keçeli-kalem
Guys,Yılbaşı için ne plan yaptınız? Bir şeyler yapmak istiyorum ama aklıma da yapacak bir şey gelmiyor, belki sizden kopya çekerim.
Guys,
Yılbaşı için ne plan yaptınız? Bir şeyler yapmak istiyorum ama aklıma da yapacak bir şey gelmiyor, belki sizden kopya çekerim.
Yılbaşı için ne plan yaptınız? Bir şeyler yapmak istiyorum ama aklıma da yapacak bir şey gelmiyor, belki sizden kopya çekerim.
0
ev. kalamar kızartıcaz bi tek farklı olarak sanırım.
0
arkadaşlar parti diye tutturdu, merkezde ev kiralayalım, içelim sonra kulübe gidelim sonra eve gelip tekrar içelim dediler ama hem param yok hem de istemiyorum açıkçası, son etkinliği pek beğenmemiştim, yrrak gibiydi ortam kimse kimseyle ilgilenmiyodu. otururum evde muhtemelen, özel bi şey yapacağımı sanmıyorum.
0
Evde, yalnız, mümkünse 22.30'da yatağa girmiş olarak.
3 senedir yalnız giriyorum yılbaşına ve bağımlılık yarattı. Harika oluyor, deneyin.
3 senedir yalnız giriyorum yılbaşına ve bağımlılık yarattı. Harika oluyor, deneyin.
0
Bana kalsa hazır 3 gün tatil varken evden çıkmazdım ama arkadaşlarım kendi kendilerine plan yapmışlar İstanbul'a gelmek için. Onlarla olacağım yani mecburen.
0
arkadaşlar tutturdular evde içelim diye. fakat hiç canım istemiyor. ankara' ya gitme durumum var sevgili annem ile. bakalım.
0
Gündüz babamla sinema-yemek, akşam da annemle evdeyim.
Arkadaşlarla çıkacaktık ama annem de babam da bozulunca ektim.
Arkadaşlarla çıkacaktık ama annem de babam da bozulunca ektim.
0
o gün çalışmayı düşünmüyorum. böylesi özel günlerde kendime tatil vererek kendimi normal insan gibi hissediyorum. o gün uzun süre sonra ilk kez yemek dışında içki tüketeceğim. ayrıca bir de izlemediğim bir film ve dönem şerefine daha önceden izlediğim bir film seyredeceğim. gündüz de geçmişin çağırdığı yerlere; ya nişantaşı'na ya da arnavutköy'e uğrama planım var.
ek: 1'i sabahında da snoopy, şirinler ya da heidi'den 2-3 bölüm izleyeceğim.
ek: 1'i sabahında da snoopy, şirinler ya da heidi'den 2-3 bölüm izleyeceğim.
0
üç yıldır üstüste nöbet kitliyorlar, çalışacağım :/önceden napıyordum cin içerek victoria’s secret show izliyordum.
0
ailede bir sürü boşanmış insan olduğu için -teyzeler ve dayı- kuzenler, teyzeler, dayı, hatta dayının eski eşi falan da hep beraber yılbaşı kutlayacağız da inşallah dayı kişisi çok içmez, içince saçmalıyor çünkü :/ en küçük kuzenim 10 yaşında, aslında onun için toplanıyoruz bir nevi, yoksa annemin kalça kırık, iki teyzemin de evi istanbul'un birer ucunda, üstelik biri ağır gripli. ha bir de zaten herkes çalıştığı için zor görüşüyoruz, babama zaten her yıl olduğu gibi gene nöbet kitlediler, üç gün evde yok adamcağız :/ muhtemelen küçük kuzenin gönlü olsun diye tombala oynar, mandalina sıkarız gözümüze karşılıklı aşjksdlsajda
ha bir de yılbaşı gecesi huysuz virjin varmış, onu izleyip nostalji yapabilirim umarım, bir sorun çıkmaz da :/ ya da ne bileyim, böyle bir son mutluluk kazanıp sonra da ölmem de, falan... amma da dahi anlamında de ve şu suratı kullandım -> :/
ha bir de yılbaşı gecesi huysuz virjin varmış, onu izleyip nostalji yapabilirim umarım, bir sorun çıkmaz da :/ ya da ne bileyim, böyle bir son mutluluk kazanıp sonra da ölmem de, falan... amma da dahi anlamında de ve şu suratı kullandım -> :/
0
üniversite arkadaşlarım ile maaile bursada evde buluşuyoruz. zaten ayda bir buluşuruz çoluk çocuk.
0
Ertesi gün çalışacağım malesef. Hatta o gün De akşam 6'ya kadar çalışacağım. 7 buçuk gibi evde olup tüm geceyi erkek arkadaşımla film izleyerek geçirmeyi planlıyorum. 12 olur olmaz da yatış :(
0
muhtemelen 00.00 olmadan sızacağım. manitaya kalsa şuraya gidelim buraya gidelim. iyi gidelim de mekanlar dolu para yok nereye?
güya ailesi otele gideceklerdi olmadı bana gelirsin başbaşa gireriz yeni yıla dedi. tabiki reddettim olası ailesinin geri dönmesi benim onların gözünde itibarımı sıfırlar diye.
kardeşim gelecekmiş
ay bilemiyorum altan ben uyucam galiba.
güya ailesi otele gideceklerdi olmadı bana gelirsin başbaşa gireriz yeni yıla dedi. tabiki reddettim olası ailesinin geri dönmesi benim onların gözünde itibarımı sıfırlar diye.
kardeşim gelecekmiş
ay bilemiyorum altan ben uyucam galiba.
