Giriş
(10)

Eşinizin/sevgilinizin porno izlemesi sizi rahatsız eder mi?

bobinhoo
1) Eşinizin/sevgilinizin porno izlemesi sizi rahatsız eder mi?2) Eşinizin/sevgilinizin varken hiç porno izlediniz mi?Cevaplayan arkadaşlar cinsiyetlerini de belirtirse sevinirim.
1) Eşinizin/sevgilinizin porno izlemesi sizi rahatsız eder mi?

2) Eşinizin/sevgilinizin varken hiç porno izlediniz mi?

Cevaplayan arkadaşlar cinsiyetlerini de belirtirse sevinirim.
0
bobinhoo
(08.11.16)
daha gecenler konusuldu, bir aratin bence; isinize yarar belki
0
kamyonsans
(08.11.16)
3 günde bir soruluyor bu soru da. Ben peşinen söyleyeyim, çoğunluk partnerinin izlemesinden rahatsız olmuyor ve birlikte de izliyorlar.

Evet, kadınlar da...
0
nrmnm
(08.11.16)
chillbabe
(08.11.16)
1) Normalde etmez ama tek rahatsız edeceği durum şu olur: birlikte yaşıyorsak, delicesine aktif cinsel hayatımız varsa ve ben çok fena dağılmış, kurumuş ve kendimi tanıyamayacak durumdaysam, adam da hala porno izleyebilecek durumdaysa 'Şimdi anam laciverde boyandı' diye korkarım.
2) İzledim. Ama beraber porno izlemek her zaman hoş olan bir şeu değil. Yani, normalde birbirinin üstüne atlıyorsundur zaten, o yüzden o ara pornoyu kim açsın da, arada çeşni olması açısından ilginç olabilir.

Kadınım.
0
aychovsky
(08.11.16)
hayır.

sevgilimle de izledim.
0
shotgunwoman
(08.11.16)
1- hayır tabii ki etmez
2- izliyorum, birlikte de izleriz
34-e
0
limoncello
(08.11.16)
1) eder
2) evet. kötü bir durum.

erkek.
0
benaslindayohum
(08.11.16)
mantığımla duygularımın çatıştığı bir konu. karar veremiyorum, düşünmemeye çalışıyorum
0
neynep
(08.11.16)
1. etmez. arada değişiklik olsun diye değil, tatmin olmuyormuşçasına sürekli izlerse huylanırım, "bir durum mu var?" diye düşünürüm.

2. izledim/izlerim.
birlikte de izlenir.

kadın.
0
blatta hiberna
(08.11.16)
izleme şekline bağlı. yani pornoya bakış açısına.

evet.

kadın
0
yuvarlanantencereninkapagi
(08.11.16)
(39)

İsim buluyoruz. (Allaam ya negzel kedi<3 )

kaymaktutmayansicaksut
Dişi kendisi, 1.5-2 aylık filan. Bizim oldu galiba, isim bulsak ya <3 http://i.hizliresim.com/aXVMJQ.jpg
Dişi kendisi, 1.5-2 aylık filan.

Bizim oldu galiba, isim bulsak ya <3

i.hizliresim.com
0
kaymaktutmayansicaksut
(06.11.16)
çok güzelmiş. cinsi ne ola ki?

isim: panda
0
format c
(06.11.16)
Safiş
0
sakar in san
(06.11.16)
yumak
0
senolll
(06.11.16)
bostik olsun.
0
basond
(06.11.16)
ponçik
0
basubadelmevt
(06.11.16)
bıyık
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(06.11.16)
Domino.
0
pike
(06.11.16)
maviş ya da boncuk. :D
0
black mamba
(06.11.16)
Süslü olsun, kürkü o kadar güzel ki giyinip süslenmiş gibi :)
0
neferkitty
(06.11.16)
Şirin. Pek güzelmiş yahu. civelek de olabilir bak.
0
yaren
(06.11.16)
Bildiğin Salvador Dali bu. Ah dişiymiş be.
0
medre
(06.11.16)
İplik
0
dene
(06.11.16)
Lily
0
Sandman
(06.11.16)
Mıncık olsun adı, tam mıncıklamalık. Biraz daha sevimlileştirelim dersek Pınçık, Pinçik, Bücünk falan da olabilir, Ponçik gibi. Anlamı olan isimlerdense, anlamsız ama söylendiğinde 'Aaa, tam da öyle' denilesi isimler daha güzel geliyor.
0
aychovsky
(06.11.16)
(bkz: moin)
0
varg
(06.11.16)
Pelin. Normal isim koyun yahu oda bir birey.
0
gozu acik sevisen yahudi
(06.11.16)
Müge :D
0
shin
(06.11.16)
Minnoş ya da minnak derdim ben buna :)
0
turuncu sufle
(06.11.16)
i.hizliresim.com

Köfte, mikro veya kiddo arasında kaldık.
0
🌸kaymaktutmayansicaksut
(06.11.16)
Yaaaa bu ne kadar güzel bir kedi! Kucağıma alıp minciklayasim geldi :))

Hera olsun ya da şurup :)
0
fraise
(06.11.16)
masraf olsun
0
sansli pipi
(06.11.16)
çicek gibi maşallah!
ıtır olsun ^^
0
enaz3kedi
(07.11.16)
pierre olsun fransız bi adamabbenzettim :))
0
faikabi
(07.11.16)
Furby
Ya da çikilop

Çok tatlıymış, ailenizin yeni üyesi hayırlı olsun:)
0
peggy
(07.11.16)
kirpiye benzettim, kirpi olabilir <3
0
nathanieltroy
(07.11.16)
Medre demiş, bakar bakmaz "Dali" dedim buna. Yavrum o bıyıklar ne öyle, yirim :)

Naçizane tavsiye; bu kedi büyüyecek, kiddo, mikro o zaman yalan olacak.
0
SiyamkedisiZorro
(07.11.16)
kalender olsun. ya da 3. bir gün evcil hayvan sahiplendiğimde adını 3 koyacağım.
0
windowsguvenlikduvari
(07.11.16)
turşu
0
elestirman
(07.11.16)
tüylük
0
argent dawn
(07.11.16)
furby

fofik

tüftüf
0
sameidiot
(07.11.16)
Erkek olsa hiç düşünmeden ''Dali'' diyeceğiz ama işte erkek değil.

Piksel? Ne dersiniz?
0
🌸kaymaktutmayansicaksut
(07.11.16)
proletarier aller lander vereinigt euch+1

bıyık
0
bir ileti paylastim
(07.11.16)
pırtık
0
rawr
(07.11.16)
@kaymaktutmayan, dali de güzelmiş, olsun dali soyisim sonuçta:p frida da geldi bak aklıma şimdi:)
0
peggy
(07.11.16)
Benim aklıma bir daha bakınca lokum geldi :)
0
fraise
(07.11.16)
bostik olsuuuuuuuun...
0
basond
(08.11.16)
karakaçan
0
cekilmis gayfe
(08.11.16)
maşuk :)
0
in vino veritas
(08.11.16)
çorap.
0
sorumatik
(08.11.16)
(5)

Özyeğin üni

sack jparrow
Sizce geleceği parlak mı? Koç sabancı vs arasına yerleşebilir mi 5 sene içinde? Kadroları iyi gibi sanki?
Sizce geleceği parlak mı? Koç sabancı vs arasına yerleşebilir mi 5 sene içinde? Kadroları iyi gibi sanki?
0
sack jparrow
(06.11.16)
Hayır olamaz. Bahçeşehir ayarında takılır.
0
kurnaz
(06.11.16)
az evvel göz attı akademik kadrosuna, departmanlarına fln. beğenmedim.
şahsen tercih yapacak olsam koç veya sabancı dururken hayatta yazmazdım.
0
pangea
(06.11.16)
Türkiyedeki çoğu üniversite birbirinden pek bir farkı kalmadı artık.
hangisine gidin değişen pek bir şey olmayacaktır.

Sadece adları kaldı.
0
gibicibicis
(06.11.16)
Şu anda değil ama gelecek için umutluyum ben. Özel üniversiteleri A-B-C kategorilerine ayırma planı vardı bir ara ama sonra ortalık karışınca lafta kaldı sanırım, sonrasını bilmiyorum. Koç, Sabancı A kategorisindeydi ve Özyeğin B'nin üstündeydi. Açıkçası Atılım yapıp yapmayacağı üniversite yönetimine bağlı biraz. Onların ne yapacağı çok kritik. Açıkçası pangea'ya katılmıyorum; şahsi tanıdığım yok ama akademik kadro seçimi çok ince eleyerek ve sık dokunarak yapılıyor. Belki her bölümde öyle değildir ama Mühendislik için seçmelerini biliyorum. Her hocası ayrı hayvan, arada bir iki çürük çıkarsa çıkar ama olay akademik kadrodan öte öğrencide de bitiyor. Örneğin, Düzce Üniversitesi'nin eski rektörü Funda Sivrikaya Şerifoğlu Stanford mezunu ve aşmış bir kadın. Düzce'nin de rektörü oldu ve üniversiteyi bayağı kalkındırdı. Yine de Düzce Üniversitesi'ye gelen öğrenci belli, net çerçeve belli. Kalkınsa kalkınsa Düzce ne kadar kalkınabilir. Zaten Funda Hoca da sonradan üniversite değiştirdi. Özyeğin'de bu potansiyel var ama nasıl değerlendirileceğine bağlı.
0
aychovsky
(06.11.16)
çok ama çok üst seviye başlayıp(hem vizyon hem seçtiği akademik kadro hem de eğitim yapısı bakımından) kısa sürede, 2013 sonrası düşüşe geçti.

hala 10 özel okulun 8inden 9undan daha iyidir ama koç sabancı seviyesine çıkma ihtimali de yok, isteği de yok bana göre.
0
tchuck
(06.11.16)
(15)

EkşiDuyuru kalitesinin artması için cevap bu değil seçeneği eklenebilir mi?

neotunc
Başta duyuru olarak yazdığım alttaki başlığı daha etkili olması için istek üzerine soruya çevirdim. Fikrinizi ilave edebilirsiniz.Sorduğum soruyu saçma sapan cevaplar gelmesin diye açıklayarak sorduğum ve birden fazla açıklama mesajı da ilave ettiğim halde konu alakasız cevaplarla sulandırılmaya dev
Başta duyuru olarak yazdığım alttaki başlığı daha etkili olması için istek üzerine soruya çevirdim. Fikrinizi ilave edebilirsiniz.



Sorduğum soruyu saçma sapan cevaplar gelmesin diye açıklayarak sorduğum ve birden fazla açıklama mesajı da ilave ettiğim halde konu alakasız cevaplarla sulandırılmaya devam ediyor.

Yeni gelenler soruyu ve açıklama mesajlarımı değil alakasız cevapları okuyup yeni cevaplar yazdığından soru ile cevapların ilgisi komik seviyelerde kalıyor.

Daha konuyu baltalayan ilk cevapta cevap bu değil şeklinde işaretleyebilmeliyim ki yeni gelenler onu dikkate alarak saçmalamaya başlamasınlar.

Cevap bu değil özelliği alakasız cevabı %75 transparan tonlara indirebilir, katlayıp fold edebilir ve fontlarını küçültebilir.

Fikir ne kadar iyi olsa da salt benim istememle olmayacağından buraya yazıyorum.
0
neotunc
(04.11.16)
O iş yaş.
0
bigbadabum
(04.11.16)
son seksen yıldır duyuruda fasilite anlamında bir geliştirme yapılmıyor. o iş tabii ki de yaş.
0
kakaolu kremali biskuvi
(04.11.16)
ekşi ile kastın ekşi duyuru mu? gerçi sonuç fark etmez: ekşi duyuru da ekşi sözlük de rezalet seviyelerde. buraya yine ayda yılda bir giriyorum ama sözlük'ü tamamen bıraktım.
0
sen git ben geliyorum
(04.11.16)
Gereksiz bir özellik. Tik atmayınca cevabın o olmadığı anlaşılıyor mantıken.
0
dissendium
(04.11.16)
Ok vermemek yetmiyor. Yazdığım gibi saçmalayanlar çocuklaşanlar hakaret edenler zırvalayanlar. Kalite çok düşebiliyor.
0
🌸neotunc
(04.11.16)
@neotunc, siz de dahil olabilirsiniz derken?
0
dissendium
(04.11.16)
@neotunc, yine anlamadım. ciddiyetsiz cevaplar senin soruna da verilebilir mi demek istiyorsun yoksa sen de mi zırvalıyorsun demek istiyorsun?
0
dissendium
(04.11.16)
@kanmucuk
Puan sistemi aynı etkiyi yapmaz. Bahsettiğim şey gelen saçma alakasız cevapların yeni gelenler tarafından çaba sarfedilmeden okunamamasını sağlamaya yarıyor. Ayrıca ek olarak font boyutu da küçültülebilir. Üçü birden yapılabilir. Transparan, katlanır fold/unfold yapı ve küçültülmüş fontlarla.
0
🌸neotunc
(04.11.16)
@neotunc, uzatmak istemiyorum da çok kapalı konuşuyorsun. Genel yazmak diye bir kavram yok. @dissendium diye başlıyorsan benim sorduğum şeye cevap vermen gerekir.
0
dissendium
(04.11.16)
Bilgi: Duyuru sitelerinde yazılan 'cevap'lar ortaya yazılır mümkün olduğunca kişisel 'mesaj' atılmaz. İsimler salt alıntı yapmak için kullanılır fakat yine de yazılacaklar ortaya yazılır. Duyuru sitelerinin formatı budur aksi taktirde foruma dönerler.
0
🌸neotunc
(04.11.16)
cevap: bunu compumaster'a sorman gerek, o duyuruyla ilgileniyor.

cevaptan bağımsız olarak, bir önceki duyuruna istinaden yazıyorum. bence sen anlatmak istediğini anlatamıyorsun. hadi ben yanlış anladım, diğerleri de mi öyle? az çok okumuş etmiş insanlarız. kimin ne deyip ne demek istediği anlaşılıyor gayet. senin açıklamalarında sorun var. anlaşılmasın diye kasıyorsun herhalde ya da farklı cümleler kurayım diye çabalarken metni saçmalatıyorsun. belki noktalama işaretlerinde sorun var, onlara ağırlık ver istersen.
0
dedimmidemedimmi
(04.11.16)
"Fikir ne kadar iyi olsa da salt benim istememle olmayacağından buraya yazıyorum."

Yani kamuoyu oluşturmak amacını güttüğümü alenen yazmışım.

Kullandığım lisanın yüksek seviyeli olmaması (virgül) anlaşılabilir olması için dikkat ediyorum. Sorun artık insanların 140 karakterden uzun okuyamıyor düşünemiyor olması olabilir.
0
🌸neotunc
(04.11.16)
Eklenmesine karşı değilim ama bu seçeneği kötüye kullanacak olan çok kişi var. Beğenmediği için cevabı tiklemeyen çok insan var. Bir cevabın soruya cevap olmaması ile o cevabın kullanıcının hoşuna gitmesi arasında bir fark olmalı. Örneğin, politik tartışmalarda 'Bu cevap değil, bu cevap değil' diye abanacağına inandığım kullanıcıların sayısı az değil.

Aynı şekilde, tik atılmadığı için cevap silinmez ya da diğerlerinden daha az/daha çok değerli değildir. Tamamen aynı sebepten. Tik'ler de aynı şekilde kötüye kullanılıyor ve bu açıdan şikayet geliyor zaten. 'Niye hiç tik atmıyorlar', 'Beğenmediği cevaba tik atmıyor, bir daha ona cevap yazmam' yaklaşımı çok var. Bunu daha ciddiye taşıyarak 'Benim gül gibi cevabıma cevap değil dedi' haline getirmek yangına körükle gitmek gibi biraz.

Puan sistemine ise kişisel olarak karşıyım. İnsanlar zaten en ufak gazda birbirine laf sokmaya meyilli; bir de kast sistemi yaratıp 'Puanın kadar konuş' haline getirmek istemem. Aynı şekilde, Sözlük'te debe'ye kasanlar olduğu ve bunun bir olay haline gelmesi gibi burada da puana kasanlar olmasını istemem ama çoğunluk isterse compumaster 'Yapacağım' diyebilir.
0
aychovsky
(04.11.16)
Gelen cevaplar üzerine düşünürken aynı sonuca varmıştım. Yazmak için döndüğümde tam porsiyon cevabın nihayet verilmiş olduğunu da gördüm. Aslında tekil ve ok hakkeden asıl cevap da bu olmuş.

Bana da verdiğim mükemmel 10 kadar cevap için ok verilmediği halde özelden başkaları tarafından teşekkür edildiği oldu. Aynı şeyleri defalarca yaşadım. Böyle bir özellik farklı amaçlarla kullanılabileceğinden vazgeçmiş bulunuyorum.

Bunun yerine Microsoft'un sitesinde olduğu gibi ok verilmeyen kaliteli cevaplara moderatörler tarafından ok verebilir.
0
🌸neotunc
(04.11.16)
fikirlerine saygı duyuyorum ama duyuru üzerine bu kadar planlama yapmak bana hiçbir zaman fazla önemli gelmedi.

duyurunun güzelliği, basitliği bence. küfür, hakaret, aşağılama gibi ergenlikler dışında yazılan cevapların görünürlüğünü kısıtlamanın doğru olmadığını düşünüyorum.

bazı duyurularda da, cevap bu değil özelliği uygulanabilir değil, özellikle aşk/meşk duyurularında böyle bir uygulama çok absürt olur.

örneğin, şöyle şöyle bir erkek/kız var, şöyle şöyle olaylar oldu, bu şimdi beni seviyor mu sevmiyor mu? soruları dolu. bu tip duyurulara cevap bu değil demek, tamamen benim hoşuma gitti, gitmedi'den başka bir şey olmaz.

buradaki tüm kullanıcılara açıyoruz, sorumuzu ve cevapları. verilen cevaplar, sorudan uzaklaşmışsa tik atmam olur biter. insanları yönetemeyiz ki, niye sorulara değil de cevaba, cevap veriyorsun gibi.

uygulanabilir gelmediği gibi, uygulanmasını da çok arzu etmem şahsen. puanlama sistemi de bana çok işlevsiz geliyor. mesela benim için bir cevap verme motivasyonu oluşturmaz.

duyuru, hem soruları hem de yapısı itibariye çok öznel bir mecra, bütün sorular nesnellik içeren yapıda olsa olur ancak doğru cevap, alakasız cevap olayı. o zaman da devlet dairesine döner duyuru.
0
wilhelmwasmuss
(04.11.16)
(11)

Çok istenen o şey

lunedi
Çok istediğiniz bir şey olmadığında napıyorsunuz?(gönül işleri dışında)
Çok istediğiniz bir şey olmadığında napıyorsunuz?(gönül işleri dışında)
0
lunedi
(04.11.16)
hiç oluru yoksa bu durumu sindiriyorum. mızmızlık yapacak ya da kafamı meşgul etmek için absürt şeylere kalkışacak halim yok. çocuk değiliz sonuçta.
0
zgrydn
(04.11.16)
kafam hep çözüm odaklı çalışıyor. olmadıysa hiç beklemeden başka yoldan denerim.
0
sir gawain
(04.11.16)
o yuzden cok istememeyi ogrendim :)
alternatif yollari gormeye calisiyorum.
0
jedilance
(04.11.16)
Önce takıyorum inat ediyorum, sonra küsüyorum, en son da kabulleniyor ve başka şeylere bakıyorum.
0
shin
(04.11.16)
sinirden ağlayasım, kendimi yere falan çarpasım geliyor. gözümde bunları canlandırıyorum.
0
yuvarlanantencereninkapagi
(04.11.16)
Kısa bir süre "Tüh, olmadı" moralsizliğinden sonra "Ne yapayım. Bana kötü bir şey olmadı ya" deyip devam ediyorum. Anında vazgeçerim, istemeye devam etmem hayati açıdan çok önemli bir şey değilse, uğraşmam.
0
aychovsky
(04.11.16)
istemekten vazgeçemiyorum ama erteliyorum kendimi oyalıyorum kitaplarla müzikle başka birşeylerle
0
devilone
(04.11.16)
Çok istediğim şeylerin olma oranı geçmiş yıllarda o kadar azaldı ki, artık hiçbirşeyi çok istemiyorum.
Olmuyorsa olmuyor, yapacak birşey yok deyip geçiyorum.
Genel bir hevessizlik durumu.
0
quaker
(04.11.16)
Olmadığı hiç olmadı. Er geç oluyor. Mesela yüksek lisans için gitmek istediğim bir ülke vardı ama o sene AB içinden çok başvuru olduğundan AB dışından öğrenci alımı yapmayacaklarını söylediler.

Şimdi o ülkede çalışıyorum.
0
crown
(04.11.16)
Alisveris yapiyorum kafam ve akabinde param dagiliyor.
0
regina phalange
(04.11.16)
uygun zamanı bekliyorum. benimki vize işi. :D
0
klassno
(04.11.16)
(6)

Romantik film

djarwi
Avrupa sinemasindan romantik film onerisi olan var mi?
Avrupa sinemasindan romantik film onerisi olan var mi?
0
djarwi
(04.11.16)
los amantes del circulo polar
la belle personne
les chansons d'amor
0
interview with the vampire
(04.11.16)
Romanyik komedi gibi değil ama Poulet Aux Prunes
0
aychovsky
(04.11.16)
sono pazzo di iris blond
0
grace margaret mulligan
(04.11.16)
le tout nouveau testament
0
fragile lady
(04.11.16)
im juli
0
amuzende
(04.11.16)
nymphe
(04.11.16)
(12)

aşırı rahat olabilmek

philus
geçenlerde birisiyle tanıştım. 55-56 yaşlarında adam. hindistan'da orda burda yaşamış, şimdi de almanya'da, hatta özünde "almancı" türklerden hani ama o tiplemeye de hiç uymuyor. neyse adam aşırı konuşuyor, o huyunu geçersek, nerede olursa olsun etrafındakilere de laf atmaktan çekinmiyor, (yoldan ge
geçenlerde birisiyle tanıştım. 55-56 yaşlarında adam. hindistan'da orda burda yaşamış, şimdi de almanya'da, hatta özünde "almancı" türklerden hani ama o tiplemeye de hiç uymuyor. neyse adam aşırı konuşuyor, o huyunu geçersek, nerede olursa olsun etrafındakilere de laf atmaktan çekinmiyor, (yoldan geçen yüzü asık bir kadına, "gül biraz yahu, ne bu hal" dediği gibi) ama çevresinden de olumlu tepkiler alıyor. somurtkan kadının bir anda yüzü gülüyor tabii. ayrıca bir cafe'den çıkarken de radyoyu, almanca olarak "bu müziğe dayanılır mı lan" diyerek hiç çekinmeden kapatabiliyor. ya da markette çikolata alan birisine "zehirliyorsun kendini, haberin yok" diyor...vs. bunlar sadece ilk tanıştığım gün denk geldiğim hadiseler bu arada. özünde çok basit şeyler aslında ama günlük hayatta pek karşılaşmıyoruz hani bir yabancının bu şekilde davrandığını. bu yüzden değişik geldi. ne düşünüyorsunuz bu tür insanlar hakkında? misal ben nispeten soğuk insanım ama neden soğuk olduğumla alakalı fikrim yok. halbuki soğuk olmamı gerektirecek bir durum da yok. hatta saçma da biraz sanki. her kişinin karakteri farklıdır belki ama değiştirilemez mi bu?

özetle, patavatsız olmak istiyorum, siz istemez miydiniz? hatta herkes böyle olsa?
0
philus
(03.11.16)
lafı yerinde söyleyen, yaşını başını almış ve görmüş geçirmiş insanları severim. çevresine pozitif katkısı olur.
0
mimimi
(03.11.16)
Davaro bir tip işte. Çevredekiler tolerans göstermese bu kadar rahat rahatov olabilir mi sence?
0
herp
(03.11.16)
Şu bahsettiğiniz tipte insanlara hiç katlanamıyorum, ne gerek var münasebetsizliğe. Yüzü asık kadının az önce çok kötü bir haber almış olma ihtimali olduğu gibi, hasta, keyifsiz ya da sadece canı istediğinden yüzü asık geziyor olabilir, bana tanımadığım biri öyle dese kavga ederim muhtemelen. Çikolata meselesi de öyle, sana ne be adam. Kafedeki müziği sevmiyorsan orada oturmazsın ne bileyim. Ay adamı okurken sinirlendim resmen. Herkes böyle olsa kabus olurdu.
0
kobuzchu kiz
(03.11.16)
Bazısının üstüne çok yakışıyor, bazısının üstünde eğreti duruyor böyle hareketler. Hatta, aynı kişinin ruh haline bağlı olarak bile yakışıp yakışmayabiliyor. Böyle insanları sevip sevmem bu özelliklerine bağlı değil; bazısı sıcaktır, her ortama girer çıkar ama ben onunla edecek iki çift laf bulup bulamayacağımı bilemiyorum ya da nasıl bir insan olduğunu da bilmiyorum. Sadece buna bağlı olarak çok bir şey söyleyemem. Ben genelde seviyorum böyle sıcak davranıp ortaya laf atanları ama bazıları da çok salça olabiliyor. Özetle, birinin ortam insanı olup olmamasına bakarak yorum yapamıyorum.

Genelde soğuk değilimdir ama bu adamın yanında ben de soğuk kaçabilirim ya da soğuk bir insanın yanında sevgi kelebeği gibi de kalabilirim. 0-1 değil ki bu durum. Tabii ki herkes sıcak davransa ama herkesin karakterine yakışan bir davranış şekli var ve bazılarına da soğuk olmak yakışabiliyor.
0
aychovsky
(03.11.16)
bu arada adamda pek davaroluk gibi bi durum yok aslında. doğaya aşırı düşkün, nitekim doğayla alakalı projeler üretip duran, devletten de destek alan, epey okuyan, toplumlar üzerine gereğinden fazla kafa yoran, kendisine has fikirleri olan, nispeten birikimli birisi. mesela rakı sofrasında, hiç sıkılmadan, çok rahat sabahı bulursunuz adamla.
0
🌸philus
(03.11.16)
En ayar olduğum insan tipi. Biri bana markette çikolata alırken zehirliyorsun kendini, haberin yok dese sana ne y.rram derdim. Her boku kendisinin bildiğini düşünen insanları çevremde bulundurmuyorum. Rahatlık böyle bir şey değil. Patavatsız olmak da iyi değil. Tavsiye etmem. Bir gün biri gelir bi laf sokar, hayata küsersin. Ilımlı bir insan olman daha iyi.
0
dissendium
(03.11.16)
ben böyle amcalara acayip sinir oluyorum. münasebetsiz buluyorum. sana ne be adam. bence sevimli falan değil itici ötesi insanlar bunlar. bir gün birisi de çıkıp sana ne lan dallama dese belki cesareti kırılır da demiyorlar demek.
0
sanguine mcqaer
(03.11.16)
dayi bi siktir git derim boyle tiplere
bu yani sana ne amk derim
0
kingcyrax
(04.11.16)
şu adama ayar olanlar arasında 30 yaşın üstünde kaç kişi var acaba? ulan sürekli ben bilirim havaları, benim hayatım benim kararım çizgileri. arada dışarıdan birinin dürtmesi iyidir. benim şirketimde de bir sürü bu havada insan var. tavsiyelere kulak asmadığı için bir adım yol katedemiyorlar. tavsiyenin veriliş şekli hoşuna gitmeyebilir ama alabileceğin bir şey varsa en pislik insandan bile alacaksın.
0
mimimi
(04.11.16)
benimde benzer bir arkadaşım var, dayı kadar değil ama yapabiliyor böyle şeyler, sıcak kanlı biri bu dayı, herkes bişi demiş öyle mi denir falan diye ama bu tür laflar okunduğu gibi duyulmaz, söyleyenin mimikleri, ses tonu vs. ile değerlendirilir, kişilerde rahatsız olmamış demekki elemanın aurası böyle, yapacak bişi yok.

kolay kolay değişmiyor bu aura denen zımbırık, bu gün sokakta dolaşıp para ver onu ver bunu ver diyen veletlerde zamanla yoldan geçenle arkadaşlık edebilecek kıvama gelecekler, sen ben böyle olamayacağız, yapınca eğreti duracak, biraz karakter biraz alışkanlık bunlar

biraz olmak isterdim açıkcası da fazla değil böyle dayı kadar falan. bazen söylemek istediklerimi söylemiyorum falan bunu aşsam yeterli.
0
selam
(04.11.16)
@selam, aynen. bir de yazıyla tam anlatılmıyor. hani herif çıkıp da direkt "zehirliyosun kendini" dememişti. öncesinde "mmm lezzetli mi bu" diye sorup sonrasında "ama zehirliyosun kendini..." şeklinde devam ediyor. yani yabancıyla sohbetten bahsediyorum aslında. ha ama radyo kapama olayı ayrı tabii. o hakikaten tuhaftı.
0
🌸philus
(04.11.16)
Bence bu adamın yaptığı rahatlık değil patavatsızlık. Ve elbette ki patavatsız olmak istemezdim. Etrafa pozitif enerji dağıtmak zorunda olmadığın gibi önüne gelene saçma sapan laf atmanın da sempatik bir yanını göremiyorum.
0
fragile lady
(04.11.16)
(10)

Bir filme bilet almadan önce nasıl karar veriyorsunuz?

bazenuyur
Selamlar,Arkadaşlar iş için ufak bir araştırma yapmam gerekiyor. Bir filme sinemada izlemek için neye dikkat ediyorsunuz?dileyen buradan.şıklar.a-) Fragmanı izlerim, beğenirsem giderim.b-) Sosyal medyadaki yorumları okurum.c-) Fragmanı beğendiğim halde internetteki yorumlar kötüyse gitmem.d-) Oyuncu
Selamlar,

Arkadaşlar iş için ufak bir araştırma yapmam gerekiyor. Bir filme sinemada izlemek için neye dikkat ediyorsunuz?

dileyen buradan.

şıklar.

a-) Fragmanı izlerim, beğenirsem giderim.
b-) Sosyal medyadaki yorumları okurum.
c-) Fragmanı beğendiğim halde internetteki yorumlar kötüyse gitmem.
d-) Oyunculara bakarım


dileyen buradaki anketten cevap verebilir.

www.poltio.com
0
bazenuyur
(03.11.16)
a+b olmuyor mu? olmuyorsa a.
0
elorelia
(03.11.16)
e-) hiçbiri

film hakkında eleştirmenlerin yazdıklarını okuyorum. sosyal medyaya bu tarz konularda zerre güvenmiyorum. geçen mecburiyetten yorumlara bakıp "bayram abi" diye dünyalar rezaleti bir filme girdikten sonra hele ölsem bakmam artık.
0
knight of cydonia
(03.11.16)
once 1999'da yasayip yasamadigima bir bakiyorum. sonra sinemada film izlemek icin biraz fazla ilerledigimizi hatirlayip evde izliyorum.

senin isin gorulsun(1999'da oldugumuzu dusunelim) anketine cevabim C sikki.
0
idexo
(03.11.16)
önce yönetmene ve oyunculara bakarım. sonra toplum içinde kimler tarafından sevildiğine en son da sosyal medyaya.
0
dahili meddah
(03.11.16)
önce konusuna bakarım. oyunculara, senariste, yönetmene, görüntü yönetmenine vs bakarım. tanımadığım kişilerse önceki işlerine bakarım bildiğim bir şey var mı diye. ilgimi çektiyse fragmanı izlerim, sinemada izlemeye değecek bir görselliği var mı onu kestirmeye çalışırım. bunlar film vizyona girmeden çok önce cereyan ettiği için bu süre zarfında filmle ilgili çıkan haberlere, paylaşımlara da bakarım. o haftasonu kendimi iyi hissedersem, yapacak daha önemli bir şeyim yoksa ve birileri benle gelirse de giderim.

çok fazla şeyin bir araya gelmesi gerektiği için haliyle yılda 3 kere falan gidiyorum.
0
sir gawain
(03.11.16)
Sinemaya çok nadir gidiyorum, anca tadı sinemada çıkacak büyük yapımlar olacak öyle. Misal star wars, warcraft, the hobbit vs...

