Giriş
(3)

Satılacak Kış Ürünleri

aradaki uzaklik
selamlar. Yaz ürünleri (plaj havluları, çantalar, şapkalar vs. ) satan bir instagram hesabımız var. Sezon sonu geliyor. Kış için ürün düşünmemiz lazım. Kış için sizce kitleye ne satabiliriz?
selamlar.

Yaz ürünleri (plaj havluları, çantalar, şapkalar vs. ) satan bir instagram hesabımız var. Sezon sonu geliyor. Kış için ürün düşünmemiz lazım.

Kış için sizce kitleye ne satabiliriz?
0
aradaki uzaklik
(06.08.17)
Atkı, bere, eldiven, kulaklık, mevsime uygun çanta, şemsiye, kar maskesi, kayak aksesuarları.
0
aychovsky
(06.08.17)
Yaz icin ayri kis icin ayri urunle calisarak surekli riske girmek, surekli elde urun kalmasi, surekli moda model degisimlerine yetismeye calismak yerine neden mevsimi sezonu olmayan urunler satmayi dusunmuyorsunuz ki? Kis dedigin de yaz dedigin de 3 er ay gibi gorunse de satis yapma anlaminda 45 er gundur aslinda. Saat, kozmetik, aksesuar, bijuteri, teknoloji aksesuari gibi daha genele hitap eden daha uzun sezonu olan, daha az elde mal kalma riski tasiyan urueri de dusunun bence.
0
a r a m i s
(06.08.17)
ticaretten anlamam. sorunuza cevap vereyim;
çorap, battaniye,tozluk, boyunluk (buff gibi şeyler de olur)
0
balik kraker
(07.08.17)
(13)

Neden cehennemde yanıyoruz?

basond
Neden başka daha feci acılar değilde ateşler içinde yanmak?Neden olmasın demeyin lütfen."Safsata bunlar yalan dolan" cevap olarak kabul edilmemektedir.
Neden başka daha feci acılar değilde ateşler içinde yanmak?

Neden olmasın demeyin lütfen.
"Safsata bunlar yalan dolan" cevap olarak kabul edilmemektedir.
0
basond
(06.08.17)
Cok gaddarca oldugu icin.
0
baldur2
(06.08.17)
İslamdaki cehennemden bahsediyor isen dinin kurulduğu ve yayıldığı coğrafyanın fiziki koşullarında en büyük sorunun ve korkutucu şeyin aşırı sıcaklar olduğu için olabilir.

Diğer mitler ve dinlerde daha farklı cehennem tasvirleri ya da cehennem tasviri hiç olmaması gibi şeyler bulmak olası.
0
qazaqwsx
(06.08.17)
Arap yarım adası iklimi yüzünden. Soğuk görmemiş adamı soğukla korkutamassın. İskandinav ülkesinin birinin dininde cehennem tasviri olarak dondurucu soğugun kullanıldığı bir yazı okumuştum.
0
Depik
(06.08.17)
Soruyla cevap vermek istiyorum. Yanmak gerçekten yanmak mı acaba? Gerçekten fiziksel bir ateşten mi söz ediliyor, yoksa bahsedilen manevi bi ateş olabilir mi? Insanı fiziksel acılardan daha çok yakan, canını acıtan şeylerin var olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden sözü geçen ateşin bir betimleme olabileceğine inanıyorum. Ufacık bir zerresinin bile verdiği acı çok büyük olduğu için belki de ateş olarak betimlenmiş olabilir.
0
sizofren psikiyatr
(06.08.17)
@yadigar cehennem ateşinin siyah olduğunu hatırlıyorum birisi söylemişti okulda iken,sanırım din bilgisi hocası idi,
Peki o zamanlar insanlara neden böyle imalı betimsel şeyler söylemeyi tercih etmiş peygamber? Direk yanmak yerine büyük acılar çekilecek vs dese olmazmıydı?
0
🌸basond
(06.08.17)
"Cehennemde bir yer vardır ki, Zemherir derler. Yani, soğuk Cehennemdir. Soğukluğu pek şiddetlidir. Bir an dayanılmaz."
"Din cahilleri, İslâmiyete, yalan ve iftira ile saldırırken; "Peygamberler, hep sıcak memleketlerde geldiği için, Cehennem azabının ateş olduğunu söylemişler, hep ateşle korkutmuşlar. Kutuplarda, soğuk memleketlerde gelselerdi, buz ile azap yapılacağını söylerlerdi" diyorlar."
"Dinimiz, hem Cehennemde soğuk azaplar olduğunu bildiriyor, hem de Peygamberlerin yalnız sıcak memleketlere değil, yeryüzünde, sıcak ve soğuk, her memlekete gönderildiğini haber veriyor. Kur'ân-ı kerim, Peygamberimize sorulan suallere, soranların bilgilerine ve anlayışlarına göre cevap vermektedir. Ahiretteki bilinmeyen varlıkları da, dünyada gördüklerine, bildiklerine benzeterek anlatmaktadır. Mekkeliler, kutupları, buz memleketlerini duymadıkları için, Cehennemin soğuk azaplarını onlara bildirmek, faydasız olurdu."

İsteyen hayatın sadece dünyadan var olduğuna, herşeyin buradan ibaret olduğuna, dini aklına fikrine göre yorumlayıp kabul edip ya da etmemeye özgür. Ben hakkımı dünyanın burdan ibaret olmadığına ve hesap gününün geleceğine inanarak kullanıyorum. Hayat-dünya o kadar basit değil, olamaz.
0
mslny
(06.08.17)
Diyebilirdi ama dememiş ve bunun cevabına ne derece ulaşabiliriz, emin değilim. Sadece cehennem azabı konusunda değil, bir çok konuda net olmayan, tam açıklanamayan çok yargı var. Ahiret, anlatılan kadarıyla bile idrak kalibiyetimizin çok ötesinde bir yer. Belki de bu yüzden insanların algılamasını kolaylaştırmak içindir. Dünya hayatı içindeki en şiddetli fiziksel acılardan biriyle betimlendiğinde, "Bizim için yanmak bu kadar korkutucuyken bir de aklımızın çok üstünde düşünmekte zorlandığımız o yerde bu ateş kim bilir nasıl bir şeydir?" Şekli şemalinde sorgulamalarla bakabilmemizi kolaylaştırmak için..
0
sizofren psikiyatr
(06.08.17)
yanmaktan daha büyük acılar da var zaten cehennemde. zina yapanlar için derilerinin soyulması ve bunun tekrarlanması, kadınların memelerinden asılması gibi betimlemeler hatırlıyorum. araştırılınca çıkar, yanlış bilgi de vermek istemiyorum. kuran'ın son cüzü okunabilir.

ayrıca iskandinav cehennemi buz, arap cehennemi ateş diye coğrafi konumlara göre değişkenlik de gösteriyor.
0
pinkpeony
(06.08.17)
Gehenna, suçluların ve lanetli kabul edilenlerin yakıldığı bir bölgedir. Gehenna'da insan yakmak gerçekten de pratik olarak uygulanıyordu. Daha sonra bir efsane halini alarak İbrahimi dinlere geçmiştir.

Gehenna veya İbranicesi Gehinnom yazarak epey bir kaynağa ulaşabilirsiniz.
0
elitist
(06.08.17)
"Büyük acı çekilecek" dese yetmez, çünkü sadece böyle demenin caydırıcılığı yok. Ayrıntı verdiğinde daha korkutucu oluyor.
Sana birinin "Çok güzel bir kız geçti" demesi ile "Vücudu kum saati gibi, memeleri şöyle, kalçası böyle, saçlar Liv tyler, dudaklar Angelina Jolie, gözler Adriana Lima" diye anlatsa hangisinin etkisi daha fazla olur? "Çok büyük acı çekeceksin" anlaşılır ama içini korkutan titretmez. Korkunun içine işleyeceği bir tasvir lazım.

Coğrafya diyecektim ben de ama o kadarla sınırlı değil. Bir de yanarak ölmek en acılı ölümlerden biri. O acının sonsuza kadar sürecek olmadı da iddialı, sağlam bir acı büyüklüğünü canlandırabiliyor. Bunun dışında bir de zemherir kısmısı var söylenen. Burada soğukluktan gelen bir ateşten söz ediliyor mesela ama onda da ateşte yanıyoruz, yani sıcak da olsa, soğuk da olsa ateş var.
0
aychovsky
(07.08.17)
norveçlilerin cehennem tasviri "sonsuz buzda yürümek" mesela. herkes cehennemde yanmıyor gördüğün üzere kültür farkı ;)
0
eindaclub
(07.08.17)
gehenna-hinnom vadisi +1
burada yakılmak o zamanların en kabus ölüm şekillerinden biriydi, yazarken de bundan esinlenmişler. fonetik benzerliğe dikkat çekmeye gerek yok sanırım...
0
Bruce
(07.08.17)
gehenna-hinnom vadisi olayı biraz daha farklıydı benim bildiğim, sevan nişanyan'dan okuduğum kadarıyla daha doğrusu.

bu kelime araplara islam öncesi arap yarımadasının bolca yaşayan aramilerden geçiyordu ve aramilerde gehinnom denilen yere arapçada cehennom deniliyordu.

kelimenin geldiği yer ise eski kudüste paganların çocukları yakarak kurban ettikleri ya da arındırdıkları gehenna-hinnom vadisinden geliyordu. bu yüzden yanma olayı buraya bağlanabilir. (kesin bir şey var diyemeyiz, ama büyük olasılıkla böyle)

ayrıca islama göre cehennemde sadece yanma olayı yok farklı farklı işkenceler söz konusu.
0
Apocalypse
(07.08.17)
(11)

nuh tufani gercek mi?

alttaraf
selam feylesoflar,ya dun arkadasimla yasadigim bir fikir ayriligi uzerine soruyorum, cok da google arastirmasi falan yapmadim,bu nuh tufani denilen hadise gunesin varligi gibi gercek mi yoksa tanrinin varligi ya da adem'in olup/olmamasi gibi inanca bagli olarak gercekligi belli olmayan bir mesele mi
selam feylesoflar,
ya dun arkadasimla yasadigim bir fikir ayriligi uzerine soruyorum, cok da google arastirmasi falan yapmadim,
bu nuh tufani denilen hadise gunesin varligi gibi gercek mi yoksa tanrinin varligi ya da adem'in olup/olmamasi gibi inanca bagli olarak gercekligi belli olmayan bir mesele mi?
nedir bunun asli, biliniyor mu?
0
alttaraf
(06.08.17)
Degil. Yani bu yonde bulunmus bir kanit yok. Muhtemelen yasanmis bir dogal afetin tasviri, dilden dile yayilmis.
0
evrim halkasi
(06.08.17)
Buyuk bir sel oldugu farkli kulturlerin kaynaklarinda yaziyor. Tabi kimisi bunu ilahi bir sebebe baglamistir kimisi de doga olayi olarak gormustur.

Mesela gectigimiz haftalardaki Istanbul afeti gibi bir sey o zamanlarda yasansa Allah'in gokten kullarini cezalandirmak icin buyuk buz parcalari firlattigi ve tum sehri sular altinda birakarak insanoglunu gunahlari icin cezalandirdigi yazilacakti muhtemelen.
0
crown
(06.08.17)
doğal afeti tanrının gazabına yorma. milattan önce bilmem kaç, ....., 99 gölcük, 2004 tsunami diye gider.
0
sporty
(06.08.17)
Evet fil zurafa dolu gemi dagin tepesine cikiyor. Acayip gercek.
0
baldur2
(06.08.17)
Gerçek değil ise neden bilim adamları belli kanıtlardan yola çıkarak bu gemiyi araştırıyor. Çoğunlukla genel görüş bu geminin Hakkari ya da Ağrı dağı bölgesine oturduğu yönünde. İnsanların çeşitli kavim/ırklara ayrılması yine Hazreti Nuh aleyhisselamın çocuklarına dayanır. Türk soyu Nuh aleyhisselamın oğlu Yafese dayanır. Wiki dahil benzeri yerlere bakabilirsiniz.
0
1adam
(06.08.17)
Wiki'de yazan da su: "There is no scientific evidence for a global flood, and despite many expeditions, no evidence of the ark has been found."

Insanda irk diye bir kavram yoktur.

Sacmaliklariniza bilimi alet etmeyiniz, sevgiler.
0
evrim halkasi
(06.08.17)
Türün besin piramidindeki yerine göre değişmekle birlikte, birçok memelide aynı türün elemanlarından 1000-2000 tane kaldığında 'Türün devamı tehlikede' deniliyor. 500-600 tane kaldığında 'Türün devamı çok kritik seviyede tehlikede' deniliyor. Örneğin, orangutanların bazı türlerinden 7000 tane kalmış ve 'kritik olarak türün devamı tehlike altında' olarak geçiyor. 100 taneden falan az kaldığında artık tükendi, eli kulağında olarak kabul ediliyor. Dünya üzerinde bir canlıdan iki tane kalması, o canlının yakın zamanda tükenmesi demek.

Dünyada 8.7 milyon tür olduğu düşünülüyor. Hatta hayvan türleri için 3 milyonla 30 milyon arasında alt kırılımları, alt türleri sayanlar var. Tam sayısını bile bilemiyoruz. Hadi, 1 milyona düşüreyim sayısını kıyak olsun diye. 1 milyon tür bir gemiye sığacak. Var olan her ama her hayvandan 2 tane olacak. Onlar bir gemiye alınacaklar planlı bir şekilde. Ayrıca o gemide birbirlerini de yemeyecekler. Kalan her hayvandan 2 taneyle de türlerin devamı sağlanacak. Aslan antilobu yemeyecek mesela, türün devamı garanti altına alınana kadar besin zincirinde kimse kimseyi yemeyecek ama üreyecekler bir şekilde. Etobur bir canlı karnını doyurmak için avının sağlıklı nesiller üretebilmesini bekleyecek ve o arada açlıktan ölmeyecek. Çocuklar arasındaki ensest ilişki sonucu oluşan bireylerde de o türün tüm çeşitliliğini oluşturan her gen olacak. Dolayısla da seçilen hayvanlar melezin melezi cinsten olacaklar.

En iyi ihtimalle, orada birtakım doğal felaketler olmuştur ve bir adam belki birçok insana göre büyük fedakarlıklar yaparak birtakım hayvanları kurtartmıştır.
0
aychovsky
(06.08.17)
Wiki den ingilizce alıntı yapıldığında daha inandırıcı olmuyor. Türkçe olarak Yafes başlığına bak. Kur'an-ı Kerim de geçen buna benzer bir çok olay tek tek bilim tarafından da doğrulanmıştır. Ama gündem konusu yapılmak istenmez. Bilim ancak Kur'an-ı Kerimi doğrular. Aksi bir şey beklenemez.
Lut gölü çevresinde yapılan araştırmaları da gözden geçirin isterseniz. Bununla ilgili belgeseller var. Her şeye şüpheyle bakmak boşa vakit kaybetmektir. bazı bilim adamlarının hangi gerçeklerle karşılaştıktan sonra neden müslüman olduğunu araştırın.
0
1adam
(06.08.17)
bununla alakalı biyoboyut hesabı yapılmıştır bir yerde. dünyadaki tüm yaratıklarıdan bir çift almaya kalkarsanız o geminin boyutu ülke kadar oluyor zaten.

dini hikayelerin %90 ı abartılarla doludur ki insanları daha çabuk etkilesin.

scontent-otp1-1.xx.fbcdn.net
0
angelofdeath
(06.08.17)
bu mevzunun bilinen ilk versiyonu nil in taşması. var ordan hesapla.
0
bryan fury
(07.08.17)
tesekkurler, verilen cevaplardan ve birazcik wiki taramasindan bu meseleninde dinci mucizelerinden biri oldugunu anlamis oldum, ayin bolunmesi, kizildenizin yarilmasi vs..gibi..
0
🌸alttaraf
(07.08.17)
(11)

hayallerinizin gerçekleşmeyeceğini ne zaman anladınız?

steve rogers
sb
sb
0
steve rogers
(06.08.17)
Henüz anlayamayacak kadar salağım sanırım.
0
goodz
(06.08.17)
çok çalışmayınca
0
dedim dedim de kime dedim
(06.08.17)
Baskalarini zengin Eden bir kole oldugumu farm edince.
0
baldur2
(06.08.17)
Üniversite bitti tamam mi daha sonra ben bala göte istediğim şehirde iş buldum ve sevgiliyle yaşamaya başladık işte sonra ne olduysa ondan sonra oldu. Bir anda bu bütün istediğim hayalini kurduğum şeylerin sadece başlıklarını gerçekleştirdiğimi ve içlerinin hiç bir zaman tam anlamıyla dolamayacağını anladım. O günden beri varoluşsal problemler yaşıyorum.
0
fıytfıyt
(06.08.17)
ben hala kabul etmedim öyle bir şeyi.

belki tamamen istediğim şekilde olmayacak, ama olacak!
0
runagain
(06.08.17)
Çok hayal kurmadım hiç. Hatta 'Hayalin nedir' diye sorulsa 'yok galiba' derim. Hayallerimin varlığı yokluğu beni rahatsız etmiyor, çünkü yaşayarak görmeyi, deneyimlemeyi seviyorum ama birkaç hayalim vardı, onların da olmayacağı farklı zamanlarda kafama dank etti.
Çok istediğim yerde yaşayamayacağım, orada kısa süreli kalırken kafama kakıldı zaten.
Yaptığım işi hep tutkuyla yaptım ama hangi tarafımı yırtarsam yırtayım başarılı olamayacağımı bu sene anladım.
En iyisini yaptığımı düşündüğüm şey, hiç iyi bir şey olmayarak yakın zamanda elime patladı. Bir de şunu anladım ki, hayallerden ancak birine kanalize olmak gerekiyor. Birden fazla hayalin peşinde gidilirse ortada dımıldızlak kalınıyor. Daha doğrusu, yapan onu da yapıyordur ama yapan nasıl yapıyor, bilmiyorum.
Bundan sonrası artık kader, kısmet, oyun havaları.

Edit: Genelde lily'nin dediği gibi hayal peşinde koşan bir insan değilim. Hatta gerçekleşip gerçekleşmeyeceği belirsiz olan hedeflere gitmekten zevk almam ve en sevmediğim söz 'Hedefi olmayan gemiye hiçbir rüzgar yardım edemez'dir. Var olandan zevk almayı çok severim. Şuna inanırım 'Gittiğin yer hiç bitmez, durmadan gidersin; yeter ki yol güzel olsun'. Bu aralar yol bayağı bayağı dandik olduğundan insan muhasebe yapıyor.
0
aychovsky
(06.08.17)
Mezun olunca biraz fark eder gibi oldum. Çalışmaya başkadıktan sonra da iyice emin oldum.
0
ms brownstone
(06.08.17)
hayallerin peşinde koşmak, kendini gerçekleştirmek falan bunlara inanmıyorum. hep böyle bir dayatma var, sanki mutlu olmak bir zorunluluk, hayallerini gerçekleştirmek için yaşar insan vs.

hayatından hoşnut olmak, memnun olmak daha gerçekleştirilebilir ve insan kimyasıyla daha uyumlu hedefler bana göre.

bir şeyi yaparken her zaman bir sonraki adıma odaklanıyorum, bunu elde ettikten sonraki adımım nedir? şeklinde. veya şu an yaptığım şey hangi olasılıkları açıyor bana? bunları düşünüyorum, ama üç, beş, on adım sonrasına dair türlü varsayımla kafamı meşgul etmiyorum. bu yüzden henüz gerçekleşmemiş bir hayalim yok, bugüne kadar istediklerimin, hayal ettiklerimin bir çoğunu yapabildim.
0
lily briscoe
(06.08.17)
hala tam olarak anlayamadım.
0
pinkpeony
(06.08.17)
hayaller asla gerçekleşmez. çünkü onlar hayaldir

ama hedefler gerçekleşir

ben 25 yaşındayken hayal kuruyordum. 30 olduğumda hayalimi gerçekleştirebilecektim.
şuan 32 yaşındayım anladım ki bu bir hayalmiş. artık hedefim var. 40 yaşında gerçekleştireceğim. ve bu yolda planlı şekilde ilerliyorum.

hayallerinizi gerçekleştirmenin en iyi yolu ondan vazgeçip planlı bir hedef koymaktır.
0
bana her yer cehennem
(06.08.17)
"Kaybettiğinde değil vazgeçtiğinde yenilirsin" - Ernesto Guevara

Üniversiteye başladığımda anladım :(
0
heritage
(06.08.17)
(10)

İzlediğiniz en iyi komedi filmi

marowak
Aksiyon komedi karışık olursa daha iyi olur ama her türlü komedi filmi tavsiyenize açığım
Aksiyon komedi karışık olursa daha iyi olur ama her türlü komedi filmi tavsiyenize açığım
0
marowak
(05.08.17)
the odd couple
macera değil, eski filmlerden.
0
blatta hiberna
(05.08.17)
eriksatie
(05.08.17)
kesin emin olamasam da ilk aklıma gelenler
türk filmlerinde şekerpare
yabancılardan human nature, Monty Python and the Holy Grail
0
puc
(05.08.17)
Dua date, the ugly truth.
0
steven wilson
(05.08.17)
aklıma adam sandler filmleri geldi.

50 first dates
click
the longest yard

sonradan aklıma gelenler: road trip ve eurotrip. biraz ergen filmleri gibi ama komikti.
0
himmet dayi
(05.08.17)
Türk yapımı önereyim: Kaçma Birader. Şans verin.
0
l arrache coeur
(06.08.17)
the nice guys. boşver diğer önerileri. aç izle.
0
antikadimag
(06.08.17)
crank
0
bir garip melek
(06.08.17)
Yabancı School of Rock
Aksiyon Komedi olursa Hot Fuzz.
Yerli Eyvah Eyyvah.
Tabii ki Monty Python.
0
aychovsky
(06.08.17)
izlerken gülmekten karnıma kramplar saplayan film half baked'dir. (izlediğimde 16, 17 yaşlarındaydım ve filmdekini andıran bir arkadaş grubu içindeydim)
onun dışında monty python'lar. özellikle holy grail. benim filmde tepe yaptığım bölüm şuydu:

www.youtube.com
0
filteria
(06.08.17)
(4)

Little Miss Sunshine - spoiler içerir

aychovsky
Muhtemelen tek yamulan benim ama herkes "çok sıcak film", "mutluluk verici flm" dediği, şimdi de aşağıda gördüğüm için sormak istedim. Hayatımda spoiler'sız, yorum okumadan izlediğim birkaç filmden biriydi. Adını çok duyduğum için izlemiştim, nasıl bir film olduğu hakkında en ufak bir fikrim yoktu.
Muhtemelen tek yamulan benim ama herkes "çok sıcak film", "mutluluk verici flm" dediği, şimdi de aşağıda gördüğüm için sormak istedim.

Hayatımda spoiler'sız, yorum okumadan izlediğim birkaç filmden biriydi. Adını çok duyduğum için izlemiştim, nasıl bir film olduğu hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Ben film boyunca çok olmasa da ağladım ve çok için sıkıldı. Sonu hariç. Sonra da Ekşi Sözlük'te yorumlara baktım da, öyle şeker, böyle iç ısıtıcı yorumlarını görünce şok olmuştum. Ben herkesin tek tek tüm hayallerinin yıkıldığı, herkesin ayrı ayrı bunalımda olduğu bir aileyi izledim bir küsur saat. Dizide ölen vardı, iyice "Dede gitti" diye ağlamaya başladım zaten. Neresi yaşama sevinci verdi, içinizi ısıttı, son 10 dakikadaki "Aile cicidir, bir aradadır" teması hariç?
0
aychovsky
(05.08.17)
Benim de içimi ısıtmamıştı. Yorumları da okumadım şimdi siz deyince öğrendim. Sadece çok güzel bi film de mutluluk falan vermedi. Ama Steve Carell hayranlığı başladı.
0
heritage
(05.08.17)
Bu filmde ne bir şey hissettim, ne agladim ne de içim ısındı. Neden bu kadar sevildigini anlamadigima dair bir duyuru da acmistim bir ara. Ben de hâlâ anlamış değilim neresi mutluluk vermiş.
0
aquarium
(05.08.17)
bu film benim nazarımda overrated. yalnız o kadar ağlamana şaşırdım o kadar da iç karartan bir film değil ama öyle çok feel-good movie de değil benim nazarımda.
0
qazaqwsx
(05.08.17)
@qazaqwsx Öyle hıçkırıklı mıçkırıklı ya da kötü bir şey olmuş gibi dolu dolu değil ama film boyunca sinirim bozuldu, o noktada da birsz gözyaşı dökmüş bulundum.
0
🌸aychovsky
(06.08.17)
(5)

Beylikdüzü'nde Arapların ya da Escortların Olmadığı Site Önerisi

soufigay
Merhaba;İşim dolayısıyla Bahçeşehir, Esenyurt, Beylikdüzü çevresinde bir sitede 1+1 ev bakıyorum. Ancak kafam çok karıştı büyük sitelerin çoğunda Arap hakimiyeti var, ekşisözlük'te okuduğum kadarıyla gece cıyak cıyak dolaşan çocuklar vs. söz konusu olmaya başlamış, bir diğerinde de escortlar ve günl
Merhaba;

İşim dolayısıyla Bahçeşehir, Esenyurt, Beylikdüzü çevresinde bir sitede 1+1 ev bakıyorum. Ancak kafam çok karıştı büyük sitelerin çoğunda Arap hakimiyeti var, ekşisözlük'te okuduğum kadarıyla gece cıyak cıyak dolaşan çocuklar vs. söz konusu olmaya başlamış, bir diğerinde de escortlar ve günlük kiralıklar.

Eğer bu ikisini geçip de bana önerebileceğiniz bir site olursa çok sevinirim. Beyaz Türklerin yaşadığı yani :)
0
soufigay
(05.08.17)
Hep Istanbul
0
kleider
(05.08.17)
Beykent tarafları bir tık daha nezih ama evler genelde 2+1, 3+1. Kalekent'te 1+1 de var sanırım. Bir bakın oraya.

Edit: bizimkent de güzeldir, aychovsky yazınca aklıma geldi.
0
fraise
(05.08.17)
Ben kalekent'te oturuyorum. Tam aradığınız gibi bir site. Fiyatlar biraz yüksek ama diğer yerlere göre.

Kalekent'in bulunduğu civardaki tüm yerleşim yerleri güzel bu arada. Oturduğum evden çıkmak durumunda kalırsam bu civarda herhangi bir evde oturabilirim.

Bakmanız gereken yer: Adnan Kahveci Mahallesi. Özellikle Beylik Pazarı civarı. Esenyurt'tan uzak durun.

Başka sorunuz olursa yardımcı olmaya çalışırım.
0
himmet dayi
(06.08.17)
Bizimkent en elit sitelerden biri. Metrobüse de yakın.
0
aychovsky
(06.08.17)
Bunu okuyorsanız kesinlikle hep İstanbul değil
0
kleider
(12.08.18)
(8)

Kuaföre çemkirme sorusu, vol.3: revenge is ours!

manuel mandalina
Önceki episode'lar için;https://www.eksiduyuru.com/mobil/duyuru/1209921/kuafore-cemkirme-sorusu-capslihttps://www.eksiduyuru.com/duyuru/1213436/kuafore-cemkirme-sorusu-vol-2Kızlar toplaşın! Bugün önerileriniz üzerine face'e yazdığım değerlendirmenin ardından salonun avukatı numaramı isteyip aradı. S
Önceki episode'lar için;
www.eksiduyuru.com
www.eksiduyuru.com

Kızlar toplaşın!
Bugün önerileriniz üzerine face'e yazdığım değerlendirmenin ardından salonun avukatı numaramı isteyip aradı. Saçımı yapan adam dün bir müşteriyle yüksek perdeden tartışmış, son bir senedir hakkında müşteriye kaba davrandığı yönünde şikayetler de olunca, dün akşam itibariyle işine son vermişler.

Kadın dedi ki, "Müşteriler, işin içinde yetenek olunca tavra fazla ses etmiyor ve şikayetçi olmuyorlar, dolayısıyla da bizim olan bitenden haberimiz olmuyor. Ama diğer arkadaşlardan bu kişinin müşteri ile iletişimi konusunda bilgi alıyorduk. Dün bir müşteriyle tartışmasına tesadüfen bizzat şahit olunca işine son verdik artık. Bi arkadaşımız sizinle yaşadığı problemi de anlattı bize. Siz, bu saç oldu mu sence demişsiniz, o da bence sorun yok deyince teşekkür edip çıkmışsınız. Tavır bir yana, verdiğiniz paranın karşılığını da alamamışsınız ki, bu daha da sıkıntılı. Olan bitenden sonra size de ulaşmayı istiyorduk ama numaranızı bulamadık. Bu nedenle değerlendirme yazmanız isabet oldu."

Ben de adamın durumuna üzüldüğümü, beklediğimin en azından bi özür olduğunu, arayıp ilgilenmelerine sevindiğimi söyledim. Kadın salondaki başka bir kuaförün adını verdi, ona gidersem saçımı değerlendirip duruma göre bakım ya da düzeltme yapacağını söyledi. Ayrıca talepte bulunmadı ama ben de bu konuşmanın üzerine yorumumu kaldıracağımı söyledim ve kaldırdım.

Desteğiniz ve verdiğiniz fikirler için çok mersi kızlar^^ hepinizi öbdüm :*
0
manuel mandalina
(05.08.17)
Aaaa çok sevindim! Tebrikler!

Gerçi salon "Yetenekli olduğu için sesini çıkarmıyor" demiş ama bu adam da hem işi bilmeyecek kadar yeteneksiz hem de müşteriyle geçinemiyor. Sadece sana yaptığı bir şey de değilmiş, millete de çemkiriyormuş meğer.
0
aychovsky
(05.08.17)
@e bana, işleme 200 Tl verdim, bakım malzemeleriyle birlikte o kadar tuttu. Sen öyle diyosun da, önceki başlıkta da merdiven altı yere gitmekle eleştirilmiştim :P

@ayço, o aslında benim parafreyzim. müşteriler işten memnun kalınca tavrı pek şikayet etmiyor anlamında bişeyler dedi. Dün beni onunla tanıştıran arkadaşımla konuştum, işyerinden onlarca kızı götürmüş, hepsi bi şekilde adamla sorun yaşamış meğer. Hatta geçen gittiğinde arkadaşım da tartışmış ama kesimi iyi diye laf etmedim, artık fazla muhabbete girmiyorum dedi. Bugün adamın artık orada çalışmadığını haber vereyim dedim, ben sebep olmuşum gibi tavır yaptı üstüne :D bu da olayın özeti gibi oldu :)
0
🌸manuel mandalina
(05.08.17)
kuaför sahibi kimse helal olsun bence, böyle bir adami çalıştırması saçmalık evet ama durumu ele alış biçimleri gayet profesyonelce bence.
0
valkin rockefeller
(05.08.17)
İyi yapmışlar. Takdir ettim.
Yalnız ben olsam yorumu kaldırmazdım. Yorumu kaldırmak hiç yaşanmamış gibi davranmak oluyor. Saçıma baktırdıktan sonra düzeltmek için ellerinden geleni yaptıklarını, o kişinin işine son verdiklerini falan yazardım. Olan oldu yani.
0
Lim5
(05.08.17)
@lim, nasılsa tekrar yorum yapma hakkım saklı :)
Salona laf etmedim ama isim vermeden adama sağlam giydirmiştim. Bakıma gittiğimde göreceğim muamele üzerinden tekrar bi yorum yazarım olmadı.
0
🌸manuel mandalina
(05.08.17)
Bence senin ilk tavrın çok yerinde olduğu için resmen utanmışlar, eğer hakkını aramak adına çingeneye bağlasaydın bu kadar özenli olmayabilirlerdi belki hanımefendilik kazandı afferin sana hehehe :D
0
neferkitty
(05.08.17)
@nefer, çok mersi^^ valla bu aralar rutinimin aksine aman tadımız kaçmasın Ali Rıza bey modundayım, oradan kurtardım sanırım :)
0
🌸manuel mandalina
(06.08.17)
Kızlar kızlaaar <3
www.eksiduyuru.com
0
🌸manuel mandalina
(13.08.17)
(7)

annem delirtecek beni

patos64
yahu kırk yılın başı bir tatile gidelim dedim beraber, götüreyim değişiklik olsun gitmez pek böyle yerlere, hayatında 5 defa falan gitmiştir deniz kenarına otele, ama gitmeyi de ister. ekonomik sıkıntılar oldu tabi o da dip not olsun. ama bu işin yokluk sıkıntı çekmekle ilgisi yok abi. acındırma yap
yahu kırk yılın başı bir tatile gidelim dedim beraber, götüreyim değişiklik olsun gitmez pek böyle yerlere, hayatında 5 defa falan gitmiştir deniz kenarına otele, ama gitmeyi de ister. ekonomik sıkıntılar oldu tabi o da dip not olsun. ama bu işin yokluk sıkıntı çekmekle ilgisi yok abi. acındırma yapmaya da gerek yok. her neyse, beraber gidelim dedim, yok para yok zart yok zurt sen git. ya yeter amk başlayacağım artık böyle işe artık bıktım ya, para para para hiçbir boktan zevk alma yok, zaten yapmadan hevesini kursağında kalıyor, yani gidip bir şey yapsan yapsan da yaparken burnundan getiriyor. atıyorum para mı ödeyeceksin bir yere, o an mıy mıy konuşmaya başlar, öncesinde başlar, sonrasında devam eder, bıkmaz yani. yahu yok mu bunun yolu, camı çerçeveyi indiresim geldi yeter bu kaçıncı ya, kaç defa tartışmasını yapıyoruz aynı. tamam boşver ya gerek yok diye hani deriz ya usulen, öyle desen neyse. ben de eşek değilim, aa tabi hemen kaçalım bir yerlere diyecek hali yok ama resmen bokunu çıkartıyor bu kadın. hadi bir kafeye gidelim bile desen aynı, dışarıdan tartıştığımızı gören birisi kafeye gitme tartışması değil de, kamboçya'ya kalıcı şekilde yerleşme planı yapıldığını sanır. yok mu bunun yolu ya?!
0
patos64
(05.08.17)
@Üğpoıuy
:)) telefonda bir dünya sövdüm inan cinnet durumuna geldim, yapmacıklığa kaçıyor artık yaptığı ve de cevaplarıyla alay ediyor resmen, hani parayı hesap eden gariban anne modellemesi gelmesin aklınıza.
0
🌸patos64
(05.08.17)
Annenin degerini bil arkadas, sap sap baslik acma. Yoklugunda gorursun ebenin orekesini, burda olsa da beni delirtse diye herseyini vermek isteyeceksin.
0
recireci
(05.08.17)
Ooo kardeşlerim de buradaymış. Ben konuyu emrivakiyle çözüyorum. Dik dur dikleşme:)
0
hemsta
(05.08.17)
Hayatı boyunca para sıkıntısı çekmiş insanlar parayı harcarken suçlu gibi hisseder. Benim annem de asla dışarıda yemek yerken rahat edemez. Dışarıda çaya para vermez. Ona bir şey alsam, Anneler Günü bile olsa "Para harcadın" diye kızar. Ayrıca, tatile gideceğiniz parayı muhtemelen biriktirmenizi tercih eder. Dolayısıyla, sizin keyif almasını istediğiniz şeyler onun için vicdan azabı. Siz tatil için bir ton para harcayınca suçlu hisseder kendini, çocuğunun rızkına el koyuyormuş gibi hisseder. Bunu da değiştiremezsiniz kolay kolay. Bir de nesil farkının getirdiği değerlerle büyüdünüz. Anneniz internetin olmadığı, insanın tüm dünyasının fiziksel çevresi olduğu dönemde değerlerini aldı. O dönemde de bazı yerleşim yerlerinin katı kuralları vardı. Onların dönemi parayı savurmaz, 5 kuruş varsa ev alma gibi garantili işe girer, dünyevi zevkin peşinde çok koşmaz. Millenial ise ev almaktansa, tecrübeye ve gezmeye para yatırmayı tercih edebilir. Annelerimizdeki yurtdışına çıkma oranı ile bizdeki bir değil. 2003'ten önce ben uçağa binmiş hiç kimseyi tanımıyordum mesela. Bir arkadaşım uçağa binince "Oha, uçağa binmiş" falan demiştim. Bunun başka nedenleri var da, özetle aynı yargılara sahipsiniz ve annenin düşünce yapısı sizinkinden daha kemikli, daha uzun yıllardır kafasında. O sizin kafanızı değiştirebilir mi? Hayır diyorsanız, onun düşünce yapısının daha uzun yıllardan beri o şekilde yerleştiğini düşünün. Sizin annenizi cimri, vb gördüğünüz gibi, belki sizin çocuğunuz da sizi müsrif görecek. Siz de o zaman pek değişmeyeceksiniz. Çocuğunuz sizi değiştirmeye kalksa "Dünkü çocuk bana akıl veriyor" diyeceksiniz.