0
parti vericektim. parti vericek tüm arkadaşlarımla bağımı kopardığım için yıkıklar gibi mandalina emicem evde...
0
mayeskuel
bi yerde gormus, tatmis olabilirsiniz. yada evde kendiniz de yapiyor olabilirsiniz. var mi boyle ufak tavsiyeleriniz.mesela benim ki:limonlari dilimleyip buzlukta bekletmek. donunca da buz kupleriyle maden suyuna atip espresso yaninda icmek. muthis bir sey.
bi yerde gormus, tatmis olabilirsiniz. yada evde kendiniz de yapiyor olabilirsiniz. var mi boyle ufak tavsiyeleriniz.
mesela benim ki:
limonlari dilimleyip buzlukta bekletmek. donunca da buz kupleriyle maden suyuna atip espresso yaninda icmek. muthis bir sey.
mesela benim ki:
limonlari dilimleyip buzlukta bekletmek. donunca da buz kupleriyle maden suyuna atip espresso yaninda icmek. muthis bir sey.
0
marketlerde satılan kahvaltılık soslardan çok güzel tavada yumurta yapılıyor. normalde o kahvaltılık sosu sevmem ama bu şekilde harika bir tat bırakıyor.
tavaya biraz sıvı yağ ve bir tatlı kaşığı o sostan koyup azcık kavrulmasını bekliyoruz. sosun rengi yağa iyice bulandığı zaman çırpılmış yumurtaları döküp pişene kadar karıştırıyoruz. tercihe göre üstüne kaşar maşar konulabilir. çok güzel.
tavaya biraz sıvı yağ ve bir tatlı kaşığı o sostan koyup azcık kavrulmasını bekliyoruz. sosun rengi yağa iyice bulandığı zaman çırpılmış yumurtaları döküp pişene kadar karıştırıyoruz. tercihe göre üstüne kaşar maşar konulabilir. çok güzel.
0
fırında tavuk yaparken hazırladığım salçalı baharatlı karışıma biraz pekmez eklerim. hem tatlandırıyor hem de güzel kızarıyor sanki namussuz. bunu tamamen kendi kafamdan uydurarak denedim, aklıma pekmez nasıl geldi onu hiç bilmiyorum.
dün yaptığım balkabağı çorbasına koyduğum tarçın mevzuyu baya değiştirdi, bundan sonra bu şekilde yaparım sanırım.
tavada tavuk sotelerken bir yandan bira içiyorsam mutlaka içine biraz dökerim biradan. güzel oluyor. (:
böyle çok şey var da anında aklıma gelenler bunlar oldu.
dün yaptığım balkabağı çorbasına koyduğum tarçın mevzuyu baya değiştirdi, bundan sonra bu şekilde yaparım sanırım.
tavada tavuk sotelerken bir yandan bira içiyorsam mutlaka içine biraz dökerim biradan. güzel oluyor. (:
böyle çok şey var da anında aklıma gelenler bunlar oldu.
0
narmatik! pat pat vuruyorsun tüm narlar dökülüyor.
sonra roka salatasina, misafirin su bardağına falan serpiyorsun.
çok şık oluyor
sonra roka salatasina, misafirin su bardağına falan serpiyorsun.
çok şık oluyor
0
vişneli brownie yaparken vişneleri tereyağında bir süre pişiriyorum, hem dibe çökmüyor, hem de çıkan vişneli suyu çikolatalı sosuna katarak üstüne döküyorum, çok güzel oluyor.
portakallı kedi dilli pasta yaparken de, kedi dillerini şarap + portakal suyu karışımında ıslatıyorum, o da güzel oluyor.
brokoli ve brüksel lahanasını krema ve mantarla birlikte pişiriyorum.
pirinç pilavını yasemin pirinci + arpa şehriye ile yapıyorum, tabi bol tereyağı ile.
spagetti sosuna muhakkak karabiber, dövülmüş sarımsak, bol zeytinyağı ve ev yapımı domates sosu koyuyorum kıyma ile birlikte -pişiriyorum yani hepsini işte, önce yağda çok kısa bir süre sarımsak, çünkü zeytinyağı çabuk yanıyor :( sonra kıyma sonra diğerleri- muhtemelen italyanlar görse gebertir beni aalsdkisakdisad
bir de bu karışım değil ama, evde yufka ya da lavaş varsa, arasına sucuğu kaşarı basıp, yağlı kağıtla tost makinesinde basıyorum, hem çıtır oluyor hem de aşırı kuru olmadan çok az yağlı tost gibin gözleme gibin bişi oluyor.
edit: ha bunu da yeni buldum mecburiyetten, annem kalçasını kırdığı için habire sebze meyve yoğurt paça çorbası neyse kadına dayıyorum, en son avokado getirdiler iyi gelir diye, yiyemediği için sarımsaklı yoğurtla karıştırıp öyle yediriyorum. bence tadı güzel oluyor öyle ama bilemedim.