Onun dışında evde bluray rip izlemeyi tercih ediyorum.
0
kimlanbu
(03.11.16)
e- hepsi

bir de artık 3 boyutlu olmayan filmlere sinemada gitmiyorum, evde izliyoruz. gereksiz pahalı, yol gidip gelmesi de cabası.
0
kaymaktutmayansicaksut
(03.11.16)
önce yönetmenine, sonra oyuncularına, sonra imdb puanına bakarım.
0
kayranin kedisi
(03.11.16)
bu şıklara göre bilet almıyorum ne yazık ki.
eğer anket dışında fikrimi söylemek gerekirse gündem filmleriyle aram zaten çok az.
ya hanımla sinemaya gidelim hadi dediysek zevkmize en uygununu seçeriz. yerli yapımları dışında tutarız.
ya çok bomba bir film gelmiştir, adından bahsettiren, festivalde falan kaçırmışızdır misal.
ya çok sevdiğim bir yönetmenin filmi gelmiştir.
ya da sevdiğim bir serinin yeni versiyonuysa giderim. madmax, terminator gibi. bizim lebowski'nin ikincisi çekilseydi gözüm kapalı giderdim. ama olmayacak.
0
mastar ve zarf
(03.11.16)
Arkadaşlar 'Biz bu filme gidiyoruz, gelir misin' diyor, ben de ona göre zaman varsa gidiyorum, yoksa gitmiyorum. Onun dışında çok önemli bir filmdir, atıyorum 'Star Wars geldi', 'Hobbit geldi' gibi bir şeydir; ona zaten giderim. Uzun yıllardır vizyon filmleri için 'Şu filme gideceğim' diye karar vermedim. Filmleri evde izliyorum, en son Ocak'ta sinemaya gittim sanırım. Festival filmi ise konu özetini okur, ona göre seçerim.
0
aychovsky
(03.11.16)
(8)

Sevgili gececi tayfa

infernalcadre
https://youtu.be/NjXxk9KDfjYLinkteki şarkı için bir kaç sorum olacak ?1- Şarkıyı nasıl buldunuz ? Müziği/Tınısı hakkında ne söyleyebilirsiniz ?2- Şarkıyı söyleyenin sesi nasıl ? 3- Şarkıyı söyleyenini dış görünüşü VE oynadığı klip nasıl ?4- Daha önce bu Şarkıyı dinlediniz mi ?Bonus soru : https://yo
youtu.be

Linkteki şarkı için bir kaç sorum olacak ?

1- Şarkıyı nasıl buldunuz ? Müziği/Tınısı hakkında ne söyleyebilirsiniz ?

2- Şarkıyı söyleyenin sesi nasıl ?

3- Şarkıyı söyleyenini dış görünüşü VE oynadığı klip nasıl ?

4- Daha önce bu Şarkıyı dinlediniz mi ?

Bonus soru : youtu.be

Şarkıyı orijinal dili ile kıyaslayınız / sizce nasıl ?

Teşekkürler sevgili müzik kulağı mükemmel insanlar.
0
infernalcadre
(03.11.16)
1. Hiçbir zaman açıp dinlemeyeceğim bir şarkı, orijinal hali dahil.
0
dissendium
(03.11.16)
@dissendium özel değilse sebebinden bahsetsene biraz
0
🌸infernalcadre
(03.11.16)
Piyano her şarkıya uymuyor. Şarkı biraz hızlı gidiyor. Piyano bu hıza tam uyum sağlayamayınca sanki korku filminde bir sahne izliyormuşsun gibi hissediyorsun.

Bozuk ya da farklı bir Türkçe bana çekici gelmiyor. Gözlerim demek yerine gözleeerim dediğin zaman konuşma kaba algılanıyor. Bu tip telaffuzlar kulak tırmalıyor.

Düetleri zaten çok sevmem. Seslerin uyumu yok.
0
dissendium
(03.11.16)
1. Sevmedim iki türlü de.
2. Ses iyi olabilir ama bana hitap etmedi.
3. Dış görünüş bayağı.
4. İlk defa dinledim.

İğrenç değil ama.
0
cok joleli ozgur
(03.11.16)
bana hitap etmedi. piyanoyu çok kısır ve mod konusunda da kararsız buldum. bana düğün salonlarındaki piyanistlerin çalış modlarını hatırlattı. şarkının bazı öyle bir baz, müzik terimi bilmediğim için böyle söyleyebiliyorum ancak. oryantal ve yanlış şekilde oryantal. bana göre böyle.

sesi en azından bu şarkıda pek sevemedim. çok ölü. tınısı ve söyleyişi benim mee'leme olarak ifade ettiğim bir tarza denk geliyor. türk popunda epey olan bir şey. sevdiğim nadir örnekler var ama gerçekten nadir ve genelde üzerimdeki etkileri kısa sürede yok oluyor.

kız benim çok güzel bulacağım bir kız değil. nasıl söylesem hsanki sesinin vardığı tonlarla çirkinleşiyor. oynadığı klip fena değil bence. klişe teknikler ve kalabalık içerisindeki yalnız insan teması var ama sıkılmadım o açıdan. (yalışlıkla orijinal dili önce izlediğimden salt klipten anladığım buydu, ama bu türkçe sözlerle klibi bağdaştıramadım çok)

hayır dinlemedim.

orijinal dil ile verdiği his aynı. meeleme. vokal tarzı ve ölgünlük aynı.

sanıyorum bu tarzı sevenler şarkıda güzellikler bulurlar. galiba biraz bununla alakalı.
0
godoşu beklerken
(03.11.16)
1 sevmedim
2 sesten pek anlamam ama etkileyici de değil şimdi
3 sıradan/beğenmedim
4 hayır
0
sayns
(03.11.16)
1 güzel değil
2 türkçe güzel değil.yabancı şarkı yine iyi.
3 abla ispanyollara benziyor.klibin şarkıyla ne alakası var çözemedim.
4 dinlemedim
0
bardakigüneşgözlüğü
(03.11.16)
1. Kışın kitap-kahve-battaniye günlerinde radyoda çıksa radyoyu değiştirecek kadar rahatsız olmadım.

2. Çok fena rahatsız etti, onun sesine dayanamadığım için şarkıyı çok sevmedim. Daha çok şarkının oktavı ile kadının oktavı uymuyormuş gibi geldi. Şarkının düzenlemesi çok ipek gibi ses beklentisi yaratıyor, kızın sesi şarkı baharatlı. Yıldız Tilbe'nin yanık türküler yerine yumuşak opera söylemesi gibi geldi ya da Sarah Brightman'a yanık içli şarkılar söyletilmesi gibi geldi. Düzenleme-kızın sesi uyumsuzluğu rahatsız etti özetle. Bir de kızın sesi çok burnundan çıkıyor, ağzıyla söylemiyor şarkıyı. Türkçe konuşma zorluğu mu yaşıyor, ne. Artikülasyon zorluğu yaşıyor gibi. Sesler neden bu kadar burnundan çıkıyor? Şarkıyı başka biri söylese severdim sanırım.

3. Kız hoş, klip hoş ama kızın ruju daha naturel ve giydikleri ile uyumlu olsa güzel olurmuş, parlak kırmızı mantonun üzerine pastel açık pembe ruj gözümü fena tırmaladı. Onun dışında kız tatlı, klip tatlı.

4. Dinlememiştim.

Şimdi bonusu dinliyorum. Aaa, gerçekten Türkçe konuşmuyormuş normalde, başka dil gibi olunca burundan konuşma biraz anlaşıldı ama yine de ses burnundan çıkıyor ve düzenleme-ses uyumsuzluğu var.
0
aychovsky
(03.11.16)
(1)

Duyuru hatunları iğneli epilasyon

yaren
SelamAnkara'da yaşıyorum, iğneli epilasyon yaptırmam lazım ama bu işi hiç bilmiyorum. Her yerde yapılabilecek kadar steril bir şey mi, değilse en sağlıklı nerede yapılır, fiyat aralığı nedir, nelere dikkat etmem lazım, bana yardım eder misiniz? Saatle mi ücretlendirilir yoksa çalışılan cm2'ye göre m
Selam

Ankara'da yaşıyorum, iğneli epilasyon yaptırmam lazım ama bu işi hiç bilmiyorum. Her yerde yapılabilecek kadar steril bir şey mi, değilse en sağlıklı nerede yapılır, fiyat aralığı nedir, nelere dikkat etmem lazım, bana yardım eder misiniz? Saatle mi ücretlendirilir yoksa çalışılan cm2'ye göre mi, nasıl oluyor?
0
yaren
(02.11.16)
Ankara için bilmiyorum ama dakika başı ücret alınıyor. O da kıl yoğunluğuna göre değişiyor. Genel bilgi için şuraya yönlendirebilirim.
eksisozluk.com
Fiyat semtten semte çok değişir. İstanbul-İzmir çok değişiyor, İstanbul'da semtten semte değişiyor ama İstanbul'da dakikası 2.5 TL'nin altındaki yerin koşullarına güvenmem. Ankara'da belki 2 olur minimum.
0
aychovsky
(03.11.16)
(4)

Nişantaşı'nda Akşam Yemeği Mekanı

Efiloğlu
Eski bir arkadaşım ile, Nişantaşı civarında bir akşam yemeği yemek üzere sözleştik. Fakat bu civarlarda bir mekan bilmiyorum. Bana önerebileceğiniz bir yer var mı?* İkimizde alkol kullanıyoruz. Alkollü mekan olabilir.** Aşırı lüks bir yer aramıyoruz. İlk buluşma gibi düşünebiliriz.
Eski bir arkadaşım ile, Nişantaşı civarında bir akşam yemeği yemek üzere sözleştik. Fakat bu civarlarda bir mekan bilmiyorum. Bana önerebileceğiniz bir yer var mı?

* İkimizde alkol kullanıyoruz. Alkollü mekan olabilir.
** Aşırı lüks bir yer aramıyoruz. İlk buluşma gibi düşünebiliriz.
0
Efiloğlu
(02.11.16)
Kirinti var, midpoint var..
0
kuehles blondes
(02.11.16)
Doğaya Dönüş var; hem yemekleri çok güzel hem ortamı çok güzel. Fiyatları da Midpoint ayarında. Aslında hem ev yemekleri hem de kisch gibi şeyler satıyorlar ama ortamı hiç ev yemeği ortamı değil. Loş ışıklı, şaraplı, müzikli falan ama bir yandan da kısır yiyebiliyorsun ama ortama uygun bir hava ile. Ev yemeği ile konsept mekan karışımı, değişik bir yer.
Burada menü de var ama yemekler girişte seçiliyor ve çok çeşitli.
www.zomato.comğaya-dönüş-bistro-ve-ev-yemekleri-nişantaşı-istanbul#
0
aychovsky
(02.11.16)
well-done adında bir restoran var. Bana iyi gelmişti.
0
lazarus
(02.11.16)
Ranchero
0
suicides underground
(02.11.16)
(1)

Pandora'nın kutusu

minduser
Merhaba. Pandora'nın kutusunda "umut" neden "kelebek" ile temsil edilmektedir, bilen var mı ? Cevaplar için teşekkür ederim.
Merhaba. Pandora'nın kutusunda "umut" neden "kelebek" ile temsil edilmektedir, bilen var mı ? Cevaplar için teşekkür ederim.
0
minduser
(02.11.16)
Aslında, kelebek doğrudan umudu temsil etmiyor, dolaylı yoldan umudu temsil ediyor ve bu 'kelebek etkisi'nden geliyor. 'Kelebeğin kanat çırpması, bilmemnerede fırtınaya neden olur' hesabı kelebek kaosu simgeliyor. Tabii o zaman adı böyle konmamış. Kutu açıldığı zaman ilk önce binbir kötülük ve dolayısıyla kaos açığa çıkıyor. Umut ise kelebeğin kendisi değil tam, kaosu umudun kaynağı olarak tanımlıyorlar. Umut ancak kaosun içinden çıkar giyorlar. Önce o kaos çıkmalı ki, peşinden umut çıkabilsin ya da içinden umut doğabilsin. Tabii, o zaman 'kelebek etkisi' diye adını koymamışlar ama kelebeği serbest bırakan kaosun kendisi olarak sembolize edilmiş.
0
aychovsky
(02.11.16)
(2)

bademciklerin alinmasina ragmen bogazin acimasi

confessions of an adman
yaklasik 3 ay once bademciklerimi aldirdim. ama ozellikle havalar soguyunca bir biri agriyor, tam gecti derken digeri. Simdi de her iki taraf agriyor. bademcik de yok ne agriyor orada? nasil iyilesir?
yaklasik 3 ay once bademciklerimi aldirdim. ama ozellikle havalar soguyunca bir biri agriyor, tam gecti derken digeri. Simdi de her iki taraf agriyor. bademcik de yok ne agriyor orada? nasil iyilesir?
0
confessions of an adman
(02.11.16)
Bir ihtimal henüz iyileşmesini tamamlamamış olabilir, o yüzden soğukta sızlıyor veya hassaslaşıyor olabilir.

Bir de eğer iyileştiyse, soğukta boğaz ağrıyorsa ve bademcik de yoksa, 'Farenjit 101' dersi sizi bekliyor demektir. Şu nedenle, bundan sonra bademcik şişemeyeceği ama mikrop girince hala bir taraf şişeceği için bundan sonra üst solunum yolu hastalıklarının bir kısmı farenjit olarak geçecek.
0
aychovsky
(02.11.16)
Tiroidlerin olabilir, annemin öyle oldu çünkü
0
powerpufgirl
(29.11.16)
(5)

Saçlara kuru temizleme yapmak mümkün mü?

gijilti
Saçtaki yağlanmadan kurtulmak için en az iki günde bir yıkamak lazım. Bu da beni kış aylarında ciddi şekilde hasta ediyor. Yıkamasam da gün boyu yağlı saçla takılmak da rahatsız ediyor.Birkaç gündür hastayım ve bereyle yatıp kalkıyorum. Berenin saçın yağını biraz aldığını fark ettim. Bu bana saç yağ
Saçtaki yağlanmadan kurtulmak için en az iki günde bir yıkamak lazım. Bu da beni kış aylarında ciddi şekilde hasta ediyor. Yıkamasam da gün boyu yağlı saçla takılmak da rahatsız ediyor.

Birkaç gündür hastayım ve bereyle yatıp kalkıyorum. Berenin saçın yağını biraz aldığını fark ettim. Bu bana saç yağından bir nebze de olsa yıkamadan da kurtulabileceğimiz fikrini oluşturdu.

Ne dersiniz, var mı bir yolu. Kışın en azından üç günde bir duş alırız bi çare bulursak.
0
gijilti
(01.11.16)
Kuru şampuan bir günü kurtarabilir.
0
aychovsky
(01.11.16)
saçlarını o kadar sık yıkadığın için zaten yağ oluyor. normali 3-4 günde 1. ben mesela saçlarımı daha uzun süre yıkamıyorum.
sen de birkaç sefer yıkama aradaki süreyi uzat saçlarının eskisi kadar yağlanmadığını göreceksin.
0
sta
(01.11.16)
kuru sampuan +1
ilk gun rahat gecer ikinci gun toplarsaniz ikinci ucuncu gun kuru sampuan idare edebilir diye dusunuyorum.
0
kassiopeia
(01.11.16)
bir de gercek zeytinyagi sabunun ise yaradigi soyleniyor, saclar alisinca daha zor yaglaniyor.
0
kassiopeia
(01.11.16)
Kuru şampuan veya medikal dükkanlarda satılan kendinden şampuanlı boneler cözüm olabilir. Selpak'ın da böyle bir bone ürünü vardı.
0
Sulfoxaflor
(01.11.16)
(6)

uyku ve ' canavarlarimiz'

yuvarlanantencereninkapagi
küçükken ayağımız yorgandan çıkınca canavar gelicekmis gibi korkardik ya, ben bunu hala yaşıyorum. genelde ayaklarımı yorganın dışına çıkartarak uyurum ama binbir korkuyla cikaririm. ve mesela elimin ya da herhangi bi uzvumun yatak sinirlari dışına çıkması bende büyük bi heyecan olusturuyor :D size
küçükken ayağımız yorgandan çıkınca canavar gelicekmis gibi korkardik ya, ben bunu hala yaşıyorum. genelde ayaklarımı yorganın dışına çıkartarak uyurum ama binbir korkuyla cikaririm. ve mesela elimin ya da herhangi bi uzvumun yatak sinirlari dışına çıkması bende büyük bi heyecan olusturuyor :D

size de oluyor mu?


psikolojik bir açıklaması olabilir mi?
0
yuvarlanantencereninkapagi
(01.11.16)
turk mitolojisi okumaya baslarsan, canavarlar, tepegozler nasil alt edilmis diye anlatiyorlar. sonra yuregin mangal gibi olur.

psikolojik bilemiyorum. benim fikrim: mantik ve hayalgucu arasindaki dengenin kurulmadigindan kaynaklandigi yonunde. bir sekilde mantiginin baskin gelmesini saglarsan bu tarz "gereksiz" korkular/heyecanlar yasamazsin.
0
idexo
(01.11.16)
Benim yatağın altında besliyorum bi tane. Çocukken korkmuştum ama alıştım artık. Bazen gece bi uyanıyorum tepeme dikilmiş bana bakıyor oluyor.
0
bigbadabum
(01.11.16)
aynısı bende de var. ayaklarım yorgandan, kolum bacağım yataktan asla çıkmaz. biri kapacak gibi geliyor.
0
boyalı kuş
(01.11.16)
Annen veya herhangi biri sana çocukken "ayağını yorganın dışına çıkarırsan canavarlar kapar ayağını" falan dediyse ondan korkmuşundur. Ben yazın ayaklarımı nereye koyacağımı bilemem mesela, kışın ayaklarım hep yorgan dışındadır.

İnsan dünyaya geldiğinde hiçbir korku taşımaz. Yaşamaya başladığı andan (anne karnına düştüğünden) itibaren korkmayı öğrenir. Yani bu korkuyu öğrenmişsin sen, psikolojiyle en fazla bu kadar ilgisi var.
0
yaren
(01.11.16)
Ben de ayaklarimi disarida birakamam, sanki bir anda bir el uzanip tutacakmis ya da bir sey dokunacakmis gibi geliyor. Eger uyumadan once boyle sacma seyler aklima gelmezse ellerimi ve kollarimi birakirim yorgan disinda. Diger turlu onlari da alirim yorganin icine :)
0
yuzır
(01.11.16)
Aaa, küçükken vardı bu. Hatta dün yazmıştım.
www.eksiduyuru.com

Yunan Mitolojisi'nde Prokrustes var. Bu bir haydut ve metal bir yatağı var. Kaçırdığı kişi yataltan uzunsa, "fazlalıkları" kesip atıyormuş; kısaysa da gere gere kişiyi yatakla aynı boy yapmaya çalışıyormuş. Demek ki eskiden beri insanlar bundan korkuyor.

Edit: Az önce baktım, atalarımızdan kalma bir korkuymuş. Atalarımız karanlıkta kendini güvende hissedemezlermiş. Ayağı kaybetmek avlanmaya gidememek, bir yabani hayvana rahatlıkla yem olmak anlamına geldiği için geceleri kolu bacağı sağlama almak isterlermiş. Sonradan da bu korku kodlarımıza işlenerek bize Prokrustes'inki hikayeler uydurtmuş ve içimize öyle işlemiş.
0
aychovsky
(01.11.16)
(30)

inanıyor musunuz

shotgunwoman
paranormal olaylara veya özel güçleri olan varlıklara?(anketing)
paranormal olaylara veya özel güçleri olan varlıklara?

(anketing)
0
shotgunwoman
(31.10.16)
inanıyorum.hatta bir olay anlatayım.

bizim evde dış kapı geceleri kilitlenmez. neyse bir gün evde herkes uyuyor, annem de uyurken bir rüya görüyor. rüyasında bizim evin kapısı açık, eve hırsız giriyor ve evdekilere zarar veriyor. annem tabi rüyanın etkisiyle korkuyla yerinde sıçrayıp babamı dürtüyor x git kapıya bak diye. babam da aldırmıyor tabi ne alaka gece gece kapı deyince, " git kapıya bak, kapı açık " diyor. babam söylene söylene kapıya gidiyor ve kapı yarıya kadar açık.

bu en basiti, bizim valide biraz efsunlu daha ne hikayeler var.
0
tosunpasa
(31.10.16)
inanıyorum. ama ben çok şeye inanıyorum ciddiye almayabilirsiniz. uzaylıların projesi olduğumuza falan da inanıyorum. matrixvari şeylere de inanıyorum.
0
brakgn
(31.10.16)
hayır. hiç.

inanan insanlara da inanAmıyorum.
0
qazaqwsx
(31.10.16)
@coyote noldu aplam ne cini yav?

ya benim sorum öyle cindi melekti değil.. mesela özel güçleri olan insanlar gibi
0
🌸shotgunwoman
(31.10.16)
hayır.
0
bohr atom modeli
(31.10.16)
Televizyonda çıkıyorsa kesin inanırım.
0
bigbadabum
(31.10.16)
@evimin paspası noldu??
0
🌸shotgunwoman
(31.10.16)
Ne kadar özel olduğuna bağlı.

İnanıyorum ama abartılı olanlara değil. Kendim yaşadığım bazı şeyler ve fazlaca güvendiğim insanların yaşadığı normal olmayan şeyler var. Sonuç itibariyle yalnız olmadığımız kesin.
0
sorumatik
(31.10.16)
ya gençler siz soruyu bu evrende yalnız mıyız gibi anladınız da soru o değil. mesela aramızda dolaşan supermanler falan var mı insan kılığında. böyle şeyler :D
0
🌸shotgunwoman
(31.10.16)
İnaniyorum diyenler Faydal site bakirkoyruhsinir.gov.tr
0
denklemci
(31.10.16)
ufak tefek tesadüfi şeyler vardı sadece ama ben onları saymıyorum. paranormal şeylere ve özel gücü olduğunu iddia eden varlıklara da inanmıyorum. başıma gelirse ancak.


dini varlıkları bunların dışında tutuyorum tabii.
0
m e b
(31.10.16)
Inanmiyorum
0
baldur2
(31.10.16)
inanıyorum ama inananlara inanmıyorum.
0
for day to break
(31.10.16)
İnanmıyorum, yalnızca bazı insanların bedenlerinin elektrik yükünün farklı olduğunu düşünüyorum. Mesela bazısının vücuduna, kaşık çatal vb yapışıyor, mıktanıs gibi adamın vücüdu. Bir diğerini 220 volt elektrik çarpmıyor örneğin. Var böyle insanlar. Ama bunların paranormal olaylar olduğunu ya da özel güçler olduğunu düşünmüyorum.

Bu arada @evimin paspası anlatsana biraz, heyecanlı gibi, gece gece iyi gider. kıpps.
0
old possum
(31.10.16)
bana anlat :D
0
🌸shotgunwoman
(31.10.16)
gece gece alta sçırtmalı gruplar <3
0
🌸shotgunwoman
(31.10.16)
inanmıyorum. inananları ciddiye almıyorum.
0
Goldstein
(31.10.16)
hayir.

ustalara saygi kusagi yinede:
cCc sirlar dunyasi cCc kalp gozu cCc
0
jedilance
(31.10.16)
başıma gelmeden inanmam.

nedense hiç başıma da gelmez. burdan yeri gelmişken tüm cin kardeşlerimize tekrar meydan okuyayım.
0
nickimin hakkini veremedim
(31.10.16)
denklemci ve old possum +1

daha bilimin kanıtlamadığı, bilemediği bir çok şey var fakat cinlermiş şeytanlarmış musallatmış inanmıyorum.
0
mizore
(31.10.16)
Hayır. Asla ve kat'a
0
lesmiserables
(31.10.16)
paspas olmadı senin hikaye etkilenmedim ben. bi de borderline şizofreni hep bunlardan demişsin. sjhdjs. olur mu ablacım ya bunlardan. tıp çaresiz ağlıyor şu an resmen djdjs.

neyse benim sorum zaten cinli perili şeyler değildi. mesela zamanda yolculuk yapan insanlar, güç kuvvet olayı aşmış gitmiş insanlar gibiydi. insanlardan saklanan kendilerini ifşa etmeyen vs. bi kişi de doğru anlamadı mk soruyu
0
🌸shotgunwoman
(31.10.16)
Benim çoraplar kayboluyor evde, bu da sayılır mı?
0
bigbadabum
(31.10.16)
hiç başıma gelmedi. başına geleni de görmedim. evrende madde ve onun oluşturduğu bilinçten başkasını bilmiyorum.
0
antikadimag
(31.10.16)
Nö.
Kucukken eger boyle bir sey varsa goreyim diye gece yarisi karanlikta dolasip yuksek sesle "Haydi cikin ortaya " derdim, hicbir sey cikmazdi:) Ben isteyince cikmadilar, simdi ciksalar da saymam zaten.
0
stavro
(01.11.16)
İnanmıyorum ama gençlik çağlarımda kardeşim, teyze oğlu ve ben ruh çağırma seansı yapmıştık. Kimse bir dümen çevirmemişti ama o fincan oynamıştı. Sorularımıza cevap almıştık.

Hala çözebilmiş değilim nasıl oldu nasıl bitti.
0
yine de şahlanıyor
(01.11.16)
İnanmıyorum ama korku filmi izlediğim gece popomu tuta tuta koridorda yürüdüğüm doğrudur. O saatte koridordan annem çıksa korkar, çığlığı basar, kafasına bir şeyler geçiririm zaten. Hani, birisi köşeden çıkıp Bö yapsa korkarsın ya, o köşede birinin beni beklediğini ve şaka yapacağını bilsem, yine Bö dediğinde korkarım. Adrenalin hassası bir yapım var, kendi halime bıraksam korkarım hemen. Bana biri gelip 'Seni korkutacağım' dese ve korkutsa, korkarım.

Küçükken çok inanıyordum. yine de şahlanıyor'un yaptığından biz de yapmıştık. Lisedeyken bir kağıda Evet-Hayır ve harfleri yuvarlak içine yazıp, sonra da tam ortaya bir yuvarlak yapılıyordu. Tam ortaya bir bozuk para konuyordu. Ruh çağırmak isteyen kişiler parmağını o paranın üstüne koyuyordu ve birtakım dualar okunuyordu. En sonda da 3 kere ‘Kalpler aleminden X’in kalbini çağırıyorum’ denince para hareket ediyordu. ‘Kim hareket ettiriyor parayı’ diyordum, sonra bir benim parmağımı bıraktılar ve para hareket etti. Tek başıma hareket ettirince inanmıştım ama sonradan bunun ‘ideomotor refleksi’ olduğunu bir belgeselden öğrendim, ayrıntılarını falan da karşılaştırınca gerçekten de ideomotor refleksi imiş yaşadığım.

O dönemde bizim eve ruh çağırdıydık. Sonra o ruha "Gider misin" demiştik, gitmemişti. Çok inatçı çıkmıştı. "Ey ruh, gider misin" demiştik, Hayır deyip durmuştu. Ben en son "Annemler 10 dakikaya gelecek, gitsen iyi olur ruh" demiştim. Gitmeyince, "E kal bari evde, ne yapayım. Sen bilirsin ruh" demiştim. Bir süre ruh bir şey yapacak mı diye bekledim, yapmayınca ruhu da sallamamıştım, ‘Evde kendi halinde takılıyor’ diye karışmamıştım.

8 yaşındayken Chucky’yi izlemiştim ve çok korkmuştum. O yaz, kuzenim bana kızıl saçlı, mavi gözlü bir bebek hediye etmişti. Bildiğin Chucky’nin dişisiydi. Geceleri bebek canlanıp cinayet işleyecek diye uyuyamıyordum, gündüz uyumaktan yorgunluk gelmişti. En son durumu ele aldım ve bebeğin gözlerini yerinden çıkarmadım ama sinirleri olduğunu düşündüğüm bir yerden kör ettim. Bir de bebeğin sağ kolunu kullandığını düşünerek sağ omzunu çıkardım. Bir de sağ kasığından bacağını çıkarak ailemi korudum, olası bir bebek cinayetini engelledim. Sonuçta, kör, topal ve kolsuzken ben daha güçlüydüm; aileme bir şey yapmadan engelleyebilirdim.

Ayrıca, yatağımın altında bir canavar yaşadığına ve yataktan taşan vücut parçalarımı keseceğine inanırdım. O yüzden gece yataktan el-ayak-bacak çıkarmamaya çok özen gösterirdim.

Onun dışında ne kadar Sadettin Teksoy varsa izler korkardım, ne kadar şehir efsanesi varsa hepsini birbirimize anlatırdık. 15 yaşından sonra bana bir skeptisizm geldi. Ondan beri de adım adım inanmamaya başladım, sonra zaten hiçbir paranormale inanmaz hale geldim.
0
aychovsky
(01.11.16)
inanmam. inanana da ya salak olması ya da psikolojisinin bozuk olması varsayımıyla yaklaşırım. ikisi de değilse çok ciddi bozarım.
0
zgrydn
(01.11.16)
öyle özel güçmüş falan inanmam saçma bence. inananlar hakkında da bir şey düşünmüyorum herkesin inanışı kendine bi yerde.
0
in vino veritas
(01.11.16)
askldjlkj çoğu dadananın/bunlara takanın işsiz olduğunu düşünüyorum. paranormal bir şeylere inanmıyorum.
0
sayns
(01.11.16)
(16)

Kendinizi özel hissediyor musunuz?

goodz
Çocukken herkes kendisini özel hisseder. Ne bileyim diğerlerinden farklı olduğunu, özel bir insan olduğunu düşünür. Bir zaman sonra yaşaya yaşaya sıradan insanlar olduğumuz aşılanır.Siz hala kendinizi özel hissediyor musunuz? Evet veya hayır ise ne zamandan beri?
Çocukken herkes kendisini özel hisseder. Ne bileyim diğerlerinden farklı olduğunu, özel bir insan olduğunu düşünür. Bir zaman sonra yaşaya yaşaya sıradan insanlar olduğumuz aşılanır.

Siz hala kendinizi özel hissediyor musunuz? Evet veya hayır ise ne zamandan beri?
0
goodz
(30.10.16)
Kendimi bildim bileli bok gibi hissederim. Cocukluk da dahil.
0
nick konusunda kararsizim
(30.10.16)
Kendimi özel hissediyorum ama "hâlâ" değil. Küçükken özel hissetmek isterdim, bu ihtiyacım hâlâ geçmedi. Ama kendimle ilgilendikçe, kendimi yetiştirip büyüttükçe daha özel hisseder oldum. Son 2-3 yıldır daha özel hissediyorum diyebilirim. 34 K
0
yaren
(30.10.16)
ya ben de herkes kendini özel hissediyor derdim ama hissetmeyenler varmış. benim için durum şöyle: özel olduğumu değil de olabileceğimi hissediyorum. bu bir de özel olma anlayışına bağlı biraz. ben mesela bundan 100 sene sonra konuşulacak bir edebi eser çıkarsam ortaya özel sayarım kendimi. başkası için, iyi bir eş ve evlat sahibi olmak, o insanların saygısını ve sevgisini kazanmış olmak en büyük gururdur, "özel"liktir. biraz beklenti meselesi. yaşadığım sürece özel olabileceğime daima inanacağım sanırım çünkü nefes almaya devam ettiğim müddetçe bir şeyler başarabilirim. şu an özel misin dersen tabii ki değilim.
0
der meister
(30.10.16)
özel olma potansiyelimin var olduğunu ve bu potansiyelin kıyısından bile geçemeyecek kadar da miskin olduğumu, neticede özel olmadığımı hissediyorum.

bence herkesin en azından bir hususta özel olma potansiyeli var zaten.
0
knight of cydonia
(30.10.16)
özel olma potansiyelinden bahsedenler aslında doğrudan özel olduklarını düşünüyor gibi geldi benim tanımıma göre. zeki ama çalışmıyor gibi.
0
🌸goodz
(30.10.16)
Hissediyorum. Bazen çevremdekilerden daha akıllı olduğumu fark ediyorum. Kendimi övmekle hiç alakası yok. Ben bundan daha akıllıyım lan dediğim zamanlar oluyor.
0
dissendium
(30.10.16)
Ben bir taneyim.
0
f_d
(30.10.16)
başıma bir iş gelmeyecekse evet, kendimi özel hissediyorum.

çevremdeki insanlara baktığımda onlardan çok farklı olduğumu görüyorum. çoğu kişi çok küçük hayallere sahip. inanılmaz standart hayatlar yaşıyorlar. oku çalış evlen çocuk yetiştir emekli ol öl mentalitesine sahipler. haa ben çok mu marjinalim? hayatta bundan sonraki hedefim astronot olmak falan mı? yoo. alakası yok. ancak görüş açısı itibariyle insanların genelinden ayrıldığımı düşünüyorum.
0
köstebek kurabiye
(30.10.16)
hayır
hiç kendimi özel hissetmedim. bi özelliğim de yok
normal düz insanım işte
0
basond
(30.10.16)
Hissediyorum ve bunu hissetmek icin birilerinden daha iyi daha akilli daha guzel daha basarili daha daha... oldugumu dusunmem gerekmiyor. Iyimle kötümle tek oldugum icin özelim. Farkli olmak=özel olmak diyorsak o kibir oluyor daha cok. Birilerinden bagimsiz olarak ozel hissediyorum evet.
0
aquarium
(30.10.16)
annemin dizlerinden yazıyorum, kendimi çok özel hissediyorum.
0
for day to break
(30.10.16)
Evet, hissediyorum. Narsisizm boyutuna varmadıkça sıkıntı yok bence.
0
elikası
(30.10.16)
Yok, hiç özel hissetmediğim gibi, asla özel olamayacağımı da adım kadar iyi biliyorum.

Özel olmak için yırtınmadım ama farklı nedenlerle yırtınmama rağmen özel biri olmadım, çevreyle de kendimi kıyaslayınca başıma bir iş gelmezse %99.9 olasılıkla özel olmayacağımı biliyorum. İyi ki yaptığımdan zevk alıyorum da, özel biri olmayacak olmak koymuyor. Hatta biraz rahatlatıyor da. Kendim için yırtınmaya devam edebilirim. Her şeyim ortalama, bu da büyük bir sorumluluk duygusunu üzerimden kaldırdığı için mutluyum.

