Giriş
(4)

büyüye nazara cinlere vs inanmayıp şansa inanmak?

lucky strike
çelişki değil mi sizce? ya da şans derken ne anladığımıza göre mi değişiyor bu olay? nazar ne kadar irrasyonelse şans da aynı şekilde irrasyonel bence.
çelişki değil mi sizce? ya da şans derken ne anladığımıza göre mi değişiyor bu olay? nazar ne kadar irrasyonelse şans da aynı şekilde irrasyonel bence.
0
lucky strike
(30.07.17)
şans yoktur olasılık ve risk yönetimi vardır.
0
ghilleinthemist
(30.07.17)
değil. Şans dediğimiz şey, rastlantısal olumluluk.

sizin karşı çıktığınız şey sanırım şanslı insana inanmak. o da bu hallerin devamlılığı. Burada da etken bu olayların devamlılığından çok 1 tane çok büyük bi' şans yakalayıp onun avantajlarından faydalanarak iyi bir pozisyonda olmak aslında. yani çokcanası algıda seçiciliğiniz o kişiyi öyle gösteriyor olabilir.

mesela acun ılıcalı buna örnek olabilir. şanslı diyebilirsiniz, şanssız da diyebilirsiniz.
yahut az önce sorulmuş yine; koç ailesi de buna örnek olabilir. şansları yaver gitmiştir ve bunu kendileri de eylemleriyle destekleyerek bugünkü konumlarına ulaşmışlardır.
keza şengör ailesi de yine buna bi' örnek -ki bunu celal şengör söylüyor.

şans dediğimiz şey, genetik miras ve sosyo-kültürel ortamın(bkz: cografya kaderdir) zamanla buluşup kişiyi olumlu ayrıştırması işte.

ama james bond gibi, sürekli seken kurşunlar sağa sola abansın, anlık bütün olumlu rastlantılar aynı kişinin başına gelsin durumu, işte bu inanılmayacak kadar irrasyonel. diğeri değil.

keza, şanssa inanmak diye birşey yok esasında, bu bi' gerçek. yani imana ihtiyacı yok. ne zaman doğacağını anananın babanın kim olacağını hangi coğrafyada ve kimlerle arkadaşlık kuracağını belirleyemediğin müddetçe, şans bir realite.
0
mete kudur
(30.07.17)
şans, artık o kadar matematiksel olasılıksal hesabı yapmadığın zaman "eee artık o kadar da uğraşamayacağım" dedin anlar için gunlük yaşamda kullandığımız kolaylık sağlayan kelime sadece.

yoksa şansa "inanma" durumu yok.

eğer şans "inanılıyorsa" o zaman büyüye nazara toteme inanmakla aynı şey bu.
0
qazaqwsx
(30.07.17)
Şans derken neyi tanımladığımıza bağlı. Kader anlamındaki şansla, olasılık anlamındaki şans aynı değil. Aynı şekilde, kelimenin kullanıldığı yere göre değişebilir. Örneğin, 'Kaderinde kaza geçirmek' varmış cümlesindeki kader ile 'Coğrafya kaderdir' cümlesindeki kader aynı değil.

Şans rassaldır, olasılıkla belirlenir. Birinin şanssız olma veya şanslı olma olasılığı vardır. Biri tavla oynar ve sürekli 6-6 getirir; biri tavla oynar sürekli 1-1 getirir ama bunun kişiye bağlı olduğunu düşünmüyorum. Olasılık dağılımı öyle geldiği için öyle olduğunu düşünüyorum. Dünyada 7 milyar kişi varsa, birkaç kişi gerçekten çok şanssız olacaktır, birkaç kişi gerçekten çok şanslı olacaktır ve olmalıdır. Çünkü bu çoklukta, bu beklenir. Ancak, çoğunlukla şans olarak gördüğümüz şeyleri kişinin kendi yaratımı ama çoğu da çevrenin yaratımı. O açıdan özgür iradeye de inanmıyorum. Sen bir kişisin, dünyada geri kalan 6.999.999.999 kişiyi isteklerinin yönüne mutlak bir güçle çekebileceğime inanmıyorum. Herkes çekiyor her yöne ve hepimiz bir ağ gibi birbirimize bağlıyız. Ağın bana yakın bir parçası bir tarafa çekerse daha büyük hareket ederim, ağın uzak bir parçası hareket ederse daha küçük hareket ederim ama ki ağı ben dahil herkes bir tarafa çekiyor. Bu yüzden, ne kadere ne özgür iradeye inanıyorum. Tamamen şansa ve olasılığa ve o olasılık karşısında insanların kah rasyonel kah irrasyonel tutumlarına inanıyorum.

Örnek vereyim. Diyelim bir okula başvurdum ve ilk yedeklerdeyim. Önümdeki kişinin kaydolmaktan vazgeçmesi ve benim kaydolmam bir şanstır. Aynı şekilde, önümdeki herkesin kaydolması ve benim girememem bir şanssızlıktır. Bu da onların olasılık dağılımları ile karşılarına hangi seçeneklerin çıkacağına bağlıdır tamamen. Onlara o olasılık denk gelmez ve daha iyi bir seçenek yaratmazsa, bu benim şanssızlığım olur. Onlara o olasılık denk gelir ve daha iyi bir seçenek oluşursa, bu benim şansım olur. Şanssızlıkların ve şansın üst üste gelmesi düşük bir olasılıktır ama 7 milyar insanda da üst üste gelenleri olacaktır.

Bir yandan da şans dediğimiz şeylerin çoğu irpnik olarak kişinin kendi uğraşması sonucu elde edilen şeyler. Örneğin, Acun'un para kazanması tamamen şans değil, kendi seçeneklerini iyi değerlendirmesinin sonucu.
0
aychovsky
(30.07.17)
(10)

aleyna tilki tarkan'dan daha başarılı değil mi?

doxanikee
öyle değil mi yahu?
öyle değil mi yahu?
0
doxanikee
(30.07.17)
bu kızı övmeyeni dövüyolar heralde. ama bu kadarı da fazla harbi bu kızı sevip savunanlar beyin terk amk.
0
nothing in my way
(30.07.17)
1996 yılındaki Tarkan'ın yanında lafı bile olmaz ama 2017 yılındaki Tarkan'a göre başarılı.

Edit: Kendisini dinlemedim. Youtube'da klibinin thumbnail'ını gördüm (Türkçesi ne ki bunun, edit: önizleme imiş), sosyal medyada karşıma çıktı, sözlükte başlığını gördüm. Tarkan'ın son şarkısını da dinlemedim. Başarı ölçeği olarak iki şeye bakıyorum. Liste sıralaması, dinlenme oranları. Bir de albüm satışına bakardım ama o kadar uğraşmak da istemedim.
0
aychovsky
(30.07.17)
Hayır, değil. (Why so serious?)

YouTube hiçbir zaman iki sanatçının (Aleyna Tilki'yi sanatçı kabul ettiğim için Tarkan'dan özür dilerim, eğer kendisi bunu okuyorsa selamlar.) başarı kriteri olamaz. Balıkesir'in Çılgın Eşekleri videosunun 1 milyon kişi tarafından izlendiği bir siteyi ciddiye almamı beklemesin kimse.
0
dissendium
(30.07.17)
tarkandan hayatta değil de hadise ve türevlerinden iyi bence.
0
westblack
(30.07.17)
Pedofiliye yönlendirme konusu dışında başarılı bulmuyorum ekşide
diagnostic retikul çok güzel açıklamış okumanızı tavsiye ederim

aleyna tilki: t.co @d_retikul @sozluk
0
esmeralda
(30.07.17)
tarkanın son albümleri hiç dinlenmiyor yahu. soundları çok kötü bana göre.
bu kızı övmeyeceğim ama sound en azından çağa ayak uydurmuş vaziyette.

türkler pop müzik yaparken saz, davul vb. türk ezgilerinden ne kadar uzaklaşırsa parça da o kadar az mide bulandırıcı oluyor. aleyna tilki bence bunu yakalamış. şarkı az mide bulandırıcı.
0
bir sevgi faresi jamal
(30.07.17)
Allah aşkına bu nasıl saçma bir karşılaştırmadır ya, Tarkan'ın çıkışını dahi hatırlayan biri ve her halükârda seveni olarak bu bir hakarettir hatta hadsizliktir. Yaşınız 20 ise böyle düşünmeniz normaldir ona bişey diyemem elbette, yahut aklınızca kafa buluyorsanız da.
0
mslny
(30.07.17)
tarkanın ölüsü aleyna tilkiden iyidir
0
follow rivers
(30.07.17)
hadsiz bir kıyaslama. net.
0
hayati cozemeyen adam
(30.07.17)
Bu kıyaslama çıktıkları yıllar baz alınarak Nokia 3310 ile Casper Via E1'i karşılaştırmak gibi. Casper günümüz ihtiyaçları teknoloji falan derken şu an nokia 3310 ile karşılaştırınca tercih edilebilir fakat çıktığı dönemde Nokia 3310'un sahip olduğu ve onu şimdi bile konuşulan başarıya sahip olamayacak. Üzerinden 20 yıl geçmesine rağmen nokia 3310 hala biliniyor ama üzerinden 20 sene geçtikten sonra Casper Via E1'i hatırlayan, konuşan kalmayacak pek. Aynı dönem çıkan HTC, iPhone, Samsung falan varken, ı ıh.
0
nawar
(30.07.17)
(2)

İki cümle arasındaki fark

uyusam iyi olur
Some stories forever stay with us.Bazı hikayeler sonsuza kadar bizimle kalacak.Some stories stay with us forever.Bazı hikayeler sonsuza dek bizimle kalır.Ben ikisinin arasında bir fark olmadığını düşünüyorum ama google bu şekilde çevirdi.Peki bu çeviri farklılığı nasıl oldu? Sorum idiotça olabilir a
Some stories forever stay with us.
Bazı hikayeler sonsuza kadar bizimle kalacak.

Some stories stay with us forever.
Bazı hikayeler sonsuza dek bizimle kalır.

Ben ikisinin arasında bir fark olmadığını düşünüyorum ama google bu şekilde çevirdi.
Peki bu çeviri farklılığı nasıl oldu? Sorum idiotça olabilir ama anlamadım olayı.
0
uyusam iyi olur
(30.07.17)
Cumlenin ikincisi daha dogru. Google Translate'e Turkce icin pek guvenme. Hatta hic guvenme.

Adverb'ler genelde cumlede sonda olur.
0
Traveller
(30.07.17)
İkincisi doğru + 1
Ancak arada bir vurgu, bir edebilik farkı var sadece. İlk cümlede vurgu Bazı hikayelerin sonsuza kadar BİZİMLE BİRLİKTE kalması, diğerinde vurgu SONSUZA KADAR kalmasında.
0
aychovsky
(30.07.17)
(2)

Seboreik dermatit icin Cilt hekimi önerisi (esenyurt-beylikdüzü)

harkas
Beylikdüzü-esenyurt arasında düzgün bir devlet yada özel hastane önerisi alabilir miyim ..Cildiye icin (seboreik dermatit) randevu alıcam ancak medikana inanilmaz kazık (tahliller..), kolan beylikdüzünde düzgün cilt hekimi yok vb .. cidden kazıklanıp cıkmayacagim iyi bir cilt hekimi olan bir ozel ha
Beylikdüzü-esenyurt arasında düzgün bir devlet yada özel hastane önerisi alabilir miyim ..

Cildiye icin (seboreik dermatit) randevu alıcam ancak medikana inanilmaz kazık (tahliller..), kolan beylikdüzünde düzgün cilt hekimi yok vb .. cidden kazıklanıp cıkmayacagim iyi bir cilt hekimi olan bir ozel hastane yada yakınlarda randevu alabilecegim (beylikdüzü devlet hastanesi** randevu vermiyor ..) bir devlet hastanesi onerisi alabilir miyim ?

**Beylikdüzü devlet hastanesi hakkında cok olumsuz yorum var ve zannedersem online randevu alamiyorsunuz ..

Not: seboreik dermatit saçlarımı, kaşlarımı ve kirpiklerimi dokuyor , malesef pullanma, kepek ,kızarıklık ..vb herşey de son derece siddetli seyretmekte ..Düzgün bir doktor onerisi aldim ancak aradigim da tahlillere gore 500-1000 tl arasi tutabilecegi + doktor ucreti(250 tl) ile 1000-1500 tl arasi tutmakta malesef bunu karsilayamam arkadaslar :(
0
harkas
(30.07.17)
Büyükçekmece Devlet Hastanesi'nde cildiye var, oradan randevu alabilirsiniz. Babam oraya gidiyor cildiye için, nasıl diye sordum, 'Bildiğin doktor' dedi.
Kötü demişsiniz gerçi ama abim Kolan'a gitmişti seboreik dermatit için, aldığı ilaçlardan memnundu. Hatta orada ben aldırdı cilt hekimine lazerle. İkisinden de memnundu aslında.
Medihaus var Marmara Park'ın o tarafta, başka dallar için gitmiştim ama memnun kalmıştım.
0
aychovsky
(30.07.17)
hastahaneye gitme boşuna. bu iş için çapa, cerahpaşa dahil bir sürü hastahaneye gittim. doktorlar losyon, şampuan yazıp gönderiyorlar.

sorun nerede biliyor musun? sorun bağırsaklarında. antibiyotik tedavisi gördün mü? çok mu stresli hayatın var? probiyotik kullanman lazım. ev turşusu, yoğurdu ye. şekeri kes. şeker candida mantarını besler. o da egzema yapar.
0
vayezikhan
(30.07.17)
(6)

Hizmet pasaportu (Gri pasaport)

su ustunde yasayan balik
Merhabalar. Bu sene İtalya'da bir konferansa katıldım ve kurumum aracılığı ile gri pasaport çıkarttım. Görevlendirme belgem ve kurum onayım ile sorunsuzca gittim geldim. Pasaportun süresi Aralık ayında bitiyor. Sorum şu, ben bu pasaport ile örneğin sakıza 1-2 günlük seyahat planlayabilir miyim? Avru
Merhabalar. Bu sene İtalya'da bir konferansa katıldım ve kurumum aracılığı ile gri pasaport çıkarttım. Görevlendirme belgem ve kurum onayım ile sorunsuzca gittim geldim. Pasaportun süresi Aralık ayında bitiyor.

Sorum şu, ben bu pasaport ile örneğin sakıza 1-2 günlük seyahat planlayabilir miyim? Avrupa ülkelerine nazaran daha esnek olur mu, yoksa yine kurum onayı ve görevlendirme belgesine ihtiyacım var mı? Bilgisi olan veya tecrübesi olan varsa yardımlarınızı bekliyorum. Teşekkürler.
0
su ustunde yasayan balik
(30.07.17)
aynı ikilemi ben de yaşadım. gitmedim ama bir yere. pasarportu verirken polis memuru tanıdıktı, ona sordum böyle yapsam ne olurdu diye. adam "iyi ki yapmamışsın kendini de bizi de uğraştırırdın şimdi" diye yanıtladı.

benim bundan anladığım pasaport hala sorunsuzca kullanılabilse de olay farkedildiğinde sorun olma olasılığı var.
0
ron dennis
(30.07.17)
yunanistan'in vize kosullarina bakarsaniz gecerlilik tarihine en az 90/180 vs kac gun kalmis sarti istiyor. eger bu konuda bir sikinti yoksa gidebilirsiniz. sistemde sizin gorevli olup olmadiginiz gorunmuyor. ancak gri pasaport oldugundan sinirdan cikarken kurumunuzdan cikmasinda bir engel yoktur yazisini almaniz gerekir yine. hangi tarihlerde gidip gelecekseniz o tarihlere iliskin bir yazi olmali. yunanistan tarafinda ise pasaport polisi gelis amacinizi sorabilir. belge gostermeseniz bile o sirada orada bir toplanti vs hakkinda bilgi sahibi olursaniz birseyler sallarsiniz. problem olmaz.
0
bim tribi
(30.07.17)
Gri pasaport görevlendirmeye göre çıkar. Usulen görevlendirme olmadan kullanmaman gerekir.

Hele şu OHAL döneminde böyle bir harekette bulunma derim. Sonra canın sıkılabilir.
0
faith no more
(30.07.17)
En son 2012'de kullandım ama orada şöyle bir sorun yaşamıştım. Gri pasaportla aktarmalı ya da aktarmasız bir şekilde ilk gideceğin yerin ve son döndüğün yerin görevlendirmenin yapıldığı yer olması gerekiyordu. Benim de bir konferansım vardı ve konferanstan sonra arkadaşı ziyaret etmek için başka bir ülkeye gitmiştim. Geri dönmem için görevlendirmenin yapıldığı ülkeye geri dönmek zorunda kalmıştım. 5 yıl içinde değişti mi bu durum bilmiyorum. Yani Türkiye-İtalya-Yunanistan-İtalya-Türkiye yapabilirdin ama bir de şu an görevlendirmesizsin. Sorun yaşar mısın, bilmiyorum.

Bir de, o kısmı bizim rektörlükle ilgiliydi ama gri pasaportu süresi dolsun dolmasın, dönüşten sonra bir ay içinde teslim etmezsen, konferans ödeneğini geri alıyorlardı mesela.

Ayrıca, bir de etik sorunu var. Gri pasaport size bir görevlendirme için ve devletin bir kurumunu temsil etmeniz için verilmiş bir pasaport.
0
aychovsky
(30.07.17)
Kesinlikle yapmayın! şahsi pasaport çıkartın değmez gerçekten
0
yüzyıllık yalnızlık
(30.07.17)
Ron dennis +1
Çeşitli fb gruplarında çok tartışılıyor bu konu. Normalde görevlendirme harici kullanman doğru değil. Kullananlar var ama yakalanırsan sıkıntı, hele ohal'de başına ciddi dert açabilir.
0
manuel mandalina
(30.07.17)
(6)

gürültü - ışık - uyku etkileme? tik garantili anket...

zunkatsar
çok çok yorgunkenki halinizi saymıyorum tabii. o ayrı.ortalama bir gece uyuyacağınız zaman:1. gürültü sizi nasıl etkiler? top atsan duymam mı dersiniz? çıt çıksa uyanır mısınız?2. ışık nasıl etkiler? zifiri karanlık mı olmalı? ışıkta rahat uyur musunuz yoksa?
çok çok yorgunkenki halinizi saymıyorum tabii. o ayrı.

ortalama bir gece uyuyacağınız zaman:


1. gürültü sizi nasıl etkiler? top atsan duymam mı dersiniz? çıt çıksa uyanır mısınız?

2. ışık nasıl etkiler? zifiri karanlık mı olmalı? ışıkta rahat uyur musunuz yoksa?
0
zunkatsar
(29.07.17)
1. Eğer yorgunluktan/uykusuzluktan bayılıp uyuma durumu yoksa, gürültü çok etkiler, uyanırım.
2. Zifiri karanlıkta uyuyamıyorum, çok az loş bir ışık olması lazım.
0
fengari
(29.07.17)
1- Ağır etkiler uyuyamam hiç.
2- Az da olsa etkiler.
0
goodz
(29.07.17)
1. Top atsalar uyanmam. Gerçi bir sefer yan odamda yedi kişilik alkollü, bağırmalı parti vardı uyanmıştım ama milletin uyandığı şeye genelde uyanmam. Aynı evin alt katında mobilya kaldırıp indirdiklerinde ve düşürdüklerinde duymuyorum mesela.
2. Gözüme fener sokarlarsa belki uyanırım. Zifiri karanlıkta uyuyamam, çok rahatsız olurum.
Tam tersine uyumak için biraz gürültü ve ışığa ihtiyacım var. Üniversitede yurtta kalırken oda arkadaşım televizoyn getirmişti ve tek televizyon bizdeydi. Odanın herhangi bir saatinde 10 kişi olurdu, ya televizyon ya ışık hep açık olurdu ve hep muhabbet olurdu. En iyi ihtimalle odada ışık açık sabahlayarak çalışanlar olurdu. O ortamda 5 yıl geçirdim. Şimdi gürültü ve ışıksız uyuyamıyorum.
0
aychovsky
(29.07.17)
1) nefes sesinden bile uyuyamadığım oluyor.
2) zifiri karanlık olmalı. Elektronik eşya ışığı bile rahatsız ediyor.
0
irene
(29.07.17)
ikisi de çok etkiler. uyku gözlüğü, kulak tıkacı gibi güzel icatlarla bertaraf etmeye çalışıyorum.
0
manuel mandalina
(29.07.17)
1- gurultulu ortamda yatip uyuyabilirim uykum geldiyse. Ama uykudayken ses oldugunda uyanırım, top atsalar uyanmam degil. Bazi siradan seslere uyanamayabilirim ama siradisi bir sese - sinek viziltisi kadar bile olsa - uyanirim. Bir seye karsi tetikte uyuduysam ciplak ayakla yurume sesine bile uyanirim. Tetikte falan değilsem gürültü sorun degil.

Ayrica etrfimda birbiriyle muahbbet eden 5-6 kisi olsun, ustune bir de tv acik olsun sorunsuz uyurum uykum varsa. Uykum yoksa ne yaparsan yap uyuyamam zaten.
Kısacası odadan buharli tren falan gecmiyorsa gurultu cok da problem degil benim icin.

2- guzel soru. Soyle soyleyeyim, dun gece lambayi sondurmeyi unuttum, sabaha kadar lamba yanık yattim. Odadaki lamba da odaya isigi biraz fazla gelen cool-white led lamba.
Hemen hemen her zaman pc yi acik birakip yatarım, ekranda da YouTube'dan bie belgesel acip oyle birakirim ve ses de açık olur.
Hatta odada lamba yanarken daha rahat uyuyorum diyebilirim daha da ileri gidip. Oda tamamen karanlik olduğunda uykum yavas yavas acilmaya basliyor ve bir noktadan sonra uykudan eser kalmiyoe cin gibi oluyorum.
Bazen uyuyamayıp kalkip lambayi yakip geri yattigim olur, bazen de lamba zaten aciktir ve uzanmisimdir lambayi kapatmadan devam eder uyurum.
Butun evin isiklari yansın hic problem degil.

Bende halihazırda uyku problemi var, uykum kactigi zaman karanlik-aydinlik, sesli-sessiz ortam farketmez s*ksen uyuyamam.

Uykum varsa isik ve ses problem degil, aksine tamamen karanlik ve sessiz ortamda uyuyamıyorum genelde. Uyusam da daha gec daliyirum uykuya. Isik varsa uykuya daha hizli dalarim. Su anda da isik acik ve uykum gelmeye basladi, kapatmadan yatacagim:)
0
stavro
(30.07.17)
(16)

hatun ve hanımefendi kelimeleri üzerine ne düşünüyorsunuz?

reavelyn
soru başlıkta aslında ama biraz daha açayım. hatun kelimesini kaba bulanlar var, hanımefendi veya hanımı da eski bulup beğenmeyenler. buna üzülüyorum biraz aslında, hatun harika bir kelime değil mi? kadına verilen değeri gösteren kelimelerden birisi bence.
soru başlıkta aslında ama biraz daha açayım. hatun kelimesini kaba bulanlar var, hanımefendi veya hanımı da eski bulup beğenmeyenler. buna üzülüyorum biraz aslında, hatun harika bir kelime değil mi? kadına verilen değeri gösteren kelimelerden birisi bence.
0
reavelyn
(29.07.17)
hatunu eskiden çok severdim. şimdi özenti gibi geliyor. söyleyen kişiyle de alakalı bence. hanımefendi çok şık bence yabancı insanlar kullandığında. ayrıca yanımdaki bir erkek de üçüncü birisine benden hanımefensi diye bahsederse bu da hoşuma gider. ama her halükarda ikisi de söyleyen kişiye çok bağlı. özenti mi yoksa ağzına yakışmış mı diye
0
blacksky
(29.07.17)
Hatun itici. Biraz varoş geliyor hatta; ceceli dinleyip nargile kafeye giden tipler canlanıyor gözümde.
Hanımefendi gayet normal. Önceden dolmuş şoförleri bile kullanıyordu ne oldu da değişik bişi gibi gelmeye başladı bize şaşkınım.
0
jimjim
(29.07.17)
Ben sadece güzel kızlara hatun derim. Hatun fena gibi. Güzel olmayan kızlara kızcağız falan derim. Hanımefendi de güzel bir kelime ama gerçekten bir hanımefendi için kullanılırsa. Kezbanlar için kullanılırsa hoş olmuyor.
0
dissendium
(29.07.17)
Hatunu severdim çok da kullanırdım sonra bir şey oldu artık kaba geliyor sanırım yukarıdaki arkadaşın söyediği ile ilgili kimin nasıl söylediği önemli.
Hanımefendi gayet kibar bence çok şık.
0
mutekebbir
(29.07.17)
Hatun leş, hanımefendi cici.
0
harvey
(29.07.17)
İkisini de severim ama kullanım yerlerine göre. Hatun, samimi olduğum birine genelde çok güzel, çok fettan ya da böyle dişi bir özelliği olan bir kadından bahsederken kullandığım bir ifade. 'Hatun taş!' gibi. Çok yakın kız arkadaşımızla ismimizin sonuna hatun koyarak hitap ettiğimiz de olur ama isimler yeni nesil isimler olunca bir Nene Hatun gibi durmuyor; İrem Hatun, Ceren Hatun falan oluyor. Sonra da kıkırdıyoruz 'Ayça Hatun size bakraçla ayran çalkasın heee', 'Seçil Hatun, hele makaleleri bana tez forward eyleyesün' diye saçmalayıp mutlu oluyoruz. Kadından bahsederken hatun kullanımı bana çok samimi geliyor, 'Hatuna bak, gelirim dedi, gelmedi' gibi. İçeriğe bağlı olarak hatun kelimesini çok severim.
Hanımefendi daha çok sokaktaki 'bayan' lafını karşılayan bir şey gibi geliyor, 'Hanımefendi, cüzdanınızı düşürdünüz' gibi.
İkisi birbirinin alternatifi gibi gelmiyor.
0
aychovsky
(29.07.17)
iş yerindeysem genelde kadınlara hanımefendi diyorum. mesela müşteri aradığı zaman selamın aleyküm hanımefendi diyorum. nasılsınız diyorum. sizli bizli konuşuyorum.

ama normal arkadaş ortamında "naber kadın" derim.
0
kosun lan mevzu var
(29.07.17)
hatun cok itici bi hitap sekli. kullanmayınız lütfen.
0
all girls dream
(29.07.17)
@dissendium ve @aychovsky + 1 çok güzel açıklamışlar.

ama "hatun"un itici, kaba gelen bir yönü de var. kırsal; erkeğin, kadının efendisi olduğu çağrışımı yapıyor. bunu birebir kullanan şahıslarda gözlemledim. bu yönüyle hoş değil. "nene hatun"daki kullanımı ise çok hayranlık uyandırıcı, hanımefendinin de hanımefendisi gibi bir çağrışım yapıyor bende.
0
runagain
(29.07.17)
Ikisi birbirini karşılamıyor ki. Ayri ayri degerlendirmek lazim. Hatun diye nasil hitap edilir ki zaten. Birinden bahsederken geyik ortaminda hatun diye bahsedilir en fazla. Hatun şeklinde seslenmek... bilemedim. Hanimefendi birçok ortamda, asıl kullanilmasi gereken hitap şekli zaten.
0
aquarium
(29.07.17)
hatun lafını kullanmam, kullanılması da itici geliyor.
hanımefendiyi ben dahil çevremdeki pek çok kişi sinirlenince kullanıyor sanırım, düşünce farkettim.
0
manuel mandalina
(29.07.17)
Aman "bayan" demeyin de, ne derseniz deyin.

kakao +1
0
fengari
(29.07.17)
Hatun kelimesi itici geliyor açıkçası. Aksine hanımefendi 80'ler İstanbul'una ait, kibar bir kelime gibi geliyor kulağıma, daima eskileri hatırlatıyor. Keşke daha çok kullanılsa.
0
sytemofadownmanyagi
(29.07.17)
Ikisi de problem degil benim icin. Hatun kullanmak icin pek uygun durum yok ama biri kullansa rahatsiz olmam. Ben hatun demiyorum. Hatun diyince gozumde kocakari canlaniyor biraz:)
0
stavro
(30.07.17)
Hatun kelimesi çok afedersiniz erotiğime gidiyor. Halbuse yasal eş demek. Hele bi de yasadışı olsa var ya off
0
kargn
(30.07.17)
Hatun boktan.

Xxx hanfendicim iyidir.
0
Apocalypse
(30.07.17)
(15)

Sevgili yapmayan güzel kadınlar sorusu

Bruce
Olay aynı ortamda tanıştığım 3 efsane güzel kadının ortak özellikleri olarak manitasızlıktan yakınmasıyla başladı. Sonra üzerine başkasından tespit geldi, biraz üzerine düşünülünce(tanılınan güzel kadınlar üzerine) kendi içinde ispatlı bi hipotez ortaya çıktı: çok güzel kadınlar neden ısrarla sevgi
Olay aynı ortamda tanıştığım 3 efsane güzel kadının ortak özellikleri olarak manitasızlıktan yakınmasıyla başladı. Sonra üzerine başkasından tespit geldi, biraz üzerine düşünülünce(tanılınan güzel kadınlar üzerine) kendi içinde ispatlı bi hipotez ortaya çıktı: çok güzel kadınlar neden ısrarla sevgilisiz kalıyor?

Bu noktada "istediği gibi birini bulamıyor" bahanesi şu açıdan değerlendirmek istiyorum. Bu kadınlar öyle güzeller ki isteyebilecekleri erkekler rüyaya yatarlar bunlarla beraber olmak için. Hadi iyimser olalım biraz, bu kadınlar istediği gibi erkek bulma yüzdesi en yüksek %5'lik dilimde diyelim.

O halde, bu kadınlar gerçekten ne istediklerini bilmiyorlar mı? Güzel olmanın getirdiği "çok yüksek isteklere sahip olmak" durumu nihayetinde var olmayan, ütopik bir erkek arayışına mı itiyor?

Ya da art niyetli düşünelim biraz, sevgili edinince etraftan gelecek güzellik poh pohları azalır diye alttan alttan düşünerek, "sevgililik düşünmüyorum" mu diyorlar.

Dikkat etmenizi istediğim nokta herhangi bir insanın neden sevgili istemeyeceğine dair 136 sebep tarzı 3 milisaniyede aklına gelebilecek şeyleri bu soru için devredışı bırakmanız. Pek tabii ki herhangi bir insan, isterse çok güzel olsun, güzelliğinden bağımsız olarak, gönül ilişkilerinde başarısız olabilir ya da kafa rahatlığı isteyebilir. Ben biraz daha genelleme yapıp cevap vermenizi rica edeceğim: normal şartlar altında her insan gönül ilişkisi yaşayacak birini bulmak ister.
0
Bruce
(29.07.17)
Bir kadın olarak cevaplıyorum. Hayatımda aşık olduğum bir adam olsun istiyorum. Herhangi bir kriterim yok. Evet hayalimde bir tip var ama öyle olmasını beklemiyorum. Hayatımda 1 kere aşık oldum. O da 3 yıl sevgilim oldu. Onun sorunları yüzünden ayrıldık. Sonra aşık olmadığım biriyle denedim ama olmadı. Bir süre sonra soğuyorum ve yaptığı her şey gözüme batıyor. Sonuç olarak aşık olmayı bekliyorum.
0
beyaztenlikiz
(29.07.17)
Beyaz atlı prenslerini bekliyorlar sanırım.

Uzun zaman sonra bir duyuruyu favladım cevapları takip :)
0
goodz
(29.07.17)
Çok metasal yaklaşmışsınız. Her şey güzel kadın güzel erkek denklemiyle bitmiyorki?
İnsanlar anlaşılmak, birlikte güzel şeyler paylaşabilmek, kendini rahat ifade edebilmek, huzur, sevgi, ilgi vs. başka şeyler de bekliyor. Karşınızdakinin sizi sadece çok sevmesi (üstelik sizi henüz tanımıyorsa sadece görünüşünüze göre karar vermiş yani görüntünüzü sevmiş olacak) çoğu zaman yetmiyor.
Bir de bunlara ek olarak bu kadınların önceliği, hayatlarına birini almak olmayabilir. Yani doğru demişsiniz kim istemez birimi ama "önceliği" olmayabilir. İş, akademi, hayat stamdartları.. derken başka şeylere odaklanmaktan, bir an önce birini bulma olayını es geçmiş olabilirler.
Bahsettiğiniz ölçütlerde, dünyalar güzeli değilim. Fakat erkek açısından şansı bol, tatlı, eğlenceli biriyim bence yine de hayatımda biri yok. Bu bana ilgi duyup reddettiğim insanları kötü, yetersiz yapmıyor. Beni de egoist hayalperest yapmıyor. Sadece kadınlar da tüm herkes gibi mutlu olmak istiyor hepsi bu.
0
jimjim
(29.07.17)
Öncelikle bkz. pussyconomics.

Dediğinizden ziyade, fazla talep varsa/ tek eşlilik benimsenmişse=> daha titiz bir seçim süreci olacaktır.

Yine güzellik seviyelerinde üstlere çıkıldıkça, kişi kendisinin "gerçekten" sevildiğinden daha emin olmak isteyebilir. Zira o kadar güzeli benim babaannem de sever. Bu sefer bu "gerçeklik" arayışı da diğerlerine nazaran daha çok zaman alır.

Bu zaman da onları endişeye sevk etmiyor, zira her türlü piyasada değerleri var, her türlü ilgi, sevgi ihtiyaçları gideriliyor. İyi bir adayı bekletebilme lüksleri de var.

Pohpohunun azalmasına şöyle ya da böyle üzülmeyen kadın görmedim. Hani deli gibi ağlamazlar tabi de, derler yani ey gidi günler. Yine de pohpohun geçerli bir kriter olduğunu zannetmiyorum. Ortalama insan ne kadar pohpoh meraklısı ise güzel insanların ortalaması da odur.

Ütopik bir erkek aradıklarını zannetmiyorum. Sonuçlar ortada çünkü.

Benim teklifim, güzeller de bildiğimiz insan, ekonomik ve psikolojik sebeplerle eş seçimlerinde daha uzun süre bekliyorlar, beklemek de onlar için sıkıntı yaratmıyor.

Bence tezimin en çığır açan noktası güzellerin de insan olduğunu tespit etmiş olmam.

İyi akşamlar.
0
Zeth
(29.07.17)
"Erkek milletinin kadınlar hakkında o kadar hiçbir şey bilmiyor olmaları ki aman yarabbi" konulu bir çalışma olmuş bu yazılanlar daha çok.

Arkadaş o kadar sığ bakıyorsunuz ki olaya "Aa bu kadınlar çok güzel, neden bu kadar güzel olmalarına rağmen sevgilileri yok??" diye çalışıyor sizin kafalar. Et pazarı mı arkadaş burası, kim daha güzelse hemen sevgili bulsun? Gerçek hayatta Tinder'ı mı yaşıyorsunuz siz?

50 bin tane nedeni olabilir; o dediğiniz güzel kadınların kariyerleri de iyiyse, bununla "deal edebilecek" erkek bulamıyor olabilirler, biraz kafaları çalışıyorsa entelektüel tatmin de arıyor olabilirler, daha önceki ilişkilerinden kaynaklı güven sorunu yaşıyor olabilirler, aşk arıyorlarsa aşık olabilecekleri bir adam karşılarına çıkmamış olabilir, sadece güzelliğinden etkilenen adamlar ile beraber olmak istemiyor olabilir, olabilir oğlu olabilir yani.
0
fengari
(29.07.17)
güzel bir kadın, güzel olduğunun farkındadır.
sevgililik olgusu, "bir sevgiliye sahip olma" durumunun artısını bir tarafa ayırırsak, sıkıntıları da beraberinde getirir; kendini anlatma derdi, karşılıklı kıskançlıklar, öz/güven sorunları, uyumsuzluklarla mücadele, geçmişten gelen yüklerle mücadele vs vs...
dolayısıyla, sorunuzda bahsi geçen bu 3 efsane kadın, "manitasızlıktan yakınma"yı, "bir manitaya sahip olma"ya yeğliyor olabilir. bilinçli ya da bilinçsiz olarak...
isteseler zaten bir sevgilileri olurdu... amaç bir sevgili edinmekse yani... bunun da farkındalar gayet.