portakallı kedi dilli pasta yaparken de, kedi dillerini şarap + portakal suyu karışımında ıslatıyorum, o da güzel oluyor.
brokoli ve brüksel lahanasını krema ve mantarla birlikte pişiriyorum.
pirinç pilavını yasemin pirinci + arpa şehriye ile yapıyorum, tabi bol tereyağı ile.
spagetti sosuna muhakkak karabiber, dövülmüş sarımsak, bol zeytinyağı ve ev yapımı domates sosu koyuyorum kıyma ile birlikte -pişiriyorum yani hepsini işte, önce yağda çok kısa bir süre sarımsak, çünkü zeytinyağı çabuk yanıyor :( sonra kıyma sonra diğerleri- muhtemelen italyanlar görse gebertir beni aalsdkisakdisad
bir de bu karışım değil ama, evde yufka ya da lavaş varsa, arasına sucuğu kaşarı basıp, yağlı kağıtla tost makinesinde basıyorum, hem çıtır oluyor hem de aşırı kuru olmadan çok az yağlı tost gibin gözleme gibin bişi oluyor.
edit: ha bunu da yeni buldum mecburiyetten, annem kalçasını kırdığı için habire sebze meyve yoğurt paça çorbası neyse kadına dayıyorum, en son avokado getirdiler iyi gelir diye, yiyemediği için sarımsaklı yoğurtla karıştırıp öyle yediriyorum. bence tadı güzel oluyor öyle ama bilemedim.
0
mhmtt
Müdür kadın, yaşı 47. Sınır 50Ne alam la ?How to be a good manager tarzı bir kitap alasım var ama kovulmak istemiyorum henüz
Müdür kadın, yaşı 47. Sınır 50
Ne alam la ?
How to be a good manager tarzı bir kitap alasım var ama kovulmak istemiyorum henüz
Ne alam la ?
How to be a good manager tarzı bir kitap alasım var ama kovulmak istemiyorum henüz
0
50 liraya kazak alma müdüre bence -) bi rujdur makyaj malzemesidir falan olabilir
0
şal bence,
şöyle bir şey olabilir
www2.hm.com
shop.mango.com
aslında ben bunu beğendim ama bu kareymiş,
shop.mango.com
tarzına göre seçebilirsin, şık sade bir şeyler.
şöyle bir şey olabilir
www2.hm.com
shop.mango.com
aslında ben bunu beğendim ama bu kareymiş,
shop.mango.com
tarzına göre seçebilirsin, şık sade bir şeyler.
0
direkt hediye kartı alsan aslında daha mı iyi olur ama beri yandan da "kendi hediyeni sktr git kendin al amk" mi demiş olursun bilemedim :/ h&m'de var mesela hediye kartları. bence de şal ya da paşabahçe kupası iyi olabilir ama kupa alırsan zarif birşey al, kaba saba değil. ya da fincan takımı da alabilirsin aslında, çok şık şeyler oluyor o yaş grubuna hitap edebilecek. kahve ya da çay fincanı takımı, ama çay fincanı takımı 50'yi geçebilir, bilemedim. ama şal sanki daha risksiz gibi. fotoğraf çerçevesi ya da odası için şık bir şekerlik/lokumluk da olabilir, karaca'da var, madame coco'da var. mesela anneme şu şekerlik hediye geldi, çok hoşuna gitti:
www.krc.com.tr
ben de erkek arkadaşımın annesine şundan iki tane aldım, umarım beğenir :/
www.hepsiburada.com
bu arada zara home'da çok güzel ev parfümleri var, onlardan da alabilirsin bak.
yalnız bi dk ben yaşını 50 görmüşüm, yaşı 47 ise daha genç işi şeyler daha iyi olabilir ya. yine de ben olsam kupa değil de zarif ama "modern" bir kahve fincanı takımı ya da şekerlik alırdım. gerçi boyalı kuş'un linkindeki de güzelmiş ha alınabilir yani. benim linklerini verdiğim şeyler daha 50-60 yaş arasına gidecek şeyler, zaten o yaşlardalar bahsettiğim kişiler. ama ciddi bir ablaysa ağır şeyler de gidebilir tabi.
www.krc.com.tr
ben de erkek arkadaşımın annesine şundan iki tane aldım, umarım beğenir :/
www.hepsiburada.com
bu arada zara home'da çok güzel ev parfümleri var, onlardan da alabilirsin bak.
yalnız bi dk ben yaşını 50 görmüşüm, yaşı 47 ise daha genç işi şeyler daha iyi olabilir ya. yine de ben olsam kupa değil de zarif ama "modern" bir kahve fincanı takımı ya da şekerlik alırdım. gerçi boyalı kuş'un linkindeki de güzelmiş ha alınabilir yani. benim linklerini verdiğim şeyler daha 50-60 yaş arasına gidecek şeyler, zaten o yaşlardalar bahsettiğim kişiler. ama ciddi bir ablaysa ağır şeyler de gidebilir tabi.
0
o kitabı alacaksan önce iş başvurusu yap da 2 ocak'ta evde oturma :)
şal en güzeli bence de.
şal en güzeli bence de.
0
Crymeariver
Yarın akşam misafir ağırlayacagim. Etin yanına brokoli, havuç koyacağım yanina yakışacak sos önerisi ve tarifine ihtiyacım var.Çok tesekkurler
Yarın akşam misafir ağırlayacagim. Etin yanına brokoli, havuç koyacağım yanina yakışacak sos önerisi ve tarifine ihtiyacım var.
