Giriş
(23)

dünyanın en güvenli ülkesi

limoncello
bildiğiniz ve gördüğünüz/yaşadığınız kadarıyla dünyanın en güvenli(suç oranı düşük, göçmen az vs.) ülkelei ve şehirleri hangisidir?
bildiğiniz ve gördüğünüz/yaşadığınız kadarıyla dünyanın en güvenli(suç oranı düşük, göçmen az vs.) ülkelei ve şehirleri hangisidir?
0
limoncello
(12.07.16)
İsveç / Göteborg bu dünyada bir cennet köşesi
0
ambrosia
(12.07.16)
izlanda
norveç
0
seyduna6687
(12.07.16)
İzlanda. Şehre gerek yok ama hadi yazalım Reykjavik.

Ayrıca: sd.keepcalm-o-matic.co.uk

edit: Bazı yararlı linkler:
www.oecdbetterlifeindex.org
icelandmonitor.mbl.is
www.bbc.com
wowair.us
0
qazaqwsx
(12.07.16)
bu konuda küba'yı çok methedeni duymuştum. bu da örnek bir yazı

www.birikimdergisi.com
0
animalman
(12.07.16)
Norveçte feci güvende hissetmiştim kendimi. İsveç Danimarka gibi diğer İskandinavya ülkelerinde de bulundum. Onlar da çok güvenli ama hiçbiri Norveç kadar güven vermedi.
0
evilinacloset
(12.07.16)
İsveç'te de problem çıkaran çok sayıda göçmen var.
Benim aklıma Avustralya geliyor aslında. Avrupa'da güvenli yer bilemedim. Biraz İsviçre olabilir. Eh İzlanda da denmiş, güvenlidir herhalde. Keza Finlandiya da olabilir. Ancak İsveç'i saymam ben. Ha gerçi yaşamadım bak Göteborg'da sonuçta, okuduklarımdan yola çıkarak konuşuyorum. Belki de abartıdır.
0
soso
(12.07.16)
Lihtenştayn.
0
angelus
(12.07.16)
linz

(şehir anlamışım)
0
kupigometa
(12.07.16)
avustralya'dan güvenlisi yoktur diye tahmin ediyorum. sınır güvenliği konusunda tam bir paranoyak adamlar. kıtayı izole etmişler resmen, insanları geçtim ülkeye giren çere çöpe bile karışıyorlar. vikiden hızlıca şöyle bir baktım da 2000'den bugüne kadar yaşanan terör olayları (en.wikipedia.org) bizim sadece 2016'da yaşadığımızdan daha az. ondan öncesi de yine çok fazla değil (en.wikipedia.org).
0
nrmnm
(12.07.16)
adana.
0
hakim oynayin dedi
(12.07.16)
@soso Ülke o kadar olaysız ki kırk yılın başı bir şey olunca tüm medya "aoooov"luyor. Onun dışında anahaber bültenleri komple diğer ülkelerin olaylarıyla dolu. Evet göçmen çok ama, ne göçmenler ne mülteciler bizdeki hırbolar gibi elini kolunu sallaya sallaya kayıtsız kuyutsuz geziniyor. Hepsi kayıtlı ve nizam içinde, ülke kendi bakabilme kapasitesini bilip ona göre mülteci aldı, onları da seçe seçe aldı. Ve topluma adapte olup karışabilmeleri, uyum sağlamaları için tüm gerekenler yapıldı.
0
ambrosia
(12.07.16)
Küba'nın güvenli olmadığını Kübalılar söylüyor. O yüzden oluk okul buralara geliyorlar.
0
geçerkenugradım
(12.07.16)
@hakim soruyu yanlış anlamadın di mi en güvensiz değil en güvenli diye sordum
0
🌸limoncello
(12.07.16)
Benim aklıma Norveç/ izlanda ve biraz da isviçre geliyor.
0
fraise
(12.07.16)
www.numbeo.com

seç dersen kuzey Avrupa diyorum ben.
0
hayirsiz
(12.07.16)
İsviçre.
0
curiosita
(12.07.16)
kodiak
0
mirty
(12.07.16)
İzlanda.

Norveç'in o kadar güvenli olduğunu düşünmüyorum. Gerçi kaç sene oldu ama orada bile toplu katliam olmuştu. Koyu katolik biri gençlik kampını basıp 92 kişiyi öldürmüştü. Arkadaşımın kuzeni orada öldü.
www.milliyet.com.tr
Gerçi yeniden olur mu, bilmiyorum ama İskandinavya bununla uğraşırmış gibi geliyor. Ama küçük şehirlerine güveniyorum.

İsviçre'yi de güvenli görmüyorum, çünkü tarafsız bölge. IŞİD oraya 'Sen misin tarafsız? Al, biz tarafız ama' diye bilerek dalabilirmiş gibi geliyor. Buranın da küçük şehirleri ile pek uğraşan olmazmış gibi geliyor. Tabii karşılaştırmam Türkiye ile değil, kıyas kabul etmez.

Çok huzurlu yerlere IŞİD uyuz olup dalacakmış gibi geliyor. Yani ben IŞİD parçası olsam insanlar güvende hissetmesin, 'Burada bile güvende değilsek nerede güvende olalım' diye sürekli tedirgin olsunlar diye en huzurlu görünen yere dalardım. İzlanda pek göz dışındaymış, oraya kadar uğraşmazlarmış gibi geliyor. Daha yakında benzer huzurlu yerler var. Bir yandan da mülteci sorunu ile ortalıkta birtakım olaylar olabilir. Tabii bunlar benim popomdan uydurmalarım.

Lihtenştayn, Andorra falan pek kimsenin ciddiye almadığı yerler, buralara güveniyorum. İŞID tutup da Vaduz'a saldırı düzenlerse değişik olur.

Slovenya güvenli geliyor. Turistik bölgeleri değil de, atıyorum Kranj şehri gibi çok turistik olmayan ama gelişmiş denebilecek şehirler.
0
aychovsky
(12.07.16)
isvicre'ye biraz demem tamamen aychovsky'nin belirttigi tarafsizlik konusu yuzunden. tarihi boyunca hic boyle bir olayla karsilasmamis ama bomba, silahli saldiri gibi bir teror olayi yakin zamanda zurih, cenevre gibi yerlerde yasanirsa sasirmam. zaten onlar da bundan supheleniyor olacaklar ki guvenlik duzeyleri ust safhada su asamada. ha tabii isid'in paralari da isvicre bankalarinda varsa, bilemiyorum. yine de tarafsizliklari bir gun baslarina is acabilirmis gibi geliyor. bunlar disinda guvenli ulke.
0
fraise
(12.07.16)
kimse kanada yazmamis ama kanada da iyi bence bu konuda.
0
xenophobe
(13.07.16)
türkiye
0
prince legolas
(13.07.16)
@prince legolas sen de soruyu yanlış anlamadın değil mi güvenli diyorum güvensiz değil
0
🌸limoncello
(13.07.16)
izlanda. nüfusu az ve izole çünkü.
0
o kadar da degil aga
(13.07.16)
(26)

kedim kalsın mı gitsin mi?

hushhush
merhaba, 5 aylıktan beri benimle olan 1 yaşında bir kedim var. annesi terkettiği için sokaktan almışlar, sonra da ben almıştım.aramız iyi. beni çok seviyor ben de onu. fakat evim 1+1 ve akşam kadar işteyim. hele de akşam bi yerlere gidersem iş sonrası yalnız kalıyor yavrucak. balkonum var ama küçük.
merhaba, 5 aylıktan beri benimle olan 1 yaşında bir kedim var. annesi terkettiği için sokaktan almışlar, sonra da ben almıştım.

aramız iyi. beni çok seviyor ben de onu.

fakat evim 1+1 ve akşam kadar işteyim. hele de akşam bi yerlere gidersem iş sonrası yalnız kalıyor yavrucak. balkonum var ama küçük.
bazen geceleri enerji patlaması yaşayıp beni sabaha kadar uykusuz bırakıyor.

annem yazlık bi yerde yaşıyor yaz-kış. acaba ona versem iyilik eder miyim hayvana?

bir arkadaşının kızı annesine vermiş kedisini, kedi çok çabuk alışmış ve çok mutlu olmuş. gezip gezip geri eve geliyormuş.

veterinerine sordum, hayvan için de iyi olur dedi.

ama annem eve almam, bahçede durur yatağı, yemeği, kışın da bakarız dedi.

şimdi giderse beni özler mi? ya gidip dönmezse? fikirlerinizi rica ediyorum. hayvan ömrünü 1+1 evde sıkılarak mı geçirsin? yoksa riskli mi sokak?

edit: bu arada alt komşu bizden şikayetçi mütemadiyen gürültü yaptığı için :(
0
hushhush
(12.07.16)
1+1 meselesine filan girmeyeceğim, dallanır budaklanır burda herkes birbirine girer. ama kızıyorum böyle sorulara çok, kalsın mı gitsin mi siz daha iyi bilirsiniz ama herhalde gitsin diyeceksiniz, burada da kılıf arıyorsunuz.

madem o ya da bu sebeple bakamayacaksınız, almayın şu hayvancağızları evinize ya sanki kapıdan bacıdan zorla giriyorlar. eve alışmış çocuğu yapabiliyorsanız yine evde bakacak bir tanıdığa yuvalandırın. sorunuza cevabım bu.
0
evde liyakat kalmamis
(12.07.16)
anneni eve girip çıkma konusunda ikna et. evin konumu, bahçenin düzeni vs önemli hep. güzel bir yer yaparsanız kalabilir gibi. evi, maması, suyu, oyun alanı gibi.
0
makarnacanavari
(12.07.16)
ne yaparsanız yapın lütfen sokağa bırakmayın. isterseniz başka birine sahiplendirin bilmiyorum ama bir hayvanın tekrar sokağa dönmesi çok ama çok üzücü.
0
engiribord
(12.07.16)
@liyakat'e o kadar katılıyorum ki. İnsanlar bunu anlamıyor pek, bu "denenecek" bir şey değil maalesef. O kediyi alırken de eviniz 1+1'di, sonradan çekmediyse. Ya da çalıştığınız belliydi sanırım. Ben bakamayacağımı bildiğim için tedavi ettirdiğim her kediye yuva bulmak adına tabiri caizse götümü yırtıyorum. Oyuncak ayı değil sorumluluğunu aldığınız.

Evinde bakma imkanı olan birine sahiplendirin. Umarım bilinçlenirsiniz.
0
piremses
(12.07.16)
sokak olmaz bence de. annen eve almayacaksa yollama.
pardon ama alt komşu da bok yesin, ne sesi olacak yahu minicik kedinin. saçmalamış.

bizim evimiz de 1+1 6 yaşına kadar geldi. ben de çalışıyorum filan. zaten kısırlaştırma ve 1 yaş sonrası durulacaktır o, genellikle uyur evde sen yokken, sen de geldiğinde ilgilenirsin oynarsın.

he annenler eve alsa, o canı isteyince gir çık yapsa tabii en güzeli o olur.aşıları filan eksik etmeden tabii.
0
kaputt
(12.07.16)
@evde liyakat kalmamış @piremses @engiribörd dikkatli okursanız, "sokağa" atmıyorum. annemin gözetiminde, daha mutlu olacağı bir ortam sağlamanın derdindeyim. bir başkasına verme düşüncem yok, anneme güvenebilirim gerekli sevgi ve ilgiyi gösterme konusunda ancak. evet, sahiplenirken enerjisini atamayıp, gece 1den sabah 6ya kadar koşup bütün evi birbirine katıp, kendini evin kapısına falan vurarak gürültü yapacağını ve komşudan şikayet geleceğini tahmin edemedim. ya da sabaha kadar ayaklarımı ısırarak beni uyandıracağını. istesem kulağından tutup sokağa bırakırım kimsenin ruhu duymaz ve yasal yaptırımı bile yok. sizden duyacağım şeylerle kılıf hazırlamaya ihtiyacım da yok.

@lamaga teşekkür ederim risk alarak beni koruyup anladığınız için. kedi teyzeleri bekliyordum zaten bunu göze alarak açtım bu duyuruyu. gerçekten durumu anlayıp yardım edecek deneyim sahibi kişilerin görüşlerine önem verdiğim için.

@makarnacanavari çok trafik olan bi yer değil, çevredekiler hayvansever, her yer ağaç, kuş, börtü böcek. onun gözünden cazip bir ortam gibi geliyor. annem aslında eve ok demişti fakat arkadaşları biz evine gelmeyiz kedi olursa demişler, o da yan çizdi bu durumda :/ teşekkür ederim.

@kaputt kısırlaştırdım, 1 yaşı da bu ay dolacak ama mutsuz gibi geliyor. sanki diğer kedilerle oynama, ağaca çıkma vs hakkını elinden alıyormuşum gibi. sizinki de geceleri ya da sabaha karşı manikleşiyor mu?
0
🌸hushhush
(12.07.16)
@piremses bahçe katı bir ev bile baktım neyse masrafı taşınayım dedim ama uygun bir ev bulamadım. ve kusura bakmayın ama çocuğumla kedimi bir tutamam her ne kadar seviyor olsam da.


bana normal ya da anormal yetişkin yaftasında bulunamayacağınızı da belirtmek isterim. haddinizi bilin. size iyi günler diliyorum gerçekten yardımcı olacak kişileri okuyabilmem için lütfen daha fazla saldırgan tutumunuzla beni oyalamayın.

@lamaga tekrar teşekkür ederim.
0
🌸hushhush
(12.07.16)
sevgili lamaga, hem kendi yazdığımı hem piremses'in yazdıklarını tekrar okudum. kırıcı bir şey söylenildiğini düşünmüyorum, belki biraz sitemkar olarak kategorize edebilirsiniz ama hak verin ki düşünülmeden alınıp sokağa bırakıldığı için sokakta yer edinemeyen canları görmezden gelemeyen biz gibi kişiler var. fikir sorulmuş, söylemişiz. ikimiz de evinde bakabilecek birine yuvalandırılsın demişiz, hakaret etmemişiz. anlaşılmayacak bir şey yok, madalyonun öteki yüzünü de görebilmenizi dilerim.
0
evde liyakat kalmamis
(12.07.16)
yok benimki öyle olmadı. yani küçüklük dönemini pek hatırlamıyorum ama büyük bir ameliyat filan geçirdi belki ondan çok azamamıştır o zamanlar. cinsi de önemli tabii bazı kediler çok atik deli filan oluyorlar.

ama her şekilde bir zaman sonra durulacaktır. iki yaş diyelim ya da sınıra. şu anda böyle olması çok normal.

bence anneyi ikna etmeyi deneyin. yahu arkadaşları ne hissedecek evde kedi olunca. hayvan zaten dışarıya alışırsa anca uyumaya filan gelir eve ne zararı olabilir ki. bir köşede uyur. siz onu ikna edin zaten soğukta kışta anneniz de kıyamaz bence onu dışarıda bırakmaya, muhakkak aralarında bir bağ oluşacaktır.

bu arada sizi özlemez, çabuk alışır oraya. biz tatile giderken 10 gün annemlere bırakmış 2.3. gün oraya alışmış biz döndüğümüzde bize yaklaşmıyordu bile. orada mutlu olması önemli. ama orada ona sokak kedisi gibi davranmasınlar. o sokağa çıkan bir ev kedisi olmalı.
0
kaputt
(12.07.16)
ya insanı delirtmeyin sokağa attığım falan yok hayvanı. lütfen yazmayın cevap mevap anladık. siz harika bireylersiniz. yeter. veterineri bile hayvan için iyi olabilir derken hayvanı ayaklarından tavana asıyormuşum muamelesi yapmayın.
0
🌸hushhush
(12.07.16)
@kaputt teşekkür ederim. annemle tekrar konuşacağım. sanırım arkadaşları korkuyorlar ya da tüy müy olayına takıyorlar. :/
0
🌸hushhush
(12.07.16)
Bahçede bakmak zaten sokağa atmak gibi değil mi? Gidip geri gelmezse/gelemezse, başka kediler tarafından saldırıya uğrarsa, araba çarparsa vs?:(

5 aylıktan beri bende diyorsunuz, sokağa alışmamıştır, kendini korumayı da bilmez. Bahçeden kaçıp kaybolursa yemek/su bulmayı da bilmez.

Facebook'ta birçok hayvansever sayfası var, oralara ilan verip bir ev bulmayı deneyin önce derim.

Bu arada alt komşu da resmen saçmalamış, bir kedi ne kadar gürültü yapabilir ki?
0
peggy
(12.07.16)
iyilik etmek göreceli bir durum. kedi halinden şimdikine göre daha memnun yaşayacaksa, sağlığı daha iyi olacaksa iyilik etmiş olursunuz tabi, ama öyle mi olacak?

kediler mekanlara bağlanır insanlardan çok. yani ev değişikliği kedi için her türlü travma olacak, ama travmanın boyutu, atlatma süresi kediye ve gideceği yere, orada göreceği muameleye bağlı.

buna ek olarak eve alışık olan bir kedi diyorsunuz. 5 aylıktan beri evde bakılmış. sokak şartlarıyla ev şartları farklı. sokakta zorlanır, belki de sokakta hiç yapamaz o yüzden.

örnek verdiğiniz çabuk alışmış olan kedi gibi çabuk alışan kediler var, ama öyle olmayan kediler de var. değişime uyum sağalayan kediyle sağla(ya)mayan kedi de tahmin edilebiliyor. bizim 3 kediden biri eve biri geldiği zaman saklanacak delik arıyor, bir diğeri hemen tanışıp koklaşmaya geliyor, bir diğeri de beni rahatsız etmeyin siz keyfinize bakın tavrında. kedinizin karakterini siz bilirsiniz. size gelen misafirlere nasıl davranıyor?

annenizin arkadaşları kedi var diye eve niçin gelmiyorlarmış orasını anlayamadım (hoş, beni ilgilendirmez, ama bu nedene göre çözüm üretilebilir, o yüzden sizi ilgilendirsin). kedi sevmiyorlar herhalde. belki anneniz arkadaşları geleceği zaman kediyi bir odada tutar, arkadaşları gidince de çıkarır olmaz mı öyle. ya da sadece eve birileri geleceği zaman bahçeye çıkarır? bunlar da alternatif, neden direkt bahçede bakılacağına karar verildi? annenizle konuşup ikna edebilirsiniz.

bahçe güvenli bir bahçeyse pekala hayatından memnun yaşayabilir de, ama mesela benim ailemde o şekilde kedi bakıldığında kedi seneler sonra ortadan kayboldu. yani senelerce kediye bir şey olmadı ama bir gün oldu. olabilir. bunun garantisi yok. evden güvenlisi yok o yüzden. kedi için sokak hayatı zor. nihayetinde köpek saldırabiliyor, insan kötülük edebiliyor, araba çarpabiliyor. evde olması en güvenlisi.

1+1 sizin için küçük, ama kedi için hiç de küçük değil. köpek olsa böyle demezdim, ama kedi zaten günün 16 saati uyuyor.

kısırlaştırırsanız koşuşturması, agresif hareketleri de pek kalmayabilir (edit: kısırmış zaten, pardon, atlamışım orayı cevapları okurken). ısırma gibi şeyleri yapmamasını öğretmeniz de mümkün, 1 yaş çok büyük bir yaş değil eğitimi için.
0
whimsical
(12.07.16)
öncelikle, bir hayvan insan yavrusundan daha az değerli değil denmiş, doğru ama insanlar mecbur kaldıkları için sürekli evlatlarını annelerine bırakıyor bilmem farkında mısınız? değil aynı şehir içinde işe giderken anneanneye bırakmak, daha iyi yaşasın daha güzel okulda olabilsin diye istanbulda çalışmak zorunda olan bi çiftin izmirdeki ailelerine çocuklarını bıraktıklarını duydum. burda asıl önemli olan çocuğun bizim senaryomuzda da kedinin refahı sonuçta. sanki "evim 1+1 kedi çok sıkılıyor camdan sokağa fırlatayım mı" diye sorulmuş gibi garip garip tepkiler.

sorunun cevabına gelecek olursak, aslında bahçede bir hayat kedi için yeterli kışın balkon vs çok da güzel mutlu mutlu yaşayabilir. ancak her kedi maalesef öyle bir hayata çok adapte olamayabilir. kaçıp gidip dönmezse çok üzülürsünüz. bizim kekoyu üç dk kapının önünde tutalım desek bi daha bulamazmışız gibi geliyor izansız hayvan çünkü. kedinin huyunu suyunu da değerlendir. bir kere alışırsa ordan ayrılacağını sanmıyorum. belki önce bi süre içeri girmesine de izin vermek gerekir.
0
freya
(12.07.16)
@whimsical kedi kısırmış ama durulacaktır zamanla zaten.
whimsical'ın haklı olduğu noktalar var. sonuçta kedi bu kayboladabilir. başına bir şey de gelebilir, kedinizi iyi test etmeniz gerekir. mesela bizimki cins olarak sokakta yapamaz bunu anlıyoruz halinden sokaktan almış olmamıza rağmen. ama arkadaşın kedisi var o tam bir dışarı kedisi canavar gibi bir şey. birinci katta oturmalarına rağmen ağaçtan tırmanıp eve gir çık yapıyor..

yani iyi tartıp düşünmek lazım sonra başına bir şey gelirse üzülmeyin. bir de kediyi bırakıp siz döndükten sonra kendini kötü hissedip kaçmaya filan kalkma riski var. sizi bile aramaya çıkabilir ki yakınsanız buladabilir..
0
kaputt
(12.07.16)
tavrınız, ifadeleriniz anlatıyor ne demek istediğinizi merak etmeyin. kedi teyzeleri, aynen. peki neden şartlarınızın kediyi sahiplenmeden önceki hali ile ilgili konuya cevap vermek yerine saldırıyorsunuz?

siz kararınızı vermişsiniz, duyurudaki amacınız içinizi ve vicdanınızı rahatlatmak diye düşünüyorum ben bu durumda. diğer tüm normlara göre iyi niyetli olabilirsiniz, şu cevaplardan sonra benim için değilsiniz kusura bakmayın.
0
piremses
(12.07.16)
@whimsical öncelikle faydalı cevabınız için teşekkür ederim.

sanırım dediğim gibi tüyden rahatsız oluyorlar. haliyle tüy oluyor kedili köpekli evde. annemi baskılamak istemediğim için, zaten bir sorumluluk yüklediğim için, ısrar etmek istemedim.

eve sık gelen kişilerle arası çok iyi. gelip aramıza oturuyor falan. ama az gelen ya da ilk kez gelmiş kişileri uzaktan izlemekle yetiniyor. saldırganlığı yok.


bahçe eve ait bir bahçe ama giriş çıkış var dışarıya. gidip gelmeme riski var. veteriner evi ilk bir kaç gün eşlik edilmesiyle öğreneceğini söylemişti.

1+1in küçük olmadığını söylemeniz beni rahatlattı. sanki hayvanı hapis ediyormuşum gibi hissediyorum çünkü.

kısırlaştırdım. maalesef hiç sakinleme olmadı.

eve alışmış olması ve değişikliğin onu tramvatize edeceği görüşünü aklımda tutacağım. sağolun vaktiniz için.

@peggy başka birine vermeyi düşünmüyorum. şartlar el verdiğinde ev değiştirmeye çalışacağım. teşekkür ederim.
0
🌸hushhush
(12.07.16)
@piremses her kedi bir değil, beaber yaşamadan neler olup biteceğini öngörmek de mümkün değil, hayvanı sokağa atmıyorum ya da işkence etmiyorum. bir yabancıya verme niyetinde de değilim. alternatif bir ortam var ve böle bişey önerdiler, şartları paylaşıp deneyimi olan insanlardan görüş alıyorum müsaade ederseniz bu size son cevabım. sizin ne düşündüğünüz gerçekten umurumda değil. iyi günler.

@kakao aynı cevap sizin için de geçerli. size de iyi günler.
0
🌸hushhush
(12.07.16)
çok afedersiniz ama neden garip ve nefret edilesi tepkiler vermiş oluyoruz bir kediyi sokağa bırakmayın dedik diye? burada bir fikir sorulmuş, kimseye hakaret etmeden cevaplanmış. yok kediyi tavandan asmış gibi davranmışız yok bilmem ne, ne ayıp şeyler bunlar ya. ben sizin beyan ettiğiniz fikrin altını varsayımlarla, imalarla dolduruyor muyum mesela? yaptığınız şey düpedüz ayıp bence.

iyi, evde besleyip büyüttüğünüz kedinizi x bir kişinin gözetiminde sokağa bırakın. evde büyüdüğünden araba nedir bilmediği için dışarıda kelebek peşinde koşarken kamyonun altına atlasın. diğer kediler yabancılayıp gözünü çıkarsın. vahşi bir hayvan poposunu ısırsın. bunlar hoş şeyler mi allaşkına? bir karar alırken tüm riskleri düşünüp gözden geçirip öyle almıyor musunuz? bunlar da sokağın riskleri işte, başımıza gelen şeyler.
0
evde liyakat kalmamis
(12.07.16)
yardımım dokunduysa ne mutlu, memnun oldum.

tüy problemi kediyi düzenli tarayarak çözülebiliyor. ölü tüyler dökülüyor çünkü evin içine, düzenli tarayınca haliyle evin tüylenmesi problemi ciddi ölçüde azalıyor. giysilerdeki, koltuk kumaşlarındaki tüylenmeler de yapışkan bantlı rulolarla çözülebiliyor. zaten düzenli süpürge yapılıyorsa çok sorun yaşanmayacaktır o açıdan. masaların üzerine çıkmaya alıştırılmadığı sürece (ev boşken değil ama en azından evde birileri varken çıkmaması sağlanabiliyor) misafirler de alışmakta zorlanmayabilirler diye düşünüyorum.

bahçenin giriş-çıkışı için bir şey diyemeyeceğim tabi; yukarıda dediklerim geçerli. sokak güvenli değil. kedi için sokak hayatı zor. nihayetinde köpek saldırabiliyor, insan kötülük edebiliyor, araba çarpabiliyor. evde olması en güvenlisi. kedi çok atılgan da olsa kendini koruyamayabiliyor.

onun dışında diyeceğim; hiç hapsediyormuş gibi hissetmeyin, hapsetmiyorsunuz. ev 1+1 de olsa 3+1 de olsa evde kedinin belirli noktaları oluyor, oralardan ayrılmıyor zaten. umarım hakkında hayırlısı olur. kolay gelsin.
0
whimsical
(12.07.16)
@whimsical taramadan pek hoşlanmıyor ama daha sık taramayı deneyeceğim. tekrar teşekkür ederim.
0
🌸hushhush
(12.07.16)
@kaputt evet o ihtimali düşünmemiştim. ilk günler oralarda olacağı tabi ama ben evime dönünce ya beni aramaya çıkarsa? :(

teşekkür ederim.
0
🌸hushhush
(12.07.16)
Kuzenim kız arkadaşı ile bir kedi almıştı, evde çok da iyi bakamadılar. Kedi 3 yaşındayken de ayrıldılar, evi dağıttılar. Kuzenim halaım evine döndü ve halam kediyi istemedi. O sırada ailem de yazlıktaydı, 3 yaşındaki kediyi geçici olarak bize verdiler. Yazlıklı bir bahçe, dolayısıyla kedi sürekli bahçede. Kedilerin bir huyu vardır; önce çevrelerini daireler çizerek ve o daireleri geliştirerek öğrenirler. Yeterince büyük alanı öğrendikten sonra da bir daha çok fazla gitmezler. Bize bırakılan kedi de 3 yaşında ilk geldiğinde toprağı geçtim, balkon bile görmemişti. Toprağa basarken çok korktu, ilk bir saat toprağa basmaktan korktu ve kutuda kaldı. Sonra sanki elektrik çarpacakmış gibi toprağa hafifçe patisini dokundurup çekti. Sonra yavaş yavaş toprağa alıştı ve içgüdüsel olarak tuvalet için toprağı kazması gerektiğini birden anlayıverdi. Sonra da daireler çizerek ortalığı dolandı, her dairesi biraz daha geniş oldu sanırım ama eve de dönüyorlar; kediler o kadar yol, iz bilmez ve yön duygusu hayvanlar değiller. O evde 16 yaşına kadar yaşadı kedimiz olarak. Bahçeyi de çok seviyordu. Bir bahçe bir ev dolanıyordu. Bazen gidip 5-6 saat sonra ya da ancak acıkınca dönüyordu. Kediye zaten "Bahçe bura, çıkma bir zahmet" diyemezsiniz, 40 kere kaçar laf ağızdan çıkmadan. Normalde özel bir cins kedi olduğundan ve bu cins mutasyonla oluştuğundan genelde ömürleri kısa olurmuş ama gayet iyi bakıldığı için ömrü uzun olmuş. Sonuçta o da genç denilemeyecek bir yaşta ev değiştirdi; üstelik geldiğinde kısırlaştırma ameliyatından yeni çıkmıştı. Bir kerelik sahip ve ev değiştirmeye dayanamayacak, bunalıma girecek canlılar değil kediler, eğer daha iyi koşullarda yaşayacaksa. Yalnız annenizin 'Eve sokmam' demesi işkillendirdi. Benim annem de aynı şeyi söylüyordu, sonra kısa süre içinde o kedi her gece yatağının, yorganının içinde kaldı. Sizin annenizin de kısa zamanda ona alışıp eve sokacağına inanıyorum. Kışın eve giremezse büyük sorun çünkü. Tabii keşke böyle bir durum olmasaydı ama olmuş artık, yapacak bir şey yok.
Kedi sizi özlemez, genelde sahibini sallamaz ama ilk gittiğinde evi yadırgar, size trip atar ve sizi tanımamazlıktan gelir.
0
aychovsky
(12.07.16)
Alt komsu rahatsiz oluyorsa dikkate alinmali , siz kedi seveceksiniz diye insanlar hayatlarindan taviz vermek zorunda degil , kedi bahcede yasayabilir , disari cikip gelmeyedebilir dogal seleksiyondur yapacak bi sey yok , insanlarda disari cikip gelemeyebiliyor zira . Ist katinda kopek olan bir birey serzenisi..
0
biarkadastanduydum
(13.07.16)
@aychovsky ben de buna benzer bi hikaye duyarak düşünmeye başlamıştım. teşekkür ederim. bi yanım mutlu olacak, ağaç, kuş görecek, özgür olacak diyor. bir yanım ya geri gelmezse, diğer kediler zarar verirse diyor. inanılmaz arada kaldım..

@biarkadastanduydum haklısınız, başkalarını rahatsız etmekten çok imtina eden biri olarak inanın o gürültü yapıkça mideme ağrılar giriyor utancımdan. kesinlikle katılıyorum. keşke bahçeli ya da teraslı uygun bir ev bulabilsem :/
0
🌸hushhush
(13.07.16)
@freya sizin cevabı arada atlamışım. beni yerden yere vuranlar kadar anlayanlar olması güzel.

biraz da karakteri açısından değerlendirmeye çalışacağım. çok teşekkür ederim.
0
🌸hushhush
(13.07.16)
(20)

Erkek arkadasim neden böyle bir yalan söyledi

yuvarlanantencereninkapagi
Erkek arkadaşım geçen hafta kusadasina gitmişti. Bir gün kaldı bodrum' a geçti. Sebep olarak da a. Adli bir arkadaşınin yanına gittiğini söylemişti. İnstagram dolayısıyla başka iki kız arkadaşinin yanına gittiğini öğrendim. Kıskanç falan bir insan da değilim neden böyle bir şey söylemiş olabilir? İn
Erkek arkadaşım geçen hafta kusadasina gitmişti. Bir gün kaldı bodrum' a geçti. Sebep olarak da a. Adli bir arkadaşınin yanına gittiğini söylemişti. İnstagram dolayısıyla başka iki kız arkadaşinin yanına gittiğini öğrendim. Kıskanç falan bir insan da değilim neden böyle bir şey söylemiş olabilir? İnstagram kullanmıyorum fake bir hesaptan ona bakıyorum yalnızca. Bu yüzden soramiyorum da. Ama icim icimi yiyor. Sizce ne yapayım?
0
yuvarlanantencereninkapagi
(11.07.16)
Seni aldatmaya gidiyorum mu desin.
0
angelus
(11.07.16)
Kizlarla orda karsilasmis olabilir mi ?
0
EasyTiger
(11.07.16)
bunu ona sor. sen onu tanıyorsun yalan söyleyip söylemediğini en iyi sen anlarsın.
0
komando kani var bende
(11.07.16)
@angelus +1
0
kelepir
(11.07.16)
Aldatan adam instagrama fotoğrafını koymaz. Kendisine sor bence.
0
damdanakan
(11.07.16)
kesinlikle halısaha macına gitmistir (beyler destekleyelim arkadaşı)
0
anonymice
(11.07.16)
Kendisi koymamış fotoğrafı. O kızlardan biri koymuş.
0
🌸yuvarlanantencereninkapagi
(11.07.16)
@damdanakan İnstagramda baskasi onun fotosunu koyup etiketliyemiyor mu ?
0
EasyTiger
(11.07.16)
ayrılma sebebi
0
Lola90
(11.07.16)
"günün nasıl geçti" gibi birşeyler sorduğunda falan gününü anlatırken bundan bahsetmemesi sakat. tabi bunu "kıskanç değilim" dedin diye söylüyorum. ama dur yaf 1 dk, sana göre kıskançlığın ölçüsü ile bizimkiler belki tutmayabilir. yani kıskanç değilim derken pek de kıskanç biri olabilirsin belki de. önce bunu netleştirmemiz gerekiyor.

instagram'a gelince. birileri bizi etiketlediğinde şak diye hesaplara düşüyorsak saçmaymış. feysbuk'ta bile biz izin vermedikten sonra isteyen istediği yere etiketlese bile kaç yazar hani. koskoca instagram'da bu olay yoksa hiç de o kadar koskoca değilmiş bu instagram diyebiliriz.
0
matrix
(11.07.16)
matrix + 1

Aklıma bir de şu geliyor. Daha önce gittikleri yerlere laf etmişsen, şaka bile olsa 'Bensiz içine sindi mi' tarzı demişsen ya da 'Yaaa oraya beraber gidecektik' diyeceğin bir yerse, sen tepki vermeyesin diye de söylememiş olabilir.
0
aychovsky
(11.07.16)
aldatan adam kendini etiketlirmez, etiketlenirse de ışık hızıyla kaldırır. öğrenin bunları. biz mi anlatalım (adam olun, akıllı olun. kimseyi aldatmayın tabii)
0
damdanakan
(11.07.16)
kız arkadaşları ile buluşurken normalde söylüyorsa sana sadece bunu söylemediyse niyeti daha farklı olabilir. Belki gizliden flört ediyorlardır. ya da orada bir şeyler olacağını düşünüyordur.

Olay onun niyetinde bitiyor yani normal arkadaşları olsa herhangi farklı bir şey düşünmese zaten söylerdi.
0
zimbirik
(11.07.16)
Ya bu tarz adamları nereden buluyorsunuz. Ben yerinde olsam ağzına sıçarım.
0
Polaroid
(12.07.16)
erkekler doğası gereği tek eşli olamıyor, bu tarz durumları hoş görmek lazım.
0
prince legolas
(12.07.16)
büyük ihtimalle ortada bir aldatma veya aldatmaya niyetlenme var.
0
floydian
(12.07.16)
Angelus +1

Sadece sarilip uyumuslardir belki.
0
stavro
(12.07.16)
kesinlikle ortada bir bok yeme durumu var. instagram aç yanında, sonra onu ekle sonra nerden gördüysen oraya bak. bunların yanına mı gittin diye ağzına sıç.
0
sanguine mcqaer
(12.07.16)
Olay A. adlı arkadaşta bitiyor. A. adlı arkadaş oradaysa aldatmadı büyük ihtimalle ve karşılaştılar, A. adlı arkadaş yoksa aldattı. A.'ya odaklan.

Kendi adıma konuşursam (yalan söylediğini varsayarsak) ben böyle bir yalan söylersem ya da yakalarsam ilişkim biterdi. Güven sarsıldıktan sonra ortada ilişki değil alışkanlık ve şüphe kalır.
0
mimarbasi
(12.07.16)
ayrılma sebebi falan değil. lütfen ama lütfen senaryo yazmadan önce iletişim kurun. konuşun konuşun konuşun..
0
whatyougetiswhatyoudid
(12.07.16)
(2)

Sabırlı olabilmek/olabilmeyi öğrenmek

body electric
Var mı bunu öğrenmenin yolu?Örneğin, eğer giriştiğim şey zaman,çaba ve çok çalışma gerektiriyorsa o işte devamlı olamıyorum, hemen sonuç almalıyım, bir şeyleri hemen başarmalıyım gibi hissediyorum, haliyle hızlı bir geri dönüş alamadığım çoğu şeyden çabuk sıkılıyorum.ne yapılabilir, var mıdır bunu ö
Var mı bunu öğrenmenin yolu?

Örneğin, eğer giriştiğim şey zaman,çaba ve çok çalışma gerektiriyorsa o işte devamlı olamıyorum, hemen sonuç almalıyım, bir şeyleri hemen başarmalıyım gibi hissediyorum, haliyle hızlı bir geri dönüş alamadığım çoğu şeyden çabuk sıkılıyorum.

ne yapılabilir, var mıdır bunu öğrenmenin, kendini eğitmenin bir yolu?
0
body electric
(11.07.16)
Var, hayvan sahiplenmek, özellikle köpek. Birkaç ayda sabır taşına dönersin. Ciddiyim.
0
buff
(11.07.16)
Yaşını bilmiyorum ama Y neslindeysen yalnız değilsin. Çoğu yerde 'Y nesli', 'millenial' kelimeleri ile 'sabırsızlık', 'dayanıklı olamama' kelimeleri at başı gidiyor.
www.linkedin.com
www.quora.com

Bunun iyi yanları da çok aslında, bunun için de birçok yazı var ama önce nasıl gelişitirilebileceğine geçelim.

İlk yolu, hedefe odaklanmayı bırakıp yaptığın işe odaklanmak ve ondan zevk almak; böylece mihenk taşlarının da önemsiz hale gelmesi. Her adım attığında 'Ne oldu? Başardım mı?' diye bakmama ihtiyacı hissetmek önemli. Bir deniz gibi düşün bunu. Her kulaçta ne olduğuna bakmamak, kontrol etmemek gerekiyor. 10-20 kulaç attıktan sonra 'Bakalım, nereye geldim' demek ya da 'Aaaa, bak yüzerken nerelere gelmişiz, hiç fark etmedim' demek gerekiyor. Tabii sevdiğin şeyi yapmıyorsan, bu çok seçenek olmuyor.

Bir psikolog çok ağır bir ödül-ceza sistemi uyguluyordu. Diyelim yapmak istediğin bir şey var, 'Akşam, deniz kenarında güneşi batırmak istiyorum' diye içinden bir dilek geçiyor ama yarına da bir iş var. 'Bu işi yapmadan, güneşi deniz kenarında batıramam' tarzı bir ödül-ceza sistemi koymuş. Ortada bir ödül var, iş biterse deniz kenarına inilecek. Ortada bir fırsat maliyeti var, iş bitmezse deniz kenarına inilemeyecek. Aynı şekilde, bunun değerini arttırdıkça etkili olduğunu görmüş. 'Elindeki projeyi bitirmeden, sevdiğin kıza açılamazsın. Hiç bitiremezsen, hiç açamazsın. Geç bitirirsen, kızı başkası kapabilir. Çabuk bitirip kalitesiz proje yaparsan da baştan başlayacaksın' gibi bir sistem koymuş. Proje de hatırlamıyorum ama 'Kağıttan bir gökdelen inşa et' gibi bir şeylerdi. Cezanın değeri arttıkça, motivasyon artmış. Ancak, bir noktadan sonra, çok zor iş ve çok büyük bir ödülden sonra, artık kişiler kayıtsız kalmaya başlamış. 'Yok artık, o da olmayıversin' etkisi yapmış.

Bunu bebek adımları ile uygulayabilirsin. Kendine ufak ufak ceza ve ödüllerle biraz daha disiplinli olmayı başarabilirisn.
0
aychovsky
(11.07.16)
(19)

Bir insanın, bir şeyi/durumu eleştirmesi için o konuda çok iyi/uzman olması

ack3000
nın şart olduğunu düşünen kaç kişi vardır sizce? Formata uydu.1. Bir insanın, başka bir insanın görünüşüne laf söylemesinin, kişinin kendi görünüşüyle hiçbir alakası yok. "Ona laf söylüyorsun da kendine bak xd""Sanki kendisi brad pitt aq :d"bakın bunlar aptalcadır.2. Bu sadece görünüşle sınırlı deği
nın şart olduğunu düşünen kaç kişi vardır sizce? Formata uydu.

1. Bir insanın, başka bir insanın görünüşüne laf söylemesinin, kişinin kendi görünüşüyle hiçbir alakası yok.

"Ona laf söylüyorsun da kendine bak xd"

"Sanki kendisi brad pitt aq :d"

bakın bunlar aptalcadır.

2. Bu sadece görünüşle sınırlı değil. Bir şeyi beğenmemek ya da eleştirmek için o konuda mükemmel olmak gerekmiyor. Bir yazarın kitabını eleştirene, "he sen orhan pamuk'sun ya" demek, aptallıktır.

3. Örneklere sabaha kadar devam edebilirim. Bu aptal hareketten vazgeçin.

1.50 boyundaki biri, gayet de gidip 1.50 boyundaki başka biriyle dalga geçebilir. Annesinin bile çirkin bulduğu biri, bir başkasına çirkin diyebilir ve bunu demesi için kendisine bakması gerekmez. "sen kendine bak" kadar acınası bir laf yok.

Daha tane tane anlatmama ihtiyaç duyan varsa elimden geleni yaparım.

Eleştiri iyidir, güzeldir.
0
ack3000
(11.07.16)
Begenmeyebilirsin. Begenmemek icin brad pitt veya orhan olmaya gerek yok. Katiliyorum. Herkes fikrini serbestce soyleyebilir. Ama elestirmeyi dogru bulmuyorum. En azindan fiziksel durumu. Zira cok kisinin elinde degil. Onun disinda kisinin kendi elinde olan seylere fikir bicilebilir.

Begenmiyorum
Basarili bulmuyorum

Evet bunlari demek icin uzman olmaya gerek yok.

Eger uzman olmak gerekirse kimse fikir beyan edemez. Yani cok az kisi cok az vakada fikir beyan edebilir.
0
EasyTiger
(11.07.16)
Dediklerinin bir kısmına katılıyorum. Bir şeyi beğenmemek için uzman olmak gerekmiyor ama eleştirmek için en azından eşik değerli bir bilgi sahibi olmak gerekiyor bence. Örneğin, şöyle bir konuşma olsun.
X: Ben Picasso'yu sevmiyorum.
Y: Ben de sevmiyorum. Bu ne biçim resim? Ağız düz, burun yan, alın kaymış.
Z: Aaa, nasıl sevmezsiniz. Sanki sen Dali'sin.
T: Olm Y, kübizmi bil de öyle konuş.

Bence 'Sanki sen Dali'sin' zaten bir argüman değil. Tartışmanın içinde gürültü, white noise. X'inki bir fikir beyanı. Y'ninki de bir fikir beyanı ama gerçekten kübizmi bilmemekten kaynaklı bir beyan. Belki biraz bilse o eleştiriyi yapmayacak. Bu açıdan T'nin Y'ye verdiği ayarı doğru buluyorum. Çünkü Y'nin görüşünün eksik bilgi içerdiğini ve dinleyen dış bir kişiyi yanlış yönlendirdiğini düşünüyorum. Onu duyan başka bir kişi 'Aaa, gerçekten de ağzı yamuk. Bu nedenle, ben de beğenmedim' diyebilir ama belki bildiğinde sevecek ya da ilk anda sevmeyecek ama bildiğinde sevecek. Eleştiri ortama bilgi getirebilecek biri olduğunda güzeldir.

