Giriş
(4)

Valla bir arkadaşım - nasıl konuşayım

SiyamkedisiZorro
Kız benim en yakın arkadaşım. Hem biraz yaş paniğinden hem de daha önce pek bir duygusal deneyimi olmadığından 30 yaşında bir başka arkadaşımızla apar topar evlendi. Şimdi evlendiği arkadaş da iyi insan ama evlenilecek insan değildi, nitekim 5 sene sonra boşandılar. 8-9 sene oldu boşanalı. Bir oğull
Kız benim en yakın arkadaşım. Hem biraz yaş paniğinden hem de daha önce pek bir duygusal deneyimi olmadığından 30 yaşında bir başka arkadaşımızla apar topar evlendi. Şimdi evlendiği arkadaş da iyi insan ama evlenilecek insan değildi, nitekim 5 sene sonra boşandılar. 8-9 sene oldu boşanalı. Bir oğulları var.
Boşandıktan sonra kimse ile aşki bir ilişkisi olmadı. Birkaç yemeğe çıkma durumu hariç duygusal anlamda bir ortamı yok. Ama çok sosyaldir, yani oramını zenginleştirsin durumu kendi için geçerli değil.
Derken bir başka arkadaşımızın abisiyle tanıştırdılar. Bence gayet de doğru düzgün bir adam. Arkadaşımdan 8 yaş büyük. Boşanmış, çocuksuz ve arkadaşıma çok çok nazik davranıyor, el üstünde tutuyor.
Arkadaşım "ama onu görünce başım dönmüyor, midemde kelebekler uçuşmuyor" filan dedi. Adamdan hoşlanıyor ama ilk eşi gibi aşık olsun istiyor. Şimdi ben buna 30'lu yaşlarının hormonları ile şimdiki yaşının hormonları bir değil, o duygu hormon düzeyine de bağlı" dedim ama beni "geçti artık bizden" demişim gibi algılasın istemiyorum. Örneği ben eşimi çok seviyorum, ama normal bir şey değil mi ilk zamanlarda "heyoo bugün onunla buluşucam" derken her gün eve dönerken "yuppi!!" yapmıyorum, durum normalleşiyor. Ama bu ona sevgimin azaldığı anlamına gelmiyor.
Aslında hepimizin beklentileri durumu nasıl algıladığımızı şekillendiriyor. Sorum şu; istiyorum ki kendini "ilk seferdeki gib aşık olmazsam sevmiyorumdur" diye şartlandırmasın. Bunu ona en doğru biçimde nasıl anlatabilirim. Çünkü ana fikir "geçti artık bizden" değil, öyle hissetsin ya da ben öyle bir mesaj veriyorum gibi düşündün istemiyorum.
0
SiyamkedisiZorro
(21.07.17)
Ben 40+ insanlara sormak istedim acikcasi o yastan sonra neden normalleşip heyecanini kaybetsin ki insanlar, var mi boyle bir sey ? Boyle duygular sadece 20 30 yaslarinda mi hissediliyor ? hiç sanmiyorum ben.

Sizin uzun suredir evli oldugunuz eşinize karsi bir seylerin siradanlasmasiyla arkadasinizin yeni biri icin hissedecekleri ayni seyler degil. Bence dogru bir kıyas ve yonlendirme degil yaptiginiz. "istiyorum ki kendini ilk seferdeki gibi aşık olmazsam sevmiyorumdur diye şartlandırmasın." Demissiniz ama bence bırakın sartlandirsin. Insan her yaşta hissedebilir bence o kelebekleri. Yaşlı bir insandan da bahsetmiyoruz üstelik. Arkadasiniz en dogrusunu yapiyor, heyecan duymadigi biriyle sırf duzgun diye iliski yasamak istemiyorsa yaşamasın tabi ki.
0
aquarium
(21.07.17)
aquarium + 1

Yaptığınız karşılaştırma denk değil. Eşinizi yuppi diye karşılamamanızın nedeni yaş ya da büyümeniz değil, birlikteliğinizin yıllanması. Aşk hissinin yıllarla biraz ilgisi olabilir ama insan her yaşta aşık olabiliyor. Abim 43, kuzen 47 yaşında bildiğiniz kelebekli aşık oldular; onu geçtim, 60+ bir kadın tanıdığım aşık olduğu için geçen ay üç kere Fransa'ya gitti (ülkeler arası ilişki yaşıyorlar). Bu ay da o kalmaya geldi, tatilden ponçik ponçik, yanak yanağa pozlar gönderiyorlar. Adam 65+. Böyle duygular 20'li, 30'lu yaşlarından sonra hissedilmeyen duygular değil. Hatta şöyle söyleyeyim; bir erkek testosteronu iyice azalsa bile aşık olabilir, bir kadın östrojeni iyice azalsa bile aşık olabilir. İlişki uzun süreli olursa aynı normalleşme 20'li yaşlarda da oluyor. Aşkın azalması sevginin bitmemesi demek değil de, ilişkinin en başından aşkın hiç olmaması sevmeye engel olabilecek bir durum. Arkadaş gibi, kardeş gibi seversin ama sevgili gibiye, eş gibiye dönmesi ancak evliliği bir 'iştirak' gibi görüp 'İyi, en azından yanımda biri var' avuntusu ile olabilir. Eşinize karşı bugün hissettiğiniz sevginin temeli, o zaman hissettiğiniz aşk.

Arkadaşınız isteği aşırı doğal bir istek. Yalnız olmak, karnında kelebek uçurtmayan biri ile birlikte olmaktan kötü değil, iyi de değil. Tercih meselesi tamamen. Eğer aşık olmadan birlikte olmak arkadaşınızın içine sinmiyorsa, 'Eh, ne yapalım. Daha iyisini mi bulacağım, kalayım bari'ye fit olmayabilir. Gönlü ister ya da istemez. Ha, yarın elin at hırsızına da aşık olabilir ve 'Gönlüm bunu istedi' deyip onunla da kalabilir, bir daha ömrü boyunca da yalnız kalabilir, başka bir iyi adam da çıkabilir. Herhangi bir tercihi yaptığı için pişman da mutlu da olabilir.

Halamın bir arkadaşı vardı. 54-55 yaşındaydı sanırım, 58 yaşındaki bir adam onunla ilgileniyordu ve kadın 'Adam yakışıklı değil, tip standardımı karşılamıyor' diyerek reddetti. Halam ona 'Bu yaştan sonra Richard Gere mi bekliyorsun' dedi, kadın 'Bekliyorum. Gelmezse de kimseyle olmak istemiyorum. Birlikte olacak olan ben değil miyim' demişti. Şimdi 68-69 yaşlarında olsa gerek; yalnız. Mutlu ya da mutsuz diyemem ama o adamla olmayı aramıyor.

Burada sizin tek argümanınız 'Aşk herkeste zamanla geçiyor, onunla da illa eninde sonunda kanka gibi olacaksın. 5 seneye hiç fark etmeyecek şu an ne hissettiğin' olabilir.
0
aychovsky
(21.07.17)
Aşk belli bir yaş grubuna has bir duygu değil öncelikle. Genç yaşlara daha çok ithaf edilmesinin nedeni, o yaşlarda bu duygunun yeni yeni yaşanıyor olması ve tecrübesiz olunduğundan bu duyguya dahil olan tüm o bilinmezlikler.

Arkadaşınızın aradığı şey belli bir seviyenin üstünde heyecan ise, bunu bulmadığı adamlar ile "settle down" etmemesini çok anlıyorum ve büyük saygı duyuyorum. Siz de öyle yapın. Başından evlilik geçmiş bir insan bu bahsettiğiniz, hayatı bilmiyor olmaması imkansız. Müdahale etmeyin, ne istiyorsa onu aramaya devam etsin.
0
fengari
(21.07.17)
Bence öyle bir konuşmayı hiç yapma ve kızı yönlendirme. Kendisini içinde bu şekilde şartlandırmışken, herif ne yapsa ileride kulp takacak. O iş olmaz.
0
arnold schwarzeneger
(24.07.17)
(5)

Biri üstüme motivasyon atsın

senolll
Merhaba, Yüksek lisans tez dönemindeyim. Mayısta yetişmez diye Eylül sunumuna bıraktım rahat rahat yaparım dedim, mayıs başında bisiklet kazası geçirdim. Ameliyat oldum 1.5 ay kolum askıda kaldı. Bu arada İstanbul'da kaldım, iyi güzeldi koluma rağmen, arkadaşlar hava falan. Şimdi geçen hafta bulundu
Merhaba,
Yüksek lisans tez dönemindeyim. Mayısta yetişmez diye Eylül sunumuna bıraktım rahat rahat yaparım dedim, mayıs başında bisiklet kazası geçirdim. Ameliyat oldum 1.5 ay kolum askıda kaldı. Bu arada İstanbul'da kaldım, iyi güzeldi koluma rağmen, arkadaşlar hava falan. Şimdi geçen hafta bulunduğum ülkeye döndüm ders çalılayım artık diye 2.5 aydır bişey yapmadım ve 2 ay kaldı. Okulda şu an kimse yok, hava yağmurlu geldiğimden beri, ben üşüttüm. Hiç ders çalışasım, motivasyonum yok :(
Çok uzun da ara verdim zaman da daralıyor.

Ne yapabilirim? Bir an evvel tezde ilerlemem ve eylülde bitirmem lazım. Daha uzatmak istemiyorum. Sonra da iş bulucam umarım. Var mı şöyle motivasyon tavsiyeleriniz? :/

Teşekkürler

Not: Maalesef kolumdan ötürü spora çok uygun değilim.
0
senolll
(21.07.17)
Tezin yalnız adı tez, kendisi uzun ve sancılı bi süreç ve hepimiz benzer şeyleri yaşadık, yaşıyoruz. Ben tıkanınca bi dönem terapiye gitmiştim. Sana önereceğim; toptancı düşünme, şu tarihe kadar bitirmem gerekiyor vs diye. Her gün 10 dk da olsa başına oturucam, bi sayfa okusam/yazsam kardır diye düşün. Devamı gelir.
0
manuel mandalina
(21.07.17)
@blue serenity bir şeyi gizlemiyorum, sadece isim belirtmem gereksizdi o yüzden belirtmedim.
Tavsiye için teşekkür ederim.
0
🌸senolll
(21.07.17)
Şu süreli çalışma tekniklerini deneyebilirsin belki. Pomodoro falan. Bende işe yaramıştı bir ara. Normalde oturup odaklanamam belki o kadar ama süre olunca basindan kalkmiyordum. Birkaç tur bitirince bi bakıyorsun ilerlemişsin.
0
aquarium
(21.07.17)
otur ve dizgiyi gozetmeden yazmaya basla.

dunyanin en klasik tavsiyesi; once basliklari yaz. sonra icini doldur.

ikinci en klasik tavsiye; problem tanimindan basla en sona da literatur arastirmasini birak.

yapistir aga elini korkak alistirma.
0
alperz
(21.07.17)
Motivasyon istemek ve motivasyon beklemek çalışmanın en büyük düşmanıdır. Motivasyonu bekleme, şevklenmeyi bekleme. Üşenme ya da mızmızlanma. Masa da mı bilgisayar? Zorla otur ve başla. Çok zaman kaybetsen de, procrastination kurbanı olsan da, zamk gibi yapış oraya ve 'Şunları yapmadan bugün buradan kalkmak yok' diye kendine hedefler koy ve kalkma tabii oradan.
www.entrepreneur.com
www.bookyourselfsolid.com
shalomschultzdesigns.files.wordpress.com
0
aychovsky
(21.07.17)
(13)

Kuruyemişinizi nerden alıyorsunuz?

river song
marketlerden bayat ve tatsız kuruyemiş almak istemiyorum artık. doğru duzgun kuruyemişçi de yok oturdugum yerde. badem, ceviz ve fındık nerden alabilirim anadolu yakasında?
marketlerden bayat ve tatsız kuruyemiş almak istemiyorum artık. doğru duzgun kuruyemişçi de yok oturdugum yerde. badem, ceviz ve fındık nerden alabilirim anadolu yakasında?
0
river song
(21.07.17)
ben carrefour'dan alıyorum, çok memnunum.
şamfıstığını en son migros'tan almıştım, carrefour'unki kadar güzel değildi.

edit:
carrefour'dan benim açık aldıklarım da malatya pazarı torbasında geliyor.
demek ki ona dikkat etmek lazımmış.
0
blatta hiberna
(21.07.17)
Tuğba Kuruyemiş güzel oluyor beğeniyorum ben.
0
gozu acik sevisen yahudi
(21.07.17)
Tuğba +1 (içimden şarkısını söylüyorum şu an)
0
fallopian
(21.07.17)
Malatya Pazarı + 1
Oranınkiler çok güzel oluyor.
0
aychovsky
(21.07.17)
Peyman'ın kilitli paketli olanlarından alıyorum. Cevizinin fiyatı çok fahiş, onu amigo (şok markası) alıyorum.
0
manuel mandalina
(21.07.17)
karfur Migros kipa gibi büyük marketlerden alıyorum.
0
seyduna6687
(21.07.17)
bim'deki kuruyemişler çok fiyat/performans oluyor, özellikle badem. tavsiye ederim
0
yuto
(21.07.17)
tatbak.
0
teritori
(21.07.17)
tuğba kuruyemiş genelde
0
rain when i die
(21.07.17)
Tatbak +1
Nevşehir kabak çekirdeği harika bilhassa.
0
auroraaurora
(21.07.17)
www.kurtuluskuruyemis.com.tr

peymanın ortakları bunlar. kesinlikle tavsiye ederim, efsaneler
0
oscar
(21.07.17)
Bim'de simbat marka party kuruyemiş var. Hastasıyız
0
etna
(21.07.17)
Tuğba kuruyemiş
0
beyaztenlikiz
(21.07.17)
(8)

ruh hastası iş arkadaşı

xiii
kimseden hoşlanmayan, herkese sürekli nefret kusan, negatif enerjisini gün boyu yayan bir kadınla (yas 40) (uzun süredir orada çalışıyor) nasıl mücadele edilir? (ben daha gireli 3 ay oldu)(yas 25).
kimseden hoşlanmayan, herkese sürekli nefret kusan, negatif enerjisini gün boyu yayan bir kadınla (yas 40) (uzun süredir orada çalışıyor) nasıl mücadele edilir? (ben daha gireli 3 ay oldu)(yas 25).
0
xiii
(21.07.17)
Umursamayarak.
0
himmet dayi
(21.07.17)
ona bir bok böceği gibi davranıp onu yok sayarak sadece iş alışverişi yaparak, yoksa seni zehirler ve işten soğursun..
0
redeath
(21.07.17)
sakın fırsat verme. iş konusunda da seni zor durumda bırakabilir. öyle bir entrika yapma kuvvetleri vardır ki, bok gibi kalırsın ortada.
Onu görmezden gel. Net. Dikkate alma.
0
cliquot
(21.07.17)
vibratör hediye edin. biliyorum o tipi.
0
AWD
(21.07.17)
mutsuz ve kötü insanlar mutlu insanları sevmezler. ona mutsuz görünürseniz birden bire tüm tavırları değişecek ve size yardım etmeye başlayacaktır. enerjik ve genç görünürseniz kendi mutsuzluğuyla baş edemediği için sizi de oraya çekmeye çalışacaktır.
0
dahili meddah
(21.07.17)
Saçlarından tutup baaam baadkflsdm öhömm ne diyorduk, saçlarıyla ilgili bi değişikliğe gitmesini telkin edin, iltifat edin.
0
[GODDARD]
(21.07.17)
aynı durumla karşılaştım. enerji emici, dedikoducu, fitnecinin biriydi. herkesi zehirliyordu. sekizinci ay sonu psikolojim bozuldu nerdeyse. yol yakınken iş değiştir.
0
blacksky
(21.07.17)
himmet dayi + 1
Dİnlemeyerek, duymamaya çalışarak, umursamayarak.
0
aychovsky
(21.07.17)
(24)

Döneyim mi? (Depremle ilgili)

yalnizliktan devren kiralik
Günaydın. Marmaris'te tatildeyim. Odaya girmedim depremden beri. Annemle yalnızım. Korkuyoruz. Dönelim diyoruz burada herkes bize yeniden olmaz, korkmayın diyor. Ne yapalım biz? Yeniden o şekilde uyanmak istemiyoruz. Otele peşin ödedim, 2 günümüz kaldı 23'ünde dönüyoruz. 1040 TL boşa gitmiş olacak.
Günaydın. Marmaris'te tatildeyim. Odaya girmedim depremden beri. Annemle yalnızım. Korkuyoruz. Dönelim diyoruz burada herkes bize yeniden olmaz, korkmayın diyor. Ne yapalım biz? Yeniden o şekilde uyanmak istemiyoruz. Otele peşin ödedim, 2 günümüz kaldı 23'ünde dönüyoruz. 1040 TL boşa gitmiş olacak. Bugün çıkarsak otelden bu parayı geri alma şansımız var mı?
Ege'deki herkese geçmiş olsun.
0
yalnizliktan devren kiralik
(21.07.17)
Dönmeyin.
0
sutlu nescafe
(21.07.17)
dönmeyin +1
0
prodeq
(21.07.17)
yeniden böyle bir deprem olmaz mı diyorsunuz, biz daha hiç uyumadık o odada yeniden nasıl uyuruz korkmadan :(
0
🌸yalnizliktan devren kiralik
(21.07.17)
Deprem zaten şiddetli olunca tekrar aynı yerde hemen olmuyor.
dönmeyin bence de. geçmiş olsun.
0
innerbliss
(21.07.17)
daha büyüğü tekrar edeceğini ben de düşünmüyorum. ege'nin fayları kırıklıdır, o bölgede olabilecek en büyük depremlerden biri oldu zaten.
0
whatdreamsnevercome
(21.07.17)
bu akşama da bilet aldım 23 temmuzdaki biletlerimi de yeniden aldım otelin paramı geri vermesi durumuna göre plan yapacağım çok kötü durumdayım şu an
0
🌸yalnizliktan devren kiralik
(21.07.17)
ankara <3 :(
0
🌸yalnizliktan devren kiralik
(21.07.17)
Şöyle düşün; biz İzmir'de neredeyse her gün sallanıyorduk, ki tekrardan başladık sallanmaya, ama gitmedik bir yerlere..

Olacak her yerde olur. Mis gibi 2 gün daha tatiliniz varmış. Gidin sahile, girin denize rahatlayın biraz.
0
ondkz
(21.07.17)
ankaralı olduğum için depremle ilgili neredeyse hiç bilgim yok mesela denizdeyken deprem olsa ne olur deniz ikiye ayrılır falan diyorlar. psikolojim bozuldu.
0
🌸yalnizliktan devren kiralik
(21.07.17)
Ege bölgesi bir senedir zangır zangır zaten. Herkes alıştı bir şey olmuyor. Yıkılan bina falan da olmadı pek. Eski köy evleri anca...

Dönme manyak mısın napıcan allahın kuru ankarasında?
0
alperz
(21.07.17)
Orada yaşıyor olabilirdiniz. Eviniziterk edemeyecektiniz haliyle. Deprem her an her yerde olabiliyor. Bence de dönmeyin.
0
aquarium
(21.07.17)
egeliyim yıllardır sallanırız, her yaz her gün sallanırız. dönmene gerek yok belli fay hatları geçiyor ama çok ağır bir deprem olmadı yaşadığımız en ağır dinar depremiydi 93 yada 94 mü neydi. bir şey olmaz.
0
mikahakkinen
(21.07.17)
evet evim burada olsaydı dönmeyecektim ama evim burada değil. 23 yaşındayım ben ankarada bunun yarısını yaşamadım. burada yaşayanlara sabır, şans diliyorum. korkunç bir durum yaşadık. uykudan uyanmasak belki böyle korkmazdık ama o uyanma anı felaketti. otelde hasar yok ancak herkes otel binasının çok eski olduğunu söylüyor. bilen vardır belki bu binayı, içmelerde martı la perla. anlayan bilen biri söylese bu bina yıkılır mı, dün resmen öne arkaya eğildi çünkü. çok korktuk. odaya çıkıp hızlıca valizimizi topladık bekliyoruz ne yapsak diye. şöyle ikna edici bir akılla gelen olsa :(
0
🌸yalnizliktan devren kiralik
(21.07.17)
dönmeyin. döndüğünüzde yerde de deprem olabilir, bu işler belli olmaz.
0
eindaclub
(21.07.17)
www.hurriyet.com.tr

Jeofizik profesörünün açıklamalarını oku.
0
peggy
(21.07.17)
gece öyle uyanacaksak yeniden, yıkılma falan olmayacaksa bile gitmek isterim ya. kaç şiddetli bir deprem buna neden olur bilmiyorum ama o anlar asla gitmiyor aklımdan. teşekkürler desteğiniz ve ilginiz için :(
0
🌸yalnizliktan devren kiralik
(21.07.17)
Yolda ölme ihtimaliniz depremde ölme ihtimalinizden çok daha yüksek. Korkacak bir şey yok. Yapıda hasar yoksa depremin olması size hizmet eden bir doğa olayıdır.
0
tukenmez adam
(21.07.17)
İnsanlar deprem olunca neden paniğe kapılıyor o kadar uyarıya rağmen anlamakta zorluk çekiyorum. Aynı depremi yaşıyoruz. Daha önce yaşamadım ki ben bilmem filan yok. Yangın çıksa ben bilmem daha önce yangın görmedim mi diyeceksiniz?

Her hafta depremle uyandığım bir gün mutlaka olur. 99 depreminde İstanbul'daydım. Geçenki İzmir depreminde de 1950-60 yapımı bir binanın 6. katındaydım. Panik olup camdan atlamazsanız veya bina hemen yıkılmazsa bir şey olmuyor. Deprem değil bina öldürüyor. Zümrüt Apartmanı depremde yıkılmamıştı. Sizin eviniz de güvenli olmayabilir.

Dönmek isteyebilirsiniz, saf korkuyla karar vermeyin. Binada gözle görünür hasar varsa dönebilirsiniz. Elalem ne diyor boş verin. Salak salak konuşuyorlar. Deniz ikiye ayrılıyormuş. Musa gelip asasını yere mi vurmuş?
0
Lim5
(21.07.17)
Dönmeyin. Deprem olsa bile, otel yeni binaysa, sizin Ankara'daki evinizden daha güvenlidir zaten.
0
nawar
(21.07.17)
Binada gözle görülür bir aşınma, çatlaklık yoksa dönmeyin. Varsa da dönmeyin, otel değiştirin sadece. İzmir'de büyüdüm; senede bir zangır zangır sallanırdık. Ailem hala İzmir'de, zangır zangır sallana sallana yaşamaya alışıklar. Deprem öldürmez, bina öldürür. Ege Bölgesi'ndesiniz, normali bu. Arkadaşlar söylemişler zaten. Kırıklı fay, üretip üretebileceği deprem bu. Bundan sonra artçılar olup sallanabilir. 'Ay deprem oldu'nun ötesinde korkulacak bir şey yok.

Depremde binanın ne eğilmesi normal. Binaların esnek olup depremde kavak gibi sallanması beklenir. Binanın yapması gereken o.

Bu arada Cesario'nun dediği 'Elim kirişe girdi' derecesinde ise otelden çıkın tabii de, bu tarz depremler duvarlarda ince çatlak şeklinde çizgilere neden olur. Bunlar sıva çatlağıdır ve yapılan boyanın ve pürüssüzleştirme işleminin kalitesizliği ile ilgilidir, binanın iskeleti ile ilgili bilgi vermez.

Bu arada, 5 civarı depremler olabilir. 5 civarı depreme dayanmayacak ev de ancak civar köylerdeki kerpiç evlerdir. Betonarme binalar dayanır. Oteli bir gecede ve çamur, ot, vb.den yapmadılarsa sorun olmaz.

Deniz ikiye ayrılır falan, bunlar hikaye. Büyük depremle kıyı çizgisi cm kayabilir, deniz yine cm ölçüsünde derinleşebilir ama hem ana deprem zaten oldu, kayan kaymıştır çoktan, hem de öyle deniz ikiye yarılmış, vb. gibi bir şey olmaz o bıcık bıcık artçılarla. En fazla sallanınca korkutur, ötesi olmaz.

Şu anda Ege masum bir yer; nazlı nazlı sallanarak ve arada korkutarak hayatına devam ediyor. Asıl İstanbul saati belli olmayan daha büyük bir bombanın üstünde oturuyor.
0
aychovsky
(21.07.17)
anlaşılan anksiyetik bi durum var ortada, ikna edin demiş olsan da biz ne desek için rahat etmeyecek. huzursuz bi şekilde devam edecek tatilin yararı olacağını sanmıyorum, o yüzden dön.
0
Bruce
(21.07.17)
kocaeli depreminden sonra hala aynı mahallede yaşıyorum sadece ev değiştirdim. bina sağlamsa gözle görülen bir şey yoksa (alt katlarda olur hasar ve sıva çatlağı yapısal hasar değildir bu arada) mışıl mışıl uyuyun.
0
argent dawn
(21.07.17)
editleyemedim. inşaat mühendisiyim.
0
argent dawn
(21.07.17)
Yeniden o büyüklükte deprem olmayacağına emin oldum ancak ne denize girebiliyoruz, ne havuza. Gözlerimizi kapatıp rahatça güneşlenmemiz de imkansız. Kısmet bu kadarmış deyip aldım biletleri. Dönmeye karar verdik. Annem benden de kötü çünkü. Hepinize ilgilendiğiniz için çok teşekkür ederim. Herkese yeniden geçmiş olsun. Ege'de yaşayanlara gerçekten, gerçekten bol sabırlar dilerim.
0
🌸yalnizliktan devren kiralik
(21.07.17)
(21)

Bugüne kadarki ilişkilerimden çıkardığım bir ders varsa o da...?

qazaqwsx
Merhaba,İlk aşkınızdan ya da ilk deneyiminizden şu anki sevgilinize ya da şu yaşınıza (artık kaçsa) kadar ilişkilerinizden çıkardığınız, yaşadığınız ya da sonrasında öğrendiğiniz iyi ya da kötü en büyük en önemli ders/tecrübe nedir sizin için?İlerde çocuğunuza ya da genç kardeşinize ya da yakın arka
Merhaba,

İlk aşkınızdan ya da ilk deneyiminizden şu anki sevgilinize ya da şu yaşınıza (artık kaçsa) kadar ilişkilerinizden çıkardığınız, yaşadığınız ya da sonrasında öğrendiğiniz iyi ya da kötü en büyük en önemli ders/tecrübe nedir sizin için?

İlerde çocuğunuza ya da genç kardeşinize ya da yakın arkadaşınıza ne öğüt verirdiniz?

İsteyen cinsiyet belirtebilir.
0
qazaqwsx
(20.07.17)
kimse için asla kendini değiştirmeye çalışma, kişiliğinden ödün verme.
0
theseachange
(20.07.17)
Tarkan'dam geliyor "Başkası olma, kendin ol. Böyle çok daha güzelsin".
Bir de İsmail Türüt'ten geliyor, "Plan yapmayın plan"z
İkisinin özeti, akışına bırak. Güzrllikle oluyorsa oluyordur. Olmuyorsa oldurmaya çalışma. Hiç taktiğe stratejiye girme.
Emek ver, çok emek ver ama bir şeyler değişsin diye değil ve iki tarafın da kendini kaybetmesine izin verme.
0
aychovsky
(20.07.17)
O da asla ders cikardim dememek
0
Traveller
(20.07.17)
39 Yaş/ Kadın

1. Kimseyi değiştirmeye çalışma kendin de değişme. Zaten mümkün değil. Oldurmaya da çalışma. Olmuyorsa olmayacaktır bunu hemen anla. (İlişkide gelişerek yol almak başka konu)
2. Merhametli insanları seç. Hayvan seven, doğa seven, yaşlı seven, çocuk seven, insan seven vs.
3. Emeksiz asla olmaz, emek ver.
4. Seni gerçekten sevenle beraber ol. Yani ruhunu, varoluşunu, olma biçimini, her şeyini. Gözlerinden sana doğru sevgi akanı seç, gözlerini devirip beğenmez tavırlarla seni sürekli aşağı çeken sözde sevgilileri değil.
5. İlişkilerde hayat gibi. Hiçbir şey planladığın gibi gitmeyebilir. Engeller çıkabilir; para mezhep farklı şehirler vs. Gerçekten oysa her şeye rağmen asla bırakma.
6. Cinsel çekim, fiziksel çekim geçicidir. Sadece o duyguya kapılıp evlenme, 100 sevişme sonrası tüm o arzu ve şehvet azaldığında minnoş minnoş sarılıp sevgiyle uyuyabildiğin adamı/kadını seç.
7. Seni destekleyen, sana omuz veren, seni her şart altında gönlüyle taşıyan insanı seç. Eleştiren, beğenmeyen, hor gören sana sürekli negatif verip sonra da "ben senin iyiliğin için" diyenden uzak dur.
8. Cinselliği gerçekten yaşamak istiyorsan yaşa. Yaşamak zorunda olduğunu düşünerek hiçbir şey yapma. Sevgi alabilmek için, onaylanabilmek için özünden taviz verme. (Genç kızlar için özellikle)
9. Saygılı insan seç. Sana, annene babana, insanlara, topluma, kendine, her şeye saygılı olsun. Beğenmese de sevmese de.

Uzar gidermiş bu liste .
0
medre
(20.07.17)
Uzun sure yalniz kalmis olmanin algilarimla oynamasina izin vermemeliyim, saf olmamaliyim. (Bunu telkin etmeme ragmen hep dusuyorum tekrar)

Devaminin olmayacagi bir seye "belki olur" diyip baslamamaliyim, cunku olmuyor. Viyanada yasarken trde yasayan biriyle daha once tanisiklik olmadan iliskiye baslamak gibi.
0
kuehles blondes
(20.07.17)
hayatta bir an olur, yalnızlık insanın başına vurur. sağlıklı düşünmeyi bir kenara bırakıp laf olsun diye, sırf yalnızlığını gidermek için insan çok random insanlarla görüşür, çıkar, sevgili olur vs. vs.

biliyorum o an çok savunmasız ve çaresiz hissediyor insan. ama böyle laf olsun diye biriyle olmaktansa uzun süre yalnız kalıp doğru birisini beklemek en iyisi.

şey gibi bu, mesela 10 nuramaralı otobüsü beklersin, gideceğim yere 11 de götürür 12 de ama onlar çok dolaştırır. 10 numara direkt olarak istediğin yere en kısa yoldan götürür seni. sen de 11 ve 12 geçmesine rağmen "bu kadar bekledim biraz daha bekleyeyim gelir birazdan" deyip 10 numarayı beklersin ya. o durum biraz.

örnek iyi oldu mu bilmiyorum ama neyse anladınız siz bence.

alakasız edit: bu örnek nerden aklımda kalmış diye baktım. can yücel söylemiş galiba. onu da belirteyim de sonra sıkıntı olmasın.
0
ravenclaw
(20.07.17)
1. salak her zaman salaktır.
bu sadece ilişkiler için değil, hayatta herkes için geçerli.

2. "düzelir, hallederiz" diye düşünülen her ilişki patlar.

3. evlilik, "eh, evlenelim bari" diye değil, coşkulu bir istekle yapılmalı.

4. her şey döner, dolaşır ve sekse gelir.

5. deneyimlere ve tecrübeye saygı duymak, ciddiye almak lazım.

6. karşındakini asla geçmişinde yaptığı bir şey(ler) yüzünden yargılama, olduğu gibi kabul et.

7. ilişkilerde, sorunları çözmeden, üstünü kapatarak ilerleme, gün gelir o da patlar.

8. aldatmak, her zaman sevmemek anlamına gelmez.

9. sevmek de her zaman yeterli olmaz.

10. zayıf karakter, uzak durulması gereken bir şeydir.

