Giriş
(11)

konuşmacılar vs nasıl bu kadar sakin ve güzel konusabiliyor?

anonymice
Bi konuşma izliyordum, farkettim ki adam bizim ya da benim normal hayatta kuramayacağımız cumleleri konusmalarda kullanıyor.Mesela diziler, siz hic biriyle oyle uzun ve anlamlı konustunuz mu?benim maksimum hö-hm-evet-hayır ayarlarım calısıyor sanırım..neyse soru soralım. iyi bir konusmacı oldugunuza
Bi konuşma izliyordum, farkettim ki adam bizim ya da benim normal hayatta kuramayacağımız cumleleri konusmalarda kullanıyor.

Mesela diziler, siz hic biriyle oyle uzun ve anlamlı konustunuz mu?

benim maksimum hö-hm-evet-hayır ayarlarım calısıyor sanırım..

neyse soru soralım. iyi bir konusmacı oldugunuza inanıyor musunuz? yoksa cips yerken arkadan sarılan sevgilinize hö-hm-evet-hayır kombosunu mu kullanıyorsunuz?
0
anonymice
(28.05.16)
Konuşmaya önceden hazırlanıyor adam, farkındasın di mi :)
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(28.05.16)
@futbolcu

ya tamam hazırlanıyor da, yinede çok doğal çok güzel soluyolar. neyse sanırım ben ayıyım.
0
🌸anonymice
(28.05.16)
gerektiği yerde, gerektiği zaman konuşuyorum ben valla.
0
devilred
(28.05.16)
Iyi bir konusmaci oldugumu zannetmiyorum ama dogaclama yaptigim bir kac konusmadan sonra "bu konusmayi daha onceden mi hazirladin?" diye sordular bana. Cok okumak ve guzel konusmalar izlemekle alakali olabilir.

Diziden diziye degisir, ama ozellikle Turk dizilerinde gerizekali taklidi yaparak konustuklarini dusunuyorum.
0
crown
(28.05.16)
Kamptayım şuan seferihisarda, mangalda hellim peyniri yerken cümle kurmak yerine anırarak beğenimizi dile getirdik. Başka sözüm yok :)
0
hasmetizm 2046
(28.05.16)
İyi bir konuşmacı değilim. Bu kişilerde yeteneğin yanında bol hazırlık ve bol alışkanlık da var. Daha önce bol bol sunum yapmak, vb. zorunda kalmış insanlar ve konuşmayı hazırlama süreleri de öyle dünden bugüne değil; bunun ötesinde de bol bol pratik yapmışlarsa güpgüzel konuşabiliyorlar. Bunu anlık başarabilenler, önüne bir konu verildiği anda 300 saat konuşabilenlere ise hayranım.

Ben hazırlandığım ve daha önceden bildiğim bir konu ise konuşabilirim ama kendimden emin olmadığım bir konuda yarım saat konuşup aslında bir şey söylememeyi beceremem.

Aaa, @hasmetizm Memleketime selam.
0
aychovsky
(28.05.16)
Temel etken uzamnlık. 6 yıldır aynı konuları laboratuvarda uygulamalı olarak anlatıyorum. Uzun bağlantılı anlaşılır cümleler kurabiliyorum.
0
intihar etsem de kendime gelsem
(28.05.16)
ben iyi bir konuşmacıyım, bunu da yetişme dönemimde pratik ile sağladığımı düşünüyorum. 7. sınıftan beri okuldaki kutlama programları olsun, münazaralar olsun, tiyatro gösterileri olsun; birçok kez topluluğa hitap etmişimdir. biraz babamdan gördüm sanırım, politikayla uğraştığı için onun ağzı laf yapar, sağda solda konuşurken görüp duyup öğrenmiş olabilirim. özgüvenle bağlantısı olduğunu söyleyebilirim, kendine güveni yüksek insanlar genelde iyi konuşur. tabii ki çok kelime bilmek ve uzun cümleler nasıl kurulur görüp anlamak da lazım, kitap okumanın etkisi de olmalı yani.
0
baba jo
(28.05.16)
Günlük hayatımda çok konuşmam. Doğaçlama konusunda da sıkıntim var biraz. İyi yalan söylerim ama insanlarla havadan sudan konuşurken sıkılırım. Hele karsimdaki insan ya da sohbet ilgimi cekmemisse bi iki zorlarim kendimi ama pek bi şey çıkmaz. Romantik anlarda hepten kitlenip kalmasam da sevdiğimin gözlerinin içine bakıp şiir okuyamam mesela ya da lafı gediğine oturtamam. Genelde duraklarim konuşurken bazen cümlenin ortasında pat diye susarim. Sıkılıyorum konuşurken genel olarak.
0
damdanakan
(28.05.16)
41 yaşındayım ve hayatındaki bütün başarı ve mutluluklarımı konuşarak kazandım. Mesleklerimi de , ilişkilerimi de, insanlarda bıraktığım hisleri de belirleyici kılan bu oldu.
0
a r a m i s
(29.05.16)
@aychovsky as, azmak tarafındayız, çok güzel buralar.
0
hasmetizm 2046
(29.05.16)
(9)

jumanji

aweamadeus
güzel mi?
güzel mi?
0
aweamadeus
(28.05.16)
dum dum dumuda dum dudum..güzel
0
mungojerry
(28.05.16)
çocukken çok etkilenmiştim ben. günümüz görsel efektleriyle kıyaslanırsa ve yetişkin biri izlerse o kadar da etkileyici gelmeyebilir.
0
icim urperiyor
(28.05.16)
güzel severim
0
basond
(28.05.16)
halen daha güzel. izle bence.
0
yons
(28.05.16)
Çok eğlenceli bir film.
0
aychovsky
(28.05.16)
Evet cok guzel, 90'lardaki cogu sey gibi.
0
neferkitty
(28.05.16)
Guzel guzel.
0
eksi sozlukte eksiyen adam
(28.05.16)
ben ilk kez bayağı bi yetişkinken izledim, bir o kadar da sevdim.
0
devilred
(28.05.16)
Güzel.
0
cabiday
(28.05.16)
(26)

Tabakta meyve satsam tutar mı?

cahs
Bici işi yapmayı düşünürken aklıma geldi acaba böyle ki yapsam diye.Diyorum ki plastik tabağa kavun karpuz karışık dilimlesem tabağı 3 liradan satsam gider mi??İftardan hemen sonra merkezi bi caminin önünde kurarım tezgahı, teravih sonrasına kadar satatım zaman dilimi olarak.Çok büyük beklentim yok
Bici işi yapmayı düşünürken aklıma geldi acaba böyle ki yapsam diye.
Diyorum ki plastik tabağa kavun karpuz karışık dilimlesem tabağı 3 liradan satsam gider mi??
İftardan hemen sonra merkezi bi caminin önünde kurarım tezgahı, teravih sonrasına kadar satatım zaman dilimi olarak.
Çok büyük beklentim yok öğrenciyim para lazım. Ne zaman istersem o zaman yapacağım bi iş. Yaz okuku var sınavı var hafatada 7 gün de çalışabilirim 1 gün de...
Günde 20,30 kazansam iyi gibi. Kazanır mıyım sizce?
Seyyar olacak. İzinsiz yapmayı düşünmüyorum. İş için size fikir danışıyorum.
Yer:erzincan
0
cahs
(28.05.16)
Elma soyup satsana

www.google.com


su aletle baya ilginc oluyor youtubedan arat.
0
Lola90
(28.05.16)
aferim kardeşim güzel adımlar bunlar.işe girdiğimde senin gibi öğrencilere maddi olarak yardımcı olacam hep
0
follow rivers
(28.05.16)
bi de soda sat hacı:) dedigin saatte iyi gider
0
galandar kostumu
(28.05.16)
Ben alacak olsam hijyen konusunda emin olamadığım için almazdım. Yıkandı mı yıkanmadı mı, açıkta beklerken üstüne toz kondu mu filan.
0
grv
(28.05.16)
kulanağa mantıklı geliyor.
0
all girls dream
(28.05.16)
kapaklı plastik kaplara koyarsın. tek kullanımlık oluyo ya
0
all girls dream
(28.05.16)
O tek kullanımlık kapaklılar ya da böyle streçle kapatsam üstünü olur gibi..
Hatta orada da dilimleyebilirim ama uzun sürer diye korkuyorum. Aynı anda 4 kisi istese beklemez adam sanki..
0
🌸cahs
(28.05.16)
İş mantıklı. Ama bence 3 lira pahalı. Müşteri kitleniz öyle bir tabağa 3 lira vereceğini zannetmiyorum. Porsiyonu küçülterek fiyatı düşürebilir veya ucuza satarak sürümden kazanmayı deneyebilirsiniz.
0
1lisan1insan
(28.05.16)
sunum önemli, eğer sunumu güzel olursa bence olur.

aynı anda 4 kişi gelirse beklerler, hem de soyulmasını hazırlanmasını izler oyalanırlar, temiz iş yaptığını görürlerse mutlu olurlar rahatlıkla yerler.

ayrıca önü kalabalık olan tezgah ve içi dolu olan dükkan her zaman daha fazla müşteri çeker, endişe etmene gerek yok.
0
azizakin
(28.05.16)
azizakın + 1
Temiz görünüyorsa ben alırım mutlaka, hele o yazın sıcağında bir güzel gider ki! Yalnız bu işler biraz karışık olabilir. Dışarıda bir şey satıyorsanız, vergi levhanız da yoksa, rüşveti veya haracı olan zor bir iş haline gelebilir ya da korsancılar gibi polis kovalayabilir. O yüzden, bir işin aslını araştırıp ona göre girmekte yarar var. Bu duruma dikkat edecekseniz ve temiz de olacaksanız, yakınlarınızdaysam müşterinizim.
0
aychovsky
(28.05.16)
güzel fikir.
küçük karton bardaklar da alternatif olabilir. müşterinin önünde küp küp doğrayıp bardağa koyarsınız ( waffledaki gibi) . hani plastik kürdan gibi şeyler varya . onunla verebilirsiniz. hatta isteyene çikolata sosuyla da verilebilir.
0
lapris
(28.05.16)
Karar verdiğim anda işin yasal boyutunu araştıracağım teşekkür ederim.
Küp küp doğrama güzel fikir.
Değişik fikirlere açığım. İşime yarıyor yazılanlar teşekkür ederim..
0
🌸cahs
(28.05.16)
Dediğiniz gibi yapan gördüm. Dilimler çok büyüktü. Yemek uğraştırıcı olur orama burama damlar diye almadım. Denildiği gibi küp küp doğranır konursa alınır. Ben alırdım en azından.
3 lira iyi bence ya.
0
jazzabel
(28.05.16)
belediye hijyenden ziyade mekan kirası/vergi vs. verip vermediğine bakar. kayıtlı değilsen zabıtalar tüm tezgaha el koyar.
0
kosun lan mevzu var
(28.05.16)
Seyyar yapacağım. Belediyeye gidip soracağım artık ne istiyonuz diye. Ya da zabıta görüsem soracağım abi neye bakıyonuz şurada 1 ay meyve satsam sorun olurmu vs. Diye...
0
🌸cahs
(28.05.16)
anlamsız işler peşinde koşuyorsun bence, kimse akşam vakti sana kafana göre bir şey sattırmaz öyle tezgahta. zabıta gelmiyorsa başkası gelip bir şey ister. istedikleri para da senin günlük kazancının onlarca belki yüzlerce katı falan olur, öyle ben 50 lira alayım 10'unu da size vereyim diyemezsin.

erzincan'daydın sanırım, imkanlar tabii ki istanbul gibi değildir ama yaz boyunca çalışılabilecek bir yer muhakkak bulabilirsin. böyle antin kuntin işlerle uğraşmak yerine iş aramaya devam et bence. teravihten sonra meyve dilimleyip iki saat bir köşede meyve satmakla para kazanılsaydı herkes öyle yapardı.
0
der meister
(28.05.16)
Der mesiter, sağol da yavaş gel. Ben bedavadan para kazanayım, oh yatayım gelsin paralar demiyorum.
Amaa para kazanacam diye de bi taraflarımı yırtıp millete kölelik yapamam. sabah 8 de işe git, akşam saati belli değil bana 500 lira verecek. Sınav var desem mırın kırın. Sen çalışırsan kolay gelsin ama ben almayayım. Kendi kafama göre iş yaparım aylık 200, 300 kazanırım.
Hatta eski duyrularımda falan da yazmıştım çalışmaktan gocunmam. Tartıyı elime alır çarşıda da gezerim umurumda olmaz arklar görecek ayıp olur kızlar görecek karizmam çizlecek vs. diye düşünmem.
Bu yaptığım açıklama iyiniyetle yazdığını düşündüğüm içindi.

Şimdi, edebinle düzgün bir şekilde yazacaksan dinlerim yoksa işine git gece gece sinirlendirip tadımı kaçırma..
0
🌸cahs
(28.05.16)
Ben alirim valla, püskevit, kofret yemek yerine meyve yirim.
0
balpolen
(28.05.16)
kolay gelsin o zaman sana birader, bu kafayla en fazla elinde tartıyla gezersin zaten. onu yapmam, bunu yapmam ama çalışmaktan gocunmam he? iyiymiş. ayrıca niye kötü niyetle yazayım, ben sana olanı/olacağı söylüyorum. "OOO KANKA KESİN ALIRIM YA" diyenlerin gazına gelerek iş yapacaksan buyur yap, kendin görürsün olacakları.
0
der meister
(28.05.16)
başkasının soyduğu şeyi yemem. hele ki temizliğini bilmediğim bir yabancınınkini asla. su sat bence. 25-30 kuruşa alır 50 kuruşa satarsın.
0
kakao
(28.05.16)
Gayet güzel fikir oldu çok teşekkür ediyorum. Eldiven de şart oldu o zaman...
0
🌸cahs
(28.05.16)
yiyecek satacağına, çorap, t-sirt, atlet vs satsan daha iyi olur sanki.
0
fikir iscisi65
(28.05.16)
eldiveni de bu beyaz elastik doktor eldiveni değil de şeffaf ince poşet gibi olanlardan kullanırsanız daha iyi. yani bana daha hijyenik geliyor. diğerinin içinde pudra filan var.
0
lapris
(29.05.16)
Şişeleme makinesi al (30tl falan), katı meyve sıkacağı al. Güzel bir logo yaptır sticker şeklinde copy center'dan çıkart şişelere yapıştır. Şu soğuğu muhafaza eden içerisine buz konulan mavi beyaz kutulardan al içine diz taze meyve suyu diye 2tl'den sat. Tezgaha gerek yok önüne soğutmalı kutunu koyacaksın üzerine taze karışık meyve suyu 2tl yazacaksın. Biri sorun çıkarırsa alır gidersin kutunu. Şişeler mühürlü olacağından daha hijyenik olur profesyonel görünür.

urun.n11.com

sc02.alicdn.com

www.hepsiburada.com

Öylesine koydum linkleri masraf az çok belli olsun diye.


Eğer açta açıkta değilsen bence kendine şu an yapacağın yatırım daha mantıklı olur. İngilizce öğrenmek gibi.
0
ThomasJefferson
(29.05.16)
dediğin şeyi sultanahmette ramazanda yapıyorlar. bayağı da satılıyor. yalnız birkaç kritik nokta var. sakın karpuzları önceden dilimleme, isteyene gözünün önünde dilimle, zaten 5-10 karpuz dilimleyince hiç el sürmeden dilimleyip tabağa koymayı öğreneceksindir. yoksa eldiven işi sakat, çünkü hem karpuzun dışıyla temas edip hem de yenecek kısmıyla temas edecek o eldiven.

karpuzu satıncaya kadar temas ettiği tek şey bıçak olsun, ona özellikle dikkat et. yoksa insanların kafasında hijyene dair soru işareti oluşur. tüm işi bıçakla yap, senin karpuzda dokunduğun tek yer kabuğu olsun.

çatal sağlam olsun. yoksa adi plastik çatallar hemen kırılıyor.

birkaç foroğraf linki paylaşıyorum, ne yapman gerektiğine dair kafanda şekillenir biraz daha.

www.google.com.tr

www.google.com.tr

www.google.com.tr
0
yemrem
(29.05.16)
vinil eldiven kayma yapmıyor ve de pudrasız.
0
sadegazoz
(29.05.16)
(13)

Fotoğraftan beğenmeyip gerçekte gördüğünüzde beğendiğiniz

Goddard
İnsanlar var mı? Fotoğrafta farklı çıkıyor insan, gerçekte görünce çok hoş görünüyor misal. Var mı böyle deneyimi olan?
İnsanlar var mı? Fotoğrafta farklı çıkıyor insan, gerçekte görünce çok hoş görünüyor misal. Var mı böyle deneyimi olan?
0
Goddard
(28.05.16)
Evet. Fotojenik olmayıp gerçekte çok güzel olan insanlar var.
0
Polaroid
(28.05.16)
elbette var. fotojenik olmak-olmamak diye bir olay var

genelde erkekler için geçerli bir durum bu ama sanırım. fotoğrafta eh işte diyorsun, bi görüyorsun leonardo dicaprio.

kadınlarda tam tersi oluyor ama tahminimce.
0
lisa
(28.05.16)
bana hep öyle diyolar. netten tanışıp buluştuğum kişilerin istisnasız hepsinden gerçekte fotoğraflarda göründüğünden çok çok daha güzel ve etkileyici olduğumu duydum. :( keşke fotojenik olsaydım
0
ambrosia
(28.05.16)
@abrosia, bi arkadaş fotoğrafta neysen osun demişti tabi kendisi aşırı fotojenik bi arkadaştı :)
Merak ettim şimdi ama nasıl olabilir o kadar :)
0
🌸Goddard
(28.05.16)
Bence de çoğunlukla erkeklerde oluyor. Kadınlarda pek o kadar denk gelmedim.

Ayrıca çok da bir fark olduğuna da inanmıyorum. Birisi demiş 'eh işte'den leonardo dicaprio'ya yükseliyor diye, öyle bir şey gerçekten imkansız. Fotoğrafta ne isen osundur da çok doğru değil ama fotoğrafta ne isen 'hemen hemen' osundur. Yani öyle fotoğrafta çok kötü çıkıyorum ama gerçekte mühteşemim yaaa:( diyenler pek inandırıcı gelmiyor. Fotoğrafta 4/10'sa gerçekte max 6/10 olabilir biri bence. Öyle 4'ten 8-9'a atlama diye bir şey imkansız. Bir makine ne kadar kötü çekebilir allah aşkına, ne yapacak burnunuza kemer mi ekleyecek, ağzınızı burnunuzu mu yamultacak? En fazla şey olabilir, çıplak gözle fark edilmeyen kusurlarınızı (ki bence bunların en yaygını çene ve burun yamukluğu) gözle görünür hale getirir. Insanlar da sizi o kusurlarınızla görür, sonra gerçek halinizi görünce çıplak gözle o kusurları fark etmeyince 'aaa o kadar da çirkin değilmiş' olur. Çıplak gözle herkes daha simetriktir. Fotojenik olup/olmamak da tamamen bununla alakalı zaten. Yoksa fotoğraf olmayan şeyleri eklemez. Yanlış bir açıdan çekinmiş olabilirsiniz falan ama zaten onun için de 10 üzerinden 2 puanlık bir artış sağlayabilir dedim zaten, gerisi de mümkün değil bence.
0
equine
(28.05.16)
Bununla ilgili bir deneyler var. Eğer filtre,vb. kullanılmamışsa ya da ortada istisnai bir fotojeniklikten bahsedilmiyorsa, insanlar videolarda ya da hareket ettiği görüntülerde fotoğraflarından daha güzel algılanıyorlar.

www.forbes.com
Şurada şu şekilde anlatılıyor: İnsanların videosunu ve bu videodan çekilmiş 1200 görüntüyü incelediklerinde videoyu çekici bulanlar istatistiksel olarak anlamlı bir fazlalıkta. Bunu da şöyle açıklıyorlar: Beynimiz hareketsiz bir duruş gördüğünde tek bir duruşu inceliyor. Hareketlerde ise tüm o anların ortalamasını inceliyor, yani kafamız tüm o anların beklenen değerini veren bir integralini alıyor matematiksel olarak. Aynı şey, üç boyutlu hareket için de geçerli.

Geçerli olmadığı tek durum, sosyal medya profil fotoğrafları. Hareketli halimiz tüm anlarımızın ortalaması ise sosyal medya fotoğrafı tüm anlarımızın değil ama görüntümüz alınan anların en iyisi. Dolayısıyla, bu durum profil fotoğrafları için değil, normal an fotoğrafı için söylenebilir. Tabii, kişi sosyal medya profiline ortalama bir fotoğraf koyuyorsa, söyleyebiliriz yine.
0
aychovsky
(28.05.16)
bunun sebebi fotoğrafların iki boyutlu olması
0
kiss my irish ass
(28.05.16)
tam tersi fotoğrafta beğendiğim ama gerçekte fotoğraftakinden alakasız insanlar gördüm. fotoğrafa güvenmeyin derim. filtreler icat oldu mertlik bozuldu ya zaten. :D
0
kakao
(28.05.16)
ben her fotoğrafımda çok farklı kişiler gibi çıkıyormuşum, çok kişiden duydum bunu ve fotoğraflarımdan daha iyi durduğumu da söylerler. iyisi buysa fotoğraflarda nasıl çıkıyorsam artık asdfghk.
0
devilred
(28.05.16)
tam tersi benim icin. fotograflarda daha guzelmisim gercekte daha kotuymusum gibi algiliyorum. yuvarlak bir yuzum var onunla mi alakali diye dusunmedim degil...

@equine

cene ve burun yamuklugu ciplak gozle niye fark edilmiyor ki? fotograflara oranla daha da netlesmesi gerekmez mi kusurlarin??
0
ferdinand griffonn
(28.05.16)
@goddard "fotoğrafta çok tipsiz gerçekte çok güzel olma durumu" değil bahsettiğim. fotoğrafta 7x güzel olup gerçekte 10x güzel olma gibi. işin içine boy pos, hareketler, gülüş, ses tonu, yürüyüş, endam, mimikler falan girince insanlar 2 boyutlu hallerinden çok farklı oluyorlar. fotoda ağır tipsiz olan birinin gerçekte çok güzel olması biraz imkansız gerçekten de.
0
ambrosia
(28.05.16)
Fotolarda vasati bir seyim. 3 boyutluyken bir farkliymisim. 3. boyutumu pek sevdigim soylenemez :(
0
shadowcat
(28.05.16)
sürüyle var. çoğu da kadın. bunun sebebi de kadınların güzel çıkmak için çok kasması.
0
lucius marcus
(28.05.16)
(17)

Sizce hangi ev planı en kullanışlı?

enkolaykullaniciadi
http://i.hizliresim.com/l1LoJl.png4 numaralı evin bir odası cam duvar ve dışarı penceresi yok ama bunu gözardı edin. Diğerlerinin kuzey, güney vs. gibi özellikleirni değerlendirmeyin. sadece ev planının kullanışlılığı, mantıklısı açısından bakın.
i.hizliresim.com

4 numaralı evin bir odası cam duvar ve dışarı penceresi yok ama bunu gözardı edin. Diğerlerinin kuzey, güney vs. gibi özellikleirni değerlendirmeyin. sadece ev planının kullanışlılığı, mantıklısı açısından bakın.
0
enkolaykullaniciadi
(26.05.16)
cam duvardan bağımsız olarak bence 4.
0
givemesomesubstance
(26.05.16)
3 ve 5.
0
lemmiwinks
(26.05.16)
fiyatı muadillerine göre çok uygun değilse bence bu projeden ev alma.

1-ebeveyn banyo yok
2-wc var, artık yeni lüks konutlarda wc falan olmuyor kiler koyuyorlar yerine.(hadi bu lazım veya istesen kilere çevirirsin göz ardı edilebilir)
3-1-2-3-5'te balkonlar salonun ergonomisini oldukça bozmuş, ayrıca ufacık o balkonlar sadece kombi sığar bir de bir kişi sigara içer. kullanışlı değil.
4-4.'nün planında wc'ye giriş yatak odasından olmuş. ilginç ve anormal seçim. ebeveyn banyosu yapsalardı bari yapmışken.

avantajları karanlık oda olmaması ve odaların yamuk yumuk olmaması gibi duruyor.

sen yine de birini seç dersen. 4'ü alır, cam duvarı yıkar o odayı salona katar evi 2+1 olarak kullanırdım. (sığarsa wc'yi de ebeveyn banyoya çevirmeye çalışırdım)
0
victum
(26.05.16)
@victum
o yatak odasındaki wc ebeveyn banyo olacak.
0
🌸enkolaykullaniciadi
(26.05.16)
bence 1 olmadı 2. o taraf hem m2 açısından hem odaların dağılışı bakımından daha avantajlı duruyor.
0
yue
(26.05.16)
@yue
m2 aynı. birebir
0
🌸enkolaykullaniciadi
(26.05.16)
Bence de 1 veya 2 ama bu biraz orada yaşayacak kişilere bağlı. Benim 1-2'deki amacım yatak odalarının konumlandırılma şekli idi. Evlerde yatak odaları uzak olsa iyi olur diye düşünüyorum, insanların özelleri biraz kendine kalabilsin. Odalarında oraya buraya gürültü gitmeyecek şekilde rahat davranabilsinler ve geniş olsun diye. Başka bir ailenin hemen çocuğunun sesini duyması ve ona koşturması gerekir ve yanyana olanı tercih edebilirler. Ebeveyn ve biraz da bebek olmayan çocuklar varsa, 1-2 iyi bence. Karı-koca yatak odasında rahat etsinler.
0
aychovsky
(26.05.16)
1 ve 2.

4 ve 5'te odalar ince uzun, bi halta yaramaz. 1 ve 2de ebeveyn banyo da var, mis.
0
babilbaligi
(26.05.16)
Aslinda hepsi berbat ama 1-2 nispeten daha iyi. 3-4 kesinlikle absurd
0
chavezding
(26.05.16)
@babilbaligi
abi aslında hepsinde ebeveyn banyo var. sadece 4 te wc yok onun yerine kiler var.
0
🌸enkolaykullaniciadi
(26.05.16)
1 ve 2
0
poseidon1
(26.05.16)
oda konumlandırmaları bakımından 4. antreden salon ve mutfağa en kısa sürede ulaşmak kullanımı kolyalaştırır. yatak odalarının da uzak oolmaları tercih sebebi olabilir bu güzergaha. dezavantajı mutfak boyutu.
sonrasında 2,1 ve odaları ince uzun olan 3,5 bence.
0
ruz
(26.05.16)
mutfak büyüklüğü önemli mi gençler o kadar?
0
🌸enkolaykullaniciadi
(26.05.16)
bu binadan ev almam.

bir katta 5 daire var apartmanda tek asansör var. oldu olacak hiç olmasaymış.

10 katlı bir bina olsa daire başı 3 kişi 150 kişiye bir asansör kadar saçma bir şey duymadım.

bizim bina da 30 daire var 2 asansör pik saatlerde yetmiyor.

adamlar taşı sıkıp suyunu çıkarmış para için. hiç gerek yok bence.
0
gliderpilot
(26.05.16)
Tek asansör değil. 2 asansör var. Asansör otoparktan başlıyor.
0
🌸enkolaykullaniciadi
(26.05.16)
Köşe daireler avantajlı. Ben 2 diyorum
0
aklimdakisorular
(26.05.16)
4 dışında hepsi, tabi binanın 4 tarafınında cephe olduğunu varsayıyorum. iç yapıya çok bakma, cephe daha önemlidir.
0
gokhan atestepe
(26.05.16)
(7)

çiğ kuruyemiş

denizzz
fındık-ceviz-badem üçlüsünü bim'den alıyordum ama çiğ olanı daha makbul diyorlar, hangi markayı önerirsiniz?
fındık-ceviz-badem üçlüsünü bim'den alıyordum ama çiğ olanı daha makbul diyorlar, hangi markayı önerirsiniz?
0
denizzz
(26.05.16)
aktardan çuval içinde satılanlardan al bence. önce tadına bak hatta küçük miktar al.
0
eindaclub
(26.05.16)
çiğ olarak da satılıyor. (yalnız ceviz hiç görmedim.zaten ilk toplama zamanı hariç tazesi olmaz cevizin.) ama bim'de bulamazsın. :)
0
kakao
(26.05.16)
Çiğ derken kavrulmamış mı, yoksa kabuğuyla mabuğuyla beraber anlamında mı? Kabuklu mabuklu olanlar semt pazarlarında fena olmuyor. Kavrulmamış olansa Bahçeden alıyorum genelde.
0
aychovsky
(26.05.16)
Migros, malatya pazarı
0
ikcı
(26.05.16)
burdan aliyorum www.kim.com.tr
akiyor. ama ankaradan ankaraya gonderiyorlar ondan hizli oluyor olabilir
0
foster
(26.05.16)
bimde ceviz var ben hep ordan alıyorum. simbat marka. çiğ kavrulmamış kabuklarından ayrılmış. kendim ayıklarım dersen kabuklu da var. çiğ fındık geçen ay kampanya da gelmişti her zaman olmuyor. a101 de çiğ badem sürekli satılyor. onun dışında ben genelde kuruyemişcimizden alıyorum memnunum.
0
yue
(26.05.16)
bimdeki ceviz zaten çiğ.
fındık ve badem kavrulmuş.
çiğ olanın daha iyi olmasının sebebi , gıdanın içindeki doymamış yağların ve bazı yararlı maddelerin ısıya maruz kalıp özelliğini yitirmemiş olması.

migrosların kuruyemiş reyonları iyi oluyor. hem malı iyi oluyor hem istediğin kadar alıyorsun. hatta çiğ badem taa amerikadan geliyor. fındık giresun- ordu fındığı.
bkz. tedarikçileriyle çalıştım oradan biliyorum
0
AWD
(26.05.16)
(4)

Evli, çocuklu ve oyuncu

gneral
Selam arkadaşlar, Hanım diyor ki acaba senin gibi başka hem evli hem çocuklu hem de oyuncu başkası var mıdır diye... Tek olmadığımı düşünüyorum, doğru mu? Var mı başka? Akşamları 1 1.5 saat takılıyorum bazen...
Selam arkadaşlar,

Hanım diyor ki acaba senin gibi başka hem evli hem çocuklu hem de oyuncu başkası var mıdır diye... Tek olmadığımı düşünüyorum, doğru mu? Var mı başka?

Akşamları 1 1.5 saat takılıyorum bazen...
0
gneral
(26.05.16)
Bizim buralarda o kadar çok ki evli mutlu çocuklu ve oyuncu insanlar, öyle olmayana garip bakıyoruz.
0
whoosie
(26.05.16)
başgan
tam benim kafadasin
benim rutin,
sabah evden çık
işe git
akşam eve gel
8 gibi
yemek
cocukla oyna
10 gibi otur
wow - hots - skyrim
2 ye kadar takıl
gerci wow u kapatıyorum biraz azaltırım ama
cok sikayetci hanım pc islerinden
0
kingcyrax
(26.05.16)
başgan o da çocugu uyutuyor.
sonra dizi falan
ben gec gidiyorum yataga.
durum bu
www.google.com.tr

gencligi ozluyorum adam gibi gaming yaptıgımız zamanlar geride kaldi.
saygılar
0
kingcyrax
(26.05.16)
Var, 10 yıllık çalışma, 8 yıllık oda arkadaşım. Hatta çocuğu kucağına oturup raid'e giriyor.
0
aychovsky
(26.05.16)
(10)

Çapkın siyasiler

cenkist
Bu adamların genelde eşleri çirkin.Özellikle akpdekiler bu erkeklerin etrafında çok genç ve güzel kızlar var.Bumlar hiç bu kızlara yürümüyolar mı ? Ne diyosunuz buna ? Adamlar güçlü makam para ün de var
Bu adamların genelde eşleri çirkin.Özellikle akpdekiler bu erkeklerin etrafında çok genç ve güzel kızlar var.Bumlar hiç bu kızlara yürümüyolar mı ? Ne diyosunuz buna ? Adamlar güçlü makam para ün de var
0
cenkist
(26.05.16)
onlar o kizlara yuruyolar elbette. arabanin en iyisi, evin en iyisi bende olsuncu ortodoks islamcilar kizlarin da pesinden kosmayacaklar mi? cok iyi sikis de donuyor yani, merak etme.
0
needmoreweed
(26.05.16)
AKPnin tee ilk döneminde bizim kıytırık ilçeden esnaf bi adamı nasılsa sıra gelmez buna diye yazmışlar listeye -ilde AKP tulum aldı, sağ partiler baraja takıldı derken bizim ilçenin hiç gelmeyen sırası gelip o salak vekil oldu

bu gerizekalı eşini ve çocuklarını hiç ankaraya götürmedi bile. onlar kıytırık ilçemizde kaldılar (tabi ilçede tek hobisi apartmanlar dikmek olamazdı, arada gelip çocuklarını görüyordu)

neyse hepimiz sekreteri/metresi olan hatunu gayet biliyorduk, tüm ilçe biliyordu zira hep onunla geziyor, ankarada da onunla 7/24 takılıyordu. güzel filan da değildi de işte adamın kapasitesi o kadardı.
0
niye ama
(26.05.16)
vapurlarfalan seni kisneyerek okudum kardesim. Kafan cok guzelmis gule gule kullan.
0
tezek
(26.05.16)
Dostum bence o kadinlara cirkin demen yanlis. Birincisi ben adamin karaktersizligine bakarim. Adam karakterisizin teki kotu bir siyasetci olacak ornegin, ama karisini annesini babasini bu ise karistirmam. Buyuk olasilikla ayni bos zihniyetin urunleri hepsi ama fiziksel ozellikleriyle karakterleri ayri seyler.

Cenkist ve Vapurlarfalan - 1
0
Traveller
(26.05.16)
Bu politikacıların çoğunluğu evlenirken öyle makam, erk sahibi değillerdi; arada görücü usulü evlendiğini söyleyenler zaten bol. Kadında gözü olma seçeneği pek olmamış evlenirken.

Tabii günahlarını almayayım da, çoğunun tipinde zaten "Metresime ev açtım" tipi var. Bakan olduktan sonra peşinde dolanan sayısı da artmıştır. Bir yandan "Ben muhafazakar aile yapısına önem veriyorum, aile hayatı kutsaldır" diye dolanan ama gizli kapaklı binbir iş çeviren insanlar olduklarına inanıyorum. Tabii, elimde kanıt yok; sadece ben öyle olduklarını düşünüyorum.
0
aychovsky
(26.05.16)
adam audi a8 veya mercedes s300 binecek en iyi evlderde oturacak ama eve gittiğinde cingene bohçası gibi karıyla yatacak öyle mi?

çoğunun dostu var(onların tabiriyle) hatta geçen eski bakanlardan biri özel güvenlikli siteye girerken güvenlik kime geldiğini sorunca kavga etmişti basına hasta ziyeretine gitmiş vs diye yansıdı sen inandın mı buna. güvenliğin kime geldiniz sorusuna bu kadar sinirlenecek ne olabilir? tabi başka birine gitmediyse?

@vapurlarfalan sen nasıl bir akoğlasnın öyle halkın %52 çok övülecek bir şey değil ben o halkı iyi biliyorum s.ke sürülecek aklı yok.
0
mrthany
(26.05.16)
@mrthany sağol etiket için.

"akoğlan" sözünü 847'inci sıradan "Geçmişten Günümüze NAZI-vari Terimler ve Deyimler " sözlüğüme yaftalama/etiketleme/sınıflandırma başlığı altında ekledim.

Bu halkın senin veya bir başkasının uzvuna sürülecek aklının olmadığını zaten biliyordum, bu gerçeği de kabul etmene sevindim. Aklı o s.ke sürülenler düşünsün.
0
vapurlarfalan
(26.05.16)
@vapurlarfalan

Çok kesin yargıların var. Geçen AKP'li değilse PKK'lidir diyordun şimdi AKP'li olmayanları Nazi listene alıyormuşsun. Çok abartı değil mi bu artık?
0
Traveller
(26.05.16)
@Traveller

Ne geçen "AKP'li değilse PKK'lidir" diyordum ne de şimdi AKP'li olmayanları Nazi listeme alıyorum. Çok abartı olan senin okuduğundan tek kelime dahi anlamaman.

