Giriş
(6)

yüzünüz ile boynunuz aynı renk mi?

i m cool with that
yoksa ton farkı var mı?
yoksa ton farkı var mı?
0
i m cool with that
(29.04.17)
Boynum daha pürüzsüz, düzgün olduğundan daha açık.
Yüzümde kılcal damarlar, yer yer ton farkları varr o yüzden daha kanlı canlı ve koyu (ama bariz bi fark değil)
0
megalomaniac
(29.04.17)
Boynum pürüzsüz müthiş bişe ama yüzümde kızarıklar var.
0
it could be wrong
(29.04.17)
malesef farklı. vücudum daha sarı ama yüzüm daha pembe.
0
theseachange
(29.04.17)
Ton farkı var, boynum daha açık.
0
aychovsky
(29.04.17)
Yüzüm daha açık. Boynumda kir gibi gözüken güneş lekem var hiç sevmiyorum.
0
jazzabel
(29.04.17)
benim de öyle. neden öyle
0
füt
(29.04.17)
(24)

Evde terlikle mi dolaşıyorsunuz?

Cursed Chico
Çıplak ayak çorap filan mı? Halı kilim var mı? Halı kilim varsa niye terlik?
Çıplak ayak çorap filan mı? Halı kilim var mı? Halı kilim varsa niye terlik?
0
Cursed Chico
(28.04.17)
odamda halı yok, diğer yerlerde var ama terlik seviyorum. bazen çorap giymeden terlik giyince rahatsız ediyor ama yine de genede mayıs ayına kadar falan giyerim. tuvalete girecekken hep giyerim ama(tuvalet için ayrı terlik yok normal terlikle giriyoruz, tuvalette kilim var iki tane)
0
nundu
(28.04.17)
ay heyt terlik denen şey.
0
neynep
(28.04.17)
cıbıl ayak geziyorum
0
basond
(28.04.17)
ev ayakkabısı, ev patiği daha çok.
terlik çok hoş bir şey değil.
0
blatta hiberna
(28.04.17)
Hem terlik hem çorap idrar yolları enfeksiyonu geçirince çok dikkat ediyorsun.
0
kaderdeki bekir
(28.04.17)
Halı var yazın ince panduf gibi bir şey kışın şu kalın kocaman olanlardan giyerim.
Rahat edemiyorum.
0
mutekebbir
(28.04.17)
Yalın ayak. Annemler zorla giydirirse çorap. Terlik aşırı nadir. Halı kilim mevcut. Keşke olmasa.
0
Lim5
(28.04.17)
Çorap giymeyi hiç sevmiyorum eve girer girmez çıkarıyorum terlikle geziyorum. Halı olsa da terlikle basmak daha iyi hissettiriyor başkasının evine de gidince hemen terlik arıyorum.
0
pastörizesüt
(28.04.17)
Halı + terlik. Öyle rahat ediyorum. Üşüyorum.
0
fragile lady
(28.04.17)
terliksiyim...
0
late viper
(28.04.17)
Mecburi terlik. Tamamen ortopedik sorunlar nedeniyle.
0
sutlu nescafe
(28.04.17)
halı-kilim-parke fark etmez, yaz-kış parmak arası terlik giyiyorum. duşa da bunlarla giriyorum zaten. huy oldu erasmustan sonra özellikle. paylaşımlı bir evde yaşıyorduk ve ortak alanlar pis oluyordu çıplak ayak basamıyordum. duşun içine de giremiyordum çıplak ayakla, duşlar ortak olduğu için. şu anda da aynı şeyi devam ettiriyorum 3 senedir. memnunum
0
mrsmoon
(28.04.17)
kışın pofuduk ev pabuçlarıyla, yazın da terlikle. çıplak ayak yere basmayı hiç sevmem.
0
muslugubozukhayrat
(28.04.17)
Viva terlik ya da terlik forever alışkanlık işte
0
all girls dream
(28.04.17)
yazın kesinlikle cıbıldak, kışın evin sıcaklığına göre ya cıbıldak ya da terlik. çorabı eve girdiğim gibi çıkartırım hayatta rahat edemem. eğer dayanabileceğim bir soğukluk varsa yerden yine cıbıldak. terliğe de uyuz olurum.
0
blue eyes white dragon
(28.04.17)
ev ayakkabım var
ve de duş terliğim
ha bi de uyku çorabım
0
sadegazoz
(28.04.17)
Halı var ama terlik giymeden asla rahat edemiyorum evde. Hava 40 derece de olsa terliksiz basamam yerlere.
0
ms brownstone
(28.04.17)
Yaz-kış terlik giyerim. Halı yok evde.
0
auroraaurora
(28.04.17)
benim yaşadığım yer bodrum kat. bir de bir şey yakmıyorum. soğuk oluyor. ısınma amaçlı en ufak ayrıntıdan bile faydalanmam gerekiyor. halı da var, ayakkabı da giyiyorum. havalar biraz ısınmaya başlayınca terliğe geçiyorum.
0
misterturist
(28.04.17)
Çıplak da olsa çoraplı da olsa terlik olmadan rahat edemiyorum

Halı var, olmasa da farketmez
0
ruh i tibbiye
(28.04.17)
Halı var çorap var terlik var.
0
jazzabel
(28.04.17)
halı olsa da olmasa da yaz kış terlikle dolaşırım. terliksiz kendimi eksik hissediyorum. yere çorapla da basmam, çıplak ayakla da. ayağım mutlaka o terliği arar.
0
i m cool with that
(28.04.17)
Çorap giymeyi pek sevmiyorum. Genellikle halı üstündeysem çıplak ayak ama halının dışına çıkıyorsam terlik. Yazın mutfak zemini gibi bir yerde uzun süre durmayacaksam tamamen çıplak ayak. Duştan sonra parmak arası terlik. Ayaklara özgürlük!

Şu anda geçici yaşadığım ev halı kaplı ama insanlar ayakkabı ile eve girdiği için mecburen terlikle dolaşıyorum. Kendi evimde zaten öyle bir pislik olmaz, o yüzden terlik aramam.
0
aychovsky
(29.04.17)
oha ben aşırı pislik şerefsiz hissettim kendimi şu an. her zeminde çıplak ayakla yürüyebilirim ve dönüp arkama bakmam bile. hiç terlik, çorap vs. aramam. aksine, genelde çorap ya da terlik varken rahatsız hissediyorum.
0
der meister
(29.04.17)
(5)

Türk dizileri

atcapar
Son yıllarda Türk dizilerine bakıyorumda genelde aşklı meşkli diziler yapıyorlar ve hemen hemen hepsinde oğlan zengindir altında son model araba villada yaşıyor hizmetçileri vardır şirket sahibidir ve bu dizilerde genelde orta asya ve arap ülkelerinde tutuyor şimdi ben Türkiyeyi bilmesem ortadoğuda
Son yıllarda Türk dizilerine bakıyorumda genelde aşklı meşkli diziler yapıyorlar ve hemen hemen hepsinde oğlan zengindir altında son model araba villada yaşıyor hizmetçileri vardır şirket sahibidir ve bu dizilerde genelde orta asya ve arap ülkelerinde tutuyor şimdi ben Türkiyeyi bilmesem ortadoğuda ve ya orta asyada yaşasam şöyle düşünürdüm lan bu Türkler ne kadar zenginler hayatları süper falan diye. Ben mi yanlış Türkiye de yaşıyorum yoksa diziler mi yanlış tanıtıyor ülkemizi? Hiç bir dizide istanbul trafiğini ya da metrobüsün durumu göstermiyorlar. Siz ne düşünüyorsunuz? Sizin hiç şirket sahibi villada yaşayan altında son model arabası olan gelecek kaygısı olmayan arkadaşınız oldu mu?
0
atcapar
(28.04.17)
bütün gün metrobüste ağzına sıçılmış, bir de akşam evde metrobüste çile çeken adamı mı izleyeceksin? kendi hayatın bombok, empati ile zengin, süper hayatı olan birini izleyip kendini tatmin etmek istiyorsun işte. olay böyle.
0
ben demistim zaten
(28.04.17)
behzat ç o yüzden çok tuttu, yani çok gerçekçiydi ve doğaldı dolayısıyla çok kişi sevdi.

ama bir yandan hayatımızın sıkıcı olduğu gerçeği de var ve mesela biraz farklı hayatlar görmek de kötü değil bence. o yüzden fi'yi sevdim ben. ama aşırı abartı ve zenginli dizileri sevmiyorum.
0
omonia
(28.04.17)
behzat ç. çok falan tutmadı. dizi defaatle gün ve saat değiştirdi ancak sosyal medyayı kullanan kişilerin ısrar ve hayranlıkları ile o dönemin star yönetiminin de desteğiyle devam ettirildi. ssg'nin bu tür yayınlar hakkında yazıları vardı yanlış anımsamıyorsam. neden devam ettirilir ya da neden bitirilir diye. ekşi dergisi üzerinden anlatıyordu.

ayrıca @ben demiştim zaten haklı. yakında yeni bir yaz dizisi çıkar ve ne demek istediğimizi daha iyi anlarsınız. bu amerikan rüyası kavramını anlayan iyi okumuş senaristlerimizin başlattığı bir furyanın ayağı düşmüş hali.


alternatif için eski dizileri ruhsar, memoli, çocuklar duymasın gibi zamanın çok tutulan hikayelerini yeniden canlandırmayı denediler patladı. türk insanı, güç arzusunun peşinde. aslında türk diye yaftalamamak lazım, nietzsche benden daha iyi bilir ama insan güç algısının peşinde ve bu yüzden amerikan filmlerinde ki o telefonu alırsan daha başarılı daha güçlü, o arabaya binersen daha güçlü olursun yaklaşımını ülkemizde tersten yedirdiler. daha güçlü insanlar. daha alengirli hayatlar.

izlemeye değer birşey olsun istiyor insanlar, yoksa sizin bahsettiğiniz diziler eskiden stv'de vardı. ev hayatı, soba, iş arayan baba gibi. günümüz dizilerinde fakirler bile istanbulda taksi ile seyahat etmek zorundalar, öyle seyahat ederler. çünkü o herhangi bir eğlence kültürü değil sosyal yaşamdan bir kaçış sunar insana.

eski türk filmleri gibi yani, ne diyordu sırrı süreyya önder; hüsnü(ah ulan müjgan)' filmin sonunda öyle konuşmaz aslında, ben size hüsnünün nasıl konuşacağını yaparım da rtük kanalı kapatır. orada senarist konuşuyor, ve izleyeni rahatlatıyor. çünkü seyirci film boyunca kendisini hüsnüyle özdeşleştiriyor. hüsnü filmin sonunda kazanıyor, tiradını atıyor ve seyirci istediğini elde etmiş oluyor. Gerçek hayatta böyle şeyler olmaz. Bu bir ekoldür, seyirci rahatlamak için sinemaya gidiyor.

Herkesin senaryosuna methiyeler düzdüğü Ezel dizisinde bile böyle olmuştur. aynen anlatıldığı gibi.

edit: ben yazarken @tolkienin hayranı'nın yazısı yoktu, aynı sırada benzer şeyleri düşünerek yazmışız.
0
mete kudur
(28.04.17)
"Ben demistim zaten" zaten demis. +1
0
Traveller
(28.04.17)
- Türk dizileri çok hızlı ve çok uzun üretiliyor. Prime time'ın her akşam birtakım dizileri körüklüyor olması gerek ve bölüm reklamlarla birlikte üç saate, kemiksiz 90 dakikaya kadar uzun. Haliyle yaratıcı olacak zaman yok, acil dizi lazım. Haliyle kolaya kaçmak gerekiyor. Arada Elveda Rumeli, Behzat Ç gibi diziler çıkıyor ama nadiren.

- Türk halkı arabeskten, dramadan beslenir. Bu yüzden, ya bir fakirin zenginler yüzünden acı çekmesi ve bizim bu acıyı hissetmemiz gerekiyor (Öyle Bir Geçer Zaman Ki) gibi ya da zenginlerin bir türlü mutlu olamaması gerekiyor. Oysa, bu halk 20 yıla yakın Bizimkiler dizisini izledi. 20 yıl boyunca 'Katil geldi Sevim', 'Babacım, kapıcı', 'Zaptı tutuyorum şimdi' gibi replikleri yıllarca dinleyen bir iki nesil büyüdü. Başarısı da 'Halk kendi hayatı ile özdeşleştirdiği, ekranda kendini gördüğü için bu kadar tutuldu'ya bağlanmıştı. Ne oldu da, bu bu kadar değişti? Şuradan örnek vereyim. 1960-70 yapımı bir Hollywood korku filminde kanlı bir sahneyi doğru düzgün göremezsiniz. Görünen sahnelerde de kanın sahteliği bellidir ve delinen deşilen organ yoktur. Aynı şeyi izlemek seyirciyi sıkar ve her yeni ile birlikte çıta azıcık yukarı çekilir. 1980'lerde açıkta organ görmesek de Freddy Kruger'ın milleti deştiğini gördük. Korku filmleri şimdi aşırı gerçekçi. Cinayetleri rahat rahat, elimizde mısırla izleyebiliyoruz. Aynı filmi 30-40 yıl öncesine götürsen olay yaratır ve yasaklanır. Bu da beyni uyarma ile ilgili. Beyin belirli bir miktarda uyaranla uyarıldığında artık ondan düşük olanlara çok da yeni bir şeymiş ya da heyecanlandırıcıymış gibi heyecanlandırmıyor. Örneğin, Facebook'ta her atılana 100-200 beğeni gelen biri bir postuna 50 beğeni gelirse mutlu olmaz, tatmin olmaz ama her postuna ortalama 10 beğeni gelen biri 50 beğeni ile havaya uçabilir. Türk halkı için de bu beyin uyaranı drama olmuştur. Dramanın miktarı arabeskle başlayıp arta arta bugünlere geldi. Halka artık Bizimkiler'i göstersen sıkılır. Çünkü 100 like'ı olan birine 10 like'lık bir şeyle uyarmanın artık etkisi yok. Bu yüzden dizilerdeki kavgalar, dramalar, entrikalar, olaylar, vb. arttıkça artıyor. Burada zenginlik de gün geçtikçe artıyor.

- Aynı dizileri Orta Doğu, Balkan ve Güney Amerika pazarına satıyoruz. Hepsi de lüksü izlemeyi seven insanlardan oluşuyor. Orta Doğu'nun, Arapların zaten lüks ve abartı sevdası meşhur. Güney Amerika yıllarca pembe dizi üretmiş, zengin çocuk ile fakir ama güzel kızın aşkını işleyen dizilerin harman olduğu yer. Balkanlarda çok yaygın olmasa da fakir ya da orta halli ülkeler lüks hayatı görmeyi seviyor. Bir yandan Türkiye dışı pazar da düşünülüyor yani. Senin yerel hayatını izlemez bu insanlar ya da bunu o piyasaya sunmak riskli. Ne kadar zengin insan, o kadar yurtdışı yan gelir.

- Çalışmalar gösteriyor ki halk fakirleştikçe, izledikleri zenginleşiyor. Zenginin malı züğürdün çenesini youyor bir anlamda. Kendini dizide izlediği kişinin yerine kısa bir süre koyabiliyor. Televizyona odaklığında kendi çevresini görmüyor, ekrandaki çevreyi görüyor. Aslında bir şeyi izlerken kendimizi ekranın içine yerleştiriyoruz bir anda. Hatta, bazı anneler ekranla konuşur örneğin. Oyuncuya 'Ay ay ay, gitme oraya' ya da 'Aptal kız, adam seni kandırıyor' falan derler. Bu durumlar, aslında o an gerçekten kopulduğunun ve ekrandaki görüntünün o anlık kişinin gerçeği haline geldiğinin göstergesi. Bu şekilde, kişi kendi fakirliğini kısa süre unutabiliyor ya da kısa süre zengin gibi yaşayabiliyor. Aslına bakıldığında, bu tarz zengin dizileri bir anlamda kişileri uyuşturmak işine de yarıyor. Kendi fakirliğini bu şekilde bastıran kişi yaşadığından şikayet etmiyor. Hele ki zengin ailede entrikalar olunca kendi haline bile şükredebiliyor. Ama bir yan etkisi var; o da adi suçları arttırması. Ekranda kavga, gürültüyü çok gören bir nesil yetişti. Otobüslerde bazı genç kızların sevgilileri ile telefon konuşmalarını dinlerseniz diziler gibi konuşurlar genelde. Kavgası, draması bol ama anlamsız ve niye çıktığı belli değil. Aynı şekilde, televizyonda gördüğü gibi yaşayan insan elindeki şartlar o şekilde bir yaşama elvermediği için kapkaççılık, hırsızlık gibi suçlara teşvik de ediyor ama bir iki kişinin kapkaççılık yapması, bütün ülkenin fakirlikten bıkarak isyan etmesi yanında küçük bir bedel. İnsanların gazını alıyor bir anlamda. Bir anlamda ülke fakirleştikçe ya da gelir dağılımı adaletsizleştikçe, orta sınıf daraldıkça zenginlerin yaşamını ortaya seren dizi sayısı da artıyor. ben demistim zaten'in dediği 'Kendi yaşamını izler misin' de bu kapsamda incelenebilir. İsveçliler 6 saat boyunca sıradan bir tren yolculuğu izliyorlar mesela.

- Dizide gereken oyuncu sayısı tiyatrocu sayısından fazla ve tiyatro kökenli ve deneyimli oyuncular pahalı. Onun yerine, yeni mezun ya da az yüzü gözü düzgün birini ucuza oynatıyorlar; haliyle oyunculuklar genelde yerlerde. Bunun konu ile ilgisi yok ama araya iliştirmek istedim.
0
aychovsky
(28.04.17)
(21)

Son 7 yılda hayatınızda ne değişti ? Hayal ettiğiniz yerde misiniz ?

sorunvar
Cevabınızı bekliyorum .S.b
Cevabınızı bekliyorum .S.b
0
sorunvar
(28.04.17)
universite bitirdim, askerligimi yaptim, ingilizcemi gelistirdim, daire alip borcunu bitirdim, kariyerim ilerledi, araba almistim ama sonra onu sattim ve 2 sene once amerika'ya yerlestim.

bunun disinda yapamadigim seyler oldu, iliskimi yurutemedim, yuksek lisans hayalim vardi olmadi, fitness yapiyordum biraktim ve istedigim vucuda hala ulasmamadim.
0
mustafa sertkaya
(28.04.17)
Lisede henüz ne okumak ne olmak istediğini bilmeyen, kendisini bulamamış, tek hayali tiyatro olan biriydim 7 yıl önce. Şu an 2 üniversite bitirmek üzere olan, yüksek lisans ve akademik kariyer planlayan biriyim. Yine 7 yıl önce ailemle yaşıyordum pek arkadaşım yoktu asosyaldim, 5 yıldır ayrı yaşıyorum oldukça sosyalleştim, kendi ayaklarım üstünde durmayı sorunlarla tek başıma başa çıkabilmeyi öğrendim. Bu açıdan çok değiştim.
Ama değiştiremediğim şeyler de var. Hala kilolarımı veremedim, hala aşırı duygusal olmama bir çözüm bulamadım, hala aileme kendi istediklerimi anlatmak ve kabullendirmek yerine istedikleri kız çocuğu imajında kalabilmek için zaman zaman yalan söylüyorum.

Hayal ettiğim yerde değilim, olduğum yerden memnunum ama. 7 yıl önce olmasını istediğimden çok farklı ama sanırım daha iyi bir noktadayım.
0
bir nick var benden iceri
(28.04.17)
dünyanın en insecure ilişkisinden kurtuldum. üniversite bitirdim. özel sektörün bana göre olmadığını anladım. babam öldü. yüksek lisansı bitirdim. ananem öldü. doktora yeterliği geçtim. sıkıldım. ülke değiştirdim. ünlü bir ülkenin ünsüz bir şehrinde tekrar sıkılmayı bekliyorum. tam olarak hayal ettiğim bu değildi herhalde. o zamanki hayallerim iyi ki gerçekleşmemiş zaten.
0
ron dennis
(28.04.17)
lise 2'deydim. çok belli bir hayalim yoktu, genel olarak almanya'da yaşamayı istiyordum. ya da iyi başka bir avrupa ülkesinde. sabah akşam oomph-rammstein-megaherz-die krupps dinler, hafta sonları ve cuma akşamları kızarmış patates yiyip ice tea içerek 2. bundesliga (bundesliga değil) maçları izlerdim. almanlıktan çok büyük tat alıyordum. başarılı bir öğrenci sayılırdım falan. iyiydi yani.

bu eylül-ekim gibi almanya'ya yerleşme ihtimalim var aslında, yok değil ama ihmal edileblir derecede düşük gibi. onun dışında, hayal ettiğim yerde olmasam da hayalime gidebilecek yolun başına geldim gibi hissediyorum. vura kıra pistin başına geldim artık. kuleden kalkış izni alınca moturları açıcam tuf tuf tuf tuf diye, ondan sonra da uçup gitçem umarım. uçmazsam da canım sağolsun, sığır olarak da yaşamayı öğrendim sonuçta.
0
der meister
(28.04.17)
7 yıl önce üniversiteye başladım. 2 yıl önce mezun oldum. 1 sene İstanbul'da çalıştım. Kafayı yedim. Şimdi tekrar üniversiteye hazırlanıyorum. Eylülde tecil bitiyo askere gidip gelicem. Sözün özü başa döndüm. :V
(git:
www.youtube.com
0
lüzumsuz adam
(28.04.17)
2010 nisanda 8. sınıftım şu an üniversite 3. sınıfım. o dönemde sanırım ege tıpta olmak istiyodum şu an ege tıptayım yani hayalim buysa şayet ulaşmışım denebilir. ama kişisel olarak daha önemlisi yurtdışına çıktım mesela geçen sene ilk kez ve bu benim için daha büyük bi hayaldi. o dönemde eh işte bi ingilizcem vardı şu an internetten her istediğim konuda araştırma yapabilecek, iyi kötü essay yazabilecek, insanlarla ciddi muhabbet edebilecek ingilizcem var ki bu 7 sene içinde yaşadığım en büyük katkı budur ama keşke bir yabancı dilim daha olsaydı.

onun dışında uğraştığım şeyler genelde aynı, o dönem de geek denebilecek biriydim hala öyleyim. o dönem de en büyük zevkim bilgisayar oyunlarıydı hala öyle. o dönem de sevgilim yoktu hala yok vs
0
nundu
(28.04.17)
insanlar geldi geçti.

yaşadığım şehir ve ülke değişti.

kilom görüntüm değişti.

bir kişi değişmemişti tüm bu süre boyunca hayatımda. Sonra o da gitti.

Şimdi de hayata bakışım değişti.

Hayal ettiğim yerdeyim. Ancak hayal ettiğim gibi değilmiş.

Şimdi de hayallerim değişti.
0
qazaqwsx
(28.04.17)
7 sene önce über bi üniversite hayatı hayalini kuruyodum. Üniversite ne anlamadan yıllar geçti, yalnızlığa alıştım, 5 senelik ilişki bitti, ama amk üniversitesi bitmedi. 8 sene vadeyle kredi cekip ev almış gibi hayatımı ipotekledi resmen.
0
klar
(28.04.17)
okul bitti.
askerlik bitti.
hayalimin mesleğine kavuştum ama bir takım o.ç yüzünden bıraktım.
0
ketcapli dondurma
(28.04.17)
7 yıl önceki ben üniversteyi yeni bitirmiş, idealistlikten ölen arge mühendis olcam diye direten bir saftı.
şimdi o zamanlar denemem gereken şeyi yapıp hayatıma resmen sıfırdan başladım, yüksek lisanslı mühendis olarak yurtdışında cafede çalışıyorum. masa silip servis yapıyorum bazen koyuyor ama bu da ödemem gereken bir bedel. mutluluk title da değil hayallere giden yoldaymış şimdilik bunu gördüm, hayallerini geciktirdikçe gerçekleştirmek için verdiğin ödünler artıyormuş... belki 7 yıl sonra bugün ne safmışım dicem ama onu demek için de bu tecrübeleri edinmem gerekiyor sanırım :)
0
part time pollyanna
(28.04.17)
İyisiyle-kötüsüyle hayal ettiğimden çok farklı bir yerdeyim. Genel olarak net bir hayalim de yoktu ama 'Herhalde şöyle olur, böyle olur' dediğimden farklı bir noktadayım.

7 sene önceki benle şimdiki benin alakası yok; ben çok değiştim. Şimdi yapmak istediklerimle, o zaman yapmak istediklerim veya düşündüklerim çok değil ama farklılaştı bayağı.

Birlikte olduğum kişi değişti. Mali durumu toparladım. Maaşım artmadı, artanı da ben düşürmüş sayıldım. (Uzun konu) Ülke değiştirdim (başka bir ülke olsun isterdim). Hala da 5 ya da 7 sene sonrası için bir hayalim yok. Bir şeyler olur elbet.
0
aychovsky
(28.04.17)
Soru beni öyle düşüncelere daldırdı ki. Tahminimden çok farklı gelişti olaylar ve görüntüde daha iyi bir yerdeyim. Görüntüde...
0
fallopian
(28.04.17)
bitirmem dediğim okulu bitirdim. mesleğimi yaparım diye düşünürken hiç alakam olmayan bir işe atıldım. evlilik kesinlikle bana göre değil derken evleneceğim kadını buldum. arkadaşlarım değişti. çevrem değişti. mesleğime geri döndüm. hatta siyasi görüşüm bile değişti. yaptıklarımın birçoğundan büyük yaralar aldım ama hiçbirinden de pişman değilim. hayatımdaki en doğru kararları vermişim. şimdiyse 7 yıl sonra bugüne bakıp pişman olmamak için daha stabil bir hayatı yaşamak istiyorum sadece. hiçbir şey hakkında kesin konuşmamam gerektiğini anlamışım.
0
ufukcel
(28.04.17)
hepsi de olumlu yönde olmak üzere çok şey değişti, birazdan çıkmam gerektiğinden ayrıntı veremeyeceğim.
yedi yıl önce bana şimdi olduğum gibi bir adam olacağımı söyleseler inanamazdım.

hayal ettiğim spesifik bir yer yok ama kazanmak istediğim kadar para kazanamıyorum, daha da önemlisi, olmak istediğim kadar mutlu ve huzurlu değilim.
0
filteria
(28.04.17)
Hiç alakam yok her yönü ile çok farklı bir noktadayım. Hayallerime uzak olsam da yeni hayallerim var.
0
gozu acik sevisen yahudi
(28.04.17)
7 yıl önce üniversite sınavına hazırlanıyodum. İstediğim yeri kazandım mezun oldum. Genel olarak üniversite hayatım güzel geçti ama bir takım pişmanlıklarım var tabi. Dilimi üniversiteye geçtiğim yaz geliştirip Erasmus, staj değişimi vs hepsini gerçekleştirmek isterdim üstüne düşmedim hiç biri olmadı. İşimde istediğim yerde olup olmadığıma emin değilim kafamı bu kurcalıyor. Bir de çoğu arkadaşım hayatını geçirmeyi düşündüğü insanı bulmuş gibi görünüyor yaşım genç olsa da bu konuda da geç mi kalıyorum acaba diye düşünüyorum. Sonuç olarak hayal ettiğim yerde miyim, sayılır.
0
pastörizesüt
(28.04.17)
üniversite kazandım, 1 yıl okudum, bıraktım. tekrar hazırlandım. kazandıgım yeni üniversiteden bi ay sonra mezun olucam. ama sor, mutlu musun, hayır. ne olcagıma dair hiçbi fikrim yok. onıun dışında salak salak insanlar girdi çıktı hayatıma pskilojimin içine sıçtım. sanırım asla mutlu olamayacağım, evlenip çoluk çocıga karışamayacagım. herşeyi bırakıp bu salak istanbuldan kurtulmak istiyorum. ailemin yanına izmire dönücem gibi duruyor.

yani hayal ettiğim yerde değilim, hatta yakınından bile geçemedim.
0
bendensin
(28.04.17)
İkinci çocuğum oldu, annemin hastalığı ortaya çıktı, kilo verdim, kilo aldım, işimde mutsuz olmaya başladım, sağlığım bozuldu, evin borcu bitti, kilo verdim, işimde istediğim yere geldim, annem öldü.

Hayal ettiğim yer hep bir adım ilerisi. Annem sağlıkla yaşasaydı keşke diyorum sadece...
0
SiyamkedisiZorro
(28.04.17)
hem hayal ettiğim yerdeyim, hem de değilim.
çünkü durağanlıktan ziyade, harekete ve akışa inanıyorum.
bir yere varırsam, başka bir yeri hedeflerim ya da hayatın başka bir yere götürmesine izin veririm.
bu illa yukarıya doğru giden bir çizelgede ve hırs içeren bir hedef olmak zorunda değil.
önemli olan tutunmamak, yeni seçimler yapmak.
0
blatta hiberna
(28.04.17)
Çok değiştim. Olduğum insanı, hayatımı bir sevmeye başladım ki güç kazandım bu durumdan.
İş değiştirdim.x2
Şehir değiştirdim. X2
Evlendim.
Boşandım.
Saçlarımı kestirdim.
Hayatta böyle olmaz, denk gelemeyiz dediğim bir insanla sevgili oldum. "Be careful what you wish for" dedikleri doğruymuş, hiç güzel olmadı. (7 sene önce benim için önemliydi bu detay, ondan söylüyorum. Şimdi değil.)
Yüksek lisans yaptım.
Babam öldü.
Yıllarca konuşmadığım bir arkadaşımla barıştım.

Douglas Adams'ın dediği gibi "I may not have gone where I intended to go, but I think I have ended up where I needed to be."
0
sopiro
(28.04.17)
iyi saf bir insandan, aslinda cok kolay kotu bir insana donusulebilecegini ogrendim. en buyuk degisim bu.

onun disinda epey aksakliklar ciksa da yurtdisinda yuksek lisans hayalimin gerceklesmesine iki ay kaldi. yani mezun oluyorum.

yurtdisi tatili yaptim o da guzeldi. daha fazla gezmem gerekiyor.

araba kullanmayi hala ogrenemedim kafama edeyim ama kafaya taktim artik ogrenecegim.

bahisi biraktim komple. zaman olduruyordu.

daha cok kitap okumaliyim ve daha cok film izlemeliyim.

spor yaptim gayet iyi oldu, son 2 yildir yapmiyorum ama ona da baslayacagim en kisa zamanda.

sacma sapan isleri de yapabilecegimi ve aslinda devamli is degistirmenin pek de kotu olmadigini anladim.

kariyer adami olmadigimi cozdum.

kendime yeni hobiler edinmeyelim.

ikinci bir yabanci dil ogrenecektim ama birinde asiri iyi olmadan digerine baslarsam, sanki ingilizceyi de unutacakmisim gibi hissediyorum.

gezilecek cok ulke var, belki onlara giderim.

ev almak gibi hayalim olmadi ama 3 sene icinde almayi planliyorum.

bu kadar.
0
baldur2
(28.04.17)
(11)

abd'de borc takip gitmek

mustafa sertkaya
merhabalar arkadaslar, sozluk yazari olmayan bir arkadasimin basindan geceni ve sorununu bilen birilerine danismak istiyorum, arkadas 2 sene once abd'de j-1 vizesi ile staj yaparken bir 8-9 ay da uctune kacak kaliyor yani vizesi bitiyor ama donmuyor, bu arada SSN oldugu icin birsuru kredi karti cika
merhabalar arkadaslar,

sozluk yazari olmayan bir arkadasimin basindan geceni ve sorununu bilen birilerine danismak istiyorum,

arkadas 2 sene once abd'de j-1 vizesi ile staj yaparken bir 8-9 ay da uctune kacak kaliyor yani vizesi bitiyor ama donmuyor,

bu arada SSN oldugu icin birsuru kredi karti cikariyor amerika'dan ve bu kartlar uzerinden western union ile turkiye ye para gonderiyor, telefon bilgisayar mucevher gibi seyler satin alip sonra turkiye'ye donus yapiyor kart borclarini odemeden .

fakat simdi merak ettigi vize alip tekrar abd'ye gidebilir mi ya da green card'a basvuruyor her yil eger cikarsa gidebilir mi ?

tesekkurler yardiminiz icin.
0
mustafa sertkaya
(28.04.17)
asla gidemez çok daha masumu yaşandı ülkeye almadılar.
arkadaşına vize çıksa bile sınırda tutuklanabilir.
0
basond
(28.04.17)
ne sandınz koca ülkeyi?Tabi ki gidemez.
0
basubadelmevt
(28.04.17)
gidemez. zaten vize vermezler.
0
cekilmis gayfe
(28.04.17)
arkadaslar lutfen bu islerle ilgili bilgisi olanlar yazsin, kendi goruslerinizi merak etmiyorum bence de giremez .
0
🌸mustafa sertkaya
(28.04.17)
Konsoloslukça da gidemez bence.
0
gneral
(28.04.17)
Borç takma kısmı olmasaydı ve ülkeye hiç dönmeseydi, bir sorun çıkmayabilirdi. Yeşil kart çekilişlerinde 'Yeni gelenleri ülkeye dolduracağımıza, zaten bu ülkede kalanlara verelim de kaçak statüsünden kurtulsun' spekülasyonları dönüyor bol bol. Kart çekilişlerinin adil olmadığı iddia ediliyor. Bizzat, vizesi bittiği halde dönmeyen ve 8 yıl kaçak yaşadıktan sonra yeşil kart çıkmış, o zamana kadar kaçak çalışmış birini tanıyorum. Burada, bunun ötesinde aslında üç durum var:

1. J1 vizesi kullanmış. J1 vizesi dolduktan sonraki 2 yıl Amerika'da çalışma vizesi alınamaz zaten. O hakkı 'waive' etmek için aylarca uğraşmak ve kullanılan parayı geri ödemek, vb. gerekiyor. Bu yüzden sorun olur ilk olarak (iki sene dolmadıysa)
2. Ülkeye dönmüş. Dönmese yeşil kayıt şansı daha fazlaydı. Şimdi kara listeye alınmıştır 'Bu geldi mi dönmüyor' diye.
3. Borç takmış ve ödememiş. Vizeyi zaten vermezler de, ama oldu ki bir vize verdiler, borcun süresine ve ihtarlara göre girişte tutuklanabilir de. En iyi ihtimalle borcunu ödedikten sonra girebilir.
0
aychovsky
(28.04.17)
usa turk forumda abd deki borcu yuzunden green card cıktıgı halde alamayan bırısını okumustum. ayrıca hırsızlık ve dolandırıcılıkla iş tutan bırının hala abd ye gıtmeye calısmasıda ılgınc.
0
hayvan gibi yazar
(28.04.17)
bazen gülesim filan geliyor duyuruları okuyunca.

mesela hep sorardım kendime, "bu reza zarrab amarigayı madikliyip, nasıl miamiye filan gidiyor, gidebiliyor" diye, al aynı zihniyet. sen adamın ülkesinde taş üstüne taş koma, dolandırıcılıkların, kaçakçılıkların dibine vur, sonra "ya olm ya çıkarsa" filan modunda vizeye mizeye başvurup hiç bir şey olmamasını bekle.

o arkadaş en başta kara listede, amerikada %99,99 oranında mahkemesi, üzerine suç gözüküyor. amerikada her şey affedilebilir ama borç, vergi kaçırma, dolandırıcılık, sahtecilik ağırdır. o arkadaşın %1 şansı dahi yok tutuklanmamak ya da vize kabulu alma konusunda.
0
kurnaz
(28.04.17)
şuna bakın

www.usa-turk.com
0
oscar
(28.04.17)
Ben de burdan bir soru sorayım mı?

