Giriş
(6)

öğretim görevlisi/üyesinin ideal yöntemini sorguluyoruz

blue eyes white dragon
haberleri takip ettiniz mi bilmiyorum ama dün yök, ilk kez bir akademik personel ilanını iptal ettiğini gördüm.Eğitim Fakültesi : Zihin Engelliler EğitimiÖzel şart: Kimya Eğitimi Bilim Dalında Doktora Mezunu Olmak ve Görme Engellilerde Fen Eğitimi Alanında Çalışmaları Bulunmak.böyle bazen görüyorum
haberleri takip ettiniz mi bilmiyorum ama dün yök, ilk kez bir akademik personel ilanını iptal ettiğini gördüm.

Eğitim Fakültesi : Zihin Engelliler Eğitimi

Özel şart: Kimya Eğitimi Bilim Dalında Doktora Mezunu Olmak ve Görme Engellilerde Fen Eğitimi Alanında Çalışmaları Bulunmak.

böyle bazen görüyorum ilanları da açıklama kısmında yazan şeyleri gördükçe hadi benim akademik kariyer hedefim hayalim yok da olanlar ne düşünüyor? hani kör değilim görüyorum biraz biraz, içerleniyorlar.

bunun doğrusu yahut olması gerekeni nedir?
0
blue eyes white dragon
(01.06.17)
İçerlemeleri normal tabi alan doktorlarının,doğrusu da tabi kişi ısmarlama kadro değil ,alana dair en nitelikli çalışmaları olan, en kötü ihtimalle yl Dr sizin alandan olan kişiler olmalıdır bence.
0
Fusha
(01.06.17)
YÖK hiç el atmamalı bence bu işlere, sağlam çalışmaları olanları üniversite ya da hoca vs. kendi seçip alabilmeli. Kılıfına uydurmak zorunda kalınca böyle tuhaflıklar çıkıyor ortaya işte. Bahsettiğğm yöntemin kayırmaya yol açacağını düşünmüyorum.
0
devilred
(01.06.17)
devilred + 1
Doğrusu YÖK'ün bu işlere hiç karışmaması.

Bazı üniversitelerde usta-çıtak ilişkisi vardır. Eksik olduğu alana göre insan yetiştirir ama sonra da onu kadrosuna katabilmek için saçmasapan ilanlar açılır. Üniversite bir kişiye yatırım yapmışsa, onu elinde tutma hakkı olmalı. Burada sorunun ilanda değil, denetimde olduğunu düşünüyorum.
0
aychovsky
(01.06.17)
Söz konusu şahıs zaten o üniversitede çalışıyor mı çalışmıyor mu bilgi sahibi değilim fakat cevaplardan anladığım kadarıyla o üniversitede çalışıyormuş. Sonra Dr bitmiş kadro çıkmış. Arkadaşlar diyor ki (doğru anladıysam) üniversite o adama yatırım yapmış dolayısıyla ona kadro açabilmeli,ben de diyorum ki o adam en başından o alanda öğretim görevlisi vs olarak çalışamamakıydı.kimya eğitimcisi in okul öncesinde işi ne? Ne yatırımından bahsediyoruz burada ?
0
Fusha
(01.06.17)
Fakat şahıs zihin engelliler eğitimi (az önce okul öncesi yazmışım) alanında Dr yaparken öğretim görevlisi olarak çalışıyorduysa sonra da Dr bittiyse ona özel kadro açmanın mantığını anlarım (daha doğrusu kadro açmaya gerek kalmamalı bu durumda, zaten adam o okulda çalışıyor, Dr bitti diye neden kadro vs işleriyle uğraşılsın ki?)
0
Fusha
(01.06.17)
Yök normalde bu işe karışmaz zaten. Oğretim uyleri için genel kriterler vardır dil puanı vs gibi. Onun dışında her universite atama kriterini kendi belirler. Yard. Doç için ilana çıkıldıysa %75 zaten kendi araştırma gorevlisi ya da oğretim gorevlisi doktorasını bitirmiştir. Hele doçent ve prof ilanları %95 kendi personelidir. Bunlar da bana tuhaf gelmiyor açıkçası çunku daha seni ilk işe aldığı anda zaten yazılı bir kural olmasa da sen de bunun boyle olacağını biliyorsun. Hatta olmadığı zaman vay benim kadromu nasıl vermezsiniz diye cıngar çıkar.

Sıfırdan yani dışardan adam almak için ilana çıkılan çok azdır. O zaman da ne kadar genel geçer bir ilana çıksan da ya da genel kriterler belirlesen de sen gene kılıfına uydurur istediğin adamı alırsın. Ya çeviriyi spesifik bir konudan verirsin, diğeeleri apışıp kalır. Ya da dosyadan elersin. Kimse de diyemezki vay benim yayınım daha iyiydi. Gene aynı hesap.

Sen diyorsanki en başından bu adam alınmamlıydı ben de derim ki nerem doğru ki?

Diğer taraftan çok da abuk bir ilan gelmiyor bana. Yani hakkaten zihinsel engellilerin kimya/fen eğitiminde ozel ihtiyaçları olabilir.
0
halanne
(01.06.17)
(21)

Hanımlar günlük ped kullanıyor musunuz?

i m cool with that
Son zamanlarda günlük pedlerin epey zararlı olduğuna dair yazılar görüyorum. Hatta bugün bir forumu okurken birisi günlük pedlerin çene bölgesinde sivilce yaptığını, kullanmayı bırakınca sivilcelerin geçtiğini bile yazmış. Siz ne düşünüyorsunuz günlük pedler konusunda? Kullanıyor musunuz? Herhangi b
Son zamanlarda günlük pedlerin epey zararlı olduğuna dair yazılar görüyorum. Hatta bugün bir forumu okurken birisi günlük pedlerin çene bölgesinde sivilce yaptığını, kullanmayı bırakınca sivilcelerin geçtiğini bile yazmış. Siz ne düşünüyorsunuz günlük pedler konusunda? Kullanıyor musunuz? Herhangi bir zararını gördünüz mü şu ana kadar?
0
i m cool with that
(01.06.17)
Kullanmiyorum. Her gun camasir degistirmeyi ve yuzde yuz pamuklu camasir kullanmayi herkese tavsiye ederim.
0
nax
(01.06.17)
nax +1
0
fasulyek
(01.06.17)
Regle yakin zamanlarda ve sonlarında kullaniyorum. Onun disinda kullanmiyorum.
0
rayde
(01.06.17)
bazen kullanıyorum, ama düzenli değil.
0
blatta hiberna
(01.06.17)
herhangi bir zararını görmedim. kullanıyorum devam da edeceğim muhtemelen
0
cabiday
(01.06.17)
eskiden kullanıyordum bıraktım bence de zararlı. sonuçta kimyasal var içinde. dönem dönem kaşıntıda yapıyor markadan bağımsız. çevreyide kirletiyor.

günlük ped versiyonundan şundan sipariş verdim www.instagram.com dikiliyor bekliyorum bakalım. temizliği konusunda zaten iç çamaşırlarımı tek başına atıyordum makinaya o açıdan sıkıntı yaşayacağımı sanmıyorum. tek merak ettiğim iç çamaşırı üzerinde rahatsız eder mi onu da kullanınca görücem artık.

edit: iç çamaşırını günde iki kez değiştiriyordum zaten ben. şu an hamileyim mesela akıntıda artış oluyor daha fazla değiştirdiğimde oluyor.
0
yue
(01.06.17)
nax +1

hem zararlı olduğunu okudum hem de hiç rahat değil. yanımda iç çamaşırı taşımayı tercih ediyorum.
0
elorelia
(01.06.17)
Ben de hiç kullanmıyorum. Onun yerine nax gibi günlük iç çamaşırı değiştiriyorum ve pamuklu olmasına özen gösteriyorum. Regl zamanında bile rahatsız oluyorum zaten pedden.

Bir de zamanında jinekologum kullanmamam konusunda kesin dille uyarmıştı.
0
fraise
(01.06.17)
sürekli olarak kullanıyorum. dışarı çıkarken giydiğim iç çamaşırını eve gelince değiştiriyorum, yani günde iki kere ped ve çamaşır değiştiriyorum. zaman zaman kaşıntı yapıyor ve çevreyi kirletiyor +1 alternatif bulamadım +1

bir dönem okb geçirdim. vücut salgılarıyla aramdaki sorunu halen tam olarak çözemedim, bu nedenle devam malesef.
0
manuel mandalina
(01.06.17)
Ben sabah akşam günde 2 kez çamaşır değiştiriyorum zaten. Günlük pedin çamaşır değiştirmekle ilgisi yok ki.

Bazı günler akıntı yoğun oluyor (yumurtlama dönemi akıntısı). O günlerde gün içinde ıslak çamaşırla gezecek halim yok, 10dkda bir çamaşır değiştirecek halim de yok. Mecburen günlük ped kullanıyorum. Saat başı değiştiriyorum. Ayda 2-3 güne tekabül ediyor kullandığım dönem.
0
peggy
(01.06.17)
Günlük pedler reglin son günlerinde minik akıntılar için değil mi yahu? Her gün duş alıp iç çamaşırı değiştirdiğim için normal zamanlarda tabii ki kullanmıyorum. Ki bunu yapmayıp, günlük ped takanlar için bence de zararlıdır. Sonuçta o bölgeyi temiz tutmadığınızda poponuzda bile sivilce çıkar.
0
ruhen hastayim ben
(01.06.17)
nemli kaldığı için kullanılmaması gerekiyor, rahatsız edici de zaten. kullanmasan daha iyi her bakımdan.
0
fragile lady
(01.06.17)
nax+1, çok rahatsız edici.
0
cikis yolu
(01.06.17)
Hayır kullanmıyorum, sık camasır değiştiririm.
0
maria puder
(01.06.17)
Her gün çamaşır değiştirmekle ne alakası var +1

Kullanıyorum tabii ki. Sık sık da değiştiyorum. Nemlendikçe. Akıntı yoğun olabiliyor. Bu sivilce mivilce bana şehir efsanesi gibi geldi. Normal ped zararlı değil de günlük ped mi zararlı?

Parfümsüz kullanıyorum bu arada.
0
mutlusismankedi2015
(01.06.17)
İc camasirini gunluk degistirmeyen insan yoktur heralde. Gunluk ped kullaniyorum ama sadece disari ciktigimda. Evdeysem kullanmiyorum. Simdiye kadar hic bir zararini gormedim. Sivilce sadece regl yaklastiginda hormonlarin degisiminden dolayi genelde alin bolgesinde 1-2 tane cikip en gec 1 hafta icinde kayboluyor. O da her zaman olmuyor.
0
nesenbilneben
(01.06.17)
Hava almadigi icin akintinin artmasina sebep oluyor bende, bu nedenle kullanmiyorum. Disardayken bazen pecete koyuyorum. Zarari var midir bilmiyorum ama gunluk ped gibi olumsuz bir sey yasamadim.
0
rusyalı kozmonot
(01.06.17)
Birkaç saate fantezili sevişmeyeceksem, pamuklu iç çamaşırı giyip pamuklu günlük ped kullanıyorum. Pamuklu olmayanlar çok zararlı gerçekten, florayı bozuyor ama pamuklu olanlar gün içinde ferah ve temiz tutuyor değiltirdikçe. Her gün değiştirmekle alakası yok, gün içinde duş almış gibi ferah hissettiriyor. Her gün kullanmıyorum ama çoğunlukla kullanıyorum.
0
aychovsky
(01.06.17)
Reyde +1
0
kullanıcı adını aktif edemeyen insan
(01.06.17)
çene bölgesi neresi oluyor?
0
pgup
(01.06.17)
@pgup çene bölgesi neresi mi oluyor? Çene bölgesi çene bölgesi oluyor. Hani şu yüzümüzde bulunan.
0
🌸i m cool with that
(01.06.17)
(24)

Kedimi Kayınbirader Öldürmüş...

occupy gezi
Arkadaşlar kedim 24 Mayıs günü henüz 3 yaşında iken gözlerini yumdu...Ev apartmanda giriş kat ve pencereden rahatlıkla çıkabilir ama pek çıkmazdı...Bir gün eşim Eve geldiğinde kedimiz evde yokmuş, Bende ŞehirDışında idim...Sabah işe giderken apartmananın köşesinde ölü bulmuş...Bana söylediği , diğer
Arkadaşlar kedim 24 Mayıs günü henüz 3 yaşında iken gözlerini yumdu...

Ev apartmanda giriş kat ve pencereden rahatlıkla çıkabilir ama pek çıkmazdı...

Bir gün eşim Eve geldiğinde kedimiz evde yokmuş, Bende ŞehirDışında idim...

Sabah işe giderken apartmananın köşesinde ölü bulmuş...

Bana söylediği , diğer kediler öldürmüş olabilir veya köpekler öldürmüş olabilir, ben inanmadım...

Hergün sormaya başladım ve Kayınbiraderin sinirlenip kediyi pencereden attığını düşündüğünü söyledi...

Görmemiş ama eşim işten eve gelemden önce kayınbiraderi gelmiş ve onu bekleyecekmiş... Bizim kedi yabancıya pek iyi davranan bir kedi değil...

Şimdi şok'lar içerindeyim... Çok seviyordum ve çok üzüldüm...

Aklıma geldikçe şok geçiriyorum... Öneri verirmisiniz...
0
occupy gezi
(01.06.17)
İnadına sokaktan iki kedi daha al ve o kayınbiraderini de eve sokma. Bir daha da yüzüne bakma. Eğer bu olmuşsa. Eğer olmamışsa bilemem. İtiraf ettiremezsen bişey yapamazsın, belgelenmez de, apartmanda hakiki bir kamera yoksa yani. Eğer itiraf ettirirsen yapacağın şey bu. Eşinin ona olan davranışlarına dikkat et bakalım.
0
yaren
(01.06.17)
Çok üzüldüm. Endişen doğrulanırsa kayınbiraderin bir o***pu çocuğudur. Eşini de yokla, eğer onu, yani kardeşini zerre kadar savunuyorsa ondan da boşan. Vakit kaybetmeden de bir kedi sahiplen.
0
lazarus
(01.06.17)
Eşim savunmuyor... O NUN yüzünden öldüğüne eminim dedi...

%100 mü dedim... Evet dedi...
0
🌸occupy gezi
(01.06.17)
Daha detaylı anlatamıyorum...Sinirlerim elvermiyor. Şu an onun yaptığından eminim... Zaten kedi öyle 2 metreden atlayıp köşede ölecek bir kedi değil. O yüzden hergün sordum çünkü benimde şüphem vardı...
0
🌸occupy gezi
(01.06.17)
O zaman sayın arkadaşım, o cani o***pu çocuğunu evinize sokmayın, onun bulunduğu hiçbir ortamda -aile meclisi, bayram seyran vs dâhil- siz asla bulunmayın ta ki tövbe edip insan olduğunu kanıtlayıncaya kadar. Ciddi yaptırımlar uygulayın. Eşiniz de sizinle birlikte hareket etmeli. Asla gevşeklik, yumuşaklık göstermemeli. Ayrıca bu o***pu çocuğuyla münasebeti, samimiyeti olan hısım akraba kim varsa silin gitsin. Ha öncesinde yaptığı haltı yayın çevrenizle paylaşın ki öğrensinler, bilsinler. Masum, günahsız bir hayvanı katleden insana neler yapmaz.

Acını hafifletir mi bilmiyorum ama vakit kaybetmeden sokaktan yine sahiplen bir kedi derim.
0
lazarus
(01.06.17)
Hastaneye kapatın cani piçi
0
wild honey suckle
(01.06.17)
giriş kattan pencereden atmayla kedi ölmez hocam, darp edilerek öldürülmüş olabilir. Çok acı, çok üzüldüm. Herifi karşınıza alın ve yüzleşin, video falan olmadığı için belki yüzde yüz diye bişey olmayacaktır ama onun ölüme sebep olduguna kanaat getirirseniz gerekeni yapacak kadar cesur olun. Kayınbirader akraba falan da olsa böyle bir herifin sizin hayatınızda yeri olamaz, yaşantınıza zarar verir ve bir fırsat bulursa zavallı kediye yaptığı gibi her türlü kötülüğü yapması beklenir böyle adamların.
0
ingazhi
(01.06.17)
Döv ve eve sokma.
0
arnold schwarzeneger
(01.06.17)
kayınbiraderde evin anahtarı mı varmış? bu tür bir şeyi yapabilecek kafada birisi mi? yüzde yüz emin olmadan suçlamayın bence. eş de tutarsız hikayeler anlattıktan sonra en sonuncudan yüzde yüz emin olduğunu söylüyor, ben eşten de kıllandım açıkçası.

kayınbiraderle yüzleşin.
0
zgrydn
(01.06.17)
Başıma böyle bir iş gelse o kişi bir daha benim evime adımını atamazdı. Arar, ağzıma geleni sayar söyler ve evime gelmeye çalışırsa kendinden şikayetçi olacağımı söylerdim. Eşime de rest çekerdim, kolay mı öyle benim evimdeki canlıya zarar verip benim evime adım atablecek... İt herif.
0
chihirovekohaku
(01.06.17)
Hem şimdi bunu yapabilen insanın yarın çocuğunuza zarar vermeyeceği ne malum?
0
chihirovekohaku
(01.06.17)
Eminseniz onun öldürdüğünden evine sokma hayatından çıkar gibi naif yöntemler yerine kolunu bacağını kırın hak ettiği muameleyi gösterin. Bi kedinin canı da bunu hak ediyor bence "Hıyıtındın çıkır ını tıtlım" tipi tepkiler çok yeterli değil.
0
angelus
(01.06.17)
savcılığa şikayet edin. kanun önünde o kedi sizin malınız ve malınıza zarar vermiş. tabi ki yerine geçmez ama uğraşsın dursun. ondan sonra da eve falan sokmayın dedikleri gibi.
0
argent dawn
(01.06.17)
bir insanın varabileceği en adi alçaklık seviyesi bu işte. kendinden güçsüzü gördü mü onun üzerinde gücünü göstererek kendini tatmin ediyor. bir canlıyı, sebebi ne olursa olsun camdan dışarı atmak? aklım almıyor.

defolsun gitsin, ben olsam daha da tek kelime etmezdim. yapılacak bir şey malesef ki yok. çünkü bir adamda gözünü kırpmadan bir cana zarar verebilecek derecede vicdan yoksa, o kadar ruh hastasıysa, yaptıklarınız, söyledikleriniz ona vız gelir. şu an dövseniz, bağırsanız, ağlasanız da inanın hiç umurunda olmayacak adi herifin. içten içe gülecek belki. ancak allahından bulsun diyebiliyorum.

size sabırlar diliyorum. bence de yeni bir kedi alın. bunu sakın kendi kedinize ihanet gibi düşünmeyin. dün akşam bir arkadaşımla otururken bu konu açıldı. çok sevdiği kedisi vefat ettikten hemen sonra 2 tane kardeş yavru kedi sahiplenmişti kendisi ve onların bakımıydı, büyümesiydi, oynamasıydı derken dediğine göre gerçekten de çok hafifletmiş acısını.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(01.06.17)
Arnold ve angelus +1
yani önce ağzını burnunu kırın, sonra görüşmezsiniz.

eğer kedinin size ait olduğunu kanıtlayabilecekseniz, savcılığa şikayet edin.
mala zarar vermekten en kötü ihtimalle para cezası alır.

sonra da hem ona, hem de ailesine karşı rest çekin.
konudan herkesi haberdar edin yani.

eşiniz de bunlara, "yani, tamam yaptığı yanlış tabii ama..." tarzı tepki verirse, boşayın.

tabii ki bir de kedi evlat edinin.
0
blatta hiberna
(01.06.17)
Evet Anahtarı vermiş eşim, Çocuk daha 23 Yaşında... Kız arkadaşıyla geleceğim diye istemiş anahtarı... Ergen biraz...
0
🌸occupy gezi
(01.06.17)
dovun diyen insanlarin ve bunlarin @blatta ve @krem peynir olmasina inanamiyorum!

dovmeyin tabii ki. siz ne yaparsaniz yapin bu insan esinizin kardesi, esinizin de bir sucu yok. yani isin yasal ve diger tum acilarini bir kenara birakiyorum, esinizi deli gibi uzup, ailenizi darmadagin etmek istiyorsaniz bilemiyorum.

'daha 23 yasinda' ne yahu, koca okuz gibi herif. insan olamamis. ben olsam evime almam (ben varken de yokken de), yuzune bakmam, hicbir sekilde de konusmam. bu konuda da esime net sekilde rest cekerim. kendisinin konusup konusmamasina bir sey diyemezsiniz, o da cok uzulmustur kardesinin psikolojik sorunlari olan bir canavar olmasina eminim. bir de savciliga gidebilirsiniz tabii ki. ayrica cocugum olsa, asla gorusturmem ve bu herifle yalniz birakmam. ha bir de evinizin anahtari sadece sizde ve esinizde olsun, esinizin ailesinde kesinlikle olmasin, gerekirse kilidi degistirin.
0
kassiopeia
(01.06.17)
kassiopeia +1

"dövün, eşinizden de ayrılın" diyenleri allaha havale ediyorum. bir de "kalıcı iz bırakmayın usturuplu dövün" falan denilmiş. kurtlar vadisine döndük. dövmenin kime ne yararı olacak? ne kediyi geri getirir, ne kayınbiraderi akıllandırır, ne de üzüntüyü hafifletir. "kısasa kısas" mantığını savunuyorsanız oldu olacak çeksin tabancayı vursun kayınbiraderi madem, o kadar kolay mı o işler?
0
istanbul kanatlarimin altinda
(01.06.17)
evinize kesinlikle sokmayın. bunun aynısını akrabasının bebeğine yapan var. kadın çocupu pencereden atmış sonra ah vah bütün mevlütlere cenazeye falan katılmış. Ben böyle bir şey olsa direk dava açarım. Konuşmayı keserim. Bugün kediyi öldüren yarın insanı da öldürebilir (ki ikisinin canı da kıymetli)
23 yaş ergen bir yaş değil. 5 sene olmuş reşit olalalı, belki eve birlikte geldiği kız şahitlik falan yapar.
Unutmuşum söylemeyi başınız sağolsun gerçekten acınızı içimde hissettim, çok üzüldüm.
Evinizin anahtarı onda varsa kilidi değiştirin.
0
fasulyek
(01.06.17)
Abi ben de 24 yaşındayım ama boş zamanlarımda hobi olarak camdan kedi atmıyorum. Tam tersine baktığımız kedi ve köpeklerin başına bir şey gelmesin diye gece 3'te uyanıp onları kontrol etmiş biriyim. Bunu ergenliğe yormak çok sığ bir davranış. Bunun altında ruhsal bir problem aramalısınız. Dövmeyin ama psikiyatriye götürün hiç değilse. Arkadaşlar çocuğunuzu da atar demişler ama kötü haber şu: sizi bile atabilir o çocuk camdan aşağıya.
0
dissendium
(01.06.17)
kassiopeia + istanbul kanatlarının altında + dissendium 1

Gerçekten dövülmesinin tavsiye edilmesi fena. Onun yaptığı çok daha kötü bir şey olabilir ama sizin onu dövmeniz suç. Dövseniz kedi geri mi gelecek, yaptığından pişman mı olacak, kime ne faydası olacak.

Ayrıca, eşiniz bambaşka bir insan ve kardeşini savunmuyor, desteklemiyor. O da kimbilir ne kadar kötü hissediyordur. Bir de kardeşi adına suçlu hissediyordur. Onu daha da kötü hissettirmenin anlamı yok.

Ben olsam evime almam, konuşmam, çocuklar varsa onun yanına yanaştırmam ama eşim de ayrı bir kişi. Kardeşiyle görüşmemesini söyleyemem. O ne yaparsa yapar ama o kişiyi eve yanaştırmam. Ayrıca, profesyonel yardım almasını sağlarım. Ondan sonra düşünürüz.
0
aychovsky
(01.06.17)
krem peynir +1
0
blatta hiberna
(01.06.17)
Arkadaşlar kimseyi dövecek bir yapıya sahip bir insan değilim...

O insana Ben '' VURDUĞUM '' zaman benim acım hafiflemez ne yazıkki ama ben insanlığımdan bir şey eksiltmiş olurum '' düşüncesinde bir insanım...

Benim olduğum yere gelemez. Gelirse çok ağır konuşurum, yapabileceğim bu...

Bazen çok ağır sözlerim karşımdakinin kalbini kırarım ama bir insana vurmam...
0
🌸occupy gezi
(02.06.17)
onerim, bosuna konusup da sinirlerinizi daha fazla germeyin o kisiyle. empati dersi vermeye kalkarsaniz poposuyla gulecegine eminim. bence eve "nest cam" gibi bir kamera alin tum hareketleri kaydetsin.
0
bir varmis bir yokmus
(04.06.17)
(10)

parasal sebeplerden sevgiliden ayrılmak

o kadar da super olmayan kahraman
sevgilim atandığı için uzak mesafe ilişkisi yürütüyoruz. ben öğrenciyim o da çalışan. bu ay buluşacağız ama ben para çok da bulamıyorum. biletimi falan o aldı.oteli bari ben ödeyeyim diyorum da zaten evden aldığım para çok değil anca benim yemeğime ev masraflarıma gidiyor, sigara, alkol hiç lüksüm y
sevgilim atandığı için uzak mesafe ilişkisi yürütüyoruz. ben öğrenciyim o da çalışan. bu ay buluşacağız ama ben para çok da bulamıyorum. biletimi falan o aldı.oteli bari ben ödeyeyim diyorum da zaten evden aldığım para çok değil anca benim yemeğime ev masraflarıma gidiyor, sigara, alkol hiç lüksüm yok. daha önceki buluşmalarda da o çok katkıda bulundu. şimdi bu ay ödemeleri var, çok parası yok benim de ailesel sorunlarım oldu. bu ay aksi gibi bulamayacak gibiyim. "iptal edelim" dedim ama "kolaya kaçıyorsun" dedi, kızdı azarladı. haklı da aslında ama bu durum zoruma gidiyor, sığıntı gibi hissediyorum yanında, zaten son buluşmada basit bir olaydaki bir mimiğinden dolayı benim fakirliğimden rahatsız olduğunu anladım. neyse konuya gelelim bu durum bana çok koyuyor, onun kadın olması hele daha da ağır yapıyor, seviyorum ama ayrılmak istiyorum bu yüzden. ona da kendime de yazık etmeyeyim, zaten okuduğum bölümle ilgili de iş bulamam, bir vasfım da yok, hiçbir geleceğim yok. şimdilik idare etsem de bir yerde patlayacak. beni sevdiğini de söylüyor ama şimdi ayrılmam daha mı iyi olur? zaten bu maddi sıkıntılardan dolayı ona karşı tavrım da değişti, sevgilim gibi değil de otorite olarak görüyorum(hala aşığım bu arada)

siz ne dersiniz?

not:bu arada sorudan ziyade iç dökme gibi oldu ama
0
o kadar da super olmayan kahraman
(01.06.17)
yakında o senden ayrılır zaten
0
cekilmis gayfe
(01.06.17)
fakirlikten ziyade sanki sende bir ezilmişlik var gibi. sevgilisinin yanına gitmek isteyen her türlü gider. her türlü kendine kalacak yer bulur.

benimde hiçbir zaman çok param olmadı fakat hiçbir zaman da kendimi fakir görmedim. bir şeyi yapmak istiyorsam ki bu sevdiğim insan ile vakit geçirmek ise her türlü yaparım onu.

yol için otostop çekebilirsin. kalacak yer için couchsurfing gibi bilumum ortam var. para gerçekten çok şey fakat her şey değildir.

edit: para hakkında şöyle bir örnek verebilirim. cebimde 100 lira var iken istanbuldan erzurum'a gidip kayak yapıp üstüne cağ yiyip geri dönmüşlüğüm var.
0
belkider
(01.06.17)
ezilmişlikten ziyade kabullenilmişlik var. sorun şu ki ortak bir şehirde kalacağız. tek olsaydım sokakta bile sabahlarım ben. ona karşı hissettirmiyorum gelecekten umutlu, gururlu birisi gibi davranıyorum ama içten içe böyleyim.
0
🌸o kadar da super olmayan kahraman
(01.06.17)
Kadını üzen parasızlık değil çabasızlıktır. O çaba kadına verdiği değeri gösterir, kadına verdiği değer de erkeğin kendine verdiği değeri gösterir. Kadın erkeğin kıymetsizlik saplantısı olanından hiç hazzetmez, çünkü nu güçsüzlük getirir. Buna göre düşün, alabildiğine geniş ve şartlanmasız düşün. Çözümler sende. Sevgi kolay bulunan bişey değil, çabala.
0
yaren
(01.06.17)
Ek: iki taraf da çalıştığı halde, ben memurum ve İstanbul'a tayinim olmuyor diye, adam ben çalışmayacağım (?!??!!??) için ev araba alamayacağını düşünüp beni hayatından çıkardı. Bir başkası memuriyetimi basamak olarak kullanabilmek için benimle evlenmeye kalkıştı ama nasıl: beni bir başkasıyla formalite nikahı kıymaya teşvik etti. O sayede Ankara'ya tayin olacakmışım eş durumundan, sonra onu boşayacakmışım biz evlenecekmişiz... godoş. Üstelik 7 yıldır bitirmediği aöf'ni ben bitirttim, askere benim zorumla gitti ve çalışmayan, siyasi parti peşinde koşan, onların arada bir cebine koydukları 5-10 lirayla geçinen biriydi.

Bunlar erkek. Erkek böyle olmaz. Bana ne iltifatlar ne kocaman sözler ettiler ama asla uygulamasını göremedim. Çünkü onlar çabalamadılar. Çünkü kendilerini de kadınları da kıymetli bulmadılar.

Önce insan olduğunu sonra da erkek olduğunu hatırla ve çabala. Başka çıkışın yok. Kaçmak çok kolay. Evden çalış tez yaz yine para kazan. Bişey yap.
0
yaren
(01.06.17)
siz kompleksi biraz abartmışsınız. Onun kadın olması bir şeyi değiştirmez. Hayat müşterektir. Eve giren para zaten ikiye bölünür. Kimin ne kadar aldığının bir önemi olmaz ilerde. Tabi bu siz bu aşağılık kompleksini, ezikliği aşabilirseniz böyle olur.
Aşamazsanız ilişkiniz sizin yüzünüzden bitme noktasına gelecektir.

Yani bence siz ayrılın.
0
zimbirik
(01.06.17)
Ayrılmayın. İlki onun kararı bu, sizi seçtiyse buna rağmen seçmiştir ya da bununla birlikte seçmiştir.kimcisi onun suçu değil bu. Onun iyiliğini düşündüğünüz için ayrılarak onu çok üzeceksiniz. O kendisi içinneyin iyi olduğuba karar verebilir.