"Okuduğumuzu anlayalım" alıştırmalarına geri dönmen hepimiz için en iyisi olacak. Ne sen daha okurken dezenformasyona uğra ne de ben bunlara cevap yazayım.
0
vapurlarfalan
(26.05.16)
başka kadınlardan çocuğu olanlar bile var.
0
kayranin kedisi
(26.05.16)
(23)

30 yaş ile alakali neler söylemek istersiniz

john
Bu gece 30 giriyorum da
Bu gece 30 giriyorum da
0
john
(25.05.16)
Doğum günün kutlu olsun kardeşim.
0
chiper
(25.05.16)
Bir daha asla 29 olamayacaksın.
0
gozu acik sevisen yahudi
(25.05.16)
bana hala böyle bi şey geliyo da ne geliyo onu bulamıyorum.
0
devilred
(25.05.16)
Hep ilerde yapmadıklarıma pişman olmamak için son düzlük gibi geliyor.
Güzel geçer umarım yeni yaşın.
0
nrmnm
(25.05.16)
Hayat 30'dan sonra başlıyor:

1. Kendini daha iyi tanıyorsun.

2. Daha çok paran var.

3. Daha özgürsün.

(27'yim bu arada...)
0
Traveller
(25.05.16)
rakenrola devam
0
freebird5406_2
(25.05.16)
Az kaldi, biraz tedirgin oluyorum:)
0
stavro
(25.05.16)
sancılı bir dönemdir 30 yaş umarım en güzel şekliyle geçirirsin:) mutlu yıllar
0
gokhan atestepe
(25.05.16)
bide de bakmışsın, göz açıp kapayana kadar 40 olmuşsun. zaman acaip hızlı akıyor, iyi değerlendir sonraki 10 yılını. kendini geliştir, spor yap, beslenmene dikkat et, sevgilin olsun.
0
gezgin rocker
(25.05.16)
20lere baybay. Gelsin 3lü yaşlar. Daha gençsin tadını çıkar. Happy birthday.
0
kakao
(25.05.16)
Aaaa tebrikler!

2.5 yıldır buradayım (burası=30'lu yaşlar) ve her fırsatta yazıyorum buraya. Artık bıkmış olanlar bile olabilir.

Bu yaşlar çok daha rahat, çok daha güzel. Hani, denizde yüzerken yosunlu kısımları geçersin de güzel bir yere varırsın ya, bu yaşlar böyle. Ya da roketi uzaya fırlatırlar atmosferden çıkana kadar canı çıkar roketin gümbür şangır, atmosferden çıkarınca sakin sakin, nazlı nazlı hareket eder ya, buralar öyle. Vallaha bak, ben bu yaşlara aşık oldum. 10 sene önce keşke yine bu yaşta olsaymışım. Hatta keşke doğrudan bu yaşta doğsaymışım.

29 yaşımın son gecesi çok kötü hissetmiştim kendimi, bir çağ kapanıyormuş ve hiçbir şey bir daha eskisi gibi olmayacakmış gibiydi. Ertesi sabah olan ise tamamen şu oldu
img04.blogcu.com

Hiçbir şeyin değiştiği yok. Hayat sürekli işleyen, sürekli akan bir süreç ve doğum günleri birer kırılma noktası değil. Hatta her şeyin daha berraklaştığı, daha rahat ve daha yavaş olduğu, kafanın daha dingin olacağı bir dönem. Güle güle kullan! Doğum günün kutlu olsun şimdiden :)
0
aychovsky
(25.05.16)
Güzel dilekleriniz için teşekkür ederim :) içimde yapamadik larimin bi buruklugu yok değil.
0
🌸john
(25.05.16)
@aychovsky ayrıca teşekkür ederim yazdıkların ve güzel dileklerin icin
0
🌸john
(25.05.16)
Aaa tesadüf, benim de doğum günüm yarın :) Nice mutlu yaşlara.
0
1a2b3c4d
(25.05.16)
benim de 10 gün falan kaldı :) kutlu olsun.

son 2 senedir hayat kalitemin ve mutluluğumun arttığını iliklerime kadar hissediyorum. aynı şeyin devam etmemesi için de bi sebep görmüyorum.
0
washe
(25.05.16)
@1a2b3c4d sanada mutlu yıllar :)
0
🌸john
(25.05.16)
En güzel yaşındasin ,kiymetini bil .nice mutlu senelere :)
0
cabiday
(26.05.16)
hadi bakalım sen de yaşlandın artık. nice yıllara.
0
Polaroid
(26.05.16)
merhaba. iyi ki doğmuşsun 30 bi ilk gün garip geliyo "vay arkadaş" dedirtmiyor değil, sonra geçiyo ya. esas dert 31! kimseye 31'im demedim çiğ çiğ geyikler gelmesin diye 2 ay sonra 32 diyeceğim onu bekliyorum.

haberlerde evlilik programlarında 30 lu yaşlardaki insanlarla kendimi karşılaştırmayı çok yapıyorum. "yuh lan aynı yaştayız ama yolda görsem amca derim" çok diyorum.
0
libertine
(26.05.16)
bilmediğin şeye karşı, olmasını dilediğin şeylere karşı her yaşta çocuksun. ayrıca bilmek de garip bir laf. doğumgünün kutlu olsun diyeyim ve temennide bulunayım: hayatını hedeflerinden başlayarak basitleştir, günlük cızırtılar ve sürtünmeleri minimuma indirmeye çalış. anlamaya çalışmaktan zevk almaya çalış. bazen istesek de yapamadığımız şeyler.

"learning is the thing for you"

ayrıca ben bu yaştan sonra 5 yaşta sabitlendiğim için 29 going on 5 diyip bahsimi bitireyim :)
0
godoşu beklerken
(26.05.16)
20 li yaşlara göre avantajları çok elbet ama; etrafında herkes çatır çutur evleniyor ve depresif-monoton bir hayat yaşıyor.

mutlu yıllar :) (sen de hoşgeldin)..
0
redeath
(26.05.16)
Herhangi bir şey için geç olduğunu düşünme.
0
arnold schwarzeneger
(26.05.16)
Bi fark yok olum gereksiz anlam yüklemeyin
0
basond
(26.05.16)
(15)

İnançtan/dinden bağımsız olarak

nrmnm
Nelere şükrediyorsunuz?
Nelere şükrediyorsunuz?
0
nrmnm
(25.05.16)
recep tayyip erdoğan'a.
0
sorularimicinfeykhesap
(25.05.16)
Çomar olmadığıma
0
hasmetizm 2046
(25.05.16)
hasmetism 2046'ya (+1)
0
Traveller
(25.05.16)
Doğduğuma.
0
aychovsky
(25.05.16)
sagligima
sevdigim insanlarin yanimds olmasina
0
exlibris
(25.05.16)
Teknolojiye.
0
stavro
(25.05.16)
soframdaki yemeğe, bedensel veya zihinsel bir engelim olmayışına, empati kurabiliyor olmama, kırılganlığıma, cesaretime
0
whimsical
(25.05.16)
güneşe, sabah uyandıran kuş seslerine, penceremin baktığı istanbul göbeğindeki nefis bahçeye, geleceğime, bazen istediğim birşeyin şans eseri oluvermesine..
0
pompeininkulleri
(25.05.16)
super lemon haze. tabiki de buna aracı olan tabiata
0
gokhan atestepe
(25.05.16)
teknolojiye +1
bir de sanata (baya müziğe, edebiyata falan)
0
kobuzchu kiz
(25.05.16)
sağlıklı olmama, başımı sokacak bir evim olmasına, ailemin olmasına, karnımı doyurabilmeme ve Atatürk'e.
0
matilda
(25.05.16)
Sagligima, sevdiklerimin sagligina, ataturke
0
jul sezar
(26.05.16)
Zeki, aklı başında, iyi yürekli, dingin, huzur veren insanlara. Ama çok azlar. Demirin tuncuna, insanın...
0
damdanakan
(26.05.16)
Bir de karşılıksız, koşulsuz sevgiye, annelere, babalara, çocuklara.
0
damdanakan
(26.05.16)
rte +1

ghjgfhdfghdfhdfg
0
victum
(26.05.16)
(35)

Evlenilecek kızda meslek arama

benim adim kerim hepinizi severim
Normal birşey mi bu ya? Bugün böle ilik gibi bir kızla denk geldik bir ortamda. Biraz konuştum falan, teknikermiş bu kız. Normalde güzellik olarak bana göre üst düzey olsa da pek ilgi çekici gelmedi ciddi anlamda. Hani deli gibi sevişirim, yerim yalarım her noktasını, sıkıntı yok da, evleneceğim kız
Normal birşey mi bu ya? Bugün böle ilik gibi bir kızla denk geldik bir ortamda. Biraz konuştum falan, teknikermiş bu kız. Normalde güzellik olarak bana göre üst düzey olsa da pek ilgi çekici gelmedi ciddi anlamda. Hani deli gibi sevişirim, yerim yalarım her noktasını, sıkıntı yok da, evleneceğim kızın en azından düzgün bir 4 senelik bölümden mezun, az biraz yüksek statüden iş sahibi olmasını istediğimi fark ettim. Tercihen memur ya da öğretmen, mesai saatleri sıkıntı olmasın yani.

Şimdi kızların erkekte meslek, para vs aramasına alışkınız tamam da bende de bu tarz düşünce oluşması garip geldi. Maddiyatçı biri miyim, ya da ben kazanayım karım harcasın düşüncesi mi rahatsız ediyor beni bilemiyorum. Sizde de oluyor mu bu tarz düşünceler?
0
benim adim kerim hepinizi severim
(25.05.16)
bende olmuyor. olmaz ve hatta benden yüksek bir statüde olmasını istemem. statüsü yüksek kadın tribi çekilmez.
0
dead and broken
(25.05.16)
ya ben de benden yüksek statüde olmasını istemem de statüm yüksek sayılır, en azından 2500-3000 maaş alsın istiyorum haftada 5 gün çalışabileceği bir işte. Memur olursa tadından yenmez.
0
🌸benim adim kerim hepinizi severim
(25.05.16)
diyelim ki dünyanın geri kalanının hepsinde oluyor bu. o zaman "aa iyiymiş o zaman ben normalmişim" mi? diyeceksin. içine sinecek mi yani? :) çözümü dışarda, özellikle de başkalarıyla yapılmış bir kıyasta aramak kolaya kaçmaktır bence.

ben "çalışsın" isterim. çünkü hayat o kadar kolay değil. tek kişinin evi döndürebildiği, ortanın az üstü bir rahatlıkta yaşamak mümkün değil. ayrıca sıkılır yani insan. sıkıldıkça bunalır, tembelleşir. bu da iç dünyasını öldürür ufak ufak. ama yaptığı mesleğin bir önemi yok. umarım sevdiği bir işi yapıyor olur. bu kafi.
0
matrix
(25.05.16)
haklısınız evrimsel olarak kadınlar statüye bakar. ama günümüzde dinamikler değişti. ama ben de kendime denk bir meslekte olmasını isterdim sevgilimin ya da hanımımın.
0
ikcı
(25.05.16)
evlenirsek varsayımı üzerine mi konuşuyoruz? çünkü sadece sevgililik için üzerinde düşünülecek şeyler değil bence.

diyelim ki, sen 3000 alıyorsun, eşin de 3000 alıyor. eşdeğersiniz diyelim bu seferde şu cümleyle karşılaşırsın, "ben de bu eve senin kadar para sokuyorum" bu da çok rencide edici olur bence.
0
dead and broken
(25.05.16)
@matrix +1
Soru ve diger cevaplar beni rahatsiz etti acikcasi. Hayat arkadasi seciminde onceliklerimiz bunlar olmamali.
0
yons
(25.05.16)
Statü endişesi.

www.idefix.com

www.youtube.com
0
harvey
(25.05.16)
farklı düşünceler olabilir. önemli olan, bunların ne kadar sağlıklı olduğu. mesela @e bana nick birakmamissiniz zalimler demiş ki, "küçük şehirde 2500-3000 lira maaş alan kadın evlenir mi?"

şimdi ben mesela bu zihniyetteki bir kadınla çok nüfuzlu, makam sahibi biri olsa dahi evlenmezdim çünkü belli ki kadına göre evlilik ancak yetersiz, düşük profilli kadınların tercih edeceği bir şey. böyle düşünen biriyle hayatımı neden birleştireyim ki? @e bana nick birakmamissiniz zalimler, çok üzgünüm ama seninle evlenmeyeceğim :( :(

soruya gelirsek,

bence gayet normal bir şey bu. hayatını paylaşacağın insanın sana denk, senin standartlarında olmasını isteyebilirsin. ben mesela lisedeyken "eşim çalışmasın" diye düşünürdüm. bir arkadaşım ise "çalışsın pezevenk para kazansın, ben kazanayım o yatsın yok öyle" demişti de çok şaşırmıştım. ha ben hala eşimin dışarda milletin ağız kokusunu çekmesini, başkasının dertleriyle dirsek çürütmesini istemem ama kültürlü, birikimli, okumuş birinin de rahat olmak adına evde oturması ya da hiçbir işe derman olmaması doğru değil.

ben tam bu sebepten ötürü eşimin öğretmen olmasını isterdim mesela, klasik "öğretmen kız" geyiği işte. kolay bir iş değil ama devlet okulunda çalışırsa özel sektördeki vahşet yüzünden iliğine kadar sömürülmez en azından. çalıştığı saatler, yaptığı iş belli olur. bu konuda kendimce progresif muhafazarlık yapıyom ben. eve ekmeği erkek getirsin, mermiye kafa atan erkek kısmı olsun ama kadın da öyle ev süsü olup pasifize edilmesin. öğrendiklerini uygulasın, topluma karışsın, ayaklarının üzerinde dursun ama çok da durmasın hsagfhajköl
0
der meister
(25.05.16)
Bence haklı olduğun yönler var. Evlenmek istediğin kişinin kültürel açıdan sana uygun olmasını isteyebilirsin. Senin hayalinde paranız da varsa Rio'ya gitmek varsa eşin bu fırsatı anlamsız buluyorsa örneğin uygun bir çift olmayabilirsiniz.

Zaten doğru evlilikler belki de bu düşüncelerle oluşuyor. 20 yaşında balıklama dalınan yanlış evliliklerdense daha olgun bir yaşta daha uygun kişiyle evlilik daha sağlıklı olabilir.

Ayrıca matrix +1
0
Traveller
(25.05.16)
Ya şimdi ben de biraz ayarsız yazıyorum. İlle zengin kız isterim, para kazansın o da, götünü çevirsin yatmasın gibi odunca bir düşünce sistemim yok da, tercih sebebi oluyor yani bana yakın koşullarda çalışan kadınlar. Aynı statü olduğundan daha mı yakın, denk hissediyorum bilmiyorum. Evlilik bir hayat arkadaşlığı sonuçta, iyi günü kötü günü var. Kendine ayakları üzerinde duramayan, evliliği sırtını zengin bir kocaya rastlamak gibi gören kadınların çokluğu yüzünden belki böyle bir düşünce oluştu bilinçaltımda, paylaşmak istedim ben de içimde kalmasın diye.

Ha, milli piyango çıksa derim ki eşim çalışmasın, ben de çalışmayayım, gezeriz devamlı, krallar gibi hayat yaşarız mutlu mutlu. Hobi için bir dükkan vs. bişeyler açarız belki, beraber işletiriz, ama hayat o kadar kolay değil malesef.

Erkeklerde de bu tarz düşüncelerin olmasından rahatsız olan kadınlar, kendi hemcinslerinin %99'unda statü ve paranın evlenecekleri erkekte diğer tüm özelliklerden önde yer aldığı gerçeğini göz ardı etmesinler.

Zeka da önemli bir de, benden yüksek statüde bir kadın hoşuma gitmez belki ama eşimin benden zeki olmasını, bana akıl vermesini, yol gösterebilmesini isterim. Karşımdaki 2 senelik mezun ya da lise mezunu olunca o açıdan da bir heves kırılması oluyor malesef. Zeki değil diye düşünüyorum otomatik olarak.
0
🌸benim adim kerim hepinizi severim
(25.05.16)
Bence böyle bir şey dilemek normal, sonuçta meslek bir miktar kişiliğini de yansıtır. Şöyle örnek vereyim; bir makine mühendisinin bir şarkıcı evlenmesi imkansız değil, insanlara bağlı ama çok ortak noktaları olmayan insanlar olabilirler. Sevgiliyken sorun olmayan şeyler evlilikte göze batabilir, birbirlerinin hayatlarını anlamayabilirler. 'Öğretmen değilse olmaz' gibi olumsuz koşullamalarda artık insanın eş adayını o kişi olduğu için değil de, mesleği için evlenmek istediğini ve bir şeyler hissedilmediğini düşünürüm. O evlilik bana iki yüzlülük gibi gelir; sevdiğin kişi başka mesleğe geçse onunla beraber olunmayacak mı? Ya da diyelim hala öğretmen ama dersane ayarında (artık karşılığı ne ise), sürekli fazla mesaiyle ya da yoğun mesai ile iş yapacak bir 5-10 yıl. O zaman ne yapılacak? İş veya hayat her zaman garanti değil ki, ömür boyu söz verilsin.
0
aychovsky
(25.05.16)
Yazık lan. Hayat arkadaşını öss ile seçecek insan var demek ki
0
hasmetizm 2046
(25.05.16)
Evlenmek diye bir sey dusundugum olmadi ama meslege pek takilmazdim diye dusunuyorum evlenmeyi dusunseydim. Ama calisiyor olmasini isterdim.
0
stavro
(25.05.16)
bence ne mezunu olup olmadığına değil de kafa yapısına bakıyorsanız, diyalog kalitesini inceliyorsanız, gayet doğru ve olması gereken. ancak, "2 yıllık okumuş, üniversiteye gitmemiş" gibi indirgemeci yaklaşım hatalı. herkesin ailesi eğitim odaklı olmuyor. sizin aileniz "aman oğlum, öss ye gir, liseyi kazan" falan derken, bazı insanlar geçim derdi, aile içi sıkıntılar ya da en basitinden ailenin yönlendirme eksikliği ile farklı yollara gidebiliyor.

her iki yıllıktan mezun insan için, "aptal olduğu için kazanamamış, bana denk değil" diyorsanız, bu çok hatalı bir bakış açısı.

onun dışında, ülke erkeklerinde olan, buradaki güya kalbur üstü kısımda da gördüğümüz "ya eşim benim kadar para kazanırsa da paramla ezemezsem, kendi ayakları üstünde durur da bana hizmet etmezse" korkularından, ego eksikliklerindense sizin tavrınızı tercih ederim.

ben kadınım, işim gücüm de yerinde, büyük ihtimalle yıllar içinde de kazancım/statüm artacak. uzun süredir birlikte olduğum, yakında birlikte yaşayacağım erkek arkadaşım ise öğretmen. avrupa'da yaşadığımız için kimse "aa senin de erkek arkadaşın öğretmen mi :/ :(" falan demiyor ama türkiye'de iş güç konusu açılınca kaş kalkıyor. işini beğenmiyorlar. tamamen bizdeki erkeklerin yaşadığı kompleks. bence bir insanın işi gücü hiç önemli değil. hayatından memnun, gelişmeye açık, kültürlü olması çok önemli.

siz ülke erkeklerinde kronikleşmiş "kadın benden aşağıda dursun" kompleksini aşıp, kadını kendinize denk istediğiniz için şaşırıyorsunuz.
0
of dream and drama
(25.05.16)
Boğaziçi mezunuysan Koç holding de müdürlük yapıyorsan yahut Hacettepe tıp mezunu estetik cerrahsan yurtdışında yüksek ve doktora yaptıysan e bi de ilik gibiysen istediğin her şey hakkın dostum.
0
kakao
(25.05.16)
ailem asla eşten önce eğitim demedi. yani öyle bir genelleme yapmadı çok şükür. yapsa etkilenirdim heralde çocuksun sonuçta. mutlu ol yavrum dedi. seni ne mutlu edecekse öyle yap mesleğin de olsun eşin de.

bende evlenilecek insan denk olmalı. meslek değil de bu kültürel denklik kafa denkliği. sen paranız varsa kışın kayağa gitmek istiyorsan o da isteyebilmeli. tatil anlayışı aynı olmalı, çocuk yetiştirmede sorun da yaşanabilir arada fark varsa.
sen boş vaktinde ekşi okuyorsan, kitap okuyorsan nebileyim o oturup hergün bugün ne giysem izliyorsa zor bence yani. napacaksın öyle bir kadını ki?

ama denk yahut yakın istemekte çok da haksız sayılmazsın meslek olarak da.

evlilik sadece düzenli seks çocuk demek değildir. hayatı paylaşacağın omzunda uyuyacağın sırtını yaslayacağın biri demektir tabi adamını sağlamını bulursan. ve bence bu çok öenmli. maddi olarak yeterli düzeyde olacağım ama diğer yazarların dediği gibi 2-3 bin alıp evlenmek istemeyen kadından çok düşünsel farkım var o konuda. evliliği bir külfet olarak görmek yerine iki insanın birbirine bağlılık yemini etmesini evlenmesini çok kutsal buluyorum ben. çok güzel bir hediye bence hayatını beraber paylaşacağın bir insana sahip olmak.oyüzden şu hayattaki ilk 3 önceliğimi sorsan iyi bir eş bulmak var içinde.

neyse laf uzadı. normal yani denk bulmak istemen. anormal desek ne yapacaksın ki hem ilik gibi hatuna evlenme teklifi mi edeceksin. burda cevaplara bakınca bile ne değişik düşünceler var değil mi evlilik hakkında fln, herkesin kendi düşüncesi. istediğin gibi düşünebilirsin ve hepsi de senin doğrun olur sonuçta.
0
pompeininkulleri
(25.05.16)
Bende tanıstıgım kız hosuma bile gitse makine muhendisi oldugunu öğrenince kendimi geriye çektiğimi fark ettim(2 kere oldu). Erkek işi olarak gördüğüm işi yapıyorsa direk soğuyorum. Sen tekniker demişsin ne iş yaptığına bağlı oalrak ondan da etkilenirim heralde.
0
bnmzz
(26.05.16)
bana normal geliyo çünkü meslek alanı karşındaki insanın sosyal çevresini de belirliyor. hatta kültür seviyesini de belirliyor. ortak noktalarda buluşabilmek önemli.
sırf yakışıklı / güzel diye de sevgili olamayacağımıza göre ?
0
cabiday
(26.05.16)
olması gereken de bu zaten.

ama senin gibi bir üsluptaki bir erkek, gidip götüne başına bakarak seçer kadınını. yalayıp yutarmış falan ne bunlar anasını satayım ya. tamam biz de erkeğiz, biz de iğrenç konuşmalar yapabiliyoruz ama gelip de burada kelimelere dökmüyoruz. bir insanın öncelikle konuşma üslubu düzgün olmalı ki, düşünce düsturu kaliteli kalsın.
neyse, sen şimdi beni kadınlara yaranmaya çalışan bir züppe de ilan edersin. uğraşmamak gerek.
0
hakim oynayin dedi
(26.05.16)
mesai saatleri sana uygun olsun diye kimseyle evlenilmez. hayat bu. en kötü anınızda, en zor şartlarda çalışmanız gerektiğinde (olursa ki) hadi bana by by mı diyeceksiniz?

ha kültür açısından denk olalım, meslek de bunun bi noktada göstergesi demek farklı, senin dediğin farklı şey.
0
rayde
(26.05.16)
bence nefes alsın yeter ''
0
anonymice
(26.05.16)
bence teknikerse, ogretmen vs olmasindan daha iyi. el beceresi, bilgisi vs vardir. bir sikinti ciksa evde, seni beklemez kendisi halleder. super iste.

ogretmenlere karsi onyargim yok -kardesim ogretmen-, genelde universite okumus gibi degiller. lise mezunundan farksiz gibiler. lise mezunlari da alinmasin, onlarda da kafasi calisan kendini egitmis, dunyada olanlarin farkinda olanlar var. egitimle falan ilgili degil bunlar, frekansiniz tuttu mu tuttu, gerisi hikaye..ayrica ne kadar kazandigindan ziyade, elindekini nasil kullandigi onemli es adaylarinda her iki taraf icinde.5 bin lira kazanip da, ayakkabiya 500-1000 lira veriyorsa; 1500 lira kazanip, 50 liralik ayakkabiyi yeterli bulundan cok daha iyi durumda degildir benim gozumde. para gelir, para gider; onemli olan insan olan, vicdani olan birini bulmaktir. ben ayrica, kadin tarafinin belli bir geliri olmasini isterim, allah korusun bir sey oldu ayrildiniz ya da sen calisamaz hale geldin. kadinin geliri olmasa, o ve cocuklari (varsa) nasil hayatini surdurecek?
0
ubi dubium ibi libertas
(26.05.16)
duyuruyu görünce "yüksek statü anlayışın memur ya da öğretmen mi" demeye geldim, gidiyorum.
0
snape i başından beri tanırım
(26.05.16)
benim için pek sorun olmuyor bu olaylar. öncelikle kafamın uyuşması lazım. kafa uyuştuktan sonra gerisi geliyor zaten. en önemli statüm yarın öbür gün bir ortamda gururlanarak herkes ile tanıştırabilmem.

mesai saatlerinin belli olması güzel olur tabi o ayrı konu. bir de kadın ekonomik özgürlüğünü ele almış olacak. sana bir şey olduğunda kimseye muhtaç olmamalı minnet etmemeli.
0
Polaroid
(27.05.16)
Sizin o şöyle olsun böyle olsun diye sipariş verir gibi bahsettiğiniz kadınlar sizinle birlikte olmak istiyorlar mı bakalım? Türkiyenin en iyi üniversitelerinden birinde eğitim gördüm, kamuda çalışıyorum ve 3k üzeri maaş alıyorum, çalışma saatlerim fevkalade (haftanın 4 günü yarım gün çalışıyorum, diğer günler tatil) ve sittin sene evlenmeyi düşünmüyorum. "Evleneceğim kadın eve para getirsin ama öyle çok da çalışmasın ki evde bana hizmet edebilsin, gerektiği zaman onu ezebileyim o ayarda bir kadın olsun. Haa bir de unutmadan, ilik gibi olsun." zihniyetindeki biri ile hayatımı birleştirmek için neden rahatımı bozayım ki?
0
köstebek kurabiye
(27.05.16)
size kötü bir haberim var beyler
o dediğiniz iyi kazanan devlet memuru ilik gibi kızlar var ya onlar facede şunu paylaşıyor:
scontent.cdninstagram.com
paylaşmayanlarda doktor, üst düzey memur, en kötü akademisyen olsun bari diyip, 7-8k alan adamlarla geziyor veya o tür adamlarla evlenmek istiyor. evlenirken benim gibi birikimi olsun direk kendi evimize çıkalım eşyalarımız eksiksiz olsun diyor.

çevrem öğretmen ve memur hem evli hem bekar bayan dolu gerçekten durum %80 böyle. çünkü artık ilişkiler öyle bir konuma geldi ki evli insanlar bile mutsuz olduğu için boşanmıyor, daha mutlu olabilirim diye boşanıyor.

aradığınız meslek değil; zihinsel olarak eşitiniz, en yakın arkadaşınız, en büyük sırdaşınız, duygusal destekçiniz ve en büyük aşkınız olsun.
0
yue
(27.05.16)
la oglum, su "k" muhabbetini kim cikardi buralarda? birkac yil oncesine kadar yoktu buralarda. yabancilardan ozenip, 3k-5k diyorsunuz dolar, pound kazaniyorsunuz sanacam. 3 bin - 5 bin lira demek ne kadar zor geliyor arkadas :D ha bir de ozeniyorsunuz, ama 3k-5k dediginiz de farkinda olmadan yillik kastediyorsunuz ;)
0
ubi dubium ibi libertas
(27.05.16)
ubi dubium
adghfcds :D çok güldüm ya, biliyor musun ilk buralara geldiğimde bende aynı şeyi düşünmüştüm hatta k ne demek diye duyurum var duruyor hala :D nasıl asimile olduysam ben bile kullanmaya başlamışım.
0
yue
(27.05.16)
Ben benim alanımdan farklı bir alanda çalışmasını isterim. Ben makine mühendisliği okuyorum. Eşimin de mühendis olmasını istemem. Çünkü muhabbet olarak sıkıyor bir süre sonra. Ne bileyim İngilizce öğretmeni olsa muhabbet daha iyi olur. O bana anlatır, ben ona anlatırım. Çocuk olunca annesinden bir şeyler öğrenir, babasından çok farklı şeyler öğrenir. Ama çok aşık olmadığım sürece aynı eğitim seviyesinde olmamızı isterim. Ben nasıl çabalayıp mesleğimde iyi bir yere gelmek istiyorsam onun da en azından bir şeyler için çabalayan biri olmasını isterim.
0
dissendium
(27.05.16)
@yue, ozentilik bunlarin hepsi :)
0
ubi dubium ibi libertas
(27.05.16)
Genetik ve biyomühendislik mezunuyum, laboratuvarda teknikerlik yapıyorum??
0
küçük kara balık
(27.05.16)
@küçük kara balık

senin mezuniyet fena değilmiş. birbirimizle anlaşırsak ve kafa yapımız da uyuşursa evlenebiliriz, sıkıntı yok.
0
🌸benim adim kerim hepinizi severim
(27.05.16)
nişanlıyım conem :)
0
küçük kara balık
(27.05.16)
ayrılırsan bir mesaj uzağındayım.
0
🌸benim adim kerim hepinizi severim
(27.05.16)
@benim adim kerim hepinizi severim, hahaha yurube kerim x)
0
ubi dubium ibi libertas
(27.05.16)
(4)

mitolojik dizi

nrmnm
mitoloji ağırlıklı dizi var mı bildiğiniz? yunan mitolojisi olursa daha güzel olur tabi ama başkası da olur.mesela supernaturel'da baya bilgi veriyor ya onun gibi olabilir. komple mitoloji üzerine de olabilir.
mitoloji ağırlıklı dizi var mı bildiğiniz? yunan mitolojisi olursa daha güzel olur tabi ama başkası da olur.

mesela supernaturel'da baya bilgi veriyor ya onun gibi olabilir. komple mitoloji üzerine de olabilir.
0
nrmnm
(25.05.16)
Hafiften eskimeye yüz tuttular ama eğlenceli ve Yunan Mitolojisi'ni yaşatıcı olarak Xena ve Hercules var.
0
aychovsky
(25.05.16)
Atlantis vardi mitoloji ustune.

www.imdb.com
0
crown
(25.05.16)
Atlantis demişken, öncesindeki Merlin'i de unutmayalım, unutturmayalım. Yunan değil gerçi, Britanya ama güzel diziydi.

Ekleme: Atlantis fena olmayan bir dizi. Merlin'den sonra boşluğa düşenler için aynı ekip toparladı ama iki sorunu var.
-Mitolojik açıdan aşırı yanlış. Yani, bilgilendirme için o kullanılırsa bayağı yanlış şeyler öğrenilir.
-İzleyeni çok fazla değildi, olaylar toplanamadan ve orta yerde dizi bitti.

Yine de çıtır çerezlik ve fena olmayan bir dizi idi.
0
aychovsky
(25.05.16)
"Xena: Warrior Princess" ve "Hercules: The Legendary Journeys" yazmaya gelmiştim :D

Atlantis falan var ama mitolojiye farklı bir bakış açısı o bilgilendirici değil sanırım. izlemedim gerçi
0
nawar
(25.05.16)
(3)

Kapıdan çıkıp aynı odaya girmeli film

aychovsky
Bir kızdı galiba ya da bir çocuk, bir odada kapılardan birini seçmesi gerekiyor çıktığı odaya geri giriyor. Hangi filmdi bu?
Bir kızdı galiba ya da bir çocuk, bir odada kapılardan birini seçmesi gerekiyor çıktığı odaya geri giriyor. Hangi filmdi bu?
0
aychovsky
(25.05.16)
eternal sunshine of the spotless mind'da böyle bir sahne vardı sanki ama o değildir.
0
nothing in my way
(25.05.16)
Yok, Alice Harikalar Diyarında'da mıydı diyorum ama emin de değilim. O bir odadan mı geçiyordu, nereden geçiyordu, bilmiyorum. Daha Jumanji ya da masal tarzı bir filmdi. Çocuk filmi tarzı bir şey de olabilir.

Birtakım korku filmlerinde varmış ama bu korku filminde değildi.
movies.stackexchange.com
0
🌸aychovsky
(25.05.16)
lost room'da vardı öle bişiler, kız çocuğu odada kayboluyodu filan. diziydi ama :/
0
spirit crusher
(25.05.16)
(22)

Nazara İnanıyor musunuz?

arockm
Merhaba, aranız nasıl nazarla? İnanıyor musunuz?
Merhaba, aranız nasıl nazarla? İnanıyor musunuz?
0
arockm
(25.05.16)
yok ama saygi duyuyorum eski bir turk gelenegi oldugu icin.
0
baldur2
(25.05.16)
İnanmıyorum laf olsun diye nazara geldin diyorum bazen maksat muhabbet
0
basond
(25.05.16)
Merhaba, nazara inanmıyorum. Sevgiler.
0
soso
(25.05.16)
İnanırım. O yüzden güzel bir şeyle karşılaşınca direkt maşallah derim. :)
0
dissendium
(25.05.16)
evet
0
kakao
(25.05.16)
Nazar dedikleri bu mu bilmiyorum ama insana negatif etkisi olan birtakım enerjilerin varlığına inanıyorum.
0
peggy
(25.05.16)
hayır
0
naberabi
(25.05.16)
inanmam, inanı da sevmem.
0
doxanikee
(25.05.16)
evet
0
gneral
(25.05.16)
benim nazarım baya degiyor, ben inanıyorum
0
balpolen
(25.05.16)
İnanıyorum.

Nazarım yoktur sanırım. Kendimi çok nazar ettiğim söylenir.
0
pomknos
(25.05.16)
inanıyorum.
0
Polaroid
(25.05.16)
hayır.
0
nathanieltroy
(25.05.16)
Nein :(. Değişik olsun, Almanca yazdım.
0
shadowcat
(25.05.16)
İnanmıyorum, şaka veya muhabbet yollu ağzımdan çıkar ama. Örneğin, 'Nazar mı değdi, kurşun mı döktürsek' derim ama ikisine de inanmam ve kurşunla işim olmaz zaten (kalem değilse).
0
aychovsky
(25.05.16)
nazar dedigin kotu enerji demektr hissettigimiz kotu eneriler bizi etkiler
0
lithu
(25.05.16)
Ben inanıyorum . Negatif enerji olayı
0
nucleon
(25.05.16)
Inanmiyorum
0
turuncu sufle
(25.05.16)
cıks ayçovski'nin dediği gibi anca cümle içinde ecnebilerin "figure of speech" dediği şekilde kullanırım.

ateistsin, birisi bir şey diliyor, hadi inşallah diyorsun ve oradan bir heyecanlı turşu başlıyor, "hıhıhı, hani sen inanmıyordun, ha, ha, HA?" ahahah. diskıleymır lazım arada.
0
godoşu beklerken
(25.05.16)
inanmiyorum ama bir guc var.
0
bim tribi
(25.05.16)
Tahtalarin gucune inanmiyorum.
0
stavro
(25.05.16)
nötr. genelde insanlar sebebini bilmediği olayları nazara yorumlar. illa bir şeyle ispat etmek zorundalarmış gibi. halbuki öyle oldu de geç.
0
gokhan atestepe
(26.05.16)
(8)

Yaş Sorusu

aradaki uzaklik
Kasım 1984 doğumlu biri 31 yaşında mı 32 mi?"yok şundan gün alıyor, bunun içinde, bu bitmiş şu başlamış" vs. değil, direkt net "bu adamın yaşı .....'dır" kısmındaki noktalı yeri doldurun lütfen.
Kasım 1984 doğumlu biri 31 yaşında mı 32 mi?

"yok şundan gün alıyor, bunun içinde, bu bitmiş şu başlamış" vs. değil, direkt net "bu adamın yaşı .....'dır" kısmındaki noktalı yeri doldurun lütfen.
0
aradaki uzaklik
(25.05.16)
31.

Edit: i.hizliresim.com
Kasım ayında, doğum gününde 32 yaşında olacaktır. Örneğin, Nisan 1984 doğumlu biri şu an 32 yaşında.
0
aychovsky
(25.05.16)
2016-1984= şu anki yaş.
0
kedi sahibinin el kitabı
(25.05.16)
31,5 diyerek hassasiyeti arttırıyorum.
0
fuzzy olmak istemistim
(25.05.16)
31 de olabilir, 32 de. söylenen zamanda doğum günü geçmişse 32 olur, geçmemişse 31. başka şekilde ifade edilmez bu.

ekleme: kasım yazıyormuş, onu atlamışım. 31 yaşında bu kişi.
0
devilred
(25.05.16)
net 31 dir.
0
ya ben lan neyse
(25.05.16)
doldurduğun yaştasın; 31.
32'yi kasım.2016 dolduracak.

mart.84 doğumluyum; 32 yaşımdayım.
0
late viper
(25.05.16)
31 yaşında. doğum günü daha gelmediği için. geldiğinde 32 olacak.

