Giriş
(2)

Gri pasaport

yuvarlanantencereninkapagi
Ne gibi avantajları ve dezavantajlari var bunun bordo pasaporta gore? Kimler alabiliyor, işleyişinde ne gibi farklılıklar var. Okuduklarıma gore gri pasaport baya güzel ve önemli bisey. Ama geçenlerde bir sinif arkadaşım eğitimle hic alakası olmayan bir etkinlik için gri pasaport aldi, hatta uç beş
Ne gibi avantajları ve dezavantajlari var bunun bordo pasaporta gore? Kimler alabiliyor, işleyişinde ne gibi farklılıklar var. Okuduklarıma gore gri pasaport baya güzel ve önemli bisey. Ama geçenlerde bir sinif arkadaşım eğitimle hic alakası olmayan bir etkinlik için gri pasaport aldi, hatta uç beş gün önce yine bu pasaportla başka bir ülkeye gitmiş, nasıl yapabiliyor bunu? Kendisiyle pek samimi olmadığımdan soramadim. Gri pasaport alabilmek için okulu ' inandirmamiz' mi gerekiyor?
0
yuvarlanantencereninkapagi
(01.08.16)
Devletin kısa süreli bir görevlendirmesi ile alınabiliyor. Etkinlik için, kısa süreli devlet görevlendirmesi ile yurtdışında yaşam için, vb. yapılabiliyor. Örneğin, devlet üniversitelerindeki asistanlar konferans veya Erasmus (devlette çalışıyorsan) gibi şeyler için alabilir. Özellikleri yeşil pasaport ile aynı ama geçici sürelisi.

Bunun için öncelikle bir davet gerekiyor; bu bir konferans daveti, yaz okulu, yurtdışında bir hoca ile anlaşıp çalışma, müsabaka, vb. gibi şeyler olabilir. Bununla kurumlara başvuruluyor ve kurumlardan görevlendirme çıkıyor. Bu görevlendirme ile emniyete gidince gri pasaport alınıyor. O da ülkeye dönünce veya süresi bitince teslim ediliyor.
0
aychovsky
(01.08.16)
Hizmet pasaportu oluyor kendisi öyle ben gri pasaport istiyorum diye gidip alamıyorsunuz bildiğim kadarıyla. Misal ben 2 yıl önce bir dans festivali kapsamında dansçı olarak almıştım grupla birlikte ama spor bakanlığı tarafından başvurumuz yapıldı.

Sanırım resmi bir makam tarafından görevlendirme ile başvurabiliyorsunuz gri pasaporta.
0
kaymaktutmayansicaksut
(01.08.16)
(8)

moderasyon

proletarier aller lander vereinigt euch
Sacmaliyor ha. Kim sildi benim cevabimi?
Sacmaliyor ha. Kim sildi benim cevabimi?
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(01.08.16)
ben sildim aslanım, hayırdır?
0
bobinhoo
(01.08.16)
ilk defa cevabım silindi 99 dan beri sözlükte yazarım . kısmet bugüneymiş .
0
devilone
(01.08.16)
O sirada vaktim yoktu oyle yazdim gectim. Duyuru sahibi insan gibi sorsa neden vs gibi aciklardim pc basina gecince ama babam da oyle dedi aq temali bir cevap yazdi. Zaten hicbir sey yazma demem de cevap olarak puanin dusuk bu puanla bir sey yazmaman senin icin daha iyi olur demeye geliyor. Ben tatmin olamadim yani.
0
🌸proletarier aller lander vereinigt euch
(01.08.16)
Teşekkür gerçekten tartışılan bir şey. Bu bizim bir kararımız değil, delicesine "Teşekkür etmiş, kill him!" diye dolanmıyoruz. compumaster'Duyuru ve cevap kaldırılma sebepleri'ne "Sorunun cevabı olmayan ve "teşekkür ederim" gibi alakasız cevapların tamamı" diye bir madde belirtmiş; ispiyonlandıkça ve denk geldikçe siliyoruz. Bu da uzun süre tartışılmış ve bir yere bağlanmamış bir şey; tahminimiz compumaster'ın burayı oluştururken Quora, Yahoo Answers ayarında sadece cevaplardan oluşan, kişisel konuşmaların dönmediği, sosyalleşme ortamından uzak kullanıldığı bir yer olarak kurgulaması.

Bu arada, üst örnekte soruyu ve cevabı komple okumadım ama teşekkür yanında cevaba katkı yapıcı bir şey bildirirsen, teşekkür cevap kategorisine girer ve silinmez. Örneğin, bir film sorduğunda ve bir milyon cevap geldiğinde ve sadece X kişisi bildiğinde, en son olarak "Dediğim film X'in dediği filmdi, teşekkür ederim" dersen cevap silinmez. Çünkü senin teşekkürünün yanına yazdıkların cevabın bir parçası haline gelir. Benzer olarak "Çevre kirlililği hakkında ne düşünüyorsunuz" sorularına görüş aldıktan sonra "Teşekkürler fikirleriniz için. Benim görüşüm de şöyle şöyle" diye anlattığında yine kendi soruna cevapla katkı yapmış olduğun için teşekkür olarak silinmez.
0
aychovsky
(01.08.16)
E, fotoğraf çekinceye kadar ispiyonlasana dostum! Gözden kaçmış işte. İspiyonlansa tak diye silinir. Arama fasilitesi de resmi verilen duyuruları arayacak kadar iyi çalışmıyor. Örneğin, şu an aradım ama bir milyon tane apayrı sonuç geldi. Müzik kategorisinde ilk sayfada değil, kimbilir hangisi sayfada.

Seninkinde cevaba katkı yok ki. Dediğini değerlendireceğim, nokta atışı "Şu film" anlamına ya da bir yorum sorusunda "Benim görüşüm bu yönde" demiyor. Yani teşekkür edip tüm yazanlara tek tek cevap verdiğinde, eğer senin soruna cevap içermiyorsa siliniyor. Önemli olan kendi soruna cevap içermesi. Birine katılman değil.

Edit: Müzik kategorisinin 3. sayfasında buldum.
0
aychovsky
(01.08.16)
Örneklerle açıklayayım.

Soru: İki kişinin boks yaptığı film hangisi?
X'in cevabı: Çiçek Abbas
Y'nin cevabı: Geleceğe Dönüş
Z'nin cevabı: Rocky
Senin cevabın: Teşekkürler, doğru cevap Z'ninki çıktı.

Böylece, doğru cevabın hangisi olduğunu belirterek kendi soruna cevap vermiş oluyorsun. Önemli olan duyurusu açılmış sorunun cevabının olması, yani "Şu film hangisi" sorusu, senin cevabın da diyor ki "Bu film, Z'nin dediği film". Kendine cevap veriyorsun yani. Bu, bilgi soruları için geçerli. Yorum örneğine bakalım.

Soru: Küresel ısınma hakkında ne düşünüyorsunuz?
X'in cevabı: Bence balon.
Y'nn cevabı: Hepimizi öldürecek.
Z'nin cevabı: Önlem almalıyız.
Senin cevabın: Herkese teşekkürler. Benim görüşüme göre küresel ısınma ciddi bir sorundur.

Böylece sen de "Ne düşünüyorsunuz" sorusuna kendi cevabını vermiş oluyorsun.

Yanlış örneğe geçelim.

Soru: Sırtım ağrıyor, doktora gideyim mi?
X'in cevabı: Gitme.
Y'nin cevabı: git
Z'nin cevabı: Kulunçların ağrıyorsa git, yoksa gitme.
Senin cevabın: Teşekkürler, galiba gideceğim.

Burada "Doktora gideyim mi"ye cevap yok, gelen cevaplara göre senin kararın var. Orijinal soruya cevap değil bu. Şu şekilde olsa silinmez:
Senin cevabın: Teşekkür ederim. Ben de araştırdım ve omurga ağrırsa ciddi bir sorun olduğunu öğrendim. Benim omurgam ağrımıyor, o zaman gitmeyeceğim.

Bu sefer de kendi soruna kendi araştırmanı ekleyerek cevap vermiş oluyorsun. Bu da silinmez.

Edit: Kuralın saçmalığını biz de çok tartışıyoruz. Kural kalktığı gün seve seve dokunmayız, biz de bayram ederiz ama ispiyonlamayacaksanız da "Benimki silindi, onunki silinmedi" demeyin. Hatta, daha da yapıcı olmak isterseniz compumaster'a kuralı şikayet edin topluca ve kaldırsın ya da nedenini açıklasın.
0
aychovsky
(01.08.16)
@aychovsky

verdiğin ilk örnek yanlış olmuyor mu? o durumda doğru cevaba tik atılması lazım, ayrıca bir belirtmeye gerek yok ki.
0
devilred
(01.08.16)
Normalde tik o işe yarıyor ama kullanıcılra sadece doğru cevabı tiklemiyor. Teşekkür anlamında hepsini tikleyip bu şekilde doğru olduğunu da belirtebiliyor. O yüzden de kararla 7-8 aydır bu şekilde kabul ediyoruz. O durumda tikleri kaldırma isyana neden oluyor, bu yüzden bu şekilde söylemeyi de kabul etmeye başladık. Tik kaldırma ve ekleme işlemi teoride mümkün, pratikte yasak.
0
aychovsky
(01.08.16)
(5)

filmi çekilen türk romanlardan önerileriniz

bedrozan
içlerinden daha önce romanını okumuş olduğum varsa izlemek istiyorum.hangileridir bu kitaplar bildiklerinizi yazabilir msiiniz?
içlerinden daha önce romanını okumuş olduğum varsa izlemek istiyorum.
hangileridir bu kitaplar bildiklerinizi yazabilir msiiniz?
0
bedrozan
(01.08.16)
Vurun Kahpeye
Üç Halka Yirmibeş
Zıkkımın Kökü

Dizi olarak da Çalıkuşu var, 8 bölümdü galiba.
0
aychovsky
(01.08.16)
Roman degil belki ama uzun hikayeyi basarili buldum
0
EasyTiger
(01.08.16)
Anayurt oteli
0
petekpare
(01.08.16)
gölgesizler
ağır roman
fakat müzeyyen bu derin bir tutku
yılanı öldürseler
zübük
0
mutlusismankedi2015
(01.08.16)
(5)

bu ayakkabılar çorapsız veya babet çorapsız giyilmez mi?

proletarier aller lander vereinigt euch
https://www.ayakkabionline.com/dockers-220533-espadril-lacivert-erkek-ayakkabiben babet çorabı giymem, zaten yok da. normal bilek çorap benim çoraplarım komple. onlarla olmaz mı? ya da çorapsız? çorapsız ayakkabı hiç giymem normalde.
www.ayakkabionline.com

ben babet çorabı giymem, zaten yok da. normal bilek çorap benim çoraplarım komple. onlarla olmaz mı? ya da çorapsız? çorapsız ayakkabı hiç giymem normalde.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(31.07.16)
Bu tarz ayakkabıları çorapsız giyiyorum ama kadın ayakkabıları ile erkek ayakkabıları farklıdır belki.
0
aychovsky
(31.07.16)
rahatsız etmiyor mu ki peki çorapsız beni çok rahatsız ediyor ayaklarım terliyor falan.
0
🌸proletarier aller lander vereinigt euch
(31.07.16)
Giymeden bebek pudrasi sur ayagina biraz?
0
kassiopeia
(31.07.16)
Fazla rahatsız etmiyor aceleyle çıktığımda çorapsız giyiyorum. Pek fark yok babet çorabıyla.
0
Erensq06
(31.07.16)
ayak hijyenin için bu tarz kapalı ayakkabılarda çorap giymelisin. babet ve bilek çorabı arasında ara boy çoraplar da var. hiç olmazsa onu giy, pudra falan zor işler. ayakkabıya da bulaşır hem.
0
ruhen hastayim ben
(31.07.16)
(4)

Sosyal medya

yuvarlanantencereninkapagi
Sosyal medyadan nefret ediyorum sanırım. Ya da insanların bunu kullanis amacindan, şeklinden. Biriyle biseyler yaşıyorsun, sonra kotu biseyler yaşıyorsun, ya da onun için eskide kalıyorsun, senle olan ' fotoğraflarin' yerini başka fotoğraflar alıyor. Ordan siliniyorsun, sanki her yerden silinebilece
Sosyal medyadan nefret ediyorum sanırım. Ya da insanların bunu kullanis amacindan, şeklinden. Biriyle biseyler yaşıyorsun, sonra kotu biseyler yaşıyorsun, ya da onun için eskide kalıyorsun, senle olan ' fotoğraflarin' yerini başka fotoğraflar alıyor. Ordan siliniyorsun, sanki her yerden silinebilecekmis gibi. Bu ihtiyacın nerden doğdugunu da anlamıyorum,neden insanlar bir şeyleri ' paylaşıyor' ? İnsanların böyle her şeyi unutmus gibi davranmaları çok canımı sıkıyor, aferin mi bekliyorlar?
0
yuvarlanantencereninkapagi
(31.07.16)
sözüm meclisten dışarı nedenleri teşhircilik ve görgüsüzlük, herkesi içine almasa da bu böyle.

o benim instagram'da fotoğrafımı beğendi ben de onunkini beğendim, sevgili olduk vs. gibi o kadar çok hikaye dinledim ki, şaka mı bu? :) ergin bir birey böyle bir şeyin sağlıksız sonuçlar vereceğini anlar herhalde.

ayrıca işin bir de dark side'ı var ki o duyuru'da da var, sevişmelik insan bulma çabası vs.

senin bahsettiğin de cabası olsun.
0
Apocalypse
(31.07.16)
İnsanların her şeyi dert edip, kendi gibi olmayanı, kendi gibi davranmayanı eleştirmesi çok canımı sıkıyor:(. Sana ne?

Neden payaşıyordan çok "neden beni sildi;(?" .

İhtiyac hissinin kökeni için bilimsel bşr yazı gelir diye takipteyim. İlla ki vardır da burdan cevap beklemek daha kolay.

Aferin bekleyen de gösteriş yapan da, çevreye mutluyum mesajı veren de, sevgilim var/yok deyip ilişkiye açık/kapalı olduğunu bildirme zorunda kalan da var. Daha da uzar da sen şu an acılı gibisin.

İt herif niye silmiş fotonu, kolay mı be unutmak:(. He çok zor değil doğru ya.
0
bir ileti paylastim
(31.07.16)
sadece iki sosyal medyada aktifim: instagram ve fb. instagram çünkü inanılmaz yerleri gezip inanılmaz fotoğraflar paylaşan gezginler, profesyonel fotoğrafçılar, yaptıkları sanat eserlerini paylaşan/satan pek çok kreatif insan var. 260 kişi takip ediyormuşum bunun 200'den fazlası gerçek hayatta tanımadığım kimselerdir. diğer taraftan facebook'u da çoğunlukla komik kepsler, haberler, eventler vs için kullanıyorum. kendim bir paylaşımda bulunmayalı bir seneden fazla olmuştur heralde. kafam çok rahat.

geçen yakın bir arkadaşım liseden tanıdığımız ortak bir arkadaşımız için "şu salak x de sürekli geziyor bıktım dünyanın her köşesinde fotoğraflarını görmekten" dedi. benim haberim yok çünkü takip etmiyorum. "anfalov et?" dedim, bu kez de "olmaz merak ediyorum" dedi. hem sinir oluyor hem de merak ettiğinden takip ediyor. sonra da bu kız sürekli geziyor ben niye gezemiyorum diye kendini mutsuz ediyor. sosyal medyanın bu şekilde kullanımı bana ters. 5 sene önce twitter'da yazdığım ve kendisiyle hiç alakası olmayan bi tweeti üzerine alınan bir kızın herkesin içinde kavga çıkarmasından beri sosyal medyayı eş dost takibi yapmak için kullanmıyorum. yüksek doz sosyal medya insanı en sevdiği kişilerden bile soğutabiliyor.

son olarak gerçekten eğlenen, süper vakit geçiren bir insanın fotoğraf çekmeye vakti kalacağını zannetmiyorum. ya her yerdr paylaşmasan bile fotoğraf çekmeyi çok severim, düşünüyorum da gerçekten çok keyifli olduğum hiçbir anda çıkarıp da öyle şekilli fotoğraflar selfieler çekmek aklıma gelmemiştir. yani bence bu ÇOK EĞLENİYORUZZZZZ temalı fotolar çoğunlukla dostlar alışverişte görsün mantığıyla, gerçekten öyle çok da eğlenmezken falan çekiliyor.
0
ambrosia
(31.07.16)
New York Times bununla ilgili bir makale paylaştı, her yer bunu kullanıyor şu anda ve 5 neden söylüyor.
- Değerli ve eğlendirici içerik sunma
- Kendini tanıma ve tanıtma
- İlişkileri geliştirme, bağlantıda kalma
- Dış dünyaya dahil olma
- Birtakım amaçları daha bilinir kılma

Bir de neden yan neden bilmiyorum ama yan neden olarak, kaliteli bilgiye ulaşım da vardı. Çalışma şurada
nytmarketing.whsites.net

Şurada da sağlam ayrıntılı bir analiz var.
okdork.com

Kullandığım bir Facebook hesabım, en son 3 yıl önce kullandığım bir twitter hesabım var. (Hatta, bir adaşım yoğun olarak twitter kullanıyor ve burada 'Sen şu musun' mesajlarını çok alıyorum. Hayır, ben o değilim; evet, güzel bir kız gerçekten de) Ben insanların hayatını doğrudan merak etmesem de, bir şeyler paylaştıklarında hayatlarına girmeme izin verdikleri için çok mutlu oluyorum ve onlar da hayatımın bir parçası oldukça iletişimde kaldığımı hissediyorum. Örneğin, Amsterdam'da yaşıyor en yakın arkadaşlarımdan biri. Normalde birbirimize her gün mail atmayız, ikimiz de günlük hayat koşuşturmacası içinde unuturuz ama onun bir yere gittiğini görüyorum ve ondan haber aldığım için kopmadığımızı hissediyorum. Bazen o da benim bir şeyimi görüyor ve 'Naber dostum' diye mesaj atıyor ve birkaç saat konuşuyoruz. O post'lar olmasa birbirimizi aylar sonra arardık belki.

Çocukluğumun geçtiği, büyüdüğüm apartmandan 10 yıl önce ayrıldım. Ara ara özlüyorum. Komşularımızdan bir teyze Facebook'tan ekli ve dün apartmanın önünde okuduğu kitaplarını ve kullanmadıkları eşyaları satan kız çocuklarının fotoğrafını paylaşmış. Fotoğrafı görür görmez o apartmanın önünde atladığım ipleri, oynadığımız oyunları, edilen muhabbetleri hatırladım ve özlediğim bir çocukluk arkadaşımı hatırladım. Sosyal medya benim için geçmişimle bağlantı kurmanın en önemli yolu. Yoksa ara ara unuturum, aklıma geldikçe özlerim. Aynı şekilde özeline dalmadan, izin verildiği kadarı ile birbirimizin hayatında olmayı da seviyorum.

Bunun ne zaman narsisistlik, ne zaman kendini tanıtma ile ilgili olan çalışmaları da var. Özetle, sık sık quiz sonucu gibi 'Bakın, benim hayvanım atmış', 'Bakın, benim yöneticilik özelliğim manyakmış' ile 'Bu da kedim'; 'Bugün mantar pişirdim' arasında fark var. Ayrıca kedi, mantar ile bol bol manzara resmi paylaşmak veya kedi/köpek sahiplendirme ilanları arasında da fark var. Ayrıca, olay sıklıktan ziyade içerik. Günde 10000 tane post atarsa ve bunların çoğu manzara ise kişiye 'Narsisisttir bu' diyemeyiz.

Silince 'Oradan sildin, gönlünden nasıl sileceksin' durumu daha karışık. yaren'in dediği 'Ülke bitmiş, insanlar kendi derdinde' durumu en sağlam başa çıkma mekanizmalarından biri ve açıkçası hayatta kalmak için gerekli. Yoksa deliririz. Örneğin, 'cute aggression' diye bir şey var; çok tatlı bir şey gördüğümüzde sıkmak, saldırmak isteriz. Bunun nedeni, onun tatlılığından ve durumun pozitifliğinden kafanın kendini kaybedecek kadar güzelleşmesi, delirmemek adına vücudun negatif şeyler salgılaması imiş. Böylece o şeye zarar vermek isteyerek delirmekten kurtuluyormuşuz. Hatta bir yerde 'Allah çirkin şansı versin'in bununla ilgili olduğunu, kişi güzel oldukça nötrlemek için daha çok zarara uğrandığı yazıyordu. Benzer olarak, insan bulunduğu duruma çok çabuk adapte oluyor. İçinde bulunduğumuz durumu geçtim, tepemizde bombalar stabil bir hızda dolaşsa ve artık olağan hale gelse buna kısa zamanda alışırız ve yine 'Ne kadar güzel kedim var' diye paylaşım yaparız. İnsan içinde bulunduğu durumu normalleştiriyor.

Eski sevgili gibi kişileri sosyal medyadan silmek de benzer bir davranış. Ayrılığın fıtratı bu zaten. Baştan başlamak, her şeyi yok saymak. Tabii olanlar oldu, yaşananlar yaşandı; geri dönüp yaşananı yaşanmamış yapamayız ama artık hayata devam etmek gerekiyorsa silmek de mantıklı. Bu aferin bekleyen bir durum değil, niye 'Sildin, aferin' desin kimse. Bu hayata devam etme çabası, kendini iyileştirme. Hatta bunun için bir liste vardı; 'Aşağıdakilerden en az biri varsa silin' diye. Bu aşağıdakiler de 'En az bir tarafta hala duygular varsa', 'Ayrılık yeni ise, üzerinden zaman geçmemişse', 'Arkadaş kalınmayacaksa', 'Hayata devam etmek istiyorsan', 'Stalklanmak ve stalklamaya aklının çelinmesini istemiyorsan', 'Onun yeni bir ilişkisini kaldıramayacaksan veya yeni bir ilişkini kaldıramayacaksa', 'İlişkiye geri dönmeyi düşünmüyorsan' gibi noktalar vardı. Sonuçta bu bir Demet Akalın şarkısı değil, 'Oh oh, unuttum seni' silmesi değil; 'Artık hayatıma sensiz devam etmeye çalışıyorum. Bunun için de bir adım attım' deme çabası ve saygı duymak dışında çok fazla da seçenek yok.
0
aychovsky
(31.07.16)
(11)

Nikah için iki elbiseden hangisi?

shadowcat
Ağustosun sonu gibi nikah var gibi duruyor, imzaları atıyoruz. Düğün olmasın, nikah olsun konusunda aileler onay verdi. Ancak kısa elbise fikrim veto yedi. Öyle "aman benim istediğim olsun, o gün en önemli günüm, kimseyi dinlemem" diyen bir insan değilim, ne olacak, uzun elbise giyeriz. Fakat alışve
Ağustosun sonu gibi nikah var gibi duruyor, imzaları atıyoruz. Düğün olmasın, nikah olsun konusunda aileler onay verdi. Ancak kısa elbise fikrim veto yedi. Öyle "aman benim istediğim olsun, o gün en önemli günüm, kimseyi dinlemem" diyen bir insan değilim, ne olacak, uzun elbise giyeriz. Fakat alışveriş yapmayı hiç sevmiyorum, hele bu gelinlik olacaksa muhtemelen 5 dakika dayanabilirim, bu yüzden online ben bu işi halledeyim, bir elbise kiralayayım dedim. Onu bırak, o kadar yoğunum ki, benim bu işi bu hafta sonu halledip aradan çıkarmam gerekiyor. Sahiden daha fazla vakit ayıramam. Beynim yanıyor.

Şimdi benim fikrim: Şu linkteki elbiseyi kiralayayım, bir tanede duvak takarsak kafaya, bu iş tamam:
www.davetcokelbisemyok.com

Erkek arkadaşım bari şu aşağıdaki link'teki gelinlik gibi olanı kirala diyor. Onun tercihi de bu:
www.davetcokelbisemyok.com

Fark ettiyseniz beyefendinin seçiminin kirası 3,5 bin. 5 bine kadar çıkılabilir gibi duruyor, ailesinin hediyesi olacak. Satın almayacağım bu kesin. Oysaki benim seçimim gayet ekonomik. İkisini de giyerim, sorun yok da, kendi seçtiğimle daha rahat ederim ve o kadar para verilmemiş olur. Sizce benim seçtiğim elbise, duvak gibi aksesuarlarla, iyi bir ayakkabıyla nikahı kurtarır mı? Yoksa erkek arkadaşım haklı mı?
0
shadowcat
(30.07.16)
ben sizin seçtiğinizi beğendim açıkcası. sizin rahat hissetmeniz daha önemli. aile muhtemelen en iyisi olsun aman kız sonradan gönül koyar falan diye pahalı olsun istemiş olabilir.
0
fosforlu cevriye
(30.07.16)
ben de senin seçtiğini beğendim.
0
king lizard
(30.07.16)
üstteki daha iyi, alttaki hem çok açık hem de taşıması zor bir elbise, herkese yakışmaz kolay kolay.
0
benim adim kerim hepinizi severim
(30.07.16)
Gelinlik için erkek arkadaşının beğendiği uygun. Senin beğendiğin de güzel ama davetli için uygun.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(30.07.16)
ustteki kesinlikle! Alttaki de cok hos ama alttaki turkiyede ki gelinligin tanimi kusucaz artik straplezden
0
kassiopeia
(30.07.16)
bu arada üsttekini bi görün kumaş yüzünden danteller dandik de durabilir. bir değerlendirme fırsatı verin. iade var mı sitede bilemedim. ancak bi görün şuan masa örtüsü gibi durmuyo ama danteller dandikse masa örtüsü gibi durabilir.
0
fosforlu cevriye
(30.07.16)
Ben de senin seçtiğini daha çok beğendim. Nikahı kurtarmayabilir ama.
0
aychovsky
(30.07.16)
senin seçtiğin de güzel ama üstüne duvak olmaz, onu seçersen saç aksesuarı falan kullan.
0
pamuk helvalar cebe
(30.07.16)
seninki hoş bir elbise nikah a basit kaçar.
arkadaşınki de güzel değil .
vücüt bu mankenler gibi zayıf ise çok daha hoş ürünler mevcut.
bu arada gelinliği satın al..yazık kiraya verilen paraya..
0
jamswety
(30.07.16)
Ben de seninkini beğendim ama 726 dolara satılan elbise 750 lira verilip kiralanmaz. Üzerine de duvak olmaz.
0
Lim5
(30.07.16)
Bu iki elbiseden çok çok daha harika gelinlikler, elbiseler bulunabileceğine eminim. Ama dediğim gibi, elimizde ne buna uygun kişilik var, ne zaman var. Bizim nikah da böyle olsun, ne yapalım artık.

Elbiselerin gerçek fiyatlarını bilmiyorum ancak satın almayacağım çünkü bu elbiseleri bir daha giyeceğimi sanmam, ve satın alsam da almasam da kullanış olarak aynı şeye denk geliyor; yani bir kere kullanıma para ödeyeceğim. Kiralayınca cisim artışı olmamış olur en azından evde. Bu yüzden yaşasın kiralama.

Düşündük tarttık, birinci elbisede karar kıldık. Çünkü vücudum iyi, sorun yok, ancak benim memeler küçük :( O ağır elbise, straplez, bir de meme eksikliği kombosunda elimizde çok mutsuz bir kadın kalıyor. Bir de eteği uzun, hareket çok kısıtlı benim için. Yani birinci elbiseyi seçtik gitti. Hem beğendiniz de :)

Sitede para iadesi yok. Kiralanan elbiseyi iade ettiğinde başka bir zaman başka bir elbise kiralama hakkı tanıyorlar. 4-6 günlük kiralanıyor, baktık masa örtüsü geldi, iade eder, iki dakika da başka bir elbise ayarlarız. Of, lütfen gelme masa örtüsü.

Duvak olmaz demekle haklısınız, bence de olmaz. Ama ben "bir davete gelmiş de gelin olduğu belli olsun diye saçına duvak kondurmuşlar" görüntüsüne razıyım, sorun yok. Kısa düz bir tülden şöyle bir şey olur diye düşünüyorum: www.davidsbridal.com
Zaten hippi nikahı olacak sanki biraz ya, muntazam bir şey olmayacak, kurtarır.

Duvaklı ya da duvaksız saçım muhtemelen şu olacak: aelida.com Kuaförler yapamazsa erkek arkadaşıma ördürtürüm, balık sırtı örmeye kalkınca çok cool dağınık bir model oluyor. Duvak olmazsa sağına soluna taşlı bir kaç bir şey koyarız olmadı ya ne yapayım artık! Bunları bulana kadar bile yarım saat geçti :( Aradan çıksın diyorduk, bu bildiğin kan, ter, gözyaşı, entrika, aşk isteyen bir şeymiş.

Evet beni tamamladık sayılır. Ayakkabı için haftaya yine yeni sorularımla aranızda olacağım. Damat yelek-gömlek giyip kolları kıvıracakmış, ceketsiz olacak. Bir o da oldursun, kostüm konusunda saçmalarsa yine buraya sorarım saçmalıyoruz mu diye. Kaldı ayakkabı, evet :(
0
🌸shadowcat
(31.07.16)
(12)

Ne düşünüyorsunuz?

kurnaz
ciddi soru bu arada, sadece ben mi yanlış bakıyorum acaba diye merak ediyorum.İnstagramda her anını, her fotosunu paylaşan insanlar var, bunun yanında bırakın instagramı o anı yaşamak yerine her saniye foto ya da video çekmek saçma değil mi?bende seviyorum arkadaşlarla buluşunca ya da ilginç durumla
ciddi soru bu arada, sadece ben mi yanlış bakıyorum acaba diye merak ediyorum.

İnstagramda her anını, her fotosunu paylaşan insanlar var, bunun yanında bırakın instagramı o anı yaşamak yerine her saniye foto ya da video çekmek saçma değil mi?

bende seviyorum arkadaşlarla buluşunca ya da ilginç durumlar olunca foto çekmeyi. ama bu bahsettiğim sallıyorum 2 saatlik şehir gezisinde 100 foto çekmek. ben taş çatlasın 10-15 tane çekerim. daha doğrusu çekebilirim ancak.

foto çekmenin haricinde adam 100 tagle paylaşıyor bunları. adamın sülüklü göldeki ağaç fotosunda igers, iphone, iphoneonly yazsa ne yazmasa ne diye düşünüyorum.

yani isteyen istediğini yapsın banane, o başka, ben sadece bu insanların bi eksiği kapatmaya çalıştıklarını düşünüyorum, git yaşadığın anın tadını çıkar bence.
0
kurnaz
(30.07.16)
İnsanların tercihleri farklı. Saygı duymak lazım. Bana da ters paso foto paylaşmak.
0
bigbadabum
(30.07.16)
kalan zamanlarını da fotoğraflarının nasıl olduğu , hangi fotoğraflarda güzel çıktıkları vb konuşmalarla geçiriyorlar. telefon ekranlarına duvar kağıdı olarak kendini koyuyor insanlar. megaloman oldu herkes. kezbanlığı/kamilliği de tam atamadılar. çok pis bişey oldu, g*tüm gibi oldu millet.
0
hasmetizm 2046
(30.07.16)
yüz tane tag olayı beni de şaşırtıyor doğrusu. farklı bir yer, yeni bir manzara olunca belki paylaşıyorum ben o da bir tane. insanlar aynı selfie pozunu allayıp pullayıp efektleyerek her gün önümüze koyuyor. gerekirse takipten çıkarıyorum bu tipleri. sanki kafalarının içi çok boşmuş gibi geliyor bana.
0
ruhen hastayim ben
(30.07.16)
Ben uzun süredir arkadaş olduğum insanlarla vakit geçirirken fotoğraf çekmeyi unutuyorum ya zaman öyle hızlı geçiyor ki. Ama sıkıldıysam paso çekiyorum ben de. Uğraş oluyor.
0
jazzabel
(30.07.16)
bugracaner +1
0
rakicandir
(30.07.16)
valla sadece facebook kullanıyorum, orada da iki dakikada bir paylaşım yapanları zaten gizliyorum. herhangi bir şey düşünmüyorum, ben bu şekil geyinirim bu bayan şu şekil geyinir. şahsen sürekli fotoğraf çekmeye de, paylaşmaya da enerji bulamıyorum. çok nadiren yaptığım bir şey olduğu için, seyahate çıktığımda falan paylaşırım arada veya hayatımda bir daha görme şansımın olmayacağı bir yerde, fotoğraf çekebilecek pozisyondayımdır, o zaman çekerim. konserlerde bayramlarda seyranlarda hiç çekmem mesela çünkü zaten internette falan bulurum olm aynısını, anın tadını çıkarmak varken niye 10 dakika elimde telefonla durayım. ama mesela teriberka'ya gitsem fotoğraf çekerim tabii.

tag olayına hiç anlam veremiyorum ama şimdi sözlük yazarı/duyurucu/facebook kullanıcısı olarak instagramcıları bash eylemek de biraz ikiyüzlülük olur sanırım. işte kimisi bi fotoğrafa 400 tane hashtag koyuyo, kimisi 3959 paragraf cevap yazıyo, hepimizin türlü türlü aptallıkları var yani. ben nefret etmekten, bunlara takılmaktan yoruldum açıkçası. o yüzden ilgilenmiyorum artık. sorgulamıyorum, yorum yapmıyorum. kim naabıyosa yapsın.
0
der meister
(30.07.16)
instagram zaten bu tarz insanlar için değil mi ?

kullanıcıların %90 ı böyle zaten, benim hesabım var, arada girer bakarım ama ekli olanlar natgeo, bir sürü gezi yapan kişi-rotasız seyyah var mesela çok iyi o- birkaç tane profesyonel anlamda fotoğraf çeken kişi var.

yani benim dediğimin dışında arkadaşları ekleip arada saçma bişeyler çekip paylaşıyorsan senin de çok farkın olmamalı bu şikayet ettiğin kişilerden-yani senin de öyle olman gerek aslında :)
0
nucleon
(30.07.16)
Ben hiç görmüyorum böyle tipleri. Instagram hesabım yok, yalnızca Facebook, Ekşi Sözlük/Duyuru ve Tumblr hesabım var (takip ettiğim muhteşem fotoğraf ve müzik blogları var burada).

