bazı böceklere karşı korkuyla tiksinti arası hisler besliyorum. görsem yolumu değiştiririm, elimde olsa alayını gaz odasına tıkarım. türcülükse dibine kadar icabında :(
misal godoşu beklerken'in yazdıklarını okudum. bol bahçeli, doğanın içinde bir yerde yaşarken ben de aynen onun dediği gibi yapıyordum. örümceklerden hiç korkmuyordum mesela, normalde ürkmeme rağmen. kafamın tepesinde zıplangoç tiplerinden takılırken şapşal yolunu kaybetti herhalde diye düşünüp gülümsüyordum. ulan uyanmışsın, suratından yirmi santim yüksekte bi' tanesi sallanıyo. normal şartlar altında aklımı kaçırmam lazım. yandan sıyrılarak kalkıp bardakla kağıtla alıp bahçeye bırakıyordum.
şehir böceklerini hiç sevmiyorum, korkuyorum ve tiksiniyorum. karafatma mesela. ya senin varoluş amacını karadelikler yutsun, piç. her yerden çıkıyorsun. etrafı sardın mı yok olmak bilmiyorsun. kafanı koparsak 9 gün yaşarsın, radyasyon atsak kafası sonradan geliyo filan dersin herhalde. yavşak. biraz ağzımı bozdum özür dilerim. uçanı da var. allahım. suratıma doğru uçsa herhalde altıma mecazi anlamda değil, gerçekten, sıçarım. sineklerden de ölümüne tiksiniyorum, sanki az evvel vıcık vıcık, mikrop dolu bir boktan kalkmış da benim perdeme, masama, bacağıma konuyor gibi hissediyorum. içinde sinek gördüğüm hiçbir müesseseye girmem, piknik yaptık diyelim, sinek musallat oldu, geçmiş olsun. ben masadaki hiçbi' şeyi yemem. evime yanlışlıkla sinek girince üç gün bunalıma giriyorum, her şeye ıslak mendille dokunuyorum.
bu kadar hunharca tiksiniyor olsam da hiçbir canlıyı direkt yollarla öldürmem, kapı pencere pervazlarına böcek kovucu köpük sıkıyoruz her ihtimale karşın, camlarda sineklik ezelden var. sinek bir şekilde girerse biz de başka şekilde çıkarıyoruz. çıkaramadığımız oluyor, o zaman da evde kediler var, onlar hallediyor ama beş gün ağızdan öbüşmüyoruz.
kedi seviyorsan evine alsana, ben hiçbi' kedili evde böceğe rastlamadım henüz. kedisiz arkadaşlarımın evlerine giderken yüz kere düşünüyorum :)
0