5 aylık bebeğe 1 yaşında diyor muyuz? doğum günü geldiğinde 1 yaşında diyoruz. o zaman doğum günü gelmeden o yaşa geçmiş sayılmaz kişi. bu kadar basit.
0
nathanieltroy
(25.05.16)
31 yaşında.
0
nawar
(25.05.16)
(26)

sizce bu gerçek midir?

passion rules the game
(bkz: uyuyan yolcunun suratına boşalan metro muavini)bu ülkede gerçi her şey olabiliyor ama.ne ceza alır?
(bkz: uyuyan yolcunun suratına boşalan metro muavini)

bu ülkede gerçi her şey olabiliyor ama.

ne ceza alır?
0
passion rules the game
(25.05.16)
okudum buraya aynı duyuruyu açmayı düşündüm ama gerçek değil bence.
Fakat içinde hep bir acaba olabiliyor sayko insanlarız.
0
basond
(25.05.16)
açık hava tımarhanesi yemin ediyorum.
0
🌸passion rules the game
(25.05.16)
gerçek olduğuna %100 eminim.
0
uuth
(25.05.16)
Okuyunca ben de inanamadım ama gerçek çıkarsa hiç sasirmayacagim.
0
fraise
(25.05.16)
gerçek olmadığına inanmak istiyorum. hikayenin en eksik noktası muavinin eline pipisini koparıp vermesi gereken yürekli yolcu.
gerçekse de şaşırmam gerçi, artık üzülemiyorum bile.
0
evde liyakat kalmamis
(25.05.16)
askere giden erkekler, bunun gerçek olduğuna adı gibi emindir. ben de dahil. kesin gerçektir.
0
hakim oynayin dedi
(25.05.16)
bence gercek olma payi cok yuksek. erkekler etrafinizda illa en garip sekilde masturbasyon yapan, ya da tacizini anlatan bir erkek arkadasiniz olmusur elbet, bunlarla karsilastirdiginizda bu muavinin yaptigi da pek olasi geliyor.

yalniz yuzunde sperm durmasi bana garip geldi, o sperm oradan akar gider; akmayan kismi da kurur ve kurumus uhu gibi kaskati olur. onu bir peceteyle silseler bile ondan analiz yapilabilirdi.
0
scars dont fade
(25.05.16)
gerçek olamayacak kadar kötü bir durum ama öyle bir ülke haline geldik ki olma ihtimalinin daha yüksek olduğunu düşünüyoruz.
bir insan durduk yerde böyle bir şey yazmaz. karalama kampanyasından öte bir şey bu. sefer numarası, saati falan vermiş sonuçta.
0
mit dir stehen die sekunden
(25.05.16)
inanmıyorum, fantezi gibi kurgu gibi geliyor. ha olabilir mi, kesinlikle olabilir. ben sadece bu hikayeye, anlatış tarzına inanmıyorum.

bir insan sevgilisine yapılan cinsel saldırıyı böyle mi anlatır? yüzüne boşalmak vs vs olaydaki diğer ayrıntılardaki soğukluk bana inandırıcı gelmedi.
0
dahili meddah
(25.05.16)
spermin hemen akması için çok uzun süre mastürbasyon yapılmaması gerekir. çok basınçlı bir dışavurum olur ve akar. ama bu kısa sürer. çok kısa sürede yavaşlar ve olduğu yerde kalır.
0
hakim oynayin dedi
(25.05.16)
adam fotoğraf dahi atmış, gerçek diye düşünüyorum.
0
ripolip
(25.05.16)
arkadaşlar, hiç muavin arkadaşınız olmamış. bu insanların bir çoğunun kadın yolcular üzerinde öyle fantezileri, öyle uydurma hikayeleri var ki aklınız almaz. hasbelkader bir iki tane dinlemek durumunda kalmıştım. bu yüzden böyle bir entry yazılmadan önce de böyle bir şey yaşanabilir mi diye sorsalar kesinlikle yaşanır, yaparlar, potansiyelleri çok yüksek derdim.
0
uuth
(25.05.16)
Hurriyet'e de haber olmuş. Kızın arkadaşı konuşmuş. Soruşturma filan açıldığı, inceleme yapıldığı doğruymuş yani.

Ne hale geldik, artık otobüse de binmeyelim.
0
fraise
(25.05.16)
Fotoğraflar gerçek olduğunu düşündürtüyor bana.
0
aychovsky
(25.05.16)
Gerçek olabilecek kadar absürt ve iğrenç (Türkiye'de).
0
battal gemalmaz
(25.05.16)
böyle bir şey uydurma olsa, metro turizm adamın aklını alır. hemen yalanlanır ve dava açılır. böyle bir şey olmadığına göre doğrudur. ne ceza alacağını bilmem ama alması gereken hapis cezası ve metro turizm tarafından ödenecek maddi tazminat söz konusu olmalı.

meli malılarla olmuyor bu işler bu ülkede malesef.
0
patiska
(25.05.16)
Çok ekstrem gibi gelse de, ördeğe, tavuğa tecavüz edenler bunu da yapar diye düşünüyorum.

Geçen sene iett durağında oturmuş otobüs bekliyordum, birkaç kişi daha vardı, gündüz vakti, öğleden sonra. yan tarafımda bir hareketlilik hissettim, baktığımda bir adam yerlere patır patır spermlerini döküyordu. Bana veya duraktaki başka kadınlara, belki de gördüğü bir kedi köpeğe bakarak herkesin içinde 31 çekmiş ve yere boşalmıştı.
Benimle birlikte adamı fark edenlerle birlikte "ay deli galiba" diye korktuk ve uzaklaştık. belki deliydi, belki değildi. ama kimse bir şey yapamadı o adama.
0
peggy
(25.05.16)
kimlanbu
(25.05.16)
mağdur arkadaş adına çok üzüldüm ama çok komik bi durum lan :DDD

Albayın kızını siken er hikayesi kadar fantastik.

edit : komik bulmama atarlananlar olmuş. Öncelikle mağdur adına üzüldüğümü söyledim onun için eminim travmatik bir olaydır. Ama dışarıdan bakınca olay komik arkadaş dürüst olun azcık.Ülkede bu zihniyette insanların olması komik bunlarla beraber yaşamamız komik.

Banyoda duş alırken yanlışlıkla ayağı kayıp makatına süpürge sapı girip ölen adamın hikayesi de mağdur açısından trajik ama birilerine anlatırken ben komik buluyorum çünkü kolay kolay yaşanmayacak bir olay ve komik.
0
Nox
(25.05.16)
gerçek olmadığına dair en ufak bir şüphem yok. etraf sapık kaynıyor kesin gerçektir.
0
sta
(25.05.16)
he siz komik bulun bunları. yarın öbürgün sizin de yüzünüze boşalırlar, sıçıp, işerlerse "abi çok komik ya bidaa yapsana" dersiniz.
0
mit dir stehen die sekunden
(25.05.16)
Bu olayi komik bulan, fanteziye bak tarzinda yorumlar yapanlar olduguna gore gercek olmamasi icin de bir sebep yok. Firma da dogrulamis zaten.
0
aquarium
(25.05.16)
ah bu ülke ve insanlarımız. çok şey yazmak istiyorum ama ne yazsam gg.
0
Polaroid
(25.05.16)
cinsel taciz bu komik değil bence hani sevgilin baban seni yanlış anlasa falan öyle bir durum olsa komik olabilir ama bu durum vahim.
Firma doğruladı ise gerçek gibi görünüyor vay bana vaylar bana cinayet sebebidir.
0
basond
(25.05.16)
toplam nüfusu %99 Müslüman olan bir ülkede gerçekleşmiştir.
0
sivil admin
(25.05.16)
Tck nın Madde 102 'Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlâl eden kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel davranışın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir'

vucut dokunuzlmazlığını ihlal var. mağdurun psikolojisi üzerine etkilerinide düşünürsek iyi hal uygulansa bile en iyi ihtimal 7 yıl gibi bir ceza alacaktır.

serbest bırakılması demek beraat etti demek değildir. tutuklu yargılama çoğu zaman yapılan bir uygulama değildir. daha sonra savcı tarafından idaname düzenlenince sulh ceza hakimliğince tekrardan tutuklama talebi istenecektir sulh ceza hakimliğide adli kontrol yada tutuklama yapabilir ama bu olayda büyük ihtimal adli kontrol verilir ağır cezaya davası açılır mahkeme sonuçlanınca yakalaması çıkarılır bir yerde illaki yakalanır tutuklanır ceza evine alınır.
0
denklemci
(25.05.16)
(3)

en çok dinlenen sevilen - türküler

yoktan adam
en çok sevdiğiniz dinlediğiniz türküler hangileri? bi şöyle liste yapsanız negzel olur.
en çok sevdiğiniz dinlediğiniz türküler hangileri? bi şöyle liste yapsanız negzel olur.
0
yoktan adam
(25.05.16)
aychovsky
(25.05.16)
bu aralar şuna sardım: www.youtube.com

Abdurrahman Tarikçi - Osman'ımın Mendili
0
antipodes
(25.05.16)
Yeşil başlı gövel ördek www.youtube.com

zülüf dökülmüş yüze www.youtube.com

ben melamet hırkasını (haydar haydar) www.youtube.com

keklik dağlarda çağılar www.youtube.com

bir fırtına tuttu bizi www.youtube.com

bir ay doğar www.youtube.com

elif dedim www.youtube.com

pencereden kar geliyor www.youtube.com

mendilimin yeşili www.youtube.com
0
eeb
(25.05.16)
(10)

Facebook'tan yanlışlıkla arkadaşlık talebi göndermek

someonewalksalone
Selamlar.Yaptığım iş ile ilgili olarak tanıştığım ve belirli aralıklarla toplantılar yaptığımız bir kişi var. Danışman olarak düşünebilirsiniz. Benden 20 yaş büyük kendisi. Firmamızın hizmet aldığı bir firmada çalışıyor. Ben nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde bu kişiyi facebook'tan eklemişim. Bö
Selamlar.
Yaptığım iş ile ilgili olarak tanıştığım ve belirli aralıklarla toplantılar yaptığımız bir kişi var. Danışman olarak düşünebilirsiniz. Benden 20 yaş büyük kendisi. Firmamızın hizmet aldığı bir firmada çalışıyor. Ben nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde bu kişiyi facebook'tan eklemişim. Böyle bir şey başına gelen oldu mu hiç ? Uykuluyken telefonu karıştırırken dalgınlıkla mı oldu hiç anlamadım. Sabah sabah moralim bozuldu çünkü kendisinin gözünde ciddiyetimi kaybettiğimi düşünüyorum. Bu konuda kendisine bir açıklama yapmalı mıyım ? (mesajla veya bir sonraki görüşmemizde), yoksa bir şey olmamış gibi devam mı edeyim ? Bu kadar sıkıntı yapmamın sebebi de aramızda iş dışında bir samimiyet olmayışı... düşünceleriniz önemli benim için. teşekkürler.
0
someonewalksalone
(25.05.16)
bence stalk'larken olmuş. konuyu açmamayı tercih ederdim ben.
0
zoque
(25.05.16)
hiçbir şey olmamış gibi davran
0
medievalman
(25.05.16)
stalk'lasam zaten bu kadar tasa etmem, elim çarpmış falan diye düşünürüm :) ama öyle değil.
0
🌸someonewalksalone
(25.05.16)
tanıyor olabileceğin kişiler diye araya sıkıştırıyorlar mobilde, belki orada elin çarpmıştır o zaman.
0
zoque
(25.05.16)
Bir arkadaşım böyle anlam veremediği bir hata sonucu 50-60 kişi milletin tanıdığının tanıdığını eklemişti ve nasıl olduğu gizemini hala koruyor. Olabiliyor böyle şeyler. Ayrıca 20 yaş büyük, danışman; durum kötü değil. Genelde böyle kişilere böyle eklemeler çok olur. Danışmanla bağlantıyı kaybetmek istemezler, zekasından falan faydalanmak isterler ve eklerler. Alışkındır böyle şeylere.
0
aychovsky
(25.05.16)
@aychovsky
içim biraz olsun rahatladı. teşekkürler.
0
🌸someonewalksalone
(25.05.16)
"yanlışlıkla olmuş, nasıl olduğunu anlamadım" vs. dersen stalklarkeen yanlışlıkla eklemiş durumuna düşersin, hiç oralı olma.
0
yemrem
(25.05.16)
Kabul etti mi :)
Henüz kabul etmediyse arkadaşlık isteğini iptal et butonu vardı sanırım.
0
megalomaniac
(25.05.16)
@megalomaniac
etti. kabul edince gelen bildirimden anladım zaten eklediğimi :(
0
🌸someonewalksalone
(25.05.16)
Kabul ettiyse zaten sıkıntı yok.
Yaşlılar sever böyle şeyleri, gönderilerini beğenirse şaşırma :)))
0
megalomaniac
(25.05.16)
(26)

Cinsel Çekicilikle alakalı merak

mickey isedi
Meraba; Şimdi benim çok merak ettiğim, samimi olduğum birkaç arkadaşım hariç kimseye sormaya da pek cesaret edemediğim bir konu var. BaĞzı kadınların, erkeklere cinsel açıdan diğer kadınlardan çok daha cazip geldiğini, bunun genel olarak kadının dış görünüşünden, zekasından, konumundan vs şeylerden
Meraba;

Şimdi benim çok merak ettiğim, samimi olduğum birkaç arkadaşım hariç kimseye sormaya da pek cesaret edemediğim bir konu var. BaĞzı kadınların, erkeklere cinsel açıdan diğer kadınlardan çok daha cazip geldiğini, bunun genel olarak kadının dış görünüşünden, zekasından, konumundan vs şeylerden bağımsız olduğunu aşağı yukarı biliyoruz. Aynı şey erkekler için de geçerli elbette ki.

Asıl merak ettiğim şu; bu durum nasıl gerçekleşiyor? Yani bir kadın -son derece pasif de dursa- bir erkekte nasıl bir etki yaratıyor da, erkek o kadınla mutlaka yatmak istiyor?

Örneğin aynı masada oturan Ayşe ve Fatma var diyelim; Ayşe çok daha girişken, guzel ve sıcakkanlı olsa da o masaya bakan erkeklerin büyük bir çoğunluğu Fatma ile beraber olmayı tercih ediyorsa bu durumun sebebi ne ola ki?

Kısacası baĞzı kadınlar neden -cinsel yönden- çok daha fazla talep görür? Bunun duygusallıktan bağımsız gelişen bir süreç olduğunu da düşünüyorum. Sevdiği kadınla yatamazken, duygusal açıdan bomboş olduğu bambaşka bir kadın istenebiliyor.

Gece gece uyumak daha yararlı olabilirdi tabii ama uzun zamandır merak ediyorum. :)
0
mickey isedi
(25.05.16)
fatma daha güzeldir niye sende 3-5 paragraf yazacak bi merak uyandırdı bu?
0
freetakilir
(25.05.16)
Erkeğim. Bana tipten bağımsız aşırı çekici gelenler:

Zeka, rahatlık ve kendine güven, merak ve öğrenme isteği, düzgün ve mantıklı konuşma, hayata bakışın pozitif olması, mizah yeteneği, estetik zevkler, iyi bir aile.

Çok güzel, çok seksi, çok zengin bir kız olmasının benim için bunların yanında pek bir manası yok. yani tabii ki belli bir güzellik kıstası var kafamda, ama bu manken gibi olmalı, çok bakımlı olmalı, kılsız tüysüz olmalı, giysiye çok para harcamalı şeklinde değil. Zaten kendim de yunan heykeli değilim :)
0
i ve been mistreated
(25.05.16)
öncelikle "sevdiği kadınla yatamazken" diye bir şey yok. bunu istemeyen kişi sorunludur. insan en güzel sevişmesini sevdiği ile yapabilir.

asıl soruya gelirsek; diğer doneler (tavırları, zekası vs) daha devreye girmeden olan isteğin ana sebebi "hormonlar." hücreler "düşünceden" hızlıdır. çoktan kararı verir. insan ise "verdiğini sanar." hücre'nin derdi ölmemek. bunu da ya ölümsüzlüğü keşfederek yapabilir ya da çoğalarak. yani miras yoluyla. haliyle o anda kendince bir matematik ile kararı verip, üremek istediği kişiyi anında seçer alternatifler arasından. bir de erkeklerin "görsel" etkilenme faktörü var elbette.
0
matrix
(25.05.16)
Haci evrimsel anlamda bakarsan eger. Dogurganligin simgesi bazi seyler vardir. Mesela genis kalcalar iri ve diri gogusler dolgun saclar vs. Simdi bunlari al bir kenara koy. Bunlar erkekler icin degismez kriterler cunku genleri bunu emrediyor. Hah sorun ise tam da bu noktada basliyor. Gunumuz de cekici ya da seksi diye yaratilan bir algi var. Bu bazen evrimin emrettikleriyle kesismiyor. Mesela su an mankenler 49 kilo civari yanilmiyorsam. Bu da sana gunumuz modasinin pompaladigi cekicilik ya da seksilik algisi.

Moda ne derse desin olay seks oldugu zaman erkek hormonlarinin sozunu dinler. Yani kapitalizm ne gibi bir algi yaratmaya calisirsa calissin son sozu genler soyler der ve giderim.

Not: Ayse ne kadar civelek olursa olsun, gunumuz moda kriterlerine gore ne kadar seksi olursa olsun. Fatma cikarip gotunu masaya vurmus son sozu soylemistir.
0
tezek
(25.05.16)
Fatma'nin memeleri daha buyuktur
0
la noix
(25.05.16)
etkisini tartışırsın ama feromon diye bişey de var.
0
baba jo
(25.05.16)
Feromon demeye gelmiştim. baba jo +1
0
aychovsky
(25.05.16)
meme önemli
0
cekilmis gayfe
(25.05.16)
Fatmanin vucudu daha guzelse sebep zaten odur ama fatma o kadar da ideal gorunuste olmamasina ragmen bu nasil oluyor diye soruyorsan "dişil enerji" diye bi sey var. Ondan.
0
aquarium
(25.05.16)
Fiziksel çekicilik dışındaki özelliklerin etkisi %1 falandır.
0
arnold schwarzeneger
(25.05.16)
feromon +1
0
holy diver
(25.05.16)
Feromonu öğrenmeye gelmiştim. Peki nasıl kısabiliyoruz feromonu? Of güldüm ya. Bu kadın benim de. Görünüşüm vasati, dikkat çekici hiçbir şey yok, konuşkan sıcakkanlı değilim, giyinişte dikkat çekici hiçbir şey yok. Meme yok. Artı olarak bir tek spor yapıyorum. Bir de belki zeki ve komik, onları da tanıdıktan sonra gösteriyorum. + DEV SEVGİLİ. Artık dün şok geçirdim. Bildiğin koskoca, resmi giyimli bir adam yemek yediğim masaya gözlerimin içine uzun uzun bakarak kartını bıraktı, arkasını dönüp evrak çantasının sapından tuta tuta gitti :( Arkadaş bu ne?! Full foremon salgısı yapıyorum galiba, yahu insanların yüzüne bile bakmıyorum :(
0
shadowcat
(25.05.16)
Göreceli bir kavramı insanların görüşlerine sığdırmaya çalışmak çok anlamsızca.
Net bir durum olduğunu veya sebebin seks olduğunu da sanmıyorum o öyle geliyordur ve o dur bu kadar uzun düşünmenin üstüne kafa yormanın alemi yok ki.

Kişinin hayattaki arayısına göre seçimleri değişir.
Bütün erkekler dış görünüşe bakıyor algısı da dünyanın en saçma düşüncesi.
0
c p
(25.05.16)
Yatmak isteyen kişiye hitap eden Fatma'dır. Ayşe'de bu özellikler varken nasıl Fatma'ya bakarlar ilginç ama belki Ayşe'den daha güzeldir.

Ben Ayşe'nin özelliklerine sahibim, iki espiri yapıp güldürünce nedense erkeklerde bu kız veriyor imajı uyanıyor herhalde.

Mesala bir arkadaşım var bebek gibi, su gibi derler ya, aynen öyle, ama boş bazen tüm dikkatleri üzerine çekebiliyor.
0
geçerkenugradım
(25.05.16)
@shadowcat; feromon "herkesin beğendiği koku" gibi bişey değil, senin feromonunu beğenen kişiler belirli bir sistem gereğince beğeniyorlar. kabaca; dna'ların en iyi şekilde uyuşup "ultimate" yeni nesli oluşturabilmek için birbirini bulmasını sağlayan şeydir feromon. kan uyuşmazlığı testinin daha atomik boyutu olarak düşün, kanı uyuşacak kişiyi kokusundan anlama durumu yani. puzzle parçası gibi, herkesin eksik parçasına uymuyor seninki.

"restoranda gördü kart verdi"nin feromonla ilgisi olmadığını üzülerek söylemek isterim...
ya da çok şeetmiyim, kokunu alacak kadar yaklaştıysa olabilir. belki de gözleriyle de alabiliyordur koku, bilemedim.
0
baba jo
(25.05.16)
ben şahsen orta çağ kafalıyım. evrimciyim. daha balık etki, dolgun kadınlar bana çekici geliyor. hatta mümkünse uzun. ama günümüz de dayatılan çekicilik anlayışı ise tam tersi derisi kemiğe yapışan sıfır beden kadınları öne çıkarıyor. burda kişiden kişiye değişiyor. arkadaşım örneğin tam olarak bu tarz kadınları beğeniyor. ama ben öyle değilim.

birde 2 kızın ilk görüşteki yüz ifadeleride önemli. kimisi sevecen, konuşkan, girişken tipleri severken kimisi daha gizemli, umursamaz, güçlü tipleri seviyor.
0
maden suyu
(25.05.16)
baba jo, benim hayatıma baktığında çok uç bir örnek olduğu için verdim örneği. Çoğaltabilirim de, gerek yok. Yani sahiden görünüşümde hiçbir şey yok. Dekolte yok, teşhircilik yok. Makyaj yok. Renk yok. Kahve saç, göz. Bedenim kadın gibi bile değil ya, hafif erkeksi. Sıpsıradan.

Puzzle parçası Cem, bulundu, tamamlandı çoktan. Soy devam ettirebilmek için kaç kişiyle sistemi tamamlıyorum ya çok tuhaf bir şey, niye böyle oluyor :(
0
shadowcat
(25.05.16)
bence bu tamamen kişisel beklentiler ve algılar ile alakalı. birine çok çekici gelen bir kadın, bir başkasına nötr veya itici bile gelebilir. her insan ayrı bir birey ve ne kadar belli paydalarda birleşseler de, bu paydaları yapay olarak arttırmak (genellemek) bize doğru bir cevap vermez diye düşünüyorum. bellllki Freudian yaklaşıma atıfta bulunabilirim dedim ama onla da tatmin olmayanlar çıkacaktır illa...

feromon'un menzili ne kadar bilimyorum ama birkaç masa yan tarafta oturan bir insanın feromonu burnumuza bozulmadan ulaşabilseydi heralde sürekli alarm halinde olurdu beynimiz ve başka alakalı bölgelerimiz...

bazen ikizlerden bile böyle şikayetler duyulabiliyor, "herkes ikizimden hoşlanıyor, ondan etkileniyor, kimse beni sallamıyor" şeklinde. bunu da göz önünde bulunduracak olursak bazı seçenekleri (genetik, fizik vb) elemiş gibi bile olabiliriz. ama tabii ki yine de "kesin şudur!" diye parmak basabilir miyiz bilemiyorum.
0
loveinaflipbook
(25.05.16)
açılın, feromon meme tartışmasını kızıştıracak yeni bir element eklemeye geldim.

aura!

bence insanın enerjisiyle çok alakalı bahsettiğiniz durum. Ayşe belki çok sıcakkanlı, belki çok güzel ama etrafa saçtığı enerji tedirgin belki. Belki farkında olmadan, algıladığımız ama adını koyamadığımız işaretler bırakıyor. Belki etrafa Fatma'dan daha çok bakıyor, etrafı kontrol ediyor, bacaklarını daha sık sallıyor, telefonuna çok sık dokunuyor. Tüm işaretler gergin olduğunu, dolayısıyla ortamdaki erkeklerin hiçbirini seçmediğini belli ediyor belki. Halbuki Fatma öyle mi? Fatma daha rahat, Fatma daha sakin. Fatma huzurlu. Fatma bu bakımdan anaç, koynuna girilesi.

enerji değişik bir şey yani.
0
evde liyakat kalmamis
(25.05.16)
"Sevdiği kadınla yatamazken, duygusal açıdan bomboş olduğu bambaşka bir kadın istenebiliyor."
bitmiş o sevgi alışkanlık olmuş. onu geç bi kere. erkek dediğin varlık her türlü ister en çok da sevdiği kadını ister.

ayşeyle fatma olayı ise bence şu ya fatmanın memeler büyük yada ayşeyi cinsiyetsizleştiren bi özelliği var ses tonu , konuşma tarzı, giyim tarzı, seçtiği kelimeler olabilir ne bileyim bunun gibi şeyler...
0
gis
(25.05.16)
Kesinlikle fatmanin memeleri böyle avucdan tasarcasinadir.
0
madeleine elster
(25.05.16)
Meme deyip konuyu kapatalım diyorum. Sağlıcakla.
0
evine santral mesafesi uzak olan adam
(25.05.16)
Çekicilik dış görünüşten bağımsız olamaz. Bu imkansız. Zekadan da bağımsız olamaz. Kimse bir deliyi çekici bulmaz. Bugünün dünyasında konum da çok önemli. Zaten pek doğru olmasa da zeka ile konum ilişkilendiriliyor. Pasif durmak çekicilik açısından bir olumsuzluk oluşturabilir fakat tek başına onu yok etmez. Tek bir kritere bağlı değil ki. Pasiftir ama diğer özellikleriyle onu kapatıyordur. Girişkenlik tek başına pek etki yaratmaz, güzellik de çekiciliğin dışında birşey ve sıcakkanlılık cazibe değil sevgi yaratır. X açıdan daha fazla talep gören kişi x açıdan daha fazla uyarıcıya sahiptir karşıdaki kişinin düşüncelerinde. Sevgi başka, şehvet başka şeydir. Bunda anlamayacak ne var?
0
harvey
(25.05.16)
çok garip kimse dememiş ama feromon diye bir gerçek var
0
shotgunwoman
(25.05.16)
Feromon ama feromon da degil. O feromon da guzel kadinda vardir. Ya da memeleri guzel olan kadinda.
Guzel olmayan kadin kolay kolay cekici gelmez. Erkek icin karsi cinsi cekici kilan seyler nettir, kadinlardaki gibi sofistike degildir. OYle yuzlerce degiskene bagli degil yani bizim begenimiz.
0
stavro
(25.05.16)
mesela ben fatmayı görmedim bile, ama herkes büyük memelidir diyince birden kanım ısındı fatmaya.

msn var mı?
0
icim urperiyor
(25.05.16)
(6)

İki keklik bir kayada imanımda ötüyor - şair ne demek istemiş?

samfisher
Merhabalarİki keklik türküsünün Elazığ versiyonunu biliyorsanız, Erkan Oğur'un da söylediği, bu cümle ile başlıyor türkü. Merak ettiğim şu: buradaki "imanımda" hangi anlamda, Nasıl bir anlam ile kullanılıyor? Kolay soru değil, açıklayana saygım sonsuz.
Merhabalar

İki keklik türküsünün Elazığ versiyonunu biliyorsanız, Erkan Oğur'un da söylediği, bu cümle ile başlıyor türkü. Merak ettiğim şu: buradaki "imanımda" hangi anlamda, Nasıl bir anlam ile kullanılıyor?

Kolay soru değil, açıklayana saygım sonsuz.
0
samfisher
(25.05.16)
Göğüsteki Sternum kısmına iman tahtası diyorlar. Böyle deme sebeplerini bilmiyorum ama bende direkt göğüs çağrışımı yapıyor.
0
dissendium
(25.05.16)
Aslında o da ayrı olacak, imanımda ötmüyor iki keklik; bu naziliği yapmamın nedeni 'Göğsümde uyuyor' gibi olmamasını açıklamak. Doğal olarak 'İki keklik bir kayada, imanım da, ötüyor' İmanım, eski argo bir kelime; canım gibi bir şey. Türkülerde araya böyle sevgi sözcükleri girer ya; burada da araya sevgi sözcüğü girmiş. Araya 'Amanın da' girmesi gibi bir şey. 'Güvertede gezer iken, aman, kunduram kaydı'daki aman gibi.
0
aychovsky
(25.05.16)
Ben de "da" ayri demeye gelmistim. Imanim da kardes arkadaş dost anlamina gelen bir sözcük. Kardeşim seslenmesi eklenmis araya.
0
shadowcat
(25.05.16)
bir şiir hakkında yapılan tüm yorumlar çıkarılan tüm anlamlar yanlıştır. onun asıl anlamını bulsan da o şiiri hiçbir zaman yazarı gibi anlayamayacaksın. o bile o anın verdiği bir takım duygularla kaleme almış, başka bir zaman okusa kendi bile farklı anlamlar çıkarır.

bu lisede edebiyat öğretmenimin söylediği unutulmaz bir şeydir benim için.
0
freetakilir
(25.05.16)
Cemilemin gezdiği dağlar meşeli imanım dın dırı dın dın dın dırı dın dın
0
alperz
(25.05.16)
@aychovsky

Tesekkurler yanit icin. Anlami bilmedigim icin -da ekinin ayri olup olmamasi gerektigini kestiremedim.
0
🌸samfisher
(25.05.16)
(15)

Bir bakın hele: Başarıdan önceki kırılma noktası nedir?

gadlemler
mesela sylvester stallone,jj rowling,keanu reeves,acun ve daha niceleri...hepsi hayatlarında kayıp bir dönem geçirmiş hem paranın hem hayatın dibine vurmuşlar..sonra da yürümüşler..bunun bir dinde ya da fizikte ya da psikolojide bir yeri var mı? özetle "Allah yürü ya kulum" demiş..Sizce bu ve vb ins
mesela sylvester stallone,jj rowling,keanu reeves,acun ve daha niceleri...hepsi hayatlarında kayıp bir dönem geçirmiş hem paranın hem hayatın dibine vurmuşlar..sonra da yürümüşler..
bunun bir dinde ya da fizikte ya da psikolojide bir yeri var mı? özetle "Allah yürü ya kulum" demiş..

Sizce bu ve vb insanlar kaybetme korkusunu mu bırakmışlar,istemeyi mi bırakmışlar yoksa kaygıyı mı?ya da odaklanmayı mı bıraktılar da 'şans' onlar buldu. Ama bi yandan da odaklanın,isteyin,dua edin,evrene enerji yollayın vs deniyor..bu arada başarıdan kastım illaki popülerlik veya zenginlik de değil kastettiğim..belki niceleri de o noktadan sonra kendini bulmuştur,'kendini' gerçekleştirmiştir..yat diye meslek değiştiriyorlar mesela ya da boşanıp şehir,ülke değiştiriyorlar..

sizce nasıl bir sürecin sonunda ya da anında oluyor?etrafınızda ya da bildiğimiz popüler insanlardan örnekleriniz var mı?
0
gadlemler
(24.05.16)
mantık olarak düşmüş bir insanın kaybedecek fazla bir şeyi olmuyor, daha fazla deneme yapıyorlar ve farklı konularda, sonrasında bir yerden tutuyor işte. yüz kişiden 10'u için bu dogruysa adını sanını bilmediğimiz 90 kişi de sefillik icinde ölüyor, ama bunu yazmaz hicbir yer...

umarım anlatabilmişimdir.
0
anonymice
(24.05.16)
acemi'ye ek olarak bize dahi olarak pompalanan bill gates'in babası da acaip zengin bir avukat, oldugunde milyon dolar bırakıyor gates'e.

yani adamlarda kaynak var.

acemi +1
0
anonymice
(24.05.16)
o kırılma noktaları en büyük güç kaynağı. 41 yaşındayım.41 insan bir araya gelse hayal edemeyecekleri şeyleri sığdırdım ömrüme. sözlükten bilenler bilir. ama iki defa kendime sancılanıp kendimi doğurdum. acı çekmeden başarının tadı çıkmaz. ama acı müptelası olup, başarıyı da mutluluğu da yakalayamamaktan bahsetmiyorum. yere düşsen yerden bir avuç toprak alıp kalkabiliyorsan sana kimse bişey yapamaz. buralarda şuna iyilik yaptım ondan başıma bunlar geldi, insanlara güvendim, haksızlığa uğradım, ailem şöyle, param yoktu diyenler kendini kandırıyor. insan olağanüstü bir varlık. yapamayacağı şey de asla yok. yaşayan en büyük kanıtım.
0
a r a m i s
(24.05.16)
acun annesi babası öldükten sonra 1-1,5 yıl kayıp bi dönem geçirip hiç dışarı çıkmamış o yüzden dikkatimi çekti..

Rambodan bikaç hafta parkta yatmış,köpeğini satmış sonra biyerde otururken rambonın senaryosunu yazmış galiba..

Ya yazdığım örnekler uç zaten benlkş bi bokluk vardır ama anlatmak istediğimi anlatabilmişimdir umarım :)
0
🌸gadlemler
(24.05.16)
yukarıdaki mesajlarda bazı arkadaşlar çok ilginç şeyler yazmışlar.

Ailenin halihazırda zengin olması başka bir şey, senin yaptığın işte başarılı olman başka bir şey. Bir sürü zengin çocuğu var, niye bazıları hiçbir şey başaramazken bazıları başarabiliyor? Ya da sıfırdan milyoner, milyarder olan insanlar nasıl oluyor?

Ailenin 10 milyon doları vardır, sen bu parayı 1 milyar dolara çıkarırsan bu başarıdır.
Hiç paran yoktur, üsttekinin aynısını yaparsın, bu daha büyük bir başarıdır.

hiç çalışmayan birinin başarılı olma şansı çok düşükken çok çalışan birinin de başarısız olma şansı çok düşük. ana konsept bu. bir şeyler başarmak çok zor, bunu kabul ediyorum ama adil değil" demek de saçma. ha sen 2-0 yenik başlarsın, olabilir. bir tane hayatın var. "oynamıyorum" dersen potansiyelin boşa gider.

ihtimalleri artırmaktan başka çaren yok, çok çalışacaksın. bir de yaptığın yatırım ile beklentiyi orantılı tutacaksın. tanesinden 10 kuruş kazandığın bir simitten günde 10 milyon tane satarsan günde bir milyon lira kazanabilirsin ama günde 10 milyon simit satamayacağını biliyoruz. bu kadar saçma bir örnek vermek istemezdim ama biri gelip "çalışarak zengin olunmaz" acıtasyonu yapacak, mecburen yazdım. geleneksel bir işte çalışarak zengin olamazsın çünkü getirisi belli.

verdiğin örneklerdeki gibi başarı istiyorsan tek yolu bu, çok çalışacaksın. çalışmayınca kesin olmaz, çalışınca olma şansı var. onu deneyeceksin işte. birçok insan deneyemiyor / denemiyor (tembeldir, salaktır, durumu uygun değildir, bakmakla yükümlü olduğu kişiler vardır) , o yüzden "bir televizyon programı yapacağım ve şunları şunları başaracağım" dediğin zaman tüm dünyayla yarışmıyorsun, seninle aynı şeyi halihazırda yapanlar ve yapmak isteyenlerle yarışıyorsun, rekabetin onlar. Birçok insanın anlamadığı şey bu.
0
hayirsiz
(24.05.16)
Hocam dinden örnek vermem gerekirse, Allah Hz. Musa'ya asanı yere vur dediğinde Musa tereddüt etse, deniz yarılmazdı.

Hz. İbrahim ateşe atıldığında cebrail'in teklifini kabul etse ateş gül bahçesine dönüşmeyecekti.

İsmail canını vermekten tereddüt inse koç inmeyecekti.

Ben bu işin dini olarak tam teslimiyet, psikolojik olarak da olmasa da oluyor ya'ya bağlıyorum. Acun'un dönüm noktasını incelerseniz ne kadar lakayıt ve sorumsuz bir adam olduğunu görürsünüz zaten.
0
pomknos
(24.05.16)
Aslında bunun tek açıklaması var o da kişinin asıl istediği şeyin yani motivasyonun ekonomik kaygıların bile önüne geçmesi.

Popüler olmasa bile kariyer değişikliği yapan çoğu kişinin biyografisine şöyle bir göz gezdirirsek geneli de 5 parasız kalmayı göze alarak, istedikleri şeyin peşinde gidiyorlar. Ne istediklerinden emin oldukları için de dört elle sarılıyorlar ve başarılı oluyorlar/ yetenekleri doğrultusunda ilerliyor.