Amerika'da hesap açtırmıştım, bankamatik var yani kredi kartı da değil. Ama dönerken hesabı kapatmadım, kapatamadım. Kapatmazsam ne olur diye bankaya gitmiştim, beni tutuklarlar mı diye sordum, kadın da güldü dedi ki tutuklamazlar ama Amerika'ya geri dönersen bu bankadan hesap açtıramazsın sadece. Şu an her ay 7 dolar borcum olacak, senelerce bu birikse başıma bir şey gelmez herhalde di mi?

İnternetten hesap kapatılmıyor, onu da sormuştum.
0
kırmızıayakkabılıgargamel
(28.04.17)
abd'deyim, yetki abilere sordum. "hayirli kesinlikle almayiz" dediler, seni de mimlemisler arkadasindan dolayi.
0
ubi dubium ibi libertas
(28.04.17)
(11)

Kızlar!! sevgiliniz olmayan erkek arkadaşlarınıza

hasmetizm 2046
"Canım" deme kriteriniz nedir? (sözlü veya yazılı)
"Canım" deme kriteriniz nedir? (sözlü veya yazılı)
0
hasmetizm 2046
(27.04.17)
hadi canım, yok canım, peki canım filan derkenki canım. ya da hadi belki "bak şimdi canım benim" filan gibi.
onun dışında demem. özellikle dikkat ettiğim bir şey de değil aslında.
0
niye ama
(27.04.17)
en fazla "yok canım" derken kullanırım. o da ağız alışkanlığı.
0
ruhen hastayim ben
(27.04.17)
Samimiyet. Hadi canim, yok canim gibi kalıpları kullanıyorum da. Bence önemsiz bir detay ya.
0
cabiday
(27.04.17)
hiç kullanmam.
0
pinkpeony
(27.04.17)
Yavaş canım, şimdi değil canım, büyük canım vs vs
0
Frederick Co
(27.04.17)
Kadın ya da erkek fark etmiyor benim için, kimseye "canım" demem.
0
ms brownstone
(27.04.17)
Ya benim inanılmaz gevşek bir arkadaş grubum vardı. Onlarla aşkımlar canımlar hayatımlar havada uçuşuyordu. Kimse için bir şey ifade etmiyordu ama.
0
jazzabel
(28.04.17)
niye ama + 1
Sıradan bir arkadaşıma "Hadi canım, yok canım" dışında pek canım demem.
Bir iki çocukluktan beri yakın arkadaşım var. Laf arsında canımcım derim. Hele bir arkadaşımla 10 yıl işte oda arkadaşı idik. Yıllarca onun en yakın arkadaşı ile birlikte idim, bizi o tanıştırmıştı. O da ortak bir arkadaşımız ile evlendi. Yıllarca yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmedi. Onu şimdi görsem "Canaaaağğm" diye sarılırım sıka sıka.
0
aychovsky
(28.04.17)
Ben genelde kızdığımda, laf sokarken, üstünlük taslarken falan kullanırım. Normalde kız/ erkek farketmez, kullandığım bi hitap değildir. Kullananı da çok sevmem açıkçası.
0
manuel mandalina
(28.04.17)
Herif Meriç ise adamdan saymadıklarından diyorlar.
0
arnold schwarzeneger
(28.04.17)
Kız ya da erkek mühim değil kullanmam.
Bazen "yok canım daha neler" gibi durumlarda kullanırım bu kelimeyi sadece.
0
mutekebbir
(28.04.17)
(2)

Amerika'dan USPS ile posta teslim almış olan var mı? (Bilgi ricası)

mr.goodcat
Son 1 sene içinde Amerika'dan USPS ile gönderilmiş bir postayı teslim alan var mı? Takip numarasıyla ilgili bir şey soracağım. Türkiyede takip ediliyor mu diye.Lütfen tecrübe etmiş arkadaşlar cevaplasın.
Son 1 sene içinde Amerika'dan USPS ile gönderilmiş bir postayı teslim alan var mı? Takip numarasıyla ilgili bir şey soracağım. Türkiyede takip ediliyor mu diye.

Lütfen tecrübe etmiş arkadaşlar cevaplasın.
0
mr.goodcat
(26.04.17)
Aldım, hatta alamadım. Amerika'dan çıkınca USPS takip kısmını yapmadı. Sonra da 10 günde felmesi gereken belge iki ayda gelmedi. Aynı belgeyi 65 doları cebimden vererek UPS hava postası ile yeniden göndermeleeini istedim. Bu tecrübe evrensel midir, herkesi bağlar mı, bilmiyorum. Belki takip edleni vardır da, bana öyle göndermemişlerdir
0
aychovsky
(26.04.17)
Eylül'de aldım, Türkiye'ye girdikten sonraki kısım ptt'de şöyle gözüküyor: i.hizliresim.com
0
10032007
(26.04.17)
(11)

Ne kadar uzağa gidiyoruz??

tum haklari saklidir
akşam işten çıkıp eve geldikten sonra dışarı çıkıyorsanız, gittiğiniz, takıldığınız yerler ne kadar uzakta(dakika olarak)?45dk çok mu uzak sizce?
akşam işten çıkıp eve geldikten sonra dışarı çıkıyorsanız, gittiğiniz, takıldığınız yerler ne kadar uzakta(dakika olarak)?

45dk çok mu uzak sizce?
0
tum haklari saklidir
(26.04.17)
benim evim uzakta, şehir merkezinden non-stop bir yolculuk toplu taşımayla(sıra sıra hepsi gelmiş olsa) neredeyse 2 saat.

o yüzden uzak değil, bir de bu zamanın fiziksel olmanın yanında algıyla da bir ilişkisi var yani yolculuk konforu yolculuk amacı filan çok etkiliyor.

45 dk o yüzden uzak değil bence.
0
mete kudur
(26.04.17)
20 dakika uzaklığa gidiyorum ben. çok çok nadir olarak 1 saat uzaklıktaki yere. yolda geçen zamana çok acıyorum çünkü.
0
dedim ben sana
(26.04.17)
İşten çıkıp eve geldikten sonra çıkacağım yer 45 dakika uzakta olsa ben çıkmazdım, benimki genelde 3-10 dakika arasında değişiyor yürüyerek.
0
angelus
(26.04.17)
Aksam bir yere gideceksem eve gelmem, direkt is cikisi giderim. Eve geldikten sonra karsi bina bile uzak gelir. O yuzden eve ugramam.
0
stavro
(26.04.17)
Şehir? İstanbul'da yaşarken 1 saati geçiyordu hep benim. Bir buçuk saate kadar normal görüyordum. (bkz: beylikdüzü) İstanbul dışındaki her şehir için fazla bence.
0
buf-e kür
(26.04.17)
haftada 2-3 gun 30km(20-30dk) uzaga gidiyorum onun dısında genelde 5-10dk mesefe oluyor
0
bnmzz
(26.04.17)
buf-e kür +1, Cesario +1
Gerçi birkaç büyük şehir için çok sayılmaz bence ama ben de gtmezdm. Arada gidiyordum Beylikdüzü-Kadıköy'ü ama birkaç ayda bir. Genelde yakınlardaki yerlere gidiyordum. Gerçi iş çıkışı doğrudan gidiyordum ben de. Eve uğramıyordum.
Yine de gitmek istiyorsanız kim ne karışr.
0
aychovsky
(26.04.17)
Stavro+1
Zaten eve varmam min. 1.5 saati buluyor, direkt işten çıkar giderim. Mekan evle iş arasında olur böylece toplamda her halükarda harcayacağım vakti harcamış olurum.
0
Sulfoxaflor
(26.04.17)
her gün 4-5 saatim(bazen 7-8) yolda geçtiği için hafta içi bir yere gitmiyorum...
0
late viper
(26.04.17)
çok ya boşversene haftasonu gıdersın.
0
sizofren06
(26.04.17)
eve girersem hayatta çıkmam +1
0
argent dawn
(26.04.17)
(1)

bi matematik/olasılık sorusu

neseranni
ya aklıma takıldı bir konu, matematiğim çok iyi değil o yüzden sizlere danışmak istedim. şimdi diyelim bir kutu açıyoruz ve içinden x çıkma şansı %10. elimizde 10 tane bu kutunun aynısından var. yani 10 tane birbirinden ayrı %10 şansımız var. ve hepsi yeni kutu olduğu için her seferinde aslında %
ya aklıma takıldı bir konu, matematiğim çok iyi değil o yüzden sizlere danışmak istedim.

şimdi diyelim bir kutu açıyoruz ve içinden x çıkma şansı %10.

elimizde 10 tane bu kutunun aynısından var. yani 10 tane birbirinden ayrı %10 şansımız var.

ve hepsi yeni kutu olduğu için her seferinde aslında %10 şansımız baştan başlamış oluyor.

yani 10 kutumuz var diye %10 şanslar birikmiyor.

ama 10 tane birbirinden ayrı %10 şansımızın olmasının matematiksel, olasılık anlamında hiçbir kümülatif birikme değeri yok mu? yani bu 10 farklı %10 şansımız toplam x bulma şansımızı hiç arttırmıyor mu? arttırıyorsa ne kadar arttırıyor ve nasıl bir hesaplamayla yapılıyor?

umarım anlatabilmişimdir... teşekkürler
0
neseranni
(26.04.17)
Soru sanırım %10 olasılıklı olaydan 10 denemede en azından bir kwre karşılaşmış olmak, hiç ıska geçmemesi.
Demek istediğiniz bu ise, arttırır.
Binom dağılımı ile. Mobilden link veremiyorum.
Hiç karşılaşmama olasılığınız 0.9^10 olur
En az bir kere karşılaşmanız 1-0.9^10 olur. Haliyle olasılık oldukça artar.
0
aychovsky
(26.04.17)
(25)

90 ya da daha önce doğmuş olanlar

blue eyes white dragon
dün malum sözlükte bir teog başlığı vardı, güldük eğlendik neyse. 2000'lerin başında bunun adının lgs olduğunu hatırlıyorum, sözlükten de iki arkadaş evet doğru liselere giriş sınavıydı falan dedi. wiki'ye baktım orada da 2005 yılında adı değişip Orta Öğretim Kurumları Seçme ve Yerleştirme Sınavı ol
dün malum sözlükte bir teog başlığı vardı, güldük eğlendik neyse.

2000'lerin başında bunun adının lgs olduğunu hatırlıyorum, sözlükten de iki arkadaş evet doğru liselere giriş sınavıydı falan dedi. wiki'ye baktım orada da 2005 yılında adı değişip Orta Öğretim Kurumları Seçme ve Yerleştirme Sınavı olmuş yazıyor. ekşi'ye baktım orada da 2004 yılında ismi değişip Orta Öğretim Kurumları Seçme ve Yerleştirme Sınavı diyen var.

haber sitelerinde görüyorum ki da 2003 yılında da 2002 yılında da ismi Orta Öğretim Kurumları Seçme ve Yerleştirme Sınavı imiş.

aslında ismi hep Orta Öğretim Kurumları Seçme ve Yerleştirme Sınavı'ydı da biz mi buna liselere giriş sınavı diyorduk?

2002 haberi: www.yenisafak.com
2003 haberi: arsiv.ntv.com.tr

derdime sövecek arkadaşları da kabul ediyorum ama böyle içimde kaldı merak ettim.

2003 yılındaki soruları bile buldum yani. yegitek.meb.gov.tr orada da aslında ORTA ÖĞRETİM KURUMLARI ÖĞRENCİ SEÇME VE YERLEŞTİRME SINAVI diye geçiyor.
0
blue eyes white dragon
(26.04.17)
2004'de ben lgs'ye girdim. Yani evet lgs deniyordu. Lgs birincisi açıklanıyordu, oöksys gibi bişey demiyodu kimse. Sonra lise sistemi değişti, sınav sistemi de değişti ve heralde bu sebeple yeni bir isim bulmak durumunda kaldılar.
0
klar
(26.04.17)
2003te girdim, herkes lgs diyordu ama resmi adı neydi bilmiyorum.

ayrıca soruları görüp nostalji yaptım. yanlış yaptığım soruları buldum hatta. gene yanlış yaptım.
0
ron dennis
(26.04.17)
2006da oks oldu kesin bilgi
0
qazedcsrfvtyhngujmkol
(26.04.17)
2002 - lgs
0
orange coffee
(26.04.17)
1993 - Anadolu Liseleri Sınavı (İlkokul 5'te girilen)
1996 - Fen Liseleri Sınavı (Orta 3'te girilen)

1997 ya da 1998'de 8 yıllık eğitime geçildi ve bunlar kalktı. Kısa adı var mıydı hatırlamıyorum ama kullanılmazdı.
0
aychovsky
(26.04.17)
Liselere giriş için sınav mı vardı :D en yakın liseye gidiyorduk veya şimdiki gibi öyle şatafatlı sınavlar yoktu diye hatırlıyorum.

Öğretmen lisesi, Anadolu lisesi, fen lisesi, meslek liseleri vardı bi de ama onlara giriş nasıldı hatırlamıyorum.
0
gneral
(26.04.17)
Ha bi de süper lise falan diyorlardı ama o da fen lisesiydi sanırım, Di mi?
0
gneral
(26.04.17)
89lu kuzenim 2003te lgsye girdi diye hatırlıyorum, netim. anadolu öğretmen lisesini kazanmıştı çapayı hatta
yok adı lgsydi kesin hatırlıyorum liselere giriş sınavı hatta 1 hafta önce de özel okullar sınavı vardı. birkaç yıl sonra 2005-2006da falan oks olmuştu
0
limoncello
(26.04.17)
aychovsky'nin dediği gibi ayrı ayrı oluyordu bunlar. ilaveten meslek liseleri için de ayrı sınav vardı diye hatırlıyorum.
lazpalle 85'li yıllardan bildirdi...
0
lazpalle
(26.04.17)
Fen Lisesi'ne sınavla giriliyoedu ve hazırlık yoktu fen liselerinde.

Süper liselere ise ortaokuldaki ortalama not sırası ile alıyorlardı. Süper liselerin iyisi ve kötüsü vardı. Genelde fen lisesini kazanamayan veya uzakta bir fen lisesi kazanıp girmek istemeyenler başvururdu. Süper liselerin hazırlık sınıfı vardı, 4 yıldı. Dolayısıyla Anadolu Liselerinde okuyanlar süper liselere gitmezdi. Zaten hazırlık okumuş olurlardı ve ortaokul+liseyi aynı okulda okurlardı fen lisesi sınavını kazanmazlarsa.

8 yıllık eğitimle süper liseler Anadolu liselerine çevrildi. 98'den sonra süper lise kalmadı. O yıllarda ortaokul ve liseler ayrıldığı için Anadolu liseleri de Fen liseleri de lise için öğrenci almaya başladılar ve sınavın adı OKS oldu.

lazpalle haklı, Meslek Lisesi Sınavı ayrıydı.
0
aychovsky
(26.04.17)
İlk okuldan sonra girilen Anadolu Lisesi sınavları vardı. Orta okuldan sonra da meslek lisesi sınavları vardı diye hatırlıyorum. Turizm otelcilik lisesi, denizcilik lisesi vs gibi meslek liselerine bu sınavlar ile giriliyordu. Yine söylendiği gibi orta okul puanlarına göre de süper liselere giriliyordu.

Anadolu öğretmen liselerinin de ayrı bir sınavı vardı sanki diye hatırlıyorum.

Ulan kredili sistem, ömrümüzü yedin...
0
thracia
(26.04.17)
@aychovsky hatırladığım kadarıyla 8 yıllık zorunlu eğitimle yani ilk ve ortaokulun birleşmesiyle süper liseler anadolu lisesine çevrilmedi o çook çoook daha sonra oldu. hazırlık olayının kalkıp bütün liselerin 4 yıla çıkmasından sonra.
2000li yılların başı olarak bahsedilen tarihlerde fen lisesi, anadolu öğretmen lisesi ve anadolu liselerine lgs dene liselere geçiş sınavıyla girilirdi, bu sınavlarla herhangi bahsi geçen okul türlerinden birini kazanamayanlardan not ortalaması yeterli olanlar süper lise adı verilen yabancı dil ağırlıklı yani hazırlık eğitimi verilen liselere gider, not ortalaması yetersiz olanlar da düz lise adı verilen yabancı dil-hazırlık eğitimi olmayan liselere giderdi, o da 3 yıl sürerdi.

robert, avusturya lisesi, alman lisesi, fransız liseleri vs. gibi özel okullarsa lgsden 1 hafta önce yapılan özel okullar sınavına girerek kazanılırdı.

edit: 8 yıllık eğitime geçildikten sonra da adı oks olmadı.0 2005-2006da falan bayağı sonra yani
0
limoncello
(26.04.17)
süper lise, düz lise farkı olarak da. tek bir lise vardı bu liseler normal liseydi, ama aynı lisenin yabancı dil ağırlıklı süper bölümü vardı 4yıllık 1 yılı hazırlık, düz olanlardaysa hazırlık yoktu 3 yıllıktı
0
limoncello
(26.04.17)
Limoncello, Hemen oldu o değişim, çünkü o dönem ben süper lisedeydim. 2. sınıftayken Anadolu'ya çevrildik. Bir sonraki öğrenciler aınavla geldi. Sondan bir önceki nesilim.

OKS adı farklı olabilir, benim yakaladığım o oldu. Ben girdiğimde, 96'da Fen Lisesi sınavı idi.
0
aychovsky
(26.04.17)
@aychovsky belki sizin okula özel bir durum olmuştur bilemiyorum ama o dönemleri çok iyi hatırladığım için söylüyorum; sizin okulda öyle olsa bile türkiye genelinde bütün süper-düz vs. liselerin anadolu lisesine çevrilmesi 98den itibaren olmadı.

o dönemler normalde liseler 3 yıldı ama hazırlık eğitimi verilen okullarla hazırlık+3 yıl şeklindeydi. sonra hazırlık kalkıp bütün okullar 4 yıl olunca bütün diğer liseleri de anadolu lisesi yaptılar çünkü anadolu liselerinin olayı zaten 1 yıl hazırlık eğitimiydi, o da kalkınca ve müfredat değişince hepsini anadolu yaptılar

www.milliyet.com.tr
bu linkte verilen haberde 2010dan itibaren kademeli olarak başlatılıp 2013te bütün genel liselerin(düz-süper farkı yok) anadolu lisesine dönüştüğünü söylüyor.
0
limoncello
(26.04.17)
Hazırlıklar kalkıp liseler dört yıl olduğunda ben üniversitedeydim, en erken 2001-2002 olması gerek. Düz lise o döneme kadar 3, süpwr lise 4 yıldı ama İzmir'de süper lise kalmamıştı 1998 sonrası. 1-2 sene sonrasında benim kuzenim liseye girecekken birkaç öne çıkan düz liseyi apar topar süper lise yapmışlardı yeniden. Belki yöreyle ilgili bir durumdur. Ama o süper liseler açılana kadar eski süperler hep Anadolu yapılmıştı, 1-2 sene kadar da süpersiz kalmıştık ama yıllarından tam net emin değilim. Zaten o eski süperlerden İzmir'de 6-7 tane vardı, hepimiz dersanelerden oradan buradan her süperden bir 5-10 kişi biliyorduk.
0
aychovsky
(26.04.17)
en son oks'ye girenlerdenim, 2008 yılında oldu. (kesin bilgi)

oks tek sınavdı, ondan sonra 6,7 ve 8'de yapılan başka bir sınav geldi.
0
Apocalypse
(26.04.17)
lgs 97den itibaren uygulanmaya başlanmış
şimdi araştırdım en son 99da ilkokuldan sonra olan sınavla öğrenci alınmış. hürriyette yazıyordu.

2005 yılına kadar lgs olarak devam etmiş sınav, sonra 2005te oks olup 2007den itibaren adı sbs olmuş.
Hafızamızı tazeleyecek olursak ;1997 yılında uygulanmaya başlanan Liselere Geçiş Sınavı’ndan (LGS), ile başlayan sınav sistemi 2005’de değiştirilerek Ortaöğretim Kurumları Sınavı’na (OKS) dönüştürüldü. Sonra MEB OKS’de bazı değişikliklere gitti ve İlköğretim Başarı Puanı (İBP) ilk kez uygulanmaya başlandı. 2008’de ise OKS son kez uygulanıp o dönem 6. ve 7. sınıfta olanlar sene sonunda Seviye Belirleme Sınavı’na (SBS) girdi. Sonra her sene yapılan SBS’den vazgeçildi. Tekli SBS sistemine geçildi. Bu sistem iki yıl uygulandı. Son olarak SBS’nin de bu yıl son kez yapılacağı açıklanarak merkezi yazılılardan oluşan yeni bir sisteme geçildi. Yeni sistem üçlü SBS sisteminin kısmen de olsa özelliklerini taşıyor.
Yani özetle;
1997:LGS tek sınav :sadece 8. Sınıflara yapılıyordu
2005: OKS tek sınav: sadece 8. Sınıflara yapılıyordu.
2008: SBS Üç sınav: 6.7.8. sınıflara yapılıyordu.
2010 :SBS tek sınav :8. Sınıflara yapılıyordu.
2013: TEOG: Merkezi yazılılar.(6.7.8 sınıflarda her dönem 6 sınav toplam 36 sınav) yapılacak.
Milli Eğitim Bakanlığı'nca hazırlanan yeni ortaöğretime geçiş sisteminde, 2013-2014 eğitim öğretim yılından başlayarak 6 temel ders için 8. sınıfta öğretmenleri tarafından dönemsel olarak yapılan sınavlardan bir tanesi merkezi gerçekleştirilecek.
kaynak: eğitim tercihi.com hayati oktay
0
limoncello
(26.04.17)
2006 da oks oldu ilk magdurlarından biriyimdir ordan biliyorum
0
bendensin
(26.04.17)
@konuşma ben konuşuyorum en son 86lılar girdi diye yazmıştım emin olmadığım için silmiştim
bu linkte de öyle yazıyor eksisozluk.com
bazen 1 yıl erken geç başlayanlar da olabiliyor belki kuzeninde öyle bir durum olabilir, yani yanlış hesaplamış da olabilirsin sıkıntı yok

edit: gerçi 87liler de girdi diyen de var benim de kafam karıştı, dediğin gibi de olabilir 86-87 çok bi fark yok ya:)
0
limoncello
(26.04.17)
benimki buydu
yegitek.meb.gov.tr
0
otonomo
(26.04.17)
@aychovsky
tüm süper liseler anadolu lisesi yapılmamıştı o dönem. bizim buradan örnek vermem gerekirse kabataş ve korkmaz yiğit süper liseydi. kabataş'ı anadolu lisesi yapmışlardı, ama korkmaz yiğit süper lise olarak devam etmişti. benim arkadaşlarımdan biri 99'da sınavla kabataş'a girmişti, bir arkadaşımsa istediği yeri kazanamayıp okul puanıyla korkmaz yiğit'e gitmişti.

bir de anadolu lisesi sınavı ve kolej sınavına ek olarak devlet parasız yatılı sınavı vardı ilkokul döneminde. ama çok kişi rağbet etmezdi. bizim öğretmen beni yanına çağırıp "siz garibansınız sen de başarılı bir çocuksun yazdıralım seni sınava" minvalinde bir şey söylemişti, öyle girmiştim. üç ayda bir para alırdın. ya da uzak okullarda öğrenim görenlerin ücretsiz yatılı kalabilme imkanı olurdu.

ilkokulda girilen sınavla kolej veya anadolu lisesi kazananlar okullarından memnun değilse ortaokul sonrası da sınava girebiliyorlardı. bizim okula ortaokul sonrası kolejlerden gelenler de olmuştu. hazırlık sınavını geçenler lise 1'den başlıyordu, geçemeyenler tekrar hazırlık okuyorlardı.

özel okullar sınavının ben de daha zor olduğunu hatırlıyorum.

soruya çok cevap üretemedim ama yukarıda yazılanların üstüne bildiklerimi eklemek istedim.
0
misterturist
(26.04.17)
Cevaplara şöyle bir baktım ama göremedim. Benim girdiğim yıl kitapçığın üzerinde "oölökgs" falan gibi uzun ve çirkin bir kısaltma yazıyordu diye hatırlıyorum ama şimdi çıkaramadım.
0
cevahir
(26.04.17)
öncelikle yorum yazan herkese teşekkür ederim. ortada ufak bir bilgi kirliliği de var gibi.

2003'te ilköğretimden mezun oldum. o sene, liseler 3 yıl, süper liseler 4 yıldı. anadolu liseleri kaç yıldı hatırlamıyorum. sınavı yapan giderdi yapamayan da ortaalama yüksek ise süper liseye giderdi. onu da beceremeyen ya düz liseye, ya da mesleki liselere giderdi.

ben 2006 mezunuyum liseden. ben lise 3 iken lise 2'ler değil de birinci sınıflara vurdu 4 yıl. yani 2005 girişliler 4 yıl lise okudu.(düz lise için diyorum)

**************************

her şeyi iyi güzel tartıştık ama lgs dediğimiz hatta beraber girdiğimiz 2003 yılındaki bu sınavın kitapçığında liselere giriş sınavı yazmıyor, internet sitelerinde de öyle yazmıyor. aslında adı başka bir şeydi de biz herhalde kısa ve öz olsun diye lgs diyorduk ortaya çıkıyor herhalde?
0
🌸blue eyes white dragon
(26.04.17)
düz lise: 3 yıl
süper lise: hazırlık+3 yıl toplamda 4 yıl
anadolu, anadolu öğret. liseleri: hazırlık+3 yıl toplamda 4 yıl
fen liseleri bizim zamanımızda 3 yıldı ama ben önceki nesil sayılırım, yani bu 2000'in başları 2003 yılında ona da 1 sene hazırlık eklenmiş olabilir, sanki 4 sene okudular onlar da diye hatırlıyorum yani hazırlık + 3 yıl toplamda 4 yıl.

sınavın adı lgsydi ya belki kitapçıkta öyle yazmıyor ama hatta dönemin sınava hazırlık kitaplarında hep lgsye hazırlık şeklinde yazardı, yani öğrencilerin uydurduğu bir şey değildi, sonra adını ortaöğretim kurumları öğrenci seçme ve yerleştirme sınavı yaptılar hatta kısaltmasını okösys saçma bir şey oldu söylenmesi zor olduğu için ortaöğretim kurumları sınavı (oks) şekline çevirdiler.
0
limoncello
(26.04.17)
(4)

günlük yüz temizliği

sorun bende
soru başlıkta.. günlük yüz temizliğinizi nasıl yapıyorsunuz? hangi ürünleri kullanıyorsunuz?
soru başlıkta.. günlük yüz temizliğinizi nasıl yapıyorsunuz? hangi ürünleri kullanıyorsunuz?
0
sorun bende
(25.04.17)
Protex sabun ve soğuk su.
0
md11
(25.04.17)
Sabah ve akşam değişiyor. Sabah L'Occitane'ın Immortelle Precious Foam'u ile yüzümü yıkıyorum. Sonra Clarins'in papatyalı toniği ile yüzümü sliyorum. Germaine Di Capuccini'nin spf'li göz ve Excel Therapy yüz kremini sürüp makyaj yapacaksam yapıyorum, yapmayacaksam yapmıyorum. Akşam yüzü bir makyaj temizleme mendili ile siliyorum. Sonra Shiseido'nun makyaj temizleyicisini bir pmuğa sürüp pamukları gözlerimin üstünde birkaç dakika bekleterek ve makyaj varsa, onu yumuşatarak siliyorum. Yine bir yüz yokama ve tonik seansından sonra MBR'nin nemlendirici öncesi serumunu sürüyorum. Sonrasında Germaine De Capuccini'nin gece kremi ve göz kremini sürüyorum. Üç-dört gecede bir de krem yerine nemlendirici serum sürüyorum.
0
aychovsky
(25.04.17)
clinic' in seti var, jel, tonik ve nemlendirici ayrı ayrı onu kullanıyordum günlük olarak. sonra estée lauder perfectly clean multi-action creme cleanser/moisture aldım yalnızca bunu kullanıyorum haftada bir de maske olarak uygulayabiliyorsun. gayet memnunum. gerçi clinic in toniğini hala kullanıyorum zararlı olsa da içindeki alkol yüzümün rengini sağlıklı bir pembeliğe döndürüyor.
0
viewport
(25.04.17)
skin ceuticals'ın günlük kullanım için pompalı bir ürünü var. sabah onunla yüzümü yıkayıp nemlendirici ve güneş koruyucu sürüyorum.

shiseido'nun temizleyicisi ve nemlendiricisinden de çok memnun kalmıştım (temizleyiciyi maske olarak da kullanabiliyorsunuz haftada 2 kere falan) ama pahalı geldi biraz. makyajtrendinde deneme seti 100 tl şu an.
0
kayranin kedisi
(26.04.17)
(11)

Ergen kız çocuk için ingilizce dizi

SiyamkedisiZorro
Kızım 6. sınıfa gidiyor, Ingilizcesini geliştirmek üzere dizi film seyretse diyorum, ben ingilizce konuşmayı friends'i Ing altyazılı seyrederek öğrenmiştim. Ona ne tavsiye edebilirim acaba?
Kızım 6. sınıfa gidiyor, Ingilizcesini geliştirmek üzere dizi film seyretse diyorum, ben ingilizce konuşmayı friends'i Ing altyazılı seyrederek öğrenmiştim. Ona ne tavsiye edebilirim acaba?
0
SiyamkedisiZorro
(25.04.17)
avatar last airbender
kendi cocuguma da izletecegim dizidir
0
kingcyrax
(25.04.17)
üzülerek söylemeliyim ki kızınız tam bir "pretty little liars" izleme çağında <3

bayılacağına eminim. ingilizcesi de kolaydı diye kalmış aklımda.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(25.04.17)
hocam o cok cinsellik ya - avatar iyidir.
0
kingcyrax
(25.04.17)
Avatar iyi fikir, çizgi film olanı değil mi?
Bütün sınıf kızları giysi, marka vs konuşurken - bir taraftan üzülüyorum yanlız kalıyor diye, öte yandan gurur duyuyorum- benim kızım o konuşmaları "aptalca" bulduğunu söylemişti. "Pretty little liars" konusunda bu yüzden nasıl düşünmeliyim bilmiyorum. Çocuğu bu konuda açmak mı lazım, yoksa bozmamak mı?
0
🌸SiyamkedisiZorro
(25.04.17)
harika baskan
evet cizgi film olan
biraz bilincli yetismesinde sıkıntı yok baskan cocugu
0
kingcyrax
(25.04.17)
Giysi, makyaj, marka,vs konuşmaları aptalca bulduğu için gurur duymalısın gerçekten de.
Benim tavsiyem hem yeni olması, hem de izlerken beyin jimnastiği yapabilecek olması sebebiyle 13 Reasons Why.
0
iwasbornonamountainside
(25.04.17)
Baby Daddy var pek hoş aslında.
0
begin again
(25.04.17)
avatar şahane fikir.

a series of unfortunate events, stranger things ve cosmos a spacetime odyssey de güzel alternatifler.
0
fragile lady
(25.04.17)
A Series of Unfortunate Events + 1
0
aychovsky
(25.04.17)
avatar the last airbender +1
seinfeld olabilir ama yer yer cinsellik imaları olabilir sizin takdirinize kalmış.
0
yuto
(25.04.17)
Çok teşekkür ederim bütün cevaplar için.
Series of unfortunate events'in dizisi olduğunu bilmiyordum, kızım kitaplarını okumuştu, bu da çok iyi olabilir. Gilmore Girls'ü de ben vaktizamanında izlemiştim. Gerçekten uygun.
Seinfeld'de Friends gibi bana ingilizce konuşmayı öğreten dizilerden. Kızım için belki birkaç sene daha var. Tekrar hepsi için teşekkür ederim!
0
🌸SiyamkedisiZorro
(26.04.17)
(23)

Transparan t-shirt modası

aychovsky
http://bzfd.it/2oEyCbfRihanna'nın başlattığı bu akımla kadınlar sutyensiz transparan t-shirt giymeye başlamış, ki bu mıda akımının etikleri görülüyormuş ortada ve bir adam da Twitter'dan "Bu yaz ortalık böyle olacak galiba" demiş imalı bir şekilde. İnternetteki tepkilere baktım. Adamı geri kafalılık
bzfd.it

Rihanna'nın başlattığı bu akımla kadınlar sutyensiz transparan t-shirt giymeye başlamış, ki bu mıda akımının etikleri görülüyormuş ortada ve bir adam da Twitter'dan "Bu yaz ortalık böyle olacak galiba" demiş imalı bir şekilde. İnternetteki tepkilere baktım. Adamı geri kafalılıkla suçluyorlar. Genelde "Emma Watson bile memeleri açtı, sana ne oluyor", "Aynı şeyi erkeklere söyleyemezsin, onlar üstü çıplak gezerken iyi ama bizim memelerimiz neden hava almasın", "Zamanı geçmiş, eski noda fikirlerinizi uygun yerinize sokun" tarzı görüşler var. Bir yerde bir kişi "Okula giyilmesin böyle şeyler" diyecek olmuş, gömmüşler ciddi ciddi. Troll falan değil. Bir kişi de "Üstünü rahat açabilenler bebekler ve çocuklar olabilir" demiş. Onu da sapıklıkla ve pedofili ile suçlamışlar.