11. ne istediğini bilmeyen insanlar tehlikelidir, seni de kendileriyle birlikte batırırlar.

12. cinsel ilişkiye girmek istemediğin bir erkekle aynı evde yalnız kalma.

13. kimseye kendini sevdirmek için uğraşma.

14. herhangi bir durumda, insanların verdikleri tepkilerin nedenleri vardır. fevri olma. en ufak durumda (hatta hiçbir durumda) kendini kurban pozisyonuna sokma.

15. kişiler ve olaylarla ilgili varsayımlarda bulunma.

16. açık ve net ol. triple ilişki yürümez.

17. herkesten önce kendini tanı ve kabullen.

18. hayatını ve ilişkilerini egosantrik kararlar üzerine kurma.

32, kadın.
0
blatta hiberna
(20.07.17)
kimseye asla çok bağlanma ve hayatının merkezi yapma. bir anda çekip giderler, baya uzunca bir süre göt gibi kalırsın ortada.
0
i drive the hearse
(20.07.17)
yüzüğü görmeden aileyle tanıştırma.
0
kayranin kedisi
(20.07.17)
kendini sev. başkasını da sev ama önce kendini sev.
0
eriksatie
(20.07.17)
beyni olan birini secebilirdim. hayatin en gereksiz kisimlarini sorun olarak gorenleri ayıklayabilirdim. herkes bana normal geliyordu oysa. kendi ayaklarinin uzerinde duran ve karar verebilen kadin ile beraber olmam gerekiyor.
0
evimin paspasi
(20.07.17)
Iki terapistin iliskisi cehennem gibi bir sey oluyor (._.). Ders bu.
0
velvetmorning
(21.07.17)
Bir insanı ilk tanıdığımda ilk bir haftada çıkan problemler her ne ise, o ilişki 1 senelik de olsa 10 senelik de, temelde o sorunlar yüzünden bitti. Bunu sonuç olarak tespit etmiş olmam, yeni bi ilişkiye bu çıkarımla yön vereceğim anlamına gelmeli belki ama gelmiyor bende. Zira her insan ve her ilişki üniktir. Umut daima var, şans vermeye devam :)
0
manuel mandalina
(21.07.17)
kararında sevmek, teist biriyle birlikte olmamak

e, 23
0
embermane
(21.07.17)
@i drive the hearse, + 1 000 000

@ trollziya'nın dediğinde de doğruluk payı var sanki. ben sözelciyim, o sayısalcıydı. uyuşmadı bir türlü kafalar. bir de akrep-ikizler...
0
runagain
(21.07.17)
- bahane uyduruyorsa kac. bir insan gercekten istiyorsa bakariz, o zaman dusunuruz filan hikaye, 6 ay sonrayi simdiden programlar.
- ilk yalanda kac. ben bakiyodum, kahve niye tasti turu yalan degil tabi ama size kendinizi suclattiracak kadar yalanini yakaladiysaniz karaktersizin onde gidenidir.
- gercekten oldugu ile disariya gosterdikleri farkli insanlarsa kac. ailesini, arkadaslarini, sosyal hayatini tamamen uc farkli hayat tarziyla yasiyorsa istedigi kadar sevsin de hatta bir ruh hastasinin enkazini toparlamakla ugrasirsiniz.
0
lallala
(21.07.17)
Bahanecilerden uzak dur. Over-investing yapma.
0
arnold schwarzeneger
(21.07.17)
35 yaşında erkeğim. bugune kadar 3'ü uzun süreli 8-10 tane ilişkim ve bir miktar da fb/ons falan oldu.

sadece kadınlarla olan ilişkilerimden değil, tüm insanlarla - aile sevgili fuckbuddy arkadaş kanka patron çalışan iş arkadaşı yoldaki şoför asker arkadaşı markette kasiyer mağazadaki müdür şirketteki ceo- girdiğim iletişimden çıkardığım çok ders var ama sen en önemlisini soruyorsun.

İlişkilere, özellikle Kadın erkek ilişkilerine dair söylenen akla mantığa uygun anlayışlı efendi temiz insan haklarına saygılı fikirlerin neredeyse tamamı yalan. Kadın erkek de eşit değil. kadın ve erkek eşitliğine en az inanlar da kadınlar. Bir de aforizma ile bitirelim: eat meat fuck meat own meat.
0
twelfth
(21.07.17)
Buradakiler dahil kimseden tavsiye almamak.
0
Apocalypse
(21.07.17)
herkes bir gün gider. bunu asla unutma . hayatının merkezine kendini koy, önce kendini sev. kendini sevmeyeni kimse sevmiyor çünkü. kimse için prensiplerinden, kişiliğinden taviz verme. bunun adı fedakarlık değil çünkü. herkesi olduğu gibi kabullen çünkü insanlar asla değişmiyor boşuna yorulma.

29yaş- kadın
0
berguzar
(21.07.17)
kimseye %100 güvenmemek gerektiğidir. En masum olan bile içinde kötülük barındırır. 25/K (Lgbt)
0
alaimisema
(25.07.17)
(8)

Aynen kelimesinin pis enerjisiyle çalışan alet edavat

binder dandet
1 paragraf yazı yazıyorum. Cevap aynen. 1 kelime cevap yazıyorum cevap yine aynen. Bu kelimenin dark enerjisini biriktirsek ketilda su falan kaynatılır mi açaba?
1 paragraf yazı yazıyorum. Cevap aynen. 1 kelime cevap yazıyorum cevap yine aynen. Bu kelimenin dark enerjisini biriktirsek ketilda su falan kaynatılır mi açaba?
0
binder dandet
(20.07.17)
"yani"yi unutma. ikisinin güçlerini birleştirirsen şirinleri bile görebilirsin.
0
runagain
(20.07.17)
yazmayacan olacak bitecek.
0
lazpalle
(20.07.17)
Olabilir?
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(20.07.17)
Aynen karsiim aynen.

Duyuruya +101019-99-9-9-00-01
0
lamira
(20.07.17)
kısmet.
0
eksineyler
(20.07.17)
o değil de...
0
qazaqwsx
(20.07.17)
Ben rahatsız olmuyorum ve "Aynen"i +1000000 gibi coşkulu bir anlamda kullanıyorum. Aynen benim için bir "Boşuna konuştun" değil, "Dediklerine %100 katıldım, ekleyecek bir şey bulamıyorum" demek. Bana aynen denince sevinirim ben.
0
aychovsky
(20.07.17)
Bi de "sıkıntı yok" çıktı son dönem. Valla hepsinin ağzına vurmak istiyorum.
0
medre
(20.07.17)
(10)

denizde/havuzda havlu kullanimi

yarey
Yaz gunlerinde ben neredeyse hic havlu kullanmam. Nasilsa ustumuz kuruyor 5-10 dakika sonra.Ama farkettim ki insanlar son damlasina kadar siliyor havluyla.Havluyla Sortunu kurulayanlari gorunce sasiriyordum ki, bugun gordugum manzara karsisinda sok oldum.Az once bir kadin gordum havluyu burunup biki
Yaz gunlerinde ben neredeyse hic havlu kullanmam. Nasilsa ustumuz kuruyor 5-10 dakika sonra.

Ama farkettim ki insanlar son damlasina kadar siliyor havluyla.

Havluyla Sortunu kurulayanlari gorunce sasiriyordum ki, bugun gordugum manzara karsisinda sok oldum.

Az once bir kadin gordum havluyu burunup bikini altini cikardi ve havluyu sokustura sokustura makat ve civar bolgelerini sildi. Havlu da otelin havlusu.

Biraz abartili degil mi? Dusa girersin istedigin kadar yikarsin silersin de bu ne ya?

Siz nasil kullaniyosunuz?
0
yarey
(20.07.17)
Vücut üzerinde kalan damlalar mercek görevi gördüğü için sakıncalı olabilir (ben, cilt kanseri vs.) En azından elinle damlaları dağıtmakta fayda var. Ayrıca sürekli sinek dolaşıyormuş gibi vücudunda dolaşan damlalar çok rahatsız edici olabiliyor. Beni sinir eder, o yüzden havlum yanımdaysa damlatmayacak kadar kurularım şortumu da.
0
erci
(20.07.17)
vücuttaki damlalar güneşlenirken leke yapabiliyor diye biliyorum o yüzden güneş altında ıslak durmak zararlı olabilir
0
Tam1Hi0n3
(20.07.17)
Güneşte kuruyorum ben. Direkt çıkıp gideceksem kurulanırım.
0
arnold schwarzeneger
(20.07.17)
Kuruluyorum, çünkü kalan damlalar güneş lekesi yapabiliyor. Bir de sırılsıklam çok rahat hissetmiyorum.
0
aychovsky
(20.07.17)
gunes lekesi +1 kurulanirim ozellikle yuzum omuzlarim

ayrica yanimda yedek bikini varsa ve imkan varsa degistiririm.
0
kassiopeia
(20.07.17)
ben de şortum dahil her yeri kurularım. ıslak rahatsız eder hem de deniz suyu ise.
0
tughan
(20.07.17)
Ben genelde bir sarinirim havluya, cok kurulanmam. Gunes lekesi olayini da bilmiyordum, simdi ogrendim.

Kadin muhtemelen yabancidir. (Yabancidan kastim, disa nasil gorundugunden cok sagligini dusunuyorsa genelde oyle oluyor, trde burun bile sumkurerek silindiginde garip bakiliyor mesela ya)
aslinda yaptigi cok saglikli bisey, islak bikini ve o bolgenin genel olarak islak kalmasi vajinal mantara davetiye cikarmaktir cunku.
0
kuehles blondes
(20.07.17)
Güneş leke yapmasın diye kurulanırım +1 Ama görünmeyen yerlerimi o kadar detaylı kurulamam, zaten otel havlusundan tiksinirim.
Ayrıca çıkınca mayoyu komple değiştiririm, kuru mayoyla otururum, suya girerken tekrar ıslakları giyerim.
0
peggy
(20.07.17)
Bikini altı ıslakken uzun süre kalınırsa enfeksiyon ya da mantar oluşabiliyor. Sürekli bikini değiştiririm ben.
0
jazzabel
(20.07.17)
Su damlaları vücudumda dolaştıkça rahatsız ettikleri için kurulanırım ben ama otel havlusunu kullanmam asla.
0
ms brownstone
(20.07.17)
(17)

Tarz kadınlar

Kalinka
Tarihte tarzını en cok beğendiğiniz kadınlar kimlerdir desem? Sizce oturmuş bir tarzın en vazgeçilmez parçaları nelerdir? (Aklınıza gelen her sey;saat, saç, gülüş)
Tarihte tarzını en cok beğendiğiniz kadınlar kimlerdir desem?
Sizce oturmuş bir tarzın en vazgeçilmez parçaları nelerdir? (Aklınıza gelen her sey;saat, saç, gülüş)
0
Kalinka
(20.07.17)
helena bonham carter
frida kahlo
eva green
rachel weisz
sophie ellis-bextor

edit: söylemeyi nasıl unuttum bilmiyorum bilmiyorum ama listede sinead o'connor da var.
0
dedimmidemedimmi
(20.07.17)
jane birkin
0
tepedeki psychedelic adam
(20.07.17)
yıldız tilbe

helena bonham carter
0
jihat
(20.07.17)
Marilyn Monroe
Frida kahlo
Candan ercetin
0
baldur2
(20.07.17)
Audrey Hepburn ve Kahlo kesinlikle.

Giyimi, duruşu, gülüşü, konuşması, zarafeti ve asaleti bir kadının tarzını belirleyen temel şeyler bence. Her şeyden önemlisi asil olması ve kendine has bir çekiciliğinin bulunması.
0
fragile lady
(20.07.17)
tomris uyar
frida kahlo
janis joplin
0
kassiopeia
(20.07.17)
Angie Harmon geldi aklima.

Bence tarz sactir kadinda. Olay sacta biter. Sac olmazsa olmaz. Bir de gunes gozlugu. Erkek gibi kisa sacla ne yaparsa yapsin cekici olamaz mesela kadin benim gozumde.

Frida kahlo'nun tarz ile uzaktan yakinda alakasi olmadigini dusunuyorum. Tarz marz yok onda bana gore mesela.
0
stavro
(20.07.17)
jane fonda
patti smith
merly streep
lady gaga :) (bayılıyorum her haline)
0
blacksky
(20.07.17)
Hayret Lady Diana yazan olmamış. Benim de aklıma ilk Audrey Hepburn geldi, mutlaka başka da var fakat şu an hatırlayamıyorum.

@stavro, ne kadar önyargılısınız, kısa saç kimi tarzın tamamlayıcısıdır ve inanılmaz çekicidir, geleneksel düşünceler bunu kabul etmez tabii. Laf etmedim sadece bu kadar keskin yazılmış görünce şaşırdım.
0
mslny
(20.07.17)
bir kişi de çıkıp Shirley Manson yazmamış...cık cık

ha bir de tabii ki Björk <3
0
qazaqwsx
(20.07.17)
Kişiye özel olan, imza gibi duran ve herkesin artık kabul ettiği özellikleri tarz olarak tanımlıyorum. Yani, başka bir kişide saç , başka bir kişide makyaj,başka bir kişide giysi, başka bir kişide giysisizlik olur. Görünce 'Ondan başkası olamaz' ya da 'Onu zaten bu yapardı' diyeceğimiz şeyler tarzdır.

Tarihte deyince 'Ayy, kimbilir kimler var' diyorum ve aklıma kimse gelmiyor. Lady Gaga'nın tarzını seviyorum, en sevdiğim muhtemelen o değildir de; aklıma bir o bir de Coco Chanel ve Audrey Hepburn geldi. Son ikisini sevmediğimi biliyorum, o yüzden Lady Gaga olsun.
0
aychovsky
(20.07.17)
Katharine hepburn
0
rn
(20.07.17)
Onyargi degil tam olarak. Ornegin hardal lezzetsizdir, neye kullanirsan kullan tadini bozar gibi.
Erkege ruj yakismamasi gibi mesela. Adama istedigini giydir, istedigin aksesuari kullan, didaklari ferrari kirmizisina boyattigin zaman tarzin icine edersin ornegin. Hicbir erkek tarzi ruj bir secenek degil. Benim gozumde boyle bu. Hepimizin ortak noktada buluscagi mutlak bir "tarz" ve "tarz olmayan" yok. Yoksa herkez onyargili sayilir o sekilde bakarsak.

Bu arada yukarida gorunce aklima geldi bence de Lady gaga kesinlikle. Tarzi olan kadin sorusunun ilk cevabi Lady gaga:) Kiz direkt tarz.
0
stavro
(20.07.17)
Patti Smith
Anita Pallenberg
0
ms brownstone
(20.07.17)
Dizi karakteri olur mu?

House of cards'daki Claire Underwood. Aşırı karizmatik bir kadın. Saçları, yüzü, konuşma şekli, kıyafetleri vs.
0
peggy
(20.07.17)
Kesinlikle Claire Underwood +1
Sophia Vergara
0
chitosan
(20.07.17)
Stavro, hardalı yoğurt ve mayonezle karıştırınca harika bir salata sosu olur bi kere, sadece oranı iyi ayarlamak gerek. Gıcıklığına yazdım=) sos konusunda ciddiyim o ayrı. evet kişiye göre değişir, herkesin önyargıları var haklısınız.
0
mslny
(20.07.17)
(12)

Ben bu muyum?

zxcd
İşler ters gidince iki ay işsiz kaldım. En sonunda kuzenimin çalıştığı yere, şantiyeye geçtim. Burada tıkış tıkış konteynırların küçücük odalarında 6 kişi kalıyoruz. İçeride hava çok sıcak. Bugün üçüncü gece olacak ama uyuyamıyorum. İş yorucu ama çok değil, yemekler güzel, tuvalet ve duş idare eder
İşler ters gidince iki ay işsiz kaldım. En sonunda kuzenimin çalıştığı yere, şantiyeye geçtim. Burada tıkış tıkış konteynırların küçücük odalarında 6 kişi kalıyoruz. İçeride hava çok sıcak. Bugün üçüncü gece olacak ama uyuyamıyorum.
İş yorucu ama çok değil, yemekler güzel, tuvalet ve duş idare eder kötü değil ama konu koğuşa gelince yapamıyorum.
Neden buradayım?
Borcum var.
Burada 2-3 ay çalışıp bitirebileceğim bir borç.
Dışarıda herhangi bir işle 6-7 ayda bitecek bir borç.



Kendi evimde, odamda mecbur kalmadıkça kimsenin yanımda yatmasına izin vermezdim. Rahat edemezdim yine uyuyamazdım. Şimdiyse durum bunun bin beteri.

Ne yapayım ben, çıkıp normal bir işe mi döneyim? Çünkü ben buyum arkadaş, yapamıyorum. Diğer yanda da uyuyamamak, rahat edememek var ama borcu da yarı yarıya erken kapatmak var.
Bu arada koğuşta duramadığım için dışarıdayım temel atılan bir binada ki işi izliyorum. Evet bu güzel oluyor :))))))
0
zxcd
(20.07.17)
sen bu değilsin. bu kesin. ama işleri yoluna koyana kadar, toparlaman için bir fırsat bu.

tek kötü yanı koğuş, kulaklık takıp birşeyler dinleyebilirsin. küçük bir vantilatör alabilirsin kendine. biraz sıkarsan dişini daha iyi olacak her şey eminim.

şu koğuş olayını bilirim. ne kadar berbat bir şey olduğunu... ben de sırf bu yüzden gecelerimi uykusuz geçirirdim, dışarıda temiz havada volta atıp sigara içerek, düşünerek...

çok sıkarsa bırakabilirsin. acil, ölüm kalım meselesi br borç değilse, varsın iki katı sürede ödensin.

geçmiş olsun şimdiden.
0
runagain
(20.07.17)
Denetim çok sıkı, öyle beş katlı bina değil şehir kuruyorlar resmen. Olmuyormuş yani öyle yoksa sordum onu da tabi.
0
🌸zxcd
(20.07.17)
ben olsam dayanırdım, 3. gece diyorsun. 1 hafta-10 güne alışırsın. insanın alışamayacağı bir şey yok zaten. şimdi sana kabus gibi geliyor ama değişik bir deneyim olacak, anı biriktirecek hatta belki inanamayacaksın ama ileride gülerek hatırlayacaksın. 15 gün geçtiği halde baktın hala dayanamıyorsun, bırakıp dönersin ama sabret bakalım biraz, ne olacak gör. 3 ay dediğin nedir.
0
balpolen
(20.07.17)
Şantiyede yatıp kalkmanız elzem mi? Şantiye dışında bi yerde kalamıyor musunuz?
0
l arrache coeur
(20.07.17)
Allah yardımcın olsun hocam.. Çabanı takdir ediyorum, bu da senin için bir sınav.. Her şey bir şekilde yoluna girecektir diye ümit ediyorum..
0
st curse
(20.07.17)
En fazla ev kiralarız kuzenimle ama o yanaşmaz. Tek başıma zaten param yetmez, pahalı buralar. Kalabileceğim en yakın yer içinse her sabah en az iki saat yolculuk etmem gerekir, değmez.
0
🌸zxcd
(20.07.17)
Sen bu değilsin, sen başkası da değilsin. Sen kaldığın yer değilsin ama bu hayatında sana çok tecrübe katacak bir durum.

Amerika'da her göçmenin bir hikayesi var mesela, herkesin tutunmak için çektiği bir ton çile. PG'nin CEO'suydu sanırım, Venezuella'dan ilk geldiğinde bir bodrum katında bir dolapta kardeşi ile kalmışlar. Gerçekten odanın dolabında. Şu yani.
st.hzcdn.com
Bir anda farelerle yaşamaya başlayanı, restoran mutfağında 7 kişi kalanı var. Bu söylediğim kişiler şimdi belini doğrultmuş kişiler. Hepsinin söylediği şu, 'Çileyi doldurmadan rahata ermek yok. Buna da no free lunch diyoruz'.

Borcun ne kadar önemli, büyük ya da küçük olduğunu bilemeyiz biz ama çok acil bir borç değilse, dışarıda çalış geç öde. 6-7 ay zamandan bile sayılmaz ki!

Üniversitede 6-7 yıl boyunca kendi odam hiç olmadı. Ya 3-4 kişi paylaştık yurt odasını ya da bir salonda diğer misafirlerle yattım ama değdi sonrasında. Bu tarz zorlamaların, arada bir ağlayacak hale gelmenin insana büyük tecrübe kattığını ve büyüttüğünü düşünüyorum. Alışkanlıklarımıza çakılan tokatlar, kendimizi tanıyamayacak kadar değiştirdiğimiz alışkanlıklar hayatımızdaki en önemli şeylerden biri, en büyük katkı bence. Hatta, bir 'Ferrari'sini satan bilge' derecesi göz açıcı şeyler bunlar ama daha önemli bir şey var, sağlığın. Eğer sağlığın bunu kaldırmıyorsa, neden kendini zorlayasın? Eğer borç acil değilse, neden kendini zorlayasın? Amacın tecrübe kazanmak, bu tarz kısa süreli zorlamaların herkes için gerekli olduğuna inanıyorum.

Hatta, geçen gün bir makalede Alzheimer'ı engelleme/geciktirmenin en önemli yolunun acı verecek derecede alışkanlıkları değiştirmek ve yeni alışkanlıklar kazanmak olduğunu söylüyordu. Hatta, en önemli özelliğini yapacağımız değişikliğin bize kesinlikle rahatsızlık vermesi, hayatımızda bizi rahat ettiren şeylerle alakasız olması ve hem çok çok zor hem de başarılabilir olması olarak nitelendiriyordu.

Bir de şantiyede çalıştığını söylüyorsun. Önemli olan iş güvenliği, ülkemizin iş güvenliği koşulları malum. Eğer bu iş bu konuda sakatsa, önemli olan canın. O da hiçbir tecrübeye değmez.
0
aychovsky
(20.07.17)
3 gün alışmak için kısa, ben olsam hava güzel ve gecenin çoğunu işleri izleyip sonra da odaya geçip kulaklıkla bişeyler izlerken uyumaya çalışırdım, koku varsa burnumun ucuna koku sürerdim=) arkadaşın da dediği gibi ilerde anı olacak şekilde geçirmeye çalışırdım günlerimi, sabrının sonunda 3 ay kazanımın olacak ve bu güzel bişey.
0
mslny
(20.07.17)
6-7 ayda öde borcunu. Tecrübe kazanmana gerek yok.
0
dissendium
(20.07.17)
Çok zor biliyorum, ben de inşaatçıyım. Mevsim yaz olduğu için koğuşa sadece yatmak için gidersin dediğin gibi. Kış olsa paydos edip yemek yedikten sonra gidip ve daha fazla zaman geçirmek zorunda kalabilirdin.

Güvenliğin, sağlığın, yemek ve tuvalet-duş imkanları dediğin gibiyse kal. Ama inşaat işi zor. Kendini gün içinde motive edecek şeyler de bulabilmen gerekecek. Yoksa çekilmez...
0
malheiros
(20.07.17)
@mslny yazınca hatırladım... askerdeyken uyumadan önce yastığa sıkmak için özel bir koku almıştım. burnumun ucuna denk gelecek şekilde... nasıl lanet bir koku vardı ortamda hayatım boyunca unutmam diyordum ki unutmuşum bak. zaman geçiyor, unutuyor insan. hatırlatan @msnly, sebep olan sen ve hayata teşekkürler :)
0
runagain
(20.07.17)
@runagain, ben de bir otobüs yolculuğunda böyle bişey yaşamış ve ancak o şekilde yola devam edebilmiştim, vesile olmak güzel, rica ederim=)
0
mslny
(20.07.17)
(3)

Büyükada haric

basubadelmevt
Büýükada haric diger adalarda bisiklet kiralaniyor mu?Kücuk bir yer olsun istiyoruz iyice kesfetmek icin.Fayton olmayan ada var mı?
Büýükada haric diger adalarda bisiklet kiralaniyor mu?Kücuk bir yer olsun istiyoruz iyice kesfetmek icin.Fayton olmayan ada var mı?
0
basubadelmevt
(20.07.17)
Hepsinde kiralaniyor da kiraladiklari bisikletler cok kotu durumda olabiliyor... lutfen frenini, zincirini (pasli/passiz vb) ve fren tellerinin sikiligini kontrol edin.

Bi arkadasim arkadasinin basina olsabilecek en ekstrem olay geldi, adada kiraladigi bisikleti surerken dusuyor,
Duserken de sorunlu bir fren teli kasigini kesip damari tutturuyor filan... kotu yani.
0
kuehles blondes
(20.07.17)
kuehles + 1
Bir kere Heybeliada'da kiralamıştım ve şansıma ön freni iyi tutmayan bir bisiklet gelmiş. Aynı zamanda, ayağımı burkmuştum ve yeni iyileşiyordum. Adanın yokuşlarından birinde fren hepten tutmadı ve git gide hızlandım. Karşımda da kayalıklar falan var hep. Ciddi ciddi 'Öleceğim galiba' dediğim bir andır. Sakat ayağımı yere sürüp ayakkabımı sürte sürte yakarak durabilmiştim. Hala 'Nasıl ölmedim' diye düşünürüm. Alırken iyi kontrol edin.
0
aychovsky
(20.07.17)
gerçekten çok kötüler, sorunsuz olsalar bile o yokuşlarda ağlatabilir sizi. bence beşiktaş veya kadıköyden kiralayıp gidin. geçen sordum beşiktaş bike and outdoor saatlik 10 günlük 40 dediydi. gayet makul bence adadakilere kıyasla
0
foseptik çukuru
(20.07.17)
(18)

Ten rengim ne?

ceann deas
Bugün bu makyaj vs. Olaylarina baya ilgili bi arkadaş cilt alt tonu diye bir şey öğrenmiş. Geldi bilegimi cevirip damarlarima falan bakti sari alt tonlu bugday tenlisin dedi. Ben simdiye kadar kendimi hep beyaz bildim. Bugday ten yazinca baya benim esmer bildigim kadinlar çıkıyor. Ben mi yanlis bil
Bugün bu makyaj vs. Olaylarina baya ilgili bi arkadaş cilt alt tonu diye bir şey öğrenmiş. Geldi bilegimi cevirip damarlarima falan bakti sari alt tonlu bugday tenlisin dedi. Ben simdiye kadar kendimi hep beyaz bildim. Bugday ten yazinca baya benim esmer bildigim kadinlar çıkıyor. Ben mi yanlis biliyorum arkadas mi sacmaladi anlamadım kafam karisti baya. Baktigi bilegimin fotografini ekliyorum bi yardimci olursaniz sevinirim.

i.hizliresim.com
0
ceann deas
(19.07.17)
Ben buğday tenliyim bileklerimiz aynı renkte görünüyor :)
0
pastörizesüt
(19.07.17)
Bana da sarı alt tonlu gibi geldiniz .
0
cabiday
(19.07.17)
kıllarına bakarsak evet sarısın. arkadaşın dişiyse kıskanmıştır.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(19.07.17)
bana buğday ten nedense koyu tenlilerin koyu tenli olmaktan hoşlanmamaları nedeniyle kendilerince "politically correct" bir terim yaratma çabalarının başarılı sonucu gibi geliyor. bu bileğin buğdayla yulafla alakası yok. olsa olsa peynir olur.
0
ron dennis
(19.07.17)
@vegas oha burak özçivit buğday tenli mi adam baya kara yağız yahu.
@ceann www.google.com.tr şu kadına buğday deyip kendi bileğine beyaz mı diyosun :)
0
pastörizesüt
(19.07.17)
Cilt alt tonu sıcak-soğuk diye oluyor. Buğday-esmer olan alt ton değil, doğrudan ton.

Şimdi bilek içini koymuşsunuz, orası herkesin en beyaz olduğu yerlerden biri, bileğinin ters kısmını koysan orası da en koyu yerlerden biri ama buğday tenliye yakın duruyor resim genel olarak. Esmer değil gibi. Kumraldan koyu, esmerden açık.

Alt tona geçersek, şu test en kesinlerinden biri. (sadece bilek içi renginden belli olmuyor)

1. Bilek içindeki damarlar nasıl?
a) Yeşil ağırlıklı - turkuaza yakın mavi
b) Mavi - mor

2. Güneşte kızarır mısınız, bronzlaşır mısınız?
a) Bronzlaşırım.
b) Kızarırım.

3. Sarı veya turuncu t-shirt nasıl durur?
a) Çok yakışır, hep giyerim.
b) Soğuk renkler daha güzel durur.

4. Altın mı daha çok yakışır, gümüş mü?
a) Altın
b) Gümüş

5. Gözünüz hangi renk?
a) Kehribar, bal, açık yeşil, açık mavi, içinde altın tonu olan kahverengi
b) Kara, koyu kahverengi, griye yakın mavi, menekşe mavisi.

6. Yüzünüzü yıkadıktan sonra yüzünüzün yanına beyaz bir kağıt getirin. Yüzünüz nasıl görünüyor?
a) Çok kötü, iyice solgun göründüm.
b) İyi göründü. Beyaz beni açar.


Bir iki soru var ama hem hatırlayamadım, hem bulamadım.
Bu sorularda a çoğunlukta ise sıcak alt ton, b çoğunlukta ise soğuk alt ton, ikisi birbirine eşitse 3-3 gibi nötr alt ton. O iki soruyu da bulursam eklerim.

İngilizceniz varsa şu test iyi.
www.popsugar.com

Bir de bunlardan sadece biri olmak zorunda değil, bu bir skala. Benim için en iyisi sıcak-nötr karışımı oluyor mesela.
0
aychovsky
(19.07.17)
@ron dennis

goo.gl

Bugday ten bu oluyor sanirim ne esmer ne beyaz.
0
🌸ceann deas
(19.07.17)
Ayçoyovski ten rengi ile alt tonun doğrudan alakası olmadığını anlatmış aslında . O yüzden diğer tartışmanın bunla alakası yok.
0
cabiday
(19.07.17)
@pastörizesüt mankenler malum solaryum makyaj falan derken surekli renk değiştiriyorlar. Bir fotografta esmerken digerinde süt beyaz çıkabiliyorlar. Bu yuzden barbara palvin demeyip bugday tene örnek olabilecegini düşündüğüm bir fotografini koydum. :)
0
🌸ceann deas
(19.07.17)
yanıt: sarı alt tonlu beyaz ten.

edit: barbara palvin'e buğday tenli diyorsan sen de buğday tenlisin. bemmbeyaz değilsiniz ikiniz de ama açık ten işte uzatmaya gerek yok.
0
pinkpeony
(19.07.17)
cabiday'ın dediği doğtu. Duyuruda önce 'cilt alt tonu diye bir şey öğrenmiş' demişsin. Sonra da buğdaya falan geçilmiş. O yüzden hepsinden açıklayayım dedim.

Alt tonlardan warm'a Türkçede sıcak veya sarı alt ton deniyor, demek ki arkadaşın bakarak sıcak alt tonlu olduğunu söylemiş. Fotoğrafta da sıcağımsı duruyor.

Buğday tenli gibi görünüyorsun gerçekten. Bilek içi kumralımsı duruyor ama orası açık tenli insanlarda afyon mermerine yakın durur zaten. Esmer insanlarda bile diğer yerlerine göre açık durur ama kolunun üst resmini koysan, bu sefer de ortalamaya göre koyu bir yerini koymuş olacaksın. O yüzden çok da kolay karar veremedim.