Onun iyiliğini istiyorsunuz ama kemimleşmiş düşüncesi için annenize sövmeyin. Böyle gittiği tatilde mutlu olacak mı? Umarım önrü uzun olur, çünkü küçük küçük şeylerle alıştırabilirsiniz ancak. Bir yılda falan kafeye alışırsa, bir yıl restorana falan alışır. Öyle öyle bir zaman sonra tatile de ikna olur.

Bunun ötesinde ben olsam anneme gerçek değerini söylemem tatilin, "Kampanya varmış, birlikte gidelim. 4'te bir fiyatına aldım.", "Kışın bir arkadaş almış ama eşi hastalanmış, gdemiyorlar. Cüzi bir miktar karşılığı aldım" falan derim. Kafeye gitmeyen kadın kaç bin liralık tatile giderse yüreğine iner. "Gidilmezse boşa gidecek" falan derim.
0
aychovsky
(05.08.17)
kadın kim bilir ne yokluklar gördü ne zorluklar yaşadı. siz de kasandığınız için evladım çalışıp kazanıyor müsrif olmasın parası diyordur. sanırım ergen irisisiniz, alttan alın annenizi. kadın sonuçta siiz düşünüyor
0
oscar
(05.08.17)
Benim annem de böyle. Dışarıda çay içmeyi bile israf görür, hemen hesaplayan adamlar moduna geçer. Bizimkiler memur, fakirlik görmemişler ama hep hesap kitapla yaşamışlar. Alışkanlıklar değişmiyor bi saatten sonra. İdare edeceksin artık, yapacak bir şey yok :)
0
doxanikee
(05.08.17)
Annem her hafta "haftasonu gelsin de beni bi kahvaltıya götürün" der. Her haftasonu giyinip çıkma aşamasında "oturun ya, oraya vereceğimiz parayla ben size bi hafta kahvaltı hazırlarım" der ve kalırız :) Bunu sizin de malumunuz olan onlarca örnekle çoğaltabilirim.

Ben tepemin atmasına izin vermeden bazen dediği gibi geri duruyorum, bazen emrivaki yapıyorum, bazen de iyi madem biz gidelim sen gelme diyorum :D Hepsi işe yarıyor :) yaptığım harcamaları bir kere bile tam söylemedim, genelde %60-70'ini söylerim.

Biz annemi bi şekilde hallettik, şimdi baba üzerinde uğraşıyoruz. En büyük çocukları 40 yaşında ve ilk kez bu yıl bizim ödediğimiz görece lüks bi tatile gitmeye ikna oldular, şu an oradalar hatta. Normalde ucuz pansiyonlara gidiyorlardı, annem yemek hazırlamaktan falan sıkılmıştı ama babam dinlemiyordu vs. Anneme sordum, seneye de buna gidiyorsunuz di mi diye, bittabi^^ siz paradan haber verin dedi xD

Seni anlıyorum, ama onun seni anlaması zor malesef. Denildiği gibi sana engel olmak için değil, kalıplarını kıramadığı için yapıyor. Sakin kalmaya çalış, taktik yap. İyi tatiller şimdiden.
0
manuel mandalina
(05.08.17)
(6)

Şiirin hayatımızdaki yeri ve önemi

Zeth
Geçen yürüyüşteyiz. Bir arkadaş bir isim söyledi sonra palyaço mu dedi bir şiir, ünlüdür falan dedi başladı şiirini okumaya.İş çevremde muhafazakar-milli elemanlar çok. Erdem Beyazıt, İsmet Özel muhabbetleri falan gırla ama bazı isimler çıkıyor, ünlüdür falan ? Neyi ünlü, ne ara ünlü oldu, hangi kom
Geçen yürüyüşteyiz. Bir arkadaş bir isim söyledi sonra palyaço mu dedi bir şiir, ünlüdür falan dedi başladı şiirini okumaya.

İş çevremde muhafazakar-milli elemanlar çok. Erdem Beyazıt, İsmet Özel muhabbetleri falan gırla ama bazı isimler çıkıyor, ünlüdür falan ? Neyi ünlü, ne ara ünlü oldu, hangi komünitede falan diye soruyorum kendi kendime?

Ben oturup şiir okuyayım diye okuduğumu hatırlamıyorum bir kaç istisna dışında. Orhan Veli, Necip Fazıl, Mehmet Akif, Nazım Hikmet falan ergenliğimde okumaya çalışmıştım ama sarmamıştı genelde. Önüme düştükçe okurum. Önüme düşen de zaten illa bi numarası olan bişeydir. AH muhsin ünlü olur, işte Ali Lidarın o sinemalı falan şiiri olur, İkinci Yenilerin bazı şiirleri, Vatan Millet Sakaryalı şiirler. E güzel oluyor tabi, modunda yakalamışsa seni bir de. O kadar ama, dahası yok.

Neyse sizin şiirle ilişkiniz nedir, var mı böyle önerdiğiniz şeyler. Arada tutup ezberden şiir okur musunuz ? Okuyandan etkilenir misiniz ? Muhafazakar şiirdeki ikindi, secde, kabe, nesil; ya da yeni şiirlerdeki nar, kedi, mor imgelerinden bunaldığınız oldu mu ?

Benim gülesim geliyor İsmet Özelden falan arada ezberden sesli okuyor arkadaşlar hiç alakası yokken. Ulan ortam desen ortamı değil, şiir desen boktan, bitiriyor adam ee nabıcaz şimdi alkış mı yabıcaz diye kalıyorum.

Çok başka bişey soracaktım aslında ben ama unuttum.
0
Zeth
(05.08.17)
bi dahakine arkadaşını düzelt lütfen, palyaço adlı şiir ünlüdür ama turgut uyar'ın olarak bilinir, onun değil, anonim. onur ünlü saçmalıklarından doğan bir söylenti bu.

şiir hayatımın bir parçası ama sesli okunmasından genelde tiksinirim.

bir sürü isim önerebilirim ama şimdilik yaşayan şairleri söyleyeceğim: birhan keskin, lale müldür, murathan mungan, ahmet telli
0
mutlusismankedi2015
(05.08.17)
romantik şiiri pek sevmem. yahya kemal'in şiirlerini seviyorum çok. "rindlerin ölümü" şiirini ezbere bilirim. ara sıra kendime okuyorum bu şiiri. arz ederim.
0
efreet sultan
(05.08.17)
Şiirin hayatımda yeri yok gerçekten. Şiiri sevemedim, sevemiyorum, zorla da olmuyor. Okumayı ayrı, duymayı ayrı sevemedim. Hele ki biri teatral sesle şiir okumaya başlarsa, gülmemek için dudaklarımı ısırıyorum. Şiirin içinde 'hoyrat', 'esrik', 'rüzgar' falan geçiyorsa zaten dayanamayıp kahkaha atarım artık.

Bunun aile ile bir ilgisi olabilir. Ailede edebiyatçısıdır, şairimsilerdir çok; küçüklükten tiksindim. Bir anda biri şiir okumaya kalkıyor falan, hazırlıksız yakalanıp yerimden sıçradığım oluyor aile ziyaretlerinde. Öyle aileme tepki olarak da doğmadım genel olarak ama onlar şiiri ne kadar sevdiyse, ben o kadar tiksindim.

Tek istisnası halk ozanları. Okuyunca severim onları. Karacaoğlan'dır, Dadaloğlu'dur, Aşık Veysel'dir, onları severim. Hadi, belki Nazım Hikmet'le Orhan Veli'nin birkaç şiiri olsun yanına. Bir de Han Duvarları. O da ölçülü olur; birkaç yılda bir.
0
aychovsky
(05.08.17)
Hiç sevmem.
0
harvey
(05.08.17)
Şiiri severim. Bol bol da okurum, dinlerim falan. Bir yerde bir seyi beklerken ya da tek başıma yururken falan okurum. Hem hafızamı tazeler hem de hoşuma gider yani. O zamanın dolduruyor gibi gelir bana. Bir iki kere yolda yururken arkadaslarimla kendi kendime okuduydum yine de bi sey dememişlerdi sagolsunlar. sesli şekilde okumadığım ve onlara hitap ederek okumadığım için pek bir sıkıntı olmadı sanıyorum.

İlk ezberlediğim şiirler Orhan Veli şiirleriydi. Neredeyse çocuğunu bilirim. İsmet Özel de bilirim. Cahit Sıtkı çok severim ama çok şiirini ezberleyemedim.
Süleyman cobanoglu var metin eloglu var şükrü erbaş var ataol behramoglu var.

Şiir bence bazı durumlara ve genel olarak hayata katlanabilirligi arttırıyor. Benim için öyle yani.
0
fyodor fyodorovic
(05.08.17)
404 not found. Ama şarkı sözü öyle mi.. <3
0
manuel mandalina
(05.08.17)
(26)

Sevgilim benden minyon!

witt
Ben kız tarafı o erkek. Aşırı uzun boylu bir insanım, 1.80 filan. üstelik kilom da fazla 80 o da. allah kahretsin ki yemek yemeyi seviyorum.sevgilim ise 1.75 boyunda ve ideal kilosunda. 68 filanmış. yani boy kilo endeksine bakmadım ama güzel duruyor vücudu dışarıdan bakınca :)neyse ben kendisinden h
Ben kız tarafı o erkek. Aşırı uzun boylu bir insanım, 1.80 filan. üstelik kilom da fazla 80 o da. allah kahretsin ki yemek yemeyi seviyorum.

sevgilim ise 1.75 boyunda ve ideal kilosunda. 68 filanmış. yani boy kilo endeksine bakmadım ama güzel duruyor vücudu dışarıdan bakınca :)

neyse ben kendisinden hem uzun hem de daha yapılıyım :O ve çok utanıyorum kendimden böyle dana olduğum için. biz genelde ikimiz takılıyorduk, bikaç kez onu veya benim arkdaşlarımla bir araya geldik. kimse bişey demedi dalga geçmedi allahtan.

ama ben çok takıyorum içten içe. hani bi güçle zayıflasam bile boyum gene uzun gene uzun!

ve beni arkadaşının düğüne davet etti erkek arkadaşım, ağustos sonunda. zorlasam o zamana max iki kilo filan verebilirim. ailesi arkdaşları yakınları orda olacak tabii bir de! ben de güzel ve şık olarak kendisini gururlandırmak istiyorum.

seviyorum gerçekten kendisini. ayrılmayı asla düşünmüyorum. beni ikna edebilecek, bana moral verebilecek olan var mı? fazla mı takıyorum bu boy-kilo işini?
0
witt
(05.08.17)
Fazla takıyorsun. Yaşlar kaç?
0
Adramelekhh
(05.08.17)
Bence sana iki metre 120 kilo pehlivan gibi, basketbolcu falan bir eş, sevgili lazım. Yarma gibi. Boyu boyuna, huyu huyuna diye boşuna dememişler. Bu adam yatakta seni nasıl evirip çevirecek sorması ayıp? Bebek gibi kucağına tüner memeni emer, ana-oğul fetişine evrilirsiniz. :/

Şaka yapmıyorum ciddiyim. Kamasutra'da kadını ve erkeği fiziksel olarak üçe ayırır, şimdi çok net hatırlamıyorum. Sen onlardan en büyüğü oluyorsun, sevgilin ise erkeklerin en ufağından. Uyumsuzluk yani.
0
yirmisantim
(05.08.17)
"ben de güzel ve şık olarak kendisini gururlandırmak istiyorum."
ya ne güzel. dünyada böyle hisleri olan kadınlar da var demek.

millet bir şey dememiş ama siz yinede onlara pek takılmayın. güzel bir birlikteliğiniz var korumaya çalışın.
0
güneyli çocuk
(05.08.17)
Beden olumlama nedir bakın
0
fasulyek
(05.08.17)
bence senin yapman gereken tek şey ideal kiloya düşmek. onun dışında hiçbir sorun göremiyorum şahsen. siz birbirinizi sevip beğeniyosanız gerisi boş. çok uzunum, kocamanım falan diye düşünme. sevgilin belli ki tek hamlede kafasını koparabilecek kadınlardan hoşlanıyor jsfjsk senin için önemli olması gereken tek şey onun ne hissettiği ve düşündüğü. insanlar konuşur. takılma. emin ol 1.65 boyunda 57 kilo olsan yine bi kulp takardı takacak olan.

"uzun boylu kadın güzel olmaz", "o ne öyle yaaa erkek gibi" falan diyenlere de takılma. böyle saçmalıklar duyduğumda hemen gidip floor jansen efendimize sarılırım. şu kadına "o ne ya öyle erkek gibi" diyen var yaaa. bence onun gibi ol, laf eden olursa falan da kafasını ezersin direkt.

www.youtube.com
0
der meister
(05.08.17)
cidden sevsen böyle bir soru sormazsın. korkun şu ki yarın bir gün biri 'sana yakışıyor mu şu oğlan hiç' cümlesini duymak.
0
secrex
(05.08.17)
Boy bişey değilde uzun boyda bıraz bile kilo izbandut gibi gösteriyor bundan sonrası için beslenmenize dikkat edebilirsiniz boya yapılacak birşey yok zaten.
0
hernezıkkımsa
(05.08.17)
Aslında hem biraz fazla takılıyor böyle şeyler, hem de aslında azıcık takmak da kötü değil.

Bir arkadaşım vardı, eşi ondan birkaç santim uzundu ama arkadaşım olan kız şişmandı. Bir de erkek ondan iki yaş küçüktü. Bir düğünde beraber fotoğraf çektirmişler. O düğünde 'Eşi değil, ona sahip çıkmaya çalışan ablası gibi görünüyorum!' diye yüreğine inmişti. Ondan sonra bir 15-20 arası bir kilo verdi, bu sefer yüzü çöktü ve hakkaten ablası gibi göründü. Ondan sonra cilt bakımlarında falan toparladılar yüzü, şimdi eşi gibi duruyor gerçekten.

Önemli olan bunu yapmayı seçersen, 'Millet ne der' değil de, kendin için yapmak istersen yapmak. Yani, arkadaşımın eşi o şişmanken aşık olmuştu zaten ve kiloluyken de güzel, çok talibi olan bir kızdı. Adam tarafından 'Ne biçim görünüyorsun'un en ufak imasını geçtim, herhangi bir memnuniyetsizliği de yoktu. Tam tersine zayıflayınca 'Yaaa, ele gelmiyorsun eskisi gibi' diye şikayeti olmuş.

Vücut olumlamayı da seçebilirsin. Şu geçen ay bayağı ünlü olmuştu mesela.
www.usatoday.com
Senin 180 boya 80 kilo, aşırı bir kilon olduğunu sanmıyorum, en fazla irisindir biraz. Aşırı kilolulukta vücut olumlamak 'Her kıvrımımla gurur duyuyorum' demek anoreksia ya da blumiayı moda haline getirmek kadar tehlikeli bence. Biraz buna evriliyoruz dünya olarak; 15-20 yıl öncesi anoreksiklerin dönemiydi, şimdi de fazla kiloluların mutlu ve moda olduğu döneme giriyoruz. Eğer çok büyük bir fazlalığın yoksa ve balık etli isen, vücut olumlama iyidir bence.

Gerçi biraz yapına bağlı aynı boy ve aynı kilo farklı insanlarda çok farklı durabiliyor.
s-media-cache-ak0.pinimg.com
Aynı insanda bile farklı duruyor.
scontent.cdninstagram.com
Yani, 80 kilo ile sıkı bir taş da olabilirsin, cımbıl cımbıl sallanıyor da olabilirsin, bilemeyiz. Boy artınca boy ile kilo eşitliği daha iyi kaldırılıyor ama de ki cımbıl cımbılsın. Bu düğüne kadar o kadar hızlı kilo veremesen bile, azıcık zayıflasan sonrasını kurtarırsın. Düğüne de korse morse sıkıştırırsın en kötü.

Boy için hiçbir şeye gerek yok, alt tarafı 5 cm fark var ve o da fark bile sayılmaz. Dert edilecek bir tarafı yok.
0
aychovsky
(05.08.17)
Up for love filmini izleyebilirsin
0
dust in the wind
(05.08.17)
Bunu takıntı yapacaksan direk ayrıl bence adama yazık etme. Benim bi kız arkadaşım var boyu 175 falandı sevgilisi de 2-3cm kısaydı, kızın fizik de çok iyiydi topuklu giyince adama fark atıyordu ama gayet de yakışıyorlardı. Onca yıllık arkadaşım hiç boy muhabbeti yapmadık, yapmadı. Şimdi de evliler ve çocukları oldu yeni.
0
tughan
(05.08.17)
Fazla takıyorsun. Kendin için zayıflamayı düşünebilirsin, ama sırf daha uyumlu olalım diye zayıflanmaz. Boy konusunda da aranızda o kadar çok fark yok, ki olsa bile kime ne ? sen onu, o seni seviyorsa bu tarz şeylerin hiç bir önemi yok. Düğün için de uzun elbise filan giyme, düz bir ayakkabı, diz hizasında klasik bir ayakkabı seni kurtarır. Giyim, kuşam, fiziksel görüntü dışında senin genel tavrın, güler yüzün çok daha önemli.
0
elikası
(05.08.17)
arkadaş kusura bakma da 180 boya 80 kilo "yemek yemeyi seviyorum" ile açıklanamaz. yemek yemeyi değil, çöp yemeyi seviyorsun demek ki.

en kısa zamanda 55 kiloya düşmen gerek. kaç yaşındasın bilmiyorum ama kendine bunu yapma.

yine yemeğini ye. ama et ağırlıklı beslen.
ekmek, pirinç, makarna ve tatlıyı bırak. hızla kilo vermeye başlarsın zaten.

eğer bir de spora yaızlabilirsen inanıyorum ki 2018 yılına 60 kilo civarında girersin.

o zaman daha güzel olur; düğünde gördüğümüz kocaman kız bu muydu demek bizim oğlanı çok seviyor, derler 1 sene sonra seni 55 kilo gördüklerinde.

inanaıyorum yapabilirsin.
0
whatdreamsnevercome
(05.08.17)
Hay maşallah tosuncuk
Saka bir yana zayiflarsan o fark kapanir biraz da guzel bir kizsan erkek arkadasina bakip oha herife bak bu boyla sutun gibi hatunu kapmis derler. Haydi zayifla aslan parcam yapabilirsin!!!
0
kasa kasa berg
(05.08.17)
5 santimlik boy farkı sorun değil ama boyunuza göre kilonuz fazla. daha önce yazıldığı gibi insanlar aynı boy ve kiloda farklı görünebilirler ama yine de 80 kilo sağlığınız için tehlikeli.

ben sizinle aynı boydayım ve 65 kiloyum, ideal kilom 60-61 civarı. ha sizin vücut yapınızda ideal kilonuz 65 olabilir mesela. ama her şekilde 80 çok. 55 diyen arkadaşa bakmayın 1.80 boya o kilo çok sağlıksız olur. yani çok abartılı hedefler koymayın ama kendi sağlığınız için spor ve düzgün beslenme şart görünüyor.

bu arada 1.80 'aşırı' uzun falan değil, belki türkiye standartlarında. çok sıkılırsanız bir hollanda turu yapıp 'ortalama' olmanın keyfini çıkarabilirsiniz:) utanılacak hiçbir şey de yok bu arada, o düşünceleri atın kafanızdan.
0
lily briscoe
(06.08.17)
ben 1.70'im, 70 kiloyken 38 beden, normal bir insan oluyorum.
yani 1.80 boya 55 kilo olmak gibi saçmalıklara takılma sakın.
iri ya da balık etli falansındır.

ama yirmisantim +1
kesinlikle katılıyorum.
bu konular önemli.
0
blatta hiberna
(06.08.17)
Blatta +1
55 ol diyen biraz şaşırmış sanırım, sorry. 1.71 boyla 50 kilo iken 34 bedendim, iskeletor gibi geziyordum da millet halime üzülüyordu.

Şekile takılma, kim ne derse desin. Daha sağlıklı ve çevik olmak istersen biraz kilo verebilirsin, evet. Bunun nasılını, ne kadarını bizden değil, diyetisyenden dinlersen daha doğru olacaktır.
0
manuel mandalina
(06.08.17)
1.80 boya 55 kilo olmaz kafayı mı yediniz?
1.70 boya 70 kilo 38 bedenim diyen de kusura bakmasın yalan söylüyor.

tipini görmedik belki hiç taktığın kadar iri görünmüyorsundur bile ama tahminen bi 10 kilo versen yeter arkadaşım. kafana takma
0
Pepee
(06.08.17)
dışarıdan nasıl göründüğünüzü umursuyorsun. dışarıya bağımlısın.
0
matrix
(06.08.17)
@Pepee:

yalan derken?

son derece iri yapılıyım ve kendimi açıklamayacağım, zira konu ben değilim.
zaten şu anda o kiloda da değilim, olanı söylüyorum.

"yalan" sözü rahatsız edici, lütfen başka bir ifade biçimi kullanın.
0
blatta hiberna
(06.08.17)
gcube.milliyet.com.tr

www.trendus.com

ben aslında demet şener'le boydan fotosunu aramıştım bulamadım.
sildirdiler mi acaba?
0
herhaltibiliyoring
(06.08.17)
@blatta, boşver bacım. Gün itibariyle 1.71 boya 69 kiloyum. Daha dün 38 beden pantolon aldım. İsteyene caps atayım (benim değil, pantolonun). Herkes tornadan çıkmış gibi atıp tutuyorlar bilmeden..
0
manuel mandalina
(06.08.17)
@pepee hayatında hiç yağ/kas oranı gibi şeyler duydun mu acaba?

ne kadar kolay öyle yalancı diye yaftalamak yahu kendi vücuduma mı inanayım sana mı? ben de 160 boya 55 kilo ve gayet 36 bedenim. onu napıcaz?
0
piremses
(07.08.17)
elikası+1
adam icin problem degil ki seninle birlikte, senden utanmadan seni arkadaslariyla tanistirabiliyor hatta dügüne davet edip ailesinin karsisina cikarabiliyor. sen niye problem ediyorsun?
hic de takilcak, dert edilcek bir sorun degil.
0
pilav
(07.08.17)
Böyle durumlarda hep Nasrettin hoca ile çocuğunun eşeğe binme fıkrası geliyor. Herkesi mutlu etmeniz o-la-nak-sız. Sevdiceğiniz sizi beğeniyorsa, sağlık yönünden sıkıntınız yoksa gerisi boş...


.
0
kartallar yuksek ucar
(07.08.17)
Söyle herife kas yapsın biraz.
0
roket adam
(07.08.17)
erkek arkadaşın bunun için bu kadar kafa yorduğunu, buralara yazdığını bilse sorun ediyorsa bile etmezdi bundan sonra :) hiç kafana takma, samimiyet herşeyi çözer
0
srdr
(07.08.17)
(23)

Favori komedi diziniz ne?

ms brownstone
Sadece ilk aklınıza gelen bir taneyi yazın lütfen. Sizi en çok güldüren sitcom hangisi?
Sadece ilk aklınıza gelen bir taneyi yazın lütfen. Sizi en çok güldüren sitcom hangisi?
0
ms brownstone
(05.08.17)
Her zaman icin tabi ki; alf. Özledim hinzir pici.
0
a r a m i s
(05.08.17)
sitcom değil ama komedi dizisi yine de: rick and morty
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(05.08.17)
Seinfeld favorim. çok güldürdüğünden değil ama benim mizah anlayışıma uyuyor.

Monty python skeçleri, black adder falan diğer sevdiklerim.
0
manuel mandalina
(05.08.17)
Friends
0
aychovsky
(05.08.17)
Sitcom değil fakat Come Fly With Me geldi ilk olarak aklıma.
0
tel tokasini duzelten samuray
(05.08.17)
2 broke girls
0
shotgunwoman
(05.08.17)
black books ile the it crowd arasında gidip geliyorum ama sanırım black books diyeceğim. yalnız gariptir ki bu dizide benim en çok güldüğüm karakter pek de süre almayan, simon pegg'in canlandırdığı eleman. şu goliath books'un sahibi. "simon pegg is not satisfied with your work" diye 10 dakikalık bir videosu var youtube'da. dizinin komedi kısmının %50'sini sadece o videoya veririm. şunu her hatırladığımda ilk günkü gibi gülüyorum,

"Selling books is a game. It has rules. You need to learn those rules, yeah, and you need to get serious about them, because it's not a game."
0
der meister
(05.08.17)
kediyiyenpiskopatfareyimben
(05.08.17)
it's always sunny in philadelphia tabii ki
0
sec guard
(05.08.17)
Friends
0
hayirsiz
(05.08.17)
bir Friends de benden
0
it oynamis yonca masarasi
(05.08.17)
new girl'e bayılıyorum. bu ara yeniden izlemeye başladım günümü güzelleştiriyor.
0
river song
(05.08.17)
My name is Earl.
0
baldur2
(05.08.17)
The Big Bang Theory
0
fragile lady
(05.08.17)
big bang'a +1 benden :)
0
balik kraker
(05.08.17)
2 sezon kadar gerideyim ama 2 Broke Girls favorim.
0
mutekebbir
(05.08.17)
sitcom değil fakat the office. aşk gibi bir şey besliyorum officee karşı. gözüm yaşarıyor izlerken <3<3<3<3
0
turk kizi
(05.08.17)
seinfeld. bitirdiğim gün ağlayacaktım. bittikten sonraki ilk ay nereye baksam cosmo(!) kramer'ı görüyordum.
0
golgi aygıtı
(05.08.17)
it crowd +1
0
olkol
(05.08.17)
Friends
Big bang theory
0
archery
(05.08.17)
sitcom olarak ben de seinfeld'i baya seviyorum. genel mizah kalitesi olarak chris morris'in jam skeçleri aşmış. nasıl tv'de yayınlanmış zamanında hayret ediyorum, daha da olmaz herhalde öyle bir şey zaten.
0
soso
(05.08.17)
it's always sunny in philadelphia
0
rayde
(05.08.17)
kesinlikle two and a half men
0
faik abi
(06.08.17)
(20)

Kuaföre çemkirme sorusu, vol.2

manuel mandalina
önceki episode için bkz: https://www.eksiduyuru.com/mobil/duyuru/1209921/kuafore-cemkirme-sorusu-capslibugün mevzu bahis kuaföre gittim, müşterisi varmış, başı bayağı kalabalıktı, ben de bankoya çağırdım. dedim benim permam tutmadı sanırım, sana göstermeye geldim. adam dedi ki, ben tutmayan bişey gö
önceki episode için bkz: www.eksiduyuru.com

bugün mevzu bahis kuaföre gittim, müşterisi varmış, başı bayağı kalabalıktı, ben de bankoya çağırdım. dedim benim permam tutmadı sanırım, sana göstermeye geldim. adam dedi ki, ben tutmayan bişey göremiyorum, saçın gayet iyi. ben ısrar edince bu beni koltuğa oturtup biraz daha saçımı övdü. ben bariz düz olan yerlerini gösterince bunun canı sıkıldı ve içeriye gidip söylenerek bi avuç bigudi, sarma kağıdı falan getirdi. Kabul etmediği gibi, benim vaktim ve onayım olup olmadığını sormadan düzeltecek sözde.. bu noktada benim tepem attı, dedim ki; ben parasında, vaktinde, yanacak saçta falan değilim. sen bi pro olarak bunun düzgün bi perma olduğunu mu söylüyosun? evet dedi adam. ben de peki, sağol, eline sağlık diyip çıktım. bu kadar :)

Soru: naber?
0
manuel mandalina
(05.08.17)
esnaflikta biraz başari veya kar boyle orospucocukluguna tesvik ediyor. bugune dek bunu tecrube ettim.
0
mayeskuel
(05.08.17)
thug life.
0
secrex
(05.08.17)
@may, adam bi permayı 4 saatte yaptı. Arada 2 saç kesip 2 saç boyadı. Bana söylediği fiyatta pazarlık etmedim ve üstüne bi de kesme ücreti kitledi, hiç ses etmedim. Başı kalabalık olunca, banane, gelmesin bi daha, canıma minnet diyor herhal.
0
🌸manuel mandalina
(05.08.17)
İşini düZgün yapan birisi olsa ya baştan hatasını kabul eder "şurası içime sinmedi birkaç gün sonra üzerinden geçelim" der ya da sen gidince "evet ya haklısın" diye yardımcı olmaya çalışırdı. Bundan daha iyisini yapamayacak olduğu için de üste çıkıyor o yüzden boş yere trtışıp sinirlerini germe boşver, bir daha gitmezsin oraya. Düzelteyim diye saçını mahvedebilirdi.
0
neferkitty
(05.08.17)
@nefer, saçım kısa olduğundan sarmaya falan bayaa uğraşmıştı, onun emeğine de acıdım. Daha önce de söylediğim gibi ilaçta falan sorun olduğunu düşünüyorum şahsen. Dediğin gibi, tüh ya tutmamış ama bi daha yapılmaz, saçın yanar dese dahi bana yetecekti. Bir daha gitmicem artık, yapacak bişey yok.
0
🌸manuel mandalina
(05.08.17)
tüketici hakları bu konuda bir şey yapamıyor mu?
çok sinir oldum.
0
kayranin kedisi
(05.08.17)
En azından içinde kalmamış, adama hatasını göstermişsin, çemkirmişsin. Hatasını kabul etmemesi onun işine ve müşterisine saygısızlığı.

Mahalle arası bir kuaför mü? İnternette şikayetini yazabileceğin bir yer var mı ki? Öyle yazılabilecek bir platform varsa anlat, en azından milletin de haberi olmuş olur.
0
aychovsky
(05.08.17)
bi tık daha ileri gidip müşterilerden birine bu perma nasıl olmuş diye sorsaydın tam bir thuglife olurdu.
0
klar
(05.08.17)
@kayra, ayço; İstiklal caddesinde, ara sokaktaki bi kuaför. Ayağım kırık, bu nedenle göstermeye bile anca 2 hafta sonra gidebildim. Sağlam olsam üşenmeyip tüketici mahkemesine giderdim valla, inanın ben de çok sinir oldum. Saçımı her gören buradakiler gibi, kendin mi sardın? diyor. Muhabbetin detayında bayaa salağa yattı ve beni resmen enayi yerine koydu. Bense dükkana gidince müşterilerin önünde şikayet etmiyim diye bankoya çağırmıştım adamı.. neyse, paramı haram ettim içimden, gerisi karmaya kalsın :)
0
🌸manuel mandalina
(05.08.17)
sosyal medya hesapları vardır illa, oraya altına yazın yorum. ya da eklediğiniz fotoyu ekleyip tagleyin adamları. ekşide başlığının altına yazın
0
oscar
(05.08.17)
@oscar, bugün baktım, ekşide başlığı yok, açmak da fazla geliyor açıkçası. Şimdi orada da bi ton derdini seveyimciler doluşacak, hiç çekemem şahsen. Önümüzdeki hafta yapabilirsem tüketici hakem heyetine gideyim madem.
0
🌸manuel mandalina
(05.08.17)
Neden istiklal caddesinde ara sokakta bir kuaföre 300 tl verdin, ben asıl bunu anlamadım.
0
ekaterina
(05.08.17)
Permanin tutmama nedeni saxin kimyasini degistirmek icin surdugu sivi konusunda cimri davranmis olmasi. Belli ki az tutmus dozajini. Ustunden gecerse de yanar diye korkmus olabilir

Bunlar hep profesyonel olmayislik. Belki de o sividan kalmadi elinde.

Bence bu size ders olsun. Unlu kuaforlere gitmeye calisin. Mesela instagrami yogun kullanan kuaforler de yaptigi isleri gormeniz icin sans aslinda
0
my pink
(05.08.17)
@ekaterina, 200 Tl işleme, 100 Tl bakım ürünlerine verdim.

@My, saç kesimi için sürekli gittiğim ve memnun kaldığım bi yerdi. Ben kimyasalda bi problem olduğunu düşünüyorum, bozulmuştu belki. Instagramım yok, adamın var mı bilemiyorum o nedenle. Dükkanda 20 kadar kuaför çalışıyor, hiçbirinin foto çektiğini görmedim.
0
🌸manuel mandalina
(05.08.17)
Sac kesimi herkesin yaptigi bir islem ama perma gunumuzde ustalik gerektirir. Cok yapilmiyor zaten. Su aralar daha cok duzlestirme yapiliyor. Sacin bile modasi var elbette. Hatta ben duyunca aaa hala perma yapiliyor muydu diye bir tepki verdim.

Kuaforlere bulasmak risk valla, ben be zaman gitsem mutsuz donmusumdur. Artik ne rengini ne de seklini degistiriyorum. Kendim daha iyi yapiyorum zaten. Dugun icin kuafore gidip eve gelip yikadigim ve kendim yaptigim cok olmustur
0
my pink
(05.08.17)
Ben de sacimi kumral yaptirmak istemistim vakti zamaninda, turuncu sacima bakarken 'tam bu senin rengin' gibi sacma sozler soyluyordu. O anda sokta oluyorsun tabii
0
my pink
(05.08.17)
öncelikle geçmiş olsun. bu arada saçlarınız kötü görünmüyor moralinizi bozmayın. keşke bu tarz konuşmak yerine sosyal medyadan yürümeyi tercih etseydiniz, gerçi hala yapılabilir :) baş başa konuşmak yerine içerideki müşterilere de rezil edebilirdiniz.
0
gilbeys
(05.08.17)
@gilbeys, teşekkür ederim. Sorunum, saçımın tepe noktasının çok kıvırcık, geri kalanının yer yer dalgalı, yer yer düz olması, homojen bi görünüm oluşmadı yani. Saçım uzayınca daha bi tuhaf olacak. Bir kaç sene önce bana orayı öneren arkadaşımla konuştum şimdi, onun yönlendirdiği bi çok kişiyle tartışmış bu adam. Ben sadece arada kesime gidiyordum ve memnundum. Konum dolayısıyla deli gibi sirkülasyon var salonda, demek ki biri gider biri gelir diye düşünüyorlar.

Sosyal medyadan yürüyecek mecralara üye değilim, Twitter, instagram gibi. Şimdi baktım, salonun bi Facebook sayfası var, ama duvar kısmı onaydan geçiyordur herhalde. Aslında eleştirimi sadece salondaki diğer kuaförler duysa bile yeter aslında, adam azıcık sinir olsa bana yetecek :)
0
🌸manuel mandalina
(05.08.17)
Facebook sayfalarının yorum kısmından giydirdim, içim soğudu^^
0
🌸manuel mandalina
(05.08.17)
Sonuç için buraya pls: www.eksiduyuru.com
0
🌸manuel mandalina
(05.08.17)
(8)

"indim derelerine"

lucky strike
türkçe'de bu kadar kısa ve net ve bu derece ahlaksız başka bir cümle var mı sizce? üzerine düşünür müsünüz bi? https://www.youtube.com/watch?v=5WSdQ0MSZUA
türkçe'de bu kadar kısa ve net ve bu derece ahlaksız başka bir cümle var mı sizce? üzerine düşünür müsünüz bi?

www.youtube.com
0
lucky strike
(05.08.17)
ben anlamadım, şair ne demeye çalışıyor?
0
eksimeksi
(05.08.17)
@eksimeksi,
"indim derelerine,
bilmem nerelerine"
diyor şair.
0
🌸lucky strike
(05.08.17)
göbeğinin altı çukur eminem var.
0
secrex
(05.08.17)
kosun lan mevzu var
(05.08.17)
Oooo, bu kadar kısa değildir ama türkülerimizde erotizme bol bol rastlanır.
Dam üstüne un eler
Tombul tombul memeler
Memeler baş kaldırmış
Kavuşmuyor düğmeler

Bir de Sana Vermezsem adlı güzide şarkımız var.
0
aychovsky
(05.08.17)
Gülşen şarkılarına alalım sizi.
0
allegrezi
(05.08.17)
Benim en nefret ettiğim türkü halime, sözlere bak;

Halime'yi samanlıkta bastılar
Şalvarını gül dalına astılar
Gecesini bin beş yüze kestiler

Elde bade belde şalvar oynar
Oynar gavur kızı aman oynar
Muhabbeti de aman candan kaynar

kadına tecavüz edip, kötü yola düşürmüşler ve iyi oynamasıyla övüyorlar :/ Bundan daha ahlaksız bi şey olamaz bence.
0
ekaterina
(05.08.17)
8kobe8
(05.08.17)
(8)

khaleesi'ye siz de ayar oluyor musunuz?

secrex
Daenerys Targaryen isimli, khaleesi diye ortalıkta dolanan şu salak karaktere siz de gıcık oluyor musunuz?deli gibi gıcık, ayar oluyorum. tarafında değilim. jamie ters düz eder, umarım.
Daenerys Targaryen isimli, khaleesi diye ortalıkta dolanan şu salak karaktere siz de gıcık oluyor musunuz?

deli gibi gıcık, ayar oluyorum. tarafında değilim. jamie ters düz eder, umarım.
0
secrex
(05.08.17)
ben olmuyorum.
0
basond
(05.08.17)
Evet, teşekkür ederim! En 'özgürleştirici' hali bile çok mıy mıy geliyor bana. Taraf olarak onun tarafını tutmakla beraber, kadının kendisi içimi bayıyor. Sürekli bir Küçük Emrah bakışları. Bu aralar şahsen ben de kendi adıma mıyırdasam da, Cersei gibi cevval ve en azından mıyırdamadan konuşabilen, aksiyon alabilen kişileri seviyorum.
0
aychovsky
(05.08.17)
nefret ediyorum. dizi başladığından beri "ejderhaların annesiyim moruk ayükün mü" diye ortalıkta geziyor. daha bi numara yaptığını da göremedik. umarım göremeyiz de. ölsün. mal karı. aychovsky'nin bile hakkında olumsuz konuştuğu birinden hayır gelmez zaten.

tam kezo ya. kesin önce lafa bakıyodur laf mı diye. "kadın dediğin istanbul gibi olmalı; tüftüfleyeni çok, fatihi tek" falan yazıyodur facebook'ta. sinirden kendimi skicem.

edit: "kadın dediğin fatih gibi olmalı" ne ya istanbul olacak o jsfksls
0
der meister
(05.08.17)
Hastasiyim.