Çok tesekkurler
Çok tesekkurler
0
sos değil de yanına bol tereyağlı, kaşarlı (ya da kremalı) bir patates püresi yapsan? dilersen içine muskat da ekleyebilirsin. seveni çoktur ama ben pek tercih etmem, püreyi sade severim.
0
doxanikee
yeni kimlik çıkartmak için randevu bakıyorum istanbul için, silivri'den tut sultanbeyli'ye kadar şubat'a kadar her yer dolu. ne salakça bir sistem yahu kimlik yeniletemiyorum. 2 aydır devamlı bakıyorum hep dolu hep dolu. alanlar nasıl aldı bunu?
yeni kimlik çıkartmak için randevu bakıyorum istanbul için, silivri'den tut sultanbeyli'ye kadar şubat'a kadar her yer dolu. ne salakça bir sistem yahu kimlik yeniletemiyorum. 2 aydır devamlı bakıyorum hep dolu hep dolu. alanlar nasıl aldı bunu?
0
çok acil ise, en yakınındaki nüfus müdürlüğüne git, acil lazım de, kayıp başvurusu olarak açıyorlar hemen. ama acil değilse lütfen bunu yapma, zaten bir sürü insan bekliyor :(
0
yeni kimliğimi adresime gönderene kadar yenilemeyeceğim. ehliyet olsa anlarım, gider yenilerim de, kimlik bu. madem teknoloji. madem adres kayıt sistemi. memur gelsin yenisini versin.
cevabı unuttuk. istanbul zeytinburnu kaymakamlığı ilçe nüfusta randevusuz alıyorlar sanırım. geçen gittim randevusuzlar sabah gelsin gibi bir kağıt yapıştırmışlar duvara. ama resmi bir duyuru değil gibiydi, sanki bir memur wordde yazıp asmış.
cevabı unuttuk. istanbul zeytinburnu kaymakamlığı ilçe nüfusta randevusuz alıyorlar sanırım. geçen gittim randevusuzlar sabah gelsin gibi bir kağıt yapıştırmışlar duvara. ama resmi bir duyuru değil gibiydi, sanki bir memur wordde yazıp asmış.
0
monicapp
budapeşte'de 1 günüm olacak. neler yapılır? tavsiye alabilirim
budapeşte'de 1 günüm olacak. neler yapılır? tavsiye alabilirim
0
tek günlük turlar var, türk parasıyla 70 falandı sanırım emin değilim, bir sürü yere gidiyor otobüs, kulaklıklı rehber falan, tipik turist otobüsü işte, birkaç farklı firma var, içinde tuna nehri olanı da seç, sabah erkenden binersen tüm şehri rahatça gezebilirsin, tabi yürümek hissi vermez ama neyse. kahramanlar meydanı, opera binası, gellert hill -tüm şehri görürsün- gibi yerleri gezebilirsin. arkadaşlarım szimple kert'i çok önermişti, bir kafe, hem de kaldığım yere yakındı, ama ben gidemedim. ne özelliği var bilmiyorum ama onu da belirteyim. illa ki başka bir sürü yeri vardır ama benim de çok vaktim olmadığı için gezmeye bu kadar anlatabiliyorum. :(
0
O meşhur zincir köprüyü geçip tepeye tırman, yukarıda efsane bir manzara seni bekliyor tüm Budapeşte’yi görebilirsin. Hatta tepeden aşağı inerken çok geniş çimenlik bir alan olacak orada teletabiler gibi yuvarlanabilirsin. Budin Kalesi var yine o civarlarda, geceleri müthiş bir ışıklandırması oluyor muhakkak görmelisin. Alternatif olarak (yanılmıyorsam vörösmarty meydanında) bir asansör salıncağımsı bir şey vardı 20 Euro verip yukarıya doğru yavaş yavaş çıkartıyor, Budapeşte manzarası için ideal.
0
buda kalesine çık, manzarayı seyret, fotoğraf çektir, menza'da ördek ye, akşam tekne turu.
0
aşık olmamaya çalış. bir sene yaşadım, tadı hala damağımda...
bazilika'ya git önce. her şey zaten o civarda. christmas market kurulmaya başlamıştır, ona bakarsın. sonra bazilika'nın karşısındaki yoldan düz devam et, chain bridge dedikleri köprüye varırsın. köprüyü yürüyerek geç, karşında buda kalesi olacak. gözün keserse sol yerine sağ taraftan devam ederek gül baba türbesine gidebilirsin ama yolu uzatabilir. sonra kaleden (bazilika'dan baktığın şekilde) sağ tarafa devam edince matthias church'e ve fishermen's bastion'a varırsın. bastion'dan aşağı in, magrid'den tekrar pest tarafına geç, sağında parlemento olacak. parlementodan da kuzeye doğru yardırdın mı hero square çıkar karşına, o yolda da elçilikleri görürsün. bunlardan sonra da artık ister vaci'ye çık ve tükanlara bak, ister tuna boyu güneye yürüyüp tiyatroya ulaş, ister opera'ya bak. sana kalmış. görmen gereken en büyük şeyler bunlar.