Tabii ki bu önemsiz olduğum anlamına gelmiyor; kimse önemsiz değil bence. Yoksa 'Ummadık taş baş yarar' diye atasözü olmazdı. Gerçekten herkes bir dünya ve herkesin iç dünyası birbirinden ilginç. O yüzden, ilgilenilmeye değer diyebilirim ama özel olduğumu söyleyemem. Sevgili için özel olunur, anne-baba için özel olunur ama genel olarak insanlık için özel değilim, çok net bu.

Edit: Bundan sonra Quora'da bir şey okudum ve bayıldım. Düzgün bir çevirmen değilim ama anladığım kadarını çevireyim, çünkü kendi düşündüğümü bu kadar güzel anlatamam:

"Özel olmak bir mit. İnsansın sen, herkes de öyle. Hepimiz uyuyoruz, nefes alıyoruz, yemek yiyoruz, s.çıyoruz, gülüp ağlıyoruz, vb. Dış görünüşümüz, kabuğumuz ne kadar şık olursa olsun, içeride dünyaya gelen, bir süre buralarda takılacak olan ve daha sonra bu dünyadan ayrılacak olan biri var. Herkes gibi.

Bu da kötü bir şey değil. Bu, aynı zamanda, diğer insanların da senden özel olmadığı anlamına gelir. Senin hayatında hayranı olduğun diğer insanlar kadar önemli ve değerli.

Herkesin hayatının bir değeri var ve yapılabilecek tek şey o değeri yaşamak. Olabileceğinin en iyisi olmak da isteyebileceğin en uç nokta olabilir, ötesi olamaz. Geri kalanı sadece laf salatası"
0
aychovsky
(30.10.16)
özel değil de, eşcinsel olduğum için farklı olduğumu hissediyorum hep. bazı şeyleri eşcinsel olmayanların göremediği bir bakış açısından görebildiğimizi düşünüyorum.
0
nathanieltroy
(30.10.16)
Evet. Hep diğerlerinden farklı olduğumu düşünürüm. Şimdiye kadar da aksini düşündürecek biriyle karşılaşmadım.
0
Lim5
(30.10.16)
özel falan hissetmiyorum. zaten özel insan gibi bir şeye de inanmıyorum.

özel dediğimiz şey farklılık.

sosyoloji, psikoloji, tarih vs vs. bilim veya alanlarla yeterince vakit geçirdiğinizde bize özel, değerli, kendimize has gelen şeylerin aslında basit ve sıradan açıklamaları olduğunu görüyorsunuz, en azından ben öyle görüyorum.
0
wilhelmwasmuss
(30.10.16)
(21)

Evleneceğiniz Kişinin Eğitim Seviyesi

peace.on
Aslında gönül işleri ama soru sormak istediğim için soruya açtım.Evleneceğiniz kişinin eğitim/meslek durumu sizin için ne kadar önemlidir? Örneğin siz iyi bir üniversiteden mezunsunuz ve iyi bir işte çalışıyorsunuz geleceğiniz parlak vs. ama lise mezunu bir kızdan hoşlandınız? Bu durumda evliliği dü
Aslında gönül işleri ama soru sormak istediğim için soruya açtım.

Evleneceğiniz kişinin eğitim/meslek durumu sizin için ne kadar önemlidir? Örneğin siz iyi bir üniversiteden mezunsunuz ve iyi bir işte çalışıyorsunuz geleceğiniz parlak vs. ama lise mezunu bir kızdan hoşlandınız? Bu durumda evliliği düşünür müsünüz yine de yoksa denk değiliz deyip vaz mı geçersiniz?
0
peace.on
(28.10.16)
hic fark etmez.
universite mezunu olmamasını isterim hatta, çok bilmiş oluyor universite okuyan tipler. özellikle kadınlar:) şu an birlikte oldugum kişi yl seviyesinde ve sıkıcı ya, biiraz şapşallık istiyorum ben:)
0
benaslindayohum
(28.10.16)
doktora yapıyorum, akademik olduğum için profesörlüğe kadar yolu var.
anlaşabiliyorsak, kendini geliştirmiş biriyse ne mezunu olduğu önemli değil.

edit: ancak eğitim seviyesi düşük olan erkekler problem edebiliyor kadının eğitimini. tabii ki evi de kadın olarak ben geçindirmeyeyim, işi gücü olsun.
0
kayranin kedisi
(28.10.16)
Lise mezunu yine iyi tabi kendinide geliştirmeye önem veren biri ise fark etmez diye düsünüyorum ama davul bile dengi dengine demişler. çok örnekler var ortada, olmuyor eğer gerçekten açık bir şekilde kültür farkı eğitim farkı var ise, tabi karakterlerinizde önemli birbirinizden bir süre sonra eğitimsizliğinizden ve bunun getirdiği hareketlerden nefret etmicekseniz, önem vermicekseniz bu duruma olabilir.

Toplantılarda yemeklerde mesela göze batıyor bu durum eğer böyle ortamlara giricekseniz ilerde..
0
eja
(28.10.16)
peki hayat şartları, tek kişinin maaşıyla geçinmek zorunda olmak, işsiz kalınca aç kalma korkusu vs. bunlar düşündürmez mi sizi?
0
🌸peace.on
(28.10.16)
Evlilik ciddi bir şey bence. Sevgililik gibi değil. Evlilik için birçok noktada uyum sağlamak gerek. Eğitim bu kriterlerden sadece biri. Sadece buna bakarak kesin bir şey diyemem. Ama şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki gerçekten değerli biriyse lise mezunu da olsa sevgili olurum.
0
dissendium
(28.10.16)
Kendini geliştirmeye bağlı +1
"Biz de hayat okulundan mezunuz kızım" demiyorsa, öğrenmeyi seviyorsa bunu bir kriter olarak kullanmam.
0
aychovsky
(28.10.16)
üniversite mezunu olmayan kişiyle arkadaşlık etmem.

not: üniversite mezunları çok kıymetli diye değil. üniversite mezunu bile olamamış diye.
0
tchuck
(28.10.16)
Eğitimi önemli, en az benim ayarımda olmalı. Eğitimli cahil de olmamalı.
0
Lim5
(28.10.16)
Lise mezunluğu ne zaman aşağılanır oldu yahu? Vay anam vay.

Cevap: İnan üniversite eğitimi o kadar önemsiz ki ilişki esnasında. Ha ben meslektaşım avukatlarlayken esnaf kocamdan utanıyorum kafasındaysan ya da doktorlar grubuma kuaför karımı sokmak istemiyorum diyorsan o senin bileceğin iş.

Ama evde farketmez, aşk ve sevgi bunları dinlemez.
0
medre
(28.10.16)
öncelikle: www.5harfliler.com
:D

Şimdi erkek kadın ayrımı var orada. Kadınlar hipergamiye daha yatkınlar kendilerinden düşük seviyede bir erkeğe tiksinerek bile bakabilirler. Ha eğitim seviyesi olarak daha alt ama çok yetenekli-bilgili vb. ise onu telafi eder. Erkeğin bir konuda gerçekten iyi olması lazım.

Fakat erkeklerde öyle illa entelektüel olsun eğitim seviyesi yüksek olsun isteği olmuyor. Hatta güzel ve yeteneksiz-bilgisiz kız ortalama ve entelektüel kızı geçebiliyor.(tercih edilme olarak)

Ben şahsen önemsiyorum. Bırak lise mezununu üniversitedeki birkaç kızla flört ettiğimde konuşacak pek ortak şey bulamamıştım. Sevgili bile olmak garip geliyor evlilik ııh. Kendisi bir şeyler yaptıysa kendini geliştirdiyse işler değişir tabii.

yine ek olarak, aslında daha az eğitimli-saf kadınlarla ilişki biraz daha kolay. Birçok erkeğin güzel ama aptala gitmesinin bir sebebi o bence.

further reading:
eksisozluk.com
0
rodriguez2
(28.10.16)
cehalet tahammul edebildigim birsey degil. o sebeple, cok onemli...
0
e haliyle
(28.10.16)
Olmaz vazgeçerim. Davul dengi dengine abicim öğrenin artık bunu. Şimdi birisi gelir benim ordinaryüs profesör arkadaşım ilk okul mezunu ile çok mutlu diye anlatmaya başlar.
0
gozu acik sevisen yahudi
(28.10.16)
lise mezunu, üniversite terk adam hayatta sevdiğim ilk kişiydi,
üniversite okuyan (biz birlikteyken) adam sonradan psikopat çıktı, kendisinden şikayetçi oldum,
şu an da üniversite mezunu bi adamla birlikteyim, çok mutluyum. kendini geliştirmeye bağlı gerçekten.
0
nice tnetennba
(28.10.16)
ne yalan soyleyeyim buraya 'onemli olan kendini gelistirmesi' yazsam da icten ice dert ederdim ben universite mezunu olmamasini. bunu lise mezunlarini asagilamak ya da universite mezunlari superdir demek icin soylemiyorum ama kultur uyusmasi onemli bir sey. tabii ki universite mezunu olup hicbir seyden anlamayan insanlar oldugu gibi lise mezunu olup kulturel anlamda kendini cok gelistirmis insanlar var. yine de bu benim aciklayamadigim sacma bir takintim iste.
0
fraise
(29.10.16)
liseyi bırak ünivesite okumuş adamlarla konuşulmuyor ki...
geçen bir ortamda proletarya ne demek açıklamak zorunda kaldım.

eğitim/meslek durumu benim için önemli çünkü anlaşamıyoruz. bu da 2*2 =4 kadar açık bir durum. o ne ki sayısal altyapısı olmayan adamlarla, kafası matematiğe basmayan adamla bile anlaşamıyorum ben.çiçek böcek kelebek diye gezen, ailesi zengin diye okulu sallamış diplomayı almamış adamlar var mesela sorun diploması olamması değil sorun adamın rahatlığı. Genelde baba parası yemek dışında hayatta bir beceri de kazanamamış oluyorlar, deli olurum öyle tiplere.

Ha ama adam zehir gibidir, imkanı olmamıştır, erkenden çalışmaya atılmak zorunda kalmıştır, yaşadığı ülkede farklı şartlar vardır, üniversite eğitimi olmayan bir mesleği vardır vs bunlar olur. Mesele üniversite okumak değil belli bir kafa/zeka düzeyinde olmak.
0
niye ama
(29.10.16)
Eğitim seviyesi, kültürü, hayata bakış acısı vs benimkinden kısıtlı olan adamla birlikte olmam. Bana bir şey katmayacak çünkü, ilişkilerin her türlüsüne böyle bakıyorum. Hatta linc edilebilirim ama atıyorum, adını hiç duymadigim bir apartman üniversitesinden mezun olanlara da çok iyi gözle bakmıyorum. Çok fena fasistim bu konularda.
0
piremses
(29.10.16)
Annem ilkokul mezunu, ortaokul bile değil bak, ama çoğu boğaziçi'liden çok daha fazla kitap okur, kendini geliştirir, düzgün programlar takip eder vs ve çoğundan daha iyi mantık yürütebilir. Bir tane acun programı izlemişliği yoktur mesela. Sıradan bir üniversite mezunundansa resmen çok ileridedir. Sıradan bi üniversite mezunu adamın zaten futbol araba ve survivor dışında konuşacak neyi var ki bu ülkede?

Yani sadece anneme bakarak bile biri üniversite mezunu değil diye ondan vazgeçmem.
0
noluyo yaa
(29.10.16)
kendini geliştirmiş olması yeterli.
ne mezunu olduğu önemsiz.
0
lonelyman
(29.10.16)
son tahlilde olay ailede bitiyor. aile o kafadansa huzur vermiyor, vermeyecek. 5 yılımı yediler. 6 aydır depresyondayım.

annelik dedigimiz o kutsal makam öyle acımasız olabiliyor ki.
0
aksi kanitlanmadikca cocuktur
(29.10.16)
Evlenme kafasına girdiysen zaten kızla uzun süredir muhattapsındır. O zamana kadar da diplomadan daha fazla kız hakkında sana fikir verecek veri toplamışsındır çoktan.
0
arnold schwarzeneger
(29.10.16)
eğitim seviyesini umursamam. ama bu çok seçici olmadığım anlamına gelmiyor. bir kızla muhabbet ederken (henüz nedir necidir bilmiyorken) konuşma konuları, verdiği cevaplar, sorduğu sorular, bilgisi, kültürü vs on dakikada ortaya çıkıyor. o noktadan sonra mezun olduğu üniversite ya da lise mühim değil. ama, iş ciddiye bindiğinde, çalıştığı iş çok önemli. kazandığı paradan dolayı falan değil; tamamen bencil sebeplerle: ne kadar yorucu bir iş, aileye vakit ayırabilir mi, çok fazla erkekle muhatap olur mu vs vs.
0
sen git ben geliyorum
(04.11.16)
(9)

yeni doğmuş bebeğe giydirilen zıbın hk.

pomaks
https://scontent-fra3-1.xx.fbcdn.net/v/t1.0-9/14720546_952768664833729_3235101941174297535_n.jpg?oh=221493978d35e53ad70df25d1e9068db&oe=588FED58şöyle zıbınlar bana hiç sempatik gelmiyor ya gerçekten komik mi yani ya da amaç ne yani baba 'meheheheh' diye gülsün falan mı nedir yani? çok ama çok basit
scontent-fra3-1.xx.fbcdn.net

şöyle zıbınlar bana hiç sempatik gelmiyor ya gerçekten komik mi yani ya da amaç ne yani baba 'meheheheh' diye gülsün falan mı nedir yani? çok ama çok basit değil mi?
0
pomaks
(28.10.16)
canım kaynım yazan havlu kadar samimiyetsiz. espri yoksunluğu.
0
ykyt
(28.10.16)
kezban kezban şeyler işte
0
killerbee
(28.10.16)
tiksinç. bebeğime 1 tane bile böyle bir şey almadım almam da alsalar da giydirmem
0
sta
(28.10.16)
berbat ötesi geliyor bana da.
bir de yazım hatalarıyla dolu olunca iyice kötü hissediyorum.
0
m e b
(28.10.16)
Varoşlique
0
powerpufgirl
(28.10.16)
her arz kendi talebini yaratır.
zevkler ve renkler tartışılmaz.
size ne?

siz alip giydirmeyebilirsiniz. kimse "neden giydirmiyorsun?" diye sormaz.

yeni anneyim. küçük bir ilçede yaşıyorum. sizin "kezban" ya da "varos" bulduğunuz bu ürünleri çok beğenerek ve belki inanmayacaksınız ama gerçekten severek giydiren pek çok anne var.
hayatları, dünyaları, espri anlayışları bundan ibaret.

herkes wow oynayıp, game of thrones izleyip, himym esprilerine gülmüyor. hatta bunların ne olduğunu bilmeyen milyonlarca insan yaşıyor bu topraklarda.

isim gereği turkiyede pek çok ilde akademisyenlerle çalıştım. onların bile haberi yok yanda haberi olsa da ilgisi yok. böylesi bir "beyaz yaka" kültürüyle doğmamışlar ya da sonradan bu kültürü edinmemişler.

kısacası siz yyapmayın.olsun bitsin.
0
balik kraker
(28.10.16)
mobil edit: ben de hoşlanmıyorum. komik de bulmuyorum, haliyle almiyorum; hediye gelirse de nazikçe teşekkür edip durumu olmayan birinin çocuğuna iletmek uzere kaldiriyorum. çöpe gitmiyor yani. ama bu durumu aklima takip buraya duyuru açmayı gerektirecek kadar da öfke ya da nefret biriktirmeye gerek yok.
0
balik kraker
(28.10.16)
@balik kraker

öfkelenmedim asla zevkler ve renkler tartışılmaz tabi ki kim ne isterse giydirir çocuğuna da bu zıbının aynısını gün görmüş beyaz yakalı arkadaşlarım da giydiriyor yani eğitim, kültür, lokasyon etkilemiyor. biraz bana açıkçası sinir bozucu geliyor ama yani bunu eleştiri anlamında söylemiyorum. yani bunu tasarlayan zaten ayrı bi zeka ona hiç girmiyorum da ne bileyim bunun dedim ya kültürle ilgisi yok görgüsüzlük geliyor bana. biraz cehalet yani açık konuşmak gerekirse. yani buna gülmekle osuruğa gülmek arasında fark göremiyorum yoksa tabi ki herkesin görüşü dünyaya bakış açısı aynı olacak değil ama koca koca adamlar ne okullardan mezun ne unvanlar sahibi bi bakıyorum bu zıbın eeeaahhh eytere bea diyesim geliyor yoksa kimseyi küçümsemiyorum.
0
🌸pomaks
(28.10.16)
balık kraker +1
Açıkçası para verip almam ama biri hediye etmişse giydiririm. Zıbın alt tarafı, işlevini yerine getiriyorsa ve kaliteli ise isterse üstünde Sexy Bitch 2017 yazsın, isterse "Kurşun senin elindense ölümü şarap gibi içeriz gülüm" yazsın. Buna gülmüyorum normalde ve almam ama başkası neşeli neşeli "Haha, bak ne aldık" dese içimden onunla gülmek gelir. "Ooooh, şimdiden başlasın bakalım paralarına etmeye, doğru yolun yolcusu bu, ahahaaha" diye muhabbetimi de ederim.
0
aychovsky
(28.10.16)
(3)

öğretim görevliliği ile ilgili uzman sorusu

min el garaib
selam ahali. olay şöyle: ben çalıştığım ilk kurumda öğretim görevlisi ünvanına sahiptim. yeni kurumumda okutman olarak anılıyorum. yönetmeliklerden birinde "en az iki (üç?) yıl öğretim görevlisi olarak çalışmışsa, yeni kurumunda da öğretim görevlisi olarak anılmaya hak kazanır" gibisinden bir madde
selam ahali. olay şöyle: ben çalıştığım ilk kurumda öğretim görevlisi ünvanına sahiptim. yeni kurumumda okutman olarak anılıyorum. yönetmeliklerden birinde "en az iki (üç?) yıl öğretim görevlisi olarak çalışmışsa, yeni kurumunda da öğretim görevlisi olarak anılmaya hak kazanır" gibisinden bir madde okumuştum. hatta bunu sarıp sarmaladım kullanmak üzere ama lazım olduğunda bilgisayarımda bulamadım.

bütün anahtar kelimeleri girmeme rağmen internette de bulamadım. eğer hafızam bana hiç etmediği bir oyunu oynamıyorsa bu yönetmelik maddesinin bir yerlerde hala duruyor olması lazım. bilen duyan varsa kanun namına, sevabına bir el atıversin.
0
min el garaib
(27.10.16)
Valla bu dediğini ilk kez duydum. İki kadronun amacı başka, nasıl birinden diğerine döner ki, çok tuhaf geldi. Takipteyim.
0
manuel mandalina
(27.10.16)
Bu, kurumun yapısına bağlı biraz da. Gittiğin yerde öğretim görevlisi kadrosu dolu ise ya da şartları ağır ise bir alt kadrmeden alabilirler. Örneğin, bazı üniversitelerde asistanlara kalıcı kadro vermek ya da öğrrtim görevlileri kadrpsumda tutmak in yardımcı doçentlik koşullarını sağlamalarını bekliyorlar. Çünkü yardımcı doçent kadroları dolu ve zaten az olan kadroya bu şetları almayan insanları vermek istemiyorlar. Dolayısıyla öğretim görevliliği ya da Ar Gör Dr'lik bir sıra bekleme kadrosu halini alıyor. Tek dava açılma koşulu da alt kadronun üst kadrodan daha fazla şart istemesi. Örneğin, öğretim görevliliği için yardımcı doçentlik şartlarının sağlanması + 1 makale derse o zamam dava açıkabiliyor. Bu tamamen üniversitenin alım koşullarına ve kadro doluluğuna bağlı. Yine de Özlük İşleri ile görüşebilirsin.
0
aychovsky
(27.10.16)
Su anda üniversitemin beni ogretim görevlisi olarak tanıması icin elde yeter sebep var. Lisansüstü egitiminin olmasi yeterli. Ancak rektör bu madde ile daha çabuk ikna olacak gibi.
0
🌸min el garaib
(27.10.16)
(2)

Kuşadası-Sığacık ya da Seferihisar-Sığacık toplu taşıma

mechanica
Merhaba, haftaya Sığacık Teos tarafında (Euphoria Aegean Resort) katılmam gereken kongre var, ancak altımda araba falan yok. Kuşadası'ndan gitmek zorunda kalacağım. Kuşadası'ndan Seferihisar'a araba var ancak Seferihisar'dan Sığacık'a nasıl gideceğimi bilemiyorum, ya da hangi güzergahlardan geçtiğin
Merhaba, haftaya Sığacık Teos tarafında (Euphoria Aegean Resort) katılmam gereken kongre var, ancak altımda araba falan yok. Kuşadası'ndan gitmek zorunda kalacağım. Kuşadası'ndan Seferihisar'a araba var ancak Seferihisar'dan Sığacık'a nasıl gideceğimi bilemiyorum, ya da hangi güzergahlardan geçtiğini.

Seferihisar son durak ardından Sığacık'a giden minibüs bekleme gibi bir rastgele planım var ancak yardımcı olursanız şu öğrenci kardeşinize çok memnun kalırım.

Hayırlı günler.
0
mechanica
(27.10.16)
Seferihisar'dan Sığacık'a minibüs var. Dolayısıyla o plan geçerli bir plan ama kış nedeniyle sıklığı azaltılmış olabilir.
0
aychovsky
(27.10.16)
sağolun, sanırsam öyle yapacağım.
0
🌸mechanica
(28.10.16)
(1)

olasılıktan anlayanlar beri gelsin

who cares wins
merhaba olasılık sevdalıları.soru şu; birbirlerine bağlı olan A, B ve C olaylarının aynı anda olması olasılığını nasıl hesaplayacağımızı gösteriniz.benim cevabım şu; P(AnBnC) = P(A).P(B|A).P(C|AB) ya daP(AnBnC) = P(B).P(A|B).P(C|AB) ya daP(AnBnC) = P(B).P(C|B).P(A|BC) ya dagibi gibi toplam altı şeki
merhaba olasılık sevdalıları.
soru şu; birbirlerine bağlı olan A, B ve C olaylarının aynı anda olması olasılığını nasıl hesaplayacağımızı gösteriniz.

benim cevabım şu;
P(AnBnC) = P(A).P(B|A).P(C|AB) ya da
P(AnBnC) = P(B).P(A|B).P(C|AB) ya da
P(AnBnC) = P(B).P(C|B).P(A|BC) ya da
gibi gibi toplam altı şekilde cevap verilebilir diyorum. doğru mudur? şimdiden teşekkürler.
0
who cares wins
(25.10.16)
Evet, Bayes formülü üstünden doğru bu.
P(A).P(B|A)=P(AnB)'yi yada P(AB)'yi verir. P(AB).P(C|AB) de P(AnBnC) ya da P(ABC)'yi verir. Aynı şekilde diğerleri de doğru.
0
aychovsky
(25.10.16)
(4)

vajinal orgazmi ogrenmek

yuvarlanantencereninkapagi
bunun için napmak lazım? partner olmadan dusunelim. dildo veya vibratör almak mantıklı mı, evetse tavsiyelerinizi alabilirim.bunun dışında kitap, film, belgesel ya da yapılabilecek düşünsel bir seyler var mı?' sağlıksal' bir problemim olduğunu düşünmüyorum vajinismus vs. amaç acıyı azaltmak ve zevk
bunun için napmak lazım? partner olmadan dusunelim. dildo veya vibratör almak mantıklı mı, evetse tavsiyelerinizi alabilirim.

bunun dışında kitap, film, belgesel ya da yapılabilecek düşünsel bir seyler var mı?

' sağlıksal' bir problemim olduğunu düşünmüyorum vajinismus vs. amaç acıyı azaltmak ve zevk alabilmek.
0
yuvarlanantencereninkapagi
(25.10.16)
thewizardofearthsea
(25.10.16)
Şunu oku
www.5harfliler.com

Sonra da şunu
www.amargidergi.com

Kendini yok yere dertlere salma yani, öğrenilecek bi şey yok ortada.
0
buff
(25.10.16)
aramaya inan bacım. benzer bi konuda ayçovski'nin tavsiyeleri vardı, biz de onaylayıp yücelttiydik falan.
0
manuel mandalina
(25.10.16)
5 harfliler linkini birçok kere okudum ama kendi deneyimim çoooook farklı ve bunun tamamen bir Pavlov'un köpeği gibi 'öğrenilen refleks' olduğu yönünde. Vajinal orgazm sandığımız şey, kllitorisin o yönde giden bir uzantısı olabilir ama yaşattığı şeyler aynı değil.

Bilimsel olarak bu konuda birçok birbiri ile çelişen yayınlar var. "Araştırma yapın " diyemiyorum kimseye, çünkü farkındalığın dibine vurması gereken bilim, bu ve beyin gibi konularda sürekli birbiri ile çelişiyor ve herkes kendi işine yarayan yayınları kullanıyor. O kadar uç görüşler var ki, herhangi bir politik ya da sosyolojik görüş sahibi kendine uygun üç milyon yayın bulup 'Ama bunlar destekliyor' diyebilir. O yüzden teorileri değil, sadece rakamları bilimden alıyorum: Çalışmalara göre ilk sevişmede kadınların %2'si, ilk zamanlarda orgazm olabilen kadın oranı %20. Planned Parenthood anketine göre Amerika'daki kadınların %30-43'ü arası anorgazmik, cinsel devrim yaşamamış doğu ülkelerinde bu oranın daha yüksek olduğu söyleniyor. Gerisi için kendimde ne yaptığımı kopyala-yapıştır yapacağım.

Bu iş pratik işi ve bu pratik erkekle olacak gibi değil. Benim bunu öğrenmem 1.5-2 yıl aldı. Bunu bir erkekle öğrenemezdim (ki erkek arkadaşım vardı ve aktiftik), çünkü yanımda erkek olması onun da beklentiye girmesi ve 'Bu sefer olacak mı' beklentisi ile başlayıp daha beter streslenme ile son son buldu. Erkekler genelde daha sabırsız olabiliyorlar bu konuda, bir iki ay uğraşınca 'E hala mı olmuyor' diyebiliyorlar, haklılar da. O kadar kolay olabilen bir şey nasıl olur da olmaz! Çünkü ilk 'vajinal' ya da artık ne zıkkımsa, ondan olduğumda 55 dakika sürmüştü. Ondan öncesinde 1.5 saat yükselip yükselip kaldığım, sıkılıp bir dizi açtığım falan olmuştu. E, şimdi canlı adamla onu yapmaya kalkarsan adamdan sürtüne sürtüne ateş çıkar, yorulur. Ayrıca senin bir türlü boşalamadığını görünce onun da gözünde büyür, efor sarf etmekten bıkar. Partner olmaması öğrenme aşamasında daha bile iyi. Klitorise tövbe edince, vajinal de olunmuyorsa iki taraf için de hüsran demek bu, seks bildiğin çok sıkıcı bir hale geliyor. En sonunda da 'Yeter artık' deyip klitorise sığınıyor insan ve başladığı yere geri dönüyor.

Tavsiyeler: İçki içiyor musun bilmiyorum ama içiyorsan sevdiği bir içkiyi al. Hafif çakırkeyif halle birlikte sevdiğin porno kategorisini keşfet ve porno aç. Uzuuun bir süre kendine dokunma. (En az bir/bir buçuk saat) Ne zaman ki "Yeter artık, gıdıklasalar patlayacağım" hissi gelecek, o zaman kendinde ilgilen. İlk seferinde olmayacak, artık beşincide mi, onuncuda mı olur, onu bile bilemeyiz. Hatta birkaç yıl düzenli yaptığın halde olmayabilir bile ama bu mısır patlağı gibi. İlki uzun sürede oluyor, sonrası çok kısalıyor, daha sonrasında artık başa çıkamıyorsun. Ayrıntılı tavsiyeler için özel mesaja beklerim :)

Mesela, 5harflilerin yazısında yorumlarda bir kadın aşağıda yapıştıracağım şeyi demiş, tam onun dediği gibi oluyor ama süresi ve nasıl olacağı kadından kadına değişiyor. Bir de ne kadar çok klitoris alışkanlığı, o kadar çok vajinayı unut. Şimdi bile iki klitorise yönelsem, vajinayı kısa bir süre yeniden alıştırmam gerekiyor. Arabayı çalıştırırken bujileri ateşi versin diye bir kere kullanırsın, vücutta da klitoris bu buji ateşini sağlıyor ama gerisi için koskoca bir motorla doğmuşuz; buji ateşi ile yola devam etmeyelim.

Sevişmek, yani orgazma ulaşa ulaşa sevişmek üzerinde durulması gereken bir iştir. Benim tavsiyem, bir başkası ile paylaşmayacağınız bir süreyi, kendinize dokunmaya ayırın. Kendiniz bile yorulacaksınız belki sıkılacaksınız ama o zamanı ayırın ve vücudunuzla tanışın. Neleri düşünmek hoşunuza gidiyor ya da nelerden huylanıyorsunuz, ne size cazip ve ne size rahatsız edici geliyor... gibi.
Benim deneyimlediğim, beyinle vücut bu sırada farklı çalışıyor. İnanın ben bile "üff niye her zamanki gibi klitorale odaklanıp bir an önce zevkimi alıp bitirmiyorum ki" dedim. Ama dokunmaya devam ettim. Tam olarak hatırlamıyorum ne kadardı, 20 - 25 dakikaydı herhalde, nihayetinde vajinama dokunduğumda vücut her şeyiyle yükselmeye hazırdı, ben bile şaşırdım. Yani sanki vücut benden farklı bir birey gibi davrandı, onun tepkileri benden farklıydı. Çığlık çığlığa bir orgazm yaşadım ve ona da şaşırdım :) Demek bir de bir penis penetrasyonu olsaydı yeri göğü inletecektim.

Bilmiyorum herkeste yoktur belki, belki başka bir şeyi vajinal orgazm sanıyoruzdur ama yaşayan da çatır çatır yaşıyor şimdi.
0
aychovsky
(26.10.16)
(3)

sunumlu, makaleli, slaytlı, anlatım önerili soru

chihirovekohaku
arkadaşlar, perşembe günü bir sunum yapacağım. araştırmacı olarak katıldığım bir çalışma sonucunda ortaya çıkanları anlatacağım, sunacağım. elimde makale olarak da var zaten. benim en rahatsız olduğun şey sunumlarda makalenin olduğu gibi kopyala yapıştır ile slayta aktarılması ve sunan kişinin makal
arkadaşlar,

perşembe günü bir sunum yapacağım. araştırmacı olarak katıldığım bir çalışma sonucunda ortaya çıkanları anlatacağım, sunacağım. elimde makale olarak da var zaten.

benim en rahatsız olduğun şey sunumlarda makalenin olduğu gibi kopyala yapıştır ile slayta aktarılması ve sunan kişinin makaleyi neredeyse birebir okuyarak sunum yapması. kesinlikle dinleyenler için çok bunaltıcı ve sunan kişinin de konuya hakim olmadığı izlenimi veriyor.

daha önce sunum yapmışlığım var ama ben de o zamanlar bu hatayı yapmıştım, çok acemiydim. sesim titredi vs...

************************** SORU ************************

- Slaytı hazırlarken nerelere dikkat etmemi önerirsiniz?
- Anlatımla ilgili nasıl bir çalışma yapmamı önerirsiniz?


her türlü önerinize açığım... ^^
0
chihirovekohaku
(25.10.16)
Ben de ayni duruma uyuz oldugum icin sunumlarima yazi mumkun oldugunca koymuyorum. Zaten projede kendin calismissin, butun ayrintilari bilirsin. Ufak basliklar halinde notlar alabilirsin eline unutmamak icin. Okumak yerine konusursun.

Gorsellik acisindan Prezi kullanabilirsin.
0
evrim halkasi
(25.10.16)
Aslında sunum kişiye göre değişiyor. Bir kişinin sunumuna yakışan slayt başka kişinin sunumuna yakışmıyor. Örneğin, ben çok dolu slayt kadar, boş ve görsel dolu slaytları da anlamsız buluyorum. Örneğin, şu slayt bana alt alta yazılmış kelimeler dışında hiçbir şey ifade etmiyor. Hatta sadece görsel, çok içeriksiz ve geyikmiş gibi görünüyor. Karşımdaki hazırlıksızmış ama iyi konuşmacıymış, bu yüzden laf salatası yapıyormuş gibi hissediyorum.

image.slidesharecdn.com
image.slidesharecdn.com
static.slideshop.com
www.slideteam.net
www.ellenfinkelstein.com

Ama uygun bir kişi gelip bu slayt için abartısız bir saat konuşabilir ama ben kelimelerin yazdığı slayta bakıp 30 saat konuşan görünce sıkılıyorum.

orgmode.org
adilet.org
www.lampos.net
www.cs.ru.nl

Bir de yazı olması benim için daha iyi, eğer sunucu tekdüze anlatıyorsa sunumu yazıdan takip ediyorum, eğer sunucu kötü ise, konuya kendimi veremiyorsam yazı görmemem daha çok olaydan kopmama neden oluyor ama sunan kişi iyiyse çok fark etmiyor. Konuya entegre oluyorum.

