Çıkarım. İnatlaştığımda daha da haksız olduğum düşüncesini kafasına çivi gibi çakmış olurum. Sonra da mail atarım 'Özür dilerim, yanlışlıkla oldu' diye. Zaten kendimin %100 haklı olduğunu düşünmem genelde. En kötü ihtimalle bir şeyi yanlış anladığını, o yanlış anlama ile onun bakış açısından da haklı olduğunu düşünürüm. Bu hoca için değil, ailevi ya da arkadaşsal durumlar için de geçerlidir. Beni dinlemeyi reddediyorsa onun öküzlüğü, arkadaşın olsa konuşmazsın ama hoca olduğu için çok bir şey de yapamıyorsun.
Bir de telefon çalınca bence hoca haklıdır. Yani, dışarı atılacak bir şey değil tabii ama hocanın telefonu bile çalsa hoca haksızdır, öğrencinin telefonu çalarsa öğrenci haksızdır bence. Telefonun ders boyunca ele yakın olmaması gerekir bence, tek istisnası öğrenci dersi kaydediyorsa olabilir.,
Hiç kimseyi dışarı çıkarmadım hocalık dönemimde. Çok konuşan olursa öndeki tayfa genelde onları zorla susturur zaten 'Bir şey anlamıyoruz sizin yüzünüzden' diyerek, lince uğrarlar. Onları kendime siper ederim ama olmadığı yerlerde sorun çıkabilir tabii. :)
0