bazilika'ya git önce. her şey zaten o civarda. christmas market kurulmaya başlamıştır, ona bakarsın. sonra bazilika'nın karşısındaki yoldan düz devam et, chain bridge dedikleri köprüye varırsın. köprüyü yürüyerek geç, karşında buda kalesi olacak. gözün keserse sol yerine sağ taraftan devam ederek gül baba türbesine gidebilirsin ama yolu uzatabilir. sonra kaleden (bazilika'dan baktığın şekilde) sağ tarafa devam edince matthias church'e ve fishermen's bastion'a varırsın. bastion'dan aşağı in, magrid'den tekrar pest tarafına geç, sağında parlemento olacak. parlementodan da kuzeye doğru yardırdın mı hero square çıkar karşına, o yolda da elçilikleri görürsün. bunlardan sonra da artık ister vaci'ye çık ve tükanlara bak, ister tuna boyu güneye yürüyüp tiyatroya ulaş, ister opera'ya bak. sana kalmış. görmen gereken en büyük şeyler bunlar.
0
yanginmerdiveni
Selamlar,bu gece kısa kısa ve birbirinden farklı olmak üzere en az 10 kabus gördüm.6-7 aydır antidepresan kullanıyorum fakat böyle bir yan etkisini bu zamana kadar görmemiştim. Ondan mıdır ya da var mıdır mantıklı bir açıklaması ? (götün açık kalmış xd esprisini yapan ilk kişiye 100 puan)
Selamlar,
bu gece kısa kısa ve birbirinden farklı olmak üzere en az 10 kabus gördüm.
6-7 aydır antidepresan kullanıyorum fakat böyle bir yan etkisini bu zamana kadar görmemiştim. Ondan mıdır ya da var mıdır mantıklı bir açıklaması ? (götün açık kalmış xd esprisini yapan ilk kişiye 100 puan)
bu gece kısa kısa ve birbirinden farklı olmak üzere en az 10 kabus gördüm.
6-7 aydır antidepresan kullanıyorum fakat böyle bir yan etkisini bu zamana kadar görmemiştim. Ondan mıdır ya da var mıdır mantıklı bir açıklaması ? (götün açık kalmış xd esprisini yapan ilk kişiye 100 puan)
0
Sadece 1-2 gece olursa o anlık kimyasal/stres durumundan biri olabilir, ben mesela her ameliyattan sonra anestezi geçerken benzer miktarlarda kabus gördüm.
Olay devam ederse bir çeşit uyku bozukluğu olabilir, çeşitli hastanelerin uyku labları var, bir gece misafir olup kontrol ettirebilirsiniz.
Olay devam ederse bir çeşit uyku bozukluğu olabilir, çeşitli hastanelerin uyku labları var, bir gece misafir olup kontrol ettirebilirsiniz.
0
Uyku düzenim bozuk olduğu bazı dönemler 4-5 kabus gördüğüm oluyordu. En yakın 2 hafta öncedir. Ve o hafta komple öyle geçiyordu kan ter içinde nefes nefese uyanıyordum. Antidepresan 2-3 ay kadar kullanmışlığım var geçen senelerde ama bıraktıktan sonra da kullanırken de random kabus gördüm.
0
fiziksel bir sey olabilir. bende karaciger yaglanmasi var. bunun bir sekilde uykumu etkiledigini dusunuyordum. kabus ve sik sik uyanma vardi. milk thistle tabletleri kullanmaya basladim yaglanma icin ve uykumda rahatladi, kabus da gormemeye basladim.
yukarida bahsettigim nedenin disinda, uyudugun odanin sicakligi da onemli. cok sicaksa ya da cok soguksa da kabus gorursun tecrubelerime gore.
yukarida bahsettigim nedenin disinda, uyudugun odanin sicakligi da onemli. cok sicaksa ya da cok soguksa da kabus gorursun tecrubelerime gore.
0
kullandığın antidepi bilmiyorum ama böyle etkileri var, ben cipram'dan yeni prozac'a geçtim, ikisi de baya sağlam rüya/kabus gördürüyor. yine de istersen doktoruna danış. antidepresanların prospektüslerinde de yazar zaten, istersen bir ona bak ilk önce. ek olarak antidepresanların etkileri 6. ayda görülmeye başlar, o yüzden bana normal geldi.
0
hans mustermann
20 sene önce bir yilligina baglama kursuna gitmistim, nota okuyabiliyorum ve o zaman ögrendigim parcalarin hepsini hala calabiliyorum. yasim kirka yakin ve bu saatten sonra bir enstrüman calmayi ögrenmek istiyorum. -sesim kötü, gitar, sadece calmak ve hicbir sey söylememek istioyrum. -müzik kulagim
20 sene önce bir yilligina baglama kursuna gitmistim, nota okuyabiliyorum ve o zaman ögrendigim parcalarin hepsini hala calabiliyorum. yasim kirka yakin ve bu saatten sonra bir enstrüman calmayi ögrenmek istiyorum.
-sesim kötü, gitar, sadece calmak ve hicbir sey söylememek istioyrum.
-müzik kulagim da yok. akord etmek benim icin bir dert.
-kimseyi rahatsiz etmek istemiyorum, mümkünse kulaklikla calinip disariya cok ses vermeyen bir enstrüman tercih sebebim.
hem duyamayan, hem söyleyemeyen adam niye enstrüman calmak ister?