Belki 'hardcore' sayısalcı ruhlu bir insan olduğumdan öyledir ama Prezi'nin en büyük dezavantajı lakayt görünmesi, ortalığıı kullanıcı için bir şey ifade eden ama dinleyici için bir şey ifade etmeyen görsellerle doldurması ve slaytlar arası geçişin araba tutar gibi tutması gibi geliyor. Latex, Pretex diyorum, özellikle kurumsal değil de bilimsel bir sunumsa. Prezi akademi için uygun değil ama motivasyon konuşmaları, sözel sunumlar için çok güzel bir araç.Biraz da kuşak farkı iligili bir durum var; Y kuşağına eğlenceli ve sıkmayan bir sunum için Prezi, aynı şekilde işyeri için 'Bakınız, ikinci çeyrekte nasıl büyüdük! Ne kadar da dinamiğiz! Yeni çağa entegreyiz' için Prezi ama büyük nesillere ve akademik sunum için Latex'in daha uygun olduğunu düşünüyorum. Akademik bir sunumsa zaten Prezi kullanıp saygı görebilmek için belirli bir şeyleri başarmış, aşmış gitmiş 'çılgın profesör' olmak gerekiyor.

Bu arada yanlış da anlaşılmasın, görseli bol olanın içi boştur demiyorum, her şey konuşana bağlı ama ilk anda konuşan kişi bilinmeden, sunum görüldüğünde o izlenimi veriyor.

Bir de Comic Sans ve benzer fontlardan kaçınmak gerekiyor. Nedeni şu:
c1.staticflickr.com
0
aychovsky
(25.10.16)
Ilk defa aychovskiye katilmiyorum, tarihi bir an asdfga.

Prezi, kullanabilen icin buyuk bir nimet. Ben her sunumda kullanmiyorum. Ornekle konusayim. Harita uzerinde goc yollarini gostermem gereken bir sunumum vardi. Prezi'nin haritali template'ini kullanarak oklarla o goc yollarini gosteren, dinleyenin gozunde canlanmasini saglayan, cok az yazi bulunan bir sunum yapmistim, cok da guzel olmustu. PowerPoint'e o haritayi koysam oyle canlandirma olmazdi mesela.
Ama atiyorum denklemli falan sunum yapacaksan prezi hem eziyet olur, hem de etkili olmaz. Dolayisiyla her sunumda kullanmiyorum ben.

Yazi dolu slayti gordugumde kusasim geliyor benim. Hele bir de onlari okuyorsa, lise ogrencisi falan olsa ancak katlanirim sanirim. Ders slaytlari bunun disinda, cunku onlar sonrasinda ogrenciler tarafindan calisma amacli kullaniliyor cogunlukla. He ben de sayisalciyim.

Kisacasi bu konuda bir fikir birligi yok. Ayca'nin soylediklerini de daha once baskalarindan duydum. Ayari tutturmak lazimdir belki de, bilemiyorum.

He bak katildigim nokta, sacma sapan yazi tipleri olayi. Onun eksi puan oldugu tum dunyada onaylandi artik :)
0
evrim halkasi
(25.10.16)
(41)

Siyah denildiği zaman aklınıza hangi yiyecek geliyor?

goodz
s.b.
s.b.
0
goodz
(23.10.16)
havyar geldi aklıma. hayatımda yemedim hatta adece fotoğrafarda ve videolarda gördüm.
0
sutlu nescafe
(23.10.16)
İçinde leblebi olan çikolata kaplı yiyecek geldi aklıma. Ruhum fakir sanırsam. Havyar falan gelmedi aklıma.
0
dissendium
(23.10.16)
Black pudding :((
0
yirmisantim
(23.10.16)
İlk anda kömür geldi, yiyecek deyince uzun süre bir şey gelmedi aklıma ve bir 10 saniye önce önüme kömür getirsen 'Ne yapayım, aklıma bir şey gelmiyor' deyip kömürü dişlemeye başlardım çaresizlikten. Birkaç dakikadan sonra üzüm geldi. Kara üzüm.
0
aychovsky
(23.10.16)
mürekkep balığı mürekkebi geliyor. jel şeklinde satılıyordu, çok ilgimi çekmişti.

bir de (bkz: salmiakki)
0
knight of cydonia
(23.10.16)
patlıcan. her ne kadar temelinde mor varsa da aklıma gelen bu.
0
godoşu beklerken
(23.10.16)
BİĞ - BİĞ - Sİ! BİG BLEK KAK!

www.youtube.com

***

soruyu görünce şöyle bi düşündüm, ilk olarak browni intense geldi. sonra fark ettim ki browni intense yanımda, o yüzden düşüncem amariga tarafından yönetiliyor olabilir dedim. ben öyle demeye kalmadan zeytin beliriverdi aklımda.
0
der meister
(23.10.16)
siyah fasulye geldi ilk.
foodandstyle.com
0
demoniclewinsky
(23.10.16)
zeytin.

hayret yazılmamış.
0
qazedcsrfvtyhngujmkol
(23.10.16)
benim aklıma ekler geldi ilk olarak çok severim :)
0
pomaks
(23.10.16)
zeytin.
0
ontheroad
(23.10.16)
çörekotu
0
sta
(23.10.16)
ıslak kek.
0
avianthem
(23.10.16)
sufle
0
basond
(23.10.16)
havyar +1
0
baba jo
(23.10.16)
Midye. Aslında ilk anda aklıma paella geldi mürekkep balıklıydı yanlış hatırlamıyorsam, simsiyah kötüydü.
0
dahayeniymis
(23.10.16)
Zeytin
0
Batuhanolabilir
(23.10.16)
kara turp

www.google.com.tr
0
cikis yolu
(23.10.16)
Siyah üzüm
0
cabiday
(23.10.16)
kestane
0
fragile lady
(23.10.16)
Zeytin
0
japon askeri
(23.10.16)
siyah pirinc geldi ama bugun alisveris yaparken reyonun onunde 15 dakika durup alsam mi almasam mi diye dusunmemin etkisi olabilir.
0
fraise
(23.10.16)
Siyah gül geldi benim aklima
0
cekirdekabugu
(23.10.16)
Uzum
0
baldur2
(23.10.16)
zeytin geldi şu an
0
mutlusismankedi2015
(23.10.16)
çok mu zenginiz hınakoyam zeytinden çok havyar denmiş. zeytin benim.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(23.10.16)
ZEYTİN
0
megalomaniac
(23.10.16)
kara üzüm geldi
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(23.10.16)
Zeytin+1
0
sevgikusunkanadinda
(23.10.16)
ben de sasirdim ama ilk karpuz cekirdegi geldi aklima.
0
equine
(23.10.16)
Kuru erik ve tadı iğrenç olan siyah haribo
0
fallopian
(23.10.16)
Turp
0
balik kraker
(23.10.16)
çikolatalı pasta :(
0
hasmetizm 2046
(23.10.16)
zeytin. herkes her gün havyar yiyor glb.s
0
shotgunwoman
(23.10.16)
zeytin.
0
vejeteryanvampir
(24.10.16)
suşi
0
Domuz
(24.10.16)
ekmek
0
Hendrix'e tapan adam
(24.10.16)
patlıcan
0
uykulu_fb
(24.10.16)
pancar.
0
babilbaligi
(24.10.16)
ilk turp geldi
0
jimicik
(24.10.16)
eti negro.
0
solskjaer
(24.10.16)
(17)

Gerginliğimin sebebi ne olabilir?

:)
32 yaşında bir kadınım, aslında sevdiğim bir işim var, sevdiğim ailemle yaşıyorum. Ama acaip gerginim, hele iş yerinde en ufak bir olumsuzluk inanılmaz batıyor, sürekli kendimi sakin tutmaya çalışıyorum. Obez olmasam da kiloluyum ve evde kaldım, bu mu sebep diye düşünüyorum bazen. İnanç gereği evlil
32 yaşında bir kadınım, aslında sevdiğim bir işim var, sevdiğim ailemle yaşıyorum. Ama acaip gerginim, hele iş yerinde en ufak bir olumsuzluk inanılmaz batıyor, sürekli kendimi sakin tutmaya çalışıyorum. Obez olmasam da kiloluyum ve evde kaldım, bu mu sebep diye düşünüyorum bazen. İnanç gereği evlilik öncesi cinsel ilişkiye karşıyım, bir arkadaşım "Yakında ölücen bi cinsel hayatın yok, kız kuruları hep klişe olarak sinirli olur zaten" dedi. (O da evlenemedi ama tavşan misali maşallah.) Ne yani, kısmet olmaz da hiç evlenemezsem, mahallenin histerik yaşlı teyzesine mi dönüşeceğim? Spor mu yapayım, tavsiyeleri bekliyorum :( İmdat
0
:)
(19.10.16)
Yanlış anlama ama gerginliğinin en büyük olası nedeni olarak bunun üzerinde durduğun için 'Evet, sevişmediğin için olmuş' dememiz gerekiyor gibi geldi ve gerçekten de öyle olmuş olabilir ama bu bir olasılık. Tavşan mıyım bilmiyorum ama bende de libido birikimi gerginlik, sıkıntı, bunaltı yapıyor. Dolayısıyla, neden olmasın? Freudien ekoldekiler gerginlik yaratan sıkışmış libidinal enerjiden kurtulmak için, şaka değil, gerçekten spor öneriyorlar ama normal 'Spor salonuna gittim bugün'ün ötesinde, yoğun ter attıran, ağır sporları öneriyorlar. Yani, atıyorum, kardiyo yapacaksan ölçüsü dil dışarı çıkana kadar gibi. Hani, hastayken mikrobu terleyerek atarsın ya, bunu da 'Terle at ve rahatla' diyorlar.

Bunun dışında, kimbilir belki burada senin de bizim de aklımıza gelmeyecek nedenler olabilir. Monoton hayat seni sıkmış olabilir, fazla kiloların yaptığı bunaltı olabilir (fazla kilo kişide bunaltı yapabilir gerçekten ağırlık taşıyormuş gibi), başka herhangi bir şey de olabilir. Gün içinde nelerin neden rahatsız ettiği gözden geçirilebilir belki. Bu konuda psikolojik yardım alınabilir, eğer çok fazla bunalındıysa.
0
aychovsky
(19.10.16)
Gerginliğinin sebebini bastırıyor olabilirsin ama sevişme insanı rahatlatan ve mutlu eden bir aktivite. En azından ilişkiye girmeden sadece sevişmeyi deneyebilirsin. Ya da gerginliğini yok edecek başka eylemlere katılmanı öneririm. Çeşitli kurslara filan. Ya da arkadaşlarla toplaşıp eğlenmeye bak.
0
cemallamec
(19.10.16)
Biriken enerjini atman gerekiyor. Düzenli bir cinsel hayatı olmayanlara spor+meditasyon öneriliyor. Ama öyle iki yürüdüm al sana spor şeklinde değil de, cardiyo+gym ağırlıklı ve baya baya terletecek şekilde yapmanız lazım. Sonra zaten pamuk gibi olursunuz. Ardından sevgili de bulursunuz ama şuan için sırasıyla gidersek önceliği terletecek spora verin kendinizi aynada beğenin. Kendinizi beğenmeyince cinsel anlamda hoşlansanız da bşrine yaklaşamıyorsunuz muhtemelen.
0
füt
(19.10.16)
Aychovksy i okumamıştım ama aynı şekilde cevap vermişiz
0
füt
(19.10.16)
doğadan örnek vermek istemezdim ama sevişmeyip mutlu olan canlı ben tanımadım.
acil sevişmeniz gerekiyor. tavşan gibi dediğiniz arkadaşınız aslında gayet "insan gibi" birisi.
0
theli
(19.10.16)
sıkıntının sebebi cinsellik, aşksızlık değil belki evlenmeyişindir. inancının geregi konusunda (cidden) seni tebrik etmek lazım . böyle nefsinin ilkel isteklerini inancinin agırlığıyla bastırabilen zor bulunur. zaten sorumluluk duygusu icermeyen birlikteliklerde öne çıkan tatmin hisleri icinde kisilerin bir birini kullanmasıdır. evet adeta esya gibi.. eskiyene , gözden düşene, aldatilana kadar..
0
1adam
(19.10.16)
sevişmek işe yarayabilir ama ruhsal anlamda da bir şeyler olması lazım, yoksa bi fuckbuddy olayı daha da kötü yapabilir seni.
0
ravenudon
(19.10.16)
Orgazm yetmezliği.
0
bigbadabum
(19.10.16)
Acilen sevişmeniz lazım diyen arkadaşlara katılmıyorum. Duygusal anlamda tsrmin olmadığın sevişmeden sonra tiksinti oluşabilir bir bayan olarak yapmayın bunu
0
füt
(19.10.16)
@bigbadabum

Her sevişen kadın orgazm olamıyor, her sevişen erkek orgazm edemiyor. O kadar abartmayın :)

Bunu bir psikologla konuşman lazım, biz senin hayatının dinamiklerini bilmediğimiz için nokta atışı bişey diyemeyiz, dersek yalan olur.
0
yaren
(19.10.16)
Sevişmemekten değil, beğenilmemekten kaynaklı huzursuzluk halinden. Sevişebildiği halde sinir küpü olan çok kadın var. Sevişince geçer diyenler bunu da açıklasın.
0
mandalina kokusu
(19.10.16)
Biriniz bile mastürbasyon yap dememiş:) bakire olup haftada beş defa mastürbasyonla deli gibi orgazm olan çok kadın var. Yirmi yıllık evli olup hiç orgazm olamayanlara tezat. Hele ki biriyle telefonda seks yapıyorduk aylarca. Boşalmadan uyku bile uyuyamıyordu sağa sola çemkiriyordu.
0
a summer day
(19.10.16)
Evlenilecek tipte bir kadın ol o zaman. Ya da toplum normlarını ya da mevcut ahlak anlayışını reddet, ona göre yaşa.
0
arnold schwarzeneger
(19.10.16)
Seni duyurudan birine benzettim ama neyse. Spor yapma. Spor libidoyu daha da yükseltir. En basiti yeni insanlarla tanışmak ve evlilik niyetini belli etmek. Mastürbasyon da yapılabilir.
0
dissendium
(19.10.16)
Spor yaparsan da pamuk gibi olmayacaksın. Kendini mesgul edecek seylerle ugrasabilirsin , aynı zamanda psikolojik danısmanlık alabilirsin.
0
lunedi
(19.10.16)
@scars dont fade yazdigin :
yemek yemek, tuvalete gitmek ve hatta nefes almak... bunlara dikkat edersen hayati/yapması zorunlu fiillerdir. ama sadece cinsellik yaşamadığı için ölen, komaya giren birisi neredeyse yok gibidir.
0
1adam
(19.10.16)
@1adam, cinsellik yasamadigi icin sagligi bozulan yuzbinlerce insan vardir.

kadinlar icin (bkz: vajinismus)

erkekler icin delayed ejaculation / retarded erection - yasi kac olursa olsun, sertlesememe ya da bosalamama. en.wikipedia.org

yani, sevismiyorsan, sagligin bozuluyor. evlendiginde esini tatmin edemiyorsun ve eger esin cinsellige onem veren birisiyse de senden bosaniyor. sence onemsiz gibi mi?

bak sunlari da okuyun lutfen ama lutfen:

eksisozluk.com
eksisozluk.com
0
scars dont fade
(19.10.16)
(1)

Tonsilit

yaren
Selam 10 adet antibiyotik iğnesinden sonra eski halime dönüyorum veya döndüm. İş yerinde de ciddi bir terleme soğuma sıkıntısı var, engel olamıyorum. Augmentin'e alerjim var bu arada, o tip bişeyler alamam.Niçin böyle oldu ya, sürekli de dinleniyorum evde, anneme bile yardım etmiyorum... daha ağır b
Selam

10 adet antibiyotik iğnesinden sonra eski halime dönüyorum veya döndüm. İş yerinde de ciddi bir terleme soğuma sıkıntısı var, engel olamıyorum. Augmentin'e alerjim var bu arada, o tip bişeyler alamam.

Niçin böyle oldu ya, sürekli de dinleniyorum evde, anneme bile yardım etmiyorum... daha ağır bir şey mi acaba bu, ne olabilir? İlla eğitim ve araştırma hastanesine mi gidicez?
0
yaren
(19.10.16)
Uzman değilim, bir şey var mı yok mu, yargım çok da bağlayıcı olamaz da, bu terleme üşüme durumlarını hastalık sonrası çok yaşadığımı söyleyeyim dedim. Hasta olunca ateş düşürücüler alınıyor, o da ateşi düşürmek için terletiyor bol bol ve ilacı bırakınca hemen vücudu terk etmiyor ateş düşürücünün verdiği terleme huyu. Vücut resmen bir şekilde gazı alıp terlemeye devam ediyor. O yüzden hastalıktan çıktıktan ve normal halime döndükten sonra birkaç hafta sürekli terlerim. Bunun için de hastalıktan sonraki günler fanila kullanıp işyerinde sürekli (günde 3-4 kere) fanila değiştiririm. Ayrıca ağır hastalıktan sonra (birkaç gün ateşli yatmak) ne kadar işe gidip gelebilsem bile tamamen kendime gelip eski halime dönebilmem (işten sonra gelip yığılmama) yine bir on günü bulur rahatlıkla. Belki hala tam olarak iyileşmemiş olabilirsin ya da eğitim-araştırmalık bir şey de vardır ama anlattıkların bana şaşırtıcı gelmedi, bildiğin iyileşme sürecim o benim.
0
aychovsky
(19.10.16)
(15)

En guzel "saksafonlu parcalar" hangileri?

stavro
Favorilerinizi alayim. Enstrumental da olabilir farketmez, ana kriter yogun saksafon icermesi.
Favorilerinizi alayim. Enstrumental da olabilir farketmez, ana kriter yogun saksafon icermesi.
0
stavro
(18.10.16)
freebird5406_2
(18.10.16)
çocukluğumuzda öpüşme sahnelerinde çıkan "careless whispers" değil miydi, onda da yoğun saksafon var diye hatırlıyorum ama başında
0
theconqueror
(18.10.16)
istediğin yoğunlukta mı emin olmasam da:
www.youtube.com
www.youtube.com
0
nathanieltroy
(18.10.16)
youtube da stravroz diye aratın. youtube a şuan erişemediğim için link atamıyorum.

bu arada yorumlarda fazlasıyla türk yorum atmış, onları okumayın şarkı mahfolur :D
0
füt
(18.10.16)
www.youtube.com

bu benim favorilerimden. çizgisi başka ama içine alıyor. eğer seversen :D
0
bir ileti paylastim
(18.10.16)
Dire Straits - Your Latest Trick
youtu.be
0
aychovsky
(18.10.16)
www.youtube.com
bu adamların olayı saksafon ve bateri, tatmin eder diye düşünüyorum.
0
baba jo
(18.10.16)
Heading for the lights - travelling wilburys
0
la rana
(18.10.16)
Turkce olmaz:)
0
🌸stavro
(18.10.16)
kamasi washington - change of the guard
www.youtube.com

charles mingus - moanin'
www.youtube.com
0
misterturist
(18.10.16)
dandadadan'ın kara araba'sı, sadece saksafonlu şarkı olarak değil, t.c sınırları içinde yapılmış en güzel şarkı. evet, en güzel şarkı. tekrarlayım, en güzel şarkı.

yine korhanlar'ın geleneksel mahşer günü türkiye'deki en iyi şarkılardan biri.

dünyada ise john coltrane'in countdown'ı hiç şüphesiz.
0
mermize
(18.10.16)
nothing in my way
(18.10.16)
buena yı unutmuşuz
www.youtube.com

ve diğer morphine şarkıları
www.youtube.com

gece gece iyi gidiyor, iron and wine
www.youtube.com

bruce springsteen - spirit in the night
www.youtube.com

candy dulfer - lily was here
www.youtube.com
0
freebird5406_2
(21.10.16)
Gerry Rafferty - Baker Street
www.youtube.com

Sade - Smooth Operator
www.youtube.com

Spandau Ballet - True
www.youtube.com

ve Kenny G parçaları, klasikleşmiştir.
0
oxygene
(21.10.16)
Tamburada - Dolly: www.youtube.com

John Coltrane - My Favorite Things: www.youtube.com

Sonny Rollins - St Thomas: www.youtube.com
0
kanter
(23.10.16)
(9)

Kadınların gözünden olayın yorumlanmasına ihtiyacım var

Golden Ratio
Duyurunun playboyları cevaplamasa sevinirim.Benzer duyurları daha önce de açmıştım zaten hatırlayanlar olacaktır kabak tadı verdi farkındayım, hala mı o kız aklını şey yapayım derseniz saygı duyarımm. Eski duyuru bu, son paragraftaki bahsettiğim kişi https://www.eksiduyuru.com/duyuru/1096763/saplant
Duyurunun playboyları cevaplamasa sevinirim.

Benzer duyurları daha önce de açmıştım zaten hatırlayanlar olacaktır kabak tadı verdi farkındayım, hala mı o kız aklını şey yapayım derseniz saygı duyarımm. Eski duyuru bu, son paragraftaki bahsettiğim kişi www.eksiduyuru.com

Üniversite kapanmadan önce (mayıs-haziran) gibi sınavlarda çok karşılaştık ve afedersiniz hayvan gibi gözlerini kaçırmadan bakıyordu. Öncesinde sosyal medyadan çok sallamamıştı, ben de çok üstelemedim sosyal medyada. Instagramdan takipleşmiştik 5-6 ay önce, ben atmıştım takip isteğini onayladı bana attı istek. Ondan hoşlandığımın %1500 farkında. 1-2 kere fotosunu laykladım başka da layk atmadım. Okulda denk gelince çok fazla gözgöze geliyorduk geçen dönem. Ben son sınıftım bu sene uzattım okulu. O bu sene 3 oldu. Ekşiyi takip ediyor, burayı da okuyor olabilir öyleyse sıçtım zaten. Devam zorunluluğum olmadığı için de anca geçen pazartesi gelebildim okula. Geçen hafta binde bir foto atarım instagrama layklamış. 2-3 kere karşılaştık yanından hiç bakmadan geçtim(tavşan dağa küsmüş diyebilirsiniz). Bakasım da gelmiyor çünkü bin tane düşünce gelecek aklıma. Neden bakıyor, acaba onda da hoşlanma var mı, yoksa "bu salak da yapıştı .s.s" modunda mı ? diye bin tane şey gelecek aklıma.

Bu kısmı özellikle kadın kişileri cevaplarsa çok sevinirim.

1-) Sizden hoşlandığını bildiğiniz bir kişiye özellikle mi kısa cevap veriyorsunuz ? Bunu peşinizden koşturup, ağırdan almak için mi yoksa "yapıştı bu da ya .s.s" modunda mı yapıyorsunuz ? Yoksa diğer seçenek ne olabilir ?

2-) Sizden hoşlandığını bildiğiniz birisine neden hayvan gibi bakıyorsunuz ? Hadi bir kere bakıp "benden hoşlanan çocuk .s.s" deyip yoluna bakması gerekmez mi ? Amacı ne olabilir, ego tatmini, peşinden koşturma, öylesine bakma, diğer
?

3-) Hoşlandığı bilinen kişinin durup dururken instagramda fotoğrafını beğenme amacı nedir ? "OMO OROSO SOSYOL MODYO HORKOS HORKOSU BOĞONOYOR" tamam beğenelim beğenelim de ekrem abi, karşında senden hoşlandığını bildiğin birisi var. Nezaketen takipleştin zaten okey eyvallllllah ama layk atmak yoklamak mı oluyor yoksa ben mi buluttan nem kapıyorum ?

4-) Kız biraz çekingen gibi. 2-3 kere konuşma şansım oldu çok kısa. Konuşurken ben geriliyorum normalde en ufak gerilmem istediğim kadar hoşlanayım ama tribe sokuyor beni, hata yapmamak için de muhabbet açamıyorum yanlış anlar mı diye. Burası da küçük bir yer, bir yerlere kahve bilmem ne içmeye çağırsam, o anda panikleyip hayır teşekkürler dese kendime kızarım. Belki olacak işi bozdum diye ama kafasında net bir şey var mıdır benim hakkımda ? Yani kesinlikle olmycak ya da belki olabilir diye ? Sizce sonraki hamlem ne olmalı ? Yaşlar ben 23, o 21.

Edit: Tikler 1-2 saate gelecek.
0
Golden Ratio
(17.10.16)
arkadaşım gidip konuşsana sen bu kızla, kendini verem etme gibi bi niyetin mi var acaba? hayır yani gidip konuşmuş ters bi cevap almış olsan anlayacağım bu tavrını da kız bana bakıyor diyorsun, konuşmuşsun gayet hoş cevap da vermiş, layklaşmışsınız da. ben beğenmediğim, benden uzak durmasını istediğim hiçbir erkeğe kızın sana verdiği karşılıkların hiçbirini vermem. e kız çekingen diyorsun bi de. neyi bekliyorsun neyi sorguluyorsun cidden anlamadım ben, kızın gelip üstüne atlamasını falan mı bekliyosun seviyorum nidalarıyla? ayrıca kafasında şimdiden nasıl kesin bir sonuç oluşmasını bekliyorsun daha bi kahve bile içmemişsiniz. bu kafayla gidersen bi playboy alır gider o kızı, masumluğuna yanarsın sonra, git konuş.
0
jonestown
(17.10.16)
Abi siz niye böyle yapıyorsunuz ya. Kadın delirten davranışlar 101 resmen; sadece 1-2 fotoyu beğenme, görmezden gelme, ilgi göstermeme, konuşmama vs. Birinden hoşlanıyorsanız niye açık açık belli etmiyorsunuz? Delirttiniz kadınları amk böyle böyle. Sürekli işaret peşinde koşan, iz süren, alt metinde yatan mesaj deşifresi yapan varlıklar haline geldik.

Genel için cevap veremeyeceğim ama kendi adıma
1. Duruma göre değişir. Ben de hoşlanıyorsam aksine gereksiz uzun cevaplar veriyorum bazen. Hoşlanmıyorsam eve kısa kesmeye çalışırım muhabbeti. Ama sadece kısa cevapla değil halim ve tavrımla da net belli ederim istenmediğini.

2. Ben de ondan hoşlanıyorum çünkü. Hoşlanmadığım birisi benden hoşlanıyorsa bakmam, aksine karşılaşmamak için kaçarım.

3. Ben de ondan hoşlanıyorum. Minicik bir zarf atıyorum, belki umutlanır bi harekete geçer diye bekliyorum.

4. Kesin olarak artık net bir adım at. Reddederse de reddeder. Böyle salak gibi sadece bakışarak, belirsizlik içinde yaşamak daha mı güzel? Çağır bi yere artık.
0
buff
(17.10.16)
@jone olay örgüsü biraz dağınık. Kafam karışık zaten çok. İlk not bahanesiyle tanışıp facebook üzerinden eklemiştim. Ordan lazım olan notları yazarım dedim. Okey dedi ama benim de eksik çok haberin olsun dedi. Tamam dedim zaten başkalarından da alıcam, ne kadar çok, o kadar iyi. Tanıştığım ilk gün ekledim. Akşamına yazdım işte cevap yok. Baktım beğeni falan yapmış arkadaşlarına ama görüldü yapmamaış mesajı. Ertesi sabah da cevap yok. Ertesi akşam üstü yazdı anca. Ben de eksikmiş bilmem ne dedi, dilersen başkasından al. Benim bunları toplayıp sana vermem bayağı zaman alır dedi. Okey öyle yaparım dedim, teşekkürler yine de dedim. Sonra biraz muhabbet açmaya çalıştım, 1(bir) kelimelik cevaplar geldi 3-4 kere sonra birden neyse iyi geceler dedi gitti. Saat 10 falandı. Ondan sonra bayağı görmezden geldim okulda falan kaçtım görünce ama bir gün dalgınlığıma geldi birisinin bana baktığını farkettim kafayı kaldırdım bu. 5 saniye falan göz temması kurdu, gözlerimi kaçırdım ama hala bakıyor farkındayım. Yanından hızlıca geçip gittim. Şimdi dengesizlik kimde bana bir söyleyin ? Madem bir tarafına takmıyorsun en başta, tam takma niye kafa karıştırıyorsun ? Sonra zaten sınav haftasında bariz bakıyordu. Amacını çözemedim belki de herkese böyle bakıyordur diye düşünmeye başladım. Kesin sonuç yanlış olmuş, benim hakkımda bir fikir vardır herhalde. Layklaşmışsın dediğim bi tane beğendi belki arada kaynadım. Gideyim konuşayım da direk bir yerlere mi çağırayım ? Direk çağırsam gelmez gibi ya. Kendisi sanki bir duvar örüyor gibi, istese bir tık daha belli eder. Geçen mesela ödevleri topladı. Naber dedim, iyi dedi. Bu kadar. Yani kanlı bıçaklı düşmanım olsa yalandan senden naber derim. Samimiyet kurmamaya çalışıyor gibi geliyor bana.

@buff jone'a yazdıklarımı okur musun. Ondan sonra hala aynısını düşünüyorsan, gidip konuşmmayan adam değil. Bir de benim okula geleceğimden bile haberi yoktu layk attığı zaman. Acaba diyorum zaten uzakta bir şey olmaz diye öylesine bir beğeni miydi ?

@krem peynir üstteki yazdıklarımı da okumanı rica ediyorum. Eğer kız kendini yiyip bitiriyorsa ben hayatımda böyle dengesizlik görmedim arkadaş. Ben en ufak ihtimal vermiyorum buna. Çok mu dağınık kafayla yazdım kendimden şüphelendim.
0
🌸Golden Ratio
(18.10.16)
krem peynir + 1
Konuşun, çekinmeyin. Kafada kura kura ilişkiler başlamadan bitiyor, yazık valla. Kızla konuşmadan bizim söylediklerimizle kızın kafasını nereden bilebilirsin? Şimdi bile 'Öyle mi düşünür, böyle mi düşünür' diye kafanda senaryolar yazıp, kendi yazdığın senaryolara sinirlenip kızla konuşmamışsın. Hadi ben de en fazla kendi çıkarımımı yapayım.

Kızın yerinde olsam 'Bu zamana kadar bakışıp durduk, Facebook'tan konuştuk. Demek ki ya başkası var, ya bir sorun var. Derdini anlamadım bir türlü.' derdim. Aradan koskoca iletişimsiz bir yaz geçmiş, dolayısıyla kız senin hoşlandığından artık emin olamaz. Üstelik kafanı çevirip selam bile vermeyince iyice kafası karışmıştır. Açıkçası 21 yaşındaki kafamı düşünüyorum, tam bu kız gibi davranırdım; bana iyi davranırsa veya fırsat verirse naza çekerek yavşardım ama bana kötü davranırsa da sallamaz, kendi yoluma bakardım. 'Denk gelirse olur, gelmezse de önemli değil' derdim. Kendi 21 yaşımı düşünüyorum, taş çatlasa iki haftada gelip konuşmadı mı 'Yok, benimle dalga geçiyor. Herhalde bir başkasını bekliyor, kimbilir ne kadar beklerim. İş çıkmayacak buradan, ben iyisi mi başka kapıya gideyim' derdim.
0
aychovsky
(18.10.16)
@aychovsky iyi de ben zaten en başlarda ilgimi çekince 2 hafta sonra gidip tanışmıştım not bahanesiyle. Sadece bakışmayla kalmadı yani. Tanıştığımız akşam yazdım, sonra cevap olarak yazdığım şekilde gerçekleştikten sonra herhalde hoşlanmıyor dedim. Ondan sonra asıl benim kafam karıştı.
0
🌸Golden Ratio
(18.10.16)
Öncelikle, çok gönül işi duyurusu okudum da bu kadar ezik, bu kadar özgüvensiz, bu kadar "yazık la kimin çocuğuysa" duyuruyu ilk kez okuyor olabilirim.

Bir kadın olarak cevap veriyorum:
1- Yoooo özellikle kısa cevap vermem. Genel olarak çekingen biri veya kısa cevap veren biriyse de normal bu. Belki de "üzerine atlamış gibi olmiim çocuğun" diye düşünüyordur.

2- Hoşlandığın garanti mi? sosyal medyada takibe aldın diye ilanı aşk mı etmiş olduğunu sanıyorsun. O zaman follow back yaptığına göre o da aşkını ilan etmiş. 1-1

3- Hoşlandığını göstermek için beğeniyor olabilir. Beğenmesin mi?

4- Kız çekingense tüm sorularına cevap alıyorsun zaten daha neden kasıyorsun ki kendini. Git adam gibi hoşlandığını söyle, 1-2 gün utanır, sonra o da olur der zaten.