Buyuk kezo oldugunu kabul ediyorum ama gercek hayatimda da nerede rahatsiz,ayarsiz var onu bulurum.

Dovaogēdys! Āeksia ossēnātās, menti ossēnātās, qilōni pilos lue vale tolvie ossēnātās, yn riñe dōre ōdrikātās. Urnet luo buzdaro tolvio belma pryjātās!

Ejdolar verin atesi,yansin ortalik:)
0
duptıs
(05.08.17)
evet cok yapay, aptal bir karakter, oyunculugu da bok gibi.
0
baldur2
(05.08.17)
Gıcık oluyorum. Neyse ki Bron reis mızrağı bunun dragonun böğrüne saplıyor da havasını alıyor.
0
catch the arrow
(05.08.17)
Guclu ve iyi kadin karakterlere henuz hazir degiliz. Cok kisi ayni duyguyu hissediyor ama ayni karakteri bir erkek oynasaydi ayni sekilde dusunmeyecektiniz.
0
Traveller
(05.08.17)
Kadının rol yapamadığını sanmıyorum bence yapımcıların istediği şeyi yapıyor. O da doğaçlama olarak atmıyor aralara "bakın ben xim yyim" diye.

Bence de çok güzel olabilecek bir karakteri bok etmişler.
0
Adramelekhh
(05.08.17)
(9)

86 gün boyunca evden çıkmayacağım

lcdy3
nasıl dayanıcam bilmiyorum.86 gün param sadece sigarama ve masraflarıma yetiyor yetmiyor son 5 10 gün sıkıntılı geçer büyük ihtimal ne yapmalıyım bilmiyorum evimde televizyon yok sadece bilgisayar var bu hayata alışmamış biri olarak sıkıntı yaşıyorum.
nasıl dayanıcam bilmiyorum.86 gün param sadece sigarama ve masraflarıma yetiyor yetmiyor son 5 10 gün sıkıntılı geçer büyük ihtimal ne yapmalıyım bilmiyorum evimde televizyon yok sadece bilgisayar var bu hayata alışmamış biri olarak sıkıntı yaşıyorum.
0
lcdy3
(04.08.17)
bi kişi de niye dışarı çıkmıyon diye sormamış yav. 86 gün evden çıkmamak bu kadar normal bi şey mi ki. niye çıkmıyosun? bence çık. bi gün çıkıp 1-2 haftalık alışveriş yapabilirsin. 6 gün çıksan yeter bence, 80 gün yine iyi. televizyonu boşver zaten bilgisayardan izleyeceğini yine izlersin.
0
der meister
(04.08.17)
Ben 300 lira sigaraya verecegime, 300 liraya 10 kez disari cikarim. Zaten calisan insan ayda 10 kere disari cikamiyor. Yani cok sanslisin, uzulemiyorum senin icin.
0
Traveller
(04.08.17)
Neden cikmiyorsun ameliyat falan mi oldun
0
veritaslibertas
(05.08.17)
Sigarayı bırakmak için süper fırsat olmasının dışında, her gideceğim yer oara mı ki? Yürüyüş yapılır, parklarda nefes alınır, bir ağacın altında yatılıp bir şeyler okunur, güzel bir yerde güneş batışı izlenir. En son öyle parasız olduğumda bir parka gidip jonglörlük nasıl yapılır, onu öğrenmeye çalıştım. Öğrenemedim ama o sırada güzel insanlarla tanıştım.

Muhtemelen küfrediyorsundur ama geçici süreli olması ve hastalanmamak kaydıyla böyle zamanlar iyidir. İnsan nasıl başarılı olduğunu sonradan hatırlayıp mutlu oluyor.
eksisozluk.com
0
aychovsky
(05.08.17)
ben 7 ay çıkmadım. nedenine göre değişir nasıl geçeceği.

ek: bu arada parasızlıkla evden çıkmama arasında bağlantı mı var? ben "evden çıkmayacağım, ayrıca param da yok" gibi aldım duyuruyu. çünkü ikisi arasında bağlantı kuramıyorum. zira hayatımın en parasız dönemini yaşıyorum ve bu aynı zamanda evde en az vakit geçirdiğim dönem olabilir.
0
misterturist
(05.08.17)
Tütün sigaradan daha ucuza gelebilir. Dışarı çıkmak demek illa dışarıda yemek içmek değil, eve kapanmayın bu süreçte.
0
pike
(05.08.17)
alışverişi toplu yaparsın aldığın şeyleri çürümeden tüketirsin tasarruf olur.
çevrende illa ki güzel park çimenlik tarzı yerler vardır oralara gidebilirsin. büyük bi bardak ayarlarsın kendine kahveni evde yap git.
spora başla dışarıda yürüyüş ve koşu evde ise evde yapılan programlar var you tubede görürsün.

kitap film vb zaten düşünürsün. sıfırdan güzel bir diziye başlanabilir. prison break ve fi dizisi tavsiyem.

sosyal medyadan hoşlanıyorsan profil falan kasarsın. uygulamalarda var karşı cinsten birilerini düşürürsün. sen cıkmazsın onlar sana gelir :))

çadır vb ekipmanın var ise veya birilerden ödünç alırsan yakınlara kampa gidebilirsin . mesela 10 gün ev 1 hafta kamp gibi. kampta çok gider olmaz zaten. ev gibi toplu alışveriş yapıcan onları yiyeceksin.

sonrasında ödemek kolay olur dersen , 3-5 bankadan hesap aç nakit avansına gir kartın. 500-1000 para ayarla oradan onlarlar arada nefes al vb.
0
Caaannn
(05.08.17)
fırsat bu fırsat, sigarayı bırak.
0
attirmayin makedonun kafasini
(05.08.17)
Ben de evden cikamayacagim +param da yok zaten evi eglenceli hale getirmeye diye anladim

Diziye basla
Arkadaslarina soyle senin evde bulusun sana yemek getirsinler. Param yok bana yemek getirin de.
Eger arkadasin yoksa bulundugun yerde, internetten biyerlere gir tanismak icin
Hobi edin youtubedan video izle
Sigara icin birakamasan da yariya indir masrafin da yariya inmis olur
0
my pink
(05.08.17)
(1)

DS-160 formundaki sevis-ID kısmı hakkında

kisa bisey olsun istemistim
You have indicated that the purpose of your trip to the U.S. is to be a student or exchange visitor. Provide the following information regarding the institution at which you intend to study.son aşama formda artık ama bu numarayı girmeden işleme devam edemiyorum. SEVIS-ID'yi dil okuluna kayıt yaptırd
You have indicated that the purpose of your trip to the U.S. is to be a student or exchange visitor. Provide the following information regarding the institution at which you intend to study.

son aşama formda artık ama bu numarayı girmeden işleme devam edemiyorum. SEVIS-ID'yi dil okuluna kayıt yaptırdıktan sonra mı alabiliyorum?
0
kisa bisey olsun istemistim
(04.08.17)
Sevis ID I20 belgesinde ya da DS2019 belgesinde yazar. Henüz o belge elinize ulaşmamışsa giremiyorsunuz.

Kalış sürenize ve nedeninize göre, okul size böyle bir bölge gönderir. Bu belge 'Kendini kaybet, bunu kaybetme' niteliğindedir. Bu belge de vize başvurunuz sırasında gerekir. F1 vizesine başvuruyorsanız okuldan size I20, J1 vizesine başvuruyorsanız DS2019 gönderirler.
0
aychovsky
(04.08.17)
(3)

yasemin pirinci ile imtihanım

proletarier aller lander vereinigt euch
bi de şu pirinci deneyeyim diye aldım, pişirdim ve kokusu dayanılır gibi değil. bu pirinç kesinlikle sade yenemez bir şey benim için, ne yapayım da kokusunu bastırarak yiyeyim bunu, yani ne bastırır bunun kokusunu?
bi de şu pirinci deneyeyim diye aldım, pişirdim ve kokusu dayanılır gibi değil. bu pirinç kesinlikle sade yenemez bir şey benim için, ne yapayım da kokusunu bastırarak yiyeyim bunu, yani ne bastırır bunun kokusunu?
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(04.08.17)
Hangi marka aldınız? O kadar kokulu olmuyor aslında. Suda mı az yıkadınız?
0
funl
(04.08.17)
funl +1
Ben hep yasemin kullanırım, hiç koktuğunu görmedim.
0
fengari
(04.08.17)
funl + 1
Kokusu ağırı geçtim, pek kokan bir pirinç de değil. Pirincin kendisi mi sorunlu ki?
0
aychovsky
(04.08.17)
(5)

Yurtdisi doktora

wishmaythşngs
Arkadaslar yurtdisinda doktora yapan var mi aranizda? Bunun yolu yordami nedir? Yani acik pozisyonlar var mesela benim alanima yakin ama tam benim calistigim konu degil. Ne farkeder deyip basvurmali miyim?Ya da aslinda calismak istedigim insanlar var ama phd ilani vermemisler. Onlarla iletisim kuray
Arkadaslar yurtdisinda doktora yapan var mi aranizda? Bunun yolu yordami nedir? Yani acik pozisyonlar var mesela benim alanima yakin ama tam benim calistigim konu degil. Ne farkeder deyip basvurmali miyim?
Ya da aslinda calismak istedigim insanlar var ama phd ilani vermemisler. Onlarla iletisim kurayim mi?

Bir de aklima takilan bisey var mesela benim burada arkadaslarim koc, bilkent odtu mezunu falan litvanya'ya polonya'ya zor gittiler. Hocam romanya'ya basvurdu kabul etmediler. Alaninda ilk 3 kisiden biri burada.
yurtdisina kongreye falan gittigimde goruyorum pakistanli suriyeli ogrenciler phd kabulu almis. Ya da ayni bolumde hem fasli hem odtulu ogrenci var mesela. Fasli ogrencinin egitimi bence odtuluye denk degil. Yaz okuluna katilmistim. Giderken cok onyargiliydim orada kesin en kotusu benimdir, rezil olmasam bari diye dusunuyodum. Egitimde, duzenekleri falan benle bi kiz vardi biz kurduk. Tabi ki iyi ogrenciler de vardi. Ama cogunluk origin bile bilmiyor excelde grafik cizerken zorlandilar. Pakistanli arkadasim iyiydi onlari pek bilmiyorum. Nasil kabul aliyorlar ki?
0
wishmaythşngs
(04.08.17)
Var. Acik pozisyonlara basvurabileceginiz gibi niyet mektubu, CV, transkriptler vs hazirlayip calismak istediginiz hocalara da basvurabilirsiniz. Eger begenirlerse ve ellerinde butce olursa kabul edebilirler. Calismak isteyeceginiz alani en iyi siz bilirsiniz, ona bir sey diyemem ama alani ne kadar daraltirsaniz sansiniz o kadar duser.

Koc, ODTU vs okullardan Almanya'da, Amerika'da bir suru arkadasim var. Ayni sekilde hicbir yere gidememis olanlar da var. Bu okullardan mezun olan herkes mukemmel olmadigi gibi, Pakistanli, Fasli herkes kotu de degil. Ozel bir muamele yok, adam begenirse aliyor, begenmezse eliyor iste.

Edit: Su eklemeyi yapayim, tabii ki Avrupali biri bize gore avantajli. Bahsettigim Fasli'ya, Pakistanli'ya falan ozel bir muamele yok. Yine de ben bu konuda "bizi direkt eliyorlar" kafasinda degilim, dedigim gibi bircok yere giden ogrenci var. Belki son 1-2 senede eskiye gore daha zorlasmis olabilir. Soru bu kapsamda olmadigi icin kisa kesiyorum, sorunu yemeyelim tartismayla :)
0
evrim halkasi
(04.08.17)
Her ülke için bir şey diyemem ama benim yaşadığım yerlerde Üniverstenin neresi olduğu hiç önemli değil, Türkiye adını duyunca zaten sana Afrikalı kabileden gelmiş muamelesi yapıyorlar. Aynı yaklaşım birkaç ülke dışında da tüm ülkeler için de geçerli. Çin için de, Hindistan için de, Rusya için de, İran için de, ... ODTÜ ile Bingöl Üniversites'nin farkını bilmiyorlar ve umurlarında değil. Sonuçta onların ülkesinde standardımda eğitim almadın ve üçüncü dünyamsı bir ülkeden geliyorsun. 4-5 üniversiteden konuştuklarımdan sadece çok küçük bir kısmı Bilkent'i biliyor. "Gerisi zaten çöp" düzeyinde bakıyorlar. O yüzden Toefl ve GRE düzgünse ona güveniyorlar.
0
aychovsky
(04.08.17)
Ben size cok katilmiyorum bu konuda. Suriye veya Fas'tan katilmis olabilir birisi, ama onun bilgi birikimi daha coktur. Veya onu secen kisiyi etkilemistir bir sekilde. Kendini satabilmek degil mi onemli olan? Ayrica Odtu falan diger ulkelerde pek bilinmiyor. Onlar sizin ne goturdugunuze bakiyorlar.
0
my pink
(04.08.17)
okullar tekil başvurulara açık oldukları gibi kendileri de proje bazlı pozisyon açabiliyorlar. türkiye'den çok az okulu biliyorlar onlar da ekseriyetle boğaziçi, odtü falan.

niyet mektubunuz, tez teklifiniz, sağlam bir transkript, yine sağlam referans mektuplarıyla bir sürü iyi okula girebilirsiniz neden giremeyesiniz ki.

eğer kendi projenizi çalışmak istiyorsanız gözünüze kestirdiğiniz hocalara mail atıp öğrenci alıp almadığını sorabilirsiniz. mailde kendinizi tanıtın, lisans ve yüksek lisansta neler yaptığınızı kısaca anlatın ve doktora projenizi anlatın. ekte de cv ve tez teklifinizi gönderin. hocanın projenizi beğenmesi ve sizinle çalışmak istemesi en önemlisi. eğer halihazırdaki bir projeye başvuruyorsanız o zaman neden çok uygun bir aday olduğunuzu ispatlamanız lazım, burada çok kuvvetli bir niyet mektubu devreye girer, referans mektupları da niyet mektubundaki argümanlarınızı desteklemeli.

türkiye'de alanında en iyilerden olan birisi neden uk, abd, almanya, hollanda vs. dururken romanya'ya başvurur bilememekle beraber kabul alamamasının farklı sebepleri olabilir, illa bizimkileri istemedikleri veya bizi tırt buldukları için olması şart değil.
0
lily briscoe
(04.08.17)
Romanyada avrupa birliginin ortak kurdugu bi lab. var. Hoca bana buraya da bi basvur ama beni bile almadilar falan diye anlatti.
0
🌸wishmaythşngs
(04.08.17)
(3)

nasıl bir hediye?

holy diver
selam, fikir vermesi için detay veriyorum: liseden sevdiğim bir kız arkadaşım yıllarca akademisyen olarak Fransa'da yaşadı, eşi alman, iki kızını orada yetiştirdi. 2 sene önce Türkiye'ye geldiler. birkaç gün önce bir msj attı, Avusturya'ya taşınmaya karar vermişler, yarın veda brunch'ı yapacakmış on
selam,

fikir vermesi için detay veriyorum:

liseden sevdiğim bir kız arkadaşım yıllarca akademisyen olarak Fransa'da yaşadı, eşi alman, iki kızını orada yetiştirdi.

2 sene önce Türkiye'ye geldiler. birkaç gün önce bir msj attı, Avusturya'ya taşınmaya karar vermişler, yarın veda brunch'ı yapacakmış ona davet etti. sevdiğim bir arkadaşım olduğu için gideceğim.

hem evine ilk kez gideceğim, hem de başka ülkeye taşınacaklar.

bu durumda nasıl bir şey alsam?
şimdiden teşekkürler..


**

(vakit çok az farkındayım, fakat buraya sormak şimdi aklıma geldi)
0
holy diver
(04.08.17)
Taşınacakları için ne alırsanız alın, bavulda onu koyacak yerleri olmayacak. Şimdi eşya seçiyorlardır zaten 'Bu kalsın mı, götürelim mi' diye, sonuçta mobilyalar hariç evi taşıyorlar gibi düşünebiirsiniz. Benzer bir durumda bana da birkaç hediye geldi, hiçbirini götüremedim. Bir arkadaşım bir poşet yeni çekilmiş Türk kahvesi vermişti, onu götürebildim. Onun dışında, bir de başka bir arkadaşım vakumlanmış fındık ve badem vermişti, onu götürebildim. Yani, bundan büyük ne almak isterseniz, onu götürmeleri çok zor.
0
aychovsky
(04.08.17)
İki kızı kitap okuyacak yaşta, ergenlikte falansa Özge Samancı'nın Bırak Üzülsünler/ Dare to Disappoint çizgi kitabını alabilirsiniz belki. Türkiye'de büyümek vs üstüne zihinlerini açacak, sorular sorduracak bir tecrübe olabilir.

Bence eğer içiyorlarsa bir şarap falan götürün ve "yolcu insana yük olacak bir hediye getirmenin kötü bir fikir olduğunu düşündüm. Onun yerine güzel bir anı getirdim" dersiniz.
0
sopiro
(04.08.17)
Sevdiği sanatçının CD sini alsan olur mu acaba?
0
xdenizx
(04.08.17)
(4)

Bu hangi dizi? aşklı, şatolu vs

matrix
Bir arkadaşımın sorusudur. Anlatım direkt onun cümleleridir;"90 lı yılların sonu veya 2000 li yılların başında muhtemelen trt de yayınlanan yabancı bir dizi. Çok zengin bir adam şehirde kendinden daha genç bir kadına aşık oluyor ve evleniyor. Daha sonra bu kadını kendi ailesinin de şatosu olan nüfus
Bir arkadaşımın sorusudur. Anlatım direkt onun cümleleridir;

"90 lı yılların sonu veya 2000 li yılların başında muhtemelen trt de yayınlanan yabancı bir dizi. Çok zengin bir adam şehirde kendinden daha genç bir kadına aşık oluyor ve evleniyor. Daha sonra bu kadını kendi ailesinin de şatosu olan nüfuslu insanların olduğu bir kasabaya getiriyor ve orada yaşamaya başlıyorlar. Kadın adamın ikinci eşi ve ilk eşi ölmüş. Yalnız kadın kasabada kiminle konuşsa adamın eski eşinden hayranlık derecesinde bahsediyorlar. Eski eşi herkes çok seviyor yardımları iyilikleri vs. anlatılıyor. Bu arada şatoda yaşayan yardımcı bir kadın var ve o da eski hanımefendisini çok sevdiği için yeniyi bir türlü kabullenemiyor vb.. Neyse kadın kocasının da eski eşine hala aşık olduğunu düşünmeye başlıyor. Eski eş boğularak ölmüş ve adam sürekli deniz kenarına kadının öldüğü yere gidiyor. Falan filan ve en sonunda kadın kıskançlığın dibine vurduğu bir zamanda deniz kenarında adamla kavga etmeye başladığında eşini aslında adamın kendisinin öldürdüğü itirafını duyuyor..."

gelen cevapların yanlış tahminlere itmesinden ötürü edit; Bu öyle pembe dizilerden, entrika dolu trişka brezilya dizileri gibi bir şey değilmiş. Taştan büyük gotik bir şato varmış. Malikane falan değilmiş. Hatta şatonun belli bir bölümüne kadının geçmesi yasakmış. Psikolojik analizleri çok fazlaymış. Daha keskin hatları olan gotik havasını her zaman koruyan ağır bir diziymiş.

son edit: kendimiz bulduk. huh.

Rebecca
www.imdb.com
0
matrix
(04.08.17)
Manuela + 1
Diyecektim de, orada eşini adam öldürmemişti.
0
aychovsky
(04.08.17)
manuela diyecektim fakat yukardakiler +1
0
in vino veritas
(04.08.17)
Sağ olun ama alakası yokmuş arkadaşlar. Bu öyle pembe dizilerden, entrika dolu trişka brezilya dizileri gibi bir şey değilmiş. Taştan büyük gotik bir şato varmış. Malikane falan değilmiş. Hatta şatonun belli bir bölümüne kadının geçmesi yasakmış. Psikolojik analizleri çok fazlaymış. Daha keskin hatları olan gotik havasını her zaman koruyan ağır bir diziymiş.
0
🌸matrix
(04.08.17)
Kendimiz bulduk. Huh.

Rebecca.

www.imdb.com
0
🌸matrix
(05.08.17)
(8)

cem yılmaz vergi rekortmeni

black mamba
öyle vergi rekortmenlerine bakarken gördüm. cem yılmaz ve birçok ünlü vergi rekortmeni oluyor. bu insanlar nasıl vergi rekortmeni oluyor? bunlar şarkıcı, komedyen falan. o kadar sanayici, ticaret adamı, şirket yöneticisi listeye giremezken bu insanlar nasıl giriyor? mesela cem yılmaz banka reklamınd
öyle vergi rekortmenlerine bakarken gördüm. cem yılmaz ve birçok ünlü vergi rekortmeni oluyor. bu insanlar nasıl vergi rekortmeni oluyor? bunlar şarkıcı, komedyen falan. o kadar sanayici, ticaret adamı, şirket yöneticisi listeye giremezken bu insanlar nasıl giriyor? mesela cem yılmaz banka reklamında oynuyor. bankanın yöneticileri, sahibi giremezken cem yılmaz nasıl rekortmen oluyor? hatta buna bir kere gönderme yapmıştı.
0
black mamba
(04.08.17)
detayları bilmiyorum ama şahıs bazında rekortmendir cem yılmaz. firmalar ayrı kulvarda.
0
yons
(04.08.17)
Kimin ne kadar kazandıklarını bilemedim de, şirketler onu bunu masraf, maliyet, yatırım olarak gösterip vergiden düşmek için binbir takla atıyorlar. Cem Yılmaz stand-up'çı olarak maliyet olarak gösterebileceği çok kalemi yok, en fazla mekan kirasını falan gösterebilir.

yons'un dediği daha mantıklı.
0
aychovsky
(04.08.17)
Cmylmz fikir sanat var
0
MaNOfTheYear
(04.08.17)
en basitinden şöyle düşün cem yılmaz 5milyon dolara reklam anlaşması imzalıyor ama gösterebildiği gideri 1milyon daha fazla gösterse zaten denetime girer o zaman 4 milyonun vergisini ödüyor
iş adamı 5milyonluk iş yapsa gideri 1 milyon bile olsa rahat rahat o 4milyonu gösterir iş adamı olduğu için arazi aracı aldım der uçak aldım der makine aldım fabrika aldım vs der
0
dedim dedim de kime dedim
(04.08.17)
2015 verileri:
cem yılmaz 42. sırada 5.2 milyon TL ile. birinci şahıs 45 milyon tl
firma bazında merkez bankası 2 milyar 350 milyon tl ile birinci
www.gib.gov.tr
www.gib.gov.tr
0
yons
(04.08.17)
"Sanatcilar" arasinda yapilan bir kategorilendirme o.
0
dunal
(04.08.17)
@troll holdingler neden vergi vermiyor?
0
🌸black mamba
(04.08.17)
Veriyor. Kar uzerinden kurumlar vergisi.
0
dunal
(04.08.17)
(12)

Personelim benden şikayetçiymiş

bana her yer cehennem
Şimdi 30 kişilik bir yer düşününBir adet herkesin şefi. Bunun altında tüm işleri verip, takip ve kontrol eden ben + benim gibi 2 kişi varBugün duyduğum benim iş verme tarzımdan personel memnun değilmişİş verirken Ego tatmini yaptığımı söylemişler.Şahsi olarak çok mülayim biriyimdir. Ego sahibi kesi
Şimdi 30 kişilik bir yer düşünün
Bir adet herkesin şefi. Bunun altında tüm işleri verip, takip ve kontrol eden ben + benim gibi 2 kişi var

Bugün duyduğum benim iş verme tarzımdan personel memnun değilmiş
İş verirken Ego tatmini yaptığımı söylemişler.
Şahsi olarak çok mülayim biriyimdir. Ego sahibi kesinlikle olmadığımı düşünüyorum.
Kaldı ki iş verirken hadi arkadaşlar şunu şöyle yapalım (yapın emir kipi ile asla konuşmam) , tarzı konuşuyorum

Şimdi yapı olarak beni zayıf gördükleri için böyle düşündüklerini düşünüyorum
Atalarımız boşuna dememiş
Deveye diken insana s.ken diye
Şimdi ben bunları s.keyim mı.
Belki o zaman kıymetimi bilirler

Ne yapayım
0
bana her yer cehennem
(04.08.17)
sta
(04.08.17)
sizi zayıf gördükleri için böyle düşündüklerini düşünmüyorum. belki sizi zayıf gördükleri için düşündüklerini söyleyebiliyorlardır.

bunu bir de sizin gibi olan iki kişiyle konuşun bence.


edit: mikro patlama çok güzel söylemiş
0
rahip janick
(04.08.17)
Sen bunu kendine dert edip buraya soruyorsan bile bu senin pek de oyle biri olmadigini gosterir. Umursama isini bildigin gibi yapmaya devam et insanlari kirmadan.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(04.08.17)
Eğer personele savaş açacaksanız bu sadece onların haklı olduğunu ispatlar. Çok sayıda kişi aynı şeyi düşünüyor ve bir araya gelip şikayet ediyorsa muhtemelen haklı oldukları bir şeyler vardır ya da çok yanlış anlaşılan bir şeyler vardır. Eğer ego sahibi değilseniz birkaç temsilci kişiyle özel bir toplantı yapıp sakin sakin sorunu görüşün ama kendinizde de hata olabileceğini kabul ederek görüşün.
0
mikro patlama
(04.08.17)
Ben de benzer bir iş yapıyorum. O kadar adamı tek tek memnun etmek aynı zamanda da iş disiplinini sağlamak çok zor. Kabalaşmadan biraz nemrutluk yapacak şekilde bir tavır takınmak etkili olabiliyor, tabi bunun ayarını yakalamak biraz zor.
0
nopnog
(04.08.17)
Çalışanların hakkında (mübalağa da olsa) bu kelimeyi kullanabiliyorsan mülayimligin de yalan. Yine emir kipi kullanmamanın da bir anlamı yok.

Neyse yine de odanda tek tek herkesle konuş not tut. Asıl durumu biraz daha netleştirebilirsin böylece.
0
1adam
(04.08.17)
Bu ülkede kibar ve anlayışlı davranan insanların kıymeti hiç bilinmediği gibi hep ezmeye çalışıyorlar. benim eşim de kibar bir insan. Ben de ayı gibiyim. kavga edilmesi bağırıp cıngar çıkarılması gereken durumlarda olayı ben devralıyorum.
Kıymetiniz bilinsin isterseniz siz de biraz kaba olmalısınız.
0
betsy
(04.08.17)
@proletarier... +1

Hassas biri oldugun belli. Kullandigin deyimde haklilik payi var bence, o mulayimligine binaen.

Tatli sert goturmek gerekiyor. Insanlarla ugrasmak dunyanin en zor isi. Karsindakilerin her birinin anlama kapasitesi birbirinden cok farkli. Hizmet sektorunde calistigim icin iyi bilirim.
0
runagain
(04.08.17)
arkadaş böyle bir ortamda takım liderlerinin emir verdiği kısımdayım. ekipte elemanların sayısı 50 den fazla. ben hayatımda bu kadar kibar yönetici topluluğu görmedim. yöneticiyi bırakın insan görmedim. ama yine de yaranamıyorlar bizim denyolara. bu denyo dediklerim eğitimli-eğitimsiz, genç-yaşlı farketmiyor. bizim insanımızın iş ahlakı genel ahlakı vs yok. kendinde pek bir şey arama. zaten konuyu açıp buraya sorduysan olay bitmiştir senin tarafında. tabi bu konuyu kendine zarar vermeden çözmen lazım. kolaylıklar diliyorum.
0
hemsta
(04.08.17)
Emir kipi kullan.oyle gotë boyle ýâŕřâķ
0
all girls dream
(04.08.17)
Aslında normalde bakıldığında @mikro patlama'ya katılırdım ama birkaç sene önce danışmanlık yaptığımdan beri şüphe ile yaklaşıyorum.

Bir bilişim firması gibi bir yerdi, çalışanların da büyük çoğunluğu üniversite mezunu. Şefleri de üniversite mezunu ama o alanda mezun olmamış. İlk gittiğimizde tüm şefler 'Okullu değil, aşağılık kompleksini bizden çıkarıyor' diye şikayet ediyorlardı. Bizi de zaten yönetici o çelişki çözülsün, çalıştaylarda sonuçlar ortaya çıksın diye tutmuştu. Gittik, geldik, araştırdık, gözlemledik, çalışmaları yaptık ve sonuç şu oldu: Çalışanlar okullu değil diye yöneticiye ciddiye almıyor, kullanmaya çalışıyor. Daha doğrusu hiçbiri işi yapmak istemiyor, eskinin devlet daireleri gibi herkes birbirine paslıyor. Hatta işi verince bazıları 'Ben yapmayacağım, yapmam' diyerek çekiliyor. İş gecikince adam birini çağırıp 'Sen yap' deyince de 'Bana baskı yaptı, egosu öyle böyle oldu' diye mırın kırın ede ede, işi tırnağının ucuyla yapıyorlardı. Elemanlardan bir kısmı (3-4 kişi) hakikaten kendilerine verilen işi yapıyor, çalışıyorlar. Onları da seviyor yönetici, diğer çalışanlar da 'Bunları kayırıyor' diye kızıyorlardı.

Firmaya 'İşçiler haklı ne biçim yönetici bu' diye girdik, ikinci ayın sonunda 'Bu yönetici yine iyi niyetliymiş, ekmeğiyle oynamayım diye kaç aydır milleti tutmuş. Ben olsam hepsini atmıştım bu tayfanın' diye sinir küpü olarak çıktık. Bunun da ötesinde çalışanları niye atmadığını araştırdık. Yöneticinin melekliğinin üstüne, şunu öğrendik. Bu adamın üstündeki üst yönetim sektör ortalamasının altına yakın bir yerlerde maaş veriyor ve gerçekten çalışan eleman da o maaşa çalışmak istemiyor. Zaten çalışacak eleman bulamadıkları için de, var olan elemanları çıkaramıyorlar. Adamlar da bunu sonuna kadar kullanıyorlar.

Bunu çözmek için baz + prime dayalı maaş sistemi önermiştik. Üst yönetimden geçti. Sonrasında takip kısmında ben yoktum ama sormuştum 'O şirket ne oldu' diye. Prim hatasız yapılan iş miktarı üzerinden olunca ve yapılacak işlere de puanlama sistemi getirince herkes para için çalışır olmuş. Zora gelemeyen bir kısım elenerek işten ayrılmış, yeni gelenler de prim alma umudu ile çalışıyorlarmış. Primle maaşlar da sektör ortalaması civarında olunca işler tıkır tıkır ilerlemeye başlamış.

Özetle, sizdeki durum nasıl, bilemem. Şirketin incelenmesi apayrı bir konu. Sorun çalışanlarda da olabilir, sizde de. Sizin hiç aklınıza gelmeyen bir şey onları rahatsız ediyordur belki. Belki onlar da yukarıdaki şirketteki gibi zevzeklikler. Bir yandan çalışılabilir, dost bir işyeri ortamı yaratmak sizin göreviniz, diğer yandan bunu kullanmamaları da onların etiği ve ülkemizde etiğin durumu da malum.


Bir de şu var; mavi yaka ile meşgulseniz, birlikte çalıştığınız kesim kibarlığı zayıflık görüyor olabilir. Lan'lı lun'lu konuşmaya daha çok saygı gösteren bir kesim de olabilir. Bir kişinin kibar davranmasını kibir, üstünlük taslama olarak görebilirler.

Sorunlarını doğrudan sizin yüzünüze söyleyemeyebilirler. Sorunların konuşulması için hiyerarşisiz bir ortamın sağlanması gerek önce. İkinci olarak da iyi niyetin görülmesi, hissedilmesi ve sonuca ulaşacağına umut olması gerek. Sizinle ilgili şeyleri söyleyecekken 'Başımıza bir iş gelir mi' korkularının olmaması gerek. Bunu da aralarından biri ile bir Cuma öğleden sonrası toplantılarla yaptırabilirsiniz. Başlarında siz olmayın ama mümkünse en az kimden çekineceklerse öyle biri olsun ve konuşmayı iyi yönlendirebilsin. Yani sizin hakkınızda 'Ego sorunu var' gibi şeyler değil de, bunları açsınlar, örneklesinler ve sizin sonradan bunlardan haberiniz olsun. Buna göre nasıl bir tavır alınması ile ilgili düşünceleriniz, planlarınız olabilir. Belki bilmediklerinizi fark edersiniz.
0
aychovsky
(04.08.17)
30 kisilik yer dusunebiliyorum ama bu 30 kisinin karakter yapisini dusunemiyorum. Sziin durumunuzda 30 kisinin yapisina gore sebepler sonuclar degisebilir.

ayca'nin dediklerine katiliyorum. kimisi kibarligi zayiflik olarak gorur, kimisi kibir olarak. ama 'sikin' yaklasimini, bunlari sikeceksin ki akillari baslarina gelecek tavrini onaylamayi falan hic anlamiyorum. bu sadece sizin kompleksli ve ezik bir tip oldugunuzu gosterecektir.

olmasi gereken herkese belli bir saygi sevgi cercevesinde davranmak. sorunlu bir kisi varsa o kisi uzerine ayrica calisirsiniz.

bir de kime sorsan herkes kendinin cok iyi niyetli oldugunu soyler. kendini objektif degerlendirebilen yok pek. bir kac kisi birden ayni seyi soyluyorsa vardir bir hakli taraflari. sikmeyi dusunmeden once kendinizi bir daha tartin. bir is arkadasim var mesela, dunyanin en acayip, tuhaf insani. rahatsiz edici, gorgusuz, sikici, kaba. ama kendini cok elit saniyor. cok eglenceli biri oldugunu dusunuyor.
oyle yani, belki siz de egolusunzdur gercekten. ya da kendinizi dogru ifade edemiyorsunuzdur.

bir de tabi su var; insanlar gormek istedigini gorecek. sifir art niyet iceren guluslerimin bile acaba bu bize laf mi sokuyor gulmesi diye algilandigini hissediyorum bazen.
0
jimicik
(04.08.17)
(7)

Topukluyla Araba Sürmek

fragile lady
Merhabalar, boyum 1.60 olduğu için debriyaj konusunda bir hayli sıkıntı yaşıyorum. Topukluyla araba süremez miyim? Bunu deneyenler tecrübelerini paylaşabilirler mi?
Merhabalar, boyum 1.60 olduğu için debriyaj konusunda bir hayli sıkıntı yaşıyorum. Topukluyla araba süremez miyim? Bunu deneyenler tecrübelerini paylaşabilirler mi?
0
fragile lady
(04.08.17)
Sıkıntılı olur. Ayrıca topuğu kırma ihtimalin de yüksek.
Onun yerine arabada düz sandalet bulundur, direksiyona geçince hemen ayağına geçirirsin.
0
cakabo
(04.08.17)
Topukluyla tehlikeli olur. Koltuk ve dirensiyon en yakındayken de mi sıkıntı oluyor? Ona rağmen oluyorsa, belki pedalın üstünde bir parça takılıp halledilebilinir.

edit: varmış zaten öyle bir şey.
cfc7329ad537523a5de1-b21544d490ba797ec9de9d17e947de3d.ssl.cf1.rackcdn.com
0
reactionic
(04.08.17)
Benzer sıkıntıyı ben de yaşıyorum. Çareyi koltuğu en öne çekip altıma yastık koymakta buldum.
Topuklu oraya buraya takılan, arabada basaken refleks süresini geciktiren bir şey. Topuklarla pedalı hissetmek zorlaşıyor ve gazı hissedemezsen hızlı gitme veya duruma göre arabayı hoplatma durumları olabiliyor. Yani, 13 cm'lik topukla da kullanabilen var ama bende topuk fazla yüksek olursa arabayı hissetmemde sorun oluyor.

İnce topuk değil de, apartman/platform topukla yetişilip hissedilebilir belki. Ü
0
aychovsky
(04.08.17)
Bir tek ben sorun yaşamıyorum galiba, daha az konforlu olsa da gayet kullanabiliyorum. Ama çok ince topukla kullanmadım
0
mezzosprite
(04.08.17)
Ben topuklu giydigim zaman -ki nerdeyse hergun- arabamin icinde bulundurdugum bir numara buyuk babetlerimi giyiyorum. Inmeden de cikariyorum. Kimseye gorunmeden halletmis oluyorum.