Erkekler, "Bana iyi, memelere özgürlük" ve "Anamız, bacımız" ekseni dışında ne düşünüyorsunuz? (Bu eksende de olabilir)
Kadınlar, siz ne düşünüyorsunuz? Değilim ki, Türkiye'de değilsiniz, istediğinizi yapacağınız yerdesiniz. Öyle gezer misiniz?
0
aychovsky
(25.04.17)
Umarım evrimin bir yerinde kimin ne giydiğinin diğer insanları ırgalamadığı bir noktaya varırız.

edit: kadının en büyük düşmanı yine kadın.
0
whoosie
(25.04.17)
gezmem.
saçma buluyorum.
üstelik estetik de değil.

transparan t-shirt içine güzel bir sutyen ya da o tarz bir şey giyilse daha seksi bence.
o giyilir.
ama tabii giyileceği yer var, giyilmeyeceği yer var.
taksime giderken falan giymemek lazım.
0
blatta hiberna
(25.04.17)
erkek olarak;

insanoğlu henüz buna hazır değil.

kılıçdaroğlu olarak;

böyle bir şey olabilir mi?

doğru bulmuyorum.
0
eeb
(25.04.17)
memelere özgürlük hareketini ben de destekliyorum. herkes istediğini giysin. ben olsam giymezdim ama. moda anlayışıma uymuyor
0
bonisnocetquimalisparcit
(25.04.17)
Bütün kadınlar erkekler gibi plajda orada burada memelerini açarak dolaşmaya başlasalar, ilk başta kaos ortamı oluşsa da en fazla bir iki jenerasyon sonra normalleşeceğini ve kimsenin yadırgamayacağını düşünüyorum.

Biz kapattığımız için, normalimiz bu olduğu için, şu an açılması ayıp-tahrik edici vs geliyor. Yoksa cinsel olarak konumu bir dudak veya bacaktan öte değil.

Sadece trde değil ki, ilkel kabileler dışında, dünyada nereye gitsek kadın memesi tabu :D O yüzden yurt dışında da üstsüz gezmem.
0
peggy
(25.04.17)
Gezmem. Neden dersen şu noktadan sonra hangi ülkeye gidersem gideyim içinden çıkamayacağım bazı ahlaki normların etkisi altındayım yıllar yılı burada yaşamış olmak ve bu ülkenin kültürü içinde şekillenmiş olmaktan dolayı.

Buna ek olarak estetik de gözükmediği noktasında blatta'ya katılıyorum.

Bir de böyle tırt isyanlar bana çok yalan geliyor ve sinirimi bozuyor. Maksat memelere özgürlükse, maksat meme utanılacak bi şey değil erkekler sonsuzluktan itibaren meme gösteriyorlar biz neden gösteremeyelim ise, esas kaygı buysa yani tamamen çıplak gezilsin o zaman. Memeleri gösteririz kimsecikler de karışamaz diyip tamamen soyunmaya cesaret edemeden bunu transparan bir kumaş parçasının arkasına gizlemek bana inanılmaz büyük bir iki yüzlülükmüş gibi geliyor. Ortaya koyduğu hiçbir iddiayı destekleyemeyen, tamamen gösteriş ve dikkat çekmek üzerine yapılan bir hareket olduğunu düşünüyorum. Norm olana karşı verilen her tepki haklı değil, akıllıca da değil ne yazık ki.

Evet, 10 dakika kadar bu gereksiz konu üzerine düşündükten sonra esasında s.kimde olmayan bu mevzuyu da geçmişin derin karanlığına gönderiyorum.
0
buff
(25.04.17)
buff çok güzel açıklamış +1

giyip giymeme konusuna gelince benim için memelerim cinsel bir obje. çocuğum olunca farklı bir anlamı daha olacak ama o zamana kadar götümü açıp gezmekle mememi açıp gezmek arasında fark görmüyorum. bu sebeple asla giymem.
0
yue
(25.04.17)
Türkiye'de değilsiniz, istediğinizi yapacağınız yerdesiniz. Öyle gezer misiniz?

türkiyede yetişmemiş olsaydım gezerdim. ama şu saatten sonra bi yere gidip memeler özgür bi şekilde istesem de dolaşamam.
0
elorelia
(25.04.17)
bunun hakkında bir fikir sunulmasını aptalca buluyorum.
0
bohr atom modeli
(25.04.17)
Turkiyede asla giymem..yurtdisinda da sutyensiz tisort ya da derin gogus dekoltesi haricinde mememi direkt gosterecek bisey giymem..cunku benim icinde hala buyuk bi tabu.ama yurt disinda gece bara gittigimde tranparan giyen cok fazla kadin gordum.yani en azindan bunu rahatlikla yapabiliyolar, guvenlikleri tehlikeye girmeden..ama orada bile cogu kisi icin meme demek cinsellik demek..dunyanin genelinde boyle bazi kabileler haric..oyuzden dunya uzerinde bu tabu bitmedigi surece oyle gezmem
0
astrid
(25.04.17)
gereksiz pahalı tekstil ürünleri gibi cinsel teşhir de kar oranı yüksek bir ticaret. kıllı meme ucu ile, sarkık göğüsler ile türk kızı mı giyecek onları. ha ha. o özgüven hiçbirinde yok. çıplaklık insanın en özgür duygusudur. evde çıplak takılan, denizde çıplak yüzen biri olarak söylüyorum ki bence cinsel devrim olmasının vakti geldi. internetin her yeri olmuş cinsel seks (bkz: porno sektörü), bi ünlü memesini açınca millet hala kafayı yiyor. ne ebru şallı , ne rihanna, ne fappening, hiç birine merak edip bakmadım. çok banal. kimi açılıyor kimisi de kapanıyor bu ara zaten. ayarı kaçtı işin iyice. cinsel devrim şart.
0
hasmetizm 2046
(25.04.17)
gündelik hayatta değil de tatil beldelerinde giyilebilir bir tarz bence bu.

ve evet, daha modern bir ülkede olsaydım arada sırada böyle gezebilirdim. bence çok şık ve güzel dururdu.
0
fragile lady
(25.04.17)
kendimi epey ileri ve açık görüşlü bir adam olarak tanımlarım ama bana da itici geliyor. olayın ahlak boyutunda değilim ama bence estetik değil. isteyen istediği gibi giyinsin yoksa. ben erkeklerin tayt gibi pantolonlar ya da bileklerinden bir karış yukarıda paçalar giymesini de sevmiyorum şahsen. o da estetik gelmiyor
0
rosencruz
(25.04.17)
Yazarken dinledim; youtu.be (şarkı çok güzel, teşekkürler prens)

rihanna'nın memeleri çirkin diye düşünüyordum, sonra aklıma geldi bu çirkin memelerle bile popüler olmasının getirdiği özgüvenle beğenilebiliyor dedim.

tüm bunların dışında, kıyafet çaputtur. ona kıymet veren(olumlu/olumsuz) sizin kafalarınız.

çok da şeyapmamak lazım.

bir de bu tür davranışlara genel tepki kadınlardan gelir genellikle, çünkü onlar hala destekli sütyen v yaka tişört taraftarı, bu şekilde daha etkili olabilecekleri zannı içindeler.
0
mete kudur
(25.04.17)
Kadın memesi kadın kolu ya da ne bileyim kadın kulağı gibi cinsel etkileşim içermeyen bir organ olsaydı, ki bunlardan da etkilenenler vardır ama genel anlamda konuşuyorum, tabii böyle şeyler mantıklı olabilirdi ama öyle bir şey değil bu organlar, e o zaman açmanın mantığı ne? Ben ana bacı eksenine girmeden, hiçbir kadının bu şekilde sokakta dolaşmasını istemezdim, dolaşanın da attention whore olduğunu düşünürdüm. Onun dışında, biz kadınların sadece Türkiye gibi ülkelerde risk altında olduğunu düşünüyoruz ama kadın dünyanın her bölgesinde, Avrupa'da da Amerika'da da tehlike altında, yani Türkiye'de giymem ama İsviçre'de olsa giyerim demek de mantıksız. Bir de erkekteki meme, evriminin son noktasına gelmiş bir tek ucu kalmış bir organ, erkekte öne çıkan bölge göğüs. Yani erkekler yapıyor hadi biz de yapalım diye bir şey yok. Biz mememizi çıkarmıyoruz ortalığa, yok çünkü. Meme ve göğüs farklı şeyler. Ha ben açık havada spor yaparken tişörtümü çıkarabiliyorum rahatlıkla ama memem olmadığı için çıkarıyorum, benim memem olsaydı ben de çıkarmazdım muhtemelen.
0
angelus
(25.04.17)
Erkeğim, genel olarak krem peynir'e katılıyorum.

Memenin, emzirmenin tabu olmadığı bir toplum daha yaşanılası geliyor bana. Kadınların rahatlığından ve sağlığından yanayım. Seks objesi olarak görülmelerine yol açacak akımlara sıcak bakmıyorum. Yani bahsi geçen akımı rahatlık, sağlık için destekleyen insanlara sıcak bakarım ama teşhir, seksi görünme ve ilgi çekme çabası ile destekleyenlere kendilerine yaptıkları için üzülürüm. Ki bu akım da biraz teşhir amaçlı sanki, niyet sütyenin zararlarından kaçmak olsaydı transparan detayı olmazdı. Yok, erkekler üstsüz geziyor biz de gezebilelim demek ise amaç, bir şehir merkezinde üstsüz gezen erkeğin de rahatsız edici olduğunu hatırlatmak isterim.
0
md11
(25.04.17)
bir de şimdi farkettim, erkeklerin memelerini açık gezdiği yerlerde kadınlar da memelerini açıp gezebilirler ve evet bu 1 günde de olur(gezen çok sayıda insan var). olayı, o şekle sokmaya hiç gerek yok.

temel yanlış şurada bence; insanlar dilediklerini yapmakta özgürdürler fakat bu dilediklerini yapma özgürlüğü sadece o yapana has değildir. doğanın ve diğer insanların da buna bir refleks gösterme(onların da dilediklerini yapma) durumu vardır(hakkı değil) işte bu refleksi göze alarak yapmalılar insanlar istediklerini. (zaten döngü böyle oluyor, sen birşey yapmak istiyorsun yapıyorsun, doğa ve diğerleri buna refleks gösteriyor sen o reflekse- refleks gösteriyorsun, onlar buna refleks gösteriyor diye ilerliyor, akıl denilen şey de burada oluşuyor)

yani sen kuleden kuleye atlayacağım dediğin anda bunu yapabilirsin ama yer çekimi de ''nereye gidiyon hacı'' diyecektir. tıpkı sen erkeklerin memelerini gösterdiği yerde memelerini açarsan, bu boyutuyla ve şekliyle doğru orantılı biçimde diğer insanların senin memene bakmasına sebep olacaktır. emin ol, eğer seninkiler kadar büyük memeleri olan bir erkek de olsa yine insanlar ona o şekilde bakacaklardı. kadınla erkekte ki bu bakan ve yorum yapan sayısal farkta da, erkeklerin cinselliğe o kadar da hızlı ve istedikleri şekilde ulaşamaması etkeni ve erkekte meme o kadar da çok cinsel bir obje olmasa da kadında memenin cinsel bir obje olması hatta bununla ilgili seks pozisyonları ve fantazilerin bulunmasındandır.

çok başlık konusuyla ilgili değil ama yaklaşım biçimleriyle ilgili bir ''cevap bu'' oldu, kusura bakmayın.
0
mete kudur
(25.04.17)
Ana baci ekseninin dislanmasina karsiyim. Kisiler arasi empati icin gerekli bir eksen.

Olay memelere rahatliksa tisort niye transparan onu anlamadim.
0
dunal
(25.04.17)
Ben giymem cunku bok gibi. Ancak tabii ki MEMELERE OZGURLUK. Rahat memlekette olsam sutyensiz gezerdim.


Isteyen istedigini giysin, umrumda degil.
0
rusyalı kozmonot
(25.04.17)
biz memelerimizi saklamıyoruz da, transparan tişörtlerle de dolaşmıyoruz.

kadın memesi cinsel istek uyandırıyor. siz erkek memesi görünce hipnoz olmuyorsanız aynı şey değil maalesef.
0
antikadimag
(25.04.17)
@mavijojobatanecigi Haklısın, biraz yanlış söyledim. Demek istediğim "Ana bacı ekseninden bakmayın" değil de, "Sadece bunu söyleyip geçmeyin" anlamındaydı. Mobilden uzun uzun yazıyorum, internetsizim. Cümleyi başından sonuna kadar çok iyi takip edemiyorum yavaş yazdığımdan.
0
🌸aychovsky
(25.04.17)
Çok çirkin. İmkanı yok gezmem. Kadınım ama özgürlük diye bazı şeylerin saptırıldığını düşünüyorum teşekkürler.
0
jazzabel
(25.04.17)
kimsenin ne giydiğine karışmam isterse donla gezsinler ama ben memenin mahrem bölge olmadığına katılmıyorum.

"uygarlıkla birlikte gelişen bedeni gizleme alışkanlığı, cinsel merakı uyanık tutar ve kişi onun saklı bölümlerini ortaya çıkararak cinsel nesneyi tamamlamak ister" Freud
0
yüzyıllık yalnızlık
(25.04.17)
(14)

Sozlukteki en yaratici nick

uzun kulaklı yalnız tavşan
hangisi sizce?
hangisi sizce?
0
uzun kulaklı yalnız tavşan
(25.04.17)
uzun kulaklı yalnız tavşan
0
cekilmis gayfe
(25.04.17)
Zımpara kağıdı ile 31 çeken pinokyo
0
basond
(25.04.17)
ferdi carrefour
orhan bencegay
ibrahim tatliseks
0
mayeskuel
(25.04.17)
Godoşu beklerken
0
mutlusismankedi2015
(25.04.17)
ender gelisen osasuna ataklari
0
bir bucuk adana
(25.04.17)
cikmaz sokaktan cikip gelen adam

uyuyakalip kavimler gocunu kaciran adam

Yanlis yazmis olabilirim ama boyle seyler.
0
senialanaglasinalsinsikinicaliyabaglasin_yine
(25.04.17)
atakan seni sikecegim arslanim.

jushfuasjaıkaf bayılıyorum buna. peşinde olduğu adam da mvp atakan'dı galiba.
0
der meister
(25.04.17)
Atakan seni sikecegim arslanım +1 ahaha
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(25.04.17)
kediye kafa atan mücahit fare
ilaçlama aracının arkasından koşan sinek
intihar ederken ipi kopan adam
ne olursan ol and justice for all
annelerin onla konusma dedigi kotu cocuk
atli akinlarda sen olan cocuk
sutyen kullanmayan memeli hayvan
yok satan nihilist bakkal
bidi bidi bi sus artik
nukleer baslikli kiz
is that altinmese
erken boşalan çaycı
nilay seni cok ozledim amina koyim ya
real eyes realize real lies
cern de cayci olmak vardi
0
stewie
(25.04.17)
arsizca yaladim leopari
0
dedim dedim de kime dedim
(25.04.17)
feeling the blanks
0
bohr atom modeli
(25.04.17)
Yankee jumping
0
bugungunlerdenisyan
(25.04.17)
X yapan Y tarzı nick'leri pek sevmiyorum.
katina scissorhands görmüştüm. Onu çok sevmiştim.
0
aychovsky
(25.04.17)
Endoplazmikbirkukuişte
0
galatasaray
(26.04.17)
(13)

şipşak foto çektirir misiniz?

lithu
hava guzel etraf yesil kus sesleri falan filan arkadaslarinla ya da sevgilinle parkta takiliyorsun. Sipsak fotografci geldi. Bir fotograf 10 lira? Verip fotograf cektirir misin? Yoksa yauu ben telefonumla zaten istedigim kadar fotograf cekiyorum diip pas mi gecersin ? Tesekkurler
hava guzel etraf yesil kus sesleri falan filan arkadaslarinla ya da sevgilinle parkta takiliyorsun. Sipsak fotografci geldi. Bir fotograf 10 lira? Verip fotograf cektirir misin? Yoksa yauu ben telefonumla zaten istedigim kadar fotograf cekiyorum diip pas mi gecersin ? Tesekkurler :)
0
lithu
(24.04.17)
bedava dese yine çektirmem
0
nrmnm
(24.04.17)
Bir kere cektirmistik oyle deneyelim diye. Artık pas geçerim, çektirmem.
0
aquarium
(24.04.17)
pas
0
qazaqwsx
(24.04.17)
bu işi mi yapmayı düşünüyorsun? ben çektirmem ama iş olarak yapılabilir.
0
ligussaraa
(24.04.17)
hayır.
belki sevgilim ısrar ederse, istemeyerek. (neden etsin o da ayrı konu)
0
filteria
(24.04.17)
Yok, pas. Bedava bile olsa istemeyebilirim, "Ne amaçl çekti acaba" diye rahatsız olurum.
0
aychovsky
(24.04.17)
çektirmem. Polaroid makinemiz var zaten yanımızda taşıdığımız.
0
westblack
(24.04.17)
Çektirmem. İzmir'de 1 lira falan Kordon'da. Mürekkepleri çok kalitesiz, solup gidiyor. O kadar bile etmez.
0
Lim5
(24.04.17)
Ben çekildim 10 diyorlar 2 kopya çıkarıp 20 alıyorlar kağwdkğakd güzel tezgah. çok para da değil düşününce anı hatıra.

her gün yapmayın yine de siz fakat bir kere yapılabilir.
0
varg vikernes
(24.04.17)
çektirmem telefon zaten 10 numara çekiyor 63 kuruşa bastırın.
0
gozu acik sevisen yahudi
(24.04.17)
Öyle aktiviteler çok görgüsüzce geliyor. Bir şeyin "yapmadım" dememek için yapılması...
0
fallopian
(24.04.17)
Yok yav gerek yok
0
mutlusismankedi2015
(25.04.17)
nöö
0
stewie
(25.04.17)
(16)

Olasılık Problemi

ligussaraa
6 yüzü olan standart bir zar düşünelim. zarı attığımızda her hangi bir yüzünün 2 kez üst üste gelmeme ihtimali 5/6 nın 2. kuvveti eğer yanlış bilmiyorsam. 30 kez üst üste gelmeme ihtimali ise aynı şekilde 5/6 nın 30. kuvveti oluyor. Şimdi bu noktada bu zarın belli bir tarihte atılmaya başlanıp, her
6 yüzü olan standart bir zar düşünelim. zarı attığımızda her hangi bir yüzünün 2 kez üst üste gelmeme ihtimali 5/6 nın 2. kuvveti eğer yanlış bilmiyorsam. 30 kez üst üste gelmeme ihtimali ise aynı şekilde 5/6 nın 30. kuvveti oluyor.

Şimdi bu noktada bu zarın belli bir tarihte atılmaya başlanıp, her 5 dakikada bir aralıksız atıldığını düşünürsek eğer, her hangi bir yüzünün 30 kez üst üste gelmemesi hangi sıklıkla yaşanır? bunun bir hesabı yapılabilir mi?

Şimdiden teşekkürler.
0
ligussaraa
(24.04.17)
5 dakikada bir aralıksız ne demek? Kaç kere atılıyor toplamda, sonsuz mu? Ona göre cevap değişecek de.
0
aychovsky
(24.04.17)
Bir de herhangi bir yüzün bir daha gelmemesi ile belirli bir yüzün bir daha görülmemesi farklı. Hangisinden bahsediyoruz? Bir daha 6 gelmemesi mi, art arda 6 gelmemesi mi, yoksa ilkinde gelebilir ama bir daha gelmesin mi? Yoksa şimdi attığım neyse, o mu bir daha geşmeyecek. Hepsi farklı.
0
aychovsky
(24.04.17)
aynen her 5 dakikada bir sonsuza dek atıldığını varsayıyoruz.
0
🌸ligussaraa
(24.04.17)
her hangi bir yüz ile spesifik olarak seçilen bir yüz arasında fark var mı? her hangi bir yüz diyelim.. zaten gelmeme çevrimine girdiği zaman hangi yüzse o yüzden sözediyoruz demektir.
0
🌸ligussaraa
(24.04.17)
Az sonra yazarak göstereceğim. Yüklediğimde cevabı sileceğim. Heehangi bir yüz ile belirli bir yüz ile arada fark var. Örneğin iki arılta belirli bir yüzün iki kere gelmeme olasılığı 35/36 iken, herhangi bir tüzün iki kere gelmeme olasılığı 5/6.
0
aychovsky
(24.04.17)
tamam biz bir yüz seçelim. diyelim ki 6 olsun. zarı bugün saat 00:00 da atmaya başladım. her 5 dakikada bir atıyorum. yani saatte 12 kere, günde 288 kere atıyorum bu zarı. 1 yıl boyunca da aralıksız atıcam. bu süre zarfında, 6 nın 30 kere gelmediği olacak mı? olacaksa hangi sıklıkla olacak?
0
🌸ligussaraa
(24.04.17)
30 kere art arda elbette.
0
🌸ligussaraa
(24.04.17)
eğer discrete-time Markov chain biliyorsan çok basit bir soru. one-step transition matrix kuracaksın, her bir periyodun state'i, zarın o yüzünün son periyot öncesinde ard arda ne kadar geldiğini gösterecek. yani state space'in 0'dan sonsuza gidiyor. tipik bir success-runs sorusu, probability matrix'İn regular olacak, ardından long-run limiting probability'i ergodic theory üzerinden hesaplayacaksın (muhtemelen 30 bilinmeyenli 31 denklemli lineer bir sistem elde edersin ergodic üzerinden). eğer dediklerimi anladıysan kağıt üzerinde yazıp sonucu bulayım, eğer markov zinciri üzerine birşeyler bilmiyorsan başka bir yol bulan arkadaşlar varsa onlar yazsın.
0
slhmlr
(24.04.17)
dediklerinden hiç bir şey anlamadım ne yazık ki. ama en azından birileri için çözümün çok basit olduğunu bilmek güzel. yine de teşekkür ederim.
0
🌸ligussaraa
(24.04.17)
30 kez üstüste gelmeme ihtimali (5/6)^30 değil, çünkü iki kere üst üste gelebilir, üç kere üst üste gelebilir veya yirmidokuz kere üst üste gelebilir. Sadece 30 kere gelmeyecek. 30 kere üst üste gelmeme ihtimali 1- (1/6)^29.

288 atışta aynı sayının iki kere üst üste gelmeme olasılığı (5/6)^287. İlk değer her şey gelebilir, sonraki değer ilk değer hariç her şey olabilir, bir sonraki değer ise kendinden önceki her şey olabilir. İlk değerin ne olduğu bizim için önemli değil, o yüzden, (5/6)^287.

Problemi şu şekilde anlıyorum. (Stabil internet bağlantım yok. Mobilden giriyorum). 288 kere atacağız ve 30 kere arka arkaya aynı sayı gelmeyecek. Bu durum, slhmlr'ın dediği gibi en basit Markov Zincirleri ile yapılabilir. Şu an hesapladım, 180 denklemin çözümü ile yapılabilecek bir soru. O yüzden, onu geçiyorum. Şu an toplantıya gireceğim. Basit çözümü kağıt karaladım ama modelleyemedim henüz. O zaman güncelleyerek yazacağım.
0
aychovsky
(24.04.17)
tamam bekleyeceğim, umarım anlayabilirim. şimdiden teşekkür ederim.
0
🌸ligussaraa
(24.04.17)
Soruyu tam soramamissin saniyorum. Anladigim kadariyla cevap vereyim. Siklik sormussun. Siklik icin bir zaman birimi gerekir. Fakat burada olaylar var. Olay sabit araliklarla oluyorsa olasiligi siklik olarak dusunebiliriz. 30 kere ust uste ayni sayinin gelmemesi olasiligi = p = 1-(1/6)^29
Olay 5 dakikada bir oluyorsa, bu olasiligin frekansi 5 dakikada p, yani dakikada p/5 tir.
0
dunal
(25.04.17)
Basitleştirmeye çalıştım ama beceremedim.
i.hizliresim.com
i.hizliresim.com

dunal'ın dediğinde hem şöyle bir doğruluk hem de şöyle bir yanlışlık var. 30 kere üstüste gelmeme olasılığı doğru ama bu 30 atışta 30 denk gelmeme olasılığı. Sonsuz kere atılsa bu olasılık 1 olur, örneğin. Çünkü sonsuz kere atıldığında sonlu bir ardışıklık mutlaka gerçekleşecektir. Aynı şekilde 288 atışlık bir deneyde de, bunun olasılığı az biraz artacaktır.

Bir de şu var, sıklık için olasılık değil, beklenen değer bulmak gerekiyor. Bu sıklık günde 288 kere ise, 288*365/(2.56*10^16) kere bu durumdan olmasını bekleriz, bu da 4.13*10^-12 yapıyor. Yani, bu olasılıkla bir kere bile denk gelmez bir yılda.
0
aychovsky
(25.04.17)
nasıl hesaplandığı bi tarafa, 1 yılda, 288*365 atışta her hangi bir yüzün 30 kez üst üste gelmeme ihtimali yok anladığım kadarıyla.

mart ayına ait veri var elimde, sol taraf ayın günleri. sağ tarafsa 24 ve yukarısı gelmeme zincirleri.

(git:hizliresim.com)

muhtemelen ben soruyu soramadım. ya da bu sonuçlar manipüle edilmiş. çünkü bu veriye göre neredeyse 2 günde 1 bu gelmeme durumuyla karşılaşmışız.
0
🌸ligussaraa
(25.04.17)
24 ve yukarisi gelmeme zinciri ne demek? 24 nereden cikti birden?

@aychovsky,
Sonsuz kere atsan da N kere atsan da frekans degismez. Cunku frekans birim zamanda tanimli.
0
dunal
(25.04.17)
oradaki rakamlar her hangi bir yüzün ardışık gelmeyişleri. 24 çok önemli değil, ben 30 u baz alıp, onun matematiksel sıklığını öğrenmek istiyorum.

aychovsky nin hesabını doğru anladıysam eğer her hangi bir yüzün 30 kere üst üste gelmeme ihtimali yılda 1 den az. fakat görüyoruz ki verilerle hiç alakası yok. ya ben soramadım, ya da zarlar üzerinde manipülasyon var.
0
🌸ligussaraa
(25.04.17)
(19)

ya kadınların bacakları kendiliğinden tüysüz değil miymiş?

m e b
az önceki duyuruyu okuyunca şok geçirdim. kadınların bacakları ağdayla/tıraşla mı öyle pürüzsüz, tüysüz oluyor? kollarını da mı öyle tıraş ediyorlar? her kadın öyle mi cidden?ek: valla dalga geçmek için sormuyorum. her kadının yaptığını bilmiyordum.
az önceki duyuruyu okuyunca şok geçirdim. kadınların bacakları ağdayla/tıraşla mı öyle pürüzsüz, tüysüz oluyor? kollarını da mı öyle tıraş ediyorlar? her kadın öyle mi cidden?


ek: valla dalga geçmek için sormuyorum. her kadının yaptığını bilmiyordum.
0
m e b
(24.04.17)
kadın olmak çok zor dostum.
0
dedim ben sana
(24.04.17)
ögrenecegin cok sey var dostum.
0
thewizardofearthsea
(24.04.17)
gülmedim
0
elorelia
(24.04.17)
Cidden. Pembe de dışkılamıyoruz. Konu açılmışken.
0
aychovsky
(24.04.17)
Ben niçin ağda yapmayıp jiletle aldıklarını anlamadım.
0
tahin pekmez yoğurt
(24.04.17)
Hic iyi agda yapamayan ya da jiletle iyi tiras edemeyen kadin da mi gormedin? Kirli sakal gibi olabiliyor ve bacak killarini kesmek istemeyen kadinlari destekliyorum.
0
Traveller
(24.04.17)
bazen insan yalanlara inanmak ister...

iste bu da tam olarak oyle bir durum.

adam hakli.
0
kosun lan mevzu var
(24.04.17)
@tahin pekmez yoğurt:

ağda çok zahmetli ve zaman alan bir iş de ondan.
jiletle bir duş süresi içinde işinizi halledebiliyorsunuz.
yine de sadece ağda yapan, jilet sürmeyen ya da hiç ağda yaptırmayanlar da var tabii.
0
blatta hiberna
(24.04.17)
Cunku ağda çok acıtıyor
0
all girls dream
(24.04.17)
Dogal tuysuz erkekler de var.
Ama tuy dokucu, agda vs kullanan kadinlar cogunluktur sanirim.
Koltuk alti degil de bacaklar bana sexi geldi.
0
runfor
(24.04.17)
Philips marka bi ışın kılıcı var bazı kadınlar onla alıyor cillop gibi oluyor ;)
0
cluster
(24.04.17)
Nasıl yapıdıgını merak edersen artı 18
www.youtube.com
Evet tepeden tırnağa ağda traş cımbız vs oluyoruz. kaş bıyık hatta bazen kadınlar tum yüzüne de agda yaptırıyorn. genital bölgeden bacaga her yere bir ton vakit kaybı olmadı binlerce lira lazere sırf ayu gibi kıllı erkekler bizi beğensin toplum kabul etsin diye.
0
fasulyek
(24.04.17)
@fasulyek:
söylemeden duramadım...
videodaki çok başarısız bir ağda uygulaması bu arada.
ağdanın türü de farklı ve çok kalın sürülüyor.
bizimkiler olsa 15 saniyede çatır çutur girişip, bitirmişlerdi.
üstelik elleri değmez bile.
0
blatta hiberna
(24.04.17)
@playing star again: ben normalde bacaklarının/kollarının tüysüz olduklarını, hormonal sebeplerle bazılarında biraz fazla olduklarını ve onları aldırdıklarını düşünüyordum. bikini bölgeleri, koltuk altları için gittiklerini düşünüyordum.

yani hani bazı hemcinslerimizin erkek olmasına rağmen fazla istenmeyen tüyleri olmaz ya, onun tersinin kadınlar için olduğunu sanıyordum.
0
🌸m e b
(24.04.17)
Duyurudaki günün sorusu bence bu olmali. Ya da haftanin sorusu :)

Hiç çıplak kadın görmedin mi dostum?
0
dafuq
(24.04.17)
@m e b, Homo sapiens-sapiens, butun derisi kil ile kapli olan bir mahluk.

Fakat bu killarin sekli, kalinligi ve birbirine yakinligi, DNA'daki katilimsal verilere ve vucuttaki testosterona gore degisiyor. Ozetle, herkesin tum vucudu killa kapli.
0
acediac
(24.04.17)
Kolları falan belki anlarim da butun epilator/agda reklamlari en cok bacak uzerinden yapilir genelde. Hic mi gormedin :) az ya da çok olur her kadinda. Yapisina, tenine gore degisir azligi coklugu ama var yani.
0
aquarium
(24.04.17)
soruyu yanlis sormus; verdigi cevapla bu yanlisi acikliga kavusturmus.

kadinlarin kollarinda/bacaklarinda da kil olabilecegini ama bunun yaygin degil de istisnai durumlar oldugunu zannediyormus bu arkadas. bu acidan bakildiginda eskisi kadar siritmiyor.
0
scars dont fade
(24.04.17)
Sonraki yorumlarını okudum. 2 ihtimal var akraba da olsa etrafında kadın yok veya etrafında kadın var ama tüysüzler.
0
cabiday
(24.04.17)
(9)

Muhteşem Nohut Yemeğini Arıyoruz

kullanıcıadımbuolsun
Yıllar önce yediği yemekhane nohutunu unutamayan bir adam var elimizde.Annesininkine bile burun kıvırıyor.Muhteşem nohut tarifini arıyorum, tarif ya da küçük önerileriniz varsa alırım.Ben normal soğan salça baharat(kırmızı toz biber ve tuz) yöntemindeydim.Napsam?Teşekkür ederim tüm öneriler için, ke
Yıllar önce yediği yemekhane nohutunu unutamayan bir adam var elimizde.
Annesininkine bile burun kıvırıyor.

Muhteşem nohut tarifini arıyorum, tarif ya da küçük önerileriniz varsa alırım.

Ben normal soğan salça baharat(kırmızı toz biber ve tuz) yöntemindeydim.

Napsam?