Facebook'ta falan bazen bu şekilde davranan insanlar görünce takipten çıkarıyorum ve gönderilerini görmüyorum, kafam rahat.
0
köstebek kurabiye
(30.07.16)
Özgüven eksikliği, ilgi çekerek gelen kalplerle bunu kapıyorlar işte. Klasik olacak ama takibi bırakabilirsin bu tip insanları. Sonuçta senin takip ettiğin kitle bunu yapıyor.

Konu dışı: Sülüklü göl efsane ötesi bir yer, gidip büyülenmemek elde değil. Bolu, Sakarya'ya yakın olanlar dibinizdeki cenneti kaçırmayın.
0
Golden Ratio
(30.07.16)
Her halini paylaşanları sevmiyorum. Direkt engelleme sebebi.
0
dissendium
(30.07.16)
Sadece Facebook hesabım var, hoşuma giden anları yayınlamayı seviyorum. Ötesinde insanların anlarına tanık olmayı çok seviyorum. 'Bugün çorba var menümde'leri bile seviyorum. Bazıları hayatlarını açık yaşamayı seviyor, ben de onların hayatlarında olmayı seviyorum. Bunların bir kısmı da beğeni kaygısı olmadan yaşıyor.

Açıkçası 'Narsisist bunlar, beğenilmek istiyorlar. Özgüvenleri yok' kısmına uç bir durum olmadıkça, ne bileyim tuvaletteki anlarını paylaşmadıkça ya da günde 30 resim paylaşmadıkça ama senin paylaşımların umurlarında olmadıkça noktasında katılıyorum sadece. Atıyorum, sen paylaşırsan umrunda olmaz ama kendi paylaşırsa 150 like beklerse ayrı bir konu, o zaman benmerkezci derim ama onun dışında hayatlarını paylaştıkları için çok mutlu oluyorum. Bir arkadaşım var mesela, çiçek gördüğünde dayanamaz mutlaka fotoğrafını çeker, o çiçekle 150 tane fotoğrafını çektirir, aynı çiçeği her gördüğünde saldırır. Bazılarımız kedi gördüğünde saldırmadan duramaz, bazıları manzaraya dayanamaz, bazıları sevgilisi ile fotoğrafını paylaşmaya doyamaz; o arkadaş da günde 5-10 tane çiçekli fotoğrafını yayınlıyor. Millet beğenmiyor ve bıktı ama o paylaşmayı çok seviyor, çünkü çiçek gördüğünde çocuklar gibi mutlu oluyor ve o mutluluğunu ben ya da başka biri beğense de beğenmese de paylaşmak istiyor. İçindeki heyecanı tutamıyor. Diğer paylaşımlar için de aynı şeyi düşünüyorum. İçindeki heyecanı tutamıyor ve paylaşıyor insan, beğenilirse o kısmı bonus ve önemli de değil. Bir komşumuz var, o da hayatının her hayatını paylaşıyor. Pişirdiği çorba, sürdüğü oje, balkonundaki çiçek, vb. Onun da öyle like derdi yok, sadece hayatını açıyor diğer insanlara. Ben biraz daha ketumum o konuda sanırım onlara göre ama keşke herkes paylaşsa herkesin istediği her anına ortak olabilsek.

Sadece selfie komik geliyor bana, bir iki tane arkadaş zoru ile çekilmişliğim var ama arkasında ilginç. bir şey, bir manzara olmayınca koskoca resimde armut gibi kafa çok komik oluyor bence.
0
aychovsky
(30.07.16)
şimdiye kadar hiç fotoğrafını twitter-facebook-instagram'da paylaşmamış (wassap saylanmaz di mi) biri olarak bana acayip geliyor, şöyle ki az paylaşan da ilginç geliyor, anlamlandıramıyorum sadece, bana özel bir durum olmalı bu.

şöyle düşünüyorum ben örn. cep telefonumda kendi çektiğim fotoğrafı fi tarihinde tanıdığım birine gösterir miyim, hayır, o zaman koymuyorum internete, zaten gerekli fotoğrafları wassap üzerinden yakınlarıma gönderiyorum.

paylaşana da bir şey demiyorum, beni ilgilendiren bir konu değil.

ama bazıları o kadar vıcık vıcık ki, hani utanıyoruz buradan arkadaşlar, abartmayın. 35 yaşında adam gözleri büyütmeli, ses değiştirmeli video çekip internete koyuyor falan, teallam.
0
Apocalypse
(30.07.16)
(3)

silivri-selimpaşa otel/deniz

gazozailacatmauzmani
bu hafta sonu değişiklik olsun, yakın biryerlere gidelim dei. Şile-ağva zaten hem dolu hem çok pahalı, adalar da aynı şekilde. Booking de Silivri-selimpaşa dikkatimi çekti. Oteller falan da uygun. Denizi nasıldır, girilir mi, oralara gittiğimize değer mi sizce?
bu hafta sonu değişiklik olsun, yakın biryerlere gidelim dei. Şile-ağva zaten hem dolu hem çok pahalı, adalar da aynı şekilde. Booking de Silivri-selimpaşa dikkatimi çekti. Oteller falan da uygun. Denizi nasıldır, girilir mi, oralara gittiğimize değer mi sizce?
0
gazozailacatmauzmani
(29.07.16)
silivri selimpaşa ağvadan daha kalabalık oluyor hafta sonları. yazlık olmasına rağmen marmarada denize girmeyeli 15+ sene olucak. selimpaşa yerine ağvayı tercih ederim açıkçası
0
eja
(29.07.16)
Geçenlerde Grupanya'da Selimpaşa Konağı diye bir yerin havuzu günlük 80 TL2den 30 TL'ye düşmüştü, oraya gittik. Otel denizin dibinde. Eskiden huzureviymiş, bu sene açılmış. Yeni açıldığı için de müşterilere bayağı ilgili davranıyorlar.Denizi yosunlu, mosunlu değil sanırım ama plaj değil, betonumsu bir kayalıktan giriliyor. Zaten otel çalışanları da denize girilmesini önermiyor. Marmara pek güvenilecek deniz değil; Silivri de Kumburgaz'la, Büyükçekmece ile aynı. Standart pis İstanbul denizi en azından Mürefte'ye kadar. Ben dayanamayıp kafamı sokmadan yüzdüm ama dalıp çıkarak, su yutarak yüzülebilecek bir yer değil. Çimilir en fazla ama Marmara'da denize girmekten iğrenmiyorsanız yüzülür. Havuzda güzel gün geçirilebilir ama.

eja haklı. Marmara yerine Ağva, Kilyos ve hatta Selimpaşa'nın meridyeninde Karadeniz kıyısı olan Mavisu plajı çok daha temiz.
0
aychovsky
(29.07.16)
onun yerine çatalca'ya kampa gitsenize daha güzel

ben silivri'ye kahve içmeye gidiyorum :)
0
makarnacanavari
(29.07.16)
(6)

contractubex jel kremi devlet karşılıyor mu?

six packsiz
80 TL diyorlar. Fazla geldi bana. Devlet karşılar mı?
80 TL diyorlar. Fazla geldi bana. Devlet karşılar mı?
0
six packsiz
(29.07.16)
Cildiye yazarsa, evet.
0
arnold schwarzeneger
(29.07.16)
@arnold Aile hekimi yazarsa olmaz mı?
0
🌸six packsiz
(29.07.16)
hiçbir şekilde karşılamıyor.
0
datlu
(29.07.16)
Hayır. Ben aldırmıştım, ameliyattan sonra cildiyeci yazdı. Devlet karşılamadı. Aralık ayında oldu bu. Sonrasında değişti ise bilmiyorum.
0
aychovsky
(29.07.16)
Bana zamanında cildiye yazmıştı. Sadece uzmanlar yazıyor diye biliyorum.
0
arnold schwarzeneger
(29.07.16)
Eskiden karşılanıyordu; artık karşılanmıyor. Ve de çok pahalı gerçekten meret.
0
Thredith
(29.07.16)
(1)

Adalar deniz

Lola90
Adalardan hangisinde deniz güzel ve temiz? Büyükada iyi mi?
Adalardan hangisinde deniz güzel ve temiz? Büyükada iyi mi?
0
Lola90
(28.07.16)
Büyükada'da Nakibey Plajı'na gittik. Denize ağ germişler, ağ ile yosun ve deniz anası giremiyor pek plaja. Tek tük yosun var. O açıdan temiz ama suyun kalitesine bakınca önemli olan ağla deniz analarının tutulması değil, o suda deniz anası olmaması. Yine de memnun kalmıştım ben.

Temizlik açısından Kınalıada'nın arka tarafında kalan plajları öneriyorlar genelde.
0
aychovsky
(28.07.16)
(4)

İngilizce de yaratıcılık?

kurnaz
OverkillBunu nasıl türkçeye çevirirsiniz?
Overkill

Bunu nasıl türkçeye çevirirsiniz?
0
kurnaz
(28.07.16)
Uzun oldu ama 'pire için yorgan yakmak' olarak çeviririm ya da abartmak / abartılı bir çözüm-önlem olarak çeviririm.
0
aychovsky
(28.07.16)
tek kelime kullanmak zorunda olsanız?
0
🌸kurnaz
(28.07.16)
tek kelime zorunluluğu olsa abartmak derdim
0
awareim
(28.07.16)
Katletmek olarak kullandım.
0
🌸kurnaz
(28.07.16)
(9)

Gülben Ergen röportajı - anlayamadığım cümle

peggy
Gülben Ergen, röportaj yaptığı Mahir isimli bir kardeşimizi övmek için şu cümleyi kullanmış:Kaybedilen insanlığın, yozlaşmaya yüz tutmuş edebin can bulmuş hali Mahir...Aslında demek istenen: (Kaybedilen) insanlığın, (yozlaşmaya yüz tutmuş) edebin can bulmuş hali Mahir. İnsanlığın ve edebin can bulmu
Gülben Ergen, röportaj yaptığı Mahir isimli bir kardeşimizi övmek için şu cümleyi kullanmış:
Kaybedilen insanlığın, yozlaşmaya yüz tutmuş edebin can bulmuş hali Mahir...

Aslında demek istenen: (Kaybedilen) insanlığın, (yozlaşmaya yüz tutmuş) edebin can bulmuş hali Mahir. İnsanlığın ve edebin can bulmuş hali.

Bazıları çok tepki göstermiş, farkında olmadan hakaret etmiş diye:

onedio.com

Ancak ben sabah bu röportajı okuduğumda hakaretlik bir durum olduğunu düşünmemiştim, normal geldi.
Şimdi bunları görünce şaşırdım. İlk başta ben de, oha cidden hakaret etmiş dedim. Sanki insanlığını kaybetmiş olan, edebi yozlaşmaya yüz tutmuş olan kişi Mahir'miş gibi düşündüm. Sonra düşününce, yok ya doğru yazmış aslında dedim. İşin içinden çıkamadım.

Siz nasıl anladınız? Yoksa benim mi beynim yandı?
0
peggy
(28.07.16)
laf söylemek için laf söylüyorlar. gülben ergen'e herhangi bir sempatim olmasa da kadının ne demek istediği apaçık ortada.
0
hypervaskulerdondurucu
(28.07.16)
bana da tepkiler fazla geldi açıkçası. burda çocuğu tarif ettiği şey kavram olarak mı "edep" yoksa edep dediği şey tamamen cümlesinde nitelendirdiği gibi mi kendisi için?

büyütülecek bir şey yok bence.
0
piremses
(28.07.16)
insanlar linç etmeye yer arıyor. normal bi cümle. hergün söylediğimiz cümlelerden değil sadece.

bu olayı görünce aklıma bi arkadaşımın tweet'i gelmişti aklıma : edebiyattan 10 alan adamsın. şiir sokakta senin neyine aq
0
allanpoe
(28.07.16)
Her iki tarafa da çekilebilir. Yanlış anlaşılmaya müsait bir cümle olmuş.
0
harvey
(28.07.16)
kadının ne demek istediği ortada olabilir ama o okuyanın iyi niyetinden. deme şekli yanlış. yanlış kurmuş işte cümleyi. zira kendisi şarkıcı, yazar değil. lince de savunmaya da gerek bir durum yok.
0
freya
(28.07.16)
Cümle lastik gibi. İlk okuduğumda (kaybedilen insanlık) komple Mahir'de, yani Mahir insanlığın kayedilmişliğinin vücut bulmuş hali gibi, (yozlaşmış edep) yine Mahir'de diye düşündüm. Parantezin yerini değiştirdiğinde anlamı değişiyor komple. Gülben Ergen senin söylemek istediğini yazmaya çalışırken sıfat tamlamaları ile batırmış sanki. Şu haliyle insanlık kayboldu ama Mahir'de yeniden can buldu gibi değil; tüm bu yozlaşma Mahir'de can buluyormuş gibi.

Biri Duyuru'ya "Kaybedilen insanlığın, yozlaşmaya yüz tutmuş edebin can bulmuş hali peggy" yazsa "Ne biçim sövmüş peggy'ye" der silerim. Sonra "Ya ben yanlış anladım" der, kullanıcıdan özür diler; sonra tekrar "Ya sen sövmüşsün" deyip yeniden silerdim. Burada "Değişik kurulmış cümlelerin vücut bulmuş hali olmayın" diyerek Duyuru'da Türkçe'nin kullanımı konulu kamu spotuma da son vereyim.
0
aychovsky
(28.07.16)
yani ben mi yanlış anlıyorum ama cümlede pek sıkıntı görmedim. ortada kaybedilen bir insanlık var. Yine yozlaşmış bir edep var. Ama İnsalık ve edep işte bu cocukta bulunuyor.
0
hononu
(28.07.16)
yaratıcı başlık atacam diye ıkınmış resmen.
ya sen gülben ergensin senin olayın belli, ne daldan dala geziyorsun.
ben bir şey anlamadım, ne demek istemiş bu şimdi diye tekrar tekrar okudum.
0
seyduna6687
(28.07.16)
Teşekkürler cevaplar için, yalnız değilmişim. Ben de normalde sıkıntı göremiyorum, ama sıkıntı görmek istersem de görüyorum.
Kadının niyeti belli tabii. Türkçe zor bir dil, bazen söylemek istediğini tam olarak anlatamıyorsun.
Bu cümlenin daha net, anlaşılır hali nasıl olur diye düşündüm, onu da bulamadım. Basitleştirmek için birden fazla cümle kurmak gerekiyor.
Aynen, nereye çekersen giden bir cümle sanırım.
0
🌸peggy
(28.07.16)
(31)

Pazarlık yapar mısınız? Yapabiliyor musunuz?

fraise
Ben bu konuda tamamen yeteneksiz bir insanım, utanıyorum bir kere. Etrafımdaki hemen herkes de öyle. Fiyatı söylediklerinde direkt parayi çıkarır veririm, sevmiyorum o konuşmaları yapmayı. geçen sene oludeniz'de etiketi sterlin fiyatından yazan esnaf liraya yuvarlak hesap çevirince 'ama bunun fiyatı
Ben bu konuda tamamen yeteneksiz bir insanım, utanıyorum bir kere. Etrafımdaki hemen herkes de öyle. Fiyatı söylediklerinde direkt parayi çıkarır veririm, sevmiyorum o konuşmaları yapmayı. geçen sene oludeniz'de etiketi sterlin fiyatından yazan esnaf liraya yuvarlak hesap çevirince 'ama bunun fiyatı o değil ki su' demiştim, adam de peki öyle olsun demişti. Yaptığım tek pazarlık buydu ki sanırım ona da pazarlık denmiyor.

Millete bakıyorum çatır çatır pazarlık yapıyor. Yine bir tatilde arkadaşım tekne turu için pazarlık yapmıştı da başkası adına utanmak sendromuna tutulup 'ya tamam işte bu fiyat iyi. Niye 3 lira için dil döküyoruz ki?' demistim. Bana 'turkiye'de böyle yerlerde pazarlık yapilir' dediler. İyi de total de 5-10 lira az vermek için niye kendimi yorayim? Ne bileyim, saçma geliyor bana.

Siz ne düşünüyorsunuz? Pazarlık yapar mısınız? Yapmalı miyiz?
0
fraise
(28.07.16)
valla pek beceremiyorum ya
yapmak aklımada gelmiyor bazen
bazen bilerek yapmıyorum
0
basond
(28.07.16)
Ben pazarlık yapmıyorum ama düz hesap yapalım diyorum. Geçenlerde et döner ve kola aldım. Et döner 7,5 TL ve kola 3 TL idi. Yani toplam 10,5 TL ödemem gerekiyor. Adam 10 buçuk deyince, hı? 10 buçuk mu? dedim, 10 ver yeter dedi. Benim olayım da böyle.
0
dissendium
(28.07.16)
bence ne aldığına göre değişir bu pazarlık olayı ya. tekne turu örneğindeki gibi eğer hizmet alıyorsam pazarlık yapmam, ama keko gibi de her yerde otuz liraya satılan mala elli lira vermem.

hizmet sektörü pazarlığa kapalı olmalı, ama ticaret açık bence. öyle düşünüyorum.
0
evde liyakat kalmamis
(28.07.16)
yaparım. zevkli de oluyor. yunanistan'da bile yapıyorum adfasdfsfd
0
cekilmis gayfe
(28.07.16)
yapanlara sözüm yok, onların da kendince bir doğru bildiği vardır ama kendim için konuşacak olursam çok bayağı ve dandik geliyor bana ya. yapış yapış ne öyle. ABİ ŞÖYLE YAPAK, ABİ BÖYLE YAPAK, ÖĞRENCİ KARDEŞİNE NE YAPARSIN vs. hiç gelemem. ürünün fiyatı belliyse ya verip alırım ya da arkamı dönüp uzaklaşırım. fiyat yoksa da sorarım, uygun gelmişse alırım, gelmemişse yine devam ederim. hayır zaten ekonomik hacmi düşük bir insanım, sene boyunca aldığım her bir şey için pazarlık yapsam kurtaracağım 100 lira falan olur yani ne uğraşcam ya.
0
der meister
(28.07.16)
hayatta yapamıyorum, hiç yapmadım, yapabileceğimi de sanmıyorum. yanımda yapıldığında da çok utanıyorum. yapana, yapabilene saygım sonsuz ama pazarlık yapmak herkese göre bişey değil sanırım :)
0
hypathia
(28.07.16)
ben hiç beceremiyorum o yüzden de pazarlık olmaması gerektiği taraftarıyım. aynı yerden aynı şeyi birilerinin daha ucuza alıyor olması koyuyor tabi. oysa annem pazarlık konusunda tam bir master. 4-5 ürün alırsa birini resmen bedavaya getiriyor ama işte nerede pis huy var babamdan almışım.

kız arkadaşım iyi allahtan o konuda da beraber olduğumuz zaman o işlere o bakıyor..
0
nrmnm
(28.07.16)
yaparım çünkü pazarlık yapılan bir yerse pazarlık payı bırakıyorlar zaten.
0
for day to break
(28.07.16)
ben yapıyorum sayılır.
ama işin komiği ucuz şeylerde pazarlık yapıp pahalı şeylerde yapamıyorum.
çünkü ucuzun alternatifi ve çeşidi çok oluyor genelde.
0
supermatik
(28.07.16)
Bazen yapabiliyorum. Çok da iyi değilim. Fakat babam ve bir iki arkadaşım baya iyiler bu konuda. Gerçi iyi de demeyeyim, Kesin arkadan ana bacı küfür yiyiyorlardır.

Bazı yerlerde pazarlık yapman lazım ama. Çünkü genelde fiyatlar pazarlık payı eklenerek konuluyor. Pazarlık yapmayanlar sayesinde kazandığı para çok olduğu için, pazarlık payı da olduğundan çok sorun etmiyorlar. 125 liradan 25 e düşen bile gördüm ben.

Genelde çok etki edemiyorum ama şu an kullandığım şort çantasını 75ten 60 a düşürdüm en son. O kadar. Onu 50ye düşürürdü yetkili kişiler.
0
nawar
(28.07.16)
nakit alıcam en son kaça olur derim ama ısrar edemem.
ama annem mükemmel bir kadındır bu konuda. baya indirim yaparlar o deyince.
adeta içimizdeki kayserili.
0
cabiday
(28.07.16)
tek yapabildiğim pazarlık birden fazla bi şey alırsam indirim istemek.

2.5 liradan 5 tane bi şey alacaksam eğer, 10 lirayı kabul etmezlerse hayatta almam mesela.
0
akatreil
(28.07.16)
babam çok yapar. Ben pek yapamıyorum ama madem tekne turu örneği var, bir kere baya indirim olmuştu 3-5 falan değil birkaç kişinin bedavaya gelmesinden bahsediyorum. Ha sonraki güne vs. değildi yarım saat sonra kalkacak bir şeydi, adam da "tamam abi siz geçin sizi görenler gelir oradan kazanırız" gibi bişey demişti.

Ayrıca benim hiç olmaz dediğim Satürn'de bile yapmıştı :D Yani Vatan bilgisayarda mı ne daha ucuzdu onu söyledi, o fiyata verdiler. Tamam bu hakkımız bazı mağazalar diyor bunu ama ben bunu söyleyip dert anlatacağıma gider Vatan'dan falan alırdım mesela.

Ha yine "yanında hediye" olayı var. Bir çeşit pazarlık. Laptop aldık, 150tl'lik çanta verdiler ama biraz zorlama ve muhabbetle. Hani pazarlık işte. Aynı laptobu alan başka adama vermeyecekler yani, onlar teklif etmiyor. Ben bunu Amerikanlara yaptım şansımı denedim oldu :D Öğrenciyken ABD'deki bir websitesinden illüzyon malzemesi alıyordum, yüz küsür dolar tutmuştu benim için büyük para. Sİparişe ek mesaj attım öğrenciyim benim için büyük para ama Türkiye'de yok bunlar, eğer mümkünse yanında küçük hediyelerinizi bekliyorum diye :) Gayet güzel/eğlenceli bi kart oyunu göndermişlerdi değeri de 16$.
0
rodriguez2
(28.07.16)
yaparım. yapılması da gerekiyor. öyle "3 lira için ne yaparlık yapcam?" diyenler kendi paralarını kazanmıyorlardır yada çok paraları vardır.
0
zam sampiyonu domates
(28.07.16)
Eski galerici olan babam kadar olmasa da yaparım. O gençliğinde adamın ağzına sıçardı bir şey alırken. Çoğu esnaf Türkiye'de fiyata pazarlık payı ekliyor zaten. Müşteri de kaybetmek istemeyeceklerinden illa biraz biraz fiyat kırarlar. Tekliften çekinme yani.
0
arnold schwarzeneger
(28.07.16)
Pazarlik yapmam.
Ama bazi durumlarda ne tutturursa o fiyati cekerler ya, o durumlarda kaziklandigimi farkedersem pazarliga girisirim pek beremiyor olsam da. 3 ay once yurtdisinda adamin 45euro fiyat cektigi tekne turunu 20euroya aldim. Aslinda pazarlik yapmadim, adam ben istemiyorum dedikce israr etti, gittikce fiyat dustu. Ben de yeterince dusuk fiyat soyleyene kadar yok dedim.
Ama pazrlik denen seye karsiyim. Fiyatlar sabit olmali, kaziklama olmamali, pazarlik da olmamali.
0
stavro
(28.07.16)
Bende yapamazdim. Ama fazla mal aldigim zaman kurumsal bir yer degilse kusuratu atalim bari su kadar olsun diye teklif edebilirdim en fazla. Birkac kez kayinvalidemle alisverise cikip catir catir pazarlik yapma olayini gordum ama hala ben o kadar israrci olamiyorum. Kendisi esnafi biktirircasina pazarlik yapar. O kadari da cok fazla ama yine de ilk soylenen fiyatin hemen kabul edilmemesi gerekiyormus.
0
curukturpkokusu
(28.07.16)
Zamanla geliştirdim ben de, önceden hiç beceremezdim. Ancak pazarlık yapılan yere bağlı tabii ki, hissediyorsun yani onu bu insan beni kazıklayacak diye. Bayağı geleceği durumu da ön görüyorsun zaten o esnada yapmıyorsun.
0
sefil
(28.07.16)
ben de yapamam. ama fiyatı duyunca tekrar sorarım şaşırmış gibi veya hımm yok pahalıymış falan derim. bazen öyle deyince indiriyolar slfkdg. başka bi şey diyemem ama.
0
nathanieltroy
(28.07.16)
fırsatım varsa, elim kuvvetliyse direk yaparım
0
superb
(28.07.16)
Yapmazsan kazıklanırsın.
0
i ve been mistreated
(28.07.16)
Yapmışlığım var birkaç kere ama hiç sevmem, yoruyor ve yıpratıyor beni. Ben doğrudan "Pazarlık sevmem, son bir fiyat söyleyin, alırsam alırım" derim. Eğer pahalı gelirse ve sonradan "Hadi. 10 daha indireyim" derse de "Hani son fiyatı oydu" der, bağırmadan kızarım. Pazarlık yapanları takdir ederim de, bir arkadaşımla Antalya'ya gittik ve iki gün Antalya'daydık. Arkadaş bir şal için "Pazarlık sünnettir" deyip 1.5 saat pazarlık yaptı ve arkadaşa çok bozuldum. Zaten azıcık zaman oradayız; onun da 1.5 saatini dükkanda geçirmek istemem. En son parasını ben verdim. "Hadi, bu da hediye olsun benden" dedim. İndirim de 30'dan 20'ye. 10 tl o kadar zamanıma değmez. Yalnız bir gezide, dlini bilmediğim yabancı bir ülke için "İlk söylenen fiyatın yarısına alın" dediler. Oranın dilinde rakamları öğrenip hayvani pazarlık yaptım ama o istisna. Adamlar baştan uçuk söylüyorlarmış zaten.
0
aychovsky
(28.07.16)
pazarlık yapmadan olur mu ya :)

teklif verirken bile pazarlık payı ekliyorum üstüne :D

Yani pazarlığın her aşamasında varım
0
MiraTaurus
(28.07.16)
Sabah hastanede yaptim. 13bin kusurluk fatura 9200e dustu.

Pavyon mu hastane mi belli degil. Pazarlik yapmayandan 13bini cart diye aliyorlar iste.
0
brkylmz
(28.07.16)
bir kere yapayım dedim beceremedim. 50 liralık 3 tane tişört beğendim satıcıya uygun bişeyler yaparsanız 3 ünü de alırım 135 olsun dedim, yok yapamam üstelik kartla ödeyeceksiniz komisyon alıyor banka dedi. bende peki sizi kırmıcam çok sevdim dedim 150 lira verdim :) genelde bunu satıcı müşteriye der ben söyleyip çıktım dükkandan :)
0
aslmtn
(28.07.16)
geçen yıl lazer'e başlarken ablamın yaptığı pazarlık gözlerimi dolduracak cinstendi. oldukça karlı ve memnun çıkmıştım. o yüzden pazarlık yapabilene saygım sonsuz. ama ben yapmam. çok utanıyorum :(
0
ruhen hastayim ben
(29.07.16)
....na bile koyyorum Fraise görsen şaşırırsın %30 indirim garanti. Sabah 20 liralık peyniri pazardan 12'ye aldım bak o kadar küsüratlı diyorum.
0
chiper
(29.07.16)
@sivrisinek nasıl la? pazarlık yaparak kazıklanıyoruz. yani ben dükkana giriyorum abi selam pazarlık yapacam ona göre fiyat ver diyorum o da 100 liralık mala 300 çekiyor ben 200'e alıyorum ve seviniyorum asdfasdfsadfsadffasdfasdf

bi anlatsana çok heyecanlı
0
cekilmis gayfe
(29.07.16)
eskiden yapamıyordum, artık yapabiliyorum.

yaparım. yapmalıyız.
0
hayirsiz
(29.07.16)
tekne turunda pazarlık yaparım. hatta geçen haftasonu gittik, 50 tl idi kişi başı, kızkardeşim 35 e çektirdi öyle çok dil de dökmeden. pazarlık payı oluyor onların dert etmeyin.

ama bizim burda aydında cuma pazarında bile pazarlık yapılıyor. meyve alacak diyelim karpuz 11 geldi 10 yap derler. ya da armutu hadi 2 den ver 2 kilo alayım derler.

pazarcıya, zor geçinen esnafa ben pazarlık yapmam mesela.

bu biraz ben de insaniyet, prensib meselesi. bir de 2 lira için pazarlık yapmam. mesela çilingir çağırırım onla pazarlık yaparım 60 dediyse 40 a çekerim fln. türkiye'de işler böyle dönüyor. size de tavsiye ederim.
0
mobydick
(29.07.16)
fazla beceremem ama yapana saygı duyarım.

belki yüzeysel düşünüyorum ama girenin bize girmesi üzerine kurulu bu sisteme acayip uyuzum. şimdi o mal yada hizmet bize gelene kadar her aşamasında pazarlık yapılmıyor mu, yapılıyor. belli tenzilat - iskonto tutarlarında anlaşılıyor karşılıklı, protokoller oluyor. fabrika girdisinden çıktısına, ürünün ambalajını üreten firmadan toptancısına, perakendecisine kadar her düzeyde bi karşılıklı anlaşma var fiyatlarda. böyledir yani bu, başka yolu var mı? amaa son kullanıcıya gelince bi etiket fiyatı tutturulmuş gidiyor. 5 kuruş indirim talep edilse tepeden bakılıyor neymiş etiket fiyatı öyleymiş. kim basıyo o etiketi acaba, tüketici tarafında kim anlaşıyor sizlerle o fiyatta? beyefendi lütfedecek %5 peşin indirim yapacak, karta %0,2 bonus yüklenecek şu bu. baştan aşağı farazi rakamlar olaylar.
0
kaichi
(29.07.16)
(3)

Bana özelden küfür eden şahsa nasıl dava edebilirim

Sandman
Bu işi kanuni yollarla halletmek istiyorum istesem küfür şahsı döverek adam edebilirim şahsın dediği gibi barzolukla değil hukuk yoluyla cezasını vermek istiyorum
Bu işi kanuni yollarla halletmek istiyorum istesem küfür şahsı döverek adam edebilirim şahsın dediği gibi barzolukla değil hukuk yoluyla cezasını vermek istiyorum
0
Sandman
(27.07.16)
Mesajların tarih ve nick görünecek şekilde çıktısını almak yetiyor. Savcılıkta bir dilekçe dolduruluyor. Voila!
0
aychovsky
(27.07.16)
bu küfür olaylarından dolayı cidden uğraşıyor musunuz abi? bana gerçek anlamda saçma geliyor. bana mesela stres atmak için istediğiniz gibi küfredin isterseniz. zerre umurumda olmaz. fight club olayına dönüştürelim diyen olursa da seve seve yapalım yani.

bilemiyorum altan.
0
zoque
(27.07.16)
ekran görüntüsünü al. dilekçeni yaz. savcılık müracaata götür. soruşturma numaranı öğren. ufak bi ifade alabilirler, onun da bir örneğini kendine alıp compu'ya at hatta kullanıcının ip numarasını hazırda tutsun deyü.
0
bacardicola
(27.07.16)
(6)

Ki'li ara sözlerde ki'den önce virgüle gerek var mıdır?

gijilti
ÖRNEK: Karanfil başı ki tepesindeki yuvarlaktır, onu ezip yeteri kadar içerse faydası olur.Virgül koyup koymamak çok belirgin bir anlam farkı yaratıyor bence. Önce fikri olanları dinleyelim, sonra açıklayacağım bunu.
ÖRNEK: Karanfil başı ki tepesindeki yuvarlaktır, onu ezip yeteri kadar içerse faydası olur.

Virgül koyup koymamak çok belirgin bir anlam farkı yaratıyor bence. Önce fikri olanları dinleyelim, sonra açıklayacağım bunu.
0
gijilti
(26.07.16)
1:10 dan sonra ray ray kasımın sözleri her şeyi anlatıyor.
www.youtube.com
bu cümle için çok belirgin fark diyemiyorum,
farklı cümlelerde belirginleşebilir, bu ki ile değil türkçenin vurgusu ve esnekliği ile alakalı bence.
anlatılmak istenen cümle nereden bölünmek isteniyorsa ona göre şekil alıyor belirli bir kuralı sanırım yok.

Türkçe bilgim çok zayıftır.
0
basond
(26.07.16)
Böyle durumlarda ara sözün başında ve sonunda tire kullanılıyor.

Karanfil başı -ki tepesindeki yuvarlaktır- ezip yeteri kadar içerse faydası olur.
0
dissendium
(26.07.16)
Şimdi araştırdım, ara sözün başına ve sonuna tire yerine virgül de konabilir.
0
dissendium
(26.07.16)
ki'den önce ve cümlecikten sonra virgül oluyor. Kaynak: Yanımda TÜBA eskisi bir hoca var, zamanında bu işlerle uğraşmış. Ona sordum.
0
aychovsky
(26.07.16)
burada ek virgüle gerek var, çünkü anlatılmaya çalışılan sanırım karanfil başının tepesindeki yuvarlağın ezilmesi, komple karanfil başının değil. kendime çak yapıyorum şu an.
0
evde liyakat kalmamis
(26.07.16)
arasöz ve cümlelerin başına ve kıçına kısa çizgi ya da virgül konulur.
0
wilhelmwasmuss
(26.07.16)
(12)

Doktorayı bitiren eşime ne hediye alayım?

yue
Böyle afili kalem ajanda vb. markaları hiç bilmiyorum ne alabilirim?Alanı makine müh. demir-karbon faz posteri gibi bir şeyler çok yerinde olur aslında odasına asması için ama bulamadım internette öyle şeyler. İnternetten olması önemli küçük bir ilçedeyiz çünkü. Önerilerinizi bekliyorum, teşekkürler
Böyle afili kalem ajanda vb. markaları hiç bilmiyorum ne alabilirim?