Mesela en son okuduğum kitaptan bir örnek verirsem; bankacı olarak işe başlayıp kariyerinden hiç mutlu olmayan bir adam ekonomik olarak hiçbir güvencesi olmadığı halde istifa edip, başka bir alana odaklanıyordu. İnsanlar belli bir döneme kadar mevcut kariyerine ''katlanabiliyor', para bu süreci uzatabiliyor ama belli bir süre para da tatmin için yeterli gelmiyor. Kişi bu noktada ya paralel bir kariyere yönelip 2. hobisel bir işe girişiyor ya da tüm gemileri yıkıp tabiri caizse yardırıyor diyeyim. Eğer kendi yetenekleri doğrultusunda da hareket ediyorsa başarılı olması pek şaşırtıcı değil.

Edit: ben popüler ve zengin olmayan insanlar için de genelledim.

Kendinizi ''gerçekleştirme'' ile ilgili aklınızda soru işaretleri varsa şu kitap güzel bir kitap:

www.egitimpedia.com
0
neferkitty
(24.05.16)
sevdigin isle filan alakasi yok, aslolan sektordeki arzi gorebilmektir. o arza yonelik bir urun sunmaktir. sen istedigin kadar hobinde basarili ol, bu insanlarin para odeyecegi bir sey degilse bir ise yaramaz.

acun, mesela tr'deki medyadaki eksikligi gorup oraya yonelmis. bu eksikligi goren bir tek o muydu? hayir, onun cevresi vardi ve digerlerine gore daha kolay one cikabildi.

bu diger saydiklarin icin de bu gecerli. ama bu eksikligini gordugun urun o kadar talep goruyordur ki, bir cevreye bile ihtiyacin olmayabilir. cogu startup icin de bu durum gecerli. tabi bunlarin cikardigi urunlerin rakipleri varsa, yine cevre faktoru devreye giriyor.


yemeksepeti rusya ve dubai ye acilmaya calisti, iyi de yatirim yapti ama acilamadi, kulliyen zarar oldu bunlar. diger yandan, fethullah gulen cemaati ile siki baglantilari olan ve afrika'da alakasiz siradan bir is yapan bir turk cocuk, bu yemeksepeti nin klonunu, yazilimin y sinden anlamamasina ragmen, o ulkedeki cemaat baglantilari sayesinde milyon dolara 1 senede satabildi.



turkiye'de startup dunyasinda her sene turkiye'nin en iyi 30-40 i secilir, bunlarin ancak 2-3 tanesi 5 seneyi asabiliyorlar. bu insanlarin hicbiri mi isinde iyi degil ki batiyorlar? hayir, halkin ihtiyacini karsilayacak bir urunu makul bir fiyata sunabilmek cok zor.
0
scars dont fade
(24.05.16)
Yakın bir akrabamızın anne ve babası kendisi çocuk yaştayken ölüyorlar. 20li yaşların başında bir anadolu şehrinin küçük bir kasabasında amelelik yapıyor kendisi...

Şu anki durumunu söyleyeyim; oğlunun düğününe tüm kabine geldi. Cumhurbaşkanı da dahil. 50 civarında ülkeye ihracat yapıyor, kaç tane şirketi, kaç tane fabrikası var bilmiyorum bile.
0
la rana
(24.05.16)
o ne be,cumhurbaşkanının yeni ünürü heralde :)
0
🌸gadlemler
(24.05.16)
@gadlemler, yok ama onlarla da tanışıklıkları vardır muhakkak.
0
la rana
(24.05.16)
Tam olarak Malcolm Gladwell'in Outliers kitabını soruyorsun. Tüm kitap buna 200 küsur sayfa cevap veriyor. Bunun için birçok etmen sayıyor ama en büyük paylardan biri şans. Bu da 'aileden zengin olma' şansı değil. Doğru zamanda doğru yere denk gelme açısından.

Örneğin, Amerikan futbolu takımının başarılarını inceliyorlar. İstatistikleri çıkardığında bu oyuncuların %70 civarı Ocak-Şubat-Mart-Nisan doğumlu çıkıyor. Bunun nedenine iniyorlar; taa ortaokula dayanıyor. Ortaokulda ya da ilkokulda okul takımları için seçmeler sınıf sınıf yapılıyor. Atıyorum x. sınıfta sadece 19xx doğumlular oluyor. O yaşlarda da Ocak ayında doğanlarla Aralık ayı doğanlar arasındaki neredeyse bir yaş çok etkili. O yüzden, ilk aylardaki doğumlular seçmeleri daha ağırlıklı geçiyor ve spor eğitimi alıyorlar. Spor eğitimleri aldığında da ileriki yıllarda almayan arkadaşlarına göre daha başarılı oluyorlar.

1930'lardaki başarılı avukatları incelediklerinde ise hemen hepsinin çok özel bir ortak noktası var.:Bronx tarafında fakir mahallelerde, Yahudi ve göçmen ailelerde doğmuş ve aileleri tekstil atölyelerinde işçi olma. Daha derine görüyor ki, zamanlama mükemmel Büyük Buhran sonrası Amerika'ya göçen ailelerin çok fazla hukuki sorunları oluyor ve Büyük Buhran'dan önce bu kadar göç öngörülemediği için kimse göçmen avukatı olmak istemiyor. Göçmen avukatlıklığı işini bunlar tamamen ayrımcılık sonucu ve istemeye istemeye alıyorlar ama sonra bu iş patlıyor. Tekstil işçileri olan babaları aracılığı ile de müşteri çevreleri oluşturuluyor, vb.

Şimdi hatırlamıyorum ama bir baba-oğuldan bahsediyordu. Aynı işi yapıyorlardı. Baba sürüm sürüm sürünürken, oğlu çok zengin olmuştu. Bu da o işin talebinin olduğu zamana denk gelmekle gerçekleşiyordu.

Aynı kitap Bill Gates'ten bahsediyordu. Bill Gates aslında daha iyi bir kolej kazanmıştı ama yakındaki bir üniversiteye gitmişti. O üniversite de şans eseri Amerika'nın ilk birkaç büyük bilgisayar laboratuarlarından biri vardı. Bill Gates'in yaklaşık 10000 saatlik bir çalışması ile birlikte, şans eseri bilgisayarlar dünyaya yayılmaya başlayınca başarılı olduğunu anlatıyordu uzun uzun.

Özetle kitap başarı için senin yapabileceğin tek şeyin 10000 saat çalışmak olduğunu ama gerisinin tamamen şans eseri olduğunu söylüyordu. Yanlış şeye çalıştığında işe yaramayacağını söylüyordu.
0
aychovsky
(25.05.16)
J. K. Rowling dikkatimi çekti, ondan yazıyorum. Da Vinci Şifresi kitabı ilk yayınlandığında ve çok beğenildiğinde bir yazı okumuştum. Yazıda şunu diyordu, Dan Brown (kitabın yazarı) başarıyı umdu mu yoksa planladı mı? Da Vinci'nin ilk kopyaları birçok ülkede insanlara ücretsiz dağıtılmış gibisinden bir şey okumuştum. Bu demek oluyor ki bir şeyin arkasında onun başarılı olacağına dair inanç olmalı. Dan Brown kitabına güvenmiş olacak ki ücretsiz olarak onları dağıtmayı göze alıyor. Aynı şekilde Rowling de kitabına güveniyordu. Başarının arkasında aslında değerli bir şeye sahip olmak da var. Bu edebi yetenek de olabilir ya da yakışıklılık/güzellik de. Ama bu birileri tarafından keşfedilmeli. Örneğin Harry Potter serisi ilk çıktığında ilk kitabı Ülkü Tamer değil, başka bir çevirmen Türkçeye çevirmişti ama çeviri başarısızdı. Yapı Kredi Yayınları bunu fark ederek kitabı yeniden Türkçeye çevirdi ve yayınladı. Ondan sonra kitap Türkiye'de okunmaya başladı. Bir söz var yine bununla ilgili: önce fark edersin, sonra fark atarsın. Böyle şeylerin arkasında biraz da bu var.
0
dissendium
(25.05.16)
bahsettiğin şeyler yanlış değil ama kendini tek şeye odaklama. iş sadece "bir şey"de bitmiyor.

ayrıca burak aksak'ın parasız kaldıktan sonra lm'yi yazdığını söylediği bir röportajı var; absurdkomedi.wordpress.com

evet iş sadece birkaç şeyle sınırlı değil.

mesela istediğin kadar yırtınan bir tasarımcı ol ama eski kocası zengin olan asena erkin ya da babası fatih terim olan buse terim senden birkaç tık önde.

onları ilerde geride bırakırsın fakat para ve çevre faktörü işte burada önemli.

ayrıca;

-deneme, yanılma, tekrar deneme tekrar yanılma süreçlerinden geçmiş olmak
-yaptığın işi ameliliğine kadar bilmek (acun spikerlikten geldi)
-şanslı olmak (bana göre herkes şansını kendi yaratır. bu da çalışmakla doğrudan ilişkili)
-insanları şaşırtmak (yani farklı olanı, ihtiyaç duyulanı sunmak)
-ısrar etmek, kararlı olmak, kapıdan kovulsan bile bacadan girmek, bir yerin başına geçme planın varsa yeri geldiğinde işe çaycılıktan başlamak,
-çalışmayı saymıyorum bile. bu zaten hücrelerinin beslendiği yegane şey olmalı,
-ve daha benzer birçok şey...
0
kupigometa
(25.05.16)
JK Rowling ismin ne kadar önemli olduğunu göstermek için yazdıklarını farklı bir isimle yayıncılara gönderdiğinde aldığı mektupları yayınladı. bir tanesi "yazma dersleri" almasını tavsiye ediyor.

www.theguardian.com
0
of dream and drama
(25.05.16)
(21)

Ev arkadaşım manyak

hadi ya la
* Para karşılığı 50 - 60 yaşındaki adamlarla ilişkiye giriyor.* Kendisi ADHD'den muzdarip.Sürekli manik halde. Shameless'te Monica vardı ya, öyle. Programlanmış robot gibi. Çok konuşkan, neşeli, plansız, dağınık, unutkan. Muslukları açık unutuyor. Odası çöp ev. 6 aylık çöpler, yerde kullanılmış kond
* Para karşılığı 50 - 60 yaşındaki adamlarla ilişkiye giriyor.

* Kendisi ADHD'den muzdarip.
Sürekli manik halde. Shameless'te Monica vardı ya, öyle. Programlanmış robot gibi. Çok konuşkan, neşeli, plansız, dağınık, unutkan. Muslukları açık unutuyor. Odası çöp ev. 6 aylık çöpler, yerde kullanılmış kondomlar, yemek artıkları, bulaşıklar, çürümüş şeyler. Yer gözükmüyor. Kendisine bir şey anlattığınızda genelde dinlemiyor, konu kendi kafasındaki yere gidiyor ve onu anlatmaya başlıyor.

* Her gün kendine piercing yapıyor, zevkle. Meme ucu, dil, üst dudağın altındaki perde, kolunun ortası ve daha çok yer.

* Kendisinde bütün hastalıklar var(mış).
Şeker hapı, insülin, alerji iğnesi, uyku hapı, antestezik iğneler, antidepresan, ritalin, concerta, daha bilmediğim onlarca çeşit ilaç kullanıyor.

Az önce kafa olmak için değişik bir anestezik iğne yaptı kendine. Şimdi salonda kahkaha atıp duruyor.

Kendisi 21 yaşında erkek, ev arkadaşım. Çok da seviyorum. Ailesini tanıyorum, iyi insanlar. Cidden eğlenceli ve iyi biri. Ama bir gün ölüp kalacak diye korkuyorum.
0
hadi ya la
(24.05.16)
yorum yapamadim.
0
bim tribi
(24.05.16)
Para karşılığında ilişkiye kendi isteğiyle giriyorsa ve bundan zevk alıyorsa korunduğu sürece sorun olmayabilir. Eğer para kazanmak için sevmeden bedenini satmak zorunda kalıyorsa bu bir sorun olabilir.

Shameless'ta Monica'nın bipolar hastalığı vardı. Bunun tedavi edilmesi gerekir ama tanı koyacak kişiler biz değiliz.

Piercing de takıntı olmadıysa sorun olmayabilir. Ama bunu dikkat çekmek için yapıyorsa yine psikoloji tedavisi gerekebilir.

Uyuşturucu ve diğer keyif verici madde kullanan kişilerin tedavisi zor çünkü yapay mutluluklara bağımlı oluyorlar.
0
Traveller
(24.05.16)
Kendisinde bütün hastalıklar olduğu için boş vermiştir ve aklına eseni yapıyordur belki. O bilmediğiniz ilaçlar daha ciddi şeyler olabilir. Ölümcül şeyler olmasa bile, zorluğu onu bıktırmıştır. Her şekilde sizin yardımınızla sakinleşmez, başa çıkamazsınız. Ben yazarken söylenmişi varsa profesyonel yardım +1, söylenmemişse profesyonel yardım.
0
aychovsky
(24.05.16)
psikolojik yardım alsın. 21 yaşında
daha tam olarak ne yaptığını kestiremiyor sanırım. böyle giderse düşündüğünüz gibi bi gün ölüp kalacak.
0
allanpoe
(24.05.16)
Doktora düzenli gitmesi lazım. Ailesinden takip eden kimse yok mu?
0
damdanakan
(24.05.16)
Bence uğraşmayın; kendinizi bunu düzeltmek için yormayın. Ya evden kovun ya siz çıkın; ne olursa da olsun. Anası babası ilgilensin. Hayat böyle manyaklarla uğraşmak için çok kısa. Siz 3 hafta ya da 3 ay ya da 3 sene uğraşırsınız ama bu herifte milim değişiklik olmaz, olan sizin kaybolan zamanınıza olur. Vaka çok ağır cidden, ömür boyu iflah olmaz.
0
i ve been mistreated
(24.05.16)
yakında ölecek ya da öldürülecek. ve sen de karakollarda adliyelerde gezip duracaksın.

evini ayır.
0
sorularimicinfeykhesap
(24.05.16)
Doktora düzenli gidiyor diyebilirim. Ama sadece kırmızı reçeteli olan ilaçlarını yazdırıp çıkıyor, ekstra bir şey yok.

Sadece ilaç konularını ailesi biliyor ve üzülmekle yetiniyor.
Uğraştığım söylenemez, takılıyorum ben de. Bir de bilinçli bir hali var. Sağlıklı yaşamaya çalışıyor (?!) nasıl oluyor bilmiyorum ama glisemik indeks, yoga, sağlıklı düşünce vesaire çok meraklı. Kişisel bakımına da çok özen gösteriyor. Bir kızdan daha fazla makyaj ve kozmetik ürünü olduğunu söyleyebilirim. Birlikte yaşayınca cidden eğlenceli, enerjisi yüksek. Bir şey olmasa bari.
0
🌸hadi ya la
(24.05.16)
çek kenara, seni seviyorum ve senin için endişeleniyorum. kendine çeki düzen vermen lazım de.

laftan anlamıyosa artık yapacak bir şey yok. ev arkadaşı olarak memnun değilsen ayrılırsın. ev arkadaşı olarak memnunsan da özel hayatı hakkında gözlerini kapatır kulaklarını tıkarsın yoluna bakarsın.
0
victum
(24.05.16)
Uzaklas bence düzelmez o.
0
Erensq06
(24.05.16)
victum +1

psikolojik destege ragmen boyleyse senin yapabilecegin cok bisi de yok gibi.

bi de ben korkardim o kadar hastaligi olan biriyle ayni evde yasamaktan. bulastirmaz sana da dimi?
0
in vino veritas
(24.05.16)
Bence ailesini çok detay vermeden bilgilendir. Doktora düzenli gidiyor ama ilaçlar fayda etmiyor sanırım, ilgilenmeniz gerektiğini dusunuyorum falan de. Öncesinde arkadaşına da ailesiyle konuşacağını söyle düzgün bi dille. Yazık, daha çok genç. Belki toparlar kendini.
0
damdanakan
(24.05.16)
eğlenceli olması iyi bir insan olduğu anlamına gelmiyor. zaman geçirmek keyifli olabilr ama kendini de koruman gerek bazı durumlarda bazı insanlar için bir şey yapamazsın. sonuçta seçimlerimizi yaşıyoruz.
0
fasulyek
(24.05.16)
yazık bende çok üzüldüm psikolojisi darma duman olmus. Allah yardımcısı olsun ne dıyeyım

bencede ailesine bilgi vermelisin
0
hopp
(24.05.16)
odasını bok götüren ve de kiminle yatıp kalktığı belli olmayan biriyle aynı evi paylaşıyorsunuz. hijyen konusunda sınıfta kalıyor bir kere. biriyle iyi anlaşmak, hayatına ve yaşam biçimine saygılı olmak başka, onunla aynı evi paylaşmak başka.
kliniğe yatıp tedavi olmasını önerin ona. tedavi olmayı kendisi istemesi gerek. ilaçlarla kafa yapan biri uyuşturucudan da gerş kalmaz. yaşı da o kadar genç ki:(
0
maq
(24.05.16)
sorularimicinfeykhesap +1
0
all girls dream
(24.05.16)
Serseri mayın olduğunu ve yakında patlayacağını görmek için süper zeka olmaya gerek yok. Ya ilaçlardan bir şey olacak, ya da para karşılığı eve getirdiği biri bir şey yapacak.

Ancak neler yapılabilir bilmiyorum. Gerçekten yardım etmek istiyorsunuz önce doktoru ile bir görüşün. Netice alamazsanız ailesi ile görüşüp ordan da çözüme ulaşamazsanız ayrılın...
0
kartallar yuksek ucar
(25.05.16)
gokhan atestepe
(25.05.16)
Bir psikiyatriste bu davranışları ve tüm kullandığı ilaçlar anlatılıp tedavilerinin düzenlenmesi lazım. İlacını yazdırdığı doktora birlikte gidip görüşebilirsin. İkna etmek sana kalmış.
0
Lim5
(25.05.16)
Ben sonunu soyleyeyim. Sonunda kendine zarar verecek ve klinege yatirilacak. Sen de bir anda ardinda biraktigi pislik ve insanlarla kalakalacaksin.
0
shadowcat
(25.05.16)
Duyurunun sonuna kadar bu kesin erkek diye okudum ve evet erkekmis.


Yardima ihtiyaci var. Bu saatten sonra duzelmez ama en azindan iyilestirilebilir az biraz.
0
isott
(25.05.16)
(15)

Bilinmedik güzel 90lar şarkıları

podrostok
Sıralasanıza.https://www.youtube.com/watch?v=7bMi7cqZiQY
Sıralasanıza.

www.youtube.com
0
podrostok
(24.05.16)
🌸podrostok
(24.05.16)
🌸podrostok
(24.05.16)
www.youtube.com çok ilginçtir şarkıyı söyleyen müzisyen şimdi game of thronesun kitaplarını çeviriyor bu arada :)
0
freetakilir
(24.05.16)
harbi bilinmedik bir şey koyayım: ixir- süpermen

www.youtube.com

çok iyiydi bence bu parça.


gemiler'in aslı (asit orhan'dan):

www.youtube.com

---bilinme ihtimali olup unutulmuş olabilecekler --

deniz arcak - zehir ettin
www.youtube.com

umay umay - naylon
www.youtube.com

tuğçe san - neredesin
www.youtube.com

sibel tüzün - hayat buysa ben yokum (demir demirkan şeettiremedi ahahah)
www.youtube.com


ajlan-mine'sinden, mert ekren'ine, ümit sayın'dan seçil'e, suat suna'sından ege'sine, akın'ına, bir dolu var 90 pop. rock kısmını ilgilenen biliyordur zaten.


ha ateş diye bir herif vardı "haydi gel vuuu haydi gel hemen alevlenir aşk yakar bir anda" onu ben hiç bulamadım.


bu var bir de, aklımda kalmış. kim koyduysa, yıllar sonra koydu o da youtube'a tek örneğini: www.youtube.com

@aychovsky: teşekkür ederim haber verdiğiniz için. uzun yıllar sonra görmüş oldum tekrardan :)
0
godoşu beklerken
(24.05.16)
🌸podrostok
(30.05.16)
🌸podrostok
(30.05.16)
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com

Bunların hepsinin klibi vardı, hiçbirini bulamadım. Hatta ilkinde Yamaç denilen şarkıcı Başak Koçoğlu'nun omzunu öpe öpe yalıyordu.

Bunun klibini buldum.
www.youtube.com

Bu çok ünlüydü gerçi
www.youtube.com
Ama şu şarkıları o kadar ünlü değildi
www.youtube.com

Bu da bayağı ünlüydü
www.youtube.com

www.youtube.com

Bu ne iğrenç ses ve şarkıdır.
www.youtube.com

Bora Öztoprak'ın kendisi ünlü de, bu şarkısı değil. Üstelik klip de çekmişti.
www.youtube.com

Şunu da ekleyeyim:
www.youtube.com
Aynı adamın ilk şarkısı Güzelim diye bir şarkıydı ve saçları uzundu. Bu sonraki imajı.

Ekleme: @godoşu beklerken
Buydu şarkı, Çingene Ruhum. Özlemişim. :)
www.youtube.com
0
aychovsky
(30.05.16)
🌸podrostok
(30.05.16)
🌸podrostok
(30.05.16)
🌸podrostok
(30.05.16)
🌸podrostok
(30.05.16)
🌸podrostok
(30.05.16)
🌸podrostok
(07.06.16)
🌸podrostok
(07.06.16)
🌸podrostok
(09.06.16)
(26)

şirkette "oha, vay anasını, öh bee" dediğiniz olaylar oluyor mu?

mr.goodcat
şirket içi olaylardan bahsediyorum. örneğin bizde geçen sene 5 kişilik temizleme oldu. şef, mühendis, teknisyen hepsini uçurdular.
şirket içi olaylardan bahsediyorum. örneğin bizde geçen sene 5 kişilik temizleme oldu. şef, mühendis, teknisyen hepsini uçurdular.
0
mr.goodcat
(23.05.16)
x sorumlusu ile y sorumlusunun birbirine tekme tokat daldığını gördü bu gözler :O
0
devilred
(23.05.16)
Sirket kampusunde yasayan bir kac kisi kira masraflari olmadigindan bir sure para biriktirip ev almisti.
0
crown
(23.05.16)
belki soruna cevap olmayacak ama şunu söylemek istiyorum. bir şirketin, bunların için de en kıdemli mühendis, teknisyen de olsa 5 kişiyi çıkarması hiç de "oha" denecek bir durum değildir. gayet normaldir.

geçenlerde bir duyurunun altında, hamile kadının işten çıkarılması veya hamile olan bir kadının işe alınmamasıyle ilgili birkaç şey yazılmıştı, hatta orada da şirketlerin hayır kurumu olmadığını belirtmiştim. yani, sen o şirket için artık istenmeyen adamsan, gidiyorsun.
0
dead and broken
(23.05.16)
çok eskiden daha çömezken herkes harıl harıl çalışıyor ofiste. hışımla finans müdürü içeri girdi yanımdaki masadaki muhasebe şefinin masasının önünde durdu "hemen tasını tarağını topla defol git burdan hemen hemen defol" diye bağırmaya başladı. adam hiç istifini bozmadı. hiç sallamadı resmen ya :) saat 17:30 falandı. saat 18:00 olunca adam hiç bişey olmamış gibi toparlandı kartını bastı çıktı gitti :)))
0
kakao
(23.05.16)
seks skandalı + ot yetiştirme skandalı.
ikisi de basına yansıdı.

yeter mi duşbegcim?
0
manuel mandalina
(23.05.16)
@kakao

Adam geldi mi diğer gün ? En heyecanlı yerinde kesmişsin.
0
kelepir
(23.05.16)
Müdürlerden biri cd mış.
Bakım müdürüyle üretim müdürü, yarı mamüllerin arasında halvet ederken basıldı. Var mı arttıran?
0
Goddard
(23.05.16)
Global bir firmanin Çin şubesindeki yoneticilerinin tamaminin yolsuzluga bulasmasi. Hepsinin işten çikarilmasi ve mahkeme dava işleri.
0
japon askeri
(23.05.16)
bizim tuvalette biri çöpe sıçıyormuş. temizlik görevlileri de artık başa çıkamayıp uyarı yazısı yazmışlardı. artık kaç kez sıçtıysa :D
0
la noix
(23.05.16)
bizim ofiste bir kiz sekreter , yardimci vb diye alinmisti. kiz nisanliydi. cok da tatli bisi yesil gozlu, fizigi yuzu duzgun. kiz isten cikti. bizde calistigi 8 ay boyunca kizin ofiste elden gecirmedigi evli erkek kalmamis. ben haric ki ben evli degildim.

var mi buna benzer :) hatta kiz bana da yazmisti ama ben nisanli diye beni arkadas olarak goruyor diyerek ciddiye almamistim.
0
charlotte blanc
(24.05.16)
Ben size neler anlatırdım da ifşa olurum neyse, bizim iş yerinde bir rehin alma olayı oldu. Basında çok küçük bir yer edindi, 3-4 cümle ile geçiştirildi.
0
Polaroid
(24.05.16)
bilmiyorum, umrumda değil çünkü
0
gokhan atestepe
(24.05.16)
temizlikçi abla ile başka bir temizlikçi amca basılmıştı. buna şaşırıp tartışmıştık kendi aramızda. durumu en çok eleştiren iki kişi bir hafta sonra şirket aracında basıldılar :) bir seferinde de genel müdür çağırmıştı beni. eşinin hamile olduğunu, zor durumda olduğunu mümkünse porno sitelere erişimini açmamı istemişti :)
0
delidir yakalayin
(24.05.16)
bu başlık efsane olur söyleyeyim :D vay be milletin şirketinde ne seks dönüyormuş arkadaş...

benim kısa bir süre çalıştığım yerde (bir tek sekreter kadındı) tek duyduğum şey daha önce birinin tuvalette osbir çektiği, temizlikçinin sperm bulduğu falan.
0
rodriguez2
(24.05.16)
bizim evli tas gibi ceo'yla evli tas gibi bilmem ne müdürü, yine evli tas gibi bi takım lideriyle evli ama eh bi kadın okuldaş ayagına 4lü tatile cıkıp kızlı erkekli oda karması yapıp bunu da şirkete ödetiyorlar. hayır madem bi nane yiceksiniz bari kendi paranızla yapın. muhasebede arkadasın olunca da duyuyorsun.
0
galandar kostumu
(24.05.16)
Adamlar/Hanimlar ki bunu yapanlar icin souluyorum calismaktan ziyade sevismeye geliyorlar demek ki. Ve ay sonunda parayi aliyorlar bide ayın elemani seçildikleri zaman düşünemiyorum. Cok iyi sevistiniz alin buda ödülünüz.



Valla benim eski çalıştığım sirkette bir kadinin 5 kisiyi idare edip en sonunda birinin digerini anlamasi ile ortaya cikan durum vardi. Ki olmayan bir sey degilmis normal sonuc.
0
Game Over
(24.05.16)
sadece ozel sektorde olsa iyi. kamuda da neler neler oluyor ama hep "kaset siyaseti" olarak biliniyor sonra.
0
bim tribi
(24.05.16)
anlatsam inanmazsınız
anlatmasam daha iyi aslında...
0
basond
(24.05.16)
Kadrolaşabilmek için 120 kişi iki sene içinde, performanslarına bakılmadan işten atıldı.
0
aychovsky
(24.05.16)
eski çalıştığım yerde mesai saatlerinde 4-5 polis ofisi basmıştı. bütün bilgisayar ve sunuculara el koyuyoruz diye. filmlerdeki gibiydi :)
0
givemesomesubstance
(24.05.16)
genellikle seri üretim fabrikalarında vardiyalı çalışılıyorsa deli seks döndüğü bilinen bir gerçektir. çalıştığım her firmada vardı. son çalıştığım yerde patron, ik müdürü ve muhasebe müdürü kadın ile yatıyordu ve bu kadınlar arasında büyük bir soğuk savaş vardı. kadınların ikisi de evliydi. en sonunda muhasebe müdürü işten ayrıldı, ik müdürü de eşinden boşanıp patronla yaşamaya başladı.
ağzımız açık kaldıydı anasını satayım.
0
hakim oynayin dedi
(24.05.16)
Çalıştığım kuruma Dallas demek daha doğru olur.x Müdürle y asistan arasında uzun süren aşk kıvılcımları hepimize tsunami etkisi yaptı.Kendisini herhalde şirketin genel müdürü statüsüne kadar getireceklerdi.Lakin ki öyle de değildir.Herkesin popisi kendine oldu.Kız evrakta sahtecilikten disiplin kurulu kararıyla 1 günde şutlandı.İçimizin yağları eridi mi? Çokta güzel eridi.
0
eurabatres
(24.05.16)
Eski patronum üretim müdürünü yukarı çağırıp, adam ıslık çala çala elleri cebinde merdiven çıkarken son adımını atmasıyla yumruklamaya başlamıştı. Sonra da etek giydirdi müdüre ama sağlam dövmüştü dağ gibi adam kıpkırmızı çıktı odadan :)
0
aslmtn
(24.05.16)
ay sabah sabah ne güldüm bunlara:))
0
mza
(24.05.16)
1.iş yeri;iş girdiğim ilk hafta patronun hıyar, senin ağzına sıçarım dediğini duyup şok olmuştum. Bir de birini türk kahvesi içtiği için azarlamıştı. 1,5 yılda o kadar çok kişi çıktı ve çıkarıldı ki aklımda kalanlar;

8 yıllık elemanı da siktir git diyerek işten çıkarmıştı.
Şirketi fazla mesai yaptırıp para ödemedikleri için şikayet eden arkadaşı bulup iki dakika da uçurdular.

2.iş yeri; burada da 6 ay çalıştım, sebepsiz yere ben dahil 5 kişi işten çıkartıldı. Benim işten çıkartılma şeklim sms yolu ile oldu. Çalışanlardan biri mobinge dayanamayarak iş yeri içinde intihara teşebbüs etti. Kurtuldu ama kadını işten çıkardılar.

3.iş yeri; şizofren bir tip vardı, onun hikayesi çok, ilginçlerinden biri iş yemeğeindenn sonra geceyi otelde geçirip, faturayı şirkete ödetmesi ve şirket bunu örtbas etti.

Olaysız 4.iş yerini arıyorum.
0
geçerkenugradım
(24.05.16)
şirketin 40 yıllık patronunun intörn makine mühendisi arkadaş kızıp bir hafta işe gelmemesi. patronun bu süre zarfında (1 hafta) intörn öğrencinin kendisinin üzerine oynadığını düşünüp zaten hasta olan karısının üzerine gitmesi kadının hastaneye kaldırılması, hastanede kadının uyuyup bir daha uyanmaması kapanış olarak kadının ölmesi.
0
dokuzonbeş
(24.05.16)
(15)

Kendinizden daha iyi hayat yaşayanları kıskaniyor musunuz ?

cenkist
Mesela düsünsene adam her gün farklı bir ülkede ve yerde geziyor tozuyor .En güzel kadınlar ,en güzel arabalar onun oluyor.Geçen periskopta zengin üniversiteli gençlerin evde partilerini falan gördüm.(bunlar en fazla 18-20 ) Yaş aralığında zevk sefa içindeler.Lan biz öğrenciyken kira parasını çıkar
Mesela düsünsene adam her gün farklı bir ülkede ve yerde geziyor tozuyor .En güzel kadınlar ,en güzel arabalar onun oluyor.Geçen periskopta zengin üniversiteli gençlerin evde partilerini falan gördüm.(bunlar en fazla 18-20 ) Yaş aralığında zevk sefa içindeler.Lan biz öğrenciyken kira parasını çıkaralım iyiydik diyorduk.Bunlar karı kızla alemdeler falan dedim.Neyse uçağı olan lüks evlerde yaşayan zengin insanları görüyorum bazen.Acayip kıskaniyorum.Sonra neden aylık gelirim 100 000 dolar deil lan diyorum.Çok çalışıp kazanayım diyorum ama o da o kadar kolay değil..

Bunlar zihnimdeki düsüncelerdi.Size oluyor mu kıskançlık ? Ne düsünüyorsunuz ?
0
cenkist
(23.05.16)
All day, all night.

(Tr) Her gün, her gece.
0
damdanakan
(23.05.16)
Evet kıskanıyorum. Ama onlar hakkında kötü düşünmüyorum.
0
rakicandir
(23.05.16)
Olmuyor. En fazla 'çok değişik hayatlar var' diye içimden geçiriyorum 10 saniye filan, sonra unutuyorum.