Teşekkür ederim tüm öneriler için, kemikli et ile deneyeceğim bakalım, biraz kimyonla. Biber salçası evde varsa koyuyordum, gittim onu da aldım.
Daha güzel yemekler olsun sofranızda, sağolun.
0
kullanıcıadımbuolsun
(24.04.17)
yemekhane nohutunun tarifi basit aslında, dünden kalan yemek tenceresini yıkamadan nohut yemeği yapıyorsun. dünden kalan yemek işin mayası oluyor.
afiyet olsun.
0
dedim dedim de kime dedim
(24.04.17)
Kimyon ekleyince pek güzel oluyor. Acaba ondan mı? Bazıları kimyon koyar, bazıları koymaz da; ben kimyonlu seviyorum. Bir de suyu az olunca.
0
aychovsky
(24.04.17)
domates salçası yerine biber salçası kullanmak.
0
theseachange
(24.04.17)
adam akıllı nohut alarak başlayın. marketteki 3 liralık ithal nohutlardan değil, kilosu 10 lira civarındaki nohutlardan alın.
0
blue eyes white dragon
(24.04.17)
orjiinal köy nohutu olacak. taşlı maşlı, sonra ev yapımı salça bolca katılacak. Nohutun bekleme suyu da süzülecek...
0
gotic
(24.04.17)
Nohut piştikten sonra bir gün bekleyince daha lezzetli oluyor
0
tahin pekmez yoğurt
(24.04.17)
Kemikli et olmali. Ilik suyu çıkacak yemeğe.
0
tukenmez adam
(24.04.17)
ek yapayım, nohutu pişirirken ilk olarak ortaya çıkan o köpüklü suyu dökeceksiniz ardından bir kez daha kaynatacaksınız, pişireceksiniz.
0
blue eyes white dragon
(24.04.17)
yemekhanede yediyse çok pişmiştir, o da helmelenmiş seviyodur muhtemelen.
0
slow like honey
(24.04.17)
(5)

yaza doğru nasıl giyiniyorsunuz?

prens zuko
kışın bi şekilde sıkı fıkı giyiniyoruz da siz yazın nasıl giyiniyorsunuz? ben tek parça giyinmekten aşırı nefret ediyorum ama nasıl giyineyim de bilmiyorum. fotoğraflı (kendi değil netten bulduğunuz tabi :) )yada linkli tavsiyelerinizi bekliyorum.
kışın bi şekilde sıkı fıkı giyiniyoruz da siz yazın nasıl giyiniyorsunuz? ben tek parça giyinmekten aşırı nefret ediyorum ama nasıl giyineyim de bilmiyorum. fotoğraflı (kendi değil netten bulduğunuz tabi :) )yada linkli tavsiyelerinizi bekliyorum.
0
prens zuko
(24.04.17)
bende şuna benzer bişey var.
i00.i.aliimg.com
üzerime tişört ya da uzun kollu bi tişört giyiyorum. üstüne de bunu alıyorum. havaların sabah 10, öğlen 25, akşam 2 derece olduğu şu saçma günlerde bu şekilde hiç üşümedim.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(24.04.17)
70 kat. İçe t-shirt, onun üstüne hırka, onun üstüne mont. Ondan sonra da 'Mont beni' diye dolaşıyorum ama akşam da donuyorum.
karikaturistan.files.wordpress.com
0
aychovsky
(24.04.17)
haha çok özür dilerim cinsiyeti unutmuşum, erkekler için tavsiye isteyecektim ya :) kadın giyimi cidden kolay da biz erkeklerde daha zor. öyle sadece tişört falan acayip itici geliyor :/ alternatif ne olabilir onu da biliyorum
0
🌸prens zuko
(24.04.17)
tshirt üstüne güzel bir kot gömlek olur. direkt güzel bir gömlek olur. sıcak havada zorla giyinip yanma :)
0
soft
(24.04.17)
Tshirt+kot. Arabada da ceket duruyor.
0
arnold schwarzeneger
(25.04.17)
(18)

Başıma bişey gelmeyecekse Bülent ortaçgili...

iddaaci
Müzikten az çok anlarım. Klasik müzikten Neşet Ertaşa kadar dinlerim. Ama ortaçgili anlayamıyorum müziğini sevmiyorum. Özgün besteler yapmaya çalışıyor ama olmuyor gibi. Siz ne düşünüyorsunuz. Bana müzikten anlamıyorsun da diyebilirsiniz.
Müzikten az çok anlarım. Klasik müzikten Neşet Ertaşa kadar dinlerim. Ama ortaçgili anlayamıyorum müziğini sevmiyorum. Özgün besteler yapmaya çalışıyor ama olmuyor gibi. Siz ne düşünüyorsunuz. Bana müzikten anlamıyorsun da diyebilirsiniz.
0
iddaaci
(24.04.17)
ortaçgil ilk plana sözlerini koyuyor. Yabancı ülkelerde singer/songwriter kategorisine girer. Yani kısaca adamın sözlerine müzik eşlik ediyor. Eğer sözleri sadece melodi olarak dinliyorsanız böyle bir sonuca varabilirsiniz.
0
ilkot
(24.04.17)
dedim dedim de kime dedim
(24.04.17)
ben de ara ara sevmeye çalıştım, olmadı.
doğal ortamda, tesadüfen filan yakalaması lazım bir yerlerde, o da bütün külliyatı kurtarmaz herhalde.
birkaç şarkısını açıp dinleyebiliyorum ancak. anlıyorum seni.
0
filteria
(24.04.17)
Ben de sendenim. 'Müzikten anlamıyorum' diyeyim de, en azından kafam rahat olsun.

Bir de ilkot'un dediği durum var. Ben şarkı sözlerini şarkıya eşlik ederek daha çok zevk alma aracından ötesi olarak görmüyorum. Şarkı sözüne dikkat bile etmiyorum. Yani, altyapısı ve Ajdar'ın sesi düzgün olsa ben Nane Nane'yi severdim. Ya da düzenlemesi hoşuma gidiyorsa şarkı doğrudan anama da sövebilir, anama sövülürken bağıra bağıra eşlik ederim. O yüzden, ağlamalı sözlü şarkılarda kafa sallar ve göbek atarım ya da şarkı sözü güzel olsa bile arkadaki müzik kalbime dokunursa ağlarım. Sözleri sallamayınca, başıma bir şey gelmeyecekse, Bülent Ortaçgil mıyır mıyır akıp giden birkaç dakikadan ötesini ifade etmiyor bana.
0
aychovsky
(24.04.17)
beni de ekleyin, rahatladım valla
0
mirty
(24.04.17)
+1
0
eeb
(24.04.17)
hacılar müzik din olsa şu an çarpılmıştınız.

www.youtube.com
0
dedim dedim de kime dedim
(24.04.17)
bunu ben de itiraf edemiyordum ayıplarlar diye shshsh
0
bonisnocetquimalisparcit
(24.04.17)
+1 sarki sozleri guzel olabilir fakat muzik bende hic heyecan uyandirmadi hic bir zaman.
0
oshamahue
(24.04.17)
ortaçgil iyi şarkıcı değil, kendisinin de kimsenin de böyle bir iddiası olduğunu sanmam zaten. sesi yoktur yani, konuşur gibi okur şarkıları. ama çok güzel şarkıları var. özellikle yağmur şarkısına bayılırım ben.
0
nathanieltroy
(24.04.17)
sana neden müzikten anlamıyorsun diyelim, sevmeyebilirsin ne var bunda. ben bazı şarkılarını seviyorum. kaliteli bir müzisyen bana göre.
0
Apocalypse
(24.04.17)
Bulent Ortacgil yerine Feridun Duzagac koysan sohbetin tadina doyulmazdi >)
0
bhdrydn
(24.04.17)
Ben de sevmiyorum, dile de getiriyorum bunu. Linç edecek kadar kalabalık olmadılar hiç, belki bir gün hepimizin korktuğu lince uğrarım bilmiyorum.

Bok gibi lan şarkıları, kitap okur gibi şarkı söylüyor adam. Oh bir rahatlama daha geldi.
0
chicha
(24.04.17)
Şarkılarda sözlere zerre dikkat etmeyen biri olarak ben de sevmiyorum. Ortaya çıkan müzikalite kadar değerlidir benim için şarkılar. O yüzden türkiyede pop/rock adına yapılan işlerin çok büyük çoğunluğu bana göre tırt.
0
synesthesia
(24.04.17)
Sevmiyorum diyemem, ara sıra dinlenir. Ama takibe gerek gerek duymadım hiç. Acaba ne yapacak kesin güzel bir şeyler yapıyordur demedim.
0
tukenmez adam
(24.04.17)
Kendisi Türk müziğinin en overrated ismi olabilir.
0
dafuq
(24.04.17)
leonard cohen'in de, tom waits'in de, bob dylan'in da sesi güzel degil, müzikalite eh işte. ama iş sözlerde saklı, tavırda saklı. ortaçgil'i tavırsızlıgı ve apolitikligi yüzünden eleştirebilirsiniz ama ozanligini eleştirmeyelim.
0
thewizardofearthsea
(24.04.17)
Şerefsizim aklıma gelmişti. Bir +1 de benden.
0
vedatchilipeppers
(24.04.17)
(14)

tarhana cipsi yediniz mi hiç?

yue
tadını çok merak ettim, güzel miydi internetten sipariş vermeye değer mi?
tadını çok merak ettim, güzel miydi internetten sipariş vermeye değer mi?
0
yue
(24.04.17)
Tadı güzel değil daha çok tuz ve ekşi bir tad geliyor. Dün Antep'te yedim ilk kez. Beğenip almadım.
0
iddaaci
(24.04.17)
orta anadolu da yaparlar konya bölgesinde vs gördüğümü hatırlıyorum.
yaşadığın bölgedeki teyzeler yapıyor olabilir onlar daha lezzetli olur fikrimce.
ben severim ama internetten sipariş verecek kadar aklıma gelmedi.
Merak için denemek için verilebilir.
0
basond
(24.04.17)
ben hic sevmiyorum. bizimkiler adana'dan ya getiriyor ya getirtiyor surekli.
0
der meister
(24.04.17)
ben hiç sevmemiştim (kahramanmaraş)
0
try again fail again fail better
(24.04.17)
Maras tarhanasina ben bayılıyorum. Çorbasını ayrı seviyorum.
0
fraise
(24.04.17)
Denildiği gibi tuzlu bir ekşi tadı var, bir süre sonra bayıyor. Maraş'ta yemiştim...
0
bi mekan
(24.04.17)
maraşlı arkadaşım getirmişti ama sevmemiştim. tarhananın çorbasını içeceksin.
0
blue eyes white dragon
(24.04.17)
migros'ta falan satılıyor mlife marka, git bir dene hoşuna giderse alırsın. el yapımı biraz daha yoğun olur, buna hesaba katmakta fayda var.
0
Apocalypse
(24.04.17)
yöresel bir lezzet olduğu için o yörenin dışındakiler genelde beğenmiyorlar. ben çok severim ekşimsi tadına bayılırım. bugüne kadar denettiğim kişiler arasında bir eşim bir de en yakın arkadaşım beğendi ve severek yiyorlar. diğerleri genelde beğenmedi.
0
avonkatalogu
(24.04.17)
cips inceliginde olanlarini macrocenter'da bulabilirsin. onlara arkli baharatlar da ekliyorlar daha guzel oluyor. normalde yogurt tuz kekik bugday olur, normalde de bu tatlari seviyorsan seversin. ben yogurt corbasi manyagi bir insan olarak seviyorum ama iyisi olursa.
0
mavicorap
(24.04.17)
sevmiyorum. üniversitede maraşlı bir arkadaşım vardı kızı çok da severim ama hatrına bile yemedim.
0
cabiday
(24.04.17)
Yedim ama pek beğenmedim. Hastayken normalde yediğin şeyleri yiyemezsin de, benzerini yapar ve 'Al, bak bu da ondan' falan diye kandırırlar ya; bu da ona benziyor. Tarhana çorbasını severim ama cipsini pek tutmadım.
0
aychovsky
(24.04.17)
benim de pek hoşuma gitmedi, ekşi ve tuzlu değişik bir şey. çorbasını severim ama.
0
theseachange
(24.04.17)
acı bi tadı var ben hiç sevmem. mecbur olmadıkça tarhana çorbasını da sevmem.
0
dedim ben sana
(24.04.17)
(13)

Kalitesiz insanlara karşı duyduğum amansız nefret

chillbabe
İnsanların çoğunu sevmiyorum. Düşüncelerini, yaklaşımlarını ve hatta çoğu zaman varlıklarını gereksiz buluyorum. Boş boş konuşuyorlar, kayda değer hiçbir icraatleri yok ve bu dünyaya hiçbir şey katamadan göçüp gidecekler. Amaçları yok, yaşamak için nedenleri yok; nefes alışları israf kısacası.Sadece
İnsanların çoğunu sevmiyorum. Düşüncelerini, yaklaşımlarını ve hatta çoğu zaman varlıklarını gereksiz buluyorum. Boş boş konuşuyorlar, kayda değer hiçbir icraatleri yok ve bu dünyaya hiçbir şey katamadan göçüp gidecekler. Amaçları yok, yaşamak için nedenleri yok; nefes alışları israf kısacası.

Sadece düşünsel olarak belli bir seviye ve birikimin üzerindeki insanları ciddiye alabiliyorum, onlar dışındakileri dinlemiyorum ve muhatap almıyorum. Aile, akraba, arkadaşlık vs. hiçbir önem ifade etmiyor benim için, sadece bana gerçekten bir şeyler katabileceğini düşündüğüm insanları barındırıyorum çevremde.

Bu yanlış mı? Aslında sadece kaliteli insanlarla iletişimde olup diğerleriyle mümkün mertebe mesafeli olmamın faydalı olduğunu düşünüyorum ama kalitesiz insanlara karşı içimde yoğun şekilde kötü duygular besliyorum. Bunu nasıl aşabilirim?
0
chillbabe
(24.04.17)
@bb; Muhteşem bir insan olduğumu iddia etmiyorum tabii ki, belli bir düşünsel seviyenin üzerinde olduğumu düşünüyorum sadece.
0
🌸chillbabe
(24.04.17)
aşma ya, niye aşacaksın. hep böyle kal.
0
stewie
(24.04.17)
Aysun Kayacı sen misin?
0
lüzumsuz adam
(24.04.17)
aynştayn mısın sen?
mari küri misin?
0
filteria
(24.04.17)
"Aslında sadece kaliteli insanlarla iletişimde olup diğerleriyle mümkün mertebe mesafeli olmamın faydalı olduğunu düşünüyorum" şu kısma cevap vermiştim.

Bunu nasıl aşabilirim? sorusuna cevap ise aşamazsın dna ile gelen yazılım bu şekilde.
0
basond
(24.04.17)
Kaliteli insan kıstasın yanlış.
0
partizan
(24.04.17)
Öncelikle fularsız yazıyorum kusura bakma ama bu denli nefret duymanı gerektirecek neler yaşadın, nasıl genellemelerle bu kadar keskin yargılara sahip oldun merak ediyorum.

Muhatap olmak istemediğin insanlarla muhatap olmayı şehir yaşantısında bir yere kadar sürdürebilirsin. Daha keskin sınırlar için becerebiliyorsan kendi ağını yaratır, o çevre içine kimseyi almaz ve tüm ihtiyaçlarını kendi içinizde karşılayarak o insanlardan kendinizi izole edebilirsiniz. Bu şekilde bile jandarma falan gelir arada, seve seve muhatap olursunuz üzgünüm :/
0
chicha
(24.04.17)
Nefretini anlıyorum, fakat kendini bu cümlelerle ifade etmeye kalkarsan her ortamda yanlış anlaşılırsın. Bu tip şeyler geri kalmış toplumların ortak sorunu, malum ülkemizin durumu ortada. O yüzden çok önemsememeye gayret göster, çevreni değiştir, samimiyeti olabildiğince düşür.
0
sorumatik
(24.04.17)
Kendi bulunduğunuzu düşündüğünüz seviyeye, eğitime ve kafa yapısına uymayan insanları etrafınızda tutmak istememeniz doğal bence.
Ama bu dairenin dışında kalan insanlara karşı da nefret vb. kötü duygular beslemek herkesten önce sizin için yorucudur diye tahmin ediyorum.
Çünkü karmakarışık bir toplumun içinde, bambaşka insanlarla bir şekilde iletişim halindeyiz.( istesek de istemesek de ) ki bu Türkiye'nin durumuyla alakalı da değil,dünyada böyle.
Dolayısıyla bu duygu içinizde sürekli bir stres, savaş hali yaratır.
Bu yorumu sizin seviyeniz nedir ki bıdıbıdısı üzerinden yapmıyorum.o şekilde düşünüyorsanız öyledir.

Biraz daha rahat olmaya çalışıp, boşveeeerr kafasına girmeniz lazım bence:)
Yoga yapın örneğin.ben bu tarz şeyleri garip bulurken sırf spor sonrası esnemek vs için yoga yapmaya başladım.Gerçekten çok rahatlatıyor :)
Gün içindeki durumuma da yansıyor bence.

Hayata bir kere geldiğinizi düşünüp kıymetli zamanınızı başkalarından nefret ederek değil de sizi mutlu edecek şeyler yaparak geçirin derim.
Hobiler,spor vs. kafanızı dağıtıp rahatlatır.
0
demoniclewinsky
(24.04.17)
Olaya kaliteli/kalitesiz ayrimi yerine "benim gibi olmadigini dusundugum insanlar" şeklinde bakman daha dogru olurdu bence. Senin de kaliteni, kaliteden ne anladigini bilemeyiz cunku. Sohbet edemedigin, sana gore faydasiz, bilgisiz, boş insanlarla mesafeli olman kötü degil, tercih meselesi tabi ki. Hatta olmasi gereken bence. ama senin gibi olmayanlara nefret beslemek cok da saglikli degil. Önemsemeyerek aşabilirsin belki. Gercekten "kaliteli" dedigimiz insan nefes almasi bile israf dedigi kimseler için bu kadar çıldırıp nefret kusmaz gibi geliyor bana.
0
aquarium
(24.04.17)
Sana katılıyorum. Dünyada ne kadar kötülük varsa hepsi insan işi.
Bende mümkün mertebe yeni insanlarla tanışmamaya çalışıyorum.
0
ketcapli dondurma
(24.04.17)
Size özel değil de, insanlar nasıl başka birinin kalitesiz olduğuna ya da değersiz olduğuna kanaat getirebiliyorlar, anlayamıyorum. Örneğin, bir arkadaş Sıla'nın 'İki satırlık adamları musallat ettik ömrümüze' kısmında çok duygulanır, çok hissederdi kendisi yaşamışçasına. 'Sen kimsin, neyin otoritesisin, nasıl karar verdin o adamların iki satırlık olduğuna, kendi satır sayın kaç, nereden bu kadar eminsin' derdim. Bunu kişisel algılamayın, hatta genel bir soru bu: Kim olduğunuzdan nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz?

Senden farklı olanı beğenmemek ve hatta bazı konularda ya da bazı alanlarda küçük görmek normal. Sevgili olarak istemezsin, beğenmezsin mesela ama ya da atıyorum Bahar Candan gibi birinin televizyonda söyledikleri ciddiye alınmaz da; reelde, günlük hayatımızda bu derece nefret bence biraz fazla bence.

Her zaman senden kalitelisi çıkacaktır ve vardır da. O sana sümük muamelesi yapsa ne hissedersin?
0
aychovsky
(24.04.17)
Eksiklerini bu şekilde kapatmaya çalışıyorsun. Kendini yetersiz bulduğun konularda geliştirmeye çalış.
0
arnold schwarzeneger
(25.04.17)
(27)

En sevmediğiniz ev işi nedir?

fraise
Benim ütü. Bugün artık dağ gibi olunca oturup 3 saat ütü yaptım, o süre zarfında da hayatımı sorguladım resmen. Öyle nefret ediyorum. Her çamaşır makinesini calistirdigımda 'şimdi bir de bunları ütülemek var' diye geçiyor içimden. Yemek yapsam, ev temizlesem bu kadar söylenmem.Sizin en sevmediğiniz
Benim ütü. Bugün artık dağ gibi olunca oturup 3 saat ütü yaptım, o süre zarfında da hayatımı sorguladım resmen. Öyle nefret ediyorum. Her çamaşır makinesini calistirdigımda 'şimdi bir de bunları ütülemek var' diye geçiyor içimden. Yemek yapsam, ev temizlesem bu kadar söylenmem.

Sizin en sevmediğiniz iş nedir? Hadi yazalım da icimizi dokelim.
0
fraise
(23.04.17)
Dikey yüzeyleri silmek. Camlar, dolap kapakları, duvarlar, banyonun fayansları vs. ifrit kesiliyorum. Çok da yorucu.
0
buff
(23.04.17)
bulaşık makinesi yoksa bulaşık. anlayamazsınız. ütü de zor ama açıkçası ütüyle pek uğraşmıyorum olduğu kadar deyip geçiyorum.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(23.04.17)
Yoo ben erkek olmama rağmen üşenmem ya, ütü falan yaparım yani. Tek yaşadığım için alıştım.

Sadece yemek olayı canımı sıkıyor, yemek yapamıyorum pek
0
MaNOfTheYear
(23.04.17)
ütü ama ben ütü yapmıyorum kışın ya. zaten kazak falan giyiyorum ve kazaklar genelde kırışık falan olmuyo. geri kalanları da annem ütülüyo.
cam silmeyi sevmiyorum bi de.
0
matilda
(23.04.17)
ütüyü hem beceremem hem de sevmem. aslında ev işine dair hiçbir şeyi sevmem de, en azından haftada bir biraz toparlamak gerekiyor ortalığı.

ailemleyken düzenli biriydim, eşyalarımı derli toplu tutardım falan. bekar hayatında çok dağınıkmışım, düzensizmişim aslında, onu gördüm.
0
runfor
(23.04.17)
en sevdiğim şey ütü. birazdan 5 gömlek ütüleyeceğim, ne mutlu bana.
0
stewie
(23.04.17)
En sevmediğim elimde bulaşık yıkamak, arkasından da süpürge ile süpürmek geliyor sanırım.
0
irene
(23.04.17)
Yemek yapmak :(
0
scomalt
(23.04.17)
Ütüyü severek yaparim. Ama camasirlarla ilgili diger isleri sevmem. Makineye atmak, katlamak, yerlestirmek, dolaplari duzenlemek.. ama en cok bulasigi sevmem. Makineye yerlestirip temizleri bosaltmayi da, elde yikamayi da hicbir sekilde sevmiyorum.
0
aquarium
(23.04.17)
Toz almak. Mezun olayım, toz dinamiği üzerine araştırma yapıcam valla. Bir kere siliyorsun, iki gün sonra her şey başa dönüyor. Ütü yapan biri değilim. Yemek yapmayı eğlenceli bulurum. Bulaşık yıkamak sıkıcı bir eylem. Ama toz almak kadar olamaz.
0
dissendium
(23.04.17)
Hepsini seviyorum, yaptıktan sonraki tatmin çok güzel. Belki yemek yapma ve bulaşığı daha az seviyorum.
Ama hepsine de üşeniyorum, bu bi gerçek..
0
manuel mandalina
(23.04.17)
Çamaşır yıkamak.
Makine yıkıyor demeyin, o kadar nefret ediyorum ki evde 2 tane 4 kapılı dolap ağzına kadar dolu, en son 2 ay önce çamaşır yıkadım şu an giyecek az kıyafetim kaldığı için yıkamak zorundayım.
Ayırması ayrı yıkaması ayrı asnası toplaması kurumasını beklemesi katlaması ütülemesi yerleştirmesi ayyy nefret ediyorum.
Ütüden nefret etmiyorum, dandik süpürge yüzünden süpürge de çok sinir bozucu.
Cam silmek bana çok eğlenceli geliyor.

Çamaşır ve süpürge kesinlikle.
0
bir nick var benden iceri
(23.04.17)
Ben genelde evde iş yaptıkca resmen dinleniyorum beni sıkmıyor ama en sevmediğim iş ıspanak gibi topraklı yeşillikleri yıkamak. Sirkeli suda bekletsem de tüm yaprakları teker teker yıkamam aşırı zaman kaybı geliyor. En sevdiğim de yerleri silip pırıl pırıl yerlere çıplak ayakla basmak :D
0
neferkitty
(23.04.17)
hiçbir şey değil ama tencere yıkamak!
öğrencilik yıllarımda yeteri kadar tencere yıkadığım için nefret etmiştim. sonra bulaşık makinesi aldım rahatladım. bunun dışında ev işlerini zevkli bir hale getirmeye çalışıyorum. mesela ütüyü gece geç saatte yaparım ve yaparken de mutlaka içerim :)
yemek desen yeni tatlar denemeyi seviyorum, boşandıktan sonra daha çok yapmaya başladım. zorlandığım bir şey var o da sanırım toz alırken dar alanlara girmek. üşendiğimden değil ama bu cüsseyle (1.95) dip temizliği yapmak gerçekten insanı yoruyor.
0
gkct
(23.04.17)
Nevresim değiştirmek. Askerde bile kendim değiştirmezdim evde mecbur değiştiriyorum ihale bana kitlendi, ömrümden ömür götürüyor her seferinde.
0
angelus
(23.04.17)
kesinlikle nevresim değiştirmek.
zulüm.
0
blatta hiberna
(23.04.17)
toz almak. bütün sebebi de o zaten. süpürmek, silmek vs ütüye bile bi yere katlanabiliyorum ama toz almak tam bir zulum geliyor bana.
0
dedim ben sana
(23.04.17)
Yemek yapmak disinda butun ev islerinden nefret ediyorum :(
0
astrid
(23.04.17)
1) bir yerleri silmek ve süpürmek
0
faik abi
(24.04.17)
Toz almak.
Yemek pisirmek
0
kuehles blondes
(24.04.17)
ütü :(
0
basond
(24.04.17)
evi süpürmek (önceden çok sevmeme rağmen yoğun kedi tüyünden dolayı usandım artık)
en sevdiğimse ütü.
0
lesmiserables
(24.04.17)
ütü benim de :( zaten çok beceremiyorum düzgün yapabilmek için epey uğraşmam gerekiyr, bi de o çıkardığı ısı bunaltıyor iyice. kabus gibi. temizlik, yemek ve bulaşığa bayılırım ama. terapi gibi geliyor bana.
0
ma ya
(24.04.17)
bir kisi de cikip perde takmak dememis ya lan. bu kadar mi cok seviyorsunuz bu lanet şeyi? allah dusmanimin basina vermesin.
0
blue eyes white dragon
(24.04.17)
Ütü. Kesinlikle ütü. Bir de ütü titiziyim.

Geri kalanını az da olsa severim. Hele temizledikten sonra oturmayı çok severim.
0
aychovsky
(24.04.17)
ocak ve fırın silmek :( nefret ediyorum. ocağın üstündeki o demirler, fırının ızgara telleri hiç sevmiyorum onları temizlemeyi. bazen ocağın üstünü uzun süre temiz kalsın diye aliminyum folyo ile kaplıyorum o derece.
0
yue
(24.04.17)
hahha guldum okurken. utu guzel ya. hele o giysinin duzlesmesi. kol kisimlarini sevmiyorum ama zor oluyo.

carsaf degistirmek kesinlikle! yeni serilmise yatmak sahane olsa da o surec cok ama cok zor. hele bir de yatak duvara dayali oldugu icin yatagin her kosesine ulasamadiginda.

yesillik yikamak sevimsiz.

bir de camasir katlamak. cunku her giysi turunun ayri katlama stili var bende ve cok zamanimi aliyor :(

kitaplik tozu almak sevimsiz.
0
jimicik
(24.04.17)
(10)

kadınlara soru: "kol gibi" tanımlamasını kullanıyor musunuz

kosun lan mevzu var
genelde erkekler arasında sıklıkla kullanılır: "kol gibi"peki ya kadınlar?kol gibi ye alternatif olarak ne diyorsunuz?
genelde erkekler arasında sıklıkla kullanılır: "kol gibi"

peki ya kadınlar?

kol gibi ye alternatif olarak ne diyorsunuz?
0
kosun lan mevzu var
(23.04.17)
nö.

devasa derim genelde.
0
muslugubozukhayrat
(23.04.17)
dünyanın en büyük ..... sı falan derim
0
yuvarlanantencereninkapagi
(23.04.17)
neden herkes cinsel olarak anlamış anlamadım. ben cinsellikle alakalı değil de günlük argo olarak kullanıyorum. "kol gibi fatura gelmiş" vs. gibi.
0
nilmiye
(23.04.17)
ben de kullanmıyorum.
0
duyond
(23.04.17)
İçinde bulunduğum ortama bağlı her şeyi deme ihtimalim var.
0
jazzabel
(23.04.17)
kadın değilim ama mevzuyu düşünme kabiliyetinden yanlış anlayanlar olmuş.

biz kol gbi tanımlamasını cinsel yönlerde çok nadir kullanırız, kimse ben de bi' pipi var öyle böyle değil kol gibi demez mesela.

daha çok abi' kol gibi fatura gelmiş, ne yaptınız lan sevgi koduklarım der.
0
mete kudur
(23.04.17)
abi gerçekten şoklardayım.

neden cinsel olarak cevapladınız ki?

duyurularımı bilen bilir hiç cinsel bir şey sormam. küfür ederim ama kesinlikle aseksüelim.

beni hayal kırıklığına uğrattınız.
0
🌸kosun lan mevzu var
(23.04.17)
ben cinsel içerikli anlamadım. duyurunun içeriğinde buna yönelik bi şey yok ki zaten. herhangi bir şeyin büyüklük ölçüsü olarak cevapladım.
0
muslugubozukhayrat
(23.04.17)
Biz rocco siffredi disinda bir hemcinsimizin pipisini konusmayiz ki. gay misiniz olm siz.
Kol gibi deyimi anca sicmak fiili icin kullanilir.
0
yons
(23.04.17)
Lisede kullanırdık, 'Sınav kol gibi girdi' derdik. O zaman da yeni öğrendiğimiz bir küfürdü, herkesin dilinde sakız olmuştu. Yıl 1997. Yoksa organ tanımında hiç kullanmadım.

O zamandan beri kullanmadım sanırım. Ne organ tanımında, ne bir şeyin zorluğundan bahsederken. Alternatif olarak organ için kocaman, zorluk için 'Çok zordu' gibi daha sıradan kalıpları kullanıyorum.
0
aychovsky
(24.04.17)
(34)

Çocukluğunuzda en sevdiğiniz çizgi film

begin again
Hangisiydl?
Hangisiydl?
0
begin again
(23.04.17)
çok fazla ama tom ve jerry ile bugs bunny arasında kaldım.
0
m e b
(23.04.17)
candy

2. sırada da ay savaşçısı vardı

3te de bugs bunny
0
senialanaglasinalsinsikinicaliyabaglasin_yine
(23.04.17)
Taş devri ile Hollywood Yaramazları
0
aychovsky
(23.04.17)
sırasıyla ilk 3

road runner, jetgiller, şirinler
0
belkider
(23.04.17)
Hollywood Yaramazları, Taş Devri, Ninja Kaplumbağalar, Tom ve Jerry.

bir de, spider man'i hep çok sevmişimdir kendimi bildim bileli.
hâlâ da izlerim.
0
blatta hiberna
(23.04.17)
captain tsubasa, beyblade, yugi oh, casper, scoby do.
0
blue eyes white dragon
(23.04.17)
Teletabiler, Şirinler, Taş Devri
0
fragile lady
(23.04.17)
Şirinler, Taş Devri ve Jetgiller. Ama en çok Şirinler.
0
ms brownstone
(23.04.17)
Maske
0
intihar etsem de kendime gelsem
(23.04.17)
Maske
0
brad pitt
(23.04.17)
Şirinler hatta bu yaşımda geçen hafta sinemada yeğenim ile izledim; ondan daha çok ben eğlendim.

Şirinler ile ilgili çeşit çeşit çocukluk hikayelerim de vardır; evlendiğim günün akşamı şirinleri izleyip şirinleri izleyip yatacağım demek gibi. piknikte babama saatlerce şirinleri aratıp bulamayınca 'ben iyi bir çocuk değil miyim?' diye aglamaya baslamisim. Babam 'şirinler bu ormanlarda yaşamiyor' diye kandırmış beni. Ayrıca belirli bir yasa kadar da şirinlerin evi diye mantar yemeğimi hatırlıyorum.

Böyle bir şirinler aşkı vardı bende.
0
fraise
(23.04.17)
pokemon
0
bonisnocetquimalisparcit
(23.04.17)
Uçan kaz, clementine, candy, heidi, değerli
0
manuel mandalina
(23.04.17)
life with louie
mad jack the pirate
voltran
ghost busters
heman
xmen
maske
şirinler
0
stewie
(23.04.17)
stewie
(23.04.17)
402 no'lu sınıf
heidi
şirinler
0
nathanieltroy
(23.04.17)
star da yayınlanan spider man
alkislarlayasiyorum.com
0
faik abi
(23.04.17)
fox kids ve jetixtekilerin hemen hepsi. onlardan öncede kanal dedekiler.
0
qazedcsrfvtyhngujmkol
(23.04.17)
pazar sabahları voltran, okul sonrası he-man, bir de clementine vardı huzursuz ederdi.
0
puc
(23.04.17)
Looney tunes. Bugs bunny'yi o kadar sevemezdim ama diger karakterlerine bayilirdim.

Bir de Maske'nin yeri ayri tabii:) MUthis karakterdi:D Kilodu kafaya gecirme hareketi bende aliskanlik yapmisti, kapsonlu giyenlerin kapsonunu cat diye kafasina gecirmekten kendimi alamiyorum. Yasim 29, hala yapiyorum:D
0
stavro
(23.04.17)
en sevdiğim şirinler'di. onun arkasından da snoopy, simpsonlar, red kit ve heidi gelir.

ek: varyemez amca ve rocko'nun modern yaşamı (gerçi bunu 11-13 yaş arası falan izlerdim, geç çocukluğa denk düşüyor yani) da vardı.
0
misterturist
(23.04.17)
stewie
(23.04.17)
jetgiller, aslan kral, scooby doo, haa bir de tsubasa ve beverly hills
0
duyond
(23.04.17)
Esteban, Sirinler, Varyemez Amca, Tsubasa, Genki, Clementine, Voltran. Kucuklugumde Trt1den baska kanal olmadigindan ne yayinlansa gozlerimizi dort acip izlerdik.
0
Tutkun
(23.04.17)
Ay savaşçısı. Bu aralar yeniden başlamayı düşünüyorum hatta.
0
cabiday
(23.04.17)
valla çok vardı yaaaa <3 hala da düzenli olarak çizgi film izliyorum -tabi artık animedir, familiy guy'dır, southpark'tır falan seyrediyorum ama olsun :D -

looney toons'un tiny toons diye bir versiyonu vardı, ana karakterlerin çocuk versiyonları vardı, mesela erkek çocuk tavşan -ne demekse- maviydi, kız olanı pembe gibi :D onu severdim.

sihirli kurdele'ye bayılırdım, hatta daha geçenlerde tekrar bitirdim :D ara ara izlerim hala :3

sailor moon, wedding peach gibi mahou shoujo - magical girl animelerini severdim, hala da severim :D sailor moon galp

bir de mavi suyun sırrı vardı trt'de, hatta disney sonra buna benzer bir çizgi film de yaptı, onu severdim çok.

bir de luff-a-lympics vardı aldkşadkadkasi onu çok severdim.

aa dragonball'u unuttum!! <3 XD

he-man ile she-ra'yı da severdim, ama aşırı değil.