Alanı makine müh. demir-karbon faz posteri gibi bir şeyler çok yerinde olur aslında odasına asması için ama bulamadım internette öyle şeyler. İnternetten olması önemli küçük bir ilçedeyiz çünkü. Önerilerinizi bekliyorum, teşekkürler şimdiden.
0
yue
(26.07.16)
Cinsiyet erkek
0
🌸yue
(26.07.16)
O şimdi tam doktorasını yeni bitirmişse makaleden, kitaptan, kalemden nefret etmiştir ya da bir süreliğine edecektir. Kalem veya ajandadan ziyade, zevkine hitap edecek ve eğlenceli, kafa dağıtıcı bir şeyler alınabilir ama ünvanına yakışır bir şey istiyorsanız, Sinop'ta Ayhan Kotra var. İnternetten satış yapıyor bildiğim kadarı ile. Böyle ahşaptan küçük kotra maketleri yapıyorlar.
www.sinopfirmalari.com
Buradaki gemi maketleri ofislerde çok güzel duruyor ve yelkenine veya gemiye Dr ünvanı ile birlikte adını yazdırabiliyorsunuz.
0
aychovsky
(26.07.16)
Kadın iç çamaşırı + akşam yemeği.

Her durumda işe yarayan hediye :p


.
0
kartallar yuksek ucar
(26.07.16)
Ben makine mühendisliği okuyorum, eşim bana demir karbon faz diyagramının posterini alsa onunla çok net dalga geçerdim. :) Güzel bir saat alın hiç olmazsa. Zamanının değerini bilsin.
0
dissendium
(26.07.16)
Ya kalem falan almayım mı e kendisi akademisyen ömür boyu kullanırdı iyi olmaz mı :)

diğer türlü hediyeyi gelecek doğum günü için alacaktım zaten, bu sefer doğum gününe alacak bir şey bulamam :/ gelecek ay doğum günü.
0
🌸yue
(26.07.16)
dissendium

ya onu benim ofise geldiğinde görüp çok beğenmişti o yüzden düşünmüştüm. Buehlerin eşantiyonuydu zaten bulamadım öyle bir şey.

Saat kullanmıyor çok güzel saatleri var.
0
🌸yue
(26.07.16)
3d printer <3

www.amazon.com

ya da tatil al, birlikte gidin :)
0
ubi dubium ibi libertas
(26.07.16)
bence gelecek ay doğum günü ise ayrı kalemler ile cebini boşaltma ikisi için bir tane güzel bir şey al. erkek adam birde makine mühendisi ise düz düşünür zaten. hoşuna gidecek şeyi sen bildiğin için o kısmı sana kalmış.
0
musotrix
(26.07.16)
3d printer çok güzel fikir.

Ben erkek arkadaşıma doğum gününde aldım (o da elektrik elektronik muhendisi), cok mutlu oldu. Bir şeyler tasarlıyor, çıkarıyor. Evin en çok kullanılan eşyası oldu. Hatta çıkardıklarımizi beraber boyuyoruz. Bana da eğlence çıktı :)
0
fraise
(26.07.16)
fraise

hangi model nerden aldın? çok iyi fikir ama gümrükle uğraşmak istemiyorum.
0
🌸yue
(26.07.16)
sorudan bağımsız cevaplarla bağımlı

kaç para lan bi 3d printer :(
0
teritori
(26.07.16)
teritori çok değişiyor bizim iş yerinde 4 bintl lik bir şey var ama çokta verimli değil mesela ilk başlarda iyiydi sonra yazarken plastik model tabladan kalkmaya başladı ölçüler bozuldu haliyle. şimdi saç spreyi falan sıkıp kullanıyoruz benim alacağım bin liralık şey ne kadar iş görür çok kestiremedim açıkçası.
0
🌸yue
(26.07.16)
(9)

Bazı kadınlar neden olmuyor?

balpolen
Efendim öncelikle günaydın, sabah sabah baska derdin mi yok diyebilirsiniz fakat aklıma geldi, sorayım dedim.Şimdi kanallar arasında gezinirken kanal d yi actım, magazin d var, biri sunuyo, bu kadın sanırım hürriyet ya da milliyette moda yazarlıgı yaptı bir ara, kadına bakıyorum, belli ki spor yapıy
Efendim öncelikle günaydın, sabah sabah baska derdin mi yok diyebilirsiniz fakat aklıma geldi, sorayım dedim.

Şimdi kanallar arasında gezinirken kanal d yi actım, magazin d var, biri sunuyo, bu kadın sanırım hürriyet ya da milliyette moda yazarlıgı yaptı bir ara, kadına bakıyorum, belli ki spor yapıyo, bacaklarını gösteren bir de kıyafet giymis, makyaj vs ama bu kadar emek, bu kadar caba, bu kadar hırsa ragmen bu kadın olmuyor bence bir türlü, bir albeni yok, kadınlık yok,aksine biraz zorlasa itici diycem, e peki neden böyle?

Tabi bu benim düsüncem, belki de kadın size göre olmustur, bilemem:)
0
balpolen
(26.07.16)
abi yeni bişey keşfetmiş gibi yazmışsın ama zevk meselesi. yani bu dediğin kadınlara özel bi durum değil ki, tüm insanlar için geçerli.
0
elorelia
(26.07.16)
aynen. gülse birsel mesela. avrupa yakası'nın ilk zamanları çiroz gibiydi, sonraki yıllarda sporla falan bayağı toparladı, sürekli kısa etek giymeye başladı. fakat olmayınca olmuyor. hiç çekici gelmiyor bana.
0
juninho77
(26.07.16)
Vermeyince Mabut...
0
arnold schwarzeneger
(26.07.16)
Dişiliğin bir havası oluyor, o hava olmayınca olmuyor. Emanet gibi oluyor. "Deli kıza cilve yap demişler, gitmiş, osurmuş" gibi oluyor.

Bir kısmı yetiştirmeyle geliyor galiba bunun. Bazı anneler kız da olsa erkek de olsa çocuğunu "çocuk" olarak büyütür; bazıları kız çocuğu, erkek çocuğu olarak büyütür. Bir kısmının da aileden gördüğü işve, cilve, vb. oluyor; onları çekirdekten öğreniyor.

Sonradan öğrenenlerin de bir kısmının içinde oluyor ve ortaya çıkabiliyor, nasıl bir şeyse artık ama genelde dişi yetişmeyince sonradan dişi olmak biraz zor oluyor. Bir de gerçekten insanın içinde oluyor galiba o.
0
aychovsky
(26.07.16)
Bilimsel olarak nasıl açıklanıyor bilmiyorum ama insanların bir enerjilerinin, bir auralarının olduğunu düşünüyorum. Bazı insanları tanıdığımız ilk andan itibaren sevmeyiz, sevemeyiz. Bize bi kötülüğü yoktur belki ama ısınamayız. Öte yandan bazı insanlara da hiç tanımadığımız halde sempati duyarız.

İnsanları güzel, seksi, tatlı bulmamız dış görünüş kadar biraz da bu auradan kaynaklanıyor bence. Mesela bazı kadınlara bakıyorsun, çok seksi giyinmemiş ya da belki çok güzel değil ama sana inanılmaz seksi geliyor. İşte bunlar hep aura. Ne kadar güzel, bakımlı olursa olsun patlayamayan, bi türlü kendine dönüp baktıramayan kadınların auralarında bir şeyler eksik. Artık dişilik mi dersin, işve mi, karizma mı dersin bilemem.
0
ambrosia
(26.07.16)
O aura da sabit değil bence.Bakan kişiye göre değişiyor.Gülse Birse4l mesela üstte örnek verilmiş.Bence çok zeki ve bu yüzden de acaip seksi biri.
0
turkuaz
(26.07.16)
Ama şimdi bazı erkekler de o kadar vücuda, kasa, spora, vücut orantısına göre olmuyor.

Bence fiziksel özelliklerinin yanı sıra bir tutam da kiminin "hava", kiminin "albeni" olarak nitelendirdiği enerjiden lazım. Hatta belki de bu kısım daha bile önemli olabilir. Biz kadınlar mesela hep sorarız: "gül gibi çocuk o kızda ne buldu?" Baksan güzellik kriterlerinin hiçbirine uymuyor. Ama işte "şeytan tüyü".

Hepsi bir paket :)
0
dessy
(26.07.16)
şeytan tüyü şart.
0
çakıstes
(26.07.16)
bazı kadınları tamamen bitirdiniz yani: "olmayınca olmuyor abi."
0
for day to break
(26.07.16)
(4)

Kadın Giyim Sorusu

bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
Arkadaşımın sorusu, copy paste:Kadınlar yaz sıcağında iş görüşmesine giderlerken neler giyiyorlar? Bu görüşmelerin bankalar ile yapıldığını var sayalım. Uzun kollu gömlek çok bunaltıyor. Yarım kollu gömlek hiçbir mağazada görmedim ki zaten bence yarım kollu gömlek moda faciası. Sıfır kollu gömlek/g
Arkadaşımın sorusu, copy paste:

Kadınlar yaz sıcağında iş görüşmesine giderlerken neler giyiyorlar? Bu görüşmelerin bankalar ile yapıldığını var sayalım.
Uzun kollu gömlek çok bunaltıyor. Yarım kollu gömlek hiçbir mağazada görmedim ki zaten bence yarım kollu gömlek moda faciası. Sıfır kollu gömlek/gömleğimsi bluzler uygun olur mu? Lütfen resimlerler ile örnek verelim. Hatta bu sezon satışta olan ürünlerden örnek alabilirsem benim içim harika olur.
Teşekkür ederim.
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(25.07.16)
şöyle bişi var : tr.pinterest.com
0
allanpoe
(25.07.16)
şöyle sıfır kol ama dize daha yakın boyda, belinde ince bir kemerle elbise nasıl olur?
www.maxidressesnow.com

şu da kate'ciğime süper olmuş
www.google.com.tr
0
dene
(25.07.16)
İş bağlayacaksam takımdan başka bir şey giymem. Kolsuz gömleğimsi şeyler üzerine ceket giyerim ama ceketi elimde taşırım, içeride giyerim.
Şöyle bluz ama yaka bu kadar dik değil.
image1.oasap.com
Ya da şöyle bir bluz
aff.ysi.bz
0
aychovsky
(25.07.16)
30 derece sıcakta kolsuz gömlek neden uygun olmasın? Katılım bankası falan değilse normal bankalarda insanlar baya cıbıl geziyor.
0
piremses
(26.07.16)
(24)

Erkeklerin seks objesi haline gelmesi

ambrosia
Böyle bir şey varmış türk dizilerinde ya. Benim evimde tv yok, aşk-ı memnudan beri baştan sona doğru düzgün dizi takip etmişliğim yok. Şimdi memlekete geldim sürekli tv açık. Yaz dizileri falan oynuyo sürekli, 6/10'luk kara kuru esas kızlara 9/10'luk esas erkekler eşlik ediyor. Hepsi taş gibi. Sürek
Böyle bir şey varmış türk dizilerinde ya. Benim evimde tv yok, aşk-ı memnudan beri baştan sona doğru düzgün dizi takip etmişliğim yok. Şimdi memlekete geldim sürekli tv açık. Yaz dizileri falan oynuyo sürekli, 6/10'luk kara kuru esas kızlara 9/10'luk esas erkekler eşlik ediyor. Hepsi taş gibi. Sürekli bi deniz, havuz, duş sahneleri var. O sixpackler her türlü gözümüze sokuluyor. Mesela bi sahnede adam gym'e gidiyor halter kaldırıyor göğsünden terler süzülüyor, bi kenarda iki kız bu adam hakkında "offf şuna bak biz nasıl farketmemişiz bu parçayı" minvalinde konuşuyolar. Diğer bi sahnede başka bi adam denizden çıkıyor esas kız buna trip atarken bi anda adamın adonisleri görünce suspus oluyor, şöyle bi yükseliyor adama doğru. Bu dizilerdeki best model kılıklı adamlar mümkün olduğunca fazla soyunurken esas kızlar kapalı kapalı giyiniyor. Benim bi kadın olarak hiiiiiiç şikayetim yok, sorum şu ki bu durum ne zamandan beri böyle ya? Eskiden de böyle miydi, ben yeni mi farkediyorum? Yoksa cidden son zamanlarda bi erkek cinselliğini ön plana koyma durumu mu var? Yani hatırlıyorum da aşkı memnu'da bi sahnede behlül'ün sadece belinde havluyla duştan çıkması uzun uzun çekilmişti de baya konuşulmuştu o sahne mesela. Eskiden bu kadar diildi sanki dimi?
0
ambrosia
(25.07.16)
evet çünkü onlar reyting getiriyor şu sıralar. ne reyting yaparsa onu satarlar.
0
cekilmis gayfe
(25.07.16)
Seks her zaman satan bir şey. Yapımcılar bunu bildiklerinden her diziye koyabildikleri kadar cinsellik koyuyorlar. Yaz dizileri genelde böyle oluyor. Eskiden dizilerde duyguya önem verilirdi ve el ele tutuşmak bile nadir görülürdü. Bana göre bu durumun dönüm noktası Binbir Gece. Dizide yapılan ahlaksız teklif bayağı bir konuşulmuştu.
0
dissendium
(25.07.16)
eskiden kadınlardı şimdi erkekler oldu, kaslı adonisli baklavalı banyodan ya da havuzdan çıkmış erkekler. Kapitalizm
0
limoncello
(25.07.16)
erkeğin objeleştirilmesi kimsenin umrunda olmadığı için dikkat çekmiyor. erkeğin objeleştirilmesi ve daha ötesi belirli bir kalıba sokulması binlerce yıllık olay. eski yunan ve romadaki heykellerden, son yüz yılda çıkan çizgi romanlardaki kaslı, yakışıklı süper kahramanlara kadar erkekler hep bu şekilde. nedense sadece biscolata olayında konu dikkat çekmeye başladı. hangi kupaydı hatırlamıyorum. kadınların ilgisini çekmek için daha dar formalar olayına girmişti italya mesela.

tabii işin içine diğer parametreler olan zenginlik, karimza ve ünlülük işin içine girdiği için o vücut olmasa da erkekler "istenen" olabiliyor.
0
nawar
(25.07.16)
ergen oğlanlar oturup o dizileri izlemiyor ama ergen kızlar baya vakitlerini harcıyorlar galiba. Hedef kitleye göre dizi yapılıyor işte. Ben de baktım hepsi kızlara hayal satıyor. Normal bi kız "bilmemne şirketi/holdingi patronu ya da patronun oğluyla" sevgili olabilir. Romantik komedi dizileri bunun üzerine kurulu.
0
rodriguez2
(25.07.16)
@rodriguez2 hedef kitle +1
0
ruhen hastayim ben
(25.07.16)
@rodriguez Aynen! tüm dizilerde hep zengin, eğitimli, zeki, karizmatik, çok çok yakışıklı ideal bir adam ve tipiyle, eğitimiyle, maddi durumuyla ve statüsüyle sıradan denebilecek silik bir kız var. :(
0
🌸ambrosia
(25.07.16)
Dizi izleyenlerin cogunlugu kadin heralde? Ben de fark ettim, eskiden kizlar sekil sekil seksi olurdu simdi eli yuzu duzgun turk kizi prototipini sekil sekil erkek kovaliyo.
0
beriberi
(25.07.16)
@cesario Genel olarak türk erkekleri seksileşti mi diye sormadım zaten. Medyada erkeğin seks objesi haline getirilmesini sordum.
0
🌸ambrosia
(25.07.16)
genel olarak yazmışlar
erkekler daha az fanboy olmaya başladı
eskiden deliyürek kurtlar vadisi dizilerini ağalı dizileri popüler olduğu zamanlarda erkekler takip ederken şimdi entrika aşk vs şeklinde dizileri kadınlar daha fazla takip etmeye başladı ve o yöne kaydı diziler.

E popi olma gereği ne lazımsa onu pompalıyorlar şu anda.
0
basond
(25.07.16)
evet bu konudan çok müzdaribiz. yetkililer bişi yapsın pls.asl
0
anonymice
(26.07.16)
seksi kadın koysalar belki devletten tepki çekeceği, o olmasa köşe yazısı odur budur muhabbeti döneceği, erkeklerin seksi baklavalı fln dizide yer alması pek muhabbet konusu olmayacağı için de oluyor olabilir.

seksilik satar bunu kadın üzerinden yapamadıkları için erkek üzerinden yapıyorlar bence. ki izleyenlerin çoğu da kadın.
0
mobydick
(26.07.16)
şöyle oluyor ki, çirkin hanım kızlarımız; ay biz de böyle bir erkek niye bulamayalım hayallerine kapılıyorlar öyle öyle de izliyorlar. genelde izleyici kitlesi de kadınlar olduğu için daha çok tutuyor.
0
floydian
(26.07.16)
Genelde ev hanımları ve ergen genç kızlae takip ediyor dizileri dolayısıyla erkeklerin objeleştirilmesi normal gibi görünüyor. Bir de kadın nüfusu artığından artık reklamlarda hedef kitle kadın da oldu deniliyor, ama ben kadın nüfusundan ziyade ekran başındaki izleyicinin daha çok kadın olmasının buna etkili olduğunu düşünüyorum.
45-50 yaşında bir kadının, Kiralık Aşk'taki Ömer'e hayran olup, onu seyretmek için cuma günlerini beklemesini anlamıyordum bir türlü, hadi ergen olsan tamam bir nebze. sonra bakıyorsun o kadının evliliğineeşiyle ilişkisine, eksiklikler var, kpcası var, ama aslında yok. Bu eksiklikleri adonisli, güçlü, zengin, yakışıklı başroller dolduruyor. Ah diziler diziler.
0
damba
(26.07.16)
bi de şöyle bi şey var, erkek vücudu daha az tepki çekiyor. türkiye'de kadınların cinsel duygulara sahip olabileceği rtük gibi kurumların aklına dahi gelmediği için erkeğin cinsel obje yapılması dikkat çekmiyor :) bir dizi çek, taş gibi bi bikinili hatun göğüslerinden sular damlayarak havuzdan çıksın, bikinisini çıkarıp güneşlensin yüzüstü falan, erkekler ona bakakalsın, rtük kanalı 10 gün kapatır, izleyenler "ahlakımız bozuluyor, çoluk çocuk görüyor" falan diye ortalığı ayağa kaldırır. erkek çıksın adonisler, six packler havada uçsun, kimse tepki göstermez, çünkü dediğim gibi kadınların bakıp tahrik olabileceği akla bile gelmediğinden onu "ahlaksızlık" olarak algılamıyorlar :)
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(26.07.16)
eskiden bu kadar değildi evet.
ama bu bahsettiğin dizilerin çıtır çerez kavurup satar gibi yaygınlaşmaya başladığı dönemde body building salonları da yaygınlaştı. sadece diziler suçluya yormuyorum ben bunu, o hadde gelene kadar kitleler çeşitli sayıp döksek bitiremiyceğimiz denli çeşitli etkilerle o kıvama getirilmişlerdi, yani erkek bedenin de meta olduğu bir hale. diziler ve body building salonlarının açılması salt tetikleyici oldu o kadar.
0
dafaisss
(26.07.16)
Bütün gün evde oturup tv izleyen kitle kadın çünkü.
0
hasmetizm 2046
(26.07.16)
İnternetin gelişi bayağı değiştirdi her şeyi. Dünyada olup bitenlerin Türkiye'ye girmesi 80'lerle başlasa da internetin gelişi ile akımlar falan hızlı hızlı girmeye başladı. İnternet öncesi Türkiye kendi içinde kapalı bir kültürü olan bir toplumdu. Önce Marshall planları, sonra 80'lerle birlikte yabancı kültürün ülkeye girmesi hafif birtakım etkiler yapmış ama tamamen açılması 2000'lere geliyor.

80'lere bakarsak, dünyanın güzellik anlayışı ile Türkiye'nin güzellik anlayışı çok farklı. Zamanla da soyunma miktarı artıyor. Örneğin, 1980'lerde güzel ve seksi anlayışı Banu Alkan ve Yaşar Alptekin'ken, şimdi onları görünce içimiz kalkıyor. Bir nesil bu kişileri güzel/yakışıklı olarak gördü.
www.youtube.com
Burada, Yaşar Alptekin'in objelenişi var. Tabii, kadınların obje haline gelişi kadar değil.
www.youtube.com
O dönemin güzellik anlayışı kadınlarda ele gelecek kadar et, erkeklerde kassız ve bol döşü kıllı bir vücut.

Aynı dönemde dünyanın güzellik anlayışı yeni yeni Tom Cruise, Emilio Estevez, Harrison Ford gibi adamlar ve onlardaki objeleştirme terleyen, spor yapan, kaslı adam üzerine.
Bize global ya da Amerika'nın değerlerinin tamamen oturuşu internetin gelişinden sonra hızlandı. Erkeklerin objeleştirilmesinde kadın hareketlerini suçlayan çok çalışma var, ki kısmen doğru buluyorum. Amerika'da 60-70'lerden sonra başlayan, bizde 80-90'lardan sonra alevlenen kadın hareketi ile toplumsal cinsiyet, cinsiyet rolleri gibi kavramlar oldukça örselendi. Erkekleri obje haline getirebilmek için cinsel devrim gerekiyor. Kadınların da kendi cinselliklerini bastırmamaları gerekiyor çünkü. E, kadın çalışmaya başlıyor, kadın kendini keşfetmeye başlıyor, evlenmeden sevişebilmeye başlıyor, kadın daha fazlasını ve erkeklerin de sahip olduklarını istiyor. Aynı şekilde pornolarda "for her" kategorisinin başlaması da 90 sonlarında tek tük başlayıp 2000'lerden sonra tavan yapıyor. Porno sektöründe şu an hala erkek egemen ama kadın pornosu oranı da sürekli artışta.

Toplumsal cinsiyetin ortadan kalkması demeyeyim de, yavaş yavaş silikleşmesi kapsamında erkek bakımları da işin içine girdi, çünkü kadın da artık daha seçici halde; ağzını açıyor ve istiyor. Erkeklerin ağda/epilasyon işine girişi, spora abanıp kaslanmaya başlamaları, metroseksüellik akımı, siyah/gri tonlar yerine renkli kıyafetler giyebilmeleri; bunun zıddı olarak Diane Keaton gibi isimlerin erkek kıyafetleri ile gezinerek takdir görmeleri erkek/kadın arası farkı azaltıyor giderek.

Kişisel olarak insanın cinsiyetinin getirilerinden aldığı zevk bir kenara konduğunda, cinsiyet arası sınırların kalkmasını, kadınların erkekleşip erkeklerin kadınlaşmasını, daha eşit ve daha aynı olmalarını, isteyenin istediği rolü kendine biçebilmesini çok sevinerek izliyorum. Örneğin, "erkekler ağlamaz", "erkek kırmızı giymez", "kadın dediğin evinin işine bakar" gibi tabuların yıkılmasını zevkle izliyorum ve elimden geldiğince katkıda bulunmak da isterim. "Her erkeğimiz ruj sürsün, kadınlarımız ise erkek kıyafetleri ile gezinsin" ayarında değilim ama evet, canı isteyen ve kendini o şekilde var etmek isteyen bir erkeğin ruj sürmesi ya da erkek gibi gezinmek isteyen bir kızın varlığı kimseyi rahatsız etmemeli veya alındırmamalı. Ancak, bu durum aşırılıkları (doğru kelimeyi bulamadım aslında) ile birlikte geliyor. Kadının yanında erkeğin de metalaşması birlikte geliyor ya da pornoda erkeği zorlama, erkeğe eziyet döneminin başlangıcı bu dönem. Hatta, bir makale vardı; artık erkeklerin kadınlardan daha fazla objeleştirildiğini söylüyordu. Bu durum abartılı ama bir yandan kadın milleti şu anda biraz intikam peşinde de. Yıllarca baskı altında kaldıktan sonra özgürlüklerin elde edilmesi ile ne oldum delisi bir zıvanadan çıkma da var dünya genelinde. Üstüne de "sex sells" diye diye de pompalanıyor. Bu tarz değişimler kaçınılmaz gibi. Türkiye'de henüz o kadar yok; örneğin erkek spriptizci, dansçı, jigolo sayısı görece olarak çok çok az. Artması yönünde bir dileğim yok ama dünya cinsel devrimi başardı sayılır, hatta "Danimarka başardı, Amerika yarı yolda, İsveç de fena durumda değil" gibi yorumlar var. Türkiye bu sürecin başında ama bir yandan da geri geri gidiyor. Bu bir ilaç gibi; güzel, seni iyileştiriyor ama yan etkisi de bunlar.
www.telegraph.co.uk

Ek: Bir köşe yazısında, dünya düzeninin toplumsalcılıktan yavaş yavaş bireyciliğe geçmesinin de etkisinin olduğunu söylüyordu. Bireysellik öne çıkmaya başladıkça, insanların kendilerini daha fazla tanıma ve tanıtma çabasına girdiğini ve geçmiş nesiller "Ya, normal insanım işte" derken yeni neslin daha çok "Ben kimim, neyim, ne istiyorum" diye düşünmesi ve hatta bu konuda bencilliğe varan durumlar olduğunu söylüyordu. "Ne istiyorum"un üstünde durmanın da cinsel açıdan karşılık bulacağı bir pazar erkek ve kadının objeleştirilmesi.
0
aychovsky
(26.07.16)
Eskiden dogru durust vucutlu erkek oyuncu yoktu. Hepsi cuval gibiydi. Simdiki nesilde iyi parcalar var.
0
stavro
(26.07.16)
Eskiden diziler Kuruntu Ailesi, Bizimkiler ya da kısmen daha yakın zamanda Çocuklar Duymasın gibi ailenin tamamına hitap eden türde yapımlardı. Şimdi daha çok kadınlar ve özellikle bütün gün evde göt büyüten ergen kızlar için dizi çekiliyor. İçerik de ona göre.
0
arnold schwarzeneger
(26.07.16)
@aychovsky çok teşekkürler! epey aydınlatıcı oldu.

@arnold Sebebin sadece o olduğunu zannetmiyorum, 2000'den sonra bile sadece kadın kitle için çekilmiş belki yüzlerce aşk içerikli soap opera vardır. Hiçbirinde erkek vücudu böylesine metalaştırılmamıştı. Yani kadın izleyici kitlesi ve kadınlar için çekilen diziler hep vardı ama muhtemelen bu kitlenin talepleri değişti. eskiden aşk, mum ışığında yemekler, yatağa dökülen kırmızı güller, takım elbiseli adamlar görmek isteyen kadınlar, ekranda şimdi bol bol adonis, sixpack görmek istiyor demek ki.
0
🌸ambrosia
(26.07.16)
evet dediğiniz doğru böyle bir durum var. bununla bağlantılı mıdır bilmiyorum ama özellikle yeni nesilde spor yapan erkek sayısı da arttı gibi geliyor bana. tabii herkes bunun için spor yapmıyor, alakası bile yok ama bir kesim için etkisi oldu sanırım. ben sokakta artık eskisine göre daha fit, daha kaslı bir yığın adam görüyorum. sanki biz erkekler arasında böyle adı konmamış ilginç bir rekabet var gibi. bilmiyorum belki bana öyle geliyordur ama benim gördüğüm böyle.

medya nasıl belli bir kadın prototipi sunuyorsa, aynı şekilde belli bir erkek protipi de sunuyor. bu yurtdışında böyleydi zaten ama türkiye'de yeni yeni başladı. sokakta artık çok daha fazla erkeğin saç şekli, kıyafeti, vücut şekli vs. birbirine benziyor. türkiye'de kadınlar mesela eskiden kaslı erkeklerden pek haz etmezdi. atıyorum amerikalı bir kadına gayet çekici gelen bir adamdan genelde buralı kadınlar hoşlanmayabiliyordu ama medyanın etkisiyle bu da değişiyor gördüğüm kadarıyla. çünkü gösterilen, insanlara sunulan bu. medyanın üzerimizdeki etkisi sanılandan çok daha büyük.
0
belirsiz biri
(26.07.16)
bu arada örnek verdiğin dizi fox tvdeki no:309 galiba
0
limoncello
(26.07.16)
@limoncello, evet :)
0
🌸ambrosia
(26.07.16)
(15)

Kızların kıyafetlerini düzeltme anlamsızlığı?

hasmetizm 2046
Mini etek giyip bacakların kapansın diye çekiştirdin, tamam. Göbeği açık tişört giyip, göbek deliğin görünmesin diye çekiştirdin, eyvallah. G*t yanaklarını gösteren kısa kot şort giyip, ben arkanda kendi işime bakarken neden çekiştiryorsun sayın bayan? Amacın ne? Onu çekince sen özgür kız ben öküz e
Mini etek giyip bacakların kapansın diye çekiştirdin, tamam.
Göbeği açık tişört giyip, göbek deliğin görünmesin diye çekiştirdin, eyvallah.
G*t yanaklarını gösteren kısa kot şort giyip, ben arkanda kendi işime bakarken neden çekiştiryorsun sayın bayan? Amacın ne? Onu çekince sen özgür kız ben öküz erkek mi oluyorum olay nedir?
0
hasmetizm 2046
(25.07.16)
insanın bakmayacağı varsa da bakası geliyor. özellikle 70 yaşında teyzeler eğileceği zaman çatalı tutuyor. ulan senin memintolara kaldıysak çükümü keser atarım asdfasdfsadf
0
cekilmis gayfe
(25.07.16)
Refleks o sana özel bişey değil. Bir kaç tane kadına açık açık sormuştum aynı şekilde cevapladılar.
0
chiper
(25.07.16)
Şimdi bir kadın olarak şöyle cevaplayayım.

Erkekler nasıl dar pantolon giyip ikide bir malum bölgeleri sıkıştığı için iki bacağı pergel yapıp insan içinde eliyle sıkışan bölgeyi çıkarırlar, bir kadının da giyim konusunda yaşadığı bazı sıkıntılar olabiliyor.

Benzer şekilde düşük bel pantolon giyip eğildiğinde kıllı çatalı görülünce düzeltmeye çalışan erkek bolluğunu da kadınlar olarak gözlemliyoruz.

İsteyen erkek bu durumda daha üsturuplu pantolonlar da giyebilir, madem çekiştirilecek ortada slip yerine boxer, dar ağ yerine daha casual, rahat pantolonlar da giyilebilir.

Kadın olarak ortamına göre giyinmeye özen gösterdiğimi belirteyim. Ancak maalesef o kadar azgın ve sapkın, ağzı salya akan milletiz ki hiç tahmin edemediğimiz yerlerde de bakışla yeme, bakışla tecavüz etme olaylarıyla karşılaşabiliyoruz. Emin olun, bunun için illa mini etek giymenize gerek yok. Adam olan bir kez dener, görür. Dolayısıyla, bu tip anlarda kadın olarak zaten sapkın bir toplumda olmamız vesileyle tekrar bir çekidüzen verme ihtiyacı hissedebiliyoruz. İnsan kendini kötü hissettiğinde nasıl vücudunu kapar, kollarını birleştirir, bu da onun gibi bir psikolojik korunma yöntemidir, bir nevi reflekstir.

Bu ülkede gerçekten erkeklere büyük görev düşüyor. Bir kadın giydiği kıyafetine neden çeki düzen verir şeklinde bakmaktan ziyade, "acaba ne oldu da kadın durduk yere üzerine çeki düzen verme ihtiyacı duydu" şeklinde bakarsanız inanın bizlere daha çok yardımınız dokunur.

Kaldı ki bu ülkede Hollywood plajlarındaki gibi giyinmiyor kadınlar. Lütfen artık özgür kız, öküz erkek yarışını bırakın. Öküz erkeklere karşı savaşın.
0
dessy
(25.07.16)
Öküz yazmaz ama bir kadın cidden o bakışların altındaki anlamı çok iyi hissediyor. seni şöyle bir becereyim, ulan o.., vs. gibi. Okumak bile ne kadar rahatsız edici, değil mi? Cidden son günlerde bu ülkeyi kadınlar değil, erkekler kurtaracak diye düşünmeden edemiyorum. Tüm erkekler öküz erkeklerle savaş açsın, ülke kurtulacak, refah düzeyimiz artacak yemin ediyorum.
0
dessy
(25.07.16)
ya tamam öküz erkek çok anladık da, g*t yanağı görünen şort diyorum arkadaşlar. iç çamaşırı boyutunda giydiği şey, çektiğinde uzamıyor. lokasyon bazlı sıkıntın varsa gömlek taşı yanında sar g*tüne benim gibileri görünce. merdiven çıkarken eteği arkadan kapatmak değil ki bu. pointless işte. alkoliklere, kumar bağımlılarına falan hep özünde iyi bir insan derler ya, bu kıyafet çekiştirme hareketi sanki böyle bişey. böyle giyindim ama cinsel güdü taşımıyorum demek gibi sanki o hareket. dah adün metroda arası kıllı göğüslerini kapattı karşısında oturuyorum diye. arkadaşım sanki sabahtan beri yoktu orada o göğüs çatalı. bir haftalık sakal gibi kıl var ya göğsünde. selülitli tiplere hiç girmiyorum bak.
0
🌸hasmetizm 2046
(25.07.16)
Ben bahsettiğin şekilde bir çeki düzenle karşılaşmadım hiç. Bahsettiğin giyim tarzını da tam olarak anlamadım ama topu topu bir kez iki kez karşılaşabileceğin bir durum diye anlıyorum o kadar ekstrem diye anlatma şeklinden zira burada kadınlar öyle aman aman tekrar yazayım "Hollywood plajlarında", "Amsterdam sokaklarında" olduğu gibi giyinmiyor ki.