Usenip topuklu ile denedim ama ayagim ile pedal arasinda birsey oldugu icin ne kadar basiyorum tam anlamiyorum. Surusumu etkiliyor yani.

Babetleri arabaya 'buyuk geliyo yedek bulunsun'arabada diye koymustum,simdi buyuk olmasi giy-cikar acisindan kolaylik oldu
0
my pink
(04.08.17)
Kullanma.
0
kirmizipilotkalem
(04.08.17)
Çok zor.
Ben adaylara özellikle söylerim topuklu giymeyin diye.
Aktif olarak araba kullanan kuzenim bile ilk iki yıl arabasında ayrı ayakkabı tuttu. Daha sonra yavaş yavaş başladı.
Özellikle öğrenme aşamasında rahat şeyler giyilmesi çok daha iyi olur.
0
mutekebbir
(04.08.17)
(8)

Kendi kendine evi süpüren supurgeler

fraise
Bunlardan alıp kullanan var mı? Yeni modelleri varmış, hem siliyor hem de süpürüyor. Yurtdisinda kullanımı baya yaygın ama Türkiye'de kullanan hiç görmedim. Performansı nasıldır? Dün akşamdan beri videolarını izliyoruz, çok mantıklı geldi. Sonuçta ben her gün evi supurup silemiyorum. Evden çıkmada
Bunlardan alıp kullanan var mı? Yeni modelleri varmış, hem siliyor hem de süpürüyor. Yurtdisinda kullanımı baya yaygın ama Türkiye'de kullanan hiç görmedim. Performansı nasıldır? Dün akşamdan beri videolarını izliyoruz, çok mantıklı geldi. Sonuçta ben her gün evi supurup silemiyorum. Evden çıkmadan bunu ayarlasam her gün silse süpürse çok güzel olur gibi. Haftada bir de ben onun giremedigi yerleri supurup silerim. Muthiş zaman kazandırır bana ama düzgün süpürür mu, emin olamıyorum.

İyi bir elekttık süpürgesi alacaktım, bunu görünce kararsız kaldım. Ne dersiniz? Bu süpürgelerden mi alsam yoksa klasik süpürge alıp riske girmesem mi?
0
fraise
(04.08.17)
Arkadaşım kullanıyor amerikadan alıp getirdiler, onlarınki silmiyor ama süpürüyor ve çok memnunlar. Bi de evde kedi köpek varsa çok iyi oluyor, o tüyleri baya iyi topluyor. Toza pek faydası yok sanki onlarınkinin varsa da minimaldir ama yere düşen şeyleri ve köpek tüyünü toplaması yetiyor.
0
ekaterina
(04.08.17)
ben de alcam onlardan ama 3500 tl benim beğendiğim modeli :(
hem süpürüp hem silini görmedim yalnız. benim baktığım sadece süpüren.
viledanın sanırım silen bişeyi varmış, bi arkadaş bişeyin yanında eşantiyon olarak almışlardı. kendi kendine siliyo güzel ama çok ağır lekeleri temizlemiyo diyordu. tabi onlarınki dandik bişey. öyle şarjı bitince gitsin istasyona, takla atınca düzelsin falan gibi özelliği yoktu. 3-4 yıl öncenin parasıyla 50 liralık bişeyin yanında verilmiş işte.

bir de silenlerin bezleri özel sonuçta, aletin kendisi kadar bezine de para vermek lazım.
0
halanne
(04.08.17)
Veritas, o duyuruların en güncelı 2016 ağustos, malum bir senede yeni modeller çıkabiliyor :)

Ekaterina, halanne, aynen ben de amerika'dan getirtecegim alırsam ve son modellerde silme opsiyonu da eklenmiş sanırım. Bazısı supurup hemen ardından siliyor bazısı her yeri supurdukten sonra ayarlayınça siliyor. Gelecek ay büyük ihtimalle kedi gelecek eve, biraz da o yüzden istiyorum aslında.
0
🌸fraise
(04.08.17)
yabancilarda bizdeki gibi hali kilim olayi olmadigindan daha iyi. 5 santim kabarik merinos hali uzerinde cok verimli olmuyor o alerler.
0
icim urperiyor
(04.08.17)
Silen makinalarla süpüren makinalar ayrı. En azından irobot'ta öyle. Roomba'lar süpürme için, Braava'lar silme için. Belki diğer firmalarda ikisini bir yapan vardır.

Normalde yerler ve normal halılar için çok başarılı olduğunu söylüyorlar ama numarası düşük olan modeller mpbilya bacaklarına, komodin (komidin?) gibi yerlere pat küt çarpma özelliğine sahipmiş. O yüzden yüksek modelleri öneriyorlar. Onlar engel görüp yavaşlama özelliğine sahipmiş.

Normal olmayan halıdan kastım da bu "shaggy" türü, kabarık tüylü halılar. Onlarda çok işe yaramadığını söylüyorlar. Alt modeller halıya çıkamıyormuş, üst modeller halıya çıkabiliyormuş ama "shaggy" halıları çok iyi temizlemediğini söylüyorlar.

Bunun dışında normal zeminde harikalar yaratıyormuş, yatak altlarında çok işe yarıyorlarmış özellikle, benim de hayalim bunlardan bir tane.
0
aychovsky
(04.08.17)
senin detaylı temizliğin kadar olmaz ama genel olarak tozu alıyorlar.

xiaomi'nin süpürgesine bak kesinlikle, fiyatına göre çok çok iyi diyorlar.
0
mattiadestro
(04.08.17)
Ben zaten yazın halıları komple kaldırıyorum (Mersinli bir aileye sahip olmanın getirdiği genler sağolsun :p), toza alerjim olduğu için de evdeki tüm halılar şu yeni çıkan tüysüz halılardan ve her yer hali değil. Minimum şekilde kullandık. Bir tek salondaki halim normal hali ki o da kısa tüylü. Bu durumda kullanımda çok sıkıntı yaşamam diye düşünüyorum.

Ya şimdi bir daha sordum erkek arkadaşıma 'evet silip hem süpürenler var, bir tık daha pahalı ama onlar' dedi. Videosunu izledim çünkü :)
0
🌸fraise
(04.08.17)
(22)

çok merak ettiğim bir konu

my pink
direkt olarak şu anki durumumla pek alakası olmasa da, ne zamandır aklıma takılan bir soru var. ilişkilerde taviz.açmak gerekirse, siz sevgiliniz varken, o olmasaydı yapacağınız şeyleri yapmaya devam ediyor musunuz?mesela her gün spor yapan birisiniz. o gün sevgiliniz hasta veya o gün sizin de izley
direkt olarak şu anki durumumla pek alakası olmasa da, ne zamandır aklıma takılan bir soru var. ilişkilerde taviz.

açmak gerekirse, siz sevgiliniz varken, o olmasaydı yapacağınız şeyleri yapmaya devam ediyor musunuz?

mesela her gün spor yapan birisiniz. o gün sevgiliniz hasta veya o gün sizin de izleyebileceğiz bir performansı var(sadece bir kere olan birşey). sporu iptal eder misiniz? yoksa önce spora gidip işlerinizi halledip sonra mı normal hayata dönersiniz?

benim eski sevgilim hergün spor yapıyordu ve kendisi hasta olmadıkça aksatmıyordu. ben hastaysam, spora gidip öyle yardıma geliyordu. hasta olan o ise, ben sporu aksatmayı bırakın işten izin almayı teklif ediyordum. ama hiç almadım.

spor benim için önemli olsa da, bir gün aksatmazsam dünyanın sonu değil. ama kaslı, insanların bakmadan geçmediği şekilde kendini kas yapmaya adamış/yapmış birisi zaten sağlıklı düşünebilir mi ki? dinlediği motivasyon şarkılarında 'bayram da olsa, hastalık da olsa spora gidiceksin, onlar sonra sana imrenecek' tarzı sözler geçiyor. ben bu kişiyle nasıl aynı düşünebilirim? nasıl onun gibi davranabilirim? mümkün değil.

örneğin bayramda ailesine gitti, bana 'sakın plan yapma, gelip alacağım seni 1 saat sonra' dedi. saat 4tü. akşam 9da mesaj attı geç kalıyorum vs diye. benim günüm çöpe gitti.

hangisi normal olan veya yaygın olan diyim?
0
my pink
(04.08.17)
Yapmamaya calısırım. İradeyi korurum. Konunun önemine de bakar. Camış gibi film izlemektense her zaman sevgiliye zaman ayırırım. Ama mesela spora gidiyorsam uzun vadede bu zaten sevgiliye de yarardır.. Tabi sevgili minnosluk yaparsa öncelik her zaman ondadır.
0
twelfth
(04.08.17)
Sadece bir kez izleyebileceğim bir performası olsa iki elim kanda olsa iptal ederdim. Yüz kez izleyebileceğim bir performansı olsa, ilkinde yanında olmak için yine aynı şeyi yapardım.

Ama kendisi her gün spor yapan biri olarak asla benim için aynı şeyi yapmadı. Spor ve hastalık özelinde kendi örneğimi vereyim. Ben hastaydım ve mevcut şartlarım dahilinde hastaneye gidebilmek için birinin koluma girmesi, yürümeme yardım etmesi gerekiyordu. Spora gideceği için gönülsüz geldi. Hastaneye gittik. Dönüşte beni eve bıraktı spora gitti.

O zamanlar anlamıyormuşum bence. Şimdi yazarken bile acayip rahatsız oldum yaşadığım şeyden. Bana hiç normal gelmiyor. Ki asla ama asla kendimi onun işlerinin önüne koyan biri olmadım. Bütün çarelerimi tüketmeden ondan yardım istemedim. Bana ders oldu. Bir daha kendimi böyle bir durum içerisine sokmam. Hayatımda kendimi bu kadar değersiZ hissettiren başka bir şey yaşamadım.
0
irene
(04.08.17)
Yapmam. Yapmadım. Hiç pişman da olmadım. Eğer biri için kendi programımdan vazgeçmiş olsaydım şu an pişmanlık yaşıyor oluyordum.
Eğer gönülden gitmek istediğim bir etkinlik ya da başka herhangi bir program değilse kendi işimi asla aksatmam.
0
mutekebbir
(04.08.17)
Hastalığın derecesine bağlı bence, mesela gripsem çok takmayabilirim ama @irene'in anlattığı gibi bir şeyse sevmiyormuş, kendi kendisine tapıyormuş hatta bu adam diye düşünürüm. Ben olsam iptal ederim çünkü aklım zaten orda kalır, odaklanamam. Ayrıca bir gün spora gitmesen nolabilir ki.
0
ekaterina
(04.08.17)
Ya hastalık ne olabilir griptir, midesi agriyodur falan spordan sonra gitsen yanına bir şey olmaz, ama senden ilaç bekliyordur mesela ya da ne bileyim yemek falan, o zaman "dur hayatım şunu da yapıp getireyim" demek hoş olmaz.
Yani cok önemli değilse ya da sevgili "bugün şöyle bir şey yapalım mi" diye özellikle istediği bir şeyi belirtmediyse normalde yapacağın şekilde hayatına devam etmek saçma değil bence, taviz verme vermeme gibi düşünmüyorum.
0
pamuk helvalar cebe
(04.08.17)
Çok spesifik gibi görünen ama altında çok özel durumlar yatabilecek bir soru. Yoksa kimse ihtiyacı varken sevdiği kişiyi bırakıp kendi hobisini yapmaz.
0
goodz
(04.08.17)
@üğpoıuy gelen cevaplardan birşey eklemem gerektiğini düşünüp ekledim. sorunun özü aynı, senin cevabın hala geçerli ve değerli :)
0
🌸my pink
(04.08.17)
Bana göre sevgilinin (sevilen başka biri de olabilir bu) bir kez izlenebilecek bir gösterisi ya da yanında olunması gereken bir hastalık durumunda sporu aksatmak taviz değil. Gerektiğinde sevdiğin insana seve seve kendi vaktinden ayırırsın. Taviz bambaşka bir olay.

Bir bakmışsın kendi düzenin onun kaprisleri ya da düşüncesizliği yüzünden bozulmuş, sporunu günlerce aksatmışsın, hobilerin yarım kalmış, yapmam dediğin şeyleri sırf onu kaybetmemek için yapmışsın, değerlerinden ödün vermişsin, arkadaşlarından kopmuşsun, kırıldığın zaman sırf tartışmayalım diye susmuşsun, o istedi diye mesleğini değiştirmişs vesaire, bunlar tavizdir. Sevgilinin yanında olmak gereken zamanlarda seve seve yanında olmayıp, sporu bir güncük ekmeyi taviz olarak sayan biriyle olmak istemezdim. ben çoğunlukla taviz vermemeye çalışırım, karşımdakinden de taviz beklemem. ama değer verir ve vakit ayırırım.
0
aquarium
(04.08.17)
Kişi kendinden hiçbir taviz vermiyorsa yani canı o an ne isterse onu yapıyorsa bana çok bencilce geliyor. Ben de tam onun gibi davranıyorum ve ortayolu bulamıyoruz. Ortayolcu olmayın karakterinizi koyun. O size uysun biraz da.
0
steven wilson
(04.08.17)
Anlattigim kisi artik sevgilim degil. Ben gecmise yonelik dusunuyordum
0
🌸my pink
(04.08.17)
Bu verilen örnekte ki elemanda spor takıntı haline gelmiş, spora gitmemesi taviz vermesi anlamına gelebilir. Tüm gününü o günkü spora göre ayarlıyordur, öğünlerini aldığı takviyeleri,içtiği suyu bile ayarlıyordur. Bi anda spora gitme bugün demek bencillik bence. @irine verdiği örnekteki gibi hastaysa , 10 gün önceden gösterimiz var denildiyse ve spora gideceğim deye gününü ayırmıyorsa ona bir şey diyemem.

@pamuk helva +1
0
bnmzz
(04.08.17)
Senin işten izin almanla bir adamın sporu bırakması. Ona göre düşün.
0
arnold schwarzeneger
(04.08.17)
nereden buluyorsunuz boyle tipleri anlamiyorum ki..

bir kez yasanabilecek bir sey icin veya ciddi bir rahatsizlik icin degil o gun spora gitmemek, 10 saat otobus yolculuguna bile katlanilir.

saat 4'te mesaj atip 9'da gec kalacagim demesi ise dusuncesiz bir okuz oldugunu ve size zerre kadar deger vermedigini gosterir.

ayni seyi is yerindeki mudurune yapsin bakalim? yapabilir mi?
0
tabudeviren
(04.08.17)
Bu konularda tam bir sevgili köpeğiyim sanırım. Bir defa izleyebileceğim bir performans olmasa da kendisiyle olmak isterim, eğer yanında olmazsam kendisini yalnız hissedeceğini falan düşünürüm. Kişi kendinden bilir işi. Ben de aynı durumda olsam yanımda olsun isterim çünkü.

Ben hastalıktan ölmüyorsam, birinin yardımına muhtaç durumda değilsem sporuna falan gitsin tabii. Fakat ben ölüyorsam yine de spor spor diye çığırıyorsa başlarım öyle işe arkadaş.

İstikrarlı insan iyidir bence, yapsın spor mu yapıyor başka bir şey mi yapıyor her neyse. Beni de ihmal etmesin, kalbimi kırmasın, görmezden gelmesin isterim. Ben de ona aynı muameleyi yapmalıyım tabii ki.
0
teoridefeminist pratiktegeysa
(04.08.17)
seninkinin yaptığı resmen ayıp son dediğin. şimdi spor ekstrem bi örnek benim için. karşıya sorumluluğum olduğu vakitlerde ve söz vermişliğim varsa değil sevgili babam olsa dinlemem ve yerine getirmeye çalışırım lakin sadece spor gibi kendimle alakalı şeylerde sevgili vs. kişisi için her türlü feda edilebilir nezdimde.
0
secrex
(04.08.17)
bizim icin spor olmasa da olur. Ama yemek yemek ile ayni onem derecesinde goruyor
0
🌸my pink
(04.08.17)
Sevgili ile bakıcı arasındaki fark nedir?
Daha önce sevgiliniz yokken hiç hasta oldunuz mu? Nasıl iyileştiniz?
Sevgiliniz olmasa ilgisizlikten ölmeniz ne kadar olasıdır?
Bebeğin annesine duyduğu ihtiyaç ile sizin sevgilinize duyduğunuz ihtiyacı karşılaştırdığınızda mecburiyet ve bağımlılık açısından ne gibi benzerlikler görüyorsunuz?
Sevgilinizin hayatta sizin sevgiliniz olmak dışında genel olarak ne gibi rolleri var?
Siz başka bir şey yapmak istiyorken onun spora gitmesinin size değer vermeyen bencil bir pislik olması dışında ne gibi açıklamaları olabilir?
Önem verdiğiniz ve değer göstergesi kabul ettiğiniz şeylerin uyuşmadığı bir ilişkide diğer kişiyi değiştirmek için ne yapabilirsiniz? Kendiniz ne yönde ne kadar değişebilirsiniz? Nelerden vazgeçebilir nelerden vazgeçemezsiniz?
Taviz vermek uzun vadede ilişkiyi nasıl etkiler?
Burda "bi kere de gitmeyiversin spora ne olacak" diyenlerin kaçı düzenli spor yapıyor? :)
0
mezzosprite
(04.08.17)
Belki ilişkinin başlarında sevgilim için bazı tavizlerde bulunurum. Amaç onunla daha çok vakit geçirmek, daha iyi tanımak olur.
Ama ilişki rayına oturduktan sonra artık iki taraf da birbirinin desteğiyle kendi hobilerine devam edebilmeli, standart yaşantısına devam edebilmeli. Adam mesela spor yapıyor, ne bileyim serseriliğe falan gitmiyor yani, iyi bir şey yapıyor kendince, ayrıca da bunu yaşam şekli haline getirmiş.
Verilen örneklerde doğru bulduklarım da var yanlış bulduklarım da. Misal tek seferlik bir performans konusunda tamamen haklısın. Gecikip tüm gününü yemesi hakkında da...
Ama hastalanınca -ki başkasının bakımına muhtaç olacak derece çok ağır bir hastalık olduğunu düşünmüyorum- önce spora sonra yardıma gelmesi bana normal geldi ne bileyim. Ben hastanede küçük bir operasyon geçirdim, küçük ama birkaç saat yattım, sedasyon falan yapıldı. Ama sevgilimin başka planı vardı, onu çağırmadım. Bir şey olursa seni ararlar zaten dedim. İyileşince de kalktım gittim yani. Ben hasta oldum diye işten izin alıp gelmesini falan da istemem. Biraz bakış açısı farklılığı sanırım. Dediğim gibi duruma göre değişiyor benim için.
0
peggy
(04.08.17)
@kakao, omurgasızlık değil de, o biraz koskoca adama/kadına annelik yapmak oluyor bana göre:)
Ben de eve gelince çorbasını yaparım, ilgi gösteririm falan ama eşim grip oldu diye işlerimi iptal edip yanına koşmam:D
0
peggy
(04.08.17)
Sevgilinin ile 7/24 her şey birlikte yapılmasına gerek yok, herkes planını uygulasın ama tek seferlik gösteri, hastalık ekstrem durumlar. Daha üç sene önce (yaş 30 iken) öyle bir hasta oldum ki, suyu bardakla içince birkaç dakika içinde kustuğum için annem bir iki dakikada bir çay kaşığı ile vermek zorunda kalmıştı. Bir bardak suyu yarım saatte içebilmiştim. O durumda ben de kalırım ve kalınmasını beklerim. Hatta sevgili olmasına gerek yok, arkadaşım olsa yeter. Tuvalete giderken zorlanıyordur falan, bu tarz şeylerde kalırım. Hafif ateşi vardır, o süründürüyordur, zaten senin yapacağın çok şey yoktur; o zaman kimsenin başında beklemenin anlamı yok.

Gecikme niye geciktiğine balar. Keyfi de gecikmiş olabilir, koşulturmadan gecikmiş de. Adam belki bir saat sonra gelmek üzerw plan yaptı ama akrabalar bırakmamış olabilir. "Her gün mü görüyoruz, bir baklava daha ye" diye abanmış olabilirler. Ya da uyuşuk hareket edip gecikmiş de olabilir. Bu tarz şeyleri sallamam.
0
aychovsky
(04.08.17)
ben de tam sevgilimle bugün bu konuda tartıştım. duyuruyu görmek sürpriz oldu.

birkaç kez kötü hissettiğimde işten çıkışta spora gitme, birlikte vakit geçirelim dedim. işten çıkışta spora gitti. ben de tamam git dedim ama bu insana kendini çok değersiz hissettiriyor. tüm gün anksiyete atağı yaşamışım, desteğe ihtiyacım var. spora o gün gitmese de olur bana göre. ama gidiyor. belki ben yanlış bakıyorumdur, olması gerekenden farklı bir durum yoktur. bilemiyorum.

ben ne varsa iptal ederim. ben öyle yapacağım için de karşımdakinden beklediğim davranış bu yönde oluyor.
0
pinkpeony
(04.08.17)
Ben kesinlikle iptal eden taraf olurum. Daha ozverili oldugum icin degil de hep degerlerimiz farkli oldugu icin diye dusundugumden uzulsem de pek sorun etmedim

Hastayken ben birine cok ihtiyac duyarim, kendisi ise hasta oldugunu bile kabul etmez. O yuzden bana da 'hasta degilsin canim' gibi seyler soylerdi. Bunun nedeni kendisinin oyle beklemesi

Hastaligi zayiflik olarak goruyordu sanirim bilemiyorum
0
🌸my pink
(04.08.17)
(2)

Hack'lenen Game of Thrones senaryoları

aychovsky
...nın bir link var mıdır? Sözlük'te ve Google'da başkaca şeylerin arasında kayboldum da, spoiler alsam ne güzel olur.
...nın bir link var mıdır? Sözlük'te ve Google'da başkaca şeylerin arasında kayboldum da, spoiler alsam ne güzel olur.
0
aychovsky
(04.08.17)
Bu reddit'e daha önceden sızan toplu senaryo. İki gün önce hbo hack'lendi de, gelecek bölümün metinlerini çalmışlar ve onlar açışmış ortaşığa. Bayağı daha ayrıntılısı çıkmış, hatta bir iki ayrıntısını gördüm, onu arıyorum.

Yine de teşekkür, bunu da arayıp durduğum oluyordu her bölümden önce. En azından şimdi elimin altında.
0
🌸aychovsky
(04.08.17)
Bu da değil de, iki gün önce sızan metinin özeti gibi bir şeyler. Bir parçası ulaştı elime resimlerle ama hepsi gelmedi
0
🌸aychovsky
(04.08.17)
(54)

sevgilimle don krizimiz - kim haklı?

aegeanfatheramerican
dün kız arkadaşım ve annesiyle birlikte bir avm'ye gittik ve ben de kendime don almaya karar verdim. Yıllarca ailemden ayrı yaşamama rağmen donlarımı bir şekilde annem tedarik etmişti. Daha önce hiç don almadığım gerçeğiyle karşı karşıya kaldım. Yani giymem gereken donun bedenini bilmiyordum. Sevgil
dün kız arkadaşım ve annesiyle birlikte bir avm'ye gittik ve ben de kendime don almaya karar verdim. Yıllarca ailemden ayrı yaşamama rağmen donlarımı bir şekilde annem tedarik etmişti. Daha önce hiç don almadığım gerçeğiyle karşı karşıya kaldım. Yani giymem gereken donun bedenini bilmiyordum. Sevgilime çaktırmadan içimdeki donun bedenine bakmasını söyledim. o da çevik bir el hareketiyle donumun lastiğinden tutup çevirdi ve large giydiğimi öğrendim. Böylece large bedendeki donlardan seçtim ve kasaya yöneldim. seçtiğim donun etiket fiyatı 60 tl idi ancak kasiyer kız aldığım üçlü paketteki donların 20 tl'ye düştüğünü söyledi. Bu demek oluyordu ki bir paket üçlü don için ödemeyi göze aldığım tutara 3 paket üçlü don sahibi olabilecektim. kasiyer kız o sırada donlarda iade olmadığını söyleyerek üçlü paketin içinden bir donu çıkararak bana uzattı.

bundan sonra işler dramatik bir hal aldı. sevgilim ve annesi donun bana küçük geleceğini söylediler. Ben de donu üzerime tuttum ve kasiyer kıza "sizce bu don bana olur mu?" Diye sordum. kasiyer kız ise olacağını belirtti. ben de sevgilim ve annesini dinleyerek xl almak istedim ve kasiyer kız "gelin birlikte bakalım indirimli ve xl olan donlara" dedi. ben de oradan oraya sürüklenmesini istemediğim sevgilime "iki dakika bekle geliyorum" deyip kasiyer kızla birlikte donların olduğu tarafa doğru yollandım.

sevgilimin ilk kızdığı nokta donu üstüme tutarak kasiyer kıza göstermem-miş. ikinci ve bardağı taşıran damla ise ona "iki dakika bekle geliyorum" demem ve don bakmaya kasiyer kızla gitmem-miş. o anda sevgilim fevri hareketlerle mağazadan çıktı ben de ilk baktığım donun xl'sini alarak 60 tl kotamı doldurmaksızın mağazadan ayrıldım ve avm'nin çıkış kapısında sevgilimi yakaladım. bana çok sinirlenmişti. bense o anda bu kadar kötü ne yapmış olabilirim acaba diye düşünüyordum. Elin kadınının karşısına geçip üzerime don gibi özel bir giysiyi tutarak soru sormamın yersiz olduğunu düşünüyor.

bu arada ilişkimiz beş senelik ve sevgilim beş senede "benim neye kızacağımı anlayamamışsın" diye de kızıyor bana.

ikimiz de yorumları okuyacağız ve kimin haklı olduğunu anlamaya çalışacağız.

edit: aldığım donlardan memnun kalmam üzerine bugün tek başıma aynı avm'ye ve aynı mağazaya gittim. sevgilimi daha çok kızdırdı bu durum ve "bütün avm'lerde var o mağaza neden yine oraya gittin?" diyerek üstüme geldi, geliyor.
0
aegeanfatheramerican
(04.08.17)
ikinizde haksızsınız empati yapınca sen birazcık daha haksız gibisin, ama sevgilinin tepkisi fazla mı fazla.
0
basond
(04.08.17)
TV'de bir program var, karşılarındakine kamera şakası yapıyor insanlar. Mikrofondan kendilerine söylenenleri yaparak sinirden delirtiyorlar karşılarında oturan arkadaşları. Genelde verilen görevlerden biri üstüste on defa manasız bir cümleyi tekrarlamak oluyor. Örneğin, on defa "hadi yine iyisin" demesi gerekiyor bir dakika içinde. Siz de sanki belli bir "don" deme kotanız varmış da onu doldurmaya çalışmışsınız gibi olmuş. Duyuru sakinleri olarak bir daha bu kelimeyi görmesek özlemeyiz herhalde.

Bence sevgiliniz "yav sen de ne don meraklısıymışsın, kıza modellik de yapsaydın bir de" falan deseydi de gülseydiniz topluca daha uygun bir tepki olurdu. Abes bir hareket olduğu belli de büyütülecek, trip yapılacak bir şey değil diye düşünüyorum.
0
sopiro
(04.08.17)
yani kız arkadaşınızın annesi üzerinize tuttuğunuz dona bakabiliyor, küçük olup olmayacağı konusunda yorum yapabiliyor da, işi o donu satmak olan kızcağız baktığında mı sorun oluyor?

o kıza sorma nedeniniz, kızın o işten anlıyor, ürünlerin kalıplarını biliyor ve ürünü satıyor olması.

erkek donu dediğiniz, (boxer olduğunu varsayıyorum) şort gibi bir şey zaten.
yani ha şort mayo almışsınız, ha don almışsınız.
ortada seks çağrıştıran bir şey yok.
kimsenin donunuza meraklı olduğunu da sanmıyorum.

kız arkadaşınız kıskandıysa da, görevli kızla gittiğinizde, dükkandan çıkmak yerine yanınıza gelseymiş.

burada asıl saçma olan, kız arkadaşınızın annesi yanınızdayken sizin donunuzun söz konusu olması.
yani o kıza takılıncaya kadar, bence tuhaf karşılanması gereken şey bu.


edit:
konuyu ters çevirince kız arkadaşınız haklı, ama durumlar eşit değil.
erkek boxer'ıyla, kadın iç çamaşırı çok farklı şeyler.
yani birinin düz penye olanı bile başlı başına seksi olabilirken, diğeri bildiğimiz şort.
o yüzden bence öyle değerlendirmemek lazım.
0
blatta hiberna
(04.08.17)
o yapsa sen nasıl tepki verirdin? anahtar soru bu.

ek olarak bence sevgilin haklı.
0
buneperhizwhatisthis
(04.08.17)
Kusura bakmayın ama ben biraz eğlendim. Aslında kızılacak bir şey yok gibi geldi başta ama cinsiyetleri ters çevirin aynı şeyi kız arkadaşınız yapsa siz de çok kızardınız bence. Kendim yaptığımı hayal bile edemedim. Onun için sanırım oyumu sevgilin haklıya kullanıcam.
0
pastörizesüt
(04.08.17)
abi gaz vermek gibi olmasin da hic kusurun yok bence.
0
icim urperiyor
(04.08.17)
:ASDASDASD Çok güzel ya.

Şimdi, haksızsın ama farkında olmayarak yaptığın bişey bu. Donu üzerine tutup sizce bu bana olur mu demede yanlış bir şey görmemişsin o an. İlk defa alıyorsun ve hayatın boyunca annen tedarik etmiş. Bu yüzden don almakta acemisin. sevgiline durumu böyle açıkla gönlünü al ama haksız olduğunu da kabul ederek git ona.

Yukarıda biri sevgilinize atarlı bişeyler yazmış ama kızın bunu normal karşılaması garip kaçardı emin olun. Durumu da gayet iyi açıklamış sana. Ben daha yarısındayken aklımdan onun söyledikleri geçti. Kız haklı burada netiz. Şimdi sorun gönlünü nasıl alacağın..
0
freetakilir
(04.08.17)
Gaz vermek gibi olmasın da, icim urperiyor + 1
Kızın işi don satmak, bu Kompedan türü mağazalarda ne kadınlar erkek çamaşırcıya "Bu jartiyer benim bedene olur mu" diye soruyor. Pazarcı sutyenci amca bile herkesin içinde "Ablacım yükle içine süngeri, aslanlar gibi olsunlar, gez göğsünü gere gere", "Hanıma aldım, evlilik kurtuldu" diye müşteri çekiyor. Onun yanında, bildiğin şort gibi donu üzerine tutmanın hiç olayı yok.

Ben olursam gülerdim çok fena. Donu tutup "Bu bana olur mu" diyen biri komiğime gitti düşününce.

Edit: istanbul kanatlarımın altında + 1
0
aychovsky
(04.08.17)
Edit: Beraber okuyormuşsunuz ya la :ASDASD pardon ben gönlünü al falan dedim ama senin açından yazıyordum.
0
freetakilir
(04.08.17)
Bide bu son mesajım, bu kadar don demen donu normal bir şeymiş gibi algıladığını gösteriyor ama o en mahrem giyeceklerden biridir.

Şöyle düşün sevgilin sütyen alıyor ve erkek kasiyere sizce bu bana olur mu diyor. Nasıl hissedersin? Buradan doğru yere ulaşacağına inanıyorum.
0
freetakilir
(04.08.17)
Sen tamamen art niyetsiz hareket etmişsin, samimi anlatimina dayanarak bu kanıya vardım. Kız arkadaşın biraz hassas davraniyor onu da anlamak lazım.

Tersini düşün yalnız. Kız arkadaşın dantelli külotu alıp bikini bölgesine tutup, erkek satış görevlisine "Bu bana olur mu sizc? ehehe" dese, sonrada "Ay sen yorulma hayatım ben şimdi beyefendi ile bi reyona gidip geliyorum" dese sen ne yapardın?

Dürüst ol :)
0
old possum
(04.08.17)
Hiç kasmadan söylüyorum her ne kadar okurken gülümsesem de ben de olsam sinirlenirdim, ne gereği vardı, çok merak ettiyseniz erkek bir çalışana da sorabilirdiniz. Direkt empati derim böyle konularda, sevgiliniz erkek satıcıya sizin ve annenizin yanında aynını yapsa ne hissederdiniz, cevap burda aslında. Rahatsız olan ya da olmayan buna göre cevaplayabilir. Yalnız merak ettim, beden konusunda haklı çıkan kim oldu?
0
mslny
(04.08.17)
ya ne demek haksiz, adam kafasina tutup mu gosterseydi donu? erkek donuyla kadin donu bir degil ki karsilastirma yapiyorsunuz. erkek donu cogu kadina igrenc gelirken kullanilmis kadin donunu para vererek alanlar var.

ben olsam ben de ayni avm'ye giderim cunku orada istedigim seyi bulabilecegimi biliyorum. ha 'dunku kiz nerde gelsin bisey gostercem ehehe' dediysem oradakilere anca o zaman anlarim, bu sartlarda erkek tarafi sucsuz.
0
icim urperiyor
(04.08.17)
yahu yapmayın, "bu don bana olur mu" diye sormanın ne sakıncası olabilir ki?

herkes cinsiyeti ters çevirince sıkıntı oluyor diyor da, bence o durumda da yok. hatta aychovsky'nin dediği gibi, pazarda bıyıklı amcalar ikizlere takke diye mal satıyor, al bu olur diyor falan. işi bu. hem sanki hatun sormuş olsa ve bir tangayı adama uzatıp "benim popo loblarımı daha güzel gösterir mi sence, kıpss" falan dese tamam da, öteki türlü yine problem olmamalı.

sen gayet iyiniyetli bir şekilde sormuşsun gibi gözüküyor. madem 5 senelik sevgilin ve neye kızdığını anlamadığın için daha da bir kızgın; o zaman o da işin öteki tarafından baksın madem. 5 yıl birlikte olunan sevgiliye, görevliye don gösterdi diye kızmak demek, sanki sevgiliyi biraz abaza yerine koymak demek. senin art niyetle böyle bir hareket yapmanı bekleyebiliyorsa, bence bu daha da vahim.
0
treamorg
(04.08.17)
Editine edit yapıyorum:

Henüz aranızdaki olay çözülmeden don sana oldu diye aynılarından almaya gitmen sanki sevgilini sallamıyormuş gibi bi izlenim bırakmış. Kızdığı nokta bu olabilir. Önce aranızdaki sorunu çözerdiniz haksız olduğunu kabul ederdin (aşağılayarak demiyorum hatayı kabul etmek onurdur) daha sonra derdin ki ya bunlar bana çok iyi oldu aynılarından almaya gidebilir miyim? O zaman sorun yoktu. Biraz daha düşünceli olursan sorun kalmicak aranızda.
0
freetakilir
(04.08.17)
@mslny sevgilimle annesi haklı çıktı xl aldım.
0
🌸aegeanfatheramerican
(04.08.17)
Öncelikle lol diyeyim.

Teknik olarak bir sıkıntı görünmese bile cinsiyetleri değiştirince, donun özel kıyafet algısı olduğu düşünülürse problem.

Düşünsene, kız arkadaşın erkek kasiyere bu iç çamaşırı bana olur mu diye soruyor annenin yanında, yetmezmiş gibi bir de erkek kasiyerle iç çamaşırı bakmaya gidiyor. Wow.
0
humblebirth
(04.08.17)
Kız arkadaşın haksız. Don denen şeyin kalıbının şort ya da pantolon kalıbından ne farkı var acaba? İkisi de bel basen genişliği ve popo büyüklüğüyle alakalı değil mi? Bu olur mu bana diye çalışan kadına penisini mi gösterdin sanki? Net aşırı tepki. Ama ben en çok çalışan kadına haksızlık buldum bunu. Orada çalıştığı için bu tarz konularda fikir belirtme ve müşteriyi en doğru tercihe yönlendirmekle yükümlü bu insan, uygunsuz bulacak ne var? He insanlar sadece mantıklı durumlarda rahatsız olmuyorlar, yine de kıskanmış olabilir, onu da anlarım. Ama bu rahatsızlığını çok yanlış bir şekilde ifade etmiş. Seni haksız bulduğum tek nokta ise, kim haklı olursa olsun aranızda böyle bir gerilim yaşandıktan sonra aynı yere bir daha gitmen. Sırf kız arkadaşının gönlü olsun, tekrar tatsızlık çıkmasın diye başka bir yere gidebilirdin ikinci seferde.
0
love my way
(04.08.17)
Bu ne rahatlık :))
1.si kız nasıl ani bir hareketle dokunun bedenine bakıyor.
2.si kızın annesinin yanında nasıl don alabiliyorsun.
3.sü don almaya 3 kişi mi gidiyorsunuz.
4.sü hiç don almamış birisin (ben de daha önce alamadım)ve ilk donunu koskoca bir mağaza da mı alıyorsun. Mesala ben don almaya kalksam uyuşturucu alıyormuşum gibi gizli alırdım.
5.si ve sorunun cevabı kesinlikle kız arkadaşın haklı. Benim sevgilim iç çamaşırı almaya kalksa ve senin yaptıklarını yapsa satıcıyı dövebilirdim.
0
valarmurgulis
(04.08.17)
kız net haklı.