şeker kız candy'e ba-yı-lır-dım! terry grandchester <3 zaten kızların efendi adam yerine piç tercih etmesi hep bu pezevenk yüzünden XD

şirinler'i hala çok ama çok severim, oyuncaklarını biriktiriyorum :3 hatta ufak birşey: bir yüksek lisans+doktora dersine, hoca her derste sabahleyin kinder sürpriz yumurta getirirdi, biz de bilmemkaçyaşındaki eşşek kadar "çocuklar" hepsini biriktiriyorduk -bu dediğim 3-4 sene önce falan oluyor- hepimiz asistandık, hepimizin odası ağzına kadar kinder'den çıkan şirinler oyuncakları ile kaplanmıştı XD

aa varyemez amcayı da çoook severdim! ve dark-wing duck! yeah! darkwing duck'a bayılırdım, çok seksiydi bence XD

tom ve jerry demiş miydim? :D

bi de slam dunk ile tsubasa'yı da severdim ama asla sportif bir insan olmadığım için daha çok arkadaşlık duygusu yüzünden severdim sanırım :/

disney çizgi filmlerinin hepsini de severdim, hatta trt'de bir seri halinde hatırlamışlardı diye hatırlıyorum, babam hepsini kasede kaydetmişti, oturup seyrederdik ailecek.

bir de uçan kaz nils ile çanta kafa-testerella ikilisini severmişim daha da küçükken ama ben hatırlamıyorum, annemle babam anlatıyor :D

ha bir dee!! MAGIC KNIGHT RAYEARTH! sihirli şövalyeler! bu da magical girl cinsinden, ama clamp evreni çok başkadır ve manyaktır, o yüzden ayrı bir yeri vardır bende :)

ha bir de şunlar var: maske -aşıktım XD- , tazmanya canavarı -evet looney tunes ama ayrı belirtmek istedim, çünkü aşıktım-, kaptan mağara adamı -aşıktım-, çakmaktaşlar, jetgiller -zamanda nasıl gidip geldim belli değil XD hannah barbara'nın hangi çizgi filmi varsa artık XD - BEVERLY HİLLS GENÇLERİ!!! BİANCA <3 ALDSJKİDKAİ kötüyüm kabul XD bi de çok küçük olmasam da, nickelodeon'daki çizgi filmlerin çoğu: rocko's modern life, kablam, hey arnold!, rugrats, ahhh' real monsters, catdog vs vs

en sevdiğimi sormuşsun ama ben hepsini de en çok sevdim *hüzünlü kemanlı müzik girer* :,)
0
pasp
(23.04.17)
Digimon harikaydı. Sonrasında beyblade, pokemon, megaman, shaman king, yugioh. Hepsi de güzeldi.
0
amusan
(23.04.17)
şirinler, tom ve jerry, çizgifilmden sayılırsa eğer teletabiler, pokemon, sailor moon,
life with louie, 402 no'lu sınıf, çılgın korsan jack, örümcek adam, süper kene,
sünger bob, the wild thornberries, rugrats, danny phantom.. çok var daha :D
0
theseachange
(23.04.17)
Şirinler
Tom ve jerry
Bugs bunny
0
mutlusismankedi2015
(23.04.17)
Batman, He-Man, Conan, Rambo, Tsubasa, Richie Rich
0
harvey
(23.04.17)
oscar
he-man
ninja kaplumbağalar
0
pieta
(23.04.17)
arkideş: bugs bunny.

ağaçkakan woody vardı bir de.

şirinler tabii ki, he-man.
0
runfor
(23.04.17)
kosun lan mevzu var
(23.04.17)
bi kedi gördüm sanki.
0
for day to break
(23.04.17)
(4)

Fiziksel ve Mental Direncinizi

sevgikusunkanadinda
Nasıl kazandınız, nasıl koruyorsunuz? Özellikle ciddi mesafe kat edenlerin yorumlarını dinlemek isterim.
Nasıl kazandınız, nasıl koruyorsunuz? Özellikle ciddi mesafe kat edenlerin yorumlarını dinlemek isterim.
0
sevgikusunkanadinda
(23.04.17)
İnsanlardan ne kadar uzakta takılırsam, iki konuda da o kadar sağlıklı olduğumu farkettim.

İlkine örnek olarak, işyerinde insanlarla min. muhabbet içindeyim ve zorla bişeyin içine sürüklenmediğim takdirde kafam acayip rahat.
0
manuel mandalina
(23.04.17)
meditasyon
meditasyon
meditasyon
0
blatta hiberna
(23.04.17)
Fiziksel direnç için spor yaptım. Eskiden zırt pırt farenjit olurdum, artık eskisi gibi değil.

Mental için blatta hiberna meditasyon demiş, çok katılmak isterdim ama ben yoga ve meditasyon sırasında kendimi veremeyip çok gülüyorum. Kendimi dışarıdan Umut Sarıkaya karikatürü gibi görüyorum, bir gülme geliyor bana. Kaç yoga seansında kadının sakinleştirici sesine kahkaha attığımı hatırlamıyorum. Mental için sosyal kalmaya uğraşıyorum, ne kadar çok insanla laflarsam o kadar iyi hissediyorum. Spor buna da iyi geliyor aslında, endorfini pompalıyor. Bir de çevredeki aktivitelere katılıyorum yeni yeniz onlar da kafamı çok rahatlatıyor.
0
aychovsky
(23.04.17)
@aychovsky:

kendine uygun tekniği bulamamışsındır.
sessiz kalınca hop diye derinleşecek zannediyor insanların çoğu.
yani orada yapılan toplu meditasyonlardan randıman almamış olman normal.

nefes saymanı ya da guided meditation yapmanı öneriyorum.
0
blatta hiberna
(23.04.17)
(16)

hocam hitabı

manuel mandalina
hkk ne düşünüyorsunuz? bence iyi düşünüyorsunuz, zira duyurulara yazdığım bişeye dair özel mesaj aldığımda örneğin, hitapların %95'i böyle. Hadi uniseks bi hitap diye tercih ediliyor desem, cinsiyetin belli olduğu Facebook'ta çoğu grupta yine aynı hitap sözkonusu. Bana eril ve de azcık raconkeservar
hkk ne düşünüyorsunuz? bence iyi düşünüyorsunuz, zira duyurulara yazdığım bişeye dair özel mesaj aldığımda örneğin, hitapların %95'i böyle. Hadi uniseks bi hitap diye tercih ediliyor desem, cinsiyetin belli olduğu Facebook'ta çoğu grupta yine aynı hitap sözkonusu.

Bana eril ve de azcık raconkeservari bi hitap gibi geldiğinden tuhafıma gidiyor. Siz ne diyonuz? Niye bu kadar çok kullanıyorsunuz yaa?
0
manuel mandalina
(22.04.17)
Alternatifi yok
0
soft
(22.04.17)
Ben kadın erkek herkes için kullanılırım, hafız falan demekten iyidir. Ayrıca kadına da bu şekilde hitap edilebilir rahatsız olacak bir durum yok bunda, hoca illa erkek olacak diye bir kural yok en nihayetinde cami hocasından bahsetmiyoruz.
0
angelus
(23.04.17)
Kendi tavrımı ekliyim: İnsanlara msj atarken hiç bir hitap kullanma gereği duymadım açıkçası. Selam, şöyleyken şöyle diye lafa girerim genelde.

@angelus, bu hitap erkeğe dairdir demiyorum ki, bana eril geliyor dedim, rahatsızlığım da bende uyandırdığı o raconvari histen geliyor işte. geçmişte hocalık yaptığımdan o dönemden arkadaşlarımla hala birbirimize öyle hitap ederiz, ondan hiç rahatsız olmuyorum mesela.
0
🌸manuel mandalina
(23.04.17)
kardesim yazsam ben senin kardesin miyim diyecek tipler var. hocam lafi gayet de guzel.

varsa guzel bir fikir soyle onu kullanalim.
0
blue eyes white dragon
(23.04.17)
Ortaya koyma biçimim yanlış olmuş sanırım. Kastettiğim şu; birbirini tanımayan insanlar arasında muhabbetin içine 'hocam' hitabı girdiğinde, sanayide taburede oturan eli tesbihli iki adamın muhabbeti tadını alıyorum :D
0
🌸manuel mandalina
(23.04.17)
@blue eyes, tercihimi yukarıda belirttim. Ben hitap kelimesi kullanmıyorum, eksikliğini de çekmiyorum.
0
🌸manuel mandalina
(23.04.17)
hafız, hacı, başkan (başgan) gibi hitaplardan daha iyidir bence.
arkadaş çevresinde müdür hitabını da kullanıyoruz.
tanımadığımız kişilere karşı abi, ablacım gibi hitaplar yaygın.
0
AWD
(23.04.17)
artık ankarada yaşamasam bile odtü mezunu olduğum için çok sık kullanıyorum. ağız alışkanlığı. cinsiyeti falan yok. imamım demiyoruz ki.
0
argent dawn
(23.04.17)
@argent, cinsiyeti konusunda arada bi cvp yazdım
0
🌸manuel mandalina
(23.04.17)
Kızlara hocam demem. İnternet ortamında kullanırım ama gerçek hayatta bana samimiyetsiz geliyor. Geçen derste hoca bana hocam dedi, hocaya hiç yakıştıramadım bana hocam demesini. O kadar okuyup hoca olmuşsun öğrencine niye hocam diyorsun, biraz ağırlığın olsun dimi? Gardaş de, emmi de, ama hocam deme.
0
dissendium
(23.04.17)
herhalde sadece odtü'de cinsiyetsiz bir hitap bu.

ben eril ve raconvari konuşmak istemediğim insanlara karşı kullanmıyorum, ama sempatim var.
0
otonomo
(23.04.17)
Gerçek hayatta, yüzyüze olan hocam hitabı değil kastettiğim. Üniversitelerde kantinci, fotokopici, herkes herkese hocam der, çünkü hoca kim öğrenci kim belli olmadığından risk alınmaz.
0
🌸manuel mandalina
(23.04.17)
Gülük hayatta çok denk geldiğim bir ortamda değilim. Bir de akademisyenlikten ötürü hocam'ı çok duydum ama birbirimize karşı hiç kullanmıyorduk, sadece hocalarımıza Hocam diyorduk. Öğrenciler de kendi aralarında pek hocam demiyoru. Bir gün ODTÜ'ye gittik bir etkinlik için, arkadaş birine hocam deyince onu gerçekten hoca sandık. Bir de etkinlik için öğretim üteleri ile buluşmamız, spru-cevap seansları falan gerekiyordu. Bir de saf saf "Hangi dersi veriyorsunuz?", "Yakınlarda konferans var mı" falan diye sorduk dört kişi. Sonra herkes birbirine hocam deyince "Herhalde kültür böyle" dedik. Sonra biri geldi, ona da hocam, hocam derken bizim gruptan biri kulağıma eğilip "Bu hakkaten hoca galiba. Sorsam mı sormasam mı" dedi. Biz kafayı yemiştik hangisi hoca, hangisi değil, ayıramıyoruz diye. Kulağım bana "Hacı Abi" denmesine alışkın, ki oda arkadaşım der ama hocama alışkın değilim pek.
0
aychovsky
(23.04.17)
hocam hitabının kaynağı bu entryde güzel açıklanmış:

eksisozluk.com

olay sinan cemgil'den geliyor, kendisinin baya başarılı bir öğrenci olduğu hatta yakaladığı ortalamanın hala geçilmediğine falan dair efsaneler vardı(ya da babam uydurmuş da olabilir bilemiyorum..) neyse bu nedenle odtülü olmasam da ya da ailede odtülü olmasa da kullanmayı çok sevdiğim bir hitaptır hocam. baba solcu olunca bu tarz gelenekler oluyo ister istemez :D
0
nundu
(23.04.17)
Hocam erkekler arasinda soylenir.

Title fark etmeksizin meslekte uygundur kullanimi.
0
brad pitt
(23.04.17)
Bence eril değil, gayet cinsiyetsiz.
0
mutlusismankedi2015
(23.04.17)
(5)

Doğrusu ne olabilir?

congratulations
“Ah, you know … supporting Rachel and all that. I ought to be working but thought that I .......... better support her. She’s the one into all this stuff.” I gestured vaguely around me.Arkadaşlar yukarıdaki noktalı yere bir şey gelmesi gerekiyor. Bana kalsa gelmese de mis gibi duruyor ama el mecbur.
“Ah, you know … supporting Rachel and all that. I ought to be working but thought that I .......... better support her. She’s the one into all this stuff.” I gestured vaguely around me.

Arkadaşlar yukarıdaki noktalı yere bir şey gelmesi gerekiyor. Bana kalsa gelmese de mis gibi duruyor ama el mecbur. Sizce should mu yoksa shall mi olmalı? Belki başka bir şey? Ve neden?

Cevap "had" imiş. Teşekkürler.
0
congratulations
(22.04.17)
İkinci boşluğu diyorsanız "had better" herhalde.
0
sopiro
(22.04.17)
@sopiro had olsaydı supported (v3) kullanmak gerekmez miydi? Bir modal verb daha uygun olmaz mı?
0
🌸congratulations
(22.04.17)
had better bi kalıptır, olsa iyi olur anlamına gelir. sonrasında v1 gelir.
0
pide
(22.04.17)
Would ya da should

"Should better" genellikle "Büyük bir kanun yok buna karşı ama yapsam ne güzel olur" ya da "İyisi mi" anlamına geliyor. Had better birez daha yasala yakın "Yapmazsam başım belaya girer" anlamı taşıyor. Burada Rachel'a yardım etmezsek bunub bir yaptırımı yok. "Çalışıyordum ama iyisi mi Rachel'a yardım edeyim", "would better" olunca da "Canım yardım wrmek istedi" gibi bir anlamı var.

Gramer dersi ise had mantıklı çünkü arkasından better var ama had better'ı sonunda başımıza kötü şeyler gelecekse, tehditsel bir anlamda kullanıyoruz. "Yapmazsam başıma kötü şeyler gelecek" anlamı var. Should better ise "İyisi mi şunu yapayım" gibi bir anlamı var.
0
aychovsky
(22.04.17)
Cümlenin başındaki ought dolayısıyla should better uygun, yapsam iyi olcak manasında.
0
manuel mandalina
(23.04.17)
(10)

abone olmalık dergiler

antikadimag
benim aklıma gelenler atlas dergileri, #tarih.neler eklenebilir?
benim aklıma gelenler atlas dergileri, #tarih.

neler eklenebilir?
0
antikadimag
(22.04.17)
psikoloji ve sanat seviyorsan psikeart
aktif bir sinema takipçisiysen psikesinema
bilim seviyorsan popular science
0
fragile lady
(22.04.17)
Tarih seviyorsaniz atlas tarih tam abone olmalik bir dergi, ustelik baski kalitesi de tam koleksiyon yapmalik.
0
luchetti
(22.04.17)
magma

kesinlikle çok güzel bir dergi
0
senialanaglasinalsinsikinicaliyabaglasin_yine
(22.04.17)
Magma
0
westblack
(22.04.17)
edebiyat için varlık dergisi olabilir; yıllık 150 liraymış.
hep istemişimdir bu dergiye abone olmayı.
0
puc
(22.04.17)
Magma demeye gelmiştim. Bilim ve teknik diyerek ekleme yapıyorum.
0
delicevat
(22.04.17)
bütün dünya
0
tabudeviren
(23.04.17)
güncel hukuk
0
tabudeviren
(23.04.17)
magma diyecektim birkaç arkadaş söylemiş :) ben de ekleyeyim
0
abkilic
(23.04.17)
Popular Science + 1 (Şu an elimde hatta)
Bilim ve Gelecek de güzel bir bilim dergisi.
Geo.
Magma hakkında çok güzel şeyler duydum, çok merak editorum.
0
aychovsky
(23.04.17)
(9)

Kitap okuyup anlamak

Depik
temel psikoloji kitapları okumaktan hoşlanıyorum. Kitabı okurken, okuduğumu anlıyorum lakin kitap bittikten sonra ne okudun deseniz 2-3 dakika anca konuşurum öyle çok fazla bir şey söyleyemem. Hele üstünden ay geçsin ne okuduğumu zor hatırlarım. Size de oluyor mu yoksa ben mi malım?
temel psikoloji kitapları okumaktan hoşlanıyorum. Kitabı okurken, okuduğumu anlıyorum lakin kitap bittikten sonra ne okudun deseniz 2-3 dakika anca konuşurum öyle çok fazla bir şey söyleyemem. Hele üstünden ay geçsin ne okuduğumu zor hatırlarım. Size de oluyor mu yoksa ben mi malım?
0
Depik
(22.04.17)
Ben de tam aynı şeyi düşünüyordum. Kitap bittiğinde başını çoktan unutmuş oluyordum. Başını geçtim, son 10 sayfadan öncesi iptal bende. Bir de hızlı okursam, bir gecede falan bitirdiğim bir kitapsa, piii, 1 hafta sonra kitabın konusunu bile unutmuş oluyorum. Bazen 'Ben bunu lisede okumuştum' diyorum ama konusu, herhangi bir karakter falan kesinlikle yok. Bülbülü Öldürmek çok güzel kitaptı diye hatırlıyorum ama ne anlattığını ve konunun ne olduğunu zerre hatırlamıyorum örneğin. Geçen gün biri 'Irkçılıkla ilgili' dedi, 'Valla mı' dedim. Okumamış insanla birim.

Psikolog olan ve sosyoloji yüksek lisanslı bir arkadaşım var, onunla konuşmuştum bu durumu. Dedi ki 'Hatırlamana gerek yok. Şu an hatırlamıyorsun ama o içine işlemiştir. Filmler, kitaplar senin aslında başkasının gözünden gördüğün tecrübeler ve bilgilerdir. Ne olduğunu hatırlamasan bile beynin onu 'Böyle bir olay yaşandı' diye kaydeder. Dolayısıyla, oradan süzdüğün tecrübe seninle yaşıyordur zaten. Bir kitaptaki bilgi de lazım olduğunda aklına gelir. Sanki hissetmiş gibi bilirsin'. O yüzden çok da sallamıyorum hatırlamamayı artık.
0
aychovsky
(22.04.17)
Ayço +1
Buna kitapların yanısıra filmleri de ekleyebilirim.
0
manuel mandalina
(22.04.17)
kitap bitince aklında kalanları yazmak etkili bir yöntem. geri dönüp o yazdıklarını, bi de kitapta altını çizdiğin kısımları okuyunca belli bir süre sonra, kitapla ilgili diğer ayrıntılar da zihninde canlanıyor
0
vacigok
(22.04.17)
+1 öyle bende de. Onun için altını çiziyorum. Tekrar okuyorum.
0
Pleiades
(22.04.17)
Ben tam olarak bu sorundan dolayı okuduğum kitapların özetlerini yazmak içim bir defter aldım kendime. Okuduğum her kitapla ilgili 1 sayfa kadar bir şeyler karalıyorum bitirince. Özeti, neler hissettirdiği, hakkında neler düşündüğüm, hoşuma giden alıntılar vs. Unutur gibi olursam açıp o sayfaya bir bakıyorum, o zaman geri geliyor. Öneririm.
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(22.04.17)
Çok güzel bir soru sormuşsun bence. Tekrar yapmazsan hatırlayamazsın, bu zihinsel bir gerçek. Okurken sende yarattığı içsel değişiklikler de olacaktır, bunlar için tekrara pek gerek olmaz. Hatırlamanı gerektirecek ve can alıcı bilgileri kısa kısa not düşebilirsin okurken. Kitap bitince yazmak mantıklı olmaz çünkü anlatılan noktaların aklına gelmesi imkansız, çok ilginç ve önemli olanlar hariç.
0
hümanist tabutçu
(22.04.17)
aynisi bende de oluyor. kitaplar ve filmlerde. kitabi okudugumu veya filmi izledigimi hatirliyorum ama konusunu sorsan bisey anlatamam. bazi filmler oluyor ki filmin yarisina geldikten sonra ben galiba bu filmi izlemistim diyorum.

sonrasinda aklimda kalan tek sey begenip begenmedigim oluyor, onu unutmuyorum.

bazi insanlar kare kare hatirliyor kitaplari filmleri. ben ki hafizam cok iyidir diye gecinirim, tek bir kare bile hatirlamayinca kendime sinir oluyorum. sonra da "bunlarin hepsini beynimde tutsam baska seyleri hatirlamaya yer kalmaz ondan unutmam iyi bisey" diye kendimi avutuyorum.
0
in vino veritas
(22.04.17)
ben de böyleyim ve tezimi bu şekilde savunamayacağımdan yüksek lisansı bırakmayı düşünüyorum.
0
cevahir
(22.04.17)
+1
Aynı durumdayım. Ara ara youtube'da okuduğum kitapların özetleri varsa bulup özet anlatımları izliyorum. faydası oluyor. Çok nadirde altını çizdiklerimi tekrar okuyorum. daha iyi hatırlamak için bir ara bende yöntem aramıştım, bir kere öğrenip ömür billah unutmayan insanların kullandığı bir yöntem buldum; feymann technique. biraz zahmetli ama denemek isterseniz burada anlatımı mevcut;
www.youtube.com
0
elvan abeyiylegezse
(22.04.17)
(5)

Doktora ve sonrası vatandaş olmak [Kanada-ABD-Avustralya-Y. Zelanda-Avrupa]

kizil sakalli sari
Merhaba,İlla bu işlerle yakın veya uzak geçmişte ilgilenmiş birileri olmuştur diye buradan sormak istedim. Yukarıda saydığım ve yerimin yetmediğinden sayamadığım diğer ülkeler (Almanya-Birleşik Krallık-İsveç-İsviçre-Finlandiya-Hollanda hatta İrlanda-İspanya-Portekiz vesaire) ve vatandaşlık prosedürl
Merhaba,

İlla bu işlerle yakın veya uzak geçmişte ilgilenmiş birileri olmuştur diye buradan sormak istedim. Yukarıda saydığım ve yerimin yetmediğinden sayamadığım diğer ülkeler (Almanya-Birleşik Krallık-İsveç-İsviçre-Finlandiya-Hollanda hatta İrlanda-İspanya-Portekiz vesaire) ve vatandaşlık prosedürleri ile ilgili bilgi almak istiyorum aslında.

Endüstri Mühendisliği'nden Doktora eğitimi almaya gideceğim (aslında bölümde iyi okullar Kuzey Amerika'da), mümkünse hayrıma dokunacak bir gelecek çizmek istiyorum.

Tabi ki insanın hakkında en iyi şeyler duyduğu ülke Kanada. Doktorada kaldığın vakit, vatandaşlık için ülkede kalman gereken süreden sayılıyormuş; ama mesela ABD'de öyle bir şey yokmuş diye duymuştum. Bu gerçek mi? Onun dışında tabii ki İngilizcem olduğu için, ilk hedef İngilizce konuşulan bir ülke oluyor. Ama ABD için galiba en iyi şans Green Card, Avustralya desen sürekli "Göçmen karşıtı politikalar yükselişte, vatandaşlık şartları sıkılaşıyor." falan diye haberler çıkıyor (ateş olmayan yerden duman çıkmaz diyorum). Yeni Zelanda hakkında pek bilgim yok. BK için de Doktora yaparken falan çok bürokrasiyle, kağıt işleriyle uğraştırıyorlar, hayat zehir oluyor, sonra kalmana da sıcak bakmıyorlar falan diye duydum/okudum, tabi ki bunlar hep yarım yamalak bilgiler.

Anglo ülkeleri geçersek, Almanya ve Hollanda ile İsviçre en büyük adaylar oluyor diyebiliriz. İsviçre de sanırım serttir, Almanya belki bizim özelimizde serttir (mi?), Hollanda'yı pek bilmiyorum.

Bunların dışındakiler (dilleri ölüm gibi gelen) İsveç ve Finlandiya ve de (diğerlerine kıyasla) ekonomileri çok iyi olmasa da güzel ülkeler diyebileceğimiz İspanya-Portekiz-İrlanda.

Genel olarak bir fikri/araştırması olan varsa dinlemek isterim. Yazmamışsın; ama bir de şu ülkeye de bir bak diyen varsa da dinlemek isterim.
0
kizil sakalli sari
(21.04.17)
Doktora icin almanyaya 3 aylik vize ile geliniyor, bu 3 ay suresince almanyadan oturum aliniyor. Bu oturum basladiktan sonra vatandaslik almak icin 8 yil gerekiyor (bazi durumlarda ornegin entegrasyon tamamlandiysa 6 yil da olabiliyor bu sure). yani ozetle doktora yapilan sure de vatandaslik icin gereken sureye katiliyor. Daha sonra 8 yil dolduktan sonra is durumuna bakiliyor ve B1 seviyesinde almanca bilgisine bakiliyor. vatandaslik sinavina giriliyor bu sinav gecildikten sonra alman kanunlarina ve ozgurluk anlayisini kabul ediyorsan turk vatandasligindan cikiliyor ve alman vatandasligi hakki kazaniliyor.


Turk vatandasligindan cikmak icin baska bir ulkeden vatandaslik icin kabul almak gerekiyor, bu durumda cikilabiliyor. Vatandasliktan ciktiktan sonra turkiyeden "mavi kart" alinabiliyor. Bu mavi kart ile turkiyede yabanci statusunde olunmuyor (kimlik no vs korunuyor) fakat secme ve secilme hakki da elinden alimis oluyor.
0
emrahday
(21.04.17)
emrahday, çok teşekkürler. Türk vatandaşlığından çıkılıyor muymuş ya, sadece vatan hainliğinde falan ülke beni vatandaşlıktan çıkarabiliyor diye biliyordum. sağolun tekrar.
0
🌸kizil sakalli sari
(21.04.17)
Amerika'ya geldiğin vize F1 vizesi. Bu öğrencilere verilen bir vize ve asistanlığın konumu part time iş ile eğitimine karşı verilen burs arasında bir yerde. Sigorta yaptırma hakkın oluyor ama örneğin, Türkiye'de asistanlık tam zamanlı iş sayılıyor. Amerika'da üniversitesine göre 15-20 saat çalışmak bekleniyor ve aldığın dersler veya kendin için araştırmaların çalışma kapsamında sayılmıyor. Öğrenci vizesi ile kalmak green card ya da vatandaşlık için herhangi bir katkı sağlamıyor. 'Bu arkadaş memleketimizde 5 sene misafir olacak ve okuyacak' anlamına geliyor. Green card için başvurulabilecek çalışma vizesi türü H1B. Onun da doktora, asistanlık ve öğrencilik ile alakası yok.
0
aychovsky
(21.04.17)
Baska ulkenin vatandasligini alacagini belirttiginde turk vatandasligindan cikabiliyorsun, evet.

Bunun cok benzeri avusturya'daki prosedur.

Normalde 10 yil, hizli entegrasyon soz konusuysa 6 yil sure var ve doktora yapilan sure sayiliyor. Ama B2 seviyesinde almanca bilmek ve tabi ki o arada gelirinin olmasi gerekiyor. Sonra kolay bir sinava giriliyor ve belge getirmek vb formaliteler. Vatandaslik karari da cikti mi bunla turk konsolosluguna gidip tc vatandasligindan cikmak icin basvuruyorsun. Tc vatandasligindan cikis izni gelince tekrar avusturya makamina gidip vatandasligi alip tekrar tc makamina gidip "tamam kardes ben artik avusturyaliyim, simdi kesinkes cikiyorum, vatansiz kalma tehlikem yok" diyip mavi kartini alip gidiyosun.

Aslinda doktora dusunuyorsaniz arastirmayi seviyor olmaniz lazim, en dogru bilgiler her zaman bahsettigiiniz ulkelerin icisleri bakanligi/gocmen dairesi sayfalarinda bulunur.
0
kuehles blondes
(21.04.17)
Isin doktora kismini bilmiyorum ama Hollanda icin vatandasliga gecme suresi kesintisiz 7 yil. 7 yil sonunda Turk vatandasligindan cikarak Hollanda vatandasi olabiliyorsun. Vatandaslik alabilmen icin dil ve uyum sinavlarindan gecmen gerekiyor.

Sinirsiz oturma izni icin ise sure 5 yil. Diger ulke vatandaslarinin sinirsiz oturma izni almak icin dil sinavina girmeleri gerekiyor ancak Turk vatandaslari bu sinavdan muaf.
0
perkele
(21.04.17)
(12)

teşekkür ederim sorunsalı, duygusal ilişkide

il padrino
düşünün ki sevgiliniz size seni özledim diyor siz de ben de seni özledim diyorsunuz. sevgiliniz de ayy teşekkür ederim diyor. tabii ki yorum yapmak için ilişki hakkında daha detaylı bilgi sahibi olmanız gerekebilir yalnız bu bana resmi veya soğuk geliyor. biraz da samimiyetten uzak geliyor. bu tür ş
düşünün ki sevgiliniz size seni özledim diyor siz de ben de seni özledim diyorsunuz. sevgiliniz de ayy teşekkür ederim diyor. tabii ki yorum yapmak için ilişki hakkında daha detaylı bilgi sahibi olmanız gerekebilir yalnız bu bana resmi veya soğuk geliyor. biraz da samimiyetten uzak geliyor. bu tür şeylerde teşekkür edilmesi sanki arada bir mesafe varmış algısı yaratıyor. aynı şekilde zamanımdan fedakarlık yaparak yanında olduğum bir zamanda da yaklaşım zamanını ayırdığın için teşekkür ederim şeklinde olmuştu. ben de bunlar benim için dile gelir şeyler değil içten yapılan şeyler onun için teşekkür edilmek biraz itici geliyor demiştim. sizin görüşleriniz nelerdir merak ederim.
0
il padrino
(20.04.17)
Seni sevmiyor. Ayrıl. Ayrılırken de rica ederim, hayırlı işler de.
0
dissendium
(20.04.17)
o teşekkür edince sen de eyvallah gardaş yaz
neden teşekkür ediyor cidden? kızın huyu mu bu? yoksa sana mı böyle?
0
cekilmis gayfe
(20.04.17)
huy biraz. normalde de teşekkür etmeyi bilen bir insan. yalnız ilişkide bu yaklaşım garip geliyor bana.
0
🌸il padrino
(20.04.17)
söyleyiş şekli önemli; mesela ben tuvalete girerken montumu tutan kız arkadaşıma teşekkür ederim montumu alırken, hiç de öyle "teşekkür ederim aşkoooom" gibi yavşaklıkta değil, gayet normal birine teşekkür eder gibi. bir de tanımadığımız insanlara sırf nezaket olsun diye teşekkür edişimiz vardır, eğer onun gibiyse bi samimiyet problemi var diyebiliriz.

minibüsçüden para üstü alırken teşekkür eden insan tanıyorum, dediğin gibi huyudur, eder; problem etmemeli o halde.
0
baba jo
(20.04.17)
benim de dilediğim özürler sevgililierime batmıştır hep. yanlışlıkla adamın yüzüne dirseğimi gömüyorum "ne özür diliyosun yaa" diyor.. böyle lafa söze takılmayın rica edicem. hissiyatta mesafe varsa, onu konuşalım.
0
manuel mandalina
(20.04.17)
Minibüsçüden para üstü alırken teşekkür eden insan benim. Ama bu durum bana da saçma geldi yadırgardım bana dese. Ama kötü niyetli değildir ya açık açık söylesene neden teşekkür ediyosun özlemem doğal değil mi falan gibi bir şeyler.
0
pastörizesüt
(20.04.17)
Bana en son bu şekilde teşekkür eden sevgilim 1-2 ay sonra bir şey hissetmediğini söyleyerek ayrıldı. Senin durumun tabii ki farklı olabilir ama hareketlerini gözlemlemeni öneririm.
0
mirty
(20.04.17)
Ben günde üç öğün teşekkür ederim en az. Hiçbir şey yoksa, sevgilim olduğu için teşekkür ederim. Günün güzel geçsin dediğinde teşekkür ederim. En çok sevişince art arda teşekkür ederim. Zaten ondan sonra da "Allah her tuttuğunu altın etsin. Allah ne muradın varsa versin. Allah prostat vermesin"in dinsiz versiyonunu yaşıyorum. Attığı her adım, bana söylediği her şey, olduğu kişi, vb için teşekkür ederim. Çok kereler. Geldiği için, yardım ettiği için, zamanınından bana ayırdığı için. En çok teşekkür ettiğim insan sevgilimdir. Bunu görev olarak yapması gerektiğinden, herhangi birimizin hak etmediğini düşündüğümden ya da bir alışveriş ilişkisi olduğundan değil; bunları onunla yaşadığım ve her yaptığında içimi aşkla ve minnetle doldurduğu için. Bunu bir başkasıyla değil de, birbirimizle yaptığımız için. Garipsemedi hiç. Çünkü bu doğal şeyler, eğer bir gün olmazsa (ölüm, ayrılık, koma vb) en çok özleyeceğim şeyler.