Tip gibi öznel kavramların ise eleştiri konusu olmasını ve dalga geçilmesini anlayamıyorum. Daha doğrusu yapıcı eleştiriyi anlıyorum ama dalga geçilmesini anlamıyorum. Karşı atağa geçmeyi de. Beğenilmemesi ayrı, eleştiri ayrı, dalga geçmek daha ayrı. Dalga geçmek sadece kaynaktan çok fazla rahatsız edici uyaran geldiğinde yapılacak bir şey benim gözümde.
0
aychovsky
(11.07.16)
Beğenmemek için yakışıklı olmaya gerek yok
Kitabı okursun beğenmezsin olur biter o zaman sen daha iyisini yaz okuyalım demek doğru değil
0
basond
(11.07.16)
altyapı gerektiren durumlarda hani derslerde "prerequisite" denen tarzda bilgiye sahipseniz gayet de güzel konuşursunuz.

onun dışında politik meselelerde yanlı olan ve kafa yıkamak isteyen akademisyenler bunu çok yapar. titrini kullanabileceği en kötü şekilde kullanır ve karşısındaki insanı "sen bunu bunu biliyor musun bakayımi bilmiyorsan kes" diye susturur.

sanır ki fikirler kendisini ilk telaffuz edenlerle patentli. ya da öyle sunmak ister. fikri tekeline alır. referans verdiği kitap yalan doludur mesela, o ondan iki satır alıntılayarak karşısındaki saf ama sorgulayan kimseyi susturmaya çalışır.

geçenlerde celal şengör'ün darwin ile alakalı olarak marx'a neden salladığını sormuştu bir arkadaş.

celal şengör bir jeolog olarak marx vs hakkında bir çöpçü kadar konuşma hakkına sahipken "biz akademisyenler biliriz" tıraşına girip önüne geleni pıstırmaya kalkmış mesela bence.

kim diyor yani? belki o çöpçü eskiden falan filan mesleklerle uğraşmış biri ya da bir şekilde fırsat bulmuş ve senden daha fazla okumuş konu hakkında. ya genel üniversite eğitimi önemli aslında, onu inkar etmiyorum ama şu yüzden önemli: sen öğrenmek istediğin herhangi bir konuyu öğrenmenin usulünü de öğrendiysen üniversite sana vereceğini vermiştir. ama buna mecbur değilsin, bunu yapmadan da kendini böyle donatabilirsin.

uzmanlığını ideolojisini empoze etmek için kullanan tiplerin çok fazla sığındığı bir şey şu başlıkta verdiğiniz ifade.

gerçekten sevmiyorum bu kurnazlığı. kişi olgulardan bahsediyorsa her halt hakkında da konuşur, soru da sorar. bir şey "factual" nitelikte olabildikten sonra üzerine mantık yorma hakkı, düşünme ve eleştirme ve gerekirse yanılma ve gelişme hakkı herkesindir. bir çöpçü sallasaydı aynısını "cahil işte ne bilecek" denirdi ama x bir jeolog sallayınca mazur göreni hatta ağzı açık dinleyeni çok oluyor. gerçekten koyunca bu.

ancak başlık altında bahsettiğiniz "dalga geçme" işini ben eleştiri ya da şakalaşma barındırmıyorsa yadırgıyorum. kimse boyla posla dalga geçmesin bana göre. ha geçiyorsa zaten herkes herkesle geçer, tabii. adam 1.50'dir yapılıdır, diğeri 1.50'dir ama çok cılızdır, ilki diğerini küçük göreceği bir fırsat bulup mal gibi atlar sonra gelir onla 1.60 bir yapılı dalga geçer ve bu zeka düşüklüğü böyle devam eder falan.

eleştiri başka şey ne var ki. birisi ciddi bir eleştiri getirdiğinde "sanki sen şusun" denmesi çoğu zaman demagoji oluyor zaten. ancak kişi eleştiriyi getirirken öbürüne kişisel bir saldırı yapmaya kalkıyorsa öbürü de "ele verir talkını kendi yutar salkımı, ne çekiyorsak bu çifte standartlılardan çekiyoruz" diyebilir, o zaman da eleştiri getirme haklarını kullanmış olmak açısından ikisine eşit muamele yapılması lazım gelir.


not: çöpçü kadar derken herkesi kastediyorum. orayı iyi ifade edemedim herhalde. akademik kimliğini geçerli bir söz karşısında "bastırıcı unsur" gibi kullananlardan birine örnek verdim ben. kullanmayana değil.
0
godoşu beklerken
(11.07.16)
Evet aptalliktir. Senin gibi dusunuyorum. Roman orneginden gidersek, romani elestirecek kisi roman okurudur mesela, sadece kendisi gibi yazar olanlar elestirecekse okura da ihtiyaci kalmiyor o zaman yazarin.
Tane tane anlatmana gerek yok zaten, gayet net anlasiliyor ne demek istedigin.
0
stavro
(11.07.16)
eleştiri bir ehliyet/donanım gerektirmez, bir insanın herhangi birini/bir şeyi eleştirmesi için ağzının ve dilinin olması yeterlidir. burada bahis konusu olması gereken şey konunu taraflarından birinin bu eleştiriyi dikkate alıp almayacağı. söylediği şey işine gelmiyorsa da dikkate almazsın, söyleyen kişi çobansa da.

yani; "sen bunu bil sonra eleştir" tabiri en fazla bir eleştiri eleştirisi olur, ilk eleştiriyi yapanın nasıl muamele görmesi gerektiğini düşünüyorsak bunu diyen için de aynısını düşünebiliriz.

tekrar ediyorum, eleştiri hakkı diye bir şey yoktur. karşıdaki uzmansa eleştirisini kabul edersin, değilse etmezsin; bu açıdan bakanlar için uzman olması yetebilir. diğer açıdan bakarsak, uzmanın söylediği her eleştiriyi kabul etme ön koşulu nasıl yoksa uzman olmayanınkini reddetme koşulu da yoktur.
0
baba jo
(11.07.16)
fukuyama uzmandı ama öngörülerinde hatalı olduğunu söyledi. o onu itiraf edene kadar olacağı söyleyen sıradan vatandaş çoktu.

ben mesela monsanto laboratuarında çalışan adamın genetik olarak modifiye yiyecekler tamamıyla sağlıklıdır demesine inanmak zorunda mıyım?

yıllar evvel cevizkabuğu'na bir "mühendis" çıkıyor ve %100+ enerji elde edilebilecek dizaynlar gerçekleştirilebileceğini söylüyor. termodinamiğin en önemli kurallarından birini üstelik mekanik fizikle ihlal edebileceğini zanneden bir mühendis. isterse 15 yaşında bir liseli ağzının payını verir bu adama, kimse de bir şey diyemez.

yani eleştiriyi kimden geldiğine bakarak men edenler olduğu, bir eleştiri son derece geçerli olmasına rağmen buyaklaşım sebebiyle hak ettiği değeri göremediği için eleştiriyi bir hak olarak değerlendirmeyi tercih ettim şahsen. yoksa tabii ki, karşındaki istesin istemesin kafandan her türlü eleştiriyi zaten yaparsın.

babajonun bir açıklaması üzerine editi uygun gördüm. kastettiği şeyi daha başka anlamışım. hatta yanlış anlamışım.
0
godoşu beklerken
(11.07.16)
3. maddedeki örneği genellersek evet, durduk yere gidip birinin fiziksel durumuyla -beğenmemek değil de- dalga geçmek elbette hoş değil. burada daha ziyade ifşa duyurularından yola çıktım. bence buraya fotoğraf koymak "alın beni yorumlayın nasılmışım bakayım" demek. bu nedenle bir ifşa altında dalga geçercesine yorum yapmakta ben beis görmüyorum.

bakın her ifşanın altında eleştiren ya da dalga geçenlere "siz kendinize bakın" diyen kocaman bir güruh var. onlar diğer maddeleri de uygulayanlar işte...
0
🌸ack3000
(12.07.16)
@ayço

heh bu farklı bir nokta. bu örnekteki Y, bilgi olmadan fikir sahibi olmak. Y'nin picasso'yu beğenmemesi en doğal hakkı. hiçbir eğitim, sanatsal birikim olmadan da picasso beğenilmeyebilir. daha çok buna vurgu yapmaya çalışıyorum ben. bugün çıkıp "picasso da ne boktan resim yapıyor be" desem türkiye insanının %90'ı "sen ne anlarsın" "he çok biliyon" "sen yap o zaman" gibi tepkiler verecektir. ama burada Y, kişisel beğeniden öte, bir bilgisizlik sergiliyor. o yüzden farklı bir durum.

tip konusunda genel editi verdim...

@sour, öncelikle, yanlış gelmedin. sadece bir madde o editin, onunla ilgili genel cevabı verdiğim için es geçiyorum bu kısmı.

dediğine katılmıyorum. şöyle ki, eleştirmekle karşı argüman sunmak farklı şeyler. bir şeyi eleştirmek için, daha iyisini sunmak şart değil.

"e daha iyisini biliyorsan söyle o zaman" bu kısımda çok karşılaşılan bir laf ve en az diğer örnekler kadar aptalca. yine söylüyorum, bir şeyi eleştirmek için daha iyisine sahip olmak gerekmiyor. neden karşı argümanla doldurması gereksin? burada senin verdiğin örnekler, ayçovski'nin örneğindeki Y kişisi gibi. burada bilgi var ve bu bilgi hatalı. benim kast ettiğim bu değil. benimki daha ziyade, senin örneğine uydurmaya çalışırsam, starbucks kahvelerini beğenmemek. bunun için de daha iyi bir kahveci bilmek ya da daha iyi kahve yapmak gerekmiyor, en basit örnekle.
0
🌸ack3000
(12.07.16)
ack3000: tamam belki ifşacıların bir kısmı "nasılmışım yorum yapın" demek istiyordur ama dış görünüş nasıl eleştiri konusu olabilir ki. seçebildiğin bir şey değil yani. hani kulak olmamış, az kafaya doğru ittir diyemezsin, fotosunu koyanın kendini editleme şansı yok.

o durumda şeye benziyor biraz: işte diyelim ki çınar ağacını çok tipsiz buluyorsun. ulan şunun tipine bak, diyorsun. değiştirilemeyecek bir şeye yapılan negatif yorum eleştiri midir ki? demek istediğim o yani.

ha sen belki fotoyu koyanın görüntüsünden bağımsız olarak fotosunu koyuşunu eleştiriyorsundur ama bunu görüntüyle dalga geçerek yansıtıyorsundur. böyle bir şey varsa diğer insanlar anlamaz ki onu. ben derim mesela "sen kendine bak".

yani haklısın, madem kişi nasıl göründüğünü bilmek istiyor, ben de bildiriyorum diyorsun. evet, fotosunu koyan bunu göze almalı, senin de bunu yapmaya hakkın var. şahsen tercih etmem, o ayrı. ancak senin orada yaptığın eleştiri değil, yargı oluyor. belki de ben kelime anlamını doğru bir şey söylediğimi sanarak daraltıyorum ama eleştiri bir amaç içerirmiş gibi düşünüyorum hep. işlevi olur, gibisinden yani.

bir de madem orada niyet okuyorsun, onu ilerletebilir ve "bu insan beğenilmek istiyor, aslında nasıl göründüğünü sormuyor, beni estetik buluyorsanız belirtin demek istiyor" şeklinde tahminlere devam da edebilirsin. ya da bu kişi belki kendi tipinde değişiklik yapmak istiyor ve her anlamda genel öneri almak istiyordur vs vs. yani bilemeyiz ki. formata uysalar anlama şansı olacak ama hepsi "eğlence" diye geçiştiriyor. karnaşık bir mevzudan örnek verdin sanki.
0
godoşu beklerken
(12.07.16)
@godot

dış görünüşün eleştiri konusu olabilip olamayacağı, kişi bazında bakılması gereken bir konu. yani, benim durduk yere gelip senin dış görünüşünü eleştirmemin söz konusu olamayacağını söyleyebilirsin. ancak ifşa yapmak, "eleştiri yapabilirsin" demekten başka bir şey değil. ifşa yapan kişi, dolaylı olarak eleştiri yapma hakkı veriyor zaten. burada ifşacının, ifşayı ne amaçla yaptığı önemli değil. hangi amaçla yapmış olursa olsun, kendi fotoğrafını, soru formatıyla burada paylaşıyorsa, herkese eleştiri hakkı tanıyor demektir. fotoğrafını koyanın kendini editleme şansı yok, ancak fotoğrafı koymama şansı var. ben de önemli olan noktanın bu olduğunu düşünüyorum.

aslında karşı çıktığım şey tam olarak bu çınar ağacı örneği. çınar ağacının değiştirilemiyor oluşu, çınar ağacını eleştirmeye ya da beğenmemeye engel değil. zaten burada çınar ağacını değiştirememek=benim verdiğim örneklerde daha iyisini yapamamak. yani, picasso'yu beğenmemek için daha iyisini yapmak gerekmiyor. aynı şekilde çınar ağacına tipsiz bulmak için, çınar ağacına değişim şansı vermek şart değil.

yargıyla eleştirinin birbirinden bağımsız olduğunu düşünmüyorum. eleştirmek için bir yargı sahibi olmak gerekiyor zaten, olumlu veya olumsuz. yargı olmadan, eleştiri olmaz ki.
0
🌸ack3000
(12.07.16)
baba jo'nun haklılık payı var ama bunun belirli bir zeka seviyesi ve bilgi birikimi üzerindeki topluluklar (arkadaş grubundan, ülkelere kadar her türlü grup) geçerli olduğunu düşünüyorum. Önüne sürülen her türlü ifadeyi, hiçbir şekilde sorgulamadan kabullenen hatta hayat felsefesi veya yaşam amacı olarak benimseyen kişilerden oluşan topluluklarda maalesef çok tehlikeli olabiliyor "ağzı olan konuşuyor" konusu. Tabii bu olması gereken konusuna giriyor, "eleştiri hakkı" konusundaki yaklaşımını haklı kılıyor ama yine kendi bakış açımdan dolayı tam olarak katılamıyorum.

Ayrıca sıradan bir üniversitede konuya bahis bölümü bitirdi ya da bir üniversitede hakkında 2 ders gördü veya hakkında 3-4 kitap okudu diye, ülkedeki birçok üniversiteden daha geniş kitaplığı olan ve şurada toplanan herhangi 50 kişinin toplamından fazla kitap okumuş adama "sen jeologsun ne anlarsın, kendi alanında konuş" demek de çok acayip kafa. Fikirlerine katılır ya da katılmazsın hatta saçma bulursun ama bölümüne takılıp, bilgi birikimini yok saymak cidden komik. Kendisinin ideolojisi, ideolojisini her fikrine entegre etmesi, üslubu, egosu tartışılır tabii kaldı ki zaten konumuz bir şeyleri tartışabilmek/eleştirebilmek.
0
nawar
(12.07.16)
ack: evet, az çok benzer şeyler söylüyoruz aslında. ifşa örneğinde o soruyu da tam sormuyorlar, demek istedim ancak formata uyulmadığı için bu onların problemi olmuş oluyor. o fotoğrafın oraya konmayabileceğine katılıyorum, zaten başka sebeplerle ifşanın kendisini gereksiz buluyorum açıkçası.

eleştiri ve yargı bence de çok alakalı ben eleştirinin tam kelime anlamına takıldım biraz. tam olarak bir değerlendirme yapmak manasına geliyorsa bu sözcük, tamam. eğer, ne var ki, bir şeyin daha iyiye gitme olasılığı varsa, yani bir şey daha iyi olabilecekken olmamışsa ve eleştiri bunu anlatmak için varsa o zaman benim anlatmaya çalıştığım farka gelmiş oluyoruz. yoksa dediğim gibi... haklısınız bence zaten.


@nawar: dediğime ilişkin fikirlerinizi söylemişsiniz. ben gerekçelerimi belirttim zaten, katılmıyorum. bir kere bir insanın okuduğundan anladığı da önemli. eğer durum aksi şekilde olsaydı bizlerden fazla kitap okuyan herkesin sallabaş kölesi olmamız gerekirdi. yok böyle bir şey. 2+2 = 4 müdür değil midir gibi bir tartışma varsa celal şengör'ün tüm ayrıcalığı orada biter. ben örnek verdim. bir insan jeolog diye başka bir konu hakkında yalan yanlış konuşma hakkını "daha çok okuduğu" için kendinde görmemeli. daha çok okuyanın işkembeden sallama kotası daha yüksek olamaz. önünde sonunda konjektür yapılıyorsa, o zaman da bu durum mevzubahis. yani salt 2+2'den de bahsetmiyorum. mesela ben 2010'da mayınları niye temizliyorlar, suriye'ye mi dalacak bizimkiler, savaş mı yaratacaklar diye düşünürken, hatta bunu iddia ederken ve tek tek olacakları yazarken ve sonrasında bunlar çıkarken sözde benden daha çok okumuşların iyidir, iyi kafasında olması onların hakkında daha çok şey anlatıyor. böyle çok örnek var hayatta, bu benimkinden bir örnek yalnızca. beni tek başına nicelikler ilgilendirmiyor, içerik de ilgilendiriyor. getirdiğim eleştiri bu yani. belli ki birbirimize katılmıyoruz ama vurgulayayım. isterse kütüphaneler yutsun, birisi olmayan bir şeyden bahsediyorsa, göster dediğinde gösteremeyecekse gayet güzel eleştirilebilir. marx'a bir sürü eleştiri yapılmıştır ama marx'ın inanılmaz saygı duyduğu bir adamı marx aşağılıyormuş gibi konuşmasını ben marx'ın bu durumunu bilmesem "aaa adam kaç kitap okumuş canııım" diye yiyecek miydim yani. bölüme takılmıyorum yani, aksini söylemeye çalıştım aslında. bir kişi bunların hepsinden bağımsız olarak altyapı sahibi olabilir, demek istiyor ve bu tür insanların değer yargılarıyla bakacak olsak o zaman onlara "senin alanın değil, sus" desek yeridir hani, diyorum. yukarıda başka birkaç örnek verdim, şengör'ün örneğini diğerlerinden çok farklı görmüyorum. dediğim gibi. bunları kabul etmenizi beklemiyorum ama bu tür şeylerin bana neden saçma, kof geldiğini daha fazla açıklama ihtiyacı hissettim.

aychovsky ve pokemonk+1 diyeyim bir de. eleştiri, gerekçelerle nesnelleştirilebildikçe değer kazanıyor bence de. eleştiriden anladığım budur; çıkış noktanız, referansınız olur. her eleştiride bir yargı var ama her yargıda eleştiri değeri bence de yok.
0
godoşu beklerken
(12.07.16)
eleştiri her zaman olumsuz bir anlam taşımak zorunda değil. bir şeyin değerini ortaya çıkarmak, yapısını açığa çıkarmak için yapılan bir şeydir.

1. birine ıyy tipe bak dersek bu eleştiri olmaz aşağılama olur terbiyesizlik olur.

2. beğenmek ya da beğenmemek eleştiri için eşik noktası olmaz. ama genelde bir şeyi neden beğenmediğimize dair akılcı açıklamalar yaptığımızda kaba bir eleştiri de yapmış oluruz.

bu benim fikrim diyerek eleştiri meşrulaşmaz. akla uygun açıklamalar ile varılan yargı gerekçelendirilir. bu noktada dayandırlan noktalar öznel olabilir lakin bu pek önemli değildir.

eleştiri için birikim şarttır. birikim illa ki belirli bir alanda olmayabilir.

mesela; bir yapıt (edebi eser, film, müzik, resim, vs) pek çok yönü ile ele alınabilir. tema, üslup, estetik, akım içerisideki yeri vs vs. eleştiri bütüncü bir şekilde yapılabileceği gibi eleştiri yapan kişinin birikimin olduğu alanı ön plana çıkaracak şekilde özelleştirilerek de yapılabilir. örneğimiz x filmi olsun. sinema konsunda birikimi olmayan fakat etkin bir şekilde feminist çalışamlarda yer alan bir arkadaşımız, anlatı /olay örgüsü içinde bulunan kadın erkek ilişkileri üzerine bir eleştiri yapabilir. ne yaptık? gözlemlediğimiz konuyu/durumu birikimimiz doğrultusunda değerlendirip çıkarım yaptık.

kabaca; eleştirdiğin metinde eleştirecek pek çok farklı yön bulabilirsin. bulduğun yönler senin ilgi bilgi alanın ile alakalı olacağı için bu açıdan öznel olacaktır ama değerlendirme kısmında neyi nasıl ilişkilendirdiğini açıklayıp mümkün olduğunca nesnel hale getirmek gerekir.hatta öznel olanı nesneleştirebildiği oranda eleştiri değer kazanır.

"şu şarkıyı hiç beğenmedim""ayy bu da sanat mı ben bunu götümle yaparım", "bok gibi kitap", "gerizekalı herif" vs. eleştirel değeri olan bir yargılar değildir. sanki bence :P
0
pokemonk
(12.07.16)
eleştiri ile öznel yargiyi karistiyorsun. eleştiri/eleştirel düsünce/eleştirel bakış, bir analiz, karsilastirma, ileriye dönük bir projeksiyon yapabilecek kadar bir altyapi gerektirir. öznel yargi, bildigin kicindan sallamaktir ve her insan istedigi kadar sallayabilir. ama eleştiri dedigin sey bilgi, birikim, caba gerektirir.

orhan pamuk'u sevmedim - öznel yargi
orhan pamuk oryantalist bir yazardir - eleştirel bakış
0
thewizardofearthsea
(12.07.16)
bir de verdigin örneklerle ilgili fallacy konusunu ev ödevi veriyorum, o konuya biraz bakalim. eleştiri ile önyargı ve kişisel yargi nasil birbirine karışır, hoca oradan sormus gecen sene.
0
thewizardofearthsea
(12.07.16)
@godoşu beklerken 'bir insan jeolog diye başka bir konu hakkında yalan yanlış konuşma hakkını "daha çok okuduğu" için kendinde görmemeli' hala bölüme takılıyorsun. Yani bir ekonomist ya da tarihçi vs. aynı şeyi söylemiş olsaydı senin için daha makul olacaktı. Eğer komünizm propagandası yapmış olsa yine "jeologsun sen bu konuda çok kitap okumuş, araştırmış olsan da karışma" mı diyecektin?

Evet, okumak ile anlamak ayrı şeyler fakat doğru ile yanlışı tartışmak yerine hala kişileri tartışıyorsun. Örneğin Kadir Mısırlıoğlu tarihçi diye bırakalım sallasın mı? O da çok kitap okumuştur eminim. Bu "çok kitap okumuş, o zaman doğru diyor" dediğim anlamına gelmiyor. Benim Celal Şengör için dediğin konuda bahsettiğim jeolog olmasına takılıp, yorumu bilgi birikimine göre değil, bölüme göre yapman; Celal Şengör'ün doğru ya da yanlış olması değil
0
nawar
(12.07.16)
@nawar: yok yok, x akademisyen diyeyim. En basta titri kötüye kullanmaktan bahsetmiştim, yani benim anladığım şengör hocanın kendisi ile ilgili algısı bu. Zaten buna takılanları eleştiriyorum, iki şekilde yapmaya çalıştım bunu: 1. O zaman kendinize ayni mantıkla eleştiri getirseniz, kendi anlayışınıza gore düşünmeniz gerekirdi, diyorum bu insanlara. Yani pozisyonunu her görüşü bildirmek için kullanabileceğini sananlarda bir çelişki görüyorum. 2. Hem bu anlayış bence tümden yanlış zaten, diyorum. Ahaha ben de jo'yu bu şekilde yanlış anlamıştım. O görüşler aktarırken ifadenin gelişinden ötürü kendi düşüncesinden bahsettiğini düşündüydüm. Benim durumumda, kendimi iyi ifade edememişim.

-tel editi
0
godoşu beklerken
(12.07.16)
hopeless
(12.07.16)
(6)

duyurudaki sorulara gercekten bilerek mi cevap veriyorsunuz yoksa...

safepassage
...yoksa aklinizda kalan kismiyla mi?yani demek istedigim cevabiniz genelde "bu budur, su da sudur" seklinde mi yoksa "bence boyle olmasi lazim" gibi mi?Hangisi dogru? yani ufak bir fikrimiz varsa bile paylasmak iyi mi kotu mu?
...yoksa aklinizda kalan kismiyla mi?

yani demek istedigim cevabiniz genelde "bu budur, su da sudur" seklinde mi yoksa "bence boyle olmasi lazim" gibi mi?

Hangisi dogru? yani ufak bir fikrimiz varsa bile paylasmak iyi mi kotu mu?
0
safepassage
(11.07.16)
tam anlamıyla bilerek cevap verdiğim de oluyor daha sonra gelecek cevaplara yol açsın diye bi ihtimal şöyledir diye cevapladığım da oluyor. bence en ufak bi bilgi kırıntısı bile yarayabiliyor ihtiyaç halindeki insanın işine. o yüzden doğru bildiğim kadarıyla yazıyorum ben yine de. sonrası tamamlanıyor zaten başka biri tarafından. tamamlanmazsa da soruyu soran kişiye bir fikir vermiş oluyor cevabım.
0
in vino veritas
(11.07.16)
İkisi de. Kendi görüşüm olursa 'Bence böyle' diyorum, gerçek olursa kaynak göstermeye çalışıyorum. Zaten bir çelişki olduğunda tartışma doğuyor ve mecburen kaynak arayışına giriliyor. Bilgi sorusu ise zaten kaynaklı maynaklı olur da; yorum sorusunda fikrimizi paylaşmak iyi bence. Çünkü senin aklına gelmeyen bir şey ya da saçmasapan bir şey, söylendiği anda başkasının aklına süper bir fikir getirebiliyor.

Konuyla ilgisiz ama buraya bağlayacağım saçma bir hikaye anlatayım. Geçen Ekim'de saçma bir işveren eğitimine götürdüler bizi. Böyle 'Birbirimize güvenelim. Hadi şimdi hep birlikte düşüyoruuuz' oyunları oynuyorduk. Bir oyunda kalaslarla bir şey yapmamız gerekiyor yine birbirimize güvenerek ama oyunun içinden çıkamadık bir türlü. İki saat geçti, millet oyunlarını bitirecek, biz aynı yerde oturuyoruz. Ben orada kendi kendime 'Bir asansör olaydı da, indireydik şu kalasları' dedim ama sessiz söylemiştim kimse duymadı. Biz biraz daha zaman kaybettik orada. Başımızdaki oyun yöneticisi saçını başını yolmaya başladı (çözümü biliyor da bize söyleyemiyor) En son 'E, yetti! Sen, az önce söylediğini tekrarla!' dedi bana. Ben ne dediğimi bile hatırlamıyordum. Zorla hatırlattı, 'Asansör' dedim. Benim asansör dediğimi duyan biri 'Aaaa!' diye bir çığlık attı ve çözümü buldu. Oysa benim kafamda çözüm yoktu, kendi kendime saçmalıyordum. Demem o ki, birinin saçmalaması, başka birinin kafasında ampuller yanmasına neden olabilir. Sessiz kalmaktan iyidir.

Bunun tek istisnasını 'medikal' kategorisinde dezenformasyon olarak görüyorum. Yine de orada bile 'Doktor değilim ama ...', 'İşin uzmanı değilim ama ...' tarzı yazıların yardımcı olabileceğine inanıyorum.

Yine de 'Bence... ', '... inanıyorum' gibi kişisel görüş olduğunu belli eden ifadeler olsa, dezenformasyon da olmaz.
0
aychovsky
(11.07.16)
Ne kadar emin olduğumu ekliyorum cevaba.
0
gunde 3 litre kola icen adam
(11.07.16)
Konu uzmanlık alanımla, mesleğimle ilgili bişeyse kesin bilgidir yazıyorum sonuna.

Konu daha önce deneyimlediğim bişeyse (örn. vize ilgili sorular) bana böyle böyle olmuştu diyorum.

Konu ile ilgili fikrim varsa bence şöyle diyorum.

Konu ile ilgili çevremde bilgisi olan varsa sorduğum durumlar oluyor. Örn. Avukatlık sorularını abime sorup cevaplıyorum, avukat böyle diyor diyorum.
0
suicides underground
(11.07.16)
emin değilsem cevaplamamaya çalışıyorum. emin olmayıp araştırdığımda ise linki ile cevap yazıyorum.
0
sttc
(11.07.16)
Net bildiğim konu ise bildiğim şeyleri yazıyorum, eksik ya da hatalı olma ihtimali varsa ya yazmıyorum ya da belirtiyorum.

Yalnız baya bir yanlış bilgi paylaşımına denk geldim, geliyorum. Düzeltince de tribe giriyorlar yanlış bilgi sahipleri.
0
nawar
(11.07.16)
(23)

haftaya evleniyorum tavsiyeleriniz alayım :)

buffy de vampir sayılır
sorularınızı da alabilirim tabii :)
sorularınızı da alabilirim tabii :)
0
buffy de vampir sayılır
(11.07.16)
yol yakınken vazgec.
0
thewizardofearthsea
(11.07.16)
evlenme, cunku o kiz seni aldatiyor.

not: bir dost .
0
scars dont fade
(11.07.16)
lüzumu var mıydı ?
0
freebird5406_2
(11.07.16)
Görmemişlik yapma.
0
Lim5
(11.07.16)
tebrikler. tadını çıkarın, mutlu olun :)
0
in vino veritas
(11.07.16)
Ayakkabının altına benim adımı yaz.
Gerçi sen erkeksin, şu durumda geline yazdır bari.
0
buff
(11.07.16)
Eşinize olan saygınızı hiç kaybetmeyın. Birbirinizin yaşam alanına da saygı duyun. Huzurunuzu bozacak her şeyden uzak durun.

Hep mutlu olursunuz umarım, tebrikler :)
0
fraise
(11.07.16)
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim nickli arkadas evrenin sirrini cozmus noktayi koymus. baska bir cevaba gerek yok bile.
0
safepassage
(11.07.16)
Oyle bi sevisin ki komsular sigara yaksin.
0
2006
(11.07.16)
eşine değer ver.
sevmenin sınırlandırıcı, kozaya tıkıcı değil, özgürleştirici halini göster. girişimlerinde, güvensizlik duyduğu ama istediği şeylerde destek çık, yüreklendir her konuda. iyi bir dost ol.

allah mutlu mesut etsin.
0
gang leader of wasseypur
(11.07.16)
korku yok :))) ufak bir gerilme-endişe söz konusu idi artık o da yok :)

lüzumu vardı :D geç bile kaldım :) sevdiğim kadın ile hayatımı birleştirmek en büyük ihyiyacım çünkü :)

neden evlenmeyi seçtime de cevap oldu yukarıdaki cevap ama biraz daha açayım, ben zaten evcimen bir adamım, o bar senin bu bar benim yok, gece hayatı yok, çapkınlık yok en fazla arkadaşlarla pes atıyoruz ara sıra o kadar :) evlilik de buna engel olmaz kanaatindeyim :)


Herkese iyi dilekleri ve tavsiyeleri için çok teşekkür ederim.
0
🌸buffy de vampir sayılır
(11.07.16)
yatağa küs girmeyin :D

tam bir babaanneyim
0
kül
(11.07.16)
Tebrikler, mutluluklar! :)
0
turuncu sufle
(11.07.16)
Evlilik irrasyonel bir olusumdur, cocuk yapmaya ise cocuga sormadan, onun cekebilecegi acilari gozardi ederek kimsenin hakki ve haddi yoktur, ciddiyim, vazgec..
0
alttaraf
(11.07.16)
Mutluluklar Dilerim.
0
Game Over
(11.07.16)
Mutluluklaaar! :)

Tavsiye bulamadım, yukarıdakiler + 1 olsun. Bir de 'Birbirinizi çok sevin, e mi!' diyeyim.
0
aychovsky
(11.07.16)
Olan var olmayan var, olmayanları üzmeyin :)

Mutluluklar!
Hayırlı eylesin!
0
damba
(11.07.16)
Kül +1

En son lafı ben diyeceğim ya da sen çok para harcıyorsun olayına girme. Maaşın 6 bin değilse eşin de çalışsın.

Mutluluklar
0
nawar
(11.07.16)
o arasıra atılan pes'e veda edeceksin, en fazla 6 ay veriyorum pes konusuna. geri kalanda mutluluklar dilerim, eviniz huzurlu olsun.
0
selam
(11.07.16)
Çok klasik ama hastalık da var sağlık da var. Hastalık durumunda ay ben yapamıyorum sıkıldım kaldıramıyorum ayrılalım demeyin. Kısa bir zaman önce hastalık nedeniyle ayrılacak biriyle konuştum da. İyi değil bu.
0
sutlu nescafe
(11.07.16)
Hayat musterek. Evdeki her seyi yapmayi bilin, ama paylasin. Birbirinizi cok sevin, cok mutlu olun

Oyle ocu degil evlilik :) cosmopolitan onerilerine de kulak asmayin
0
la noix
(11.07.16)
evlenmeyi, yani o imzayı önemli bir dönüm noktası gibi düşünüp "rahatlama." saygı sevginizi hep taze tutun. birbirinizi hem "her an kaybedecek" gibi sevin hem de sonsuza kadar "o bir yana dünya bir yana" diyecek kadar minnet halinde kalın. şimdiden mutluluklar...
0
matrix
(11.07.16)
don't marry be happy
0
pilav
(11.07.16)
(3)

İng çeviri bir cümle

yetkili birine benzeyen abi
Ellerini bırakma araba sürerken demek istiyorum. Nasıl derim?
Ellerini bırakma araba sürerken demek istiyorum. Nasıl derim?
0
yetkili birine benzeyen abi
(10.07.16)
1. don't let go of the wheel while driving.
2. don't take your hands off the wheel while driving.
0
hopeless
(10.07.16)
don't leave the wheel while driving.
0
bohr atom modeli
(10.07.16)
hopeless + 1
İlkinden daha çok duydum.
0
aychovsky
(10.07.16)
(1)

Metafor

qazaqwsx
Merhaba,Saçma olabilir ama soracağım yine de...Bir iki gündür kafamda çünkü. Anlamsızsa kusura bakmayın.Metaforlar ne kadar hayat hakkında doğru çıkarımlar yapmamıza yardımcı olur?Doğadan veya başka bir şeyden esinlenerek kullanıdığımız metaforlar gerçekten de bize yol gösterebilir mi? Yoksa bunlar
Merhaba,

Saçma olabilir ama soracağım yine de...Bir iki gündür kafamda çünkü. Anlamsızsa kusura bakmayın.

Metaforlar ne kadar hayat hakkında doğru çıkarımlar yapmamıza yardımcı olur?

Doğadan veya başka bir şeyden esinlenerek kullanıdığımız metaforlar gerçekten de bize yol gösterebilir mi? Yoksa bunlar bir bağlayıcılığı olmayan sembolik edebi benzetimler midir?

Doğanın kendi işleyişindeki dinamikler insan sosyal hayatı hakkında ne kadar bilgi verebilir..?

Saçma sorularıma cevap yoksa da okuma tavsiyelerinize açığım :)
0
qazaqwsx
(10.07.16)
Niye saçma olsun, bunları inceleyen kitaplar var.

Adını unuttum ama şu safsatalardan (fallacy) biri yanlış analoji safsatası idi. Örneğin, '1 bir rakamdır, 2 de bir rakamdır. 2 2'ye bölünebilmektedir. O halde 1 de 2'ye bölünebilir'. Tabii bu kadar kabak gibi olmuyor her zaman.

Bu safsatanın destekleyici bir temel taşı ve bu temel taşının da iki ayağı var. Temel taşı şu: Analojiler, metaforlar doğru veya yanlış değildirler. Sadece belirli bir yakınlık dengesi içerirler. Bunun iki ayağından ilki, hiçbir metafor mükemmel olamaz, illa bir noktada ayrılacaktır. Eğer her şey %100 aynıysa, zaten bu metafor veya analoji değil, tamamen aynı şeyden bahsettiğimiz anlamına gelir. İkincisi ise, her şeyin arasında benzerlik olabilir. Hatta ilgili bir bilmece vardı, 'Bir masa ile bir kadın arasındaki benzerlik nedir?' diye, cevabı da 'Picasso ikisinin de resmini yapmıştır' diye. Dolayısıyla, metaforlar ve analojiler aslında kafamızın algıda seçicilik yaptığı anlar. Etkilendiğimiz ve kaydettiğimiz anların birbirine benzetmesi.

Aslında analoji ile metaforu iç içe, birbirinin yerine kullanmamam gerekiyor ama metafor analojinin bir alt kümesini oluşturuyor, metafor kullanmak için bir noktadan analoji yapmak gerekiyor. Bu tanım kimindi, hatırlamıyorum. Daha doğrusu metafor, analojiyi anlatmanın yollarından biri olarak görülüyor. Görevi de anlatımı, anlamayı kolaylaştırması; çok da fazla anlam yüklememek gerekiyor.

Tabii ki 'Kadın bir masadır' desem, bu bir metafor ve analojinin/metaforun güçlüsü ve güçsüzü var. Bu söylediğim güçsüz metafor. Bir de güçlü metafor var. 'Bizim Rüknettin Amca'nın da böğrü ağrıyordu, sonra da üç güne rahmetli oldu' dediğimiz zaman güçlü bir analoji kurmuş olabiliriz ama metafor değil. Analoji dediğimiz şey benzetme ve karşılaştırma içeriyor, Rüknettin Amca ile böğrü ağrıyan diğer kişinin karşılaştırılarak ortak noktalarının belirlenmesi ve bu noktalardan birbirine bağlanması.Metafor ise bunun daha daralmış hali. Örneğin, 'Kaynana gibi ne işime karışıyorsun' dersem bu bir analoji, 'Sen de kaynana oldun başıma' dersem bu bir metafor. Aradaki fark şu, birinde benzetme yaptım, diğerinde X doğrudan Y'dir dedim. Metafor biraz daha 'lafın gelişi' dediğimiz analojiler. İkisinde de doğruya ne kadar yakın olduğu nasıl baktığına göre değişiyor; dinen ve felsefik olarak farklı farklı yaklaşımlar var. Her tarafın buluştuğu bir konu var.

Safsata olmakla beraber, önemli olan kısmı kurulan analoji ve metaforun %100 doğru olmaması ve %100 yanlış olmaması önemli bence. Buradan insanın aklına şu geliyor: Ben bu metaforu kurduğuma göre şu sonucu çıkarabilir miyim?
Örneğin, bir hasta var elimizde kan değerleri bir miktar sapıtmış, gözünün feri sönmüş, derisinin altında iltihaplı kabarcıklar çıkmış olsun ve bu adam bir X hastalığından ölsün. Ertesi gün başka bir hasta gelsin, tamamen %100 aynı belirtileri göstersin. Şimdi analojiye göre bu iki insan %100 aynı olmadığı için kurduğumuz analoji doğru veya yanlış olmamalıdır ama ben biliyorum ki bu hasta X hastası, ben bu sonuca lap diye atlayabilirim; çünkü yargıma göre analoji çok güçlü. Ertesi gün başka bir hasta daha geldi; belirtiler aynı ama bu hastanın iltihaplı kabarcıkları yok daha. Benim buna X teşhisi koymam çok havada bir durum, öyle mi değil mi? Bilemeyiz.Bu tabii ki çok güzel bir örnek değil ama durum şu: Bir analojinin güçlülüğü/güçsüzlüğü tamamen kafamızda ve kendi yargılarımızla sonuca atlayabiliyoruz ancak. Örneğin, ilk iki hastada belirtiler %100 aynıydı ve diyelim ki hepimiz birden 'Bu iki kişi de X hastasıdır' dedik; başka bir kişi gelebilir ve 'Hayır! Yeni gelen hasta 23 yaşında, önceki hasta 85 yaşındaydı. Bu yüzden, bu kişinin X hastası olması imkansız' gibi bir yargıda bulunabilir. Bu güzel bir örnek olmadı ama durumun muğlaklığını anlatmaya çalıştım. Eğer metaforlar üzerinden bir sonuca atlanacaksa, bu kişinin kendi yargısıdır ve kendi yargılarımız da tabii ki birçok kaynakta yazdığı gibi yanılma paylarına bolca sahiptir.

Metaforlar ise daha farklı kavramlar üzerinden benzetme yaptıkları için 'Olabilir ama olmayabilir de'den ötesi biraz karmaşık.

Konuyla ilgiki İngilizce biliyorsanız 'Metaphor, Analogy and the Place of Places' diye bir kitap vardı. Onu tavsiye ederim.
0
aychovsky
(10.07.16)
(2)

1980-1985 jenerasyonu hatırlayacaktır, Türkçe ders kitabından

piston aşağı indi
Bir kadın Atatürk'e gelir, "paşam benim oğlanı işe alsınlar demişsiniz, işe almamışlar" der. Atam da "demek ki Cumhuriyet'in taşları yavaş yavaş yerine oturuyor" der.Biz tabi siyah önlük, ilkokul ya 2'yiz ya 3. Kitap, Hayat Bilgisi de olabilir tam hatırlamıyorum. Gel gelelim hikayeden o yaşta pek bi
Bir kadın Atatürk'e gelir, "paşam benim oğlanı işe alsınlar demişsiniz, işe almamışlar" der. Atam da "demek ki Cumhuriyet'in taşları yavaş yavaş yerine oturuyor" der.

Biz tabi siyah önlük, ilkokul ya 2'yiz ya 3. Kitap, Hayat Bilgisi de olabilir tam hatırlamıyorum. Gel gelelim hikayeden o yaşta pek bir şey anlamamıştık. Yahu çok ağır değil mi ilkokul çocuğuna bu hikaye? :) Mesaj çok güzel bir mesaj da ne bileyim aklıma geldi bu saatte.

Hatırlayan var mı konuyu, kitabı? O günlerde okuyup da anlamayan var mı benim gibi? Umarım hatırlamıştır o dönem arkadaşlar.
0
piston aşağı indi
(10.07.16)
Bizim kitapta ataturk'un birdirbir oynarken yaptigi mizikcilik diye ozetlenebilecek bi hikaye vardi. Iste millet egiliyor ataturk atliyor. Sira ataturk e gelince "ben egilmem" diyor. Cok sacma gelmisti 10 yasindayim sene 99
0
allah yazdiysa bozsun
(10.07.16)
Çok net hatırlıyorum da, sanki daha 4. sınıftaydık gibi hatırlıyorum. O kadar ağır gelmemişti, o zaman anlamıştım ama Türkçe kitabında çok yıllar sonra anladığım başka paragraflar oldu.

Yalnız, benim hatırladığım hikaye daha farklı. Biri torpil yaptırmaya kalkıyor, bir bakan ya da önemli bir memur. Oğlunu bir mevkiye sokmak istiyor. O adamın oğlunu işe almıyorlar. Adam da Atatürk'e 'Benim oğlumu işe almadılar' şikayet ediyor ve Atatürk onun üzerine bu lafı söylüyordu.
0
aychovsky
(10.07.16)
(10)

şu ana kadar kullandığınız en güzel aromaya sahip kolonya hangisiydi?

anonymice
Ben karayel marka (bim mamülü) incirli (aromalı) kolonya kullanıyorum, incir kokusu muhteşem geliyor. Masamın yanında hep bi şişe durur durumda.Siz hangi tip kolonyayı tercih ediyorsunuz?Alkollü olduğu için kullanmıyorum diyecek olan userlara saygım sonsuz ayrıca.
Ben karayel marka (bim mamülü) incirli (aromalı) kolonya kullanıyorum, incir kokusu muhteşem geliyor. Masamın yanında hep bi şişe durur durumda.

Siz hangi tip kolonyayı tercih ediyorsunuz?