1) don dediğin muhtemelen boxer. ve boxerlarda öyle aman aman bir size farkı yok. ki zaten çoğu lastikli artık, ekstrem şişman değilsen (ki olsan bile) hemen her lastikli boxer, her erkeğe olur. bundan bihaber olmak için hiç don alışverişi yapmamış olmak gerekmez, don giymek bile yeterlidir bunu tahmin edebilmek için.

2) madem işi don satmak olan kadına bu soruların sorulması normal, niye o an üstündeki donun bedenini de o kadına sormadın? sevgilin yerine kadın elleseymiş poponu mesela? işi değil mi? sevgilin don mu satmış daha önce? o konuda ona güveniyosun da, diğer konuda niye güvenmiyosun sevgiline?

3) zaten 3 tane 3'lü don almadın mı arkadaşım? yani 9 tane don almış olmadın mı? 1 gün sonra bi daha niye gidiyosun don almaya? hem de aynı yere?

4) don satılan reyona beraber gitmenize hiç değinmiyorum bile

5) burda yazdığın şey gayet masum gibi görünse de (ki bence bunu masumlaştırmanın asıl sebebi sevgilinin de bunu okuyo olması), aklındaki düşüncenin o kadar da masum olduğunu hiç sanmıyorum. ha tabi ki "off tezgahtar kız da amma taşmış, dur lan, dondan taşaktan muhabbet açayım da belki akşama sikerim" düşüncesi yoktur belki ama ortada net flörtöz bi durum, en iyi ihtimalle sevgilini kıskandırma, hatta belki ego tatmini falan var.

ha bu arada inanılmaz büyük bi kabahat, ayrılık sebebi falan demiyorum tabi, küçücük bi olay aslında ama kızın vermiş olduğu tepki son derece normal.
0
reso aga
(04.08.17)
ucuz donu görünce gözün dönmüş. açgözlülük büyük günahlardandır, cezanı bulmuşsun. bu cepte.

olayın detayına bakıldığında ikiniz de haksızsınız; sen her gün giydiğin don hakkında bu kadar bilgisiz olduğun için, kız arkadaşın da ota çöpe takıldığı için. birbirinizi bulmuş olmanız olumlu. kaynanaya saygıda kusur etme, hayatının devamında sevgilin küsüp gittikçe don bedeni sorabileceğin kadar güvenilir birine benziyor. mutluluklar dilerim, ama evlenin artık yani, 5 sene çıkmak nedir?
0
manuel mandalina
(04.08.17)
@sopiro+1, çok güldüm.
@freetakilir+1

kız arkadaşının baştaki tavrı haklı ama abartılıydı, o yüzden ikiniz eşit derecede haksız ve haklıydınız. yaptıklarından rahatsız olması normal ama çok sinirlenecek bir şey yok. beni asıl rahatsız eden bütün bu olanlardan sonra tekrar tek başına avm'ye gitmen. sonuçta sevgilin bir şeylerden rahatsız olmuş, hatta abartılı tepki vermiş. buna rağmen sanki hiçbir şey olmamış, onun duygusu, düşüncesi hiç önemli değilmiş gibi hareket etmen pek hoş değil. hep böyle davranıyorsan başta abartılı davranması da doğal. abartılı davranınca bile kaale alınmıyor gibi gözüküyor çünkü. bence kız arkadaşın haklı.
0
cikis yolu
(04.08.17)
yanlış yere yazmışsın, böyle hikayelerden prim kasmak için sözlüğe yazman gerekirdi. serin hikayeymiş birader.

o kadar saçma ve absürd bir olay ki; böyle bir şeyin olduğuna inanmıyorum ve baya salladığını düşünüyorum. 5 yıllık ilişkin varsa yetişkin bir insansın, yetişkin herhangi bir insanın dışarıda don alırken pantolon üzerinden tutup da "bu olur mu bana?" diye bir de oradaki kasiyere soracağını düşünmüyorum. kasiyerin cinsiyeti fark etmeksizin.
0
i drive the hearse
(04.08.17)
Bence kiz arkadasin hakli ama tepkisi biraz abartili. Edit kismiyla iyice yanlis duruma dusmussun.
0
twelfth
(04.08.17)
Böyle eften püften şeylerden büyük olaylar, kavgalar, tartışmalar çıkan kızlarla hayat yaşanmaz.
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(04.08.17)
blatta ve aychovski +1

sevgilin haksız, hem de 5 yıllık sevgilinmiş ki daha da haksız, ama haklı olduğu bir nokta var, neye sinirlendiğini bilmemen, demek ki benzer şeyler daha önce de yaşanmış ve bu konuyu çözmek için yeterince konuşmamış üstünü örtmüşsünüz ki hala benzer şeyler yaşanıyor.

insanların neyi ne zaman kıskanacaklarını bilmediklerini düşünüyorum, bu yüzden de ilişkiler çıkmazlara giriyor, ilişki içindekiler "acaba bunu da kıskanacak mı" diye kendilerini baskılamaya başladıkları ve bu baskılama bir yerde ters teptiği zaman toparlanması pek mümkün olmayan hasarlar oluşuyor. Yazık
0
gochebe
(04.08.17)
Bana biraz kızı kıskandırmaya çalışıp safa yatıyorsun gibi geldi.
0
arnold schwarzeneger
(04.08.17)
@sopiro +1 :))
Ne güzel bi ilişkiniz var.
Sen masumsun orası belli ama çok masumluk da dert oluyor bazen böyle. Ben sevgiline hak verdim, tepkisi abartılı olmuş ama. Senin de editteki davranışın hiç olmamış.
Merak ettim, don değil de başka bişey alıyor olsaydınız sevgilinin tepkisi nasıl olurdu?
Ya da mesela don harici bir giysiyi alırken sevgilin sana sorsa sen fikrini söylesen sonra o dönüp kasiyere sorsa ne hissederdin?
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(04.08.17)
bayan kişisi abartmış
0
çınarım
(04.08.17)
Duyuru ve cevapları okuyup "don" kelimesine doydum öncelikle, sanırım önümüzdeki 5 sene bu kelimeyi kullanma ihtiyacı duymam. O kadar ki, cevapların sonlarına doğru kelime anlamını yitirmeye başladı.

Kim haklı, kim haksız girmiyorum. 2 tane şey söyleyip kaçacağım:

1. 5 senelik ilişki var diyorsunuz, erkek tarafının minimum 25 olduğunu varsayalım. Bu yaşa kadar kendisine "don" almamış olmak nedir? Hadi onu geçtim, bu kadar yıllık don giyme tecrüben var, insan giydiği donun bedenini bilmez mi yahu?
2. Erkek tarafının don bedeni l-xl skalasında çıkınca sanki bir "show off" olmuş durum, bu "bu don bana olur mu bir bakar mısınız" diye üstünde göstermeler falan o yüzden bence. O beden small çıkaydı, hiç böyle şeyler yaşanmadan alınıp gidilecekti o "don".

Haydi hep beraber: don don don don.
0
fengari
(04.08.17)
Abartmayın Roma'lılar, alt tarafı don
0
MaNOfTheYear
(04.08.17)
Abi nasil tipsiniz ya, benim anamın yaninda sevgilim donu üstüne tutup oluyo mu falan dicek annem de yok bi büyük bedeni al dicek öyle mi?? Hikayen pek doğru gelmedi ve bunu dusunduren ikinci olay kasadaki kadının kasayı bırakıp reyona gitmesi oldu, gratis dışında hiçbir mağazada kasa elemanının yerini bıraktığını görmedim açıkçası.
Neyse hadi diyelim hikaye doğru, sen kaşınmışım resmen. madem kiz sinirlendi niye hemen yeni don almaya gidiyorsun?
Ha bence sorun mağazadaki kızla konuşmalar falan değil, kadının işi o ama asıl sorun ananın yaninda don işlerine girmiş olman.
0
pamuk helvalar cebe
(04.08.17)
bu sıcak havalarda iyi geldi serin serin.

don haklı.
0
Bruce
(04.08.17)
ohoo böyle saçma sebepten sevgili kavgası mı olur ya.

abi sen o donu ne niyetle önüne tuttun onu söyle. "belki kasiyer kız benden etkilenir" falan demedin sonuçta değil mi? gayet işini halletmeye çalışıyorsun. kasiyer kıza yazmak istesen bunun türlü türlü yolları var, kız arkadaşın ve annesinin önünde yapmazdın zaten. sorun olduğunu düşünmüyorum.

benim erkek arkadaşım böyle bişey yapsa en çok ben gülerim. annem de kesin güler.

ama şöyle de bir şey var-ki ben buna çok inanıyorum. herkesin sinirleneceği şeyler başka başka olabiliyor ve an be an değişebiliyor. belki bu olay kız arkadaşının normalde sinirlenmeyeceği bir şey, ama belki o anda yanında annesi olduğu için bütün bu donlu konular yüzünden ona rezil olduğunu düşündü, ya da az önce denediği elbise üstüne olmadığı için zaten sinirliydi, veya sırf o an bir şekide trip atası geldi. çok insani tepki aslında. yani evet bana şu an çok mantıksız geliyor bu don konusunun sorun olması ama benim çok sinirleneceğim bir konu olduğunda da bir başkası "çok saçma, buna mı sinirlendin" diyebiliyor. işte bu nedenle seni haksız buluyorum. çünkü kız arkadaşın x bir sebepten sinirlendiği zaman "buna sinirlenmen çok yersiz, sinirlenmekte haksızsın" demek yerine "hayatım çok pardon yeaa bilemedim napim o anda dalgınlığına geldi" diyip bi öpmek çok daha yerinde olur. yersiz kavgalar büyümez, sorun kalmaz.

kız arkadaşın hala sana kızgınken tekrar mağazaya gitmen de hoş olmamış. kız arkadaşın sinirlenmiş mi, sinirlenmiş. yapacak bir şey yok. üstelik buna sinirlendiğini sana açık açık söylemiş. ama sen inat gibi gene aynı mağazaya gitmişsin. ya biliyorsun ki bu konuda sana kızgın, neden hala üstüne gidiyorsun ki? önce yukarıda yazdığım şekilde kız arkadaşının gönlünü alıp, sonra "ya kızcaksın ama ben gene o mağazaya gidicem sanırım, donları bi harikaymış" desen sorun olmazdı bence. kız arkadaşının sinirlenmesi büyük ihtimalle kasiyer kızla arandaki muhabbetten değil, senin onun bu kızgınlığını sallamayıp, onu yok sayıp umursamamış olmandan kaynaklanıyor.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(04.08.17)
kız gereksiz kıskançlık yapmış ama sen de körüklemişsin biraz. ikinci gidişin çok saçma mesela. ayrıca don nasıl 60 tl oluyor yahu?
0
elorelia
(04.08.17)
sevgilin haksız.
0
sckxyss
(04.08.17)
@istanbul, bence kız 5 senelik nişanlılık yüzünden sinirli.
0
manuel mandalina
(04.08.17)
herkese cevapları için çok teşekkürler.
1. çıkmaya başladığımızda 17 yaşındaydı kendisi, benim birkaç girişimim olsa da henüz evlenmeyi kendisi istemiyor küçük olduğunu düşündüğünden.
2. valla mağaza hm mağazasıydı, gayet kasayı bırakıp reyona geldi kadın. isteyen indirimlere baksın oradaki, ne bileyim?
3. ilk gittiğimizde 3 tane 3'lü almadım, 1 tane aldım ve ertesi gün memnun kaldığım için yeniden gittim. gitmez olaydım.
4. "serin hikaye" diyen arkadaşlara donların fişini mi göndereyim, konuşmamızdan ss mi koyayım bilemedim. ne yapsam?

ciddiye alarak cevap yazanlara gerçekten teşekkür ediyorum. daha önce birçok kez kalbini kırmıştım kız arkadaşımın. bu yüzden abartılı tepki verdi diyen arkadaş doğru söylemiş. ama geride kaldı bunlar, 1 senedir bu tarz şeyler de yaşanmıyor.
0
🌸aegeanfatheramerican
(04.08.17)
güldüm ve sana hak veriyorum.
0
alkolsuz icecek
(04.08.17)
çok eğlenceli bir duyuru olmuş tebrik ederim sizi :D

haklı haksız taraf var diyemem ama sevgilin biraz abartmış sanki. gereksiz kıskançlık yapıyor.

edit: ayrıca allah başka dert vermesin en büyük derdiniz bu olsun demek istiyorum.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(04.08.17)
40 liralık bira ve trendyol'dan iki tane gönderilen ayakkabı başlıklarından sonra en çok güldüğüm duyuru bu oldu sanırım.
"Don haklı" cevabına kahkaha atmakla birlikte bence hepimiz gece yarısına kadar sakince oturup "don" kelimesini aklımızdan bile geçirmeyelim. Biraz zamana ihtiyacımız var atlatmak için.

(İkinci kez gitmeniz olmamış demek için gelmiştim ben.)
0
sopiro
(04.08.17)
Kasiyer güzel mi bari?
0
humat
(04.08.17)
@humat kasiyer hamileydi arkadaşlar
0
🌸aegeanfatheramerican
(04.08.17)
Ne kadar da komik bir çift.
Donu üzerine tutup başkalarından fikir almak nasıl bir şeydir ya :):)

Bence olay komik neden gülmek yerine kızmayı seçmiş anlayamadım.
Büyütülecek bir şey değil diye düşünüyorum. Bundan sonra donlarını yalnız al.
0
mutekebbir
(04.08.17)
ne donmuş ya ünlülerin donu bu kadar tartışılmıyor.
0
elorelia
(04.08.17)
ikiniz de haklı ve ikiniz de haksızsınız. sevgilinin hoşuna gitmeyebilir, hoşa gitmeyebilecek bir durum oluşmuş orada.
hatta bence sevgilin %70 haklı.

marks and spencer mı orası?
0
pinkpeony
(04.08.17)
@pinkpeony h&m
0
🌸aegeanfatheramerican
(04.08.17)
abi ne yap ne et mağazadaki hatunla seviş bari de yediğin trip boşa gitmesin, kızla da ayrıl tripe devam ederse, ömür mü geçer la böyle hatunla. güven 0 gailba...
0
benim adim kerim hepinizi severim
(04.08.17)
ahahah koptum arkadaş sevgilinin annesiyle don almaya gitmek ne demek? :D
0
tughan
(05.08.17)
bir sonrakinde tahtakaleye gidin birbirinizden soğumak için bahaneye ihtiyacınız kalmaz.
0
kenjataimu
(07.08.17)
sıcaklar bunaltmış senin hatunu bence, tabii aldığın çamaşırlar seksili çamaşırlar değilse, eğer öyle ise hatun haklı, sonuçta kasiyer seni o donların içinde hayal etmiş olabilir, binicem üstüne vuracam kırbacı diye fantezilere dalmış olabilir falan.

yalnız sende aynı yere ikinci kez gitmeseydin iyi olurmuş yangına körükle gitmişsin.
0
selam
(08.08.17)
çok net söylüyorum ayrıl kardeşim. sen haksızsın bu konuda, o erkek görevli ile aynı muhabbete girip don bakamaya gitseydi bence sen adama müdahele de ederdin; ama kadın kezbanmış. bak sana şunu söyleyeyim, kadının psikopatından, kezbanından, manyağından, sorunlusundan kaçacaksın can kardeşim. vakit yakınken kaç kurtul, bu zihniyet, bu kafa yapısı yarın sana "evlenince yap boşarım donuna kadar da alırım" diye sataşır. bunlarla evlenmeyeceksin can kardeşim. hayatta ve bu mücadelenle başarılar dilerim. bol şans, Allah kurtarsın.
0
pietro
(08.08.17)
Sevgilin safkan bir kezban, böylesine ender rastlanır. Bence sakın kaçırma. Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş. Kayınvalideyle avm'de çıldırmacalar ahaha.

Ya hikaye neresinden tutsam elimde kalıyor. Sevgilin haksız da birader, sen böyle tribal bir kadınla nasıl 5 yılını geçirdin? Manyak mısın?

Ayrıca nasıl bir badaksın, nasıl bir ana kuzususun ki donunun bedenini bilmiyorsun? Off devam edemeyeceğim.
0
yirmisantim
(08.08.17)
çok eğlenceli ve absürd bir hadise.

indirimli don zaafiyetin var. indirimli don gördün mü ruhunu şeytana satacak potansiyel sezinledim.

herkesin donuna saygım sonsuz ama bin yıl yaşasam sevgilimin annesinin olduğu bir ortamda don alışverişi yapamayacak bir karakterim var sanırım o yüzden olay bana absürd geldi o yüzden çok keskin ve net bir yorum yapamayacağım ama, o sırada ilgili don mağazasında alışveriş yapan ve olaya şahit olan 3. kişi olsam, donu üzerinize yaklaştırıp, hanfendi sizce bu don bana olur mu diyen erkek görsem, ohaa ne değişik adamlar var derdim. bence yakışıksız bir hareket ve kız haklı.

ama bir yandan da, annesinin yanında messi'nin kıvrak bir bilek hareketiyle rakip defansı yarım saniyede çalımlaması gibi bir hız ve başarı ile donunuzun bedenini öğrenen, annnesinin bakıp, evladım bu don sana küçük olur demesini garip karşılamayan kızın, sizin donu kasiyere gösterip bu bana olur mu demesine bu kadar sinir olması da garip. benim yapıma göre garip daha doğrusu.

kız sizden daha haklı gibi geldi gene de bana.

ayrıca xl dan devam edin, rahatlık önemli.
0
wilhelmwasmuss
(08.08.17)
(20)

Bir ilişkiye başlarken....

Northern Mariner
iyi geceler Ekşi Duyuru sakinleri,"Bir ilişkiye başlarken karşınızdaki kişinin eğitimi/mesleğine bakar mısınız?"Bu gecenin sorusu yukarıda :)Yaş/cinsiyet/Eğitim düzeyi - Meslek - Yorum (tabiki detaylandırıp detaylandırmamak size kalmış)Kendim ile başlayayım33 / E / Yüksek Lisans öğr. - Uzakyol Gemi
iyi geceler Ekşi Duyuru sakinleri,

"Bir ilişkiye başlarken karşınızdaki kişinin eğitimi/mesleğine bakar mısınız?"

Bu gecenin sorusu yukarıda :)

Yaş/cinsiyet/Eğitim düzeyi - Meslek - Yorum (tabiki detaylandırıp detaylandırmamak size kalmış)

Kendim ile başlayayım

33 / E / Yüksek Lisans öğr. - Uzakyol Gemi Kaptanı /
Açıkçası tanıştığım insanlarla havadan sudan muhabbet etmek yerine daha içerikli sohbet etmeyi severim, bu müzik konusunda olabilir, yeni bir yabancı dizi olabilir, teknoloji olabilir, içki türleri olabilir, yani olabilir de olabilir. Haliyle karşımdaki kişinin belli bir kültür seviyesinde olması gerekir. Aslında snob (burnu havada insanlardan değilim) bir kahveye gidip oradaki insanlarla yada sokaktan geçen seyyar satıcı ile rahatlıkla anlaşan biriyim ama ilişkilerde derinlik arıyorum sanırım.
Bana göre insanın ayaklarının yere basması önemli, kendini bilmesi daha da önemli. Ancak bu bir emek sonucu para kazanmaya başlayan ve eğitimini belli noktaya getirmiş insanlarda gözlemlediğim bir durum. Böyle olunca benim için karşımdaki insanın eğitim ve kültür durumu bana uyum sağlayabilecek yada benden yüksek olmasını nedense daha güzel buluyorum. Yani biraz akıl, fikir ve mantığa hayranlık var sanırım :)

başka bir soruda görüşmek üzere, cevaplarınızı esirgemeyin ;)
0
Northern Mariner
(04.08.17)
eğitim meslekten çok iletişim uyumlu mu o önemli
yani lise mezunu olup çok donanımlı ve çok derin muhabbetler de yapabilir doçent olup salak şekilde konuşan birisi de olabilir.

34/e/lisans/tamirci/yorum yukarda
0
basond
(04.08.17)
eğitimine bakarım. bence eğitim düzeyleri farklı insanlar arasında kültürel bir fark oluşuyor ister istemez. tabii istisnası olur mu olur. ama genelleme yapacaksak bakarım.

26, E, mühendis/öğretmen
0
olkol
(04.08.17)
direkt olarak eğitime bakmaktan ziyade, aile kalitesine, yaşam tarzına bakarım.
ya da onu anlamaya çalışırım.

okul bitirmekle iş bitmiyor.
cv önemli, ama vizyon daha önemli.

32/k/çevirmen
0
blatta hiberna
(04.08.17)
33/ k/ akademisyen

Blatta hiberna + 1
Hani, "Eğitimsiz adam şöyle kötü olur, böyle ne yapacağını bilmez" gbi şeyler söylenebilir de, zaten öyle bir adamda eğitimine gelene kadar "Iyyy ne biçim adam" diye elerim. Onları geçmişse eğitiminin çok bir önemi yok

Mesleğine bakarım ama "Beni ne doktorlar, mühendisler istedi" yaklaşımıyla değil de, o mesleğin gerektirdiği hayat tarzı ile benim mesleğimin gerektirdiği hayat tarzı tutar mı diye bakarım. Benim sol beyin ağırlıklı kafa sayısal sayısal çalışıyor ve eve işle gelebiliyorum. Atıyorum, şairle veya sanatsal ya da bir gönül adamı tipi işi olan biri ile birlikte olursam uzun vadede uyumsuzlıktan karşılıklı kafayı yememiz büyük olasılık. Adam şiir okumaya başlasa ben gülerim çok fena, adama saygısızlık olur başta. Ötesinde işine karşı tutkusu var mı, işini severek mi yapıyor diye bakarım. Para kazanması veya kazanmaması önemli değil, bu da benim zaafım.
0
aychovsky
(04.08.17)
21/e/lisans öğrenci

yakın zamanda tanıştığım, 18 yaşında lise terk (ikinci sınıfta bırakmış okumayı, mezun olup üniye gitmemiş değil) hatun son birkaç senede gördüğüm aklı en berrak, zihni en pratik ve hayat görüşü en geniş kızlardan biriydi, belki de en zarfı ona layıktır. etiketler belli bir ortalama sunuyor, genelde o ortalamaya ait oluyor insanlar. ilk bakış için faydalı olabilir ama 15-20 dakikalık muhabbetten sonra kimin ne olduğu az çok çıkıyor ortaya. daha ciddi bir ilişki aranıyorsa da biraz daha zaman verip yaşam tarzına bakmak daha sağlıklı olur elbette.
0
reavelyn
(04.08.17)
öncelikle sana hayırlı işler dilerim.

denk olmak iyidir, atalarımız boşa konuşmamış her zaman olduğu gibi. önemli olan kafaların uyuşmasıdır'ı da şuraya koyalım. benim gözlemlediğim, yukarıdaki klişeler bir yana, işin etiket tarafında kadının az bi üstünlüğü var ise tüm o kafa uyuşması mevzuları falan hikaye oluyor ve erkek tarafında başta olmasa bile zamanla -ister yedirememe de, ister çekememe de- uyumsuz bi hal hasıl oluyor en nihayetinde. sen hayran oluyormuşsun buna, senin gibi başka istisnalar da vardır muhakkak ama pratikte bu yüzden ilişki ve hatta evlilik bozulduğuna bile defalarca şahit oldum.

soruya cevap; ben bakmam, bakmadım, hiç takılmadım, takılmaya gerek olmadığını düşünüyorum.
0
manuel mandalina
(04.08.17)
Eskiden çok takılmazdım böyle şeylere ama çöpe giden bir 3 sene yaşadıktan sonra fark ettim ki gerçekten önemli karşındakiyle yakın bir eğitim, kültür seviyesinde olmak. Şu saatten sonra dikkat ederim yani.
0
ms brownstone
(04.08.17)
ailesine, sosyal hayattaki duruşuna (statüsüne değil), eğitimine, mesleğine, konuşma tarzına, her şeyine bakarım.

25k bankacı.
0
piremses
(04.08.17)
Mantık ararım. Sadece bu.

Bi de olgunluk

//Gayrimenkul sektöründeyim
0
MaNOfTheYear
(04.08.17)
27/k/asistan doktor

nöbetli bir işim var ve karşı tarafın bunu sürekli anlayışla karşılaması, kendinin de nöbetli bir işinin olmasıyla mümkün bence. diğerleri empati yapar ama gerçekten anlayamaz. doğrusu, nöbetsiz bir doktor olsa dahi geçinemeyebiliriz. işinin zorluğu benimkine denk biri olsun isterim.

soru işle ilgili olduğu için diğer parametrelere girmiyorum ama iş belirleyici, evet.
0
fallopian
(04.08.17)
Süvarilerin genel sorunu bu
Gemi kafasından kurtulamadığın için oluyor bence
0
bana her yer cehennem
(04.08.17)
32/e/Mühendis

Eğitim pek önemli değil ama mesleği ilişkiye zaman ayırabilmesi ,hayat kalitesi(yorgunluk) açısından önemli.
0
bnmzz
(04.08.17)
ister istemez bakarım.

26/k/gayrimenkul sektöründeyim : a.k.a emlakçıyım.
0
elorelia
(04.08.17)
Eğitimine bakarım, iyi bir eğitim hayatı varsa ne güzeldir benim için fakat şöyle bir şey var; misal kendisi büyük eğitimler gerektirmeyecek bir işte başarılı olmuş, kendini fazlasıyla geliştirmiş ve geliştirmeye devam ediyorsa bu da şahane bir şey bence.

Eğitim çok mühim, insanın hayatını baştan aşağı etkileyecek bir şey fakat bazen bir sürü sebep dolayısıyla (aile, maddi sebepler, çalışmak zorunda olmak vs.) akademik bilgi alamadan devam etmek zorunda kalıyor insanlar. Sadece buna bakarak bir insanı değerlendirmek hatalı olur diye düşünüyorum.

Birlikte olduğum insanla uyum içinde olmak, denkliklerimizin olması, genel olarak aynı yöne bakabilmek isterim ama bunu yalnızca akademik duruma bağlayamam. Büyüdüğümüz ortamlar, yetiştiğimiz semtler, ailelerimizin tarzı, insan ilişkilerimiz, inançlarımız, yemek kültürümüz dahi bu mevzuda etken.

Misal erkek arkadaşım inşaat mühendisi, 9 aydır birlikteyiz ve kendisini seviyor oluşumun nedeni mühendis olması olamaz herhalde. Onu tanıyıp içine girdiğimde beni mutlu etmesi, benim de ona bana hissettirdiklerini hissettirebiliyor olmam, benzer şeylere gülmemiz, hayattan benzer şeyleri beklememiz, benzer şeyler yapmaktan keyif almamız vs vs olduğunu sanıyorum.

28/K/Halkla İlişkiler
0
teoridefeminist pratiktegeysa
(04.08.17)
31 K. Docent
Bakmiyorum. Unvanimdan dolayi insanlar bendne fellik fellik kaciyor. Karsimdaki onu nasil degerlendirecegim diye iki kelimeyi yanyana getirirken omur geciyor. Yoruldum. Ayrica muthis sıkılıyorum zaten univeristediki ciddiyetten. Adamin Icki, sinema, teknoloji bilgisi de ilgi alanimda degil. Kulturel urunlerin nasil yorumlanacagi uzerine dersler alip kitaplar okudum, yonetmen insanlarla tanistim, tartisacagimi, paylasacagimi paylasiyorum uzmaniyla, hoslandigim adam gelip ama kieslowski falan deyince gulecegim geliyor. Yetiyorum ben kendi kendime her alanda. Kopek, mandalina, spor, kayak kosma falan sevsin yeter. Butlari guzel olsun (*-*) Zeka, akil gibi seylerdense canlilik güc ve hazza odaklaniyorum. Gulelim bir de. Okadar.
0
velvetmorning
(04.08.17)
31, k, lisans, işsiz

Eğitimine, ne mezunu olduğu çok önemli değil, önemli olan vizyonu. Yani bakmıyorum. Ben konuşabilir miyiz, neler paylaşabiliriz, birbirimizin esprilerini anlayabilir miyiz böyle şeylere bakıyorum. Elbet eğitimi ya da mesleği muhteşem olan insanlara hayranlık duyuyorum. Ancak bu şekilde bir erkeğin bana ilk etapta burcumu sorması anında beni kendinden soğutmasına yetiyor. Bu basit bi örnekti.Bu ve buna benzer takıntılarım var yani. Bazıları gerçekten uzaktan daha güzel.

Eğitimden ziyade, kendini geliştirmesi, zekası, espri yeteneği ve en önemlisi yeniliklere açık olması benim için daha önemli.
0
moratoryumkisilik
(04.08.17)
35/E/Finans

Herşeye bakıyorum sanırım..

Güzel olmasına dikkat ediyorum. Aşırı kısa, şişman, fazla zayıf veya şekilsizse ilgilenmiyorum. Güzel gülümseme, sağlıklı ten, saç ve dişlere dikkat ediyorum. Bunlar görsel konular..

Bunun yanında çok fazla ilişki geçirip "ait olma" hevesini kaybedip kaybetmediğini anlamaya çalışıyorum. Ama evden çıkmayan sorunlu bir tip olmasını da istemiyorum. Daha önemlisi evlilik kafasına girdiği için avlanıyor mu yoksa benden cidden hoşlandı mı onu çözüyorum bir süre sonra. Yani hedef mi süreç mi odaklı diye analiz ediyorum.

Karakter olarak, uyumlu, geçimli ve mülayim mi diye değerlendiriyorum. Sohbeti tatlı mı, entelektüel derinlik sahibi mi, yoksa acun mu izliyor diye bakınıyorum. Her gün tolstoy muhabbeti yapmasını beklemiyorum ama Salinger dediğimde kimde bahsettiğimi bilsin en azından diyorum. Geçimsiz bir karaktere neden olan kültürel derinlik kibrinden de farkındalık sahibi olmayan kültürel sığlık kadar uzak duruyorum.

Okuduğu okul, eğitim seviyesi, mesleği vs bunlarla her zaman paralel olmuyor. O yüzden önemsemiyorum özgeçmiş bilgilerini.

Bunlardan bazıları eksikse çok da kafama takmıyorum, eğlenmeme odaklanıyorum.
0
twelfth
(04.08.17)
24/k/lisans/öğrenci

Birçok şey önemli bana kalırsa. Fiziksel olarak çekici bulduğum, birlikte vakit geçirmekten zevk aldığım, sanat, edebiyat, gündelik konular vs. üzerine rahatlıkla konuşup fikir paylaşımında bulunabileceğim biriyle birlikte olmayı elbette yeğlerim.

Ayrıca eğitim durumundan ziyade bence kişinin hayatta bir amacının olup olmaması daha önemli, ki bu nokta da eğitime bağlanabilir belli koşullarda. Eski erkek arkadaşım mesela adı sanı pek de bilinmeyen bir anadolu üniversitesinde 2 yıllık bir bölüm bitirmişti. Gayet iyi anlaşırdık, ortak zevklerimiz vardı ama benim hayatta varmak istediğim yere ulaşmak için sahip olduğum motivasyon ya da arzu onda yok gibiydi. Hani illa kariyer yapmaktan, çok para kazanmayı hedeflemekten bahsetmiyorum. Daha çok hayatında ipleri elinde tutmak, kendinden emin olmak kastettiğim şey. Ayrıca istisnalar vardır mutlaka ama eğitimin sosyal ve kültürel anlamda sağladığı kazanım inkar edilemez, bu yüzden tercihim yine bu yönde olur.
0
lolita
(04.08.17)
29/k/akademisyen

valla bu konuda çook gidip geldim. ama artık sanırım velvetmorning gibi düşünüyorum.

neden? çünkü eşim de benim gibi; ve sanırım accayip sıkılıyorum bu durumdan. itiraf gibi itiraf oldu ya, neyse.

tamam bir bambam olmasın adam, ama yine de bana hayat aşkı, neşesi, gücü olsun yeter gibi geliyor. hayata duyduğum salak zevklerimden hoşlansa, bi de tutkuyu da yakaladık mı, tamam işte sanki ya. daha ne olsun. haa, velvet'e bi daha katılıyorum, butları ve omuzları da güzel olabilir ahahds.
0
treamorg
(04.08.17)
velvetmorning'in cevabını en iyi cevap seçiyorum.

Ben herşeyden önce insanların deneyimlerine bakarım. Eğer yaşadıkları, gördükleri vs. benimkilere uyuyorsa; birşeyler katma olayının karşılıklı olduğunu düşünüyorsam, kariyere/mesleğe bakmam. Zaten bu birinci kriter uyduğunda diğerleri domino taşı gibi devam eder diye düşünüyorum.

Bana karşı kendini kanıtlama çabası varsa istemem mesela, eşitlik veya özgüven isterim.

Ben doktora üzerinde uğraşıyorsam ve benim ne yaptığımı anlayamacak veya yaptıklarımı boş işler olarak gören biri ise zaten olmaz.

Aynı meslekten olmasa bile aynı dili konuşmak önemli bence. Hatta benim için aynı dili konuşmak gerçekten önemli. çevremdeki insanların geneli Türk değil ve onlarla vakit geçirmemiz için bazı becerilerinin gelişmiş olması gerekiyor. Tabii bunu 'yaa herkes İngilizce mi bilicek' olarak değerlendirmek çok saçma olur, çünkü bu sosyal hayatın devamı için bir gereklilik bana göre.

Onun dışında, veya hepsinden önce, içinin rengine bakarım. Eğer sözleri hep siyah çıkıyorsa olmaz. yeşil yeşilse güzel olur.
Samimiyet derecesine bakarım. Eğer herşeyi kurallarına veya verilen rollere göre yapıyorsa, veya farklı olacağım diye saçmalıyorsa, olmaz.


32/k/akademisyen
0
my pink
(08.08.17)
(14)

bu youtuberlerden hangilerini takip ediyorsunuz düşünceleriniz neler

yorgunum
bu youtuberlerden hangilerini takip ediyorsunuz düşünceleriniz neleren sevdiğinizden en az sevdiğinize sıralayarak yazarsanız sevinirimkamusal mizah özgür turhan mahmut danyal deniz bağdaş https://www.youtube.com/channel/UCK6XWOay4sher8keh2x1jLA 1 numaram eşi benzeri yok rakipsiz çok özel bir mizahe
bu youtuberlerden hangilerini takip ediyorsunuz düşünceleriniz neler

en sevdiğinizden en az sevdiğinize sıralayarak yazarsanız sevinirim

kamusal mizah özgür turhan mahmut danyal deniz bağdaş www.youtube.com 1 numaram eşi benzeri yok rakipsiz çok özel bir mizah

efe aydal www.youtube.com soğuk itici bir yapısı ve konuşması var ama ateist olması yeter çok zeki ve çok muhalif

porçay erkan porçay www.youtube.com sıkı bir troll düzen bozucu marjinal tabu yıkıcı kafa dağıtmak için bire bir

tahsin hasoğlu www.youtube.com kayserili bu arkadaş sanırım akpli ama bunu da belli etmiyor kliplerinde hiç küfür yok lakin çok zeka ürünü videoları var gani müjde den destek aldı sanırım film yapacak birlikte videoları var gani müjde kendisini çok beğendiğini söylüyor gerçekten bence de çok başarılı

nüktedanlar mert güngördü abdusselam bezirgan cevher tanrıverdi www.youtube.com çok ince espri anlayışları var mükemmele yakınlar düzenli sürekli video yüklüyorlar kamera arkası görüntülerini izlemek ayrı bir keyif tek yanlışları aşırı küfür o kadar fazla ve galiz küfürler yanlış

barış özcan www.youtube.com tamamen didaktik videolar sıkılmayacak insanlar izlesin ama kafa dağıtmak istiyorum derseniz bilin ki yanlış yerdesiniz çünkü yazdığım gibi videolar çok didaktik izlerken konsantre olmanız gerekiyor ve izledikten sonra da videonun üzerine düşünüyorsunuz

batesmotelpro www.youtube.com izle geç çerezlik

destansı rap savaşları www.youtube.com izle geç çerezlik

efsane rap savaşları www.youtube.com izle geç çerezlik

kafa komedya www.youtube.com izle geç çerezlik

prenses hilal www.youtube.com meraklasına herkesi sarmaz

Rapçi Süper Kahramanlar www.youtube.com çizgi roman severler için süper bir kanal

uğur yılmaz www.youtube.com çizgi roman severler için süper bir kanal

deniz bağdaş www.youtube.com makyaja düşkün bayanlar için güzel bir kanal seviyeli videolar genelde makyaj videoları var ama birkaç tane içinde özgür turhan ve mahmut danyalın olduğu (sırf onlar için seyredilir) çok klas video da var

paint terk www.youtube.com akıllara zarar


ibretlik ayarlar www.youtube.com paint terkin kopyası

ruhi çenet www.youtube.com enteresan videolarıyla işini ciddiye alan klas bir youtuber

nedir? burcu bakdur www.youtube.com çok eğitici ve eğlenceli
0
yorgunum
(04.08.17)
Hiçbirini takip etmiyorum ama kamusal mizahin bi iki videosuna ve batesmotelin reklamli videolarına gulmustum ayrica baris ozcan da izledim birkaç tane

Ama destansi rep savaşlari ve repci super kahramanlarin adini okurken bile cringe oldum.. epic rap battles of historynin cakmasini yapmislar muhtemelen ama düşük produksiyon ve anlamsiz ve kalitesiz turkce sozlerle olduğunu düşününce sinirlerim hopluyor
0
nundu
(04.08.17)
Hepsini ilk defa duydum ve hiçbirinin izlemeye değer olduğunu düşünmüyorum.
0
diffarentiationation
(04.08.17)
Bir tek barış özcan'ın izlenmeye değer olduğunu düşünüyorum. Bunun sebebi, türkiye'nin vsauce'u gibi oluşu ve yaptığı şeylerin diğer kanallardan daha orijinal ve bir amaç uğruna yapılıyor oluşu.

