Giriş
(15)

okuduğunuz kitapla, izlediğiniz filmle ilgili araştırma yapıyor musunuz?

antikadimag
kastettiğim kitabı okurken, henüz bitirmemişken ekşiye girip ne yazmışlar diye bakmak.film izlerken bir sahnede eline telefon alıp yorumlara bakmak yahut triviaları gezinmek.
kastettiğim kitabı okurken, henüz bitirmemişken ekşiye girip ne yazmışlar diye bakmak.

film izlerken bir sahnede eline telefon alıp yorumlara bakmak yahut triviaları gezinmek.
0
antikadimag
(21.01.17)
Bittikten sonra evet. Bitmeden hayır.
0
gkct
(21.01.17)
Bitince yapılır o, evet
0
nucleon
(21.01.17)
Bitince +1
Ama dizi izlerken "ben bu oyuncuyu daha önce nerede izledim?" diye kafam yanarsa diziyi durdurup soluğu imdb'de alıyorum.
0
kobuzchu kiz
(21.01.17)
araştırma yapıyorum da yorum araştırması değil tabii ki.

Örneğin kitap bir dönem de geçiyor huy olarak o dönemle ilgili şeyleri okumaya tarihi hissetmeye anlamaya çalışırım. Kitapta ilgiimi çeken bir konu hakkında yan okumalar araştırmalar yaparım. Kitapla ilgili öncesinde ve sonrasında yorum okumuyorum pek. Hele ekşi gibi bir yer de aman diyim :D

Film konusunda, film sonrası kritik kesin okurum. Öncesinde nadiren eğer tam içime sinmediyse spoilersız yorum okurum ama kuşkucu yaklaşarak çünkü çok subjektif oluyor. Özellikle ekşi sözlük gibi bir yerde. Burda bana Kubrick izleyip sonrasında hiç ciddi kritik okumadan konuşacak biri yoktur heralde. Film izlerken durdurup yorum okuma hiç yapmadım yapacağımı sanmıyorum.
0
qazaqwsx
(21.01.17)
Henüz bitmemişken değil henüz başlamamışken bile bakarım, spoiler seviyorum.
0
angelus
(21.01.17)
Bitirdikten sonra bakıyorum +1
0
köstebek kurabiye
(21.01.17)
Araştırma yaparım, spoiler okumam.
Bazen yarım kaldığımda ya da diziyse ve ben geriden gidiyorsam birkaç noktayla ilgili spoilerı da göze alarak ufak ufak bakınırım.
Yani başlamadan önce biraz araştırır, bitirdikten sonra daha detaylı araştırırım.
0
mutekebbir
(21.01.17)
filme ya da kitaba "tabula rasa" kıvamında başlamak çok hoşuma gidiyor; böylece hem kendimi uzak durmaya çalıştığım mainstream'le acaba aynı mı düşünmüşüm diye değerlendirebiliyorum bittikten sonra, hem de yine o mainstream yargılardan etkilenmeden tamamen kendi kendimle baş başa bırakabiliyorum eseri.

filmde kolay ama kitapta zor tabii, hiç bilmediğim bir şeyle karşılaşmışsam mümkün olduğunda öznel yorumlara erişmeye çalışıyorum, wikipedia ve sair. bittikten sonra -özellikle kurgu için geçerli- okuduğum/izlediğim şeyden çok tatmin olmuşsam ilişmiyorum sağa sola, ansiklopedik bilgi harici bakmamaya çalışıyorum. arada kalmışsam olabildiğince çok bakmaya çalışıyorum ki ya beğeneyim ya da beğenmeyeyim. sevmediysem hiç bakmıyorum.
0
baba jo
(21.01.17)
bitirmeden yapmamaya çalışıyorum. hatta bir kitap ya da filmi bitirdikten sonra bile ekşideki başlığına bakasım gelmiyor. bendeki haliyle kalsın istiyorum.

bir de bazı kitapların önsözünü öyle bir yazıyorlar ki, "teşekkürler okumuş kadar oldum" diyorsun, bundan da nefret ediyorum.
0
filteria
(21.01.17)
orta dünya'yı düşünüyorum, araştırmak değil benimkisi galiba, vücuduma nakşeddirecek kadar seviyorum.

filmi/kitabı sevdiysem mutlaka araştırmasını yaparım.
0
Apocalypse
(21.01.17)
Arada filmi durdurup ya da kitabi birakip bakiyorum. Hatta baslamadan baktigim bile oluyor. Spoiler denilen olayi seven nadir insanlardanim sanirim.
0
ma ya
(21.01.17)
Yorumlara elestrilere bakmam. Izlerken de izledikten sonra da. Ama filmde ya da kitapta gordugum bir detayi, "aa o olay neymis, o isin asli neymis, bu ne demekmis vs." diyip acip bakarim. Elestri ve yorumlara hic baslamadan once baktiysam bakmisimdir, basladiktan sonra hicbir sekilde bakmam cunku zaten basladim, eletriler beni ilgilendirmiyor, kendi elestirimi yaparim.
0
stavro
(21.01.17)
filmlerde değil ama kitaplarda yapıyorum
@kakao +1 spoiler severim hahaha
0
powerpufgirl
(21.01.17)
Bitirdikten sonra mutlaka yapıyorum ama ilk defa okuyacağım bir yazarsa kitaba başlamadan önce yazarla ilgili araştırma yaparım ya da biyografi, tarih konulu bir filmse izlemeden önce de konuyu araştırırım.
0
ms brownstone
(21.01.17)
Evet yapıyorum. Ben spoiler'ı da çok severim. Hatta spoiler'sız izlediğim zaman o belirsizlik beni rahatsız eder, 'Ne izlediğimi bile bilmiyorum' hissine kapılırım. Spoiler olmasa bile ana karakterler kim, ne yapıyorlar, dertleri ne, bilmek isterim. Karakterlerin kim olduğunu anlar anlamaz ve olayların ne olduğunu öğrenir öğrenmez son sayfaya giderim zaten. Filmde de aynı şeyi yaparım. O yüzden öncesinde de biraz bakarım ama tam kaptırmış giderken de "Acaba millet tam bu anda neler hissetmiş" diye durdurup kurcalarım. Çok beğendiysem, sonrasında 4-5 saat araştırma yapar, notlar alırım.
0
aychovsky
(21.01.17)
(15)

'ben o işi halletim'

klar
birine aç mısın, açsan gel bak falan deyince, yeni yemek yediğini "sağol ben o işi hallettim" şeklinde ifade etmesi son zamanlarda pek bi yaygınlaştı bilmem farkettiniz mi? ben bu lafa aşırı gıcık oluyorum. böyle bi kalıp mı var ak!?! sanırım bi diziden bi karakterden falan patladı bu. tahminimce do
birine aç mısın, açsan gel bak falan deyince, yeni yemek yediğini "sağol ben o işi hallettim"
şeklinde ifade etmesi son zamanlarda pek bi yaygınlaştı bilmem farkettiniz mi? ben bu lafa aşırı gıcık oluyorum. böyle bi kalıp mı var ak!?! sanırım bi diziden bi karakterden falan patladı bu. tahminimce doğuda zaten kullanılan bir tabirken işte tv de bitakım yapımlar patlattı bu sözü. aslen nerde, hangi kesimin kullandığı umrumda değil. aksine onlara lafım yok.
siz ne düşünüyorsunuz? KULLANIYOR MUSUNUZ!?
0
klar
(20.01.17)
çok nadir duyuyorum. hiç kullanmadım sanırım.
0
spirit crusher
(20.01.17)
konu ne olursa olsun bir yerden duysam "sağol ben o işi hallettim" aklıma yemek yemek dışında herşeyi getiriyor.
Ben kullanmıyorum kullanan biriyle de görüşmüyorum muhtemelen onun işini halletmişimdir yani
0
niceguy
(20.01.17)
Ben denk gelmedim. Ben kullanmazdim, kulaga hos gelmiyor.
0
stavro
(20.01.17)
ilk kez duydum.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(20.01.17)
ya allah kahretsin ne kadar şanslı adamlarsınız ya. keşke ben de hiç duymasaydım.
0
🌸klar
(20.01.17)
kullanmıyorum da duymadım da.
0
cekilmis gayfe
(20.01.17)
hiç duymadım ben de. hayat zaten yeterince zor, bir de cümle süslemeyle uğraşacak değilim.

düz adamım ben.

-yemek yedin mi?
+ evet / hayır
0
hayirsiz
(20.01.17)
Çok kez duydum.

Olumlu ya da olumsuz yönde bir tutumum yok.
0
la rana
(20.01.17)
yemeği gereksiz bi iş gibi görenler öyle der. dikkat edersen 15 dakikada yemek yer onlar. bende onlardan biriyim ordan biliyom.
0
freetakilir
(20.01.17)
duymadım bende hiç, bende özel olarak eve geçiyorum diyenlerden nefret ediyorum
0
eja
(20.01.17)
İlk kez duydum ben de şimdi.
0
ms brownstone
(20.01.17)
Ben arada duyuyordum. Yeni bir şey değil.
0
hayde bre
(20.01.17)
"sağol o işi hallettik" şeklinde ben de şahit oldum bu kullanıma. gıcık bir kalıp. ne lan o öyle yemeğe hallenmiş gibi! :)
0
burya
(20.01.17)
Yıllardır duyduğum bir kullanım. Büyükler daha çok kullanır hatta, küçük ilçe-köy gibi yerlerde daha da çoktur. Örneğin, sen yemek yerken kapı çalar, komşu bir şey ister, içeri davet edersin 'Buyrun, birlikte yiyelim' diye komşu amca da 'Sağ olasın, biz o işi hallettik' derler. Açıkçası benim çok sevdiğim bir kullanım, çok Anadolu bir kullanım. O yüzden seviyorum zaten. Sürekli kullandığım ya da özenle kullandığım bir şey değil ama çok denk geldim.

Yemek gibi şeyler insanın temel ihtiyacı olup da yeteri kadar yiyemeyenler üzülmesin diye yemek lafı yeniden hatırlatılmaz, bir anlamda 'Yemekten yeniden bahsedip açları kıskandırıyor gibi olmayalım, ayıp' manası taşır kullanımı. O yüzden, özellikle küçük yerlerde, özellikle kalabalık içinde yemekten 'o iş' olarak bahsedilir. Orta yerde 'Yemeği yedik biz' demek çok ayıptır. Rahmetli nenem bana çok kızardı birine 'Yemek yedim' falan dersek, 'Yiyen var, yiyemeyen var' derdi. Yemek lafını kullanmamak için böyle bir yol geliştirmişler. Bu da onun uzantısı. 'O işi hallettik' demek de 'Merak etme, aç değilim. O yüzden yemeğini gönül rahatlığı ile ye. Benim aç olduğumu veya kibarlıktan reddettiğimi düşünüp içine sindirememezlik etme, rahat rahat boğazından geçsin' anlamı taşır.
0
aychovsky
(20.01.17)
evet, var öyle bir ifade. samsun'un köylüsüyüz ailecek, sülalecek (her ne kadar 20 senedir istanbul'da yaşasak da). diyelim yemek yerken bizim o taraflardan bir dayı geldi ve sofraya buyur ettik. dayı hemen "sağ olun, biz o işi hallettik." diyebiliyor.
0
m e b
(21.01.17)
(11)

Yurtdisinda universite okuyanlar nasil sinava calisiyor?

termostad
Turkiye'deki gibi eski cikan sinav sorularini veya tutulan notlari elde edebilecek bir mecra yok sanirim. Daha cok millet textbook falan calisiyor sanirim, yada kendi tuttugu notlardan. oda nekadar tuttuysa iste. degilmi?
Turkiye'deki gibi eski cikan sinav sorularini veya tutulan notlari elde edebilecek bir mecra yok sanirim. Daha cok millet textbook falan calisiyor sanirim, yada kendi tuttugu notlardan. oda nekadar tuttuysa iste.

degilmi?
0
termostad
(20.01.17)
sınıf içinde tutulan notlar + slaytlar + kitaplar

sınavlar sözlü oluyor zaten heryerden soru sorabiliyorlar
0
fikir iscisi65
(20.01.17)
sozlumu oluyor?
0
🌸termostad
(20.01.17)
Bunun belli sabit bir yontemi yok. Hoca, bolum, okula gore cok degisir. Kimi hoca kitaplar uzerinden gider, kimi slaylar. Kimi hoca yoruma dayali sorar, kimi ezber. O nedenle ne soylense biri digerini tutmaz. Sinavlar genelda yazili olur ama tez ve proje sunumlarina sozlu de yapilabiliyor.
0
emrahday
(20.01.17)
bölüme göre değişebiliyor sanırım. mesela ben siyaset bilimi okuyorum, bizim genelde term paper, sunum şeklindedir sınavlar. belçikada erasmustaki dersler de öyleydi. sadece bir tane dersin hocası kitap işledi derste dolayısıyla kitap konularından sorucam demişti, dolayısıyla bütün chapterlara çalışmıştık. önceki dönemin sınav soruları elimize geçmedi ama zaten hoca sınavdaki soru tarzıyla ilgili 1 saat ders yapmıştı, eski yıllarda da böyle soruyorum demişti. ters köşeye hiç rastlamadım.

eğer yurtdışında okuyorsan tavsiyem bir çalışma grubu oluşturup, danışın, not paylaşın, dönüştürün. hem daha keyifli hem verimli bi sınav dönemi geçirirsin.
0
mrsmoon
(20.01.17)
ben tr'de okudum ama bizde de
eski cikan sinav sorularini veya tutulan notlari elde edebilecek bir mecra yoktu.
0
niye ama
(20.01.17)
slide'lar + kitaplar + varsa hocanın verdiği ders notları

kitaplar: bildiğin 500/700 sayfalık iki kitap, neresinden, hangi chapterdan soracağına bilemiyorsun. köpek gibi çalışman gerekiyor.

*iktisat ve siyaset bilimi
0
no christ requires
(20.01.17)
abd'de mühendislik okudum.
birincil kaynak ders notları, sonra textbook ve varsa slaytlar.
ikincil kaynak ödevler ve ödev çözümleri.
ayrıca eski sınav soruları varsa onlar da olur ama aynıları hiç çıkmıyordu.

dönem ödevleri, takehome examler ve proje sunumları da bol bol vardı.
0
cedex
(20.01.17)
evet
0
fikir iscisi65
(20.01.17)
@termostad valla almanyada cakal almanlar eski cikan sorulari da notlari da kendi iclerinde dolastiriyorlardi.
0
bioverse leo
(20.01.17)
abd icin konusuyorum, asistanlik da yaptigim icin sana verebilcegim tavsiye eski sinav sorulari+verilen odevler. bi tane soru garanti onlardan geliyor - tabii icindeki sayilar vs biraz degismis olarak ama mantik ayni. 1-2 tanesi de odeve cok benzer geliyor. digeri dersin kitabindan geliyor genelde. finaldeysen bi tane genelde hic bi fikrin olmayacak sekilde geliyor, mantikli bi yorum yaparsan soruyu cozmesen de iyi bi puan getiriyor.

ama bu dedigim sayisal bolum icin. sozeller hakkinda en ufak bi fikrim yok.
0
superfluid
(21.01.17)
Ders kitabı, ders notları, ödevlerle çalışıyoruz. Ders kitabında her konunun sonunda olan soruları çöze çöze.
0
aychovsky
(21.01.17)
(34)

Leyla sizce nasıl bir isim?

kenarortay
Kızımızın adını koymayı düşünüyoruz. Biraz eski bir isim mi sizce, yani sizde "Fitnat" gibi bir etki yaratıyor mu? Ortam saçma sapan isimlerden geçilmiyor. Kulağınıza hoş geliyor mu?PS: "Çocuğunuza isim koyarken başkalarınının NE DEDİĞİ niye RERÖRERÖ" demezseniz sevinirim, onu biz de biliyoruz.
Kızımızın adını koymayı düşünüyoruz. Biraz eski bir isim mi sizce, yani sizde "Fitnat" gibi bir etki yaratıyor mu? Ortam saçma sapan isimlerden geçilmiyor. Kulağınıza hoş geliyor mu?

PS: "Çocuğunuza isim koyarken başkalarınının NE DEDİĞİ niye RERÖRERÖ" demezseniz sevinirim, onu biz de biliyoruz.
0
kenarortay
(20.01.17)
Sıradan.
0
devilred
(20.01.17)
kulağa hoş geliyor, leyla-layla yurt dışına çıkarsa da zorluk çekmez, isminin geçtiği şarkılar da var, eric clapton'ın layla sı www.youtube.com
0
freebird5406_2
(20.01.17)
bence güzel. marjinal isim koyacağım diye siksok bir isim seçmekten (jerfi) çok daha iyi.
0
zgrydn
(20.01.17)
Çok güzel bir isim. Murat Dalkılıç'ın Leyla adında bir şarkısı var.

Şarkıdaki "Kendi eşrafından duyduk ki adın Leyla." cümlesi çok karizmatik.
0
dissendium
(20.01.17)
severim ben.
bu arada esmerim, muhtemelen esmer bir kızım olurdu (olmayacak da, yani olsaydı) düşünebilirdim. anlamına uyardı :)
0
niye ama
(20.01.17)
bence eski. daha doğrusu çok kullanılmış/yıpratılmış bir isim gibi geliyor bana.
0
awlmi
(20.01.17)
Ben severim Leyla ismimi. Eski denilemez bence, nostaljik diyebiliriz.
0
buff
(20.01.17)
Güzel.
0
köstebek kurabiye
(20.01.17)
severim, güzel isim. zannimca eskiden ziyade zamansiz bir isim.
0
shi aila
(20.01.17)
superb
0
superb
(20.01.17)
En sevdiğim kadin ismi, öyle hoşuma gidiyor ki.
0
Apocalypse
(20.01.17)
ben fonetik olarak beğenmiyorum, kişilik olarak da kasıntı bir imajı var kafamda. Doğum vs süper geçer bu arada inşallah.
0
bunch of
(20.01.17)
Çok güzel bi isim <3 Füsun da güzel isim eğer bu tarz isimlerden hoşlanıyorsanız.
Sağlıkla büyütün.
0
matilda
(20.01.17)
Leyla Bir Özge candır
Kara gözlü ceylandır
Dillerde söylenen o
Yollarda gözlenen o
Yürekten özlenen o
Her gönülde o arzu
Leyla, Leyla ah Leyla


güzel olmaz mı hiç ya. Çok güzel isim bence.

www.youtube.com
0
paranoyak kedi
(20.01.17)
ben çok severim, kızım olursa adını leyla koymayı düşünecek kadar çok severim hem de.
bu kadar müzisyen yanılıyor olamaz ayrıca <3
0
evde liyakat kalmamis
(20.01.17)
bence çok güzel bir isim, yine de leylalar biraz piremses olur önyargısı bende de mevcut. kuzenim daha yeni leyla koydu kızının ismini bence eskiden çok retro gibi :')
0
freya
(20.01.17)
En sevdiğim kadın isimlerinden. Tınısı çok hoş ama eski bir isim çocuğunuz genç olunca daha da eski olup şuanki atıyorum Dilruba gibi bir şey olur mu bilemiyorum onu.
0
pastörizesüt
(20.01.17)
en sevdiğim kadın isimlerinden. bir diğeri de zeynep mesela.
0
windowsguvenlikduvari
(20.01.17)
bana bir sürü güzel şey çağrıştırdı. öncelikle tanıdığım leyla isimli iki kadın var, ikisi de çok güçlü karakterler.

"leyladan geçme faslındayım, mevlayı bulma yollarında.." çok sevdiğim bir mfö şarkısının dizeleri.

"leyla ile mecnun" var en sevdiğim türk dizisi, kaldı ki başlı başına büyük bir aşk hikayesi.

oasis'in "lyla" diye şarkısı var, sözleri i-na-nıl-maz güzel.

ve tabiki eric clapton'un "layla" adlı şarkısı..

bence çok güzel isim. bazen "saftirik" anlamında kullanılıyor tabi "leyla mısın kızım" gibisinden. ama aldırmasın :) güle güle sağlıkla büyüsün.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(20.01.17)
Evde liyakat kalmamis +1
Hem çok güzel isim, hem kolay anlaşılır, hem de bu kadar müzisyenin bir bildiği olmalı.

Rafet El Roman'ın Leyla'sı da unutulmasın.
0
aychovsky
(20.01.17)
leylaaaa ela gözlü bir çöl ahusu.

bence hoş.
0
elorelia
(20.01.17)
Leyla acep neden ses vermiyor veryadıma ile bi şarkı da ben ekleyeyim. Çok güzel isim annemin adı ayrıca
0
nickimin hakkini veremedim
(20.01.17)
Çok tatlı isim
0
lcha
(20.01.17)
Güzel bir isim. Kulağa gayet hoş geliyor.
0
mutekebbir
(20.01.17)
bence leyla kötü bir isim.
40 yaşındaki kadınları hatırlatıyor bana
0
powerpufgirl
(20.01.17)
Hepinize cok tesekkurler:) guzel bir anket oldu, cogunluk begeniyor anlasilan sikinti cekmez gibi :)
0
🌸kenarortay
(20.01.17)
eh işte fena değil.
çok fazla da yok zaten leyla isminden.
0
lonelyman
(20.01.17)
çok güzel. kızım olursa leyla koymak isterim ben de.
0
cabiday
(20.01.17)
ben hakaret olarak kullanıyorum kâmil gibi. ör: olur mu öle şey, leyla.
0
bbhkeydefe
(20.01.17)
babaannemin ismi. tabii ki eski. eski olmamalı diye bir şey yok, puduhepa bile olabilir yani. hem otantik hem de çok dişi bir isim. çocuğun etrafına bağlı kendisinin sıkıntı çekip çekmemesi. bizce güzel ama ortamlar hep naz su tuana gibi tiplerden oluşuyorsa aralarında cok aykırı durur. ha bence isim koyarken bunu dusunmemek lazım ama siz biraz bundan kaygı duymuş gibisiniz
0
glide
(20.01.17)
sonuçta bu bir insan ismi bence kıyafet veya başka bir şey seçmiyorsunuz bu yüzden sıradan, eski kalıpları bana saçma ve popüler kültürün dayatmasıymış gibi geliyor.
ne yani eski bir isim diye, çok insan kullanıyor diye illa pelinsu damlasu maya vs. mi koyalım? tayanç olsun bari.
leyla çok güzel bir isim.
0
golgi aygıtı
(20.01.17)
leyla ile mecnun'dan sonra gözümde daha da güzelleşmiş bir isim.
(kitabından)
0
güneyli çocuk
(20.01.17)
Aşırı güzel, bi insan neden kızına leyla ismini koymaz hatta.
0
ansya
(20.01.17)
bence çok güzel bi isim. kızım olursa koymayı düşündüklerimden
0
mutlusismankedi2015
(20.01.17)
(5)

Tüp şeklinde ağda

douglas
Geçende alkışlarla yaşıyorum uygulamasından bir video izliyordum. Kendini "yeni nesil tüp şeklinde bir ağda" olarak tanıtan bir ürünle karşılaştım reklamda. Reklam tabi ben tam tıklıyordum kapandı. Saçlarım uzun ve evde traş makinem var yani berbere pek gitmiyorum. Artık berbere sadece yanak üstü ağ
Geçende alkışlarla yaşıyorum uygulamasından bir video izliyordum. Kendini "yeni nesil tüp şeklinde bir ağda" olarak tanıtan bir ürünle karşılaştım reklamda. Reklam tabi ben tam tıklıyordum kapandı. Saçlarım uzun ve evde traş makinem var yani berbere pek gitmiyorum. Artık berbere sadece yanak üstü ağdamı yaptırmak içinde gitmek istemiyorum. Bu ürünü tekrar aradım ama bulamadım. Tavsiyesi olan?
0
douglas
(20.01.17)
Veet'in yapışkanlı bantları da çok pratik, tavsiye ederim.
0
ekaterina
(20.01.17)
Ağda kalemi kullanmış biri ve ağda başucu malzemesi olan bir kadın olarak benim en minik tüylerimi bile almadı bu kalem. Kaldı ki erkek yanağı tüylerini alsın. Yine de deneyebilirsiniz ama ben hayal kıruklığımı önceden yazmak istedim.
0
aychovsky
(20.01.17)
@ekaterina malesef onların yapışma sorunu var belkide ben yapamıyorum bilmiyorum :(

kalemden başka şansım yok sanırım şuanda :/ @aychovksy
0
🌸douglas
(20.01.17)
kalem iyi değil boşuna para verme.

edit: www.youtube.com
bu ürünü denedim ben beğenmedim.
0
yue
(20.01.17)
Tüplü kalem ağda almıyor +1 bosuna paranıza yazik etmeyin.
0
physcos physcos
(20.01.17)
(10)

duyuruda sizin en kafa dengi olan kişiler kimler

limoncello
sb.
sb.
0
limoncello
(20.01.17)
Yuzır, devilred ve der meister. Bi de isott'un cevaplarını seviyorum ama birebir konuşmuşluğum yok.
0
ekaterina
(20.01.17)
keskulpesent var.
0
yatagants
(20.01.17)
Want2die başlık açıp cevap verince gülümsüyorum. Aychovsky buranın başına gelmiş en güzel olaylardan birisi.
0
oligomer
(20.01.17)
Sevdiğim, hoşlaştığım, muhabbet etmek istediğim ve ettiğim çok sayıda insan var. Zaten 'Sevdiğiniz kim var' sorularına cevap verirken çok çekiniyorum 'Ya unutursam, unutmayayım' diye. Kafa dengi deyince soruyu 'En çok +1 vermek istediğim insan' olarak algıladım ben. Son birkaç haftadır robokot ve blatta hiberna'ya (doğru yazamadıysam affet) sürekli +1 vermek istiyorum.Arada yine unuttuğum başka +1'ler vardır.
0
aychovsky
(20.01.17)
nice tnetennba sempatik geliyor.
0
dissendium
(20.01.17)
pinkpeony
0
pinkpeony
(20.01.17)
@aychovsky: doğru, hiçbir sorun yok. olsa da önemli değildi zaten. :)

aychovsky, neferkitty, buff, dessy, fraise ilk aklıma gelenler...


onun dışında, "biri"leri daha var işte.
0
blatta hiberna
(20.01.17)
ben varım aslında, mütevazi olduğum için kendimi örnek vermem, olmaz yani.

www.youtube.com

tüm tanıdıklar arasında, der meister, kuehles var bolca özelden konuştuğum kafa, onun dışında çok var aslında, özelden filan arada doğru ya da yanlış bir şey söyleyince mesaj atan, uyaran, tebrik eden, +1 veren ya da söven duruma göre. onlarda kafa oluyorlar.
0
kurnaz
(20.01.17)
Başka şey yazınca şikayet Edip sildiriyorsunuz galiba. Ben de ayçovski hastasıyım el mahkum.
0
doxanikee
(20.01.17)
Ayça reis cCc
0
dessy
(20.01.17)
(5)

sihirli değnek

passion rules the game
siz de böyle bir şey olsa da her şey süper olsa diyor musunuz?seneler önce dershanedeki hocam demişti, zannediyorsunuz ki elimizde sihirli değnek, biz bununla size dokununca çok başarılı, çok iyi olacaksınız diyordu. sonra dedi işte çalışmadan, istemeden olmaz diye.şimdi bakıyorum kimisi bunu iş yer
siz de böyle bir şey olsa da her şey süper olsa diyor musunuz?

seneler önce dershanedeki hocam demişti, zannediyorsunuz ki elimizde sihirli değnek, biz bununla size dokununca çok başarılı, çok iyi olacaksınız diyordu. sonra dedi işte çalışmadan, istemeden olmaz diye.

şimdi bakıyorum kimisi bunu iş yerinde üstünden bekliyor, kimisi hocasından bekliyor, kimisi psikoloğundan bekliyor, herkes kolay bir çözüm peşinde...böyle bir ilaç alayım dünyam süper olsun, bir terfi alayım dünyam süper olsun, çok param olunca her şey süper olsun.

ben mi yanlış düşünüyorum? belki öyledir lafım yok ama herkes böyle kolay ve çabuk çözümlerin peşinde geliyor. ben de öyleyim aslında, böyle düşünmeyen, it gibi çalışıp didinen var mı, bu seviyeye nasıl erişebilirim?

danke.
0
passion rules the game
(19.01.17)
İt gibi çalışmalıyım düşüncesinde değil, istenilen durumun gerektirdiği koşulları sağlamak gerekiyor. Yani beklenmedik güzelliklerle karşılaşılabiliyoruz ama bunun beklentisine de girmemek gerekiyor. Olursa ne ala. Mesela benim çok istediğim hiçbir şey birdenbire olmadı. Aksine çok uğraştığım herhangi bir şeyi elde edemediğim de oldu. En güzeli beklentisiz olmak.
0
hayde bre
(19.01.17)
Yok, demiyorum öyle bir şey. Hazır gelen her türlü şeyin (para, başarı, bilgi, vb.) sindirilemediğini düşünüyorum. Sihirli değnekle elde ettiğim şey uğraşarak elde ettiğim kadar tatmin etmez.

Tabii, biraz daha kolay olsun, daha az uykusuz kalayım, biraz daha zeki olayım, az daha algılarım ve zihnim açık olsun, biraz daha şöyle, biraz daha böyle olayım isterdim ama kucağıma verilmesini istemezdim daha doğrusu.

Şu ana kadar gerçekten it gibi çalışıp didindim ve adım adım oluyor bir şeyler. Daha 10 yılın meyvelerini yeni yeni alıyorum. Sanki büyük bir düşünürden alıtılamışım gibi olacak ama Cem Yılmaz da demiş 'Başarılı insanların ortak özelliği it gibi çalışmalarıdır. Başka bişey ne duydum ne gördüm.. Gerisi traştır, süstür, dedikodudur.' diye. %100 katılmıyorum; tanıdıklarla oraya buraya gelenler de var. Açıkçası, o kolay hayatlar da dışarıdan kolay görünüyor. Kim Kardashian'ın saçma hayatı bile kolay değil. Benim uğraştığımdan daha popüler ve zevklidir belki ama uğraşılıyor bu tarz şeyler için bile, yorulunuluyor. Kendi hayatımızı ortaya koyana, kendimizi gerçekleştirene kadar uğraşmak ve didinmek gerekiyor.

İnsanın gözü sürekli ödüldeyse, sürekli 'Ne oldu, ne kazandım'a odaklanılırsa, yapılacak işe veremez insan kendini ve bunun getirisi olmaz. Odak noktası yapılacak iş olunca ödül gelebiliyor ancak. Kendime 'Gittiğin yer değil, yol güzel olsun' derim. İt gibi çalışılan şeyin sevilmesi bu yüzden önemli. Sevilen şeye delicesine kendini kaptırınca başarı geldiğinde insan fark etmiyor ve 'Ha, ne oluyor' diyor ya da başarıyı umursamıyor bile. Zaten ödülün kendisi çalışmak oluyor.

İt gibi çalışıp Nobel almayacağım, Ted konuşmacısı olmayacağım; öyle bir kapasitem yok zaten. Çevremdeki herkes benim kadar zeki, benim kadar çalışkan, benim kadar öyle, benim kadar böyle. Bir farkım yok ki, onlardan başarılı olayım. Aynı şekilde, onların da benden bir farkı yok ki, onlar benden başarılı olsun. Bir iki dahi dışında, hepimiz aynı ortalamada takılacağız zaten. Çalışmamın amacı böyle şeyler olsa çalışamam, çünkü olmayacak. Başka güzel şeyler, başka güzel başarılar olacak tabii ki.

Bir de şu var, istediğin şeyleri alınca da hayat süper olmayacak. Önündeki varlıklarla neysen, önündeki varlıklar arttığında ve onlardan hevesini alıp daha fazlasını istediğinde yine aynı kişiye dönüyorsun. Dolayısıyla, süper olmasını beklersen hayattaki çok zaman boşa gitmiş olacak. Ne zaman elde edeceğin (umarım elde edeceğin) bir başarı için 'Şöyle olsun, böyle olsun' diye hem hayalini kurmak, hem kendini yormayarak zaman kaybetmek çok da anlamlı değil.

Burada, kendi şeytanım kendim olayım. Başarı derken kariyerden de bahsetmiyorum sadece. Diyebilirsiniz ki 'Ya zaten insan başkasının cebi dolsun diye çalışıyor insanlar, patron zengin olsun diye çalışıyor', hak veriyorum, hem de delicesine. Zaten çalışmalar da günde ortalama 4-6 saatlik çalışmadan sonrasının başkası için çalışmaya girdiğini söylüyor. Aynı şekilde, günde 4-6 saat çalışmıyorsanız, siz fazladan çalışan birinin hakkını yiyorsunuz demektir (tabii para veya birtakım kazançlar elde ediyorsanız). Kendi işim başkasına çalışma işi değil, ama tamamen bu nedenle çalışmak istemeyen işçiyi anlıyorum ve hak veriyorum. Zaten sömürülüyor; neden kanından daha fazla emdirsin. İş yerinde yükselmek ve iş yerinde yükseltilmenin önemliymiş gibi görülmesi de saçma bence. İş dediğimiz şey, eğer mecbur olduğumuz için çalışıyorsak, hayatımızı idare etmek için kullandığımız bir araç. En alttan emekli olsan ne olur, en üstten emekli olsan ne olur. Özünde yapılan şey aynı. Bunun tam tersi, eğer kişi kendine faydalı olacağını düşündüğü için veya sadece hoşlandığı için, bu 4-6 saati 2-3'e katlıyorsa, yükselmek ona mutluluk verdiği için it gibi çalışıyorsa, ona da hak veriyorum. Demek ki yapmak istediği şey o ve yapabilir. Kişi yükselmeyi mutluluk olarak görebilir, hayattaki varlığı ve amacı işinde yükselmek olabilir; bunda da bir sorun yok. İsterse gözü dönsün; bununla mutlu oluyorsa ne mutlu ona! Mutlu olacak bir aracı var demektir.

Bu durumlarla çelişen şey hem başarıyı ve yükselmeyi çok önemseyip hem de bu uğurda çalışmak istememek. Ne yardan ne serden geçmek diye bir şey yok.

Para bunlardan tamamen ayrı bir durum. Bir çoğumuz hak ettiğimiz parayı alamıyoruz zaten. 25 yıl hizmet vermiş insanlar, yaşlılıklarında 1300 TL maaşlarla geçinmeye çalışıyorlar, daha ötesinde ayıp yok. Bir dünya veya ülke gençlerine iş garantisi, yaşlılarına huzurlu bir yaşantı vaat edemiyorsa, niye var. Daha adil bir para dağılımını ayrı tutuyorum, başarı istemek ile para istemek aynı şey değil. Daha az çalışıp daha çok para istemek bence gerçekten hakkımız ve gelir dağılımın adil olması gerçekten çok önemli. Ancak, 'Ben çalışmayacağım ve başarılı olmak, saygı görmek istiyorum' absürt.
0
aychovsky
(19.01.17)
yalnız bazı insanlar ne kadar şanslı ya, ben it gibi uğraşırım belki olur. bazısı parmağını kıpırdatmaz, kapısına gelir :( bu şans çok acaip bir şey.

benim için zaten asla kolaylıkla bir şey olmaz, kendiliğinden olmaz o yüzden it gibi çalışmışımdır çocuk yaştan beri. bir gün şans eseri (sihirli bir değnekle) bir şeyim olursa yadırgarım. benimseyemem.

herkes böyle kolay ve çabuk çözümlerin peşinde :
eh evet. hemen hemen. 3 günde 1 beden inceleyim. ama bunu yaparken de 1 gram ter atmayayım, zayıflama hapı filan olsun işte, içeyim şıppadanak vereyim, kafası. bu kafa olmasa çoğu sektör batardı.
0
niye ama
(19.01.17)
@aychovsky

katılıyorum ama yani kimse nobel alamayacağını düşünürse, kimse ted konuşmasıcısı olamayacaksa (ki ted bu açıdan çok tartışılıyor işte klasik savlar var, çok medyatik vs. vs.), daha doğrusu herkes böyle düşünürse nasıl çıkacak? geçen hocalarla toplantıdayız, dünyayı yeniden keşfetmeyeceğiz, üçüncü dünya ülkesindeyiz işte bir şeye ek bir şey katacağız dedi. tamam haklı ama bu nereye kadar? biraz yüksekleri hedeflemezsek, çok çalışmazsak nereye kadar gideceğiz? evet bu ülkede çalışanlar hakkını alamıyor ama bir grup insan da çalışmadan ilerleme peşinde. bir noktada kırılma olmalı yani diye düşünüyorum. birileri çok çalışıp da bir şeyleri değiştirmeli ki insanlar demeli "işte bu it gibi çalıştı, karşılığında da şu başarıyı sağladı"

ben o açıdan ödülün çalışmak olduğuna inanmıyorum, yeni bir şeyler keşfetmek, birilerinin hayatını değiştirmek isterim. bilim zaten birilerinin adım adım bir şey katmasıyla oluyor. adam ölüyor ama ondan yıllar sonra gelen biri o bilginin üstüne koyup kocaman bir atılım yapabiliyor. işte nobeldir, bilim ödülleridir vs. adam öldükten yıllar sonra verilebiliyor, fark edilebiliyor. tarih zamanında gerekli ilgiyi görememiş bilim adamlarıyla dolu.

size özelinizde bir şey söylemiyorum lütfen yanlış anlamayın, fikir teatisi gibi düşünüyorum savlarınıza göre :)

"Bu durumlarla çelişen şey hem başarıyı ve yükselmeyi çok önemseyip hem de bu uğurda çalışmak istememek. Ne yardan ne serden geçmek diye bir şey yok. " bu kısma katılıyorum :) ama kaderimiz bu ülkede sadece para kazanıp ölmek mi? kariyer = para kazanmak değil, bu düşüncede hemfikiriz sanırım. kimse bir şey değiştiremeyecek mi? insanlar hem karnım doysun, hem pastam dursun diyor. herkesin odağı belli.
0
🌸passion rules the game
(19.01.17)
Demek istediğim de o, it gibi çalışan biri Nobel alacak. Tabii ki it gibi çalışmayan kimse Nobel almayacak ama her it gibi çalışan da Nobel almayacak. Hatta it gibi çalışanların %99'u almayacak. Yüksekleri hedefleyecek olanlar var tabii ki, ama o kişi ben değilim sadece. Kapasitesi olan tabii ki hedeflesin. Benim kendimi Nobel uğruna feda etmem aşırı saçma olur. Bu da çalışmalarım işe yaramayacak demek değil.