Odağınızı değiştirin, yeter. Hayat mis. Başka şeyler sorgulayın. Bunlara kalmayın.
0
dessy
(25.07.16)
Açık göbek ve kıllı meme çatalını dün, Kısa şortu bugün gördüm. Buralara ekstrem değil böyle kıyafet ve hareketler
0
🌸hasmetizm 2046
(25.07.16)
kimisi refleks olarak yapıyor, kimisi o şekilde giyinmeye alışık olmadığından (belki bir tatil yöresine en son 5 sene önce gitmiştir) kendi de rahatsız olup bir taraflarını kapatma ihtiyacı hissediyor, kimisi de gerçekten çevredeki bakışlardan rahatsız oluyor ya da kıyafetin bir yeri sıkmıştır. göt lobu bacağa göre biraz daha dolgun olduğu için şortun paçasının sıkmış olması olası. eğri oturup dogru konuşalım kadın eğilirken yakasını kapatmasa bu ülkedeki kadın ve erkeklerin %90'ı kendisi için "yollu" der. bak kadınlar da der; yalnızca erkekler değil. şahsen buna dikkat etmeyen bir kız da benden eksi puan alır.

bir de şimdi o bacaklara selülitli, göğüs çataĺına kıllı yorumunu yapabilmek için göz kaymasından daha fazla süre bakmak lazım. ikimiz de erkeğiz; yemeyelim birbirimizi.
0
montauq
(25.07.16)
sanat için soyunanlara, sanat sever olarak bakıyoruz zaten inkar yok. 2 saniyelik bakıştan rahatsız olacak kız da gitsin öldün mümkünse. g*t lobu diyorum ya. iç çamaşırı giymeyip, kot pantolunun düğmelerini tamamen açarak, penis degajesi yapmam gibi bişey. dediğiiniz gibi sadece tik olarak yapıyolardır belki de. bilemedim. aradığım cevabı da bulamadım. bigün soracağım birine artık.
0
🌸hasmetizm 2046
(25.07.16)
adam göt yanağı diyor arkadaşlar göt yanağı(parmak uçlarını birleştir), kesinlikle haklı.
0
mungojerry
(25.07.16)
Kardes kadinlar kendilerince aciklamislar iste ne diretiyosun gotu gozukuyodu vs. madem bu kadar icine oturdu orda kadina sorsaydin. En guvenilir kaynak yanindayken sorsana.
0
beriberi
(25.07.16)
16 yaşındaki kıza göt lobu hakkında soru sorulmaz ki hacıt. pokemon topu kadar beyni var. nasıl açıklayacak. ayrıca tacize girebilir. sakat iş
0
🌸hasmetizm 2046
(25.07.16)
Sordunuz, söyledik işte. Matematik değil ki problemini çözelim. Kafayı iyice bozdunuz kadınlar ve kıyafetleriyle ya! Sabah sabah sinir harbi!!! :(
0
dessy
(26.07.16)
dessy + 1
Ek bir sebep daha söyleyeyim, giysi üzerinde durdukça kendini salıp hafif bollaşıyor.
Kıçı bilmiyorum ama şort dediğin şey kottan yapılıyor. O da giydikten biraz sonra her kot gibi hafif kendini salıyor ve bel kısmı tam oturmayıveriyor. Yanak çıkmış çıkmamıştan ziyade hafif sarktığında dışarıdan çok bir şey anlaşılmıyor ama o beli aşağıya inip rahatsız olunca toparlayıp çekiyorsun.

Bir de kıyafetler mağazada veya evde durduğu gibi durmuyor. Geçen gün bir arkadaşım t-shirt'ünün kollarını sutyenin askısına rulo gibi dolamış. "Bu ne böyle yahu" dedim, "Bu t-shirt'ü ütüledim ben, evde üstümde jilet gibiydi.Yolda saldı kendini, dekoltesi de açıldı. Eğilip doğrulamıyorum. Ben de böyle dolayıverdim" dedi. Bende de bir kot şort var; normal şort diye aldım. Giydikten yarım saat sonra şortun bacakları kıvrılıveriyor. Mağazada öyle değildi bu, evde de böyle değildi. Giyince yavaş yavaş bacakları rulo gibi kat kat kıvrıldı. Yarım saat içinde 1 cm, iki üç saat içinde 4 cm kısaldı şort rulo gibi toplanmaktan. Ben de onu yanakları göstermenin mübah olduğu tek yer olan plajda mayo üstüne giyebiliyorum artık, iyi ki şortun öyle olduğunu anlamam acılı bir tecrübeden geçmedi. O şortu ilk dışarıda da giyebilirdim nosnormal uzunluğu var diye, sonra yanaklarla ortada kalabilirdim. Evde deneyip "Tüh, ne biçim çıktı" dedim sadece. Yanaktan bağımsız olarak bollaşınca da çekiştiriyorum zaten şortu plajda da.

Bir de senden rahatsız olmayabilir ama içinde olduğu durumdan rahatsızlık duyuyordur. Dün etek giymiştim, dizin hafif üstü, standart bir etek. Öğle yemeğine giderken bir sokaktan geçtik; artık hava koridoru mu dersin, boğaz mı dersin, o sokakta efil efil rüzgar esiyor. Ben de eteği tuttum açılmasın diye. Yanımda da iş arkadaşlarım var. Şimdi benim iş arkadaşlarım da öküz veya sapık değil tabii ki ama onlar öküz değil diye sokakta Kırmızılı Kadın mı yapayım?
www.youtube.com

Bugün de yine standart ama kalemimsi bir etek giydim ama oturunca toplandı. O yüzden otururken uzattım. Etek kısa da olsa, uzun da olsa çekiştireceğim ben onu. Olay birinin görmesi, görmemesi, eleştirmesi, kınaması ya da hoşuna gitmesi değil; kumaş toplanıyor, o da beni rahatsız ediyor. Yoksa bana ne.

Bir de şu var
s-media-cache-ak0.pinimg.com

Ek: Bir de kadınlar açısından şunu söyleyeyim. Sen evde giyiyorsun bir şeyleri, kendini aynada beğenip neşeyle çıkıyorsun. Dışarıda sen bakmasan bile kendini kötü hissettirecek bir bakış, hareket aldığında kıçını başını örtmeye çalışıyorsun, o gün artık senin moralinden de, senden de hayır gelmiyor. Yanaklı da giysen, uzun da giysen, sana giydiğini zindan ettirecek biri oluyor mutlaka. Sen değilsin ama başka bir erkek. Kirpi gibi savunmaya geçip çekiştire çekiştire kendini toparlıyorsun sürekli. Algıda seçiciliktir, sana yanaklısı, göbeklisi denk gelmiştir; olabilir. Bu standart bir hareket.
0
aychovsky
(26.07.16)
Göt yanaklarını herkesin değil gerekli insanların görmesini istediğinden.
0
arnold schwarzeneger
(26.07.16)
(6)

çomar olmayan jinekolog?

mrz breezy
istanbul anadolu yakasında (veya beşiktaş, okmeydanı gibi babasının nikahında olmayan yerlerde) evli olmayıp cinsel hayatım olmasını yadırgamayacak, bağnaz olmayan bir KADIN jinekolog önerir misiniz? sanırım kistim var, biraz acil yani.tercihim özel olması ama muayene ücretleri 100-200 olmasın. devl
istanbul anadolu yakasında (veya beşiktaş, okmeydanı gibi babasının nikahında olmayan yerlerde) evli olmayıp cinsel hayatım olmasını yadırgamayacak, bağnaz olmayan bir KADIN jinekolog önerir misiniz? sanırım kistim var, biraz acil yani.

tercihim özel olması ama muayene ücretleri 100-200 olmasın. devlette de gerçekten yargılamayacak, hayatımı zorlaştırmayacak bir doktor öneriniz varsa alabilirim.
0
mrz breezy
(25.07.16)
Avusturya hastanesinde neptun hanim var illa kadin istiyorsaniz. Ben adli bey'e gidiyorum normalde (yine avusturya hastanesi) ama o izindeyken neptun hanim'a gittigimde cok tatliydi. Baya da vakit ayiriyorlar.
Diger ozel hastanelere gore de cok uygun. Karakoy'de hemen, iskeleden 5-10'dk yuruyerek.
0
kuehles blondes
(25.07.16)
Ota Tıp var Beşiktaş'ta, pazarın yanı. Oradan Esra Hanım var, gayet başarılı. Yalnız muayene ücreti 90 tl.
0
aychovsky
(25.07.16)
Üsküdar Özel Yunus Emre Hastanesi'nde Op. Dr. Ekin Fatma Ünlüer'i öneririm. Muayene ücreti 100 liranın altında olması lazım.
0
amanda hugnkiss
(25.07.16)
Özel Göztepe Hastanesi'nde Gülşen Barçınlı var. Ama muayene ücreti 130 tl civarında olabilir.
0
chitosan
(25.07.16)
Emin ol doktorlar da SAYGILI hasta ariyorlar.comar hastalar da buyuk sıkıntı
0
bugunolmadiamayarinkesinolacak
(28.07.16)
öyledir eminim. keşke çomarların çomarlara gittiği bi sistem olsa. son anda karar değiştirip beşiktaştaki şayan şenli hanıma gittim bu arada. ilişkin var mı diye sordu ve ona göre muayene etti. gayet rahat geçti. seviyeli bir doktordu tavsiye ederim.
0
🌸mrz breezy
(29.07.16)
(3)

maskenin kopegi maylo

sorusuolaninsanmodeli
selam arkadaşlar, bir köpek sahiplenmek istiyorum, madkenin köpeği maylo nun cinsi nedir ve bu cins bir köpeği nerde bulabilirim?
selam arkadaşlar,
bir köpek sahiplenmek istiyorum,
madkenin köpeği maylo nun cinsi nedir ve bu cins bir köpeği nerde bulabilirim?
0
sorusuolaninsanmodeli
(24.07.16)
truew
(24.07.16)
Daha cinsin adını bile bilmediğinize göre şunu söyleyeyim de, bakması ciddi zor bir köpektir. Çok enerji doludur, günde 2-3 saat gezme ve oyun ister. Ayrıca iz sürme güdüsüne de sahiptir. Bu enerjiyi atamazsa etrafa zarar verme eğiliminde olur, tipi tatlı diye alacaksanız almayın pişman olursunuz.

Barınaktan veya çiftlikten bulabilirsiniz eğer bunla baş edebileceğinizi düşünüyorsanız.
0
once
(24.07.16)
Ben de bir uyarıda bulunayım. Bir arkadaşım bu cinsten aldı barınaktan. Çünkü 'Çocuklarla anlaşsın, misafirle anlaşsın' gibi çeşitli kriterleri Jack Russell Terrier'leri sağlıyor; ancak bu cins köpek en sık dışkılayan köpek türlerinden biriymiş. once'nin dediği günde 2-3 saat gezme minimum ve çok kere de dışarı tuvalete çıkarmak gerekiyor.
0
aychovsky
(24.07.16)
(11)

En yakın arkadaşın ilan-ı aşk etmesi.

sticksandstones
Dört yıldır baya yakın arkadaşız. Dün gece başıma gelen olay. Bir şekilde aynı hisleri beslemediğimi anlattım, olgun yaklaşmaya çalıştım. Bu arada benim cinsiyetim kadın, karşı taraf erkek. Süreç bundan sonra nasıl ilerlemeli, ne yaparsam en hafif şekilde atlatılır, neler yapmamalıyım bu da önemli.
Dört yıldır baya yakın arkadaşız. Dün gece başıma gelen olay. Bir şekilde aynı hisleri beslemediğimi anlattım, olgun yaklaşmaya çalıştım. Bu arada benim cinsiyetim kadın, karşı taraf erkek. Süreç bundan sonra nasıl ilerlemeli, ne yaparsam en hafif şekilde atlatılır, neler yapmamalıyım bu da önemli.
0
sticksandstones
(24.07.16)
arkadaşlığınız bok oldu artık. ne yaparsan yap üzülecektir. hafif atlatır diye bir durum yok.
0
cekilmis gayfe
(24.07.16)
Bana düşen bir şey yok mu? Hiçbir şey mi yapmamalıyım? Mesaj falan atmayayım mı, aramayayım mı artık?
0
🌸sticksandstones
(24.07.16)
herif nasıl karşıladı senin hissizliğini? yani arar sorarsan umutlanacaktır.
0
cekilmis gayfe
(24.07.16)
benim cinsiyetim kadın, karşı taraf erkek demene gerek yoktu tersi mümkün değil zaten. bunun asla vagzeçeceğini sanmıyorum bi şekilde sevgili olmaya çalışacaktır senle onu aklına koy bi.
0
qazedcsrfvtyhngujmkol
(24.07.16)
ben böyle bir durum yaşadığım zaman ismail aydemir gibi arkamı dönüp gidiyorum,

36.media.tumblr.com

aşık olduğun kişiyle arkadaş kalmak eziyet. evet onca seneyi bir kalemde silmek de hoş değil ama diğer türlü insan çok fazla acı çekiyor. bence sen "ben arkadaşın olarak buradayım, bu tavrından dolayı sana kırgın değilim" mesajını vermeye çalışmakla birlikte çok da samimiyet gösterme çünkü o zaman seviyorsun sanacak. yani mesafeli bir ilgiyle yaklaş bence. becerebilirse kendisi zaten ilişkinizi yok edecek yakında.
0
der meister
(24.07.16)
Sana düşen bir şey pek de yok şu anda, sonuçta onun aşk acısını hafiftecek 'arkadaş' sen değilsin artık. Senden destek falan istemiyor, doğrudan seni istiyor. Senin de gönlün yoksa, bir şekilde atlatacak.
0
aychovsky
(24.07.16)
4 yıllık iyi arkadaşınsa bi düşün bence önce arkadaş olup sonra sevgili olmakta bir sıkıntı yok gayet doğal bir şey, illaki de istemiyorsan mesafenin allahını koy olsun bitsin bu çok önemli, kesinlikle aramıcan sormayacaksın gerekirse her yerden sileceksin. Eleman o darbeyi bi kere yiyecek sonra sindirecek sonra büyüyecek. :)
0
chiper
(24.07.16)
Sakın ama sakın yakın davranmayın. En hafif böyle atlatır. Onu da en çok umutlanıp umutlanıp olmayacağını anlamak üzer kırar döker. Eğer ona değer veriyorsanız biraz fedakarlıkta bulunun ve internrtte aşk sevgi vs. ile alakalı paylaşımda bile bukunmayın. Kendisine zannedebilir.

Artık arkadaş da olamazsınız. Yakınlık göstermeden ister sert ve hızlı, ister yumuşak ve yavaş sekilde bağlarınızı koparın. Ama ona iyi geleceğini düşünüp 1 tane bile fwzladan bağ kurmayın. O an için iyi gelebilir ama sonrası için üzülme sebebi olacaktır..
0
cahs
(24.07.16)
Nasıl tamamen çıkaracağım hayatımdan koca bir dostluk var? Nereden başlayayım, ortak arkadaşlar var.
0
🌸sticksandstones
(24.07.16)
başkasıyla sevişip elemana anlat. canı yansın biraz uzaklaşsın.
0
benim adim kerim hepinizi severim
(26.07.16)
O ilişki artık eskisi gibi olamaz. Ya sevgili olacaksınız ya da arkadaşlığınız bitecek.

Bence değerlendirebilirsiniz. Neticede yıllarca arkadaş olduğunuza göre huyunu, suyunu sevdiğiniz biri. Ama tabii sadece bunlar yeterli değil, fiziksel olarak ta beğenmeniz lazım.

Ona çok kızmayın, senelerce birine yakın olunca gönül bu kayabilir...

.
0
kartallar yuksek ucar
(26.07.16)
(4)

Anneme söylemeli miyim?

bushido77
Gurbette yaşıyorum.Buralara gelmeden önce, annem pazar günleri genelde pasta veya kek yapardı.Bu sabah resmen o keklerin kokusu burnumda tüterek uyandım.Şimdi ona söylesem bu olayı, biliyorum ki ağlayacak..Söylemesem içimde kalacak..Bilmiyorum bu tür durumlarda söylemeli mi insan?edit: söyledim. yar
Gurbette yaşıyorum.

Buralara gelmeden önce, annem pazar günleri genelde pasta veya kek yapardı.

Bu sabah resmen o keklerin kokusu burnumda tüterek uyandım.

Şimdi ona söylesem bu olayı, biliyorum ki ağlayacak..

Söylemesem içimde kalacak..

Bilmiyorum bu tür durumlarda söylemeli mi insan?

edit: söyledim. yarın öbür gün ölüp gitsek içimde kalacaktı.
0
bushido77
(24.07.16)
Üzme anneyi. Bize anlat ya da anlatacaksan da tarifini isteyip 'Yapacağım, çok gaza geldim. Bakalım seninkiler gibi olacak mı' diye anlat ama hakkaten de yap.
0
aychovsky
(24.07.16)
Acı ızdırap hariç ağlamanın kötü birşey olduğunu düşünmüyorum. Bu sizi o an için normalden farklı hissettirir ama sevginizin ve bağlılığınızın da kanıtı olur.

Bence arayın ve ağlaşın. Vaktiniz varken..
0
cahs
(24.07.16)
Söyle söyle. Her ne kadar böyle şeyler insanın içini burksa da özlendiğini bilmek mutlu ediyor.
0
petekpare
(24.07.16)
Gurbette olan biri olarak boyle seyler duyduklarinda uzuluyorlar evet ama manyakca bir mutluluk da duyuyorlar :) yani onlar da cok ozluyor sanirim yalniz olmadiklarini biliyorlar. Bir de gercekten tarifini filan alir yaparsan resmini gonderirsen ayri bir hoslarina gidiyor. Aglarsa uzulme ben burda mutluyum guzel bir sey icin fln buradayim diye teselli et. Ne yaparsan yap uzulecek kafaya takacak bir sey buluyorlar ztn
0
kassiopeia
(24.07.16)
(8)

Artık dayanamıyorum..

nekolaytezla
4 aydır çeşitli sorunlar yaşadım. Yeğenim vefat etti, sevgilim terk etti, butün planlarım alt üst oldu vs. Vs. Sevgilim paramı yemiş defolup gitmiş. 3 buçuk yılımı almış. Salak gibi hissediyorum. Artık yaşamak ağır geliyor. Sabaha kadar uyuyamadım. En acısız intihar yöntemlerini araştırdım. Bir yand
4 aydır çeşitli sorunlar yaşadım. Yeğenim vefat etti, sevgilim terk etti, butün planlarım alt üst oldu vs. Vs. Sevgilim paramı yemiş defolup gitmiş. 3 buçuk yılımı almış. Salak gibi hissediyorum. Artık yaşamak ağır geliyor. Sabaha kadar uyuyamadım. En acısız intihar yöntemlerini araştırdım. Bir yandan da minik yeğenlerim, ikizim ve annemi üzmek istemiyorum. Sizce hem kaza süsü verebileceğim hem de acı çekmeyeceğim şekilde nasıl ölebilirim?
0
nekolaytezla
(24.07.16)
dünya ne şartla olursa olsun yaşamaya değer dostum. inişler çıkışlar illaki olacak ama tam dibe vurdum derken bir çıkış yolu bulursun hayata dair daha güçlü olursun. korkaklık yapma hayata elinden geldiğince sarıl ve Şavaş .
0
sudo su
(24.07.16)
ölümün her türü her yolu seni kurtarir ama annen,ikizin,yegenlerine yazık olur...

vicdanini sorgula,bilerek ve isteyerek onlara bu acıyı çektirmeye hakkın yok...
0
skyonlife
(24.07.16)
Sevgilinize avukat araciligi ile dava acin evlenme vaadiyle kandirildiginiza dair. İntihar nedir? Kendinize gelin. Hepimiz zor gunlerden geciyoruz kisisel ve ulusal milyon dert sayabilirim.
0
ykyt
(24.07.16)
yav başkası yüzünden intihar etmek nedir allahsen ya?? insanız sonuçta bir dert bitiyor,diğeri geliyor. sevgilinin de aq, ne diyelim yani. her paramız yendiğinde intihar edeydim bende çift haneli canımın olması lazımdı. yapmayın gözünüzü seveyim ya.
0
dengesiz bir insan
(24.07.16)
Geçiyor bu psikoloji, gerçekten. Seni şu an tam olarak anladığını söyleyen yalan söyler ama gerçekten bunların hepsi geçiyor ve sen geriye dönüp şimdiki haline baktığında sadece gülüyorsun.
0
mytonn
(24.07.16)
3.5 yıl çok zaman değil ki! Hatta gel bunu kutlayalım, bu kişiyle evlenebilirdin de. Ucundan ve parayla kurtulmuşsun. Ömrünü verebilirdin ve kendine nasıl bir kötülük yaptığının hiç farkına varmayabilirdin. Ne güzel, adam defolup gitmiş. İnsanların hayatından ne sapıklar, sosyopatlar geçiyor da, bir de bir ömür kul köle olunuyor onlara. 3.5 yıl hakikaten hiçbir şey. Para da kurtarılmayacak şey değil. Bak, sen mis gibi adamdan kurtulmuşsun, o adam kendinden kurtulamaz. Onu kendisi düşünsün. Sen yanlış bir şey yapmamışsın ki; ilişkiye gerekli emeği vermişsin, alnın ak, cesaretli davranmışsın ilişkide, milletin yaptığı korkaklıkları ve saçmasapan stratejileri yapmamışsın. Senin utanacak hiçbir şeyin yok. İstediğin gibi gururla gezebilirsin. Bundan sonrasını o düşünsün. Sen kendini tebrik et, hatta ben de seni tebrik edeyim: Tebrikler! Aşkolsun!

Bir de her şey bu kadar üst üste geldiğinde artık daha da kötü olamaz zaten, en kötü yerinde gidersen, iyi kısımları kaçırırsın ve o kadar acıyı boşu boşuna yaşamış olursun. Yani, şeye benziyor biraz bu. Yemeği yap yap, uğraş uğraş, fırına ver de ver, bekle de bekle; yemeğin fırından çıkmasına 5 dakika kala yiyemeden kalk git. Olmaz ki!
0
aychovsky
(24.07.16)
Ciğeri beş para etmeyen bi insan için intihar edeceksin. emin ol kimsenin umrunda olmazsın ailen dışında. hepimiz öleceğiz. acın büyük ama hayata tutunmak zorundasın. eski sevgilini de mahkemeye ver. köpek gibi gelecek yalvaracak sana.

+ykyt
0
komando kani var bende
(24.07.16)
Artık kadınları güvenilmez buluyorum. Hayatta her şey olabilir. Doğrulur ve sıfırdan başlamasını bilirim. Herkes +1 :)
0
🌸nekolaytezla
(24.07.16)
(5)

duyuru'da böbrek aramak?

devilred
şu duyuruda yazar ne demeye çalışmış, fikirleri alayım? gördüğümde benim ilk aklıma gelen "organ ticareti de mi yapılıyor artık burada" oldu.
şu duyuruda yazar ne demeye çalışmış, fikirleri alayım? gördüğümde benim ilk aklıma gelen "organ ticareti de mi yapılıyor artık burada" oldu.
0
devilred
(24.07.16)
muhtemelen birine yardımcı olmak istemiş. acelece yazmış. ''pamukkakle'' yazmasından onu çıkardım. belki trombosit, belki kan ihtiyacı, eyyorlamış yani, benim fikrim. modların da 0 rh (+) yı görünce yukarı çekip sabit tuttuğunu düşünüyorum. öyle bir dünya yok yani..
0
kaybeden adam
(24.07.16)
'olen yakinlari/tanidiklari icinde organ nakli icin uygun birileri var mi? varsa organ nakli yaptirmayi dusunuyorlar mi?' diye sormus olabilir ama onda da sira vs var benim bildigim kadariyla. tam anlam veremedim. insanlar caresizlikten mantikli seyler yapamiyor olabilir.
0
fraise
(24.07.16)
Sozlukte de kalp arabiyordu 1-2 ay once
0
la noix
(24.07.16)
Parayla mi aliyor acaba yoksa öldürüp mü?
0
ykyt
(24.07.16)
Amerika'da küçük yerlerde böbrek hastası acil bir durumdaysa ve sıra çoksa, uyan başka bir böbrek bulunamamışsa kağıtlara ilan bastırıp komşulara ya da mahalledeki insanlara 'Böbrek arıyoruz. Lütfen şu komşunuz için gidin ve dokularınızın uyup uymadığını test ettirin' diye ilan bastırıyorlar. Tırsıp test ettirmezsen 'Ya böbrek giderse, ameliyat olmak zorunda kalırsam' diye, bencilden öte 'Komşusunun ölmesine razı, katil' damgasını yapıştırıyorlar. 'Sonuçta böbrek iki tane, birini versen diğerinin hayatı kurtulur ve sen de yaşarsın' gözü ile bakıyorlar. Bir de sıra varsa ama sen gidip 'Şu hastaya bağışlamak istiyorum' dersen, o hastaya gidiyor.

Ben buralarda ilk defa böyle bir durumu görüyorum. Bizde böyle bir kültür yok. Benim aklıma gelen kendimizi test ettirmemizi istediğiydi veya gönüllü aradığıydı. fraise'in dediğini okuyunca, o da mantıklı geldi. Kişi çaresizlikle ve üzüntüyle yazıp açıklamaya yapmayı o an düşünememiş olabilir.
0
aychovsky
(24.07.16)
(14)

Dugune 1 ay kala ayrilmak.. Karar veremiyorum.

yarok
Nisanlimla aramda 8 yas var. 4 senedir birlikteyiz. Baslarda hersey cok guzeldi. O bana deli gibi aşık ben ona aşık degilim ama seviyorum. Mantik evliligi yapiyorum da denebilir. Son zamanlar o kadar kucuk seylerden o kadar buyuk tartismalar yasiyoruz ki eyvah düğün yaklasiyor diye hergun kafayi yiy
Nisanlimla aramda 8 yas var. 4 senedir birlikteyiz. Baslarda hersey cok guzeldi. O bana deli gibi aşık ben ona aşık degilim ama seviyorum. Mantik evliligi yapiyorum da denebilir. Son zamanlar o kadar kucuk seylerden o kadar buyuk tartismalar yasiyoruz ki eyvah düğün yaklasiyor diye hergun kafayi yiyorum. Nisanlim asiri alingan ve soyledigim herseye suratini asiyor bu da benim gunumun kotu gecmesine sebep oluyor. Defalarca uyardim izah ettim konustum ama degismedi. En son ufacık bir sebepten tartistik olay büyüdü aileler devreye girdi ve ya çözün ya bitirin dediler. Bugun karar vermek zorundayim. Kiz da hatalarini anladigini pisman oldugunu ve degisecegini soyluyor. Sizce ne yapmaliyim? Gercekten degisebilir mi? Evlilikten beklentim sadece huzur... Simdi can havliyle söz verip düğünden sonra yine basa donebilir mi? Evlenip ayrilmis olmak istemiyorum..evlenirsek ailemle ayni binada ust katta yasayacagiz. Ailemle evim ve isim bir. Kiz bircok seye evet Diyor ama ben aramizdaki tartismalarin ailemle olan iliskimi de etkilemesinden korkuyorum ki bugune kadar cogu kere etkiledi bile. Tek umudum evlendikten sonra degismesi. Bu haliyle devsm
Ederse bir ay surmez bosanmamiz. Bir de gecen hafta beni yine boyle delirtti ve ayrilmak istedigimi soyledim. Kiz oyle yikildi ki oyle aci cekti ki gorseniz yureginiz dayanmaz. Onun boyle olmasina da gonlum razi gelmiyor. Ama ben de cok yoruldum ve yiprandim. Sizce devam edersek ona eskisi gibi
Yeniden isinabilir miyim? Ne yalmaliyim arkadaslar akil verin lutfen. Herkese
Cok teşekkür ediyorum simdiden..
0
yarok
(24.07.16)
Daha evlenmeden böyle düşünüyorsanız lütfen evlenmeyin. Şu an ayrılınca üzülecek ama evlenip üç beş aya boşanınca daha çok üzülecek emin olun. Nişan atmak da zor evet ama boşanmanın yanında hiçbi şey değil.
0
bir nick var benden iceri
(24.07.16)
kız arkadaşımla iyi anlaşıyoruz, bizi gören bir yakınımız geçenlerde bize biraz nasihatte bulundu. dedi ki;
"evlenmeye karar verdiğinizde o süreç öyle zor oluyor ki, çok kişi evlilikten vazgeçmek istiyor, vazgeçmeyi düşünüyor. ama o süreç bir harç gibi oluyor. o süreç atlatıldıktan, düğün yapıldıktan sonra her şey eski güzelliğine dönüyor" şeklinde şeyler söyledi.

demem o ki, düğüne yakın zamanlarda böyle şeyler sıklıkla yaşanıyor. muhtemelen karşınızdaki kişi değişmeyecek ancak düğün sancıları geçince her şey yoluna girecek.

eyyorlamam bu kadar.
0
dahinnotha
(24.07.16)
Tartismaların neyle ilgili olduguna bagli biraz da. Konular daha cok mobilyadır dugundur takıdır vs gibiyse evet evlenince duzelebilir ama baska seylerse belki dugunu biraz erteleyebilirsiniz.
0
physcos physcos
(24.07.16)
sen evlenme.
0
sta
(24.07.16)
Evlenme.
0
elorelia
(24.07.16)
Kız sizin olaya mantık evliliği olarak baktığınızı bilmiyorsa, evlenmeyin. Kıza yazıktır.
0
inawen
(24.07.16)
Evlilik hazırlığı, o süreç ve hatta evlendikten sonraki en az 1 yıl sıkıntılı zamanlardır.
Stres, düzen değişmesi, yeni bir eve yeni bir düzene alışmaya çalışmak bunlar insanı kötü etkiler ve normalde yapmayacağı şeyleri yapmasına, vermeyeceği tepkileri vermesine sebep olabilir.
Bu karşı tarafta da olabilir sizde de olabilir.

Bana göre bu durumda yapılması gereken sakin kafayla oturmak ilişkinin en başından bugüne kadar olanları düşünmek, yaşanan problemleri yeniden değerlendirmek.
Önceden de aynı şeyler yaşanıyor ama siz yeni yeni fark ediyorsanız düzelmez hatta dediğim etkenler yüzünden artar.

Bir de şu durum var;
Mantık evliliği yapıyorum diyorsunuz ve evlilikten tek beklentinizin huzur olduğunu söylüyorsunuz.
Üstelik ileride ayrılmak da istemiyorsunuz.
Kedisi ile ilgili şüpheleriniz var, huzurlu olmayacağınıza inanıyorsunuz o zaman yapmayın.
Hem kendiniz mutsuz olursunuz hem diğer tarafı mutsuz edersiniz. Siz mutsuz olursanız çocuklarınız da mutsuz olur, böyle mutsuz bir aile olarak yaşar gidersiniz. Ve karar vermekte zorunlu olduğunuz bu güne yeniden dönmek için zaman makinesi bekler durursunuz.

Evet nişandan dönmek ciddi olabilir, çok üzülecek olabilir, ama siz kafanızda bu düşüncelerle yola devam ederseniz çok daha fazla üzülecek bunu bilin.
0
mutekebbir
(24.07.16)
Kıza yazık gerçekten, senin çevrende pervane olmuş ve senin birkaç zaman sonra birine aşık olup 'Hayatımın aşkını buldum, hadi gidiyorum' deme olasılığın da var. Gerçi kız buna razıysa, o senin meselen ama bu yüzden bile evlenmesen olur.

Kavgalarınız için physcos physcos + 1, koltuk takımının rengi ile, düğün yemeği ile, bunun gibi evlilik hırgürleri ile kavga edilmesi çok normal. Hatta çiftlerin ayrılma olasılığının en yüksek olduğu dönem bu dönemmiş. Bunlar normale döner. Bu dönemde 'Ama bu kızın şöyle şöyle olduğunu gösterir, bunu kanıtlar' diye sonuç çıkarmamak gerekirmiş. Kavgalar daha önce de varsa, onlar büyüyecek ve daha fazla gözünüze batmaya başlayacak. Aşık da değilsiniz ki üstünü örtebilesiniz. O zaman evlenmemek daha mantıklı.
0
aychovsky
(24.07.16)
evlenme derim insanlar değişmez
0
oylebirzamandagelkivazgecmekmumkunolmasi
(24.07.16)
Kavgalarimiz armudun sapi, uzumun çöpü denecek türden. Asla para, pul, taki konusunda bir beklentisi yok. Her sartta beni deli gibi seviyor ve ailemle birlikte yasamayi da kabul ediyor. Birlikte oldugumuzda gözumun icine bakiyor elimi birakmiyor hic. Onun hayatindaki ilk iliskisiyim. Benden once kimse olmamis. Zaten 18 yasindaydi tanistigimizda simdi 23 yasinda. Hayata dair ben yaninda olduktan sonra cok küçük seylerle bile cok mutlu olabiliyor. Mesela denize gitmek, sahilde cekirdek citlemek, bisiklete binmek gibi.. Yani su sikintilari atlatirsak belki cok huzurlu bir yuvamiz olabilir. Bir de bana karsi cok rahat ve aktif fakat disariya karsi cok icine kapanik bir yapisi var. Güleryüzlu bir bayan ama cok aktif degil. Tum bunlar sorun olur mu diye düşünüyorum.. Son zamanlarda yasadigimiz cok kucuk sorunlardan buyuk kavgalar yasadigimiz icin de benim icimde hislerim cok azaldi. Tekrar eskisi gibi isinabilir miyim? Kafam oyle karisik ki su bir haftada sakallarim beyazladi yeminle.. Goruslerini belirten tüm arkadaslara cok tesekkurler..
0
🌸yarok
(24.07.16)
Aşık olmadığın için kaçacak bahane arıyorsun.Kızla olan tartışmalarının kökeninde bu olabilir.
0
turkuaz
(25.07.16)
@turkuaz +1

ayrıca mantık evliliği falan demişsin ama böyle bir durumda evlenmemek mantıklı davranış olur.
0
coder6006
(25.07.16)
aşık olmadan evilik mi olur allasen. bir de 4 sene diyorsun. ne yapmışsın sen kardeşim.
üstteki arkadaşa katılıyorum. kızı sevmiyorsun, düğün yaklaştıkça da bilinçaltın kaçmaya çalışıyor. yerinde olsam evlenmezdim.
0
vecihi ile fikret
(25.07.16)
Sen millete bakma. Belliki seviyorsun kızı.

Kavgaların kökeninde büyük ihtimal gelin/kaynana, gelin/görümce olayları vardır. Nişanlınız size bir şey söyleyemiyor olabilir. Açık açık konuşun, sıkıntı varsa, imkanınız da varsa ailenizden biraz uzağa taşının.

Öğleden sonra kızı al, baş başa biraz uzak bir yere gidip, önce kızı biraz rahatlat. Sonra açık açık konuşup, derdi var mı öğren... Ona göre karar verirsin.