Alkollü olduğu için kullanmıyorum diyecek olan userlara saygım sonsuz ayrıca.
0
anonymice
(10.07.16)
rebulun mandalina kolonyasi. bayiliyorum kendisine.
0
in vino veritas
(10.07.16)
Mandalina +1 markası önemsiz
0
fuzzy olmak istemistim
(10.07.16)
Paşabahçe - deniz
0
mandalina kokusu
(10.07.16)
Lavanta
0
babilbaligi
(10.07.16)
Paşabahçe - Çay ya da Ihlamur
Bir de biraz ağır ama Selin - Nar Çiçeği
0
aychovsky
(10.07.16)
Mandalina +1 ben duru markasını kullanmıştım.
0
orta buyuklukte bir ulkenin krali
(10.07.16)
Selin portakal cicegi
Ama su an üretimi yok galiba hicbir yerde bulamiyorum.
0
curukturpkokusu
(10.07.16)
Bu arada ben de kolonya hastasiyim.begendiklerimi yazayim.
Lavanta kolonyasi taris. Nezle olunca cok guzel burun aciyor.
English home gul
Selin portakal cicegi
Birde yesil sisede zeytin kolonyasi markasini bilmiyorum.
Karayel yesil cay
0
curukturpkokusu
(10.07.16)
Rebul marka herhangi bir koku.
0
o ben degilim
(10.07.16)
Rebul incir.
0
hair freak
(10.07.16)
(19)

feridun duzagac i seviyo musunuz?

damdanakan
Çok tatlis bi abi değil mi ya? Duygusal ama tam yapış yapışlik sınırında fakat hiç de yapış yapış olmayan, böyle tuna kiremitçi çakalı gibi sevgili portfoyunu renklendirmek amaçlı kullanılmayan hafif kadınsı, sıfır erkeksi bi duygusallık. Süper adam değil mi ya? Inşallah yavşak değildir. Nazım in ka
Çok tatlis bi abi değil mi ya? Duygusal ama tam yapış yapışlik sınırında fakat hiç de yapış yapış olmayan, böyle tuna kiremitçi çakalı gibi sevgili portfoyunu renklendirmek amaçlı kullanılmayan hafif kadınsı, sıfır erkeksi bi duygusallık. Süper adam değil mi ya? Inşallah yavşak değildir. Nazım in kadınlarla ilişkileri konusundaki yavşaklığı hala en büyük hayalkirikligi benim için. Bu adam öyle değildir di mi? Gerçi Nazım in yavşaklığı yakisiyormus kendisine de bu adama yakışmaz öylesi. Tuna Kiremitçi den beter sıçar yani. Çok tatlı bi adam değil mi?
0
damdanakan
(10.07.16)
beşiktaşlı
0
freebird5406_2
(10.07.16)
sevmiyorum.
nazım'ı seviyorum.
0
yalnux
(10.07.16)
Kişiğini bilemem ama akustik parçaları çok hoş.
0
mistikherif
(10.07.16)
seviyorum ben. sozleri zaman zaman igne deliginden hindistani gosteriyor insana, ince goruyor. kendisini bilemem tabi ama oyle yavsak birine benzemiyor gibi hissediyorum ben sarki sozlerinden.
0
in vino veritas
(10.07.16)
He işte bende hissediyorum. Nazım i kanlı canlı göremedim tabii ama "şiirleriyle büyüdük". Bir de fotograflarindaki o "Çok acayip şeyler yapasım var ama kendimi tutuyorum" bakışı her şeyi anlatıyor. Fd den daha çok severim tabii, yavşak dedik diye şey olmasın. Ben de yavşağım ama iyi bi insanim.
0
🌸damdanakan
(10.07.16)
Kişi olarak iyi biri gibi de, şarkıları çok içimi bayıyor, bir iki şarkı dışında sevemedim. Tuna Kiremitçi, Mehmet Coşkundeniz ve her türlü duygusallık banyosunu sevmiyorum. Nazım Hikmet'i seviyorum ama kadınlarla ilişkileri ile ilgilenmiyorum; isimlerin hepsi aynı da farklı da olsa fark etmiyor. Açıkçası, şarkı ve şiirlere "İlişki de bana mı ilişki" gözüyle baktığımdan kim nasıldır, bilmiyorum. Mehmet Ali Erbil çapkınlığında kaldım en son. Facebook'tan paylaşıldığı kadarı ile Can Bonomo tatlış bir insan gibi duruyordu. Eğlenceli, şiirsel değil, rahat ama ciddi gibi, sorumsuz değil. FD'nin sevgilisi olsam on dakika sonra "Bir camları mı açsak, ne yapsak? Esmiyor" dermişim gibi geliyor.
0
aychovsky
(10.07.16)
ya kişilik olarak nasıl bir insandır hiç bilmiyorum ama 5 satırda nazım, tuna ve feridun üçlüsünü görünce keyiflendim ister istemez. şu geldi aklıma direkt,

prntscr.com

sondaki isme dikkat. yani bir başa bak bir sona bak hasfjkl
0
der meister
(10.07.16)
sevmiyorum pek.

nazım'ında şiirlerini severim ama yavşaklığına şahit olsam şu dönemde yaşasa sevmezdim heralde kendisini.
0
ruh i tibbiye
(10.07.16)
@der meister: fbjgfds taciz kral pepe, nadya bilmemkim diye giden komboya benzemiş. :) bi de iboizzetalisanmahzun dörtlüsü dbhfd
0
🌸damdanakan
(10.07.16)
Tacsiz*

Fuck you t9 gibi
0
🌸damdanakan
(10.07.16)
@aychovsky: iyi adam da bayik, aynen. Bi saat dinledim ders çalışırken, sınav stresi falan derken "Bi sus mk" diyip kapadım listeyi. Baydı.
0
🌸damdanakan
(10.07.16)
Konserine gitmiştim, söyleyebileceğim tek şey süper bir adam olduğu. Orda daha bir sevdim Feridun abimizi.
0
clones
(10.07.16)
Sevmiyorum pek. Ruh gibi. Ben sevmem oyle ici gecmis insanlari. Tuna kiremitci'yi de tanimiyorum.
0
stavro
(10.07.16)
20senedir hastasıyım!
0
jimjim
(10.07.16)
çok seviyorum ben ya. küçükken de severdim şimdi büyüdük konserlerine gidince daha bir sever oldum. hep tek başıma ve aşk acısı filan çekmeden dinledim belki bir sevgiliyle ya da aşk acısı çekerken dinlesem daha da çok severdim. yine de baya çok seviyorum.
0
meteorzede
(10.07.16)
çok iyi bir insan. ama yakışıklı değil. tam bir meriç yani.
0
nickini degistiren yazar
(10.07.16)
Bazı olaylar karşısında saglam bir durus sergiledigine sahit oldum. Bir konserine gittigimde epey geç kalmıştı. Sebeplerini anlatti ve tum konser her firasatta özür diledi. Bircok sanatci yapmiyor bunu. Bende düzgün biri izlenimini saglamis bir sanatcidir kendisi. Ona ben o degeri vermedim kendisi kazandi. Kisaca severim evet.
0
o ben degilim
(10.07.16)
Çok tatlış.
Yavşak değil.
Kesin bilgi. :)
0
amelie poulain
(10.07.16)
severim bizim dönemde bahar şenliklerinde klip çekmişti ,bkz www.youtube.com
0
essoist
(10.07.16)
(9)

en huzurlu ve hatta en Mutlu hissettiği aktivite kafede oturmak

amilaz enzimi
Kendini en huzurlu hissettiği aktivitesi bir kafede yalnız oturup kitap okumak olan biri hakkında ne düşünürsünüz ? En çok sevdiği semtteki bir kafede, kahvesi ve kitabıyla Mutlu olan birisi düşünün.Teşekkürler yorumlar için
Kendini en huzurlu hissettiği aktivitesi bir kafede yalnız oturup kitap okumak olan biri hakkında ne düşünürsünüz ?

En çok sevdiği semtteki bir kafede, kahvesi ve kitabıyla Mutlu olan birisi düşünün.
Teşekkürler yorumlar için
0
amilaz enzimi
(10.07.16)
Kimseye bir zarari yoksa kotu dusunmek icin sebep yok. Rahat ettigi yerde huzurla kitabini okumasini dilerim. Hatta bir parca da imrenirim evden baska yerde huzurlu ve mutlu hissedemedigim icin.
0
meteorzede
(10.07.16)
kahve kitap mutluluk üçlüsünün abartılmış bir balon olduğunu hissettiğim için acınası bulurum.
bunun dışında herhangi bir eleştiride bulunmam kimseye zarar vermediği için.

not: tik zerre umrumda değil de niye atmadığını anlamadım.
ne düşünürsünüz diye sordun, cevap verdik. duyuruna bari yaz lütfen benim gibi düşünenler cevap yazsın diye biz de ona göre cevap verelim ya da vermeyelim.
0
rakicandir
(10.07.16)
evde nasıl hissettiğini sorardım. eğer evde darlanıyorsa vardır bir sorun.
0
matrix
(10.07.16)
"Ne güzel mutlu olacağı yeri bulmuş" derim, hatta sakin sakin bir etkinlikle mutlu olduğu için "Ne güzel" derim ama sırf bu bilgi ile çok fazla şey düşünemem.
0
aychovsky
(10.07.16)
Icedonuk, kendiyle mutlu bi insan olduğunu düşünürüm.
0
damdanakan
(10.07.16)
Kafede dikkati dağılmadan kitap okumayı başarabildiği için onu tebrik ederim.
0
for day to break
(10.07.16)
Belirli bir sirkulasyonu olan isletmelerde boyle evinin bahcesindeki gibi huzurla oturup sandalyede cakilmis gibi oturarak kitap okunacagina pek inanamiyorum.
Huzurla oturamazsin, rahat oturamazsin ne anladim. Yandan garson gecse "artik kalk mi" demek istediler acaba diye dusunur iyice rahatsiz olurum.
0
halboyle
(10.07.16)
Çok kalabalık bir yerdeyse kitap okumayı mümkün görmediğim için itici bulurum. Sanki böyle ben kitap okuyorum demek için gelmiş gibi. Ama sakin bir semtte sakin bir kahvecide okuyorsa canımdır. Sempatik bile bulurum.
0
nekolaytezla
(10.07.16)
ankaralı herhalde diye düşünürüm.
0
kayranin kedisi
(11.07.16)
(32)

Cinsiyetinizi en çok hangi yönünden ötürü seviyorsunuz?

peace.on
garip bir soru oldu değil mi? mesela şimdi bir duyuruda gördüm de nişan kıyafeti sormuşlar. ulan dedim iyi ki erkeğim de böyle dertlerim yok. bir gömlek bir pantolon giyip gidiyorum.bunun gibi işte. tabi sorum cinsiyetinden memnun olanlara...
garip bir soru oldu değil mi?

mesela şimdi bir duyuruda gördüm de nişan kıyafeti sormuşlar. ulan dedim iyi ki erkeğim de böyle dertlerim yok. bir gömlek bir pantolon giyip gidiyorum.

bunun gibi işte. tabi sorum cinsiyetinden memnun olanlara...
0
peace.on
(06.07.16)
kıyafet çeşitliliğinden ötürü diyeyim o zaman ben de. :)
0
whimsical
(06.07.16)
çünkü çüküm var.
0
Ufuk
(06.07.16)
Regl yok, o iyi. onun dışında bok gibi erkek olmak.
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(06.07.16)
Çünkü kadın olmak ya da kadınlık temelde narinlik barındırma da, çok güçlü bir şey.
Sadece vajinadan ibaret değil.

Doğurgan olmak, yaratici bir güc veriyor.

Doğada yaratabilen/üretebilen/hayat verebilen ya da bunlara aracılık edebilen taraf olmak özel bir şey.

Kadınlık incelik, duyarlilik katiyor hayata.
0
blatta hiberna
(06.07.16)
Barındırma da değil, barındırsa da.
0
blatta hiberna
(06.07.16)
Dünyanın en güzel şeyi kot pantolon tişört giymek. Ölene kadar yaz kış bu kombinasyonla hayatımı sürdürebilirim. Kadın olunca otomatik olarak gelen bi yüzlerce değişik kıyafet giyme modu var, hiç çekilecek gibi bir şey değil. Erkek olmak o nedenle şahane, onun dışında çok bi avantajı yok.
0
angelus
(06.07.16)
İstemezsem çalışmak, ev geçindirmek zorunda değilim, 'Evde oturup kendi çocuğuma kendim bakmak istiyorum, var mı diyeceğin?!" diye kenara çekilebilirim kadın olarak. Evet artık devir başka hayat müşterek vesaire vesaire ama yine de ataerkil kurallar her tarafta hükmediyor, madem öyle ben de bu hakkımı kullanırım adamsan ekmeği sen getir diyebilirim.

Yapamam büyük ihtimalle ama yine de bu düşünce iş hayatı stresine katlanmama yardımcı oluyor.
0
Sulfoxaflor
(06.07.16)
cinsiyetimiz farklı olsaydı hormonlar ve beyin yapısı nedeniyle bambaşka düşünüyor olacaktık. karşı cinsin kafasını yaşayan az insan olduğunu düşünüyorum. o yüzden çoğu insan halinden memnun olsa gerek.
0
sttc
(06.07.16)
basit ve ayrintilar icerisinde kaybolmadan yasayabiliyorsun. bir de fiziksel olarak daha az farkli seyler yasiyor vucudunuz ondan da iyi (pms, bacak sismesi,depresyona girme egilimi ...) bunlar baya yipratiyor gibi geliyor bana.
0
evimin paspasi
(06.07.16)
Erkek kıyafetlerini çok gerizekalı buluyorum bir erkek olarak. Alet takımı biraz ortalamanın üzerinde olsa hatta onu geç biraz kalça üst bacak çalışsan kıyafet bulamıyorsun. Hatta bunları geç normal bir erkek pantolon bulamıyor bu ülkede. Pantolondan nefret ediyorum. Genel olarak maskülenliği ve testosteronu seviyorum.
0
ThomasJefferson
(06.07.16)
(erkek) hayatı daha pratik yaşayabiliyorsun
iddia ediyorum bize kalsa yine hala mağarada olurduk ama içkiyi, futbolu, playstationu kesin yine de keşfeder mağarada içer oynardık.
0
elestirman
(06.07.16)
Kırk saattir düşünüyorum inan ki aklıma hiçbir şey gelmedi. Kendimi çok seviyorum ama Ortadoğu coğrafyasında kadın olmaktan nefret ediyorum. Soruna cevap olmadı ama belirtmek istedim yine de, silerim birazdan.
0
köstebek kurabiye
(06.07.16)
Hissedilen değil de, gösterilebilen duygu spektrumunun daha yüksek olması. En en en çok bu. Örneğin 'Erkekler ağlamaz' tarzı garip laflar nedeni ile erkeklerin genelde stabil görünmeye dikkat etmeye çalışması; bu tarz şeylerin benim umrumda olmaması. Hissettiğim duyguyu rahatlıkla gösterebilirim, bu yüzden 'Azıcık erkek ol' demez kimse bana. Duygusal olmam zayıflıkla bağdaştırılmaz; tam tersine, zayıf görünme/görünmeme derdim yok. Üstelik bu sadece tepkilerle değil, kelimelerle de olabilir. Nasıl hissettiğimle ilgili uzun cümleler kurduğumda, kimse 'Ne diyorsun sen değişik' demez. Aynı şekilde bol bol sevdiklerime sarıldığımda 'tacizci' muamelesi görmem.

İçimden gelip renkli renkli, çiçekli böcekli giyindiğimde bir grup tarafından 'ılık' damgası yemem.

Yolda yürürken birine çarptığımda bu 'Sen kimsin? Kimsin sen lan?'lı bir güç gösterisine dönmez. Fiziksel bir tehdit olarak algılanmam. Kadını horozlanmaya değer görmüyorlar. Bazı erkeklerin hissettiği 'Kavga etmek zorundayım, kendimi savunmak zorundayım' derdim yok, olmayacak. Kimseyle yumruk yumruğa kavgaya girme riskim yok.

Kıvıra kıvıra dans edebilirim. Çok güzel stres attırır.

Bunu söyleyeyim mi, söylemeyeyim mi bilemedim ama söyleyeyim madem, çoklu orgazm.

Tabii, bir miktar da eksisi var ama bu sorunun konusu değil.
0
aychovsky
(06.07.16)
haha garip ama kirli sakal bırakabilme lüksü geldi aklıma, türkiye koşullarında ise fiziki anlamda daha gelişkin olma falan erkekliğin getirilerinden.
0
body electric
(06.07.16)
aychovsky, biraz daha konuşsan kadın olucam adaksjdaslkdas.
0
🌸peace.on
(06.07.16)
@aychovsky +1 deyip emeğinden nemalanayım. ciddili cevap olarak eksik göremedim. doğurganlık var bir de bence ama onu da zaten @blatta hiberna belirtti.
0
whimsical
(06.07.16)
@stcc'nin yazdigi tanima katilmakla beraber, su anki turkiye sartlarinda erkek olmak daha cekilebilir, kadinlarin hayati cok daha zor.
0
yons
(06.07.16)
Hiç bir yönünü. Kadın olsam da büyük ihtimalle aynı şeyi söyleyecektim.
0
lesmiserables
(06.07.16)
bu soruya objektif bir cevap verileceğini düşünemiyorum ben. herkes olduğu cinsiyeti büyük ihtimal avantajlı sayacaktır. tek bir günlüğününe bile karşı cinse dönüşüp test etmek lazım. (böyle filmler diziler var biliyorsunuz)
0
matrix
(06.07.16)
köstebek kurabiye +1
kadın olmayı seviyorum ama niye seviyorum cevap veremedim.

regl olmasaydı iyiydi ya
0
la noix
(06.07.16)
Cinisyetime dair bir duygu bulamadım icimde.
Bazen tüy islerinden beynim yanıyor. Epilasyonu olsun, agdasi olsun. Inanilmaz zaman ve emek gidiyor.

Erkeklerde ereksiyon büyük sorun. Olmamasi gereken yerde olmak ve olmasi gereken yerde olmamak. Cekilecek dert degil.
0
shadowcat
(07.07.16)
fiziksel güç
özgürlük
0
sen git ben geliyorum
(07.07.16)
Erkek olmanın nesi güzel diye düşündüm. Hiçbir şey bulamadım. Bir kere kıl var manyak gibi. Onu geçtim kel olma ihtimali çok yüksek. Küçükken sünnet gibi bir kabus var. Askerlik konusunu açmıyorum bile. Duygusuz öküz bir sürü erkek ile takıla takıla sen de öküz oluyorsun falan.

Kısaca erkek olmak boyle pust gibi ibne gibi bişey.
0
kablelvuku
(07.07.16)
üzerinde çok baskı olmuyor, doğum yapma gibi bir derdin yok. kadın olsam en çok ondan korkardım galiba.
çoğunun söylediği gibi giyim konusunda daha rahatız. ayrıca buna ek olarak saç konusu; hep kadınların banyodan çıktıktan sonra saçlarını kurutma çabalarına acıyıp erkek olduğuma şükretmişimdir asdjfaskn.
0
yeteramadenedimherseyi
(07.07.16)
Çok memnunum. Kadın olmak çok zor. Güzellikleri zorluklarını bastırıyor mu bilmiyorum ama bu kadar sapık, ruh hastası, tacizci tecavüzcü arasında kadın olmak istemezdim.

Bana göre erkek olmanın ekstra bir zorluğu yok ve erkek olmayı seviyorum. Yani cinsiyetimle süper barışığım. Ataerkil ya da maço bir biçimde söylemiyorum bunu, tam üzerime göre olan bir kıyafet gibi. İyi ki de erkek olmuşum. Güzel olmuş yani. :)
0
yirmisantim
(07.07.16)
erkek olmanın mukayeseli iyilikleri daha fazla sanırım. dişilerin üstüne küçük yaştan itibaren bindirilen makyaj, kıyafet, kıl-tüy alımı gibi sosyal yükümlülükler mide bulandırıcı geliyor. aşağı tür olduğunu kabul ettiriyorlar. dünyayı özgürce görebilmeyi başardığım yaşlardan sonra bunlardan kurtulmaya gücüm yeter miydi bilemiyorum. erkek intihar oranı daha yüksek bir de. bu da erkek olarak gurur verici bir istatistik.
0
misterturist
(07.07.16)
fiziksel güç
0
xenophobe
(07.07.16)
1-) Ayakta işemek.
2-) Yurdum erkek çomarlarının seks fantezilerine meze olmamak.
0
nawar
(07.07.16)
erkekim; üstü cıbıl altta şortla evde balkonda vs. oturabiliyorum, çok terlersem üstümü çıkartabiliyorum, parkda sahilde üstümü çıkartabiliyorum, çok sıkışırsam duvar dibine işeyebiliyorum (yapmadım ama yapabilirim yani), küfür edebiliyorum ve normal karşılanıyor.

çalışabiliyorum, her işi yapabilirim kimse bir şey diyemez, bağırıp çağırabilirim, (kadın yapınca bir sürü takma isim takılıyor erkek yapınca bişi olmuyor), taciz/tecavüz edilme riskim daha az (yok değil ama az), pornogarik içerikleri izliyorum bunu söylüyorum ve normal karşılanıyor. Basit yaşayabiliyorum, çok karmaşık şeylerim yok, her hangi bir etkinlik için kılık kıyafet alayım makyaj yapayım derdim yok en fazla berbere giderim sakal tıraşı olurum falan ama ağdadır, carttır curttur gibi uğraşlarım yok.

kadınların yaptığı gündelik işleri (temizlik, yemek vs.) yapınca değerli oluyorum (saçma bişi ama öyle), bir sürü şeyi tamir etmeyi biliyorum, bilmiyorsam öğrenip yapıyorum kimse bişi demiyor. (halamda yapabiliyor bir sürü şeyi bu arada ama insanlar garip karşılıyor) bir şey konusunda yardım isteyince gelip ben yapayım demiyor kimse nasıl yapmam gerektiğini oturup anlatıyor, kadınlara ise beceriksiz muamelesi yapıyorlar nedense (o anlamaz gibisinden), hata yaparsam acemi oluyorum ama kadın yaparsa beceriksiz oluyor ve yaptığı hata tüm kadınlara mal ediliyor.

istediğim saatte çıkıp istediğim saatte eve geliyorum (15 yaşımdan beri bu böyle) kimse hesap sormuyor. ben sevişirsem aferim, kadın sevişirse orospu diyorlar.

zor yanları da var tabii ama neyse.
0
selam
(07.07.16)
(bkz: ayakta işemek)

üstte biri daha yazmış tekrara girmesin ekleme yapayım: yolda, dağda, bayırda giderken, ayaküstü, hemen çıkarıp işemek.
0
apdulera
(07.07.16)
pisuvara işeyebilmek büyük rahatlık bence
0
eksimeksi
(07.07.16)
iyi ki erkeğim. çünkü kadınları zikiyorlar.
0
nickini degistiren yazar
(07.07.16)
(14)

Ateist olmanıza üzülmüyor mu insanlar?

soso
Yani düşündüğümüzde ebediyen acıların en büyüğünü çekeceğimiz aşikar. O kadar büyük ki akla mantığa sığmıyor. İnançlı insanlar için böylesi bir acı çekeceğimiz garantiyken verdikleri tepki bana oldukça hafif geliyor. Yani dizini bir yere çarptığında bile "vah yavrum, çok acıdı mı?" diye sorup telaşl
Yani düşündüğümüzde ebediyen acıların en büyüğünü çekeceğimiz aşikar. O kadar büyük ki akla mantığa sığmıyor. İnançlı insanlar için böylesi bir acı çekeceğimiz garantiyken verdikleri tepki bana oldukça hafif geliyor. Yani dizini bir yere çarptığında bile "vah yavrum, çok acıdı mı?" diye sorup telaşlanan kişinin konu cehennem olduğunda fazla ciddiye almamasının sebebi tam olarak bu kavramı içselleştirmemiş olması mıdır acaba? Tuhaf değil mi sizce de bu durum? Şimdi oturup da "neden bana üzülmüyorlar!" gibi bir tavır içerisinde değilim tabii, nitekim duygusuz biri sayılırım aslında. Sadece çok tuhaf geliyor bana bu. Yani mesela beni teröristlerin kaçırdığını öğrendiğinde kahrolacak olan kişinin cehennem konusunda aynı tavrı göstermemesinin sebebini merak ediyorum. Misal aramızda bulunan inançlı kişiler, ateist yakınları için kahroluyor mu? Boş bir üzüntüden bahsetmiyorum, baya baya buhrana girmesi gerekmiyor mu kişinin?
0
soso
(06.07.16)
Lan hiç böyle düşünmemiştim, çok farklı bir bakış açısıymış bu. Yaratıcının sonsuz merhamet kaynağı olmasına guveniyordur belki içten içe ya da kendinden başka kimseyi dusunemeyecek kadar büyük bir olay olarak icsellestirilmis olabilir.
0
anily
(06.07.16)
O iman edenler kendilerinin ahiret hayatini bile dusunmuyorlar ki bizimkileri dusunsunler.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(06.07.16)
ben birinin kendi kendini bilerek soktuğu bir durum için kasmazdım o kadar. Teröristlerin kaçırması senin suçun değil sonuçta o yüzden o daha farklı. kaç yaşında adam okumuş araştırmış kendi seçmiş bana ne derim. belki de bu yüzdendir insanların tepkisizliği.
0
komsu komsunun nickine muhtactir
(06.07.16)
@proletarier; iman edenler kul hakkı yemediği sürece bir şekilde affedileceğinin bilinciyle yaşıyor sonuçta.
0
🌸soso
(06.07.16)
Benim de bu aklıma başka bir formda takılıyor. Ateist olan liberalizmin getirdiği özgürlük anlayışını tutarlı bir şekilde isteyebilir: benim kişisel özgürlüğüme zarar vermediği müddetçe inanan inancının gereklerini uygulayabilir. Ancak aynı liberal anlayışın nasıl oluyor da muhafazakarlar tarafından benimsenebileceğini anlamak zor. Inananın "inanmamak da serbest" demesi sahiden ahlaki/insani olarak gözgöre göre benim cehenneme gideceğimi kabul etmesi, bunu umursamaması, bunun için bir şey yapmamaması demek oluyor. Bir şey yapmaya, beni doğru yola sokmaya çalışsa özgürlük anlayışını bırakması gerekecek. Sahiden liberal muhafazakarlık, kendi inançları çerçevesinde, büyük bir ahlaki vurdumduymazlığın, kötülüğün, üzerine kuruluyor gibi. Öyle olması bir dine inanmaya zorlanmaktan daha iyi olabilir tabii.
0
shadowcat
(06.07.16)
O bilincle yasiyolarsa zaten islami cok yanlis anlamislar demektir bence cunku benim anladigim kadariyla islam o kafada olmani isteyen bir din degil.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(06.07.16)
İnanmayan için cehennem zaten yok, onun için bir sorun yok.

İnanan için de inanmayanın cehenneme gitmesi neden üzsün ki? O bu dünyada bir ton şeye katlanırken, diğeri 'Ateistim' deyip katlanmıyor; inanan da 'Kendi etti, kendi buldu. Bir zahmet cezasını çeksin' ya da 'Her koyun kendi bacağından asılır' diye düşünüyordur. Örneğin, hırsızlık sonucu hapse atıldığında kaç kişi 'Vah vah, hapse atılmış' diyor ki. Sonuçta din açısından yapılan suç, cezası da ona göre.
0
aychovsky
(06.07.16)
Ya benim için böylesi çok daha iyi zaten, benim tercihim de bu, o ayrı konu. Tabii ki darlanırım aksi bir durumda, sana ne der geçerim. Ancak inançlının gözünde bu durumun intihardan farkı olmaması gerek. Hatta intihardan da daha büyük bir mevzu tabii. Atıyorum, çocuğum yıllarca kendisini bir yandan kesiyor, diğer yandan eroin bağımlılığı var, en sonunda da kendisini yakıp intihar ediyor. Böyle bir durumda "kendi seçmiş, bana ne" demezdim herhalde.
0
🌸soso
(06.07.16)
prince legolas; konu dışı olacak ama aslında tam tersi, bir agnostik iki tarafın da haklı olabilme ihtimalini göz önünde bulundurmuyor mu? Yani iki düşüncenin de saçma olduğunu düşünmek kavramın kendisini direkt reddetme anlamına geliyor bana kalırsa. Agnostisizm bunu demiyor, kavramları tanıyor, saçmalıktan ziyade net bir sonuca ulaşılamayacağını savunuyor. Fakat bu kavramları reddetmek de en az kabul etmek kadar saçma dediğinde kavramın kendisini tanımamamız, görmezden gelmemiz gerektiğini söylüyorsun demektir. Bunun da agnostisizmden de, ateizmden de çok daha radikal bir anlamı var bence. Yanılmıyorsam Wittgenstein'ın da tanrı ve dinlere olan bakış açısı bu yöndeydi ve baya da ısınmıştım bu düşünceye. Fakat bence tam olarak agnostisizm denemez buna.
0
🌸soso
(06.07.16)
Bi arkadaşım var bayağı koyu dindar. Erkek kardeşi deistmis. Rüyalarımda sürekli mahşer yerinde kardeşimi ararken görüyorum kendimi, titreyerek bazen ağlayarak uyanıyorum diye anlatiyordu bize. Bayağı kafaya takıyor yani.
0
damdanakan
(06.07.16)
Annem baya uzuluyor, hatta bu yuzden arada fasistce yaklasimlarda bulunuyor ya da boyle hissetmek onu cok zorladigi icin bazen butun soylediklerimi inkar edip muslumanmisim gibi aman sunu yapmayi unutma gibi telkinlerde bulunuyor, ben de bos bos bakiyorum. Sanirim cenette gorusemeyecegiz diye baya uzuluyor:)
0
red g
(06.07.16)
ateist olduğu için kahrolduğum kimse yok ki annem babamda bana üzülmüyorlar, onlar inanıyor olmasına rağmen hemde. bir ateistin bunu düşünmesi çok saçma değil mi zaten yani kafasında bu tarz dini varsayımları bitirememiş bir insan ateist nasıl olur ki (cennet ve cehennem)
0
gündüz m
(06.07.16)
@gündüz m; insanların inancından bahsediyorum ben. Ben inanmıyorum diye inançlı da inanmıyor sayılmıyor hani, değil mi?
0
🌸soso
(06.07.16)
Üzülmek yerine sinirleniyorlar, kızıyorlar yargılayıp sonuçlandırıyorlar.
0
selam
(06.07.16)
(55)

Duyuru'nun yönü, evrimi

aychovsky
Geçen gün kaymaktutmayansicaksut'ün duyurusuna cevap olarak güzel bir tespit vardı. İfşa sıklığından, 'Nasılsınız' tarzı duyurulardan, chat duyurularından, vb. anladığım kadarı ile kullanıcılarda (en azından belirli bir kesilmde) böyle bir talep var. Bir kısmı da 'Bu duyuruları silin' tarzı bir yakl
Geçen gün kaymaktutmayansicaksut'ün duyurusuna cevap olarak güzel bir tespit vardı. İfşa sıklığından, 'Nasılsınız' tarzı duyurulardan, chat duyurularından, vb. anladığım kadarı ile kullanıcılarda (en azından belirli bir kesilmde) böyle bir talep var. Bir kısmı da 'Bu duyuruları silin' tarzı bir yaklaşımda. Orta yolu 'Bir kategori olsun, bunlar orada değerlensin' diyen var.

Sormak istediğim sorular şunlar:
- Siz Duyuru'da bunlara rağmen mi varsınız, bunları isteyerek mi varsınız? Bunlar olduğunda soğur musunuz, mutluluk ve neşe mi duyarsınız?
- Duyuru'nun bunları serbestleştirecek yönde evrilmesi hakkındaki düşünceleriniz neler? 'Ekşi Sözlük'ün şimdi geldiği nokta gibi suyu çıkar' mı, 'Bu yönde evrilmezse Ekşi Duyuru geçmişte kalır, zamanı yakalayamaz mı'?
- Orta yol olarak, bunların bir kategoride toplanarak gönül işleri gibi kendi içinde bulunması, çok sayıda duyurunun orada birikmesine ve kaotik bir ortama mı yol açar, kullanıcı taleplerini ancak karşılar hale mi gelir?
- Özetle, Ekşi Duyuru ne yaparsa veya ne yapmazsa kendi topuğuna sıkar?

Ne kadar görüş, o kadar az yanılma payı. Bu nedenle, görüşlerinizi bekleriz. Misafir geldiğinden tikler sonra gelebilir.

(Bu konu daha önce bir iki kere tartışıldı ama tartışmalar yeterince ivme almamış görünüyor. Bu nedenle, derinlemesine bir tartışma hepimize yardımcı olabilir. Ayrıca bu tartışmadaki gözlemlerden fikirlerinize ayrıca ihtiyaç duyacağım başka sorular da ortaya çıkabilir)
0
aychovsky
(06.07.16)
Çoğu kişi bunlara rağmen ve bunları isteyerek var ama böyle başlıklarında altında "FORMATI BOZDURMAYIZ! NEREYE GİDİYORUZ!" diye tok sesle nutuk veren abiler oluyor çoğunlukla.

Gerçi eskiye göre azalmışlar epey.
0
Adramelekhh
(06.07.16)
Bu sitenin öncül amacı sosyal olmak değil bence. Ama yasak getirmek de manasız. Zaten chat bölümü vardı onu isteyen kullanır. Ben anasayfa akışında böyle şeyler görmek istemiyorum.

Ayrı bir kategori olması mantıklı ve o kategoriye girmez isek bizi rahatsız etmez. Nasıl gönül işleri anasayfada çıkmıyor isteyen giriyordu onun gibi sohbet kategorisi olur. Asosyallikten kırılanı, boşlukta sinek avlayanı, canı sadece sıkılıp sohbet isteyeni oraya girsin, duyuru konseptine dokunmasın.

Özetle, ayrı kategori olsun ve eğer o linki tıklarsan göre. Tıklamayana çıkmasın ifşa ve sosyallik zombırtıları.

Anlık fikrim budur.
0
bir ileti paylastim
(06.07.16)
ben görünce soğuyorum bu tarz şeyleri, nasılsınız iyi misiniz muhabbeti için duyuru mu açılır. Hele bir de daha fenası oluyor biri diğerini mallar'a eklemiş buradan duyuru olarak açıyor sen şunu bunu söyledin ben de bunu söylüyorum vs gibi.
0
komsu komsunun nickine muhtactir
(06.07.16)
Buranın sözlükten farklı bir kitlesi olduğunu düşünüyorum dolayısıyla sözlük gibi sıçma ihtimali bana çok yakın gözükmüyor. İfşa, nasılsınız soruları vs rahatsız etmiyor beni. Lakin tek korkum her bir sanal platform gibi burasının da bir şekilde karı kız düşürme ortamına dönüşmesi. Bu nasılsınızlar, ifşalar boka sarmaya başlarsa sıkıntı.

Duyuru'nun geyik ortamının yanı sıra ciddi anlamda faydalı olduğu gerçeğini ve esas misyonunun bu olduğunu unutmamak ve düzenleme yapılacaksa da buna göre yapmak lazım.

Nasılsınız, ifşa benzeri duyurular bir alt kategoride (gönül işleri değil de yeni bir kategoride) toplanıp ana sayfadan kaldırılabilir. Bence mantıklısı bu olur. Ne çok kontrolsüz bırakmak doğru ne de tamamen yasaklamak. Ben de orta yolculardanım sanırım.

Ancak chat kısmının geliştirilip düzenlenmesine karşıyım ben. Zaten halihazırda iyi kötü bir chat opsiyonu var. Onun da ötesinde konuşmak isteyen telegramdan vatsaptan falan konuşsun. Burası chat odası değil(ki duyuru benim kontrolümde olsa o bile olmazdı. özel mesajla konuşsun ne konuşacaksa millet)

Ben Duyuru'yu olduğu hali ile çok seviyorum. Her şeyden eş miktarda var, yardımlaşmadan da sosyalleşmeden de. İnsanların paylaşım isteklerine çok katı ketler vurmadan, kimseyi küstürmeden bu dengeyi korumak gerekli.
0
buff
(06.07.16)
topuga sıkmaktan kasıt nedir? eksiduyurunun kötüye gittigini nereden anlayacagiz? bunlar hep sübjektif tanimlar. ziyaretci sayisi artsin, giden gelen olsun diyorsaniz kaliteden ödün vereceksiniz. yok eksiduyurunun ilk zamanlari gibi kardeslik türküleri söylensin, utanmazi arlanmazi aramizda barindirmayalim derseniz sıkı moderasyon, yasak, kayit kuyut yapacaksiniz, o da artik internet caginda nasil olacak.

velhasil, cok kasmayin. entropi diye bir sey var, hersey cözülmeye, bozulmaya, yok olmaya endeksli. su akar yolunu bulur.
0
thewizardofearthsea
(06.07.16)
Ben de nasilsiniz sorularini sevmiyorum. Karili kizli sohbet var gelin muhabbetinden de hoslanmiyorum. Ifsalar da genel olarak umtumda degil. Yani kimseyi gormek icinozel bi cabam yok. Baska baslik olabilir bence de.

Geyigine bir sey yazacagim zaman genellikle gec saatleri bekliyorum ki aktif kullanimla gercek ihtiyac sorularinin onune gecmesin geyik.

Genel olarak google da bogulmadan bana yardimci olan bi site gozuyle goruyorum burayi ve boyle kalmasini tercih ederim. Diger turlu kullanmam.

Kullanici yas ortalamasi bence de dustu ama bu her yerde boyle olacak bundan sonra bence.
0
senialanaglasinalsinsikinicaliyabaglasin_yine
(06.07.16)
- işte canım sıkıldığında, evde darlandığımda duyuruya giriyorum, "nabıyonuz gençler", "çok yalnızım şurdayım, içecek kimse var mı", "canı skılan varsa gelsin konuşalım" gibi duyurulardan ilgimi çeken olursa bakıyorum, nadiren yazıyorum, geri kalanına açıp bakmıyorum bile. Ne yayınlanırsa yayınlansın sadece ilgilimi çekenlere bakıyorum.

- forum havasıyla soru-cevap konseptini dengede tutmak gerekiyor bence. Bu "formata" uymayan duyuruların silinmesiyle sağlanamaz, ilerleyen zamanlarda kullanıcılara istedikleri kategorileri filtreleme şansı sunulursa herkes mutlu olur.

- ortak kategoride toplanırsa kategori filtresi ile kolayca isteyen istediği içeriği görür.

- Ekşi duyuru'da zaman zaman "keyfi" denecek kararlar alındı, bir şey olduğu yok, topuğuna sıksa da kör topal gider bu saatten sonra.

Bir de çabalarını, kullanıcıya yaklaşımını "vay anasını" diyerek izliyorum. Sanırım duyuru adına bugüne kadarki en doğru seçimlerden.
0
kimlanbu
(06.07.16)
aychovsky, yanilmiyorsam para almıyorum demiştin işinde gücünde insansın burayı niye bu kadar umursuyorsun? sadece meraktan soruyorum. :P

ben sorduğum soruya cevap alabildiğim sürece diğer insanların ne sorduğu beni hiç ilgilendirmiyor. çok dangalakça bişey görünce "geldi yine tipini sktiğim" deyip geçiyorum. bilmiyorum, gördüğüm kadarıyla bu siteyi compu bile çok siklemiyor. mesela mobil versiyonu berbat bi düzelteyim demedi. durum halihazırda böyleyken bence çok da şeyapmamak lazım.
0
ambrosia
(06.07.16)
Genelde 'Nasılsınız?' duyurularını görmezden gelmeye çalışıyorum, sebebi ise kullanıcı için buranın bir anlamda sosyalleşme/dert anlatma/ günü daha keyifli kılma platformu olması veya buna evrilmiş olması.
Şahsen ise bu duyurulardan hoşlanmıyorum. Buranın asıl amacının bu olduğu kanaatinde olmayışım bir yana, bu ve benzeri duyuruların ve cevapların kimseye bir faydası olduğunu düşünmeyişim, laf olsun torba olsun soruları bunlar benim gözümde.

Bence duyuru bunlara izin veren bir platform olmamalı, günde 3-4 defa nasılsınız, canınız sıkılıyor mu, bu akşam ne yapıyorsunuz sorularının ana sayfayoı kirletmekten başka işlevi olduğunu düşünmüyorum. Ve evet yeni bir başlık açılmalı bunlar için ve o başlık ana sayfada görünmemeli.

Compumaster bir yerde, bir zaman diliminde ''Burada geyik dönmesini istemiyordum.'' demişti bulamadım şimdi nerede. O kadar katı olmamakla birlikte, en azından soru başlıklarının bu yönde olmaması gönlümde yatandır. Buna müsaade eden sorularda altında geyik dönmesine izin veriliyor zaten.

Chat duyuruları: Ahhhhhh! Nefret ediyorum. Hem ilgi budalalığı hem de kendi vaktini geçirmenin yollarını bilmeyen kimselerin buraya sarması olarak görmekteyim bu duyuruları, hiç yumuşatamayacağım cevabımı. Altta chat kısmı varken ve srıf chat amaçlı zilyon uygulama varken buradan chat'e çağırmanın altındaki sebep beni kesinlikle enterese etmiyor, sitede de barındırılmaması gerektiği düşüncesindeyim bu duyuruların. Bir nevi üstü kapalı eş/partner arama olduğunu da düşünüyorum.
0
kaymaktutmayansicaksut
(06.07.16)
-benim için fark etmiyor, ifşalardan rahatsız olmuyorum çünkü nadiren oluyor ve genellikle gece saati olduğu için o sırada çok soru soran duyuru yapan bulunmuyor, kullanımı bence etkilemiyor. ayrıca bir süre sonra da ifşacılar mesajlarını silip gidiyorlar.

-suyu çıkmaz, kullanıcılar bunu istiyorsa buna ayak uydurmak gerekir. aslında bu biraz da ekşibişının kapanmasıyla alakalı, kategorilere bişın konseptinde bir bölüm eklenerek herkeşler mutlu edilebilir.

-duyuru ne yaparsa/yapmazsa topuğuna sıkar bilmiyorum, bence kolay kolay bitmez. compu olsam sülalem raad modunda gezerdim.
0
azizakin
(06.07.16)
Genel kaninin aksine; nasilsiniz, napiyorsunuz sorulari beni cok rahatsiz etmiyor. Zaman zaman cevap verdigim de oluyor. Su 'guzel kizlar bilmem nerde eklesin , sohbete gelin' tarzi duyurular daha cok itici.

Ifsalar da onceden 40 yilda bir yapilirken e iyi tamam diyorduk da suyunu cikarttilar bence. Bunun icin ekstra bir kkategoriye de gerek yok sanki.

Bir de sormamissin ama yukardaki cevaplardan gordum; hepsinden once mobil. Compumaster gercekten niye onemsemiyor anlamıyorum ama her firsatta söylüyorum; sitenin mobil hali berbat. Sunu yazarken bile canim çıktı.
0
fraise
(06.07.16)
"fazla kafa yorarsan, kafayı sıyırırsın, hikmetine fazla şey yapmamak lazim"
binali yildirim
0
yons
(06.07.16)
kesinlikle ve kesinlikle c2.me ve tinychat duyurularının silinmesini istiyorum. kesinlikle. zaten o arkadaşlar duyuruyu açıyor, ilgi görmezse silip birkaç saat sonra tekrar açıyor. tekrar, tekrar ve tekrar tüm kullanıcı hesabını bu tarz duyuruları açmak için kullanan insanlar var. örnek için en recent bkz: secretcode.

bunu daha önce de söyledim ama duyuru genel olarak hep boş muhabbetin döndüğü bir yer oldu. eltim bana kaydı ne yapayım, kız arkadaşım beni eniştemle aldattı ne yapayım, anneme çok kızgınım ne yapayım gibi. her ne kadar birlik ve beraberlik ruhu altında bu konularda öneri yapılınıyor olsa da bilgi ve deneyim paylaşımı yerlerde sürünüyor. duyurunun kitlesinde her çeşit meslek grubundan insan var. bu insanların deneyimlerinden yararlanmak için duyuru açtığınızda tenezzül edip cevap bile vermiyorlar ama cocodancer gelip bir duyuru açsa trollüğü alenen ortadayken hala o duyuru 30 cevapla dolabiliyor. bu noktada bilgi ve deneyim paylaşımlı duyuruların daha öne çıkarılmasına ve geyik konularda fikir alışverişinin ise ana sayfadan kaldırılması gibi önünü biraz kesici bir önlem alınmasına kesinlikle destekçiyim. duyurularıma bakarsanız görebileceğiniz Kadıköy'de spor salonu sorum var. arkadaş, duyuruda herkes sağlıklı yaşam ve GYM diye diye yırtınıyor ama İstanbul'un en ünlü ilçesinde bulunan bir salon önerisi istediğimde 1 tane cevap geliyor. olur mu yahu böyle şey?

kişileri takip etme özelliği getirilebilir. angelus ve arnold'ı, jesterdvine'ı takip ederim ben mesela.

edit: şimdi son cevaplananlar gözüme çarptı da hepsi bilgi paylaşılan konular ama yoğun şekilde duyuruda bulunan herkesin de bilebileceği gibi gerçek bir görüntüyü yansıtmıyor şu anki hal. göt olmam adına özenle düzenlenmiş bir tesadüf gibi açıkçası.
0
ebonni eth atc
(06.07.16)
duyuru'dan ifşaları, nasılsınızları, üstünüzde ne varları çıkarmaya çalışmanız absürt olur, zira bu site sosyal ortamıyla var olan ve ayakta duran bir site. burası günde 100 milyon hit alan, bir gördüğün nicki bir daha görmediğin, sayfayı refresh ettiğinde duyurunun 3. sayfaya kadar gittiği bir site değil. ben aychovsky nickini görünce tanıyorum mesela, kafamda birisi canlanıyor, sırf bu duyuruya cevap veren nicklerden 3-5 tanesini daha tanıyorum, eminim beni tanıyanlar ve hakkımda bir sürü şey bilenler de vardır bunu okuyanlar arasında. burda bir sosyal komünite oluşuyor kullanıcı sayısının azlığından dolayı ister istemez, kullanıcıyı bu siteye çeken de diğer özelliklerinin yanı sıra bu. kabul edin ya da etmeyin, burası bir soru-cevap platformu olduğu kadar sosyal bir platform, bir nevi sanal arkadaşlık sitesi. bu durumda asıl sorulması gereken soru, bu sitenin böyle kalmasını mı istiyoruz, yoksa hit sayısını arttırarak ekşi sözlük gibi dolup taşan, her saniye binlerce yorumun yazıldığı bir sayfa haline mi getirmek istiyoruz? eğer maksat siteyi büyütmekse o bahsettiğim küçük komünite olayını ortadan kaldırmak gerekir evet, kimse zırt pırt nasılsınız ne ediyorsunuz gibi yazılar okumak istemez, fakat yine de ilk adım bu mu, tek eksik bu mu tartışılır. ama sitenin şu haliyle bunlar olmaya devam edecek, engel olmaya çalışmak absürt.
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(06.07.16)
Attention whore luk içeren hicbir duyuruya iyi gözle bakmıyorum. İfşa, gelin dertleşelim duyurulari, gelin bi çay icek, karpuz kesek çağrıları bana itici geliyor. Ha rahatsız olmuyorum neticede bana giren çıkan yok ama hoşlanmıyorum, görmesem daha iyi.
0
piremses
(06.07.16)
ifşaları eğlenceli buluyorum açıkcası her ne kadar bir kere katılmış olsamda, onun haricinde nasılsınız chate bekleriz kısmında da bir problem göremiyorum günde bir yada iki tane açılıyor bunlardan ana sayfa sadece bunlardan oluşmuyor sonuçta.

moderasyonla değil ama teknik olarak kategori takibi olsa çok güzel olur, örneğin giriş yapıldığında ana sayfa kişilerin takip ettiği kategorilerden oluşsa problem kalmaz, böylece kişiler sadece ve sadece ilgili ve bilgili oldukları ile ilgili başlıkları görür falan.

eğer ifşalar için ayrı bir kategori açılacak ise de mutlaka ve mutlaka şu kadar süre içerisinde buradaki başlıklarımı sil gibi bir şey olmalı, evet ifşalar eğlenceli, insanlar kendileri hakkında iyi yada kötü şeyleri duymak isteyebilirler ancak aynı zamanda anonim kalma haklarını da kaybetmemeliler.