Kizimin yaninda cep telefonu ekranina bakmaktansa bir enstrüman calarak ona örnek olmak istiyorum.
elektronik piyano isteklerime uygun gibi görünüyor. siz ne dersiniz?
-sesim kötü, gitar, sadece calmak ve hicbir sey söylememek istioyrum.
-müzik kulagim da yok. akord etmek benim icin bir dert.
-kimseyi rahatsiz etmek istemiyorum, mümkünse kulaklikla calinip disariya cok ses vermeyen bir enstrüman tercih sebebim.
hem duyamayan, hem söyleyemeyen adam niye enstrüman calmak ister?
Kizimin yaninda cep telefonu ekranina bakmaktansa bir enstrüman calarak ona örnek olmak istiyorum.
elektronik piyano isteklerime uygun gibi görünüyor. siz ne dersiniz?
0
Keman olabilir. Kızınız gençse gitar iyi bir örnek olur. Daha 15 yaşında olup, son çıkan şarkıları YouTube'a koyan birçok genç var. Söyleme konusuna takılmayın. Klasik eserlere yoğunlaşırsınız. İlle Duman - Aman Aman çalmanıza gerek yok. Akort etmek için akort cihazı var. Yani tabii yetenek meselesi de sesi çok iyi olmayan şarkıcılardan ilham alabilirsiniz.
0
kizim henüz 2 yasinda :) motivasyonlarimdan birisi örnek olmak. Beni görüp ilgilenmesi de mümkün, ilgilenmemesi de.
gitar güzel bir enstrüman ve ögrenmek icin kaynak cok fazla. ilk dezavantaji, söylemeyip sadece calmak biraz sacma oluyor.
ayrica komsularla papaz olmak istemiyorum, elektro olursa kulaklikla da calabilirim.
baska önerilere de acigim.
gitar güzel bir enstrüman ve ögrenmek icin kaynak cok fazla. ilk dezavantaji, söylemeyip sadece calmak biraz sacma oluyor.
ayrica komsularla papaz olmak istemiyorum, elektro olursa kulaklikla da calabilirim.
baska önerilere de acigim.
0
Piyano ve türevleri. Gürültü olmaz yani seslerini kısarsınız.
0
keman için sağlam müzik kulağı gerekir, keman tavsiye etmem o yüzden, ama denemek serbest tabi :) gerçi suzuki metoduyla artık kulağa da çok gerek yok ya, neyse. gitar daha iyi bir seçenek gibi duruyor. aslında ben olsam ukulele çalarım ama küçücük bir müzik aleti, hoşlanır mısınız bilemedim? sesi de çok tatlıdır.
0
bir de cidden bunun yaşı yok, kırkından sonra kanun, ud, def, akordiyon vs vs öğrenen bir sürü tanıdığım var, bir kısmının müzik kulağı da iyi değil, öğrenirsiniz yani dert etmeyin. bir de müzik kulağınız hiç yok değildir, yoksa 20 sene önce öğrendiğiniz parçaları ezberden olsa dahi çalmanız zor olurdu. akordu zamanla öğrenirsiniz, hemen çat diye yapamayabilirsiniz, normal yani.
0
öğrenmenin yaşı yok. :) kızınıza örnek olabileceğinizi sanmıyorum gitar çalarak, ben kız kardeşime olamadım en azından. elektrik gitar çalmayı deneyebilirsiniz, kulaklıkla çalabiliyorsunuz en azından. sıfırdan başlayıp en zorlu metal parçalara uzanan bir yolculuğa girebilirsiniz.
0
nota okuyabildiğini nota okumayı gerçekten bilen biri mi söyledi yoksa senin tespitin mi?
yani çok insan gördüm "ben nota biliyorum" deyip de bildiğini zanneden... ondan sordum. nota okuyabiliyorsan işin başlangıcı ceptedir. bir gitar al. istanbul'daysan okulda okuyan öğrenci çok adam var. bağlantı da sağlarız gerekirse.
yani çok insan gördüm "ben nota biliyorum" deyip de bildiğini zanneden... ondan sordum. nota okuyabiliyorsan işin başlangıcı ceptedir. bir gitar al. istanbul'daysan okulda okuyan öğrenci çok adam var. bağlantı da sağlarız gerekirse.
0
ms brownstone
Bence değildir ama çevremdeki hemen hemen herkesin bakış açısının benimkinin tersi olduğunu fark ettim. Sanki makyaj yapmamak çok anormal bir şeymiş de normali her gün makyajlı dolaşmakmış gibi bir algı var. Ne düşünüyorsunuz bu konuda? Mesela iş yerinde falan makyaj yapmayan bir insan yapanlardan d
Bence değildir ama çevremdeki hemen hemen herkesin bakış açısının benimkinin tersi olduğunu fark ettim. Sanki makyaj yapmamak çok anormal bir şeymiş de normali her gün makyajlı dolaşmakmış gibi bir algı var.
Ne düşünüyorsunuz bu konuda? Mesela iş yerinde falan makyaj yapmayan bir insan yapanlardan daha mı anormal sizce de?