--

bir başka alternatif ise şu olabilir:
zamanında bunu bana çok efsane güzel bir kadın söylemişti...
"güzelmişim vs... ne önemi var ki; birini sevdim, o beni sevmedi, end of story"
0
iz
(29.07.17)
cevaplardan anladığım kadarıyla bütün insanlar biriyle sevgili olmak için milyonlarca kritere sahipler. evlenmekten bahsetmiyorum yav, alt tarafı sevgili olunacak; herkes mi bu kadar seçici, bu kadar ciddi, bu kadar detaycı? birini görür beğenirsin, o da seni beğendiyse tanışırsın birlikte vakit geçirirsin ve tüm bu süreç hoşuna gidiyorsa devam edersin; sevgililik deyince aklınıza ne geliyor anlamadım. herkes mi the one'ın peşinde?

bahsettiğim kadınlar bundan bile muzdarip gibiler. standart güzellikte bir insan minimum seviyede bile olsa uyuştuğu birileriyle birlikte olmak için çaba harcamak zorundayken ve ekstra şanssız değilse gayet normal bir sevgililik hayatı yaşıyorken bu çabayı harcamak zorunda olmayanların standart insana göre nasıl oluyor da daha az sevgilisi oluyor onu soruyorum. en son yazdığım cümlede de bunu belirttim ama anlaşılmadı galiba. kriter hesabına takılmayın, genelleyin dedim; bütün insanların ilişkiye "beyaz atlı prens/prensesimi buldum" diye başladığını mı sanıyorsunuz ki...
0
🌸Bruce
(30.07.17)
@kurcalamabozarsin, dışarıda sevgilisi olan o kadar çok standart insan olduğuna göre şu çıkarımları yapabiliriz sanırım:

1-demek ki the one arayanların çoğu nispeten bahsettiğimiz güzel kadınlar. bunun kabullenmekle ilgisi olabilir mi, standart güzeller konumunu biliyor ve the one aramıyorlar diyebilir miyiz?
ya da;
2-demek ki the one arayışında standartların kriterleri daha karşılanabilir ki bulabiliyorlar. bu durumda güzel kadınların bahsettiğim ütopik arayışı mı söz konusu hale geliyor?
0
🌸Bruce
(30.07.17)
benim şahsi gözlemim erkeklerin güzelliğe o kadar bakmadıkları. yok daha neler diyeceksiniz ama öyle. erkek elde edebildiğine bakar.

iki kadın düşünelim, biri çok güzel olsun ama çok hızlı samimi olamayan biri olsun. öbürü o kadar güzel olmasın ama sevimli ve flörtöz olsun. ikincisine hemen talip çıkar çünkü erkeğin bakış açısına göre daha ulaşılabilirdir ve erkekte özgüven sorunu ve kıskançlık oluşturmaz. erkek buna hemen yanaşır, çabucak samimi olurlar ve iş tamam. hele tinder gibi dating piyasası yaratan uygulamalarla bu eğilim iyice arttı bence.

'efsane' olmamakla beraber güzel olup ilk gruba dahil olan biri olarak bunu çok kere gözlemledim o yüzden eminim. karşısındakini tanımaya vakit ayırmak isteyen birini bulana kadar bekliyorum şahsen.
0
lily briscoe
(30.07.17)
game theory senin aradigin cevap.
0
eriksatie
(30.07.17)
kucukluklerinden itibaren uzerilerinde cok fazla ilgi var; basinc olusturuyor.

ilaveten, gecerkenugradim hakli.

gorunus karsisinda insanlarin alabildigi sefil haller iclerini kaldiriyor olabilir; arzuladigin insanlar kumesiyle karsinda maymun olmayan insanlar kumesi oyle cok kesismeyebiliyor.
0
e haliyle
(30.07.17)
Öncelikle @Zeth ve @lily briscoe ile aynı düşünüyorum.
Aranan şey güzel olduğu için özellikle amacı sadece yatıp kalkmak olan ve her gördüğüne bulaşık tip erkeklerin ilgisi, beğenisi, aşkı(!) değil gerçeklik oluyor, zaten herkes beğeniyor, onun istediği bu değil. Sırf bişeyler yaşamak için, bişeyleri kaçırmak korkusuyla ilişkiye başlamaz, evlenmez, ya hep ya hiç der. Ona sadece güzel olduğu için aşık olmayan ve tutkusu cezbeden, vazgeçmeyen, onda merak uyandıran adamı seçer. ve o adam da onu en üzen olur genelde, çünkü çoğunlukla erkeğin kıskançlığı aşkının önüne geçer. O yüzden her güzel kadının ruhsal bir katili vardır üzerine hikâyeler yazılan, filmler çekilen. Şanssızdır genel itibariyle.
0
mslny
(30.07.17)
Güzel değilim ama güzel kızın yanındaki çirkin kankası olarak güzel kızların omzunda ağladığı bir kişi olarak yazayım.

Bir kısmı 'güzel olduğu kadar küstah' olmaları nedeniyle sevgilisizdi. Asla kimseyle konuşmazlardı. Birisi merhaba dese, ters ters bakardı. Arkadaş sayıları da azdı. Bir kısmı, 'Beni sadece yanındaki çanta gibi görüyor, nasıl anlayacağım beni ne için sevdiğini' der ve güvenemezdi. Bir arkadaşım 16 yaşında sinir krizi geçirerek yüzünü çizmişti mesela, çok uzun süre geçmeyecek bir façaydı. 'Hadi bakalım, şimdi benimle birlikte olacak mı' diye. Üniversiteye gidince koptuk, şu an ne yapıyor bilmiyorum.

Bir kısmına çok güzel olduğu için erkekler yanaşmaya çekinirdi 'Nasıl olsa reddeder', 'Kesin sevgilisi vardır' ya da 'Beni mi kabul edecek' gibi nedenlerle, hiç şansını denemezdi; ki çoğunluğun sevgilisiz kalma nedeni buydu. Çok güzel bir arkadaşım 'Ne olur biri teklif etsin, vallahi kabul edeceğim ama millet vitrindeki süs bebeği gibi bakıyor, geçiyor' gibi bir şey söylemişti zamanında. Kız birine yürüyünce bile tırsıyordu erkekler.

Bir tanesinin hedefi çok yüksekti, 'E bu kadar güzelim. Ali Ağaoğlu zenginliğinde, Brad Pitt yakışıklılığında olsun. Olmazsa da olmasın' diye bekledi. Sonra hakkaten buna yakın biriyle evlendi ve kocası iflas etti ve onu aldattı, çok mutsuz oldu. Şu anda güzelliğini hayatındaki en büyük laneti sayıyor. Bir tanesi ilgiyi seviyordu ve sevgilisi olursa o ilgi azalacak diye kimseyle birlikte değildi.

Herkesin kendine göre nedeni var. Bir de iki sevgili arasında olanlar var. Haliyle sevgilisinin olması için, sevgilisiz de bir dönemden geçmesi gerek. Güzel diye o ilişki ömür boyu sürmüyor.

Konu 'the one'a gelince, 'the one'a inanmayan bir kişi olarak bile şunu söyleyebilirim. Sevgili olacağım kişi evlenmek isteyeceğim ya da birlikte yaşamak isteyeceğim kişi olmayabilir, zaman ilerledikçe fikrim değişebilir ama en basitinden 'ileride ayrılırım ben bununla nasıl olsa' diyeceğim bir kişi ile, ufukta ayrılığı görebildiğim biri ile sevgili olmam ya da ayrılığın ilişkinin başında opsiyon olduğu ilişkiyi istemem. Kader, kısmet, ayrılınır, bunlar ayrı da; baştan bu şartlarla sevgili olmam. Evlilik için sevgililik kriterinden öte kriterim yok mesela. Bunu her kadın için genelleyemem, devir değişti sonuçta ama güzeli olsun, çirkini olsun; çok kadından duyduğum bir şey bu. Yani, şöyle söyleyeyim. Sevgili olmak 'Hadi, ben duvağımı hazırlıyorum' demek değil kesinlikle ama atıyorum, garsona kötü davranan biri ile sevgili olmam imkansız ya da hoşgörüsüz biri ile sevgili olmam imkansız. Ya da 'Ben sinirli bir insanım' diyen birinin insanın yanında gerilirim, sevgili olayım. İlişki içindeyken birini tanımaksa ayrı konu.
0
aychovsky
(30.07.17)
Ergenliğinden itibaren egosu sürekli şişirilen bir cinsiyetten bahsediyorsun. Normal.
0
arnold schwarzeneger
(01.08.17)
soru eksik ama cevabi da basit.

eksik, cunku erkeklerin onlarla ne siklikla birlikte olmak istedigini yazmamissin. erkekler tarafindan boyle bir talep yoksa, guzel olmalarina ragmen baska bir sorunlari vardir.

erkeklerin boyle bir talebi varsa da, daha iyi bir aday bekliyorlardir. o vasat/siradan kizlarin birlikte oldugu erkekleri yeterli bulmuyorlardir.


evin, sana gore 1milyon tl etse, onu 100.000tl verenlere mi satardin, yoksa 1milyona yakin bedel veren birilerinin gelmesini mi beklerdin?
0
scars dont fade
(01.08.17)
(8)

İngilizce'de "o senin neyin oluyor?" Nasıl sorarız?

zunkatsar
James'i görüyorsun yanında da emma var. Kardeşi mi arkadaşı mı karısı mı anlamıyorsun. İngilizce olarak bunu nasıl sorarız? Chicken translation değil de, bunu güzel olarak nasıl sorarız?"Emma senin neyin oluyor?" Bu anlamı nasıl veririz?Edit: relation with her... doğal ve gerçek anlamı verecek mi? T
James'i görüyorsun yanında da emma var. Kardeşi mi arkadaşı mı karısı mı anlamıyorsun. İngilizce olarak bunu nasıl sorarız? Chicken translation değil de, bunu güzel olarak nasıl sorarız?

"Emma senin neyin oluyor?" Bu anlamı nasıl veririz?

Edit: relation with her... doğal ve gerçek anlamı verecek mi? Tam emin olamadım.
0
zunkatsar
(29.07.17)
What's your relation with her.
0
baldur2
(29.07.17)
Pardon, relationship to her.
0
baldur2
(29.07.17)
what about emma
0
eksimeksi
(29.07.17)
sormazsın. öyle bir kültür yok gevurlarda. sorarsan da abes olur. en fazla zarf atarsın işte "is she your friend or?" gibisinden.
0
alperz
(29.07.17)
How is s/he related to you?
0
507
(29.07.17)
"so, how do you know each other anyways?"
0
iz
(29.07.17)
alperz + 1, iz + 1

Genelde bu tarz şeylerin sorulması, James ile ölümüne kanka değilseniz veya yeni tanıştıysanız kişisel alana taciz olarak algılanır ve sorulmaz. Normalde, James'in 'Bu benim kaynımın eltisi Emma' diye tanıştırması beklenir ve böyle bir açıklama yapmazsa da 'Anlatmıyorsa bir nedeni vardır, belki de metresidir' diye sorulmaz genelde ama soracaksanız da patadanak 'Şimdi bu senin neyin oluyor' diye değil de; dolaylı olarak alperz'in dediği gibi 'Is she a friend or a relative or ..?' diye sulandırarak ya da daha iyisi, iz'in dediği gibi 'So, how do you know each other' diyerek dolaylı olarak sorulması daha uygun kaçar. Sevgili misiniz ya da 'Aranızda bir şey var mı? Yoksa ben yürüyeceğim de' kısmı da genelde 'Are you two of an item' diye sorulması uygun olur.
0
aychovsky
(29.07.17)
who the fuck is Emma?
0
secrex
(29.07.17)
(1)

parçaçik sürü algoritmasi bilen?

diamonds
merhabalar,youtube da matlab üzerinden bu algoritmayı anlatan anlatan videolar izledim. ancak benim amaç fonksiyonum ve kısıtlarıma nasıl uygulayabileceğimi bilemiyorum. yardımcı olabilecek olan birileri var mı? ya da çözebilecek birini tanıyan?Çok sevinirim.
merhabalar,

youtube da matlab üzerinden bu algoritmayı anlatan anlatan videolar izledim. ancak benim amaç fonksiyonum ve kısıtlarıma nasıl uygulayabileceğimi bilemiyorum. yardımcı olabilecek olan birileri var mı? ya da çözebilecek birini tanıyan?Çok sevinirim.
0
diamonds
(28.07.17)
Beklerim.

Kısıtlar için eğer bir kısıt aşılıyorsa, amaç fonksiyonu deperine ceza verirsiniz. Yani, diyelim ki problem minimizasyon olsun ve genelde de amaç fonksiyonları değeri 100'ler civarında gezinsin. Eğer kısıtlardan biri aşılıyorsa, örneğin değeri çok güzel olsun, 75 gibi bir amaç fonksiyony değeri var ama kısıtı aşıyor. O zaman amaç fonksiyonuna ceza verir 20 ile çarparsınız. Değeri 750 olur ve asla en iyi parçacık olamaz. Algoritma ilk olarak infeasible noktalardan girer, bir süre cevaplar kısıtlara aykırı olur ama ywterince iterasyondan sonra güzel sonuçlr gelmeye başlar. Kısıtsız bir probleme göre daha uzun sürede çözülür çünkü ilk iterasyonlar olurlu bölgeyi tanımlamak için kullanılır. Problem maksimizasyonsa bu sefer amaç fonksiyonunu azaltıcı yönde ceza verilir.

Amaç fonksiyonları ise probleme özel kodlanır, problemi bilmeden yorum yapamayız.
0
aychovsky
(28.07.17)
(17)

Teşekküre verdiğiniz karşılık?

diffarentiationation
Resmi ve samimi olduğunuz kişiler, hatta çok resmi ve çok samimi de olabilir, size şunları dediğinde ne dersiniz?1. Teşekkürler.2. Teşekkür ederim.3. Sağol.4. Sağolun.5. Allah razı olsun.
Resmi ve samimi olduğunuz kişiler, hatta çok resmi ve çok samimi de olabilir, size şunları dediğinde ne dersiniz?

1. Teşekkürler.
2. Teşekkür ederim.
3. Sağol.
4. Sağolun.
5. Allah razı olsun.
0
diffarentiationation
(28.07.17)
Estağfurullah, ne demek, önemli değil, lütfen, vb.
0
Adramelekhh
(28.07.17)
1. Ne demek
2. Rica ederim
3. Sen de
4. Siz de
5. Eyvallah

sirali yazdim ama samimiyet seviyesine gore karisik da cevaplanabilir. hepsini ayni anda kullanmamak lazim ama..
0
ekyil
(28.07.17)
Çok samimi olduğum kişiler bunları bana demez pek, dedikleri zaman da şakayla "bi daha benden bi şey isteme ama" falan deriz birbirimize, ama arada resmiyet varsa "ne demek" veya "önemli değil" diyorum.
0
Kamyoncunun vitesi
(28.07.17)
Rıca ederım hepsi için en uygunu.
0
bedbed
(28.07.17)
Ben genelde teşekkür ediyorum karşılık olarak da.
0
sopiro
(28.07.17)
4.bp.blogspot.com

Bu.

edit: ama daha mütevazi bir biçimde gülümsüyorum böyle pişmiş kelle gibi değil daha anlık oluyor ayrıca.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(28.07.17)
Genellikle estagfurullah derim.
0
delicevat
(28.07.17)
hi hm derim, asla dinle ilgili ifade kullanmam. Cok da kibar olmam gereken yerde "Rica ederim." derim ama ornegin biri icin kapiyi acarsam kucuk bir seydir "hi hm" diyorum.
0
Traveller
(28.07.17)
Rica ederim
Ne demek
Bi sey degil canim nolacak
0
passive aggressive
(28.07.17)
ilk 4 - ricæderim
5. - eyvallah
0
ateistanbul
(28.07.17)
"Rica ederim" diyorum.
0
stavro
(28.07.17)
1 önemli değil
2 önemli değil
3 sen de sağol
4 siz de sağolun
5 sağol
0
tuzumkuru
(28.07.17)
rica ederim
0
kuzey li
(28.07.17)
Eyvallah genelde
0
etna
(28.07.17)
Hepsi için çok farklı şeyler söylemiyorum ama yakınlığıma ve ne için teşekkür ettiğine göre "Rica ederim", "Ne demek, her zaman", "Lafı olmaz", "N'olcak canım" ve göz kırpma/havadan öpücük gönderme şeklinde sıralayabiliriz. Bazen şaşırıp ben de teşekkür ediyorum. Bazı kereler "Doğum günün kutlu olsun" diyen birine "Senin de", "İyi yolculuklar" diyene "Sana da" demişliğim vardır. Yalnız, "Allah razı olsun" denirse, "Sağ olun. Sizden de" derim.
0
aychovsky
(28.07.17)
Yabancıya: rica ederim
Arkadaşa: ne demek yahu, lafı bile olmaz, aşkolsun yav, asıl ben teşekkür ederim
Amire, büyüğe: estağfurullah
0
manuel mandalina
(28.07.17)
ayıpsın karşim
0
siradam
(29.07.17)
(5)

tasarimciyim ama unlu tablolar beni hic cezbetmiyor

mayeskuel
isimde iyi ve egitimli sayilirim. renk, sembolizm, psikoloji, estetik tasarim kurallari hepsine asinayim ama su milletin ove ove bitiremedigi, saatlerce kitlenip kaldiklari tablolar bende hicbir dtki yapmiyor. iste sanatci burada perspektif algisini yikmis, cisimleri farkli bir boyutta cizmis gibi b
isimde iyi ve egitimli sayilirim. renk, sembolizm, psikoloji, estetik tasarim kurallari hepsine asinayim ama su milletin ove ove bitiremedigi, saatlerce kitlenip kaldiklari tablolar bende hicbir dtki yapmiyor. iste sanatci burada perspektif algisini yikmis, cisimleri farkli bir boyutta cizmis gibi beni pek cezbetmiyor. acaba sorun bende mi? sizin boyle kilitlenip kaldiginiz tablolar var mi? varsa neler ve neden.
0
mayeskuel
(28.07.17)
Bir de tasarim daha cok estetikle alakali. Sanatsallila estetik farkli, estetik icin temel estetik kurallarini yerine getiriyorsun ama sanatsal bir sey ortaya cikarman icin boyle belirli kurallar yok. Yani tasarimdaki gibi - dogrudan - begenilip begenilmeme kaygisiyla yola cikma yok. Bu yuzden dedigim gibi begenmedigin noktada zaten zorlama bence. Ben de ucundan tasarim isinin icindeyim, farkli seyler:)

Edit: cevapla yapacaktim eski cevabi editlemis eskisini silmisim:)
0
stavro
(28.07.17)
sanat eserini beğendim beğenmedim olmaz perde değil bu. teknik olarak birşeyleri biliyor olmak ayrı eserin altını doldurmak ayrı. benim okuduğum bölümde deli dehşet kompozitörler vardı adam duyduğunu notasyona alıyor, piyano başında çılgın atıyor ama john cage 4:33 e laf atabilecek cürreti kendinde bulabiliyor çünkü anlayamayacak kadar sığ.(seni tenzih ederim tanımıyorum)
0
guitarissimo
(28.07.17)
Muhtemelen biliyorsundur işin gereği ama başka benzer bir soruya şöyle bir cevap vermiştim, onu yapıltıracağım.

Ünlü ressamların tablolarından eskiden ben de bir şey anlamazdım. Sonra sanat tarihine biraz bakınca anlamaya başladım. Olay doğrudan hissetmek değil zaten, önce bilmek, bildikten sonra anlamak, anlattıktan sonra "Vay be, adamlar ne düşünmüş" demek.

Örneğin, en ünlü tablolardan biri ve en ünlü ressam. Picasso'nun Guernica'sı.
goo.gl
Buna bakıp çok bir şey anlamak mümkün değil. İlk başta konudan başlayalım. Guernica kasabasının Nazi Almanyası tarafından bombalanmasını anlatıyor. Ama bomba falan görünmüyor ama örneğin, yerde yatan insanın veya sağdaki kollarını kaldıran insanın yüzündeki ifadenin nedeni belli oldu. Solda da aynı şekilde ölü çocuğunu kucağında tutarak ağlayan bir kadın var. Aynı şekilde oradaki öküz başı da, "Sadece insanlar değil, hayvanlar da telef oldu" kısmını anlatıyor.

Ama hala bir şeyler eksik, bu resim daha etkileyici ve daha duygulu, gerçekmiş gibi yapılabilirdi, değil mi? İşte, burada akımlar devreye giriyor. Picasso kübizm akımının en büyük temsilcilerinden biri. Kübizm analitik ve sentetik kübizm olarak ikiye ayrılır.

Örneğin, şurada mandolin veya gitar çalan bir kadın var, şekli deforme
web.sbu.edu
Burada, kübizmi anlamak için ilk başta iki şeyi bilmek gerekiyor.
1. Kendisine yol açan akım fovizm akımı. Fovizm, vahşilik demek Fransızca. Fovist ressamlar da daha önce diğer ressamlar renklerin birbirine uyumunu, resmin daha sakin olmasını gözetirke, fovlar cart diye tüm tabloyu aynı ve parlak renge boyamış. Örneğin, aşağıdaki resim çoğunlukla cart kırmızı
goo.gl
Aynı zamanda masanın şeklinde de deformasyon var. Kübizm, nesnelerin doğal şeklinde ve renginde olmamasını fovizmden alan bir akım.

2. Bilim: Kübizm bilimden oldukça etkilenen bir akımdır. Kübizmle aynı dönemde çok fazla atomla ilgili çalışmalar var. Atom bombaları gündemde, atom artık bölünemeyen bir parça değil. Hem maddenin parçalaya parçalaya o atoma geliyorsun, hem de o atomu parçalayarak çılgın bir enerji elde ediyorsun. İşte analitik kübizmde de bir atomlara ayırma felsefesi var.

Gitar çalan kadına dönelim, resim atomlarına ayrılmış ama hala şekil görülebiliyor, henüz soyutlamaya varılmamış.

Bir de sentetik kübizm var. Bu da analitiğe tepki olarak doğuyor. Her şey daha bütün ve birleştirici. Aslında o atomlara ayrılıyor ve o atomlar daha sonra yeniden birleştiriliyor.

Gelelim, Picasso'ya. Picasso bilimle de yakından ilgili. Uğraşmasa bile anlamak istiyor ve hevesli. Bu dönemde Albert Einstein 4. boyut kavramını ortaya atıyor. Hepimizin eni, boyu ve yüksekliği var ama 4. boyut da zaman; zaman içinde en, boy ve yüksekliğimiz değişiyor. Picasso da bunu resimlerine katmak istiyor ve "Peki, bunun zamanı nasıl olacak" diye düşünüyor. Buluyor, mankenin etrafında dönerek ve eğilip doğrularak çizmeye, boyamaya başlıyor. Böylelikle bir burnunu tam görüyor, bir gözünü yandan görüyor, vb. Ve ortaya bu çıkıyor.
goo.gl

Resmi bu şekilde yapmanın bir açıklaması daha var, o da resimden heykelciliğe geçiş yapma evresi olarak algılanıyor. Resim gibi gördüğü yerden yapmıyor, heykel gibi üç boyutlu da değil; bir ara form. Bir yandan antik Mısır'da da aynı yaklaşım var. Antik Mısır resimlerinde vücudun herhangi bir uzvu en iyi hangi açıdan görülüyorsa o şekilde çizilir.
goo.gl
Örneğin, başın ayrıntıları, burnun girinti çıkıntıları en iyi profilden görüşeceği içi kafa profilden ama göz karşıdan. Gövde en iyi karşıdan algılanacağı için karşıdan. Bacaklar diz etkisini göstermek için profilden. Picasso bilinçli ya da bilinçsiz Antik mısır'a selam çakmış zaman boyutunu kullanırken, burun en iyi ayrıntıları veriyor, göz de. Tabii, fiston ve füzyon gereği resim atomlarına ayrılıp yeniden birleştirilmiş.

Bu dandik resim açıklamadan sonra bir "Haaaa" dedirtecek anlam kazandırmıştır sanırım.

Guernica da aynı şekilde Picasso'nun zaman boyutunu ortaya koyduğu ve sentetik kübizmi kullandığı bir eseri. İşte, bu yüzden bu kadar değerli ve bunları öğrenince insan bu zeka karşısında duygulanmadan edemiyor.

Bundan sonra anladım ki, eğer dünyanın beğendiği resim karşısında bir şey hissetmiyorsam, bunun nedeni altındaki hikayeyi bilmemem. Altındaki hikaye ve nasıl yaratıldığını bilirsem, o resim bana da bir şey ifade eder.

Boticelli'nin Primavera'sı
goo.gl
Bu resim üstüne sayısız akademik tez ve ondan fazla kitap var. Üç bölümlük özet belgeselden sonra "Haaa"yı çekmişrim bunun için ve mıhtemelen gördüğüm yerde hıçkıra hıçkıra ağlayabilirim "Hayatımın top boktası burası" diye.
0
aychovsky
(28.07.17)
Şu an günümüzde öğretilen "tasarım" ile o bahsettiğin ünlü tabloların ne biçim ne de içerik olarak hiçbir ilgisi yok. O ünlü tabloların bir çoğu sana okulda öğretilen estetik algısını, tasarım kurallarını zamanında yıkıp bambaşka algılar yaratabildikleri için o kadar ünlü zaten. O yüzden kurduğun bağlam ve paralelliğin fazlaca bir anlamı yok. (cümleyi böyle yazınca da sanki hakaret ediyormuşum gibi oluyor ama esasen "does not make any sense" demeye çalışıyorum)

aychovsky'nin de dediği gibi o tabloları anlamak için biraz sanat tarihi okuması yapmak, o devrin olaylarına hakim olmak, sanatçının duruşunu bilmek, akımları bilmek vs gerekiyor. Bunları bilmeden zaten etkilensen bir garip olur.
0
fengari
(28.07.17)
tasarım ve sanat arasındaki keskin çizgiyi öğrenmemişseniz çok da eğitimli sayılmazsınız.
0
brakgn
(28.07.17)
(3)

Kadınlara soru

Gökkuşağında Salıncak
Herkesin kıl tüy vs çıkma süresi farklıdır tabi ama merak ediyorum ağdanızı ne kadar süre geçtikten sonra yaptırıyorsunuz?
Herkesin kıl tüy vs çıkma süresi farklıdır tabi ama merak ediyorum ağdanızı ne kadar süre geçtikten sonra yaptırıyorsunuz?
0
Gökkuşağında Salıncak
(27.07.17)
yaklaşık ayda bir gidiyorum. tabii koltuk altı ve bacağa epilatorle kendim müdahale ediyorum bu süreçte.
0
yuvarlanantencereninkapagi
(27.07.17)
İki haftada bir alınacak gibi olur, kendim bir şey yapmam, iki haftada bir giderim. Bırakırsam üçüncü haftanın sonunda "Aslında normal hali bu değil, bu anormal hali" mesajı vermek için en yakın dolunayda dışarıda ulurum. Gerçi o zamana kaldığında kendime saygımı da yitiririm kesinlikle. Ülkemizde açık ara en en en sevdiğim şey ağdacı fiyatlarının makul oluşu.
0
aychovsky
(28.07.17)
regl sonrası, ayda 1 gidiyorum.
0
kayranin kedisi
(28.07.17)
(5)

Yardımcı doçent olayının aslı

bana her yer cehennem
Neden böyle bir çıkış yapıldı.Yardımcı doçentler neyi yapamıyor. Veya yerine düşünülen kişiler kimler, ne yapacak
Neden böyle bir çıkış yapıldı.
Yardımcı doçentler neyi yapamıyor. Veya yerine düşünülen kişiler kimler, ne yapacak
0
bana her yer cehennem
(27.07.17)
Yardımcı doçentlik unvanı boş zamanlarında laboratuvarlarda deney yapan akademisyenlerimiz için bir engelmiş. Doktora yapınca iş bitiyormuş. Direkt doçent doktor olmaları lazımmış. Üniversitelerdeki kendi adamlarının önlerini açacaklar işte. Slayttan not okuyan adamlar doktoradan sonra doçent doktor olabilecekler.
0
dissendium
(27.07.17)
fengari
(27.07.17)
aslında dünya genelinde "yardımcı doçent" diye bir şey yok. bizde doktoralı elemanlara ara kadro olarak böyle bir şey var çünkü bu seneye kadar arş.gör.dr. olsanız da derslere kendi başınıza girmeniz yasaktı (artık girebiliyorsunuz) ve çoğu üniversite doçentlik kriterlerine 2 sene ders vermiş olmak ya da tez danışmanlığı yapmış olmak gibi bir koşul koyduğu için ya öğr.gör. kadrosu bulabilirseniz öğr.gör. olup doktora bitince direkt doçentliğe başvuruyordunuz ya da arş.gör.dr olduktan sonra yrd.doç. kadrosu bekliyordunuz (bizim bölümde 6 senedir beklediğini iddia eden var) ya da arş.gör.dr olarak derse resmi olarak giremeyeceğiniz için hocaların yerine derse giriyordunuz, ders ücretini de çoğu hoca dersi yürüten siz olmanıza rağmen kendisi alıyordu.

bu tablodan sonra her ne kadar işin içerisinde Türkiye ve YÖK varsa saçma sapan bir yere bağlanabilecek olsa da, anladığım kadarıyla yrd.doç kadrosu ve maaşı vermek yerine zaten şu an artık mümkün olduğu gibi doktorasını bitiren arş.gör. derslere girebilecek. doçentlik kriterlerini sağlayıp direkt doç. olmak için çalışacaklar. diğer yandan büyük ihtimalle yandaş yrd.doç'lar hızla doç olacak bu bahaneyle (malum YÖKDİL ile yabancı dil puanı almayan kalmadı herhalde, daha ne yapsınlar), 5 yıla da gelsin taze yandaş proflar.

Umarım ben fesatlık düşünüyorumdur ya da eksik bilgim vardır da olayları yanlış yorumlamışımdır. evet bu kadro saçmaydı ama yeni düzenleme başka saçmalıklara gebe mi bilmiyoruz.
0
kayranin kedisi
(27.07.17)
Aklıma ilk gelen iki şey var, bir taşla iki kuşumsu.

1. İş güvncesizliği: Bu asistanlarla başlamıştı, memurlar da tehdit altındaydı en son. Sözleşmeli öğretmenlik zaten yıllardır yürürlülükte. Bu da onun bir parçası olabilir.

2. Zaten KHK'larla birçok kişiyi çıkardılar, bu sefer aradakileri toptan kaldıralım, bizimkileri baştan yerleştirelim demiş olabilirler.

Bir yandan da iyice garip. Yıllardır 'Amerikan sistemini benimseyeceğiz' derken, birden Alman, daha doğrusu Avrupai sistem gibi bir şey önerdi. Biz de çok anlamadık. Tartışıyoruz hala.
0
aychovsky
(27.07.17)
Saatlerdir ne olduğunu anlamaya çalışıyorum.
Sözlük başlıklarından takip ediyorum, belki bakabilirsiniz.
0
duyond
(27.07.17)
(4)

Kilo verince cok degisme ve güzellesme

basubadelmevt
Bazi insanlar var, kilo verince pek degisime ugramıyorlar. Yani fiziksel ozellikleri cok iyi degilse gene aynı kalıyor, bazisi cok sarkiyor, yüzü cöküyor falan fistan.Bir de karsi tarafta kilo verince baya güzel ve daha da cekici hale gelenler var. Cevrenizde boyle tipler var mi? Ya da sizin bu tarz
Bazi insanlar var, kilo verince pek degisime ugramıyorlar. Yani fiziksel ozellikleri cok iyi degilse gene aynı kalıyor, bazisi cok sarkiyor, yüzü cöküyor falan fistan.Bir de karsi tarafta kilo verince baya güzel ve daha da cekici hale gelenler var. Cevrenizde boyle tipler var mi? Ya da sizin bu tarz hikayeniz?Bi arkadasim vardi,gene alımlı kızdı. 25 kilo vermis, baya degismis,yüzü harika olmuş. Tanıyamadim ilk etapta.
0
basubadelmevt
(27.07.17)
ben.

kilo verdikten sonra "iyidin ama şimdi tam olmuşsun" tepkilerini büyük bir mütevazilikle kabul ettim :D
0
qazaqwsx
(27.07.17)
Aynen ben de :D
0
fengari
(27.07.17)
Aslında sarkmalar hep oluyor. Sarkmayı belirleyen üç şey var: İlki yavaş kilo verme. Yavaş ve sporla kilo verince vücutta çok sarkma pek olmaz. Hızlı verince birdenbire çöker. İkincisi de nereden kilo verdiği. Kilolarını ilk ve en çok yüzünden veren bir yapısı varsa, vücut normal hale gelene kadar yüz çöker. Bu insanlar şişmanken de yüzleri normaldir, çok şişman değildir zaten. Zayıflayınca yüzleri kaşık gibi kalır. Bazılarının yüzü vücudu ile aynı oranda kilo verir, onların yüzü sakin görünür. Bu kişiler kiloluyken yüzleri de kiloludur, kilo verince yüz de normale döner. Üçüncüsü de para. O sarkmaları, yüz çökmelerini bakımlarla çılgınca toplayabiliyorlar; yine dipdiri, ışıl ışıl olabiliyor kişinin yüzü.
0
aychovsky
(27.07.17)
Tam tersi var, en iyi, sağlıklı hissettiğim, karın kaslarımı her sabah koşuya çıkardığım kiloda(59-60, 1.76 boy) suratım fare gibiydi. 76 kiloda ve herkes bu halimin çok güzel olduğunu asla kilo vermemem gerektiğini söylüyor,4 kilo verdim homurdanmalar başladı.
0
kullanıcıadımbuolsun
(27.07.17)
(8)

mesela çocuğunuz sizinle aynı inanca, siyasi görüşe vb sahip değil...

dedim ben sana
ilişkileriniz nasıl olur? yaşamınız nasıl olur?hayatınızdan öteler misiniz yoksa minimum düzeyde mi görüşürsünüz?fikirlerinin, inancının değişmesi için uğraşır mısınız?not: çocuğun yaşı farketmez.
ilişkileriniz nasıl olur?
yaşamınız nasıl olur?
hayatınızdan öteler misiniz yoksa minimum düzeyde mi görüşürsünüz?
fikirlerinin, inancının değişmesi için uğraşır mısınız?
not: çocuğun yaşı farketmez.
0
dedim ben sana
(26.07.17)
Taban tabana zıt olsa "Ben nerede hata yaptım?" diye düşünürdüm herhalde. Ancak benimle birebir aynı fikir ve inançları benimsemesini de beklemezdim, hatta istemezdim de. Özgün olsun isterdim.
0
auroraaurora
(26.07.17)
Benden farklı ise oturur görüşlerimizi paylaşır, geliştiririz. Benim tam tersim olursa küçük yaşta düzeltmeye çalışırım, büyük yaşta yaşıyor mu diye kontrol ederim.

Tam tersi derken şimdiden örnek verirsek siyasal islamcı, yobaz, akpli falan gibi.
0
nawar
(26.07.17)
Karışmam diyecektim ama @vegas'ın cevabını okuyunca biraz şunu düşündüm, müslüman olabilir ama yobaz olmaması için elimden geleni yapardım. Hangi din veya siyasi görüşü benimserse benimsesin; çağdaş, özgürlükleri kısıtlamayan, eşitlikçi vb. özelliklere sahip olmasına uğraşırdım.
0
senolll
(26.07.17)
Ben ateistken cocugum yobaz olmuşsa demek bu cocuga hicbi sey ogretememisim ne bicim cocuk yetistirmisim diye üzülüp kendimi suclarim ama evlat neticede bi yerden sonra kabullenip laf sokup dalga gecerim en fazla.
0
passive aggressive
(26.07.17)
Benim çocuğum sonucta atsam atamam satsam satamam. Yobaz olacağını hiç düşünmediğim için çok da bir şey demem heralde yazacaktim ama öyle olursa isim zor,iliskiyi kesemem ama biraz seviyeli bir ilişkimiz olur sanki.
0
pamuk helvalar cebe
(26.07.17)
böyle konularda çok rahat konuşmak istemem ama cidden hiç fark etmez; sadece iyi bir insan olsun, evrensel ahlaki ve etik değerleri önemsemese dahi saygı göstersin, yeter. dindar ise hakkını vermeli, ateistse de "bakın, ben einstein'ın günümüzdeki temsilcisi olacak kadar bilim aşığıyım; bilim benden sorulur, sizi cahil yobazlarrrrrr!!!!" gibi çok sığ ve ego kokan cümeleler kurmamalı burada olduğu gibi.
0
m e b
(26.07.17)
Tam tersim bir görüşe sahip olursa, aklıma ilk gelen şey 'Demek ki çocuk bana tepki olarak böyle oldu ve bana karşı gizli nefreti var. Benden intikamı böyle alıyor herhalde' olur. Anne olarak iyi bir anne olmadığımı, kaybettiğimi düşünürüm. Çocuğa şiddet mi uyguladım, çok mu baskı yaptım, çok mu helikopter yetiştirdim, çok mu hayatına müdahalede bulundum da kaçışı orada buldu derim.

