doğrusu belki iç sesim vardır da, sesli konuşmuyor galiba, farkında değilim. Kafamın içinde 'Şunu yap, bunu yap' diyen bir ses yok. Ya otomatik yapıyorum ya da sesi bastırmışım, bilmiyorum.

Ekleme: İç ses, innervoice tanımlarına baktım. Benimki kafada sesli şekilde olmuyor, daha çok 'Bir his geldi' şeklinde oluyor. Dolayısıyla ya bir tane var ya da birden fazla var ama toplanıp tartışıyorlar, bana ortak kararı bildiriyorlar.

Bu arada kendi kendime konuşurum, plan yaparım ama genelde sesli olur toplu taşımada değilsem
0
aychovsky
(30.09.16)
duyuru ahalisi komple şizo çıktı :)

benim iç sesim yok hacı, tek sesli yapıyom asadafg
0
feel the blanks
(30.09.16)
Benim de iki

i.hizliresim.com
0
yue
(30.09.16)
1 tane
0
basond
(01.10.16)
iki iç sesim var biri gazlar diğeri aşağılar, ben de orta yolu seslice bulmaya çalışırım.
0
nice tnetennba
(01.10.16)
Benim de iki. Biri yazık sana diyor öteki koy götüne.
0
benoyledemekistemedim
(01.10.16)
Bende sanırım 2, yer yer yoldan geçen arkadaş da dahil olunca 3 tane oluyor. Birisi york dükü, oldukça modern, diğeri tam bir anadolu çomarı; ara sıra "geleneklerimiz, vatan, millet" diyor, o konuşmaya başlayınca 3. de dahil olup "sana mı kaldı, siktir et, saat de geç olmuş yat uyu" diyor.

Benim favorim 1. ama hayatlar anadolu çomarı.
0
Euxinos007
(01.10.16)
aslında benim sormak istediğim tam olarak cevaplardaki şey değildi.

bir şey düşündüğümde "aslında o cümleyi şöyle kursan daha iyi olurdu" deyip yeniden kuran ya da mesela şarkı söylerken bir sonraki sözü hatırlama anında ondan da sonraki sözü aynı anda hatırlatan ve şarkının akışını bozan bir sesten bahsediyorum ben. hani dexter'da tek iç ses vardır, olanı biteni tek dille anlatır ya, bende bir ses diğerini mütemadiyen takip ediyor. sizde de oluyor mu bu diye merak ettim.
0
🌸devilred
(01.10.16)
devilred şizofreni başlangıcı olabilir mi acaba :/
0
cilekli krep
(01.10.16)
seninki içsesten ziyade hızlı düşünme gibi sanki. şarkı sözlerinde olan mesela. eskiler "son söyleyeceğini ilk söylüyo" derler ya onun gibi. devrik cümlecilerin varlığına neden olan durum da bu bana göre. (kendimden biliyom). rakamlarda olduğunda taktim tehir derdik biz. şimdikiler ne diyorlar bilmiyorum.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(01.10.16)
(22)

[oylama] Duyuruya "itiraf" kategorisi açılsın ister miyiz?

matrix
başlığı böyle açınca moderatörmuşum gibi oldu birazcık ama idare edin. :)evet duyurudaşlar, haydi gelin bir oylama yapalım. konumuz yeni bir kategori isteği. sizce de "itiraf" gibi bir kategorimiz olsa hoş olmaz mıydı? biliyorsunuz, soru değeri taşımayan paylaşımlarda insanlar, formata uydurmak adın
başlığı böyle açınca moderatörmuşum gibi oldu birazcık ama idare edin. :)

evet duyurudaşlar, haydi gelin bir oylama yapalım. konumuz yeni bir kategori isteği.

sizce de "itiraf" gibi bir kategorimiz olsa hoş olmaz mıydı? biliyorsunuz, soru değeri taşımayan paylaşımlarda insanlar, formata uydurmak adına onu bir şekilde sorulaştırıyorlar ama yine de sırıtıyor o bir şekilde. amaç o kişinin içini dökmesi oluyor. sırf buna özgü bir kategori olsa (ismi itiraf olmak zorunda da değil. sonuçta o gün başından geçen normal bir şeyi de anlatabilir kişi. bu yüzden "günlük" de olabilir mesela ismi, bu en önemsiz kısmı aslında. çözülür..) ve onun altında yardırsak güzel olurmuş gibi geldi bugün aklıma. tabi şimdi "ekşi'de itiraf başlığı var, sizi oraya alalım mr matrix diyenleriniz olacaktır" fakat bu yeterli olmaz. sonuçta duyuru'nun ayrı bir kitlesi var. ayrı bir tadı. buraya sorulmuş bir çok şeyi de gidik ekşi'den bulabiliriz normalde. hemen hemen herşeyle ilgili başlık var çünkü.

bu fikre karşı oyunuz ne olurdu? yeterli sayıda istek gelirse, belki moderatörler de beğenir ve açılabilir.
0
matrix
(28.09.16)
"sonuçta duyuru'nun ayrı bir kitlesi var. ayrı bir tadı"

Destekliyorum matrix.
0
pomknos
(28.09.16)
E bunu feyk nickleriyle yapmıyolar mı zaten? Ne gerek var ki :)
0
bir3iki7
(28.09.16)
olur. resmi daha güzel olur. dediğin gibi bazı "itiraf"lar sırıtıyor ve farkediliyor. araya soru sıkıştırmalar falan. hayatımız sorular sorup cevaplar vermekle geçmiyor ve bu mecrada uzun zaman geçiren kişiler bir topluluk oluşturmuş durumda. birbirini tanıyan bir sürü insan var yani. içimiz sıkılıyor bişeyler demek istiyoruz :D ama yapacaklarını sanmıyorum. bide bu birazda gönül işine giriyor.
0
freetakilir
(28.09.16)
no.
0
Apocalypse
(28.09.16)
@freetakilir:

her itirafın gönül işiyle alakası olmaz gibi sanki. benim bile bazen bir çok şey yazasım geliyor fakat hem "şimdi bunu nasıl sorulaştıracağım ki formata uysun diye" şeklinde düşünmekten hem de "gönül işleriyle kel alaka" olduğundan vazgeçiyorum. :) sırf böyle bir kategori, diğer grupların daha da amaca odaklı halde kullanımını bile sağlar, bir tür gaz alır diye düşünüyorum aslında.
0
🌸matrix
(28.09.16)
duyuruda yeterince goygoy dönüyor zaten. "burası daha tatlış bi ortam, birbirimizi tanıyoruz" diye diye kıraathane & altın günü karmasına döndü zaten duyuru. kaldı ki kimse itiraflarını kendi hesabından yapmıyor, yapmaz. bu durumda birbirimizi tanımamızın da anlamı kalmıyor. hem ben itirafımı gidip reddit'te, quora'da, yahoo'da yapmayı tercih ederim. niye burada, "herkesin birbirini tanıdığı" ve anlamsız biçimde entrikanın bininin bir para olduğu bir mecrada yapayım?


şu an itirafta bulunmak isteyenleri engelleyecek bir kural yok. deli gibi çemkirilen moderatörlerin bu konuda fazlaca müsamaha gösterdiğini düşünüyorum. "canım sıkkın, ne yapayım" deyip 35 paragraf itiraf döşeyebilirsiniz, kimse de bir şey demez.
0
der meister
(28.09.16)
sorduğun soru 10sn sonra dibe gömülüyor, bir de itiraf gelirse işin düştüğünde cevap gelmez...

özet : cıks
0
kimlanbu
(28.09.16)
@der meister:

tam da bu durum yüzünden zaten özellikle belirtmiştim isminin "itiraf" olmasının gerekmediğini. senin "niye burada yapayım" deme halin senle ilgili. benim sorunum olmaz mesela, korkmam, çekinmem o durumdan. o saydığın siteler değil de buradaki insanlar ilgilendiyor olabilir beni. :) burada paylaşım yapmayı seviyor ve seçiyor olabilirim. haklısın kural yok ama zaten anarşizm ruhuyla takılmayalım formata uysun diye daha çok bu istek. ismi de "ekşi duyuru" hani burasının. "ekşi soru-cevap" değil. olayı neden "goygoy" ile sınıflandırdığını anlamadım bu arada. öyle bir amaçla yazmış olsaydım "goygoy kategorisi açalım mı" diye sorardım ki goygoyu pek seven bir insan da değilimdir. :) neyse. "açılmasın" diyenler hanesine yazıyoruz oyunuzu. teşekkürler.
0
🌸matrix
(28.09.16)
hoş olmazdı. özel hayat adı altindaki kirlilikler bazen karsimiza cikiyor burada .
0
1adam
(28.09.16)
istemem.
0
sutlu nescafe
(28.09.16)
sözlükte ara ara itiraf'lara bakıyorum hiçbişi çıkmıyor çok işe yarayacağını sanmıyorum ama denenebilir.
0
sarlatan
(28.09.16)
Kısacık geldim. Desteklenirse köstek olmam ama istemiyorum açıkçası. Duyuru duyuruluktan sapıp forum haline dönüştü zaten iyice (ki buna mod olarak müdahale etmiyoruz, sorular formata uygun olduğu müddetçe ve alenen forum olmadığı sürece), yine de hala Sözlük'e göre fena olmayan bir özü var. İtirafları bir kategori yaparak iyice 'yasal' hala getirirsek Sözlük'teki gibi çöküşün önünü alamayacağımızı sanıyorum. Zaten hassas bir dengede, el verince kol gider.
0
aychovsky
(28.09.16)
Hos olmazdi. Ben oyumu olumsuz kullaniyorum.
0
shadowcat
(28.09.16)
Şahsen ekmek yiyeceğim bir itiraf görsem özel mesajla inceden yürürüm. Bunu herkes yapar. Ya itiraflar nicksiz, anonim olarak yapılmalı, (mesaj gönderip gönderememek opsiyonel) ya da hiç olmamalı.

Çünkü partner arayan vatandaş bu arayışı itirafa yedirip "legal" duyuru açabilir.
0
yirmisantim
(28.09.16)
bir3iki7 +1
edit:yani oyum olmasın
0
basond
(28.09.16)
açıkcası paragraflarca aşk acısı okumak istemem. insanlar bu tarz şeylere yönelince soruların bir anlamı kalmaz diye düşünüyorum. başta kulağa güzelmiş gibi geliyor ama ben de olumsuzum.
0
ruhen hastayim ben
(29.09.16)
ayçovski +1
Ben de olumsuz bakıyorum.
0
feel the blanks
(29.09.16)
Çok gereksiz olur bence. Şu haliyle bile yeterince ağlak bir yer zaten.
0
pike
(29.09.16)
son zamanlarda duyduğum en kötü fikirlerden biri.
0
devilred
(29.09.16)
"duyurunun ayrı bir kitlesi var. ayrı bir tadı"

evet o yüzden bu sitenin ekşisözlük'e benzememesini, trollerle, saçma başlıklarla vs. sitenin asıl duyuru amacından uzaklaşmamasını istiyorum. derdi olan, başlık açıp özelden konuşmak istiyor zaten yeri gelince.
0
sporty
(29.09.16)
gelecek cevaplar şimdiden belli olduğu için gerek yok bence. yapılan itiraf karşısında duyuru ahalisi olarak önce şöyle ufak bir hayretten hayrete sürükleneceğiz. içimizde en normal olanı ilk taşı atacak, ardından diğerleri derken amansız bir şeytan taşlama yarışına girilecek. o yüzden buna uğraşmak vakit kaybı.

duyuruya gerçekten bir şeyler yapmak istiyorlarsa mod.ları denetlesinler. aşırı kişiselleştiriyorlar. çok çalıştıklarını söylüyorlar, bir yandan da eski tadı kalmadı diye eleştiriyorlar. demek ki doğru çalışmıyorlar
0
for day to break
(29.09.16)
Troller için fazla mesai çıkar.
0
arnold schwarzeneger
(29.09.16)
(9)

keşke gitmeseydi dediğiniz teknolojiler?

kurnaz
şöyle tadını çıkaramadan kaybolan, harika olmasına rağmen daha iyi şeyler çıkınca yokolan teknolojilerden hangilerini özlüyorsunuz?şu telefonlar tüm diğer aletleri piyassadan sildi. içinde her şey de var zaten...önce mp3ler, kaset çalarları(aka walkman) piyasadan sildi, sonra ipodumsu daha güzel mp3
şöyle tadını çıkaramadan kaybolan, harika olmasına rağmen daha iyi şeyler çıkınca yokolan teknolojilerden hangilerini özlüyorsunuz?

şu telefonlar tüm diğer aletleri piyassadan sildi. içinde her şey de var zaten...

önce mp3ler, kaset çalarları(aka walkman) piyasadan sildi, sonra ipodumsu daha güzel mp3 playerlar geldi, sonra telefonlar mp3 playerları sildi.

bu arada md playerlar çıktı, ben hevesimi alamadım onlardan...
images.sonicelectronix.com

saatlerde kalktı piyasadan.

bunlar gibi neler keşke olsa diyosunuz?
0
kurnaz
(27.09.16)
atari
eski olanlardan
0
basond
(27.09.16)
Google glass.
0
alwayschargeneverbend
(27.09.16)
msn messenger!
0
devilred
(27.09.16)
Abi yaziyi okurken md player dedim icimden.boyle guzel bir alete buyuk yazik oldu.
0
duptıs
(27.09.16)
ben de bi icq diyim de eksik kalmasin.
0
superfluid
(27.09.16)
oyun kartuşları. keşke hala kartuşla çıksa oyunlar. çizilme derdi vs yok.

bir de bantlı video cihazları 4k filan düşünmezdik çözünürlüğü istediğimiz gibi ayarlardık.
0
ergenpezeveng
(27.09.16)
Teletext'i çok severdim ben. İnsanın elinde bol kaynak olmayınca aynı şeyi döndüre döndüre okuyup sıkılmıyor bile. Toplam 5 bilmece, üç fıkra, 7-8 haber vardı. Müzik top 10 listesi haftada bir yenileniyordu. Her gün birkaç kere okur, yenisi gelmiş mi diye kontrol eder, yenisi varsa arkadaşımı arayıp haber verirdim. O da aynısını yapardı.
0
aychovsky
(27.09.16)
Google glass +1.

Tam alsam mı falan derken gitti.

Bir de taşınabilir yazıcı.
0
babilbaligi
(27.09.16)
Duyuruyu okurken md player aklıma geldi benimde.
0
sutlu nescafe
(27.09.16)
(15)

kocalarına "aldatma izni" veren kadınlar?

demedim mi haydar demedim soyle
staj yaptığım yerdeki kadın (aynı Zamanda annemin arkadaşı) kocasına aldatma izni verdiğini söyledi. Yadırgadım. O da "senin yaşındayken ben de, öyle düşünürdüm, ama öyle ya da böyle aldatatıyor en azından benim iznimle olsun" dedi. :/ kadının yaşı 37, altı yıldır evli, eczacı ve iyi bi geliri de va
staj yaptığım yerdeki kadın (aynı Zamanda annemin arkadaşı) kocasına aldatma izni verdiğini söyledi. Yadırgadım. O da "senin yaşındayken ben de, öyle düşünürdüm, ama öyle ya da böyle aldatatıyor en azından benim iznimle olsun" dedi. :/

kadının yaşı 37, altı yıldır evli, eczacı ve iyi bi geliri de var. yani, bu kadın bunu kendine niçin yapıyor? benden başka da pek kimse yadırgamadı kadının söylediğini. herkes içten içe bu durumu kabul ediyor mu?

bu neyin kafası ben sahiden anlamadım. evlilikten tamamiyle soğumak üzereyim.
0
demedim mi haydar demedim soyle
(26.09.16)
kendinin de izni varsa sorun yok aslında.
0
lcha
(26.09.16)
Her ilişkinin dinamiği farklıdır. Herkes aynı sterotipe uyacak diye bir kural yok. Onlar da öyle bir evlilik kurmuşlar demek ki. Açık evlilik diye bir kavram var, bakabilirsin, düşündüğün kadar garip bir durum değil.

Ben de aldatma taraftarı biri değilim, ilişkilerimde tek eşlilik beklerim. Ancak ilişkilerin bir kaidesi olmadığını, herkesin birbirinden farklı olduğunu da biliyorum. içten içe bu durumu kabul ediyor, bunu kendine niçin yapıyor, bu neyin kafası gibi düşünceler çok ahlakçı ve önyargılı. Bence düşünüş şeklini sorgulaması gereken sensin.
0
buff
(26.09.16)
@lcha +1 belki aralarında anlaştılar? tek eşlilik öyle çok kolay bir şey değil toplum tarafından aldatmaya çılgınlııık diye bakılması da bana değişik geliyor mesela.
0
freya
(26.09.16)
buff + 1

Bir arkadaşım da 'Tek gecelik ilişkisi olmasını umursamam ama arkadaşlarımızdan biriyle olmaz. Yabancı biri ile anlık kendine başa çıkamaması çok da umrumda değil, etkilemez beni' diyordu.

Herkesin kendi dinamiği var. Senin benim kafamıza yatmıyor olması, onlar için işe yaramaması demek değil. Bu düşünce bana da çok uzak görünüyor ama belki 10 yıl sonra geleceğim yer orası. Herkes bu durumu kabul etmiyor tabii ki ama neyi, niye kabul ettiğini bilemeyiz. Geçen gün bilimsel bir makaleye denk geldim. Orada diyordu ki 'Eskiden aldatma durumunda kadınların ayrılmaması, birlikte kalması yönünde mahalle baskısı vardı. Ayrılan kadına iyi gözle bakılmıyordu. Şimdi mahalle baskısı tam tersi yönde hareket ediyor. Ayrılmayan kadına kötü bakılıp gurursuz olduğu arkasından söyleniyor' gibi şeyler yazıyordu. Gerçekten, ilişkileri kendi hallerine bırakmanın zamanı geldiğine inanıyorum. Gerçekten 'Neden bunu kabul ediyorsun' sorusuna 'Paşa keyfim öyle istedi' cevabını verebilsin artık insanlar. Sadece kadınlar değil, insanlar. İnsanın başına gelmeden söylemesi kolay tabii ki, kim ister ve kim hayalini kurar böyle bir durumun ama evlilik kişi ne isterse o hale gelir; baktı gelmiyor, ne yapacağı yine onu ilgilendirir. Açık evlilik istiyor olabilir; belki konuştuğun kadınlar sevişmekten zevk almıyordur ve bu işi 'taşerona' devretmek istemiştir. O sadece 'hayat arkadaşı' arıyordur, kocasından hayatı boyunca onu yalnız bırakmayacağı arkadaşlık bekliyordur, ötesine karışmıyordur. Bu sayıdaki kadınlar da azınlık değil. Belki 20 yıl sonra adamın libidosunun düşmesini bekleyecek, belki 3 gün sonra 'öeh, yeter' deyip çekip gidecek; kendi nasıl mutlu oluyorsa onu yapsın.

'Senin başına gelse ne yaparsın' desen, inan ki bilmiyorum. Belki anında kapıyı çarparım, belki ilk başta sindiremem ama 3 yıl sonra 'Ya ben senin aldattığını anca anladım, jeton köşeli' derim, belki de 'Anaa, yapabiliyor muyduk böyle, iyi oldu' derim. Belki görürüm, belki görmem bu durumu ama başa gelmeden kınamamak gerek.
0
aychovsky
(26.09.16)
Ben evlilik konusunda bu tırt "dinamikler farklı olabilir, onlar da o şekilde bir düzen kurmuştur" safsatasına inanmıyorum, evlilik demek "tek eşlilik" demektir bir nevi, başına "açık" ibaresi konduğu vakit "ay osman senin bu cuckold fantezin için yan sokaktaki marangoz james'i buldum, nasıl?" olayı bence dinamikten öte iğrenç bir şey, ya da "nalan elbette en yakın arkadaşım fahri ile sevişebilirsin, sonuçta açık bir evlilik yaptık, bu bizleri rahatsız etmemeli, ben de senin üniversiteden arkadaşın gaye'yi ayarladım ^.^" olayı da aynı bok, yani anlayacağın bence iğrenç şeyler bunlar, bu arada zerre "ahlakçı" biri değilimdir ama bu konularda da "böyle şeyler de var" genişliğine anlam verememekten kendimi alamıyorum, bilmiyorum benim görüşüm bu, bu bahsettiğin kadının kendine saygısı yok.
0
devorgilla the gunslinger
(26.09.16)
İzin verilmişse o aldatma olmaz ki. Kadın bence kocasının kendisini aldatmasını teorik bir şekilde engellemiş. Aldanmıyor yani.

Ama erkeğin sürekli kadın değiştirip evinde sabit bir kadın bulundurması, onu ya hizmetçi ya da anne yerine koyduğunu gösterir. Bu bir kadının kadınlık onuruna terstir bence. O kadının da sevdiği adamla olmaya, onunla aile olmaya, onun mahremi olmaya hakkı yok mu, bunu bir nikahla sağlıyor ama bir izinle de yıkıyor. O zaman ya o kadın kocasını çok seviyordur ya da o düzeni yıkmasını engelleyen bazı sebepleri vardır.
0
yaren
(26.09.16)
devorgilla'ya çok güldüm :)

buff'a katılıyorum, ama burada şöyle bir şey var; kadın "izin verdim" diye kendini kandırarak en azından aldatılmanın bir kısmını mantıklı hale sokmuş.
izin vermesi, kalbinin kırılmadığı ya da bunu canı gönülden onayladığı anlamına gelmiyor.
muhtemelen yine aynı şeyleri hissediyor, ama işte kuyruğu dik tutma çabaları, "ben izin verdim" dedirtiyor.
işi saçma gösteren şey bu bence.

ama cuckold ya da swinger gibi durumlarda iki taraf da zaten bunu "istiyor".
"benim beyi evde tutamıyorum, kadın kızdan alamıyorum. bari swinger olalım da, adamın gönlü olsun, ben de merak etmeyeyim geceleri" demiyorlar yani.

"aldatmasına izin verdim, ama ben de aldatıyorum" dese, orada kendine göre bir felsefe geliştirmiş ve bir denge kurmuş kadın derdim.
çünkü yaptığı yorumdan, asıl tercihinin kocasının aldatmamasını istediği olduğu anlaşılıyor zaten.
yani bu ilişkinin dinamiği kategorisine giren bir şey değil.
bu, adamla başa çıkabilmek için uydurulmuş bir kendini kandırma yöntemi.
şu anda durumu kendine uygun hale getirmeye çalışması biraz üzücü olmuş tabii.
bizi ilgilendirmez, ayrı mesele.
0
blatta hiberna
(26.09.16)
Kadının da başkalarıyla olma izni varsa aynı şekilde, o zaman adil.

Ama Türkiye'de "adam nasılsa aldatıyor, bari ben izin veriyor gibi yapayım da en azından gururumu kurtarayım" durumu daha yaygın. Bu da adil değil elbette. Gerçek bir açık ilişki yaşanıyorsa da kime ne yani.
0
inawen
(26.09.16)
kendisine saygısı yoktur.
0
sta
(26.09.16)
@inawen +1 düşündüğüm her şeyi yazmış zaten.
0
ruhen hastayim ben
(26.09.16)
kendisi de yapiyordur, o yuzden rizasi vardir.
0
ubi dubium ibi libertas
(26.09.16)
minnet ve tam aidiyet insanı olduğumdan bana itici geldi. insanın aklına bile gelmemesi gerekiyor bana göre bir başkasıyla x bir hal. haliyle bunun oturulup masaya yatırılması çok soğuk geldi. erkek olsam da durum böyle. bu örnekten yola çıkarak da şunları söyleyebilirim;

1) kadın ego yapıyor olabilir. kendini anca bu fikirle tatmin edebiliyordur. öteki türlüsünün altında eziliyordur.

2) herkes halinden memnun ise bize laf etmek düşmez. dinamik, algı, bakış açısı farklılığı konusuna giriyor. ama cidden memnun olması gerekiyor herkesin. yoksa kadın buna izin verirken bir yandan da yutkunuyorsa olmaz o şekilde.

3) önce dedim kadın da yapıyorsa olsun. ama sonra düşündüm çok da gerekmiyor. sadece kadının da yapabilme opsiyonu cepte olmalı. kadın bunu yaptığında adam "başlarım öyle işe" diyip bozuluyorsa yine olmaz o şekilde.

4) bu salt cinsellik mi ama bunu da bilmek gerek. ben tüm kıskançlıkları "erkeğin başkasından ereksiyon olması" noktasına indirgeyenleri anlamıyorum.
0
matrix
(26.09.16)
niye kadını illa çilekeş gösteriyosunuz ki? belki gerçekten halinden memnundur. herkes sizin gibi olmak zorunda değil ki.
not: erkeğim seviglime böyle bi izin vermem. geri kafalı falanım.
0
ghilleinthemist
(26.09.16)
kadını küçüklüğümden beri tanıyorum, annemden dolayı. bir de bu kadın kimseyi beğenmiyordu, kendine layik görmüyordu. Çok seçiciydi.

ortada "açık evlilik" yok bildiğim kadarıyla. hatta kadın kocasını çok seviyor - adam için yapmayacağı bi'şey yok. o yüzden tuhaf buldum açıkcası. "metreslik" olayından daha çok kaçamak/ons olayına izin veriyor. anneme göre de adama bu konuda da kendisi cesaretlendirmiş. belki de bundan hoşlanıyor :/


bana tuhaf geliyor bilemiyorum. Bu kadar seçici olan kadının sonunda böyle bi evlilik yaşaması, bir de "zaten hepimiz aldatılacağız, en azından ben biliyorum" düşüncesi bana saçma geldi. sanki bizimle dalga geçiyormuş gibi.
0
🌸demedim mi haydar demedim soyle
(26.09.16)
dediğin gibi tek taraflı bir durum söz konusuysa kadın muhtemelen kocasını kaybetmek istemiyordur, bu kadar basit. ben izin vermesem terk edip yine başkasıyla sevişecek diyordur. eşinin başkalarıyla birlikte olmasını istemeyen yeni evli biri bunu söylese belki onursuz ve gurursuz olmakla suçlayabilirim ama 37 yaşında bir kadın "ha öyleyse tamam hadi iyi akşamlar" diyerek eşini terk edemeyebilir. aynı şey erkek için de geçerli. "mahmut ben seks istiyorum" diyen kadına "HIAA GEBER ORUSBU" deyip tası tarağı toplayabilecek kaç tane adam var? burada ahkam kesmek, erkeklik taslamak, gurur yapmak kolay.

kaldı ki bazı insanlar için cinsellik ön planda ya da çok önemli olmuyor. yani inanır mısınız bilmem ama başkasının vajişinde halay çekip evli olunan kadını sevmek, onu arzulamak mümkün olabiliyor. eş olmak seksin çok ötesinde bir şey çünkü. ben mesela eşim müsaade etse, "benim için sıkıntı yok" dese, her ay 3-5 farklı hanımefendiyle cima eylesem, eşimi yine hepsinden daha çok severim. onlarla sadece SEKİS yapıyorum çünkü. eşim farklı. eşim ulan çünkü. işte bazı insanlar sırf seks için hayat arkadaşlarını kaybetmek istemiyor. ne kadar doğru ne kadar yanlış onu ben bilmem, yargılamam da. kendi fikrimi söylüyorum.

bir de şöyle bir durum dikkatimi çekiyor benim çevremde: belli bir yaşı geçmiş insanlar cinsellik konusunda çok daha rahat davranmaya başlayabiliyor. kaldı ki ben muhafazakar çevrede büyüdüm. muhafazakar bir ailede büyümüş 17 yaşındaki kızın ahlak anlayışı, evliliğe ve cinselliğe bakış açısı; aynı kızın 40 yaşına gelmiş, 3 çocuk sahibi, 23 yılda bafinin dibine vurmuş kadınla aynı olur mu? ha muhafazakar insanların büyük bölümü dini nedenlerden dolayı zaten tek eşliliğe çok önem veriyor ama gerisi için öyle bir durum yok.
0
der meister
(26.09.16)
(18)

Kendi çocuğum olunca çocuk sevmeye başlarmıyım?

genc irisi
Selam romalılarPazar günü bi etkinliğe gittik canlı müzik var felan ağır da bi ortam ama her zaman ki gibi bebeleri saldılar ortaya düğün gibi oldu ortalık. yanımdakilere bakıyorum ayy ne tatlı, ay ne güzel de giydirmişler felan modunda. ben de şöyle koşarak yanımdan geçerken gelişine ağzına vursam
Selam romalılar
Pazar günü bi etkinliğe gittik canlı müzik var felan ağır da bi ortam ama her zaman ki gibi bebeleri saldılar ortaya düğün gibi oldu ortalık. yanımdakilere bakıyorum ayy ne tatlı, ay ne güzel de giydirmişler felan modunda. ben de şöyle koşarak yanımdan geçerken gelişine ağzına vursam acaba linç edilirmiyim diye düşünüyodum. yani o çocuk sesi ve şımarıklığına katlamıyorum. Diğer yandan da şuan bekarım ama yaş geldi gidiyor anna-baba hani bizim torunlar modunda. insan sonradan yumuşuyor mu ne dersiniz?
0
genc irisi
(26.09.16)
yeğen var mı, onları seviyor musun?
misal kendi kardeşlerimi ya da çocuğumu hiç dövmedim ve çok da severim ama baldızların çocuklarını filistin askısına bağlayabilirim. :D
0
lazpalle
(26.09.16)
Annem gençliğinde hiç çocuk sevmediğini, biz doğunca işin değiştiğini söyler hep.
0
arnold schwarzeneger
(26.09.16)
valla yeğenimi falan çok seviyorum ama ağlayınca annesine veriyorum.
Sadece tatlı anları olunca güzel oluyor.

kendi çocuğun olunca nefret etmezsin en azından.
0
basond
(26.09.16)
Zannetmiyorum. Yani şöyle söyleyeyim, çocuğun olunca sonuçta kendi canından bir parça olduğu için bir miktar sevebilirsin belki ama şahsen ben bende böyle bir durum oluşacağını sanmıyorum. İçimde en ufak bir anaçlık yok. Alenen söylüyorum, ben çocuklardan nefret ediyorum.

Geçen bir kadın ile tanıştım. 29-30 yaşlarındaydı ve biri 3 diğeri 5 yaşında iki çocuğu vardı. Kadın çocuklarından yana öylesine dert yandı ki anlatamam. "Çok şımarıklar, bilhassa oğlan şu ana kadar tanıdığım hiçbir çocuğa benzemiyor çok enteresan çok değişik bir çocuk. İşten çıkınca eve gitmemek için resmen oyalanıyorum, annem falan çocuklar bugün bende kalsın dediğinde zil takıp oynayasım geliyor" dedi. Kendine hiç zaman ayıramadığından ve çok yorulduğundan dem vurdu. Tipini görsen gerçekten de kadına hak verirdin. 30 yaşında ama en az 10 yaş daha yaşlı gösteriyordu.

Bir de Facebook'ta şöyle bir sayfa var: (bkz: I regret having children) Burada çocuk sahibi olmaktan pişmanlık duyan anne babalar içlerini döküyor. Buraya troller de yazıyor olabilir ama ben yorumların çoğunun samimi olduğuna inanıyorum.
0
köstebek kurabiye
(26.09.16)
Simdi aglamak ayri, zirlamak ayri sey. Ben cocuk severim, yegenlerle saatlerce oynarim. Ama simartildilar son dönemlerde ve zirlamaya basladilar, trip atmalar basladi. Onu cekemem. Onun da cözümü cocugu simartmayacaksin, her istedigini vermeyeceksin, zirladigi zaman istedigi olmadigini bilecek cocuk.

Bilimsel olarak konusursak ki konusalim. Eger cocuga cikolata yok dediysen, zirladiysa da yoktur cikolata. Ama zirlayip bir kere cikolatayi alabilirse partial learning denilen kismi ögrenme durumu olusuyor. Terimi yanlis hatirlamiyorum diye umuyorum. Cocuk 10 zirlamadan 10unda da ne sonucu alacagini bilmeli, 1inde istedigi sonuca ulasacagini farkederse zirlamayi ögreniyor.

Ebeveynin tutarli oldugunda zirlama olayi sifira iniyor. 2.5 yildir almanyada yasiyorum, alman ebeveynler asla zirlamaya prim vermezler, cocuklar da zirlamaz. Nerede aniran bir cocuk var türk, arap yada baska bir memleket cocugu.

Markette bir alman cocugu bir seyi istiyor, baba olmaz diyor. Kiz sirtini babaya dönüyor, rafa bakiyor, omuzlarini cökertiyor. Zirlamiyor ama trip atiyor. Baba geliyor kibarca uyariyor, siddet yok. Kiz uzatiyor. Baba agrasiflesmiyor ama netce hadi gidiyoruz diyor. Trip devam ediyor, baba sabirli, gidiyoruz diyor gidiyorlar. Kac kere bunu gördüm. Bizde ne bu tutarlilik, ne bu sabir var.

Zirlamayan cocuk yetistirmek mümkün becerebilirsen. Ben de böyle yetistirildim. Aglayinca istediklerimi yapmazlardi.
0
2001 kral filmdir
(26.09.16)
annem bir köğepin 9 tane eniği olurmuş 9'unu bile atmazmış diyor. geçenlerde kedi yavrusu ölünce komşumuz onu toprağa gömdü annesi onun gömdüğü yeri eşeleyip ağzıyla ordan alıp başka yere kaçırdı naptı ne etti bilmiyorum. insanlar da aynı. şurda birbirimize iki dakika tahammül edemiyoruz ama anne babalarımız için ne büyük anlamlarımız var. bazen duyuyorum güya anneler kendi çıkarları için çocuk yetiştiriyorlar diye, desen birine bu çocuk büyüsün sana tek hayrı olmaz diye o zaman bırakırlar mı seni büyütmeyi. bence bir insan yetiştirmenin derin anlamları var. ben şimdilik böyle düşünüyorum ama fikirlerim çok değişkendir sonra ne düşünürüm bilmem.
0
for day to break
(26.09.16)
kendi cocugunu sevip sevmemenin senden bir parca olmasi ile degil, emek vermek ile ilgili oldugunu dusunuyorum. tamamen sana muhtac bir canliya 7/24 baktiginda emek veriyorsun, alisiyorsun ve sonucta seviyorsun muhtemelen. cocuk yapmak gercekten isteyerek yaptigin bir sey de olabilir yas geldigi icin yapmak zorunda olduguna inandigin bir sey de olabilir. ancak kostebek kurabiye'nin dedigi gibi, gercekten istemedigi halde cocuk yapip pisman olan da var. bu demek degil ki cocugunu sevmiyor bu kisi, sadece olmasaymis da mutluymusum ya da daha iyiymis diyor insanlar sanirim.
0
kassiopeia
(26.09.16)
@2001 kral filmdir alman ekolü tam benlikmiş.
çok küçük yiğenlerle fazla muhattep olmuyorum hele ağlarsa felan direk atar kaçarım. az büyümüşler de benle çok yüzgöz olamıyorlar çünkü ağlamalarını umursamıyorum sussun diye onun istediği olcağına ikimizinde istediği olmuyor o yüzden çok uslu oyun oynuyorlar benle. ufaktan bir almanlık tadı aldım bak şimdi keyiflendim. büyük ihtimalle kendi çocuğum olunca değişir bu duygu ama çocuk sahibi olmak çok korkunç geliyor şuan
0
🌸genc irisi
(26.09.16)
çocuklardan gerçek anlamda nefret ediyordum hiç muhattap bile olmazdım ama 2.5 ay önce kendi çocuğum oldu bambaşka bir şeymiş.
hala da başkasının çocuğunu sevmem :)
0
sta
(26.09.16)
"the partial reinforcement effect."

openmedia.yale.edu

"What's the very worst thing to do when your kid cries to go into bed with you and you don't want him to go into bed with you? Well, one--The worst thing to do is for any--Actually, for any form of discipline with a kid is to say, "No, absolutely not. No, no, no, no." [pause] "Okay." And then later on the kid's going to say, "I want to do it again" and you say no and the kid keeps asking because you've put it, well, put it as in a psychological way, not the way the behaviorists would put it. The kid knows okay, he's not going to get it right away, he's going to keep on asking. And so typically, what you're doing inadvertently in those situations is you're exploiting the partial reinforcement effect. If I want my kid to do something, I should say yes one out of every ten times. Unfortunately, that's the evolution of nagging. Because you nag, you nag, you nag, the person says, "Fine, okay," and that reinforces it."
0
2001 kral filmdir
(26.09.16)
bende yeğen falan da var ama hala sevmiyorum hala sevmiyorum arkadaş.
çocukları bir türlü sevemiyorum.
tamam bi; naber la falan yapıp kafasını okşuyorum ama sonrasında ne zaman gider la bu diyorum. kendi çocuğum olunca belki değişirim diyorum.
0
seyduna6687
(26.09.16)
hayir. insan sonra yumusuyo o yuzden cocuk yapiyor. yoksa yapinca yumusamiyosun.
0
beriberi
(26.09.16)
kostebek kurabiye'ye kısmen + 1

O anaçlık bende de yok, sevemiyorum çocukları. Yeğen, meğen yok ama arkadaş çocukları var; çok da önemsediğim bireyler değiller. Özelde sevdiğim ve oynadığım birkaç çocuk var ama genel olarak öyle çocuk sevgim yok. Hani 10 dakika boğuşayım, güreşeyim ama sonra 'Tamam, sen köşeye biblo olarak geç, benim muhabbetim ananla. Aramıza girme' havasına giriyorum.

En yakın arkadaşlarımdan birinin 3.5 yaşında çocuğu var. Hayatı gerçekten zorlaştı, aynı kostebek kurabiye'nin dediği gibi 'Ooh, bugün iş var, tatil gibi, ne güzel' havasında, 'En son ne zaman saat 9'dan sonra kalktığımı hatırlamıyorum' diyor. Bir yandan da çocuğun ne kadar masraflı bir şey olduğundan ve parasının kalmadığından söz ediyor. Aynı arkadaşım, bir yandan bunları söylerken çok büyük hevesle ikinci çocuğunun sahibi oldu iki ay önce. Bu 0-1 bir durum değil sanırım; evet, feragat ettiği çok büyük şeyler var. Kendimi düşünüyorum, Cumartesi biri saat 9'dan önce uyandırırsa cinayet çıkar, kan temizler bunu. Bir yandan da öyle getirileri olmalı ki, bu kadın 5-6 yıl daha erken uyanmayı ya da birçok sevdiği şeyden vazgeçmeyi seve seve, ayıla bayıla göze alıyor. Üstelik doğurma sıkıntıları da cabası.

Bazı insanlarda anne-baba olunca da gelmiyor o anaçlık ama çoğunda çocuk sahibi olunca birden fırlıyor gibi.
0
aychovsky
(27.09.16)
hayır, muhtemelen duygun değişmez.

ama seviyor gibi davranmak zorunda kalırsın. şöyle ki;

benim sıpanın bebekliği baya zor geçti, ilk dört ay ya uyudu, ya ağladı. ben işten gelip yemeğimi kucağımda çocukla yiyip (atıştırıp) sabaha kadar kucakta çocuk avuttuğumu bilirim.

çocuğu seven insan için çok sıkıntı değil. ama çocuk sevmeyen bir insan bu durumda ne yapar? ya eşine annesine falan atar sorumluluğu kaçar, ya da sevmiyorsa da seviyor gibi yapar. başka çaresi yoktur çünkü.

herkes çocuk sahibi olacak diye bir şart yok, ileride bu duygun değişirse o zaman bakarsın.
0
babilbaligi
(04.12.17)
Sevmek zorunda değilsin ki. Sanki çocuk sevmemek garip bir şeymiş, herkes belli bir yaştan sonra çocuk severmiş, sevmese bile kendi çocuğunu yapıp onu sevmeliymiş gibi bir algı var toplumda ama çocuk sevmiyorsan yapmamak senin için de potansiyel çocuk için de en hayırlısı.
0
love my way
(04.12.17)
Love my way +1

Niye çocukları sevmek zorunda hissediyorsun ki kendini? Sevme boşver. Çok mu lazım.
0
i m cool with that
(04.12.17)
Ben çocukları zaten çok seviyordum 1.5 yaşında çocuğum var.Tek söyleyebileceğim anlatılmaz yaşanır.
0
turkuaz
(04.12.17)
Kendi çocuğum olana kadar kedi yavrularını insan yavrularından daha fazla sevdim. Çocuklarımı yüyütürken ablam ve annemden çok destek aldım, hala daha alıyorum. Bu beni dinlendirdiği için çocuklara daha sabırlı davranabiliyorum. O anlatılan Alman benim işte. Demek istediğim, kendi çocuğun olunca çok seviyorsun, hatta genel olarak çocuk sevmeye başlıyorsun. Yine şımarık çocuk sevmeyeceksin ama, şımarık çocuk sevilmez ki...
0
SiyamkedisiZorro
(04.12.17)
(9)

Zaradan parfum

brad pitt
S.aBen hep gio armani aqua kullandim hayat boyu. Nadiren orjinal. Cokca dp den :) tirsiyom bi yandan diyolar cilt kanseri olursun falan. Derim agzima yuzume sikiyom ben bol bol. Ama kokusunu hep cok sevdim. Dedim ki bi degisiklik olsa mi. Bugun tesadufen zarada su isimde bi parfumu denedim.unshakabl
S.a

Ben hep gio armani aqua kullandim hayat boyu. Nadiren orjinal. Cokca dp den :) tirsiyom bi yandan diyolar cilt kanseri olursun falan. Derim agzima yuzume sikiyom ben bol bol. Ama kokusunu hep cok sevdim. Dedim ki bi degisiklik olsa mi. Bugun tesadufen zarada su isimde bi parfumu denedim.

unshakable

Begendim de lan.