1) ne bunlara rağmen varım nede bunları isteyerek varım, ilk ifşa olayını duyduğumda çok şaşırmıştım zira anonimliğe aykırı. (burada anonim değilim ama olsun)
2) her hangi bir şekilde yasak getirilmemeli, ifşa yada hadi dertleşelim başlıkları insanlar için bir şey ifade ettiği için var, her forum yada yardımlaşma platformunda olmayan bir şey bu.
3) ifşalar gönül işlerinde yapılacaktı sanırsam öyle bir karar alınmıştı, belirli bir kategori altına alınabilir diğer kategorilerde ise hadi ifşa var diye tek bir duyuru açılabilir kafa rahatlar.
4) siteyi modernleştiremediği sürece kendi ayağına sıkar gerisinde bişi olmaz diye düşünüyorum.
0
selam
(06.07.16)
Piremses +1 nickinden kiz oldugu belli olan tipler ilgi acligi cekince gelip buraya "ben seks yapiyorum ve ozgur bir kizim" alt metinli sorular soruyor ve bu tarz olaylar burayi avam bir hale getirmekten ote bir ise yaramiyor. Sonra soruyorsunuz burda teknik sorulara cevap geliyordu eskiden, o tayfa nerde? E yok tabi o tayfa zira hormonlarinin etkisiyle gelip burda baslik acip cevap veren insanlar burayi gittikce cop hale getirdiler. Sirf bu yuzden giden bes kisi sayabilirim size. Ifsalar beni rahatsiz etmiyor ama olmasa da olur,notrum. Ama dunyayin kendi etrafinda dondugunu zanneden ilgi aci lavuklar buranin seviyesini dusurenlerdir.
0
bruceandwayne
(06.07.16)
İfşalara eskiden karşıydım, çünkü anasayfadaki floodu çok rahatsız edici buluyordum. Şu anda tamamen nötrüm, biraz kabullenmişlik etkisi olabilir. Kısıtlanması ve sadece isteyenlerin görmesi hali bana daha makul geliyor.

Ama sohbet var, gelin la müzik yayını yapıyorum tarzı şeyleri ben de sevmiyorum. Bunlara rağmen varım diyebilirim o yüzden. Serbestleşirse suistimale oldukça açılır, birkaç gün sonra "ya bir ifşa yaptım yapmaz olaydım x beni sürekli taciz ediyor alın bu da kanıtları" duyurusu açılır, altına birkaç tanesi "siz de çok şeyapıyorsunuz canım kezban gibi cıkcıkcık, cevap vermeseydin giderlerdi yani nolacak" cevabı girer, bunlarla uğraşır dururuz. Ciğerlerini biliyorum zira, tacizciyle empati kurmaya bayılırlar.

Cevap: Ekşi Duyuru aychovsky'nin yaptığı son çalışmayı dikkate almazsa kendi topuğuna sıkar. O çaba beyhude kalmamalı kesinlikle.

Son olarak, buranın sözlüğün geldiği noktaya uğramaması gerektiğini düşünüyorum. Zira oradaki durum ortada.
0
sevgikusunkanadinda
(06.07.16)
Ragemn, yeni kategori, birakin istemeyenler icin görünmez olsunlar orda gönül isleri gibi.

Eksizone ve otobüs kemiklesti, alttaki chatin de kendi kadrosu var, girenler gene giriyor, sürekli yeni duyuru cok cok anlamli degil. Belki sabit bir side bar yapilir, canli tarzi, müzik yayini yapan, chat odalari vs yukari gönür yere konur. Aktif olup olmamasi kullaniciya birakilir. Mesela o odanin modu geldi, live yazar, girerler. Böylece hem kurtulunur, hem cüduyuru chati ve bunlar bilinirnolur. Cünkü duyuru chati bilmeyen yillanmis üyeler var hala.

Mesela yanda kategorilere bir yayin eklenir, altina listelenir. Duyuru seklinde degil, link gibi. Giren merak eden bakar cikar.

Anketler olmazsa olmaz da, gencler gece gene naaaber diyenleri shadow banlamak lazim. Yaaa niye kimse yanit atmiyor desinler, ama aslinda onlar haric kimse duyurularini göremesin. Shadow ban da birkac saat limitli olsun.

Ayni duyuru en az 5 kisiden report alirsa mesela, shadow ban aktiflessin. Ya da ayni duyuru cevap 5 kisiden report alirsa, ya da daha fazla, modu beklemeden isleme konsun.

Strike ile üye banlamanin hala yarari olduguna inaniyorum. Internet özgür bir yer, bu yüzden troller var. Ekside hollowlife stili youve got banned youve got banned diye opraha baglanilabilir, ne shed ne özlen vs kalir geride. Ikci falan da banlanir bu mantikla, ama troll olmayip da troll sanilmasinin nedeni var insanlarin.

Internet etigi diye bir sey var.

Türkler trollüge cok egilimli.

Dediklerim hardcore, ama orta yol bulunabilir, shadow ban bence cok hos, yerinde bir ceza mesela trollere.
0
wiillii
(06.07.16)
Bunlara ragmen varim, notrum.
Ayri bir kategori iyi fikir, her zaman orta yol bulunmasından yanayim.
0
stavro
(06.07.16)
bunlara rağmen giriyorum. 2007'den beri duyurudayım. son 2-3 seneye kadar birçok kategoride en üstlerdeydim, en çok cevap verenler, en çok ispiyon yapanlar vs. önem vererek takip ediyordum burayı. 1 hafta tatile gitsem ve bakamasam, geldiğim zaman en son bıraktığım yere kadar dönüp cevaplıyordum. çabucak silinen duyurular hariç kaçırmıyordum neredeyse.

sonra site dışarıya yaygınlaştıkça ve yaş ortalaması iyice düştükçe, kalifiye duyurulardan çok gönül işleri gelmeye başladı. troll duyurular gelmeye başladı. ben zamanla soğudum girmemeye başladım.

ifşa duyuruları başladı. ilk 1-2 tanesine ben de katılmıştım. iki ifşa arası 7-8 ay oluyordu nerdeyse ve eğlence oluyordu. şu an gelinen noktada neredeyse 10 günde bir ifşa duyurusu görüp duruyorum. yani dün gece 2 soru cevaplayayım diye bi girdim zibilyon tane ifşa duyurusu vardı anasayfada. kapatıp çıktım siteyi.

kendi adıma artık günde 1-2 kez 5 dk bakıp çıkıyorum.

duyuru'nun grafiği aynı ekşi sözlük gibi oldu, tepelerden başlayıp dipleri gördü.
0
xenophobe
(06.07.16)
ebonni+1

bir de yaptığım doğru değil biliyorum; kendimce sık sık çöp duyurular açtığını gördüğüm duyurucuların sonra ciddi bir duyurusunu görüp cevap da verecek durumdaysam "uğraşsın bana ne ya" deyip geçtiğim oldu, hala da oluyor.

böyle çöp gördüğüm duyurular beni duyurudan ve kullanıcıdan soğutuyor. buna rağmen buradayım ama neden derseniz bir şey diyemem çünkü bilmiyorum.
0
ron dennis
(06.07.16)
Öncelikle sık sık nasılsınız diye soran ve nadiren de olsa ifşalara katılan bir yazarım. Eğer problem oluyorsa bu kadar "açmayız kardeş sıkıntı yapma" demeye geldim. Mamafih, bu durumda günde 7453 kez açılan "hangi dizi?" tarzında başlıkları da ben görmek istemiyorum. Bu ve benzeri şekildeki rahatsız olunan örnek sayısı artırılabilir. Böyle bir durumda (ciddi ya da değil) biz bunları görmek istemiyoruz dediğimizde "ama sizin sayınız az" mı denecek yoksa bizim de taleplerimiz değerlendirilecek mi?

Haliyle:
1.soruya cevap: Bunlar yasaklanırsa soğurum.
2.soruya cevap: Bu kadar fazla sayıda insanın böyle bir sosyalleşme ihtiyacı varsa cevap da verilmeli. Ekşi sözlük'ün şimdi geldiği nokta gibi suyu çıkabilir, çıkarmamak adına yol yöntem belirlemek hem modların hem yazarların ortak kararıyla gerçekleşmeli. Bu sayede herkes mutlu olur.
3.soruya cevap: Her nasıl şu andaki kategoriler yetersiz kalıyorsa "nasılsınız,ifşa vb" başlıkların toplanabileceği ayrı bir kategori olursa hem bunları görmek istemeyen duyurucular görmemiş olur hem de bu tip sosyalleşme isteği duyan insanların isteklerine cevap gelmiş olur.
4.Ekşi duyuru bu tip başlıkları yasaklarsa kendi topuğuna sıkar.

Şimdi yukarıdaki eleştirilere "kendi adıma" cevap vereceğim:
1. Mesela ben chat yapmayı seven birisi değilim. Zaten aşağıdaki chat linkini de bildiğim kadarıyla maksimum 20 kişi kullanıyor, onlar da birbirini tanıyan her gün kullanan insanlar. Güzel olsa ya da ne bileyim insanlar gerçekten sizin düşündüğünüz gibi chat yapmayı sevseler 20 değil 120 kişi kullanırdı.
2. Buff'un şu sözlerine tamamen katılıyorum:
Ben Duyuru'yu olduğu hali ile çok seviyorum. Her şeyden eş miktarda var, yardımlaşmadan da sosyalleşmeden de. İnsanların paylaşım isteklerine çok katı ketler vurmadan, kimseyi küstürmeden bu dengeyi korumak gerekli.
3.kaymaktutmayansıcaksüt demiş ki "bunların kimseye faydası yok". İnsanlar burada birbirlerinin halini hatrını sorarak birbirlerinin yaralarına ya da ruhlarına dokunma imkanı buluyor. Bence bu gayet buradaki insanları duyuruya bağlayan ve duyuruyu bir stackexchange ya da yahoo answers'dan farklı kılan bir özellik.
0
rakicandir
(06.07.16)
Gerektiginde duyuru acan, cokca cevap vermeye calisan bir duyuru insaniyim. Gormek istemeyenler icin sohbet-ifsa kategorisinin acilmasi en mantiklisi. Geyik yaptigimiz arkadaslarla da bir vatzap grubu kurduk, bilimden kedilere her seyi konusuyoruz, burayi kirletmiyoruz. Bence cokca geyik yapmak isteyenler de bu yolu izleyebilir.

Duyurunun yas ortalamasinin dustugune dair elestiriler var, cidden bu fark ediliyor ama yapilacak bir sey yok. Internet kullanim yasi dustu, compu ne yapsin?

Moderasyonun bu konularda fazlaca kafa yormasi da takdire sayan. Simdiye kadar sikayet ettigim cogu duyuruya aninda mudahale geldi diyebilirim.

Ozetle, mevcut durumda beni troller haricinde cok fazla rahatsiz eden bir durum yok. Ifsaya falan acip bakmiyorum veya bolca vaktim varsa bakip guluyorum. Kaliteli insanlarin birakip gitmemesi adina oneriler dikkate alinip duzenleme yapilirsa gayet iyi olur.

Cok ekstrem sacmaliklar olmazsa gitmem ben, o sacmaliklarin ne oldugunu da tam olarak bilmiyorum.
0
evrim halkasi
(06.07.16)
Ben bu siteyi bilgi/tecrube paylasimi yapilan bir site olarak gormek isterim; geyik cevrilen, duygusal yalnizligin ve hormonlarin bosaltildigi bir site olarak degil.
Amac bu oldugu muddetce yapilmasi gerekenler belli.
Bu sekliyle devam ederse, ki ciddi bir degisiklik olmasi beni sasirtir, ayagina sikti demem. Aksi olursa iyi yonetildi derim.
0
f_d
(06.07.16)
Topuğa sıkmaktan kastımı açıklayayım; ölü site haline gelmek (ekolay'ın bugünkü durumu gibi örneğin, ilk açıldığında çok popüler olup sonrasında kullanıcılarının ezici çoğunluğunun uğramaması ya da bunun Duyuru versiyonu olarak baktığımızda katkı yapmaması, girmemesi, vb.) ya da kötü bir ün oluşmaması ('Çok bozdu', 'Nerede o eski', vb.) Bu kötü ün konusunda zaten başlamış bir durum var ama şu anda çok büyük bir oranda değil. Bunun genel kanı haline gelmesi topuğuna sıkmaktan kastımdı.

Yazılanlarda aslında ortada olan bir açığı, net olarak gördüm; yönetimin yaklaşımını bilmiyorum mesela. Duyurunun konumlandırma sorunu var; hit-prensip-büyüme-mevcut olanı koruma-içerik yönetimi dengesi açısından nerede olduğu belli değil; daha doğrusu düşünülmüş bir denge yok. Bazı kullanıcılar 'Umrunda değil' diyor, bazıları 'Tek derdi hit' diyor, bazıları 'İçerik kalitesini düşünüyor' diyor; ben bu düzlemde compumaster'ın gözünde Duyuru'nun nerede durduğunu hiç bilmiyorum. İçerikle ilgili konuşmuşluğumuz vardır ama büyüme veya mevcut olanı koruma ile ilgili hiç konuşmadık. Bu ortaya çıkartılması gereken bir şey. Yanlış olmasın; derdim yasaklarla veya kurallarla değil de, tamamen 'Hacı, biz ne yapıyoruz? Olayımız ne?' sorusuna cevap bulmak sadece.

Para almıyorum siteden. Bu çalıştaysal işleri parayla yapıyorum uzun bir süredir, daha doğrusu parayla yapan ekibin bir parçasıyım (gerçi aralar verdim, sürekli değil ve ana işim de değil zaten) ama bunu da siteye para karşılığı yapmıyorum. Niye uğraşıyorum? Gerçekten ben de bilmiyorum. 'Şu şu olabilir' diye nedenler yürütüyorum. Çözülmemiş, analiz edilmemiş şeyler rahatsız ediyor, dürtüyor; meslek hastalığı olabilir. Bir de burası hayatımın bir kısmını geçirdiğim bir yer, katkıda bulunmak istiyorum. Bir de modere etmesi kolaylaşsın ve net olsun diye olabilir, neyi ne yapacağımızı bilemiyoruz bazen; bu açıdan katkı sağlayabilir.
0
🌸aychovsky
(06.07.16)
Neredeyse 10 yıldır duyurudayım. Herşey kararınca güzel. Yukarıda denen çoğu şeye katılıyorum.

Ama burası bir soru sorup cevap alma sitesi olarak kalmalı. Çeşitli mastürbasyonlara veya tatminlere aracı olmamalı. O amaçla açılan sorular veya duyurular için kararınca güzel diyemiyorum.
0
jesterdvine
(06.07.16)
O silinsin, bunu sevmiyorum diyen arkadaşlar kendi duyuru sitesini açsın bence. Neyin egosu bu, toplumdan bu kadar üstün görmek nedir kendini. İfşalar, sohbet istekleri, arkadaş bulma sohbet etme istekleri gayet insani. Biz bu yola baş koyduk, duyuru hedef 2023 muhabbeti ile formatı bu kadar kollamak niye. O eski nesil yok işte.
Ekstra duyuru tipi koyulur ve de ayarlar sekmesine görmek istenilen duyuru tipleri işaretlenir bir kez. Olur biter. Bition da otomatik olarak ifşalar görünmüyordu misal. Ayarlardan açıyorduk. Modlara en fazla duyuru taşımak düşer.
0
hasmetizm 2046
(06.07.16)
kaymaktutmayansıcaksüt'ün duyurusuna da cevap vermiştim, gerçi hoş karşılamayanlar oldu ve cevap niyetine sayılmadı.

Ben ifşadan rahatsız değilim ama sıklığından rahatsız olabilirim. 2 ayda bir falan gece olabilir. "İfşa" mekanizması bombardıman şeklinde çalışıyor, yani ayrı bir kategori açarsanız sürekli bir hal alacağını düşünmüyorum. Duyuru bu "ifşa" mevzusunu illa bünyesine katacaksa bunu gelenekselleştirerek yapabilir, mesela çift ayların ilk cumartesi gecesi 1-5 arası serbest olsa ilginç olabilir (olmaya da bilir :)


Şimdi düşündümde, "Nasılsın?" duyuruları ayrı bir kategoriye sokup kendi içine hapsedilemez. Çünkü zaten bu duyuruyu açanın amacı ilgiyi üzerine toplayıp mümkün olduğunca fazla kişiye ulaşmak. Bu yüzden chat i kullanmıyor, buraya açıyor duyurusunu. Herkese haftada 1,( belki günde 1) hak verilebilir. Bazı kullanıcılar günde bir kaç kez açıyor bu çeşit bir duyuruyu.

Bu tarz şeyler sert bir şekilde yasaklanırsa topuğuna sıkmış olur. Çözüm yasaklama olmamalı, duyuru kendi bünyesinde dönüştürerek bir yol bulmalı. Ben şuanki ve evrildiği haliyle seviyorum duyuruyu.


Bahsedilmemiş ama;
Kişisel olmayan ve anonimliğe zarar getirmen duyurular en az bir gün silinememeli. Kesin bi cevabı yok ama, yorum getirerek bir çözüm sunuyorsun, akşam sonucuna bakarım diyorsun ama çoktan silmiş gitmiş bile. Senin cevabın mı, yoksa senden sonra başkasının cevabı mı çözüm oldu belli değil. Yada çözümü zahmetli ve emek isteyen bir soruyu derlemiş toplamış birisi yanıtlamış, sen de favırilere ekliyorsun akşam bakarım diye ama yok. Aynı soruyu sorsan bile ya konunun ehli denk gelmiyor yada (haklı olarak) uğraşmak istemiyorlar bir daha. En sinir olduğum kullanıcı bunlar.


Cevabı google aramasında ilk sırada çıkan sorular. Bunun için şöyle bir çözüm olabilir. Mesela donanımhaber'de bir başlık açarken sayfa ikiye bölünüyor ve sağ tarafta başlığınız bir arama motorunda otomatik olarak aranıyor ve sonuçlar getiriliyor. Böyle bir sistem olursa çoğu sorunun cevabı kullanıcının karşısına çıkacaktır.

Ayrıca, mobilite, mobilite, mobilite
0
ofkeyle kalkanin yerine oturan yazar
(06.07.16)
Unutmuşum, ekleyeyim.

Mobil site zaten Duyuru'nun en büyük sorunu. O zaten inkar edilemez. O göz önünde. Buraya yazmadım diye unuttuğumuz sanılmasın. Burada yapılan sorunları parçalanarak atomik atomik ayrıntıların tartışılması.
0
🌸aychovsky
(06.07.16)
Şimdi aklıma geldi bunlara ek olarak sözlük yazarları dışındaki alımlara belki bir kısıtlama ya da kota getirilebilir. Böylece çöp hesaplarla dolması önlenebilir duyurunun. Bazı insanların 3-5 tane kullanıcısı oluyor. Birinden normal yazarken diğerinden trollük yapabiliyor.
0
buff
(06.07.16)
Ifsadan, gelin konuşalım, Nasılsıniz tarzi duyurulardan rahatsiz olmuyorum. Hatta bir community oluştuğu icin insanlar bu tarz istekleri daha rahat paylaşıyormus gibi geliyor.

Trollere çözüm bulmak daha öncelikli bence. Nasil olur bilmiyorum.
0
dafuq
(06.07.16)
Chat duyurularino gormuyorum bile. Ifsa da bazen eglenceli oluyor ama dunkunu hic merak etmedim bile. Bu nedenle kategori konusuna +1 diyorum. Bazi ifsalar hakkaten efsane :) chat de sikilmis elemanlar aciyo falan diye dusunuyorum. Cop "naber" duyurusu acmaktansa chat duyurusu daha mantikli bence
0
la noix
(06.07.16)
Cevaplari simdi okudum da genel olarak geyikli sorulara cevaplar cokken uzmanlik isteyen sorulara cevap gelmediginden bahsedilmis

Benim uzmanlik alanimla ilgili soruya cevap verdigimde arkamdan gelen sari cizmeli mehmet aganin hakarete varan laflarini gormemek icin ben artik medikal sorulara pek cevap vermiyorum. Cok ozel bir durumsa ozel mesajla yaziyorum yazacagimi. Eminim benim gibi baska arkadaslar da vardir. Hani cuvaldizi kendimize batiralim once
0
la noix
(06.07.16)
Bu arada la noix +1 diyorum.

Bildiğim konularda cevap vermeye çekiniyorum çoğu zaman. Daha doğrusu kimseyle ugrasmak/ tartışmak istemediğim cevap vermemeyi tercih ediyorum zira o konuda 3-5 şey bilen biri bile uzman edasıyla gelip sizin cevabınızi eleştiriyor. Ha eleştirir ona da sözüm yok, belki ben yanlış ifade etmişimdir ya da yanlış anlamisimdir ama çoğu zaman bu eleştiriler ağır hakaretlere ve laf dalaşına varıyor. Dolayısıyla ben de cevap vermiyorum. Yabancı dilde bir kelime ya da ne bileyim yemek tarifi vs için insan hiç tanımadığı birine hakaret eder mi ya? Edermiş, bunu da duyuruda gördüm.
0
fraise
(06.07.16)
ben daha cok senin bu duyurularindan sikildim aga. no offence. hayir soruyorsun tartisalim diyorsun, tartisiyoruz, bir sey oldugu da yok. bir sey olsa yine gam yemeyecegim.
0
baldur2
(06.07.16)
acemi +1
0
gündüz m
(06.07.16)
ben daha cok senin bu duyurularindan sikildim aga. no offence. hayir soruyorsun tartisalim diyorsun, tartisiyoruz, bir sey oldugu da yok. bir sey olsa yine gam yemeyecegim.

edit: demem o ki, su akar yolunu bulur. oluruna birakmak gerek, oyle evrimlesiyorsa demek ki insanlar oyle istiyor veya hallerinden memnunlar. Disaridan yapay mudahale daha kotu sonuclar dogurabilir. ben rahatsiz degilim, ilgimi cekenleri okuyorum, ilgimi cekmeyenleri okumuyorum. herkesi ayni anda memnun etmek mumkun degil bence.
0
baldur2
(06.07.16)
Özellikli sorulara cevap gelmediği doğru. Ben de bilgi gerektiren sorularıma cevap alamıyorum. Bol bol geyik yapılıyor. Soruyu sorana saldırılıyor. Eskiden sorularımı gönül rahatlığıyla sorardım. Şimdi zaten bilen yoktur diye yazmaya bile uğraşmıyorum.

Sohbet muhabbet soruları, ifşalar vb. canı sıkılan kategorisine konabilir. Gerçekten cevap bekleyenler arada kaynıyor.

Aynı sorular bir milyon kere soruluyor. Yarım yamalak bilgilerle tekrar cevaplanıyor. Aynı insanlar soru soranları yanlış yönlendirip duruyorlar. Bilmedikleri konularda ahkam kesiyorlar. Kullanıcı kalitesi gerçekten düştü. Bunu da sözlük dışından gelenleri sınırlandırarak çözebileceğinizi düşünmüyorum. Sözlük ne ki oradan gelen ne olsun.

Moderatörler olarak gözünüze çarpan troll tipleri bir süreliğine karadelik gibi bir kategoriye atsanız, sadece ciddi soruları onaylanıp ana sayfaya gelebilse güzel olurdu bence.

Compumaster mobil ara yüzü korkunç. Sen de biliyorsun. Bari mesaj gönderilebilsin.

Son olarak teşekkürler çabalarınız için.
0
Lim5
(06.07.16)
:)) Piii, daha birkaç şeyi daha tartıştıracağıdım, sonuca ulaşmamış yerler var. Daha bunlardan sonuç çıkmadı ki! Daha bunun çözüm önceliklendirmesi var ama hepsini yapmayacağım zaten. Yeni kategori olaydı, ona atardım. Normalde bu işi cuma+haftasonu, sabah 9 - gece 11 arası, kısa aralar ve yemek araları ile çalıştırarak yapıyoruz. Onun özeti 10 cümle çıkıyor. O 10 cümlenin de 2'si, 3'ü uygulanıyor.
0
🌸aychovsky
(06.07.16)
Sacma sapan duyurularla,merhabalarla ,ifsalarla ilgili problemim yok.nasilsiniz yazan herhangi bir duyuruyu genelde acmam,yapan kisilerde genelde belli,chate gelsenize diyenleride hic acmadim,kisaca ilgilenmezseniz sadece orada dururlat.ama bunun duzenli tekrarlaniyor olusu,bpyle bir ihtiyac oldugunu gosterir,seni ilgilendirmiyordur,sen kuantum teorisi sorusu var mi bi bakayim eksiduyuruda dersin adam sohbet duyurusu var mi diye gelir.genelde de uf bu ne ifsasi bu ne duyurusu diyen arkadaslarin nikleri hic tanidik gelmiyor,buralarda surekli takilmiyor gibiler,bir asinalik yok.arada diyorumya astronot gibi diye,cok adam var boyle burada,bilhassa ekside.neydi o bizimkilerdeki yonetici gibi.hep bi rahatsizlik hali.raad degiller.

Ifsa ayri bir kategori,benim hosuma gidiyor eglenceli,bazen cismini merak ettigim kisilerde oluyor,cok sasirdiklarimda.gayet hos,birbirlerine yurusun insanlar ama sorun buff un da dedigi gibi buradaki komunite gitgide daraliyor,ve eli uckurunda yazan adam kadin sayisi bariz gorulmeye basladi ve bu rahatsiz edici.

Oldukca uzun zaman burada olunca ,her yerde oldugu gibi,odunun teki degilsen yakinlasmalarin oluyor,benimde oldu,bir tanede cok seker kizla tanistim,cok eglendik beraber ama bunun disinda kiz dildo sormus dur ben suna bi dm den kayayim bakim ne olacak kafasi cok yayildi,yarak,meme fotolari girla gider hale geldi.bu hos degil.daha da hos olmayani birine yuruyup ,yuz bulamayip ,ustune oynayanlar,degisik bir terbiyesizlik turu.cokca var.

Kapilarin kapali olmasi bu konuda dezavantaj,herkesin rahatca uye olabildigi bir ortam olsa cesitlilik artacak.adam birsey merak ediyor,googledan geliyor dur bir sey daha sorayim dediginde abi para yatir.niye yatirsin abi,yemisim diyip gidiyor.parayi yatiranin cogunlugu buranin bebeleri iste,attigimiz tas urkuttugumuz kurbagaya degmiyor,ayni kisiler soru soruyor ,ayni kisiler cevap veriyor,artik gelecek cevabi bile tahmin edebiliyorsun.

Bu kadar uzun yazmaya,care aramaya pek gerek yok esasen.ortadaki tek gercek bir donem eksisozluk cogzel gelsene durumlarindayken ,bos vakitte cokken yapilmis guzel bir araba eksiduyuru.yapildigi kadariyla ,eksininde gaziyla yokus asagi gidebildigi kadar gidiyor.gittikce eskiyor,asiniyor ama yapan edenler artik baska bir hayatta,aile,is,guc buraya ayirabilecek bir vakit yok.enerji yok.burada eglenemiyor artik adam,yorucu bir yuk haline gelmis,kendi masarafini cikartip kor topal yuruyen bir site haline gelmis durumda.

Yani ismini bu ara cok gordugum sergerde nin dur ben bi kod yazayim,trollerden rahatsiz olanlarin feryadini duyan selam in ekmek arasi beyaz peynir yapar gibi alin size trollsavar diye bir kac dakikalik cozumlerinin enerjisi aci ama gercek compuda kalmamis durumda.adamin isi gucu buraya vakit ayirmasina mani.buraya agirlik verse diger isinden kazandiginida kazanamayacak.bu yuzden gozardi etmesi gerekiyor.buraya ucretli bir eleman olsa ,oyle bir para kazanmiyor,sadece enerjisi vakti bol birileri el atsa,duzgun bir mobil olsa ne guzel olur ama compu yeterince buralarda olamadigi icin bu kisiler kim olabilir,burada eli ingiliz anahtari tutan kimler var bilinmiyor.oysa eksistatsi yazan mc delta yi ilk burada gormustuk,subetha oldu,sonra ayni ugrasmaya degmeme,vakitsizlik,daha onemli isler,yazdi birisi alsin ama olmadi.ahoy var bu son acigida goren arkadas ama haberdar olmak buralarda olmak lazim gibi.

Eksiduyuru bu haliyle kendi kendine gidebildigi kadar gider,finalde bi kaldirima yanasir durur,bu cepheden boyle gozukuyor.
0
duptıs
(06.07.16)
Bu arada duptıs para yatırma olayına girmiş ben de onunla ilgili bir şey söyleyeyim.

3-4 yıl önce burada abuk subuk duyurular açıp soruya cevap vermeyip gırgır yapanlardandım. Banlandıkça inadına üyelik alıyordum, yaşım da nispeten küçüktü. 3-4 yılda nirvanaya vardım demiyorum tabi ama durum bu yani.

Bence birkaç tane trolün tekrar tekrar hesap açmasını engellemek için para yatırma önkoşulu getirmek duyuruyu çok kısıtlıyor. Bu biraz daha nezih bir ortam yaratıyor olabilir (neyi nezih diyeceksiniz belki ama yine de bir nebze iyileştiriyor ortamı) ama siteyi neredeyse sadece ekşisözlükçülere sınırlıyor. Bağış yapma işi çok güzel fikir ama en basitinden havale için bile bir süre beklemek gerekiyor, sonra compumaster'ın mail'inizi görmesini bekliyorsunuz, anca üye olabiliyorsunuz. O zamana kadar üye olmayan birinin soruyu soracağı da kalmıyor soruyu sormanın genelde bir anlamı da kalmıyor.

Böyle bir sistem kalacaksa en azından üyeliksiz onaylı anonim soru sorma getirilmeli. Yani üyeliği olmayan biri soru sorabilmeli ve bu moderatörlerden onay aldıktan sonra yayınlanabilmeli.

Hatta anonim soru sorma veya cevap verme (cevaba çok da gerek yok bence) üyelere de getirilmeli, yine onaylı bir şekilde. Üyelere anonim duyurunun aciliyetiyle ilgili bir seçenek sunulabilir, bu da moderatörlerin onaylama işini kolaylaştırır ayrıca. Aciliyet olayını kötüye kullananlara da uyarı veya ceza verilir.
0
Adramelekhh
(06.07.16)
bu arada ben de üyelikteki bağış olayının siteyi baltaladığını düşünüyorum. troll gelir diye böyle bir kısıtlama koymak çok saçma, troll gelsin, trollün bir zararı yok ki. asıl zarar kaliteli insan eksikliğinden geliyor. ben hatırlıyorum 2-3 sene öncesine kadar ekşi kullanıcısı olmayan doktor, avukat, akademisyen vb. mesleklere sahip, birçok alanda soruya nitelikli cevaplar veren yazarlar vardı burda. yeni üye alımını kısıtladıkça bu tip insanların gelmesini de imkansızlaştırıyor site. troll gelirse gelsin, kurallara aykırı bir şey yaparsa banlarsınız gider.
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(06.07.16)
- Kısmen bunlara rağmen varım, kısmen bunları da isteyerek varım.

İfşa konusu: Soru içermeyen ifşalardan hoşlanmıyorum açıkçası (topluca çocukluk ifşası yapmıştık, o çok tatlıydı, ama şimdi bahsettiklerim bireysel ifşalar). Ben de yaptım ifşa, ilki 3 sene kadar önceydi, "bana hangi mesleği yakıştırdınız" diye sordum, geçenlerde ikinci ifşayı yaptığımda da "beni bir oyuncuya benzettiniz mi/hangi role yakıştırdınız" diye sordum. Bu sorularımın ikisi de kendimi göstermekten ayrı bir amaca hizmet ediyordu. Kendini göstermek isteyeni de anlıyorum, ama bu site "dating" sitesi olsa, bu amaca da hizmet etse kullanmam. Hani insanlar ortak ilgi alanları hakkında sohbet ederler, ifşada ya da zirvede birbirlerini beğenirler bir yakınlaşma olur o ayrı, o gayet doğal ve kendiliğinden olduğu için de tatlı bir durum. Soru içermeyen, kendini göstermek dışında bir amacı olmayan ifşalardan hoşlanmıyorum kısacası. Güzelsin/yakışıklısın, çirkinsin, ee? Yani? Neye hizmet ediyor bu? İfşa konusu için yazacaklarım bu kadar. :)

Nasılsınız duyuruları: Olmasa da olur bence, ama rahatsızlık vermiyor bu duyurular.

Chat duyuruları: Çok itici buluyorum. Kahve içme duyuruları oluyor ya hani, onlar daha samimi bence. Biriyle konuşmaya ihtiyacın varsa yakınlarda biri var mı buluşmak isteyen diye sor, istekli olan varsa buluş. Ha bir derdin varsa, içini dökmek istiyorsan, tavsiye istiyorsan zaten duyuru buna da hizmet ediyor, kullan. Havadan sudan konuşmak üzere yazışmak için duyuru açılmasını mallık olarak görüyorum.

- Ayrı bir kategori altında serbestleşebilir. O kategori için de kurallar belirlenerek suyunun çıkması önlenebilir. Zamanı yakalayıp yakalamaması duyurunun yardımlaşma amacına hizmet eden bir kaygı değil diye düşünüyorum.

- Bir kısım kullanıcının taleplerini karşılar hale gelir, bence büyük çapta bir birikme olmaz.

- Burası öncelikli olarak bir sosyalleşme sitesi gibi işlemeye başlarsa asıl amacı ortadan kalkacağı ya da ikinci plana atılacağı için kendi topuğuna sıkar bence; ama o halde daha popüler olur mu orasını bilemem.

Ek olarak: Hukuk sorularını yanıtlamayı bıraktım ben de diğer arkadaşların da belirttikleri sebeplerden. Bedavaya danışmanlık yap, üzerine de azar işit. Oldu.
0
whimsical
(06.07.16)
Duyuruda beni rahatsız eden tek konu mobil'deki eksiklikler,hatalar.

Bunun dışındaki hiçbir şeyden rahatsız değilim.İsteyen istediği gibi takılsın :)
0
turkuaz
(06.07.16)
duyuru, sosyal medya hesabı gibi olmamalı. yardım/istatistikler bölümünde, küçük bir gittigidiyor, küçük bir teknik servis vs. yazıyor. ama görünen o ki küçük bir instagram, küçük bir facebook eksik kalmış.

bir de, duyuru açıp, x kişisine kılım, ben duyuruyu bırakıyorum, zayıfladım, tesisatçi olan mesaj atsın gibi, cevap verilemeyen anlamsız duyurular da olmamalı.

bırakmayın geçmesinler, bırakmayın yapmasınlar.
0
rheia
(06.07.16)
Daha önce açılan konulara da yazdım ve hem compumaster'ın ne yapmak istediğine karar vermesi gerektiğini yazmıştım, hem de reddit'teki "Bu ciddi bir konudur" özelliğinden ve codebase'i başkalarına açıp yönetebileceğinden bahsetmiştim.

Compumaster uzun bir yazıyla ne yapmak istediğini aktarmadan devam etmeyi anlamsız buluyorum artık, bir şekilde bu konuya dahil olmadıkça hiçbir tartışma işe yaramayacak. Üzerinde düşünüp mü yazar, bir gün ve saat belirlenip orada mı tartışırız bilmiyorum ama aracıların aradan çıkması lazım artık.
0
montreal
(08.07.16)
Quora'nın Türkçe alternatifi olmalı bu site. Ciddiyet elden bırakılmamalı. Olabildiğince katı olunmalı.
0
ThomasJefferson
(08.07.16)
belki görece yeni olduğumdan nasılsınız vs gibi duyurular canımı sıkmıyor, bazen hiç açıp bakmıyorum bile bazen de çok komik şeyler yazılıyor cevaplara, okuyup gülümsüyorum. ifşaya da henüz denk gelmedim, yapılsa sinsi sinsi bakar eğlenirim.

duyuru bence evrimleşsin, yani bir şeyi NAYN GÜLLÜŞAH diye diretmek neden sevgili aychovsky? bırakın ayrı bir kategoride takılmak, eğlenmek serbest olsun. canı isteyen bakar, istemeyen işine bakar. suyu çıkacaksa da ayrı bir kategoride çıkar, belki o kategoriye ayrı modlar atanır çöplüğün horozu belli olur, sizin de başınız çok ağrımaz. teknik olarak bilmiyorum olamaz mı? burdan bakınca olabilir gibi.

duyuru mobili düzeltse havalanır, uçar. söyleyeceklerim bu kadar.
0
evde liyakat kalmamis
(08.07.16)
bahsettiginiz duyurular ayri bi kategori olsa daha guzel olur evet.
(simdiki kullanimda gonul isleri anasayfada degil sanki. anasayfa daha temiz ve guzel,bu kategoriler gorunmese daha da guzel olur)
ama kimisinin de kullanimi bu yonde. onlar bi kategoriye toplanip gorunmemesinden ne kadar memnun olur bilmiyorum, tahmin edemiyorum, sayilari ne kadar, bu onlarin kullanimini nasil etkiler elimde veri olmadigi icin bi fikrim yok.

simdi sorulariniza net bi cevap olmyacak belki ama benim soyle bi eksiduyuru platformu hayalim var;
belli kategorileri ya da hashtag'leri subscribe edebilsek, sadece o kategoriler gozukse, onlardan notification alsak, o konuda sorulan sorular da bildirimle gelse daha derli toplu bi kategorilendirme ve hashtagler ile muthis verim aliriz gibi geliyor. bu benim kullanimimi arttirir mesela. ama tabi bu sitenin designini buyuk olcude degistirmek olabilir. bu sekilde daha kaliteli icerik uretilebilir diye dusunuyorum.

gerci bilmiyorum. eksiduyuru'da kaliteli icerik uretiyor ve bu ihtiyac karsiliyor mu? bunu bi dusunmek gerekiyor. bu sorunun cevabini net olarak veremiyorum. siz ne dusunuyorsunuz? insanlar ne yonde kullaniyor bu cok onemli topuguna sikmasi meselesinde.

ARKADASLAR BIDE BENIM SORULARIMA CEVAP VERIR MISINIZ YA? kaliteli icerik uretiliyor mu diye soruyorum ya su cevabimda.
mesaj yoluyla da olur. kullanicilar nasil dusunuyor, merak ediyor ve yorum bekliyorum.
0
sergerde
(08.07.16)
bition geri açılsın
0
sameidiot
(08.07.16)
bayram günü tartışılmış çok ayıp olmuş, hepsini nasıl okuyalım şimdi :(

ben duyurunun quora güvenilirliği ve işlevselliğinde devam etmesini isterim, nasılsınız tarzı en fazla soruyu sorana faydası olan duyuru/soruların bu işlevselliği baltaladığını düşünüyorum. ben de geyik yapıyorum evet ama yapabildiğim için yapıyorum çünkü duyurunun ekseni oraya kaydı ve araya karışıyorum. eğer bunu engellemezseniz git gide herkes buna kayacak, kaymayanlar ise ne boktan ortam diyip gidicek. geyiğin kime ne zararı var istemiyorsan okuma diyeceklerin bunu göz önünde bulundurması lazım, psikolojik olarak bile uzaklaşma-dışlanma hissi yaratıyor geyiğe katılmayanlarda. ya da katılıyorsun işte, sosyal bi varlığız "ben de nişantaşı çocuuuyum beni niye almıyisünüz arağuza" diyoruz. bunun sınırını çizecek olan yönetim, geyik yapmak için bir sürü mecra var ama işlevselliğini koruyabilmiş soru/duyuru sitesi hiç yok. zaten bu kadar "güvenilir" olması da bu işlevselliğe bağlı, kimse buraya "aa ne güzel geyiği varmış" diye gelmiyor.

git gide geyiğe dönerse benim için de anlamı kalmaz, evet. beni kaybetmek duyurunun halihazırda ayağına sıkmanın en pratik hali olacağına göre...
0
baba jo
(08.07.16)
Hahah compumaster hiç şaşırtmıyor ya. Hiçbir şey değişmedi elbette.
0
montreal
(25.06.18)
Arada böyle insan heyecanlandırmak iyi oluyor :D
0
bir ileti paylastim
(26.06.18)
Sitesine yaptığı çetinde kendi bilgisi dahilinde ortamda şantaj ve benzeri cinsel içerikli bir ton alçaklık ve suç işlemiş bir adamı moderatör olarak tutuyor compumaster, hala hesap aktif, şantajcının keyfi kullanımına bırakmış.

Ne bekliyordunuz? Compumaster amerikada ve çocukları var, tabii ki bu kadar meşguliyetin içinde böyle şeylerle uğraşamaz.
0
Adramelekhh
(16.12.18)
(6)

Sözlükte özel mesajla gelen küfüre dava

peace.on
birisi sözlükten özel mesajla küfür ediyor sürekli. bu kişiye dava açmam mümkün mü sizce?
birisi sözlükten özel mesajla küfür ediyor sürekli. bu kişiye dava açmam mümkün mü sizce?
0
peace.on
(06.07.16)
Türk hukuk sistemi ile uğraşacak bolca vaktim var diyorsan aç tabi ki . Mümkün.
0
ötekitarafabiöğrenci
(06.07.16)
Tabii ki mümkün. Çıktıları alıp bir dilekçe doldurulup en yakındaki savcılığa gidiliyor. (Gerekli belgelerin bir formatı olup olmadığını bilmiyorum ama araştırır buluruz) Savcılık compumaster'a ulaşıp mesaj kayıtlarını, IP'leri falan istiyor; compumaster da veriyor. Kalanı için bir şey yapmaya gerek yok, dava sonucu adrese geliyor sanırım. İlk uğraşması fazla ama üşenmezsen açabilirsin tabii ki.
0
aychovsky
(06.07.16)
teşekkür ederim. böyleleriyle uğraşmak bana hep zevk vermiştir. bunlar mahkeme kağıdı eline gelince köpek gibi özür dileyip "ben ettim sen etme abi" diye götünde dört dönerler.
0
🌸peace.on
(06.07.16)
küfür edilecek bir şey mi yaptın niye küfür ediyor ki ?
Geçen sözlükte malın teki spoiler paylaşıp duruyordu edilen küfürleri de mahkemeye vermiş galiba tam bilmiyorum ama. Öyle bir şey yaptıysan haketmişsin bence.
0
Nox
(06.07.16)
bir konuyla ilgili kendi görüşlerimi dile getirdim ve kimseyi de hedef almadan hakaret etmeden. neyse alsın bir mahkeme kağıdını da göreceğim ben onun "farklı fikirlere saygısını"
0
🌸peace.on
(06.07.16)
Ya internette küfür görmek, dickpicle karsilasmak, yanlis yerlere cikmak, dalga gecilmek normal.