Onu bir şeye zorlamam, kimseyi rahatsız etmediği ve herkese saygılı olduğu sürece ne olursa olsun. Gerçi bir yaştan sonra müdahale edemem. Tut ki benim çocuğum IŞİD'e katıldı; ne yapacağım. Belli bir yaşta kulağından çekip eve getiremem ya. Ağlaya ağlaya psikolog yollarına düşerim 'Ben şimdi ne yapayım' diye.

Küçük yaşta ise sakin olmaya çalışırım. O yaşlarda arayışlar bol bol olur. Korkutup nefret ettirmektense 'Neden' diye falan sorarım sanırım. Belki arkadaş çevresinden ezberleyip gelmiştir ya da arkadaşları öyle diye o da öyledir. Arkadaşları ile arası bozulsun istemem, nasıl olsa o arayış dönemi sakin sakin geçecek. O aralarda konuşmaya çalışırım herhalde.
0
aychovsky
(27.07.17)
Anarşist ve ignostik olmazsa çocuğumu şefkat odunuyla döverim.
0
kargn
(27.07.17)
(55)

Nişanlım ve annem arasında kaldım imdat

anladım
Arkadaşlar gerçekten çok bunalmış durumdayım, annemle nişanlımın arasını bir türlü bulamıyorum. Annem küstü 4 gündür aynı evde konuşmuyoruz, yemeğe bile çağırmıyor. Bir kaç olay var anlatmak istediğim, anlatım kolaylığı için nişanlımın adına zeynep diyelim. Geçen sene nişanlandık, nişanlanırken anne
Arkadaşlar gerçekten çok bunalmış durumdayım, annemle nişanlımın arasını bir türlü bulamıyorum. Annem küstü 4 gündür aynı evde konuşmuyoruz, yemeğe bile çağırmıyor.

Bir kaç olay var anlatmak istediğim, anlatım kolaylığı için nişanlımın adına zeynep diyelim. Geçen sene nişanlandık, nişanlanırken annem bir kolye aldı nişanda takmak için, alırken bana neden göstermediniz diye zeynep bi bozuldu ama annemin hediyesi canım falan dedim çok da şey olmadı. Sonra 3 ay sonra ben ev aldım, evde bir sürü yapılacak iş vardı, duşakabin değişmesi, seramikler vs. bunlara bakmaya gidecektik, annem ablan da gelsin dedi erteledik. Ben de çok yoğun çalışıyorum, ya ben müsait olmuyorum ya ablam olmuyor, evlenmemize 2 ay kaldı hala ortada bir şey yok diye zeynep çok sinirlendi. Haklı bi şey demiyorum, biz de aynı gün hem seramikleri hem de gelinliği aldık. Bu defa ablam zeynep kendisini bizim üstümüze çıkarmaya çalışıyor, bi haller oldu ona zaten diye annemi doldurmuş, annemle kavga ettik.

Hadi bu kavgayı da bi şekilde atlattım, annemle ablam gidip düğün için 5 taş yüzükle, kolye ve küpe almışlar. Bana eve gelince söylediler haberim yoktu, iyi yapmışsınız dedim ne bileyim ya. Zeynep de düğün için bi kolye mi alsam deyince annemler aldı ki dedim, ooo kıyametler koptu, "nişanda da aynısını yaptılar zaten, neden beni götürmüyorlar takacak olan onlar mı" diye saydı da saydı. Yine annem sürpriz bi hediye yapmak istemiş ya dedim, tam gönlünü alıyordum ki fotoğraflarına bakayım bari dedi. İstedim fotoğrafları attılar, Lan ablam kendi kolyesi ve yüzüğünün aynısını almış, kız çıldırdı iyice, senin bana saygın yok dedi konuşmadı 2 gün. Arkadaşlara sordum kız haklı, sen onun beğendiği bi şey daha al dediler, aradım söyledim yine gönlünü almayı başardım. Bu defa eve geldim, annem perdeciye gitmiş, perde yaptırıyormuş onu söyledi, ben de sinirlendim ya bak kız görmeyince sorun oluyor, o kolyeyi de aldınız zeynep onu düğünde takmayacak biz başka bi şey alcaz dedim. Bu kız kim sanıyor kendisini, beğenmezse beğenmesin diye bu sefer o başladı, yemin ederim allahım al canımı kurtar şundan diyesim geliyor artık. Bu son kavgaydı 4 gündür konuşmuyor işte.

Eylül'ün 5'ine kadar öleceğim arkadaşlar napayım ben bilmiyorum bana bi akıl verin allah aşkına ya. Bi de ablam bi gün otururken zeynep'in falına bakmış 10 gün önce falan, sen çok şükürsüz bi dönemdesin, her şeyin var ama tatmin olmayı bilmiyorsun demiş, niye diyorsun abla NİYE. Bu ne lan, parçalayacaklar beni, İMDAT.
0
anladım
(26.07.17)
İki kadın görümce ve kaynana çok tehlikeli gelini kabullenmeleri zaman alacak. Sen nişanlının yanında ol yalnızlık çekmesin. Kız sonuna kadar haklı
0
hernezıkkımsa
(26.07.17)
okumadım ama anne mühim.
0
secrex
(26.07.17)
zeynep haklı.
0
ghilleinthemist
(26.07.17)
bende anne her zaman haklıdır diyecektim ama annen haksız.
kızı götürecekler.
perde, kolye, yüzük bunlar önemli.
hacı perde alacak kızı niye götürmüyorlar böyle saçmalık mı olur:))
allah yardım etsin.
bu kadınlar adamı deli ediyor yemin ederim ulan hayatımda kimse yokken ne güzel mutlu mesut bir adammışım aklıma sokayım gram huzur yok her gün kavga..bak sinirlendim şimdi.
0
lonelyman
(26.07.17)
İkisini birbirine kirdir.
0
partizan
(26.07.17)
SENİN anlattığın şekliyle zeynep hanım sonuna kadar haklı. annenin ve ablanın yaklaşımları çok art niyetli ve elalemi kendi gibi / çocuk gibi sanıyor. annengile burnunu sokmamayı / kendi başlarına iş yapmamayı öğreteceksin bence çünkü yarın da oğlumun evi değil mi istediğim zaman gelir kalırım moduna gireceğe benziyor. zeynebin yerine bir kez daha sinir oldum.
0
aydogank
(26.07.17)
Bir araya gelip hiç vakit geçirmediler mi? Benim bildiğim nişan alışverişine kız götürülür ve o ne beğenirse o alınır. Doğum günü hediyesi değil ki sonuçta bak bakalım beğenecek misin diyebileceğin bir şey olsun. Beraber vakit geçirin bir gün. Kızı ablana ve annene ısındır.
0
dissendium
(26.07.17)
zeynep haklı
0
balpolen
(26.07.17)
@dissendium abi hayret ettiğim nokta da bu, ailelerimiz 8 yıldır tanışıyor ve sürekli gidip geliyoruz zaten. Başkası bi şey deyince güzel gelinim diye bahseden annem, niye böyle yapıyor anlayamıyorum. Ben bilmiyordum böyle gösterilmesi gerektiğini falan, annem gerek yok demişti ne bileyim ya. Bi de diyor ki o hafta doğumgünüydü, ben onları doğumgünü için aldım ama düğünde takacağım, kitlendim bi şey diyemedim.

Bu da şöyle doğumgünü hediyesi aldık bi şey alma dedi almadım (meğer bunlarmış), doğumgününe evlerine gittik, ben bekliyorum ki hediye çıksın çıkmadı, sonra evde sorunca düğünde takacağız işte dedi. Bi de kızdan trip yedim doğumgünümü önemsemedin diye.
0
🌸anladım
(26.07.17)
Zeynep haklı.
Geleneklerle zerre işi olmayan bir insanım ama bu memleketin örf ve adetleri bu tarz alışverişlerin kaynanalar, gelin, varsa abla kardeş ile vs yapılmasını gerektirir. Takıları nişanlınız beğenmeliydi. Açıkçası perdeleri de kullanmasa sonuna kadar haklı. Kendi evinde kullanacağı şeyi başkasına mı soracak?

Anneniz ve ablanız kendi kayınvalidelerinden gördükleri sinir bozucu şeyleri nişanlınızdan çıkarıyor gibi. Ya da kontrol manyağı olmuşlar. Nişanlınızı destekleyin bence. "Bak ben şimdi senin yanındayım, düğün müğün bitsin annemlerle de aramızı düzeltelim e mi" deyip orta yolcu olun derim ben.
0
sopiro
(26.07.17)
Evi siz almışsınız sanırım. Bence aileniz kıza bu konuda içerli hani oğlumuz ev bile aldı daha ne diye nedense ben öyle hissettim yoksa kızın kullanacağı evdeki perdeleri kızdan habersiz seçmek akıl karı değil.
0
pastörizesüt
(26.07.17)
valla kusura bakma da annenle ablan çok fena. zeynep haklı. anneni ablanı çift işlerinize karıştırma derim. bundan sonra hayatını zeyneple yaşayacaksın.
0
sanguine mcqaer
(26.07.17)
@zeynep +1

Sen ve Zeynep'in kalacağı eve anne ve ablanın kafalarına göre perde alması, duşakabin tercihine karışması, gelinin düğünde takacaklarına karışması çok saçma. Ben gelinlerin saçma telaşı modunda bir şey bekliyordum, tam tersi çıktı.

Annende tipik bir "oğlumu başka kadına kaptırıyorum ve o ona yeterince iyi bakamayacak" bakışı var. Türk annelerinin ortak bakışı. Biraz da dışlanmışlık hissi var. Her şey mükemmel olsun istiyor ama kendi kriterlerine göre mükemmel. Benim annemde de o süreç geldiğinde olacak herhalde. Şimdilik aksini iddia etse de. O yüzden Zeynep'i süreçle ilgili haberdar edip, anneyi de gelin konusunda ve dışlanmışlık konusunda içini rahatlatma ve sözlü telkin yoluna gidebilirsin.

Zeynep'e konuyu açtığın için ondan lojistik destek alabilirsin. Yani o annene gidip alışverişe çıkmak, onun bol bol fikrini almak yoluna gidebilir. Tabii bunları kendisinin kesin fikri olmayan konularda ve annenle hemfikir olabildiği alanlarda yapması gibi. Örnek veremedim şimdi. Ben mesela yatak örtüsü derdim azıcık bile umrumda olmayan ev eşyası olarak gördüğüm için ama kadınlar için anayasanın değiştirilemez maddesi gibi olabiliyor sanırım o. Belki beyaz eşya?

Bu arada kusura bakma ama ablanın kahve falı büyük terbiyesizlik.
0
nawar
(26.07.17)
annen ve ablanla konuştuğun sahneler kafamda tam olarak şu şekilde canlandı -> llcdn.listelist.com

zeynep sonuna kadar haklı. allah yardımcın olsun..
0
nrmnm
(26.07.17)
ablan fena. kıskanıyo bariz.

annenin bu tarz davranışlarında ablanın etkisi varmış gibi geliyor.

ailene rest çek ama zeynep çakmasın.
0
füt
(26.07.17)
Nişanlınla senin oturacağın evin perdesine duşakabinine annen ablan niye karışıyor ya, ne alaka amk. Olayda en büyük suç sende. Annenin ve ablanın saçmalıklarına engel olması gereken ve onları kontrol altında tutması gereken sensin. Hani iki taraf da irrasyonel davranıyor olsa "arada kaldım" deme hakkın olur da bu olayda senin savunman gereken taraf çok bariz ortada. Kuracağın aileyi doğduğun aileden koru.
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(26.07.17)
zeynep haklı +1
o evde onlar değil siz yaşayacaksınız. alınan takıları onlar değil zeynep takacak. bişeyler yapılacaksa gelin kıza sorulur bu böyledir. ayrıca annelerin bu tarz şeylere karışmasını da aşırı itici buluyorum. fikir istenirse belirtsinler kız yanlış da yapıyor olabilir bırakın tecrübe etsin biraz para kaybetsin dünyanın sonu değil ya.
oğlan anaları böyle malesef türkiyede. ama sen annenlere karşı gerçekten bi mesafe koyamazsan evliliğinde çok daha büyük problemler seni bekliyor şimdiden söyliyeyim.
0
dedim ben sana
(26.07.17)
Zeynep Bacı haklı. Sonuçta evi siz kullanacaksınız ve siz oturacaksınız. Onun ve sizin birlikte düzenlemeniz, ondan habersiz iş yapmamanız gerek.

Ancak, bu nişan döneminde kalacak, evliliğe yansımayacak düşünüyorsanız çok fena yanılıyorsunuz. O zamanda evinizin anahtarının yedeği olsun mu, istediği zaman girsin mi tartışmaları olacak.

Şu ana kadar hep ailenizle mi yaşadınız, aynı şehirde misiniz bilmiyorum ama bu tarz anne ve görümce tepkileri ‘Elalemin kızı oğlumu üzüyor’ diye görünür ama derininde ‘Oğlumuzu bizden uzaklaştırıyor, oğlumuzu bize düşman edecek’ paniği yatar. Kendi doğurup bugünlere getirdiği oğlunun hayatında hala kraliçe olabilmek ve söz sahibi kalabilmek için hayatıyla ilgili kararları zorlar. Çünkü annenize uydukça, onun dediğini kabul ettikçe rahatlar, ‘Oh, hala benim oğlum’ diye sakinleşir. Gelin inatlaştıkça, ‘Oğlumu benden koparmaya çalışıyor’ diye ona bilenir. Bunun birçok adı var ama annenizdeki bu yaklaşımı Nusret Kaya ‘ateş rahim’ olarak, başka insanlar başka terimlerle ve yaklaşımlarla açıklar. Siz Zeynep’in haklı olarak tarafını alenen tutarsanız, anneniz ve ablanız ‘Fesat kız, oğlumun aklını çeldi. Şimdi parmağında oynatıyor. Evladım hayırsız çıktı’ der. Siz Zeynep’le aralarını yapmaya kalksanız ‘Gördün mü fesat kızı. Oğlumu iki arada bıraktı’ der.

Bununla ilgili bir fıkra bile var: Bir kadın güne gitmiş ve arkadaşı ile konuşmaya başlamış. ‘Ah, komşu! Gelin öyle kötü çıktı ki anlatamam. Tutturdu tatile gidelim diye, oğlanın tüm parasını harcattı. Evde hiç yemek yapmıyor, her akşam dışarıda yediği parasını oğluma ödetiyor. Oğlum yazık, çalış çalış çok yoruldu’ der. Komşusu ‘E, kızın nasıl’ diye sorar. Kadın anlatmaya başlar. ‘Ay komşu, öyle hayırlı bir koca buldu ki, her istediğini yapıyor. Tatile gidelim diyor kızım, götürüyor. Evde hiç yemek yapmıyor, bir eli yağda, bir eli balda. Her akşam yemeğe başka bir yere gidiyorlar, kızıma hiç ödetmiyor. Bir de çalışkan ki, sorma’ diye. Bizim annelerin çoğunluğunun durumu bu.

Dolayısıyla siz ağzınızla kuş tutsanız Zeynep’i sevdiremezsiniz. Zeynep’in de bunun farkına varması ve haklı olduğu halde ailenin gönlünü çalması ve orta yol bulması gerek. Başka türlü anneniz illa ki ona karşı dolacak ama bir yandan da Zeynep hayatında hep annenle senin aranda orta yol bulmak durumunda kalacak böyle olursa da.

Bu arada anneyi sakinleştirebilirsiniz. Evlenince sizi kaybetmeyeceği yönünde teskinde bulunun. Zeynep'in düşman olmadığı fikrini örneklerle anlatmanız gerek.
0
aychovsky
(26.07.17)
sizin aile biraz kontrol manyağı gibi. zeynep haklı diyorum ben. abi sonuçta aldığınız evde yapılacak en ufak bir değişikliği kendisi yapmalı. annenizin veya ablanızın herhangi bir söz hakkı yok bu işte. eve perde diktirilecekse zeynep beğenir ve anneniz yaptırmak istiyorsa zeynep modeli annenize gösterir gider anneniz aynı modeli yaptırır. anne ve ablayı frenlemezseniz daha kötü şeyler olabilir. alın karşınıza sakin sakin konuşun ikisiyle de. ben ikinize de çok değer veriyorum ama o ev zeynep'le benim ve o eve ne yapılacaksa zeynep'in istediği gibi olacak, zeynep'e bir hediye alınacaksa gidip de ikiz çocuk gibi ablamınkiyle aynı olmayacak vs. ama bu arada zeynep'in yaptığı da çok ayıp. sonuçta aileniz ona hediye alıyor ve bu hatun kalkıp hediyeyi beğenmezlik yapıyor veya hediyeye laf atıyor. alırsın iki gün görsünler diye takarsın beğenmezsen de kenara koyarsın veya satarsın. ama burada kusurun yüzde 75'i sizin ailenizde yüzde 25'i zeynep'e ait bence.
0
golgi aygıtı
(26.07.17)
zeynep haklı. kız kendi oturacağı evin perdesini haklı olarak seçmek ister çok net.
0
habula
(26.07.17)
İlk kolye olayında haksız
sonuçta hediye olarak alınmış ama geri kalan tüm olaylarda hakli. Ablan da ortalığı karıştıran tipik görümce, asıl o kim oluyor? Zeynep'in yanında ol. Bu aile ile kimle nisanlanirsan nişanlan sorun yaşarsın çünkü.
0
elorelia
(26.07.17)
Zeynep haklı.

Aileler tanışıyor olabilir, araları önceden çok iyi olabilir ama bazı anneler evlenme işi ciddileştiğinde otoritelerini koymak ve her şeyi kontrol etmek istiyorlar. Benim ailem de böyle.
0
jazzabel
(26.07.17)
Zeynep haklı tabii ki her kadın kendisi seçmek ister takılarını, perdesini, sürekli kullanacağı eşyasını. Annen ve ablanla oturup konuşmalısın bence yoksa bu kavgalar uzar gider bir zaman sonra annenler aradan çekilse bile siz bu olayların kavgasını baya bir süre yaparsınız, en azından bizim öyle olmuştu. Sonra olay karşılıklı senin ailen şöyle böyle şeklinde bir boyuta gidiyor ki gerçekten içinden çıkılmıyor. Bu güzel zamanları zehir etmesinler bence daha fazla.
0
strangerinhere
(26.07.17)
Zeynep'e allah sabir versin. Bu işler gelinle beraber onun begendigi seye göre alinir. Arada hediye almaları normal de evimin perdesinin siparişini verseler ben o perdeyi ya yakarim ya da alin siz kullanın diye onlara veririm.
0
passive aggressive
(26.07.17)
Anne her zaman haklıdır.

Ancak eşinizi (nişanlınızı da) korumanız, ezdirmemeniz lazım. Yoksa 40 sene "annen şöyle yaptı, ablan böyle yaptı" emdiğiniz sütü burnunuzdan getirir. İmkanınız varsa, annenizle ablanıza "siz karışmayın" deyin ve nişanlınızla kendiniz alışverişi tamamlayın. Beğenmediği şeyleri anında kırın atın veya annenize verin...

İnsiyatif almazsanız, aradan çekiliyim kendileri aralarında halletsin derseniz olaylar çok büyür.


.
0
kartallar yuksek ucar
(26.07.17)
zeynep hakli gibi.

oncelikle evdeki perdeleri toplayip ustune benzin dokup yakiyorsun annenle ablanin gozunun onunde. 'zeynepe sormadan cay kasigi bile almayacaksiniz' diyorsun.

zeynepe gidip begenmedigi ne varsa elinden alip esdeger miktarda parayi verip 'git ne istiyosan al kendine' diyorsun. (insallah paran vardir pmkfkfk)

iki taraf da bir aradayken 'bi daha dunya mali icin birbirinizi ve beni uzerseniz iki tarafi da silerim haberiniz olsun' diyip postayi koyup dolasmaya cikiyorsun.

ben olsam boyle yapardim en azindan. yatirim tavsiyesi degildir.
0
icim urperiyor
(26.07.17)
Hadi ilk kolye neyse hediye de beştaş diğer kolye perde falan. Annen ablan haksız. Kızın gönlünü al bir şekilde.
0
hrvl
(26.07.17)
yorumları okuyup inanamadım. bence Zeynep sadece ev için seçilecek eşyalar konusunda haklı, alınan hediyelere bikbik etmesinde haklı bir yan göremiyorum. daha neler ya, bir sürü arkadaşım evlendi hiçbiri de düğünde ne takılacak ne alınacak filan gidip şımarıklık yapmadılar. sonuçta hediyedir, anıdır. uzatıp saçmalamanın lüzumu yok. haddini bilsin.
0
evde liyakat kalmamis
(26.07.17)
iki taraf da birbirinden uyuzmuş açıkçası, sabır diliyorum, üzüldüm. bir taraf kızı görmezden geliyor, diğer taraf hediyeye çemkiriyor falan abooov.
0
der meister
(26.07.17)
Ben de gelinin şımarıklığıyla ilgili birsürü şey dinlicez zannediyordum ki tam tersiymiş.
Zeynep haklı.
Ablan çok fesat annen de eski otoritesini kaybetme düşüncesiyle eline geçirdiği her fırsatta saçmalıyor gibi geldi.
Annen ve ablanla konuş.
0
chitosan
(26.07.17)
nisanlina sabirlar diliyorum. yuzugu, perdeyi annenin secmesi nedir ya. ben olsam kosarak kacardim ailenizden kusura bakmayin ama.
0
theworldismine
(26.07.17)
Zeynep haklı. Bu sürtüşmeler hep oluyor, kaynana-görümce-gelin şeytan üçgeni gibi bir şeydir ve olan da aynen senin gibi arada kalıp kimseye yaranamayan er kişisine olur. Bu anlattıklarında Zeynep haklı gibi duruyor genel olarak ama bundan sonrası için zeynepin de haksız olduğu olaylar olabilir, önemli olan her olayda hakim gibi kim haklı/kim haksız diye bakmak yerine iki tarafın da senin hatrın için birbirine asgari bir saygı göstermesini istemek olmalı. Yoksa bu üçgenin içinden çıkamaz ve evliliği sürdüremezsiniz.

Yalnız ablanız felaket bir şeymiş, o kahve falını bana o şekilde bakmış olacak, ben orada üstüne atlardım, büyük terbiyesizlik yapmış. Nişanlınız yine iyi susmuş.

Bir de ablanız ve annenizin şunu anlaması gerekiyor, "zeynep kendisini bizim üstümüze çıkarmaya çalışıyor, bi haller oldu ona zaten" demiş ya ablanız, hah zeynep artık onların üstünde zaten, siz yeni bir aile kuruyorsunuz, önceliğiniz elbette zeynep olacak, çocuklarınız olacak vs yeni aile>anne+abla. Sizinkiler bunu kabullenmek istemiyor, bunun aksini göstermek için de kendi kararları ile sizin hayatınızı yönetmeye çalışıyorlar.
0
fengari
(26.07.17)
Sucun buyugu sende yalniz; dogruyu yanlisi biraz tartip iki tarafa da gerektigi zaman sert cikman lazim.

Hediyeye cemkirilmez, hediyeyi secmezsin, sana gelir.

Elalemin oturacagi eve -oglunun evi dahi olsa- cok burnunu sokmazsin. Ha illa sokacagim dersen de gelinini de pasa pasa cagirman lazim.

Kolayliklar diliyorum ama su asamada nisanlinin haklilik yuzdesi yuksek.
0
piremses
(26.07.17)
Altta yazan yorumları okumadım aynı şeyleri yazarsam kusur bilinmesin.

Çok net zeynep haklı annenler haksız. Bencilce ve düşüncesiz davranıyorlar. sakın kızı yalnız bırakma annenleri bir yerden sora savunma ihtiyacı duyarak. Takılan şeyler satılır hiç önemi yok en fazla takmaz kız. Ama perde nedir ya? Ben de senle aynı dönemde evleneceğim, aynı süreçteyiz. Düşünüyorum nişanlımın annesi ablası bunları yapsa diye, sinirlerim bozulur ama öyle böyle değil. O perde takı konusu dışında bunların bana saygısı yok, nedir bu diye sorgularım. Annenle ablanın suçu çok net.

Seni bu kadar strese sokarak bile hata ediyorlar. Burada en çok yıpranan sensin. Senin suçun da ailenin bunları yapmasına fırsat vermiş olman. Net bir şekilde konuş, tavrını yaklaşımını bilsinler. Zeynep istemez dersen Zeynep'e tavır alırlar sonuçta aile dışından biri. Ben bu perdeyi istemiyorum, görmediğim beğenmediğim şeyi evime takmam; ben düğünümde beğenmediğim takıyı evleneceğim kişiye takmam, taktırmam vs diye ailene yansıt. O net tavrını bilsinler görsünler ve cesaret edemesinler artık. Zeynep beğenmez dedikçe suçu sürekli Zeynep'te görüp yaptıklarını anne kız birbirlerini gazlayarak normal görüyorlar, Zeynep'i şükürsüzlükle suçluyorlar.
Onlara sorsan; biz takı alıyoruz beğenmiyor, evine perde yapıp masraf ediyoruz yardımcı luyouz burun kıvırıyor; bu nasıl kız başkalarının eline geçmiyor bu beğenmiyor vs vs... diyorlardır. Haklılardır yani kendilerince.
0
uzunuzunilgi
(26.07.17)
testis agrisi
(26.07.17)
Zeynep haklı bence de. Hadi hediye olarak takı alınır(bunu giyecek diye bir zorlama olması saçma), ama kadının kendi evinde kullanacağı şeylere anneniz neden karışıyor mesela?

Aileniz biraz sizi kızın üzerinde görüyor veya sizi çok sahipleniyor gibi geldi bana.
0
noluyo yaa
(26.07.17)
Evlilikle ilgili beklentilerini düşük tut daha evlenmeden haklı bile olsa ailene posta koymaya başladıysa iş vahim demektir. Bu konuda hem aileni hem aile olmak kurmak istediğin kadını iyi tart seçimini ona göre yap. Evlenmedim ama çevremden biliyorum yakın arkadaşlarım ve kuzenim evlendi şu anda en heyecanlı en mutlu günleriniz olması gerekirken böyle bir strese girdiyseniz bence evlilik işini tekrar tekrar düşünün.
0
rickon stark
(26.07.17)
ablana de ki "senin yaşayacağın evi kaynanan düzse, takacağın takıyı kendi zevkine göre alamasan mutlu olur muydun?" annene de diyebilirsin benzer bir şey.

belki de zaten ablan böyle bir şey yaşadığından zeynep'in de öyle olmasını istiyor olabilir.

bana kalırsa ablanı özel olarak al karşına oturt konuş. bari anneni doldurmasın.
sen de 1 kez evleniyorsun, nişanlın da.
ve o evde nişanlın yaşayacak. o kız ses etmeyip her şeye tamam diyip 2 ay sonra söylemeden her şeyin yenisini de alabilir gayet ama öyle olmasını istemiyor, adam gibi olsun istiyor belli ki.

arada kalma evdekilere restini çek. "1 kere evleniyorum benim huzurumu kaçırmayın, bari bana azıcık saygı duyun" de.

benim düşünceme göre kuracağın aileye kol kanat germen gerekiyor. anne baba kardeşimiz de ailemiz tabii ki ama sen artık başka bir ailenin parçası olacaksın, tercihinle kuracağın bir aile. nişanlını da kendilerine karşı dolduruyorlar haberleri yok.
0
septiklestiremediklerimizdenmisiniz
(26.07.17)
çok pasifsin. biraz annene ablana dur demen lazım. nişanlının hiçbir hatası yok burada neyin arada kalmasından bahsediyorsun. kızın oturacağı eve kızdan habersiz perde diktirip bir de o kim oluyormuş ne karışıyormuş ne demek lan. üste çıkmaya çalışan kız değil senin annenle ablan. nişanlın gene çok iyi bir kız emin ol şu durumlara yine sabredebileceği ölçüde sabrediyor.
0
shin
(27.07.17)
deli misin kardeş? anneni ablanı karşına al da konuş. Habire nişanlına karışmak nişanlının perdesini seçmek,onun oturacağı evi ona göstermemek de noluyor. Ağzını açıp annenle ablanla konuşmazsan daha çok mutsuz olursun.Allah muhafaza nişanlını bile kaybedersin bu gidişle
0
ütopya
(27.07.17)
Anne her zaman hakli diyenlerin yasi bes falan sanirim.
Zeynep hakli ve en haksiz sizsiniz. Bunun 'nasil olmali'si yoktur. Kendi evinizin perdesini annenizin secmesi size garip gelmiyorsa, annenizden ve ablanizdan bagimsiz bir 'aile' kurdugunzun farkinda degilseniz, gerektiginde ailenize karsi dik duramayacaksaniz, olaylara karsi kendi fikriniz yoksa ve ne oldugunu algilayamiyorsaniz evlenmemelisiniz. Siz kizin neye sinirlendigini anlamamissiniz, 'gormeyince sorun cikiyor' diyorsunuz. Kizin alyansini/bes tasini ablanizin secmesi size hic garip gelmemis (ki boyle adetler deli sacmasi bence).
Belki tek bir mantigi olabilir, eger dugun masraflarini tamamen anne-babaniz karsiliyorsa 'biz ne istersek onu yapariz' diyorlardir belki, ki yine de hos degil.
Ayrica evlendikten sonra bu anne abla cok salca olur +1
Zeynep buraya bunlari yazsa, bana boyle yaptilar dese, buradakilerden alacagi cevap cok net.
0
kassiopeia
(27.07.17)
bence bu hikayede haksız kişi damat adayı. Herkes saçmalamaya başlamış.Sen bu durumda ortalığı sakinleştirmeliydin.El atmalıydın.
0
turkuaz
(27.07.17)
Ablan fena işler yapıyor, dizginleri ele almazsan devamını da getirecek gibi görünüyor.

İkisini birbirine kırdır diyenler hatalı, kesinlikle öyle bişey yapma.

Anne her zaman haklı değildir. Anne haklı olmadığı zamanlarda anneyi mümkün olduğunca kırmamaya özen gösterilerek çözüm bulunur.

Düğün öncesinde bu tür şeyler oluyor, sırf seninkilere özgü değil, erkek annesinde bi kıskançlık oluyor, doğasında var. Elinden başka türlüsü gelmiyor olarak düşün anneye kızıp bilenme ancak ablanda olması ablanın kişiliğiyle ilgili, onunki normal değil. Ablaya bi tımar gerekli.

Süreci akıllıca yönetecek olan tek kişi sensin. Dizginleri ele al. Yapılcak şeyleri önceden sor soruştur, doğrusunu öğren, anneye hele ablaya hiç bırakma. Ben böyle yapılmasını istiyorum de, Zeynep beğenmedi deme, biz beğenmedik de.

Sizin herşeye Zeynep'le beraber karar vermeniz lazım, evlenecek olan sizsiniz, o evde yaşayacak olan sizsiniz, alınanları kullanacak olan sizsiniz. Doğru olan bu.

Sen de kolayına kaçma, allahım al canımı demekle bişeyleri yönetemezsin. İki parça eşya almak değil olay, mesele ailene sahip olmak meselesi. Bu yaşadıklarınız daha başlangıç, huzurlu bir evlilik istiyorsan emek vermen lazım, emek verdiğin konuda başarılı olabiliyorsun, ne kadar emek o kadar iyi sonuç.

Mesela ablan inşaat işinde oyaladığında, münasip bir şekilde ablayı devreden çıkarıp işin devamını sağlayacak olan sendin. Abla kendi kolyesinin aynısını aldı demi, beğenmedik ya da beğenmedim diyeceksin. Ailenle konuşurken "sorun oluyor sonra" deme, nişanlının beğenmemesi değil sorun olan, sorun onun hiçe sayılması ona sorulmadan onun kullanacağı şeyin alınması. Sizin kullanacağınız perdeyi seçebileceğini düşünüp üstüne üstlük " bu kız kim oluyor " diyebilen bir ailen olduğu için nişanlını mümkün olduğunca ortaya sürmeden ilerlemek daha sağlıklı olacak. Bırak yaptırsınlar, beğenmedim onları asamayız de başka yaptırın de, yine beğenmezsem başka yaptırırsınız de. Kararlı ol, kararlı olduğunu anlasınlar. Aile içine karışamayacaklarını ne kadar erken anlarlarsa sizin için o kadar iyi olur.
Ailen nişanlını çağırmıyorsa siz nişanlınla gidip beğeneceksiniz, ailene biz bunu beğendik diyeceksin, "biz" demenden rahatsız olurlarsa ben bunu beğendim de.

Ben geçtiğimiz yılarda iki kız çocuğumu evlendirdim, önsesinde biri kız ikisi erkek kardeşlerimin evliliklerinde annemiz olmadığı için büyük abla olarak annemin vazifelerini de üstlendim. Soracağın bişey olursa memnuniyetle yardımcı olmaya çalışırım.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(27.07.17)
ek olarak:
Annenle konuş. Ablaya pas verme, biraz dışarda kalması gerekiyor onun. "böyle yaparsan seni dikkate almam hatta beni kaybedebilirsin" mesajını almasını sağla.
Annene;
"Bizim için uğraşıp didiniyorsun ne kadar teşekkür etsem azdır" şeklinde başlayıp teknik konulardaki tecrübelerine ihtiyacınız olduğunu vurgulayarak beğenme kısmını ikinizin yapmasını istediğini söyle. Hem anneyi onure et hem sınırlarını çiz.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(27.07.17)
Sürekli gönüllerini yapmaya çalıştığın için böyle oluyor.
0
arnold schwarzeneger
(27.07.17)
Gelin haksızdır kesin diyerek geldim ama annen de ablan da çok bencil. Kızın evinin perdesine annen neden karışıyor ? Kızın takacağı kolyeyi neden ablan seçiyor ? İkinizin oturacağı evin tadilatından ablana ne ? Hadi annen klasik kaynana moduna girmiş, onun yaptıkları bir şekilde tolere edilebilir, oğlunun evi özenmiş diyelim, onu da konuşman lazım. Madem işin içinde bulunmak istiyor, kızın fikrini alması lazım. Ablanı tamamen işin dışında tutman şart, yaptığı çok ayıp, gidip kendi takılarının aynısından alması çok ayıp, burada ben iyi niyet göremiyorum, sanki kızı sinirlendirmek için yapmış. Kısaca elini masanın üzerine vur, herkesin çizgisini belli et. Anneni kırmadan, nişanlını üzmeden, ablanı karıştırmadan bu işleri hallet.
0
elikası
(27.07.17)
annen haksız, ota boka burnunu sokmaması gerekir, senin evinin duşakabininden ablana ne. 2 sene önce evlendim hem kendi aileme hem eşimin ailesine evlenmeden önce elinizi ayağınızı bizden çekin dedim. iki aileden de belli miktarda para alıp düğün nişan ev vs aklına gelecek her şeyi eşimle ben yaptık. annemler eşime hediye alacaksa kızım ister parasını verelim sen al gönlüne göre istersen beraber gidelim dediler. ben zaten hediye vs sevmediğim için hiç birşey istemiyorum diye başta belirtmiştim.

işin içine onun anası kaynı bunun dayısı teyzesi girdi mi cılkı çıkar. annenle konuş anne yardımların için sağol teşekkürler bundan sonra gerekli işleri biz hallederiz diye.
0
prezarlatif
(27.07.17)
Zeynep haklı. şimdi ortada gelin kayınvalide görümce üçlemesi varsa kayınvalide ve görümcede mutlaka alttan alta bir art niyet oluyor ya. İlk kolye neyse ama sonraki yüzük kolye küpe falan usulen gelinin de yanında götürülmesi şeklinde olur. O beğenir ve öyle alınır.

hadi bunları da geçelim ablanız ve anneniz arasında "zeynep kendisini bizim üstümüze çıkarıyor" gibi bir yorum yapması olayı özetliyor aslında. kız evleniyor, ona takı alınıyor, onun evi düzenleniyor ama kendi fikri sorulmadı ve seramikler için bile ablanız beklendi diye sinirlenince üste çıkmış oluyor.