Afrika'daki çocuk videolarını izleyince üzülüyorum ama bir şeyler yapmak istiyorum.
0
fraise
(23.05.16)
kendimden kötüleri görünce üzülüyorum
kendimden iyileri görünce küfür ediyorum.
0
Nox
(23.05.16)
Kıskanmak kötü bir kelime ''Onun olmasın benim olsun.'' demek bir yerde.
Hayır kıskanmam o yüzden.
Gerçekten benim de hayalim ise özendiğim olur ama; ''Ne güzel onun olmuş, ondan eksiltmeden benim de olsa,isteyen herkesin de olsa ne güzel olurdu.'' demişliğim vardır evrene çiçekli böcekli mesaj şeklinde.
0
kaymaktutmayansicaksut
(23.05.16)
Sadece kişisel gelişime önem vermeyip sadece para yiyen andavalları kıskanıyorum. hayatını yaşayan, zevk alan insanlara imrenirim sadece, helal olsun derim.
0
hakim oynayin dedi
(23.05.16)
Kıskanacak kadar aklıma gelmiyor ki birinin benden daha iyi hayatı olacağı. Hayatım matah olduğundan değil, gayet sıradan bir hayat. Onun içinde geçinip gidiyorum ve kendi istediğim gibi yapıyorum, bana gayet güzel yetiyor, tatmin oluyorum. Daha iyisi olursa olur ama aramıyorum ve gözüme sokulmadıkça umursamıyorum. Arada "Artık bundan sonra şurada yaşasam" dediğim oluyor ama o kadar da önemli değil. 100 birim mutlu olmasam da olur; eşik tatmin değerini geçtikten sonra hepsi bir. Gözüme sokulursa da anlık bir burukluktan sonra unuturum zaten. Şu hayatın kullanım hakkı bende, istediğim gibi kah kullanıyorum, kah harcıyorum. Daha ne isteyeyim.
0
aychovsky
(23.05.16)
Naber cenkist :))))

Yav öyle hayat mı olur. Boş boş hiçbir çalışma yapmadan yaşayıp gidiyorlar. İnsan boşluğa düşer. O partili ortamları periskoptan vs. görüyorum. Aşırı dejenere, çok sıkıcı ortamlar. Erkekler babadan gelen parayı yiyip tüketen, hayat amacı olmayan tipler. Kızlar zaten paralı asker. Sanki gençlik hiç bitmeyecekmiş gibi öyle oradan oraya yaşıyorlar :) Her gün başka şehir gezen o adamlardan da kaçı gittiği yeri detaylı olarak, sindirerek geziyor? İnstagramda paylaşıp like toplama amacı olmadan, sevdiği, merak ettiği için gezen kaç kişi var o ortamlarda? Bence pek azı. Tamamen fiziksel zevklerden oluşan bir hayat çok sıkıcı değil mi? Ben her gün gezsem, her gün parti yapsam yine sıkılırım. Hiçbir şeyi bokunu çıkararak yapmamak lazım. Bunları da kendimi de bildiğimden ben hiçbirine özenmiyorum :)
0
i ve been mistreated
(23.05.16)
Evet.
0
lcha
(23.05.16)
kötü bir hayat tanımı olmuş. sürekli parti kadınlar/erkekler, içkileri boca etmeler falan gerçekten birilerinin hayali yani. imrendiğim yapmak istediğim şeyler var. ama bu onlardan biri değil. kendini adayan hayatlara imreniyorum ben. ama kıskanmak asla. mesela bütün bir hayatını bir enstrumana, bir davaya, ne bileyim çocuklara köpeklere, bakterilere adayan insanlar. bunu aşkla yapan insanlara imreniyorum. tebrik ediyorum bir yandan.

kuzey ülkelerine imreniyorum biraz da. özgürlüğe daha yakın olan dünyalılara imreniyorum. yoksa yemişim partisini de arabasını da. hayalini kurduğum bir hayat değil. öyle bir zenginlikte gözüm yok.
0
windowsguvenlikduvari
(23.05.16)
Kiskandigim tek insan grubu ozendigim dunyaca unlu basarili bilim insanlarin ogrencileri. Ugrasip gitmem ya da bu dogrultuda cabalamam, benim icin zaman ve kaynak kaybi olur. Ama onlarin zamaninda boyle bir firsati olmus ki muhtesem bir sey. Onun disindaki her sey benim icin tirt ve zamanla ulasilabilir. O yuzden sosyal medyada hicbir seyi kiskanmiyorum.
0
neferkitty
(23.05.16)
Kıskanmaktan çok imreniyorum.
0
noluyo yaa
(23.05.16)
Hayır, zengin insanlara özenenleri de hiç anlayamıyorum. Zenginliğin bi sınırı yok ki. Beton sevdalısı olmak yada betonun içinde fazla kalmaktan bence. Doğada biraz zaman geçirip kendini dinleyince nesnelerin anlamı değişebiliyor. Mutlu ve huzurlu olmak için zengin olmama gerek yok. İyi böyle
0
hasmetizm 2046
(23.05.16)
hic asla, maddi durumu iyi olan kimse icin ulan ne guzel hayatlari var dememisimdir, mesut olsunlar ama ben benim boyle cok iyiyim.
0
exlibris
(23.05.16)
benim yaşımda benden iyi hayatı olanlara imreniyorum.
0
nice tnetennba
(23.05.16)
(6)

Sakal

etna
Hangi ara bu kadar moda oldu bu? Herkes çeşit çeşit sakal bırakıyor, yakışanı da var yakismayanida. Türk filmlerinde ve özellikle dizilerdeki bütün erkekler sakallı. Şimdi türkiye-ingiltere maçını izliyorumda, adamlar parlak parlak dolaşıyor ne güzel (kane'de var azıcık ama o da yakıştırmış) bizimki
Hangi ara bu kadar moda oldu bu?
Herkes çeşit çeşit sakal bırakıyor, yakışanı da var yakismayanida. Türk filmlerinde ve özellikle dizilerdeki bütün erkekler sakallı. Şimdi türkiye-ingiltere maçını izliyorumda, adamlar parlak parlak dolaşıyor ne güzel (kane'de var azıcık ama o da yakıştırmış) bizimkiler sanki ormandan kaçmışlar. Hele volkan babacan... Aman aman.
Ben 1 haftalık olunca sıkılıyorum sakaldan, millet nasıl rahat ediyor? Ne zamana kadar sürecek bu akım?
0
etna
(22.05.16)
Yurtdışında hipster akımının bir parçasıı ile moda oldu. Yurtiçinde minik oranda hipster, büyük oranda Muhteşem Yüzyıl ile moda oldu. Bir anda herkeste Kanuni sakalı olmaya başladı. Ne kadar sürer, bilmiyorum.
0
aychovsky
(22.05.16)
Hipster ya da kanunici degilim ama sakalin, yakisiksiz erkegi biraz daha cekilebilir kildigini dusunuyorum. Bu nedenle sakalli dolasiyorum.
0
allah yazdiysa bozsun
(22.05.16)
Bize hersey bir yil gec gelir,biz bokunu 2 yil cikaririz.garip garip adamlar dolasiypr kisa dar pacalar,kocaman kafalar.yazik kimin cocuguysa bunlar.
0
duptıs
(22.05.16)
kılda keramet olsa götte bitmez mottosu ile yaşıyorum. Bence bi boka benzemiyor sakal.
0
Nox
(22.05.16)
Maçta bu benim de ilgimi çekti ama bunların çoğu fazla sakal çıkmadığı için bırakmıyor. Bizde de yakışan var yakışmayan var dediğin gibi. Bir kere İstiklal'de tanıştığım Almanlar bize Türklerin sakal bırakma sebebinin müslüman olduğumuz için mi oldugunu sormuştu :)
0
Erensq06
(22.05.16)
Çirkin yüzlerini saklıyorlar. Hem hipsterlar, hem Osmanlıcılar, hem Işidçiler derken her yandan sardılar.
0
Lim5
(22.05.16)
(10)

dışarda yenebilecek sağlıklı yiyecek yok mudur?

mr.goodcat
dışarda yenebilecek/sipariş verilebilecek sağlıklı yemek olarak hiç mi bir şey olmaz yahu. hamburger menü (dikkat göbekleri patates yapar)kumpir (1 kilo patates ve bilimum yağ)lahmacun, kebap (direkt kilo)pizza (hamur)köfte (gerçek kıymadan yapanı görmedim, soya, baharat, kuyruk yağı)ne yemeli, ne y
dışarda yenebilecek/sipariş verilebilecek sağlıklı yemek olarak hiç mi bir şey olmaz yahu.

hamburger menü (dikkat göbekleri patates yapar)
kumpir (1 kilo patates ve bilimum yağ)
lahmacun, kebap (direkt kilo)
pizza (hamur)
köfte (gerçek kıymadan yapanı görmedim, soya, baharat, kuyruk yağı)

ne yemeli, ne yapmalı bilmyorum valla. yani evde yemek yoksa veya hazırlamakla uğraşamayacaksak ne yapıcaz?
0
mr.goodcat
(22.05.16)
Evde yemek yoksa genelde 'Kötünün iyisi' diyerek tavuk/köfte tarzı şeylere meylediyorum ya da yumurtalı bir kahvaltı yapıyorum. Dışarıda yemek yemek gerçekten çok zor.
0
aychovsky
(22.05.16)
çorba, salata, ev yemeği, hacıoğlu lahmacun, arada ızgara et veya köfte.
0
ontheroad
(22.05.16)
Her gün dışarıda yiyorum. Ev yemekleri yapan yerleri keşfedin. Ben de ete güvenmediğim için pırasa taze fasulye falan yerim.
0
jazzabel
(22.05.16)
neredeyse yok gibi. sağlıklı gibi duran yemeklerin içine de ne katıldığını hangi yağla piştiğini falan bilmiyoruz. salata, et, tavuk ile geçiriyorum ben de dışarıda.
0
centrolenidae
(22.05.16)
lahmacun sağlıklı bu arada yanlışın var. tabi 10 tane birden gömmeyeceksin.
0
sta
(22.05.16)
Green salads tipi yerlerde ızgara tavuk ve yeşillik yenebilir. Izgara yapan yerlerde yine tavuk şiş et şiş falan yenebilir. Onun dışında fast foodların her türlüsü zehir.
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(22.05.16)
Lahmacun pek zararlı değildir ya yamuklari yoksa. Hafif hamur yağsız hem. Et, sebze var işte. Kötü bi olayı yok gibi
0
glamdr1ng
(22.05.16)
dışarıdan sağlıklı olarak;

menemen,
omlet,
çorba,
şiş - kebap tarzı şeyler yiyebilirsiniz.
0
Polaroid
(22.05.16)
kebap ve ızgaralar zararlı değil bilakis yararlıdır, kilo da aldırmazlar yanındaki pideyi yemezseniz, lahmacun için de aynı şey geçerli.
0
gezegen olan pluton
(22.05.16)
Piliç çevirme fiyat/performans ürünü olabilir. Mükemmel değil ama iş görür.
0
arnold schwarzeneger
(23.05.16)
(12)

en sevdiğiniz klasik müzik eserleri hangileri?

xu
?
?
0
xu
(22.05.16)
rayde
(22.05.16)
aychovsky
(22.05.16)
in vino veritas
(22.05.16)
Apocalypse
(22.05.16)
angelus
(22.05.16)
bir varmis bir yokmus
(22.05.16)
kobuzchu kiz
(22.05.16)
basond
(22.05.16)
aksimetre
(22.05.16)
şarkı?

ode to joy
1813 overture
rahman dayının tüm eserleri
0
mimimi
(22.05.16)
Noctune in c sharp minor - chopin
7. Symphony part II - beethoven
dmitri shostakovich - waltz no. 2
0
bigbadabum
(22.05.16)
(19)

1 kereden fazla yurtdışına çıkanlar

bana her yer cehennem
sorum şu. diyelim tatil için gideceksiniz. hazırlıklara ne kadar zaman önce başlıyorsunuz. yanınıza alacağınız şeylerin listesini oluşturuyormusunuz. gideceğiniz yerleri belirlemeye ne kadar zaman önce başlıyorsunuz. yoksa amaaan yaa ne araştırıcam. gider gezer görür gelirim mi diyorsunuz
sorum şu. diyelim tatil için gideceksiniz. hazırlıklara ne kadar zaman önce başlıyorsunuz. yanınıza alacağınız şeylerin listesini oluşturuyormusunuz. gideceğiniz yerleri belirlemeye ne kadar zaman önce başlıyorsunuz.
yoksa amaaan yaa ne araştırıcam. gider gezer görür gelirim mi diyorsunuz
0
bana her yer cehennem
(22.05.16)
tatil icinse iki gun once hazirlarim, eksik olanlari bir gun once alirim. gidecegim yerleri son gun.
0
fakyoras
(22.05.16)
En önemli şey terlik ve şarz aleti. Gerisi teferruat.
0
kelepir
(22.05.16)
Son gun hazirliyorum esyalari. Arastirmaya da 8-10 gun oncesinden aksamlari azar azar bakarak baslamisligim da var ama son 3 gidisimde arastirmadan gittim.
Checklist yapiyorum esysalar icin ama. Cok unutkanim cunku.
0
stavro
(22.05.16)
Uzun bir "seyahatte yanima alinacaklar" listem var. Seyahatin suresine ve mevsime gore bazi maddeleri atlayarak yarim saat icinde valizimi ya da sirt cantami hicbir sey unutulmamis halde hazirlayabiliyorum.

Gittigim yerde gorecegim seyler icinde 2-3 saatlik arastirma yeterli oluyor.
0
crown
(22.05.16)
Gidecegim kesinlestikten sonra vakit oldukca ara ara internetten arastiririm. Gidilecek yerler listesi ve yanima alacaklarimi bir hafta kala belirlemis olurum. Gidene kadar da eksiklerimi tamamlarim. Garanticiyim.
0
turuncu sufle
(22.05.16)
gidecegim yerleri son 2-3 gunden yavas yavas arastirmaya basliyorum internette. bos kaldikca bakiyorum, yorumlari ve tavsiyeleri okuyorum. ilk indigimde bir sure internetim olmayacaksa, nereye nasil giderim onu arastiriyorum, gerekirse screenshot aliyorum ya da notlara yaziyorum gerekli bilgileri. haritanin da ayni sekilde screenshotini aliyorum. hangi ulasim aracina nasil binecegimi arastiriyorum. yanimda olmasi gereken bir sey varsa ayarliyorum, mesela hamburg havaalanindaki bilet otomati 20 euro ve fazlasini kabul etmiyor. yanima muhakkak 10luk aliyorum. gerci orasi tatil kategorisine girmiyor benim icin ama olsun. kisacasi gitmeden her turlu seyi dusunur giderim, cunku internetsiz ben bir hicim. turkiyede bile her sey icin telefonumu kullanirim, gidip de yaban ellerde kalakalmak istemem. her seyi dusunmus olmam lazim.

esyalari da son gun hazirliyorum.
0
equine
(22.05.16)
Son 24 saatte eşyaları hazırlıyorum. Yanıma alacak şeyler listesi de pek hazırlamadım. En son 'Telefon-cüzdan-şarj aleti-pasaport' dörtlemesini kontrol ediyorum.

Genelde uzun araştırma yapmıyorum. Bir iki kişi bir iki yer söylüyor, onlardan ilgimi çeken bir iki yeri 'Buralara git' diye yazıyorum. Bir de gittiğim yerin turistik yerlerinden öte insanların yaşadığı kısmını severim ben. Örneğin, 'Marketlerinde değişik ne var', 'Yeşil alanları nasıl', 'Millet kaçta eve gidip geliyor, işten çıkınca ne yapıyorlar', 'İnsanların yaşayışı nasıl', 'Eğitim sistemi nasıl' gibi soruları birtakım müzelerden veya barlardan daha çok ilgimi çekiyor. O yüzden genelde otele bunları sorar ve bana buna göre bir yer tavsiye etmesini söylerim. Atıyorum, oranın Bağcılar'ına ya da Bağcılar kadar olmasa da Fulya'sına, Kurtuluş'una falan gidip halk nasıl yaşıyor bakmak isterim. (Diğer şehirler için Ankara'lılar Batışehir, İzmir'liler Evka gibi düşünebilir) Hatta, orada İngilizce bilen varsa onlarla konuşur, laflarım. O yerler de genelde turizm rehberlerinde olmaz, gidince öğrenirim. Buna çok çok uzun süre ayırmam ama atıyorum bir öğleden sonra ayırırım.

Bu yüzden de en küçük şehre bile 3 gün ayırıyorum. 'Bir günde biter' denilen şehirler 2 günde ancak bitiyor.
0
aychovsky
(22.05.16)
gideceğim yerler için rota yapmaya bir ay önceden başlıyorum, incik cincik araştırıp güzel bir plan ve yapılacaklar listesi oluşturuyorum, otel rezervasyonlarını yaptırıyorum ve kullanacaksam şehirlerarası otobüs/tren/uçak biletlerini filan alıyorum. götüreceklerimi son güne kadar hiç planlamıyorum son gün de bavul topluyorum.
0
in vino veritas
(22.05.16)
çok çıktım. eğer uzun süreli gidiyorsan en az 2-3 hafta önce başlıyorum bavulu yapmaya. kısa süreli gidiyorsam 1 hafta. en az 2 ay önce de gideceğim yerlerin listesini çıkarıyorum, birkaç hafta önce de sırasına karar veriyorum

şimdi bebekle olduğumuzdan neredeyse 6 ay önce başladık plan yapmaya heheheh
0
la noix
(22.05.16)
4 yıldır her yaz büyük bir festival ya da konser dizisini hedef alıp ona göre yola çıkıyorum. mottom; en kısa zamanda max. şehir gezme, at gözlüğümü takınıp yalnızca önemli mimari eserleri ve müzeleri ziyaret etme şeklinde. oranın insanını gözlemleyeyim, parkında soluklanayım, cafesinde oturup kahve içeyimci bi tip olmadım hiç. çok yemek seçtiğimden, yöresel yemek deneyimlerim çoğunlukla para ziyanına, mide fesadına ve hüsrana yol açtı. dolayısıyla genelde sandviç ya da mc-burger yiyerek geziyorum mecburiyetten.

bavulu en az bi hafta önceden hazırlamaya başlarım, garantici olduğumdan. gideceğim ülkenin ve şehirlerin eyewitness rehberlerini alıyorum. ziyaretlerim genelde okulun final döneminin hemen ertesine denk geldiğinden, genelde rehbere bakamadan gitmiş oluyorum. vakit kısıtlı olduğundan çok da önemli değil, temel şeyleri gezebiliyorum anca zaten.

gitmeden önce en fazla üzerinde durduğum şey, şehirler arası aktarmaların alternatifleri, süre ve fiyat bazında. bununla ilgili genelde bi fikir oluşturup gitmeye özen gösteriyorum ki hangi şehirde ne kadar kalacağımı hesaplayıp, konaklamaları ona göre ayarlayayım. tüm konaklama işlerini booking'den ayarlıyorum bu arada. genelde tek kişilik orta dereceli otel odalarını tercih ediyorum. gezinin en maliyetli kısmı da bu oluyor ama hostel falan bana zor. tr'den gidiş geliş biletlerimi genelde 7-8 ay önceden almış oluyorum. işte beyle..
0
manuel mandalina
(22.05.16)
yanima alacagim seyleri aklima geldikce checklist haline getiriyorum, bavulu ise o listeye göre son gün hazirliyorum.
gene aklima geldikce internetten falan gidecegim yer hakkinda bilgi ediniyorum. son olarak gittigim yer hakkinda mutlaka bir kitap edinip birkac gün önceden ve de yolda kitabi okuyorum. böyle.
0
maq
(22.05.16)
Benim için seyahat öncesi araştırma yapıp, planlamalar yapmak ayrıca hobi olduğu için 1 ay önceden bakınmaya başlıyorum. Gidilecek yerleri tek tek not alıyorum, son bir hafta elemeler yapıp gezecegim yerleri not alıyorum.

Bavulu yapmaya 2 gün önceden başlıyorum, eksik bir şey varsa bu süre zarfında alıp ekliyorum. Aslında gitmeden önceki haftasonu bunu yapmak daha mantikli oluyor süre için ama ben genelde son saatlere sıkıştırıyorum maalesef.
0
fraise
(22.05.16)
Bavulu genelde ucaga binmeden birkac saat once yapmaya basliyorum. Boylece cok dusunmemis oluyorum "ayy sunu da mi alsam acaba ya hava sogursa birden .s.s" vb gibi seyleri. Bana kalsa sirt cantasiyla gezebilirdim ama
1-agir canta tasiyamiyorum. Dizlerim, sirt ve omuzlarim agriyor.
2-sirt cantasindan bir seyler cikarip geri koymak zor.
O yuzden kucuk boy bir kabin bavulu tercih ediyorum. Ryanair vb uyumlu.
Wizzair e para odememek icin ondan daha da kucuk ufak valizim var.

Neyse.
Seyahat planlamayi cok severim, nereden nereye nasil ne zaman gidicem vb bunlara surekli bakarim. Gidecegim ulkede fiyatlar cok degiskense onceden alirim bunlari. (Mesela ingilterede tren biletlerimin hepsini onceden almistim, baltik gezimde feribot ve tren vb onceden almistim cunku erken alinca 5 ise o an alirsan 50 filan oluyodu ama fark daha azsa 5 iken 10 oluyosa en fazla, daha rahat, hatta spontan takiliyorum)

Onun disinda gidecegim yerlerde ilgimi cekecek yerleri arastiriyorum. X muzesi cok meshur olabilir ama ilgimi cekmiyosa girmeye tenezzul etmem. Ya da "ay mutlaka bilmemnereye gidin"deki sey ilgimi cekmezse gitmem. Ilgimi cekecek seyleri yapip once sonra spontan kesiflere cikiyorum. Mesela herhangi bi otobusun/tramvayin son duragina inip yuruyorum, bi yemek filan yiyorum. Tehlikeli olabiliyo bazen shdjd (krakowda kesiyolardi en son dkdjd) ama seviyorum ben oyle. No risk no fun.

Onun disinda genelde cs yaptigim ya da arkadasta-arkadasin arkadasinda-arkadasin arkadasinin arkadasinda filan kaldigim icin insanlarin yasadigi yerleri vb goruyorum hep, deneyimleme sansim oluyor. Seviyorum da.

Barlara, kafelere gitmeyi de severim. Bir sehirde en az 3 gun durma taraftariyim. (Tabi ki bazen gunubirlik gectigim yerler oluyor, mesela baltiklari gezerken vilniusta tek gun kalmistim. Ama sevmemistim orayi zaten. Pisman olmadim)
Sevecegimi dusunecegim yere az vakit ayirmiyorum. Falan filan.

Guzel sey gezmek.
0
kuehles blondes
(22.05.16)
Bavul icin listem yok. Iki gün önce ya da son gün hazırlanıyor. Yağmurluk/rüzgarlık, sweatshirt, şemsiye ve spor ayakkabı sabittir. Istersem iş için gidiyor olayım farketmez.

Bende genelde gidecegim yeri secip sonra orda gorulecek ne var diye gitme diye bir sey olmuyor. Gormek istedigim ya da deneyimlemek istedigim seyler neredeyse oralara gidiyorum. Ucurum kenarinda bir sato pesine, hic atlayamayacagim bir yerden bangi jumping yapma pesine, bir filozofun el yazmalarini gorme pesine gittigim yerler var. Turistik olup olmamalari da onemli degil. Biraz sanata ve tairihe düşkünüm o yuzden sanat galerilerini dolasmadan, tiyatro izlemeden (bildigilm dilse), dinleti konser görmeden donmem. Sehirdeki sanat etkinliklerinin zamamina bakarım cok. Edabiyatcisini, yonetmenini falan ogrenirim. Mezarlik ziyaret ediyorum bir de eger sevdigim yazarlarin, poltikacilarin, sanatcilarin mezarlari varsa. Botanik bahçesi ve dogal tarih muzelerini de seviyorum. Tüm bunlari ayaralyabilmek icin de sehrin ayrintili haritasini satin alir ya da cikartir ve yerleri isaretlerim. Yakin olanlari bolge bolge belirleyip gunleri bolgelere tasnif ediyorum: a bolgesi birinci gun, b bolgesi ikinci gun gibi. Yalniz tek bir sanat galerisine 8 saat gidebiiyor :) böyle iste.
0
shadowcat
(22.05.16)
Toplantı için ayda bir gidiyorum, son akşam hazırlarım hep. Tatil için olduğunda 1 hafta önceden gezi planını yapmaya başlayıp yine son akşam eşya hazırlarım.
0
hadi hadi
(22.05.16)
her gun nerede ne yemek yiyecegime, nereye nasil gidecegime kadar planlamadan hicbir yere gitmiyorum, 1 ay once falan planliyorum genelde. tripadvisor turu siteleri kullaniyorum.

iklimin cok farkli oldugu ya da uzun sureli bir geziye gidiyorsam alinacak ekstra seyleri onceden alirim ama genelde son hazirligi bir gun onceden yapiyorum. travel checklist diye google'da aratinca guzel listeler cikiyor, mutlaka listeyle bavul hazirliyorum, hazirlanma zamanini cok azaltiyor. bir de gideceginiz ulkeye spesifik olarak aratinca birinin yazdigi bir blog'a denk gelip hayatta akliniza gelmeyecek ama cok isinize yarayacak esyalar akliniza gelebiliyor.
0
slackerbitch
(22.05.16)
Aslında çok uzun zaman plan yapsa da insan sonrasında genellikle emprovize takılmaya başlıyor, tecrübeyle sabit. Genelde vizesiz yerlere takılırım ama deport edilme korkusundan mı ne, konaklamamı erken hallederim. hostels.com, booking.com, bazen otelin maili. Ön araştırma biraz erken başlar ama genelde işten güçten fırsat bulup bavul toplamaya anca sonunda yetişirim. Genelde iklime göre bikaç tişört veya kazak, 2 pantolon, çamaşır-çorap, şarj, fotoğraf makinesi, varsa rehber kitabı, bir de kilitli buzdolabı poşeti içinde küçük şişe şampuan-duş jeli karışımı (hostellerde olmayabiliyor), traş kremi, permatik, seyahat diş macunu diş fırçası, 100 ml altı deodorant. Marketlerde bazen seyahat için küçük şişeli setlere rastlanabiliyor.
0
d max
(23.05.16)
1 hafta once,
liste hazirlarim.
gideceğim yerleri 6 ay önceden hazirlamaya baslarim.
0
for the record
(23.05.16)
Son 1 hafta kala araştırmaya başlıyorum, 2 gün kala da bavulumu hazırlamaya başlıyorum.
0
peggy
(23.05.16)
(12)

duyuruyu sözlük hesabı ile kullananlar

lucius marcus
niye böyle bi şey yapıyosunuz ki? sırf burada verdiğiniz bir cevap yüzünden gelip nick altınıza ağlayacak bir sürü tip var. uzun süredir sözlük nickiyle kullanıp artık nicki belli bir repütasyona ulaşanları saymıyorum. diğerleri niye bu yolu izliyor?
niye böyle bi şey yapıyosunuz ki? sırf burada verdiğiniz bir cevap yüzünden gelip nick altınıza ağlayacak bir sürü tip var. uzun süredir sözlük nickiyle kullanıp artık nicki belli bir repütasyona ulaşanları saymıyorum. diğerleri niye bu yolu izliyor?
0
lucius marcus
(22.05.16)
aliskanlik
0
letheavendangered
(22.05.16)
nick altıma yazılacak korkusuyla yaşamıyorum. zaten kimseye dalaşıp küfür etmiyorum. yine de manyak çatarsa napim yani. hayatım burdan ibaret değil.
0
rayde
(22.05.16)
Agresif konuşmam kimsenin bu sebeple bana saydiracagini sanmıyorum,keza biriyle tartışma cihetine de gitmedim. Ikincisi burayi 2. Hesap alacak kadar onemsemedim .2. Bir hesap alsam nolur almasam nolur yeterince dar bir ortam zaten .
0
cabiday
(22.05.16)
sözlüğüde duyuruyu da fazla ciddiye almak gereksiz.
0
komando kani var bende
(22.05.16)
yahu ciddiye alın veya almayın. saçma sapan bir sebepten gelip aptal aptal konuşacak hakkınızda. bunu da sözlükte yapacak üstelik. insan ister istemez sinirlenir.
0
🌸lucius marcus
(22.05.16)
Bana bi tip dadanmisti savcilik falan diyince korktu tabii sonra abuk sabuk seyler yazmaya devam etti ama hakaret icermiyordu. Hatta bi entry'sinde kendine koyun dedi ehehehhe (duruyor sabirim o). Sonra da birer birer sildi simdi napiyo bilmiyorum

Kendisine burdan hatirlatayim vekalet verildi avukata :)

Ben su ara duyuruya girmek icin sozluke girmekten rahatsizim. Eskiden ne guzel direkt girebiliyoduk buraya. Bence bu daha buyuk sorun
0
la noix
(22.05.16)
Ben de sözlük yazarlığım onaylanmadan önce duyuruyla tanımıştım. Sonra yazarlığım onaylandı ama birlestirmeyi düşünmedim. Kaç yıldır böyle kullanıyorum. Bence de en mantıklısı bu.
0
fraise
(22.05.16)
Duyuru'ya ilk girdiğimde dışarıya açık olduğunu bilmiyordum valla. Sonra da devam ettim sözlük hesabıyla. Nick altıma yazacaklar, bilmem bişiler olcak falan hiç aklıma bile gelmez. Kim naparsa yapsın.
0
buff
(22.05.16)
sozlukte isteyen istedigini yazsin, umrumda olmaz. coook uzun suredir girip kendim bir seyi ozellikle aratmadiysam (ki bu da sadece bilgi almak amacli olur), sozluge girmiyorum bile, nerede kaldi acip sacma sacma seyleri okumak.

duyuru'da da hesabim var mesela ama ben bunu kullanmayi daha cok seviyorum. ustelik bu hesabimi bilen cok fazla kisi var, ona ragmen cogu seyi bundan yazarim. taninmamak gibi bir derdim de kalmadi, gayet rahatim. taninmadan bir sey yazmak istersem duyuru hesabi kullaniyorum. ve buradaki insanlari da o kadar ciddiye alamiyorum acikcasi, isterse gelsin kufretsin, on sayfa destan dosesin umrumda olmaz. beni tanimiyor bile, onun ettigi kufru uzerime alinmam. ki kaldi ki, bana kim neden oyle bir sey yapsin. kimsenin dikkatini cektigimi bile dusunmuyorum.

ve ayrica 'bunu da sozlukte yapacak ustelik' derken sozluge bence gereksiz bir anlam yukluyorsunuz, belirtmeden gecemeyecegim. sozluk ne allah askina.
0
equine
(22.05.16)
Ben de yillardir bu nickle girdigim icin sozluk hesabimdan hic girmiyorum. Girseydim de nick altima yazilmasindan cekinmezdim sanirim. Yazsinlar ne yazacaklarsa.

Bazen cok bos ve sikilmissam sozluk tarafinda ne varmis millet ne yazmis diye oradan girip bakiyorum.
0
isott
(22.05.16)
önce cevap verene bakarım yanıda es var mı diye, sonra bakarım sözlüğe neler yazmış diye...

yazarsan bi referansın oluyor, ben şahsi olarak yazarları daha dikkate alıyorum; feyk hesap ya da troll olma ihtimalleri daha düşük oluyor.
0
baba jo
(22.05.16)
Sözlük nick'imin altına yazsa ve gelse, söve saysa, saçmalasa ne olacak ki? "Sözlükte aptal aptal konuşacak" demişsin, bu benim için büyük bir şey değil; umrumda olan bir şey de değil. Alt tarafı bir nick. Ayrıca gidip adıma soyadıma doğrudan yazsa ne olur.
0
aychovsky
(23.05.16)
(6)

maalesef sosyalliğin bu kadar önemli olması

antikadimag
başlık için sorry, bu üslup çok hoşuma gidiyor.ana metin ise, bugün arkadaşla odtü devrim'de oturduk. fıstık bira çekirdek yaptık. etrafımıza kuşlar toplandı. biz de bu kuşları besleyerek eğlendik.veeee.ana fikre geliyorum.bu kuşların en sosyal olanları en çok çekirdeği yedi. çekingen olmayan, giriş
başlık için sorry, bu üslup çok hoşuma gidiyor.

ana metin ise, bugün arkadaşla odtü devrim'de oturduk. fıstık bira çekirdek yaptık. etrafımıza kuşlar toplandı. biz de bu kuşları besleyerek eğlendik.

veeee.

ana fikre geliyorum.

bu kuşların en sosyal olanları en çok çekirdeği yedi. çekingen olmayan, girişken olanları. hasta ve çekingen olanları, hayat enerjisinden mahrum olanları ise geride kaldı.

piç olmak, girişken olmak kuşlar aleminde de işe yarıyor, burada da.

ibretlik kıssa değil mi?
0
antikadimag
(22.05.16)
haha! kesinlikle :)
0
devilred
(22.05.16)
Belki kuşlar zekidir, insanların hep yem atmadığını biliyordur? Tabii bir de burada bir çeşit straw man argümanı var bence. İnsanlara hayvanlara bakarak davranış analizi yapılamaz. Freud'un çocukluk dönemleri hakkında yanıldığını bilmeyen adam dolu etraf. Alakasız bence. İnsanlar tanımadığı ortamda güvenmediği birinin verdiği yemeği ilk tadan olmak istemezdi örneğin.
0
ThomasJefferson
(22.05.16)
avcı olsaydın da o girişken olan ilk yakalanacaktı.
0
icim urperiyor
(22.05.16)
Süphanallah
0
Deathrow
(22.05.16)
Parkta kahvaltı yapıp onlara elimdekinden atmayı çok seviyorum. Hatta yazın ara ara tostumsu bir şey alıp içindekileri ben yiyorum. Çoğu ile kuş besliyorum ve dediğin durumu görüyorum. Öyle durumlarda 'Şu kuş hiç yemedi' diye doğrudan onun önüne atıyorum ve diğerlerini engellemeyi çalışıyorum 'Şişt, o hiç yemedi' diye.

Yine de verdiğin örnek biraz yanıltıcı. Kuşlar sürü davranışı gösteren hayvanlardan biridir. Özellikle göçmen kuşların çok uzun yollar boyu uçtukları düşünülürse bir tanesinin hayatta kalma şansı çok az. Çünkü avcısı olan canlı çok, hem de yiyeceği tek başına bulamaz. Bu yüzden, birlikte uçmaya çoğunlukla mahkumlar. Uzun yol boyunca, hem yiyecek aramak hem de avcılara büyük görünmek amacı ile bir arada dolanmak zorunda kalırlar. Yerel kuşlar için bu kadar büyük bir tehlike yok ama yemek bulma konusunda bir ortak amaç birliktelikleri vardır. Örneğin, denizdeki martılara yemek veren bir kadın var Arnavutköy tarafında. O kadın geldiğinde martılar 'Mahmut, Remzi, koşun; yemek veren kadın geldi' sesi çıkarıyorlar. Kuşların sosyal olma zorunluluğu var.
en.wikipedia.org
Hatta bu sosyalliğin matematiğe aktarılmış ve optimizasyon için kullanılan bir algoritması var.
www.swarmintelligence.org
Bu algoritma, birçok alanda kullanılabiliyor. Burada kanser hücrelerini tanımak için kuş sosyalliği kullanılıyor.
www.ncbi.nlm.nih.gov
Bu sosyallik, 'Muhabbeti ne güzel' tarzı bir sosyallik değil; hayatta kalmaya yönelik bir bilgi paylaşımı tabanlı sosyallik. Öğrencilerde inek olanın kopya vermesi gibi, kopya vermediği gün onun sosyalliğinin bitmesi gibi. Yoksa 'Seni de partiye çağırdılar mı' sosyalliği değil onlarınki. Çekingen kuş da sosyal çünkü bir sürüsü var; o asosyal ve sürüden bağımsız bir kuş değil. Onların dünyası orman kanunu ve girişkenlik hem avantaj hem dezavantaj. Yemeği ilk yiyen o olabileceği gibi, kapana ilk kısılan da o olabilir. Doğadaki avcılar renk, koku, vb. ile çekicilik kazanmışlardır ve sürülerde egoist davranan yem olur.

Bu arada çelimsiz kuşların az yediği bilgisine çok varamayız. Az önce yiyip doymuş ve bu nedenle şimdi çok girişmiyor da olabilir. Örneğin, göçmen kuşların sürekli lideri yoktur. Liderlik sürekli el değiştirir ve hatta 'kuşlarda demokrasi' gibi modeller matematiğe aktarılmıştır.
earthsky.org

Bu arada, aslan veya besin zincirinin üstündeki başka bir canlıya parkta çekirdek atma ve onların da seni parçalamama durumu olsa, farklı bir davranış gözlemleyebilirdin. Çünkü bunlar da yalnız hayvanlar ve yanlarında birinin olması yemeğe ortak olması demek. Ayrıca çok tane olunca av tarafından görünme olasılığının büyük olması demek. Aralarındaki nadir 'Sen şu köşeden, ben bu köşeden sıkıştırayım' ve 'Türümüz devam etsin' temelli işbirlikleri dışında pek de sosyal olmazlar. Üç metre ötesindeki türdaşını sallamazlar.

Bu nedenle, besin zincirinin altındaki (genellikle otobur canlıların) sosyalliği şartken, üsttekilerin de yalnız olması avantaj olur. İnsan adlı hayvan da bunun tam ortasında bir yerlerde. Bizim yaşadığımız sosyalliğimiz, doğal bir sosyallik değil; kendi ahlak ve medeniyet kanunlarımız çerçevesinde zorunlu hale gelen bir sosyallik.
0
aychovsky
(22.05.16)
genelleyemezsin, tarihe malolmus muziyenler, bilimadamlari, edebiyatcilar sosyal degillerdi. eger sizin gibi odtu'de kankilerle fistik-bira imkanlari olsaydi sittin sene kendilerini eve kitleyip saatlerce calismayi aliskanlik edinemezlerdi.
0
mayeskuel
(22.05.16)
(15)

Annem araba sürmeyi öğrenebilir mi sizce?

kitap arasında kalmış silgi tozu
Merhaba,Annem 54 yaşında. Birkaç denemesi dışında hiç araba sürmedi. Ben onun bunu içten içe çok istediğini görüyorum. Abim ve babam da önüne geçiyor, biz hepimiz sürüyoruz istediğin yere götürüyoruz ne gerek var diyorlar. Asıl sorun, annemin heyecanlı ve trafik konusunda korkak olması. Kendi sürers
Merhaba,
Annem 54 yaşında. Birkaç denemesi dışında hiç araba sürmedi. Ben onun bunu içten içe çok istediğini görüyorum. Abim ve babam da önüne geçiyor, biz hepimiz sürüyoruz istediğin yere götürüyoruz ne gerek var diyorlar.
Asıl sorun, annemin heyecanlı ve trafik konusunda korkak olması. Kendi sürerse geçer mi acaba diyorum ama, bilemiyorum?
Boş bir alanda ben dur kalk çalıştırsam, baktım heyecanlanmadan kotarıyor, bir hocayla anlaşalım çalışsınlar diye düşünüyorum. Siz ne dersiniz?
Aracımız düz ve yeni aldık, şartlar öyle gerektirdi, otomatiğe geçme şansımız yok şu an.
Bu annem için ihtiyaçtan öte bir hayal. Bulunduğumuz ilçede sürmesini sağlayabilsem dahi yeter. Ama çok heyecanlı. Ne diyorsunuz, çevrenizde böyle örnekler var mı?
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(21.05.16)
anneler güzel. anneler değerli.

o yüzden bu hayvan gibi trafiğe salmazdım ben olsam annemi. Annen mükemmel kullansada ayaklarını dısarı cıkarıp araba süren ayıyı ne yapacaksın?
0
anonymice
(21.05.16)
annem 40'ından sonra araba kullanmayı,
50'sinden sonra italyancayı ve yüzmeyi öğrendi. isteği varsa yüzde bir milyon yapar. cesaret verin, destek olun, mutlaka yapar.
0
507
(21.05.16)
anneler güzel. anneler değerli. o yüzden öğretin. kendi işini kendisi görsün, otobüslerde taksilerde sürünmesin, bi yere gitmesi gerektiği zaman ehliyeti olan birinin keyfini beklemek zorunda kalmasın. benim babannem 45 yaşında öğrenmiş, dedem vefat ettikten sonra bir yere gitmesi gerektiğinde ehliyetinin kıymetini daha iyi anlamış. ben kendimi bildim bileli araba kullanır, çok da güzel kullanır. siz de öğretin, heyecanlansa bile zamanla aşar.
0
ambrosia
(21.05.16)
Bence zor gibi. Arabayi da yeni almissiniz. Sahsen ben kalkismazdim bu saatten sonra ogretmeye. Abiniz gibi "nereye istiyorsan gotureyim" derdim.
0
stavro
(21.05.16)
bence öğrenir. biraz zaman alır. bu zamanda çok stresli olur. bana kalırsa değmez. bir de yaş ilerledikçe dikkat azalıyor. olayları kavrama süresi artıyor. 54 yaşında tecrübesiz bir şoför hem kendi için hem başkaları için de tehlike oluşturur ayrıca.
0
platoniclover
(21.05.16)
Sanıyorum ki iki ayrı görüş var.