Edit: Teninin rengi güzel, onunla ilgili kafamda bir soru/yorum yok ama rengine tam karar veremedim.
0
aychovsky
(19.07.17)
Arkadaşin hakli bence de.
0
buzbebek
(19.07.17)
yeteri kadar beyazsın. güzel ten. kahve?
0
zirrealist
(19.07.17)
Beyaz olmak gibi bir derdim yok. Beyaz olmanın diğer ten renklerine sahip olmaya bir ustunlugu olduğunu da düşünmüyorum. Soruda da açıkladığım gibi yıllarca kendimi beyaz bildigim icin google a bugday ten yazinca cikanlar karsisinda sasirip fikrinizi almak istedim o kadar.
0
🌸ceann deas
(19.07.17)
diğer kadinlarin bedeninle ilgili yorumlarını dikkate alma. büyük ihtimalle yalan yanlis ve kötü niyetli yorumlar icin kendinizi boşuna üzersin. beyaz tenlisin, kötü bir sey de degil beyaz tenli olmak.
0
eriksatie
(20.07.17)
Bence de sıcak alt tonlu duruyorsun. Damarlar yeşil. Altın takılar, sarı-turuncular, şeftaliler daha çok yakışıyorsa tamamdır. Beyaz, Buğday, Esmer demek için de bilekler beyaz ama oradan tam belli olmaz, genelin ne renk?

Ben alt ton olarak nötrüm mesela. Sıcak-Soğuk olayı Esmer-Beyaz olayından farklı.

Aychovsky +1

Ayrıca Buğday bence Fitzpatrick III demek.

en.m.wikipedia.org
0
Lim5
(20.07.17)
@Lim5 damar rengine baktigimda bi sonuca varamiyorum malesef. Isigin rengine gore mavi-yesil degisebiliyorlar. Bide diger bilegimde baya mor bir damar var ama yaninda yesil de var? Notr oldugumu da sanmiyorum dedikleri gibi sari ya da sicak alt tonluyum sanirim.

Bide aylardir karar veremedigim bir sac boyatma olayim var bunun icin ten rengi alt tonu falan da onemli sanirim. biraz da onun icin bu kadar ilgimi cekti konu ama belli ki bir yere varamayacagiz. En iyisi oldugun gibi kalmak sanirim. :)
0
🌸ceann deas
(20.07.17)
Sıcak tonluysan böyle alalım.
encrypted-tbn3.gstatic.com

Kuaförler de biliyor. Sana o renk gitmez, bak şunu yapalım derler zaten.
0
Lim5
(20.07.17)
(11)

BulaŞIKlarınızı makineye koymadan bir işlemden geçiriyor musunuz?

Cursed Chico
Suya tutmak , fırçalamak vs gibi?Bazen bazı bardak tabaklarda bazı kirler çıkmıyor da. Makine de eski biraz.
Suya tutmak , fırçalamak vs gibi?

Bazen bazı bardak tabaklarda bazı kirler çıkmıyor da. Makine de eski biraz.
0
Cursed Chico
(19.07.17)
Kesinlikle.
Deterjan da kullanıyorum hatta, annem bazen kızıyor yıkadın zaten niye makineye atıyorsun diye ama onunkilerde de iz kalıyor yeniden yıkanması gerekiyor.
Bence en iyisi benim yaptığım.
Fırçadan hoşlanmadım bana göre değil ben direk bulaşık süngerini deterjablayıp kullanıyorum.
0
mutekebbir
(19.07.17)
Evet. Tabakları suya tutarım, artıklarını ve leke tutacakmış gibi olan yerlerini çıkarırım. Tencere gibi bir şeyse süngerli müngerli bir şeyler çıkarmam gerekebilir. Başka türlü leke kalıyor, çıkmıyor.
0
aychovsky
(19.07.17)
Annem sabunla süngerle elde yıkayıp durulayıp sonra makineye diziyor.
0
goodz
(19.07.17)
Fırçalıyorum, çünkü üzerinde bişey kalınca makine çalışana kadar kuruyor. Ama yıkar gibi temizlemiyorum, gereksiz.
0
mslny
(19.07.17)
işim biter bitmez suya tutup olmazsa süngerle ufaktan ovalıyorum.
0
doxanikee
(19.07.17)
NSA su tutarım ama fazla yağlı vs ise deterjan ve fırça ile küçük müdahalelerde bulunurum
0
all girls dream
(19.07.17)
Makinelye lavabo arasında 1-2 metre var. YIkasam götürene kadar damlıyor, o yüzdfen yapmak istemiyortum .(
0
🌸Cursed Chico
(19.07.17)
Bizde de kesinlikle sudan geçer. Kati bişey kalmaz üstünde.
0
cabiday
(19.07.17)
üzerinde erimeyecek filtreleden geçemeyecek kadar büyük parçalar varsa suya tutmadan kuru olarak çöpe dökerek temizlerim bunların dışındakileri olduğu gibi koyarım; zaten 60 derecede yağlar, kirler çözünüyor, gerek yok tertemiz yapıp koymaya sonuçta da hepsi temizlenmiş oluyor, en kötü tam temizlenmemiş bulaşık varsa onları sonraki yıkama için tekrar makinede bırakırsın, her yıkamada 1-2 parçayı geçmez bu durum zaten

herkes dikkate almayabilir ama şu mesajı da geçeyim:

su fakiri bir ülkede yaşıyoruz zaten, boşa akıtacak bir damla su bile olmamalı, bilinçli olmak lazım
0
gezegen olan pluton
(19.07.17)
Çok kalıntı yoksa, mesela salata, domates-meyve vb. yenmiş bitmişse öylece makinaya koyarım.
Çay-kola bardaklarını da dibindeki kalıntıyı döküp öylece koyarım.
Fairy kapsül bunları çıkarabiliyor ama finish çıkaramıyor.
0
megalomaniac
(20.07.17)
Hepsini sudan geçirip, pırıl pırıl edip öyle koyuyoruz bulaşık makinesine :)
0
chihirovekohaku
(20.07.17)
(7)

Nöroloji Doktorunun 1dk. sürmeyen muayene ile antidepresan yazması?

livaneli kadir
Bugün annemi baş ağrıları nedeniyle nöroloji doktoruna götürdüm.Yanında girmedim muayeneye. Ama doktorun yanına girip çıkması 1 dk sürmedi.Gerçekten bu kadar kısa sürdü. Kıllandım durumdan ama durup dururken de arıza çıkarmak istemedim.Eczaneye gittin yazdığı ilacı aldım (cipralex 10mg), eve geldim
Bugün annemi baş ağrıları nedeniyle nöroloji doktoruna götürdüm.
Yanında girmedim muayeneye. Ama doktorun yanına girip çıkması 1 dk sürmedi.
Gerçekten bu kadar kısa sürdü. Kıllandım durumdan ama durup dururken de arıza çıkarmak istemedim.

Eczaneye gittin yazdığı ilacı aldım (cipralex 10mg), eve geldim prospektüsünü okudum. Tepem attı haliyle. Antidepresan vermiş.

-Bu kadar kolay mı antidepresan yazmak?
-Bu kadar kısa bir muayenede böyle bir kararı nasıl verebiliyor?
0
livaneli kadir
(19.07.17)
sizi tatmin edecek tedavi yaklaşımı nasıl olmalıydı? antidepreasanların baş ağrısı tedavisinde yeri var, zehir de değiller. bu kadar önyargılı olmanın anlamı yok.

asadsaf standart problemli hasta yakını tablosu. tik atma, aman öldüm bittim.
0
doxanikee
(19.07.17)
Antidepresan, sadece antidepresan olarak kullanılmıyor. Örneğin, babama antidepresan türevi bir ilacı diğer ilaçlara ek olarak irritabl bağırsak sendromunu geçirmek için düşük dozda verdiler. Cipralex çok ağır bir antidepresan değil ve bazı sinirsel sorunlara da yazıldığı oluyordır. Cipralex'i bizim aile hekimi bile yazıyor. Bizim yan komşu eşinden boşanmıştı, üzüntüden kusup duruyordu; aynı aile hekimi çot diye Cipralex'i yazıp 'Gelecek aya gel' demiş. Tam bilmiyorum ve güvenle söyleyemem ama etken maddeleri farklı olsa bile anladığım kadarıyla Cipralex, Passiflora türlerinin bir tık sonrası ve 'çocuk antidepresanı' türünde bir şey.

Tabii ki, herhangi bir ilacın 1 dakika ile muayene edilmesi şüpheli. Ya doktor başından savdı ya da öyle klasik bir vaka ki görür görmez tanıdı. Benim bir arkadaşın doktoru kapıdan girer girmez 'Ahan da Hashimoto Hipotroidi' deyivermiş ama haliyle o bakışıyla teşhis koymamış, testler yapılmış ama kız gerçekten Hashimoto Hipotiroidi çıktı. Testlerden sonraki görüşme birkaç dakika sürmüş zaten. Yine de sizin durumunuzda bu çok da güçlü bir olasılık olmayabilir.

İkinci, hatta üçüncü bir doktora gidip ona göre karar verebilirsiniz.
0
aychovsky
(19.07.17)
Bir dönem çok baş ağrısı çektiğim için baş ağrısı konusunda ne var ne yok okumuştum. Baş ağrılarının çok çok az bir kısmı beyinden kaynaklanan bir sorundan oluyor, geri kalanları genelde boyun, omuz, çene kaslarının gerilmesinden, yani stres kaynaklı oluyor. Benim gittiğim nörolog kendisi muayene etti, envai çeşit kan değerlerime baktı, baş ve boyun mr'ı istedi ve sonuç olarak bana da sadece antidepresan yazdı.

Akut/acil beyin sorunları için zaten kısa süren bir muayene yapıyorlar, eğer orada bir sorun görmediyse antidepresan yazmış olabilir.
0
fengari
(19.07.17)
Bir zaman sonra semptomlarla tanıları birkaç saniyede koyacak kadar eşleştirebiliyorlar. Ama diğer yandan da devlet hastanelerinde hekim başına düşen hasta sayısı o kadar çok ki hastayla yeterince ilgilendiklerinde sırası verilmiş halihazırda bekleyen hastalara sıra gelmeyebiliyor. İkisi arasındaki teraziyi kurmaya çalışıyorlar.
0
goodz
(19.07.17)
Baş ağrısının beyan dışında bir tanısı yok, yüksek derecede ve tekrarlayan ağrılar için ancak mr çekiliyor o da başka teşhileri(beyinde kitle vs) ortadan kaldırmak için.
Yani 1 değil 5 dk sürer 10 dk sürer kısa bir nörolojik kontrol yapabilir ancak tepkileri ölçerek(ışığı takip et şeklinde olan mesela?) O kadar.

Yani normal.
0
kullanıcıadımbuolsun
(19.07.17)
Cipralexi şebeke suyuna bile karıştırıyorlar.
0
kargn
(19.07.17)
Annene nörolojik bir durumunuz yok demiş .
Bana doktorluk ifadesi şu olmuştu .
"Bana bu şekilde gelen (öykü ve görünümden bahsetti sanırım ) hastaya , ileri tahlil yapmak istemem , ama dilersen mr çektirebiliriz."
Reçete ye antidepresan yazıldı .
0
dunyatuhaf
(19.07.17)
(5)

orta-üst sınıf insanın işçi sınıfıyla karşılaşması

proletarier aller lander vereinigt euch
orta-üst sınıf insanlar işçilerle karşılaştığı ve ikili diyaloğa girdikleri zaman konuşma tarzlarında inanılmaz eğreti bir değişiklik oluyor, bilinçli olarak yapıyorlar gibi geliyor bana. mesela; evet demek yerine hee demek, kapalı söylenmesi gereken sesli harfleri açık söylemek gibi falan anladınız
orta-üst sınıf insanlar işçilerle karşılaştığı ve ikili diyaloğa girdikleri zaman konuşma tarzlarında inanılmaz eğreti bir değişiklik oluyor, bilinçli olarak yapıyorlar gibi geliyor bana. mesela; evet demek yerine hee demek, kapalı söylenmesi gereken sesli harfleri açık söylemek gibi falan anladınız demek istediğimi. bunu neden yapıyorlar?

edit: ve işçiler bu konu hakkında ne düşünüyorlar acaba?
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(19.07.17)
Nick-duyuru uyumu had safhada yalnız, tebrik ederim. Erkek-erkek karşılaşması durumlarında olabilir belki, ben ya da başka bir kadın arkadaşımın bir işçiye "hee" dediğimizi pek hatırlamıyorum.
0
fengari
(19.07.17)
Çok da anlamadım ama aklıma şu geliyor. Tolga Çandar Ege şivesi ile yetişmiş bir adam mesela, ODTÜ'de okumuş ve şivesini burada düzeltmiş. Dolayısıyla İstanbul ağzı ana ağzı değil adamın ama Egeli biri ile karşılaştığında anında ve istemsizce Ege şivesine dönüverdiğini anlatır.
www.youtube.com
Belki, üst sınıftaki kişi de aslında öyle büyümüştür de, beyaz yaka dili sonradan öğrendiği dildir ve aslında özüne dönüyordur.
Ya da ezik görünüp usta parasal olarak adamı yolmasın veya aralarında yakınlık olsun diye öyle konuşmaya dönüyordur.
Düşününce bizim hizmetli Emine Abla vardı, ben de ona 'Emine Ablaa, gel de bir çay içek' derdim. Oysa sülalemde 'içek' diyen bir kişi bile yok, ailemde de diyen yok ama Emine Abla öyle derdi. Ben de Emine Abla'yla hiç farkında olmadan öyle konuşuyordum. Ağzımdan öyle çıkıyordu. Büyükbaşlarla toplantıya girince 'Bu konjonktürde, bu çözümleri uygulayamayız. Bu skecıl fizibıl değil' falan diyordum ki, günlük hayatta konjonktürle, sekcılla, fizibılla falan işim olmaz ama orada konuşurken hiç düşünmüyorum bile. Eminim, hepsi de üstümde emanet gibi duruyordur. Çünkü ne içek'le ne skecıl'la büyüdüm. Eminim ki içek derken Nebahat Çehre'nin içek demesi gibi, skecıl derken de İlyas Salman'ın skecıl demesi gibi oluyordur ama kendimi o havanın içinde kaptırıyorum sanırım.
0
aychovsky
(19.07.17)
yok la ne alagası var, kuruntu yapma köylü köylü...

bence de aychovsky'nin dediği gibi bi öze dönüş var, samimiyet oluşsun diye yapıldığını düşünüyorum. rol kesildiği durumlarda itici olabilir, filmlerde oluyordu bu, jönümüz holding toplantısında plaza türkçsi konuşurken ona aşık köylü kızını görünce birden ağız değiştiriyordu; o durumlar itici geliyor bana. ama bunun gerçek hayatta yaşandığını görmedim hiç gözümle.
0
Bruce
(19.07.17)
iscinin dostu palve yoldasim yine guzel bir noktaya deginmis. temelde "ben senden ustunum" kafasi. komik olansa plazada calisip takim elbise giydi diye bu tiplerin kendini fabrika iscisinden ustun gormesi, "emekci kardesim" tribi yapip aklinca isciyi sahiplenmesi. sen kimsin amk yaa.
0
der meister
(19.07.17)
çok salakça ve apaçık kibir. yapmam, yapanı da sevmem.
0
doxanikee
(19.07.17)
(5)

Kuruntular

neil manke
bazen aklıma engel olamadığım düşünceler geliyor kendimden nefret ediyorum.en klişe örnek, balkondan bakarken ya birden kendimi istemsizce aşağı atarsamdır ve bunun türevleri olarak her düşünceyi düşünebilirsiniz. ya da ya kendimin kontrolü dışında bir suç işlersem ve hapse girersem diye bir kuruntu
bazen aklıma engel olamadığım düşünceler geliyor kendimden nefret ediyorum.

en klişe örnek, balkondan bakarken ya birden kendimi istemsizce aşağı atarsamdır ve bunun türevleri olarak her düşünceyi düşünebilirsiniz. ya da ya kendimin kontrolü dışında bir suç işlersem ve hapse girersem diye bir kuruntu geliyor bazen.

bazen bunlar aklıma takılıyor çok kötü oluyorum. sizde de var mı benzer şeyler?
0
neil manke
(19.07.17)
Evet ya bana da oluyor. Ya her şey kontrolden çıkarsa, ya yanlışlıkla kendimi öldürürsem diye endişe ediyorum bazen. Hatta tanıdığım birkaç kişide de var. Bu arada şöyle bir yazı okumuştum, işinize yarar belki. bilimfili.com
0
anumegha
(19.07.17)
'Yüksek yerlerden atlama dürtüsü ve korkusu' diye bir şey var ya da 'Olmayacak yerde olmayacak şeyi yapma dürtüsü ve korkusu'. Hatta ilkinin bir adı da vardı ama 'high birşey phenomenon' gibi bir şeydi unuttum. Bakınca editleyeyim. Sabılanın aksine bu kuruntu ya da anksiyetenin kaynağı depresyon, intihar düşüncesi falan değil; tam tersine 'yaşama dürtüsü' olarak geçiyormuş. Böyle yüksek yerlerden, uçurum kenarlarından aşağı bakınca beyin 'Aha, bu manyak atlayacak. Bu kadar kenara geldiyse başka açıklaması yok bunun, yandık' diyormuş. Beyin gerçekten atlayacağına karar verdiğin ve ona hazırlandığın için istemsizce atlama dürtüsü ve peşinden hayatta kalmak için ve oradan uzaklaşman için 'ya atlarsam' korkusu oluşturuyormuş.

Benim bir arkadaşım vardı. Sevgilisi ikinci kattan atlayarak intihar etmeye kalkmış bir kavgalarından sonra. O atlayınca istemeden, refleks olarak o da atlamış mesela. Atlarken de 'Hsktr, atlamak istemiyordum ben' diye bağırmış. İkisine de bir şey olmadı sonra, azıcık ezildi oraları buraları ama arkadaşa iyi gülmüştük. Refleks olarak atlamış, ayna nöronu abartmış. 'Bir anda kendimi havada, sonra yerde buldum' diyor. Demek ki istemeden atlanabiliyor.

Edit: High place phenomenon'muş.
0
aychovsky
(19.07.17)
Oha kimse yazmamış

(bkz: okb)

Edit: Bu olayı sadece balkondan kendimi aşağı atarsam diye incelememek lazım. Aklına istemediğin şeyler geliyorsa bunu obsesif kompülsif bozuklukla ilişkilendiriyorlar. Örneğin bir ortamda dua okunurken aklına istemsizce dine küfür etmek geliyorsa bu da istemediğin bir şey olduğu için bir rahatsızlık sayılır. Bu durumun çok üst boyutları var. İlerlemeden doktora git. Bende de oluyor bazen ama artık tecrübe kazandığım için savuşturmayı biliyorum.
0
dissendium
(19.07.17)
@aychovsky beyin dublajına ve bi arkadaşın anısına çok güldüm ya :))))

@neil aynısı kaynımda, bende ve daha çok sayıda insanda var, sorana da çok denk geldim. Normalsin yani. Bazen diyorum hayatının kararması bir kaç saniyelik bir hataya bağlı, şansa yaşıyoruz. Motorla hızlı giderken, dalgınlıkla kırmızıda karşıdan karşıya geçerken vs. Veya dediğin gibi suç işleme. Anlık sinirle bir koysan adama o da kafayı kaldırıma koysa, bittin. Aklına gelmezse sorun yok ama aklına gelmesi lüzumsuz ruh sıkıntısı.
0
erci
(19.07.17)
biri yazmış ama ben yine tekrar edeyim: okb.
mesela dün gece bir anda cinnet geçirip karşı komşumu öldürmeye gider miyim kuruntusu oluştu bende, hatta şunu yazarken aklımın bir köşesinden de şu geçiyor: olur da bir cinayete kurban giderse benim bu yazdığımı bulabilirler ve ben suçsuz yere hapse girebilirim vs... bir ara da ''ya gece uyurken saçma sapan bir şey yaparsam'' kuruntum vardı. bunların dışında araba kullanmak istemiyorum, bir anda müthiş hız yapacağımdan ya da uçurumdan aşağı süreceğimden korkuyorum.
eğer bu düşünceler hayatını çok fazla etkilemeye başladıysa çözüm psikiyatriste gidip uygun bir ilaç kullanmak. asla tam olarak geçmese de etkilerini hafifletebilir.
0
lesfeuillesmortes
(19.07.17)
(7)

kimler doktora yapti/yapiyor?

eriksatie
hep liseli dolu degil herhalde burasi. alanlarınızi da yazarsaniz güzel olur, yarin öbür gün bir sey danisacak olursak lazim olur. ben yazayim ilk olarak. edebiyat doktoram var.
hep liseli dolu degil herhalde burasi. alanlarınızi da yazarsaniz güzel olur, yarin öbür gün bir sey danisacak olursak lazim olur.

ben yazayim ilk olarak. edebiyat doktoram var.
0
eriksatie
(19.07.17)
Hem yaptım, hem yapıyorum. Endüstri Müh.
0
aychovsky
(19.07.17)
Eylül'de başlıyorum, mimarlık.
0
gmzo
(19.07.17)
Psikoloji doktorası yapıyorum.
0
fotrsapka
(19.07.17)
Peki yaparken bir iste calistiniz mi?
0
baldur2
(19.07.17)
ben hem çalışıyorum hem doktora yapıyorum. makine müh.
0
srdr
(19.07.17)
müzik teorisi. yapamıyorum. mesafeler mesafeler...
0
alperz
(19.07.17)
Yapıyorum, Mühendislik.
0
piotr
(20.07.17)
(4)

Matlab - for döngülerinden kurtulma

aychovsky
Aslında herhangi bir programlama dili için de geçerli. for döngüleri programı çok yavaşlatıyor ve içiçe 3-4 for döngüsü var. Büyük bir program. En fazla 10 dakika çalışması gereken program, 4-5 saat çalışıyor ve for döngülerinden kurtardıkça hızlanıyor ama nasıl daha hızlı hale getireceğimi bilemiyo
Aslında herhangi bir programlama dili için de geçerli. for döngüleri programı çok yavaşlatıyor ve içiçe 3-4 for döngüsü var. Büyük bir program. En fazla 10 dakika çalışması gereken program, 4-5 saat çalışıyor ve for döngülerinden kurtardıkça hızlanıyor ama nasıl daha hızlı hale getireceğimi bilemiyorum. Basit algoritma mantığı ile yapıyorum her şeyi. Bazı şeyleri araştırdıkça buluyorum, benim 15-20 satırlık kodum, 2 satıra indirgenebiliyor. bazılarını nasıl araştıracağımı bilmiyorum. Tavsiyesi olan var mı?
0
aychovsky
(19.07.17)
pre-allocation?
0
uctumdageldim
(19.07.17)
Pre-allocation zaten yapıyorum. Sonra for döngüsü başlıyor ve o vektörlerin, matrislerin içini dolduruyor. Demek istediğim pre-allocation'a ve for döngüsüne gerek duymadan kullanabileceğim, kolay komutların varlığını nasıl araştırabilirim.

En basit örneği şu olabilir. Bir vektördeki (vektörün adı a olsun) en büyük sayının indisini bulmak için

x=0;
for i=1:size(a,1)
if a(i)>x
x=a(i);
idx=i;
end
end

tarzı bir döngü kullanmak yerine,
idx=find(a==max(a))
gibi kolaylıklar.

Tabii, program karışık ama mutlaka kurtulmanın yolları vardır koskoca Matlab'de. stackoverflow, mathworks'te soruyorum ama üç milyon tane for döngüsünü arka arkaya nasıl soracağımı bilmiyorum. Bazen Google'dan derdimi aratıp ulaşabiliyorum kolay sonuçlara ama bazen de derdim aşırı spesifik oluyor. Bazen de 'Bu soru soruldu' diye tersliyorlar; ki haklı oluyorlar, sorulmuş ama çok genel bir adla sorulmuş. Benim aradığımın o genel ada uygun olduğunu daha önceden bilmiyordum.
0
🌸aychovsky
(19.07.17)
Üzerinde çalıştığın konuyla ilgili matlab fonksiyonlarını araştırman lazım veya toolboxlar vardır, onlara bakabilirsin işine yarayan olabilir.
0
reactionic
(19.07.17)
Toolbox pek yok. Ana algoritma zaten Toolbox'u olmayan bir algoritma. Ben de ana algoritmanın yerini tutacak yeni bir algoritma test ediyorum zaten, algoritma bizim önerimiz. Bir de zaten bu projenin çıktısı, bir Toolbox yaratmak olacak.
0
🌸aychovsky
(19.07.17)
(5)

Birine ihtiyaç duymak sizce sevgiyle beraber gelen bir şey mi?

river song
yoksa baska bazı eksiklerimizin doyurulması, teselli bulmamız mı sebep onu hayatımızda istememizde.ihtiyaç duymadan sevemez miyiz?hayatınızdaki insanlara, dostlarınıza bakıp onu şu sebepten seviyorum diyebiliyor musunuz ve dediğiniz anda o sevgiden çok bir ihtiyacın karsılık bulması anlamına gelmiyo
yoksa baska bazı eksiklerimizin doyurulması, teselli bulmamız mı sebep onu hayatımızda istememizde.
ihtiyaç duymadan sevemez miyiz?
hayatınızdaki insanlara, dostlarınıza bakıp onu şu sebepten seviyorum diyebiliyor musunuz ve dediğiniz anda o sevgiden çok bir ihtiyacın karsılık bulması anlamına gelmiyor mu?
anlatabildim mi gerçekten bilmiyorum.

not: gönül işleri sorusu değil sevgili modlar.
0
river song
(18.07.17)
ikinci dediğin.
0
manuel mandalina
(18.07.17)
Ben anladığım kadarıyla cevap vereyim: evet eskiden niyeyse bu gereksinim değildi yani ben öyle ihtiyaç gereksinim gibi bir duygusunu hatırlamıyorum fakat yaklasık 2senedir bu konularda bir verim alamadığım için ihtiyaç duyuyorum lan diye kendi kendime isyan ettiğim oluyor. Sanırım bu da akışına bırakmamak ile ilgili.
0
fıytfıyt
(18.07.17)
tam tersi, sevgi birine ihtiyaç duymakla gelen bir şey. insan sosyal açıdan bağımlı bir hayvan, kendi doğasında tek başına hayatta kalamaz. beyin geliştikçe bu tip zorunluluklara kolay adapte olmak için sevgi, aşk, beğenme gibi duyguları geliştirdi; tıpkı üremeye adapte olabilmek ve kolaylaştırabilmek için seksten zevk almayı geliştirmesi gibi.

aslında karşı tarafta beğendiğimiz şey ihtiyacımız olan şeyler. bir insanın beğenilerini neler belirler sorusu çok geniş ve kişiye göre çok öznel, o yüzden bu aşamada "uzun boylu kaslı erkek seven kadınlar içten içe fiziki koruma istiyor" dersem doğal olarak çok rahat yanlışlanabilirim. haklı olduğum örnekler vardır ama beğeniler o kadar girift sebeplerden oluşmuştur ki hepsini sayamam, bilemem.

sistem böyle işliyor, o yüzden sisteme adapte olmaya meyilliyiz. bahsettiğim şey bir insanı sevmeye engel değil, ya da sevdiğimiz insana yabancılaşmaya; makine böyle işliyor, bunu bozmaya ya da kötü bir şeymiş gibi düşünmeye gerek yok.

ihtiyaç duymadan sevemez miyiz? ikinci paragrafta savunduğum şey açısından bakarsak hayır. üçüncü paragraftan gidersek; insan bir şeyleri sevmeye alışınca sevme işinin kendine de alışıyor bence. dedim ya bu mekanizmayı benimsemeliyiz diye, ki benimsedik de aslında, bir şeyleri sevme işi bir noktadan sonra bilinçaltındaki ihtiyaçtan öte salt sevme ihtiyacına dönüşebilir. bunu da sevdiğimizi sandığımız şeylerle açıklayabilirim sanırım. bilinçaltımız, daha doğrusu daha derindeki dürtülerimiz, insan olmanın getirdiği gereklilikler yanılmaz(a priori gibi). ama sevme ihtiyacından ileri gelen, tecrübelerimizle, algılarımızla, kendi verdiğimiz kararlarla şekillendirdiğimiz sevme işi(a posteriori gibi) bizi yanlışa sevk edebilir. bu açıdan bakarsak sevdiğimiz şey aslında ihtiyaç duyduğumuz şey olmayabilir. aslında diyorum çünkü burada bi yanılsamadan bahsediyorum, yoksa bile isteye hiç ihtiyacımız olmayan bir şeyi sevebileceğimizi sanmıyorum.
0
Bruce
(18.07.17)
Bruce'ın dediklerinin bir kısmı doğru. Evrimle bağdaştırdığı taraflar yanlış ama genel olarak haklı.

Bu konuyu metafizikçiler bolca irdelemişler.

Neden severiz
Neyini severiz
bu şeyi nasıl severiz
Neden vazgeçeriz
Nasıl vazgeçeriz

diye açıklamışlar zaten.



ihtiyaç kelimesi ise zaten teknik anlam karşılığı olarak da; giderildiğinde haz ve mutluluk veren giderilmediğinde elem keder ve acıya dönüşen duygu ya da nesneler bütünüdür diye geçiyor. Yani bahsini ettiğin 2 kavram aslında birbirinin takipçisi değil, farklı ama genelde birlikte ortaya çıkıyorlar.

Yani ihtiyacı yukarıda tanımladık, sevginin tanımı uzun olduğu için onu anlatabilecek ne kabiliyetim ne de niyetim var eğer ona da bakarsan eğer sırf tanımlardan bile bu sorunun cevabını almış olacaksın.

Bir de sanırım akıl karışıklılığını gidermek adına şu kadarına dilim döner; birisini veya birşeyi zaten bi' ''sebep''ten ötürü seviyorsun, bu kesin. Ama bu ''sebep'' senin ihtiyacın olmayadabilir. bununla ilgilide ''kıyas'' kavramlara bakmak lazım.
0
mete kudur
(18.07.17)
Talebin arzı yaratması gibi, bazen arz da talebi yaratıyor. Diyelim ki tamamen yalnızsındır, 'Çok yalnızım' dersin. Arkadaş veya sevgili, ne olduğu önemli değil. 'Hayatımda birine ihtiyaç var' dersin. Bazen de ihtiyacın yokken biri ile tanışırsın ve arkadaş olursun. O ana kadar bilmediğin bir yeri doldurur. O boşluk daha önce yoktu oysa, sen öyle birinin eksikliğini hissetmiyordun. Çünkü öyle bir eksiğin veya ihtiyacın olabileceğini bile bilmiyordun. Şöyle, diyelim ki zopik diye bir alet icat edilmedi, bu yüzden zopik diye bir alete ihtiyaç duymuyorsun ama ileride zopikle tanıştığında ve zopik senin daha önce hayal etmediğin bir işi yaparak hayatını kolaylaştırdığında, artık o noktadan itibaren ihtiyaç halini alıyor. Çünkü artık biliyorsun zopiği ve kullanınca seni mutlu etti. Olmayınca, yokluğunu arama olasılığın var artık. Şu anda Abuzer Böcübörtügil'i tanımıyorsun ve böyle bir insanın eksikliğini hissetmiyorsun. Böyle bir insanın eksikliğini hissetsen zaten dünyadaki herkesle tanışana kadar bu eksiklik hissi bitmez. Sevgili ya da arkadaş özlemi olarak değil, bir tane Abuzer Böcübörtügil var ve bu insana ihtiyacın yok. Çünkü ben adını söyleyene kadar varlığını bile bilmiyordun. Ancak, Abuzer Böcübörtügil ile bir arkadaşlıktan sonra 'Aa, ne iyi insandı. Bir daha görüşsek ya' dedin. Kafandaki haritada Abuzer Bbg'nin yeri açıldı ve artık biliyorsun. Daha önce böyle bir talebin yoktu ama bu kişinin arzı talebi yarattı.