Bir de minibüs + 1
0
aychovsky
(20.04.17)
Aychovski +1 ben de teşekkur ederim sevgilime. Sıradan birine ettigim tesekkurden farklidir tabi bu. Hissettirdikleri icin, yaptiklari icin, varligi icin, zor zamanimda yanimda oldugu icin bir suru şey. Anlık bir seydir bu. Özel bir anda, duygu yogunluguyla dusunmeden çıkar ağızdan. O da aynı şekilde. Çok da güzel oluyor bence. Ama seni ozledim dedikten sonra tesekkur ederim dememişizdir. Seni seviyoruma tesekkur ederim diye karsilik vermek gibi bir sey bu. Buz gibi bir teşekkür mü ediyor nedir ? Yoksa tesekkur etmek gayet romantik bir olay oluyor yerine göre. Aranizdaki iliskinin sicakligina gore tesekkurun resmiyet yaratip yaratmadigini anlamaniz lazimdi. Tam anlamadim ben sizin mevzuyu.

(Minibuscuden, kasiyerden para ustu alirken ben de tesekkur ederim ayrica. Ne var ki.)
0
aquarium
(21.04.17)
Ben de çokça teşekkür ederim sevdiğime. Yüzyüze olduğunuzda anlıyorsunuzdur zaten, sevimli, cilveli,minnet dolu teşekkürünü görmüşsünüzdür. Ama bazen trip atarken de "düşündüğün için teşekkürler" derim. Farkı anlıyor o :D yani, siz de beden diline dikkat ederseniz, mesajlaşırken o halleri canlanır gözünüzde, anlar, alışırsınız.
0
illiyet dağı
(21.04.17)
Zamanını bana ayırdığı ya da yaptığı fedakarlıklar için içimden gelerek sevgilime ya da anneme ya da başkasına teşekkür ederim. Annem ya da sevgilim benim için bir şeyler yaparken teşekkür beklemiyorlar biliyorum ve benim yanımda olmak istedikleri için yanımdalar. Zaten bu yüzden teşekkür ederim. Bunu sözle de ifade etmeye çalışırım ama içimde hissettiğim şükran, minnet duygusunu yansıtabiliyor muyum, umarım. En samimi hissettiğim iki insandan bahsediyorum bu arada. Neden itici olsun ki. Teşekkür ederim demek görevini başarıyla tamamladın tebrikler demek değil ki.

Bir de ben otobüse minibüse binince kolay gelsin, iyi günler vs derim, kasiyerden şoförden para üstü alıyorken teşekkür ederim. Bu normal bir şey bence, sadece insanlara makine muamelesi yapmıyorum.
0
dahayeniymis
(21.04.17)
Bir dakika ilk "seni seviyorum" diyen zaten kız. Bence arada sen ilk söyle, muhtemelen böyle bir teşekkür sorunu yaşamayacaksın.
0
SiyamkedisiZorro
(21.04.17)
(19)

Siz ya da sevgiliniz de böyle misiniz? Neyden kaynaklanıyor?

dahayeniymis
Erkek arkadaşım diyelim bir konuyu araştırıyor, çoğu zaman çok basit bir şey de olabilir bu, aklına gelen günlük bir soru da olabilir, herhangi bir şey olabilir; benim bildiğim bir şeyse, bu böyle diyerek kendisi ile paylaşıyorum, sorusuna cevap veriyorum. Çok yakın zamanda tecrübe ettiğim bir şey o
Erkek arkadaşım diyelim bir konuyu araştırıyor, çoğu zaman çok basit bir şey de olabilir bu, aklına gelen günlük bir soru da olabilir, herhangi bir şey olabilir; benim bildiğim bir şeyse, bu böyle diyerek kendisi ile paylaşıyorum, sorusuna cevap veriyorum. Çok yakın zamanda tecrübe ettiğim bir şey olsa da ya da kendim önceden araştırmış olsam da bana güvenmeyip birilerine daha sorma ya da Google'a yazma ihtiyacı hissediyor. Bir örnek vermek gerekirse bugün hava yağmurlu mu acaba diye sorduğunda evet/hayır cevabımın üstüne benim az önce baktığım hava durumu programına kendisi de açıp bakma ihtiyacı hissediyor. İşin ilginci arkadaşları ile ilgili bu kadar şüpheci değildir, onların dediği daha doğrudur. Hatta beğendikleri daha güzeldir. Sinir oluyorum.
0
dahayeniymis
(20.04.17)
Benim erkek arkadaşım da aynı.
Geçenlerde rating ölçümleri ile ilgili tartıştık resmen. O her tvde rating cihazı olduğunu ısrarla iddia etti, ben ise people meter ile ölçüldüğünü ve bazı evlerde olduğunu söyledim. Aldığım cevap 'saçmalama sürekli saçmalıyorsun' oldu.
İşin kötüsü, ben psikoloğum, ve psikoloji ile ilgili bir konuda bile olsa söylediğim şey ona göre saçma, en iyisini o biliyor, ya da tvde onedioda falan duyduğu gördüğü saçmalıklar benim bilgimden daha güvenilir geliyor ona.
Sanırım hayatımızdaki erkeklerin egosu herhangi bir konuda onlardan daha bilgili olmamızı kaldıramıyor.
0
bir nick var benden iceri
(20.04.17)
Böyle böyle ilişki bitiyor işte.
0
MaNOfTheYear
(20.04.17)
Eski sevgilim -ki dünyanın en araştıran insanıydı kendisi- bir şey diyorsam hiç sorgulamazdı. Ben de çok net gıcık olurdum bu arada.
0
lcha
(20.04.17)
ahahahaha ben de böyleyim. şüphecilik değil alışkanlık. alınganlık etmeni gerektirecek ve kişisel algılayacak bir durum yok bence.
0
fragile lady
(20.04.17)
@bir nick var benden içeri, aynen öyle. Sizin anlattıklarınız da çok benzer.
İlişki üç yıllık, bittiği filan da yok da sinir olmaya devam ediyorum işte. Babam da böyledir benim zaten. Ondan mı ki..
0
🌸dahayeniymis
(20.04.17)
kompleks bunlar hep sanki.
yani ego kılığına girmiş kompleks.

aslında normali "yahu dur şunu x bilir, ona sorayım" denmesidir.
benim için öyledir mesela, yani karşımdaki insanın neyi bilip neyi bilmeyeceğini bilirim, bildiğinden haberim olmayan bir şey söylerse de ciddiye alırım.

böyle düşünülmeyen biriyle ancak lisede falan ilişki yaşanır gibi.
insan karşısındakini ciddiye almaz mı ya?
0
blatta hiberna
(20.04.17)
kompleks filan değil, gözünde düşünsel olarak ondan daha aşağıdasınız bu yüzden bu tür konularda size güvenmiyor.

bunun da sebebi standart kadın erkek ilişkisi içinde çokca anlatılan birşey zaten. kadın etkilenen maşuk olmaya yönelik bir varlık olduğu için, bir süre sonra erkeğin bu tür çıkışlar göstermesi çok sıradan.

onu bu hale siz getirdiniz.


Bu size değer vermediği anlamını içermiyor ama fikirlerinize o kadar değer vermediği anlamını içeriyor. yani şöyle daha açıklayıcı olabilir, çocuğunuz çikolata istediğinde gider ona alırsınız ama komşuyla olan sohbetinizde araya karışıp fikir beyan ederse ''sen karışma, hadi odana'' demeniz çok olası. Yani onun istekleri sizin için kıymetli, üzülsün istemiyorsunuz hep mutlu olsun istiyorsunuz ama fikirleri kıymetli değil. çünkü o henüz bu şeylere akıl erdirebilecek bir konumda değil sizin için.
0
mete kudur
(20.04.17)
Annem ilk nisanlisini bu sebepten birakmis. Annemin bildigi yerde gidip baskasina yolu sormus annem biliyorum demis adam da sallamamis. Sonunda annem de nisanlisini yolun ortasinda birakip eve donmus.
0
fasulyek
(20.04.17)
Açıkçası ben de öyle yapıyorum. Ona soruyor, sonra gelip duyuruya soruyorum mesela, duyuruda duyunca inanıyorum. Sevgilim biraz sallayan bi insan, belki ondan böyle yapıyorumdur.
0
turk kizi
(20.04.17)
Tabii uzmanından bilgiyi beğenmeyip onedio'dakine güvenmek farklı bir uç ya da bildiği yolu başkasına sormak da ama sıradan durumlar için fragile lady + 1

Araştırmak alışkanlık bende. Belki sevgili haba durumuna gece baktı. Dün gece baktığım hava durumu ile bu sabah baktığım hava durumu arasında iki saatlik bir yağmur fırtına farkı var. Üç tane hava durumu app'im var, birine bile güvenmeyip bakıyorum. Bir de bazen bir kişinin söylemesi kesmez, konu ile ilgili çalışmaları falan toprlarım. Bu da kişisel değil, meslek hastalığı ve kendine güvensizlik sonucu. Kendime de şu açıdan güvenmiyorum; 2+2=5'tir gibi aşırı basit hataları dikkatsizlikten çok yaparım. O yüzden kendim bir şey söyleeken çoğu zaman söylemeden önce bakarım bir şeylere. Bazen de bakmam ve bakmadığımda genelde şapa otururum. O yüzden de alışkanlık oluyor böyle şeyler.

Yine de, uzmanından bilgiyi beğenmeme veya yol tarifine güvenmeme ayrı bir saygısızlık belirtisi bana göre.
0
aychovsky
(20.04.17)
ay eski sevgilim böyleydi. ayrıldığımda başka sıkıntılarımız olduğunu da anlamıştım geriye dönük bakınca.

sen de biraz daha geniş açıyla incele, çok farklı ve fazla sıkıntınız varsa önce sıkıntılarını söyle, baktın değişmiyor ayrıl. yoruyor çünkü böyle insanlar.

bi tanesi de beni hiç beğenmezdi. allah ım kendimi beğendiricem diye ne uğraşmıştım, yazık valla.
0
senialanaglasinalsinsikinicaliyabaglasin_yine
(20.04.17)
Bizde de zaman zaman oluyor. Ben de aynisini yapiyorum ona, gul gibi gecinip gidiyoruz.
0
rusyalı kozmonot
(20.04.17)
ben de genelde öğrendiğim bir bilgiyi sorgularım ya da araştırırım. önemli olan neyi ne derece yaptığın ya da hangi durumlarda yaptığın. Bu hareket sürekli, bir çok konuda yapıldığı zaman insanın kendine değer verilmediğini hissetmesi ve saygı hissedilmediğini hissetmesi çok doğal.Herkese aynı şekilde böyle davransaydı en azından bu hareketleri kendi karakter özellikleri ile açıklanabilirdi. ama sana daha çok şüpheci davranması, başkalarının dediklerinin daha doğru olması, başkalarının beğendiklerinin daha güzel olması tehlikeli bir ego göstergesi. Çünkü bu durum kendisine daha yakın olan, kendisine daha çok değer veren kişilerin daha çok değersizleştiğinin bir göstergesi olabilir.
0
cikis yolu
(20.04.17)
bende boyleyim erkek arkadas olarak ama ben sadece kiz arkadasima karsi degil herseye karsi boyleyim.

bir bilgiyi birden fazla yere sorgulatip onaylamadan dogru kabul etmem.

cok basitce bir doktora sorup tatmin olunmaz, bir gorustur o sadece.

bilimsel seylerde biri gelip bana sunu okudum derse ben kendim onu ana kaynagindan okumadan inanmam. oyellikle turkce kaynaklara hic inanmam, orjinaline bakmak lazim her zaman. ozellikle turkce kaynaklarda okudugum seylerin buyuk kismi yanlis, hatali ya da carptirilmis.

kisaca bu kotu bir sey degil tam tersi guzel bir sey. ben bir sey anlattiysam biri kontrol ediyorsa alinmam.
0
kurnaz
(20.04.17)
@mete kudur, başından beri böyleydi erkek arkadaşım, onu ben değiştirmedim. Ama vurgulamaya çalıştığınız şeyi merak ediyorum. Nasıl ve ne gibi bir etkim olmuş olabilir, açabilir misiniz?

Sadece erkek arkadaşım değil, eskiden samimi olduğum bir arkadaşımın da çok belirgin bir özelliğiydi bu. Rahatsız edici bir özellik ama şahsi algılamamaya çalışıyorum. Aslında erkek arkadaşımınkini de şahsi algılamamaya çalışıyorum, zor olsa da. O arkadaşlarının fikirlerini daha önemsemediğini, benim alınganlık ettiğimi söyler hep.
0
🌸dahayeniymis
(20.04.17)
Genel anlamıyla psikolog olmak, sizin çalışmalarınız, başarılarınız hakkında yorumu ne oluyor? Emeğinize kıymet veriyor mu?
0
illiyet dağı
(21.04.17)
ahahuahu, aynısını eski kız arkadaşım yapıyordu. o da bana özeldi. bilgim olduğunu bildiği bir konuda, arkadaşının arkadaşından duyduğu şey benim 47 dakika boyunca yaptığım açıklamadan daha geçerli oluyordu. veya adı sanı duyulmamış bir sitede okuduğu şeye körü körüne inanması yüzünden ciddi bir tartışma yaşamıştık. sonunda bitti ilişki işte. iyi ki de bitmiş.
0
icim urperiyor
(21.04.17)
Biraz daha iyi anladım şimdi durumu. Olay sadece bilgi, güvenmeme ya da araştırmama değil sanırım. Eskiden ben de benzer biriyleydim. Ben heyecanlandığında heyecanına ortak olmuyordu ama o heyecanlanınca aynı heyecanı benden de bekliyordu. Tamam, yalan söyleyip sevmediği şeyi sevmiş gibi görünmesini istemiyordum da, o ben heyecanlanırkenki, örneğin, duyduğum ve sevdiğim bir şarkıyı dinlettiğimdeki 'Bitse de gitsek' ya da 'sivas sivas olalı böyle zulüm görmedi havası aldığım keyfi öldürüyordu. Heyecanımı onunla paylaştığıma pişman oluyordum ama o oyun oynarken mutlu olduğunda içten içe onun sevdiği bir şeyi yaptığını görüp benim de mutlu olmamı bekliyordu. Açıkçası oluyordum da, öyle çocuk gibi neşelenmesi de hoşuma gidiyordu ama zamanla bunun tek taraflı oluşu beni çok rahatsız etmeye başladı. Bir süre sonra onunla bir şey paylaşmamaya, zevk alacağım şeylerden zevk almaya başladım. Sırf şevkimi kırmasın diye. Ne de olsa sadece bir iki şarkı, belki birkaç dizi ya da film sahnesi; o da paylaşmadan kalıversin dedim. Sonuçta neler neler paylaşıyorduk ve birkaç şeyin lafı olmazdı. Yine de paylaşmak istediğimi paylaşamayınca, ilişkide yalnız hissetmeye başladım kendimi. Ne bileyim; hayatı paylaşıyorsun, acını paylaşıyorsun, fikirlerini paylaşıyorsun ama keyfini paylaştığında karşında 3 dakika boyunca senin elinde rehineymiş, kafasına silah tutuyormuşsun gibi davranan birini görmek hayattan aldığı zevkten soğutuyor insanı. Bir olasılık da araştırmacı da değil, sadece dediğini sallamayan biri olabilir.

Eğer bu manzara tanıdıksa, tebrik ederiz, bencil ve mızmız sevgili sahibi olmuşsunuz demektir.
Eğer böyle değlise, ben yanlış yorduysam, her şey olabilir.
0
aychovsky
(21.04.17)
Hem Ayço'nun, hem de senin tariflediğiniz gibi biriyle beraberdim ben de. Bi süre sonra mücadeleden bezdiğimden, işin doğrusunu yanlışını boşverip herşeye he demeye başladım. Hiç bi coşkumu paylaşmaz, onunkileri alkışlar oldum. Çekilmez bi hayattı doğrusu. Sonunda aklımı başıma toplayıp ayrılmıştım.

Kendisiyle tanışmamıza çok yakın bi arkadaşım vesile olmuştu. Onun bu sürekli üste çıkan, beni ezen ve önemsemeyen tavırları arkadaşımın da dikkatini çekmiş. Bana demişti ki, o bu bencillik ve bilmişlikleri herkese yapabiliyor ama sana sökmüyor, bu yüzden rahatsızlığının acısını senin üstüne giderek çıkarıyor. Ben de seviyorum diye katlanıyordum, şimdi dışarıdan bakınca çok acayip gerçekten..

Yalnız şu nüansı da ekliyim; eski ofis arkadaşım, biri kendine bişey danıştığında ne görüş beyan etmişse aynen uygulanmasını beklerdi. Ben ise fikir alma amaçlı bişeyler sorar, üstüne biraz daha araştırır ve nihayetinde kendi kararımı veririm. Ona sorduğum konularda bu türlü davrandım mı küplere binerdi. Zamanla bu türlü düşünen bi kaç kişi daha tanıdım. Şahsen bu davranış türünü de aşırı buluyorum. Ben ise sorulan şeye görüş bildirir, hiç arkasını aramam mesela. Senin örnek verdiğin bu türlü değil muhtemelen ama bunu da eklemek istedim.
0
manuel mandalina
(22.04.17)
(6)

Havuzda idrar bulunmasi

yons
http://opereysin.com/arastirma/6464-havuzda-ne-kadar-idrar-var/Tam anlamadim bunu. İnsanlar isemeye mi giriyor havuza?
opereysin.com

Tam anlamadim bunu. İnsanlar isemeye mi giriyor havuza?
0
yons
(20.04.17)
Ne kadar sallarsan salla, dona düşer son damla hesabı mutlaka sızıntı oluyordur vücudumuzdan. Onu kastediyor herhalde.
0
orient blue
(20.04.17)
Havuza filan girmem artık ben zaten sevmezdim. Offf :(
0
old possum
(20.04.17)
Havuzun 10000'de biri idrarmış özetle. İnsanlar işemeye girmiyor ama orient blue'nun dediği gibi sızıntılar veya kaçaklar oluyordur.
0
aychovsky
(20.04.17)
Gördüm arttırıyorum taharet olayına herkes dikkat etmeyebiliyor ve o şekilde havuza girebiliyor
İşte ben bunu düşündükçe havuzla arama ciddi bir mesafe koymak zorunda kaldım yıllardır havuza giremiyorum halbu ki yaz kış yüzmek istiyorum...
0
esmeralda
(20.04.17)
esmeralda'nın da dediği gibi, asıl kıçını yıkamayı beceremeyenlerden kork.
0
arnold schwarzeneger
(21.04.17)
yaa, bi de gaz çıkaranlar var.

"crop dusting" diye bir ifade var. (now, google it) havuzda da yapıldığından eminim.
0
stewie
(21.04.17)
(11)

Penceresi açılmayan oda nasıl havalanır?

aychovsky
Penceresi açılmayan, havalandırmasız ve cereyan yapmayan bir koridora bakan oda nasıl havalandılır? Havayı dışarı süpürsem olur mu ya da çıkış kapısından havayı içeri süpürsem. Zamanında tüp açık kaldığında pencereyi açıp havayı süpürmemizi söylemişlerdi de, aklıma başka bir fikir gelmiyor. Bir vant
Penceresi açılmayan, havalandırmasız ve cereyan yapmayan bir koridora bakan oda nasıl havalandılır? Havayı dışarı süpürsem olur mu ya da çıkış kapısından havayı içeri süpürsem. Zamanında tüp açık kaldığında pencereyi açıp havayı süpürmemizi söylemişlerdi de, aklıma başka bir fikir gelmiyor. Bir vantilatör falan bulsam ve çalıştırsam etki eder mi?
0
aychovsky
(20.04.17)
oksijen tüpü alabilirsin, çeşitli aralıklar ile odaya oksijen basarsın
0
purple rain
(20.04.17)
vantilatör işe yarar,
eğer dış cepheye veya ferah bir odaya çıkışı varsa, ince ızgaralı bir havalandırma penceresi açtırabilirsin.
0
sadegazoz
(20.04.17)
Vantilatörü kapı ağzına, ön tarafı koridora bakacak şekilde koy. Böylece içerideki durağan havayı dışarı çeker. Ofiste sigara içen bir arkadaşımız böyle yapıyordu.
0
manuel mandalina
(20.04.17)
Odada inşaatlık bir şey yapamam. Çivi çakamıyorum, askı asamıyorum.

Aslında olay şu, pencerenin çerçevesi yerinden çıkmıştı kışın. Tamire geldiler ve o anlık kurtarıcı bir tamir yaptılar ama artık açılıp kapanmıyor. Duvara çakıldı sanırım. Hafif kenarlardan hava alıyor ama çok değil. O perdenin altından sürekli giren hava efil efil esen havada devr-i daim yaptırıyor aslında da, bu ara hava basık. O yüzden havalanmıyor.

Uzun süre kalmayacağım, yaza taşınmayı planlıyorum.
0
🌸aychovsky
(20.04.17)
bence kesinlikle o pencereyi tamir ettir. temiz hava sirkülasyonu sağlığın için çok önemli. icabında camı kestirip plastik bi menfez taktır, çıkarken de yeni cam taktırırsın çerçeveye. sanırım en az maliyetle bu şekilde çözebilirsin.

@sıradan, vantilatörü ters koyunca içerideki durağan havayı dışarı çeker. saç kurutma makinalarının arkasındaki ızgara saçımızı içe çeker ya, o şekil.
0
manuel mandalina
(20.04.17)
tüpün dışarı süpürülmesi propanın (tüp gazı) havadan ağır olması nedeniyle uçup gitmemesi, yer zemininde kalması.

küçük bir fan alacaksın mecbur. mm doğru demiş.

camı kestirmek de ayrı bir çözüm. kombi gaz çıkışı için camda açılan ızgara gibi bir yol düşün.
0
stewie
(20.04.17)
Yaza kadar taşınacaksan vantilatör olur, daha uzun kalmak zorundaysan bir akşam pencere kırılıverir, doğru düzgün yapsınlar o zaman...
0
SiyamkedisiZorro
(20.04.17)
basinc farki yaratarak odanin havasini disarinin havasiyla degistirebilirsin. Odanin kapisini kapatip odayi isitirsan (ya da sogutursan) kapiyi actigin zaman isi farkindan dolayi hava yer degistirecektir.
0
perkele
(20.04.17)
ben depozitomu verip, o eve de istediğim herşeyi yapıyorum genelde.
sonrasında da genelde teşekkür ediyor ev sahipleri:) depozitomu da geri veriyorlar.
Yani o evi sahiplensen, o pencereyi açsan falan, çok güzel olmaz mı?
geçici görme, şu anda senin hanen orası.
0
sadegazoz
(20.04.17)
@sadegazoz Yurtdışındayım. El işçiliği çok pahalı ve kontrat gereği yaptırmam da yasak. Evde değişiklik yaptığımda depozito olarak verdiğim 1.5 aylık kiram gider. Değişiklik büyükse yaptırdığım için mahkemeye de verebilir. Yaptığım değişikliği beğense de beğenmese de sırf para kazanmak için mahkemeye verebilir ve o zaman gerçekten göçerim. Üstüne de her tamirciyi çağıramıyorum. Bu tarz evle ilgili ve benim bozmadığım şeyler ev sahibinin sorumluluğunda olduğu için ev sahibinin anlaşmalı bir tamircisi var, işleri o yapabiliyor sadece. Herhangi bir usta da olmuyor. Bu anlaşmalı tamirci de başka bir ülkeden ve şimdi memleketindeymiş. Bir de ha deyince de gelmiyor. Çağrıldığında durumun aciliyetine göre bir ay içinde geliyor. Çamaşır makinası tesisatı 3 ayda, sifon 2 haftada tamir edildi. Bu oran orantıya göre adam memleketinden döndükten 1 küsur ay sonra falan yapılır herhalde.
0
🌸aychovsky
(20.04.17)
bir şarjlı tornavida al, nereden taktılar ise vidaları onları sök, işin bitince geri takarsın
0
purple rain
(20.04.17)
(16)

bu herif yakışıklı mı sorusu 2

limoncello
yakışıklı mı sizce?https://www.instagram.com/pamirpekin/
yakışıklı mı sizce?
www.instagram.com
0
limoncello
(19.04.17)
ağzının duruşuna sinir oldum ağzına ağzına vurasım geldi çarpıya basarak çıktım.
bence değil:/
0
antihistaminik
(19.04.17)
güzel bir adam değil, yani baktığında ağzı burnu ne güzel demezsin, ama genel olarak bakınca gayet hoş bence.
0
blatta hiberna
(20.04.17)
değil, hatta tipsiz; ama çekici.
0
cezzar dede
(20.04.17)
çok itici.
0
pinkpeony
(20.04.17)
Neden itici buldunuz ya adamı?
0
🌸limoncello
(20.04.17)
taş gibi adam lan buna da laf edeceksek...
0
Ufuk
(20.04.17)
Adam gayet çekici
0
astrid
(20.04.17)
erkegim, adam gayet yakisikli. buns bok atan yakisikli gostersin de gorelim
0
scars dont fade
(20.04.17)
yakışıklı/karizmatik arasında bi yerde bu adam ama kesinlikle çekici

salt yakışıklı diyemem ama
0
berginyonbaenre
(20.04.17)
yakışıklılık ''kıyas'' üzerine kurulu bir kavramdır. kime göre(kimden, daha) yakışıklı ?

ortalamaya göre evet yakışıklı, yani yolda görseniz alalede bi erkeğe göre yakışıklı. ama fotoğraflara göre (yani alışık olduğunuz, ortalama instagram zirvasına göre de) fena değil.

dediğim gibi yakışıklılık kıyas bir kavram. koy bu adamın benim yanıma, al işte inanılmaz yakışıklı. ama koy yusufun yanına değil. hayat tuhaf.
0
mete kudur
(20.04.17)
Gerçekten adamı yakışıklı mı? Bunun kadın karşılığı "Esra Erol güzel mi" gibi bir şey. Evlilik programı sunan bir kişi ne kadar güzel olabilirse o kadar. Bu adam da Kurtlar Vadisi'nde oynayan biri ne kadar yakışıklı olabilirse o kadar yakışıklı. Dolayısıyla belki yakışıklıdır ama bana değil.
0
aychovsky
(20.04.17)
Kimse beğenmemiş omg ben diziden biliyorum diyedir belki bilmiyorum ama bence çok karizmatik ve çekici ya, ayrıca yakışıklı da diyorum.
0
ekaterina
(20.04.17)
ilk defa gördüm dolayısıyla hiçbir önyargım yok. Sokakta görsem bir daha dönüp bakarım elbet ama 5 dk sonra unuturum, öyle diyeyim. Yakışıklı değil, yüz hatları keskin ve düzgün.
0
piremses
(20.04.17)
ibiş
0
basond
(20.04.17)
@basond yok artık
0
🌸limoncello
(20.04.17)
@aychovsky +1. ben bu adamın oynadığı diziyi seyretmedim, kendisini ilk defa gördüm. ama esra erol bu adamın kadın versiyonu bence, aychovsky çok güzel bulmuş. benim için yaptıkları işin önemi yok. ama hem esra erol'un hem de bu adamın yüzünden, hareketlerinden, pozlarından kibir akıyor. insanın kendini beğenmesi, bakımlı olması, öz güvenli olması güzel. ama sanki bu insanlar bu özelliklerinin dışında çok çok kibirli, o yüzden insanı itiyor. farklı karakterleri olsa belki çekici gelirdi ama bu halleriyle aşırı itici.
0
cikis yolu
(20.04.17)
(26)

"kadın kocasından önce eve gelmeli"

gmzo
bugün ülkenin önde gelen üniversitelerinden birinde araştırma görevlisi olan bir kadın arkadaştan bunu duydum. kocasının kendinden önce eve geldiği zamanlar oluyormuş, o günler kendisini kötü hissediyormuş. kendi çevremde o kadar uzun zamandır böyle bir açıklama duymadım ve beklemiyordum ki, nutkum
bugün ülkenin önde gelen üniversitelerinden birinde araştırma görevlisi olan bir kadın arkadaştan bunu duydum. kocasının kendinden önce eve geldiği zamanlar oluyormuş, o günler kendisini kötü hissediyormuş. kendi çevremde o kadar uzun zamandır böyle bir açıklama duymadım ve beklemiyordum ki, nutkum tutuldu. bunu bir de dünyanın en doğal olayıymış gibi savundu.

burada var mı böyle düşünenler ya da ne düşünüyorsunuz konuyla ilgili, merak ettim. tam tersi fikirleri benimsemiş birisi olarak kendimi bir hayli garip hissettirdi çünkü.

buyrun sohbete.
0
gmzo
(19.04.17)
Ben neden bunu söylediğini ve neyi savunduğunu anlamadım gerçekten. Neden kadın kocasından önce eve gelmeliymiş :s ?
0
qazaqwsx
(19.04.17)
Şaşırmadım. Bu tarz düşünen çok fazla kadın ve erkek var. Gerçi bu lafı bi erkek söyleseydi nasıl linç yerdi düşün? Böyle kadınlar için üzülmüyorum bunların karnından sıpa sırtından sopa eksik etmeyeceksin.
Araştırma görevliliği falan hikaye. Kaç tane bilim insanı niteliğinde akademisyenimiz çıkıyor ki artık. Çoğu memur gibi olmuş akademide. Bu kadın da memur zihniyetliymiş, bir bilim insanı gibi düşünmesini bekleyemezsin. Gitsin kocişine yemek hazırlasın
0
limoncello
(19.04.17)
@qazaqwsx evi düzene koymak ve kocası eve geldiğinde kapıda karşılamak için.
0
🌸gmzo
(19.04.17)
@gmzo o kadar saçma ki aklıma bile gelmedi..Şimdi burdan türkiyede akademideki insanların haline mi yanayım..kadının dar görüşlülüğüne mi yanayım..nerden tutarsan...
0
qazaqwsx
(19.04.17)
Maalesef kafasındaki ataerkil düşüncelerden kurtulamamış bir kişinin beyanı. Ne zaman kadın-erkek eşit olduğumuzu anlayacağız acaba?
0
minduser
(19.04.17)
dabi dabi

hep
0
senialanaglasinalsinsikinicaliyabaglasin_yine
(19.04.17)
Eve duzene koymak niye sadece onun goreviymis? Anahtar diye bir sey icat oldu ondan esi de edinirse kapida karsilama geregi kalmaz.

Kusura bakmayin girisim sert oldu biraz ama sinir oluyorum boyle seylere ya.
0
uzun kulaklı yalnız tavşan
(19.04.17)
çalışmayan bir kadın için olsa ben de aynısını düşünürüm. adam çalışmıştır, epey yorgundur. evine gelince eşini, onun sıcak karşılaşıyışını görmek, stresinden sıyrılıp yuvasına geldiğini hissetmek ister bence. ama kadın çalışıyorsa böyle bir şeyi dile getirmek anlamsız tabii.
0
m e b
(19.04.17)
araştırma görevliliği falan hikaye +1 çalıştığım/okuduğum yerde herkes en az doktora öğrencisi, aynı mantıklar, ay çocuğumlar, vay kocişimler
0
fallopian
(19.04.17)
@limoncello hakikaten de memur yakıştırması doğru sanıyorum. aynı bilim dalındayız, ben yeni başladım. "çok zorlanmazsın zaten, yılların deneyimiyle birlikte oturmuş bi sistem var ders vermeyle ilgili, sana da o sistemi öğrenmek kalıyor sadece." dedi bir ara. yani araştırmak, düşünmek, eğitime bir şey eklemek yok. üzüldüm açıkçası.

@vegas bu yüzden kendimi garip hissettirdi sanırım. ben de evleniyorum birkaç aya ve bu muhabbetin açılması üzerine kurdu çünkü bu cümleyi. öyle de tatlı bir dille söylüyor ki, kendimi toplumun yüz karası gibi hissettirdi ki senelerdir böyle söylemlere sert bir dil ve tavırlara karşı çıkıyorum aslında.
0
🌸gmzo
(19.04.17)
Akademisyen yalnizca kendi konusunda biraz bilgiye sahip o kadar. Zeka gostermesini beklemiyoruz.
0
Traveller
(19.04.17)
egitim cahilligi aliyor.
0
thewizardofearthsea
(19.04.17)
şimdi tabii ki insanlar istediği şekilde yaşayabilir, muhafazakar ya da modern. kocasından önce de gelebilir, sonra da. kocasının ayağını da yıkayabilir, hatta suyunu da içebilir. nitekim bunlar kişisel tercihlerdir, başkasını ilgilendirmez, kimse de yaşam tarzı ve özel hayatındaki kişisel tercihler için yargılanamaz.

ama olay 'kadın dediğin.....', 'erkek dediğin ....' tarzı genellemelere giriyorsa ve makbul kadının nasıl olması gerektiği tanımı yapılıp kocasından sonra eve gelen/gelmek zorunda olan kadınlar ocakdışı bırakılıyorsa bu zihniyet eleştirilir, memur zihniyeti demek de az kalır hatta. burda anladığım kadarıyla bu kişisel bir tercih olarak değil, olması gereken olarak görülmüş.

ayrıca eğitim cehaleti alır+1 bizde nedense eğitim yoluyla zihniyeti değişen çok çok az insan var. şu da önemli akademisyen denen kişi kimdir? lisedeki öğretmenin üniversitede ders anlatanı mı? akademisyen olan kişi kendi alanı dışında çok bilmese de açık fikirli, araştıran, dogmatik, geleneksel yargılara değil de evrensele ve bilime önem veren insandır bence. o yüzden muhafazakar zihniyetli bir bilim insanı olmasını düşünemiyorum. ama muhafazakar bir çok akademisyen varsa onlar da bence memur zihniyetlidir.
0
limoncello
(19.04.17)
yukarıda yazanları pek okumadım, kim ne demiş bilmiyorum, ama muhtemelen linç edileceğim.

kadınım ve ben de öyle düşünüyorum.
çalışıyorsa falan, ayrı tabii.

ama ben de evlenirsem, kocam gelmeden yemek falan yapıp, beklemek isterim.
aile düzeni önemli bir şey.
şirkette ceo da olsam, evde yemeğimi kendim yapmak isterim mesela.

benim de ailemde hep öyle oldu.
evde yardımcı bile olsa, yemekleri hep kadınlar yaptı.
ki hani aşırı geleneksel olmayan, tipik İstanbul ailesine sahibim.
benim annem falan da hep gittiğimiz yerden kalkardı eve üvey babamdan önce gitsin, yemek yapsın diye.

bunda kadın haklarına aykırı bir şey göremiyorum.
kadın erkek ilişkisinde bazı şeyler muhafaza edilmeli ve belirli seviyelerdeki düzen korunmalı.
yoksa o evlilik düzeni olmadığında ilişki rayından çıkabiliyor.

sen o gün çok çalışacaksındır, adam yemek yapar, sana sürpriz olur falan, onlar ufak tefek hoşluklar, tamam.
ya da yemek yapamazsın, yorgunsundur dışarıdan bir şey istersin, yemeğe çıkarsın falan filan.

ama genel olarak evin düzeni ve aile hayatı, üstelik bir de çoluğa çocuğa karışma meselesi de varsa, bence çok önemli.

sevdiğim adamı kapıda karşılamak, önüne iki tabak yemek koymak beni de mutlu eden bir şey olur sonuçta.
bunu yapamadığında da insanın huzursuz olması normal.
evcimen olmanın kötü olduğunu düşünmüyorum.
ne benim kadın haklarımı ihlal ettiğini, ne de karşımdaki adamı sığıra dönüştürdüğünü düşünüyorum.
evin dışındayken herkes kendi işinde istediğini yapar, isterse kadın şirkettekileri asar keser, ama evde kadın kadın, erkek de erkek olmalı.
"bunu yapınca mı kadın olunuyor?" e, yani.
despot bir düzenden bahsetmiyorum, ama rollerin değişmemesi lazım.

bir de, dediğim gibi yani ben kadın olarak zevk/haz alıyorum bu tip şeylerden zaten.
incilerim dökülmez adamı kapıda karşıladım diye.
0
blatta hiberna
(20.04.17)
ben bu soruya patriarka/feminizm tartışmasından bağımsız olarak cevap vereceğim. çünkü sorunun bağlamı gerçekten de bu tartışmadan bağımsız.