Yapmayın. nişanlınız ailenize saygısızlık etmediği sürece onu ezdirmeyin.
0
aquarium
(27.07.17)
ıssız adaya falan git abi sen, sağın solun kezban dolmuş.
0
legalize marijuana
(27.07.17)
tipik anne inatciligi, her seyi ben bilirimciligi. maalesef zeynep yok sayilmanin siniri icerisinde ki hakli.
0
baldur2
(27.07.17)
zeynep %100 haklı. kaynana görümce olmuşlar tam ya. sinir olurum bir insanın adına konuşanlara, annenle ablanın yaptığı da bu. başka biri adına karar vermek. bu kadın yetişkin değil mi? yıllarca kullanacağı şeyler için bir fikir alsalarmış gidip satın almadan önce.
0
pinkpeony
(29.07.17)
ortalığı karıştıran da abla kişisi gibi geldi bana. anneyi dolduruyor, gelin kişisine de laflar hazırlıyor :) ben bile sinirlendim, konuşmaması kızması çok normal yani.
0
pinkpeony
(29.07.17)
ablan ve annen haksız. zeynep'in de tek haksız olduğu şey belki ilk kolyedir. o hediye olduğu için mırın kırın etmesi gereksiz. ama geri kalanı... çok pasif duruyorsun açıkçası. ben zeynep'in yerinde olsam kendimi kimsesiz hissederdim. anne ve abla senin kanından olabilir ama yaptıkları şeyin saygısızlık olduğunu değiştirmiyor (ağır olduysa şimdiden özür dilerim) yani zeynep sizin ailenin bir parçası olacak ilerde, böyle lafların arkasından bile söylenmiş olması sıkıntı. yarın öbür gün nasıl birbirlerinin suratına bakacak bu insanlar? bence al annenin ve ablanı karşına konuş, zeynep şikayet ediyor filan da deme konuşurken, ben rahatsızım de, ben zeynep adına üzülüyorum de. zeynep rahatsız dersen, bu sefer sana ikisi çıkıp "o kız seni dolduruyor di mi" filan yapacaklar, daha kötü olacak.
0
loveless
(29.07.17)
yorumları şimdi okudum kassiopeia +10000000
ve loveless +1
0
pinkpeony
(29.07.17)
Zeynep haklı. Allah sabır versin kendisine.
0
Lim5
(29.07.17)
(7)

Kızlar, farlarınızı açtıktan ne kadar süre sonra atıyorsunuz?

Corrigan prefers beer
Genelde 18m yazıyor biçilen ömür, bu yüzden bir sürü far attım baya eskilerdi. Bazılarına kıyamıyorum çok az kullanmışım 2-3 yıllık falanlardır. Ne diyorsunuz?
Genelde 18m yazıyor biçilen ömür, bu yüzden bir sürü far attım baya eskilerdi. Bazılarına kıyamıyorum çok az kullanmışım 2-3 yıllık falanlardır. Ne diyorsunuz?
0
Corrigan prefers beer
(26.07.17)
valla hiç 2-3 yıl dayanan farım olmadı. şu an beğendiğim bi renk var hemen hemen her gün onu sürüyorum, 6 ay dayanmıyor. ama bitmediyse atmazdım sanıyorum fondoten vs değil sonuçta. böyle şeylerde pek takıntılı değilimdir.

ayrıca birbirinin aynı olan far paletlerinden doldurumayın evinizi rica ediyorum, bence resmen para tuzağı.
0
elorelia
(26.07.17)
Atmıyorum 10 yıllık farım var hala ilk gündeki performansını veriyor. Bence bunlar yalan, kokusu değişmediyse hiçbir şeyi atmam.
0
ekaterina
(26.07.17)
ekaterina + 1

10 yıllık farım da var. Kırılıp dağılmadıkça ya da yapısı bozulmadıkça kullanıyorum. Her gün kullanmıyorum. Yazın çok kullanmam. Kışın da kıyafetin rengine göre dört renk gölgeli karışım yaptığımdan kolay kolay bitmiyor.
0
aychovsky
(26.07.17)
atmıyorum
0
balpolen
(26.07.17)
Hic attığım farim olmadi. Cok nadir kullaniyorum zaten yilda iki kere far surmek icin surekli far alip atmak manasiz geliyor. Performanslarinda bi degisiklik de gormedim hic. 10 yillik stick bi fondoten var onu bile cok nadir de olsa kullanıyorum. Eye liner rimel ve ruj cok eskiyse kullanmam herhalde.
0
passive aggressive
(26.07.17)
Benim de 10 yıllık var ve kaç liraya aldığım farı bitmeden atacak kadar zengin değilim. Gözümün üstünde birkaç saat duran şeyin nasıl bi zararı olabilir bilemiyorum, anormal bir bozulma koku vs görürsem ayrı tabii.
0
mslny
(26.07.17)
ben de atmam 5-6 senelik farım var, sonuçta hergün far sürecek kadar yoğun makyaj yapmıyorum +10-15 farklı renk olunca cok sık bitmiyor.
0
füt
(26.07.17)
(9)

Hiç kendinizi jiletlediniz mi? Neden ve ne hissettiniz yaparken?

neil manke
"evet bir kere tıraş olurken yüzümü kesmiştim hehe" esprileri yapacaklar dışarı. ciddi konuşuyoruz burda.
"evet bir kere tıraş olurken yüzümü kesmiştim hehe" esprileri yapacaklar dışarı. ciddi konuşuyoruz burda.
0
neil manke
(26.07.17)
yok yapmadım. soruya cevap vereyim dedim vermezsem dövecekmişsin gibi hissetim de.. kusura bakma abi hiç aklımdan bile geçmedi.
0
qazaqwsx
(26.07.17)
Lisedeyken kutu kolayı yırtıp onun keskin kenarıyla yapmıştım. Neden, çünkü depresif bir ergendim ve bunun cool olacağını düşünmüştüm. içten içe ilgi çekmek istiyordum. Yaparken bir şey hissetmedim, çok acımadı.
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(26.07.17)
Jiletmedim düşününce bile içim kalkıyor. ama makasın ucuyla ve kibritin ucuyla harf yapmaya çalışmıştık sırf acıcak mı nasıl olacak özentisiyle. Yaş 15 tabii.
0
mslny
(26.07.17)
hiç yapmadım ve yapmak aklımın ucundan bile geçmedi. ama bunu yapanları yargılamamak veya pek de sorgulamamak lazım çünkü genelde ergenlik dönemlerinde yapılıyor ve o dönemlerde çevren neyse sen de yüzde 80 ihtimalle o oluyorsun. benim çevrem süper elit beyfendilerden ve hamfendilerden oluştuğu için hiç böyle şeyler olmazdı. ama olan kişileri biliyorum mesela hiç öyle insanlar olmamalarına rağmen çevreleri yüzünden yapmışlardı.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(26.07.17)
Hic jiletlemedim de hayatimda 1 kez sinir krizi gecirdim sanirim, elimde bardak tabak olsa onlari kirardim ama rotring kalem vardi. Bunla elimin ustunu kazimisim. Ben ne yaptigimin farkinda degildim, aci da cekmedim, rahatladim zaten. Sonra kan filan olunca farkettim.

2005te oldu, izi durur hala. Simdi biri sorarsa tost makinasi sikistirdim
Ya da kedi yapti filan diyorum. Gerci anca kaplan kurtarir o izleri :D
0
kuehles blondes
(27.07.17)
Ortaokulda koluma falçatayla 'Ayça' yazmıştım. Bir derdim olduğundan değil, önümde oturan Caner öyle yapınca, ben de 'Allah Allah, niye öyle yapıyor ki, nasıl bir şey acaba' gibisinden yapmıştım. Başkasında dövme görünce 'Hadi, ben de yaptırayım' demiş gibi. Benden sonra da yanımda oturan Ahu aynısını yaptı, sonra onun arkasındaki derken bir süre sonra sınıfta herkesin kolunda kendi adı olmuştu. Tam bu Müslüm Baba, jilet olaylarının olduğu dönemdi. Çok acımadı. Zaten canım tatlı olduğu için bastırmadım ama bir ayda falan geçti.

Hocalar bize 'Arkadaşın pencereden atlasa sen de mi atlayacaksın' diye kızmıştı. O an 'Yok' demiştim ama o kafayla atlardım muhtemelen. :)
0
aychovsky
(27.07.17)
12, 13 yaşlarında, bir yaz amcoolu'nun kuaföründe çıraklık yaptım.
90'lardı, arabesk can çekişiyordu ama henüz ölmemişti.
o kadar jilet ustura bolluğu arasında sıkıntıdan, meraktan koluma derin bir faça attım.
şimdi koluma bakıyorum ama izini göremiyorum. tek "façam" oydu.
0
filteria
(27.07.17)
ilk kez kendime zarar verdiğim zaman kedimi kaybettiğim gündü. 25 yaş civarı. o gece sokakta dolaşırken yüzüme taşla vurmuştum birkaç kez. kendimi suçluyordum. sonrasında ne hissettiğimi hatırlamıyorum. ilk kez jiletle kendimi kesmem de kız arkadaşımla tartıştıktan sonra olmuştu. jilet de veterinerin kediye vereceğimiz hapı kesmemiz için verdiği jiletti. kedimi kaybettiğim zamana yakın dönemlerdi yani. sonra aralıklarla başvurduğum bir yöntem oldu bu. "alev aldığım" anlarda kendimi kesiyordum. rahatlama getiriyordu. sonraları bu yalnızca alev aldığım anlarda yaptığım bir eylem olmaktan öteye geçip bağımlılığa dönüştü. ceketimin cebinde jilet taşır oldum. cep telefonumun bataryası lastikle tutturulmuştur, x-ray olan yerlere girerken ona bağlayıp sokuyordum falan. müziğin, içkinin yanında eşlik etmeye başladı. bir albümü ilk dinleyişimin ardından "hmmm autoluminescent da tam jiletlikmiş, onu geceye saklayayım" diye sokakta albümü döndürdükçe o ayırdığım şarkıyı atlıyordum. vücutta şekiller çizmeye başladım. 1-1.5 sene kadar sigara içtiğim bir dönem oldu. o dönemde sigara da söndürüyordum üstümde. hala da duruyor bir paket, söndürmek için kullanırım diye. hehe. yalnız ilk birkaçı dışında nadir görünen yerlere yaptım/yapıyorum. göğüs, karın, kasık gibi. diğer türlüsünün "yardıma ihtiyacım var" mesajı olarak algılanabileceğini düşünüyorum. ama son bir 5 aydır falan bağımlılık niteliği taşımıyor. en son 1-1.5 ay önce falan kestim kendimi sanırım. havalar ısındıktan sonra spora başlarım. içimden gelse de vazgeçiyorum bu dönemde. çünkü bazı hareketlerde zorluk çıkarıyor yaralar. açılıp kanıyor, ihtiyacım olmadığı bir anda acı veriyor vs.

bir de 21-22 falandım, bir arkadaşım kolunu kesmişti falçatayla. dikiş atılması gerekmişti. o zaman tiksindirici geldiğini hatırlıyorum. sonra 23 civarı amerikalı bir kız arkadaşım vardı. küçük yaşta tecavüze uğramıştı. o da kendini keserdi. geceleri uyuyamaz, günde 3 saat uykuyla falan takılırdı. onun yaptıklarına da akıl erdiremiyordum. cahillikten bu eylemi kafamda belli bir kesimle özdeşleştirmiştim, onun yapması garip geliyordu. yaklaşık 2 sene sonra kendim başladım. şimdi hayatta kalmayı borçlu olduğum (bunun ne kadar olumlu bir şey olduğu tartışılır tabii) boş zaman aktivitelerinden biri olarak nitelendiriyorum bunu. ne enteresan.

+neden sorusuyla ilgili olarak da elbette tam bilememekle beraber travma ve depresyonla baş etme yöntemi olarak kendine zarar verme/kendini cezalandırma yolunu seçmek diye bir tahmin yürütüyorum.
0
misterturist
(27.07.17)
silerim muhtemelen bunu sonra... birini durdurmak için maket bıçağıyla bayağı bir kesmiştim kendimi.
0
runagain
(27.07.17)
(7)

ilgi odağı olmayı çok seven insanlar?

gmzo
kısa süre önce bir arkadaşımda fark ettim bunu. ilgiyi üzerine çekmeyi her zaman seviyordu, bunun da farkındaydım fakat son zamanlarda içerisinde bulunduğu sosyal çevre sebebiyle arttı sanki bu durum. bunu da bir akşam o çevrenin içerisinde kendim de bulununca fark ettim. ilgi odağı olmak için yaptı
kısa süre önce bir arkadaşımda fark ettim bunu. ilgiyi üzerine çekmeyi her zaman seviyordu, bunun da farkındaydım fakat son zamanlarda içerisinde bulunduğu sosyal çevre sebebiyle arttı sanki bu durum. bunu da bir akşam o çevrenin içerisinde kendim de bulununca fark ettim. ilgi odağı olmak için yaptığı hareketler, konuşmalar birden bire gözüme batmaya başladı.

şu zamanda aslında herkesin içinde var sanki bu, ya da sosyal medya zamanla insanları bu şekilde davranmaya itti. ilgi odağı olmak istemek bir insanı kesinlikle kötü birisi yapmaz, fakat siz ne düşünüyorsunuz bu tür insanlar ile ilgili merak ettim? burada 'ben ilgi odağı olmayı çok seviyorum' diyen var mı? bu durum özgüven ile mi ilgilidir?
0
gmzo
(26.07.17)
En kaba tabirle siktiri cekerim boyle insanlara. Hani ciddi ciddi. Hic dayanamam.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(26.07.17)
Böyle arkadaşlara (bkz: attention whore ) deniliyor, hiç haz etmem.
0
fengari
(26.07.17)
Her insan az ya da cok takdir edilmeyi, begenilmeyi ister. Sosyal varliklariz ve sosyal ortamlarda boyler seyler her insan da az ya da cok vardir.

Lakin, "attention whore' olma durumu bir kisilik bozuklugu bana gore. Kendi ozguveni olan, kendine has hayat gorusunu oturtmus, bazi seyleri asmayi basarmis insanlar da olmaz bu durum.

Attention whorelar genelde surekli onay alma haliyle yasarlar. Git gide '"dependent-personality-disorder" (DPD) durumu ortaya cikar. Ozgun degillerdir. Bir seylerin eksikligi dolayisiyla bu durumu yasiyorlardir.

Kanimca iyi bir hal degildir uzerine gidilip degistirilmesi gerekir.

Sosyal medyanin kendisi degil ama sosyal medya "bagimliliginin" bunda kesin payi oldugunu ben de dusunuyorum.
0
qazaqwsx
(26.07.17)
@qazaqwsx bu 'özgün olmama durumu' ilginç geldi, çünkü aynı arkadaşın daha önce gidip bende gördüğü alakasız birkaç seyin aynısını (kazak, tekli koltuk gibi) aldığını fark etmiştim. pek üzerinde durmamıştım 'beğenmiştir, almıştır' diye ama olay oturdu gibi şimdi.
0
🌸gmzo
(26.07.17)
ilgi odağı olmak için yırtınan insanlar değil de; yalnızca yaptığı işe yoğunlaşan ve bu işte iyi seviyelere geldikleri için gayri ihtiyari ilgi odağı olan insanlar var. işte tüm saygım onlaradır. benim ilgimi o kişiler çekiyor.
misal, nuri bilge ceylan.
veyahut bilim dünyasından fizikçimiz mete atatüre.
0
pangea
(26.07.17)
ne özgüveni, tamamen mallık.
sosyal medyanın getirisi olan şeyler bunlar.
herkes dünyanın kendi etrafında döndüğünü sanıyor.
0
seyduna6687
(26.07.17)
İlgi odağı olmayı hep severdim. çocukken hep şarkıcı olma hayalleri kurardım, hep sahneye çıkardım mesela. Ya da odak demeyelim ama ilgilenilmeyi severim. Hatta, birçok insan ister adının güzel şeylerle anılmasını. Şurada + 1 geldiğinde kendime tezahürat yapmasam da, iki saniyelik 'ehehe, sağ olsun' diye sevinirim. 'Anaaa, biri aycho demiş' diye mutlu olur, anlık şımarırım kötü bir şeyde değilse. İşyerimde bir başarımdan bahsedilse orta yerde, o gün göbek ata ata dolaşırım. Sevgilim ilgi gösterince mutlu olurum, hiçbir neden yokken ilgi göstermezse dikkatini nasıl çekeceğim diye maymuna dönerim. Biri elbiseme 'Ne güzel elbiseymiş' dese, 'Ben de çok sevdim bunu, yaşasın başkası da sevdi' der, 32 diş sırıtırım.

Burada kişiyi iyiden kötüden ayıran sınır; kendisine hep ilgi gösterilmesini beklerken başkasına ilgili göstermemesi, başkalarına zerre ilgi göstermemesi, tüm ilgiyi kendisinin emmesi, assolist havasına girmesi olabilir. Bence bu bir dengedir; birileri seni şımartır, sen de başka birini şımartırsın. Böylece güzel bir denge ve döngü oluşmuş olur. Herkes dışarıdan ilgi görürse herkes mutlu olur. Biraz şımartılmak herkesin hakkı. Şımartılan insan, o mutluluğu ile güzel de şımartır, mutlu eder. İlgi gösterdiğin, şımarttığın insandaki o utanmış ama hoşuna gitmiş gülümseme kadar güzel ifade çok azdır, sırf o ifadeyi görmek için bile şımartmak güzeldir. Kötü dönemindesindir, normalden fazla ilgi toparlamana yardımcı olur. Yarın da başkası için gerekir.

Şımartıldığını sana geri vermiyorsa, başkasına iletmiyorsa, kendi emip duruyorsa, 'Yazık kimin çocuğuysa' der geçerim. İlgi odağı olmakla, herkesin yegane ilgi odağı olması arasında fark var.

Bir de ilginin kıskanılması konusu var. Gerek ilgi odağını kıskanma, gerek başkasına gösterilen ilgiyi kıskanma olsun, tek başına ilgi odağı olmak istemek kadar ağır davranışlar. Bugün sen şımartılırsın, yarın ben. Herkesin şımartılma ve ilgi alanı da farklı olabilir ama bir yer mutlaka vardır.

Hatta konuyla ilgili
s-media-cache-ak0.pinimg.com
Bunu hepimiz için yapmamız gerek bence.
0
aychovsky
(26.07.17)
(8)

Halıma Oje Döktüm :/

fragile lady
Nasıl çıkar bu? Ya da çıkmasa mı? Sanat eseri gibi oldu.https://i.hizliresim.com/Jl84oJ.jpg
Nasıl çıkar bu? Ya da çıkmasa mı? Sanat eseri gibi oldu.

i.hizliresim.com
0
fragile lady
(26.07.17)
Şurada ayrıntılı olarak açıklamış.
www.youtube.com
0
agluna
(26.07.17)
Bence evrenin oluşumunu andıran çok güzel bir sanatsal çalışma olmuş. Halı bana ait olsaydı çıkarmazdım herhalde.
0
faroe adamlari
(26.07.17)
Bence güzel duruyor, silmesen de olur gibi bu haliyle.
0
chicha
(26.07.17)
Yalnız hakikaten soyut bir big bang çalışması gibi olmuş, bence de kalabilir.
0
fengari
(26.07.17)
jackson pollock geçen bizdeydi der geçersin, kim bilicek
0
füt
(26.07.17)
kurumadan nemli bir bezle örtüp en azından kabasını çekmesini bekle derdim ama kurumuş belli ki.

diş fırçası + asetonla kazıyabilirsin. beyaz diş macunu denemiş miydim emin değilim birden aklıma geldi ama :D
0
piremses
(26.07.17)
farklı renk ojeleri de dökerek özgün bir halıya sahip olma fırsatını kaçırma :)
0
eeb
(26.07.17)
Şurada çeşitli çözüm önerileri var.
www.eksiduyuru.com
0
aychovsky
(26.07.17)
(10)

sizce cumhuriyet iyi bir yönetim biçimi mi?

pilavmaker
son 1-2 yılda bu konuda düşüncelerim netleşmeye başladı. kıyaslama yapmayacağım ama cumhuriyet'in bırakın en mükemmel olmasını, doğru bir yönetim şekli olduğunu bile düşünmemeye başladım. bunda bizim ülkedeki durumların da payı var ama genel olarak dünyanın durumunu düşündüğümde ve yaptığım tarih ok
son 1-2 yılda bu konuda düşüncelerim netleşmeye başladı. kıyaslama yapmayacağım ama cumhuriyet'in bırakın en mükemmel olmasını, doğru bir yönetim şekli olduğunu bile düşünmemeye başladım. bunda bizim ülkedeki durumların da payı var ama genel olarak dünyanın durumunu düşündüğümde ve yaptığım tarih okumalarının da sonucunda bu kanıya vardım. siz ne düşünüyorsunuz?
0
pilavmaker
(25.07.17)
Cumhuriyet ve demokrasi farkli seyler. Ben demokrasi istiyorum. Ingiltere gibi kralicemiz olacaksa ve demokrasimiz de olacaksa hic itiraz etmem.
0
Traveller
(25.07.17)
türkiye'nin sorunu koyu bir cahilliğe batmış olması. sadece sağcısını da demiyorum bak,solcusu şusu busu ben sen hepimiz aynı durumdayız. bu nitelikte insan topluluğunun üzerine ne koyarsa koy boka sarar.

kölelik yaşanmamış bu topraklarda, ben tarihsel kırılmayı ona bağlıyorum açıkçası.
0
dahili meddah
(25.07.17)
önemli olan yönetim şekli değil.
adaletin kendisidir
her anlamda ama. mahkemedeki adalet değil sadece
ülke kaynaklarının doğru kullanılması vs vs

aslında tüm yönetim biçimleri özünde iyidir.
sorun onların doğru kullanılmamasıdır.

ip man filminden alıntı yapayım: dövüş sanatları önemli değildir. önemli olan onu uygulayandır
iyi uygulayan kazanır
0
bana her yer cehennem
(25.07.17)
ulkenin cumhurbaskani, baskani, basbakani veya kralinin yargilanabilecegi, adalet onunde normal bir vatandas gibi hesap verebilecegi seffaf bir yonetim olsun da adinin ne oldugu onemli degil. cumhuriyet turkiye icin yetersiz.
0
bindokuzyuzkusur
(25.07.17)
Traveller + 1
Daha ne kadar aynısını söyleyebilirim bilmiyorum.
0
aychovsky
(25.07.17)
Bize uygun bir sistem değil dışarda olgunlaşıp gelmiş üstümüze olmamış
0
fasulyek
(25.07.17)
cumhuriyet için demokrasi gerekir ama demokrasi için cumhuriyet gerekmez. Ben demokratik cumhuriyetten yanayım, nasıl bir şeyse
0
AWD
(26.07.17)
Cumhuriyet için demokrasi gerekmez. Bu SSCB'de de böyleydi, Cin'de de böyle, Kuzey Kore'de de. Demokrasi için de cumhuriyet gerekmez. Batı Avrupa ülkelerinin en az yarısı krallık. Demokrasi ve kuvvetler ayrılığıdir o ülkeleri yaşanır kılan.
0
pinocchio
(26.07.17)
genel olarak istediğim cevabı alamamışım. arkadaşlar, isme takılmayın. demek istediğim, seçim yapılan bölgede(ülke, şehir artık neyse) bulunan bütün vatandaşların oy kullanarak her şeye karar verdiği bir sistem iyi bir yönetim biçimi midir?

çoğunluğun fikri ne olursa olsun vasat altı oluyor çünkü. bunu sağ veya sol adına söylemiyorum ikisi için de geçerli. çoğunluktan aykırı şeyler göremezsiniz. çoğunluk gelenekselcidir, tutucudur vs. vs.
0
🌸pilavmaker
(26.07.17)
O halde soru şu "demokrasi iyi bir yönetim biçimi mi?". Yıllar önce Churchill cevap vermişti bu soruya. “Democracy is the worst form of government, except for all the others.”
0
pinocchio
(26.07.17)
(8)

Yabancı dizi önerisi

jackies
Yeni diziler kabulümdür.Eski dizilerden de sürükleyici olanlar varsa mutlaka izle dediğiniz ne güzel olurTeşekkürler
Yeni diziler kabulümdür.
Eski dizilerden de sürükleyici olanlar varsa mutlaka izle dediğiniz ne güzel olur
Teşekkürler
0
jackies
(25.07.17)
çok sevdiğim iki yazardan uyarlama iki dizi:
dirk gently's holistic detective agency
american gods
0
111111
(25.07.17)
black mirror
the handmaid's tale
utopia
0
fragile lady
(25.07.17)
the wire
oz
sopranos
breaking bad
dexter
0
psiren
(25.07.17)
fargo
0
do the flop guy
(25.07.17)
2 broke girls <3
0
Corrigan prefers beer
(25.07.17)
Türü mürü? Nasıl bir şey arıyorsun?
Monk
0
aychovsky
(25.07.17)
friends. mutlaka.
0
mutlusismankedi2015
(26.07.17)
O çamuru, tozu, ayrı havasıyla carnivale'ın ayrı bi yeri var benim için. Bi deneyin derim.
0
leontocephaline
(26.07.17)
(28)

Sahip olduğunuz lüksler?

fragile lady
Sahip olduğunuz lüksler, kendinize armağan ettiğiniz özel şımarıklıklar nelerdir? Maddi ya da manevi her şey olabilir.Mesela ben kendimi düzenli olarak kahve ve çikolatayla şımartıyorum. Spotify da beni şımartıyor. İki ayda bir çıkan bir sanat dergisiyle estetik yanımı mutlu ediyorum. vs. vs.
Sahip olduğunuz lüksler, kendinize armağan ettiğiniz özel şımarıklıklar nelerdir? Maddi ya da manevi her şey olabilir.

Mesela ben kendimi düzenli olarak kahve ve çikolatayla şımartıyorum. Spotify da beni şımartıyor. İki ayda bir çıkan bir sanat dergisiyle estetik yanımı mutlu ediyorum. vs. vs.
0
fragile lady
(25.07.17)
ayda 1 2 kere avrasya tünelini kullanmak olacak sanırım.
0
sutlu nescafe
(25.07.17)
güzel yemeğe iyi para vermek sanırım en büyük lüksüm. maaşımın en büyük kısmı kaliteli yiyeceğe gidiyor. onun haricinde teknolojik aletlerimi alırken alabileceğimin en iyisini almayı tercih ediyorum, hem evladiyelik hem de hoşuma gidiyor; ego tatmini işte...
0
Bruce
(25.07.17)
Kitap okuyup duruyorum. Kendime kindle aldım. Artık her kitap sonu internete girip kitap almak benim lüksüm.
0
iddaaci
(25.07.17)
seks
0
chillbabe
(25.07.17)
bahçeli bir evde oturuyorum, lüks denilebilecek bir arabam var.
istediğim an tatile gidebiliyorum.
çıkar çıkmaz iphone ve macbook alıyorum.

hoşuma giden bir şeyler aldıkça şımarıyorum. bok herifin tekiyim.
0
kosun lan mevzu var
(25.07.17)
leman, uykusuz falan arasıra...

max. iki bira, yanında fıstık :)
0
runagain
(25.07.17)
etin en yağsızını alıyorum.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(25.07.17)
Çok çalıştığım zaman kendime seyahat armağan ediyorum. Tatil olarak değil de gezi olarak daha çok.
0
Erensq06
(25.07.17)
küveti sıcak suyla doldurup içinde uzun süre vakit geçirmek, düzenli nefes egzersizine vakit ayırmak, sıcak su tüketmek, bira çeşitleri denemek, bisikletle doğaya çıkmak.
0
chachachablues
(25.07.17)
kendime buzlu kahve yapıyorum ^^
0
yuvarlanantencereninkapagi
(25.07.17)
Duyuru'da üyeliğim var. Bu bi lüks. asfasfas
0
MaNOfTheYear
(25.07.17)
hayatımda hiç yemek yapmadım. çünkü hiç ihtiyaç duymadım
işyerinde istersem uyuyabiliyorum. kimse karışmıyor.
mesai saatlerinde iş yerini terk edip çarşıda gezebiliyorum.
kafam çok atarsa 10 gün içinde ülkeyi temelli terk edebilirm
0
bana her yer cehennem
(25.07.17)
Evim metrobüse yakın. Evet beklentilerim biraz düşük sanırım.
0
doxanikee
(25.07.17)
sabah yataktan ne zaman istersem o zaman kalkıyorum.
0
ron dennis
(25.07.17)
Digiturkte spor extra var.
0
brad pitt
(25.07.17)
arada pasta almak
0
faik abi
(25.07.17)
evde nudist takılmak.
0
austra
(25.07.17)
Duyuru'da zaman harcıyorum. Şu aralar hakkaten lüks, ben de lüksü sömürdüm ama biraz da böyle rahatlıyorum. Ciddi ciddi lüks.
Organik şeyler alıyorum ama organik olmayanlar da kaçıyor.
Cilt bakımı yapıyorum.
0
aychovsky
(25.07.17)
Tütüne geçtim geçeli metrobüse yürümek yerine taksiyle gidiyorum. Ama gene metrobüse biniyorum :/
0
klar
(26.07.17)
yemek,bulaşık,çamaşır,ütü vb işlerle meşgul olmamak
kindle çok güzel
kaliteli restoranlar keşfetmek
işim sayesinde yurtdışına gidebilmem
ödül olarak internet alışverişleri, arkadaşlarıma hediyeler almak
...
0
yüzyıllık yalnızlık
(26.07.17)
Kavurmalı kaşarlı pide. Yuvarlak olacak ama.
Tatlıya da çok para veriyorum.

Bir de motosiklet işte.
0
yirmisantim
(26.07.17)
motosiklet, yılda bir yurtdışı genelde bir hafta, antika arabam var toplamaya çalışıyorum halen, yılda 3-4 kere turne yaptığımız bi toplulugumuz var şimdilik ülke içerisinde
0
mirty
(26.07.17)
günde 2 adet sade soda. yılda 700 tane içsem 50 kuruştan 350tl tutar, bence gayet lüks.
0
nuisance
(26.07.17)
Ev işlerini anneme yıkıp uyumak.
Ev işlerini anneme yıkıp kendin-yap şeysiyle kafa dağıtmak.
Market alışverişi ayağına gidip oralarda acık dolaşmak kafama göre bakınmak.
0
yaren
(26.07.17)
yalnız yaşamak
kendi damak tadıma göre yemek, pasta, börek yapıp bunları birine beğendirmek zorunda olmamak
tatil zamanlarında istediğim saatte istediğim şeyi yapabilmek
0
dedim ben sana
(26.07.17)
Kendime gtx 1080li oyun bilgisayarı topladım. Bol bol şımartıyorum kendimi.
0
oddyseus
(26.07.17)
Huzur.
Parayla asla satın alınamayacak ve bu zamanda her insanın sahip olmadığı bir lüks. Yüzlerce hatta dolaylı olarak binlerce insanın sorumluluğunu taşıdığım çok stresli bir işim olmasına rağmen son 1 senedir inanılmaz huzurluyum. Huzurumu bozacak kişileri anında kendimden uzaklaştırıyorum ve olaylardan kendimi soyutluyorum. Huzurlu olmamda İst'da yaşamamamın da etkisi oldukça büyük tabi :)
0
iwasbornonamountainside
(27.07.17)
Smule Sing,
macbook pro,
1 koli milka lila pause,
gitar.
0
kingsley
(21.08.17)
(14)

Evde bakımını üstlendiğmiz hayvanları kısırlaştırmak

Cursed Chico
Ne düşünüyorsunuzu bu konuda? Cevaplarken hayvan var mı evde ya da dasha önce nbaktınız mı, cvaplarsa nız bunu da sevinirim. Evine hayvan kabul etmemiş biri, hayvanlarla yaşamaya başladıktan sonra daha farklı düşnebilyor çünkü.
Ne düşünüyorsunuzu bu konuda? Cevaplarken hayvan var mı evde ya da dasha önce nbaktınız mı, cvaplarsa nız bunu da sevinirim.

Evine hayvan kabul etmemiş biri, hayvanlarla yaşamaya başladıktan sonra daha farklı düşnebilyor çünkü.
0
Cursed Chico
(25.07.17)
Bence kedi kopek sahiplenmek pek de durust olmayan bir eylem. Ornegin ben senin vegan oldugunu biliyorum. Sirketlerin hormonlarla 3 gunde 15 kilo hale getirdigi tavuklara acimadan o tavuklari sansli kedi ve kopeklere yediriyoruz. Yani sansli bir canli icin binlerce sanssiz canlinin aci cekerek yasamasina ve olmesine neden oluyoruz. Bu durum Amerikali cocuklar Nike giysin diye calisan Bangladesli cocuklarin hikayesine benziyor. Onlar hayvan acidan anlamaz diye bir tartismaya elbette girmiyorum ya da hayvanlar insanlar icin yaratilmis ya da evrimlesmis seklinde sig tartismalara.
0
Traveller
(25.07.17)
kısırlaştırmak gerektiğine inanıyorum.
çünkü ülkemizde sokak hayvanlarının bu kadar aşırı olmasının öncelikli nedenlerinden biri kontrolsüz çoğalma ve kısırlaştırmama zaten.

sokağımda sahiplenilebilecek 10 tane yavru varken, benim kedim iki ay sonra unutacağı annelik hissini tatsın diye orada burada perişan olacak yavruları dünyaya getirtmem.
bunu mantıklı bulanın da aklından şüphe ederim.

"o zaman insanlar da üremesin" falan diye düşünenler var.
ama insanların hayvanların yüzde %98'inin aksine, zevk ve ihtiyaç amaçlı seks yaptığını da unutuyorlar.
üstelik, bir kediyi doğurtsanız, sonraki ilk kızgınlık döneminde yine çiftleşecek, yine çiftleşecek ve yine çiftleşecek.
özellikle cahil kesimde nüfus planlaması yapmama örnekleri çok olsa da, insanların genel geçer kısmı bir ya da kaç çocuk istiyorsa o kadar çocuktan sonra üremeyi durduruyor.

bir kedinin ya da köpeğin kısırlaşmadan bir yıl içinde doğmasına neden olduğu yavru sayısıyla, insanınki bir değil.

bunu da açıklamak istedim konu açılmışken.

hayvan hakları olan kısım da şöyle...
ben kedilerimin hepsini sokaktan kurtardım.
benim sorumluluğum ona bakmak, onu sağlıklı tutmak, onu mutlu yaşatmak.
sokaklarda sefil olacaklarına ya da dediğim gibi iki ay sonra unutacakları yavrularına sahip olmak yerine, benimle sağlıklı, uzun ve güzel birer ömür yaşamaları daha doğru.
yani dediğim gibi, özellikle ülkedeki hayvan durumu göz önüne alınacak olursa, kısırlaştırmanın hayvan hakları ihlali falan olduğunu düşünmüyorum.
bunun öyle olduğunu düşünenin de yine aklından şüphe ederim.
0
blatta hiberna
(25.07.17)
kısırlaştırdım. veteriner prostat kanseri riski olur kısırlaşmazsa demişti. diğer köpeğime sürekli çiftleşme hareketi yapıyordu.
bunun dışında zaten çiftleştirmeyecektim, çünkü doğacak yavruların akıbeti benim sorumluluğumda olacak. ben bakmayacak olsam da vebali bana. ki türkiye'de gözüm kapalı kimseye sahiplendirme yapamam, ömür boyu bakar bu diye kimseye güvenemem. ciddi sorumluluk isteyen bir şey. ve o yavrular da büyüyünce kısırlaşacak mı yoksa onlar da mı yavrulayacak, sonrası ne olacak vs vs.
hayvanın doğasına müdahale kısmına gelince, zaten doğası mı kaldı? evde bakıyorum, yürüyüşe çıkartıyorum, yemeğini veriyorum. evcil hayvanın doğası diye bir şey yok, doğal olan bu değil ki. bakımı benim sorumluluğumdaysa olası her şeyine müdahale etme hakkını kendimde görürüm.
herhangi bi barınağa ya da orman beslemesine gidip hayvan kısırlaştırılmazsa ve çiftleştirilirse nelere sebep olunduğu görülür zaten.
bunları düşünüp kısırlaştırdım.
0
pide
(25.07.17)
BEn de vegan mamalar var ve evet, vegan olmayankar kadar sağlıklı ya da kediyi vegan yapmak ne kadar doğru tartışmalarına girmek iste miyorum. Ama zaten veganların bir çoğu vegan olmayn mama kullanıyor türkiyede. Başka hayvanların bedenlerini kullanıyor. Şu an için zorunluluk biraz bu durum.

İnsanlar Kedilerin köpeklerin yaşam alanıarını işgal edip onları çöp kutularına, otoban kenarlarına mahkum edince, bir kaç insanın eve alıp onlara evini açması pek de zorba bir eylem görünmüyor.