Zamanında işsiz bir kişi işe birlikteydim ve bnzer şeyleri yaşadık. yaren'in "Önemli olan çaba" sözüne katılıyorum. Hayat bu. Bir gün o da işsiz kalabilir. İşsizliği yıllarca da sürebilir. Aynı şekilde sizin işbirliğiniz de yıllarca sürebilir. Mesleğinizle ilgili bir iş bulamayanilirsiniz ama nir şekilde başka bir iş bulabilirsiniz. O zamana kadar dayanırsa ilişkiniz, çok güzel bir ilişkiniz olabilir. O zamana kadar dayanmazsa zaten olmayacakmış dersiniz. Ancak, atıyorum 5 yıl geçer de siz "Ne yapayım, bulamıyorum" der ve eve kapanırsanız, çabalamazsanız, o sorun olabilir.
0
aychovsky
(01.06.17)
o başka birine meyillenince biter. Ayrılsan da bir, ayrılmasan da
0
fallopian
(01.06.17)
Hatunu boş ver, senin kendin için silkelenmen lazım. Bu ezik psikolojisini at üstünden.
0
arnold schwarzeneger
(01.06.17)
yaren -1

Öğrenciliği unutmuş sanırım çabala diyen arkadaşlar. Hafta içi okul varken, hafta sonu sınavlarla, ödevlerle, dinlenmekle geçerken bir erkeğin çabalaması mümkün değil. Seviyorsan biraz daha idare et. Yoksa sen bilirsin. Kendini sığıntı gibi hissetmeye başladıysan o ilişkiden çok tat alamazsın zaten. Seviyorsan ayrılma. Bu sefer daha çok üzülürsün.
0
dissendium
(01.06.17)
(22)

ince bacaklar hayal mi

cilekli krep
şu duyuruyu sırf benim dana gibi bacaklarım vardı şimdi incecik diye bir cevap alayım da umudum artsın diye açıyorum. (ben mutlu olayım diye kolpadan yazmayın tabi:D) gün geçtikçe inceliyorum. belim 6 cm. kalçam 6 cm. inceldi. alt bacağım hiç incelmedi üst bacağım 1 cm kalınlaştı. bu nedir ama ya.
şu duyuruyu sırf benim dana gibi bacaklarım vardı şimdi incecik diye bir cevap alayım da umudum artsın diye açıyorum. (ben mutlu olayım diye kolpadan yazmayın tabi:D) gün geçtikçe inceliyorum. belim 6 cm. kalçam 6 cm. inceldi. alt bacağım hiç incelmedi üst bacağım 1 cm kalınlaştı. bu nedir ama ya.
0
cilekli krep
(31.05.17)
yahu kalın bacak(kaslıysa) sağlık göstergesidir. nedir bu milletin ince bacak sevdası?

spor yapıyorsan, bacaklarında da yağ varsa ve vücudun o yağları yakmaya karar verdiyse incelir. genetik olarak kaslı ve kalın bacakların varsa o kaslardan kurtulman lazım ki ya sağlıksız bir diyete gireceksin ya da ameliyat(oha) olacaksın.
0
alperz
(31.05.17)
genetik limitler de olmakla beraber bacak inceltmek uzun suren ve azim isteyen bir is.
ust bacak niye kalinlasti acaba kas mi oldu ki?
0
cedex
(31.05.17)
vücut tipiniz neyse, genelde zayıf da olsanız, şişman da olsanız aynı kalıyor.
ben kilo aldığımda da basenli olmuyorum, kilo verdiğimde de.
çünkü basenim yok.

yani aşırı bir durum olup tek bir yerden, tek bir şekilde zayıflamaz/kilo almazsanız, bacaklarınız yine bedeninizin geneline göre orantısal olarak kalın kalacaktır.
0
blatta hiberna
(31.05.17)
ya ne biliyim lömbür lömbür bacak hiç kaslanmış gibi bir havası yok. bu yaşıma kadar bu bacaklarla yaşamaya alışkındım aslında ama insanlar o kadar yadırgıyor ki psikolojim bozuldu. yok o bacağa şu giyilir mi bu giyilir mi... bıktım yemin ederim.
0
🌸cilekli krep
(31.05.17)
1 cmlik hesaplara düştüysen önce psikolog şart. bu kadar hassas olmayın,her şey bedeniniz değil.
0
prens zuko
(31.05.17)
kalın var kalın var şimdi. kaslı ve biçimli bacaklar gayet çekicidir. bkz : amanda cerny
0
black mamba
(31.05.17)
Hiçbir gerçek sporcu zayıf, ince bacaklı değildir. Kalınlaşmanızın sebebi kas yapmanız olabilir.
0
powerpufgirl
(31.05.17)
Pilates ile bacaklarını görece inceltip sıkılaştırabilirsin. (Genetik çerçevesinde)
0
ruhen hastayim ben
(31.05.17)
alt bacak zaten çok yağ tutan bir bölge değil. demek ki kemik kalın. görüyorum yani 50 60 kilo çeken iskelet gibi kız ayak bileğine bir bakıyorsun hayattan soğuyorsun yapacak bir şey yok yani.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(31.05.17)
bakın işte kalın bacak görünce hayattan soğuyanlar var. :'(
0
🌸cilekli krep
(31.05.17)
hocam burası bunu sormak için çok yanlış yer. Bura da çoğu insan cinsiyetçi ve kadınları kalıba sokmaya çalışıyor. Bileği kalın olunca ıyy falan diyor. incelme konusunda bir halt bilmiyorlar. Kadın fizyolojisine hiç mi hiç hakim değiller.

Çoğu kişinin söyleyeceği şey spor salonunda antrönörünün söylediği şey olacak. Ama Spor salonundaki antrönörlerde kadın bacağını inceltebilecek bilgi birikiminde deneyiminde insanlar değil.

Genetik yatkınlığı olan bir kadının bacağını inceltmek deveyi hendekten atlatmaktan daha zor. Şimdi gelip öyle değil diye bik bik ötecekler.

Kalın bacaklıyım diyosun kaslıyla sorun yok diyo. Bunu yalnızca bir erkek böyle anlayabilir anlıyo musun.

Ben acaba bacaklarımın incelme ihtimali var mı diye düşünüp kilo veren insanların öncesi sonrası fotoğraflarına bakıyorum. Çok az değişiklik oluyor.

Bulursan yöntemi bende aynı dertten müzdaribim bu başlığı takip edeceğim.
0
zimbirik
(31.05.17)
Normal kalınlaşması kas yapmışsındır bi caps varsa değerlendirelim:d
0
England
(31.05.17)
Hayatından yağı çıkarırsan belki mümkün. Ben erkeğim ama bacaklarım babamın bacaklarından daha kalın. Bunun için hiçbir şey yapmadım. Kendiliğinden öyle. Sporla incelmek bu tip durumlar için gerçekçi değil. Ben de sporcuyum ama ne zaman iyi antrenman yapsam bacaklarım daha da kalınlaşmaya başlıyor. Bu durumda en iyisi bacaklarını belli bir şekle sokmaya çalışmak. O zaman daha düzgün görünür. Bir de ben zayıf bacaklı kadın pek sevmem. Sütun gibi bacakları olan kadınlar daha güçlü duruyorlar.

Edit: Hayatından karbonhidratı çıkarman mümkün değil. Etrafındaki yüzlerce yiyecekte karbonhidrat var. Onu çıkaramazsın ama azaltabilirsin.
0
dissendium
(31.05.17)
İnternette "leg slimming" videolarındaki hareketleri deniyor musun? Youtube'da bu konu üzerine bayağı video var. Uzun süre sebatla yapınca sonuç veriyor gerçekten. Bir de spordan ziyade bol bol açık havada hafif tempolu yürüyüş de işe yarıyor.
0
i m cool with that
(31.05.17)
kadınlar için daha zor ama hayatından yağı değil karbonhidratı çıkarıp, güzelce de bi spor yaparsan inceltebilirsin.
0
jangbogo
(31.05.17)
Genetiğe çok bağlı bir şey. Ama kadınlarda bildiğim kadarıyla basenler en son giden yer, yani tüm vücuttan yağ atılır, en son oradan atılır.

O yüzden baya emek isteyen bir şey.
0
noluyo yaa
(31.05.17)
Genetik olarak kalın bacaklıyım. Altımla üstüm arasında beden farkı var. Bacaklar inceliyor ama en son ve en ağır onlar inceliyor. Ben de hiç incelmez sanıyordum, incelmişti. Tabii o arada üst biraz daha inceliyor. Vücuda göre hafif kalın kalıyor ama normale yaklaşaniliyor.
0
aychovsky
(31.05.17)
Bacakların en son incelecek. Genetiğin öyle yapacak bir şey yok.
0
arnold schwarzeneger
(01.06.17)
Hayal değil. Pes etme, devam et. Zaten herkes söylemiş, genetikle alakası var bu durumun
0
MaNOfTheYear
(01.06.17)
benim de bir arkadasim bacaklarinin kalin olmasindan sikayet eder surekli. dusunuyorum, evet ince degil ama oyle kendi abarttigi kadar da degil. normalde belki dikkat cekmeyecek bir seyi bacaklarim kalin diye diye kafamiza kazidi. beli inceciktir mesela. ama o bacaklara takik. size tavsiyem bakis acinizi degistirin. kendinizde begendiginiz bir kisim varsa ona konsantre olun. spora da aynen devam. sporu bacaklar icin yapmayin. kalinsa kalin. seni seven boyle sevsin :) ama once sen sev kendini.
0
jimicik
(01.06.17)
ıyy ince bacak güzel değil ki. çocuk gibi ne o öyle
0
dafuq
(01.06.17)
benim de bacaklarım üst bedenime göre kalın, sevgilim her seferinde "yol mu yaptın" diye dalga geçer kızdığımı bildiği için. :D

onun dışında bence çok özel bir beslenme ve disiplinle belli bir sıkılığa getirmen mümkün. ama atıyorum kemiklerin kalınsa asla istediğin gibi olmaz. o yüzden bu kadar takıntı haline getirmeyi bırak önce.

ben 50 kiloyken bile bacaklarım normalden kalındı. şimdi 55 kiloyum, aynı :D
o yüzden artık ona göre giyinip takmıyorum.
0
piremses
(01.06.17)
(3)

Önemli bir görüşme öncesi sakinleştirecek birşey

kumulatifvergimatrahi
Görüşmem cuma günü,işle alakalı, maalesef yapım gereği bu tarz durumlarda çok heyecanlanıyorum ve konuşacağım şeyler karışabiliyor. Medikal veya içecek vb ne önerirsiniz ?
Görüşmem cuma günü,işle alakalı, maalesef yapım gereği bu tarz durumlarda çok heyecanlanıyorum ve konuşacağım şeyler karışabiliyor.

Medikal veya içecek vb ne önerirsiniz ?
0
kumulatifvergimatrahi
(31.05.17)
Bir shot güzel votka. Beluga, ruski falan...
0
alperz
(31.05.17)
@alperz işle alakalı demiştim.
0
🌸kumulatifvergimatrahi
(31.05.17)
Dideral'in az dozunu bu tür durumlar için öneriyorlar. Ekşi Sözlük'te de bu tarz şeyler yazıyordu, bir bakın isterseniz. Yine de, aonuçta ilaç ve ben de medikal tavsiye verebilecek yetkinlikte değilim.
0
aychovsky
(31.05.17)
(8)

Yüksek katta oturanlar

devilred
Buna benzer bir şeyi daha önce de sordum mu hatırlamıyorum, sorduysam affola. Yüksek katta oturan insanlar olarak korkmuyor musunuz yüksek katta oturmaktan? Kaçıncı katta oturuyorsunuz peki ya? Kendimi teskin etmeye çalışıyorum alışmak adına ama yok, olmuyor bir türlü. O içsel huzuru yakalayamıyorum
Buna benzer bir şeyi daha önce de sordum mu hatırlamıyorum, sorduysam affola.

Yüksek katta oturan insanlar olarak korkmuyor musunuz yüksek katta oturmaktan? Kaçıncı katta oturuyorsunuz peki ya? Kendimi teskin etmeye çalışıyorum alışmak adına ama yok, olmuyor bir türlü. O içsel huzuru yakalayamıyorum korkudan. Korkum da yersiz, deprem bölgesinde değilim. Alışır mıyım zamanla yüksekliğe?

Dipnot: Kendimi bildim bile yükseklik korkum var, atalarım ne kadar düştülerse artık ağaçtan.
0
devilred
(31.05.17)
Ben İstanbul'da yaşıyorum tam tersi, en alt katta oturmaktan korkuyorum. Deprem olsa tüm evler üzerimize yıkılırmış gibi saçma bir inancim var. Sırf bu yüzden ev tutarken mis gibi bahçeli evi tutmadım.
0
fraise
(31.05.17)
Benim ilk oturduğum apartman katı 7. kattaydı. (7 katlı ev) Hatta, Allah yerden 7 kat yüksekte denince 'Herhalde bu civarlarda bir yerdedir' diye düşünmüştüm çocuk aklımla. Abime sordum, o da trolledi 'Evet, buralarda. Doğru, 7. kat' diye. Ben de Allah ile aynı katta yaşamanın mutluluğunu yaşadım bir süre.

Bir alt katta çaprazda en yakın arkadaşlarımdan Vildan ve ters tarafta Bahar vardı. Onlarla bütün gün balkondan mandal atıp tutmaca oynardık ve bir şeylere denk getirip nişan alacağız diye bol bol sarkardık. Annelerimiz de haliyle her saniyede başımızda olamazlardı. Yasaklasalar da biz kaçardık balkona zaten. Sonradan işi büyütüp sulu balon, top falan atmaya başladık zaten. Baktılar, biz malız ve günün birinde düşeceğiz, balkon demirlerini iki kat yükseltip göğüs seviyemize çıkarttılar. O günleri şimdi hatırlayınca başım dönüyor o yükseklikten. Çocuk aklımızla korkmamışız.

Bir de İzmir'de büyüdüm. İzmir'de 1-2 senede bir 5-6 civarı depremler olur. O yüzden, bol bol deprem hissettim ama 'Yıkılsa en üstte nasılsa biz varız' diye rahattım. 'Bizim üstümüze sadece çatı düşecek, asıl Vildan'ın, Bahar'ın üstüne biz düşeceğiz' diye düşünüyordum.

Bir 6 sene de 8. katta oturdum. Açıkçası, balkonu çok sevdiğim için yazı balkonda geçiriyordum zaten. Balkondan eğilip aşağıya bakmak gerçekten korkutuyor ama o manzarayı izleyince de keyif alıyordum doğrusu. Eğilip bakmadığın sürece alışabilirsin gibi geliyor. Bakacağın yer güzelse de için açılır baktıkça.
0
aychovsky
(31.05.17)
bende durum tam tersi. yüksek bir binanın alt katlarında oturmaktan çok korkuyorum. bütün bina üstüme yıkılacak gibi hissediyorum, gözüme uyku girmiyor. bu yüzden bir daire kiralayacağım zaman hep en üst katı tercih ediyorum.
0
i m cool with that
(31.05.17)
Gece gece mübarek Kaddafi'yi hatırlattın. Sanırım onda hem yükseklik korkusu hem de klostrofobi vardı ve her gittiği ülkede sahra çadırı kurdudur orada yatardı.

Neyse silinmesin diye cevap yazayım, benim hafif bir yükseklik korkum var,terasta falan tam dibe kadar gitmeyi sevmem. Ama hep +4 katlarda oturdum. Aklıma bile gelmedi.
0
doxanikee
(31.05.17)
99 depremini avcılarda yaşadım, etrafımızdaki evlerin yerle bir olduğunu hatırlıyorum. Yine de bi dönem 25. Katta şu an 10. Katta kalabildim/kalabiliyorum.

Deprem öncesi yapılmış, ya da rastgele müteahhitler tarafından yapılmış az katlı evlerdense son deprem yönetmeliğine uygun (2012 sonrası) ve büyük inşaat firmalarınca inşa edilmiş yüksek katlı evleri daha güvenli buluyorum.
0
bir nick var benden iceri
(31.05.17)
@maleficent

Okuyunca bile nefesim kesildi :/ Ben beşinci kata dayanamıyorum, 39 nedir yahu :O
0
🌸devilred
(31.05.17)
yükseklikten sayılıyormu bilmiyorum ama 11. katta oturuyorum, arkadan bakınca 13.kat oluyor ve benim de inanılmaz yükseklik korkum var. Bu yükseklik korkusu mesleğime de ters ama yükseklik korkusunu atamadım, hatta mesela bende ki tam yükseklik korkusu mu onu da bilmiyorum. şöyle oluyor, yukarıdan aşağı bakarken atlayasım geliyor, elim ayağım boşalıyor gibi hissediyorum. mesela elimde hiçbirşey tutamıyorum yukarıdayken, cep telefonunu filan cebime koyuyorum, sanki tutamaycakmışım gibi hissediyorum. sizin de korkunuz böyle birşey mi bilmiyorum.

onun dışında imkanım olsa(yani param) çok daha yüksekte ev almayı isteyebilirim, seviyorum esasında camdan izlemeyi, fi dizisinde can manayın ilk evini çok beğenmiştim mesela, yine o kadar da olmasa bu faziletin kızlarında ki o 2. çocuğun evi de güzel. bizim burada yeni yeni kule ev yapıları geldi ama tadı kaçık bir şekilde pahalı, yani maaşla çalışacak olsam ömrüm boyunca alamam. normalde alacağımı sanmıyorum gerçi de, otururum yani daha yüksekte.
0
mete kudur
(31.05.17)
Ben aksine ne kadar yüksekteysem o kadar huzurlu hissediyorum. Önceden 1. Kattaydık her yer yüksek katlı binaydı ve gökyüzünü göremiyorum deliriyordum. Şimdi 6. Kattayım 60. Kat olsa da olurdu.
0
jazzabel
(31.05.17)
(38)

evlenmek istemeyen kadın var mı aramızda?

galandar kostumu
30 yasındayım ve evlilik fikri inanılmaz urkutucu gorunuyor gozume. ote yandan gelecekten de korkuyorum, 50 yasında pişman olur muyum diyorum sanki yasayacagım garanti gibi. yalnızlık cok goz korkutuyor ama insanlarla da yapamıyorum. benim gibi hisseden kadın var mı aramızda? varsa yasınızla yazabil
30 yasındayım ve evlilik fikri inanılmaz urkutucu gorunuyor gozume. ote yandan gelecekten de korkuyorum, 50 yasında pişman olur muyum diyorum sanki yasayacagım garanti gibi. yalnızlık cok goz korkutuyor ama insanlarla da yapamıyorum.

benim gibi hisseden kadın var mı aramızda? varsa yasınızla yazabilir misiniz?
yok 5 sene önce dusunuyordum simdi pismanım diyen ya da farklı gorusler varsa da basım ustune.
0
galandar kostumu
(31.05.17)
bence evlencek birini bul pişman olmazsın

not : erkeğim
0
empty bottle
(31.05.17)
23 yaşındayım, 5 yıllık bi ilişkim var, sürekli evlenelim artık daha ne kadar böyle sürecek siye baskı görüyorum, ama evlenmeye hiç niyetim yok. Evlilik gerçekten çok korkutuyor beni. 5 yıl önce de böyleydi, 5 yıl sonra da böyle olacağını öngörebiliyorum.
Daha sonrası için bir fikrim yok, benim kafamda hep 30umdan sonra evlenirim gibi bir plan olduğu için 30a kadar korkup kaçacağımı düşünüyorum.
0
bir nick var benden iceri
(31.05.17)
İnsanlar sorun değil bence ama sen yaşının geçtiğini düşündüğün için evlilikten korkuyorsun gibi geldi bana. Evlen mutlaka ileride zor olur.
0
powerpufgirl
(31.05.17)
İsteyip istemediğimi bilmiyorum ama düşencesi bile titremeye yol açıyor bende. Lafın gelişi söylemiyorum bunu, gerçekten fiziksel tepki veriyor vücudum.

Geçen gün anneme de dedim, hiçbir zaman o evlilik tanımı içerisinde konumlandırmadım kendimi, konumlandırmadım. Neden bilmiyorum ama olmadı işte, içimden gelmedi hiç. Büyük sorumluluk, daha kendi hayatım içinde tam olmamışım ben, tam olmadan olmaz ki bu işler diyorum sanırım kendi kendime. Yalnız kalmak da istemiyorum ileride, birtakım çelişkilerdeyim.

31 yaşın son demlerindeyim, bitse de gitsek hatta, hiç sevemedim kendisini.
0
devilred
(31.05.17)
ben. her geçen gün evlilik fikrinden daha da soğuyorum.
0
i m cool with that
(31.05.17)
29-30 yaşındayken ben de delicesine ürküyordum. Hatta bol bol 'Niye sevdiğim kişiden evlenerek nefret etme riskini göze alayım ki' diyordum. Meğer sorun o zaman birlikte olduğum kişideymiş. Yeni yeni fikre ısınıyorum. Şu anda da çocuk fikri delicesine 'Hayatta olmaz, imkansız, istemem' görünüyor. Ona da zamanı gelince bakacağım. Ailemde 40-45 yaşları arası doğumlar bol, o yüzden çok da düşünmüyorum.

Bir arkadaşımla konuştum az önce. O da 36 yaşında. 'Benim hayalim hep evlenmemekti. Şimdi evlenmek istediğimi fark ettim' dedi. Yeni bir sevgili sahibi, göreceğiz.

Bir kuzenim var, 48 yaşında evlenmedi. O bile, 'Bilmem, zamanı gelince bakarız' diyor.

Eski patronum, 60 yaşında. O da 3 ay sonra evleniyor.

Dördümüzün de kız kurusu olmak dışında ortak noktası şu, pişman değiliz. Kendim hakkında polemik yapmayayım, taraflı olur; bu kuzen evlilik teklifi almamış ya da cinsel hayatı olmayan biri değil. Hazır hissetmemiş, istememiş ve yeni yeni hazır hissediyor. Açıkçası ben de tren kaçtığını düşünmüyorum çocuk düşünülmüyorsa. Yapabilinecek insan ne zaman denk gelirse. Bunun için zorlamaya, o an içinden gelmeyen bir şeyi yapmaya gerek yok. Zamanı geri çevirememek gerçekten bir dert, o konuda söyleyeceğim bir şey yok ama ilerisi için çok korkulacak bir şey olduğunu düşünmüyorum.
0
aychovsky
(31.05.17)
Bende bu durum tam tersi. Is guc sahibi de olduktan sonra evlenmek istiyor artik insan. Evlilik dusuncesini hicbir zaman aklindan gecirmemis bir insan olarak evlilik olabilir artik diyorum. Evlenilecek kadin atsin birileri ustume.

25 / erkek.
0
murakami
(31.05.17)
kendimi bildim bileli gözümü korkutan bir şeydi. boşanmış aile çocuğuyum onun da etkisi vardı. şu an 25 yaşındayım, son 1 senedir nedense çok sıcak bakıyorum evliliğe. özellikle çocuk olacaksa bu yaşlarda olsun ki, yaş ilerleyince kafam kaldırmaz gibi geliyor. neden sıcak bakmaya başladın dersen, sevgili gibi gez toz beraber yaşa. nereye kadar. asıl o sıkıcı geliyor bana artık.
0
rayde
(31.05.17)
@ayça, aslında evlilik bizim kulturumuzde cekilcek cile degil zaten de o cocuk olayı tum işi tereddute sokuyor zaten:/
0
🌸galandar kostumu
(31.05.17)
Evlilik kurumu keşke baştan hiç olmasaymış diyorum. Ama evlilik denen şeyin var oldugu mevcut durumda evlilik deyince korkup kaçanlardan da degilim. Tabi ilerisi icin. Su yaşımda evlenmek kötü olurdu. Sevdigim bir insanla makul bir zamanda evlenme fikrine gayet sıcak bakıyorum ama çocuk olayından emin degilim. Su an icin cocuga cok soguk bakiyorum. Ileride degisir muhtemelen.
0
aquarium
(31.05.17)
Ergenliğimden beri evliliğe bakış açım hiç değişmedi. Hep nefret ettim toplumdaki bu evlilik dayatmasından. Bir an bile "acaba olur mu" diye geçirmedim aklımdan, her zaman aşırı uzaktım evlilik fikrine. Yıllardır bu fikrim değişmediyse artık yeni insanlar tanıyıp yeni şeyler gördükten, sorunlu evliliklere şahit olduktan sonra fikrimin değişeceğini sanmıyorum hiç.

Ben varım yani sonuç olarak. 24 yaşındayım.
0
ms brownstone
(31.05.17)
31 k evlenmek istemiyorum. Ömür boyu gömlek ütüleyemem.
0
suicides underground
(31.05.17)
Ne gerek evlilige. Herkes yapiyor diye mi yani.

Suicides underground +1

Bir is arkadasim gecen baktim erkek arkadasinin gomlegini utuluyor. Sogudum cidden kizdan
0
Traveller
(31.05.17)
27 k
Evlilik son 1 seneye kadar hep manasız ve eziyet dolu görünmüştü bana. İçinde illa ki aldatma olacakmış gibi, neden bu ihaneti yaşayayım ve hayatımı çıkmaza sokup modumu düşüreyim ki? diyodum.
Ama şuan öyle bakmıyorum, güven problemini biraz daha aştım, yalnız yaşamaktan alabildiğine korkuyorum. Aile dostlar falan biyere kadar, insan kendini yalnız hissediyor. Aileyle yaşamak kalabalık geliyor, tek yaşamak da çok yalnız. En iyisi 2 kişi olmak, sevdiğinle uyumak, her şeyden senin haber vermene gerek olmadan haberdar olması, senin hikayeni yarı yarıya paylaşması ve bunun resmiyete bağlanmış olması.
"Tam ve sürekli bir hayat ortaklığı" kanun tanımını ilk okuduğumda kabus gibi hapis gibi boğucu bir çıkmaz demiştim. Ama şuan tam tersi, tek başına olmak arkadaşlarla aileyle avunmaya çalışmak karanlık bi çukur gibi geliyor.

Çocuk sahibi olma konusunu düşünmek bile istemiyorum. Bazen kabuslarımda hamile olduğumu karnımın kocaman olduğunu görüyorum.
0
megalomaniac
(31.05.17)
evliligi gomlek utulemeye indirgeyen, sevgilisinin gomlegini utuledi diye kizdan soguyan lumpenler kadar garip, sig bir topluluk gormedim sanirim. evlenmeyi istemeyenlere hicbir lafim yok da bu zihniyet muthis ya, ciddi ciddi yetiskin insanlarin boyle seyler yazabilmesi, bu konuda bu kadar dar goruslu olmasi urkutucu.
0
der meister
(31.05.17)
Tamamen tanıştığın insanla ilgili bence. Ben ütü yapmayı pek sevmiyorum diye gömlek giymem yaka takar üstüne kazak giyerim diyen sevgilim vardı mesela. Tamam belki ileride böyle olmaz ütülerim illa ama o da başka bir şey yapar bir şekilde beraber yürür. Evlenince de hayatında güzel ve kötü anlar olacak evlenmeyince de. O yüzden evliliği bir şeylerden vazgeçiş ya da kazanma olarak görmek biraz saçma geliyor bana. Bakarsın biri olur evlenirsin olmaz evlenmezsin. Her şey mümkün.
0
jazzabel
(31.05.17)
29,5! yaşımdayım ve seninle az çok aynı şeyleri düşünüyorum fakat şöyle de inandığım bir şey var; evlilik istenilmez istetilir diye. Yani muhtemelen o kafaya sokacak birisi çıkmadığı için karşımıza böyle düşünüyoruz.
0
scomalt
(31.05.17)
evlenmeyi bilmem de
cocuk dogurup sonradan pişman olan hiç görmedim.

evlilik konusunda muhtemelen pişman olursun.
çünkü burası türkiye.
erkek halimle beni bunaltıyor dost akraba.
0
supermatik
(31.05.17)
der meister +1

nutkum tutuldu.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(31.05.17)
Of cok guldum, hep utuden konusulmus. Utu muhim beyler. kimler kimler istedi de dedim utu yabmayi bilmiyorsan aufwiedersehen. Ben evlenmeyi cok seviyorum, herkese evlenme teklif ediyordum baska bir sosyal ortamda, cok komikti. Seye de heb gulmusumdur. Evlilik diyorsun, aklina dugun, akraba sorumluluklari bir seyler bi seyler geliyor. Olm bi gun beyaz bir elbise, bir takim giyeceksin, iki ayakta durup el cirpacaksin, biraz yorulacaksin, anneannen mutlu olacak! Olay bu yani. Yaşlılar mutlu olsun, ne olacak yani, sanki hergununu muthis anlamli seyler yaparak dolduruyorsun da bir geceye gelince ay dugunler cok sacma. Konudan dagildim, ne diyordum? Evliligin bu sevgili disinda geti4digi sevilmeyen seyleri iki dakikada halledince geriye muthis bir sey kaliyor bence. Yalniz hepimizin olmesi cok dandik bir sey. Gelecekteki kocamin olecek olmasina katlanamiyorum.
0
velvetmorning
(31.05.17)
çocuk çok severim ama o sorumluluğu almak istemediğimden çocuk yapmam, o yüzden uzun süre evlenmem de diye düşünüyordum.

beni evliliğe itebilecek hiçbir neden yoktu bana göre zira 3 yıldır bir ilişkim var, birlikte yaşıyoruz, maddi sorunumuz yok vs. vs.

ama toplumun içine karıştıkça maalesef o sosyal baskıyı hissederek sudan çıkmış balığa dönüyorsun. en basitinden, halası beni komşularına "sözlüsü" diye tanıtırken daha ailemle bile tanışmamıştı sevgilim. yaptığımız ayıp günah değil neden böyle deme gereği duydu diye üzülmüştüm. o yüzden çocuk konusunda hala benzer düşünsem de 2-3 seneye evlenirim muhtemelen çünkü artık bu ülkenin kokuşmuş zihniyetiyle mücadele edemiyorum.
0
piremses
(31.05.17)
evlenmeyi iki kişinin canının istediği gibi şekillendirmek, kendi kurallarını belirlemek, yoldaşlık, heyecan, destek, eğlence gibi kavramları kaybetmeden sürdürülebilecek bir seçim olarak bakacak erkeği bırakın, genel olarak insan bulmanın çok zor olduğunu düşündüğümden evlenmek gibi bir düşüncem yok.

evlenmekten korkmuyorum da, kendi seçtiğim bir şeyden niye korkayım. En kötü ihtimalle boşanırsın, biter gider diye düşünüyorum, ama benim tuzum kuru. Çalışan bir kadınım, kendi param var, modern bir ailem/sosyal çevrem var, bu yaşıma kadar kimseden "evlen, çocuk yap" gibi bir baskı görmedim, görmüyorum.

daha önce evlendim, iki sene sürmedi. hayatımda yaptığım en saçma ve gereksiz şeydi.

Genel olarak evlilikten korkma kavramını pek anlamıyorum. Misal, durup dururken "ya attan düşersem" diye uykum kaçmıyor benim, zira ata binmeyeceğim, ata binmemi gerektiren ortamlarda bulunmayacağım, illa ata binmem gerekirse belki ders alıp pratik yapıp bunu başarıp başaramayacağımı deneyeceğim, hayat illa ata binmemi gerektiren bir şekilde ilerlerse de başka alternatiflerin de kabul göreceği bir yerde yaşamak için gerekenleri yaparak bir yol planı çizeceğim. Saçma bir metafor oldu ama, korkuyorsanız evlenmeyin demek istiyor şair burada.
0
sopiro
(31.05.17)
Bence hızlı bir hayatınız yoksa çok pişman olursunuz. Birkaç tanıdığım var, hepsi açıkca belirtmese de pişmanlar. Bir tanesi geçen evlenmeyi denedi ama bu yaştan sonra sıkıntılı, olmadı...

Standart ev kadını veya evden-işe şeklinde bir hayatınız varsa mutlaka evlenin. Ancak ekstrem bir hayatınız varsa (örneğin dünyayı geziyorsanız), uzun bir süre niyetinizde buysa o zaman evlenmek istemiyorsanız evlenmeyin.


.
0
kartallar yuksek ucar
(31.05.17)
Benim arkadaşım beş yıl önce aklımdan geçmezdi evlenmek ama şimdi çok pişmanım diyor. Ciddi anlamda da istiyor evlilik. Bahsettiğim kişi 34,k.
Ben de biraz @kartallar yuksek ucar gibi düşünüyorum bu konuda.
0
uzunuzunilgi
(31.05.17)
İnsanlar hala bunun zorunluluk değil bir tercih olduğunu anlayamıyor.
Kadın bir erkeğe ait veya anne olmayınca daha değersiz değil, bunu karşındaki ile tartışmayı bilmek, ona gerçekten ne söylemeye çalıştığı konusunda yardım etmek lazım.
Çevresinde tek başına durabilen güçlü kadınların tü kaka ise kime neye göre olduğunu.. Bir insanın hayat kavgasını aşağılamaya vakit ayıran insanın vaktini almayı da bilmek lazım. Evliliğin zıttı Yalnızlık değil.
0
sadegazoz
(31.05.17)
27-kadın

küçüklüğümden beri hiç evlenmek istemedim çünkü evlenmeye gerek olduğunu düşünmüyorum. eskiden korkutucu gelirdi sürekli aynı adamla yaşama fikri. şimdi ise tam tersi, bütün ömrümü aynı adamla geçirmek istiyorum ama bunun için niye evlenelim ki? bizim birbirimize "sana söz, iyi günde, kötü günde, hastalıkta, sağlıkta yanında olacağım. bunun altına imzamı dahi atarım. te bunlar da şahitlerim" demeye ihtiyacımız yok :D bunu zaten biliyoruz.

ailelerimiz açısından da şanslıyız, yıllardır sevgilimle beraber yaşamama rağmen hiç baskı kurmuyorlar "niye evlenmiyorsunuz" diye.

hem sonra evlenmeye kalksak düğün yapıcaz, annemler ablamın düğününde yaptıkları gibi 600 kişiyi çağırmak isteyecek, ben olmaz diyeceğim, kavga edeceğiz, sonuçta o 600 kişi gelecek, ve bir sürü gereksiz masraf olacak. yazık günah.