Yani gercekten ciddiye alip, bana ve kisiligime hakaret ediyorlar diyip aliniliyorsa internete girmemesini öneririm. Bir de duyuru vs yani, vanilla ortamlar. 4chan ya da özgür forumlarda 30 sn hayatta kalamazsiniz. Dünyanin her yerine dava acmak zorunda da kalirsiniz.

Üyelere gercek hayatta ulasilir mi, dava acilabilir mi, deger mi, sonuc getirir mi, tatmin olur muyum cevaplarini kendin vermen lazim. Ama mallara eklemek, ifsa etmek ya da görmezden gelmek cok yaygin ve kisiyi huzura erdiren seceneklerden. Bol bol ignore ederim insanlari, yoksa internette cidden yamuk zihniyetli ya da kizdirmak icin trollük yapan insan cok. Dedigim gibi, internet de böyle bir ortam. Isteyen istedigini yazabilir, kisitlamaya calismak barbara streisand efekti yaratir, beyonceun fotografi olursun, eksideki basligi silmeye calisan ünlüler avukatlar gibi olursun. Yok saymak, gülüp gecmek cidden en etkili yöntem.

Eger basina bir sey gelmeyecegi netlesirse, yeni yöntemlerle üyelik alir devam eder. Ya da senin davranisini ifsa eder, gene benzer mesajlar alirsin.

Yok say.
0
wiillii
(06.07.16)
(5)

eski foça'da günübirlik plaj

hayat aklini konusacak bir filozof uret
girişi olan otel club vs tevsiye edebilir misiniz?nezih, denizi güzel..
girişi olan otel club vs tevsiye edebilir misiniz?
nezih, denizi güzel..
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(05.07.16)
eski foça'nın denizinden çok şey beklememek lazım.
0
brakgn
(05.07.16)
En güzeli Hanedan Tatil Köyü'nün oradakiydi. Daha güzel bir öneri gelene kadar Hanedan'ı tavsiye ederim.
0
aychovsky
(05.07.16)
eski foça zorunlu değilse yeni'ye gidin derim. eski'de ise hanedan.
0
hayati cozemeyen adam
(05.07.16)
Hanedan +1, tesis eski ama deniz mavi bayraklı.
0
Phoebe
(05.07.16)
Mackerel var hanedanin yaninda han3dan cok kalabalik olabilir
0
condom kurşunu
(05.07.16)
(13)

Siz de boyle hissediyor musunuz bazen

yuzır
Kucuk yerlere gittigimde, orada yasayan insanlarin samimiyeti bana kendi samimiyetsizligimi hatirlatiyor. Siz ne dusunuyorsunuz? Her seferinde bir sorgulamaya, ic hesaplasmaya giriyorum sanki. Her seferinde epey mutsuz oluyorum. Kendimden nefret edesim geliyor.Bir de hic canim sikildi demiyorlar mes
Kucuk yerlere gittigimde, orada yasayan insanlarin samimiyeti bana kendi samimiyetsizligimi hatirlatiyor. Siz ne dusunuyorsunuz? Her seferinde bir sorgulamaya, ic hesaplasmaya giriyorum sanki. Her seferinde epey mutsuz oluyorum. Kendimden nefret edesim geliyor.

Bir de hic canim sikildi demiyorlar mesela, cok ozeniyorum. Bazen yakin oldugum insanlarsa eger, israrla "hic canin sikilmiyo mu ya" diyorum, hayir diyor, "nasil yani ya, hic mi sikilmiyo" diyorum. Ama bu gereksiz bir detay, neyse.

Uyari vereyim, soru kendini imha edebilir.
0
yuzır
(05.07.16)
Kendilerine mesgale buluyorlar o yuzden. Ama samimiyetin disinda su gercek ki kucuk yerin dedikodusu asla bitmez. Siz duysaniz da duymasaniz da sizin ya da baskalarinin hakkinda pek cok sey soylenir. Samimiyetten ziyade herkes birbiriyle icli disli olmasindan kaynaklaniyor bence.
0
dedim ben sana
(05.07.16)
küçük yerde herkes birbirini tanıdığından dolayı sana samimi gelmiştir bence.

canları sıkılmıyor çünkü bütün gün konuşabilecek kadar işsizler.
bütün gün dedikodu yapabilirler.
bütün gün televizyon izleyebilirler.
bütün gün kahvede oturup malum şeyleri yapabilirler.

küçük yerden kastını köy ve herkesi birbirini tanıdğı kadar çok küçük ilçeler olarak varsaydım.
0
mahone
(05.07.16)
küçük yerde yaşayan biri olarak

mahone +1
0
rakicandir
(05.07.16)
Benim en son ne zaman canım sıkılmıştı, hatırlamıyorum ya da hatırlıyorum, 2011'deydi. Özel bir durumdu da, ondan. Onun dışında can sıkılmasını çok merak ediyorum. Genelde ya zaman yetmez ya dinleniyorumdur ya da meşgulümdür bir şeylerle.

Samimiyet bence iki tarafı keskin kılıç. Bir yandan, evet, çok güzel. İçinden geleni söylüyor, buna alınmıyor veya alındırmıyor, neşeli, rahat. Hakkaten gidip sarılası geliyor insanın. Bir yandan da aynı samimiyet aşırıya kaçtıkça senin iç işin diye bir şey olmaz, özel hayatın olmaz ya da sen 'Sevgilim var' dediğinde aynı samimi insan pat diye seni fahişelikle itham edebilir. Aynı insan yalnız kalmak istediğinde saygı duymayabilir, yemek sofrasındaki kıl kaptığı bir davranışından ötürü ya da otururken bacak bacak üstüne attığın için seni saygısız ilan edebilir.
0
aychovsky
(05.07.16)
@aychovsky aslinda samimiyetten kastettigim davranislarinin daha samimi olmasi. Belki de ben yanlis anlattim.
0
🌸yuzır
(05.07.16)
can bu ya. arada sıkılacak da. neyiz yani yapay zeka mıyız? can sıkılmasını abartmak ve abartmamak vardır aslında.
0
matrix
(05.07.16)
Bazi kucuk yerlerdeki samimiyetin cok yapmacik oldugunu dusunuyorum. Ozellikle disaridan gelenlere karsi kendi iclerinde asiri samimi davraniyolar. Belki de "farkli" olduklarini oyle gosteriyolar. Ne bileyim, yilda 2-3 hafta X sehrindekilerin cok oldugu bi yerde olmam gerekiyor. Istanbul'dN gelen tek ben oldugum icin aralarindaki "samimiyet" ile hava atmaya filan kalkiyolar sjdj

Mesela kuzguncuk. Bence "biz cok samimiyiz cubku mahalleyizzz! Mahalle taam mi o yuzden herkesle sacma da olsa sohbet ederiz oley" diye bagiriyormus gibi geliyor. Yapay gibi.
0
kuehles blondes
(05.07.16)
Nerede olduğuna göre değişiyor. Aşırı muhafazakar ve büyük şehir taklidi küçük şehirlerde kendimi dograyasim geliyor benim. (bkz: Bolu). Olduğu gibi olan sade, düzenli, böyle bi karakteri& ruhu olan yerlerde de acayip rahat hissediyorum kendimi. Küçük şehir olmasına da gerek yok, mesela Ankara'da iki gün kalınca bütün sinirim, stresim geçiyor, pelte gibi oluyorum. Bulunduğun yer ruh halini etkiliyor kesinlikle. En azından hassas ruhları etkiliyor.
0
damdanakan
(05.07.16)
Tam tersi var bende. Ankara'dayım. İstanbul'a gittiğimde insanların bakışları çok soğuk ve elitist geliyor. Anlam veremiyorum. Herkes başkalarıyla iletişimden inanılmaz bıkmış gibi, istanbul kartını kullandığım birine para vermeye ısrar ettiğimde bile "uzatma lan siktir git işte" tarzı bakışlarla almıyor adamlar paraları.
0
Adramelekhh
(05.07.16)
Şimdi anladım. Amanın ben öyle samimiyetle iyice kendimden geçiyorum zaten. Nenem yaşındaki kadına saldırıp 'Kıııığzz ne tatlısın sen, bıncık bıncık etlerini koparırım senin' deyip mıncıklama moduna geçiyorum hemen. Gerçi bilmiyorum dışarıdan nasıl göründüğümü; üstüme yakışıyor mu, yoksa Anadolu'yu gezen program sunucuları gibi eğreti mi duruyor ama eğer kınayan bakışları yoksa, neşeli falansa doğrudan upuzun muhabbete dalıyorum genelde. Bir de özellikle yaşlılarla konuşmayı çok severim ben. Öyle samimi yaşlı bulursam çok sevinirim.
0
aychovsky
(05.07.16)
Ben bu konuda çok doluyum. Küçük yer övücülüğü yapan yerlileri hiç sevmiyorum. Kendilerini övmek için şöyle samimiyiz böyle samimiyiz kaç tane olayımız oldu küçük bir şehirde hiç bir samimiyetlerini göremedik. Oh iyi ki anam babam bırakıp hepsini istanbula gelmiş de bireyselliğimi yaşayabilmişim oh.
0
jazzabel
(05.07.16)
Yapmacik geliyor. Samimi olmak zorunda miyiz? Gerci ben soguk bi insanim, surekli icli disli arkadasliklarin ilişkilerin oldugu ortamda samimiyet diye yutturulan seyin yalan oldugunu dusunuyorum. Dedikodu akiyo o ortamlarda peheey :d ayrica bunu kucuk bi mahalede de gozlemlersin, ya da az nufuslu bi sınıfta da.

Ne kadar mesafe o kadar rahatlik benim bakis acim. Bahsettiğin kucuk yerlerde bireysel davranma rahatligini bekleme yani.

Can sıkılmasına bir sey diyemicem.
0
rayde
(05.07.16)
kucuk yerlesim birimlerindeki insanlari samimi buluyorum, ama hic kendimi kiyaslayip kotu hissettigim olmamisti. bilakis aralarinda adapte olup onlardan biri gibi davranmayi seviyorum. ya da tamamiyle yakup kadrinin yabanindaki ogretmen gibi onlara deney faresi tadinda yaklasiyorum.
0
charlotte blanc
(05.07.16)
(9)

Spor sonrası bayılayazma

meyve parcacikli kadin
Selamlar. Bugün Spor yaptıktan sonra (eliptik bisiklet, hiit, 20 dakika) banyoya girdim, sıcak duş alırken bayılıyordum çok çok az kaldı yani. Midem bulandı ve gözlerim karardı. Nedeni fazla yüklenmem mi sıcak su mu yoksa ikisi de mi?Yaş 22, 178-75
Selamlar. Bugün Spor yaptıktan sonra (eliptik bisiklet, hiit, 20 dakika) banyoya girdim, sıcak duş alırken bayılıyordum çok çok az kaldı yani. Midem bulandı ve gözlerim karardı. Nedeni fazla yüklenmem mi sıcak su mu yoksa ikisi de mi?

Yaş 22, 178-75
0
meyve parcacikli kadin
(04.07.16)
75 kg kadın mı olur ya? Kalbini biraz zorlamışsın. Kapakçık sorunun olabilir.
0
dissendium
(04.07.16)
Evet oluyormuş demek ki (:
0
🌸meyve parcacikli kadin
(04.07.16)
İkisi birden olabilir. Hem fazla yüklenmişsindir bir anda, hem de onun üstüne sıcaktan da tansiyon gitmiştir. Belki spordan önce yemek yemediğin için kan şekeri düşmüştür, onun üstüne bu ikisi tuz-biber olmuştur.

Tabii bilmeden 'Durum bu' diyemeyiz ama eğer kendini kötü hissedersen bir acile atabilirsin ya da bir efor testi gerekebilir.
0
aychovsky
(04.07.16)
Spordan sonra ilk once normal sicaklikta daha sonra dustan cikmadan soguk suyu daha cok oneriyorlar saglik acisindan belki biraz zorlamis olabilirsin kendini. Bu arada 75 kilo kadin neden olmasin?
0
duzsac
(04.07.16)
yediğin ya da yemediğin yemekle alakalı olabilir. spordan önce seni yoracak süt, şeker, trans yağ gibi bir şey içeren yiyecek, içecek tükettiysen ondandır. mesela ben büyük boy kahve içtiğim zaman çok kötü oluyordum, kahvenin içindeki sütten dolayı. normalde o kadar hassas değilim süte karşı ama spordan önce içince bardağın çeyreğini doldurmayacak süt spor esnasında beni fena yapıyordu. yani normalde seni çok kötü hissettirmeyen, az miktarda bir şey tükettiysen onu hemen göz ardı etme. ne yedin, ne yemedin dikkatlice incele, gözden geçir.
0
cikis yolu
(04.07.16)
Çok az pastırma yemiştim iki üç saat önce baya tuzluydu, ilgisi var mıdır ki
0
🌸meyve parcacikli kadin
(04.07.16)
Antrenman sonrası yapılabilecek en riskli hareket, sıcak duş almaktır. Tansiyonun zaten tavan yaptığı bir eylem sonrası sıcak duş almak nabzın daha da yükselmesine, beyin kanamasına kadar götüren bir sürecin başlamasına neden olabilir. En sağlıklısı soğuk ya da kontrast duş almak.
0
angelus
(04.07.16)
ben ne zaman büyük boy kahve alsam oluyor, orta, küçük alınca olmuyordu. o yüzden sorunun büyük boy kahve olduğunu bulmam baya uzun sürdü. pastırmadan olmaz diye düşünüyorum, ama emin değilim ağır da gelmiş olabilir. pastırmayla ilgili değilse de pastırmayı ne zaman yediğinle ilgilidir belki. yemek yedikten sonra en az iki saat beklemek iyi oluyor.
0
cikis yolu
(04.07.16)
Belki pastırma tuzlu gelmiştir ve su ihtiyacın vardır, yeterince su içmemişsindir. Üstüne ter atıp, sıcak sulu ortama girince spor boyunca içtiğin su yetmemiş de olabilir.
0
aychovsky
(04.07.16)
(19)

sarışın bir kadına bu elbise al/alma

kirazıseviyorum
fotodaki kadın gibi saçlarım da zaten ten olarak da benzeriz. bu elbise hakkında ne düşünüyorsunuz?klişe olmasın zarif olsun şık olsun dedim şimdilik en modern ve güzel bu geldi. ne kadar çok fikir o kadar işime gelir.
fotodaki kadın gibi saçlarım da zaten ten olarak da benzeriz. bu elbise hakkında ne düşünüyorsunuz?

klişe olmasın zarif olsun şık olsun dedim şimdilik en modern ve güzel bu geldi. ne kadar çok fikir o kadar işime gelir.
0
kirazıseviyorum
(04.07.16)
al da memintolar çok açıkta değil mi :/
0
mattiadestro
(04.07.16)
bence çok hoş.
0
pangea
(04.07.16)
bence de hoş
0
rakicandir
(04.07.16)
Bu elbise bazı yerlere ağır gelebilir veya gereksiz yere cok dikkat çekebilir yerine göre. Ama al bence, güzel elbise
0
anily
(04.07.16)
Ben mi geri kafalıyım bilemedim, biraz altta teninizi gösteriyor havası var, bu da benim hoşuma gitmez doğrusu. Yine de ortama bağlı. (Oscar törenlerinde filan giyiyorlar ya böyle şeyler ondan dedim).
0
firez
(04.07.16)
@mattiadestro

göğüs kısmı endişelerimden biri ama ortamda sırıtmaz gibi geliyor.

@firez
bilemiyorum ona çok dikkat etmedim :/
0
🌸kirazıseviyorum
(04.07.16)
bence çok iyi.
0
lonelyman
(04.07.16)
Güzel ama transparan gibi duruyor.Yani transparan sanırım tam anlayamadım. Eğer öyleyse Oscar töreni filan değilse ortam kaldırmayabilir.
0
neferkitty
(04.07.16)
Alma.
0
bigbadabum
(04.07.16)
Bence bu elbisenin yakismasinda kriter sac renginden ziyade vucut yapisi olmali. Cok guzel bir fizigin varsa al tabi guzel elbise. Gogus yapin da onemli. Giyecegin yere de uygunsa al.
0
aquarium
(04.07.16)
Öndeki dekoltenin neredeyse göbeğe kadar inmesi elbiseyi basit gösteriyor. Hem dantel hem o saçma dekolte olmamış diyorum. Düz ve mat bir kumaş olsaydı koyu renk düşüncem farklı olurdu veya bu elbise yere kadar olsaydı. Ama hem straplez hem dantel hem açık renk hem gereksiz basit bir dekolte, hepsi birlikte çiğ duruyor. 30k.
0
kaymaktutmayansicaksut
(04.07.16)
dekolte fazla açık
0
benim adim kerim hepinizi severim
(04.07.16)
Zarif değil.
0
çok yorgunum kaptan
(04.07.16)
Bence elbise güzel ama renk uymamış bence. Gri renk yine olur ama grinin bu tonu galiba kadının sıcak alt tonu ile ters düşmüş galiba, ya da ne olduğunu anlayamadığım, gözümü rahatsız eden bir renk uyumsuzluğu var. Örneğin, şunlar sorunsuz gri-sarışın ilişkisinde
www.celebritystyleguide.com
prettyandcleverdotnet1.files.wordpress.com
Ama bunun niyeyse tonu rahatsız etti.

Bir de nerede giyeceğine de bakar. Düğünse kaldırır.
0
aychovsky
(04.07.16)
Bence bile çok iddialı. Ki bu konuda gavat dedikleri erkeklerdenim. Dekolte çok derin, bir de içi bütünüyle gösteriyor gibi. İçine bir şeyler giyerek kamufle edebilirsin sanırım ama memintolar çok açık. :)
0
yirmisantim
(04.07.16)
sağlam meme lazım bunun için.
0
yuvarlanantencereninkapagi
(04.07.16)
Dekoltenin fazlası her zaman bayağı duruyor, bana göre zarif değil. Kumaşı ve rengini de beğenmedim. Sarışınları böyle renkler çok soluk gösteriyor.
Al-alma diyemem, beğendiysen al tabii.
0
peggy
(04.07.16)
alma
0
seyduna6687
(04.07.16)
üzdü :/
0
🌸kirazıseviyorum
(04.07.16)
(20)

kadınımızla ilgili yorum sorusu

la noix
aklıma takıldı şimdigebelerle ilgili bi çalışma yapıyorum. sorduğum sorulardan biri gebeliğin spontan mı tedaviyle mi olduğuydu. spontanı bilemeyecekleri için (sosyoekonomik olarak düşük kesim) "kendi kendine mi gebe kaldın, tedaviyle mi?" diye sorunca yüzüme garip garip bakıyolardı. kendi kendine g
aklıma takıldı şimdi

gebelerle ilgili bi çalışma yapıyorum. sorduğum sorulardan biri gebeliğin spontan mı tedaviyle mi olduğuydu. spontanı bilemeyecekleri için (sosyoekonomik olarak düşük kesim) "kendi kendine mi gebe kaldın, tedaviyle mi?" diye sorunca yüzüme garip garip bakıyolardı. kendi kendine gebe kalmak=isteyerek gebe kalmak diye bi düşünce var, onu tespit etmiştim.

bunun nedeni ne olabilir?
0
la noix
(04.07.16)
Seviştik gebe kaldım işte ne diyor bu değişik!? Diye bakıyorlardır. Öyle spontan, kendi kendine falan sen biliyorsun ama onlara uzak kavramlar. Tedaviyi kimseden duymadıysa ona da uzaktır.
0
bigbadabum
(04.07.16)
Doğal yollarla mı diye sorabilirsin. Kendi kendine demek bir kişiyi kastediyor çünkü. Kendi kendinize mi desen bir tık daha iyi ama yine 3. tekil siz ile karışıp yanlış anlaşılabilir. Kadın düz düşünüyor.
0
Lim5
(04.07.16)
İyi de sorduğun soru her ihtimali kapsamıyor ki?

Sen istemsiz vs. tedavi diye soruyorsan tedavisiz istemliyi dışarı atmış oluyorsun.
0
Adramelekhh
(04.07.16)
spontan gebeliğin ne olduğunu bilen biri olarak bana da "kendi kendine" mi gebe kaldın diye sorsan yüzüne garip garip bakar hatta üstüne bir de dalga geçerim.
0
nrmnm
(04.07.16)
nrmnm+1
eheh okuyunca bir gulumsemedim degil. bana da biraz sey geldi. daha iyi anlatilabilirmis.
0
equine
(04.07.16)
' kendi kendine' biraz anlaşılmaz bence. bunun yerine ' bilinçli' kullanılabilir.
0
yuvarlanantencereninkapagi
(04.07.16)
Valla arkadaslar yasadiginiz topluma baya uzaksiniz onu gormus oldum :)

@andra istemli/istemsiz gebelik sormak istesem isteyerek mi gebe kaldin diye sorardim. Benim ogrenmek istedigim herhangi bir hormonel tedavi gormus mu ya da spontan gebe kalamayip tibbi yardima mi basvurmus

Bilincli diyenler icin: bilincli kelimesi istemli/istemsiz anlami cikarir. Gebe kalmak istedim, kaldim. Dedigim gibi soru bu degil
0
🌸la noix
(04.07.16)
'Gebe kalmak için tedavi olman gerekti mi?' Diye sorsan sadece olur mu acaba?
0
fraise
(04.07.16)
kendi kendine mi gebe kaldın sorusu gerçekten anlaşılmaz olmuş. sosyoekonomik olarak düşük kesin olduğunu söylüyorsunuz hem de. bir kadın olsam ve bu soruyu ilk kez duymuş olsam ben de bakar ve sorardım? "haşa benim adım meryem mi?" :)
0
burya
(04.07.16)
Arkadaslar sizce "kendi kendine mi gebe kaldin" sorusunun cevabinin bu kadinlar tarafindan "isteyerek gebe kaldim, o kadar isteyerek ki erkege gerek kalmadi" oldugunu mu oneriyorsunuz yani?
0
🌸la noix
(04.07.16)
herhangi biri sorsa tamam da kadın doğumcunun "kendi kendine"den ne kast ettiğini anlamayacak kadar da düşük zekalı olduklarını sanmıyorum, nedense arkadaşlar öyle varsaymış.

bence böyle bir soru karşısında kendilerini rahatsız hissetmiş olabilirler, çünkü tedaviyle gebe kalmayı kusur olarak görüyor olabilirler. "böyle şeyler söylenmez/sorulmaz" diye düşünüyor olabilirler.

nasıl ki erkek çocuk doğuramamak belirli bir algıya göre kusursa, doğal yollardan hamile kalıp çocuk doğuramamak da (hatta doğurmamak, anne olmayı reddetmek de) kusur. dolayısıyla böyle bir soruyu hakaret gibi ("kusurlu musun" olaraki) algılamış olabilirler.
0
whimsical
(04.07.16)
@whimsical: sosyoekonomik olarak düşük kesimi iyi tanımıyorsun belli ki. hastaneye büyük abdestini yapan insanlar da bunlar işte. bu mesajım nefret söylemi falan sayılsın istemem ama cahil her zaman cahildir. onunla anlaşmak için onun gibi düşünmen gerekir.
0
burya
(04.07.16)
@burya
valla bence sen kadınları pek iyi tanımıyorsun belli ki. kadın doğum uzmanına gidecek olgunluktaki her kadın "kendi kendine" hamile kalamayacağını bilir.
0
whimsical
(04.07.16)
@whimsical: kadın elbette kendi kendine gebe kalınmayacağını bilir. ancak o esnada biraz muğlak olan bu cümleyi duyunca afallar diye düşünüyorum ben. garip garip neden baksın yoksa? la noix de kadın bir doktor. utanacaklarını sanmam.
0
burya
(04.07.16)
@burya
la noix da onu soruyor zaten, neden baksın'ı soruyor. yani o yüzden garip garip bakmadığı cepte. :)

benim aklıma gelen tek ihtimal ayıp algısı. karşındaki kadın da doktor da olsa utanabilirsin eğer ki konu seni utandırıyorsa. soruyu soran doktor demiyorsun ki, zihin devreye girmeden refleks olarak utanıyorsun. duygusal tepki. farkında olunmayan şartlanmalar var.

ona bakarsan kadın doğum doktorlarının bazılarının kendileri hastaya "bakire misin" diye soramayıp, "evli misin" diye soruyorlar. evli olduğu halde bakire olan da var, evli olmadığı halde bakire olmayan da var. evli olup olmamak değil orada mesele yani, ama evlenmeden sevişmek ayıp olduğu için öyle soramıyor işte. herkesin algısı farklı. nasıl bir ülkede, kültürde yaşadığının farkına var.
0
whimsical
(04.07.16)
Whimsical'in dedigi gibi galiba "ayip"likyi sorun

Ondan 100 gebede tedavi olan 2 tane sadece :)
0
🌸la noix
(04.07.16)
doğal yollarla mı hamile kaldınız? bana en açık ve anlaşılır bu gibi geldi.
0
dedim ben sana
(04.07.16)
bana kalırsa "tedavi" kelimesi anahtar kelime. kim tedavi edilir, hasta olan. doğal yollardan hamile kalamamak hastalıksa ve de kültüründe sana anneliğin ne kadar kutsal olduğu öğretilip durulduysa o zaman "tedavi gördüm" diyemeyebilirsin.

bence bu durumda işe hiç tedavi kelimesini karıştırmamak en iyisi. "tedavi" yerine "yardım" kelimesi kullanılabilir belki, yahut "hamile kalmanız kolay oldu mu" gibi açıklayıcı bir cevap gerektiren bir soru sorulabilir.
0
whimsical
(04.07.16)
Yalan olmasın, 'Kendi kendine' deyince benim de kafam karıştı; çünkü 'kendi kendine'yi ben de hem 'Plansız bir şekilde gerçekleşti' hem de 'Bunun için uğraşmadım' anlamında kullanıyorum. İçimden 'Acaba plansız mı, uğraşmadan mı anlamında' diye düşündüm. Hangisini kastettiğini 'tedaviyle' deyince anladım.

Yalnız 'doğal yollarla' da benim için benzer bir sorun. 'Doğal olmayan yol' deyince böyle anal seks yaparken hamile kalınmış ya da adamın spermini bilmemnereden toplayıp kendine yedirmiş gibi fantastik kuntastik, hamilelik için iyice doğal olmayan şeyler geldi aklıma. Çocukken arkadaşlarım bana sabunla hamile kalınabileceğini söylemişti, kısa bir süre inandım. Annem arada günlere giderdi. Orada öyle şeyler konuşulurdu ki 'Hani marjinal bizdik' denecek hale gelir insan. En masum konuşmanın hangi iç çamaşırı ile kocanın kışkırtılacağı olurdu. Bilmemkimin karısının sperm üstüne düştüğü mü kaldı, bilmemkimin göbeğindeki spermin süzülerek içeri girip hamile kalınması mı kaldı. Anadolu insanının hikayesi boldur; o kadınlar 'doğal olmayan yol' deyince 'Telli Baba'nın çevresinde dört dönünce karnında bebek ayağı izi belirmiş. Eve gidince lohusa şerbetine bilmemne suresini okumuş. İki gün sonra bakmışlar, hop hamile' bile derler. Bunları birbirine tavsiye ederler bile. Hacı hoca duasını, okunmuş suyu tedavi kapsamında değerlendirebilirler.

fraise'in dediği çok mantıklı geldi bana. 'Gebe kalmak için tedavi olman gerekti mi' güzel ve ne bir soru. Yalnız, benim bu noktada yine kafam karıştı. Örneğin, hamile kalacağım için folik asit kullanmaya başlasam ve sevişerek hamile kalsam, 'Ben şimdi sıkıntısız mı hamile kaldım; yoksa tedavi sayılır mı folik asit' diye kitlenirim, ki hatta bu soruya şimdi cevap bile veremedim.

Biri bana soruyu soracak olsa, tüm seçenekleri ortaya döken birçok soru sorması en uygunu olurdu.
- Folik asit aldınız mı?
- Tüp bebek mi oldu?
- X ilacını kullandınız mı?
- Y ameliyatını oldunuz mu?
gibi net sorular, kafalarındaki soruyu daha çok silecektir.Tüm tedavi seçenekleri listelenirse, onları yapıp yapmadıklarını bilebilirler. Umarım çok zahmetli bir cevap vermemişimdir.
0
aychovsky
(04.07.16)
Aychovsky valla iyi ki calismaya katilmadin:p

Saka bi yana bilgilendirici oldu. "Dogal yollar" icime sinmemisti benim de

Neyse ki bitirdim calismayi artik spontan mi tedaviyle mi bi sekil aldim cevaplari :p
0
🌸la noix
(04.07.16)
(38)

mesleginizi birakip yurtdisinda yasamaya baslar misiniz?

fraise
daha once de benzer bir soru sormustum fakat bu sefer kesin karar vermemiz gereken bir donemdeyiz. her kafadan bir ses cikiyor, beynim kazan gibi oldu; tam olarak ne yapsak, bilemiyorum. samimi cevaplara ihtiyacim da var diyebilirim.bu sene hukuk fakultesinden mezun oldum (iyi bir universiteden).avr
daha once de benzer bir soru sormustum fakat bu sefer kesin karar vermemiz gereken bir donemdeyiz. her kafadan bir ses cikiyor, beynim kazan gibi oldu; tam olarak ne yapsak, bilemiyorum. samimi cevaplara ihtiyacim da var diyebilirim.


bu sene hukuk fakultesinden mezun oldum (iyi bir universiteden).avrupa ulkelerinin birinde vatandasligim var; ailem de orada yasiyor. hukuk fakultesinden mezun olduktan sonra yuksek lisans icin ales'e girdim. iyi bir de puan aldim. bu sene turkiye'de kalirsam yuksek lisans yapacagim kesin diyebilirim. yurtdisindaki birkac okula da basvuru yaptim yuksek lisans icin fakat pek umutlu degilim.

ote yandan 4 yillik bir iliskim var ve muhtemelen 1 sene icinde evlilik gibi bir durum da olacak. erkek arkadasim 30lu yaslarinin basinda; muhendis. turkiye sartlarinda iyi sayilacak bir isi var. en azindan maddi olarak bir sorunu yok.

yurtdisina tasinirsak erkek arkadasim yaklasik 1 sene kadar okula devam ederse denklik alabir. benim biraz daha zor tabii ki. o donem nasil gecer, bilemiyoruz net olarak.

ailem ulkenin durumundan dolayi yanlarina donmemi cok istiyor. babam dun 'en azindan 3 gundur rahat uyuyorum, her gun haberleri gorunce icim daraliyor. korkuyorum sana bir sey olacak diye' dedi. ne diyecegimi bilemedim. hakli.


tum bunlar olurken annem dun aksam 'fraise bak, biliyoruz o kadar sene okudun, emek verdin ama dunyada herkes illa kendi meslegini yapmiyor ki. bak senin cafe/restoran acmak icin belgen de var. sen hep 'ilerde cafe acip keyfime bakacagim' derdin lise yillarinda. bunu simdi burda da yapabilirsin. kucuk bir cay/kahve evi gibi bir sey acarsiniz. biz de yardimci oluruz. en azindan guvende ve mutlu olursunuz. erkek arkadasin da isterse okuluna devam eder ve meslegini yapar. istemezse beraber calistirirsiniz orayi. guzel olmaz mi? istersen bu yaz bakalim boyle bir yer.' dedi. ben ne diyecegimi bilemedim. bir yandan mantikli geliyor, bir yandan onca sene bosuna mi okudum diyorum. ha turkiye'de avukat olsam meslekten nefret edecegimi de adim gibi biliyorum.

ha bir de erkek arkadasim benim yuzumden ilerde mutsuz olursa cok uzulurum.


velhasil siz ne dusunuyorsunuz? boyle bir durumda ne yapmak gerek? her seyi birakip gidelim mi? siz gider misiniz? pisman olur muyuz? ben zaten senelerce o ulkede yasadim ama erkek arkadasim mutsuz olursa?

biraz uzun oldu ama okuyup cevap veren herkese cok tesekkur ederim simdiden.
0
fraise
(04.07.16)
Türkiye'de avukatların durumu perişan, bence aileni dinle. Erkek arkadaşın da denklik alınca orada daha iyi kazanır ileride.
0
neferkitty
(04.07.16)
Gidin ve lütfen beni de evlat falan edinip yanınızda götürün.

Harika bir hayat fırsatı. Hele ki kafe vs açma gibi bir durum varsa misler gibi olur. Her şey yolunda giderse birkaç sene sonra işleri biraz yoluna koyar kafenin başına da güvendiğiniz birini bırakırsınız mis gibi gezersiniz de oh.

Ben olsam arkama bakmadan giderim. Kafe işi inanılmaz cezbetti beni. Ancak elbette erkek arkadaşının fikri de önemli. Onu baskılamadan böylesi bir durum hakkında ne düşündüğünü açık yüreklilikle sor. İstiyorsa ne ala. İstemiyorsa ona uygun bir alternatif yaratırsınız. Ha sen kesin istiyorsun o istemiyorsa bir taraf her şekilde mutsuz olacak demektir, o durumda da ayrılmayı düşünmek mantıklı olur.
0
buff
(04.07.16)
imkan varsa arkama bile bakmadan giderim. üstelik ailen de orda ve sana destek olacaklarını söylüyor. 30unda olduğunu varsayıyorum diyelim ki gittin 5 sene kaldın yapamayacağını anladın geri döndün. türkiyede yeniden başlamak için çok geç değil bence insanlar kaç yaşlarında hayatlarını tamamen değiştiriyorlar. kısacası git dene ve gör. ama şundan eminim asla pişman olmayacaksın fraise.
0
dedim ben sana
(04.07.16)
aileni dinle

benzer bir ikilemdeyim. tezimi verip bi şekilde yurtdışına kaçış planları arıyorum.

"her şeyi" bırakmak söz konusu değil senin için. daha bıraktığın pek bir şeyin yok. eğer sevgilin de yurt dışında yaşamaya olumlu bakıyorsa 1 sene denklik uzun bir süre değil. birikmiş paranız varsa bu dönem için kullanırsınız. evliliği biraz aha ötelersiniz. sen de apmak istiyorsan mesleğini orada yapmanın yollarını araştırırsın illa kafe vs işlerine girmeden
0
la noix
(04.07.16)
Arkana bakmadan don git bence de. Ileride gitmedigine ciddi pisman olabilirsin.
Uluslararasi ticaret vs filan gibi bir masterla, avukat degil de hukuk danismanligi turu isler de yapilabilir belki yurtdisinda, mahkemelere girmek konusunda cok idealist degilseniz.
Okurken benim gidesim geldi valla:)
0
red g
(04.07.16)
Dedim ben sana, yok ben 30lu yaşlarımda değilim henüz. 20li yaşların ortasına gelmek uzereyim. Biraz da buna güveniyorum aslında. Bir de dediğim gibi ben hep topu 5 senedir istanbul'dayım. Gitmem zor olmaz. Tek sorunum mesleği birakmak. Yani üniversite mezunu olup işimi yapmama kısmı aklımı karıştırıyor. Ha cafe açmaktan mutlu olur muyum? Büyük olasılıkla olurum.

Ben kendimden çok erkek arkadaşımı düşünüyorum işin aslı. Istersem geleceğini söyledi ama bir yandan da mutsuz olur diye korkuyorum.
0
🌸fraise
(04.07.16)
Avukatım, keşke meslegimi yapmasam bu ülkeden de kurtulsam diyorum.
Ardina bakmadan git, çok şanslısın .
0
cabiday
(04.07.16)
Mutsuz olursa ortak nokta ispanya'ya falan gidersiniz ordan :)
0
la noix
(04.07.16)
seni duyuru'dan az buçuk bilmesem, tanımasam dalga geçtiğini düşünürdüm. avrupa ülkesinde vatandaşlığın, maddi/manevi desteğini esirgemeyen bir ailen var. erkek arkadaşına denklik için sadece 1 sene yetecek, öyle baştan başlama ya da 2-3 sene okuma durumu da yok. ciddi ciddi soruyor musun? evropalıların iş/hayat konusunda bize kıyasla ne kadar rahat olduklarını sen daha iyi bilirsin. vay efendim burada hukuk okudum o zaman avukat olayım mı diyorsun illa? bence deme. git.
0
der meister
(04.07.16)
meh fraise, hala soruyor musunuz bu soruyu? ikinize de söyledim ; gidin ^.^
0
devorgilla the gunslinger
(04.07.16)
Kendin için hiç düşünme de sevgilinin bu konuda gerçek fikirlerini öğrenmek lazım. Tam olarak "istersen gelirim" dediyse ben olsam bi durur düşünürüm.
0
piremses
(04.07.16)
daha çok gençmişsin :)) bence arkadaşına da anlat bu durumu. avrupayı da deneyimlemiş olursunuz. herkesin eline böyle bir fırsat geçmiyor. evet alıştığın ortam çok farklıdır erkek arkadaşın için konuşuyorum. ama avrupadaki insana verilen değeri gördükten sonra bence fikirleri değişecek emin ol. yalnız kendinize fırsat verin ve tecrübe edin. dediğim gibi olmazsa geri dönersiniz nolcakki burası elbette sizin de vatanınız istediğiniz zaman geri gelebilirsiniz kaldığınız yerden ya da bi tık geriden başlamak hiç de öyle kötü bi durum değil.
0
dedim ben sana
(04.07.16)
gideceğin ülkede avukatlık yapabilecek misin? yani bazı ülkelerde avukatlık için baya zor sınavlardan geçiliyor. mesela almanya. bildiğim öyle.

ama şunu söyleyebilirim eğer böyle bir imkanın varsa, hiç durma git. türkiye'de durmaktansa avrupa'da çöpçü olmayı tercih ederim. şunu da düşünmüyor değilim ama, sen gidersen ben gidersem.. ne olacak bu türkiye'nin hali?
0
burya
(04.07.16)
Burya, yapmam baya güç zaten. Üstelik klasik avrupa ülkesi de değil bizim gideceğimiz ülke, İsviçre. Kantondan kantona bile avukatların geçiş yapmaları çok güç. Annemler o yüzden cafe filan acalim dediler.
0
🌸fraise
(04.07.16)
Gideceğin yer dandik bir Avrupa ülkesi değil. Orada cafe işleterek kendi işimin patronu olurdum, ardıma bile bakmazdım. Orta gelirli bile olsan yaşam kaliten buradan kat kat iyi olur. Çocuk ihtimalini de düşünmelisin.
0
Lim5
(04.07.16)
isviçre bir cennet yahu. orada yaşanmaz mı? bir şekilde iş bulunur. cafe açma gibi bir imkan varsa, o daha da güzel. benim iki hayalim var şu dünyada mesela: birisi alaska diğeri südtirol. fırsatım olsa buralarda yaşamak isterdim :)
0
burya
(04.07.16)
Ben olsam bunu yapmazdım. Türkiye İsviçre'ten kat be kat güzel bir ülke. O kadar uğraşıp avukat olmuşsunuz, şimdi bunu bırakıp ben gidiyorum demek hiç mantıklı değil. Kafe işletmeyi herkes kolay bir iş olarak görüyor ama hiç de öyle değil. Ben açıkçası zeka gerektirmeyen işlerle uğraşırken hiç tatmin olmuyorum. Bir süre sonra Türkiye'deki hayatını, kimliğini özleme olasılığın var. Türkiye'de bir avukatsın ama İsviçre'de alt sınıfsın. Bir tane hayatın var, yapabileceğinin en iyisi bu mu? Türkiye'de de güzel bir sahil şehrine yerleşip güzel işler yapabilirsin. Buradan git diyenlerin gazına gelme. Bunu diyenlerin birçoğu başka ülkelerde sıkıntıdan kafayı yer.
0
dissendium
(04.07.16)
erkek arkadasin o ulkenin dilini biliyor mu? bilmiyorsa gittiginde bayagi bir sikinti yasayacak ve 30larinda olan bir insan boylesi bir sikintiya gelemeyebilir artik. uyum saglamaya calismak onun icin daha zor olabilir. tabii karakteri de onemli bu konuda, onu da sen bilirsin.

kafe isi biraz sikintili bir is ama biraz ticaret kafasi, biraz da sansla cok iyi kazandirabilir size. konseptinizin ne olacagi, nerede acacaginiz, o ulkedeki ya da sehirdeki hangi ihtiyaci nasil karsilayacaginiz, hepsi cok onemli. bir acik gorebilirseniz ve onun uzerine giderseniz cok iyi olabilir. almanya'nin ufak bir sehrindeki, cok da bilinmeyen bir kafenin gunluk 3-4bin euro kar ettigine tanik olduktan sonra gayet yapilabilir geliyor artik. gastronomi gercekten iyi paralar kazandiriyor. ben isin kafa dinleme kisminda degilim acikcasi, cunku o is de oldukca zor ve inanilmaz disiplin gerektiren, geceni gunduzunu alacak bir is. patron bile olsan cok calisacaksin. o yuzden 'oh kafam rahat' modunda yaklasirsan ve bu beklentiyle girersen yuksek ihtimal isi batirirsin. cok cok cok calismaya hazirsan bu ise gir, zaman icerisinde getirisini de alabilirsen eminim pisman olmazsin.
0
equine
(04.07.16)
@dissendium: güzellik göreceli bir şey elbette ama türkiye ile isviçre'yi kıyaslamanız bence yanlış. aralarında dağlar kadar fark var. yani, türkiye'nin nesi güzel ben anlamıyorum? tamam, vatanımız cennet hikayeleriyle büyüdük ama türkiye cennetin birinci katıysa batı avrupa ülkeleri 15'inci katı olur. sadece coğrafi olarak değil düzen, kuralların işleyişi, insana ve doğaya saygı da bunun içinde.
0
burya
(04.07.16)
dönüm noktasında bi bocalama yaşıyorsun bence, mesleğini biraz yapmaya çalış baktın olmuyor git ailenin yanına. nasıl olsa gençsin ve dönersen cafe açmak için geç sayılmaz ama işini yapmayıp dönmeye çalışırsan daha sonra geç olabilir.
daha öncede buna benzer bir soru sormuştun, erkek arkadaşınla ciddi ciddi konuş, sonrasında seni suçlamasın.
bu arada sen niye orda yüksek yapamıyorsun yani neden umutlu değilsin bunun için zorlasan olmaz mı?
0
pamuk helvalar cebe
(04.07.16)
@burya, evet "dağlar" kadar fark var. Türkiye'de Hakkari dendiğinde birçok insanın aklına dağ taş geliyor ama aynı dağ İsviçre'de olunca bir anda değerli ve güzel oluyor. Ankara'nın ilerisine geçmeyen insanlar, hiç tanımadıkları birine dağlardan oluşan bir ülkeye gitmesini tavsiye ediyor. Siz yılın 12 ayı zirvesinde kar bulunan ülkeleri güzel buluyorsanız bilemem ama bana sıcak olmayan, suyu olsa bile soğukluğundan ayak sokulamayacak derecede soğuk ve ruhsuz ülkeler güzel gelmiyor. Türkiye'de insanların Avrupa'ya göre daha eğitimsiz olduğunu ben de biliyorum ama sırf bunun için gitmek yeterli değil bence.
0
dissendium
(04.07.16)
İsviçre her anlamda Türkiye'den güzel. Tartışma konusu bile olamaz.

Ancak orada yaşam standardın buradaki gibi olmaz diyeceğim ama burada da zaten ülkenin geleceği belli değil. Bence mantıklı olan gitmek.

Hele ailen ordaymış zaten, al sevgiliyi de git. Yalnızlık da çekilmez ne güzel.
0
la rana
(04.07.16)
gidin.

1 süre zarfında eşiniz denklik almak için hem okulu okur, hem boş zamanlarında yanınızda takılır. bu durumda hem geçiminizi sağlamak için geliriniz olur. hem 1 sene boyunca eşiniz cafe işletmenin kendisine uygun olup olmadığına bakar. kafasına yatarsa devam eder kafasına yatmazsa 1 sene sonunda denklik alınca mesleğini devam ettirir.
0
yemrem
(04.07.16)
Dissendium, ülkenin güzel olup olmamasını, yaşam standartlarını tartışmaya gerek yok işin aslı. Türkiye şu haliyle dunyanın en güzel ülkesi bile olsaydi güvenli değil. İsviçre'de de öyle 12 ay kar filan yağmiyor. Tamam 40 derece olmuyor belki ama kutuplarda da yasamiyorlar en azından.