İki nedenin birbirinden ayrılacağını, daha doğrusu, uçlara taşınmadığı sürece birbirine ters olduğunu düşünmüyorum. Yani, birini atıyorum ki, çok babacan biri olduğu için seviyorsundur. Aynı zamanda, babacan olduğu için ihtiyaç da duyuyorsundur. Ya da etrafında çok babacan kişi vardır, bir tek o değildir ama bazen onun olmasını istiyorsundur. İstek tek başına sevgiyi veya ihtiyacı doğurmak zorunda değil, ikisini birlikte de doğurabilir. Üstelik, o ihtiyacı zaten karşıladığın halde. Birinin yokluğunda onu özlemek, onun eksikliğinden dolayı, varlığına ihtiyaç duymaktır bana göre. Aynı şekilde, ihtiyacın olması ona beslediğinin sevgi olmadığı anlamına gelmez. Ne bileyim, sevgiliyi gülüşü için seviyorsundur, arkadaşı esprileri için. Bu saf bir ihtiyaç olsa, arkadaşının espri yapmadığı kötü günde, ağladığında yanında olmak istemezdin. Çünkü ihtiyacını karşılamadığı gibi, senin ihtiyacından çalıyor.

Yani, birine bakıp 'Ben seni olduğun insan olduğun için seviyorum' diyebilirsin, o kişinin de olduğu insan hayatında öyle birine ihtiyaç yaratabilir.

Buradaki ihtiyaç sınırı bu anlamda kullanma-bağımlılığa çevrilebilir gibi düşünüyorum. Yani, Ali Ağaoğlu'nun sevgililerinin sevgi-ihtiyaç yüzdeleri ile, Acun-Şeyma Subaşı sevgi-ihtiyaç yüzdeleri farklı; onunkiyle de Meral Zeren-Selami Şahin sevgi-ihtiyaç yüzdesi farklı.

Bir de sevgiden bahsediyoruz, kim olursa olsun, tanım gereği 'gönül işi'. :)
0
aychovsky
(18.07.17)
(23)

Arkadaşlar kafam çok karışık yardımcı olur musunuz?

balpolen
Biriyle görüşüyorum, 3 ay bitti. 4. ayın içindeyiz. Anlaşıyoruz gayet, aramız iyi. Fakat benim kafamı kurcalayan ve aşamadığım şeyler var. İlk olarak sigara içmesi. Beni çok rahatsız ediyor. Hem de az da değil, günde 1 paketten fazla içiyor. Onun için üzülüyorum. Ayrıca sigara içen bir adamla bir ge
Biriyle görüşüyorum, 3 ay bitti. 4. ayın içindeyiz. Anlaşıyoruz gayet, aramız iyi. Fakat benim kafamı kurcalayan ve aşamadığım şeyler var. İlk olarak sigara içmesi. Beni çok rahatsız ediyor. Hem de az da değil, günde 1 paketten fazla içiyor. Onun için üzülüyorum. Ayrıca sigara içen bir adamla bir gelecek hayal edemiyorum ne yazık ki. İkinci olarak ekonomik adımlarını çok mantıksız atması. Paraya hiç değer vermiyor. Hayata karşı duruşu: 'Para harcayınca güzel tatlım.' Eskiden kendi mağazaları varmış, kapanmış, çeşitli işler kurmuş, çıkmış vs. Sonuç olarak şuan kredi borcu var ödemeye çalışıyor. Gelecekte doğru adımlar atabileceğinden emin değilim. Çok hızlı ve ani karar alabiliyor, resmen gaza geliyor. Yani ben bu adamla bir hayat kursam yine bir iş kurucam deyip, bizi ekonomik olarak sıkıntıya sokmayacağının bir garantisi yok. Daha önce yapmış, yapabilir de. Bir de belki küçük bir ayrıntı ama lise mezunu. Benim için eğitim durumunun bir önemi yok. Ama ailem bunu problem yapabilir. Ben öğretmenim. Biz çok iyi anlaşıyoruz, keyifli zaman geçiriyoruz. Aramızdaki iletişimde hiç problem yok.

Gelelim bugün yaşadığımız olaya. Dün gece ben onda kaldım. Evden çıkarkan de evin pencerelerini açık bırakmıştım. Sabah yağmur bastırınca da biran önce de çıkıp eve gitmek istedim. Bu arada onun da evden çıkması gerekiyor. İşe gidecek. Fakat uyku problemi var. Uyanamıyor. Bu da ayrı bir konu, geçiyorum. Hadi çıkalım diyorum, hala yatakta. Bu arada ben giyindim. Bekliyorum. Ben çıkayım sen sonra gel diyorum. Yok gelicem diyor. Sonunda baktım hala yatakta, ben çıktım. Çıkmamla sırılsıklam oldum. Yağmur çok şiddetliydi. Bu sırada taksi bekledim. O da balkondan görmüş olabilir ama ben donuma kadar ıslandım yani. Baktım taksi gelmiyor başladım yürümeye. Neyse ben eve geldim. Yağmur dindi. Yağmur dindikten sonra beni arıyor.

Yani bilmiyorum, arkadaşlar. Kafamda zaten soru işaretleri var. Aşamıyorum. Bir de üstüne bu olay. Kim haklı, kim haksız onu da bilmiyorum. Kafam çok karışık sormak istedim.
0
balpolen
(18.07.17)
yol yakınken ayrıl bacım. bu iş yürümez. aranızda büyük fark var. gerçi adamla aynı evde yaşamışsın, aynı yatakta yatmışsın. bundan sonra seninle birlikte olacak biri olsa sorun ederim. he.
0
fikirmuhendisifikri
(18.07.17)
Soru ne tam anlamadım yok gibi ?

belli bir yaştan sonra bu tarz şeyler önemli sigaradır ne biliyim hayata bakıştır felsefedir vs. bunlar temel şeyler bana göre önemli kriterler 25+ dan sonra tabii
şimdiden soru işratei yaratıyorsa ilerde de karşına çıkar bunlar aklına gelir tekrar..

pek anlaşamayacaksınız siz sanki..
0
qazaqwsx
(18.07.17)
Tam sizin kaleminiz bir erkek. Ayrılmayın devam edin
0
MaNOfTheYear
(18.07.17)
Soru nerede?
0
nax
(18.07.17)
Bana pek beraber ortak bir hayat kurulacak bir adam gibi görünmedi yazdıklarınızdan ki siz de bunu farkettiğiniz için ikileme düştünüz sanırım. Bekara karı boşamak kolay elbette ama bahsettiğiniz adam tipi ile uzun vadeli planlar yapmak zor, siz de evlenip bir hayat kurmak istiyorsunuz sanırım.

Bir de şöyle yabancı bir laf var:
"Bir şey ördek gibi görünüyor, ördek gibi yüzüyor ve ördek gibi ses çıkarıyorsa, o şey muhtemelen ördektir." Yani adam size güven vermiyorsa, muhtemelen hiçbir zaman vermeyecektir.
0
fengari
(18.07.17)
bu adamdan bana koca olmaz diye kurup kurup durmuşsunuz, gelmiş bize anlatıyorsunuz. soru yok ama ben yine de yanıtlıycam; adamla birlikte evden çıkmak zorunda mıydınız? bence değildiniz. neticede adam haklı.
0
evde liyakat kalmamis
(18.07.17)
son yağmur ve ıslanma olayını anlamadım. evet sen yürüdün ve ıslandın? adam sana siper mi olmalıydı? o havada taksi bulamayacağını, adamı beklemenin daha mantıklı olacağını öngörmen gerek. trip yapacam diye sırılsıklam olmuşun.
genel olarak da bu adamla anlaşamıyorsun zaten şu an kendini kandırıyorsun sadece. uykudan uyanman uzun sürmez.
0
cekilmis gayfe
(18.07.17)
ayrılırsanız mesaj at bebiko.
0
zirrealist
(18.07.17)
Bir şeylerin daha başındayken bu kadar sorunun farkında olman ondan gerçekten etkilenmediğini gösterir. Bunlar basit problemler değil, kendisinin aradığın insan olmadığını gösterir. Boşuna çabalamaya hiç gerek yok.
0
fragile lady
(18.07.17)
sigara içtiğini bilerek başladıysan şu an bu durumdan şikayet etmen anlamsız.

ama diğer konulara bakarak bi geleceğiniz yok. fazla kapılmadan ayrıl derim ben.
0
elorelia
(18.07.17)
Cabalar bosa, gelmis ayrilik vakti.
0
japon askeri
(18.07.17)
Hemen kaç. Son olay sana ne kadar değer verdiğini gösteriyor. Yazık etmişsin kendine.
0
secrex
(18.07.17)
çektir git. en mantıklısı.
0
evimin paspasi
(18.07.17)
saydiginiz ozelliklerden herhangi biri ayrilmak icin yeterli ama siz hala "acaba degisir mi" diye sansinizi zorlayip, hayatinizdan caliyorsunuz.

bir an evvel ayrilin.


ben de erkek olmama ragmen bunu soyluyorum.

gecmis olsun, kolay gelsin
0
scars dont fade
(18.07.17)
umursamaz, sorumsuz, dengesiz, sağı solu belli olmaz, güvenilmez, empati yoksunu, tembel, bencil.

ben demiyorum, senin anlattıklarından çıkanlar. senelerdir birlikte olduğun kocan olsa belki senelerin hatrına çekilir ama yolun daha başındayken bunları göre göre niye uğraşasın ki? ona harcayacağın emeği, sinir stresi düşün. gereksiz.
0
sttc
(18.07.17)
Eğer evlenme niyetiyle ilişkiye başladıysan bunca gün beklememeliydin. Bir an önce ayrılmalısın.
0
iwasbornonamountainside
(19.07.17)
çok sigara içiyor, lise mezunu (problem değil demişsiniz ama evleni beraber yaşayınca bence bu durum sizi de rahatsız eder) parayı sorumsuzca harcayan, baba parasıyla iş kurup batıran vs. gözümde çok basit, hanzo bir adam canlandı afedersiniz.
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(19.07.17)
Niyeyse, şu anda sinirle göze batan her kötü özelliğini dökmüşsünüz buraya gibi geldi. Güzel geçirdiğiniz bir günde, burada 'Böyle ciciş, öyle seksi, böyle mutlu ediyor' yazarmış gibi geldi.

Bugünkü olaydan çok fazla bir şey anlamadım. Yani, birlikte çıkmak zorunda değilsiniz, o da uyku sersemi bir şeyler söylemiş, ne zaman uyandığını bilmiyoruz. Bugünkü olay uyuması olmuş ama genel olarak baktığımızda şunlar var:
- Sigara içiyor.
- Para/hesap bilmiyor, müsrif
- Eğitimi düşük (çok büyük bir neden değil)
- Uyanamıyor (bu da sanki büyük bir neden değil de, bugün böyle olmuş gibi)

Bunların yanında iyi özellikleri de vardır elbet. 4. ayda kötü özelliklerin göze batması sorun ama ne kadar büyük bir sorun. Yani, adam öyle bir adamdır ki, uyum muhteşemdir ve 'Aman canım, tüm paramızı savursa ne olur' denir ya da adamla uyum o kadar da yüksek değildir, 'Zaten uyanamıyor' deyip ilişki de bitirilir.

Bir de bunu bile bile insan ilişkiye başlayabiliyor, aşk insanın gözünü kör edebiliyor. Kısa vadede rahatsız etmeyen şeyler uzun vadede rahatsız ediyormuş.

Ayrılınabilir, devam da edilebilir de; bu öyle aniden verilmiş ve sonrasında 'Ne yaptım ben' denilen bir karar olmasın. Doğru karar bile olsa, anlık sinirli verilmesin. Sakinlikle, sular çekilince verilen karar en iyisi, en güzeli.

Bir de adamın bu özelliklerini sevmediğinizden haberi var mı? Yani, olay 'Sigara mı, ben mi' değil de, 'Balkonda iç' yeterince bir orta nokta mı? Orta nokta dediğiniz, tam vazgeçmese kabul edeceğiniz yer neresi? Bu adam o noktaya gelmek ister mi? Aynı şekilde, benim bir arkadaş deli gibi para harcadığı için maaş kartını eşine verip 'Bana ayda şu kadar ver, daha fazlasını yalvarsam bile verme' şeklinde çözdü. Bu bizim ilişkimiz değil, bizim için 'Üff, be' olan şey, o kadar da kötü bir şey olmayabilir sizin ilişkiniz için. O yüzden, orta yol bulmak istiyor musunuz? O orta yola gelir mi? Bu tarz şeyleri sakin kafa ile düşünerek karar vermek en iyisi.
0
aychovsky
(19.07.17)
keşke tek sıkıntısı sigara olsaydı. gerçi adam o işleri batırmasaydı ve zengin olsaydı bunlar dert olmazdı. esnaf/girişimci koca, öğretmen kadınlar için ekstrem bir eşleşme değil.

ama yine de sevmiyorsanız çekilecek insan değil. Parayı geçtim uyanamayan insan çoğu konuda güven vermez bana
0
fallopian
(19.07.17)
madem böyle biri hayat birleştirme işin ertele ve bunu da söyle açık açık. dönerse senindir :)
0
bruceandwayne
(19.07.17)
@st curse + 1

@fengari, ördeğe bayıldım :) kullanırım ben bunu.
0
runagain
(19.07.17)
saydığın özellikler üzerinden adamı gömecek değilim ama bunlar sana şimdiden batıyor ise ilerde işler daha da karışacak. haklı ya da haksız taraf yok. adam böyle biri.

ilişki ile ilgili beklentilerini düşür. çıkış planı yap.
0
zgrydn
(19.07.17)
Sanki olmayacak gibi ya. Sorumsuz birine benziyor biraz
0
top_secret
(19.07.17)
(12)

Politik Doğruculuk ve Kahramanlar

nawar
Politik doğruculuk sebebiyle hemen her hikayedeki (marvel, dc, doctor who vs. aklınıza ne gelirse) beyaz erkekleri, siyahi, kadın, meksikalı vs. şeklinde değiştirme ve lgbtt yönelimler eklenmesine nasıl bakıyorsunuz? Bu karakterlerin hemen hepsi ortalama 60-70 yıl önce yaratılan karakterler. Haliyle
Politik doğruculuk sebebiyle hemen her hikayedeki (marvel, dc, doctor who vs. aklınıza ne gelirse) beyaz erkekleri, siyahi, kadın, meksikalı vs. şeklinde değiştirme ve lgbtt yönelimler eklenmesine nasıl bakıyorsunuz? Bu karakterlerin hemen hepsi ortalama 60-70 yıl önce yaratılan karakterler. Haliyle o zamanki toplum yapısı kaynaklı olarak bu tür ögeler yoktu. Böyle devam etsin demiyorum ama sadece bu sebeple yapılan değişiklikler hakkında ne düşünüyorsunuz? Yani kaliteli oyuncuların, senaryoya uygun olarak değiştirilmesi değil, sırf politik doğruluk olsun diye göze sokulan şeylerden bahsediyorum.

Kadın süper kahramanlar, herhangi bir ırktan veya cinsel yönelimden süper kahramanlar ile ilgili sorunum yok. Hani siyahi Nick Fury, heteroseksüel evli erkekken, lezbiyen olan Hogarth falan çok sorun değil ama tam bir stereotype jock olan Flash Thompson'u Guatemalalı yapmak abartı. Çizgi romanları takip edenler de captain america, iron man, thor, spider man, hawkeye, hulk vs. gibi karakterlerin hepsinin ya cinsiyet ya etnik köken ya da her ikisini değiştirdiğini biliyordur zaten.
0
nawar
(17.07.17)
Roman yazarini "ya senin hikayende neden lgbt karakter yok, homofobik misin sen?" diye elestirdikleri bir donemde yasiyoruz. O yuzden normal karsiliyorum, naapsinlar.
0
stavro
(17.07.17)
Hollywood'un hem eşitsizliğe karşı mücadele ediyormuş gibi göstermesine yarayan hem de yükselişteki politik doğruculuk, LGBT gibi hareketlere (özellikle 'geek'liğin çoğunlukta olduğu kitleler) hitap ederek kar etme amacından öte değil. Maddi ve kültürel temelli ırkçılık ve cinsiyetçilik sorunları çözemediği gibi, nefretini kusmak için hazır bekleyen ırkçı ve cinsiyetçi kitleyi mobilizasyona yarıyor. Ama tabii şu da var, söylemsel bir değişim, eninde sonunda sonraki nesillere normal gelecektir. Yani bu değişiklikler, 1-2 nesil sonra göze batmayacak, olağan akışta olacak ve normalleşecektir. Nasıl kadının politik hakları bugün normalleşti ve kadın halk kahramanları ortaya çıktı, aynısı sonra da olacak.

not: hiç marvel veya dc filmi/çizgi romanı rakip etmedim. O sebeple değişikliklerin 'lore' açısından neye mal olduğu konusunda bir fikrim yok.
0
protector
(17.07.17)
popüler kültür, sanat dünyası yaratıcılık açısından bir tıkanıklık yaşıyor. aynı hikayelerin üzerinden onlarca kez geçiliyor. her türlü malzeme tüketilince batı toplumunun geçirdiği değişimle alakalı eklemeler yapılıyor.

sıfırdan üretilmiş bir hikayedeki lgbt, afro - meksikalı karakter beni hiç rahatsız etmez. ancak halihazırda var olan hikayeye ana karakter üzerinden böyle bir ekleme yapılması beni hikayeden soğutuyor. şekilcilik gibi geliyor.
0
zgrydn
(17.07.17)
Political correctness olayı itici geliyor, şekilcilik muhabbeti de haklı bir eleştiri ama son zamanlarda anti-Political correctness modası çıktı, özellikle ergenler arasında. her Political correctness kötü değil bence, işi abartıp hitler hayranlığına falan götüren tipler türedi. belki geçmişin günah çıkartması bilemiyorum, sinemadaki kısmına abartı tepki göstermek gereksiz geliyor bana.
0
doxanikee
(17.07.17)
Ben seviyorum da, tam böyle değil. Bir süper kahraman yaratılmışsa o odur, değiştirmeye gerek yok. Yeni kahraman yaratır, onu ön plana çıkarırsın Nick cage gibi, mis gibi olur.

Genel olarak da protector + 1

Bu sadece süper kahramanlar ekseninde de yok. Örneğin, Emma Stone'u yarı Çinli bir kadın rolünde oynattılar, o artık çok yuh çekilesi bir hareketti. Geçen gün Alaaddin'de kimler oynayabilir tartışması sonuçlandı ve bayağı bayağı ayaklanma oldu "Alaaddin'i de beyaz birine oynayırsanız, yuh artık" diye ve Mısır kökenli birini seçtiler. Ki, açıkçası buna destek veriyorum. Hiç mi otantik oyuncu kalmadı kardeşim. Brad Pitt'i Alaaddin yapmaları komik olurdu. Bunda para kaygısından öte, o şekilde bir seçim yapmasalardı film daha gişe yapmadan batardı. Dizilerde falan her yerde bir azınlık oluyor mutlaka mesela, ki gerçek hayatta azınlık varsa filmlerde, dizilerde de olmalı. Bunun kör gözüne parmak yapılması garip geliyor ama uzun vadede normalleşexeğine de inanıyorum.

Yeni doktorun kadın olması fikrini sevdim ama.
0
aychovsky
(17.07.17)
aynı durum amerikan dizilerinde pik yaptı son on yılda. her dizide en az bir gey, bir lezbiyen, bir komik aksanlı hintli, bir uzakdoğulu, bir doğruluk timsali zenci ve onun doğru yola evirmeye çalıştığı illegal işler çeviren bir zenci arkadaşı var.
zorlama bir şekilde senaryoya dahil edildikleri bariz oldukları için itici geliyor bana da. bu gibi karakterlerin ekranlardaki varlığı ancak gündelik yaşam akışında çoğunluğun garip görmediği zaman itici durmaz. ama o zaman da yapımcılar dikkat çekici başka şekilci şeyler bulacaktır.
0
yons
(18.07.17)
Politik doğruculuk olayının Marvel çizgi roman satışlarına ciddi anlamda negatif etkisi olduğu açıklamasında bulundu şirket yetkilileri. Bu açıklamaları sebebiyle tabii ki politik doğrucular tarafından topa tutuldu ve sonrasında tam tersi açıklama yaptı. İnandırıcı değil kesinlikle. Hatta bu yeni sistem tutsun diye diğer, hala eski halinde olan, kahramanlar ile birlikte karıştırıp sunulmaya başladı.

Yeni kahramanlar konusunda açığım ben de. Yeniler elbette, kapalı kümeye her yeni eleman eklediğinde karşılaşıldığı gibi kucak açıp karşılanmayacak fakat zamanla alışılcak. küme içinde, insanlar için sembol haline gelmiş, favori edinilmiş karakterleri politik doğruculuk adı altında, başka amaç olmadan bir dayatma ile harcadığınızda elbette nefret oluşacaktır. Bununla birlikte over-correction dünyadaki en aptal hareketlerden biridir ve pc kafası yüzünden beyaz erkekler azınlık hale gelme yolunda. Şu an MCU'daki kahramanlara bakınca öyle gözükmese de.

Bu arada evet, Doctor'un kadın olacak olması zaten bu sezon boyunca gözümüze sokulan bir şeydi. Yadırgamadım. Bence güzel olabilir fakat Doctor zaten rejenere olup, şekil değiştirip duran bir canlı. Yani değişmek onun doğasında var. Beyaz erkek Tony Stark yerine siyahi kadın Riri Williams koyup isimde ufak değişiklikle devam etmek aynı şey değil.
0
🌸nawar
(18.07.17)
radikal değişiklikler yapılmadıkça eyvallahım var. mesela star trek'te sulu karakterini gay yapmak benim için radikaldi. trek evreni dizilerinde lgbti karakterler vardı zaten. ama yan karakterlerdi bunlar. tutup da kaptan kirk ya da sulu gibi ana karakterlere böyle yaklaşırlarsa çok sırıtıyor. yine aynı şekilde val kilmer'ın batman yapılması da saçmaydı. PR meselesi değil bu ama yine de gıcık olmuştum. sarışın bruce wayne mi olur lan, lol. şimdi de asyalı flash yaptılar mesela. o dceu casting elemanını getirin buraya...
0
e a p
(18.07.17)
şu politik doğruculuk kavramından midem bulandı son birkaç gunde. herkes doktorun kadın olması uzerine bunu ve popülere oynama meselesini öne sürüyor. sen de ordan etkilenerek sormuşsun baska karakterlerle süslemiş olsan da konuyu. o yuzden ben de doktor hakkındaki fikrimi söyleyeceğim. zaten diğerlerine aşina da değilim.
izlediğine göre biliyorsun ki doktor bir uzaylı ve cinsiyetler üstü bir kişilik giydirilmiş kendisine. her şey olabilirdi, hangi bedeni seçerse hangi türü seçerse o olabilirdi. bunun uzun yıllar önce yapılmış olması gerekiyordu yapımın en buyuk hatası bu. 40 yıl önce dur bi oturtalım karakteri dediler yapmadılar belki. 30 yıl önce yok ya hiç zamanı değil dediler, 20 yıl önce boşver ya dimyat köşede dursun pilav güzelmiş dediler, 10 yıl önce dur yeniden başlattık şimdi hiç bulandırma suyu dediler. ee.. şimdi olmaz, şimdi zamanı değil, belki başka zamana derken derken derken,
hala mı zamanı değil? ne zaman zamanı olacaktı?
bunu cok cok önceden ikinci veya ucuncu doktorla yapmalılardı ki doktorun bu hususta söyledikleri lafta kalmasın. (insanlarınki gibi cinsiyet algıları olmadıgına dair)
bu konu politik doğruculuktan tamamen ayrı tutulmalı bence o sebeple.
ama derseniz ki moffat ne yaptıysa bundan yaptı ona ben de katılırım.
ama şükür ki artık gitti ve seneler sonra doktor teoride olan ama hiç pratiğe dökülmemiş o gerçeği; değişimin kendisi olan yüzünü bizlere döndü.
çok sevinçliyim açıkçası.
0
river song
(18.07.17)
Bunu dert edinmek yerine her ne isim altında olursan olsun siyah/kadın/lgbti ögelerin öne çıkarılmasına sevinmek gerekiyor zira bunun gerisinde çok ciddi bir mücadele var, öyle kimse kimseye hak/görünürlük lütfetmiyor. Demek ki artık genel olarak böyle bir talep var ve endüstri de buna karşılık veriyor. Olay bundan ibaret. Yoksa endüstri aynı endüstri, aniden çok açık fikirli insanlar gelmedi başlarına, mecbur kaldılar bu taleplere cevap vermeye.
0
fengari
(18.07.17)
@river song

"sen de ordan etkilenerek sormuşsun baska karakterlerle süslemiş olsan da konuyu"

Buna katılmıyorum. Çünkü soruyu sormadan birkaç dakika önce MCU ve DCU karakterlerindeki politik doğruculuk konusunu konuşuyorduk. Bunu onunla ve başka arkadaşlarımla daha önce de konuşmuştum. Doctor'un kadın olması ise bir önceki gün konuştuğumuz bir konu. Eğer o konuyu açmamızdaki asıl sebebi öğrenmek istersen de söyleyeyim. Benim sormamı ve bugün arkadaşımla konuşmamı tetikleyen asıl tetikleyen konu Doctor Who değil Spider-man: Homecoming. Öte yandan Doctor Who ve Doctor'un kadın olması konusunda dediklerine katılıyorum.


@fengari

etnik çeşitlilik/kadın/lgbtt yönelim konusundan ve bunların hikayelerde yer almasını dert edinmiyorum. Politik doğruculuk adı altında over-correction'a gidip bütün karakterlerin değiştirilmesinden bahsediyorum. Kaldı ki tribünlere oynamak, yerel deyişle "benim de Kürt arkadaşlarım var" demeye geliyor bu. Siyahi bir lezbiyen ya da gay bir meksikalı (öznitelikler değişebilir) süper kahraman eklemelerinden bir rahatsızlık duymam.
0
🌸nawar
(18.07.17)
İşte ben de diyorum ki oynanacak bir tribün olduğunu farketmişler/ o tribün sesini çıkara çıkara duyurmuş demek ki. Bu o mücadelelerin başarısıdır, bu açıdan bak olaya.

Bu yazdıklarından homofobik/kadın-siyah düşmanı olduğun sonucu çıkmıyor, öyle bir eleştri getirmiyorum zaten ama bu getirmiş olduğun eleştrileri bir retroperspektifte değerlendirirsen ortada ne kadar büyük bir başarı olduğunu görürsün, görmelisin. Demeye çalıştığım bu.
0
fengari
(18.07.17)
(19)

Bu kadar şehit ve zulüm varken...

yaren
Bu kadar çok tepinmeli düğünler, eğlenceler, bu kadar çok israf...Sizce doğru mu, güzel mi..?
Bu kadar çok tepinmeli düğünler, eğlenceler, bu kadar çok israf...

Sizce doğru mu, güzel mi..?
0
yaren
(17.07.17)
herkesin hayatına hiçkimse karışamaz.
ölüm her zaman vardı o zaman kimse eğlenmesin. öyle saçma şey olur mu? bu dinci kafasını anlayamıyorum hiç.
0
cekilmis gayfe
(17.07.17)
bu kadar şehit ve zulmün olması, seni hayatını yaşayan standart insanı sorgulamaya değil bunun sorumlularını sorgulamaya itmeli. eleştirdiğin insanlar da ülkeyi en az senin kadar seviyor. burada doğdular, burada ölecekler.
0
zgrydn
(17.07.17)
Bunun dinle ne alakası var? Vefa meselesi bana göre. Orada gencecik delikanlı evlatlarımız şehit oluyorlar, nice yaralar alıp gazi oluyorlar o askerler polisler... biz burada tepinelim diye...

İyi de, memlekette çoğu şey yolunda mı da iç huzuruyla gönül ferahlığıyla bu derece tepinebiliyoruz?

Sizce bu biraz hissizlik, umursamazlık, vurdumduymazlık, bana dokunmayan bin yaşasıncılık değil mi?
0
🌸yaren
(17.07.17)
@zgrydn

O dediğine ittiği için bunu soruyorum zaten. Kim kime güç yetirecek? Anıtkabir'in bulunduğu alamı imara açıyorlarmış, buna kim tepki gösterecek mesela? Bu kadar çok eğlenen insanlar mı?
0
🌸yaren
(17.07.17)
zgrydn + 100

Bu kadar şehidin ve zulmün sorumlularına sormak gerekiyor bu soruyu, başka birisine değil.
0
fengari
(17.07.17)
erkek olsam y.dışında çalışarak veya bedelli yaparak askere filan gitmezdim
polisler de başka bir şey olamadıkları için polis oluyorlar
profesyonel asker-polis oluyorsan ölüm riskin var, olma. bu kadar basit.
zaten şehit olmak süper harika bir şey. kutsal, cennette filan hep onlar. hiiiç üzülmememiz hatta özenmemiz lazım, değil mi?
tepindiğim, eğlendiği filan yok da bu memlekette her ne oluyorsa hak edildiği için oluyor. hak etmediğini düşünen için zaten yaşamak yeterince zor.
0
niye ama
(17.07.17)
@fengari

Sorunca nasıl cevaplar alındığını görmüyor musunuz? Çok mu üzülüyorlar, pişman mı oluyorlar, utanç mı duyuyorlar, düzeltiyorlar mı sanki olup bitenleri?

Hani egemenlik kayıtsız şartsız milletindi? Niye anca yöneticilerden alamadığımız hesapları soruyoruz, başka şeye aklımız ermiyor mu?
0
🌸yaren
(17.07.17)
Bu işin sorumlularının bunu umursamıyor olması, sorumlu olmayanlara saldırmayı gerektirmez diye düşünüyorum. Hepimiz üzülüyoruz olan bitene, ben mesleğimden dolayı bir çok konuda daha aktif rol alıp destek olmaya da çalışıyorum ama "bu kadar zulme, bu kadar şehide" rağmen adamların aldıkları oy ortada, zülme uğrayan da gidip oy verdiği zaman geri kalana yapacak başka bir şey kalmıyor.
0
fengari
(17.07.17)
bu dünyaya keyif çatmaya geldim, birilerinin yasını tutmaya değil. yarın askere gider de ölürsem kimse de benim yasımı tutmasın. kimse için ölmüyorum, elimde olsa bedelli yaparım.
0
doxanikee
(17.07.17)
Lütfen şunu bi ayırt edelim. Ben saldırmıyorum. Sadece çok üzgün ve şaşkınım ve bu şekilde sesli düşünüyorum, size de soruyorum. Saldıracak olsam burada bir dizi küfür ve hakaret sıralamam, hedef göstermem, yüksek bir gerilim oluşturmam gerekmez mi? Bana siz kendi iç geriliminizle baktığınız için gergin konuştuğumu zannediyor olabilirsiniz.

Ben normal hayat akışı içinde gülmüyor muyum, kahkaha atmıyor muyum, geyik muhabbetinin dibine vurmuyor muyum? Hepsini yapıyorum. Anlamadığım şey, bunlar sanki insanın psikolojisini ayakta tutmayan şeylermiş gibi her fırsatı eğlenceye çevirmenin mantığı.