Simdi aklimda deli sorular. Kalici olmaz zaradaki parfum diyolla. Dogru mu. Bu parfumun hani nasi diyeyim, asli hangi parfum. Oyle diyolla da, hani zaradakiler asil bi parfumun benzeri ucuzu olur diye. Orjinali hangisi, pahali degilse onu alsak. Bu saglikli mi. Kalici mi. Onerir misiniz.
0
brad pitt
(25.09.16)
Doğru Zara Gold kullanıyorum zerre kalmıyor ama çok güzel kokuyor namussuz
0
gozu acik sevisen yahudi
(25.09.16)
sağlıksız olduğunu sanmam da kalıcı değil yani, o çok net. 2-3 saate geçiyor.
0
nathanieltroy
(25.09.16)
2 sene kadar zara gold kullandım, kalıcılığı orta seviyede. kış için ideal ve çok güzel kokuyor.

unshakable'ı da şişesinden tanıdım, o da parfüm değil edt muhtemelen, o yüzden kalıcılığı gene orta seviyede olacaktır.

büyük bir marka, sağlık konusunda çakma parfümler gibi zararlı bileşenler içereceğini düşünmüyorum.
0
kimlanbu
(25.09.16)
Ben Zara'dan bir parfüm aldım, hangisiydi hatırlamıyorum. Kalıcıdan öte, zaman geçince kokusu uçtu ve kesif bir alkol kokusu üzerime yapıştı. O yüzden sağlığını bilmiyorum ama benim tecrübem kötü. Yİne de üstünden birkaç yıl geçti, belki kaliteleri iyileşmiştir.
0
aychovsky
(25.09.16)
Peki bunlarin gerceginin ne oldugu nerden bulunur.

Yani diyolar ya zara atiyorum gio armaninin benzerini su isimle satiyo gibi.
0
🌸brad pitt
(25.09.16)
ben de zara gold kullanıyorum, kalıcılığı orta seviye. fiyatına göre çok iyi parfümleri var bence. alırken edp olmasına dikkat et diğerleri su gibi uçuyor.
0
theseachange
(26.09.16)
"Zara perfume dupes" diye aratırsanız bulursunuz sanıyorum.
0
physcos physcos
(26.09.16)
Kalıcılık arıyosan edt değil edp kullanmalısın.

eau de parfume (EDP) > eau de toilette (EDT) > eau de cologne (EDC)
0
loae haled
(26.09.16)
Zara silver, uomo var kaliciliklari cok iyi degil, kokular fena degil. Ama bikac ay once Zara man 8.0 mi ne almistm kokusunu cok begendim kaliciligi da gunu cikariyor. Bekledigimden oyi cikti, cok memnunum.
0
solenkol
(26.09.16)
(7)

Bilim ve Teknik dergisi abone olmaya değer mi?

winston insani
MerhabalarBilim ve Teknik dergisi hala abone olmaya değer bir dergi mi? Eskiden gayet iyiydi ama son yıllarda özellikle cemaat'in ve/ya da vasıfsız insanların oralarda çalışması nedeniyle kalitesi düşmüş diye duyuyorum hep.Senelik 70 liraymış.https://esatis.tubitak.gov.tr/aboneDergi.htmNe dersiniz?
Merhabalar

Bilim ve Teknik dergisi hala abone olmaya değer bir dergi mi? Eskiden gayet iyiydi ama son yıllarda özellikle cemaat'in ve/ya da vasıfsız insanların oralarda çalışması nedeniyle kalitesi düşmüş diye duyuyorum hep.

Senelik 70 liraymış.

esatis.tubitak.gov.tr

Ne dersiniz? Ücretten değilim ama bu dergi değer mi alınmaya?
0
winston insani
(25.09.16)
hayır bence. internetteki kaynaklar daha çeşitli. yakında kütüphane olan bir şehirdeyseniz. kütüphanelerin aboneliği vardır. orda takılabilirsiniz.
0
coderlovescoder
(25.09.16)
Ben e dergiye aboneyim.ama ekim ayından itibaren ek olarak eski sayıların kopyalarını verecekler galiba bu yüzden basılı dergiye abone olmak da mantıklı olabilir.hükümetlerden konjuktürden bağımsız olarak yaklaşık 27 yıldır okuyorum.evt bir çok şey değişti ama bana hala en mantıklı bilim kaynağı gibi geliyor. Bu konudaki indikatörüm Emrehan Halıcı o olduğu sürece işlerin çok boktan olmadığına dair inancım var.
0
delicevat
(25.09.16)
Evde 1999 yılının sayıları var. Efsane yazılar hazırlamışlar. Son yıllarda yüzüne bakmadığım bir dergi. Gözümün önünde bilimle ilgili bir şeyler dursun diyorsan alabilirsin.
0
dissendium
(25.09.16)
Eksisi gibi degil o dergi. Bir ise yaramiyor artik.
0
stavro
(25.09.16)
Selçuk alsan vural altın şahin koçak yok. Yerlerini dolduracak kimse de yok. Yemişim öyle kadroyu lan. Yemişim öyle camiayı. Yemişim öyle popüler bilimi. Yemişim öyle süreli yayını.
0
kargn
(26.09.16)
Nö. O paraya new scientist alırız.
0
babilbaligi
(26.09.16)
Tübitak artık Tübitak'lığını, TDK da TDK'lığını kaybetti. Eski TDK'lılar Dil Derneği'nde genelde ama eski Tübitak'lıların bir kısmı ve onların öğrencileri Bilim ve Gelecek dergisinde. O yüzden, Bilim ve Teknik almaya değmez ama Bilim ve Gelecek gerçekten tadından yenmiyor. Bilim ile ilgili bilgi için Bilim ve Gelecek'e, dil ile ilgili olanlar için Dil Derneği'nin yayınlarına başvuruyorum.
0
aychovsky
(26.09.16)
(7)

kaş göz oynatma meselesi

köstebek kurabiye
insanların toplu olarak bulundukları ortamlarda (iş yeri olur, arkadaş grubu olur vs.) sürekli birbirine kaş göz ederek iletişim kuran kişiler hakkında ne düşünüyorsunuz?ben buna çok denk geliyorum. bana birini göstererek kaş göz ediyorlar mesela, bakışları değişiyor, bir şeyler anlatmaya çalışıyorl
insanların toplu olarak bulundukları ortamlarda (iş yeri olur, arkadaş grubu olur vs.) sürekli birbirine kaş göz ederek iletişim kuran kişiler hakkında ne düşünüyorsunuz?

ben buna çok denk geliyorum. bana birini göstererek kaş göz ediyorlar mesela, bakışları değişiyor, bir şeyler anlatmaya çalışıyorlar ve ben de bir şey anlamıyorum. akılları sıra bana birini göstererek onunla alay etmemi, ona sinsice ve aşağılar şekilde bakıp sonra da bana kaş göz eden kişiye dönüp manidar bir şekilde gülümsememi falan bekliyorlar herhalde. ben bu oyuna ortak olamıyorum ya. bana çok düşük, çok ucuz geliyor bu tip hareketler. kendimi o ortama ait hissetmiyorum. ben kimseyi dışlamak istemiyorum, kimse ile dalga geçmek istemiyorum, kimsenin arkasından bakıp yamuk yamuk sırıtmak istemiyorum. insanlar benimle bu şekilde iletişim kursun istemiyorum.

kendimi bildim bileli insan ilişkilerim hep biraz zayıf olmuştur benim. sosyal zeka hak getire. böyle mimiklerle falan anlaşmayı hiç beceremem, becersem de bir topluluk içinde bunun uygulanmasını doğru bulmam. utanırım. fakat böyle düşündüğüm için yadırganan ben oluyorum genelde.

siz ne düşünüyorsunuz bu konu hakkında? bu tip sessiz sessiz kaşını gözünü kırparak, oynatarak diğer insanların yanında iletişim kurmak doğru mu sizce? bu, arkadaşlık bağlarını güçlendiren bir şey mi? siz de yapıyor musunuz böyle hareketler? yanlış düşünen ben miyim?
0
köstebek kurabiye
(25.09.16)
Katıksız birer yavşak olduklarını düşünüyorum. O insanlara katılmamakla doğru bir iş yapıyorsun, kötü hissetme.
0
harvey
(25.09.16)
Cehennemde onlar için özel bir yer var.
0
Adramelekhh
(25.09.16)
Ben yaparım bunu genelde ama dalga geçmekten ziyade olağandışı bir şey görürsem onu bozmamak için.
Mesela çok çekingen ya da ciddi birini şarkı söylerken görürsem söylemeyi kesmesin diye kaş göz işaretleriyle gösteririm.
0
petekpare
(25.09.16)
@hey sen ordaki eheh evet, bana birisi kaş göz edince direkt bön bön bakıyorum zaten. "anlamadım, noldu?" şeklinde bir surat ifadesi takınıyorum. genelde iş yerimdekiler pek hoşlanmadıkları bir kişi ortama girdiğinde bu hallere giriyorlar. benden de onlara ortak olmam bekleniyor ama ben utanıyorum. kendime yakıştıramıyorum. sonra da bu kişiler beni yadırgıyor haliyle, benimle iletişimleri azalıyor gitgide.

neyse, şu an iş yerimdekilerin benimle iletişiminin az ya da çok olması benim açımdan önemli değil ama ben bu durumu şu ana kadar girdiğim her ortamda yaşadım ve sonrasında o ortama yabancılaştım. o yüzden sorma gereği hissettim, bende mi problem var acaba diye. bir de benim gibi başkaları var mı öğrenmek istedim açıkçası.
0
🌸köstebek kurabiye
(25.09.16)
Dedikodu amaçlı bakışmalardan çok rahatsız olurum, zaten beceremem, bakma diyorlarsa mutlaka bakarım, sessiz söylerlerse sesli soruyorum ister istemez:)) Senin yaptığın doğru bir şey.
0
geçerkenugradım
(25.09.16)
mimiklerin söylediğin şekilde kullanılmasindan ben de çok rahatsız olurum ve utanirim. biri böyle bir şey yaptığında onla göz teması kurmaktan kaciniyorum, yaptığı şeyi görmezden geliyorum.
0
yuvarlanantencereninkapagi
(26.09.16)
Mimiklerle aram iğrenç değil, az-çok birtakım mimiklerden anlıyorum ama okeyde eşimin ne yaptığını anlamam mesela. Adam okeye dönüyormuş, gözler kasları kopmuş gibi fıldır fıldır bir şeyler yapıyor, ağız hayali bir sakızı çiğneyip tükürüyor gibi bir şeyler yapıyor. Ne bileyim, karşımdaki sanki yüz felci geçiriyormuş gibi hareketler yapınca bana bir gülme geliyor. Hatta okeyde öyle yapılmasını kınıyorum, hileymiş gibi geliyor ama konumuz okey değil tabii ki.

Sevilmeyen bir kişi geldiğinde hani kısa bir of-puf hareketi yapılır, zaten o tek bakışlık bir nefes alma verme hareketi ya da gözünü kırpmadan 'Kurtar beni' bakışıdır o. Baştan aşağı süzmeler, gözle yiyip bitirmeler, sana kaşla gözle yüz felci geçiriyorcasına dedikodu yapmalar çok rahatsız ediyor beni. 'Arkasından konuşmak için gitmesini de bekleyemedin' diyesim geliyor. Bu hareketler tabii ki arkadaşlığı güçlendirir. Eğer iki kişi de bu şekilde dedikodudan ve anlaşmadan hoşlanıyorsa onlar yakında sıkı fıkı olur, aralarından su sızmaz. Yanlış ya da doğru diyemem ama içime sinmiyor.

Şu anda da seni ve karşı tarafı bilmiyoruz ki! Belki gerçekten mimik cahili olduğun için kınıyorlardır, belki kötü niyetlilerdir ve onların drama dolu sosyal yaşantılarına kaş gözle katılamadığın için yargılıyorlardır. Beden dili, mimiklerden anlama alışkanlıklarla gelişen bir şey. Geçen gün bir Hintli ile konuşuyordum, bir öneride bulundum ve karşımdaki boynundaki kafasını tutan vidalar gevşemiş gibi kafasını lımbır lımbır sağa sola sallamaya başladı. Biraz bizdeki 'Ya bilemedim, kararsız kaldım' derkenki başı sağa sola sallama gibi ama boyun eklemlerini yağla biraz, aynı öyle. Aha şöyle
chroniclesofasingaporeanindiangirl.files.wordpress.com
Meğer bu Hintlilerin onaylaması imiş, bana olur demek istemiş. Bu tür şeyler öğrene öğrene oluyor; ne kadar çok maruz kalırsan o kadar çok anlamaya başlıyorsun sanırım.
0
aychovsky
(26.09.16)
(10)

hoşlandığınız kişiyle bakışmalar/göz göze gelmeler, ne kadar önem arz eder?

utepils
sb
sb
0
utepils
(25.09.16)
ciddi olana, bir nişan yüzüğü takacak kadar..
0
1adam
(25.09.16)
Bakmadan gormeden ne hoslanmasi neyin ifadesi ne duymak istiyorsun hersey muglak. sacma bir soru.
0
bruceandwayne
(25.09.16)
None.
0
chiper
(25.09.16)
Ne icin ne kadar önem arz eder?
0
shadowcat
(25.09.16)
Ergenlik yıllarımın vazgeçilmeziydi fakat sonu bir yere varmadığı için artık hiçbir önemi yok. Hatta bakışma olayını bırakalı yıllar oldu.
0
mandalina kokusu
(25.09.16)
Konuşana kadar önem arz eder sonra pek bir anlamı yok yani.
0
gozu acik sevisen yahudi
(25.09.16)
bence her bakışma ciddi oranda önem arz eder.
o da bir tür iletişim sonuçta.

ama ucu açık soru olduğundan, ne zamanki bakışmalar, hangi göz göze gelmeler falan bilemiyoruz tabii...
0
blatta hiberna
(25.09.16)
bakabilene önem arz ediyordur muhakkak. ben genelde bakışma ve cilveleşme özürlü olduğum için bu hissi hiç tadamadım.

çok hoşlansam da mal gibi başka tarafa bakarım. çocuk beni gözleriyle yiyip bitirse de karşılık veremem, utanırım. bön geldim bön gidiyorum.
0
köstebek kurabiye
(25.09.16)
"Ehehe, baktı" diyecek kadar. En fazla bir iki saat mutlu eder ama günün sonunda anlık keyif dışında bir önem arz etmez.
0
aychovsky
(25.09.16)
internetten başlayan hoşlanma şeysileri için çok bir önem arz etmiyor. :)
0
matrix
(25.09.16)
(18)

Soğuk su içmek

bir3iki7
-Hala kana kana içmeye devam ediyor musunuz?-Yoksa "bana karşı çok soğuksun.s.s" deyip bu seviyeli ilişkinize bir süreliğine ara mı verdiniz?-Veyahut "ben yaz-kış içerim, bana bir şey olmaz" diyenlerden misiniz?
-Hala kana kana içmeye devam ediyor musunuz?

-Yoksa "bana karşı çok soğuksun.s.s" deyip bu seviyeli ilişkinize bir süreliğine ara mı verdiniz?

-Veyahut "ben yaz-kış içerim, bana bir şey olmaz" diyenlerden misiniz?
0
bir3iki7
(23.09.16)
biz evde hala soğuk içiyoruz. ofiste de öyle. henüz vazgeçemedim :(
0
interview with the vampire
(23.09.16)
3/4 soğuk 1/4 ılık su karıştırıp içiyorum. Yakında soğukla ayrılırız zaten, ılıkla devam ederim.
0
kaymaktutmayansicaksut
(23.09.16)
yaz kış soğuk su içerim. zararını görmedim.
0
very big cat you.
(23.09.16)
yaz kış normal ısıda su içiyorum. soğuk ekstra dışarıda filan verilmediği sürece oda sıcaklığı hep.
0
kaputt
(23.09.16)
ilişkimiz hala devam ediyor
0
limoncello
(23.09.16)
yaz kış soğuk su. ılık-sıcak su içmeye mecbur kaldığımda hayattan soğuyorum resmen.
0
antipodes
(23.09.16)
4. seçenek olarak hiç soğuk su içmiyorum.
0
fragile lady
(23.09.16)
benim için yaz aşkı kıvamında.
0
seyduna6687
(23.09.16)
Her mevsim soğuk su içiyorum.
0
fotrsapka
(23.09.16)
Soğuk.
0
arnold schwarzeneger
(23.09.16)
her mevsim ılık su içiyorum :( ılık dediğim bu oda sıcaklığındaki.
0
çakıstes
(23.09.16)
ben yaz-kış içmem, içtiğimde hasta oluyorum. cibilliyetini sevdiğimin bünyesi.
0
devilred
(23.09.16)
Bana karşı çok soğuksun s.s. diyorum ve normal su içiyorum.
0
gilbeys
(23.09.16)
Yaz-kış oda sıcaklığında su içiyorum.
Ama yazın dışarıdayken soğuk su içtiğim de oluyor.
0
olabilir ya da olmayabilir
(23.09.16)
yaz-kış soğuk hatta buzz gibi su içenlerdenim.
0
hypathia
(23.09.16)
Su serin içilmeli derler :)
0
aklimdakisorular
(23.09.16)
Yaz kış normal su içiyorum. Kışın karlı, soğuk günlerde su ısıtıp azıcık ekleyebiliyorum. O da su dışarıdan yeni gelmişse buz gibi olduğundan, ısınması bir yarım saat falan aldığından; oda sıcaklığına geldiğinde yapmıyorum. Yazın dışarıda soğuk su içmişliğim var.
0
aychovsky
(23.09.16)
asla soguk su icmem hep oda sicakliginda,su biraz soguk olsa bogazim agrir hemen.zaten rahatsiz olurum icemem agzimda bekletip öyle yutarim.
0
eick
(23.09.16)
(18)

yarın mı yarın mı

kosun lan mevzu var
evet yanlış duymadınız.yarın mı yaaarın mıben hep kısa şekilde yarın diyordumherkes yaaaarın dediği için artık ben de yaaaaaağrın demeye baslıycamYAAAARIN CUMARTESI BEEEEEYLEEEER
evet yanlış duymadınız.

yarın mı yaaarın mı


ben hep kısa şekilde yarın diyordum

herkes yaaaarın dediği için artık ben de yaaaaaağrın demeye baslıycam


YAAAARIN CUMARTESI BEEEEEYLEEEER
0
kosun lan mevzu var
(23.09.16)
yerine, vurgusuna göre değişiyor. günlük konuşmada kısayı tercih ediyorum genelde.
0
devilred
(23.09.16)
yaaaaarın değil de, yaarın diyorum ben. yarın demiyorum, o yarmak fiilinin emir hali gibi.
0
kaputt
(23.09.16)
Yazıldığı gibi okunur. "Ortadan yarın bunu" der gibi. Yaaaarın diye okunacak olsaydı kelimenin yazılışı da "Yağrın" olurdu.
0
hümanist tabutçu
(23.09.16)
örnek istiklal marşı

belki yarın beki yaaaarın dan da yakın.
0
killerbee
(23.09.16)
Benzer durum katil için de var, ikisi de kısa okunuyor.

Ama yanlış olarak yaaarın ya da kaaatil diyen de çok.
0
crown
(23.09.16)
katil çok gıcık edici geliyo bana, hep kaatil diye duymuşum çünkü
0
killerbee
(23.09.16)
katil (kısa): öldürme işi

katil (uzun): öldüren kişi

yanlış bilgi vermeyelim.
0
devilred
(23.09.16)
kat'l (katl) diye biliyorum öldürme eylemini.
0
mermize
(23.09.16)
Evet işte kısa okunanı öldürme işi, katl zanlısı denir biz de doğal olarak i ekleriz.
0
Adramelekhh
(23.09.16)
Katil başka kâtil başka. Katl falan değil yani.

Bu arada yarın doğru olanı. Yağrın diyenler yanlış telaffuz ediyor.
0
fuzzy olmak istemistim
(23.09.16)
yarın. ek bir bilgi olarak da haaayır değil hayır. teşekkürler.
0
fragile lady
(23.09.16)
yarın. JAMİRYU
0
seyduna6687
(23.09.16)
Kısası doğru. Ayrı şey tarak için de geçerli.
0
pike
(23.09.16)
uzatıldığını duyunca çok saçma buldum. :) konuştuğunuz insanlar aptal falan mı ki böyle dert olmuş bu? karpuz yarmaktaki gibi yarmak fiilinin emir halini algılıyorlarsa bu onların sorunu.
0
matrix
(23.09.16)
killerbee+1
'Belki yarın belki yağrından da yakın' diyormuşum hep. İkinciyi hep öyle okuyormuşum ama doğrusu kısa olan.
0
aychovsky
(23.09.16)
Bi ara diksiyon kursuna gitmiştim.
orada yarın ( uzatmadan ) denildiğini öğrendim.
0
cabiday
(23.09.16)
yaaaarın diyenlere ayarım yarın.
bi de lazım var. lağzım değil la notası gibi söylemek gerek
0
cekilmis gayfe
(23.09.16)
Kısa olanı.

Haber spikerliği dersinde öyle görmüştüm.
0
la rana
(23.09.16)
(28)

kan grubunuz ne?

limoncello
belki lazım olur bulunsun burda:)benimki b rh pozitif istşehir de lütfen: edit
belki lazım olur bulunsun burda:)
benimki b rh pozitif ist

şehir de lütfen: edit
0
limoncello
(23.09.16)
b rh + :)
istanbul.


ekleme: şimdilik kan değerlerim üşük. kan verme durumum yok ama kendimi toparlamış olduğum zamanlar için burada kalsın yine de.
0
m e b
(23.09.16)
AB+
0
pomknos
(23.09.16)
0(-)
Edit: 0+ hanım kızlarımız selam mesajı gönderebilirler. Neticede zıt kutuplar birbirini çeker diyorlar.

Edit: Oha şaka yaptım atmayın mesaj falan.
0
chiper
(23.09.16)
O +
0
sta
(23.09.16)
A +
0
neferkitty
(23.09.16)
0+
0
angelus
(23.09.16)
Veritabanı yapıyorsak şehirlerinizi yazsanız iyi olur.
AB Rh(+) İzmir
0
Lim5
(23.09.16)
0 Rh + (İzmir)

Yalnız 16 Ekim öncesi kan veremem kızılay'a verdiğim için :)
0
EkimBebesi
(23.09.16)
0 Rh -
0
köstebek kurabiye
(23.09.16)
0+ lakin benim kanım bana yetmiyor, başkasına hiç veremem.
0
devilred
(23.09.16)
0 rh+
0
fraise
(23.09.16)
0+
0
killerbee
(23.09.16)
0 rh + oha bizden ne cok var.
0
cabiday
(23.09.16)
istanbul, brh+
0
canercuxy
(23.09.16)
0+ izmit.
ama 22 yıldır bir kere bile kan veremedim, almıyorlar :/
0
mutlusismankedi2015
(23.09.16)
b -

ama askerde baktırmıştım, ana-babayla uyuşmuyor. o yüzden yanlış da olabilir.
0
misterturist
(23.09.16)
"belki lazım olur bulunsun burda:)"

emin ol kan ihtiyacı olan birisi kan aranıyor duyurusu açmak yerine,

eski duyurular arasında kan grubuyla ilgili başllıkları aratıp kim bilir ne zaman yazılmış başlıklardan yazar beğenip o yazara mesaj atıp sabırla cevap gelmesini bekleyecektir, kesin yani.
0
celeron 300a
(23.09.16)
A - (ankara)
0
theseachange
(23.09.16)
0 Rh +
0
aychovsky
(23.09.16)
a rh+ buenos aires
0
seyduna6687
(23.09.16)
A rh (-)

İstanbul
0
Aman Sen de
(23.09.16)
0+ ankara
0
suwat
(23.09.16)
aynen yazın bunu favorilere atalım

sigaram yok içkim yok hastalığım yok.
mis gibi tertemizim çok şükür.

0 rh+ dediler en son.
istanbul
0
lonelyman
(23.09.16)
A +
istanbul
0
holy diver
(26.09.16)
AB+
0
matrix
(26.09.16)
B- ist
0
basond
(26.09.16)
hortlatalım da lazım olur

0 rh+
0
alt4y
(27.12.21)
hortlamışken devam ettirelim bari...

0 rh +

ankara
0
blatta hiberna
(27.12.21)
(34)

doğduğunuz mevsimle sevdiğiniz mevsim arasında

harvey
bir yakınlık var mı? Sonbahar doğumluyum ve bu mevsimi seviyorum, peşinden kışı severim, ilkbahar da hoşuma gitmiyor değil fakat peşinden hiç haz etmediğim yaz geldiği için arada bir soğukluk var. Sizde durumlar nasıl, yaz doğumlu olup kış seven ya da kışın doğup yaz delisi olan ters örnekler var mı
bir yakınlık var mı? Sonbahar doğumluyum ve bu mevsimi seviyorum, peşinden kışı severim, ilkbahar da hoşuma gitmiyor değil fakat peşinden hiç haz etmediğim yaz geldiği için arada bir soğukluk var. Sizde durumlar nasıl, yaz doğumlu olup kış seven ya da kışın doğup yaz delisi olan ters örnekler var mı aramızda?
0
harvey
(22.09.16)
Mart'ta doğdum ama sonbaharı daha çok seviyorum ben.Kış ikinci tercih ama Mart- Nisan arası ne giyileceği belli olmayan ayarsız mevsim olduğu için pek sevmiyorum :)
0
neferkitty
(22.09.16)
Mart dogumluyum. Mart aslinda ilkbahar geciyor ama ben kistan sayiyorum, ilkbaharda depresyona giriyorum genelde, kis <3
0
yuzır
(22.09.16)
kışın doğdum. kışı, karı severim.
karı derken yanlış anlaşılmasın..
0
very big cat you.
(22.09.16)
Nisan'da doğdum ama ilkbaharı hiç sevmem. Sonbahar iyidir.
0
dissendium
(22.09.16)
Yaz doğumluyum, kış insanıyım.
Yazı hiç sevmem.
0
pike
(22.09.16)
ilkbahar doğumluyum sonbahar en sevdiğim
0
shotgunwoman
(22.09.16)
kışın doğdum, baharı severim, yaz insanı olduğumu söylerler.
0
gis
(22.09.16)
Ben güneşli cıvıl cıvıl hava seviyorum yaz sıcağı yaşatmayan. Bahar aylarını çok seviyorum aslında ve mayıs doğumluyum.

Ancaaak..Şu bahar alerjisi...Ne zaman bahar gelse mayıs gelse ben hapşu hapşu, gözler yaşlı dolaşıyorum polenlerden falan.

Yani ben seviyorum da o beni sevmiyor :..(
0
qazaqwsx
(22.09.16)
kışın doğdum kışı severim. askerde olmadıkça tabii.
0
bohr atom modeli
(22.09.16)
Kışın doğdum ama tam bir yaz insanıyım:)
0
archery
(22.09.16)
Kış doğumluyum ama ilkbahar seviyorum = yok
0
fragile lady
(22.09.16)
Martta doğdum, ilkbaharı seviyorum ama Mart ayını çok sevmiyorum çünkü soğuk oluyor. Kıştan da tiksiniyorum :/
0
petekpare
(22.09.16)
kışın doğdum, kışı seviyorum.
0
Goldstein
(22.09.16)
Aralık ayında doğdum ve kış mevsimini çok severim. Bana soğuk olsun, buz olsun, kar olsun, pus olsun!

Kış mevsimi bana mutluluğu çağrıştırır her zaman çünkü doğum günüm var, birkaç gün sonra yeni bir yıla giriyoruz, herkes yılbaşı telaşı içinde oluyor, birbirine hediyeler alıyor, heyecanlanıyor. Gerçekten şahane bir ayda doğduğumu hissediyorum.

Kış haricinde ilkbaharı da çok severim çünkü doğa uyanıyor, her yer mis gibi çiçek kokuyor, hava açık olsa da serin olmaya devam ediyor. Hem çocukluktan beri ilkbahar okulların kapanmasının yaklaştığını müjdelerdi bana, hala bu şekilde hissediyorum, mutlu oluyorum çünkü öğrenciliğim bitse de meslek dolayısıyla okullardan hala kopamadım.
0
köstebek kurabiye
(22.09.16)
Var. Ocakta doğdum kış seviyorum. :)
0
mutlusismankedi2015
(22.09.16)
petekpare +1, belki egeliyim diyedir bilemem. bahar-yaz geçişi benim sevdiğim havalar.
0
aydogank
(22.09.16)
aralıkta doğdum. en çok sonbaharı, sonra kışı seviyorum. özellikle yağmuru o kadar çok seviyorum ki az önce yağmur başlayınca işi gücü bırakıp yağmuru seyretmeye cama koştum.
0
hayirsiz
(22.09.16)
Mart doğumluyum, ilkbaharın sonu + yaz insanıyım
0
lesmiserables
(22.09.16)
Eylül doğumluyum ve çöl sıcaklarını seviyorum. Güneş enerjisiyle yaşayan insanım.
0
jazzabel
(22.09.16)
İlkbaharda doğdum. İlkbaharı sevmiyorum, en sevmediğim mevsim olabilir. Sonbaharı seviyorum.
0
nawar
(23.09.16)
yazın doğdum, yaz insanıyım. kışın beyin hücrelerime kadar donuyorum.
0
devilred
(23.09.16)
ağustos doğumluyum allah belasını versin her sene geberiyorum 40 derece yapış yapış nemli istanbul sıcağında
0
marie trintignant
(23.09.16)
var. sonbahar çocuğuyum (:
0
Ufuk
(23.09.16)
1 haziran doğumluyum. kışı o kadar seviyorum ki 60 yaşına gelsem bile çocukluk heyecanımı kaybetmeyeceğim tek alan kış olabilir. istisnasız her sene eylül-ekim dedin mi özellikle sibirya'daki şehirlerin hava durumlarını takip etmeye başlarım. keza yaşadığım yerin de. sonbaharın üşüten, "üzerime bi şey almam lazım" dedirten ilk anı kadar özel ve güzel şey azdır. bir yere taşınacaksam, şehirle ilgili aklıma gelen ilk sorulardan biri "kışın soğuk olur mu, kar yağar mı?" olur mesela... örneğin italya'ya yerleşecek olsam roma'da yaşamaktansa küçük bir kuzey italya şehrinde yaşamayı tercih ederim. kışın kar yağıyo çünkü. evet.
0
der meister
(23.09.16)
nisan'da doğdum. ilkbaharı severim. sonbaharı severim. kışı çok çok severim. yazı hiç sevmem. misal şimdi yaz bitti bitiyor ya, bayram ediyorum. adeta dirilmeye başladım.
0
matrix
(23.09.16)
Temelde var, küçük bir açıdan yok. Yazın hastasıyım ve Ağustos ayında doğdum. Bu açıdan tutuyor ama ben Ağustos ayını hiç sevmem çünkü yazın son ayı. İçimi hüzün ve telaş kaplar, zamanı tutmaya çalışırım. Mayıs'ın ikinci yarısı ve Haziran'ı çok seviyorum. Yazdan başka mevsimi mevsimden saymam, geri kalan zamanda sadece yazın gelmesini beklerim.
0
aychovsky
(23.09.16)
mart basi dogumluyum, yazi severim. kistan soguktan hoslanmam
0
ne istedigini bilmeden aglayan cocuk
(23.09.16)
Yazin dogdum kesinlikle yazi severim.
0
stavro
(23.09.16)
aralık'ta doğmuşum.

soğuğu hiç sev-e-miyorum, herkes daha tişört giyiyorken ben çoktan üşümeye başlamış oluyorum. ve alerjim var muhtemelen.

fekat çok sıcağa da dayanamıyorum, bodrum'da bir akşam vakti havuz başında sıcaktan bunalıp bayılmışlığım var.

istanbul için söylüyorum; mayıs, haziran, temmuz'u seviyorum.
0
holy diver
(26.09.16)
deli gibi var hem de... kasım doğumluyum; sonbahar ve kışta bildiğin mutlu oluyorum.

lanet bir yazı geride bırakmaya çalışıyorum hala. hava güneşli olduğunda mutsuz oluyorum. 2-3 haftaya tam anlamıyla istediğim havalar gelecek. bu mutluluk işte. yaklaşık 6 ay da kalacak o istediğim hava.

şimdi onlar düşünsün...
0
mermize
(26.09.16)
İlkbahar doğumluyum, ilkbaharı çok severim ama yaş ilerledikçe sonbaharı daha sever oldum.
0
SiyamkedisiZorro
(26.09.16)
yazın doğdum, sonbahar ve ilkbaharı severim. yazı sevmem pek hatta :)
0
dessy
(26.09.16)
Yaz doğumluyum yazı seviyordum. Son sıcaklık artışları sıktı, artık yazı sevmiyorum. İlkbahar ve sonbahar güzel. Kış zahmetli. Bir yere gideceksin on kat giy çıkar. Atkısı eldiveni şemsiyesi paltosu çizmesi...
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(26.09.16)
kışı severim mayıs doğumluyum
0
basond
(26.09.16)
(4)

Daire dışında kalan alanın konveks olmadığının ispatı

aychovsky
Bunu yapmaya çalışıyorum. "Daire konvekstir"den alıp yürüyeyim dedim. Dairenin konveksliği için de üçgen eşitsizliğinden yararlanan bir ispat mevcut malum ortamlarda. http://math.stackexchange.com/questions/707648/algebraic-proof-that-a-disk-is-convexhttp://math.stackexchange.com/questions/1147125/p
Bunu yapmaya çalışıyorum. "Daire konvekstir"den alıp yürüyeyim dedim. Dairenin konveksliği için de üçgen eşitsizliğinden yararlanan bir ispat mevcut malum ortamlarda.
math.stackexchange.com
math.stackexchange.com
Yalnız, bunu da anlamadım. Bizim değişkenlerimiz nerede? 0 ile 1 arasında olması gereken katsayı nerede?

Nasıl ispatlarım? Bilen eden?
0
aychovsky
(22.09.16)
daire içinde iki nokta seçip birleştirdiği doğrudaki herhangi bi noktanın onun içinde olduğunu gösteriyor da anlamadığınız şey şu kısım mı: z=λx+(1−λ)y. bunu konvekslikle ilgili okuduğum her linkte varsayılan olarak almış, tanımdan böyle diyor. sanırım konunun başında açıklanan bir şey bu. şunun başlarında da biraz açıklar gibi olmuş gubner.ece.wisc.edu
0
pide
(22.09.16)
O tanımdan aldım, biraz yürüdüm ama tıkandım.
0
🌸aychovsky
(22.09.16)
x ve y değil mi değişkenler? max 1 olabilir diyo her biri. karelerinin toplamı da 2 olabilir.
0
sttc
(22.09.16)
ilk linkte en alttaki Solution using Cauchy-Schwarz Inequality kisminda proof verilmis. degiskenler x ve y. x=(x_1,x_2) y=(y_1,y_2) noktalarimiz. 0 la 1 arasi olmasi gereken katsayi da lambda
0
meteonur
(22.09.16)
(13)

kadinlar ve kutular

in vino veritas
kendimde de cevremde de gozlemledigim bir sey bu, kadinlar olarak kutu meraklisiyiz buyuk kismimiz. kutusu azicik duzgun seyler bittikten sonra o kutuyu saklama istegi doguyor bende, icimdeki kucuk firat bir yerlerden cikip "eneee bisi yaparim ben bununla kii" diyor sanki. 1- sizde de boyle mi?2- at
kendimde de cevremde de gozlemledigim bir sey bu, kadinlar olarak kutu meraklisiyiz buyuk kismimiz. kutusu azicik duzgun seyler bittikten sonra o kutuyu saklama istegi doguyor bende, icimdeki kucuk firat bir yerlerden cikip "eneee bisi yaparim ben bununla kii" diyor sanki.

1- sizde de boyle mi?
2- atmaya kiyamadiginiz buyuklu kucuklu kutularla ne yapiyorsunuz?
3- psikolojide/sosyolojide veya herhangi bir lojide bunun bi aciklamasi var midir acaba?
0
in vino veritas
(22.09.16)
1. Evet, böyle.
2. Eşyalarımı koyuyorum, derli toplu ve şık bir görünüm için oldukça ideal bence.
3. Bilmiyorum.
0
fragile lady
(22.09.16)
İstifçilik diye bir rahatsızlık var ama o geneli kapsıyor sadece kutuları değil. Farkına bile varmadan seni ele geçirir, bir bakmışsın her taraf ıvır zıvır dolu.
0
xaxxbczczaaxax
(22.09.16)
1. Aşırı olmamakla birlikte, evet böyle.
2. Ojeleri, takıları, makyaj malzemeleri vs istifliyorum.
3. bilemedim. ama bence psikolojik bi olay değil.
0
elorelia
(22.09.16)
Stokculuktan oluyor. Genlerimizden gelen bisey ivir zivirlari atmamizi önluyor bigun lazim olur diye, kutular da bu ivir zivirlari saklamak icin gerekli oluyor.

Zaten yasi geckin annelerde filan kutuya, saklama kabina para verip disardan almak zinhar sacma bi hareket, onlar ondan sakliyorlar herseyi.

Ben dokuntu sevmiyorum, icime sikinti cokuyor. Ani da biriktirmiyorum, fotograf vs. Ikea dan dekoratif amacli aldigim kutular var hepsinin ici bos, o da sacma aslinda.

Ha bir de bu vesileyle unutmayalim, unutturmayalim:)

www.google.com.tr
0
sindustrial
(22.09.16)
1. Düşündüm, ben de çok seviyorum kutuları ama ya kutulu bir şey kullanmıyorum ya da biriktirmiyorum. Kutu güzelse atmam ama denk mi gelmedi, hatırlamıyor muyum, valla çıkaramadım. Gerçi ben doğrudan kutu satın aldım, en çok onu hatırlıyorum. Hatta daha birkaç hafta önce 'Ne güzel kutu bu, ihtiyacım da var. Alsam mı' demişliğim var. Sonra kendimi tutup almadım ama şu anda da ihtiyacım var gerçekten.

2. Evdeki saçma ama gereken ıvır zıvırı koyuyorum, böylece ortaya saçılmıyorlar. Bazı şeyler olur, ayda yılda bir kullanırsın ama bir gün gerektiğinde evde olması iyi olur; o tarz eşyaları koyuyorum. Atıyorum, çengelli iğne gibi şeyler gerekmez gerekmez, bir gün gerekeceği tutar ve "Neredeydi bu lanet şeyler" diye evde aranırsın ya, o tarz şeyleri koyuyorum en çok ama onların da zaman içinde tozlanması, içinin saçmasapan şeylerle karışık olması rahatsız ediyor. Titiz değilim hiç ama 40 yılda bir kullanılan şeylerin olduğu kutulara bakmak içimi açmıyor pek. Bir kere de bir ayakkabı kutusuna pudra, krem gibi kozmetik malzemelerini koymuştum. Oradan buradan düşüyorlardı, hepsi toplu dursun diye kutuya koydum.

3. Bilmiyorum. İstifçiliği duymuştum; hatta bunu anlayabilmek için "Evinde çok eşya var mı diğer insanlarla karşılaştırınca", "Eşyaların yedeğini alır, biriktirir misin? Örneğin, deterjanı 'Nasıl olsa kullanıyorum, yedeğini de alayım' deyip ikişer ikişer mi alırsın", "Eşyaları kolay atabilir misin" gibi sorular soruyorlar. Hatta birtakım anksiyete bozukluğunun temelinde olduğunu da duymuştum, söylenmişti ama tek yönlü bir durummuş bu. Her bunu yapan anksiyete bozukluğuna sahip değilmiş ama anksiyete bozukluğunda böyle istifçilik, yedekçilik durumları görülüyormuş.Kültür ve yetişme tarzının bir parçası gibi de olabilir. Toplumumuzdaki anneler istifçi insanlar. Dolaplardaki çok şey hurçlarda duruyor. Bahar temizliği yapıyoruz. Kışlıkları/yazlıkları kaldırıp indiriyoruz. Düzenli durma evlerin önemli parçası. Belki bunun bir yansımasıdır. Belki de psikolojik bir şeydir. Belki ikisi birdendir, topluca böyle bir psikolojik sıkıntımız vardır ve bu da bizi bu cendereye sokuyordur.
0
aychovsky
(22.09.16)
Kullandigim seylerin kutularini biriktireyim atmiyim diye dusunmem. oyle bir takintim yok ama sevdigim icin ozellikle gidip kutu aliyorum. Suslu renkli buyuklu kucuklu kutular hem ise yariyor hem dekoratif olarak kullanmayi seviyorum. Her kutuyu degil guzel sevimli şık kutulari seviyorum. Icine bi sey koymasam bile aldigim oluyor.
0
aquarium
(22.09.16)
1.evet
2.ojeleri, nadir kullandığım bakım malzemelerini ıvır zıvırları falan koyuyorum.
3.sanmıyorum ama olabilir.
0
jonestown
(22.09.16)
Kutu deyip geçmeyin lan. Onlar şu anda parayla satılan organizer denilen zımbırtının atası. Ben erkeğim. Elektronik, mekanik ıvır zıvırla hem kendi keyfim hem de mesleğim dolayısıyla (mesleğim de keyfimin sonucu doğal olarak) evde dağılmadan organize bir şekilde durmalı. Mesela çok dağınık bir insanım. Ama mesele takımlarım, malzemelerim olunca askeri düzen içerisinde olurum. Bu sene 3. eve taşınmak durumunda kaldığımdan ve şehir değiştirdiğimden pek düzenli olamadım. Ama şimdi taşındığım evim içler açtığı için eski düzenime geri dönüyorum.