Bir de hedefle amacı karıştırmayalım. Vizyon gibi bir şey olur, ulaşamayacağını bilirsin ama o yöne gidersin. O ayrı bir konu. Ama 'O amaca ulaşınca her şey süper olacak' apayrı bir konu. O zaman 'Süper olmayı beklersen, çok beklersin' derim.

Aynı şekilde, insan tabii ki birilerinin hayatını değiştirmek ister ama bu yine bir kumardır. Çok uğraşıp değiştirilebilir de, bu uğraşılar da boşa gidebilir. Demek istediğim şey, eğer tek amaç buysa ve sadece bu amaca ulaşmak mutluluk verecekse, buna ulaşamadan sadece çalışacak olmak anlamsız geliyorsa, zaten o riske girilemez.

'Bilimin amacı insanların hayatını değiştirmek değil mi', hem öyle hem değil. 'Bilim insanlar içindir' mi diyorsun, 'Bilim bilim içindir' mi diyorsun, 'Bilim benim içindir' mi diyorsun, 'Bilim kalkınma içindir' mi diyorsun; bunun aşırı çok sayıda değil ama 5-10 amacı var. Bu gerçekten bitmeyen bir tartışmanın konusu ve binbir ekol binbir amaçla bilim yapıyor. Dolayısıyla 'İnsanlık için değilse, neden var' ya da 'Bilim için değilse, neden var'lık net bir durum yok. Bence, bunların hepsi birbirine evrilebilir ve birbirinden soyutlanamaz. Birinin bilim için yaptığı bir şeyi başka biri alır sanayi için kullanır, başka biri alır kendi için kullanır, başka biri alır insanlık için kullanır. Bu yüzden, 'en net hedef' olduğunu düşünmüyorum; bilimin de sanatın da biz ne yaparsak o olacağını düşünüyorum. Ayrıca bunun kelebek etkisi olduğuna inanıyorum. Birinin yarattığı katkısız gibi görülen bir şey yuvarlana yuvarlana başka birinin bir çığır açmasına neden olabilir. Olmayabilir de, ama gerçekleşme olasılığı var. Bilimi ben daha çok 'Ben bunu yaptım, işinize yarar mı' olarak görüyorum. Bununla atom bombası da yapılabilir, dünyanın açlık sorunu da çözülebilir. Bilimin amaçlarını bu açıdan birbirinden soyutlanamaz olarak görüyorum.

Daha da ötesinde, amaca yönelik yapılan bilimi kısır buluyorum. Yani, bir amaca yönelindiğinde bunun keşfetmeyi kısıtladığını ve o amaca giden yolda dalındığında diğer kısımların kaçırıldığını ve böylelikle ileride o amacın işine daha çok yarayacak bir şeyi bulmayı engellediğini düşünüyorum. Demek istediğim, 'Şu hastalığa çare bulalım' gibi şeyler değil tam olarak, bir yandan da bu araştırma da yürümeli ama teorik bilimlerde mesela insanlığa katkıda bulunma amacı yok. Tabii bu amaç da var ama ana amaç tam olarak bu değil. 'Bir teorem daha ispatlarsam, kanser ilacı bulunur, dünya daha sağlıklı olur' gibi bir durum yok. Dolayısıyla, bir amaç için bu tarz çalışmalardan kaynak kısıldığında, aslında haritanın büyük kısmından mahrum kalındığını düşünüyorum. Atıyorum, buradan çıkacak olan bir teorem uygulamalı matematikte başka bir problemi çözebilir, bu çözüm başka bir kimya probleminin çözülmesini sağlayabilir ve o da gerçekten tüm kanser araştırmacılarının bulduğundan daha iyi bir çözüm bulabilir. Ama teoremi ispatlayan kişinin ana amacı bulduğu şeyin kanseri iyileştirmesi değil, hatta bunun farkında bile değil yaparken. Dolayısıyla bu amaçların birbirine evrilebileceğine inanıyorum.

Tabii buradan da 'O zaman kaç kişi o alanda, kaç kişi bu alanda çalışacak ve bunun optimum dengesi ne olmalı ve niye çalışılmalı' sorusu geliyor, olay dallanıp budaklanıyor. Sabaha kadar tartışılır bunun üzerine. Bir milyon farklı görüş var. Demek istediğim, bilimin tek amacının insanlığa katkıda bulunmak olmadığı , hatta bazı bilimcilerin ( bazı Nobel'lilerin mesela) bu amaç umrunda bile değil ama bir şekilde insanlığa da katkı sağlanabiliyor. Amaç ne olursa olsun, ortak noktası bu insanları bilimle uğraşmaya teşvik etmesi.

Hedef tartışması da benzer uzunlukta bir tartışma. Yüksek hedef ile motive olan var, yüksek hedefi görünce demotive olan var, hedef uğruna kendini heba etmek istemeyen var. Herkesin motivasyonu farklı yerlerden geliyor. Mesela şu an en büyük tartışmalardan biri 'Gideceği yeri bilmeyen gemiye hiçbir rüzgar yardım etmez' lafı. Yönetim Bilimleri'nin kutsal kitabının değiştirilemez maddesi olarak görülen bu laf, şimdilerde 'Ama ya kaybolarak yenisini keşfetmek' denerek eleştirilebilir halde ve büyük bir tartışma konusu. Bunu yine kişisel ve durumsal ele alabileceğimizi düşünüyorum. Ben işin 'Millet Hindistan'ı hedeflerken Amerika'yı buldu, kaybolmak değerlidir, milyonda bir oranında iyi bir yere götürse bile, 999.999 tane kaybın acısını katlarca çıkarabilecek, çok daha iyi bir yere getirir' kanadındayım. Tabii ki işin risk kısmı Yönetim Bilimleri'nin değerlendirmesi altında ama bu tartışma uzar gider.

Özetle, çalışmadan olsa bile olmaz :)
0
aychovsky
(19.01.17)
(18)

Kızlar bakar mıyız? makyaj malzemesi markası soruyorum

evc
Makyaj malzemelerinde neyi nerden almak iyi bi seçim olur? Atıyorum allık--> x marka Ruj-->Mac gibi Şimdiden teşekkürler :)
Makyaj malzemelerinde neyi nerden almak iyi bi seçim olur? Atıyorum
allık--> x marka
Ruj-->Mac gibi

Şimdiden teşekkürler :)
0
evc
(19.01.17)
youtube'da danla bilic var izlesene onu. ben erkek halimle izliyorum komik kız, işine yarar bilgiler verir ayrıca.
0
cekilmis gayfe
(19.01.17)
Danla bilic değil marka lazım bana
0
🌸evc
(19.01.17)
rimel lancome ya da maybelline
allık nars
ruj mac ya da nars
fondöten değişken, mac estee lauder ysl kişiye göre...
far mac
0
pinkpeony
(19.01.17)
allık; nars.

ruj biraz bütçeye ve deneme yanılmaya bağlı, marka içinde bile bazı serileri severken bazılarını sevmeyebiliyorsunuz. ben standart rujlarda çoğunlukla mac kullanıyorum krem yapıda olanlardan, matlar çok kurutuyor ve bazla falan uğraşmak istemiyorum. glosslarda dior iyi ama biraz pahalı, şaşırtıcı şekilde victorias secretın da glossları iyi.

fondoten illa kullanılacaksa shiseido, tom ford ya da dior. cildin emdiği bir şeyde üçü beşi aramamak lazım.

rimelde dior ya da givenchy, daha uygun fiyatlı olarak mac'in haute and nauty serisi de güzel. yine rimel de beklentilere odaklı bir şey, mesela ben takma kirpik görüntüsü seviyorum, başka biri kıvırsın isteyebilir, başka biri örümcek bacağı gibi görünsün isteyebilir. burada belirleyici olan fırça ucu, beklentiye göre seçmek gerekiyor.

eye liner kullanılacaksa bobbi brown.

far kullanmıyorum ama bir tane urban decay naked (en azından toprak tonlarında olan ultimate basics paleti) iş görür.

aydınlatıcı the balm mary lou manizer, mac soft and gentle, nars coppacabana.

bronzer nars laguna ya da benefit hoola.

ayrıca danla'yı izliyoruz ama o daha çok geyik amaçlı, makyaj uzmanı değil.

son olarak tabii ki makyaj malzemesi önemli ama cilt bakımı daha önemli. iyi bir günlük temizleyici, haftada 1-2 defa peeling ve nemlendirici diğer hepsinden daha önemli.
0
kayranin kedisi
(19.01.17)
@evc, marka da veriyo diye dedik teallam ya
0
cekilmis gayfe
(19.01.17)
sorunuza cevap degil ama lutfen urun alirken alacaginiz urunun hayvanlar uzerinde test edilmediginden emin olun.
0
matematik koyu
(19.01.17)
rimel clinique
eyeliner maybelline
ruj mac-pastel
allık loreal
pudra rimmel london
fondoten kullanmıyorum sadece özel günlerde o zaman da yves rocher
0
shotgunwoman
(19.01.17)
memnun olduklarımı söylüyorum:
fondöten bobbi brown
rujlarımı lorealden alıyorum memnuunum.
rimel benefit ama hem uygun fiyatlı max factor'unkiler de baya güzel sonuç veriyor.
allık mac'in bronzları güzel ama bunda markayı çok önemsemiyorum. renklerine bakıyorum goldenrose falan da alıyorum arada.

bu arada bana da kontur için marka önerir msiiniz?
0
allaccess
(19.01.17)
Kızlar denmiş, makyaj malz sorulmuş, hala erkek cevap veriyor ya:D

Benim seçimlerim şöyle:

allık: essence
pudra: the balm
rimel: the balm
göz kalemi: essence
ruj: wet&wild
dudak parlatıcı: essence
far: essence & wet&wild
makyaj temizleme suyu: dirty works
nemlendirici: dirty works
deodorant: isana

not: hepsi cruelty-free markalardır.
0
peggy
(19.01.17)
Ruj guerlain veya chanel bence, eğer istediğin renk orda varsa mutlaka ordan al. Kokuları ve dudakta yok gibi oluşlarına bayılıyorum.
0
ekaterina
(19.01.17)
bu da benden olsun;

allık - nars
pudra - nars
rimel - sephora
göz kalemi - nars
ruj - shiseido
fondöten - mac
kapatıcı - ysl
eyeliner - the balm
far - urban decay
primer - urban decay
0
theseachange
(19.01.17)
Far-The balm
Eyeliner-Maybelline
Göz altı kapatıcısı-Loreal
0
chitosan
(19.01.17)
Ben de memnun olduklarımı yazayım.

Pudra - Jane Iredale
Fondöten - Clinique (Aslında çok aşırı memnun değilim bundan, hala işte budur dediğim bir ürüne rastlamadım. O yüzden seyrek kullanıyorum)
Rimel - Estee Lauder
Eye liner - Yves Rocher ya da Note
Ruj - Dior (Rujda marka takındım yok ama bu markanın rujları şu ana kadar kullandıklarımın en iyisiydi. Yumuşacık yapıyor dudağı ve dudakta uzun süre kalıyor. Mat rujları bile dudak çizgilerine dolmuyor, kuru kuru durmuyor)
Aydınlatıcı - The Balm (Bunu çok sık kullanmıyorum)
Temizleyici - Bioderma Sensibio H2o
0
köstebek kurabiye
(19.01.17)
Maskara - Avene Couvrance, Catrice, Note
Allık - The Balm Down Boy
Ruj - 1 milyon tane rujum var. Ucuz olsun dersen Wet'nWild iş görüyor. Mac Amourous'u ve Nars Audacious'u da seviyorum. The Balm'ın mat likit rujları da çok kalıcı. Essence de iyi, pek kalıcı değil ama doğal ve yumuşak.
Fondöten - Rengime uyanı bulamıyorum. Mac F&B C1 kullanıyorum ama koyu turuncu çıkıyor. Çok az kapatıcı, film gibi bir tabaka bırakıyor, rengi dengeliyor ama bana uymuyor pek. Catrice Beautifying Foundation'ın Ivory olanı nötr ve güzeldi. Kiko Matte diye tüpte bir fondöten var onu da kışın yüzüm çok kötü olursa sürüyorum çünkü en beyaz fondötenim o. Rengini bulabilirsen Lancome çok iyidir.
BB krem - Gosh veya The Balm Shelter
Aydınlatıcı - The Balm Mary Lou ama çok kullamıyorum.
Far - The Balm Voyage, Maybelline Color Tattoo'lardan Bronz ve Altın Pembe gibi bir renk. Rival de Loop XXL paletler, Wet'nWild Nut, Catrice, Kiko.
Eyeliner - Kullanmıyorum
Pudra - Gosh BB pudra en açık renk, Kiko Baked pudra en açık renk.
Temizleyici - Liquid Neutrogena

Hepsini aynı anda kullanmıyorum tabi. Genelde maskara, far, ruj.
0
Lim5
(19.01.17)
allık-ruj: nars
fondöten/baz/pudra: mac
kapatıcı: shiseido
rimel: dior
eyeliner: lancome
far: urban decay
göz makyajı temizleme: lancome bifacil
0
patiska
(19.01.17)
dört dörtlük makyaj yapan biri değilim ama aldığımda da cildim için kaliteli ürünler kullanmaya dikkat ediyorum.

-ruj için mac ya da the balm kullanıyorum. özellikle sadece koyu renk ruj kullanan biri olarak macten aşırı memnunum. yiyorum içiyorum ve akmıyor ruj. tabi bir de dudağımı kurutmuyor. flormarın rujlarından çok şikayetçiydim o konuda.

-farda the balm nude paleti kullanıyorum. içeriğinde hemen hemen her kıyafetle uydurabileceğiniz renk var.

-pure beauty'nin bb kremi.

-maybelline'nin dışı cart sarı renkli göz kalemi.

-max factor rimel.
0
muslugubozukhayrat
(19.01.17)
Fondöten - Shiseido'nun spf'li likit fondöteni
www.sephora.com


Allık - Pahalı bir şey alınacaksa Nars (özellikle Orgasm), biraz daha ucuz olacaksa The Balm Down Boy ve Hot Mama
Nars ve Hot Mama şurada
2.bp.blogspot.com
Bu da Down Boy
www.truebeautyjunkie.com

Ruj - Pahalı olacaksa Nars kalem ruj, ucuz olacaksa Golden Rose kalem ruj. Kalite farkı çok yok gerçekten
lh3.googleusercontent.com
2.bp.blogspot.com
Colourpop rujları da çok pigmentli, normal ruj gibi sürülmüyor, azıcık pıt pıt yapınca yetiyor.
1.bp.blogspot.com

Rimel - Max Factor False Lash Effect
boots.scene7.com
Ayrıca, Benefit They're Real süper!
www.benefitcosmetics.com

Far - Kiko'nun pigmentasyonu çok başarılı
2.bp.blogspot.com
1.bp.blogspot.com
The Balm - Meet MatteNude paleti
cdn.shopify.com
Aynı şekilde Balmsai ve Balm Jovi de çok iyi
2.bp.blogspot.com
cdn.shopify.com

Aydınlatıcı - The Balm Mary Lou Manizer
0
aychovsky
(19.01.17)
Çok fazla marka denemedim ama denediklerin arasından:
Rimel: yves rocher, loreal
Ruj: en iyisi mac ama pahalı gelirse max factor, maybelline, loreal da iyi
Göz kalemi: ben avon kullanıyorum ama arada maybelline de alıyorum
Fondöten: mac
Bb krem: pure beauty kullandıklarımın arasında en iyisiydi ama artık bb krem kullanmıyorum uzun süredir
Far: bunda pek marka aramıyorum çok nadir kullandığım için o yüzden direkt flormardan alıyorum
0
mutlusismankedi2015
(19.01.17)
(16)

Ne yapsam da içimi soğutsam

devilred
Üç senemi verdiğim işin yayını çıkmıştı bir zaman önce. Hoca olacak yalaka bozuntusu kullanması daha kolay olan öğrenciyi ilk isim yaptı. O günden beri boşa sinirim bozulmasın diye yayını okumuyordum. Bugün okumaya başladım bi cesaret ve o da ne? Bütün yayın benim işim üzerine kurulu neredeyse, ilk
Üç senemi verdiğim işin yayını çıkmıştı bir zaman önce. Hoca olacak yalaka bozuntusu kullanması daha kolay olan öğrenciyi ilk isim yaptı. O günden beri boşa sinirim bozulmasın diye yayını okumuyordum. Bugün okumaya başladım bi cesaret ve o da ne? Bütün yayın benim işim üzerine kurulu neredeyse, ilk isim olanın yaptığı yüzde on yoktur. Daha pek çok isim var yayında fakat en büyük iş benim, üç senemi verdim diyorum. Ne yapsam da içim soğusa yahu? İnsanlar nasıl bu kadar haysiyet yoksunu olabiliyor? Allah belalarını versin mi?
0
devilred
(18.01.17)
ispatlayabiliyorsan dava falan kovala, hirsiz o**spu evlatlarina bak gece gece ben bile sinirlendim.
0
eksimeksi
(19.01.17)
versin. kim, hak etmeyenleri hak edenlerin önüne bir milim bile geçirirse, allah belalarını versin.

hukuki yönünü bilemem ama.
0
m e b
(19.01.17)
hocaya keşke yazsaydın daha evvel. aslında şimdi de yazabilirsin hocam böyle böyle niye öyle yapdın diye. sonra da kovalanabiliyorsa kovala gerçekten, çok yazarlı yayın işlerinden anlamıyorum ama, var mı öyle bi şey? varsa kovala tabii. versin. ayrıca camiada yakın olan herkese de anlat bu durumu. kamuoyu yarat.
0
snape i başından beri tanırım
(19.01.17)
Versin. 4 oldu artık biraz soğumuş tür bence. Ohoo, daha ne taklalar var hayatta Alışmak lazım bu tür şeylere.
0
doxanikee
(19.01.17)
Akademimizde sıradan bir gün. Mide lazım böyle insanlara tahammül için.
0
kargn
(19.01.17)
cenixbike
(19.01.17)
Yayın hazırlandığı zamanlar hoca olacak şey "X'in makalaesi" diye başlayan bir mail atmıştı. O zaman o X'e demiştim "nasıl senin makalen oluyor" diye, "aa olur mu öyle şey, kesinlikle senin hakkın" demişti. Şimdi X ve hocası çok mutludur. İki yakaları bir araya gelmesin.
0
🌸devilred
(19.01.17)
sinirlendim ya. hocaya ciddi bir mail döşemelisin bence. ve hocayla aynı statüdeki diğer hocalara falan çıtlat dertlen bi şey yap. terbiyesizler.

belki ilk kez senin başına gelmediğini düşünerek içini soğutabilirsin bu arada. şöyle bişi buldum:

www.elsevier.com
www.rightsofwriters.com
www.ncbi.nlm.nih.gov

düşününce eğer bir mail grubu varsa yazım etiğiyle ilgili bir şeylere referans vererek herkesin göreceği kamusal bir laf sokma yapabilirsin, şunlara dikkat edilmiyor gibi.
0
snape i başından beri tanırım
(19.01.17)
@devilred: e-postalarla "bunun seni yazmadığını, senin neredeyse hiçbir katkın olmadağını biliyoruz. pis oyuncu!" diye rahatsız etsek başımıza bir iş gelir mi? :)
0
m e b
(19.01.17)
@m e b

Yazım sürecinde katkısı olmuştur ama o kadarcık katkı yetecekse işimiz var. Kendi tezinin sunumunda bile benden doğrudan slayt çalan bir insandan bahsediyoruz burada.

Ha öyle bi şey yapmıyoruz bi de, işe yaramayacağı ortada.
0
🌸devilred
(19.01.17)
Binbir türlü versin hem de. Gece gündüz sabahlayıp yazdığım makalede, hiçbir şey yapmayıp hatta ben yardım istediğimde bana da izginim ama kindi işlirim var diye kestirip atan, bir gıdım yardım etmeyen orospu çocuğunun adı sırf supervizor hocamın üstündeki bölüm başkanının oğlu diye yazıldı ve o makale türkiyede derece aldı.
Aylar geçti hala sinirim bir gıdım geçmiş değil, cvsine türkiye derecesini yazmıştır haysiyetsiz.
Diyeceğim o ki keşke rahatlasan ama olmuyor
0
dimanche
(19.01.17)
@kakao

Olayları kendime göre eğip bükecek değilim, olan bu kadarsa bu kadardır.
0
🌸devilred
(19.01.17)
allah yok, din yalan. allah'a falan havale etme, ne şekilde verilebiliyorsa cezalarını bu dünyada kes. okudum, sinirden kendimi öpücem şimdi.
0
no christ requires
(19.01.17)
bu oyunlar hosuna gitmiyorsa ve akademik kariyer yapmak istiyorsan simdi gelecegini dusunme zamani. sanma ki dunyanin baska yerlerinde isler farkli isliyor. her universitenin her bolumunun kendi bir ic dinamigi ve ayak oyunlari vardir. herkes birbirini kaydirmaya en kisa zamanda en cok "prestij" elde etmeye calisirlar. akademik kariyerin sonuna kadar var olan bir problem bu. bu konuda hakkini arasan gelecekte baska bir yerden acisi cikardi senden yani hep bir savas soz konusu. aci ama boyle olaylar.
0
robokot
(19.01.17)
ben olsam
1. yayının çıktığı derginin yayın ilkelerini incelerim, yayınlanmış bir makaleyi hangi şartlarda geri çekiyorlar diye bakarım.
2. derginin editörüyle temasa geçer, üç sene üzerinde çalıştığım araştırmanın başka birinin adıyla yayınlandığını söyler ve bu konuda nasıl bir yol izlenebileceğini sorarım. editörle diyaloğu kurmak çok önemli, sonuçta intihal en büyük akademik suç, onlar da aynı fikirde olacaktır.
3. ilgili çalışmanın bütün araştırma notlarının elimde olduğunu ve ispat için sunabileceğimi belirtirim. draft'ler haricinde bu konuda başka yayınım, tezim, konferans sunumum varsa hepsini dosya haline getirip yollarım.
4. hocayla temasa geçeceklerdir, hoca tanıdıksa forsu varsa ve beni atlatmaya çalışırlarsa telif işlerinde uzmanlaşan bir avukata danışma ve gerekli diğer ücreti verip ilk aşamada bir kere temasa geçmesini sağlarım. işi ciddiye bindirmeye hazırım mesajı vermek için.

üç seneni verdiğin işten intihal yapılması (adın geçse bile işin çoğunu sahiplenmeleri direkt intihaldir) çok çok ciddi bir durum. yarın o konuda tek bir sunum bile yapamazsın, hep o kişinin adıyla kalır o araştırma.

çok mu safım böyle yollarla bir yere varılacağını düşünmekle bilmiyorum, doktora yapıyorum ama tr'de değilim. buralarda böyle bir şey yapanın kariyeri biter ama tr'de bu iş dönüp senin kariyerini vurabilir. kolay gelsin ne diyeyim. ama yanlarına bırakmamaya çalış...
0
lily briscoe
(19.01.17)
Versin tabii ki! X belki ses çıkarmayan bir tiptir, X bugün ilk yazar olması içi ses çıkarmamıştır, belki yarın kendi çalışmasında son yazar olmasa ses çıkarmayabilir. X de haksız tabii de, olay ve inisiyatif hocanın burada, isim verirsen biz de belamızı okuyalım.

lily briscoe çok güzel söylemiş de, burası Türkiye. Bu tarz şeylerde hak aradığında haklı olsan bile adın çıktığında kimse sana iş vermeye yanaşmıyor. Bu yüzden vazgeçmeni söylemiyorum ama Türkiye'de akademisyenlik aradığın anda kendini savunmaya hazır ol.

Benim bu konularda en çok içimi soğutan şey şu: Çalışmayı sen yaptın, dolayısıyla konunun hakimi sensin. Ayrıntıları da bilem sensin. Onlar bu çalışmanın devamını ıkına ıkına getirebilirler, sen çok daha kolay getirebilirsin. Bilginin sahibi ve efendisi sensin. Onu nakış gibi işleyebilecek olan usta da sensin.
0
aychovsky
(19.01.17)
(26)

istanbulun en sevdiğiniz yanı ve yeri nedir?

limoncello
sb.
sb.
0
limoncello
(18.01.17)
Maçka Parkı.
0
angelus
(18.01.17)
Moda sokakları, emirgan sahil ve burgazada.
0
fraise
(18.01.17)
beşiktaştan nişantaşına çıkarkan taş yolda yürümek, sağda itüyü selamlayıp eserse maçkaya dalmak falan, kadıköyün her sokağı, moda, fenerbahçe-kalamış.
0
atalet momenti
(18.01.17)
galata kulesi.
0
m e b
(18.01.17)
En sevdiğim yanı benim gözümde ulaşılamaz olması ve orada yaşamıyor olmam.
Yer olarak da üsküdar tarafını biliyorum biraz oralar hoşuma gidiyor.
0
cahs
(18.01.17)
sultanahmet, gülhane. (anısı çok fazla)
boğaz hattı.
0
filteria
(18.01.17)
Beylerbeyi, Moda, Yeniköy adalar da dahilse Heybeli
Manda Batmaz-Taksim
Yeniköy kahvesi
Beylerbeyi köy kahvesi
Sokak simidi
0
mrsmoon
(18.01.17)
çocukluğumun geçtiği sokaklar, caddeler. ilkokul ve lisemin olduğu bölgeler.

onun dışında çok sevdiğim bir yeri yok. anılar benim için istanbul sadece, başka şevilecek bir tarafı olduğunu da düşünmüyorum.
0
kurnaz
(18.01.17)
Dilenci vapuru
Abdi ipekçi spor salonu
0
kargn
(18.01.17)
Vapur ve vapura binmek. Ama su yeni igrenc vapurlar degil :)

Onun disinda fenerbahce, kadikoy, caddebostan. Buralarda buyudum, yasadim. Hala istanbulda en cok buralardayim.
0
kuehles blondes
(18.01.17)
Çengelköy ve kuzguncuk tarafları diğer her yerden nefret ediyorum. Modadan yeldeğirmeninden taksimden karaköyden tiksiniyorum. İnsanların kafalarına basa basa yürümek istiyorum öyle bir nefret
0
jazzabel
(18.01.17)
Sadece tanıdık ve alışılmış olması, dünyada en iyi bildiğim yerlerin burada olması. Ama hiçbiseyini sevmiyorum. İnsanları da. (sadece çocukluğumu geçirdiğim mahalleye sempatim var anılardan ötürü)
0
neynep
(18.01.17)
ataturk havalimani!

saka bi yana cocuklugum levent+tarabya tarafinda gecti. oralari severdim cok ama simdi ne durumda hic bi fikrim yok.
0
superfluid
(18.01.17)
Beni huzurlu hissettiren yerler prens adalarından herhangi birinin herhangi ıssız bir noktası; deniz kokusu eşliğinde upuzun maviye bakarken güneşten koruyan bir iğne yapraklı ağaç gölgesi yetiyor.
0
baba jo
(18.01.17)
caddebostan sahil.
moda sokaklarının sessizliği.
tarihi yarımada
0
1shot2shots
(18.01.17)
Vapura binmek
Vapur iskelerinin kenarlarındaki banklarda oturup simit yemek.
Kadiköy sokakları ve Moda
Bebek parkı, sokakları
Sahil hattında seyahat etmek.
Maçka parkı +1
Akaretler yokuşu
0
bfm
(19.01.17)
vapurlar,.yıllardır inanılmaz keyif alırım.
0
essoist
(19.01.17)
her yeri ve her şeyi. doğma büyüme istanbullu olduğumdan başka bir şehirde yaşamaya başlandığın vakit herşeyiyle özlüyor insan istanbulu.
0
metal69
(19.01.17)
kaosu seviyorum. istanbul bunun için paha biçilemez bir şehir. yer olarak ise çocuklugumun geçtiği kasımpaşayı genel olarak severim.
0
eksisozluk kullanici sozlesmesini okudum
(19.01.17)
tarabya tarafları. hem güzel hem sakin.
0
buhebu
(19.01.17)
aslında çoğu yerini seviyorum, kıyı kesimini daha çok. ama en çok kadıköyü seviyorum sanırım, moda sahili, sokakları, caddebostan.
beşiktaş dolmabahçe arası o ağaçlıklı yol da çok güzel.
istanbulun tüm o kaosu, fırsatları, her şeyin burda olmasını seviyorum, insana kendin hem güçlü hem de güçsüz hissettiriyo.
0
livaist
(19.01.17)
rumeli hisarı civarını
0
essoist
(08.07.17)
vapur
vapurda simit yemek
kadıköy
laleliden eminönü' ne geze geze yürümek ( eminim şimdi bok gibidir, olsun)
0
yuvarlanantencereninkapagi
(08.07.17)
Büyükçekmece Sahili ve Albatros
Adalar
Maçka Parkı ve Akaretler
0
aychovsky
(08.07.17)
Sevdiğim tek yanı herşeye kolay ulaşılması.

Kireçburnu sahili...
0
braveheart xakah
(08.07.17)
Aradığın her şeyin olması.
Kadıköy ve Beşiktaş da en sevdiğim yerler.

Bu duyuruyu silmeyin lütfen.
0
yirmisantim
(08.07.17)
(3)

Bu tür şeylere inanıyormusunuz

mete kudur
https://en.wikipedia.org/wiki/Tony_Cicoriafarklı varsyasyonlarını da okumuştum, adamın birisi tuvaletteymiş, tuvalet ihtiyacını giderirken kapı açılmış, adam paniklemiş ve beyne pıhtı atmış adam ondan sonra dahi bi' ressam olmuş gibi gibi
en.wikipedia.org

farklı varsyasyonlarını da okumuştum, adamın birisi tuvaletteymiş, tuvalet ihtiyacını giderirken kapı açılmış, adam paniklemiş ve beyne pıhtı atmış adam ondan sonra dahi bi' ressam olmuş gibi gibi
0
mete kudur
(17.01.17)
Adam 42 yaşında kaza geçirmiş. O yaştan önce başarılı bir tıp kariyeri var. Zeki bir adam belli ki. Zeka yoktan var olan bir şey değil. Kaza sonrasında var olan zekasını travma nedeniyle başka şeyler için kullanmak istemiş ve bunda başarılı olmuş olabilir.
0
dissendium
(17.01.17)
Tarihte bir iki kişiye olmuşsa inanırım. Olasılık 10 milyarda bir ise, on milyar kişide bir kişinin başına gelmesi beklenir. Tek başına bu da değildir, yeteneğini kazadan sonra da keşfetmiş olabilir. Adam literatüre geçmişse inanırım. Buna dayalı olarak 'Aaaa, benim de kaynımın kaza geçirdikten sonra altıncı hissi güçlendi' dese inanmam.
0
aychovsky
(17.01.17)
Yazın şöyle bir haber vardı, beyin travmasından çıkan adam çocukken öğrendiği fakat kullanmadığı fransızcayı konuşmaya başlıyor, anladığım kadarıyla bir altyapısı olması gerek, travmadan sonra beynin o bölümü tetikleniyor ve üstün başarı gösterebiliyor

www.sagliginsesi.com
0
freebird5406_2
(17.01.17)
(7)

Skype görüşmesi-psikiyatrist

basubadelmevt
Psikiyatristimle skype üzerinden görüşücez. Daha önce skype kullanmadım. 1 saatlik bir görüşme olucak. Ben istanbuldayım o izmirde. Nelere dikkat etmeliyim kesintisiz görüşme için? Bir de evdeki kamera baya kötü. Beşiktaş taraflarında rahat rahat bu görüşmeyi yapabilceğim,bilgisayarlar arasında bosl
Psikiyatristimle skype üzerinden görüşücez. Daha önce skype kullanmadım. 1 saatlik bir görüşme olucak. Ben istanbuldayım o izmirde. Nelere dikkat etmeliyim kesintisiz görüşme için? Bir de evdeki kamera baya kötü. Beşiktaş taraflarında rahat rahat bu görüşmeyi yapabilceğim,bilgisayarlar arasında bosluk olan nezih bir internet cafe bulabilir miyim? Başka fikriniz var mı? Kamera almak istemiyorum pek bu yüzden:(
0
basubadelmevt
(17.01.17)
cep telefonu?
0
kurnaz
(17.01.17)
telefonunun ortalama üzerinde bir aletse telefona skype yükleyip oradan görüşebilirsin.
veya telefonunu webcam olarak kullanabilirsin basit bir google araması ile.
0
teritori
(17.01.17)
whatsapp in da görüntülü konusma özelligi var ve bana göre skype tan daha iyi kalitesi. onu deneyebilirsiniz.
0
thewizardofearthsea
(17.01.17)
facetime yapsanıza? ya da whatsapp video chat?
0
füt
(17.01.17)
Şöyle bir öneri vereyim: eger o bi saatlik görüşmeye başladığınız andan itibaren internette sorun yasıyorsanız direk kapatın ve görüşmeyi erteleyin. Ben bunu yapamıyorum siz yapın lütfen.
0
fıytfıyt
(17.01.17)
İkiniz de iPhone, iPad veya Mac kullanıyorsanız Facetime.

Veya WhatsApp video chat.

Daha önce de yazıldığı gibi, kesinlikle daha stabil çözümler.

İlla Skype yapacaksanız, mutlaka kulaklık kullanın ikiniz de; yoksa yankı ile uğraşmak zorunda kalacaksınız.
0
Elçin
(17.01.17)
Bir arkadaşınızda, vb. kamera varsa onu alsanız? Psikiyatrist sizin nasıl oturduğunuza, beden dilinize, vb. dikkat edecek. Sizin vücut hareketlerinizi görmesi gerekiyor. En azından yüzünüzden fazlasını. Açtığında bir selfie ile konuşmasın. Etkin bir görüşme için elinizde durmaması gerekiyor telefonun, el hareketleriniz çok şey anlatacak. Telefona Skype veya Facetime kuracaksanız, telefonun sizi gösterecek kadar uzakta durması gerek biraz, sizin de bağırarak konuşmanız gerekecek.
0
aychovsky
(17.01.17)
(9)

reina saldırganının yakalandığı sitede otursanız ne yapardınız

teritori
sabahtan beri aklımda bu soru var.saldırganın yakalandığı site özyurtlar inşaatın oldukça büyük bir sitesi.bu sitede oturuyor olsanız ve gecenin bir saati polisler basıp bu saldırganı alsalar bir güven sorunu hisseder miydiniz? şahsen siteden taşınmayı bile düşünürdüm ben. evet kontrol edilmesi zor
sabahtan beri aklımda bu soru var.
saldırganın yakalandığı site özyurtlar inşaatın oldukça büyük bir sitesi.

bu sitede oturuyor olsanız ve gecenin bir saati polisler basıp bu saldırganı alsalar bir güven sorunu hisseder miydiniz? şahsen siteden taşınmayı bile düşünürdüm ben. evet kontrol edilmesi zor bir olay ama kendimi huzursuz hissederdim.

edit: demek ki ben fazla pinpirikliyim.
0
teritori
(17.01.17)
Özel bir huzursuzluk hissetmezdim, her yerde olabilir bu. Taşınmayı da düşünmezdim.
0
devilred
(17.01.17)
.... olmazdı.
0
tosunpasa
(17.01.17)
tv8 de o ses türkiyeyi izlemeye devam ederdim ne yapacğaım
0
tavish11
(17.01.17)
niye ki?

parayı bastıran her yerden ev alır sokar içine istediği adamı. bunu geçtim yan komşunuzun kapalı kapılar ardında ne yaptığı meçhul.

mesela evinde 10 yıl birini alıkoymuş birinin komşusu, yapan adam için "aslında çok tatlı biriydi, şaşırdık" diyebiliyor.

ben huzursuz olmazdım açıkçası.
0
kurnaz
(17.01.17)
ona komşu bir sitede oturuyorum.