Evlenecek tabii insanlar, elbet bunun sevincini paylaşacaklar, ama mesela gümbür gümbür herkesi rahatsız ederek düğün yapmak nedir? Her bir boş vaktini alabildiğine barlara diskolara adamak, sürekli bir "gevşeyelim" kafasında olmak nedir? Gayet normal, gayet güvenli ve çoğu şeyin tıkırında gittiği bir süreç yaşıyor olsak anlarım ama bu kadar zamanı morali enerjiyi ve parayı düze çıkmak için kullansak olmuyor mu, size de değişimi ve mücadeleyi hep başkasından bekliyoruz gibi görünmüyor mu?
0
🌸yaren
(17.07.17)
Ona bakarsan hicbir zaman eglence yapilmamasi lazim. Acliktan olen insanlar var.
Kriterimiz aci ceken insanlarin yerkurede belli koordinatlarda bulunmasi mi?
0
stavro
(17.07.17)
@stavro

Anlamamışsın. Kriterimiz o değil. Ülkede en azından güvenlik hukuk ve ekonomi gayet sağlıklı yürüsün, gerisi hallolur kafası benim savunduğum kafa. Her ülkenin her türde insanı olur, önemli olan acı çekenlerin sayısını azaltabilmek, gücü bu yönde kullanmak, gücü bu yönde kullanmayı sevmek. Biz gücümüzü ne yönde harcıyoruz farkında değil misiniz?
0
🌸yaren
(17.07.17)
O kadar çok olay oldu ki, hissizleştik. Bir atasözü var, borç bini geçince her gün tavuk eti yenirmiş. Bu da biraz öyle oldu. Hani, 40 yılda bir şehit versek, arada bir ekonomi bozulsa millet isyan da edebilirdi, hesap da sorulabilirdi. Şimdi yarın popomuzun dibinde bomba patlamayacağı ve şehitlik istatistiklerine +1 olarak katılıp katılmayacağı belli değilken, ben de olsam "Eğleneyim bari, yarına çıkacak mıyım belli değil" derim.

Ülke 90'larda deli gibi şehit veriyordu, şehit sayısı 2000'lerde azalır gibi yaptı, o zaman da ekonomik kriz oldu. Zaten sonra şehit sayısı da arttı, ekonomi de iyice dağıttı. Eğlenmek için ülkenin sakin bir gün beklesem ömrüm boyunca bunalımdaydım ya da şimdiye çoktan bir milyon psikosomatik hastalık üretmiştim.

Eğlenmek karşı çıkmaya veya hesap sormaya engel deil ama tek tek kimden ne hesabı soracağım. Millet nasıl tek tek hesap sorsun. Yarın hapse tıkıverirler valla. Toplu bir hareket olsun, hep birlikte başlatalım ve devam edelim, hesap da soralım. O ayrı bir konu ama o zamana kadar, sıra bana da gelmeden tek başıma dövünmek istemiyorum. Bu şehide üzülmemek, acısını yüreğinde hissetmemek değil ama ateş düştüğü yeri yakıyor. Ben de şehit versem dünya bana da zindan olur ya da buna üzüşmeyecek değilim. Bunun üzerine kafa yormaktan vazgeçecek değilim. Buna destek vermeyecek değilim, elimde geleni yapmayacak değilim ama biri benim bir yakının öldü diye, onlardan da hayatlarını durdurmasını istemem. Bunun için sivil toplum örgütlerine destek veririm, bir ucundan tutarım ama bu eğlenmeye engel değil.

Ha vur patlasın çal oynasın'lı, şafşatalı eğlenceleri zaten görgüsüzce bulurum. Onun için herhangi bir kötü olaya gerek yok.
0
aychovsky
(17.07.17)
herkesin hassasiyeti farklılık gösterebilir. ben mesela millet, vatan, toprak bütünlüğü gibi insanların yarattığı kavramlardaki çatışmalara ve olumsuzluklara üzülmüyorum. elbette herkes güle oynaya askere gitmiyor ama askere yollarken konvoylar, arabalar, en büyük asker bizim asker ölünce aaaaaaaaaauuuuuv. yok öyle. zaten ölen için hiçbir farkı yok.

bu, topluma yedirilmiş bir psikoloji. askerliğin, savaşmanın, hayali sınırların savunulmasının erdemli, onurlu bir şey olduğu yediriliyor. yok öyle bir şey. bizler, ortak paydada insanız. türk, fransız, ingiliz falan değiliz. sırf birileriyle aynı topraklarda doğdum, aynı dili konuşuyorum diye onun ölümüne diğerlerinden daha da fazla üzülecek değilim.

insanların hayatını kaybetmesi olasılığını kabul edilebilir kılacak kadar değerli hiçbir şey yok bu dünyada. savaşlar, çatışmalar hep boşuna.

asıl dert edinilecek şeyler açlıktan, hastalıktan ölen milyonlarca insan. tamamıyla yok ettiğimiz doğal düzen. bizler kadar güçlü olmayan diğer türlere karşı uyguladığımız zulüm, görmezden gelme. asıl bunlar varken eğlenceler falan bana üzücü geliyor. askerin ölmesine madem bu kadar çok üzülen var, 30 milyon insan çıksın yapmıyorum lan askerlik falan desin. belli bir düzeni korumak, yaşamımızdan daha önemli değil. sivil halkın yaşamına dair de bir tehdit varsa bu tehditi bertaraf etmek için anlaşma değil çatışma yoluna giden ve bu bertaraf için de insanı koruma amaçlı başka insanların eğitilmesini amaçlayan militarist anlayışa kafa atalım.

edit: offfff, daraldım duyurudaki mentaliteden. insanların eğlenme seviyeleri de eleştirilebilir sınırlarda görülmüş. artık bu kalıbı aşırı kullanmaya başladım ama herkes işine baksın ya. kimin, ne kadar eğlendiği ya da hangi sınırlar içerisindeki eğlencenin kabul edilebilir olduğu diye bir şey yok. sizin özgürlüğünüze değmediği sürece kimsenin, hiçbir hareketini eleştiremezsiniz. kendinizde toplumsal vicdan kisvesi altında bu hakkı görmeyi bırakın artık.
0
i drive the hearse
(17.07.17)
Tam da vur patlasın çal oynasın'lı aşırı şatafatlı ve çok sıklıkla tekrarlanan eğlenceleri kastediyorum. Yoksa normal efendi efendi, kimseye bir rahatsızlık vermeden yapılan düğünleri, mezuniyet gibi yılbaşı gibi kutlama tarzı ve yine kimseye bir rahatsızlık vermeden yapılan şeylerde sorun görmüyorum. Hayatın durdurulması gerektiğini düşünmüyorum, sadece eğlenme eyleminin kafalardaki hissizlik ölütoprağını söküp atacak miktara çekilmesi gerektiğine inanıyorum. Çünkü kopmaksızın süregelip süregiden bir eğlenme odağı hiçbir ülkeyi kurtarmaz da, kalkındırmaz da, refahını sürdürmez de. Bana biraz fazla dertsiz yaşıyırmuşuz gibi geliyor arkadaşlar.

Bu dertsizlikten kastım kişisel değil toplumsal dertsizlik. Birlikte hiçbir şey yapamıyoruz. Bir yolunu bulmak için kafa yormaya bile yanaşmıyoruz. Anca eğleniyoruz. Sorun bu.
0
🌸yaren
(17.07.17)
@bayc

Peki illa başımıza gelince mi isyan edip bişeyler yapılmalı diye haykırıcaz? Cevaplarımı okudun mu bilmiyorum, hayatın durdurulmasından yana değilim, elbette her türlü gerçekliğiyle hayat akacak. Ama bugün müdahale etmediğimiz şeylerden dolayı ileride, şu anda hayal etmeye üşendiğimiz büyüklükte sorunlar yaşama ihtimalimiz var. Adamın gözünde sadece sayıyız demişsin, biz kendimize saygı gösterilmesini sağlamadıkça, bizim kendimize saygımız olmadıkça başkalarının bize saygı göstermeme hakkı var da, sanki devlet temsilcilerinin yok mu? Haydi haydi var. Tekrar ediyorum, hayatın durdurulmasından yana asla değilim. Çünkü yaşamayı da unutmamak zorundayız. İnsan olmak ve toplum olmak, hayvan olmak gibi otomatik ve içgüdüsel bişey değil, toplumca düze çıktığımızda nasıl yaşayacağını unutmamış, insani değerlerinden soyutlanmamış bir toplum olarak hayata devam etmemiz, mesela çocuklarımızı nasıl eğitmemiz gerektiğini iyi bilmemiz gerekecek. Fakat biz (bu örnek üzerinden gidersem) çocuklarımızı nasıl eğitmemiz gerektiğini şu anda gayet iyi biliyor muyuz ki? Biz şu anda olması gerektiği gibi yaşıyor muyuz ki suçun sadece devlet temsilcilerinde olduğunu düşünmekte sonuna kadar haklı olalım??
0
🌸yaren
(18.07.17)
@i drive the hearse

"sizin özgürlüğünüze değmediği sürece kimsenin, hiçbir hareketini eleştiremezsiniz." demişsin, senin (lafın gelişi "senin", yoksa konu sen değilsin) özgürlüğün benim özgürlüğümü kısıtlıyor, hatta yer yer yok ediyor, bilmem farkında mısın? Toplumsal alandaki zayıflığımızın verdiği zarar da tam olarak bu yönde. Birbirini anlamamak, birbirine karşı saygısız olmak, birbirine karşı sevgisiz ve ben merkezci davranmak.

Diyorum ki bazı insanların ben merkezcilikleri bazılarımıza aşırı zarar veriyor. Bunu ister siyasi alın ister ekonomik ister hukuki ister eğitimsel ister güvenlik vs. Bu apaçık bir gerçek. Filler tepişiyor çimenler eziliyor meselesi bu, ben çimen olmayı kabul ettikçe filler beni hem yiyecek hem üstümde tepişecek hem de tepeme sıçacak. Bilmem anlatabiliyor muyum.

Tekrar ediyorum, kimsenin eğlenme hakkına itirazım yok, itirazım, sanki ülke çok ferah bir noktadaymış gibi kafayı sürekli eğlenceye, sürekli geyiğe, sürekli üretimsiz tüketime odaklamak. Bunların aşırı yapılması. Çünkü farkında olsanız da olmasanız da psikolojik olarak aşırı bir gevşeklik hali içine girilmiş durumda. Sırf bu yüzden bugün "bugün karnımız doyacak mı" noktasına geldik. Olması gereken anda olması gerekeni olması gerektiği gibi yapmadığımız için.
0
🌸yaren
(18.07.17)
İyi de, 30 yıldır sürekli şehit var. 30 yıl önce 20 yaşında olan biri 50 yaşına kadar hiç eğlenmeden mi gelsin? Bu mu istediğin?
0
babilbaligi
(18.07.17)
@babilbaligi

Aradaki yazdıklarımı bi okur musun...

@bayc

Peki başka ülkelerin halkları ayaklandığında nasıl yaptırım uyguluyorlar? Biz niye bunları hiç incelemiyoruz?
0
🌸yaren
(18.07.17)
(13)

hangi duyunuzu kaybetmek isterdiniz?

diffarentiationation
5 duyudan birini kaybetmek zorundasınız. geri kalan hayatınız bu şekilde geçecek. hangisini kaybetmeyi tercih ederdiniz?
5 duyudan birini kaybetmek zorundasınız. geri kalan hayatınız bu şekilde geçecek. hangisini kaybetmeyi tercih ederdiniz?
0
diffarentiationation
(17.07.17)
Dokunma ya da koklama derdim.
0
cakabo
(17.07.17)
en zararsızı koklama olsa gerek. koklama diyorum.
0
dedimmidemedimmi
(17.07.17)
Koklama giderse yemek yiyesim gelmez. Dokunma gitsin
0
glamdr1ng
(17.07.17)
koku.
0
rahip janick
(17.07.17)
koku çok önemli ya :(
0
füt
(17.07.17)
bence tat alma.

koklama diyeler yediklerinden tat alamayacağını düşünerek koklama diyor. lakin sizin yemek yerken hissettiğiniz tatlar, aromalar, tat alma duyunuzun değil, koklama duyunuzun bir eseri.

yemek yerken burnunuzu tıkayarak bir yiyin bakalım, hala koklama diyecek misiniz.
0
kibritsuyu
(17.07.17)
yani düşünmesi bile acı verici böyle bir tercihin. Gelen hastalarda görüyorum ve ara sıra ben de düşünüyorum.
iki kulaktan birinden feragat edilebilir, tamamen işitme gitmez sonuçta. Göz için ikisinden birini diyemem, 3 boyutlu görüş yok olur.
5 duyudan biri için ben de koku derim. Sigaradan zevk alamayacağıma üzülerek
0
fallopian
(17.07.17)
Tat alma. Zaten tadını sevdiğim ne kadar şey varsa ya kanserojen ya şişmanlatıcı. Neyin tadını sevmiyorsam yararlı ve besleyici. Hepsinin tadı aynı ve tamamen tatsız olsalar keşke de, yaşamak için yeterli kısmı herhangi tatsız bir besinden alarak başka abur cuburla sağlıklı olmak, kilo almamak için değil de, gerçekten canım istemediği için yemesem yıllarca ne güzel olur. Hatta şu an tatma duyumu seve seve vereyim, ne olur alıp götürsünler. Üstüne para da veririm. Balık, ıspanak, karnıbaharı falan yerken tadını almasam ne güzel olur!
0
aychovsky
(17.07.17)
Koklama.
0
stavro
(17.07.17)
Kibritsuyu +1.
0
yirmisantim
(17.07.17)
Dokunma kesinlikle kaybetmeyi tercih etmeyeceğim duyudur. Bilimsel olarak dokunma hissinin kaybolması insanın varlığını yitirmesiyle eşdeğer. Oturduğunuzu, bardağı tuttuğunuzu, yürüdüğünüzde zemine bastığınızı hissetmediğinizi düşünün. Zaten oturamazsının, bardağı tutamazsınız. İnsan dokunduğunu hissedemezse ölür.

Koklama +1
0
ben ne dedim
(17.07.17)
Konuşma olayı varsa dilsiz olmak isterdim. En cok işime gelen bu.
0
fıytfıyt
(17.07.17)
tat
0
zirrealist
(17.07.17)
(11)

Acil serviste nasıl anket yapılır ki?

aychovsky
Bir arkadaşım, acil servislerin kalitesini arttırabilmek ve cevap süresini hızlandırabilmek için büyük bir projeye girdi. Proje çok büyük kapsamlı.İşin zor kısmı şu. Acil servislerin hastalar açısından en memnun kalmadıkları, en zayıf noktaları belirlemesi gerekiyor. Bunun için de hastalarla anket y
Bir arkadaşım, acil servislerin kalitesini arttırabilmek ve cevap süresini hızlandırabilmek için büyük bir projeye girdi. Proje çok büyük kapsamlı.

İşin zor kısmı şu. Acil servislerin hastalar açısından en memnun kalmadıkları, en zayıf noktaları belirlemesi gerekiyor. Bunun için de hastalarla anket yapması gerekiyor ama bu açıdan biraz gergin. Acil servis zaten insanların çok ciddi durumlarda geldikleri yer olduğu için 'Orada ötekinin kalbi durmuş, beridekinin beyninde kanama var. Yanına gidip şu aşamada neyi beğenip neyi beğenmediğini soramıyorum' diyor. Şu yolu denemiş, insanlar çıkarken görece daha iyi görünenlere yaklaşmış ve kartını vererek, çalışmayı anlatarak 'Daha sonra sizi arayabilir miyim' diye sormuş. Şu ana kadar 5 kişiden telefon numarası alabilmiş. 'İnsanlar zaten hastaneden çıkmak için can atıyorlar, hatırlatacak bir şey görmek istemiyorlar. Daha ne olduğunu anlamadan tersliyorlar' diyor.

Aklımıza doktorlardan yardım istemek geldi ama onların da zaten işleri başından aşkın, koşturup duruyorlar.

Şu anda tek hastanenin Acil'inde onlardan izni varmış, normalde hastanede bunu yapabilmek için izin gerekiyormuş ama internet üzerinden anket yapsa daha fazla insana ulaşabilir diye düşünüyoruz. Anketi hastanın veya oradaki bir refakatçisinin yapması gerekiyor. Daha çok insana ulaşabilmek için aklınıza gelen bir şey var mı?

Edit: Anketi hem hastanın hem refakatçisinin yapması ve anketlerin eşleşmesi gerekiyormuş.
0
aychovsky
(17.07.17)
acile genelde travmatoloji hastaları gider diye düşündüm şimdi mesela. ve yine genelde, bu hastalar ilk müdahaleden sonra tedavi için polikliniklerden randevu alırlar. ortopedi ve travmatolojiye muayene olmaya gelenlere bi şekilde ulaşabilirse (randevu bekleme odası vs) oradan bir şey çıkabilir diye düşündüm; eğer sıcağı sıcağına cevap verme zorunluluğu yoksa.
0
Bruce
(17.07.17)
Eş zamanlı olarak hizmet alanlarla mı anket yapmak zorunda ? Acil servisi hemen herkes kullanmıştır, geçmiş tecrübelerden yola çıkamaz mı ? Son iki yılda şu illerdeki şu devlet hastanelerinin acil servislerini kullananlar gibi, anlık olarak anket yapmak zor iş.
0
elikası
(17.07.17)
kısa bir anketimiz var sonrasında da ufsk bir hediyemiz var desin :)
0
oscar
(17.07.17)
Zaman aşımı iki haftaymış. Şu anda hasta ve yakınlarını tutmak zor olduğu için iletişim bilgileri alıyorlarmış ve iki hafta içinde telefonla arayıp anketi yapıyorlarmış.

Bu arada hem hasta hem refakatçinin yapıp anketlerin eşleşmesi de lazımmış.
0
🌸aychovsky
(17.07.17)
hastane ile anlaşması varsa kayıtlar üzerinden telefon numarası vardır zaten. proje kapsamında arananabilir.

ayrıca bu tarz durumlarda akut cevaplar önemli değildir. hastaneye geldiği ilk 5 dk içinde bakılmadığı için kötü düşünebilir, o sırada anketi yaparsanız kötü değerlendirir pek tabii. ama sonra mükemmel bir ekiple karşılaşır, fikri değişir
0
la noix
(17.07.17)
Bunun icin ankete gerek yok diye dusunuyorum. Gecmis sikayet kayitlarina bakilarak sikayetler nelermis her sey ortaya dokulur. Ustelik iki gun gozlem yapilirsa anlasilir zaten her sey. (Devlet hastaneleri icin konusuyorsak goreceginiz sey donup dolasip liyakate gore atanmamis yetersiz yoneticilere dayanmazsa ben de bir sey bilmiyorum.)

Illa anket yapacagiz boyle konusuldu derseniz sikayet kutusu koyun en cok sikayeti olanlar gelir kendileri yazar. Yok illa konusacagiz derseniz hastasi muayene olurken iceride bekleyen hasta yakinlarina anket yapin. Onlar zaten vakit gecirecek bir seyler ariyor olacak. Kolay gelsin.
0
dunal
(17.07.17)
bashekimlikle gorusun.
0
fayfim
(17.07.17)
Sorun şuymuş. Ankette biraz daha detaylara inen sorular varmış. Ayrıca hastaanın görüşleri ayrı, refakatçinin görüşleri ayrı dwğerlendirilmeliymiş.
Bir de öncesinde hasta ve yakınının rızasını belirten imza gerekiyormuş. O rızalar da dosyalanıyormuş, bürokrasi öyleymiş. Bu nedenle kayıtları kullanamıyormuş.
0
🌸aychovsky
(17.07.17)
Ben yine soruya cevap vermeyip caninizi sikiyor olacagim kusura bakmayin ama bu biraz da anketin zorlugundan dolayi. Hastayi ve refakatcisini ayri ayri yakalamak cok zor ve yakalansa bile ciddi bir rastgele olmayan secilim yapmak zorunda kalinacak (ornegin agir hastalar secilemeyecek. Halbuki acil servislerin genel kalite degerlendirmesi icin bu cok ciddi bir kayip cunku acilin en onemli gorevlerinden biri agir hastalari kabul etmek.)

Diger yandan cevap suresinin hizlandirilmasi icin, hasta ve yakinini ayri ayri bulmaya harcanacak zamani baska bir seye ayirmak bana daha mantikli geliyor. Yani hizmet kalitesi hakkinda hasta ile yakinini arasindaki gorus farklarinin bize anlatacagi seylerden feragat edip atiyorum yanlis park ettigi icin acile ulasimi tikayan arac sayisini hesaplamak islem suresini kisaltmak acisindan daha mantikli olabilir. Ben hastanelerdeki sorunlarin daha direkt seyler olabilecegini saniyorum.
0
dunal
(17.07.17)
Ne olacak, ben arkadaşıma ileteyim de, arkadaşım projenin yöneticisi değil ve yönteme o karar veremiyor. Sadece anketin nasıl yapılacağına karar verebiliyor.
0
🌸aychovsky
(17.07.17)
O anket maalesef patlayacaga benziyor. Kayitlardan geriye donuk degerlendirme almalilar. Acilden cikista poliklinige gelinirse imza isi halledilebilir
0
la noix
(17.07.17)
(3)

Game of Thrones ne zaman yayınlanacak

lorne malvo
Şimdi abd'de saat kaçta yayınlanacak bugün, ve biz saat kaçta izleyebilicez?4K olarak nereden indirebilirim bi de?
Şimdi abd'de saat kaçta yayınlanacak bugün, ve biz saat kaçta izleyebilicez?

4K olarak nereden indirebilirim bi de?
0
lorne malvo
(16.07.17)
sabaha karşı torrente düşmüş olur.
0
tizi reftar olanin payine dagmen dolasir
(16.07.17)
Türkiye saati ile 04:45 gibi yayınlanacak. Hemen torrente düşer mi bilmiyorum, sabah 6 gibi dizi bitiyor çünkü ama en geç 6:30 gibi düşmüş olur bir şekilde.
0
aychovsky
(16.07.17)
brakgn
(16.07.17)
(25)

Tek başınıza dışarda yemeğe/kahvaltıya gidiyor musunuz?

ms brownstone
Dışardayken acıkınca oturup bir yerlerde bir şeyler yemekten bahsetmiyorum. Sırf keyif için özellikle sevdiğiniz bir mekana sevdiğiniz bir yemeği yemeye tek başınıza gidiyor musunuz ya da mesela tek başınıza yayılarak bir serpme kahvaltı için falan dışarı çıkıyor musunuz onu merak ediyorum.
Dışardayken acıkınca oturup bir yerlerde bir şeyler yemekten bahsetmiyorum. Sırf keyif için özellikle sevdiğiniz bir mekana sevdiğiniz bir yemeği yemeye tek başınıza gidiyor musunuz ya da mesela tek başınıza yayılarak bir serpme kahvaltı için falan dışarı çıkıyor musunuz onu merak ediyorum.
0
ms brownstone
(16.07.17)
Canım istiyorsa, zamanım varsa ve o an gidecek başka kimse yoksa giderim, hiç çekinmem. Yemeğimi yerken çevreyi izlerim, kahvemi içerken manzaraya bakarak keyif ederim, en kötü bir dergi falan okurum. Keyfini çıkarırım. Sık sık canım istemez, yılda birkaç kere olur en fazla.
0
aychovsky
(16.07.17)
Bazen gidiyorum. Kahvaltı ya da günün başka bir öğünü için sevdiğim bir yere gidip tek yiyorum. Bana normal geliyo
0
Nature Works
(16.07.17)
Evet giderim.
Kahvaltı için zor, biriyle programım yoksa kahvaltı için dışarı çıkmaya üşenirim eve söylerim en kötü.
Ama akşama doğru ya da akşam için çıkarım.
0
mutekebbir
(16.07.17)
evet, kimsem yok cunku.
0
kosun lan mevzu var
(16.07.17)
gittiğim oldu ama devamlı yaptığım bir şey değil.
0
sta
(16.07.17)
Yemeğe giderim. sırf canım istedi diye üşenmem, tek başıma istedigim bir yerde yemek yerim rahatlikla ve keyifle. Ama kahvaltiya gitmem.
0
aquarium
(16.07.17)
canım isterse giderim herhangi bir tabum yok ama kırk yılın başı bir canım ister.
0
Caaannn
(16.07.17)
hayır.
0
elorelia
(16.07.17)
yapmışlığım oldu. arada insan kendine vakit ayırıyor kendine ödül veriyor. kendiyle date yapıyor gibi oluyor. arada yapılır. ne uğraşıcam şimdi başkasıyla konuş bir de dinle falan ohoo mis gibi kendim gider keyfini sürerim kafası nadiren yokluyor.

bir de şartların öyle olmasını gerektirdiği anlar var. yani oluyor işte..başka şehirdesin yemek yemen lazım ya da sabah bir kahvaltı yapıp sonra işlerimi halledeyim diyorsun vs.
0
qazaqwsx
(16.07.17)
evet. yaptım ve yaparım.
0
runagain
(16.07.17)
hayır. o yüzden neredeyse hiç dışarı da çıkmıyorum bu tür keyif şeyleri için.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(16.07.17)
Kahvaltı kültürü burada olmadığı için bunu değil de özellikle sushi yemek için bir mekan var bazen iş çıkışı gider yavaş yavaş tadını ala ala yerim. Aslında zaten yalnızlık durumuna alışık olduğumdan kendi kendime mangallı piknik yapmıslıgım bile var. Üstüne üstlük sonunda kömür ateşinde Türk kahvesi bile içtim :D
0
fıytfıyt
(16.07.17)
sevdigim bir restoran var, ona yanimda kimse olmasa da gidiyorum, cok salas zaten. diger yerlere hayir.
0
beriberi
(16.07.17)
Kahvaltı olayını hiç denemedim çünkü genel olarak kahvaltı yapmayı çok seven biri değilim. Kalabalık olunca keyif alıyorum kahvaltıdan. Fakat yemek yemeye ya da kahve içmeye sık sık tek başıma gidiyorum.
0
trulymadlydeeply
(16.07.17)
Tabii ki gidiyorum.
Çok da keyifli oluyor.
Gayet normal.
0
duyond
(16.07.17)
Kahvaltıya ya da bişiler yemeye çıkmam ama bi ara tek başıma içmeye giderdim. içmek derken 2-3 bira.. Bazen tek başına biranı yudumlarken etrafı izlemek iyi geliyor.
0
moratoryumkisilik
(16.07.17)
Evet ama mesela dürümcü kokoreççi, lahmacuncu vb falan oluyor bunlar, yani oturup görece hızlı yiyebileceğim şeyler.

2 saat oturup kahvaltı etmem asla.
0
noluyo yaa
(16.07.17)
pazar gunu yanina kindle alip sevdigim kahvalticiya tek gitmek inanilmaz mukemmel bir luks benim icin.
0
charlotte blanc
(16.07.17)
kahvaltıya gitmem zaten sevmediğim bir öğün ama yemeğe çok çıkarım hatta tek başına plan yaptığımda bir şekilde birileri eklendiğinde mutsuz oluyorum.
0
kuzey li
(16.07.17)
hafta içi öğle arasına hep tek başıma çıkarım, hafta sonu da çıkıyorum bazen. self-servis yerleri tercih ediyorum ama genellikle
0
peki madem
(16.07.17)
Tek başıma kahvaltıya gittiğim çok olur
0
gazozailacatmauzmani
(16.07.17)
Evet, kesinlikle! Birini çağırsam gelene kadar hayatta kalamayacak kadar ac oluyorum mesela bazen:)
Canimin cektigi seyi yemek icin her yere giderim tek basima.
Ama gel senle suraya gidip sunu yiyelim diye onceden planladigim da oluyor tabii.
Aniden canim bir sey çektiğinde tek giderim haliyle.
0
stavro
(16.07.17)
EVET
0
yuvarlanantencereninkapagi
(17.07.17)
"Yalnız yediğiniz her yemek, kaçırılmış bir fırsat demektir."
J.F. Muhtar KENT

Geç oldu ama güzel bir vecize.
0
goodz
(17.07.17)
Dışarıda zaten kırk yılda bir yerim. Serpme kahvaltı zaten saçmalık.
0
arnold schwarzeneger
(17.07.17)
(6)

ilişkilerdeki ''takılmak'' lafı

binder dandet
Bir bana mı çok itici geliyor? o sevgilin mi? yok takılıyoruz, bu şeyin mi? yok takılıyoruz.çok itici.. di mi?
Bir bana mı çok itici geliyor? o sevgilin mi? yok takılıyoruz, bu şeyin mi? yok takılıyoruz.

çok itici.. di mi?
0
binder dandet
(16.07.17)
adını koymadan her şeyi yapabilmek için kullanılan bir fiil. kaç sevgilin oldu sorusuna "2" cevabını verebilmek için de söyleniyor olabilir.
0
funl
(16.07.17)
Yoo değil. Biz şimdi neyiz diye kafaya kakan, sevgilisi oldu diye kendini karşı tarafın sahibi gören, hesap soran, kendi istediklerini trip atma yoluyla yaptırmaya çalışan, kıskanıyorum ayağına karşı tarafı kısıtlayan, ne giyeceğine karışan ilişki dümbüklerine karşı alınmış bir tedbir olarak düşün.

İnsanlar sevgili olmayı yukarıdakiler olmadan olmaz şeklinde yaşayınca bundan muzdarip olanlar da takılıyoruz demeyi tercih ediyor.
0
Bruce
(16.07.17)
'casual'ın Türkçesi dilde öyle kalmış. 'Aslında yiyişiyoruz da, sevgili de değiliz'in Türkçesi gibi bir laf olmuş. Başka daha iyi bir çeviri, terim olabilirdi belki ama şu an aklıma gelmiyor.
0
aychovsky
(16.07.17)
İtici evet ama uygun başaka kelime bulamadığım için ben de çok sık kullanırım.
0
mutekebbir
(16.07.17)
aycho+1
yani itici, ama başka çare yok.
0
blatta hiberna
(16.07.17)
Çok çok itici. Sevgili sevmekle ilgili, buna hayır dedikten sonra takılıyoruz demek, onu sevmiyorum, sadece sevişiyorum demek ister. Nezaket bir insan ismi olarak kaldı sanırım.
0
SiyamkedisiZorro
(21.07.17)
(9)

Kadınlar için içki tercihi anketi

zirrealist
votka mı tekila mı? mecbur kalsanız hangisini tercih edersiniz?edit: teşekkürler.
votka mı tekila mı? mecbur kalsanız hangisini tercih edersiniz?

edit: teşekkürler.
0
zirrealist
(14.07.17)
İkisi de ama tekila az önde gibi ama tuzu, limonu vars
0
aychovsky
(14.07.17)
Mecbur kalsam değil votka içiyorum genelde zaten. İkisini de içerim.
0
Lim5
(14.07.17)
Tekila
0
nax
(14.07.17)
Ikiside benim canim ama suan vodka iciyorum.
0
kuzey li
(14.07.17)
votka ama sek olmasın plz
0
elorelia
(14.07.17)
Duruma göre değişebilir ama tekila sanırım.
0
fotrsapka
(15.07.17)
sarhoş olmak için tekila shot
gece boyunca elimde dursun vodka-meyvesuyu

ama tekila bir tık önde gibi
0
you are my lethe
(15.07.17)
Tekila. Mecbur kalmama gerek yok, hep tekila tercih ederim.
0
kassiopeia
(15.07.17)
tekila. seçmeye mecbur kalamadım çünkü zaten tekila içiyorum, hep de biranın yanında.

Bugün de içmiş olabilirim mesela. (:
0
treamorg
(15.07.17)
(9)

Tek başınıza denize gittiğinizde eşyalarınızı nereye bırakıyorsunuz?

hazarcan
Duyuru sakinleri, soru başlıkta. Araba anahtarı, çanta, para vs. şeyleri nereye bırakıyorsunuz. Sorum halk plajları için geçerli.
Duyuru sakinleri, soru başlıkta. Araba anahtarı, çanta, para vs. şeyleri nereye bırakıyorsunuz. Sorum halk plajları için geçerli.
0
hazarcan
(14.07.17)
Havlunun altına.
0
himmet dayi
(14.07.17)
gecen izledigim bir videoda islak mendil kutusunu bosaltmis onun icine koymuslardi. super yontem bence.

www.metropolshop.com
0
jimicik
(14.07.17)
Olduğu gibi çantanın içinde bırakıyorum. Uzerini hafifce havluyla kapatiyorum. Yapacak bir sey de yok zaten. Bu gune kadar bir sey olmadi.
0
aquarium
(14.07.17)
aquarium + 1

Çantayı kıyıdan görünebilecek bir yere koyup iki kulaçta bir kesiyorum.
0
aychovsky
(14.07.17)
Aramaya inanmak, ayni soru sorulmustu daha once.