Bugün türk youtube kanallarının %80 i zaten normalde var olan konspeti alıp kopyalayan replika kanallar olduğu için orijinallerini izlerim eğer izlemek istersem.

İlk çıktığından beri 9-14 yaş arasına hitap ettiğini düşündüğüm ve artık "lisede göreceğiniz tiplemeler eheheh" veya "anneanneme ben homoseksüelim dedim" tarzında ekşi sözlük başlığı gibi videolar çekip koyan enes batur, berkcan güven, efe aydal gibi tiplemelerin cidden aşırı derecede antipatik ve irrite edici olduğunu düşünüyorum, çektikleri videoların da zaman israfından başka bir şey olduğunu düşünmüyorum.
0
Kamyoncunun vitesi
(04.08.17)
barış özcan sesli bir kişisel gelişim kitabı gibi. ses tonuyla, yüzüyle bile yürüyen kişisel gelişim kitabı. faydasız buluyor ve sevmiyorum.

kamusal mizah'ı çok severim.

tahsin hasoğlu da ehhhh bazen yetenek sizsiniz yarışmasına çıkan kel adam gibi şakalar yapıyor. bazen de fena değil, özellikle hiç açıp izlemedim sağdan soldan denk gelirse baktım.
0
nickimin hakkini veremedim
(04.08.17)
Bu kadar gereksiz tipi görmemi sağladığın için sağol. Çok zeki dediğin kişiler bildiğin malmış. Çekiliş anlayışını gözden geçir
0
benaslindayohum
(04.08.17)
bazisini duydum bazisini ilk defa duyuyorum, baris özcani hic sevmem, efe aydali ayni sekilde, belki ikisi ile de karsilassak güzelce oturup muhabbet edebiliriz ama videolarini hic sevmiyorum.

hasoglunu bir kac defa gördüm, komikti ama takip etmeye deger degil bence.

2 türk kanali var takip ettigim teknoseyir ile ilker gümüsoluk, ilker cok tatli bir insan, stand uplari bence basarisiz, röportajlari cok güzel.

teknoseyire tek lafim yok, cok harika insanlar ve islerini harika yapiyorlar.
0
kurnaz
(04.08.17)
Refika nın mutfağı
Foodtube
Drinktube
Chrislle lime
Tati seviyorum ama çok videosu var arada bakıyorum
Berrak tuna
British vogue
Health nerd
Exploring alternatives
Vice
Kristen dirksen
Lisa eldridge
Tate
Corning museum
Living big in a tiny house
Munchies
Homemademodern
Bir de işimle ilgili ayrıca yirmi kadar kanal takip ediyorum çok faydasını gördüm. Dıy delisi olarak yeteneğimi geliştirmemde de yardımcı oldu
0
fasulyek
(04.08.17)
Dostum senin izlediğin kanalların çoğunu duymadım baktım aman allahım ne kadar boş pis kanal varsa izliyormussun.
Şimdi bunları history den silicem umarım önermez.
❤️ Yuck fou ❤️
0
fasulyek
(04.08.17)
Bir Stolk'u takip ediyorum, bir de Asım Can Gündüz'ün oğlunu (adını unuttum). Yukarıdakilerden sadece Batesmotelpro'yu severim ve bilirim; gerisini tanımıyorum.
Kamusal Mizah ilgimi çekti. Nasıl bir şey bilmiyorum ama öizahın toplumsal olanını severim.

Barış Özcan'ı da biliyorum sanırım, beyaz t-shirt giymiş adam mı? Bayağı bayağı hiç sevmiyorum. Çok plaza insanı geliyor. İçi boş geliyor. Daha doğrusu, kendi bakış açısını temel kullanıp çok güzel mimarlığını yapıyor ama ben onun bakış açısına sajip olmadığım için, onun inşa ettiği bina temelsiz geliyor bana.
0
aychovsky
(04.08.17)
Tohumsuz,porçay,nüktedanlar idris usta usa iyidir.
0
owaki
(04.08.17)
yazdıklarından yorumlayacaklarım aşağıda, diğerlerini yorumlamam bile.
-Barış Özcan; bayıyor ve youtube'un 6 kişiye verdiği o olaydan sonra götü arşa vurdu.
-Kamusal Mizah; bazen çok başarılı ama bazen de çok kasıntı ve komik olmayan skeçleri olduğunu düşünüyorum.
-batesmotelpro; çıktığı ilk günden beri bok gibi bir kanal. içeriği tamamen bok gibi, tek artıları bu işleri Türkiye'de çok erken yapmaya başlayan ve kurgulamaya önem veren insanlar olmaları.

izlediklerim
-Yorekok; açıklamıyorum bile.
-Global Cycling Network; adı kendini anlatıyor.
-Kurcala; Kamusal Mizah'ın daha doğru dürüst versiyonu bence, güldürüyor.
-Tohumsuz Esrar; Amerika'da yaşayan ve esrar yetiştirip satan bir Türk arkadaşımız. muhabbeti akıcı geliyor, kafası iyiyken de komikleşiyor.
-Foil Arms and Hog; güzel skeçleri olan bir kanal.
-Jimbenator; güzel geyik yapabilen, Overwatch game playleri olan bir kanal
-Asla Durma; semttaşım olan, ağırlıklı bisiklet ama yüzme ve koşu sporlarına da dair çoğunlukla vlog çeken ve muhabbeti de dinlenebilir olan bir kanal. üst model bisikletlere hasta olan yol bisikletçilerine izlemesini çok öneremem, adamda muhteşem bir Trek Madone var ve her gördüğümde en azından benim sinirim bozuluyor. :(
-Açık Büfe; tüm kanal içeriğini değil sadece "Amansız Övücüler" serisini ara ara izliyorum.
0
i drive the hearse
(04.08.17)
sevgili vegas gönderdiğin video gayet güzel ve bencede duyurudan hak edenlere gitsin
0
🌸yorgunum
(04.08.17)
owaki
(04.08.17)
Hiçbirini izlemiyorum, bunları ilk defa duyuyorum
0
MaNOfTheYear
(04.08.17)
(4)

Delilik gerçek mi rol mü?

neil manke
deli dediğimiz insanların işine öyle geldiği için sürekli rol yapan yavşaklar olma ihtimalini düşündünüz mü?
deli dediğimiz insanların işine öyle geldiği için sürekli rol yapan yavşaklar olma ihtimalini düşündünüz mü?
0
neil manke
(03.08.17)
hayır çünkü deli taklidi yapmak bir noktadan sonra sıkıcı ve yorucu olur gibime geliyor.
0
tabirimekruh
(03.08.17)
Deli dediğimiz şey mental bir bozukluk ya da bir duygudurum bozukluğu değil. Halk arasındaki bir söylem. Şizofreni gibi bir bozukluğu ya da herhangi psikotik bir durumu tarif ediyorsanız hayır, rol olamaz.
0
kullanıcıadımbuolsun
(03.08.17)
Şu an ismini hatırlayamadım ama yaşanmış eski bir olay vardı. Bir gazeteci akıl hastanesine girmek için hasta taklidi yapıyor, tüm doktorları kandırıp hasta denilerek yatırılıyor ve avukatları vb. araya sokup zar zor "normal"olduğunu kanitlayip taburcu oluyordu.

Elizabeth Jane Cochran'mış ismi.
0
doxanikee
(03.08.17)
Maalesef değil.

Deliliğin aralığı çok büyük. Bize göre uç şeyler yapan insanlara sa yakıştırabiliyoruz; nuekozu olanlara da. Hadi diyelim ki, nevroz veya psikoz sahibi birini deli olarak tanımladık (ki çok kötü bir tanım olur ama hafi olsun), aslında halk arasında daha çok "davranışları sürekli mantıksız olan" veya "tantrumları olan" anlamında kullanılıyor. Bunun da bir spektrumu, derecesi var. Eski erkek arkadaşımın çok sevdiğimiz bir yakını sık sık Lape'ye giderdi paranoid şizofreniden. Onun yanında refakatçi olarak ben de giderdim ve gördüğüm ilginç şeyler vardı.

İlki, "Deli deliyi görünce sopasını saklarmış" atasözünün nasıl doğru bir şey olduğunu öğrendim. Gerçekten o "deli" spektrumun bir hiyerarşisi var ve bakışmalarla anlaşıyorlar. Bir "deli" kendisinden daha gözü kara bir "deli"yi gördüğümde pısıp kalıyor mesela. Bu "Şu hastalık daha kötüdür" gibi bir psikoloji değil ama doğadaki aynı tür iki canlının karşılaşınca daha alfa olana saygı göstermesi gibi. Saçmasapan hareketlerde bulunan ve ortalığa laf atan biri, kendinden gözü kara biri yanından geçtiğinde süt dökmüş kedi gibi sus pus olurdu, kedi gibi büzüşürdü ya da korktuğunu belirten sesler çıkarırlardı.

Sürekli deli olmak zorunda da değil kimse. Sinir krizi, tantrum anları oluyordu beyaz odaya kapatıldıkları. Yaşadığın en büyük öfke krizini düşün; onun çok büyüyüp zaman ve mekan algısından koptuğunu düşün. Sakinleştiğinde nerede olduğunun farkında olduğunu düşün, bunun gibi bir süreç. Şöyle derlerdi, "Bağırdım, çağırdım. Baktım, beyaz odadayım. Susayım da çıkarsınlar diye sakinleşirdim", sakinleşebilince ve kendi kontrolünü yeniden ele geçirebilince zaten tehlike geçmiş oluyordu genelde.

Delinin en büyük zararı kendine ama eğlenceli deli var, zararlı deli var. Eğlenceli bir deli iyi tedavi görmezse zararalı deliye dönebiliyor. Örneğin, sadece konuşan ve başka hiçbir zararı olmayan biri sonradan saldırganlaşabiliyor.

Fonksiyonelliğini yitirmek çok acı da olsa, çok yaratıcı hayal gücü olanları ve çok renkli dünyaları gördüm bahçede beklerken.

Orada kısıtlı refakat süremde bunları gözlemleyebilmiştim. Şu da var yalnız; bizim paranoid şizofren diye götürdüğümüz tanıdık, hakikaten hastaydı ama spektrumda o kadar uç bir noktada değildi. Yani, yatması gerekmiyordu ama bir hata yaptı diyelim, atıyorum karısını aldatmış olsun, anında deliye bağlardı numaradan, sorumluluğunu üzerinden atmak için. Doktorlar gerçekten hasta olup olmadığını anlamak için başka hastaları kullanırlardı. Hastalar birbirlerini gözlerinden anlıyorlar aynı bir tarikatmış gibi ve ona göre tepkiler veriyorlardı. Ona göre "Yemezler" diyorlardı mesela. Tabii tek karar mekanizması bu değildi ama başka hastaların kişinin yanında vereceği tepki gerçekten önemliymiş meğer. "Deli deliyi dakikada bulurmuş" atasözü de doğruymuş.

Yanlış bir gözlemim olduysa düzeltilmesi dileği ile.
0
aychovsky
(03.08.17)
(8)

ne okuyacağını bilememe?

for day to break
bir ara ciddi bir hastalıkla cebelleştim, alt ve ast değerlerim 2 katına çıktı 15 gün içinde. aynı hastalıktan ailemden iki kişiyi de kaybetmiştim geçen senelerde de. heralde artık benim de ömrüm buraya kadarmış diye düşündüm biran için. ama şimdi iyiyim her şey normale döndü sayılır. bu süre içinde
bir ara ciddi bir hastalıkla cebelleştim, alt ve ast değerlerim 2 katına çıktı 15 gün içinde. aynı hastalıktan ailemden iki kişiyi de kaybetmiştim geçen senelerde de. heralde artık benim de ömrüm buraya kadarmış diye düşündüm biran için. ama şimdi iyiyim her şey normale döndü sayılır. bu süre içinde kitaplardan soğudum ama hayat devam ediyor bir şeyler okumam gerektiğini düşünüyorum. bana hangi kitap ya da yazarları önerirsiniz? siz olsanız bundan sonra ne okumak isterdiniz, kendinizi benim yerime koyunca.
0
for day to break
(02.08.17)
ihsan oktay anar tavsiye ederim. puslu kıtalar atlası ile başlayabilirsin okumadıysan.

dante'nin cehennem'ini çok severim bir de.

edit: eheh cehennem biraz ironik oldu galiba ama öyle bir niyetim yoktu.
0
rahip janick
(02.08.17)
eger gercek bir hikaye istersen ayse kulin adi:aylin
0
my pink
(02.08.17)
Shibumi, Alamut
0
MiraTaurus
(02.08.17)
chuck palahniuk - invisible monsters görünmez canavarlar
0
devilone
(02.08.17)
kurk mantolu madonna'yi okuyorum ve muthis keyif aliyorum.
0
jimicik
(02.08.17)
Murat Menteş ve Alper Canıgüz geldi aklıma. Hızlı akar, yormaz, eğlencelidir. Alt metni de bomboş değildir. İyi bir başlangıç olabilir. Geçmiş olsun, kısa zamanda eskisinden daha iyi hissetmeniz temennisiyle!

*Menteş tavsiyesi ben yazarken gelmiş. Bence bunu bir işaret olarak alalım.
0
olanlaolunmaz
(02.08.17)
Murat menteş korkma ben varim kitapliğimda var ama sevmedim.
0
🌸for day to break
(02.08.17)
Zevkine hitap eder mi bilmem. Ağır, ağdalı dilleri sevmeyen, "Uzaklara baktı. İç geçirdi. Belki zaman da bizi takip ediyordur, kimbilir derken yaşlı gözlerinde yılların her birinin hangi kırışıklığa oturduğu belliydi. Hepimiz aynı yolun yolcusuyduk, farkındaydı" tarzı şiirsel ve lirik içerik ve cümlelerden öcü görmüş gibi kaçan birinin tavsiyesi olacak. Yukarıki içerik seni mutlu ediyorsa, bu tavsiye işe yaramayacaktır.

Ben son bir yıldır Harlan Coben diye bir adam buldum. Edebi diyemem ama hayatımda ilk defa posiye ve gizem türünü sevdim. Film gibi, sinemaskop bir anlatımı var ve çok şaşırtmalı hikayesi var. Sonunu ucundan tahminn edebiliyorsun ama o olanın nasıl olduğu "Vat anasını" dedirtiyor. Eskiden serviste dinlerdim ve o kadar heyecanlı olurdu ki, iki saatlik trafikten sonra bile "Yaa, daha şu olay çözülmedi, çok merak ediyorum. Biraz daha yol sürseydi" diye mızmızlandığım olmuştur. Kimseye Söyleme, Orman ve Asla Vazgeçme'yi çok sevmiştim. Bunun dışında İngilizce olursa henüz çevrilmeyen Six Years ve Missing You daha da güzel ebnce. Özellikle Six Years.
0
aychovsky
(02.08.17)
(20)

Bu konserlere kimler gidiyor

bana her yer cehennem
Sözlükte şöyle bir başlık varhttps://eksisozluk.com/ulkemize-gelse-konserine-1000tl-verilecek-sanatci--5399213Gerçekten bu parayı veriyor musunuz ?Hani çoğunuz öğrenciydi ?Çalışanlar maaşın yüzde kaçını böyle organizasyonlara ayırıyorsunuz ?
Sözlükte şöyle bir başlık var
eksisozluk.com
Gerçekten bu parayı veriyor musunuz ?
Hani çoğunuz öğrenciydi ?
Çalışanlar maaşın yüzde kaçını böyle organizasyonlara ayırıyorsunuz ?
0
bana her yer cehennem
(02.08.17)
1000 TL çok para mı kardeş?
0
MaNOfTheYear
(02.08.17)
Birincisi cok aldiris etme oraya yazan insanlara belki yarisi gitmez o paraya ama su da bir gercek ki arz talep en temel ekonomik iliskilerden biri bu da o iste. Ulkeye bir suru insanin sevdigi sanatcilar gelmeyince insanlar parasi neyse veririm bi kere gelse demeye basliyorlar. Gayet de haklilar ben de yaptim zamaninda ama artik isin kotusu kimse gelmiyor.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(02.08.17)
senede 1 konsere ya giderim ya gitmem. ama david gilmour gelirse kaç paraysa verir giderim muhtemelen.
0
argent dawn
(02.08.17)
ona çok para gelmeseydi sormazdı. ki bana da çok zaten. neşet ertaş ölümden gelip evimde söylerse veririm, değilse topunun amk ne verecem 1000 lira.
0
winston
(02.08.17)
bu başlıkta bahsedilen konserler hiçbi zaman olmamış konserler zaten ve oraya yazanların büyük çoğunluğu da bahsettiği gruplar gelse ve atıyoum 100 lira bile olsa kalkıp konsere gitmeyecekler bence. yazmak parayla değil nasıl olsa. ben giderim epey konserlere, çok istediğim ve bir daha gelmeyeceğine emin olduğum biri olursa olabilir. o da anca david gilmour filan olur herhalde evet.
0
tepedeki psychedelic adam
(02.08.17)
Mevcut dönemde ben de hiçbir konsere öyle para vermeyi aklımdan bile geçirmem ama Metallica'nın Monsters Of Rock Moskova 91 yahut Seattle 89 konseri olsa, en azından bunlar ayarında bir konser olsa vallahi verirdim.
0
estranged
(02.08.17)
proletarier +1

oraya yazdıkları için "hani verecektin ulan?! niye gitmiyorsun konsere?!" demeyecek kimse. adam yazıyor çünkü yazabiliyor.

ama veriliyor da. birkaç sene evvel r. waters geldiginde biletlerin bir kısmı o fiyattandı ve tükenmişti sanırım.

şu an ben de david gilmour'a, pearl jam'e, rage against the machine'e, rush'a ve tool'a acımadan veririm o parayı.

maaşımın da neredeyse yarısı yapıyor.

not: tool ve pearl jam birer defa geldi, david gilmour, rush ve ratm hiç gelmedi türkiye'ye.

i drive the hearse yazınca aklıma geldi, final haftası gecenin üçünde uyanıp konserini izlediğim porcupine tree'ye ya da steven wilson'a da veririm o parayı.
0
rahip janick
(02.08.17)
Çalışanım. En sevdiğim grup gelse daha fazlasını bile ayırırım, çünkü sürekli değil kaç yılda bir oluyor veya hiç olmuyor böyle konserler (hatta şu an avrupa turnelerini takip ediyorum, başka bir ülkeye de gidebilirim konser için). Çünkü hayat fani. En sevdiğim grupları kanlı canlı izlemeden ölmek istemiyorum. Ben ölmesem adamlar ölüyor zaten, yaşlandılar da. Şu an bir Chris Cornell'ı ne kadar para verirsen ver bir daha canlı dinleyemeyeceksin mesela.
0
peggy
(02.08.17)
insanlarin keyifleri icin verdikleri/verecekleri paraya da "hani ogrenciydiniz hepiniz?" diye hesap sormak da guzel kafaymis.

porcupine tree bir konser daha verecek olsun, daha fazlasini veririm. tahminen konser verecek olsalar da asla turkiye'ye gelmeyecekler, yurt disinda bir konser olursa kesinlikle giderim ve tahminen daha fazla da tutacak zaten.

edit: hatırladım da, Tool geldiğinde 15 yaşındaydım. 15 yaşımdaki halimle ön taraftan olan bileti almıştım. biletin fiyatını falan hatırlamıyorum ama, 15 yaşımdaki halime şu an 1000 TL gibi gelen bir miktara denktir belki de. gidiliyor yani, müzik tutkusu çok başka bir şey.
0
i drive the hearse
(02.08.17)
iki saatlik tek bir konsere vermem ama 2 günlük iyi bir festivale 1000 lira veririm.
0
sir gawain
(02.08.17)
@trollziya çünkü avrupadaki adam her sene izleyebiliyor, çünkü avrupadaki adam komsu sehre de, komsu ülkeye de rahatça gidip izleyebiliyor, çünkü o adam avrupada.
0
rahip janick
(02.08.17)
Konsere çok sık giden biri değilim ama tiyatro bale müzikal çok severim sık sık da gitmeye çalışıyorum.
Maaşımın yarısına kadarını vermişliğim vardır etkinlik için (tek bir etkinlik için değil).
Yemeğe ve etkinliğe verdiğim paraya asla acımam.

Çok gitmek istediğim bir organizasyonsa maaşımın tamamına kadarını gözden çıkarır 1 ay köşeye attığım paradan geçinirim :)
0
mutekebbir
(02.08.17)
Ratm gelemez, gelse bobregi satarim. Run the jewels izledim, burada izlemek harika olurdu. Cypress hill, 1000mods, dissection (buda imkansiz) gibi isimlere acimam, her turlu giderim. 1000 lira sevdigin muzisyeni canli izlemek icin hicbirsey.
0
bruceandwayne
(02.08.17)
Sevdiğim gruplar genelde buraya gelmeyip de ben yurtdışına gittiğimden bi festival için totalde o fiyatın 3 katını verdiğim de oldu. Çalışıyorum, gerekirse kredi çekiyorum ya da kk.na borçlanıyorum Müzik benim en büyük, beni en heyecanlandıran hobim, bu nedenle bi kuruşuna acımam.
0
manuel mandalina
(02.08.17)
Futbol, muzik bunlar gonul isi. Herkes sizin gibi dusunmuyor. Param var veriyorum kime ne kardesim.
0
bruceandwayne
(02.08.17)
aman sanki hep çok lüzumlu şeylere para harcıyoruz. çok zora sokmayacaksa verilir tabii ki.

mesela foo fighters gelse fiyata bakmam bile.
0
bxgx
(02.08.17)
Genel olarak bir konser kalemi yok maaşımda. İş değiştirince ekonomik olarak çakıldım gerçi ama atıyorum, aşırı sevdiğim bir grup gelse bir seferlik öyle bir para verebilirim. Öncesinden biriktirir alırım ya da taksitle alırım. Şu an o aşırı sevdiğim grubu düşünemiyorum ama vardır kesin. Daha önce kaçırdım mesela, Bon Jovi belki olabilir, belki başka biri olabilir.

Bunlar organizasyon şirketinin söğüşlemesi olabilir ama "Organizasyon iirketine kendimi söğüşlettirmeyeceğim" diye çok sevdiğim, hayatta belki bir kez dinleyebileceğim bir grubu konserini kaçırmak istemem. Keşke daha insaflı olsalar ama bir kere gitmediğimde, bir daha hayallerimde göreceğim bir konser için protesto yoluna gitmem.

Bence bir seferlik 1000 TL'yi verebilmek değil de, benim kadamdaki soru "Geceliği 500 küsur TL olan oteller nasıl böyle dolu dolu. Bütçe onu nasıl kaldırıyor".
0
aychovsky
(02.08.17)
ben önceden konser konser gezerdim, kim ne zaman nereye geliyor haberini ilk benden alabilirdin, öğrencilik hali tabii az yer, az kıyafet alır, belki küçük işler yapıp para biriktirirdim, müzik biraz gönül işi herkes anlamaz bunu ama şimdi ülkeye kimse gelmediği için böyle dertler de kalmadı:)
o başlıkta da hayallerini söylüyor insanlar, ülkemize artık kimse konser için gelmediğinden kıymetlendi tabii canlı canlı birilerini dinlemek, bu sene de o kadar ölüm oldu ki ulan şunları dinlemeden ölmesinler diyorum zaman zaman. ama türkiye'de yine de gitmeyebilirim çünkü bizim organizatörleronu getirip küçükçiftlikte falan yapar verdiğin parayı da piç ederler.
0
pamuk helvalar cebe
(02.08.17)
@trollziya abi bayağı bilmeden konuşuyorsun şu an.

al, 658 dolar www.metalsucks.net

750 dolar (mcg logosunun altında) i.hizliresim.com

www.altpress.com

al bak, meet and greet bile olmayan vip bilete 2.500 dolar veriyor adamlar.

ve bu heriflerin not in this lifetime tour'u sold out geçiyor her konser.

bu durum sadece guns'a özgü de değil.

verilir - verilmez dersin anlarım. ama o adamlar vermiyor / vermez deme.

edit: bu arada biletlerden biri melbourne biri las vegas ama diyorum, adamların turnedeki her konseri sold out. avrupa'da da farklı değil yani.
0
rahip janick
(02.08.17)
ben ilk metallica konserime 2014'te gittim. 150 liraya saha içi bilet aldım. aylar öncesinden aldım biletimi. o zaman son sınıftaydım ve günlük ev arkadaşımla iki kişi 5-7 liraya karnımızı doyuruyorduk. (salata malzemesi + 2 ekmek). o dönem için baktığında o bilet 1000 lira gibi bir şey benim için. zerre umrumda olmadı, çok güzel üç insanla tanıştım o konserde ve fazla fazla aldım karşılığını. daha fazla verebilecek durumda olursam daha fazla veririm.

ratm, pj, rush, tool, porcupine tree vs. bu ülkeye sık sık gelen gruplar değil. her konserde de kesinlikle yüzünde salak bir gülümsemeyle ayrılmanı sağlayacak gruplar.

fazla para mı? kesinlikle. aychovsky'nin dediği gibi keske daha ucuz olsa ama değil. izleyebiliyorken izlemek isterim ben bu insanları.
0
rahip janick
(02.08.17)
(7)

Favori Enstrümantal Rock Balladlarınızı Alayım?

rahip janick
s.b.ilki de benden gelsincok var ama bu aralar takıldıgım:andy timmons - cry for you https://www.youtube.com/watch?v=CoTGzy51IjAçıplak ellerini vücuduna daldırıp ciğerlerini söküyor sanki.edit: eheh hadi enstrümantal sart olmasın.
s.b.

ilki de benden gelsin

cok var ama bu aralar takıldıgım:

andy timmons - cry for you www.youtube.com

çıplak ellerini vücuduna daldırıp ciğerlerini söküyor sanki.

edit: eheh hadi enstrümantal sart olmasın.
0
rahip janick
(02.08.17)
Instrumental olmasa?

Bilindik bir tane de benden gelsin.

www.youtube.com
0
goodz
(02.08.17)
www.youtube.com
bu da güzeldir.
0
jools leno
(02.08.17)
iyiymiş vallaha. steve vai'ın eski işlerini hatırlattı bana, tonları benzer sanırım. ballad çok da, enstrümental pek bilmiyorum. orta tempo klasiklerden gidip black star diyeyim bari.

youtu.be
0
manuel mandalina
(02.08.17)
Böyle de pek serbest oldu :/

Bu seferlik şunu bırakayım
youtu.be
0
manuel mandalina
(02.08.17)
www.youtube.com
bu da dinlenmeli bence, harika bir başyapıt çünkü.
0
jools leno
(02.08.17)
Malmsteen - Dreaming
www.dailymotion.com

"Hastasıyam glam'in" diyerek klasik bir ballad olsun. Whitesnake - Is This Love
youtu.be

Opeth - Ending Credits, olmadan olmaz
youtu.be

Kısıtlanmadıysa ben daha glam/hair şeylerle geliyorum
youtu.be
youtu.be
Bir tutam Southern
youtu.be
0
aychovsky
(02.08.17)
bir tane daha ekleyeyim

alter bridge - black bird www.youtube.com

"let the wind carry you home
blackbird fly away
may you never be broken again

beyond the suffering you've known
i hope you find your way
may you never be broken again"
0
🌸rahip janick
(02.08.17)
(4)

Turkiye 100 kisi olsaydi videosu

Traveller
Durum biraz korkunc degil mi?https://m.youtube.com/watch?v=o9qxRvM56yw&feature=youtu.be
Durum biraz korkunc degil mi?

m.youtube.com
0
Traveller
(01.08.17)
Eğer 100 kişiden 37'si düzenli namaz kılıyor, 54'ü düzenli oruç tutuyor, 73'ü dinin tüm gereklerini yerine getiriyorsa başka bir Türkiye'den bahsediliyor bu videoda.

Bonus-1: 50 kadın'dan 32'si örtünüyormuş (Türkçesi "Türkiye'deki kadınların %64'ü örtünüyor"). Komik.
Bonus-2: Dini mezhep sayılarını toplayınca %99 müslüman çıkıyor.
Bonus-3: İçki içmeyen: %79
Bonus-4: Yılbaşı kutlamayan: %81

Ben ikna oldum.
0
gonion
(02.08.17)
Evren örneklem sıkıntısı olabilir çalışmanın.
0
Fusha
(02.08.17)
gonion +1

buna inanmak için türk olmamak lazım.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(02.08.17)
Belki bir kısmı inanılırdır da, bir yerde diğer inançlar için %1 derken, başka bir yerde ateist oranını %3 vermesi çelişkili gldi.

Yine de rakamların bundan çok fazla sapacağını düşünmüyorum. Kendi çevremiz, Duyuru'dur, Sözlük'tür, Türkiye'yi yansıtmıyor. Hani, beğenmediğimiz rakamı (okuma yazma oranları ya da ev hanımlığı oranı, vb) yüzde 10 düşürüp çıkarsak bile tablo o kadar peöbe değil. Moral bozucu.
0
aychovsky
(02.08.17)
(34)

evlilik-ev vs ile ilgili bir soru

sedat peker in yegeni
Selamlar, Eylül sonunda evleniyorum ve bugün itibariyle evime taşındım. Düğünden sonra eşim de gelecek, ben erkenden taşınmış oldum yani. 2 aya yakın evde tekim.Üniversiteden eski ev arkadaşımın da kendi eşiyle sorunları var, boşanmayı düşünüyor, psikologları bi süre birbirinizden uzak kalın demiş,
Selamlar,

Eylül sonunda evleniyorum ve bugün itibariyle evime taşındım. Düğünden sonra eşim de gelecek, ben erkenden taşınmış oldum yani. 2 aya yakın evde tekim.

Üniversiteden eski ev arkadaşımın da kendi eşiyle sorunları var, boşanmayı düşünüyor, psikologları bi süre birbirinizden uzak kalın demiş, o da zaten bundan sonrası için düşünüp karar almak istiyorum dedi. ben de bende kalabilirsin demiş bulundum. o da 5 ağustos gibi gelsem olur mu dedi. 1-2 hafta kalmayı düşünüyor.

Müstakbel eşim diyor ki, daha biz oturmaya başlamadık, eşyalar yeni yeni geliyor, evde bir düzen yok bişi yok, neden arkadaşını çağırdın, ben de eve yerleştikten sonra misafir kabul etmelisin.

Şimdi ben bunu kıza nasıl izah edicem? Çok ayıp etmiş olurum diye çekiniyorum; çünkü sevdiğim saydığım bir arkadaşım. Yalan mı söylemeliyim yoksa gerçeği uygun bi dille mi açıklamalıyım? Görüşlerinize talibim.

cinsiyetim : kadın, gelecek arkadaşım da kadın.

edit : yazdım arkadaşıma, durumu anlattım. çok şükür anlayışla karşıladı. çok utanıyom :(
0
sedat peker in yegeni
(01.08.17)
Uygun bir dille açıkla. Yalana hiç gerek yok. Gönlünü alırsın bir şekilde. Ama cidden eşin haklı.
0
yaren
(01.08.17)
Cinsiyet?

Siz erkekseniz ve arkadasiniz da kadinsa böyle demesi normal.
0
chitosan
(01.08.17)
evleneceğin kişi haklı.
0
super kahraman olsaydim baba olurdum
(01.08.17)
@chitosan kadınım, arkadaşım da kadın.
0
🌸sedat peker in yegeni
(01.08.17)
adam haklı. sıfır eşya geliyor adamdan önce başka biri oturacak.
0
cedex
(01.08.17)
ben seni erkek sandım. Afedersin ama biraz klasik, kaba bir erkek düşüncesizliği olmuş. şaşırdım. O birlikte daha hiç oturmadığınız evinize erkek arkadaşını getirip 2 ay kalsa hoşlanır mıydın ? çok sorun edilecek bir şey olmayabilir ama ondan müsaade istemeliydin arkadaşını çağırmadan önce. Bence arkadaşın da düşünebilirdi. Eviniz daha yeni sen bi eşinle otur önce tadını çıkar, gerek yok derdim ben olsam.
0
aquarium
(01.08.17)
bencilce bir karar olmuş sormadan teklif etmeniz. adam haklı.
0
prodeq
(01.08.17)
bencede düşüncesizce davranmıssın keske once esıne sorsaydın. bi empati yap anlarsın.
0
sizofren06
(01.08.17)
bence boşanmak üzere olan arkadaşın yalnız yaşayan ya da boşanmış başka bir arkadaşının yanına gitmeli .
sen henüz yeni evleneceksin , onun yerinde ben olsam gelmek istemezdim . sana evlilikle ilgili sıkıntılarını anlatıp duracak kafanı karıştıracak . hoş olmaz .
bir bahane bul ona söyle gelmesin .
0
devilone
(01.08.17)
eşe sormamak ayıp ve düşüncesizce olmuş ama ucunda ölüm yok, yeni eşya diye üzerine çıkıp tepinecek de değil sonuçta. sırf sormadığın için trip yapıyor olabilir, gönlünü al güzel bi şekilde, büyüyecek bir şey değil normal şartlarda. arkadaşın yakın mı sana, belki arkadaşı değil de elalemi getiriyor diye düşünüyor da olabilir bi yandan.
0
Bruce
(01.08.17)
Arkadaşı kıracaksın, mecbur.
0
arnold schwarzeneger
(01.08.17)
bence eşin haklı ve gayet haklı. sonuna kadar haklı,

bu yüzden eşini değil, arkadaşına uygun bir dille açıklayıp kabul edemeyeceğini bildir, sonuçta artık bir aile kuruyorsun. o evin öncelikleri sen ve eşin. arkadaşın dış kapının mandalı kusura bakmasın.

arkadaşının hiç ailesi, akrabası kardeşi filan yok mu? umarım özel durumları sizi de etkilemez.
0
füt
(01.08.17)
Yeni eşyayı ilk ben kullanmalıyım muhabbeti olduğu için ben de eşini kadın tarafı zannettim. Erkek çıkınca şaşırdım.

Bence sen haklısın. Tamam eşine de sorsan iyi olurdu ama eski ev arkadaşım diyorsun. O insanla birlikte yaşamışsın, mobilyalara sıçacak işeyecek hali yok ya? Zor durumda kalan bir arkadaşına yardım etmek istemişsin sonuçta. Onun yerinde sen olsan ve arkadaşın "eşyalar daha yeni" diye seni kabul etmese ne hissederdin.
Eşinin yeni gelin muhabbeti yapmasını saçma buldum. Eşyalara gereğinden fazla değer veriyoruz.
0
peggy
(01.08.17)
Bence sıkıntı olmamalı böyle şeyler. Nolur, 2 ay kullanılmış koltuğa otursa götü mü incinir...

Nişanlınıza "kız zor durumda. söz verdim ayıp olur" diye biraz bastırın. İlle de istemem derse, arkadaşınıza "Nişanlım karşı çıktı, kusura bakma" diye hemen haber verin ki zaman varken başka bir yer ayarlasın.