şu an elma yiyorum, bende bir sorun yok.

merkezindeki barda 39 kişiyi öldürüp garsona bahşiş bırakarak çıkıp gittiği şehirde yaşayan herkes ne hissediyor, ne yapıyorsa onu yaparlar sanırım.
0
filteria
(17.01.17)
Esenyurt'ta oturan insanın böyle sıkıntıları pek olmaz zaten.
0
angelus
(17.01.17)
Kardeşim burda da insanlar ne çok korkuyormuş götünden ya. Hiç bişey yapmazdım keyfime bakardım tırsmanıza gerek yok.
0
England
(17.01.17)
Aynı sitede değilim ama düne kadar ona 1.5-2 km uzaklıktaydım. Beylikdüzü'nün bazı kesimleri 4-5 yıl önce oy için koparılıp Esenyurt'a verildi. Yürüyerek Beylikdüzü Belediyesi'ne 7 dakikada, Esenyurt Belediyesi'ne 1.5 saatte gidebiliyorum. Oradaki işyerleri bile Esenyurt (Beylikdüzü) diye geçer. Bu sitelerin olduğu yerler de Beylikdüzü'nün dibi, Esenyurt'un göbeğinde bir yerde değil. Aynı şekilde Bahçeşehir'in de bir kısmı oy adına Esenyurt'a verildi o dönem.

Şu savunmayı yapmamın nedeni memleketimizin cennet olması değil, adamın yakalandığı yerin insan profili apartmanda sadece birtakım yöneticilerin olduğu siteler de var, azıcık uzağında orta gelirli kişiler de. Hatta aynı apartmanın birinci katında bir cemaat evi, beşinci katında fuhuşla hayatını sürdüren bir trevesti, yedinci katında tüm kazancı ile o evi almış bir emekli öğretmen, onun üst katında bir garsoniyer, birkaç kat üstünde Afrika'dan gelmiş ve Fatih Üniversitesi'ne kayıtlı birkaç öğrenci kalıyordur, onların üstünde Maslak'ya çalışan bir yönetici de olabilir. Açıkçası özellikle Innovia tarafına yapılan apartmanların yapısı bu şekilde. Dolayısıyla her telden insan var. Apartmanda 30 kat, zaten kimse kimseyi tanımaz. Apartmanın bir yerinde bu adamı geçtim, tüm IŞİD kalsa haberimiz bile olmayabilir. Bizim apartmanımız onların yarısı büyüklüğünde, apartmanda biri öldüğünde 'Toprağı bol olsun da, o kimdi ki' diyoruz.

Ne hissedebilirim, açıkçası yakın bir yerden çıkması 'Aaaaa, dibimizdeymiş' izlenimi verdi. Daha önce Kasımpaşa Canavarı bizimle aynı İETT otobüsünde yakalanmıştı. İnsan bir ürperiyor doğrusu ama çok da şaşırtıcı bir şey değil. Her gün bindiğimiz metrobüsten Müge Anlı'ya çıkan katiller, sapıklar çıkıyor. Binlerce suçlunun veya suçlu yetiştiren zihniyetin yüzüne bakıp 'Günaydın', 'İyi akşamlar' diyoruz. Bir garip olurdum ama taşınmamı gerektirecek kadar değil.
0
aychovsky
(17.01.17)
hissederdim tabii ki "sözde güvenlik var" diye tonla aidat alınsın, sonra çoluğumla çocuğumla aynı binada günlerce ne olduğu belirsiz tipler yaşasın. yol geçen hanı mı bu site?
0
kayranin kedisi
(18.01.17)
(14)

DEBE gitti, peki o güzel yazıları nasıl okuyacağız artık?

winston insani
Merhabalar,5-6 senedir, her gün okuduğum fasiliteyi kaldırdı adamlar. E peki şimdi ben o güzel entey'leri nasıl bulacağım? Her gün binlerce entry yazılıyor. Samanlıkta iğne aramak gibi. Bir tek haftanın en beğenilenleri kaldı, o da haftada bir defa değişiyor.Napıyorsunuz peki? Sadece badilerin entry
Merhabalar,

5-6 senedir, her gün okuduğum fasiliteyi kaldırdı adamlar. E peki şimdi ben o güzel entey'leri nasıl bulacağım? Her gün binlerce entry yazılıyor. Samanlıkta iğne aramak gibi. Bir tek haftanın en beğenilenleri kaldı, o da haftada bir defa değişiyor.

Napıyorsunuz peki? Sadece badilerin entry'lerini mi oluyorsunuz?

Resmen giresim gelmiyor artık sözlüğe.
0
winston insani
(17.01.17)
(bkz: Ekşi şeyler)
0
qazedcsrfvtyhngujmkol
(17.01.17)
Ben ihtiyacım olmadıkça artık girip okumuyorum. Debe okurdum sadece. Hayatımda pek bir şey değişmedi, şimdi okumuyorum.
0
kurnaz
(17.01.17)
çoğu bkz'dan ibaretti zaten.
bence çok büyük bir kayıp olmadı.
ben yine gündem ve badileri takip ediyorum.
0
kayranin kedisi
(17.01.17)
DEBE benim içinde vazgeçilmez değildi doğrusu. Hatta girip bakmazdım bile. Benim için önemli olan gündem.
0
teknikekip
(17.01.17)
buraya aynı'debe kalktı ne yıpıcııızz :((( ' konusunun 200 defa açılması gibi debenin de şaftı kaymıştı sizin gibiler sayesinde, bozuk bir olaydı. yeter gözünüzü seveyim debesiz yaşayamam ayaklarını bırakın.
debe 1- bkz: x bunu beyendi
debe 2- erdoğan çok rörörör
debe 3- xyz rezaleti
debe 4- uydurma komikli hikaye
debe 5- x başlığına ayar veren 2. entry
debe 6- z başlığına ülke battı entrysi
debe 7- bjk öven yazar...
debe 8- 21-34-3244 tarihli a-b maçı, komik pozisyon yorumu...
debe 9- başlık açan yazarın imla hatasına gönderme
debe 10- gündem olan olaya ilk girlen klişe bkz.
.
.
.


uzar gider böyle. nedir bu kadar ağladığınız anlamadım ki. hepsi saçma sapan entrylerdi. iyi oldu debenin kapanması, eğer sözlük seviye atlasın isteniyosa debe diye ağlan popülistleri komple atmak lazım çünkü onlar onediyo, inci caps tarzı kolay tüketim isteyen 140 karekterde yaşayan kullanıcıların kültürüne hitap ediyor, onu talep ediyorlar ekşiye ters. debe hiç bir zaman ekşinin yapacağı bir şey olmamalıydı tarzını bozuyordu geç bile kaldılar.
0
itachi uchiha
(17.01.17)
Debe siyasi baski yuzunden kaldirildi. Bu belli.

Fakat debe nin icerdigi yazilari begenmiyorsaniz okumazdiniz. Seven, begenen insanlari elestirmek neyin nesi?
0
sansli pipi
(17.01.17)
yakında programını yaparlar hemen merak etme.

sırf şu "debe editi" işgüzarlığı yüzünden nefret ediyordum debeden. kendima adıma bir kayıp olmadı.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(17.01.17)
Debenin kaldırılmasını savunan insanların dediği gibi, listenin bir kısmı çöp entry ile doluydu, ancak hepsi değil. Üzerinde emek harcanmış kaliteli entryler de vardı.

Sözlüğün seviyesini yükeltmek, bknz'lardan arındırmak için debe'nin kaldırılması şart değildi. Bunun için çeşitli yollar bulunabilidi. Ama biliyoruz ki tamamen muhalif sesleri engellemek için kaldırıldı.

Gündem'e bakıyorum ara sıra.
0
peggy
(17.01.17)
@kanmucuk, debe aynı zamanda dünün özeti gibi geliyordu. Entrylere bakıp merak ettiğim başlıkların gerisini de okuyordum. "Sadece 1 entry ile yetinme" tespitin -en azından kendi adıma söyleyebilirim ki- çok yanlış.

Debe gidince sözlük düzeldi gibi bir algı var ama benim gördüğüm bir şeyin değişmediği.
0
peggy
(17.01.17)
al bu kiyagimi unutma

sozlock.com
0
tezek
(17.01.17)
@kanmucuk

E o zaman en basta "eksi seyler"in kaldirilmasi lazim.
Çünkü cöplükteki elmasları ortaya çıkarmak gibi bir deyim kullanildi yoneticiler tarafindan eksi seyler ortaya çıktığında.

Yani amac "la sadece 1 2 entry okuyup gidiyonuz, olmaz oyle" olsaydı eksi seyler yaratilmazdi.
0
sansli pipi
(17.01.17)
Sözlük çöplük olabilir, doğrudur. Zaten bu çöplükteki nispeten iyi entry'leri okuyabiliyorduk debe sayesinde.

Soruya cevap: Ben de sadece badi'lerimi okuyorum.

@kanmucuk, "sürekli sözlükte vakite geçirenlerin önerileri" dikkate alınacaksa zaten orada da sıkıntı var. Sözlüğün çöplük haline gelmesinin sebebi aynısından 50 yorum varken 51. sini yazan, sözlüğü forum gibi kullanan bu kitle değil mi?
0
chitosan
(17.01.17)
@itachi uchiha + 1000
0
m e b
(17.01.17)
peggy + 1


Tatil ve izin zamanları hariç gazete okumayan ve günde maksimum 10 dakikasını Sözlük'te geçirebilen biri için gündemin başlıklarını iyi veriyordu. Eskiden haberleri Facebook'tan öğreniyordum, şimdi paylaşmaya daha çok korktukları ya da paylaşmaktan bıktıkları için çok da haber göremiyorum. O tek entry'yi bile okumadığım çok oluyordu açıkçası, çünkü bilgi vermiyordu hiç. Hatta, debe entrylerine artıdan çok, eksi basardım.

Şimdi onun yerine gündem/popüler listesine giriyorum, 'Haaa, bu olmuş' diyorum. O başlığı okursam, şukela sırasına diziyorum ve şöyle bir göz gezdiriyorum. Onlar da laf sokmalı, bilgi vermeyen şeylerse o başlığı bile okumuyorum. İnternetten bakıyorum ne olup ne olmadığına.

Yine de sözlükte kaliteyi arttırmanın yolu debeden değil, 2012'de istifa edenlerden veya o kişilere benzer kişilerden oluşan etkin moderasyondan geçiyor. Hem debe okuyabilirdik, hem de o debe'nin kaliteli entry'leri olabilirdi. Amaç üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek gibi olmuş biraz. Sanki debe dışında kalan entry'ler mükemmelmiş gibi olmuş.

Açıkçası muhalif seslerden bu şekilde arındığını düşünmek de çok saçma, insanlar yine ilgili başlıklara yazıyor, yazmaya devam ediyor. Onları listelemesen de yazılı var. Başın belaya girecekse bu yüzden, yine girecek. Kaçış yok ki artık.
0
aychovsky
(17.01.17)
(15)

Eşinizin yanında osurur musunuz ? Yaptığınızda tepkisi nedir ?

tociess
Sb.
Sb.
0
tociess
(17.01.17)
bence hiç gerek yok öyle bi şeye.
samimiyet falan da değil iğrençlik.
arada kaçabilir tabi ama yanımda cayır cayır yapsa sürekli. saygısızlık algılarım.
sonra aradaki çekicilik, seksilik kaybolur ayrıca . tam seksi seksi konuşuyosun öpüceksin aklına gelcek
ıyyyk
0
allaccess
(17.01.17)
Eşinin yanında sen sen değilsen, neredesin? Kasmaya gerek yok. Osuruyorsa osurur sıçarsa sıçar.
0
lcha
(17.01.17)
Böyle sorular bana saçma geliyor. Eşimin yanında osursam ne olur sıçsam ne olur? Hayatımı birlikte geçirmek için yemin ettiğim kişi sonuçta. Sevişirken eşinizin nasıl osurduğu aklınıza geliyorsa bir doktora görünün bence.

Zorlu bir hastalık geçirdim vaktinde. Hastanede yaşadığı dönemi eşime sormalısınız. Demek bu durumdan rahatsız olan eşini anında satar kaçar gider.
0
teknikekip
(17.01.17)
her ilişkinin dinamiği farklıdır, eşinizin yanında zırt pırt patatatarart diye pervasızca salıveriyorsanız bence eşşeğin tekisiniz ama ne bileyim kaçtıysa ve eşiniz sizden soğuduysa da eşinizde çüke sürülecek akıl yok misal.

eşim yanımda osurmuyor, keşke yanlışlıkla osursa da gülsem. bu da benim stilim.
0
evde liyakat kalmamis
(17.01.17)
Bir sağlık sorunu veya dalgınlık gibi sebeplerle olursa elbette normal karşılarım, tiksinmem ya da iğrenmem, üzerine dusunmem.

Ama 5 yasinda çocuk gibi zart zort gaz çıkarırsa ve bunu eğlenceli görürse cidden iğrenç gelir, tiksinirim.Dusunsenize, oturmuşuz bir şey izliyoruz, zaaaaart diye bırakıyor. E ben de sıçayım o zaman şuraya afedersiniz.

Bu demek değil ki eşim hasta olduğunda onu terk edip gideyim. Ama bana sindirim esnasında oluşan ve kötü koku yayan bir gazı ortalık yerde salmak komik ya da eğlenceli gelmiyor. Sebebi olsun, her şeyine katlanırım ama "rahatlık" abartılmamalı. Saygısızlık boyutuna ulaşmamalı.

Böyle dusundugumden ben de eşimin yanında dikkat etmeye çalışırım.
0
md11
(17.01.17)
hastalık vaktinde ya da insanlık hali olarak herkesin kaçabilir bir şeyler bu arkadaşın da olsa, ana baban da olsa, kardeşin de olsa, sevgilin de olsa eşin de olsa, kadın-erkek fark etmez görmezden gelirsin, duymazdan gelirsin. insanlık halidir herkesin başına gelebilir. ama halihazırda tuvalet-banyo gibi bir mecra varken eşlerden birinin 'nasıl olsa evlendik, o halde ko götüne gitsin, sal canım nolcek' mantığıyla bir davranış sergilemesin iğrençliktir ve kesinlikle soğutur. yoksa insan hasta olur eşi b.kunu da temizler mesele o değil. mesele saygı ve bakış açısı. eş olmak birbirinizin mahrem alanına bu derece girmek olmamalı. evlenmeden önce nasılsa çiftlerin ilişkisi evlendikten sonra da öyle olmalı. her şey evlenene kadar sonra ko götüne gitsin mantığı olunca, sonra ağlaşılıyor evlenmeden önce hiç böyle değildi evlendikten sonra çok değişti diye
0
limoncello
(17.01.17)
herhangi bir insanın yanında osurmam. osurmanın sen olmakla ben olmakla da alakası yoktur. insanın özeli var. eşinle her şeyini paylaşmak zorunda değilsin. benim yanımda bilerek osurursa da kızarım. hatta boşanmaya bile gider. o kadar basit bi şey değil bu. bu kadar laubali olmamalı insan.
0
zirrealist
(17.01.17)
ablam ve eniştem hakkında konuşayım.

biri diğerinin yanında zart zart atıyor resmen. artık nasıl sindiyse diğeri de ya tepki vermiyor ya da "üf aşkım yhaa aç şu camı kaç defa dedim içerde osurma diye" diyor en fazla.
0
ron dennis
(17.01.17)
Kendine saygısı olan insan yalnız başınaykende bunun doğal bir ihtiyaç olduğunun bilincinde olarak herhangi bir şeyi yaptığı gibi nazikçe(öyle biriyse tabiiki) yapar. Osurmmak, sıçmak gibi şeyler insani ihtiyaçlardır. Gülüyorsak bu bizim sexi ve cinselliği ayırdığımız baltaladığımız gibi baskı altında tutuşumuzdan kaynaklanan mizahtır. Yani sen kendine saygılıysan yapacağın her şey kimin yanında yaparsan yap nezih gözükecektir.
0
douglas
(17.01.17)
Evde liyakat kalmamis +1
0
Apocalypse
(17.01.17)
Vakti zamanında annemle babam böyle karşılıklı osurur ve birbirlerine gülerlerdi. Dehşet içinde izlerdim. Önemli kriterlerimden biri olmuştur osuruk samimiyeti benim için.
Ama ne yaparsan yap büyük konuşmayacaksın.
Evlendikten sonraki dönemde huzursuz bağırsak sendromu denen bir illetle tanıştım. Mümkün değil olmadık zamanlarda hem sesli hem de kokulu olarak çıkıveriyordu. Önceden geleceğini hissedersem bir depar atıyordum eşimden uzağa ama bazen hiç yoktan zaaarrrt. Bir de ben hatun kısmıyım. Hiç yakıştıramıyordum kendime. Utandığımı bildiği için eşim de görmezlikten ve duymazlıktan geliyordu.
Rejim, filan daha bir düzeldi durumum ama aman diyeyim büyük konuşmayın.
0
SiyamkedisiZorro
(17.01.17)
Evli değilim, olsam evde liyakat kalmamis'in dediği gibi isterdim.

Aslında godoşu beklerken'in dediğinde doğruluk payı var. Osurmak aşırı sağlıklı bir davranış. Hatta bununla ilgili bir söz vardı ama unuttum. Terlemek gibi sağlıklı olduğundan bahsediyordu. Bazı ameliyatlardan sonra hasta osursun diye beklerler, hastanın osurması milat gibi bir şeydir, hastanın iyileşeceğine işarettir.

Yine de banyo, tuvalet diye bir şey var. Seviştiğimde tabii ki aklıma osuruk gelmez, ama normal zamanda da yanımda geniş geniş osuran birinden rahatsız olurum. Ben annemin, babamın, kardeşimin yanında osurmam. Onlar osurduğunda ben rahatsız olurum. Osuruk bana komik değil, çirkin geliyor.

Kazara osurulur, uyurken kaçar falan, banyodan sesi gelir; böyle şeyler olacak tabii ki. Ne olacak, üstüne mıncıklarım bile.

Bir dizide vardı, kocası 'Aramızda bazı sınırlar olsun, gizemli kalalım' falan diyordu; kadın da 'Sevgilim, dün banyoda bacaklarımı traşlarken içeri girip sıçtın. Bizim sınırımız yok' diyordu. Bazı ilişkilerin dinamiği bunu kaldırıyor ama büyük olasılıkla içinde benim bulunduğum ilişki kaldırmaz. Oda arkadaşı osurur da, eşimin benim yanımda sürekli ve pervasızca osurduğu gün, artık alışkanlık olduğum ve bana artık aşık olmadığı gündür. Belirli bir noktadan sonra karşıdaki kişinin teni sevgilinin teni değil, kendi gibi hissettiği ve dokunmanın artık bir heyecanı kalmadığı gündür. Bu şekilde, anlam da yüklüyorum şimdilik.

Yurtta kaldığım için olabilir bu. 5 sene yurtta kalıp milletin yanında osuramayınca, insan osuruğuna yabancılaşıyor.
0
aychovsky
(17.01.17)
biz prensip olarak hiçbir durumda osurmuyoruz.
0
zgrydn
(17.01.17)
md11+1.
8 senelik evliyim. Mideyle ilgili rahatsizlik disinda birbirimizin yaninda osurmak/gegirmek gibi seyleri asla yapmiyoruz. arada kacabilir, onda da gülümseyip geciliyor.
bunun hastayken bakma ile ilgisi yok. agir hastalik sebebiyle bundan cok daha antipatik seylerle karsilastigimiz oldu ama mevzu hastalik olunca insanin gözü sevdiginden baska birseyi görmüyor isterse salonun ortasina sicsin.

ama rutin zamanda yapmayin arkadaslar, birbirinize sayginiz kalsin, he cinliler gibi yemegi begendigini göstermek icin insanlarin yüksek sesle gegirdigi tarz bir kültürden geliyorsaniz da karsinizdakininin de ayri kültürden geldigine emin olun.
0
kimse
(17.01.17)
cevaplarda osuranlara lanet yağdırılmış biz asla yapmıyoruz denilmiş falan ama ulan sizin hiçbiriniz yapmıyorsa kim yapıyor bunları peki?

gerçek hayatta böyle değil, kimse dümen yapmasın şimdi. adam osuruyor, geğiriyor, sümüğü top yapıp atıyor, elini taşaklarına sokup kaşıyor. lafa gelince ben asla yapmıyorum.. he sen yapmıyon kardeş.
0
ada meltemi
(17.01.17)
(6)

"maneviyata yönelmek"

dessy
bunu ingilizce en uygun hangi ifade doğru tanımlar?morale veya spirituality gibi ifadeler tam ifade etmiyor gibi.
bunu ingilizce en uygun hangi ifade doğru tanımlar?

morale veya spirituality gibi ifadeler tam ifade etmiyor gibi.
0
dessy
(17.01.17)
"moral sense" nasıl sizce?
0
🌸dessy
(17.01.17)
soul searching, hacı abim.
0
tutmayın küçük enişteyi, salıverin gitsin
(17.01.17)
Bu kalıp ve İngilizce çevirisi aynı anlama gelmiyor. Türkçe de manerviyata yönelmek, dini vecibelere yönelmeye ve yerine getirmeye başlamaya deniyor. Bizde maneviyat, din anlamında kullanılıyor. "Maneviyata yöneldim, kendimi keşfe çıktım" deyince kullanım yanlış oluyor. İngilizce'de ise daha çok içsel keşif yapma, kendini keşfetmeye çalışma, bilgenin Ferrari satması gibi şeylere karşılık geliyor. Dinle pek ilgisi olmuyor. O yüzden Türkçe anlamı ile çevrilirse turn to religion, embrace religion gibi kalıplarolur, İngilizce anlamı ile kullanmak gerekirse küçük enişte + 1.
0
aychovsky
(17.01.17)
bence sizin bahsettiginiz kavrama en yakin olan aslinda spirituality, kalip olarak da seeking spirituality, reconnecting with your innerself falan gibi seyler soylenebilir ama hangi toplum icin bunu konusuyoruz, benim soyledigim beyaz modern amerikan toplum kesimi, mesela bir irlandali icin boyle tabirler uygun olmayabilir. cunku irlanda misal daha dindar bir toplum, amerika icinde de latinolar falan boyle yaklasmayabilirler.
0
mavicorap
(17.01.17)
dine yönelmek anlamında merak etmiştim aslında.
0
🌸dessy
(17.01.17)
Seeking God o zaman
0
thewizardofearthsea
(17.01.17)
(9)

Sinir hastası mıyım?

Vse budet horosho
"X'tir o y olsa duramazsın""Ay hadi inşallah""Ay olabilir mi böyle bi şey lütfen olsun çünkü""X sen misin""ortaya çıkartmış durumdur""Dedi x adam"Gibi şeyleri okuyunca sinirleniyorum, geriliyorum, tokatlayasım geliyor bunu yazanları. Örnekler çoğaltılabilir tabi. Bu kadar klişe olmak zorunda mı bu u
"X'tir o y olsa duramazsın"
"Ay hadi inşallah"
"Ay olabilir mi böyle bi şey lütfen olsun çünkü"
"X sen misin"
"ortaya çıkartmış durumdur"
"Dedi x adam"


Gibi şeyleri okuyunca sinirleniyorum, geriliyorum, tokatlayasım geliyor bunu yazanları. Örnekler çoğaltılabilir tabi. Bu kadar klişe olmak zorunda mı bu uyuzlar diye düşünüyorum. Cipralex başlayayım mı acil?
0
Vse budet horosho
(16.01.17)
xanax ile başla cipralex hafif kaçar
0
cekilmis gayfe
(16.01.17)
Ota boka ilaç kullanılmaz. Bunlara gıcık oluyosun içinden şiddet yükseliyor diye ilaçlık olmuşun anlamına gelmez. Demek ki bunlarda seni rahatsız eden ve buna tepki göstermeni şiddet duygularını tetikleyecek derecede engelleyen bişey var. Herkesin sevdiği şeyleri sevmek zorunda değilsin. Herkes değilsin, senin kendine mahsus, nevi şahsına münhasır, bir ve tek birey olmaya hakkın var. Sen olma hakkına sahipsin.

Bu laflara kızabilirsin, buna da hakkın var. Fakat bu duygu seni daha ciddi durumlara karşı güçsüz hale getirecek bir şey. Çünkü elbette en az benim kadar bilirsin, dünyada öylesine ciddi sorunlar var ki, düşününce bu laflar sorun olmaktan çıkıyor, sinek vızıltısı kadar bile anlamı kalmıyor. Hayatın ne zaman ne getireceği hiç belli olmadığı için, her zaman güçlü olmak adına bu laflara kızmayı bırakmak, bu lafların sana hiçbir şey ifade etmemesini tercih etmek çok faydalı olacaktır. Yoksa bundan ötürü sinir hastası falan denmez sana. O kadar da değil.
0
yaren
(16.01.17)
Ben de

X kim lan

Biri de demiyor ki x nedir

Gibi yazılara sinirleniyorum. 2. Kattaki evimin camindan atliyorum. Sakinlesiyorum.
0
sansli pipi
(16.01.17)
bıkkınlıktır o hastalık olsa duramazsın. diyerek kamikaze yapıyorum.
0
belkider
(16.01.17)
@sansli pipi +1

çiçek koklar gibi 10 kez burundan derin nefes al ağızdan ver.

bi süre sonra kafa olacak zaten. hadi iyisin bu gecelik de yırttın.
0
senialanaglasinalsinsikinicaliyabaglasin_yine
(16.01.17)
ilaç kısmını bilemem ama bu yaşadığınız şey zaten hepimizde ya da çoğunluğumuzda yok mu? aradaki tek fark, yukarıda saydığınız ifadelerin içeriği.

*"ali okula gel la", "ona öyle mi denir la?", "newton'ın evresnel kütle çekim yasasına aykırı la"
*hocam bence bu yanlış", "hocam, geçen başımdan şöyle bir şey geçti", "hocam ot, hocam bok"
*"canımız sıkıldıysa demek", "canımız çektiyse demek", "sevdiceğimi özlediysem demek"
"efendi beşiktaş/8taş", "adam fenerbahçe/şikecibahçe", "adamın dibi galatasaray/cincon" vs. aynen, hepiniz süpersiniz, hiç boktan olanınız yok. hepiniz başarılısınız, karakterlisiniz, mükemmelsiniz ama müsabaklar boş yere, öylesine devam ettiriliyor zaten. sizin takımın haricindekiler de bok.
"breaking bad izlemeyen ağıl maldır", "game of thrones izlemedin mi yoksa seni ezik?", "evet, hep, daima, mütemadiyen, her koşulda, her ortamda queen, pink floyd dinlerim. bunlar süper, şimdiki eserlerin hepsi bok, aksini iddia eden kesinlikle zevksizdir, yavşaktır, bir boktan anlamıyordur."

"bizim peder de kıztı işte bana", "bizim peder ağzıma s...", "senin peder ne iş yapıyordu?"


tamam, biz de nefret ediyoruz bunlardan ama şimdi bu boktan ifadeleri kullanan popülist, klişe tipler yüzünden neden vücuduma kimyasal madde sokayım ki?
0
m e b
(16.01.17)
Lütfen başla. Zaten doktor denen şeyler de acayip gereksiz.

Şu özgüvene hasta oldum yemin ediyorum.
0
devilred
(17.01.17)
Açıkçası "ortaya çıkarmış durumdur" diyenleri tebrik ediyorum ben, hala sözlük formatını düşündüklerini gösteriyor ve bence bazı başlıklarda yazılması elzem. "Demek ki bu kişi sözşük pespayeliğine geçti veröeöeye ve hala doormata uygun yazmaya çalılıyor, helal olsun" derim. Ben de foröata uymadığı haşde silinmeyen şeyler görünce delleniyorum mesela. İki nefes al ver, geçer.
0
aychovsky
(17.01.17)
(23)

bıkılmayan şarkı yapmışlar

mrsmoon
"son bir senedir, hiç bıkmadan, (neredeyse) her gün dinlemişimdir" dediğiniz bi şarkı var mı? varsa nedir? herkesin 1 hakkı var. bütün gece bir şeyler yazıyor olacağım, dolayısıyla hepsini dinleyeceğim. benimki:heartless bastards-only for youhttps://www.youtube.com/watch?v=F8wqmh3KybI
"son bir senedir, hiç bıkmadan, (neredeyse) her gün dinlemişimdir"

dediğiniz bi şarkı var mı? varsa nedir?

herkesin 1 hakkı var. bütün gece bir şeyler yazıyor olacağım, dolayısıyla hepsini dinleyeceğim. benimki:

heartless bastards-only for you
www.youtube.com
0
mrsmoon
(15.01.17)
dissendium
(15.01.17)
dark dark dark - in your dreams
www.youtube.com
0
headredhead
(15.01.17)
tepedeki psychedelic adam
(15.01.17)
biraz depresif
www.youtube.com
0
powerpufgirl
(15.01.17)
athena - ses etme
0
orange coffee
(15.01.17)
son 4-5 ayda bundan daha fazla dinlediğim şarkı olmuştur ama son bir sene diyorsun, genel liderliği bu alır, yazın sabah akşam dinliyordum ukrayna'ya gitmeden önce,

*GOPNIK INTENSIFIES*

www.youtube.com
0
der meister
(15.01.17)
cekilmis gayfe
(15.01.17)
Amon Amarth-Guardians of Asgaard

www.youtube.com
0
levpontryagin
(15.01.17)
cabiday
(15.01.17)
youtu.be
Uzun zamandır sürekli bunu dinliyorum.
0
aychovsky
(15.01.17)
biraz blues-caz kokulu ve etnik öğeler de taşıyan bir şeyler ararsanız şunu kesinlikle öneririm

m.youtube.com
0
glide
(15.01.17)
son 1 senedir
jLo-step into my world şarkısını hiç bıkmadan dinledim. hep açıp dinlerim bıkmadan.
www.youtube.com
0
tiredpanda
(15.01.17)
İyi Gün Dostları - Sen ve Ben
www.youtube.com

Doğanay Temurkan - Seni Arıyorum
www.youtube.com
0
1shot2shots
(15.01.17)
Favlayım bakarım
0
000000
(15.01.17)
Albumun tamamida olur ama adamlar 27 sene once album yapmislar hala dinliyorum.
youtu.be
0
duptıs
(15.01.17)
freetakilir
(15.01.17)
"yet i am just a man still learning how to fall"
m.youtube.com
0
vonkhar
(15.01.17)
paylaşılan 19 seçeneğin tamamının yabancı olması ilginç bence.

www.youtube.com
0
demirr
(15.01.17)
House of the rising sun
0
nucleon
(15.01.17)
The Handsome Family - Far From Any Road
www.youtube.com

Hazzı bozulmasın diye sürekli dinlemekten kaçındığım şarkılardan.
0
n3tw0rk3r
(15.01.17)
bir yıl kadar uzun süre tutulmadım hiç bir şarkıya ama son günlerde şu güzellik her günüme huşu katıyor.

www.youtube.com
0
bruceandwayne
(15.01.17)
enjoy the silence- depeche mode. baya fazla dinlemişimdir bu şarkıyı
www.youtube.com
0
livaist
(15.01.17)
oscar and the wolf - strange entity
0
ack3000
(16.01.17)
(19)

Dünyada turistik olarak görmeyi en çok istediğiniz yer neresi?

nundu
ülke ya da şehir değil direkt belli bi yapı ya da doğal alan vs.. yani landmark işte ingilizce adıyla.
ülke ya da şehir değil direkt belli bi yapı ya da doğal alan vs.. yani landmark işte ingilizce adıyla.
0
nundu
(15.01.17)
Amazonlar.
0
kuehles blondes
(15.01.17)
orta asya
0
uzman pratisyen
(15.01.17)
Macchu picchu
0
nucleon
(15.01.17)
istediğin kadar spesifik değil sanırım ama sibirya ve orta asya. bu bölgelerdeki herhangi bir köyde birkaç hafta geçirmek isterdim. sibirya'da ormana dalmak, ayılarla ve kurtlarla takılmak da isterdim ama muhtemelen karın buzun içinde hayvanlar gödümüzü parçalardı, o açıdan pek gerçekçi bir istek olmaz sanırım bu. gerçi oralarda yaşayan insanlar var sonuçta.

cengiz aytmatov'un romanlarında geçen köyler işte. bundan ala doğal alan olamaz benim için. onlar orta asya'daydı. ben bi de bu yakutsk taraflarında, sibirya'nın taaa içlerinde takılmak isterdim. o kadar. en çok istediğim şey bu hatta. illa sibirya olmasına gerek yok, rovaniemi'nin az yukarısı, ne bileyim murmansk falan da olur. hatta rusya vizeleri kaldırırsa ve param olursa gideceğim ilk yer leviathan'ın da çekildiği teriberka köyü olacak.
0
der meister
(15.01.17)
trans-sibirya ekspresiyle kışın pasifik okyanusuna kadar gidip gelmek isterim. angela merkel'in hayali de buymuş gazetede okumuştum baya önce.
0
buhebu
(15.01.17)
Latin Amerika. En çok da Patagonya.
0
buff
(15.01.17)
Alaska kış mevsiminde tabii :)
0
burya
(15.01.17)
everest'e tirmanmak

edit: herkes birden fazla soylemis ben de ekliyorum :)
machu picchu, salar de uyuni ve patagonya
0
kassiopeia
(15.01.17)
hong kong, japonya, norveç, isveç.
0
pangea
(15.01.17)
@pangea yaw hocam aciklamayi bi okusaydin :(

Benim şu an imkanim olsa gormek istedigim yer volgograd şehrinde motherland calls heykeli. Stalingrad savasinin anısına yapilmis 91 metrelik heykel, dusuncesi bile insani hayretler icinde birakiyor, gormek cok isterim.

i.hizliresim.com

Resmi de bu
0
🌸nundu
(15.01.17)
Landmark olarak devler merdiveni diyeyim
Trans-siberian +1
Japonya, Güney Kore
Kutup ışıkları
0
Lim5
(15.01.17)
orta asya'da himalayalar'ın en yüksek doruklarının olduğu bölgenin havasını solumak isterdim. bisikletim de yanımda olsa... ohhş.
0
filteria
(15.01.17)
Pripyat'a gitmek istiyorum. Pripyat, Çernobil felaketinin yaşandığı şehir. 1986'daki kazadan sonra yüksek radyasyon nedeniyle boşaltıldığı için tam bir hayalet şehir statüsünde.

Şöyle bir yer: www.unknownworld.co

Madem orada yüksek radyasyon var, o zaman senin orada işin ne sayın mnakodğum derseniz şöyle açıklarım. Ben küçüklükten beri gizem meraklısıyım. Böyle Mısır piramitleri falan çok ilgimi çeker. Hazinesinde falan değilim işin, tamamen merak. Geçmişi hissetmek çok farklı bir duygu. Bu Pripyat'ta da geçmişi ve terk edilmişliği hissetmek mümkün. Bir gün bir kaza oluyor, bir kamyon dolusu asker geliyor ve sizi oradan alıp götürüyorlar. Her gün uyuduğunuz, yemek yediğiniz evi bir daha hiç görmemek üzere oradan gidiyorsunuz. Bu kötü bir tablo. Şehirde Sovyetler Birliği'nin dağılmadan hemen önceki halinin izlerini görmek de mümkün. Sadece kitaplardan öğrendiğimiz bir yönetim biçiminin son kalıntıları o şehirde. O yüzden gidip görülmeyi hak ediyor.
0
dissendium
(15.01.17)
Phuket, Maldivler, Cancun, Mauritius'dam herhangi biri
0
aychovsky
(15.01.17)
erivan ve limassol. oralara da girmek zor diye başka bir şeyden değil :)
ne kadar vizyonsuzum he mi?
0
cekilmis gayfe
(15.01.17)
Ponte Vecchio
Dalhalla
Öresund Köprüsü
0
dijalli
(16.01.17)
Rio De Janeiro -
brezilya
0
hopp
(16.01.17)
keops piramidi
büyük kanyon
norveç fiyortları
machu picchu

bu liste uzar gider birinci sıra piramitlerdir benim için
0
livaist
(16.01.17)
Norveç Fiyortları :)
0
chitosan
(16.01.17)
(13)

Doğum kontrol ve duygu durum?

redlinetheturk
Merhabalar, yasmin ekstrem bir şekilde duygu durum bozukluğu yaratabilir mi? Aşırı agresyon ve depresiflik gibi?Şimdiden teşekkürler
Merhabalar, yasmin ekstrem bir şekilde duygu durum bozukluğu yaratabilir mi? Aşırı agresyon ve depresiflik gibi?