Ben de bu ihtimalleri düşünüyorum. Ama karar veremiyorum. Bir insan bu yaşına kadar bu fırsatı elde edemedi diye "bu yaştan sonra beceremezsin sen" diye yerine hüküm vermek üzücü geliyor. Kendi işini halledebilmenin mutluluğunu duysa ben çok mutlu olurum. Bir sürü insan başarıyor bunu.

İlçemiz çok küçük ve yazlık bir ilçe. En azından bu trafiksiz ortamda belki sürebilir. Arabamızın yeni olması önemli değil, kendi kazanıyor kendi ödüyor.

Abim şehirdışında yaşıyor. Ona konuşmak kolay :)
0
🌸kitap arasında kalmış silgi tozu
(21.05.16)
Heyecanlı ve korkuyorsa panik yapar. Trafikte tehlike arz eder bu da. Bence tenha yerlerde beraberken kullansın. Trafiğe çıkmasın.

İlçe demissiniz, eğer trafik fln yoksa yollar da dümdüz ise korkusu he heyecanı geçene kadar birisiyle turlasin. Bunlar geçmiyorsa da dediğim gibi en sagliklisi boa alanlarda kullanması
0
nucleon
(21.05.16)
annenin böyle bir isteği varsa lütfen ama lütfen yerine getir. türkiye'de trafikten çekinmeyen insandan korkacaksın zaten, sen ya da artık her kimse klasik baba tavrıyla kadını gererek değil de düzgünce öğretirseniz sürmeyi, zamanla gerginliğini de üzerinden atacaktır. şu an çekinmesi, gerilmesi son derece normal. araba sürmeyi bilince, o özgüvene sahip olup trafiğe çıkınca yavaş yavaş normale dönecektir. dönmese de olur zaten, bazı insanlar mizaç olarak fazla heyecanlı/tedirgin olur. arabayı kullanabildikten sonra önemi yok.

benim annem daha 41 yaşında ama çoğu şeyi istemesine rağmen hiçbiri konusunda adım atmıyor. korkuyor mu, çekiniyor mu, derdi ne bilmiyorum ama sürekli bi "oğlum bu saatten sonra ne yapçam yea" havasında. zamanında okuyamadığı için çok üzülüyor mesela. dışardan bitir diyorum, "bu saatten sonra ne işime yarayacak ki" diyor. ingilizce öğrenesi var. gel öğretiyim diyom. aman oğlum bu saatten sonra kiminle konuşcam ki diyor. la havle.

anneler güzel, anneler değerli. o yüzden, istiyosa öğret. hem kadın rahat etsin, hem de siz sürekli ona şoförlük yapmak zorunda kalmayın.

araba sürmek kesinlikle öğrenilemeyecek, kotarılamayacak bi şey değil. baktınız olmuyo zaten ben yapamıyorum deyip bırakır o kadar tedirgin biriyse. yoksa yardırın gitsin.

not: ben 9 yaşında değilim, anam 19'unda evlenmiş ve hemen bir efsane doğurmalıyım demiş, ondan böyle.
0
der meister
(21.05.16)
Neden bir ehliyet kursuna yazdir miyorsun? Bu arada hem hayaliyle ilgili bir seyle uğraştığı icin mutlu olacaktir hem de yapamiyorsa bunu zaten kursta fark edecektir. Bu arada sen de biraz calistirirsin bence olur bu is :)
0
shadowcat
(21.05.16)
Komşumuz olan bir çift vardı ve erkek tarafı 64 yaşında vefat etti. Eşi de 61 yaşındaydı. O yaşa kadar hep kocası banka işlerini yapmış ve arabayı kullanmış. Bir anda hepsi kadına kaldı. Önce ehliyet aldı üçüncü girişinde mi, üçten emin değilim ama birkaç kere girdi. Sonra sitenin çevresinde arabaya tur attırmaya başladı. Site de yokuştaydı; yokuş çıkıp iniyordu manuel vitesle. Bir yıl site boyu döndü ve sitenin karşısındaki bakkala gitti. Sonra pazara gitmeye başladı yavaş yavaş. Bir gün ışıklarda yanında bir dolmuş şoförü durmuş bir yaz günü. İkisinin de pencereleri açık. Dolmuş şoförü bakmış, annesi yaşında kadın. Ağzını bozamamış ama sinirli olduğu belli olan bir şekilde

- Olmuyor hanımefendi, olmuyor.

demiş. Bizimki gayet sakin bir şekilde şoföre bakmış. Tatlı bir sesle

- Olacak beyefendi, olacak.

demiş. Bu 'olacak'tan 3 sene sonrasında arabasıyla Uşak-İzmir yaptı kardeşlerini görmek için. Şimdi fıldır fıldır dönüyor, yaşı da 70 civarı.

İlk başta pazar sabahın körü gibi saatlerde, yakınlarda dört dönebilir. Löp diye trafiğin içinde korkmasın.
0
aychovsky
(21.05.16)
Herkese cevapları için çok teşekkür ederim. Annemin bu isteğini gerçekleştirmesini çok istiyorum. Annemin ehliyeti var, en azından sınava girmeyecek.

Ben en iyisi onu boş bir alana götürüp, hevesinin gerçek olup olmadığına bir bakayım:) zaten gerçekten istiyorsa sıkılmaz ve yapar. Eğer sıkılmazda bir hoca ile anlaşayım :)
0
🌸kitap arasında kalmış silgi tozu
(21.05.16)
direksiyon hocaları var gayet uygun ücretlerle şehiriçi trafikte araç kullandırıyorlar, yolları dahi öğretiyorlar. sizin çalılştırmanızdan çok daha verimli olur.
0
Phoebe
(21.05.16)
Ogrenir araba kullanmayi niye ogrenemesin :) yukarda cok guzel cevaplar verilmis zaten, ben sadece kurs hocasiyla calisirsa daha iyi olur demeye geldim. Babanla abinle calisirsa bir anlik sinirle ters bir sey soyleyebilirler, annenin hevesi kacmasin. Kurs hocasi daha profesyonel yaklasir hem cesaret verir hem yollari iyice ogrenir. Biraz pratik yapinca trafige de cikar. 30 yasinda ben cok iyi araba kullaniyorum diyip makas atanlardan daha tehlikeli olacak degil ya.
0
turuncu sufle
(21.05.16)
öğrenir.
0
Alt4y
(21.05.16)
Teşekkürler :) Ben kesinlikle biriyle çalıştırmam onu, ben dahil. Bu iş tekniktir ve hoca ile öğrenilmelidir. Ben sadece heyecanı ne alemde, onu tartacağım. Hele babamla abime hayatta bırakmam:) maazallah
0
🌸kitap arasında kalmış silgi tozu
(21.05.16)
(5)

Esmer kadina siyah sac olmaz mi?

stavro
Esmere siyah sac gitmezmis, cok kapatirmis siyah sac esmeri diye duydum ama bana cok sacma geldi.Aksine en iyi siyah sac gider esmere bence. Nesnelerin renklerini etrafindaki diger renkle bagli olarak algiliyoruz. Ayni rengi duruma gore kirmizi, turuncu ya da kahverengi bile gorebiliyoruz hatta. Esm
Esmere siyah sac gitmezmis, cok kapatirmis siyah sac esmeri diye duydum ama bana cok sacma geldi.

Aksine en iyi siyah sac gider esmere bence. Nesnelerin renklerini etrafindaki diger renkle bagli olarak algiliyoruz. Ayni rengi duruma gore kirmizi, turuncu ya da kahverengi bile gorebiliyoruz hatta. Esmer kadinin da yuzunun on plana cikmasi icin daha koyu sac yani kontrast gerekir diye dusunuyorum, bu da en koyu sacrengiyle yani siyahla olur bana sorarsaniz.
Haksiz miyim esmer-siyah sac konusunda? Kuaforler ne diyor bu konuda? Gerci bu bahsettigimi soyleyen de kuaformus.
0
stavro
(21.05.16)
Bence de esmere en çok siyah saç gidiyor. Kızılın tonları ya da kahverenginin tonları da yakışıyor ama siyah saç bence en güzeli.
0
aychovsky
(21.05.16)
Kahve tonları da siyah da yakışır esmere, tam tersi bence beyaz tene siyah seç pek gitmiyor. ya çok sert gösteriyor ya da emo gibi falan.
0
ekaterina
(21.05.16)
siyah ya da koyu kahve tabii ki. +1
bazen keşke esmer olsaydım diyorum
0
ambrosia
(21.05.16)
Esmerin saçı da koyu ton (siyah, koyu kahve ) olsun bir zahmet. Tenim beyaz ama kaşlarim koyu renk olduğu icin bir dk bile dusunmedim saçımı acik tonla boyatmayi .
0
cabiday
(21.05.16)
33 yaşındayım ve belki 3333 kere duyduğum şeyler
esmerin önde gideniyim, her kuaförde aynı terane.
saçım kendi rendi, beyaz da az boyamayacam dedim hala boyamıyorum. kuaförler de öyle sürekli gittiğim, düzenli filan kuaförüm yok zaten ender gidiyorum. ara ara yurtdışında yaşadım hiç gitmiyordum vs.
dön dolaş 15 senedir aynı lafları duyuyorum. en olmadı bariii balyaj atalım diyorlardı. şimdi de ombre öğrenmişler. la memlekette doğru düzgün obmre yapan 3 kuaför varken nasıl hepsi yapalım da yapalım derdinde anlamıyorum ki.
sonuç kuaförler boyama delisi.
tabi ki esmere en güzeli siyah.
0
niye ama
(21.05.16)
(9)

Gelecege Yönelik Tahmin Modeli Olusturma

Kreuzberg
Öncelikle hayirli forumlar :)Yüksek lisans tezim icin gelecege yönelik analiz yapmam isteniyor. Örnekle daha iyi anlayacaginizi varsayarak direk örnege geciyorum. Kredi müsterilerinin yas, cinsiyet, meslek grubu, medeni durumu, cekmis oldugu kredi tutari, eger gecikmesi varsa gecikme sayisi gibi bir
Öncelikle hayirli forumlar :)

Yüksek lisans tezim icin gelecege yönelik analiz yapmam isteniyor. Örnekle daha iyi anlayacaginizi varsayarak direk örnege geciyorum.

Kredi müsterilerinin yas, cinsiyet, meslek grubu, medeni durumu, cekmis oldugu kredi tutari, eger gecikmesi varsa gecikme sayisi gibi bir cok parametresi oldugunu varsayalim. Amacim sorunlu müsterileri yani yaasal takibi baslamis olan müsterileri inceleyip ileriye yöenlik tahmnin modeli gelistirmek. Mesela Eger müsteri bosanmis ve turizm sektöründe calisiyorsa bu müsterinin krediyi geri ödememe ihtimali %60 gibi. bu sekilde bir denklemi/algoritmayi nasil kurabilirim, ya da hangi istatistik programini kullanabilirim? daha önce hic istatistik programi kullanmadim.

Yardimlariniz icin simdiden tesekkür ederim.
0
Kreuzberg
(20.05.16)
öncelike parametre sayını mümkün olan en düşük sayıda tut. ne kadar az parametre o kadar kolay iş.

eğer tek değişkenin varsa box jenkins metodolojisi, iki değişkenin olursa bunların nedenselliklerine bakıp eş bütünleşme analizi, 2 ve daha fazlası için ise johansen eşbütünleşme analizi yapman gerekecek.

stata, eviews veya spss gibi paket programlar işini görür.
0
lucky strike
(20.05.16)
Oyyy, bunda çok güzel Yapay Sinir Ağları kullanılır ve bununan model regresyon modelleri ile karşılaştırılır. Özellikle dinamik veya 'recurrent' neural network mis gibi sonuç verir. En rahat Matlab veya R'da kodlanır.
Ek: Tabii ki mis gibi sonuç vereceği garanti edilemez ama tipik bir örnek.

Ek olarak daha da kompleks algoritmalar ve daha iyi sonuçlar için Markovian Neural Network daha çok işe yarar. (Geçmiş-gelecek ilişkisi ve zaman beklemeleri (lag'ler) olduğunda)
0
aychovsky
(20.05.16)
su su algoritmalar iyidir denilemez, bence bir cogu denenip cross validate ile karsilastirilmalidir. bu soyledigim, unsupervised learning i de kapsar. hadi neural network ile yaptin diyelim, denemeden, random forrest in daha iyi bir performans gostermeyecegini soyleyebilir misin?
0
scars dont fade
(20.05.16)
Tabii ki söyleyemem, veri çok lineer de çıkabilir. Boşu boşuna NN de kurmuş olabilirim. Sadece çok tipik bir örnek olduğunu söylüyorum ve regresyon tipi modellerle karşılaştırılabilir diyorum.. O yüzden 'garanti edilemez' dedim. Cross validation'sız olur mu hiç?

Daha üç hafta önce benzer bir tahmin modeli kurdum ve random forest Neural Network'ten daha iyi çıktı ama geçmiş-gelecek ilişkisi hakkında bahis açılırsa Markovian veya Recurrent NN için belirli bir miktara kadar bahse girerim.

Edit: good clean fun haklı. Yeterince veri olacağını varsaydım doğrudan.
0
aychovsky
(20.05.16)
Amac onemli. Amac tahmin etmek ise parametlerleri dusuk sayida degil, aksine mumkun olan en yuksek sayida tutmaniz lazim. Amac teori olusturmak ise o zaman parametleri dusuk sayida tutmalisiniz.
Oncelikle ne denklem ne algoritma ne programla baslayacaksiniz. Sorunuzdan belli ki ilk yapacaginiz adim kaynak edinmek. Hocaniza sorun bu analizlerin nasil yapildigina dair size bir kaynak onersin. Kolay gelsin.
0
f_d
(20.05.16)
Veri miktarin birkac binden az ise yapay sinir agi kullanmani önermem (overfitting muhtemel). Kullanicam diyorsan regularizasyon sart. Logistic regression cak gec bana kalirsa. Python scikit-learn paketi ile 5 satirda halledebilirsin.

Kategorik degiskenlerini (cinsiyet, medeni durum, meslek vb.) one-hot vektör (toplam kategori sayisi - 1 tane 0, bir tane 1) olarak tanimlaman lazim. (R kullanicak isen factor otomatik halleder)

Verini training ve test olmak uzere parcalara ayirman sart. Hatta cross-validation'i arastir ve 10-fold CV uygula. Diger turlu sonucunun ne bilimsel ne de uygulama olarak hicbir gecerliligi olmaz.
0
good clean fun
(20.05.16)
Recurrent neural network kullanmalik bir durum yok. Sequence learning falan yok bu problemde. RNN falan kullanmaya kalkmayin.
0
good clean fun
(20.05.16)
@good clean fun

yillara gore kredi durumu, sequence learning kullanmak icin yeterli gerekce olamaz mi?
0
scars dont fade
(20.05.16)
@scars dont fade

Olamaz.

Teori: Bir insanin kredi notu zaten yazarin bahsettigi degiskenler ile hesaplanan/ögrenilen bir skor. Zaten ögrenilmis bir feature'dan tekrar bir sey ögrenmeye calismak hemen hemen her zaman bilgi kaybina neden oluyor (Geoffrey Hinton, 2006 makalesi - deep learning'in mantigi tamamen buna dayali).

Pratik: Bir insanin en fazla 50-60 gözlemlik (yillik) kredi notu bilgisi olabilir. Bu kadar kisa seriler icin RNN kullanmanin hicbir mantigi yok.
0
good clean fun
(20.05.16)
(2)

Izlanda'ya yilin hangi donemi gitmeli?

stavro
Ozellikle gidenler cevaplarsa memnun olurum.
Ozellikle gidenler cevaplarsa memnun olurum.
0
stavro
(20.05.16)
Soğuk seven bir arkadaşım Temmuz ayında gitmişti ve 'Yaz günü ne kadar soğuk olabilir ki' demişti. Oradan kazak alarak dolaştılar. Mayıs'tan itibaren yaz ortasına kadar balina sezonu oluyormuş, bir de bir nevi 'beyaz geceler' oluyormuş yazın. O yüzden genelde Temmuz-Ağustos gibi gitmenin iyi olduğunu söylüyorlar. Balina sezonunun sonu, beyaz gecelerin başı diyerek.
0
aychovsky
(20.05.16)
Ama kuzey isiklari icin de Ekim-subat arasi gitmek lazimmis:) Bilemedim. Mesele beyaz geceler ile olasi kuzey isiklari arasinda tercih yapmaktan ibaret belki de.
0
🌸stavro
(20.05.16)
(6)

Ekşi her şeyi gömme timi.

arkburak
Artık ekşiyi bir şeyler hakkında bilgilenmek fikir edinmek için kullanamıyorum, her şey mi gömülür arkadaş, neden kimse hiçbir şeyi beğenmiyor?sanki herkes günlük biriktirdiği öfkesini ekşiden saydırarak gideriyormuş gibi geliyor artık. bir şeyler olsa da gömsek, biri çıksa onu da gömsek. ne düşünüy
Artık ekşiyi bir şeyler hakkında bilgilenmek fikir edinmek için kullanamıyorum, her şey mi gömülür arkadaş, neden kimse hiçbir şeyi beğenmiyor?sanki herkes günlük biriktirdiği öfkesini ekşiden saydırarak gideriyormuş gibi geliyor artık. bir şeyler olsa da gömsek, biri çıksa onu da gömsek. ne düşünüyorsunuz bu konu hakkında, ben mi abartıyorum?
0
arkburak
(20.05.16)
Ofkeyi kusmak icin uygun bir platform cunku. Kimse o an karsinda degil, kimseyle yuzyuze degilsin, hem istedigini soyluyorsun kimseyleyle karsilasmadan hem de binlerece kisiye ulastiriyorsun.
0
stavro
(20.05.16)
takdir ederken cömert değiliz, nefretimizi gösterirken oldukça cömertiz. malesef sorun halk tabanında. ekşiye özgü bir şey değil.
0
victum
(20.05.16)
Ofkeyi kusmak icin uygun bir platform olmasından ziyade son yıllarda "bir şeylerden memnun olmamak" moda. ve baya salgın şeklinde iflah olmaz bir biçimde moda. ben son 1 sene falan sadece badilerim neler yazmış diye giriyordum, artık ona bile bakmıyorum çünkü ortama adapte sağlayıp onlara benziyorlar ufak ufak.
0
lucky strike
(20.05.16)
Bu konuyla ilgili bir komplo teorim var, kaynağımın üstünde oturuyorum ama çok da mantıksız gelmiyor sanki. Bakalım, size nasıl gelecek.

Ekşi Sözlük bol kalabalık bir platform. Bir şeyden %1'i nefret etse ve yazsa ortalık nefretle dolar. Belki de bu nefrete boğucuların çoğu sadece nefret ettikleri bir şeye yazıyorlar. Ondan sonra da kendi sevdikleri bir şeyin altında nefret dolu yazıları görünce 'Herkes de nefret etmiş bundan' diye düşünülebilir. Aynı trafiğe çıkınca 'Bunca insan neden çıkmış' demek gibi bir şey bence. Bunları kesinlikle sana söylemiyorum, ne entry'ni gördüm, ne bir şey. Suç atma falan değil. Sadece hesaplayan kişi olarak 'Herkes nefret ettiği bir veya iki şeye döşese, ortalık nefret dolar ve biz ortalıkta nefreti görürüz' diye bir teorim var.
0
aychovsky
(20.05.16)
@aychosky yorumun mantıklı, belki de sadece nefret ettiklerine yazıyorlardır; ama girdiğim çoğu başlıkta nefret söylemleri hat safhada. ki eğer insanlar sadece nefret ettiği şeyler hakkında yorum yapıyorlarsa bu da bir sorun bence, eski entrylere bakıyorum insanlar daha ılımlı daha makara. ama şimdi direkt giydirmece.
0
🌸arkburak
(20.05.16)
ya mesela nedir gömülmüş dediğin şey. popüler bir şeydir muhakkak. sinemada oynayan, reklamı yoğun yapılan filmlerin başlıklarına gir herkes giydiriyor. daha bağımsız, izleyeni az filmlerin başlıklarına gir daha klas yorumlar var. yani bi konu ne kadar güncelse, o kadar saçma insanı çekiyor.
0
baal
(20.05.16)
(4)

Bizim el sanatları anlayışımız neden bu kadar çirkin ?

ardolf rendall
Sevgili sanat sevdalıları, merhabaBirincisi aklıma bir şey takıldı. Arkadaş, ne zaman gezintiye çıksam sağda solda araba içerisinde dükkanlarda vs. saçma sapan biblolar, böyle gayet sıradan alçıyla yapılmış fatma ana elleri, garip swarovski taşlı arapça işlemeli abidik biblolar, sime bulanmış alçıda
Sevgili sanat sevdalıları, merhaba

Birincisi aklıma bir şey takıldı. Arkadaş, ne zaman gezintiye çıksam sağda solda araba içerisinde dükkanlarda vs. saçma sapan biblolar, böyle gayet sıradan alçıyla yapılmış fatma ana elleri, garip swarovski taşlı arapça işlemeli abidik biblolar, sime bulanmış alçıdan kelebekler, çiçekler görüyorum. Geçen kil aldım, kafamda bazı figürler düşünüp evde amatörce çalışıp ülkemizin sanatını kurtarmayı düşünüyorum mesela :).

Yahu, güzel sanatlarda okuyan arkadaşlar neler yapıyor acaba ? Bu kanayan bir yara mıdır ?

ikincisi, Kadıköy, Taksim vs. yerleri turladığımda da bilindik, hepimizin bildiği dükkanlardaki aynı şeyler çarpıyor gözüme. Şöyle bir tarzdan nasibini almış, orijinal biblolar, heykeller yapan, ağaçlara çok güzel figürlerin oyulduğu, çarpıcı mini tablolar, zeki şeyler yapan ve üreten bir dükkana ya da bir kişiye hiç denk gelmedim. Geldiklerim de genelde yurtdışından getirtilmiş hazır mallardı.

Mesela ekteki gibi bir heykel çalışması yapıp vitrinine koyan yahut sergileyen birisini hiç görmedim.

İnstagramdan Facebooktan vs dünya kadar sayfayı takip ediyorum, kendimce bişeyler yapıyorum fakat Türkiye içinde ne yapmalıyım böyle özgün ve orijinal şeylere doğrudan erişebilmek için, Yok mu böyle benim tarif ettiğim söylediğim şeyler Romalılar ?
0
ardolf rendall
(20.05.16)
Ben de tam "Ekteki ne güzelmiş, bu mu çirkin ve sıradan" diyecektim. :)

Arz-talep meselesi olabilir. Turistik bir şehirdeyiz ve otantik, oryantal şeyler satılıyor, gidiyor. Onlar toplu toplu üretilip sunuluyor. Fatma'nın eli bilcümle müslüman ülkelerin bir numaralı satış malzemelerinden biri.

Ek olarak, halkın çoğu için bunlar lüks. Alabilecek kitle sınırlı. Sanatçının o kadar büyük bir değeri yok. Bir Amsterdam değil ki, herkes sanatını sokakta sunabilsin ve sunarken kendini tanıtıp bir şeyler yapabilsin. Geçenlerde bir performans sanatçısı İstanbul'a gelmişti ve hayatın hızlı aktığını, yavaşlamamız gerektiğini söyleyen gösterisi kendini ıslatıp İstiklal'de sümüklüböcek gibi sürünmekti. Sokak röportajlarında millet "Allah akıl fikir versin" diyordu. Genel olarak sanata yaklaşım bu şekildeyken, yaratıcı olmak çok riskli. Yüz kişi yaratıcı olsa biri sivrilecek, diğerleri aç sanatçı olacak. Para kazanmak için de Fatma'nın eli lazım oluyor bu sefer.
0
aychovsky
(20.05.16)
@aychovsky Ne güzel söyledin, fakat ben yine bunun -ki yine kazanç kapısıysa- kolay yoldan olduğunu düşünüyorum.

Mesela ben bir dergi olsam, o abzürt 2 tl lik biblolar yerine bir sanatçının kendine özgün çalışmalarını da yayınlarım arkadaş. Bir kaç kilo kil, kaç tele Allahaşkına ? Ben küçükken, mahallede güzel sanatlar okuyan bir abla vardı. Ihlamur ağacına yan yana 5 6 tane bebek melek deseni işledi, işte benim 3 kuruşluk aklımı uçup gitmişti o zaman. Hala aklıma geldikçe heyecanlanırım.

Benimki de böyle bir dert işte :)

@Sour, haklısın... Düşüncelerimiz de istemesek de azınlıkta o zaman fekat dediğim gibi, bizim gibi düşünenlerin buna el atacağını, yani atması gerektiğini düşünüyorum. Heykeller desenler vs. yapılıyor. İslamda zaten gölgeli olan bir şeyin çizilmesinin haram olduğunu anlayabiliyorum peygamber dönemindeki putlar vs. ile ilgili islamın tam güçlü olmadığı zamanlarda bu olabilir. Tüm padişahlar dönemin en kral ressamlarına resimlerini çizdirmiştir hiç sıkıntı problem olmamıştır ama zihnen hala bunları kabul etmeyip o çağdaki gibi düşünüyorsak vay halimize.

Bir osmanlı koleksiyonu, en kralından miniatürk harici eserlerimizin farklı bir formatını adam gibi göremedim maalesef..
0
🌸ardolf rendall
(20.05.16)
(git: 1080345)

sanatçı aç çünkü. aç olan insanın sanat umurunda olmaz, olamaz; günü kurtarmaya bakar.
0
devilred
(20.05.16)
handjobumuz gelişmemiş. :(

www.turkeyemergency.com
0
anonymice
(20.05.16)
(18)

kendinizi başarılı buluyor musunuz?

passion rules the game
hayallerinizi gerçekleştirdiniz mi? istediğiniz yere gelebildiniz mi? henüz gelmediyseniz gelebileceğinizi düşünüyor musunuz?ben gelmedim ama ileride gelme ihtimalim var. düşününce bu ülkede bana tek umut veren de bu. başarı derken bu kariyer olur, spor olur, aile kurmak olur, olur da olur.not: sevm
hayallerinizi gerçekleştirdiniz mi? istediğiniz yere gelebildiniz mi? henüz gelmediyseniz gelebileceğinizi düşünüyor musunuz?

ben gelmedim ama ileride gelme ihtimalim var. düşününce bu ülkede bana tek umut veren de bu. başarı derken bu kariyer olur, spor olur, aile kurmak olur, olur da olur.

not: sevmediklerime tik atmıcam. :)

bugün sıkıntıdan amma soru sordum yaa. birbirimizi gaza getirelim.

danke.
0
passion rules the game
(20.05.16)
Kimi konularda evet kimi konularda hayir. Parasal olarak lisede hayal ettigim yerdeyim ama hayalini kurdugum gibi saglikli yasamiyorum. Spor yapmiyorum. Daha fazla parti yapmiyorum.
0
Traveller
(20.05.16)
ilk paragraf için;

hayır. hayır. hayır.
0
elorelia
(20.05.16)
eh işte. iş hayatımda kendimi daha farklı bir yerde hayal etmiştim. daha alakasız bir yerdeyim. ama daha iyi yerlere geleceğime hala (!) inancım tam.
0
cabiday
(20.05.16)
+hayallerinizi gerçekleştirdiniz mi?
-gerçekleştirmek için çaba gösterdiklerimi gerçekleştirdim, gerçekleştiriyorum.en azından gelişme var.

+istediğiniz yere gelebildiniz mi?
-kısa vadede olmak istediğim yerdeyim, uzun vadede olmak istediğim yer baya farklı. nasıl bir geçiş yapmam gerekiyor bilemiyorum, göreceğiz :)
0
fakyoras
(20.05.16)
Türkiye'de iş konusunda başarılı olmak ya da yaptığından bir şekilde tatmin olmak çok zor. Zira sevdiğin işi bulsan parasal olarak tatmin olmuyorsun, parasal olarak tatmin olacağın işe girsen hayatın kalmıyor. Bu yüzdendir ki iş konusunda "en mutlu olduğum iş olsun" dan ziyade "iyi yaptığım ve hayatımı sikmeyecek iş olsun" a yönelmeyi tercih ettim.

Benim hayattaki en büyük başarımsa kurduğum denge diye düşünüyorum. Zira bu ülkede hayal kurmak bile vergiye tabi olabilir.
0
polifonik osuruk
(20.05.16)
Basarinin olcutu cok subjektif ama kendi acimdan, ummadigim kadar "basarili" oldum. Lakin basarinin tanimi kafamda biraz degisti o yuzdne su anda baska hedeflerim var.
0
fortisvita
(20.05.16)
başarılı buluyorum çünkü hala açlıktan ölmedim. geçen o kadar seneye rağmen hala "bir şeyler yapabilirim" ümidimi koruyorum.

başarısız buluyorum çünkü yapabileceğimin %1'ini yaptım herhalde anca. çok aptalım.
0
der meister
(20.05.16)
Kendimi oldukca basarili bulsam da olmak istedigim yere daha var.
0
neferkitty
(20.05.16)
Uzun dönemli en son 13-14 yıl önce hayalim vardı ve onu da 10 yıl önce gerçekleştirdim. Kovaladığım kutup yıldızı gibi yön gösteren bir hayalim, "şuraya ulaşacağım" dediğim bir yer yok ama yaptıklarımı seviyorum, daha fazlasını yapmak istiyorum. Bu yolun üstünde olanları da kabul ederek devam ediyorum. Bu yol bir yere getirirse getirir, getirmezse kendi bilir. Başarılı olmam çok önemli değil ama başarısız olmamak, kendi standartlarımı karşılayabilmek istiyorum. Kendi standartlarımın altında olduğum zamanlar oluyor ve üzülüyorum ya da üstünde gördüğümde gurur duyduğum da oluyor ama önemli olan bu kısa süreli üzüntüler-mutluluklar değil; önemli olan tutturduğum yolun bana verdiği manzaranın bütünlüğü ve kendi çıtamı yükseltebilmek. Kısa süreli hedeflerimin peşinden tavşan kovalar gibi koşmayı seviyorum.

Ikındım,sıkındım; potansiyelim bu kadar. Potansiyelimi birçok kişiye göre yeterli bulmuyorum ama yaptığımı seviyorum.
0
aychovsky
(20.05.16)
kendimi kapitalist düzenin kurallarına göre başarılı bulmuyorum, bu düzende bir yere gelemeyeceğim çok net. oldukça vasat biriyim ve kendimi hiçbir konuda geliştirmedim. yeterli değilim, öyle hissetmiyorum.

hayallerimi yine de gerçekleştirebileceğimi düşünüyorum, insani açıdan istediğim noktadayım çünkü. biraz şans, biraz inanç lazım sadece.
0
evde liyakat kalmamis
(20.05.16)
Beni genelde başarılı bulurlar ama ben kendimi hiç hayal ettiğim gibi bulmuyorum. Hayallerim gerceklesmedi büyük ihtimal de gerceklesmez, hayırlısı :)
0
anily
(20.05.16)
evet.
0
hayirsiz
(20.05.16)
hayallerimi çok küçük tutmuşum. bu yüzden belki büyük ölçüde gerçekleşti ama hayallerim de değişti yıllar geçtikçe. yani kendimi pek başarılı bulmuyorum ya da bulunduğum yerden tatmin olmuyorum sanırım.
0
nıç
(20.05.16)
kendime kizinca cok kolay harciyorum hicbi b.ku beceremiyorum diye ama aslinda dusununce idare eder durumdayim. yine de olmak istedigim yerle aramda ucurumlar var malesef. belki de hic olamiycam orada, bunu da bilemiyorum. yasayip gidiyorum ben de oyle.
0
in vino veritas
(20.05.16)
potansiyelimi sahaya yansıtmadığımın farkındayım ama çok büyük hedeflerim olmadığı için kendimi ne başarılı buluyorum ne başarısız. stresli anları saymazsam memnunum hayatımdan.
0
victum
(20.05.16)
Dalida'nın bu konuda şöyle bir sözü vardır: "J'ai réussi dans la vie, mais ma vie, c'est quoi". "Hayatta başarılı oldum ama gerçekten benim hayatım ne ki?" gibi birşey anlamına gelir.

Ha, ben de bundan hissediyorum. İşte kazandım denebilir, aşkta ise total failure. :p
0
faith no more
(20.05.16)
başarı kıstasım mutlu bir hayat sürmek. şu anda mutluyum, o yüzden evet; başarılıyım.
elle tutulur hayal kurmam, hayallerim uçuktur o yüzden hayallerimi gerçekleştirdim diyemem. elle tutulur amaçlarım ise çok yoktur, en büyüğünü geçen sene gerçekleştirdim. iyiyim iyi.
0
baba jo
(20.05.16)
gerçekleştirdim hatta fazlası bile var, kalanlar hayaller için de çalışıyorum.
0
ripolip
(20.05.16)
(21)

İnternetten bir hatunla tanıştınız buluşacaksınız ama heyecanlanıyorsunuz

neil manke
ilk buluşma heyecanı, klasik ellerin titremesi falan. bu yüzden buluşmaktan çekiniyorsunuz, bir bahane bulup buluşmasam mı falan diye düşünüyorsunuz. ne yapardınız? buluşur muydunuz buluşmaz mıydınız?
ilk buluşma heyecanı, klasik ellerin titremesi falan. bu yüzden buluşmaktan çekiniyorsunuz, bir bahane bulup buluşmasam mı falan diye düşünüyorsunuz. ne yapardınız? buluşur muydunuz buluşmaz mıydınız?
0
neil manke
(20.05.16)
buluşurdum, buluştum. sonunu düşünen kahraman olamaz sddsfsd

ucunda ölüm yok ya, en kötü böbrek.avi
0
passion rules the game
(20.05.16)
oynamazsan kazanamazsın. buluşurdum. o gün sıçsam bile sonrakilere tecrübe olurdu
0
freetakilir
(20.05.16)
"Salak misin, neyden cekiniyorsun? Aptal olma." derim kendime.
0
stavro
(20.05.16)
Buluşmanın nesinden çekinir ki insan. Heralde beni beğenmez falan diye düşünüyor ki, çekiniyor. E zaten bulusmazsan durmadan netten mi konuşacaksın.

Bulus tabi. Çekinmek falan da çok saçma.
0
Tyler89
(20.05.16)
Buluş tabi bunlar tatlı heyecanlar
0
all girls dream
(20.05.16)
durumunla ilgili fikir edinmek ve motive edici bir şeyler okumak istersen:

(bkz: badakizm)
0
sir gawain
(20.05.16)
Buluş tabii ki. :)

Yüksek ihtimal o senden daha heyecanlı.

Ama ilk kez bu işlere giriyorsan, insan sarraflığı konusunda daha alınacak yolun olduğunu da hesaba katıp, merkezi bir yerde buluş. Öyle hemen evine çağırma veya evine gitme ilk buluşma yeri olarak. İnsan içinde bir yarım saat, bir saat geçir önce.