PS: Kum torbasını nereye asıcam lan ben?
0
mimimi
(22.09.16)
ayy ben de bayılıyorum kutulara. hep almak istiyorum ama yeterince olduğu için kendimi tutuyorum. içlerini kategorize ederek doldururum. teknoloji kutusu, ıvır zıvır kutusu, bakım kutusu, eğitim kutusu gibi.
0
yuvarlanantencereninkapagi
(22.09.16)
ben sadece aldığım ayakkabının kutusunu atmam onu da mevsimi geçince kutulayıp dolaba kaldırmak için. elime güzel, süslü kutular geçince de atıyorum açıkcası. kutu iyi hoş olabilir ama evde fazlalığa ne gerek var ki? galiba ilkel atalarım istifçilik yapmadığı halde şans eseri hayatta kalmış. canlarım benim :(
0
ruhen hastayim ben
(23.09.16)
1)evet ben de seviyorum kutuları. geçen evi toparlarken 3-4 yıl önce aldığım telefonun kutusu geçti elime, ya acaba bir işime yarar mı diye düşündüm, sonra da saçmaladığımı fark ettim attım neyse ki.
2) her kutuyu saklamıyorum ama sakladıklarıma büyüklüklerine göre takılar, tokalar ıvır zıvır koyuyorum işte.
3) hiç hatırlamıyorum böyle bir şeyi, belki vardır.
0
şubatsonrası
(23.09.16)
1-evet, kesinlikle boyle
2-hepsinin birbirinin içine koyuyorum, mutlaka işe yarıyorlar.
ben sadece köşeli kutulari seviyor ve kullanışlı buluyorum.
3-yönetebiliyor, kontrol edebiliyor, saklayabiliyor, muhafaza edebiliyoruz sayelerinde.
kimi en degerli seyleri, kimi gormek istemediklerimizi koyuyoruz içlerine, nasıl sevilmesinler.
benzeri;
www.reddit.com
0
rn
(23.09.16)
+1
psabahce kutulari mesela ne guzeller. bir kismi tasinirsam esyam duzgun gitsin diye, bir kismi bir gun birine hediye vermek istersem kullanirim diye vs. vs.
0
jimicik
(23.09.16)
(18)

çok ünlü bir rock şarkısı ama bulamıyorum?

leeloodallas
çok ünlü, klasik bir rock şarkısı olduğuna eminim. vokalin genç ve tok gibi bir sesi var. hızlıca söylediği nakaratın sonunda "ayiiiğğ ayiiğğğ ayiğğğ yaaağ" diyor ( bu noktada bye ya da aye dediğini varsayabiliriz) sonunda da güzel bir solo var. 70'lerden olması bir tık yüksek ihtimal.bir umut, bulu
çok ünlü, klasik bir rock şarkısı olduğuna eminim. vokalin genç ve tok gibi bir sesi var. hızlıca söylediği nakaratın sonunda "ayiiiğğ ayiiğğğ ayiğğğ yaaağ" diyor ( bu noktada bye ya da aye dediğini varsayabiliriz) sonunda da güzel bir solo var. 70'lerden olması bir tık yüksek ihtimal.

bir umut, bulurum diyorum.


şu aşağıdaki entryde bahsettiğim şarkıdır aynı zamanda:
eksisozluk.com
0
leeloodallas
(21.09.16)
vocaroo.com suraya mirildasan olur bence. bu kadar az bilgiyle zor.
0
oshamahue
(21.09.16)
youtu.be kadın mı erkek mi söyleyen?
0
uyusam iyi olur
(21.09.16)
erkek
0
🌸leeloodallas
(21.09.16)
depresif değil, eğlenceli bir şarkı.
0
🌸leeloodallas
(21.09.16)
değil
0
🌸leeloodallas
(21.09.16)
guns'n roses- welcome to the jungle?
0
sta
(21.09.16)
Acdc falan olabilir belki onların şarkılarına bak
0
uyusam iyi olur
(21.09.16)
guns n roses, aerosmith, ozzy osbourne falan kesinlikle değil. grunge değil. 70ler tadı var
0
🌸leeloodallas
(21.09.16)
erkek vokalin sesi tiz değil, the clash'vari biraz
0
🌸leeloodallas
(21.09.16)
şu nakaratın sonunu farklı tonlarda söylemeye çalıştım ama bulamadım.bi mırıldanır mısınız ya da hızını falan söyleyin de aklıma getirmeye çalışayım.
0
mungojerry
(21.09.16)
pearl jam - jeremy
0
kombucho
(21.09.16)
Ayiğ ayiğ diyince aklima avenged sevenfold bat country geldi ama değildir herhalde :(
0
nundu
(21.09.16)
Ayrica sarkiyi radyoda duyup dinlerken bi shazam acsaymisin keske internetten bakana kadar
0
nundu
(21.09.16)
John Travolta - Sandy olabilir mi?
www.youtube.com
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(21.09.16)
Deep Purple, Child In Time?
0
cedilla
(21.09.16)
Talking Heads - Psycho Killer?
www.youtube.com
0
aychovsky
(22.09.16)
hiçbiri hiçbiri. bulduğumda buraya koyacağım
0
🌸leeloodallas
(22.09.16)
Koy valla çok merak ettim bende
0
uyusam iyi olur
(22.09.16)
(25)

Doktorlar hakkında ne düşünüyorsunuz?

dahayeniymis
Genel soruyorum. İnsanların bir genelleme yaparak meslek grubunu yargılandığını görüyorum. Siz ne düşünüyorsunuz? Güveniyor musunuz, tutumlarını tavırlarını nasıl buluyorsunuz? Doktor olmak hakkında ne düşünüyorsunuz? Bunlar dışında da fikir belirtebilirsiniz.
Genel soruyorum. İnsanların bir genelleme yaparak meslek grubunu yargılandığını görüyorum. Siz ne düşünüyorsunuz? Güveniyor musunuz, tutumlarını tavırlarını nasıl buluyorsunuz? Doktor olmak hakkında ne düşünüyorsunuz? Bunlar dışında da fikir belirtebilirsiniz.
0
dahayeniymis
(20.09.16)
kimisi var ki tavırları o kadar itici ki , hastahanelerde doktor dövenleri haklı buldugum oluyor.

Kimisi var ki , elinden geleni yaptıgını hissediyor insan , ne yapsa güven duyuyorum.

Ha doktorluk bana göre değil , o ayrı
0
MiraTaurus
(20.09.16)
ben saygı duyuyorum. istisnaları var elbet.
0
ruhen hastayim ben
(20.09.16)
Az önce acilden gelmiş biri olarak doktorluk çok zor diyorum. Doğrudan insanı konu edinen bir işte çok dikkatli ve sabırlı olmak zorundasınız. Ben makine mühendisliği okuyorum, mesela bizim bölüm de biraz zor, ama iş hayatına başlayınca çok fazla stres yaşamıyorsun. Hele bir de ofiste çalışan mühendis olunca fiziksel olarak çok yorulmuyorsun bile. Ama doktor olunca zor bir eğitim hayatı sonrasında yine zor bir iş yaşamıyla karşılaşıyorsun. Her insanın iyisi ve kötüsü vardır. İyi doktorlara her zaman saygı duyarım.
0
dissendium
(20.09.16)
iyisi var kötüsü var. işini iyi yapanı var, kötü yapanı da.

her meslek gibi. mesleğe güvenmem, insana bağlı. ben güvenilir doktorda tanıdım, kötüsünüde.
0
kurnaz
(20.09.16)
zeki oluyorlar genelde.
0
zgrydn
(20.09.16)
bi tane bulsam basarım nikahı.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(20.09.16)
çok yakınımda başımda bir kaç tane var da bazen diyorum ki Allahım şunları bana muhtaç et. kimseyle samimiyet kuramıyorlar egoları yüzünden. aslında çok zavallı mahluklar. istisnaları vardır elbet diyim de kafamı ağrıtmasınlar. bazen düşünüyorum ben hayati bir konuda engin bilgilere sahip olsam onlar gibi olmam. kendimi insanlığa adarım hastalarla bir bütün olurum falan filan. tabi kazın ayağı göründüğü gibi olmayabilir de. ayrıca bunun hastalarla ilgisi yok anneannesine bile tepeden bakanlar var. ekşi sözlük gibiler bence hiçbir şeyi beğenmiyorlar.
0
for day to break
(20.09.16)
Cogunu egoist buluyorum, meslege yeni atanan yeni yetme savcılar gibi.
0
cabiday
(20.09.16)
bir tıp öğrencisi olarak genelde doktorlara güvenemiyorum. çok basit bir sorunum varsa bile hastane, doktor araştırıp öyle gidiyorum. birçoğu ' bilinçsiz' geliyor. ancak bu anlamda yorum yapabilirim.

ama doktorlar şöyledir böyledir demiyorum, tavırlarını da genellemiyorum. sadece dediğim gibi mesleki anlamda birçoğu bilinçsiz gibi.

toplum olarak doktorlardan çok hoşbeş bekliyoruz. kimse bu beklentiyi karşılamak zorunda değil. çalışma şartları çok zor ve yıpratıcı. sizin belki günde sadece bir kez karşılaştığınız problemli, gününüzü mahveden bir insanla doktorların bir çoğu gün içersinde onlarcasıyla karşılaşıyor. ve psikolojik anlamda insana çok yük bindiren bir meslek. bunlar insanı cok yoran seylerdir eminim.

son dönemlerde, iktidarın da körüklemesiyle doktorlara çok yüklenildi. toplumda da ' hak aramak' adı altında, alakası olmayan saldırgan bir tavır oluştu. gerçek bir doktorun var olan bilgisi, hizmeti çok değerli, önemli. bu acilen bilincine varılması/ vardırılması gereken bir şey.
0
yuvarlanantencereninkapagi
(20.09.16)
daha bugün biri kadın, biri erkek olmak üzere 2 doktora muayene oldum(farklı branşlarda), dışarda mahşer kalabalığı varken ve saat 15.00 olmuşken, benimle gayet güzel ilgilendiler ve sorularımı cevapladılar.

saygı duyulmayı hak ediyorlar ve böylesine mütavazi doktorları da görünce insan x saygı duyuyorsa, 2x saygı duyuyor.

ben günde 2 insanla muhattap olunca yeter lan diyorum, onlar ne yapsın. sabırlar diliyorum.
0
dead and broken
(20.09.16)
pek görmemeye çalıştığım biraz çekindiğim insanlar aslında. tavır önemli.

aileden biri de yakında doktor olucak o zaman ne düşünürüm bilemiyorum.
0
qazaqwsx
(20.09.16)
Hanımla tanışana kadar ben de çok sevmiyordum doktorları ama sayesinde yıktım önyargılarımı işleri zor valla. Ama şu okulu yeni bitiren tiplerden olabildiğince uzak durmakta da fayda var hiç çekilmiyorlar.
0
angelus
(20.09.16)
Ben mühendisim (odtü elektronik). Yaptığım işte uğraştığım insanlar, türkiyenin en zeki %2'sini falan oluşturuyor.

Türkiyede üniversite mezunu %11, bunun çoğu da 2 yıllık yüksek okul mezunu. 4 yıllık fakülte mezunu sayısı daha da az, %5 civarı sanırım.

"üniversite mezunu olmak zeka göstergesi değildir" dediğinizi duyar gibiyim ancak kimse de genel olarak mühendislerin toplumun genelinden daha zeki olmadığını iddia edemez heralde.

mimarların iş arkadaşları da ilk %5'teki insanlar. iş yaptıkları müteahhitler de en azından iş hayatında dikiş tutturacak ve zengin olacak kadar zekiler, ilk %5'te olmasalar da. Onların arasında bile gıcık insanlar var bol bol.

mühendis olarak da çalıştığımız müşteriler veya diğer firmalar, toplumun ortalamasının üstünde insanlar. köylü mehmet amcayla veya maganda abdullah dayıyla uğraşmıyoruz. mimarlar da uğraşmıyor, fizikçiler de.

ama doktorlar, türkiyenin en zeki %2'sinin içinde olmalarına rağmen, halkın %100'üyle uğraşmaları gerekiyor.

biz burada ekşiduyuru'da takılan insanlar olarak bile bu halkın ilk %20'lik kesimindeyiz. Ekşiduyuru'yu biliyoruz, login olabiliyoruz, email adresimiz var falan.

En iyi üniversitelerden mezun olabilen meslekler arasında, "gerizekalı"yla uğraşması gereken tek meslek doktorluk ve benzerleri (psikologlar, eczacılar vs).

Böyle olunca, ben bile mühendis halimle müşterilerimi beğenmiyor ve küçük görebiliyorsam, doktorların durumunun ne kadar daha vahim olacağını tahmin edebiliyorum.

Öyle laftaki kadar kolay değil herkese eşit değer vermek. Karşındaki insan kendi fikrinin seninle aynı değerde olduğunu zannediyorsa, ve bu insanlardan her gün yüzlercesiyle uğraşmak zorunda kalıyorsan, kısa zamanda sen de herkese otomatik olacak gıcık olursun.

Bir doktorun hastası, aksini ispat etmedikçe, gıcık ve aptal biridir. Doktorun tavrının iyi olmasını istiyorsan, öyle bir insan olmadığını ispatlaman gerekir.

Ben, bir doktora dert anlatmak zorunda olduğum zaman, önce kendi kişiliğimi gösteriyorum, sonra doktordan saygı bekliyorum. Aksi takdirde doktorun bana yukarıdan bakacağını biliyorum, ben doktor olsam benim de öyle yapacağımı biliyorum çünkü.

Mühendisler mimarlar falan anlamaz, çünkü hep kendi %5'lik kesimiyle uğraşan izole bir hayat yaşıyoruz biz. Müşterilerimiz de görece kalifiye insanlar, iş arkadaşlarımız da, patronlarımız da, arkadaş çevremiz de. Biz de doktorlar gibi halkın %100'üyle uğraşsak birkaç aya kalmaz herkese pislik gibi davranırız, eminim.

Doktor kızlar eqlesin. @shotgunwoman sana diyorum.

şaka şaka evliyim ben, bi avukatla. O da halkla uğraşmaktan bıktı.

Farkındaysanız, "tavırlı meslekler" hep okuması zor bölümler bitirip, halkın tamamıyla uğraşması gerekenler. Doktorlar avukatlar hakimler gibi.
0
harzem
(20.09.16)
bir doktor olarak doktorların dünyanın kahrını çekmeye geldiklerini düşünüyorum.

geçen cuma 24 saatlik bir acil nöbeti tuttum. tam 450 hasta bakmışım. bu ay tahminime göre 2600 hastaya bakmış olacağım (sadece bakmak yani kimse kaliteli bir muayene beklemesin) toplamda 392 saat mesai yapmış olacağım.

yıpranmış hissediyorum. son 10 günde sadece 1 kere evde uyudum kalan günler hastane köşelerinde.
0
uzman pratisyen
(20.09.16)
Tip okuyorum ben de o yuzden biraz daha icerden bakiyorum olaya. Doktorlarin bir kismi çok kültürsüz sadece kendi branşlarıni bilip dunyayla ilgili bilgilere kendini kapatan insanlar ki bu kisim genelde daha egoist oluyor cahillikleriyle paralel olarak. Ama bazı doktorlar da cok entelektüel ve pek cok konuyla ilgili bilgisi var. Onlar ise genelde hastalara daha iyi davranıyorlar.

Yalniz burada doktorlar egoist diyen arkadaşlar biraz haksızlık ediyor. Doktorluk cidden bi yerden sonra tanri kompleksi yaratan bir meslek. Yani bi aile hekimi olup en öyle çok agir vakalar gormesen bile bi sekilde insan tedavi ediyosun ve bu sana sen istemesen de ego yüklüyor. Bu yuzden her doktorda bi miktar ego vardır diğer meslek gruplariyla karsilastirirsan ki bence bu haksiz sayilmaz.
0
nundu
(20.09.16)
dehsetli itici buluyorum. kendilerini bi bok sanıyolar. ne sevgilim olur ne yarın colugum cocuguma okuturum o meslegı
0
kurcalamabozarsin
(20.09.16)
Bazı hastaları bırak tedavi etmeyi camdan aşağı atmak istiyorsun. İçeride hasta varken kapıyı çat diye açıp kaç saattir aynı hastaya bakıyorsunuz, bekliyoruz burada diyor mesela. Manyak manyak tipler geliyor. 36 saat kesintisiz çalışan, günde 100 hasta bakan doktor ne yapsın. O yüzden bilgili ve hastasının yararını gözeten doktor bulduğumda tribine bakmam. Yılların hastası taze doktor adayı bildirdi.
0
Lim5
(20.09.16)
mühendisler kadar kendini beğenmiş olduklarını düşünmüyorum. mühendisler her zaman daha kendini beğenmiş gelmiştir bana.
0
nothing in my way
(20.09.16)
Acil doktorları benim gozumde efsanedirler. Allah yardimcilari olsun.

Alaninda uzman ve unvani artan doktorlari ise bazen anlayabiliyorum. Herkes takintili, herkes hasta. Ben bile mali işler konularinda işyerinde ufak tefek seylere darlanabilirken, doktorlarinda bu hakkinin olabilecegini dusunuyorum, sureklilik arz etmedigi muddetce. Hepimiz insaniz, robot degil..

Bir de cerrah olan bir doktorun havasi olsun arkadaş az biraz.;)
0
st curse
(20.09.16)
İyi komşu olur diye düşünüyorum, öğrenciyse sessiz sakin ders çalışır, hayvan gibi evde ses sistemi kurup parti vermez; mezunu da eve gelir film izler, kitap okur, makale okur yine sessiz sakin takılır. Bütün mahallemiz keşke doktor olsa (Alt komşusunun gürültüsünden baygınlık geçiren emekli albay yorumu).
0
neferkitty
(20.09.16)
Ben hep cok iyi doktorlara denk geldim. Hep ilgilendiler. Doktorlari cok seviyorum ve saygim sonsuz. İyiki varlar..
0
matilda
(21.09.16)
bir doktor bulsam evlenicem:) saygı duyuyorum
0
monkey
(21.09.16)
Çok saygı duyuyorum. İşleri hem ciddi, hem zor. Bir ton insanla içli dışlı olmak zorundalar, ki çok zor bence.

Yine de bir kısmının dediklerine güvenemiyorum. Basit farenjit, soğuk algınlığı gibi hastalıklar değil de, büyük hastalıklarda ikinci, üçüncü görüş almadan iş yapacak kadar güvenemiyorum. Bol bol doktor araştırıyorum. Bir kısmı kendilerini geliştirmiyor ve mezun olduğu ya da en son 15 yıl önce girdiği sınavdaki bilgisine göre iş yapıyor. Atıyorum ki, bir devlet hastanesinde çalışan, branşı olan, eskice bir doktor evine gittiğinde kendi alanındaki makaleyi okuyup "Hmm, bak böyle diyorlardı. Demek ki şöyleymiş" demiyordur. Öyle olmayınca da güvenemiyorum. Herhangi bir alanda kendi bilgisiyle yetinen insana güvenemem zaten. Tıp olunca daha da zor oluyor. Sürekli bir şeyler öğrenen doktora canım feda. Geçen ay ünlü bir yerde çalışan bir profesöre gittim ve iki gün içinde minik bir operasyon olacaktım. İkinci bir görüş almaya gittim başka birine. Meğer ilk doktorun o belirtiler için koyduğu teşhis de, o teşhis için önerdiği tedavi de yanlışmış ve teknolojisi de bayağı geride kalmışmış. İkinci doktor poposuyla gülüp "Bu adam nasıl meslekten men edilmiyor" dedi. Üstelik o "minik operasyon" dediği şeyin hayat boyu kalıcı sorunları olacakmış ve o operasyonu olmam bile gerekli değilmiş. E bunların ikisi de profesör. Biri benim gözümde Tanrı katındayken, diğeri sıradan vatandaş.
0
aychovsky
(21.09.16)
Türkiye ortalaması kendini pek geliştirmemiş ve özgüveni düşük olduğundan kibirli, yine önemli bir kısmı mini çakal.
0
arnold schwarzeneger
(21.09.16)
Doktor bir meslek grubu tanımlamaz, hangi alanda olsun doktora yapan herkes doktor olur.

Sen hekimleri soruyorsan, bildiğin teknik eleman. mühendis gibi, öğretmen gibi,...

Bir meslek grubuna güvenilmez, kişiye güvenilir. Hekimlerin de içinde iyisi de var, kötüsü de.

Hekim olmak pek mantıklı bir iş gibi gelmedi bana, o yüzden de olmadım. Aşırı zorlayıcı bir süreç, olağanüstü çalışma saatleri ve doğrudan bakanlık insiyatifinde bir iş hayatı var. Gece nöbeti falan derken iyice zorlayıcı.

Herhangi bir alanda doktora yapıp 5+ yıl tecrübeli iken o maaşları alamıyorsan bir sorun var demektir. Yani özel bir sevgin yoksa tıp okuyacağına makina mühendisliği oku, odtü makinadan mezun ol, çalışırken master doktora yap, hekimler hastanede nöbet tutarken sen biranı yudumla falan filan, sonra aynı maaşı rahat al.

İnsanla uğraşması, sorumluluğu falan da cabası. Yok zorunlu hizmet, yok hastadan şiddet tehtidi, abartılı bir hoca kaprisi falan derken bana mantıklı gelmedi.

Kabaca böyle.
0
babilbaligi
(21.09.16)
(7)

Bir Excel ve bir Word sorusu

aychovsky
- Excel'de çift tıklayınca formül aşağı iniyor ve ne kadar satır varsa hepsini o formülle dolduruyor. Bunu da yatayda mouse ile tutup sürükleyerek yapıyoruz ya; formülü 10001 sütun için genişletmem ve sürüklemem lazım. Haliyle de o kadar tutup sürüklemem imkansız. Uzun iş ve bunu çok tekrarlı yapmal
- Excel'de çift tıklayınca formül aşağı iniyor ve ne kadar satır varsa hepsini o formülle dolduruyor. Bunu da yatayda mouse ile tutup sürükleyerek yapıyoruz ya; formülü 10001 sütun için genişletmem ve sürüklemem lazım. Haliyle de o kadar tutup sürüklemem imkansız. Uzun iş ve bunu çok tekrarlı yapmalıyım. Aslında yapmak istediğim sütunlara 0 - 0.1 - 0.2 - 0.3 - .... diye numara vermek. Sürüklemeden nasıl olacak bu iş?

- Word'de bir tablonun hücresinin içine bir şekil yapmak istiyorum. Atıyorum ki, daire. Normalde daireyi yukarıdan bulup çiziyoruz ya, Enter'a basınca dairenin yeri değişmiyor ama tablo aşağı iniyor ya da tablo ile şekil farklı derecelerde aşağı iniyorlar. Bunları sabit tutmanın yolu var mı? Şekil çizer gibi değil de, 'Kardeşim, bu hücrenin içinde bir daire olacak' derecesine nasıl getirebilirim? Bu şekillerin duruma göre içine dolgu yapılması gerek. Dolayısıyla resim olarak yapıştırmak mantıklı olur mu?
0
aychovsky
(20.09.16)
Makro yazıp göndereyim ilki için, 2 dk'lık iş.
Tam olarak 0.1 artışla 10001 sütun mu istiyorsun?
0
cakabo
(20.09.16)
Office sürümün ne?
0
aklimdakisorular
(20.09.16)
@cakabo Aynen öyle. Makro sorun değil, yazılır. Ben de üşendim de, bunun kısa yolu var mı diye merak ettim. Basit ihtiyaç; bu tarz basit ihtiyaçların genelde basit çözümleri oluyor. Öyle 5 sn'yi aşmayan bilmediğim bir çözümü var mı diye merak ettim.

@aklimdakisorular Mac için 15.21... bir şeyler.
0
🌸aychovsky
(20.09.16)
Makro olmadan formül kullanarak yapılabilir.
2. hücreye A1 + 0.1 formülü girersin.
Formülü kopyaladıktansonra XFD1 hücresine gidip ctrl shift left arrow ile tüm hücreleri seçip enter ile formülü girebilirsin.

Başka yol bulamadım.

Makrosu da bu.

Sub hucre_doldur()
baslangic_deger = 0
artis_deger = 0.1
hucre_adedi = 100
For i = 0 To hucre_adedi
Cells(ActiveCell.Row, ActiveCell.Column + i) = baslangic_deger + artis_deger * i
Next i
End Sub
0
cakabo
(20.09.16)
Formülsüz daha kolayı var.

Doldurmak istediğin satır/sütunun ilk değerini girip komple seçiyorsun.

"Giriş" sekmesinde "Düzenle" bölümünde "Doldur" altında "Seriler" seçeneği var. Oraya tıklıyoruz.

Adım değerini ve son değeri girip onaylıyoruz.


EKLEME: 2. Word sorunu tam anlamadım. Tablonun içine şekil çizince, tablo ile şekil eşit oranda beraber aşağı iniyor zaten.
0
ofkeyle kalkanin yerine oturan yazar
(20.09.16)
Sanırım ben tablonun içine şekil çizmeyi beceremedim. Şekil eklemeyi seçince Word'ün rasgele bir yerine şekli koyuyor, ben onu sürükleye sürükleye hücrenin içine götürüyorum. Oysa şekli hücre içine çizmem gerek.
0
🌸aychovsky
(20.09.16)
Deminki excel çözümü için gif de hazırladım, bu arada power pointin ekran videosu alma özelliği varmış yeni farkettim:

ezgif.com


Word sorusuna gelince, şekli eklemek istediğiniz yeri önce Mouse ile seçerek eklemeyi deneyin. Çizdiğiniz şeklin üzerine basınca sağında küçük bir kutucuk belirir, orada kaydırma ve sabitleme seçenekleri var. Yardımcı olur.
0
ofkeyle kalkanin yerine oturan yazar
(20.09.16)
(11)

ilk defa duyuruda böyle bir şeyle karşılaştım.

kurnaz
arkadaşlar şu duyuru malumunuzhttps://www.eksiduyuru.com/duyuru/1122905/korsan-kiz-icin-yardim-yavru-kedi-icerirbaşlığı tamamen ilgi çekmek için açılmış, kötü niyetli başlığı olan bir duyuru.bende cevap olarak başlığın ilgi çekme amacı olduğunu yazdım.cevabım silinmiş, başlık sabitlenmiş. yanına da
arkadaşlar şu duyuru malumunuz

www.eksiduyuru.com

başlığı tamamen ilgi çekmek için açılmış, kötü niyetli başlığı olan bir duyuru.

bende cevap olarak başlığın ilgi çekme amacı olduğunu yazdım.

cevabım silinmiş, başlık sabitlenmiş. yanına da "yavru kedi içerir" yazılmış. bu olması gereken, buna lafım yok.

benim cevabım niye silindi olması gereken bu ise?
0
kurnaz
(20.09.16)
peki bu duyuru soru olmadığı halde hala soru durumunda kalıp neden duyuruya çevrilmiyor?

soru yok ortada cevaplanması gereken.

bu yapılsa idi benim cevabım silinmeyecekti. gerekte yoktu.
0
🌸kurnaz
(20.09.16)
İlgiyi başlık sahibi kendi üzerine çekiyor sanki, bundan şahsına fayda sağlıyor arkadaş.

Kötü niyetli demişsin, senin cevabın da bana göre kötü niyetli. Kısacası göreceli şeylerden bahsediyoruz ve içerlenmeye gerek yok burada.
0
chicha
(20.09.16)
@chicha

nesi kötü niyetli yazdığımın?
0
🌸kurnaz
(20.09.16)
öncelikle sahiplendirme veya yardım içeren kedili köpekli başlıklar ilgi çekmek için korsan kız, tatlı çocuk, yaramaz düğme filan gibi değişik tamlamalarla; o çocuğun bakımını üstlenen kişi tarafından içinden çocuğa nasıl seslenmek geliyor ise öyle açılır. bu konuda anlaşalım.

kötü niyetli başlıktan kastınız nedir, nasıl bu yargıya vardınız gerçekten anlayamadım, üstelik ileri gidicem; böyle bir yargıya varmanız bence sizin kötü niyetli olduğunuzu gösterir. zaten hayvan alt başlığındaki bir duyurubu, cevap vermemişsiniz ki, özel mesajla da iyi niyetli bir şekilde bildirebileceğiniz bir yorumda bulunmuşsunuz. yine de haklı olabileceğiniz, başka kişilerin de yanılabileceği göz önünde bulundurularak yanına yavru kedi içerir eklemişler. problem? bence yok.
0
evde liyakat kalmamis
(20.09.16)
@evde liyakat

hocam ben bir hayvanseverim. özellikle kediler konusunda da oldukça hassas olan biriyim. çocuğu gibi seslenebilir insan. burada sıkıntı yok ki.

benim kötü niyetli olarak tanımladığım tek bir yer var. başlık ilgi çekme amaçlı. kedi sever ya da ilgilenenler değil. yani ben tr de yaşamadığım için ilgi duymuyorum kedi duyurularına, yardım edemiyorum ya da zor oluyor. bundan dolayı pas geçerim.

ama bunu açıp bakıyorsun ne diye. bu yanıltmadır.

ben nasıl evimde gözüm gibi baktığım ve örümceklerin hışmına uğrayan karıncalarım için "gelinnnn adam öldürüyorlarrr!!" diye duyuru açmam hoş değilse bu da öyle. örnekte bilerek saçmaladım.

amacım bu tarz duyuruların belirtilmesi, kedi ise kedi içerir yazmak zor değil. ben ihtiyaç lazım yazsam çat diye başlık değiştiriliyor. modlar tamamen haklı burada. amaç ilgi çekmek çünkü.
0
🌸kurnaz
(20.09.16)
bu ortamı fizik kanunları yönetiyor da anormal durum olunca anaa neden oldu dur çözeyim durumu olmasın.
İnsanlar her durum için ayrı fikir beyan ederler.

Yanlışlık düzeltilmiş daha kurcalamanın çok da bir getirisi yok..
0
basond
(20.09.16)
Bir duyuru açılıyor, başlığı korsan kız için yardım, yanında da pati işareti var. Ne düşünürsün? Gerçekten insan bir korsan kadın Pasifik Okyanusu'nun ortasında gemiden düştü, sonra ıssız bir adaya baygın bir şekilde bedeni vurdu, orada 1 sene yaşam savaşı verdikten sonra bir yolcu gemisi tarafından tesadüfen bulundu, ama sağlık sorunları yaşıyor ve hastanede bizden gelecek maddi destekleri bekliyor diye mi düşünürsün?
Gayet açık bir başlık. Alelade bir insan bile okuyunca haa siyah beyaz dişi bir kedinin yardıma ihtiyacı var demek ki diye düşünür, başka da bir şey düşünmez; çok zeki olmasına bile gerek yok.

Cevabın da silinmiş çünkü açılan duyuruya cevap değil. Bu kadar. Burada da tartışılacak bir şey yok.

Fuzuli polemikten başka bir şey değil şu açtığın duyuru.
0
buff
(20.09.16)
Soruya cevap olmadığı için silinmiş. Değil gerçekten.

Duyuruda 'Kedinin adı Korsan Kız' yazıyormuş. E kediler dişi-erkek olur diye, adını 'Korsan Dişi' mi koysun. Benim kedimin adı da Kızım'dı; hayvanı 'Dişim' diye mi seveyim. İnsanlar kedisini/köpeğini kızım/oğlum diye sever. Köpeğine 'Erkeğim' diyen birinden korkarım ben mesela, 'Ne yapıyor bu hayvanla' derim. Kedi dişi veya erkek olabilir ama duyuruda 'Elimde kız bir kedi var' dese gerçekten gerekebilen bir düzeltme olurdu, 'Adı Korsan Kız' yazıyor. Adını 'Korsan Dişi' mi koysun? Ha, 'Neden başlıkta kız kelimesini küçük harfle yazmış' dersen, evet, hak veririm ama bu da mesajla gönderilse daha anlamlı olacak bir şey ya da düzeltme yapıldıktan sonra verilen cevabın geçerliliği kalmadığı için silinirdi. Zaten yapılmış düzeltmenin altındaki sadece 'Şunu da düzelt' yazan cevaplar siliniyor. Eğer bir yanlış varsa ve düzeltilmişse, daha önce verilen cevap geçerliliğini yitirebilir, bu da bir ispiyon maddesi zaten.

Ben silmedim cevabı ama başlıktaki kötü niyeti de anlayamadım açıkçası. 'Ameliyat ettirdik, 90 tl eksik kaldı' demiş, hani bir ihtimal 'Dolandırıyor' diyebilirsin. Bunu 'Sen kötü niyetlisin' anlamında söylemiyorum, hakkaten o kötü niyeti anlamaya çalışıyorum. Bu tarz duyurular çok oluyor, izin verilen bir duyuru. Kullanıcı 'Bakın ben kedi seviyorum, ameliyat ettiriyorum' diye hava mı atıyor, milleti mi dolandırmaya çalışıyor; kötü niyetten kastınız hangisi? İnanılmayabilir, ben de tanımadığım insana inanmam, güvenilir bir kanıt isteyebilirdim mesajla mesela. Bu niyet okumanız da soruya cevap içerse silinmezdi. Belki de düzeltildi ve ben kaçırdım.

Yardım kampanyalarını genelde duyuruya çevirmiyorum, çünkü altına son durum yazılabilir, biri 'Ben tamamını gönderiyorum, başka kimseye gerek yok' yazabilir, soruya gelecek cevaba katkısı ekleme yapabilirler (örneğin, 'Bu ameliyatın devamında X bakımı gerekir, o da para gerektirecek. Gelecek zaman için hazır olun' gibi durumla ilgili katkılar yapılabilir.
0
aychovsky
(20.09.16)
buff +1 (sesli güldüm ayrıca :)
0
blatta hiberna
(20.09.16)
@Sour: başlığın ilgi çekici olması kurallara aykırı değil. sırf ilgi çekebilmek için başlığa duyuru ile alakasız ilgi çekici ifadeler kelemek duyuru kurallarına aykırı (bu duyuru'da böyle bir durum yok, önceki halinde de yoktu).
0
kibritsuyu
(21.09.16)
Fuzuli polemik + 1

Bu kadar detaycı, bu kadar inceleyici olmayın, hayat size çok zor olur.
0
dessy
(21.09.16)
(8)

uçaklarda check in yapma mantığı nedir?

kibritsuyu
niye uçaklarda check in yapma gibi bir uygulama var? otobüs gibi bileti alırken koltuğu da alsak ya. niye illa bileti ayrı alıyoz, binerken (veya binmeden az önce online olarak) "evet bilet aldım ve uçağa binecem bana koltuk verin" diyoruz da bileti alırken direkt koltuk seçip almıyoruz?vereceğiniz
niye uçaklarda check in yapma gibi bir uygulama var? otobüs gibi bileti alırken koltuğu da alsak ya. niye illa bileti ayrı alıyoz, binerken (veya binmeden az önce online olarak) "evet bilet aldım ve uçağa binecem bana koltuk verin" diyoruz da bileti alırken direkt koltuk seçip almıyoruz?

vereceğiniz cevaba göre tam tersini de sorayım o zaman. peki o zaman otobüslerde niye check in yapmıyoruz da biletle beraber koltuk alıyoruz?
0
kibritsuyu
(19.09.16)
(bkz: overbooking )
0
la rana
(19.09.16)
Uçaklar fazladan bilet satıyorlar. Havayolu firmalarının belirli hesaplamaları var ve belirli bir yüzde ile fazla bilet satışı yapılıyor daha fazla kar elde etmek adına. Gelmeyen yolcu oranı ve dışarıda kalan yolcu oranını düşündüğünde, havayolları çok çok büyük olasılıkla bu işten daha karlı çıkıyor. Bu durumda kimin uçağa geleceği kimin geleceği bilinmiyor. Haliyle bir koltuk ayarı yapılmıyor. Otobüste fazladan satış özellikle olmasın isteniyor, otobüse gelen yolcu oranı %100'e çok yakın ve fazladan yolcunun yaratacağı karışıklık çok fazla yerler de belli olduğundan. Uçağa bir yolcu gelmezlerse birtakım ücretler ödeyip en yakın diğer uçuşu ayarlarlar. Otobüste yerler belli olduğu için onu yapamıyorlar.
0
aychovsky
(19.09.16)
Havayolu şirketi "30 bilet sattım, bu 30 kişiden 10 kişi gelmezse 10 koltuk boş kalır, o yüzden fazladan 10 bilet daha satayım daha çok para kazanayım, ha olur da hepsi gelirse (40 kişi) ben o 40 kişiden 10 tanesini çeşitli vaatlerle kandırır diğer uçuşla gönderirim" denilerek yapılıyor. Yani sen bilet alırken aslında tüm koltukları satılmış ağzına kadar dolu uçağın biletini alıyor da olabilirsin bu yolla ama bilmiyorsun, havayolu şirketi daha fazla para kazanmak için risk alıyor bu şekilde. Böyle yapmazsa ve o 30 kişiden 10 kişi gelmezse, 10 koltuk boş gider. Boş gideceğine o koltukları iki defa satıyor. Şimdi diyeceksin ki, bileti satın alan ilk 30 kişi geldi, ek olarak fazladan satılan 10 biletin sahibi de geldi o zaman ne olacak? Şöyle oluyor: Gönüllü olarak 10 kişiyi bir sonraki uçuşta gitmeye ikna etmeye çalışıyor, sen dedin ki benim sikimde değil ben her türlü giderim, o zaman çeşitli kriterlere göre havayolu şirketi sonraki uçuşta gidecek yolcuyu belirliyor. Belirlediği yolcunun "Bana ne amk ben bu uçuşla gidecem" deme hakkı yok. Zira bileti satın alırken bu olayı da kabul etmiş oluyor havayolu şirketinin belli bir kotada fazladan bilet satma hakkı var çünkü. Yani bir şekilde yasal bir olay. Şirketler için şahane, tüketici için riskli bir olay. Aynı olay otobüste neden olmuyor dersen, uçak yeri geliyor 5.000 liraya bilet satıyor, böyle fazladan 10 bilet satsa 50.000 lira yapıyor. Bunu onlarca uçuş için yaptığını ve elde ettiği karı düşün, bir de aynı şeyi otobüsler için düşün. Attığı taş ürküttüğü kurbağaya değmez. Otobüsle Yozgat'a gidecek adamla bunun tartışmazsını yapamazsın.
0
angelus
(19.09.16)
bi arkadaşın arkadaşı ekolü olacak ama çok uçan birinden şöyle bişey duymuştum:
bunlar 4 arkadaş roma'ya gidecekler. bi arkadaşları son dk yetişiyo. uçakta yer kalmamış. firma da bu son anda yetişen arkadaşa ertesi günki uçağa binmesi durumunda 500 € vereceğini taahhüt ediyo. e tabii bu arkadaş da atlıyor.
0
hosein
(19.09.16)
angelus +10

'Otobüsle Yozgat'a gidecek adamla bunun tartışmazsını yapamazsın.'

Harikaymış :D
0
lodos1907
(19.09.16)
Sehir efsanesi olacak kadar az da yasanmiyor bu ha, bizzat 2 kere sahit oldum. Bi arkadasim 4-5 sene once amerikadan gelirken 300 dolar aldiydi, guzel de bi otele yerlestirmislerdi 1 gece
0
ack3000
(19.09.16)
risk almadan kazanc saglamak zor ve havayolu tasimaciligi yuzdesel karin en az oldugu sektorlerden biri. o yüzden sirketler risk aliyor, ucuramazsa da bunu telafi etmeye calisiyor. para odemek, gerekirse konaklatmak vb bu sebeple.

ayrica yine havayolu sirketi bir ucusa 300 bilet satti diyelim. ama ucusa 2 saat kalaya kadar 200 kisi checkin yapti. nroamlde beklenenden daha az bi miktar oldugu icin mesela büyük ucak yerine kücük ucak verecek. ya da bu 300den 290 kisi online check in yapti. bu ucagin dolu olacagi garanti gibi bisey artik. o yüzden büyük ucagi hazirliyolar filan ama otobüs +/- 4 koltuk filan oynuyodur en fazla. 4 kisiyle 100 kisilik ucak kapasitesi farki baya cok. tabi yakit, mürettebat vb olarak da cok farkediyor.

onun disinda yolcu icin de iyi, verecek bagaji yoksa sira beklemesini onluyor. verecek bagaji varsa da online checkin yapmis kisilere ozel siradan verebiliyor. istedigi koltugu (ucretli ya da ucretsiz koltuk secimi, farketmez, illa bi koltuk isterse onu satin alabilir sonucta) secebiliyor vb.
0
kuehles blondes
(19.09.16)
bu arada overbooking gerçek ve çokca karşılaşılan bir durum olmaya başladı artık.
bayramın ikinci günü sabiha gökçende pgsnin düseldorf uçuşunda bir yolcuyu ertesi gün gitmesi için kandırmaya çalışıyorlardı. eleman da yabancıydı sanırım kabul edecekti, sakindi.
yan kontuardaydım çok net duydum. otel/kalacak yer teklif ettiler.
0
eloharp
(19.09.16)
(10)

Krem peynir hakkında düsünceleriniz?

balpolen
Saglıklı mı sizce? Labne falan demiyorum sadece genelde yuvarlak kutularda üstünde krem peynir yazanlar. Ben saglıksız oldugunu düsünüp uzak duruyorum nedense
Saglıklı mı sizce? Labne falan demiyorum sadece genelde yuvarlak kutularda üstünde krem peynir yazanlar. Ben saglıksız oldugunu düsünüp uzak duruyorum nedense
0
balpolen
(18.09.16)
Son tüketim tarihi geçmiş kaşar peynirlerinin işlemden geçirilip yağ eklenerek krem peynir yapıldığı bilgisi bir ara ortalığı kasıp kavurmuştu. Pek sağlıklı bulmuyorum.
0
yaren
(18.09.16)
Yağ yığınağı. Hem içerik hem de üretim mantıgında olabilecek en sağlıksız süt türevi.
0
507
(18.09.16)
diğer tüm ambalajlı süt ürünleri gibi krem peyniri de tüketmiyorum. gerçi içinde sütten eser var mı o da tartışılır. kısacası bi' ton işlemden geçirilmiş epey sağlıksız ve gereksiz bir yiyecek, yıllardır eve sokmuyorum.
0
köstebek kurabiye
(19.09.16)
evet artık peynirlerden yapıyorlar. simitle arada bir yenir de sık yememek lağzım
0
cekilmis gayfe
(19.09.16)
ben, bir peynir delisi olarak krem peyniri hangi marka olursa olsun peynir yerine koymuyorum. saglikli bir sey yemek isterseniz bence batinin brie ya da camenbert olarak bildigi, almanlarin munster peynirini yiyin. icerisinde krem peynir kivaminda saglikli peynir oluyor.
0
ubi dubium ibi libertas
(19.09.16)
Yörsan white var. Krem peynir tadında ama sütten yapılıyo. Ben onu yiyorum krem peynir yerine.
0
slow like honey
(19.09.16)
Sağlıksız. Pınar sağolsun o işi bitirdi. Dilimlik peynir satıyor artık.
0
Batuhanolabilir
(19.09.16)
Bir peynir manyağı olarak çok seviyorum. Diğer peynirlerin de çoğuna karşı da büyük bir tutku ile bağlıyım. Sütaş'ın krem peynirinin besin değerleri gayet düzgün. Tereyağı katkılı ama yağ değerleri o kadar fazla değil, yancı olarak seviyorum. Tabii ki diğer peynirlerin yanında sağlıklı değildir.
0
aychovsky
(19.09.16)
son kullanma tarihi geçmiş peynirleri toplayıp işlemden geçirmeleri bana pek inandırıcı gelmiyor.

artık peynirlerden yapılıyordur ama bu zannettiğiniz gibi milletin tabağındaki peynir artıklarını toplayarak değil. ne bileyim kaşar peyniri kalıplanırken, paketlenirken kenarlarından kesilen fazlalıklar, kırıntılar, üretimden artıp bantta kalanlar, mesela toplanıp krem haline getiriliyor olabilir.

koca koca firmaların sağlık olarak küflü peynir artığından yaptığını sanmıyorum.
0
kibritsuyu
(19.09.16)
krem peynir diyince duyurudaki @krem peynir hakkındaki düşüncelerimizi sordun zannetim, mod galiba kendisi de selam olsun kendisine burdan.
Diğer krem peynir hakkındaki düşüncelerimse; hiç sevmem, ambalajlı market ürünü olarak sağlıklı da bulmam. Böyle margarin gibi yumuş yumuş şeyleri yiyemem, hayatımda pek yemişliğim de yoktur bu yüzden.
0
limoncello
(19.09.16)
(17)

Kadın rock grubu var mı?

tahin pekmez yoğurt
Rock gruplarına bakıyorum hepsi erkek. Bildiğiniz tanınmış Türk ya da yabancı kadın rock grupları var mı? Rock grubu kurmak için illa erkek mi olmak gerekiyor? Nedenleriyle açıklar mısınız?Teşekkür ederim.
Rock gruplarına bakıyorum hepsi erkek. Bildiğiniz tanınmış Türk ya da yabancı kadın rock grupları var mı? Rock grubu kurmak için illa erkek mi olmak gerekiyor? Nedenleriyle açıklar mısınız?