Şimdiden teşekkürler
0
redlinetheturk
(15.01.17)
yan etkileri okuyacak olsan her şeyi yaratır da benim deneyimlerime göre sadece ilk ay oluyor o saçmalamalar, o da ekstrem değil. 3 kere başladım 3ünde de ilk ay sivilcelenme ve ara kanama oldu bir de meme büyümesi. başka da bir yan etkisini görmedim 6 yıldır. kullandığım yazz ama aralarında 0.01 lik bir fark var yasminle.
0
Domuz
(15.01.17)
Doğum kontrol hapı böyle etkiler yapabiliyor. Ben Diane 35 kullanmıştım ve hayatımın toplamında o dönemki kadar ağlamadım. Reklamda bisküvi bitti, ekrandaki herkes yiyemedi diye gözyaşları içinde kaldığımı, metroyu on saniye farkla kaçırıp üç dakika sonra gelecek metroyu beklemek zorunda kaldığım için hıçkıra hıçkıra ağlayarak çantamı yere attığımı bilirim. Yasmin'de öyle bir etki yaşamadım ama herkeste etkisi farklı olabilir. Olası bir durum. İkinci aydan sonra o hale gelmiştim. Dördüncü ay bıraktım. Bıraktıktan sonra ilaç sistemimden bir süre sonra çıktı, o zaman normale döndüm.

eksisozluk.com
0
aychovsky
(15.01.17)
yaratir, farkli dogum kontrol haplarinin farkli kisilerde farkli yan etkileri oluyor. kadinin hoslandigi erkek cinsini bile gecici olarak degistirir yarattigi hormon degisikliklerinden dolayi. panik atak, depresyon, intihara meyli arttirma gibi yan etkilerin gozuktugu kisiler de var. Farkli bir dogum kontrol hapi ile bunlarin degismesi mumkun.
0
robokot
(15.01.17)
ben erkek tarafıyım, eşimle çok ağır kavga ettik. anlamaya çalışıyorum ama anlayamıyorum? benim odunluğum mu ilacın etkisi mi nasıl anlayabilirim tavsiyeniz var mı?
0
🌸redlinetheturk
(15.01.17)
sadece hap ile basladiysa bunu sakin bir zamanda onunla konusmak iyi olur. tartismada ne kadar hakli oldugunuza degil de gozlemlediginiz degisikliklere odaklanin ve suclayici bir tonla konusmayin. doktor tavsiyesiyle sectiyseniz ilaci degistirmesini isteyin.
0
robokot
(15.01.17)
Hepsi olabilir, odun olmasan ve hiç suçun olmasa bile huzur için ona tatlılıkla "eğer yaptığım bir yanlış varsa inan ki bilmeden ve istemeden yapmışımdır, hiç farkında değilim, seni kırmak üzmek istemedim, kırıldıysan özür dilerim" de. Hiçbir şey kaybetmezsin aksine kıymete binersin.

Bir kadının zihniyle bir erkeğin zihni çok farklı sistemlerdir, çok farklı çalışırlar, konulara çok farklı açılardan yaklaşırlar. Kadınlar çok detaycı çok pimpirikli düşünürler, bazen çok garantici olmak isterler tehlike hissederlerse. Önemli olan orta yolu tatlılıkla bulmak. Biraz sakinleşsin, tatlı tatlı konuştur onu, çay kahve bişey yap getir, kucağına yatır saçını okşa falan. Yumuşasın azcık dökülür merak etme.
0
yaren
(15.01.17)
suçlayıcı olmadan nasıl konuşabilirim? kafam durdu gerçekten de, çok saolun tavsiyeleriniz için devamına da ihtiyacım var.
0
🌸redlinetheturk
(15.01.17)
su anda mesele cok sicak yani bu meseleyi konusmak icin uygun bir durum degil. tabii ki her seyi sindirmek zorunda da degilsiniz herkes kendi hareketlerinden sorumlu; kavga neden cikti nasil laflar sarf edildi bilmiyorum o yuzden "alttan al biraz" demesi genel olarak cok dogru olmayabilir. mevcut mesele soguyacak .cozulecek bir meseleyse ona biraz vakit verin, bir sure sonra bu konuyu da acarsiniz.
0
robokot
(15.01.17)
ağır laf edildi bana, bağırıp çağırma vb. ben sesimi de yükseltmedim aynı ağırlıkta karşılık da vermedim fakat aşırı kırıldım, daha ne kadar alttan alabilirim bilmiyorum.
0
🌸redlinetheturk
(15.01.17)
Şimdi karı koca ipektir araya giren köpektir, biz olaya senin kadar hakim olamayacağımız için bu duyuruya sadece kadın bünyesi ve doğum kontrol hapı açısından cevap verdik. Olayı çok ayrıntılı bilmemiz de yetmez çünkü sizi tanımıyoruz. Bence bir evlilik terapistine gitmeniz çok faydalı olabilir. Bu terapist de bu alanda uzmanlaşmış iyi bir psikiyatr olursa en doğrusu olur.
0
yaren
(15.01.17)
Yapabilir. Ben bir ara Yasmin kullanırken müdürle konuşuyordum adam kayırıyormuşsunuz, beklentilerimi düşük tutmamı buraya gelmememi söylediler diye, sonra durduk yere ağlamaya başladım, müdüre de üzüldüğüm için değil ilaçtan ağlıyorum yoksa siz bana mecbursunuz ben size değilim demiştim çok komikti :D

Ölen hayvanlara hep ağlıyordum yolda görünce falan çok saçma bir dönemdi. Diane35 de öyle. Çevremdekilere en ufak şeyde sabrımın tükendiği bir süreç yaşadım. Kafalarını duvara vurup sus artık demek istiyordum yani öyle söyleyeyim.
0
Lim5
(15.01.17)
dedigim gibi hic bir seyi alttan almak zorunda degilsiniz, ilac veya degil herkes kendi hareketlerinden sorumlu bir sekilde. ona karsilik bir davranis gostermek de hakkiniz, sonucta amacinizin ne oldugu onemli ama buyuk resimde. eger sorun uzun suredir devam ediyorsa ve artik patlama noktasina geldiyse en azindan ihtimali ortadan kaldirmak uzere acil olarak hap birakilabilir. cok detay bilmeden iyi bir tavsiye vermek guc.
0
robokot
(15.01.17)
Açıkçası bunun neden kaynaklandığından o bile tam emin olamayabilir, bilemeyebilir. Belki biraz öyle biraz böyledir. Belki normalde d kavga edeceğiniz bir şeydr ama hapla biraz etkisi köklenmiştir. Bunun için tek olay üzerinden yorum yapmak da yanıltıcı olabilir. Eskiden olmayan şeyler sık sık tekrarlanıyorsa o zaman haptan meredeyse kesin olarak şüphelenebilirsiniz. Açıkçası o zamana kadar normal bir kavgada ne yapılıyorsa, o sakinlikte ve azıcık dikkatli davranabilirsiniz. Suçlayıcı olmamak denmiş, ki bence hapsız kavgada bile kimsenin kimseyi suçlamaması önemli. robokot'a karılıyorum ben. Hap alıyorum ve manyadım diye kimse beni çekmek zorunda değildi, olan bana oldu ise, sevdiklerimin suçu ne, sevdiklerim neden beni çekmek zorunda kalsınlar, asıl onlara yazık benden çok. Ben ilaç alıyorum diye, onlar da ilaç alıp benimle aynı kafaya mı gelsinler. Tabii ki normal zamana göre daha anlayışlı ve affedici olmak gerekebilir. Bu sizin kavganız için değil, sizinki daha ilaç kaynaklı mı kesin emin değiliz ama öyle olması için uygun durumlar var. Biraz ortalık sakinleştiğinde "Bu aralar bana neden kızgınsın" gibi şeyler onun da kendini keşfetmesini, bunun hakkında düşünmesini sağlayabilir. Şu anda sakinleştiğinde konuşöaya çalışmak iyi gelebilir. Bir de sizce bir sorun var mıydı, bu sorunu neden büyütmüş olabilir?
0
aychovsky
(15.01.17)
(25)

20 yaşındaki kız 40 erkek

sorunvar
Şimdi boyle bir ilişkiye nasıl bakıyorsunuz ?Erkek zengin değil ,yakışıklı da değil.Sizce kız bu adamdan nasıl etkilendi ?Adam 9 ay boyunca kız tarafını peşinden gidiyor.Şu an ise kız deli gibi adama aşık.Nasıl bir şey bu ?
Şimdi boyle bir ilişkiye nasıl bakıyorsunuz ?

Erkek zengin değil ,yakışıklı da değil.Sizce kız bu adamdan nasıl etkilendi ?
Adam 9 ay boyunca kız tarafını peşinden gidiyor.Şu an ise kız deli gibi adama aşık.Nasıl bir şey bu ?
0
sorunvar
(15.01.17)
Turkiye'de erkekler biraz gec olgunlasiyor. Evlenene kadar aileleri ile yasiyorlar. Anneleri kilotlarini yikiyor falan. Kizlar da bir erkek gelecek beni kurtaracak pembe hayalleri ile yasiyorlar. Bu psikolojiyle her sey mumkun.
0
Traveller
(15.01.17)
Buyu yaptirnis pic
0
ykyt
(15.01.17)
Pedofili
0
glamdr1ng
(15.01.17)
gençler bana da mantıklı gelmedi.Kızın da mantıklı açıklaması yok .
0
🌸sorunvar
(15.01.17)
Sevismisler ise, kiz seksi ask ile karistiriyor.
0
thewizardofearthsea
(15.01.17)
Adamın derdi seks.
Kız da aptalın teki. O yaştaki adamın işi gücü bi geliri belki arabası fln vardır. Kız da bunlara tav olmuştur.

Benim de ünideyken bi kız arkadaşım vardı. Çalıştığı marketteki 42 yaşındaki patronundan hoşlandığını öğrenmiştim.

Hey gidi gençlik depresyonlarım...
0
mahone
(15.01.17)
@mahone işi gücü arabası olsun ya .42 yaşında .Sonuçta 30 yaşında da bunlara sahip olan insan çok .
0
🌸sorunvar
(15.01.17)
daddy issue
0
fasulyek
(15.01.17)
Daddy issues
Kızın küçükken ailesiyle olan ilişkisi ileriye yansır. Babasıyla problemi varsa ya da küçükken yeterli yakınlık kuramadıysa onu hep arar. Zenginlik her zaman tek kıstas değil
0
jazzabel
(15.01.17)
Kendinden büyük erkekten hoşlanması normal. Erkeği parası pulu olmasa belirli bir gücü olabilir. Örnepin, öğrenciler öğretmenlerine, kadın çalışanlar patronlarına aşık olabilirler ya da buna eşdeğer bir karizma bulabilirler. Bu hatta neredeyse klişe derecesinde yaygın görülen bir şey. Adamın da orta yaş krizi döneminde çıtır öıtır kız istemesi neredeyse klişe.
0
aychovsky
(15.01.17)
Yaş farkının fazla olduğu ve küçük tarafın henüz ergen olduğu ilişkilerde kadın-erkek fark etmeksizin sorgulanması gereken şey yaşı küçük olanın değil, büyük olanın ilgisi olmalı bence. 20 yaşındaki bir kadın veya erkek 40 yaşında; yaşını almış, karakteri oturmuş, daha bilgili ve tecrübeli olması beklenen taraftan etkilenebilir. Bu etkilenme hayranlık da olabilir, hoşlantı da. Asıl tuhaf olan 40 yaşındaki birinin körpe, muhtemelen öğrenci, tecrübesiz birinden hoşlanması ve 9 ay peşinden koşması bence.

Zenginlik veya yakışıklılık dışında bir sürü etken var, çok sığ bir yorum olmuş bu.
0
pike
(15.01.17)
pike+1
akli basinda, saglikli bir erkek, gercek bir adam birakin pesinde kosmayi, kendisine romantik hislerle yaklasan bir genc kadina bir baba, bir agabey gibi yaklasip bu durumun yanlisligini anlatmali, gerekirse destek gormesini saglamali.
yahu toplum ne hale gelmis? bunlarin cevresinde hic mi mantikli bir insan yok? bu adamin bir anasi babasi kardesi arkadasi yok mu? neden karsilarina alip konusmuyorlar?
bir de mali mulku yok, yakisikli degil falan demissiniz, bunlar olsa olmasa da anasi babasi yasindaki adamla ilgilenmesi normal midir? siz kendi ailenizde boyle bir iliski icin ne dusunursunuz? mudahale etmez misiniz?
0
mavicorap
(15.01.17)
Daddy issues hakkında ne biliyorsunuz da atıp tutuyorsunuz acaba?
Benim 4 yılı devirdi ilişkim. 18dim başladığında, o 36 idi.
Seviyoruz, mutluyuz, kime ne?
0
bir nick var benden iceri
(15.01.17)
bir nick var benden iceri bize anlatır mısın ? Nasıl yaşlı bir adama aşık oldunuz ? Nedir sizi etkileyen şey ?
0
🌸sorunvar
(15.01.17)
@bir nick var benden içeri annemden biliyorum. psikiyatrist bunu söylemiş. Daha fazla bilgi için john bowlby gibi insanların araştırmalarına bakabilirsiniz. Psikanaliz freud üzerine şeyler okuyabilirsiniz. Her kurama katılmamakla beraber bazı şeyler genel olarak kabul edilmiş gerçeklerdir. 0-2 yaş ve 6 yaşına kadar ailenizden gördüğünüz ilgi ve davranış biçimlerinin ileriye olan etkileri gibi.
0
jazzabel
(15.01.17)
sevginin yaşla ilgisi olduğunu düşünmüyorum.
Bence kız zamanında yaşıtlarıyla takıldı ve onların olgunluktan uzak olduğunu anlayınca karşısına da bu adam çıktı ve tam istediği olgunlukta biri kendi düşünce yapısına da uyuyor ve öyle ilişkileri devam etti.
0
powerpufgirl
(15.01.17)
Ben de daddy issues, olgunluk ve hayranlik karisimi oldugunu dusunuyorum kadin acisindan. Erkek acisindan bilmiyorum gercekten ve merak ediyorum. Kiz tarafinin etkilenmesi su durumda kolay evet. Zaten daha ne gormus yani, manipulasyona acik kucuk tatlis bir beyni var. Bu durumda pike +1

bir de su soruda soyle bir cevap gormustum ve bilmiyorum, azicik ilgili iste, taraflardan birinin gorusu yani birinci agizdan. (www.eksiduyuru.com)

"27e 19k iliskisinde e tarafiyim.

Hacim sorun olurlu gorunuyor. Ama ben deneyin diyecegim. Kiz kucuk degil neyin ne oldugunu bilebilecek yasta. Ama kendi iliskimde hep sorgulamam kizi manipule mi ediyoum? Beni seviyor mu hayranlik mi duyuyor seklinde idi. Siz de bu sorulari sorun. Zamana yayin en dogruya karar vereceksinizdir.
Ayrica kendi iliskimden ornek vereyim. Gecen benden cocukca seyler istiyor. Ya otur kiz yerine dedim. Simdi baktigimda ulan keske kirmasaymisim kizi diyorum. Yani karsinizda cogu zaman bi kiz cocugu ile basbasa kalacaginizi hesaba katin. Kirmayin kizi. Siz onunla cocuk olursaniz o da sizinle yetiskin olur. Hayirlisu olsun hakkinizda"
0
yuzır
(15.01.17)
Psikoloğum ben, dolayısı ile freud hakkında da daddy issues hakkında da sizden çok şey biliyorum. En azından her yaş farkı olan ilişkiye ilişkinin dinamiğini bilmeden daddy issues yaftasını yapıştırmamak gerektiğini biliyorum.
0
bir nick var benden iceri
(15.01.17)
daddy issues +1
0
itachi uchiha
(15.01.17)
Ulan iki yabancı dizi izleyen geliyor buradan daddy issues diyo. Herkes her şeyi biliyor. 40 yaşındaki adam sorgulanmalıymış... Hadi ben de kız adamı kullanıyo arabasıyla geziyo diyorum onu sorguya alalım. Yok yok adam onun aslında seks partneri ve kız salağa yatıp hepinizi kandırıyor. Veya adamı çevresini genişletmek için basamak yapıyor. Vazgeçtim hayatlarının aşklarını yaşıyorlar. Hangisi doğru ahali? Iyiden iyiye mahalle karısı muhabeti.....

20 yaş küçük değil. Çoğunuzun annesi ninesi 20 yaşında evli ve 2.çocuğa hamileydi. Zaten küçük çevrenizin dışına ve dünyaya bakarsanız bunların sandığızdan yaygın olduğunu göreceksiniz.
0
icelik
(15.01.17)
çok ciddi bir yaş farkı daha doğrusu yaş farkından ziyade küçük olanın yaşıyla birleşince daha vahim bir hal alıyor. Adam kızın babası olacak yaşta, daddy vardır yoktur bilmem, o yaşta kızların da oğlanların da aklı bir karış havada. tamam cinsel istismar var diyemeyiz ya da çocuk istismarı, sonuçta reşit ama reşit olalı birkaç yıl oldu diye o kişinin çocuk olmadığını söylemek doğru değil evet hukuki olarak çocuk olmayabilir ama kafa çocuk, o yaşta bir kızın flört edeceği, ilişki yaşayacağı erkekler en fazla 23-24 bandında olmalı, 40 ne?
bu durumda asıl sorumlu yaşı büyük olan taraftır, o yaşlarda kızlar da oğlanlar da kendilerinden yaşça büyük, belli şeylere sahip insanlara hayranlık duyup bunu aşk sanabilir, diğer taraf bu durumu istismar etmemeli.
yoksa 20 yaşında ergen, daha çocuk sayılabilecek, daha fiziksel, ruhsal,duygusal olgunluğunu tamamlamamış genç kızla, 40 yaşındaki bir adamın seksten başka paylaşacak neyi olabilir? Ki o bile sorunlu bu şekilde.
Haa kız da adamı maddi olarak sömürüyordur, farkındadır, alan memnun satan memnundur ali ağaoğlu örnekleri gibi, diyecek bir şey yok
ama aşk-sevgi falan geçin bu işleri diyorum
0
limoncello
(15.01.17)
uzun uzun yazmaya gerek yok: daddy issues +1
0
jangbogo
(15.01.17)
daddy issues ya da değil, önemli olan mutlu olmak ve mutlu etmek.
gerçekten sevdiğinize ve sevildiğinize inanıyorsanız, o zaman "hayır, bunun nedeni daddy issues" diyerek ilişkinizi bitirmeniz anlamsız olacaktır.
karşınızdaki insan babacan biri olmak zorunda da değil.
yani 40 yaş dendiğinde, illa babalık yapan olgun erkek diye düşünmeye gerek yok.
kişilerin karakterlerini, deneyimlerini, içlerini bilemeden yorum yapıyoruz sonuçta.

baba travması üzerine çalıştıktan sonra ilişkiden özgürleşmek isteyebilirsiniz, ama istemeyebilirsiniz de.
yine de, durumun baba sorunlarıyla ilgili oluşu, var olan hisleri ortadan kaldırmaz ya da yok saymak için neden teşkil etmez.

ancak ilişkide sorunlar varsa ve bunlar o baba sorunlarıyla ilintiliyse, bazı kalıplar tekrar ediyorsa, babayla ilgili sorunlar çözüldüğünde, kadın ilişkiye daha net ve objektif bakmaya başlayabilir.

baba sorunu ya da değil, hayatta böyle şeyler oluyor.
aşk aşktır.
kötü niyet olmadığı ve yaşlar reşit olduğu sürece, bunu sorgulamanın anlamı yok.
0
blatta hiberna
(15.01.17)
20-40 fazla iddialı.

9 ay boyunca peşinden koşup sonra saldıysa kız ego yapmıştır.
0
lcha
(16.01.17)
daddy issues +1
0
humat
(16.01.17)
(6)

yabancı film ve dizilerde çocukla konuşurken çömelme

anonymice
En kıl olduğum hareket, seyircisi oldugumda aha bu film kesin klişe denizinde boğulack diyorum.niye yapıolar bunu? psikolojik bisi mi?
En kıl olduğum hareket, seyircisi oldugumda aha bu film kesin klişe denizinde boğulack diyorum.

niye yapıolar bunu? psikolojik bisi mi?
0
anonymice
(14.01.17)
Çocuklarla konuşurken onların seviyesine inersen seninle daha kolay iletişim kurarlar.
0
Lim5
(14.01.17)
bu bi amerikan filmi klasiği ya :D

daha kolay iletişim kurulduğu bir gerçek ama göstermelik yapılıyor bence. tıpkı çocuğa kızacakken tam adını söyleyerek kızmak gibi :D
0
freetakilir
(14.01.17)
aynı göz hizasından bakarak kendilerini daha değerli hissetmelerini sağlamak için olduğunu düşünüyorum.
0
kinematik viskozite
(14.01.17)
ben bazen benden korkmamaları, çekinmemeleri için yapıyorum. ayrıca @lim5'e katılıyorum. farkettim ki bazen onlarla konuşmaya kalktığımda ya farketmemiş gibi yapıyorlar ya da anne babalarını arkasına saklanıyorlar, yani pek iletişim kurmak istemiyorlar. o yaşlarda muhtemelen ben de yetişkin biri benimle konuştuğunda çekiniyordum, ya da konuşmak istemiyordum. ama biraz eğildiğimde, ya da bir dizimin üstüne çömeldiğimde biraz daha iyi iletişim kurabildiğimizi düşünüyorum.
0
puc
(14.01.17)
Kamera acisi icin de olabilir. Ikisini de rahatca ayni kadraja alabilmek icin yani.
0
innerbliss
(14.01.17)
E ben hep yapıyorum, Amerikan filmi klişesi mi o? Daha rahat konuşabilsin, benden korkmasın ve kendini eşitim hissetsin diye. Yanlış mı ki?

@freetakilir Başka nasıl kızılıyor ki çocuğa?

Ben şok, ben Cingılbört.
0
aychovsky
(14.01.17)
(8)

eski eşya atamamak bir psikolojik sorun gostergesi midir? nasıl mucadale

art vandaley
edilir? şimdi ben hafızası cok kötu bi insanım, lise-üni anılarım toplasan 5-10'dur. yıllardır bu böyle. ama o döneme dair bi eşya gorunce baglamını ve anıyı hatırlarım. bu 1. sebep2.si ise eskiden ozellikle iyi zamanlarıma ait bir esya atarsam basıma kötü bişiy gelecegi hissi. bunu arkadaslarımla k
edilir? şimdi ben hafızası cok kötu bi insanım, lise-üni anılarım toplasan 5-10'dur. yıllardır bu böyle. ama o döneme dair bi eşya gorunce baglamını ve anıyı hatırlarım. bu 1. sebep
2.si ise eskiden ozellikle iyi zamanlarıma ait bir esya atarsam basıma kötü bişiy gelecegi hissi. bunu arkadaslarımla konustum baya bi insan da aynı hissi tasıyormus, derecesi degişse de. hatta bi arkadasıma psikolog gelecegine guvenmemenle ilgili bu korku demiş.

şimdi sorular
1. bu hislerle cebellesen var mı? derecesi nedir?
2.kurtulmak icin uygulanabilir önerisi olan var mı?

danke schonler
0
art vandaley
(14.01.17)
Obsesif kompulsif kişilik bozukluğunun bir belirtisi olabilir.

tr.wikipedia.org

"5. Özel bir değeri olmasa bile eskimiş ya da değersiz şeyleri elden çıkartamaz."
0
dissendium
(14.01.17)
Bu genelde kaygıyla ilintili bir durumdur. Biriktirme hastalığı olarak araştırabilirsiniz. Obsesif-kompulsif insanların bazılarında görülebilir. En ileri hali ingilizce "hoarding". Hatta youtubeda excessive hoarding/ obsessive hoarding diye epey uç örnekleri var.

Derecelerini bilmiyorum ancak tedavi edilebilir birşey.
0
cymbelina
(14.01.17)
İstifçilik bir yaşam biçimidir. Collyer kardeşler örneğine bakınız.
0
kargn
(14.01.17)
1. sebebinde garip bir durum yok.

bence bunu bir hastalık olarak görmekten vazgeçip fazla kafayı takmamaya çalışırsan sorunun ilerlemeyecektir.
0
thugster
(14.01.17)
yani kendinde çöp ev potansiyeli gormuyorsan sorun yoktur bence. isine asla yaramayacak seyleri atamiyorsan problemdir ama. çöp ev sahipleri ictikleri kolanin kutusunu bile atamiyor benzer hislerle. senin icin anlami olan birini / bir donemi hatirlatan seyleri saklamak insani bir sey bence. bir sey atinca kotu bir seyler olacagi hissi belli bir risk grubunda oldugunu gosterebilir bilmiyorum onu ama sonucta gercekle alakasi olamayacak supernaturel bir dusunce. zamanlari iyi zaman / kotu zaman olarak ayirip "iyi zamanlardan bir sey atmak" gibi bir kategori bulunmasi da tuhaf sayilabilir belki.
0
robokot
(14.01.17)
Evet hatta önceden yabancı bir program vardı. Evlerinde o kadar birikmiş eşya var ki adım atılmıyor. Psikolog eşliğinde girerlerdi eve ve genelde kendilerine olan güvensizliği eşyaları etrafına toplayarak giderdiklerini anlatırdı (küçükken nasıl minderlerden kale yapıyorsak aynı mantık) Ama bunlar neredeyse çöp ev

Ben eşyaya önem vermem. Hediye bile gelse fazlalıksa atarım çöpe. Eşyalar değil anılarınız bir kaç fotoğraf yeterli geçmişinizi hatırlamak için.
0
jazzabel
(14.01.17)
Aynı sorun bende de var, derecesi gidereek artıyor. Eskiden daha anlamlı şeyleri saklarken şimdi sıradan bir eşya için bayağı bayağı üzüntü çekiyorum, kırılan bir fincan, kaybolan herhangi bir şey.

Nasıl mücadele ettiğime gelirsek etmiyorum :) Etmem gerektiğini biliyorum, geçen gün bir arama yapmıştım, okuduklarımdan sorunumun sandığımdan ciddi olduğuna karar vermiştim, ama çözmek yerine yok saymayı tercih ettim :)

Yani mücadele psikolog, altında yatan etkenleri araştırmak ve bir yardım almıyorsanız da bol bol alıştırma yapmak olabilir, sorunla yüzleşmek ve üzerine gitmek şeklinde. Sırf antrenman olsun diye bişeyleri atmaya çalışmak falan gibi. Tabii bu sadece benim aklıam yatan bir düşünce, kimbilir belki de faydadan çok zararı vardır.
0
hair freak
(14.01.17)
Hoarding disorder ya da compulsive hoardig demiyor
en.m.wikipedia.org

Eşyalara yüklenilen anlamlarla ilgli olduğuna dair dün bir video izlemiştim. Normalde elimizdeki eşyalara anılar, tecrübeler bindiği için dwğerinden çok kıymet biçermişiz. Yapılan bir deneyde, maç bileti sahiplerine "Bu bileti kaça satardınız maça gitmeseydiniz" deyince en düşük 1000 dolar istiyorlar, oysa maça gitmeyenlere "Kaç berirdiniz maça gitmek isteseydiniz" denince en yüksek 200 dolar söylüyorlar. Aradaki diyat farkı anılara ve tecrübelere ödediğimiz ya da istediğimiz fiyat.

Bu "hoarding"in de onun ileri bir boyutu olduğunu ve eştalara daha da fazla anlam yükleme ile gerçekleştiğini söylüyorlar.
0
aychovsky
(14.01.17)
(1)

sözlük yine mi cortladı?

m e b
entry girmeyi bırakın, sayfalar, başlıklar açılmıyor bende.504 gateway time-out hatası veriyor.
entry girmeyi bırakın, sayfalar, başlıklar açılmıyor bende.

504 gateway time-out hatası veriyor.
0
m e b
(13.01.17)
Evet, cortladı.

Edit: Parça parça giriyor, bir iki sayfa sonra yine cortluyor bende.
0
aychovsky
(13.01.17)
(8)

hirsli karakterlerin konu edildigi

sergerde
hirsin, acimasizligin, zalimligin ele gecirdigi karakterler ariyorum sinemada.house of cardsbreaking badseytanin avukati ornek verilebilir? baska dizi film onerir misiniz?
hirsin, acimasizligin, zalimligin ele gecirdigi karakterler ariyorum sinemada.


house of cards
breaking bad
seytanin avukati ornek verilebilir?

baska dizi film onerir misiniz?
0
sergerde
(13.01.17)
venedik taciri
0
000000
(13.01.17)
Nightcrawler
0
blue eyes white dragon
(13.01.17)
gone girl
0
mattiadestro
(13.01.17)
İntikam olur mu?
Monte Kristo Kontu
0
aychovsky
(13.01.17)
The Devil Wears Prada da var. Pazar gecesi izlemelik, çıtır çerez hatun filmi ama olsun. Konu tutuyor.
0
aychovsky
(13.01.17)
There will be blood
No country for old men
Night of the hunter
0
lesmiserables
(14.01.17)
bence whiplash de bu kategoride yer alabilir.
0
hononu
(14.01.17)
Girl, Interrupted - Lisa
Carrie - Popüler çocuklar
Working Girl- Katharine
Ben X (2007) - Okuldaki çocuklar
The Help - işverenler
Swimming with Sharks- Buddy
Wit (2001) - Doktor
0
RedGoldGreen
(14.01.17)
(6)

belgrad güvenli bir şehir midir?

hononu
özellikle türklere karşı ters bir tavırları var mıdır?
özellikle türklere karşı ters bir tavırları var mıdır?
0
hononu
(13.01.17)
türkiye'de herhangi bir turistin başına bir olay gelme ihtimali neyse orada da o dur işte. bu arada geçen senelerde türkiye'de bir basketbol maçında kızılyıldız taraftarı öldürülmüştü o günden sonra daha farklı bir tavırları olabilir.
0
japan
(13.01.17)
4-5 gün kaldım, en ufak bir olumsuzluk görmedim, yaşamadım. Zaten çok Türk var.
0
bfm
(13.01.17)
ozellikle h.sonu istanbullu dolu oluyor :) bende hic bir sorun yasamadim, bu biraz da size de bagli :)
0
kamyonsans
(13.01.17)
ırkçının birine denk gelirsen (ki bu her ülkede olabilir) şanssızlık olur ama genel olarak türklere karşı bir önyargı yok. hatta gülüp 1-2 kelime söylemeye çalışıyorlar. vizesiz olduğu için türk çok oluyor zaten, alışıklar. güvenlik açısından da; ben 4 kere gittim, istanbul'da yürüdüğümden daha rahat yürüdüm hep.
0
orange coffee
(13.01.17)
Ben de bir hafta kaldım. Hiçbir sorun yaşamadım, insanlar da oldukça iyiydi. Hatta, 'İstanbul Avrupa şehri olsa Belgrad'a benzerdi' dedim.
0
aychovsky
(13.01.17)
Istanbul'da yasayan bir kisi icin Avrupa, Kuzey ve Latin Amerika, Dogu Asya'da her yer guvenlidir.
0
Traveller
(13.01.17)
(20)

Yabancı Olsaydın Adın Ne Olurdu?

arockm
Merhaba, yabancı olsaydınız adınız ne olurdu?
Merhaba, yabancı olsaydınız adınız ne olurdu?
0
arockm
(13.01.17)
stefanos
zaten bu hatta mehmehmeh
0
cekilmis gayfe
(13.01.17)
saint
0
sizofren06
(13.01.17)
abd'de olduğum dönemde kendi adımın telaffuzu amerikalılar için çok zor olduğundan restoranlarda vs. james ismini kullanıyordum :D

james olurdu.
0
himmet dayi
(13.01.17)
adımı hep yasemin ile karıştırdıkları için Jasmine.
0
tiny penny
(13.01.17)
Jack
0
dissendium
(13.01.17)
gavur anam-babam ne koyduysa o olurdu muhtemelen. şimdi gitsem ikinci adımla seslenirler zaten. baştan bi isim seçiceksem bruce olurdu; ismin oralardaki algısı "rüknettin" gibi olursa bilmiyorum napıcaz ama söylemesi çok karizmatik geliyor, heheh.
0
baba jo
(13.01.17)
Büyük olasılıkla Aisha. Adımı ben koymuyorum tabii ama en yakın olduğu şey o. Amerikalılar bana Ayka diyor, ben de bozmuyorum. Ayka da olur, Ayka Ayka takılırım.

Bir tanıdık Amerika'da vatandaş olmuş. Adı da Tugay olduğu için millet 'Too gay' deyip dalga geçiyormuş. Vatandaşlık geldiğinde ilk işi isim değiştirmek olmuş. Müracaat edip 'Buraların en yaygın ismi ne' demiş, memur da 'David' demiş; tanıdık da 'Yaz anasını satayım, David' diyerek adını David'e çevirmiş. Benimki de öyle bir şey olurdu sanırım.

Bir de Cumhuriyetçi isimler, Demokrat isimleri ayrı. Jack, Catherine, Britney, Rebecca gibi isimler yoğun cumhuriyetçi isimler; Ryan, Richard, Michelle, Ellen, Aaron, Alissa gibi isimler demokrat. Anne, Deborah gibi isimler de araya düşüyor. Bizdeki Buğrahan ve Devrim ayrımı gibi ayrım var isimlerin arasında. Parıl parıl 'cumhuriyetçi' diye bağıran bir isim istemezdim zaten. Benim şu halimle Kate olmam, buraya Danimarkalı birinin gelip Asena olması gibi bir şey olur. Büyük olasılıkla, şimdiki aile yapıma bakınca yeni gibi ama yaygın, bol demokrat bir isim olurdu.
0
aychovsky
(13.01.17)
John ya da joe
0
all girls dream
(13.01.17)
ben de amerikada mark adini kullaniyorum, telaffuzu kolay diye.gercek ismimle hic ilgisi yok.
dolayisiyla mark.
0
cedex
(13.01.17)
Şuanki adım olurdu
0
pastörizesüt
(13.01.17)
anam babam hangisni uygun görürse o olurdu herhalde, sonuçta mevcut adımı da ben seçmedim, bana verildi. ecnebi bir memleketin vatandaşlığı nedeni ile ismimin değişmesi gerekiyor ise ve şu anki adım o memleketin dil yapısına uygun ise aynen korurdum, (kimlikte yazılanı değilde ithaf edileni) yok komple yeni bir isim seçmek gerekiyor ise mevcut ismime ses benzeşmesi ile yakın bir isim seçerdim.
0
selam
(13.01.17)
Bir zamanlar ismimim türkiye'deki en yaygın 25-35 erkek ismi arasında olduğunu okumuştum. hatta tam sırası da var da ifşa olmamak için yazmıyorum. aynı şekilde ABD'deki en yaygın 25-35 erkek ismine baktım.

25 Kevin
26 Ronald
27 Timothy
28 Jason
29 Jeffrey
30 Ryan
31 Gary
32 Jacob
33 Nicholas
34 Eric
35 Stephen

bu isimler içinde, ailemi tanıdığımdan, dini geçmişi olan bir isim olmazdı. Nicholas ve Jacob elendi. Kalanlar içinde bir tanesi bana verilmiş olurdu istatistiklere göre. Kevin fena değil.
0
sen git ben geliyorum
(13.01.17)
Monika (k íle)
Ya da michelle olabilirdi. Isim degil de soyadimi dogru telaffuz edemeyeli aylar oldu,'turk birine bile otomatik olarak yabanci versiyonunu soyluyorum.
0
kuehles blondes
(13.01.17)
rus olsam Yura ya da Igor olurdu.
amerigalı olsam george olurdu.
0
lesmiserables
(13.01.17)
Nina
0
matilda
(13.01.17)
Stelios olmasını isterdim. Stelyo diye çağırırlardı. :)
0
tahin pekmez yoğurt
(13.01.17)
alejandro.

söylemesi ne kadar güzel, öyle değil mi? hatta gün boyu kendi adımı çağırırdım her yerde.
0
m e b
(13.01.17)
Hannah
0
mutlusismankedi2015
(13.01.17)
bason
(beysın)
0
basond
(13.01.17)
Jorge

(Horhey) diye okunan ama
0
allanpoe
(13.01.17)
(12)

neden referandumdan evet çıkacağına inanmıyorsunuz?

oddyseus
Çok iyi hatırlıyorum kasım seçimlerinde %45 akp oyu gösteren anket şirketlerine ben de dahil küfürler yağdırıp kaynak götüm muamalesi yapıyorduk. Akp'ye en yüksek puanı veren şirket de %47 falan demişti kimse ciddiye almamıştı. Şimdi başkanlık sistemine %55 üzeri evet diyen anket şirketlerine yav he
Çok iyi hatırlıyorum kasım seçimlerinde %45 akp oyu gösteren anket şirketlerine ben de dahil küfürler yağdırıp kaynak götüm muamalesi yapıyorduk. Akp'ye en yüksek puanı veren şirket de %47 falan demişti kimse ciddiye almamıştı. Şimdi başkanlık sistemine %55 üzeri evet diyen anket şirketlerine yav he he çekiyolar. nereden geliyor bu iyimserlik? tek başına chp + mhp'ye girdiği cumhubaşkanlık seçiminden %52 almış adam, daha 1 sene önceki seçimde %49.9 almış partinin referandumunda Mhp desteğiyle birlikte %50'yi geçemeyeceğine inanıyor musunuz cidden?