çocuk istersem o zaman evlenirim tabi. ama çocukları çok sevmeme rağmen şu yaşımda bir çocuğun minimum 18 yıllık sorumluluğunu almak istemiyorum. şu anki yaşam tarzım bir çocuk yetiştirmek için kesinlikle uygun değil. çocuk için hayatımı toptan değiştirmem gerekecek. çok zor. 

sevgilimin gömleğini de ütülerim donunu da yıkarım ayrıca. o da benim için yapar. bunlar da bir şey mi, insan sevdiğinin yüzü gülsün diye neler yapmaz ki. sanırım birbirimiz için yapmaktan gocunacağımız hiçbir şey yok şu hayatta. gömleğini ütülemekten şikayetçi olacağınız biriyle evlenmemelisiniz zaten.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(31.05.17)
bir kez evlendim(aslında imza atmamak için oldukça direndim ama işte enerjimizi neden insanlara bunu izah etmeye çalışarak harcayalım, kendimize harcarız söylemleriyle ikna oldum, belki de o dönem ikna olmak istedim). öyle travmalı, çok kötü bir evliliğim olmamasına rağmen inanılmaz pişman oldum. hayatımda verdiğim en yanlış karardı. balayından döndükten sonra pek çok kişiden, evlenmeden önceki etkinliklerime/hobilerime/iş tempoma vesaire devam edince, artık evli barklı kadınsın "uyarısı" aldığımda ne "halt" ettiğimi idrak edebilmiştim. eskiden işyerinde asiliklerim, aferin phoebe hakkımızı aldın diye yorumlanırken, evlilik sonrası e ama sende kendine bir çeki düzen vere dönüştü. hayatta evlilik kadar pişman olduğum hiç bir kararım olmadı gerçekten. o yaşa kadar inşa ettiğim bütün kimliğimi/zihinsel birikimimi sınırlamam ve evliliğe uygun bir kadın profiline dönüştürmem beklendi. bunu yaşamayan kadın sayısı son derece sınırlı bu ülkede. sosyo kültürel-ekonomik düzeyi farketmiyor. kadınlar bunu kendi aralarında dahi dile getiremiyor çoğunlukla. çünkü seçilmemiş/tercih edilmemiş kadın algısıyla anılmayı göze alamıyorlar. yemişim bu algıyı. benim mutluluğumdan, huzurumdan daha önemli ne var bu bir kere yaşayacağım hayatta? istisnai evlilikler elbette vardır, her evlilik böyledir diye ahkam kesmeyeceğim.

herkes tekrar evlenmeme sebebimin evlilik fobisi falan olduğunu düşünüyor. hiç alakası yok. bunun bir tercih olduğunu kabul etmek istememe sebepleri, çoğunlukla, kendileri bu sosyal algıyla mücadele edecek gücü kendilerinde göremedikleri için yaşadıkları iç çekişmeler. şükür iç huzurum çok yerinde ve son derece mutluyum. 50 yaşımı 50 yaşına gelince düşünürüm. neden olasılıklar üzerinden senaryolar yazıp bugünümü anksiyete ile geçireyim?

ezcümle; bir başkası ile birlikte olmadanda ben tam ve bütünüm. bir başkası ile hayatımı birleştirme kararı alırsam şayet, bu toplum istedi diye, kendimi tamamlamak için vesaire olmaz. bir yol arkadaşı istediğim için olur, ki imza atmayı yinede düşünmüyorum.
0
Phoebe
(31.05.17)
27 k, birebir aynı fikirdeyim sizinle.

yalnızca evlilik değil, genel olarak ilişki olayına alerjim var. ne zaman gereğinden fazla bir samimiyet oluşsa biriyle, ya bi yolunu bulup kendimden soğutuyorum, ya da ayaklarım totoma çarpa çarpa kaçıyorum. çevremdeki ilişkilere ve evliliklere baktıkça bu fikrim sadece pekişiyor. bundan 4-5 yıl önce bu görüşümün 30a yaklaştıkça değişeceğini ve isteyeceğimi düşünüyordum, tam tersi oldu. kafamda soru işareti bırakan tek husus toplum baskısı. bu yüzden mümkün olan en kısa zamanda daha medeni topraklara kaçmaya çalışıyorum, evlenmemiş kadınların buradaki kadar yadırganmadığı yeni diyarlara doğru.

sebebi ise büyük ihtimalle korkunç bir babaya sahip olmaktan kaynaklı çocukluk travmalarım. çok severek evlenen annemin neler yaşadığına doğrudan şahit oldum. önceden mantık evliliğine veya paravan evliliğe biraz daha yakındım, şimdi o da gitti. sevmediğim sürece aynı evin içinde ikinci bir kişinin varlığına katlanamıyorum. hiç gerek yok o yüzden. ama işte, dediğiniz gibi, 50 yaşıma geldiğimde akranlarım çocuk, ve hatta torun severken acaba pişman olur muyum diyorum ben de. hayırlısı yaa.

ekleme: sebep demişim, havada bırakmışım. tamamen kısıtlanma psikolojisiyle alakalı. istediğim an, istediğim kişilerle, istediğim aktivitelerde bulunmaya çok alıştım. yukarıda da bahsedilmiş, evlilik "kendine çeki düzen verme"ye mecbur bırakıyor insanı biraz. çok hareketli bir hayatım olduğundan da değil de, canımın istediği gibi hareket etme özgürlüğüme biraz fazla düşkünüm. hayatımı ikinci bir kişiye (çocuk da giriyor devreye bu noktada) göre şekillendirmek istemiyorum. aldığım kararların hepsini kendim öyle istediğim için almak istiyorum, mecburiyetten veya sırf uyum sağlayayım diye değil.
0
cansins beybi kolonya
(31.05.17)
Hiç kimseyi sevmemiş, hiç kimse tarafından da sevilmemişsiniz.

Çağımızın sorunu bu olduğu için, kimse evlilik düşünmüyor ya da korkuyor.
0
MaNOfTheYear
(31.05.17)
evliliği ömür boyu gömlek ütülemek sananlar var. tamam evlenmenin bana göre de pek bir mantığı yok ama evlenince ev işini kadın yapar mantığındaki erkeklerle evlenip sonra da evlilikten soğuyorum demek salakça.
0
bohr atom modeli
(31.05.17)
öyle delicesine istememek değil de biriyle nasıl geçineceğim konusunda ciddi endişelerim var. Bu da beni geride tutuyor.

Ailemde ve yakınımda geç evlenen/hala bekar olan ileri yaşlar var. 39'dan 73 yaşa kadar bir aralıktan bahsediyorum. Evlenenler keşke erken yaşta evlenseydik, bekarlar da keşke evlenseydik diyorlar.
0
fallopian
(31.05.17)
Türkiye medeni bir yer olduğunda evlenen çift sayısı azalacak. İstemediğiniz kimseyle evlenmek zorunda değilsiniz.
0
ruhen hastayim ben
(31.05.17)
öncelikle der meister +1


biriyle sürekli beraber olacak olmak, geçinme dusuncesi korkutucu. su yıla kadar evlilik benim de korktuğum bir şeydi. ama bilhassa su günlerde ' neden olmasın ya ^^ ' cümleleri geçiyor icimden.
0
yuvarlanantencereninkapagi
(31.05.17)
22 k istemiyorum, korkunç
0
fragile lady
(31.05.17)
Insanlarla yapamamak ayrı bir sorun, onun evlenmeyi istemekle alakası yok. Iyi vakit gecirdiginiz insanlar yok demek ki etrafınızda?

Evlenme kısmına gelince, iki yıl öncesine kadar evlenmek istemiyordum. Hala da, çok baskı yoksa evlenmeyi sebepsiz görüyorum. Yaklasık iki senedir evliyim. Bu denli aile baskısı üzerimde olmasa ve beraber yasadıgım insanı sürekli 'saklama'ya calısmaktan bıkmıs olmasam, ikimiz de sacma buluyorduk evliliği,özellikle asla cocuk istemeyen bir cift olarak, hala da öyle buluyoruz.

27-k.

Eşim çift olmadan birey olmayı bildiği için evlilik öcü gibi gelmiyor şu an bana. Omuzuma binen hiçbir ekstra yük yok. Öyle oldugu için de, bir imza atıp aileyi rahatlatmak çok büyümedi gözümde.
0
buf-e kür
(31.05.17)
23 yaşında bi erkek arkadaşım oldu, ilk 1 sene evlensem evlenirdim. Sonra bir soğudum bu evlilik olaylarından, 29 yaşımda da ayrıldık zaten...

30 yaşındayım, çocuk doğurmaya karar vermedikçe evlenmem diyorum. Korkmak ürkmek vs. değil, sadece gereksiz buluyorum.
0
lcha
(31.05.17)
var.
bulduğun adam
1. hem çok aşık olduğun bir adam olacak
2. hem sana çok aşık olacak.
3. hem sorun çıkartmayan düzgün bir dünür ailesi olacak.
4. hem ekonomik-kültürel olarak senin aile kültürüne uyum sağlayacak.
5. hem aldatma ihtimali düşük olacak, sadık kalacak.

böyle bir adam bulma olasılığı yerlerde sürünüyor açıkçası, en güzel kızlar için bile zor, hatta güzeller için beğeni skalası daraldığı için daha da zor. dolayısıyla bu sebeple bekar kalan bir sürü kız arkadaşım var bende bunlardan biriyim.
0
semitika
(31.05.17)
evlenmek istemeyen kadın yoktur, kendine layık gördüğü adamlar onunla evlenmek istemeyen kadın vardır. dolayısı ile yoktur, ütü mütü hikaye. coni dep gelsin gömleğimi ütüle desin yuvarlanarak ütüler. boş geyik bu, farklıyım ben edebiyatı işte. meriç avcısı şişman teyzeler daha çok girer bu işe.
0
jangbogo
(31.05.17)
(8)

Kursa gidiyor musunuz?

ms brownstone
Burdaki depresif duyuruların çoğunda insanlar bir kursa gitmeyi öneriyor, ne zaman bunalıp derdimi anlatsam arkadaşlarım "bir kursa falan yazıl" diyor ama bir türlü gidemedim ben nedense bu kurslara. İlgimi çeken şeyler de var aslında ama bir türlü gidecek motivasyonu bulamıyorum kendimde. İşe başla
Burdaki depresif duyuruların çoğunda insanlar bir kursa gitmeyi öneriyor, ne zaman bunalıp derdimi anlatsam arkadaşlarım "bir kursa falan yazıl" diyor ama bir türlü gidemedim ben nedense bu kurslara. İlgimi çeken şeyler de var aslında ama bir türlü gidecek motivasyonu bulamıyorum kendimde. İşe başladığımdan beri de iyice zor geliyor artık istediğim şeyler olsa da.

Siz gidiyor musunuz kurslara? Gidiyorsanız hangi kurslara ve ne zaman gidiyorsunuz? Okul, iş falan derken nasıl enerji bulabiliyorsunuz kendinizde? Biraz motive olmaya ihtiyacım var sanırım, her türlü kurs deneyiminizi dinleyebilirim.
0
ms brownstone
(31.05.17)
bas gitar kursuna gidiyordum. tekrar başlayacağım mesela ama bu sefer daha teori üzerinden gidecek bir program isteyeceğim.

kurs enerji alan bir şey değil ki. kendimizi enerjisiz hissettiğimiz zamanların çoğu aslında psikolojik yorgunluk. o kabuğu bir kırsanız mesela zorlayıp bir iki gün o kursa hobiye vakit ayırsanız aslında yorgun olmadığınızı fark edersiniz.

kurs önerisi olarak evine bir klavye alıp bunun kursuna gidebilirsin, tenis kursuna gidebilirsin ki bence çok güzel bir şey.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(31.05.17)
Ben daha önce çeşitli kurslara gittim ama bunalmadan ya da çevreden öte ihtiyaç için gittim. Bir iki tanesine arkadaşla gittim. Açıkçası, bunalmış olsam faydasını görür müydüm bilmiyorum. Önemli olan kursa gitmiş olmak için gitmek ya da görev gibi yapmak değil; kursun kendisinin insanın sevdiği bir hobisi üstüne olması. Bir arkadaşım hafif sıkıntılı bir zamanında ve yelken kursuna başladı. Şu anda çok eğleniyormuş, çok güzel gidiyormuş. Hatta 'Hayatımda en güzel şey yelken kursu' diyor ve haftasonu gidiyor.

Bir diğeri abim. Kız arkadaşı ile okçuluk kursuna gitti. Meğer adamın oka yeteneği varmış, 40'ından sonra bunu keşfetmiş oldu. Sonradan lisans aldı ve yarışmaya girdi ikinci ayının sonunda. Evde ok yapıyor şimdi, çok eğleniyor. En büyük hobisi o oldu.

Hobiyi keşfetmek kolay değil. Sonuçta normal zamanda 'Hadi, ok atıyoruz' demiyor bana kimse ya da neye yeteneğim olup olmadığını da bilmiyorum. Motivasyonu şu sağlıyor, yaptığın şeyden zevk aldıkça iple çekiyorsun zaten. 'İş bitse de bir an önce gitsem' gibi şeyler söylerken buluyor insan kendini.
0
aychovsky
(31.05.17)
Üniversitede uzun süre tiyatro yaptım, kurstan ziyade bütün enerjimi ve zamanımı alacak kadar büyük bir şeydi, haftada 3 akşam 6dan gece 11e kadar sürüyordu. Keşke bırakmasaydım diyorum.
Evet başlaması zor, evet zaman zaman yorucu, ama başlayınca çok keyifli bir şey insanın ilgisi olan alanda bir şeyler yapması.
Üstelik çok daha sosyaldim o zamanlar, her prova çıkışı olmasa da sık sık kahve muhabbet takılıyorduk, haftasonları oyun izlemeye vs gidiyorduk.
0
bir nick var benden iceri
(31.05.17)
haftaiçi çalışıyorum.ismek'te haftasonu 9 dan 2 ye kadar ingilizce kursuna gidiyorum.B1 seviyesi olacağım sınavı geçersem. 1 ay sonra bitecek ve sonrasında bu boş vakti nasıl değerlendiririm telaşı aldı beni. bisikletim çalınmayaydı daha bir rahat olurdum. ama şimdi evde oturup pc başında kalmak boğuyor beni, bir an önce yeni bir şey bulmak istiyorum açıkçası. tiyatro müzik falan yetenek fakiriyim o konuda. el becerim iyidir. uygun bir şeyler bulacağım artık.

ha bir de unutmadan. kurstaki ingilizce hocam enfes birisi çıktı. müthiş bilgili hoş sohbet bir insan. biraz da ondan ayrı kalmak üzüyor. koşar adım gidiyorum yani anlayacağın kursa.
0
hemsta
(31.05.17)
Haftada 3 gün saat 18.00-21:00 arası Almanca kursum var. Kurs bitince Almanca bilecek olmam en büyük motivasyon kaynağım.
0
chitosan
(31.05.17)
İki tane kurs bitirdim. Biri 64 saatlik AutoCAD, diğeri de 72 saatlik SolidWorks kursu. İkisi de bölümümle ilişkili olduğu için zevk aldım ama zordu bu kurslar. AutoCAD kursuna sabah saat 9'dan öğlen 1'e kadar haftanın ilk üç günü gidiyordum. Kurstan çıkıp okula gidiyordum. SolidWorks kursu da hafta sonu beşer saat idi. Bayağı yoruluyordum. Yiyeyim öyle motivasyonu. Bu tempoya gireceğime depresyona girerim daha iyi. İki film izlersin kafan dağılır. Kursa başlayınca "madem başladık bitirelim" diyorsun. İkinci kursumu bir saat bile devamsızlık yapmadan bitirmiştim. Hoca tebrik etmişti.
0
dissendium
(31.05.17)
Günlük workshop diye geçen kurslara gidiyorum çok zaman da almıyor ama bunlar genelde yemek, teraryum ya da resim yapma gibi kafa dağıtmalık şeyler oluyor. Ciddi bir şekilde bir konuda uzmanlaşacağım kurslara gitmiyorum.
0
jazzabel
(31.05.17)
Üniversiteye gelene kadar özgüveni olmayan bir tiptim. Üniversitede mutsuzdum. Gittim bir gönüllü topluluğuna katıldım hayatım o oldu sonra , açıldım. Şimdi mezunum yine bir gönüllülük faaliyeti buldum. Aynı zamanda Kadıköy'de bir Kültür atölyesine gidiyorum. Üniveristeden yeni mezun olmuştum. İstanbul'da tanıdığım kimse yoktu ve iş de bulamamıştım. Yaşamayı sevmesem kesin intihar falan ederdim öyle saçma sapan bir hayatım vardı. Atölyeye kayıt oldum öncelerde tanıdığım kimse olmadığı için nasıl yaparım nasıl ederim gibi düşüncelere kapıldım zamanla insanlarla kaynaştık. Hem çok önemli bir çevirmenden ders alıyor olmak hem de hayata bakışımı değiştiriyor olması benim en büyük motive kaynağım.
İsmek vb kursları denedim bana göre değil. O yüzden bir şeyler üretebileceğim daha görünür olabileceğim alanlarla uğraşmayı seviyorum.
0
masumiyetmuzesibekcisi
(31.05.17)
(6)

Sizin de dikkatinizi çekti mi?

captainmrg
Sözlükte gereksiz bir agresyon var, herkes birbirine ayar vermeye çalışıyor, bilgisi olmadığı konulularda uzman gibi görünmeye çalışıyor.. Heryerde çöp entrler boş bakınızlar vs.
Sözlükte gereksiz bir agresyon var, herkes birbirine ayar vermeye çalışıyor, bilgisi olmadığı konulularda uzman gibi görünmeye çalışıyor.. Heryerde çöp entrler boş bakınızlar vs.
0
captainmrg
(31.05.17)
Kesinlikle katılıyorum. Dikkat çekmez olur mu? Bunu Sözlük'le de kısıtlamamak gerek; her yerde anlamsız bir öfke, laf sokma çabası, güç savaşı var. Buradan da çok mesaj alıyorum 'Millet laf sokacak, hiç kastetmediğim bir yere çekecek diye sorumu soramıyorum' diye. Ülke olarak yaşadığımız sinir harbinin bir yansıması gibi olabilir. Bir de biz hiç kibar bir toplum olmadık ki. Yani, olduğumuz dönemler olmuştur da, genel olarak 'Altta kalanın canı çıksın' yaklaşımı çok kişinin ailesinden başlayarak gördüğü bir şey. O nedenle şaşıramıyorum ama çok üzülüyorum.
0
aychovsky
(31.05.17)
yani yanlış anlama bunu küçümsemek için söylemiyorum ama bunu neden sözlüğe özgü bir şey sanıyorsun ki.

internet = toxic. hangi mecraya gidersen git(böyle kalabalık ortamlar tabii) herkes birilerine laf çakma, saldırma derdinde.

edit: ayrıca bunun sadece türkiye'ye özgü olduğunu sanmak da büyük yanılgı.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(31.05.17)
bu ara bayağı yeni yazar alındı onun büyük etkisi var. ha genel agresyon vardı da bu da üstüne kat çıktı.
0
doxanikee
(31.05.17)
ben o yüzden entry girmiyorum pek. eski hali yok tabii. off.. eski zamanlarım.
0
empty bottle
(31.05.17)
Türkiye internet camiası başından beri böyleydi
0
turkuaz
(31.05.17)
Sözlük artık çöplük resmen. Bi iki başlık okuyasim bile gelmiyor
0
all girls dream
(31.05.17)
(3)

Multivitaminlerin ders çalışmaya etkisi

oculi electrica
Öyle kendimi bitkin falan hissetmiyorum ama kendimi bildim bileli konsantrasyon sorunum var. Bütün gün dersin başında oturup iki satıt bişey çalışamıyorum kafa sürekli dağılıyo e tabi uyku gelmesi kaçınılmaz oluyor. Bu liseden beri böyle. En azından bu final dönemi iyi geçsin istiyorum. Bu pharmaton
Öyle kendimi bitkin falan hissetmiyorum ama kendimi bildim bileli konsantrasyon sorunum var. Bütün gün dersin başında oturup iki satıt bişey çalışamıyorum kafa sürekli dağılıyo e tabi uyku gelmesi kaçınılmaz oluyor. Bu liseden beri böyle. En azından bu final dönemi iyi geçsin istiyorum. Bu pharmatondur supradyndir ıvır zıvır bunlar bana çare olur mu?
0
oculi electrica
(30.05.17)
Kesin bir cevap veremeyeceğim ama kendi tecrübelerimi söyleyeyim.

Multivitamin takviyeleri iyi beslenince çok bir işe yaramıyor. Genelde, multivitaminler vücudunda besin kaynaklı bir eksiklik varsa onu tamir ediyor. Yerine süper enerjiler vermiyor.

Tükenmişlik sendromu, yorgunluk, bitkinlik için aşvaganda kökünü öneriyorlar. Açıkçası denedim ben de bir iki kere, işe yaradı ama pişman oldum. Antibiyotiğin karaciğere yaptığı yıpratıcı etkiyi bu bitkisel özler de yapıyormuş. Hatta C vitamini için çok çok kötü sonuçları olan çalışmalar gördüm. Bu son 1-2 senede öne çıkan bir bilgi, hatta özel adı da var. Aşvaganda kökü için henüz bir çalışma yok. Tolerans geliştirmediği biliniyor ama riskli tabii ki.

Kafeine karşı tolerans gelişebiliyor ama yine de kafein şu ana kadarki en düzgün çözüm gibi.
0
aychovsky
(31.05.17)
önceki gün benzer bir soru sormuştum, şuraya bakabilirsin, www.eksiduyuru.com

ikincisi multivitaminler bu aralar reklamlarla falan bilinçli olarak dinç tutan, enerji veren şeyler gibi gösteriliyor. bu da apaçık aldatmaca. vitamin eksiğin yoksa bunların hiçbir faydası yok. hatta zararı olabilir. kanser de dahil. şurada da bu konuda yapılmış bir araştırma var. www.ncbi.nlm.nih.gov

özetle, böyle bir şüphen varsa doktora git. kısa vadade körlemesine bunları almanın plasebo dışında etkisi olmaz.
0
doxanikee
(31.05.17)
Vitaminlerin çoğunda fazlası depo edilmez yani vücuttan atılır. O yüzden düzgün besleniyorsanız vitamin takviyesi hiçbir işe yaramaz.
0
powerpufgirl
(31.05.17)
(17)

başka ülkeye yerleşmek

sanal uyku
merhaba. aslında sorumu tam olarak anlatamayacak da olsam ana hatlarıyla paylaşmak istedim.mevcut çalıştığınız işinizden ve çevrenizden memnunsunuz, aile desteği de yakınınızda diyelim. ingiltere'de size benzer hayat standartı sağlayacak maaşlı başka bir işe gider misiniz? burada doğal olarak bir ço
merhaba. aslında sorumu tam olarak anlatamayacak da olsam ana hatlarıyla paylaşmak istedim.
mevcut çalıştığınız işinizden ve çevrenizden memnunsunuz, aile desteği de yakınınızda diyelim. ingiltere'de size benzer hayat standartı sağlayacak maaşlı başka bir işe gider misiniz? burada doğal olarak bir çok koşulu bilmiyorsunuz ve aile de olmayacak.
şimdiden teşekkürler.
0
sanal uyku
(30.05.17)
bir saniye düşünürsem aklımdan şüphe ederim.
0
ampirikukumil
(30.05.17)
ben giderim. ukrayna'ya yerleşmeye gidip gtüne baka baka geri dönmüş biriyim; yurtdışında yaşamayı tecrübe dahi etmeden ne kadar zor bir şey olabileceğini gördüm. buna rağmen benzer bir imkânım olsa yine kalkar giderim açıkçası. üstelik benim standartlarım feci şekilde düşüyordu orada, sırf ülkeden kaçayım diye gitmiştim ama gidince "ulan değmez" deyip döndüm.

benzer standartlarda yaşayabileceksem arkama bile bakmam. kolay olmayacaktır kesinlikle ama insanız sonuçta, zamanla alışıyoruz. ben gitmek, yaşamak hayaliyle öldüğüm sibirya için bile, şu gün önüme vizemi ve işimi koysalar, deseler ki "gel knk seni çelyabinsk'e atalım, güzel para da kazanacaksın", yine bi' düşünürüm. kolay mı tek bir insan tanımadığın, tamamen yabancı bir şehirde/ülkede yaşamak?

yine de sonuç olarak çektiğin çileye değer bence her türlü. türkiye korkunç bir yer oldu maalesef. standardım aynı olacaksa basar giderim ben.
0
der meister
(30.05.17)
Direkt giderim, gittim de.
0
crown
(30.05.17)
ben giderim ama insanların yurtdışı deneyimleri genelde birbirinden farklı oluyor. benim aile, arkadaş gibi konularda öyle derin zaaflarım yok mesela. bu yüzden başka ülkede hiç zorluk çekmedim. ancak sende bu tip hassasiyetler varsa ki olabilir, çok doğal, zorlanabilirsin de. onun dışında da genel itibariyle yabancılık da çekebilirsin, kendini yeni ülkene ait hissetmeyebilirsin. bunlar da mümkün. özetle, bilemeyiz.
0
philus
(30.05.17)
İşimden memnunum, parasından memnunum, hayatımdan memnunum, ailem sevgilim herkes yanımda... bu durumda İngiltere'ye gitmek için bir neden göremiyorum ben. Yani ne bileyim İngilizlerin de en az Fransızlar kadar dallama olduğunu düşününce, bu seçimim bana çok makul geliyor.
0
angelus
(30.05.17)
İş, aile ve çevreden memnunsam benzer standartlar için rahatımı bozmam.
0
harvey
(30.05.17)
Memnunsam yasamimdan neden gideyim ki? Sirf gitmek icin gidilir mi? Sacma.
0
kuehles blondes
(30.05.17)
Ne orada olmak için cazip bir motivasyon kaynağı ne de burdan gitmek icin bir olumsuzluk varken, anlamsız bence de
0
klar
(30.05.17)
sen gitmek istemiyorsan ben gideyim ? hayır anlamıyorum nasıl gitme imkanına sahip olduğunuzu açıklarmısınız
0
empty bottle
(30.05.17)
Oyle direkt atlamamak gerek diye dusunuyorum. Onemli bir karar iyi dusunmek lazim. Aidiyet hissinin yerini doldurabilmek kolay olmuyor. Turkiyede yasamak cok zor ama yine de aidiyet hissiniz varsa yikilsa da burayi ozluyorsunuz ve yeri dolmuyor. Mesela bazi seyleri sadece kendi dilinizde anlatabiliyorsunuz. Insanin kendi evi gibisi yok derler ya ulke icin de oyle.
0
but that was just a dream
(31.05.17)
Biraz gelecekte ne yapmak istediğine bağlı.

İşimi çok seviyordum, arkadaşlarımla çok iyi ilişkilerim, çok geniş bir çevrem vardı, rahatım yerindeydi, uzun yıllardan sonra borçları tamamen kapatıp hiç görmediğim artılı rakamlara geçmiştim, ailem kışın yanımdaydı, yazın onların yazlığına gidip keyif yapıyordum ve şu an öğrencilik şartlarına geri dönecek şekilde terk edip geldim.

İşimi çok seviyordum ama cemaat ve AKP kadrolaşması yüzünden azaldıkça azaldık. Millet istifa etti, bir kısmı kovuldu. İş yerine rekor sayıda dava açıldı. Darbeden sonra KHK'larla kovulan arkadaşlarım oldu. Gelmesem belki ben de kovulacaktım, bugün olmasa yarın. Bir arkadaşım bir yıldır işsiz ve en son Fransa'ya politik sığınma talebinde bulundu. Sıfır Fransızca ile.

Arkadaşlarımla aram çok iyiydi, yavaş yavaş yurtdışına taşınmaya başladılar bir şekilde. 5-6. arkadaştan sonra ben taşındım. Benden sonra 3-4 kişi kaldı. Muhtemelen kalsam, 3-4 sene sonra tek ben kalacaktım. Hatta, bu ülkede 5 kişi olduk. Birbirimize gidip gelme planları yapıyoruz.

Ailemle olmak çok güzel ama ölene kadar onlara sığınamacağım. Kendim için karar vermem gerekiyor. Aile dediğin her gün Skype'tır, Whatsapp'tır görüşülüyor zaten. Normalde annem yaptırmıyordum yemeğimi zaten. O konuda değişen bir şey olmadı.

Sonuçta geldiğime pişman değilim ama daha düzenimi oturtamadım, yerleşemedim. Başka bir kültürde zorlanıyorum ama ilerisi için bu kararı şimdilik güzel bir karar olarak görüyorum.

İyisi ne, kötüsü ne?

Metrobüse binmiyorum. Sinirli insanlar yok. Hayatıma karışan insanlar yok. İstediğim zaman istediğimi giyiyorum. O tarz konularda kafam aşırı rahat. Hayatımda stres çok az.

Kötüsüne gelince, vatandaş değilim ve kendimi kanıtlamak için çok çalışmak zorundayım. Hayat standardım düştüğü için tek başıma bir evde kalacak kadar kazanmıyorum. Ev arkadaşları/sahipleri çılgın çıkabiliyor. Kimseyi tanımadığım bir yere geldim, kapkalabalık arkadaş çevresinden konuştuğum 3-4 kişiye düşünce sudan çıkmış balık gibi hissediyorum. Birileriyle konuşmak istediğimde beklemek zorunda olmak ve birilerini arayamamak, sosyal hayata yetecek kadar kazanamamak garip geliyor. Ciddi ciddi değil ama hafiften de bir kültür şoku yaşadığımı fark ettim. Bu konuda rehberlik alıyorum.

İstanbul her zaman orada geri dönülmek istese. Türkiye yerli yerinde duruyor. İstenilse, başka ülkede yapılamasa dönülüverir ama canım istediğimde Türkiye'den ayrılamam. O yüzden, bu fırsat benim için değerli idi ve bu şekilde değerlendirdim. Yukarıdaki sıkıntılar birkaç sene içinde yenilebilecek, aşılabilecek sıkıntılar. Bu fırsatı bunları düşünerek değerlendirdim. Arkadaşlarımdan da 'Tam zamanında gittin, çekilmez oldu buralar' mesajları alıyorum.

Ama herkes için durum böyle olmak zorunda değil. İşinde bir gelirin ve tehdit edilmeyen bir ortamın vardır. Geleceğini Türkiye'de görebiliyorsundur ve çok kişinin yaşadığı bazı sıkıntıları yaşamıyorsundur. O zaman terk etmenin anlamı yok. Değerlendirilecek kısım şu, şu anın güzelliği ne kadar sürecek? 10 yıl sonraya bu güzellikler kalacak mı? Bu güzellikler kalacaksa güzel, madem mutluysan değerlendirmek zorunda değilsin ama bu güzellikler kalmayacak gibi görünüyorsa 10 sene sonrası için bir B planın var mı?
0
aychovsky
(31.05.17)
Giderim. Bu kulturde dogdum ama bir turlu alisamadim, belki o kulture alisirim:) Alisamasam da alisirim. Pisman olmam.
0
stavro
(31.05.17)
uzun yollu düşünürüm. ailemin burada yalnız kalması yüzünden. öyle büyük bi sülale değiliz. bir ihtiyaçları olduğunda hemen koşup gelebilmem, icabında bir süre yanlarında kalabilmem gerektiğini hissediyorum. şimdiye kadar çok şükür olmadı böyle b'şey ama yaşlar ilerliyor. ingiltere'de "sen git oğlum ihmal etme ana babanı" gibi bir esnekliği bana sağlayacak bir işverenim olacaksa benim için olay büyük ölçüde çözülür.

sizin yaşlar gençse, benimki gibi bir kaygı ufukta yoksa ve kırsalda bi çiftlikte toplumun genelinden izole yaşamayı düşünmüyorsanız (öyle olsa burada da gayet rahat yaşanır bence) karar vermek daha kolay. uzun vadeli sonuçlar çok bariz çünkü. daha doğru ve huzurlu bir yaşam, evlilik ve çocuk olursa eğitimleri ve topyekün kişisel gelişiminiz gibi. adapte olana kadar büyük çaba harcıyorsunuz ancak gelecek nesile de bırakabileceğiniz şeyler elde ediyorsunuz.
0
kaichi
(31.05.17)
eskiden gitmek istiyordum. artık istemiyorum. bu toprakları seviyorum. insanının tümünü olmasa da dilini, toprağını, ezanını seviyorum. gitmek istemiyorum.
0
fyodor fyodorovic
(31.05.17)
Bu soruyu sorana kadar valizi toplamıştım.
0
crescendo
(31.05.17)
work & travel yapmadan önce silikon vadisinde çalışma hayalim vardı, fakat gidip görünce vazgeçtim o hayalden. göründüğü gibi değil hiçbir şey. bir de ingilizler çok ırkçıdır. sosyal anlamda sıkıntı çekebilirsiniz.
0
elvedui
(31.05.17)
Düşünmeme gerek yok, anında giderim.
Yurt dışında çok yaşamadım toplamda bir buçuk seneyi biraz geçkin yaşadım ama oralardan döndüğüme çok pişmanım.
0
peggy
(31.05.17)
(7)

Bitakside başımdan geçen bir olay - dikkat küfür içerir

facebook
Bugün başımdan geçen bir olay. Ataşehirden BiTaksi çağırdım, taksici yolun karşısındayken gelip nereye gideceksin diye bağırdı, Üsküdar dedim, oradan U çizdi. O sıra aynı binada çalışan kadın Üsküdar'a gidiyorsan gelebilir miyim dedi, bende tabi buyrun dedim. Yolculuk 27 lira tuttu, " kadın 10 lira
Bugün başımdan geçen bir olay. Ataşehirden BiTaksi çağırdım, taksici yolun karşısındayken gelip nereye gideceksin diye bağırdı, Üsküdar dedim, oradan U çizdi. O sıra aynı binada çalışan kadın Üsküdar'a gidiyorsan gelebilir miyim dedi, bende tabi buyrun dedim. Yolculuk 27 lira tuttu, " kadın 10 lira verdi bana. Bende 10 mt ileride indim. Taksici 27 lirayı onaya gönderdi, ben telefondan onayladım (kredi kartı ödemesi). Sonra döndü o kadını tanıyor musun, sana 10 lira verdi, benim taksim üzerinden para kazanıyorsun, o 10 lirayı bana verdi. Ben ne alaka senle ne ilgisi var dedim. Sonra indim taksiden, o da arkamdan indi ve milletin için bağırıp çağırmaya başladı. O sıra Marmaray'ın girişindeydik, hadi polise gidelim ona anlat bir de derdini dedim, ne gidecem polise sikecem paranı da, dolmuş mu bu, dolmuş gibi kullanıyorsun amk falan diye bağırıyor milletin içinde, üzerime yürüyor bir de, ben cevap olarak hadi polise gidelim hemen şurada ona anlat derdini diyorum hep, adamla konuşmaktan kaçınıyorum.