Teşekkür ederim.
0
tahin pekmez yoğurt
(18.09.16)
volvox var idü.

ataerkil toplum.
0
Apocalypse
(18.09.16)
riot grrrl diye bir tür var 90'lara ait, çok severek dinlerim senelerdir.

babes in toyland
L7
bikini kill

gibi. spotify'da girl power diye listem var sırf bununla alakalı. baya da grup vardı orada ama aklıma bu üçü geldi şimdilik.
0
nice tnetennba
(18.09.16)
kadın olarak l7 var, çatır çatır grunge yapıyorlardı :)
0
rain when i die
(18.09.16)
Warpaint <3
0
fotrsapka
(18.09.16)
savages
warpaint
pussy riot var benim bildiğim güncel
0
freebird5406_2
(18.09.16)
Kırmızı diye bir rock grubu var. Bahar şenliklerinde dinlemiştim. Çok tırt bir gruptu.
0
dissendium
(18.09.16)
1. Girlschool: www.youtube.com

2. Vixen: www.youtube.com

3. Güncel olanlardan, benim en beğendiğim Crucified Barbara var: www.youtube.com

4. Bunlar hafif kaçtı derseniz de Blackthorn var: www.youtube.com

Örneklerden de görüldüğü gibi erkek olmak gerekmiyor. Yeteneği olan kadınlar da taş gibi çalıp söyleyebiliyor, tür gözardı etmeden.
0
BuddyGuy
(18.09.16)
hole vardı courtney love'ın
the pretty reckless bi de.
edit: doğru, bu gruplar erkek içeriyor. saf kadın grubu diyemeyiz bunlar için.
0
slow like honey
(18.09.16)
hole'da adam var yalnız. the pretty reckless'ta da adamlar. soruda sanki tamamı kadınlardan oluşan rock gruplarını soruyor.
0
nice tnetennba
(18.09.16)
seç beğen al, maden buldum;

www.metaladies.com
0
rain when i die
(18.09.16)
bratmobile
the donnas
sleater kinney
ex hex (çok güzel şarkıları var)
the coathangers
0
nice tnetennba
(18.09.16)
The 5 6 7 8 var.
JApon grubu.
Kill Bİll'de de görünüyorlar hatta bir süre için.
Tarantino, Japonya seyahatinde dinlemiş, beğenmiş ve filmine eklemeyi uygun görmüş.
0
pangea
(18.09.16)
the runaways var tüm elemanları kadınlardan oluşuyor.
0
bonisnocetquimalisparcit
(18.09.16)
warpaint!!
0
shotgunwoman
(18.09.16)
Lacuna Coil
0
aychovsky
(19.09.16)
aseton
0
çakıstes
(19.09.16)
4 non blondes vardı biz küçükken
0
Corc
(19.09.16)
(33)

Duyuru mesaj tacizleri

aychovsky
Taciz doğru kelime midir, emin olamadım. Duyuru'da bir süredir, özellikle birkaç aydır daha sıklıkla karşılaştığımız bir sorun var. Zirvelerde ya da bireysel buluşmalarla bir şekilde görüşüldükten sonra tarafların birinin diğerini rahatsız ettiği ile ilgili mesajlar alıyoruz. Engellense bile başka n
Taciz doğru kelime midir, emin olamadım. Duyuru'da bir süredir, özellikle birkaç aydır daha sıklıkla karşılaştığımız bir sorun var. Zirvelerde ya da bireysel buluşmalarla bir şekilde görüşüldükten sonra tarafların birinin diğerini rahatsız ettiği ile ilgili mesajlar alıyoruz. Engellense bile başka nick ile gelip mesaj ile küfredenler, duyuru altından kuralına uygun laf atanlar, vb. Bu şekilde birtakım şikayetlerle karşılaşıyoruz. Bu tip durumlarda modların 3. kişi olarak mesaj görme yetkisi yok biliyorsunuz ki ve bu yüzden durumu kanıtlayamıyoruz ama şikayetlerin de hepsi yalan değildir herhalde. Bazılarını hissedebiliyoruz, hatta bizim fark edip mesaj attıklarımız da var. Bu gibi durumlar için bir tavsiyeniz var mı?
0
aychovsky
(17.09.16)
Var. Buluşmayın.
0
Batuhanolabilir
(17.09.16)
engelle var işte. kaç tane nick alacak sanki
0
cekilmis gayfe
(17.09.16)
Rahatsız olan kişi yasal yollara başvursun.
0
pike
(17.09.16)
engel, artı yasal yollar.

ayrıca yeni nicklerde bağış yapılmıyor mu? adamın kim olduğu belli zaten, nasıl cesaret edebiliyor ki? siyasal yazılarımdan dolayı bana da tehdit mesajı gelmişti hiç cevap bile vermedim, havladı gitti.
0
benaslindayohum
(17.09.16)
var, buluşmayın +1.

engelleyin, devam ederse yasal yollara başvurun. meslek gereği görüyorum; süt dökmüş kedi gibi oluyorlar mahkemede.

geçmiş olsun.
0
jangbogo
(17.09.16)
moderatörlerin yapabileceği bir şey yok. sanal mecradan gerçeğe taşıdıkları ilişkilerin sorumluluklarını herkes kendisi alsın. yasal olarak suça maruz kalıyorlarsa gerekli yollara başvursunlar.


mallara eklenmesine rağmen duyurulara kinayeli, laf çarpmalı cevaplar verenler içinse compu istemediğimiz kişilerin duyurularımızı görememesini, cevap verememesini sağlayabilir.
0
Ufuk
(17.09.16)
yani anadolu çomarlığı gibi olmasın ama batuhanolabilir'e katılıyorum bu konuda. her yerde olduğu gibi duyuruda da bissürü ruh hastası var. insanlar hem sanal ortam hem de samimi falan diye burayı fazla "şirin" görüyorlar herhalde. kaldı ki duyuruda sempatik görünen biri, bire birde pisleşebilir. burada iyi kötü hepimizin bi şekli var yani di mi, ortalık yerde "hmm seni yalarım :))" yazmayız ama özelde yazarız belki?

yalnız şunu da söylemeden edemeyeceğim, küfür mevzularında topu adalete atmak doğru değil bence. özel mesajdan taciz ve küfredenleri takır takır banlayacaksınız. neden zor ya da yanlış ki bu? ben engellerim tamam da aynı sapık yarın başka birine yazacak? kimse size hukuk kurallarını yeniden yazmanızı söylemiyor ki. kullanıcıyı/kullanıcıları rahatsız edenleri uçurun.

onun dışında zirvede görüşüp de sevişenler ne yapıyosa yapsın, o kısmı duyuruyu bağlamıyor bence. duyuru üzerinden yapılan itlikler için de önerim yapanların cezalandırılması.

ayrıca robot değiliz yahu, kuralına uygun diye laf atılmaya müsaade mi edilecek? hadi bir olur iki olur tamam ama birisi sürekli olarak başka bir duyuruyucuyu taciz ediyorsa, siz de bu konuda bilgilendirilmişseniz vurun kırbacı. neden bu kadar müsamaha gösteriyorsunuz onu da anlayabilmiş değilim zaten. başkalarının huzurunu kaçıran, sürekli birilerini taciz eden kişileri atın yahu. benim haricimde tabii.

özetle, DÖNER BIÇAKLARIYLA DALALIM ABİ
0
der meister
(17.09.16)
der meister +çok
0
yuvarlanantencereninkapagi
(17.09.16)
Kuralına uygun taciz he? Vay arkadaş ne ruh hastaları var. Ekran görüntüsü göndersin taciz edilen kanıt olarak, siz de uçurun. Mesaj atan eğer masum olduğunu düşünüyorsa bunu kanıtlasın. O mücadele etsin?
0
petekpare
(17.09.16)
Ben iş hakaret boyutuna vardığında, kimse de bir şey yapamadığında biraz sinirleniyorum açıkçası.


Zirvede tanışmak haricinde hic tanımadığı insana hakaret dolu mesajlar atan psikopatlar var. Engellemek de yetmiyor. Böyle durumlarda o kişilerin direkt ucurulması gerekiyor bence.
0
fraise
(17.09.16)
hakaret, taciz, tehdit vs. yapanlar uyarılmadan uçurulmalı. ıp vs. bilgiler bundan zarar görene hukuki işlemler icin verilmeli
üye olmak isteyenlerin yapacagı bagış miktarı en az 50tl olmalı ki daha premium hareket etsin. bir sekilde yaramazlik yapıp uçurulsa bile verdigi para heba olmayacak malum.
duyuruya yeni üye olacaklar icin yaş sınırı getirilebilir.
ceza panosu sayfasi olusturulup ceza alanlar ve kabahatleri kamuya ya da sadece duyurudaki üyelere gösterilebilir.
cezalar/yaptirimlar hızlı yerine getirilmeli
duyuru kullanim sözlesmesi/sartları bunlara uygun olarak yenilenmeli.

tabi ki her şikayet eden haklıdır diye bir şey yok. bu da göz önüne alınmalı
0
1adam
(17.09.16)
aç amaçsız başarısız türk erkeğiyle takılırsanız böyle olur. saplantılı hastalardan uzak durun. sizi kaldırabilmek için başlarda sempatik gözüken sinsi tiplerle buluşmayın. internet ortamı risklidir. o yüzden çabuk gaza gelmeyin özellikle erkekler konusunda.

onun dışında engelleyin, laf sokmalı bir cevaba yapılabilecek bir şey olduğunu zannetmiyorum. sadece burası için değil her mecra için geçerli. sana uyuz olan biri sözlükte senin açtığın başlığın altına sana giydirmeli entry girer. bunu engelleyemezsin. engellemenin yolu hayatına insan sokarken ince eleyip sık dokumak. balıklama atlamamak.
0
eski solcu
(17.09.16)
Açıkçası burdan görüştüm seviştim mesaj attım tanıştım bu arkadaşlar buradalar hala görüyorum başkalarıyla sevişiyorlar mesaj atıyorlar manita yapıyorlar fikir falan alıyorlar.

Yalnız bende şöyle bi olay var; Biri geliyor görüşelim diyor sonra bakıyorsun takılıyor yazıyor falan ben buna mesaj atıyorum "??" gibisinden sonra bana diyorki sen çok ısrarcısın. Ulan ben medeni bi şekilde iletişim kurmak, tanışmak, görüşmek ve uygun bulunulduğum takdirde sevişmek veya sevmek için her türlü uygun girişimde bulunmuşum sen bir KEZBAN gibi bana buluşalım edelim dediğin halde dönüş yapmazsan kusura bakma ama ben de biraz söverim yani. Medeni olun lan, anlatın fikirlerinizi, insan yemiyoz, herkes yavşak değil. Rahat ol.

Bir de şöyle bir şey var; Kardeşim, sen bu yaşına gelmişsin bir ortama giriyorsun. Kim kimdir nasıl bir tiptir artık böyle bir ülkede yaşıyorsan "insan tanıma yeteneğini" çok güzel kazanmış olman lazım. BEN BİR ERKEK OLARAK dahi tacize uğruyorsam bu platformda biraz da hatayı kendinizde arayacaksınız. Ben bu insanlarla nasıl muhattap oldum ya? diyeceksiniz.

ve kadın olarak "Beni taciz ediyorsun" bahanesine sığınmaya çok alıştınız, lütfen bundan vazgeçin, onurlu, gururlu olun. İnternette buluşmanın, görüşmenin bir takım şeyler paylaşmanın adabı bir usturupu vardır.

Siz bilmezsiniz ama söyleyeyim, buradan tanıştığım bir hatunu arkadaşımla tanıştırdığım ve çok güzel sevişip hamile kaldıktan sonra kürtaj olduğu için beni suçlayan birileri bile oldu.

Umursamadım. Kendisi bir süre öncesine kadar buralardaydı.

Özetle şunu demek istiyorum; Yapmayın. Sonra gelip ağlanmayın. Ayrıca insanlara da ya şans verin kendilerini anlatsınalr neden görüşmek istediklerini vs. Ya da, neden istemediğinizi söyleyin. Buna rağmen devam ediyorlarsa verin moderasyona ekran görüntüleriyle beraber banlasınlar. Bu kadar basit bir iş bu. Ama konuşun canım kadın arkadaşlarım communication is the key. Please.
0
chiper
(17.09.16)
Yalnız, bize ekran görüntüsü göndermek yasak. Sorun orada. Diyelim ki biri size sövdü de sövdü. Siz haklısınız size sövüldüğü için. Oldu ki o sövme mesajlarını bize gönderdiniz, bu sefer size söven arkadaş size dava açabilir ve sizin alacağınız ceza size sövenin alacağı cezadan daha büyük olabilir.

Mesajla sövdü sövdü, biz de kullanıcıya güvenip söveni cezalandırdık. E, doğruluğunu nereden bileceğiz? Ya "Ben bu kişiyi sevmiyorum" diye iftira atmışsa? Ki sevmedikleri kişi için yapanlar bile oldu bu haliyle. O kapıyı açınca haklı haksız ispiyonu nasıl ayıklayabiliriz?

Gerçekten bazısı küçük bir harekette ispiyonlayabiliyor, bazısı ise "Yetti artık, bu kaçıncı" diye mesaj atıyor. Arada bizim "Oha!" diye tepki verdiğimiz durumlar var ama kanıtlayamıyoruz.

Burada ne yapacağımızı sormamın sebebi şu: Gerçekten çaresiz kalabiliyorlar. Senin nickin var, o nick ile belirli bir çevren var ve biri seni rahat bırakmıyor diye nick değiştiriyorsun ve baştan başlıyorsun. (Bu çok önceden olmuş bir şey) Bir kullanıcıyı rahatsız edene bir ceza versek, bu norm olacak ve site kuralı olacak. Tabii site kuralı olması büyük bir şey değil, AİHM değil burası ama atılan biri "Bunu uçurmadınız, beni uçurdunuz" dese neye göre haklı olduğunu nereden bilebiliriz? Buna bir mekanizma lazım. Bir cevabı silindi diye mesajla küfür yağmuruna tutanlar var. Tehdit almışlığımız var. Uçurulunca gelen tepkileri siz düşünün. Tepkiler önemli değil; uçurmanın haklılığı haksızlığı önemli. Biz de bunu tartışırken tıkandık ve sormak istedik. Taciz yanlış kelime olabilir, doğru da olabilir.
0
🌸aychovsky
(17.09.16)
Taciz eden kişinin mesajı yasal mercilere intikal ettirebilir düşüncesiyle paylaşılamıyorsa eğer burada Duyuru'nun yapacak bir şeyi kalmıyor zaten, herkes hakkını yasal yollarda aramak durumunda kalıyor boşuna yol yöntem aramaya gerek yok.
0
angelus
(17.09.16)
Çok basit. Üyelik sözleşmesine buna ilişkin maddeleri koyacaksın, compu yeni maddeleri eski üyelere onaylatacak bişeyler kodlayacak hemen, bu sayede kullanıcı kendi rızasıyla mesajlarının modlar tarafından şikayet üzerine incelenebileceğini buna ait ekran görüntülerinin hakarete uğrayan kullanıcı tarafından ilgili yöneticilere gönderilebileceğini bilecek. Bunu kabul etmeyecek olan gelmesin zaten?

Yamuluyorsam düzeltin.
0
chiper
(17.09.16)
ayço allaşkına onlara da el atın. yatmadan dişleri fırçalamış mı, sifona basmış mı, deo sürmüş mü? bunlara da bi yaptırım lazım. size güveniyorum yaparsınız.
cevabım silindi diye ana avrat söven var he mi? ben bi moda (groove salad sanırım) mesajda cahil dedim diye banladı. sen ana avrat sövülmesine bir şey yapmıyorsan adaletinizi seveyim.

yapın abi her şeye karışın aman sizden habersiz kuş uçmasın.
0
cekilmis gayfe
(17.09.16)
Elo beni sikayet etmedi demi lan :(

Asikim ben ona :/
0
brad pitt
(17.09.16)
Hangi kezbanlar ağladı merak ettim. Kimseyle görüşmediğim halde bana cevaplar arası mal, embesil vb laf söyleniyor. Önemsemiyorum. Duyurunun modları yeni nesil anneler gibi. Aman çocuklarım kötü söz duymasın, aman çocuklarımın üstü kirlenmesin. Çamur yiyerek büyüdüm ben iki küfür ile kırılacak değilim. Dendiği gibi engellesinler biter eninde sonunda. Saçma saçma kuralları sürdüre sürdüre ergen yuvasına çevirdiniz güzelim duyuruyu. Sonra diyorsunuz ki böyle adamlar var. Sevgili aramak yasak ama zirvede arayıp bulamayınca kezolar, derdini biz mi çekeceğiz. İnternette küfür serbest olmalı. Tekrar söyleyeyim de, güzelim duyuruyu siz berbat ettiniz bence. Geçen bi kıza frijit dedim diye mesajı sildiniz ya. Kız yıllarca baskı ile büyümüş frijit olmuş, herşeyi hakaret algılıyor isimsiz cevap silen modlarınız. Ama eminim kendini önemli hissediyordur. Aynen devam kanka. Bunu da sil.
0
hasmetizm 2046
(17.09.16)
Öyle ya da böyle biri taciz ediliyorsa buna karşı durmak engellenmek ya da tacizde bulunan kişiyi engellemeye çalışmanın nesi kötü?

Neymiş buluşmayınmış,yok çok karışılıyormuş.

He madem taciz edilmesini istemiyor, mini etek giymesin dimi?

Aycho, bana kalırsa yasalar dahilinde olmuyorsa yasaların dışına çıkın, tacizci kesinse basit bir açığını yakalayıp yol verin gitsin.
0
Apocalypse
(17.09.16)
Şu başlıkta ne olup bittiğini bilmeden cinsiyetçi ifadeler kullananları da temizlemek lazım mesela.
0
Adramelekhh
(17.09.16)
douchebag + 1
0
camene87
(17.09.16)
Chiper ve douchebag +1.
0
yirmisantim
(17.09.16)
bana bir çok kere ana avrat sövenler oldu. adam bildiğin sövmüş. sonra da engellemiş.

size yazdım bana sövüldü diye, bir şey yapmıyoruz iki kişi arasına diyorsunuz. eyvallah ona bir şey demem.

kanunlar iki kişi arasında özel mesajlar için bu maddeleri geçerli kılıyor.

mesajlar iki kişi arasında olmaktan çıksın. yani otomatik olarak compunun açacağı bir hesap dahil olsun tüm mesajlara. bunu da mesajlaşan herkes bilsin. compu gerekli görürse açar okur. 2li değil 3 lü mesajlaşma yani. herkes bilecek bunu. compuda zaten istese görebildiği mesajları 3. yancı olarak daha resmi olarak okuma hakkına sahip olacak. gerekli görürse de uçurur adamı.

compunun işi gücü yok bizim peşimizde mi dolaşıyor? hayır. bundan dolayı belki de her moderatöre aynı şekilde gidebilir mesajlar bir havu içinde. yani modların bir de yancı mesaj deposu olur. atılan her mesaj her moda gider. iyi niyet temelinde, isterlerse ya da gerek görürlerse okurlar.

bu durumda 15 mod + compu + 2 kişinin konuşması olur. ama bu bilineceği için özel mesaj hukukundan çıkar. gerekli görülürse de o kişiler uçurulur.

ilginç bir çözüm olabilir.

gaddemit kendimi harvey specter gibi hissettim :D :D gaddemit mayk! gaddemit kompu!
0
kurnaz
(17.09.16)
Garip garip şeyler oluyor Necla !

İnsanların tanışıp, görüşüp devamında sövüştüğü bir platform olarak sadece burayı düşlemek saçma oldu sanırım. Bu kişi ve kişiler bir karakter olmaktan çıkıp birbirlerinin tanımlayıcı bilgilerine sahiplerse eğer süreci dramatize etmenin bir alemi yok gibi görünüyor. Haklı ya da haksız baskılarına başka kanallar üzerinden devam edeceklerini bildiğimizden ötürü bu gibi detayları yoksayabilen bireyler haline gelebilmemiz mümkündür diye düşünüyorum.

İlla konuşalım ve çözüm odaklı davranalım derseniz eğer ;

çok basit uçurun gitsin. Kalabalık olalım birbirimizi dolduralım buralar bok püsür olsun dolsun gitsin demenin hiç bir mantığı yok aksine ben isterim ki azınlık olalım .
0
şair eşref
(17.09.16)
tartismaya baslamadan once meseleye konu olacak olaylarin niteligini tartismak gerek. ne tur olaylara karsi onlem alinacak. buna gore: kufur ve hakaret =/= taciz.

taciz dediginiz cesitli yollarla rahatsiz etmektir. malesef kisiden kisiye de degisir. yani ayni durum iki farkli kisi icin taciz olabilir olmayabilir.

ornekse: otobuste kicinin ellenmesini istemeyecek insanlar vardir. bunlar bu tarz bir muameleye maruz kaldiginda gayet hakli olarak taciz edildiklerini soyleyebilirler.

ote yandan bazi "maceraci" ya da "acik goruslu" diyebilecegimiz insanlar da vardir. bunlar otobuste ellenmekten belki de haz duyarlar. bu durumda bu olay taciz olmayacaktir.

gordugunuz gibi gercek taciz fiziksel bir ortamda oldugunda kacinilmaz oluyor.

simdi gelelim duyuruya cunku sanal durumlarda ben tacizin mumkun olamayacagini savunuyorum. "sanal taciz" olaylari icin, oncelikle yukaridaki perspektifimizi tekrar edelim. kufur ve hakaret =/= taciz.

taciz dediginiz cesitli yollarla rahatsiz etmektir. malesef kisiden kisiye de degisir. yani ayni durum iki farkli kisi icin taciz olabilir olmayabilir.

sanal durumlarda biliyorsunuz siz eger bu duruma maruz kalmaktan hoslanmiyorsaniz buna mecbur degilsiniz, cesitli ve cok basit secenekleriniz var. mesela engellemek, mesela umursamamak... vs.

bunu yapmak da yalnizca kisinin elindedir. yani internete video yukleyip sonra yorumlarin arasinda bana sisman dediler. diye dovunemezsiniz. cartman'in south park'taki ilgili bolumu ve durumunu hatirlayin. "safe space" yaratmaya calismak sacmaliktir.

toplum butun konularda arasinda anlasmis degil. kufur eden adam "ben ne yapiyorum?" diye sormuyor. kendine haksizlik edildigini dusunuyor ve sovuyor. ote yandan kufurun yoneltildigi kisi de "ben bunu hak etmedim" diye dusunuyor ki karsi taraftan oc almak icin belki cezalandirlmasini istiyor.

bu olaylari tek tek olcup degerlendirmeye kalkmak bos is yukudur. zira insanlarin %99'unun irrasyonel kararlar aliyor olmasindan dolayi da pek mumkun degildir. mahkemelere bile baksaniz hakimler davalarda "bu taraf kesin hakli" diyemiyorlar. sadece kanunu uygulamaya ve bazi gecerli sebeplere dayandirmaya; buyuk ceza davalarinda da eger varsa bir kamuoyunu rahatlatmaya calisiyorlar.

duyuruya tavsiyem: siz burada mahkemelik etmek gibi bir fonksiyona asla girmemelisiniz. aciktan duyurudan kural disi asiriliklara zaten cevap silerek, abartilinca banlayarak mudahale ediyorsunuzdur.

onun disinda kisilerarasi mesajlasma sistemi icin bir engelleme ozelligi getirerek hakarete maruz kaldigini veya taciz edildigini dusunen kisiyi rahatlatacak cozum getirmis olabilirsiniz. boylece hakarete maruz kalip kalmayacagina karar vermek kisinin kendisinde olur. eger olay gercek dunya'da bir duruma donusurse zaten gider mahkemeye sikayette bulunurlar.

ayrica trollere ve bu tarz "sanal taciz"lere yapabileceginiz baska bir sey yoktur. zira bu sorunlar psikolojik(kisisel) ve sosyolojik(toplumsal) koklere sahiptir. toplumu veya kisiyi islah etmek mumkun degildir. her birey kendini yetistirirse yetistirir. toplumu degistirmek isteyen kendini degistirsin yeter.

ek: "sanal taciz" gercek tacizin altinin bosaltilmasina sebep olan, yakin zamanda SJW'ler tarafindan ortaya atilan bir safsatadan baska bir sey degildir. dolayisiyla sanal ortamlarda kufre ve hakarete maruz kalmak zorunda degilsiniz. kendi isteginizle internete girip bazi mesaj ve yazilari gorup bundan etkileniyorsaniz psikolojik problemleriniz olabilir.

sosyal medyayi ve baskalarini gereginden fazla ciddiye almayin. cevap vermek istemiyorsaniz yoksayin, engelleyin. "baskalarina da yapacak" bir sebep degildir. yaparsa onlar da engeller, yoksayar.

ek2: bir cevapta 3'lu mesaj sistemi oneriliyor. zaten sitenin database'ini yoneten kisiler istedigi gibi mesajlari okuyabilecek bir konumdadir, ona bir sey demiyorum. yalniz bu tarz bir sistem hem taraflar icin cok rahatsiz edici olabilir. hem de iki kisinin arasinda dogacak problemlerden "big brother" olarak sonra duyuru da sorumluluk almak zorunda kalabilir.

hem site yoneticilerinin mantiken boyle bir sorumluluga girmemeleri gerektigini dusunuyorum. hem de kisisel olarak bundan rahatsiz olurdum.
0
idexo
(17.09.16)
Bu konu sizi hiç ilgilendirmiyor açıkçası mod tayfası, iki kişi var bu konu içinde ve ne oluyorsa onları ilgilendiriyor, aleni olarak herhangi bir duyuru içinde "taciz" tanımına uyacak şekilde rahatsız etmiyorsa bir taraf sizin yapabileceğiniz bir şey yok.

Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yemiyorsa üflemeyi öğrenecek ya da şikayet etmeyecek.
0
devorgilla the gunslinger
(17.09.16)
su ana kadar hissederek kac kisiyi ucurdunuz acaba onu merak ettim ?
0
jugador
(17.09.16)
Taciz doğru kelime. Tecavüz denseydi tecavüzün kelime anlamı hafifletilmiş olurdu, dolayısıyla yanlış olurdu.

Daha öncesinde "napıyorsunuz" soruları üzerinden kadınları taciz ettiğini söylenen birkaç nick duydum arkadaşlardan, bu isimleri de bana ifşa etmemem sözüyle açıkladılar ancak. Düşünün ki böyle bir çekince var, nickler ifşa olsa olay büyüyecek, kadınlar kezban olacak, erkek sırıta sırıta gezecek ve yeni vakalara yelken açmaya devam edecek. O yüzden arkadaşlara katılıyorum, evet. Bir ölçüp biçin yahu, özellikle internet ortamında buna çok daha dikkat edin. Kavun kıçı koklanınca olmuş mu olmamış mı anlaşılıyor ancak tacizci sosyopat tavırlar bile gösterip kendisini gizleyebiliyor.

Özel mesaj ifşasına gelince. Ben taraflardan birisinin beyanı sonrasında mesajın moderatörlerden birisinin denetimine uğrayabileceğini düşünüyorum. "Mesajı rapor et" tarzı bir buton konulabilir

Daha öncesinde özel mesaj ifşası konusunda başıma şöyle bir şey geldi. Burada "ruh hastası" olarak tanımlayabileceğim, duyurunun en bilindik siyasal İslamcılardan birisine bana hakaret ettiğini, sonra da utanmadan buralarda çok kibar insan pozları kestiğini söylediğimde "kanıtla hadi kanıtla" dedi. Yani özel mesajı ifşa etmenin iznini almış oldum. Screenshotlar atıldı, tabii bahsi geçen konuşma aylar önce yapıldığı için (sözlükten) arşive de koymayı unutmuşum, silinmiş. Bana kodlarla oynayıp bu konuşmayı yazmış olabileceğimi söyledi (caps aldığım zamanın tarihine kadar elimde var bu arada) sonrasında da yazdığım iletiyi özel mesaj ifşası olarak reportlayıp sildirdi. Klasik İslamcı yüzsüzlüğünü doğrudan yaşamış oldum. İnanılmaz garip bir tecrübeydi.

Şimdi de yine bir tartışma sonrasında "a...k haini" ve "bir o.... evladı olarak benimle muhatap olma hakkına sahip değilsin" mesajları mevcut. Bu sefer silinmediler de, öylece duruyor. Dava etsem titreye titreye mahkemeye gelir, orada sinir krizleri filan geçirir muhtemelen. Veletlerle uğraşmayı çok tercih etmediğim için şimdilik duruyor kenarda.

Bu başıma gelen cinsel taciz filan değildi, dolayısıyla moderatörlere yaptırım uygulayın diyemem. Ama hem sözlükten, hem de duyuru üzerinden gelen mesajlarda böyle bir istisnaya gidilebileceğini ve mesajlarda taciz/cinsel saldırı tehditleri varsa doğrudan işlem yapılabileceğini savunuyorum. Hatta bir databaset tutulsun, bunu bizim bilmemize gerek yok. Bağış dekontu üzerindeki isimlerden, ip numaralarından bir kara liste yapılsın. Yenisiyle gelse bile alınmasın.

Tamamen engellemez ama azaltır, caydırır.
0
sevgikusunkanadinda
(17.09.16)
Sizin yapacaginiz bir sey yok. Mesajla taciz edilen kisinin karsi tarafi engellemesinden baska yol yok bana sorarsan. Engellemek cozum olabilir ya da olmayabilir.

Bunun uzerine dusunmenize bile gerek yok bence. Sizlik bir sey yok moderator olarak.
0
stavro
(17.09.16)
Mesajlar için; engelle var, yasal yollar var, kaç nick alacak ki +1
Duyuru altındaki cevapları için; ya görmezden gelecek ya şikayet edecek.
Sizin yapabileceğiniz şey; mesaj engellemesi yaparken "cevaplarını da görmeyeyim" seçeneği olabilir. Troll eklentisi gibi bişi.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(17.09.16)
ben kesinlikle wonder'a katılıyorum.
bazen aylarca her gün girip bakarım, bazen aylarca hiç uğramam, ama yıllardır sözlükte ve duyurudayım, bir kere tacize falan uğramadım.
kompleksli bir arkadaşımız bir kere bana takmıştı, ki taciz denebilirdi belki, ama o da çok ilgi göremeyince sustu sonra kendi kendine.
zaten sorunlu olduğu herkes tarafından bilinen biriydi.
ama taciz deyince aklıma bile gelmiyor mesela.

yani "taaaciiiiizz!!!!" diye ortalığı ayağa kaldıracak çok ciddi şeyler olduğunu düşünmüyorum.
kötü günündeysen biriyle atıştığında ona da taciz diyen var.

bir keresinde bana laf sokup, karşılığını aldığında benim kendisini taciz ettiğimi iddia eden bir kızcağız olmuştu mesela.
o zaman ben gümbürtüye mi gidecektim yani?
ki karşı taraf "bık" desen laf sokan, ama cevap verince mağdur olan tarzda biriydi.
bence tacizcilerden çok bunlardan var duyuruda.

bunun dışında, iki kelimeyle taciz olan varsa, gerçekten tacize uğramamış demektir.
ha, çok ağır bir şeyle karşılaşırsam, o zaman da zaten moderatöre şikayet etmek aklıma bile gelmez, direkt savcılığa giderim.
ama havadan nem kapan çok insan var.
en ufak şeyden tacize uğrayan, taciz meraklısı bir grup var.

ben böyle bir ortamda beni taciz edebilecek birini düşünemiyorum, yani o kadar kolay değil böyle şeyler.
engellersin, umursamazsın, çok canın sıkıldıysa laf dalaşına girersin, uzarsa savcılığa gidersin.
ama bana göre zaman ve enerji kaybı bunlar hep.

ayrıca bir de şu var, yıllardır duyurudan sadece bir kişiyle özel olarak "buluştum".
face'e eklediklerim, başka amaçlarla irtibata geçtiğim ve tanıştığım/arkadaş olduğum insanlar da oldu, ama kişisel olarak zırt pırt orada burada bulunursanız, bunların olmasını göze alacaksınız biraz.
çünkü kendi adınızla üye olmadığınız bir yerde, kendinizi deşifre etmiş oluyorsunuz.
yani burada "isimsiz" olmanın bir anlamı var.
isminizi herkese açık ederseniz, o zaman bunun bazı karşılıkları olacaktır iyi ya da kötü.
buna göğüs gerebilmeniz lazım.
ben bu yüzden hiç zirveye falan katılmıyorum mesela, çünkü buranın "olayına" aykırı bana göre.

çünkü burada seks de konuşuluyor, ilişkiler de, ana-baba da.
yani kimseye soramadığın şeyleri burada soruyorsun, kişisel çok bilgini paylaşıyorsun, normalde arkadaşlarına yaptığından farklı yorumlar yapabiliyorsun ve bunu bütün duyuru okuyor, o yüzden dikkat çekiyor olabilirsin.
bu çok normal.
herkes de doğru şekilde yaklaşmayı bilmiyor olabilir.

şu da var, özelden bazen bazı tekliflerde bulunanlar oluyor.
doğru düzgün reddettiğinde ya da cevap verdiğinde onlar da devam etmiyor zaten.
yani biraz da her şeye taciz dememek, "ay taciz ediliyorum" modunda olmamak, saldırganlaşmamak lazım.

bu insanların kişilik yapılarından kaynaklanan, subjektif bir şey.
kesin bir yargıya bağlanması hem imkansız, hem de saçma.
herkes kendi sorunuyla (gerekirse yasal yollarla) başa çıkabilmeli.
0
blatta hiberna
(17.09.16)
hakaret capsini moda gönder banlansın
Buluşmayın her önünüze gelenle
0
basond
(17.09.16)
(33)

erkeğin kadını alnından öpmesi

limoncello
çok mu kıroca?
çok mu kıroca?
0
limoncello
(16.09.16)
bence değil ama çok takılmamak lazım şekle şemale
0
killerbee
(16.09.16)
Bana gore degil, istedigi yerden oper. Kadina kiroca gelmiyorsa bize laf dusmez.
0
stavro
(16.09.16)
Helalimsin var mı ötesi :))
0
fıytfıyt
(16.09.16)
hayır
0
elorelia
(16.09.16)
keloğlan filmleri geliyor aklıma ya, ortamına göre gidebilir de öpülecek daha güzel yerler var yani.
0
benim adim kerim hepinizi severim
(16.09.16)
hayır
0
jython
(16.09.16)
nö. hiçbi ski beğenmeme timi'nin icatları bunlar. oyuna gelmeyin !!1!!11!1!
0
shotgunwoman
(16.09.16)
bence değil, kime ne ki
0
gis
(16.09.16)
erkeğim, bence değil. hatta alnı dudak denen saçma şeyden daha öpülesi buluyorum ben. kocaman alan yav. öp öp bitmiyo.
0
der meister
(16.09.16)
Yerine ve zamanına göre olabilir. Sürekli alna yapışmıyorsa sıkıntı olmaz bence.
0
olabilir ya da olmayabilir
(16.09.16)
Başıma bir iş gelmeyecekse bence kıroca değil. Sevgililer birbirlerinin her yerini böyle şeyler düşünmeksizin öpebilmeli bence. Gerçi düşündüm de, herkes içinde beni alnımdan öpmesini istemezdim yine de çünkü bunun kıroca olduğunu düşünecek pek çok insan var. Yalnızken, öyle durduk yerde, sevişirken falan öpse çok hoşuma giderdi ama.
0
köstebek kurabiye
(16.09.16)
Değil, kendi aralarındaki sevginin herhangi bir alameti olabilir. Adam için çok yüce bir anlamı olur ama kadın için o kadar yüce olmayabilir ya da tam tersi olabilir. Bana çok derin, çok yoğun bir sevgiyi çağrıştırıyor.
0
yaren
(16.09.16)
Hiçbir ilgisi yok.
0
harvey
(16.09.16)
köylü hareketi. varoş/kıro bir izlenim uyandırır.
0
eski solcu
(16.09.16)
orasından da öper burasından da öper, HER YERİNDEN ÖPER, kimene. üfffff
0
yuvarlanantencereninkapagi
(16.09.16)
Değil.
0
piremses
(17.09.16)
Evet, cok feodal.
0
mirandaiam
(17.09.16)
istediği yerden öpsün. kim ne düşünürse düşünsün benim umrumda olmaz.
0
sanguine mcqaer
(17.09.16)
tabii ki de hayır.
0
nickini degistiren yazar
(17.09.16)
Yok ya neden öyle olsun... sevgili bu her yerden öper.
0
petekpare
(17.09.16)
Polat elif. Efso.
0
brad pitt
(17.09.16)
Hayır. Kadın da öpebilir, bir sıkıntı yok bence.
0
Adramelekhh
(17.09.16)
Değil bence ama 'Topuklu ayakkabılar alnından öpülen bir kadın tarafından icat edilmiştir' diye de bir laf var. Alnımdan öpünce 'Helalimsin' havası alıyorum ben, resmen kendimi bacı gibi hissediyorum ama zor bir anda bir destek için orayı bulup öpmüştür, hoş da olur.
0
aychovsky
(17.09.16)
erkeğim. kadın alnımdan öpünce çokoşuma gidiyor. ben de severim alından öpmeyi. kıroluk demeyelim bence.
0
cekilmis gayfe
(17.09.16)
Tom Hardy öperse kıroca değildir ama İbrahim Tatlıses öperse kırocadır. Kişiye, zamana, mekana bağlı.

gotshay.files.wordpress.com
0
Lim5
(17.09.16)
Bence masumiyet göstergesi. Kıroca ile alakası yok. Hatta ve hatta romantik bir şekilde ayağından öpmek ile alından öpmek arasında fark yok..
0
douglas
(17.09.16)
caiz değildir.
0
şair eşref
(17.09.16)
Değil, daha geçenlerde sneijder ve yolanthe 'yı bir tv programında plastik makyaj yaparak 90 yaşındaki hallerini gösterdiler. Yolanthe orada duygulanıp ağlamaya başladı Sneijder de geldi alnından öptü.

Bakın ne kadar ovvvv

4.bp.blogspot.com
0
neferkitty
(17.09.16)
evet.

ama kadının memeleri büyükse kıroca olmaz diye düşünüyorum. niye diye sormayın, öyle geldi düşününce.
0
mermize
(17.09.16)
Gülmem geliyor. Yapılınca da, görünce de. Knedim de tam yapacakken ısırasım geliyor kafayı.
0
shadowcat
(17.09.16)
Çok güzel bir şey bu ya. Neden kötü bir şey olsun ki? Hele bir de öptüğün anda hatun gözlerini kapatıyorsa çok hoş olur. Bu sadece, cinsellik barındırmayan, salt bir sevgi gösterisi.
0
dissendium
(17.09.16)
Yaren +1.
0
pomknos
(18.09.16)
öpülmeyecek yer yoktur.
0
matrix
(18.09.16)
(16)

Kız arkadaşla yürürken laf atılması

rosey
https://eksisozluk.com/entry/24398775Şöyle bir entry okudum. Katılıyor musunuz bu entry ye? Yorumlarınızı alalım.
eksisozluk.com
Şöyle bir entry okudum. Katılıyor musunuz bu entry ye? Yorumlarınızı alalım.
0
rosey
(16.09.16)
ben pek katılmıyorum. Hele en sonunda birileri yardıma gelir tarzı bişeyler demiş ki bu ülkede nice kadınlar sokak ortasında şiddet görüyor kılını kıpırdatmıyor insanlar. erkeklerin kavgasına zor girer insanlar.

öte yandan laf atma tamam kötü ama sadece o laf attı diye olay çıkarmaya bence gerek yok. gerçekten o adamın ya da adamların ne kadar it kopuk olduğu bilinemez. bunun korkmamla da alakası yok, ben niye öleyim ki? salaklık.

bir taraftan da genelde böyle durumlarda kız arkadaş, dur, yapma etme diyip, çekiştirmeye çalışır arada o da zarar görür ki öyle bir şey olmasını da hiç istemem.
0
senolll
(16.09.16)
kadınım ve öyle bir durumda cevap veren erkek benim için net maldır. türkiye'de yaşıyoruz yani. yanında erkek olan bir kadına laf atmayı göze alan bir erkek aranıyordur, başka bir şey değil. bok yoluna gitmek mi akıllıca?