Ek bir not : Bulacağın başka bir kızın, bundan daha iyi olma ihtimali nedir? Ortamın hali belli...En ufak kavgada bırakmaya çıkarsan, dediğin gibi 1 ayda ayrılırsın...


.
0
kartallar yuksek ucar
(25.07.16)
(12)

Kitap alirken neye gore aliyorsunuz?

kuehles blondes
Merak ettim. Arkadas tavsiyesi, zaten o yazarin onceki eserlerini okumus olma vb harici. Yani ne yazar hakkinda ne de kitap hakkinda bir fikriniz varken nasil seciyorsunuz alacaginiz kitaplari?Ismi? Kapagi? Arka kapakta yazanlar? Fiyati? Turu? Yazarin adi? Cinsiyeti? Yazilarin buyuklugu? Satirlarin
Merak ettim.

Arkadas tavsiyesi, zaten o yazarin onceki eserlerini okumus olma vb harici.

Yani ne yazar hakkinda ne de kitap hakkinda bir fikriniz varken nasil seciyorsunuz alacaginiz kitaplari?
Ismi? Kapagi? Arka kapakta yazanlar? Fiyati? Turu? Yazarin adi? Cinsiyeti?
Yazilarin buyuklugu? Satirlarin boslugu?

Bunlar degilse neye gore?


Tesekkurler.
0
kuehles blondes
(23.07.16)
hiçbir zaman ayaküstü kitap almıyorum.

önceden belirlediğim yazar/kitap ikileminden yola çıkıyorum.

o yüzden kapağı,fiyatı,arkasında yazanları,cinsiyeti,satır boşluğu,basıldığı matbaanın adresi falan umrumda olmuyor.
0
bir sevgi faresi jamal
(23.07.16)
kapağı, türü, arkasında yazanlar ve fiyatı sırasıyla. ama genelde önceden belirlerim ben de, yani birinin tavsiyesiyle almış olurum. hiç fikrim olmadığı bi kitabı nadiren alıyorum.
0
nathanieltroy
(23.07.16)
Önerici sistemleri. Kitaplara puan veriyorum ve 'Sizin için seçtiklerimiz' çıkıyor ya, ilk fikrimi çelen o oluyor. Yapay zekaya inanır ve güvenirim. amazon/audible'ın sistemleri genelde iyi çalışıyor. Önerilen kitaplardan internetteki yorumlara, amazon/audible puanı ya da yerli bir kitapsa ideefix/D&R puanına bakıyorum.

Arka kapak yazısına da çok bakarım. Önerici sistemler A noktasından B noktasına götürüyorlar da, arkadaşın masasında gördüğüm kitap lap diye önüme çıkıyor. Dolayısıyla, daha önceki deneyimlere dayalı bir bilgi yok elimde. Arka kapak yazısını sevdim, çok ilginç geldi. 'Okuduysan alabilir miyim' dedim, kitap da arka yazısı kadar güzel çıktı.

Radikal bir şey olduğunda en çok satanlara bakıyorum ama şu ara en çok satanlara bakıyorum. Geçen aylarda ilk kez gizem romanı türünü denedim. Hiç kimseyi bilmiyorum, konu hakkında hiç bilgim yoktu. Aklıma esti sadece. Gizem romanında isim yapmış ve çok satmış yazarlara baktım, oradan daldım. Sonra da önerici sistemlerle ilerledim. Pişman değilim.
0
aychovsky
(23.07.16)
Kitapları ben de önceden araştırıp gidiyorum ama gitmişken arka kapağını okuyup beğendiğim kitapları almışığım da çoktur.
0
fraise
(23.07.16)
1. kendini kanıtlamış olması
2. okuma garantisi vermesi
0
dissendium
(23.07.16)
yazarına göre
tavsiyeye göre
pek kapağına dış görünümüne bakmam
0
basond
(23.07.16)
içeriğine bakıyorum.
0
lonelyman
(23.07.16)
yazarı ve içeriği hakkında hiçbir fikrim olmayan kitapları almıyorum, ne zaman öyle kitap alsam okuyunca beğenmiyorum. genelde hep güvendiğim yorumlar, tavsiyeler, yazarlardan yola çıkarak alırım.
0
ambrosia
(23.07.16)
klasik eserler ve çok bilinenler haricindekilerin bazıları ile bir yerlerde mutlaka karşılaşıyorum (başka kitaplarda, filmlerde, kitap okuyan tanıdıklardan, sözlük veya buradan vb.). imkanım olduğunda, sonradan almak üzere not ediyorum bunları. bazı önemli kitapların yazarlarının diğer kitaplarını da okumaya çalışıyorum (örneğin salinger çoğunlukla catcher in the rye ile biliniyor, ama franny ve zooey isimli kitabını daha çok sevmiştim). ödül almış kitaplar ve yazarları çok önemli ayrıca (nobel, pulitzer, goncourt, man booker, vb).
0
puc
(23.07.16)
Goodreads'de takip ettiklerimin okudukları, Goodreads'in bana önerileri, takip ettiğim yayınevlerinden çıkanlar, bloglarda önerilenler, bir yazarın iki kitabı arasında kaldıysam çevirmenine bakıyorum. Arka kapakları neredeyse hiç okumuyorum, kitap bittikten sonra bakıyorum ne yazmış diye.
0
kobuzchu kiz
(23.07.16)
Önceden araştırmadıysam içeriğe ve yazara bakıyorum. Sonra kapağa bakıyorum. Sayfa ve yazı kalitesine bakıyorum.
0
piremses
(23.07.16)
Yazara bakmam. Kapagi, ismi falan da ilgilenmedigim seyler.
Turune bakarim. Roman okumuyorum.
0
stavro
(23.07.16)
(13)

Siniriniz ne kadar sürüyor?

alaimisema
Büyük ve olağan dışı olayları hesaba katmıyoruz. Günlük hayatta ufak tefek bir şeye sinirlendiniz diyelim. Örneğin fazla mesaiye kaldınız ve akşam için planınız vardı. Ya da karnınız çok aç yemeğe birini bekliyorsunuz o da keyfi olarak geç geliyor. Sinirleniyorsunuz ve ne kadar sürüyor?Bu sinirden k
Büyük ve olağan dışı olayları hesaba katmıyoruz.

Günlük hayatta ufak tefek bir şeye sinirlendiniz diyelim. Örneğin fazla mesaiye kaldınız ve akşam için planınız vardı. Ya da karnınız çok aç yemeğe birini bekliyorsunuz o da keyfi olarak geç geliyor.

Sinirleniyorsunuz ve ne kadar sürüyor?
Bu sinirden kurtulmak için ne yapıyorsunuz?

Not: 2 gün önce saçma bir şeye sinirlendim ve sakinleştirici bile içmeme rağmen geçmiyor. Artık o mevzu umrumda değil ama hala sinir yüklüyüm saçma şeylere patlıyorum. Gerçekten bir uzman görmeli miyim?
0
alaimisema
(23.07.16)
10 dk

bekliyorum
0
neseranni
(23.07.16)
genelde kısa sürer yarım saate unuturum. ama bazen bazı olaylar üzerinden zaman geçse öfkem dinse bile tekrar tekrar aklıma gelip beni delirtebiliyor.
0
aslmtn
(23.07.16)
Benim çok çabuk geçer . Çabuk sinirlenip çabuk sönerim
0
lilidance
(23.07.16)
Taş çatlasın 5 dk. Çok sinirlenirsem hemen spor salonuna gidiyorum hayret ettiğim ağırlıkları kaldırıyorum.
0
gozu acik sevisen yahudi
(23.07.16)
genelde çabuk sinirlenir, çabuk sönerim ön bilgi olarak bunu vereyim.

günlük hayat akışında olan ufacık şeylerde sakin kalamıyorum, çünkü genelde böyle şeyler devamlı karşıma çıkan şeyler oluyor. kendi kendimi doldurup dururum. sinirim üç-dört gün geçmez, hatırladıkça söylenir çok pis takarım. mesai gibi bişeyse zaten iki hafta filan surat asarım, işimden nefret ederim.

ama insan ilişkileri öfke kontrolünde adeta nirvanaya ulaştım. gerçekten sinirlendiğim bir şey olsa bile sakince söylüyorum, hiç öfkeli kalmıyorum. bazen gündelik şeylere sinirlenip yakınımdakilere patladığım oluyor, o zaman da gönül alıyorum.

2 gün önce saçma bişeye sinirlendin ve geçmiyorsa enerjini atacak bir şey yap, ne bileyim yüzmeye git, koşuya çık, saatlerce bi' küvetin içinde yat, hala geçmiyorsa bi' uzmana görün.
0
evde liyakat kalmamis
(23.07.16)
en çok sinirlenip sinir krizi geçirdiğim olay bile yarım saat sürdü. sonra normal halime geri dönüyorum. ama sinirlendiğim zaman olmadık şeyler yapabiliyorum, sonra hatırlamıyorum bu yaptıklarımı-dediklerimi.
0
nice tnetennba
(23.07.16)
Günlük olaylar yarım saat-bir saat.
Biri bir ahmaklık yapmışsa tüm gün veya o kişi ortadan kaybolana kadar.
0
Lim5
(23.07.16)
Yemek yiyene kadar sürüyor. Yemek yedikten sonra sakinleşiyorum. Zaten çok sinirliysem onu da yapamıyorum. Ağlayarak uyuyorum. Uyanınca yatismis oluyorum bi nebze
0
benoyledemekistemedim
(23.07.16)
Kısa süreli sinirle ,öfkeyi ayirirsak gayet sakinimdir.anlik parlama oluyor arada. Ama öfkemi dindirmek için ordan uzaklasmak iyi oluyor.
0
vi veri veniversum vivus vici
(23.07.16)
Sabah kız arkadaşıma sinirlendim, dışarıdaydı. "Eve geçtiğimde arayayım, şimdi kapatıyorum" dedi. "Kapat ama tekrar aradığında daha ciddi olacağım" dedim.
15 dakika sonra aradığında sinirim geçmişti. Bozuntuya vermemek için sinirli gibi davranmak zorunda kaldım :)

Bence sizin durumunuz biraz uç.
0
geven kafa
(23.07.16)
Öfke nöbetim kısa geçse de içimdeki sinir geçmez.
Acısını fazlasıyla çıkarınca bile tam geçmiyor azalıyor sadece.
Biri bana bir yaptıysa benim karşılık olarak ona on yapmam gerekiyor ki içimdeki öfke azalsın.
Bir uzmana göründüm şimdi bıraktım, toparlamaya çalışıyorum.
0
mutekebbir
(23.07.16)
Galiba 5-10 dakika. Hiç uzun süren bir şey yaşamadım. Parlayan bir insan da değilim.
0
aychovsky
(23.07.16)
cok kinlenmissem bir hafta sinirlenirim. sacma bir huy. asabi olmak kotu bir sey.
0
nax
(23.07.16)
(4)

linkedin'de eskiden gıcık olduğunuz kişilere bakıyor musunuz?

anonymice
size madik atmış bir lise arkadaşı- çıktığınız eski işteki kıl oldugunuz eleman, eski o.çocuu universite arkadaşınız, bir tanıdık.ne yapmış ya bunlar diye baktığınız oluyor mu? dandik işlerde iseler seviniyor, hayvani güzel işlerdeyseler üzülüyor musunuz?ben yapıyorum da..:)ya siz?
size madik atmış bir lise arkadaşı- çıktığınız eski işteki kıl oldugunuz eleman, eski o.çocuu universite arkadaşınız, bir tanıdık.

ne yapmış ya bunlar diye baktığınız oluyor mu? dandik işlerde iseler seviniyor, hayvani güzel işlerdeyseler üzülüyor musunuz?


ben yapıyorum da..:)


ya siz?
0
anonymice
(23.07.16)
hayir. linkedin riskli bi yer oldugu icin sadece is icin kullaniyorum. atiyorum kullanici hesabi acikken baktin diyelim. cat bildirim gidiyor adama.
0
mayeskuel
(23.07.16)
Hesabımın kapalı olduğundan emin olduktan sonra bakıyorum valla. En azından profili tamamen gözükmese bile o anki işi görünüyor, "vay..." tepkisi veriyorum.
0
Sulfoxaflor
(23.07.16)
Sevdiğim-sevmediğim hiç kimseye bakmadım.
0
aychovsky
(23.07.16)
Ben sadece yabanci ceolarin ve akademisyenlerin profiline bakiyorum, Ahmet'in Ayse'nin profilinin neyine baksam ne cikacak zaten :)) En fazla ozel.universiteden uyduruk bir mba eklenmis oluyor.onun disinda geri kalanlar suslu cumlelerin de hepsi tirt.( buna kendi profilim de dahil). Idolum Onur Güntürkün ama Almanya'da kendisi.
0
neferkitty
(23.07.16)
(19)

Magnum falan gibi kampanyalardan bir şey kazanan tanıdığınız oldu mu

lonelyman
kazandığınız ya da tanıdığınızın kazandığı bir ikramiye var mı bu da olur
kazandığınız ya da tanıdığınızın kazandığı bir ikramiye var mı bu da olur
0
lonelyman
(22.07.16)
olmadı. annem bir keresinde dr.oetker'in kabartma tozlarından medet ummuştu. araba çıkacağına bayağı inandırmıştı kendini. ihtiyacı olmadığı halde sürüyle alıp yollamıştı şifreleri. sonra dev boy, albümlü tarif defteri kazandık :(

edit: hala tarifleri ona yazıyorum. yıllardır bitiremedik.
0
ruhen hastayim ben
(22.07.16)
Tam olarak öyle olmasa da iki kez sayisalda 6 tutturmuş bir tanıdığım var :)
0
orient blue
(22.07.16)
benim bir tanıdık magnum şifresi gönderiyordu deli divane. araba çıkarsa satıp alacağı parayla yapacağı şeyleri hayal ediyordu vs. hiçbir şey olmadı.
0
uzunuzunilgi
(22.07.16)
kaç tane şubesi vardır bilmiyorum ama ''burda'' market çekilişinden araba kazanan arkadaşım var. sıfır albea kazanmıştı. yani koskoca algida veya benzeri firmaların üç kağıtçılık yapacağını sanmıyorum. soruyu doğru anladıysam tabi..
0
kaybeden adam
(22.07.16)
coca cola'dan hp laptop çıktı. O zamanlar ben 18'den küçük olduğum için annemin adına göndermiştik ona çıktı :)
0
rodriguez2
(22.07.16)
Ha bir de sadece ismen tanıdığım birisine Audi a6 çıkmıştı bir çekilişten. Çevrem iyi de ben kötüyüm sanırım :) bana da migros'tan Efes pilsen montu çıkmıştı zamanında.
0
orient blue
(22.07.16)
bir kız vardı. magnumun yedeklerinden lambo çıkmıştı kıza. instagramında lambosunu satan bilge mi ne yazıyordu hatta.
0
yuz kiloluk bir zenci
(22.07.16)
Reklamlarında, alttaki yasal metinde, Milli Piyango'dan alınmış izin numarası varsa legaldır. Hediyeleri gerçekten dağıtırlar.
0
inawen
(22.07.16)
Bize 20 yil.once fantasia idi sanirim markanin adi kornetten playstaion 1 cikmisti
0
seyyar satıcı
(22.07.16)
aynı kategori mi bilmiyorum ama bir arkadasımın dedesine çarkıfelekten araba cıkmıstı.
0
yuvarlanantencereninkapagi
(22.07.16)
sayılıyosa liseden bi hoca ya piyango çıkmıştı
0
mirty
(22.07.16)
Yazlikta karşı komsumuza o yazlık ev çıktı.

Denizli de market alışverişi yapıyorlar. Çekilişle o yazlık evi kazanıyorlar. Bize komşu oldular.

Ofisteki arkadaşıma da eskisehirde çağdaş marketten tatil çıktı. Ailecek gittiler.
0
balik kraker
(22.07.16)
Annem 37 ekran televizyon kazanmisti. Baska da bisi kazanmadik.
0
chavezding
(23.07.16)
yuz kiloluk zenci'nin bahsettiği lamborghini kazanan kız benim arkadaşım. (okuldan birkaç alt dönem işte)

bir de staj yaptığım fabrikalardan birinde işçilerden biri emekli olduğu gün yerel market zincirlerinin birinden araba kazanmıştı. orta halli bir arabaydı tabii bu.
0
infernal majesty
(23.07.16)
Mcdonalds'tan bir arkadaşım 2 kere kazandı. Birincisinde Euro 2012ye gitti, ikincisinde ipad 2 ya da 3 olması lazım ondan kazandıydı. Ama eleman ordakileri tanıyormuş herhalde, kola mola içip kod alıyorum diyordu.
0
Golden Ratio
(23.07.16)
Avm çekilişinden yakın zamanda araba kazanan tanıdığım var . Bir de nescafe tek kullanımlık kahvelerden araba ya da yüksek miktarda para ( net hatırlamıyorum ) kazanan biri vardı çalıştığım hastanede
0
lilidance
(23.07.16)
bi arkadaşım turkcell den mini cooper kazanmıştı.
0
aslmtn
(23.07.16)
Kampanyalar genelde SMS'den parayı toplayıp dağıtma gibi (milli piyango mantığıyla) çalışıyor. normalde SMS çok cüzi bir para iken sizden 3-4 TL'ye kadar para kesenler oluyor.

Herkesten 4 TL toplayıp, bu parayla hediyeleri dağıtmak gibi oluyor.

Çok çok azı bunun dışında tabii. Üstüne bir de cep telefonunuz gibi kişisel bilgilerinizi topluyorlar...


.
0
kartallar yuksek ucar
(23.07.16)
Karper Peynir'in 'Şifre gönder, çekilişe katıl'lı çekilişinde abime 5000 TL çıkmıştı 6 yıl önce.
0
aychovsky
(23.07.16)
(19)

çay insanı mısınız bira insanı mı?

anonymice
akşamları ne içersiniz? ne size keyif verir?
akşamları ne içersiniz? ne size keyif verir?
0
anonymice
(22.07.16)
ikisinin de yeri ayrı ancak şu ara çaydan yana kullanıyorum zira, o göbeği eritmek gerek :)
0
badabista
(22.07.16)
sabah kahvaltısında bitki çayı, akşam dışarı çıktıysam bira. evde bira hiç içmem.
0
nice tnetennba
(22.07.16)
bira kırk yılda bir içiyorum artık, sağlıksız.

çay insanıyım. bi de maden suyu insanı oldum.
0
nathanieltroy
(22.07.16)
neden kahve yok ki seçeneklerde:)
0
body electric
(22.07.16)
Cayi kahvalti haric hic icmem. Birayi da senede 3-5 defa en fazla.

Yemek yoksa viski. Yemek varsa sarap. Meze de varsa raki.
0
crown
(22.07.16)
çay ne ya, tabiki bira <3
0
sta
(22.07.16)
çayı sabahları içmek keyifli geliyor bana. biranın zamanı yoktur oysa. galiba bira insanıyım.
0
ruhen hastayim ben
(22.07.16)
çay hep, bira nadir.
ama siyah çay, şöyle bir kaçak çay.
0
uzunuzunilgi
(22.07.16)
çay
0
lonelyman
(22.07.16)
çay.
sudan sonra en sık tükettiğim sıvı çaydır. alkol arada sırada içilen bir şey benim için.
0
pamuk helvalar cebe
(22.07.16)
çay

plase kahve
0
gurur
(22.07.16)
İkisinin de yeri ayridir.
Çay+15321
0
vi veri veniversum vivus vici
(22.07.16)
Çayın her türlüsünü (yeşil/beyaz/siyah, kiraz sapı, rooibos, ekinezya, meyve..) içerim, öğleden sonra da bir filtre kahve içmeyi kendime keyif görürüm.

Alkol tüketmeyi çok sevmiyorum.
0
neferkitty
(22.07.16)
ince belli bardakta cayim varsa yanimda, degmeyin keyfime
0
exlibris
(22.07.16)
Ben kahve tercih ediyorum.

Normal çay zaten sevmem; bitki çaylarıni kışın seviyorum.

Alkol 3 4 ayda bir ancak tüketiyoruz. Geçen gün yılbaşından kalma bira bulduk mesela buzdolabında; içelim bari dedik.

Kahve sıcak, soguk her türlü severim.
0
fraise
(22.07.16)
Çay ne yahu kahve desen belki. Bir de bira değil şarap olacak o. Bu şartlar altında şarap insanıyım :)
0
Aman Sen de
(23.07.16)
İlle ikisinden biriyse çay. Bira sevmem hiç.
Ama kahve insanıyımdır aslında.
0
mutlusismankedi2015
(23.07.16)
Çay kahvaltı hariç içmem . Hatta çoğu zaman kahvaltıda da içmem . Çay mı bira mı dersen elbette bira seçerim .
0
lilidance
(23.07.16)
Çayı sadece kahvaltıda, birayı da 40 yılda bir içiyorum, tatları çok benlik değil. Kışın salep, yazın ara ara limonata, her mevsim sade Türk kahvesi. Düşündüm, akşamları çoğunlukla sadece su içiyormuşum :)
0
aychovsky
(23.07.16)
(6)

çok başarısızım

aysefatmahayriye
çok başarısız bir insanım. artık bu durumu kafaya çok takıyorum. yds olsun kpss olsun. ydsden 20 aldım kpssden 55. ha çalıştım mı hayır ama anadolu lisesi çıkışlıyım lisansta öğretmenlik okudum alt yapım bir nebze de olsa var. ama hayatım boyunca hiç başarılı olamadım. hep ortalarda kaldım artık yer
çok başarısız bir insanım. artık bu durumu kafaya çok takıyorum. yds olsun kpss olsun. ydsden 20 aldım kpssden 55. ha çalıştım mı hayır ama anadolu lisesi çıkışlıyım lisansta öğretmenlik okudum alt yapım bir nebze de olsa var. ama hayatım boyunca hiç başarılı olamadım. hep ortalarda kaldım artık yerlerdeyim.
özel bir okulda çalışıyorum günde 10 saat nerdeyse. kendimi yetersiz hissediyorum. hatta çirkin hissediyorum çünkü geçen gün bir muhabbet de bana ne kızlar vardı gele gele sen geldin dedi arkadaşlar bir drama dersinin eğitimi için. geyik evet ama ciddi tarafı da olduğunu düşünüyorum.

25 yaşındayım herşey için çok mu geç? napayım öleyim mi? kafamda artık bu düşünce de var. bir halta yaramıyor gibi hissediyorum kendimi.
0
aysefatmahayriye
(22.07.16)
30 yaşında olup da hala iş bulamayanlar var, senin 25 yaşında işin var ve başarısızım diyorsun. Daha az çalışabileceğin bir iş bul. Kendine vakit ayır.
0
dissendium
(22.07.16)
insanları dış görünüşlerine göre sınıflandıran o.çocuğudur. direk suratına ağır ithamlarda bulun ama ortamı terketme. Hoşuna giden şeyler yap. İlla matematik, geometri yapmak zorunda değilsin. Ezberin de olmayabilir yapacak bir şey yok.
0
lonelyman
(22.07.16)
güzellik de, başarı da göreceli kavramlar. kendi estetik ve başarı anlayışını kapitalizmin insanlara dayattığı standartlarla kısıtlı tutmamaya çalış. herhangi bir sınavdan düşük puan almak veya bir-iki geri zekalı tarafından "çirkin" bulunmak hiçbir insanın değerini eksiltmez. kendini senden daha "kötü" durumda olanlarla kıyaslayıp avunmak gibi bir şey de yapma bence, yaşamana bak.
0
bbhkeydefe
(22.07.16)
düzenli spor yap, bi' sevgili bul. Yaşın daha küçük; beyin kimyanı toparlayınca bunlar eften püften meseleler gelecek.
0
negatype
(22.07.16)
"ne kızlar vardı gele gele sen geldin" bunu diyen arkadaşının kafasına kürekli vurup, kuyuya atma hissi geldi bende, bu ne kabalık, yakın arkadaşın olabilir diye daha da ileri gitmiyorum, yoksa ona laflarım var.

herkes başarılı ya da güzel değil, sosyal medyada ya da burada sürekli fiziksel görünüşlerini veya paralarını insanların gözüne sokanlara ucuz insanlara aldanma, hayatını yaşa. Meşgale bul kendine, eğlenebileceğin bir şeyler bul ya da bir gönüllü yardım kuruluşuna katıl sana iyi gelecektir. yabana atma kendini iki lafı bir araya getiremeyen denyolar var bu ülkede, hani kendini çirkin başkasını güzel olarak görüyorsun ya, o kızlar var ya, bok yesinler, onların çoğu egolarının altında eziliyorlar ve kendilerine bakmaktan etraflarına bakmayan, okumayan, bilmeyen zombilere dönüşüyorlar.
0
Apocalypse
(22.07.16)
Kötü başlayıp buradan iyiye geçeceğim.

Öncelikle "Gele gele sen geldin" diyen arkadaş öküz, hayvan veya her şey olabilir. Bunu söylediyse gibi "Baktığımızda bir şeyin yok ama parçalarını ayrı ayrı beğendim" de olabilir bir ihtimal ama bunu ciddi ciddi söylediyse bu adam bunu hissedip de söylüyor da olabilir. Öküz, hayvan veya başka bir şey de olabilir ama adam bunu sana söylemese, zaten düşünüyormuş; ne fark eder ki! Yine de bunu sana söylemesi güzel bir şey; çünkü 1) dünya çirkini değilsin, hatta çirkin değilsin; sadece Adriana Lima değilsin; yani utanacak bir şeyin yok; dünya çirkini birinin yüzüne kimse çirkinsin demez. Bunu bildiği varsayılır genelde. Ortalama biri "Ben çirkinim" dediğinde geyik malzemesi olur ama dünya çirkini biri "Ben çirkinim" dediğinde konu değişir, "Yani sen de çok doğal bir insansın, bakışların anlamlı, tırnakların güzel. Bugün saçının kıvrımına güneş mi vurmuş senin?" gibi ıvır zıvır, tamamen gereksiz teselli cümlelerine kayar. 2) yeterince güçlü görünüyorsun, savunmasız ceylan yavrusu değilsin, karşıdan bu algılanıyor 3) belki adam haklı değil, tamamen kişisel yorumu bu 4) bu tarz şakalar genelde şeytan tüyü olan kişilere söylenir. Demek ki milletle samimi olabiliyorsun, konuşkansın.

Bir yandan sınav notlarını söylüyorsun ama çalışmamışsın ki! Çalışmadan bir şeyler beklemen garip olurdu. Çalışmadan, atıyorum YDS'den güzel notlar alan kişiler aslında hiç çalışmamış kişiler değiller; sadece zamanında çalışmışlar ya da eğitim almışlar, o zaman öğrenmiş kalmış, sınav zamanı çalışmaya gerek kalmamış. Güzel alınan notların (eğer sorular önceden verilmediyse) hepsinin içinde mutlaka bir emek var. Emeğin sınav öncesinde olmaması, hiç emek olmadığı anlamına gelmiyor. Emeksiz güzel şeyler beklemek anlamlı değil.

Zaman zaman da yetersiz hissetmek normal, çünkü hayat çok hızlı geçiyor, hiçbirimiz hayal ettiğimize kavuşamıyoruz ki! Ortalamaymışsın, bu güzel zaten çünkü hepimiz ortalamayız. Hani, belki bir %2-3'lük dilim dışında zaten topluca tırtız. Vallahi, hepimiz tırtız, ötesi yok! Şu an moral bozukluğu ile sırf senmişsin gibi görünebilir ama bugün sokakta gördüğün güzel kız akşam eve gittiğinde hayatının amacını senin "Anaaa, ne saçma" dediğin bir şey yapmıştır.; o yüksek notları alan kişinin tek bir arkadaşı olmayabilir; Bilmiyorum, belki o %2-3'lüğün, Stephen Hawking'in falan kendine göre başka dertleri vardır, arada kafalarına onlar da bir şeyleri takıyorlardır. Bakma "Kendine güven! İste, senin olsun!" martavallarına. O başarılı olanlar çok çalışmış, bir yandan da şansı yaver gitmiş başka tırt kişiler; ötesi değil. Senin hiçbir eksiğin, farkın yok. Anadolu Lisesi'ne gitmişsin, daha ne olsun. Demek ki sağlam bir potansiyelin ve altyapın var. Sadece işlemek gerekiyormuş birazcık.

Bu yılgınlık duygusu bir de "Yahu uğraşıyorum, uğraşıyorum. Bir türlü bir şey olmuyor. Benim anam ağladı, başladığım yerden bir arpa boyu anca yol gelmişim" duygusu ile de çıkıyor. Bu dediğimiz şey de ya yanlış yöntemlerden ya da yorgunluk kaynaklı oluyor. Yorulunca miniick emeğimiz deve gibi görünüyor gözümüze ama buradaki yanlış yol da senin suçun veya senin yolun değil; eğitim sisteminin veya birtakım kamusal alımların tuttuğu yol. Bu yolun yol olmadığını herkes biliyor, herkesin bildiği bir şey için kendini helak etme.

Başarı dediğin her yerden gelebilir, hiç belli olmaz. Abimin de, benim de gözlerimiz bozuk. O gözlük takıyor, ben lens takıyorum. Bir arkadaşı kışın "Hadi, şurada okçuluk kursu varmış. Beraber gidelim" dedi. Normalde gözü keskin olmayan, astigmatlı birinin iyi bir okçu olmasını beklemezsin ama adamın yeteneği varmış. Gözlğk takan adamın içinden elf çıktı. İki-üç ay içinde lisanslı olup turnuvalara girdi iş güç sahibi adam. Hatta ilk yarıya girdi turnuvalarda. Bu adam 44 yaşında, belki çok işe yaramayacak ama yine de bu yaşta bir yeteneğini keşfetti. Yetenekten öte sevdiği bir hobi buldu ve zevk alıyor ötesini düşünmeden. Ki kaç kişi okçuluk kursuna gitmiş de böyle bir yeteneğini keşfetmiş. Belki aynı yetenek dedemde de vardı ama hiç ok atmadığı için bilemiyoruz. Bizimkiler de çocukken bizi her kursa yazdıran ebeveynlerden de değildi, kimbilir neye yeteneğimiz var da, hiç çıkmadı. Belki de hiç yeteneğimiz yok ama bilmiyoruz. Aslında bu da hepimiz için geçerli.

Bundan 5-6 yıl önce işlere boğulmuştum. Yorgunluktan bir mola vereyim dedim, Facebook'a girdim. Ortaokulda bir sınıf arkadaşım vardı. 16 yaşında evlenmiş, şimdi üç çocuğu var. O kadar mutlu görünüyordu ki, o an yaptığım iş minicik geldi gözüme. Hayatta hiç çocuk istemedim, içimi eriten onun anne oluşu ve etrafındaki vıcır vıcır çocuklar değil, fotoğraftaki rahatlığıydı. Belki bir yerlere benim de koyduğum mutlu bir fotoğraf başkasına aynı şeyi dedirtmiştir. Ama özet şu ki, hepimiz hemen hemen aynı hayatları yaşıyoruz. Bazı zamanlar her şey üstüste gelebiliyor ve gerçekten şanssız olabiliyoruz ya da bazen şanslı olabiliyoruz ama o dönemler harici hepimiz hemen hemen aynı hayatları yaşıyoruz. Rahat ol valla, klavyenin bu ucunda senden farksız başka bir tırt var. Ne fazlası ne eksiği. Bunu kabullenince hayat daha rahat oluyor ve nefes alınabiliyor. Bu da daha fazla motivasyon getirebiliyor.
0
aychovsky
(22.07.16)
(10)

denişik semizotu tarifiniz var mı?

hayat aklini konusacak bir filozof uret
semizotunun iki çeşidini yaptığımı farkettim. yoğurtlu salatası, boranisi, başka nasıl yapabilirim. yabani semizotu aldım, canım hiçbirini istemedi. mücver gibi olur mu ki, başka önerileri olan var mı?
semizotunun iki çeşidini yaptığımı farkettim. yoğurtlu salatası, boranisi, başka nasıl yapabilirim. yabani semizotu aldım, canım hiçbirini istemedi. mücver gibi olur mu ki, başka önerileri olan var mı?
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(21.07.16)
direk ıspanak gibi yemeğini yapıyorlar ama bilemedim.
0
cagdassalur
(21.07.16)
yemeği güzel olur. zeytinyağlı falan. soğuk sğuk yazın iyi gider.
0
sutlu nescafe
(21.07.16)
sarı/turuncu mercimekle çorbasını yapıyorum ben. çok da seviyorum. mercimeği koyuyoruz kaynıyor bir süre. semiz otlarını doğruyoruz ufak ufak. biraz kaynamış, açılmış mercimeğin içerisine semiz otunu koyuyoruz. o sırada sarımsağı da doğrayarak ya da ezerek koyuyoruz. biraz da ekşi koyuyoruz. kaynamaya devam ediyor.
ocaktan almak üzereyken ince doğranmış soğanı ayrı yağda kavurup çorbayla karıştırıyoruz.
0
uzunuzunilgi
(21.07.16)
borani ne bilmiyorum ama biz direkt salataya doğruyoruz. zevkine göre ince de dilimlenebilir. salçalı yemeği ise ıspanaktan pek farklı değil ama ben ıspanağın sulu salçalı yemeğini çok daha seviyorum.

boraniyi gördüm biz ona direkt yoğurtlu semiz diyoruz :d
0
cabiday
(21.07.16)
boraniyi biz prinçle yapıyoruz.
soğan, domates, semiz pişiyor inmesine yakın bi avuç içi kadar prinç ekliyoruz. prinçler pişince ocaktan alıyoruz.
ıspanakla yaparken domates yerine salça oluyor.
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(21.07.16)
Ben nar eksisili, zeytinyagili ve beyaz peynirli yapmistim. Uyduruktu ama güzeldi.
0
pln
(21.07.16)
@uzunuzunilgi, birazıyla mercimekliyi deneyeceğim. soğan kavurmak yerine ince ince taze soğan doğrasam nasıl olur diye düşünmekteyim, nasıl olur sence?