.
0
kartallar yuksek ucar
(01.08.17)
ben sıkıntı etmezdim. açıkçası hatta bi erkeğin bunu dert etmesi biraz tuhaf geldi. bende evlilik arifesindeyim erkek arkadaşıma git evde arkadaşlarınla takıl diyorum. haklı haksız bilemem. ama uzun süreli kalacak bi kadın arkadaşınıza ben evdeyken çağır demesi daha tuhaf geldi.

bence arkadaşa güzel bi dille anlatıp sende kalamayacağını söylemelisin. gerçekten yakın bi arkadaşsa bunu anlayabilir diye düşünüyorum.
0
ferrarimizolaydisatardik
(01.08.17)
Eger ikiniz birden kadinsaniz evde kalmasinda bir problem olmamasi lazim. arkadasiniza yardim etmek istemeniz normal.
0
chitosan
(01.08.17)
Ben de erkeğim ve evime eşyalarıma çok düşkünümdür. asla ben daha oturmadan birinin gelip evimde oturmasını istemezdim. eşiniz haklı
0
oscar
(01.08.17)
henüz partnerinizle birlikte yaşama ve bir olma fikrine adapte olamamışsınız. bu fikre adapte olmalısınız; zira artık tek başınıza yaşamıyorsunuz. eve dair her şeyi, kendinize dair de pek çok şeyi onunla paylaşmalısınız. orası onun da evi ve bunu bilmeye hakkı var.
0
fragile lady
(01.08.17)
@fragile lady galiba haklısın, yıllardır yalnız yaşıyorum :(
0
🌸sedat peker in yegeni
(01.08.17)
@blue serenity arkadaşım karşıda oturuyor, sık sık görüşemiyoruz, genelde yazışarak iletişim kuruyoruz. mecburen yazarak anlattım :/
0
🌸sedat peker in yegeni
(01.08.17)
öncelikle "evim" değil "evimiz". "evime taşındım" değil "evimize taşındım". bence bu çok şeyi açıklıyor zaten.
0
halanne
(01.08.17)
@halanne gerçekten sen yazdıktan sonra farkettim :/ haklısın.
0
🌸sedat peker in yegeni
(01.08.17)
peggy + 1

Sizin yerinizde değil de, eşinizin yerinde olduğunu düşündüm. Eşya aldığım evime nişanlımın bir arkadaşı gelecek ve kalacak diye. Evimizin eşyası neden zor durumdaki arkadaşlarımızdan önemli olsun ki? Hani, evi hallaç pamuğuna çevirecekse, orayı burayı lekeleyecekse, kötü bakacaksa ayrı konu, evi leş gibi kulkanan biriyse ben de bir garip olurum ama bınların dışında zor durumda kalan bir dostun, evliliği bitmek üzere olan arkadaşın köpeği olsun eşyalar. Birine kucak açmayacaksa, birini mutlu etmeyecekse ben o eşyayı n'eyleyim.

Diyelim ki siz ayrıldınız bir gün, arkadaşa sığındınız. O da "Eşyalar yeni, olmaz" dedi. Anlayışla karşılamasına kariılardım, kimseye evinde rahatsızlık vermek istemem ama bir yandan çok da kırılırdım.

Burada eşinizin yerinde olsam benim için sorun olan şey bana haber verilmeden karar verilmesi olurdu, ona bozulabilirdim belki ama sonuçta hayır diyeceğim bir şey değil.

Aynı eve geçeceksiniz de, o evin "evimiz" olması ve o algının yerleşmesi aynı evde olanlarda bile zaman alıyor. Daha taşınmadan "evimiz", "yuvamız" olmaması normal.
0
aychovsky
(01.08.17)
peggy & aychovsky +1

eşya nedir ki? hangi taraftan düşünürsem düşüneyim anlamsız geliyor. arkadaşın kulu köpeği olsun o eşyalar. hem zaten arkadaşına arka çıkamayacak bir kişinin de benim eşim olabileceğini sanmıyorum.

Zaten bu evlilik/düğün ile ilgili bir sürü olaya ifrit oluyorum. insanlar anlamsız eşyalar alıyor, garip tavırlar takınıyorlar.

Ev yeni olsun, kadın yeni olsun, eşya yeni olsun. hepsinin yenisini yine bulurlar da, arkadaşın yenisi biraz zor bulunur. Eşiniz ile birlikte yeni bir hayat kurmayın, hayatınızı paylaşmayı ama kendi hayatınızı ve kişiliğinizi korumayı öğrenin.
0
cursor
(01.08.17)
Arkadaşının başka alternatifi yoksa ayıp olmuş.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(01.08.17)
Herkesin bu olaya yaklaşımı farklı olacaktır yukarıda görüldüğü üzere, önemli olan ise o evi paylaşacağın insanın ne düşündüğü. Ortada ortak mallar varken tek başına karar vermek doğru olmaz, dolayısıyla ona sormadan davet etmekle yanlış yapmışsın belli ki.

Ayrıca yukarıda birinin de dediği gibi evlilik öncesi, en iyi ihtimalle keyifsiz, muhtemelen de depresyondaki birinin sana iyi geleceğini düşünmüyorum. Eski üniversite arkadaşından daha yakın bi aile ferdi falan vardır muhakkak bu süreçte ona destek olacak. Seni seçmesi zamanlama olarak doğru değil, o da hatalı.
0
manuel mandalina
(01.08.17)
evleneceğin kişi tamamen haksız. bu kadar mülkiyetçi olup halden anlamamak bana çok saçma geliyor eşya lan bu.
0
guitarissimo
(01.08.17)
Müstakbel eşin haklı. Doğru yaptın bence.
0
twelfth
(01.08.17)
bence esin kesinlikle hakli, kararini dogru vermissin sonuc itibariyle
0
my pink
(01.08.17)
yahu yakın arkadaşsa eşya daha mı önemli? varsın eşya olmasın. kadın kafa dağıtmaya geliyor. boş bulunmuşsun eşine danışmadan davet etmişsin ama büyük bir sorun değil bu da. kalması bence kötü bir şey değil.
0
black mamba
(01.08.17)
müstakbel eşin haklı.

ayrıca olayın eşyaları başka birinin kullanması/kullanmaması olduğunu sanmıyorum. sıfır ev, sıfır eşyalar ve sen onunla birlikte orada sıfırdan yaşam kuracaksın. oysa sen eşinin o evde bazı şeyleri ilk senle yaşama hakkını elinden alıyorsun.

editini şimdi gördüm. hayırlı olsun.
0
you are my lethe
(01.08.17)
fikrimce arkadasiniza zor anında yardımcı olmalısınız.
0
foradream
(01.08.17)
Bence de adam haklı. Basit gibi gözükse de Yeni evlenecek ve Yeni kurulan bir evin masumiyeti vardır. Böyle deyince pıtırcık tepkisi oluyor gibi gözükse de aslında değil psikolojik altyapısı var. Ayrıca arkadaşınız boşanma gibi bi durum yaşıyormuş yani yukarıda da çok güzel ifade etmişler biraz düşüncesizlik etmiş. Eşiniz haklı
0
iwillsee
(10.08.17)
cevabları okumadım, söyleyen olduysa bilmiyorum ama bence bu hikayede senin hatan eşine danışmadan iş yapmak. ben olsam evimizin mobilyalarını başkasının kullanmasından değil, bundan çok rahatsız olurdum. kimisi "mobilya arkadaşımdan kıymetli mi" der, kimisi "her gün mü ev döşüyoruz, ilk biz oturalım" der vs. bence bunun doğrusu yanlışı yoktur ama eşine sorup etmeden birlikte yaşayacağınız eve birini davet etmen hoş değil. bu konuda düşünceli davranman gerekirdi.

yoksa vay efendim mobilyayı o ısırmış da arkadaş daha kıymetliymiş falan bu mesele değil bence. sorun senin hala yalnız yaşıyormuş gibi davranıp eşini devre dışı bırakman.
0
der meister
(10.08.17)
(11)

bircok seyi yarim yamalak bilmek vs bir şeyi tam bilmek

lucky strike
goethe olsun nietzsche olsun bir takım filozoflar bir şeyi tam bilmenin birçok şeyi yarım bilmekten evla olduğunda iddia ediyor malumunuz. elestirmeden kabullenmek bizim çağın vebası.bence 21. yüzyılı tahmin edecek vizyonları yoktu bu adamların. 20. yy belki ama 21. yy da bu önerme geçerli değil. "A
goethe olsun nietzsche olsun bir takım filozoflar bir şeyi tam bilmenin birçok şeyi yarım bilmekten evla olduğunda iddia ediyor malumunuz. elestirmeden kabullenmek bizim çağın vebası.
bence 21. yüzyılı tahmin edecek vizyonları yoktu bu adamların. 20. yy belki ama 21. yy da bu önerme geçerli değil. "Az az ama sık sık yemek" saglikli oldugu gibi, az az ama cok fazla konuda bilmek daha evladır gibime geliyor benim. niçe abartmayı seviyor işleri neticede. sizin fikriniz nedir?
0
lucky strike
(01.08.17)
tama yakın bildiğin bi iki konu olsun, kalan her konuyu az az bil. bu benim felsefem. bu devirde konular o kadar daralıyor ki alt başlıklar altında, herhangi bi konuyu tam bilmen imkansız.
0
nundu
(01.08.17)
felsefi açıdan bakarsak herhangi bir şeyi tam olarak bilmek mümkün değil. o halde yüzde kaçını bilmemiz lazım?
bilmek eylemini komple bir bilme işi olarak görürsek bilinebilecek her şeyi bilemezsek bahsedilen tam bilmeyi gerçekleştirmiş olamayız. var olan her şeyi bilmemiz de mümkün değilse bu kıllı almanlara bok yemek düşmez mi?

az ama sık sık yemenin düşünüldüğü kadar sağlıklı olmadığı gittikçe yüksek sesle dillendirilmeye başlandı, daha da artacak(bu da benim vizyonumu belli etsin, not al). bak senin bildiğin bu bilgi 10 yıl bile yaşayamayacak neredeyse, bırak da o zamankilerin bildikleri 100 seneye kadar yaşayabilmiş olsun...
0
Bruce
(01.08.17)
@nundu, bu devirde bir konuyu tama yakın bilebilmek imkansız bence ya. dünya inanılmaz bir hızda gelişiyor. yakalamak imkansız. sen uyuyorsun, çin 7 saat ileride, geliştiriyor bir şeyler, üstüne koyuyor veya yanlışlıyor seni, tüm varoluşunu. çin'de geçiyor olay. 7 saat ileride.
0
🌸lucky strike
(01.08.17)
bir çok şeyi yarım bilirsen çok güzel sohbet edersin, herkesle arkadaş olursun. bir şeyi çok bilirsen ukala olursun. (sosyal açıdan değerlendirdim)
0
dirildimde geldim
(01.08.17)
bence 21. yüzyılın problemi bu iki seçenekten hangisi daha evladır değil. şu anki problem artık bir veya iki şeyde uzmanlaşmanın yetmiyor olması. eskiden bir konuda uzmanlaşan kişi ömrünün sonuna kadar oradan yürüyebilirdi (çok genellemeyeyim ama alanına bağlı olarak mümkündü). şu an bilgi üreten insanların üzerindeki baskı çok daha fazla, bir şeyi derinlemesine bilmek yetmiyor, başka bir çok şeyle uzmanlığını desteklemek gerekiyor. hayatın her alanında disiplinlerarası bilginin ön plana çıktığı bir çağdayız.
0
lily briscoe
(01.08.17)
iki tane yarım bir bütün etmez. İyi geceler.
0
AWD
(01.08.17)
Abim vaktiyle Bhavahbutti adli Hintli bir dusunurun bir sozunu soylemisti bana:
”Her seyin bir seyini, bir seyin her seyini bil"
Yani her konuda edecek iki kelamin olsun ama bir konunun da uzmani ol. Bence sorun yok bunda. İs ki o bir seyini bildigin konuda ukalalik taslama. Bu kadar biliyorum de gec. Ogrenmeye de acik ol derim ben.
0
ombutosman
(01.08.17)
herkesin biliyorum demesi ayni degil.
0
kurnaz
(01.08.17)
Bununla ilgili çok tartışma var ama geçen sene şöyle bir şey okumuştum. Şimdi çağımızda bilg ğstel artıyor ve bir yandan da sosyal medya, ıvır ve zıvır ile kendi zamanımızı baltalıyoruz. Üstüne de "millenial mindset" dedkleri, zorlaşınca bırakma ve yelkenleri suya indirme de çok yaygın. Bunları birleştirince uzmanlaşma imkansıza yakın oluyor. Çalışmanın displinler arası olması değil de, insanın kendini "jack of all trades, master of none" haline getirmesi durumunda, insanlar kafalarını eskisi kadar zorlayacak fırsatı bulamıyor ve insanlar aptallaşıyor. Bir konuyu derinlemesine keşfedecek insan az kalıyor. Zaten 1000 kişi derinlemesine incelemeye gönüllü olur, bir tanesi becerir. Bir kişi gönüllü kaldığında ortalıkta binlerce şaklaban dolaşıyor ama yüzeysellik dışında bir şey üretebilen kalmıyor diyordu. Bunun dışında disiplinler arası çalışmanın da benzer şekilde insanlrın ne ürettiklerini tamamen anlamadıkları ve üretim bilgisine hakim olamadıklrı için amaç bilgisini de tam ortaya koyamayacakları, düşünemeyeceklerini ve bunun da itaat eden bir toplum yapısına neden olduğunu tezleriyle bir 40-50 sayfa açıklıyordu.

Bazıları ise sadece muhabbet yönünden bakıyor "Ne kadar çok şey bilirsen, o kadar çok kişiyle laflayabilirsin" duor ama bi yandan da "Hakkaten bir şey bilen insanların arasına girersen, öyle suspus kalırsın" diyor.

Disiplinler arası çalışma şart olmasına rağmen, en az bir uzmanlık şart diye düşünüyorum.
0
aychovsky
(01.08.17)
Esas soru su, o seyi bildigine ne zaman kanaat getireceksin?
0
dunal
(01.08.17)
İş hayatını soruyorsan orada gelinen nokta az az ama çok konuda bilgilenmek değil bir konuda yetkin olup onu diğer dallarla desteklemek, ilgili alanlarda da bilgilenmek yönünde.
Batı üretim ilişkilerinde bilgi çağına gireli epeyce oldu. 2. dünya savaşını milat sayabiliriz. Biz her zamanki gibi geriden takip ettik bizde de başladı artık. Ceo'luk kavramı bilgi çağı ürünü mesela. Bilginin bilgiye uygulanması ve performansından sorumlu olmak ceo'nun iş tanımıdır. Boş yere o kadar kazanmıyorlar, sermaye sahibinin söz hakkı olmuyor onların oluyor.

Özel hayatta benim algoritmam şöyle:
İlgilendiğin bir veya birkaç konuda ilerlemek, diğer konularda ilerleyenlere kulak kesilmek, ilgilenmediğin konuları es geçmek. Çünkü terabaytlarca bilgi var bir insanın ne ömrü ne hafıza kapasitesi yetişir. Anca küçük bi bölümüne yetebiliriz o da bırakmaz devam edersek.
İlgilendiğin konuda ilerledikçe yan dallarda da araştırma yapman gerekiyor, kendiliğinden çeşitleniyorsun. Hakkında söz söyleyebileceğin alan kendi alanın oluyor, sohpet ortamında çeşitlendiğin konularda konuşup soru sorabiliyor, daha ileri gidebiliyorsun.. Soru sorabilmek de bilgiyle ilişkili, hiç ilgilenmediğin konuda soru da soramıyorsun.

Alanında söz söylerken de öğrenmenin bitmeyecek bir süreç olduğunun farkında olarak söylemek en güzeli. Bilginin zekatı paylaşmak ama konuşurken sürecin bitmeyeceğini bilerek konuşmak lazım.
Çeşitlendiğin konularda konuşurken de ultra temkinli olmak gerekiyor. Mesela ya ben bir filin bacağındaki karıncaysam tırmandığım şeyi sütün sanıyorsam... Epeyce de tırmanmışım halbuki.

Değişik konularda bütüne bakabilenlerimiz bol olsun, hem biz gelişelim hem memleket gelişsin alalım başımızı yürüyelim.Her nekadar gidişat o yönde değilse de istemekten vazgeçtiğimiz an kaybettiğimiz andır demi :)
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(01.08.17)
(10)

uyku hapı hakkında

marul hirsizi
arkadaşlar gece 3-4 te uyuyorum. normal bir uyku düzeni istiyorum.kısa bir süreliğine uyku hapı kullanmayı düşünüyorum. var mı tavsiyeniz. elbette bünyeye göre değişir amaaaa hapı kullandığımda 12 saat uyumak ya da bu da hiç bir işe yaramadı demek istemiyorum. tavsiye görüşleriniz neler. çay iç, bi
arkadaşlar gece 3-4 te uyuyorum. normal bir uyku düzeni istiyorum.kısa bir süreliğine uyku hapı kullanmayı düşünüyorum. var mı tavsiyeniz. elbette bünyeye göre değişir amaaaa hapı kullandığımda 12 saat uyumak ya da bu da hiç bir işe yaramadı demek istemiyorum. tavsiye görüşleriniz neler. çay iç, bilmem ne otu kaynat istemiyorum. tşkler.
0
marul hirsizi
(31.07.17)
Uyku hapı değil de, melatonin esktresi kullanabilirsiniz. Hapın özü o zaten. Mışıl mışıl uyutur.
Bunun dışında Atarax alerji ilacıdır ama uyku bozuklukları için de verilir. Alerji ilaçları deli uyutur.
0
aychovsky
(31.07.17)
Bir gün dayan hiç uyuma akşam 8 9 gibi yat düzene girer. 3 4 tek uyuyan bir insanın erken yatmaya birden alışması imkansıza yakın.
0
goodz
(31.07.17)
Melatonin +1
0
Lim5
(31.07.17)
ben de ilaçsız halledebileceğini düşünüyorum. jetlag ı yenme teknikleri var mesela, 12 saatlik farkı bi günde kapatıyorsun.

yemek saatlerini yeni düzene göre ayarla. gün içinde de fiziksel aktivite yapıp yorul. sonra istediğin saatte yat. açlıktan uyuyamama riski de var tabi
0
sttc
(31.07.17)
uyku hapı gece uyutuyo ama sabah da uyandırmıyor. yani kafanı kaldıramıyorsun. yani ben kullandığımda o şekilde bi etki yarattı. sabah erken kalkman gereken bi durumun varsa sıkıntı yaratacağını düşünüyorum.
0
moratoryumkisilik
(31.07.17)
@aychovsky (nickini yazana kadar canım çıktı neys) bu ne. nerden temin edilir. var mı eczanede falan.
0
🌸marul hirsizi
(01.08.17)
Eczanelerde melatonin hapı dersen verirler. Melatonina en yaygını. Yalnız bazı küçük eczanelerde olmayabiliyor. Bu janjanlı Solgar'ımsı şeylerin satıldığı yerlerde oluyor genelde.
(Adı istediğin şekilde yazabilirsin, ayç kadar olsa ben olduğumu anlıyorum)
0
aychovsky
(01.08.17)
Kisa sureligine diyorsan melatonin oneririm. Kisa vadece gercekten ise yariyor. Uzun vadede bir sey bekleme.
Melatonina kullanmistim ben de. 60 tablet var icinde, 100tl idi fiyati en son.
0
stavro
(01.08.17)
kaçta kalkıyorsun? düzenli iş hayatın yoksa durduk yere ilaç bağımlısı olursun. hapla alışkanlık mı kazanılır allaşkına.
0
hasmetizm 2046
(01.08.17)
@hasmetizm hocam sürekliliğine değil ki. 4-5 kere kullanıp düzene girip bırakırım diye düşünüyorum
0
🌸marul hirsizi
(01.08.17)
(2)

Netflix dizimi bitiriyor, kaydedilmiyor da

aychovsky
1 Ağustos'tan itibaren yayından çekeceklermiş. Uyumadan önce izleyip hehe dediğim diziydi. Bazı dizilerin yanında indirilebilir olduğunu gösteren aşağı ok var, bunda yok. Ne yapılır ki? Favoride tutsam, bana gösterseler falan?
1 Ağustos'tan itibaren yayından çekeceklermiş. Uyumadan önce izleyip hehe dediğim diziydi. Bazı dizilerin yanında indirilebilir olduğunu gösteren aşağı ok var, bunda yok. Ne yapılır ki? Favoride tutsam, bana gösterseler falan?
0
aychovsky
(31.07.17)
sen diziyi de hele, ülker link akar...
0
late viper
(31.07.17)
Dizi Don't Trust the B- in Apartment 23.

Torrent'i de yoktu az önce. Gerçi dizi sitelerine bakmadım ama telefondan izlemek daha rahat oluyor bilgisayara göre. Telefondan izlenecek bir platform var mı, yoksa bilgisayar da olur.
0
🌸aychovsky
(31.07.17)
(3)

insanlar ufak köpeklerini neden pitpull'lardan korumuyorlar?

proletarier aller lander vereinigt euch
dışarıda parkta bahçede görüyorum millet ufacık süs köpekleriyle pitbull yanlarından geçerken hiçbir şey yapmıyorlar hatta koklaşmalarına izin falan veriyorlar da neden hiç çekinmiyorlar o hayvan orada parçalamaya kalksa kimse ayıramaz ama hiç çekinmiyorlar şaşırıyorum bu duruma.mesela geçen gün bir
dışarıda parkta bahçede görüyorum millet ufacık süs köpekleriyle pitbull yanlarından geçerken hiçbir şey yapmıyorlar hatta koklaşmalarına izin falan veriyorlar da neden hiç çekinmiyorlar o hayvan orada parçalamaya kalksa kimse ayıramaz ama hiç çekinmiyorlar şaşırıyorum bu duruma.

mesela geçen gün bir golden ağaca bağlanmıştı adam saldı pitbull'u(sağlam sövdüm) bu hayvan direkt koşa koşa golden'ın yanına gitti, golden dondu kaldı korktu baya bariz şekilde 1 dakika falan etrafında döndü, hani baya gergin bir andı ben sahiplerinden daha çok korktum köpek adına.

bi de bu pitbull'ları böyle rahat rahat gezdirmek serbest mi ya ağızlıksız falan hatta parklarda tasmasını bile çıkarıyorlar(tasma olup olmaması o hayvana pek fark etmiyor gerçi çöp kadar oğlanlar gezdiriyor köpek istese alır sürükler)
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(31.07.17)
Pitbulllar manyak degil. Pitbull sahiplerinin kahir ekseriyeti ruh hastasi. Kopek de sahibine gore bir karakter gelistiriyor. Bir pitbull'un kopegimle oynamasini istemem. Nasil bir ruh hastasinin besledigi mechul. Guvendigi bildigi bir kopektir sizin gordugunuz.
0
allah yazdiysa bozsun
(31.07.17)
Köpekler anlaşamayacak gibi olduğunda zaten uzaktan uzaktan da hırlaşmaya başlıyorlar. Genelde diğer bir köpek yaklaşmasına ses etmediyse, yaklaşınca ters bir hareket yapmadığı sürece anlaşmış oluyorlar. Bir de aynı parktaki insanlar her gün gel git birbirini tanıyor. Ben bile 8 dakikalık servise gidiş yolunda iki tane Paşa, bir tane Kontes, bir de Efe'yi tanıyordum köpeksiz halimle. Hatta Efe'ye çok yavşadım, çok rüşvet verdim. Hepsi aynı saatte çıkıyorlar hemen hemen. Artık huyunu suyunu biliyorlar belirli bir zamandan sonra.
0
aychovsky
(31.07.17)
Pitbull aslinda Turkiyede yasak diye biliyorum ama malum guguk devleti oldugumuz icin...
0
ombutosman
(01.08.17)
(9)

seri gerizekalılık sorusu - şüpheli ilişki

lazuri
her türlü hakarete acıgım dostlar. salagın tekinin lafına guvenerek buyuk salaklık ettim. hikayeyi anlatayım bilinçli dostlar yol gostersin.cok ani bi şekilde gelişen bir yakınlasma oldu. niyetimde kesinlikle birleşme yoktu ama o kadar ısrar ve sacmalık sonrası nerdeyse birleşme oldu. tam diil ama b
her türlü hakarete acıgım dostlar. salagın tekinin lafına guvenerek buyuk salaklık ettim. hikayeyi anlatayım bilinçli dostlar yol gostersin.
cok ani bi şekilde gelişen bir yakınlasma oldu. niyetimde kesinlikle birleşme yoktu ama o kadar ısrar ve sacmalık sonrası nerdeyse birleşme oldu. tam diil ama bolca temas ve bir miktar penetrasyon. o arada aklıma gelip sordum kan veriyorum bişey yok dedi.
bilinçsizligimin kurbanı oldum. sonradan ogreniyorum ki arkadas zamanında bol seferli bi işte calısıp, cesitli ulkelerdeki hayat kadınlarıyla birlikte olmus. ustune ustluk kan verdiginde tahlil sonucu falan almıyormus, direk bagıs yapıp cıkıyormus. son kan verişi son supheli ilişkisinden onceymiş. bişey olsa ararlardı diyor. dedim devlet hastanesinde ne arayacaklar:( cok cok hiv+se ararlar herhalde. yakın zamandaki hemogramını gordum, cok hafif enfeksiyon dısında bişiy yok. o da usuttugu bi dönemdi.
ay cok gerginim, en hafif hpv galiba bu işin sonu. para durumum da cok iyi degil, bir kadın olarak en makul yol nedir benim için? olaylar 22sinde geçiyor:(
0
lazuri
(31.07.17)
Jinekologa görün. Bi muyane ol. Ne diyelim ki biz. Devlet hastanesinde zaten tahlilleri ücretsiz yapıyolar. Hpv için ücret isteniyor mu bilmiyorum. Doktor şart.
0
elorelia
(31.07.17)
"niyetimde kesinlikle birleşme yoktu ama o kadar ısrar ve sacmalık sonrası nerdeyse birleşme oldu. "

İnsanlar kendilerini ne güzel kandırıyor değil mi Sezen?

Doktora gorun en kısa zamanda testlerini yaptır.
0
MaNOfTheYear
(31.07.17)
Devlet hastanesinde ücretsiz test ve kontrolden geçebilirsin başka ne yapacaksın ki? Mide yıkama gibi bişeyi yok bunun.
0
anksiyetik pia
(31.07.17)
Bu kınanacak bir şey değil. Dan Ariely' in Predictably Irrational kitabında, tahrik olmamışken %90 küsurlu ezici çoğunluk "Tabii ki korunurum, hayatta birleşmem" tarzı şeyler söylemiş. Yeterince tahrik edildiklerinde daha önce "Hayatta olmaz" diyeblerin %70'i "Salla prezervatifi, dayanamıyorum"a dönmüş. İlk başta karşı koymuşlar ama sonra farklı derecelerde "Umrumda değil" noktasına gelmişler. Dolayısıyla hepimiz aynı baştan çıkmanın adaylarıyız, gerizekalılık diye kendinize yüklenmeyin.

Bu tür hastalıklar için "pencere" dönemi var. Bu hastalıkların bulaştığı ama kendini göstermediği dönem. Hemen, iki gün sonra "HPV'niz oldu" demezler. Bazı hastalıklar için bir hafta, on gün; bazılarının testleri için üç ay beklemeniz gerek. İlişkiden bir 10 gün kadar sonra gidip testleri yaptırabilirsiniz.

İşin güzel yanı hastalık ne kadar kötüyse o kadar zor bulaşır. HIV'in falan bulaşma yaygınlığı hapşırıktanbulaşan soğuk algınlığı gbi yaydın değil. Tam hatırlamıyorum, yalan olmasın da %3-5 bir şeydi. HPV geçerse, zaten tedavisi daha kolay. Gidip testleri zamanı geldikçe yaptırırsınız ama o kadar da panik olmayın.
0
aychovsky
(31.07.17)
Böyle gerizekalılıkları hepimiz yapıyoruz, Ayço +1. Önemli olan ders almak.
Hpv testini hastaneler değil sağlık ocakları yapıyor bildiğim kadarıyla.
0
manuel mandalina
(31.07.17)
salaklık değil bu yaptığın. tahrik durumunda oluşan dalgınlık. (aychovsky saygılar)

yaşanmış olay anlatayım;
yokluğun yokluk olduğu zamanlar... arkadaşıma "mal mısın amk taksaydın ya prezervatifi" sözüne karşılık "aklıma gelmedi kanka doğru söylüyorsun amk" cevabından belki 10-15 gün sonra ben de kullanmadım. aklıma gelmedi. kız bütün aklı aldı beynimden kan filan gitmiyordu oraya çünkü.

bu dalgınlığın sonucu olarak kıçıma yediğim antibiyotik ve sevgili üroloğum doç.dr.nihat hatipoğlunun "dikkat et tamam mı?!" nasihatından sonra 2 ay osbir bile yapmadım.

geçmiş olsun.
0
alkolsuz icecek
(31.07.17)
elemanın seni yemiş olma ihtimali de yüksek. bi doktora görün ama çokta ciddiye alma. erkekler sever böyle korkular salmayı.
0
dirildimde geldim
(31.07.17)
ders alınabilecek şekilde atlatılırsa iyi. üstteki birinin dediği gibi bu gerizekalılıkları hepimiz yapıyoruz. hpv kadınlarda kendini göstermeyebiliyor (kaşıntı falan olmamasından bahsediyorum) o yüzden kan testi önemli galiba.

bu kan verip bir şey olsa ararlardı yavşaklığını yapan bir kaç insan var. onlar yüzünden millete aids bulaşabiliyor. düşük olasılık da olsa kızılay kaçırabiliyor. :/

kafanızın rahat etmesinin tek yolu test yaptırmak gibi geldi bana.
0
tuzumkuru
(01.08.17)
Ölecek olsam ben ölürdüm. Canını sıkma.
0
yirmisantim
(01.08.17)
(4)

Kanal tedavisi yaptıranlar?

bir fincan kahve ile film izlemek
Ne kadar süre sonra bir şeyler yiyip içmeye başladınız? Ne tür şeyler yediniz, ilk birkaç gün dikkat edilmesi gereken bir şey var mı? Doktor bir şey demedi, ben de mal gibi sormayı unuttum.
Ne kadar süre sonra bir şeyler yiyip içmeye başladınız? Ne tür şeyler yediniz, ilk birkaç gün dikkat edilmesi gereken bir şey var mı?
Doktor bir şey demedi, ben de mal gibi sormayı unuttum.
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(31.07.17)
4 saat bişey yenilip icilmiyodu sanırım. Sonra da bi süre cok soğuk ve çok sicaktan uzak dur, o tarafı çiğnemek için kullanma.
0
elorelia
(31.07.17)
@elorelia; teşekkürler, ağrı sizi olması normal mi? Geçmedi henüz iki saattir.
Doktor ağrı kesici yazmadı ama kendi başıma kullansam sıkıntı olur mu?
Son olarak dış fırçalarken o bölgeye de fırça değdirmeli miyim?
0
🌸bir fincan kahve ile film izlemek
(31.07.17)
Doktor bana '3-4 saat bir şey yeme. Sonra çok katı, asitli, sıcak, soğuk bir şey olmaması dışında istediğin gibi kullanabilirsin' demişti. Aynı şekilde 'İlk 1-2 gün ağrıyabilir ama sonra geçer. Oradaki tüm sinirler alındığı için ağrımaması gerekiyor' demişti ama o 1-2 gün dışında çiğneme sırasında dişim karşıdaki dişe çarptığında falan sızlıyordu, acıyordu ya da ağzımı çok açamıyordum. O birkaç hafta sürdü, sonra kendine geldi.

Doktor 'Ağrırsa ağrı kesici kullan' demişti, fırçalamanın sorun olacağını sanmıyorum ama bu kısmı hatırlayamadım.
0
aychovsky
(31.07.17)
bi süre ağrı sızı normaldir, işlem yapılıyor sonuçta. ağrı kesici ben kullanmıştım, doktor kullan demişti. firça olayını bilmiyorum. ama bir iki gün fırçalamazsan bişey olmaz, ağrı geçene kadar bekle en azından.
geçmil olsun bu arada.
0
elorelia
(31.07.17)
(14)

Rüyadaki hazzın gerçek hayattakinden çok fazla olması? (18+)

medre
Rüyanızda eşinizle, sevgilinizle vs. seviştiğinizi gördüğünüzde (yani normalde de seks yaptığınız biri ile) rüyadaki haz oranınız nasıl? Son 3-4 aydır rüyamda hazdan aklımı falan kaçıracağım şekilde seks rüyaları, orgazmlar, mastürbasyonlar görüyorum. Uyandığımda, akıl sır ermez ve asla yakalanamaya
Rüyanızda eşinizle, sevgilinizle vs. seviştiğinizi gördüğünüzde (yani normalde de seks yaptığınız biri ile) rüyadaki haz oranınız nasıl?

Son 3-4 aydır rüyamda hazdan aklımı falan kaçıracağım şekilde seks rüyaları, orgazmlar, mastürbasyonlar görüyorum.

Uyandığımda, akıl sır ermez ve asla yakalanamayacak o hazzın etkisini hissediyorum sadece bir kaç saniye, sonra gidiyor. Gerçek hayatta öyle bir zevk ya da haz yok hayatımda. Olamaz da zaten, böyle bir seviye yok çünkü gerçek hayatta. Böyle bir seviye olsa savaş diye bir şey olmazdı dünyada öyle düşün. :)

Bakın zevkten aklı kaçırmaktan filan bahsediyorum, erimek akmak, hazzın kendisi olmak filan. Öyle sıradan klasik cinsellik rüyası değil.

Yetmezmiş gibi bi de öyle bir orgazmla sonlanıyor rüyalar, onu filan hiç anlatamam artık o kadar yüksek. Hiçbir uyarıcı ya da uyuşturucu ya da sutra ile ulaşılabilecek bir kafa değil bu.

Sadece rüya.

Noluyor ki yani şimdi son 3-4 aydır?

Edit: Kadınım, evliyim, düzenli cinsel hayatım var.
0
medre
(31.07.17)
bilinçaltın bunu istiyor ?
0
rastocasdelay
(31.07.17)
Uzun süredir mastürbasyon yapmıyorsan normal.

Edit: Düzenli bir cinsel hayata sahip olman, yüzde yüz tatmin olduğun anlamına gelmez. Ayrıca, düzenli seks hayatı olan insanlar da mastürbasyon yapabilir. Yasak olan her zaman heyecanlıdır. Rüyanda farklı kişilerle seks yapıyorsan hissettiğin şey "aldatmak hazzı" da olabilir.
0
dissendium
(31.07.17)
birisi fazla 31 çekiyorsun birisi uzun zamandır çekmiyorsun demiş. her kafadan bi sesi. rüyalar böyledir koçum.

rüyadaki aşık olmak gerçek hayattaki aşık olmak da aynı değil. rüyanın olayı bu.ş
0
tbmm
(31.07.17)
ya rüyalar çok garip değil mi. işimize gelenleri bilinçaltımızla ilişkilendirip işimize gelmeyenleri "nalakası var ya?" diye öteye kovuyoruz. bu fiziksel bişey mi zihinsel bişey mi şimdi senin yaşadığın ben de merak ettim. çok ilginç.

yoksa "anca rüyanda görürsün!" dedikleri bu mu?
0
baharat
(31.07.17)
Ben bir kez rüyamda orgazm oldum ve o şiddetle uyandım, gerçekten hayatımda aldığım en büyük haz çarpı bin falandı.
Keşke bir kez daha yaşayabilsem :(
Ben de kadınım bu arada.
Sebebini bilemiyorum, ama birden fazla kez tecrübe edebildiğiniz için şanslısınız.
0
bir nick var benden iceri
(31.07.17)
Bunu erkekler de kadinlar da yogun olarak yasiyor ve evet gerceginden cok daha tarifsiz bir haz veriyor. Bence nedenini nasilini dusunmek yerine tadini cikarmalisin.kesin omarak soyleyebilecegim tek sey bu kesinlikle guclu libidonla ve fantezi dunyanin gercek hayatinda yasadiklarindan daha derin ve daha edepsiz ve ucsuz bucaksiz olmasiyla ilgili.masturbasyon veya iliski sıklıgınla ilgisi oldugunu sanmiyorum.ben kadin degilim ama bu uykuda yasanan hazzi cok isteyip gunduzden kendimi kurup gecesinde bunu yasadigim oldu.o yuzden hep sunu savunurum.asil seks beyinde yasaniyor.
0
a r a m i s
(31.07.17)
Ben öyle arzular şelale rüyası görmüyorum. Ama rüyada böyle senin gibi öyle tahrik edici görüyorlarmış


Nadirsiniz yani
0
MaNOfTheYear
(31.07.17)
Uyurken oyle bir seviyeye ulasabiliyorsaniz gercek hayatta da o potansiyel var demektir. Gercekte ulaşmak isteyip elde edemediginiz hazzi ruya araciligiyla yasiyor olabilirsiniz.

Ruya/gerçek haz orani: ruyada daha sık, gercekte daha yuksek.
0
passive aggressive
(31.07.17)
Bununla ilgili bir rüya ve nörolojili bir kitapta şöyle diyordu. Uyuyunca bücut rahatlıyor ve REM uykusu sırasında vücuda kan dağıtılıyor. Haliyle genital kısımlara da kan gidiyor ve uyarılıyorsun. Çeşitli nedenlerle seksli rüya görülür (ki bu sevişme isteği ile orantılı olmak zorunda değil), ve tam o sırada yeterince vücut gevşemişse orgazm da olur. Orgazmın aşırı şiddetli olma nedeni, vücudun aşırı rahatlaması. Kah eşinizle birlikteyken kah günlük hayatta stresten dolayı kasılıyorsanız, bir süredir stresli ve düşünceliyseniz vücut kendi kendini özgür ve rahat bırakınca, kan da dolunca olması normalmiş. Bu arada yaşadığınız, hissettiğiniz şey rüya değil, gerçekten yaşıyorsunuz. passive aggressive'in dediği doğru imiş.