öyle bir durumda erkeğin müdahale etmesi gerektiği düşüncesi de saçma. kadının ağzı yok mu? niye illa kadın korunması gereken kişi oluyor? eğer arzu ederse kadın cevabını verir, yola devam edilir.
0
rivulet
(16.09.16)
Kadın olarak katılmıyorum, tam tersindeyim. Öyle bir manzara oluştuğunda çok utanırım. Eskiden, bir erkek arkadaşım yolun ortasında biriyle laf dalaşına ve 'Kimsin sen, sen kimsin' döngüsüne girmişti. Onun varlığından öylesine utandığım başka bir anı hiç hatırlamıyorum. O kadar utanç verici ki onun öyle alçaldığını görmek.

Çocukken biri salak dediğinde, 'O salak deyince sen salak mı oluyorsun' derlerdi ya, bu da aynı hesap. O insana acıyarak bakmasını isterim, belki çok rahatsız oldu ise uyarabilir ya da yeterince kanıt varsa, yapabilecek durumda isem büyük bir şeyse benimle karakola gelerek şikayette bulunmasını, o sırada bana destek olmasını isterim. Hayır, zaten laf yiyen bensem üstüne bir de annesiymiş gibi olay sonrasında sevgiliyi sakinleştirme ve teselli etme işiyle ben uğraşamam.

Bir de 'hayır sen cevap verdiğinde adam seni bıçaklayıp kız arkadaşına tecavüz edecekse tiyatro buysa bunu sen karşılık vermezsen de yapar. hiç olmazsa karşılık verirsen bir şansın var' demiş, tam tersini düşünüyorum. Adamın laf söyleyip geçeceği varsa, sırf sen tersledin diye altta kalmamak adına kavganın şiddetini yükseltebilir.

O adamın yaptığının yanına kar kalması güzel değil. Her zaman işleyen adalet mekanizması talep etmeyi daha mantıklı buldum. Herkes kendi cezasını kendi verirse; suç-ceza arası oran orantı kalmaz. İlgisiz bir örnek olacak ve aslında çok da sevmem Sezen Aksu'yu ama Beyaz'ın programına çıktığında canlı yayına bir kadın bağlandı 'Sezencim, neden şarkılarını herkese veriyorsun? Güzelim şarkıyı nasıl okuduğunu görmüyor musun' demişti. Sezen Aksu da 'Ben Allah'ım terazisi miyim? O şarkıyı söyler, iyi olup olmadığına dinleyici karar verir, ben değil' demişti. Buraya uyarlayayım; 'Allah'ın terazisi sen değilsin; hakim, avukat, vb. değilsen adaletin terazisi elinde değil. Mağdur da benim. Kim olarak başka birine layık olduğu cezayı yakıştırıyorsun' derim. Koruma- defansta sorun yok ama en büyük defansın saldırı olması sorun bence.

Kaldı ki ilk elden mağdurun da verdiği cezaya güvenmem. 'Yaralı olan, yaralar' derler. Dan Ariely'nin bir kitabında intikamla ilgili koca bir bölüm var. Sonuçta mağdur kendi zararına da olsa intikam isteyebilir. Aynı durumda ben de tepki veririm, vermişliğim var ama bu veya iç rahatlaması hareketin doğru olduğunu göstermez. Siniri anlıyorum, anlık tepkiyi de anlıyorum ama bunun çığ gibi kavgaya dönüşmesi benim açımdan çok utanç verici.
0
aychovsky
(16.09.16)
Bir kadın olarak görüşüm şu;

Hangi serseri ne kadar kötü bir laf atarsa atsın, eliyle taciz etmediği sürece ona karşılık vermek, onun seviyesine inmek demektir, bu da ona bulaşmaktan bile sayılabilir. Kış kışlığını puşt puştluğunu yapar demişler, cevap vermekle kaşımış olunur. Gerek yok. Ama elle taciz, en ufak bir dokunma bile bana göre onları hastanelik komalık etmeye yetecek bir harekettir, lazımdır, haktır. Eğer yanımdaki adam bana biri dokunsa onu hastanelik edemeyecekse yanımda gezmesin. Nerede nasıl davranacağını bilmeyen adamın yanımda dolaşmasına hiç gerek yok, ben onsuz da korurum kendimi.
0
yaren
(16.09.16)
ne yani herifin teki laf edince düelloya mı davet ediyor arkadaş, yenen kızı mı alıyor nedir?fiziksel bir hareket yapmadığı sürece umursamadan devam etmeli.
0
mungojerry
(16.09.16)
Tabii ki katılmıyorum. Elin pezevenklerine uymaya gerek yok. Belki bıçaklı belki silahlı başımıza iş mi alalım? Türkiye'de yaşıyoruz. Fiziksel tacizde ise durum başka, ben kendim de karşı koyarım zaten öyle bir durumda. Ama sözlüde hayır, tekin değil.
Kadınım.
0
mutlusismankedi2015
(16.09.16)
uzun uzun yazmaya gerek yok.

yolda yürüyorsun, laf attılar. bu lafı atan adam(ların) zaten HAYATTA KAYBEDECEK HİÇBİR ŞEYİ YOK, AMA SENİN KAYBEDECEK ÇOK ŞEYİN VAR. Bir video izlemiştim, eleman gelin arabasının önüne atlayıp "benim hayatımın bir önemi yok zaten" diye bağırıyordu. Önünü kesen de bu adam gibi biri olacak büyük ihtimalle.

cevap vermeyip yürürüm, yanımdakine de (annem, kardeşim, vb) eğer yakında güvenli bir yer varsa oraya yürümesini söylerim.

işin fiziksel saldırganlığa dönüşmesi halinde olayların seyri değişir.
0
hayirsiz
(16.09.16)
yanında erkek olan bir kıza laf atan kişi zaten kaşınıyordur.Kaşınanı kaşımak sevaptır. Yanındaki kıza laf atıldığında boynunuzu büküp yürüyen erkek net ılıktır benim gözümde
0
turkuaz
(16.09.16)
laf atılan kişiyle kavga etmek sevdiğini korumakla ilgili değil, erkekliğini kanıtlamakla ilgili. sevgilim kendi canından çok erkekliğine önem verirse ondan ayrılırım. kendi canına önem vermemesi, benle geçireceği zamana, bana önem vermemesi oluyor. beni koruması için önlenebilecek bir kavgadan kaçınması lazım. sonuçta bana laf atılırken hissettiğim rahatsızlık duygusu sevdiğim kişiyi kaybetme hissinden ya da kaybetme ihtimalini düşünürken hissedebileceklerimden çok çok daha hafif bir duygu.
0
cikis yolu
(16.09.16)
Sadece seks amaçlı katlandığım bir kız arkadaşımsa duymamazlıktan gelirim, olaya karışmam. Ama gerçekten sevdiğim bir kız arkadaşımsa laf atanlara cevap veririm kavga da ederim.
0
eski solcu
(16.09.16)
Fiziksel olarak taciz olmadığı sürece ben de ne laflara ne de küfürlere vs tepki verilmemesi taraftarıyım, aksi mallık. Gururla falan da alakası yok, iki üç 3 iqlu herif konuşuyor diye kavgaya vs girmek çok saçma geliyor bana.

Ha adam fiziksel olarak bir şey yaparsa o başka tabi.
0
april12th
(16.09.16)
Entry'deki yazar biraz fazla heyecanlı. Böyle durumlarda heyecan en büyük düşmandır. Çünkü heyecanlı olan biri ne mantıklı düşünebilir ne de kendini ve yanındakini doğru savunabilir. Kendimden şöyle örnek vereyim. Benim karatede kahverengi kuşağım var, siyah olmaya doğru gidiyorum. Biz bazen kuşak sınavlarında ya da müsabakalarda bile çoğu zaman sporcu olmamıza rağmen çok iyi bildiğimiz teknikleri stres yüzünden uygulayamıyoruz. Laf atma durumunda eğer bir kavga öngörülüyorsa zaten bu heyecan yüzünden adam dayak yer. Sonuçta önemli olan hiç düşünmeden adamların arasına dalmaktı gibi bir klişeye hiç girmeyeceğim. Sen orada dayak yiyince seninle beraber gururun da ölür çünkü. Eğer laf çok ağır değilse yürüyüp gitmek daha mantıklı. Ağır bir laf varsa da cevap vermeye çalışmadan direkt adamı orada pataklamak daha güzel bir çözüm. Zaten o anda çok değişik davranılıyor. Açıkça demek istediğim karakter olarak sakin bir insansanız kavgaya girişmelisiniz. Çünkü dövüş aslında teknik bir iş.
0
dissendium
(16.09.16)
bir lafa bakarim laf mi diye,
bir de soyleyene bakarim adam mi diye...
0
eksimeksi
(17.09.16)
benim gözüm dönüyor ve bir şey düşünemiyorum ve saldırıyorum. türkiye'de de böyle avrupa'da da. bıçaklanmadım ve ağır hasar almadım hiç çok şükür. ama karşı taraftakilere çok ağır hasarlar verdim. çok da keyif aldım ağızları burunları çatır çutur edince yumruklarımın altında. (uzun yıllar boks ve kickboks yaptım.)

ha ama ne yapılması gerekir diyorsan o da şu: sen adamlara doğru yöneldiğin anda yanındaki kadın ne yapacak ne edecek seni engelleyecek. seni oradan uzaklaştıracak.
0
sen git ben geliyorum
(18.09.16)
Belimde tasidigim 19mm'ligi cikartir agizina sokarim.
0
bollocks44
(19.09.16)
Krem Peynir+1

Kendi kavgamı kendim verebilirim ki dolu tipi itin götüne sokup çıkarmışlığım var. Yanımdaki veya çevremdeki bir insanın o an destek çıkması tabii ki güzel bir şey, ama olay benimle ilgili ise benden hararetli beni savunmasına da korumasına ihtiyacım yok. Böyle bir sinir anına ihtiyacım yok.

Adam benim yerime olaya müdahil olduğu zaman benim çok pis içimde kalıyor, ''Ulan keşke karışmasaydı da ben şu lafı da söyleseydim, bunu söylemeyi unuttu.'' diyorum.
0
kaymaktutmayansicaksut
(19.09.16)
(10)

İstanbulun Deniz Ulaşımı Potansiyeli neden Değerlendirilmiyor?

body electric
Deniz şehri; ama deniz ulaşımı çok zayıf.Şöyle beylikdüzü, avcılar, maltepe falan gibi lokasyonlara da ido veyahut başka bir şirket iskele kursa ve rota çizse hem toplu taşımanın yükü azalmış hem de daha konforlu ve hızlı seyahat etmiş olmaz mıyız? Bildiğim kadarıyla deniz yolu ulaşımı yakıt ve bakı
Deniz şehri; ama deniz ulaşımı çok zayıf.
Şöyle beylikdüzü, avcılar, maltepe falan gibi lokasyonlara da ido veyahut başka bir şirket iskele kursa ve rota çizse hem toplu taşımanın yükü azalmış hem de daha konforlu ve hızlı seyahat etmiş olmaz mıyız? Bildiğim kadarıyla deniz yolu ulaşımı yakıt ve bakım olarak da görece daha maliyetsiz.
0
body electric
(16.09.16)
bahsettiğin noktaların çoğunda ido iskelesi var zaten ama iskeleler ana ulaşım akslarına uzak olduktan sonra insanlar çok tercih etmiyor (yavaşlık, kapasite sorunu, çok gemi gerekmesi vs). ayrıca iskele noktalarındaki yaya ve araç yığılmaları karadaki trafiği de olumsuz etkiliyor. ilk yatırım maliyeti yüksek olsa da çare raylı sistem.

lodostan bahsetmedim bile. ulaşım sisteminin selametini rüzgarın estiği yöne bağlamak istemezsin.
0
zgrydn
(16.09.16)
Hiç anlaşılamayan bir durumdur bu. Zgrydn'e katılmıyorum, insanlar tercih etmiyor değil, Avcılar'a belki bilmem kaç yıl önce vardı deniz otobüsü,şu an yok,bazı noktalara çok seyrek seferler var.

İstanbul'un kalabalığı malum, her sene artar ama Beşiktaş Kadıköy vapuru hala yarım saatte bir var, sabahları batacak gibi olur o vapur. 15 dakikada bir yapılmaz o sefer günün en yoğun saatinde bile.

Kabataş, metroya bağlantısı olan, seferleri sık ve hızlı olan bir yerdi, saçma bri martı projesi için kapatıldı ve seferler durdu. O yoğunluk yarım saatte bir olan Beşiktaş'a kaydı.

Avcılar'a şöyle bir şey varmış.
www.ido.com.tr
0
hair freak
(16.09.16)
halk denize yakin oturmuyor.

en buyuk nedeni bu bence.

salliyorum bagcilarda oturan adam acilara gidecek diyelim, once bakirkoy, sonra avcilara gidecek. oradan avcilarin icine gececek. ama rayli tasima ile metrobuse oradan da acilara gecmesi daha kolay oluyor.

ya da byazittan avcilara geciste ayni.

bence deniz ulasimina olan ulasiminda artmasi gerek. metrobuse yapilan gibi.
0
kurnaz
(16.09.16)
nbir de en buyuk olayi unutmusuz, halk tembel, hic ama hic yurumeyi sevmeyen bir toplum.

ben yalan yok 2 km yol icin metro-tramvay-otobuse binmekten nefret eden adamimdir.

2km dedigin 20 dakika. turk insani kolay kolay zorunlu degilse 2km yurumuyor.

deniz ulasimina 2km mesafedeki adam mesela ne yurucem yeaa diyip binmiyor.
0
kurnaz
(16.09.16)
gemilere yakıt indirimli alınabiliyor ama bakım maliyetleri afedersin kol gibi ve işletmesi zor.

ayrıca ilkokul mezunu, klima soranı bıçaklayan orospu çocuklarını sırf aynı partili oldukları için kaptan yapamıyorlar.

@zgrydn haklı, çare raylı sistem. keşke tüm ülkeye şehirlere sokaklara ray döşeseler.
0
azizakin
(16.09.16)
deniz ulaşımı karadaki gibi değil ki. ara durak olayı yok. bir ucundan diğer ucuna işiniz olacak ki kullanasınız. ayrıca herkes iskelelerin dibinde oturmuyor. bence zaten potansiyeli neyse o kadar kullanılıyor şu anda.
0
zoghurt
(16.09.16)
İnsan, demografi, vb. kısıtlarının dışında, İstanbul'da bir de yük gemisi karmaşası var. Çokça Yenikapı ve Ahırkapı taraflarında bekleyenler var ve Marmara açıklarında da bekleyenleri çok. Normalde 'Gemiler gündüz gözü ile geçsin' deniyormuş ama Boğaziçi Üniversitesi'nde yapılan bir çalışmada gündüz Boğaz trafiğinde gemilerin geçişi çok daha riskli bulunmuştu. Çalışma 'Gece o kadar iyi görünmemesine rağmen, yine de daha güvenli' diyordu. İlhan Or bu konuda herhalde bir 7-8 yıldır çalışıyordur hiç yoksa. Boğaz'ın ve Marmara açıklarında bu tarz gemilerin bekleme yerleri ve kuyrukları var. Bu nedenle de, Boğaz ve Marmara'nın belirli bir yere kadar kenarlarında trafik yoğunlaştırması da sınırlı yapılabiliyormuş. Gerçi motorların hareket kabiliyeti yüksek ama atıyorum, Avcılar'dan Kadıköy'e gidersen o motor bazı hava şartlarında çalışabiliyor, kalanında çalışamıyor. Çalışabilenler hızlı gidemiyor. Sonuç olarak, şu an verimsiz çalışmasına rağmen, potansiyeli köklesen bile süper bir sistem elde edilecek gibi değil.

Bir İDO tipi feribotlar var çalışabilecek, o da Avcılar'daki iskelesini de kapattı. Çünkü kar edemiyormuş o hattan. Talebi var ama talep o yol masrafını düşük fiyattan çıkaramıyor. Fiyat yüksek olunca da insanlar metrobüse binmeyi tercih ediyor.

Bir de gerçekten deniz kenarı semtler sınırlı. Bahçeşehir'deki kişi Beylikdüzü'nden vapura binip gideceğine TEM'e girer.
0
aychovsky
(16.09.16)
bence talep yok değil, rotalar ve saat planlamaları düzgün yapılırsa çok talep olur.

mesela beylikdüzünden kalkan biri, direkt bakırköy'e gider, oradan şehre bağlanır artık. bu metrobüs ile 45 dakika sürüyorsa, deniz yoluyla 20 dakikadan az sürer ve üstüne üstlük konforlu rahat.

öğrenci için fiyat fark eder; ama tam basan biri için pek de fark etmez, zaten adamlar 3 küsur basıyor.
0
🌸body electric
(16.09.16)
minibüsçüler para kazansın diye bence. kalkıp e5in tepesine metro yaptılar, sahildeki treni kaldırdılar, otobüsler yetersiz, mecburen mavi ve sarı dolmuş terörüne dahil olmak zorunda kalıyor insanlar ya da kendi arabasıyla çıkarak kalabalığı artırıyor. kartal-kadıköy-beşiktaş/kabataş/karaköy arası çalışacak bi motor olsa dolar taşar eminim.
0
passive aggressive
(16.09.16)
bir de kimse yazmamış ama sefer sayıları uluslararası standartlar nedeniyle de aşırı arttırılamıyor.Hiçbir zaman vızır vızır olamaz boğaz.
0
turkuaz
(16.09.16)
(13)

İş arkadaşlıkları çok yalan değil mi? Yoksa sadece bana mı öyle geliyor?

theodor
8-10 senedir iş yaşamındayım. İnsanlarla iletişimim iyidir, bütün iş yerlerinde dışarıda da görüştüğüm bir sürü insan oldu. Ama kısa bir süre sonra hemen hemen hepsi aramayan, sormayan insanlar haline geliyorlar. Özellikle de iş yeri değişikliklerinde. Yo hiç kimseden kazık yemedim, kimseye de atmad
8-10 senedir iş yaşamındayım. İnsanlarla iletişimim iyidir, bütün iş yerlerinde dışarıda da görüştüğüm bir sürü insan oldu. Ama kısa bir süre sonra hemen hemen hepsi aramayan, sormayan insanlar haline geliyorlar. Özellikle de iş yeri değişikliklerinde. Yo hiç kimseden kazık yemedim, kimseye de atmadım çok şükür.

30'lu yaşların başındayım, bundan sonra iş arkadaşlıklarına eskisinin 10'da biri kadar filan değer veririm heralde.

Siz ne düşünüyorsunuz?
0
theodor
(16.09.16)
Geç öğrenen bir arkadaşımızsın. Aynen öyle. En sıkı fıkı dostluk bile 1 iş değiştirip 6 ay zaman geçirdikten sonra yok oluyor.
0
t3hn0
(16.09.16)
Is arkadasi diye spesifik bir sey yok bence. Biri kafa adamsa, arkadas olabilecegin biriyse uzayda da olsan saglam arkadas olursun. Bu uzay arkadasliklari cok iyidir anlamina mi geliyor. Hayir. Karsindaki adam duzgun.
0
juninho77
(16.09.16)
yalan olmasa da ziyan bence iş arkadaşlıkları, bana hep zararı dokundu en azından. bunla beraber iş hayatında edindiğin arkadaşlıklar zorunluluktan edindiğin arkadaşlıklar oluyor, o yüzden iş ortamından bir şekilde koptuktan sonra da kimsenin aramasına sormasına normal gözle bakmam, bakamam mümkün değil.

şöyle bir örnekle argümanımı güçlendireyim. yöneticimle abla kardeş gibiyiz görünürde, gerçekte de hani iş arkadaşlığından öte saçma bi' samimiyet söz konusu. işte herhangi biri yapsa kıyamet kopacak olayları ben sürekli yapıyorum, hiç ciddiye bile alınmıyor gibi gerizekalı durumlardan bahsediyorum. neden böyle oldu ben de bilmiyorum. ben bu kadına belki dört kere istifamı verdim, dördünde de yırttı attı allah belasını versin. istifa vermem gerekecek büyük durumlar haricinde de hep böyle yazık yalnız kalacak filan diye üzülüp gidemiyorum salak gibi. ölüyorum anlasana diyen bihteri çok iyi anlıyorum artık öyle bir ruh halindeyim. gitsem razı değiller, kalsam akıl sağlığım yitti gidiyor. velhasılı ben bugün bir şekilde işten ayrılsam asla aramam, o beni arasa telefonlarına çıkmam. belki ben vefasız bir camış, duygusuz bir moronum. belki de işten nefret ediyorum, iyi ki kurtuldum diye düşünüyorum. bunların hiçbiri ya da hepsi olabilir. aranmadım diye kızmam, aramadım diye kızılmasına da müsaade etmem. iş hayatı adı üstünde her şeyden önce iş hayatıdır, içerdiği her konu da samimiyetten fersah fersah uzaktır. biraz dağıldık ama doluymuştum demek ki. eyyorlamam bu kadar.
0
evde liyakat kalmamis
(16.09.16)
beni de yaz...
arada sadece nadiren dışarda görüştüğüm 1 2 kişi oluyor...
0
rentts
(16.09.16)
evet aynen öyle. hatta sana bir tespit daha: maaş gününü yaptiği işten daha fazla önemseyenlerden de uzak dur. arkadaşlık, samimiyet olarak pek bir şey veremezler.
0
1adam
(16.09.16)
Aynen öyle. Tamamen çıkar arkadaşlığıdır, herkes satar birbirini
0
aklimdakisorular
(16.09.16)
benim en iyi arkadaşlarım iş arkadaşlarım. ama üniversitedeyiz, ofis ortamı değil, öğrencilik de devam ediyor, onun etkisi fazladır eminim.
0
şubatsonrası
(16.09.16)
200 300 tane iş arkadaşım olmuştur. bunların topu topu 6 7 tanesi ile hala görüşürüm.

mesela fabrika dönemimden sadece 1 kişi var. geri kalan 6 kişi de gemide beraber çalıştığım insanlar. gemilerde bide farklı oluyor olay. sürekli beraber ve yapacak bişey bulamadığın için yemekten tut, içkiye, bilgisayar oyunlarına, gezmelere tozmalara kadar kanki gibi oluyorsun. ama maalesef öyle oluyormuş bende bunu biraz geç öğrendim.
0
killerbee
(16.09.16)
iş arkadaşlığının şöyle bir durumu var maalesef, aynı ekibe düştüğün insanlarla geçmişin, zevklerin, hayata bakış açın %99 uyuşmuyor. ama aynı işi yaptığın ve aynı sıkıntılara sahip olduğun için, e taş da olmadığından zaman içinde bir arkadaşlık kuruyorsun. ama bu arkadaşlığın temeli kişiliklerinize değil de tamamen spesifik konumunuza dayanıyor. e haliyle konum değişince arkadaşlığın da bir manası kalmıyor.

ben 4 senedir falan çalışıyorum. aynı yerde çalışmasak da dışarıda tanışsak arkadaş olabileceğim sadece 2 insanla tanıştım. ama sorarsan bir sürü arkadaşım olmuştur, ama ne gereği var.
0
freya
(16.09.16)
ya olayı iş arkadaşı bilmemne arkadaşı diye sınırlandırmak saçma geldi bana. söyledikleriniz tüm arkadaşlıklar için geçerli bence. insanın yakın arkadaşının iş yerinden olabileceği gerçeği de yabana atılmamalı bence.
0
baharat
(16.09.16)
normal bir durum. gözden ırak olan gönülden de ırak olur derler, doğrudur. bence tek istisnası çocuk yaşta edinilen arkadaşlar. çünkü onlar daha naif, daha temiz, çıkarsız. daha paradan puldan, kariyerden, gösterişten ve benzeri şeylerden çok uzakken tanışıp kaynaşıyorsunuz. tek derdiniz kız/erkek kavgası oluyor.

iş arkadaşlığı biraz "birlikte çalışmaya mecburuz, bari keyif almaya çalışalım" mantığından hareketle kurulduğu için fiziken uzaklaşıldıktan sonra ister istemez soğumaya başlıyor. hatta aynı kurumun farklı bir şubesine geçtiğinizde bile böyle olabiliyor. bana da çok kez olmuştur ama elbette istisnaları vardır. hala uzun aralıklarla ama düzenli görüştüğüm arkadaşlarım var. ama çocukluk arkadaşlarıyla yılda bir bile görüşsek hiçbir soğukluk olmadan kaldığımız yerden devam edebiliyoruz. 24 saat birlikte olsak dahi sıkılmıyoruz. iş arkadaşlarıyla böyle olamıyor çoğu zaman.

iş arkadaşlığı yalan diyemem ama biraz zaruri olduğu için çok uzun ömürlü olamıyor bana göre.
0
orient blue
(16.09.16)
is arkadaslarimdan, daha once isten ayrilan arkadaslarimdan, hatta isten cikip yeni ise giren arkaslarimin calistigi isyerinden tanistigim ve gorusmeye devam ettigim 10 kisilik is arkadasi kadrom var. Genelde disarida gorusuruz.
Kafa yapisi onemli aga.
0
yons
(16.09.16)
İnsan hayat çabasının içinde unutuyor. "Aramadılar, sormadılar" demişsin ama iş hayatına girdiğinde zaten 10 ay birkaç hafta gibi geçiyor. En yakın arkadaşımla 3-4 ayda bir görüşünce "Ya biz geçen hafta konuşmamış mıydık. Yapma be, o kadar geçti mi" diyoruz, üstelik hala her şeyimizi biliriz. Bu tarz kopmalar iş hayatına başladıktan sonra, eğer iş hayatı yoğunsa hayatın kendi fıtratında var. Hem iş arkadaşı ve düz arkadaş çok fark etmiyor. Yakında olanla daha çok görüşüyorsun, uzakta olan arkadaşınla yılda bir görüşüyorsun ama bir şekilde yakın hissediyorsun. İş de insanın ikinci evi, zamanının çoğunu orada geçiriyor insan. Haliyle, o ortamdaki kişiyle daha sıkı fıkı oluyor insan.

Bir de 30'lu yaşların başı demişsin; bir kısmı evli ve çocukludur. Onların merhaba diyecek zamanı ve hali olmaz.

En yakınlarımdan bazıları iş arkadaşım ve işi değiştirdim. Artık her gün, her hafta görüşemeyiz. Herkesin kendi hayatı ve koşuşturmacası var ama buluştuğunda her şey kaldığın yerden devam ediyor.
0
aychovsky
(16.09.16)
(9)

lens marketten son zamanlarda lens alan

sanguine mcqaer
var mı? reçete şart mı?
var mı? reçete şart mı?
0
sanguine mcqaer
(15.09.16)
Daha onceden receteyle lens aldiysaniz o recete kayitli oluyor. Ben bir kez recete yukledim, daha da yuklemedim kisaca
0
kuehles blondes
(15.09.16)
Receteyi görmeden lensleri göndermiyorlar maalesef.
0
kultursuz mantar
(15.09.16)
recetesiz aldim, bir sorun cikmadi.
0
alwayschargeneverbend
(15.09.16)
@alwayschargeneverbend ben de buradan reçetesiz aldım da sen yakın zamanda mı aldın acaba?
0
🌸sanguine mcqaer
(15.09.16)
07.04.2016 'da almısım.
0
alwayschargeneverbend
(15.09.16)
Geçen ay reçetesiz aldım, sorun çıkmadı. Aynı siparişi beşinci kere verdiğimden olur.
0
aychovsky
(15.09.16)
1 buçuk ay önce aldım reçetesiz, bir önceki siparişin aynısı diye herald sormadılar ama bir öncekinde de reçete vermemiştim:/
0
pikrua
(15.09.16)
2 ay önce reçetesiz aldım. Önceki siparişimle aynı olduğundan belki de reçete istemediler.
0
Tyler89
(15.09.16)
en son lens aldığımda (torik, iki göz numarası da farklı), bir sonraki siparişinizi reçete ile almanız gerekecektir diye dönüş yaptılar bana. iki gözü farklı aldığım için 6-8 ay kadar dayanıyor. 6 ayda bir muayenemi olacağım dedim ? evet şeklinde yanıt aldım.

fakat anladığım kadarıyla müşteri memnuniyeti adı altında reçetesiz de veriyorlarmış. gelecek ay reçetesiz deneyeceğim. isterlerse de emsal göstereceğim :)
0
janavarorion
(15.09.16)
(15)

ben bisi yapmak istiyorum sizinle...

rentts
(az sonra okuyacaklarinizin durustlugunden suphe edecekseniz simdi okumayi birakabilirsiniz.)ben sıkıldım arkadaşlar. hayata dokunamamaktan, sadece kendim, ailem ve sevdiklerim için yaşamaktan sıkıldım. benim hayattaki amacım "yırtmak" olmamalı. beni tatmin etmiyor bu. hayatımda her şey çok şükür yo
(az sonra okuyacaklarinizin durustlugunden suphe edecekseniz simdi okumayi birakabilirsiniz.)
ben sıkıldım arkadaşlar. hayata dokunamamaktan, sadece kendim, ailem ve sevdiklerim için yaşamaktan sıkıldım.
benim hayattaki amacım "yırtmak" olmamalı. beni tatmin etmiyor bu. hayatımda her şey çok şükür yolunda. ama ben dünyada birşeyler akarken onlara bakmak istemiyorum.
"akmak" derken kast ettiğim: yanıbaşımızda bir savaş var, yüzbinlerce insan, çocuk ölüyor, annesiz kalıyor, insanların canı başka insanlar tarafından alınıyor.
arkadaşını aslan yerken mal gibi otlayan zebra gibi yaşamak istemiyorum.
bir şey yapmam lazım. benim gibi düşünen birçok da insan var biliyorum, tanıyorum da...
hepsi de okumuş, yazmış entelektüel, uzmanlıkları olan (her alanda) insanlar...
keza burada da var biliyorum böyle insanlar...
benim içim yanıyor artık... içimdeki boşluğu parayla pulla dolduramıyorum.
benden çok daha deneyimli insanlar vardır sosyal bir hareket/stk/dernek vs konusunda.
onlar da belki bişiler yazarlar... fikirler çarpışır ve belki gerçekten çok güzel yerlere dokunuruz.
bir çocuğun tek bir göz yaşını akıtmasına engel olabilirsek dünyanın en mutlusu olucam.
herkes farklı sektörlerde, farklı yerlerde, farklı networklere sahip.
neden bunları birleştirip güzel bir şeye dönüştürmeyelim?

(her türlü fikre, öneriye açığım...sadece suriyedeki savaşla sınırlamıyorum, ameliyat olması gereken bir yaşlı, kitaba ihtiyacı olan bir okul, veterinere ihtiyacı olan bir hayvana da yardım edebilmek amacım... Belki hepsine birden yetişemeyiz, ya da öyle bir şeye dönüşür ki hepsine birden yetişedebiliriz)


edit: böyle bi edit yapmak zorunda kalmak bile çok iğrenç, ama bazı .... ların beynine çakmassan anlamayacakları için yazayım.
BU DUYURU MADDİ BİR MENFAAT/PARA TOPLAMAK/DUYGU SÖMÜRÜSÜ YAPMAK İÇİN AÇILMAMIŞTIR TAMAMIYLA BİR BEYİN FIRTINASI TALEBİDİR.
HALA ÖYLE ANLAYANLAR VARSA THEY CAN ... THEMSELVES.
0
rentts
(14.09.16)
Dunyayi degistirmek istiyorsunuz.
Once kendinizi,sonra ailenizi,sonra cevrenizdekileri degistirin.Butun bu insanlari gercekten degistirebilirseniz bir bakmissiniz hepsine birden yetisiyoruz.
0
eksimeksi
(14.09.16)
isar denir buna. güzel.
suriyeliler demisken bazı fikirlerin varsa mesaj atabilirsin. onların icindeyim. yani bulundugum yerde o kadar çoklar ki biz onlara dahil olduk :)
0
1adam
(14.09.16)
amacım birisini değiştirmek değil aslında.
bi kıvılcımı ateşleyebilmek.
bilmiyorum yalnızca benim çevremde mi var ama benzer şeyler hisseden çok insan tanıyorum.
öyle bir şey olsun ki görenler "ben de içinde yer almalıyım" demeli. gizli bi ajandası, dini bi temeli, siyasi bi kolu olmamali.
komsusu ac iken tok yatamayan insanlardik hepimiz, simdi ise bencillikten birbirmizi bogazlama noktasindayiz.
olmasi gereken bu degil. en azindan ben buna inaniyorum.
0
🌸rentts
(14.09.16)
Hissiyat bu işin başlangıcıdır. Hayal kur ve bu amaca ulaşmak için gereken konuma gel. Mesela başbakan cb ol.
0
lion de la Turquie
(14.09.16)
Sen böyle gidersin aga.
Hiçbir zaman aksiyona geçmeyeceksin.
Böyle lafta kalacak her şey.
Sende kıvılcım ateşleyecek potansiyel yok.
0
bigbadabum
(14.09.16)
Ne güzel dertler bunlar. Öncelikle bu dertle dertlenmenizin çok güzel olduğunu fark etmeli ve kendinizle gurur duymalısınız.

Neler yapabileceğimize gelince... Önce kendimizdeki kötü yanları bulmalı ve düzeltmek için üstün bir çaba harcamalıyız. Kendimizle birlikte çevremize de iyilik ve güzellik dağıtmalıyız. Bu uğurda davasına inandığınız bir siyasi partiye üye olup bu dava ve insanlık uğruna mücadele verebilir; gelecegeisiktut ve @umutlucocuklardernegi gibi yardıma ihtiyacı olan çocuklara -tek bir ayakkabı bile çok şey değiştiriyor onlar için- yardım edebilir; gönüllü sesli kitap okuyup İBB Sesli Kütüphaneya da GETEM'e gönderebilir; ideolojik bir eyleme katılabilir; bir vakıfa destek olabilir; hayvanlara yardımcı olabilir; sokak çocuklarına afili bir yemek ısmarlayabilir ya da daha pek çok iyilik fırsatını değerlendirebilirsiniz.

Yeter ki yalnızca dilde kalmasın bu fikirler ve hayata geçirilebilsin. Kutlu olsun.
0
fragile lady
(14.09.16)
ihtiyacharitasi.org

Senin gibi içi yananların katılıp var ettiği bir oluşum. Ne güzelsin, böyle kal...
0
yaren
(14.09.16)
@fragile lady
dedigin seyleri hayvanlara, cocuklara zaman zaman ihtiyaci olanlara yardim etme olaylarini elimden geldigi kadar zaten yapiyorum(bunlar soylenmez de yeri geldigi icin bahsediyorum) amacim kollektif bir seyler yapabilmek. Siyasi parti haric verdigin diger onerileri de degerlendiricem cok sagol...
@yaren
evet bunu gormustum daha once ama unutmusum, cok sagol hatirlattigin icin...
onu da inceliycem
0
🌸rentts
(15.09.16)
@jrr
belli bi amacim su an icin yok, fikir alabileyim diye zaten sizlere danismak istedim.
zaten asil aradigim sey "amac" tan cok kollektifve saglikli isleyebilecek bir "yontem"
0
🌸rentts
(15.09.16)
Rentts, İzmir'de miydin sen? Çokça gönüllü oluşumla tanıştırabilirm seni. Birinden birini illa ki yakın bulursun kendine.
Ayrıca yıllardır bu tarz çalışmaların içindeyim. Minimum ikincil travma ile neler yapabileceğin konusunda deneyimlerimi paylaşabilirim istersen.
0
Phoebe
(15.09.16)
@sour
tüm dernekler hakkında nedendir bilmiyorum bir önyargı var...
lösev dahil...
o yüzden onlara dahil olmak konusunda şüpheliyim...
"ne soruyosun?" sorusuna cevabım yok...
"ne yapabiliriz?" ve "nasıl" diye beyin fırtınası yapmak istedim sadece...
0
🌸rentts
(15.09.16)
Yalnız değilsin. Çoğumuz hayatın hay-huyu içinde kaybolup gitsek de, azımsanmayacak kadar insan bu şekilde duyarlı yaşayabiliyor. Bu işin birkaç yolu var; kendin bir şeyler başlatabilirsin, başlamış bir yerlere üye olabilirsin. İstediğin aktivist olmak mı, yoksa organizasyonda çalışmak mı; bunları bir düşünebilirsin.

Bazı insanlar derneklere güvenmiyor, 'Verdiğim para derneğin yöneticisine mi gidiyor' diyerek bağışlamak istemiyor. Bir arkadaşım da, nasıl buluyor bilmiyorum, birçok ihtiyaç sahibine ulaşabiliyor ve Facebook'ta durumlarını ve ne kadar gerektiğini paylaşıyor. Açıkçası, tanıdıklarım derneklerden çok, bağımsız ve kendi başına didinen bu arkadaşa daha çok güveniyorlar. Ben de nasıl bu şekilde ihtiyaç sahiplerini bulduğunu merak ediyorum ve ona sorabilirim.

Bunun ötesinde organizasyonlara katılmak için kendine bir hassaslık alanı belirlemek uygun bence. Çünkü o organizasyona üye olduğunda, oralarda uğraşan kişiler 'Boş zamanımda bununla uğraşıyorum' kişileri değil; 'Bu dünyanın en önemli meselesi ve ben bunu şiddetle savunurum' insanları. Sen onlardan olmak zorunda değilsin ama olabilirsin de, bir süre dernej faaliyetlerine katılarak iç yapısını gözlemleyebilirsin. Eğer kişisel çıkar çatışmaları olduğunu görürsen, oradan topuklarsın. Dernekleri daha organize ve planlı buluyorum ben kişisel olarak. Bir hocam afet lojistiği konusunda çalışıyordu ve o dernek Haiti depreminde gönüllü olarak çalıştılar. Örneğin, onlardan deprem yöresindeki insanlara şişe şişe su getirilmemesi gerektiğini öğrendim. Çünkü su kısıtlı ve şişelerle götürsen bile yetmiyormuş bir noktadan sonra. Afet yöresindeki insana sudansa, su arıtıcı cihazların götürülmesi daha uzun süreli fayda sağlıyormuş ve böylece bir şişe su içmek yerine herkes göldeki suyu elindeki küçük bir malzeme ile arıtıp içebilir hale geliyormuş. Bu tarz işlerin böyle püf noktaları var ve ben toplu mücadeleye inanıyorum.

Eğer kişisel çıkar için değilse, bence siyasi parti üyeliği de bunun için uygun. Tabii ki senin kişisel görüşlerine uygun olması önemli. Genelde ve büyük partilerde daha çok çıkar çatışması olsa da, eğer görüşün o yönde ise yerel yönetimlere katılarak o yöre için yapılan plan ve projelere, en kötü taslaklarına katılabilirsin. Bazı partilerin yerel merkezlerde bu tarz şeyler için uğraşıldığını çok gördüm. Belediyenin aş evleri gibi projelerinde gönüllü, vb. olabilirsin.
0
aychovsky
(15.09.16)
yazdıkların bana samimi gelmedi. niye bu kadar sinirlendin. daha dün şehit ailelerine para topluyoruz diye bir kaç dallama çaldı kapımı. onların üslubuyla senin üslubun birbirine çok benziyor. böyle üslupların bende dolandırıcı izlenimi bıraktığını söylemem niye sizi kızdırdı ki? bu tür yaklaşımlar bana dolandırıcıymış izlenimi veriyor.
öylesiniz demiyorum dikkat edin.

değilseniz ne mutlu size.

sorunuza cevap olarak öneride bulunmuştum size ama cevabımı silmiş mod.lar.
0
for day to break
(16.09.16)
Çok haklısın, iİyileştirilmesi gereken çok fazla konu var. Yalnız iyileri de görebilmek önemli herşey tümden kötü değil. İçim yanıyor demişsin bunu onun için yazıyorum. Moral bozukluğuyla değil umutla ilerlemek daha iyi sonuç veriyor.

Düşünen, empati kurabilen her insan seninle aynı duyguları düşünceleri paylaşıyor. Senin de çevrende var, benim de, onun da. Burada da var. Çokça. Ben mi kurtaracam, sen mi kurtaracaksın diyenler de var elbet.

Benim önerim resmi gazete bekçiliği yapmak. Bizi birebir bağlayan bize zararlı kararlar alınmadan önleyebilmek en akıllıca hareket olur diye düşünüyorum. Sosyal devlet kavramını hayata geçirmek; saydığın, gördüğün olumsuzlukları kökten çözer. O zaman "birleşelim birşeyler yapalım"ı başka konular için konuşmaya başlarız. Hepimiz paşa paşa vergilerimizi verirken neden hastalar yardım dileniyor, neden okullara kitap, çocuklara oyuncak, hayvanlara yemek düşünüyoruz. Bunlar atla deve rakamlar değil tüme bakınca değil mi?

Arka bahçemizde zeytinler kesilirken, fındıklar komşuya yok pahasına satılırken, bütün şehir yasasıyla meralar talan edilirken, şeker pancarı oyunu oynanırken sularımız satılırken biz gezi parkımıza dokunma diye dellendik.

Ben üç çocuk annesiyim. Çocuklarıma bırakacağım dünyanın daha yaşanılır olmasını istiyorum. Rızklarından çalınmasına kızıyorum. Çünkü atalarım diş tırnak çalıştılar, biz de öyle. Hepimiz ürettik, vergimizi verdik. Fındık, zeytin ülkesinde fındık yağı alırken, zeytinyağı alırkebüç kere düşünmek zorunda kalmak çok saçma değil mi?

Bu büyük bir iş. Öyle kolayına olacak bişi değil. Olur olmaz bilmiyorum. Umarım olur. olana kadar yapılabilecek şeyler gönüllü çalışma gruplarına katılmak.

Ben eğitime destek ayağında çalışıyorum. Eğitim ayağını seçmemin birkaç nedeni var. İki kişilik toplumda bile hayatın basit olanın seviyesinde ilerlediğini bilmek; düşünen sorgulayan insanların doğruyu bulableceğine inanmak, aldığım eğitimin diyetini ödemek...

Suriyeli konusu önemli. Gelen çocukların büyük çoğunluğu travma yaşamış çocuklar. İlkokul çağındakilerin yarısı lise çağındakilerin hemen hiç biri okula gidemiyor. Politik olarak gelmeselermiş denilebilir o ayrı mesele. Şimdi buradalar ve birlikte yaşacağız gibi görünüyor. Bu konu önemli, üzerine eğilmek gerektiğini düşünüyorum.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(16.09.16)
@for day to break
lütfen cevap yazmayın...
böyle bi duyuruya "camiye git orda anlat bunları para toplarsın" diyen bir insanda zerre iyi niyet olduğunu düşünmüyorum.
iyi niyetli olmayan insanlar uzak dursun lütfen.
0
🌸rentts
(16.09.16)
(6)

bilgi ve acı

harvey
Herhangi bir konuda bir bilgi düşünelim, eğer bu bilgiye sahip olursak büyük acılar yaşamamız gerekecek, olmazsak acı yok, hayat güzel.Bu durumda, bilmek mi, bilmemek mi daha iyi?
Herhangi bir konuda bir bilgi düşünelim, eğer bu bilgiye sahip olursak büyük acılar yaşamamız gerekecek, olmazsak acı yok, hayat güzel.