Akşam akşam bitaksiden başımdan geçen bir olay işte. Siz siz olun mümkün derecede dikkatli davranın.

Edit: Bitaksi'den aradılar, olayı onlara da anlattım, küfretti mi diye sorduktan sonra şoförü sistemden çıkaracaklarını söylediler.

Edit2: Ekran görüntüsünü kaldırdım.
0
facebook
(30.05.17)
Bitaksi'ye şikayet edin bence.
0
gozu acik sevisen yahudi
(30.05.17)
abi adamın adını buradan gizlemen gerekebilir, yüzünün resmini de.
0
güneyli çocuk
(30.05.17)
Bitaksi'den bir çiftin başına bela olan bir şoför vardı. Hatta ikinci kez denk gelip çifti kaçırıp erkek olanını arkadaşların dövdürtmüştü.

Bunun dışında, taksi şoförleri tanıdık değilse birlikte binenlerden çifter para almak için kasıyor. Yağmurlu bir günde taksi bulmak zor olduğundan aynı yere gideceğim iki kişiyle birleşmiştik. Adam "Birbirinizi tanımadığınızı bilsem almazdım. İki taksicinin ya da benim iki seferimin rızkını yediniz" diye kızmıştı. Bomba patladığında bedava taşımak yerine bilmemkaç yüz lira isteyen kişilerden öok şey beklememek gerekiyor.
0
aychovsky
(30.05.17)
Taksicilerin %90'ı oç olduğu için ben şaşırmadım
0
duru arsnova
(30.05.17)
n'olur sonucunu söyle,
sistemden çıkarmışlar mı? Sana bilgi verdiklerinde bize de desene pls
0
michael_knight
(30.05.17)
geçmiş olsun. @aychovsky'nin bahsettiği olay: eksisozluk.com

siz iyi atlatmışsınız... internetiniz varsa maps'den yakındaki taksi duraklarını da görebilirsiniz, böyle bir uygulamaya gerek yok diye düşünüyorum.
0
mizore
(30.05.17)
@michael_knight

Şoför sistemden çıkarılmış, teyit ettiler.
0
🌸facebook
(31.05.17)
(12)

Diş Eti temizleme 3 seans 1400 lira

charlotte blanc
Normal mi ? Beylikdüzü Avrupa diş hastanesi kliniği
Normal mi ? Beylikdüzü Avrupa diş hastanesi kliniği
0
charlotte blanc
(30.05.17)
çok fazla.
0
maria puder
(30.05.17)
beylikdüzü için bir hayli fazla.
0
since1907
(30.05.17)
Fazla diyorum veznedeki arkadaş aslında daha pahalı bu eski fiyatlar diyor. Orada kimle görüşsem bu fiyata müdahale ettirebilirim
0
🌸charlotte blanc
(30.05.17)
fazla. o paraya tel taktırdım ben abi.
0
freetakilir
(30.05.17)
eşim geçen ay adana'da bir diş hekiminin özel muayenehanesinde yaptırdı. 2 seanstı yaptıkları şey aynı şey mi bilmiyorum ama diş eti çekilmesi tedavisi ve diş eti temizleme ikisini bir yaptı. ben de kireç taşı temizlettim. toplam 500 lira verdik. bana uçuk fiyat gibi geldi.
0
burty
(30.05.17)
anormal
0
elorelia
(30.05.17)
Yok artık daha neler.
0
sfteses
(30.05.17)
Bu sanırım Periodental(?) tedaviye giriyor ki, ekstra para verip temizletmişliğim sonra ilaçlar yüzünden derinlere giden sürekli diştaşı oluşu yüzünden de sıgortama ödetmişliğim var. Seanslar 40 dk. ve üzerinde oluyor ve çok bunaltıcı, zor bir işlem. 500 Tl'nin altında yapılması zor gibi. Normal diştaşı temizleme işlemi değil yani, buradaki yazılanlar yanıltıcı olabilir.


Size yapılacak işlemin tam adını alıp, başka hastaneleri arasanız? Örnegin Memorial?
0
buf-e kür
(30.05.17)
Sıbgingival küretaj yapmış tdb fiyatları 101 lira imiş ama bize 92 liraya yapmış hatta şimdi 100 lira indirdiler 1400 değil 1300 lira yapabiliriz dediler
0
🌸charlotte blanc
(30.05.17)
Oha diyenler çok hakim konuya ne güzel. Kardeş 3 seans diş eti opearsyonu olduysa normal ücret.

Diş taşı temizliği değil de diş eti hastalığı içinse NORMAL.

Diş hekimiyim.
0
bir ileti paylastim
(30.05.17)
Çok fazla. Ben de dişlerimi Beylikdüzü'nde yaptırdım. Temizlik hatırladığım kadarı ile 200 civarıydı. İki dplgu ve bir temizliğe 700 veemiştim. Ocak'ta yaptırdım Dr. Ayda Karabulut'a tavsiye ederim.
Edit: Aradaki işlemleri görmemiştim. O zaman normal olabilir.
0
aychovsky
(30.05.17)
periodontoloğum, yani diş eti hastalıkları uzmanıyım. ben hali hazırda bu tedaviyi yapıyorum ve aşağı yukarı bu ücreti alıyorum.

periodontitis hastalığının evresine göre, hastanın kemik kaybına göre, diş eti çekilmesinin boyutuna göre yapacağın tedavinin süresi değişiyor. benim 3 seans da yaptığım olmuştur, tek seans da yaptığım olmuştur. bu işlem hem diştaşı temizliği dediğimiz yüzeysel temizliği hem de subgingival küretaj dediğimiz derin temizliği içermekte.

bence ücret normal. lütfen hastalıktan muzdarip değilseniz ve işlem yaptırmadıysanız yorumda bulunmayın.
0
denlar
(30.05.17)
(18)

Sordugum sorularin cevaplarini özel mesajla almak

maria puder
Burdan sordugum sorularin bazı cevaplarini özel mesajla alıyorum. Sorularda herhangi bir "gg" filan yok. Baska kisiler de cevap vermis oluyor. Mesela "bel fitigi bir anda olur mu?" gelen mesaj "olur.". Neden böyle yapıyor bu kisiler, amaç nedir? Cevapta ifsalik bi durumda yok, kendi meslegi ile ilgi
Burdan sordugum sorularin bazı cevaplarini özel mesajla alıyorum. Sorularda herhangi bir "gg" filan yok. Baska kisiler de cevap vermis oluyor. Mesela "bel fitigi bir anda olur mu?" gelen mesaj "olur.". Neden böyle yapıyor bu kisiler, amaç nedir? Cevapta ifsalik bi durumda yok, kendi meslegi ile ilgili bir cevap verse kisi belki ifsa olurum diye cevabi ozelden yollayabilir, bunu anliyorum.
0
maria puder
(30.05.17)
nick bayan nicki, oltayı atayım ya tutarsa yöntemi.
0
prezarlatif
(30.05.17)
benim de başıma geliyor. dediğin gibi ifşalık veya ekstra özel durumlarda anlarım da diğer türlü bana da saçma geliyor.
0
elorelia
(30.05.17)
Ya tutarsa. Buradaki abaza kesim çok nitelikli insanlar yürüme konusunda, senden iyi takip ediyordur senin yazdığın entry leri
0
gozu acik sevisen yahudi
(30.05.17)
Meslek, geçmiş, özel bilgi değilse ve vereceği mesaj duyuru altında tartışmaya dönecek bir şey değilse özel mesaj atma sebebi %90 "yürüme". Çok basit ve aleni cevap ama bu. Başka cevap istediysen bilemedim :)

Ben genelde duyuru altında saçma sapan tartışmaya girmek istemediğimde mesajla cevap veriyorum. Her konuda laf sokma çabasında birileri çıkıyor çünkü.
0
nawar
(30.05.17)
Yürüme benim de aklima geldi tabi de.Gözden kacirdigim bir sey olabilir mi diye merak ettim.
0
🌸maria puder
(30.05.17)
Öncelikle sana atmadım onu bi' açıklayayım da aklı evvellerin aklına birşey gelmesin.

ben bazen cevaplaya basacağıma mesaja basmış oluyorum, dalgınlıktan. oraya yazıyorum, hatta bunun bir cevap bu kısmı yüzdesi var ya, o geliyor aklıma lan gitti boşuna yüzde kaçırdık filan diyorum.

onun dışında çok karşılaştığım birşey de, konuya yanlış cevap veren birisi oluyor, onu kırmayayım veya da onunla uğraşmayayım diye özel mesajla cevap verebiliyorum. mesela birşey soruyor teknik bir bilgi, alta yorum geliyor cevap değil. şimdi o yorumun altına cevabı göndersen o salak birşeyler söyleyecek ve ben 2li sohbeti çok sevmiyorum. sıkılıyorum, ve sıkılınca onunla zaman harcadığım için sinirleniyorum. böyle zamanları yaşamamak için, duyuruda cevap değil de bi' yorum varsa özel mesajla cevabın linkini filan atıyorum.

bazen de konuya cevap olmayan ama olayın benim aklıma takılan bir kısmı oluyor, yani mesela adam birşey sormuş, güzel bir soru aklıma onunla ilgili birşey geliyor ama soruya cevap değil, buranın amacının soruya cevap olduğunu düşündüğüm için o başlığa değil de özelden aslında şöyle de olabilir, ya da benim de aklıma şu kısmı takıldı o konuda bir fikir verebilir misin gibi şeyler söyleyebiliyorum.
0
mete kudur
(30.05.17)
ben tik atmayana bazen cevabı mesajla gönderiyorum. soruya zahmet edilip bir ton cevap yazılmış ama adamın okuyup okumadığı belli değil. mesajla al sana cevap diye gözüne sokmuş oluyorsun direkt.
0
sporty
(30.05.17)
bazen ben de yapiyorum bunu, duruma göre farkli sebepleri oluyor. ama yürüme amacı ile yaptigim olmadi. bazen cevapla degil de mesaj dügmesine basmıs oluyorum gayri ihtiyari, bazen verdigim yanitin başkalari tarafindan görülmesini istemiyorum, bazen de verecegim yanıtlara başkasının musallat olmasını istemiyorum, sadecesoru sahibine yanitini vermek istiyorum. buradan bircok kadın kisisi ile yüzyüze görüsmüslügüm var, daha ilerisi de oldu. ama hicbirisi ile bu sekilde başlamadi yakınlık.
0
cunnilinguist
(30.05.17)
Başkasının işine yaramayacak, spesifik bir soruysa ya da karşılıklı bir şeyler sorup ona göre netlestirilecek bir soruysa mesaj atıyorum genellikle.
0
doxanikee
(30.05.17)
adam ilaç tavsiyesi istiyor doktor değilim duyuru altına yazsam tartışma çıkar basıyorum cevabı özelden , teknik bir şey soruyor açıklaması uzun gramerle uğraşmayım diye konuştuğum gibi yazıp basıyorum özelden.
0
Sir Anthony Hopkins
(30.05.17)
bazen şey oluyor, konuyla ilgili uzun bir şey açıklayacak/anlatacak oluyorum. sadece benim değil soru soran insanın da mahremiyetine dokunabileceğinden herkesin göreceği bir yere çok şey yazmak istemeyebiliyorum. yürümek için de yaratıcı bir yol değil bence :)
0
otonomo
(30.05.17)
@raydingoz

Merhaba, sizin icin yazmadm aslinda.Tavsiyenizi uyguladim.Zaten muhabbeti özel olarak devam ettirme cabasi da görmedim.Yine de baska nedenleri var mi diye merak ettim.Bir sürü neden geldi,iyiki sormusum.
0
🌸maria puder
(30.05.17)
Bir sebep de şu olabilir, soru altinda ikili yazışmaya/ tartismaya dönüsen durumlar olabiliyor. Soru altini isgal etmemek icin devamı ozel mesajla getirilebiliyor. Bir de tesekkur mesajlari var. Duyuru altina tesekkur etmek yerine ozel mesajla tesekkur edenler oluyor. Cevabin herkesçe gorunmemesini istemek de çok mümkün. Burada birbirini taniyanlar var. Ama "-bel fitigi bir anda olur mu -olur" olayi biraz anlamsızmış.
0
aquarium
(30.05.17)
Her olayı "yürüyor" diye geçiştirmeyin. Ben dediğin konularda hiç mesaj atmadım ama çok mesaj atan biriyim yapım böyle. Kadın olup olmadığını bile bilmediğim nick'ten bile anlaşılmayan kişiler bile bana yürüyormuşum gibi cevap veriyor acayip sinir oluyorum. Atın şu kezbanlık kıyafetinizi üstünden. ayıp valla ayıp
0
prens zuko
(30.05.17)
salakça yürüme yolları işte.
0
basond
(30.05.17)
En fazla bir iki kere özel mesaj atmışımdır. O da herkese anlatamayacağım özel bir konu ile ilgili cevap olduğundan, benşm veya başka birinin sırrını içerdiğinden, sadece duyuru sahibi bilebilsin diye.

Anlamıyor değilim de, eğer biri yanlış cevap yazmışsa özelden mesaj göndermek daha kötü değil mi? Yanlış cevap kabak gibi hep ortada olacak ama işin doğrusunu kimse bilemeyecek. Örneğin, zamanında "Sarhoşum, akşamdan kalmayım. Ne yapayım" sorusuna "Alka Seltzer" demiştim ve bir doktor bana bunun ne kadar tehlikeli olabileceği ile ilgili mesaj atmışrı. Ona göre cevabı düzenlemiştim ama düzenlemesem kabak gibi belki duyuru sahibini, belki duyuruyu okuyan başka birini tehlikeye atacaktım. Doğru bilenin ortaya yazması görev veya zorunluluk değil tabii ki ama olması gerekenmiş gibi geliyor bana.
0
aychovsky
(30.05.17)
konuyla alakasız bir şey değilse veya özel bir durum yoksa mesaj olayına girmek saçma.
0
soft
(30.05.17)
ben önceden silerler şimdi moralim bozulur diye yapıyordum bi de verilmiş bir cevabın aynısını veya +1 yazmak yerine yaptığım olmuştur veya emin olmadığım zamanlarda sonradan okuyanı yanıltmamak için
0
qazedcsrfvtyhngujmkol
(30.05.17)
(18)

Telefonunuzdaki ücretli uygulamalar

etna
Neler var? Hangi uygulamalara para verdiniz?Bonus olarak; hangi oyunları oynuyorsunuz?
Neler var? Hangi uygulamalara para verdiniz?
Bonus olarak; hangi oyunları oynuyorsunuz?
0
etna
(30.05.17)
enlight - fotoğraf düzenleme aracı. baya bi özelliği var, youtube'dan falan izleyip farklı şeyler yapıyorum.
spotify.
icloud sayılır mı bilmiyorum. aylık 3 lira veriyorum 50 gb için.
monument valley - hem satın aldım, hem oynuyorum.
limbo - satın aldım, oynuyorum.
0
contavolta
(30.05.17)
Spotify
Flightradar
0
crown
(30.05.17)
clash royale, paralı sandık almıştım
whatsup a zamanında .99 dölar vermiştim,
sniper lı bi oyun vardı galiba
0
ravenudon
(30.05.17)
Parali aldigim baya var da su an hatirladiklarim zaten yukarda yazilmiş, digerlerini hic hatirlamiyorum. Bi de mesela oynadığım bi oyunda reklam varsa ve engellemek icin 3 4 lira istiyosa al da kurtulayim diye verdiğim cok oluyo

Oyun olarak color switch ve sapan oynuyorum. Sapan Türk yapimi ve baya iyi oyun tavsiye ederim
0
nundu
(30.05.17)
Novalauncher ve Spotify.

Star Wars Commander oynuyorum.
0
chicha
(30.05.17)
flightradar. oyun oynamiyorum.
0
tabudeviren
(30.05.17)
spotify'a ücretli bir uygulama değil gerçi ama para veriyorum kendisine.
bir de perfect ear var. o da ücretli değil ama tam alıştırma paketi için verdim parayı kendisine.

hiçbir oyuna para vermedim henüz. oynadığım iki adet oyun var. biri clash royale diğeri de satranç.(chess.com'un uygulamasından oynuyorum.)
0
windowsguvenlikduvari
(30.05.17)
Nine - muazzam bir mail uygulaması.
0
cakabo
(30.05.17)
Spotify
MotionX GPS
ReklamEngelle
Thug Life
Tivibu
0
crescendo
(30.05.17)
Night Sky (iCandy apps olan) var para verdiğimi hatırladığım ve hâlâ kullandığım. Şu an tam karşımda Neptün varmış, gökyüzü haritasına bakıp öyle şeyler öğrenip mutlu oluyorum.
0
kobuzchu kiz
(30.05.17)
Spotify
Sleep Cycle

Bonus olarak oyun oynamıyorum telefonumun hafızası artık yetmediği için, ama oynadığım dönemlerde Don't Starve ve Hearthstone oynuyordum.
0
evde liyakat kalmamis
(30.05.17)
Spotify
Fit flexibility (spor)

Oynadığım oyun: Brain wars (ücretsiz)
0
peggy
(30.05.17)
babysparks
0
balik kraker
(30.05.17)
Ucretliler:

Period Tracker Deluxe
Tinder Plus
Afterlight (Gerci artik kullanmiyorum)
0
perfectum
(30.05.17)
iş ile alakalı prosedürlerin olduğu bir uygulama
edit:oyun olarak satranç var bi tek
0
basond
(30.05.17)
Spotify
0
mutlusismankedi2015
(30.05.17)
nova launcher ve spotify.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(30.05.17)
Spotify
Sleep Cycle
0
aychovsky
(30.05.17)
(17)

bu kadınlar sizce güzel mi?

prens zuko
soruyu sormadan şunu belirtmek istiyorum. uzun zamandır kendi zevk anlayışımı sorguluyorum ama insanların %80'i ile çok uzak ve ters düştüğümü fark ettim. sağda solda sürekli görülen ve aşırı beğenilen,peşinden koşulan kadınların bir kaç fotoğrafını paylaşayım mesela. samimi soruyorum samimi cevap b
soruyu sormadan şunu belirtmek istiyorum. uzun zamandır kendi zevk anlayışımı sorguluyorum ama insanların %80'i ile çok uzak ve ters düştüğümü fark ettim. sağda solda sürekli görülen ve aşırı beğenilen,peşinden koşulan kadınların bir kaç fotoğrafını paylaşayım mesela. samimi soruyorum samimi cevap bekliyorum. gerçekten güzel mi bunlar?


pbs.twimg.com
pbs.twimg.com
pbs.twimg.com
pbs.twimg.com
pbs.twimg.com

cidden bana çok itici ve tipsiz geliyorlar (aşağılamıyorum tabi ki sadece böyle düşünüyorum). tonla makyaj bile kurtaramamış diyorum kendi kendime.


mesela benim hoşlandığım kız tipini atayım: (genelde bu tipleri de pek kimse sevmiyor türkiye'de)

www.famousbirthdays.com
hizliresim.com
hizliresim.com
s-media-cache-ak0.pinimg.com (mevcut kız arkadaşım böyle biri gibi işte.)

cidden kafayı yiyecem. yorumlarınızı ve sizin de düşüncelerinizi merak ediyorum.

not: fotoğraflar gizli saklı hesaplardan alınmadı.

edit: unutmadan, bilerek kötüleri seçmedim. hatta en çok sevilen en çok beğenilen fotoğraflardan bir kaçını attım.
0
prens zuko
(29.05.17)
Cidden tipsiz ilk attıkların. Hem çirkinler hem de kat kat makyaj yapmışlar. Senin beğendiklerin hoşuma gitti.
0
patatesli yumurta
(29.05.17)
ilk resimde olan kız çok güzel. 4. resimde olan kız çirkin. ya da fotoğraf bilmiyorum.
2 güzel
5 güzel
3 yoklukta gideri var.

edit: beğendiklerine bakmadım, ayıb.
0
mete kudur
(29.05.17)
neden kafayı yiyosun sevgili karşim? çok mu önemli yani bu? sen de onları beğen nolcek?
senin beğendiklerin beğenmediklerinden iyi değil bence ;)
0
cekilmis gayfe
(29.05.17)
kafayı yiyecek ne var onu anlamadım ben.
şu beğenme, beğenilme olayı biraz fazla abartılmadı mı ya hu.
bence hepsi güzel bi farkları yok.
0
baharat
(29.05.17)
klasik tiki kız tipi işte bizim üniversitenin iç mimarlık, işletme, iktisat fakültelerinde bolca mevcut dediğin tipler.
0
elvedui
(29.05.17)
@gabe h coud peki neden o zaman çok tutuluyor bunlar? nerde zengin iş adamı var bunların peşinde,nerde babadan zengin bmw 320 tayfalı müteahhit çocuğu tipli eleman var bunların peşinde anlamıyorum ki.

birde çok tekin olmayan tipler bunlar. aldatma potansiyeli de oldukça yüksek görünüyor benim gözümde
0
🌸prens zuko
(29.05.17)
sevgilin fotoğraftaki kadar güzelse full makyaj kadınları güzel bulmamayı problem etmene anlam veremedim.
0
elorelia
(29.05.17)
Guzellik bakimindan senin begendiklerinle begenmediklerin arasinda bir fark goremedim. Sen kizlarin tipine degil kendilerini soktuklari sekillere gore degerlendirmissin.

Senin begendiklerin: saci basi yapili olmayan makyajsiz süssüz normal guzel kiz

Begenmediklerin: saci basi yapili makyajli süslü normal guzel kiz

"Çok güzel" dediğin kızlar da kırmızı ruj sürüp mavi camlı güneş gözlüğüyle şuh poz verse onları da beğenmezdin. Kafayı yiyecek bi durum yok cnm
0
duru arsnova
(29.05.17)
@duru +100

İlk attığın kızlar çirkin değil. Sadece fazlaca boyalı ve yapay. Özellikle 5 nolu resimdeki kız bayağı güzel. Keşke o kadar makyaj yapmasaymış.

Senin beğendiğin kadınlar da güzel. Sonuç olarak ben ortada bir sorun göremiyorum.
0
i m cool with that
(29.05.17)
ilk 5 fotograftan kekoluk kezbanlik yapaylik herneyse onlar akiyor iste, bir de esmerler ama boyle arap gibi egreti ucuz estetik anlayislari ve tavirlari var, digerleri daha dogal ve asil gorunumlu anglosaxon tipler. (olmayabilirler de ama o tarafa yakin, ayni sekilde digerleri de arap olmayabilir.)

burada olay zevk ve renk. salla gitsin kafayi yemeye degmez.
0
jack n brooks
(29.05.17)
hepsi guzel zaten de ilk fotodakilerle ikinci fotodakiler arasinda da fark yok zaten. bir grubu begenip digerininin begenmemenin ardindaki sir perdesini merak ediyorum. yani bu kadar da ugrasmissin, su fotolari bulmak, kategorize etmek icin. sana bir site soylyeyim kanka belki isine yarar: www.iskur.gov.tr
0
baldur2
(29.05.17)
hepsi güzel 1.kısımdakiler bakımlı fazla özenli 2.kısımdakiler doğal ortak payda da fark yok..
0
jamswety
(29.05.17)
İlk ikisi ve sonuncusu güzel. Diğerlerini pek beğenmedim. Son attığın lise arkadaşım bu arada :d kızı okulda hiç görmedim ama güzelliği çok konuşuluyordu.
0
powerpufgirl
(29.05.17)
İlk gruptan sadece 1 ve 5'in yüzü güzel bence. Senin beğendiklerinden de bir tek sonuncuyu beğendim.
0
ms brownstone
(29.05.17)
Duru + 1
Kızlar birbirinin aynı, sadece ilk gruptakilerin tarzı çok yapay. Güzellik olarak birbirinden çok farklı değiller. Hepsinin aşdatma potansiyelleei kendine bağlı.

Bir de ilk gruptakileri sevenler ilk geuptaki halini dışeıda görüyor, evde ikimci geuptaki hallerini görüyorlar.
0
aychovsky
(29.05.17)
güzelliğin göreceli olmadığını iddia eden biri olarak iyi bir güzellik algınız olduğunu söyleyebilirim, ilk resimler çirkin ama çirkin olup sevimli, sempatik tipler de vardır ya bunlar ondan da değil bildiğin çirkin.
0
sane ego
(29.05.17)
güzellik anlayışımız aynı sanırım. aynı şeyi ben de çok yaşıyorum.
0
embermane
(29.05.17)
(6)

Amerikalıların bu "South will rise again" muhabbeti ne?

utkumon
Konfederasyon bayrağı asanlar bir ara bayağı hedef olmuşlardı, sanırım iç savaş öncesine dayanan bir olay ama nedir bu "South" sevenlerin ortak özelliği? Neyi savunuyor bu abiler?
Konfederasyon bayrağı asanlar bir ara bayağı hedef olmuşlardı, sanırım iç savaş öncesine dayanan bir olay ama nedir bu "South" sevenlerin ortak özelliği? Neyi savunuyor bu abiler?
0
utkumon
(29.05.17)
(bkz: yenilen pehlivan gurese doymaz)

dogmaz yazmisim.
0
common of demons
(29.05.17)
South sevenlerin özelliği ırkçılığı. Böyle bir kadına denk geldim. Özetle, zenci isen oromatikman pis, böceklerle yaşayan, konuşmayı bilmeyen, vb insan olduğunu varsayıyorlar, aksan kayıksa da "Ülkene geri dön. Burada istenmiyorsun" gibi tepkiler veriyorlar. Geöen gün kadının biri eczanede dururken Latin biri gelmiş, "Afedersiniz, şu ilacı alsam azıcık kaysanız" gibi bir şey söylemiş. Kadın gürleye gürleye "Burada istnmşyorsun. Sizin devriniz geçti, hepinizi geri göndereceğiz" diye gürlemiş. Orada da zencinin biri laf edince "Bana n*****'ın teki mi akıl verecek" demiş. En son eczane yöneticis gelip kadından dıları çıkmasını isteyince "Bu saçma insanlarla aynı yerde alışveriş yapacağıma giderim" deyip çıkmış. South mantığı genel olarak bu. Azınlıklara ve özellikle zencilere karşı "Gidin ülkemizden, burası bizim" yaklaşımı
0
aychovsky
(29.05.17)
@bb +1. aynı bizim osmanlıcılar. diriliş uyanış vs. gibi söylemlerle uyumlu. osmanlı yeniden doğuyor = sounth will rise again.
0
mrthany
(29.05.17)
bizdeki osmanlıcılar/çomarlar vs. devletimis diye dolanır. devlet yarak olsa bunlar 7/24 bj yapar. konfederasyon/alt-right/redneck vs. de ise böyle bir durum yok. tam tersi diyebiliriz hatta. en büyük fark bu herhalde.
0
müftü
(29.05.17)
Bana kalirsa neo-osmanlicilik tam karsilayamaz, zira "rebel" kimligi bu insanlarin gozunde degerli bir sey ve osmanlicilarda bunun karsiligi yok. Bugun Turkiye'de osmanliciligi pompalayan bizzat hukumet yani "establishment", ama konfederasyon bayragi dalgalandiranlar bunu Washington D.C.'nin inadina yapiyorlardi, eyaletlerin baskentlerindeki devlet binalarinin onunde dalgalandirilmasi gurur/gelenek meselesiydi vs. Yani imparatorluk hayalinin tam aksine, "devlet oyle her boka karismasin, biz kendi kararlarimizi kendimiz aliriz"dan dem vuruyorlar.

"south will rise again"deki "again" iste ozetle o pehlivan ornegi. Isyan edip ulkeyi cok kanli bir ic savasa suruklediler, halbuki en bastan kazanma ihtimalleri yoktu (sanayi yok, kuzey butun limanlari direkt ablukaya aliyor..). Belki irkci olmayan insanlar da nostaljiden ve underdog'u tutmayi onurlu saydiklarindan sonucu bile bile guneye sempati duyuyor olabilirler. Ama ciddi ciddi "gun gelecek gene ayaklanacagiz" diyenlere benim algiladigim kadariyla verilen tepki "yavas ayaklan sacin basin dagilmasin" seklinde, ama abd'de yasayanlar daha iyi bilir tabii.

edit: Ben yazmaya calisirken muftu de ayni seyden bahsetmis.
0
common of demons
(29.05.17)
Bb +1
0
Traveller
(29.05.17)
(4)

kadınlara has sorunlar

o kadar da super olmayan kahraman
bir ödev için üniversite mezunu, çalışan kadınlara has sorunlar gerekiyor. ciddi sorunlar(taciz, baskı vs...) değil de daha eğlencelik eften püften sorunlar gerekiyor. yardımcı olanlara çok teşekkürler
bir ödev için üniversite mezunu, çalışan kadınlara has sorunlar gerekiyor. ciddi sorunlar(taciz, baskı vs...) değil de daha eğlencelik eften püften sorunlar gerekiyor. yardımcı olanlara çok teşekkürler
0
o kadar da super olmayan kahraman
(29.05.17)
Kıyafet sıkıntısı geliyor aklıma, mesela tüm gün sutyenle gezmek zorunda olmak. Şık giymeyince ciddiye alınmamak( bu erkeklerde de var aslında)
0
megalomaniac
(29.05.17)
Adetin ilk günlerinde işe gitmek. Karın, bel, baş ağrıları her biri dört bir yandan sıkıştırıyor. Nefes alamıyorum ama bir sürü insanla muhattap olmak zorunda kalıyorum. Yine içim daraldı.
İş yerine göre kıyafet sorunu.

Aklıma geldikçe eklerim.
0
uzunuzunilgi
(29.05.17)
"Evli, yakında hamile de kalır" nedeni ile işe alınmamak, bunun da görüşmede "Yakınlarda çocuk düşünüyor musunuz" dorusu ile belli edilmesi.
Giysi kuralları demek istedim ama erkeklerde de var bir şekilde. Onlarda da kravat, hatta bazılarında yaz günü ceket sorunu olabiliyor. Kadınlardaki giyim sıkıntıları ile erkeklerdeki giyim sıkıbtıları farklı olabilir.
Kadın patronlar, üstler hakkındaki "Manyamıştır erkek gibi davranıp patronluk taslamaktan", "Çirkeftir, kaprislidir" gibi önyargılar.
0
aychovsky
(29.05.17)
benim için; koca bulamamak en başta gelen sorun. afterpartylerden çıkmayan pelinsu'ların bile bebekleri olmuş, geçen bir stalklayayım lisanstakileri dedim, tadım kaçtı :/

projelerden dip boyasına gidememe.

mesainin de kuaförün de 09.00'da başlıyor/açılıyor olması.

ofiste herkes topuklu ayakkabı giymeyecek kadar paçoz olduğu için topuklu ayakkabı giydiğimde kendimi assolist gibi hissetmek.

masamdaki aynaya bakarken odaya birinin gelmesi.
0
kayranin kedisi
(29.05.17)
(13)

"tutuk birisi" ne demek?

lucky strike
bi arkadaşım var. başka arkadaşlarımla da tanıştı. 2 farklı kişiden bu arkadaşım hakkında "biraz tutuk birisi galiba" yorumunu aldım.arkadaşımın iletişim problemi var. yani ilk bakışta anlaşılmasa da biliyorum öyle olduğunu. ama ben "tutuk birisi" lafını kullanmazdım hakkında. "iletişim konusunda bi
bi arkadaşım var. başka arkadaşlarımla da tanıştı. 2 farklı kişiden bu arkadaşım hakkında "biraz tutuk birisi galiba" yorumunu aldım.
arkadaşımın iletişim problemi var. yani ilk bakışta anlaşılmasa da biliyorum öyle olduğunu. ama ben "tutuk birisi" lafını kullanmazdım hakkında. "iletişim konusunda biraz sıkıntılı" derdim. kime tutuk denir bilmiyorum.

yoruma açık mı bu konu? bir kişi hakkında tutuk denildiği zaman hepimiz aynı şeyi mi anlıyoruz? tanımı var mı yani? varsa nedir?
0
lucky strike
(28.05.17)
Konuşmaya akıcı şekilde katılmayan, katıldığında da muhabbete bir şeyler katmayan, belki biraz yavaş ve sıkıcı konuşan, espri yapamayan, espri yapıldığında hemen gülmeyen, donuk donuk bakan tiplere tutuk diyorum ben.
0
duru arsnova
(28.05.17)
filteria
(28.05.17)
duru +1
0
doxanikee
(28.05.17)
bizim orda "su yutkunu" derler öyle tipler için. yeni bir ortama girince pasif, sessiz, utangaç veya sıkılgan tavır sergileyen... bir oyuna katılmak istemeyen, katılsa bile insiyatif almayan. duygularını açıkça ifade etmeyen/ edemeyen, ağır tabir ile "sümsük" kimseler için tutuk denilebilir.
0
discopolice
(28.05.17)
ben :(
0
bardakigüneşgözlüğü
(28.05.17)
Duru +1

Çok yaygın olmasa da kullanılan bi tabirdir.
0
megalomaniac
(28.05.17)
konuşamayan insanlara deniyor tutuk işte; yok espri yapamayan sıkıcı konuşan falan binbir alakasız detayla eziklemeye, abartmaya lüzum yok.
0
neseranni
(28.05.17)
çekingen kişilik yapısını anlardım. ''iletişim konusunda sıkıntılı'' bence daha acımasız duruyor.
0
otonomo
(28.05.17)
@otonomo, çekingen kişiik yapısı tam karşılamıyor.

buradan anladığım kadarıyla belli bir tarifi yokmuş bu kullanımın. ilk tutuk dediklerinde ben "acaba lan kekeme mi demek istiyolar bizimkine" diye düşündüydüm.
silahın tutukluk yapması, ben sende tutuklu kaldım falan geldi yani aklıma.