Evcilhayvanlarda kısırlaştırma ömürlerini uzatıyor. HOrmonlarını bastıracak kadar sevişemedklerindne sanırım.
0
🌸Cursed Chico
(25.07.17)
Doğasına dokunmamamız gerektiğini düşünüp ilk kedimizi kısırlaştırmadık. 3 yıl sonra yavru dişi bir kedi aldık eve ama ikisini buluşturmadık. Yavru olan çok hastaydı onu iyileştirmek için odama aldık. Kokusunu aldı ve sesini duydu yine de. Zaten amacımız iyileştirip salmak ya da birine vermekti neyse. Dişinin kokusunu alınca bizimki tuhaflaştı çiftleşmek istedi yavru diye uzak tutunca hep depresyona girdi, egzama oldu, çocuk gibi hastalandı iyileşemedi bir türlü ve bir gün kaçtı gitti. Sonraki aldığımız kediyi anında kısırlaştırdık. Sitede beslediğimiz kediler var. Saldırgan köpek çok olduğu için yavruları parçalanıyordu korumak isteyen anne de yaralanıyordu. Onları da sırayla kısırlaştırdık.
0
jazzabel
(25.07.17)
Şehir hayvanseverlerinin en büyük çelişkilerinden biri bu bence. Hayvanların ev ortamına uygun olup olmadığını düşünmeden kendi keyifleri için evlerine alıp sonra kısırlaştırmayı savunuyorlar. Kontrolsüz çoğalma varmış. Evlat edinsen "bu kalabalık dünyaya bir insan daha getirmesin" diye kısırlaştıracak mısın?
0
osssy
(25.07.17)
biatta hiberna +1

@ossssy durumun vehametini anlayabilmek için gerçekten barınak gezmeli, çaresizce yardım etmeye çalışan insanların evindeki onlarca hatta yüzlerce kedi gerçeğiyle yüzleşmeli, her gün sokaklarda ezilen öldürülen tecavüze uğrayan hayvanlara çevirmelisiniz odağınızı.

İnanın o kadar hızlı çoğalıyorlar ki yetişmek mümkün değil. Sırf bizim sitedeki dişi kedi bile bu sene 3 doğumdan 10 yavru doğurdu. Bakın bu tek bir dişi kedi. Yavrularına bakmaya çalışırken erkek kediler tarafından tekrar zorla çiftleşmeye zorlanan sadece tek bir kedi. Her gün bu ülkede doğan kedi yavrularına yetişmek imkansız. Boşu boşuna sokaklarda ölüp gidiyorlar. Köpek üremesi daha kontrollü ve az. Ama kedilerin çoğalma ve aynı hızla da sokakta ölme oranı o kadar yüksek ki insan hayret ediyor.

İşte o doğan zavallı yavrucaklar üç gün sonra arabanın altında kalıp ölmesin -zaten yaşam şansları çok çok düşük- diye kısırlaştırmayı savunuyoruz. Bir arkadaşım bu zavallı hayvanları sokaktaki vahşetten kurtarma işine girişti de şu an 50 kedi var bahçesinde. Kimse sahiplenmiyor, kimse evinde istemiyor, e sokakta ölüyorlar.

Kedi hayvanının nesli tükenme riski baş göstermediği sürece inanın kısırlaştırmak vahşetle ölmelerinden daha iyidir.

Ayrıca kediler ev hayatına uygundur. En sevdikleri yer evdir. Kendi keyfimizden almıyoruz ayrıca. Ben kendi kedimi mesela, o kadar çaresizce evin önünde ağlıyordu ki 1.5 aylıktı, yalnızdı, açtı, ölmek üzereydi, almazsam öleceğini bildiğim için onu orda bırakmaya vicdanım elvermediğinden sahiplendim. Ay tüyü kılı diye eve almasaydım 3 gün sonra ölüsünü bulduğumda "aman evim tüy olmadı" mı deseydim? Merhamet ve şevkat çok yüce duygulardır.

Lütfen ama lütfen allahın yarattığı canlıları günümüz şehir hayatında ölümden kurtararak evlerine alan insanlara ve sokaktaki canlılara karşı daha nazik daha kibar olun.
0
medre
(25.07.17)
Köpekleri niye kısırlaştıralım öyleyse?
0
osssy
(25.07.17)
Bana kalırsa insanlar da üremesin zaten. İnsanları da kontrollü kısırlaştırmalıyız ya da doğacak çocuk sayısına göre ceza vermeliyiz nüfus 2-3 milyona düşünceye kadar. Doğmuş olanların yaşam hakkı ayrı da, bundan sonra en fazla iki çocuk, ki o bile fazla diye düşünüyorum. Bu benim kendimce ütopik görüşüm ama biri önerse karşı çıkmam.

Hayvanlarda ise ev hayvanları için kısırlaştırma uygun olabilir, olmayabilir. Duruma bağlı. Geçmiş yıllarda ailem sokaktaki bir kediye bakıyorlardı, ki evde bile değildi. Onun 5 yavrusu, 4 torunu derken 20-30 kediyi geçti ve mahalleli yetişemiyor. Sokak kedisini alıp kısırlaştırmak tabii ki çok anlamlı değil. Yalnız, kedileri apartmana tıkmak da ayrı bir konu da, ev hayvanının ömrü ile sokak hayvanının ömrü bir olmuyor. Annemlerin gözü gibi baktığı sokak hayvanı her akşam ayrı bir yara, ayrı bir iltihap, ayrı bir sakatlıkla eve geliyor. Daha önceki ev kedimiz de bahçeye, vb. çıkabiliyordu ama o 16 yıl kadar yaşadı. Burada bir sokak hayvanı 5 yıl yaşadığında 'Bir ayağı çukurda, taş çatlasa iki sene' diyoruz. Yani, bir yandan ömrünü uzatıyoruz ama bunu yaparken de 20 metrekareye tıkmak da işkence. 16 sene yaşayan kedimizi kısırlaştırmıştık, çünkü hayvan acı çekiyordu, kız kedi. Bir doğursa her sene 4-5 yavru verecek. Onlar nasıl olacak, ne yapacağız diye düşünüyorduk. Üstüne de doktor 'Kısırlaştırmazsanız, bazı hastalıklara açık olur' dedi, onun üstüne kısırlaştırdık.

Köpeklerde durumu bilmiyorum.
0
aychovsky
(25.07.17)
Ossy +1

Hayvanlar için "iyi" olana karar verip onlar icin yapmak başlı başına üst tür kibri. Bana her türlüsü iğrenç geliyor. Hele bunu hayvana iyilik olarak pazarlamak.
0
doxanikee
(25.07.17)
kedim var. ve evet sancılı bir kısırlaştırma operasyonu ve iyileşme süreci geçirdik. fakat her şeyi ile değdiğine inanıyorum. kedim daha önce iki doğum yapmıştı. ve inanın toplamda beş yavrudan yalnızca ikisi hayatta kaldı ve onları da sahiplendirene kadar canım çıkmıştı. şimdi ne kedimin kızıştığı için evden çıkma isteği, ne doğum sancısı ne de yavruları sahiplendirme stresi yok. resmen huzurluyum. size de en kısa sürede yaptırmanızı öneriririm.
0
mehmed kursad
(25.07.17)
birden fazla kedi sahibi olmak mecbur bırakacaktır. sokak kedileri cins olmuyor ve sahiplendirmek çok zor.
@traveller sen kendi yediğin yemekten verebilirsin elbette. eskiden mama da yokmuş kedi kumu da. ne pişerse evde ondan yermiş kedi. ki köylerde hala aynı şekilde, kimse mama almıyor. tavukların yetiştirilme çeşidine biz değil devlet karışacak, temel insanı haklarımızı bile savunamazken bunu savunmayı denemek bile çok zor bu memlekette. hayır sanki sebzeleri cennette yetiştiriyorlar, ölümsüzlük pınarının suyu ile büyüyorlar. yol kenarındaki tarlalarda egzoz gazını yiye büyüyor organik diye aldıkların, kimyasal gübreler ile büyüyor, üstüne pis derelerde yıkanıp temizleniyor bu sebzelerin kumları. genetiğine tohumuna hiç girmiyorum.
0
hasmetizm 2046
(26.07.17)
@cursed chico hem evde hem bahçede baktığım onlarca kedi var, hepsini elimden geldiğince kısırlaştırıyorum. bu sene eğer komşunun bırakıp gittiği 5 kediyi de kısırlaştırmasaydım şu an bir 20 kedi daha olacaktı bahçede. evdekilere gelince hem en önemli stres kaynağından kurtarıyorsunuz, hem de birçok kanser türünden. yavruların sahiplenilmemesine, saçma sapan insanların eline geçmesine değinmiyorum bile.
@doxanikee ben merak ettim burada neyi "pazarlıyorum"?
somut ya da soyut anlamda olsun ne yaptığını, nelerle uğraştığını bilmediğiniz insanlar hkk önyargılı konuşmayın.
biri köpekleri sormuş, onların hali daha da beter. ama tabii gidip gerçekten görmek lazım barınakları, çoğalınca ormanlara atılan hayvanları. "hayırsız ada" neymiş bir okumak lazım. öyle sallamakla olmuyor.
0
sibertenik
(26.07.17)
blatta hiberna + 1

Bunca senedir kedi bakarız. Aralarında cins olan da vardı sokakta gözümüze hoş bakan da, paspasın üzerinde can çekiştiği için kurtarıp evimizin kedisi yaptığımızda. Eğer sokaktan da alsan bir kere ev kedisi yaptın mı ondan sorumlusun. Bu demek oluyor ki hayvan istediği gibi sokağa çıkıp çiftleşemeyecek. Ve o zaman hayvan bildiğin acı çekiyor. Dişi olsun erkek olsun bu durumdaki bir hayvanı kısırlaştırmak en doğru çözüm. Doğurganlığını kısıtlayarak nasıl bir kötülük yaptığımızı anlayabilmiş değilim. Kendimiz de doğum kontrol hapı, spiral, kondom kullanmayalım, 15 tane çocuğumuz olsun sersefil...
0
SiyamkedisiZorro
(26.07.17)
(15)

Hoca sizi dışarı atsa?

ya ben lan neyse
bir suçunuz da yok mesela. ya bir yanlış anlama var ya da telefonunuz çaldı ve hemen kapattınız. çıkar mısınız dışarı?yer üni.edit: ben çıkmam lan.
bir suçunuz da yok mesela. ya bir yanlış anlama var ya da telefonunuz çaldı ve hemen kapattınız. çıkar mısınız dışarı?

yer üni.

edit: ben çıkmam lan.
0
ya ben lan neyse
(25.07.17)
Çıkarım tabii ki.
0
dissendium
(25.07.17)
Çıkarım onla mı uğraşayım.
0
angelus
(25.07.17)
karşımdaki hocam sonuçta, çıkarım.
0
tabirimekruh
(25.07.17)
Fikrini değiştiremeyeceğim uyuz biriyse muhatap bile olmam çıkarım.

Öteki türlü hoçam kusura bakmayın vs. der, telefonu sessize de almaz direkt kapatırım.
0
chicha
(25.07.17)
Bu sene basima boyle bir olay geldi. Hoca tam bana dogru bakti ve "Cikin!" dedi. Ben de bir sey demedim ciktim. Simdi aciklama yapmaya calissam daha da uzayacak is, hem daha cok dersi bolmus olacaktim, zaten bitmeye az kalmisti, ciktim ben de.
0
yuzır
(25.07.17)
çıkarım hiç polemiğe girmem
0
basond
(25.07.17)
yanlış anlama: hocam ben değildim o ama yine de çıkayım iyi dersler.
telefon: affedersiniz hocam kusura bakmayın iyi dersler.
0
bohr atom modeli
(25.07.17)
çıkarım, uğraşılmaz +1
0
ravenclaw
(25.07.17)
Cikarim ve dersten sonra yanina gider ozur dilerim. Ornegin is yerinde bir toplantida sikiysa telefonun calsin da ozur dileme. Hocan patron degil diye mi ona atar yapiyorsunuz. Her profesor akilli durust falan demiyorum da ogrenciler de az iki yuzlu degil.
0
Traveller
(25.07.17)
yanlış anlaşılma ile telefon çalması çok farklı durumlar. iki durumda da çıkarım. ha telefon çalmışsa özür dilerim sonra yanlış anlaşılma varsa durumu açıklar özür beklerim.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(25.07.17)
kibar bir şekilde afedersiniz, dersinizi dinlemek istiyorum derim. problemli biriyse hiç konuşmam çıkarım.
0
yuvarlanantencereninkapagi
(25.07.17)
çıkmazdım, zamanında çıkmadım da. suçunuz yoksa niye çıkasınız? beni de hoca bana ait olmayan bir çöp yığını gürültüyle ön sıraya düştü diye istemsizce gülünce çıkarmak istedi. çıkmadım, bana ait değil dedim oturdum. küstü bana:) ders boyunca benim bulunduğum yere bakmadan ders anlattı.
0
dahili meddah
(25.07.17)
Çıkmam. Ünide telefon çaldı diye hoca atmaya kalkacak da ben de çıkacağım? hoca rezil olduğuyla kalır.
0
doxanikee
(25.07.17)
Diğer bir açıdan bakarak yazayım. Bugüne kadar üç öğrenciyi topluca dersten çıkardım, birini de derse almadım.

Topluca dersten çıkarmamın sebebi sınıfın en arkasındaki masayı çevreleyip çay kahve modunda dersi dinlemeyip sohbet etmeleriydi. Bakışlarımla ve kaşlarımla uyarmayı denedim fakat üzerine topluca gülüşmeler başlayınca. Sohbetlerine dışarıda devam etmelerini rica ettim, çıktılar. Kimseyi zorla tutamam ki tüm sınıf tavırlarından rahatsız olmuştu. Sonra gelip özür dilediler.

Derse almamam da dersin ilk on dakikasında geç gelenlerden ötürü konsantre olamadığım için 11. dk. geleni lütfen artık kimseyi almıyorum deyip girmemesini istedim. Zaten aynı durum haftalar sonra etkinliğini sunarken kendi başına geldi ve beni anladığını söyledi.

Yani durup dururken öğrenciyi sınıfa almamak gibi bir durum olmuyor, en azından kendi adıma.

Soruya cevap: Kendim üniversitedeyken hocalarımı çok sevdiğim ve saygı duyduğum için çıkardım.
0
duyond
(26.07.17)
Çıkarım. İnatlaştığımda daha da haksız olduğum düşüncesini kafasına çivi gibi çakmış olurum. Sonra da mail atarım 'Özür dilerim, yanlışlıkla oldu' diye. Zaten kendimin %100 haklı olduğunu düşünmem genelde. En kötü ihtimalle bir şeyi yanlış anladığını, o yanlış anlama ile onun bakış açısından da haklı olduğunu düşünürüm. Bu hoca için değil, ailevi ya da arkadaşsal durumlar için de geçerlidir. Beni dinlemeyi reddediyorsa onun öküzlüğü, arkadaşın olsa konuşmazsın ama hoca olduğu için çok bir şey de yapamıyorsun.

Bir de telefon çalınca bence hoca haklıdır. Yani, dışarı atılacak bir şey değil tabii ama hocanın telefonu bile çalsa hoca haksızdır, öğrencinin telefonu çalarsa öğrenci haksızdır bence. Telefonun ders boyunca ele yakın olmaması gerekir bence, tek istisnası öğrenci dersi kaydediyorsa olabilir.,

Hiç kimseyi dışarı çıkarmadım hocalık dönemimde. Çok konuşan olursa öndeki tayfa genelde onları zorla susturur zaten 'Bir şey anlamıyoruz sizin yüzünüzden' diyerek, lince uğrarlar. Onları kendime siper ederim ama olmadığı yerlerde sorun çıkabilir tabii. :)
0
aychovsky
(26.07.17)
(5)

Territories vs region

kırmızıgözlüağaçkurbağasıyeşili
aralarında ne fark var? ikiside bölge diye geçiyor
aralarında ne fark var? ikiside bölge diye geçiyor
0
kırmızıgözlüağaçkurbağasıyeşili
(25.07.17)
territory daha spesifik bir alanı temsil eder, muhtemelen kesin çizili sınırları vardır; türkçe'ye daha yakını alandır diyebiliriz.

region biraz daha soyut bir alanı temsil eder. fiziki olarak ayrılmış değil de daha çok o alanı oluşturan ortak şeylerin(kültür, dil, coğrafi özellikler vs.) bir arada tasvir edilmesi için kullanılır. türkçe'ye daha yakını bölgedir diyebiliriz.

bir ince nüans da şöyledir diyebiliriz; bir territory'yi insan belirler, sınırlarını insan çizer. ama region doğal olarak oluşmuştur, ortak paydaları olan o alanı genelleştirmek için kullanırız.
0
Bruce
(25.07.17)
daha çok sipariş üzerine gidilen bir çeviri bu. o yüzden region bölge, territories mahalle diye yaptım. yanlış mı?
0
🌸kırmızıgözlüağaçkurbağasıyeşili
(25.07.17)
region bölge olur ancak territories'e mahalle demek çok doğru değil.

geçtiği yere göre uygunsa "toprakları" denebilir.
0
eindaclub
(25.07.17)
Bruce'un da dediği gibi territory bir sahiplik göstergesidir. Duruma göre mıntıka, toprak, alan falan olabilir. Territory olan bir yere ya sahipsindir ya bu alandan sorunlusundur. Örneğin, "jandarma mıntıkası" bir territory'dir, çünkü sınırları belli ve jandarma o alandan sorumludur. Evinin bahöesi bir territory'dir, çünkü sahibisindir. Ya da devlete bağlı bir roptak parçası, o devletin aorumluluğunda olduğundan o devletin territory'sidir.

Her tereitory bir region'dır denilebilir, ama her region territory değildir. İçeriğe bağlı ama mahalle büyük olasılıkla uygun kaçmayabilir.

Sevgiliyi fazla sahiplenirsen "Ben senin territory'n değilim" derler mesela ya da Shakira şarkısında sevgilisine "Here is the man I chose, here is my territory" der. "Ben fethettim, bu vücut yekpare benimdir. Bütünlüğü benden sorulur" anlamında.

Mahalle yerine kelime uygunsa mıntıka daha uygun olabilir.
0
aychovsky
(25.07.17)
english.stackexchange.com

senin sordugun alana dayali cevaplar burada.
0
baldur2
(25.07.17)
(2)

Excel formülü ...

ataman
Alman not sistemini yüzlük sisteme çevirmem gerekiyor...Almanya da en başarılı 1 , en başarısız 6 , Bizde en başarılı 100 , en başarısız 0yazabilen olursa çok makbule geçer...0 ve 6 arasında değer gireceğim... yüz üzerinden belirtecek.teşekkür ederim
Alman not sistemini yüzlük sisteme çevirmem gerekiyor...

Almanya da en başarılı 1 , en başarısız 6 ,

Bizde en başarılı 100 , en başarısız 0


yazabilen olursa çok makbule geçer...

0 ve 6 arasında değer gireceğim... yüz üzerinden belirtecek.

teşekkür ederim
0
ataman
(25.07.17)
en başarılı 0 mı 1 mi? 1 ise 0-6 arası yerine 1-6 arası girmeniz doğru olmaz mı?
0
bellbane
(25.07.17)
0 ile 6 arasında bir değerse farklı, 1 ile 6 arasında bir değerse farklı olacaktır.
En düşük not 1 ise, 0 diye bir not yoksa
Alm: Almanya notu
Tr: Türk notu olsun
Tr=20*(6-Alm) olur.

Aynı şekilde, Alm = 6 - (Tr/20) olur.
0
aychovsky
(25.07.17)
(15)

Nerede oturayım? Yoldan yoruldum @ İstanbul

nıç
Anadolu yakasında oturuyorum bostancı taraflarında. İş yerim Levent'te. Bundan önce de hep avrupa yakasındaydı, bundan sonra da muhtemelen öyle olacak.3500-4000 arası maaş alıyorum. Şu an kira ödemiyorum.1. opsiyon - kiraya çıkmak. ama bu bütçeyle geçinebilecek kadar. Nereler olabilir? 2. opsiyon -
Anadolu yakasında oturuyorum bostancı taraflarında. İş yerim Levent'te. Bundan önce de hep avrupa yakasındaydı, bundan sonra da muhtemelen öyle olacak.

3500-4000 arası maaş alıyorum. Şu an kira ödemiyorum.

1. opsiyon - kiraya çıkmak. ama bu bütçeyle geçinebilecek kadar. Nereler olabilir?

2. opsiyon - ailemin 250 bin bütçesi var bana verebilecek, üzerini kredi çek tamamla kira ödeyeceğine ev al diyorlar. Nereler olabilir? toplam 350 bin gibi düşünelim bu bütçeyi de.

Tek başıma yaşayacağım. Kadın olduğumdan tehlikeli mahalleler olmamalı geç geliyorum falan. Satılık olursa 2+1 olmalı çünkü arada ailem de gelir kalır.
0
nıç
(25.07.17)
Bostancı İstanbul'da yaşanabilecek en güzel yerlerden bir tanesi. bostancı'dan levent, beşiktaş taraflarına da ulaşım kolay diye biliyorum. bence hata olur deyip konuya gireyim.

kira konusunda fulya tarafları olur hata bende o taraflardan baktığım için aşağı yukarı kira fiyatlarını biliyorum minunum 1600 tl den başlıyor.

ev alma konusuna gelince o taraflarda 350 bin lira bütçe az gelebilir pek sanmıyorum düzgün bir yer alabileceğinizi.
0
karsinin aksisi
(25.07.17)
@karsinin aksisi haklısın ben de çok seviyorum bostancı'yı ama biraz geç uyansam üzerine minimum 1 saat koymam gerekiyor. bu tarafta otursam atlarım taksiye hemen ofisteyim.

bostancı'daki ev de kendi evimiz ama orada kardeşimle yaşıyorum. bi ev onun bi ev benim olacak. evleri de ayırmamız gerekiyor yavaştan sanki, o yüzden bakıyorum. bostancı'da çıkabiliyor mesela o dediğim bütçelere göre evler, oralarda mı kal diyorsun?
0
🌸nıç
(25.07.17)
iş değiştir
0
probiyotik
(25.07.17)
istinye'nin sahilden yürüme mesafesiyle 10 dakika içinde çok iyi siteler var, bu senenin başında baktığımda 2+1 evler 1750-2000 arasıydı. yalancı olmayayım fiyatlar illa ki değişmiştir ama bi göz at istersen.
0
Kamyoncunun vitesi
(25.07.17)
@probiyotik sektörümle ilgili çoğu kurum avrupa yakasında :/ zaten bu işe de yeni başladım.
0
🌸nıç
(25.07.17)
Selam. Ben de bostancida oturuyorum semtlerin en guzeli. Kadin olarak da hic sikinti yasamiyorsunuzdur. Bi tik kucukyali altintepe tarafindan 2+1 alinabilir bence. Ev almak daha mantikli.
0
brad pitt
(25.07.17)
herkesin yaşamak için hayal kurduğu yerden ayrılmayı düşünme diyorum ben. :) bostancı'dan ev al desem biliyorum oralarda pahalı. hatta epey pahalı. ama bence bostancı'dan ev almayı zorlayabilirsin.

avrupa yakası pişmanlık olur hele ki bostancı rahatlığına alıştıktan sonra daha kötüsünü görmek pişman eder diye tahmin ediyorum.
0
karsinin aksisi
(25.07.17)
Aslinda bostancidan metroyla levent e gitmek baya rahat.

Belki toplu tasimayi biraz daha optimal kullanmaniz gerekiyordur, nasil gidiyosunuz ki?
0
kuehles blondes
(25.07.17)
metro ile uzunçayır + metrobüsle zincirlikuyu + metro 1 durak :)
0
🌸nıç
(25.07.17)
eger site ici bakmiyorsaniz, cok nezih olmasa da mecidiyekoy (cevahir'in oralara bakabilirsiniz). metroyla 10 dakikada is yerindesiniz.

arabayla gidip gelme imkani varsa yesilpinar (eyup), gaziosmanpasa (mevlana mahallesi) falan bakabilirsiniz. tem'den sabah trafigiyle yarim saat falan surer.
0
brkylmz
(25.07.17)
Ulan saçmalamayın bostancidan levent nasil rahat, gezmeye gelmiyo ki sabahın köründe işe geliyo, metrolar metrobusler tıklım tıklım.
Ben de kadikoyden besiktasa tasinirken kotu olmuştum cunku bu tarafta evler yollar daha bitisik daha kalabalik ama omrunden giden zamana gore iyidir yine, hafta sonlari gider ailenin yaninda bostancida takilirsin kopmak istemiyorsan ne olacak.
Besiktas tarafına bak istersen, su siralar her binada kiralik yazısı var, evler küçük o fiyata bu ev mi diyebilirsin ama tek kisiye yeter. Istinye taraflarina falan da bakabilirsin ama oralar da biraz uzak kaliyor (isine degil genel olarak hayata).
Sayın alma konusunda karlıdır zararlıdır bilemiyorum açıkçası onun için bir şey yazamıcam.
0
pamuk helvalar cebe
(25.07.17)
Arkadasim yillardir sikayetsiz gidip geliyor bostancidan levent'e.

Ido ile yenikapiya gidip oradan metroya biniyor idi en son yanilmiyorsam, bu da cok zahmetli bir yol degil acikcasi. Yolda kitabini okuyup/dosyalara calisiyordu hatta uyumadigi zamanlarda.
0
kuehles blondes
(25.07.17)
Tabi ki mobilde editleyemedigim icin... bir de 202ye biniyormus.

Ama genel olarak sisli/kurtulus civarlarinda da bakabilirsin.
Biriyle ortak eve cikabilirsin... ailen geldiginde kardesinde kalir mesela.
0
kuehles blondes
(25.07.17)
Ev almak mantıklı bir karar, ancak bizim Beylikdüzü'ndeki apartmanımızdaki bir ev geçen gün 350.000'e satıldı; hem de alt kat ve arka cephe. Levent dediğiniz yer İstanbul'un merkezi. Orada 350000'e alacağınız ev ya nem küf içinde olur ya depremde ilk taklaya gelecek evlerden biri olur.

Ancak, bir arkaadaşım 3 sene önce Kurtuluş tarafında 40 m2 stüdyo bir evi 300000'e aldı. Dikilitaş'ta eski evlerden kelepir olanlar var.

Şöyle olabilir, Kurtuluş, Reşitpaşa tarafında 1+1 kiralık arardım ben olsam. O zaman maaş da yetebilir belki ama şimdi durumunuza göre biraz bunalabilirsiniz. Ayrıca Üsküdar'daki kiralar da ucuzdur. Motorla 5 dakikada Beşiktaş, oradan en kötü 20-25 dakikada Levent yapabilirsiniz.
0
aychovsky
(25.07.17)
2. köprüye yakın Anadolu yakası civarı olabilir. Kavacık'tan otobüsle levent'e sorunsuz ve hızlı geçiyorsun diye biliyorum. Bir arkadaşım Kanlıca'da yaşıyor ve oradan Levent'e gidiyordu iş için. Ev almak o bölgede zor olur ama kavacık civarı bütçene uygun kiralık daire bulabilirsin.

bir de 250 bin peşinat verip üzerine kredi çekerek İstanbul'dan ev alma. bugün 250 bine hiç kredi çekmeden izmir'in menderes, gaziemir gibi bölgelerinde kredisiz ev alıp ortalama 1000 tl'ye kira verirsin. buradaki evin de 750 - 1000 Tl'ye gelir. sonra da buradan çıkıp gidersin. bu benim hayalim. umarım olur. sen yap :) 100 bin çektiğinde 120 ay vadeyle ömrünün koca bir kısmını faiz borcu ödeyerek geçirme derim.
0
hic olmak isteyen adam
(25.07.17)
(7)

Hayatınız nereye gidiyor?

AWD
Hayalperest misiniz, yoksa hayatınızın gidişatını aşırı mı önemsiyorsunuz?Hayatınızın gidişatı hakkında ne düşünüyorsunuz, nereye gidiyorsunuz?Duşta düşüncelere dalmışçasına anlatın.
Hayalperest misiniz, yoksa hayatınızın gidişatını aşırı mı önemsiyorsunuz?
Hayatınızın gidişatı hakkında ne düşünüyorsunuz, nereye gidiyorsunuz?
Duşta düşüncelere dalmışçasına anlatın.
0
AWD
(25.07.17)
hayalperest değilim ama hayatımın gidişatına da çok müdahale edemiyorum maalesef. bu beni biraz endişelendiriyor ve üzüyor.

yani hayalperest olmamanın tersi hayatın gidişatını önemsememek değil bence, soruda bi dengesizlik var. :)
0
nıç
(25.07.17)
İntihara gidiyor. Dolayısıyla gidişatı çok umursamamaya başladım. Bir şey canımı sıkarsa "nasılsa ölünce böyle bir derdim kalmayacak" diye düşününce rahatlıyorum biraz.
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(25.07.17)
önemsiyorum, istediğim şey olması için de elimden geleni yapıyorum. olmazsa en azından bu huzur veriyor denedim diye.
0
ilkot
(25.07.17)
Ne zaman bunu sorsam sonra kendime şunu derim;

cevap: s-media-cache-ak0.pinimg.com

----

juliewinegard.com
0
qazaqwsx
(25.07.17)
Nereye gidiyor pek önemsemiyorum da önemli olan gitmesi, param olsa rockefeller gibi ölmemek için 6 kez kalp nakli olurum o derece ama yok :D o yüzden bu konu üzerine çok düşünmüyorum.
0
neferkitty
(25.07.17)
hayalperestim ve aynı zamanda hayatımın/hayatın gidişatını da önemsiyorum.

hayatımın gidişi hiç hoş değil. bolca umut var sadece. hepsi hayal değil, olabilecek gerçekçi şeyler de var. çabalıyorum olması için. şu an itibariyle @ bugunku antremanda goz dolduran futbolcu'nun dediği gibi çok kötü bir yere gidiyor. birkaç güne düze de çıkabilirim, çok fena patlayabilirim de.
0
runagain
(25.07.17)
qazaqwsx +1

Hayalperest değilim. Hayal kurmayı çok severim ve çok hayal kurarım ama genelde ayakları yere basmayan hayaller kurmayı severim. Örneğin, çocukken banyoda şarkı söylerken komşumun bir plakçı olduğunu ve banyodaki sesimden çok etkilendiğini ve bana hemen albüm yapmak istediğini, sonra da ödüller aldığımı, müzikallerde oynamak için kapışıldığımı hayal ederdim. Oysa şarkı bile söyleyemem. 11 yaşındaki hayalim buydu mesela, konserlere, gazinolara, vb. çıkıyordum ama büyümeden, o yaşta. Şimdi içeriği değişse de bu uçuklukta ve bu çapsızlıkta hayal kuruyorum. Bu hayaller orada kalıyor. Başrolünü benim oynadığım bir kısa film gibi izleyip hayatıma devam ediyorum. Ayağı yere basan hayaller kurup bunların peşinden gitmediğim için hayalperest sayılmam.

Hayatımın gidişatını da önemsiyorum ama bunu kontrol etmek için stratejik planlar çok yapmıyorum. Bununla ilgili en fazla 2-3 stratejik karar verip uygulamışımdır. 'Hedefim bu' deyip o hedeften ziyade 'İlerisi için bu mantıklı görünüyor, zaten yapmak da istiyorum. O halde yapayım' ile 'Ne yapmak istediğimi bilmesem de, şunu yapmak istemediğimi bilmiyorum' ve 'Şu anda şunu yapasım var' arası bir yerde.

Tutkularımın peşinden gidiyorum ama 'Du bakalım, bu yolun sonu nereye çıkacak' şeklinde. Şu ana kadar bir iki kere gittiğim yol ayağıma dolandı, İnek Şaban'ın dediği gibi 'Tünelin bu ucu bomb.k bir yere çıktı' ama sonra oralardan da başka bir yere çıktı. Hakkaten hayatın nereye gittiğin değil, gidilen yolun kendisi olduğunu düşünüyorum. Yoluma çıkanı severek ya da üzülerek kabullenip bir sonraki yolculuğu beklerim.

O an hayat güzelse böyle oluyor.
s-media-cache-ak0.pinimg.com
O an zorluklar varsa şöyle
www.brainyquote.com
0
aychovsky
(25.07.17)
(26)

Sıkıcı mısınız?

arockm
Merhaba sıkıcı biri misiniz? Kendinizi tek bir kelimeyle nasıl tanımlarsınız?
Merhaba sıkıcı biri misiniz? Kendinizi tek bir kelimeyle nasıl tanımlarsınız?
0
arockm
(24.07.17)
Evet.

Kendimi tek kelimeyle tanımlamam, haddim değil.
0
mete kudur
(24.07.17)
tek kelimeyle sıkıcı, iki kelimeyle drama queen...
0
rahip janick
(24.07.17)
moralim yerindeyse çok tatlıyım, uzun bir dönemdir işle ilgili sıkıntılarım o yüzden çok sıkıcıyım.
0
geçerkenugradım
(24.07.17)
ya sıkıcı mıyım bilmem de, bu aralar pek gelenim gidenim yok
beklerim..
eksisozluk.com
0
sameidiot
(24.07.17)
Evet.

(bkz: merdümgiriz)
0
Ufuk
(24.07.17)
Evet.
0
l arrache coeur
(24.07.17)
Sıkıcı değilim. Sıkılan taraftayım.
0
Lim5
(24.07.17)
kendimden sıkılıyorum ama başkaları sıkılmıyor benden bu beni ne yapar?
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(24.07.17)
genelde öyle kafam rahat değilse sıkıcıyım. "sıkıcı ama iyi"
0
klar
(24.07.17)
can sıkıntısı açısından bakarsak hayır. öyle 2 kişi yan yana geldik sohbet etmedim, muhabbeti baltaladım, eğlenmek isteyene ket vurdum, ortama ayak uydurmadım, negatif enerji saçtım gibi davranışlarım yok; şu yaşıma kadar kimseden duymamışımdır "öff çok sıkıcısın" lafını.

uyuz edip can sıkmak konusunda ise bazen hey heylerim gelince olabiliyorum ama o da genelde benim canım sıkıldığında oluyor.
0
Bruce
(24.07.17)
ilk 2-3 saat hayır sonra sıkılırım, enerjim uzun vadeli değil ama varken de çok eğlenceliyimdir. tabii daha çok yanımdakine bağlı, ortamda güzel bir kız varsa ve henüz benim değilse sıkılma ihtimalim umudumu kesene kadar yok.
0
hayati cozemeyen adam
(24.07.17)
Soğukkanlı insanlarla soğukkanlı, samimi insanlarla samimi olduğum için yarı yarıya.
0
filipis
(24.07.17)
egoistçe bir yanıt olsun istemem ama hayır. en azından çevremdeki her insan ayrı ayrı olarak "seninle vakit geçirmeyi çok seviyorum." der. bir allah'ın kulunun da önceliği değilim, orası da ayrı mesele. tek kelime ile ifade edecek olursam da : yapayalnızım.
0
m e b
(24.07.17)
evet, bayağı sıkıcıyım. hiç unutmuyorum lisede bi' kız gece 4'te uyanıp buz hokeyi maçı izlememden çok etkilendiğini söylemişti. nasıl bir tırtlıksa artık, insanları etkilediğim şey bu kadar yani, gece maç izlemek.
0
der meister
(24.07.17)
Fazlasıyla.
0
mutekebbir
(24.07.17)
sıkıcı insanlarla benim de modum düşüyor, sıkıcılaşıyormuşum gibi hissediyorum. ama sevdiğim muhabbetinden hoşlandığım insanların yanında benim de neşem yerine geliyor, esprilere sohbetlere doyum olmuyor. çevremden çok etkileniyorum yani anlık.
0
nıç
(24.07.17)
Sıkıcıyım.
Aslında ondan da emin değilim. Tek bildiğim sıkılmamam. En son ne zaman canımın sıkıldığını hatırlamıyorum.
Tek kelime bulamadım ama çok kelime de bulamadım
0
aychovsky
(24.07.17)
Değilim. Aile icinde, arkadaslar arasında falan en neşeli genelde ben olurum. Sevdigim insanların modunu yükseltiyormuşum öyle diyorlar. Üşengeç degilim ,hareketli bir yapım var. Kendimden sıkılmıyorum. insanların da pek sıkıldığını sanmıyorum, genelde sevilirim. Ama bu yeni tanistigim insanlarin yaninda hemen ortaya cikmaz. Başta soğuk görünürüm hatta.
0
aquarium
(24.07.17)
sıkıyımdır
aynı zamanda bomboş bir insanım.
0
basond
(24.07.17)
evet
0
freebird5406_2
(24.07.17)
Cok degisken, bazen cok sikici olurum bazen de eglenceli. Sikilma konusunda da en son ne zaman canim sikiliyor dedim hatirlamiyorum +1

aychovsky yalan soyluyor:) Sikici falan degil, 7/24 kesintisiz muhabbet edilebilitesi var:)
0
stavro
(24.07.17)
Bazı insanlara göre bazen sikiciymisim.
0
for day to break
(24.07.17)
Yanımda yöremde asabımı bozan biri yoksa çenem düşer, karşımdakini de kıvama getiririm.
0
mslny
(24.07.17)
hayır
0
marul hirsizi
(24.07.17)
Kendi halime bırakıldığımda monoton bir insanım, dolayısıyla da sıkıcıyımdır muhtemelen. Aktif iletişim halinde olduğum kişiler varsa, arar sorar, sohbetimi severler(miş). Biraz girizgahı zor bir insanım sanırım.