Bu durumda, bilmek mi, bilmemek mi daha iyi?
0
harvey
(14.09.16)
bilmek lanetlenmektir

--adorno--
0
bruceandwayne
(14.09.16)
herhangi bir konuda bir bilgi insana acı vermez, neyin bilgisine sahip olmak nasıl bir acı verecek(bu da saçmada neyse) o önemli. Akıl derki ucunda acı varsa bu acıyı yaşamamak en mantıklısı ama tutku sadece ister bu bilgi dediğin şeyi de delicesine istiyorsa yine acı çekiyorsun demektir. hah işte, bu 2 acıyı kıyasla hangisi daha kıymetsizse diğerini seçersin.

Şunun gibi, eğer anlatılan cehennem gerçekten görülebilseydi yani, mesela şu kenarda dursaydı biz baksaydık o zaman kimse kimeyle evlenmeden sevişmezdi, ya da işte diğer yasaklar herneyse onu yapmazdı. Acı dediğin şeyin caydırıcılıkla bir ilgisi var bu konuda.
0
mete kudur
(14.09.16)
Bilip de herhangi bir avantaj saglamayacaksa tabii ki bilmemek daha iyi
0
sen nasıl bir insansın
(14.09.16)
Bilgiye ve acıya bağlı. "Şimdi bunu bildğin için seni öldürmek zorundayız. Çok şey biliyorsun, derin devlet işlerine karıştın" denecekse bilmeyeyim tabii ki ama "Bilmemkim arkandan konuşuyormuş" gibi dandik bir şeyse onun acısından ne olacak.
0
aychovsky
(14.09.16)
bahsettiğimiz bilgi; algı açıklığı meselesi bence. ve evet, üzse de algılarımın açık olmasını isterim.
0
fragile lady
(14.09.16)
Fragile +1
Sadece bilgi sahibi olmak aci vermez ayni zamanda iyi ahlakli ve vicdan sahibi de olmaniz lazim. Ornegin bazi partilere oy verenler ya da kotu insanlari destekleyenler ne olup ne bittiginin farkinda ancak herhangi bir aci duymadan bu insanlari desteklemeye devam edebiliyorlar. Ya da bir sirket sahibi iscisinin sigortasini asgari ucretten yatiriyor ve bunu bilincli ve bilgili olarak yapiyor - hatta aslinda bilgili oldugu icin ve bunu nasil yapabilecegini iyi bildigi icin yapiyor. Bu insanlarin tamami aci cekmiyor bu da vicdan sahibi olmamalarindan ve ahlaksiz olmalarindan kaynaklaniyor. Her algisi acik olan da aci cekecek diye bir sey yok, kotu kalpliyseniz hic aci cekmiyorsunuz. Bunun orneklerini cok goruyoruz. Vicdanli ve iyi kalpli biri olarak algimin acik olmasini tercih ederim.
0
kassiopeia
(14.09.16)
(5)

Matematikteki range in türkçesi nedir?

emekli intihar komandosu
merhaba,matematikte inglizce range olan kavramın türkçesi nedir? örneğin 6-9-8-4-2-8-10 gibi bir serimiz var. en yüksek ve en düşük değerleri çıkarttığımızda bulunan değer yani range : 10-2=8 oluyor. işte buna ne diyorduk türkçede? kafam durdu internettede bulamadım. yoksa bişey demiyor muyduk?
merhaba,

matematikte inglizce range olan kavramın türkçesi nedir?

örneğin 6-9-8-4-2-8-10 gibi bir serimiz var.
en yüksek ve en düşük değerleri çıkarttığımızda bulunan değer yani range : 10-2=8 oluyor.

işte buna ne diyorduk türkçede? kafam durdu internettede bulamadım. yoksa bişey demiyor muyduk?
0
emekli intihar komandosu
(13.09.16)
Açıklık?
0
ghilleinthemist
(13.09.16)
Ranj
0
red g
(13.09.16)
Ve dizi genisligi
0
red g
(13.09.16)
Aralik
0
fallopian
(13.09.16)
Aralık + 1
0
aychovsky
(13.09.16)
(24)

NoFap

kaledekiyalnizlik
Duyuruda ve sözlükte bu konuyla ilgili zaman zaman yazılara denk geliyorum. 2 yıldır da içinde olduğum için kısaca bilgi verebilir ve yaşadıklarımı yazabilirim diye düşünüyorum. soru olursa duyuru altından devam edebiliriz.2014'ten beri nofap'ın içindeyim. Uzun denemelerim kısa denemelerim oldu. Nis
Duyuruda ve sözlükte bu konuyla ilgili zaman zaman yazılara denk geliyorum. 2 yıldır da içinde olduğum için kısaca bilgi verebilir ve yaşadıklarımı yazabilirim diye düşünüyorum. soru olursa duyuru altından devam edebiliriz.

2014'ten beri nofap'ın içindeyim. Uzun denemelerim kısa denemelerim oldu. Nisandan beridir de en uzun ve halen süren süreçteyim. 151.günümdeyim. Kısaca artı-eksi ve önerileri vereyim siz değerli arkadaşlara. Bakın bilimsel olarak dayanağı çok yok bu işin malum kontrol grubu yani hayatında porno izlememiş insan yok günümüzde.

Artılar;

-Yüksek özgüven. Özellikle toplumiçinde yapılan konuşmalarda hissettiriyor.
-Enerji patlaması. Sabahları 6.00 da alarmsız ve dinç kalkıyorum, sporumu yapıyorum. Siz düşünün gerisini.
-Ders çalışırken yüksek konsantrasyon. İşime en çok yarayanı bu oldu sanırım.
-Hormonsal mıdır bilmiyorum ama sesim daha tok ve derinden geliyor.
-Cildim eskisine göre çok daha güzel ve parlak.
-Sakın ama sakın sadece nofap yapıp mal gibi mucize beklemeyin. Bir şeyi istiyorsanız onu çok istemeli ve acı çekmelisiniz. Ben bu 2 yıllık süreçte hayatımdan şekeri, alkolü, sigarayı ve video oyunlarını çıkardım yerine sporu, kitapları, bilimi ve dersleri koydum. Dediğim gibi sadece nofap yapacaksanız hiç yapmayın testislere yazık.

Eksiler;
-Haftada bir kasık ağrıları ve blue balls
-Zaman zaman agresif ruh hali ve bad mood

Herkese iyi bayramlar...
0
kaledekiyalnizlik
(12.09.16)
haftada 1 kez sevişmiyorsan çok saçma bir şey.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(12.09.16)
neden mesela? tamam bilimsel olarak mucize bir şey değil. ama deneyenler ve deneyenlerin süreç notları da ortada. öyle veya böyle bir gelişme bir kalite sağlıyor.
0
🌸kaledekiyalnizlik
(12.09.16)
Bence neye gerçekten inanıyorsan o oluyor. Bu kadar.
0
yirmisantim
(12.09.16)
Doğru diyorsunuz. İnanç en önemli etken. Başta da dediğim gibi bilimsel veri yok belki hepsi plasebo.
0
🌸kaledekiyalnizlik
(12.09.16)
ben bunun mantigini anlamiyorum. iliskisi olmayan birinin 150 gun boyunca bosalmamasi korkunc bi sey bence. porno ya da osbir bagimlisi olmadiktan sonra insan neden kasar kendini bu kadar? osbir cekmeyince ozguveniniz artiyosa sorun masturbasyonda degil de daha derindedir bence. bi insan neden no fap challenge yapar yav ilk kimin aklina gelmis acaba.
0
der meister
(13.09.16)
dinleyince çok saçma gelmiyor bana. bu da bi çeşit oruç. disiplin getiriyorsun hayatına.
0
sttc
(13.09.16)
Güzel cevaplar geliyor teşekkürler
0
🌸kaledekiyalnizlik
(13.09.16)
Deney tasarımı ve regresyon analizi konularına göz gezdir kanka bence
0
glamdr1ng
(13.09.16)
Yazdığın artıların no fap ile zerre alakası yok. Bütün bu başlığı günde iki kere götüme pipet takıp çıkarıyorum diye açsan da yaptığın diğer Aktiviteler pipet olayını o kadar büyük gösterecek ki gözünde yine inanacaksın.
0
gozu acik sevisen yahudi
(13.09.16)
bilimsel dayanağı yok diyenler bu videoyu izleyebilirler. son yıllarda porno hakkında yazılan makaleler ve araştırmalar hızla artıyor. ben de martta nofap'e başladım ve senin saydığın faydaların çoğunu gördüm.

www.youtube.com
0
Goldstein
(13.09.16)
sen şuna aseksüelim desene kardeş, nedir nofap falan ya.


sekssiz, mastürbasyonsuz hayat mı geçer. o enerjinin dışa atılması lazım abi insanlar sevişemiyorum diye kılıktan kılığa girip karşı tarafın kuklası oluyor, o derece mühim bir şey insanoğlu için.

başka bir örnek ise; kimi aşırı stresli, kızgın görsek sevişse geçer deriz ve sevişir gerçekten geçer.

bana kalırsa seks, mastürbasyon insanı insan yapan 10 gerekli şeyden biridir. aksi düşünülüyorsa bu çok güzel bir şey değil bilakis aseksülelliktir. doğru partneri bulunca geçecektir. saygılar.
0
thevalentino
(13.09.16)
hayatımda hiçbir sınav dönemi olmamıştır ki (ilkokuldan sonra) mastürbasyon yapmadan çalışabileyim. o yüzden o madde garip geldi.

mastürbasyon yapmadan ya da sevişmeden ders çalıştığım bir zaman dilimi varsa, burada ders çalışmak mastürbasyona ulaşan bir araç muamelesi görür bende.

önce mastürbasyon.
0
bohr atom modeli
(13.09.16)
mastürbasyon gerekli buna bir şey demiyorum. hele ki düzenli bir seks hayatınız yoksa. değinmek istediğim konu porno ve porno bağımlılığıydı ama net şekilde anlatamadım, benim hatam.

@bohr atom modeli

ödül mekanizmanı öyle oluşturmuşsun bu kişisel bir şey. peki ya daha önce bulunmadığın bir ortamda bulunsaydın, orda da asılacaktın?

@thevalentino

aseksüel falan değilim. bu süreçte yaşadığım zorluklara değinmediğim tabi girişte o yüzden öyle anlamış olabilirsiniz. önceki hayatımda da porno bağımlısı değildim haftada 1-2 izlerdim. internette nofap olayını görünce deneyeyim dedim sadece. kaldı ki yazın 12 saat işten sonra buna ayıracak zamanım dahi olmuyordu o yüzden 150 güne ulaşmam kolay olmuş olabilir. ayrıca insanların ne yaşadıklarını bilmeden onları önyargıyla ".bne, aseksüsel" gibi kelimelerle yaftalamak hoş değil.

@Goldstein

teşekkürler bunlar da epey faydalı;
www.youtube.com
www.youtube.com

@yere dusup kirilan sarap kadehi

kendim de dediğim gibi bir çoğu diğer alışkanlardan veya plasebo etkiler olabilir buna bir şey demiyorum. bir insanın her gün mastürbasyon yapması da bana göre normal. ama bunu her gün porno izleyip yapıyorsa sıkıntı vardır. lakin dopamin beynini o kadar ele geçirmiştir ki farkında bile değildir.

@der meister

madem mantığını anlamıyorsunuz ve ilk kim başlatmış merak ediyorsanız gogıllayıp buna ulaşabilirsiniz. üstte de verdiğim cevapta söylediğim gibi yazın 40 derece altında 12 saat çalışınca değil osbir uyumaya bile hali olmuyor insanın.

@sadakatsiz

vücudumu tanıyorum hocam orada sıkıntı yok. uygun bir sürecim vardı ben de bunu nofap ile değerlendirdim. yukarıdaki maddelerin hepsini de nofap ile kazandım demiyorum. osbir'e ayırdığım zamanı bunlara ayırmaya başladım sadece.
0
🌸kaledekiyalnizlik
(13.09.16)
bu ödül mekanizması değil. nasıl ki açken ders çalışıp miden kazınırken odaklanamıyorsan, ya da nasıl ki içerisi çok sıcaksa da klimayı açayım rahat rahat çalışayım diyorsan bu da öyle bir ihtiyaç.

ya da bana öyle oluyordu. her türlü ihtiyaçlarımdan arınıp başlıyordum ders çalışmaya. başka bir ortamda çalışmayı hiç tercih etmedim. hep kendi odamda çalıştım. öyle olsaydı da bir şekilde tuvalette falan hallederdim herhalde. skdajfh

(bkz: the wolf of wall street)
0
bohr atom modeli
(13.09.16)
filme güzel gönderme oldu :D
0
🌸kaledekiyalnizlik
(13.09.16)
bu konunun ekşi'de hiç konuşulmamasını anlayamıyorum.
0
🌸kaledekiyalnizlik
(10.10.16)
plasebo kesinlikle degil. ama belki de herkesin uygulamamasi daha iyi...
0
qazwsx
(13.11.17)
@qazwsx
aynen öyle. bazı insanlar cidden uyumak ve kandırılmak istiyor.
0
🌸kaledekiyalnizlik
(17.11.17)
açılın ben de yaptım,
toplamda 8 ay falan bir süreç ve sadece meraktan yaptım.
benim aldığım sonuç sadece seksüel düşüncenin önce tavan yapıp-ilk bir ay- sonrasında düşüşe geçmesi bir süre sonra akla seksle ilgili bir şeyin gelmemesi, aseksüelliğe doğru gidiş vs. aslında fena değil kafa oldukça rahat oluyor, karşı cinse cinselliği tamamen soyutlayarak bakabilme yetisi veriyor. sorarsanız ne işine yaradı hiç bir işime yaramadı sadece deneyip gördüm. cildim güzelleşti mi sesim değişti mi valla bilmiyorum. onlar muhtemelen sigara-alkolün hayattan çıkması ile alakalı.
0
ilkot
(17.11.17)
NoFap biraz talihsiz bir isim olmuş aslında. Bu oluşumun temelinde aslında porno bağımlılığı yatıyor. İnsanlar NoFap'i duyunca "ee mastürbasyon da mı yapmayalım yani ?" diye düşünüyor haliyle. Ancak olayın temeli pornoya bağımlı hale gelerek mastürbasyon yapıyor olma durumu.

Pornonun bağımlılık yapıcı bir etkisi olması bilimsel olarak gayet ortada. Ayrıca uzun süre bu şekilde devam edince porn induced erectile disfunction denen olayın görülme olayı da gayet yüksek. Bu da sonunda ciddi krizlere neden olabiliyor cinsel hayatta veya sosyal hayatta.

NoFap denilen olay temelde bağımlılıktan kurtulmak üzerine oluşturulmuş aslında gayet mantıklı temelleri olan bir hareket.

Kimseye mastürbasyon yapma monk ol falan denilmiyor. Yalnız porno bağımlısı haline geldiysen veya PIED varsa, gerçek cinsel hayatın yoksa durum sadece "mastürbasyon yapmak"tan öteye geçiyor. Kişiyi günümüz toplumunda entegre olamamış bir birey haline getiriyor. Kriz durumu ortaya çıkıyor.

Bağımlılık artıyor, sosyalleşme azalıyor, cinsel hayata karşı gerçeklik algısı kayıyor vs. vs. NoFap ise aslında çok basit aslında sağlıklı herhangi bir insanın yapması gerkenleri bir community zihniyetiyle motivasyon haline getiriyor.

Spor yap, hobi bul, sosyal ol, comfort zoneundan çık, pornuyu bırak, kendini geliştir. sağlıklı beslen vs. vs.

Genç yaştaki insanlar aslında bunları tepeden inme bir nasihatla duyunca belki de ciddiye almıyorlar. Sanıyorlar ki Amerikan filmlerindeki gibi hergün bira içip, pizza yiyip, porno izleyip yine de sosyal hayatları olacak, karşı cins ya da hemcinsleriyle cinsel hayatları olacak falan fistan. Ancak bu bir community motivasyonu altında yapılınca işte kendilerini hissedebilecekleri bir aidiyet buluyorlar, her şey daha kolay oluyor.

Eyyorlamam şimdilik bu kadar.
0
AlsterWasser
(17.11.17)
Sizin için güzel etkileri olmasına sevindim ama porno/mastürbasyon bağımlısı olmdıysanız içinizde biriken libidinal enerji kaynaklı gerfinliği nasıl yönetiyorsunuz? Bir kadın olarak saydığınız tüm faydaların (en azından kadınlar için) orgazmın güzel yan etkileri olduğunu bilimsel olarak da biliyorum, kendi hayatımdan da biliyorum. Örneğin, sık orgazm olan kadın dünya ile daha barışık olr, cildi parlar, yüzü güler ve başka bir etken yoksa olumlu ve kendine güvenen bir insandır libidinal enerji birikmiş haline göre. Bağışıklık sistemi daha güçlüdür, vb. Faydaları saymakla bitmez, öyle diyeyim. Libidinal enerji birikenin cildi matlaşır, daha sinirli hale gelir, huysuzlaşır, daha yargılayıcı ve katı olur. Yani tabii 180 derece değil de, önce sonra karşılaştırması olarak. Normalde çok çok yüksek bir farkseğil ama fark elien bir fark.Bazı kadınlarda ise gerçekten çok fark diyor; Dr Jekyll/Ms Hyde gibi değişim olabiliyor.

Kadınları anlattım, çünkü erkeklerde çok da okumadım. Ancak, biriken libidinal emerji Türkiye'nin gerçekten büyük bir sorunu ve tacizin, şiddetin büyük kamçularından biri. Faydasını gördüğünüze çok sevindim ama libido bastırmanın iyi bir şey oldığuna inanmıyorum. Daha doğrusu porno bağımlılığından ya da mastürbasyon bağımlılığınız varsa, ondan kurtulmak güzel ama o aradaki libidinal enerji ne olacak? Bu etkilerle nasıl başa çıkıyorsunuz?
0
aychovsky
(17.11.17)
2016da açılmış konu, kim nasıl buldu, neden hortlarttı...
0
elorelia
(17.11.17)
Konunun uzmanı falan değilim ama birkaç bir şey okumuştum ve madem hortlamış, ben de fikrimi paylaşayım madem.

Öncelikle bence de bu nofap olayı tam olarak mastürbasyonu bitirmek değil de porno izleyerek mastürbasyon yapmayı bitirmeyi daha öncelikli hedefleyen bir şey gibi geliyor.

Ama bunun ötesinde, mastürbasyonu komple bitirmeye çalışmak bana da saçma geliyor. Kaldı ki, bunun öyle bir etki yaratacağını da düşünmüyorum. Bence buradaki sistem, mastürbasyonu kısıtlayarak ya da yasaklayarak insanı çiftleşmesi için zorlamak. Yani red pill ile bağdaştırıyorum ben bunu ve bu nofap olayının sonucu olarak, mastürbasyon yapamayan birey bu ihtiyacını partner bularak giderme yoluna gidecektir daha yoğun biçimde ve eskisinden daha özenli olacak, daha çaba sarf edecektir. E, bu süreçte de haliyle özgüveni de artacak, kendisine de daha iyi bakacak vs. Niye? Çünkü mesele en nihayetinde bu ihtiyacı bir şekilde karşılamak. Haliyle spor da yapılacak, yeme içmeye de dikkat edilecek; pek tabii cilt de güzelleşir, bu yukarıdaki diğer şeyler de gerçekleşir.
0
skooma
(17.11.17)
bir hort da biz atalım; sözlükten güzel bir entry ile

eksisozluk.com
0
🌸kaledekiyalnizlik
(26.06.18)
(18)

insanlarla alakalı en katlanamadığınız

yuvarlanantencereninkapagi
adeta çıldırtıcı, ortam terk ettirici şey nedir?
adeta çıldırtıcı, ortam terk ettirici şey nedir?
0
yuvarlanantencereninkapagi
(12.09.16)
dedikodu. aka gıybet.
0
little big man
(12.09.16)
Aşırı övünme - üstünden başından başlayıp ailesinden kocişinden süper zeka çocuğundan kendini ve sahip olduklarını öve öve bitiremeyen tiplere gıcık oluyorum, dinlerken kulağım kanamaya başlıyor neredeyse.
0
Sulfoxaflor
(12.09.16)
sigara ve sarımsak. ikisini kullanana da pek dayanamıyorum.

bu ikisinin bulunduğu ortamda duramıyorum.

bir de ekşiduyuruda yeni yeni türkçe neferleri. ya eleştirsinler eyvallah ama abartmaya gerek yok.
0
kurnaz
(12.09.16)
Ter kokusu,ayak kokusu, ağız sapirdatma,Sürekli geğirme.
0
old possum
(12.09.16)
Sinirlilik, gürleyerek-bağırarak konuşma, ortalığı yakıp yıktıktan sonra hiçbir şey yokmuş gibi davranma, çirkeflik, şark kurnazlığı, sürekli her şeyden şikayet etme, bir de yabancıların 'drama' dediği devamlı olay çıkarma, bir bardak sudan fırtınalar çıkarma.
0
aychovsky
(12.09.16)
sesli sakız çiğnemesi,dişlerinin arasındakileri çıkarmaya çalışırken cik cik sesler çıkarması,bir nesneyi ya da parmaklarını bir yere vurarak ritimli sesler çıkarması.bu seslerden nefret ediyorum.bunun dışında bilim dışı boş sohbetler yapması(alternatif tıp vs.)
0
uzman pratisyen
(12.09.16)
Fal, buyu, burc ve turevlerini dalga gecerek degil ciddi ciddi konusanlar, uzerine yorum yapanlara katlanamiyorum. Bilimsel oldugunu iddia ederlerse ortami terk ederim.
0
evrim halkasi
(12.09.16)
bencillikleri.
0
matrix
(12.09.16)
Bilmedikleri konuda ısrarla hatalı bilgiçlik taslamaları, okumuş insan da olsa sabit fikirli bir cehalet belirtisi. Bu tarz insanlarla tartışmaya girmekten kaçınıyorum.
0
neferkitty
(12.09.16)
samimiyetsizlik
sürekli kendinden bahsetme
0
jonestown
(12.09.16)
topluluk içinde sürekli kendi aralarındaki "inside joke"larla geyik yapıp durmaları. bi de bazı insanlar yapış yapış oluyor. havanda olmadığını, konuşmak istemediğini çok net biçimde anladığı halde saygısızlık derecesinde yapışıyor, rahatsız ediyor vs. böylelerinin ağzına zumzuğu çakasım geliyor. neyse ki asosyalim de böyle ortamlara girmiyom.
0
der meister
(12.09.16)
dunning-kruger sendromu yaşayan arkadaşlar.
0
qazaqwsx
(12.09.16)
Yapmacıklık, gösteriş düşkünlüğü, taklitçilik, ilgi budalalığı, yanılgıyı kabul etmeme, çok ve boş konuşma, mantıksızlık, tutarsızlık, düşüncesizlik, fanatizm, sık küfür etme, sürekli espri yapma çabası vb. şeyler.
0
harvey
(12.09.16)
1. ağız kokusu
2. faşistlik
0
speranza
(12.09.16)
Keskulpesent +1

Ek olarak, olmayacak yerde cok kokulu seyler yiyen insanlar varsa direkt uzaklasiyorum.
0
kuehles blondes
(13.09.16)
Saygısızlık, hadsizlik, densizlik, bunlarla paralel terbiyesizlik.
0
plajda baretle dolasan muhendis
(13.09.16)
uyuz edici konuşmaları ki bu uyuz olduğum konular çoktur. tek örnek vermem gerekirse tek gecelik veya sevgilisi ile olan cinsel münasebetini gelip çok büyük başarıymış gibi, bir de partnerini ezik görür bir tavırla anlatması.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(13.09.16)
En cok ben bilirimci, tepeden bakmaci tavir takinanlar.
0
cabiday
(13.09.16)
(11)

sevdiğiniz caz şarkıları yollar mısınız

sırtçantalı
link olarakteşekkürler :)
link olarak

teşekkürler :)
0
sırtçantalı
(12.09.16)
Klasiktir.
g.co
0
bir ileti paylastim
(12.09.16)
@bir ileti paylastim şimdi onu dinliyordum
0
🌸sırtçantalı
(12.09.16)
killerbee
(12.09.16)
killerbee
(12.09.16)
selam, ben biraz önce "caz şarkıları" başlığını "sevdiğiniz şarkılar" olarak görüp sezen aksu şarkısı yollayan densiz. düzeltiyorum :)

www.youtube.com
0
nathanieltroy
(12.09.16)
silver apple
(12.09.16)
Biraz smooth caz ama olsun.Cazın göbeği değil de, kenarından
www.youtube.com
0
aychovsky
(12.09.16)
cikmaz sokaktan cikagelen cocuk
(12.09.16)
open.spotify.com cok severek olusturdugum ve dinledigim spotify playlistim, web'den de dinlenebiliyor olmali
0
lucy in the sky
(12.09.16)
jamiro
(12.09.16)
(14)

ana dili ingilizce olmayan avrupa ülkelerinde çalışmak

little big man
öncelikli olarak ingilizce konuşulan yerlerde çalışmak gibi bir hedefim var. londra ve abd ilk olarak iş baktığım yerler. etki alanımı genişletmek için avrupa ülkerine de bir bakayım diyorum. budapeşte, varşova, prag, kopenhag vs gibi yerlerde de bana uygun baya bir iş var. buralarda 1-2 sene çalışm
öncelikli olarak ingilizce konuşulan yerlerde çalışmak gibi bir hedefim var. londra ve abd ilk olarak iş baktığım yerler. etki alanımı genişletmek için avrupa ülkerine de bir bakayım diyorum. budapeşte, varşova, prag, kopenhag vs gibi yerlerde de bana uygun baya bir iş var. buralarda 1-2 sene çalışmaya ne dersiniz? ingilizce açısından ve deneyim açısından katkı sağlar mıydı? buralarda çalışanınız var mı? yoksa istanbul'da çalışmaya devam mı?
0
little big man
(12.09.16)
oranın anadilini bilmezsen %99 oranında reddedilirsin.
0
kurnaz
(12.09.16)
Nereye gittiğine bağlı. Tek kelime Felemenkçe bilmeden 2009'dan beri Hollanda'da çalışan arkadaşım var. Hollanda, Belçika, Danimarka, belki Finlandiya, vb. bu işler için uygun ama İspanya'ya gitmeye kalksan onuncu saniye kapı dışarı ederler. Macaristan ve yeni adıyla Çekya sadece İngilizce ile yaşanacak yerler olmayabilir.
0
aychovsky
(12.09.16)
sektöre bagli. ama cogunlukla red yersin, cünkü en basitinden oturma izni islemlerini bile tek basina halletmek, yer bulmak vs konusunda sikinti yasayacaksin. seni ise alarak zaten kendisine bir sürü is cikariyor, yabanci oldugun icin, bir de seninle böyle ugrasmak istemez. yani vazgecilmez olmadigin sürece, senin yerine baska bir basvuruya öncelik verecektir. cat pat yerel dili bilen gördüm ingilizce haricinde, bilisim sektörü, ama hic yerel dili konusamayana denk gelmedim henüz. cok tecrübeli de sayilmam tabi. bu dediklerim almanya özellikle.
0
portmanto
(12.09.16)
almanyada 3 yıl yaşayıp avrupa genelinde ağırlıklı olarak ingiltere almanya almanca konuşulan ülkeler fransa gibi ülkelerde iş aramış biri olarak kurnazın da cevabını destekleyerek eğer ülkenin diline ana dil seviyesinde hakim değilsen iş alma şansın %1. şu aralar islamofobiden ötürü gizli bir ırkçılık da var bunu uzun uzadıya anlatmayacağım ancak merak eden olursa özelden detaylandırırım. sana zamanını kaybetmemek adına söyleyebileceğim tek şey çok istekliysen ingiltereden başka yere bakma. amerikada iş bulsan bile vizesinden %99 yatıyorsun çok net. kaldı ki amerika açıkladı bu sene daha fazla türkiyeden turist bile almıcaz diye. ha gider polonyada çalışırsın çek cumhuriyetinde falan ancak benim lisans mezunu arkadaşım polonyada şu an 1200 euroya çalışıyor ki tecrübesi de vardı. 1200 euroya da anca polonyada yaşarsın sınırı geçtin mi almanyaya, cebindeki parayla fakirsin.
0
KidLazer
(12.09.16)
Zor oluyor big man.bir suredir italya da calisiyorum ingilizce ile oldukca zor.yeni yilda orada kalmaya karar verirsem tam zamanli bir kursa baslayacagim mecburen aksi halde sosyallesmek,hayata katilmak ugrastirici olacak.
0
duptıs
(12.09.16)
dogu avrupa'da ilginc bir sekilde calisman mumkun, jti filan polonya icin vize vb hallediyor. Polonya icin bile super kazanilmiyor ama.
Boyle calisan bi arkadasim vardi, sosyallesme olaylarinda diger turklerle ya da nadir de olsa sirketin getirdigi diger yabancilarla takiliyodu. (Onlar da kendi aralarindaydilar)

Ona 1-2 senelik guzel bi macera oldu ama pek birikim vb yapamadi. Sonucta @kidlazer in dedigi gibi, siniri gecince fakirsin.
0
kuehles blondes
(12.09.16)
bu arada polonyadaki arkadaşım sırf türk diye 3 kişi tarafından yol ortasında darp edildi. bildiğin dayak yedi. döven kişilerle herhangi bir münakaşası ya da tanışıklığı olmamasına rağmen.
0
KidLazer
(12.09.16)
meslek bilgisayar, elektronik gibi mühendislik alanlari gibi isci aciginin cok oldugu bölümler ise almanyada sadece ingilizce bilgisi ile is bulmak mümkün. ayrica sadece ingilizce bilgisi ile özellikle berlinde startup sirketlerde is bulmak mümkün cünkü genelde bu sirketler daha cok uluslararasi calisip sirket icinde cok milliyetli bir yapi oluyor. Ama tüm basvrular bir rekabet ortami yaratiyor, bir sirket almanyada almanca bilmeyen birini ise alirken öncelikle hindistan, cin, kore, italya, ispanya, fransa gibi ülkelerden basvurulari kabul ediyor, maalesef türkler tercih siradinda en sonlarda.
0
emrahday
(12.09.16)
bazi sirketler var mesela turkiye'deki bir markanin butun muhasebesini tutuyor. o tarz sirketlere girersen sadece turkce ile bile is bulabilirsin.

sirketine, is alanina, pazarina bagli yani. oradaki halka hitap edeceksen oranin anadilini konusman onemli tabi.
0
idexo
(12.09.16)
Son yorum yanlis. Anadili turkce olan makineci arayan pek cok firmaya basvurdum hepsi red verdi ki yeni mezun da degiilim. Onlar alman olup da anadili almanca olani ariyor. Emrahin dedigi gibi yabanci tercih sirasinda hindistanin bile gerisindeyiz. Bosa umitlendirmemek icin aci soyluyorum cunku 3 yil bununla mucadele ettim
0
KidLazer
(12.09.16)
turkiye'den bir arkadasim polonya'da ve lehce bilmiyor. bir muhasebe sirketinde turkiye'de subeleri olan yabanci bir firmanin muhasebelerini tutuyor ve firma yabanci olmasina ragmen turkiye'deki muhasebeyi tuttugu icin ozellikle turkce bilmesi onemli. lehce bilmeyi gectim, bu arkadasin turkiye'de hicbir muhasebe gecmisi bile yoktu,

bu lazercocugun lafina bakarsaniz is bulamazsiniz. ama bulan buluyor. baska arkadaslarim da var, almanya'da calisan birinci elden orneklerini de taniyorum.

ozetle "yetenek sizsiniz"

edit: ayrica eklemek istedim bu polonya'daki arkadasin avrupada oturmak, calismak gibi izinleri yoktu. bu ilanina basvurdugu sirket cocugu o kadar begenmis ki buna oturma ve calisma izinleri cikarmasi icin sponsor oldu. sartlari da turkiye'den daha iyi. spor salonu gibi bazi masraflarini da benefit olarak sirketi karsiliyor.
0
idexo
(12.09.16)
sevgili idexo

uzmanlık alanına sahip makine mühendisi olarak 3 teklif aldım kendi reddediklerim hariç. üçü de 42-44k brüt senelik maaş bandında sırasıyla "gel hamburg, frankurt ve münihte yaşa ve çalış" dediler. aç karnınızı doyuracaksanız vereyim 1200 euronu git polonyada çalış, sorana da avrupada yaşıyorum dersin. ha cebine yabancısın diye koyacakları 2200 euro ile münihte hayatta kalmayı başarırsan gel takdir belgeni ben vereceğim. bilgisi sahibi olmadan fikir sahibi olmasa keşke insanlar.
0
KidLazer
(12.09.16)
@kidlazer

münihte 2200 kötü maaş değil. genelde 2200-3000 arası yeni mezun maaşları zaten master sonrası.

münihte yaşadım bir süre bende, ev fiyatı ucuz olursa 1 kişinin giderleri aylık 500 civarı. ev 800 civarı bulsan 1300, haydi ekstra 500 daha harcadın 1800.

çok birikmez ama birikir.
0
kurnaz
(12.09.16)
(bkz: frankfurt)

little big anlamistir umarim bu lazerci olaylardan pek haberdar degil, kendisine kral dairesi ayarlayip sampanya patlatmaya cagiracaklar bellemis herhal.

little big sana tavsiyem: eger varsa orada tanidiklarin, hem onlara soyle durumunu hem de kendin calismak isteyebilecegin pozisyonlari arastir basvurularini yap. Ciddi firmalarla mutlaka belli bir asamada yuzyuze gorusmen gerek. Bunu da nasil yaparsin? mesela tatilini oraya gidecek sekilde ayarlarsin, basvurudan sonra gorusmek isteyecekleri zaman diliminde turist olarak gidersin is gorusmeni yaparsin, Gorusmekle kalmazsin kurabiliyorsan baska baglantilar da kurup geri donersin.

bazi firmalar skype'tan da on gorusmeler yapabiliyorlar. son asamada gidip yuzyuze gorusebilirsin. ise alinirsan geri donup calisma izni icin karsi tarafin islemleri baslatmasini beklersin.

bu surecte de basvuru yaptiktan sonra calisma izni islemlerinin bitmesine kadar takriben 3-6 ay arasi bir zaman zarfini goze alman gerek.

ingilizceni gelistirecek tek sey pratik yapmak. oturup ders gibi calisirsan sinav gecersin ama gundelik hayatta kullanmadigin bilgiyi geri cagirman zor olur.

avrupa'da herhangi bir sehirde kariyerinle ilgili bir alanda 1-2 senelik deneyimin kotusu olmaz. deneyim kazanirsin, burayla farklarini gorursun, her seyden once yeni bir bakis acisi kazanirsin ve yeni imkanlar yakalama firsatin olur. 1-2 sene sonra baska is bulmak ya da yukselmek senin elinde. her zaman icin geri donmek de senin elinde.

ne ingilizcen oturdugun yerde gelisir, ne pozisyonun yukselir ne de oturdugun yerden sana is verirler. bunlar icin harekete gecmen lazim. dinamik ve aklibasinda birisi oldugunu dusunurlerse ise girmen soyledikleri kadar imkansiz degil.

muhasebe bilmeyen, lehce bilmeyen, avrupada oturma ve calisma izni olmayan birinin turkce is buldugundan bahsediyorum. bu adam aradi, taradi, basvurdu, gorustu, kendi kabul ettirdi, gitti. cunku niyeti gitmekti. sen de dusun tasin, kararini ver, kimsenin "olmaz" demesine aldirma. "nasil yapsam olur?" diye bak. ancak oyle problem cozersin. "42k maas verdiler tekmeyi vurdum ciktim"cilara ise hic bakma.

Bana guvenmiyorsan da atomu parcalayan zekaya guven. ne demis: "Problems cannot be solved by the level of awareness that created them" (problemler, onlari yaratan farkindalik duzeyiyle cozulemezler.) ya problemi cozersin ya da problem yaratirsin.

sana kolay gelsin.
0
idexo
(12.09.16)
(4)

Takım çalışmasından nefret ediyorum.

mete kudur
Bahsini ettiğim şey ortaklaşa birşey yapmak değil, ya da birisine sorumluluk vermek değil. Bahsini ettiğim şey, tek bir olay üzerinde ki farklı dinamiklerde görev dağılımının senden bağımsız olması. Tam anlayamadınız biraz daha açayım;mesela lisede bir proje yapacaksınız, malum küme çalışması grubun
Bahsini ettiğim şey ortaklaşa birşey yapmak değil, ya da birisine sorumluluk vermek değil. Bahsini ettiğim şey, tek bir olay üzerinde ki farklı dinamiklerde görev dağılımının senden bağımsız olması. Tam anlayamadınız biraz daha açayım;

mesela lisede bir proje yapacaksınız, malum küme çalışması grubunuzda bi' tane spastik var ama bunu kabul etmiyor. çalışmanıza katılmıyor(bu şahane birşey) ama öğretmeniniz ona da bir görev vermiş, ve o kişi sorumluluğunda ki şeyin bilgisini sizinle paylaşmıyor. Hem yapamıyor hem de yapamadığını size bildirmiyor. Bildirse siz onun işini de yapmaya razısınız, yani onun olmaması değil mesele olması, hem yer işgal ediyor hem de uzlaşılmaz tavrı ile sizin ne yaparsanız yapın başarısız olmanızı sağlıyor. final günü gelip çatıyor ve geçmiş olsun bu dangalak için/yüzünden kaybettiniz.

Şimdi aynısını iş hayatına yoralım; bir proje üzerine çalışıyorsunuz, projeyi bulmuşsunuz fikri geliştirmişsiniz ancak agresif olduğunuz düşüncesi yüzünden proje bütün bir üretim ekibine dağıtılmış; kalite kontroller, teknik ofis hepsi olaya dahil olmuş ve vice ceo görev dağılımı yapmış buraya kadar sıkıntı yok, görev dağılımını kabul etmişsiniz. İş algoritmik olarak ilerliyor ancak size kadar gelen kısmında sıkıntı var, sürekli tekrar ediyor uyarıyorsunuz ilgileniliyormuş gibi yapılıyor ama ilgilenilemiyor, kapasitesi yetmiyor ancak uzlaşmacı bir tavırda sergilemiyor. Yapabileceğini düşünüyor fakat her toplantı da proje bu dangalak yüzünden bocalıyor, üretim aşaması olması gerektiği gibi sonlanmıyor, normal hayatta iyi niyetli insanlar olduğu için birşey de yapamıyorsunuz ama iş olunca alien gibi davranmaya başlıyor asla uzlaşmıyor, uzlaşmadığı gibi altından da kalkamıyor. en sonunda ekipten uzaklaştırılıyor. bunun üzerine zaten vasat olan ekibin geri kalanı da ''bizde uzaklaştırılırız korkusuyla'' işleri yapmayı değil de bahaneler üzerine çalışmaya başlıyorlar. geçmiş olsun, proje rafa kaldırılıyor. uygulanabilirliği yüzünden değil ''bu ekiple biz bunu yapamayız'' diye. kaybettiniz.

Oysa tek çalışsanız iş yükünüz artacak belki ama iş paylaşımı yüzünden aptalların aksattığı şeyler yaşanmayacak, geri dönüşü olmayan hatalar yapılmayacak daha da önemlisi lan bu dingil bunu yanlış yapar gidip bunun alt elamanıyla görüşelim onun haberi olmadan onlar yapsın kaygısı gütmeyecek, arkadaşınızın arkasından iş çeviriyor hissine kapılmayacaksınız, doğru danışmanlarla olayı götüreceksiniz fakat fikir ayrılığında karar mekanizması görevi elinizden alınınca herhangi bir kaybediş asabımı bozuyor.


Eskiden de sevmezdim bu takım oyunu şimdi de sevmiyorum, operatörlük işlerini yapıp kenara çekilmesi gereken andavallar sırf düşünebildiklerini zannedip ağzı var diye fikir beyan ediyor. Sonra senin baban prezervatif taksaydıda biz bu duruma gelmeseydik denildiğinde diyen kişi kaba oluyor. Ne ala memleket.


bu sadece iş hayatında da değil, piknik mesela; pikniğe gidilecektir ekip ayarlanır para toplanır ama kimse birşey almaya yanaşmaz, tamam lan biz alalım gelelim dersin o andan sonra telefon susmaz, şunu da alalım bunu da alalım diye. madem onları istiyordun neden başta söylemedin, yok ama başta söylemez

ya da bazen arkadaşlarınla buluşursun ve ''nereye gidelim'' sorusunu sorarsın kimseden ses seda çıkmaz, böyle mal gibi dururlar böm böm bakmalarını geçtim başka konu üzerine sohbete girişirler, ayakta 30 dakika bakarsın böyle yüzlerine, lan oğlum hadi bi' yere gidelim de oturalım dersin kimse fikir beyan etmez; sonra yürümeye başlarsın bi' iki mekan önüne gelirsin çatlak sesler çıkmaya başlar ''yok ya buraya girmeyelim, oraya gitmeyelim'' ee sen söyle nereye gidelim ''bilmiyorum ki'' ee napacağız böyle oturacakmıyız diye çıkıştığında da ''yok ya farketmez gidelim işte biyere'' denir, şaka gibi.


içinde başkalarının karar hakkının olduğu ve başarıya ulaşan tek bir iş görmedim, chp dahil bak abi akp'ye tek adamlık söz konusu çatır çatır sistemi işletiyorlar, iyi ya da kötü.

ya da online oyunlar mesela, takımda 1 tane dangoz çıkar uzlaşmazdır kendi kafasına buyruk ve ergen tavırlar içerisinde oyunu kaybetmenize sebep olur, söz dinlemez kendi birşeyin altından kalkamaz.