@pin, salata demi? o da iyi fikirmiş. birazını da sabah kahvaltısında öyle yapayım.

birazıyla da mücveri deneyeyim diyorum.. ya da okonomiyaki gibi bişey yaparım lahana yerine semizotlu da olur bence.
sonucu yazarım buraya :P
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(21.07.16)
Domates salatalık tercihen biber vs doğrayarak semizotunu da içine atıp salata yapabilirsiniz. İçine peynir ve cevizle efsane olur.
0
ananotherlife
(21.07.16)
Ben haşlamadan yapıyorum, haşlayınca tadı kaçıyor bence. Semizotu piyazı diye bir şey var, salata gibi. Domatesi ve soğanı küp küp kesip araya semizotu atarak, üstüne sarmısak, limon, zeytinyağı ve sumak atınca mükemmel bir şey oluyor.
0
aychovsky
(21.07.16)
yeşil taze soğan olmaz heralde ya. kavrulacak o. kuruyla yapalım garanti olsun :)
0
uzunuzunilgi
(22.07.16)
(1)

şunu ingilizceye çevirebilir misiniz

fekat
zamanın görkemi yalanın maskesini düşürür gerçeği ortaya çıkarır şu şekspirin sözünü ingilizceye şey edebilir misiniz
zamanın görkemi yalanın maskesini düşürür gerçeği ortaya çıkarır
şu şekspirin sözünü ingilizceye şey edebilir misiniz
0
fekat
(20.07.16)
Orijinalinden alıntı yapmak gerekirse paragrafin tamamı şöyle
Time's glory is to calm contending kings, To unmask falsehood and bring truth to light, To stamp the seal of time in aged things, To wake the morn of sentinel the night, To wrong the wronger till he render right, To ruinate proud buildings with thy hour And smear with dust their glittering golden towers.

Bu kısa kısmı orijinaline sadık kalmaya çalışarak 'Time's glory unmasks falsehood and brings truth to light' diyebiliriz ama şuralardaki the eksiklikleri beni rahatsız etti. 'Time's glory unmasks the falsehood and brings the truth to light' yaptım.
0
aychovsky
(20.07.16)
(5)

yeni modlar alindigindan beri ilk defa duyurusu/cevabi silinenler

hopeless
var mi? hangi sebepten silindi? ne dusunuyorsunuz?bana ilk defa oldu ve kurallara cok da aykiri oldugunu dusunmedigim bir cevabim silindi. yani eminim ki yeni bir moderator silmistir. epey sinir bozucu bence. sanirim hem bir seyler silmek icin firsat kolluyorlar hem de bu isi beceriksizce yapiyorlar
var mi? hangi sebepten silindi? ne dusunuyorsunuz?

bana ilk defa oldu ve kurallara cok da aykiri oldugunu dusunmedigim bir cevabim silindi. yani eminim ki yeni bir moderator silmistir. epey sinir bozucu bence. sanirim hem bir seyler silmek icin firsat kolluyorlar hem de bu isi beceriksizce yapiyorlar.
0
hopeless
(20.07.16)
Bir şeyim silinmedi de duyuruma gelen tatlı, sohbet içerikli, cevaplar silindi. Bence baba jo siliyor hepsini, ona yüklenelim :D

Kimseyi ispiyonnlamadım şimdiye kadar, o konuda bir fikrim yok.
0
shadowcat
(20.07.16)
benim cevabım silindi haklıydı.
0
basond
(20.07.16)
Isterlerse noktalama isaretinden sonra boşluk bırakmamışsin derler, silerler. Onu da alkışlayan çıkar yani. Burası böyle bi yer.
0
damdanakan
(20.07.16)
oha yeni mod mu alındı (silin ulan)
0
shotgunwoman
(20.07.16)
Şimdi silinen cevabınıza baktım, bir yanlışlık yok. Gerçekten de 'Soruya cevap değil'miş.

Mod sayısının çok olmasını biz önerdik açıkçası. Hem bu kullanıcılardan aldığımız bir geri dönüştü, çalıştay sonuçlarından biriydi; hem de aktif modlar olarak sürekli burada olamıyorduk hem de bazı karar isteyen konularda daha çok kişinin fikri olsun istedik.

kaymaktutmayansicaksut ile girdiğimizde ilk birkaç ay çizgim Gandhi ile Hitler arası gidip gelmişti, sonradan bir çizgiye oturttum, hatta oturttuk. Kimine göre iyi, kimine göre fena değil, kimine göre kabus gibi bir çizgi idi. Ancak, şu vardı; aktif olan iki-üç kişi kalmıştık ve sürekli online olamıyorduk. İspiyon da yapılmazsa gözden kaçıyordu. Hatta 'Ne olur ispiyonlayın, internet kullanıcıları da ne olur mesaj atsın' dediğim duyuru cevapları boldur. Bu konuların açıldığı duyurulara mutlaka böyle bir cevap yazmışımdır. Sürekli online olmadığımız için geç dönebiliyorduk ispiyonlara. Şimdi sürekli online birileri var ve bizim mesajlaşmalarımız gün içinde vıcır vıcır. Duyuru'ya girmediğim anlarda bile sürekli vıcır vıcır ekran görüntüleri ile mesajlaşıyoruz, ispiyon değerlendirme tavan yaptı. Kontroller bu nedenle daha sıkı bir hale geldi, gözden kaçmıyor pek bir şey. Ek olarak, yeni arkadaşlar silme, vb. işlemleri yaptılar ama tek başlarına büyük inisiyatifler almadılar henüz. Küçük ve çok net ispiyonları değerlendirdiler genelde. Verilen kararlar ortak veriliyor.

Bir de hatırlatmak isterim, bir-iki aydır 'Soruya cevap değil'leri, hakaret ve küfürleri daha sıkı tutmaya başladık, çünkü mesaj kutumuz ve çalıştayımız 'Yeter artık, daha fazla dalga geçen görmek istemiyorum'larla doldu. Bu arkadaşlar da bu sıkı yönetimin üzerine geldi ancak ortak kararımızın çizgileri zamanla oturacaktır.
0
aychovsky
(20.07.16)
(21)

Duyurunun optimistleri toplasin

fraise
Optimist olmayıp en azindan felaket senaryolari uretmeyenler de olur. Biliyorum, zor günlerden geçiyoruz ama burda ve sözlükte öyle bir hava var ki her okuyup çıktığımda 'hepimizi kesecekler, bu ülkede sıkışıp kalacağız.'diye düşünmeye başlıyorum. Ben zaten korkuyordum yorumları okudukça iyice kötü
Optimist olmayıp en azindan felaket senaryolari uretmeyenler de olur. Biliyorum, zor günlerden geçiyoruz ama burda ve sözlükte öyle bir hava var ki her okuyup çıktığımda 'hepimizi kesecekler, bu ülkede sıkışıp kalacağız.'diye düşünmeye başlıyorum. Ben zaten korkuyordum yorumları okudukça iyice kötü hissediyorum kendimi. Biri başka ulkeler sınırları kapatacaklar diyor, diğeri yurtdışına çıkışlarımiz yasaklanacak. Dün biri seriatcilardan acısız olum isteyebilir miyiz diye duyuru açmışti mesela. Okudukça moralim bozuluyor. Görüyorum ki çok fazla insan var benim gibi.

Dün babam kızıp 'yahu girip bakma artık şu yazanlara' diye beni sakinleştirmek için uzun uzun konuştu. Ben de birkaç hafta ne sözlüğe ne de duyuruya girmeyeyim dedim ama bir yandan da haberleri takip etmek istiyorum.

Neyse kotumserler yanında daha umutlu şeyler söyleyecekler var mı? Tamam belki mükemmel bir ülke olmayız ama hiç değildik ki zaten. Yaşıyorduk işte bir şekilde. Belki biraz okuyup kendimizi rahatlatiriz. Teşekkür ederim şimdiden herkese.

NOT: biz sokağa çıkıp demokrasi şöleni yaşıyoruz vs diyecekler gelmesin. Gerçekleri de az buçuk biliyoruz sonuçta.
0
fraise
(20.07.16)
E karamsarlar gelmesin, demokrasi için sokağa çıkanlar gelmesin, kim gelip cevap yazsın ki anlamadım. Neyse, ben epey karamsarım ancak yaşları 40-60 arasında değişen bazı chplilerin artık birlik olunacağını, bundan sonra ayrışma olmayacağını, bu son olayın bir dönüm noktası olduğunu düşündüklerini biliyorum. Tuhaf bir yaklaşım tabii.
0
soso
(20.07.16)
Sokaga cikmayanlar içinde de tamamen karamsar olmayanlar vardır diye umut etmiştim. Endiselenmeyın demiyorum. Herkes endiseleniyor da burda ve sözlükte başka insanları da panige sevk etme durumu var maalesef.
0
🌸fraise
(20.07.16)
benim en optimistik yaklaşımım şöyle oluyor, ortadoğu'nun kaderi bu nasıl olsa bundan kaçış yok. bizimki kısa bir araydı sadece.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(20.07.16)
Umutlu şeyler söylenecek bir ortam yok da senin okudukların kadar kötü de değil, olmayacak da büyük şehirlerde.
0
nawar
(20.07.16)
Bilinçli insanlara ihtiyaç var.
40-60 yaş arasında değilim.
Chp'li de değilim.
Ancak evet, artık hepimiz birbirimizi sarıp sarmalamalıyız.
Ben, sen bu ülkeden kaçıp gidebiliriz ancak arkada bırakacağımız anneler, babalar, halalar, enişteler, çocukluğumuzun geçtiği topraklar, güzel anılar olduğunda gittiğimiz yerde çok mu hayaller hayati yaşayacağız? Bir şehirde bir patlama olduğunda bile sinir krizleri geçirip tanıdıklarımızı arıyoruz.
İranlı bir arkadaşım ateist olması ve hayat tarzının uymaması sebebiyle Yeni Zelanda'ya kaçmıştı. 4 sene çok mutlu yaşadı, sonra zamanla Yeni Zelanda'nın doğal güzellikleri bile gözüne batmaya başladı. Neticede İran'a geri döndü.
Bu ülkede doğmayı seçmedik ancak bu ülkede doğduysak mike mike öyle veya böyle travmasal etkileneceğiz (kaçsak ya da oturup sadece izlesek bile). Hiçbir şey yapamıyorsan yapanlara engel olma, sus (sen=genel)

Modern zamanın kurtuluş savaşını belki de böyle yaşıyoruz. Hazıra konduğumuz topraklarda "ben etmem", "ben bi şey yapmam", "ben onu da yapmam", "hepinizden nefret ediyorum" diyebilenler oldukça maalesef kolay olmayacak bu geçişler.
0
dessy
(20.07.16)
3 a bir araya gelmeden zor. apocular atatürkçüler anarşistler asdf

gelecektir de.
0
Cursed Chico
(20.07.16)
Sosyal medyada, sözlükte yazılanları ciddiye almanın lüzmü yok. Ttabi gündemi takip etmek için kullan da çok da üzerinde durma yani. Çoğu şey abartılıyor internette zira(iyi ya da kötü farketmez). Hani felaket senaryosu yazacaksak sosyal medyaya göre şimdiye kadar 20 kere 3. dünya savaşı, 10 kez iç savaş çıkmıştı. Ne bileyim şeriat gelmişti, Suriye'ye girmiştik falan filan. Zaten kafası çalışan, güzel analiz yapan insan kendini belli ediyor.. Gerisine da yav he he de geç kısaca..
0
mirandaiam
(20.07.16)
mirandaiam +1

Gezi zamanında nasıl bilgi kirliliği yaşadık, bu dönemde de bilgi kirliliği yaşamak çok normal. Algıların değişmesine izin vermemek gerek. Korku ve tedirginlik yaratan yersiz ve kaynağı belli olmayan her türlü şeyi göz, beyin ve kulak ardı etmek gerek.
0
dessy
(20.07.16)
"şeriat gelirse işkencesiz ölüm isteme hakkım var mı, yoksa internetten bileklerimi kesmeyi öğrenicem"

"sokağa çıktım bol pantolon dekoltesiz tişört giyiyodum ama herkes beni tecavüz edip öldürecekmiş gibi baktı çünkü başım açık"

"silahlanın, evinizi ve ailenizi koruyun çünkü bunlar bizi öldürür"

vs vs vs... birkaç gündür hep böyle duyurular görüyorum. bana büyük bir kısmı çok abartılı ve hatta biraz çocukça geliyor. ben de bu ülkede yaşıyorum, ailemle birlikte sekülerin dibiyiz. kaç kere yazdım bilmiyorum şu an akrabalarımı ziyaret etmek için bir doğu iline geldim. akp'nin %70 oy aldığı yer. normal skinny jean'imle, dar bluzumla sokağa çıktım, ekşici arkadaşların deyimiyle "çomar" kaynayan devlet hastanesine gittim, otobüse bindim, kimse beni öldürecekmiş ya da tecavüz edecekmiş gibi bakmadı. biri dün demiş ki "günde ortalama 3-4 kez sözlü taciz ediliyorum" YOK ARTIK YAHU. Okulumdan dolayı sıklıkla Fatih'e üsküdar'a giderim, askılı da giyerim, dekolteli de giyerim, mini etek de giyerim, daha günde ortalama 4 kez sözlü tacize uğradığım olmamıştır. Bu ramazanda Beyazıt'ta Süleymaniye Camiinin karşısındaki esnaf lokantasında kaç kere gittim tek başıma öğle yemeği yedim, tek kelime laf eden olmadı. Tacize uğrayanlara yalan söylüyorsunuz demiyorum, bu yalan söylenecek bir konu değil; ama ben de bu ülkede yaşıyorum, ben de bu ülkenin sokaklarında dolaşıyorum ama ben hiç burada ya da sözlükte lanse edilen kadar abartılı bir görüntüyle karşılaşmıyorum.

Biri olan bitenden dolayı silahlanın demiş, teksasta mı yaşıyorsun abi ne silahlanması? evet ortalık güllük gülistanlık değil hatta çok leş ama babam 80'lerde üniversitelerde olup bitenleri anlatıyor, durum bundan çok daha kötüymüş. zincirle kovalayanlar mı dersin, kantin basıp öğrencilere bıçak çekenler mi, okul kapılarında patlayan bombalar mı, kimvurduya giden, işkencelerde katledilenler mi, yoksa cenazelerde çıkan olaylar mı ... diyeceğim o ki bu ülke hiçbir zaman güllük gülistanlık olmadı, bu günler de geçecek. evet olup bitenler gerçekten midemi bulandırıyor ama ben şahsen "şeriat gelirse tecavüz etmeden önce bileğimi kesicem :s" diyen insanların niyetinin başka olduğunu düşünüyorum. ha bu arada, şeriatla ilgili tek bildiği şey en iyi ihtimalle persepolis filminde izledikleri olan insanlar son olaylardan sonra ortadoğu siyaset bilimi uzmanı kesildi, kaale aldığına bile değmez. çok doluyum bu konuda ve toparlayamadım, ama diyeceğim o ki fraise, seni duyurularından ve cevaplarından bildiğim kadarıyla aklıselim bir insansın, lütfen sosyal medyada yazılan korku dolu senaryoları bu kadar ciddiye alma.
0
ambrosia
(20.07.16)
Her zaman ama özellikle şu dönem kesinlikle takip edilmeli: twitter.com
0
dessy
(20.07.16)
Ambrosia da üşendiklerimi gayet güzel açıklamış.. Yani şuraya yarım saat göz atınca bile kimlerin goygoycu olduğunu anlamak mümkün. Onları siklemenin de hiç bir lüzmu yok, "aman tanrım, hepimiz ölüceeeeeez" tayfası da senelerdir var zaten..
0
mirandaiam
(20.07.16)
hep optimist oldum, bu zamana kadar her olayın pozitif yönüne, olumlu taraflarına odaklanmaya çalıştım, oralardan yürüdüm, hayatımı hep insanlar için iyilik isteyerek ve yaparak geçirdim bu zamana kadar. belki beni bilen vardır, insanlara yaklaşımımı, tavrımı vs...

bu son olay bende biraz travmatik bir durum oluşturdu galiba, tanklar ve uçaklar, hepsini birebir yaşadım, sokaklara dökülen insanların bağırmaları, kornalar, hepsinin içindeydim. uçaklar geçerken sonik patlama sesleri geldiğinde açık balkon kapısının perdeleri fırtına varmış gibi uçuştu, her şey evin içinde gibiydi sanki, neyse, daha fazla detay vermiyim. ben internetten özellikle okumadım hiçbir yazı, facebook'ta önüme gelen ve merakımı çok cezbeden bazı yazıları falan okudum, bazı videoları izledim sadece, tamamen bilgi almak amaçlı, yoksa komplo teorileri geliştirmeye yönelik değil.

cumartesi sabahı geç uyandım, çünkü neredeyse sabaha kadar uyanıktım. baktım sokağa çıkma yasağı falan kalmamış, kahvaltı yapmadan daha markete gittim, bir büyük cin aldım eve geldim. 2 tane tost yaptım kendime, yanında ağlayarak cinimi içtim. o gün akşamüstü civarı uyudum, pazar yine devam. pazartesi 2 haftalık iznimin ardından işteki ilk günümdü, hiç verim alamıyorum, 3 gündür midemdeki aşırı yanma ve bulanmadan ötürü dün gece birkaç kere aralıklarla kustum, bu sabah hastanede reflü teşhisi kondu, izinliyim.

yani söylemek istediğim; optimistlik bir yere kadar gidiyor, herkesin bir psikolojisi ve ruhu var, kırılmalar olmuştur eminim ki herkeste bu olaydan sonra.

umut diyecek olursam da, ülke'ye dair umudum hep vardı, seçimlerden sonra üzülsem ağlasam da, hep oldu. bu olaydan sonra boşa bağladım, boş verdim artık tamamen. elimdeki umudum ise, yurtdışına çıkmak, orada yaşamak. şu anda haftasonundan beri girdiğim araştırma modundayım hala. bakıyorum, fırsatları kolluyorum. bundan önce de yurtdışında çalışmak için atılımlarım olmuştu, ama kariyer için, daha iyi kazanabilmek, kendimi geliştirebilmek, belki eğitimime yurtdışında devam edebilmek için. ancak şu anda farklı etmenler de işin içine girdi artık.

bu şekilde düşünmeseniz bile çoğunuz çok güzel insanlarsınız, kendi hayatınıza, ne kadar düzgün ve güzel varlıklar olduğunuza bir daha bakın. ilerinizi hayal etmeye çalışın mevcut durumda, ihtimalleri şöyle bir gözden geçirin. sizin için hangi tünelin sonunda ışık varsa oraya yönelin. ben şahsen bu tünelin sonunda ışığı gördüm, artık o bir tren mi çıkar, yoksa gün ışığı mı bilemiyorum. kişisel analizim beni buraya getirdi. siz de bir değerlendirme yapacak olursanız eminim ki birkaç ihtimal arasından kendiniz için en uygun, en güçlü olanı farkedeceksiniz. ona yönelin, köklü değişiklik de gerektirse, sonundaki ışığa kitlenin. hayatınızı bir kere yaşıyorsunuz, ışıkta yaşayın.

belli ki herkes benim gibi düşünmüyor, ama ben birlik olamıyorsak (bu zamana kadar olamadık), artık bireysel davranmam gerektiğini hissediyorum. bu şekilde düşünüyorum. ha ileride neler olur bilinmez, belki bişeyler düzelir, belki daha kötüye gider, ama ben artık bu ülkeye ait hissedemiyorum kendimi maalesef.


not: bu konuda böyle detaylı hiç yazmadım daha önce, burası ilk belki de son yorum yazdığım yer olur. birini üzdüysem affola, her gerçek doğru ya da güzel değil ne yazık ki.
0
loveinaflipbook
(20.07.16)
ambrosia gayet güzel açıklamış etraf goygoycu dolu.
sözlükte okuduklarımı pek kaale almıyorum.
0
basond
(20.07.16)
loveinaflipbook, hissettiklerin toplumsal travmanın bir parçası. bu ne demek? yalnız değilsin. seninle aynı hisleri, korkuları taşıyan milyonlarca insan var. cuma gecesini hepimiz farklı şiddetlerde birlikte geçirdik. illa iyimser olmak zorunda değilsin. zaten inanmadığın bir şey uğruna iyimser olursan kendini kandırmış olursun. o yüzden şu an bulunduğun konum gerçeklik, gönlünü rahat tut. kendini bunun için kötü hissetmek zorunda değilsin.

ancak öte yandan, artık normalleşmeye başlamamız ve toparlanmamız da gerek. bu da tabii geniş bir süre zarfında çok değişken zaman aralıklarında olabilecek doğal bir süreç. ben bugün kendimi buna hazır hissediyor olabilirim. senin kendini hazır hissetmen iki günü, iki haftayı, belki de iki saati bulabilir :) böyle böyle çember yine genişleyecek.

Yani hayat öyle veya böyle, bu denklem üzerinde doğal akışta ilerliyor. ha dessy olsun, ha loveinaflipbook. önemli olan bence hepimizin kendimize bu konuda zaman tanıması ve bu süre zarfında korku algısına katkıda bulunmaması.
0
dessy
(20.07.16)
Bir de, "bu ülke Kanada gibi olacak", "penguenler Afrika'da yaşayacak" gibi bizlerle uyumlu olmayan hayaller kurmak veya bu tarz söylemlerde bulunmak yerine "bu topraklardaki insanlar öncesinde defalarca olduğu gibi bunun da üstesinden gelecek, bu bizlerin gördüğü en kötü günler değil, şimdi ne yapabilirim?" diyebilmek gerek belki de.
0
dessy
(20.07.16)
Ambrosia ve mirandaiam iyi açıklamış. Ülkenin boktan bir yer olduğu ve 10 sene içinde almanya seviyesine gelmeyeceği aşikar ama ekşi'de okunanları çok ciddiye almamak lazım. O nickin ve ciddi bir üslupla yazılan felaket senaryolarının altında çok ciddi bilgili birisi var sanabiliyorsun ilk bakışta ama çoğu zaman aslında 16 yaşında, nargilecide salak arkadaşlarıyla konuşurken duyduklarını oraya her şeyi çözmüş gibi yazan bir embesil var. Çok kulak asmamak lazım.
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(20.07.16)
loveinaflipbook'un yazdığı yazı altına zaten hep iyimser olmak ve tost eşliğinde cin dışında içtenlikle imzamı atabilirim.
0
evde liyakat kalmamis
(20.07.16)
Şu anki korkular, umutsuzluklar bir yana, tarih kitaplarının yazacağı bir dönemden geçiyoruz. Bunlara capcanlı tanık oluyoruz. Her şey bittiğinde istediğin yerde olacaksın, torunlarına zopik başında bugünleri "Ne günlerdi. Dedenizle birlikte ne yapacağımızı şaşırmıştık. Onun şimdi böyle aslan gibi göründüğüne bakmayın, arpacı kumrusu gibi düşünüyordu" diye anlatıp kıs kıs güleceksin. Zopik daha icat edilmedi, edilecek.
www.angelfire.com
0
aychovsky
(20.07.16)
hayat devam ediyor sadece orkların gücü biraz daha arttı orta dünyada karanlık bir güç uyanıyor bizimde legolaslarımız,aragornlarımız,orman cadılarımız var dert etme ;)
0
gündüz m
(20.07.16)
valla kaynak ne bilemiyorum ama reddit'te falan şu an dünyanın en barışçıl zamanlarında yaşadığımızı iddia ediyorlar. Medya-internet gibi kaynaklardan çok hızlı ve dünyanın her yerinden haber almamız dolayısıyla olanı daha abartıyoruz ya da öncekileri görmediğimiz için çok acayip geliyor herhalde. Onlar Avrupa'nın savaşsız olmasını falan örnek gösteriyorlar sanki ama düşününce "eskiden 2 milyar insan vardı % şu kadarı ölüyordu, şimdi 6 milyarda şu kadar" diyince cidden oran düşmüş olabilir.

bu optimist kısmıydı. Ama kalkıp da "Türkiye hep böyleydi, buralar zaten hep böyle ve böyle kalacak" demek de ne kadar mantıklı bilemiyorum. hani 80'ler daha kötüydü diyelim tamam, bir süre sonra bu oldu. Hepsi de geçiyor gidiyor. E bir 20-30 yıl sonra bizim çocuklarımızın başına da böyle şeyler gelecek yani? Normalleştirelim mi o zaman? Buna da katılmıyorum.
0
rodriguez2
(20.07.16)
Optimistliği falan bilmem de bahsettiğin söylemlerin ikiyüzlü ve bencilce olduğunu düşünüyorum. Önce gidip adama kurşun sıkacaksın ya da bunu destekleyeceksin, sonra da adamın gelip sana yumruk atma ihtimaline dayanarak goygoy yapacaksın. Böyle bir yavşaklık var mı? Öfkeyi, nefreti ve şiddeti yaratanların, yarattıkları şiddette boğulmaları olması gereken şey.
0
harvey
(20.07.16)
(3)

Normal's overrated sözü tam olarak ne anlama geliyor?

steve rogers
Sb
Sb
0
steve rogers
(19.07.16)
Normal olmak abartiliyo, anormallik daha iyi gibi bi anlami var bence. Klasik tumblr girl yazisi ama bana kalırsa
0
nundu
(19.07.16)
normallik çok balon, abartılmış bir şey demek.
0
nathanieltroy
(19.07.16)
nundu +1, "Normallik abartılıyor, anormal olmak sanıldığı kadar da kötü değil" gibi bir anlamı var.
0
aychovsky
(19.07.16)
(18)

Kadınlara bir soru

fridgetiness
Yaşanan olaylardan sonra özellikle kadınlar için gece sokakların daha tehlikeli hale geldiğini düşünüyor musunuz? Bir hafta öncesine göre günde uğradığınız sözlü-fiziksel taciz sayısında artış var mı?
Yaşanan olaylardan sonra özellikle kadınlar için gece sokakların daha tehlikeli hale geldiğini düşünüyor musunuz? Bir hafta öncesine göre günde uğradığınız sözlü-fiziksel taciz sayısında artış var mı?
0
fridgetiness
(19.07.16)
Ben de var. Cumartesi akşamı Kadıköy gibi bir yerde yaşadım. Kimse dönüp bakmadı, yardım etmedi bile. Ardından sinir krizi geçirdim zaten.
0
dessy
(19.07.16)
bu süre zarfında iş dışında dışarı çıkma fırsatım olmadı pek, o yüzden bende bir değişim yok.
0
piremses
(19.07.16)
Samımıyetıne güvendiğim bir kişi darbenin ertesi gecesi arabadan sarkan insansılar tarafından taciz edildiğini söyledi. Size de gününüzü göstereceğizin küfürlü halleri. Onun dışında aychovsky bıçak çekildiğini yazmıştı. Bir de kezzap hikayeleri dolanıyor etrafta ama ne kadar doğrudur bilemiyorum belki de bilmek istemiyorum
0
🌸fridgetiness
(19.07.16)
sokaklar kadınlar için daha tehlikeli tabi ki. gece dışarı çıkacak kadar gözümü karartmadım henüz ama hava 35 derece ve ben şort giymiyorum, etek, elbise giymiyorum. birinin bir şey diyeceğini, çok korkunç bir durumla karşı karşıya kalacağımı kabul ederek. üç günde insan değişiyor işte. eksküyz may lengıç, ne münasebet ya giydiklerimi mi değiştireceğim insanlar yüzünden derken, sokaktayız diye skmeseler bari der olduk. nereden nereye.
0
evde liyakat kalmamis
(19.07.16)
darbenin ertesi gecesi arabadan sarkan insanlar tarafından da taciz edildim.

sinirlerimi gerçekten toparlayamıyorum.
0
dessy
(19.07.16)
@lamaga katılıyorum size ama soru biraz daha cinsiyetinizle düşünmeniz üzerinize. Mesela günde ortalama 3-4 kere rahatsız edici bakış ve sözlü tacize maruz kalıyorsanız bu sayı son günlerde arttı mı veya giydiğiniz şeylere, dışarı çıkış saatlerinize "kadın olduğunuz için" eskisine nazaran daha çok dikkat ediyor musunuz?
0
🌸fridgetiness
(19.07.16)
gergedan
(19.07.16)
Dün güpegündüz, yakıcı güneşin altında, ana cadde üzerinde, İstanbul'un "en nezih" denilen semtlerinden birinde, yanımızda vızır vızır arabalar geçiyorken, 10 adım ötemdeki durakta insanlar bekliyorken sustalı bıçak çekildi.

Gece çıkıyorum diyemem ama gece geç saatlerde döndüğüm oluyor. Eve geceyarısı gibi döndüğüm oluyor. 1.5 yıl önce gece kapkaça uğradığımdan beri gece çıktığımda dönerken ya taksi ile dönüyorum ve birilerini "Şu plakalı taksideyim" diye uyarıyorum (bir tane de kaçırıldığımda tek tuşla 3 kişiye SMS atacak olan bir uygulamam var) ya da abim beni duraktan alıyor ve eve gidiyoruz.

Bugün ilk defa metrobüste "En açık ben miyim, kabak gibi hedef miyim, kezzap atarlar mı" diye diken üstünde geldim. Üstelik açık falan da değildim. Dekoltesiz t-shirt, mini olmayan etek.
0
aychovsky
(19.07.16)
ben bir kadın olarak artık korkuyorum. kısa kollu giydiğim için dayak yer miyim acaba diye düşünmeye başladım ki ben bu konularda gayet dik kafalı biriyimdir. ama artık korkuyorum.
0
aslmtn
(19.07.16)
Ben 15 temmuz sabahi taciz edildim sabah 6.15 vapuruna binecektim. Pesime takildi sapik, kimden yardim isteyebilirim diye dusubdugumde etraftakilerin ondan farkli olmadigini gordum.ustumde ne etek vardi ne kisa kollu. O bakislar neydi oyle. Darbe gecesi de su almaya ciktik iki kiz, kisa kollu bizi taslamalarindan korktuk geri donduk. Allah hepsinin cezasini versin.
0
geçerkenugradım
(19.07.16)
geçen haftaya kadar direnip bir şekilde şort - elbise giyerken bu hafta bu sıcaklarda pantolon giyip çıkmaya başladım. tişört-pantolona bile bakışlarında vahşileşme olduğunu hissediyorum. genel olarak sokaktaki adamlardan korkuyor-tiksiniyorum. elimde olsa sokağa dahi çıkmam.
0
turk kizi
(19.07.16)
Oldukça salaş ve bol bir t-shirt pantolon ikilisiyle saldırıya uğradığımdan beri 'şort giymesem mi elbise giymesem mi' diye düşünmüyorum. Yapacaklarını her şekilde yapıyorlar.

Son 3 gündür benim cephede bir artış yok, her zamanki bakışlı tacizler devam ediyor sadece.
0
amelie poulain
(19.07.16)
Bende bi şey değişmedi, kadıköy'de oturuyorum ama yıllardır işim gücüm gereği üsküdar ve fatih'te gezinirim ve sürekli toplu taşıma kullanırım, hiç öyle "günde ortalama 3-4 kez bakışla ve sözle taciz oranı" gibi yüksek bir skorum da olmadı. :(
0
ambrosia
(19.07.16)
umarım skorunuz hiç yüksek olmaz zira güzellikle falan ilgili değil sevgili @ambrosia
0
🌸fridgetiness
(19.07.16)
benimki daha tuhaf
muhafazakar bir mahallede oturuyorum
askılı ama dekolte olmayan gayet de uzun bir bluz vardı üzerimde dün markette, önümdeki pardesülü, türbanlı kadını sıra yüzünden uyardım
(benim üzerime bakıp, baştan aşağı da süzüp) benim ne olduğum belliymiş!, ben bi kendime bakacakmışım öyle zat-ı alisine laf edemezmişim, benim seviyeme inmezmiş...bişeyler bişeyler, daha gerisini duymadım.
ben kadınla sizli-bizli hanımefendi diye konuşuyorum, kadın saydırıyor...
sonra sigarasını da aldı gitti, daha kendime gelmiş değilim.
ben içki sigara da kullanmıyorum bu arada :) burası kenar bir yer konvoya monvoya hiç girmedim. girsem olacaklardan korkuyorum.
0
niye ama
(19.07.16)
alıntı: Yarın ya da bir saat sonra ne olacağını kestiremez haldeyken bile, önceden tahmin edebileceğimiz ve hiç sekmeyen bir şey var: Nerede ne olursa olsun, hayatına ilk müdahale edilenler kadınlar oluyor.

Cumartesi sabahı, korku dolu bir geceden sonra belki bir-iki saatlik uykuyla gözlerimizi açtığımızda, güne Trabzonsporlu bir yöneticinin tüyler ürpertici mesajıyla başladık. Demokrasiyi böyle savunuyordu, darbecilerin eşlerine tecavüz edeceğini, bu kadınların tüm “milletin” malı olduğunu söylüyordu. Tecavüz etmek onun hakkıydı, kadınlar da zaten şimdiye kadar darbeci erkeklerin malıydı, bu güç savaşında sadece el değiştireceklerdi…

Şaşırtıcı bir şekilde tepkiler üzerine görevinden istifa ettiğini duyurdu, söz konusu tweet’i sildi, özür diledi ve “Bir öfke anıdır, o kadar” dedi.