Ama mobilde arama yok tabi :(
Genelde cantaya koyuyorum, gozumle de takip ediyorum. Bazen gozluk kabina koyuyorum vb.
0
kuehles blondes
(14.07.17)
çanta varsa ilk hamlede ulaşılamayacak bir bölgesi. mümkün olduğunca nakit bulundurma.
tek gözün hep çantanda olsun. :)
0
widee
(14.07.17)
her şeyim sırt çantamda oluyor. sahilin denize en yakın kısmı ve cankurtaranın plastik bandajla çevirdiği bölgesinin hemen yanına yerleşiyorum. bana göz aşinalıkları var.

eğer cankurtaran olmasaydı güvenli görünen (aile, çift vs.) gibi birilerinin yanına yerleşip onları tembihlerdim.
0
filteria
(14.07.17)
kumun içine gömer bir daha da hiç bulamazdım bence. tek başıma gidersem asla bırakamam anahtarımı, gözlüğümü.
0
pinkpeony
(14.07.17)
aquarium +1
çok açılmıyorum elbet tedirginlik oluyor.
0
gazozailacatmauzmani
(15.07.17)
(1)

İtü Harita Mühendisliği-etraftaki yurtlar, evler, kyk durumu

damba
Merhaba,Bir akrabamızın kızı İtü Harita Mühendisliği düşünüyor, bu kampüs nerede öncelikle?Bir de kampüsün etrafındaki yurtlardan haberdar mısınız? Özel yurtlardan, fiyatları ve ulaşım durumları nasıl?Okulun yurtlarının imkanı nasıl ve lokasyonu nerede oluyor?Kyk yurdu var mı etrafta, onun imkanları
Merhaba,

Bir akrabamızın kızı İtü Harita Mühendisliği düşünüyor, bu kampüs nerede öncelikle?

Bir de kampüsün etrafındaki yurtlardan haberdar mısınız? Özel yurtlardan, fiyatları ve ulaşım durumları nasıl?

Okulun yurtlarının imkanı nasıl ve lokasyonu nerede oluyor?

Kyk yurdu var mı etrafta, onun imkanları nasıldır?

Bu teknik bilgilerden haberdar olmamıza aracı olursanız çok seviniriz, teşekkürler.
0
damba
(14.07.17)
cosmicstring'e ek olarak takınlarda Bahçeköy'ün KYK yurdu var. Şartlar için orası ile de kouşabilirsiniz.
0
aychovsky
(14.07.17)
(9)

Bariz troll başlıklara nasıl oluyor da sazan gibi atlıyor bunca insan?

chavezding
Kaldırımdan giden motorcu başlığını görünce aklıma takıldı. Belli ki canı sıkılmış adam ortalığı karıştırmak için sallamış bişi. Nasıl oluyor da 3-5 değil, 20 sayfa küfür dönüyor arkasından? herkes mi kafayı yedi, yoksa onların da eğlencesi bu mu? İlla bu başlık olmayabilir tabi. Yalan yanlış bir ha
Kaldırımdan giden motorcu başlığını görünce aklıma takıldı. Belli ki canı sıkılmış adam ortalığı karıştırmak için sallamış bişi. Nasıl oluyor da 3-5 değil, 20 sayfa küfür dönüyor arkasından? herkes mi kafayı yedi, yoksa onların da eğlencesi bu mu?
İlla bu başlık olmayabilir tabi. Yalan yanlış bir haber atar biri ortaya, yüzlerce kişi olmayan bir meseleyi tartışmaya başlar. Gerçekten anlamıyorlar mı uydurma bir şey görünce?
0
chavezding
(14.07.17)
katılıyorum. sözlüğün zeka seviyesini gösteriyor bence. daha birkaç cümle okur okumaz kasıtlı açıldığını anlamamak için ciddi mal olmak gerekiyor.
0
goodman
(14.07.17)
birisi dese ki, ya herkes farkında aslında ama onlar da deşarj olmak için saydırıyor, vallahi rahatlayacağım.
0
🌸chavezding
(14.07.17)
Bu kadar bariz trollemede laf sokacak bir dolu boşluk oluyor. Millet de onu değerlendirip kolay oy alma derdinde. Tabi önemli bir kısmı durumu anlamayan çift haneliler.
0
arnold schwarzeneger
(14.07.17)
sözlüğü aktif kullananlar sözlük kültüründen bihaber, doğru düzgün kontrolden geçmeden yazar yapılmış yeni güruh; haliyle kim troll kim değil anlayamıyorlar.

bi kısım da troll olduğunu bilen ama gaza gelip kendini kontrol edemeyenler. bunların çoğunluğu her şeye trigger'lanan duyar kasma ekibi. kalan kısım da deşarj olma amaçlı yazıyor.
0
Bruce
(14.07.17)
beğenilenlere girmeyle saydırma arasındaki bağı bilmiyordum mesela. ilginçmiş.
0
🌸chavezding
(14.07.17)
hele bir don't feed the troll tayfası var, acayip ayar oluyorum. başlık açılmış, sol framede kaybolmaya yüz tutmuşken sazan gibi damlıyor, don't feed the troll, engelle geç yazıyor. sus işte, yazma. bırak başlık soldan aksın gitsin, yok illaha bir şey yazacak. bu adamlar yüzünden sol frame bazen çok gereksiz başlıklarla doluyor.
0
blue eyes white dragon
(14.07.17)
Ben Sözlük'ü uzun zamandır kullanmıyorum. Kim troll, kim değil, bilmiyorum. Yorumlu başlıkları ayrı tutayım; ülkede de zaten her gün troll başlığı gibi, Zaytung haberi gibi şeyler gerçek oluyor. Kaç kere eskiden Zaytung'da haber olmuş şeyler gerçek oldu, bir değil, iki değil. Aynen olmasa da, bir yaklaşığıyla, iki yaklaşığıyla benzer şeyleri yaşıyoruz ve artık gerçek olanlara inanamıyoruz. Herhangi bir başlığın troll başlığı mı, gerçek haber mi olduğunu ayırt edemiyorum bile. Çoğu başlık 'Şu olduysa, bu neden olmasın' türünden. Ayrıca, flaş haberler kaldırılmış, ne gazeteler ne televizyonlar en önemli haberleri veriyor. Bir iki muhalif site olmasa ülkede ne olduğundan haberimiz olmayacak. Ha, milletin kendi kişisel düşüncelerinden haber veya bilgi alamadığım için sinirleniyorum, o ayrı. 10-20 sayfa yorumun içinde hızlıca haber aramak da zorlanıyorum.

Ekşi Sözlük artık içerik olarak çöpe dönse de, şu an ülkenin en hızlı haber kaynaklarından biri. Ayrıca Sözlük'ü çok kullanmayan ve dinamiklerinden haberi olmayan herhangi birinin gelip, sadece troll başlığını görerek 'Haa, ülke bu durumda demek ki, kimse de açıp bir şey dememiş. Ülke batmış' dememesi için sebep yok.
0
aychovsky
(14.07.17)
@trollziya

Bu başlık için anlayabilirim belki ama mesela uydurma bir haber veya hikaye için de aynı şey oluyor.
0
🌸chavezding
(14.07.17)
uydurma bir motorcu olayının altına motorcuların genellemeleri yapılabilir bence. ben bazen yapıyorum o tarz şeyler. başlığın gerçek olup olmamasından ziyade içeriğin konuyla alakalı eleştiri mahiyetinde olmasında bir problem yok gibi. tabii sazanlar da ayrı mesele. adam başlığın altına şunu yazıyor: "sen de öyle yapmasaydın rezalet puanım 1"

lan? diyorsun.
0
bohr atom modeli
(14.07.17)
(18)

Çanakkele mi Çorum mu ? hangi üniversite ?

Caaannn
ikisine de puan yetiyor şuan , ilk tercih hangisi olmalı ?Çanakkele olursa kampüsüm merkeze ve sahile 65 km uzaklıkta olucak ve köy kasaba gibi bir yerde olucak.(çanakkale bayramiç)Çorum olursa merkeze çok yakın olucak , zaten bütün kampüsleri merkezin içinde farklı farklı alanlarda.Çorumda kyk yu
ikisine de puan yetiyor şuan , ilk tercih hangisi olmalı ?

Çanakkele olursa kampüsüm merkeze ve sahile 65 km uzaklıkta olucak ve köy kasaba gibi bir yerde olucak.(çanakkale bayramiç)

Çorum olursa merkeze çok yakın olucak , zaten bütün kampüsleri merkezin içinde farklı farklı alanlarda.
Çorumda kyk yurtların yakın merkezde olucağı için barınma daha kolay olucak ve iş imkanı iyi kötü olucak Çanakkalede bunlar olmayacak.

Sizce hangisi ?

Yaşadağım şehir İstanbul.
0
Caaannn
(14.07.17)
çanakkale normalde cennet gibi şehir ama 65 km ve kalacağın yerin bayramiç olması beni resmen çorum demeye itiyor. çok ilginç ama resmen çorum diyorum.

edit: gerçi bayramiç'te kalırsan da çanakkale merkeze sık sık gidip gelme şansın olur ama gidemediğin zamanlar sıkıntıdan patlar depresyona girebilirsin.

edit 2: ayrıca bayramiç denen yeri görmemiş kişilerin "çanakkale" demesine aldanma. bayramiç çorum'dan kötü bir yer. ben sık sık çanakkale merkeze giderim dersen sadece okunur bayramiç'te.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(14.07.17)
çanakkale.

çorum her ne kadar dünyanın merkez noktası olsa da tercihini mutlaka çanakkaleden yap.
0
re noreno
(14.07.17)
bayramiç.

canın sıkıldığında atla git edremit, ayvalık, gökçeada bozcaada, izmir ....

çorumda nereye gidecen?
0
mr.goodcat
(14.07.17)
nerede olursa olsun çanakkale
0
cekilmis gayfe
(14.07.17)
çanakkale!
0
ezkaza
(14.07.17)
O da soru mu. Ne kadar uzak olursa olsun Çanakkale.
0
razvan rat
(14.07.17)
@cosmicstring

evet bu ikisinden biri olmak zorunda.
0
🌸Caaannn
(14.07.17)
Çanakkale cennet gibi bir yer, çk diyorum
0
powerpufgirl
(14.07.17)
Çanakkale +1
0
seyduna6687
(14.07.17)
kesinlikle canakkale.
0
oscar
(14.07.17)
Bayramiç vs Çorum desen daha doğru olur. Ben yine de denize daha yakın olan Bayramiç diyorum.
0
gozu acik sevisen yahudi
(14.07.17)
ben çanakkalede yaşadım. ben olsam bayramiçi seçerim. ne işin var çorumda.
0
sizofren06
(14.07.17)
Tabii ki Çanakklae, Çoruma daha önce gittim. Birisi İç Anadolu ile Karadeniz arasında diğeri Ege'de bu bile karar vermek için yeter.
0
tahin pekmez yoğurt
(14.07.17)
Çanakkale orada okumuş biri olarak yıllardır hasretini çektiğim bir yerdir.
Kesinlikle Çanakkale diyorum.
0
mutekebbir
(14.07.17)
çorum ve iş imkanı :) yol kenarında leblebi satarsın. bencede çorum yaz evet evet hiç düşünme.
0
sarlatan
(14.07.17)
karşılaştırma bile tabi ki çanakkale
0
mikahakkinen
(14.07.17)
Bayramiç de olsa Çanakkale + 1
0
aychovsky
(14.07.17)
bayramiçe gitsen pişman olabilirsin. ama keşke çoruma gitseydim demezsin bence. çoruma gitsen kesin kışın falan pişman olursun bayramiçe gitmediğin için.

düşünme bile çorumu bence

edit: biraz daha düşündüm. ne çorumu hocut? napıyosun sen?
0
klar
(14.07.17)
(7)

insanlar neden böyle?

who cares wins
neden herkes sürekli "üff çk mşglm, birsrü derdim var, kimseyi çekemem.s.s" modunda takılıyor? böyle bi burnu havadalık. yani nerden geliyor bu özgüvenin kaynağı? ben de salak gibi nazik olmaya çalışıyorum sürekli, hani insanların statüsünden kişiliklerinden bağımsız değerli olduklarını düşünerek ha
neden herkes sürekli "üff çk mşglm, birsrü derdim var, kimseyi çekemem.s.s" modunda takılıyor? böyle bi burnu havadalık. yani nerden geliyor bu özgüvenin kaynağı? ben de salak gibi nazik olmaya çalışıyorum sürekli, hani insanların statüsünden kişiliklerinden bağımsız değerli olduklarını düşünerek hareket ediyorum. "kolay gelsin" diyorum mesela kasiyere, bi "teşekkürler" demek yok. duvara konuştum sanki. ya da birisine bir şey soruyorum yetersiz cevaplar veriyor örnek veriyorum, x'ten geçiyor musunuz, nasıl gidebilirim diye soruyorum, aldığım cevap sadece "geçmez". cevap alabilmek için tekrar sormam gerekiyor filan. bunu günlük diyalogların dışında da yaşıyorum. nazik oldukça ezik olduğumu mu düşünüyorlar acaba cidden. böyle bi salaklık olabilir mi yani anlamıyorum ki. ben de hödük olayım diyorum bu sefer de içim kararıyor.

bir de herkes kendi düşüncesinden çok emin, kendi doğrusu herkesin doğrusu gibi davranıyor. ben de sürekli "yanlış bir şey demeyeyim belki böyle düşünmüyordur" diye dikkatli konuşmaya çalışıyorum, belki sadece dikkat ettiğimi düşünüyorumdur gerçekten dikkatli olmuyorumdur ama ne bileyim en azından bi çabam var. bunların mantığını oturtamadım bir türlü. nasıl oluyor bu işler?
0
who cares wins
(13.07.17)
Bencil ve umursuz insanlara denk geliyorsun, gittikçe de artıyorlar. Verdiğin örnekleri genel olarak ben de yaşıyorum, bana yol ya da bişey sorulsa fazla ciddiye alıp açıklamalı cevap veriyorum, yapı meselesi biraz da. Kimse abartıyorsunuz kimbilir ne dertleri var demesin, ben de pamuklar içinde yaşamıyorum, bir soruya cevap veya teşekküre rica ederim diyemeyecek kadar dilim tutulup dünya başıma yıkılmadıkça aksi bir tepki vermedim, vermem de.
0
mslny
(13.07.17)
bazen insanlar aynı şeyleri o kadar çok yaşıyor ki robotlaşıyor, hissizleşiyor. bu yaşam şartlarında ve böyle bir cangılda hala insani özellikleri koruyabilmek ve yaşatabilmek büyük bir şey.
0
runagain
(13.07.17)
insanlar kendi sorunlarını bulundukları ve degistirdikleri ortamdan izole edemiyor, bu yüzden. bu da biraz farkindalikla alakali. en büyük örneği zaten eşiyle kavga edip, sinirini öğrencilerinden çıkartan öğretmen.
0
evimin paspasi
(13.07.17)
runagain + 1
Çünkü örnek verdiğin grup gerçekten meşgul ve zamanı olmayan, bir sürü derdi olan, yüzünün gülüşü bayağı bir lüks olan kesim. Aynı şeyi milyonlarca kere yapıyorlar ve artık hali, mecali kalmıyor cevap vermeye. Sen onlar için bir milyonuncu kişisin ve herkese uzun cevap verseler gece evlerine gidemezler, onlar senin için arada bir iletişime geçtiğin ve iki güler yüz beklediğin insanlar. İnan bana, aybı işlerde ve aynu ortamda çalışsan bir hafta içinde onlara dönersin.

Hödük olmaya gerek yok, kişisel algılamaman yeterli. O İETT şoförleri cinayet işlese "Normal kafayı sıyırması" denecek gale geliyor neredeyse.
0
aychovsky
(13.07.17)
insanlar genel olarak nazik değil, gösterdiğin nezaketin karşılığını beklersen çok üzülürsün öncelikle bunu söyleyebilirim. iyilik yap denize at misali, kendini üzme, yorma. bunlara odaklanma.

bir de bu yanlış bir şey demeyeyim kimsenin kalbi kırılmasın çizgisi çok silikleştiren bir şey insanı. herkes de iz bırakma peşinde olduğundan öyle gelişine vole çakıp duruyorlar çünkü ya tutarsa? bana hiç tutmuyor, kültürsüz birikimsiz ayı diyip geçiyorum ama onlar da bana ne kadar da silik sıradan bir tip diyorlardır kesin. neyse ya, olmuyor yani kısaca bu işler. hayatta kalmaya bakıyorsun. akşam eve gidince on yumurta filan yiyorsun, güçleniyosun :)
0
evde liyakat kalmamis
(13.07.17)
modern yasam zirvaligi cogu ya. herkes kendini onemli ve degerli hissetmek istiyor. kimsenin kimse icin vakti, ilgisi, sevgisi yok cunku en iyisi onlar. genel olarak boyle.
0
der meister
(13.07.17)
Ben davarliklarina veriyorum artik. Gecen gun denedigim ayakkabi ayagima olmadi diye tezgahtardan trip yedim, baska bi satis danismani kozmetik bi urunun hakkinda sordugum soruya ukala ukala cevap verip kendini profesör falan zannetti bunlar ayni gun 1 saat icinde arka arkaya kasilastigim iki ornek. Insanlar eskiden saygi konusunda haddini bilirdi simdi herkes herkese karsi sen kimsin yeaa modunda. Ben de insanlara kim ve ne olduklarindan bagimsiz direkt bi okuzluklerini gormedigim surece rica etmeli tesekkur etmeli gereken aciklamayi duzgunce yapmali falan gayet nazik davranirim. Boyle okuzlukleri haketmedigimi dusunuyor ve insanlarin gereksiz egoist bencil kaba dusuncesiz okuz tavirlarindan gittikce bıkıyorum. Insanlari ezmekten nefret ederim ama sessiz kaldikca kendilerini iyice bi halt zannettiklerinden artik ister istemez hadlerini bildirecek cikislar yapmaya basladigimi farkettim. Bu kadar asigilik kompleksli bir toplum yapisi icerisinde yasamak cok zor.
0
passive aggressive
(13.07.17)
(5)

after sun krem önerisi

superb
cildim çok hassasne kadar güneş kremsi sürsem de güneş sonrası kızarıyor ve kuruyorhangi markanın hangi ürününü tavsiye edersiniz?
cildim çok hassas
ne kadar güneş kremsi sürsem de güneş sonrası kızarıyor ve kuruyor

hangi markanın hangi ürününü tavsiye edersiniz?
0
superb
(13.07.17)
Ben de ayni durumdan rahatsizim. Arko nem aloe vera li bulabilirseniz kesinlikle kullanin.
0
orixim
(13.07.17)
Arko nem aloe vera diyecektim ki denmiş teyt edeyim o halde. baya başarılı.
0
fosforlu cevriye
(13.07.17)
Kilit kelimeler aloe vera gerçekten.

Ben Arifoğlu'nun Aloe Vera jelini aldım. Hafif yapışık bir şey ama iyi vesliyor.
0
aychovsky
(13.07.17)
clinique'i tavsiye ederim.
o da aloe veralı.

www.clinique.com.tr
0
blatta hiberna
(13.07.17)
iki yaz önce bacaklarımın dizden aşağı kısmını resmen yakmıştım ve izi bile kalmadı şunun sayesinde: www.hawaiiantropic.com

şahane bir after sun, kullanın, kullandırın.
0
saveur
(13.07.17)
(5)

İnsanın Aldığı Kararlardan Pişman Olması

maket bıçağı
Merhaba. Sizde durumlar nasıldır bilmiyorum ama benim bugüne kadar aldığım kararların çoğunun sonucu olumsuz oldu. Bu özellikle iş/meslek açısından oldu. Bir açıdan bakacak olursak en azından kendi kararlarım diyorum. Bu da züğürt tesellisi benim için :) Ama insan düşünmeden edemiyor, kendine soruyo
Merhaba. Sizde durumlar nasıldır bilmiyorum ama benim bugüne kadar aldığım kararların çoğunun sonucu olumsuz oldu. Bu özellikle iş/meslek açısından oldu. Bir açıdan bakacak olursak en azından kendi kararlarım diyorum. Bu da züğürt tesellisi benim için :) Ama insan düşünmeden edemiyor, kendine soruyor: nasıl bu kadar basireti bağlı olur insanın? 3 farklı yerde 3 farklı sektörde çalıştım. Üçüne de başlama kararı alışımın nedeni farklı :) Ya da bu mutsuzluğun sonucunu 3 farklı nedene bağlamak biraz korkaklık, kaçış benim için..

Belki biraz samimi gelmeyecek ama william ernst henley'den gelsin:

Kaderimin efendisi benim,
Ruhumun komutanı benim
0
maket bıçağı
(13.07.17)
sonucu değiştiremeyeceğim durumlar söz konusu olduğunda pişman olmak yerine durumu kabullenmeyi tercih ediyorum. kendime çok değer veriyorum ve kararlarımın sonucu ne olursa olsun kendimin yanındayım.
0
fragile lady
(13.07.17)
Pişmanlığın derecesi önemlidir benim için. Daha doğrusu ne kadar zarar ettiğim. Maddi, manevi, zaman... Bunlar önemli şeyler alınan kararlar ve pişmanlıklar için..
0
yankee jumping
(13.07.17)
Kadere inanırım da iş ve meslek gibi şeylerde başarısız olmanın kendini tanımamakla, alınan eğitimle ve ülke gerçeklerini nesnel bir şekilde görememekle büyük ilgisi var.
0
dissendium
(13.07.17)
Beni öldürmüyor veya hasta etmiyorsa, olunsuz karara veya olunlu karara inanmıyorum. Her karar iyiyi kötüyü içinde taşır ve bize nasıl etki ettiğini kısa vadede çözecek kadar öngörülü yaratıklar değiliz. Ne kadere ne özgür iradeye inanırım ama şimdi pişman olduğun şeye sonradan iyi ki diyebilirsin, şimdi iyi ki dediğin şeye sonradan pişman olabilirsin. Pişman olduğu şeye iyi ki demişliğim çoktur, tersi de çoktur. Hatta daha sınra birkaç tur iyi ki - maalesef bile yapabilir. Üç farklı sektörde çalışmışsın, bir sektörde öğrendiğin saçma bir bilgi diğer sektörde problem çözmene, tecrübesi olmayanların aklına gelmeyecek çözümler bulmana yardımcı olabilir. Belki 10 sektör daha dolaşıp ancak ait olduğun yeri bulursun. Çok da şaapmamak lazım.
0
aychovsky
(13.07.17)
+1 aychovsky

Ben hayatımın en boktan, en dipteki zamanında hayata küsmüştüm. Yediğimden, içtiğimden bir şey anlamıyordum. Güldüğüm anlar sayılıydı. Sabah 6'da yatıp öğleden sonra 3'te uyanıyordum. Sonra arkadaşlarım sayesinde yavaş yavaş toparlamaya başladım. Gün geçtikçe daha iyi oldum. Bir gün, ayrıldığım için hayata küstüğüm eski sevgilimden 10 kat daha iyi bir kıza rastladım. Şimdi onunla evliyim :) Hayatın ne getireceği, ne götüreceği belli olmuyor. Öyle çok dindar bi adam değilim ama ayetin içindeki şu cümle özetliyor her şeyi:

"Olur ki, bir şey sizin için hayırlı iken, siz onu hoş görmezsiniz. Yine olur ki, bir şey sizin için kötü iken, siz onu seversiniz. Allah bilir, siz bilmezsiniz"
0
silah taciri
(13.07.17)
(26)

Saat kaçta uyuyor saat kaçta uyanıyorsunuz ?

qazaqwsx
Merhaba,Asıl soru başlıkta.Yalnız bir de ek olarak şunu merak ediyorum uyandığınızda sabah rutininiz ve/veya yatarken gece rutininiz var mı ? Varsa neler?örneğin; günlük yazarım, kitap okurum, koşarım, meditasyon yaparım, sabah veya gece kesin duş alırım, kesin 15dk gazete okurum, vs.vs.
Merhaba,

Asıl soru başlıkta.

Yalnız bir de ek olarak şunu merak ediyorum uyandığınızda sabah rutininiz ve/veya yatarken gece rutininiz var mı ? Varsa neler?

örneğin; günlük yazarım, kitap okurum, koşarım, meditasyon yaparım, sabah veya gece kesin duş alırım, kesin 15dk gazete okurum, vs.vs.
0
qazaqwsx
(12.07.17)
23:00 yatış saatim 05:00 kalkış saatim
0
basond
(12.07.17)
01'den aşağı pek yatmıyorum. Genelde bu saati de geçiyor. Sabahları da 8-9 arası uyanıyorum. Erken uyanmamın sebebi havuza gidip yüzmek ya da akademik olarak çalışmaya erkenden başlamak istemem. Geceleri de genellikle kitap okuyorum. Bu genellikle telefondan oluyor.
0
duyond
(12.07.17)
Çalışma sırasında çok değişiyor, daha çok "Boşluğu buldun, uyu. Bir dahaki ne zaman belli olmaz" şeklinde ama daha insani çalışma zamanlarında genelde 1:00-8:00 arası gibi. Esnek çalışma daati olduğubda da 3:00-11:00. Haftasonu ise 00:00-12:00/13:00 şeklinde. Bugün tatildeydim, 2:00-11:00 ve 13:00-16:00 arasını uyudum ama yol yorgunluğu vardı. Kimse dokunmasa 10-11 saat falan uyurum.

Kendi evimdeysem yatmadan önce yüzü yıkama-nemlendirme, vb bakım süreci oluyor ama bu tarz şeyler ortalıkta değilse, misafrlikte falan unutuyorum. Uyumadan önce bir dizi izlerim, hatta uykuya o şekilde daldığım da olur.
0
aychovsky
(12.07.17)
1,5 hafta önce köpek geldi eve. ondan önce tamamen rastgeleydi.
şimdi 8-10 arası uyuyorum yorgunluktan, sabah 6.30 ayaktayım köpek sağolsun. oyun moyun oynuyoruz, sonra işe gidiyorum.
0
passion rules the game
(12.07.17)
22:58-08:58

yatarken günlüğe notlar ve 5-10dk sosyal medya

uyandıktan sonra yüz yıkama ve cici bebe yeme.
0
gadasiz
(12.07.17)
01.00-08.30 yaklasik saatler bunlar.

Rutinim yok ama gece uyumadan onceki yarim saatlik surecte yaklasik yarim litre su iciyorum, neden ben de bilmiyorum.
0
yaraticinick
(12.07.17)
06:30'da kalkarım.
Yatış saatim çok değişken. Evdeysem, normal bir günde 12 gibi yatarım. Yorgunsam 10:30-11:00'de bile yattığım olur.
Dışarı çıktıysam eve dönüş 02:00'yi bulur en geç, bu saatte yatarım aşağı yukarı.
0
battal gemalmaz
(12.07.17)
Yatış: Pazartesi - Çarşamba 11-11:30 / Pazar- Salı - Perşembe: 12-12:30
Kalkış: Pazartesi Çarşamba: 8 - Salı Perşembe: 6 / Cuma: 9

Hafta sonu serbest :)

Haftaiçi Salı-Perşembe spor.. Kalan günler rutinsiz.
0
lcha
(12.07.17)
2 den sonra uyuyorum genelde. sabah 7de uyanıp işe gidiyorum.
0
sarlatan
(12.07.17)
En geç 22.00 gibi kanepede sızma ve 23-24 civarı yatağa geçme, sabah 5te kalkış, ev toparlama ve yürüyüşe çıkma.
0
(12.07.17)
02:00-08:30
0
kleider
(12.07.17)
en erken 12 en geç 1 de uyurum. ne erken ne geç uyuyabiliyorum. enteresan bir durum.

her sabah da şaşmaz 6 da kalkarım iş günleri. haftasonu her daim değişkenlik gösteriyor.

gece yatarken instagramda deniz fotoğrafları okyanus falan gezinirim. çok hoşuma gidiyor.

sabahları bir şey hatırlamıyor oluyorum.
0
hemsta
(12.07.17)
00.00 - 06.05
0
reactionic
(12.07.17)
22:00-10:00
0
komando kani var bende
(12.07.17)
Yatış 23:20 -24:00 arası kalkış sabah 07:00 -07:31 arası. Takip ettiğim forumlara bakar ve biraz kitap okurum.
0
Dr_Stat
(12.07.17)
hafta içi tam 12 de yatağa girerim ama uyumam 30-45 dakikayı bulur, hayal kurarım bu süre içinde. sabah 6,50 uyanış evden çıkmadan 10 dakika gazeteler, sözlük vs. dünyada ne olmuş bitmiş, savaş çıkmış mı? her şey yolunda mı? kontrol ederim. hafta sonları ise uyumam gece 2-3, uyanış yazın 8-9 kışın 10-11.
0
hypathia
(13.07.17)
Hayatimda hicbir seyin duzenliligi/rutini olmamasi bunu da etkiliyor ama genellersem depresif olmadigim zamanlarda 12-1 gibi yatip 9-10.30 arasi kalkiyorum. (Genelde 10 gibi aslinda)

Sabah kalkar kalkmaz ilacimi alirim, tek duzenli yaptigim sey bu. Bir de son 2 aydir filan kahvemi yapiyorum gorece duzenli olarak.

Aksam da disimi fircalarim, makyaj silmece-yuz yikamaca-lensleri cikartip gozluk takmaca. Bunlar fiks.
Yataga girince de son kez sosyal medya/duyuru takibi ve gozlerin kapanisi.
0
kuehles blondes
(13.07.17)
tatilde olduğum için hiç düzenli değil şu an, gece 3'te yattığım da oluyor akşam 9'da da, hatta abrartıp sabah 11'de, öğlen 2'de uyuduğum günler de var. uyanma da minimum 11 olacak şekilde akşam altıya kadar giden bir skalada
0
nundu
(13.07.17)
Hafta içi 12 - 1 civarı yatıp, 6'da kalkıyorum. Ama işyerinde çok yorulmuşsam gelir gelmez yemek yemeden 7'de yattığım da oluyor. tatil günleri öğlenden önce kalk(a)mıyorum.

gece yatağa girince instagram'a bakıyorum biraz. bazen e-book okuyorum.
0
cezzar dede
(13.07.17)
Sabah 3-5 arasi bir saatte uyuyup 8-10 arasi bir saatte uyaniyorum normalde ama son zamanlarda daha duzgun saatlere cekmeye calisiyorum bunu. Gece yatmadan once son yaptigim seyle sabah uyaninca ilk yaptigim sey ayni: su icmek, tuvalete gitmek, dis fircalamak, yuzumu ve gozlerimi yikamak, yuzumu nemlendirmek ve son olarak ellerime nemlendirici surmek. Sabahlari uyurken gelen mesajlara bakarim bikac dakika, bi de bazen instagramda dolanirim. Gece uyumadan once cikip yuruyorum biraz. Bu rutine ek olarak gece uyumadan kitap okumayi eklemeye calisiyorum bir de.
0
ma ya
(13.07.17)
Bu saatlerde uyuyor, 7:30'da kalkiyorum. Geberiyorum. Bazi cumartesileri gunduz uyudugum oluyor birikmis uykusuzluk oldugu icin.

Her halukarda pazar gunleri de en gec 09:00 - 10:00 arasi kalkarim, istesem de daha fazla yatamam. Zorlayip yatsam da zombi gibi olurum, yuzum iyice kararir, gozlerimin alti morarir ve tum gun basim agrir ayrica gun boyu uyku hali devam eder. Bu yuzden pazar gunleri ogleye kadar uyuma olayim yok. Cumartesi gece sabahladigimda bile en kotu pazar 11:00'a kadar yatabilirim.