öncelikle insanların kendi hayatlarıyla ilgili verdikleri her karar, eğitim seviyelerine bakılarak yargılanamaz. bir yanda prof. bir kadın çocuk büyütmek için işini gücünü bırakabilir, bir yanda da ilkokul mezunu bir çift tamamen toplum tabularını kabullenmeksizin yaşayabilir. eğitim yaşam tercihlerinde bir etken olsa da ''tek etken'' değildir.

ikinci olarak kendi hayatınızla ilgili tercihlerinizi ''modernitenin gereği'' olarak görürseniz, bu hayatı başkalarına da dayatma ya da onları küçümseme yanılgısına düşersiniz. kant 20. yy felsefesinin temellerini kurmasına rağmen köyünden dışarı çıkmayan bir adamdı. sadece bu yönünden yola çıkıp kant'ı yobaz ilan edebilir misiniz?

özellikle duygusal ilişkiler ve aile kurmak gibi konularda (her ne kadar insanlığa dair güncel bilgi ve birikimden yararlanmak gerekse de) insanlar bilimsel yöntemleri değil kendi ailelerine ve çocukluklarına dair bilinçdışı pattern'leri takip ederler. kimse okuyarak çocukluk tramvalarının üstesinden gelemez.

siz hiç ''bilimsel'' bir şekilde aşık olan bir bilim adamı gördünüz mü? göremezsiniz çünkü duygular bilişsel değildir.

bu tarz bakış açılarında patriarkanın hiç etkisi yoktur demiyorum. tam tersine çok etkisi vardır, fakat bu etki düşündüğünüz kadar korkunç bir şey de olmayabilir.

modern toplum yapısı ve kadının özgürleşmesi konuları da gece yarısı mesaileri ve göçmen bakıcılar tarafından büyütülen çocuklar demek değildir. bu kavramların özümsenmesine daha baya zaman var bana göre.

(bu son kısım soruyla biraz ilgisiz oldu. kendi tramvalarını ailesi üzerinden tatmin etmeye çalışıp kendi ailesini tramvatize eden ve bunu feminizm olarak gören algı - ki sizde bu var demiyorum- beni sinir ediyor da ona serzenmişim aslında biraz.
bak bu tam mansplaining oldu işte :)
0
otonomo
(20.04.17)
sunumsuz yakalanmak istemeyenler sadece ev hanımları olmuyor işte ne yazık ki... slfjsl istemsizce güldüm çok komik ya :D
0
ma ya
(20.04.17)
ulkenin onde gelen universitesi ne ki, oradaki arastirma gorevlisi ne olsun...

millet dusune dusune yasamiyor ki...

benim anneme de oyle dedikleri olurdu, o da babam da sallamazlardi - ki, babam gayet agir bir adamdir. hala hastasiyim.
0
e haliyle
(20.04.17)
sanırım genel bir fikrimi yazacağım ben de, cevaplar için teşekkürler.

öncelikle akademide bulunduğunu belirtmemin sebebi (türkiye'de akademinin durumundan bağımsız olarak), üniversitelerin her şeyden önce eleştirel ve özgür düşüncenin geliştirildiği ve öğrencilere aşılandığı yerler olması gerekliliği. dolayısıyla bu ortamda bulununan bir kadının toplumun biçtiği rolleri bu denli kabullenip, üzerine aksini kesinlikle kabul etmeyişiydi beni asıl şaşırtan. kısa konuşması aşağı yukarı şöyleydi: "eşim benden önce evde olduğu zamanlarda kendimi çok kötü hissediyorum, bence kadın kesinlikle kocasından önce evde olmalı. hocalar anlatırlar bölümde bazen (artık aramızda olmayan, bölümün eski hocaları olan bir çiftten bahsediyor), ali hoca ayşe hocayı erken gönderirmiş eve. saat 4 buçuk olunca 'hadi sen git artık' dermiş ki kendisinden önce evde olsun. kadın önce evde olsun ki kocası geldiğinde kapıyı açıp, karşılasın." bu noktada ben müdahale ettim, sert bir cevap da vermek istemeyerek "onların zamanında belki normal karşılanıyor olabilir ama bence öyle bir şey kalmadı." buna da cevabı "yok yok, bence hala kesinlikle kadın önce eve gitmeli."

bunun kendi yaşamımı modernitenin gereği olarak kabul edip, başkalarını küçümsemekle alakası yok. dilerse ve ekonomik durumları el veriyorsa kadın (veya erkek!) çalışmamayı tercih edebilir. hadi diyelim kendi ilişkisinde de birtakım rolleri üstlenmeyi, kocasından önce eve gitmeyi isteyebilir. ancak bunu çalışma ortamında dillendirip, hele ki aynı pozisyonda çalışan iki insanı örnek göstererek birinin diğerini eve önden göndermesini normal ve doğru karşılamak, kadını toplumdaki yerinde kendi söylemleriyle bir adım geriye itmektir. üzgünüm ama üniversitede öğrencilerle içli dışlı olan birinin bu söylemleri savunuyor ve aksini kesinlikle reddetmesi benim için kabul edilebilir bir şey değil.

yani çalışmayıp evinle ve çocuklarınla ilgilenmeyi tercih etmek farklı bir şey, çalışıp kadının eve daha erken gitmesini savunmak çok farklı bir şey.
0
🌸gmzo
(20.04.17)
yere dusup kirilan sarap kadehi + 1
krem peynir + 1
gmzo + 1

'Kocamdan önce evde olmak istiyorum' ile 'Kadın kocasından önce evde olmalı' arasında dağlar var gibi geliyor bana. Dişi kuşun yuvayı yapması değil, 'Yuvayı yapanın dişi kuş olmaması çok yanlış, dişi kuş olmalı' diye tutturulması rahatsız ediyor. 'Erkek dediğin ...', 'Kadın dediğin ...'lere katılmıyprum. Her evin kendi düzeni var, bir taraf ezilmedikçe ve hayat müşterek oldukça sıkıntı yok. Halamın eşi erken emekli olmuştu ve halam 60 küsur yaşına kadar çalıştı; evlilikleri de mutlu bir evlilikti. Eniştem halam geldiğinde çayını karıştırıp verirdi. Başka bir mutlu evlilik de teyzeminkiydi; onda da teyzem erken emekli oldu ve eve o baktı. Herkesin kendi mutlu olduğu dinamik neyse odur. Bu kişinin de içinin sıkılması olabilir, 'Niye için sıkılıyor' diyemem, kendi nasıl mutlu oluyorsa öyle mutludur ama "Yok yok, bence hala kesinlikle kadın önce eve gitmeli" empozesine saygı duymuyorum.
0
aychovsky
(20.04.17)
''üzgünüm ama üniversitede öğrencilerle içli dışlı olan birinin bu söylemleri savunuyor ve aksini kesinlikle reddetmesi benim için kabul edilebilir bir şey değil.''

siz kabul etmeyin o zaman :) muhtemelen sizin kabul edip etmemenizin de bahsettiğiniz kadın için hiçbir önemi yoktur. ayrıca akademide olan, öğrencilerle içli dışlı olan birisi toplumsal cinsiyet rolleri konusunda sizden farklı düşünebilir, düşündüklerini çalışma ortamında özgürce dile getirebilir (sen ne kadar özgürsen o da o kadar özgür kısaca)

ha gidip derste öğrencilerine bunları anlatıyorsa, diğer insanları yargılayıp rahatsız ediyorsa, herhangi bir şekilde mobbing yapıyorsa filan yorumum değişir tabii ki. böyle durumlar yoksa hazmetmek veya kabullenememeye devam etmek dışında bir seçeneğiniz yok gibi duruyor.

edit: ben kadının kocasından önce eve gelmesi gerektiğini filan düşünmüyorum elbette. ama böyle düşünen birinin böyle yaşamaya hakkı var. böyle düşündüğünü söyleme hakkı da var. aynı şekilde düşünmeyen birine de ya he deyip geçmek ya da ilgili insana karşı kendi argümanlarıyla kendi düşüncesini savunmak düşer.

kimse kimin hangi konuda ne kadar görüş bildirebileceğini belirleyemez. böyle şeylere kalkışmak bence de en hafif tabirle ayıp ve aslında hadsizlik :)
0
otonomo
(20.04.17)
Zaten yolda gebermişim, iş yerinde bir sürü insanla uğraşmışım bir de eve gelince "çok açım!" diye sabırsızca bekleyen birini bulmak tüm sinirlerimi hoplatıyor. Biri başimda beklerken iş yapamıyorum. O yüzden kocamdan önce eve gitmeyi tercih ederim.
Niye yemek benim görevim oluyor da eve koşmak istiyorum? Annemden görüp koşullandım, adamın "o nerde bu nerde burası dağınık" diye kendi başına yapıyor gibi gözüküp 2 kat eforla iş yaptırmasından hoşlanmıyorum, adamın duygu sömürüsü moduna geçip "ah ah ne sofralar kuruluyordur sımdi orda burda" diye söylenmesinden nefret ediyorum.
Kociş ciciş oğluş/kızış muhabbeti akademide de, havalı plazalarda da oluyor. Kendileri kadar "süper kadın/süper hizmetli/süper anne" değilseniz yargılayıp, olmayan akıllarından verip, çeşitli şekillerde sizi ezip bastırmaya çalışıyorlar.
"He" deyip geçmek en iyisi, kendi görüsünüzü söyleseniz bile onlar bunu kutsal kişiliklerine saldırı olarak görüp agresifçe şirretliğe başlıyorlar. Gerek yok.
0
Sulfoxaflor
(20.04.17)
@aychovsky'ye katılıyorum, bunu tercih etmek ve gereklilik olarak görmek bambaşka şeyler.

e adam yumurtayı zor kırıyor, ona bıraksak aç kalıcaz, bu durumda ben de elbette eve erkenden gidip yemeğimi kendim yapmak isterim. ama bunu isteyen bir kadın; yorgun olduğunda ya da canı yemek yapmak istemediğinde "bugün de böyle olsun" diyemiyorsa ya da mesela evin diğer işlerini de kendi yapıyorsa bir dursun ve kadınlığını sorgulasın. sonra yevmiyesini alıp evine dönsün zira bildiğin hizmetçilik yapıyor bu şekilde.

hepsini geçtim; bunu kadın erkek rolüne bağlamak ve bu rollerin sabit olduğunu düşünmek benim için çirkin bir davranış ve şahsen kanımı donduruyor. bana bunu annem söylese "hadi ordan" derim, sevgilim söylese "keyfin bilir" der kapıyı gösteririm.

e o sabahın köründe gidiyorsa ben de gidiyorum? o çalışıyorsa ben de çalışıyorum, ben de para kazanıyorum? herkesin eli ayağı tutuyor? işleri paylaşmak yerine olayı neden "kadının rolü"ne getiriyoruz? sırf çocuk doğuruyoruz diye mi dağıtılıyor bu roller?
0
piremses
(20.04.17)
Herkesin kendi ilişki dinamikleri var. Onlarınki öyle demek ki.
0
arnold schwarzeneger
(20.04.17)
bu cümleyi odanızı temizlemeye gelen bir kadından duysanız muhtemelen bu soru olmayacaktı. meslek fetişizminden kurtulmak gerek. belki akademisyenler özelinde beklediğiniz özgür düşünme gerekliliği bunu da kapsıyordur.
0
misterturist
(20.04.17)
akademiklere fazla anlam yüklüyorsunuz gerçekten, bir alanda uzman olması örnek kişi ya da düşünceyi temsil edeceği anlamına gelmiyor. zaten üniye gelene kadar öğrencilerin kafa yapısı, karakterleri oluşmuş oluyor. Öyle insanın hayatını değiştiren hocalar ilkokulda, lisede oluyor. Her ikisi yönünden de ülkemiz çok leş malesef. Eşimde akademisyen, prof/yrd doç vs arkadaşları ailecek oturmaya geliyor. bölümdeki prof eşini çalıştırmadığını, kadının yerinin evi olduğu gururla anlatıyor. adamın eşi bana eve eşimden sonra geldiğim için acıyor resmen. sınıf öğretmeni falan olsaydın keşke diyorlar.
0
yue
(20.04.17)
aychovsky + 1

Eve genelde ben daha erken geliyorum. Dolayısıyla gayet domestik kocamı kapıda karşılıyorum. Üzerini değiştirip gelince beraber yemek yiyoruz (ben hazırlamış oluyorum, çocuklar daha önce yiyor). Ben ondan daha geç eve geldiğimde ise o beni kapıda karşılıyor, üzerimi değiştirip geldiğimde sofra hazır oluyor.

Eve daha erken gelebilmeyi istiyor muyum, evet. Ama bunun sebebi kocama "hizmet edebilmek" değil. Beraber daha fazla vakit geçirebilmek. Bizim evliliğimizin dinamiği bu.
0
SiyamkedisiZorro
(20.04.17)
(15)

Hangi lanet bocektir bu :/

kuehles blondes
Selam! Birkac gundur ekteki isiriklar olusmaya basladi vucudumda, hangi bocekten olduklarini merak ettim. Hem sistiler ve kabardilar, hem de asiri kasiniyolar. Ve her yerdeler. Sirtimda, kolumda, bacagimda... 1-2 gecedir trende yatip kalkiyorum ama ondan once hostelde kalirken olusmustu ilk isirik k
Selam!

Birkac gundur ekteki isiriklar olusmaya basladi vucudumda, hangi bocekten olduklarini merak ettim.

Hem sistiler ve kabardilar, hem de asiri kasiniyolar. Ve her yerdeler. Sirtimda, kolumda, bacagimda...

1-2 gecedir trende yatip kalkiyorum ama ondan once hostelde kalirken olusmustu ilk isirik kumesi.

Ayrica fenistil gecirir mi, napiyim, cok kasinti, hep kasinti :/ tesekkurler!

hizliresim.com

hizliresim.com
0
kuehles blondes
(19.04.17)
tahtakurusu mu acaba?
0
in vino veritas
(19.04.17)
Pire isirigina da benzettim ama.
0
uzun kulaklı yalnız tavşan
(19.04.17)
@in vino veritas

Bunlar ustume yuva filan yapar mi?! Yani mesela bit gibi ustumden mi cikar bunlar? Yoksa isirip gider mi

@uzun kulakli yalniz tavsan
Deme oyle :/ o yuva belliyo mu vucudu yoksa isirip gidiyo mu sadece
0
🌸kuehles blondes
(19.04.17)
pire isirigi sismez benim bildigim. insan ustunde tahtakurusu da yuva yapmaz pire de. bulundugun ortamda yasiyordur, sen ortami terk edince orada kalir esyalarina karismadiysa. esyalarina yumurta birakirsa seninle gelebilir gittigin yere ama :( sen mumkun olan en kisa zamanda yanindaki tum kiyafetlerini bi guzel yika.
0
in vino veritas
(19.04.17)
@in vino veritas

O zaman eve gider gitmez bavuldan direkt makineye gidecek kiyafetler. Tesekkurler :/
0
🌸kuehles blondes
(19.04.17)
pire ısırığı şişmez mi? çocukluğum yatakta pire yakalamakla geçti ve öyle bir şişer ki aylarca geçmez. kaşıntısı en berbat şey pire ve tahtakurusudur. kanatırsınız o şişen bölgeyi.
0
bohr atom modeli
(19.04.17)
Tahtakurusu ısırığına benziyor.

Lanet şeyler gece insan uyurken oradan buradan çıkıp yiyorlar. Sonra da 'Ooooh, kaynak burada' diye her gece yiyorlar Üstelik çok hırslı hayvanlar. Naylona tırmanamıyorlar diye naylon serince tavana tırmanıp oradan kendini aşağı fırlatıyor, böceklerin ninja olanı. Gündüz hiç görünmez. Emin olmak için yatılan yerdeki yatağın kaldırılıp yatak köşelerinin kontrol edilmesi gerek. Orada da bir bakışta görünmezler, iyice köşe kuytu yerlere bakmak gerekiyor. Yumurtaları şeffaf beyaz bir leke gibi görünür.

Bir de bulaştılar mı her yere giriyorlar. Beni ısırdıklarında küçüktüm, doktora gitmiştim. Doktor uyuz teşhisi koymuştu. Uyuz ilaçları işe yaramamıştı. Bu olaydan 1.5 ay sonra annem fark etti durumu, ki annem yatağın altını haftada bir temizler. Öyle de görünmezler. Evi toptan ilaçlayıp, giysileri haşlama derecesinde yıkamıştık.

Bir tanıdıkta aynı durum olduğunda vakumlu torbaya tüm giysilerini koyup ilaçlayıp 2 gün ilaçlı bekletip sonra çok sıcak suda yıkamıştı. Ayrıca yamyassı bir böcek olduğundan kitap sayfalarının arasına da giriyor. Evdeki kitaplara kadar havalandırmışlardı.

Umarım onlar değildir. Bu Ocak'ta benzer bir ısırık nöbeti yaşadım 3-4 gün. Hatta ev sahibim eve böcek getirdiğim için beni evden kovdu ama sonradan böceğin ondan geldiği ve tahtakurusu olmadığı anlaşıldı. Yani, başka böcekler de yapabiliyor böyle ama doktor aynı ısırıkları tahtakurusuna yormuştu.
0
aychovsky
(19.04.17)
beni örümcek ısırınca böyle oluyor. bulabilirsen amonyak sür.
0
manuel mandalina
(19.04.17)
@aychovsky

Anlatmayin boyle seyler cok uzuluyorum :/
Neyse artik, kiyafetler bavuldan makinaya. Bavul da direkt icindeki kitapla filan beraber ilaclanacak.
Anlasildi.
0
🌸kuehles blondes
(19.04.17)
'Hemen şey yapma' diyesim var, çünkü tahtakurusu da olmayabilir. Bendeki ısırıklar da benzerdi ama tahtakurusu çıkmadı şans eseri, sende de olmayabilir. Normalde bir hafta falan beklersin ve devam ediyor mu, ne kadar devam ediyor diye bakılır ama minik ihtimal tahtakurusu ise, o da beklemeye, zaman kaybetmeye gelmiyor.
0
aychovsky
(19.04.17)
Tahta kurusu isiriklarina bak internetten. Boyle bitisik bitisik oluyor. Seninkilerde oyle ama devamlilik onemli. Baktin surekli isiriliyorsun buyuk olasilik tahta kurusu. Bir arkadasim yatagina kadar cope attida oyle tukendiler.
0
duyurumvar
(19.04.17)
Pire alerjisine benzettim ben. Bazı bunyelerde pire tek bir yeri isirsa bile bir sürü başka yer de ısirilmis gibi kabarip kaşınıyor. Fenistil en azından kasintisini azaltır diye düşünüyorum
0
kedili madam
(19.04.17)
@cureforlove

Belarustayim ben de son 2 gecedir trendeydim. Ondan once minskte hostelde.
0
🌸kuehles blondes
(19.04.17)
@Kuehles isirip gitmistir pireyse ama onlar bi geldi mi genelde suruyle oluyorlar. En iyisi kiyafetleri falan guzel bi yikamak. Kasinti icinde annem tuzlu su iser yarar diyor bi dene istersen. Tuzlu suyla o bolgeleri silsin ama kasimasin kasindikca kasinir delirtir dedi. Azicik abartmis olabilir.
0
uzun kulaklı yalnız tavşan
(19.04.17)
benim bildigim pireler sisirmeden isiriyormus bugun bunu ogrendim :)

umarim sarmazlar sana kuehles blondes, biz pireleriyle birlikte eski ev arkadasimizi terk ederek kurtulmustuk pirelerden :/
0
in vino veritas
(19.04.17)
(3)

yataktan kalkarken yere düşmek

isimsiz uye
annemin az önce başına gelmiş anlattığına göre. başı döndüğünden olmuş ve hala devam ettiğini söylüyor. özellikle ayağa kalkınca dönüyormuş. başka herhangi bir rahatsızlığı veya yakın zamanda yaşadığı bir belirti yok. yalnızca akdeniz anemisi taşıyıcılığı var. ne yapmak gerekir?
annemin az önce başına gelmiş anlattığına göre. başı döndüğünden olmuş ve hala devam ettiğini söylüyor. özellikle ayağa kalkınca dönüyormuş. başka herhangi bir rahatsızlığı veya yakın zamanda yaşadığı bir belirti yok. yalnızca akdeniz anemisi taşıyıcılığı var. ne yapmak gerekir?
0
isimsiz uye
(19.04.17)
aniden kalkınca oluyor yaşla bir ilgisi yok bence. ama çok sık ya da dikkat ettiği halde de oluyorsa bir doktora görünsün bence ne olur ne olmaz.
0
piremses
(19.04.17)
Hayatım boyunca oldu o bana. Ani kalkış yapılmaması önemli. Yine de emin olmak için nörolojiye ve kardiyoloğa sevk etmişlerdi beni.
0
aychovsky
(19.04.17)
Eğer baş dönmesi devamlılık gösteriyorsa bu aralar bir doktora görünmesinde fayda var. Kulak kristallerinin oynaması ile ilgili bir sorunu son zamanlarda çok fazla duyar oldum. Geçmiş olsun
0
gergedan
(19.04.17)
(17)

merak ettiklerinizi tanımadığınız birine sorar mısınız?

m e b
mesela bir yerde otururken yanınıza oturmuş birinin parfümünü çok sevmişsinizdir ya da o kulaklıkla müzik dinlerken müziği duymuşsunuzdur, "hangi parfümü kullanıyorsunuz acaba?", "bu hangi şarkı, öğrenebilir miyim?" gibi sorular sorar mısınız? ben soruyorum ama siz rahatsız olur muydunuz size sorulu
mesela bir yerde otururken yanınıza oturmuş birinin parfümünü çok sevmişsinizdir ya da o kulaklıkla müzik dinlerken müziği duymuşsunuzdur, "hangi parfümü kullanıyorsunuz acaba?", "bu hangi şarkı, öğrenebilir miyim?" gibi sorular sorar mısınız? ben soruyorum ama siz rahatsız olur muydunuz size sorulursa?
0
m e b
(18.04.17)
ben sormuyorum ama sorulursa rahatsız olmam.
0
matilda
(18.04.17)
Elbette sorarım. Tabiki rahatsızlık vermeden, düzgün bir üslupla.
0
MaNOfTheYear
(18.04.17)
kesinlikle sorarım, ben bu duyumu törpüleyemiyorum sanırım. küçük inatçı bi' çocuk gibi, birşeyi istiyorsam(parfüm mesela, çok güzel geldi. ona sahip olmak istedim, adını öğrenmeden duramam) elde etmeden durumam. kafamda ''Lan nasıl yapsak da, yapsak'' tilkileri dolanır durur. ve o kadar gevezeki bu tilkiler anlatamam.

en son okuldayken bi' büyüğümle neden tek başıma kaldığımda derslere yoğunlaşamadığımı sorduğumda, sen yalnızken senin tutkuların çok ağır basıyor, senin beynin çok geveze demişti.
0
mete kudur
(18.04.17)
markette kasada, otobüste vapurda yanımda duran vb. kişinin çantasını kıyafetini beğendiysem nerden aldın diye bile sorarım :) sorar kabuğuma çekilirim. sonrasında bakıp daha fazla soru sorup rahatsız etmem.

Aynı şekilde bana da sorabilirler ama sonrasında soruların devamı geliyorsa bakışlarını üzerime dikerse rahatsız olur giderim veya hayırdır birşey mi var diye sorarım
0
part time pollyanna
(18.04.17)
Sorarım, hiç çekinmem, bana da sorarlarsa söylerim - ama çanta, ayakkabı, elbise gibi kadınlara ait şeyleri bir adam gelip sorarsa rahatsız olabilirim, başıma gelmedi bilmiyorum, ama parfüm soran adam oldu, sevgilisine/karısına alacaktır diye söyledim hiç de rahatsız/tedirgin olmadım. Hatta mağazada şurada burada - kadın/erkek farketmez, fikir soran da olur yardım ederim. Birşey deniyorsam, deneme kabininin dışındakilere de fikir sormuşluğum var-soranlara fikir söylemişliğim var..en kötü ihtimal insanı daha sosyal yapar, bence hiçbir zararı yok :)
0
cedilla
(18.04.17)
Sorarım,bana da sorulduğunda rahatsız olmam.
Geçen sabahın köründe bir kız peşimden koşa koşa yetişip parfümümü sordu.
Çantamda ufak boyu vardı,gösterdim sıktım koluna vs.
0
demoniclewinsky
(18.04.17)
sadece olumlu fikirlerimi söylerim başkalarına. "ıyy saçınızı ne biçim kesmişler, söyleyin de oraya gitmeyelim" demem yani.

bana soranlara da cevap veriyorum. Genelde dövmeler hakkında yorum yapıyor insanlar. Çok yakınıma gelip okumaya falan çalışırlarsa rahatsız oluyorum ve bunu söylüyorum, ama "kim yaptı, acıdı mı" vs gibi sorulara cevap veriyorum.
0
sopiro
(18.04.17)
parfüm falan sormam da, bir müzik beni yakalamışsa kesin sorarım.

herhangi bir şey sorulursa da söylerim.
0
windowsguvenlikduvari
(18.04.17)
SOrarım. Sorabilirler.
0
bir ileti paylastim
(18.04.17)
parfüm sormadım, belki sorabilirim.
kulağa bir yerden çalınan müzik kadar tatlı çok az şey olduğundan, müzik sorduğum birçok kez oldu.

bana sorulmasından rahatsız olmam.
0
filteria
(18.04.17)
bazen cidden sorarsım geliyor. O dönem gündemimde olan bir şeyi ya da kafama takılan bir şeyi yapmış ya da kullanan birini görsem aklımdan sormak geçiyor evet ama daha yapmadım. bana sorulursa hiç rahatsız olmam.
0
qazaqwsx
(18.04.17)
Bana sorulmasindan rahatsız olmuyorum ama ben hiç baskasina sormadım; rahatsız edebilirim diye düşünüyorum.
0
fraise
(18.04.17)
Sorarım üslubunca, sormuşluğum vardır, bana da sorulmuşluğu çoktur. Yadırgamam, ters gelmez. Hoşuma bile gider.
0
eski kafasi gidiklerdenim
(18.04.17)
Daha 5 dakika once kahve alirken kizin yakaliginda yazan adinin anlamini sordum.

Ayak ustu muhabbet de ettik hatta.
0
bir3iki7
(18.04.17)
Sormaktan çekinmem de, ben pek insanlara bakmıyorum sanırım. En son 8-10 yıl önce sormuşumdur. Dışarıda kulaklıkla yürüyorum genelde, müziğe fazla kaptırıyorum. Hatta hayatım boyunca toplam 2-3 kere falan kendimi kaybedip elleri kolları kaldırarak dans etmişliğim ve sonra "Amanın, ben insan içindeyim şu an, unuttum" demişliğim var. Bir de insanlara pek bakmıyorum. Dışarıda ağaç, çiçek, kedi, kuş, bulutun koyuna benzemesi gibi şeyleri çok seviyorum. Geçen gün kaz gibi bir şey gördüm, ona baka baka yürüdüm mesela. O arada insan var mıydı, ondan bile haberim yok. Örneğin, yolda biri yiyecek gibi baksa veya laf atsa fark etmem çok yüksek sesli değilse. O yüzden laf atılmıyor mu, yoksa benim mi haberim olmuyor; hiçbir fikrim olmadı hayatım boyunca. İnsanlar baktığım en son şey oluyor. Biri benimle muhabbete başlarsa da 30 saat muhabbet ederim. Geçenler de şöyle bir şey oldu, biri kulaklığından çok yüksek sesle müzik dinliyordu, bende de kulaklık yoktu. Şarkıyı da çok seviyordum. Mırıldanmaya başladım yanında. Ağzımı görünce güldü, kulaklığın tekini çıkarıp o da söylemeye başladı. Biraz sesli sesli söyledik. İnsanlara dikkat ettiğim tek an tek başıma yürüyüp sapık ya da kapkaççı var mı diye kendimi korumaya çalıştığım an. O yüzden de kim ne giymiş, parfümü mü varmış; fark edemiyorum. Fark etsem ve beğensem sorarım. Arada karşıdan glen insanı kestiğim de oluyor bazen ama öyle sormalık şeyler pek görmüyorum.
0
aychovsky
(18.04.17)
ben soruyorum ama muhabbete kitlememeye çalışıyorum. bi tane amca beni metro durağında tütün sararken görüp yarım saat gençken içtiği anadolu tütünleri konuşması yapmıştı. durağa gelip inerken utanmıştım amcanın lafını kesecem diye.
0
otonomo
(18.04.17)
soramam gelir burada sorarım.
0
qazedcsrfvtyhngujmkol
(05.05.17)
(17)

Kendinizi neselendirmek için ne yaparsınız?

fraise
Hiç keyfinizin olmadığı ama aslında güzel bir gün geçirmenizin daha normal olduğu günlerde ne yaparsınız? Aklınıza ne gelirse yazabilirsiniz. Teşekkür ederim şimdiden herkese.
Hiç keyfinizin olmadığı ama aslında güzel bir gün geçirmenizin daha normal olduğu günlerde ne yaparsınız? Aklınıza ne gelirse yazabilirsiniz.

Teşekkür ederim şimdiden herkese.
0
fraise
(18.04.17)
Müzik.

Aha bu listemi dinlerim:
open.spotify.com
0
long live rock n roll
(18.04.17)
Bir iki küçük işini hallet. Kendine geleceksin.
0
arnold schwarzeneger
(18.04.17)
Dans et. Hemen. Şimdi.
0
MaNOfTheYear
(18.04.17)
müzik dinleyip bira içerdim ama artık içemiyorum:(
0
sta
(18.04.17)
motosiklete binerim.
0
jimicik
(18.04.17)
Sakin bir müzik açar, bir iki mum yakar, sevdiğim değişik çaylardan birini yaparım.
0
kullanıcıadımbuolsun
(18.04.17)
-en başta dingin, sonra orta tempolu, en sonunda da neşeli parçalar dinlerim genelde.
-sevdiklerimden birini telefonla arar, konuşurum.
-kitaplarımın hepsini yere indirir, kitaplığımı yeniden düzenlerim.
0
m e b
(18.04.17)
Odamı dip bucak temizlerim. Kitaplarımı, masamı, bilgisayarımı, kalemlerimi silerim. Sonra uzun bir duş alırım. Sevdiğim müzikleri dinler bir şeyler içerim. Bazen de yatar uyurum. Bazen hafif bir yürüyüş yapar bir yerlerde otururum. Kitap okurum. Kafanı dağıtacak herşey olur.
0
hayde bre
(18.04.17)
1.bp.blogspot.com

Şaka bir yana, hiç keyfim yoksa kafam dağılsın diye film izlerim, belgesel izlerim veya yatar uyurum, kendimi neşelendirmeye çalışmam.
0
peggy
(18.04.17)
az yerim. gluten-free yerim. yemeği sindirmekle uğraşmam bir de. hafiflik duygusu iyi bir enerji katar.

musik hören yaparım. çok aşırı güzel müzik listelerim var. ayıptır söylemesi.

mükemmel erkek olsaydım dans da ederdim ama onu yapamıyorum. ne yazık ki, mükemmel erkek değilim. taksitler binsin onu da yapıcam.

türk filmi izlerim. reminiscing, nostalgia güzel hisler. beni ihya eder.
0
stewie
(18.04.17)
sutlu kahve yaparim :)
0
superfluid
(18.04.17)
Müzik + dans, renk + 1

Sana yakın diye şey ediyorum; Büykçekmece Sahili'ne indiğimde be Gürpınar'a doğru yürüdüğümde mutluluk otomatik 90 birim artıyor çok önemli bir mutsuzluk kaynağı yoksa.
0
aychovsky
(18.04.17)
avrupa yakasının tekrar bölümlerini açıyorum ben evde dolanırken fonda o oluyor arada espri yakalayıp gülüyorum istemsizce.

bir de bu sırada kendimle uğraşmak iyi geliyor. atıyorum yüz maskesi yapıyorum, oje sürüyorum vs.
0
muslugubozukhayrat
(18.04.17)
müzik+hareket (egzersiz, yürüyüş...)

hele hava da güzelse ^_^
0
otonomo
(18.04.17)
Ben müzik eşliğinde sahilde yürüyüş yapıp sokak köpeklerini seviyorum.
0
ms brownstone
(18.04.17)
Hic keyfim olmadigi zamanlarda bir sure sonra kendiliginden keyfim yerine geliyor:) Olagandisi bir sey yapmiyorum.
0
stavro
(18.04.17)
evde ise müzik, imkan varsa deniz kenarında cay bahcesi.
0
thewizardofearthsea
(18.04.17)
(28)

ihbar edeyim mi?

tezek
Direk ozet gececegim. Olay yurtdisinda geciyor. Bir eleman var (akboy) bu eleman bulundugumuz ulkenin vatandasligini almak icin kendinden yasca baya buyuk bir kadinla evlilik vizesine basvurdu. Kadin biraz salak bu elemanin onu sevdigini saniyor, eleman bu evliligi kendi ailesinden felan sakliyor. E
Direk ozet gececegim.