Cafe sahipleri de alt düzey insan olarak görülmüyor. Zaten insanlar arasında sınıf ayrımı olayı bir türkiye'de o kadar bariz sanırım. Isvicre'de temizlikci de olsan saygili davraniyorlar sana. Gidip dönerci de acmayacagiz zaten.

Dediğim gibi derdim ülkenin kötü olması ya da yaşam standartları değil. Kıyas kabul etmez iki ülke. Benim ve erkek arkadaşımın kendi içimizde yaşadığımız durumlar.
0
🌸fraise
(04.07.16)
@dissendium: burada klavye başında ahkam kesmiyorum ben. zaten yurtdışında yaşıyorum. isviçre'yi de gezmiş biriyim. doğrudur dağ ve kar hastası biriyim. bak ona bir şey diyemem. yani soğuk sevmeyen birisi zaten yaşayamaz bu ülkelerde. ancak yazı da gayet güzel. kaçkarları, ayder yaylasını, trabzon ve rize'nin bilumum yaylalarını gören birisi olarak şunu diyebilirim ki, isviçre bunlara havada karada beş çeker. kış turizmi ayrı, ren nehri kenarındaki kasabalar ayrı.

benim aklıma en ufak kasabasında yüzme havuzu olan, bisiklet yolları, yürüyüş rotaları müthiş bir ülke geliyor. sanayi ve tarımın aynı anda ufak bir köyde olabileceği yerler geliyor aklıma. yani bunları bizzat gördüm, görüyorum da hala.

genel olarak isviçre pahalı elbette. ancak ortalama bir işi olan insan hayattan keyif alır burada.
0
burya
(04.07.16)
@fraise, bence Türkiye ile İsviçre karşılaştırılamaz diye düşünerek zaten hatanın en büyüğünü yapıyorsunuz ama neyse. Ben erkek arkadaşınızın yerinde olsam sizinle gelmezdim. Türkiye'de işi olan ama yurt dışına gidince zaten sahip olduğu işe yeniden sahip olmaya çalışacak biri çok büyük ihtimalle sıkılır. 30 yaşında biri için Türkiye'de bile evlenmek stresli bir süreçken bir de bunun yanına yeni hayata uyum sağlama sorunu eklenecek. Ayrıca ön yargılı ve panik halinde hareket ediyorsunuz. Bunlar bana göre akılcı fikirler değil. Gitmek istiyorsanız yolunuz açık olsun, ben sadece herkesin o ütopik gördüğü bazı noktaları da hesaba katmak istedim.
0
dissendium
(04.07.16)
@konuşma ben konuşuyorum daha bitirmedim, nickinden de anlaşılabileceği gibi yine karşındakine saygı göstermiyorsun. söylediklerimi anlamayıp yazdığım ondan şeyden sadece dağ kısmını anlatmışsın. coğrafya ve doğa konusu açıldığı için dağlardan bahsettim. siz dağları sevdiğiniz için orada yaşıyorsunuz şeklinde hiçbir ifadede bulunmadım. bunu bence siz sığ olduğunuz için böyle anlamışsınız. sanki İsviçre'de pedofiller yok, hey Allahım ya, nereden buluyorsunuz bunları anlamıyorum. Bir babanın kızına tecavüz ederken çekilen bir fotoğrafı vardı birkaç yıl önce. Haber olmuştu. FBI araştırmaları sonucunda tişörtteki bir şirketin ambleminden yola çıkarak fotoğrafın çekildiği şehri ve aileyi buldu. O ülke İsviçre ya da İsveç gibi bir ülkeydi. En kötüsü de fotoğrafı çeken kişinin kızın annesi olduğu ortaya çıktı. Siz yurt dışında böyle şeyler olmuyor diye kendinizi kandırın.

@fraise, sana birçok kişi git der ama çok az kişi gitme der. hatta bu kişiler hadlerini aşıp gitme diyenleri dinleme der. ben sana hiçbir noktada gitme demedim. ne yapacağın beni ilgilendirmez. ben hayatı toz pembe gören biri değilim. senin de bunları görmeni istediğim için yazdım. ciddiye alırsın almazsın sana kalmış.
0
dissendium
(04.07.16)
Diyelim çok param var, İstanbul'u kesinlikle bırakıp da Avrupa'da herhangi bir yere gitmezdim. Gelgelelim avukat olup ne kadar para kazanacaksın? Şu durumda gidilebilir bence.
0
i was made for you
(04.07.16)
bence gidin, başlarda zorlansanız da birbirinizden destek alır uzun vadede avrupa'da çok daha mutlu olursunuz. yaşam standardınız yükselir, çoluk çocuk yaparsanız onlar için de hayırlısı olur.

beni biliyorsun, ama işimi yapmıyorum. oyunculuk eğitimi alıyorum, türkiye'den gitme imkanım olmadığı halde bu bile beni mutlu etmeye yetti. sevdiğin şeyi yap. yanında da sevdiğin insanlar olduğu sürece her yerde mutlu olursun.
0
whimsical
(04.07.16)
erkek arkadasin acisindan konusabilirim yaklasik 2 sene önce isini, arkadaslarini, kisacasi her seyini birakip erkek arkadasi icin yurt disina tasinan biri olarak.
Hic kolay olmayacak. Cok agladim, hala daha agliyorum. Yalnizim. X'in kiz arkadasi olmak disinda pek bir cevrem yok. Türkiye'de saygin bir isi, iyi bir okuldan mezuniyeti olan kalifiye bir eleman olarak burda 0'dan baslamak zorundayim.
Ama yine de sorsan onunla olmaktan cok mutluyum. Bir daha hayatima onun gibi birisi cikmayacagi ve geri dönmenin iliskinin sonu oldugunu bildigim icin burdayim. Inat ediyorum, her sey güzel olacak diye avunuyorum.

Kisacasi söyle diyeyim, kendi hayatinizla bogusurken orada, erkek arkadasinizin her seyden cok size ihtiyaci olacak. Eger bunu yapacak gücte ve sabirdaysaniz, mutsuz olsa bile her seye ragmen sizin yaninizda olmayi sececektir.

Kolay gelsin...
0
pln
(04.07.16)
@konuşma ben konuşuyorum daha bitirmedim, soruyu soran kişi sosyolojik tespit istemiyor ki. fikrinizi belirtin diyor. ben fikrimi belirtiyorum, siz oradan atlayıp bana laf atıyorsunuz yorumunuz bilinçsiz diye. ben İsviçre büyük elçisi değilim ki İsviçre'yi resmi bir görevliymiş gibi tanıtayım. benim öznel yorumumu öznel olduğu için eleştiriyorsunuz şu anda. Orada da olmuyor mu olayı demagoji falan değildir. Demagojide saptırma amacı bulunur. Söylediğim şey bir gerçeklikten ibaret. iyi ki Türkiye'de yaşamıyorsunuz. Ülkesine karşı bu kadar dolu olan biri bence de burada yaşamamalı. konuyu dağıtmamak adına daha da cevap vermiyorum. Beni hedef almayın. Soru yukarıda.
0
dissendium
(04.07.16)
go went gone.

o derece. :)
0
anonymice
(04.07.16)
bence gitme, kal burada avukatlık yap.
bigün davasına baktığın katilin torbacının itin kopuğun ailesinden birileri adliye çıkışında götünü kessin.
yok yok, ölürsen çok kolay olur, şu daha iyi;
hapse giren oç girdiği delikten ev adresine -üstelik üzerinde "okundu" damgası olan- bir mektup atıp çocuklarına zarar vermekle tehdit etsin, bir bok yapamaz desen de uyku haram olsun, çocukları okula yollarken 3.5 at, diken üstünde yaşa.

allah'ım ne ka süfer bir ülke ya... tam da avukat olunacak bu cennet vatan bırakılıp gidilir mi lan hiç?
0
azizakin
(04.07.16)
Kendisi de gidici, kariyerini 33 yaşını doldurduğu gün 10 yıl geriye atacak olan bir kişi olarak gitmenin zamanı geldiğine inanıyorum. Erkek arkadaşın mutlu da, mutsuz da olabilir ama yaşınız büyük değil ve İstanbul hep burada. İstanbul her zaman gelinebilecek bir yer. Bir yıl hiç önemli bir zaman değil, hemen denklik alınabilir. İsviçre'de İstanbul her zaman bir seçenek, bir liman ama 'İstanbul da İstanbul' dediğiniz sürece başka seçeneğiniz olmayacak. Eğitiminizin düzgün sayılması için diğer ülkelerin vatandaşlarına göre kendinizi kanıtlamak için daha fazla çalışacaksınız, uğraşacaksınız.

Ben şüpheye düştüğüm bir an bir arkadaşım bana 'Buranın Suriye gibi olmasını mı bekleyeceksin, o zaman da gidemeyeceksin' demişti. Umarım olmaz, olmasın; her zaman dönecek yerimiz Türkiye olsun ama tuttu ki bir savaşın ortasında kaldık. O zaman her şeye sıfırdan başlamak çok daha zor olabilir. Gerçi bu sadece spekülasyon, olasılık.

Erkek arkadaşın mutsuz olabilir, bu bir risk ama Türkiye her zaman burada, bir yere gittiği yok. Onun işi zaten zor iş bulunan bir meslek değil.

Ben senin yerinde olsam, baştan üniversite okurum. Yaşın daha çok küçük. Zaten erkek arkadaşınla yaşıyorsun; 'Evlenince çalışamam' gibi bir durumun da yok. Avrupa'da geçerli olacak bir şey okurdum. Tabii 4 seneni alacak ama 4 sene içinde hiçbir şey yapmazsan şu zamanki ile aynı durumda olacaksın. Eğer bir üniversite daha bitirirsen, bir diploman daha olacak. Hem de hukuk alt yapılı. Ben olsam hukuk temelimin işe yarayacağı bir bölüm seçer ve okurdum.
0
aychovsky
(04.07.16)
Bence gideceğiniz yerde mesleğinizi yapabilecek şekilde gidin.meslek insan yaşamında sosyal ve kişisel tatmin açısından çok önemli.Bahsettiğim bu önem paradan bağımsız bir şey.İnsanlar mesleklerini bu kadar kolay silip çöpe atmamalı.

Ben de 2018-2019 yıllarında yüksek ihtimal Almanya yada isviçreye gideceğim şu an Türkiyede çalıştığım şirketle bağlantılı olarak.Ancak eğer mesleğimi yapamayacak olsam asla gitmeyi düşünmezdim.
0
turkuaz
(05.07.16)
ne güzel ailen var lan, neyse git git durma git, durduğun kabahat, açarsınız bi kafe, eleman denklik alıncaya kadar hem seninle çalışır hem okur, denkliğini alınca kendi işini yapar, bu sırada kafe de işler yoluna girmiş olur eleman alacak paran olur vs.

tabii eleman bu işe ne der o da önemli, sığıntı gibi hissedebilir ne bileyim kendini kötü hissedebilir ailenden yardım geldiği için falan. onun kararı bizim fikirlerimizden daha möhim beraber gideceksiniz, ha bana kalırsa herifi salla yine git tabii.
0
selam
(05.07.16)
bi 10 yıl sonra (belki daha bile kısa vadede) keşke gitseydim diye pişman olmak gidip de umduğunu bulamayıp dönsen bile yaşayacağından daha ağır olacaktır eminim. yapamadıklarımız ve o "keşke"ler sonunda bizi hep daha mutsuz ediyor. sonunu bilmediğin şeylere can sıkıyorsun en sonunda. çünkü başına geleni bir şekilde idare etmeyi başarıyorsun ne de olsa en sonunda.
0
in vino veritas
(05.07.16)
Turkiye'den kaçma durumun varsa kesinlikle kaçacaksın bu yazılım gibi bir şey. if li mifli yazın şunu yahu.
0
ThomasJefferson
(05.07.16)
(14)

kahvaltılık tarifi istiyom

hayat aklini konusacak bir filozof uret
bayram sabahı kahvaltısında sunabileceğim, tadı damaklarda kalacak, yiyenin bir daha unutamayacağı, ç.ok çok lezzetil kahvaltılık tarifiniz var mı?
bayram sabahı kahvaltısında sunabileceğim, tadı damaklarda kalacak, yiyenin bir daha unutamayacağı, ç.ok çok lezzetil kahvaltılık tarifiniz var mı?
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(04.07.16)
çok lezzetli diyince aklıma yoğurtlu zeytinyağlı ve de cevizli havuç kavurması geliyor :3
0
manuel mandalina
(04.07.16)
Pankek yap bence
0
condom kurşunu
(04.07.16)
Mini sandviçler için ingilizlerin meşhur ekmeği scones u tavsiye ederim. Çok az tatlı yapısı iyi sandviç içiyle inanilmaz harmanlanıyor :)

Şu an dışardayım. Eve gidince tarifini atarim sana. Ayrıca italyanlarin en güzel pidesi focaccio da favorim. Bildigin lezzet harikasi. Ikisinin de reçetesini atarım sana.

Yemek hakkında başka sorun olursa her daim rahatsız edebilirsin :)
0
gece kelebegi
(04.07.16)
Özel bir tarif değil ama pişi güzel oluyor yanına da diz her tür receli...
0
Sulfoxaflor
(04.07.16)
simiti alıyoruz. yanlamasına ortadan kesiyoruz. teflon tavanının içine biraz tereyağı eritip simiti ortaya oturtuyoruz. simitin ortasındaki boşluğa da küçük bir parça tereyağı eritiyoruz. sonra bu boşluğa bir adet yumurta kırıyoruz. çırpmıyoruz. yumurta pişmeye yaklaşınca sarısının üzerine pul biber ve karabiber serpiyoruz. afiyet olsun

şöyle bir şey yani.
www.youtube.com
0
elestirman
(04.07.16)
Çok özel bir şey değil ama acuka güzel oluyor kahvaltıda. Şu tarif fena değil.
www.yemektarifleri-sitesi.com
0
aychovsky
(04.07.16)
Polaroid
(04.07.16)
Tost ekmeğini alıp küp küp kesiyoruz, pastırmanın cemenini ayırıyoruz ve ekmeğin doğrandigi boyutta pastırmayı da kesiyoruz. Kaşarı da aynı şekilde...

Sonra ekmek, pastırma, kaşar sırasına göre kürdana dizip fırına veriyoruz. Kısa sürede hazır oluyor.

Pastırma yağsız olmalı. Yoksa bıçak kesemeyebilir. Bi de fırına atarken tepsi kağıdı kullan.
0
la rana
(04.07.16)
Mobildeyim esitleyemedim... O kadar uğraşamam dersen direk tost ekmeğinin üstüne yatır malzemeleri ufaltmadan, öyle de gidiyor.
0
la rana
(04.07.16)
Ispanakli kis (bunun tarifini mobil yazmaya usendim su anda ama ilgilenirseniz yazarim)

Ayrica domatesleri rendeleyin/rondodan gecirin. Tuz be zeytinyagi ekleyin. Kizarmis ekmekle servis yapin

Hellim peyniri

Patlican pizzalar
0
la noix
(04.07.16)
ekmek dilimlerine kaşar peyniri zeytin vs koyup minik pizzalar yapabilirsin
0
fasulyek
(04.07.16)
Suda pismis yumurta
Patates kizartmasi cipsi
Köy biberi ile pismis domates sos (sarmisakli)
Pişi
0
nax
(04.07.16)
1 tane küçük patatesi küçük küpler halinde ( bayağı abartarak çok küçük olacaklar) doğrayıp kısık Ateş'te yağda kızartıyoruz az bir yağla kızarmaya yakın küçük doğranmış soğanları ekliyoruz bu karışım yeteri kadar piştiğinde aZ kırmızı pul biber ekliyoruz sonrasında içine 2-3 çırpılmış yumurta ekleyip kısık Ateş'te pişince altını kapatıp üstüne burası çok önemli taze kaşarı abartmadan rendeliyoruz sonra da üstüne keyfe keder çörekotu ekliyoruz. Çok güzel oluyor hiçbir yerde yok böyle yapıyorum zevk meselesi :) olunca insan üşenmiyor yoksa çok üşengeç bir insanım.
0
creedwar
(04.07.16)
Mantarın saplarını çıkarıp çukurları yukarı bakacak şekilde tavaya diziyor, içlerine azar azar tereyağı koyuyorsun. Tavaya da çok az tereyağı koyarsan iyi olur. Sonra o mantarları kısık ateşte sularını bırakıp çekene kadar pişiriyorsun, ateşten almaran önce de rendelediğin kaşarı çukurlara koyup eriyene kadar bekletiyorsun. Bu kadar basit ve bu kadar lezzetli bir tarif yok. Afiyet olsun. :)
0
yirmisantim
(04.07.16)
(6)

Hangi deterjanı kullanıyorsunuz?

rheia
Çamaşır makinesi için hangi marka deterjanı kullanmaktasınız? Toz mu yoksa sıvı mı tercih ediyorsunuz? Memnun musunuz?Beyaz ve renkliler için ayrı mı alıyorsunuz?Siyahları Perwoll ile yıkıyordum, aman aman bir fark göremedim açıkçası. Omo Yumoş kokulu toz deterjan kullanıyordum, sanki çok da iyi değ
Çamaşır makinesi için hangi marka deterjanı kullanmaktasınız? Toz mu yoksa sıvı mı tercih ediyorsunuz? Memnun musunuz?

Beyaz ve renkliler için ayrı mı alıyorsunuz?

Siyahları Perwoll ile yıkıyordum, aman aman bir fark göremedim açıkçası. Omo Yumoş kokulu toz deterjan kullanıyordum, sanki çok da iyi değil gibi, bilemedim.

Bonus soru olarak da; yumuşatıcı tavsiyesi alabilirim.
0
rheia
(03.07.16)
yumusatıcı olarak yumoş' un hipoalerjenik olanını önerebilirim.
0
yuvarlanantencereninkapagi
(03.07.16)
Ariel renkli ve beyaz toz deterjan + yumos lavantali yumusatici
0
ornitorenk
(03.07.16)
Omo toz beyazlar için, alo toz renkler için yumuşatıcı da Yumoş köyü pembe olan yabani orkide mi ne öyle bişi
0
yeşilqueen
(03.07.16)
Etimatik + 1
0
aychovsky
(03.07.16)
Bingo sivi deterjan beyazlar renkliler ve siyahlar icin olanlari kullaniyorum. Ama etimatik cok iyiymis. Yumusatici olarak da yumos.
0
curukturpkokusu
(03.07.16)
perwoll
0
o ben degilim
(03.07.16)
(6)

favori mankeniniz kim ?

susuz koye hamam
yerli yabancı farketmez gözdem şudur dediğiniz isimler varmı ?ps: barbara palvin.
yerli yabancı farketmez gözdem şudur dediğiniz isimler varmı ?

ps: barbara palvin.
0
susuz koye hamam
(03.07.16)
Model olarak karlie kloss

Güzellik olarak eskiden olsa kesinlikle candice swanepoel derdim ama son zamanlarda çok fazla paparazzi fotoğrafını görünce, gerçekte o kadar da güzel olmadığını fark ettim. Yine de sarışın sevdiğimden candice ve doutzen diyeceğim.
0
equine
(03.07.16)
Rosie Huntington
0
dissendium
(03.07.16)
normalde esmerlerden nefret ederim ama adriana lima favorimdir <3
0
prince legolas
(03.07.16)
Gisele bundchen
0
theworldismine
(03.07.16)
Doutzen Kroes
0
aychovsky
(03.07.16)
yabancı Doutzen Kroes yerli eskiden Çağla Şıkel idi ama şu an pek yenileri tanımıyorum.
0
turkuaz
(03.07.16)
(8)

kiremit turunucu pantolona ne renk oje?

balpolen
kiremit turuncusu iIe hangi renk uyum sagIar, ojeyi renk secsem?
kiremit turuncusu iIe hangi renk uyum sagIar, ojeyi renk secsem?
0
balpolen
(03.07.16)
baska hangi rengi kullanacaksin? raki beyazi gider bence ya da nude.
0
in vino veritas
(03.07.16)
gri, ekru, siyah
0
whimsical
(03.07.16)
bitüm siyahı
0
okumayi sevmeyen okur
(03.07.16)
Turkuaz ya da mor. Böyle canlı renkler sevmem dersen siyah. Bunun yanı sıra yukarıdaki arkadaşlar da demiş, nude tonlar her şeyle gidiyor.
0
köstebek kurabiye
(03.07.16)
Lacivert fena seçenek değil bence :)
Bu renk her şeyde her türlü jokerim
0
dene
(03.07.16)
Pastel Nude'un şeffaf/hafif renkli olanlarının pembe tonlu olanları değil de, hafif toprak tengine çalan ama rengi belli belirsiz olan tonları
www.ojemrujumrimelim.com

Yalnız, bu üstüne ne giyeceğine ve kiremit renginin canlı mı, soluk mu olduğuna da çok bakar. Eğer üstüne koyu renk giyeceksen ojen açık veya şeffaf olmalı ki renkler boğmasın. Eğer üstüne açık/soluk bir renk giyeceksen pantolonunla aynı tonda bir oje ya da koyu bir oje sürmek gerek ki ölgün, solgun durmayasın. Tona göre şuradaki 81 veya 82 iyi gider. Özellikle 81 kurtarıcı bir renk. 82 biraz fazla cesur. Onu süreceksen bu sefer ruj-makyaj uyumu devreye girecek ki, konu uzayacak. (82 aşağıdaki fotoda kırmızı gibi çıkmış ama tam rengi ateş tuğlası)
www.beautycosmos.com

Üstüne giydiğin şey uyumsuzsa yukarıdaki renkler de riskli. En risksizi az renkli şeffaf oje.
0
aychovsky
(03.07.16)
Nude
0
melengich
(03.07.16)
mor oje bence uyumlu olur turuncu pantolonla.
0
pangea
(03.07.16)
(7)

Amerika'dan cakmak getirmek yasak mi?

novotni
Zippo cakmak alip yanimda getirecegim. Internette ucakta cakmak tasimanin yasak oldugu yonunde bazi seyler okudum. Durum nedir bileniniz var mi?
Zippo cakmak alip yanimda getirecegim. Internette ucakta cakmak tasimanin yasak oldugu yonunde bazi seyler okudum. Durum nedir bileniniz var mi?
0
novotni
(03.07.16)
at bavuluna getir kim ne bilcek
0
benmari usulu
(03.07.16)
o kadar sorun olacaksa ucak bagajina koy da sanmiyorum sorun olacagini. zippoya ozel bi durum degilse biz gayet yanimizda cakmakla gittik donduk.
0
in vino veritas
(03.07.16)
Bavul içinde gelebilir, ben getirdim. El bagajında gelemez sadece.
0
aychovsky
(03.07.16)
Zippo kabin bagajinda gelemez, ama normal bavulda gelir.
0
kuehles blondes
(03.07.16)
yanıyor mu diye test ediyorlar yanarsa el koyuyorlar. münihte başıma geldi
0
argent dawn
(03.07.16)
Bavulda da gitmez yakalarlarsa. Gazsız olarak izin var sadece.
0
fuzzy olmak istemistim
(03.07.16)
at bavula 10 tane de getirirsin herkes getiriyor
0
loser blueser
(03.07.16)
(2)

klima sorusu

ytse jam
klima en soğuk olması gereken ayarda buz gibi hava vermiyorsa sorun ne olabilir? ortamın nemini alıyor ve içeriyi serinletiyor ama tir tir titretmiyor üflediği hava.(dış ünite güneş altında ve hava çok sıcak evet bu unsurları da göz önünde bulundurabiliriz)
klima en soğuk olması gereken ayarda buz gibi hava vermiyorsa sorun ne olabilir? ortamın nemini alıyor ve içeriyi serinletiyor ama tir tir titretmiyor üflediği hava.
(dış ünite güneş altında ve hava çok sıcak evet bu unsurları da göz önünde bulundurabiliriz)
0
ytse jam
(03.07.16)
Bizim klima aynı şeyi yaptığında tamirciler 'Gazı bitmiş. Dış üniteye bağlayan boru dışarıdan çatlamış güneşte' demişlerdi ama tabii ki konudan anlayan birinin yorumu çok daha değerli olacaktır.
0
aychovsky
(03.07.16)
bir çok sorun olabilir. geri dönen gaz kompresörden çıkınca fan soüutur petekler pislendiğinden ısı transferi az oluyordur.

iç ünitedeki filtreler kirlenmişse az hava emip soğutma olmayabilir.

gaz azalmıştır.

ilk ikisine bakın. dışa siz dokunmayın ama iç filtreleri söküp temizlenebilir. olmazsa gaz azaldıysa servis gerekli zaten.
0
illegalstar
(04.07.16)
(44)

Çocuk seviyor musunuz?

fraise
Ben 0-4 yaş aralığındaki çocukların hepsine bayılıyorum; biraksaniz saatlerce oynayabilirim kendileriyle. Sanırım onlar da bu sevgiyi farketmiş olacaklar ki genelde severler beni. Fakat 4-14 yaş arasindakilerle ilk yarım saat iyi vakit geçirsem de bir süre sonra sıkılıyorum. Hatta sürekli ağlayan, m
Ben 0-4 yaş aralığındaki çocukların hepsine bayılıyorum; biraksaniz saatlerce oynayabilirim kendileriyle. Sanırım onlar da bu sevgiyi farketmiş olacaklar ki genelde severler beni. Fakat 4-14 yaş arasindakilerle ilk yarım saat iyi vakit geçirsem de bir süre sonra sıkılıyorum. Hatta sürekli ağlayan, mizmizlanan bir çocuksa süre daha da kısalıyor; fenalık geçiriyorum. Yani bebek seviyorum ama çocukları uzaktan sevebilirim sanırım, vakit geçirmekten hoşlanmam.

Siz çocuk, bebek sever misiniz? Vakit geçirmekten hoşlanır mısınız? Bu da günün anketi olsun böylelikle :)
0
fraise
(02.07.16)
Ben seviyorum ama saatlerce oynayamam. Bi süre sonra sıkılıyorum.
0
Goddard
(02.07.16)
Çocuklarla oyun oynamayı, onların düşüncelerini dinlemeyi çok seviyorum. Kendilerini sevme kısmı çocuğa göre değişiyor. Şımarıksa, bilerek ve isteyerek canlılara ya da çevresine zarar veriyorsa sevmiyorum. Bebeklerin masumiyetlerini seviyorum.
0
whimsical
(02.07.16)
Sevmiyorum. Belki bazı çocukları. Onları da seviyorum demeyeyim de hmm sevimliymiş falan diyorum, sempati duyuyorum gibi. Ya da şöyle diyeyim; bazı çocuklar diğerlerine göre daha katlanılabilir oluyorlar. Yaşı fark etmiyor. Buna rağmen nedense çocuklarla çok iyi anlaşırım, zır zır ağlayan çocuk kucağıma gelince susar, kimseye gitmeyen çocuk benim yanıma gelir, ben ablanın elini tutucam diye tutturur vs., mecbur kalırsam çok güzel oyalarım çocuğu. Neden böyle bilmiyorum. Çocuklarla aynı ortamda bulunmamaya gayret ediyorum elimden geldiğince.
0
buff
(02.07.16)
İnsanlar çocuklara kişiliksiz gibi davranıyorlar o yüzden çok rahat oynayabiliyorlar onlarla. Genelleme gibi oldu ama ben öyle gözlemledim.

Ben o yaşlarda bir çocuk gördüğümde otomatik olarak yaşıtım başka bir insan gibi hissediyorum o yüzden gidip direkt yüzlerini sıkamıyorum mesela arada bir duvar oluyor. Alışmam, anlaşmam gerekiyor. Garip.

Edit: Bende bu hayvanlarda da oluyor. O yüzden hemen ısınamıyorum hepsine. Tabi hayvanlara 10 dakikada alışılıyor.

Ama sevme konusunda bayılıyorum tabi çoğu çocuğa uzaktan bile olsa.
0
Adramelekhh
(02.07.16)
sevmediğimi düşünüyordum hatta dokunmazdım bile ama seviyormuşum. gecenlerde 3 yasındaki kuzenimle sonsuz saatlerce fark etmeden oynamısım.
0
yuvarlanantencereninkapagi
(02.07.16)
Çocukları severim.apayri bir dünyaları var.o kadar temizler ki bayiliyorum.
0
vi veri veniversum vivus vici
(02.07.16)
hayır, zerre kadar sevmiyorum; fakat çok ilginçtir ki onlar beni çok seviyorlar. ben yüz surat göstermeyip onlardan kaçtıkça üzerime gelip kendilerini bana sevdirmeye çalışıyorlar türlü muzipliklerle. sonuç olarak yine sevmiyorum.
0
köstebek kurabiye
(02.07.16)
ben de severim şayet çocuk suratsız değilse, sıcakkanlıysa.
şimdi düşünürken farkettim konuşmaya başlamamış çocuklarla aram daha iyi sanırım; agucuk gugucuk falan bi yere kadar da, diyalog olunca saçma geliyor.
0
volkann
(02.07.16)
Hayır. 0-12 yaş arası veletlerden köşe bucak kaçarım. Davranış şekline göre bu sayı daha da artabilir.
0
sesee
(02.07.16)
Tatlı, güzel bi çocuk değilse hiç ilgilenesim gelmiyor. Konuşmadığı zamanlarda daha çok seviyorum, yaş büyüdükçe sevgim de azalıyor benim de senin gibi. Geçen bi ortaokula anket yapmaya gittik, çoğunluğu acaip gıcıktı bi kaç tane de nötr olunacak çocuk vardı.
0
ekaterina
(02.07.16)
Birkaç iyi huylu arkadaş çocuğunu seviyorum, özel torpilli çocuklat var da, onun dışında sevmiyorum. İlk anda agu gugu yaptığım ve kucağıma aldığım az çocuk var, onları severim ama bir elin parmaklarını geçmeyen sayıdalar (saydım, üç tanelermiş) ve benim bir olayım yok, onlar sevgi dolu. O çocuklar dışında çocuk sevgim yok ama şundan bel yıl önce çocuğun varlığına tahammülüm yoktu, şimdi sevmediğim çocuk varken o ortama girebilmeyi öğrendim.

10 yaş civarı, büyümüş de küçülmüş, ukala , dayaklık çocuklarla çok iyi anlaşırım; büyükmüş gibi davranabileceğim, dinlryebileceğim, karşılık verebileceğim çocukları seviyorum. Onlar favorim.
0
aychovsky
(02.07.16)
hayır ne bebek seviyorum ne çocuk
imza: 1 hafta sonra anne olacak birisi aşslsl
0
sta
(02.07.16)
bebekleri çok seviyorum ama genelde korkuyorlar benden. sakallı makallı esmer bir tipim. haklılar :)
0
dead and broken
(02.07.16)
sevmiyorum
0
prince legolas
(02.07.16)
Kız çocuğu sevmiyorum bilmiş ve gıcık oluyolar. Erkek çocuklarına bayılırım.
0
suicides underground
(02.07.16)
hayır. çoğu zaman aynı ortamda bulunmama seçeneğim varsa onu tercih ediyorum.
0
mavibalık
(02.07.16)
Cok degisken. Kimisine hayran kaliyorum gel benim cocugum ol kaciram seni diyorum kimisine keske aldirsalarmis seni gerci hala gec degil diyorum.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(02.07.16)
artık seviyorum sanırım, daha doğrusu bazı insanlar çocuklar tarafından çok sevilir hani ben onlardan biriyim görür görmez ısınır çocuklar bana öyle olunca da hep bi gülüşelim, konuşalım, oynayalım durumunu sevmiyordum önceden, şimdi bu çok sıkmıyor ama bilmiş çocukları sevmem.
0
pamuk helvalar cebe
(02.07.16)
Hayır. -_-
0
grgn
(02.07.16)
küçük çocukları seviyorum ben (2 yaş altı) ama saatlerce oynayamam büyük ihtimalle. onun dışında çocukların yanında rahat değilim genellikle
0
peki madem
(02.07.16)
nefrete yakınsayacak şekilde sevmiyorum. ama hepsi bana bayılıyo :/
0
disardayim
(02.07.16)
Bazi çocuklar mal oluyo. aile tarafindan terbiye verilmemislere dayanamiyorum. Onun disinda seviyorum. Istisnasiz hepsi de beni seviyo sevmediklerim dahil :p kuzenimi cok severim mesela asiri tatlis bi herif 4 yasina gelcek. Geceleri resmimle yatiyomus :d
Kendi çocuğum olsa cilginlar gibi severim heralde nasil bisey olur merak ediyorum.
0
rayde
(02.07.16)
0-6 yaş diyelim. BAYILIYORUM.

Hayattaki tek idealim 10 yıl sonra bir kız bir oğlan babası olmak.
0
yirmisantim
(02.07.16)
çocuğa bağlı. şımarık, çığırtkan, fazla özgüvenli, çirkin çocukları sevemiyorum maalesef.
0
sane ego
(02.07.16)
Sevmiyorum sırf bu yüzden çocuk yapmayı düşünmüyorum ilerde
0
nundu
(02.07.16)
Bebek olanlarına uzaktan "ay ne cici" deyip eğer annenin izni varsa ayağını elini tutuyorum. Ortalarda koştuğu iki yaştan itibaren bir süre konuşup oynayıp oyalayabilirim - kedilerle benzer mantıkta işliyorlar oyun konusunda.
Genel olarak uzaktan seviyorum, ama ağlama-zırlama, tuvalet eğitimi konularında sıkıntı geliyor bana. (Kedilerin gözünü seveyim nasıl da hemen ogreniyorlar kumlarını falan)
0
Sulfoxaflor
(02.07.16)
Sevmiyorum. Özellikle de 2-5 yaş arasında sürekli mızmızlananlar. Ben aşırı uslu ve sakin bir çocuktum belki de o yüzden bunlara uyuz oluyorum. Bebekleri filan yardım etme amaçlı olmadıkça kucağıma alıp sevmem, zaten çok da sağlıklı değil sanırım her gelenin öpüp koklaması.
0
neferkitty
(02.07.16)
hayır.
0
entry ne demek
(02.07.16)
seviyorum. keşke evlensem baba olsam diyorum hatta.
0
lesmiserables
(02.07.16)
çok seviyorum ufaklıklarla vakit geçirmeyi. saatlerce oyun oynayabilirim. daha geçen hafta 2 yaşına girmek üzere olan yeğenimle saatlerce oynadık, yoruldu kucağımda uyudu. o kadar güzel bir duygu ki... baba olma vaktim çoktan gelmiş sanki :) çocukların büyük çoğunluğuyla iyi anlaşırım. direkt gidip mıncırandan korkuyor çocuklar. ilk yarım saat sabredip uzaktan seveceksin, çocuk da sevildiğini anlayıp kendi geliyor zaten :) sonrası şenlik :) ama belirli bir yaşı geçtiklerinde ve huyları kötüyse çekilmez olabiliyorlar...
yetiştirme tarzına bağlı ama bu. olgun olgun sohbet edenleri, ilk aşkını anlatanları da mevcut :)
0
sen de git sen de unut
(02.07.16)
bebek sevmek basit iş. hele ki başkasının bebeğiyse. agucuk gugucuk edersin tepki ok bir şey yok, darlamaz etmez. biraz sıkılırsan ver anne-babasına gitsin.

çocuk sevmek herkesin harcı değil. büyük sorumluluk da gerektirir. hakkını vermeyeceksiniz hiç bulaşmamanız daha iyi. 4-14 değil, 4 ve civarı çocuklar çok meraklı olabiliyor. senin aklına hayaline gelmeyen, ilgilenmediğin, üzerine düşünmediğin, bazen aslında önemsiz soruları ısrarla soruyorlar. merak ediyorlar. "neden, neden, neden, neden..." hayal güçleri de aşmış gitmiş durumda. alakasız konuları, nesneleri, ortamları birbirine bağlıyorlar. dolayısıyla ezberinizi, algınızı bozuyorlar. o kadar akıl dışı bir dünyadan bahsediyorlar ki üstüne düşünmek bir de mantıklı yanıtlar vermek, o dünyaya dahil olmak çoğu kişi için sıkıcı ve vakit kaybı olarak geliyor. bir de bunu tekrar tekrar yapmanızı istiyorlar. eğer gerçekten gelecekteki insanların iyi olmalarını arzu ediyorsanız bu sabrı göstermeniz gerekiyor. sorularına değer verdiğinizi, "neden" sorusunun her ne için sorulursa sorulsun çok önemli olduğunu hissetirebilmeniz gerekiyor. işte bunu herkes yapamıyor. o yüzden çocuk sevmek herkesin harcı değil. çocukları geçiştiriyorlar ya da görmezden geliyorlar... çünkü böylesi daha kolay.
0
elestirman
(02.07.16)
Seviyorum ya, değişik bir şey çocuk. Komik de geliyorlar çok, salaklar biraz :D.
Geçiririm zaman.
0
shadowcat
(02.07.16)
Erkek çocuk sevmem. İstemem. İSTEMEM!

Kız çocuklarını çok seviyorum bıcır bıcır konuşsunlar 62563 saat dinlerim.
0
/roll
(02.07.16)
Çoğunu sevmiyorum, çok dandik çocuklar var.

Geçen bankta oturuyordum, soldan dört yaşlarında, sarışın bir kız babasının elini tutmuş geliyordu, bana baktı, ben de ona baktım, ilerledikçe de kafamı çevirdim ona doğru, o da çevirdi, sonra gülerek babasının yanına koştu, o çok tatlıydı mesela.
0
i was made for you
(02.07.16)
Uzaktan seviyorum. Ama çok uzaktan.
0
benoyledemekistemedim
(02.07.16)
3-4 sene öncesine kadar bebek delisiydim ama şimdi düşündüğümde tahammül edemem gibi geliyor. Bunda empatinin payı büyük tabii; yaş ilerledikçe çocuk sahibi olmaya daha da yaklaşıyorsun ama o sorumluluk seni korkutuyor ya, böyle bir dışavurumu oldu bende.

Bilmiş, her şeye ağlayan, mızmız çocuğa hiç katlanamam. Ama narin, sakin ve tatlı çocuk belki.
0
piremses
(02.07.16)
Çocukları severim, yetişkinkeri sevmem. Şu ekşi ahalisi insanların Çoğunuzu sevmiyorum zaten.

6-10 yaş çocuklara bayılırım. Saatlerce vakit geçirebilirim
0
etki
(03.07.16)
ne yalan söyleyeyim sevmiyorum. daha bu akşam annem yan masadaki bebekle ilgilenmeye başladı. adı hiraymış. yazmaya utansam da çirkin bir bebekti, bayağı tek kaştı. nasıl gülerek sevebiliyorlar böyle diye düşündüm sonra da üzüldüm. aynı şeyi kuzenlerimin çocukları için de düşünüyorum. bebeklerle ilgili iki istisnam var sadece. birisi yiğenim. 3 yaşında ve uğruna canımı verebilirim. sırf özlediğim için hiç gitmeyeceğim mesafeleri gidiyorum, sırf mutlu olsunn eğlensin diye saatlerimi saçma sapan oyunlarla harcayabiliyorum. seni çok seviyorum diyip boynuma atlamasıyla dünyaları unutuyorum. bir diğeri de erkek arkadaşımın kuzeninin kızı. henüz yüz yüze görme şansını yakalamadım ama, erkek arkadaşımın kucağında fotoğraflarını görünce ona karşı da bir şefkat duymaya başladım.

bebekleri ve çocukları sevmesem de, aralarında bağ kurduklarımın 60 yaşındaki halini bile severim.
0
ruhen hastayim ben
(03.07.16)
Bebeler güzel oluyor da oğlan çocukları 2 yaşından sonra itici bir hal almaya başlıyor, evlat olsa sevilmez dediğimiz kıvam. Sanırım bunun sebebi de erkek çocuklarının "aman paşam, erkektir çocuğudur yapar, pısırık mı yetişsin" gibi saçma sapan bahanelerle şımarık yetiştirilmesi sebep oluyor.

Kız çocukları her yaşta naif, al karşına bıdı bıdı konuşsun. (Bunların piremsesleri de biraz itici oluyor ama erkek çocuğu kadar değil)
0
Euxinos007
(03.07.16)
Çocukları özellikle ortaokul çağına kadar olanları seviyorum. Çünkü çok saf ve temizler. Sevgileri de öyle. Ama saatlerce oynayamam yorucu geliyor. Ortaokul çağındakiler biraz baş etmesi zor tırsıyorum. Gerçi ortak bir nokta bulursak onlarla olan iletişimimden çok zevk alıyorum. İnsanlar iyi bir ebeveyn olacağımdan bahsetseler de kendimi çocuk sahibi olarak hayal edemiyorum. Bu beni korkutuyor.
0
çok yorgunum kaptan
(03.07.16)
Duyurunun yarısı çocuk sevmiyormuş ya. Ben de vakit geçirmekten cok hoşlanmıyorum diye kendimi kötü hissetmiştim bir an.
0
🌸fraise
(03.07.16)
sevmem
0
kirazıseviyorum
(03.07.16)
çocuk severim. egosuz canlılar sevilmez mi yahu? ben bebek sevmiyorum. tipsiz yaratıklar. :P uyku kaçıran zamazingolar. hele o ağlamaları yok mu...
0
matrix
(04.07.16)
Çocuk sevilmez mi ya. Ben seviyorum valla :)
0
Game Over
(04.07.16)
(4)

Duyarlılık?

jesterdvine
GOT dizinin ünlü karakterlerin olduğu aşağıdaki videoyu ilk kez gördüm. İzleyince ne düşündünüz duyabilir miyim?https://www.facebook.com/ajplusenglish/videos/754724198002423/
GOT dizinin ünlü karakterlerin olduğu aşağıdaki videoyu ilk kez gördüm. İzleyince ne düşündünüz duyabilir miyim?

www.facebook.com
0
jesterdvine
(02.07.16)
dostlar alışverişte görsün.
0
eksimeksi
(02.07.16)
PR işte.
bayılıyorum bu milyon dolarlık hayatlar yaşayıp fakir-mülteci demagojisi yapanlara.
0
Nox
(02.07.16)
Pek çok şekilde PR yapabilecekken tercihlerini bu yönde kullanmalarını takdir ettim.

Yoksulluk çekenlerin hakkını sadece yoksullar, güçsüzlerin hakkını sadece güçsüzler savunduğu sürece yoksulluk, güçsüzlük bitmez.

Birilerinden sırf zenginler diye rahatsız olmakla sırf fakirler diye rahatsız olmak arasında da fark görmüyorum; esas ikiyüzlülük bu.
0
whimsical
(02.07.16)
Cast deyince ben de tüm ekibin Red Nose Day gibi toplandığı ve "We are the world, we are the children" diye sahte gülümseme ve acıma ile şarkılar söylediklerini, bir şeyler yaptıklarını düşünmüştüm. Tüm ekipten üç kişi ve özellikle Maisie Williams'ın we zamirini kullanmasını "Bunu biz yaptık" demesini çok takdir ettim. Tüm ekip "Hey, dünya ne güzel, neden savaşlar var ki" diye saçmalasa gereksiz bulurdum ama atıyorum, Kit Harrington bilmemnerede tatilde iken, amacı ne olursa olsun, kampa kadar gelmişler ve farkındalık yaratmaya çalışıyorlar. Keşke birkaç ünlüden daha böyle şeyler gelse, biraz daha farkındalık artar.
0
aychovsky
(02.07.16)
(6)

Kardeşimin Kilo Problemi

6 yasimdan beri metal dinliyorum
Selamlar,19 yaşında bir kız kardeşim var. Ergenlikten itibaren kilo almaya başlamıştı, bu sene okuldan 90 kilo olarak döndü. Ayrıca geçen sene tiroidinin az çalıştığını öğrendik, ilaç kullanıyor.(aksatıyormuş ilaçları) Kıyafet vs bulamadığı için psikolojisi yıkık durumda fakat bize çaktırmıyor. Soru
Selamlar,

19 yaşında bir kız kardeşim var. Ergenlikten itibaren kilo almaya başlamıştı, bu sene okuldan 90 kilo olarak döndü. Ayrıca geçen sene tiroidinin az çalıştığını öğrendik, ilaç kullanıyor.(aksatıyormuş ilaçları)

Kıyafet vs bulamadığı için psikolojisi yıkık durumda fakat bize çaktırmıyor.