Ha, tek kelime kısmını unutuyordum; üşengeçpezemenk.
0
skooma
(25.07.17)
Sevmediğim ya da yakın olmadığım kişilerin yanında suratım beton gibi. Tek kelime konuşmam. Sıkıcı ya da eğlenceli olmam yakınlığıma bağlı.

Tanımlayamam.
0
jazzabel
(25.07.17)
(5)

Dizi film çekmeyen oyuncular neyle geçiniyor?

iddaaci
Merak ettim yıllardır bir film çeken sonra bişey yapmayanlar ne ile geçiniyor? Sosyal medyada takip ediyorum gezip tozuyorlar yiyip içiyorlar. Mesela Sinan tuzcu. Yıllar önce vedada oynadı. Sonra hiç bir işi yok. Neyle geçinir bu insanlar?
Merak ettim yıllardır bir film çeken sonra bişey yapmayanlar ne ile geçiniyor? Sosyal medyada takip ediyorum gezip tozuyorlar yiyip içiyorlar. Mesela Sinan tuzcu. Yıllar önce vedada oynadı. Sonra hiç bir işi yok. Neyle geçinir bu insanlar?
0
iddaaci
(24.07.17)
Bir kısmı devlet ve özel tiyatrolarda çalışıyor. Gerçi en son devlet tiyatrolarındakileri oyunculara televizyonda oynamama yasağı çıkarmışlardı, yürürlükte mi bilmiyorum. Bazıları eğitmenlik yapıyor çeşitli sanat merkezlerinde ya da küçük yerlerde.
0
aychovsky
(24.07.17)
tv cok kazandiriyor. ozellikle basrol oyuncularina. eger akillilik yapip kazandiklari parayi iyi degerlendirirlerse dunyaliklarini bir sekilde yapiyorlar. zaten reklam filmlerinde falan da oynuyorlar

mesela erken ece. kadin yillar once sunucuydu, en son trt sunuculugu oncesinde bilinen bir isi yok benim bildigim. ama cok iyi sartlarda yasiyorlar, gozumuz yok, daha iyi yasasinlar...

olay akilli yatirimda
0
exlibris
(24.07.17)
Bu abi arka sokaklarda oynadı birkaç bölüm geçen sezon. Onun dışında tiyatro yapan, oyunculuk eğitimi veren, seslendirme yapan, etkinliklerde sunuculuk yapan, YouTube kanalı yürüten, Instagram Ünlülüğü ile uğraşan hatta pazarcılık yapan bile var bkz Füsun Demirel. Ünlü değilse ve yapacak başka bir mesleği yoksa sürünüyorlar.
0
Ufuk
(24.07.17)
1.ufak tefek roller
2.reklam
3.kendi müteşebbisleri
4.babadan kalanlar
5.asli işleri
6.tiyatro
7.seslendirme
0
sameidiot
(24.07.17)
Kitap seslendirme artı radyo tiyatrosu seslendirme.
0
Fusha
(24.07.17)
(3)

Şanhay? Şanghay? Şangay?

cliquot
TDK'da bir yerde Şanghay gördüm. Sonra Şanhay Konsolosluğu sitesini gördüm. Nedir işin doğrusu? Kentin adı Türkçede nasıl yazılır?
TDK'da bir yerde Şanghay gördüm. Sonra Şanhay Konsolosluğu sitesini gördüm. Nedir işin doğrusu? Kentin adı Türkçede nasıl yazılır?
0
cliquot
(24.07.17)
Evdeki Milliyet'in verdiği Büyük Larousse'da Şangay, TDK'ya göre Şanghay.
tdk.gov.tr
20 yıl önce Şangay diye, artık Şanghay diye yazılıyor olabilirim. Takipteyim. Sözlüğe danışmaya karar verdim.
0
aychovsky
(24.07.17)
Doğru Türkçe için kılavuzumuz TDK olduğu için doğrusu: Şanghay

Bu arada "Türkçe'de nasıl yazılır?" cümlesindeki "Türkçe'de" ifadesinin doğru yazılışı da "Türkçede". Yapım eki almış özel isimlere gelen çekim ekleri kesme işareti ile ayrılmaz.
0
himmet dayi
(24.07.17)
Çincenin alfabesi bizimkinden farklı. O zaman özel isimler okunuşuna göre yazılmalı. O zaman doğru kelime Şangay. Ban Ki-Mun gibi.

Ek: TDK mutlak olarak doğru kılavuz değildir. Zira "kılavuz"un yayınladığı kılavuzlar (öyle 40-50 yıldan bahsetmiyorum) birkaç yıl arayla birbirini yalanlıyor.
0
istambul
(25.07.17)
(14)

sinirlenmek ve verilen tepkiler

istanbul kanatlarimin altinda
Merhabalar,Erkeklere sorum: Sevgiliniz/eşiniz size sinirlendiğinde ne yapıyorsunuz?Olay büyümesin ve kavga çıkmasın diye sessizce sinirinin geçmesini mi bekliyorsunuz, yoksa konuşmaya devam ederek sorun her neyse çözümünü bulmaya mı çalışıyorsunuz?Yoksa başka bir şey mi?Kadınlara sorum: Sevgilinize/
Merhabalar,

Erkeklere sorum: Sevgiliniz/eşiniz size sinirlendiğinde ne yapıyorsunuz?
Olay büyümesin ve kavga çıkmasın diye sessizce sinirinin geçmesini mi bekliyorsunuz, yoksa konuşmaya devam ederek sorun her neyse çözümünü bulmaya mı çalışıyorsunuz?
Yoksa başka bir şey mi?

Kadınlara sorum: Sevgilinize/eşinize sinirlendiğinizde ondan nasıl bir davranış sergilesin isterdiniz?

Not: Sinirlenilen konu baya önemsiz bir şey. Örneğin "o bardağı niye oraya koydun da buraya koymadın" gibi bir şey. Ama o bardağın oraya konulmaması gerektiği kadın tarafından daha önce birkaç kere erkeğe söylenmiş, sebebi de açıklanmış, erkek de "tamam" demiş.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(24.07.17)
Olay büyümesin diye susarsın, niye susuyorsun diye çemkirir. Konuşarak çözüm aramayı denersin bu sefer o takmaz, böyle bir döngü içindeydik.
0
reactionic
(24.07.17)
sergilenmesini istediğim davranış&söylem: evet haklısın sinirlenmekte, ama ben şu şu şu sebeplerden bu şekilde davrandım, senin kırılabileceğini düşünemedim, afedersin eşeklik ettim (çeşitli şaklabanlıklar sarılmalar)

gerçekte sergilenen davranış&söylem: ayakkabını sakladım gidemezsin ki HEHEHEHEH (kapının önünde durmak, hıyar gibi sırıtmak)
sonuç: beraber gülüp neye kızdığını unutmak.

duyuruya ek olarak büyütme bence, önemsiz bir şey için sidik yarıştırmanın lüzumu yok. sevgilin sana inat koymuyor o bardağı oraya muhtemelen, unutuyor. sen de benim dediğimin hiç önemi yok mu, niye benim dediğim olmuyor diye gereksiz yere kaprisleniyorsun. böyle.
0
evde liyakat kalmamis
(24.07.17)
Tamam dediğim bir şeyi tekrar etmem. Unutup ettiysem de sebebini açıklarım.
0
arnold schwarzeneger
(24.07.17)
ben bi şeye tepki verdiğimde, o bu tepkime tepki verirse ifrit oluyorum.

beklediğim davranış: sakince bunun normal bir şey olduğunu, aklından çıktığını vs vs belirtmesi. o zaman ben de "aa hakikaten lan buna mı kızdım" diye düşünüyorum.

ama aynı şekilde karşılık görürsem olaylar büyüyor.
böyle bi manyağım, elimde değil, sorun olsun diye yapmıyorum.

neyse ki %99 oranında beklediğim gibi davranan olgun bir minnoşla beraberim.
0
piremses
(24.07.17)
'aklımdan çıkmış canım, bir dahakine daha dikkatli olurum' dese olay büyümeden kapanır ama erkekler alttan alıp olayı tatlıya bağlamak yerine savunma mekanizmalarını devreye sokup karşı atağa geçiyorlar.

partneriniz sizin düşmanınız değil, hayatınızdaki en değerli insan; üzerine tartıştığınız o konu da ikinizin birlikteliğinden daha önemli değil. kavga ederken bunları unutmayın.
0
fragile lady
(24.07.17)
Sinirlenmek derken öfkeli ve agresif durumdaysa kontrolünü kaybetmiş veya kaybedecek gibiyse susulup sakinleşmesini beklemek veya ilgiyi dağıtmak başka yöne yönlendirmek iyi olur. Durulacak gibi değilse evden çıkıp biraz dolaşıp gelmek iyi olabilir.
Sinirli ama sakin kalmayı başarabilmişse konuşmak iyi olabilir. En azından siniri geçirecek bir iki cümle fena olmaz. Özür dilemek gerekiyorsa özür dilemesini beklerim. Ama özür dileyip dileyip aynı şeyi yapmaya devam edeceğini biliyorsam o özür küfür etkisi yaratır.

Kadın tarafıyım.
not:
eşini rahatsız eden şeyleri elinden geldiğince yapmamaya çalış, yapmamak elinden gelmiyorsa da "tamam" deme, "haklısın ama benim bunu uygulamam mümkün olamıyor görüyorsun" de. ortak bi çözüm bulun.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(24.07.17)
Böyle zamanlarda yüzsüzlük yapılmadıkça ve üzerine tüy dikilmedikçe büyük sorun olmuyor bende pek. 10 yıl önce eski bir erkek arkadaşım aynı hareketi yapıp yapıp duruyordu. Aslında kızdığımda, onun üzüldüğünü ve istemeden yaptığını da biliyordum ama 'Neden yapıyorsun' deyince ortalık komikleşsin yumuşasın, espri olsun diye gevrek gevrek 'Allah da beni böyle yaratmış, ne yapalım' derdi. Bu laf bende 'Aynısını tekrar tekrar yapacağım, sen de kabul et artık' izlenimi yaratırdı. Bir yandan aslında onun üzüldüğünü ve suçlu olduğunu da kabul ettiğini bilecek kadar tanıyordum. Ben üzülünce ne yapacağını şaşırır ve büyük oranda saçmalardı ama yine de bu laftan sonra kafam çok karışıyordu. O an affedeceğim varsa bile o süreyi öteliyordu.

Özetle kızdıysam karşımdakinin ortayı yumuşatmak için espri yapması, gülmesi, beni gülerek yumuşatmaya çalışması, beni anlamadığını ve olaya aynı ciddiyetle yaklaşmadığını düşündürüyor bana. Bunun dışında, beni neden kızdığımı anladığını gösteren birkaç cümle ve özür yeterli, ama davranışın isteye isteye tekrarlanmaması şartıyla.
0
aychovsky
(24.07.17)
bir erkek olarak niteliğine ve dozuna göre davranırım.

haklı olduğunu düşünüyorsam neden böyle yaptığımı anlatır anlayış bekler, tekrar olmayacağını söyler en sonunda işi espriye vardırır konuyu kapatırım.eğer tekrar yaparsam ve de karşımdaki kadın yine tepki verirse ya çocuk numarası yapar ya da öküzlüğe vurur olayı sulandırırım.ama aklımın bir köşesine de tekrar yapmamam gerektiğini yazarım

eğer ben haklı isem biraz konuşur sonra o da sinirlenince işi yine espriye döker ortamı yumuşatırım.

hayatta çok daha önemli şeyler varken bardak çanak gibi şeylerin tartışması birbirini seven eşler için o anlık eğlence olur sadece. eğer bu ufak şeylerden büyük kavgalar çıkıyorsa sorun daha büyük demektir bu ve çözümü de o konuyla ilgili değildir muhtemelen.
0
yuncom
(24.07.17)
Eşimle aramızdaki diyaloglardan örnekler.

Hayatım neden sürekli her yerden kahve bardağı çıkıyor. Banyodan,çalışma odasından,terastan sürekli bardak topluyorum.

E toplama o zaman.

Tiplamasam kim topluycak evde yardımcı yok.

Yaaa İki dakka dırdır yapma hayatım. Işim var görüyorsun.

Şimdi yapması gereken dırdır yapma diyeceğine, Tamam dikkat ederim canım kusura bakma demesi. Değil mi?
0
old possum
(24.07.17)
Kontrolünü kaybedip bağırmalı çağırmalı öfkeli kavgalı ilişkim olmadı, olursa ağzının payını verip yerine oturturum, sonra da terkederim.
0
twelfth
(24.07.17)
Suç bastırıp Tayyip Erdoğan moduna girerim. Siz de bunu bunu yapmıştınız diye ad homini gırtlak dalarım. Hahahah
0
zirrealist
(24.07.17)
gün içinde biriken stres saçma sapan ses yükseltmelerine sebep oluyor, bunu bilince fazla takılmıyor insan. bir kez bile ikimizden kaynaklanan sebeplerden dolayı tartışmadık. oto kontrol güzel bir olay, ikimizde de fazlasıyla mevcut. ikimizden biri kesin olarak susuyor. sonra zaten tatlıya bağlanıyor. unutuluyor. susmak çok önemli bir olay. ha bir de tartışmayı seven insanlardan olmamak lazım. benim tartışmaya enerjim yok. 10 k koşayım ama tartışmayayım kimseyle.
0
hemsta
(24.07.17)
eğer karlı taraf haklıysa suçumu kabul eder, ne duymak istiyorsa onları söylerim.

ama ben haklıysam, hele karşı taraf da bunu kabul etmiyorsa sabaha kadar dırdır ederim. zaten sinirlenince çeneme vuruyor benim. sinirlendikçe hem ses tonum yükseliyor hem kelimelerim sertleşiyor. ama allahtan bunun da çaresi var. çabuk yoruluyorum. hızlı ve yüksek sesle konuşunca 5dk sonra falan başım ağrımaya başlıyor ve susuyorum.

erkek tarafı.
0
ravenclaw
(25.07.17)
Bir kadin olarak karsi taraftan oncelikle bir aciklama beklerim. Aciklama yaparken konunun benim icin onemli oldugunu anlamasi onemli. Hal ve tavirlardan belli olur bu zaten. Aciklamasi tatmin ederse ve bu konuyu onemsedigine inanirsam zaten tamam diyip konuyu kaparim. Bu ikisi gerceklesmezse karsimdaki kisinin en yapmamasini istedigim sey benimle inatlasip ben ne soylersem soyleyeyim dinlemeyip kendini hakli cikarmaya calismasi olur. Eger boyle sacma davranislar sergilemiyor ama aciklamasi da tatmin etmiyorsa bir daha olmayacagina dair soz verip ortami yumusatmasini tercih ederim.
0
rivulet
(25.07.17)
(19)

Metrobüse Karga Sokmak

anumegha
Merhaba,Avcılar'a gitmem lazım ama yavru bir kargayla. Kendisi kedi sepetinin içinde. Taşıma konusunda bir yasak var mı?Not: Karganın durumunu soranlar olmuş, onun durumu ve metrobüs yolculuğu ile ilgili birkaç şey söyleyeceğim.1. Dün kargayı hareketsiz olarak yolda buldum, ölü sandım ama yakınına g
Merhaba,
Avcılar'a gitmem lazım ama yavru bir kargayla. Kendisi kedi sepetinin içinde. Taşıma konusunda bir yasak var mı?

Not: Karganın durumunu soranlar olmuş, onun durumu ve metrobüs yolculuğu ile ilgili birkaç şey söyleyeceğim.

1. Dün kargayı hareketsiz olarak yolda buldum, ölü sandım ama yakınına gidince nefes aldığını görüp veterinere götürdüm. Veteriner ona oksijen verdi, vitamin iğnesi yaptı, mama yedirdi ve bir gün boyunca orada kaldı. "Yarına sağ çıkarsa İstanbul Üniversitesi Vahşi Yaşamı Araştırma ve Koruma Kulübü'ne götürürsünüz" dedi. Kuşların beslenmesi için özel olarak gereken malzemeler onlarda yokmuş.

2. Karga yavrusu bugüne sağ çıktı. Herhangi bir yarası yok. Sinirsel bir problem olabilirmiş veya yetersiz beslenme sonucunda bu duruma gelmiş olabilirmiş.

3. Metrobüste hiç sorun çıkmadı. Buradan aldığım öneri ile üzerine ince bir tül örttüm. Ne beslediğimi soranlara "kuş" dedim. Karga da sağ olsun yol boyunca gaklamadı, inince biraz konuştu.

4. Kendisini bir profesöre emanet ettim. Onun dediğine göre elbette yaşayacak ve elbette uçacakmış. Cevaplar için herkese teşekkür ederim =).
0
anumegha
(24.07.17)
başlığa güldüm.
ya yasak olsa ne olacak, yapıştır gitsin.
0
filteria
(24.07.17)
Ya inip sonra yol ortasında kalmak istemiyorum. Karga biraz hasta da...
0
🌸anumegha
(24.07.17)
yapma böyle birşey. tepki çekersin. s**erim karganıda senide diyebilirler (bu yüksek bir ihtimal) sence dünyanın en pıtış canlısı olabilir ama senin dışında kalan insanlara göre leş bir hayvan olabilir. yavru kediye ıyy diyen bir toplumdan bahsediyoruz.
0
Tears of Devil
(24.07.17)
binerken karganın sepetine örtü ört istersen ince bişey kimse görmez hemde o görmediği için sesi çkmayabilir, tabi tersi de olabilir. ama in gitsin ya en kötü iner bir sonraki metrobüse binersin ne olacak. dedikleri gibi ne insanlar binio aq, tinercisinden sarhoşuna kadar herkes var.
0
hlt1985
(24.07.17)
bence "in la aşağı o ne biçim karga, azıcık medeni olun lan" diye bağıran bir dayının stresini çekmek istemezsin. direk taksiyle git :/ veya facebook'ta help turkey grubuna yaz yardımcı olacak biri elbet çıkar.
0
Tears of Devil
(24.07.17)
Bir yasak olduğunu sanmıyorum, çünkü daha önce kedi köpekle binenler gördüm. Sepet içindelerdi. Hatta birini sepetinden sevdim. Karganın çok farklı olacağını sanmıyorum ama garanti vermek zor tabii.

Çok geçmiş olsun, bir an önce iyileşsin.
0
aychovsky
(24.07.17)
sepette yoğun olmayan saatlerde(gerçi öle bi saat yok ama pik saat harici diyeyim)gidersen sıkıntı olmaz
0
essoist
(24.07.17)
taşıma sepetinde martıyla bindim ben, hem tramvaya hem metrobüse. kimse de bi şey demedi. sepette taşımaya hakkınız var. yoğun olmayan saatlerde daha az gergin insanlarla yolculuk ederseniz yolcularla bi problem de yaşamazsınız :)
0
pide
(24.07.17)
tears of devil kendince şakalar komiklikler yapmaya çalışıyor sanırım. sepetin içindeyse hiçbir şey olmaz, kimseye de laf söylemek düşmez. çok kalabalık bir saatte binersen zorlanabilirsin, onun dışında sorun olmaz. ben metrobüste daha kimsenin kimseye "ŞUNUNLA BİNİLİR Mİ KARDEŞİM" diye atarlandığını görmedim, söylenen de kendi içinden söylenir veya en fazla "niye bindin abi bununla allah allah" der, sen de "hasta yav nabalım amk" deyip geçersin, en fazla küçük bi tartışma yaşanır yani kimse karga soktun diye seni metrobüsten indirecek değil. o metrobüse bin ve reyiz iyileşsin. yüksek ihtimalle hiç ama hiçbir şey olmayacak.
0
der meister
(24.07.17)
der meister ingilterede yaşıyor olabilir. hasta bir kargadan bahsediyoruz. sanki ben kargayım amk bana laf ediyor. metrobüste yaşlıya yer vermedi diye adam bıçaklıyolar bu memlekette, öyle kargaya laf edilince "hasta yav nabalım amk" diyen olursa adamın kıçından kan alırlar. siz bakmayın bu yıkıklara. boşu boşuna stres çekme ihtimaline girmeyin, help turkey size yardımcı olur.
0
Tears of Devil
(24.07.17)
abi hasta olsun, ne olacak? kedi sepetinin içindeymiş. on tane kedi sepeti büyüklüğünde yükle biniyor insanlar. türkiye medeni bir ülke değil tamam ama her şeyi de bu kadar abartmayın, duyan da her gün metrobüste adam bıçaklanıyor zannedecek. ben bir keresinde iki bavul ve bir çuvalla binmek zorunda kaldım, bıçaklamadıkları gibi yardım bile ettiler. niye bıçaklasınlar allah aşkına. birisi bir şey derse açıklarsın, böyle böyle hasta bu karga heal atmaya götürüyoruz diye, en fazla cık cık deyip dönerler arkalarını. karga taşıyo diye adam bıçaklayacak birisi ayağına bastın diye de bıçaklar yani kargalık bi durum yok ortada.
0
der meister
(24.07.17)
insanlığın genelinin korktuğu-sevmediği, batıl inançlara sebep olmuş bir hayvan ve "HASTA" durumda, ve Türkiye. bence sırf muhalefet olmak için atıp tutmaya hacet yok. ben binilmemesi taraftarıyım. iq ortalamamız tek haneli rakam zaten, kargayı yakarlar bile metrobüste dasufgsdf
0
Tears of Devil
(24.07.17)
merhaba, metrobüste en arka koltukta oturuyoruz. Kargada mikrobik bir durum yok bu arada. Zaten bir gece veterinerde kalmıştı. hlt1985'in tavsiyesini uygulayıp ince bir tül serdim. Kimse bir şey demedi. Herkese teşekkürler.
0
🌸anumegha
(24.07.17)
ben metrobuste yolculuk ederken, biri yanima gelse elindeki sepetle ve karga oldugunu gorsem en fazla vay aq karga besliyo adam diye dusunurum, in lan metrobusten, kardesim kargayla yolculuk etmek zorunda miyiz seklinde niye bir kavga cikarayim anlamadim. bunu ancak rahatsiz ruh hastalari yapar.

tearsofdevil ne konustugunu bilmiyor, bence bir sey olmaz ne olacak aga. karga yuzunden millet senle kavga edecek degil ya.
0
baldur2
(24.07.17)
Hasta değil de kanadı kırıl vs. derseniz kargadan kendine hastalık çıkartacak tiplerle uğraşmamış olursunuz. Bir de tenha zamanları öneririm.
0
SiyamkedisiZorro
(24.07.17)
ben geçen hafta 2 tane minnoş yavru kedi taşıdım kedi taşıma kabında, hem de uzunçayır'dan beylikdüzü'ne kadar. -_-

hem de yol boyunca mikmiklediler ama ters bir olay yaşamadık kimseyle. aksiyone sevmek isteyen falan çok oldu. korkma yani bir şey olacağını sanmam.
0
piremses
(24.07.17)
soran olursa içeride turna var de. yare selam göndermiştim yolda hastalanmış, doktora götürüyorum dersin.
anadolu insanı turna deyince ilişmez. "tabii ya, durna" der, susar.
tam o anda öterse "ehe, üst solunum yolu enfeksiyonu tabii, ses filan gitmiş biraz" dersin.
0
filteria
(24.07.17)
Ben hayatimda iki defa metrobuse bindim, ikisinde de kargayla binen insan gormedim ama bir tren yolculugunda kargayla seyahat edenle karsilastim. Hic kimse bir sey dememisti, ben de kuslardan korkmasin opup oksardim da uzaktan sevdim urkuyorum diye. Biri de kokarcayla binmisti, kokmustu vagon ama yine de kimse bir sey demedi.

Gecmis olsun, neyi varmis bebisin?
0
lamira
(24.07.17)
filteria ve diğerlerine katılıyorum.
1) hasta demeyin, kanadı kırık, ya da bacağı kırık deyin.
2) karga demeyin, turna deyin (turna da bu arada leylek gibi birşeydir), en kötü saksağan deyin.
0
cedilla
(24.07.17)
(22)

Duyurulara paragraflarca yanıt verenlere

alkolsuz icecek
karşı bir antipatiniz var mı?
karşı bir antipatiniz var mı?
0
alkolsuz icecek
(24.07.17)
yok aksine canlarim onlar benim..
0
qazaqwsx
(24.07.17)
Boş yapıyorsa var.
0
dissendium
(24.07.17)
Der meister bokunu çıkarıyor.
0
shenergy
(24.07.17)
yoo
0
duyond
(24.07.17)
Duyurusuna gore degisiyor. Bazi basliklar altina paragraflar dosemek cok anlamsiz, onlari direkt okumadan geciyorum. Cunku baslikta sorulan soru belli, haliyle laf kalabaligi oldugu asikar oldugundan okumuyorum. Kimisi bokunu cikariyor.
Ortada yorum yapacak bir sey yokken upuzun yazilara antipatim var evet.
0
stavro
(24.07.17)
Hayır.
0
hayirsiz
(24.07.17)
İçerik önemli. Çaykovski/meister genelde severek okurum.
0
Zeth
(24.07.17)
ne yazıldığına ve nasıl dille yazıldığına bağlı. mesela ben arada uzun yazıyorum. sövmek isteyen varsa sakıncası yok. ben sövüyorum arada zaten onca şey yazınca kendime. :)
0
nawar
(24.07.17)
Ben de arada yazıyorum çok çok uzun olmasa da. Uzun yazanları konu ilgimi çekiyosa okuyorum. Der meisteri sabredip yavaşça okuyunca keyif aldığım oluyor. Ama her zaman sabredemiyor tabi insan :))
0
klar
(24.07.17)
Hayatımdan bir dk çaldı diye kızıyorum. Bakıyorum aychovski yazdıysa okumuyorum :(
0
[GODDARD]
(24.07.17)
Okumadığım için yok.
0
arnold schwarzeneger
(24.07.17)
Der meister gibi bos yapiyosa paragraflarca var. ama bazi konularda yazmak gerekiyor uzun uzun.
0
c1b2k3
(24.07.17)
geneli boş.

antipatim yok.
0
Apocalypse
(24.07.17)
Benim sorularıma hiç öyle cevaplar vermediler ama ben seviyorum öyle insanları.
Bu adama bir şey sormuşuz o da üşenmemiş vakit ayırmış uzun uzun yazmış. Bir bira ısmarlamak lazımken antipati var mı diyosun :)
0
Giovanni Pipitto
(24.07.17)
gözümü yoruyor okumuyorum.
0
cabiday
(24.07.17)
var.
genelde sohbet ederken de sürekli konusup sana iki kelime ettirmeyen tiplere oldugu gibi.
0
pilav
(24.07.17)
var. çok yalnız olduklarını düşünüyorum.
0
for day to break
(24.07.17)
Yok :)))

Kendimi geçeyim, kendime karşı nötrüm de; başkası boş yazsa bile seviyorum. "Ne güzel, kendini anlatmış" diye okurum ben. kakao deniş ya "Kırmızıyı sever misiniz" diye. Ben böyle bir soru sorsam, isterim insanların neden kırmızıyı sevip sevmediğini, neden başka renkleri üstün tuttuğu ya da başka renklere göre nasıl değerlendirdiğini. Evet de cevap tabiii de, "yetmez ama evet" bir cevap gibi geliyor. Sadece evet/hayır dese, "Niye sevmiyor ki" der, merak ederim. Laf lafı açsın, oradan başka bir konu çıksın, buradan başka bir şey çıksın, ne güzel! Uzun yazanlarda kendilerinin bir parçalarını bize sunmuş, bizimle paylaşmış gibi hissediyorum ve çok mutlu oluyorum.
0
aychovsky
(24.07.17)
hayır, tam tersine sempatim var. çünkü o duyurucunun sorulan soruyu gerçekten önemsediğini düşünüyorum öyle olunca.
0
m e b
(24.07.17)
bi tanesi var, bakar bakmaz hah o diyorum, gelisine pas geciyorum. ayco degil tabi ki, o faydali yaziyor. okunuyor da onun yazdigi.
0
jimicik
(24.07.17)
Antipatim de, sempatim de yok. Ben de paragraflarca olmasa da ortalama bir paragraf yazıyorum sanırım çoğunlukla. Farkında olmadan oluyor muhtemelen. Vaktim varsa destan gibi uzun sorulari okurum ama uzun cevapları okumuyorum.
0
aquarium
(24.07.17)
yok. vakit ayırmış yazmış niye antipatim olsun ki.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(24.07.17)
(6)

genel müzik zevkinize en aykırı şarkılar nelerdir?

m e b
`guilty pleasure` olarak sormuyorum bu arada.ekleme: sorum yanlış anlaşıldı galiba. genelde ağır rock dinleyicisinizdir mesela ama azer bülbül'ün x şarkısına da bayılıyorsunuzdur. popüler müziğe bayılırsınız, metalden nefret edersiniz ama metallica'nın x şarkısına da bayılırsınız istisna olarak.
guilty pleasure olarak sormuyorum bu arada.

ekleme: sorum yanlış anlaşıldı galiba. genelde ağır rock dinleyicisinizdir mesela ama azer bülbül'ün x şarkısına da bayılıyorsunuzdur. popüler müziğe bayılırsınız, metalden nefret edersiniz ama metallica'nın x şarkısına da bayılırsınız istisna olarak.
0
m e b
(23.07.17)
herturlu r&b sarkusi.
0
mayeskuel
(23.07.17)
Guilty pleasure olmayan, rap ve spoken word tarzı.
0
aychovsky
(23.07.17)
genel olarak ilk aklıma gelen drake oldu. özellikle bir şarkı söylemem gerekirse weston road flows ama drake'i genel olarak beğeniyorum.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(23.07.17)
türk sanat musikisinden bazı parçalar.
0
tabirimekruh
(23.07.17)
ustune para verseler tarkan dinlemem ama kış güneşi şarkisi baska, tabi onda da yildiz ablamizon imzaciği var..
0
alttaraf
(23.07.17)
caz dinleyicisiyim ama evde gizli gizli şunu dinliyorum.
www.youtube.com
0
sanrı
(23.07.17)
(11)

Kızlar erkeklerin ilgisini çektiğinizi ne zaman farkettiniz

qazedcsrfvtyhngujmkol
Özellikle ergenligin başındaki kızlar sanki bunun için çabalıyor gibi oysa ben çocukken kızları karşı cins veya etkilenilmesi gereken varlıklar olarak görmezdim lisede bile öyleydim ama.şimdi bakıyorum kızlara dikkat çekici giyiniyor ve davranıyorlar. Moda olduğu için mi kasıtlı mı bilmiyorum. Siz k
Özellikle ergenligin başındaki kızlar sanki bunun için çabalıyor gibi oysa ben çocukken kızları karşı cins veya etkilenilmesi gereken varlıklar olarak görmezdim lisede bile öyleydim ama.şimdi bakıyorum kızlara dikkat çekici giyiniyor ve davranıyorlar. Moda olduğu için mi kasıtlı mı bilmiyorum. Siz kaç yaşında karşı cinsin cinsel anlamda farkına vardınız
0
qazedcsrfvtyhngujmkol
(23.07.17)
Anasinifinda.
0
lamira
(23.07.17)
5 yaşında 2 kişiye birden aşıktım.
0
jazzabel
(23.07.17)
Peki kendi yaşıtınız erkeklere mi yoksa her erkeğe mi
0
🌸qazedcsrfvtyhngujmkol
(23.07.17)
anaokulunda +1

anaokulundaki ilk aşkımı hatırlıyorum mesela.
sonra da ilkokulda 3-4 yıl süren bir aşk hikayem oldu.

ikisi de benim yaşıtımdı.
0
blatta hiberna
(23.07.17)
4-5 yaşında erkek arkadaşım vardı. Düşününce bir yıldan fazla sürmüş. Benden 2-3 yaş büyüktü. 'Büyüyünce evleneceğiz' diyorduk. Annemler de bize gülüyordu. Bir kere elele tutuşup dönmeye başladık, millete 'Biz sevişiyoruz' demiştik, o zaman kızmışlardı. Biz taşınınca mecburen ayrılmıştık. Sevişmenin ne olduğunun anlatılması 10 yıl sonra oldu.
0
aychovsky
(23.07.17)
Bence oglanlar da kizlar kadar karsi cinsi etkilemek icin ugrasiyor. Sen erkeklerden etkilenmedigin icin diger erkeklerin ne kadar cabaladigini fark etmiyorsun. O spor salonlari spor icin mi dolu saniyorsun. Erkekler de sacini sekillendirmeye basladi. Dar giysiler giyiyorlar. Muhafazakar kesim bile poposunu ve gogsunu belli eden daracik pantolon ve gomlek giymeye basladi. Nargile kafeler gogus killarini tiras eden muhafazakar adamlarla dolu.
0
Traveller
(23.07.17)
İlkokul 2'de üst sınıftaki Doğan'a platonik aşık(!) olmuştum, sarışın mavi gözlüydü. O zaman kendinden büyük birine aşık olunur sanıyordum. Sanırım 8-9 yaşındayken de sokakta oynarken bir ortak arkadaşımız Can'la beni o zaman inşaat kumları olurdu onun üstüne çıkartmış ve kollarımızı yukarı kaldırarak "Can mslny'e aşık!!!" Diye bağırmıştı, o kadar utanmıştım ki gerisini hatırlamıyorum. İlk o zaman farkettim oluyor bu sanırım.
0
mslny
(23.07.17)
İlkokul 5de.baya geç fark etmişim yalnız haha
Ahmet ve arkadaşlari parka yanimiza geldi. Biri ahmet seni seviyor ama söylemeye utanıyor demişti. Hiç de kast ettiğin gibi bir çocuk değildim. Sonra ahmet esmer minyon bir kızla evlendi -mutlu son -
0
cabiday
(23.07.17)
Daha 6-7 yaşlarındayken mahallede beni "sevdiğini" iddia eden iki kuzen vardı, bazen güreşe tutuşur bazen de koşu yarışı yaparlardı benim için. Yüzlerine karşı salaklar derdim ama içten içe hoşuma giderdi.
Ben de ilk kez ilkokul ikinci sınıfta birinden hoşlandım.
9-10 yaşlarında mahalleden hoşlandığım çocuğun yanına giderken giyim kuşamıma dikkat ettiğim zamanları hatırlıyorum.
0
pike
(24.07.17)
Erkekler ile kadınlar arasında bir ilişki olduğunun hep farkındaydım. Ben bu işe ne zaman dahil oldum onu anlatayım.

3 yaşındayken çizgi filmdeki MonAmi prensine aşıktım. Kanal geceleri Supersport olurdu, ben de sabaha kadar aşk acısı çekerdim :D

5 yaşındayken erkekler konusunda zevkim oturmuştu. Dans eşimden hoşlanmazdım mesela. Eyüp isminde, saçları kısacık tıraşlı, esmer bir çocuktu. Sessiz sakindi. Ellerinin terlemesi dışında kötü bir yanı yoktu aslında. Pansiyonlu bölge okulunda okuyorduk. Öğrenci profili hep fakir köylü çocuklardı. Onun elbiseleri diğerlerininkinden daha bir soluktu. Sanırım yanıma yakıştıramamıştım. Devir beyaz tenli, jöleli saçlı çocukların devriydi. Umarım Eyüp okuyup iyi yerlere gelmiştir. Zira sonradan folklor eşimle anladım ki jöleli çocuklar beş para etmezmiş.

7 yaşındayken sıra arkadaşım Merve defterine erotik çizimler yapardı. Dikdörtgen şeklinde yatak, üzerine 2 adet çöp adam-kadın, dikdörgenin yanında yerde Harry Potter gözlüğü şeklinde sütyen ve üçgen bir külot. Arada aşırı romantik sözler. Renkli bir fantezi dünyası vardı. Beni bayağı aydınlatmıştı.

Ara ara flörtlerim oldu ama bunlardan pek bahsetmeyeceğim. Sonuçta ben kimsenin kafesleyebileceği bir kuş değildim. Yine de Nevzat hoş çocuktu.
s-media-cache-ak0.pinimg.com

Kısacık hayatımdan onlarca hayat dersi çıkarmışım. Aferin bana :)
0
Lim5
(24.07.17)
İlkokulu sınıfımdaki çocuğa aşık olarak geçirdim. Ona şiirler, mektuplar yazardım ama kendime saklar, ona vermezdim. Öyle bir hani gidip söyleyeyim durumu olmadı ama benle ilgilensin çok istiyordum. Çok safçaydı ama aşktı, biliyorum.

