bence ne mezunu olup olmadığına değil de kafa yapısına bakıyorsanız, diyalog kalitesini inceliyorsanız, gayet doğru ve olması gereken. ancak, "2 yıllık okumuş, üniversiteye gitmemiş" gibi indirgemeci yaklaşım hatalı. herkesin ailesi eğitim odaklı olmuyor. sizin aileniz "aman oğlum, öss ye gir, liseyi kazan" falan derken, bazı insanlar geçim derdi, aile içi sıkıntılar ya da en basitinden ailenin yönlendirme eksikliği ile farklı yollara gidebiliyor.
her iki yıllıktan mezun insan için, "aptal olduğu için kazanamamış, bana denk değil" diyorsanız, bu çok hatalı bir bakış açısı.
onun dışında, ülke erkeklerinde olan, buradaki güya kalbur üstü kısımda da gördüğümüz "ya eşim benim kadar para kazanırsa da paramla ezemezsem, kendi ayakları üstünde durur da bana hizmet etmezse" korkularından, ego eksikliklerindense sizin tavrınızı tercih ederim.
ben kadınım, işim gücüm de yerinde, büyük ihtimalle yıllar içinde de kazancım/statüm artacak. uzun süredir birlikte olduğum, yakında birlikte yaşayacağım erkek arkadaşım ise öğretmen. avrupa'da yaşadığımız için kimse "aa senin de erkek arkadaşın öğretmen mi :/ :(" falan demiyor ama türkiye'de iş güç konusu açılınca kaş kalkıyor. işini beğenmiyorlar. tamamen bizdeki erkeklerin yaşadığı kompleks. bence bir insanın işi gücü hiç önemli değil. hayatından memnun, gelişmeye açık, kültürlü olması çok önemli.
siz ülke erkeklerinde kronikleşmiş "kadın benden aşağıda dursun" kompleksini aşıp, kadını kendinize denk istediğiniz için şaşırıyorsunuz.
0