Edit: Benzer bir iki şey buldum.
www.quora.com
vaginapagina.livejournal.com

Sevişme rüyası gördüm ama sonu gelmedi bende. Millette varmış ama
0
aychovsky
(31.07.17)
çok nadir bana da olur bu, orgazm olmaz da uyandığımda serseme dönmüş olurum vay bee o neydi diye. ama benimki mesela şöyle oluyor, her şey süper ideal oluyor "rüyamda" çok fazla zevk alıyorum neredeyse hiç almadığım kadar ve rüya gibi bir sevişme oluyor falan, psikolojik yönü baya baskın oluyor yani olayın uyandığımda beynim "zevk zevk zevk" diye kendine gelememiş oluyor.

erkeğim ama ben ve düzenli cinsel hayatım yok.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(31.07.17)
Bana da oluyor bu ve orgazmın şiddetiyle uyanıyorum. Aslında kadınlarda pek duymadığım için acaba benim mi başıma geliyor sadece diye düşünüyordum :)Kimse bahsetmiyormuş demek ki. Her zaman olmasa da gerçek hayatta da rüyadaki kadar şiddetli orgazmlar yaşadım. Passive aggressive'in söylediği doğru bence.
0
blueprints and cigarettes
(31.07.17)
Düzenli cinsel hayatında kafandakileri tatmin edemiyorsun muhtemelen.
0
arnold schwarzeneger
(01.08.17)
bir gay olarak en iyi cinsel deneyimlerimi rüyamda yaşamışımdır hem de istediğim kişilerle bazen de hiç tanımadıklarımla.
0
guzellige inancimi sarsan simgeler var
(02.08.17)
üç harfliler şey yapıyor olmasın.
0
secrex
(02.08.17)
(6)

Beylikdüzü'nden ev alınır mı?

bir yudum homo sapiens
merhabalar. Soru çok basit Beylikdüzü'nden ev almak ne kadar mantıklı sizce? geçmiş yıllara nazaran fiyatları düşmüş sanki. bahçelievler'de çok da iyi olmayan evimi satarak almayı planlıyorum. kafa kafaya satıp almış olacağım 200bini geçmeyecek şekilde. alınırsa da hangi mahalleyi önerebilirsiniz(me
merhabalar. Soru çok basit Beylikdüzü'nden ev almak ne kadar mantıklı sizce? geçmiş yıllara nazaran fiyatları düşmüş sanki. bahçelievler'de çok da iyi olmayan evimi satarak almayı planlıyorum. kafa kafaya satıp almış olacağım 200bini geçmeyecek şekilde. alınırsa da hangi mahalleyi önerebilirsiniz(metrobüse yakınlık bakımından). iş yerim maslak ve servis var. mevcutta araba sahibi değilim. bu muhiti bilen arkadaşlar yanıtlarsa sevinirim.
0
bir yudum homo sapiens
(31.07.17)
abim mecburiyetten 2-3 yıl kadar oturdu o semtte. toplamda 4 kere falan ancak gitmişimdir bu sürede. gidişlerimin 2 si yeğenlerimin doğumu, diğer ikisi de doğum günü sebeplerindendi. yani zorunluluk olmasa misafirliğe bile gidilmeyecek bi semt bence.

genelde çocuk parklarını uyuşturucu satıcılarının mesken tuttuğu, yazın sabahlara kadar sokak aralarında düğünlerin yapıldığı, arabaların önüne nerden çıktığı belli olmayan bir sürü çocuğun fırladığı, kiracının evi harabeye çevirip çıktığı bir semt.
aynı paralara gidin kurtköyden alın bence. evet, istanbul'un iki ucu ama eğer yatırım amaçlı düşünüyorsanız kurtköy, beylikdüzü'ne göre daha güvenli.
0
super kahraman olsaydim baba olurdum
(31.07.17)
1 yıldır beylikdüzü'nde yaşıyorum. yukarıdaki arkadaşın bahsettiği durumların hiçbiriyle karşılaşmadım henüz. Esenyurt tarafı için geçerli bunlar. Beylikdüzü'nde Adnan Kahveci Mah. ve Beykent tarafları en güzel mahalleler. Ancak burada evler biraz pahalı olabilir.

Tüm bunları bir kenara bırakırsak Beylikdüzü'nde yaşayıp Maslak'ta çalışmak bence çılgınlık. Sabahları o yöne doğru inanılmaz trafik oluyor. Ben olsam hayatta böyle bir şey yapmam.
0
himmet dayi
(31.07.17)
beylikduzu/maslak cilginligini bir yana birakirsak, cokta fena bir yer degildir, e/5 in gidisten sol tarafini secmelisiniz, migros tarafi yani, burada da bizimkent denen yer idealdir, beykent te biraz uzak olsa da iyidir, profil acisindan fena degildir, yollari genistir, park sorunu falan olmaz, eskiden fuhsiyat baya fazlaydi, su an biraz innovia/esenyurt tarafina kaydi gibi..
0
alttaraf
(31.07.17)
6 sene Beylikdüzü'nde oturdum. Hafta içi her gün Beylikdüzü-Beşiktaş yaptım. Abim hala orada, 7. senesi. Beylikdüzü-Maslak çalışıyor ve servis var. Şu anda günlük programınız nasıl, bilmiyorum ancak abim 6:30'ta evden çıkıyor sabah, 6:40 gibi servis alıyor ve 8:15 gibi işte oluyor. Bazen 9:00'a doğru vardıkları da oluyor. Akşam 17:30'da çıkıyorlar, eve gelişi min 19:00 ama genellikle 19:30'a doğru. Kendi hayatınızın şu anki halini düşünün ve ona göre karar verin.

Bir yandan tehlikelerine bakarsanız, Beylikdüzü'nde bir kere kapkaça uğradım. Yani, o kadar süper değil durum. Bu konuda hiçbir yere güvenmiyorum. Nişantaşı'nda da gündüz gözü kapkalabalık Rumeli Caddesi'nde bana bıçak çektiler herkesin içinde, bir kişi de ne oluyor demedi. O yüzden İstanbul'un herhangi bir noktasına diğerinden daha güvenli demem. Ancak, her apartmanın bahçesinde çocuk parkı var ve buraya apartman dışı pek kimse giremiyor. Bunun dışında apartmanda her telden insan vardı. Cemaatçisinden fahişesine, ailesinden öğrencisine kimsenin kimseye karışmadığı bir apartmandı. Daha önce Üsküdar Selimiye'de yaşadım 4-5 yıl, ondan öncesi de Maslak'ta idi. Selimiye'nin mahalle ruhunu seviyordum ama sokakları dardı, gürültüsü fazlaydı, evler çok küçük ve eskiydi. Beylikdüzü'ne gelince aşırı rahatladım. Evin önü ve manzarası gepgeniş, evler gepgeniş ve düzenli, ev yeni, ortalık yalıtımlı. Yan odadaki telefonda konuşurken sesini duymuyorsun. Zaten bütün yaz mevsimini balkonda geçiriyordum önüm açık olduğu için. O yüzden pişman değilim hiç. Zaten işten kalan zamanın çoğunu evde geçiriyorum ve arada bir dışarı çıkıyorum, o yüzden evin konforlu olması benim için daha önemli. Bizim Beylikdüzü'nü alışımız biraz mecburen oldu; İzmir'den ev satmıştı ailem ve onunla İstanbul'dan ev almaya çalışıyorduk. Beylikdüzü'nden başka Mecidiyeköy'de minik bir ev alıyordu. 'Mecidiyeköy mü, tövbe' diyerek Beylikdüzü'ne kaçtık. Ancak, kirada oturacak olsam Beylikdüzü'nde olmazdım sanırım.

Herkesten erken kalkıp çıkacaksınız, herkesten geç eve geleceksiniz. Trafikte bol bol bunalacaksınız. Abim servise biner binmez uyur ve servis geldiğinde 'Biraz daha uyusaydık ya, azıcık daha gecikemiyoruz' dermiş ama akşam dönerken öyle olmuyor. Trafiğin en iğrenç saatinde TEM'de oluyorsunuz. Ben bu süreyi sesli kitap dinleyerek geçiriyordum ve açıkçası trafik çok boğsa da, zevk alıyordum sesli kitap dinlerken ya da uyurken. Kitabın heyecanlı yerinde indiğim zaman mızmızlanıyordum 'Yol niye bitti' diye. Yolda uyuyabiliyorsanız, bir şeyler yapabiliyorsanız güzel. Günde 4 saatinizi yola vereceğinizi ve bu süreçte bir şeyler yapmazsanız kafayı yiyeceğinizi hatırlatırım. Bir de ne kadar eğlenirseniz eğlenin, yol yoracak, kaçış yok.

Bir de uzun yolda servis kavgaları çok olur. Daha önce hiç görmediğim servis kavgalarını Beylikdüzü'nde gördüm. Herkes uzun yola gittiğinden herkes çok gergin olur. 2 dakika garip bir şey olsa serviste kavga çıkar 'O hanımın istediği yerden gidildi, benim dediklerim niye olmuyor' tarzı saçma saçma kavgalar döner ve insanlar böyle saçma şeyler için sürekli gergin dolaşır. Bizim servis hep kavgalıydı mesela ama abimin servisi pamuk gibi. Binen uyuyor. Sakin sakin gidiyorlar.

Mahalle olarak Beykent tarafları da olabilir ama metrobüse yürüyerek gidilmeyebilir oradan. Adnan Kahveci Mah., Barış Mah., Bizimkent Sitesi tarafları güzeldir. Bir de E5'in karşısındaki evler de Beylikdüzü'ne aitti bir 10 yıl kadar önce. Oy nedeni ile alıp Esenyurt'a verdiler. O tarafta da oturan insan profili benzer ama Esenyurt'a geçtiği için evler daha ucuz. (Marmara Park ve arkası oluyor, Mevlana Mah. olarak geçer) ama orada da Innovia tarafına kadar gitmeyin. O taraflar hem uzak kalır metrobüse, hem fuhuş miktarı biraz yüksek. Gerçi fuhuş yapanlar size karışmazlar, umurlarında bile olmazsınız. Ben apartmandaki fahişeden hiç rahatsız olmadım mesela, bir komşu olarak iyiydi. Sonra o da Innovia'ya taşındı zaten.
0
aychovsky
(31.07.17)
@aychovsky teşekkürler bilgilendirici bir yazı olmuş eline sağlık.
0
🌸bir yudum homo sapiens
(31.07.17)
Sosyalleşmek benim için önemli değil diyorsanız buyurun gelin. Ben zorunluluktan 9 aydır buradayım. Gideceğim gün için şafak sayıyorum.
0
catch the arrow
(31.07.17)
(7)

güneş yanığına ne iyi gelir?

traktör
Kız arkadaşım cumartesi denize gitmiş epey yanmış. Koruyucu krem sürmüş ama yine yanmış ağrısını ne dindirir?
Kız arkadaşım cumartesi denize gitmiş epey yanmış. Koruyucu krem sürmüş ama yine yanmış ağrısını ne dindirir?
0
traktör
(31.07.17)
himmet dayi
(31.07.17)
after sun kremler var onlardan kullanabilir.
0
elorelia
(31.07.17)
Şu an cildi çok kuru ve gergindir, mümkün olduğu kadar soğuk şekilde duş alsın, nazikçe kurulansın ve Bepanthol vücut losyonu ile yanan yerlerini bolca nemlendirsin. Gerginliği hissedince yine kremlensin, ara ara soğuk duş ve vücudu nemli tutmak şart. Bol su içsin, güneşe çıkmamaya çalışsın. Geçmiş olsun.
0
teoridefeminist pratiktegeysa
(31.07.17)
Doktor bana acıyı alması için normalde basurda kullanılan Anestol pomad'ı verdi. Yanıkların iyileşmesi için de Silverdin. İkisini birden kullandım. Acısı yoksa, sadece Silverdin de yeter.
0
aychovsky
(31.07.17)
www.bepanthol.com.tr

Şundan bahsediyorum.
0
teoridefeminist pratiktegeysa
(31.07.17)
Hametan. Sikverdin de kullandım ama. Hamet on numara
0
dickens
(31.07.17)
bir eczacı silverdin + bir şey karıştırmıştı bize ama hiç hatırlayamadım. :( onu bi sorun isterseniz.
0
piremses
(31.07.17)
(3)

Ruh çağırma, kalp çağırma

Kamyoncunun vitesi
Bu olaylar hakkinda ne dusunuyorsunuz? Basiniza hic boyle bir olay geldi mi veya kalkistiniz mi buna? Ozellikle bir deneyiminiz varsa paylasabilir misiniz? Ne bileyim cok sacma ve absurd geliyor bana insanlarin anlattigi seyler, inanmiyorum bu tür hikayelere. not: kalp çağırma dedikleri de yaşayan b
Bu olaylar hakkinda ne dusunuyorsunuz? Basiniza hic boyle bir olay geldi mi veya kalkistiniz mi buna? Ozellikle bir deneyiminiz varsa paylasabilir misiniz? Ne bileyim cok sacma ve absurd geliyor bana insanlarin anlattigi seyler, inanmiyorum bu tür hikayelere.

not: kalp çağırma dedikleri de yaşayan birinin ruhunu çağırma olayı falan filanıymış, ben de yeni öğrendim aslında.
0
Kamyoncunun vitesi
(30.07.17)
ruh çağırma --> saçmalık..gülüp geçiniz.

kalp çağırma... o ne ola ki ? o.O
0
qazaqwsx
(30.07.17)
Kalp cagirmayi ilk defa duydum. Ruh cagirmistik, fincan gerçekten hareket ediyor kendiliğinden... bir seyler yaziyor falan.
0
runagain
(30.07.17)
Lise 2'de kalp cagirmistik biz de. Bazilari ona ruh cagirma, bazilari kalp cagirma diyordu. Gelen kalplere Sayisal Loto sonucu soruyorduk, 3 tutturmustu o hafta. "Bilmemkim benden hoslaniyor mu", "Gelecegimde bir birliktelik olacak mi" gibi seyler soruyorduk. Bir de birkac haftalik bir sure o kadar sarmistik ki, okul cikislarinda birbirimizin evine gidip kalp cagiriyorduk. Bir gun bizim evdeyken inatci bir ruh ya da kalp gitmediydi, ben yalvarmistim "Annem gelecek, ne olur git" falan diye, sonra da "Ey kalp, gitmezsen gitme. Annem nereden bilecek eve aldigimi, gorunmuyorsun zaten" diyerek evde birakmistim kendisini.

Aslinda inanmamistim o zaman, "Siz hareket ettiriyorsunuz" demistim sinifta. Sonra cagirdigimiz demir parada sadece benim elime biraktilar ve elim hala hareket ediyordu, enerjiyi hissediyordum. Boyle korkudan fare varmis gibi siraya zipladigimi hatirliyorum. Bir sure o yuzden inanmistim, universiteye geldigimde "Ya inanmiyorum da, o zaman bana ne oldu" diye uzun zaman merak etmistim. Daha sonra bazi bilimcilerin bu varlik hissini laboratuvarda nasil yarattiklari ve el/sirt gibi bolgelerdeki enerjimsi hissin beklenti ile alakali bir beyin oyunu oldugunu ogrendim. Hatta deney Youtube'da vardi, insanlar korkup "Burada benden baska biri var" diye zipliyordu ama olay beyin-el koordinasyonsuzlugu ile alakali bir seydi.

O zamandan beri de toptan inanmiyorum. Hatta o deneyden sonra bioenejidir, reikidir falan; onları da toptan sildim attim.
0
aychovsky
(30.07.17)
(7)

bu adam 50 yaşındaymışş

sorunvar
https://www.instagram.com/chuando_chuandoandfrey/Çok moralim bozuldu ya :(
www.instagram.com

Çok moralim bozuldu ya :(
0
sorunvar
(30.07.17)
Cinliler ve genel olarak minyon insanlar gec yaşlanıyor. Bir de gam tasa yoksa boyle oluyor.
0
runagain
(30.07.17)
Uzak Doğu halkı genelde böyle. Kadınlı erkekli geç yaşlanıyorlar.
i.imgur.com
0
aychovsky
(30.07.17)
fotolarla oynuyor. zaten fotografçıymış.
0
dafuq
(30.07.17)
50 olması ilginçmiş..beni de düşündürdü..ama @aycho +1 ben de gözlemledim..

ancak beni daha da şaşırtan @kakao'nun yaşı....ifşada gördüğüm kadarıyla şu an şoklardayım..bence şaka yapıyor :D
0
qazaqwsx
(30.07.17)
Bozulsun bence de. Sen götü yayıyon adam spor yapıyo :)
0
powerpufgirl
(30.07.17)
Yok artik. 29 yasindayin bundan buyuk gosteriyorum. Spor falan degil, bayagi genetik bu adamdaki. Spor yapayim 50 yasinda boyle goruneyim, yok oyle bir dunya. Genetigin izin verdigi kadar olur o.
0
stavro
(30.07.17)
saçında da toppik var
0
condom kurşunu
(30.07.17)
(4)

Neden duyuruda bugunlerde bu kadar cok alkol karsiti duyuru aciliyor?

Traveller
Sanki Avrupa'da yasiyoruz. Ickinin yasak olmadigi ulkeler disinda zaten en az tuketildigi ulkeler arasindayiz. Bu kisiler Avrupa'da yasasa cildirirlardi heralde.
Sanki Avrupa'da yasiyoruz. Ickinin yasak olmadigi ulkeler disinda zaten en az tuketildigi ulkeler arasindayiz. Bu kisiler Avrupa'da yasasa cildirirlardi heralde.
0
Traveller
(30.07.17)
Böyle bir eğilim görmedim ama alkol karşıtı olmak insan sağlığının temellerini bilen her insanın yapacağı bir eylemdir. Bilinçli insanlar için bu son günlere özgü bir şey değil.
0
dissendium
(30.07.17)
Alkol karşıtı duyurular değil bence, daha çok 'Nesini seviyorsunuz', 'Tadını seviyor musunuz' gibi sorular açılıyor genelde. Alkolün acı tadını sevmeyenlerden biri de benim, kokteylleri seviyorum tatlı tatlı ama şaraptır, biradır sevmiyorum. Avrupa'da yaşadım, Türkiye'de de ya da yaşadığım herhangi bir yerde muhabbetin hatrına içki içiyorum. Türkiye'de genelde bu beraber gittiğimiz rakı sofrası oluyor, yurt dışında duruma göre bira ya da şarap. Çünkü tadı acı geliyor, yoksa tadını seven birine neden karışayım. Muhabbet sırasında içilmesi neden rahatsız gelsin, kaldı ki çakırkeyiflik kafasını severim de. Param varsa Tequila Sunrise söylerim, yoksa votka-vişne. Yaşım geçti artık, üniversiteli değilim. Ağzıyla içmeyip, içki muhabbetini kusmalı işemeli ayine çevirenle de uğraşamam.

Avrupa'da bunu söylemeyi geçtim, iş yerine ilk başladığım gün odaya ilk girdiğimde ellerim çok doluydu. İki kişi 'Biz aşağıya sigara içmeye iniyoruz, gelmek ister misin' demişlerdi. Ben de hem elimdekileri göstermiştim, hem de 'Teşekkürler, sigara içmiyorum' demiştim. Sonra bir buçuk aya yakın kimse benimle 'Günaydın', 'İyi akşamlar' dışında konuşmadı. Milletle konuşmaya çalıştıkça terslediler. Bir tek Kolombiyalı bir arkadaş vardı İngilizce bilmeyen, o benimle konuşuyordu sağ olsun. Bir buçuk ay sonra birlikte çıkışta pizza yemeye karar verdiler ve yanlarında ben olduğum için mecburen sordular. Ben de çok yalnızdım o dönem ve gurursuzca kabul ettim. Onlar da pek memnun olmadılar bu duruma. Peşinden, domuzlu pizza ve şarap geldi. Bunları yiyip içerken 'Dur, ne yapıyorsun! Şu domuzlu, bu da alkol' dediler. 'Eeee' dedim. 'Aaaa, yiyorsun!!!' yaptılar. 'Ne oldu ki' dedim, 'E sigara içmiyorsun' dediler, 'E içmiyorum' dedim. 'İlk gün seni sigara içmeye çağırdım. Gelmeyince, 'O Türk, sigara içmez, içki içmez, neden onu çağırıyorsun, bize vaaz versin diye mi' diye bana kızmışlardı. Başının açık olduğunu söyleyince, burada açıyor ama ülkesinde kapalı' dedi. Ben de bir daha seni bir yere çağırmadım' dedi. Peşinden ülkemizdeki deve varlığından, babamın eş sayısından konu açıldı. Bu grubun da yarısı Fransız, yarısı İspanyol. O kadar uzak ülkeler değil, aramızda birkaç ülke var. İnsanlar da okumamış insanlar değil, doktora öğrencileri. Arada bir iki Kolombiyalı var. O günden sonra selam sabah da verdiler, plaja voleybola da çağırdılar. 1.5 aydan sonra arkadaş grubu diye bir şeyim oldu ve her şey benim 'Sigara içmiyorum' dememle başladı, şarap içmemle son buldu.

Neden ben yaklaşılabilir bir insan olduğumu domuzla ve şarapla kanıtlamak zorundayım? Ben şarabı içmeseydim, domuzu yemeseydim, kötü ve selam sabaha değmez, dışlanan bir insan mı olarak mı kalacaktım? Ben haşema giysem olduğumdan farklı bir insan mı olacaktım, bikini giyenlere karşı mı olacaktım; kaldı ki dini inancım bile yok. Bir arkadaşım var mesela, alkol mayasına alerjisi var. İçtiği anda hastaneye kaldırıyoruz; benim yerimde o olsaydı millet onunla konuşmayacak mıydı hiç? Bu durumda kim kötü niyetli?

Bunu da 'Eyyy Avrupa, sen kimsin' anlamında söylemiyorum. Alkol içmemek alkole karşı olmak demek değil. Alkol sevmemek ve istememek 'Dincisin o halde' demek değil. Alkolü sevmek, 'Oooo sen kafa birisin' demek değil. Ya da 'Bira ne süper şey, tadına bayılıyorum' diye duyuru açsa, onun alkolü yücelttiğini düşünmem. Önyargı ise her yerde önyargı.
0
aychovsky
(30.07.17)
"Nesini seviyorsunuz? Tadını seviyor musunuz? Ciddi cevap verin." Gibi şeylerin temelinde bilinçli ya da değil, alkol karşıtlığı var. Çayın tadını acı bulduğu için şekersiz, kahveyi benzer sebepten sütsüz şekersiz icemeyenler "sade kahvenin, şekersiz çayın nesini seviyorsunuz?" ya da "ciddi cevap verin, tadını seviyor musunuz?" diye 3-4 günde bir sormuyorlar mesela.

İçeceklerin hepsi şekerli, tatlı değil. Turunçgillerden ya da vişneden yapılan meyve suları da şekersizken ekşi, acı arası değişen grupta tada sahiptir. Detokslarda, kürlerde bilmemnelerde içilen şeyler de bitki çayları da acıdır normal içeceklere göre. Daha bunun kefiri, şalgamı vs. var. Fakat bu paragraftaki saydıklarım için çay ve kahvenin bile yarısı kadar kişi veya sefer merak edilip sorulmaz. Böyle daha bir dünya içecek sayabilirim. Hiçbiri için (alkol kadar ya da daha çok ve daha göz önünde tükedildikleri halde) aynı muhabbet dönmez. Konuya naif yaklaşanları anlıyorum fakat sebep kesinlikle içeceğin tadı değil. Daha ziyade yüklenen (bence gereksiz olan) anlamlar ve dini sebepler ile oluşan algı.

@Aychovski senin tecrübene de üzüldüm ama İspanyollar tam ikiyüzlülük yapmış. Hem sünni müslüman "benim-inancım-doğru"cu koyu dindarlığının, hristiyan versiyonu olan katolikler çoğunluk olarak hem de İspanyollar bizden daha çok araplar ve araplarla iç içe yaşadılar.
0
nawar
(30.07.17)
yo, bana hiç öyle gelmedi açıkçası. aksine tr'deki genelgeçer alkole/alkol alana öcü gibi bakan yaklaşımın bayağı uzağında. bu arada senin her duyuruda "yea avrupa'da böyle değil, hehehe" tavrı her cevabın içine sığdırdığın garip vurgu fena kafa açıyor he. bayağı problemli tipsin. her cevapta vurgula, ara sıra unutuyorum ben :)
0
doxanikee
(30.07.17)
(3)

Devlet üniversitelerindeki okutmanlık pozisyonları kadrolu mudur?

gijilti
Diyelim ki YÖK'ün verdiği bir ilan üzerine bir üniversiteye başvurdum ve kabul edildim. Emekli oluncaya kadar bir memur gibi çalışma hakkım var mı?Şu an YÖK'teki devlet üniversitesi okutmanlık ilanlarına baktığım zaman bu konuda pek bir bilgi göremedim.Sadece mesela şu bilgi var: "Kadro derecesi: 7"
Diyelim ki YÖK'ün verdiği bir ilan üzerine bir üniversiteye başvurdum ve kabul edildim. Emekli oluncaya kadar bir memur gibi çalışma hakkım var mı?

Şu an YÖK'teki devlet üniversitesi okutmanlık ilanlarına baktığım zaman bu konuda pek bir bilgi göremedim.

Sadece mesela şu bilgi var: "Kadro derecesi: 7" diyor.
0
gijilti
(30.07.17)
sozlesmeli ama suc islemessen falan yenileniyor.
0
partizan
(30.07.17)
Universitede sadece docent ve proflar daimi kadroda. Diger herkes sozlesmeli.
0
eriksatie
(31.07.17)
Alımlar sözleşmelidir ama sözleşmenin hangi maddeden yapıldığına göre değişir, o da üniversitenin politikasıdır, üniversiteden üniversiteye değişir. Sadece yüz kızartıcı suç işlediğinde ve buna benzer durumlarda atıldığın sözleşmeli kadro var, her sene sonunda yenileneni var, yazın maaş alabildiğin ya da alamadığın sözleşmeli kadrolar var. Hatta, aynı üniversitede hepsinden karışık da olabiliyor. İşyeri sorunlarından birisi de daha kadrolu gibi olanların daha kadrosuz gibi olanları küçük görmesi, bu yüzden pek dikkate almaması.
0
aychovsky
(31.07.17)
(7)

Çocukların izni olmadan onları öpen ve sevenleri uyarmak?

damba
Daha önce küçük çocukların izni olmadan, büyük insanların onları severken öpmemesi veya dokunmaması gerektiğini okumuştum bir yazıda. Yani mesela 5 yaşında bi küçük çocuğu çok tatlı buluyorsunuz, bi kerecik öpüyorsunuz, yanağınızı sıkıyorsunuz ya, ondan önce o çocuktan izin alıp, seni bi kere öpebil
Daha önce küçük çocukların izni olmadan, büyük insanların onları severken öpmemesi veya dokunmaması gerektiğini okumuştum bir yazıda.
Yani mesela 5 yaşında bi küçük çocuğu çok tatlı buluyorsunuz, bi kerecik öpüyorsunuz, yanağınızı sıkıyorsunuz ya, ondan önce o çocuktan izin alıp, seni bi kere öpebilir miyim? Bi kere yanağını sıkabilir miyim? Diye izin alıp, izin verirse bu eylemi gerçekleştirmek.

Kendi yetişkin arkadaşlarımızı da az tanışıklığımız olduğunda izin almadan öpüp, dokunmadığımız gibi çocuklara da bu saygının korunmasını destekliyorum.

Çocuk psikologları elbet daha iyi bilir.

5 yaşında bi arkadaşım var, bir kız çocuğu, babasının iş yerine gelince oynuyoruz bazen. Benimle birlikte gezerken, az tanıdığım bi erkek arkadaşımla karşılaştık, küçük kızı çok sevdi ve yanağından öptü, bir kaç tane makas aldı. Dur ne yapıyorsun diyemedim. Elbette arkadaşımın kötü niyeti yoktur, ama burada küçük arkadaşa saygı duymalıydı diye düşünüyorum?

Ben bu konumda arkadaşımı uyarabilir miyim? Yanlış anlama ama çocuklar böyle algılamıyor diyebilir miyim? Bana düşer mi?

Babama, anneme yabancı çocukları severken uyarıda bulunabiliyorum. Ama çok samimi olmadığım birine yapabilir miyim, emin olamadım.

Ben küçükken çok fazla sevmediğim insanın beni sevmesine maruz kaldım galiba, içim rahat değil şu an hiç.
0
damba
(30.07.17)
evet,haklisiniz samimiyetten olusuyor o durum, ama az samimi oldugumuz insanlari opmuyoruz mesela vedalasirken. bir kucuk cocukla da yeni tanistigimizda, az samimi olmus oluyoruz, ona da saygi duymak gerekmiyor mu?

yoksa mesela kendi cocuguna ya da yegenlerine galiba sorulmaz seni opebilir miyim diye.

acikcasi ben de psikolojik kismini tam bilmiyorum.
0
🌸damba
(30.07.17)
Bu durumun birkac sakincasi var. Ilk olarak karsisina kotu niyetli biri ciksa bile onu iyi sanacak. Bu nedenle cocugu aile ve tanidik disinda kisilerin dokunmasi ve onu opmesi sakincali. Bir de en tanidik bile sapik cikabilir. Zaten bu olaylarda suclu genelde aileden biri cikmiyor mu?

Bir de kimsenin benim de yuzume dokunmasini istemem cunku adamin eli kirli olabilir. Insanlar tuvaletten cikip elini yikamiyor sonra otobuse dokunuyor. Ben bu pisligi yuzumde istemiyorum. Cocuga da bulasmasini istemem ustelik cocugun bagisiklik sistemi yetiskininki kadar iyi olmayabilir.

Elbette cocugu kimse sevmesin demiyorum ama ozetle yakin aile degilse cocuga mumkunse dokunmasin. Hatta bu da en yakin aile gozetiminde olsun. Cocugu dusunup kolayca hayir dokunma diyebilmeliyiz.
0
Traveller
(30.07.17)
bir arkadaşın anlattığına göre, avrupada tanımadığın çocukları sevdiğinde, ailesi şikeyetçi oluyormuş.
0
follow rivers
(30.07.17)
Bunun biraz kültürlerle belirlenen bir sınırı var. Mutlak bir 'dokunma eşiği'nden çok, bir 'dokunmanın normal olduğu aralık' kısmı var. Türkiye'de içki içme yaşının 18 olması, Amerika'da 21 olması gibi.

Örnek vereyim; bir arkadaşım var, adı Fatma olsun ve 3 yaşında çocuğu var. Bu Fatma'nın da Ayşe diye bir arkadaşı olsun. Ayşe'nin de 3 yaşında çocuğu var ama Amerika'da büyütüyor ve orada kreşe gidiyor çocuk. Ayşe'nin çocuğuna kreşte izin olmadan dokunmamayı ve dokunma için rıza verme yaşının 2 olduğunu öğretmişler. Fatma ile Ayşe buluştuklarında 'Bak, kardeşle oyna' diye çocuklarını baş başa bırakmışlar ve Fatma'nın çocuğu oyun oynarken Ayşe'nin çocuğunun koluna dokunmuş ve Ayşe'nin çocuğu ağlamaya başlamış. Fatma'nın çocuğu da ne yaptığını anlamadığı için korkmuş ve ağlayarak annesine koşmuş. Ayşe '2 yaşından beri dokunulması için rıza gerekiyor' demiş, Fatma da 'Arkadaşın arkadaşa o kadar dokunması için rıza istenmesi çılgınlık. Buna sapıklık gibi yaklaştıkça sapıklıkla güzel davranış arasındaki farkı çocuk nasıl öğrenecek. Her dokunmayı kafasında sapıklık olarak kodlayacak, birine sarılınca ne olacak' diyor. Daha yanak öpmeyi, kucaklamayı falan geçtim; 3 yaşındaki bir çocuk başka bir çocuğun oynarken koluna dokunması mesele. Şu anda da oradaki eğitim 'Oyun arkadaşınız vücudunuzun herhangi bir kısmına dokunmadan önce size sormalıdır', 'Sarah, haydi James'e soralım bakalım, giderken sarılmak ister mi' şeklinde, burada 'Hadi, öpüşün barışın', 'Ne güzel elele tutuştunuz' şeklinde. Açıkçası bunun sınırı da evrensel değil henüz. Bazı yerde fazla, bazı yerde az ciddi olabiliyor.

Bu kültürel tartışma. İş büyüklere geldi mi olay karışıyor, çünkü bir çocuğu kucağına oturtup oynamak pedofiliye girebiliyor bazı yerlerde. Burada çocuk psikoloğu varsa onu dinleyin tabii ki, ben sadece okuduğum yerdekileri aktarıyorum. Çocuğa tabii 'Öpüyorum, rıza var mı' gibi sorular eğer henüz öğrenmediyse çok anlamayacağından şu şekilde söylüyorlardı: 'Aile ve arkadaşlar çocuğu rahatsız etmedikçe öpebilirler ama çocuk istemiyorsa, yanak çeviriyorsa, ağlıyorsa onu zorla öpmemek, başkasını öpmemeye zorlamamak ve mıncıklamamak gerek. Ancak yabancı birinin kucağına dahi verilmemelidir. Çocuklar bu konuda içgüdü sahibidirler. İçgüdüleri ile karşı koymuyorsa, zırıldamıyorsa ve hoşuna gidiyorsa, yabancı olmayan veya sizin tanıdığınız birinin öpmesinde sorun yok' şeklinde.

Sizin arkadaşınız çocuk için tabii ki yabancı kategorisinde kalıyor ve ben de olsam 'Öpme çocuğu' diyebilir miydim doğrudan, bu nasıl söylenir, bilemiyorum. Ben ailemede söylesem 'Biz çok çocuk öptük, hangisi yamuk çıktı' diye sallamazlardı zaten.
0
aychovsky
(30.07.17)
direkt opme demek yerine, operken izin istersen cocuk daha rahat hisseder diyebiliriz bence. bu hem karsidakini daha rahat hissettirir, hem de dolayli yoldan mesaj verebilirim belki.

cocuk anlamaya bilir belki izin istemenin ne demek oldugunu, bu da cocuga ogretilebilir. Insanlara izin ver ya da verme gibisinden, hayatinda boyle bir konsept olursa cok da yadirgamaz izin istendiginde diye dusunuyorum.
0
🌸damba
(30.07.17)
çocuklara okul öncesinde vücutlarındaki özel yerleri anlatıyorum ben. buralara kimlerin dokunabileceklerini de. bana dokunduklarında da uyarıyorum mesela bak burası benim özel bölgem ve sen dokunuyorsun diye. öpmek de aynı şekilde bence. her çocuk dokunulmaktan hoşlanmıyor. tanıdığı ya da tanımadığı kim olursa olsun. izin alması ya da gözlemlenmesi gerekiyor. benim de kanımın kaynadığı çocuklar oluyor yolda sokakta ama kaş göz dil çıkarmayla da bunu geçiştiriyorum tutup da öpmüyorum sarılmıyorum çocuğa. bizim ülkemizde fazla serbest bence çocuğa dokunmak. pedofili bu kadar yaygınken anne babaların gözlerini dört açmaları gerekiyor. çocuk 1.5-2 yaşındayken bu durum onlara anlatılmalı. herkesin dokunmaması gerektiği özellikle annesi babası yanında yokken.
0
dedim ben sana
(30.07.17)
Bunu doğrudan o arkadaşınıza yönelik bir uyarı/itham olarak değil de "Çocuklarda mahremiyet algısının gelişmesi, iyi dokunuş/kötü dokunuş ayrımının oturması için doğrudan sarılmamak/öpmemek önce bir izin istemek daha uygun olacaktır." gibi bir konuşma yapılabilir. Çünkü burda derdiniz arkadaşınız değil, derdiniz çocuğun bundan sonra karşılaşması muhtemel durumlar ve zihninde bunu oturtacak yer. Yani olayı arkadaşınız değil de çocuk üzerinden anlatırsanız arkadaşınız da siz de daha rahat edersiniz, daha uygun da olur fikrindeyim. Peki sorunca hayır derse çocuk ne yapılacak? Öpülmeyecek efendim. Cok isteniyorsa vakit geçirdikten o sonra ayrılırken tekrar sorulabilir; çok büyük oranda ikinci sefer evet döndü bendeki cevaplar. Hem arkadaşınız da bu fikri benimser ve başka insanlara da aktarır bu şekilde. Derken elden ele bu şekilde. Dünya daha güzel bir yer falan.

Tabii burda yetişkinlerin bu şekilde uyarılmasının yanında çocuğa da biri ona hoşuna gitmeyen, acı veren, canını sıkan bir şekilde dokunduğunda veya herhangi bir şey yaptığında çekinmeden gelip anlatabileceği fikri aşılanmalı. Ki bu ilkinden daha önemli bile olabilir. Güvenilir yetişkin kavramı kullanılabilir bunun için veya çocuğa özel bir kavram bulunabilir.

Bunu dert eden insanlar olması sevindirdi. :) Çocuğun menfaati yönünde çözülür inşallah mesele.
0
olanlaolunmaz
(30.07.17)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.