Bonus: Bu kafandan memnunsan vakit kaybetmeden ana babana söyle sana görücü usulü birini yapsınlar. Yoksa sen hayatta gidip açılamazsın birine. Böyle saf saf "benden hoşlanıyo ama ben ondan hoşlanıyorum ama platonik olmiycam ben yeaaa" diye takılır durursun.
0
lcha
(18.10.16)
Hoşlandığımın farkında evet. Bunu takipleştiğimiz için zannettiğimi nerden çıkardın ? Arkadaşları yanındayken özellikle onunla diyalog kurdum. O bakıyorsa ben de baktım. Yalnız yakaladığım zamanlar yalandan 2-3 şey sordum ve benim de bakışlarımdan anlamıyorsa ya salağa yatıyordur ya da istemiyordur. İşte gidip söylerim benim için dünyanın en kolay şeyi. Ama belki kendince çok net istemiyor ben anlamakata zorluk çekiyorum o yüzden duyuru açtım. Ve evet okulda yalnız yakaladığım ilk anda çağırıcam bir yerlere sonucu da yazıcam. Bir halt olacağını da zannetmiyorum.
0
🌸Golden Ratio
(18.10.16)
Kızdan hoşlanıyorsan görüşmeye çağırırsan, normal muhabbet edersen, telefonda konusursun vs böylece kızın gönlü var mı yok mu anlayabilirsin. İnstagramda fotograf begenmek, uzaktan bakmak vs nin bence hiç bir anlamı yok.İstemiyorsa da istemez. Sen de önüne bakarsın. Hemen gidip ben "senden hoslanıyorum"a da gerek yok bir yemeğe kahve içmeye cagır duruma bak.
0
lunedi
(18.10.16)
git kızın yanına "notları vermediğin için dersten kaldım " de gülerek.merak etme niyeti varsa sen de öküz değilsen devamı gelir
0
turkuaz
(19.10.16)
(23)

bunu kıskandınız mı ?

sorunvar
https://www.instagram.com/zey_zor/?hl=tr kıza bak hayata bak :p Ne düşünüyorsunuz :)
www.instagram.com kıza bak hayata bak :p Ne düşünüyorsunuz :)
0
sorunvar
(17.10.16)
hayır
0
fragile lady
(17.10.16)
Asla
0
Kizkurusu
(17.10.16)
pozları çok salakça
erkeğim erkek tarafı olarak bu hayatı kıskanmam.
0
basond
(17.10.16)
Suna cok guldum :)))))


www.instagram.com

Düşünsenize sabah uyanıp yataktan çıktığınızda ilk gördüğünüz şey bu manzara oluyor

Alttaki yorum: düşünemedim


Kıskanmadım bu arada :D
0
neferkitty
(17.10.16)
baya baya gosteris meraklisi bi hatun. ayni sartlara sahip gosteristen uzak sade ve dogaclama kareler olsaymis ufaktan bi kiskanma olurdu. Bu hesap iticilik akiyor.
0
yons
(17.10.16)
Yons +1

Cansu taşkına benzettim çok itici
0
yue
(17.10.16)
İticilik akıyor +1
0
klar
(17.10.16)
Bu ablaya gelene kadar ooo kıskandığım milyonlarca insan var. Birkaçını şöyle belirtmek noktasında... Lindbergh, curie, da vinci, pilatre de rozier, wiessner, pasteur, darwin, sadun boro, poincare, bernoilli, ketin, gagarin daha sabaha dek sayarım, sidikli bi kadına gelene kadar daha bütün karayip korsanları var.
0
kargn
(17.10.16)
Beni kiskandiracak bir sey gormedim. Dolayisiyla hic kiskanmadim.

Edit: "Canim baklava isterse kocam beni Gaziantep'e goturur" durum felaket:))
0
stavro
(17.10.16)
baklava tepsisi biraz moralimi bozmadı değil.
0
pamuk helvalar cebe
(17.10.16)
@yons +1
0
ruhen hastayim ben
(17.10.16)
bisikletini kıskandım benimkinden daha güzel.
0
for day to break
(17.10.16)
ben kıskandım valla. hayat ona çok kolay geçiyormuş gibi geldi.
0
for day to break
(17.10.16)
Her yeri gezme imkanı olmasını kıskandım (hem zamanı hem parası bol gibi). Ama onun yerinde olmak istemezdim yine de, kimbilir o imkanların bedelini nasıl ödüyordur (belaltı ima yapmıyorum sadece bazı şeyler çok güzel gidiyor gibi göründüğünde onu dengelemek için el mahkum hayatın başka kısımlarından birşeyler eksiliyor).
0
Sulfoxaflor
(17.10.16)
hayvan gibi kıskanmışlar gelip burada tatava yapıyorlar.

ulan sabah akşam yenibosna üst geçidini görüyorsunuz gelip gak guk yapıyorsunuz
0
lonelyman
(17.10.16)
Sulfoxaflor + 1
Gezebilmesi güzel, ne mutlu ona. Çatır çatır kıskanmadım ya da 'Keşke onun yerinde olsam' demedim ama 'Ne güzel gezmiş/geziyor' dedim ama kadını itici bulduğumu söylemeliyim. Yani, yaşadığı hayat bana göre kolaydır belki; durmadan gezebilmeyi isterdim ama bu kadın olmak istemezdim. Yoksa, kıskanmama değil; kıskanabileceğim birçok kadın var önümde arkamda.
0
aychovsky
(17.10.16)
bu kadar boş yaşamasına rağmen bu kadar imkana sahip olmasını kıskandım. o imkanlarla neler yapılabilirdi oysa ki..
0
format c
(17.10.16)
valla çok amelece geldi bana. eyfel kulesi nedir ya onun modası geçti. ben bir ülkede az turistik, kimsenin gitmediği yerlere gitmek isterim. amk eyfel kulesi, burj el arap, napoli falan bunlar nedir ya. dubai zaten hiç ilgimi çekmez sıfır. fransaya gidecek olsam korsika adasına giderim. italya'da sicilya adasının köylerine veya sardunya adasına giderim. böyle amelece bir vizyonum yok kıskanmadım.
0
cekilmis gayfe
(17.10.16)
kıskanmadım ve bunun neresi çok para? herkes yapabilir yaptıklarını. kız çok kasıntı/yapmacık kocası da onun oyuncak ken'i gibi duruyor. türklerde bi görmemişlik hep oluyor zaten.

edit: profilindeki Guide to Luxury• •Travel & Personal Style Blogger yazısı her şeyi özetliyo.
0
sayns
(17.10.16)
tik almak için kıskanmamız gerekiyor sanırım:)
0
nothing in my way
(17.10.16)
yazmis oldugu bolge hakkindaki yazilari okudum da detay ve ipucu yok. bu nedenle pek bir duygusal reaksiyon gosteremedim. biz yapamadiktan sonra bazi seylerin anlami yok.
0
evimin paspasi
(17.10.16)
rhan
(17.10.16)
hiç de kıskanmamışlar.
Ya böyle tip kadınları beğenen erkekler olduğuna inanamamak kıskanmak mı peki?
0
neynep
(18.10.16)
(23)

doğum gününüzün kutlanıp kutlanmamasını önemsiyor musunuz?

aelfinn
kutlamayanlara tavır alıyor musunuz ya da?
kutlamayanlara tavır alıyor musunuz ya da?
0
aelfinn
(17.10.16)
insanlar doğum günümü bilmez söylemem, sosyal medyada da göstermem bunu. sevmiyorum bu tip olayları. annem bile kutlamaz, hatırlamaz çünkü orası ayrı ama kırılmıyorum yani özetle.

ha kutlayana da niye kutladın demiyorum tabi, ben kutluyorum başka insanlarınkini mümkün olduğunca.
0
jonestown
(17.10.16)
16 senedir annem hatirlatmasa ciddi anlamda kendi dogum gunumu unutuyorum. bu sebeple sahsen hic takilmiyorum, diger gunlerden cok farksiz.
0
superfluid
(17.10.16)
Önemsiyorum, kutlanınca mutlu oluyorum. Kutlamayanlara tavır almam ama yakın arkadaşlarımdan falan unutan olursa bi burulurum yani.

6 şubat doğum günüm, hepiniz kutlayın tamam mı.
0
buff
(17.10.16)
kutlamayanlara tavır almıyorum unutulabilir ya da bilmiyor olabilirler ama kutlanınca hoşuma gidiyor. e biraz yakın arkadaşlarım kutlasın diye bekliyorum, kutlamazlarsa üzülüyorum az.
0
senolll
(17.10.16)
Önemsiyordum ama aynı anda çok da saçma buluyordum. Önemsememek için doğum günümü saklamaya başladım. Bir şekilde bilip kutlayan çıkınca mutlu oldum. Gerisi hikaye bence.
0
yaren
(17.10.16)
Önemsiyorum. Kutlayanlarınkini kutlamaya özen gösteriyorum. Kutlamayanlar da çok yakınımsa kırılırım ve tepkimi gösteririm; yakınım değilse yine hafiften kırılırım ama doğum gününü kutlamamak dışında tepki göstermem.
0
fragile lady
(17.10.16)
Yok, hiç önemsemiyorum ya da tavır almıyorum. Kutlanınca 'Hehe, sağ ol' diyorum, 3-5 saniyelik mutluluk oluyor da, önemli bir olay da değil. Geçen doğum günümde sabah kalktığımda Facebook'ta birtakım kişiler kutlamışlardı, 20 kişi falan sanırım. Ben doğum günümü zaten unutmuşum. Kalktığımda 20 civarı bildirimi görünce 'Eyvah, bir şey mi oldu acaba? Neden böyle olay oldu?' diye yüreğime indi, doğum günüm olduğunu anlayınca rahatladım ama o yarım dakika elim ayağım titredi. Kim kutladı, kim kutlamadı unutuyorum ki zaten :)
0
aychovsky
(17.10.16)
önemsemiyorum. çoğu kişi bilmez.

ama yine de uyandığımdan itibaren o gün bütün dünyanın bana bir sürprizi varmis gibi hissediyorum hiçbir şey olmuyor :D

kutlanınca çok mutlu ve mahcup oluyorum, eziliyorum büzülüyorum neden acaba.
0
yuvarlanantencereninkapagi
(17.10.16)
Ben herkesin doğum gününü bilirim ve kutlarım. Facebook'tan öğrenme filan değil biri sorsa ilkokul arkadaşın Kadir ve Mustafa'nın doğum günü ne ya da liseden Merve'nin doğum günü ne deseler hemen söylerim. Ama benim doğum günümü hiç kimse hatırlamaz.

Bu yıl bu yüzden arkadaşlarım ile kavga ettim. Konuşmuyoruz. Benden 2 hafta sonra doğum günü olan birine bir hafta önceden plan yapıyorlar ve beni de çağırıyorlar. Tabiki gitmedim ve yüzlerine çemkirdim.

Çok üzülmüştüm.

Kadir 23 Mayıs'ta, Mustafa 6 Haziran'da ve liseden arkadaşım Merve 12 Mayıs'ta doğdu.
Başak burcuyum.
0
tahin pekmez yoğurt
(17.10.16)
Kutlama derken organizasyon ise gerek yok fakat bir mesaj isterim tabii. Kutlamayana da bir şey demiyorum, tavır almıyorum.
0
nawar
(17.10.16)
Kutlanınca hoşuma gidiyor . Ama kutlamayanlara tavır almıyorum . Kimse kutlamak zorunda değil .
0
spinalcord
(17.10.16)
Ben kendi dogum gunumu kutlamiyorum. İs yerinde pasta vs kestirmiyorum.
0
ykyt
(17.10.16)
Birkac kisinin kutlamasi disinda takmiyorum
0
la noix
(17.10.16)
Sevgilim ve ailem dışındakileri takmıyorum zira ben de onlarınkini kutlamam. Doğumgününü sosyal medyadan ögrendigim insanı neden önemsiyormuş gibi yapayım? Aynı yapayliktan hoşlanmadığım için sosyal medyada benim de yoktur doğumgünüm falan.
0
piremses
(17.10.16)
Çok yakınlarım dışında (ki 3-4 kişi falanlar) kişilerin kutlamamasını hiç önemsemem. Zaten pek kimse bilmez benim doğum günümü. Parti vs. olaylarına tümden uzağım zaten, en son ilkokul 4. sınıfta bir topluluk ile kutlamıştım doğum günümü. Pasta kesilmesi, hediye alınması vb. şeyler hoşuma gitmiyor. Yalnızca doğum günü kutlamaları için değil, her türlü kutlama mesarimi için aynı şeyleri hissediyorum. Bana çok yapay ve çocukça geliyor böyle şeyler. Ne bileyim kazık gibi bir insanın (20-30 yaşlarında) bir cafeyi kapatıp çılgınca doğum günü kutlaması falan bana çok komik geliyor. Bence sadece çocuk iken olmalı böyle şeyler, bir yaştan sonra çok eğreti görünüyor.

Öte yandan, yukarıda da dediğim gibi çok çok yakınım olan, değer verdiğim insanlar doğum günün kutlu olsun deyince seviniyorum tabii, mutlu oluyorum. Sonuçta robot değilim, olumlu bir şeyler hissediyorum o anlarda. Ancak geri kalan herkes kutlamasa da olur çünkü ben de onlarınkini kutlamıyorum.
0
köstebek kurabiye
(17.10.16)
Kutlandığında mutlu olurum ama kutlamayanlara tavır almam çünkü ben de herkesin doğum gününü unuturum ve kutlamam doğal olarak. Facebook kullanmadığım için sadece kendi hatırlayanlar kutluyor mutlu olma sebebim bu sanırım yoksa pek bi olayı yok benim için öyle organize kutlamalardan hoşlanmam zaten.
0
mutekebbir
(17.10.16)
Ya ben bilmiyorum. Pek kutlayan olmuyor zaten. Yıllardır da zaten kimse benim için böyle bi doğum günü kutlaması işine girmedi. Unutuluyor genelde, ben bile sonradan fark ediyorum gün ilerleyince veya akşam olunca.
Pek tadı yok. :)
0
chiper
(17.10.16)
tipik ağır vaka başak burcu olduğumdan ortaokuldaki aşkımın doğum gününü bile hatırlayabilirim aahah
ama kutlanmasını beklemem istisnalar dışında kutlamam. ama kutlansa hoşuma gider. zaten herkes de hatırlamıyor. hatırlayanlar zaten benim için özel insanlar. ama hatırlamazlarsa da canları sağolsun çok şeyyapmamak lazım.
0
cabiday
(17.10.16)
Doğum günlerinden nefret ederim.
0
mandalina kokusu
(17.10.16)
Önemsiyorum, doğum günü güzel bir şey, benim için önemli biriyse unutmasın doğum günümü ben de onunkini unutmam. Ama normal arkadaşım unutursa sallamam, olabilir ben de onunkini unuturum muhtemelen.
0
elikası
(17.10.16)
Doğum gunlerini onemserim. Hem kendiminkini hem baskalarinin dogum gunleri. Bir kere ogrenirsem kolay kolay unutmam alakasiz cok kisinin dogum gunu aklimdadir. Sevdigim biriyse de kutlarim. Benim her sene unutmayip kutladigim biriyse ve benim dogum gunumu kutlamamissa bozulurum. Yani onemsedigim birkac kisinin onemsemesini bekliyorum acikcasi. Gerisi mühim degil.
0
aquarium
(17.10.16)
valla cool bi şekilde umursamıyorum demeyi isterdim ama önemsiyorum. tabii kimseye küsmem, hayatın koşuşturması içinde unutulabilir ama en azından daha sonra "ya kusura bakma unutmuşum" demesini beklerim. gene de büyütmem öyle.
0
nathanieltroy
(17.10.16)
önemsemiyorum. hatta tanımadığım bir numaradan doğum günü kutlaması gelince "bu da amma işsizmiş" diye düşünüyorum.
0
ruhen hastayim ben
(17.10.16)
(2)

bu havalarda giymelik ten rengi külotlu çorap

regina phalange
babaanne rengi gibi olmasın, yani 15 denlik o parlak ya da matları istemiyorum, başka ne tarz giyilebilir ten rengine benzer ya da ten rengi. teşekkür
babaanne rengi gibi olmasın, yani 15 denlik o parlak ya da matları istemiyorum, başka ne tarz giyilebilir ten rengine benzer ya da ten rengi. teşekkür
0
regina phalange
(16.10.16)
Vizon da iyidir aslında. Sevmezdim ama bende çok ilginç bir şekilde etkileyici durmuştu.
0
yaren
(17.10.16)
Giysilerine göre Penti'nin değişik tonları çok güzel gidebilir. Açık renk istersen vanilya ve sahra renkleri, biraz daha koyu ve doğalımsı için vizon veya bronz renkleri çok güzel olur. Ben yaren'in dediği vizonu bol bol kullanıyorum.
0
aychovsky
(17.10.16)
(21)

Duyurunun hatunları - evlilik teklifi

yaren
Kızlar selam, enteresan bir sorum var.Diyelim ki sevdiğiniz adama evlilik teklif etmek düşüncesindesiniz.1. Bunu yapar mısınız yapmaz mısınız?2. Neden?3. Yaparsanız nasıl yaparsınız?
Kızlar selam, enteresan bir sorum var.

Diyelim ki sevdiğiniz adama evlilik teklif etmek düşüncesindesiniz.

1. Bunu yapar mısınız yapmaz mısınız?
2. Neden?
3. Yaparsanız nasıl yaparsınız?
0
yaren
(16.10.16)
1. Yapmam.
2. Cunku evlilik teklifini bana gore erkek yapmali.
0
matilda
(16.10.16)
1- yapmam.

2- kimseyi evlenecek kadar sevebileceğimi düşünmüyorum. sevdiğim takdirde neler yapabileceğimi bilmiyorum, o yüzden büyük konuşmak istemiyorum ama kendimi evlilik gibi bir kurumun içine atmazdım sanırım.
0
köstebek kurabiye
(16.10.16)
@matilda,

2 numaralı soru bunu da sorguluyor aslında, yani açarsan sevinirim.
0
🌸yaren
(16.10.16)
eğer bir gün evlenmek istersem;

1. yaparim, neden yapmayayim.
2. çünkü istiyorumdur.
3. bu su an ' hayallerimde olan' bir şey olmadığı için nasıl olacağı konusunda bir fikrim yok. olursa düşünürüm.
0
yuvarlanantencereninkapagi
(16.10.16)
tam olarak köstebek kurabiye'nin dediği: DEV +1
0
neynep
(16.10.16)
1-yaparım
2-neden yapmayayım :)
3-insan gibi söylerim, atraksiyonlara girmem
0
kül
(16.10.16)
Yaparim,
Kadin ile erkegi esit goruyorsam yapmamam icin bir neden yok,
Millete sov yapar gibi hikayeli/videolu/ortalik yerde yapilan evlilik tekliflerinden tek kelime ile tiksiniyorum, aslinda o insan icin degil bircok sey gibi baskalarini etkilemek icin/baskalarina anlatmak icin yapiliyor. muhtemelen basbasa oldugumuz bir zamanda, sadece ikimiz icin ozel olacak sekilde yapardim.
0
kassiopeia
(16.10.16)
Evlilik teklifinin sürpriz olması bana saçma geliyor. İki tarafın da üzerine düşünerek ve hazır hissettiğinde vermesi gereken bir karar. Dolayısıyla aklımda evlilik düşüncesi varsa karşımdakine bunu söylerim, bir anlamda teklif bu zaten. Sonrasında da başka bir "teklif" beklemem.
0
fotrsapka
(16.10.16)
kabul edip etmeyeceği az çok belli olur. kabul edecekse de zaten o sana yapar er geç. ama benimle ilgilenmeyen birine benimle evlenir misin dersem kendime saygısız olurum. aşkımdan deliriyorsam belki derim.
0
for day to break
(16.10.16)
Teklif olarak degil ama evlenmek istedigimi soylerim. Seviyosam neden yapmayayim diye dusunuyorum. Satafatli seyleri sevmiyorum. Basbasa oldugumuz uygun bi ortamda soylerdim.
0
turuncu sufle
(16.10.16)
bugünlerde gittiğim her mekanda/ortamda adamlar kadına evlenme teklif ediyor
hayır öyle lüks romantik akşam yemeği mekanlarına da gitmiyorum, sanırım organizasyonsuz teklif, teklifsiz düğün olmuyor, racon olmuş.
erkek etmeli diye değil de öyle çok özellikli, tantanalı evlilik teklifi olayı (etmek veya öye teklif almak) benlik bir şey değil.
ilişki içinde de yapım gereği ses edemeyen, uyan, edilgen olan taraf oluyorum, evlenmek istesem bile evlensek ya biz diyebileceğmi sanmıyorum, diyebilsem de anca o kadar derdim sanırım.
0
niye ama
(16.10.16)
1. Yaptım. Tekrar yapar mıyım? Tekrar çok seversem yaparım.
2. Yaptım çünkü çok aşıktım. Yaptım çünkü kadın evlenme teklif eder miymiş aaa diyecek bir insan değilim.
3. Nasıl yapmış olduğumu anlatmak istemiyorum.
0
inawen
(16.10.16)
1-yaparım.

2-because why not

3-özel bi girişimim olmaz. evlensene benle derim. ben de böyle bir teklif bekliyorum. bence teklifin bir anlam ve önemi yok. kastırılmış işler hoşuma gitmiyor. bi araba bile alırken sorun çıktı çıkıyor diye arabadan soğuyan insanım, benim bulacağım adam da muhtemelen teklif aşamasında böyle nedenlerden benden soğur. lol. o yüzden düz teklif almak veya yapmak <3 diyorum.
0
shotgunwoman
(16.10.16)
1. Yaparım ya da yapmayabilirim.
2. Teklif bana komik geliyor. shotgun kastırılmış dedi ya, öyle geliyor. Yani eğer birbirimizin niyetini teklifle anlayacak haldeysek veya böyle bir beklentimiz var ve olmuyorsa, o bile garip; o zaman evlenme niyetimi bile gözden geçirebilirim. Teklif ihtiyacı, teklifin hiç bilmediği bir şeymiş gibi hazırlanması değişik geliyor.
3. Hazırlanmam büyük olasılıkla; yemekli, mum ışıklı olmazdı. Hissettiğim, romantik bir an 'Benimle evlenir misin' de diyebilirim; birlikte yemek yaparken geyiğe vurup 'Sen beni kirlettin, alacan artık. Amcama Jet Remzi derler, yanına komaz' diyerek bile olabilir.
Dipnot: Rahmetli amcamın o taraklarda hiç bezi olmadı.
0
aychovsky
(16.10.16)
1. yapmam, çünkü evlenme teklifi erkekten gelmeli.

2. aslında onu kadın yapmalı, bunu erkek yapmalı diye düşünen, geleneklere göreneklere uygun yaşayan, geri kafalı biri değilim.
fakat ilişkilerde bazı aşılmaması gereken sınırlar var.
o sınırları aştığında, o an "önemli değil, seviyorum" diyorsun.
"olsun, ne fark eder?" diye düşünüyorsun.
ama fark ediyor işte.
yani evet, geleneksel olmayalım, artık dünya değişti falan filan, ama bazı fikirler de boşuna oluşmamış, bazı şeyler boşuna oldukları gibi değil.
çünkü her şey değişse de, insan doğası değişmiyor.

erkek kadına gelecek.
evlenme teklifinde de, başka konularda da.
öbür türlü olduğunda işlerin dinamiği bozuluyor.

ha, ilişkisi bozulmamış olan vardır, sevgilisine evlenme teklif etmiş, evlenmiş ve mutlu olmuş kadınlar da vardır.
ama bu çok küçük bir yüzde.
0
blatta hiberna
(16.10.16)
1- yapmam
2- evlilik teklifi bekliyorum hiç ben mi etsem diye düşünmedim. beklerim hazır olunca eder herhalde daha önce ben edersem muhtelemen acayipleşir adam. bir de ne gerek var? adam teklifine evet diyecek kıvamdaysa kendisi eder ki zaten. böyle bir "yea kadın etsin ne var ki" aksiyonuna girmeye hiç gerek yok bence.
0
sanguine mcqaer
(16.10.16)
evlilik teklifi türkiye'de sırıtıyor bence. gereksiz görüyorum. zaten ilişkiler bir şekilde oraya gidiyor. ee haliyle evlenince şöyle yaparız ederizler de konuşuluyor. zaten herkesin bildiği bir şeyi bir de eksrta dillendirmek nedense bana yapmacık geliyor. zaten bizde asla "şok" etkisi yaratmaz. yaratan rol yapıyordur. ama yurt dışında öyle değil. örnek videolar görüyoruz da. (sinemada teklif eden vs) ve ilginçtir ki o adamların şok olması bana samimi geliyor. çünkü onlar ilişkileri daha "anda kalarak" yaşıyorlar. adamlarda seni seviyorum demek bile bilmem kaç gün sonra oluyor. bizde genelde seni seviyorum denildikten sonra ilişkiler başlıyor. :) onlar önce hoşlanıyorlar, flört ediyorlar. yemeğe falan çıkıp tanışıklığı artırıyorlar. hatta belki de sevişiyorlar. ve artık emin olduktan sonra da "seni seviyorum" diyorlar. ve onun gerçekten bir anlamı olmuş oluyor. ilerde de aynı şekilde evlilik teklifine geçiyorlar. bizdeki insanlar içten pazarlıklı. ilişkiye "kesin evleniriz, evlenmeliyiz" gözünde başlıyorlar. garantici zihniyet. hep "şimdiyi" yaşamak yerine zihinlerini "gelecekte" tutarak var oluyorlar.
0
matrix
(16.10.16)
Evlenme teklifini bırakın erkek yapsın. Etmiyorsa zaten istemiyordur emin olun.
Not:Erkeğim
0
eski sozluk
(16.10.16)
asla bi erkeğe evlilik teklif etmem/etmezdim.
2. çünkü cinsiyet rollerini fazlasıyla benimsemiş bir insanım.
0
sayns
(17.10.16)
irlanda'da olsaydiniz eger cok da guzel olurdu. normalde nasil kaliplarsa zaten farkli bir davranis sergilenince insanlar otomatik olarak hayir diyor. kadindan bazi seyleri duymak neden degisik olsun ki ?
0
evimin paspasi
(17.10.16)
1. Sanmıyorum.
2. Gelenekçi değilim ama teklifin erkekten gelmesini tercih ediyorum.
0
lunedi
(18.10.16)
(3)

Kendinizi İyi Hissetmek İçin?

buak
Ülke dışındayım.Boğaz iltihabı -yeniden- hafif hafif başlıyor.Dönünce bir dolu iş var.Sevdiğim kız bana bakmıyor.Rüyalarımda boğalar kovalıyor, gökdelenler yıkılıyor.Sosyalleşmem gereken bir ortamda 1 haftadır kaçıp duruyor, odama kapanıyorum.Ve şunu dinliyorum; https://www.youtube.com/watch?v=uyYQJ
Ülke dışındayım.
Boğaz iltihabı -yeniden- hafif hafif başlıyor.
Dönünce bir dolu iş var.
Sevdiğim kız bana bakmıyor.
Rüyalarımda boğalar kovalıyor, gökdelenler yıkılıyor.
Sosyalleşmem gereken bir ortamda 1 haftadır kaçıp duruyor, odama kapanıyorum.

Ve şunu dinliyorum; www.youtube.com

Siz kendinizi iyi hissetmek için ne yapıyorsunuz?
Var mı kendinize ait bir ritüel?
0
buak
(16.10.16)
Duygusallığı yasaklıyorum ben aşk acısı çekeceğimi öngördüğüm zaman. Dinlediğin şarkıyı dinlememekle başlayabilirsin. Daha hareketli şarkılar dinle. En iyisi dişleri fırçaladıktan sonra yatıp uyumak.
0
dissendium
(16.10.16)
mevsimleri düşünüyorum ben. ne olursa olsun hiç durmadan bir diğeri geliyor. birbirini kovalıyorlar. bu ruh hallerine de mevsim gözüyle bakıyor. er geç geçecek diyorum. geçerken de benim içimden geçsin, ya da ben bunun içinde kalayım, ne olacak ki, bunu başaramayacak mıyım yani, bu muyum ben, peeeh diyorum.
0
matrix
(16.10.16)
Açıkçası üzülüyorsam koyveriyorum gidiyor ya da kötü hissediyorsam koyveriyorum yine. Uğraşmak, cebelleşmek, başa çıkmaya çalışmak daha zor geliyor ve süreyi uzatıyormuş gibi geliyor. Yani, hasta olurken günlük hayatı devam ettirmeye çalışmak hem daha yorucu olur hem de hastalığın süresini uzatır ama hastalığı kabullenip yattığın ve kendine hastaymış gibi baktığında hastalık daha çabuk geçer ya; bu da öyle geliyor bana. Güçlü ve iyi olmaya çalışmak bünyeyi zorla iyi olmaya zorlamak daha çok enerji harcatıyor. Kötü hissettiğimi kabullenip, o kötüye teslim olup gerçekten de kötü durumda gibi davranıyorum; yeri geliyor kendimden nefret ediyorum, yeri geliyor kendime acıyorum ya da kabuğuma çekiliyorum ama zorla iyi hissetmeye çalışmıyorum. Artık depresyon hırkası mı giyerim, oturur bütün gün uzanıp tavana mı bakarım, ağlar zırlar mıyım; o kısmı doğaçlama gerçekleşiyor. Zamanla kötü olmaktan sıkılıyorum zaten, geçiyor.

Ha, senin yerinde olsam "Güzelim şehri, ülkeyi bunalımla yedik. Bir daha kim bilir ne zaman gelme fırsatı bulurum. İyisi mi azıcık gezeyim, şu köşedeki parkta bunalıma gireyim. Evde, otelde tavana bakacağıma, gideyim bir parkın bankında havaya bakayım, yine aynı şeyi düşüneyim. Yürürken ağlayayım en azından" derim.

Robert Miles abimiz "The sky isn't always blue, the sun doesn't always shine. It's alright to fall apart sometimes" demiş.
0
aychovsky
(16.10.16)
(2)

Gündemdeki palyaço meselesi nedir?

senolll
sb
sb
0
senolll
(16.10.16)
Amerika'nın bir güney eyaletindeki bir üniversitenin kampüsünde Ağustos ayında palyaço kılığındaki bir genç bir kadına saldırmış, darp etmiş. Peşinden insanlar özellikle kampüslerde ve kuytu köşe yerlerde palyaço gördüklerini ihbar etmeye başlamışlar. Birtakım kişiler de bunu fırsat bilip palyaço kılığına girip milleti korkutup bununla eğlenmişler. Eşek şakası yapmak isteyen palyaço kılığına girip dolanıyor, herkes palyaço görmekten korkmaya başladı. Hatta bazıları cadı avı gibi kampüslerdeki yurtlarda palyaço avına çıkmaya başlamışlar. Olay kampüslerin dışına da çıkmış, Central Park'tan falan palyaço ihbarı gelmeye başlamış.