Bir de en çok aramızda okula, işe falan hiç makyaj yapmadan giden kadın var mı bunu merak ediyorum. Resmen günlük hayatta makyaj yapmamış kadın görmüyorum gibi bir şey ve yapmayanların garip karşılanması da çok saçma geliyor bana. Ben hayatımın %90'ında falan makyaj yapmıyorum ve bunu yapan tek insan değilimdir diye düşünüyorum. Değilim di mi kızlar? :(
Ne düşünüyorsunuz bu konuda? Mesela iş yerinde falan makyaj yapmayan bir insan yapanlardan daha mı anormal sizce de?
Bir de en çok aramızda okula, işe falan hiç makyaj yapmadan giden kadın var mı bunu merak ediyorum. Resmen günlük hayatta makyaj yapmamış kadın görmüyorum gibi bir şey ve yapmayanların garip karşılanması da çok saçma geliyor bana. Ben hayatımın %90'ında falan makyaj yapmıyorum ve bunu yapan tek insan değilimdir diye düşünüyorum. Değilim di mi kızlar? :(
0
erkeğim, ben belirgin olmadığı sürece makyaj yapılıp yapılmadığını anlayamıyorum bile. hatta "ne güzel al al yanakları var" dediğim kızı makyajsız görünce "anaa makyaj mıymış lan o" diye şok geçirdiğim oldu, düşün o kadar uzağım mevzuya. haliyle bakımlılık kriterlerimden biri değil makyaj. anlamıyorum çünkü. genel olarak ağzı burnu kokmuyosa, güzel kokuyosa (ya da kötü kokmuyosa), parmağını tırnağını yemiyosa, yarısı sökülmüş ojeyle dolaşmıyosa, saçı başı düzgünse (düzgünlükten kastım belirli bir forma sahip olması sadece, orman kaçkını gibi olmaması yeterli) benim gözümde "kendine bakan kadın" izlenimi uyandırır o kişi. makyaj, krem gibi zımbırtılar işin ekstrası olur, ki birlikte olmadığım birinin ne kremi kullanıp neresine nasıl baktığını zaten bilmem.
haa kadınlara sorduysan onlar zaten itinayla gömer seni birazdan. siz hem kim ne makyaj yapmış ne halt etmiş anlayabiliyosunuz hem de rekabet şeysi var. siz kavga edersiniz şimdi :((
haa kadınlara sorduysan onlar zaten itinayla gömer seni birazdan. siz hem kim ne makyaj yapmış ne halt etmiş anlayabiliyosunuz hem de rekabet şeysi var. siz kavga edersiniz şimdi :((
0
plazada çalışıyorum, hiç makyaj yapmıyorum. gerek görmüyorum yani doğallık bence çok daha güzel. kimse de bu güne kadar bakımsız demedi yüzüme karşı ama arkamdan diyorlar mıdır bilmiyorum. demiyorlardır bence :)
0
hayir, hepimiz beyinsiziz ve uzerimizde buyuk baskilar var.
cokuluslu bir zimbirtida calisiyorum, bir tek hicbir ise yaramayan mudurum suslu biraz. o da calismaya ihtiyaci olmayan, baglantilari sayesinde orada pozisyonlanmis, haftaya annelik iznine defolmasini aylardir bekledigimiz biri. topuklu giymez, ayda bir ojeli gorursun; yuzu ve saci kendiliginde cok iyi gorunuyor; tombul.
turkler kadin erkek cok sikintili.
ayrica olaylara kiclarindan bakiyorlar. gobeginden cekinen, fakat spora gitmek yerine korse giyen erkek insan var...
yine de, orada da, makyajli halinize alisinca, makyajsiz giderseniz (cumle kuramadim) hemen "hasta misin?" diyorlar... gozunun ustunu cizsen, ne guzel olmussun, diyorlar... fenasi, ben haftada 1 gordugum bir calisana bir gun "cicek gibi olmussun" dedim, kadin bana "sadece makyaj yaptigimda begeniyorsun beni" dedi; cok uzuldum.
memlekette sacini boyamaman bile tuhaf bulunuyor.
sacima tirnagima ayiracagim zamani birseyler okuyarak gecirmeyi tercih ederim. yine de uzerimde baski hissediyorum; bunun uzerinde calismak lazim...
cokuluslu bir zimbirtida calisiyorum, bir tek hicbir ise yaramayan mudurum suslu biraz. o da calismaya ihtiyaci olmayan, baglantilari sayesinde orada pozisyonlanmis, haftaya annelik iznine defolmasini aylardir bekledigimiz biri. topuklu giymez, ayda bir ojeli gorursun; yuzu ve saci kendiliginde cok iyi gorunuyor; tombul.
turkler kadin erkek cok sikintili.
ayrica olaylara kiclarindan bakiyorlar. gobeginden cekinen, fakat spora gitmek yerine korse giyen erkek insan var...
yine de, orada da, makyajli halinize alisinca, makyajsiz giderseniz (cumle kuramadim) hemen "hasta misin?" diyorlar... gozunun ustunu cizsen, ne guzel olmussun, diyorlar... fenasi, ben haftada 1 gordugum bir calisana bir gun "cicek gibi olmussun" dedim, kadin bana "sadece makyaj yaptigimda begeniyorsun beni" dedi; cok uzuldum.
memlekette sacini boyamaman bile tuhaf bulunuyor.
sacima tirnagima ayiracagim zamani birseyler okuyarak gecirmeyi tercih ederim. yine de uzerimde baski hissediyorum; bunun uzerinde calismak lazim...