Günümüz çocuklarının ve ergenlerinin işi çok zor. Her türlü ekrandan her türlü şey gözlerine sokuluyor çocukların. Allah onların da ailelerin de yardımcısı olsun.
0
medre
(24.07.17)
(2)

Fransızca bir soru

rhoda
Selamlar,fotoğrafta yazan cümlenin anlamı nedir? translate çok saçma çevirdi.
Selamlar,fotoğrafta yazan cümlenin anlamı nedir? translate çok saçma çevirdi.
0
rhoda
(23.07.17)
Alex, seni sevmedim. Gerçekten sevmedim (Gerçek sevgi değildi). Beni unut.
:(
0
aychovsky
(23.07.17)
"Pas vraiment", "gerçekten sevmedim"den çok "pek o kadar da sevmedim" anlamında.
0
pinocchio
(26.07.17)
(17)

Friends dizisi hakkında

marowak
İlk 7 bölümü izledim. Ortalama gidiyor ama şu ana kadar hiç güldürmedi. Başlarda olduğum için mi böyle sonradan daha iyi oluyor mu?
İlk 7 bölümü izledim. Ortalama gidiyor ama şu ana kadar hiç güldürmedi. Başlarda olduğum için mi böyle sonradan daha iyi oluyor mu?
0
marowak
(23.07.17)
Ilk 1.5 sezonda cok az guldugumu hatirliyorum. Daha sonra acayip sardi, kalan 8 sezonu 2 ay gibi bir surede bitirmistim :)
Tabi isinamadiysan devam etme ama bende de durum oyle baslamisti
0
aioniotita
(23.07.17)
Isındım diziye karakterleri sevdim. Devam edeyim o zaman :) HIMYM olmasını beklemiyorum tabi esprileri eskimiştir doğal olarak
0
🌸marowak
(23.07.17)
birkac defa basladim, gulmedigim ve sevmedigim icin biraktim. dunyanin en overrated seylerinden biri olabilir bana kalirsa.
0
fragile lady
(23.07.17)
"HIMYM olmasını beklemiyorum tabi esprileri eskimiştir doğal olarak".

Bismillah! Aman diyim carpilirsin!
0
yetersiz veri
(23.07.17)
Valla bizde izledik tebessüm bile etmedik başlarda sonralarda da etmedik, sonra bıraktık diziyi.
0
basond
(23.07.17)
4un sonlarinda sarmisti beni oyle diyeyim :) ama sevdikten sonra da onlarca kez izlemisimdir.
0
pide
(23.07.17)
İyi de friends daha eski himym'den nasıl esprileri eskimiş oluyor firends'in? olsa olsa himym friendsin çakması olur.
0
zannedersem tek eksiginiz bendim
(23.07.17)
Yetersiz veri +1

İlk ondan sonra alisiyosun. Devam et.
0
elorelia
(23.07.17)
yetersiz veri + 1
Seinfeld Friends'i, Friends HIMYM'ı döver. :)
İlk sezonlar daha durağan ama sonradan daha da açılıyor. O zaman beğenmezseniz bırakın tabii, zorla izlemeyin.
0
aychovsky
(23.07.17)
Ben de ilk sezondan sonra sevenlerdenim,bırakma bence izlemeye devam :)
0
archery
(23.07.17)
Ben daha 2. Bolumde birakmistim dayanamayip. Hic gulmedim. Seinfeld ustune tanimam <3
0
loveisallaround
(23.07.17)
bu tür sitcomların atası seinfeld. ona kesinlikle gülersin diye düşünüyorum. george costanza tek başına yeter:)
0
nothing in my way
(23.07.17)
Ben ilk sezondan sonra alışmıştım. Karakterleri tanımak, ısınmak gerekebilir. İlk izlediğinizde gülmediğiniz bir sahneye karakterleri tanıdıktan sonra yarıla yarıla gülebilirsiniz yani. Bir de ben günde 1-2 bölüm izlerdim. Öyle güzel oluyor.
0
opethian
(23.07.17)
@yetersiz veri+1 demeye geldim.

Bence bu gayet yeterli.
0
qazaqwsx
(23.07.17)
Sonradan sarıyor, alıştıkça karakterleri özlüyorsun, arkadaşların gibi oluyor resmen. Biz eşimle geçen yazı Friendsle geçirdik, bittiğinde baya bi üzülmüştük. Ah Chandler ah.
0
medre
(24.07.17)
"HIMYM olmasını beklemiyorum tabi esprileri eskimiştir doğal olarak"
Aman diyeyim duymamış olayım. Azimle izlemeye devam 2. sezonla beraber dizi de açılıyor, kendisine geliyor.
0
fengari
(24.07.17)
himiyim ilmisini biklimiyirim tibi ispiriliri iskimiştir diğil ilirik.

sen HIMYM'i tekrar izle bence, bırak Friends'i filan.
0
cezzar dede
(07.08.17)
(6)

Özyeğin üniversitesi genel tablo

sack jparrow
Bu aralar girilen entrylerde oldukça gömülmüş. Nedir bu kadar gömülme sebebi? Belli kalibrede bir okul olduğu kadrosundan rahatça anlaşılabiliyor. Çoğu akademisyeni yurtdışı masterlı dereceli isimler. Yazık ediliyor gibi geldi bana. 10 yaşına daha yeni giren bir okul. Okuldaki çalışanlar da belli em
Bu aralar girilen entrylerde oldukça gömülmüş. Nedir bu kadar gömülme sebebi? Belli kalibrede bir okul olduğu kadrosundan rahatça anlaşılabiliyor. Çoğu akademisyeni yurtdışı masterlı dereceli isimler. Yazık ediliyor gibi geldi bana. 10 yaşına daha yeni giren bir okul. Okuldaki çalışanlar da belli emek harcıyorlar öğrenim için. Sizin görüşleriniz nelerdir? Okulla ilgili bir dönem işi düşmüş veya mezun tanıdıklarının paylaşması elzemdir fikirlerini. Okula gidip görmeden, tanımadan yorum yapanları bi dışarı alalım bu arada.
0
sack jparrow
(23.07.17)
bünyesinde bulunanlardan duyduğum kadarıyla vakıf üniversiteleri arasında koç ve sabancı kadar olmasa da prestijli imiş.
0
zgrydn
(23.07.17)
Neden gömüldüğünü ben de anlamıyorum. Çok iyi bir kadrosu var ve mzel üniversiteler içinde de iyi bir yere sahip. Öğrencilerinin puanları çok yüksek değil, bir Koç-Sabancı değil, belki beklentileri bu olan insanlar gömmüştür.
0
aychovsky
(23.07.17)
@aychovsky nefret seviyesinde bi bakış seziliyor. Kötü birşey bu. Ona dikkat çekmeye çalıştım.
0
🌸sack jparrow
(23.07.17)
Shuttle problemi, yol problemi, katlana katlana artan okul ücreti, çalışma alanları, düşen öğrenci profili, yönetim ve öğrenci arasındaki kopukluk vs vs. Öğrenci olan herkesin bildiği şeyler var aslında, her şey hoca kalitesi değil.
0
tescillimarka
(23.07.17)
ben de bir üniversiteyi babasının malıymış gibi savunanlara uyuzum nedense.
0
nothing in my way
(23.07.17)
gömülüyor olması dikkatimi çekmemiş ama öğrenci kalitesi ve saçma ismi sebebiyle olabilir.
tanımam etmem.
0
d e j i n
(23.07.17)
(4)

Derdini Anlatacak Kadar Yazılım/Programlama Öğrenmek

dave87
Üniversiteyi bitirmiş, 4-5 yıldır işinde gücünde bir insan olarak yazılım/programlama öğrenmeli miyim? Mantıklı bir heves mi bu?İşimle doğrudan ilgili değil. Belki ileride çok çok uzaktan ilgili olabilir.Ama hem vizyonumu genişletmek, hem de çağı yakalamak için öğrenmeli miyim sizce?(Evet derseniz n
Üniversiteyi bitirmiş, 4-5 yıldır işinde gücünde bir insan olarak yazılım/programlama öğrenmeli miyim? Mantıklı bir heves mi bu?

İşimle doğrudan ilgili değil. Belki ileride çok çok uzaktan ilgili olabilir.

Ama hem vizyonumu genişletmek, hem de çağı yakalamak için öğrenmeli miyim sizce?
(Evet derseniz nereden ve nasıl başlamalıyım?)

Yoksa "ne işin olur, git kitap falan oku, erken yat uykunu al" falan mı dersiniz?
0
dave87
(23.07.17)
ilgin yoksa öğrenilmez. varsa çok güzel olur benim de kafamın bir köşesinde hep.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(23.07.17)
Hobi olarak öğrenilir, niye öğrenilmesin? Bence programlama felsefe ile kucak kucağa giden, mantık kurmayı öğreten bir süreç ve gerçekten ufuk açıcı. Özellikle karmaşık problemleri bilgisayara aktarmak hayatı başka bir yerde simüle ediyormuşsunuz gibi. Hatta işle ilgili olsun olmasın, ortaokullarda falan kesin algoritma geliştirme dersleri olmalı (var mı bilmiyorum). Ayrıca hevesiniz varsa, neden öğrenmeyesiniz. Zararı olmayacağı gibi, faydası bile olabilir.
0
aychovsky
(23.07.17)
Tabii ki ogrenmelisin ! Oncelikle entelektuel tatmin icin sonrasinda cagdas kalabilmek icin gelecegi kacirmamak icin. Hayatta bazen sirf bize pratik bir getirisi olsun diye ogrenilmez her sey.

15 yil sonra coluk cocuk catir cutur programlama yaparken ingilizce bilmeyen ebeveyn gibi aciz duruma dusmezsin en azindan. Dunya otomasyona dogru evrildi. Su modern dunyada gordugun her sey az cok artik programlama.

Ha para kazanmazsin belki ama bakis acin degisir belki kucuk kucukte olsa kendi yararina isler yapabilirsin.

Bana gore su an Ingilizce bilmek ne kadar temel ise, basic programlama bilmek keza o kadar anlamli.

www.codecademy.com
www.coursera.org
www.udacity.com

Buralardan baslayabilirsin. (ingilizce on kosul)
0
qazaqwsx
(23.07.17)
qazaqwsx +1 bende buralardan başladım hobi olarak. Sonra d&r a gidip kafama yatan kitapları aldım, okudum, çalıştım. Şimdi html, css, js, php , sql bve bootstrap biliyorum. Bu arada 3 tane web sitesi yaptım freelance olarak, gayette memnun kaldı müşteriler. Buarada başlangıçtan bu zamana kadar geçen süre 1 yıl oldu.
0
hlt1985
(23.07.17)
(3)

Büyükcekmece tavsiye

basubadelmevt
Büyükcekmeceye gidicez.Tavsiyeleriniz var mı? Neler yapalım?
Büyükcekmeceye gidicez.Tavsiyeleriniz var mı? Neler yapalım?
0
basubadelmevt
(23.07.17)
sahilde gezeceksiniz bir ileri bir geri bunun dışında çok bir olay yok
0
basond
(23.07.17)
Yemeği Chaplin'de yiyebilirsiniz, ben seviyorum.
Dondurmayı o pahalı heriften almayın çok pahalı idi yanlış hatılamıyorsam, ama yanlış hatırlıyorsam alabilirsiniz.
0
atom karincanin torunu
(23.07.17)
İlk önce yemek kısmından başlayayım:
Chaplin + 1, benim de Büyükçekmece'de yemeği en sevdiğim yer Chaplin. Alkollü bir şeyler içiyorsanız da, yanındaki Gepetto. Yeni açılan Simpson's diye bir yer var ama yemek seçenekleri Chaplin'e göre az. Chaplin'de çeşit de çok en hafifinden en ağırına birçok şey var.
Diğer bir seçenek de sahil tarafında gezinmek ve bir şeyler içmek ama yemeği göl tarafında yemek. Göl tarafında yöresel evler vardır. Kapadokya evi, Kayseri evi, Aydın evi diye 15-20 ev vardır. Her evde o yörenin yemekleri yapılır. O evlerde de yöresel yemek yiyebilirsiniz ama yazın biraz ağır olabiliyor.
Dondurma yer misiniz bilmiyorum, yerseniz sahildeki İsmail Şafak'tan alın.
Canınız midye dolma çekerse, Pamuk Anne'den alın. Hem temizdir, hem de güzeldir. Pamuk Anne de aksi yaşlılardan biridir ama yine de çok güleryüzlüdür.
Sahilde birileri Thai dondurması yapıyor. Yapılışı çok ilginç ama tadı kağıt gibiymiş. Yapılışını izlemek zevkli.

Yapılacaklara geilnce:
Bunun dışında, sahil boyunu dümdüz yürürseniz Gürpınar'a gelirsiniz. Bisiklet kiralayarak bisiklet sürebilirsiniz. İlk 15 dakika kalabalık olabilir, insanlar yola atlayabilir ama Gürpınar tarafına vardığınızda pek insan kalmıyor, oradaki bisiklet yollarından yokuşu tırmanırsanız çok güzel manzarası var. O manzaraya karşı oturup müzik dinlemeyi çok severim.
Ayrıca, akşam gidiyorsanız sahilde şunları göreceksiniz. Bunlarda oturup bir şeyler içmek de dünyanın en keyifli şeylerinden biri.
i.hizliresim.com
Bu sene platformu her gün kurmadılar sanırım ama şöyle bir platform var denizde, orada da bir şeyler içerek muhabbet etmek güzel oluyor.
i.hizliresim.com
Geceleri denize kurulu platformda açık hava sineması oluyor bu pufların üzerinde. Bugün var mı bilmiyorum ama geceye kalacaksanız değişik bir alternatif olabilir. Yani, sinema perdesi denizde, siz sahilde puflara oturup film izliyorsunuz.
Bunun dışında geceleri mehtap turu oluyor. İskele biraz uzakta sahile, otobüsle 5 dakikada gidilir ama, akşamları oradan mehtap turlarına binebilirsiniz.
Sokak tezgahlarını dolaşabilirsiniz. Çok güzel cam ezme, cam boyama, taş boyama, vb. şeyler yapan var. İki hafta önce oradan ahşapa boyanmış bir resim aldım, pakete sarılı şu an. Özetle, tezgahları dolanabilirsiniz.
Gündüz giriyorsanız ve 'Büyükçekmece'de denize girmekten tiksinmem' diyorsanız, plaj tarafından denize girmeyin. Az ileride, gözlemecileri geçtiğinizde puflu kafeler ve şezlonglar var. O tarafın denizi yosunsuz ve kafelerde cüzdan/telefon bırakmak daha güvenli.
0
aychovsky
(23.07.17)
(27)

kuaföre çemkirme? sorusu (capsli)

manuel mandalina
Kızlar, cuma günü saçımı perma yaptırdım. 24 saat yıkama, sonrasında istediğin gibi yıkayıp kurutabilirsin dedi kuaför. Ben yine de kıvırcık saç için olan bakım ürünlerinden aldım. İlk yaptırdığım gün saçta bi kaç düz yer kaldığını gördüm ama fazla takılmadım, kuaför şekillendirirken düzleşti herald
Kızlar, cuma günü saçımı perma yaptırdım. 24 saat yıkama, sonrasında istediğin gibi yıkayıp kurutabilirsin dedi kuaför. Ben yine de kıvırcık saç için olan bakım ürünlerinden aldım. İlk yaptırdığım gün saçta bi kaç düz yer kaldığını gördüm ama fazla takılmadım, kuaför şekillendirirken düzleşti heralde diye düşündüm.

Dün akşam ilk kez yıkadığımda, saç bi kaç tutam dışında bayaa eski haline döndü (ilk halinin fotosu yok ama bildiğiniz bonus gibi olmuştu ve sevmiştim). İlk kez böyle uzun vadeli ve maliyetli bi işlem yaptırdım, sorum: kuaföre ne şekilde döneyim? Arada saç kestirmek için gittiğim bi yer burası, fazla samimiyetim yok. Arayıp tepkisine mi bakayım, yoksa çıkıp gidip, gösterip, düzeltmesini mi talep edeyim? Hemen tekrar yapacak olsa da saç zarar görür herhalde di mi? Yardım pls :/
0
manuel mandalina
(23.07.17)
Kalk git direkt göster. Bu perma değil ki evde ormussun de acmissin gibi duruyor. İnkar edecek bisey yok ortada.
0
elorelia
(23.07.17)
Kalk git göster +1

Kıvırcık saçlı biri olarak şunu da söylemeden geçemeyeceğim. Kullandığınız şekillendiriiclere göre saçınızın dalgası çok değişir. Jöle ile başka köpük ile başka briyantin ile başkadır. Saçınızı görmek istediğiniz halinde gösteren şekillendiriciyi bulmak doğal kıvırcıklar için bile zordur. Henüz yeni olduğunuz için belki de saçı nasıl şekillendireceğinizi size uygun ürünü bilemediniz. Bunu da göz önünde bulundurun lütfen. Çünkü kuaförlerde gerçekten güzel bonus dalga yapan ürünler var. Vigo ile köpükle vs. yapıyorlar. Biraz da zaman tanıyın derim ben. Çünkü saçınız doğru ürün ve taramayla yapılmamış göründü bana.

Kişisel önerim saçlar ıslakken duşta taranmalı sonra bir daha hiç taranmadan şekillendirmeli ve öylece kurutmalısınız. Kıvırcık saç bile yıka çık kadar kolay değilken röfle daha da zordur diye düşünüyorum. Yine de süreci giidp kuaförle görüşün.
0
medre
(23.07.17)
Bence gidip göster ama tekrar bir işlem yaparsa o saçlar yanık yanık yoluk yoluk olmaz mı :( Belli bir süre sonra yeniden perma yapsın, ama o nasıl garantiye alınır onu bilemedim.

Kuaförün beceriksizliği bir yana ben bu halini de beğendim. Vigo ile falan kurutulursa daha da dalgalı, hoş olur.
0
hair freak
(23.07.17)
@elo, aynı öyle görünüyor gerçekten.

@medre, yıkama, bakım ve kurutma işini kuaförün gösterdiği ve tarif ettiği biçimde yaptım. Hatta o özel bir ürün kullanmana gerek yok demişti, ben onun kullandığı ürünlerden de aldım. Vigoyla kurutmayı gösterirken, kullanma amacının havayı dağıtarak vermek olduğunu, kıvırcık yapar gibi çevirerek değil, yalnızca kurutma amaçlı sabit tutmam gerektiğini söyledi mesela.
0
🌸manuel mandalina
(23.07.17)
zirrealist
(23.07.17)
bunu yapan adamın düzeltmesine de çok güvenmem ben olsam. arayıp telefonla bi görüşün yine de, gitmeseniz bile haberi olsun.
0
aşksız prens
(23.07.17)
@hair, bu halindeki sorun şu; saçımı kendi halinde kurumaya bıraktığımda da bu kadar dalgası var zaten, benim amacım homojen ve daha kıvırcık bir görünüm elde etmekti ama bu sefer arkalar eskisi gibi, yalnızca tepesinde bir tutam ise ince kıvırcık oldu.
0
🌸manuel mandalina
(23.07.17)
Yani bildiğin tutmamış bir perma bu o zaman, mutlaka göstermelisin ama aşksız prens de çok haklı, tekrar yaptığından nasıl medet umacaksın? Kuaför yanaşmayacaktır ama iade alabilmek en hayırlısı olacak gibi duruyor. Kendi maliyetini alsın en fazlası, kalanı iade etsin.
0
hair freak
(23.07.17)
1.Sacinizda boya gibi islem var miydi perma oncesi? Islem gormus saclarda perma tutmuyor.
2.sac sarilirken ince ince mi sarildi kalin kalin mi? Kalinsa su dalgasi gibi duruyor inceyse zenci kivircigi. Sizinkisi kalin sarilmis galiba. Ama yine de tutmamis.
3.kokulu bir kimyasal mi kullandilar yaparken? Kokusuz/organik artik ismi her neyse o pek iyi tutmuyor. Belki kullanilan malzeme sikintilidir.
4.keske saci yikamak icin acele etmeseydiniz.
5.islemden sonraki gunlerde saca toka vs taktiysaniz o da etkiliyor. Toplanmadan durmasi gerekiyor sacin.
6.gecmis olsun.
7.islemi tekrarlatmayin perme deli gibi dokuyor ve yakiyor saci.
0
nax
(23.07.17)
Perma çok zararlı saça yeniden yaptirma yakabilir saçını kuaför. Medrenin dediği gibi bir süre özel ürünlerle idare et. Bir kaç ay sonra iyi bir kuaföre yaptır.
0
old possum
(23.07.17)
@nax,
1. Hiçbir işlem yoktu.
2. Başta ben su dalgası gibi bişey istemiştim. Kısa saça olmaz, istersen klasik ince perma yapabiliriz dedi, ben de kabul ettim. En incenin bir kalını ile sardı, arkanın alt kısımları kısa diye en ince ile sardı. İlk sonuç bayaa da hoşuma gitmişti.
3. Çürük yumurta gibi kokan çok keskin buharı olan bi kimyasal kullandı.
4. Saçı 24 saat sonra yıkayabilirsin dedi. Yıkadığımda 30 saati geçmişti ama dediğim gibi düzlüklerin bir kısmı yıkamadan önce de mevcuttu.
5. Toka gibi bişey takmadım hiç.
6. Teşekkür ederim.
7. Peki. Ama tepede çok kıvırcık ve gerisi dalgalı tuhaf bi saçım oldu :/

Tanıdığım ve gördüğüm kadarıyla kuaför yetkin ve becerikli birisi. Bana kalırsa ilaçla ilgili bi noktada bi sorun oldu. Benim fikrim; bu işlem eski moda ve artık pek yaptırılmayan bişey ya, ilaç bozulmuş falan olabilir belki.
0
🌸manuel mandalina
(23.07.17)
büyük ihtimalle olay kimsasal yüzünden 5 yıl once yaptırmıştım. alerjik biriyim saç derim çok kaşındı diye daha o aksam yıkadım saçlarımı. buna rağmen bozulmadı 1 yıl sonra bile su dalgasi gibi kullandım saçlarımı.
0
kuzey li
(23.07.17)
ya çok alakasız olacak ama bence çok güzel olmuş saçın kullan böyle işte ne güzel?
0
evde liyakat kalmamis
(23.07.17)
@e bana, ben de tam senin gibi düşünüyorum. Kıvırcık ya da homojen dalgalı bişey beklerken tepesi kıvırcık koyun gibi oldum :D özellikle arkası bayaa düz oldu.

Ben saç uzatmaya dayanamayan birisiyim. Saçım iri dalgalı olduğundan ara boylarda çok tuhaf sağa sola meylediyor, öyle olunca fön gerekiyor, ben de düz saç sevmediğimden az uzayınca hemen kestiriyorum. Dedim ki bi permayı deneyeyim, beğenirsem uzatmama da yardımcı olur belki. Kuaför, sana perma olmaz, keselim deseydi de çok takılmazdım, saçıma acımam yani. Ama bu işlem+bakım malzemelerine 300 küsür lira para verdim, dolayısıyla şu an parama daha çok acıyorum :p
0
🌸manuel mandalina
(23.07.17)
@liyakat, fotodan çok anlaşılmıyor sanırım ama tepesi çok komik xD
0
🌸manuel mandalina
(23.07.17)
Sevgili kızlar, fikirleriniz için çok teşekkür ederim. Genel görüşe göre tekrar yaptırmaya girişmiyorum öyleyse. Kuaföre gidip gösteriyorum, ısmarlarsa bi bardak soğuk su içip çıkıyorum, okey midir?
0
🌸manuel mandalina
(23.07.17)
Adama git göster + 1, En azından ne yapamadığını bilsin. Yendien perma yapılırsa saçı ele alma ihtimalin var, o yüzden en az bir süre beklemesi gerek. O sürede saçına ne iyi geliyorsa onunla bakım yapabilirsin. Örneğin, argan yağı gibi şeyler bazı insanlara iyi geliyor, beni hatır hutur kaşındırtıyor. Belki de bir saç bakım merkezine gidip orada bir bakım yaptırabilirsin, olmadı internetten ya da buradan güzel tarifleri olan birileri vardır kesin.

Zamanında su dalgası yaptırmıştım. Saçın gerçekten su dalgası için kısa duruyor, suyun dalgası gelemeden saç biter zaten. Ben omuzdaki saçla gittiğimde 'Oooo, dalgalık yer yok, uzat gel' demişlerdi; sutyen hizasına kadar uzatıp gitmiştim. Kıvırcıklaşınca, kalın kıvırcık, su dalgası olmasına rağmen omuz hizama çekti saç. Yıkayınca 10 santime yakın uzuyordu, kuruyunca o 10 santim geri çekiliyordu. Düze yakın bir saçım olduğu için de 48 saat yıkama demişlerdi, ben 3 gün beklemiştim. Yine de ön kısmında bir parça düz kalmıştı. Orayı kendim akşamları bigudi ile kıvırıyordum. Eğer saç yapımız benzerse, saçın perma için de kısa duruyor biraz. Kıvırcıklaştıkça yuvarlaklar saçı iyice kısaltıyor. Muhtemelen bu saçın yapısına da bağlı bir şeydir ama benim gibi bir saçın varsa sıkı perma yapılırsa bu sefer de Afro gibi olabilir. Arada derede bir şey yapılması lazım. Bu yüzden, bunu şu açıdan fırsat olarak da görebilirsin aslında: Adama gidip çemkirebilirsin '1 ton para verdim, hiçbir halt olmadı' diye. Ya parasını geri isteyebilirsin ya da bir zaman sonra yeniden yapmasını isteyebilirsin. İkinci sefer yaptıracağında biraz daha uzar ve istediğin kalınlıkta yaptırabilirsin ama başka birine yaptırsan daha iyi. Bu adam ikinci kez tutturamazsa bir de onunla uğraşma, saça yazık ama paran da gitmesin istiyorsan, adamdan daha sonra randevu da alabilirsin.

Edit: Uzun istemiyormuşsun saçı. O zaman şu bir seçenek olabilir. Adam gidip çemkir, en azından senden sonra gidene '48 saate kadar' desin. Hani, hiç olmazsa o kurtulsun. Belki adam sana bakım yapar bir sonraki su dalgası için ya da bedavaya keser.

Edit2: Benim de daha öncesinden hiçbir işlemim yoktu, sadece saçım kıvırcık olsun diye gitmiştim.
0
aychovsky
(23.07.17)
Çaki saçı gelmiştir diye kapıya asmasın bari :/
0
Bruce
(23.07.17)
@ayço, saçıma daha önce hiç işlem yaptırmadım, sanırım bu yüzden permadan sonra da fena durmuyo, yıpranmış gibi değil. ben de su dalgası istiyordum aslında, hatta bu boydaki saça olur mu diye duyuru da açmıştım. kuaför de olmaz dedi ve ben de perma yapmasını istedim. hatta ilk o tepemde toplanmış görüntüsü de gayet hoşuma gittiydi. ama daha o aşamada bile bazı yerleri ve uçları düzdü zaten, hiç çok kıvırcık olmadı.

verilen öneriler sonucunda ben de senin dediğin gibi yapmayı düşündüm. adamın beceriksiz olduğunu düşünmüyorum aslında, muhtemelen ilaç bozuk olduğundan falan tutmadı. ama sonuçta uzman olan o ve ben ödediğimin karşılığını alamadım bu tabloda. saça takıntılı biri olsa oturur ağlardı belki ama ben şu an verdiğim paraya acıyorum daha çok.

özetle gidip sonucu göstericem ve ileride ücretsiz bi işlem yapmasını talep edicem öyleyse.
0
🌸manuel mandalina
(23.07.17)
Krdş perma demişsin ama bu Yıldız Tilbe'nin uyandıktan sonraki saçı.

Eğer kuaförün vadettiği şey saçlarının dalgalı olmasıysa bence kuaföre dava bile açabilirsin.
0
dissendium
(23.07.17)
Bence adama gidin, paranızı geri isteyin. Bağırın çağırın. Sizi her yerde ifşa ederim diyin. Adam resmen yüzsüz gibi 300TL'nizi alıp, saçınıza hiçbir şey yapmamış. Bu resmen adam kandırmaya girer. "Paranın üstüne soğuk su içerim." gibi tavırlara girmeyin. Biraz hakkınızı arayın. Böyle yaklaşımlardan ötürü, kuaförlerin hepsi tepemize çıkıyor.
0
agluna
(23.07.17)
@diss, dün gece yıkadıktan sonra bakım kremi sürüp, kurutup yattım.
fotodaki de yataktan kalktığım hali zaten, üzerine tekrardan şekillendirme falan yapmadım. derdim dağınıklığıyla değil de yeteri kadar kıvırcık olmamasıyla ilgili aslında. bu nedenle ekstra bi işlem uygulamadan çektim fotoyu.
0
🌸manuel mandalina
(23.07.17)
@agluna, aslında tam dediğin tipte hakkını arayan biriyim ben de. fakat bu adamın kesiminden ve genel tavrından memnunum aslında. sanırım bu işlemde talihsiz bişeyler oldu. bu nedenle işin raconunu öğrenmek istiyorum, duyuruyu açma sebebim de bu aslında. röfle, gölge gibi maliyetli işlem yaptırıp beğenmeyen bi ton insan oluyor. bunların hepsi, üstüne bi kere daha yaptırdığında saça zarar veriyor duyduğum kadarıyla. özetle çözüm için ne yapmak gerekir bilemedim.

parayı istesem tuhaf bi durum olacak ve bi daha gitmemem gerekecek sanırım. yine en uygunu, gidip konuşup ileride ücretsiz işlem talep etmek gibi görünüyor sanki.
0
🌸manuel mandalina
(23.07.17)
Nasıl gelişmeler?
0
hair freak
(26.07.17)
bilemedim ama güzel olmuş bence..
0
secrex
(26.07.17)
Dalgalı saça sahip olarak 2-3 kez perma yaptırmışlığım var ve 1 aya kadar çok Kıvırcık olur hiç sevmem. 1 ay sonrası çok tatlı Kıvırcığa dönerek neredeyse 2 yıla kadar kıvraklığı sürer. Su dalgası yapmış resmen! Perma pahalı bi işlem ve mutlaka zaman geçirmeden git 20 gün sonra telafisini yapsın, o kadar zararlı olmaz. Bu arada saçının normalde yapısı nasıl? hiçbi şey kâr etmeyen düz saça sahipsen ancak öyle bu sonuç olur.
0
mslny
(27.07.17)
@mslyn, saçım iri dalgalı. Daha şekilli dursun diye bu işlemi yaptırdım sözde. Bugün kuaförle konuştum, sonuca dair yeni duyuru açtım.

www.eksiduyuru.com
0
🌸manuel mandalina
(05.08.17)
(19)

24-25 yaşın üstündekilere soruyorum

ms brownstone
24-25 yazmamın sebebi çoğu insanın bu yaşlarda işini gücünü oturtup bir düzen kurmuş olması. Bu yaşlardan sonra yakın arkadaş edindiniz mi hiç? Edindiyseniz de hangi ortamlarda tanıştınız o arkadaşlarınızla? Bana bu yaşlardan sonra lisede ya da üniversitedeki gibi dostluklar kurabilmek imkansız geli
24-25 yazmamın sebebi çoğu insanın bu yaşlarda işini gücünü oturtup bir düzen kurmuş olması.

Bu yaşlardan sonra yakın arkadaş edindiniz mi hiç? Edindiyseniz de hangi ortamlarda tanıştınız o arkadaşlarınızla?

Bana bu yaşlardan sonra lisede ya da üniversitedeki gibi dostluklar kurabilmek imkansız geliyor. Haklı mıyım yoksa tersini yapabilen var mı merak ediyorum.
0
ms brownstone
(22.07.17)
Edindim bir 26 da ben.
0
goodz
(22.07.17)
24 25 ve sonrasindna master doktora falan devam ediyorsaniz yine nadir de olsa bulunuyor. hele yurtdisinda ise istesende istemesende bulmak zorundasin sosyal olarak hayatta kalabilmek icin. is mevzusu ayri tabii..
0
qazaqwsx
(22.07.17)
iş yerinden çok güzel bir dostum oldu,
ayrıca iş yerinde bir arkadaşımın sayesinde katıldığım etkinlikler ile (birlikte gidilen konser, basketbol maçları, günübirlik geziler gibi) yine çok güzel insanlar tanıdım.
İş yerinde hepsiyle yollarımızı ayırdık ama whatsapp grubunda ülkeyi kurtarmaya, canımız sıkıldığında birbirimize destek olmaya aynı şehirde oldukça buluşmaya veya buluşmak için aynı şehirde olmaya dikkat ediyoruz.
kısa ve uzun vadeli çok güzel etkinlik planlarımız var.

ama,

bir kardeş kadar yakın (biri 26, diğeri 21 yıllık dostum) seviyesine kolay gelinmiyor azizim...

kafa dengi birinin olması gerçekten zor, ama imkansız değil. sadece okul hayatındaki gibi birbirini tanımak için çok vaktin veya sabrın/tahammülün yok o yüzden daha da zorlaşıyor her şey.
0
part time pollyanna
(22.07.17)
En yakın son dönem arkadaşlarım %80 iş arkadaşımdı; kendi işimden, part time ek iş yaptığım yerlerden. Bir kısmını lise ve üniversitedekilerden daha çok sevdim, daha yakınız şimdi. İş arkadaşları ile arkadaş olmayınca, günde 9-10 saatinin geçtiği yerdekilerle boş zamanda kakara kikiri yapamıyorsam iş işkence oluyor benim için. İşlerde maaştan önce aradığım kriter bu.

Bunun dışındaki son dönem arkadaşlarım da daha çok arkadaşlarımın arkadaşları falan oldu.

Abim 36 yaşında il değiştirdi, sıfırdan çevre yaptı kendine. O da arkadaşlarının arkadaşlarından yürüdü. Şimdiki sevgilisiyle de o şekilde tanıştı.
0
aychovsky
(22.07.17)
işyeri +1
0
kuzey li
(22.07.17)
ne varsa eski arkadaşlarda diyorum. çocukluk arkadaşları, okul hayatın boyunca...

ilkokuldan (neyse ki şu garabet "ilköğretim okulu" adını değiştirdiler. her okul, sınav adı sürekli değiştirilerek nesiller arasındaki bağlantılar koparılıyor. sbs-lys sonra teog, öss-öys sonra lgs-lys) üniversiteye.

sonrasında nadir bence.
0
runagain
(22.07.17)
28 yaşındayım çalıştığım yerden edindim. çoğu +30.
0
oxit
(22.07.17)
Ben edinemedim. Orta düzey arkadaşlıklar kurdum en fazla
0
mezarkabul
(22.07.17)
Yapılabiliyor bu, sayıca çok fazla olmasa da iyi dostlar edinebiliyorsunuz.