Sonra Amerika dışına çıkmış geçen hafta içinde, İsveç'te bir palyaço milleti korkutmaya başlamış. Dolayısıyla millet palyaço görünce 'Saldıracak mı, darp edecek mi' diye polisi aramaya başlamış. Bayağı bir palyaço kılığına giren ve sosyal medyada takipçi kasmak için milleti tehdit eden ergen yakalanmış, hapse atılmışlar. Şimdi de Halloween zamanı büyük bir palyaço terörü yaşanacağı konuşuluyor. Ek olarak, gerçekten mesleği palyaçoluk olan bir adamın arabasını mahvetmişler, adama da domates falan atıyorlarmış, polise ihbar ediyorlarmış adamı.
0
aychovsky
(16.10.16)
Bi de stephen king'in ünlü o (it) kitabi yeniden filmleştiriliyormuş sanirim bu sene o yuzden de populerligi artmis. Gerci stephen king baya tepki gösterdi bu palyaço olaylarına
0
nundu
(16.10.16)
(24)

Uçakta cep telefonu kullanmanın riski nedir? Uçak düşer mi?

dahayeniymis
Hepimizin bildiği gibi önce kaptan iniş ve kalkış sırasında cep telefonlarının tamamen kapatılması konusunda uyarı yapıyor, sonra kabin görevlileri dolaşıp yolcuları kontrol ediyor ve gerekirse ikinci kez uyarıyor. Bugünkü uçuşta uygulanan bu rutinden sonra 15-20dk kalkış için sıra bekledik. Bu esna
Hepimizin bildiği gibi önce kaptan iniş ve kalkış sırasında cep telefonlarının tamamen kapatılması konusunda uyarı yapıyor, sonra kabin görevlileri dolaşıp yolcuları kontrol ediyor ve gerekirse ikinci kez uyarıyor. Bugünkü uçuşta uygulanan bu rutinden sonra 15-20dk kalkış için sıra bekledik. Bu esnada yan tarafımdaki iki yolcu baktım hala mesajlasiyor, uçuş modu bile değil. Bekledim bekledim kapatırlar diye ancak uzunca bir süre geçti ben de durumu kabin görevlileri ile paylaşmaya karar verdim. Arka tarafa yürürken en az 7-8 kişinin daha telefonla uğraştığı gördüm. Oldukça arkalarda oturuyordum ayrıca. Neyse kabin görevlileri bir kere daha tüm koridoru dolaşıp uyarılar yaptılar fakat en azından benim görebildiğim iki yolcu buna rağmen telefonunu kapatmadı. Sorum şu ki bu durumda risk nedir? Bu insanlar bunu nasıl bu kadar hafife alabiliyor? Kaptanın bir bildiği vardır diye düşünen ben mi durumu abartıyorum?
0
dahayeniymis
(15.10.16)
sıra beklerken cep telefonunun sakıncası yok. hoş kalkış-inişte de kanıtlanmış bir sorun yok ama tedbir amaçlı kapattırıyorlar. uçak havadayken çekmiyor zaten istesen de kullanamazsın.
0
cekilmis gayfe
(15.10.16)
Telefonu kapattim sandim kapatmamisim. 1 saat uctuk ve dusmedik.
0
thewizardofearthsea
(15.10.16)
biz asıl kazığı otobüslerde yedik senelerce, frenler tutmuyor hesabına.
0
killerbee
(15.10.16)
@want2die ve killerbee bu uyarıların amacı ne sizce?
0
🌸dahayeniymis
(16.10.16)
düşmez alakası bile yok.
0
orpheus
(16.10.16)
dünyanın en teknolojik cihazlarından biri olan uçaklar için cep telefonu bir tehlike değil. bir uçak cep telefonu ile düşmez. emin olun azıcık düşme ihtimali olsa o telefonu uçağa almazlar. 100ml üstünde sıvı bile almıyorlar uçağı yakarsın diye.

uçakta telefonlar (hatta diğer tüm elektronik cihazlar) iniş ve kalkışta tamamen kapatılıyor, uçuş boyunca da uçuş modunda kullanılabiliyor.

uçuş modunda kullanılmasının tek amacı şu. eskiden hatırlarsanız cep telefonu sinyalleri hoparlörlerde, tüplü monitörlerde falan zırrıtı zıttırı zıttırı diye parazit yapardı. hala da yapar da artık hoparlörler yalıtımlı, tüplü ekran diye bir şey yok, fark etmiyoruz paraziti. yoksa gsm sinyali aynı. 200 tane telefon 35.000 feet'te şebeke ariycam, aşağıda sürekli değişen baz istasyonunu yakalayıp bağlanacam diye yapacağı parazit, pilotların kulaklıklarında zıttır zıttırı diye parazit yapar. pilot telsizden ne konuştuğunu anlayamaz. o yüzden kullan ama şebeke aramasın diyorlar.

iniş kalkışta tamamen kapatılması da tamamen uçuş güvenliği. uçak kazalarının çoğu iniş kalkışta meydana geliyor. olası bir acil durumda hostes acil durum anonsu yaparken kulağında kulaklıkla müzik dinleyen, kafayı önüne gömmüş kendi kıraş oynayan adamlara tek tek acil durum prosedürü anlatmasın, kulaklığı çıkarttırmaya çalışıp herkese tekrar tekrar anlatmasın, herkesin gözü kulağı açık olsun, dikkati başka yerde olmasın da söyleneni duysun diye.

yoksa düşeceği falan yok.
0
kibritsuyu
(16.10.16)
Manyetik alanla ilgili diye biliyorum. Bir iki kişiden birşey olmaz ama herkes yaparsa uçağın manyetik alanını bozabilir.
0
uyusam iyi olur
(16.10.16)
uçağa yıldırım düşüyor da manyetik alanı bozulmuyor kıçı kırık cep telefonu mu bozacak?
0
cekilmis gayfe
(16.10.16)
Cep telefonu uçakta risklidir, mühendis olarak da öyle olduğuna inanıyorum, aslında geçenlerde güzel bir makale okudum, bu konuda okuduğum en inandırıcı teknik bilgileri içeriyordu, hatırlasam link verirdim.
Hatta şöyle söyleyeyim, hani bir thy uçağı düşmüştü ya hollanda filan tarzı bir ülkeye on yıl kadar önce, onun da nedeninin cep telefonu olduğu kanısındayım ben.
Ama cep telefonunun riski, bu konuda hiç bir teknik bilgisi/eğitimi olmayıp da "ne zararı olacak ya" diyen cahilin cesaretinden büyük değildir. (burada görüşlerini yazan değerli arkadaşları kastetmiyorum, günlük hayattaki insanlardan bahsediyorum).

(Not: Olabildiği kadar önlemler alınmıştır, koca uçağı üç beş cahilin cep telefonuna emanet edecek değiller elbette, yine de frekans etkileşimleri ve elektronik devrelerin anomalileri her ihtimali mümkün hale getirebilir).
0
firez
(16.10.16)
Araştırmadan yorum yapmaya yine gönlüm el vermedi.

www.airspacemag.com

The truth is that portable electronic devices can emit powerful electromagnetic radiation that can muck up an aircraft’s navigation and communication systems and actually endanger a flight. (NASA/Goddard)

Güçlü elektromanyetik radyasyon nedeniyle uçağın navigasyon ve iletişim sistemleri bozulabilirmiş.

Yani yönünü bulamazsan, kuleyle iletişim kuramazsan bal gibi de düşersin.

O yüzden please g.tümüzden sallamayalım arkadaşlar. NASA böyle diyor.
0
dissendium
(16.10.16)
Bir de şu olayı otobüsle karşılaştırmayın amk. Otobüs nere uçak nere... Milyon dolarlık farktan bahsediyoruz. Otobüste telefonu yasaklamazsanız adam köyüne gidene kadar telefonda muhabbet eder. Yolcuların da kafası s.kilir. Koskoca otobüsün yönünü bulamayacak hali yok. Bu dikkat dağıtmakla ve otobüs içi huzurla alakalı bir kural. Radyasyon radyasyondur aynı zamanda. Bunun uzay mekiği falan yok.
0
dissendium
(16.10.16)
Ek yapayım, uçak ve otobüs teknolojik olarak birbirinden farklıdır. Yirmi yıl önce de otobüste risk olmadığını söylüyordum. Zaten insanların sonradan uçak konusunda da rahat olmalarına neden olan bir saçmalıktı o.
0
firez
(16.10.16)
Şu anda yanımda bir uçak mühendisi, bir de uçak teknisyeni var; onların yalancısıyım. Yeni tip uçaklarda kibritsuyu'nun dediği gibiymiş tamamen. Hatta çok yeni uçaklarda bu sorun da olmayabilirmiş. Ancak, havayollarının eski uçakları da varmış, hatta yaygınmış. Uçak sistemleri güvenliği çok olsun diye elemanları yedekli yapılırmış, buna "redundancy" deniyormuş. Yani, "Bu asıl ölçen alet, bu yedeği" şeklinde değil de "Bu ikisinden de veri geliyor. Biri öyle biri böyle. O halde üçüncüye bakalım" şeklinde bir üçlü sistemmiş genelde. Cep telefonu bu ölçüm araçlarının verdiği sinyallere mıknatıs etkisi yaptırıp saptırıyormuş. Bunun olasılığı düşükmüş, örneğin binde bir gibi ama günde 10000 küsur uçuş olduğu için, bu da günde on uçağın yanlış sinyallerle uçması demekmiş. Hani, buna göre yine doğru karar verilebilirmiş. Çünkü ölçümlerden birini etkilese, diğer ikisi çalışırmış ama onlardan da birini çalışmadığı bir güne denk gelince elde üç farklı sonuç olurmuş ve uçağı buna göre yönetmek büyük risk demekmiş. Zaten üçlü olmasının bir sebebi varmış, birine güvenemezsen ve ikisi farklı şeyler gösterse hangisine güveneceksin diyorlar. Paraziti de cabası imiş.
0
aychovsky
(16.10.16)
Trilyarda bir ihtimal olsun diyelim, o riski alacak adamın aklına ederim. Gerçi bu mantıkla uçak düşüşe geçtiğinde inanmadığım tüm tanrılara iman etmem de icap ediyor. Kendi aklıma ettim, mutlu musunuz?
0
kargn
(16.10.16)
Uçak inişte kalkışta düz uçuşta bir sürü frekansta aletlere güveniyor. Navigasyonu, iletişimi ne bileyim radyo altimetresi mls'si bi yığın enstrüman. Siz bu ortamda bir de cep telefonu dalgalarını yaymaya başlarsanız bu bir risktir. Tamam belki doğrudan bir etkisi olmaz ama bir malfunction olur sisteme zarar verirse diye önlem alınıyor işte çünkü bu havacılık. Maksimum emniyet bir numaralı önceliktir.
0
zoghurt
(16.10.16)
Zamanında otobüslerde de kullandırtmazlardı, şimdi birazcık normalleştik sorun olmuyor; bu da aynı, milyonda bir olacak olan olasılık için gereksiz havacılık kuralları, 100 ml'den fazla sıvı koyamıyorsun ama 5 tane 99 ml sıvı koyabiliyorsun, umarım havacılıkta da bir reform olur da insanların hayatı biraz daha kolaylaşır.

bu aynı sokakta araba çarpar ölebilirim diye sürekli evde otumaya benziyor, ya da dünyaya bir gök taşı çarpar diye sığınak yaptırmaya, hayatta her olasılığı sırf var diye ciddiye alamazsınız.
0
gezegen olan pluton
(16.10.16)
sadece burada verilen cevapların lakayıtlığından yola çıkarak cep telefonlarının hiçbir etki yapmadığını iddia edebilirim. yok o olabilir, yok şu olabilir. olmuyor ama.
0
cikmaz sokaktan cikagelen cocuk
(16.10.16)
Uçak kazaları genellikle tek bir nedenle değil bir çok şanssız olaylar zincirinin sonucu olarak yaşanıyor. Cep telefonu tek başına düşürmez belki ama pekala böyle bir olay zincirini tamamlayan halkalardan biri olabilir. Mesela uçaklarda birçok cihaz yedeklidir ama uçaklar yerine göre bir ya da daha fazla cihaz arızası olduğu halde uçuşa çıkabiliyorlar, dolayısıyla küçük risklerin toplamı büyük risk yapabiliyor.

Ama şu var tabi, türkler herşeyin doğrusunu bildikleri için havacılık kurallarına tabi değildirler, canlarının istediklerini yapabilirler. Bu durumun türklerin kendi hayatlarının daha değersiz olduğu bir ülkede yaşamalarıyla ve başka ülkelerde yaşanmayan sudan sebeplerle ölmeleriyle hiçbir alakası yoktur, tesadüftür o.
0
mikro patlama
(16.10.16)
Easa (avrupa havacılık emniyet teşkilatı) 26 eylül 2014 te bu konuda (taşınabilir cihazların uçuş modu kısıtı olmadan kullanılabilmesi) zarar vermediği şeklinde bir karar verip bunun uygulamasını havayollarına bıraktı. Easa havacılıkta çok çok önemli bir otorite, biz de bağlıyız. (Mobil)
0
puc
(16.10.16)
Ben de uyari yapilmasina ragmen insanlar neden kapamaz, nedir bu inat onu anlamiyorum.
0
engiribord
(16.10.16)
&firez Amsterdam kazasının telefonla ne ilgisi var? Altimetre arızasından düştü o uçak. Boeing %80 suçlu bulundu zaten.

Özetle telefondan uçak düşmez. Riskli falan da değildir. Ama kabin görevlilerini zor durumda bırakmayın. En azından uçuş moduna alın.
0
fuzzy olmak istemistim
(16.10.16)
Bir uçağın cep telefonu sinyalleri nedeniyle düşebileceğini düşünmek için ciddi anlamda paranoyak olmak gerekiyor. Ha tamam tedbir iyidir tabii yine kapatalım konuşmayalım cep telefonlarıyla ama cep telefonunun yaydığı sinyallerin çok daha fazlasına maruz kalıyor uçaklar atmosferden yayılan manyetik dalgalar nedeniyle. Uçaklarda bunlar için alınmış önlemler zaten var. Aynı önlemler cep telefonu için de geçerli. Yani hiçbir şirket yolcunun inisiyatifinde uçuşlar yapmaz. Olaya "Biz uyardık abi yolcuları, açıp kullanırlar da düşersek eğer sorumluluk bizim değil amk" şeklinde yaklaşmazlar. Bugüne kadar cep telefonu kullanımı nedeniyle düşmüş bir tane uçak yok. Tek sıkıntı, düşmeyeceğinin garantisini vermiyor hiç kimse. Yani "Cep telefonu sinyalleri nedeniyle uçaklar düşmez" demiyorlar kesin olarak, konu muallakta olduğu için kullanılmıyor sadece. Yani düşünsene, koca koca uçaklar tüm güvenliğini yolcunun vicdanına yükleyip mi çıkıyor 10.000 metre yüksekliğe. Misal 10 kişilik bir yolcu grubu "Ya sikerim dünyayı da fezayı da" deyip aynı anda telefonları açıp konuşma yaparak uçağı düşürdü, böyle bir şey mümkün olabilir mi? Buna ihtimal vermek bile ciddi anlamda insan zekasına uygun bir davranış değil. Cep telefonunun %0.00001 ihtimal bile uçağı düşürme tehlikesi olsa o uçağa cep telefonuyla binemezdik zaten yasaklanırdı. Böyle bir durum yok yani.
0
angelus
(16.10.16)
Düşmez sadece bozuk havalarda ils sitemini etkileyebiliyor o yüzden inişte kullanmamak önemli
0
basond
(16.10.16)
Seyrüsefer cihazlarının verilerini saptırma ihtimali var. Yani elektronik destekli uçuş(otomatik pilot) ve alana yaklaşma esnasında kullanılan ils bilgisayarının işleyeceği verileri manipüle edebilir cep telefonu sinyali. Yalnız bu ihtimal teknoloji olarak oldukça geri sistemlerde mümkün. Yeni uçaklarda risk yok diye biliyorum.

Diğer taraftan uçuşlarda özellikle Türklere cep telefonu kullandırılmaması taraftarıyım. Milletin veledi zaten yeterince rahatsız ediyor bir de bırbır cep telefonu ile konuşan insanlar o uçuşu iyice çekilmez kılar.
0
isimsiz
(16.10.16)
(10)

hoşunuza gidiyor diye dil öğrenmek mantıklı mı sizce?

pikap
ispanyolcaya ilgim vardı. ücretsiz bi kurs var. ispanyolca dolduğu için italyancaya yazıldım. o da hoşuma gidiyor. daha kursa başlamadım yarın başlayacağım. ama şimdi durup düşündüğümde diyorum öğrensem bile nerede kullanıcam, mesleğimle ilgisi yok. hadi yurt dışına gitme amacım olsa ona da imkanım
ispanyolcaya ilgim vardı. ücretsiz bi kurs var. ispanyolca dolduğu için italyancaya yazıldım. o da hoşuma gidiyor. daha kursa başlamadım yarın başlayacağım. ama şimdi durup düşündüğümde diyorum öğrensem bile nerede kullanıcam, mesleğimle ilgisi yok. hadi yurt dışına gitme amacım olsa ona da imkanım yok. amaçsızca dil öğrenmek saçma mı sizce?
0
pikap
(15.10.16)
Bence saçma. Özellikle italyanca için.

İspanyolca, dünyada çinceden sonra en çok konuşulan dil. Üçüncü sırada ingilizce geliyor. Keyfi olarak ispanyolca öğrensen bile bir yerde işine yarar.

İtalyancayla vakit kaybedersin ancak.
0
harzem
(15.10.16)
Amacsizca degil ki, sevdiginiz ve istediginiz bir sey icin vakit ayirip emek veriyorsunuz. Eger vaktin ve imkanin varsa kesinlikle degil, her dil size yepyeni ufuklar acacaktir. Elbette turkiye sartlarinda tercihen once ingilizceni cok iyi gelistirmen daha iyi ama eger hosuna gidiyorsa neden olmasin. Bu mantikla muzik aleti calmak ya da resim kursuna gitmek de gereksiz sayilabilir. Illa her hobi belli basli aktivitelerden olmak zorunda diye bir kaide yok.
0
kassiopeia
(15.10.16)
öğren gitsin. Zararını görmezsin.
0
westblack
(15.10.16)
Açılan 4-5 kurluk bedava dil kurslarını kaçırmadım hiç; kurslar bitince ortada kaldım. westblack'in dediği gibi zararını görmedim ve her dil azıcık, iki gram bilsen bile güzel ve zevkli bir kültürle geliyor. Bunu hobi olarak yapıyorsan, çok da zevkli bir şey ve her haftayı iple çektiğin ve bitmesini istemediğin bir şey haline geliyor. Ha, o 4-5 kurluk dillleri kullanıyor muyum; hiç. Konuşabiliyor muyum, hayır, 4 kur kime yetmiş ama basit şeyleri anlayabiliyorum, kelime yakaladığımda seviniyorum. Keşke daha da gidebilseydim.
0
aychovsky
(15.10.16)
Dil öğrenmek zekayı geliştirir. Kullanırsanız daha iyi tabi de zevk alıyorsanız da keyfinize bakın. Ben hep şöyle düşünüyorum. Eğer bu kursa katılmadığım vakitlerde atomu parçalamayacaksam o kursa gidebilirim. Önemli bir kaybınız olmayacaksa gidebilirsiniz.
0
dissendium
(15.10.16)
saçmalığını geçtim zaten mümkün değil amaçsızca dil öğrenmek. kullanmayarak, konuşmayarak dili geliştiremezsin. zaman içerisinde bildiğini de unutursun. a2 sertifikamla hava basıp birkaç afili cümle kurayım, vakit geçireyim diyorsan mesele yok ama "ben italyanca konuşabiliyorum" demek istiyorsan eğer, bunu amaçsız ve ciddi efor sarf etmeksizin zaten yapamazsın. o açıdan bence saçma. ben yabancı dil mezunuyum. ingilizceyi çok severim ve çok sık kullanılan bir dil olduğu için geliştirme, kullanma konusunda sıkıntı yaşamadım. ispanyolca denedim, italyanca denedim... olmadı. evet oturup kafama vura vura gramer öğretseler elbette ki öğrenirdim ama uzun vadede kullanmak, muhatap olmak için ciddi istek duymadığım dillerdi. benim hakkıyla öğrenip konuşabileceğim diller ingilizce ve rusça. belki almanca olur. bunun dışındakiler için, en azından şu an, "ben bunu konuşurum" dememe sebep olabilecek tek bir neden dahi yok. sürekli kullanamayacağım, geliştiremeyeceğim bir dili neden öğreneyim ki?

bir ara vardı bu iskandinav dillerini öğrenme furyası, ben bile 12-13 yaşımdayken köpek gibi norveççe çalışıyordum çok lazımmış gibi. güzel de öğrenmiştim. e ne oldu? herkesin ingilizce bildiği 5 milyonluk ülkenin dilini ana dilim gibi öğrensem ne olacak sanki.

o yüzden bence vaktini, mesaini sana faydalı olabilecek bir şeye ayır. "ben sadece eğlenmek istiyorum, italyanca öğrenirken de eğleniyorum" diyorsan öğren ama, neden zararı olsun o zaman. benim için dil öğrenmek "asıl iş" gibi bi şey, o yüzden ben konuya "öğrenmek zorunda değilsem öğrenmem" gözüyle bakıyorum. binlerce kelime, deyim, kültürel farklılık öğrenip de onları sürekli kullanacak olmak falan öeh. eğlence için gidip bungee jumping yaparım ben niye dil öğreneyim. işte benim "öeh" demediğim, severek çalıştığım tek dil ingilizce ve rusça. gerisine kafam girsin, para verseler de öğrenmem.
0
der meister
(15.10.16)
ben dilleri severim. yunancayı da bi seviyeye kadar bu şekilde öğrendim. bence zevkli bişey. onun yerine daha çok hoşuna gidecek, elle tutulur bişey yapmıycaksan öğren tabii. hatta yer varsa ben de öğreniyim italyanca :)
0
tepedeki psychedelic adam
(15.10.16)
Ben İspanyolcayı sadece zevk için öğreniyorum. Bence mantıklı. Kurs nerede acaba merak ettim
0
hadi ya la
(15.10.16)
Herkese teşekkürler. Bi başlayayim bakalim. Kurs ismek kursu. istanbulda.
0
🌸pikap
(15.10.16)
su zamana kadar ogrendigim butun dilleri keyfine ogrendim; ingilizceyle basladi, italyanca, ispanyolca ve eski latince. cinceye de baslamistim ama zaman bulamadim sonra.

bence mantikli ve ogren. bir dil bir insan iki dil iki insan demisler.
0
superfluid
(15.10.16)
(10)

Yaşla birlikte hayattan aldığınız keyif giderek arttı mı/azaldı mı?

diego de almagro
s.b
s.b
0
diego de almagro
(15.10.16)
arttı azaldıdan ziyade farklılaştı diyebilirim ve şöyle ayırabilirim,
20-25 arası bir bölümü öğrenci bir bölümü yeni çalışan biri olarak ekonomik olarak zor keyif olarak ise eh işte olduğum dönemdi,
25-30 arası en çok eğlendiğim, gezip tozduğum, barlardan, festivallerden eve girmediğim bi dönemdi, çok enerjik ve eğlenceli bir dönem oldu ve keyifliydi,
30-35 arası ise daha durgun, daha iç huzuru aradığım, kendime döndüğüm, kendimi nasıl mutlu ederim dönemi oldu, yaş ile birlikte hayat daha durağanlaştı ama kesinlikle en keyif aldığım en huzurlu olduğum dönem oldu. ama tabi aynı zamanda en yalnız olduğum dönem.
0
hypathia
(15.10.16)
azaldı sanırım.
0
ya ben lan neyse
(15.10.16)
20-25 arasındaki boş zamanımı, 30-35 arasındaki paramı ve 25-30 arasındaki arkadaş çevremin çeşitliliğini,sosyalliğimi birleştirmek isterdim.

Hayattan aldığım keyif hepsinde yüksekti gerçi.
0
turkuaz
(15.10.16)
20-24 Arası için konuşacak olursam süper keyifli
0
naberabi
(15.10.16)
Azaldı. 23 yaşında olmama rağmen en az 30 hissediyorum. Sorumluluklar yavaştan dağ gibi oluyor, baskılar artıyor.
0
nothing in my way
(15.10.16)
üni yılları iyiydi ama yurtta/ayrı evde kalmayınca eğlenemedim
sonra çalışmaya başladım, finansal özgürlük iyiydi ama iş/yaşam dengesi kalmadı
şuan yirmilerin sonuna geldim, iş, meslek ve yaşadığım yeri değiştirdim. daha iyi hissediyorum. asıl etken yaşadığım yermiş.
0
sttc
(15.10.16)
azaldı
0
masa penisi
(15.10.16)
Farklilasti +1
Universitede yasamdan acayip keyif aldim ama ayri bir mutluluktu, cok gezdim gordum cok sey deneyimledim ogrenci olmanin imkanlarini sonuna kadar kullandim.
Calismaya baslayip, ne istedigin de kafanda oturunca ve maddi ozgurlugun varsa o da apayri bir keyif, yapabileceklerinin siniri tamamen senin beynin ve keyfin oluyor.
0
kassiopeia
(15.10.16)
Benimki hem farklılaştı hem arttı. Geçmiş yılları hiç özlemiyorum. O zamanlar zevk almıştım ama hiç aramıyorum.

20-25 arası öğrencilik bitiyor, yeni hayat başlıyor, ev arkadaşları derken geçti. Yani, kötüydü diyemem; ev arkadaşlarımı çok severdim, hala görüşüyorum. Üniversite arkadaşlarımla da görüşüyorum ama o zamanki kafam daha ergenlikten çıkmamış gibiydi. O zaman çok oturmuş hissediyordum her şeyi ama değilmiş. O zamanki halimle çok dalga geçiyorum ve geri döndürseler, hayatta dönmem. Yaşandı, güzeldi, kötü bir şey yoktu ama o kadar.

25-30 arası birtakım borçları ödemekle geçti. O yüzden çok da kolay zamanlar değildi. Yine de 20-25'ten daha iyiydi.

Şimdi 33'üm, özellikle 2-3 yıldır daha iyi yaşıyormuşum gibi geliyor. Para değil, kariyerde statü yapamadım zaten, finansal özgürlüğüm 10 yıldır yarı var yarı yok, evlenmedim. Ama dalgalı sudan, ılık sakin sulara gelmiş gibiyim. Her şey daha rahat, daha sakin. O yüzden de yaşlanmayı gerçekten bir mutluluk olarak görüyorum şu an, devamı için sabırsızlanıyorum.
0
aychovsky
(15.10.16)
gitgide aldığım zevk arttı
0
basond
(15.10.16)
(11)

şirket içi hiyerarşi hakkında ne düşünüyorsunuz?

teritori
benim gibi hasbel kader yönetici ve üstü pozisyonlarda görev alan arkadaşlara soruyorum;size bağlı olarak çalışan personelin size adıyla hitap etmesi konusunda fikirleriniz nelerdir?ben adımla hitap etmelerini istiyorum. saygı çerçevesini oluşturma konusunda zaten bir sıkıntım yok.
benim gibi hasbel kader yönetici ve üstü pozisyonlarda görev alan arkadaşlara soruyorum;

size bağlı olarak çalışan personelin size adıyla hitap etmesi konusunda fikirleriniz nelerdir?

ben adımla hitap etmelerini istiyorum. saygı çerçevesini oluşturma konusunda zaten bir sıkıntım yok.
0
teritori
(14.10.16)
ben bugüne kadar astıma, stüme herkese adıyla hitap ettim çalıştığı yerlerde.
0
kurnaz
(14.10.16)
askeri hiyerarşide çalışmıyorsanız bi problem teşkil etmez.
0
delineron
(14.10.16)
Bence herkes birbirine resmi şekilde hitap etmeli; siz de altınızdakilere karşı adıyla hitap etmemelisiniz. Özel hayatta istenildiği şekilde hitap edilebilir ama işlerin yolunda gidebilmesi adına hiyerarşinin ve resmi hitabın gerekli olduğunu düşünüyorum.
0
fragile lady
(14.10.16)
ben iş yerinde herkesin birbirine x bey, y hanım diye hitap edilmesinden yanayım. üstlük, astlık fark etmeden.

eski çalıştığım yerde konum olarak 40 yaşını geçkin insanların üstü (benim yaş 27) oldum. ne ben onlardan yaşça küçüğüm diye bana adımla seslendiler, ne ben onlara üstüm diye direkt isimleriyle seslendim. işinde tecrübeli adamlardan işi öğrendiğim de oldu ama hiçbir zaman kendilerine "yaa x şu işi bi hallet" demedim mesela. hep mesafeli hep saygılı olmaya gayret ettim. hiçbir zararını da görmedim çok şükür. annem yaşında çay servisi vs yapan ablaya da isim + hanım kalıbıyla seslendim. o da bana aynı şekilde karşılık verirdi. Bunun yanısıra benle aynı durumda olup bu ablaya direkt ismiyle seslenen iş arkadaşlarım da oldu. alttan alta ben senin üstünüm diye vurgulamak için. ya da benden alt olduğu halde garip ego kasılmaları yaşayan da oldu. bence böyle ego savaşlarına gerek yok. tertemiz bir hitap şekli bence isim + bey/hanım şekli.

birilerine bey/hanım diye hitap etmeyi ego meselesi haline getiren ya da ne bileyim kendine yediremeyen insanlar için üzülüyorum. hayatta dert etmeyeceğim şeyleri dert edinip kenarda köşede dedikodu eşliğinde tırnak kemiriyorlar. patetik bir durum :)
0
sansli pipi
(14.10.16)
herkes gorevini yerini bildikten sonra bir problem olmaz. bazi adam da var yardim ediyorsun tepene siciyor, ona da dikkat etmek lazim. hak edene hak ettigini vermeli o yuzden.
0
idexo
(14.10.16)
astıma da üstüme de bey/hanım şeklinde hitap ediyorum. hiyerarşi ile alakası yok ama.
0
sevisgenturk
(14.10.16)
bence burada statüden ziyade yaş daha önemli. bizim şirket ki çok fazla şirketin birleştiği bir holding, birinin yaşı 45+ olmadığı sürece herkes isimle hitap eder.

bazıları bundan tedirginlik duyar yarın bir gün yüz göz olunur mu diye ama o yöneticinin becerisine bağlı tabii. yoksa bey/hanım diyip arkasından sövülen de gördük çok, 15 yaş büyük olup gene de ismiyle hitap edilip, sadece hayal kırıklığına uğramasın diye insanların istenmeden gecelere kadar çalıştığı insanlarda.

yani olay insanın kendisinde bitiyor, beyler hanımlar sadece detay
0
misericord
(14.10.16)
Kurumsallığa bağlı. Ben yeni başlayan işçilere yüz verince başıma gelenler :

kimlanbu bey >> kimlanbu abi >> kimlanbu baba >> kimlanbu

Ben de kasıntı değilimdir, ses çıkarmam ama bazısı yerini bilmeyip askerlik arkadaşı sanıyor, cıvımaya müsaitler. Bkunu çıkaran olursa bozuyorum. Bir de bana bağırmaya çalışan bir tanesini işten attırınca adımla seslenenler uzunca bir süre bey demeye başladı.

Ben mesafenin konulması gerektiğine inanıyorum, iş yaptırması da zorlaşıyor.
0
kimlanbu
(14.10.16)
Çalıltığın yere bağlı. Kurumsaldır, zaten belirli ve oturmuş bir düzen vardır; üstüne şekerim desen bile işler yürür. İşyeri vardır, çalışanlar elini uzatsan kolunu pirana gibi kaparlar ve orurmuş kültür yüzsüzlük ve ciddiyetsizlik üzerinedir, yeni gelen bile bir süre sonra yarı yavşak bir hale giriyordur; onu Bey/Hanım belki biraz kurtarır. Ancak çalışanlar disipline girebilir.
0
aychovsky
(14.10.16)
bence bazen astlarınızın verdiğiniz işi sadece ama sadece yapması gerekir. çünkü üstünüz de sizden yalnızca o işin bitmesini bekleyecek yapılma şekline bakmadan. yok isimle hitap, yok yakın olayım da onlardan biri gibi görüneyim de içlerinden geçen her şeyi bilirim bu sayede arkadaş gibi oluruz vs şeklinde bir düşünceniz varsa bu onlardan isteyeceğiniz işleri daha sorgulanabilir kılar ast için. çünkü konuşacak yüz bulur. bu sefer açıklama yapmanız beklenir her durumda onlara. bir süre sonra kendinizi yapılmasını istediğiniz işleri astlarınıza satmaya, beğendirmeye çalışırken bulursunuz. son aşamada astlara ait bazı işleri siz yapmaya başlarsınız sırf o stresi çekmemek için :)
Mesafelilikle bönlüğü, samimiyetle sululuğu karıştırmamak lazım.

ben böyle düşünüyorum. umarım yardımcı olur.
0
fjack
(14.10.16)
şirkette çalışan insanın cıvıklığı ile alakalıdır.
düzgün insan adı ile seslensede sırıtmaz ama cıvık adamların böyle seslenmesi bana rahatsız edici gelir. O yüzden mümkün olduğunca az çalıştığım kişilere bey hanım diye seslenirim ama yakın çalıştıklarıma isim ile seslenmede bana seslenmelerinde sıkıntı yaratmam.
0
basond
(14.10.16)
(37)

duyurunun kadınlarına

yuvarlanantencereninkapagi
' evleneyim, çocuğum olsun' kafasında bir insan değilim hatta bunlara çok uzağım ama bazen felaket sekilde ' hemen simdi çocuk doğurmaliyim' gibi bir his geliyor. içgüdülerime karşı koyamıyorum sanırım.size de oluyor mu?edit: 23
' evleneyim, çocuğum olsun' kafasında bir insan değilim hatta bunlara çok uzağım ama bazen felaket sekilde ' hemen simdi çocuk doğurmaliyim' gibi bir his geliyor. içgüdülerime karşı koyamıyorum sanırım.

size de oluyor mu?

edit: 23
0
yuvarlanantencereninkapagi
(14.10.16)
hayir
0
yuzır
(14.10.16)
oluyor arada dalgalanp duruluyorum.
ama sen, yanlış bilmiyorsam daha lisans okuyorsun
o yaşlarda olmuyordu 28 gibi bir kriz atlattım -sağlık durumum da baya bir sıkıntılıydı bence psikolojik olarak bundan etkilenmiştim- sonra geçti
arada geliyor ama anlık, geçiyor
benden daha büyüklerin dediğine göre 40 gibi en sancılı şekilde tekrar böyle bir kriz yaşanıyormuş, ondan biraz korkuyorum açıkçası.
evlenecem, çocuk yapacam diyen bir insan hiç olmamıştım o yaşa, o krize kadar. şimdi 33 yaşındayım yine demiyorum -çünkü şu ara o kriz uğramıyor :P
0
niye ama
(14.10.16)
hayır ama hissettiklerin normal. ne yazık ki hormonlar böyle cılgınlıklar yapıyor/yaptırıyor.
0
kassiopeia
(14.10.16)
Hormonlar ah bu hormonlar. Kesinlikle cok normal
0
uzun kulaklı yalnız tavşan
(14.10.16)
6 yıldır evliyim bir kere bile öyle hissetmedim bana niye gelmiyor bu duygular sinir oluyorum.
0
yue
(14.10.16)
sade kadınlara maal etmeyelim, erkeklere de oluyor 28 den 30 a kadar azar azar yokladı, 30 - 32 ye kadar biraz daha yokladı, 2 hafta önce acayip bastırdı neredeyse başedilmeyecek kadar. yaş 32 erkek

tabi doğurma olarak değilde, cinsel dürtülerin tavan yapamsıyla karışık çoluk çocuk olayları.

hormon hormon üstüne piniyor ondan oluyor tüm bunlar.

enteresandır hayatımda anlayamadığım belkide en basit şey şu evlilik çoluk çocuğa karışma kavramıydı, diyordum lan bu insanlar manyakmı olm? gzemek tozmak, kendine zaman ayırmak, kendi istediğin şeylere odaklanmak varken, evlenmek mevlenmek neymiş lan diyordum.

anladım ki hormonlardan. demek insanlar bu yüzden deli gibi evlencem ben, evlencem, lan evlenmem lazım diyormuş.
0
killerbee
(14.10.16)
24 yaşındayım ve bazı bazı bebek gördüğümde bende bundan bir tane yapmak istiyorum diye kendimden geçiyorum. bende de olsa öpsem, koklasam, bağrıma bassam. sonra hayallerimi hatırlayıp, bebeğe zaman var yola devam diyorum.
0
you are my lethe
(14.10.16)
23'üm ben de ve 1-2 yıldır böyle hissediyorum, bebek görünce özellikle. İçgüdüler, biyolojik saat vs derken böyle hissetmek normal ama biraz erken başladı sanki.
0
pike
(14.10.16)
Hayır, hiç öyle duygularım yok. Hep böyle değildim ama. İş hayatına başladıktan sonra bir çocuğun sorumluluğunu almak aşırı zor ve imkansız geliyor. Ayrıca bir avm'de falan yaramazlık yapan, şımaran, istediğini aldırmak için zırlayan veletleri görmem de bu duygularımı pekiştiriyor tabi.
0
kingdom of rust
(14.10.16)
O kafayı küçümseyenleri anlamıyorum. Anneleri de o kafada olduğu için kendileri varlar. Bunun küçümsenecek veya tahkir edilecek bir yanı yok. Aksine İNSAN yetiştirmektir o, yetiştiremeyenlerin eserleri her yerde.