şimdi ekşi'de tutuk başlığının ilk entrysine baktım. burası daha karmaşıklaştı.

eksisozluk.com
0
🌸lucky strike
(28.05.17)
Bence senin söylediğin şey tam tanımı kafamdaki. Aynı şeyi söylüyorsunuz
0
fasulyek
(28.05.17)
coyote +1
0
freetakilir
(28.05.17)
İçe kapanık, pek konuşmayan insanlara denir.
karadenizde çok yaygın bu tabir.
Özürlü, sümsük vs. bunlar çok ayrı şeyler.
0
sonbaharadam
(28.05.17)
Duru + 1
Ben de çok duydum ve bu anlamda kullanırım.
0
aychovsky
(28.05.17)
(8)

Yurtdışı Yaz Tatili Tavsiye

dedim sozluk falan beni bozar
Eşimle bu yaz yurtdışı tatili yapalım diyoruz biraz kararsız kaldık. Hem cep yakmayan hem de gidip görmeye değer bir yer arıyoruz. var mı tavsiyesi olan ?
Eşimle bu yaz yurtdışı tatili yapalım diyoruz biraz kararsız kaldık. Hem cep yakmayan hem de gidip görmeye değer bir yer arıyoruz. var mı tavsiyesi olan ?
0
dedim sozluk falan beni bozar
(28.05.17)
Kaliforniya'ya gidin. Bir ay gezin. Geliriniz ne bilmem, belki yanmaz cebiniz.

Yoksa sakıza falan gidin. Ucuz yollu.
0
bir ileti paylastim
(28.05.17)
Orta avrupa, prag budapeste viyana. Zamaniniz varsa salzburg krakow venedik yaparak cemberi genisletirsiniz
0
cunnilinguist
(28.05.17)
cep yakmayan: karadag. cok uygun ve denizi filan cok guzel.
azcik cep yakan: guney fransa turu, sahil kentlerini gezersiniz. ben bu yaz yapmayi dusundum bir ara, baya guzel yerler var. denizi muthis
0
fakyoras
(28.05.17)
yunanistan garantidir, her seyin ucuzunu da pahalisini da bulmak cok kolay orada. deniz masmavi, dogasi korunmus. harika.
0
beriberi
(28.05.17)
Cep yakmayan Ukrayna.
0
stavro
(28.05.17)
Prag
0
chitosan
(28.05.17)
Sharm el sheikh, fas (tanca, marakes)
0
zott
(29.05.17)
En cep yakmayan için Euro bölgesinden uzak durmak gerekebilir ama azıcık cep yakabiliyorsa o ayrı.
Hırvatistan olabilir. Dubrovnik, Split falan sahilleri güzel yerler.
Prag çok güzel bir yer ama yaz tatili dedin mi benim aklıma deniz geliyor. Deniz sizin için önemli değilse Prag ve öevresi 3-5 günlük tatil için güzel ve ucuz.
Bunun yanında eğer deniz istiyorsanız Tunus'u tavsye ederim ama Eylül'e doğru daha iyi olabilir, yaz oetası sıcak olabilir. Uçak kısmı pahalı olabilir ama 5 yıldızlı otelin bir gecesi Avrupa'daki bir hostelin gecesi ile denk. Akdeniz boyu sahiller çok güzel, Djerba adası çok eğlenceli. Ben gittiğimde barlara pasaport ile giriliyordu yerel halkın içmesini engellemek in. Icuz olduğundan çok Avrupalı da oluyor. Bir nevi Bodrum gibi.
Euro bölgesi idare edecekse, İspanya, Portekiz'de hostellerde kalarak ucuza yakın bir tatil yapabilirsiniz.
0
aychovsky
(29.05.17)
(23)

Avrupa'da bir şehirde yaşayacak olsanız nereyi seçersiniz ?

hayati cozemeyen adam
soru başlıkta, 20li yaşlardasınız ve sıfırdan başlayacaksınız ortanın üstü, fena olmayan bir ingilizceniz var okul için falan değil direkt orda iş bulup yaşamak için. sebepleri ile birlikte söylerseniz memnun olurum, şehir de önemli. işte mesela iklim, ekonomi, iş bulma kolaylığı veya şu ucuz şuraya
soru başlıkta, 20li yaşlardasınız ve sıfırdan başlayacaksınız ortanın üstü, fena olmayan bir ingilizceniz var okul için falan değil direkt orda iş bulup yaşamak için. sebepleri ile birlikte söylerseniz memnun olurum, şehir de önemli. işte mesela iklim, ekonomi, iş bulma kolaylığı veya şu ucuz şuraya yakın vs vs..
0
hayati cozemeyen adam
(28.05.17)
stockholm

GÖzümüz medeniyet görsün.
0
gozu acik sevisen yahudi
(28.05.17)
Viyana.

Tabii bunun için İngilizce yetmez. Almanca da lazım.
0
i m cool with that
(28.05.17)
Amsterdam veya Berlin
0
tahin pekmez yoğurt
(28.05.17)
Londra. Ulaşım ağı, yeşil alanların bolluğu, İskandinav ülkelerine kıyasla ikliminin daha yumuşak olması, tarihle modern yaşamın iç içe olması, sosyalleşme imkanları gibi birtakım yüzeysel nedenlerle tercih ederdim. İş olanakları, sosyo-ekonomik şartlar vb. hakkında pek bilgim yok.
0
auroraaurora
(28.05.17)
Berlin ama türk e benzemiyorsun diye iştifat ediyorlar. Irkçılık hep var. Müslümansın nasıl bira içiyorsun diyen mongollar da döner alman yiyeceği aq diyenler de üniversite de okuyor. Bir de öyle düşün.
0
fasulyek
(28.05.17)
Volendam

Ben hayatımda bu kadar tatlı ve küçük bir şehir görmedim. Amsterdam'a da çok yakın. Belediye otobüslerinde şoförler inerken el sallıyor.
0
kumulatifvergimatrahi
(28.05.17)
stockholm ya da prag
0
sorunvar
(28.05.17)
Roma. Hiç gitmedim, inş. birkaç sene sonra gitmeyi düşünüyorum. Atmosferi tam bana göre. İnsanlık zaten İtalya'dan çıkma. Sanat desen orada, bilim desen orada. Fazla açıklamaya gerek yok.
0
dissendium
(28.05.17)
stockholm için kendimce eksi olabilecek şeyleri yazdım ekşide.
eksisozluk.com

ama medeniyet hissi gerçekten yetiyor. stockholm diyorum ben de.
0
embermane
(28.05.17)
londra.
0
Apocalypse
(28.05.17)
Svalbard demek istiyorum
0
gkct
(28.05.17)
Brüksel

Yabancı arkadaşlarım(Hollanda, italya ve almanyadan) brüksele taşınmak için iş arıyorlardı. Ucuz olduğundan dolayı para biriktirebilmek için ve lokasyonunu sevdiklerinden dolayı.
0
jazzabel
(28.05.17)
kuzey avrupa'nın küçük şehirleri. neredeyse insanın olmadığı, yılın büyük bölümünde gri ve karanlık olan bir yerde yabancı olarak yaşamak eminim hiç kolay olmayacaktır ama uzun vadede bana iyi geleceğini düşünüyorum. küçük şehir istememin nedeni, terör saldırısı ihtimalinin önemli ölçüde az olması. ırkçılık hususunda da insanlar genelde yabancının bol olduğu büyük şehri tercih eder ama ben küçük yerde yabancı düşmanlığının da olacağını sanmıyorum pek. yani stokholm'de ne kadar benimsenirsem lulea'da da en az o kadar benimsenirim gibime geliyor, üstelik oradaki insanların bana karşı önyargılı olma ihtimali biraz daha az sanki. neyse.

oulu, tampere, vaasa, rovaniemi, lulea, skelleftea, örnsköldsvik olabilir mesela. rovaniemi dışında hepsinin kendi en üst düzey liginde oynayan buz hokeyi takımı da var. işe giderim, maça giderim, ormanda yürüyüp blek metal falan dinlerim işte ne bileyim kafam rahat olur abi. şöyle 1-2 arkadaş edindin miydi, ortama adapte oldun muydu gayet güzel yaşanır. kışın çıkarım donmuş gölde kayarım. her yer doğa zaten yav. yapacak bi şey illa bulunur.

iş bulması, ekonomisi vs. sıkıntılı tabii ama hayal kuruyoz şurda, onda bari istediğimiz yere gidelim işi gücü düşünmeden. bana kalsa ben böyle bi yerde yaşayacaksam zaten basit işlerle de uğraşabilirim hiç gocunmam ama nerdeeee amk finlandiya da beni bekliyo zaten. tacizci tecavüzcü olamadık ki peşimizden koşsunlar.
0
der meister
(28.05.17)
Direkt tam zamanlı iş bulabiliyorsam Berlin derim. Maaş/hayat pahalılığı en yüksek büyük şehirlerden ve söylenenlere göre eğlenceli de bir yer.

Ha yok iş bulmaya çalışacaksam ve tırmalamam gerekiyorsa, çalışma iznim de varsa Dublin derim. Hem büyük şirketler, hem de startup'lar var İrlanda'da, dil sorunu da çekmem, o yüzden iş bulana kadar ufak tefek işler yapabilirim. Öyle yani.
0
noluyo yaa
(28.05.17)
brighton.
londra.
0
zgrydn
(28.05.17)
londra

asla aç kalmazsın küçük de olsa iş yapabilirsin. türkiyeye tatil bile olsa geldiğinde kazandığın para 4le çarpılacak.
0
dedim ben sana
(28.05.17)
Barselona
0
basond
(28.05.17)
Valencia, Alicante
İlki iklim güzel, soğukta bunalıma giriyorum.
İkincisi insanlar neşeli, sürekli herkes birbirime gülğmsüyor. Akdeniz insanı sıcaklığı hakim.
Üçüncüsü, halk aşırı tembel olduğundan azıcık çalışan biri çok çalışkanmış gibi duruyor.
Dördüncüsü, halk zamanında haklarını sçke söke almış. İnsan hakları konusunda iyiler ve geri vermeye niyetleri yok. En yfak insan hakkı ihlalinde her türlü ses yükseliyor.
Beşincisi, metropol gibi boğucu değiller ama büyük şehir, hayat çok rahat.
Altıncısı, Avrupa ortalamasına göre ucuz şehirler.
Yedincisi, şehir içinde ya da en kötü bir metro yolculuğu uzağında plaj var ve siesta zamanı gidilip yüzülebilir. Yılın neredeyse 7 ayı denize giriliyor.

Zorlukları ise şunlar:
İlki, ekonomi hafiften batık. Özellikle yabancılar için iş bulmak çok zor.
İkincis, İngilizce konuşam kişi sayısı çok az ve bazen İspanyolca bilmek de yetmiyor. Özel sektör için yeter ama akademi için eyaletin kendi dilini de bilmek gerekiyor.
0
aychovsky
(29.05.17)
basel. gittim gördüm, tam yaşlı şehri. sakin sessiz, nehri var, para çooook, hayat güzel, doğa var, eğlenceye uzak değil. arada orada yaşayan şanslılar aklıma gelir de hüzünlenirim.
0
soft
(29.05.17)
roma ya da dresden
0
powerpufgirl
(29.05.17)
1) berlin
2) prag
3) krakow
0
chitosan
(29.05.17)
Prag. Küçük, yaşam standartları yüksek, batı avrupaya göre daha ucuz ve tonla casino var.
0
niyeti bozuk http nesnesi
(29.05.17)
londra veya amsterdam.
0
ravenclaw
(29.05.17)
(8)

minibüste terse gidemeyenlerin olayı nedir

sonsuz88
minibüste terse gidemeyenlerin olayı nedirgeçenlerde minibüsteyim istanbuldaki minibüsler pendik kadıköy hattı mavi şapkalılar şu çok yavaş giden hep sıkışık trafiği olan ölüm yolu adını verdiğim minibüs yolundan giden minibüsler kadının biri açılır kapanır koltuğu kapalı tutuyor ama ayakta dikiliyo
minibüste terse gidemeyenlerin olayı nedir

geçenlerde minibüsteyim istanbuldaki minibüsler pendik kadıköy hattı mavi şapkalılar şu çok yavaş giden hep sıkışık trafiği olan ölüm yolu adını verdiğim minibüs yolundan giden minibüsler

kadının biri açılır kapanır koltuğu kapalı tutuyor ama ayakta dikiliyor sırtı bana yüzü minibüsün ön tarafına dönük arkalarda bir yer boşaldı ilerledi o koltuk açılıyordu dedim terse gidemiyorum dedi yahu nedir bu ters oturamam ters gidemem diyenlerin derdi ıstırabı karın ağrısı sahi çok merak etmekteyim

soruya özellikle terse gidemeyenler cevap yazarsa soru daha iyi cevaplanmış olur
0
sonsuz88
(28.05.17)
Son 1-2 senedir ben de oturamıyorum ters koltukta. Deniz tutması gibi, araba tutması oluyor. Mide bulantısı falan. Eskiden severdim ters oturmayı. Şimdi yine otururum da telefonu falan kurcalar, bir şeyler okurken sıkıntı oluyor az da olsa. Geçici durumdur benimki umarım.
0
nawar
(28.05.17)
Sebebini bilmiyorum ama ben de ters gidemiyorum. Hele dur kalk anlarında midem iyice ağzıma geliyor. Ters gidemiyorum diye bir başkasının oturabileceği yeri işgal etmek de hoş değil tabii.
0
voyager 1
(28.05.17)
dolmuş gibi hızlı kalkış ani fren yapan araçlarda ve trafikte dur kalkın çok olduğu hatlarda ayakta giderim daha iyi. midem bulanıyor üzerine bir de egzoz debriyaj vb acaip yol kokuları derken zor atıyorum kendimi dışarı
0
part time pollyanna
(28.05.17)
karşı bir hedefe doğru ilerliyorsun ancak nereye ilerlediğini göremiyorsun. yani beyne ulaşan mesajla, vücudun yaptığı eylem aynı olmuyor gibi. beyin bunu tehlike olarak algılıyor ve bu durumdan kurtulması için vücudu tetikliyor. bu da baş dönmesi, mide bulantısı, huzursuzluk şeklinde ortaya çıkıyor. (iç kulaktaki dengeyi sağlayan sıvıyla da alakası vs var ama tam ayrıntısını açıklayacak kadar bilgim yok)
0
mahone
(28.05.17)
Bende de var bu durum. Sadece ters koltukta oturmak da degil, arabayı iyi kullanmazlarda arka koltukta, teknelerde, gemilerin alt kabinlerinde deli gibi midem bulanır. Arabada kesinlikle telefonla oynamayamam, kitap okuyamam.

Sebebi orta kulakla-goz- beyin arasındaki kordinasyonda sorun olmasi. Detayı tam hatırlamıyorum maalesef.
0
fraise
(28.05.17)
www.bilgiustam.com

Mobildeyim editleyemiyorum. Şu verdiğim linkte açıklamıştır aslında.
0
fraise
(28.05.17)
sana ne amk gidemiyor iste adam. cani istemiyor belki de. sana gelip ben ters gidemiyorum kalk bana yer ver falan diyorsa istedigini soyle. yoksa istedigi gibi gider insanlar.

edit: o hat mavi baslikli degil beyaz baslikli
edit2: terse gitmek degil ters gitmek
0
nrmnm
(28.05.17)
Birkaç dakika ters gittiğimde ya da yolda kitap okuduğumda, telefona gereğinden fazla süre baktığımda midem bulanır, bu durum devam ederse kendimin ve yolcuların üstüne kusarım. İngilizcede buna "motion sickness" deniyor, Türkçesi araba tutması ve iç kulaktaki denge kristallerinden gelen ve gözden gelen sinyallerin ters gelmesi ile oluşuyor. Geriye oturarak ileri gittiğinde iç kulaktaki denge kristalleri "İleri gidiyoruz" diye beyne sinyal gönderiyor, göz ise "Ne ilerisi, baksana geri geri gidiyoruz. İleri dediğin vücudun ön tarafıdır" diye sinyal gönderiyor. Bu durumda beyin de "Gördüklerime mi inanayım, duyduklarıma mı" diye sapıtıyor ve mideyi bulandırarak "Bir karar verin be" diyor. Aynı şekilde, kitap okuduğunda göz vücudun sabit olduğunu düşünüyor, kulak hareket ettiğini. Aynı sabit-hareketli çeliikisi otobüsün arka koltuklarında ve gidilen yön görülemezse de yaşayabilir insan. Beyin yine harekette olma-sabit durma kararını veremeyerek sapıtıyor.

Bazı insanlarda bunun hassas olma nedeni iç kulak kristallerinin hassaslığı. Bazoları en ufak hareketi algılar, bazıları belirli şiddetteki depremleri hissetmez. Ayrıca, yaş, hastalık, prematüre doğmak , havasız ortam ve stres de hassaslaşmada etkilidir. Eğitim ve alışma ile geçmez ama baI insanlar hassaslıklarını yitirebilirler. Ben de o hassas insanlardan biriyim ve normalde yan da gidemiyorum üstelik. Yan gidiyorsam başımı arcın gittiğii yöne çevirerek oturabiliyorum, o zaman tutmuyor ama ters gidince başımı 180 derece çevirecek bir 46 kromozomlu canlı olmadığından, haliyle benim de olmadığımdan dolayı ters oturamam; oturursam tutar. Ayakta durup öne bakmalı, mümkünse yolu kısmen de olsa görebilmeliyim, bu öndeki hacı amca ya da gün teyzesi ile öpüşecekmiş gibi olmak anlamına gelse de.

Bir arkadaşım iyice hassas mesela, arabayı o kullanmıyorsa tutuyor, rahatsızlanıyor. Bunun da benzer ama biraz daha öte bir açıklaması var. Sen araba kullanacağım zaman reflekssel olarak beynin nereye gideceğini biliyor ve araba kullanan herkesin bu refleksi var. Arabayı kullanan bir başkası ise, seninle aynı reflekslere sahip değil ve %100 aynı zamanda aynı hareketleri yapmıyor. Dolayısıyla beklenen-gerçekleşen farkından dolayı beyin yine şamşırıyor, "Hani o noktada sağa dönüyorduk, dönmedi ya" diye mideyi bulandırıyor. Bu mide bulanması da vücudun verdiği güzel bir tepki, çünkü "Hey dostum, bir sorun var" diye seni uyarıyor ve aksine kulak kristalleri hassas kişiler denge hastalıklarına karşı daha dayanıklılar, çünkü vücutları bir denge sorunu olduğunda o sorunu büyümeden biliyor. Kulak kristalleri onları erken uyararak kusmalarını sağlıyor, önlemler daha erken alınabiliyor bu sayede.

Özetle,
"İnsanların güvenini kaybetmektense para kaybetmeyi tercih ederim" Robert Boscch
"Araçta ters gitmektense hem parayı hem de insanların güvenini kaybetmeyi tercih ederim" aychovsky

Edit: Bazı son çalışmalar bunun uçak korkusu ile ilgili olduğunu söylüyor. Çünkü hassas kristaller minik uçak manevralarını olduğundan çok daha büyük algılayarak korkutuyormuş. Örneğin, minik alçalmaları bir miktar düşme sanma gibi etkileri mevcutmuş.
0
aychovsky
(28.05.17)
(9)

kadınlara soru- barda tanışma adabı

cunnilinguist
dün gece bir barda tek başıma iciyordum. caprazdaki kadinla karsilikli begenistik, bakıştık ama gülümsestik ama yanında bir başka kadın arkadasi oldugu icin yanına gidemedim. nasil yapmaliydim, nasil hareket etmeliydim ki gece sonunda tanısmis kaynasmis olmaliydik. bir erkek nasil hareket etmeli bu
dün gece bir barda tek başıma iciyordum. caprazdaki kadinla karsilikli begenistik, bakıştık ama gülümsestik ama yanında bir başka kadın arkadasi oldugu icin yanına gidemedim. nasil yapmaliydim, nasil hareket etmeliydim ki gece sonunda tanısmis kaynasmis olmaliydik. bir erkek nasil hareket etmeli bu durumda? nasil davranırsa kendinizi rahatsiz edilmiş hissetmezsiniz?
0
cunnilinguist
(27.05.17)
Müsade isteyerek ikisine de birer içki ısmarlayıp, muhabbet esnasında beğendiğin kadına daha çok odaklanmalı yoğunlaşmalıydın.
0
megalomaniac
(27.05.17)
megalomaniac + 1
Biz böyle gördük.
0
aychovsky
(27.05.17)
Masaya gidip ben de size katılabilir miyim demeliydin bakıştığınız için kabul ederdi herhalde.
0
pastörizesüt
(27.05.17)
moda olan ne bi anlasaydık? kadınlar yüzyıllardır birlikte takılır.
0
sane ego
(27.05.17)
Kural 1: Kadınlar hakkında tavsiye alacaksan, kadından alma.

Bu konuda tecrübeli bir erkek vardır. Ona sor. Ben bu gibi iletişimler sonrası kızların yanına giden, içki ısmarlayan sonra da bırak numara falan almayı doğru düzgün sohbet bile edemeden ayrılan örnekler gördüm.

Orada önemli kişi senin hoşlandığın değil, onun yanındaki ve muhtemelen senin bütün hamlelerini engelleyecek olan ingilizcede argoda kısaca cb olarak adlandırılan kız.
0
nawar
(27.05.17)
Moda olan "kadınlara soru" diye başlık açmak demek istenmiş galiba, kadınların bara birlikte gitmesi değil. @sane ego
0
sopiro
(27.05.17)
içki falan ısmarlama, 30-40 tl boşuna çöpe atmış olursun.
0
KaraSakall
(28.05.17)
icki ismarlamak nerde cikti ya. bunu okuyunca aklima barlardaki yiyici tayfadan kadinlar geldi.
0
pgup
(28.05.17)
filmlerde içki ısmarlanıyor olabilir ama ben kadın olsam biri gelip içki ısmarlayarak katılmayı istese uyuz olurdum. cock blocker'ı aşamayacaksın o akşam o yüzden içki ısmarlamak gibi şeylere girişme bence. onun yerine katılabilir miyim diye oturursun 5-15 dk muhabbet edersin muhabbet zirveye ulaştığında tam düşüş noktasına geçmeden önce numarasını ister ayrılırsın. içki ısmarlama teklifini daha uzun süreli gerçek bir buluşma teklifi için ayırırsın.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(28.05.17)
(3)

yenibosna semtinin ismi nereden geliyor?

ahm1
geçen hoca abd tarihini anlatırken york-new york olayını şöyle örneklendirdi: "bosna'dan göçen birinin yerleştiği yere yenibosna demesi gibi."duyduğumda "anaaaa" dedim içimden ama bunu bir kaynaktan doğrulamam lazım.öncelikle, sizler de böyle mi biliyorsunuz? yanlış/yalan diyecek olan var mı ve de k
geçen hoca abd tarihini anlatırken york-new york olayını şöyle örneklendirdi: "bosna'dan göçen birinin yerleştiği yere yenibosna demesi gibi."

duyduğumda "anaaaa" dedim içimden ama bunu bir kaynaktan doğrulamam lazım.

öncelikle, sizler de böyle mi biliyorsunuz? yanlış/yalan diyecek olan var mı ve de kaynak gösterebilecek olan var mı?
0
ahm1
(27.05.17)
Konya'daki bosna göçmenlerinin yerleştirildiği yer doğrudan bosna mahallesi -şimdi üniversite var o tarafta.
zamanında muhacir ya da çerkes yerleştirilen yerler de çerkez mahallesi, muhacir mahallesi filan olmuş - ama resmi, ama gayriresmi.
bu şekilde toplu yer gösterme ve yerleştirme yapıldıya, evet yerleşim yerleri adlandırılmış özellikle köylerde var bu. ama bizde dağınık yerleşim de çok. yahut adam gelmiş izmir merkeze yerleşmiş, nasıl yer ismi versin ? onlar da soy isimlerini plevneli, florinalı filan almış.
yenibosnayı hiç bilmiyorum :)
0
niye ama
(27.05.17)
Ben de Yenibosna'nın hep Bosna'dan gelenler çok olduğu içni o adın "Orada Bosnalılar var hep" anlamında olduğunu düşünmüşümdür ama onlar iyi hissetsin diye değil de, taşınmalarından sonra orada çoğunluk oldukları içindir diye. Bir nevi China Town ya da Little Italy gibi.

New York'un eski adı New Amsterdam imiş zaten. Çok Felemenk varmış diye. Orası o bölgeye başkent olduktan sonra belediye York Dükü'nü onurlandırmak için adını değiştirmiş. Yani, New York da bir nevi 15 Temmuz Şehitler Köprüsü.
0
aychovsky
(27.05.17)
bugün yenibosna denen yerlere göç 93 şavaşına kadar tarihleniyor diye biliyorum. bi' de Polonezköy var aynı şekilde.
0
müftü
(27.05.17)
(16)

Size yapılan iltifatlara nasıl cevap veriyorsunuz?

kismisolungac
Soru başlıkta.Karşı cins olsun, işimde olsun ne zaman biri bana güzel şeyler söylese,övse bi kızarırım, ne diyeceğimi bilemem. Ne bileyim teşekkür ederimi bile utancımdan yarım yamalak derim. Siz (cool bir şekilde) yapılan iltifatları nasıl karşılıyorsunuz merak ettim?
Soru başlıkta.

Karşı cins olsun, işimde olsun ne zaman biri bana güzel şeyler söylese,övse bi kızarırım, ne diyeceğimi bilemem. Ne bileyim teşekkür ederimi bile utancımdan yarım yamalak derim. Siz (cool bir şekilde) yapılan iltifatları nasıl karşılıyorsunuz merak ettim?
0
kismisolungac
(27.05.17)
cool bir şekilde teşekkür ediyorum. zaten her şeye cool yaklaşan bir yapım var, abes durmuyor.
0
dafuq
(27.05.17)
o senin ...'dır. olarak cevaplarım. "..." aynı ya da benzer iltifat
0
Apocalypse
(27.05.17)
Iltifati alaninda uzman birisi etmiyorsa danke deyip geciyorum. Eger uzman birisi ne bileyim, sporcudur, bacaklarimi over, ya da isimde cok iyi biridir yaptiklarimi over ozman hemen konuyu kapatip degistiriyorum. Utaniyorum (*-*)
0
velvetmorning
(27.05.17)
Çok incesin teşekkür ederim, derim. Hoşlandığım biriyse ben de ona iltifat ederim.
0
nice tnetennba
(27.05.17)
"teşekkür ederim, çok naziksin" derim kızlara. erkeklere de "eyw karşim" derim.
0
hasmetizm 2046
(27.05.17)
Hiç iltifat almadığım için böyle bir derdim yok.
0
clones
(27.05.17)
Eger hocamdan, isimle ilgili alaninda uzman birisinden iltifat alirsam soyle tepki veriyorum:

pbs.twimg.com :large
0
neferkitty
(27.05.17)
Tipime iltifat gelince "he saol canim" diyip geciyorum. Onun disinda urettiklerime iltifat gelince gozumden kalpler cikarak "ay gercekten miiiii ayyy sacmaliyosunnn" falan oluyorum.

Gecen profesyonel bir cizer arkadasim "sen baya cizebiliyomussun, ne guzel yapmissin o resmi oyle" dedi, "ayyyy yemin etttt" diye eridim. Ayni resme en yakin arkadasim "cok guzel olmus eline saglik" diyince "ehe saol" diyip gectim. Kimden geldigi de fark ettiriyor tepkimi.
0
duru arsnova
(27.05.17)
"Evet oyleyimdir" derim:)
Saka bir yana tesekkur ediyorum.
0
stavro
(27.05.17)
i1.kym-cdn.com

şunu yolluyorum.
0
elorelia
(27.05.17)
filteria
(27.05.17)
utangaçlıkla karışık cilve ve flörtle karşılık veriyorum, teşekkür de ediyorum.
0
snape i başından beri tanırım
(27.05.17)
Vücut fatal error veriyor :D
s-media-cache-ak0.pinimg.com
İçeride hakkaten bunlar olurken, dışarıdan sakin ve utangaç bir şekilde teşekkür ediyorum. Bana değil de, sahip olduğum bir şeye iltifat edilmişse de, "Giysi sana yakışmış" tarzı örneğin, "Teşekkür ederim. Ben de bu giysiyi çok seviyorum" diyorum. Bu arada, karşındakinin beğendiğim bir özelliği varsa ben de iade-i iltifat ederim. Yoksa da, ehehe mehehe yaparım. Çok yakın olduğum bir arkadaş falan söylerse de "Yaşasın! Yaşasın!" diye zıplarım (gerçekten). İşle ilgili iltifat alırsam, dışarıdan hiçbir şey olmamış gibi devam edip nazikçe teşekkür ederken içimde sadece bu zamanlarda uyanan cinsiyetçi futbol holiganı canlanarak "Olleeeey, oley oley oleeeey. Koduk mu çocuğu, koduk mu?" der ve timsah yürüyüşü yapar. Sevgilim söylerse cilveleşir ve uzun uzun öperim.
0
aychovsky
(27.05.17)
teşekkür ederim.
eğer hoşlandığım biriyse, teşekkürün yanında flört de ederim.
0
blatta hiberna
(27.05.17)
"saçma sapan konuşma la"
0
gkct
(27.05.17)
Teşekkür ederek.
0
arnold schwarzeneger
(29.05.17)
(21)

bir günde en fazla ne kadar para kaybettiniz?

ateistanbul
herhangi bir sebepten (hırsızlık olur, kumar olur, şömineye ateş olur) ne kadar kaybettiniz? bonus: nasıl atlattınız?not: herhangi bir şey almak dahil değil takdir edersiniz ki.
herhangi bir sebepten (hırsızlık olur, kumar olur, şömineye ateş olur) ne kadar kaybettiniz? bonus: nasıl atlattınız?

not: herhangi bir şey almak dahil değil takdir edersiniz ki.
0
ateistanbul
(26.05.17)
250 kumar.
0
patatesli yumurta
(26.05.17)
Öğrenciyken ihtiyacım olduğu bir zaman 70 lira düşürmüştüm cüzdanımdan baya koymuştu. Daha yüksek bir meblağ olmadı.
0
voyager 1
(26.05.17)
150-200 TL kadar bi paramı cüzdanın içine koymuştum ve otobüste unuttum. içinde sadece para vardı. Bulan kişi istese de bana ulaştıramazdı çünkü küçük bi cüzdanın içinde sadece para :((
0
matilda
(26.05.17)
1000 tl-bahis . Çok koymadı zaten bahisten kazanmıştım hatta tamamını kaybetmediğim için sevindim.
0
Depik
(26.05.17)
cüzdanım çalındı Polonya'da, 350 zloti vardı içinde yalan oldu haliyle. o zaman 350 zloti 210 tl falan yapıyodu şimdi 335. piiii..
0
aslpls
(26.05.17)
Almanya'da 30-35 euro civarı bir parayı bir zorunluluktan dolayı şu sokakta bul karıyı al parayı oynatan tiplere yedirmişliğim var. Parayı da ben basmadım zaten, arkadaşlarım sağ olsun heyt höyt diyemeden uçup gitmişti.
0
dartdevil
(26.05.17)
100 tl. 13 temmuz 2014 almanya arjantin maçında almanya'ya basmıştım. berabere bitti :)
bütün dünya almanya'ya basmıştı. kasalar müthiş kâr etti.
0
tabudeviren
(26.05.17)
Birkaç hafta evvel cüzdanımdan 5.000 TL çalındı.Rekorum bu
0
turkuaz
(26.05.17)
borsa'da 3.000tl
0
ocanal
(26.05.17)
1500 civarı sanırım İddaa'da.
0
arnold schwarzeneger
(26.05.17)
borsada çok kaybettim, çok da kazandım
0
dafuq
(26.05.17)
Eski eşim boşanma alamamızda bana sormadan arabamızı satıp parayı kullanmıştı. 15bin tl.
0
sopiro
(26.05.17)
hırsızlık
12 bin tl - altın
3500 tl - saat
2011 yılında oldu aklıma geldikçe kasvet çöküyor.

kumar
850 euro
tek seferde en yüksek meblağ, umrumda olmuyor kumarda giden bağımlılık oldu ufaktan.
0
ada meltemi
(26.05.17)
Bahis. 300-400 tl
0
concistre
(27.05.17)
babamın emekli maaşı gitti hırsızlıktan.(1300 gibi bir rakam)
0
gkct
(27.05.17)
geçmiş olsun arkadaşlar, yaranızı deştiğim için kusura bakmayın :/

@ada meltemi, rulet/bj?
0
🌸ateistanbul
(27.05.17)
50 dolar kaybettim gecenlerde, hic anlamam bahisten de..