Yatarken belli bir rutinim yok, canim ne istiyorsa onu yaparim. Genelde intertten bir seyler arastiriyor oluyorum yatmaya yakin.
Sabahlari da rutinim yok, kalkar ustumu giyinir vakt varsa saca hafif fon ceker ve cikarim. Genelde son dakika kalktigim icin fon cekmeye de vakit olmaz, ustumu giydigim gibi cikarim. Genelde daha uyanamadan ustumu giyinip cikiyorum, disari ciktiktiktan sonra yolda yavas yavas uyanip gozumu aciyorum. Kapidan ciktigimda daha gozum acilmamis oluyor:) Ayni gunun gecesi yine uykum gelmiyor, boyle devam ediyor.
0
stavro
(13.07.17)
24:00-5:00.
0
arnold schwarzeneger
(13.07.17)
Gece 12de yatma, sabah 7:30 uyanış. Spor yapacaksam sabah 6:45 uyanış.
Yatmadan önce 5dk stretching yaparım, kaslarımı esnetirim. Alışkanlık oldu artık yapmadan uyuyamıyorum.
0
peggy
(13.07.17)
02.00-03.00 gibi yatıyorum. Sabah da 08.00-09.00 arası.
0
yirmisantim
(13.07.17)
Hafta içi: 01:00/01:30 - 06:10
Hafta sonu çok değişken.
0
Aman Sen de
(13.07.17)
12-1 yatış 7-7.30 kalkış

kalktığım gibi kahvaltı yaparım.
0
rain when i die
(13.07.17)
(34)

"abc" ifadesi sizde neyi sembolize ediyor?

weeping guitar
yazı, alfabe, edebiyat, kitaplar, tv kanalı, deterjan, vs. "abc" ifadesi sizin aklınıza ilk neyi getiriyor?
yazı, alfabe, edebiyat, kitaplar, tv kanalı, deterjan, vs. "abc" ifadesi sizin aklınıza ilk neyi getiriyor?
0
weeping guitar
(12.07.17)
Biskuvi. Boyle bir biskuvi vardi ben kucukken.
0
ma ya
(12.07.17)
Ey Bi Si diye okudum. TV kanalı demek istiyorum.
0
dissendium
(12.07.17)
benim aklıma direkt deterjan geldi valla
0
der meister
(12.07.17)
bana rakamları birbirinden farklı üç basamaklı sayıyı işaret ediyor niyeyse.
0
evde liyakat kalmamis
(12.07.17)
Nba christmas maci.
0
brad pitt
(12.07.17)
kardeşlerimin adları
0
fallopian
(12.07.17)
@dissendium+1

ey bi si diye okudum aklıma ilk alfabe sonra tv kanalı geldi. başka bir şey gelmedi.
0
qazaqwsx
(12.07.17)
american broadcasting company.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(12.07.17)
tv kanalı geldi
0
sir gawain
(12.07.17)
SUpermarket geldi.

Budapesteyle ilgili cok konustum son zamanlarda. ORada da abc-cba diye supermarket zinciri var
0
kuehles blondes
(12.07.17)
Alfabe
0
aychovsky
(12.07.17)
abc bana bu işin temeli anlamına geliyor.
yani "molekül bilgisi kimyanın abc sidir" kimya bilmek için molekül nedir bilmek çok önemlidir.

yukarıda arkadaş örnek vermiş "temizliğin abc si" temizliğin temelidir gibi bir anlam çıkartıyorum.
0
basond
(12.07.17)
Alfabe
0
daha neler
(12.07.17)
tv kanalı
0
helena
(12.07.17)
alfabe+1
0
kobuzchu kiz
(12.07.17)
Jackson5
0
fengari
(12.07.17)
albert ellis.
0
gadasiz
(12.07.17)
Alfabe
0
tociess
(12.07.17)
alfabe,
deterjan,
ilkokuldan bir afiş: www.peramezat.com
0
filteria
(12.07.17)
bir konunun temeli geldi benim aklıma, basond +1 yani
0
nundu
(12.07.17)
sarı üçgen, kırmızı kare, mavi daire
0
battal gemalmaz
(12.07.17)
Barış Manço'nun bir şarkısı.
0
mikro patlama
(12.07.17)
Yangın söndürme tüpü diyerek uzaklaşıyorum.
0
kara olmayan inci
(12.07.17)
tv kanalı çünkü hayvan gibi dizi izliyorum alkşsdlaf
0
nice tnetennba
(12.07.17)
alfabe+1
0
duyond
(12.07.17)
ben de niye overwatch oynayacak insan bulamıyorum diyorum. 30 kişi yanıt vermiş, bir kişi bile "bir oyuna yeni başlayan, noob" cevabını vermemiş.

bir oyuna yeni başlayan, beceriksiz ve noob.
0
i drive the hearse
(12.07.17)
herhangi bir şeyin başlangıç aşaması diye algılıyorum ben.
Mesela "bankacığılığın ABC'si " gibi.
0
alex
(12.07.17)
tv kanalı
0
nawar
(12.07.17)
Giriş, başlangıç, temel gibi şeyleri çağrıştırdı.
0
elitist
(12.07.17)
bir iş yapılacakken en temel kurallarını hatırlatıyor.
0
evimin paspasi
(12.07.17)
123
0
kafadanbacakli
(12.07.17)
alfabe+1.
0
ekaterina
(12.07.17)
amerikan tv kanalı var abc, ilk o geldi aklıma.
0
cezzar dede
(13.07.17)
Ilk TV kanali geldi aklima. (Asla dizi ya da herhangi bir TV yayini izlemem.)
0
stavro
(13.07.17)
(12)

Kimseyi tanımadığınız bir ortama tek başınıza girdiniz diyelim

bartman
Nasıl vakit geçirirsiniz? İnsanlarla nasıl tanışırsınız? Muhabbeti ne derece sürdürebilirsiniz? Ve en önemlisi zevk alır mısınız bu tarz durumlardan?
Nasıl vakit geçirirsiniz? İnsanlarla nasıl tanışırsınız? Muhabbeti ne derece sürdürebilirsiniz? Ve en önemlisi zevk alır mısınız bu tarz durumlardan?
0
bartman
(12.07.17)
girdiğim gibi çıkıp gitmenin yollarını ararım hiç sevmem
0
captainobvious
(12.07.17)
Ben severim. Başta tabi ki biraz zor oluyor ama yeni insanlar tanımak güzel. Olabildiğince çok soru sorarım karşımdakine, rahatsız etmeyecek şekilde tabi ki. Maksat kendisini tanımak, o sorarsa ben de anlatırım ama dinlemeye odaklanırım daha çok.
0
fotrsapka
(12.07.17)
Göz göze geldiklerime merhaba derim, gülümserim. Havadan sudan muhabbet açarım.
0
peggy
(12.07.17)
Tek takilir, tek cikarim mekandan. Yuzde 99'u boyle oldu.
Pek ilk tanisma, muhabbet kurma yetenegim yok.
0
runagain
(12.07.17)
Anammm, çok gerilirim ama milletin durumuna da bağlı. Herkes birbirini tanımıyorsa ne güzel, hemen birleriyle muhabbeti başlatırım, çok süper arkadaş kaynağı olur, fıstık gibi cennet. Herkes birbirini tanıyorsa ya da gruplaşmalar varsa ve ben sonradan gelmişsem, anksiyete tavan yapar. Serengeti düzlüklerinde benim gibi sürünün zayıf antilobunu ararım ya da kimin gözü daha insani bakıyorsa ona yanaşırım. Gruplardan uzak dururum. Bir de parti gibi bir yerse muhtemelen ya dans ederim ya da kaçarım. Çünkü müzikten benimle tanışanı da duymam. Barda veya diskoda milleti duymuyorum hiç. Bir de müzik olunca insanları sallamıyorum ben, müzikle ilgileniyorum. Yanımda bir ikinci kişi varsa kendime çok güvenirim ama tek başıma hacmimin, kapladığım yerin, kollarımın falan çok farkına varıp paniklerin.
0
aychovsky
(12.07.17)
Çoğunluğun veya herkesin az çok birbirini tanıdığı bir ortam ise kötü bir durum zira herkesin birbirini tanıyıp senin kimseyi tanımadığın ortamda iletişime geçmek, kimsenin birbirini tanımadığı ve senin de kimseyi tanımadığın bir ortama göre çok daha zor. Böyle durumları da pek sevmem. Tek istisnası da, dediğim gibi kimsenin kimseyi tanımadığı durumlar olabilir. Orada tam bir eşitlik durumu sözkonusu çünkü ve gerisi sana kalmış.

Birinci anlattığım gibi bir ortamdaysam, birkaç defa göz göze geldiğimi fark ettiğim birileri varsa selam verip bir şekilde muhabbet etmeye çalışırım. O da olmadı, biraz vakit geçirip (bar, club tarzı bir ortamsa belki biraz içip dans edebilirim) fazla uzatmadan çıkmaya bakarım.
0
skooma
(12.07.17)
girmiştim birinde ve hiç zevk almamıştım. üstelik onlardan bazıları birbirini tanıyordu. buna rağmen onların diyalogları bile bana çok samimiyetsiz gelmişti. geçmişin olmayan biriyle ne konuşacaksın ki? ortak nokta bulabilmen için de biraz konuşman lazım.
0
for day to break
(12.07.17)
Herkesin rahat olduğu gülüp eğlendiği ortamlarda sıkıntı yaşamıyorum ve çok seviyorum. Ciddi, resmi bir ortamsa inanılmaz geriliyorum.

İlk seçenek için en sesli gülen gruba doğru yöneliyorum. Çok konuşkan değilim ama tanımadığım insanların yanında saçmalamayı ve o kişileri bir daha görmemeyi severim.
0
jazzabel
(12.07.17)
Kimse genel olarak birbirini tanımıyorsa hiç gerilmem aksine iyi ve rahat hissederim. Muhabbet kurmakta zorlanmam. Gruplasmalar varsa yine kotu hissetmem ama bu kez ortama ısınmam zor olur.
0
aquarium
(12.07.17)
Ortama sonradan girmişsem ve gruplar oluşmuşsa, şöyle bir dolaşıp muhabbeti bana en çok uyan gruba dahil olur laflarım. Yeni insanlarla tanışmayı severim ben. Yani çok bayılmam ama pek samimiyetimin olmadığı yarı tanıdıklarla mecburiyetten konuşmaktan daha iyi bence.
0
cezzar dede
(13.07.17)
Ortamina gore degisir bu. Bazi ortam vardir yabanciya aciktir, bazi ortam da kemiklesmistir, ortada kontrast yapar siritirsin.
Bir sekilde yenilerin gelmesinin normal oldugu ortamlarda gerilmem, akisina birakirim bir sekilde ilerler.
Yerine gore ortamda gruplasma olsun olmasin direkt dalarim ortaya. Bazi ortam vardir disa kapalidir, orada olmasan daha iyidir. O ortamlara da girmem zaten kolay kolay tek basima.

Ortamda insanlarin birbirini taniyor olup olmamasi da degil mesele.
Ornegin okula gidiyor olsam ve okulu degistirip yeni bir sinifa gecsem herkes birbirini taniyor oldugu halde sikinti cekmem, kaynasirim bir sekilde.
Kimi ortamda herkes yeni olsa bile gerilebilirim.

Avrupa'da boyle ortamlarda pek sikinti olmuyor, en kotu ihtimalle ortada mal gibi kalirsin, o durumda da genelde biri gelip bir yerden giriyor, seni muhabbete sokuyor:) Eline telefonu alip ekrana gomulmedigin surece bir sekilde kayniyorsun. Awkward pozisyonda kalma ihtimali tr'ye gore biraz daha dusuk.

Bu konuda - sahsi gozlemlerime gore - uzakdogulular biraz sikinitli. Uzakdogulular kaynasamiyorlar ya da kaynasmiyorlar. Genelde yuz ifadeleri de gayet ciddi oluyor ortamlarda ve kendi aralarinda kaynasiyorlar ya da tek kaliyorlar. En fazla soru soran olursa cevaplayip birakiyorlar, muhabbete girip kaynasma olaylari yok. Genelde de gulumsemezler. Herhangi birini cekip sorsan Dunya'nin dort bir tarafini da gezmistir halbuki. Ulke ulke ayiramayacagim, genel olarak cekik gozlu milletlerden bahsediyorum (no offence). Yine dagittim konuyu:)
0
stavro
(13.07.17)
Girdiğim ortama bağlı. Sözlük/duyuru vb. ortamların zirvelerinde, gezerken kaldığım hostellerde ve diğer organizasyonlarda bulduğum boşluğa geçip yanımdaki veya karşımdaki kişiyle tanışıp konuşmaya çalışıyorum. Sonra diğer çevredekilere de sıçrıyor. Şansıma hep eğlenceli, sohbeti güzel insanların yanına düştüm. Bir arkadaş grubunun ortamına yabancı biri olarak girdiysem de konuya dahil olmaya çalışırım. Herhangi bir arkadaş edinmek istemediğim bir yer ya da hiç elektrik alamadıysam ortamdan, öyle oturur sonra dönerim.

@stavro uzak doğulular kısmı hariç +1


not. süper girişkenmişim gibi anlaşılmasın. hoşlandığım, düzel bulduğum bir kızla cafe/bar/disko/balo/düğün salonu/insan avı/teenslasher kamp falan farketmez gidip asla tanışamam, tanışamıyorum.
0
nawar
(13.07.17)
(4)

horlama

charlotte blanc
horlama problemimi nasıl çözerim ? yılbaşında aynı odayı paylaştığım arkadaş diyene kadar horladığımı bilmiyordum. sonra bir tane app vardı sleepcycle dün akşam onu denedim ve gerçekten de horluyormuşum. 10 dk horladığımı söyledi. dinledim.sağ burnum kemik eğrisinden dolayı yüzde altmış tıkalıdır. a
horlama problemimi nasıl çözerim ? yılbaşında aynı odayı paylaştığım arkadaş diyene kadar horladığımı bilmiyordum. sonra bir tane app vardı sleepcycle dün akşam onu denedim ve gerçekten de horluyormuşum. 10 dk horladığımı söyledi. dinledim.

sağ burnum kemik eğrisinden dolayı yüzde altmış tıkalıdır. arasıra sorun olur bazen hissetmem. 25E normal kilo ve boy.

nasıl çözebilirim ? burun bandı mı kullansam ? kendimden iğrendim.
0
charlotte blanc
(12.07.17)
birşey soracağım.
yan yatınca da horluyor musunuz?
0
yons
(12.07.17)
bilmiyorum. ben hep sırtüstü yatarım. yan yatıp denemedim.
0
🌸charlotte blanc
(12.07.17)
Horlamanın birçok nedeni olanilir. Küçük dil uzaması bublardan biri örneğin. Fazla kilo, yorgunluk, vb de olabiliyor ama zaten septum deviastonu varmış ve o da çok horlatır eğer burnunuzdan gelen nefes yeterli değilse. Zaten siz onu normal hayatta fark etmezsiniz de, uyurken ağızdan nefes alıyorsunuzdur. %60 bayağı büyük bir değer, sabah yprgun bile kalkabilirsniz. Horlama ndeninin keşfedilmesi gerek ve bu tek bir neden de olmayabilir. İstanbul'daysanız uyku kliniği var, ona gidebilirsiniz. Başka şehirlerde var mı bilmiyorum. Bu zamana kadar uyku süresince Breathe Right kullanarak burnunuzu açmayı deneyebilirsiniz.
0
aychovsky
(12.07.17)
Eğer çene geriliği nedeniyle horluyorsanız, mesela İstanbul'da Dentopol'da Tuğrul Bey diye bir doktor bu konuda meşhur protezleri yapıyor. O çenenizi önde ve açık tuttuğu için horlamıyorsunuz. Fakat bunun sizin ölçünüze göre yapılması gerek. İndirimsiz fiyatı 1700 lira civarında.

Aychovsky'nin dediği gibi fazla kilo da erkeklerde özellikle çok önemli bir horlama nedeni. Bademcik ve küçük dil büyümesi sebeplerinde de cerrahi müdahale horlamayı önlüyor. Bildiğim iyi doktorlardan biri yine İstanbul Ataşehir Memorial'da Elad Azizli.

Uyku kliniklerinde geceyi geçiriyorsunuz genelde, sizin uykunuzu gözlemleyip sebepleri konusunda daha spesifik yardımcı olabiliyorlar.
Kolay gelsin.
0
sopiro
(12.07.17)
(11)

Stromae cok yakısıklı değil mi ya?

neverletyougodown
Özellikle Formidable klibindeki hali https://www.youtube.com/watch?v=S_xH7noaqTA sabahtan beri izleyip duruyorum, kıskandım bayağı adamı. Üstündeki hırka, kotu, gömleği, o depresif hareketleri; beyler ben saf değiştiriyorum :)
Özellikle Formidable klibindeki hali
www.youtube.com
sabahtan beri izleyip duruyorum, kıskandım bayağı adamı. Üstündeki hırka, kotu, gömleği, o depresif hareketleri; beyler ben saf değiştiriyorum :)
0
neverletyougodown
(12.07.17)
sarhoş hareketleri onlar :/ ayrıca yakışıklı değil.
0
ekaterina
(12.07.17)
adam yakışıklı değil ama tarz. bu arada ilk kez izledim, ekledim listeye. teşekkür ederim.
0
brakgn
(12.07.17)
Yakışıklı Değil. cool af
0
hasmetizm 2046
(12.07.17)
Hiç sevmediğim erkek tipi
0
fragile lady
(12.07.17)
bence yakışıklı da değil, cool da değil. düz melez, boy var sadece.
0
sir gawain
(12.07.17)
Pek yakışıklı değil ve fazla zayıf görünüyor o boyuyla. Ama cool af+1
0
kozmosta bir nokta
(12.07.17)
Sadece rengi güzel. Boyu çok uzun ve kilosu orantısız, çelimsiz görünüyor, o kadar uzun olmasa zayıflığı batmazdı. "Çoğu" kendisine tatlı bi arkadaş der.
0
mslny
(12.07.17)
acaba doğru mu anlamışım diye bir duyuruya bir klibe baktım baktım durdum. bu adamcağız mı yakışıklı? üflesen uçar be? çoğu bırak biraz bile yakışıklı değil.
0
evde liyakat kalmamis
(12.07.17)
buna yakışıklı diyorsanız bizim için henüz şans var demektir, ahaha.
0
yons
(12.07.17)
Bence normalde yüzü güzel önden bakınca
s-media-cache-ak0.pinimg.com
Ama zayıflığı korkutuyor beni. Formidable'in klibinde dizlerinden çot diye kırılacakmış gibi geliyor. Ya da şurada mesela, boynu kopup başı arkaya düşüp ölecekmiş gibi geliyor.
nosalive.com
Çelimsiz bulmakta öte hakikaten korkutuyor. Böyle ince ağaçlara çıtalarla destek yaparlar ya, birkaç çıtayla o boynun o kafayı taşıması için destek yapasım geliyor.
Ama sevip takdir ettiğim bir adam, çok da severim. Ayrıca gerçekten cool
0
aychovsky
(12.07.17)
Bence senin meyilin var
0
mech
(12.07.17)
(14)

aslında tüm olasılıklar pratikte %50 değil mi?

m e b
mesela sayısal loto oynadık diyelim. ne kadar değişken olursa olsun asıl mesele ikramiyenin bana çıkıp çıkmaması değil midir nihayetinde? `bana` ve `diğerleri`ne çıkması gibi iki sonuç var ortada. bu da %50 ihtimal değil midir? yani bu yazı tura gibi değil midir pratikte? mesela yazı: istediğimizin
mesela sayısal loto oynadık diyelim. ne kadar değişken olursa olsun asıl mesele ikramiyenin bana çıkıp çıkmaması değil midir nihayetinde? bana ve diğerlerine çıkması gibi iki sonuç var ortada. bu da %50 ihtimal değil midir? yani bu yazı tura gibi değil midir pratikte? mesela yazı: istediğimizin gerçekleşmesi, tura: istediğimizin gerçekleşmemesi.
0
m e b
(11.07.17)
aynen öyle.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(11.07.17)
abi matematiği nerede öğrendiniz siz. hani felsefe diyeceğim ama bu felsefe bile sayılamaz.
Yani sizin olasılık hesabınız Polyanna'da bile yok.
0
cursor
(11.07.17)
@cursor: yahu olasılık hesaplamalarını veya sözgelimi piyangonun çıkma olasılığının düşüklüğünü de biliyorum herhalde. ama yukarıda anlattığım gibi düşününce de tuhaf geliyor durum. ben de bunun için soruyorum zaten.
0
🌸m e b
(11.07.17)
Yok, öyle olmuyor. Sayısal Loto oynadığında kazanma olsılığın 13.5 milyarda bir. Olasılık "Ya kazandım ya kazanmadım" değildir. Bir de matematikte probability ve possibility ayrımı var. Türkçeye olasılık ve ihtimal diye çeviriyorlar genelde ama birkaç farklı çevirisi daha var. Her ne kadar dilde olasılık ve ihtimali eş anlamlı kullanıyorsak, matematiksel olarak öyle değil. Bir şeyin olma ihtimali vardır, olmama ihtimali vardır. "Ya bar, ya yok" kısmı budur. Örnek, uzayı tanımlar. Aslında tam 0-1 değil ama kolaylık olsun diye 0-1 diyebiliriz. Olasılık ise o ihtimalin hangi oranda gerçekleşeceğidir.

Örneğin bşr zarı atarsın ve 6 gelmesi bir ihtimaldir, çünkü zarın 6 yüzü olduğundan 6 gelebilir. Bu 0-1'dir. Ama o zar hileli olsun ve 1000 atışta bir tane 6 gelsin. Bu durumda, tanım gereği o ihitmal var, çünkü zarı 6 yüzü var ama olasılığı 0.001 çünkü zar hileli. Zar hileli diyelim ama asla 0 gelmeyecek olsun. Bı durumda ihtimal var, yani %50-%50 ama olasılık 0. Çevirisi ile söylersek "Possible but not probable".
0
aychovsky
(11.07.17)
Olma olmama %50'dir.

Geri kalan olmanin veya olmamanin oranini belirler.
0
c1b2k3
(11.07.17)
Olasilik kelimesinin iki anlamini birbirine karistiriyorsun ondan kafan karisiyor.

%50 olasilik demek su demektir: Mesela sayisal lotoyu 100 kere oynarsam 50 kere kazanacagim, 50 kere kaybedecegim.

Bu tabii ki yanlis, oyunun dizayni sebebiyle boyle bir durum soz konusu degil.

Mesela tavla zari atacaksin, tek zarda 6 gelme olasiligi 1 / 6 (%16 civari)

Yani zari 6 kere atsan 1 kere 6 gelecek. (uzun vadede, ortalama)

6 gelme olasiligi %50 degil. 6 gelecek veya gelmeyecek degil yani.

Kafani karistiran, turkce'de olasiligi "olabilecek opsiyonlar" anlaminda da kullaniyoruz. Bu anlamla matematiksel anlami birbirine karistiriyorsun ondan kafa karisiyor.

Cunku turkcede mesela "su kiza cikma teklif etsen olasiliklar neler? kabu leder veya reddeder" gibi cumlede kullanabiliyoruz. Bu, %50 ihtimal anlamina gelmiyor.

Bu her dilde boyle degil mesela, ingilizcede matematiksel olasilik "probability", diger anlamda olani "possibility" o yuzden kafa karismiyor.

Turkcede iki farkli anlamda kullanildigi icin kafan karisiyor. "Olur veya olmaz" anlamindaki olasilik ile matematiksel olasilik bambaska seyler, sadece turkce'de ayni kelime ile ifade ediliyor
0
stanley5m
(11.07.17)
O dedigin olasilik degil, sonuc. Oyna Iki hafta sayisal ol zengin madem yuzde 50.
0
baldur2
(11.07.17)
sayısal loto örneği ne kadar basit ya.
her el aynı ihtimaller devam ediyor. her seferinde kazanma ihtimalin %50. yani bu hafta sayısal sana çıkmadıysa diğer hafta kazanacaksın diye bir şey yok. her seferinde şartlar ve ihtimaller yeniden oluşuyor çünkü. her seferinde %50'lik kazanamama ihtimaline yakalanıyorsun.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(11.07.17)
@m e b: yahu hiç öyle şey olur mu? @shadra basitçe anlatmış bir çıkacağa karşı milyonlarca çıkmayacak var. sen nasıl olur da diğerlerini tek alabilirsin ki? Hadi sadece bana çıkıp çıkmadığı ile ilgileniyorum desen de buna olasılık denmez.
0
cursor
(11.07.17)
@yazar
Her seferinde yakalaniyosan nasil yuzde 50 oluyo acaba?
0
baldur2
(11.07.17)
@yazar yazmaz yazan yazar, evet süper örnek, kaç kolon oynadığın sana göre olasılığı hiç değiştirmiyor değil mi? evet, çok mantıklı.
0
cursor
(11.07.17)
Yuzde 50 demek ya olur ya olmaz demek degildir, bi kere bir secenek olur bi kere digeri olur demektir. Sayisal lotoda 2 tane secenek yok yazi turadaki gibi. Ondan yuzde 50 degil zaten.
0
baldur2
(11.07.17)
Bazen Türkiye'nin yarısı Türkçe derslerinde terimler anlatılırken okulu kırıp kahveye ya da internet cafeye kaçmış gibi hissediyorum. :)

www.tdk.gov.tr

Olasılık ve teori kelimeleri bu konuda en çok acı çekenler oluyor sanırım. Bunlar bilimsel terimler. Matematikteki olasılık "bir şey ya olur ya olmaz" değil, olması durumundaki şartlar üzerinden hareketi belirtir. Aynı şekilde "evrimin teorisi"ndeki teori, kahvede ya da rakı masasında vs. üretilen teoriler değil, belirli yanlışlama süreçlerinden sağ çıkıp, deneysel ve gözlemsel olarak sağlam kaynaklar üzerine oturan bir açıklama anlamına geliyor.

aychovski +1
0
nawar
(11.07.17)
hiç bir hesap değişkeni nasıl gördüğüne göre yapılmaz. hani siz kafanızdan nasıl değerlendirirseniz, değerlendirin de, buna olasılık demeyin veya buna günvenmeyin.
0
cursor
(12.07.17)
(5)

Portekiz'de bir hafta

cliquot
Merhaba,Portekiz'de bir hafta sürecek bir tatil planlıyoruz. Madrid'ten Porto'ya geçeceğiz, Lizbon'dan da İstanbul'a göndeceğiz. Pazartesiden pazartesiye.Bu planlama da Porto ve Lizbon ana kentler olmak üzere, hangisine kaç gün ayırmalıyız? Önerileriniz nedir?EKLEME: 4 gün madridin ardından ayrıca 7
Merhaba,
Portekiz'de bir hafta sürecek bir tatil planlıyoruz. Madrid'ten Porto'ya geçeceğiz, Lizbon'dan da İstanbul'a göndeceğiz. Pazartesiden pazartesiye.
Bu planlama da Porto ve Lizbon ana kentler olmak üzere, hangisine kaç gün ayırmalıyız? Önerileriniz nedir?


EKLEME: 4 gün madridin ardından ayrıca 7 gün portekiz gezilecek... yanlış aktarmışım kusura bakmayın.
0
cliquot
(11.07.17)
2 gün Madrid
2 gün Porto
2 gün Lizbon

1 gün de yollara gider zaten beşer saat araba yolculuğuyla.
Portekiz'e 1 hafta fazla bence, o yüzden Madrid'i de dahil etmenizi öneririm.
0
cakabo
(11.07.17)
benim fikrim lizbon=porto + 1 gün şeklinde. lizbonda 5 gün kalıpta yetişememiştim her yerine. porto daha küçük ve kompakt bir şehir, lizbon daha yayılmış + belem ve daha batısındaki ismini anımsayamadığım turistik bir bölgesi daha var.

ikisi de çok güzel şehirler, iyi eğlenceler dilerim, tekrar gitmek bana da nasip olur umarım.
0
barabas
(11.07.17)
Lizbon icin sintra-cascais-estoril ekleyin, min 4 gun ki az ben sirf lizbonda 4 gun kalmistim, diger ucune keske 1 degil
2 gun ayirsaymisim diyorum.

Porto cok guzel bi yer, 3 gun diyorum en az.
0
kuehles blondes
(11.07.17)
Mobilde editleyemiyiorum. Portoda 2 gun de olur, lizbona gecerken iyi ayarlarsaniz (araba varsa sorun olmaz zaten, ben otobusleydim) yolda nazare ya da obidos u gezebilirsiniz.
0
kuehles blondes
(11.07.17)
kuehles + 1
Sintra+Cascais+Estoril'in hepsine bir gün lazım. Bir de Lİzbon'un kendisi var, içi ayrı ve çevresi ayrı.
0
aychovsky
(11.07.17)
(18)

Nasıl hissediyorsunuz?

Gökkuşağında Salıncak
Ben bu sıralar oldukça sıkılmış ve bunalmış hissediyorum. Sizler nasılsınız?
Ben bu sıralar oldukça sıkılmış ve bunalmış hissediyorum. Sizler nasılsınız?
0
Gökkuşağında Salıncak
(11.07.17)
bugün, mutluyum. uzun zamandır inmeye çalıştığım bir kilo eşiğinin altına indim. hasta oldum, iştahımı inanılmaz kesti. mutluyum işte.
0
i drive the hearse
(11.07.17)
Birkaç his bir arada ama en baskını umut ve heyecan sanırım. İstediğim bir şey var ve nedense aşırı bir umut içindeyim.
0
aquarium
(11.07.17)
dün bir kızla buluştum, istediğim gibi geçmedi.
zaten günün başından beri iyi hissetmiyordum, birlikte olduğumuz süre boyunca da tespih böceği gibi içime kapandım. eve döndüğümde çok bitik durumdaydım.

hala toplayamadım. geçmesini bekliyorum.
0
filteria
(11.07.17)
sıcak havadan nefret ettiğim kadar başka hiçbir şeyden nefret etmiyorum sanırım. sıkılıyorum, hava yüzünden hiçbir şey yapmak da gelmiyor içimden. oturup wimbledon izleyeyim diyorum ama oturduğum yerde maç izlerken bile bunalıyorum pü allah belasını versin böyle havanın. şimdi kahvaltı hazırlayacağım, umarım doyunca biraz daha iyi hissederim.
0
der meister
(11.07.17)
umutlu, güçlü hissediyorum şu sıralar biraz pişmanlıklar var geçmişe dair ama iyidir o da lazım..

en fazla hissettiğim şey ise tabii ki %100 olmasa da sağlıklı olmak.

şu hayatta kendimce en iyi yapabildiğim şeylerden biri istediğim zaman maraton kafa yapısına girip uzun süreli bir irade gösterip sonunda radikal şeyler başarabilme yetim. Tunnel vision da ilerliyorum...
0
qazaqwsx
(11.07.17)
afedersin b*k gibi.
seyahat dönüşü enerjim yok, ayağım sakat ve kısa vadede iyileşecek gibi durmuyor. üstelik on gündür sakat sakat koşturup evrak hazırladığım başvurunun deadline'ı kaçtı (kaçmadı da şrfszlik yapıyolar). neyse ki ofis serin, sakatım diye işleri yayabiliyorum ve dostlar var^^
o kadar da kötü değil miymişim ne o.O
yok lan kötüyüm :(
0
manuel mandalina
(11.07.17)
bıkmış.yaz bitsin ya skerim yazı.
kışın gözünü seveyim.
0
seyduna6687
(11.07.17)
Sıkkın, bıkkın, bunalmış, güçsüz, ne yapacağınız bilemez bir halde; zor hayaller, boş beklentiler peşinde. Depresyondur dimi kesin böyle boktan olamaz =/
0
reactionic
(11.07.17)
İyiyim. Enerjiyi yüksek tutalım.
0
MaNOfTheYear
(11.07.17)
Klima çarptı berbat durumdayım işten sıkıldım ancak arkamda Genel müdür çalıştığı için çalışıyor gibi yapmak zorundayım. :(
0
Mcfly
(11.07.17)
haftaya izne ayrılıyorum, onun öncesinde çalışmama isteği yoğun. birşekilde yuvar topar gidiyor.

işi gücü olmadan evde oturanlar bir de bunu yazanlar, size gıcığım...
0
hosein
(11.07.17)
Hem mutlu, hem panik, hem endişeli. Ne varsa hissediyorum.