Cevap: 34 yaşındayım, kadınım, 30'dan itibaren sık sık oluyor. Bu cinsiyetimizin kendi doğası, erkeklerdeki üre(t)me içgüdüsünün kadınlardaki şekli. Çok normal.
0
yaren
(14.10.16)
bebekleri görünce sevesim falan geliyor ama doğurmalıyım olmuyorum. ufukta evlilik de var ama yok yani 30a yaklaşınca olur herhalde :)
25 K
0
sanguine mcqaer
(14.10.16)
Eski sevgilimle çocuk yapsak nasıl bir şey olurdu çok merak ediyorum. Keşke bi çocuğumuz olabilseydi.
0
istenmeyen evlat
(14.10.16)
Fazlasıyla anaç yapılı bir insanım, yirmilerin başından beri oluyor. Bi doğuramadın gitti :)
0
devilred
(14.10.16)
"My biological clock is ticking and i want babies now!"

Benim olmadi ama hayatimin her yerinde oldugu gibi cocuk icin de plan yapmistim. O plan da isleyince istedigim zamanda cocugum oldu. Tabii inanilmaz sansliydim bu konuda o da ayri mesele. Birkac faktor ust uste iyi gitti. Biri olmasa olmayacakti. Plan program o durtuyu kontrol altina aldi sanirim
0
la noix
(14.10.16)
Hic olmadi, hatta arkadaslarla konusurken "cocugum olursa adini x koyarim" muhabbeti gecti, bu arkadaslar biri kiz digeri erkek. Sonra bana sordular "iii ben hic dusunmedim bile" diyince uzayli gormus gibi bakmislardi.

Olmuyor.
0
kuehles blondes
(14.10.16)
4-5 sene öncesine kadar bir bebem olsun ilerde diye hayallerim vardı, şu an yok. Yapmam diyemem ama hevesli değilim şimdilik. Aşırı büyük bir sorumluluk ve ben rahatıma aşırı düşkünüm.
0
piremses
(14.10.16)
2 yıl öncesine kadar oluyordu özellikle arkadaşım yeni doğum yaptığında bebeği kucağıma alıp anneme "anne ben de istiyorum bundan" demiştim, herkes şaşkın bakmıştı :)

Sonra baktım ki öyle kolay iş değil çocuk büyütmek çok büyük sorumluluk ve belli bir düzeye gelmeden (hem maddi hem manevi) yapılmamalı. Çocuğun her istediğini almaktan bahsetmiyorum ama ihtiyacı olan şeyleri alırken zorluk yaşamaman gerekiyor. Çocuğun da olsa kimseyi zor durumda bırakmaya hakkın yok.

Şu an istemiyorum. İleride ne olur bilemem tabii ama düşünmüyorum.
0
mutekebbir
(14.10.16)
eski sevgilimle birlikteyken ara ara düşündüğüm oluyordu, lan çok yakışıklı adam, bundan çocuk yapsam nasıl bi şey çıkar acaba diye agdhff. o gidince düşüncelerim de gitti. şu an çocuk düşünmekten daha önemli problemlerim var, para kazanmak, stabil psikoloji, gelecek kaygısı gibi. ha bir de rahatıma çok düşkünüm doğru. zevklerimden pek kısabileceğimi (para harcamak değil illa) zannetmiyorum. 5 dakikada bir kontrol edeceğim çocuk yapmak yerine yatakta boş boş yatmayı tercih ederim mesela. bu en küçüğüydü :)
0
nice tnetennba
(14.10.16)
Menstürasyon döngüsü. Canın bir alfa, bir beta çekecek; artık hangisi denk gelirse o anda.
0
arnold schwarzeneger
(14.10.16)
hiç olmuyor bana
eskiden beri de düşünmedim.
32 yaşına geliyorum.
demek ki herkese olmuyor.
0
interview with the vampire
(14.10.16)
31 yaşındayım.
ben de hiç evlilik isteyen, gelinliğinin hayalini kuran biri olmadım.
ama evet, çocuk istiyorum, yani o bahsettiğin his bana da vuruyor.
özellikle son 3-4 yıldır var.

bana kalsa, maddi gücüm el verirse 2-3 tane doğururum.
yaşın ilerliyor oluşu bu konuda biraz heyecanlandırıyor beni, 40 yaşında anne olmak istemem şahsen.
bu tabii işin içgüdüsel değil, mantık kısmı.

ama genel olarak "doğurmalıyım" hissi çok baskın.

edit: bebekleri severim, ama çocuk ben de sevmiyorum bu arada.
0
blatta hiberna
(14.10.16)
1 gün bile öyle bi his gelmedi. iyi ki.
0
mandalina kokusu
(14.10.16)
Tam o dönemlerde bi gelir. Sonra bir de belki 30'a yaklaşırken gelir. Hormonlardandır geçer :)
0
lcha
(14.10.16)
hayır olmuyor, hiç olmadı 32k
hadi diyelim kafama saksı düştü, gezegenler yörünge değiştirdi vs istedim, bu sefer de "bu kadar manyağın, psikopatın arasına çocuk mu salınır?" der yine yapmam.
0
treize
(14.10.16)
Hiç olmadı. Hatta yaş ilerledikçe çocukları daha da çekilmez bulmaya başladım. Eskiden bu kadar tahammülsüz değildim. Şimdi bildiğin tiksiniyorum. 28/K
0
köstebek kurabiye
(14.10.16)
bende 30 yaş civarında olmuştu...
0
SiyamkedisiZorro
(14.10.16)
23 yaşında hiç öyle bir isteğim olmadı, hormonlarım beni hiç o şekilde yoklamadı çok şükür :)
0
dessy
(14.10.16)
Oluyor.
26 yaşındayım, erkeğim.
0
paçalı don
(14.10.16)
ben çocuk sevmiyorum, bebek de. yani oturup çocukla bütün gün napıcam ya, kedi olsa neyse lazer tutarsın, top atarsın filan. bu anca ağlasın, götünü sil, gazını çıkar, agumugu yap. düşününce sıkılıyorum, o derece bir adanmışlığa hazır değilim, mümkün değil yani.

buna rağmen bana bile zaman zaman oluyor. acaba çocuğum olsa ne biçim mi güzel olur diyorken ay yine yumurtalıklarım dizginleri ele aldı diyip uyanıyorum mevzuya, çok takılmıyorum.
0
evde liyakat kalmamis
(14.10.16)
Yeni evlendim, öyle bir içgüdüm yok, hiç olmadı. Çocuk sevmiyorum.
Sadece isveç norveç'te falan sapsarı saçlı, mavi gözlü, çığlık çığlığa ağlamak yerine bize gülücükler saçan bebekleri gördüğüm zaman şunlardan birini kaçırsak mı diye düşünmüştüm:)
29
0
peggy
(14.10.16)
evliyim.
hiç o hisse kapılmıyorum.
0
gulsum
(14.10.16)
23k hiç olmuyor.
0
Esinsin
(14.10.16)
geçen seneden beri ara ara geliyor. her şey yaz tatilinde çocuklu ailelere sempati duymamla başladı. yalnız kaldığım bi dönemdi, uzaktan izlerken ilk defa bi an için çocuk yapmak, büyütmek fikri mantıksız gelmedi. yalnız kalmak derken okul bitti, arkadaş çevresi sıfırlandı. fakat o zamana kadar hiç mi hiç düşünmemiştim, garipsedim. o zamandan beri ara ara acilen evlenip bir sürü çocuk doğurmalıyım şeklinde düşünüyorum. hayatın boyunca hissetmeyince, daha önemlisi kendine o şekilde bir hayat planı çizmeyince insan bocalıyor. sonra kendimi mantıklı düşünmeye zorluyorum, geçiyor. sonra tekrar geliyor. bir daha gelmemek üzere o duyguyu nasıl göndereceğim bilmiyorum. 24k.
0
alice bonnie stanley
(14.10.16)
33'üm, hiç olmadı. "Acaba bir gün olur mu" diye merak ediyorum. Çocuk sevemiyorum, uğraştım ama içimden gelmiyor.
0
aychovsky
(14.10.16)
27 yaşındayım bana hiç olmadı. bir gün çocuğum olsun istiyorum gerçi galiba anne olsam iyi anne olur benden ama kafamdaki hayat planıyla çocuk yapabileceğim yaş sınırları kesişmiyor gibi. kısfmet.
0
passive aggressive
(14.10.16)
ben de evleneyim, çocuk yapayım kafasında değilim hatta evlilik beni çok korkutuyor. fakat o hissi yaşıyorum bir süredir. Özellikle bu yıl başladı. hormonal olsa gerek... direkt o an çocuk doğurasım, doğum yapasım geliyor. sanki doğursam rahatlayacakmışım gibi. değişik bir his.

23k.
0
chihirovekohaku
(14.10.16)
32 yaşında kadınım, hiç olmadı henüz.
32 yaşındaki en yakın arkadaşıma son iki yıldır oluyor, 2 yıl içinde bir yeğen bekliyorum kendisinden.
0
kobuzchu kiz
(14.10.16)
(9)

Çikolata yedikten sonra hapşırmak

eski sozluk
Sütlü çikolata da yesem bitter çikolata da yesem çikolatalı pudingte yesem bir yudumdan sonra hapşırıyorum. Neden böyle? çikolata alerjisi diye bir alerji çeşitimi var?
Sütlü çikolata da yesem bitter çikolata da yesem çikolatalı pudingte yesem bir yudumdan sonra hapşırıyorum. Neden böyle? çikolata alerjisi diye bir alerji çeşitimi var?
0
eski sozluk
(12.10.16)
Süte alerjiniz olabilir?
0
dissendium
(13.10.16)
Bende de oluyor ama yogun çikolata durumunda genelde. Bitter gibi. Bir kez hapşırıyorum mutlaka yedikten sonra. Kakaoya ya da cikolatanin icindeki diger maddelere karşi bir hassasiyet muhtemelen. Alerji oldugunu sanmiyorum cunku cikolata alerjisinde hapsirma disinda ciltte kizariklik kasinti bas agrisi gibi belirtiler de oldugunu gördüm.
0
aquarium
(13.10.16)
AHAHA bende de var bu. Çikolata için değil ama, şekerli herhangi bir şey için.

Pek bi açıklamam yok ama kendi tespitim şöyle bir şey: Eğer bir süredir bir şey yemediysen, tükürük bezleri salgılamayı bırakıyor. Bir şey yiyince hemen salgılama başlıyor. Sen ve ben gibi bazı kişilerde şekere olan salgılama tepkisi daha farklı demek ki, sinüslere doğru vuruyor. sinüslerdeki ufak karıncalanma hissi de hapşırtıyor.

çikolata dışındaki şekerli şeylerde de tepkini kontrol et bakalım, sonra bana haber ver, merak ettim. benden başka kimsede duymamıştım henüz :)

Silme bu duyuruyu, yarın hanıma gösterecem.
0
harzem
(13.10.16)
var tabii ki.
0
yuvarlanantencereninkapagi
(13.10.16)
Süte alerjim yok. 15 16 yıl aralıksız her gün süt içtim sıkıntı olmuyor. Ama özellikle kaliteli çikolatadan bir yudum alayım anında hapşırıyorum. İkinci yudumda olmuyor. 3 te veya 4 te bir daha hapşırıyorum. Hani sıkta yiyorum, seviyorum. Ama acaba zararı dokunur mu merak ediyorum.
0
🌸eski sozluk
(13.10.16)
bende kakaolu herhangi bir şey yediğimde oluyor. bitter çikolata, danone çikolatalı puding vs. normal yani, alerjiksin :)
0
dasher
(13.10.16)
Gustatory rhinit gibi bir şey diyorlar bana. Anlamı da 'Gıdalara karşı aslında alerji olmayan ama alerjiye çok benzeyen, iyisi mi alerji diyelim biz buna' gibi bir anlamı var. Örneğin, ben acı yediğimde ya da çok sıcak yemeği hızlı yediğimde hapşırırım ya da sürekli burnum akar. Aynı şekilde ekmek yerken hapşırma, nane yerken hapşırma gibi türevleri var bunun. Nedenini bilmiyorlar, daha keşfedilmiş değil ama vücudun 'Amanın, bu madde çok yabancı. Bir tepki verip yoklayayım' demesi ile olduğu biliniyor. Vücut biraz şey gibi davranıyor; hani yabancı bir eve girersin ve evin köpeği seni sevmez de sen gidene kadar hırlar durur ama bir şey yapmaz da; bu da onun gibi.
0
aychovsky
(13.10.16)
sadegazoz
(13.10.16)
Ne kadar ilginç bir durum. Öyleyse yemeye devam ediyorum. İki ısırık bir hapşırık.:/
0
🌸eski sozluk
(13.10.16)
(8)

Hayatta çok fazla hırslı olmak

sorunvar
Günümüz insanı çok parada ,çok malda mülkte parada aramiyor mu mutluluğu ? Daha çok para daha çok mal ? Bunun sonu yok ? Neden bu kadar hırslıyız ? Oysa hayat daha şükürcü bir bakış açısıyla mutlu olmak ,buna kucak açmak daha iyi değil mi ?
Günümüz insanı çok parada ,çok malda mülkte parada aramiyor mu mutluluğu ? Daha çok para daha çok mal ? Bunun sonu yok ? Neden bu kadar hırslıyız ? Oysa hayat daha şükürcü bir bakış açısıyla mutlu olmak ,buna kucak açmak daha iyi değil mi ?
0
sorunvar
(12.10.16)
ben aramıyorum.
0
devilred
(13.10.16)
öyle biri değilim ve sevmiyorum öyle tipleri. kırk yılın başı bir araya geliyorsun, başlıyor işten, kariyerden bahsetmeye. sanki çok önemli bi haltmış gibi.
0
nathanieltroy
(13.10.16)
şirketler 10 tlye ürettiğini 200 tlye satmasaydı para hırsı daha az olurdu en azından.

bana ihtiyacım olan şeyleri versinler para vermeselerde olur.
0
Caaannn
(13.10.16)
öyle sanırım. dünyam o kadar küçük ki ben bunu bu yaz ev ararken anladım. adamın nezih sayılacak bir semtte belki ondan fazla dairesi vardı ama elli liranın muhabbetini yaptı. ben utandım. 1000 lira veriyorsam 1050 lira da veririm diyorum ama o diyemiyor. samimiyetle söylüyorum ilginç.
0
yuvarlanantencereninkapagi
(13.10.16)
azim ve hırsı karıştırmamak lazım bence.
bir de, azimli olan herkes paraya kitlenerek yapmıyor bunu.
o kafaya koyduğunu yapıyor, parası da arkasından kendi kendine geliyor.
ama kişiyi tatmin eden şey başarı oluyor o noktada mesela.

bir de, zaten başarılı olmak için de şükürcü olmak lazım.
ve yaptığın şeyden zevk almak.
0
blatta hiberna
(13.10.16)
Bunu inceleyenler, insanları Type A - Type B diye ikiye ayırmış.
A tipi insanların sürekli yarış halinde olmaktan, sürekli koşturmaktan hoşlandıklarını ve önemli olanın mal hırsı olsa da olmasa da çok fena yarışma hırsı olduğunu, sabırsız olduklarını ve bu şekilde mutlu olduklarını belirtmişler.
B tipi insanların da 'Sülalem raad' modunda olup 'Oooh, şuraya kurulsak ne rahat ederiz'den keyif aldıklarını ve hayatın tadını bu şekilde çıkardıklarını belirtmişler.
Buna son zamanlarda D tipi insan eklendi. D tipi insanın mutluluk kaynağı daha ilginç: Endişeler. Endişelenmeyince, anksiyete olmayınca, acı olmayınca hayattan zevk alamıyorlarmış.

Çalıştığım şirketin patronu vardı, adam 'Work hard, play hard' derdi. Doğrudan İngilizce söylediği için o şekilde yazdım. Adamı poposunun üstüne koyamazsın, rahat batar ama gece 3'e kadar çalışınca 'Ohh, ne güzel gündü' der. Yaptığı işten zevk alınca bunu yapmak zevk verebilir örneğin. Adamın malı, mülkü de var ama hırsı doğrudan mal hırsı değil. Adam 4 saat uyuyup kalanında çalışmayla mutluluğu yakalamış. Batsa çıksa umrunda değil, yeter ki çalışsın. Onun rahatlama ihtiyacı yok ki, daha doğrusu o çalışırken ve koştururken kendi doğasını yaşıyor ve en rahat hali o. Ben de A tipine yakın bir insanım ama biri bana sevdiğim iş için bile onu yapsa küfrederim ya da somurturum en azından. Akşamları gelip yayılmaya, kaykılmaya, sakinleşip yavaşlamaya ihtiyacım var ama bu da süreklilik kazanırsa hantallık hissederim ve bunalırım.
0
aychovsky
(13.10.16)
Nedense insanlar sukretmeli, azla yetinmeli diyen insanlarin hepsi zengin.
0
baldur2
(13.10.16)
Ben tam tersini düşünüyorum. Eskiden insanlar taşınmaz mallar edinmeye daha fazla önem verirdi ama artık gençler pek ev almıyor. Artık seyahat etmeye, değişik tecrübeler edinmeye daha fazla değer veriyorlar.

Bununla ilgili bir makale okudum yakın zamanda. Artık gençler tek bir ev satın alıp sabit olarak orada yaşamaktansa ya da ne bileyim yazlık alıp yazları hep o yazlıkta tatil yapmaktansa sürekli yer değiştirmeyi tercih ediyorlar, keşfedebilecekleri kadar fazla yer keşfetmeyi daha tatmin edici buluyorlar yazıyordu. Ben buna kısmen katılıyorum. Çevremdeki gençler artık ev sahibi olmak için kendilerini paralamıyorlar (zaten evler artık çoook pahalı, ev sahibi olayım desen yıllarca borç ödeyeceksin) onun yerine seyahat etmek için para biriktiriyorlar. Hepsi ufak ve ucuz dairelerde oturuyor, hayatlarını daha minimalist yaşıyorlar, daha az eşya alıyorlar ama daha çok geziyorlar.
0
köstebek kurabiye
(13.10.16)
(39)

üniversiteyi kaç yaşında bitirdiniz?

devilred
ve ne kadar oldu bitireli? bir iş için lazım.
ve ne kadar oldu bitireli? bir iş için lazım.
0
devilred
(12.10.16)
22. 7 yıl.
0
inheritance
(12.10.16)
23yaşında / bi buçuk sene oldu.
0
hypervaskulerdondurucu
(12.10.16)
21.25
0
cedex
(12.10.16)
25 yaşımda bitirdim, iki yıl oldu.
0
chicha
(12.10.16)
24, 2 yıl.
0
windowsguvenlikduvari
(12.10.16)
23.5.

5.5 sene oldu bitireli.
0
mirandaiam
(12.10.16)
23. 2 yıl oldu.
0
gmzo
(12.10.16)
26.75
0
kırkmerak
(12.10.16)
22. 5 yıl.
0
fotrsapka
(12.10.16)
23, 4 ay.
0
feel the blanks
(12.10.16)
25 yasinda, 5.5 sene icinde bitirdim.
0
kuehles blondes
(12.10.16)
21.5, Haziran 2014'te bitti.
0
piremses
(12.10.16)
26/11
0
pispinti
(12.10.16)
25 yaşında.
2 senedir çalışıyorum.
0
juninho77
(12.10.16)
23. bitireli 5 sene oldu
0
şubatsonrası
(12.10.16)
21/14
0
balik kraker
(12.10.16)
23-10 yıl
0
basond
(12.10.16)
21.5 11.5 yıl
0
niye ama
(12.10.16)
22 yasinda, 4.5 sene olmus, vay arkadas.
0
evrim halkasi
(12.10.16)
Universite yillarim cok zordu ya. 5 senelik okulu 4 senede bitirmek zorunda kaldim. Bir sene dondurdugum, okula gidemedigim icin.
23 yasinda bitirdim.
29 yasindayim. 6 sene de yardimci docent olmusum. Vay be.
0
shadowcat
(12.10.16)
21 yaşında meslek yüksekokulu mezuniyet
26 yaşında üniversite mezuniyet. (çift anadal diploması ile)

10 sene olmuş :)
0
burya
(12.10.16)
23
0
uzman pratisyen
(12.10.16)
22'im dolmamıştı.
3 sene oldu.
0
cabiday
(12.10.16)
21 yaşında bitirdim. Aradan 7 yıl geçti.
0
köstebek kurabiye
(12.10.16)
niye ama +1
21.5, 11.5 yıl oldu
0
aychovsky
(12.10.16)
21. 5.
0
ron dennis
(12.10.16)
24 yaşında bitti. 3,5 sene oldu.
0
passive aggressive
(12.10.16)
22. 4 yıl oldu.
0
nathanieltroy
(12.10.16)
23. 8 yıl.
0
mermize
(12.10.16)
25. 3.
0
la noix
(12.10.16)
girdiğimde 21 di. mezun olduğumda 24. mezuniyetten 2 ay sonra 25 oldum.

4 ay oldu
0
Cruyff
(12.10.16)
24 hala okuyom ocakda mezun olcam, 2. üniversitem bu, 1.yi 2013te bitirdim
0
masa penisi
(12.10.16)
24/ 1,5

Olm bi de 21 yaşında nası bitirdiniz amk, ben 19da liseden mezun oldum.
0
noluyo yaa
(12.10.16)
24 yaş. 16 yıl oldu bitireli.
0
delicevat
(12.10.16)
23/ 8 ay oldu.
0
tuborg yesili
(12.10.16)
23, 4 ay oldu.
0
pike
(12.10.16)
22'de 1. lisans, 25'te 2. lisans, 27'de de yüksek lisans bitecek.
ilk lisanstan bu yana da 3 yıl oldu.
0
siyanurlu palyaco
(12.10.16)
20
0
cptxxx
(12.10.16)
25-8
0
kargn
(14.10.16)
(10)

neden bit pazarı kültürü yok?

philus
mesela kadıköy, beşiktaş, şişli, beyoğlu ilçelerinde bit pazarları kurulsa, yalnız öyle internet duyurusu aracılığıyla tek bir kesim değil, her mahalleye afişlerle, gazete ilanlarıyla çağrı yapılsa ve vatandaş her pazar bir araya gelse? bu tip basit şeylerin uzun vadede toplum üzerinde önemli etkile
mesela kadıköy, beşiktaş, şişli, beyoğlu ilçelerinde bit pazarları kurulsa, yalnız öyle internet duyurusu aracılığıyla tek bir kesim değil, her mahalleye afişlerle, gazete ilanlarıyla çağrı yapılsa ve vatandaş her pazar bir araya gelse? bu tip basit şeylerin uzun vadede toplum üzerinde önemli etkileri olduğunu düşünüyorum. örneğin, alman toplumunda türk-alman ilişkisinin eksiklikler olsa da nispeten vasatın biraz üzerinde olmasının da sebeplerinden biri bu tip organizasyonlar bence. türkiye'de de farklı kesimlerin bir araya gelmesi için siyasetten tamamiyle uzak organizasyonların olması gerekmez mi? yani toplumu en azından pazar günleri siyasetten uzak tutmak uzun vadede olumlu sonuç vermez mi?

edit: diğer şehirlerde de olsun tabii, türkiye 1'den büyüktür.
0
philus
(10.10.16)
1. Ankara Ayrancı antika pazarı var mesela ayda bir kurulur, ama bu antika ağırlıklıdır, Almanya'nın trödelmarkt/flohmark piyasasına nazaran pahalıdır ve bu tür pazarlar TR çapında münferittir.
2. Olay siyaset ise bizim insanımız o pazarda satılan kitaptan müzik cd sinden tut da kıyafete kadar geniş yelpazede siyaset yapacak argümanı rahatlıkla bulabilir.
3. Bu kültürün gelişmemiş olmasında Almanya kadar tüketim toplumu olamamamızın da katkısı vardır, yani biraz da ekonomik koşullar. Bu farklılık kendini Almanya'da belli günler kapı önüne çıkarılan 2.el eşyalarda kendini daha çok belli eder, TR de çıkmaz pek öyle hala kullanışlılığı olan kaliteli eşyalar.
0
candanag
(10.10.16)
kitap için sahaf olayı var zaten bizde yerleşik. 2. el giysi filan da tek tük var.
bunun dışında bizde kültürel olarak, başkasının eşyasını kullanmak (parayla alıp) çok sevimli görülen bir şey değil. birinin ihtiyacı vardır, yardım edilir, kültürümüzde o var. para için bunun ticaretini yapmak yok.
siyasetten tamamiyle uzak organizasyon--bu artık uzun bir süre mümkün değil. her etkinliğin siyasi bir karşılığı var.
0
niye ama
(10.10.16)
Niye ama+1
Bizde ikinci el alıp daha az ödeyeyim değil de, üstüne biraz daha ekleyip sıfırını alayım mantığı var. Fazlasıyla kişisel bir yorum olabilir ama bir de başkasının kullandığı eşyanın kuru temizleme görse de yeteri kadar temiz olmayacağı gibi bir algı da var, bu konuda pimpirikli bir milletiz bence. Ayrıca, gördüğüm kadarıyla bizdeki bit pazarlarında eski olanı ucuza satayım değil de antika/vintage/nadir sıfatlarıyla pahalıya satayım mantığı var. İşin kaynaşma yönüne geleceksek; normal halk pazarı insanları ne kadar bir araya getirip kaynaştırıyorsa, bit pazarı da o kadarını yapar. Feriköy'de pazar günü bit pazarı kuruluyor, gözlemlemek için gidebilirsiniz.
0
pike
(10.10.16)
Var ama anlasilan sen bilmiyorsun
0
la noix
(10.10.16)
Hem niye ama'nın dediği durum var, hem de 80'lerden sonra azalan bir ortadirek sınıfında bu kültür oluşamaz. Örneğin, bir şey bir kere alınır ve hayvan gibi alınır. O şey de çulu çıkıp kullanılamayacak gale gelene kadar kullanılır. Tüketim toplumu olmamız 20-30 yıl öncesine dayanıyor; ondan öncesi eşyaların suyunun çıkana kadar kullanıldığı, 10 yıl aynı paştonun giyildiği, çulu çıksa da yamalana yamalana yama tutmayana kadar kullanıldığı, yedeğinin olmadığı dönem. Ülkenin çocuğu işçi, memur, köylü çocuğu iken kaç kişi giysisini ikinci el haldeyken beğenmeyip başkasına verecek kadar az kullanmış ki.
0
aychovsky
(10.10.16)
Vardır yav istanbulda. İzmirde bile var. Ucuza herşeyi almak mümkün. Pazar yeri gibi oluyor. Ama belediye vergi alamadığı için hoşnut değil. O yüzden afişi unut. Ki internet var zaten afiş mi kaldı.
0
hasmetizm 2046
(10.10.16)
turkiye'de ikinci el temiz/calisan bir sey bulmak nispeten zor. bulursaniz satan kisi muhtemelen yurt disina tasiniyordur.

ikincisi buldugunuz çürük çarık ikinci el esyalarin fiyatlari sifir fiyati oluyor.

eski ve pasla kaplanmış atıl araba kaputuna 15bin lira istiyorlar oradan hesaplayın. boyle bir ortamda sifir almak genelde daha akillica oluyor.

sahibinden.com ilanlarini da ararsaniz her seyin altina "bozuk ama 100 liraya yapiliyormus, benim vaktim yok. alana hayirli olsun" diye dalga gecer gibi yaziyorlar. amerikada sokaga atilan, cop kabul edilen esyalar burada para ediyor.
0
idexo
(10.10.16)
izmirdeki çok büyük. defalarca gittim asla tamamını gezemedim.
0
ground
(10.10.16)
arkadaşlar, bit pazarı var mı diye sormuyorum, herhalde tek tük bit pazarı olduğundan haberim var. bunun bir kültür haline gelmesinden bahsediyorum. her hafta satmak isteyenler başvurur, çeşitli yemek standları olur, millet evinde yapıp getirdiği yemekleri de satar, bazı bölgelerdeki pazarlarda müzik çalar, bir köşede insanlar ayaküstü sohbet eder...vs. bu her pazar bir ritüel haline gelip tekrarlanır. ama bizdeki tüketim alışkanlığı farklı tabii, haklısınız.

@pike; halk pazarıyla bit pazarını karşılaştırmak doğru olmaz bence. halk pazarında satıcının mesleği o diyebiliriz, alıcı da direkt olarak ev alışverişi yapmak için gidip alacağını alıyor ve alandan ayrılıyor. hatta bunu mümkün olduğunca hızlı yapmak istiyor. iyi bir bit pazarındaysa, kişi yine bir şey almak için gidebileceği gibi, sadece keyfi olarak da orada bulunmak isteyebilir ve tüm gününü o alanda geçirebilir. atmosfer olarak ikisi birbirinden farklı.

bu arada kendimce milleti siyasetten uzak tutmanın yollarını arıyorum sadece. aklıma bit pazarı geldi. onun dışında yaz aylarında, herkesin faydalanabileceği, pahalı olmayan açık hava sineması, yemek etkinlikleri, yine sokakta olabilecek kültürel etkinlikler...vs gibi. yani insanların sokakta bir araya geldiği organizasyonlardan bahsediyorum. hatta evet, yemekle alakalı etkinlikler çok daha ilgi çekecektir herhalde. gözlemeler, börekler, yöresel lezzetler... bir ara bunun için ayrı başlık açayım.
0
🌸philus
(10.10.16)
satistaki ikinci el tum urunler hem sifir fiyatlarina yakin, hem de "ambalaji denenmek icin acildi" "cok cok az kullanildi" da ondan.
0
disq
(10.10.16)
(3)

üniversite ranking işleri nasıl oluyor?

tosiba
bir ara atılım üniversitesi'nin odtü'yü geçtiği bir sıralama vardı. onu kast etmiyorum.http://rankings.ft.com/businessschoolrankings/european-business-school-rankings-2015bu liste sizce doğru mudur?
bir ara atılım üniversitesi'nin odtü'yü geçtiği bir sıralama vardı. onu kast etmiyorum.

rankings.ft.com

bu liste sizce doğru mudur?
0
tosiba
(09.10.16)
ft.com nedir, neresidir bilmiyorum. Dünyada kriter olarak alınan Times, QS bir de Uzak Doğuluların bir tane ranking'i var, o. Ancak bunların birbirine göre üstünlükleri yok. Ne olduklarını ve Türkiye'de neden Times'ın adını daha çok duyduğumuzu ya da onun daha önemli sanıldığını açıklayayım.

Üniversitelerin başarılı olup olmadığını ölçmek için çeşitli kriterler var. Patent sayısı, yayın sayısı, mezun bilmemnesi, vb. Bu tür tüm kriterler çıkarılıyor ve üniersitelere ait bu bilgiler toplanıyor. Daha sonra da bu kriterlerin ağırlıkları ile çarpılıyor ve ağırlıklı bir ortalama bulunarak sıralama hesaplanıyor. Fizik dersindeki ağırlık merkezi bulma gibi bir nevi.

QS Amerika tabanlı bir ranking, Times da İngiltere (Avrupa) ve bu iki ölçeğin kriter ağırlıkları biraz farklı. QS ölçeğindeki ağırlıklar Amerikan üniversitelerini az daha pohpohlarken, Times ölçeği Avrupa üniversitelerini biraz daha pohpohluyor. Ağırlıklar farklı iki grup tarafından farklı şekilde belirlenmiş. Bir de Uzak Doğuluların bir indeksi var, o da onlara göre belirlenmiş.

Dünyanın en iyi birkaç üniversitesi her kriterde iyi olduğu için onlardaki sıralama pek değişmiyor ama ortalama üniversitelerde kriter ağırlıkları bayağı bir sıra atlattırıyor veya düşürebiliyor. Times'ın Türkiye'de daha ağırlıklı kullanılma sebebi de bu. QS ölçeğinde Türk üniversiteleri daha düşük sıradayken, Times'da daha yüksek sırada. Hatta, bizim en iyi üniversitemizde sıralama birkaç yüzler seviyesinde oynuyor. Times'da belirli bir dereceye giren üniversitelerin QS'de adı bile yok ilk 1000'de.