Sorum şu, kardeşime nasıl davranmalıyım? Nelere teşvik etmeliyim? Daha önce benzer aşamalardan geçmiş duyuru insanları da tecrübelerini paylaşırsa sevinirim.
0
6 yasimdan beri metal dinliyorum
(02.07.16)
Spor yapmaya teşvik edin. Spor giyime özendirin. Belki giyecek kot bulamaz ama Adidas, Nike gibi yerlerden aldığınız tayt ve eşofman gibi şeyler ilgisini çekebilir.
0
dissendium
(02.07.16)
Ben de 19 yasindayim, 92 kilodan 68e dustum. Ama insanlar bana soyledikce daha cok ters gidiyordum mesela "cok pilav yeme bak" vs denildikce inadina sirf pilav yiyordum. O yuzden biraz da onun istemesi lazim. Ve soyle bir sey gercekten var ki biraz kilo verdikten sonra, yani insanlar kilo verdigini farkedip, "aaa zayifladin mi?" Dedikce daha cok motive oluyor insan. Bence ilk etapta siz de onunla saglikli yasama baslayin. Yani bu surece bir sure yapilip, kilo verilince eski yasam duzeninize geri donulecek sekilde bakmayin. Ilk etapta zaten hizlica gider kilolar sonrasi da gelir bence. Ama yalniz birakmayin desteginizi hep gosterin, bana kalirsa guzel bir yuruyus ayakkabisi ve esofman baslangic icin guzel bir hediye secenegi olabilir.
0
duzsac
(02.07.16)
bence bir hekimden destek alsın kardeşiniz, ilerleyen yaşlarda daha da zor bir hal alıyor bu durum
0
gazozailacatmauzmani
(02.07.16)
imkanınız varsa her gün birlikte yürüyüşe çıksanız sohbet ederek hızlı tempoda yürüseniz vakit güzel geçtiği için hoşuna gidecektir kilo vermesine de yardımcı olur. ben kilo aldığım dönemde pilatese merak salmıştım, böyle hafif tempoyla başlayıp alıştıkça güçlüğü artacak bir spora da yönlendirebilirsiniz.
psikolojisi kötü haldeyse yediklerini kusmaya çalışabilir bu da ona daha çok zarar verir. bunun yerine öğünlerinde ölçülü yemesine dikkat edin. yemekten hemen sonra tuvalete gidiyorsa dikkat edin.
zayıflama ilacı filan da kullanmasın habersiz. aklından geçiriyordur büyük ihtimal çünkü bu durumdan kurtulmak için en kolay çözümün ilaç olduğunu düşünebilir. bu ilaçların zararlarını da onla açıkça konuşun.
yaz aylarındayız yakınlarda bir havuz vs varsa yüzmek de çook iyi olacaktır. yüzmekten yorulunca kenarda tutunup bacak hareketleri yapabilir. hatta bir arkadaşı olursa orda da vaktin nasıl geçtiğini anlamaz keyifle spor yapmış rahatlamış olur.
0
meteorzede
(02.07.16)
kilosunun sebebi tiroid olsa gerek. hızlı çalışan tiroid bezine sahip olsaydı ne kadar yerse yesin ortalamanın altında kiloya sahip olacaktı. iyi bir doktora götürün bence.
0
burya
(02.07.16)
İlk olarak duzsac + 1, sen hazır olmadığın sürece yüklenmek, 'Zayıfla' demek ve uyarmak üzmekten başka bir işe yaramıyor. Bu yorumlara üzülüp daha çok yiyorsun. Önce onun hazır hissetmesi gerek.

Yalnız, tiroid az çalışıyor deyince aklıma Hashimoato Hipotiroidi geldi. Durum öyle ise ne kadar zayıflamak istese ve uğraşsa zayıflayamayabilir de. Az çalışan tiroid ile ilgili iki sıkıntı var.
- Zaten yediğini yakamıyor metabolizma çok düşük.
- Hastalık iradesini de elinden alıyor.
Hasta olmayan insan bile bir çikolata yiyip 'Amanın, yedim' deyip kendini suçlu hissedebilir, ki bu iradesi olan bir insandır. Bir de iradesi tamamen elinden alınmış birinin yapabileceklerini düşünün. Kardeşinizin iradesi kendi elinde olmayabilir. Üzüldükçe de daha çok yiyip daha çok kilo almaya eğilimli olacaktır.

Aynı hastalık 4 yakınımda var. Hepsinin ortak sorunu şu. Diyetteyken en iyi ihtimalle kilo almıyorlar. Bir tanesi diyetisyen kontrolünde ve sıkı gözetim altında 6 ayda 3 kilo verdi. Aylar ve yıllar süren korkunç diyetler sonrası en fazla iki-üç kilo veriyorlar. Aylarca diyetten sonra kilo veremeyince moral bozukluğu ile 'Eyh, yetti ulan' deyip kapakları birden açıp yiyerek eski hallerinden daha kilolu hale geliyorlar. Dolayısıyla, kilo için önce tiroidin halledilmesi elzem. Yoksa, kendini yıpratır boş yere.

Normal bir insan olsa diyet ve sporla kendine gelebilirdi ama az çalışan tiroid için belki ilaç kullanması, vb. gerekebilir. O ilaçla birlikte sporu kendi iradesine bırakmayın. Birlikte spor yapın. Mecbur kalsın ve sürüklene sürüklene gitsin. Nazlanamasın, ık vık edemesin. Yoksa, kendine bıraksanız 'Bugün gitmeyeyim, yarın gideyim' yapar. Sporda da çok fit insanların olduğu saatlerde gitmeyin mümkün oldukça, kimsenin olmadığı saatlerde gidin. Bir kendine bir onlara bakıp morali bozulmasın. Aynada sadece kendini görüp, kendindeki gelişimi inceleyip beğensin. Kendisinin başkaları ile kıyaslamasın.
0
aychovsky
(02.07.16)
(9)

capraz masamdaki susmayan adam

damdanakan
Game of Thrones'taki girdi Rus cazcidan çıktı. Su an Sovyet savaşı, yeni türkü, Sovyet savaşında çarpışan Türklerin mezarları falan diye devam ediyor. Yanına gidip kulağına usulca "Bi sus mk" desem nolur?
Game of Thrones'taki girdi Rus cazcidan çıktı. Su an Sovyet savaşı, yeni türkü, Sovyet savaşında çarpışan Türklerin mezarları falan diye devam ediyor. Yanına gidip kulağına usulca "Bi sus mk" desem nolur?
0
damdanakan
(01.07.16)
Nazım in şiiri de var ya diyor ya ://///
0
🌸damdanakan
(01.07.16)
sen hanfendiliğini? bozma (swh)
0
anonymice
(01.07.16)
Swh diye gülmek dort buçuk yıl önce yasaklandı. Mustakbel memuriyetin yanmasın.
0
🌸damdanakan
(01.07.16)
Ona 'Vızıldamak bir sinek gibi minik ve gür, bir arı kovanı gibi kafa şişirircesine' şiirinden bahset, belki mesajı alır. 'Bi sus' da iyi bir fikir bence.

Edit: Ya da ondan daha geveze ol, kendi silahı ile vur.
0
aychovsky
(01.07.16)
Ben sahsen biraz gevezeyimdir. Bir keresinde arkadasla hararetli bir sohbet esnasindayken biraz arkamizdaki bir kiz yuksek sesle bir "üffff" cekti, utancimdan yerin dibine girdim milleti rahatsiz ettim diye. Aninda sesim kesildi.
0
stavro
(01.07.16)
Ne diyon la yavşak! Diye bağır masadan.
0
Goddard
(01.07.16)
bilmiyorum bağıra bağıra mı konuşuyor yoksa o adamın çapraz masasında konsantrasyon gerektirecek bir şey mi yapıyorsan ancak tüm bu koşullar olmadığı sürece ben kolay kolay karışmam insanlara.
0
air
(01.07.16)
şimdi kimse kimseyi kandırmasın. her masaya bi' tane o adamdan lazım yoksa bazen konuşucak hiçbi' şey bulamıyoruz. en kötü masamızdaki o adama sararız.

masasına oturup sürekli bilmediğin konularda kendinden çok emin şekilde üfür, cehaletin karşısında çıldırarak gitsin.
0
evde liyakat kalmamis
(01.07.16)
Atip tutuyosa tahhammul etmek zorda hakkaten, makul ve mantikliysa anlattıkları yine bi nebze cekilir.. Belki daha once duymadigin seyler söyler.
0
trejemu
(02.07.16)
(3)

saraybosna-belgrad gezisi

syozkn
önümüzdeki günlerde 3 gün saraybosna 4 gün belgrad şeklinde bir tatilimiz var. daha araştırmalara yeni yeni başladım ama varsa önerisi, şuna dikkat et, bunu yapmadan gelme dediğiniz şeyler. buyurun buradan yakın. bu ülkede fiyatlar ne durumdadır. euro ile gidip yerel para birimine dönüyoruz galiba.
önümüzdeki günlerde 3 gün saraybosna 4 gün belgrad şeklinde bir tatilimiz var. daha araştırmalara yeni yeni başladım ama varsa önerisi, şuna dikkat et, bunu yapmadan gelme dediğiniz şeyler. buyurun buradan yakın.

bu ülkede fiyatlar ne durumdadır. euro ile gidip yerel para birimine dönüyoruz galiba. örneğin 3 gün sarajevoda ne kadar euro gerekir veya belgrad da durum nasıldır.


hemen yakınlarında günlük gidip gelmeye değecek yerler varsa onları da yazsanız mutlu olurum.


kısacası dışarıdan bir kaç günlüğüne gelen bir kişi için neler önerirseniz onları öğrenmek istiyorum.
0
syozkn
(29.06.16)
Taksiye binecekseniz minik bir tavsiyecik vereyim. Belgrad'da taksiler tür tür. Pink Taxi, Red Taxi, Lux Taxi, diye şeyler yazıyor üstlerinde. Hiçbirinin birbirinden farkı yok. Lux Taxi normalin iki katı para alıyor. Adından belli dersin ama arabadan belli değil, arabalar aynı genelde.
0
aychovsky
(29.06.16)
ben olsam sarajevo'ya 4 belgrad'a 3 ayırırdım.

saraybosna'da 1 günü zaten mosdar'a git-gel olarak kullanırsınız.
euro ile giderseniz hiç sorun yaşamazsınız para çevirme vs konusunda.

ne kadar para gerekeceği de konaklama tercihinize göre değişir.

sarabosna'da Tarik Hodžić'in mekanında yemek yemeseniz bile uğrayıp selam verebilirsiniz.
0
fatihkkk
(29.06.16)
belgrad'da mümkün olduğunca pink taxi kullanın ve ne olursa olsun ne kadar tutacağını önceden konuşun. havaalanından knez mihailova'nın oralar 1800-2000 dinar arasıdır ortalama.

her köşebaşında döviz bürosu var, euro ile gidin. havaalanında sadece yol için para bozdurun ve şehir içinde de kullandıkça bozdurun.

skadarlija'daki her mekanı öneririm, özellikle dva jelena ve tri sesira. hotel moskva'nın ilerisindeki büyük kiliseye giderken de soldaki bacio gelato'dan dondurma yiyin.

nikola tesla müzesine gidin ama pts kapalıydı galiba. 2 numaralı tramvay olması lazım, ring şeklinde bir tramvay var, baştan sonra geziyorsunuz her yeri. tüm sokaklarında yürüyerek gezmenizi tavsiye ederim.

toplu taşımaya kimse para vermiyor, biz sadece 1 kere vermedik ama risk almamak iyidir. anlattıkça özledim, güle güle gezin. :)
0
piremses
(29.06.16)
(15)

İnsanların olaylar sonrasında sosyal medyadaki tavırları hakkında

fraise
Ne düşünüyorsunuz? Bana facebook'ta, instagram'da orda burda yapılan paylaşımlar çok gereksiz geliyor. Bilgi veren paylaşımlar yaparsın, anlarım. Sözlük gibi anonim olduğun bir yerde içini dokersin; onu da anlarım ama ekran karartıp 'allah belanızi versin' yazmanın kime ne yararı var? İki gün son
Ne düşünüyorsunuz? Bana facebook'ta, instagram'da orda burda yapılan paylaşımlar çok gereksiz geliyor. Bilgi veren paylaşımlar yaparsın, anlarım. Sözlük gibi anonim olduğun bir yerde içini dokersin; onu da anlarım ama ekran karartıp 'allah belanızi versin' yazmanın kime ne yararı var? İki gün sonra selfie paylaşacağını, unutacagini hepimiz biliyoruz. Aciyi bir şekilde paylaşmak istemeyi anlıyorum ama ne bileyim. Ölü insanların resimlerini paylaşınca ne oluyor kısmı aklımı kurcaliyor.

Bir de bazı yazılanları okuyunca (özellikle iktidar yanlısı olanlarin) cidden midem bulanıyor. Benim bir tek insanlardan soğumama neden oluyor bu yazılar. Siz ne düşünüyorsunuz? İnsanlar bir şekilde kendini mi rahatlatıyor acaba?

Not: bu duyuruyu gerçekten ne düşünmem gerektiğini bilemedigim için açtım. Kimseyi yermek gibi bir isteğim yok. Buna göre yorum gelirse sevinirim.
0
fraise
(29.06.16)
işte bir toplum kendini nasıl çukurun dibine çeker, titanik batarken keman çalmak nedir, istanbul kuşatılırken meleklerin cinsiyetini tartışan zihniyet nasıldır, toplumlar neden hakettikleri biçimde yönetilirler vb.

bence bunları düşün. etrafında cereyan eden toplumun aptallaşmasını, tercihlerinin sonuçlarını yaşamasını çaresizce izlemekten başka yapacak birşey yok.

bunu biz istedik, içimizden birilerinin ölmesini istedik. bunu beyan ettik. şimdi de ölüyoruz. ya ne olacağdı?

ister resmini paylaşsınlar ölenin, ister kimliğini, ister yakınlarının feryadını. ne fark eder?
0
babilbaligi
(29.06.16)
sırf bu tür paylaşımlar yapmadığım için hükümet yanlısı olarak yaftalandım biri tarafından
0
la noix
(29.06.16)
Valla mevcut ortamda takılinması gereken en son noktaya takilmissin.

İnsanlar ne yapacaklarını, tepkilerini nasıl ifade edeceklerini bilemiyorlar çünkü. Çaresiz, öfkeli hissediyorlar. Annen baban olse de bi sure sonra normal hayatına dönüyorsun, başka şeyler konuşuyorsun, selfie de paylaşıyorsun. Bana çok doğal geliyor.
0
damdanakan
(29.06.16)
Şuraya bir +1 bırakıyorum sana. İnsanlardan soğudum ben zaten çoktan. Sosyal medyada goygoy yapıp, atar yapıp bir şeyleri değiştirdiğini sanan klavye devrimcilerini pek sevmiyorum.

Dün mesela "Mark as safe" olayı vardı, o aralar uçuşu olan, pilot ya da hostes olan vs. arkadaşlarımdan önce İstanbul'un öteki ucundan alakasız insanların "safe" yapmalarını çok itici buldum. Bunlar bir şeyin parçası olma kendini tanımlatma hevesi gibi geliyor.
0
nawar
(29.06.16)
@nawar ben de ilk "mark as safe" yapanlardan biriyim çünkü çok uzak yerlerden bir sürü mesaj aldım iyi olup olmamamla ilgili

çorum'da oturup o gün ahl'den bir yolculuk da yapıyor olabilirdim
0
la noix
(29.06.16)
Sosyal medya denilen şey genel olarak bir gösteri yerinden başka birşey değil. Ne yazık ki yas ve vicdan da bu gösteriye dahil. Hepimiz o kadar vicdanlı insanlarız ki bunu diğerlerine göstermeden edemiyoruz.
0
harvey
(29.06.16)
Eğer içlerinden sinir ve öfke çıkıp rahatlayacaksa işe yarayabilir de, o ölü-yaralı resimleri fazla geliyor. Bir arkadaşım 'Ölüleri görmeden ses çıkarmıyorsunuz, alın sayfa sayfa ölü resmi. İyi bakın ki neyin içinde olduğumuzu anlayın' demiş. Biraz şey gibi geldi bana, sanki köpek evin ortasına pislemiş de, köpeğin burnunu 'Bak, ne yaptın' der gibi zorla o pisliğe sokuyormuş gibi.

Yine de rahatlamasınlar, Facebook'ta ve Twitter'da rahatladıkça daha da uzuyor bu iş, çünkü reelde tepki vermeyi geciktiriyor insanların rahatlaması. Yeni bombalara zemin açıyoruz.

Bir de la noix'nın dediği 'Bir şey yazmadın, o halde destek veriyorsun'cular, 'Hani, duvara yazılmış bir şeyin yok'çular var ki, düşman başına.

Ben kendimi güvende hissettiğimi söylemedim ama bir on kişi 'Öldün mü' diye mesaj attı. Hala söylemedim, hala arada mesaj geliyor. Yoksa, İstanbul içinde milyon kişiyiz ve listede kaç kişi İstanbul'dan, kafa sayımı yapabilecek durumda değiliz de; eğer birinin İstanbul'daki tek arkadaşı isen ya da iki üç tanıdığından biriysen merak ediyorlar. Biz tüm iş/sınıf arkadaşlarımıza tek tek 'İyi misin' diye sormayız, aklımıza gelmez de; atıyorum ki X şehrinde tanıdığın bir kişi olsun. Orada bir patlama olduğunda o aklına gelir ve 'İyi misin' diye sorarsın. Bu güvende olduğunu belirtme de o insanlar için; sen, ben, bizim oğlan için değil.
0
aychovsky
(29.06.16)
ben bir şey düşünmüyorum, bir şey düşünmeyi de doğru bulmuyorum. herkesin acıyla, kederle başaçıkış yordamı farklıdır. sana dokunmaz, ayşe'ye fatma'ya bir başka dokunur misal. ben ekran karartmıyorum, bela okumuyorum. belki bir, belki on cümle yazı yazıyorum genelden farklı bir şey düşünüyorsam. bazen hiçbir şey yazmıyorum.

yani evet, terörün allah, titanlar, tüm galaksi sistemi belasını versin ama, defalarca. DEFALARCA. bunu yazmakta bir anlam göremiyorum, yine de yazanı yadırgamam. terör bu topraklarda olağan ve sıradan çünkü. son zamanlarda başımıza gelebilecek belalar sıralamasında nambır van çünkü.

bundan sonrası biraz kişisel: dünkü patlamadan çok etkilendim, tam olarak neden, tek bir noktaya parmak basamıyorum. saatlerce ağladım. sabah kalktım, ofise geldim. hiçbir şey olmamış gibi. boğazımda yumru, gözlerim dolu. böyle olacağını bildiğimden belki. dün haber kanallarını izlerken, haber yapabilme adı altında orada bulunan kişilere sorulan sorular içimi acıttı. ses nasıldı, sizce canlı bomba mıydı, sesi bana tarif etmenizi istesem. çok yaralı var mı. ambulansları görüyoruz. yaralı sayısını tahmin edebilir misiniz. sizce kaç yaralı var. ateş edildiği doğru mu. etrafınızda yaralı var mı. bunları dehşetle işittiğimden belki.

hayat devam ediyor tabi ki. nasıl ettiğini bilemiyorum, ama ediyor. yine de bu kadar içimize dokunan şeyleri hayatın akışı içerisinde bu kadar normalleştiriyor olmamıza içerliyorum. ne düşünmen gerektiğini bilmediğini yazmışsın, özetle ben de bilmiyorum.
0
evde liyakat kalmamis
(29.06.16)
harvey +1, bugün düşündüklerim üçüncü kez benden önce yazılmış pfff.
0
rubenanyukov
(29.06.16)
Kimseye yararı yok ama insanlar bir şekilde tepkilerini, üzüntülerini göstermek istiyorlar, elden başka bir şey gelmiyor, o yüzden bu insanları çok da eleştirmiyorum.

Ben sosyal medyada bunu çok göstermiyorum ama arkadaşlarla oturup konuşurken biz de "allah belasını versin" vs muhabbetler yapıyoruz, iktidarı eleştiriyoruz .

Sırf iktidara yalakalık yapalım diye yazılan yazıları okuyunca benim de midem bulanıyor.

Mark as safe konusunda La noix +1, kendimi güvende olarak işaretledim çünkü dünyanın bir diğer ucunda yaşayan arkadaşlarım var, merak edip mesaj atıyorlar. Bana bir şey olmuş olsa buradaki yakın çevrem çoktam öğrenirdi zaten.
0
peggy
(29.06.16)
ben bunu yıllardır söylüyorum, iğrenç ve aşırı yapmacık bir tavır. "insanlar sana mı soracak" diyorlar böyle yazınca. yoo, benim öyle bir iddiam yok. isteyen istediğini yazsın tabii, buna ben karar verecek değilim ama bu saçmalıkları kendimce eleştirmeye ve tiye alma özgürlüğüm de var. benim en nefret ettiğim tayfa şu "orada olabilirdim"ciler. onlarca, yüzlerce insan olmuş ama bunlar kendi drama queen'liklerinin peşinde. sanki kendisi seçilmiş kişi. ulan hepimiz orada olabilirdik. böyle trajedileri adeta kendinde toplamaya çalışan tiplerden nefret ediyorum. ben ki o kadar attention whore'um bu patlamalarla ilgili hiçbi şey yazmam. tamamen mantıksız ve saçma geliyor çünkü. başbakan mıyım ben taziye paylaşıcam, "çok üzgünüm kahrolsun ışid" falan yazıcam. bana ne abi. kimse "der meister bu patlama hakkında ne düşünür?" diye sormuyo ki. benim de bi görüşüm yok zaten, neyi yazıcam.

sosyal medyanın şeysi bunlar hep. hepimiz başbakanız, hepimiz önemliyiz. ondan oluyo.
0
der meister
(29.06.16)
uyuz oluyorum felaket yapmacık geliyor. gerçekten üzülen birinin(istisnalar illa ki vardır herkesin duygularını dışa vurma ve yaşama biçimi farklıdır) öyle instagram'da falan fotoğraf paylaşıp o kadar saldırgan tavırlar göstereceğini düşünmüyorum. bir düşünün çok üzücü sarsıcı bir şey oluyor sizin için ilk bir iki gün sarsıntıdan böyle mal mal gezinir moraliniz düşer içinize mi kapanırsınız yoksa internette terör lanetleyici sloganlar mı sallarsınız?

tamamen gösteriş.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(29.06.16)
O kadar bıktık ki, o kadar üzgünüz ki. Bunu ya normal karşılıcam ya bi şekilde dışa vurmam lazım. O yüzden de facebookta hissettiklerimi yazdım. Her olayda yazmıyorum. Ama dünkü olay daha çok üzdü ve duygularımı daha bi paylaşmak istedim. Ha bişe olmuyor ama tepki gösterdiğim için iyi hissediyorum kendimi. O güvendeyimi evet yurt dışında falan tanıdıkları olanları anladım ama taa bi ucunda yaşayıp nerdeyse çevresi İstanbulda olanları anlayamadım açıkçası.
0
evc
(29.06.16)
Sour, o yazdığınızı görmedim bile ben. Tam üstüne denk gelmiş ama kendi duyurumda bahsettigim iktidar yanlısı yazıları okuyup sinirim bozulmuştu. Onlara ithafen yazmıştım.
0
🌸fraise
(29.06.16)
Çaresizlik insanın kendi varlığını tehdit ettiği için o çaresizliği ifade etmen lazım, ifade etmezsen hayatına devam edemezsin. Pratikte bir faydası olmasa da kendi varlığını kabul etmen için duygularını dışa vurma ihtiyacı duyuyorsun. Sosyal medya da zaten bu yüzden bu kadar seviliyor ve aslında varoluşsal bir ihtiyaç.
0
whimsical
(29.06.16)
(24)

Hayata devam etmek?

rivulet
Nasil yapiyorsunuz? Ben yapamiyorum.Edit: zaten patlamadan sonra "orada ben de olabilirdim ve boyle olebilirdim" dusuncesi bir yana, derse gittigimde hocamin akademisyenler bildirgesine imza atanlardan biri oldugunu, memuriyetten cikarilmakla yargilanacagini ve bu belki de son dersi oldugunu ogrenme
Nasil yapiyorsunuz? Ben yapamiyorum.

Edit: zaten patlamadan sonra "orada ben de olabilirdim ve boyle olebilirdim" dusuncesi bir yana, derse gittigimde hocamin akademisyenler bildirgesine imza atanlardan biri oldugunu, memuriyetten cikarilmakla yargilanacagini ve bu belki de son dersi oldugunu ogrenmem de ustune tuy dikti. Sosyal medyaya bakiyorum, hukumet baskanligin onundeki tek engel diye anilan bir torba yasa kabul etmekle mesgulmus dun gece. Ben artik kaldiramiyorum. Burada, bu sekilde, alakam olmayan siyasi cikarlar icin olmek istemiyorum. Diger yandan zaten yasiyor muyuz ki? Her gun daha fazla ensemizde hissettigimiz bu baski, curumusluk, umutsuzluk ve yenilmislik hissini kaldiramiyorum.
0
rivulet
(29.06.16)
bilmem, istemesek de bir şekilde oluyor galiba.
0
evde liyakat kalmamis
(29.06.16)
bir yerde okudum güldürmüştü beni;
"sıkıntı yapma hayat, biz seni her türlü yaşarız."
düşe kalka devam hacı.
0
seyduna6687
(29.06.16)
ben gayet kanıksadım. milletçe helak olmayı hakettiğimizi düşünüyorum. yavaş yavaş da öyle oluyor zaten. dolayısıyla gidişat beni üzse de şaşırtmıyor. bir yandan hayat devam ederken bir yandan da patlamalar oluyor ve ölüyoruz; gayet olağan...
0
babilbaligi
(29.06.16)
etrafımdan gördüklerim, dün olayın içerisinde veya havaalanında yakını bulunmayanlar "haa bomba mı patlamış, bitti bu ülke ..." deyip sonra günlük yaşama devam ediyor.

Bense son 3-4 patlamada hep tanıdıklarım olaydan etkilendiği veya etkilenebilecek kadar yakında oldukları için olanları içimde hissettim.
0
okumayi sevmeyen okur
(29.06.16)
Olayların kontrolü tamamıyla benim elimde değil ki. Ben kendimi paralasam da değişmeyecek çok şey var çevremde. Bunu kabullenerek başlıyoruz hayata devam etmeye.

Belki birazdan öleceğim, belki bunlar benim son nefeslerim, yaşadığımız ülke malum. Hal böyleyken neden üzeyim ki kendimi? Üzeyim de mutsuz mu öleyim? Ben yaşadığım her saniyenin tadına varmak istiyorum, zihnimi yaşadığım olumsuzluklardan tamamen arındırmak istiyorum. Hayat gerçekten çok kısa ve o sahip olduğumuz en değerli şey. Neden her şeye rağmen devam etmeyelim?

Dersen ki "Şu yaşadığımız hayat da hayat mı allasen!?", o zaman çeşitli intihar yöntemlerini araştır derim. Böyle yaşanmaz.

Edit: Benim uzun uzun yazmaya çalıştığım şeyi devilred özetlemiş o yüzden devilred +1 diyorum.
0
köstebek kurabiye
(29.06.16)
Ben bu patlama gibilerinden sonra daha bir sarılıyorum hayata. Nasıl olsa ne zaman gideceğim belli değil, kalanın tadını çıkarayım istiyorum.
0
devilred
(29.06.16)
insanın duygularını bile şoklayacak cinstendi dün akşamki patlama.

sl78
devilred +1
0
ikcı
(29.06.16)
ben anlamıyorum artık insanları. ofiste kimsenin umrunda değil, o kadar duyarsızlar ki bırakıp kaçasım geliyor.
bu denli ağır bir toplumsal olayda neden sessizleşir, görmezden gelir insanlar?

ben anlayamıyorum, çok yoruldum düşünmekten.
0
Absinthe75c
(29.06.16)
@absinthe, hele bir tanesi, aa evet sabah duydum dedi ve geçti. Sanki Kadıköy'de su kesintisi haberi duymuş herif.
0
okumayi sevmeyen okur
(29.06.16)
Aklimda o kadar soru var ki.

Su baskanlik sistemi ciktigindan beri kac bomba patladi,kac sehit verildi? Komplolar teoriler... Ve yine gizli kapakli isler. Maskeli baloya hoşgeldiniz diye ekranlarda boy gösterenler.hedef gösterenler.Ihanetler ve entrikalar. Masumlarin hayatları üzerine denge kurmalar.Korku yaratanlar.Evet sesleri cikmasini isteyenler. Kisacasi kafamda deli sorular..and time..
0
vi veri veniversum vivus vici
(29.06.16)
birkac defa baska baska yazdim, her seferinde sildim.

ne desem gg.

böyle yasamak zor. ölü olmamak yasamak degil @sour, güvende hissetmeden yasamak yasamak degil. yok sayabiliyor ya da kaniksayabiliyorsan, devam ediyorsun. afferim o zaman sana.

kalanlar icin degil. yasamak bu degil. insanca yasamak bu degil.
0
wiillii
(29.06.16)
bazen şurada bile çok insancıl durumlarda bazı insanların verdikleri tepkileri görüp "ne ara bu kadar vicdansız olduk" diye düşünür olmuştum. mesela bu duyurunun altına mesaj atan insanlardan bir kaçı benim gözümde o seviyededir.kendini çok masum hissediyor mesela, olanlardan kendine hiçbir şekilde pay biçemiyor.. sana çok acımasız birşey söyleyeyim geldiğimiz noktayı anla. ölse sikimde olmaz. düşün. yüzünü bile görmediğim bir insana nasıl bir nefret besler olmuşum.
0
darksdantes
(29.06.16)
Ben kaldiramiyorum; dün geceden beri cok az uyudum, basım ağrıyor, gözümün önünden kaçan insanlar geçiyor.

İnsanların yorumları da ekstra midemi bulandiriyor. Bilmiyorum ülkenin sonu ne olacak ama benim sonum hiç iyi değil.
0
fraise
(29.06.16)
Açıkçası kanıksadım, 10 saniye içinde hayata devam ediyorum kaldığım yerden. Dediğin şeylerden yaşıyorum. 'Değerini bileyim, ben de olabilirdim. Ne zaman olacağı belli değil' gibi değil; bildiğin 'Evet, patlama olmuş. Ne zaman öleceğimiz belli değil. Öğle yemeğinde de bamya varmış, kantinden mi yesek? Bu arada, rektörlük yarın soruşturmaya çağırmış. O zaman yarına kalmadan dosyaları hazırlayayım. Aaaa, yine mi kadroyu bir partiliye vermişler? Ya, su bitmiş, söylesek ya' hızında.

Yaşıyor muyuz? Evet, nefes alıyorum. Yetiyor mu? Bazen.

Daha önce birkaç kere yazmıştım, tekrar okuyanlar için affola. İnsan bulunduğu koşula süper uyum sağlayabilen bir canlı. Haberler okuyoruz örneğin, diyor ki 'Irak'ta (ya da savaş olan başka bir yer) çocuklar dışarıda oyun oynarken, üstlerine havan topu düştü' ve biz şaşırıyoruz 'Savaşın ortasında aileler nasıl çocukları oyun için dışarı gönderir' diye. Ya da pazar yerinde bomba patladığında 'İnsanlar nasıl savaşta pazar yerine gider', diyoruz. İnsan kendi içinde yaşadığı koşulların süresi uzadıkça ona adapte oluyor, artık bunu normal kabul ediyor. Örneğin, kocasından şiddet gören ve kendi maaşı olan bir kadının nasıl olup da boşanmadığına hayret ediyoruz. İnsan hayatındaki kötüyü normalleştiriyor. İçten içe kötü olduğunu biliyor ama umutsuzlukla birlikte artık onu normal sayıyor ve 'Normal hayatım bu zaten' diyerek günlük işlerini yapmaya devam ediyorlar. İnsanlar savaşın göbeğinde yaşayıp akşama ne pişireceklerini, izleyebileceği dizileri düşünebiliyorlar. Bir nevi alışıyorlar.

Normalleştirme kabul etmek değildir, ilgisi yoktur; bunun altını çizmek gerek. Açıkçası, Facebook'a yazabileceğim ya da gördüğüm 'Kınıyoruz, lanet olsun. Allah belalarını versin' ya da 'Bu kaçıncı ha, kaçıncı'nın çok bir etkisi olduğunu düşünmüyorum. Tabii etkisi vardır, en azından çok insanın senin gibi düşündüğünü ve yalnız olmadığını biliyorsun ama artık yapıcı bir eleştiri gelmiyorsa, sadece lanet okuyorsak, bir eylem planı yoksa, 'Şunun şunun yapılması lazım' ya da 'Şunu şöyle yapmamız lazım' denmiyorsa, ben 'Kahretsin, güvende değiliz' diye devamı gelmeyen şikayetlerle ya da umutsuzlukla zaman geçirmek istemiyorum. Bir şiddet karşıtı olarak 'Hacı, ben her türlü kamu malına zarar vererek bunu protesto edeceğim' ya da 'Ben toptan ülkeyi terk ediyorum, bıktım' bile daha çözüm odaklı ve yapıcı görünüyor bana. Büyük oranda katılmadığım görüşleri söyleyen kişilere bile 'Çok teşekkür ederim çözümle geldiğin için' diye sarılmak istiyorum. Şu anda da Ekşi Sözlük'te debe'de okuduğum ekonomik boykotu uyguluyorum kendimce. Yoksa, öğle yemeğinde iş arkadaşlarımla 'Yine patladık, ne zamana kadar yaşayacağız. Allah belalarını versin' gibi aynı şeyi üç yüz milyonuncu kez konuşmak istemiyorum. Konuşup konuşup bir şey yapmamaktan sıkıldım. Bu şartlar altında konuşup üstünde durasım da yok.

Bir yandan da kendimi sorumlu ve suçlu hissediyorum. Çünkü diğer patlamalarda bir şey yapmadığım için bu patlamanın da gerçekleştiğine inanıyorum. Bir anlamda bu patlamaya da ben izin verdim. Dolayısıyla lanet okuyamıyorum; lanet okuduğum insanların içinde kendim de varım. Bir yandan da, kendimle yüzleşmemek için de düşünmemeye çalışıyorum.
0
aychovsky
(29.06.16)
ölüm, dünyanin her yerinde yaşanabilir. meseleyi sadece bu topraklarla sınırlayıp şikayet etmek seni beni başkasını kurtarmaz. dozunu kaçırmadan ihtimalleri düşünüp kendi tedbirini alırsın olur biter. kendi evimizde bile ne kakadar güvendeyiz? düdüklü tencere bile (yerine göre) o kadar masum değil.
0
1adam
(29.06.16)
ben 10 ekim katliamının tanıklarından biri olarak ertesi gün işe geldiğimde hayatın nasıl devam ettiğine inanamamıştım. o korkunç manzaralar hala gözümün önündeyken takip etmem gereken siparişler vardı. üstelik o katliam sonrasında, azımsanmayacak kadar çok büyük bir kesim "orada ne işleri varmış" düşüncesine sahip olduğu için duygularımı kimseyle paylaşamamıştım. günlerce ruh gibi yaşadım. daha toparlanamadan ankara katliamı oldu. çok uzun bir süre toplu taşımaya binemedim, kızılay'a, eğlence mekanlarına, avmlere gidemedim. aylardır her arkadaş ortamında bunları konuşuyoruz. artık katliamlar toplumun hiçbir kesiminde ayrım gözetmediği için herkes benim kadar endişeli.

kısacası ben zaten hayatıma eskisi gibi devam edemiyordum. şimdi kimse edemiyor.
0
make a wish
(29.06.16)
yav ben duyarsız biri değilim. dün gece ağladım bile. her patlamadan psikolojik anlamda ciddi olarak etkileniyorum hatta çevremdekiler ipin ucunu kaçırdığımı söylüyor biraz. buna karşın her patlamadan sonra şu sosyal medyadaki "omg nasıl unutabiliorz ://" triplerinden nefret ediyorum. inanılmaz çiğ ve yapmacık geliyor. orada olabilirdimciler var bi de. ölene, patlamaya mı üzülelim senin vicdan mastürbasyonuna mı destek çıkalım amk ne istiyosun yani amacın ne. o açıdan üzüleceksem de kendi çapımda üzülüyorum ben, herkesin travma yaşadığı dönemlerde böyle piyasaya çıkıp da NASIL YAŞAYACAĞIZ ŞİMDİ tripleri yapmayı saçma buluyorum.

savunmaya geçme lütfen, ben senin nasıl düşündüğünü ve neden öyle düşündüğünü de anlıyorum ve buna bi şey diyemem. yani kendini haklı göstermeye, anlatmaya çalışmak zorunda değilsin çünkü ortada bir haklı veya haksız olma durumu yok zaten. nasıl devam ediyorsunuz demişsin ya, ben de en başta bu soruyu düşünmenin bile anlamsız olduğunu düşünüyorum. sormuyorum. o yüzden devam ediyorum. ulu önder till lindemann'ın dalai lama adlı eserinde de belirttiği gibi: wir müssen leben bis wir sterben.

devam edemiyorum diyenlere de şunu sorayım: normalde yaptığınız neyi yapmıyosunuz ya da yapamıyosunuz abi? sözlükte, duyuruda döşemeye devam ediyosunuz. hepiniz işinize gücünüze gittiniz. hayatınızda değişen ne? bu patlamalarda her insan etkileniyor. çoğu insan bir köşede gözyaşı döküyor ya da içten içe yaralanmış, örselenmiş hissediyor. speşıl snovfleyk'lik yapmanın lüzumu yok.

not: patlamaya şahit olanları ya da patlamada sevdiğini kaybedenleri ayrı tutuyorum elbette, onların attention whore'luktan çok daha büyük dertleri var.
0
der meister
(29.06.16)
Ne yapabiliyoruz ki başka? Öyle veya böyle, iyi ya da kötü, hayat devam ediyor bizler için.

En fazla buradan, sosyal medyadan veya arkadaşlar arasında konuşurken isyan edebiliyoruz.
Başka hiçbir şey yapamıyoruz. Birkaç gün sonra her şey normale dönecek yine. Sadece vefat edenlerin ailelerinin, arkadaşlarının içinde bir sızı kalacak.
0
peggy
(29.06.16)
@der meister seni anlıyorum ve kızmadım da söylediklerine. haklı olabilirsin. ama ben de bu "siz de şöyle şöyle yapmayın be abi" diye birbirimizi saçma sebeplerden eleştirmemizden bıktım. ben de yaptım bunu. "of bunlar da anca facebooktan bir şey paylaşsın, 2 gün sonra tatil fotosu atmaya devam ederler" dedim. bazı insanların her hareketlerine bir kulp taktım. her şeyin doğrusunu biliyordum ya. artık doğru bir davranışın olduğunu sanmıyorum. kimsenin elinden bir şey gelmediği bir ortamda ya bazıları psikolojik olarak çöküyor, bazıları hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam ediyor, bazıları sosyal medyadan yardırıyor, bazıları da benim gibi kendi gibi düşünen insan varsa acısını paylaşmak istiyor. cidden başka da amacım yoktu. kimin neyi nasıl yaptığını ben artık sorgulamayacağım. varsın 2 gün sonra tatil fotoğrafı atsın, şu an bu durumdan acı duyduğunu görmek bile bir bakıma beni mutlu ediyor. o kadar da ölmemişiz diyebiliyorum. ne bileyim ya...
0
🌸rivulet
(29.06.16)
rubenanyukov
(29.06.16)
ben ankara patlamasında ciddi anlamda travma yaşadım. orada değildim ya da çok yakınlarım orada değildi. ama birkaç gün hep gözlerim doldu hatırladıkça, çok güçsüz hissettim.
bu defa da üzüldüm ama aynı şekilde etkilenmedim ve şimdi de bu halime üzülüyorum. olaydan sonraki fotoğraflara bakabiliyorum rahat rahat bu nasıl kanıksamak gerçekten çok üzücü.
ama demiyorum ki yarın çıkmayayım, ya gittiğim yerde patlarsam vs. herhalde tek takıldığım nokta böyle saçmasapan şekilde bu hayattan gitmek. evet sadece buna üzülüyorum herkes adına.
0
tiredpanda
(29.06.16)
Tüm Ankara patlamalarında Ankara'daydım, mayıstan beri de İstanbul'dayım. Bilmiyorum ya bende sıkıntı yok, patlamalar, ölümler tabii ki üzücü ama dışarıdayken falan off her an ölebilirim gibi bir düşüncem olmuyor.
0
i was made for you
(29.06.16)
Rahatsız olduğun şey tehlikenin hemen yakınlarda olması mı yoksa olayın acı vericiliği mi? Eğer 1.si ise haklısın, hiç yaşama sevinci olmayan kişi bile böylesine bir ölümle yaşama veda etmek istemez. Yok eğer 2.si ise pek mantıklı değil çünkü tarih boyunca hemen her gün bundan çok daha acı olaylar tekrar edip duruyor. Mesela, açlıktan ölen insanlar. Herşeyin deliler gibi üretildiği bir zamanda insanların yaşamlarını sürdürecek yiyeceğe ulaşamadıkları için ölmeleri bombalı saldırılardan daha korkunç bir gerçek. Ama yine de kimse bunun hakkında birşey söylemiyor çünkü aç kalma ihtimalimizin olmadığını düşünüyoruz. Dünya kötü bir yer, en güçlüden en zayıfa doğru herkes el birliğiyle onu bu hale getirdi. Bu kötülük ama kırıcı bir sözle ama büyük bir patlamayla dışarı vurmak durumunda. Nedenleri değil sonuçları konuşmaya devam ettiğimiz sürece değişen birşey olmayacak.
0
harvey
(29.06.16)
e bunun bir benzeri trafik kazası
güzel güzel yolunda 80 le gidiyorsun yandan bir kamyon gelip biçiyor seni bu da aynısı güzel güzel tatile gidecekken birisi gelip bomba patlatıyor.

Önlenebilir mi evet (trafik kazası da terör saldırısı da) önleyebiliyorlar mı hayır.
Sen ne yaparsan yap bir şekilde gelip seni buluyor.

Ölenler için üzülüyorum ama kendi elimden geleni yapıyorum bu kadar oluyor.

Gayette yaşıyoruz yaşamaya devam edeceğiz bir hafta sonra kimse hatırlamayacak bile.
yazık.

Peşin not: Atatürk Hava Limanında çalışıyorum. Patlama çalışma bölgemin az biraz uzağında yaşandı. Yolcu yada görevli olarak da orada olabilirdik.
0
basond
(29.06.16)
(5)

ırkçılık filmi önerisi

susuz koye hamam
şöyle zencilerle ilgili falan olabilir haksızlık önyargı vs...
şöyle zencilerle ilgili falan olabilir haksızlık önyargı vs...
0
susuz koye hamam
(28.06.16)
American history x
0
efruz
(28.06.16)
12 years slavery misalen, malcom x,
0
selam
(28.06.16)
hotel rwanda
the help

çok iyi filmlerdir.
0
turk kizi
(28.06.16)
Hotel Rwanda + 1
Remember the Titans
Amistad
0
aychovsky
(28.06.16)
zencili değil ama this is england var güzel filmdir.
0
hononu
(29.06.16)
(3)

Var mı Bilbao'da olan?? Gidilecek yer

prezarlatif
Günlerdir yollardayım 2 gün bilbaoda kalıcam varsa sözlükten birileri iki laflarız he? Var mı gençler burada şunu yemeden/içmeden dönme dediğiniz mekan?
Günlerdir yollardayım 2 gün bilbaoda kalıcam varsa sözlükten birileri iki laflarız he? Var mı gençler burada şunu yemeden/içmeden dönme dediğiniz mekan?
0
prezarlatif
(28.06.16)
Gitmedim ama geçenlerde Ayhan Sicimoğlu gitti çok güzel yerler gezdi. Pinços diye atıştırmalık birşeyler varmış. Onu satan dükkanları dolaştı. Çok güzeldi acaip canım çekmişti. Bulursan ye muhakkak. Bir de çok iyi bir modern sanat müzesine gitti ama ismini hatırlamıyorum şimdi. İyi eğlenceler
0
kaptan memo
(28.06.16)
casco viejo'da takılın, guggenheim'a gidin.
0
solskjaer
(29.06.16)
Bilbao'nun olayı müzelerdir. Guggenheim, Museo de Buenos Artes başlta gelir. Her Avrupa şehrinin bir katedrali vardır, buranınki de Basilica de Begona ile Catedral de Santiago. Arriaga tiyatrosu var. Hem bina çok güzel, hem de denk gelirseniz bir pandomim gösterisi izleyebilirsiniz. Biraz garip pandomim gösterileri var. Hem film oynuyor hem sahnedekiler pandomim yapıyor. Aynı anda filmle entegre etmişler. Adamların bel üstü filmdeyse, bel altı sahnede bir şeyler yapıyor, vb.
Pintxos, tapa'ların Bask bölgesindeki adı ve nefisler. Casco Vİejo'da gördüğünüz pintxo'cuya dalın
0
aychovsky
(29.06.16)
(2)

data analizi

yorke
Bu duyuruyu daha once de acmistim, soylenenleri denedim ama hala saglikli gelmiyor sonuclar.Durum su;Elimde 100 gun icin 100 tane sample var. Sapmalar fazla o yuzden aritmetik ortalama cok sacma oluyor. Medyan kullanmayi denedim fakat iki farkli populasyon arasinda mantiksizliklar ortaya cikti. Mini
Bu duyuruyu daha once de acmistim, soylenenleri denedim ama hala saglikli gelmiyor sonuclar.