Dakıka 70 2-0 bu saatten sonra gol olmaz dedım 3-2 yenildi takım o zaman anladım bende gafa yok madem. atlatacak bir durum yok cok buyuk meblag degıldı
0
herseysoyledigimgibioldu
(27.05.17)
53 bin tl gecen sene bu zamanlar kumarda(futbol bahislerinde) kaybettim. İki yillik uyumadan calisarak kazandığım birikimimdi intihar bile düşündüm. Sonraki uc ayda inanilmaz derecede sikinti yasadim saclarim dokuldu.
0
wertyu
(27.05.17)
1100 TL'lik telefonum çalınmıştı. Nakit olaraksa 100 TL'den fazlasını kaybetmedim sanırım. O da kapkaç. Aynı çantadalardı.
0
aychovsky
(27.05.17)
2000tl, 2-3dk icinde kaybettim Forex. Margin call yedim, isim de yogundu bakamadim gume gitti.
Sonradan geri kazandim kaybettigimi.
0
stavro
(27.05.17)
Hırsızlıktan 10 bin liralık bir zararım olmuştu. 1 sene hiçbir şeyden keyif almadan, ot gibi yaşamıştım. Zira paradan öte manevi yükü daha ağır geldi.
0
BuddyGuy
(27.05.17)
(11)

Makaron

maria puder
Severmisiniz?Bir cok yerde yedim.Laduree dahil.Baya overrated bir seymis gibi geliyor bana.Bir de cok pahali.Ne düsünüyorsunuz?
Severmisiniz?Bir cok yerde yedim.Laduree dahil.Baya overrated bir seymis gibi geliyor bana.Bir de cok pahali.Ne düsünüyorsunuz?
0
maria puder
(26.05.17)
Gaziantep valove çikolatayı arıyorsun, havale yapıyorsun sana 1 paket yolluyorlar. ŞA-HA-NE. Laduree overrated evet hatta istanbul'da overrated olmayan makaron yok.
0
ekaterina
(26.05.17)
Bence de overrated.
0
i m cool with that
(26.05.17)
şimdi neymiş diye baktım.
"faydasız ve gereksiz bir gıdayım, benden uzak durun" diye bağırıyor.
0
filteria
(26.05.17)
overrated üstü bir derece varsa onu seçerdim. olmaz olsun öyle tatlı. çok iyi dedikleri bir yerde denedim, tatlıdan içim yandı. hiç gereği olmayan popüler kültür gıdası.
0
desdenova34
(26.05.17)
paris laduree'de yedim. mükemmel bir şey. istanbuldakiyle alakası yok. ama pahalı, tercih etmiyorum.
0
durbikonusucaz
(26.05.17)
gereksiz overrated bencede. hele mücevher modunda ufak ufak paketlerde premium kutularda filan satılmasına şaşırıp kalıyorum.
0
kurnaz
(26.05.17)
Yemeden önce sert kurabiye gibi birşey zannederdim, ilk yediğimde dişim içine gömülünce kıvam bakımından hayal kırıklığı olmuştu. :))
Tadından veya kıvamından ziyade o verdiği "Aman Yarabbi Paris'teyim ve makaron yiyorum!!!" hissi için Paris'te yemek güzel. Sanki hayali dilek listemdeki maddelerden birini karalamışım gibi başarılı hissediyorum. Paris'te makaron? Check! İtalya'da pizza,makarna,gelato? Check! vs vs.
0
Sulfoxaflor
(26.05.17)
Guzel yapan yerde iyi oluyo ama gidip de ulan bi makaron yiyim diye aramam. Paristeki ladureede ben de yedim, donuste paris havaalanindaki bi cikolatacidan hediyelik aldiim daha basariliydi.
0
beriberi
(26.05.17)
Pierre Hermé'nin makaronunu yiyene kadar hepsi abartılı
0
boklu yumurta
(26.05.17)
Ben ki her türlü tatlıyı seven bir insanım, bana bile güzel gelmiyor tadı. Ömür boyu yemesem aklıma gelmez.
0
ms brownstone
(26.05.17)
Bir kere yedim. İçi boştu ve tadı için aşırı abartılı bir fiyatı avardı. Onun yerine aynı görünümlü ama daha kaliteli, ucuz tatlı lazımsa Bahar Pastanesi'den şarmeli alınmasını tavsiye ederim. Acıbadem hamuru ile yapılıyormuş, tadı da kendi de dolu dolu.
scontent.cdninstagram.com
0
aychovsky
(27.05.17)
(8)

akşam spora gidenler (19.00-21.00) yemek işini napıyonuz?

mr.goodcat
iş çıkışı spora gidenler yemek nasıl yiyorsunuz. direkt yemek yiyip de gidilse olmuyor. yemeden gidilse çıkınca yemek için çok geç olmuş oluyor. bir de o kadar spor yapıp sonra yemek yiyip yatmak daha kötü değil mi?ne yapmak lazım?
iş çıkışı spora gidenler yemek nasıl yiyorsunuz. direkt yemek yiyip de gidilse olmuyor. yemeden gidilse çıkınca yemek için çok geç olmuş oluyor. bir de o kadar spor yapıp sonra yemek yiyip yatmak daha kötü değil mi?

ne yapmak lazım?
0
mr.goodcat
(26.05.17)
spora girmeden yarım saat önce 1 dürüm tavuk göğsü yeseniz acıkmazsınız.
0
kurnaz
(26.05.17)
19.00-20.00 arasında antrenmanım. 17.00'de yiyorum. Antrenmandan en az iki saat önce yenmeli. Yanında yemek taşıyabilirsin.
0
dissendium
(26.05.17)
Yanında yemek taşıyacaksın başka çaren yok.
0
powerpufgirl
(26.05.17)
Yemek yemenin saati yok, istersen gece 12'de ye yemeğini bir şey olmaz. Yemek saatinle yatma saatinin arasında minimum 1 saat olsun yeter.
0
angelus
(26.05.17)
Yemekten önce biraz peynir, yoğurt gibi bir şeyler atıştırıyorum. Dönünce de salatamsı haff bir şey. 20:00'de gidiyordum ama işten 17:30'da çıktığımdan iki saat öncesinde yemek yiyemiyordum yolda. İşte de orta zamanda yemek yiyemiyordum. Zaten 3 gibi mğle yemeği yiyordum. Haliyle spora gidince yarı aç oluyordum, o yüzden kendime böyle bir sistem geliştirmiştim. Şimdi iki saat önce yiyebileceğimr durumdayım, öyle yapıyorum.
0
aychovsky
(26.05.17)
arnold schwarzeneger
(26.05.17)
yedikten iki saat sonra uyuyorum, zaten haşlama tavuk.
0
embermane
(27.05.17)
Spora gitmeden kahve, geldikten sonra baklagilli ya da grill sebze salata. Hep yarisini yiyebiliyorum, gec saatte yemek yersem uyuyamiyorum cünkü.
0
buf-e kür
(27.05.17)
(16)

Bitch

old possum
Sabah gördüğüm kadının kadının tişörtünde yazıyordu evet. Kocaman "bitch" yazısı büyük harflerle. Sabah işe giderken otoparkta gördüm. Yanında küçük bebeği de vardı.Bizim sitede yaşıyor, daha önceden de görüyordum ara sıra kadını ama hiç selamlaşmadık. Bir şey söyleyip söylememekte tereddüt ettim, m
Sabah gördüğüm kadının kadının tişörtünde yazıyordu evet. Kocaman "bitch" yazısı büyük harflerle. Sabah işe giderken otoparkta gördüm. Yanında küçük bebeği de vardı.Bizim sitede yaşıyor, daha önceden de görüyordum ara sıra kadını ama hiç selamlaşmadık. Bir şey söyleyip söylememekte tereddüt ettim, muhtemelen bilmiyor anlamını.

Bir daha görürsem usulünce desem mi bir şeyler, yoksa "sağa ne, sağa mı soracağıdım ne giyeceğimi?" der mi? Bilemedim şimdi. Gerçi sana ne diyeceksiniz ama çocuğu var yanında yaa, offf :(
0
old possum
(26.05.17)
Bencede sanane. Sen kötü olacaksın sonunda.
0
etna
(26.05.17)
belki biliyordur anlamını.
o zaman rezil olursun.
0
cedex
(26.05.17)
tişörtünüzü çok beğendim, nereden aldınız? bu kelimenin anlamı nedir? diye sor.
bilmiyorsa da öğrenir.
0
filteria
(26.05.17)
Anlamı pek hoş olmasa gerek de ve üsteleme. Zamanında üzerimdeki sweatshirt te şarapçı anlamında bir kelime vardı. Bir kişi anlamını söylemişti sağolsun. Gerçi bebeksiz ve erkektim eheh.
0
hayde bre
(26.05.17)
Bence bilmiyordur. Hangi anne kendine böyle bir tanımlamayı uygun görür ki? Ben olsam söylerdim. İletişim kurmaktan bu kadar korkmaya gerek yok. Ama düzgün demek lazım. Telefondan sözlüğü açıp göster ne anlama geldiğini. Ablacım üstünde orsp yazıyor dersen olmaz tabii.
0
dissendium
(26.05.17)
Muhtemelen pazardan aldı, giydi. Ben de kadınım ne bileyim şimdi giysem bi tshirt üstünde japonca "suck my dick" yazsa bilmeden giysem? Biraz empati?
0
🌸old possum
(26.05.17)
gavur illerinde kullanıyorlar bunu. ben cadıyım gibiyim falan demek istiyorlar sanırım.
muhtemelen kadın farkında değildir gerçi.

şarkıda bile var : Alanis Morissette - I'm A Bitch

...
I'm a bitch, I'm a lover
I'm a child, I'm a mother
...

www.youtube.com
0
supermatik
(26.05.17)
ikiniz de kadınsanız ve tekrar aynı tisortu giyerken görürsen 'üzerinde ne yazıyor, biliyor musunuz?' diyerek konuya gir. biliyorum derse ehehehe diyerek uzklaşırsın, bilmiyorum derse 'ya sanırım küfür gibi bişeydi. durun netten bakalım' deyip telefondan sonucu göster. heralde anlar.

sen erkeksen hiç bulaşma.
0
elorelia
(26.05.17)
Anlamını biliyorum derse de ne demek olduğunu sorun. Şöyle bir diyalog yaşanabilir.

A: Anlamını biliyor musunuz?
B: Evet, bitch mutlu demek. Öyle değil mi?
A: He he öyle.

Bu karşıdaki kişinin vocabulary düzeyiyle ilgili.
0
dissendium
(26.05.17)
kadınla tanışıklığın yok, onun için hiç karışma boşver. hadi bir şekilde sordun diyelim, kadın ya en iyi ihtimalle bilmiyorum diyecek, ya da orospu yazıyor farkındayım diyecek. konu nereye varacak?
0
battal gemalmaz
(26.05.17)
Ona kötü davran.
0
arnold schwarzeneger
(26.05.17)
görür görmez telefondan ona ingilizce bir metin gösterip pardon ingilizceniz iyise bunu çevirebilir misiniz de. ingilizcem kötü falan derse tişört mevzusunu anlatın. ingilizcesi iyise mevzuyu çakar zaten bişey demenize gerek kalmaz. aynı taktiği bi kadın bana yapmıştı ordan biliyorum ama benim ki ayıplı değildi :S
0
prens zuko
(26.05.17)
bi kadının başka bi kadına pantolunun fermuarının açık olduğunu söylemesi, kadının "biliyorum işine bak" ayağı çekmesi arkadaşımın başına gelmiş bi olaydır. hiç karışma, bebeği var diye neden kadını rahibe ilan ettiniz onu da anlamadım.
0
hasmetizm 2046
(26.05.17)
pbs.twimg.com

hiç bulaşma. lüzum yok
0
cay koy geliyorum
(26.05.17)
Sanane ya boşver.
0
powerpufgirl
(26.05.17)
Tam cay koy geliyorum'un verdiği linki verecektim. Sonuçta oğlunun eskiyen Metallica t-shirtlerini pazara giyen teyzeler vardı zamanında. Bizim bir teyze de "I'm a virgin but this is an old t-shirt" yazan bir t-shirt gitiyordu. Salla bence, o yaş ve sosyoekonomik sınıf için bir anlam ifade etmiyor. Japonca ya da az bilinen başka bir dilde "Suck my dick" t-shirt'ü giyerim ben, Türkiye'de kim ne anlayacak, kaç kişiye denk gelecek. İşe bile giyerim deseni ve kımaşı uygunsa. Japonya'da gitmem sadece.
0
aychovsky
(26.05.17)
(5)

toplu kullanıcı göçü / alternatif platforma geçiş durumları yaşanır mı?

jamiro
sözlük karışmış epey ciddi görünüyor gibi. sözlüğün gezi eylemi budur diyen de var başka bir platforma geçilsin diyen de. kalıcı bir kayma söz konusu olur mu sizce, yorumları alayım.
sözlük karışmış epey ciddi görünüyor gibi. sözlüğün gezi eylemi budur diyen de var başka bir platforma geçilsin diyen de. kalıcı bir kayma söz konusu olur mu sizce, yorumları alayım.
0
jamiro
(25.05.17)
Aynı formatta yeni bir yer açılırsa olur. öteki türlü geçebilecekleri bi' yer yok.

zaten halihazırda ssg bunu anlatmıştı, mesela r/turkey diyorlar ama zaten onu kullanan adam da sözlük yazarı, ya da itü sözlük mesela; ekşiye yazar olamayan adam itü de yazmaya başladı, ya da ekşide yazarlığı olan adam itü de yazmaya devam etti. ssg bu kısmını şahane çözmüş. yeni bir oluşum getirilmezse kayma olmaz, ya tamamen bırakanlar olur ya da işte biraz küsüp geri dönenler. yazmayıp sadece okuyanlar filan.
0
mete kudur
(25.05.17)
Ekşi Sözlük gibi bir mecranın kolay kolay yakalanmasını pek ihtimal dahilinde görmüyorum. Çok büyük ihtimalle yazarların memnun edilmesi, doğru düzgün bir adım atılması konusunda hiçbir şeyle karşılaşmayacağız ve bunun sonucunda, 2016'nın Şubat ayında giden yazarlar gibi bırakıp giden kaliteli yazarların gittiğiyle kalacak kutsal bilgi kaynağı. Yönetim de inadına troll alacak, inadına kaliteyi düşürüp yazar sayısını artıracak.

Yani yeni bir platform olmaz ama nitelikli yazarların topluca gitmesine kesin gözüyle bakıyorum.
0
tel tokasini duzelten samuray
(25.05.17)
Sanmıyorum. Toplu ayrılmalar hep oldu, hep olacak. Herhangi bir toplu ayrılma da Sözlük'ü büyük bir kan kaybına uğratmadı. Her toplu ayrılmayla da kalite düştükçe düştü ama insanlar bu halinden memnun genelde. Bir yandan da talep arzı oluşturuyor. İnsanlar 10 yıl öncesine göre daha rahat içlerini boşaltılabilecekleri ve içerik kaygısı olmayan yerler arıyor demek ki.
0
aychovsky
(25.05.17)
Hiçbir şey olacağını sanmıyorum. Ekşi sözlük büyük bir kitlenin kendini ifade etmesini sağlıyor, kocaman bir mecra. Binlerce insanın gormesi/okuması büyük bir lüks bence. Kimsenin feragat edeceğini sanmıyorum. 2'si eder, yerine 10 tanesi gelir. Kalite düştü denecek bir kalite bile kalmadı, orası ayrı mesele.
0
doxanikee
(25.05.17)
aycho nasıl kan kaybına uğratmadı.
beş sene önceki sözlükle şimdi ki bir mi
eskiden bir şeyler öğrenirdik şimdi gıcık olup kapatıyoruz sayfayı.
kadın düşmanlığı ve abazalık merkezi oldu sözlük
0
fasulyek
(25.05.17)
(24)

Torrent'in indirme hızına ne erişebilir?

aychovsky
İş yerinde internet kotamı ikinci kere doldurduğum için internet yasağı aldım. Savunma istediler ve ben de 'Youtube'dan arka planda videolar açmıştım çalışırken. Ses yapsın diye bıraktım' dedim ama 'Youtube yasak değil. Bu kadar kotaya ancak torrent ile ulaşılabillir. Yemezler' dediler ama gerçekten
İş yerinde internet kotamı ikinci kere doldurduğum için internet yasağı aldım. Savunma istediler ve ben de 'Youtube'dan arka planda videolar açmıştım çalışırken. Ses yapsın diye bıraktım' dedim ama 'Youtube yasak değil. Bu kadar kotaya ancak torrent ile ulaşılabillir. Yemezler' dediler ama gerçekten torrent kullanmadım. Yasak olduğunu bildiğim için bilgisayarımda dahi yok. IT'ciler 'Hıı, yedik' diyorlar, ben de 'Gerçekten yok ve neyi yanlış yaptığımı bilmiyorum. Yardım eder misiniz' diyorum, 'Yok, artık' diyorlar.

Sorun ne olabilir. Ne torrent kadar hızlı ve büyük indirme yapabilir ve hızla kotamı doldurabilir? Herhangi bir yazılım aklınıza geliyor mu? Spotify?

Torrent yüklü değil.

Kotayı söylemiyorlar, gelen uyarı 'Our Intrusion Detector has noticed an unusually high rate of connections
originating from your machine.' Buna bağlı olarak kapatılmış. Şöyle ki, bu da ikinci kere oluyor, öyle olduğu içni 4 hafta internet yasağım var ve neden olduğunu bile bilmiyorum. Eğer Youtube videosu ise yasak değil, bunu şikayet edeceğim ama şikayet etmeden önce benim bir şey yapmadığımdan emin olmam gerek.
0
aychovsky
(24.05.17)
Kota kaç ona göre söyleyelim
0
uyusam iyi olur
(24.05.17)
Kotayı bilmiyorum, söylemiyorlar. Hatta, sanırım olay kota da değil, belirli bir zaman içinde yoğun alışveriş gibi. Yan odada millet maç izliyor ve sorun olmuyor. Onların yaptığının onda birini yapmış değilim. Mesai dışı saatte kendi inisiyatifimle çalışırken çok bunaldığım ve arkadan ses yapması için Youtube'dan Cem Yılmaz açtım, olay bu.

Bir de işyerinde iş bilgisayarımız yok, kendi kişisel bilgisayarımızı kullanıyoruz. Yani, yine yüklesinler ama evde yaptığımla, işte yaptığımı ayıramazlar.
0
🌸aychovsky
(24.05.17)
Kota ne kadar?
0
reactionic
(24.05.17)
Torrent indirme yaparken gönderim de yapar. Belki oradan anlamışlardır.
0
uyusam iyi olur
(24.05.17)
Torrent yüklü değil.
0
🌸aychovsky
(24.05.17)
Ha pardon tam okumamışım. Youtube da yüksek kalitede izlediysen ondan olmuş olabilir.
0
uyusam iyi olur
(24.05.17)
youtube'da 4dk'lık 720p lik bir şarkı ortalama 50-60mb. siz 1080p dinlesenşz ve bir saat sürekli oynatsa yaklaşık 1gb veri eder. youtube gerçekten inanılmaz fazla kota yiyor. tabi nasıl kullandığınıza bağlı olarak.

ha bu arada 1 saat açık bırakılan torrent'in yanında yine bu veriler az kalıyor. tek başına bunlar 1 saatlik torrent kadar veri çekemez. eğer kendi kişisel bilgisayarınız ise steam'e filan bakın. torrent'den beter.
0
belkider
(24.05.17)
onedrive, google drive veya yandex disk gibi bir uygulama kullanıyorsanız büyük bir dosya eşitlemesi v.s yapıldıysa oradan gelmiş olabilir o kadar trafik
0
luchetti
(24.05.17)
Steam kurulu değil.

Dropbox kurulu ama senkronizasyona gerek yok, tek bilgisayar zaten. 2 yıldır senkronize, ancak küçük küçük dosyaları senkronize edebilir. Film/dizi indirme gibi şeyler zaten yok. İndirdiğim en büyük şey 30 mb'dır taş çatlasa.
0
🌸aychovsky
(24.05.17)
de bu sizin probleminiz değil ki, problemi bulmak teknik olarak it'cinin işi. kotanızı yiyen şeyin ne olduğunu bilmediğinizi ve bu durumdan sizin zararlı çıktığınızı onların sağladığı bilgisayar sayesinde durduk yere uyarı aldığınızdan bahsedin. it' de yemezse savura saklasın, önümüz ramazan lazım olur. o zaman yer.
0
mete kudur
(24.05.17)
hangi kurumsa bir zahmet it ciler saçmalamasınlar. ek olarak akademisyendiniz sanırım, bu durumda internet yasağı konduysa dekanıda ccleyin maile, işimi yapamıyorum diye ekleyin, benim bilgisayarımı inceleyebilirsiniz dilerseniz, inanmıyorsanız kendiniz bir bilgisayar verin bakın de.

aklıma videoların 1080p dinlendiği gibi bir şey olabilmesi geldi, her saati bir kaç gb çünkü.

torrent kullanıyorsam, kullanıyorum, illegal değil torrent kullanmak şeklinde bir mahkeme karar metni yollayabilirsiniz güzelce.
0
kurnaz
(24.05.17)
Bakalım, mail attım. Ne olduğunu bilmediğimi ve yardım istediğimi söyledim. Bilgisayarımı onlara getireceğimi de. Ama bu durum ikinci kere oluyor. n. kere olduğunda 2^n hafta internet kesintisi uygulanıyor. Şu an 4 hafta internetsizim işte özetle. 4.de de tamamen netten yasaklanıyoruz, bir daha nete geri gelemiyorum.
0
🌸aychovsky
(24.05.17)
Kota ne kadar?
0
prens zuko
(24.05.17)
eğer windows 10 kullanıyorsanı ve güncellemeleri torrent gibi ortak indir ve paylaşma olayı kapatmadıysanız o da olabilir.
0
belkider
(24.05.17)
Mac kullanıyorum.
0
🌸aychovsky
(24.05.17)
Uyarı mesajında kota aşımı değil "olağandışı sayıda bağlantı" denmiş. Bu durumda youtube vb. gibi çok kota tüketebilen bir şey değil de, download/upload için çok sayıda bağlantı açan bir şey aramak gerekir. Haliyle torrent vs. ilk akla gelen şey. Torrent, down/upload , büyük hacimde güncelleme yapan veya bir nedenle çok sayıda bağlantı açan bir yazılım kullanmıyorsanız virüsten şüphelenebilirsiniz.
0
mikro patlama
(25.05.17)
Şu var. Arada ailemle Skype, Facetime falan yapıyorum. Bunun dışında, Spotify dışında öyle bağlanan bir program da yok. Herhangi biri de yasak değil. Kotayı şu açıdan söyledim, binanın bilgi işlemcisi 'Bu tarz çok bağlantılar kotanı dolduruyor, belirli bir düzeyi aşınca da kapatıyorlar' dedi diye söyledim ama bağlantı yoğunluğu - kota ilişkisini ben de kurabilmiş değilim. Doğrudan torrent'e yorup çat diye yasaklamaları garip geldi. Virüsten şüpheleneyim.
0
🌸aychovsky
(25.05.17)
İnternet'e açık programlar kullanıyorsanız da olabilir. Örneğin AutoCAD, SolidWorks gibi çizim programları toplu çalışmaya uygun olsun diye her bilgisayar açıldığında İnternet'e bağlanır. Hatta bu programların çevrimiçi yardım özellikleri de bulunduğundan yine İnternet'e bağlı olabilirler. Tam emin değilim ama MATLAB de bunu yapıyor. Bu tip bir program var mı yok mu diye kontrol edebilirsiniz.
0
dissendium
(25.05.17)
windows 10 güncellemesi torrent gibi sağa sola bir de upload ediyor güncellemeyi. IT'ciler asıl ona baksın. windoes 10 güncellemesi değilse bu mesele ben de pamuk prensesim. Bir glasswire kur bak. ne giriyomuş ne çıkıyormuş.
0
beyteper canavari
(25.05.17)
@beyteper

mac kullanıyorum denmiş ne windowsu?
0
kurnaz
(25.05.17)
verdikleri uyarıya istinaden, neden olabilecek şeyler şunlardır:

spyware, trojan, keylogger veya p2p uygulamalar. bunlar dışında fazla bir şey aramanıza gerek yok. ya cihazınızda sızıntı var ya da bilmediğiniz p2p mantığıyla çalışan bir uygulama kullanıyorsunuz.

ikinci açıklamada kotayla ilgili olduğundan değil, olağandan çok yoğun bir bağlantı trafiğiniz oluştuğundan ban yediğinizi söylemişler

p2p stream mantığıyla çalışan canlı yayın izleme siteleri de bu trafiği yaratabilir. popcorntime tarzı progrmalar ezkaza bu trafiği yaratabilirler.

bir de internet şifrenizi sadece bilgisyarda mı kullanıyorsunuz? yani bu yğun trafiğin mac cihazdan çıktığı kesin mi? mac adresinden mi sizin mac cihaza ulaşıyorlar yoksa şifreden çıkan toplam dataya mı bakıyorlar acaba? yani akıllı telefondan da bu trafik yaşanmış olabilir ki bence dedikleriniz doğrultusunda macbook'a nazaran telefondan sızıntı ve kontrol edilemeyen birçok şey olması daha olası?
0
jugador
(25.05.17)
Sen onu bunu bırak da, işyerinde internet kotası nedir? haydi kotayı doldurdun, yasak aldın. Peki neden savunma istiyorlar? Haydi onu bunu bırakın, aytici elemanlar sizin network hareketlerinizi takip edememişler mi? Siz bu iş yerinden hemen kaçın, manyak bunlar.
0
algoritma uzmani
(25.05.17)
meritokrasi/resilio kurulu mu peki?
0
müftü
(28.05.17)
o IT cileri ıslak odunla dövmek lazım.işini yapsana kardeşim. tüm duyuruyu böyle kafa patlattırmaya ne hakkın var!111
0
bardakigüneşgözlüğü
(28.05.17)
(11)

nasıl katlanıyorsunuz? motivasyonunuz ne?

runagain
faşizme, görgüsüzlüğe, cehalete, haksızlığa, zulme, ranta...nerede yaşadığımız ve her gün ne insanlık dışı, akıl-vicdan dışı şeylerle karşılaştığımız malum. muhatap olduklarım belki çok azdır belki ama illa benim başıma gelmesi gerekmiyor.güzel günler göreceğiz ama... çocuklar, bazen hiç öyle görünm
faşizme, görgüsüzlüğe, cehalete, haksızlığa, zulme, ranta...

nerede yaşadığımız ve her gün ne insanlık dışı, akıl-vicdan dışı şeylerle karşılaştığımız malum. muhatap olduklarım belki çok azdır belki ama illa benim başıma gelmesi gerekmiyor.

güzel günler göreceğiz ama... çocuklar, bazen hiç öyle görünmüyor hava. bazen çok bunaltıyor. öyle böyle değil...

alkole ve geyiğe vuruyorum misal ben. umutlar, hayaller, planlar... ama onlar hep geleceğe dair.

bu anı, bu günü/günleri siz nasıl geçiriyorsunuz?

*bir bir yazıyorum bu olanları aklıma. çok müthiş şeyler öğreniyorum ve günü gelecek hissediyorum, inanıyorum.
0
runagain
(23.05.17)
bir gün senin inandığın, iyi şeyler yapacağını düşündüğün insanlar da güce sahip olacak ama yüzüğü ateşe atmaya kıyamayacaklar. (daha önce de kıyamadılar). kimse kıyamaz. onları yaşayınca daha da umutsuzlaşacaksın.

kendi küçük dünyanda bir şeyleri iyi yapmaya çalış. iyi bir insan olmaya, etrafındaki ufak yanlışları düzeltmeye, kendine güveniyorsan iyi bir insan yetiştirmeye çalış. böyle tahammül edilebilir sanıyorum.
0
skayas
(23.05.17)
Bireysel anlamda kendimce doğruları yaşamaya çalışıyorum. Degistirebildiklerimi değiştiriyorum. Geri kalanını Allaha bırakıyorum. Allah mutlak adalet sahibidir. İnancım en büyük motivasyon kaynağım. Diğer türlü hersey anlamsizlasiyor.
0
tociess
(23.05.17)
@skayas, öyle inanıp güvendiğim insanlar grubu (bir parti-oluşum-grup-dernek-cemaat) yok.

ben bir şeyin başlatıcısı olacağım. güzel insanlarla, sıfırdan...

dediğin gibi, kendimi (çok) kaybetmemeye çalışıyorum. evet iyi biriyim ve iyi şeyler yapıyorum. elimden geldiğince... "eksiğim kendi özümde"
0
🌸runagain
(23.05.17)
inşallah :) ama bir yerden sonra güzel insanLAR diye bir şey yok maalesef. güç yozlaştırıyor.
0
skayas
(23.05.17)
Bir noktadan sonra kafam kaldırmaz oldu. Gündeme ilgili hiçbir şeyi dinlemiyorum, haber başlayınca kanalı değiştiriyorum, internete okumuyorum, sözlükte hakkında yazmıyorum, arkadaşlarla muhabbet oraya gelince sulandırıp dağıtıyorum. İyice kendi kişisel gundemime odaklandım.
0
doxanikee
(23.05.17)
@tociess, inançlı olsam da eskisi kadar etkili değil hayatımda. giderek de azalıyor gibi ve/veya ben bunu daha bir ilerleme gibi görüyorum.

@doxanikee, güzel yöntem. ben de kısmen uyguluyorum/uygulamaya çalışıyorum onu. ama dert etmeden de duramıyorum.

@yeraltindan potlar, naptın abi ya... bitki miyiz biz? sadece ye iç mi yaşamak?..

derdi yoksa da insanın, başkasının derdinin saçını uzatır.
0
🌸runagain
(23.05.17)
bunların hepsinin geçici olduğunu kendine hatırlatıp, çok da uzak olmayan bir vakitte terk-i diyar eyleyeceğini bilmek.
0
yeraltindan potlar
(23.05.17)
Şu anda yurtdışında olduğum için çok büyük zorluğum yok ama daha yeni geldim sayılır ve birkaç ayda bir dönüyorum, o yüzden neyin nasıl olduğunu unutmuyorum ve yeniden yeniden yaşıyorum hep. Bir olasılıkla temelli gelmiş değilim, o yüzden döneceğim yer de belli.