Başkanlığı verin terör dursun ekonomi düzelsin fetöyü kazıyalım söylemlerinş de unutmamak lazım.
0
oddyseus
(13.01.17)
siyaset o kadar siyah ve beyazların olduğu bir alan değil. ekmeleddin'in adaylığı chp+mhp seçmeninin çoğunu tatmin etmedi. devlet bahçeli evet deyince bütün mhp tabanının evet diyeceği sonucu çıkmaz. son seçimde %49.9 almış %0.01 daha alır referandumdan geçirir gibi düz mantık fikirlerle seçim ya da referandum sonucu öngöremezsin. 15 temmuzdan bu yana gerçekleşen ihraçların, tutuklamaların akp tabanında etkisini iyi okumak gerekir. evet büyük coşkuyla karşılayanlar var. ama gizli oy-açık sayım yapılan sistemlerde okunması gereken sesi çıkanlar değil sesi çıkmayanlardır.
0
dinsiz adam
(13.01.17)
akp nin büyük kısmı ve MHP tabanının tamamı başkanlığa karşı. mecliste zorla açık oy kullandırılmasının sebebi de akpnin fire vereceğinden korkulması.
0
sherbert
(13.01.17)
Yine de kendimizi çok kandırmayalım hdp başkanlık karşıtı kampanya başlattığı an mhp ve akp seçmenlerinin çok büyük bır kısmı evet oyu verecektir.
0
🌸oddyseus
(13.01.17)
ekonomik kriz kapıda. enflasyon ve zamlar artık dayanılmaz hale geldi. ekonomik krizle gelen yine ekonomik krizle gider. başkanlık ısrarıyla akp kendi kuyusunu kazıyor.
0
maresalx
(13.01.17)
maalesef evet çıkacak.
çıkmasa bile oy çalarlar, elektrik keserler yine çıkarırlar, meclisi takip ettikçe neler yapabileceklerini görüyorum.
0
pamuk helvalar cebe
(13.01.17)
çok net bir şekilde %60'a yakın bir oranla "evet" çıkacağını düşünüyorum.
daha bunun referandum tarihi belli olduktan sonra, rte'nin il il gezip mitinglerle ortamı germesi falan var.

edit: yanılırsam ve "hayır" oyları çoğunlukta olursa da bölge seçim merkezlerine çok sayıda plakasız araç gelecektir.
0
orange coffee
(13.01.17)
% 60 evet cikacak diyorum ben de. aksini dusunmek fazla romantik.
eksi sozluge girdigi halde neyin tartisildigini bilmeyen binlerce insan var, burada da goruyoruz her gun. su anda sokakta taslagin halihazirda mecliste gorusuldugunu bilmeyen milyonlarca insan olduguna bahse girerim. referandum zamani geldiginde de milyonlarca insan taslagin ne dedigini bilmeden oy kullanacak ve motivasyonlari farkli olacak.
0
kassiopeia
(13.01.17)
İnanıyorum?
0
yirmisantim
(13.01.17)
ben evet çıkacak diye düşünüyorum. ama bir yanım da hayır çıkacak umudunu hep taşıyor. sadece akp kampanya yürütse çıkmaz derdim ama mhp de işin içinde olunca %60 olmasa da %55'in üstünde bir sonuç çıkacak gibime geliyor.

ancak ben olsam cb seçimlerini referans almazdım. orada rte'nin zaferinden çok muhalefetin çuvallaması söz konusu bence. kendi çevremde chp'li olup ekmeleddin yüzünden ya hiç sandığa gitmeyen ya da demirtaş'a oy veren birçok insan tanıyorum. sandığa gitmeyenler çoğunlukta tabii. babam bile 'ha tayyip ya ekmeleddin, ikisi de dinci' yaklaşımı ile demirtaş'a oy vermişti.
0
himmet dayi
(13.01.17)
Bu ülkede yapılan seçimlere güvenmediğim için evet çıkabileceğini düşünüyorum ben.

Derinlerde bir umut da yok değil ama piyango bileti alınca hayal kurarsın ya "ya çıkarsa" diye onun gibi bir şey bu.
0
mutekebbir
(13.01.17)
krem peynir + 1
Ben de inanıyorum, çok fazla umudum yok.
0
aychovsky
(13.01.17)
kesinlikle geçer. o yüzden zaten bu cahil halka hiçbir şey sorulmamalı referandumla.
0
sen git ben geliyorum
(13.01.17)
(14)

Hanımlar bakar mısınız? (Fondöten sorusu)

köstebek kurabiye
Bazı kızlara bakıyorum, fondöten ciltlerinde ipek gibi duruyor. Bunu nasıl başarıyorsunuz hanımlar? Ben ne zaman fondöten sürsem ecnebilerin deyimiyle "cakey" bir görüntü oluşuyor sanki. Yüzümde fondöten olduğu çok belli oluyor. Hatayı nerede yapıyorum ben? Siz nasıl uyguluyorsunuz fondöteni? Var mı
Bazı kızlara bakıyorum, fondöten ciltlerinde ipek gibi duruyor. Bunu nasıl başarıyorsunuz hanımlar? Ben ne zaman fondöten sürsem ecnebilerin deyimiyle "cakey" bir görüntü oluşuyor sanki. Yüzümde fondöten olduğu çok belli oluyor. Hatayı nerede yapıyorum ben? Siz nasıl uyguluyorsunuz fondöteni? Var mı bana verebileceğiniz minik ipuçları?

Şimdi kaliteli markalara yönel diyeceksiniz ama inanın ki en fahiş fiyatlara satılan fondötenler bile tam oturmuyor sanki cildime. Bir de şu var, ya çok sarı duruyor ya turuncu ya da pembe. Hoff :/

Bir de şu bb ya da cc kremlerle hiç yıldızım barışmadı benim. Nemlendiriciliği çok yüksek olduğundan cildim bir türlü içmiyor o ürünü. Parıl parıl parlıyorum, hoş bir görüntü ortaya çıkmıyor. Sanki tüm gözeneklerim tıkanmış gibi hissediyorum. O yüzden bu ürünleri pek tercih etmiyorum.

Marka ve ürün tavsiyesine açığım bu arada (benim şu ana kadar kullandıklarım: Shiseido, Estee Lauder, Clinique, Max Factor, La Roche Posay).

Edit: Bu arada cildimi ürünü uygulamadan önce güzelce temizleyip nemlendiriyorum.

Bu soruya lütfen yalnızca KADINLAR cevap versin. Şimdiden teşekkür ettim.
0
köstebek kurabiye
(12.01.17)
Bir de firca ve fircayla olan surus onemli.
0
kuehles blondes
(12.01.17)
yağlı bir cildiniz varsa ve parlıyorsa öncesinde parlamayı azaltıcı bir primer sürebilirsiniz.
Onun haricinde beauty blender vb. süngerlerle nemli olarak uygulayınca daha düzgün bir görüntü oluyor bence,fırça ya da elle sürmeye göre.

Renk konusunda da bol renk seçeneği olan bir markanın mağazasına giderseniz en yakın rengi bulurlar bence.
Örneğin make up for ever uhd fondötenlerin renk skalası çok geniş,yapıları da cok yoğun değil.Kapatıcılığı istediğiniz gibi ayarlamak mümkün ürün miktarı ile.
0
demoniclewinsky
(12.01.17)
Beauty blender'la uyguluyorum çok doğal duruyor. Ama uzun vadede zararı olur mu bilmem cilde bayağı işliyor çünkü...
0
black holes and revelations
(12.01.17)
Lisa eldridge'nin fondötenler hakkındaki serisini izle.
Öncelikle nasıl bir cildin var yağlı karma vs.
Nasıl bir yoğunluk istiyorsun hafif mi yoksa yüksek mi?
Cilt alt tonun nedir?
Bir de her fondöten in farklı uygulanış biçimleri var ama coğu ıslak süngerle güzel dağıtılıyor.
Bir de fondöten seçerken gün ışığında çenenden boynuna gelecek bir çizgi şeklinde koyup bakmak gerek tam rengin olup olmadığını görmek için.
Lisa videolarının birinde söylüyordu yüzü daha kırmızı ama boynu sarı olduğu için sarı alt tonlu br ürün kullanıp kızarıklarını kapatıyormuş.
Gözeneklerinin tıkandığını hissediyorsan bir de baz kısmı da önemli on es geçme.
Bunların dışında ön hazırlık aşaması da cakey durmamasını sağlayabiliyor. Güzel temizlenmiş ve nemlenmiş bir cilde uygulamalısın, Cildine düzenli aralıklarla peeling vs yapmalısın. ölü derilerde kabuk kabuk gözükebiliyor.
Bir de wayne gross bir videosunda bir kaç damla yağ karıştırmak cilde daha güzel emilmesini sağlar demişti.
son olarak sanki cildin yağlı ve pudra bitişli ürünler mi kullanıyorsun. Ben mesela pudra bitişli ürünlerin hiç birini sevemedim şahsen bende çok cakey duruyor.
0
fasulyek
(12.01.17)
Mac' te deneye deneye doğru rengi bulabilirsiniz. Oradaki yetkililer çok iyi anlıyor bu isten. Ben findoten kullanmiyorum ama goz altı kapaticimi bu sekilde almistim.
0
bfm
(12.01.17)
tahminimce günde az su iciyrsun, fondtendeki en önemli kriter bence saglıklı cilt. cildin ne kadar nemli, saglıklı ve gerginse o kadar güzel duruyor. ıslak bitisli fondotenler secip, sabitleyiciler ile pudralı görünümünü azaltmak da istedigin görüntüyü elde etmene yardımcı olabilir.
0
balpolen
(12.01.17)
Ben fondöten ya da ten ürünü kullanmıyorum ama hobi amaçlı çok fazla makyaj videosu filan izliyorum yani kendi tecrübem olmasa da belki faydası olur diye yazmak istedim. Bu videolarda fondötenin oturması için önce gözeneklerin daha küçük gibi görünmesini sağlayan pore filler/ minimiser bazlar kullanıyorlar. Bu bazlar genelde silikon içerikli maalesef ancak parlamayı da engelliyor, cildi matlaştırıyor. Daha sonraeğer cilt tonunda eşitsizlik varsa (tek tük kızarıklık) concealer ile pıt pıt minik minik kapatıyorlar. En son fondöteni güzel bir makyaj süngeri ile uyguluyorlar. (Real techniques f/p olarak iyidir, Beauty blender çok pahalı).Tabi fondöteni bir de sabitleme kısmı önemli, bunun için de translüsent hd pudralar var ve bunu uygulayıp o görüntüyü elde ediyorlar. Hatta ve hatta ''baking'' denen bir şey var, translüsent pudrayı bol bol sürüp bekletip fazlasını siliyorlar filan. Tabi ürün kısmı deneme yanılma, genelde en beğenilen fondotenler Guerlain ya da Dior ürünleri oluyor ki çok pahalılar tabi :D Daha uygun fiyatlı olarak da Yves Rcoher ürünlerini deneyebilirsiniz oradaki Pure Light fondöten de bayağı fazla övülen ürünlerden.

-Pore küçültücü olarak da en çok kullanılan ürün; Nyx pore filler,

-fondötende de en beğenilen ürün genelde guerlain lingerie de peau fondöten,

- Hd pudrada da Gurlain ya da Shiseido bayağı popüler ama ben 15 tl lik muadil tavsiyesi vereyim Rossmann'dan Catrice Translusent Pudra çok ucuz ama çok güzel. Bunu denediğim için gönül rahatlığı ile tavsiye ederim 100 tl baymaya gerek yok hehe.

Edit: düzelttim :)
0
neferkitty
(13.01.17)
Ben shiseido uv protective kullanıyorum nemli beauty blender ile yayarak,çok doğal duruyor sanki no make up make up yapmışım gibi.
0
archery
(13.01.17)
Açılın ben geldim! Aynı sorundan muzdarip biri olarak tecrübelerimi yazıyorum.

1. Nemlendirici: Bu olmazsa olmaz. Mutlaka önceden uygula ve cildin emmesini bekle.
2. Baz: Ben tüm yüze baz uygulamayı sevmiyorum. Gözenekler üzerine uyguluyorum. Bu alanda kral Benefit Porefessional'dır. Küçücük şeye o kadar para veremem diyorsan da NYX Pore Filler. Fakat muadil denilen hiçbir ürün birebir olmuyor tahmin edersin ki. Gözenek bazlarının genelde fondoten öncesinde uygulanması tavsiye edilir. Fakat ünlü makyözler ince bir kat fondoten+gözenek bazı+ince bir kat fondoten şeklinde sandöviç yapıyorlar. Bu yöntem daha iyi ama her gün kullanıma uygun değil tabii ki.
3. Fondoten: İlk aşamayla burası arasında en az bi 15 dk olsun. Kat kat uygulama yaparken mutlaka cildin hepsini emmesini beklemelisin. Eğer çok yağlı bir cildin yoksa mat fondotenlerden uzak dur derim. T bölgem yağlı olduğu için yıllarca matlaştırıcı fondoten kullandım ve yanaklarımda hep o cakey görüntü oldu. Ben en iyi sonucu fondotenin içine kuru yağ kullanarak alıyorum. (Nuxe veya Caudalie) Kapatıcılığı azaltıyor ama kesinlikle fondotenin çok doğal durmasını sağlıyor. Uygulama aparatı olarak da en iyi sonucu kaşık fırçalardan alıyorum. (Nascita veya Mac) Eğer fondotenine yağ karıştırmayacaksan ıslak sünger de iyidir. (Beauty Blender, H&M veya Yves Rocher)
Fondoten seçiminde Gratis, Watsons çalışanlarına pek güvenme. Mümkünse ürünü yüzüne uygulattıktan sonra bi yarım saat dolan. Oksitleniyor mu, parlama yapıyor mu, güneş ışığında nasıl duruyor bi bak. Uygun fiyatlı olarak en memnun kaldığım Max Factor Lasting Performance. Make Up For Ever Ultra HD çok iyidir; Diorskin Star mükemmeldir. O dediğin ipeksi görüntüyü bununla sağlayabilirsin diye düşünüyorum. Böyle pamuk gibi çok güzel bir ürün. MUFE'yi bulman zor olabilir ama geri gelecek Sephora'lara. Renk seçeneği çok fazla olduğu için gelince mutlaka bak.
4. BB-CC: Fondoteni bırakıp, bunları kullanmayı çok istedim ama ben de bir türlü uygun ürünü bulamadım. Missha Perfect Cover'dan memnun kalmıştım. Az renk seçeneği var; mutlaka güneş ışığında bak. Diğer ürünleri grimsi duruyor pek tavsiye etmem. Bir de şu sıralar kullandığım beni çok şaşırtan bir ürün var. Anneme hediye aldığım Diadermine LIFT+BB Mousse. Yaşlanma karşıtı olduğu için gözenekleri, çizgileri çok güzel dolduruyor. Altına baz kullanma ihtiyacı duymuyorum. Kapatıcılığı pek yok ama çok hoş, pamuksu bir duruşu var.
5. Pudra: Bunu sürekli kullanmıyorum, sadece özel günlerde. MUFE Ultra HD ve Mac Prep+Prime transparan pudraları iyidir. Ama en iyisi NARS Reflecting. Uygun fiyatlı olarak da Essence All About Matte. Sadece transparan önerdim çünkü normal pudralar beni yine keke çeviriyor. Toz değil, sıkıştırılmış olsun. Transparan pudralarda elinin ayarının çok hafif olması lazım. Flaş ışık altında bembeyaz parlama riski var ama bu NARS'ta olmuyor.

Sabitleyici sprey kullanıyorsan da NYX Dewy tarzı matlaştırmayan bir sprey öneririm. Bunların haricinde düzenli peeling ve bol su şart.
0
jacque
(13.01.17)
Öncesinde nemlendirici uygulamak ÇOK önemli. Sonucu inanılmaz etkiliyor.
0
dessy
(13.01.17)
dessy + 1

Aynı sorunu yıllarca yaşadım. Tenimle aynı renk fondöten bile üstüme kum serpmişim gibi duruyordu.

Öncesinde yoğun krem sürüyorum. Cildim karmadan kuruya döndü. Shisedo'nun uv'lisinden kullanıyorum ben de. Ya hemen öncesinde öncesinde krem sürüyorum ya da elimde kremle karıştırıp sürüyorum. Elimde kremle karıştırınca daha açık bir to oluyor. Ten rengimden çok sağtırmamaya çalışıyorum. Eskiden de nemlendiriyordum, bu sefer abandım diyeyim. Süger ve fırça çok işe yaramadı bende. Daha çok duvara sıva yapmışım gibi oldu.

Bir de fondöten 7-8 ayı geçince kalitesizleşiyor. O zaman ne yaparsan yap, öyle duruyor.

Bir de ayda veya 1.5 ayda bir cilt bakımı yaptırıyorum. O cilt kalitesini çok değiştirdi bende. Ondan beridir fondöten kullanımını azalttım. O görüntü de cilt bakımı ile de azaldı.
0
aychovsky
(13.01.17)
Sadece pudra kullanıyorum, daha fresh bir görüntüsü oluyor. Fondöten başlı başlına ağır geliyor bana zaten, sevmiyorum.
0
peggy
(13.01.17)
@peggy ben de pudrayı daha sık kullanıyorum ama birbirinden bağımsız birkaç kişi uyardı, pudra kullanma kırışıklık yapar dedi. Sonra araştırdım biraz, hakikaten internette bu konu ile ilgili pek çok yorum, yazı vs. gördüm. Ben de diğer ürünlere yönelmeye başladım dolayısıyla.

Edit: Benim cildim düzenli olarak nemlendirici kullandığım halde çok kuru, pudra daha çok kurutuyor. O yüzden söylenenlere hak verdim.
0
🌸köstebek kurabiye
(13.01.17)
@köstebek, pudra niye kırışıklık yapsın ki, hiç duymadım ben:/

öncesinde cildini nemlendirirsen bir şey olmaz. belki kırışıklıkları daha fazla gösterebilir (kuru cilde uygularsan), bu kırışıklık yapıyor diye algılanmış olabilir.
ben sanmıyorum ki ekstradan bir kırışıklığa neden olsun..
0
peggy
(13.01.17)
(22)

Her konuya cevap verenler

devilred
Burada neredeyse her konuya uzman edasında cevap verenler için ne düşünüyorsunuz? Hayır, bakıyorsun donanımı yok, o konuda tecrübesi olmuş olamaz, hadi onda olmuş olsa geri kalanlarda olamaz ama işin profuymuş gibi cevaplar cevaplar. Gerçekten bilmiyorsan cevap verme, değil mi? O cevapların büyük ço
Burada neredeyse her konuya uzman edasında cevap verenler için ne düşünüyorsunuz? Hayır, bakıyorsun donanımı yok, o konuda tecrübesi olmuş olamaz, hadi onda olmuş olsa geri kalanlarda olamaz ama işin profuymuş gibi cevaplar cevaplar. Gerçekten bilmiyorsan cevap verme, değil mi? O cevapların büyük çoğunluğu da yanlış oluyor.

Birkaç kişi çok fena dikkatimi çekiyor bu konuda da sizin var mı öyle dikkatinizi çekenler?
0
devilred
(11.01.17)
var, benim.
0
basond
(11.01.17)
Kim mesela?

En yardımsever kullanıcılar sıralamasında ilk 10 içindesin, bunu en iyi sen bilirsin sanırım. O nedenle isim verebilir misin ben şahsen merak ettim. Mesaj at istersen.
0
teknikekip
(11.01.17)
İlgi alanları geniş olabilir. Ben de olabilirim bu. Şunu bırakayım madem:
A human being should be able to change a diaper, plan an invasion, butcher a hog, conn a ship, design a building, write a sonnet, balance accounts, build a wall, set a bone, comfort the dying, take orders, give orders, cooperate, act alone, solve equations, analyze a new problem, pitch manure, program a computer, cook a tasty meal, fight efficiently, die gallantly. Specialization is for insects.
0
kargn
(11.01.17)
bir tane var, sen zaten biliyorsun o kişiyi. duyuruda çok sık gördüğüm isimler var ama bilmediği halde biliyormuş gibi görünüp poz kesmesi yönüyle dikkatimi çeken sadece bir tipitip var. a2 ingilizcesiyle çeviri kasar falan, gören 10 yıllık dil hocası sanır. daha doğrusu sanmaz, herkes ne mal olduğunu biliyor da kendisi farkında değil. gider okuduğu bölümü 10 sene önce bitirmiş adama iş öğretmeye kalkar vs. mesela basond da bazen "sigara içenlere bi soru" tarzı duyurulara "sigara içmiyorum." gibi fantastik cevaplar veriyor ama bu adamın kendini ispatlama çabasında olan bir dürzü olmadığını bildiğim için rahatsız olmuyorum. tam olarak senin dediğin şekilde davranan ve tiksindiren tek bir kişi var benim için.

bazı arkadaşlar üzerine alınmış ama burada devilred'in kastettiği karaktere sahip tek bir duyurucu olduğunu düşünmüyorum. çok fazla yazıp/çizen bir duyurucu olarak kendi savunmamı da vereyim: ben çok yazıyorum evet ama "uzman edasında" olduğumu düşünmüyorum. cevaplarımda sık sık duyduğum kadarıyla, bildiğim kadarıyla, emin olmamakla birlikte vb. ifadeleri kullanır ve tam olarak emin olmadığım konularda insanları yanlış yönlendirmemeye gayret ederim. cevap verdiğim 10 sorudan 9'u teknik bilgi gerektirmeyen, "yoruma dayalı" sorular olur. "her yerden çıkıyo oç" denir, kabulüm. "sevmiyorum hiç, götü kalkık piç" denir, ona da eyvallah. ama bana "bilmediği konular hakkında konuşuyo" denirse gerçekten üzülürüm. ha bildiğimi zannedip bilmediğim konulara atladığım olmuyor mu? oluyor ama ona da yapacak bi şey yok nabalım, insan bazı şeyleri yanlış hatırlıyor/biliyor. duyuru sayesinde onları da düzeltmiş oluyoruz.
0
der meister
(11.01.17)
ben de hukuki konularda yanlış yönlendirenlere kızıyorum çok fena. hele dün bi duyuru gördüm facia tavsiyeler vermişlerdi soruyu sorana. bir de tıbbi konularda adam gelip ilaç falan öneriyor. duyuru sitelerinin bugı da bu, bilen bilmeyen herkes gelip cevaplayabiliyor, ayıklama sistemi yok.
0
jangbogo
(11.01.17)
Benim de dikkatimi çeken bir iki kişi var. (Gerçi şimdi böyle yazıyoruz ama bize gıcık olan da vardır kesin)

Önemsiz konularda dert değil yazsınlar ama bazı sorular gerçekten bilgi edinmek amaçlı soruluyor ve ciddi anlamda yanlış cevap verenler oluyor, o büyük sıkıntı. Adam haa öyleymiş demek diyip gidip uygularsa geri dönüşü olmaz. Kendilerine nasıl güvenip böylesi bir sorumluluğun altına girebiliyorlar hayret ediyorum.
0
buff
(11.01.17)
evet basond var mesela, her konuya cevap vermese ölür. Zaten kendisi de kabul etmişs. Ben bazen saglık konularına cevap veriyorum tipci olmadigim halde. Bilgim fazla cunku ama yine de doktora git derim sonunda.
0
basubadelmevt
(11.01.17)
Ben de yapıyorum bunu ama bildiğimi sandığım konularda yapıyorum. Bazen bilmiyor çıkıyorum ve aaa diyorum kendime. Yani şöyle, bazı konularda az bildiğimi zaten biliyorum da, o az bildiğimi doğru bilip bilmediğimi bilmiyorum. Olabildiğince 'Bence', 'Emin değilim ama' koymaya çalışıyorum ama çok ciddi, sağlıklı mağlıklı konularda 'Susayım ben' diye çekiliyorum. Çok suçlu hissettim şimdi, otokontrol yapayım azıcık. Tövbe edeyim.
0
aychovsky
(11.01.17)
ben bazen kıllık olsun diye cevap veriyorum. ama ciddi cevap değil.

yani kalp krizi belirtileri yazan birine ben profesörüm evde dur bir şeyin yok demiyorum.

ama misal 200 tl param ver nereye yatırım yapayım diyen adama ciddi görünümlü, meksika pesosuna yatır parayı önümüzdeki ayların en müthiş çıkışını meksika pesosu yapacak diyorum. soru ne kadar ciddiyse ben de o kadar ciddi oluyorum.

işin garibi gerçek hayatımda böyle yavşak biri de değilim. internette çok yavşağım.
0
levpontryagin
(11.01.17)
uzmanlık gerektiren alanlar haricinde insanların deneyimini paylaşmasının neresi hata ki? zaten aksi durumda "sadece bu konuda kesin bilgisi olanlar cevap verirse daha iyi olur." gibi notlar düşüyoruz. zaten teknik alanda, tıbbi alanda, sağlık sorunlarında, hukuki meselelerde vs. verilen cevaplarda öylesine cevap veren kişilerin bilgisizliği, doğru cevap verenler sayesinde ortaya çıkıyor. bu aslında çok daha iyi değil mi? zira kimin cevaplarına itibar etmemeniz gerektiğini bu şekilde de anlayabiliyorsunuz.
0
m e b
(11.01.17)
@m e b

Tecrübesi yok diyorum zaten, tecrübesi olan anlatsın tabii. Hiç yüksek lisans mülakatına girmemiş, hatta daha lisans öğrencisi olan birinin her gün yüksek lisans mülakatına giriyor gibi tavsiye vermesi saçma mesela.
0
🌸devilred
(11.01.17)
Moderasyon iyi çalışıyor. Saniyesinde cevap silebiliyorlar istediklerinde.

Bu soruya yanıt vermeyecektim ama bana saldırdıkları için yazıyorum.

der meister ve kurnaz. Bunların ikisi. Daha fazlası var da onları yazmayayım.

Bu iki kişi gereksiz. Boş beleş sorular sorup boş beleş yorumlar yapıyorlar. Bunlar olmasa da olur.

Soruyu soran direkt isim istemiş. Moderasyon bunu da silmesin bir zahmet.
0
dissendium
(11.01.17)
Der Meister +1000

Edit: Yanlış anlaşılmasın, Der Meister'ın dediklerine harfiyen katılıyorum anlamında yazdım. Hislerime tercüman olmuş.

Edit 2: Afsgsg elime patlamış mısırımı aldım keyifle izliyorum olan biteni. Silme bu soruyu ara ara açıp okuyacağım :D
0
köstebek kurabiye
(11.01.17)
@devilred: elbette o noktada zaten katılıyorum. sadece benim dikkat çekmek istediğim nokta şu: uzmanlık/tecrübe isteyen konularda dahi sayın her şeyi bilen edasıyla yazanlar sert kayaya çarpıyorlar bir şekilde ve bu onları (sanmıyoum ama belki ben de öyle bir profil çiziyorumdur) bir sonraki duyurularda çalakalem cevap verme konusunda engelliyor. mesela siz denk geldiniz mi bilmiyorum ama hukuki bir duyuru vardı. bir hukuk öğrencisi kırk yıllık deneyimi var gibi cevap vermiş, ama sonra işinin ehli bir avukat kullanıcı onu adeta haşlamıştı doğru cevaplarıyla.


bu arada asıl duyuruya cevap vermem gerekirse: aleni cevap vermek istemiyorum ama bir-iki kişi var diyebilirim. "acaba doğru mu?" diye düşünüyorum, diğer kullanıcılardan doğrulayıcı, destekleyici cevap gelene dek.
0
m e b
(11.01.17)
öncelikle şöyle başlayayım,
yukarıda "var, benim" dememin sebebi beni örnek gösterecek kişilerin çıktığını bildiğimden dolayıdır.

Kendimi bilmediğim bir konu da biliyormuş gibi yapı insanları yanlış yönlendiren bir insan olarak görmüyorum ve mümkün olduğunca bu konularda yorum yapmıyorum.

Duyuruda çok yazıyorum evet bir çok kişide adımı görüp her şeye yazıyor bu diyor yorumlarımı okumuyordur bile ama önemli değil.

Çoğu yazdığım şey yorum gerektiren şeyler, sağlık, hukuk alanında tecrübelerim yada arkadaşlarımın tecrübesi varsa onları paylaşıyorum, kesin dayanağım yoksa başına "benim fikrim yada bence" ekleyerek yazıyorum.

Bazen de eşime şu kişi şunu sormuş dediğimde(onun alanı) onun cevaplarını yazıyorum (ki kendisinin bilgisayar başına geçmesi cevap yazması falan bi dünya iş hazır bilg. başındayken benim nickim ile yardımcı oluyoruz).

sözün özü: çok yazıyorum, bazen boş yazıyorum ama bilmediğim bir konuda insanları yanlış yönlendirmemeye gayret gösteriyorum.
0
basond
(11.01.17)
haklısın ama bu tiplerden çevremizde o kadar cok ki. -mış gibi yapmasını cok iyi biliyorlar. (biliyor-muş, anlıyor-muş, tecrübesi var-mış daha gider bu) ben o yüzden buradakilerini normal karşılıyorum artık. geçen birisi sormuştu duyurudaki soruları cevaplarken kullanıcı adına bakıyor musunuz diye? yeri gelmişken söyleyeyim. Ben şahsen bakıyorum. Senin sorunda da bahsettigin gibi öyle adamlara cevap yazmıyorum, saçmaladığı yerde onunla tartışacağıma enerjimi başka şeylere harcarım diyorum.
Cevaplarını görünce yine nasıl yapsam da şu duyuruya da cevap versem demiş diye düşünüyorum.
0
kedidir o kedi
(11.01.17)
herkes istediğine yanıt versin, herkesi seviyorum ben.
0
pinkpeony
(11.01.17)
Durun siz kardeşsiniz. Yarın öbür gün yine yüz yüze bakacağız.
Her şeyi bilip hiçbir şey bilmeyenler hayati konularda yazmasınlar da gerisi çok dert değil.
0
Lim5
(11.01.17)
bana da gecen 140tl'den altin almissin hata yapmissin diye matematiksel verilerle cevap veren adam bugun 148tl olunca duyuruma yazdigi cevabi silmis

ha bir de, dil konusunda gercekten bir halt bilmeden her dil sorusuna elinde tuzlukla atlayan sahsi ben de biliyorum. komik bir insan.
0
bollocks44
(11.01.17)
dissendium demeye gelmiştim ama çoktan demişler. +1 diyorum.

yatırım sorusunda dissendium, iş tercih etmek isteyen 5+ yıl tecrübesi olan insanlara fikir veren yine dissendium. ve her alanda her işe dair bir fikri var. kendisi benden küçük mesela çok imreniyorum her şeyi nasıl biliyor diye.

okuduğu için burdan bir de teşekkür edeyim, onun nickini fark edene kadar ben duyuru'da okuduğum şeyleri çok ciddiye alırdım. şimdi diyorum ki kim olduğunu bilmediğin bir insan yazıyor gaza gelme hemen. o konuda kendisine müteşekkirim.
0
nickimin hakkini veremedim
(11.01.17)
Hukuki konularda sallamasyon bilgi verenler var, baktım ama silinmiş sorular isim bulamadım. Onların kafasını sürtmek istiyorum.

Saat 21:30 oldu ve çok zor bir gün geçirdim ricası: Arkadaşlar, ikili konuşma olduğuna inandığınız soruya cevap olmayan atışmaları temizlemenizi rica etmeye geldim. Yoksa girişmek durumundayım.
0
kaymaktutmayansicaksut
(11.01.17)
Benim de var dikkatimi çekenler, hatta ben de bazen yapıyor olabilirim diye düşünüyorum ama çok üzerine düşmediğim konu olursa sonuna iliştiriyorum genelde bana güvenme çok diye.

bu arada basond'a gözüm takılmıyor pek, benim için sorun teşkil etmedi, güzel bir abimiz.

ayrıca gönül rahatlığıyla nickimin hakkini veremedim+1
0
Apocalypse
(11.01.17)
(11)

gelmis gecmis en sevdiginiz 5 yabanci pop sarkisi

000000
nelerdir? ama popumsu rock falan degil direkt popculardan olsun. ben mesela mj - who is it, you rock my world, human naturebritney - overprotectedjennifer - if you had my lovederdim.
nelerdir? ama popumsu rock falan degil direkt popculardan olsun.
ben mesela
mj - who is it, you rock my world, human nature
britney - overprotected
jennifer - if you had my love
derdim.
0
000000
(11.01.17)
aklıma ilk gelenler:

michael jackson- billie jean, who's lovin you
beyonce- halo
jason mraz- bella luna
gwen stefani- cool
0
mrsmoon
(11.01.17)
jennifer paige - crush
savage garden - to the moon and back

çook var aslında, bir de eski pop şarkılarında çok güzel altyapılar, kısa fakat iyi enstruman soloları da oluyor, zamanın ruhu
0
freebird5406_2
(11.01.17)
beyoncé - dance for you: www.youtube.com
britney spears - break the ice: www.youtube.com
jt - don't hold the wall: www.youtube.com
lady gaga - heavy metal lover: www.youtube.com
rihanna - man down: www.youtube.com
(man down 7 senelik zil sesim üstelik :))

çok zorlandım listeyi oluştururken ve eleyerek gittim. iyi ki gerçek hayatta kısıtlama yok.
0
m e b
(11.01.17)
Kylie Minogue - Can't Get You Out Of My Head
Robbie Williams - Feel
Cher - Believe
Sting - Desert Rose
Madonna - Frozen

Hatırası olan aklımda kalmış şarkılar hepsi.
0
klakie
(11.01.17)
madonna - la isla bonita
total touch - somebody else's lover
0
aşksız prens
(11.01.17)
modjo - lady
anastacia - i'm outta love
sting - desert rose
justin timberlake - cry me a river
alicia keys - fallin
0
kugsel adam
(11.01.17)
kate bush - hounds of love, running up that hill, babooshka, wuthering heights, cloudbusting

kate bush harici:
elisa - luce
madonna - like a prayer
kylie minogue - confide in me, chocolate
sting - shape of my heart
falan.
0
misterturist
(11.01.17)
of uyku öncesi güzel soru sormuşsun, o yüzden uykuyu bir kenara bırakıp şarkılar eşliğinde yanıtlayacağım. Bakalım en büyük İskandinav metal fanlarından biri bu listeye neler koyacak:

1. Madonna - Like A Virgin: www.youtube.com

2. Bananarama - Cruel Summer: www.youtube.com

3. Michael Jackson - Thriller: www.youtube.com

4. Sandra - In The Heat Of The Night: www.youtube.com

5. Britney Spears - ...Baby One More Time: www.youtube.com

Listeye A-HA, Roxette, Prince, The Human League ve Pet Shop Boys'dan da şarkılar eklemek isterdim ama pure pop istediğin için böyle oldu.
0
BuddyGuy
(11.01.17)
Human nature dedin benden en derin hürmetlerimi kazandın.
Şahane şarkıdır. Büyüksün, mj en büyük.