Diğer yazanlar çok doğru demiş. Kötü geçse bile sonrakiler için tecrübe olur.
0
zihinden matematik
(20.05.16)
buluşurdum. heyecanlanmadığın bi buluşmaya gitmek daha saçma değil mi?
0
elorelia
(20.05.16)
her şekilde buluşurdum. akışın önüne set çekmeyi sevmem. ve o kastettiğin şeyler işin asıl güzellikleri zaten. düşün yapay zeka gibi sistematik bir robot şeklinde takılan biri olmak daha mı güzel olurdu sanki? insan yaşadığını hissediyor o tarz belirtiler sayesinde...
0
matrix
(20.05.16)
buluştum, darısı ikinci böbreğime... :D

niye ellerin titriyor güzel kardeşim, gerçi heyecandır olur bazı kızların hoşuna bile gider bilemeyiz. Ben internetten baya uzun süre konuştuktan sonra buluşmuştum, ilk kez yüz yüze buluşmuştuk ama sanki uzun zamandır tanıyor gibiydim rahat oldu. İnternetten hiç muhabbetiniz yoksa belki biraz garip olabilir ama olsun. Go go go!

badaklık yapma, fırsat varsa buluş. En kötü ikinci buluşma olmaz.
0
rodriguez2
(20.05.16)
bulus bulus bulus+1
heyecanlanacak bir sey yok ya, eger iyi anlasirsaniz heyecan hemen gider zaten.
0
equine
(20.05.16)
bir de şu ek bilgiyi vereyim kendi geçmişimden. bir ara bana bi titreme de gelmişti. gerçi sahildeydik onun da etkisi vardır tabi ama :) bu halime karşı "beni daha önce kimse böyle titreyerek sevmemişti" yorumu da almıştım.
0
matrix
(20.05.16)
Benim bir arkadaş öyle olmuştu. Temmuz ayında biriyle buluşmuş. Havalar da nasıl sıcak. Kızın heyecandan dişleri ve dizleri takırdaya takırdaya titremiş. Onun ağzından anlatayım: "Hava da soğuk değil ki, üşüyorum desem. Heyecanlıyım ama heyecan ötesi bir titreme geldi, astım krizinde, sara krizinde gibi titredim. En son yine tek çarem üşüdüğümü söylemek kaldı. Çok fena rezil oldum".

Özetle titrediğinde suçu atacak bir şeyin olsun. Buz gibi bir yere gidin ya da hazır titrerken dans edebileceğiniz bir yere. Ya da hafif alkol alın, rahatlatsın ama çok almayın kız ayyaş olduğunuzu düşünmesin. Buluşmazsanız daha fena, kız "Beni ekti" diye kin tutar.
0
aychovsky
(20.05.16)
Sırf o heyecanı yaşamak için buluşurdum.
0
bigbadabum
(20.05.16)
bir iki ay sora evleniyorum
0
exodussian
(20.05.16)
buluşmasan daha mı iyi? nereye kadar gidecek öyle sanal sanal? ne tadı ya da anlamı olacak o işin? buluş pek tabii.
0
devilred
(20.05.16)
bence güzel olan o heyecan. açıkçası heyecanlanmadığım bir buluşmaya gitmek istemem.
0
istenmeyen evlat
(20.05.16)
"dideral" diye bi ilaç var, 6-7 lira. sosyal fobiye birebir. içiyosun, sonra iki bira içince filan bi dilin açılır ya, öyle bi kafaya geliyosun. aşırı heyecan basmasını filan da engelliyo. tavsiye ederim
0
press play on tape
(21.05.16)
Bütün gerginliği kendi üstünde hissetme. Hatun da buluşmada sıçabilir neticede. Tek performans göstermesi gereken sen değilsin, rahat ol.
0
arnold schwarzeneger
(23.05.16)
Senin yerine ben buluşabilirim, öyle de gevşek adamım.
0
gkn
(23.05.16)
Tabii ki de buluş. Olmadı bir daha görüşmezsiniz, olur biter.
0
chitosan
(23.05.16)
(5)

komple yazım hatalı cümle

kibritsuyu
bana öyle bir cümle kurun ki ayrı yazılması gereken "de" ve "ki"ler bitişik, bitişik yazılması gereken "de" ve "ki"ler ayrı, soru edatı "mi"ler bitişik olsun, ayrıca kendi içinde anlamlı olsun. yani bütün eklerin ve bağlaçların yanlış yazıldığı anlamlı bir cümle istiyorum. düşün düşün kuramadım bir
bana öyle bir cümle kurun ki ayrı yazılması gereken "de" ve "ki"ler bitişik, bitişik yazılması gereken "de" ve "ki"ler ayrı, soru edatı "mi"ler bitişik olsun, ayrıca kendi içinde anlamlı olsun. yani bütün eklerin ve bağlaçların yanlış yazıldığı anlamlı bir cümle istiyorum. düşün düşün kuramadım bir türlü. bahsettiklerimin hepsi olsun ama.
0
kibritsuyu
(20.05.16)
kalbin ben de kaldı, benim ki nerede biliyormusun?
0
yoggi
(20.05.16)
bana Da öyle bir cümle yazınKi, ayrı yazılmasaDa ayrı yazılmış izlenimi verisin, Kicümle hatalı olmayacak, kibritsuyunun Ki gibi olmasın.
0
rastinon
(20.05.16)
benide davet etsen ne olurduki yoksa beni istemiyormusun. oysa ki ben gelmeyi çok istiyordum. birleşik yazılması gereken mi bulamadım
0
kimlanbu
(20.05.16)
Oysa ki bende gelecektim ama ben de bilet kalmamıştı; senin kide boşamı gitti?
0
aychovsky
(20.05.16)
sen bilirkişimisinki, kimsin sen? doğrusunu buldunda yalnışını yazdırmaya utanmıyormusun?

bonus: yalnış-yanlış
0
elestirman
(20.05.16)
(3)

Bu başlıkları kim düzeltiyor

anne ben manyak oldum
şimdi gördüğüm bir kaç yanlış başlık ve yönlendirme var. Onları kondüktörler mi düzenliyor yoksa bu işi ayrı yapa yetkili var mı?
şimdi gördüğüm bir kaç yanlış başlık ve yönlendirme var. Onları kondüktörler mi düzenliyor yoksa bu işi ayrı yapa yetkili var mı?
0
anne ben manyak oldum
(20.05.16)
duyuruyu açan da düzenleyebiliyor ama atlandığı takdirde özellikle imla hatalarında kondükterler işe giriyor sanırım :)
0
hakim oynayin dedi
(20.05.16)
Duyuru sahibi ya da moderasyon düzeltiyor. Öyle bir durumda "Şunları düzeltin" diye mesaj atabilirsiniz.
0
aychovsky
(20.05.16)
sözlük'ten bahsediyor bence soruyu soran. biz düzeltilmesi ya da taşınması için öneride bulunabiliyoruz ama tam olarak kim düzeltiyor bilmiyorum. türkçe harf gönüllüleri olabilir diye düşünüyorum.

düzeltme: şimdi baktım da taşıma isteklerimden biri bir modaretör başka yere taşıdığı için geçersiz olmuş, dolayısıyla moderatör denen grup yapıyormuş.
0
devilred
(20.05.16)
(2)

Kısa/küt düz saç modelleri ingilizcesi?

kronik
Google'da model aramak için ingilizce tam karşılığına ihtiyacım var.
Google'da model aramak için ingilizce tam karşılığına ihtiyacım var.
0
kronik
(20.05.16)
anahtar kelimeler : pixie, bob hair, short haircuts for women
0
evde liyakat kalmamis
(20.05.16)
short straight bob cut
0
aychovsky
(20.05.16)
(6)

MatLab

hayley williams ile evlenecek genc
Normal distribution'ın integralini almaya çalışıyorum, ama yapamadım.integral(fun,xmin,xmax) ile integral'i almaya çalışıyorum. fun = normpdf(x,0,1) yaptığım zaman hata veriyor. Yardım edebilecek var mı?
Normal distribution'ın integralini almaya çalışıyorum, ama yapamadım.

integral(fun,xmin,xmax) ile integral'i almaya çalışıyorum. fun = normpdf(x,0,1) yaptığım zaman hata veriyor. Yardım edebilecek var mı?
0
hayley williams ile evlenecek genc
(20.05.16)
bir haftalik matlab bilgimle caka satmaya calisayim, bir dakika.

Q = integral(FUN,A,B) approximates the integral of function FUN from A
to B using global adaptive quadrature and default error tolerances.

"FUN must be a function handle." A and B can be -Inf or Inf. If both are
finite, they can be complex. If at least one is complex, integral
approximates the path integral from A to B over a straight line path.

senin yazdigin fun denklemi function handle degil ama hala double classinda. function handlea cevirmen gerekiyor.
0
Silesius
(20.05.16)
tam olarak ne hata veriyor söylememişsin ama @fun olarak yazmayı denedin mi?
0
maxc
(20.05.16)
aldığım hata şu: "First input argument must be a function handle."

yani yazdığım bu normal distribution'ı function olarak tanıtamıyorum. şimdi fun'ı @ olarak yazmayı denicem.

özetle yapmak istediğim de normal distribution'ın(pdf) 2 değer arasında integralini almak.
0
🌸hayley williams ile evlenecek genc
(20.05.16)
yaptım galiba çok teşekkürler. function'ı function olarak tanıtmıyormuşum.

fun=@(x) normpdf(x,0,1);

diye yazınca düzeldi.
0
🌸hayley williams ile evlenecek genc
(20.05.16)
x'i syms x komutu ile tanıttın mı?
0
aychovsky
(20.05.16)
öncesinde x'yi [-3,0.1,3] diye tanıtmıştım ama aslında tanıtmamam gerektiğini sonra fark ettim. çünkü zaten integral'i x'e göre almam gerekiyordu. x'e bir rakam verince zaten integral almanın bir olayı kalmıyormuş.
0
🌸hayley williams ile evlenecek genc
(20.05.16)
(19)

Binali Yildirim'in esine dair yapilan yorumlar

scars dont fade
sosyal medya ve eksisozluk'te kadina demedigini birakmadilar lan. sucu da, oglunun kumarci, esinin hirsiz kendisinin de cirkin olmasiymis.ornek:https://twitter.com/welcometoozland/status/733235286461829120kadini tanimam etmem, belki seytanin ta kendisidir ama boyle olsa bile seytan oldugu icin elest
sosyal medya ve eksisozluk'te kadina demedigini birakmadilar lan. sucu da, oglunun kumarci, esinin hirsiz kendisinin de cirkin olmasiymis.

ornek:

twitter.com

kadini tanimam etmem, belki seytanin ta kendisidir ama boyle olsa bile seytan oldugu icin elestirseler daha dogru olmaz mi? bu yapilan saldirilar yanlis degil mi, siz de elestiren/saldiranlardansaniz, bunu neden yapiyorsunuz?
0
scars dont fade
(20.05.16)
Adamlar ülkenin yarısını zimmetlerine geçirip kulak arkamıza kadar siliyor abi, bırak da biraz yanlış da biz yapalım.
0
doxanikee
(20.05.16)
bu amca benim babamın bakanı, eşini uzaktan tanıyoruz. kendisini de.
kendi görüşüm: aslında daha doğal buluyorum ben orası ayrı ama temsil kabiliyeti korkunç olacak gerçekten.
kadının öğretmen olmasına rağmen gerçekten köylü kafasında bir kadın olduğunu kurumların jet-set dedikodularından duyuyoruz :P ancak çirkinlik üzerinden yüklenmek kadından daha çirkin.
etrafım AKPli bürokrat karısı dolu. sonradan görme, tüketim manyağı, küfürbaz, havalı tiplerden olacağına -ki bunlardan inanılmaz çok var- böylesi olsun.ehveni şer.
eş ve çocuğundan bağımsız söylüyorum bunu.
0
niye ama
(20.05.16)
buna yapmıyoruz, tanımıyoruz çünkü şimdi. ama emine erdoğan'ın, sümeyye'nin filan dışı kadar içi de çirkin, onlara müstahak.
0
devilred
(20.05.16)
Yapilanlari dogru bulmuyorum cok terbiyesizce. Ancak memleketin ahlak duzeyini dusununce yadirganacak bir durum teskil etmiyor. Asil mesele kendimizi cok gelismis bir toplum olarak gormekte. Kabul edelim; agalar, hanimlar. Bizler; ziyadesiyle ikiyuzlu, kindar, bencil, cahil, bağnaz, vurdumduymaz, umursamaz, ahlaksiz, hirsiz, mutecaviz insanlariz. Biz bizi biliriz. Kimseye, hicbir gruba karsi bir saldiri degil bu dediklerim. Malumun ilami.
0
allah yazdiysa bozsun
(20.05.16)
> bu amca benim babamın bakanı,

babanizin bakani derken? arkadasi mi demek istediniz acaba?
0
🌸scars dont fade
(20.05.16)
çirkin , eğitimsiz napalım först leydi oldu diye çirkinliğini ve eğitimsizliğini söylemeyelim mi ? Bi de o sıfatla Türkiye'yi temsil edecek asfhastdgfghfhajsd aklıma geldikçe gülüyorum :D
0
Nox
(20.05.16)
yok ulaştırma bakanlığında çalışıyor babam -üst dereceli değil ve fakat
1) kurumun başkanı bakanın teyzesinin oğlu, sülalesi burada
2) babam hem idari hem teknik okulunu okuyup 30+ senedir bu işte çalışıyor, işi bilen bir kişi olduğu için mecburen sık sık karşılaşıyorlar.
3) bir de ankarada devlet kurumlarında çalışınca böyle şeyler oluyor. lojmanda özel kalemi karşınızda oturuyor. kurumun yemeğinde masanızda oluyor zart zurt
0
niye ama
(20.05.16)
Guzellik cirkinlik tartismasi kisisel alana cirkin bir saldiri olmakla birlikte kendisinin Turkiye'nin kadinlarini temsil edecek imaj, bakim, altyapi ve birikime sahip olmadigi acik. Dunyayi gezip Turkiye'nin en az yarisini temsil edecek kisinin imaji ve durusu kisisel bir konu degil.
0
f_d
(20.05.16)
bizdeki muhalefetin çapı bu... adamlar tipten eleştiriyorlar. dünyanın en ahmakça işi...
0
gotic
(20.05.16)
chp'li teyzelerin saç boyalarına, fönlerine nasıl yorum yapılıyorsa bunda da aynı kafa iş başında. tek fark, bu tarafın daima mağdur ayağına yatması. göz önünde isen, bununla yaşamak zorundasın. saçın da başında, ayakkabın da, her şeyin de laf konusu olur.
0
rosencruz
(20.05.16)
şimdi anlatmaya çalışayım;

aslında s.erdoğana yapılan ayıpken (evet nasıl bir insan olursa olsun), s.yıldırım'ın görünüşü ile igili yapılan yorumlar/ eleştiriler tamamen doğrudur. haydaa o nasıl oldu şimdi?
şöyle ki; s.erdoğan geri planda bulunan bir danışmanken s.yıldırım doğrudan ülkenin, eşiyle birlikte, 1 numaralı temsilcisi.

durum böyleyken, insanların kendilerini temsil edecek olan kişilerin sadece siyasetini değil; eğitimini ve doğrudan fiziksel görünüşünü/ duruşunu eleştirme hakkına sahiptir.

edit: ne eleştiren/ saldıran gruptayım ne de diğer grupta. beni ilgilendirmiyor türkiye'nin başında kimlerin olduğu, sadece durum değerlendirmesi yaptım.
0
air
(20.05.16)
direkt bir insanın dış görünüşüne karşı yapılan yorumlar elbette çirkin ve seviyesiz . ve bu zekada kendini ortamlarda ispat etmeye çalışan bir sürü gerizekalı var sosyal medyada. doğrudan hakaret boyutunda laflarla mükemmel bir katkıları oluyor gündeme sahiden(!) hele ki şu linkini verdiğin arkadaş harbiden , neyse bir şey derdim de..

bir yandan da insan ülkenin ileri gelen kadınlarının daha asil duruşlu insanlar olmasını bekliyor. bu tip, güzellik vs ile değil; asaletle ilgili. Örneğin çok tanımasam da Semra Sezer bu asalete bir örnektir. bence şöyle bir bakınca en asili ise Emel Korutürk'tür.
0
arkburak
(20.05.16)
@animalman Hass.. Davutoğlu'nun surat ifadesiyle , sürekli gülmesiyle falan dalga geçiyorduk ama en azından kendi de eşi de eğitimli Türkiye'yi temsil edebilecek kapasiteye sahipti. Bu kadın ve eşi bu tip ve bu kültür seviyesi ile Türkiye'yi temsil edemez. Eleştirilen bu.
0
Nox
(20.05.16)
ORtada bir iftira yoksa elestirmekte bir sakinca yok bence. Oglu kumarbaz ise oglu elestirilebilir gayet.
Kadinin cirkinligiyle ilgili yapilan elestriler - hos olmasa da - eglence amacli oldugu icin cok da onemli degil yine bence.
0
stavro
(20.05.16)
Kim olursa olsun, yapılan çok ayıp bence, 18 yaşını geçmiş birinin yapması çok yakışıksız ve çok seviyesizce. Binali Yıldırım'ı günahım kadar sevmem; hadi olsun, can düşmanım bile olsun; yanlışı başka bir yanlışla örtmeye çalışmanın anlamı yok. Bel altı mizaha sempati duymuyorum. Dünya güzeli veya aydını olsaydı da beni temsil etmesini istemezdim; şu anda da beni temsil etmiyor ama bel altı vurmak gerçekten çok ayıp, çok çirkin.

Az önce Facebook'ta şöyle bir şey okudum. "Yetmez ama evet" diyeceğim bir şey:

"Bir kadın başı açık olabilir, başı kapalı olabilir... Size ne? Bir kadın zayıf olabilir, kilolu olabilir... Size ne? Bir kadın sizin estetik anlayışınıza göre iyi giyinmeyi bilebilir, bilmeye de bilir... Size ne? Bir kadın üniversite diplomalı da olabilir, hiç okula gitmemiş de olabilir... Size ne?

Evet Binali Yıldırım'ın eşinden bahsediyorum. Birileri içinde barındırdığı nefreti kadınlar üzerinden dile getirmeye bayılıyor. "Türk kadınını böyle mi temsil edecek?", "First Lady (bu konuda da kafalar karışmış) derken, yani ilk insan anlamında mı?" türünden iğrenç ifadeler. Hem iktidarın, hem iktidardakilerin eleştirilebilecek onlarca şeyi varken; işin en kolayına kaçıp hakaretler savurmak, küçümsemek, yargılamak, asmak, kesmek... Ve bunu bir kadın üzerinden yapmak!

Sizin iğrenç mantığınızla gidersek mesela Cizre'de tanıdığım ve görünüş itibariyle birçok bakımdan benzeşen kadınlar da temsil edemez bizi! Ya da Yırca direnişindeki seksen küsur yaşındaki Emine Teyze de... Ya da Lice dağlarında tanıştığım Barış Anneleri de... Hayır alakasız benzetmeler olmadı bunlar. Alakasız olan içindeki nefreti bu şekilde kusanlar. Onların bu dünyayla, bu ülkeyle ilişkileri asıl "alakasız" olan..."

Burada sadece kadın üzerinden gidildiği için bana çok eksik geliyor, erkek kısmını da katmak istiyorum buna.
0
aychovsky
(20.05.16)
ben de seçilen başbakan dan memnun değilim ama eşine çirkin yorumlar yapmam. ama şöyle de bir gerçek var ki; gönül isterdi ki şöyle 3-4 dil bilen bir başbakanımız ve en az onun kadar donanımli bir eşi olsun. neyse profil olarak gerçekten düşük olacak ama umarım iyi işler yaparlar.

Davutoğlu kadar bilgili asla olamaz ama ne yazık ki.
0
hakim oynayin dedi
(20.05.16)
@animalman, sarı saçlı, mavi gözlü, yakışıklı bir adamın tipiyle niye dalga geçelim? biz manyak mıyız?:)

soruya gelecek olursak, tip ile dalga geçilmesini ben de yanlış buluyorum. ama bu kadın şimdi bütün dünyada türk kadınlarını temsil edecek. modern, güzel, zarif görünümlü bir kadın olmasını tercih ederdim tabii. dış görünüş önemli değil demeyin, kendisi dış görünüşün ve tarzın gayet önemli olduğu bir pozisyonda bulunuyor. tabii ki eleştirilecek (hakarete varmadan). first lady kendisi değil de, ne bileyim banu alkan tarzı bir kadın olsa yine eleştirirdim. misal sare davutoğlu gayet iyiydi.
kendisi biraz kilo verse ve başarılı bir stil danışmanı ile çalışsa daha iyi olur diye düşünüyorum.
0
peggy
(20.05.16)
biz dış görünüşe göre , güzelliğe çirkinliğe göre yargılamayı çok seviyoruz bilmiyor musun? kültürel yozlaşmanın, geri kalmışlığın bir göstergesi daha. adamın bu hali evinde de bu tarz muhabbetler yapıldığına, çocukluğundan ergenliğine kadar yetiştirilemediğine karine.
0
cabiday
(20.05.16)
Ülkenin solunun sağından farkı yok. Kezbaniyet iliklerimize işlemiş.

Bu kadının tipiyle dalga geçmek, belli bir kesim tarafından, özellikle sanal mecrada "beğeni" kazanmanın oldukça kolay bir yolu şu anda. Muhalif kesimin de en büyük batağı sanal saygınlık bağımlılığı zaten.
0
arnold schwarzeneger
(20.05.16)
(19)

Saat kaç sizin için geç oluyor?

pavlis
Benim için gece iki geç olmuş oluyor. Sırf bu yüzden uyuyamıyorum, uyuyunca birşey kaçıracak olma hissi uykuma mani oluyor. Bir de bunu yaşayan ve aşan var mı?
Benim için gece iki geç olmuş oluyor.
Sırf bu yüzden uyuyamıyorum, uyuyunca birşey kaçıracak olma hissi uykuma mani oluyor.
Bir de bunu yaşayan ve aşan var mı?
0
pavlis
(19.05.16)
haftasonu 1, haftaiçi 3
0
m murphy
(19.05.16)
külkedisi gibiyim, gece 12 dedin mi geçtir benim için. neredeyse her şeyi o geç saatten sonra yapıyorum gerçi ama bu geç hissettirmediği anlamına gelmiyor.
0
devilred
(19.05.16)
hafta içi tam olarak 00:40
hafta sonu 01:10

sorununu ben yaşamadım ama yaşandığını burada çok duydum. düzenli bir işin var mı bilmiyorum ama öyle olunca ve hele de az biraz uykuya düşkünsen, sabah kalkarken dahi "akşam olsa da uyusak" moduna giriyorsun. boşluktan olabilir.
0
manuel mandalina
(19.05.16)
ertesi gun is ya da okul varsa 1, yoksa siniri yok.
0
equine
(19.05.16)
ertesi gün kaçta uyanmam gerektiğine göre değişir. misal şu an geç olmak üzere, bi 10 dk sonrası geç olmuş olacak.
0
in vino veritas
(19.05.16)
Her türlü 1.
Yaşlandık.

Uyuyunca bir şey kaçıracakmışım hissi bende de vardı. Sabah hava aydınlanana kadar uyuyamazdım. Sonra bir şey kaçırmadığımı gördüm, hayat hep aynı devam ediyordu. Uyumaya başladım. Sanırım böyle oldu.
0
buff
(19.05.16)
7 falan geç oluyor, oha lan uyuyayım artık diyorum.
0
naberabi
(19.05.16)
yaşlanmadım ama uykum gelince geç olmuş oluyor. uykum da genelde erken gelir malesef.
0
minguinho
(20.05.16)
Hafta içi 3, hafta sonu 5.
Çalışan adamım ben, altıda kalkıyorum sabah.
0
bigbadabum
(20.05.16)
kışın 23:00 bnm için geç oluyor. ama yasadığım yerde (kuZey) yaza doğru akşam havalar kararmak nedir bilmediğinden uyku düzenim kayıyor. 1:30 geç bir saat oluyor.
0
maq
(20.05.16)
Öğrenci iken sabah 9-10 gibi uyurdum öğlen 12 geç olmuş demekti artık. Şimdi iş güç gece 2 haftanın 6 günü c.tesi gecesi de 2-3 arası.
0
gozu acik sevisen yahudi
(20.05.16)
12'yi geçirmemeye çalışıyorum en geç 5'te kalktığımdan.
0
arnold schwarzeneger
(20.05.16)
Haftaiçi 12, haftasonu 2. Sabah 6'da kalkınca öyle olmuş oluyor.
0
aychovsky
(20.05.16)
her türlü 12. uykuya toleransım yok. kediden çok uyurum vaktim olsa.
0
rayde
(20.05.16)
22:30 dan sonrası benim için geç.
Ölüm kalım hariç hiç birşey beni o an napıyorsam ondan sonra başka bir plan yaptıramaz.
Atıyorum 22:30 da bir barda birşey içiyorsam, orası o akşamki son duraktır, ne kadar sürer önemli değil, ama oradan çıkıp başka yere gitmem artık.
0
Corc
(20.05.16)
23:00 :)
0
dessy
(20.05.16)
sıçtın mavisini gördüysem geç olmuş demektir.
0
sta
(20.05.16)
ertesi gün iş veya yapmam gereken bir şey varsa 1,
işim yoksa 4.

o his bende yok, hiç olmadı. sadece uykuya giden zamana üzülüyorum.
0
peggy
(20.05.16)
Sabaha karşı altıdan sonra bi garipleşiyorum.
0
Goddard
(20.05.16)
(8)

survivor'da şu anda oynanan oyundaki mantık hatası

kibritsuyu
şu anda bir oyun oynanıyor. yarışmacılar parkurun sonunda ellerindeki kovaları kaldıraç düzeneğine döküyor, suyun ağırlığıyla düzeneğin su dökülen tarafı ağır geliyor ve düzenek havaya kalkıyor. sonra da yarışmacılar ellerindeki kum torbalarını aynı düzeneğin karşı tarafına atarak düzeneğin karşı ta
şu anda bir oyun oynanıyor. yarışmacılar parkurun sonunda ellerindeki kovaları kaldıraç düzeneğine döküyor, suyun ağırlığıyla düzeneğin su dökülen tarafı ağır geliyor ve düzenek havaya kalkıyor. sonra da yarışmacılar ellerindeki kum torbalarını aynı düzeneğin karşı tarafına atarak düzeneğin karşı tarafını tekrar indirmeye çalışıyorlar.

kafam yandı. yakın tarafa doldurulan sularla düzenek yakın tarafa doğru ağdırdıktan sonra düzeneğin hemen hemen dengede olması gerekmez mi ya? karşı tarafa bırak 2-3 tane kum torbası atmayı, kuş konsa tekrar inmesi lazım.

örnek: karşı taraf 10 kilo, yakın taraf sıfır (düzeneğin kendi ağırlığını yok sayalım). ben yakın tarafa 10,1 litre su koysam düzenek bu tarafa ağdırır. karşı tarafa 3 tane kum torbası atmaya nasıl gerek oluyor lan? 100 gram koysan yeter? ama yetmiyor? niye?
0
kibritsuyu
(19.05.16)
programı izlemiyorum anlattıklarına göre tahmin yürütüyorum sadece, o kaldıraç dediğin şey türdeş bir kaldıraç değil demek ki. bu kadar...
0
japan
(19.05.16)
türdeş olmasın, fark etmez. neticede bir taraf ağır gelmeye başlayıp o tarafa ağdırıyorsa, karşı tarafa en ufak bir ağırlık koymak, kaldıracı tekrar o tarafa eğmez mi?
0
🌸kibritsuyu
(19.05.16)
alakasiz olacak ama "agdirmak" diye bir kelime var mi dilimizde? ilk defa duydum.
0
kucukharfler
(20.05.16)
tam anladım mı dediğini bilmiyorum ama kaldıracın kalkmasından hızlı şekilde tüm suyu boşaltıyorsun o zaman. çubuk özdeş olabilir. lönk diye suyu boşaltsan durum bir tarafında 1 kilo olan terazinin diğer tarafına ardı sıra 1 ve yarım kiloyu koymak gibi oluyor. yani o terazi kalkarkan öbür taraftaki ağırlığa eşit miktar su döküldüğünde zaten kalkmaya başlıyor, dengeye geliyor, sen demek ki dökmeye devam ediyorsun ve denge tekrar bozuluyor? anlamadım yani bunun neresi garip. pek çok zaman olan bir şey bu?

hayır yani o kovaların tam da düzeneği dengede tutacak kadar su taşıdığına emin olman gerekmiyor mu bunu zannetmek için? öyle bir bilgi veriyorlarsa anlarım.

ben mi anlamadım sorunu acaba ki.
0
godoşu beklerken
(20.05.16)
@kucukharfler: "ağdırmak" daha çok yöresel ağız. bildiğim kadarıyla sözlükte yok. ama "bir tarafın ağır basıp aşağı doğru inmesi" durumunu daha iyi anlatabilecek başka bir kelime de yok maalesef. "eğilmek" tam etkiyi vermiyor.

@goduşu beklerken: evet kovaların düzeneği tam dengede tutacak kadar su taşıdığından emin değiliz, ama adamlar birbileriyle yarışıyor. konan sularla düzeneğin dengesi bozulup kalkmaya başlayınca su koymayı bırakıyorlar. ben de maksimum yarım kilo falan ağır gelmiş olduğunu düşünüyorum. yani dengeyi bozup yakın tarafa ağdırmaya başladığı noktada su dökmeyi bıraktıklarına göre yakın taraf karşı taraftan az bir şey farklı olmalı. ama tekrar karşı tarafı ağdırtmak için adamlar karşı tarafa üç tane eşşek kadar kum torbası atıyor. nerden baksan 2-3 kilo vardır. yakın tarafa denge bozulsun diye o kadar fazla su koymuş olamazlar. ilk torbayı atar atmaz zadank diye uzak tarafın inmesi lazım bence. ikinci üçüncü torbaya bile kalmadan.
0
🌸kibritsuyu
(20.05.16)
@kucukharfler ağmak ve ağdırmak var. Ağmak, şeklini kaybederek bir tarafa doğru sarkmak, bir tarafa doğru eğilmek, dengenin bir tarafa doğru bozulması gibi anlamlarda kullanılıyor. Örneğin, ip bir köprüden geçiyorsun ama ip köprü düzgün bağlanmamış, bir taraftaki ipler gevşeyip uzamış ama diğer taraf sıkı. Dolayısıyla gevşeyip bozulan taraf köprüyü diğer tarafa doğru ağdırmış oluyor, köprü de ağmış oluyor. O uzun olan tarafa doğru ağmış olur köprü. Ya da dolmuşun bir tarafında çok insan biner ve dolmuş o tarafa doğru yamulur ya, insanlar dolmuşu ağdırmış olur, dolmuş da ağmış olur.

Aklıma tek seçenek geliyor. O da düzeneğin homojen olmaması. Demek ki o kuş konsa inecek taraf ne kadar ağırsa, o kadarı kaldırmaya güç yetmiyor.
0
aychovsky
(20.05.16)
kovalara su dolduktan ve sulu taraf ağır gelip yere indikten sonra birinin gidip karşı taraftaki ağırlıkları almasından başka bir çözüm gelmiyor benim aklıma.

başka türlü özdeş olmasa bile, az bir farkla dengeye gelip ağır çektikten sonra, karşı tarafa 2-3 kilo koymayı gerektirecek ne olabilir?

yaşamdan örnek vereyim daha net anlaşılsın, hala anlatamadım.

manav amca çift kefeli terazinin bir kefesine 1 kilo elma koydu. diğer kefesine de 1 kiloluk ağırlık koydu. ne oldu? denge oldu. 100 gram daha ağırlık koydu, ağırlık kefesi 100 gram daha ağır bastığı için aşağı indi değil mi? şimdi tekrar elma kefesinin ağır basıp aşağı inmesi için en az ne lazım? bir tanecik elma koysak ağır basar di mi? hatta yarım elma bile koysak yeter. hah işte bu adamlar elma kefesine 3-4 tane elma koyunca anca ağır basıyor. bu nasıl olabilir? bunun olabilmesi için ağırlık tarafı aşağı indikten sonra birinin gidip 3-4 elma çıkarması lazım ki tekrar o kadar elma koyunca ağır bassın. başka türlü nasıl olur?

özdeş değil deniyor. özdeş olmasın fark etmez. neticede dengesi çok az bir farkla bozulan terazinin ( düzenek azıcık hareket edince su dökmeyi bırakıyorlar çünkü, iki kefe arasında 3 kum torbası edecek kadar fark olamaz) dengesini ters yöne çevirebilmek için karşıya az bir ağırlık koymak yeter, yetmez mi?
0
🌸kibritsuyu
(20.05.16)
özdeş olmasının önemi yok evet, zaten o nedenle özdeş de olabilir. bana tek mantıklı açıklama söylediğim geliyor ama sen öyle yaptıklarını sanmıyorum demişsin. sen başta suyu sormuştun. su belli ki diğer tarafı dengeleyecek kadar değil daha fazla. öbür kol yukarı kalkıyor. bunda acayip hiçbir şey yok. sen sürekli net kuvvet uyguluyorsun; kalkmaya başladığı an dengeye geldiği an ama kalkmaktayken demek ki dökmeye devam ediyorlar. tek mantıklı açıklama bu.

artık o kol kalktıktan sonra attığın kum toralarıyla da aynı şey oluyor: diyelim ki oradaki su 1.5 kum torbası gerektiriyor, 1 yetmiyor, 2 tane atıyorsun. ne oluyor? dengeyi buluyor ve tekrar eski tarafa eğiliyor.

sen tamı tamına yeter miktar su dökecek kontrolü olduğunu varsayıyorsun bu kimselerin. evde aynı düzeneği kur, denge anını sen de kaçırabilirsin. garip hiçbir şey görmedim ben. adamları robot gibi düşünmüşsün, böyle milimetrik hareket ettiklerini falan.

ağmak ve eğmek aynı kök farklı yazılış formu mu merak ettim şu an, ben de ilk kez duyanlardanım.
0
godoşu beklerken
(20.05.16)
(37)

delirmekten korkuyor musunuz?

damdanakan
Akıl sağlığı, normallik vs bunlar bi ölçüde göreceli ama beyninizin düzgün çalışmadığını ve bu gidişin sizi deliliğe surukleyecegini dusunup korktuğunuz oluyor mu? Delirmekten korkan delirmez derler ama deliren insanlar geceden sabaha mi deliriyor sizce? Öncesinde o yaklaşan tehlikenin ayak seslerin
Akıl sağlığı, normallik vs bunlar bi ölçüde göreceli ama beyninizin düzgün çalışmadığını ve bu gidişin sizi deliliğe surukleyecegini dusunup korktuğunuz oluyor mu? Delirmekten korkan delirmez derler ama deliren insanlar geceden sabaha mi deliriyor sizce? Öncesinde o yaklaşan tehlikenin ayak seslerini duymuyorlar mi, huzursuz olmuyorlar mi? Mesela psikotik olanlarda gerçekdışı dusuncelerine karşı bi icgoru var mıdır?

Neyse, soru başlıkta.
0
damdanakan
(19.05.16)
korkuyorum
0
basond
(19.05.16)
hayır, niye delirem,keyfim yerinde.
0
Lola90
(19.05.16)
o korku anksiyete belirtisi. sonunda bişey olmuyor. nasıl delirdim? olayı gerçek değil yani.
0
manuel mandalina
(19.05.16)
Delirme dedigin olay anlikta olabilir. Hersey yolunda giderken bi gun kalkmissin kafanda birsey.. O birsey kisa zamanda aklini alir senden. Kontrol edemezsin.

Evet korkuyorum.
0
duyurumvar
(19.05.16)
İşte ben de onu soruyorum aslında. Delirmekten korkan ya da delirmeye başladığını hisseden delirmiyor da kim deliriyor? Bi sabah uyandım ve delirdim gibi bi şey mi?
0
🌸damdanakan
(19.05.16)
son yıllarda en büyük korkum bu sanırım. neden bilmiyorum ama sürekli olarak kendimi mental olarak tartma ihtiyacı hissediyorum. öyle aşırı bir her hareketi sorgulama hali değil ama mesela "bu hafta kafam yerinde mi?" diye düşünüyorum bazen. iyi miyim, kendimde miyim, nereye gidiyorum vs.

delirmek çok korkunç bir şey. çok zeki olduğumdan değil ama yine de beynimin sahip olduğum en değerli şey olduğuna inanıyorum. nefes almaya devam ettiğim sürece onun sağlıklı olmasını isterim. aksi, benim için en acınası şey olur. bu çoğu kişi için geçerli. mesela annemin delirdiğini görmektense ölmesini tercih ederim. akıl sağlığını kaybetmiş insanlara acımıyorum ama çok üzülüyorum, kalbim kırılıyor resmen. şöyle bi' dürtüp "niye kaybettin olum?" diye sorasım geliyor. annemin ölmesi hayatın bir parçasıdır, acı verse de yaşamın doğal bir sonucudur ama beni tanımaması, en basit işlerini bile göremeyecek hale gelmesi... ben bunu kabullenemem açıkçası, bana çok ağır gelir.

en kötüsü de sanırım ömür boyu bu korkuyla yaşayacak olmak. bir gece dişimi fırçalamasam, "hasta mısın lan sen, kişisel bakımını ihmal eder mi oldun it oğlu it, yarın da altına sıçarsın kesin, püüü!" diye kızıyorum kendi kendime. şu an iyiyim ama bu kafayla delirip de farkına varmayacağım herhalde jshjsk
0
der meister
(19.05.16)
Bugun bunu dusunuyordum. Dusunmek deliligi anlayabilmek icin pek etkin bir yontem degil, bunu kabullendim once. Ama delirdigimin dusuncesi bile ufak bir urperti duymama yetti.