Durum su;

Elimde 100 gun icin 100 tane sample var. Sapmalar fazla o yuzden aritmetik ortalama cok sacma oluyor. Medyan kullanmayi denedim fakat iki farkli populasyon arasinda mantiksizliklar ortaya cikti. Minitabim yok. Chauvenet kriteri disinda gunluk yaklasik bir rakam nasil bulurum?
0
yorke
(28.06.16)
datayı standardize ederek bakabilirsin belki
0
on the road again
(28.06.16)
Amaç ne? Tahmin mi?

Datanın yapısı nedir? Trend ve mevsimsellik var mı?

Eğer datafa sapmalar çok yüksekse, smoothing denilen işlem yapılabilir. Doğrudan data değil; data notlataları arasındaki sapmalar tahmin edilebilir. Buradan doğru gelecek tahmini yapılanilir.

Doğrudan "Şu yöntem sonuç verir" diyemeyiz. Sadece trend varsa, regresyo ve Holt-Winters işe yarayabilir. Mevsimsellik varsa mevsimsel smoothing yapmak gerekir. Hepsi Excel'de yapılabilir şeyler ama önce verinin yapısı, şekli, şemali önemli.

Aranan keywordler, en basiti ile moving average, arma, arima, Holt-Winters, regresyon, seasonal smoothing index, regresssion olabilir.

Bunlar R'da kolay yapılıyor. Hem bedava hem öğrenmesi kolay.
0
aychovsky
(28.06.16)
(2)

Da Vinci's Demons nerede kaldim sorusu

fakyoras
selam,spoylir spoylirspoylir spoylirspoylir spoylirspoylir spoylirspoylir spoylirspoylir spoylirspoylir spoylirspoylir spoylirspoylir spoylirspoylir spoylirspoylir spoyliren son turkler denizden kaleye yaklasiyordu, bir sezonun finaliydi. nerde kaldim ben? bildigin bitmis dizi ya... simdi farkettim
selam,

spoylir spoylirspoylir spoylirspoylir spoylirspoylir spoylirspoylir spoylirspoylir spoylirspoylir spoylirspoylir spoylirspoylir spoylirspoylir spoylirspoylir spoylir


en son turkler denizden kaleye yaklasiyordu, bir sezonun finaliydi. nerde kaldim ben? bildigin bitmis dizi ya... simdi farkettim imdb'de.
0
fakyoras
(26.06.16)
Üç dört bölüm kalmış olmalı. En fazla...
0
alperz
(26.06.16)
İkinci sezonun finali o. Sonra bir sezon daha çekilip yayınlandı.
0
aychovsky
(26.06.16)
(6)

x' li dondurmadan parçacık halinde gerçek x çıkması

yuvarlanantencereninkapagi
bunu yaşayınca sizde cok etkileniyor ve mutlu oluyor musunuz? az önce vişneli dondurmamdan BÜTÜN VİŞNE çıktı. çok mesudum su an.
bunu yaşayınca sizde cok etkileniyor ve mutlu oluyor musunuz? az önce vişneli dondurmamdan BÜTÜN VİŞNE çıktı. çok mesudum su an.
0
yuvarlanantencereninkapagi
(26.06.16)
Tehlikeli bir durum, ya o dondurmayı bir çocuk yiyor olsaydı ve o şey çocuğun boğazına kaçsaydı? Meyve çıkarsa sevmem de büyük bir parça çikolata olabilir.
0
dissendium
(26.06.16)
Damla sakızlı dondurmadan damla sakızı, naneli dodnrumadan nane yaprağı, ve kahveli dondurmadan kahve çekirdeği mi çıkacak? Nein.
0
shadowcat
(26.06.16)
meyveli değil de cevizli, bademli, antep fıstıklı dondurma vs. çok severim ben. iri parçalı hatta bütün antep fıstıklı falan olunca kilo kilo yemek istiyorum.
0
ontheroad
(26.06.16)
Ben de dediğin olayı antep fıstıklı dondurmada yaşayınca seviniyorum.

Ekşi, meyveli dondurma sevmiyorum.
0
yirmisantim
(26.06.16)
Şirincede kavunlu dondurma yerken agzima kavun cekirdegi gelmisti.Bu durumdan hoslandim mi ? Hayir. Takdir ettim mi? Evet.
0
trejemu
(26.06.16)
Ben de çok severim gerçek X parçasının çıkmasını. shadowcat'inki gibi istisnai durumlar var da, hani meyveli, çikolatalı durumlarda çok sevinirim.
s-media-cache-ak0.pinimg.com
0
aychovsky
(26.06.16)
(4)

hatirlayamadigim bir parca

iglesias
sadece klibini hatirliyorum. bir kez dinledim ama populer bir adamdi sanirim. sarisin bir adam soyluyor bunu. sadece do you remember dedigini hatirliyorum. slow bir parca. gerci adam tam sarışın da olmayabilir. temple of the king dinledikteb sonra onerilerde cikmisti oyle dinlemistim ama simdi cikmi
sadece klibini hatirliyorum. bir kez dinledim ama populer bir adamdi sanirim. sarisin bir adam soyluyor bunu. sadece do you remember dedigini hatirliyorum. slow bir parca. gerci adam tam sarışın da olmayabilir. temple of the king dinledikteb sonra onerilerde cikmisti oyle dinlemistim ama simdi cikmiyot ve youtube geçmişinde de bulamadim.
0
iglesias
(26.06.16)
dante thomas - do you remember
olabilir mi ? pek slow sayilmaz ama adam sarışındı :)
(metro tv hitlerinden)
0
1adam
(26.06.16)
yok hocam. sarki bir de eski olmali 1980 li yillar.
0
🌸iglesias
(26.06.16)
Phil Collins - Do You Remember?
www.youtube.com
0
aychovsky
(26.06.16)
klibini biraz açıklarsan yardımcı olabilirim. aklıma bir çok sarışın isim geliyor 80'lerden. bryan adams, jon bon jovi, david coverdale, bret michaels, sebastian bach. en azından bir tane gönderiyim.

www.youtube.com
0
slashedduff
(28.06.16)
(15)

osuruğa gülenin osuruk kadar aklı

truew
yok mu gerçekten? kendimi bildim bileli osuruğa ve birinin düşmesine çok gülerim. Var mı başka osuruğu komik bulan?
yok mu gerçekten? kendimi bildim bileli osuruğa ve birinin düşmesine çok gülerim. Var mı başka osuruğu komik bulan?
0
truew
(25.06.16)
Komik bulmuyorum ben
0
basond
(25.06.16)
O degil de kusana gulmek nasil bir kafa lan dusununce komik geldi ahahsbsjsbsbd
0
Deathrow
(25.06.16)
Annem. İki osuruk muhabbeti olsun, ortamda biri eskaza osuruversin yarılır. Dakikalarca gülüyor, katılıyor kadın. Şu duyuruyu görse mesela gülerdi.

Ben pek komik bulmuyorum. Düşene de gülemem, ayyy falan derim böyle hep içim acır.
0
buff
(25.06.16)
Osurma olayına kesinlikle gülmedim. Başını örtüp, sesini incelterek kadın taklidi yapan en az bir kişi de barındıran, sürekli değişen müzikle bir şeyler oynayan, genelde adı komedi dans üçlüsü falan gibi bir şey olan olaya gülenlerin zekasından daha az şüphe ediyorum.

Kişisel algılama kendimi bildim bileli böyle düşünüyorum ben.
0
nawar
(25.06.16)
wow too much seriousness around. bence komik. düşenler de komik. kendim düşünce gülmekten kalkamıyorum genelde.
0
nathanieltroy
(25.06.16)
Duruma gore bazen gulerim ne bilim
0
neira
(25.06.16)
ortama göre gülebilirim. kusana da gülebilirim.
0
doxanikee
(25.06.16)
@newar alınmadım tabi hocam ama bu kadar önyargılı olursan üzerler :)

@buff ben de annenin olayı okuyunca güldüm :d
0
🌸truew
(25.06.16)
normalde gülmem ama çocuklarla gülüyorum, geçen arkadaşın çocuğu osurdu önce utandı sonra çok güldü şebeklikler falan bizde çok güldük.
0
yue
(25.06.16)
küçükken gülerdim.
0
Goddard
(25.06.16)
Kasitli osuruga gulerim. Arkadas ortaminda cok rahat koyuveriyolar. Birde bazilarinin ici kokmus oluyor... bulunulan ortamin paldir küldür terk edilişi çok guldurur beni.
0
trejemu
(26.06.16)
osuruğun nasıl olduğuna bağlı. ne osuruklar var. trombon gibi, davul gibi, akortsuz keman gibi...

kokudan uzaksam gülebilirim. hani "o ses nasıl çıktı" gibisinden.

kedilerim sesli yellendiğinde yerlere yatıyorum yalnız. sanki dünyanın tek memelisi biziz. ama işte ne yapayım çok masum bir halleri oluyor.

edit: trejemu+1.

the catcher in the rye'da ismi tam hatırlamayabilirim ama şöyle bir bölüm vardı "and then this guy sitting in the front, edgar marsella, laid this terrific fart" gibi bir bölüm vardı.

müdür kendinibeğenmiş bir edayla chapel'da okul kuralları hede hödöden çok self-important bir şekilde bahsederken old edgar çakmış da osuruğu onu diyor. öyle bir şeyde katıla katıla gülerim mesela. söz kesen osuruk ekolü güldürür beni bazen, kurbanı olmuşluğum vardır o zaman da gülmüştüm(cart kabakağıt :D )
0
godoşu beklerken
(26.06.16)
Osuruğa veya düşmeye hiç gülemiyorum. Kendim düşünce gülerim ama başkası düşünce hiç gülemedim.
0
aychovsky
(26.06.16)
ek olarak: düşme kısmını unutmuşum, ben de düşene gülemem, gülmedim ancak osurukla alakasını anlayamadım.

yellenen şahsı küçük düşürücü şekilde gülmekse alakası, hiç işim olmaz.
0
godoşu beklerken
(26.06.16)
osuruğa güldüğümü hatırlamıyorum normal şartlarda, denk gelirse ortamına göre gülebilirim.

kendi düşmeme de başkasının düşmesine de gülüyorum ama acayip bi şekilde. böyle kasıtlı ittir/kaktır/sandalye çek vs durumları hariç ama sakarlık olacak özünde. komik mi dersen değil ama napalım kardeş insanoğlu kusurlu bi makine eldeki malzeme bende bu.
0
rubenanyukov
(26.06.16)
(7)

Agatha Christie'nin en zekice kitabı

meyve parcacikli kadin
Sizce hangisi?
Sizce hangisi?
0
meyve parcacikli kadin
(25.06.16)
hepsini okumadım ama briç masasında cinayet'i çok beğenmiştim.
0
komsu komsunun nickine muhtactir
(25.06.16)
on küçük zenci
0
bir sevgi faresi jamal
(25.06.16)
Bencede on küçük zenci.
0
etna
(25.06.16)
on küçük zenci +1
bir de doğu ekspresinde cinayet
0
kobuzchu kiz
(25.06.16)
On Küçük Zenci + 1
0
aychovsky
(25.06.16)
cevap genelde herkesin agatha christie'den ilk okuduğu kitap olacaktır.

haliyle benim de : ve perde indi
0
yassayf
(25.06.16)
roger ackroyd cinayeti

ilk okuduğum kitabı değildi, ama bence en zekicesi, en ters köşesi buydu. ilk okuduğum doğu ekspresi'nde cinayet, bence en güzel kitabı da budur.

bunların dışında abc murders'ı da çok beğenirim.
0
mesgul ve huzursuz
(25.06.16)
(3)

İstanbul'da çamaşırhane var mi

hakiki ssg
Çamaşır makinem bozulmuş. İstanbul'da çamaşırhane bulunuyor mu? Beşiktaş ya da şişli civarı? Başka yerler de olur.
Çamaşır makinem bozulmuş. İstanbul'da çamaşırhane bulunuyor mu? Beşiktaş ya da şişli civarı? Başka yerler de olur.
0
hakiki ssg
(25.06.16)
kadıköy'de epey var. illa ki şişli veya beşiktaşta da vardır. kumbaracı yokuşunda terzi ararken de rastlamıştım. bi soruşturun isterseniz
0
cern de cayci olmak vardi
(25.06.16)
Beşiktaş'ta Şair Nedim tarafında Migros'a (Evlendirme Dairesi) doğru giderken sağ tarafta kalan bir yer vardı. Bir tane de Çelebioğlu Sokak tarafında, sokağın sonunda 'Cıpcıp Çamaşırhane' diye bir yer vardı ama uzun zamandır o tarafa geçmedim. Kapanmışsa haberim yok. Kapatıp kahvaltıcı yapmış olabilirler.
0
aychovsky
(25.06.16)
aychovsky nickli yazarın bahsettiği migrosa yakın olan yer güzel öğrenciler genelde orayı kullanıyor.
0
kedili seksi erkek
(25.06.16)
(25)

böceklerden korkuyor musunuz?

devilred
böceklerden korkuyor musunuz? gittiğim bir yerde böcek var diye tüm geceyi sandalye tepesinde ayakta geçirmişliğim var benim. dünyada en korktuğum yaratıklar olabilirler. tüm vücudum ürperiyor gördüğüm anda, kendi nefesim tenime değse yerimden sıçrar oluyorum. sert kabuklularsa ya da biraz büyüklers
böceklerden korkuyor musunuz? gittiğim bir yerde böcek var diye tüm geceyi sandalye tepesinde ayakta geçirmişliğim var benim. dünyada en korktuğum yaratıklar olabilirler. tüm vücudum ürperiyor gördüğüm anda, kendi nefesim tenime değse yerimden sıçrar oluyorum. sert kabuklularsa ya da biraz büyüklerse yanlarına yaklaşıp öldüremem de asla, ben ölürüm daha iyi.

biraz sakinleşmek için yazıyorum aslında, evde şu karafatma denenlerden kocaman bir böcek var, tablet ilaç koymuştum bulunduğu yere, öldü sanıyordum, ölmemiş lanet olasıca. uykusuz bir gece geçireceğim sayesinde. kocaman insan olarak benden kat kat küçük bir şeyin bana yaptıkları inanılmaz.
0
devilred
(25.06.16)
Hangi bocek olduguna bagli olarak, evet :/

Ucan bocekleri sevmiyorum. Ve kabuklulari.
Kabuklu ve ucan seyler korkunc bence.
0
kuehles blondes
(25.06.16)
örümcek, akrep vs bunlardan pek korkmuyorum ama uçanlar (kelebek de dahil olmak üzere) ve karafatma benzeri olanları beni en çok korkutan canlılar olabilir. otobüste küfrederek kaçmışlığım, insanları ezerek mekanı terk edişim, bina içinde görünce eve girmeyip öldürebilecek birini beklemişliğim çok.

doktorla konuşmuştum zamanında olur öyle yae ayarında bir cevap vermişti.
0
phoera
(25.06.16)
Gece gece açılacak konu mu bu :(
0
sutlu nescafe
(25.06.16)
korkmak denir mi bilmiyorum ancak huzurumu kaçırdığı bir gerçek. eskiden biraz seksist bir yaklaşımla ''yau erkeğim o kadar korkmamam lazım'' derdim ama artık bunu kabullendim.

görünce irkilerim, mümkünse elleşmem. atmam gerekirse bilimum kürek ve benzeri alet edavatı kullanmayı tercih ederim. yapabileceğim bir şey, herkesin kendince uzak durduğu bir şey var. yablış bildiğin günah çıkardım :D

bu arada üzgünüm ama o dediğin böceklere ilaç pek işlemez :/ radyasyonda hayatta kalan, kafasız bilmemnekaç hafta yaşayan canlılar. o tabletlere hiç güvenmem ben. bir de bunlarla ilgili hiç everimleşmedikleri filan söyleniyor. düşün artık nasıl bir gerekmediyse yeni şartlara uyum, herifler evrilmemişler :D en etkili çözüm sert bir cisim ancak ölünce çıkan ses uzun süre kulağımdan gitmez. mümkün mertebe öldürmeden uzaklaştırmaya gayret ederim.

bu arada ben de sıralamamı vereyim;

bu bahsettiğin canlılar özellikle uçanları en başta geliyor.
sonra örümcekler irkilmeme sebep olur.
bunların ardından diğerleri gelir ancak şöyle bir şey var; zararlı, zehirli olmadıkça böcekleri öldürmemeye gayret ederim. öldürme işlemini de eğer evimin içindeyse yaparım (özel mülküyetin ihlali :P ). yoksa yolda akrep görsem öldürme gayretinde bulunmam

evimin içinde gördüğüm zararlılar yakalayıp dışarı atamayacağım özellikteyse öldürürüm. öbür türlü atabiliyorsam ya da zehirli değilse münkün oldukça öldürmeden atmaya çalışırım.

bu arada gözden kaybolmasına izin verme, çabuk yumurtlayıp ürüyorlar. ya evden çıkmasına neden ol ya da öldür.
0
air
(25.06.16)
@sutlu nescafe

üzgünüm ama gece gece gördüm :/

@air

öldürmek ya da evden atmak olasılık dahilinde değil, olasılık dahilinde olsa bile onları yapabilecek kişi ben değilim.

@j r r tolkien hayrani

kendi hareket alanımı kısıtladım :(
0
🌸devilred
(25.06.16)
eskiden öyleydim. sonra abi hayvan benden korkuyordur asıl, dedim. sonra biraz da tiksindiğimi fark ettim. korkuyu yendim de bazı böceklere duyduğum tiksintiyi yenemedim. sonra bu ikisinin evrimsel olarak bize gerekli önyargılar hatta önbilgiler olduğunu kavrayınca makul bir seviyeye gelene kadar biraz aktif çaba gösterdim.

böcekleri sevmeye arılardan başladım, tavsiye ederim. o sarı siyah göbekleri, çalışkanlıkları vs ile çok şirin hayvanlar. sınıfta kalemkutuma konduydu. aldım kalem kutuyu, pencereden hafifçe silkeledim arı kardeşimizi. bız bız diye gitti o da. daha sonra kahvaltımıza gelen arılar için tabak kenarlarına peynir kırıntıları koymaya kadar vardırdım olayı.

sonra eve dadanan wasp türü olan sarıcalar geldi. ya bunların uzun bacakları falan... tırsıyordum, bir de böyle kıçı başı belli değil, bir topu ortasından sıkmışsın gibiydi. aa dedim ne ince belli.sonra sarhoş gibi uçtuklarını düşündüm, çünkü bazen öyle görünüyorlar (kaldıramıyom kolları) anne sarıca çocuklarına bizim perde üzerinde kibrit kutusu gibi koza örmüştü. nasıl uğraşıyor bütün gün görsen, saygı duyuyorsun.

osuruk böceklerine hep sempatim vardı, uğur böceklerine olduğu gibi. sanki yaprağı koymuş kafasının üstüne uçuyor. bir de hep ışık etrafında bitap düşüyor zavallım. biraz acıtır ısırdığında.

böyle tipli böceklere ısındım. eh ırkçılık yapmış oldum. ama rahatsızlık azaldı.

sonra uzun atlama çılgını toprak örümcekleri. onları ev dışına kovalarım. kedilerimin getirdikleri çekirgelerden yaşar halde olanları alır elimle doğaya salarım falan derken iş ilerledi. yusufçuktan da korkardım çocukken, şimdi pek bir narin pek bir şirin geliyor.

kalorifer böcekleri, hamam böcekleri(hamama git arkadaş, neme git, habitasyonumu işgal etme di mi) vs şeylere alışamadım. bunlara gelince gerekirse maalesef katliam yapıyorum, yoksa dediğin gibi rahatsız moddan çıkamayacağım çünkü. bahçeden çeşitli şeyler geliyor. bu tarz şeyler geldiğinde ya selpakla alıp bayağı uzağa fırlatıyorum, ya tuvalete falan gidiyorlar. terliği çıkardım hayatımdan o açıdan. uçanları gazeteyle dışarı şutluyorum çoğumuz gibi.

uzun oldu devilred. demem o ki bunların tipine, huylarına falan bakınca tiksintiyi garantileyemeyeceğim de korku gidiyor. bilinmeyen korkusu yine yani o. bir de kafanda rol giydirmeyi dene bence. mesela şişko olduğu için yavaş uçan gözlüklü bir arı düşün ne bileyim :) valla oluyor bak.


not: bir bardak veya kova alıp üzerine koyuverebilirsin ilk gördüğünde.sonra alttan hafif kaldırarak bloknot kağıdı falan geçirip bardağı kaldırarak dışarı şutlamaca. kocamansa hamile bir dişi olabilir o, onu şutlaman elzem. her şeyin bir ilki vardır. evet sen kocamansın. kendini attack of the titans'daki taytınlar gibi düşünür müsün, zavallının duygularını düşün sonra :)
0
godoşu beklerken
(25.06.16)
Şu an uyanık olma sebebim. 10 dakika önce hangi nedenle uyandım bilmiyorum, gözlerimi açar açmaz duvarda kafam kadar hamamböceğiyle karşılaştım. Şu an mutfakta sabah olmasını bekliyorum. Huylandığımdan kaşınmam da cabası
0
yineiyisinoxford
(25.06.16)
hareketleri öngörülemez olanlardan korkuyorum diyemem de çekiniyorum. birkaç ay önce eve girmiş bir tane, şu çok hızlı yürüyen, halı saçakları gibi olan büyük kahverengi olanlardandı. hayvanı yakalayamadım, o küçücük şey nasıl benden hızlı hareket edebilir ya? :((

karafatma, uğurböceği, çekirge ve kelebeklerle sorunum yok (ehe, elime alırım) ama örümcekler için aynı şeyi diyemem. ağları var, sallanıyorlar filan, öngörülemez hayvanlar. bunların da ince bacaklıları için geçerli sadece, yoksa minicik siyah olanlarla da sorunum yok.
0
hayirsiz
(25.06.16)
arkadaşlar, yoldaşlar! inanmayın! godoşu beklerken böceksel emperyalist kapitalist düzenin bize oyunu, o bir ajan sadfgh anlattıklarını okurken ben bile ''harbiden yaa'' dedim bir an ama sonra büyük oyunu gördüm :D

bak aklıma geldi, eskiden ben uğur büceklerini severdim ladybug'lar :D ama tersini çevirdim bir baktım, o da ne! hiç de üstten göründükleri gibi narin bir lady değiller. bir de geçen gün elime konup pisledi bir tanesi asdfgasd o gün sınırı geçtikleri gündü
0
air
(25.06.16)
karınca hariç hiçbirine dokunamam, karıncaların da büyüklerine dokunamam. uğru böceği, kelebeği eksik kalsın :/

birkaç gün önce kelebek yüzünden elimdeki kahveyi masaya döktüm, allahtan zarar görebilecek bir şeye gelmedi kahve. lisedeyken üstüme üstüme gelen kara sinek sebebiyle çığlığı basıverdiğim için alay konusu olmuştum. daha gider bu hikayeler...
0
🌸devilred
(25.06.16)
Korku kısmını bilmiyorum ancak tabletin herhangi bir böceğe etki ettiğini görmedim şimdiye kadar.

Raid'in ucunda çubuk olan, sıkınca köpük çıkartan çeşidi işe yarıyor. Köşelere, Duvar diplerine, kapı eşiklerine , kısaca yürüdükleri yere sıkınca etkili oluyor.
0
yemrem
(25.06.16)
Korkuyorum. Çok korkuyorum. Hamam böceğinden özellikle ölesiye korkuyorum.

Yaklaşık bir ay önce iki tanesini aynı anda görmem ve ağlamaklı olmamla savaş başlattım. Raid'in kırmızı, köpük olanından aldım. Böceklerin geçebileceği her yere sıktım. Ondan sonra ölülerini toplamaya başladım. Bir de o tabletlerle takviye ettim. Bir hafta kadar her gün hareketsiz duran böcek topladım. En son birkaç hafta önce iki tane gördüm yine hareketsiz halde. O zamandan beri görmüyorum. Yani demem o ki ya o Raid'in köpüklüsünden ya da daha ağır bir ilaç kullanmak istiyorsan K-othrine al.
0
sesee
(25.06.16)
o saatte cam açıktı ve gayri ihtiyari kafamı çevirip baktım böcek vs var mı diye. uçanlardan korkuyorum. arı vb. böceklerden favorim. gelip beni bulurlar niyeyse.
0
sutlu nescafe
(25.06.16)
hepsinden ayrı ayrı korkarım, sineğinden karafatmasına kadar.
0
nice tnetennba
(25.06.16)
çığlık atarım , böcek gördüğüm gün akşama kadar kendime gelemem.eski işyerimde iş arkadaşım bana göya şaka yapmak için oyuncak hamamböceği almış gelmiş telefonu uzatırken elime koyuverdi. bağırmaktan boğazım patlayacaktı iş yeri bir iş merkezinin 9. katındaydı bütün güvenlik görevlileri bizim kata koştu ofisten kaçıp aynı şekilde bağırarak koşmaya devam ettiğim için alt katlar da bizim kata doluştu. kendime hakim olamıyorum sadece bağırıp kaçıyorum bir böceği öldürebilmişliğim yoktur şimdiye kadar.evi her yıl ilaçlarım bütün camlarda sineklik var ve apartumanı da ilaçlarım arada.benden uzak olmalarına dikkat ediyorum başka bir şey yapamıyorum .
0
devilone
(25.06.16)
Ben çok korkarım. Geçen yıl evi onlara bırakıp ben arkadaşımda kalıyordum. Sonra ilaçlandı, bir şey çıkmadı. Bu yıl görmedim apartman iki kere dairem bir kere ilaçlandı. İkinci ilaçlamayı yaptırmadım, içim içimi yiyor.
0
geçerkenugradım
(25.06.16)
Arkadaşım patatesli zehirli bir şeyler yapmış bir daha gelmemiş. İstersen tarihi ayrıntılı bulup yazarım.
0
geçerkenugradım
(25.06.16)
Ölümüne korkuyorum!
Karşıma aslan çıksın, ayı çıksın o kadar paniklemem ama bu uçan şeyleri kontrol edemediğim için, ne yapacağını asla kestiremiceğim için deli gibi korkuyorum.

Geçen gün yemek yerken masaya geldi, son çığlık masayı terkettim, arkamdan ayranlar sular dökülmüş ama ışık hızıyla kaçtığım için farketmedim tabi.
Evin bi odasına arı girse o oda iptal, çıkar kapıyı üstünden kilitlerim.
0
megalomaniac
(25.06.16)
bazı böceklere karşı korkuyla tiksinti arası hisler besliyorum. görsem yolumu değiştiririm, elimde olsa alayını gaz odasına tıkarım. türcülükse dibine kadar icabında :(

misal godoşu beklerken'in yazdıklarını okudum. bol bahçeli, doğanın içinde bir yerde yaşarken ben de aynen onun dediği gibi yapıyordum. örümceklerden hiç korkmuyordum mesela, normalde ürkmeme rağmen. kafamın tepesinde zıplangoç tiplerinden takılırken şapşal yolunu kaybetti herhalde diye düşünüp gülümsüyordum. ulan uyanmışsın, suratından yirmi santim yüksekte bi' tanesi sallanıyo. normal şartlar altında aklımı kaçırmam lazım. yandan sıyrılarak kalkıp bardakla kağıtla alıp bahçeye bırakıyordum.

şehir böceklerini hiç sevmiyorum, korkuyorum ve tiksiniyorum. karafatma mesela. ya senin varoluş amacını karadelikler yutsun, piç. her yerden çıkıyorsun. etrafı sardın mı yok olmak bilmiyorsun. kafanı koparsak 9 gün yaşarsın, radyasyon atsak kafası sonradan geliyo filan dersin herhalde. yavşak. biraz ağzımı bozdum özür dilerim. uçanı da var. allahım. suratıma doğru uçsa herhalde altıma mecazi anlamda değil, gerçekten, sıçarım. sineklerden de ölümüne tiksiniyorum, sanki az evvel vıcık vıcık, mikrop dolu bir boktan kalkmış da benim perdeme, masama, bacağıma konuyor gibi hissediyorum. içinde sinek gördüğüm hiçbir müesseseye girmem, piknik yaptık diyelim, sinek musallat oldu, geçmiş olsun. ben masadaki hiçbi' şeyi yemem. evime yanlışlıkla sinek girince üç gün bunalıma giriyorum, her şeye ıslak mendille dokunuyorum.

bu kadar hunharca tiksiniyor olsam da hiçbir canlıyı direkt yollarla öldürmem, kapı pencere pervazlarına böcek kovucu köpük sıkıyoruz her ihtimale karşın, camlarda sineklik ezelden var. sinek bir şekilde girerse biz de başka şekilde çıkarıyoruz. çıkaramadığımız oluyor, o zaman da evde kediler var, onlar hallediyor ama beş gün ağızdan öbüşmüyoruz.

kedi seviyorsan evine alsana, ben hiçbi' kedili evde böceğe rastlamadım henüz. kedisiz arkadaşlarımın evlerine giderken yüz kere düşünüyorum :)
0
evde liyakat kalmamis
(25.06.16)
Bazılarından sadece tiksiniyorum, bazılarından hem korkup hem tiksiniyorum. Bir de korkup korkmamam yanımdaki kişiye ve yalnız olmama göre değişiyor. Yanımda benden çok korkan biri varsa korkmayabiliyorum, yanımda benden az korkan biri varsa korkabiliyorum. Yalnızken bazen korkuyorum, bazen korkamıyorum, bazen tiksiniyorum, bazen öğürüyorum.

Sabahları abimle hemen hemen aynı saatte kalkıyoruz işe gitmek için. Geçen gün hazırlanırken 'aycho çabuk gel! Çabuk!' diye bir ses duydum ama nasıl canhıraş, çaresiz ve kötü durumda olduğu belli bir ses. Kahvaltı hazırlıyordu 'Eyvah, kendini kesti ya da bıçakladı galiba uyku sersemi' diye aklımdan geçti. Çok korktum, elimde de telefon vardı. Her an ambulansı arayacak şekilde mutfağa girdim. Abimi mutfağın köşesine büyük bir böcek tarafından mutfağın kıstırılmış olarak buldum. Sakince böceği bir kağıda aldım ve balkondan aşağı salladım. Ama benzer büyüklükteki bir böcek için geçen sene koşarak odadan uzaklaşmıştım.

Ofiste bir arkadaşım var, geçen sene odaya böcek girmişti. Öylece duruyordu. Ben korkudan kaçtım, o böceği aldı attı. Bu sene onun odasına giren uçan bir böcekten o bizim odaya kaçtı. Elimde bir tomar kağıtla ben böceği kovdum.

Benim derdim daha çok tiksinti. Büyük böcekleri ve tırıl tırıl hızlı hareket etmeyenleri alabiliyorum da, daha hızlı mobil olan böceklerden korkuyorum. Üstüme çıkacakmış gibi geliyor. Bir de bizim evde bu mevsimde çıkan Temmuz'da biten küçük böcekler var. Onları öldüremiyorum, çünkü ezip de cıvığı çıkınca iğrenip kusuyorum. Onlar kağıda alınıp aşağı da atılmıyor. Onları şarjlı el süpürgesine çekiyorum ama çok fena içim kalkıyor. Mesela abim de onlardan korkmuyor ve iğrenmiyor ama benim çok fena midem bulanıyor.

Bir kere fırının arkasından çıkan bir böcek görmüştük. Abimle çekip arkaya bakalım dedim. Açtık ve şu tepkiyi verdik: Kapa, geri kapa, çabuk kapa, it, it, it! Ertesi gün eve ilaçlama servisi geldi zaten.

Bu arada, geçen sene doğa ile iç içe ve böceklerin dibinde zaman geçirmek zorunda kalmış biri olarak, ağır böcek yemlerini öneriririm. Çoook işe yarıyorlar. Bauhaus gibi yapı marketlerde var onlardan.
0
aychovsky
(25.06.16)
Daha geçen hafta mangalda karides yedim. Korkmuyorum yani o da böcek bir kardeşimiz. Kımıl kımıl şerefsiz.
0
hasmetizm 2046
(25.06.16)
araknidlere ve çıyanlara karşı kaçınma refleksi gösteririm tabii ama diğer böceklerle ilkokuldan beri içli dışlıyım. otopsi yapmışlığım, beslemişliğim, koleksiyon yapmışlığım falan çoktur.
0
dr cucu
(25.06.16)
@evde liyakat kalmamis aynen bende de kedi var ,gerçi kedim çok korkak ve tembel ama duyduğuma göre kedi olan evde böcek örümcek vs olmuyormuş.
0
devilone
(25.06.16)
Kucuklugumden beri korkmam. Hemen hepsine dokunabilirim. Kocaman devasa bir orumcek falansa dokunamam ama gorunce de korkmam.
0
aquarium
(25.06.16)
bazısından korkarım
bazısından korkmam

birde kamp falan kalacaksam tedirgin olurum aşırı böcek popülasyonundan
0
basond
(25.06.16)
(18)

Havalar isininca daha az uyumaya basliyor musunuz?

stavro
Toplam uyku saatiniz azaliyor mu?
Toplam uyku saatiniz azaliyor mu?
0
stavro
(25.06.16)
20 gündür hastayım, terleyerek uyanıyorum, klima var odamda ama açınca üşüyorum. dengeyi tutturamadım.... bıraksalar uyuyacam yoksa.
0
benim adim kerim hepinizi severim
(25.06.16)
Gunde 2-3 saate duşüyor
0
giggs
(25.06.16)
4 saat anca uyuyabiliyorum. 12'de yattım hala duyuruda sürtüyorum, hiç bildirim gelmiyor. boyuna sayfa yenilemek.
0
nice tnetennba
(25.06.16)
al sana bildirim!

benim de 2-3 saat daha kisaldi.
0
hopeless
(25.06.16)
benim aksine artıyor. yazın kışa nazaran daha uyuşuk oluyorum. kışın ayağı yanmış it gibi dolaşırken yazın sıcakta buhran geçirdiğimden evde dizi izleyip uyuyorum boş kalınca :D
0
sırtçantalı
(25.06.16)
Aksine eşekler gibi uyuyorum. Dün 12 saat uyudum
0
yuvarlanantencereninkapagi
(25.06.16)
boş olduğum için sabah 3-4e kadar müzik dinleyip internette takılıyorum sonra bi yatıyorum öğlen 12-13 gibi uyanıyorum. Baya uyuyorum yani değişiklik yok bende.
0
rodriguez2
(25.06.16)
Benim artiyor. Ozellikle gunduz hicbir sey yapamadigim icin yatip uyukluyorum surekli
0
letheavendangered
(25.06.16)
Disarisi 24 evimin ici ise 30 derece.
Tam kafayi yemelik, ziril ziril terliyorum hareket ettikce.
Tabi ki uyuyamiyorum.
Dun de 4 saat icinde uyandim zaten.
Sonra gun icinde esinti vardi, sizmisim tekrar.
0
kuehles blondes
(25.06.16)
hala deliksiz uyuyabiliyorum. hatta freelance işlerin verdiği yorgunluk yüzünden bu hafta pertim, bıraksalar 24 saat gözlerimi açmam.
0
kimlanbu
(25.06.16)
Gorunuse gore uyku saati artanlar calismayanlar ve genelde gunduz uyuyorlar. Gun icinde calisanlarda artis yok sanirim.
0
🌸stavro
(25.06.16)
Degismedi
7 saat
0
yons
(25.06.16)
kesinlikle. uyuyamıyorum çünkü. neyse ki bu sabah belli ki nispeten iyiymiş hava, uzun bir aradan sonra 11 saat deliksiz uyudum. 1-2 hafta daha katlanabilirim bu iğrenç sıcağa. sonra başlar delirmeler.
0
der meister
(25.06.16)
uyku saatim kafadan iki saat azaldı, üstüne bölük pörçük uyuyorum defalarca uyanıyorum. yazdan nefret ediyorum.
0
evde liyakat kalmamis
(25.06.16)
2-3 saat azaldi.
0
chitosan
(25.06.16)
sebebi ortamdaki oksijen varlığının seyrelmesi olabilir.
bünyeye göre kısalıp artabilir.
0
basond
(25.06.16)
sıcaktan uyuyamıyorum. 5 saatten 4e düşüyor.
klimanın sesinden rahatsız oluyorum.
0
Goddard
(25.06.16)
Sıcaktan uyuyamama gibi bir şeyi hayatımda en fazla 1-2 akşam yaşadım. Yaz çocuğu, yaz insanıyım.
Uyku saatim değişiyor biraz. Gündüzler uzayınca, karanlık olur olmaz hemen uyuyunca garibime gidiyor ama kışın 9'da başımı koysam uyurum.
0
aychovsky
(25.06.16)
(3)

Mykonos'ta ulaşım

lallala
Bayram tatilinin bir kisminda Mykonos'ta olacagim ve dun daha onceden oraya giden birileri bana kesinlikle arabasiz burnumdan gelecegini soylediler, hic hic olmadi mutlaka atv kirala dediler. Cok buyuk bir ada olmadigi ve oyle yerlerde araba genellikle yuk olacagi icin ben yanasmadim bu fikre ama bi
Bayram tatilinin bir kisminda Mykonos'ta olacagim ve dun daha onceden oraya giden birileri bana kesinlikle arabasiz burnumdan gelecegini soylediler, hic hic olmadi mutlaka atv kirala dediler. Cok buyuk bir ada olmadigi ve oyle yerlerde araba genellikle yuk olacagi icin ben yanasmadim bu fikre ama bir yandan da merak ettim. Oraya gitmis birileri var mi, araba cidden bu kadar gerekli mi? Sadece sirt cantam var arada, valizim filan yok.
Tesekkurler.
0
lallala
(24.06.16)
gemi ile indiğin yerden merkeze bayağı var, yürüme mesafesi değil. çok dolaşmayacağım diyorsan taksiler var. o mesafeye göre biraz pahalı ama.
0
dedi ve gitti
(24.06.16)
@dedi ve gitti otel limana bayagi yakin. atv icin 100 euro, araba icin 150 euro civari dediler. taksiler daha pahaliya mi gelir bu fiyatlardan? bir de park yeri, park parasi sorunu olmayacak mi merkezde bu sefer?
tesekkurler tekrar :)
0
🌸lallala
(24.06.16)
Abim üç senedir oraya gidiyor. Söylediğine göre adada taksi çok az (toplam 8 taksi varmış ve sürekli dolu oluyormuş) ve bir saatten sonra çalışmıyormuş. Sadece gece 1'e kadar seyrek (45 dakikada bir gibi) otobüsler var. O saatten sonra bir seçenek yok. Sadece belirli bir saatten sonra karaborsa gibi insanlar çıkıp kendi motorkarın arkasına bir kişi atarak, ona da 10-20 Euro arası kafalarına göre bir fiyat çekerek taşıyorlarmış. O da her zaman olan bir şey değilmiş.

Sorun kısmı şu: Şehir merkezi kısmı, plaj kısmı ile gece hayatı kısmı çok ayrı. Şehir merkezinde büyük bir gece hayatı yokmuş ve bir iki bar düzgün çalışıyormuş. Gece hayatı Cavo Paradiso, Paradise Beach denilen yerde. Oraya otobüslerle gidiliyormuş ama o da seyrekmiş.

Abimin ilk sene kaldığı yer hem merkeze hem Cavo Paradiso tarafına uzakmış. Sadece gündüz deniz için oradaymış. Atv kiralamak zorunda kalmış. İkinci sene doğrudan Paradise Beach tarafında kalmış. Böylece hem yüzme, hem gece hayatı aynı yerde olmuş. Arada merkeze inmiş otobüsle. Diğer senelerde de aynı şeyi yapmış.

Şimdi sordum "Şehir merkezi plajlara uzak ama otobüsle gider. Gece 1'den önce dönerse de gece hayatı da olur otobüsle ama erken bitirmek zorunda kalır. Otobüsle ulaşımı halleder. Taksiyle sinir hastası olur bir saat bekleyince. Mesafe seçiyorlar, kısa mesafeli yerlere gitmeyiveriyorlar" dedi.

Park parası kısmını soracağım. Cevabı alınca editlerim.
0
aychovsky
(24.06.16)
(8)

youtubetaki en sevdiğiniz konser

superb
hangisi?live session da olurbenimki galiba bu: https://www.youtube.com/watch?v=XzbzK2JmOKg
hangisi?
live session da olur

benimki galiba bu: www.youtube.com
0
superb
(24.06.16)
freetakilir
(24.06.16)
Tek parça hali de vardı ama silinmiş. Playlist halini buldum.
Jamiroquai - Live in Verona
www.youtube.com
0
aychovsky
(24.06.16)
metallica - seattle'89

www.youtube.com
0
bir bucuk adana
(24.06.16)
nathanieltroy
(24.06.16)
benim için bunun ötesinde bi' şey yok,

www.youtube.com

istanbul'a geldiklerinde hacı olmuştum ama tabii ki nimes tadı vermedi :/ gerçi bunun bu kadar hoşuma gitmesi de çekimden dolayı sanırım, yoksa nimes dediğin nedir yav.
0
der meister
(24.06.16)
mungojerry
(24.06.16)
bir çok var ama ilk göz ağrılarımdan:
www.youtube.com
0
peggy
(24.06.16)
Live in verona +1
0
sutlu nescafe
(24.06.16)
(6)

anket-dünyanın sonu

rubenanyukov
eğer dünyadaki diğer herkes de ölecekse ölmeyi kabul eder miydiniz? yani bir nevi sizin evet demenizle dünyayı kapatıyoruz, yaşam bitiyor, kıyamet kopuyor vs. bir de cevabınızdan bağımsız olarak sizce dünyadaki insanlar çoğunlukla evet mi yoksa hayır mı der?
eğer dünyadaki diğer herkes de ölecekse ölmeyi kabul eder miydiniz? yani bir nevi sizin evet demenizle dünyayı kapatıyoruz, yaşam bitiyor, kıyamet kopuyor vs.

bir de cevabınızdan bağımsız olarak sizce dünyadaki insanlar çoğunlukla evet mi yoksa hayır mı der?
0
rubenanyukov
(24.06.16)
ne diyeceğimi kestiremiyorum ama birçok insan hayır der diye düşünüyorum. evet diyecek olanlar da son yıllarda yaşanan çirkinliklerin iyice artmasıyla toplumdan ve insanlardan uzaklaşmış, soyutlanmış kişiler olur. cogu kişi hala birçok seyden keyif alıyor.
0
yuvarlanantencereninkapagi
(24.06.16)
Yoo, millet niye ölüyor, ben niye ölüyorum durduk yerde? Üstüme iyilik sağlık.

İnsanlar çoğunlukla ne der bilmiyorum ama neden biri diğer tüm insanların ölmesini istesin ki? Hani, seçim yapıp öldürmek istese anlarım da, toplu ölüm neden ki? Empati yapamadım, beceremedim.
0
aychovsky
(24.06.16)
an itibariyle öyle değil mi zaten? herkes ölecek :) ben de öleceğim.

"dünyayı yok et butonu"na basar mısın sorusuna kesin cevabım hayır. insanların çok büyük bir kısmının da basmayacağını düşünüyorum.
0
elestirman
(24.06.16)
ben evet'e basarım gerisini düşünmem
0
eksimeksi
(24.06.16)
ben niye ölüyorum? nasıl iş bu? herkes ölsün ben kaliym desen bi düşünürüm ama hiçbi çıkarım yok ki bu durumdan
0
sttc
(24.06.16)
ben de hayır ve hayır dedim cevap olarak.

değerli görüşleriniz için teşegür ederim argadaşlar.
0
🌸rubenanyukov
(25.06.16)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.