Maalesef erkeğin “bir anlık öfke anı”nda bile aklına ilk olarak öfkelendiği kişinin yakınındaki kadınlara tecavüz etmek geliyor. Öyle normal ki bu bağzı erkekler için, sosyal medyada ya da herhangi bir yerde hiç çekinmeden söyleyebiliyorlar bunu. Ne de olsa pipileri var…

yazının devamı için; bianet.org

ben ki yıllardır kadın çalışmaları içindeyim aktivist olarak, dün basmaneden geçmem gerektiği için, şort giymeyeyim bugün derken yakaladım kendimi ve çok içerledim bu duruma. tam cevap olmadı gibi ama oldu gibi de...
0
Phoebe
(19.07.16)
Phoebe +1
Yalnızca gece değil gündüz vakti de tedirginlik yaşıyorum. Normal şartlarda zaten yaşam bizim için oldukça zordu, sürekli bir tetikte olma hali. Şimdi bu hal daha da arttı. Evden çıkmamaya çalıştığım için taciz sayısında artış olup olmadığını kişisel olarak gözlemleyemedim ama bu dışarı çıkılmasın demek değil tabii ki. İnsanların işi var gücü var.
Tüm kadınlara sabır diliyorum...
0
sefil
(19.07.16)
Tacize uğradığımızı anlatmadan önce hepimiz kıyafetlerimizi tasvir ediyoruz. Bu ülkede bu işin kıyafet, davranış vs hiçbir şeyle ilgili olmadığının anlaşılabileceği zamanlar çok uzak görünüyor bana. Çok üzgünüm, endişeliyim ve korkuyorum
0
🌸fridgetiness
(19.07.16)
(4)

hapşırırken ölür müyüm?

devilred
yüz yılın nezlesine yakalanmış bulunmaktayım. tek bir hapşırık içinde duble duble hapşırıyorum. arka arkaya ikişer, üçer oluyor bazen; böyle kuvvetli hapşırık çok az kişiye nasip olmuştur. hapşırırken ölen duydunuz mu sahi hiç? o kadar hiddete kalbin dayanmama ihtimali var mı?
yüz yılın nezlesine yakalanmış bulunmaktayım. tek bir hapşırık içinde duble duble hapşırıyorum. arka arkaya ikişer, üçer oluyor bazen; böyle kuvvetli hapşırık çok az kişiye nasip olmuştur. hapşırırken ölen duydunuz mu sahi hiç? o kadar hiddete kalbin dayanmama ihtimali var mı?
0
devilred
(18.07.16)
bir şey olmaz. içinde tutma yeter.
0
sir gawain
(18.07.16)
gözlerini açmaya ve nefesini tutmaya çalışmazsan bişolmaz.
0
in vino veritas
(18.07.16)
Şiddetli hapşırırken disk kayması, omurga çatlaması, kaburga kırılması,, dil-yanak ısırma vb. olaylar çok nadiren olabiliyor. Hiçbir tanıdığımın başına gelmedi ama okumuştum öyle bir şeyler. Kadının biri işini bırakmak zorunda kalıp, 'Doktor beni iyileştiremediği için hapşırdım, hapşırınca diskim kaydı' diye doktoruna dava açmıştı.

Ölen de bir kişi buldum. Hapşırığa bağlı sonra beyin kanaması ve kalp krizi geçirmiş ama adamın yaşı 79'muş. Şimdilik o tehlikenin olmadığına yıllık maaşımı koyarım.
www.dailymail.co.uk
0
aychovsky
(18.07.16)
Hapşırığın geldiğini hissettiğinizde dilinizin ucunu biraz ısırırsanız hapşırık başlamadan durabilir.

Not: Bahsettiğim şeyin hapşırık tutmakla ilgisi yok, hapşırığı asla tutmayın.
0
testis agrisi
(18.07.16)
(25)

kamu görevlilerine yurtdışı çıkış yasağı !

aquarium
ne zamana kadar geçerli bu? internette süresiyle alakalı bir bilgiye rastlamadım. ne kadar sürer ki ? vize işlemleri falan duracak yani değil mi şimdi?
ne zamana kadar geçerli bu? internette süresiyle alakalı bir bilgiye rastlamadım. ne kadar sürer ki ? vize işlemleri falan duracak yani değil mi şimdi?
0
aquarium
(18.07.16)
sgk dökümü istiyolarmış. işlemler uzun sürer uçuştan 5-6 saat önce gidin diyolar.
0
cekilmis gayfe
(18.07.16)
Yonetmelik vs atabilir misiniz haftaya ucusum var benim
0
la noix
(18.07.16)
yönetmelik yok daha son dakika haberi geçildi.
0
cekilmis gayfe
(18.07.16)
kıbrısta mı yurtdışı oluyor şimdi ?
0
Golgi
(18.07.16)
siviller ve yeşil pasaportlular sgk belgesi sunacakmış, kamu görevlilerinin ise çıkışları durdurulmuş. yönetmelik ben de arıyorum ama henüz sadece haber sayfalarında yer almış.
0
🌸aquarium
(18.07.16)
kamu görevlisi derken yeşil ve gri pasaportlular kastediliyor.
kıbrıs da yurtdışı.
0
cekilmis gayfe
(18.07.16)
www.memurlar.net

resmi net bir açıklama göremedim
0
basond
(18.07.16)
Kami gorevlisi ama bordo pasaportlar? Ya bi de ben ucretsiz izindeyim yok sgk mgk :/ offfff
0
la noix
(18.07.16)
@cekilmis qayfe yeşil pasaportu olmayan kamu görevlileri ne olacak onu anlamadım ben ?
0
🌸aquarium
(18.07.16)
devlette öğretmenim ama bordo pasaportum var. bizi de mi kapsıyor yani?
0
my lost lenore
(18.07.16)
@la noix, ntv'den izledim bordo pasaportlulara bişi denmedi. gri ve yeşil pasaportlular sıkıntılı.
0
cekilmis gayfe
(18.07.16)
kamu görevlileri değil yeşil ve gri pasaportlular..
0
nrmnm
(18.07.16)
kamu görevlileri değil de, yeşil ya da gri sahibi olan kamu görevlilerinin çıkışında, kurumlarından izin olduğu kontrol edilmeksizin çıkartmıyorlar diye anladım ben.
0
manuel mandalina
(18.07.16)
Herkese tesekkurler. Anlasilan olay yesil ve gri pasaportla alakali. Bu arada @nrmnm katilmamak elde degil.
0
🌸aquarium
(18.07.16)
tüm izinler de kaldırılmış devlet personelinde. hay anasını ya..
0
lostys
(18.07.16)
yıllık izinler de iptal olmuş!
0
şubatsonrası
(18.07.16)
Bilen varsa yer gelmişken sorayım. Emeklilik sonrası yeşil pasaport alanlar ve aile durumundan alanların durumu ne olacak? Çünkü kurum yok bi şey yok.
0
d max
(18.07.16)
2. bir emre kadarmış

www.resmigazete.gov.tr
0
disardayim
(18.07.16)
kıbrısa pasaportla değil kimliğinizle gidin?
0
disardayim
(18.07.16)
@ktflk Ben değilim. Üvey annem emekli olduktan sonra bu pasaportu aldı. Özel sektörden emekli babam ve öğrenci olan kardeşimde de aile durumundan var. Yani şu anda hiçbirinin bir şeyle alakası yok.

Bir de diğer kardeşim var, evli. Eşi doktor, yeşil aldı kendisi üniversitede, henüz yeşil düzeyinde değil, o ve yeğenim de aldı. Galiba yengem ve kardeşimin durumu sıkıntılı. Neyse ki onların kısa vadede zaten çıkacağı yok da, annesinden yeşil alan diğer kardeşimle Eylül'de bi yurtdışına çıkma durumumuz var.
0
d max
(18.07.16)
Ek olarak başka bir yerden de "x kurumdan emekli olduğundan verilmiştir" ve "ailevi olarak verilmiştir" diye bir belge alması lazım olabilir diye duydum.
0
d max
(18.07.16)
ben de @ktflk gibi anladım açıkçası
0
🌸aquarium
(18.07.16)
@la noix, yıllık izinler de kaldırıldı boşanma evraklarını hazırlasın kocana söyle.
0
ekaterina
(18.07.16)
Bu arada yeşil pasaportlular da çıkamıyormuş. Bir hocamız bugün konferansa gidiyordu, izin vermediler. Yeşil pasaporta kontrolleri doğrudan sıkıştırmışlar.
0
aychovsky
(18.07.16)
aldığımız uçak biletleri ne olacak şimdi o zaman? havayolu şirketleri kabul edecek mi geri ödemeyi?
0
my lost lenore
(18.07.16)
(1)

Yarin Itu'de lisansustu kayitlar iptal olur mu?

engiribord
Yarin Ayazaga'da kayitlar vardi. Bu konuda bilgisi olan var mi acaba?
Yarin Ayazaga'da kayitlar vardi. Bu konuda bilgisi olan var mi acaba?
0
engiribord
(17.07.16)
Yarın bir zorunlu tatil ya da çalışma iptali yok. Paşa paşa çalışılacak durumda İTÜ.
Eğer bir şey olursa haber gelir.
0
aychovsky
(17.07.16)
(9)

Konserde hangi şarkıları çalalım?

pandispanya
Merhabalar,Rock, Jazz, Blues ağırlıklı; içinde 80'ler 90'lar, eski 45'likler de bulunabilecek, Türkçe ya da yabancı şarkılardan aklınıza gelenler; böyle bi konsere gitsem dinlemek isterim dediğiniz şarkılar hangileridir?Yaş grubu olarak 25-55 civarı bir müşteri kitlemiz var. Çalacak olan kişiler Bül
Merhabalar,

Rock, Jazz, Blues ağırlıklı; içinde 80'ler 90'lar, eski 45'likler de bulunabilecek, Türkçe ya da yabancı şarkılardan aklınıza gelenler; böyle bi konsere gitsem dinlemek isterim dediğiniz şarkılar hangileridir?

Yaş grubu olarak 25-55 civarı bir müşteri kitlemiz var. Çalacak olan kişiler Bülent Ortaçgil tipli abiler; enstrümanlar da iki akustik gitar ve bir perküsyon :)

Teşekkürler.
0
pandispanya
(15.07.16)
tears in heaven.
0
nathanieltroy
(15.07.16)
Doobie Brothers - Long Train Runnin'
Sweet Home Alabama + 1

Herkesin bildiği şeyler olacaksa
Eagles - Hotel California (illa herkes bilir)
Beatles - Yesterday
Barış Manço şarkılarının bir kısmı
0
aychovsky
(15.07.16)
boat on the river
0
dostlarorkestrasi
(15.07.16)
hardal diyorum ben. çok az bilinir ama duysam vayy be hardal çalıyorlar deyip tekrar tekrar gelirdim. yavuz çetin de olsun.
0
nice tnetennba
(15.07.16)
sweet home alabama - lynrd skynrd
american pie - don mclean
layla - eric clapton
more than a feeling - boston

bahsettiğiniz gibi bir konsere gitsem yukarıdaki şarkılardan en az birini dinlemek isterim, hem hepsi epik şarkılar hem de bilinilirlik düzeyleri yüksek olduğu için topluca keyif alınırdı diye düşünüyorum.

ayrıca sizin kafe nerde? :)
0
evde liyakat kalmamis
(15.07.16)
@evde liyakat kalmamis, kafe Bodrum'da; yolunuz düşerse mutlaka beklerim :))
0
🌸pandispanya
(15.07.16)
la bamba :)

ve yavuz çetin +1
0
la noix
(15.07.16)
bence bu çok güzel olur: youtu.be (bad company - seagull)

bu da canlısı: youtu.be
0
pokemonk
(15.07.16)
eric clapton - cocaine
0
probiyotik
(15.07.16)
(8)

Metrobüs durağında yaşadığım olay?

douglas
Geçenlerde incirli durağında sabah saatleri metrobüs beklerken adamın teki oldukça dolu olan metrobüse binmeye çalıştı binemedi geri gitti bunun sonucunda bi kadının ayaklarını ezdi yani kadının geri geri üstüne çıktı nerdeyse. Kadında atarlandı tabi ama kaba değildi "napıyosunuz ya!?" cinsinden bi
Geçenlerde incirli durağında sabah saatleri metrobüs beklerken adamın teki oldukça dolu olan metrobüse binmeye çalıştı binemedi geri gitti bunun sonucunda bi kadının ayaklarını ezdi yani kadının geri geri üstüne çıktı nerdeyse. Kadında atarlandı tabi ama kaba değildi "napıyosunuz ya!?" cinsinden bi haykırmaydı. Adam daha büyük bi atarlanmayla üstüne geldi ve kadına küfürler savurmaya başladı tehdit etti neredeyse vuracaktı kadına kadın bu sırada pek bir şey diyemiyordu diyoloğu anlatmama gerek yok zaten durum ortada ama adamın kendi kabahatliyken herkesin ortasında kadına ağza alınmayacak laflar söylemesi ve cinnet geçirmesine şiddet kullanacak seviyeye gelmesine anlam veremedim. Etraftaki insanlarda izliyordu öyle. benim tam yanımdaydı neyseki kadın adamın manyak olduğunu anlayıp çok geçmeden ayrıldı ordan yoksa dayanamayacaktım.

Şimdi sorum şu toplumuz malum psikopat yobaz şuursuz bir toplum. belkide bu gerçeği en rahat burada söyleyebilirim. Merak ettiğim toplumda sizce bunlar "normal" halemi geldi ? Sadece batıda değil dünyanın geri kalanında benzer bir durummu var bizim ülkedemi geçerli? Hiç yurtdışına çıkmadığımdan bilmiyorum. Bana göre "böyle bir durum" tamamen psikopatlık ruh hastalığı ama herkes böyle değil elbette yinede potansiyel var gibi... :P Sizce toplumun kaçta kaçı bu şekilde? Başımızdaki adam deli olduğu içinmi deliliği bize bulaştı sorular uzar gider...

Bu arada ulumalar.blogspot.com şu linkten izleyebileceğiniz belgeseller her insanın içinde bir manyak yattığı ama bunun sürekli bastırıldığını anlatan sigmund freud temelli sosyolojik belgesellerdir. Belkide biz artık bastırmıyoruzdur ?
0
douglas
(15.07.16)
Sen insan içine yeni çıkıyor olmalısın. Bu insanlar hep vardı her yerdeler. Bunun başımızdaki adamla doğrudan bi alakası yok. İnsanlar trafikte cinayet işliyor yol verme kavgasından.
0
bigbadabum
(15.07.16)
Basimizdaki adam deli oldugu icin delirmedik. Deli oldugumuz icin basimiza da deli adam getirdik.

Bati ulkeleri icin gecerli degil bu. Insanlar bu kadar gergin degil mesela Acrupa ulkelerinde. Avrupa ulkelerinde soyle oluyor; yanlislikla ayagina basiyorsun, kusura bakma/pardon deniyor, sonra bir gulusme oluyor gecip gidiyorsun.
0
stavro
(15.07.16)
Bizim serviste bir kadın vardı, bir gün çıkmak için koltukların arasındaki koridordan yürürken benim ayağıma bastı. Ayağım da gayet koltuğun önündeydi. Dışarıda ya da koridora taşmış değildi. Kadın "Ayağının orada ne işi var" diye bana kızdı. Bu kadın, daha önce bastırabiliyormuş da, şimdi bastıramamış bir kadın değil veya toplum politikaları sonucu bu hale gelmiş değil. Doğumundan beri öyle, öyle yetişmiş.

Bir de eskiden sakin olup şimdi zıvanadan çıkanlar, gemiyi azıya alanlar var. Adam bakıyor; tecavüzcünün, dayakçının başına bir iş gelmiyor ve kendisi de artık içinde tutmak zorunda değil. Geçen gün Duyuru ile ilgili konuşuyorduk, kuralları gözden geçiriyorduk. İntihar etmek isteyen birine "Evet, atla" demek intihara teşvik suçuna giriyor. TCK bazında suça teşvik edici şeylerin burada söylenmesi yasak ama bir sonraki duyuru "Trafikte adam bana böyle böyle yaptı" diyor, cevap olarak "İn, döv" geliyor. Bu da teknik olarak suça teşvik ama ne biz onu suça teşvik olarak görmüşüz, ne de yakalansa ceza alır.

Dayak, dövmek kültürümüzün en lanet parçalarından biri bana göre. Kemal Sunal'a her zaman ikinci babam derim, beni o büyürmüştür televizyonun karşısında ama bak, bir röportajında ne diyor: ‘‘Babamdan çok dayak yedim, ama hepsini de hakederdim. Şimdi çocuğa iki laf etmeye kalkıyorsunuz, aman söyleme çocuk bunalıma girer diyorlar. Valla bize söyleniyordu ne kabahat yaptıysak. Güzel bir dayak yiyorduk, rahatlayıp uyuyorduk. Kafamızda mesele kalmıyordu, babamızın kafasında da kalmıyordu. Şimdi aman söyleme bunalıma girer, aman sağ gözünle bakma bunalıma girer. Çocuklara böyle davrana davrana çocukları daha beter bunalıma soktuk. Hiç kimse bir şey diyemez oldu.’’

Anadolu insanı sevgi ve bireysellikle büyümedi ki; dayak, baskı ve aşırı korumacılıkla büyüdü. AnadolU'da yaygın olan bu tutum büyük şehirlerde özellikle yüksek eğitimli kesim tarafından kınanılan ve aşağılanan bir şeyken, artık yönetimin de aynı şiddeyi başka alanlarda göstermesi ile bu kişilere kendine güven geldi. Artık "Ne utanacağım, tabii ki döveceğim" diye geziniyorlar. Dolayısıyla, evet, gerçekten bastırmak zorunda değil. Eskiden İstanbul'da olsa bastırma gerekliliğini hissederdi, artık onu da hissetmiyor.
0
aychovsky
(15.07.16)
bu adamlar hep böyleydi ancak seslerini bu kadar çok çıkarmaya yer bulamıyorlardı. gün geçtikçe daha çok bu tarz insan görmen artık eskiden tepkiyle karşılaşacakları yerlerde kendilerine tepki gösterilmeyeceğini bildikleri ve veya kendilerini üstün / çoğunluk saydıkları için sahip oldukları ego ile istedikleri gibi davranmaları ve gerçekten de durdurulmamaları.

kadın cinayetlerinin artması bir kısım erkeğin son zamanda öfke kontrolü problemi yaşaması değil, bir kısım erkeğin son zamanlarda nasılsa bana bir şey olmaz, nasılsa ben haklıyım, nasılsa bi yolunu bulurum, nasılsa geçen gün karısını öldüren adama bi şey olmadı bilinciyle artık ellerini kollarını sallayarak insan öldürmeleri. yani bu adamlar hep caniydi içlerinde, artık korkacakları bir şeyleri de kalmadı, içlerindeki canavarı çıkarmakta sorun görmüyorlar.

bu canavarlar, hadsizler, düşük profilliler artık ne dersen de, herkesten çok çoğalıyor ve çocuklarını da aynen böyle yetiştiriyor. dolayısıyla bu durumun düzelme ihtimali de pek yok gibi. hepimize kolay gelsin.
0
freya
(15.07.16)
Bence psikopat denilemez, cunku problemli oldugu icin degil, turkiyede yasadigi icin boyle. Bu ulkede pisirik olursan diger taraf kafana cikar anlayisi hakim. Deli deliyi gorunce sopasini saklar hikayesi. En basindan uste cikmaya, karsidakini pisirtmaya calisir bunlar ki olay kendine girmesin. Hep kendine guvensizlik ve zeytinyagi gibi hep uste cikmasi ogretildigi icin. Dusunup ben napiyorum ya diyemeyen boktan bir insan iste.
0
beriberi
(15.07.16)
o adama müdahale edilmediği için bu davranışını her seferinde belki de daha da artırarak devam edicek,taki güzel bi dayak yiyene kadar.
0
essoist
(15.07.16)
> Şimdi sorum şu toplumuz malum psikopat yobaz şuursuz bir toplum. <

toplumumuz komple böyle değil. sadece "böyle olanlar da" var. tabi olanların tek durumu da bunlar değil. günümüzde artık geçim şartları şu bu derken bıçak epey bir kemiğe dayandı. stres mevzusu (ki kilit nokta da bu zaten) aldı başını gitti. artık nerdeyse her gün dünyanın her yerinde yapılan terör saldırılarının dalga dalga yayılan etkileri var. şiddet sebebiyle ölümler ilk an etkileri oluşturuyor. bizler olayın yıkıcı etkisi bu kadar sanıyoruz. oysa ardından sonraki dalgalar ekonomiyi vurup halkları daha da zayıflatıyor. sonraki dalga paranoyaya sebep oluyor ve halkların korku ile güvenlik için faşizan devletler talep etmeye başlamalarına yol açıyor. tehlike algısı iyice şiddetlenip insanları sürekli olarak travma sonrası stres bozukluğu halinde yaşamaya zorluyor. bu durum elbette tehlike altındaki insanları saldırganlaştırıyor... şu an artık birinci mesele insanların akıl ve ruh sağlığına normalden daha çok özenmesi, koruması gerektiği.
0
matrix
(15.07.16)
Normal şartlarda olaya müdahale edilmeli, ama artık ortalıkta o kadar çok psikopat var ki haklıyken bile susmak zorunda kalıyorsun. Geçen markette tartı sırası bekliyordum, kadının teki geldi sırayı geçti, ki sırada 4-5 kişiyiz. Ben de sıra vardı aslında dedim. İyi bekle o zaman sen dedi. Ne diyeceğimi şaşırdım nutkum durdu, ama zaten normal insan davranışı değil ki bu. Eskiden ben de tepki gösterirdim, ama artık genel olarak tepkisiz kalıyorum. Bana ya da dışarıdan birisine fiziksel temas yoksa, görmezden geliyorum. Hayatım o kadar ucuz değil, arkada düşünmem gereken insanlar, ailem var.
0
elikası
(15.07.16)
(22)

Pasta Limonata verilen düğünlerin

Lim5
kıymetini bilin. Şu an 60 bin liralık bir düğündeymişim. Bayat cips ve kuruyemiş yiyoruz. Su bile yok. Sıkıntıdan patladığım için buraya sarayım dedim. Sorum şu: Siz düğünleri sever misiniz?
kıymetini bilin. Şu an 60 bin liralık bir düğündeymişim. Bayat cips ve kuruyemiş yiyoruz. Su bile yok. Sıkıntıdan patladığım için buraya sarayım dedim. Sorum şu: Siz düğünleri sever misiniz?
0
Lim5
(13.07.16)
Neresi 60binlikmiş ya onun? Neyine vermişler. Düğünlere gitmem.
0
mandalina kokusu
(13.07.16)
sınırsız içkili düğünlere bayılırım.onun dışında pek sevmem.
0
sta
(13.07.16)
60 bin liralik dugun mu? bence ya seni kandirmislar ya da onlari cok fena skmisler. ben dugunleri sevmem ama bizim yorenin dugunleri yemekli olur. kuzenlerimin de düğünleri daha dogrusu kina geceleri yemekli oldu. yemekli kina gecesi arti pastali dugun, toplamda 10-15 bin liraya mal olmustur. tabi semtine gore değişir ama o rakam cok cok fazla.
0
iglesias
(13.07.16)
Düğünleri sevmem, mümkün olduğunca da gitmemeye çalışıyorum
0
boreas
(13.07.16)
Aileden yemekli dugun diye parayi alip cukkalamis gelin damat galiba. O ne yav.

Sinirsiz ickili +1 <3
0
rayde
(13.07.16)
Ben de sevmiyorum düğünleri. Ama içip içip sapıtacak akraba varsa eğlenceli olur o zaman sevebilirim, ortamdaki skandal seviyesine bağlı.
0
neferkitty
(13.07.16)
Düğüne gitmem mecbur olmadıkça. Sevmem de. En iyisi nikah.
0
nucleon
(13.07.16)
kuru pasta ve gazozlu düğünleri özledim, ben yemekli düğün seviyorum
0
limoncello
(13.07.16)
Valla 5 bin daha verselermiş ben onlara yemek ayarlardım. Düğün yeri kendilerinin, bu işle uğraşıyor aileleri. Böyle bir şey 60 bine mal oluyormuş. Narlıdere'den düğün müğün yapmayın :)
0
🌸Lim5
(13.07.16)
Kalp desenli bir dilim dondurmalı rulo pasta geldi. 40 bin olsa o da olmayacaktı demek ki :)
0
🌸Lim5
(13.07.16)
yahu o pasta bizim mahalle arasında dandirik salonda taş çatlasa 3 bin liraya yapılan sünnetlerde bile geliyor. zaten bu yazın varoşlarda modası o.
60 bine ne yapmışlar çok merak ettim, sandalyeleri altın suyuna mı banmışlar?
aile düğünleri yemekli olur bizim, memleketin düğün yemeklerini severim uzak kuzenleri görmeyi çocukluk anılarımızı severim- ama düğünü sevmem. arkadaş düğünlerini severim, eğlenirim.
0
niye ama
(13.07.16)
Efeler oynadı, canlı müzik, havuz başı çimenlik alan, masanın ortasında kocaman şamdanlar, nazar boncuklu fenerli ağaçlar, pasta, leblebi, cips. Veeee son olarak yarısı buz dolu kola ile kapanış. Su paralıymış bardan gidip alıyormuşuz. 60 bin hayatta etmez.
0
🌸Lim5
(13.07.16)
köy düğünü en güzeli.
0
hasmetizm 2046
(13.07.16)
bir diğer merak ettiği şey
aile bu organizasyon 60 bin lira diyorsa -kendi işleriymiş ya
kim gidip orada düğün yapacak o paraya? yapar mı insanlar gerçekten?
-evlense düğün yapmayacak insan sordu-
0
niye ama
(13.07.16)
@niye ama Bilmiyorum. Burası evlerin milyon liralar olduğu bir yer. Demek ki yapıyorlar. Haftaya bir düğün daha var hemen yanda bir yerde. Ona da gider, fiyatını falan öğrenirim.
0
🌸Lim5
(13.07.16)
6-7 senedir tek bir düğüne götürüldüm annem tarafindan, onda da telefonumu kaybettim artık zorlamıyor aksnznzn. Akraba düğünü sevmem, çocukken ölürdüm o yaş pastaya ama.
0
piremses
(13.07.16)
sevmiyorum. yakın olduğum birinin düğünüyse giderim anca.
0
veronica supertramp
(14.07.16)
Valla bikaç milyon dolarlık, Tayyipli bir düğün çok eğlenceli oluyor.
0
la rana
(14.07.16)
60.000 sırf yerin parası mı, saray mı kiraladılar bunlar?
Düğünleri sevmem. Oynarım, göbek atarım; elalemin mutlu gününde mutluluklarını paylaşmak isterim diye ama son derece gereksiz buluyorum. Ailem zaten "Bizi öyle şaklabanlıklara bulaştırmayın n'olur" diye çocukluğumuzdan beri uyarıyor, o yüzden de sorun yok.
0
aychovsky
(14.07.16)
Aaa, düğün severim. Dans edecek yer arıyoruz biz kocamla. Onca zaman ders aldık, evlenin de dans edelim...

Şakası bir yana tanıdığın arkadaşların düğünlerinde olmak güzeldir. İlk girişlerinde hep ağlarım. Çok iyi dua ederim evlenecek çifte. Güzel bir şey o anı yakınlarınla paylaşmak. Ama aile düğünleri her zaman beklediğimiz standardta olmuyor tabii, o zaman kalış süremizi kısa tutuyoruz.
0
SiyamkedisiZorro
(14.07.16)
coşup kopamayacağım düğüne gitmeyeceğim için severim

ispanyol düğünleri efsane oluyor yaaa
0
la noix
(14.07.16)
Mutlaka gitmek zorundaysam yemekli adam gibi düğün olursa seviniyorum, "restorana gitmişiz de akşam yemeği yiyecekmişiz, oo masa süsleri de güzelmiş" diye hikaye uyduruyorum kendime.
Ama yemeksiz limonata-pasta verilen çit dügün salonu tarzında mahalle arası halaylı oyunlu düğünlerden nefret ediyorum. :/
0
Sulfoxaflor
(14.07.16)
(29)

ilk buluşmada dönerciye götürmek

anonymice
süslenip puslenmıssın, kız da aynı sekılde tirl tiril.Döner seviyorsun ve bir büfeye girip döner yemeyi teklif ediyorsun.İlk bulusmada caiz mıdır?
süslenip puslenmıssın, kız da aynı sekılde tirl tiril.

Döner seviyorsun ve bir büfeye girip döner yemeyi teklif ediyorsun.

İlk bulusmada caiz mıdır?
0
anonymice
(13.07.16)
samimi bir başlangıç ama tiril tiril olmaz o işler.

iki veya üçe kısmetse.
0
islergucler2
(13.07.16)
yakisikliysan : "ayy ne tatli bi cocuq ya, icinden geldigi gibi davraniyor, rol yapmiyor, ne gzl ya <3 "

yakisiksizsan : "ayy ne odun herifmis ya, ilk bulusmada benii donerciyee goturduuu hhmmsss :( "

cevap : tipinle alakali bence. yakisikliysan hersey caiz, rahat ol.
tipsizsen eger, istersen agzinla kus tut, istersen dunyanin en romantik ortamini ayarla nafile..

not : birazdan buraya "tip hersey degil tamam miiaa!?!" diyen kizlar gelir, bakma sen onlara. arkadas cevremin yuzde 80'ini kizlar olusturuyor ve bizzat gozlemliyorum erkeklere karsi tavirlarinin tipe bagli olarak nasil degistigini.. mesela "bn hayatta raki icemem, igrenc" diyen kizin nasil bir anda rakici oldugunu kendi gozlerimle gordum :)
0
wagner love
(13.07.16)
benim icin caiz de, kiz icin caiz degildir. cik, olmaz.
0
no christ requires
(13.07.16)
Gereksiz aksiyon olur bana göre . Hiç mı döner yemedin Yani? Sırası mi dönerin
0
nucleon
(13.07.16)
ilk buluşmada tavuk makarna vs yapan kafeler oluyor ya oralara götürün bence. sonra kahve içmeye gidersiniz ya da alkol bilemedim.
0
nice tnetennba
(13.07.16)
O da döner seviyorsa niye doğru kişi olmasın...
Caiz değildir.
Görüntü pek hoş olmasada ilk bulusmada şaşalı restorantlar da pek mantıklı değil bence.
0
qxgviper
(13.07.16)
ben dürümcüye gitmiştim ilk buluşmada, niye öyle yaptık onu da bilmiyoruz. bence kafe tazı bir yere gidin.
0
devorgilla the gunslinger
(13.07.16)
Ilk buluşmada nereye gidildiği benim için çok önemli. Karşındaki insanın nerelerde takıldığını, zevklerini, beğenilerini anlıyorsun. Çok hoşlanmadığım, ama yine de şans vermek istediğim bir çocuğun beni ilk buluşmada Kadıköy'de nargile kafeden bozma berbat dumanaltı bir alkollü mekana götürmesi sonucu çocuğu bir daha hiç aramamışlığım var mesela. Dönerci de olmaz. Döner sevmem, dönerciler de genelde pis kokan, havasız, kalabalık bol gürültülü mekanlardır. Televizyonda power türk açık olur falan. Hani senden çok hoşlanıyosam ses etmem gelirim ama yine de içimden bi "dönerci neymiş ya" derim. Az hoşlanıyosam zaten direkt -50 puan. Döner çok seviyosan kızdan ayrılınca ye. Ben de alışveriş çok seviyorum o zaman sırf ben seviyorum diye ilk buluşmada İstinye Park'a gidip vitrin bakalım.
0
ambrosia
(13.07.16)
yakisikliysan : "ayy ne tatli bi cocuq ya, icinden geldigi gibi davraniyor, rol yapmiyor, ne gzl ya <3 "

yakisiksizsan : "ayy ne odun herifmis ya, ilk bulusmada benii donerciyee goturdu hhmss :( "

+1
0
freetakilir
(13.07.16)
tabiki hayir.
0
all girls dream
(13.07.16)
dönerciye göre değişir mesela uludağ iskender, peçenek döner gibi bir yerse olabilir.
0
gezegen olan pluton
(13.07.16)
Bayramogluna gidin bari
0
condom kurşunu
(13.07.16)
@wagner love haklı beyler

Gerçekler acıdır ama bu işler böyle
0
ofkeyle kalkanin yerine oturan yazar
(13.07.16)
hesabı alman usulü yaparsak lüks dönerciye gideriz elbette ahahaha. çok pis bir yer olmadıkça git istediğin yere dostum. pizzacı olabilir mesela.
0
sporty
(13.07.16)
"süslenip puslenmıssın, kız da aynı sekılde tirl tiril" tiril tirilken büfeye gitmeyek yahu, ben köşebaşında köfteci arabasında da, kokoreççide de yerim sorun o değil ama ilk bulaşma inceliği kalmıyor.
0
niye ama
(13.07.16)
Büfe dediğin cidden bufeyse, yani sokağa atılan tabureler falan varsa ilk buluşmada olmaz tabii. Konusulacaklar vardır falan, o yüzden sakin bir kafe bile olur. Yoksa yıldönümünde cigkofteciye gitmiş insanlariz neticede, dinle beni sen.
0
piremses
(13.07.16)
kötü intiba bırakır
0
limoncello
(13.07.16)
nucleon +1, olabilir de ama niye yani?
0
rubenanyukov
(13.07.16)
wagner +1
0
toua tokuchi
(14.07.16)
Gereksiz
0
mutlusismankedi2015
(14.07.16)
wagner love arti 1. zaten ambrosia da wagner lovein dedigini onaylamis. yakisikliysa sorun degil, tipsizse bir daha bulusmam diyerek.
0
baldur2
(14.07.16)
Ilk bulusmada lahmacuncuya gittik (kız tarafı olarak ben istedim) 2 yıldır da evliyiz. Yine de tavsiye etmiyorum.
0
physcos physcos
(14.07.16)
wagner love +5

son zamanlardaki en katıldığım tespit.
0
la rana
(14.07.16)
tiple ne alakası var yahu, kız bir şekilde bu buluşmayı kabul ettiyse tipini de kabullenmiştir zaten.

ha diğer türlüsüne de haddini bildirmeyi bilin bir zahmet, gene siz yaratıyorsunuz onları.
0
piremses
(14.07.16)
Kız beni götürse OYHŞ der gömerim ama ben "hadi gel sana bi kaşarlı dürüm ismarleyim. hınzır seni" demem. Döner hep orada, döner hep seni bekliyor. Acelesi yok.
0
naberabi
(14.07.16)
Ben de tiple ilgisini anlamadım açıkçası. Zaten buluşmayı kabul etmişse tip testinden geçmişsin demektir, tipi baştan yeniden mi inceleniyor?