Kontrolun elimizde olmamasi kimilerine sempatik ve heyecan verici gelebilir bile. Yalniz kontrolsuzluk hic de oyle tatli bir sey degil, ozgurlukle karistiran bir cok insan var etrafimda. Aci verici midir bilmiyorum, cunku farkindalik da minimum duzeyde olsa gerek. Ancak tahmin yurutebiliyorum, dedigim gibi dusunerek bir yere varmak zor.
0
givemesomesubstance
(19.05.16)
Aynen bir gun kalkiyor ve deliriyorsun. Cunku hastalik bu. Nasil bir gun kalkiyorsun grip oluyorsun. Delirmekte bir beyin hastaligidir. Hormonlar degisiyor neticede.

Ayrica cok buyuk bir yikim cok buyuk bir izdirap oldugunu dusunuyorum. Ara ara akliniz yerine geldiginde aslinda yini kontrol edemeyeceginizi bilmek cok kotu olmali. Isinizi, okulunuzu, sevgilinizi kaybetmek, dusunememek, korkunc..

Neyseki tip ilerliyor ve yeni yeni ilaclarla sanirim delilikte kalkicak yakinda.
0
duyurumvar
(19.05.16)
donem donem korktugum oldu. ama boyle zamanlarda beynimin olmasi gerektigi gibi calismadigini dusunup ilerisi icin kendimi duzeltmem gerektigini hissedebiliyorum, ki bu bile bence saglik belirtisi. tamamen kafayi siyirmis olsaydim kendime 'bak boyle gidersen sonun hayir degil, dogru dusunemiyorsun su an' diyemezdim, cunku coktan bunu dusunebilme yetimi kaybetmis olurdum. ha, bu dusunce benim iyilesmeme katki sagladi mi, onu bilmiyorum. bence bir travmadan sonra bu sekilde delirenler de bunun ayak seslerini duyuyor olmalilar. baska turlusune aklim ermiyor. bir gecede 'hadi ben delirdim, hoscakalin normlar' olmaz herhalde. bence onlar, bu ayak seslerini duydugu halde karsi koyabilecek gucu kendinde bulamayanlar, ya da karsi koymak istemeyenler. tabii bu dedigim psikotikler icin boyle olmayabilir. hatta degildir gibime geliyor. simdiye kadar hic oyle biriyle iletisime gecmedim, klinik bilgim de yok. onlarda hic mi 'acaba bunlar gercek degil mi' dusuncesi olmaz, ben de cok merak ediyorum.
0
equine
(19.05.16)
baya korkuyorum. ailemde akıl hastalığı olan birkaç kişi olduğu için küçüklükten beri de korkardım.

hatta bir dönem bazı şeylerin sonucunda aklımı kaybettim heralde delirenler de delirmeden önce böyle şeyler yaşıyorlar gibi bir paranoyaya bile kapıldım. tam böyle düşündüğüm gün hiçbir şey gerçek değilmiş her şey boşmuş ve önceki dertlerim saçmalıkmış gibi gelmişti. sonra geçti tabi bunlar.

ama delirme evresini ben de gerçekten merak ediyorum. bunu belki de çok az insan bilir zaten. yavaş yavaş delirse de insan o an gerçekliği o sonuçta.
0
turkce konusan uzayli
(19.05.16)
Bi doktor, anksiyete hastaları en çok değer verdikleri şeyi kaybetmekten korkar. Senin gibi delirmekten korkanlar da zekasına güvenen, her işi aklıyla cozebilecegine inanan insanlardan çıkar gibi bi şey demişti. Yıllar içinde aklımı kullanarak birtakım kritik mevzulara çözüm uretemedigim için iki senedir bende de aşırı bi delirme korkusu var. Demek ki, o kadar iyi kullanamıyorum kafami, olmasa da olur mu diyorum içten içe, bilmiyorum ki. Beyin çok acayip bi varlık. Kim bilir arka sokaklarda ne olduysa, kendini kitlemeyi falan seçti. Biliş faaliyetlerim ciddi sınırlı son iki yıldır, algılama, hatırlama, hafıza, çağrışım. Gerçeklik algimda bile sapmalar olduğunu dusunuyorum zaman zaman. Mesela dün klip izlerken "Keşke bundan sonra da Sia calsalar" diye geçirdim içimden, çat Sia'nin klibi dönmeye başladı. Az önce "Acaba klip cidden başladı mı, ben mi öyle sandım" diye dusunurken buldum kendimi. Bayağı huzursuzum yani bu mevzuda.
0
🌸damdanakan
(19.05.16)
Korkuyorum. Bir arkadaşımın ilk psikotik atağının başlangıcında bana "bana ne oluyor şu anda?" diye çaresizce sorması, hiç beklemediği bir anda herkesin başına gelebileceğini düşündürüp daha da korkuttu. Kimsenin başına gelmesin.
0
Domuz
(19.05.16)
...artan gerilimi çeşitli kanallarından birinden akmaya başlar ve fırtına gibi kontrolsüz bir sel halinde fışkırır, bu sele De lilik denir. Bazen de çökme yavaş olur. Başlangıçta farkedilmeyen ama yavaş yavaş artan bir basınç. îç kemiren bir hoşnutsuz luk, üzerinize saldıran çocuksu bir korku; bunlar durmadan genişleyen bir yörüngede ilerleyerek kişilik denilen esraren 49 tuluş. Dayanılamayacak bir şeyden kaçış. Ve işte bu neden le Delilik geldi. Kurtarma; saf, basit, katıksız kurtarma." Delilik, bizleri eline alan İnsanî korkuların hiçbirini bil mez. Hata yapmayı - vicdanı olmadığından - Tanrı korkusu nu, veya şeytanları da bilmez. Bu dünyada hiçbir şey, başı nı kaldırıp hak iddia ettiğinde, onu durduramaz. Onun seçti giz gücün üstünde oymalar yapıyorlar. Bu, belki de öyle küçük ve yavaş hareketlerle oluyor ki, başlangıçta farkedilmiyor. Sonra 'yıkım' başlıyor. Mantık ve aklın şeytanca kuruntular tarafından yok edilmesi sonun da melekelerin, yetilerin çökmesine biz 'yıkım' diyoruz; tem kinli ve düzenli düşünceler buna boyun eğiyorlar. Mantığın düzenli yolunda, vahşi bir düzensizlik hüküm sürüyor ve bü tün duygular ayaklanıyor, başkaldırıyor. Yıkım. Yine de, her olayda olduğu gibi, görüş açısı manzarayı değiştirir. Ben, Delilik denen bu olgunun öbür yakasında duruyorum ve elimi öbür tarafa uzatmak, oraya geçmeyi bir gün başarabilenlere uzanabilmek istiyorum. Veya (Tanrı on ları esirgesin!) sevdiklerinin yanında durup bariyerin yüksel mesini seyretmek, ölümden beter olan ve karşıya geçmenin mümkün olmadığı bir uçurumu görmek. Onlar, gerçek kay bın ne olduğunu; tabutların, mezarların ve yumuşak topra ğın sakin, sessiz finalinin daha çok tercih edilebileceğini de neyerek öğrenirler. Onlara, şunu söyleyebilirim; (çünkü ben biliyorum, ben oradaydım) "Unutmayın ki bir ruh, o Delilik denen belirsiz denizde seyrederken, sizin kaybettiklerinizden çok daha faz la ve daha önemli şeyler kazanmıştır. Normal, aklı başında insanların Yıkım dedikleri şey, Deliliğin vahşi isterisini ta nıyanlar için - ben bunu iyi bilirim- bir kurtuluş anlamına gelir. Azat edilme. Kaçış. "
0
🌸damdanakan
(19.05.16)
Dayanılamayacak bir şeyden kaçış. Ve işte bu neden le Delilik geldi. Kurtarma; saf, basit, katıksız kurtarma." Delilik, bizleri eline alan İnsanî korkuların hiçbirini bil mez. Hata yapmayı - vicdanı olmadığından - Tanrı korkusu nu, veya şeytanları da bilmez. Bu dünyada hiçbir şey, başı nı kaldırıp hak iddia ettiğinde, onu durduramaz. Onun seçti giz gücün üstünde oymalar yapıyorlar. Bu, belki de öyle küçük ve yavaş hareketlerle oluyor ki, başlangıçta farkedilmiyor. Sonra 'yıkım' başlıyor. Mantık ve aklın şeytanca kuruntular tarafından yok edilmesi sonun da melekelerin, yetilerin çökmesine biz 'yıkım' diyoruz; tem kinli ve düzenli düşünceler buna boyun eğiyorlar. Mantığın düzenli yolunda, vahşi bir düzensizlik hüküm sürüyor ve bü tün duygular ayaklanıyor, başkaldırıyor. Yıkım. Yine de, her olayda olduğu gibi, görüş açısı manzarayı değiştirir. Ben, Delilik denen bu olgunun öbür yakasında duruyorum ve elimi öbür tarafa uzatmak, oraya geçmeyi bir gün başarabilenlere uzanabilmek istiyorum. Veya (Tanrı on ları esirgesin!) sevdiklerinin yanında durup bariyerin yüksel mesini seyretmek, ölümden beter olan ve karşıya geçmenin mümkün olmadığı bir uçurumu görmek. Onlar, gerçek kay bın ne olduğunu; tabutların, mezarların ve yumuşak topra ğın sakin, sessiz finalinin daha çok tercih edilebileceğini de neyerek öğrenirler. Onlara, şunu söyleyebilirim; (çünkü ben biliyorum, ben oradaydım) "Unutmayın ki bir ruh, o Delilik denen belirsiz denizde seyrederken, sizin kaybettiklerinizden çok daha faz la ve daha önemli şeyler kazanmıştır. Normal, aklı başında insanların Yıkım dedikleri şey, Deliliğin vahşi isterisini ta nıyanlar için - ben bunu iyi bilirim- bir kurtuluş anlamına gelir. Azat edilme. Kaçış. Deliliğin keskin dişlerinden kur ği kişinin başka tercih hakkı yoktur. Onu izlemeleri, söz dinlemeleri ve ümitsizce, onu tatmin edecek bir beceri göstermeye çabalamaları gerekir. O bir yaşam gücüdür, kendi ağına dolaşmış bir yaşam. Kimse onu düzeltemez, çünkü iplikler kendi etrafında dolaş mış, kördüğüm olmuş. Hiçbir tabiat olayı bu kadar ürperti veremez. Ancak bir tayfun- bir Niagara Şelalesi veya okyanusların gelgiti, delir miş bir beyin kadar kolaylıkla zaptedilebilir! Onu hiçbir şey durduramayacak - onu tutabilecek hiçbir şey yok; kendi karanlık mağaralarında kaderini takibetmek için çevresini silip süpürmesini hiçbir güç engelleyemez. Onun hakkında çok az şey biliniyor ve kurtulma zamanı ge lince onu hiçbir şey durduramaz. Bunun bir esaret mi yoksa kurtuluş mu olduğu o kişinin görüş açısına bağlıdır. Esaret nedir? Özgürlük nedir? Bunların tanîmları, Deliliğin ne ol duğu bilmecesinin eksiklerini tamamlar; çünkü delilik her ikisini de kapsar. Ben Deliliğin gücünü - ve acımasız esrarı nı - hergün gördüğüm halde ve onu çok yakından tanıdığım halde, beni sürüklediğini ve - (nereye, bilmem) alıp götürdü ğünü hissetmiştim - cehenneme giden yol boyunca sürüklen dim ve diğer tarafta da çok uzaklarda, mantık ve aklın do nuk, sıkıcı yönlerini hissettim - yine de, bu olağanüstü yol culukta yaşadığım tecrübeleri anlatabilmem çok zor. Hiç değilse şunu öğrendim: hiçbir şeyin ondan korktuğu muz, ürktüğümüz ve beklediğimiz zamanki kadar müthiş ol madığını, bu gerçek başımıza geldiğinde anlarız."
0
🌸damdanakan
(19.05.16)
Bert Kaplan - Akıl Hastalarının İç Dünyası kitabından psikoz geçmişi olan bi hastanın yazdıkları.
0
🌸damdanakan
(19.05.16)
farkına varamıyor olacağımdan korkuyorum.
0
birfincankahvedahaisteyenadam
(19.05.16)
korkmuyorum, hatta hoşuma gidiyor sanırım. şu sıralar tam bunu farketme aşamasındayım. kendi kendime düşünüp gülüyorum, absurd şarkılarda ağlıyorum. hiç yapmadığım şeyleri şiddetle yapmak istiyorum ve bunun gibi birsürü şey. insanların bana bakışı değişiyor bunu görüyorum ama umursamıyorum. delirtenler utansın ben neden utanayım deli miyim ^^ sanırım böyle daha mutlu olacağım. süreci hızlandıracak şeyler olsa keşke.
0
lisa
(19.05.16)
Buranın yarısı saten ilaç kullanıyor. Ben kullanmadım hiç ama Hepimiz az buçuk deliyiz
0
hasmetizm 2046
(19.05.16)
'Bir gün delirirsem' diye hiç korkmadım ama bir kere 'Aaa, deli miyim' diye korktum. Şu an için öyle bir korkum yok. Delirme değil de, kaliteli yaşayamama korkum var. Bir psikoza yakalanma korkum yok ama 'Acaba bir çeşit nevrozdan çekiyor muyum' diye düşünmüyor değilim.

'Deli' bir çok yakın tanıdığım vardı. Birkaç rahatsızlık birden. Hiçbir şey bir günde gelmedi. Küçük küçük şeyler biriktikten sonra resmi bir delilik oluştu. Öncüleri vardı. Ağır şeyler yaşıyordu. Gerçi çoğunlukla kontrol altında olabiliyordu. Onda gördüğüm şu oldu: Delirmemek için bilerek deliliğe vurmak gerek. Örneğin, çok mu can sıkıcı şeyler oldu, her şey üst üste mi geliyor; kontrollü bir şekilde manyak kahkahaları atmak ya da ne bileyim, sokakta dans etmek gibi, zararsız ve bilinçli yapılan deliliğe vurma egzersizleri en çok işe yarayanlar. Düşün ki bir piston var, birisi sürekli aşağı itiyor ve sen de kapsın. Basınç sürekli artıyor ve bir noktadan sonra patlayacaksın. Patlamadan o basıncın bir kısmını dışarı vermek gerekiyor; deliliğe vurma da o işe yarıyor.Gazı alıyor, böylece pistona biraz daha sıkışma payı bırakıyor.

Bir de delinin deliyi dakikada tanıması gerçek. Bazı deliler teşhis koyacak kadar iyi biliyorlar bu işi. Onlar 'İyisin' diyorsa iyisindir.
0
aychovsky
(19.05.16)
@hasmet: deliliğin kıstası ilaç kullanmak değil. Odaklanma problemi için de ilaç kullanan var. İnsanları zan altında birakmayalim.
0
🌸damdanakan
(19.05.16)
ayço'nun söylediği şeyi üstüme alındım :D

okb'nin uç aşamalarında uzun bir süre geçirdim. bi ara psikoloğa her seansta, "aklımı kaçırıvericek gibi oluyorum" diyordum, çünkü gerçekten öyle hissediyordum. zavallı, "okb ritülleri saçmalıklarını yerine getirmekte inat ettiğin için delisin zaten" diyemeyeceği için "bişey olmaz" dedi hep, gerçekten de o korktuğum çizgiyi geçmedim hiç. ama sonra anladım ki öyle bişey yok, delirmek öyle bişey değil zaten. stresin dibine vurunca yaşadığımız yanılsamaları deliriyoruz zannediyoruz, hepsi bu.

özetle, bence iyisin :D
0
manuel mandalina
(19.05.16)
korkmuyorum. delirirsem de deliririm nolcak yani? kısmet :/ hayatta iki seçenek yok. genelde iki ucun arasında savrulup duruyoruz ve hayatımızı istediğimiz kadar mantık çerçevesinde yaşayalım, o iki uçtan birine savrulmak şans işi. çevremiz, içinde bulunduğumuz toplum, sevdiklerimiz, işimiz etkiliyor. bunlara etki etme derecemiz de kısıtlı kalacağına göre, korkmuyorum yani olacağı varsa olsun.
0
rayde
(19.05.16)
@manuel: sfhkgs sen yetkili bi deliye benziyon. Sana güveniyorum :p
0
🌸damdanakan
(19.05.16)
evvallaah ;) (kafamda hunili hayal et)
0
manuel mandalina
(19.05.16)
Bize öyle bir bilgi gelmedi. i.hizliresim.com


Delirme konusunda da bir süreç olan durumlarda hastanın süreci fark ettiğini sanmıyorum. Süreç olmayan durumlarda ise bir travma etkili oluyordur ki zaten o da bir anda olup değişme konusu.
0
nawar
(19.05.16)


Herşeyi detaylandırmaktan ölüceksin

Basit düşün, basit yaşa
0
cecilia
(19.05.16)
arada bi kafayı çoktan yedim de bunların hiçbiri gerçek değil ben aslında yok muyum gibisinden sorguluyorum ama çok da şey yapmıyorum. sonuçta gerçek de çok keskin sınırlarla belirlenmiş bir algının sonucu değil.
0
instant crush
(19.05.16)
takıntı ve anksiyetenin en son raddesinden iki büyük korku vardır 1. aklımı yitiricem 2. ölücem.

sizin yerinizde olsam bi psikiyatriste danışırım, bir yakınım bu korkusu yüzünden ciddi ilaçlar kullandı
0
hopp
(19.05.16)
Doktora gorunuyorum düzenli olarak.
0
🌸damdanakan
(19.05.16)
@cecilia: Allah da beni boyle yaratmış :]
0
🌸damdanakan
(19.05.16)
sınavdan sonra pırıl pırıl olucaksın, demedi deme :)
0
manuel mandalina
(19.05.16)
Ağır ruh hastalıklarının hiç birinde kişi hasta olduğunun farkında değildir içgörü falan mümkün değil yani. Geceden sabaha delirmiyorlar bu bi süreç ama iplerin koptuğu bir an oluyor tabi. Nevrozlularda durum farklı hasta olduklarının olacaklarının farkındalar ama gereksiz bir farkındalık tabii. Delirmekten korkanlar Delirmezler evet çünkü dediğim gibi delirecek olan ağır hastalar durumlarının farkında değil.

Yaklaşan tehlikenin ayak sesleri ancak nevrozdan psikoza geçişte olur ki o da işe yaramaz, mesela depresyondaki bir hastayı düşünelim başlangıçta durumunun farkındadır depresyonu büyüdüğünde hasta içinde bulunduğu durumdan kurtulmak için bilinçdışı bir savunma mekanizması geliştirir çoğunlukla sağlıklı olmayan bu mekanizma hastayı şizofreni gibi ağır bir hastalığa sürükleyebilir.

Delirme kavramı göreceli dediğin gibi, şu sınırı geçince hasta deli sayılır gibi bir durum yok haliyle.

Ve evet korkuyorum çünkü delirdikten sonra bilinç kapanıyor yani kişi deli olduğunun farkında olmuyor. Aslında güzel bir şey olabilir bilemiyorum ;) ama delirmeyeyim ya böyle iyi.
0
lorne malvo
(20.05.16)
@manuel: bana da öyle geliyor. Süper bi dönüm noktası olacak bu sınav benim için gibi hissediyorum. Ay hadi ins cnm yha ;)
0
🌸damdanakan
(20.05.16)
tabii ki hayır evlat neden mi çünkü

Ben deliyim…
Yorgun ve yalnızım. Kaldırımlara misafirim...
Gecenin gözleri üzerimde.
Denizin ortasında küçük bir adayım, yüzme bilmem…
Yüreğimi bir yere bırakmışım, bıraktığım yerden çok uzaklardayım. Kapıları kapatmışım üstüme, sürgüleri beynime çekmişim.
Ey! Sabreden derviş bana da sabretmeyi öğretsene.
Ben deliyim, ama çok şey bilirim.
Renkler ve zevkler hiçbir şey ifade etmez bana...
Sonların başladığı yerden, başlangıçların son bulduğu yere gidiyorum.
Kara bir tren gibiyim yani, bir istasyondan bir istasyona, hep aynı raylar üzerinde.
Ben deliyim…
Yağmurun yağması benim için romantik değildir,
ben kurşun yağmurlarını bilirim.
Benim güneşim batmaz, dünyam dönmez, ayım hep mehtap halindedir, rüzgârlarım doğudan eser...
Kadehime doldurduğum hüzünle sarhoş olurum,
Mezem ise bir dilim umut.
Ezbere bilirim yaşamayı, yaşarken savaşmayı.
Ben deliyim.
Ben buralara ait değilim.
Dağları sırt sırta vermiş bir ülkem, surlarla çevrili bir şehrim.
12 den sonra volta attığım caddelerim, kızıl sakallı bir dayım bir de kara gözlü yarim var benim.
Ben Deliyim.
Söyleyemediğim düşüncelerim var.
Her akşam ayrı bir meydanda, Atatürk heykelinin karşısında, olmayan aklımı dar ağacına asar, ipini çekerim.
Ölüm, ölüm kurşun olup yağar üzerime.
Binlerce kez öldürülmüş ama ölmemişim.
Ben sıratın canbazı, doğal bir felaket, sosyal bir belayım.
Ben deliyim…
Benim mevsimim değişmez, sadece bahardır.
kuşlardan sadece güvercini bilirim, yüreğim kanatlarıyla beraber çarpar.
İnsanlardan yalnız çocukları severim, onları da büyüyünceye kadar.
Ben deliyim…
Bağıra bağıra şarkılar söylerim, sessiz sessiz şiirler yazarım. Bilmediğim yerlerin, tanımadığım kişilerin resimlerini çizerim.
Ben deliyim...
Kendimle sohbet eder, kendi kendime gülerim.
Telefon kulübeleriyle kavga ederim.
Asfaltın siyahında kaybolur, düşüncelere dalarım.
Çıkmaz sokaklarda kendimi arar, bir de üstüne güzel hayaller kurarım.
Sonra, sonra hayallerimle beraber suya düşerim.
Ben deliyim…
Çayım sekiz şekerlidir, cigara üstüne cigara yakarım.
Dumanı iner efkarımın şehrin üstüne.
Parayı sevmem ama para için çalışırım.
Dört yaşında aşık olduğumu, sonra babamın hiç başımı omuzuna dayamadığını hatırlar, hayal de olsa omuzlarında uykuya dalar, Rüyalar görürüm, uyandığımda hiçbirini hatırlamadığım halde...
Ben deliyim…
Güzel bir yaşam benim için anlam taşımaz, kimseye düşman değilim, kimseye de dost olmadım.
Ben kendime bile yabancıyım...
Duygularım hep sansüre uğramış, bir fahişenin hayatı gibi yalancıdır gözyaşlarım...
Ufacık bir bakış boğazımı düğümler.
Kimi özlediğimi bilmeden, hasretin en yoğun halini yaşarım.
Ah! İçimden dağıtmak gelir, dağıtamam ya, kendimi dağıtırım.
Gözlerimin kahverengisi gitgide koyulaşıyor, insanlarınki kankırmızılaşır.
Bakamam kimsenin yüzüne, sevgiye muhtaç bir yavruya döner yüreğim... Kalbim titrer, haykırırım ama duyuramam sesimi...
Yine de sardığım tütünde, yaktığım cigarada bulurum mutluluğu...
Ben deliyim, ağlamamaya yemin etmiş gözlerim...
Sonu dramla biten bir hatıra, üç bölümlük bir komedi dizisiyim.
Çoğu zaman çorbama kinimi doğrar, öfkemi kaşıklarım.
Zehir kokan bir gül biter dudaklarımın arasında,
Kimisi tükürür, kimisi öper.
Tükürene mezar, öpene lalezar olurum.
Ben deliyim...
Zülfün hergece ihanetler rıhtımında.
Ciğerimin üstünde sevdasını kurşuna dizer.
Ve ufacık bir bakış boğazımı düğümler.
Ben deliyim...
Bulmacaya benzerim. Kimi zaman soldan sağa bir nota.
Kimi zaman yukarıdan aşağıya Eski Mısır'da bir Tanrıyım.
Ben deliyim, geceyi ikiye böler, sonra hayatın adını yalan koyarım...
Ben deliyim, ben yüreklerde ünlem, kafalarda soru işaretiyim.
Ben deliyim, bağrı taşlarla dolu bir Toprak parçasıyım.
Bir uçtan bir uca kurumuşum.
Karınca yuvaları ve Ayak izleriyle süslüdür tenim...
Kar yağar üşürüm, güneş olur kavrulurum.
Ben deliyim...
Mutluluğu uzaktan seyrederken cebimde küçük umutlar biriktirir, gözlerimi kapının eşiğine dikerim.
İşte o zaman hayat acı kahve tadı verir, hep içime atarım ama, kendimi içine atacak bir yer bulamam.
Anlamayana az gelirim, anlayana çok...
Ne yarınlar birşey bekler benden, ne de ben yarınlardan...
Ben deliyim...
Ağlamamaya yemin etmiş gözlerim...
0
abyuksuet
(20.05.16)
@abyuksuel: yine 'cigara' yaktirdin kardeş :/
0
🌸damdanakan
(20.05.16)
bunu düşündüğüm dönemler oluyor. 2 kez iş yapamaz hale geldiğim oldu. katatonik takıldığım, 3-4 gün sokakta yattığım bir dönem. sonra 7 ay evden çıkmadığım bir dönem oldu. özellikle evde kaldığım dönem aklıma geliyordu. anam-babam, arkadaşlar ziyarete geldikten sonra düşünüyordum. istiyordum sınırı geçmeyi. aklını yitirmeyi bir bakıma bedenin zarar görmemek için kendi kendini kapatışı, bir kurtuluş olarak görüyordum. çocukluğa dönecektim. sorunlar başkalarına ihale olacaktı. anamı babamı da suça dahil olarak görüyordum, umurumda değildi yaşayacakları. sonra zihnimde amele çöküşü yapıp düşündüğüm bir dönem oldu. sonunda yaşanacaklar korkutmadı da üzücü geldi. belki geçen ayların ardından kimyasal dengem değişmişti. kendim şımarık bir ergen, anam-babamsa birer gariban gibi geldi gözüme özetle. tuttum kendimi. şu an dizginlerin elimde olduğu dönem sürüyor. kuzenim de korkar aklını yitirmekten. dedem şizofrendi, dayım şizofren. ona da diyorum korkma üçüncü kuşakta favori benim diye bu konuda. ama belli olmaz tabii. şu an her tarafım jilet ve sigara izi dolu, zihni ve fiziki pek çok yetimi kaybetmiş bir haldeyim ama ceset gibi de olsa sürdürmeye çalışacağım bu şekilde gitmeyi. bir tek olumlu tarafı, fırsat maliyetini yok sayarsak, ekonomik açıdan oldu. bağımlılıklarımı yitirdim.

benim bu hallere düşüşüm genelde kabullenemediğim olayların ertesinde gerçekleşmişti. şimdi kabullenemeyeceğim bir durum olmayacak kadar mantıklı/hissizleşmiş gibi hissediyorum kendimi. aklımı yitirmeyi intihar gibi bir şey olarak gördüğümden kendim için bir şey fark etmeyeceğini düşünüyorum. ama geride kalanlar için istemiyorum.
0
misterturist
(20.05.16)
Bana 46 diyorlar.2003 ten bu yana.ama halimi seviyorum.bi gün cok iyi isem ertesi gün kötü hissedebiliyorum degil bir saatim iyi olsa sonra ruzgarin siddeti beni baska alemlere gorurebiliyor.cok cabuktan oteye degisiyor halim.biraz akilli delilik iyidir.
0
Game Over
(20.05.16)
(1)

Şu ana kadar çok istediğim şeylerin hiçbiri gerçekleşmedi

amilaz enzimi
Yani genel olarak şu kanıya vardım. Ben bir şeyi çok isteyince olmuyor. Ya niye böyle ki? Neden olabilir?
Yani genel olarak şu kanıya vardım. Ben bir şeyi çok isteyince olmuyor. Ya niye böyle ki? Neden olabilir?
0
amilaz enzimi
(19.05.16)
Tek inandığım batıl şeydir 'Bir şeyi ne kadar istersen o kadar olmaz' kısmı. Olay çaba da değil, canımı dişime takarım, hiç sorun değil ama olay anksiyete olabilir. Umursamazken, rahatken insan daha fazla odaklanabiliyor ve zorlanmıyor. Ne kadar çok istersen, o kadar içine dert oluyor, sen hissetmesen bile bir ağırlık veriyor o sana ve rahat olamadıkça o kadar uzaklaşıyor istediğin her neyse. İşin garibi insan öyle durumlarda rahat olup olmadığını bile anlayamıyor. Bunun bir adı vardı ama unuttum. Sen stresleniyorsun ama vücut o sırada 'Bir sorun var' deyip şalteri kapatıyor.
0
aychovsky
(19.05.16)
(12)

ünivesite mailleri

fuckirama
galyalılar, üniversitenin bize sağladığı mailler mezuniyetimizle kapanıyor mu? bana biraz saçma geldi ama böyle bir söylenti var. mezun olan suserların konuya açıklık getirmesinden gari bir şey gelmiyor elimden.
galyalılar, üniversitenin bize sağladığı mailler mezuniyetimizle kapanıyor mu? bana biraz saçma geldi ama böyle bir söylenti var. mezun olan suserların konuya açıklık getirmesinden gari bir şey gelmiyor elimden.
0
fuckirama
(19.05.16)
evet kapanıyorlar. eğer kapanmasını istermiyorsanız, bilgi işleme mail atıyorsunuz.

[email protected] olan mailiniz [email protected]. oluyor
0
kullanıcı adı
(19.05.16)
İlişiğim kesilen 2 üniversiteden sağlanmış mail adresleri aktif biçimde duruyor.

Biriyle ilişiğim 2010 yılında, diğeriyle 2013 yılında kesildi.
0
la rana
(19.05.16)
valla ben mezun olalı baya oldu geçenlerde microsoft'un kampanyasını gördüm. üniversite maili ile üye olanlara 1 tb depolama alanı ve office ücretsiz diye. öylesine bir deniym dedim ve baya şaşırdım. meğer mailim halen aktifmiş, böylece kampanyadan yararlanmış oldum.
0
halitkin
(19.05.16)
Mezun olduktan bir yıl sonra kapanmıştı. Üstelik aynı üniversitede yüksek lisansa devam ederken.
0
aychovsky
(19.05.16)
5 bilemedim 6 ay sonra kapanıyor
0
all girls dream
(19.05.16)
Kapanır diye düşünüyordum ama lisans mailim 2 yıl oldu hala açık, yüksek lisans da öyle.
0
rodriguez2
(19.05.16)
açıköğretimden mailim vardı, kaydı sildirdim hatta 3 yıl oluyor. hala aktifmiş. office olayından faydalanırken öğrendim +1
0
rayde
(19.05.16)
Benim 1 yıl oldu hala kapanmadı. Ayrıca eğer yönlendirme yaparsan kapansa bile gelmeye devam ediyor diye biliyorum.

edit: Gerçi şimdi baktım, ilişik kesildikten bir yıl sonra kapanır diyor, her an kapanabilir yani :)
0
noluyo yaa
(19.05.16)
Benimki duruyor. 4 sene oldu
0
nucleon
(19.05.16)
öğrenci işleriyle konuştum. anadolu üniversiteninde(örgün) kapanmayacağını bildirdiler.
prnt.sc
0
🌸fuckirama
(20.05.16)
@fuckirama üniversite adı verseydin keşke, 2013'te ilişiğim kesilen okul Anadolu Üniversitesi'ydi :)
0
la rana
(20.05.16)
@la rana ortak bir kanı olur diyordum onun için isim yazmamıştım ama farklı fikirler olunca doğrudan mail atıp öğrendim:) teşekkürler herkese.
0
🌸fuckirama
(20.05.16)
(25)

Geceleri üzerinize ne örtüyorsunuz?

equine
Tatlış ve sıcak yorganım sanırım artık fazla tatlış ve sıcak gelmeye başladı. Bir de yün olsa hiç duramazdım herhalde. Ince battaniyeye geçeyim ama ya üşürsem? Uyuyanın üzerine kar yağarmış:(Siz şu sıralar ne örtüyorsunuz?
Tatlış ve sıcak yorganım sanırım artık fazla tatlış ve sıcak gelmeye başladı. Bir de yün olsa hiç duramazdım herhalde. Ince battaniyeye geçeyim ama ya üşürsem? Uyuyanın üzerine kar yağarmış:(

Siz şu sıralar ne örtüyorsunuz?
0
equine
(18.05.16)
Mikrofiber yorgana devam
0
neferkitty
(18.05.16)
Yorgan
0
lilidance
(18.05.16)
daha ince giyinip aynı yorgana devam ediyorum ben, yaz da olsa yorgana gömülme keyfinden vazgeçemiyorum <3
0
baba jo
(18.05.16)
Baba jo+1

Yumuş yumuş yorganım <3
0
buff
(18.05.16)
yurtta kalıyorum, yorganım var. bu havada yorganla yatılmayacağı için üstüm komple açık yatıyorum. bazen uykudayken yorganı üzerime çekip 5 litre su kaybetmiş olarak uyanıyorum ama.
0
der meister
(18.05.16)
tanga + yorgan
0
ıch will
(18.05.16)
Ben hala yorganlayım.
0
shenergy
(18.05.16)
yaz kış mikrofiber yorgan ftw
0
in vino veritas
(18.05.16)
yorgan örtüyorum. bence hava hala soğuk.
0
devilred
(18.05.16)
yorgan. askerde yazın da yorgan örtüyorduk.
0
bohr atom modeli
(18.05.16)
yorgan, üstelik bugun ekstra soğuk
0
mavibalık
(18.05.16)
Ikea'da filan sicaklik seviyesine gore yorganlar var. yaz yorgani da alabilirsiniz oradan (ya da baska bi yerden)

Onun disinda ben pikeyle yatiyorum.
0
kuehles blondes
(18.05.16)
pike. üstünde de polar battaniye. niye bu kadar zahmete giriyorum bilmiyorum ama yorganla kan ter içinde kalıyorum. pike tek başına da ince geliyor.
0
olutaklidi
(18.05.16)
neferkity +1 Havalar daha da isininca pike ya da carsaf, bazen de hicbir sey.
0
stavro
(18.05.16)
yorgan. ikea'nın pofuduk yorganını kullanıyorum yaz kış. yazın çok sıcak olduğunda pikeye geçiyorum ama onun dışında hep ikea yorganı.
0
Beilschmidt
(18.05.16)
yorgan ama çok ince bi şortla falan yatıyorum.
0
Nox
(18.05.16)
battaniye + (kedi tüylerini toplasın diye) pike
0
lesmiserables
(18.05.16)
ikea yazlık yorgan +1
şunu kullanıyorum:
www.ikea.com.tr

şu havalar için ideal. terletmiyor pek.
0
puc
(18.05.16)
yalnızlığımı...
0
mrvengeance
(18.05.16)
pamuk yorgan. anacagızım eski minderleri verdi yorgancıya pamukları bi güüzel dövdürüp yorgan yaptırdı. bi geleneksel benmişim meğer. ama bu aralar fazla sıcak oluyor cidden bazı geceler uyanıyorum bi bakıyorumm ki üstüm açık.
0
dedim ben sana
(19.05.16)
Yorgan kalın geliyor, battaniye ince geliyor, çözüm: iki tane battaniye üst üste
0
inheritance
(19.05.16)
bu havada üşüyen insana diyecek bir şey bulamıyorum. pike var yatakta ama örtünmem. üstüm çıplak yatarım.
0
neil manke
(19.05.16)
kalın battaniye
0
rakicandir
(19.05.16)
Gecenin sessizlğini örtüyorum üzerime, örtündükçe daha soğuk oluyor haliyle. Sonra boğazıma kadar karanlığa gömülüp kayboluyorum.
0
bigbadabum
(19.05.16)
Yorgan + 1
Yazın ince battaniye ya da pike ile yatıyorum ama hala yorganlıyım ben. Üstelik ayağım üşüdüğü için kısa bir süre fan açarak ayakları ısıttım. Bir de benim oda yazın bile evin geri kalanına oranla serin, iklimin birkaç derece farkettiği bir oda. Enlem çizgisi salonla aramdaki koridordan mı geçiyor artık, ne.
0
aychovsky
(19.05.16)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.