Tatile geldim, mutluyum. Patron "Bizi iş ne oldu" demiş, uygun bir dille "Tatilde olduğumdan bir halt olmadı" deme yollarını arıyorum. Bir yandan da nasıl yetiştirsem diye düşünüyorum.
0
aychovsky
(11.07.17)
genel olarak bok gibi. beraber okula geldiğim arkadaşa sürekli sitem ettim mesela, bu arada araba kullanıyordum. ama kendi işlerim var onlarla kafa dağıtıyorum. sonra tekrar işsizlik, sevgilisizlik, herkes gezerken veya maaşını hak ederken, zevk aldığım boş işlerle uğraşacağım.
0
rain when i die
(11.07.17)
saçımı kestirdim kestireli bir türlü ne yapmam gerektiğine karar veremedim.
sağa atıyorum olmuyor, sola atıyorum durmuyor. topluyorum, o hiç değil.

evet, bu sıcak yaz gününde tek derdim bu sanırım.
0
yaraticinick
(11.07.17)
saçma bir sebeple işten ayrıldım dün. çok matah bir iş değildi ama 3 yıldır çalıştığım, odemelerimi yapabildiğim bir yerdi sonuçta.

boşlukta... umutlu... gergin...

iyi değil...
0
runagain
(11.07.17)
Valla ben iyiyim. Kotu hissedenler kendini kapamasin, disariya acik dursun. Cunku iyi hislerin nereden nasil gelecegi belli olmaz. Engelleri hep kendimiz kendimize koyuyoruz. Hayatta engelleri kaldirmak gerek diye dusunuyorum.
0
osssy
(11.07.17)
Günler çok aktif geçiyor. Ondan süper.
0
arnold schwarzeneger
(12.07.17)
Başıma bir bela aldım. Tedirgin hissediyorum. Normal hayat istiyorum.
0
fallopian
(12.07.17)
(34)

Sıcaklarda neler içiyorsunuz?

devilred
Alkol hariç. İlaçlarla alkolü karıştırmak istemiyorum. Su içmekten bıktım. Maden suyu desen günde ikiden fazlası mideye zarar. Kahve ve çayı hava sıcak da olsa içiyorum ama soğuk bir şeyler de lazım. Siz neler içiyorsunuz? Alışveriş öncesi güzel ve fazla zahmetli olmayan önerilernizi alırım.
Alkol hariç. İlaçlarla alkolü karıştırmak istemiyorum.

Su içmekten bıktım. Maden suyu desen günde ikiden fazlası mideye zarar. Kahve ve çayı hava sıcak da olsa içiyorum ama soğuk bir şeyler de lazım. Siz neler içiyorsunuz? Alışveriş öncesi güzel ve fazla zahmetli olmayan önerilernizi alırım.
0
devilred
(11.07.17)
hava durumuna bir meydan okuma olarak çay içmeye devam ediyorum.
0
cay koy geliyorum
(11.07.17)
Bogurtlenli meyve cayi vb alip (siyah cay olmayan) soguk cay yapiyorum
Hem sekersiz hem lezzetli.
0
kuehles blondes
(11.07.17)
eğer kendi meyve suyunuzu yapma imkanınız varsa, alın az şekerle onu yapın. sonra buzla falan güzel olur. eğer yoksa aşağısı;

şeftalili soğuk çayı seviyorum da meret çok şekerli. bu yüzden onu maden suyu ile karıştırıp seyreltiyorum güzel oluyor. aslında bu öneriyi tüm içecekler için yapabilirsiniz.
0
dahili meddah
(11.07.17)
Ben şekerli şeyleri içmiyorum rahatsız ediyor.
Soda-limon-tuz (churchill)
Ayran
Su
Şekersiz türk kahvesi
Sütlü kahve
0
megalomaniac
(11.07.17)
Maden suyu, su
0
gozu acik sevisen yahudi
(11.07.17)
Soğuk sütle yapılan kahve müthiş oluyor. İçine ekstra 3-4 buz atınız.
0
l arrache coeur
(11.07.17)
İçine tarçın çubuğu atılmış su.
Sade maden suyu.
Naneli limonata (evde yapma ya da ev yapımı bulma imkanınız yok tavsiye etmiyorum.)
Soğuk kahve.
0
mutekebbir
(11.07.17)
frappe yapıyorum. su, kahve, süt, buz
0
cekilmis gayfe
(11.07.17)
limonlu soda (aromalı olan), vişneli soda, limonlu ice tea. bir de içecek muadili olarak karpuz öneriyorum. Foşş diye iç yangınını söndürüyor kahvaltıda
0
fallopian
(11.07.17)
Soguk kavun ya da karpuz, buzlu limonata.
0
stavro
(11.07.17)
en çok su.
sonra soğuk çay, limonata, kola ve meyva suyu. çok geniş skala oldu, biliyorum ama dolapta hepsi olunca döngüye girip içiyorum işte.
0
m e b
(11.07.17)
Ayran, manyak gibi ayran içiyorum.
Bir de limonata arada.
Su zaten standart.

Bir de naneli su değişik gelebilir. Ferahlatıcı oluyor, belki suda aroma olunca biraz daha idare edilebilir.
0
aychovsky
(11.07.17)
Su, maden suyu, soğuk yağsız sütlü filtre kahve
0
powerpufgirl
(11.07.17)
ya gerçekten benim de aklımdaydı aynı soru. hatta buraya sormayı düşünmüştüm lolxd fav'a attım. limonata yapıyorum, meyveli soda içiyorum ki çok içmek istemiyorum. soğuk kahveye dadandım ama hazır olanları hoşuma gitmiyo aslında. soğutucam diye espressoyu pişirip bekletmeye de üşeniyorum açıkçası. hazır limonata da çok alıyorum. limonata.
0
snape i başından beri tanırım
(11.07.17)
Redbullun yabanmersinlisi var cok güzel tadı. Birde powerade in mavilisi tam böyle sekerim düşüyor ve susuyorum o anlarda içince efsane oluyor
0
fıytfıyt
(11.07.17)
çay++
0
gezegen olan pluton
(11.07.17)
Zararlı zararsız her şeyi içiyorum. Soğuk çay, asitli asitsiz icecekler, soğuk kahveler, ev yapimi erik suyu cok iciyorum bu ara, bir de naneli limonlu su. Maden suyu disinda her seyi iciyorum galiba.
0
aquarium
(11.07.17)
Soğuk kahve ve soğuk çay. İkisini de kendim yapıyorum. Neroda çalışan bir kızın önerisiyle soğuk papatya çayı yaptım harika oldu. Sırayla deniyorum elimde ne varsa.
0
jazzabel
(11.07.17)
Şu tarifleri de bi verseniz de denesek :(
0
🌸devilred
(11.07.17)
peki soğuk çayı nasıl demliyosunuz, sıcak suyla yapıp soğumasını beklemek gerekmiyo mu? :/
0
snape i başından beri tanırım
(11.07.17)
Tabii ki de, yıllardır harareti alan çay.

Fakat aşırıya kaçmamak şartıyla çay tüketiyorum. Çünkü içtiğim çay kadar su takviyesi de yapıyorum, dolayısıyla yürüyen bir damacana olmanın önüne geçmek için çayın da abartılı olmaması gerek.
0
tel tokasini duzelten samuray
(11.07.17)
Kola türevlerini sevmiyorum, maden suyu da fazla içilmiyor. Bu yaz soğuk kahve içmeye başladım, kupadaki kahvenin sıcaklığından bezince bol buz, az baileys ekleyip öyle devam ediyorum. Cold brew deneyeceğim bir ara üşenmezsem, bir de yine üşenmediğim bir zaman soğuk çay yapmayı denemeyi düşünüyorum.
Arada aklıma gelirse tarçınlı, naneli, limonlu vs suya da +1
0
kobuzchu kiz
(11.07.17)
Maden suyu ikiden sonra zararlı falan değil, canınız istediği kadar için. Sudan daha yararlıdır kendileri, tok tutar, az yemek yemenizi sağlar aynı zamanda.
0
Apocalypse
(11.07.17)
ice latte, affogato, limonata, çilekli limonata, reyhanlı ayran, bir sürü kokteyl (mesela mojito), baileys buzlu
0
nice tnetennba
(11.07.17)
içki olmasın demişsin, içkisiz kokteyller sürüyle.
0
nice tnetennba
(11.07.17)
limonataların çoğu çok tatlı ama bazı light limonatalar var az şekerli, onlar fena olmuyor. mis marka kakaolu süt -temel besin kaynağım-, kola, soda. ayranı da çok severdim ama şu sıralar çok yağlı bir his veriyor bana.
0
neseranni
(11.07.17)
Günde minimum 1 lt ıce tea
0
goodyes
(11.07.17)
Ice tea ama aşağıdaki gibi.
Öncelikle demlikte yeşilçay demliyorum. Markasını unuttum ama dış kabı metal ve koyu yeşil. Bir sürahinin dibine dilimlenmiş yarım lime ve bir dilimlenmiş nektarin koyuyorum. Çayı sıcakken bunların üzerine boşaltıyorum. Soğuduğu zaman ise buzlu bardağa koyarak içiyorum.
0
irene
(11.07.17)
su, gerisi zaten su ihtiyacını gidermek için verimsiz ve gereksiz.
0
cursor
(11.07.17)
her çeşit var. sürekli bir şey içme isteğinden dolayı.
öncelikli su
sıprayt ( buzlu )
kefir
çay
0
seyduna6687
(11.07.17)
Smoothie çeşitlerinden yapıyorum her gün.
0
peggy
(11.07.17)
soğuk demleme kahve. 1 gram iri çekilmiş (french press ayarında) kahve için 16 gram su ekleyip 12 - 24 saat bekletin. kağıt filtre ile süzüp için (kağıt filtre yoksa süzgeç ile de süzebilirsiniz ama tortu olut).
0
inheritance
(11.07.17)
soğuk çay,buzlu kola,ayran ve su..alkol gündüz çekilmiyor
0
mukon
(11.07.17)
frappe tarifi verem.
2 tatlı kaşığı nescafe classic ile isteğe bağlı şeker ve bir bardak soğuk suyu blender ile köpürtüyosun. bardağa buz ve süt koyup üstüne bu karışımı dök. pipetle içmek gerekir.
şöyle bir şey oluyor www.oneman.gr
0
cekilmis gayfe
(11.07.17)
(11)

karıncayı, tırtılı vs. pencereden atınca çok canı yanar mı?

m e b
bazen evde karınca, çekirge gibi minik canlılar oluyor. ben de öldürmek yerine 6 kat yükseklikten pencereden dışarı bırakıyorum. acaba sakat kalırlar veya canları çok yanar mı? yani yerçekimi onlara daha keskin etki etmez herhalde, değil mi? yoksa yanlış mı yapıyorum?
bazen evde karınca, çekirge gibi minik canlılar oluyor. ben de öldürmek yerine 6 kat yükseklikten pencereden dışarı bırakıyorum. acaba sakat kalırlar veya canları çok yanar mı? yani yerçekimi onlara daha keskin etki etmez herhalde, değil mi? yoksa yanlış mı yapıyorum?
0
m e b
(10.07.17)
sen soruyu sorunca ben de merak edip çok kısa bir gugıl araştırması yaptım. ölmüyorlarmış keratalar, için rahat olsun. terminal velocity deyolla.
0
der meister
(10.07.17)
@vegas: balkon yok ki evde.
0
🌸m e b
(10.07.17)
@st curse: yani aniden saldırıp üzerime atlamayacak her canlı için aynısını düşünüyorum. süpürge ve ev küreği ile halletmeye çalışıyorum.
0
🌸m e b
(10.07.17)
Belli bi yüksekten sonra oyle ufak hayvanları atmanin herhangi bi zarari yok diye biliyorum, 12. Sinif fizik dersinde bunla ilgili bi konu vardi hatta. Bu belli yukseklik de karinca vs icin baya alcak yani 1 metre gibi bi sey olabilir, yani olmaz merak etmeyin. Ama ben direkt öldürürdüm sanırim boceklerden pek hoşlanmayan biriyim :/
0
nundu
(10.07.17)
Yok, ben de aynı şeyi merak edip "N'olur ölmesinler, dinimiz amin, fingers crossed" diyerek bakmıştım. Onların yüzey-kütle oranları yüksek, sürtünmeden dolayı paraşütlü gibi iniyor onlar. Yani çok paraşüt değil de, paraşütümsü. Yükseklik çok da fark etmiyor.
0
aychovsky
(10.07.17)
Yaşadıklarını hissettikleri tek andır belki de.
Ertesi gün güneş artık farklı doğar onlar için, kim bilir.
0
vonkhar
(11.07.17)
Ben bi parça peçeteye sarıp atıyorum, sonra bahçede kağıt vs. varsa onları da toplayıp çöpe atıyorum ara ara.
0
megalomaniac
(11.07.17)
limit hız ve kitin tabaka koruyordur onların çırpı kıçlarını :)
0
fallopian
(11.07.17)
Bunların limit hızları düşük olduğu için çok şiddetli bir şekilde düşmüyorlar yere, ayrıca kütleleri ve hızları düşük olduğu için momentum da üretemiyorlar, momentum üretemedikleri için zarar da görmüyorlar.
0
angelus
(11.07.17)
Ucaktan bile atsan bir sey olmaz:) Rahat ol. Hele bir karafatma sadece yuksekten dusmek degil, tahmin edemeyecegin bircok ekstrem kosula dayanabiliyor.
0
stavro
(11.07.17)
At.
Sonra aşağı in bak bakalkm yaşıyor mu.
0
bass solo take one
(11.07.17)
(18)

Anadolu diyince aklınıza ilk gelen simge ya da tarihi eser/kalıntı nedir?

muslugubozukhayrat
sb.
sb.
0
muslugubozukhayrat
(10.07.17)
hitit güneş kursu :(
0
manuel mandalina
(10.07.17)
Divriği- ulu cami
0
megalomaniac
(10.07.17)
cinsi kisi
(10.07.17)
hititler +1
0
sir gawain
(10.07.17)
divriği - ulu cami +1
0
seyduna6687
(10.07.17)
Orhun yazitlari. Aklima ilk gelen simge bu.
0
stavro
(10.07.17)
Bruce
(10.07.17)
güneş kursu ve nemrut heykelleri
0
battal gemalmaz
(10.07.17)
Güneş kursu
0
tociess
(10.07.17)
Hitit güneşi + 1
0
aychovsky
(10.07.17)
Hitit Güneş Kursu +1 ve Efes'teki Celsus Kütüphanesi.
0
protector
(10.07.17)
Benim de aklıma ilk güneş kursu geldi, cevapları görünce şaşırdım.
0
chicha
(10.07.17)
Nemrut Dağı, Kral I. Antiochos heykeli.
tam olarak şu www.bilgimanya.com
0
yaraticinick
(10.07.17)
Hitit güneşi +1
kırmızı çekiç gibi birşey bu da demek ki..
0
betsy
(10.07.17)
Yozgat
0
ugrcn
(10.07.17)
Soyle yine uc bes dakika dusununce benim de aklima ilk hitit gunesi ve sivas divrigi ulu cami geldi.
0
baldur2
(10.07.17)
Cevap verdim saniyomusum, vermemisim :(

Ilk anda hic gormemis olmama ragmen "cifte minareli medrese" aklima geldi. Neden aklima bu geldi hicbir fikrim yok.
0
kuehles blondes
(10.07.17)
nemrut
0
archery
(10.07.17)
(10)

duvarinizda turkiye haritasi var mi?

yarey
Evinizde/odanizda türkiye haritasi asili mi?Dedemin salonunda Var ve gözüm ister istemez hep o tarafa kayyor, insanin baktikca bakasi geliyor. Bir de eskiden duvarlarda renkli türkiye haritasi olurdu, sadece bizim ilçeye mi mahsustu yoksa siz de gordunuz mu cocukken?
Evinizde/odanizda türkiye haritasi asili mi?
Dedemin salonunda Var ve gözüm ister istemez hep o tarafa kayyor, insanin baktikca bakasi geliyor.

Bir de eskiden duvarlarda renkli türkiye haritasi olurdu, sadece bizim ilçeye mi mahsustu yoksa siz de gordunuz mu cocukken?
0
yarey
(10.07.17)
hayır değil, ancak dedemin evinde hem dünya hem türkiye haritası vardı yıllarca. sanırım hala bir odasında duruyor salonda olmasa bile. bu haritaların dışında bir de çeşitli atatürk fotoğrafları mevcuttur.
0
111111
(10.07.17)
Her iki dedemin evinde vardı :)
Bir de her yerde Kıbrıs haritalı tepsiler vardı eskiden.
0
razvan rat
(10.07.17)
Yok, hiç olmadı, hiç misafirlikte falan da görmedim.
Atlas dergisinin verdiği güzel ve değişik bir dünya haritası bir hocamın odasındaydı. Sarı nokta şeklindeki çıkartmalarla gezdiği yerleri işaretliyordu. O dünya haritasını ben de asmak isterim.
0
aychovsky
(10.07.17)
Babaannemin evinde var, daha KKTC kurulmamış haritada :)
0
devilred
(10.07.17)
Gurbetçilerin evinde olur o. Anavatanında yaşayan kimse sürekli duvarda haritayla yaşamaz. Hatta son bir kaç yılda gelişen tuhaflık dışında bayrak da öyledir.
bazı ülkelerde bahçedeki direğe, evdeyim evde değilim sinyalı olarak çekilir veya indirilir bayrak. onun dışında sürekli öyle, yaşadığın yerin yerküredeki konumuna ve renksel sembolüne bakıp bakıp içlenme sıradan bir durum olamaz.
0
olivia
(10.07.17)
soft +1;

bizim ev daha sayko, dünya haritası var, türkiye haritası var, iki de il haritası var. yani manyağız biz evet :)
0
hosein
(10.07.17)
Benim masaüstü arkaplanda var avrupa ve türkiye birlikte.
0
[GODDARD]
(10.07.17)
hayır yok ama su an almaya karar verdim
0
yuvarlanantencereninkapagi
(10.07.17)
Haritalara bayıldığım için türkiye, dünya ve samanyolu haritası asılıydı. Yeni eve taşınınca annem istemedi asamadım bir daha.
0
jazzabel
(10.07.17)
Var. Akdeniz'in tarihi (mö 800 -ms 1500), arkasında Akdeniz'in coğrafi durumu haritası var. Çift taraflı camla çerçeveletmiştim bi o yanı bi bu yanı kullanıyoruz. Ama çok ağır temizlemesi dert oluyor.
Şu harita:
www.natgeomaps.com
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(10.07.17)
(6)

Spor Salonuna Gidenler

sanguine
Vücudunuzdaki değişimi ilk ne zaman fark ettiniz? Ortalama ne zaman -ufak da olsa- sonuç almaya başladınız? Kilonuz neydi süreç içinde nasıl değişti, hafta kaç gün kaç saat olarak başladınız ve bu nasıl gelişti...etc? Daha çok kilo almaya çalışanlara yönelik olarak soruyorum.
Vücudunuzdaki değişimi ilk ne zaman fark ettiniz? Ortalama ne zaman -ufak da olsa- sonuç almaya başladınız? Kilonuz neydi süreç içinde nasıl değişti, hafta kaç gün kaç saat olarak başladınız ve bu nasıl gelişti...etc? Daha çok kilo almaya çalışanlara yönelik olarak soruyorum.
0
sanguine
(10.07.17)
Şimdi gitmiyorum ama gittiğim zamanlarda, ilk günden itibaren hissediyorsun.
0
silver apple
(10.07.17)
haftada 3 gün p.tes-çarşamba-cuma 60-70 dk. giderdim hey gidi günler..:)
sonuç almaya başlamak; kilo vermek içinse ilk haftadan itibaren neticeleniyor. kilo almak için ise bilmiyorum ama duyduğum kadarıyla çok zor. Hiç öyle bir derdim olmadı keşke olsaydı.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(10.07.17)
bundan 21 sene öncesi gerçi ama 1.5 ay sonunda bayağı farklı geliyordum kendi gözüme.
0
arnold schwarzeneger
(10.07.17)
Haftada 4-5 gün, 1.5 saat gidiyordum. Sıkılaşmayı üçüncü hafta fark ettim.
0
aychovsky
(10.07.17)
Haftada 4 gün, günde 2.5 - 3 saat olarak gidiyorum. 10. günden itibaren sıkılaşmayı farkettim. Kilo verme konusunda net bir düşüşüm yok. Spor ilerledikçe hareketleri, dersleri daha iyi yapabildiğiniz için daha iyi verim alıyorsunuz. Kilo alma konusunda çok bir bilgim yok ama olmazsa olmazlardanmış, spor sonrası ciddi acıkma vs yaşanıyormuş. Aşırı zayıf bir arkadaşım bu şekilde söylemişti.
0
Gingko
(10.07.17)
3 senedir gidiyorum. İlk iki sene çok düzensiz geçti, beslenmem de kötüydü ve koşu yapıyordum, bayağı zayıftım. 50-51 kg arasındaydım, boy 167. Kilo almak demeyeyim de kas almak istiyordum. O zamanlar haftada 1-2 gün gidiyordum, 2-3 gün de dışarıda koşu yapıyordum.

Son 1 senedir ise sıkı şekilde ağırlık çalışıyorum. Haftada 5 gün gidiyorum, 2 gün de sabah yüzmeye gidiyorum. Yani 2 günü çift antrenman olmak üzere haftada 5 gün.
Ağırlık programımın ilk gün programı 45-50dk, ikinci günü 30dk + kardiyo (45dk spinning veya koşu) şeklinde.
Yani haftada 4 gün ağırlık, 1 gün de grup derslerinden boot camp, hiit vb derslere giriyorum.

Vücudumda ilk farkı kaldırdığım ağırlıklar hafif gelmeye başladığında anladım. Sonrasında karnımda, bacaklarımda gözle görünür değişiklikler oldu, karın kaslarım belirginleşti. Omuz, sırt ve kol kısmım iyiydi zaten, eski yüzücülerden olduğumdan.

Özetle 50kg'den 54'e çıktım. İlk çıktığımda yağ oranım çok yüksekti ama zamanla yağ azaldı, kas kütlem arttı (2 ayda bir ölçüm yaptırıyorum). Ne zaman ki beslenmemi düzenledim, makrolarıma, özellikle proteine dikkat ettim, o zaman kilom arttı. Bazen protein tozu kullanıyorum sıkıştığım zamanlar.
0
peggy
(10.07.17)
(16)

En eften püften başarınız

nundu
En eften püften başarınız ne arkadaşlar? Benim sanırım biyometrik fotoğrafta iyi çıkmak. Hatta en iyi çıktığım fotoğrafım olabilir kendisi, yeni kimlik almak için nüfus memuruna verdiğimde adam şaşırmıştı, burda kıvanç tatlıtuğ gibi çıkmışsın diye, o kadar abartma yaw demiştim adama sdhdsds ama cidd
En eften püften başarınız ne arkadaşlar? Benim sanırım biyometrik fotoğrafta iyi çıkmak. Hatta en iyi çıktığım fotoğrafım olabilir kendisi, yeni kimlik almak için nüfus memuruna verdiğimde adam şaşırmıştı, burda kıvanç tatlıtuğ gibi çıkmışsın diye, o kadar abartma yaw demiştim adama sdhdsds ama cidden sanırım yakında profil fotomu biyometrik fotoğrafım yapacağım facebookta instagramda falan :(

sizi neler var böyle? bi de benden başka biyometrik fotoğrafında iyi çıkan var mı :p
0
nundu
(09.07.17)
geçen kütüphanede elimdeki çöpü uzaktaki çöp kutusuna deliksiz soktum oturduğum yerden..

8)
0
qazaqwsx
(09.07.17)
counter strike'da efsaneydim. Gerçi eften püften sayılmaz iyi piyasa yapmıştık o sayede ama yatırımlık değilmiş işte.
0
mete kudur
(09.07.17)
hanımı kendime aşık etmek diyerek tribünlere oynadığımı düşüneceksiniz ama diil.
0
condom kurşunu
(09.07.17)
Kalkışa on dakka kala uçağa binmistim yardimsever duyurucularin da yardımıyla.
0
klar
(09.07.17)
Türkiye geneli olan bir sınavda sosyal bilgilerden birinci olmuştum. Sayısalcıyım.
0
hayde bre
(09.07.17)
Bi de otobüs durağa yanaşırken kalabalıklar arasından sıyrılıp kapının tam onune konuşlanabiliyor ve otobüse ilk binen ben oluyorum. Sora da yer verilmesi gerekip de verilmeyen birine yerimi veriyorum.

Toplu tasimalarin super kahramanı klar: bir gün en umutsuz anınızda size de yer verebilir......ahhshd
0
klar
(09.07.17)
bununla ilgili bir entry okumuştum, aynısı başıma geldi.

bir gün metronun kapıları tam kapanacakken fantastik bir çevikle metroya atlayabildim. kapının girişindeki adam da "güzel atladın ama :)))" bakışı attı, gülümseyerek cevap verdim.

o zamandan beri aklıma takılan eften püften bir başarım bile yok :(
0
m e b
(09.07.17)
2013 DGS ( Dikey geçiş sınavı ) Sayısal 439. olmuştum
0
MaNOfTheYear
(09.07.17)
Super Mario da oyun bitirmek.

İddialarda çok hırs yaparım ne kadar boktan olursa olsun illa kazanmam lazım. İddia kaybetmeye tahammülüm yok.
En son geçen ay 3 arkadaş en fazla kiloyu kim verecek diye iddiaya girdik aşağı yukarı 1 ayda 9 kilo verdim.


Sürekli biyometrik fotoğraflarla ilgilenen biri olarak, güzel çıkanlar oluyor evet. Ben de görünce çok şaşırıp sizin memur gibi garip tepkiler verebiliyorum :)
0
mutekebbir
(09.07.17)
duyuruda ayçovski'den +1 almıştım birinde.
0
for day to break
(10.07.17)
Eften puften dendigi icin...

Sag elimin tirnaklarina duzgun oje surebilmek. (O da her zaman olmuyor yani)

cok guzel et yapmak
0
kuehles blondes
(10.07.17)
başarı değil de, kendimden o kadarını beklemediğim için şaşırdığım efen püften şeyleri sayayım:

- bir oturuşta 14 adet 50'lik bira içmek (kadınım)
- deadliftte 95 kilo kaldırmak
- ilk içli köfte denememde antepli bir ablanın elimi öpecek kadar beğenmesi
- yüksek lisans seminer ödevini (30 sayfa civarlarında) bir buçuk günde yapmak ve hocadan şahane olmuş tepkisi almak
- 3+1 evde 30'a yakın kişiyi sorunsuzca, efso yemek ve içkiler eşliğinde ağırlamak, sabahına etrafta bir bardak dahi kalmaması
0
treamorg
(10.07.17)
üniverisitedeki vasat bi hatunla sevişmek :S
0
probiyotik
(10.07.17)
kollarımla bir şey tarttığımda kaç kg olduğunu anlayabiliyorum. ama 1-2 5-10 kg değil 40.2-45.5-50.3 kg diyebiliyorum. Gramına kadar evet.
0
basond
(10.07.17)
Iddaa uzerine gece karanlikta sarhosken tufekle fare vurmuslugum var. Oturup fare gelsin diye de epey beklemistim:)
Bir de 200m'den 5cm'lik citayi vurmustum durbunsuz.
0
stavro
(10.07.17)
Analog tansiyon aleti ile oek hassas tansiyon ölçerim.
0
aychovsky
(10.07.17)
(6)

Hoşlandığımız kişiye ilgi gösterdiğimizde onun bize olan ilgisi azalıyorsa

ramazanali
Benim hayatımın kısır döngüsü arkadaşlar bu durum ilgi gösterdiğimde itici hale mi geliyorum bilmiyorum.Kendimi itici hale getirecek bariz bi hata yapmıyorum ama bişeyler ters gidiyor heralde.Siz napıyorsunuz kız isteksiz ama siz istekli olduğunuz durumda
Benim hayatımın kısır döngüsü arkadaşlar bu durum ilgi gösterdiğimde itici hale mi geliyorum bilmiyorum.Kendimi itici hale getirecek bariz bi hata yapmıyorum ama bişeyler ters gidiyor heralde.Siz napıyorsunuz kız isteksiz ama siz istekli olduğunuz durumda
0
ramazanali
(09.07.17)
ilgiyi bir anda kesiyorum ve kendime odaklanıyorum daha sonra işler tersine dönüyor. işlerin tersine döndüğü noktada ben ilişkiden soğuyup ayrılıyorum. bu kadar basit bir matematikle işleyen bir ilişkiyi sürdüremem. bu sebeple hiç uzun süreli ilişkim olmadı. yine de fazla takma bu meseleyi gidip açıkça konuş bence.
0
steve rogers
(09.07.17)
bu tip durumlarda uzaklaşmak iyidir. Hatta gözü önünde başka kızlarla takıl. Cool olmak iyidir.
0
komando kani var bende
(09.07.17)
"Çocuk bu daha" deyip soğuyorum. Yani, karşı taraftan birçok flörtleşme sinyali aldıysam ve ben ilgilendiğimde şımarıp kestyse. Yoksa doğrudan ben ilgilenip terlendiysem "Hoşlanmadı" der geçerim.
0
aychovsky
(09.07.17)
üzülüyoruz. Yani en azından ben üzülüyorum.

Ben şeyi yapamıyorum; mesela işte birisinden hoşlandık diyelim çok fazla, sonra o bizle ilgilenmedi ''amaaaan bana karı mı yok'' diyip başkalarına yazmak gibi, ya da işte ''sağlık olsun ya'' diyip hayatına devam etmek gibi aksiyonlara giremiyorum. Onun yerine üzülüyorum, boşluğa düşüyorum, dersi, işi, yemeyi içmeyi filan bırakıyorum. Uyuyorum bi' süre öyle boş boş. sonra işte patlıyorum hayatta genel itibariyle.

Yoksa hani filmlerde olur ya, büyük bir aşk yaşarlar sonra ayrılırlar 10 yıl sonra istenmeyen kişi taş gibi işinde başarılı herkesin sevdiği birisi olarak çıkagelir. Bende olsa 10 yıl değil 3 yıl sonra göbeği çıkmış, saç sakal birbirine karışmış, bütün işlerinden istifa etmiş, herkesle iletişimini kesmiş, sosyal kalmayı becerememiş birisi olur çıkardım.

benim arkadaşlık ilişkilerine bakış açım hastalık derecesinde bağlı ve tutkulu. Bunun manitayla da bi' ilgisi yok. Bi' dostumdan ayrıldığımda da böyle oluyorum.
0
mete kudur
(09.07.17)
İlgiyi abartıyor olabilirsin. Bir de ilgi görüp görmeyeceğini test etmek için yemleme yapan kızlar da var. Özgüveni düşük kızlara yazma.
0
arnold schwarzeneger
(10.07.17)
çat diye keseceksin her şeyi.
0
sen git ben geliyorum
(15.07.17)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.