Dolayısıyla, bu liste doğru mudur? Kime göre, neye göre.
Gerçek liste nasıldır? Okul Avrupa'da ise Times'a, Amerika'da ise QS'e bakarak bize nasıl muamele yapılacağını görebiliriz.
0
aychovsky
(09.10.16)
@aychovksy

teşekkürler açıklamanız için :)

times'a bakarak şunu sormak istiyorum, business&management alanında türk okulları arasında atılım, itü gibi okullar olmasına rağmen boğaziçi'nin olmama sebebi sizce nedir?

qs'te de yok yanılmıyorsam.
0
🌸tosiba
(09.10.16)
Bilemiyorum, yeterince iyi olmaması daha az bir olasılık ama yeni fakülte olabilir ya da sıralama dışı olmak in bir sebebi olabilir.
0
aychovsky
(09.10.16)
(4)

uykum çok değerli, uykumu alamayınca bir hiçim

proletarier aller lander vereinigt euch
neden böyle olabilir? bazı insanlar var 3-4 saat uyuyarak bile güne başlayabiliyor. ben dün 1'de yattım sabah 8'te yataktan kalkamadım ve 12'ye kadar uyudum. kan değerlerime yeni baktırmıştım bir şeyim yoktu. sorunum ne olabilir?
neden böyle olabilir? bazı insanlar var 3-4 saat uyuyarak bile güne başlayabiliyor. ben dün 1'de yattım sabah 8'te yataktan kalkamadım ve 12'ye kadar uyudum. kan değerlerime yeni baktırmıştım bir şeyim yoktu. sorunum ne olabilir?
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(06.10.16)
3/4 saat uyuyup güne dinç başlayan adam öğlen 2 gibi uyuklamaya başlıyor. Eğer 12'ye kadar uyumana engel olan bir şey yoksa (İş okul vs) seninki de normal.
0
angelus
(06.10.16)
sorunun yok ben de öyleydim. son derece normal
0
sta
(06.10.16)
Bununla ilgili bir belgesel vardı ve diyordu ki 'Eğer her şey yolundaysa,hiçbir sağlık sorunu yoksa ve kişi kronik olarak çok uyuyorsa, bu genlerinde vardır'. Aynen karakterin gende işlenmiş olması gibi uyku da gende işleniyormuş. Mesela benim bir arkadaşım günde 6 saat uyur, 8 saat uyuduğunda uyku fazlasından sersemleşir. Ben 8 saat uyusam uyku azlığından sersemleşirim. Ancak genlerden olduğunu söyleyebilmek için her şeyi elemek gerekiyor. Kan normalmiş ama belki ağzın açık uyuyorsun, yeterince nefes alamıyorsun ve bu da dinlenebilmek için daha fazla uyku gerektiriyor. Bunun gibi 1001 neden var. Önce onlardan emin olmamız lazım.
0
aychovsky
(06.10.16)
normalde kaç gibilerde yatıp kaç gibilerde kalkıyordun ki onu belirtmemişsin.

bu arada şöyle bir teorim var bununla ilgili. uyku seansları var bence x kadar saati kapsayan. tabi kişiye göre + / - oynama yapıyordur bu. eğer bir seans bitince kalkmazsak, sonraki seansı başlatmış oluyoruz ve onun ortasında bile kalksak sanki uykumuzu almamış gibi hissediyoruz. ne kadar doğru bilemem tabi. mesela ben sabah erken saatlerde kalkmayıp (tabi gözümü açmış oluyorum bi sebeple. alarm, ses, kedi vs. ama sonra uyumaya devam ediyorum) devam edersem bu yeni uyku seansında çok fazla rüya da görüyorum. 3-4 tane böyle. ve tekrar uyandığımda kafam aşırı yorgun oluyor. rüyalara bağlıyorum bunu da. beyin dinlenememiş oluyor sanki.

uyku zaten bilimsel olarak da gizemini koruyan bir alan. bir de buna kişiler arası farklılıklar girince iyice bilmece oluyor. tek bildiğim insanın 12 oldu mu yatağa girmiş ve uyumaya başlamış olması gerektiği.
0
matrix
(06.10.16)
(7)

Mantık sorusu

pinkman1
Bulabilecek babayiğit var mı?
Bulabilecek babayiğit var mı?
0
pinkman1
(06.10.16)
Nar olabilir. Atom ile birleşince maraton oldu ama gerisinden ne çıkabilir diye bakmadım, böyle mantıksız gelmedi.
0
aychovsky
(06.10.16)
@aychovsky ; nar'ı ben de buldum ama diğer kelimelere uyarlayamadım.
0
🌸pinkman1
(06.10.16)
çok zor lan. bulamadım. soru yanlış :)

bilhassa cumaya odaklandım. macun, mecmua, muaccel, cumba, muhacir gibi türetmeler geldi aklıma ama hiçbirinin ek harfleri kelime olmuyor. kelime olsa da diğer üçüne uymuyor.
0
sir gawain
(06.10.16)
anlam.

mantolama
macunlama
saçmalanmak
tinerliyi bulamadım. "tineranlam"dan bulun anagramı. mantaliter falan gibi bir kelime varsa odur.

emrehan halıcı'nın soruları di mi bunlar, oyun 2016 elemeleri. öyle örnekte verdiği gibi basit kelimeler çıkmayabilir.

edit: misterturist haklı. cevap bal. benimki biraz zorlama oldu.
0
kibritsuyu
(06.10.16)
bal galiba.
tiner - labirent
atom - tombala
cuma - bulmaca
saçmak - saklambaç
0
misterturist
(06.10.16)
@misterturist + 1
ben de bal buldum.
0
m e b
(06.10.16)
Tebrikler ve teşekkürler. 1 gündür kafa yoruyorum onlarca kelime buldum herbirinden, fakat ortak bir kelimeyle match edememiştim.Bunları bulamamıştım.Tekrar teşekkürler. Başka bir tane daha soracağım ama daha hardcore olacak :)
0
🌸pinkman1
(06.10.16)
(5)

Su an kac yasında o? ❤❤

basubadelmevt
Birine tutuldum galiba. 1990 yılında üniversiteden mezun olan, 2000 yılında PHD'sini almış olan biri şu an kaç yaşında olabilir tahmini? Akademisyen oldugu icin üniversiteyi zamanında bitirdigini varsayalım.
Birine tutuldum galiba. 1990 yılında üniversiteden mezun olan, 2000 yılında PHD'sini almış olan biri şu an kaç yaşında olabilir tahmini? Akademisyen oldugu icin üniversiteyi zamanında bitirdigini varsayalım.
0
basubadelmevt
(05.10.16)
47 +-3 diyorum ben.
0
kobuzchu kiz
(05.10.16)
En az 47.
0
köstebek kurabiye
(05.10.16)
21-22 yaşında üniversiteden mezun oldu desek, 47-48 civarı olmalı.
0
aychovsky
(05.10.16)
akademisyense universitenin sayfasinda ozgecmisi falan vardir. en net bilgiyi orada bulabilirsin. en az 47
0
enaz3kedi
(05.10.16)
48
0
Adramelekhh
(05.10.16)
(22)

duyurudaki kullanıcılar hakkında

yuvarlanantencereninkapagi
istemsizce düşündüğünüz betimleriniz var mı?x' in çok güzel bir yüzü var, y' nin kulakları dört tane, z cok saskın biri gibi.
istemsizce düşündüğünüz betimleriniz var mı?

x' in çok güzel bir yüzü var, y' nin kulakları dört tane, z cok saskın biri gibi.
0
yuvarlanantencereninkapagi
(05.10.16)
evde liyakat kalmamış'ı şahsen tanımıyorum ama duyurularından ve duyurulara yazdığı yorumlardan eğer tanışsaydık çok ortak yönümüzün olabileceğini düşünüyorum.
bir de kibritsuyu iyi biri gibi. hep yardımcı oluyor :)
kimlanbu da iyi biri.
0
matilda
(05.10.16)
yuvarlanantencereninkapagi - çok güzel bir yüzü var.
0
nickini degistiren yazar
(05.10.16)
okurken nicklere bakmıyorum genelde. ama senin elma gibi yanakların olduğu canlandı şuan nedense gözümde.
0
sttc
(05.10.16)
Köstebek kurabiye çok güzel. Görmedim ama zalimler ve neferkitty nin de her daim bakımlı, şıkır şıkır giyinen, güzel kızlar olduğunu düşünüyorum.
0
petekpare
(05.10.16)
Ask = elo
0
brad pitt
(05.10.16)
evde liyakat kalmamis'i ben de çok seviyorum ama fiziksel bir şey gelmiyor aklıma.
köstebek kurabiye'yi kurabiye gibi düşünmüştüm, yenge erik gibi çıktı.
0
aychovsky
(05.10.16)
yoo kimseyi tanımıyorum.
0
marul hirsizi
(05.10.16)
Aylar belki yıllar evvel ifşasının yarım yamalak aklımda kalan tek ismi: kirazlı karpuzlu bi nick. Güzel kızdı.

Aslında tanıdık gelen çok isim var ama duyuru/cevaplarına çok denk gelmiş olmam sebebiyle ya da cümlelerinde karakterini daha çok yansıttığını düşündüğüm birkaç isim karşısında takınacağım muhtemel genel tavır şöyle olurdu:

angelus ve arnold : "kesinlikle abi haklısın. Evet 20 gr, evet karbonhidrat."

der meister : "la bi sus artık"

sta : "allah bağışlasın. sizin mi?"

cocodancer : "ziyaaa!"
0
IncredibleMau
(05.10.16)
nickin bir önemi yok ama istemsizce aklima gelen seylerden biri, böyle duyuruda çok rahat takılan, her ağzına geleni söyleyenler eninde sonunda başta sağlık sorunu olmak üzere çesitli kisisel problemleriyle alakalı duyuru açıyorlar. biraz frene basmak lazım demek.
0
1adam
(05.10.16)
soyle birduyuruda biri de fakyoras cok reroro desin, nerde...

simdi yazilanlara baktim;
der meister: konusmayi seven bir arkadasimiz
0
fakyoras
(05.10.16)
kibritsuyu ve kimlanbu kişilerini aile babası, 40ları aşmış ağır top olarak görüyorum. eminim ikisinin de göbeği vardır biraz.

aychovsky duyuruda en değer verdiğim kullanıcılardan biri. 35lerde bir akademisyen olduğunu düşünüyorum. saçları omuzlarını geçmiyordur. hafif kızıl olabilir. şarap sevdiğine eminim. değer vermemin sebebi önyargısız ve tarafsız olması. sorulan sorulara en uygun ve en tatminkar cevapları veren kişilerden biri ve epey kültürlü.

douchebag de çok kral biri. kimseyi takmayan, kendi bildiğini okuyan zeki bir tip olduğunu düşünüyorum. düzgün ve zeki insanlarla iyi anlaşıp, böyle olmayanları gerektiğinde ezen biri. darvin ödül töreni olsa katılmaktan keyif aldığı bir aktivite olurdu.

cigerdelen vardı bir zamanlar. kendisini severdim. çok iyi biriydi. hala burada mı acaba? bir sevgili mevzum vardı da kendisi bir nevi ablalık etmişti bana, sağolsun.


emrahday'in yazılım konusunda yazdıklarını hususi dikkate alırım. başka bir konuda bir cevabına denk gelmedim. burası quora gibi olursa en büyük katkı verenlerden biri olurdu.

hayat aklini konusacak bir filozof üret adlı kişi 50li yaşlarda olmalı, hatta daha yüksek. hayat tecrübesine sahip, emekliliği gelmiş bir kadın olduğunu düşünüyorum.
0
dahinnotha
(05.10.16)
Ben şişmanım diyenler geliyo aklıma duyurularında bunu söyleyenler
Pek fiziksel olarak düşünmüyorum nickleri görünce
Duyurulardan gördüklerim kadarı var kimisini ergen kimisini kanka olunacak insan olarak düşünüyorum ama nick ver desen aklıma geleni yok
0
basond
(05.10.16)
Aychovsky 30 başlarında kareli gömlek giyiyor, trekking ayakkabısı var. Bol not verniyor bence öğrencilere.
Douchebag adıyla zıt bence. Kedi gibi biri diyorum. Panter olabilir, bacaklar kaslı.
Angelus çok s.kici bi kardeş. Kaslı, bütün kızlar peşinde. Defol git şişman diyor hepsine. Şişko bile der.
Arnold angelusun daha insansi versiyonu ama angelusu alır vs atsalar.
Der meister dombili
Stav allah anali babalı büyütsün yenge.
Gözü açık yahudi sitede büyüdü kesin. Basketbol şortu vardı küçükken. Biraz tombalak ve saçları kısa değil bence
0
glamdr1ng
(05.10.16)
Yazarken ellerini bırakan adam diye biri var, ne zaman nickini görsem bisiklet süren biri geliyor aklıma. İstemsizce gülmeye başlıyorum.

evde liyakat kalmamış'ı ben de severim. :)
0
dissendium
(05.10.16)
Ben seni ve evde liyakat kalmamışı karıştırıyordum ne alaka anlayamadım ama :)

Beni de Bıyıklı falan bi tip sanıyorlarmiş ondan sonra kimsenin nickinden tip tahmini yapmıyorum.
0
cabiday
(05.10.16)
Senin nikini görünce istemsizce "Aha! Uncubozköylü" diyorum.
0
hayde bre
(05.10.16)
Kelimeleri boşluksuz birleştirip kullanıcı adı yapanların pasaklı olduğunu düşünürüm eskiden beri.
0
kargn
(06.10.16)
tanımıyorum ama buff ve ebananickbırakmamışsınızzalimler in yazıları/yorumları sempatik geliyor
0
yüzyıllık yalnızlık
(06.10.16)
douchebag kral biri +1
der meister cok konusuyor ama bos konusmuyor +1, daha ogrenecegi cok sey var, cabuk sinirleniyor ama kin tutmuyor diye dusunuyorum, oyle manyaklar da var cunku
want2die anlamadigim bir sekilde cok sempatik geliyor
arnold angelus'a gore cok daha atarli

bir de gecen herkes evcil hayvanlarini ifsa etmisti, orada bir cok kisi inanilmaz sempatik geldi, onlardan zarar gelmez.
0
kassiopeia
(06.10.16)
peki ya compumaster?
0
compumaster
(06.10.16)
Butun kadinlarin guzel ayaklara sahip oldugunu dusunuyorum, hatta bazen duyuruya yazmadan once ayaklarini pit pit ovusturduklarini hayal ediyorum.
0
mirandaiam
(06.10.16)
compumaster: adından da anlaşılacağı üzere computer master. gün geçtikçe yozlaşan sözlük kültürüne rağmen ekşi duyuru gibi bir sözlük uzantısını her şeye rağmen ayakta tutmaya çalışan koca yürekli insan.
0
dissendium
(06.10.16)
(9)

Ateist anne/babalar

dostlarorkestrasi
Ateist anne/babanız ya da siz ateist olarak anne/baba iseniz çocuğunuza nasıl açıklama yapıyorsunuz, size ne söylendi. Şimdi düşünüyorum, benim çocuğum olursa ilkokula ya da kreşe giderken, belki öğretmenleri, belki arkadaşları allahtan bahsedecekler, tahminen benim çocuğum da bunlardan habersiz ola
Ateist anne/babanız ya da siz ateist olarak anne/baba iseniz çocuğunuza nasıl açıklama yapıyorsunuz, size ne söylendi. Şimdi düşünüyorum, benim çocuğum olursa ilkokula ya da kreşe giderken, belki öğretmenleri, belki arkadaşları allahtan bahsedecekler, tahminen benim çocuğum da bunlardan habersiz olacak. Eve gelip soracak allah ne? Bizi o yaratmış, öğretmenim öyle dedi, arkadaşım dua edersem istediğim şeylere sahip olabileceğimi söyledi yanacakmışız falan falan. Ne denir ki? İnanmadığım şeyi çocuğa varmış gibi anlatamam, boşver biz inanmıyoruz desem çocuk okulunda problem yaşayabilir sanki?
0
dostlarorkestrasi
(05.10.16)
İki teoriyi de basitçe açıklamak ve bazıları buna inanıyor bazıları öbürüne demek en uygunu olur sanırım. Çocuk da büyüdükçe kafasına yatkın olanı seçer. Bir ilkokul çocuğuna tanrıya inanmayı empoze etmek kadar inanmamayı empoze etmek de yanlış bence.

Not: Ateist değilim tanrının varlığına inanıyorum. Anne baba değilim, annem babam ateist değil. Alelade bir insanım. Sadece yapılabilecek sağduyulu hareketin yukarıda yazdığım gibi olacağını düşünüyorum.
0
buff
(05.10.16)
açılın ben ateist baba inanan anne çocuğuyum, annem her zaman mantıklı bir çerçevede kendi görüşünü ve babamın görüşünü anlattı, babam ise ''yaaav sktiret bu meseleleri daha adam akıllı şeylere gafa yor'' modundaydı.. yani demem o ki annemin yaklaşımı her zaman daha ılımlı idi fakat sonuç noldu? ben de inanmıyorum. yani nasıl anlatıldığının bir önemi çok fazla yok bana sorarsan, su yolunu bulur derler ya, öyle..
0
shotgunwoman
(05.10.16)
En kökten çözüm müslümanların çoğunlukta olduğu Türkiye gibi bir ülkede çocuk sahibi olmamak olurdu sanırım. En mantıklısı bu görünüyor şimdilik. İleride zaten çocuk yolunu kendi çizer ama arkadaşları ve öğretmenleri çocuğu kafir olarak etiketler ve dalga geçerler. Onu dışlarlar. Çocuk ikiye bölünür. Okullardaki akran baskısını ve aşağılamanın boyutunu tahmin bile edemezsiniz. Gerçekten berbat bir durum.

Şahsen ben çocuğumu çoğunluğun ateist olduğu bir ülkede büyütebilme imkanı yakalayamazsam çocuk sahibi olmayı düşünmüyorum. Gerçi benim çocuk sahibi olmayı istemememin başka nedenleri de var, salt bu değil.

Edit: Ateist olmasalar da ılımlı bir ailenin çocuğuyum. Dindar insanlar değil bizimkiler.

Edit 2: Yukarıda söylemeyi unuttum, çocuk ilkokul döneminde bayağı zorluk çeker. İleride zaten nabza göre şerbet vermeyi öğrenir.
0
köstebek kurabiye
(05.10.16)
Ben baba tarafıyım.

Bir kere bebeyi tanrı kavramından bahsedecek yerlere götürmüyorum. Kreşye falan bastan soruyorum bu konudaki tavır nedir diye.

Onun dışında çocuk bizim ailede olmayan şeyleri (çarşaf vb) kesinlikle gormüyor bilmiyor. Nadiren ezan okuduğunu duyup anlam vermeye çalışıyor 'amca camide şarkı soyluyor' diyor geçiyorum

Çocuğa belli bir yaştan sonra dini meseleleri açıkça anlatmak gibi bir niyetim var ama dünyanın bir bölümünün bu kadar vahşi olduğunu nasıl anlatırım bilmiyorum.

Dua meselesinde bir iki kere deneme yanılma oldu. Sonra bıraktı o işleri. Benden once kuzen büyüttü çocuk, onlar da dua ile değil çalışarak birşeyler elde edebileceklerini gayet deneme yanılma yoluyla öğrendiler.

Senin görüşlerin berraksa netse çocuğa olduğu gibi anlatmaktan çekinme. Dogru zamanda ogrettiginde anlıyor.
0
babilbaligi
(05.10.16)
Ben de dindar olmayan ama müslüman bir anne ve baba tarafından yetiştirildim. Babam biraz inançsız sayılırdı hatta, peygambere sübyancı derdi, saydırırdı arada, babannem cehennemden bahsedince de, gidip de dönen mi var anne, nerden biliyon ahahsadaf der gülerdi:) Evde dini öğretilerle yetiştirilmedim dolayısıyla. Sonuç ateistim.

Eşim deist. Çocuklarımızı bu konuda serbest bıraktık, soru sordukları zaman İslama göre böyle böyle, bilimsel açıdan da şöyle şöyle diye anlatmaya çalışıyoruz anlayabilecekleri şekilde. Neye inanıp inanmayacaklarını ya da kendi dinlerini seçmekte özgürler diyelim. Yarın öbür gün biz budist olduk diye gelirlerse şaşırmayız yani.

Okuldaki duruma gelince, müslüman bir ülkede yaşadığımızı ve dini konularda serbestçe her düşünüklerini her ortamda konuşamayacakları bilincini verdik. Bu konunuda farkındalıkları var.
0
old possum
(05.10.16)
Daha önce şöyle yazmıştım, onu geri getireyim.

Baba tarafım komple ateist (dedeler medeler, vb.), anne tarafım daha bir deist gibi ama bir felsefeye oturtmuş değiller. Çok da varmış yokmuş, umurlarında değil; "Allah varsa, iyi yani. Olabilir, olmayabilir; ne yapalım" ayarındalar. Bir de dede ve nineleri çok az gördüm. Anneannem ve annemin babası ben doğmadan ölmüşlerdi; baba tarafından dedem de ben çok küçükken öldü. Bir tek ağzı bozuk babaannemi birkaç kere gördüm ki, onun da inancı var mıydı, yok muydu bilmiyorum. Kapalı değildi ama başına yarım yamalak bir örtü takardı.

Büyürken garip şeyler yaşadım. Hiç evde din konuşulmadı. Kimse inanıyoruz, inanmıyoruz demedi; Allah'ın lafı açılmadı. Dünya tarihinde böyle bir şey yokmuş gibi büyüdüm. Sonrası travma oldu diyemem ama çok şaşırdığım dönemler oldu. Hiç din öğretmenim de olmadı mesela. İlkokul öğretmenim ateistti; ortaokulda din öğretmeni yoktu. Onun yerine Sosyal Bilimler ve Türkçe öğretmenleri girerdi. Onlarda da çoğunlukla Aziz Nesin, Muzaffer İzgü, vb. hikayeleri okutulurdu, sonra onları tartışırdık. Sadece ilk bir iki hafta dinle ilgili konuşulurdu. Lisede yine din öğretmeni yoktu son sınıfa kadar. Müzik öğretmenimiz din dersine girerdi ve klasik müzik eğitimi verirdi. Hafta sonu konçertolar olurdu. Dönem içinde iki haftada bir konçertolar olurdu. O konçertolara gittipimizde yoklama alınırdı. Kaç konçertoya gidersek o kadar yüksek not alırdık. Okul puanı ÖSS'de önemli olduğu için her konçertoya giderdik. Bir de bu hocaların hepsi sendikalılardı. Genelde müzik derslerinde okulun dertleri, toplum sorunları, vb. konuşulurdu. Son sınıfa doğru da test çözerdik. Bir tek lisede son sınıfta din öğretmenim oldu. O da "Bunlar ÖSS'ye girecek, test çözsünler" diye bırakmıştı bizi. Din derslerinde test çözerdik. Tabii şu an daha yoğun bir din eğitimi var, çocukların bu eğitimle karşılaşmaması imkansız.

9 yaşına kadar dinle ilgili hiçbir şey duymadım. Karşı komşumuz kursa gittiğini söyledi. Biz de ne öğrendin diye sorunca "İmanın Şartları" yazılı bir kağıt çıkardı, onları okudum. Az çok orucu biliyordum sadece. Onu da pide ayı olarak biliyordum. Bir de bizim evde çok net Türkçe konuşulur; Arapça-Farsça kelimeler düzeltilir, babam kızar. O yüzden o kızın okuduğundan bir şey anlamamıştım. Başta iman ne demek onu bilmiyordum zaten. Hani, yarı İngilizce yarı Türkçe bir şey okusa anlardım ama anlamadım. Eve gelince anneme söyledim, o da "Kuran kursuna gitmiştir" dedi. Bir yandan da bulaşık yıkıyordu. Ben de baktım anlamadığım kelime sayısı artıyor, konu da eğlenceli değil, "İyi, peki" deyip konuyu kapattım.

İlkokul 4'te din dersinde Kelime-i Şahadet'ten not almıştık. Öğretmen sınıfta üç kez okuduktan sonra herkesten ezbere söylemesini isteyip not vermeye başladı. İlk başta ağladım, iki yanımda oturanlar biliyordu ama bir o kadar da bilmeyen vardı. Bana başlık bile bir şey ifade etmiyordu. Sıra bana gelene kadar ezberledim. Neyi ezberlediğimi 10 yıl sonra anladım.

Ortaokul'da Tarih-Coğrafya hocasının girdiği derste de arada yarım saat ders kitabından bir şeyler okunuyordu. Orada "Hz. Muhammed son peygamberdir" diyordu. Bir arkadaş parmağını kaldırıp "Allah fikrini değiştirmiş olabilir mi?" diye sordu. Hoca "Allah fikrini değiştirmez" dedi. Arkadaş da "Fikrini değiştirdiyse nereden bileceğiz?" diye sordu. Girdiğimiz en dini muhabbet buydu. Orta 1'de gelen hoca ile hikayelerin arasında "Temiz olalım. Kimseyle dalga geçmeyelim. Yalan söylemeyelim." gibi daha çok ahlaka yönelik anlatımlar yapardı. Bir hafta temizlik konusuydu mesela. Temizlik nasıl yapılır, sabah kalkınca ne yapmalıyız, vb. vardı. Sonraki haftalarda "Kötü durumdaki insanlarla neden dalga geçmememiz gerek" gibi konuları işledik.

Bir de ben kitaplara meraklı olduğum için ders kitabından namaz diye bir şey öğrenmiştim. Bir iki kere elimi kolumu kaldıra kaldıra, toplam üç dua ile namaz kıldım. Evde kendi kendime namaz kılıyordum uyduruktan. Annem gördü, "Ne yapıyorsun" dedi, "Namaz kılıyorum" dedim. Bıyık altından gülerek mutfağa geçti. Birkaç kere kendi kendime namaz kıldım o şekilde. Sonra yaz geldi zaten, top oynamaya çıkmak daha çekici geldi. Hiç kimse inanmamız ya da inanmamamız gerektiğini söylemedi; öylece kendi halime bıraktılar.

Arkadaşlarımla yaptığım en dini muhabbet şuydu: 11-12 yaşındayken mahalledeki 7-8 çocuk oyun oynuyorduk. Konu bir şekilde Allah'a geldi. Bir arkadaşım "Bana Allah'a inanmayacaksın ama Matematik'ten geçeceksin deseler, bana uyar" demişti. Bir kişi "Matematiğe gerek de yok aslında" dedi. Bir iki kişi "Bana da uyar" dedi, bir iki kişi "Bana asla uymaz" dedi; ondan sonra da ne oynuyorsak ona devam ettik. 5 dakikayı geçmedi muhabbet.

Neyin ne olduğunu öğrenmem liseye dayanır. Belki arada küçük şoklar vardır ama hiç travmatik bir şey yaşamadım. Belki şu an unuttuğum bir şey vardır ama bulamadım. Şu an hatırladığım, 8-9 yaşında bir arkadaşımın Allah'ın her şeyi bildiğini ve gördüğünü, her yerde olduğunu söylediğini ve benim de onun üzerine bir süre banyoda üstümü çıkarırken çok çekindiğimi, Allah'a çok ayıp olduğunu düşündüğümü hatırlıyorum. Baktım, banyolar kompleks bir hal alıyor, 'Amaaan, görürse görsün. Bakmasın' diye düşündüğümü hatırlıyorum. İzmir'de büyüdüm. Çarşaflı hiç görmedim, apartmanda türbanlı bir kişi vardı ama hiç onunla ilgili konuşulduğunu ya da başka biri hakkında dinle ilgili bir konuşma olduğunu duymadım.

'Boşver, inanmıyoruz'dan ziyade 'İster inan, ister inanma. Takıl kafana göre' daha uygun. Eğer dışarıda olan bir şey evde yasaklanırsa daha fazla merak uyandırabilir ve çekebilir. Bazen oturup 'Bazı insanlar inanır, bazıları inanmaz. Buna büyüyünce karar verebilirsin. İstediğinde kararını değiştirebilirsin' demek daha uygun olacaktır. Burada 'Sizin dininiz size, benim dinim banadır' kısmı kitaplarda çok vardı eskiden, hala var mı bilmiyorum.
0
aychovsky
(05.10.16)
annem babam ateist. ilkokula başladığımda allah kavramını biliyordum, okulda öğrenmedim. annemler sadece kendi inandıklarının bu olduğunu söylediler, bana inanmam için baskıda bulunmadılar. gerçi bir istisna hatırlıyorum: kedim öldüğünde allah'a sığınmak istemişim, o zaman babam kesin bir dille cennet falan yok demişti. onun dışında annemin okulda allah'a inanmadığımı belli etmememi sıkı sıkı tembihlediğini hatırlıyorum. yine de kendimi tutamadım, o zaman yakın olduğum bir arkadaşıma söyledim, o da bana kızdığı bir anda diğerlerine söyledi. o arkadaşım tarafından dışlandım, diğerleri de en azından garipsedi (ortamı yumuşatmak için "o da insan" demişti biri hatta). neyse bunun dışında bir olay yaşamadım. din derslerinde sinir oldum. arkadaşlarıma hep söyledim dinsiz olduğumu, normalleşsin diye.
0
slow like honey
(05.10.16)
ben ateist anneyim.
bizimkilerin anane babane vs kanalıyla müslümanlık hakkında bilgileri oldu. ananem namaz kıldırmış örtü hediye etmiş filan ben işteyken. ben karşı çıkmadım hiç birine. tam tersine öğrensinler istedim. ana sııfında italyan ana okuluna gittiler. o vesileyle hristiyan arkadaşları oldu. aynı çocuklarla kilisenin yaz kamplarına katılıyorlardı. pazar derslerine müslüman çocukları almıyorlardı ben katılmak isterlerse benim çocuklar katılabilirler dedim, yasakmış alamazlarmış. yine de başka inancın kültüre, ailelere, insanlara etkilerini gözlemleme olanağı bulduklarını düşünüyorum.

benim tutumum mümkün olduğunca değişik yaşamlarla tanıştırmak, araştırmaya yöneltmek yönünde oldu. onlar gözlemlediklerini kafalarında kendilerince harmanladılar sonuçlar çıkardılar. ben hemen hemen hiç müdahale etmedim.
müdahalem de mesela okulda ezberletilen duaların meallerini okumalarına yöneltmek gibi şeyler oluyordu.

soruları oluyordu ara ara. cin merak edilen yaşlarda cinleri sordular mesela. ruh çağırma seansları yaptılar ruh gelmedi tabii. işte böyle böyle büyüdüler.

annemin vafatında zorlandım çünkü çok sevdikleri ananelerini kaybetmişlerdi. o bizi görüyormuş demi gibi sorular sordular. gördüğüne inanmak istediler. 7 ve 8 yaşlarındaydılar.

boşver biz inanmıyoruz yerine " bazı insanlar öyle olduğuna inanıyor" şeklinde ifade etmek daha uygun. bırak sorgulasın, debelensin.. işi ne :)
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(05.10.16)
Annem ateist babam deist.
Ablam müslüman ben ateistim.

Hayatım boyunca evde ne bir dua edildiğini duydum,ne namaz, ne ramazan, bir mevlut ne de başka bir şey gördüm.
Kurbanı vekalet vermişler bir kaç kere, duydum.

Bana kimse bir baskı yapmadı hatta bir kac yaz kur-an kursuna gitmemi teşvik ettiler; ben istemedim ve hic gitmedim. sanırım 5-6 yaşlarından beri (yas oldu 35; kendimi bildim bileli) inanmıyorum. Öğrenim hayatımda aldığım derslerde sure de okudum namaz da kıldım gerekliyse. Hic itiraz etmedim. Ailem bu konuda sorulama aciklamalar yaparken "inanmıyoruz" demedi hic. Sanırım okullarda dışlamayayım diye. Incili kuranı ve zeburu okudum. Hep okumami teşvik ettiler. Aklım başına gelince de evde kimin neye ne kadar inandığını çözmüştüm zaten.

Eşim müslüman. Namazını da kılar.
Ben ona ve oruç tutan dostlarıma iftar sofrası kurarım.evlenmeden önce de yapardım. Eşime sahurda bir şeyler hazırlamaya çalışırım arasira. Icimden gelir. Bayramlara da önem veririm. Benim için dini bir gelenek değil ancak ailenin ve dostların toplanması için vesile olmuş güzel bir zaman dilimidir.

Ateist olduğumu eşim bilir. Inanc konusu aramizda konuşulmaz. Tabu degildir,gerek gormuyoruz.Herkes kendi içinde yaşar.

@hayat aklını...ve @buffy +1

Oğlumuz da her ikisini bilecek. Temel dini bilgileri alabilir ancak detaylara girilmesine izin vermem. (Or:cennet-iyilik, cehennem-kötülük ilişkisini bilmesi yeterli. Yasina agir gelecek olan Cayır cayır yananlar ya da huriler gibi detayları ileride ilgilenirse öğrenir. )

Ben de okumasını teşvik edeceğim. Sonra diledigi şekilde yaşayabilir.
0
balik kraker
(06.10.16)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.