Takım oyunu dediğin şey berbat birşey, kesin messi de benim gibi düşünüyordur da millete yok ya futbol bir takım oyunudur filan diyordur.
0
mete kudur
(12.09.16)
tamamını okumadım çok uzun.

ama bende anladığım işleri projede başkasının yapmasını sevmem.

brainstorm ya da buna benzer şeyler farklı ama güvenmediğim ve işini sevmediğim adamlarla çalışamam.

bu altım üstüm, benden iyi yada kötü bilen herkes için geçerli.

işini sevdiğim adamlar başka, onlarla çalışmak zevkli ve rahat. ama yine de onlarında projesine bakarım bitince.
0
kurnaz
(12.09.16)
doğru söylüyosun,
genelleme mi olur böyle demek tam emin değilim ama, ben bu yüzden tek adam iktidarlarının da kaçınılmaz olduğunu düşünüyorum. kişi sayısı hele üçü beşi geçti mi kalkıp bakkala kadar gidip bir şeyler almak kadar basit bir şey bile hem işkenceye dönüşüyo don lastiği gibi uzuyo hem de istediğin gibi ve tam yapabilcek kabiliyetin varsa bile yanındakiler seni de aşağı çekiyo o dediğin "yok ya buraya gitmeyelim şöyle yapmayalım bu da olmasın" sesleri yüzünden.
0
dafaisss
(12.09.16)
Nefret ettiğimi söyleyemem ama ben de çok hayranı değilim açıkçası. Nazlı nazlı, mıyır mıyır, parmağının ucuyla iş yapan kişiye sinir olurum, bunun tek istisnası var. Gerçekten çalışılan ve güzel paslaşılan bir takımsa tadından yenmez.

Zaten bu da uzun süren bir tartışma konusu. Takım çalışması verimli olmuyor, bir kişi çalışıp beş kişi yatıyor ve herkesi ortak noktalara çekerek hayal gücünü öldürüyor. Bu özellikleri çalışmalarda bol bol var. Ancak, bir yandan da herkesin ne yaptığını bilmek gerekiyor, sinerji gerekiyor ve artık bazı işler tek kişilik boyutu yapabilecek noktayı geçiyor.

Takımın iyi çalışıp çalışmaması tamamen o takımdakilerin aynı siklette, aynı önceliklere sahip insanlar olup olmamalarına bağlı. Usain Bolt ile beni aynı koşu takımına koysalar, takımcak dünya sonuncusu bile olabiliriz. Takım çalışmasının olayı aradaki güzel paslaşmalar ve paslaşılacak kişi var, paslaşılamayacak kişi var. Üstelik ben bir kişi için paslaşılacak insanken, başka bir kişi için paslaşılmayacak insan da olabilirim.

Üniversitedeyken genelde proje grupları üç kişilikti. Bir arkadaşımla o kadar güzel çalışırdık ki, 10 saat sıkılmadan oturup deli gibi iş çıkarırdık. Biz çok iyi paslaşırdık ve yaptığımız işten çok zevk alırdık. Gruplar üç kişilik olduğundan üçüncü bir arkadaşımız vardı hiçbir şey yapmayan, bilerek onu seçerdik; 'Gelecek üçüncü kişi gölge etmesin, başka ihsan istemeyiz. Grup dinamikleri çok iyi şu an'' derdik. O üçüncü kişi de kendisine verilen kapak çıktısı alma, verileri düzenleme gibi işleri düzgün yapardıı. İkinci sınıftan mezun olana kadar her projeyi birlikte yaptık ama notlarımız iyiydi. İş yaparken 'Daha iyisini yapsam daha mı çok para verecekler, bu kadarı yeter' diye savsaklayarak ve sadece iş olsun diye yapan biriyle ya da tek başına kapanıp işi yarışmaya döken biriyle iki kişilik takım olabileceğimi sanmıyorum.

İşim gereği takım çalışmasının içinde olmak zorundayım. Şu zamana kadar da birçok kişi ile geçici takımlarla çalıştım. Tek başına yapılmıyor araştırma artık. Bazı kişilerle iyi paslaşamadım, bazı kişilerle ise birlikte çalışmalara, iş yapmalara doyamadım. Belirli bir zaman sonra kimin kiminle iyi anlaştığı ve çalışabileceği belli oluyor zaten. İşler grup grup güzel yapılabiliyor. Herkesin herkesle çalışabilmesi çok uygun bir şey mi, bilmiyorum. Benim için değil. Bir kere hiç konuşamadığım, hiç ortak noktamızın olmadığı iki kişiye denk gelmiştik ve bir tanesi 'Biliyorum, çok iyi anlaşmıyoruz ama bu iş bitene kadar kankayız. Yapacak bir şey yok' demişti. Onlarla da çok güzel çalışabildik ve sonradan da isteyerek birlikte çalıştık. Sonradan da yakın olmasa da arayıp soracak kadar arkadaş olabildik. En yakın arkadaşımla çalışıp boğazını kesmek ve rendelemek istediğim de oldu. İyi ki kan tutuyor. Hala yakın arkadaşız ama birlikte çalışmamaya özen gösteriyoruz.

Burada anahtar kelime esneklik gibi geliyor bana. Esneklik güzel bir şey, herkese uyabilmek çok güzel bir şey ama bir de yapılması gereken bir iş var; o arada nasıl oluyorsa bir denge var.

İş dışı konularda ise ben arkadaşlarına katılıyorum. Hayat hedef belirleyip o hedefe doğru adım attığım bir şey değil; yaşadıklarımı sindirdiğim, gözlemlediğim, eğlendiğim bir şey. Dolayısıyla planlı olmasını çok da sevmiyorum. Biriyle dışarı çıktık diyelim. 'Şuraya gidelim', 'Buradan çıkalım, şöyle yapalım'lı şeylerden ziyade, 'Hadi bir çıkalım, yapacak bir şey buluruz nasıl olsa' kısmı daha keyifli geliyor bana. Bir de ne istediğimi düşünmüyorum ki. Birisi bir yere gidelim dediğinde ucundan ne çıkacağını bilmiyorsun ki. Birlikte oturup laflandığı, muhabbet sardığı sürece ben orada 30 saat oturur ve aynı sandalyeden kalkmam, içim kurtlanmaz. Yerin orası ya da burası olması beni ilgilendirmez, beni yanında olduğum insan ilgilendirir. Tabii yolda şuraya gidelim deyince, gidilecek yerin beğenmediğim bir yanı varsa da söylerim. Şöyle anlatayım; yukarıdaki proje yaptığımız arkadaşla birlikte dışarı çıkardık. Acıkırdık, 'Hadi, bir şeyler yiyelim. Ne yiyelim' derdik. İkimiz de karar vermezdik. Sonra yarım saat yürürdük. Diğerimiz 'Ya biz oturacaktık, ne oldu' derdi; 'Bilmem, muhabbet sardı. Ne yapalım' derdik. Üç dakika sonra konu yine değişirdi; bir yarım saat sonra yine 'Ne yapalım' derdik. Öyle öyle bir şey yiyemeden, aç acına evlere dağıldığımız çok olmuştur. Muhabbet sarıyordu, ne yapayım ben kararı, gideceğimiz yeri, yemeği. Bir de ikimiz de 'Sen söyle', 'Olmaz, sen söyle' kibarlığında insanlar olduğumuz için. İkimiz de 3-4 yer sıralar, sonra onları ikiye indirip yazı-tura atardık. Üst üste çok kere aç kalınca kendimiz böyle bir yol geliştirdik. Bu da güzel bir takım çalışması işte; ortada bir sorun var, karar veremiyoruz ve çözüm saçma da olsa üretiliyor.
0
aychovsky
(12.09.16)
Yaaa iste asimetrik bilginin zararlari :/

En bastan iletisilse bu sorunlarin cogu yasanmayacak.

Ben de bildigim konulari baskasiyla paylasmayi vb sevmiyorum ama paylasmak zorundaydam bildigim-ilgilendigim projeyi bir sekilde liderligi ele almaya calisiyorum.

Ilgilenmiyorsam, ben o yonlendirilmis alakasiz kisisysem karismiyorum, denileni yapiyorum iste.
0
kuehles blondes
(12.09.16)
(12)

Anonymice'ın kepek problemi

anonymice
Kurtulamıyorum.. Her şeyi denedim, sebamed,clear, hedenşoldırs, kantaron yağı...Banyodan cıkınca saç derim pul pul oluyor. Çok büyük parçalar halinde dökülüyor bu deri...Cildiye seboreik dermatit dedi.Nasıl kurtulabilirim bu dertten? türkiye'nin kepek üretiminin yuzde 25 ini ben karşılıyorum :(https
Kurtulamıyorum.. Her şeyi denedim, sebamed,clear, hedenşoldırs, kantaron yağı...


Banyodan cıkınca saç derim pul pul oluyor. Çok büyük parçalar halinde dökülüyor bu deri...

Cildiye seboreik dermatit dedi.

Nasıl kurtulabilirim bu dertten? türkiye'nin kepek üretiminin yuzde 25 ini ben karşılıyorum :(

www.youtube.com
0
anonymice
(11.09.16)
Ustura kesin çözüm. No saç no kepek. Medikal şampuan neden denemedin?
0
hasmetizm 2046
(11.09.16)
Sampuanla yikarken sac diplerini kasiyarak yika.
0
stavro
(11.09.16)
Bende de oluyordu bir ara. L'Oreal Elseve Arginine Direnç X3 kullanmaya başladıktan sonra sıfıra indi.
0
dissendium
(11.09.16)
@hasmetizm : mikorizal mı nedir oyle bir medikal denedim. cozum olmadı. usturaya yakın kesıyorum zaten sacımı.

@stavro: roger that
0
🌸anonymice
(11.09.16)
"usturaya yakın" ile "ustura" arasında çok fark var ama haberin olsun. Bir süre kazınmış kafayla gez, o sırada da bakım yöntemleri uygula her gün.
0
harzem
(11.09.16)
Ketoral sampuan kullan kepeklerin evlerine atesler salinsin.
0
sindustrial
(11.09.16)
Hacı beni dinle bak:

Konazol Şampuan kullan. Kafana sür 5 dakka bekle.
banyodan çıktıktan sonra dermovate losyonu az miktarda başına dök ve iyice ov.

bunu 5 defa uygula, sonra gel bana teşekkür et.
0
teknikekip
(11.09.16)
sac diplerini kasiyarak yikadiktan sonra ikinci kez sampuanla, fakat bu sefer kasimadan yika.
0
in vino veritas
(11.09.16)
Tuzsuz sls'siz bilmem nesiz şampuanlar var onlar belki çözüm olur. Sirke veya maden suyu iyi gelebilir.
0
yaren
(11.09.16)
ketoral vb. şampuanlar başta işe yarayıp sonra yaramıyor. Bağışıklık gibi herhalde.

bi damla vardı steoridli mi kortizollu mu ne tam emin değilim, o kesin geçiriyor ama doktor da "çok çok azarsa bilmemkaç gün" demişti. Ben doktor verdiğinde kısa bi süre kullanıp bırakmıştım.

bi ara neutrogena t-gel denedim tamamen geçirmişti, bitti bulamıyorum internette falan var gerçi ama. (üstünde direkt seboreik dermatit de yazıyor)

bunun kesin bir çözümü yok. Mevsim değişimlerinde, stres ve yeme-içme durumuna bağlı olarak gelip gidebiliyor. Bende sadece saç ve kaşımda var yine, bazılarının vücudunda falan da oluyormuş allah korusun.
0
rodriguez2
(12.09.16)
Seboreik dermatit ile kepek farklı şeyler. Kepek seboreik dermatitin belirtilerinden biri sadece, o ayrı genetik ve bazı faktörlere bağlı bir cilt hastalığı. Ustura da fark etmez, cilt hasta ise saçın varlığı yokluğu pek fark etmiyor. Bir arkadaşımın yüzünde vradı şiddetli bir şekilde. Streslendiği anda kızarır, derisi pul pul dökülürdü. Doktora yeterlilik sınavından önce kıpkırmızı olup yanmaya başladı mesela, 'Şu an kendi terimde pişiyorum tuzlu tuzlu' dedi ve yüzü kabararak pul pul döküldü. Onunki çok şiddetliydi.

Geçirmek için şampuan yerine Nizoral, Ketoral, Konazol gibi şampuanlar kullanılıyor. teknikekip'in dediği. Yalnız şöyle bir durum var. Benim dermatitim şiddetli değil ve strese, üzüntüye bağlı ve sürekli değil. Ketoral gibi ilaçlar saçı öyle sert yapıyor ki, kendi saç telimle parmağımı kağıt kesiği gibi kestim. Ketoral bende işe yaradı, bende pek bir sorun yoktu. İki kere yıkayınca gitti ama abiminki bana göre çok daha şiddetli. Onda bu şampuanlar işe yaramadı.

Sıcak su ile yıkama saçları, ılık veya soğuk su ile yıka. Banyodan önce sürülen serum var bir tane, adını unuttum. Onu haftada iki-üç kere banyodan 10-15 dakika önce sürüp, ondan sonra banyoya girmek gerekiyor. Banyoda Novocrin Sulfur kullanınca diğerlerine göre daha verim aldı abim. Ducray de daha iyi şampuan olarak. Ya da Vichy'nin şu serisi
www.oturanbilge.com

Yatmadan önce ise kafaya salisilik asitli bir şey kullanıyordu abim ama hatırlayamadım adını. Bu üçlü ile agresif bir şekilde saldırınca ancak kesiliyordu.
0
aychovsky
(12.09.16)
Bit şampuanı ile yıka.
0
geçerkenugradım
(12.09.16)
(7)

bir devri belkide çocukluğumuzu ölümüyle bitirecek olan ünlüler (30+)

anonymice
Muhammed ali diyordum, o da gitti. Zaten adile naşit gitmişti, adnan şenses rahmetli oldu..Levent Kırca gitti.Zeki alasya Rahmetli oldu,metin akpınar gidici..Bir tek kalelerimiz munir ozkul (gidici) ve Şener şen kaldı sayın 30 yaşında olanlar.Munir ozkul öneml ama şener şen daha önemli benim için.O
Muhammed ali diyordum, o da gitti. Zaten adile naşit gitmişti, adnan şenses rahmetli oldu..

Levent Kırca gitti.

Zeki alasya Rahmetli oldu,metin akpınar gidici..

Bir tek kalelerimiz munir ozkul (gidici) ve Şener şen kaldı sayın 30 yaşında olanlar.

Munir ozkul öneml ama şener şen daha önemli benim için.

O da gidince yaşlandığımı kabul edip köşeme çekileceğim.

sizin için hangi sanatçı- çocukluğunuzla eşleştirdiğiniz kişiler var.?

buyrunuz birde : www.youtube.com
0
anonymice
(11.09.16)
Türk olarak Şener Şen'de büyük bir yıkım yaşarım benim için çok kıymetlidir.
Metin Akpınar da aynı şekilde.
Dünyadan öldüğünde yıkılacağım kişiler de çocukluktan beri derin duygular besleyip yaptığı her işi pür dikkat izlediğim Gary Oldman ve yine çok sevdiğim Anthony Hopkins.
Robin Williams'da çok üzülmüştüm mesela bana yaşlandığımı hissettiren kişi de odur, adamla birlikte çocukluğum gözümün önünden geçti gitti resmen.
0
mutekebbir
(11.09.16)
Sezen Aksu giderse bitmistir is.
0
basubadelmevt
(11.09.16)
İlyas Salman

Ferdi Tayfur

Müjdat Gezen

Arnold Schwarzenegger

Jean Claude Van Damme

Yunus Bülbül

Perran Kutman

Ayşen Gruda

Jackie Chan
0
Sandman
(11.09.16)
Abi ben 93'lüyüm. Şener Şen'i ben de severim tabi ama onun gençliğini görmüş biri değilim. O yüzden bu tipteki kişiler çocukluğumu bitirmez. Ne zaman Harry Potter ölür, Peter Parker ölür, o zaman vay amk geldik gidiyoz derim. Türklerden Cem Yılmaz, Ata Demirer ölse üzülürüm mesela. Çok kişi var, hepsini burada sayamam.
0
dissendium
(11.09.16)
Ayşen Gruda + 1
Halit Akçatepe

Kemal Sunal ölünce çok şey gitti benim için.
0
aychovsky
(11.09.16)
Tarık Akan'ı unutmayalım Allah kendisine şifa versin
0
Sandman
(11.09.16)
Şener şen +1
Barış manço huzur içinde yatsın
Mehmet ali erbil de çokça izledik
0
basond
(11.09.16)
(29)

Hepimiz mutsuzuz farkında mısınız?

erty_ksk
Günlük koşuşturmalar, anlık keyifler vs. çıkarın hepsini hayatınızdan gerçekten mutlu musunuz?
Günlük koşuşturmalar, anlık keyifler vs. çıkarın hepsini hayatınızdan gerçekten mutlu musunuz?
0
erty_ksk
(09.09.16)
değilim ben.
0
mahone
(09.09.16)
Hergün neden allahım canımı artık almıyorsun diye diye papagana döndüm
0
fıytfıyt
(09.09.16)
mutlu değilim ben de :(
0
readmymind
(09.09.16)
tam olarak bunu konuşmuştum dün arkadaşımla. kimse ama kimse mutlu değil. herkes işini yapıyor ama zorunda kaldığı için. suratlar sirke satıyor. beş sene sonra nerede olacağını düşünmez hale geldi insanlar. bugün yaşıyoruz işte buna şükür diyor. bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyor. sırtım sağlam yerde olsun diyor. çocuk yapıyor ama çocuğu başından sallıyor. periscope'ta ablasını çeken canlılar geliyor işte.
0
aydogank
(09.09.16)
hayatimdan bahsettigin seyleri cikarinca mutluyum ben, keyfim yerinde. gunluk kosusturmacalar, anlik duygu degisimleri mutsuzluk sebebi asil. biktim bunlardan, az beni benle biraksalar ne bicim de enerji toplarim <3
0
evde liyakat kalmamis
(09.09.16)
Katılmıyorum.
Şuan nötr durumdayım ama 3-4 ay öncesine kadar baya mutluydum. Sırıta sırıta dururdum. Heyecanını yitirmedikçe mutlu oluyor insan. Şuan ise mutlu muyum, mutsuz muyum bilmiyorum.

Yani özet olarak, bu hayatta inanılmaz mutlu olmak da dibi görmek de mümkün. Sen dibi görmüşken milyonlarca insan uçlarda yaşıyor. Bunu bilmek de ileriye dair insanı umutlandırıyor.
0
Tyler89
(09.09.16)
farkındayım
0
lonelyman
(09.09.16)
Yoo ne yalan soyliyim mutluyum
0
aquarium
(09.09.16)
ben şahsen mutlu değilim, mutlu olduğum zamanlar eskilerde kaldı.belirli bir sebebi yok, ama içinde yaşadığımız ortam durumlar gayet net.

olm kim inanırdı lan afrikada ki insanların mutluluğunu kıskanacağımızı?
0
killerbee
(09.09.16)
kendimi öldürürcesine çalışıyorum. Kimse için de çalışmıyorum, kendi işim gücüm var. Benimle birlikte çalışan 7 tane insan da hep sevdiğim insanlar; başlarına bir şey gelse işi gücü bırakır, dertlerini çözmeye çalışırım o derece.. Dünyada yapacağım tonla iş var, bir şeylerin ilki olmak, mesleki, ruhsal ve ilkesel tatminlerin peşinde koşuyorum

Bu kadar pozitif şeye rağmen, ülkenin siyasi, toplumsal, hukuki, ekonomik problemlerinden dolayı yurtdışındaki muadillerimden hep bir adım geride kalıyorum. Bu beni üzüyor ve mutsuz ediyor ben de dayıyorum bünyeye alkolü, keyif verici maddeleri ve ancak hayatta kalabiliyorum.

Bu ülkede vatandaş ve çalışan olmak gerçekten zor iş. Mutsuzluk hayatımızın default u olmuş ne yazık ki
0
dusunuyorumoyleysevurun
(09.09.16)
mutsuzum
0
limoncello
(09.09.16)
bakayım.. vallahi de mutsuzum. :p

şaka bir yana, mutlu ya da mutsuz olup olmadığımıza bakmaktan önce mutluluk nedir? sorusuna verecek sağlam, ayakları yere basan bir cevabımız olması gerekir. o cevap yoksa, bir bilinmezin üzerinden mutluluğumu ölçmezdim.

bir de ipucu vereyim; mutsuz olduğunuza genelde başkaları üzerinden karar veriyorsunuz. ıssız bir adada yaşıyormuş gibi düşünüp, hareket edin biraz da.
0
matrix
(09.09.16)
farkındayım.
0
bushido77
(10.09.16)
ben de mutluyum.
0
şubatsonrası
(10.09.16)
Zevk kaprisli, mutluluk kısa, anlık değişen ruh hallerinin peşinde koşup ziyan olmak en kötü tercih. Mutluluk aşırı abartılmış bir ruh hali.
0
kargn
(10.09.16)
bir takim gecmisini s*ktimin serefsizlerin satilmisliklari yuzunden olebildigin bir memlekette nasil mutlu olabilirsin ki?
0
enaz3kedi
(10.09.16)
Ben gayet mutluyum
0
zoghurt
(10.09.16)
Oysaki herkes çok mutlu görünüyor sosyal medya platformlarında. Tam bir ilüzyon, yaman bir çelişki..
0
living on the edge
(10.09.16)
şu an mutluyum derim, ama belki iki dakika sonra mutsuz olurum. bunlar cok gecici ve değişken kavramlar. cok abartıyoruz. dediğim gibi neyse ki, hepsi geçici.
0
yuvarlanantencereninkapagi
(10.09.16)
Değilim ama hakediyorum bir yandan. Çünkü çözüm arayışında değilim, kabullendim.
0
Golden Ratio
(10.09.16)
mutluyum, oldukça mutluyum hem de. elbette üzen şeyler, eksiklikler , kaybettiğim şeyler var ama mutsuz olmak için sebebim yok.
0
lesmiserables
(10.09.16)
Mutsuz değilim onları çıkarınca. Tamam, "Hayat sevince güzel", "Hayat bayram olsa" da değil ama bakınca fena değil bence. Karnım tok, sırtım pek, keyfim yerinde. Arada iyi şeyler, arada kötü şeyler oluyor; onlar da hayata dahil zaten. Memnunum halimden.
0
aychovsky
(10.09.16)
Ben mutluyum
0
basond
(10.09.16)
insanların gerçekten kendilerine ayırabildikleri, dolayısıyla mutlu olabildikleri bir zaman dilimi yok, bu yüzden birçok insan çok mutsuz.

şu sıralar, harçlığımı çıkarmak için giyim mağazasında destek personel olarak çalışıyorum. cidden berbat bir şey.

oranın daimi çalışanlarını gözlemliyorum mesela. bu adam geliyor, tüm gün ayakta mesai yapıyor, milletin dağıttıklarını topluyor, düzeltiyor vs. sonra yorgun argın evine gidip kendine vakit ayıramadan uyuyor, ertesi gün yine aynı döngü.

mağaza yöneticilerine bakıyorum mesela, onlar daha beter. benden önce geliyorlar mağazaya, ben çıkıyorum adamlar hala orada (nereden baksan 12 saat, düşün). bir sürü sorumluluk, yük.

e bu insanlar hangi ara işten fırsat bulup kendilerine vakit ayırabilsin, bir şey yapabilsin?
şu sıralar mağazada çalışırken, eve geldiğimde film izleyecek, kitap okuyacak mecalim kalmıyor. e bu insanlar sürekli oradalar?

bir de geçen gün çıkan bir habere bakıyorum, isveç'te çalışma saati 6'ya düşürülmüş. var sen düşün, tabii bu ülkenin insanı mutsuz olur.
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(10.09.16)
Bugun is konusunda cok kotu seyler oldu. Gercektwn cok mutsuzum. Uyuyamiyorum. Bu cikarin dedigin her seyi degistirecek bir sey.
0
shadowcat
(10.09.16)
Farkındayım. Günü bitirmeye odaklanıp, anlık zevklerin peşinde koşup mutsuzluğu unutmaya çalışıyorum.
Bu şehirde kapana kısılmış gibiyim, yetişkin olmak çok berbatmış ama yavaş yavaş çürürcesine bir alışkanlık geliştiriyorum.
Mutsuzluk kaynaklarına alışıp benimseyip kaderci olanlar, kabullenenler sonunda mutluluğumsu bir hissizlik mertebesine ulaşıyor galiba.
0
Sulfoxaflor
(10.09.16)
Ben mutluyum. Ailem,sevgilim var, param çok olmasa da var diyebilirim. Sağlığım yerinde. Başımı sokacak evim var. Kedim bile var ya daha ne olsun. Bi de bi laptop alabilsem kendime :(
0
matilda
(10.09.16)
herkes mutsuz, ama mutsuzluğu kader olarak görüyor.
aslında mutsuzluğun nedeni kişinin kendisidir.

mutluluk/mutsuzluk hem bir seçim, hem de inşa edilen/edilebilen bir şey.

gerçekleşirse bir süre için daha coşkulu olmamı sağlayacak isteklerim var, ama günün sonunda mutluyum, huzurluyum.
0
blatta hiberna
(10.09.16)
Ben de değilim.
0
plajda baretle dolasan muhendis
(10.09.16)
(17)

Zengin ama yalnız biri mi? Fakir ama bir sürü dostu olan insan mı?

arockm
Merhaba,1- Zengin ama yapayalnız biri olmak2- Fakir ama çok güzel dostları, arkadaşları olan biri mi olmakisterdiniz?Fakirlikten kastım ciddi sıkıntılar yaşayan, geçinmek zorluğu çeken (çoğunluktayız merak etmeyin)Zenginde bildiğin zengin işte (iş adamı) ama yapayalnız kalmış.Hangisi?
Merhaba,
1- Zengin ama yapayalnız biri olmak
2- Fakir ama çok güzel dostları, arkadaşları olan biri mi olmak

isterdiniz?

Fakirlikten kastım ciddi sıkıntılar yaşayan, geçinmek zorluğu çeken (çoğunluktayız merak etmeyin)

Zenginde bildiğin zengin işte (iş adamı) ama yapayalnız kalmış.

Hangisi?
0
arockm
(09.09.16)
zengin ama yalnız isterdim.

zaten insanın bir sürü dostu olamaz bence. bir sürü tanıdığı olabilir ama dost, arkadaş 2-3 tane olur.
0
sorularimicinfeykhesap
(09.09.16)
Zengin yalnız kalmaz
0
ıch will
(09.09.16)
allah ikisininde hayırlsını versin diyorum ..
0
jamswety
(09.09.16)
kekoca bir söz paylaşayım

+18 küfür içerir, rahatsız olacaklar gözlerini kaçırsın, biliyorum kaçırmayıp bakacaksınız :

(bkz: paran varsa yancıkta sikin oynar amcıkta)

cevap olmuştur herhalde.
0
kimlanbu
(09.09.16)
fakir ama yapayalnız birisi olarak tabii ki ilkini tercih ederdim. hatta çok zengin olacağımı bilsem dostlarımı bile satardım amk, parayı aldıktan sonra onları da kafalardım zaten tekrar. gerçi bi dakka lan yapayalnız değil miyim zaten, ne dostu
0
der meister
(09.09.16)
Şu an fakir ve yalnızım ailem ve sevgilim var sadece. O yüzden zengin ve yalnız olmayı tercih ederim.
0
matilda
(09.09.16)
Net 1.
0
eloharp
(09.09.16)
tripli soru sormuşsun kardeş, ben de ilk bakınca zengin olıyim ama yalnız olıyim nooolcak der gibi oldum ama kaybedeceklerimi düşününce vazgeçtim. elimdekiyle mutlu olmayı isterim. bugünkü ankette göz dolduran cevabı ben verdim bence, tikimi at gidiyorum bak.
0
evde liyakat kalmamis
(09.09.16)
Arası yok mu? O kadar zengin olup para harcamama gerek yok. Ekonomi yapmak beni rahatsız etmez kesinlikle. Eğer açlıktan ağzım kokacak ya da evsiz kalacağım kadar değilse, kendimi geçindirecek kadar kazanırsam zenginliği çok da istemem. Ayın 15'inde aldığım maaşı benim olmayan bir borca yatırıp 17'sinde arpacı kumrusu gibi ne yapacağımı düşündüğüm günler de oldu, cebimde eh biraz para varken arkadaş bulamadığım da. Parasızlıktan bunalına girmedim. Rahat zamanlar değildi, ağladığım oldu ama hiç bunalıma girmedim. Bütün ay bir şey harcayamamak hiç dert değildi. Arkadaşsız kaldığımda bunalıma girdim, bütün gün oturup ağladım. Olay da şuydu: Başka bir ülkeye yeni gitmiştim ve 10 gün pek konuşacak kimse bulamamıştım. Dillerini bilmiyordum. Hayatımda o kadar üzülüp ağladığım az zaman vardır. Bir ay sonra biri beni dışarıya çağırınca o kadar heyecanlandım ki, arkadaş dediğimiz insanın yanında heyecandan dizlerim titredi. Ortaokuldaki ilk sevgili buluşması kadar heyecanlandım. Asla yalnız olmak istemiyorum; içinde olduğum evi ısıtabiliyoraam ve doyacak kadar yemek giriyorsa gerisine çok rahat dayanırım. 5-10 arkadaşım olsun yeter ki. İş yerine geldiğimde bir çay içebileceğim birkaç kişi olsun, tatillerde arayıp buluşabileceğim, yokluğunda özlediğim kişiler olsun yeter ki. Hepsinin kanka olması gerekmez, yanında iki lafın belini kırabileyim. Parasızken konsantre olabiliyorum çalışmaya, hobilere, bir şeylere; arkadaşsız konsantre olamıyorum. İnsana ihtiyacım var bildiğin ekmek-su gibi. Sopsosyal bir insan değilim, kalabalık yerlerde yorulup bunalırım ya da herkesle anlaşamam ama arkadaş diye bir şeyin varlığı çok önemli. Bir de zaten iş kadını da olmak istemiyorum ama beslenememe, ısınamama noktasında artık arkadaşı aramam çok fazla.
0
aychovsky
(09.09.16)
1.

şu an fakir ve yalnızım zaten. bari zengin olayım.

ps, mutsuz olacaksam da mercedes koltuğunda mutsuz olayım mk ;_;
0
shotgunwoman
(09.09.16)
1
0
chiper
(09.09.16)
Fakir ama çok güzel dostları arkadaşları olan biri olmak kesinlikle.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(09.09.16)
Tabii ki de 1, zengin olduktan sonra insani nabiyim amk. Alayiyla iletisimi keserim zaten..
0
mirandaiam
(09.09.16)
2
0
vi veri veniversum vivus vici
(09.09.16)
1 cinsi birkaç kişi tanıyorum. Mutlu değiller ve 5 dakika ayaküstü muhabbet ettikleri insanlara bile hemen sırnaşıyolar. Yalnız geziyolar, yalnız içiyolar. İnstagram da türlü türlü mekanlarda yalnız fotoğraflar yüklüyolar. Yazık ben üzülüyorum onlara.

2 benim zaten. Yoruluyorum ama yıkılmadım ayaktayım. Yıkılır gibi olduğumda hemen imdadıma yetişiyorlar zaten.
0
petekpare
(09.09.16)
hem fakirim hem yalnız. ayrıca insanları da sevmem. 1 bana da uygun.

eskiden olsam 2 derdim ama artık o kadar romantik değilim, o kadar kazık yiyince demek ki...
0
pasp
(09.09.16)
Tahminimce hem fakir hem yalnız insan sorusu bu. Bu durumdaki bi insana bir peri çıkıp gelip "sana dostlar vermemi mi isterdin kamyon kamyon para mı" diye sorsa ve o insan da gelip benden fikir istese ben parayı seçmesini tavsiye ederdim. Dost mevzusu ÇOK karışık iş. İnsan bir defa, ne kaypak olduğunu anlayamayabiliyorsun, sonradan bozulabiliyor, olabiliyor oğlu olabiliyor. Al paranı otur aşağı temiz temiz. O kadar paradan sonra etrafında dostun olmak isteyecek onlarca avane olur zaten. Çekersin alayına siktiri, kasa odana oturur paralarını seversin. En olmadı hayır hasenat yaparsın, yetim yetiştirirsin, birkaç fakir fukara aileyi himayene alırsın. İnsan istedikçe evlerine uğrar bir çayları içer sohbet edersin. İnsandan fayda yok boşver. Para!
0
plajda baretle dolasan muhendis
(10.09.16)
(12)

saat diliminin sabitlenmesini nasıl karşıladınız?

lucky strike
hepimizin hayatını etkileyen bir konuda böyle patara kütere karar alınmasından rahatsızım gerçi ama sevinmekten geri kalamıyorum bu duruma.kol saatim hep gmt+3 dilimindeydi zaten değiştirmeye üşendiğimden. siz ne düşünüyorsunuz?
hepimizin hayatını etkileyen bir konuda böyle patara kütere karar alınmasından rahatsızım gerçi ama sevinmekten geri kalamıyorum bu duruma.
kol saatim hep gmt+3 dilimindeydi zaten değiştirmeye üşendiğimden.
siz ne düşünüyorsunuz?
0
lucky strike
(08.09.16)
türkiye de hiç bir sey yerinde durmuyor. gündem hep degisiyordu. saatlerin sabitlenmesi iyi oldu bu bakimdan.
saatler olsun..
0
1adam
(08.09.16)
Sabahları 6:15'te evden çıkıyordum. Durakta benim gibi milyon tane insan oluyordu. Hava ise 7:00'den sonra aydınlanıyordu, işe gündüz giriyordu en azından. Şimdi düşünüyorum, hava 8'den sonra, 8:30'a doğru aydınlansa ben işe geldiğimde yeni şafak sökecekti. Gece işten çıkmamak güzel de, sabah güneş doğuşundan 2.5 saat önce kalkmak zorunda olmak fena.
Kış saatine sabitlense daha iyi olurdu. Yazın güneş doğduktan sonra güzel bir saatte uyandırdık ve Temmuz'da güneş 8 gibi batardı.
0
aychovsky
(08.09.16)
Saat düzeltmesi yapmadan gölge eğrilerini hesaplayabileceğim için mesudum.
0
kargn
(08.09.16)
Benim hoşuma gitti , işime yarayacak
0
aklimdakisorular
(08.09.16)
avrupa ve amerikayla olan saat farkının artması hoşuma gitmedi.
0
king lizard
(08.09.16)
türkiye bir adım daha avrupadan uzaklaştı.
0
kurnaz
(08.09.16)
Amerika ile saat farkının artması işim açısından çok kötü oldu.
0
fotrsapka
(08.09.16)
Orijinal saat kış saati olduğundan aslında kışa ayarlanmalıydı. Benim işyerim hem Avrupa hem Uzakdoğu çalışır, biriyle yakınlaştık-biriyle uzaklaştık...karışık. Hükümetimiz sağolsun artık her yapılan iş için öküz altında buzağı arar olduk ya, o yüzden kuşkuyla da bakıyoruz.
0
d max
(08.09.16)
havanın geç aydınlanmasını ve geç kararmasını çok seviyorum o açıdan çok mutluyum ama uluslararası olayların saati artık izlemesi zor hale gelecek özellikle sonraki gün okul varsa. ayrıca asıl amacın ben de arabistan'a yönelme olduğunu düşünüyorum o da rahatsız edici
0
nundu
(09.09.16)
Aynen ben de kışı seviyorum. Havanın erken kararmasını da. Gün daha uzun geliyordu...
0
mutlusismankedi2015
(09.09.16)
Hiç hoşuma gitmedi. Hava geç kararsın, gece hep daha çabuk gelsin isterdim.
0
sefil
(09.09.16)
havanın daha geç aydınlanması benim için süper bi şey ama geç kararacak olması da aynı ölçüde can sıkıcı. yazın bile sürekli "saat 7 oldu amk niye batmadı bu hala" deyip güneşe "kaç yaşındasın utanmıyo musun" bakışı atarak cıkcıklarken buluyorum kendimi. gerçi kışın bayağı erken batıyor, bir saat geç batması çok da can sıkmaz sanırım.

onun dışında şampiyonlar ligi maçlarının 22:45'te başlayacak olması tam anlamıyla facia. bu büyük sıkıntı.
0
der meister
(09.09.16)
(34)

27 yaşında hiç sevgilisi olmamış kız

limoncello
Yakın bir çalışma arkadaşım var, kız 27 yaşında çok da güzel akıllı kültürlü bi kız. Hiç sevgilisi olmamış bu yaşa kadar. Laf arasında geçti. Acaba sıkıntısı ne diye geçti içimden ama çık açık soramadım, samimiyiz de. İş dışında da görüşüyoruz bazen. Bu kızın sıkıntısı ne sizce, hiç cinsellik öpüşme
Yakın bir çalışma arkadaşım var, kız 27 yaşında çok da güzel akıllı kültürlü bi kız. Hiç sevgilisi olmamış bu yaşa kadar. Laf arasında geçti. Acaba sıkıntısı ne diye geçti içimden ama çık açık soramadım, samimiyiz de. İş dışında da görüşüyoruz bazen. Bu kızın sıkıntısı ne sizce, hiç cinsellik öpüşme falan da yok söylediği kadarıyla ama kız hetero ve aseksüel değil. Ama dışardan biraz soğuk gözüken ve yaklaşılması zor biri gibi sanki ama tanıyınca sıcak. Tek neden bu mu sizce? Biraz da üzülüyor bi ilişkisi olmamasına gibi gibi. Napsın sizce bu kız ona erkek gözüyle öneri vermem baabında ben sorununu tam çözemedim Sizce?
0
limoncello
(08.09.16)
Bu tercihi mi, istemeden olan bişey mi?
0
pomknos
(08.09.16)
bence bi' sorun yok, siz neden erkek gözüyle bir öneride bulunmaya çalışıyorsunuz? ayrıca sevgilisi olmamasına üzülüyor olduğunu nereden çıkardınız anlayamadım. benim çevremde bu örneğin benzerleri var, bazen insanlar gerçekten romantik ilişkileri lüzumsuz görebiliyorlar. size açıkça "bak ben de sevgilim olsun istiyorum artık, sence ne yapmalıyım" diye sormadıkça bu kızcağız, bence ağzınızı açmayın. pişman olursunuz.
0
evde liyakat kalmamis
(08.09.16)
@pomknos bundan zaman zaman dert yanan birisi
0
🌸limoncello
(08.09.16)
@evde liyakat kız zaman zaman bundan dert yanan biri üstü açık da kapalı da, ayrıca bu dönemlik bir şey değil hiç olmamış
0
🌸limoncello
(08.09.16)
Şimdi şöyle bir durum var. Benim de hiç sevgilim olmadı. Bundan yakınırım da. Ancak bu günün sevgililik diye nitelendirdiği şey biraz iyi anlaşma temelli. Bu nedenle sevgilim yok.

Belki arkadaşınız da doğru insanı arıyordur, bu nedenle sevgilisi olmuyordur. Dert yanmasının sebebi de neden sevgilim yok değil de, neden doğru insan yok'tur?
0
pomknos
(08.09.16)
ben de 22 yaşında çok yakışıklı, akıllı ve kültürlü bir beyim ama 16 yaşındaki sexting'lerimi saymazsak benim de öyle yüz yüze görüşmeli öbüşmeli ilişkim olmadı. oluyor öyle :/

soğuk gözüken ve yaklaşılması zor biri olması önemli bir faktör. özgüvenli bebelerden kız çekiniyordur, özgüvensiz olanlar da kıza yaklaşamıyordur. ayrıca yaş ilerledikçe bu iş daha da zorlaşıyor. hem bulması, hem de bulduğunu beğenmesi sıkıntı. sevecekmiş gibi yapıp mukmukla bence.
0
der meister
(08.09.16)
@pomknos seçici biri zaten yani sırf sevgilisi olsun diye değil de doğru kişinin sevgili olması olayı var, sanki ben bi de içten içe erkeklere tepki hissettim ne kadar doğru bilemem, ama 30 yaşına kadar olmayacak mı ya hiç karşıma bana göre biri çıkmazsa diye endişe de ediyor
0
🌸limoncello
(08.09.16)
güzel, akıllı ve kültürlü ama hiç sevgilisi olmamış. bence bunlardan biri veya birkaçı eksik. çünkü günümüzde damacana bile bazı kişilere çekici geliyor. ama kız dediğin gibiyse yani hem güzel hem de aseksüel değilse erkeklerle duygusal açıdan bir şeyler yaşamaktan ister istemez çekiniyor olabilir. benim hiç sevgilisi olmamış bir arkadaşım vardı zamanında. kızla bazen muhabbet etmeye çalışıyordu karşı cinsler. ama kız istemiyordu. uzaktan bazı erkekleri beğeniyordu ama iş konuşmaya, görüşmeye gelince bir şeyler yaşamaktan korkuyordu, çekiniyordu. bana kalırsa küçükken cinsellikten ve erkeklerden sakınmak için aileler kızlarına travma yaşatıyorlar.
0
ruhen hastayim ben
(08.09.16)
Çocuğu falan olmuyordur belki.
0
dissendium
(08.09.16)
bence gizli reklam yapmis ben hic inanmadim. sevgilisi olmamis olduguna . yemezler der gecerim.
0
McCoy
(08.09.16)
@dissendium öyle olsa zaten baştan söylerdi bu yüzden böyle böyle diye yani sanmıyorum
@ ruhen saydığım şeylerde sıkıntı yook kendi gözümle gördüğüm şeyler, kafa ve aile olarak da anladığım kadarıyla nasıl desem ekşici kafasında avrupalı kadın kafasında sohbetlerimizde bunu gördüm, bir çekince var sanki ama tam olarak ne, çok mu gururlu biri acaba?
0
🌸limoncello
(08.09.16)
@mccoy neden yalan söylesin iyi bir şey değil ki bu durum bi sıkıntı olduğuna işaret zaten, yakın olduğumuz için bana söyledi, konu açıldı da, yoksa bu durumdan utanıyor da.
0
🌸limoncello
(08.09.16)
ablam da aynı sekilde ve onun da hic sevgilisi olmadı. sadece bir kisiden hoslanmıstı o da platonik olarak kaldı. asosyal ve insanlarla pek teması olmayan biri oldugu icin böyle. belki arkadasınjz da bu sekildedir.
0
postmodern rh
(08.09.16)
@post modern olabilir
0
🌸limoncello
(08.09.16)
Benimle tanıştır, hallederiz.
0
chiper
(08.09.16)
Seçici olmasından dolayı böyle yüksek ihtimal. Biraz da soğuk demişsin, o da bunu destekliyor.