Gelmeden önce katlanılabilir kılan bir iki şey vardı. İlki, çevredeki doğal güzellikler. İnsanlara kulağımı tukayıp iki ağaç ve bir de su kenarı gördüm mü rahatlayıveriyırdum. İkincisi de, ortak bir hareket, ne bileyim, bir Gezi veya başka bir şey olmadığı sürece tek başıma şikayet etmenin ne bana ne çevreme yararı vardı. E aynı üç beş kişi ile, aynı leyleri konuşup, vaan kurtarıp duruyordum. İş yerinde dini ve politik kaybaklı mobbing yoğundu, durağa çıktım mı "Kabak gibi hedef ben miyim, tek etek giyen ben miyim" dye bakıyordum, Tübitak her gün saçma bir şeyler gönderiyordu ve sürekli maruz kalıyordum ama tek başıma şikayet etmekten sıkılmıştım. "Toplu bir şey yapmıyorsak, ben kafama göre rakılıyorum"a döndüm. İşyerinde yavaşlatmalara, iş bırakmalara, dayanışmalara destek verdim; o da beni biraz rahatlatıyordu. Çünkü, bunların sonunda minik de olsa bir şeyler kazandık ve en azından oturup hayıflanmanın ötesinde bir şeyler yaptım. Büyük kazanımlara ve birdenbire rek bir cephe ile her şeyin iyi olacağına asla inanmıyorum, güneşli günlerin de iki nesil sonra falan geleceğini düşünüyorum; o yüzden bu minik şeyler ve "En azından çorbada tuzum vardı"lar benim için önemli. Braveheart değilim, İstiklal gazisi değilim,. olabileceğimi iddia etmiyorum ama en azındanbir iki yerde itiraz ettim ve benimle birlikte itiraz edenlwrle bir iki şey yaptık diye mutluyum. Eğer bunlar olmasaydı, görüşüme göre olan STK'lara katılırdım ve kendime bir direnme cephesi bulurdum bir alanda.

Bunun dışında evde birtakım kurmayların vırıl vırıl seslerini dinleyip moral bozmanın bir anlamı yok. Evimin huzuruna işlemediler.
0
aychovsky
(23.05.17)
İnancını ayakta tutman gerekiyor yoksa gercekten elde bişey kalmıyor. Yani sen uğraşıyorsun çabalıyorsun ama bizim gibi düşünenler azınlıkta olduğu için başka dayanak noktan kalmıyor. Daha bi çıkmaza giriyorsun sonra...
0
tociess
(23.05.17)
İngilizce biliyorsanız, Ami Morin'in 13 Things Mentally Strong People Don't Do diye bir kitabı var, tavsiye ederim.
Orada, bir gün bana da güzel şeyler olacak, bu acılar güzel şeylerin habercisi vs diye düşünmenin yanlışlığından bahsediyordu. Yani, "bu acılardan öğrendiğim şeyler benim başka şeylerle daha iyi başa çıkmamı sağlayacak" diye düşünmek mantıklı tabii, ama sanki bir zafere ulaşmak için önce çile doldurmamız gerektiği düşüncesi ancak dini inançlar içinde kabul görebilecek bir inanış şekli. Dünyanın, evrenin bize zafer, başarı, şans borcu yok. Hayatı bir süreç, kendinizi sıradan bir insan olarak kabul ederseniz kontrol edemediğiniz şeylerle başa çıkmanız daha kolay olacaktır. Burada kastettiğim sıradan bir hayatla idare edin değil. "Benim de başıma kötü şeyler gelebilir, ben de hata yapabilirim, çünkü ben de normal bir insanım işte" diye bakmak. O umutlarınıza, hayallerinize ulaşma yolunda daha dirayetli olabilirsiniz böylece.
0
sopiro
(23.05.17)
Cevapları okuyamadım ama muhtemelen ilgimi cekecek seyler var bakacağım. Mümin bir kimse olarak benim düşüncem; güzel günler filan gelmeyecek. Zulüm, cehalet zaten bu hayatın olayı.
0
klar
(23.05.17)
(20)

kafa tokuşturuyor musunuz?

nathanieltroy
ben kendimi bildim bileli, kadınlar da erkekler de yanak yanağa tokalaşır. benim çocukluğumda ülkücüler kafa tokuştururdu, hatta ergenliğimde de. fakat son 5 yıldır falan neredeyse bütün erkekler böyle tokalaşıyor. ne ara bu kadar yaygın ve genel geçer tokalaşma haline geldi anlamadım. hadi isteyen
ben kendimi bildim bileli, kadınlar da erkekler de yanak yanağa tokalaşır. benim çocukluğumda ülkücüler kafa tokuştururdu, hatta ergenliğimde de. fakat son 5 yıldır falan neredeyse bütün erkekler böyle tokalaşıyor. ne ara bu kadar yaygın ve genel geçer tokalaşma haline geldi anlamadım. hadi isteyen istediğini yapsın tabii de; eskiden siyasi anlamı olan bir şeyin şimdi normal olması ve yıllarca normal sayılan tokalaşmayı halen yapıyoruz diye bize anormal muamelesi yapılması garip geliyo bana.
0
nathanieltroy
(22.05.17)
önceden ülkücüler ve islamcılar öyle kafa tokuştururdu. şimdi evet daha yaygın.

genelde yanyan efendi tokuşturmuyorum. alın kısmına, kafasını eğip tepeye vuruyorum fln. sevmiyorum çünkü.

en son sedat peker'le kafa tokuşturduk. ki orada efendiydim :)
0
runagain
(22.05.17)
kadınım tokuşturmuyorum tabi
ama "konya ovası bozkurt yuvası" olduğundan bizim orada herkes tokuşturuyor.
bu sosyolojik olarak "AKP ile MHP tabanı aynı"ya denk geliyor.
0
niye ama
(22.05.17)
Keçi olmadığım için tercih etmiyorum.
0
osssy
(22.05.17)
Herkes yapıyor herkes. Nefret ediyorum. Bazıları kafayı öyle eğiyor ki tepe noktası benim şakağıma doğru dokunup geri çekiliyor...
Sadece tokalaşıp bırakıyorum böyle yapanları.
0
megalomaniac
(22.05.17)
no tenk yu.
çabalayanları başarıyla savuşturuyorum. bkz ilgili duyurum: eksiduyu.ru
0
manuel mandalina
(22.05.17)
Bana da çok saçma geliyor, ben kim olursa olsun el sıkışmayı daha doğru buluyorum. Yanaktan öpüyor gibi yapmak ve tokuşturmak saçma. Çok sevdiğim, özlediğim biriyse sarılırım zaten.
0
tahin pekmez yoğurt
(22.05.17)
Siyasetle alakası yok onun. Erkeklerin yanak yanağa öpüşmesi homoca algılanıyor. Ülkücü takılan adamlar bu tip bir duruma düşmemek için öyle yapıyorlar.
0
dissendium
(22.05.17)
Çok eskiden ülkücülere özdeşleşme durumu vardı, en azından benim çevrede. Ama sonrada liseye giderken bayağı moda olmuştu, ideoloji falan gözetmeksizin herkes tokusturunca kafa uzatana yanak uzatılımıyor. Uydum ben de o dönem. 7-8 yıldır çok şükür uzağım o işlerden.
0
doxanikee
(23.05.17)
Bunu yapıp da aklıbaşında olan kimse görmedim ben hepsi çomar. Ha bu çomarlık ama her gördüğüyle yanak yanağa öpüşen adam da ayrı bir köylüdür benim için; tokalaş geç işte.
0
angelus
(23.05.17)
Aa ben onları hala ülkücü sanıyodum :O
0
ekaterina
(23.05.17)
Siz ne diyosunuz benim amcamlar benimle kafa tokuşturuyor. Hem de gayet ciddi olarak. Not: kadınım :)

Ben de bazen eşimle ya da yakın arkadaşlarımla geyiğine yapıyorum kimsenin olmadığı ortamlarda.
0
curukturpkokusu
(23.05.17)
Kadın olduğum için haliyle yok ama nefret ediyorum bu hareketten.
0
aychovsky
(23.05.17)
boynuzlu değilim.
0
a man alone
(23.05.17)
yapan birkaç kişi var çevremde. kafa atasım geliyor totoşlara :)
0
soft
(23.05.17)
Ben de uyuzum​ bu duruma ama bizim ünide yaygın baya, en chplisinden solcusuna herkes oyle selamlasiyor niye bilmiyorum. Bence de tokalaşmak en iyisi ya da iste yanak ama maalesef tokusuyo kafa karsindaki o amacla gelince
0
nundu
(23.05.17)
ben de tuhaf bulur ve kaçınırım. tokalaşmak yeterli becne. ama bazı tipler baya baya toklaşırken tutup kendine doğru çekmeye çalışıyor. tabi bunun ikili iletişimde beden dilinde, otorite kurma v.s gibi bir karşılığı var elbette ama kafa tokuşturacak adamın niyeti bariz şekilde bu deği. senin kafa tokuşturmayacağını sezmiş, kafayı hafif öne doğru eğip, seni kafa tokuşturma mesafesine çekmeye çalışıyor inatla. allahtan öyle bir asılmayla gelecek ufak tefek bir tip değilim. ama o asılıp ben mukavemet gösterince sert bir tokalaşma oluyor haliyle.baya dışarıdan bakan için kurban pazarlığı yapıyormuşuz gibi bir hal alıyor durum.

bir de bunun tokalaşırken parmaklarıyla bileğimden kavrayan versiyonları var. adam elini o kadar ileri götürüyor ki tokalaşırken avuç içlerimiz değilde, ikimizinde elin bitip, bileğin başladığı noktalardan buluşuyor,tabi durumda parmaklar da baya kolumun ortasından bir yerden kavrıyor.

katı bir şekilde karşı değilim, ben tercih etmiyorum sadece o kadar. kültürel bir şey sonuçta, dünyanın her yerinde var böyle şeyler. yeni zellanda yerlileri maoriler de burun tokuşturur mesela. fakat böyle kültürün ötesine geçip siyasi bir gurubun, bir ideolojinin mensuplarının birbirini tanıma ritüeline dönüşmesini tehlikeli buluyorum. toplumdaki kutuplaşmayı daha da derinleştirir, grubu kendi içinde daha muhafazakar tutar. ister istemez biriyle selamlaşırken, farkında olmadan bu bizde-bu bizden değil ayrımı yaşanır bilinçaltınızda. bu selamlaşmalar yerine, daha birleştirici ve evrensel olan daha mantıklı geliyor.
0
teyzem teyfik
(23.05.17)
çok açık ve net, sevmediğim ve fakat bir sebeple tokalaşmanın illa öpüşmeyle taçlandırılacağı durumlarda ben kafa tokuşturmayı tercih ediyorum. kadınım. ülkücü değilim.
0
evde liyakat kalmamis
(23.05.17)
tokuşturmuyorum.

fakat bir arkadaş temiz olduğu için tokuşturuyorum falan demiş. nasıl temiz yahu? temiz olan neresi? kafa mı temiz? bir kıl yumağı nasıl temiz olabilir? mümkün değil.
0
windowsguvenlikduvari
(23.05.17)
Karşı taraf öyle bi hamleyle gelince öpmezsen darılırım modunda yanağımı uzatmıyorum, aynı şekilde gel öpüjem de yapmıyorum. Açıyı kendime göre 45' den 15-20 'lere indirip tolere ediyorum.
0
insomnia
(23.05.17)
sadece tokalaşmak iyidir. ama hamle yapanlara yapacak bir şey kalmıyor, kafaya yanak atmışlığım çok vardır. sonra da uyarırım genelde.
0
Apocalypse
(23.05.17)
(16)

her şey insanlarla mı güzel

yuvarlanantencereninkapagi
naparsak yapalım nerede olursak olalım her şey insanlarla mı güzel? güzel bir şehre ya da kafeye gidebiliriz. ama güzel bir sohbet edecek insanımız yoksa bu her şeyi siler atar mı?bu konuda ne düşünüyorsunuz genel olarak?
naparsak yapalım nerede olursak olalım her şey insanlarla mı güzel? güzel bir şehre ya da kafeye gidebiliriz. ama güzel bir sohbet edecek insanımız yoksa bu her şeyi siler atar mı?

bu konuda ne düşünüyorsunuz genel olarak?
0
yuvarlanantencereninkapagi
(22.05.17)
yalnizlik, kötü arkadastan iyidir
0
1adam
(22.05.17)
hayat kesin ve keskin bir şey değil...

bazen insanlarla güzel bazı şeyler. kafede oturmak, güzel bir şehri gezmek. gördüklerini paylaşmak, konuşmak, gülmek...

bezen de yalnız tadı çıkar bunların. insan kendisi, sadece kendisi için biriktirmek ister. güzel bir kafede yalnız oturmayı, güzel bir şehrin sokaklarında yürürken hayal kurmayı.

dolayısıyla her şey insanlarla da güzel; insansız, yalnızken de güzel.
0
asethuan
(22.05.17)
Niye her şeyi silsin atsın ki? İnsan olmadan da bir manzaranın tadı çıkar ya da bir yemeğin tadı anlaşılır. Yine de bir eğlenceye gittiğimde tanıdık insan yoksa tek başına o kadar zevk almıyorum ama alan da alır. Hepsinin yeri ayrı. İnsanlarla da keyfi daha çok çıkan şeyler var, keyfi çıkması için insansız olunması daha iyi olan şeyler var. İnsansız kalınca neden zevk alınmasın.
0
aychovsky
(22.05.17)
into the wild
0
bohr atom modeli
(22.05.17)
böyle bir genelleme yapılamaz ki?
bazen dağ başında olma hissiyatı güzel olur, bazen insanlarla bir arada olmak.
0
tabudeviren
(22.05.17)
tabii ki burda her zamandan her yerden bahsetmiyorum. daha mı tatlı diyorum? umarım anlatabiliyorumdur
0
🌸yuvarlanantencereninkapagi
(22.05.17)
Daha tatlı olduğu da oluyor, olmadığı da. Ruh haline bağlı. Uzunca bir süredir yalnızsan böyle düşünmen normal.
0
hayde bre
(22.05.17)
Bence bu kişiden kişiye değişiyor. Mesela ben güzel bir şey gördüğümde, tattigimda, yaşadığımda vs paylaşma ihtiyacı hissediyorum. O an yanimda kimse yoksa da en kotu annemi, kardeşimi, sevgilimi ararım. Özellikle gezmeye gittiğimde yanimda biri varsa daha çok keyif alıyorum geziden. Ha olmaması zevk almama engel değil, o ayrı.

Yine de tek başına kulaklık takip yürüyüş yapmak da pek keyiflidir benim için.


Bazı arkadaşlarım tek başına gezmeyi, sinemaya gitmeyi daha çok sever. Kısacası kişiden kişiye, durumdan duruma değişir.
0
fraise
(22.05.17)
Yerine zamanına göre değişir. İnsan bu ne elde etse elinde olmayan tatlı gelir. Kalabalık ortamın vardır yalnız kalmak istersin, yalnız kalırsın arkadaşım yok dersin öyle geçip gider.
0
gozu acik sevisen yahudi
(22.05.17)
sosyal bilimlerde son yapilan calismalar gosteriyor ki zeka katsayisi yukseldikce, ozellikle icedonuk bireylerde cehennem diger insanlar oluyor. yani kisinin kim olduguna bagli.
0
mavicorap
(22.05.17)
Hayır, alakası yok. Ben yalnızlıktan daha çok hoşlanıyorum. Yanımda birileri varken geriliyorum, rahatsız hissediyorum. Çünkü insanlar çok kötü. İnsanlar hep moral bozuyor, hep laf sokuyor, hep negatif, hep hırslı, her daim yarış halinde. Şimdi sana öyleleri denk geliyor, insan kendi gibilerini çevresine çeker diyenler olacaktır şüphesiz ama bu benim için çok da geçerli değil sanırım. Ben yalnızca huzur ve mutluluk istiyorum, kimseye karışmıyorum, kimsenin kalbini kırmamaya çalışıyorum ama diğer insanlar bana öyle davranmıyor. Beni strese sokacak bir harekete imza atıyorlar kesin.

Neyse çok uzattım, iç dökme şeysi gibi oldu bu cevap. Kısacası şunu diyebilirim ki kimsenin arkadaşlığı bana kendi arkadaşlığım kadar tat vermiyor. En iyi dostum benim.
0
i m cool with that
(22.05.17)
Ornegin Istiklal mimari acidan Kadikoy'den daha guzel ama oraya les gibi insanlar gelmeye basladi, Kadikoy'un cirkin sokaklari ise iyi insanlarla harika oldu.
0
Traveller
(22.05.17)
eskiden yalnızken çok daha mutluydum gerçi şimdi de öyleyim kalabalıktan hoşlanmam. Ama kafa dengi, hoş vakit geçirebileceğim, birbirimize bir şeyler kazandıracağımız insanlarla dost olsam çok daha iyi olurdu diye düşünüyorum artık.
Hani şebnem ferah diyor ya 'iyi dostlar biriktirdim, hepsi ailem oldu diye' öyle bir arkadaşlık istiyorum. böyle insanlarla hayat daha güzel olurdu.
0
uyusam iyi olur
(22.05.17)
1-2 ay önceydi sanırım. her şeyden ve herkesten sıkılmış (bilhassa iş ve iş çevresinden) tek arzum evde oturup film izlemek, kitap okumak, yalnız kalıp kafa dinlemekti.

henüz bir hafta oldu olmadı, arzuladığım durumdayım ve inanılmaz sıkıldım, inanılmaz yalnız hissediyorum. telefonuma bakıp mesaj atacak insan arıyorum ergen gibi.

özetle; insanlar olmadan eksik oluyor bir şeyler. öte yandan bir grup insan da var ki enerjini sömürüyor, seni kötü hissettiyor. velhasıl kendini izole etmektense belli bir mesafeyi koruyarak insanlarla birlikte olmak sanki en iyisi.
0
dahinnotha
(22.05.17)
hayır. böyle diyemeyiz.
bu kafa yapısını pek sağlıklı bulamam.
0
filteria
(22.05.17)
Her şeyi silip atmaz, sadece alacağımız zevki düşürebilir. Paylaşmak şeylerin değerini artırır, güzel şeyler güzel insanlarla çok daha güzel olur.
0
harvey
(22.05.17)
(10)

Fotoğraf mı daha çok tatmin eder gerçek görüntü mü?

nıç
Bu konuda yapılan araştırma var mıdır acaba? Mesela gerçek bir manzara fotoğrafı gösterildiğinde insanda uyandırdıkları ile o insanın o manzaraya gerçek ortamda baktığında aynı etki mi görülür beyinde? Bazı durumlarda değişken olduğunu biliyorum tabii, bahsettiğim farklı. Ölen birinin fotoğrafını gö
Bu konuda yapılan araştırma var mıdır acaba?
Mesela gerçek bir manzara fotoğrafı gösterildiğinde insanda uyandırdıkları ile o insanın o manzaraya gerçek ortamda baktığında aynı etki mi görülür beyinde?
Bazı durumlarda değişken olduğunu biliyorum tabii, bahsettiğim farklı. Ölen birinin fotoğrafını görmek, gerçekte görmek kadar etkili olmayabilir örneğin. Ama bazı manzara fotoğraflarında da orada olmak, fotoğrafına bakmak kadar ilgi çekici olmayabilir.
Ödev değil merak. :)
( telefondan yazıyorum. )(biraz editledim)
0
nıç
(22.05.17)
Yapilan arastirma var mi hic bilmiyorum da. Bende de oluyor o. Video ya da fotografta daha cok etkilendigim, gercekte o kadar da cezbetmeyen seyler.

Tam aksi daha cok oluyor gerci.
0
bir ileti paylastim
(22.05.17)
fotoğraf gerçeğin hissiyat olarak yakınından bile geçemez. soruyu mu yanlış anlıyorum acaba.
0
brakgn
(22.05.17)
gerçeğin yerini hiçbiri tutmuyor
0
cekilmis gayfe
(22.05.17)
estetik yanından bahsediyorum.
Bir tepede durduğunuzu düşünün ama biraz kayalıklı, az ışıklı falan aslında o kadar da bayılmıyorsunuz o gördüğünüze (belki o manzaraya alışkınsınız ondan ya da başka bi detaydan) ama aynı manzaranın bir de fotoğrafını görüyorsunuz o daha güzel geliyor size (bu da belki açısından ışığından vs)
Bir şekilde fotoğrafın gerçeğe üstün geldiği anlar olabiliyor. Araştırması yapılmış mı merak ettim.
0
🌸nıç
(22.05.17)
bir fotoğraf birçok sebeple gerçekten daha etkileyici olabilir. direkt belirttiğiniz durum üzerine bir araştırma olmayabilir, ancak konuya ilginiz varsa genel okumalarla bir sonuca varabilirsiniz.

ilk aklıma gelenler;
- walter benjamin / tekniğin olanaklarıyla yeniden üretilebildiği çağda sanat yapıtı
- susan sontag / fotoğraf üzerine
- roland barthes / camera lucida
- john berger / görme biçimleri

öncelikle gerçekte gördüğünüz manzara ile fotoğrafı asla birbirinin aynısı olamaz. fotoğraf karesinin yansıttığı gerçekliğe fotoğrafçının yorumu katılır. yani düşünülenin aksine, fotoğraf makinesi gerçekliği birebir yeniden üreten bir aygıt değildir. fotoğrafçı hem çekim esnasında lensi kullanma biçimiyle, hem de sonrasında dijital ortamda veya karanlık odada kullandığı post processing yöntemleriyle ışık, renk gibi konuları yorumlayabilir. bunun yanı sıra kimi noktalara odaklanabilir, kimi noktaları kareye dahil ederken kimilerini göz ardı edebilir, karenin içerisinde kendi yorumuyla bir kompozisyon oluşturabilir.

bunun yanı sıra, bir fotoğrafın gerçeğinden daha güzel gelmesi belleğin bir oyunu olabilir. bellek, sanılanın aksine statik bir yapıda değildir, yani deneyimlediklerimizi ve gördüklerimizi oldukları gibi kaydederek beynimizdeki bir rafa kaldırmayız. tam tersine dinamik bir süreçtir, canlıdır, geçmişi sürekli yeniden kurgular. biraz da bu yüzden aynı fotoğrafa bakan iki kişi aslında aynı şeyi görmez. bellek, mekanik bir sürecin ürünü olan fotoğrafı bile yorumlar ve belleğimizde bulunan kodlara göre gördüklerimiz ve fotoğrafın bize hissettirdikleri değişebilir. fotoğraf bir bütün olarak veya içerisindeki bir detay ile bir anıyı canlandırarak gözümüze "güzel" gelebilir.

bunun yanı sıra, fotoğraftaki bazı detaylar açıklayamadığımız birtakım sebeplerle olduça etkileyici gelebilir. örneğin barthes, bu durumu "punctum" kavramı ile açıklar. punctum, bir fotoğrafta herhangi bir detay olabilir: bir çocuğun kıvrılmış çorabı, bir kadının belindeki kemer.. bu ögelerin bizi neden etkilediğini anlayamayız, ancak bu detaylar fotoğraflardan fırlayarak bizi deler, geçer.

üzerinde çok fazla konuşulabilir. fakat o anın içerisinde bir görüntüyü deneyimlemek bir şeydir, geçmişteki bir anın kesitini deneyimlemek başka bir şey. arada çok fazla parametre ve dinamik bulunuyor, estetik bunlardan yalnızca biri ve bana sorarsanız en zayıfı.
0
gmzo
(22.05.17)
adettendir diye cevap vereyim; gerçek görüntü
soru da cevaplar da çok hoşuma gitti. mobilden ancak böyle takip edebiliyorum. yazılacak diğer cevapları merak ettim çünkü.
0
balik kraker
(22.05.17)
Ne kadar güzel olursa olsun henüz hiçbir fotoğraf beni ağlatmadı. Ama gerçekte (Arada sırada) mesela manzara o kadar hoşuma gidiyor ki bayağı gözlerimi yaşartıyor.
0
april12th
(22.05.17)
Çekim teknikleri, filtre vs. ile bir mekan olduğundan daha güzel gösterilebilir.
0
arnold schwarzeneger
(22.05.17)
İnsanlar konusunda yapılan araştırmalar var. Filtresiz fotoğraflarla, videoları karşılaştıranlar ezici çoğunlukla videoda gördüklerini çekici bulmuş. Buna açıklama olarak da kişinin tavrını, havasını görmek gibi etmenlerin olduğunu söylüyorlardı. Ancak işin içine çekim hileleri veya filtreler girince sonuç değişebiliyor tabii ki ama şartlar eşit olduğunda hareketliliğin daha çekici olduğu söyleniyor. Hele ki üçüncü boyuta geçmenin daha da etkili olduğu vardı çalışmanın devamında.

Manzara için de durum aynıdır diye düşünüyorum. Güzel bir manzaranın havası fotoğraftan hissedilenez ya da bir degşetin kendisi fotoğrafından da dehşetli olabilir ama çekim ayarlanmamışsa. Bunun dışında, en kabak örneklerden biri Cinque Terre resimleri imiş sanırım. İlgili resmi bulamadım ama bir "hayaller-hayatlar" durumu vardı.
0
aychovsky
(22.05.17)
special thanks to @gmzo & @aychovsky :)

bahsettiğin yazarları ve kitapları biliyorum. ama hepsini okumuş değilim, diğerlerine de bir bakayım.
0
🌸nıç
(22.05.17)
(5)

İlk ifşa (late 90s)

nundu
-gone-
-gone-
0
nundu
(21.05.17)
Oyy yanaklar ne güzel yanmış yanaklar. Bir de t-shirt de çok havalı
0
aychovsky
(21.05.17)
hahah değilim ama benziyormuş cidden küçüklük fotoğrafı :D
0
🌸nundu
(21.05.17)
Bu cocuk buyuyunce cirkinlesmemistir insallah :D
0
perfectum
(21.05.17)
tam bir alman çocuğu, maşallah
0
limoncello
(21.05.17)
@perfectum
O zamanki halim kadar değilim sanırım şu an :( sonucta insanlar genelde bebekken daha sevimlidir :D

@limoncello
Çocukken hep diyolardi zaten sen Alman misin ya da rus musun diye :p şimdi de sarışınım ama cocukken baya sariydim hele yazın..
0
🌸nundu
(21.05.17)
(10)

Ben de küçüktüm ki ifşası

aychovsky
Madem çocukluk ifşası var, ben de geldim. İlk ifşam olduğu için heyecanlıyım.https://i.hizliresim.com/EgadyD.jpghttps://i.hizliresim.com/j8kOQg.jpghttps://i.hizliresim.com/2rX3EO.jpg
Madem çocukluk ifşası var, ben de geldim. İlk ifşam olduğu için heyecanlıyım.
i.hizliresim.com
i.hizliresim.com
i.hizliresim.com
0
aychovsky
(21.05.17)
Çocuk gibi çocuk valla böyle kızım olsun çok isterdim. Saçlar harika.
0
norek
(21.05.17)
3. fotoda zeki müren asaleti gördüm :)
0
buzbebek
(21.05.17)
İlk fotoğrafa bayıldım ben de! :)
0
fraise
(21.05.17)
ben hep esmes düşünmüştüm seni :)
0
elorelia
(21.05.17)
@buzbebek Kahkaha attım. Ben de kendimi birine benzetiyordum ama kime :) Çok Zeki Müren'mişim.

Pek değişmişim ama ya :)

Bu arada bir itiraf. Çocukken (9 yaşıma kadar) fotoğraf çekilmekten korkardım. Fotoğrafların hepsinde ağlıyorum genelde ama gülen de çok fotoğrafım var. Bu gülen fotoğraflar hep benden habersiz çekilmiş, babamın ya da abimin köşelerden atladığı fotoğraflarmış (ben hatırlamıyorum) ama fotoğrafların sonrasında çok gözyaşı varmış. :)
0
🌸aychovsky
(21.05.17)
ilk fotoğraf müthiş sevimli. :)
0
keçeli kalem
(21.05.17)
İlk fotoğraf <3 ben
0
pastörizesüt
(21.05.17)
Arkadaşımın kızı ilk fotoğrafına o kadar benziyor ki :) hep kucağıma alırım onu, seni de alıp sevesim geldi, time travel pls. :)
0
ekaterina
(21.05.17)
@elorelia Twitter'da aktif bir aychovsky var esmer olan. Beni o sanıyorlar bazen, hatta sanmakla kalmayıp oyum diye başka kullanıcılarla paylaşan ya da o şekilde anlatan da olmuştu zamanında. Belki sana da öyle demişlerdir.
0
🌸aychovsky
(21.05.17)
ayçoyu biliyorum ya, daha önceden de çocukluk ifşası olmuştu orda da gördüm diye hatırlıyorum pek şirin maşallah
0
limoncello
(21.05.17)
(19)

Gidipte dönmemek

klar
"Gidipte" diye bir kullanım var mı türkçemizde? Yürümeyi düşündüğüm türkçe öğretmeni hanımefendi böyle bir şey paylaşmış. Ben de şaka yollu bu ne ya yakışıyo mu bir türkçe öğretmenine dedim. Ben onu zaman eki olarak yazmıştım filan dedi. Ben tatmin olmayınca da uzun uzun güya açıkladı:" Şimdi önceli
"Gidipte" diye bir kullanım var mı türkçemizde? Yürümeyi düşündüğüm türkçe öğretmeni hanımefendi böyle bir şey paylaşmış. Ben de şaka yollu bu ne ya yakışıyo mu bir türkçe öğretmenine dedim. Ben onu zaman eki olarak yazmıştım filan dedi. Ben tatmin olmayınca da uzun uzun güya açıkladı:
" Şimdi öncelikle o yazı bir başkasına ait yani: benim gibi düşündüğü için mi ayrı yazmadı yoksa yanlış mı yazdı bir fikrim yok. Eke gelecek olursak Türkçede bazı ekler kelimeye zaman anlamı katar zarf-fiiller gibi( yanlış anlaşılmasın eke zarf-fiil eki demedim). Benim eki ayırmama sebebim zaman anlamı içermesi içindi..."

Sizce böyle bir kullanım olabilir mi? Bence yok ve kızın ben bilirkişiyim ayağına geri adım atmaması beni aşırı soğuttu. Sorun yaptığı hata değil, hata olduğunu kabul etmeyip gevelemesi. Anlatabildim mi bilmiyorum.
0
klar
(19.05.17)
ahahaha nasil da sallamis. yok oyle bir sey.
0
pide
(19.05.17)
Türkçe okunduğu gibi yazılan bir dil diye öğretildi ama öyle değilmiş.

Mesela değil kelimesi diil diye okunuyormuş. Gİdeceğim diye gidecem vs gibi bir sürü şey vardı. Bnları yakın zamanda öğrendim.

O kelimede de öyle bir şey olabili.r O kurken öyle okusak da yazarken yine öyle yazılmaması gerekir ama bence.

www.dilforum.com

burda açıklaımış biraz ama araştırmadım ama bir edebiyatçıdan da duydum.
0
Cursed Chico
(19.05.17)
ona diploma veren üniversitenin kalıbına tüküreyim. yanlışından dönmek de yok ha, bi de açıklamış salak salak. bi kere google'da aratınca bile çıkıyor doğrusu.
www.google.com.tr

imla hastası biri olarak direkt soğurdum.
0
elorelia
(19.05.17)
güzel sallamış ama cık.
0
doxanikee
(19.05.17)
"gidip de" yazıldığı gibi okunur.

kendimi zorladım ama bir türlü 'te'ye zaman anlamı katamadım. kadının ne demek istediğini bile anlamadım, anlayan var mı?
0
cikmaz sokaktan cikagelen cocuk
(19.05.17)
Ya evet işte esas fail o son mesaj. Yok diyor onu ben yazmadım başkasından aldım. Ama diyor türkçede bik bik bik var. Ama yanlis anlamaa, bne öyle kullandım demiyorum.

Bu ne lan? Delikanlı gibi de ki allaah bin belami versin diplomamı yirtcam şimdi falan de. Öyle dese bağrıma basardım ama yok yani...
0
🌸klar
(19.05.17)
ya özellikle zarf fiilli örnek vermiş ki "nasılsa bu kadar inciğini bilmiyodur, fazla teknik konuşayım da haklıymışım gibi gözüksün". çakal.
0
pide
(19.05.17)
Hem Türkçe bilmiyor, hem de öğretmen olmuş.

Sıçıp sıvamasına diyecek birşey bulamıyorum.
0
chitosan
(19.05.17)
Turkce ogretmeni oldugundan emin misiniz?
0
elbar
(19.05.17)
ürperdim. rezillik.
0
der meister
(19.05.17)
Gidip diye bir yer var mıymış?

Ah hayatım şimdi Paris'ten dönmemek vardı.