Olay yurtdisinda geciyor. Bir eleman var (akboy) bu eleman bulundugumuz ulkenin vatandasligini almak icin kendinden yasca baya buyuk bir kadinla evlilik vizesine basvurdu. Kadin biraz salak bu elemanin onu sevdigini saniyor, eleman bu evliligi kendi ailesinden felan sakliyor. Elemanin facebook'ta kadina dair hic birsey yok. Yani anlayacaginiz oturum almak icin fake bir evlilikleri var. Bu elemani ihbar etsem immigration bunu hoplatir. Elimde bunun icin yeterli kanit var. Ihbar etmedeki tek motivasyonum elemanin tayyipci olmasi. Sizler ne diyorsunuz gencler edeyim mi? Vicdan yapilacak bir durum var mi? Dedigim gibi eleman oturumu alir almaz kadini sepetleyecek.

Danke
0
tezek
(18.04.17)
ispiyon hiçbir durumda açıklanır bir şey değil.
0
brakgn
(18.04.17)
@brakgn. Peki kadini kandiriyor olmasi vs bunun hic onemi yok mu
0
🌸tezek
(18.04.17)
eleman normalde türkiye'de mi yaşıyor? yoksa almanya'da yaşayan türk vatandaşı mı?
0
luchetti
(18.04.17)
@luchetti. Eleman Avustralya'da yasayan ve buranin vatandasi olmaya calisan biri.
0
🌸tezek
(18.04.17)
baska sebepler icin olsa ok; ama sirf siyasi tercihinden dolayi yapiyorsun. katiksiz bir comarsin.
0
mayeskuel
(18.04.17)
Yadigar+1

Bunu yaparsak sevmediğimiz o adamlardan farkımız kalmıyor.
0
fraise
(18.04.17)
et tabi yaw,gelsin milli irade ve demokrasiden uzak kalmasın.
0
Sir Anthony Hopkins
(18.04.17)
kadınla beraber mi yaşıyorlar
0
sta
(18.04.17)
Şunu düşün: Yozgat'ta yaşıyorsun ve mekan sahibisin. Vergiyle ilgili bazı sıkıntıların var. Her işletmeyi birazcık kurcalayınca çıkan türde şeyler. Bu adam da senin muhalif olduğunu biliyor. Elinde ihbar için tüm kanıtlar hazır. Ceza yiyeceğin kesin.

Adamı sen tanıyorsun. Sence seni ihbar eder miydi? Tercihini buna göre yap derim.
0
sevgikusunkanadinda
(18.04.17)
Aman ağzımızın tadı bozulmasın'cılık bizi bu hale getirdi.

Bence direkt ihbar, ilk etapta orantısız olabilir ama ben de kadınla konuşulması taraftarıyım. Kimsenin başkalarının duygularıyla oynama hakkı yok. Formalite evlilik yapacaksa, gitsin birisiyle anlaşsın, öyle yapsın. Seven birini üzerek değil.
0
skooma
(18.04.17)
merak etme immigration zaten red verir. liberaller hukumette malum.
0
baldur2
(18.04.17)
Kadına söylersen adama inanmayı tercih etme ihtimali var. Teyzem yurtdışında yaşıyor ve türk vatandaşı da değil. Biriyle evlenecekken adamın yurtdışına kapak atmak için evlenmek istediğini başkalarından öğrendik ortalık baya şenlendi. Ben olsam ihbar ederim. Parayla falan halledecek olsa neyse ortada kadını kandırma durumu var. Direkt ihbar et.
0
jazzabel
(18.04.17)
kadini uyarabilirsiniz.
0
jimicik
(18.04.17)
@entegre. Elemanla kadinin arasinda 20 yas fark var. Kadinin elemanin yasinda cocuklari var. Eleman kadini sevmedigini ortamlarda dile getiriyor. Kiskanicak bir durumum yok.
0
🌸tezek
(18.04.17)
Elinde kanıt varsa ihbar et, ben olsam ederdim (siyasi görüşündne bağımsız olarak).

Çıkarları için başka insanları sömürenlere tahammülüm yok.
0
peggy
(18.04.17)
20 yas farki olan evliliklere zaten vatandaslik vermiyolar, senin dusundugun kadarini immigrasyon da dusunebiliyo. ihbar etsen bile elinde somut bi kanit olmadigi icin oturum iznine bi etkin olmaz, ayni evde yasiyolarsa, kadin memnunsa zaten atmazlar. ayrica, kadinin salak oldugunu ne biliyosun, karsilikli yararlaniyolar belki birbirlerinden?
0
beriberi
(18.04.17)
ihbar edin.
0
for the record
(18.04.17)
"bu arkadaş birini kandırıyor, duygularıyla oynuyor." gibi evrensel ahlaki kurallara aykırı sebepten değil de "bu tayyipçi" diyerek bunu yapmak istemeniz sizin de çok parlak biri olmadığınızı gösteriyor.
demek ki o adam x partisi seçmeni olsa, bu davranışı normalleşecekti ve gözünüze batmayacaktı, öyle mi?
0
m e b
(18.04.17)
durduğun kabahat + 1

adamın yaptığı her türlü ahlaksızlık.
0
supermatik
(18.04.17)
o ülkenin yasalarına göre bu evlilik sadece göstermelik ise suç oluşturur. ihbar etmelisin.
0
me gusta
(18.04.17)
hem kendi ülkesindeki insanların bok gibi yaşamasına katkıda bulunuyor hem de kendisi kaçma derdinde. bırak illegal olmayı sırf bu yüzden hapis yatsa umrumda olmaz.

ihbar et.
0
bohr atom modeli
(18.04.17)
tabi ki de ihbar et.
0
cemiyetin ünlü siması
(18.04.17)
o da çirkin, sen de çirkinsin, evladı yaşında adamı seven kadın da çirkin, (nası bi sevgiyse) herkes debelensin dursun.
0
for day to break
(18.04.17)
düşünmeden ihbar et. hem kadına hem kuruma.
0
burya
(18.04.17)
madem agir tayyipci neden turkiye de yasamiyor?
0
eksimeksi
(18.04.17)
ihbar et gitsin kendini kurnaz sanan bu adamı da aklı başına gelsin.
0
novotni
(18.04.17)
tayyipciliginden ote eger kadini kandirdigindan eminsen sikayet edilmeli bence.
0
jedilance
(18.04.17)
Doğduğun yerin kaderi belirlemesini büyük bir adaletsizlik olarak görüyorum. Her yol mübah değil bunun tabii ki ama bu saçmalığı azaltmak için kendi çapında bir adım atmış. kanada'ya giden biri "Kendi kaçak göçmenini ihbar eden iki ülke var: Biri türkiye, diğeri Yunanistan. Diğerleri birbirine sahip çıkıyor" diyordu. Buradaki tek kurban kadın, adamın yaptığı yasal olmasa bile bence normal, yasalar manyakça. Örneğin, biri Türkiye'de yaşamak istede formalite evliliği yapardım ben. Beni "Seviyorum, ölüyorum" dye kandırmadığı sürece sprun görmüyorum. O yüzden ihbar etmezdim, adamla konuşurdum ya da belki kadınla. Kadın belki de farkındadır birçok şeyin de, bir sebepten umursamıyordur belki.
0
aychovsky
(18.04.17)
(6)

Sorum sakin insanlar için..

portakal
Sorum sakin insanlar icin... Sakin bir insansiniz. Sizi anlik heyecanlandiran durumlar soyler misiniz? Size sakinliginizi o an icin kaybettirme potansiyeli olan ama sakin kisiliginize zeval vermeyecek seyler...
Sorum sakin insanlar icin...

Sakin bir insansiniz. Sizi anlik heyecanlandiran durumlar soyler misiniz?

Size sakinliginizi o an icin kaybettirme potansiyeli olan ama sakin kisiliginize zeval vermeyecek seyler...
0
portakal
(17.04.17)
Birine şiddet uygulandığını görürsem sakinliğim gider. Örneğin bir anne gözümün önünde çocuğunu dövüyorsa sinirlenirim ya da biri gözümün önünde hakaret yiyorsa rahatsız olurum. Geçen yaz yaptığım stajda bir tane işçi bana başka bir işçi hakkında "Bak bu i.ne." demişti. İ.ne dediği adam da 35-40 yaşında falan. Karşımdaki birine öyle denmesinden ben rahatsız oldum ve kızdım hatta düzgün konuş diye. Normalde çok sakin bir insanım ama dengesiz, ağzı bozuk insanlarla karşılaşınca sinirleniyorum.
0
dissendium
(18.04.17)
tuttuğum takımın önemli maçlarında heyecanlanıyorum en çok. iyi anlamda heyecan tabi bu.
0
luchetti
(18.04.17)
Böcek + 1

İnkar edilmek ya da ne denir bilemiyorum. Diyelim ki bir şey için canını dişine takarak uğraştın ya da biri için çok güzel sürprizler düşündün. İş olmadı ya da sürpriz beğenilmedi. Birinin gelip "Zaten sen uğraşmamıştın pek" ya da "Sürpriz üstünde hiç düşünmemişsin" gibi şeyler sakin kişiliğime zarar vermez ama içeriden karşımdakini Hattori Hanzo kılıcı ile öldürmek isterim
0
aychovsky
(18.04.17)
korna.ani yuksek sesler.
0
duptıs
(18.04.17)
sinirlenmek gülmek gibi insani duygular.
0
qazedcsrfvtyhngujmkol
(18.04.17)
Birden çok kez aynı konuda sinirim bozulmuşsa/bozmuşlarsa sonunda parlıyorum. Daha önce aynı konuda yapılan saçmalıkları sakinlikle karşılarım ama.

Bir de malum şahsa ve o minvalde insanlara tahammülüm kalmadı artık.
0
Apocalypse
(18.04.17)
(19)

Moraller nasıl?

qazaqwsx
sb.:/
sb.

:/
0
qazaqwsx
(16.04.17)
buruk
0
exlibris
(16.04.17)
rebellions are built on hope
0
freebird5406_2
(16.04.17)
Çok da umursamıyorum. Böyle olacağı belliydi zaten. Türkiye batsın gitsin zerre umrumda değil.
0
zoghurt
(16.04.17)
o sandığa gitmeyenlerin..
0
hayati cozemeyen adam
(16.04.17)
bekledigim gibi olmadı.

@zoghurt
batan titanicten bir tahta parcasiyla hayata tutunmaya çalışıyor gibisin. aidiyet hissinin olmadigi yerler zaten senin değil.
0
1adam
(16.04.17)
iyi. kazandık. ama mhp'nin pek faydasının olmadığını görüyorum.
0
her name was hexadecimale
(16.04.17)
CHP'nin sonuç takibine güveniyorum. Moralim henüz bozulmadı. Fox tv'den takip edin.
0
empty man
(16.04.17)
Kötü ama kabus gibi değil. Yani, o kadar hile hurdaya rağmen %51 ile ikna olmamız bekleniyor. Demek ki hala umut var ama ödenecek bedel artıyor.
0
aychovsky
(16.04.17)
Yetmedi ama olsun, şahsen bu kadar dahi beklemiyordum, umudu hiç kesmemek gerek ileriye dönük.

Kalabalık azalsın diye 4 civarı gittik oy kullanmaya. Annem nüfus cüzdanını bi çıkardı ki fotoğrafı düşmüş, dün hastanede düşürmüş galiba. Çok sinir olduk, geldiğimizden beri kafasını ütülüyorum :/
0
manuel mandalina
(16.04.17)
Boyle olacagi boyleydi. Moralim tabiki bozuk ama hicbir sey belli olmaz. Chp itiraz eder.
0
noeldayın
(16.04.17)
Milletler de insanlar da hak ettiklerini bulurlarmis derler. Turkiyenin durumu da boyle de maalesef iste bizim gibi insanlar da çoğunluğun aptal saptal kararlariyla boka dogru sürükleniyor. Daha ne kadar derine batariz bu boka batma yarismasinda bilmiyorum ama rakiplerimiz ortadoğu ulkeleriyle baya bi rekabete giricez gibi bu durumda
0
whoshothesheriff
(16.04.17)
her akşamki gibi. referandum sonuçları benim moralimi pek etkilemedi.
0
babilbaligi
(16.04.17)
Çok kötü, ama en azından bu kadar yakın bi sonuç çıkması üzüntümü azalttı. Mühürsüz zarfların kabul edilmesini nasıl açıklayacaklar onu bekliyorum.
0
oddyseus
(16.04.17)
ben 53-55 bekliyordum eveti. bence iyi sonuç. hayır çıkmadı ama ne yapalım?

ama böyle gitmez bana kalırsa. ekonomi kötü, eğitim kötü, ülkenin geleceği yok. sürdürülebilir bir durum değil. ama insanlar uyandığında çok geç olacak.
0
mattiadestro
(16.04.17)
Çok kötü. Gerizekalı yerine koyulmayi hazmedemiyorum. Temiz bu seçimle bu oranı alsalardı yine üzülürdüm ama bu kadar koymazdı.
0
fraise
(16.04.17)
ben 60 civarı "evet" gelir diye bekliyordum ama bu sonuç da beni mutlu etmedi tabii.
hile yapıldığını düşünüyorum.
bunun haricinde, üzerimde berbat bir sıkıntı var.
neden acaba? bu seçim atmosferi çaktırmadan mı yordu beni, bilemiyorum.
0
filteria
(16.04.17)
İkna olup olmamamiz kimin umurunda ki ? Biyti bu is.

Rte'nin bu ulkede %50 oyu garanti. Olene kadar basimizda. Artik 3-5 sene sonra nasil bir ulke kalavak Allah bilir.
0
kint
(16.04.17)
Kötü, hak-hukuk kesin olarak yok artık. Tamamen herşey bitti, "Kilit vurup gitsinler, kireç döküp gömsünler." hissi var.

Twitterdan alıntı: "Dünyanın sonunu İç Anadolu getirecek."
Allah'ın çomarları...
0
Sulfoxaflor
(17.04.17)
kötü. ama:

(git:www.youtube.com )
0
runfor
(17.04.17)
(6)

sandığa atıldıktan sonra açılan oy zarfı geçerli olur mu?

siyahliadam
oy verdiğim yerde oldu az önce. zarfı attıktan sonra yapıştırmamış sanırım ve zarf açıldı oy pusulasının bir kısmı dışarı çıktı.Sayılır mı?
oy verdiğim yerde oldu az önce. zarfı attıktan sonra yapıştırmamış sanırım ve zarf açıldı oy pusulasının bir kısmı dışarı çıktı.

Sayılır mı?
0
siyahliadam
(16.04.17)
Problem olmaz, sayılır.
0
archmage mahmut
(16.04.17)
Ben oy atarken müşahit 'Yalamamışsınız, içe kıvırmışsınız. Düşmemesine özen gösterin. Düşünce sayılmaz' diye kontrol ettirdi. Onun dediğine göre sayılmıyor.
0
aychovsky
(16.04.17)
sayılır kesinlikle. içeri girdikten sonra sıkıntı yok.
0
burya
(16.04.17)
@aychovsky

Musahitin aslinda sizle (secmenle) diyaloga bile girmemesi gerekiyor :/

Benim bildigim tamamen zarftan cikmadikca kesinlikle sorun yok. Tamamen cikarsa noluyo bilmiyorum ama.
0
kuehles blondes
(16.04.17)
oy kullandığım son seçimde ben zarfı kapatırken orada bulunan görevli gerekli olmadığını söylemişti, açık atmıştım (yapıştırmadan). oy dışarı çıkarsa ne olur bilmiyorum ama ilgilidir diye eklemek istedim.

ek: bir de geçen seçimlerde "yapıştırmayın, açarken pusula yırtılabiliyor" gibi uyarılar okuduğumu hatırlıyorum internette.

ek2: ben yeni attım. yine "kapatmaya gerek yok" dediler.
0
misterturist
(16.04.17)
zarf senin kabinden çıktıktan sonra oyunun "güvenilir" bölgeye atana kadar gizliliğini, oyunun gizliliğini korumak için zarf sayısı oy pusulası sayısına eşitse sıkıntı yok. sandık görevlesi azami ölçüde oy psulasının zarfın içinde olacak şekilde atılmasına dikkat etmeli ki sayım esnasında itiraz sıkıntı sorun olmasın.
0
sparkle kiddle
(16.04.17)
(2)

yeni baslayan dizilerden

in vino veritas
neler var takip ettiginiz? kriterler:- mumkunse 20 dklik dizilerden olsun- mumkunse komedi veya benzeri bisey olsun (bu madde cok onemli degil eger konusu surukleyiciyse)- mumkunse 1. sezonunda ve en az 4 5 yillik olacagina dair umut vaadetsin
neler var takip ettiginiz? kriterler:

- mumkunse 20 dklik dizilerden olsun
- mumkunse komedi veya benzeri bisey olsun (bu madde cok onemli degil eger konusu surukleyiciyse)
- mumkunse 1. sezonunda ve en az 4 5 yillik olacagina dair umut vaadetsin
0
in vino veritas
(16.04.17)
Açık ara (bkz: Unbreakable Kimmy Schmidt), en çok güldüğüm dizi. Tina Fey senaristi. Karakterler bana çok komik geliyor. 20 dakikalık, 13 bölüm. 2. sezon bitti, 1 küsur aya 3. sezon başlayacak.

Yeni yeni Schitt's Creek izliyorum, 2 sezonu var. Her sezon 13 bölüm, her bölüm 20 dakika. Biraz Arrested Development'a benzetiyorum. Absürd komedi. İlginç.

Aynı şekilde, Crazy Ex Girlfriend de 2. sezon ve her sezonu 13 bölümlük ama 40 dakikalık. O da çıtır çerezlik. Romantik komedi gibi görünüyor ama espriler ondan öte.

Jane The Virgin var. O 3. sezonu bitirdi gerçi. Pembe dizilerle dalga geçen pembe dizi. Bu da 40 dakikalık. Hani, zaman kalırsa çıtır çerez.

Bir de eski ama Don't Trust the B in Apartment 23 'ye çok güldüm. İki sezon ve 4 yıl önce bitmiş ama yine de tavsiye etmek istedim. 20 dakikalık.
0
aychovsky
(16.04.17)
search party
13 reasons why
0
feykalade
(16.04.17)
(12)

Türkiye'de kumarhaneler tekrar açılmalı mı?

begin again
Sizin görüşünüz nedir?
Sizin görüşünüz nedir?
0
begin again
(16.04.17)
evet. yasaklayarak sadece yer altına gitmesine sebep olup vergilendirilmesine mani oluyoruz. kumar faaliyetlerinde bir azalma olmuyor kesinlikle.
0
tavukbanalop
(16.04.17)
kesinlikle açılmalı,kıbrısa gürcistana para gideceğine ülke içinde kalsın.
0
valkin rockefeller
(16.04.17)
mutlaka açılmalı. antalya'daki sera hotel, ofo hotel gibi mekanlar hep kumarhane sayesinde kuruldular. "ooo antalya turizmdir" denmesinin nedeni güzel havadan çok kumarhanesiydi. ha sera hotel mis gibi kumarhanesiz devam etse de ofo hotel mesela şu an sadece bir beton yığını olarak kaldı.
0
rain when i die
(16.04.17)
Açılmalı.
0
doxanikee
(16.04.17)
Yok. Boyle iyi. Turkiyede'ki nadir guzel yasaklardan.
0
baldur2
(16.04.17)
Açılmalı+1, ama belirli şehirler merkez seçilsin bizim de las vegas, atlantic city gibi kumar merkezlerimiz olsun.
0
ekaterina
(16.04.17)
parası olan zaten oynuyor bir şekilde,
gariban adama bu fırsatı verirsen ekmek parasını yer kumarda
0
eksimeksi
(16.04.17)
anadoluda kalkındırılmak istenen bir şehir seçilip kumar şehri yapılabilir. o zaman konya bile rafahı parayı görüp şehrimiz seçilsin diye kampanya yapar. vergisi alınarak açılmalı bana kalırsa. böyle yer altına itiliyor.
0
karlmarx
(16.04.17)
Açılmalı ayrıca iddaa yerine alternatifler olmalı.
0
ketcapli dondurma
(16.04.17)
turkiyede kalkinacak sehir cok. nevada colunun ortasina las vegas gibi bi para basma merkezi kurmus adamlar. bizde niye olmasin? acilmali bence de.
0
in vino veritas
(16.04.17)
tavukbanalop + 1
Yasaklayarak ancak ya yer altına ya Kıbrıs'a gönderip vergilenmesine engel oluyoruz.
0
aychovsky
(16.04.17)
Açılmamalı. Çünkü bizde kumar entertainment değil, zengin olma aracı olarak anlaşılıyor. Zaten zamanında kaldırılmasının sebebi de o. Kumarhenelerin onunde yaşanan intiharlar vs. O yüzden açılmamalı.
0
fyodor fyodorovic
(16.04.17)
(10)

insanlar ve saçma sapan-iğrenç ilişkileri

proletarier aller lander vereinigt euch
bir sürü insan görüyorum ilişkileri pok yoluna girmiş durumda. sebebi taraflardan biri veya ikisi de olabiliyor bu değişken ama değişken olmayan ilişkinin iki taraf için de mutsuz edici oluşu, psikolojik olarak çökertici oluşu, karşı tarafa ve öz saygıya dair hiçbir şey bırakmıyor oluşu vs vs. daha
bir sürü insan görüyorum ilişkileri pok yoluna girmiş durumda. sebebi taraflardan biri veya ikisi de olabiliyor bu değişken ama değişken olmayan ilişkinin iki taraf için de mutsuz edici oluşu, psikolojik olarak çökertici oluşu, karşı tarafa ve öz saygıya dair hiçbir şey bırakmıyor oluşu vs vs. daha uzar gider ama insanlar bu ilişkilere devam ediyorlar. mutlu olmayı bırak mutsuz oldukları halde karşısındakinden nefret etse bile(genelde kabul etmeseler de hareketlerinden ve yaptıklarından vs anlaşılabiliyor) bu ilişkilere neden devam ediyorlar çok merak ediyorum. bunun arkasında ne gibi sebepler var?
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(15.04.17)
Saçma sapan ilişkilere gelemediğim ve mükemmelliyetçi bi kafada olduğum için ilişkilerim uzun sürmüyor, bil istedim.

Günümüz böyle. İnsanlar olgunlaşmamış. Hava, civa peşinde ve Instagram özentisi olma peşinde
0
MaNOfTheYear
(15.04.17)
aha benim eski ilişki...

alışmış kudurmuştan beterdir diyim sen anla..
0
qazaqwsx
(15.04.17)
evet evet, mükemmeliyetçi bir yapıda olması doğru cevap. mükemmel erkeğin mükemmelliyetçi yapıda olmaması düşünülemezdi zaten.

sebeplere gelince, boşlukta olmak, yeni ilişkiye başlayana kadar geçen süredeki duygusal çöküntü, başka birisini bulabilir miyim acaba düşüncesi ve evet tabii ki son olarak mükemmel bir erkek olunması.
0
stewie
(15.04.17)
ego.
çevredeki insanlara karşı "o yürümeyen ilişkiyi yürütmeyi başarıyorum" iddiası.
"hayır, benim istediğim olacak" diye tutturmak.
ilişkinin tıkandığının farkına varmamak.
ayrılmaya üşenmek, alışkanlıktan vazgeçememek.
mutsuz olduğunu kabul etmek istememek.
yürümeyen ilişkiyi yürür hale getirmeye çalışarak ve mücadele ederek bir şeyler başardığını zannetmek.
"kaç yılımı/ayımı verdim, yatırımım boşa gitmiş olmasın" diye kendini kurtaracağını sanmak.

aklıma ilk gelenler.

insanlar ilişkilerinde mutlu olmayı değil, egolarını tatmin etmeyi kovalıyorlar.
sonra mutsuz olunca da şaşırıyorlar.
ilişkisi olan birçok kişi birbirini sevmiyor bile.
ilişki içinde olma halini seviyorlar ya da onunla egolarını besliyorlar.
0
blatta hiberna
(15.04.17)
Erken yasta evlilik

Kendini yeterince tanimama

Ne istedigini bilmeme

Aklin ve gozun disarida olmasi

Ego

Iliskiye henuz hazir olmama

Baskalarinin sozunu cok dinleme

Baskalariyla kendi iliskisini kiyaslama....
0
Traveller
(15.04.17)
bazı insanlar için mutsuzluk mutluluktan daha tanıdıktır. insanlar bilinçaltında geçmişten gelen bu tanıdık mutsuzluğu tekrar tekrar yaşayarak bir gün düzeltmeyi umarlar, fakat bu pek mümkün olmaz.
0
otonomo
(15.04.17)
Yalnız kalmak, rutinden çıkmanın belirsizliği gibi korkular, temel motivasyon olsa gerek. Bir de denildiği gibi dışarıdan ne kadar manasız görünse de, bir sevme hali de varolabiliyor. İnsan bazen içindeyken farkedemiyor ama uyumsuz ve yıpratıcı bi ikşkinin içinde olmaktansa, temiz bi yalnızlık çok daha iyidir.
0
manuel mandalina
(15.04.17)
(bkz: sunk cost fallacy) olabilir nedenlerden biri de. "Emek verdim" dediğimiz durum. İlişkiye o kadar yatırım yapılmış oluyor ki, terk etmek ya da ayeılmak iflas gibi görülebiliyor. İnsan sahip olduğu kötü bir şeye sırf sahip olduğu için değer verebilir.
0
aychovsky
(15.04.17)
Millet ne derse desin ama bu işleri yoluna koyan tek bir nokta var oda kıymet bilme değer bilemöbaska bişey yok. Bu meziyetler olduktan sonra çözülmeyecek mesele yok, bu meZiyet eksikse de hepsi boş, sonuçsuz.
0
adidas giyen nike iscisi
(16.04.17)
Karşı taraf başkasıyla sevişmesin diye.
0
arnold schwarzeneger
(17.04.17)
(8)

insanlar akbil istediğinde...

nathanieltroy
metroda, otobüste, vs. insanlar akbil (güncel ismiyle istanbulkart) basmanızı rica ettikleri zaman;1) kabul ediyor musunuz? yoksa nasıl reddediyorsunuz?2) bozuk para verdiklerinde o parayı alıyor musunuz?not: akbil dedim de diğer şehirlerde yaşayanlar da kendi şehirlerindeki karta göre cevaplayabili
metroda, otobüste, vs. insanlar akbil (güncel ismiyle istanbulkart) basmanızı rica ettikleri zaman;

1) kabul ediyor musunuz? yoksa nasıl reddediyorsunuz?
2) bozuk para verdiklerinde o parayı alıyor musunuz?

not: akbil dedim de diğer şehirlerde yaşayanlar da kendi şehirlerindeki karta göre cevaplayabilir tabii.
0
nathanieltroy
(15.04.17)
kabul ediyor ve parayı alıyorum.
0
stewie
(15.04.17)
Her ay abonman yaparken 20 lira da ekstra para yukletiyorum o 20 lira bitene kadar basıyorum insanlara. Az biraz iyilik olsun mantığıyla. Parayı da çok ısrar etmezlerse almıyorum. İhtiyacı olan birine kart basıp bana olan borçlarını ödeyebileceklerini söylüyorum.
0
manuelka
(15.04.17)
ben de kartımda yeterince varsa ve nakit problemim olmadığında basıyorum. parayı genelde almamaya çalışıyorum. ama mesela metrobüs turnikesinde biri basmamı istediğinde hiç basasım gelmiyo orda direk geri çevirmişliğim var. gidip güvenlikten rica edebilir diye düşünüyorum orda
0
klar
(15.04.17)
Kartta para varsa basıyorum gençse(öğrenci) ve yaşlıysa almıyorum, orta yaşlıysa bir iki gerek yok falan diyorum ısrar ediyorsa alıyorum.
Kartta para sınırlıysa bitmek üzere diyorum basmıyorum.
0
mutekebbir
(15.04.17)
Genellikle her gün değilse belli bir kotaya kadar kabul ederim, parasını almam. 'Siz de bir gün başka birine basarsınız, ödeşiriz' derim.
0
aychovsky
(15.04.17)
1) evet tabi ki parasını alıyorum ve basıyorum, isteği de parayı da reddetmem.
2) bozuk paradan nefret ediyorum, koyacak yer bulamıyorum bazen, o nedenle uğraşmak istemediğim oluyor doğrusu. ama alıyorum dediğim gibi.

onun dışında istanbul'da metrobüslerde falan makineler var, dolum yapabilirler veya tek geçiş kartı alabilirler. acelesi olan adamlar da değil bunlar, sorumsuz çoğu.
0
soft
(15.04.17)
basıyorum ve parayı almıyorum. yanımda birisi kartı okutup içerisinde bakiye kalmadığını fark ettiğinde direkt basıyorum hatta. o durumda kalıp vapuru kaçırmak çok sinir bozucu çünkü. ama metrobüs kullansam aynı tutumu sergiler miydim bilemedim şimdi arkadaşların yazdığını okuyunca.
0
gmzo
(15.04.17)
"dostum öğrenci benimki" diyip devam ediyorum. hiç basmadım şu ana kadar kimseye.
0
doxanikee
(16.04.17)
(6)

Gönülsüz .ikişten burunsuz çocuk doğar

rosey
Böyle bir atasözü var. Mecaz yanını bırakırsak bunun somut gerçekliğine inanıyor musunuz. Bir kadın düşünelim. Tek yumurta ikizi ali ve veli var. Aliyi seviyor ama zorla hiç sevmediği veli ile evlendiriliyor. aşk evliliği yapsaydı çocuğu daha güzel/yakışıklı olur muydu. Mutluluğun , mutlu bir seksin
Böyle bir atasözü var. Mecaz yanını bırakırsak bunun somut gerçekliğine inanıyor musunuz. Bir kadın düşünelim. Tek yumurta ikizi ali ve veli var. Aliyi seviyor ama zorla hiç sevmediği veli ile evlendiriliyor. aşk evliliği yapsaydı çocuğu daha güzel/yakışıklı olur muydu. Mutluluğun , mutlu bir seksin görünüme etkisi var mıdır varsa nasıl kanıtlanabilir ki
0
rosey
(15.04.17)
kücük bir cocukken güzel cocukların mutlu bir evlilik ve sevisme sonrasi olduguna inanirdim. bilimsel bir gecerliligi yok, anne babamin mutsuz evliliginin de bunda etkisi var tabii.
0
thewizardofearthsea
(15.04.17)
Seks esnasında bir araya gelen yumurta ve spermler o zamandan çok daha önce üretilmiş oluyorlar. Örneğin şu anda çocuk yapmaya karar versem, yumurtayla birleşecek sperm, belki de bir hafta önce üretilmiş olan sperm oluyor. Bu, seksin yapıldığı anla ilgili bir şey değil. İyi bir seks bireyleri hormonsal olarak daha iyi bir konuma getirdiği için bireyler psikolojik olarak çocuklarının daha güzel olacağına inanıyor olabilirler.
0
dissendium
(15.04.17)
Güzel kadınlar var aşk evliliği yapmayan para için. Genelde zenginlerin çocukları güzel olur oradan bak bir de.
0
begin again
(15.04.17)
sadece cinsel birliktelik olarak bakmazsak annenin yaşadığı stres ve mutsuzluk hamilelik sırasında bebeğin sağlıklı gelişimini etkiliyor. bebeğin sağlıksız gelişmesi illa çirkin olacağı anlamına gelmese de ilişkilendirilebilir bence. sağlıksızı (çelimsiz, düşük zekalı, mutsuz vs) çirkin olarak algılamaya meylimiz var çünkü.
0
misterturist
(15.04.17)
Kadin orgazm oldugu takdirde gebelik sansi artiyor

Bunun disinda epigenetik de soz konusu olabilir
0
la noix
(15.04.17)
Galiba evet. Bununla ilgili şöyle bir şey okumuştum. Yumurta en kaliteli spermle ya da en hızlı spermle döllenmiyor. İlk gelen spermler yumurtanın duvarını inceltiyor ve artık kaçıncıya kadar dayanırsa o giriyor yumurtaya. Yani, en hızlı sperm değil de, şansı açık ama o kadar da iyi olmayan sperm giriyor. Ancak, kadın orgazm olduğunda bu durum yumurta çeperini inceltiyormuş ve hamile kalacağı sperm yarışta daha önce gelen bir sperm oluyormuş. Dolayısıyla orgazm bebeği daha kaliteli oluyormuş. Buradaki "Hızlı olan daha kalitelidir" varsayım mı, kanıtlanmış bir şey mi bilmiyorum, olaydan anlamıyorum ama böyle anlatıyordu.
0
aychovsky
(15.04.17)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.