Erkek talebi çok, inandırıcı değil diyenlere de katılmıyorum. Kendisinin ilişkisi olmamış. Bu yönde talepler olmuştur elbette ama sırf olsun diye birilerini hayatına almak istememiştir.

Sizin de ona yapabileceğiniz pek bir şey yok, teselli anlamında. En fazla kendisinin mutlu olabileceğine inandığın arkadaşların varsa onlarla tanıştırabilirsin.
Bak İzmir'deyse benle de tanıştırsan olur, bu niteliklerde birisi çok fazla kalmadı.
0
Tyler89
(08.09.16)
sosyal fobi.
0
iglesias
(08.09.16)
Seçici ve mesafeli olduğundandir.
0
cabiday
(08.09.16)
Damacanaya bile ilgi duyuyo millet demişler de öyle adamı kız naapsın.

Onun hoşlanacağı, tamam bununla olur diyeceği biri çıkmamıştır,net.
1.kız sana göre güzel/ sempatik falan da genel erkek beğenisine göre baraj altında kalıyor olabilir, dolayısıyla eli yüzü düzgün biraz karizma sahibi kimse bakmıyor olabilir. Geri kalanları da o beğenmiyordur.
2.kızlar sadece tipe bakarak karar verecek sanıyorsunuz da, ilgi alanları, kafa yapısı, sosyal/sanatsal zevkleri vs de önemli bir faktör. Boyu uzun, işi parası var ohh iyiymiş diyen kız sayısı sanılandan az.
0
jimjim
(08.09.16)
Eğer gerçekten güzelse soğuk veya asosyal olması bi bahane değil. Sen onun içini de bildiğin için güzel geliyor. Ama onu tanımayanlar dışını güzel bulmuyor. Bu durum da kıza tavsiyeyle değişecek bir şey değil. Olsa olsa erkeklere tavsiye verilebilir.
0
mandalina kokusu
(08.09.16)
güven problemi olabilir. böyle bir arkadaşım vardı. 25 yaşında, oldukça güzel, kültürlü ve akıllı. fakat ailesinde ve çevresinde gördüklerinden dolayı güven problemi vardı. uzun süre psikologa gitti de ondan sonra bir ilişkisi oldu.
0
you are my lethe
(08.09.16)
@jimjim ve mandalina kız harbi güzel ya sadece benim görüşüm değil bu hemen herkesin cidden güzel kız diyeceği biri, iç güzelliğiyle alakalı değil. yüzü olsun, fiziği olsun benim hayatımda biri olmasa ilgileneceğim bir kız olurdu. Şimdi fotosunu paylaştırtmayın burda-ki yapmam öyle bir şey
0
🌸limoncello
(08.09.16)
Evlenme yaşının geldiğini düşünüyorsa marketing'e yoğunlaşmıştır.
0
arnold schwarzeneger
(09.09.16)
@sour ve arnold yalan olduğunu zannetmiyorum neden böyle bi yalan söylesin ki hakkında, bu kötü bi referans değil mi bu yaşa kadar biriyle ilişki kuramamak kişide bi takım sıkıntılar olduğunun göstergesidir ki o da zaten böyle düşünüp bu durumdan utandığını söylüyor evliliğe sıcak bakan biri değil zaten sevgililiğin tadını çıkarmak istediğini söylüyordu
0
🌸limoncello
(09.09.16)
Sevgilisi ol.
0
stavro
(09.09.16)
Sevgili olmaya çalışma, üzülürsün bence. O kız eğer biraz güzelse ona kim bilir kimler yazmıştır. Kızın taliplerini kabul etmemesi onun bu zaman boyunca tercih edilmediği anlamına gelmez. Direkt atlamadan hafifçe yürüyebilirsin.
0
dissendium
(09.09.16)
benim hayatımda biri var zaten
0
🌸limoncello
(09.09.16)
özgüvensizlik, soğukluk gibi durumlarla başlayıp öğrenilmiş çaresizliğe dönüşüyor bu mevzu bi nevi. zeki insanlar genelde kendileriyle anlaşabilecek birilerini bulmakta zorluk çekiyolar, üstüne bi de çok fazla dışa dönük ve cana yakın/kolay samimiyet kurabilen biri olmayınca taliplerinden ciddi manada canı sıkılıyor, bir noktadan sonra da "olacak olsaydı şimdiye kadar olurdu" kafasına girip hem ön yargılı bakıyor, hem de alışmış olduğu için çekingenlik daha da artıyor, "bu zamana kadar sevgilisiz yaşadım, bundan sonra da yaşarım" diye düşünüp o adımı atmanın zorluğuna ve heyecanına katlanmak istemiyor.

ben şahsen kendisiyle tanışmak isterim. bi sorsana ne diycek.
0
bbhkeydefe
(09.09.16)
Böyle bir arkadaşım var. İlk sevgilisi 30 küsur yaşında oldu. Bu kızın psikolojik ya da fiziksel bir sorunu yok, ötesinde herkesle konuşabilen, pozitif, güzel bir kız. Hatta tanıdığım en mükemmel insanlardan biri. Tabii ki ondan hoşlanan, açılan, eden olmuş ama etkilenmemiş. Etkilendiği insanlar da uygun değilmiş; genellikle adım atamayacağı insanlar olmuş. O da zaten öyle durumlarda üsteleyecek biri değil. Sadece körkütük aşık olmamış ve öyle olmadığında karşıdakinin kötü özellikleri gözüne battığı için biri ile birlikte olmak istememiş, "Alışabilirim belki" dese bu süreçte karşıdakinin kalbini kırabileceğini düşünerek veya başka nedenlerle başlamamış. O da istiyordu tabii ki güpgüzel ilişkisi olsun ama olmamasını da bir kambur gibi taşımıyordu, dert etmiyordu ve çok rahattı. Hayatının birçok başka merkezi vardı ve çok güzel hayatını yaşıyordu. Başka bir arkadaşım var mesela, o da 30 ve hiç sevgilisi olmadı ama o bunu çok kafaya takıyor ve en zayıf karnı. Çok iyi bir insan olmasına rağmen bu konuda kompleks yaptığını bile söyleyebiliriz. İlk bacıma "Neden sevgilin olmadı" desen çok rahat açıklar ve anlayıp "Vay be" dersin, diğer kişiye aynı şeyi yapsan bir sürü laf söyledikten sonra ağlamaya başlar. İlkine öyle denk gelmiş, diğeri kendi yolunu istemeden ama özellikleri nedeniyle öyle çizmiş.

Senin bir erkek olarak önerebileceğin çok da bir şey yok açıkçası. Kız 27 yaşında, artık kendi özellikleri, karakteri, vb olan biri. Örneğin, "Şöyle şöyle yapsan, erkek arkadaşın olur" desen, o şöyle şöylenin bu kıza uyup uymayacağını bilmiyoruz. Herkese her şey yakışmıyor. Hissetmediğin şey üst üste emanet gibi durabiliyor. Örneğin, bazısı tatlı-seksi olmayı kendine yakıştırır, bazısı vamp-seksi olmayı. Ya da sadece seksilik de değil, bu kolay örnek diye verdim. Ya da "Azıcık hanımcık ol" desen, kız olmadığı şeyi olmaya çalışıp iyice garip bir şey olacak. İçinde ne varsa o olabilir ancak. Dağınık doğası olan birine "Düzenli ol" demek çok da işe yaramaz. İsterse bir arkadaşınla tanıştırabilirsin belki.
0
aychovsky
(09.09.16)
Ailesi birileriyle çıkma konusunda destek olmadıysa, ilişkilere önyargılı yaklaşması için uzun yılların biriktirdiği bir güdülenme vardır.
Öğrenilmiş çaresizlik mevcuttur.
Kafayı birine takıp 5 sene (misal) boyunca onu beklemiştir. Başka birilerini düşünmeyi sadakatsizlik olarak görmüştür.
Dışarıdan soğuk gözüküyorsa muhtemelen olası taliplerin de cesaretinin kırılmasına sebep oluyordur.

vs. vs. Benim 30 yaşında ve bugüne kadar hiçkimseyle el ele bile tutuşmamış bir arkadaşım var. Aynısının 28 yaşında olanı da var. İkisi de ortalamanın üstünde güzel ve zeki olan kadınlar. Kanımca aileleri tutucu değilmiş gibi gözüküp tam tersi davranıyor. Yıllarca sen farkına varmadan yaşadığın toplum, ailen ve arkadaşların bilinçaltını şekillendiriyor. Hala daha başka konularda açık fikirli, modern olan insanlar bir kadının bir erkekle evlenmeden aynı evde yaşamasını namussuzluk olarak görüyor. Bundan etkilenmemek mümkün değil.
0
chitosan
(09.09.16)
21 yaşında akıllı kültürlü güzel bir kız olarak olaya atılıyorum. bu zamana kadar benim de bir ilişkim olmadı.
hatta bununla ilgili yakın zamanda duyuru açtım hiçbir zaman dışarıdaki insanların algıladığı gibi bir sorun varmışçasına anlamadım bunu, zira ben bir eksikliğini hissetmedim ve beklentilerim, yaşamayı arzuladığım şeyler başka doğrultuda olduğu için mutluyum diye. ama evet eksiklik değil de, olsa çok güzel olurdu dediğim şey; aşık olmak birini düşünmek, arzulamak... bu hisleri yaşamaya duyduğum bir özlem var. ilişki değil ama sevmek, vücudunda kontrol edilemeyen hareketlenmeyi hissetmek.

hetero değil demişsin, biseksüel ya da homoseksüel mi?
0
gang leader of wasseypur
(09.09.16)
@gang leader hetero/ ve aseksüel değil demek istedim yani kız hetero değil kısmı sadece aseksüellik için
0
🌸limoncello
(09.09.16)
Olabilir. Ama bjr sorun yoksa aklindaki erkek arkadas sevgili kavrami farklidir.beklentilerini karsilayacak biri olmamistir.
Yada size küçük bir gönderme olabilir. Ben yalnizim gibi.... Bi iyice tartin.tabiki insanlar farkli düşüncelerde olabilir. Soğuk davranmasi em bariz engelleyici olur da herkese kiritana da kimse bakmaz açıkçası. Ne yapacakti tanistigi selam verdigi 10 erkeğin 9'u ile yatacak hali yokya. Kendi gönlünce biriri olsun istemesi ve ciddi anlamda bir iliski olmasini istemesi cok normal. Zira düzene baktığınız da tut op birak sonrakini bekle.. Böyle iliskileride görünce kullanilip atilmak istememesi ve belki bu durumu kaldıramayacağıni hissetmesi kendi bilinci ve mantığı. Iyi aksamlar.
0
vi veri veniversum vivus vici
(09.09.16)
o zaman +1 aychovsky
0
gang leader of wasseypur
(09.09.16)
(21)

2 kişiye 2 banyolu 3 odalı ev

fraise
Çok büyük değil mi? Bir aya kadar tasiniyoruz. Tasinacagimiz muhitteki evler genelde bu sekilde. Erkek arkadaşım bu tarz bir eve geçmek istiyor. Bir odayı çalışma odası bir odayı da giyinme odası yapmak gibi fikri var. İyi hoş da bu ev çok büyük olmaz mı? İki kişi at mi kosturacagiz içinde? Bize öy
Çok büyük değil mi? Bir aya kadar tasiniyoruz. Tasinacagimiz muhitteki evler genelde bu sekilde. Erkek arkadaşım bu tarz bir eve geçmek istiyor. Bir odayı çalışma odası bir odayı da giyinme odası yapmak gibi fikri var. İyi hoş da bu ev çok büyük olmaz mı? İki kişi at mi kosturacagiz içinde? Bize öyle yatılı misafir de gelmiyor. 2 banyoyu napacagiz? Ben de diyorum ki 2+1 bulalım. Toparlanmasi filan da rahat olur.

Sizce böyle bir evde yaşamak zor olur mu? Yoksa 2+1den çok farki olmaz mı? Napalım? Ben açıkçası temizlikten korkuyorum.

Teşekkür ederim şimdiden herkese.
0
fraise
(07.09.16)
kısa zamanda alışırsınız, bu defa 2+1 çok küçük gelir. büyük ev iyidir. boş ver haftada 1 saat fazla temizlik yap nolacak.
0
sir gawain
(07.09.16)
burada önemli nokta eşya miktarı. fazla eşyayla küçük ev hakikaten ölüm. diğer türlü yerleşmeniz rahat olur.

şahsi fikrim; arkadaşın evden çalışıyorsa, fiyat açısından sizin için fark etmiyorsa 3+1 gereksiz değil. banyonun birini kapatıp depo niyetine kullanabilirsiniz.
0
zgrydn
(07.09.16)
bence cok zor olur. temizlikci almayacaksaniz ozellikle helak olursunuz cok sacma sekilde.
ayrica ev buyuk olunca her yer kullaniliyor yine de dolayisiyla surasi kullanilmaz orayi temizlemeyim gibi bir sey de olmaz. kucuk olmayan 2+1 bence isinizi gorur. bir de su var, bu eve gore esya alacaksiniz, eger ev sizin eviniz degilse ve bu standardi koruyamazsaniz (yani bir sonraki eviniz de boyle olmazsa) o esyalar ilerde elinizde kalir falan. genelde turkiyede ne kadar buyuk ev o kadar esya o kadar dert seklinde gidiyor.
0
kassiopeia
(07.09.16)
kirada çok fark yoksa genişi seçin
0
basond
(07.09.16)
Soruyu yanlış soruyorsun. 2 banyo yu abartma, 2 artı 1 ve 3 artı 1 ev arasında seçim yapacaksın. Erkek arkadaşın haklı. Misafiriniz geliyorsa eğer
0
aklimdakisorular
(07.09.16)
Eger ihtiyac yoksa fazla tabii. Ama bu sefer ayri banyoya, giyinme odasina vs alisinca da vazgecmek istemezsiniz muhtemelen.

Bir de soyle bir sey var, herkesin banyosu ayri olacagindan esya karisma durumu vs daha az olacaktir mesela. (Ben iki banyoyu da kendiniz icin kullanirsiniz diye dusundum tabii, misafir degil) Daha az karisacagi icin de toplamasi daha kolay olacaktir. Giyinme odasi da oyle. Yani ayri olursa daha duzenli olur bence. Daha genis alan sonucta.

Simdi bir de 2 banyolu 3 odali ev 100 metrekare mi, yoksa 150 metrekare mi mesela. Sonra, kiralari ne kadar fark ediyor? (hatirladigim kadariyla Beylikduzu tarafinda oturuyordunuz) Sonra, kiralar cok fark ediyorsa aradaki fark sizin icin ne kadar onemli? O farka daha iyi bir seyler mi yapacaksiniz sonra carcur mu olacak? Onceliginiz ne falan filan.

Beraber temizlersiniz iste. Herkes kendi banyosunu mesela, daha bile iyi olur, is yuku azalir eheh. Ya da temizlikci tutma imkani varsa, oyle yaparsiniz.
0
yuzır
(07.09.16)
ben 125 m2 evde tek yaşıyorum :P
benim de 1 oda çalışma odası (çünkü evden çalışıyorum), 1 oda boydan boya dolap, giyinme odası yaptım başka eşya yok.
1 oda oturma odası
1 oda yatak odam.
Gerekli miydi hayır, üstelik ben evde fazla eşya sevmiyorum ama şartlar böyle gerektirdi
temizlik meselesi : süpürge tutmakta bi 10 dakika fark etmesi çok çok büyük bir fark değil, giyinme odasında eşya olmadığı için dağılmıyor zaten, ayrıca ütülenecekler filan 1 ay dursa göze batmıyor kapıyı kapatıp çalışıyorum-değilse psikolojik olarak batıyor da. AMA cam silerken helak oluyorum evet, 2 oda çift camlı + mutfak kapaLı cam balkonlu, sil sil bitmiyor. Temizlikçi gelecekse bu çok önemli olmayabilir.
0
niye ama
(07.09.16)
@yuzır
Karı koca ayrı banyo mu kullanacak yahu:) ebeveyn banyo değil mi bahsettiği?
0
aklimdakisorular
(07.09.16)
Temizlikci muhtemelen 2 haftada ya da ayda bir gelecektir ama 3+1 evler fazlaca geniş oluyor. 2+1 evler de küçük değil zaten. Yani gelse bile sonuçta ben haftanın 3 günü silip, süpürup, toz alacağım. Erkek arkadaşım da yardım ediyor gerçi ama ne bileyim.

Kira farklari çok fazla olmuyor arada.

Şunu da not edeyim; 55 m2 bir evden geçiyoruz büyük eve. Gozumun korkmasi da o yuzden sanirim. Eşyalar fazla değil hatta eksik kalabilir.
0
🌸fraise
(07.09.16)
tek kişi yaşayan arkadaşım var, sıkıntısı toz ve temizlik, bir oda ütü odası 1 oda giyinme odası, ebeveyn banyosunun olan oda yatak odası, diğer banyoda çamaşır yıkıyor. lakin buyuk evdede 2-3 eşya var deli bir eko var evde. o yerleri silmek rahat 1 gün sürer ama kendisi rahat rahat oturuyorum diyor biraz büyükçe ama olsun diyor
0
eja
(07.09.16)
Rahatlığa ve büyüklüğe alışmak çok kolay. Kısa zamanda alışırsınızve her yerini bol bol kullanırsınız. Hatta bir süre sonra küçük evler sizi basar, rahatsız eder. Geçiyorsanız oh ne güzel olur ama tek sorunu temizlemenin zorluğu. Bunun dışında problem olmaz.
0
aychovsky
(07.09.16)
biz geliriz fraise, ayıp ediyorsun ^.^

diğer odaların kullanımı az olacağı için düşündüğün kadar kirlenmez zaten, 1+1 evden o büyüklükte bir eve geçmeniz çok rahatlatıcı olacaktır emin ol.
0
devorgilla the gunslinger
(07.09.16)
ısınma soğutma gibi problemleri de düşünün. 55m2 evi ısıtmak kolaydır, 150m2 ev? merkezi kaloriferli değilse hiç sanmıyorum.

temizlik konusu konuşulmuş, ama ayrıca arkadaşlar şu konuda çok haklılar, 3 odalı bi' eve geçtikten sonra velev ki taşınmak zorunda kaldınız, o eşyaları ne kadar minimumda da tutsanız ufak eve geçerken sığdıramazsınız. olmuyor, olmuuuyoooor.
0
evde liyakat kalmamis
(07.09.16)
146 m2lik 3+1'de oturuyorum. ebeveyn banyosu kadar lüks bir şey yok. valla süper. şimdi oğlan var o ayrı mesele de oğlandan önce de bir oda bizim,bir oda oturma odası, diğer oda da çamaşır/misafir odasıydı. senede 2 kez misafir geliyor

o 1 odayı pek kullanmazsanız kapıyı çeker oturursun temizlik de dert olmaz. zaen 3+1ler artık pek büyük olmuyor
0
la noix
(07.09.16)
Alışırsınız, onda sıkıntı olmaz. Ebeveyn banyosu çok büyük bir güzellik. İstanbul'da mı bu ev? Eğer öyleyse ve bina yaşı 10 dan fazlaysa ben tercih etmezdim. Deprem bölgesindeyiz ve her an büyük bir deprem olabilir. Binanın yalıtımı nasıl ona da bakın mutlaka.
0
petekpare
(07.09.16)
Bence de gereksiz büyük.
0
fragile lady
(07.09.16)
kendi evime göre cevap vereceğim yine
silme-süpürme toz alma bence geniş evde daha bile rahat -ama benim gibi ev geniş eşya azken
zira mesla benim giyinme odam tamamen ortalık boş birşeyleri biryerlere çek kaldır gibi sorun yok. Yatağımı da önünde boş alana tamamen itebiliyorum, süpürken itiyorum bir yandna makineyi bile durdurmadan vs.
yemek masası, konsol, gümüşlük, vitrin öyle şeyler yok ki toz almak uzun sürsün. mutfak geniş, yemek orada yeniyor 1-2 kişi misafir de olsa orda yeniyor. daha fazlası için oturma odasında açılır masa, boş odada da ilave sandalyeler var, o şekilde yapıyoruz. ama bu masa ve sandalyeleri normal zamanda kullanmıyorum da temizlemiyorum da.
dresuar yok, komidin yok -komidin lazım da almadım.
benim toz aldığım şey TV ünitesi (ki TV de yok ama ünitesi var, orada ıvır zıvır şeyler var) 2 kitaplık. Kitaplık 2 tane olduğu için o vakit alıyor ama her zaman kitapları indirip silmiyorum.
Ben bu kadar eve eşya alıp yaymadım zira esasen fazla eşya sevmiyorum ve 3 senedir ben bu düzenle yaşadım, 40 m2 evde de yaşayabiliyordum, o ayrı. kışa bir taşınma planım var, şehirdışı, olursa. belki hiç bir eşya götürmeyecem o nedenle artık hiç almam. Geniş eve eşya doldurmamak da mümkün.
0
niye ama
(07.09.16)
Takriben 6 yıldır 200m2, 3+1 2 banyolu bir evde ikamet ediyoruz iki kişi.

Ne kadar güzel birşey anlatamam.

Fazla eşyan olsa bile, kaldırabileceğin tonla alanın oluyor, ortalık anne evi gibi sıkış sıkış değil.

Temizlik kısmı da sıkıntılı değil esasen. 2+1'de de aynı sayıda lavabo falan temizlemeniz gerekecek. Tek fark yer silerken daha fazla alan silmeniz gerekeceği ki yapılıyor bir şekilde. Çok fazla pencere falan açmazsanız uzunca bir süre idare ediyor hatta kullanılmayan alanlar.
0
offred
(07.09.16)
90 m^2 büyüklüğündeki bir 2+1 yeter de artar bile.
0
devilred
(07.09.16)
Büyük ev daha güzel. Eşyanız az gelirse boşlukları doldurmayın, ferah ferah oturun. 2 banyo da iyi işte. Sabahları daha az trafik olur.
0
Lim5
(07.09.16)
sizin icin cozum basit, madem temizlik sorun olma ihtimali yaratiyor, temizlik takvimi hazirlayin. bir hafta biriniz diger hafta digeriniz mesul olsun, bunun haricinde bir oda diger ikisi ikinize birer bireysel oda olsun, boylece ikinizin de kendine ait calisma ve giyinme alani olur ve o odanin mtemizliginden duzeninden kisiler kendileri sorumlu olur. hatalik temizlik planina sadece ortak alanlari dahil edersiniz. banyolardan birini ikinizin ortak kullanimina digerini misafir kullanimina veya daha nadir kullanima ayirirsaniz daha iyi olur. diger bir olasilik ise bir banyoyu dis fircalama, sac kurutma, dus, makyaj, bakim vs icin ayirmak diger banyoyu ise dogaya karismak, paspas yikamak vs gibi daha kirli aktiviteler icin kullanmak olabilir. haftalik temizliklerde bu banyodan su alisverisini yaparsiniz mesela. bu arada uzun vadede temizlik takvimi iliskinizi gereksiz gerilimlerden korur, sizi de biraz ozgurlestirir, mutlaka evde esitligi saglayin, sonra cok pisman olursunuz.
0
mavicorap
(07.09.16)
(9)

Duyuru'nun akademisyenleri, araştırmacıları

babilbaligi
Literatür okuyoruz ya, bunlar birikiyor. Sonra nasıl saklıyoruz? Basılı olarak mı, pdf olarak mı?Nasıl bir dosya sistemi kullanıyorsunuz?Teşekkürler.
Literatür okuyoruz ya, bunlar birikiyor. Sonra nasıl saklıyoruz?

Basılı olarak mı, pdf olarak mı?

Nasıl bir dosya sistemi kullanıyorsunuz?

Teşekkürler.
0
babilbaligi
(06.09.16)
(bkz: mendeley)

İki nedenle basılı saklamıyorum. Birincisi kağıt, mürekkep ve yer israfı. İkincisi aradığım bir şeyi pdf'de aratarak bulmak mümkün.
0
puc
(06.09.16)
hem basılı hem pdf saklıyorum. eski kafalıyım, aradığım şeyi basılıda hem daha rahat buluyorum hem de highlight falan daha rahat oluyor
0
la noix
(06.09.16)
mendeley +1, yoksa mümkünü yok tekrar bulmanın, ayrıştırmanın, ayrıca alıntı, referans yaparken de çok büyük kolaylık sağlıyor bu program.
0
gezegen olan pluton
(06.09.16)
eski hocalar fiş tutarlarmış. eski hocaların bu kadar üretken olmalarını buna bağlıyorum.
basılı saklıyorsun bir iki sene. sonra birikiyorlar, atsan atılmaz satsan satılmaz bir yığın kalıyor. pdf desen ctrl+f gibi bir güzelliği olmasına rağmen klasörlerde duran baytlar bir süre sonra vicdan azabı olarak kalıyor. en iyisi eskilerin fiş yöntemi.
0
kullanıcı adı
(06.09.16)
Evet, mendeley gibi programlar ise yarayabilir. Oneririm ancak ben 'old school' yapiyorum arsivimi. Kutuphane tipi dosyalar aciyorum temalar seklinde. Pdf halinde belgeler icin. Kitaplar ve makalelerin baska bir etiketleme sistemi var. Gozden gecirilenlerin baska etiketleri var. Ne zaman neyi okuamam gerektigini gosterir sekilde de okunmayanlar duruyor. Bir suru alt klasor de var yalniz. Matruska gibi. Genelden ozele. Not ekleyebeilecegim bir okuma programi kullaniyorum ayrica.

Elektronik olmayan dosyalama tipim de ayni. Boyle ipli dosyalarim var. Ipi cevirerek kapatiyorsun, onlarin icinde makaleler. Kitaplar zaten kitap. Kutuphanede konu ve arastirma sorularina gore duruyor. Uzerelrinde cokca post-it.
0
shadowcat
(06.09.16)
bilgisayarda pdf olarak saklıyorum ben. keyword kullanarak kaydediyorum. konuya göre klasör yapıyorum. hepsini bastıracak olsam koyacak yer bulamam. şu mendeley'e de bir bakayım :)
0
şubatsonrası
(06.09.16)
Ben de shadow car gibi yapıyorum. Çoğunu klasörler halinde dosyalıyorum konu konu. Önemli olanları çıktı akıp saklıyorum, okuyorum.

@kullanıcı adı Fişleme nasıl bir yöntem? Biz de yapabiliyor muyuz? Nasıl fişliyoruz?
0
aychovsky
(06.09.16)
@aychovsky

hocam, şurada anlatılmışı var.

fisiltilitepeler.blogspot.com.tr
0
kullanıcı adı
(06.09.16)
Pdf olarak saklayip excell tablosuna kaydediyorum diyerek basligi takip etmis olayim.
0
curukturpkokusu
(07.09.16)
(34)

Uyumadan önce son yaptığınız şey?

tum haklari saklidir
Su içmek, sigara içmek, duş almak, yemek yemek, tv yi kapatmak, dua okumak, bir şeyleri koontrol etmek???
Su içmek, sigara içmek, duş almak, yemek yemek, tv yi kapatmak, dua okumak, bir şeyleri koontrol etmek???
0
tum haklari saklidir
(05.09.16)
kitap okumak.
0
gezegen olan pluton
(05.09.16)
yemek yemek, düzeltmeye çalışıyorum ama başaramıyorum. bir de düşünmek uzun uzun düşünmek, sanırım ben uyumuyorum sızıyorum.
0
mete kudur
(05.09.16)
Su içmek
0
lithu
(05.09.16)
isiyom ben.
0
jugador
(05.09.16)
Telefon, su, tuvalet ve tüm fasılları geçtikten sonra artık enn son olarak kedimin nerede olduğuna bakmak, ayağımın dibinde veya görüş alanımda değilse kalkıp nerede ne yapıyor diye bakmak.
0
rakunzelll
(05.09.16)
diş fırçalamak-müzik dinlemek
0
shotgunwoman
(05.09.16)
Telefon +1 sosyal medya hesaplarima son kez bakip uyurum.
0
turuncu sufle
(06.09.16)
ayar veriyorum, rahatlayip yatiyorum.
0
idexo
(06.09.16)
Balkondan geceye bakar, illa gökyüzüne de bakar, öyle yatarım.
0
zagem
(06.09.16)
Duolingo'da üç ders bitirmek. Yaklaşık 300 gündür.
0
hadi ya la
(06.09.16)
Bir fotoğraf var. En son ona bakıyorum.
0
shadowcat
(06.09.16)
alarmı aktive ettiğimden 5. kez emin olurum
0
sttc
(06.09.16)
Kedimi öpmek
0
mutlusismankedi2015
(06.09.16)
Diş fırçalayıp yatağa yatarım bi şey bakmaya çalışırken 30. Saniyede uyurum. Kardeşim gelir telefonu alır uzağa koyar. Öpüp iyi geceler der. Arada dua ederim.
0
petekpare
(06.09.16)
telefonla oynarım.
0
jonestown
(06.09.16)
nat geo wild seyir eylerken uykuya dalmak. (tv'nin timer'ı tabikide kurulu)
0
kerhaneci keke
(06.09.16)
youtu.be
bu veya buna benzer bir şey dinlerken uyurum
0
cekilmis gayfe
(06.09.16)
Fanteziler kurarım 11 yaşımdan beridir falan.
0
kargn
(06.09.16)
günün, hayatın, artıların/eksilerin, isteklerin/dileklerin genel değerlendirmesini yapmak.
bunlarla ilişkili olayları ya da insanları akıldan geçirmek.
0
blatta hiberna
(06.09.16)
seks.
0
bazenuyur
(06.09.16)
O gün YHVH için ne yaptım, ertesi gün goyim'i kandırmak için neler yapacağımı düşünürüm.
0
zoghurt
(06.09.16)
dişimi fırçaladıktan sonra alarmı kurduğumdan onuncu kez emin olup uyurum.
0
ruhen hastayim ben
(06.09.16)
Kitap okumak ve gozlerim kapandiginda ışığı kapatıp uyumak.
0
instant crush
(06.09.16)
Genelde uykuya dalmadan once son yaptigim sey bir seyleri dusunmek oluyor. Genelde gecmis uzerine. Eger alkolluysem hicbir sey dusunmeden yataga attigim gibi kendimi, uyuyuyorum.
0
yuzır
(06.09.16)
telefonu şarja bağlayıp kulaklığımı takıyorum youtubedan sevdiğim kişilerin oynadığı oyunun sesini ve kendi yorumlarını dinliyorum
0
bardakigüneşgözlüğü
(06.09.16)
Kedimi öpüyorum.
0
Polaroid
(06.09.16)
Ossurmak. Bak osurmak demiyorum osssurmak. Böyle uzun uzun, 30 saniye falan, osurmayadevam ederken karnının giderek küçülmeye başladığını görüp o ödemi attığın tarzda osurmak.

O son nefesi verip rahat rahat uyuyorsun
0
thunderlips
(06.09.16)
beyaz futbol'u açıp bilgisayar kapatıcıyı kuruyorum.
0
kupigometa
(06.09.16)
amuda kalkarım
0
tosunpasa
(06.09.16)
5 sene yurtta kalmıştım. 3 kişilik odadaydık ve yurtta internet yoktu. Oda arkadaşım hafiften zenginceydi ve kattaki tek televizyon bizim odadaydı. O yüzden bizim oda insanlarla dolup taşardı. Gece yattığımda ışık açık ve odada birkaç misafir olurdu. Televizyon gürültüsü, onların konuşmaları ve bazen kavgaları, giren çıkan patırtısı ile aydınlıkta uyumaya alıştım. 11 yıl önce mezun oldum ama nasıl alıştıysam sessiz ve karanlıkta uyuyamıyorum, sessizlik rahatsız ediyor. O yüzden en son yaptığım şey içimi sıkmayan ve mümkünse güldüren çerezlik diziler açmak olur. Dinlemelik dizi açarım. Friends olur, Community olur, başka çıtır çerez komedi dizileri olur (hatta şu ara Don't Trust The B- in Apartment 23) açmak yapacağım en son iş olur. Sonra onun sesiyle ninni gibi uyurum. Yattığım odada başka biri varsa ve romantik bir ortam değilse telefonla kulaklıktan dinlerim. Bir bölüm ya da en fazla iki bölüm sonra zaten ekran koruyucu girer ve kapanır bilgisayarsa.
0
aychovsky
(06.09.16)
1.Diş fırçalamak.
2.Beyaz futbolun eski bölümleri
3.Youtubeda 3-5 bir şey mutlaka bakarım.
4.Ekşi-ekşiduyuru
5.Saçıma o gün wax,sprey sürdüysem yıkarım
6.Su
0
Golden Ratio
(06.09.16)
duş almak, sigara içmek, hayal kurmak.
0
tiny penny
(06.09.16)
kızımı öpüp kokluyorum. sonra da mışıl mışıl uyuyorum.
0
teritori
(06.09.16)
Su.
0
arnold schwarzeneger
(06.09.16)
(8)

Ev arkadaşli soru vol74844848

yuvarlanantencereninkapagi
Bir ev arkadaşından ne beklersiniz?Evde özgür ve rahat hissetmek, evimiz gibi hissetmek istiyoruz.
Bir ev arkadaşından ne beklersiniz?

Evde özgür ve rahat hissetmek, evimiz gibi hissetmek istiyoruz.
0
yuvarlanantencereninkapagi
(05.09.16)
sorumlu olması.
ortak alanlara saygılı olması. anlayışlı ve iletişime açık olması kafi.
0
qazaqwsx
(05.09.16)
Para ve temizlik konusunda üzerine düşeni yapması.

Gerisi lüks.
0
mete kudur
(05.09.16)
kira ve faturalari duzenli odesin; gerisi gelir zaten.
0
jugador
(05.09.16)
Temizlik yapsın haftada 1 Bulaşık yıkamasın, banyoyu temiz tutsun mesela . 9 senelik arkadaşımla aram böyle şeylerden bozuldu.
0
cabiday
(05.09.16)
yemek yapınca mutfağın a*ına koymaması, koyarsa derhal temizlemesi, bulaşık biriktirmemesi, ortak alanlara gebeş gibi çökmemesi, kıyafetini çorabını eşyalarını rastgele ortak alanda bırakmaması, evde çılgın partiler vermemesi, hatta eve aynı anda max 2 kişiden fazla kişiyi davet etmemesi, tuvaleti temiz kullanması, yüksek sesli müzik dinlememesi, eve yatılı misafir gelirse bir zahmet misafirinin götünü toplaması.
0
littlejack
(06.09.16)
Mutfakta bulaşık, banyoda saç bırakmaması.
0
Domuz
(06.09.16)
ortak alanların kullanımına ilişkin gerekli tedbirleri alması.

gider kalemlerine yönelik belirtilen tarihlerde maddi kaynağı sunabilmesi.
0
ada meltemi
(06.09.16)
Çok iç işlerime karışmaması, kanka olacağım derken özel hayata dalmaması ve aile gibi olmamak. Yakın olalım, bir şeyler paylaşalım ama akşam yemeği, kahvaltı gibi şeyleri ara ara paylaşalım; sürekli olmasın. Ev arkadaşına 'Ben şuraya gidiyorum' demek ya da ondan 'Yemek yaptım, neredesin' gibi şeyler duymak istemiyorum. Kafa dengi olursa iyi ama evi paylaşalım, hayatı komple paylaşmazsak sevinirim. Arkadaşım olabilir ama fahri ailem gibi de olmasın. Evin sorumluluğu dışında sorumluluk paylaşmayalım; benim sorumluluğumu almasın, kendi sorumluluğunu bana yüklemesin.

Hepimiz evde gibi hissetmek istiyoruz ama hepimizin 'ev'den anladığı ayrıntılar çok çok farklı. Hepimizin sistemleri farklı birbirinden. Herkes evdeymiş gibi davranmaya kalkarsa mutlaka bir kişi diğerlerinin bir ayrıntısından rahatsız olur. O yüzden aslında herkes bir parça da misafir evin içinde.

Evde gürültü olmasın, müzik dinlesin ama parti evi olmayalım. Akşam bardan 5 arkadaşını toplayıp gelmesinde sorun yok ama önce benimle bir kontrol etsin durumu. Belki o gece işim var ya da dinlenmek istiyorum. Eve arkadaşı gelsin tabii ki. İster onunla yapışık yaşayan sevgilisi olsun ve hiç gitmesin; bunlar hiç dert değil ama evi insanlarla doldurmasın.

Patronum ya da koğuş ağası gibi davranmasın. 'Gelirken şunu al' gibi doğrudan ya da 'Şunun alınması gerek' gibi dolaylı emir cümleleri kullanmasın; birbirimize 'Alır mısın', 'Alsan ne güzel olur' diyelim. Öfke kontrolü derdi olmasın, sevgilisiyle kavga edince hıncını mutfak kapısından ya da karşısına ilk çıkan kişiden (ben) çıkarmasın. Saçmasapan öke patlamaları, dramalar olmasın.

Dağınık ya da pisliği beni ilgilendirmez. Ortak alanda iğrençlik yapmasa yeter. İki üç tabak bulaşık bırakmışsa ben de yıkarım, dert değil ya da bir iki gün toparlayamaması dert değil. Daha önce bir ev arkadaşımla 'Yüz verdik ayıya, geldi s*çtı halıya' durumunu en somut şekliyle yaşamıştım. sarhoş sarhoş dışkılarken tuvaletin dışı olan banyo halısına da biraz bırakmış ve 4 gün temizlememişti. En son yine ben toplamak zorunda kaldım. O kadar da olmasın ya da örümcek ağı temizlemeyelim evin orasından burasından. Bir arkadaşım koridora dökülen kıvırcık kıllardan dolayı koridora 'kıllı yol' adını vermişti; böyle iğrençlikler olmasın, gerisi kolay ama atıyorum, yemek yediği masada kırıntı bırakmazsa da bonus süper olur. Bırakırsa arada silmekten gocunmam. Çöp ev olmayalım. Çöpleri üç endüstri boyu çöp torbası dolana kadar atmamazlık etmesin.

Kira ve faturaların zamanında ödenmesi de önemli tabii.
0
aychovsky
(06.09.16)
(5)

Scholl Velvet Smooth ve saç maşasi

fraise
2 ayrı soruyu tek duyuruda birleştirdim.1. Bu Scholl Velvet Smooth ayak bakım seysini kullanan var mı? Memnun musunuz? Dönen ponza taşı sanırım. Fiyatlar 60-70 lira arasında değişiyor, bir arkadaşım 'ali expressten alsana. Aynı şey hem daha ucuz' dedi. İnternette de biraz araştırırken hepsiburada gi
2 ayrı soruyu tek duyuruda birleştirdim.


1. Bu Scholl Velvet Smooth ayak bakım seysini kullanan var mı? Memnun musunuz? Dönen ponza taşı sanırım. Fiyatlar 60-70 lira arasında değişiyor, bir arkadaşım 'ali expressten alsana. Aynı şey hem daha ucuz' dedi. İnternette de biraz araştırırken hepsiburada gibi yerlerde 20-25 liraya satildiklarini gordüm. Sipariş vereyim mi ucuz olanlarından? Yoksa illa digerini mi almak gerek?

2. Saçlarım dalgalı, gür ve uzun. Yazın kopukleyip çıkıyorum ama kışın bunu yapsam 10 gün baş ağrısından duramam. Her gün fon cektirmekten de sıkılıyorum. Bu masalardan bir tane alsam, sabahları 10 dakikada buklelerime şekil vermem mümkün mü? Yoksa saatler mi harcamak gerek? Onereceginiz bir marka/model var mıdır?

Teşekkür ederim şimdiden herkese.
0
fraise
(05.09.16)
Gür, uzun ve dalgalı saça maşayla 10 dakikada şekil verebilmen mümkün değil. Maşayla yapılı ve muntazam bir saçın olsun istiyorsan tutamları tek tek incecik alıp düzgünce sarıp 10 saniye kadar beklemen gerekiyor. Benim 25-30 dakika falan sürüyordu saçım göğüs hizasının altındayken.

Düz kullanmayı seviyorsan saç düzleştirici alabilirsin. İşte o 15-20 dk sürüyor. Dalgaların azsa ve saçın kolay şekil alıyorsa 10 dakikada bile bitebilir.
0
littlejack
(06.09.16)
sac kurutma mak.nin permalı saçlar için ayrı bir aparatı var, fönün ucuna takıyorsun, onlardan alın, kışın da saçlarınıza köpük sürüp o aparat aracılığı ile kurutun, çok güzel oluyor. hem de maşa ile saçınıza zarar vermemiş olursunuz.
0
kassiopeia
(06.09.16)
1. Scholl'u ben kullanıyorum. Memnunum. Kullanmak için bir 15 dakika ayakları ayak havuzunda bekletiyorum. Sonra iyice kuruyunca çıkarıp Scholl'luyorum. Aradaki fark ucuz olanlarla nasıl olur bilmiyorum. Ayak peelingi kadar etkili değil ama onda da ayak yaratık ayağı gibi oluyor. Ben memnunum.

2. kassiopeia'nın dediği zamazingo işe yarıyor. Yurttaki oda arkadaşım kullanıyordu ve çarçabuk şekil veriyor.
0
aychovsky
(06.09.16)
1- Kullanıyorum, memnunum.
2- Maşa biraz alışkınlık işidir. Ben maşa yapmaya ilk başladığımda 20-25 dk'mı alıyordu. Şimdi elim alıştı (yaklaşık 10 senedir kendime maşa yapıyorum) 6-7 dk'da işim bitiyor. Saçlarım omuz hizasından biraz uzun ve ne çok gür ne de çok seyrek, normal sıklıkta.
0
köstebek kurabiye
(06.09.16)
Muntazam dalgalar istemiyorum aslında. Sadece sabah kalkınca biraz düzeltmek istiyorum. Saçlarım zaten dalgalı. Duzlestiricim de var ama onunla komple yapmak gerek. Benim 1 saatimi alıyor nerdeyse.
0
🌸fraise
(06.09.16)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.