Hani kesme işareti? Hani ayrılma hal eki? Gidip'ten dönmemek vardı dese Afrika'da bir köy falan herhalde deriz. Kenyalı Asiye görse yüzüne tükürür.
0
Lim5
(19.05.17)
@elbar

Atanamayan türkçe öğretmeni. Şu an da yüksek lisansını tamamlıyor. :(
0
🌸klar
(19.05.17)
bu kadına yazacağıma deftere yazarım. bu kadına yürüyeceğime idam tahtasına yürürüm.
0
bohr atom modeli
(19.05.17)
yalnız sevgilimin sınıfındaki sınıf öğretmenliği adayları da aynen böyle. hiçbir halttan haberleri yok. korkun çocuklarınızı bunların eline vermekten. yemin ederim öğretmen demeye bin şahit ister.
0
bohr atom modeli
(19.05.17)
ayrıca iki noktadan sonra büyük harfle başlanır. ayrıca orada iki nokta kullanımı da yanlış. bence ölsün en iyisi.
0
bohr atom modeli
(19.05.17)
1960-1970'lerin kitaplarında de'nin ayrı yazılmadığı yerler var. Aynı dönemde 'gitmiyeceğini', 'kalmıyacağını' gibi yazımlar da var. Eğer diplomayı o zaman alıp sonradan hiç kitap okumadıysa tamam da, onun dışında çok komik olmuş.
0
aychovsky
(19.05.17)
allah'ım ya kim diploma veriyor bunlara :( türkçecilerle konuşurken en ufak imla hatasında tuhaf oluyorum şahsen. mobilden de olsa aceleyle de yazsalar yapmasınlar şunu. daha kötüsü bir de sıçıp sıvamış ya, olmaz olsun öyle öğretmen.
0
thomaswantsmore
(19.05.17)
ahgsjhgkhskjhskjhsjkhsjkhs abla iyi sallamış doğaçlama sallamış! 10/10!
0
pinkpeony
(19.05.17)
cursed chico da iyi sallamış.
0
pinkpeony
(19.05.17)
(11)

Beğendiğiniz netflix dizileri

fraise
Onerilerinizi alabilir miyim? Özellikle eğlenceli, komikli olanlar varsa daha güzel olur. Yoksa da en azından stranger things gibi çok gerilim olmasın. O dizinin iki bölümünü zor izledim. Teşekkür ederim simdiden herkese.
Onerilerinizi alabilir miyim? Özellikle eğlenceli, komikli olanlar varsa daha güzel olur. Yoksa da en azından stranger things gibi çok gerilim olmasın. O dizinin iki bölümünü zor izledim.


Teşekkür ederim simdiden herkese.
0
fraise
(19.05.17)
love
call my agent
0
ir10
(19.05.17)
13 reasons why
0
sta
(19.05.17)
dirk gently's h.d.a.
0
feykalade
(19.05.17)
eğlenceli ve komikli değiller.

house of cards
marsters of sex
0
tuzumkuru
(19.05.17)
Ilginctir netflix te beni breaking bad gibi baglayan bir dizi cikmadi. Ama illada isim vermem gerekirse;

- Bates Motel
- stranger things
0
VIPCH
(19.05.17)
A Series of Unfortunate Events.
0
ekaterina
(19.05.17)
Tuzumkuru, ikisini de izledim/ izliyorum ve seviyorum aslında. Ama daha eğlenceli şeyler izleyesim var bu aralar.
0
🌸fraise
(19.05.17)
13 reasons why demişler, onun neresi eğlenceli allaşkına? intihara sürüklüyo adamı
0
the beste
(19.05.17)
Unbreakable Kimmy Schmidt. Community'den sonra izlediğim en komik şeydi, Tima Fet hazırladığı için 30 Rock'a benziyor. Bugün de 3. sezonu çıktı, onu izlemeye başlamıştım tam.

Bir de Schitt's Creek, ona çok kahkaha attım.
0
aychovsky
(19.05.17)
Bojack Horseman. Hem komik, hem de hayatı sorgulatabilir.
0
noluyo yaa
(19.05.17)
girlboss.
kesinlikle girlboss. bir şans verin bence :) ekşi sözlükte sanırım erkekler baya çoğunluk olduğundan genel yorumlar olumsuz ancak ben çok sevdim.
0
anneboleyn
(24.05.17)
(10)

Renkli kalemlerle çalışmak

uyusam iyi olur
İnsanlara bakıyorum renkli renkli kalemlerle ders çalışıyorlar ben hiç öyle yapamıyorum. Sürekli kalem değiştirip çalışmak çok külfetli geliyor. Ayrıca hoşuma da gitmiyor. Artı bir de kocaman kocaman yazı yazan insanlar var. 2 sayfalık konu oluyor 5 sayfa. Ben o kadar sayfa notu görünce çalışasım ge
İnsanlara bakıyorum renkli renkli kalemlerle ders çalışıyorlar ben hiç öyle yapamıyorum. Sürekli kalem değiştirip çalışmak çok külfetli geliyor. Ayrıca hoşuma da gitmiyor.
Artı bir de kocaman kocaman yazı yazan insanlar var. 2 sayfalık konu oluyor 5 sayfa. Ben o kadar sayfa notu görünce çalışasım gelmiyor.
Siz de böyle misiniz?
0
uyusam iyi olur
(19.05.17)
ilkokulda kullandim en son renkli kalem. basliklarin altini cizerim. maddelerin basina yildiz koyarim. o maddelerin alt maddelerine tire cekerim. onemli seylerin altini cizerim. buyuk yazma olayi bende de var aliskanlik olarak ama renkli kalemi buyuk zaman kaybi olarak goruyorum.
0
hopeless
(19.05.17)
Once mavi ya da siyah kalem ile not cikaririm. Daha sonra bu notu calisirken renkli kalem kullanirim. Satirlarin altini/ustunu cizerim, ekleme yaparim vs. Ilkokuldan beri buyuk yaziyorum. Bana da karinca duasi gibi yazilari okumak zor geliyor. Sayfada nefes alacak yer yok. Bir sey eklemek istesem ekleyemiyorum, altini cizersem iyice okunaksiz hale geliyor.
0
ganbatte
(19.05.17)
ben not çıkarmıyorum çalışırken. yazım çok rezalet olduğu ve bi şeyler yazmaktan nefret ettiğim için çalışırken ya slaytlardan(fotokopicide hocaların neredeyse tüm slaytları oluyor fasikül halinde) ya da yine fotokopicilerde satılan hazır yazılmış notlardan çalışıyorum. çalışırken de her şeyi ama her şeyi sarı fosforlu kalemle çizip önemli yerleri mavi tükenmezle belirtiyorum. sarı fosforlu kalemle her şeyi çizmek hem okumamı kolaylaştırıyor hem de daha çok okumama yardım ediyor gibi geliyor psikolojik olarak
0
nundu
(19.05.17)
Ben de sadece kurşun kalem kullanırdım eskiden de bi ara bi yerlerde siyah yerine mavi tükenmez kullanmanın görsel hafıza açısından faydalı olduğunu okumuştum. O yüzden son zamanlarda kurşun kalemle yazıp sonra dönüp maviyle altını çizmeye başladım. İşe yarıyor mu bilmiyorum ama mantıklı gelmişti bana.
0
kozmosta bir nokta
(19.05.17)
Bazen 'Yazı yazmayı sevdiğim için mi işimi seçtim acaba' diyorum. En çok sevdiğim şey bol bol yazı yazayım, renkli renkli yazayım. Notlar alayım, özetler çıkartayım. Bir de ben yazarak çalışabilen bir insanım, atıyorum formül çıkarmaları, algoritmaları kendim kodlarım, kendim yazarım. Ondan sonra 'oldu bu' falan derim. Bir de kendi notlarım tek kalem olduğu zaman sonrasında geri dönersem çok sıkıcı geliyor. Gerçi aşırı renkli olursa da dikkat dağıtıyor ama 3 renklisi ideal geliyor. Renkli kalem seti aldığımda çocuk gibi seviniyorum. Evde hepsiyle adımı yazıyorum, favori renk belirliyorum çocuk gibi falan.

Yazım değişir. Büyük büyük de yazarım, küçük küçük de.
0
aychovsky
(19.05.17)
Ben de renkliyle uğraşamam ama 7 tane fosforlu kalem var onlarla formülleri vs boyamam lazım.

Küçük yazı okuyasım gelmiyor. Not uzayabilir ama yazı büyük olacak.
0
jazzabel
(19.05.17)
Kitabın, notun önemli yerlerinin altını çizerken rengarenk kalemlerle çizerim ama kendim not çıkarırken tek renk koyu tükenmez kalem kullanırım.
0
duru arsnova
(19.05.17)
@nundu ben de slaytlarda önemli yerleri sarı fosforlu kalemle çizer çok önemli yerleri hem çizer hem de mavi tükenmezle yuvarlak içine alırım.
0
🌸uyusam iyi olur
(19.05.17)
Bir tane kalem yeter, tercihen siyah dışında çünkü yazılar siyah. Çoğunlukla altlarını bile çizmem. Bir kere okur geçerim.
0
Lim5
(19.05.17)
Görsel hafızam kuvvetli olduğu için kullanırım. Çok efektif kullanamasam da bazen başlık aklıma gelmezse rengi, sayfanın neresinde olduğu aklıma gelir. Bunlardan yola çıkıp hatırlamaya çalışırım. Sayfayı ferah görmem lazım, küçük ve tek renk sayfalar içimi karartıyor.
0
curukturpkokusu
(19.05.17)
(2)

butik

rajaz
sorum kadınlara.kadıköy ya da beşiktaş civarlarında güzel ve uygun fiyatlı tişörtler satan yerler biliyor musunuz?paylaşır mısınız?
sorum kadınlara.

kadıköy ya da beşiktaş civarlarında güzel ve uygun fiyatlı tişörtler satan yerler biliyor musunuz?

paylaşır mısınız?
0
rajaz
(18.05.17)
kadikoy rexx'in karsisinda ve besiktas carsi'da campus var, guzeldir.
0
fakyoras
(18.05.17)
Beşiktaş'ta Streetbox var, Beeşiktaş Kültür Merkezi'nin yanında. Bir şubesi daha var Beşiktaş'ta, o da eski Kabalcı'nın önünden düz devaö edince.

Gerçi fiyatları bazen uygun, bazen değil. Çok pahalı değil ama atıyorum, De Gacto'dan az pahalı olabilir
0
aychovsky
(18.05.17)
(4)

Macron ve Brigitte

maria puder
Fransanın yeni cumhurbaşkanının eşiyle hikayesi hakkında ne düşünüyorsunuz? Beni çok etkiledi hikaye. Macron'un sadakati ve cesareti, kararlılığı takdirimi kazandı. Bu tarz bir insan tarafından sevilmek için her şeyimi verirdim. Evlenmeden önce Brigitte'in çocuklarının tek tek onayını almış bir de c
Fransanın yeni cumhurbaşkanının eşiyle hikayesi hakkında ne düşünüyorsunuz? Beni çok etkiledi hikaye. Macron'un sadakati ve cesareti, kararlılığı takdirimi kazandı. Bu tarz bir insan tarafından sevilmek için her şeyimi verirdim. Evlenmeden önce Brigitte'in çocuklarının tek tek onayını almış bir de canım ya.



Bilmeyenler için özet:

onedio.com
0
maria puder
(17.05.17)
Çok güzel bence de. Her zaman böyle olmuyor ama böyle istisnaları ve kimsenin ne düşündüğünü takmamaları görmek çok güzel.
0
aychovsky
(17.05.17)
İğrenç.
0
angelus
(17.05.17)
O işlere froyd abi bakıyor
0
FeykIM
(18.05.17)
15 yaşında bir çocuğu baştan çıkaran bir öğretmen hikayesi görüyorum ben. ilgimi çekmiyor.
0
burya
(18.05.17)
(3)

Duyuru Modları

zirrealist
sizin de cevaplarınızı editlediiği oldu mu? bir küfür sözcüğünün bazı harflerini *** koyarak değiştirdikleri oldu mu? dün bi şey yazmıştım. baktım ki bu akşam editlenmiş. yapan ben değilim. yeni mi çıktı bu?
sizin de cevaplarınızı editlediiği oldu mu? bir küfür sözcüğünün bazı harflerini *** koyarak değiştirdikleri oldu mu? dün bi şey yazmıştım. baktım ki bu akşam editlenmiş. yapan ben değilim. yeni mi çıktı bu?
0
zirrealist
(17.05.17)
Bu aslında bayağı eski bir uygulama. Ben ilk mod olduğumda, bakıyorduk ki üç paragraf cevap ve arada bir kelime ortaya küfürlü. Normalde silmemiz gerekiyordu ama şahsa söylenmemiş bir kelimelik küfür yüzünden de tüm cevabı silmek istemiyorduk. O yüzden tek kelimeyi asterisk ile sansürlüyorduk. Zaman varsa kullanıcıya bildiriyorduk ve çok ispiyon varsa bazen haber veremediğimiz oluyordu hararetli siyasi tartışmaşı dönemlerde. Sonra, bir gün sanırım der meister sanırım "Benimkini editlemeyin, lafımı geri yurmuş gibi oluyorum ama aslında yutmuyorum" tarzı bir şey söylemişti sanırım. Onun üzerine toplanıp bayağı saatler alan bir tartışma yaptık ve sonra "Bir kullanıcılara soralım ve ona göre karar verelim" dedik. Kaymak da duyuruyu açıp sormuştu. 20 küsur cevapta ne faşistliğimiz kaldı, ne hakla lafına müdahele ettiğimiz kaldı. Konudan haberi olmayan ve tek kelimesi sansürlenmemiş insanlar bile kızdılar. "Silinmesi gereken şeyde sadece tek kelime sansürleyip cevabı koruyoruz" dedim ama bu istenmeyen bir şeymiş, o gün kah duyuru aracılığı ile kah özel nesaj ile linç yolu ile anladık. Duyuru'dan nefret ettiğim tek gündür, ki daha öncesinde tehdit ve bana kişisel küfür bile vardı. O günden beri aktif olduğumda küfrün k'sını görsem, ister yüzlerce sayfa bilimsel baş eser yazılmış olsun, "Allah belanızı versin" diyerek (gerçekten bela okuyarak) siliyorum. krem peynir, baba jo ve ron dennis o dönemlerde yoktular ve anlaşmaya varmadığımız bir iki sayılı konudan biri küfür editlemesi. Bana denk gelseydi silerdim muhtemelen ama editleme yeni bir uygulama değil.
0
aychovsky
(17.05.17)
ben oto sansür uyguluyorum ama önceleri çok nadir oluyordu takmıyordum. yani d@$h@q yerine billür demek gibi falan.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(17.05.17)
valla çok güzel olmuş. hoşuma gitti. komple silmek yerine böyle editlemek güzel olmuş da sonuçta yine orada yazdığın kelime anlaşılıyo. çok da sansür yok ortada. enteresan geldi.

aychovsky sen bakma onlara. komple yazıyı silmek yerine böyle değiştirmek bence çok daha mantıklı. çoğu kez yazdığımı silmemle alakalı salakça mesajlar aldım burada. halbuki hiçbirini ben silmedim. silemem, silersem şerefsizim. silemem. hahah

her önüne gelene foşik diyenlere, her küfür edene takarsak çomolokko. adam öldürmek zorunda kalırız. boşver yani. benim cevaplara denk gelirsen krem peynir'in yaptığı gibi editlersen sevinirim.

tabii bu söylediklerim birini hedef alarak edilen küfürler, aileye edilen küfürler hariç. bi de hak edenler hariç. örneğin tacizci müdür hakkında açılan duyuruda müdüre edilen seks işçisi oğlu küfrü gibi.

bu arada teşekkür ederim krem peynir.
0
🌸zirrealist
(18.05.17)
(2)

Bu hangi balık?

aychovsky
Çocukken biri bize bir buçuk metrelik bir akvaryum satmıştı içinde 5 balık ile. Balıkları ciklet balığı diye almıştık ama ciklet balığına benzeselerde onun büyüğüydü. Böyle neredeyse ızgaralık balık büyüklüğünde balıktı. Bir de internetten ciklet balığı resimlerine bakıyorum, onlar küçük gibi, betta
Çocukken biri bize bir buçuk metrelik bir akvaryum satmıştı içinde 5 balık ile. Balıkları ciklet balığı diye almıştık ama ciklet balığına benzeselerde onun büyüğüydü. Böyle neredeyse ızgaralık balık büyüklüğünde balıktı. Bir de internetten ciklet balığı resimlerine bakıyorum, onlar küçük gibi, betta ya da Japon balığına benziyorlar gibi ve güzeller. Bizdekiler bildiğin dere balığı, deniz balığı tipli ama onlara göre gri pullu değil de, az daha beyaz/pembe pullu gibiydi. Bir de aşırı tipsizlerdi. Yine ciklet midir? Yoksa bize somon momon mu kakaladılar?
0
aychovsky
(17.05.17)
papağan balığı
0
grid
(17.05.17)
Papağam balığına baktım, bayağı pembe, turuncu renkli bir şey gibi. En renksizi bile biraz renkli. Bunlar iyice dere balığı tipli balıklar ama pul rengi geiden çok beyaza yakın.
0
🌸aychovsky
(17.05.17)
(1)

Göl Kenarı Kamp Alanı / İstanbul

viciousnomad
Merhaba,İstanbul'a 100-150 km mesafeye kadar uzaklıkta, günübirlikçilerin pek bilmediği, çadır kurabileceğim göl kenarı yerler keşfetmeye çalışıyorum.Çiftalandaki şu göl gibi mesela.https://yandex.com.tr/harita/115710/ey%C3%BCp/?ll=28.918072%2C41.246968&z=17&l=satVar mı önerileri olan?
Merhaba,
İstanbul'a 100-150 km mesafeye kadar uzaklıkta, günübirlikçilerin pek bilmediği, çadır kurabileceğim göl kenarı yerler keşfetmeye çalışıyorum.

Çiftalandaki şu göl gibi mesela.

yandex.com.tr

Var mı önerileri olan?
0
viciousnomad
(17.05.17)
Kilyos tarafında bir sahile yakın (adını unuttum, burayı güncellerim) göl var. Resmi bir kamp alanı değil ama kamp yapılabiliyor. Gidilmişliği var.

Edit: Gümüşdere imiş adı
0
aychovsky
(17.05.17)
(6)

İstanbul-new york uçak

taha1907
Merhabalar. 1 ay sonra new york a gideceğim ekşm in ilk haftası da döneceğim.Daha önce gidenler için , thy ile aktarmasız gidiş dönüş 2.000 tl nasıl sizce ?Birde aktarmasız 12 saat yolculuğun ne gibi avantaj/ dezavantajları oluyor aktarmalıya göre ?Bir de ben aktarmalı olarak giderim 1500 tl falan v
Merhabalar. 1 ay sonra new york a gideceğim ekşm in ilk haftası da döneceğim.
Daha önce gidenler için , thy ile aktarmasız gidiş dönüş 2.000 tl nasıl sizce ?
Birde aktarmasız 12 saat yolculuğun ne gibi avantaj/ dezavantajları oluyor aktarmalıya göre ?
Bir de ben aktarmalı olarak giderim 1500 tl falan veririm diyordum bu fiyat iyi mi sizce ?
Altarmalılar da 1800 civarı
0
taha1907
(17.05.17)
ara ara bakıyorum ben ny bilet fiyatlarına, bi türlü gidemedim o ayrı, bana gayet uygun geldi.

çok ölü dönemde 1500 e gidiş dönüş bulmuştum ama o zaman kar fırtınası vs vardı yani.

bence aktarmasız 2000 normal gayet.
0
kulakligin calismayan teki
(17.05.17)
Çok iyi, THY'nin 2 bagaj imkanı da vardı eğer değişiklikten etkilenmediyse.
Aktarmayla uğraştığına değmez, uçuştan önceki gece uyumayıp jetlag adaptasyonunu da kolaylaştırabilirsin.
0
cakabo
(17.05.17)
aktarmasız için 2000 normal, güzel bir fiyat.

200 lira farkla aktarmasız gitmek varsa hiç düşünme. boşuna saatlerce bekleyeceksin öbür türlü. film dizi izleye izleye gidersin paşa paşa.
12 saatlik yolculuğun en büyük avantajı tek oturuşta yüzüklerin efendisi üçlemesini izleyip, bittiğinde varıyor olmak.
0
cay koy geliyorum
(17.05.17)
aktarmasız 2000 güzel bence de, en azından aktarmalı 1800 e göre çok güzel.
0
basond
(17.05.17)
Aktarmasıx 2000 civarı çok güzel fiyat. Aktarmasız varken aktarmalı gitmek çok yorucu oluyor. Aralardaki bekkemeler yolu uzatıyor en az yarısı kadar. Aktarmasız 10 saat sürüyor zaten, dönüş de 9 saat.
0
aychovsky
(17.05.17)
fiyat iyi sayılır, aktarmasız bence daha zahmetsiz. Türkiye'den direkt uçuşlarda elektronik aygıt taşıyamama uygulamasına dikkat etmelisin.
0
hatcherman
(18.05.17)
(7)

İlk önce iyi insan olmak mı yoksa mutlu insan olmak mı?

ramazanali
Sizce hayatta öncelikli olan iyi olmak mı yoksa mutlu olmak mı? Mutluluk için iyilik feda edilir mi? Ya da hangisine odaklanmak lazım ?
Sizce hayatta öncelikli olan iyi olmak mı yoksa mutlu olmak mı? Mutluluk için iyilik feda edilir mi? Ya da hangisine odaklanmak lazım ?
0
ramazanali
(17.05.17)
Bencil bir insan olarak mutlu olmayı öncelikli alıyorum. Zaten genelde iyilik mutluluk getiriyor.
0
pastörizesüt
(17.05.17)
Bunların ikisi birbirinden ayrılmak zorunda değil ki, hem iyi hem mutlu olunabilir. İyi olmak demek önüne gelene kendini ezdirmek demek değil. Ayrıca, mutlu olmanın yollarından biri de başkalarına yardım etmek. Hatta bir Çin atasözü vardı: Bir saat mutlu olmak istiyorsan, kestir. Bir gün mutlu olmak istiyorsan, balığa git. Bir yıl mutlu olmak istiyorsan, servet kazan. Bir ömür mutlu olmak istiyorsan, yardım et. Önceliği birbirinde ayırmıyorum; kötü ve mutsuz olmamaya çalışmak yetiyor genelde.
0
aychovsky
(17.05.17)
Mutlu olmak icin iyi olmaman lazim. Iyiler gercekten iyiler mutlu olmaz olamaz.
0
brad pitt
(17.05.17)
açılın insanoğlundan tüm ümidini yitirmiş pesimist ruh sizin de içinizi karartmak için ayağınıza geldi.

Ben insanın kendine yaramayacak hiçbir şey yapmayacağını iddia ediyorum.

karşılıksız iyilik yapan ve bunu kimsenin bilmemesi için çaba harcayan biri dahi, sırf kendini iyi hissetmek adına iyilik yapıyor bence.

demek ki her insan iyi hissetmek / mutlu olmak için bişiler yapıyor.

insanoğlu karşılıksız yardım edebilecek kapasitede bi canlı değil bence.
0
soulforge d
(17.05.17)
aychovsky + 1
0
for day to break
(17.05.17)
Bu sizin mevcut değerlerinize bağlı. "Normalde" bu yaşa kadar edindiğiniz değerler var. İdeali "iyi olma"nın size getireceği iç huzuru ve iyilik hissinin sizi mutlu edeceği. Ama çıkarlarımız doğrultusunda arada "iyi" olmayabiliyoruz. Bu - değerlerimize ne kadar bağlı olduğumuza göre değişen bir biçimde - çıkarlarımıza uygun davrandığımızdan ötürü aldığımız mutluluğu bir miktar azaltıyor.
Asıl odaklanılması gereken bu ikilemlerde çok kalmamaya çalışmak, hayatını "iyi insan" olarak mutlu olacak şekilde şekillendirebilmek.
0
SiyamkedisiZorro
(17.05.17)
başkasının mutsuzluğu üzerine mutluluk kurulamaz diye düşünüyorum. bu yüzden iyiliği feda edip mutlu olunamaz.

genel olarak iyi insan bir şekilde mutlu da oluyor zaten, bu yüzden iyi olmak diyorum.

aychovsky +1
0
keçeli kalem
(17.05.17)
(11)

Noktalama işaretlerinin a*ına koyanlar

gkn
Bakın gençler grammer nazi falan değilim. Hatta ben hata yapınca uyardıklarında memnuniyetle hatamı düzeltiyorum. Ama, virgülden önce iki boşluk atıp virgülden sonra iki boşluk daha sonra tırnak işareti için iki boşluk sonra tırnak işareti, sonra iki boşluk daha atınca o yazıyı yazanı bulup dövmek i
Bakın gençler grammer nazi falan değilim. Hatta ben hata yapınca uyardıklarında memnuniyetle hatamı düzeltiyorum.

Ama, virgülden önce iki boşluk atıp virgülden sonra iki boşluk daha sonra tırnak işareti için iki boşluk sonra tırnak işareti, sonra iki boşluk daha atınca o yazıyı yazanı bulup dövmek istiyorum.

Yahu hayatında hiç mi kitap okumadın? Okulda hiç mi öğretmediler?

Şu yazıya bakın şimdi:

Ben kedilerime , ve köpeklerime " Hey Çido " diye seslenirim . Tşk .

Bunlarda bi kaç tanesini dövsem ne kadar suçlu sayılırım?
0
gkn
(17.05.17)
telefondan yazıyorsa ayıplamamak lazım. telefonlar, kelime düzeltmeden sonra kendileri boşluk koyuyor. bunu unutup hızlı yazarken bir boşluk fazla koyulabiliyor. ama bilgisayar ortamında yazılıyorsa tüüü kaka tabi.

cevap: duruma bağlı olarak 6 ay-10 yıl arası ceza alabilirsiniz.
0
golgi aygıtı
(17.05.17)
Ama'dan sonra virgül koymaman lazım sanırım.
0
buffy de vampir sayılır
(17.05.17)
Virgülden önce ve sonra boşluk atan insan eski ev arkadaşımdı. Bulguru yalnızca kuşların yemediği öğrettim ama bunu öğrenemedi. Olsun...
0
Nature Works
(17.05.17)
12 yil Turkce dersi alip hala Turkceyi dogru konusup yazamiyorlar ya ben de sasiriyorum.

Esek olsa 12 yilda "Merhaba!" diye anirmayi ogretirsin bu surede.
0
Traveller
(17.05.17)
her ne kadar size aşırı derecede katılsam da bu durumun okulda görülen türkçe eğitimi ile ilgili olduğunu sanmıyorum. yani hangimiz okulda bilgisayarda yazı yazarken nokta, virgülden sonra bir boşluk bırakılır, önce bırakılmaz diye öğrendik ki? normal kağıda yazılan yazıda böyle bir kural var mı ondan bile emin değilim yani ona hiç dikkat etmedim hayatımda. sonuçta bunun öğrenilmesi gereken yer yine internet. gidin o kişiye anlatın durumu.
0
nundu
(17.05.17)
nundu + 1
Okulda kimse 'Virgülden sonra bir boşluk olur', 'Noktadan sonra böyle olur' demedi. Belki de yazıyı okuduktan sonra içten gelen bir bilgi olabilir. Ben liseye gelene kadar bilgisayar yoktu zaten evlerde, mezun olduğumda sınıftaki 5 kişinin bilgisayarı vardı evde; bilgisayarda yazı yazma falan öğrenmedik. Bizden sonra olup olmadığını bilmiyorum ama Güzel Yazı dersinde dahi ne kadar boşluk bırakılacağı konusunda bir bilgi verilmedi. Boşluk sayısı olmasa da, hangi -de ve -ki'lerin ayrı yazılacağını öğrendik. Virgül hatası çok abes bir yerde değilse kızamıyorum, çünkü virgül kullanımı gerçekten çok zor ve virgül kuralları bir 5-10 senede bir güncellenip duruyor.
0
aychovsky
(17.05.17)
@nundu + @aychovsky güzel noktadan yakalamışsınız. Ancak ben de şöyle düşünüyorum. Sonuçta bazı şeyler öğretilirken tüm detayları ile öğretilemez. Birey oradan çıkarımlar yapabilecek kapasitededir.

Örneğin biyolojideki üreme konusunda da, neyin nereye sokulacağını anlatmak yerine, iki canlı organizma arasında genetik malzemelerin birleştirilmesi suretiyle yeni bir canlının oluşması olayıdır, denir. Geri kalan çıkarımlar gerçek hayattan vs. alınır.

Ben buna benzer noktalama hatası yapan bir arkadaşı uyardığımda, hayır doğrusu bu virgülden önce boşluk bırakılmaz olur mu hiç, dediğini biliyorum. Bu insan hayatı boyunca internette yazı okumamış olamaz. Olmamalı.

Ya da ben çok abartıyorum.
0
🌸gkn
(17.05.17)
Nazi detected .

Dayanamandım :)

Dil bir araçtır. Diğer araçlar gibi, bunu da düzgün kullanabilmek için özen göstermek gerekir.

İnsan, yapısı itibari ile tembelliğe meyilli bir canlı. Sürekli olarak isteklerini ve ihtiyaçlarını daha az çabayla, daha çok elde etme derdinde olmuş yüzyıllardır. (bkz: teknoloji)

Bu sebeple karşısındakine nokta virgülden önce/sonra boşluk koymadan derdini anlatmaya çalışan insanlar hep olacak.

Sen vaktini bu hataları gördükçe sinir olmaya harcayabilirsin. Ya da çok takılmamayı seçebilirsin.

Nazi rehabilitation center kurucam bi gün.
Sloganım da hazır:
"You will nazi these mistakes anymore"
0
soulforge d
(17.05.17)
İmla kurallarına dikkat edilmemesi beni okuduğumdan soğutuyor.
0
odiyus
(17.05.17)
@odiyus, uyarın için teşekkürler.
0
🌸gkn
(17.05.17)
suç sayılmaz bence, yani ben hakim olsam seni kutlar bir kutu çikolata verir geri yollarım.
0
Apocalypse
(17.05.17)
(8)

sabahları uyanmak için hangi alarmları kullanıyorsunuz?

runagain
samsung cep telefonumun alarmı önce tatlı bir "uyusunda büyüsün" sesi veriyor. iki dk kadar sonra şu şarkı inletiyor ortalığı:(git: https://www.google.com.tr/search?q=la+misto&oq=la+misto&aqs=chrome..69i57j69i61.4079j0j1&sourceid=chrome&ie=UTF-8)(klip fena)ardından (git: avnoy.com/alarm/flash.swf )
samsung cep telefonumun alarmı önce tatlı bir "uyusunda büyüsün" sesi veriyor. iki dk kadar sonra şu şarkı inletiyor ortalığı:

(git: www.google.com.tr

(klip fena)

ardından (git: avnoy.com/alarm/flash.swf ) devreye giriyor.

arada iki dakikalık falan boşluklar var.

ve en son (git:kukuklok.com ) military trumpet/kalk borusu başlıyor.

ortalık inliyor tabi.

aralıklarla bu kadar alarm kurma sebebim, bir anda yataktan çıkmayıp oyalanma süresini arttırmak istemem. son alarm saatini de kalkmam gereken zamandan en az 15 dk öncesine kuruyorum.

sizde durumlar nasıl?
0
runagain
(17.05.17)
iphoneun default alarm sesi. Adını bilmiyorum.
0
teritori
(17.05.17)
alarmy diye bir uygulama var. ordaki gürültülü zil sesleri kategorisinden bir şey seçiyorum.
0
yuvarlanantencereninkapagi
(17.05.17)
Hahaha adam baya playlistle uyanıyor ya. Samsung un o çirkin alarmlarından biriyle uyanıyorum ben.
0
Giovanni Pipitto
(17.05.17)
Alarmsız uyanıyorum ama çok önemli bir işim olursa half life - crossfire'daki kapı kapanma sesini kuruyorum.
0
Apocalypse
(17.05.17)
Sabahları 5'te iphone'un canlandırma diye bir alarm sesiyle uyanıyorum. Tam olarak neye benzediğini bilmiyorum ama çünkü çaldığı anda uyanıp kapatıyorum.
0
sopiro
(17.05.17)
Yarım saat - kırk dakika süreyle 9-10 tane alarm kurup hepsini 4-5 kere öteliyorum. Özetle, kalmam gerekenden 1 küsur saat öncesine kuruyorum ki, kalkayım. App var ama matematik sorusunu yapıp uyuyorum ben. Aynı şey 3-5 dakikada bir tekrarlanıyor.

Uzun süre şunu kullandım. Sabah güne kahkaha atarak başlayayım diye. İşe de yaradı.
www.youtube.com

Şimdi titreşimin kendisini kullanıyorum. Uzun zamandır telefonun sesi açık değil, sadece titreşim. Müzikle arasında çok bir fark yok. Aynı kalkamıyorum.

Şu başarılı imiş (Dikkat, yüksek ses)
www.youtube.com
0
aychovsky
(17.05.17)
Telefonun kendi alarm tonlarından birini kullanıyorum. Garanti olsun diye hep beş dakika sonrasına da bir alarm kurarım ama ikinci alarm çalmadan kalkmış olurum zaten. Alarm erteleme gibi bir huyum yok.
0
pike
(17.05.17)
over the horizon ve morning flower caliyordu onceden. 3 alarm, 15'er dk. arayla. erteleye erteleye gec kalma noktasina kadar bekliyordum.

simdi alarmy var ^^ once lavabonun fotosu, sonra kapinin disinin fotosu, sonra matematik problem cozmece.
0
jimicik
(17.05.17)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.