Dönerciye gidildiği için sorun olmaz, hatta güzel olur bence. Buluşmalara "Yemeği, içeceği, ıvırı zıvırı çabuk aradan çıkaralım. Ne yapacaksak ona yönelelim, bunlarla zaman kaybetmeyelim" diye bakıyorum ama büfe kısmı garip geldi. Daha doğrusu büfe var, büfe var. Beşiktaş'taki Define Büfe güzel mesela, orada oturulur yenilir ama herhangi bir yerinden hemen hamamböceği fırlayacakmış gibi köhne duran büfeler de var. Yine de riskli bir tutum, kişiye göre değişir. Yaz günüyse kafenin birinde oturacağıma, elimize bir şeyler alır, çimleri olan bir yerlerde ya da bir parkta oturarak yeriz. Yaptığın iş "dürüm, lahmacun gömmek" bile olsa hem çok samimi, hem çok romantik, hem de eğlenceli olur. Hem kafedeki gibi uzak uzak, karşı karşı durmazsın, daha yakınında olursun, karşındakini hissedersin. Hoşlanıyorsan zaten karşındaki hareket edip yakınlaşıp uzaklaştıkça heyecanlanırsın, için gider. Daha güzel bence büfeden.
0
aychovsky
(14.07.16)
+wagner,

yılın cevabı olabilir bu. oylama olsa oy veririm o derece.
0
tendra van case
(14.07.16)
En azından istanbul için konuşayım, o kadar uygun fiyatlı, klas sayılabilecek ve janti mekan varken kızı dönerciye götürüyprsan kalıbına sıçayım senin. Kız olsam kredi notu D-- veririm.
0
thunderlips
(06.09.16)
@thunderlips her duyuruyu hortlatarak ne yapmayı amaçlıyorsun. bu nasıl bir çılgınlık.
korkuyorum lan :(
0
naberabi
(06.09.16)
(4)

Ekran kaydetme programı

aychovsky
Bu soruyu daha önce de sormuştum. Ekranı video olarak kaydeden ve kaydederken benim mikrofona da konuşmamı üstüne kaydeden bir program arıyordum. Faststone Capture önerilmişti. Çok da memnun kalmıştım, tam aradığım şeydi ama deneme sürümü sona erdi. Satın almak istedim ama Faststone'un web sitesi ta
Bu soruyu daha önce de sormuştum. Ekranı video olarak kaydeden ve kaydederken benim mikrofona da konuşmamı üstüne kaydeden bir program arıyordum. Faststone Capture önerilmişti. Çok da memnun kalmıştım, tam aradığım şeydi ama deneme sürümü sona erdi. Satın almak istedim ama Faststone'un web sitesi tamamen göçmüş.

Alternatifi var mı? Ya da Faststone'un sitesinin komple neden göçtüğünü bilen?
0
aychovsky
(13.07.16)
torrente baksana crackli vardır faststone.
0
cekilmis gayfe
(13.07.16)
İşyerinde torrent portları kapalı, başımı belaya sokar ama evde bakabilirim. Biraz daha acil, 1 saat içinde bir kurtarıcıya ihtiyacım var.
0
🌸aychovsky
(13.07.16)
bandicam'e bi bakıvir
0
cekilmis gayfe
(13.07.16)
Mesaj attım.
0
teknikekip
(13.07.16)
(29)

Cafede masanızın toplanmasıyla ilgili bir soru

pandispanya
Günaydınlar, aklıma bir şey takıldı. Diyelim ki bir kafeye oturdunuz, bir kahve ısmarladınız. Başka bir şey istemediniz. Yanında ufak bi ikramla kahveniz geldi, içtiniz. Aradan yarım saat civarı geçti, oturmaya devam ediyorsunuz; kafenin sahibi sizi görüp "hoşgeldiniz, kahvemizi beğendiniz mi, başka
Günaydınlar, aklıma bir şey takıldı. Diyelim ki bir kafeye oturdunuz, bir kahve ısmarladınız. Başka bir şey istemediniz. Yanında ufak bi ikramla kahveniz geldi, içtiniz. Aradan yarım saat civarı geçti, oturmaya devam ediyorsunuz; kafenin sahibi sizi görüp "hoşgeldiniz, kahvemizi beğendiniz mi, başka bir isteğiniz var mıydı" diye soruyor. Siz de "elinize sağlık, kurabiye de çok güzeldi, başka bir şey istemiyorum" filan diye muhabbet ediyorsunuz ama hesabı da istemiyorsunuz.

Heh işte bu durum için bir sorum var. Benim için hiç problem yok. İsterse bir su bile içmeden isteyen istediği kadar otursun; ya da bir kahveyi bütün gün içsin, hiç önemli değil. Yani insanların bir şey ısmarlama baskısı olmadan oturabildikleri bir yer olmasını istiyorum zaten kafenin. Ama yukarıdaki senaryoda muhabbet sonrasında adamın bitirdiği kahvenin bardağını önünden alırsam "içeceğini içtiysen o zaman hadi s.ktir git" demiş gibi hissediyorum kendimi. O bardağı almazsam da "bak içeceğimizin bittiğini görüyorlar ama bi kaldırma zahmetine girmiyorlar, ne kadar özensiz bir yer" diye düşünülebilir diye düşünüyorum. Orada durmaya devam eden bardak, o adamın orada rahatça oturmaya devam edebilmesi için kendisine psiolojik bi güvenceymiş gibi geliyor bana. Adam "bardağımı da alabilirsiniz" diye eklememişse bardağa dokunmuyorum. Rahatına müdahale etmek istemiyorum ama emin de olamıyorum.

Bu durumda size nasıl davranılmasını isterdiniz?
0
pandispanya
(13.07.16)
Güzel bir ikilem, ben de müşteri olarak hem boş bardak alınsın isterim hem de önüm boş görünsün istemem. Sanırım en mantıklısı çok uzun / çok kısa olmayan bir süre sonra almak. Sonuna kadar kalması pek de anlamlı değil.
0
whoosie
(13.07.16)
ya siz ne kadar ince bir insansınız.

böle şeyleri bi ben düşünüyorum ve deliyim sanırdım :)

şahsen ben güvence istesem son bi kaç yudum bırakırdım dibinde almasınlar diye.

ama masayı çok kalabalık eden bişey değilse kalsa da olur bence.

en güzeli beğendiniz mi falan derken o ara boşu almak.

ay bilemedim.
0
hushhush
(13.07.16)
bu durumda bardağım kişiye ne kadar yakın durduğu önem kazanabilir. kendinden ileriye ittirdiyse alınmasını istiyordur diye düşünürüm.
0
freya
(13.07.16)
özensiz bir yer diye yemek yediysem ve toplanmadıysa düşünürüm, sadece bir şeyler içtiysem aklımın ucundan bile geçmez.

öneri olarak bardağın orada durması sizi kafe sahibi olarak rahatsız ediyorsa kaldıracağınız zaman muhabbet etmenizi; başka bir isteğiniz var mı diye sormanızı öneririm. bana usul buymuş gibi geliyor.
0
evde liyakat kalmamis
(13.07.16)
freya'nın dediği mantıklı geldi bana. ittirdiyse alın bence :D

whoosie'ninki de iyiymiş, zamana bağlı da değerlendirilebilir.
0
hushhush
(13.07.16)
Çok ittirenleri alıyorum evet :D İçine peçete atılmış tabakları da hemencik alıyorum. Ama bikaç patates kaldıysa hemen almıyorum. İlerleyen dakikalarda iyice bakıyorum patatese yelteniyor mu diye. Yeltenmediğine ikna olursam "tabağınızı kaldırabilir miyim" diye sorup öyle alıyorum. Böyle böyle deli olacağım sanırım ahaha :D
0
🌸pandispanya
(13.07.16)
Keşke her mekan sahibi böyle düşünceli olsa diyerek lafa giriyorum. Bence gelen kişi istemeden bardağı/fincanı kaldırmaya gerek yok. Zaten bir bardak/fincan masanın üstünü dağınık veya kirli göstermeye tek başına yeterli olmaz diye düşünüyorum. İlla bir öneri de yapılacaksa, belki masaya günlük gazete vb. tarzı bir şey bulundurulabilir belki masada hiçbir şey kalmamasının getirebileceği hissin önüne geçebilmek için. Bilemedim ama bence çok da şey yapmaya gerek yok yani.
0
skooma
(13.07.16)
Kahve lezzeti-zaman grafiğine göre (Şekil-1) müşteri zaten bir süre sonra içmeyi bırakacak, kalanı azar azar içecek veya bir kerede dikleyecek. Ben müşteri olarak bir süre sonra o kahvenin alınacağını bildiğim için hadi siktir git olarak algılamazdım buz gibi olmuş fincanın önümden alınmasını. He almadan yine de nezaketen sorabilirsin "Devam ediyor musunuz/muydunuz?" gibisinden. Öteki türlüsü de bu ne ya kahveyi bıraktı gitti pezevenk düşüncesi oluşturuyor bahsettiğin gibi.

Şekil-1
1.bp.blogspot.com
0
chicha
(13.07.16)
insan profiline bağlı, zengin veya orta-üst kısım geliyorsa toplanmadı diye kızar, fakirse siktir çekti sanıp kızar. açıkçası masa genişse bardağın olması sorun yaratmaz bence. ya da gözlemleyebilirsiniz, boş olan bulaşığı kenara çekme ihtiyacı hissetti mi, yoksa varlığını bile fark etmedi mi, ona göre de aksiyon alabilirsiniz.

ben alınmasını istediğim şeyi masa kenarına iterim, hesap olsun tabak çanak olsun. o haldeyken beni rahatsız ediyorsa biraz bekler, boşları alır mısınız derim. elimi kolumu ya da herhangi bişeyi rahatsız etmiyorsa durmasının benim için sakıncası yok.
0
baba jo
(13.07.16)
Sizi hizmet sektöründen sorumlu devlet bakanı ilan ediyorum. :)
0
mhm
(13.07.16)
Toplanmasini beklerim.
0
f_d
(13.07.16)
valla yunanistanda masayı hiç toplamıyorlar kalkana kadar. üst üste biriktiği dahi oluyor çanak çömleğin. uğraşmak istemediklerinden mi yoksa baskı yaratmak istemediklerinden mi bilmem. hiçbir zaman da gelip bir şey ister misin diye soran olmadı.
0
cekilmis gayfe
(13.07.16)
Ben de fincanın/tabağın ileriye itilme olayına katılıyorum. Yeni bir şey söylemediğim sürece alınması pek mantıklı değil. Özellikle sürekli etrafımda dolaşan ve ilgileniyor gibi yapan garsonlar rahatsız edici. Bence arada bir göz ucuyla müşterilere bakabilir garsonlar. Sürekli gözler üzerimde olunca apar topar kalkasım geliyor :D.

Bir de kahvem bitince gelip masayı falan silen koltuğu düzelten bir yere denk gelmiştim ki bu herhalde rahatsız edici en uç noktaydı :D.

Yine masamda bulunan önceden konulmuş bir şeyi (su vs.) benden izinsiz alanlar da rahatsız edici.

Neyse sizin durumunuzda tavırlarınızdan niyetinizin kötü olmadığını anlarlar diye düşünüyorum.
0
Abdurrahman
(13.07.16)
sorarım?

"bardağınızı alabilirim isterseniz?"

hayat satranç değil ya iletişimle çoğu şey çözülüyor.
0
sir gawain
(13.07.16)
cidden pandispanya çok ince bir işletmecisin, bence bardak alınabilir orda sorun yok ama bu tarz konularda sürekli git der gibi rahatsız edici bakışlar olmaması ve adam çağırmadıktan sonra ikide bir bir isteğiniz var mı diye sıkboğaz etmemek önemli. Bunlar yoksa benim için sorun dayok
0
limoncello
(13.07.16)
Servisi alırken, başka bir arzunuz var mı denebilir. Bunu öyle bir söylersin ki musteri de rahatsız olmaz.

Eğer önü çöplük gibi değilse, bilg kitap gibi alana ihtiyaç duyduğu şeyler yoksa, toplamayı erteleyebilirsiniz.

Bir de servisi topladıktan sonra müşteriyi fazlalık hissettirecek şeyler yapılmamalı. (bakışlar, sürekli yanından geçmeler, sipariş alma ısrarı)

Bu işin okulunu okuyanlar daha iyi bilir, gözlemlerinden yola çıkarsak bunlar benim fikrim.

"Cafelerde özellikle masada hesap ödendikten sonra müşteri kendini fazlalık hissediyor. Hesabı ödedikten sonra da sipariş vermesini engelliyor. Bu nedenle bazı yerler tarzı olmasa dahi kasada ödeme alıyorlar" - diye okumuştum
0
EasyTiger
(13.07.16)
bu arada geçen bir yere gittim adamlar o kadar meraklı ki toplamaya, patates tabağını alıyor patates varken hala falan. Önümden tabağımı alana da az bir şey kalmış yiyecekken yuh dedim, iyi ki sizin gibiler var:)
0
limoncello
(13.07.16)
bence bakışlarınızla taciz etmediğiniz müddetçe sorun yok. yani müşterinin oturmasından rahatsız olan mekanlar zaten ya dediğiniz gibi gelip soruyorlar "başka bir arzunuz var mı?" diye ya da bakıp duruyorlar. yani boş bardağı almanız bence sorun yaratmaz. belki zamanlaması iyi yapılmalı. yani biter bitmez koşarak almak yerine (bu "hadi içtin, şimdi gidebilirsin ya da başka bir sipariş ver," mesajı gibi algılanabilir), belki bir yarım saat sonra alınabilir; herhangi bir bakış ve soru ile rahatsız edilmeden tabii.
0
nathanieltroy
(13.07.16)
bu sikintini tatli bir sekilde yaz kagida, masanin ustunde veya kafenin duvarinda dursun. aramizda sessizce anlasalim gibi bir not dus. iste kasiginizi fincanin ustune koyarsaniz almam gerektigini anlarim gibi. ama bunu insanlara gorev yuklermis bigi ifade etmicen tabi.

benim icin diger mekan yetkilisi davranislariyla birlesince bir anlam ifade eder fincanin alinma sikligi. bitmeden almasinlar da.. bir ona sinir oluyorum.
0
jimicik
(13.07.16)
Aynı ikilemi müşteri olarak ben de yaşıyorum. Ben önümde durmasını isterdim, durmayınca "E o zaman ne diye oturuyorum, defolup gideyim" derdim ama bir yandan cafede falan oturasım da oluyor, sırf önüm boş diye kalkıp gitmek zorunda hissediyorum.

Aklıma bir şey geldi, ne kadar geçerli olur bilmiyorum ama. Bu otellerde "Çarşafınızı değiştirmemizi istiyorsanız kapıya hazırda bulunan notu asın" tarzı kartlar oluyor ya, ya da "Rahatsız etmeyiniz" kartları. Müşterilerin "Önümü temizlemeyin ya da temizleyin ama rahatlamaya geldim" tarzı bir seçeneği belirtebilecekleri ve masaya koyabilecekleri bir şey olsa ona göre siz de müşteriyi dürtüp dürtemeyeceğinizi bilseniz ya da masa boş diye çekip gitmeyeceklerini bilebilecekleri bir not olsa. Şu an çok pratik bir şey gibi gelmedi ama belki bunu bildirmenin değişiik şekilleri vardır. Bir cafe bana duygu ve düşüncelerini bir şekilde iletse, ben de rahatlardım. Hem böylece müşteri de "Aaaa, ne istersem onu yapacaklar" deyip mutlu olabilir.

Ekleme: jimicik benzerini yazmış zaten. Aradığım pratik çözüm öyle bir şeydi. jimicik + 1

Bir de "Başka bir şey ister misiniz" denince "İstemiyorsan kalk git" olarak yorumluyorum ben.

"Her müşteri bir kar tanesidir, eşsizdir, su damlasıdır, kum taneciğidir. Sizin şekliniz nasıl" komik bir şekilde sunulsa etkilenirim ben oradan.
0
aychovsky
(13.07.16)
makul bir süre içerisinde toplanmalı. bence bittikten sonra 30-45 dk içerisinde alınabilir.
0
o kadar da degil aga
(13.07.16)
Amerika'da Bubba Gump diye bir restoran zinciri var, duymuşsunuzdur belki, Forrest Gump filminden esinlenerek kurulan. Oradaki tüm masalarda iki tane tabela var, "Run Forrest Run" ve "Stop Forrest Stop" yazan, eğer garsonun masanıza herhangi bir nedenle uğramanızı istiyorsanız Stop yazanı çeviriyorsunuz, gören garson hemen geliyor. Run yazan durduğu sürece masaya kimse uğramıyor, rahatsız da edilmiyorsunuz. Öyle esprili bir açıklama ve işaret düşünülebilir belki? Böylece kimse kırılmaz, sizin de kafa rahat olur.

farm8.staticflickr.com
0
opucuk baligi
(13.07.16)
sorabilirsin alayım mı diye, alın derse alırsın konu kapanır. sonuçta evet o bardak müşterinin ama tek müşterin o değil, diğer müşterilerine hizmet verebilmeye devam edebilmek için kısıtlı kaynaklarını iyi yönetmen lazım ki bardak kısıtlı kaynaktır sayısı belli sonuçta.
0
selam
(13.07.16)
Normal olan masadaki kirli tabagi canagi kaldirmaktir. Soyle ki, bardagini kaldirirsiniz ama "baska ne istersiniz?" gibisinden bir sey sormazsiniz, musteri de bu cafede boyle sorular sorulmadigini, rahatca oturabilecegini anlar. Bardagini alir ve rahat birakirsiniz, musteri de buna alisir. Bos fincani aldiktan sonra kendisi seslenmedikce yanina ugramazsiniz. Fincani birakirsaniz kimisi yanlis anlar, ne umursamaz muessese diye dusunebilir.
Mesela bos fincani alirken;
+ Afiyet olsun, kahvemizi begendiniz mi?
- Evet, harikaydi tesekkur ederim.
+ Biz tesekkur ederiz, keyfinize bakin.

Ikilemde kalmaya gerek yok, musteriyi belli bir duzene alistirmak lazim huzursuz etmeden. Musteri onundeki bos tabagin fincanin alinacagini ve rahatsiz edilmeyecegini bilirse harika olur.
Turk esnafligina tezat bir incelik var sizde, harikasiniz:)
0
stavro
(13.07.16)
İçecekler için değil ama yiyecekler için aslında bunun kuralı var ama maalesef yurdum insanı bu bilince sahip değil. Çok basit çatal bıçak tabakta yan yana duruyorsa "toplayabilirsiniz" demek yok çapraz konulmuşsa, tabağın yanına gelişigüzel konulmuşsa vs. "henüz işim bitmedi, kalsın" demek.Yurtdışında standard bu. Yurtiçinde müşteriyi de eğitmek gerekiyor.
0
SiyamkedisiZorro
(13.07.16)
En mantıklısı sormak. Bardağınızı almamı ister misiniz? diye sorulabilir.
0
safepassage
(13.07.16)
Ben bardağın alınması gerektiğini düşünüyorum. Bir müşteri olarak önümdeki boş kahve bardağı alınmasa bu beni rahatsız etmezdi. Yalnızca önümdeki bardağın alınması da gitmemi istediklerini düşünmemi sağlamazdı. Eğer kafe olarak böyle bir tutumunuz yoksa(ki olmadığına samimi bir şekilde inandım), bunu müşteriniz zaten bir şekilde hissedecektir. O yüzden ben bardağın, bittikten hemen sonra olmasa da, makul bir süre sonra alınması gerektiğini düşünüyorum. Şunu da ekleme gereği hissettim, "eğer almamızı istiyorsanız şöyle bir sinyal verin, istemiyorsanız şöyle" tarzı bir uygulama nedenini bilmediğim bir şekilde beni gererdi. Kafe sahibinin gelip kahvenizi beğenip beğenmediğinizi sorduğu bir ortamda bence yeteri kadar iletişim kanalı vardır. Bunlara bir yenisini eklemeyi gereksiz buldum. Son olarak, incelik sahibi kaygılarınızı hayatınızın her alanında muhafaza etmeyi başarmış olduğunuz için sizi kutlarım.
0
man of constant sorrow
(13.07.16)
"Bardağınızı almamı ister misiniz?" diye sormak iyi bir fikir degil. Asil bu soruyu duyunca tam da dusunmesini istemediginiz seyi dusunur musteri.
0
stavro
(15.07.16)
ben toplanmasını isterim, zaten genelde masalar ufak bir de üzerinde boşlar kalınca rahatsız edici oluyor.

beni bozacak şey boşların alınması değil çalışanın davranışı olur, "afiyet olsun" derken ses tonu hali tavrı mimikleri "söğüt gölgesi mi la bura?! yedin bitti galg git" diyorsa canım sıkılır, olabildiğince kısa sürede mekanı terk eder ve bir daha gitmem.

edit: boşlar toplanırken "başka bir isteğiniz var mı" vb sorular bence kesinlikle sorulmamalı, adam isterse zaman ulaşır söyler.
masaya gelen kişi "afiyet olsun" desin, müşterinin vereceği karşılığa göre de "beğendiniz mi" "beğenmenize sevindim" "umarım beğenmişsinizdir" diye tamamlasın.
0
azizakin
(15.07.16)
(6)

Niye amerikada ve ingilitrede üniv ücretleri pahalı

sorunvar
Türkiyeye göre mukayese edildiğinde çok pahalı ? Kendi vatandaşlarından niye o kadar para aliyolarlar ?Bizde ücretsiz çünkü
Türkiyeye göre mukayese edildiğinde çok pahalı ? Kendi vatandaşlarından niye o kadar para aliyolarlar ?Bizde ücretsiz çünkü
0
sorunvar
(13.07.16)
ücretler nasıldır bilmiyorum ama en başta paralarının bizimkinden 3-4 kat değerli olması geliyor. yani senin için inanılmaz olan rakam bir ingiliz için "eh işte" olabilir. ikincisi, üniversite herkesin gitmesi gereken bir yer değil. türkiye'de böyle saçma bir algı var, o yüzden ortalık hem işsiz hem de iş bilmez genç kaynıyor. onlara kızmak da yersiz çünkü ülkede meslek eğitimi yok, ne yapacaklar "ben muslukçu olcam" deyip kariyer hedefini meslek lisesi mezunu olmak olarak mı belirleyecekler?

eğitimin tüm seviyelerde ücretsiz olması gerektiğini savunanlardanım ama üniversitenin paralı olmasına da çok ses etmem açıkçası, dediğim gibi bu kurumlar görevi her gelene diploma vermek olan hayır kurumları değil. türkiye'de ücretsiz de ne oluyor, kaç üniversitenin veya bölümün mezunu o alanla ilgili bir iş yapabiliyor ki?
0
der meister
(13.07.16)
abd için hiç de öyle eh işte bir ücreti yok üniversitelerin. mezun olan her genç ortalama 50bin dolar borçla başlıyor hayata.

neo liberal dünyada işler böyle işliyor. her hizmetin bir ücreti var. 100bin dolar verip diş hekimi olan mezun olunca tek muayene için 250 dolar alıyor. işsizlik oranı da özellikle üniversite mezunları için türkiye'ye nazaran çok düşük. yani bizim gibi diplomalı işsizler ordusuna katılmıyorsun.

bir de bunun az sulandırılmışı var kuzey ülkelerinde eğitim, sağlık vesaire ücretsiz ama kallavi vergi ödüyorsun kazandığın üzerinden.
0
maxc
(13.07.16)
İngiltere'de pahalı derken? Bize (international) 13000-17000 pound olan yer onlara £4000 falan. (home&eu students yazar, artık eu kısmını atarlar herhalde:)

Gelirlerine göre yıllık o kadar para da pek bir şey değil. Bizde yıllık 30-40 bin liralık özel üniler ortalama gelire göre baya yüksek.

Ha Almanya gibi sadece küçük harç yatırılıp okunacak yerleri yok evet. O da sistem işte.
0
rodriguez2
(13.07.16)
Herkes universite okumak zorunda degil cunku

Bu arada bizde de ucretsiz degil. Ha cuzi bir miktar ama ucretsiz degil
0
la noix
(13.07.16)
Amerika'da özel üniversiteler çok pahalı. E Türkiye'de de pahalı zaten. Okan mokan gibi dandik üniversiteler 40-50 bin lira, orada Harvard 50 bin dolar. State üniversitelerinin ücretleri 10 bin doların altında.
0
i was made for you
(13.07.16)
Vergi meselesi. Genelde toplumlar ya vergi almayarak eğitim, sağlık sistemlerini özelleştirme ya da yüksek vergi alarak bunları bedava hale getirmeye çalışıyorlar.

Amerika'da vatandaş olan öğrenciler üniversite için kredi çekiyor ve bazıları 40 yaşında hala o krediyi ödüyor. Yalnız Amerika'nın şöyle bir sorunu var; vergi yüksek. Tamam, petrol ve elektrikli ürünlerden biz daha yüksek vergi alıyoruz da orada brüt maaştan kesilen yüzdeye ve burada brüt maaştan kesilen yüzdeye bakıyorum. Amerika'da eyalete göre değişmekle birlikte iki kata kadar daha fazla vergi kesiyor ama hizmetler daha fazla. Hatta konuyla ilgili şu yazılmış
www.theatlantic.com

Kişisel olarak, herkesin üniversite okumaması ama hak kazananların bedava okuması ve bunun için vergilerimizle destek olmamız gerektiğine inancım sonsuz.
0
aychovsky
(13.07.16)
(20)

"Ne kadar sessizsin" lafı irite edici mi?

bambum
Veya küçük düşürücü mü? Söylenen kişide uyandırdığı duygular nedir?
Veya küçük düşürücü mü? Söylenen kişide uyandırdığı duygular nedir?
0
bambum
(12.07.16)
evet bence küçük düşürücü gibi aşağılayıcı gibi ne kadar silik ve pısırıksın ensesine vur lokmasını al gibi, yani seni ortamın popüler, gözde insanın tam tersine koyuyor, bence kötü duygular uyandırıyor hele samimi olmadığın birinin söylemesi, kesinlikle irrite edici
0
limoncello
(12.07.16)
her konuyla ilgili ve alakalı olmak bir normallik belirtisi değildir aslında, haliyle kişinin durumlar karşısında kayıtsız kalması ve bunu diğer insanların " ne kadar sessizsin " diyerek dile alması tamamen detaylar dahilinde şekillenen bir durumdur. Art niyet veyahut kendinden bir saflık belirtebilir. Karar vermek zor.
0
şair eşref
(12.07.16)
Küçük düşürücü değil ama duyunca içimden yine mi ya diyorum sessiz biri olarak, milyon defa duydum çünkü. Portakallar ne kadar turuncu gibi bir şey. Karşılığında nasıl cevap bekleniyor onu anlamıyorum.
-Ne kadar sessizsin
-ehe
-...
-...
-?
Konuşacak bir şey bulamamışım ya da konuşmak istemiyorum demek ki, özellikle sessiz oluşuma vurgu yaparak zorla konuşturulmaya çalışmak sinir ediyor beni.
0
zetsuboushita
(12.07.16)
Cenesi dusuk bos konusan biri bunu diyorsa eleştiri bile sayilmaz. Konuskan olmak marifet olmadığı gibi sessizlik de iyi veya kotu degil.
0
rayde
(12.07.16)
hakkaten bir de bu lafa nasıl bi cevap bekliyor acaba
-ya, evet çok sessizimdir nasıl anladın ? gibi mi
eleştiri ya da eziklemek için söylendiği açık bence, çünkü böyle yaparak kendini daha üst bir konuma sokuyor, hissedersin zaten. Yoksa insanın manasız, cevap da verilmeyecek bir laf söylemesinin anlamı yok.
0
limoncello
(12.07.16)
Evet öyle ama söyleyen kişi bunu anlayamaz maalesef o kadar derin düşünmezler. Hatta çok sessizsinin asıl anlamı çok soğuksundur. Öyle demediğine şükret. Eğer kırıcı oluyorsun falan dersen senin hakkında kötü düşünür arkandan çok soğuk çok itici gibi şeyler söylerler. Muhtemelen sana dediler.Eğer sevmediğin birisi değilse durduk yere uzaklaştırma kendinden. Şakaya bağla işi ya da gülümse falan. Belki onu diyen kişide aslında kaba değildir belki seversin bile.
0
uyusam iyi olur
(12.07.16)
boş konuşmayı sevmiyorum diye karşılık veriyorum ben genelde
0
mirty
(12.07.16)
Her lafa verilecek cevabım vardır. Ama önce lafa bakarım laf mı diye; sonra konuşana bakarım adam mı diye...
0
i ve been mistreated
(12.07.16)
bu genelde çekingen erkeklere söylenir ve küçümseme vardır içinde çoğunlukla. nedeni de bizim kültürümüze (kültürümüze sıçayım) göre erkeklerin atik, öne atılan, girişken, halk arasındaki tabirle piç olması gerektiği inancıdır.
0
nathanieltroy
(12.07.16)
behzat ç., bahar'a ilk bölümlerde; "bir kere de susmayı beceremedin. biranı alıp köşeye geçip oturamadın. hep konuşmayı istedin." gibi bir şeyler söylemişti.

yani susmanın bi adabı var fakat bu çekingenlik, pısırıklık olarak algılanıyor genelde.

bence fazlasıyla küçük düşürücü.

zaten soruya "ne kadar" diye başlamaları asıl irite edici kısmı.

aha bu kadar demek istiyorum onlara us.123rf.com
0
kupigometa
(12.07.16)
Bunu duyduktan sonra insan hiç konuşmak istemiyo ya. Bu soruyu soran gerçekten itiici oluyo nedeni de sessiz kişi zaten ortamdan mutsuz olduğundan konuşmuyo. Allah belanızı versin. Sinirlendim
0
anarsika
(12.07.16)
Bana söylense 'Konuşkan değilsin, öyle konuşamadan oturmaktan sıkıldım' anlarım ya da yerine ve söyleniş şekline göre 'Yürüyeceğim ama açacak konu bulamadım, sen de pek yardımcı olmuyorsun' anlarım. İrrite edici mi? Birinin yanında 'sessizsin' denilecek kadar suskunsam, ya yanında çok konuşmadan da huzurlu olabiliyorumdur ve hatta bu huzur karşılıklıdır, birbirimizi yeterince tanıyoruzdur ya da çok da anlaşamayacağım, muhabbetimin tutmadığı, yıldızımın barışmadığı biridir. İlk durumda 'Ne kadar sessizsin' denecek dönem zaten geçmiştir, ikinci durumda zaten 'Keşke olaysızca dağılsak' diye içimden geçiriyorumdur. Dolayısıyla, irrite edici değil, 'Bizden arkadaş dahil bir cacık olmaz'ın ilamı sadece. Herkesle anlaşabilecek değilim sonuçta.
0
aychovsky
(12.07.16)
eskiden olumsuz alıyordum ben bunu, geriyordu ve canımı sıkıyordu. şimdi herhangi bir şey hissetmiyorum, duruma göre iletişim kurma çabası olarak değerlendirip sessizliği bozarak karşıladığım da oluyor hatta. ergenlikte büyük sıkıntı ve neredeyse hakaretti ama kişilik oturduktan sonra çok takmıyor insan. yalnızım, asosyalim, sessizim, barzoyum vs. kendin bunları zaten fark ediyorsun, kendinle kavga etmeyi bırakıyorsun.
0
der meister
(12.07.16)
Çocukluğumdan beri duymaya alıştığım için artık dümdüz gidiyorum; "katılacağım bir muhabbet/geyik değil" diye. Bir insanı çok konuşur diye eleştirirsiniz de konuşmaması neden bu kadar batar bilemiyoron.
0
piremses
(12.07.16)
ne konuşmamı bekliyorsunuz, bunu söyledin de noldu şimdi? diyesim geliyor ama demiyorum. birine çok konuşuyorsun demek kadar rahatsız edici bir durum. direkt canım sıkıldı senin yanında durmaktan mesajını alıyorum. o zaman kalk git, böyleyim sana göre sessizim siktir git. konuşmuyorum çünkü canım sıkkın, burada bulunmaktan zevk almıyorum herhangi bok püsür olabilir. hafızaya atıp bu kişilerden uzaklaşıyorum. az ya da çok konuşma standardı mı var oç niye canımı sıkıyorsun diyemiyorum :(

görüldüğü gibi küçük düşürülmüş falan hissediyorum, ve bi de sinirleniyorum.
0
bunaldım a dostlar
(12.07.16)
bunu diyerek seni konuşmaya teşvik edeceğini düşünen biri zaten düz bir adam/kadındır. düz bir insan beni rencide edemez. ne konuştuğunun farkında değil zaten hödük. öyle farkına varmış, rahatsız olmuş. çünkü konuşandan değil konuşmayandan korkacaksın. çenesi düşük insanların içi dışını öğrenirsin ama sessiz kişiler biraz tedirgin eder. o da korkmuş biraz, çekinmiş senden. konuşturma derdinde.
0
sttc
(12.07.16)
Gereksiz insanlarla gereksiz muhabbetlere girmediğimden "ne kadar da sessizsin" "evde de mi böylesin" "canın sıkılmıyor mu senin" gibi laflara çok maruz kalıyorum. Açıkçası umrumda da değil. Bu kişileri ciddiye bile almıyorum (alamıyorum), hehe diyip geçiyorum. Yakın arkadaşlarım ne kadar konuşkan biri olduğumu da bilirler.
0
yineiyisinoxford
(12.07.16)
buna genelde şu cevabı vermek gerekiyor;

-belki de sen/siz çok/haddinden fazla seslisin/iz !

sessizmişiz. peh. oysa adam gibi bakabilseler içerde neler neler konuşuyoruz biz. duyan olmayınca (ya da olmadığını sezdiğimizden, inanmadığımızdan) dışarıya çıkartmıyoruz sadece.. :)
0
matrix
(12.07.16)
bu laf soylenen kisiyim genelde. cok yakin 2-3 arkadasimin yaninda deli gibi konusurum, sebeklik yaparim, gunluk hayatta asla kendimi ezdirmem, sesim cikar. onun disinda yeni tanistigim ya da yeterince samimi olmadigim insanlarlayken gerekmedikce konusmam. bu laf soylendiginde de uyuz olurum.
0
xenophobe
(13.07.16)
söyleme tarzına göre değişir
yani pek sesin çıkmıyor bir derdin mi var anlamında insancılda sorulmuş olabilir
aman ne ezik sessiz bir tipsin gibi küçük düşürücü amaçla da sorulmuş olabilir,
ortama sorma tarzına ve soranın kim olduğuna bağlı cevap değişir.
0
basond
(13.07.16)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.