En çok dinlediğim poplar
Donna Summer-Hot stuff
Belouis Some- Some people
MJ-Human nature
Depeche mode-See you
Raf-Self control
0
kargn
(11.01.17)
Sadece pop olunca zorlandım.
Modjo - What I Mean
youtu.be
Savage Garden - To The Moon and Back
youtu.be
No Doubt - Don't Speak
youtu.be
Jason Mraz - Make It Mine
youtu.be
Yuhannes, en sevdiğimi unutmuşum. Sonuncuyu atıp Jamiroquai - Virtual Insanity ekliyorum. Gerçi acid jazz ama youtu.be

Bonus: Bu da en güzel şarkı değil ama en güzel klip bonusum olsun. Çekmesi aralıksız iki gün sürmüş, 3200'den fazla fotığraf çekilmiş.
youtu.be
0
aychovsky
(11.01.17)
modern talking-cheri cheri lady-you're my heart yms
eurythmics-sweet dreams
boney m-daddy cool-sunnny
bee gees-stayin alive
robbie williams-feel
shantel-dicso boy

rihanna çok dinliyorum bi de, eski şarkılarını hala severek dinliyorum umbrella falan ama bu 6'lıyı(aynı sanatçıya ait şarkılar birbirine benzediği için tek şarkı sayıyorum) baya dinliyorum severek.
0
baba jo
(11.01.17)
(5)

Duyuru nickim ile sozluk nick'imi birlestirip tek kullanici yapmak

no christ requires
burada nickim goruldugu sekilde. sozlukte de ayni nicki kullaniyorum fakat sozluk uzerinden girmiyorum hic.artik sozluk uzerinden girsem, disariya kapali olan duyurulari da gorsem ama duyuru nickimin datasi da ona baglansa, boylece eski duyurularima ve mesajlarima erissem?nasil olur, kim yapar?ileri
burada nickim goruldugu sekilde. sozlukte de ayni nicki kullaniyorum fakat sozluk uzerinden girmiyorum hic.

artik sozluk uzerinden girsem, disariya kapali olan duyurulari da gorsem ama duyuru nickimin datasi da ona baglansa, boylece eski duyurularima ve mesajlarima erissem?

nasil olur, kim yapar?

ileride aynisini yapmak isteyen not:

aychovsky yapti, toplam 0.92 saniye içerisinde.
0
no christ requires
(10.01.17)
Compu yapar.
0
devilred
(10.01.17)
bu aradakaşlardan birine mesaj atarsan yapılır sanırım. eskiden yapılıyodu yani, hatırlıyorum.

yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
0
tepedeki psychedelic adam
(10.01.17)
Moderasyon yapabiliyor o işleri.
0
aychovsky
(10.01.17)
dışarıya kapalı duyurularda mı var? yazar girişiyle girdiğimizde farklı duyurular mı görebiliyoruz?
0
syabk
(11.01.17)
@syabk

yazar hesabıyla giriş yapanlar herhangi bir duyuru açarken veya soru sorarken bir de tik işareti atılabilen bir yer görürler. eğer yazar olmayan, yani sadece ekşi duyuru hesabı olan kullanıcıların da sordukları şeyi görmelerini isterlerse oraya tik işareti atarlar. yoksa normal kullanıcılar göremez...
0
kisa bisey olsun istemistim
(11.01.17)
(8)

bitirme tezi çalan tez danışmanı

misc
arkadaşımın lisans bitirme tezini, danışman hocası makale formatına getirmiş ve arkadaşımdan izinsiz bir şekilde kendi adına yazılmış gibi göstererek bu makaleyi avrupada bir konferansta sunmuş. arkadaşımın hocasının bu hareketine karşı atabileceği hukuki ve idari adımlar ile sonuçları neler olabili
arkadaşımın lisans bitirme tezini, danışman hocası makale formatına getirmiş ve arkadaşımdan izinsiz bir şekilde kendi adına yazılmış gibi göstererek bu makaleyi avrupada bir konferansta sunmuş. arkadaşımın hocasının bu hareketine karşı atabileceği hukuki ve idari adımlar ile sonuçları neler olabilir?

bilgisi ve tecrübesi olan arkadaşlardan yardım bekliyorum.
0
misc
(10.01.17)
Oncelikle bitirme tezini aynen mi almis? Genellikle hocalar lisans bitirme ogrencilerine kendi projelerinin ufak bir parcasini verirler, yani konu benzer olabilir ama adam baska verilerle falan kendi calismasini sunmustur, bu kisma dikkat etmis mi arkadasiniz? Etik olarak o verileri ve sonuclari kullandiysa adini yazmali tabii ki, calismayi dikkatli incelemekte fayda var.

Bu durumun bildigim kadariyla yasal bir yaptirimi yok. Nice intihaller ortbas edildi, bu durum da kuvvetle muhtemel oyle olacaktir. Ancak bitirme tezi bolume verilmistir, duruyordur. Bitirme tezinin bir ornegi ile rektorluge dilekce yazabilir, olmazsa YOK'e. Ama dedigim gibi cok bir cikti beklemeyin.

Aklima gelen son secenek, konferansi duzenleyenlere yazmak. Yani uluslararasi camiada rezil etmekten baska ise yaramaz. Durumu iyice inceleyin, dedigim gibi konu benzer olup calisma farkli olabilir.
0
evrim halkasi
(10.01.17)
Bol bol duyurunca illaki bir ceza alınıyor. İnceleniyor kurum tarafından. Ama Evrim Halkası'nın haklı olduğu bir konu, çalıntı olduğundan emin olun. O konuyu daha önce hiç işlememiş olması zor hocanın. İllaki makale yazmıştır. Yani, eğer birebir çalıntı cümleler varsa, ve bu durum arkadaşınızın hocasına tezi-tez hazırlığını mail attığı bir zamandan sonra olduğuysa yapışın konuya.
Siz susarsanız, biz susarsak, sonra da ilerde diyeceğiz ki, "aslında zamanında hakkım yenmişti ama ben bi şey demedim" Torunlarınıza daha güzel bir dünya bırakın, herkes bi intihalci hocayı süpürse üniversiteler tertemiz olur.
0
lovemyself
(10.01.17)
arkadaşın akademik kariyer yapmayacaksa boşversin. bunu kanıtlamak, yaptırımına ulaşmak vs çok zaman alır.

ama akademik kariyer yapacaksa peşine düşülür.

benim tezi de hocam makale haline getirecekti, labda 4 gün çalışan kızın bile alını alıp acknowledgementa koydu.
etik meselesi işte.
0
sttc
(11.01.17)
sözlü bildirisi ise çok bir şey cikmaz ne yazik ki. bir yerde bildirinin özeti ya da metni basılmışsa ve orada alıntıları gösterebiliyorsaniz, üniversitenin ve yökün etik kurullarına şikayet edebilirsiniz. intihal yüzünden bir ihtimal ceza alabilir. ama somut kanıtınızın olması gerekiyor.
0
thewizardofearthsea
(11.01.17)
Kıdem düşürme cezası alır, akademik çevrede çok çabuk yayılır böyle dedikodular. Büyük rezil olur hoca yani. Olsun ama böyle hocaların akademiden arınması lazım. Mutlaka şikayet edin, gereken cezayı alsın.

Yasal yaptırımları var, söylenenlerin aksine. Profesörlüğü elinden alınanı biliyorum. Büyük torpili varsa kadrodan atılmaz ama en kötü ihtimal kıdemi gider. Önce üniversite yönetimiyle, yanıt alamazsanız BİMER ile görüşün. Bence direkt bimer'e yazın kanıtlarıyla birlikte.
0
BuddyGuy
(11.01.17)
düpedüz çalıntı olduğu için "çalıntı" olarak yazdım, intihal ve benzeri kavramlar arasındaki ayırdı gözeterek yani, cehaletimden değil.

arkadaşımın bitirme tezine konu kendine özgü tasarıma sahip elektronik devresi birebir kullanılmış, tezinde yaptığı anlatım ve konu makale formatına hiçbir farklı sonuca gitmeden özetlenerek dönüştürülmüş.

burada gelip de bu durumu meşrulaştırırcasına "bir şey çıkmaz bundan ya" demeniz ya da "yanlışınız vardır orada benzer bir konu vardır akademisyen muhtemelen haklıdır" yaklaşımınız da utanç verici doğrusu. farz edin ki ben tamamen haksız ya da yanlış da olabilirim ama sorulan soru akademik hırsızlığa yönelik ve verilecek cevabı da bu duruma göre vermeniz gerekir ki yıllar sonra bu soru başlığına erişip de hakkını aramak isteyen bir insan olursa yanlış yönlendirmeyesiniz.
0
🌸misc
(11.01.17)
Burada hic kimse olayi mesrulastirmiyor. Ozellikle lisans duzeyinde akademiye dair fikri olmayan bircok ogrenci halihazirda hocanin calisma konusu olan seyi calisiyor, hocanin o konuda kendi yaptigi calismalari gordugunde "aa calmis" diye ortalikta dolaniyor. O nedenle ozellikle belirtme ihtiyaci hissettim, yanlis anlamalara mahal verip zor duruma dusmeyin diye. Lakin goruyorum ki hata yapmisim, sanane degil mi?

Profesorlugu elinden alinan var diyen olmus. Profesorluk oyle alinmiyor elinden. Doktora tezi intihal olursa doktorasini yaptigi universitenin senatosu doktora diplomasini iptal eder, bu durumda profesorluk kendiliginden dusebilir. bknz. www.hurriyet.com.tr

Yoksa bir sozlu sunum yuzunden profesorlugu almazlar -ki bence keske alsalar, boyle boyle pislik doluyor ortalik.

YOK'un sitesinde etik yonetmeligi olacakti, orada konuyla ilgili sikayet yollari vs yaziyordu, acin bakin. Bulurdum da su usluba ugrasilmaz.
0
evrim halkasi
(11.01.17)
evrim haklasi'nin dediğinde haklılık payı var. Ben de kendi üstümde çalıştığım projeleri öğrencilere veriyorum ve bir lisans öğrencisinin yaptığı çalışmaya güvenemem. Denk gelirse benimle aynı sonucu elde ederler, denk gelmezse etmezler. Onlar tezlerini yaparken ben zaten onların yaptığını çoktan yapmış oluyorum. Nasıl ki ödev verdiğinde cevap anahtarı önceden hazırlanmış olur; bu da ödevin büyüğü gibi. Öğrenciler bunu bilebilir de, bilmeyebilir de. Her hafta uğrayan bir öğrenci ise muhtemelen biliyordur, ayda bir uğrayan bir öğrenci ise çok da bilmiyordur. Onun bir katkısı varsa, zaten adı da vardır ve duruma göre benden öndedir; ki öyle birkaç öğrencim de var.

Tabii veriyi öğrenci getirdiyse, öğrenci daha iyi bir sonuç elde etti ise ve onun sonuçları yayınlandı ise, metni onun tezinden kopyala yapıştır yaptı ise, arkadaşınızdan aldığı çok net belli olur. Arkadaşınız bu şekilde olduğunu düşünüyorsa, birtakım yollar var.

Konferanslarda sunulan ve yazılı metni konferans kitabında asılan çalışmalara bildiri adı verilir. Makale kadar olmasa da akademik yükselme puanına katkısı vardır. Bu yüzden, eğer arkadaşınız çaldığından eminse şöyle bir yok izleyebilir: 1. Konferansın 'deadline' türü tarihleri olur. Özet kabul etme tarihi, tam metin kabul etme tarihi, tam metnin düzeltilme tarihi, vb. Eğer tam metnin kabul edilme tarihi tez teslimi tarihinden önce ise ya da arkadaşınızın ona gönderim yaptığı tarihlerden önce ise, bir şey elde edilemez. Çünkü arkadaşınız yapılan gönderimden daha sonra teslim etmiş olur. Eğer daha önce gönderim yapılmışsa, bu sefer intihal şüphesi doğar. Turnitin, Urkund, Ithenticate ya da başka bir intihal kontrolü programına hem tezi, daha önce gönderdiği e-postaları ve hem de konferans metnini yükleyebilir ve böylelikle metnin ne kadarlık kısmının intihal yapılan kısım kanıtlanmış olur.

Hocası ile ilgili tüm yazışmaları, gönderdiği metinleri (tarihleri ile birlikte), tez teslimini ve resmi bir tezi hangi tarihte teslim ettiğini gösteren belgeyi, konferansla ilgili tarihleri ve bildiri metnini çıktı alarak Savcılık'a gidebilir. YÖK'e gidecekse yazışmaları götüremez, çünkü TCK'daki özel hayatın gizliliği kapsamında ikili yazışmalar üçüncü partilere gösterilemez. Ancak, YÖK'le ve üniversite yönetimi ile iletişime geçebilir. YÖK'ün konu ile ilgili şikayet birimi ve dilekçe formatı var. Ancak üniversite yönetimi hocayı koruyucu bir tavır alabileceğinden; bu konularla ilgilenen bir avukattan danışmanlık alınabilir. Genelde, sendikaların üniversite şubelerinde görevli avukatlar bu konuları bilirler ama onların da başı şu ara KHK'larla atılan öğretmenlerin davalarını açmakla dertte. Son birkaç yıldır hukuksuzluk alıp yürüdüğü için davalardan kafalarını kaldıramayıp herkesle görüşmeyi haftada bir saate sığdırmaya çalışabiliyorlar. Yine de onlar da birine yönlendirebilir.
0
aychovsky
(11.01.17)
(9)

sevgilinin ev arkadaşı

manuelka
Sevgili kişisi, en yakın arkadaşı ve en yakın arkadaşının sevgilisi aynı evde kalsa ne düşünürsünüz?
Sevgili kişisi, en yakın arkadaşı ve en yakın arkadaşının sevgilisi aynı evde kalsa ne düşünürsünüz?
0
manuelka
(10.01.17)
Kalamaz.
0
dissendium
(10.01.17)
kalamaz+1
0
follow rivers
(10.01.17)
1-2 gün olur da yaşamak olmaz. sevişirken "aşkım yalnız kaldı kız sevaptır bunu da ziksene" deyip bizim kızı çivilemeye kalkarlarsa ne olacak? tamam ben en başta sevgilimi muhatap alırım, ona güvenirim de dünyanın binbir türlü hali var, her an yanında olamam ki. ya kündeye getirirlerse kızı? olmaz. bu kafayla kurulamaz koalisyon.
0
der meister
(10.01.17)
özellikle bir şey düşünmem de fikrimce bir çiftle aynı evi paylaşmak ne bileyim saçmalık. insan bir kişiyle zor anlaşıyor bir de onun kuyruğuyla mı uğraşacak. bir de çift açısından düşününce de aynı durum söz konusu yani, evde fazlalığa ne gerek var.
0
zannedersem tek eksiginiz bendim
(10.01.17)
Sürekliliği yoksa sıkıntı yok. Tabi sürekliliği yoksa.
0
kaderimse np
(10.01.17)
neden kalamaz denmiş anlamadım, sevgilim varken ben ev arkadaşım ve onun sevgilisiyle sürekli aynı evde kalmıştık, sonradan ev arkadaşımın sevgilisiyle de bayağı yakın arkadaş oldum hatta.

insanlara bağlı bir durum. kalınır yani kasmayın fazla, tşk.
0
narudocko
(10.01.17)
Daha önce üç sene böyle olmuştu. İki odalı evdi. Bir evde erkek arkadaşım kalıyordu. Diğer odada sevgilimin en yakın arkadaşı ve onun sevgilisi kalıyorlardı. Hepsi öğrenciydi, bir tek kız çalışıyordu, o da yeni işe girmişti ve maaşı azdı. Hatta sevgilimi o dönem evsiz kalmaktan kurtardılar, işsiz kaldığı dönemde birkaç ay idare ettiler. O çift evlendi zaten iki yıl önce.

Aynı şekilde ben de beş ay en yakın arkadaşım ve onun sevgilisi ile yaşadım. Sevgilisi sonradan gelmişti ve benim için sorun yoktu. Onların odası ayrı, benim odam ayrı sonuçta. En yakın arkadaştan bahsediyoruz; ne seksi, ne duygusal yakınlaşması.
0
aychovsky
(10.01.17)
kalabilir ne var bunda. olay kıskançlık mı anlamadım?
0
humat
(11.01.17)
ben öğrenciyken ev arkadaşımın erkek arkadaşı da zamanla bizimle yaşar olmuştu. bana sıkıcı gelmişti evde 3. birinin olması ve kendimi kamil gibi hissetmeme sebep oluyorlardı. ev arkadaşlığımız bu yüzden dağıldı. eğer kirayı ve masrafları 3'e bölseydik belki tolerabilitem artardı. onun dışında bu soru kıskanma bazındaysa tam bir saçmalık.
0
pec
(11.01.17)
(17)

kötü işlerde çalışmak yerine hiç çalışmama mantığı

anonymice
sizce doğru bir mantık mı?bugüne kadar çok yerde çalıstım, en iyisinin köküne kibrit suyu modundayım. Hepsi patron şirketiydi, q7 ile gezip 150 lira maaş pazarlığı yaparlardı.Ben giderimi minimumda tuttugum müddetçe, kuru fasulyeyle doyduğum müdetçe, bakılacak birisi de yoksa, çalışmama gerek yoksa
sizce doğru bir mantık mı?

bugüne kadar çok yerde çalıstım, en iyisinin köküne kibrit suyu modundayım. Hepsi patron şirketiydi, q7 ile gezip 150 lira maaş pazarlığı yaparlardı.

Ben giderimi minimumda tuttugum müddetçe, kuru fasulyeyle doyduğum müdetçe, bakılacak birisi de yoksa, çalışmama gerek yoksa çalışmamak en iyisi midir sizce? yoksa çalısmak bir ihtiyac mıdır?
0
anonymice
(10.01.17)
Boş durmak, insana iyi gelen bir şey değil. İnsan çalışmasa da bir şeylerle meşgul olmalı.
0
devilred
(10.01.17)
Kime gore neye gore kotu?

Bence bos oturmaktansa calismak daha iyi. Bence her yerden alabilecegimiz, kendimize katabilecegimiz seyler var. Oralardan yapabilecegimiz cikarimlar. Yani genel olarak her turlu iyi ya da kotu, bu bir tecrube. Ve belki de seni iyi yerlere goturecek sey icin, kotu seyler bir basamak olacaktir.
0
yuzır
(10.01.17)
Akıydı bokuydu diye beni masrafa sokmayip cebime de kalıyorsa ben çalışıyorum. Başka bir kapi acilmasini bekliyorum. Çalışmama lüksüm olursa bi dakka durmam. Kendimi mesgul edecek milyonlarca şey bulabilirin.
0
stereoseyfi
(10.01.17)
boş kalınca kafayı sıyıracak hadde geleni var, kimisinin bünyesi kaldırmıyor. buna dayanıklıysan ne ala, niye olmasın. kendini nasıl algıladığınla ilgili, yaptığın iş, meşguliyet üzerinden kendine değer biçiyosan boşluk seni bozar mesela. ha değilse, yine, ne ala.
0
dafaisss
(10.01.17)
birikimin varsa paran minimuma düşene kadar çalışma hocam. yaşın durumun nedir bilmem ama şunları incele, seyler.eksisozluk.com

al bide şu seriyi izle beleşe yaşarsın. www.youtube.com
0
freetakilir
(10.01.17)
Burada iyiyi kotuyu nasil degerlendirdigin onemli

Calismanin temel getirileri,
- Para
- Ogrenme ve uzmanlasma
- Sirketin marka degeri ve kariyer.

Eger calisilan sirket bu yukaridakilerden "sadece birini" veriyorsa o ise girilir calisilir ama bir an once baska yere kapagi atmaya calisilir. Ornegin bir sirket dusun sadece yuksek maas veriyor ama ne is ogreniyorsun, ne de sirketin ismi onemli. O isi gunu gelince kaybetme riski yuksektir ve kaybettigin gun CV de bosa zaman harcanmis gibi gozukur. o nedenle baska islere bakmak en iyisi.

Eger calisilan sirket bu yukaridikilerden "ikisini" veriyorsa belli sure calisilir. Ornegin sirketin ismi buyukse mesela "Garanti bankasi" ve isi ogrenmen icin egitimler veriyor ve uzmanlasiyorsan ama bir taraftan da parasi az ise calismaya devam etmek en iyisi. 5 yil sonra ilerleme imkani tanimyorsa ve potansiyelin yukseldiyse baska taraflara bak.

Eger calisilan sirket bu yukaridikilerden "ucunu" de veriyorsa o sirkete yuksek baglilik gosterilir. Mesela "google", egitim veriyor, maasi da iyi, ismi de super. O isten ciksan bile sirf orada calistigin icin bircok is bulursun. O yuzden bagli kalmakta yarar var.

Bu basamaklarin hepsi ayni anda atlanmiyor, o nedenle sansli degilsen teker teker cikmak gerekir.
0
emrahday
(10.01.17)
birgün o düşük maaşlardan çook daha fazlasına kazanabileceğine eminsen çok doğru mantık, zamanını kendine harca. saçma sapan maaşları görmezsin hiçbir zaman.
0
christopher nolan
(10.01.17)
eger omrunuzun sonuna kadar calismaniza gerek yoksa sorun yok ancak calismadikca aslinda ileride kazanbileceginiz paradan yemis oluyorsunuz. istedigin parayi alamadigin icin ya da aldigin parayi kiraya verecegini dusundugun icin, calismadigin surede kariyerinde ilerleyebilecekken ya da maas artisi alabilecekken bunlarin tamamindan vazgeciyorsun ve deneyim yilin ayni kaliyor.

yani mesela cocuk dogurdugu icin 1500 lira maas alan kadin, aldigim parayi bakiciya verecegim diyip isi birakiyor, sonra cocuk buyudugunde is bulamiyor ya da cok dusuk ucretlere calisiyor. aslinda o surecte 'cebindeki' kariyerinden yemis oluyor gibi. ayrica calisirken is bulmak daha kolay anlamsiz bir sekilde.
0
kassiopeia
(10.01.17)
hiç çalışmamak değil de, yeteneklerine göre freelance çalışarak da minimum asgari ücret kazanabilirsin rahatlıkla.
0
bana siir yazdirtma bana cay demlet
(10.01.17)
Her angarya insana bir şeyler katar, angaryadan kaçılmamalı ama yine de işine bağlı bence. Her iş insana bir şey katar da, götürdüğü getirdiğine değmeli.

Ayrıca hangi işin sana atlama taşı yapacağı da belli olmaz. Bir tanıdığım iktisatçıydı ama iş bulamadığından bir fast food restoranında kasada durmaya başlamıştı, ki adamın yapabileceği iş onun kat kat iyisi. Orada çalışırken oradakilerle laflarken merkezinde bir pozisyon açılmış kendi işiyle ilgili, başka bir şubenin müdürü laflarken söylemiş. O da başvurdu ve onu aldılar. Sonra orada yükseldi ve şimdi genel merkezde müdür konumunda. Eğer ilk işe burnunu kıvırsaydı, o işi bulamazdı. Belki daha iyisini bulurdu, belki daha kötüsünü bulurdu; belli olmaz ama kasadayken insanlarla anlaşma konusunda da büyük tecrübe edindi.

Ancak, eğer ilk bulduğu iş ona fiziksel ve ruhsal tamir edilemeyecek zarar verecek kalitede olsaydı, o işe de değmezdi.
0
aychovsky
(10.01.17)
Çalışmanın bir ihtiyaç olduğunu düşünmüyorum ben. Bu tür konular açılınca insanlar genellikle çalışmanın tersi durumu boş boş oturmak olarak düşünüyorlar ama çalışmamanın karşılığı boş boş oturmak değil bence. Asıl kendisine ayıracak vakti olan insan kendisini istediği alanda geliştirebilir.

Eğer iş dışında bir gelir kaynağım olsaydı dediğin şartlar altında çalışmamayı tercih ederdim.
0
ms brownstone
(10.01.17)
Evin seninse büyük giderlerin yoksa çalışmamak bence bi seçenek. İşte kanser olmaya değmez.
0
glamdr1ng
(10.01.17)
Giderini ne kadar süreyle minimumda tutabilirsin? Canın bi şey yapmak istemeyecek mi hiç?
İş sadece para değil bence. Ben harcadığımdan daha az kazanıyorum şu an ama kariyerim açısından çok önemli bir pozisyonda ve projedeyim. Minimumu bile karşılamamasına rağmen kariyer için çalışıyorum.
Kimisi sosyalleşmek için, kimisi güç için, kimisi üretmekten keyif aldığı için, kimisi evden kaçmak için çalışır.
Benim gözümde çok parası olup çalışmayan adam da eğer bir hobisi, kendini adadığı ve geliştirdiği bir uğraşısı yoksa bış adamdır, bırak minimumla yaşayabildiği için çalışmayanı.
Ama yok ben minimumla yaşayıp çalışmıycam, gidicem gönüllü olarak haftada üç gün matematik/piyano öğreticem imkanı olmayan çocuklara ya da yaşlılara kitap okuycam, hayvan barinaklarına yardım edicem dersen başka.
0
dijalli
(11.01.17)
çalış ama o şekilde çalışma. yaparken zevk aldığın ve gerçekten üretken olduğun bir şey bularak onunla ilgilen. boş oturmak ve sadece tüketme odaklı yaşamak elbette ki kötü bir şey.
0
fragile lady
(11.01.17)
1 yıldan uzun süren işsizlikler bireyde sosyal uyaran azlığı sebebiyle ciddi psikiyatrik rahatsızlıklara sebep oluyormuş.

milyonerim, çalışmasam da kendime her eğlenceyi sağlarım, kira gelirlerim var diyorsan o başka.
0
temhar
(11.01.17)
değil. ben şahsen kötü işlerde 3-5 kuruşa çalışırken yaptığım çevrenin ekmeğini çok yedim.

yani başka bir kapı açacaksa, sana çevre yaptıracaksa, daha iyi işlere zıplamana olanak tanıyacaksa, çalışılır. yok bugün 10 olan maaş 10 yıl sonra 12 olacaksa, başka yollara bakmak lazımdır.
0
babilbaligi
(11.01.17)
bence mantıklı degıl
ispiyonlayana kadar cevap verseydın ya @anonymıce?
0
hopp
(11.01.17)
(15)

Evlendiniz ve eşiniz hastalandı

sorunvar
Eşiniz hastalandı ve evliliğiniz 3 .ayındasınız ve iyileşme umudu yok gibi felç geçirdi gibi bir şey Ne yaparsınız ? a) Eşimle iyileşene kadar sonsuze dek ilgilenirimb) Eşimle ilgilienirim ama artık bana karşı sorumluluklları getiremeyeceği için eş ararımc) direkt boşanırım d) diğer (sizin öneriniz
Eşiniz hastalandı ve evliliğiniz 3 .ayındasınız ve iyileşme umudu yok gibi felç geçirdi gibi bir şey

Ne yaparsınız ?

a) Eşimle iyileşene kadar sonsuze dek ilgilenirim
b) Eşimle ilgilienirim ama artık bana karşı sorumluluklları getiremeyeceği için eş ararım
c) direkt boşanırım
d) diğer (sizin öneriniz nedir ? )
0
sorunvar
(10.01.17)
nasıl fanteziler lan bunlar. evleniyor musun araba mı alıyorsun?
0
dinsiz adam
(10.01.17)
Bitkisel hayat değilse beni tanıyabilecek kadar şuurluysa a,
Bitkiselse b.
0
kargn
(10.01.17)
d- "iyileşme umudu yok gibi felç gibi bir şey" hastalığı için dünyanın dört bir yanında tedavi ararım.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(10.01.17)
Proletarier +1
0
rusyalı kozmonot
(10.01.17)
Evlenmem gerekmez, sevgilim olsa yeter bakmam için. İlgilenirim. Gönlümden geçen ve o an yapacağım şey a olur.

Bizim benzer durumda bir tanıdığımız vardı. Kadın 16 yıl hastanelere taşıdıktan, evde herkesten iyi baktıktan sonra 'Yoruldum, ben artık. Daha fazla kaldıramıyorum' diyerek suçlu psikolojisi içinde ayrıldı. Kadın da harap oldu yıllar boyunca. Dolayısıyla, kendime güvenim tam olsa da, 16 yıl sonra belki ben de yorulurum, o yüzden büyük konuşmak istemiyorum ama yine de bakacağımı düşünüyorum. O yüzden d) Gücümün yettiği kadar bakarım. Bunun da bir ömür olmasını umarım.
0
aychovsky
(10.01.17)
Hastalıkta ve sağlıkta diye sormuyorlar mı
0
zugas
(10.01.17)
Yaşamadan bilemeyiz. Çoğu insan doğruyu bilir fakat yapmaz ya da yapamaz. Bir şeyi bilmek ve söylemekle onu yapmak arasında çok ama çok büyük bir fark var.
0
harvey
(10.01.17)
Bu konularda hassasım okuduğum gibi "a" diye düşündüm ama hayat şartları kesin bir şey diyemeyiz ki.
Bu yüzden %90 A diyorum.
0
mutekebbir
(10.01.17)
sevmek başka birşey kardeşim. sevdiğinse bcd şıkkı yok bile. Tek şık, a!
0
sylr
(10.01.17)
A şıkkı olmayacak biriyle evlenmezdim zaten, evlendiysem de A'dan başka seçeneği düşünmem. Asla yarı yolda bırakmam eşimi.
0
neferkitty
(10.01.17)
A
0
alt4y
(10.01.17)
fikrimi değiştirdim. ben check-up'a sokardım komple evlenmeden önce.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(10.01.17)
eşim veya sevgilim olsun elbette ilgilenirim her şeyiyle. fakat hastalığın boyutuna göre süreç nasıl ilerler bilinmez. yıllarca böyle bir fedakarlık yapmak herkesi yorar. belli bir noktadan sonra ister istemez bırakırdım. sonsuz aşk ve sevgi bende çok yok. hatta bu çok az kişide var... mesela düşünüyorum eşimle cinsel ilişki de kuramıyorsam bu da sıkıntı...

aynısı benim başıma gelse. iyileşme ihtimalimin olmadığı bir hastalık sonucu günlük yaşamımı sürdüremeyecek hale gelsem, bilincim yerindeyse zaten eşimden bizzat ben boşanırım...
0
humat
(11.01.17)
a

edit: aklıma şu teyze geldi hahaha :D
www.youtube.com
0
yue
(11.01.17)
a
0
sttc
(20.01.17)
(8)

aylık lens kullananlara bir soru

slashedduff
Arkadaşlar şimdi aylık lensler 30 gün süresince kullanılabilir diyor ya. Bu 30 gün kutusunu ilk açtığımız günden itibaren mi yoksa herhangi bir 30 gün takılabilir mi?şöyle bir sorun var mesela ben yeni bir lens çifti açtım. 7 gün kadar kullandım. 15 gün boyunca kabın içinde solusyonuyla birlikte kul
Arkadaşlar şimdi aylık lensler 30 gün süresince kullanılabilir diyor ya. Bu 30 gün kutusunu ilk açtığımız günden itibaren mi yoksa herhangi bir 30 gün takılabilir mi?

şöyle bir sorun var mesela ben yeni bir lens çifti açtım. 7 gün kadar kullandım. 15 gün boyunca kabın içinde solusyonuyla birlikte kullanılmadan bekledi. 3-4 kere değiştirdim solusyonunu bu sürede. şimdi bu lensin geri kalan kullanım süresi 23 gün mü yoksa 8 gün mü?

lensin markası air optix aqua
0
slashedduff
(10.01.17)
30 gun acildiktan sonra ancak ben de her zaman 30 gunden uzun kullaniyorum, genelde 2-3 ay civari. is yerinde cikariyorum genelde. zaten hissediyorsunuz ne zaman degistirmeniz gerektigini, gozunuzu daha cok rahatsiz ediyor, bas agrisi yapiyor vs.
0
kassiopeia
(10.01.17)
Açtığınız günden itibaren 30 günlük süresi var ama temiz kullanınca 45 günü bulabiliyor.
Eğer çok sık kullanmıyorsanız günlük lens almanızı öneririm. Kullanacağınız zaman açar, takarsınız.
0
matilda
(10.01.17)
Valla beklemek de süresini kısaltıyor ama 10 yıldır lens kullanıyorum 1 aylık lensi 1 ay kullandığımı bilmem 3 aya kadar yolu var
0
lcha
(10.01.17)
Ben 2.5 yıldır lens kullanıyorum. Genelde gözümü rahatsız etmeye başlayana kadar kullanıyordum, o da 1.5 ay sürekli kullanım ediyor. Ancak, son zamanlarda gözüme batmaya başladı ve iki haftada bir değiştirdim aylık lensi. Göz doktoru da bazen aylık lenslerin böyle sorunlar çıkarabileceğini ve aslında 2-3 haftanın aylık lensler için ideal olduğunu söylemişti. Siz hiç kullanmamışsınız lensi, o yüzden çok da kullanılmış sayılmaz.
0
aychovsky
(10.01.17)
aychovsky +1
0
dunyatuhaf
(10.01.17)
matilda +1

Sırf bu yüzden günlük lense geçeceğim ben. Açtığım aylık lens tek kullanımdan sonra ziyan oluyor kullanmayınca. Daha dün bir kere kullanılmış aylık lens attım. Günlükten çok daha masraflıya geliyor bı haliyle.
0
devilred
(10.01.17)
lcha+1

ortaokuldan beri lens kullanıyorum.
30 günlük lensleri temiz kullanırsanız, üç aya kadar yolu var.
hiç 30 günlük lensi 30 gün kullandığımı hatırlamıyorum.
0
blatta hiberna
(10.01.17)
şu günlük lens olayına ben de geçeceğim sanırım çünkü ben ayın her günü lens takmıyorum. maksimum 20 gün takıyorum. boşuna ziyan olur lens.
0
🌸slashedduff
(10.01.17)
(3)

neden insanlar tvlerde goruntu kalitesine bakarlar?

mayeskuel
bence menu tasarimi, kanal gecisleri, kumandasi cok daha onemli. sonucta benzer skalada/fiyatta olan iki 4k tv arasinda sunulan goruntu kalitesi farki izleyicinin farkedemeyecegi yada soyle diyim sorun etmeyecegi birseydir. hani telefon gibi dahili radyo, sd kart destegi gibi farkli alanlarda eksikl
bence menu tasarimi, kanal gecisleri, kumandasi cok daha onemli.

sonucta benzer skalada/fiyatta olan iki 4k tv arasinda sunulan goruntu kalitesi farki izleyicinin farkedemeyecegi yada soyle diyim sorun etmeyecegi birseydir. hani telefon gibi dahili radyo, sd kart destegi gibi farkli alanlarda eksikleri fazla olacagi bir durum da yok.

not: tabi altus ile lg tv karsilasmasi gibi dusunmeyin. benzer skalada ve fiyattaki philips ve samsung gibi dusunun.

ne dusunuyorsunuz?
0
mayeskuel
(10.01.17)
Philips te ambilight var mesela. Sonra samsung un oynattığini lg oynatmıyor. Renklerdeki canlılık olayı var.

Bir de bende mesela Dsmart Digiturk varsa ya onun kumandayı kullanicam ya da tv ninki universal ise öyle bi aksiyon yapıcaz. Kanal geçişi de yine tv den çıkmış olacak.
0
nucleon
(10.01.17)
çoğu insan digiturk, uydu alıcısı vs yi tv ye bağlayıp da kullanıyor. menüsü de uzaktan kumandası da kanal geçişleri de önemsiz oluyor. kullandığı receiver a bağlı oluyor tüm bunlar.

şahsen ben tv izlemiyorum; pc tv ye de bağlı. bi nevi 2. monitörüm. benim için önemli olan özellikleri; tepki süresi, çözünürlük ve renkleri olabildğinde güzel/doğru göstermesi.

tv nin karşısına geçip sürekli ayarlarını vs kurcalayan pek insan olduğunu sanmıyorum. dediğim gibi de asıl kullanılan kumanda receiver ın kumandası; tv nin değil. en azından benim genel gözlemim bu şekilde.
0
washe
(10.01.17)
Bazı insanların göz veya kulak hassaslığı fazla olabilir.

Sadece amatör bir müzik dinleyicisi olarak, FLAC olan veya olmayan arasındaki farklı anlayamadığım gibi,her enstrümanın ayrı ayrı sesini duymak, onları ayırabilmek de dezavantajmış gibi geliyor. Benim için müziği güzel yapan şey seslerinin birbirine karışıp bir bütün şeklinde çıkması. Ya da 300 liralık kulaklıkla 30 liralık arasında müzikten aldığım keyfi arttırıp azaltacak bir fark yok mesela. Ki ikisi de var (pahalı olan hediye geldi), benim için ikisi arasında herhangi bir fark yok. Hangisi yakındaysa onu kullanıyorum.

Görüntü kalitesi de bununla ilgili olabilir. Bazı insanlar küçük değişimlere karşı daha hassas oluyor. Bana kalsa ben patatesten bile izlesem anlarım. Gözümü bozacak kadar bozuk kalite görüntüsü olmadıktan sonra daha üst kalitesinin benim aldığım zevke pek bir katkısı yok mesela. Ben zaten görüntüyü gördükten sonra içindeymiş gibi hissediyorum filmin.

Dolayısıyla, bazen küçük kalite farkları duyuları daha hassas insanların gözünde büyük etkiler yaratabiliyor. Belki o minicik kalite farkı, o şeyden aldığı zevki ikiye üçe katlayabiliyor.
0
aychovsky
(10.01.17)
(7)

Yakında doğum yapacak çok yakın arkadaşıma ne alsam?

dessy
Özellikle hamile ve/veya anne olan arkadaşlardan bilgi alabilirsem daha iyi olur. Böyle cicili bicili şeylerle kendim çıldırıyorum, ne alsam da iş görse?
Özellikle hamile ve/veya anne olan arkadaşlardan bilgi alabilirsem daha iyi olur.

Böyle cicili bicili şeylerle kendim çıldırıyorum, ne alsam da iş görse?
0
dessy
(10.01.17)
Bebeklere zıbın çok lazım oluyormuş.
Ben arkadaşımın ilk bebeği için bokunu çıkarmıştım koca bi kutu yapmıştım içinde havlusundan biberonuna, ayakkabısından zıbınına kadar ne lazımsa vardı. Battaniye, çorap, külot falan doldurmuştum. Sümük temizleme şeyi bile almışım :D
Kız bebek alışverişine gittiğinde alamamıştı bir şey, neye elini atsa ben aldım demiştim o kötü oldu biraz, düşünceli davranmak lazım.

ikinci geliyor şimdi o kadar abartmayacağım zıbın seti alacağım 12 tane var içinde her ay için bir tane güzel desenli bir şey bulmuştum ama şu an bulamadım, bakacağım bulursam atarım linkini.