Yaş 35+
0
iwfx
(22.07.17)
dost kavramına bağlı bence. benim de işyerinden edindiğim 2-3 arkadaşım var böyle ama ha deyince şu an yanımda olamıyorlar. telefondan görüşmeye çalışıyoruz. sık görüşemesek de kaldığımız yerden devam edebiliyoruz ki bu önemli bence. bir de birbirimiz hakkında art niyetli olmuyoruz hiç. yanlış yapıyorsa da söylüyoruz. dediğim gibi farklı şehirlerdeyiz ama hala fikir alışverişimiz hayat paylaşımlarımız devam eder.
0
dedim ben sana
(22.07.17)
Benim şöyle oldu, 17 yıl önceden varlığını bildiğim fakat gıcık olduğum biriydi hem de hiç tanışmadan. 10 yıl önce de arkadaş ortamında tanıştık fakat yine uzaktık, öyle bikaç kereden sonra filmdi diziydi sanattı saçtı makyajdı muhabbet ilerledi gruptan ayrı da görüşmeye başladık, fakat ben özel hayat konusunda ketum olduğum için hiç oralara girmezdim. 4 yıl sonra-yaş 29 iken- benim dipte olduğum bir zaman arkadaş ortamında ben maskemi takmış takılır haldeyken bana dedi ki "senin gözlerinde bir hüzün var, diğer günlerdeki gibi değilsin, neyin var?" O sanırım ikimiz içinde bir kırılma anı oldu, o günden beri neredeyse herşeyimi bilir ve belki de o konuda en yakın arkadaşım dostum oldu. Maşallah diyeyim.
0
mslny
(22.07.17)
Yakın arkadaşlık diye bir şey yok.. Herkes yoluna gidiyor bir süre sonra..
0
st curse
(22.07.17)
yaş 31, k. edindim, özellikle iş arkadaşlarımdan aynı zamanda da eşimin çocukluk arkadaşları ve onların iş arkadaşları çok iyi dostlarım oldu.
0
duyond
(22.07.17)
ilk önce işsizim. bir düzenim yok. ama 24 yaşında da 25 yaşında da yakın arkadaşlıklar kurdum. yakın arkadaşlılar bitirdim. lise ve üniversitedeki arkadaşlıklar da kalıcı değil. yakın arkadaşlar ekşiden de oldu, ortak çevreden de.
0
rain when i die
(23.07.17)
31.
edinmedim. edinmeyi umuyorum.
0
filteria
(23.07.17)
üniversitede de genellikle çok kalıcı olmuyor ki... şansın varsa 3-4 kişiyle bağlantıyı koparmıyorsun sadece o. sonrasında iş arkadaşları oluyor, onların arkadaşları oluyor. iş güç sebebiyle şehir değiştirmediyseniz sosyal ortamınız korunuyor zaten.
0
zgrydn
(23.07.17)
işyerinde ya da kurslar aracılığıyla edindim.
0
yüzyıllık yalnızlık
(23.07.17)
25. son günlerde benzer şeyler geçiyordu aklımdan. Ben sorunu biraz kendimde, biraz iş ortamımda, biraz da arkadaşlarda buldum.

hoş deģil gerçekten.
0
Zeth
(23.07.17)
Ne iş yeri, ne de okul. 25'imde kuzenimin kız arkadaşıyla tanıştım, 26'da avukatımla dava dışı görüşmeye başladık. İkisi de çok yakın dostum. Geçirilen zaman tabi önemli ama şart değil. Yine de babamın artık kardeş statüsünde gördüğü arkadaşlarının %90'ı lise ve üniversiteden. Belli olmuyor bu işler.
0
dijalli
(23.07.17)
(8)

Affetmekle ilgili

river song
Çok kırıldıgınız kızdıgınız birini affettiğinizde nasıl hissediyorsunuz arkadaşlar? pişman olundu af dilendi samimiydi belki de değildi o kısımlarıyla ilgilenmiyorum bile. biliyorum affetmek tamamiyle unutmak değildir hayatımda da olmayacak bir daha ama -beni mahveden insanlar ve o karanlık anlar- g
Çok kırıldıgınız kızdıgınız birini affettiğinizde nasıl hissediyorsunuz arkadaşlar? pişman olundu af dilendi samimiydi belki de değildi o kısımlarıyla ilgilenmiyorum bile. biliyorum affetmek tamamiyle unutmak değildir hayatımda da olmayacak bir daha ama -beni mahveden insanlar ve o karanlık anlar- geçidine girdiğimde kendime hakim olamayıp zırlamaya baslıyorum. 1,5 yıllık bir olay en yakın arkadasımla yasadım. bir aydır falan da çözülmeye basladı, taze oldugu için mi böyle yoksa affettim derken yalan mı söyledim. daha ne olması gerekiyor ki pişmandı yeterince. yaptıklarını ve olanları değiştiremem ve hep böyle kendimle taşımak istemiyorum bu kırgınlığı.
0
river song
(22.07.17)
Ben de zırlıyorum valla çoğu zaman. Ama tabii bu karşımdaki değer verdiğim ve çok sevdiğim bir insansa oluyor. Çok da önemsemediğim birine kırılmam zaten. Kızarsam da unutur geçerim bir zaman sonra. Ama gerçekten değer verdiğim birinden kötü bir şey gördüysem aylar sonra bile ağlayabiliyorum hatırladıkça.
0
ms brownstone
(22.07.17)
Gerçekten affetmiş miydin yoksa affetmeyi istedin ve öyle mi söyledin? Affettik sanırız ama gerçekte affedemeyiz çoğu zaman. Çözülmen yeni geliyor olabilir.

Ya da evet affettin ama bu yine de yaşadığın kırgınlığı geçirmez. Kaybolan saflığa ve dostluğa ve bunları yaşamış olmana da ağlıyor olabilirsin.

Ağlamak iyidir, yüreğin yıkanır, ferahlarsın.
0
medre
(22.07.17)
eskisi gibi görünsen de seni üzen bir his arada kalbini yokluyor.
0
part time pollyanna
(22.07.17)
çiviyi bir tahtaya çakmaya benziyor. çiviyi tahtadan sökebilirsin ama o iz geçmez.
0
runagain
(22.07.17)
normalde çok kinci biri olsam da çok sevdiğim kişilere de sonsuza yakın hoşgörüyle yaklaşırım, "öyle demek istememiştir.", "niyeti öyle değildir, durum bu hale gelmiştir elinde olmadan." gibi çeşitli düşüncelerle hata sayılacak hareketlerini görmezden gelirim. ama ben her ne kadar böyle düşünsem de herhalde o tür davranışlar tahammül bardağımı yavaş yavaş dolduruyor olacak ki kırıldım mı da o davranışı hiç unutmam. üstünden ne kadar zaman geçse de o arkadaşımla çok iyi vakit geçiriyorken birden o davranışı aklıma gelir ve o an yaptığımız faaliyet bana eziyet vermeye başlar, suratımı asmama sebep olur. o an soğuma hissi peydah olur.

özetle, böyle şeyler oluyor işte, yapı meselesi herhalde.
0
m e b
(22.07.17)
İkinci şansı herkese veririm. Aşırı büyük bir şey yapılmadıysa, ne bileyim, annemi babamı katır kutur kesmemişse affederim. Çünkü ben de hata yapıyorum. Benim de sözlerimi tutamadığım oluyor. Söz tutmama nedenim de bilerek, isteyerek tutamama değil; becerememe oluyor genellikle. Ne bileyim, en basitinden 'Sabah erken kalkacağım' deyip, sabah saati kaparıp uyurum mesela. Bunun tabii büyük boylu olanları da var. Hani, genel olarak iyi bir insan olmama ve öyle görülmeme rağmen istemeden, bazen kendime rağmen, hatta yapacağımın kalbini kıracağını aklıma bile gelmeyen ve sonradan 'Cidden buna kırıldın mı' dediğim nedenlerden bile kırmışımdır insanları. Ben böyle dandik dundik, yamuk yumuk bir insansam, millete kızacak neyim var ki? Bu konuda 'İlk taşı günahsız olan atsın' bakış açım var. Bir de o günahı henüz işlememiş olmak, gelecekte işlemeyeceğimiz anlamına gelmiyor. Şimdi bize çok uzak olması, gelecekte de aynı uzaklıkta olmayacağımız anlamına gelmiyor. Her şey insanlar için, beşer şaşar. Bir gün o günahı benim işlemeyeceğimi nereden biliyorum. Şu an pasif agresif de değilim, doğrudan pasifim ama bir gün cinnet geçirip cinayet işlemeyeceğimi nereden biliyorum. Kendine güven hiçbir şeyi değiştirmiyor; çevre şartları kişiliğimiz üzerinden bizi manipüle ediyor. Şu an kınadığım şeyi, 30 yıl sonra tükürüp yalamaya yakın olup olmayacağımı bilmiyorum.

Kişiyi affederim ama gerçekten yaptığı için üzgünse. Yani, gelip 'Hadi yap bir ablalık, ikinci şansı veriver' gibi değil de, gerçekten üzgünse, pişmansa ve anamı babamı kesmek kadar büyük bir şey yapmamışsa, içim de kaldırıyorsa, 'Aman, ben kimim ki, sen kimsin ki. İkimiz de organ torbasından öte değiliz sonuçta' deyip affederim. Bir de kırgınlık kolay geçen bir şey değil ama gördüğüm kadarı ile yeterince zamana bakıyor hepsi .Yani, anneni babanı gözlerinin önünde kıtır kıtır doğradıysa belki birkaç ömürlük sürede affedilir belki. Ömrüm 700 yıl olsa, 300. yılda falan affederim belki ama ömrümün af süresine yetmemesi, onun affedilebilir olduğunu değiştirmiyor.

Affetmekle ilgili şöyle bir masal/hikaye/anekdot/bir şey var. Kişisel gelişim şeyleri okuma yaşım geçse ve hikaye biraz basit olsa da, katılıyorum kendisine.
www.yenimakale.com

Bir de İspanyolların bir atasözü var 'Affetmeyi öğrendim ama unutmayı öğrenmedim' diye. Bu, aslında çevirisi kadar anlamlı bir atasözü değil. Çevirince çok anlamlı duruyor. Anlamı şu, 'Kızgın değilim sana ama henüz sızısı geçmedi'. Bu dönem geçince de 'Affetmeyi de, unutmayı da öğrendim' dönemi başlıyor. Bu bir günde, iki günde olacak şey değil. Yani, insan 'Affettim' deyince anında affedilmiyor. Aslında affetmekten bir önceki an, affettikten bir sonraki ana göre çok daha anlayışlı, yumuşak, vb. olunuyor. Çünkü, affetmediğinde ilişkinin biteceğini biliyorsun ve bir daha konuşabilmek, görebilmek artık lüks olduğunda yapılan şey gözünde daha minik görünüyor. Affettiğin andan itibarense kaybetme korkusu ortadan kalktığı gibi, o kişiyle her türlü ilişki aynen korunuyor. İnsanda 'E bu cezasını çekmedi ki, ben hala sinirliyim ama biz hala aynı yerdeyiz' duygusu oluyor. Olan adaletsizmiş gibi oluyor.

Bunun üstesinden gelmenin yolu da yeni hatıralar yaratmak. Ne kadar çok zaman ve yaşanmışlık geçerse üstünden, o kadar derinlerde kayboluyor. Yeni hatıralar eskileri eritiyor. Bir noktadan sonra sen özellikle eşelemezsen ya da özellikle hatırlatılmıyorsa hatırlamaz hale geliyor insan. Bu bir hafıza meselesi de. Normal hafızalı bir insansanız zamanla unutulur. Benim gibi balık hafızalı iseniz 'Ben sana çok kızgınım ama niye hatırlamıyorum. Hala kızgınım ama' benzeri durumlar oluyor. Hafıza çok iyiyse, acının ve kırıklığın geçmesi ve yükün hafiflemesi biraz daha fazla zaman alır. E aklınıza geldikçe ve üzüldükçe ağlamak da normal. Daha yeni affettiniz ve acısı taze. O kişiye ilk günkü gibi güvenmek zorunda değilsiniz, ilk günkü gibi güvenmemeniz de ilişkiniz tatsız tuzsuz olacak demek değil. Zamanla yerli yerine oturur. Biraz dalgalı kur bu işler; iyi gibi oluyor insan, sonra tekrar hatırlayıp bozuluyor, sonra biraz daha iyi oluyor. Dünya üzerinde 'Heyooo, affettim kanka, gel kırlara koşalım sarılarak' diye bir şey yok ya da 'Barıştığımıza göre getir bakalım bizim ajandayı, bu akşam ekibi topluyoruz' diye bir şey yok. Ağlamanız da normal, aranızda garip sessizlikler olması da normal, hatta aranızın bir garip olması ve laflayamamanız da normal. Zaman alıyor, belki daha önceki alışkanlıkları ve güzel hatıraları birkaç tur tekrarlamak gerekiyor.

Üstüne yeni hatıralar yaratmak gerekiyor ama bunu da 'Çabucacık unutayım diye tüm hatıraları hemen şimdi yaratalım' diye acele etmek de ters tepebilir. Zamana bırakınca, zaman usul usul halleder onu. İçinizden geldiği gibi davranın. Üzülüyorsanız üzülüyorsunuzdur ya da bir an gelir 'Bir süre görüşmeyelim, ben kendime gelmeden görüşemeyeceğim' de olur. Affettiğiniz kişiye kapıları tamamen kapatmayın ama içinizden gelmeyen bir arkadaşlık gösterisinde de bulunmayın. Hislerinizi inkar edecek değilsiniz sonuçta. O da zaten affedilen olarak bu konuda sabırlı olması gereken kişi.
0
aychovsky
(22.07.17)
çok güzel yorumlar bütünü olmuş bu başlık, ama arkadaşlar ölüm var ya.
affettiğiniz/affedemediğiniz kişi ya da siz yarına çıkacak mısınız belli değil? belki affetme isteğiniz içinizde öleceksiniz ya da ölecek. ya da ne bileyim insanlar ne acılar çekiyor ya bu da bi şey mi diyerek sineye çektiğim çok şey oluyor. yaşım 26 ve yaklaşık 5-6 senedir bu bilinçle davranıyorum. "amaaan ölümlü dünya, vur patlasın çal oynasın" tarzında ve gevşekliğinde yaşamdan bahsetmiyorum. ama ölüm var ve her şeyin unutulabilme kapasitesi var. bence değerlendirin, unutmaya çalışın.
0
ok
(23.07.17)
verilip tutulmayan sözlere lafım olmaz görmezden gelmesini bilirim, yalanı görmezden gelebilirim, kırıcı sözler beni kıramaz lakin bir kere satıldığımı, kullanıldığımı hissediyorsam bitmiştir. asla 2. şansı tanımam. bu yaşıma kadar kimseye 2. şans tanımadım bundan sonra da tanımayacağım zira diğerlerine haksızlık olur bu.
0
odiyus
(23.07.17)
(15)

Duyurunun kadinlari bir baksaniza ?

qazaqwsx
Merhaba,Terk ettiginiz adamin sonrasinda nasil oldugubu merak etmisinizdir saniyorum. Belki hic arayip sormadiniz ya da bir sefer falan nasilsin diye sormussunuzdur en fazla heralde. Bu normal heralde degil mi yapiliyor heralde bir seye yormamak lazim ?Peki terk eden kadin sonrasinda ortalama ayda 1
Merhaba,

Terk ettiginiz adamin sonrasinda nasil oldugubu merak etmisinizdir saniyorum. Belki hic arayip sormadiniz ya da bir sefer falan nasilsin diye sormussunuzdur en fazla heralde. Bu normal heralde degil mi yapiliyor heralde bir seye yormamak lazim ?

Peki terk eden kadin sonrasinda ortalama ayda 1 nasilsin diye yaziyorsa dogum gunu kutluyorsa bu ne demek ya ? Hayir tam duzluge cikacagim devam edecegim tak diye tekrar karsima cikiyor. Uzuluyorum ne hissedecegimi sasiriyorum.Hayir geri donme hissiyatini da almiyorum, hala aptal gibi iyi niyetli bir insan oldugunu da dusunuyorum ama bunun bana aci verecegini dusunmuyor mu ? Ne dusunuyor olabilir ? Olasiliklar neler ? Gorusmek bulusmak istedigini soyluyor..

Ilk bir engelleme sureci giriyor araya sonra "cocuk muyuz?" kafasi giriyor engel yok. numarayi falan siliyorsun. Tamam sonra "tam iyiyim iyilesiyorum" derken olur olmadik saatlerde ortalama ayda bir iki ayda bir bana ulasiyor nasilsin falan diyor..Bir kac ay oldu ayrilali. Ciddi bir iliski idi.

Kadin bakis acisina ihtiyacim var..

not:ayrildiktan sonra bir sefer bile kendim iletisime girmedim ulasmadim bulasmadim bilgi akisini kestim. Bunu beklemiyordu aklima sadece bu geliyor..
0
qazaqwsx
(22.07.17)
Kadın değilim ama inanma seni üzecek diyeyim. Mutsuz olduğunu görürse sezerse iyi hissedecek mutluysan uzulecektir seni mutsuz etmek için ugrasacaktir.
0
teyteyteyteytey
(22.07.17)
herhangi bişey hissetmiyor. yani nefret de etmiyor, duygusal anlamda da sevmiyor. ama yaşanmışlıkların olduğunu düşünüp bu şekilde davranıyor bence. yani senin iyi ve zararsız bi insan olduğunu düşünüyo ve arkadaş gibi davranıyor.
ben yaptım ordan biliyorum.
kadınım bu arada. böyle durumlarda kadın ve erkeğin davranışı farketmiyor.
0
moratoryumkisilik
(22.07.17)
Yokluyor, baska hicbir anlam arama.
0
piremses
(22.07.17)
Samimi olarak merak ediyor da olabilir, eğer kanlı bıçaklı ayrılmadıysanız bu hareketler çok anormal değil, belli bir yaşanmışlık var, doğum günü vs kutlanabilir. Ama eğer tüm bunlar size iyi gelmniyorsa, o zaman bunları istemediğinizi, iletişim halinde olmanın size zarar verdiğini söyleyin. Laftan anlıyorsa ne ala. Yok hala inatla devam ediyorsa o zaman engelleyeceksiniz iletişim kurduğu yolları.
0
fengari
(22.07.17)
Kişinin sizinle iletişim kurmasını çok rahat biçimde engelleyebilirsiniz.

Bana mesaj atma dediğiniz halde atıyorsa engelleyin.

Soruya cevap,
Bir kere yapmış olsa özlem derdim ama ayda bir yapiyorsa muhtemelen can sıkıntısı.
0
elorelia
(22.07.17)
biraz ilgi gösterirseniz, "ego booster" olarak kullanılacaksınız.

yokluyor denebilir.
0
blatta hiberna
(22.07.17)
elorelia güzel demiş. +1
0
Zeth
(22.07.17)
blatta hiberna + 1953264565354546

ego booster. arada seni yoklayacak ümit verecek sonra seni moda sokup gidecek. bi süre sonra tekrar aynı şeyler. onun hayatına biri girse bile yapacak bunu. amaç tamamen ilgi. çocukluk bu yeaa falan deme bas engeli geç. kendini kullandırma. varsın çocuk desin arkandan, üzülmenden iyidir.

emin değilsen bi kere azıcık ilgi göster haklı olduğumu göreceksin.
0
buneperhizwhatisthis
(22.07.17)
Bunu en son 20'li yaşların başında yapmıştım. Ayda bir arıyordum. Sebeplerim tamamen playing star again'in dedikleri ile aynıydı. Bir yandan, ilişkinin benim yüzümden bittiğini düşünüp onu üzdüm diye vicdan azabı duyuyordum, bir yandan 'Bir umut var mıdır ki, birleşir miyiz' diye arıyordum. İkisini birden. Bir de beni unutmasını istemiyordum, çünkü ben unutamamıştım.
0
aychovsky
(22.07.17)
Ben bu soruya cevap vermistim.
Onu hayatindan cikarmana tahammul edememis terk etmis bile olsa, surekli ulasip canini acitarak orada oldugunu belirtmek istiyor.
Iste cani filan da sikilmis olabilir, ben terkettim beni aramasi lazimdi, bana yalvarmasi lazimdi niye boyle olmadi pfff filan diyordur.

Yani kimse aptal degil, canini acittigini biliyor, hani oldu ki geri donmeyi bile dusunuyor olsa, pisman olsa bile bu tarz yaklasimlari dogru bulmuyorum.
0
kuehles blondes
(22.07.17)
Ben nasıl ayrıldığımıza bağlı olarak doğum günü dışında yazmam. Sen artık kızın elini attığı anda bulabileceği kişisin. Görmek istemiyorsan engelle. Çocuk muyuz kafasını boşver ruh sağlığına iyilik yap.
0
jazzabel
(23.07.17)
Yemleniyorsun.
0
arnold schwarzeneger
(24.07.17)
Bunun kadın olmakla erkek olmakla ilgisi yok. Genel olarak bir insan terk ettiği insanı ayda bir "yoklamamalı". Niyet iyi bile olsa sizin kafanızı kariştırabilecegini düşünmeli. Dusuncesizlik ediyor. Bence eski sevgilinizin kibarca terslenip uzaklastirilmasinin zamanı gelmiş.
0
aquarium
(24.07.17)
Bunu benım de yapmışlığım vardır ve dendiği gibi karşımdakinin çok iyi biri olduğunu ve benim yüzümden acı çektiğini bildiğim için nasıl olduğunu öğrenme amaçlıydı. Karşıdaki insanın sil baştan acı çektiğini işin aslı düşünmedim. Doğum günü kutlama olayı için ise yıllarını geçirdiğin insan ile çok büyük kavgalarla ayrılınmadıysa kutlanabilir görüşündeyim.

bence karşınızdaki insana sen her sorduğunda ben kötü oluyorum diye belirtin tekrar yazarsa yoklama amacı olabilir. oyle bir amacı yoksa sadece iyi olup olmadığını merak ediyordur.
0
kullanıcı adını aktif edemeyen insan
(24.07.17)
Bana da çok yapıldı. Allah belasını versin o yapanların.
0
tughan
(25.07.17)
(8)

moda guruları şu ayakkabıya bakar mısınız?

balpolen
Bugün mangoda buna cok benzeyen bir ayakkabı denedim. Önü biraz küt kesim ve topugu bu şekilde desenli degil, onun dışında neredeyse aynı ayakkabı. Deri, fiyatı 137 tlydi. Ben bunu alayım mı? Bacak boyumu kesmesinden korktum ama kesmedi. Fakat emin de olamadım. Yağmurda giyilmez mesela. Bir de nasıl
Bugün mangoda buna cok benzeyen bir ayakkabı denedim. Önü biraz küt kesim ve topugu bu şekilde desenli degil, onun dışında neredeyse aynı ayakkabı. Deri, fiyatı 137 tlydi. Ben bunu alayım mı? Bacak boyumu kesmesinden korktum ama kesmedi. Fakat emin de olamadım. Yağmurda giyilmez mesela. Bir de nasıl, ne renklerle kombinlerim bilemedim. Sizler ne diyorsunuz? Nasıl ayakkabı?

Bonus soru: Diyelim ki ayakkabıyı aldım, elbise ile giyersem, buna hangi renk külotlu çorap olur? Siyah olmaz bence. Baya kötü durur?

st.mngbcn.com
0
balpolen
(22.07.17)
bordo, koyu yeşil, lacivert opak çoraplarla gideri olabilir de keser bu bacak boyunu illa ki...
mangodan ayakkabı alınır mı emin değilim aslında.
0
sibertenik
(22.07.17)
Bacak boyunu kesmesi ne demek?

Hafiften zor bir renk.

Bunu siyah çorapla giyebilmek için aklıma gelen yol, siyah kazak/triko ve ayakkabı ile aynı renk etek kombinasyonu ile olur. Aynı renk etek olmayınca siyah çorabı çok güzel kaldırmayabilir, uyumsuz durabilir.

Bunun dışında bordo demeyim de, bordo-taba bir karışım ile güzel durur ya da içinde bu rengin olduğu ama ana rengin bu olmadığı elbiselerle giyilebilir. Bordo-kremit ve sıcak tonlu buz mavisimsi bir şey giyilebilir.

Bunun dışında beyaz kazak ve skinny kot pantolon ile kullanılabilir. Krem rengi skinny pantolon ile kombinleyebilirsin ama pantolon sarı alt tonlu (beje dönük) olmalı, pembe alt tonlu olursa renkler çatışır.

Simsiyah giyinip altına bunu giyersen açar, boğulmayı engelleyici güzel bir aksesuar olur.

Bej rengi bir palton varsa, onunla kombinlenebilir.

Hiçbiri olmazsa çanta aynı renk olursa kurtarabilir.

Düşününce uygun bir skinny kot altına gider.
0
aychovsky
(22.07.17)
@aychovsky; bacaklarımı kısa göstermedi, bunun dışında baska bir bot daha gösterdim, o direk kısa gösterdi mesela
0
🌸balpolen
(22.07.17)
Ben 1-2 kış önce mango'dan almıştım baya benzerini.

Benimki biraz daha kısası ama kotlarla gayet güzel oluyor.
s-media-cache-ak0.pinimg.com

çorap ten rengi olmalı bence.opak koyu bir çorapla düşünemedim.
cdn.lookastic.co.uk

genel olarak her renge uyuyor,kullanışlı.
yazın şortla bile giyilir yani.
glamradar.com
s-media-cache-ak0.pinimg.com
0
demoniclewinsky
(22.07.17)
Bence direkt ten ile giyilmeli renkli giymezdim. Ben de denemiştim ve rahatsız gelmişti. .
0
cabiday
(22.07.17)
ten rengi çorapla kullanmak için mutlaka
geçişi sağlayacak kısa çorap gerekiyor bence. hatta doğru kullanıldığında bacak boyunu da uzatır.
gerçi bu model renk ve boy olarak daha kışlık. yine opak çoraba kalırsın diye düşünüyorum.
0
sibertenik
(22.07.17)
Mangoda gercek deri ayakkabinin 137 tl olmasina sasirdim, emin misin gercek deri olduguna?

Ben koyu mavi (indigo gibi) skinny kotla yakistirirdim, aslinda beyaza calan soluk mavi gibi de olur. Corap ya da elbiseyle pek yakistiramadim, belki skater dress tarzinda mini-midi (max diz ustunde bitmeli) olabilir. 40 den ten rengi corap olabilir elbise giyilirse. Koyu yesil/kahverengi filan gozumde kotu canlandi. Opak siyah da olabilir
0
kuehles blondes
(22.07.17)
evet, geçen sezonun ayakkabısı, yaz ayı oldugu icin yarı fiyatına suan
0
🌸balpolen
(22.07.17)
(18)

Şarkı önerisi (rock-metal)

estranged
Rock-metal sever gençler şöyle yıllarca dinlenilecek destansı şarkı önerilerinizi beklerim. rainbow - stargazergnr - estrangedmetallica - master of puppets iron maiden - rime of the ancient mariner deep purple - child in timegibi.
Rock-metal sever gençler şöyle yıllarca dinlenilecek destansı şarkı önerilerinizi beklerim.

rainbow - stargazer
gnr - estranged
metallica - master of puppets
iron maiden - rime of the ancient mariner
deep purple - child in time

gibi.
0
estranged
(21.07.17)
iced earth - prophecy
0
manuel mandalina
(21.07.17)
savatage - chance
0
manuel mandalina
(21.07.17)
megadeth - holy wars, hangar 18
0
manuel mandalina
(21.07.17)
avantasia - the scarecrow

not: mobile edit koyun!
0
manuel mandalina
(21.07.17)
Funkadelic - maggot brain
0
freebird5406_2
(21.07.17)
savatage - chance kısa sürede sıkmıştı
megadeth'i örneklere koymayı unutmuşum.

diğerlerine bir bakayım.
0
🌸estranged
(21.07.17)
sun of the sleepless - phoenix rise
0
unstabledotpy
(21.07.17)
slash-anastasia
0
nundu
(21.07.17)
Slayer - Raining Blood

Bir tane de Glam eklesem olur mu, çok severim de: Alice Cooper - Poison.
0
aychovsky
(21.07.17)
Iron Maiden- Tüm şarkıları \m/ (up the irons !)

bonus:

Helloween- If I could Fly

editlerim aklıma geldikçe, hayatım bu müziklerle geçti.
0
qazaqwsx
(21.07.17)
savatage - morphine child, öyleyse.
0
manuel mandalina
(21.07.17)
helloween - keeper of the seven keys
0
manuel mandalina
(22.07.17)
hocam morphine child da chance'a göre biraz daha uzun gitti o kadar. savatage'e bir ara iyi sarmıştım ama şu an sadece summers rain listemde duruyor.
0
🌸estranged
(22.07.17)
rainbow - man on the silver mountain www.youtube.com

deep purple - soldier of fortune www.youtube.com

led zeppelin - kashmir www.youtube.com

heaven and hell - children of the sea www.youtube.com

testament - electric crown www.youtube.com

iron maiden - dance of death www.youtube.com

ufo - doctor doctor www.youtube.com


daha sert tayfayı, progressive olaylarını katmadım.
0
cay koy geliyorum
(22.07.17)
Genesis-Firth of fifth
Jethro tull-Aqualung
Eloy-Posedion's Creation
Camel-Echoes
Iron Maiden- Dream of Mirrors
Pink Floyd- Dogs/Pigs


Biraz progressive ağırlıklı ve sayıca fazla oldu ama yazmaya başlayınca durduramadım kendimi.
0
yeteramadenedimherseyi
(22.07.17)
sen savatage'ı anlayamamışın gardaşım :/

arch&matheos - neurotically wired
0
manuel mandalina
(22.07.17)
tool - lateralus, schism, pot, hooker with a penis, 10.000 days...

ya da şöyle diyeyim, zaten 4 albümleri var (salival ve opiate'i saymadım ama onlar da harikadır). önce lateralus ve 10.000 days albümlerini dinle, ordan zaten birkaç ay sadece tool dinleyeceksin.
0
rahip janick
(22.07.17)
Emigrate - blood
Lordi - Would you love a monsterman
Lordi - Devil is a loser
Aria - Attila
Aria - Torero (Enstrumental)
Aria - Volounteer (Enstrumental)
Joe Satriani - Crowd chant
open.spotify.com
Motorhead - Brotherhood of man (Bak bu efsane)
Rammstein - Alter mann
Lordi - Dynamite tonite
Oomph! - Augen auf
Erdling - Blitz und donner
Ost+front - Stermenkinder
Metallica - Here comes revenge
Marlyn manson - The fight song
0
stavro
(22.07.17)
(11)

Veganlara / Vejetaryenlere neden karsisiniz?

Traveller
Kendi halinde olanlara yani...Az once haber okudum: https://gaiadergi.com/koylulerden-vegan-yurttasa-sistematik-nefret-saldirilari/Haber ne kadar dogru bilmiyorum (onu tartismayalim) ama bir insanin ne yeMEdigi baskasini neden bu kadar cok ilgilendiriyor?Eskiden ve hatta hala sismanlarla ilgili cok
Kendi halinde olanlara yani...

Az once haber okudum: gaiadergi.com

Haber ne kadar dogru bilmiyorum (onu tartismayalim) ama bir insanin ne yeMEdigi baskasini neden bu kadar cok ilgilendiriyor?

Eskiden ve hatta hala sismanlarla ilgili cok yiyor, baskasinin hakkini yiyor, okuz gibi seklinde karalamalar yapilmakta. Birinin ne yedigine cok takintiliyiz ama ben durum orada bitiyor saniyordum. Ne yazik ki birilerinin ne yeMEdigine de takintiliyiz.

Farkli olan kimseyi mi sevmiyoruz?
0
Traveller
(21.07.17)
Kimsenin ne yemediğine karışmıyoruz da onlar bizim ne yediğimize çok karışıyor, o sıkıntılı.
0
angelus
(21.07.17)
Genelde bunun tam tersi geçerli, asıl veganların et yiyenlere karşı suçlayıcı tavırları var. ama "muhafazakar" türk insanının farklı olan herkese karşı olduğu da bir gerçek.
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(21.07.17)
et yediğim için hayvansever olmadığımı kesin bir dille söylüyorlar misal. fazla çirkef buluyorum. doktorlar gibi bunlar da her ortamda illa vegan olduklarını söylerler falan. aferim.
0
hasmetizm 2046
(21.07.17)
Veganlar çok karışıyor+1, ama bu olay doğruysa çok saçmaymış gerçekten, köylülerde garip bir hadise var, ayrık olanı hep ayıklamak istiyorlar maalesef, saygı diye bi şey yok. Bi de o köye sonradan gittiyse baya sıkıntılı bi süreç, vegan olmasına gerek yok zaten köylülerin fuhuş yapıyor demeleri için.

Kendim için konuşacak olursam veganlara karşı değilim ama anlamıyorum, geçen duygu özaslan'ın bi videosunu izledim mesela, vejetaryen olduktan sonra kirpikleri dökülüyormuş, o yüzden kirpik serumu kullanacakmış ömür boyu veya işte başkalarından duydum vitamin takviyeleri almamız gerekiyor dışardan diyorlardı. Piyano hocamın parmağı kırıldı doktor et yemezsen zor iyileşir demişti ve gerçekten iyileşmedi 4 ay öyle alçıda kaldı parmağı, en son pes edip yedi de düzeldi. O zaman demek ki lazım hayvansal besinler. Bir kaç vegana bunlardan bahsettim, lazım olduğunu kesinlikle kabul etmiyorlar ama bir sürü örnek var işte, dışardan haplarla vs. lerle beslenmeyi desteklemek bana çok saçma geliyor. Kendi içimde tabii bu düşüncelerim, kimseyi bir şeye zorlayacak değilim.
0
ekaterina
(21.07.17)
geçen gün "veganlık tam boş adam işi değil mi" sorusunu yönettiğim duyuru hayvani şekilde silindi. veganlar can düşmanımdır, sokakta vegan görsem ısırarak yemeyi planlıyorum.

ceset yemeyin yazan eleman +1
0
doxanikee
(21.07.17)
Simdi bircogunuz birkac tane kotu(?) vegan gordu diye tum veganlara karsi olmussunuz. Bir de burada duyuru acsa ne olacak ki? Herkes istedigi dusunceyi yaymakta ozgur. Ustelik dusunceleri kimseye zarar vermeyecek turden. Bir de duyurunun basinda "Veganlara / Vejetaryenlere neden karsisiniz? Kendi halinde olanlara yani..." yani diye soru sordum.

@doxanikee umarim duyurunun icinde sana elestiri gibi gorunen ama normalde hakaret icerikli bir ifade yoktu. Ornegin "Veganlar bos adam" dersen bu hakarettir cunku bu cumlede kisinin dusuncesini elestirme degil kisiyi tumuyle asagilama var. Tabi ornek verdim, duyurunu hatirlamiyorum.
0
🌸Traveller
(21.07.17)
Soru: Farkli olan kimseyi mi sevmiyoruz?
Cevap: Bu sorunun muhatabı biz değiliz. Veganlara soracaksın, onlar sevmiyor.
0
Lim5
(21.07.17)
kimsenin hayatına ya da beslenme şartlarına karışmayan vegan/vejetaryanlara saldıran kişileri duymadım daha önce. ben de insanların hayatı ve tercihleri benim ve çevremin özgürlüklerine ve yaşam şekline karışmadığı sürece umursamıyorum zaten. vegan ve vejetaryanların saldırılarını ise her yerde görüyoruz. burada bile "ceset yemeyin", "hayvanlar köleniz değildir, her gün bilmemkaç tane köleniz oluyor" falan diye duyurudaki 1 tane kişiye bile acaba dedirtmeyi başaramayacak şekilde saldırgan cümleler seçenler var. ayrıca haber şu şekilde başlıyor:

"Yozgat’ta bir köyde annesi ile birlikte yaşayan vegan Ceren Sansar, köylülerin mal olarak gördüğü hayvanlara birey olarak davrandığı gerekçesi ile köylülerin nefret dolu tavırlarına maruz kalmıştı.

Kendininkinden farklı ve şefkatli tavrı anlayamayan köylüler..."

Yani %90'dan yüksek bir ihtimalle ya yalan ya da yanlı anlatılıyor. Direkt saldırgan vegan/vejetaryan ağzı kullanılmış. Muhtemelen yine propagandasını klasik saldırgan bir şekilde yaptığı için halk rahatsız olmuştur. Burada benzer duyuruları açanlara görmezden gelip, gülüp geçiyorum ben. Başkaları rahatsız oluyorlardır. Bu dürtme abartılınca da tepki gösteriyorlardı.
0
nawar
(21.07.17)
ben kendi halinde olanlara da karşıyım. Ellere karışmıyorum ama sevdiğim biriyse abartırım:

Önce vejeteryan sonra da vegan olan arkadaşımla epey uğraştım. Allahtan dünya tatlısı biriydi de baskıcı rejimimi kibarca savurabildi. Zaten sonra kedisinin et türevlerine nasıl delirdiğini görünce, kendisi için de normal olanın bu olduğuna karar vermiş ve yıllar sonra geri başlamış. Telefonda duyduğumda sevinçten ağlayacaktım.

Tadını sevmeyeni anlarım. Tepkisel olanları da kusura bakmasınlar, anlayamıyorum.
0
fallopian
(21.07.17)
angelus + 1
Benim bir derdim yok, hatta çok saldırgan vejetaryen de tanımıyorum. "Et yemiyorum" diyorlar sadece. Niye bir derdim olsun. Derdim benim yediğime karışanla, beni değiştirmeye çalışanla. Cemaate insan toplar gibi vegan toplanmaz ki. Kendi halinde olanla ne derdim olabilir. Yani, vejetaryen birine denilen "Ohh, kuzu şişi gömmüyor musun sen şimdi" ile, olmayan birine "Ceset yiyorsun" demek aynı anlayışsızlığın sonucu. Olay bireyde. Grupta değilz
0
aychovsky
(21.07.17)
vardı traveller'cığım. veganların anasına avradına sövüyordum.

asadasfsa şaka mısın birader, metni yazmışım oraya. şaka mısın sen ya.
0
doxanikee
(21.07.17)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.