Bunun gibi bir şeyden bahsediyorum: urun.n11.com
0
mutekebbir
(10.01.17)
Zıbın iki adet var zaten, hastane çıkışı için gerekli olmuyor mu daha çok?
0
🌸dessy
(10.01.17)
zıbınını, badysini vs. herkes getiriyor zaten. elbise alsanız 1 sefer ya giyiyor ya giymiyor hemen küçülüyor.

altın falan takmayacaksanız eğer gerçekten işe yarasın diyorsanız bez ve ıslak mendil (en iyisi unibaby'nin saf su ve pamuk olanı) alın.

daha uzun süre kullansınlar, gördükçe beni hatırlasınlar bana dua etsinler diyorsanız kameralı bebek telsizlerinde alın, çok büyük yardımcı.
0
yemrem
(10.01.17)
bence kitap, bebek bakimi ile ilgili uzman doktorlarin yazdigi bir panik aninda hemen bakilabilecek bir kitabin cocugun odasinda bulunmasi bence super olur. veya isterseniz boyle bir aplikasyonu online olarak hediye alabilirsiniz. bilgi en kiymetli sey. zibin falan gibi seyleri teyzeler meyzeler alir zaten.
0
mavicorap
(10.01.17)
Buraya sorduğumda bir iki kişi Mustela şampuan ve krem seti almamı söylemişti. İyi ki de söylemişler. Annenim gözleri parladı görünce. O tarz şeyler çok kullanılıyormuş, gidiyormuş. Keza toplu bebek bezi çok lazım oluyormuş sma herkes yedidoğan aşmıştı, bir kısmımız bir büyüğünü almıştık. Çünkü yenidoğan çok olunca artabiliyormuş. Giysi, oyuncak gibi şeylerdense böyle kullanabilecekleri şeyler daha çok hoşlarına gidiyor.
0
aychovsky
(10.01.17)
Ben bir iki link favoriledim, sanırım önce kendi egom için onları satın alacağım :(((((((((( Dayanamıyorum, çok tatlılar :((((((((
0
🌸dessy
(10.01.17)
en yakın dostum, doğal malzemelere düşkün olduğu için yurtdışından bu mantığa bir sürü bebek kremi, oyuncak vesaire almıştım ben. bir tanede seramik almıştım, bebeğin ayağını bastırıp fırında kurutuyorsunuz, çerçevesi falanda içindeydi. araba için koltuğa asılan bir organizer almıştım, o da çok işlerine yaradı. özellikle oyuncaklar ve kremler çok iş gördü. kıyafet türü şeyleri bence anne baba kendisi seçmeli.
0
Phoebe
(10.01.17)
(17)

Bu Havalar

fragile lady
Sizi mutlu ediyor mu? Dışarı çıkmadan, çıktıktan sonra ve eve döndüğünüzde nasıl hissediyorsunuz?
Sizi mutlu ediyor mu? Dışarı çıkmadan, çıktıktan sonra ve eve döndüğünüzde nasıl hissediyorsunuz?
0
fragile lady
(09.01.17)
keyfine cikarsam cok mutlu ediyor. ben evden calisan biriyim. zorunlu disari ciksam trafige falan girecek olsam muhtemelen nefret ederim, edene de hak veririm.
0
robokot
(09.01.17)
üstteki arkadaşa aynen katılıyorum
0
niye ama
(09.01.17)
sınavım ertelenip bütün işlerim sıkıştığı için yeterince tadına varamadım ama normalde hastalık derecesinde severim karı ve soğuğu. hani bazıları karı sever ama soğuğu istemez, ben öyle de değilim, şöyle ekim-kasım gibi sokağa çıkıp "huiii soğumuş lan!" düşüncesinin kafamda belirdiği o ilk kış öncesi anı yaşadığım en güzel şeylerden biri olabilir. soğuk insanı dinç, enerjik tutar; zihni canlandırır. kışın sokaklarda içlik giyen insanlar olur ki hepimiz biliriz, onlardan kimseye zarar gelmez.

bence 21 aralık - 21 mart arasında hava sıcaklığı 0'ın üzerine çıkmamamalı, çıkamamalı. ideali budur tüm mevsimler tam olarak yaşanacaksa. yazın da sıcak olsun mesela. çok olmasın ama, 25-30 arası iyidir. kışın da 0 ile -30 arası iyidir. dün tipiyi tam karşıdan yedim ben, az kalsın geberiyordum. nefes alamadım, ciğerlerimin soğuk havayla şişip donduğunu hissettim. her adımda bıçaklar saplanıyordu. yine de çok mutlu oldum ya.

özetle kışın gözünü seveyim. bu şartların ekstrem sayılmadığı ve dolayısıyla hayatın akışını etkilemediği bir yerde yaşamayı, gökten kristal yağmasını falan çok isterdim. ben <3 omsk
0
der meister
(09.01.17)
kötü hissetmiyorum bunalıma sokmuyor
ama bende dışarıda çalışan birisiyim günde 8 saat dışarıda donunca zevk almıyorum tabi.
0
basond
(09.01.17)
Yağmur ve pus neşelendiriyor, kar nirvana. Karda tilki iniyor mahalleye. Tilki sevilmez mi?
0
kargn
(09.01.17)
Beni aşırı sıcaklar ve çok aşırı rüzgar hariç hemen her türlü hava mutlu ediyor.
0
buff
(09.01.17)
Etmiyor, üşümekten, sekiz kat giyinmekten, buzda düşmemek için penguen gibi yürümekten nefret ediyorum. :/
0
kobuzchu kiz
(09.01.17)
Nefret ediyorum. Calismak zorunda olmasam evden cikmam. Yaz gelsin artik!
0
rusyalı kozmonot
(09.01.17)
Cuma akşamı küçük bir ilçede mahsur kaldım yine de epey eğlendim. Dönüş yolculuğundan da atlattığımız onca şeye rağmen zevk aldım.

Bugün gün boyunca ofisin penceresinden yan gözle durmaksızın yağan karı izledim. İş çıkışı da sinemaya gittim, sonrasında tam metro istasyonuna yönelmişken vazgeçtim, yarım saat yürüdü, bir sürü fotoğraf çektim. Şu an da biraz ıslak ama iyi hissediyorum.
0
chicha
(09.01.17)
Hayvan gibi kar var bundan daha mukemmel ne olabilir.
0
bruceandwayne
(09.01.17)
Soğuğu da karı da seviyorum ben. Şu an çalışmadığım için mecburen dışarı çıktığım ya da zorluk yaşadığım olmuyor. Evdeyken bayılıyorum zaten izlemeye. Markete gitmek için bile özellikle karın çok yağdığı anı seçtiğim bile oluyor bazen. Sadece sokaktaki hayvanları düşününce çok üzülüyorum ama onun dışında seviyorum böyle havaları.
0
ms brownstone
(09.01.17)
Yaz insanıyım, kıştan da kardan da hoşlanmıyorum.
0
devilred
(09.01.17)
senenin en fazla 10-15 günü karlı geçtiğinden tadını çıkarmaya çalışıyorum. karı şiddeti ne olursa olsun seviyorum ama eriyip çamurlu akıntıya döndüğü günleri sevmiyorum.
0
filteria
(09.01.17)
fazla soğuk. üstüne üstlük burada kar da yok.
0
cikmaz sokaktan cikagelen cocuk
(09.01.17)
Ben hiç kara alışkın değilim, şu an yaşadığım şehirde kar var çocuklar gibi şenim. Zaten sıcağı sevmem soğuğu tercih ederim. Ama yavaş yavaş karlar donup buz olmaya başladı kayıyorum falan buradaki insanların neden bu havaları sevmediğini anladım. Bir de nolursa olsun güneşli serin bir kış günü en güzel havadır.
0
pastörizesüt
(09.01.17)
kobuzchu kız + 1

Kalın kalın ve 370 kat giyinmekten sıkıntı basıyor. Kazak giyince ruhu daralan insanım. Astoronot gibi giyinmek kabus benim için. Bir etek, bir tshirtle mutluluğu buluyorum ben. Üstüne o kadar kata rağmen üşümek, buzun üstünde yürüme çabaları, atkı-bere-eldiven üçlüsüne sahip öıkmaya çalışmak, burnundan ve ağzından soğuk soğuk giren nefesten nefret ediyorum.

Benim için kışın özeti şu: kazağı giy, üstüne hırka giy, paltoyu giy, botu bağlarken eldiveni düşür, botu bağla, eldiveni al, atkıyı boyna sarmaya çalış, dolanırken boğul, ayarlamaya çalış ama kat kat giyindiğin için kolunu hareket ettireme, birinden yardım iste, eldivenleri gitmeye çalış, eldivenle bereyi takamayınca eldivenleri çıkar, bereyi tak, bere atkı hizasına gelince kıvrılsın, onu düzeltmeye çalış, eldivenleri giy, dışarı çıkınca burnun aksın, eldivenle çantadan arama yapama, tek eldiveni ağızla çıkar ve ağzın içi yün dolsun, çantayı tek eldivenle kurcalamaya çalışırken anahtarı düşür, onu almaya çalışırken katlar yüzünden eğileme, neyse, zorla bir şekilde al, o arada burun şıpır şıpır, en son bir mendili tek elle sallayarak çıkar, burnu sil, mendili ne yapacağını bilemeyerek cebe koy, çantayı kapa, eldiveni ağzından çıkarırken aynı şekilde bir miktar saçı da ısırdığını fark et, saç-atkı-bere kısmını yeniden insana benzeyecek şekilde düzenle. Toplu taşımaya bin, palto kucakta durmasın, onu zaptetmek için şekilden şekle gir.

Ben artık özgürce dolaşabilmek istiyorum, etek-tshirt ve sandalet ile tüm günü geçirebilmek istiyorum. Çoook uzun zamandan beri ilk kez isyandayım. Bu yaz yaza doyamadım da. Pek yaz yaşayamadım doğrusu. Yazın güneş pilleri dolmazsa kış zor geçiyor. Bu kış biraz böyle olacak.

Karpuz hariç soğuk ve ıslak şeyleri sevmem.
0
aychovsky
(09.01.17)
deliriyorum mutluluktan, öyle böyle değil. dışarı çıkıp oynuyorum yuvarlanıyorum, üşüyünce içeri giriyorum yağışını izliyorum sonra camdan sarkıyorum, doyamıyorum. bitince de kahrolcam :(
0
pamuk helvalar cebe
(09.01.17)
(11)

duyuruda cevaplara check atma

mavicorap
burada sorulan sorularda sizce a mi b mi diye soruyor ama sonra kendi fikri a ise, b diyenlere check atmiyor, boyle boyle guya soru soru soran aslinda burasi vasitasi ile propaganda yapan insanlar var, duyuru kurallari geregi sorunun cevabi ise check atmasi gerekmez mi?
burada sorulan sorularda sizce a mi b mi diye soruyor ama sonra kendi fikri a ise, b diyenlere check atmiyor, boyle boyle guya soru soru soran aslinda burasi vasitasi ile propaganda yapan insanlar var, duyuru kurallari geregi sorunun cevabi ise check atmasi gerekmez mi?
0
mavicorap
(09.01.17)
ben öyle yapanlardan cevabımı siliyorum. o şekilde mastürbasyon yapıyor bi de asdfasdf
kural değil tik, atmayabilir ama atsa iyi olur gibisinden.
0
cekilmis gayfe
(09.01.17)
Ekşi Duyuru Anayasası Madde 123

"Doğru cevap/cevapları bir zahmet işaretleyin, kimsenin kalbi kırılmasın. Cevap doğru değilse formalite icabı işaretlemeyin; hem ayıp, hem de kendinizi kandırmış olursunuz."

Kanun koyucu bu özelliği kullanma yetkisini soru sahibine bırakmış.

Gerçekten doğruluğu bulunan bir şey yazmışsam ve kullanıcı sırf ön yargıları nedeniyle bana birkaç kez tik atmamışsa, o kişiye bir daha çok iyi bildiğim bir konu bile olsa yanıt yazmıyorum.
0
dissendium
(09.01.17)
kimse hiçbir cevaba tik atmak zorunda değil. tik almadığım zaman ben de bozuluyorum ama beğenmiyorsa atmaz yani yapabileceğin bir şey yok, bir şey yapmaya da gerek yok. ben görüş sorup, beklediği cevabı alamayınca tik atmayanlara uyuz oluyorum. tek derdim onlarla. gerisiyle ilgilenmem. hiçbir cevaba tik atılmamasına kılım bi' de biraz. bir çeşit "yazdığını okudum" mesajı çünkü o. 6 cevap gelmiş mesela hiçbirinde tik yok. adam geri dönüp verilen cevapları okudu mu bilemiyorsun bile.
0
der meister
(09.01.17)
der meister +1 duygularıma tam olarak tercüman olmuş.

Kendi görüşünü desteklemeyen cevaplara tik atmayanlara gıcığım en çok. Genel olarak tik atmayanlara da bozuluyorum, hele bi de uzun uzun bişiler yazdıysam sanki cevabıma kıymet verilmemiş gibi hissediyorum.
0
buff
(09.01.17)
soruyu soran bazen cevap almak yerine kendi aklından geçeni ondan başkası düşünüyor mu diye soru soruyor. onun gibi düşünmediğinizde tik atmıyor. ben bozulmuyorum bu duruma hatta içten içe zevk alıyorum karşımdakini bozdugum için.
0
eksisozluk kullanici sozlesmesini okudum
(09.01.17)
Bilgi soruları için bu madde hakikaten gerekli bir şey çünkü doğru cevapla yanlış cevabı ayıklamaya yarıyor. Dolayısıyla yanlış cevaba tik verilmese pek alınan da olmaz sanırım. "Bu şarkı ne"yi yanlış bilmişse, doğru değil anlamında tik atılmayabilir. En azından beklenti bu yönde ama kişiye kalmış.
Yorum sorularında ise doğru yanlış yok. Örneğin, bazıları herkesin cevabına tik atar, bazıları genelde herkese atar ama saldırgan bir cevaba atmaz, bazıları sadece beğendiğine atar, bazısı hiç atmaz. Yorum sorularında tamamen kullanıcı inisiyatifine bağlı. Gerçi bilgi sorularında da öyle ama umudumuz sadece doğru cevap için tik atılması. Yorum sorularında ise herhangi bir umudumuz yok.

Kişisel olarak da açıkçası tike bakmıyorum. Genelde yazdığım cevaba editleme dışında dönüp bakmıyorum zaten, yazdığımı bile unutuyorum. Yazdığımın soranın işine yaramasını umuyorum ama bakmazsa, beğenmezse haklı bir sebebi de olabilir. Yoksa da canı sağ olsun. Belki başka birinin işine yarar. Ayrıca, soruyu sorup bana cevap verme şansını doğurduğu için kendisine teşekkür ederim. Tikle ne yapacağı kendi işi, ben söyleyebileceğimi söyledim. Gerisini o bilir, ben bilemem. Herhangi bir kişiye bu nedenle gıcık olmuyorum.
0
aychovsky
(09.01.17)
aslinda kasttetigim daha cok aktroll tarzi duyurular, hatta su anda bir tane var boyle, aklinca soru ustunden yaglama yapiyor, akli basinda gayet aciklayici cevaplari kaale almiyor, kendi gorusundeki tikliyor, hatta cevaplarin altina kendi de cevpa yazmaya ve propagandaya devam ediyor.
peki bunu engellemek icin nasil bir sistem getirilmeli? misal ben tek tek kisileri, nickleri hayatta hatirlayamam, belki farkinda olmadan bir aktroll'e yardimci oluyorum, bunun onune nasil gecilebilir?
0
🌸mavicorap
(09.01.17)
yukarıdakiler +1 diyorum
genelde görüldü işime yarıyor anlamında kullanılabiliyor.
Bazen farkında olmadan yanlış bilgi/link bile verse uğraşmış etmiş diyip tikliyorum.
Ya işine yaramıyor yanlış yazmışsam tiklemesin ondan gocunmuyorum asla ama sorusuna cevap vermişim kendimce araştırmış etmişim yardımcı olmaya çalışmışım o zaman tik beklerim.

doğal olan gördüm eyvallah deyip atması tabi ama tik atmazsa da işine yaramıyor demek deyip siliyorum cevabımı.
0
basond
(09.01.17)
Görüşünü desteklemeyene tik atmayanlara sinir oluyorum. Mesela adam ''Kim haklı?'' diye soruyor. ''Sen haksızsın.'' diyenleri tiklemiyor. Bu tipler dışındakiler kendi bilir, çok da umurumda değil.
0
Lim5
(09.01.17)
engelliyorum ve bir daha açtıkları başlıkları görmüyorum

greasyfork.org

eklentisi saolsun şuan bi 20-25 kişi engelli.
0
masa penisi
(09.01.17)
tamam aslinda ihtiyacim olan masa penisinin onerisiymis.
0
🌸mavicorap
(09.01.17)
(10)

Ne olacak bu doların Hali? 3.73 oldu...

Kresto
Abd ile dargınız, ne olacak böyle? Resmen ülke olarak fakirleştik...
Abd ile dargınız, ne olacak böyle? Resmen ülke olarak fakirleştik...
0
Kresto
(09.01.17)
Bence ülkenin kıyameti ya da kurtuluşu dolar yüzünden olacak. Gitgide fakirleşiyoruz ve bir noktada yol, köprü de kurtaramayacak bu durumu. Bir noktadan sonra fakirleştiğine inanacak millet.
0
aychovsky
(09.01.17)
valla dolar daha gider böyle ama kendi kaybeder sonuçta, çünkü biliyorsun millette para var.
0
azizakin
(09.01.17)
Bir şekilde tedbir alınmalı bence yoksa tünelin ucu boka çıkıyor.
0
🌸Kresto
(09.01.17)
Görüşmelerin ilk günü olduğunu hatırlatmak isterim sadece. Eğer akp 15 temmuzdan sonra akılcı politikalar gütseydi, başkanlık sisteminden vazgeçip liyakata öncelik verip tüm fetocuları temizleyip buna meclisteki tüm milletvekillerinden başlasalardı bu iş buralara gelmezdi. Ama yook, kime ne yapacaklarını şaşırıp, alelacele başkanlık sistemini gündeme alıp, önüne gelene atar gider yapınca dolar 4'te olur 5'te olur. Vatandaşa da şu lobisi bu lobisi der konuyu kapatır. Sanırım bu aynı zamanda büyük bir test ülke adına. Bence testi geçemeyeceğiz. İlk testlerin hepsinden kaldık çünkü.
0
herospower
(09.01.17)
@herospower

Akp'den liyakat beklemek başlı başına ütopya:) Nerelere kadar gider bu işin sonucu sizce?
0
🌸Kresto
(09.01.17)
@Kresto işin sonu ak parti yok olana kadar gider.
0
eksisozluk kullanici sozlesmesini okudum
(09.01.17)
@ekşisözlük

Güzel bir temenni ancak kurunun yanında yaş da yanar.
0
🌸Kresto
(09.01.17)
ilk etap: başkanlık görüşmeleri minimum 15 gün sürecek, finalde doların 4'ü geçmesine kimse şaşırmasın.

İkinci etap halk oylaması; evet çıkarsa 4-5 bandına alışın. Başında diktatörlük olan hiçbir ülkede ekonomi döviz baz alınarak değerlendirilmez. Halk çekmeye razı olduğunu evet diyerek belli etmiştir.

Hayır çıkması ki bence düşük ihtimal 3-4 arası seyreder.

Tarih boyunca (araştırın tabloları) çıkmış hiçbir döviz eski seviyesine geri gelmemiştir.

Çözüm: başkanlık sistemi çekilmeli. Damat, eş dost değil bu işi bilen vizyonu çok geniş bir ekonomi bakanı başımıza gelmeli. Dış işleri normalleşmeli. Terörle mücadele silahtan geçmiyor maalesef. Oturup konuşulmalı tüm aktif üyeleri bulunup tutuklanmalı silahlarına el konmalı. Cumhurbaşkanı artık susmalı. Daha ne yazayım. Akıl lazım aslında sadece. Akıl ve mantık diliyorum herkese.

Çok akıllı olanlara tavsiyem: türkiye'de yakın tarihte bir gelecek yok. İmkanı olanı yurtdışına davet ediyorum. Ben bunları çok önceden görüp iki yıl önce terkettim ülkemi çünkü bana yaşayacak bir alan bırakmadı hükümetimiz. Şimdi oturduğum yerden maaşımın saat başı arttığını hüzünle takip ediyorum. Şaka değil, şu an duyduğum his hüzündür.
0
herospower
(09.01.17)
Hayır çıksa da düşmez. Hayır dediğinde Meclis'in malum kişinin rahat duracağını mı düşünüyoruz ?. Geri dönüşü olmayan bir yola girdiler.
0
Euxinos007
(09.01.17)
bizim de galata bankerlerimiz olur mu la acaba diye düşünürken neden ben olmuyorum dedim ve elimdeki 3-5 döları tutmaya karar verdim. istediği kadar artsın satmıyorum.
günü gelince uzuna tahvil mahvil karşılığında verir üst akıl olmanın dış mihrak olmanın keyfine varırım diyorum, ne dersiniz?
0
azizakin
(09.01.17)
(14)

Ailenizin sizden akıl aldığı olur mu ?

jamalbsf
Selam arkadaşlar. Şu konuda şöyle olsa daha iyi olur veya şunu yapmasak dediğinizde anne babanızın sizi salladığı olur mu genel anlamda ?Benim peder zerre siklemiyo beni amk deli oluyorum. Kenardaki parayı tl'de tutma diyorum siklemiyo doların 2,5 tl olduğu günden beri. Öncesinde 50 kez uyarmama rağ
Selam arkadaşlar. Şu konuda şöyle olsa daha iyi olur veya şunu yapmasak dediğinizde anne babanızın sizi salladığı olur mu genel anlamda ?

Benim peder zerre siklemiyo beni amk deli oluyorum. Kenardaki parayı tl'de tutma diyorum siklemiyo doların 2,5 tl olduğu günden beri. Öncesinde 50 kez uyarmama rağmen antin kuntin tiplerle iş yapmaya kalkıyo zarar edip depresyona giriyor. Esenyurtan ev alma üzerini ben tamamlayayım şuradan al diyorum siklemiyor. Şurada büfe açayım evde oturuyosun nolur başında dur diyorum yav he diyor aynı yerde büfe açan adam köşeyi dönüyor. Bunun gibi bi sürü örnek var. Benim söylediğim herhangi bişeyi ciddiye alıp da uyguladığını hatırlamıyorum aq. Ben de hayatım boyunca iyi kötü insanlarla ilişkileri sağlam bi tipim. Bi pederle sıkıntılı.

Sizde durumlar nasıl ? Deli çıkıcam şerefsizim.
0
jamalbsf
(09.01.17)
Kendi işimde kararlarıma saygılı ve de yardımcı oluyor. Evle veya kendi hayatıyla ilgili fikirlerimi pek siklemiyor. Ancak gayet zeki ve kendi şartlarına göre başarılı bir adam kendisi, bana çok söz söylemek düşmez...
0
long live rock n roll
(09.01.17)
Yoo, herhangi bir şey ciddiye alınmaz. Ben de karışmam zaten. Çoğunlukla bir arada yaşamıyoruz ama birlikte yaşadığımızda da babamın dediği olur %90. Çok patron olmasından ziyade, çok konuşunca bazen sussun diye bıkarız. Ben onlara sormam, onlar bana sormaz. Aslında daha çok kimse kimseye bir şey sormaz.
0
aychovsky
(09.01.17)
2'si de önemser, bana kesinlikle fikrimi sorarlar.
hatta bu konuda babam fikrimi daha çok önemsiyor anneme göre. ben çocukken de böyleydi babam. ama annem daha çok kafasına buyruk biri.
0
cabiday
(09.01.17)
Valla bizimkilerin 3 kuruş parası var onu bile soruyorlar.


Daha lisedeydim o zaman bile aile kararlarını sorarlardı. Hep fazlasıyla adam yerine koydular canlarım benim ya... Ben de normali böyle sanıyordum.
0
lcha
(09.01.17)
Bende tam tersi. Hoş babam 16 yaşında vefat etti bana bişi soracak yıllara gelmedik, gelseydikte sormazdı eminim. Annemde sormaz. Abim var o da beni sallamaz. Şu an ailenin en gelirli üyesiyim sağolsunlar eğitimde çok emekleri geçti maddi manevi ancak katiyen akıl danışmazlar. Sanırım baya başına buyruk bir aileyiz biz.
0
herospower
(09.01.17)
Eve bir şey alınırken bile sorarlar, annemin telefonu çalınmış yeni telefon almışlar çekine çekine söyledi akşam onaylayınca sevindi resmen.
Ailede para konularına ben daha çok dikkat ederim(kardeşim de öyledir), bizimkiler (anne-baba) savruk biraz çok gereksiz harcama yapılır ve hep başları ağrır, bu yüzden bana mutlaka danışılır.
Kardeşime de bana da mutlaka sorulur bir şey olduğunda ki bizim dediğimiz olur.

Ev meselesinden örnek vermişsin, bizim şimdi bina yenilenecek ve kendi evimiz olana kadar kiraya çıkacağız kırk kere arıyorlar şöyle ev bulduk şu kadar kira şuraya yakın bilmem ne. Ben de ondan bunaldım mesela boş ver takma :)
0
mutekebbir
(09.01.17)
annem sorar, ailenin küçüğüyüm ama biraz daha mantıklı gibiyim, ablam da zekidir ama pek mantıklı bi insan değildir, o da sorar fikir ister ama duygu ön plana çıkınca dayanamaz yapar sonra sen demiştin pamuk helvaaa der ikimiz de üzülürüz.
ablama baya büyük bi para gelecek mesela şu an aynı zamanda iyi kazandığı için para pul konusunu çok siklemiyor ama ben tutamıyorum kendimi, annemle nasıl 2 günde nasıl çar çur etmez diye düşünüyoruz. bazı insanlar öyle yani düşünmüyor, sen de yakını olarak kendini yiyorsun yapacak bir şey yok.
0
pamuk helvalar cebe
(09.01.17)
Annem para harcama hesap kitap tutma islerinde beni cildirtiyordu, o yuzden eskiden o sormadan ben "bak oyle yapma sunu yap bunu yap" diyordum. Dinlemiyordu beni. Ben de bir sureden sonra soylemeyi birakmistim, kendi parasi naparsa yapsin diye. Sonra benim dediklerimi yapmadigi icin uzun vadede sorun yasadi ve ahh canim kizim ne kadar hakliymissin fln oldu tabii :cool: Artik parayla ilgili konularda ilk bana danisir. Bana sormadan is yapmaz.

Siz paradan girdiniz diye ben de bundan bahsettim. Baska konularda da genelde bana danisir, hatta her konuda danisiyor galiba ya. Hatta ben anneme pek danismam. Bizde roller biraz farkli ya..
0
yuzır
(09.01.17)
Beni de hic dinlemezler. Para mevzusunu gectim, annem "aksam ne yemek yapayim" diye sorar ve sonucunda kendisinin uygun gordugu seyi yeriz.

Bir yildir evde bos bos duran sabit telefonu kapattiramadim :/
0
cikmaz sokaktan cikagelen cocuk
(09.01.17)
babam mutlaka sorar. diğer aile bireylerine de sorar ama bana daha çok sorar. en çok bana sorar. hatta ortak olduk sonunda. daha bu sabah beni uyandırdı, şunu araştır, ona göre karar verelim dedi. ailede sözüm geçiyor, çok şükür. onun dışında kardeşlerimin eğitim hayatlarından da ben sorumluyum. o konuda da kararları genelde ben veriyorum(yönlendiriyorum).
bu arada çok da tartışırız. güllük gülistanlık değiliz yani her zaman. bazen de ben kızıyorum bunlar benim görevim değil sen yap diye. ya da o bi beceremedin şu işi der. ama bana güveni sonsuzdur. bir iş verildiğinde ne olursa olsun mutlaka hallederim.

bizim evde herkesin fikri alınır aslında ama iş konuşmak yasak. sadece benimle konuşur. eve halı bile alınsa kardeşlerime sorulur. evde kimse susturulmaz.
0
mohito
(09.01.17)
Terbiye etmeye çalışıyorum, yakında ailenin başına geçicem, mali politikayı iyi şekillendirebilirsem. Mevcut işlerimde kendimi ispat ettiğim an savunmaları düşecek.
O da olmazsa kabile kavgasında babama meydan okuyup elimine ederim doğrudan.
0
kargn
(09.01.17)
aile meclisi var bizde, ortak konuşulur. zaten kalabalığız :P demokrasi iyi bir şey.
ha tabi her konu herkesi ilgilendirmez veya fikri bile yoktur bu konularda tam katılım olmayan meclislerimiz de olur.
ben büyük çocuğum o yüzden eskiden -liseliyken filan -babam daha çok benimle konuşurdu, biraz daha otoriterdi de o zamanlar ben çocukken tam tek adamdı. zamanla demokrasiye geçtik.
0
niye ama
(09.01.17)
bizim ailede herkes birbirinden fikir aliyor, akil danisiyor ama sonra yine herkes bildigini okuyor :D
0
superfluid
(09.01.17)
Annem ve kardeşlerim sorar fikrimi, babam da doğrudan sormaz ama sormaya getirir
0
ansya
(09.01.17)
(9)

Uçaklar neden kalkmıyor?

herospower
Ne oldu bu havalimanlarına? İkisinede kafalarına göre uçak iniyor azıcık ama yüzlerce sefer iptal. İnebiliyor kalkabiliyorsa neden yüzlerce sefer iptal ediliyor? O inenler kalkanlar neye göre seçiliyor? Ayrıca karsa sebep, Norveç falan ne yapıyorda oralara inip kalkmak sorun olmuyor. Deliricem kaç g
Ne oldu bu havalimanlarına? İkisinede kafalarına göre uçak iniyor azıcık ama yüzlerce sefer iptal. İnebiliyor kalkabiliyorsa neden yüzlerce sefer iptal ediliyor? O inenler kalkanlar neye göre seçiliyor? Ayrıca karsa sebep, Norveç falan ne yapıyorda oralara inip kalkmak sorun olmuyor. Deliricem kaç gündür kaldık istanbul'da.
0
herospower
(09.01.17)
Norvecin aldigi kar ile istanbulu karsilastirmayin lutfen, norvec her sene bu kadar aliyorsa istanbul 4-5 senede bir aliyor.

Muhtemelen ucaklarin inmesi daha isine geliyor thynin cunku ydisi alanda bekletmek daha pahali. Buna gore belirleniyordur.

Bir de isvecte, almanyada, avusturyada vb de asiri kar oldugunda ucuslar iptal ediliyor. Bu 3 ulkede de basima geldi bunlar. Isvecte fenaydi zaten, hlimanina bile ulasmak imkansizdi. Trenler bile stockholmden sonra calismiyordu vb.

Kisaca bir sehrin normalde aldigindan daha fazla kar yagisi olunca her yerde kaos oluyor, sirf istanbula ozel degil. Yollarin acik tutulmasi ayri mesele ama suruculer ne kadar bilincli? Surucu "ay alti ustu 5gun kar yagacak diye kis lastigi mi alayim" diye dusunurde belediye de elbette "5 gun icin bisuu yeni kar araci mi alayim?" diye dusunur.
Yani neyse oyle iste.
0
kuehles blondes
(09.01.17)
sorun uçakta ya da havayollarında değil. örneğin ataturk havalimanına saatte 60 uçak iniyorsa, pist temizleme ve de yağıştan ötürü bu sayının 30 a indirileceğini açıklıyor dhmi. Dolayısıyla havayolu şirketlerine de uçuş sayılarını yarıya düşürmeleri gerektiğini söylüyor. havayolları doluluğu en düşük uçuşlardan başlayıp, 1 yıl öncesinden planlanmış olan uçuşlarından yarısını iptal etmek zorunda kalınca yolcular birikmeye başlıyor. sonra kartopu etkisi gösteriyor.


Burada suçlu pisti bir türlü açık tutamayan dhmi. pistler hızlı bi şekilde temizlense hiç bir sorun olmayacak. yolcu ise bak diğer uçaklar kalkıyor benim uçağım niye kalkmıyor diyerek havayolunu suçluyor. olay bu.
0
kaynaklari etkin kullanamayan iktisatci
(09.01.17)
@acemi
pisti insanlar ellerinde kürekle temizlemiyorlar, kaldı ki ben nasıl karda işe gidiyorsam, pilot nasıl uçağın koltuğuna geçiyorsa, yolcu nasıl havalimanında oluyorsa onlar da gidecekler. herkes alaska'da yaşıyormuşuz psikolojisine girdi :)


konuya döneyim cevaba cevap olmasın sonra. dhmi'nin daha çok makine, daha çok teknoloji, daha çok planlama ile çözebileceği basit bir konu ama ne de olsa senede 2 kere oluyor diye sallayan yok. olan havayollarına ve de yolculara oluyor.
0
kaynaklari etkin kullanamayan iktisatci
(09.01.17)
Norveç'te kaç uçak kalkıyor ki sorun yaşasınlar. Komik olur karşılaştırmak
0
catch the arrow
(09.01.17)
abi pist karlı diye inemiyorlarsa ve sonuçta manyak bir para kaybı oluyorsa ben 3. havalimanı pist yapımına teklif vermeye gidiyorum

önce alttaki videoda göreceğimiz asfalttan pist yapıyoruz, drenaj mrenaj 10 numara hazırlıyoruz;
www.youtube.com

sonra pistin kenarlarına şu püskürtücülerden yerleştiriyoruz;
naibuzz.com

kar yağışı başlayınca donma önleyici solüsyonlu suyu basıyoruz piste kar falan tutmuyor, sular da alttan alttan kaybolup gidiyor.

bayilikler verilecektir.
hoooop bak yine oturduğum yerden milyarder oldum.
0
azizakin
(09.01.17)
@kaynaklari etkin kullanamayan iktisatci +1

kar küreme araçarı, apronun temizliği, de-icing işlemi operasyonu çok ciddi şekilde yavaşlatıyor. şirketlere sorsan hiçbiri uçuşunu iptal etmek istemez. çünkü külliyen zarar.

dhmi bu işler için yeni çözümler bulmalı. heathrow havalimanı inceleseler o bile bence güzel bir ders. adamlarda bir karla mücadele ekibi var özel kuvvetler gibi. ha heathrow'da bu büyüklükte kar bile yağmıyor çok uzun zamandır orası ayrı. adamlar kar yağarsa diye önlemini almış durumda. biz ise her sene bu işkenceyi yaşayıp 50. seferde falan ders çıkarıyoruz.
0
levpontryagin
(09.01.17)
Özet geçiyorum: bu zihniyette devam edilecekse kainatın en büyük havalimanını yapsak ne yazar? Daha şimdikileri yönetemiyoruz. Acaba thy'nin pegasus'un yaptığı zarar daha mı iyi oldu? Dhmi'yi mahkemeye versinler ne diyeyim.
0
🌸herospower
(09.01.17)
Rusya gibi yerlerde havaalanında yerden ısıtma, alkolleme sistemleri falan oluyor. Norveç'te var mı bilmiyorum ama bu sayede buzsuz inip kalkabiliyorlar. Tabii, İstanbul'a da kursunlar diyebilirsiniz ama İstanbul'daki karlı gün sayısı yatırım maliyetini karşılayacak kadar çok değil. Yılda taş çatlasa 5-7 gün oluyor. Hava yolları şirketlerinin zararı yatırım maliyeti kadar değil. Kendini amorte etmesi çok uzun yıllar alır.

Ha, tabii bir de bizimkilerin saldım çayıra anlayışı eklenince daha güzel oluyor.
0
aychovsky
(09.01.17)
arkadaşlar sıkıntı sadece pistin temiz olup olmaması değil.

pistler cat-iii olmadığı için kar yağışı sırasında görüşten dolayı pas geçiliyor.
bir de de-ice yapıldıktan sonra belli bir sürede kalkman lazım. bu yüzden çok fazla slot verilemiyor. bu gibi nedenlerden dolayı dhmi kapasiteyi düşürmek zorunda kalıyor. o yüzden yüzlerce sefer iptal ediliyor. sadece kar küreme aracıyla çözülecek iş değil bu. 3. havalimanına cat-iii olacak şekilde radyo seyrüsefer aletleri koyarlar, de-ice operasyonunu da iyileştirirlerse bu kadar fazla aksamaz diye düşünüyorum. ama elbette yine aksayacak. bu işin doğası böyle. amerika'da da şu anda yüzlerce iptal var aynı şekilde bir kar fırtınası nedeniyle.
0
catch the arrow
(09.01.17)
(31)

duyurudaki hanımlar

black mamba
merak ediyorum şu adam size yazsa bir ilişki düşünür müsünüz? düşünürseniz de ciddi bir ilişki mi olur yoksa takılır mısınız kısa süreliğine? yoksa yaş farkı önemli mi? 55 yaşındaymış.http://www.lovebscott.com/wp-content/uploads/2016/01/Screen-Shot-2016-01-19-at-11.36.24-AM.png
merak ediyorum şu adam size yazsa bir ilişki düşünür müsünüz? düşünürseniz de ciddi bir ilişki mi olur yoksa takılır mısınız kısa süreliğine?
yoksa yaş farkı önemli mi? 55 yaşındaymış.

www.lovebscott.com
0
black mamba
(09.01.17)
Corç değil mi bu? Adını unuttum.

Ay istemem elin bilmem kaç yaşındaki amerikalısını. 34'lük çıtırım ne işim var 55 yaşındakiyle ya öf??
0
yaren
(09.01.17)
evet george clooney. kaç yaşında diyorsun da şu karizma hangi 30'lukta var?

www.film720p.com
0
🌸black mamba
(09.01.17)
İnstagramdan mesaj atsa koşa koşa giderler. Ronaldo örneğinde olduğu gibi. O hanım kızımız da ifşa etti havasını attı sonra tıpış tıpış gitti.
0
hasmetizm 2046
(09.01.17)
bu adama çok benzeyen bi arkadaşım var 40'lı yaşlarında, saçı sakalı birebir. Ayda 3 tane değiştiriyor, abartmıyorum
0
mirty
(09.01.17)
bundan çocuk yapılmaz.net asdasf
0
füt
(09.01.17)
Hayır.
0
köstebek kurabiye
(09.01.17)
Karizma bu değil bana göre. Sırf dış görünüş ve ünlü olmak bende büyük bir etki sağlamıyor. Ne bileyim psikopat mı ruh hastası mı isterik mi manyak mı... insanlara hayvanlata bitkilere saygısı var mı yok mu bilmem etmem. Bana ne herifin tipinden ününden parasından ya.
0
yaren
(09.01.17)
Düşünmem.
Bu adamı oldum olası hiç beğenmedim, yaşla ilgili değil zira 58 yaşındaki Gary Oldman'ı koyarsak buraya düşünmeyi bırak koşar giderim peşinden.
www.heyuguys.com
0
mutekebbir
(09.01.17)
Bende de Richard Gere hastalığı var... Şu an yazsa 5 dk düşünmem.. (29 K)
0
lcha
(09.01.17)
Saçlara odaklanınca çok da yanaşmazlar gibime geliyor: images.wikia.com
0
angelus
(09.01.17)
yok genel olarak yaş ve fiziksel özellik. yani yakışıklı ve karizmatik bir adam görünüş olarak. genç bir kadının ilgisini çekebilir ancak yaş farkına da takılabilinir.
0
🌸black mamba
(09.01.17)
Bu adamla bir ilişki düşünmem. Yaş farkı çok fazla.
0
peggy
(09.01.17)
O bile bana bakmaz o kadar diyim
0
mandalina kokusu
(09.01.17)
o bile dediğin adam george clooney ya :D şu an birlikte olduğu kadın 38 yaşındaymış zaten.
0
🌸black mamba
(09.01.17)
sadece fotoğraftan nası bilebiliriz bro?
0
manuel mandalina
(09.01.17)
George Clooney sifatiyla yazazacaksa roket takip giderler, sormana gerek yok:)
0
stavro
(09.01.17)
kadın olsam veririm.net :)))
0
cekilmis gayfe
(09.01.17)
Adamı ünlü biri olarak değil de normal zengin karizmatik biri olarak alırsam asla öyle bir adamla işim olmaz.

Yaş problemi değil mesele. Mesele karşı taraf. O yaşa gelmiş güçlü bir adam herşeyi kendisinin en iyi bildiğini iddaa eder, her istediğini yapabilecek zanneder. Karşıdaki insanin duygularını önemseyeceğini sanmam. Berbat ilişkilerden biri daha olurdu.
0
mobydick
(09.01.17)
Ha adamı çekicilik olarak soruyorsan, dersen ki öyle bir adamla sevisecegini bilsen ne dersin. Ne zaman derim.
0
mobydick
(09.01.17)
Sugar daddy goals derim
0
jazzabel
(09.01.17)
yok genel olarak çekicilik ve yaş. beğenilecek bir adam ancak yaştan dolayı uzak durulabilir kadınlar. bakınca çoğu genç insandan çekici.
0
🌸black mamba
(09.01.17)
Varsayımımız normalde sevgilimizin olmaması olursa, George Clooney dersen, yok derim. Ben mühendis, teknik bir insanım. Film yıldızını geçtim, herhangi bir sanatçı ile birlikte olmam zor. Anlayamayız birbirimizi. Çok farklı dünyalar, farklı kafalar olur. Onun programı bana uymaz, benim programım ona uymaz. Dersen ki aynı kişi teknik eleman veya veri nedir, nasıl işlenir, bunlarla ilgileniyor; bunun üstüne bir de adamı tanımak gerek. yaren'in dediği gibi psikopat mı, ruh hastası mı belli değil. Eğer sevgilim yoksa 'Hmmm, olabilir' derim. One night stand olur; ciddi ilişki için kafalar mı uyuşuyor, artık nereler uyuşuyorsa oraya baka baka bir şeyler yaparım.Yine de o iş zor yonca.
0
aychovsky
(09.01.17)
hayır. sadece fiziksel ya da maddi çekiciliği olan biriyle birlikte olmak istemem. bana hoş gelen başka çekicilikleri varsa, yine de birlikte olmak istemem. çünkü aradaki yaş farkı çok fazla olduğu için neden benim gibi kendine göre hayata karşı tecrübesiz, deneyimsiz biriyle birlikte olmak istesin diye düşünürüm. sadece fiziksel çekim ya da gençlik arayışı yüzünden benle olmak isteyen biriyle birlikte olmak istemem, o kişiyi aşağı görürüm.
0
cikis yolu
(09.01.17)
diğer özellikler önemli değil yahu. mesela bir ortamda kendi yaşıtınız birini görürsünüz. fiziksel olarak çekici bulursanız tanımak isteyebilirsiniz. daha sonra bir şey olmasa da tanmak istersiniz. ama bu adamı da çekici bulursanız fiziksel olarak tanımak ister misiniz? yoksa yaş farkından dolayı şans bile vermez misiniz?
0
🌸black mamba
(09.01.17)
aramızda 36 yaş olmasına rağmen ben bi düşünürüm. Ünlü olmadığını var sayıyorum, bu kadar ünlü biriyle sevgili olmak istemezdim çünki
0
powerpufgirl
(09.01.17)
That is one tasty dish :p

Karizmatik-yaşça olgun-hollywood yıldızı adamları/kadınları beğenmek ve ilişki yaşamak arasında fark var. Nihayetinde yaş farki 20leri bulunca ciddili bir ilişki yaşamak zor ama çekim varsa why not?
0
mrsmoon
(09.01.17)
ben bu adamı sevemiyorum. hiçbir şekilde düşünmem.
ama colin firth olsaydı bu adamın yerine, şu an evlenmiştim.
0
chihirovekohaku
(09.01.17)
dostum corç demişsin ama bu abdullah rose
0
der meister
(09.01.17)
Bu adamı hiçbir şekilde beğenmiyorum, beğenenleri de anlamıyorum. No diyorum o yüzden.

Colin Firth olsa düşünmem bile +1
0
devilred
(09.01.17)
hanımları bıraktım ben bile giderim bu adamın peşinden :p
0
humat
(11.01.17)
bunu koluma takıp gezdirirdim ama vermezdim. tom hanks olsa hiç düşünmem ama. tom hanksin hastasıyım.
0
yue
(11.01.17)
(24)

Arkadaşınızın hoşlandığı kızla yatar mısınız?

rivulet
En yakın arkadaşlarınızdan biri aylardır bir kızdan hoşlanıyor ama kız, arkadaşınızı ölümüne friendzonelamış. Aralarının olması imkansız ama çocuk vazgeçemiyor. Bir ev partisinde arkadaşınızla yatakta uzanırken kız odaya giriyor, sizin yanınıza uzanıyor ve dokunmaya başlıyor. O an kızla sevişir miyd
En yakın arkadaşlarınızdan biri aylardır bir kızdan hoşlanıyor ama kız, arkadaşınızı ölümüne friendzonelamış. Aralarının olması imkansız ama çocuk vazgeçemiyor. Bir ev partisinde arkadaşınızla yatakta uzanırken kız odaya giriyor, sizin yanınıza uzanıyor ve dokunmaya başlıyor. O an kızla sevişir miydiniz? Neden?

Cinsiyet ve yaş da belirtebilirseniz süper olur (kadınların da fikrini merak ediyorum çünkü bu durumu yaşayan arkadaşla derin fikir ayrılığına düştük - belki cinsiyetle ilgili bir şeydir). Teşekkürler.
0
rivulet
(09.01.17)
fantastik bi soruyu gerçekçi cevaplıyorum. çok benzerini yaşayan bir erkek gördüm. Arkadaşına acıdığı için yakındı ama bunu o zaman farketmemişti. Yaptığından da çok pişman oldu, arkadaşı bilmemesine rağmen.
0
ddg
(09.01.17)
Böyle şeylerin cinsiyetle ilgisi yok ki karakterle hayattaki seçimlerle ilgisi var, kişisel olarak hayır
0
freebird5406_2
(09.01.17)
@tolkien gecenin sonunda uykunuz gelmiş, uzanıp uyuyorsunuz :)
0
🌸rivulet
(09.01.17)
yatmam ama öncelikli sebebi arkadaşımı düşünmem değil, öyle hadi dokundum sevişelim adamı olmamam. güvenmediğim, yakından tanımadığım, öncesinde yakınlaşmadığım biriyle partide yakınlaştım diye seks yapmam, yapamam. bana uymaz. ha yapabilen bir adam olsam yapar mıyım? yine yapmazdım sanırım, kafam rahat olmazdı. bros before hoes.

yaşı unutmuşum, 22. sadık ama sorunlu erkek seven qızlar eklesin
0
der meister
(09.01.17)
ev partisindeyiz
ben varım yatakta- arkadaşım da var bir de 3. kişi geliyor
threesome sorsaydın daha iyiydi.
0
niye ama
(09.01.17)
Şu bros before hoes lafı da tam ezber, seks için arkadaşınla olan hukukunu ziyan etmek istememen ya da başka bir konumda tek gecelik ilişkiyi tercih etmemen karşındaki kadını "hoe" yapmaz
0
freebird5406_2
(09.01.17)
Bu nasıl iğrenç bir soru ya, azıcık kendisine saygısı olan insan böyle bir şey yapmaz zaten.
0
istenmeyen evlat
(09.01.17)
Mekanik sekse karşıyım. Bir şeyler hissetmem lazım karşımdakine karşı. Nasıl anlatayım, kızı uzun süredir tanıyor olsam ya da mast. yaparken birkaç kez hayal etmiş olsam belki bir istek olurdu ama gecenin sürprizi gibi bir anda yanımda beliren kız bana pek tatmin sağlamaz. Çünkü tatmin dediğimiz şey yapmayı planladığımız şeylerin bir gün gerçekleştiğini gördüğümüzde yaşadığımız olmuşluk hissidir. O andaki seks bana pek bir şey kazandırmazdı. Bu dediğim alt yapı olsa belki olurdu. Çünkü olaya kıza karşı olan düşüncelerimle ben de katılmış oluyorum. Bu şekilde durduk yere yapmazdım herhalde.
0
dissendium
(09.01.17)
23 e sevisirim
0
sen nasıl bir insansın
(09.01.17)
soruyu soruş şeklinde bir tuhaflık var, hemcinsimle aynı yataktayken nasıl başka biriyle sevişecem ? o nasıl bir insan olacak ki o ortamda bana yaklaşacak? porno senaryosu bu.

neyse ev partisine ya da gece kulübüne herhangi bir yere gidip o gece oradan biriyle sevişmişliğim yok, 33 yaşındayım şimdiye kadar olmadı, olmaz herhalde. kadınım. yani arkadaşımın aşkısından öte zaten böyle bir durum var. kadın olduğum için tek fark belki şudur; ben istesem sevişecek adamı her an bulabilirim, bunu biliyorum. böyle bir lüksüm (!) var ben kullanmıyorum. kullanıyor bile olsaydım o topa girmezdim.

arkadaşlarım benim için kıymetli, sırf biriyle sevişmek için kendimi kötü hissedeceğim bir aksiyona girmem- gerek yok. hele ki en yakın arkadaşlardan, ben durumu biliyorum ve hala o adama alıcı gözle bakıyorum- böyle bir şeyi şimdiye kadar yaşamadım. yaşamak istemezdim.
0
niye ama
(09.01.17)
Bütün şartlar fantastikken vereceğim cevap gerçekçi olamaz. Yakın arkadaşımı takıntılı budalalardan seçmem, partilere dans edip içmek için gider enerjiyi pistte sönümlerim, işim bitince eve uzarım misafir kalmam, öyle tuhaf ortamlara arkadaşımı sokmamaya çalışırım kızdan aklını uzaklaştırması için, yanımda hemcins varken olaya giremem vs vs.
Soru yanında hemcinsin varken sevişir misin olsa cevap hayır.
Arkadaşının platoniğine yazar mısın olsa evet.
Asılan kıza pas verir misin olsa %80 hayır çünkü beş kızdan en fazla biri yeterince çekici..
Valla kurgunun maksadını anlamadım..
Ama güzel porno senaryosu.
0
kargn
(09.01.17)
el kameramı çıkarırım sonra kızla olan cinsel birlikteliğimizi kaydederim. sonra arkadaşım ve o kız bir şekilde evlenir yıllar sonra ve ben kötü niyetli insan olarak o kaydı ortaya çıkarmaya karar veririm. sonra bir bakmışsınız yayın haklarını fox tv'ye satmışım bile. ismi de siyah güller. hadi eyv.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(09.01.17)
der meister +1
0
freetakilir
(09.01.17)
prolettarier +1
0
fasulyek
(09.01.17)
24,E
Sevişmezdim. Saldıray abi değilim çünkü:) ayrıca sevgiye çook büyük saygım var ve cinsel birlikteliğin/sevişmenin özel bir durum olduğunu düşünüyorum. Her önüne gelenle ve yer farketmeksizin bu işi yapmak bana normal gelmiyor. Arkadaşım hoşlanıyorsa diğer istediğim durumlar olsa bile olmaz. Empati yapacak olursam hoşlandığım kişiyi birlikte olmasak bile kıskanırım ben. Ve yakın arkadaşımın onunla sevişmesini istemem.
0
cahs
(09.01.17)
bana yapılmışlığı oldu, o zamanlar 18 yaşındaydım bayaa zorlandım atlatırken, asla yapmam başka insan mı kalmadı allasen
0
mirty
(09.01.17)
Bu kişiye karşı duygularım yoksa, zaten "Amanın, taciz" diye üstümden atarım. Arkadaşla ilgisi yok. Sevişeceğim iki şart var: ilki ben de ona gizli gizli bir süredir bayağı bir aşıksam veya dokunmalar belirli bir tahrik sınırını aştıysa. İkincisi çok imkanlı değil, çünkü tahrik sınırını aşması için öncesinde izin vermem gerek. Onu da baştan keserdim sanırım.
0
aychovsky
(09.01.17)
parti ortamı, yanımda arkadaşım var, kız bu halde yanıma gelip oynaşıyor. demek ki ortam biraz leş. bu ortamda sevişip geçeceğim bir kız için yakın arkadaşımı kaybetmek istemem. önceden de benzeri bir durum yaşadım ve aynı şekilde hareket ettim.

27/e
0
zgrydn
(09.01.17)
Arkadaşım önemli ise sevişmezdim. Tek gecelik bir şey olacak belli. Arkadaşım da bunu kaldıramayacak belli. Ne gerek var lan bi kızla 2 gir çık için iyi bir arkadaşımı kaybetmeye.
0
mobydick
(09.01.17)
Ha bu arada bu duyuru; resmen prensibleri olan adam çekme mıknatısı olmuş. İyi de olmuş dursun köşede.
0
mobydick
(09.01.17)
Yapmamak gerekir diye düşünüyorum ve bu doğrultuda davranırdım. Hoş bir şey olmaz, kimsenin de başına gelmesini dilemezdim.
0
skooma
(09.01.17)
hayır. insan beyni tanıştığı insanları istese de istemese de sınıflandırıyor. hiç tanımadığım, var olduğunu bilmediğim bir erkek kardeşim çıkıp gelse ve benle tanışsa ona çekim duyamazdım. istediği kadar yakışıklı, hoş ve bana göre istenen özellikleri olsun, o benim kardeşim olurdu ve bu özellikleri onu daha sevimli bir kardeş yapardı.

arkadaşlarımın sevgilileri ya da sevdikleri kişiyle tanışınca onlarla insan gibi tanışmıyorum, onları insan gibi kodlamıyorum. onlar benim aklımda arkadaşımın sevdiği oluyor ve tanışmadan itibaren bütün ilişkimiz boyunca onları bu şekilde görüyorum. arkadaşımın sevdiği olarak değil, başka bir insan olarak tanısam zamanla etkilenebileceğim bir insan olarak olsa bile arkadaşımın sevdiği olunca bu ihtimal aklıma dahi gelmiyor. çünkü ben onu başkasının sevdiği olarak tanımladım, bu da benim sevebileceğim olma ihtimalini yüzde sıfır yaptı. bu sadece arkadaşlarım için de geçerli değil. sevgilisi olan bir adamla tanıştığımda da onu bu şekilde tanımlıyorum. o yüzden o sevgilisinden ayrılsa da ve ben hiç sevgilisini tanımasam da ondan etkilenme ihtimalim sevgilisi yokken onla tanışmış olsam onla etkilenme ihtimalimden bir hayli azalıyor.

bir insandan etkilenmek için onu etkileyici olabilen bir insan olarak kodlamam lazım. onun olduğu insanın, kendisinin bunla hiç bir ilgisi yok. benim kendi sınıflandırmam, onu fiziksel olarak etkileyici olmayan yapıyor. insanlar bu yüzden kardeşinden, kuzeninden hiç etkilenmiyor, kendi kodlamaları sayesinde. yani klişeyle o gözle bakmadığım için olmaz; bacı, kardeşe bağlarım kendimi bu durumlarda.
0
cikis yolu
(09.01.17)
cikis yolu+1
arkadaşın hoşlandığı insanı karşı cins olarak bile görmem.

oldu da, farkına varmadan ya da istem dışı şekilde bir "aşk" geliştiyse, kendimi suçlu hissederim, ama arkadaşımla da bunu konuşurum.
aşkım uğruna bazı şeyleri göze alabilirim duruma göre.

ama sırf eğlence uğruna ve "öylesine" bir durumda arkadaşımı satmam.
bu, hayatta aşılmaması gereken sınırlardan biri.

31, k.
0
blatta hiberna
(09.01.17)
25 kadın

olurdu.

friendzone u kabul etmiş insanalr bana sağlıksız ve kişiliksiz geliyor.

kimse, hiç kimse bir başkasını yedekte tutabilecek kadar özel değildir. çok netim bu konuda.

birinin birini seviyor olması tamamen onu ilgilendirir. kız özgür, adam özgür, arkadaşa bi zahmet bok yemek düşer.
0
senialanaglasinalsinsikinicaliyabaglasin_yine
(10.01.17)
(6)

En iyi üniversiteler sıralamaları

sack jparrow
Atıf sayısı makale sayısı öğretim üyesi başına düşen makale sayısı vs gibi kriterler sizce önemli midir? Ayrıca aklıma takılan önemli bi husus da boun hem yurtiçi hem yurtdışı sıralamalarında ilk 5 in dışında yer alıyor olması. Nedir bunun sebebi?
Atıf sayısı makale sayısı öğretim üyesi başına düşen makale sayısı vs gibi kriterler sizce önemli midir? Ayrıca aklıma takılan önemli bi husus da boun hem yurtiçi hem yurtdışı sıralamalarında ilk 5 in dışında yer alıyor olması. Nedir bunun sebebi?
0
sack jparrow
(08.01.17)
Tabii ki onemlidir. Yalniz atif sayisi digerlerine gore daha onemlidir. Turkiye'de cogunlukla atif almayan, oylesine basilan yayinlar cikiyor. Yayin sayisindan ziyade kalite daha onemli hale geliyor.

Turkiye'de siralamalarda genelde Istanbul Universitesi ust siralarda olur. Ogretim uyesi sayisi cok fazla ve iki tane tip fakultesi var. Tip Fakultelerinde ellerine gecen vaka sayisi fazla, arastirma ayaklarina geliyor denebilir.

Bogazici Universitesinden gorece daha kaliteli ve daha az sayida yayin cikiyor.
0
evrim halkasi
(08.01.17)
türkiyedeki prestijli okulların yurtiçindeki prestiji yabancı dil eğitimlerinin iyi olmasından geliyor. bazılarında eğitim de aynı oranda kaliteli elbette ama yine de akademik yeterlilikleri dünya standartlarının çok gerisinde. istanbul üniversitesinin nobel ödüllü iki mezunu olması da bazı sıralamalarda üste çıkmasına neden oluyor. ve öğrenci sayısı fazla olsa da akademisyen sayısı ve bazı fakültelerde akademisyen niteliği gerçekten iyi.
0
skayas
(08.01.17)
Sabancı ve bilkentte de tıp fakültesi yok. Onların üst sırada yer almasının nedeni vakıf destekli olması mıdır?
0
🌸sack jparrow
(08.01.17)
Vakif destekli olmasindan ziyade kaliteli akademisyenleri daha fazla para vererek bunyelerinde toplamalari denebilir. Yurtdisinda calisip, kaliteli uretim yapan bilimcileri almaya calisiyorlar. Adamin halihazirda var olan baglantilari sayesinde uluslararasi bircok calismaya katiliyor, kaliteli uretime devam ediyor. Sadece vakif destegi dersek catkati universitelerine haksizlik olur :)
0
evrim halkasi
(08.01.17)
Ben Boğaziçi'yi herkesin gelip geçtiği bir yer olarak görüyorum. Buraya gelen öğretim görevlisi burada kalmıyor. Yurt dışına gidiyor. Boğaziçi bir uğrak yeri, sıçrama noktası gibi. Bu nedenle kemikleşmiş bir kadrosunun olduğunu düşünmüyorum. Batı'da, iyi sayılabilecek bir üniversitenin, iyi sayılabilecek bir mühendislik bölümünde okuyorum. Bölümde 30. yılını tamamlamış hocalar var. Çalışma yapacakları zaman büyük bir koordinasyon içerisinde çalışıyorlar. Normalde akademisyenler pek toplu gezmez ama bizim bölümde belli gruptaki hocalar sürekli iletişim halinde. Artık araştırma grubu mu denir bilmiyorum ama ortada bir birliktelik söz konusu. Durum böyle olunca kısa sürede bile kaliteli makaleler çıkabiliyor. Çünkü hocaların rekabeti söz konusu değil. Aynı makaleye hepsinin adı yazılıyor. Öyle muhteşem şeyler keşfedeyim, herkes benden bahsetsin durumu yok. Hatta bence hocaların çevirdiği kitaplar bile önemli. Bizim bölümdeki iki hoca malzeme bilimi ile akışkanlar mekaniği kitabının çevirmeni. Düşünün yani, tüm Türkiye'de okutulan kitapların çevirmenleri Boğaziçili değil. Tamamen bireysel çabaya bakıyor akademik başarı.
0
dissendium
(08.01.17)
Üniversiteleri değerlendirirken dünyada kullanılan üç ölçek var.

İlki QS ölçeği. QS ölçeği Amerika bazlıdır ve akademik ün, çalışan kişilerin ünleri, doktoralı fakülte elemanı oranı, makale sayısı, atıf sayısı, yabancı öğrenci oranı, yabancı öğretim üyesi oranı, öğretim üyesi çeşitliliği, patent sayısı, vb. çeşitli kriterlere göre değerlendirilerler. İkinci ölçek Times ölçeği ve Avrupa bazlı. Bunda da benzer kriterler var. Daha az sayıda. Örneğin, üniversite ile işbirliği bir kriter ama yabancı öğrenci sayısı bir kriter değil. Bir de Uzak Doğuluların bir ölçeği var ama onu hiç öğrenemedim. Unutup duruyorum.

Bir üniversitenin puanını hesaplarken bu kriterlere uzmanlar ağırlık verir. Örneğin, makale sayısı %10 önemli gibi. QS ölçeği Amerika bazlı olduğu için kriterleri Amerikan üniversitelerini kayırma bazlıdır; Times'ın ölçeği de Avrupa üniversitelerini kayırma bazlıdır. Uzak Doğu'nun kendi ölçeği de kendi üniversitelerini yüksek gösterir mesela. Örneğin, Amerika'dakiler öğretim üyelerinin çeşitliliğine 'inbreeding' açısında önem verirken Avrupalılar 'Bu hiç önemli değil, saçmalıyorsunuz' der. İkisinin de haklı ve haksız tarafı vardır. Bundan öğreneceğimiz tek şey de, herhangi bir ölçeğin %100 doğru olmadığıdır.

Bir de bu ölçekler ilk sıralardaki üniversitede çok fark etmez de; QS'te 200. sıradaki bir üniversite Times'da 500. olabilir. Tam tersi Times'da önemli olan bir üniversite QS için önemli görülmeyebilir. Dolayısıyla, hedef Amerika üniversiteleri ise QS, Avrupa üniversiteleri ise Times'ı kullanmak mantıklı olur.

Örneğin, Times ölçeğinde Boğaziçi ve Koç'u karşılaştıralım. (Kriter sayısı daha az ve anlaması kolay diye Times'ı seçtim)
www.timeshighereducation.com
www.timeshighereducation.com

En büyük farklardan biri endüstriden gelir elde etmede. Demek ki Koç'un hocaları sanayiden çok fazla proje alıyorlar veya girişimciler ama Boğaziçi'ninkiler daha teorik çalışıyor ve sanayi ile Koç kadar iç içe değiller. (Bazı bölümler istisna olabilir). Öğretim de de Koç %5'lik fark atmış Boğaziçi'ne. Öğretimin içinde de akademisyen/öğrenci oranı, laboratuvar koşulları gibi alt kriterler var. Demek ki Koç'ta öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısı az ve daha modern laboratuvarları var. Aynı şekilde, Koç Boğaziçi'ne göre uluslararası alanda %10 daha görünürmüş. Demek ki yurtdışındaki hocalarla işbirlikleri ve uluslararası proje sayıları daha fazla. Makale ve yayın sayısında da %6'lık bir fark var. Atıflarda da %13'lük bir fark var. Demek ki bu nedenle Boğaziçi girememiş.

Atıf ve makale sayısı en önemli kriterlerden biri sayılır.
0
aychovsky
(08.01.17)
(11)

takip ettiğiniz dergiler

kinematik viskozite
Düzenli olarak takip ettiğiniz, abone olduğunuz ya da arasıra aldığınız ve çok beğendiğiniz dergiler var mı? hangileri?
Düzenli olarak takip ettiğiniz, abone olduğunuz ya da arasıra aldığınız ve çok beğendiğiniz dergiler var mı? hangileri?
0
kinematik viskozite
(08.01.17)
Psikeart - sanat ve psikoloji üzerine
Popular Science Türkiye - bilim üzerine
0
fragile lady
(08.01.17)
Geo - coğrafi genel kültür
0
aychovsky
(08.01.17)
Naber
0
candanag
(08.01.17)
221B
Yabani Dergi (Korku, bilimkurgu, çizgi roman sevene şiddetle tavsiye edilir)
Sine Cine (Akademik)
Notos'un ilgimi çeken sayıları
Altyazı'nın ilgimi çeken sayıları
0
BuddyGuy
(08.01.17)
Popular Science Türkiye var şu an sadece. Çok eleştiriliyor ama ben bilimsel mevzulara uzak olduğum için okudukça ufkum açılıyor.

Bir ara Atlas aldım, çok gezen biri olmadığım için pek sarmadı sanırım.

Fakat yıllar önce Voyager vardı, hala var mıdır bilmem, o efsane bir dergiydi, oturduğun yerden dünya...
0
soft
(08.01.17)
Magma ilk ciktigindan beri aliyorum.
Kasim ayina kadar bilim teknik dijital dergi abonesiydim.yenileyecem su siralar.
Ekine konusuna gore atlas alirim arada.
0
delicevat
(08.01.17)
kafa, bavul, ot vs..yurtdisinda yasiyorum, burada yuzlerce dergi var ama o paraya kitap almak daha mantikli..
0
ubi dubium ibi libertas
(08.01.17)
socrates
0
solskjaer
(08.01.17)
capital
0
keep out
(08.01.17)
hortlak
naber
0
kablelvuku
(08.01.17)
naber.
0
sanat guresi
(08.01.17)
(23)

ya ama bu nasıl bir tatlılık ^^

köstebek kurabiye
https://giphy.com/gifs/l0HlxZK0ZEDw1kB9esizce de çok tatlı değil mi yav? bonus:https://68.media.tumblr.com/c7b32e2baec33afd20dcec607d744504/tumblr_o9sd7pvlel1v2b65fo1_r1_500.gifhttps://68.media.tumblr.com/fa30dda4caa86767123a2926d7a0e0be/tumblr_o9sd7pvlel1v2b65fo2_r1_500.gifvay be... yeryüzünde böyl
giphy.com

sizce de çok tatlı değil mi yav?

bonus:
68.media.tumblr.com
68.media.tumblr.com

vay be... yeryüzünde böyle erkekler de yaşıyor...

Edit: OH MY GOSH! :O 68.media.tumblr.com
0
köstebek kurabiye
(08.01.17)
Çok küçük ve tatlı değil.
Daha zevkli olduğunu düşünürdüm :)
0
mutekebbir
(08.01.17)
sevgili köstebek, çocuklardan vazgeçip döşü kıllı erkek istersen haber ver.
öptüm.
0
anonymice
(08.01.17)
Kucağına alıp seveceksen, elinle besleyip ciciler giydireceksen tatlı tabii ^^

Erkek değil ama bu. Oğlan. Çocuk.
0
yirmisantim
(08.01.17)
sevgili göstebeh.

bir ERRRKEAAKKK değil.

sadece erkek.
öptüm ;)
0
anonymice
(08.01.17)
bildiğin çirkin itici hatta
erkeğim bana öyle gelmiş olabilir tabi.
0
basond
(08.01.17)
bunun neresi erkek, neresi tatlı?
tüysüz yahu...
0
blatta hiberna
(08.01.17)
çocuk ama
0
fragile lady
(08.01.17)
Genelde döşü kıllı, maço, deli yürek, vb erkek sevmem. 10 yıl önce belki tipim olabilirdi ama şu an çok tıfıl göründü. Yaşım gereği olabilir. "18 var, değil mi" diyesim geldi.
0
aychovsky
(08.01.17)
Tek başına dururken boyunu pek bilemiyorum da, uzun boylu çocuk gibi geldi diyeyim o zaman.
0
aychovsky
(08.01.17)
köstebek bence savunmaya geçme.... come to the realm of kıllı döş... come my child....
0
anonymice
(08.01.17)
değil, babasını tercih ederim.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(08.01.17)
ben beğendim ya tam tipim
0
sta
(08.01.17)
Beyfendinin adı ne?
0
mandalina kokusu
(08.01.17)
sevimli ama kız gibi.
erkek dediğinin döşü kıllı olur diyen biri değilim ama ben bile böyle düşündüm.
0
pamuk helvalar cebe
(08.01.17)
Daha önce de yazmıştım sanırım benzer yorum ama tekrar edeceğim. Türk kadınları genelde kıllı,sakallı erkeklerden hoşlanıyor.Ben de bu adam gibi kumral,mavi gözlü, az kıllı,temiz yüzlü tayfadanım.Bu erkek tipinin bu kadar yakışıklı olmayanı diyebilirim kendim için.Türkiyede bunların mağlesef alıcısı az.Ha bir de bu tip erkeklerin bebekleri güzel oluyor :)
0
turkuaz
(08.01.17)
Gerçekte olan: encrypted-tbn3.gstatic.com
0
neysene
(08.01.17)
bence de cok cekici. erkeklerin anlam verememesi normal; 'nedense' kendilerini tum turk kadinlarinin killi ve esmer erkek sevdigine inandirmak istemisler. gercegin oyle olmadigini duyunca pek hoslarina gitmiyor.
benim icin renkli goz bir kistas degil ama sarisin ve tuysuz olunca etkileniyorum.
0
aliza
(08.01.17)
sırf sizin icin demin banyoya girdim ve sakalları kestim.

Saç ta kestirip pir u pak olacagım
0
anonymice
(08.01.17)
Sam bu yahu, bizim Sam, simple olan.
0
kiss my irish ass
(08.01.17)
Afsgdhfj filmin adını yanlış hatırlamıştım, Simon'mış :( imdb.com
0
kiss my irish ass
(08.01.17)
sevgilinle bi ifşa bekliyorum köstebek, senin sevgilini çok merak ediyorum ne kadar bu adama benziyor diye

şu an tatlı olabilir ama bu tipler yaşlanınca çok çöküyor diyorlar, o yüzden bilemedim
0
limoncello
(08.01.17)
12 yasinda misin?
0
e haliyle
(08.01.17)
@köstebek ben de böyle bebek yüzlüleri seviyorum. bence de çok tatlı.
0
kozmosta bir nokta
(09.01.17)
(19)

Bir Erkek Giyebilir Mi?

parcaliham
Sizce bir erkek bunu giyer mi? / giyebilir mi? / giysin mi?http://www.asos.com/asos/asos-coat-with-statement-sleeve-in-pinstripe/prd/7109725?iid=7109725&clr=Camel&cid=2641&pgesize=36&pge=0&totalstyles=962&gridsize=3&gridrow=4&gridcolumn=3Bir de bu - görece daha unisex.http://www.asos.com/asos-petite
Sizce bir erkek bunu giyer mi? / giyebilir mi? / giysin mi?
www.asos.com

Bir de bu - görece daha unisex.
www.asos.com
0
parcaliham
(08.01.17)
2. si iyi de birincisi ı ıh
0
cilekli krep
(08.01.17)
İkisi de olmaz hele 2. Nin kürkü bi erkek için fazla
0
Esinsin
(08.01.17)
Birincisi felaketmiş, bunu kadın erkek ayırt etmeksizin hiçbir insan gitmemeli bence.
İkinci güzel, bunun gibi montlar görüyorum ben erkeklerin üzerinde. O yüzden gözüm alışkın. Bu arada bu tarz montların çoğunun başlık kısmındaki kürk çıkıyor. Baktın gördün kürk biraz abartı durdu, çıkıyorsa çıkartırsın.
0
köstebek kurabiye
(08.01.17)
Ayrıca ikincis petite yani minyonlar için. Onu bir erkek olarak alırsan olmaz. Kesimi minyon kadınlar için kaldı ki normal kadın için olanı bile alsan kesimler problem.
0
Esinsin
(08.01.17)
Giymesin. Su/rüzgar geçirmez bi mont alsın. 5 sene aynı şeyi giysin. Popüler modanın kölesi olmasın. Evet
0
hasmetizm 2046
(08.01.17)
Bence ilkini kadınlar giymesin zaten. Yani, tabii ki isteyen ve tarzı öyle olan giyebilir de, bir mağazada görsem erkek paltosu derim. Gerçi erkeğe de yakışmayabilir ama uygun renkli takım elbisenin üstüne gidebilir.
İkincisi bence daha güzel.
0
aychovsky
(08.01.17)
Vermeye geldiğim cevabı köstebek kurabiye zaten vermiş:)

İkincisi bence de güzel ve erkekler için gayet uygun.
0
hair freak
(08.01.17)
Nerede veya kim olduğuna bağlı. mesela futbolcu yada artistsen ne giysen tuhaf kaçmıyor.bir de nişantaşı taraflarında yaşıyorsan yeni bir moda akımı sanabilirler :)
0
keep out
(08.01.17)
allahı varsa giymez
0
cekilmis gayfe
(08.01.17)
ilkini elif şafak giyebilir.

ikincisini de sen.
0
Apocalypse
(08.01.17)
Birincisine retro dedim olmadı, vintage dedim o da tutmadı. Çok itici bir görüntüsü var. İkinci tercih edilebilir.
0
ziv zulander
(08.01.17)
giyebilir tabii ama ikisini de giymesin
0
fragile lady
(08.01.17)
giyebilir. herkes ne isterse giyebilir.
0
cry baby
(08.01.17)
ikisini de giyemez.
0
eksisozluk kullanici sozlesmesini okudum
(08.01.17)
İlkinin rengine ve kumaşına, yakasına bayılldımm. Yalnız o nasıl bir kol kesimidir azizim, çok çirkin, ayrıca benim proporsiyonuma çok ters, ben giysem omuzlarım yok olur içinde sırf kafa kalırım.

Her ikisini de giyme bence.
0
old possum
(08.01.17)
@keskulpesen, cinsiyet kimliği oluşturmadık zaten. cinseyete uygun mu sizce sorusuna cevap verdik. duyar kasmak ile saçmalamak farklı şeyler.
0
hasmetizm 2046
(08.01.17)
bir kere manken kadın, yani baştan bunun erkek için olmadığını adamlar belirtmiş.
0
atalet momenti
(08.01.17)
1 olmaz 2.si güzel. tabi tipe da bağlı böyle şeyler paranın olması yetmiyor maalesef
0
itachi uchiha
(08.01.17)
Birincisini Koreliler gibi ince figürlü erkekler giyebilir ancak.
İkincisini rahat rahat giyebilir.
0
Lim5
(08.01.17)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.