0
ben yapmıyorum
son 1 senede bi tek kardeşimin düğününde makyaj yaptım. onu da taşradaki kuaför bir yaptı ki biz silip tekrar yaptık :)
çok güzel eyeliner çeken, düzgün makyaj yapan kadın tabi bakımlıdır ama paket program olacak; ojeler kalkmış olayacak, kıyafet ütüsüz (ütü gerektiryor ise) lekeli vs. olmayacak, saçlar yağlı olmayacak, ayakkabılar, çanta vs. dökülüyor olmayacak vs.
ama makyajı hiç yapmayan = bakımsız diye bir algım da yok, yine diğer paket program özelliklerini sağlaması şartıyla.
son 1 senede bi tek kardeşimin düğününde makyaj yaptım. onu da taşradaki kuaför bir yaptı ki biz silip tekrar yaptık :)
çok güzel eyeliner çeken, düzgün makyaj yapan kadın tabi bakımlıdır ama paket program olacak; ojeler kalkmış olayacak, kıyafet ütüsüz (ütü gerektiryor ise) lekeli vs. olmayacak, saçlar yağlı olmayacak, ayakkabılar, çanta vs. dökülüyor olmayacak vs.
ama makyajı hiç yapmayan = bakımsız diye bir algım da yok, yine diğer paket program özelliklerini sağlaması şartıyla.
0
İlgisi yok.
Hatta geçen bir cevapta da yazmıştım. Fransa'da, İspanya'da 'makeup shaming' akımı var. Birileri gündüz gözü fondötenli mondötenli makyaj yaptığında 'Kendine bakmıyor ki, kusurları var. O yüzden yüzünü boyamış' diye küçümsüyorlar. Bakımlı olmayan kadınların makyaj yaptığını düşünüyorlar.
İş yerine makyajla gelmemek falan dert değil ama saç baş dağınıktır, tırnak içi pistir, bunlarla birlikte makyajsızlık batabilir ama Stolk'un bir makyaj videosunda da dediği gibi 'Sapsarı artıklar kalmış dişin üstüne sürülen kırmızı ruj n'olacak'.
Makyaj bakımın üstüne ekstradan bir seçenektir sadece.
Ancak, şu var. Ben bugün 3 saat uyudum ve gözlerimin altı mosmor olmasa da, uyumadığım 3 km öteden belli. Az mor eklesem Yaşayan Ölülerin Dönüşü'nde oynarım. Bu yüzü istediğim kadar temizleyeyim, istediğim kadar nemleneyim; bakımlı görünmez. O yüzden gözün altına hafif bir kapatıcı sürerek insan gibi görünmeye çalışıyorum. Yine uyumadığım için surat kireç gibi, az allıkla iki renk getirmeye çalıştım. Bu da bakımın bir parçası. Bakım, temiz ve sağlıklı görünmek demek bence. Gerçi, saç baş aldı başını gitti uyandığım zamandan sonra; o da ayrı.
Hatta geçen bir cevapta da yazmıştım. Fransa'da, İspanya'da 'makeup shaming' akımı var. Birileri gündüz gözü fondötenli mondötenli makyaj yaptığında 'Kendine bakmıyor ki, kusurları var. O yüzden yüzünü boyamış' diye küçümsüyorlar. Bakımlı olmayan kadınların makyaj yaptığını düşünüyorlar.
İş yerine makyajla gelmemek falan dert değil ama saç baş dağınıktır, tırnak içi pistir, bunlarla birlikte makyajsızlık batabilir ama Stolk'un bir makyaj videosunda da dediği gibi 'Sapsarı artıklar kalmış dişin üstüne sürülen kırmızı ruj n'olacak'.
Makyaj bakımın üstüne ekstradan bir seçenektir sadece.
Ancak, şu var. Ben bugün 3 saat uyudum ve gözlerimin altı mosmor olmasa da, uyumadığım 3 km öteden belli. Az mor eklesem Yaşayan Ölülerin Dönüşü'nde oynarım. Bu yüzü istediğim kadar temizleyeyim, istediğim kadar nemleneyim; bakımlı görünmez. O yüzden gözün altına hafif bir kapatıcı sürerek insan gibi görünmeye çalışıyorum. Yine uyumadığım için surat kireç gibi, az allıkla iki renk getirmeye çalıştım. Bu da bakımın bir parçası. Bakım, temiz ve sağlıklı görünmek demek bence. Gerçi, saç baş aldı başını gitti uyandığım zamandan sonra; o da ayrı.
0
Valla rahmetli annanem "esas bakım su ve sabun" derdi.. Suya ve sabuna dokunmayanları da kınıyorum buradan bu vesileyle. :)
Bakımlı insan (cinsiyet ayırmaya gerek bile yok) günlük duşunu alır, tırnakları, dişleri, nefesi temizdir. Kıyafetleri temizdir. Eski bile olsa asla lekeli değildir.
Onun dışında makyaj yapması bakım filan değil.
Bakımlı insan (cinsiyet ayırmaya gerek bile yok) günlük duşunu alır, tırnakları, dişleri, nefesi temizdir. Kıyafetleri temizdir. Eski bile olsa asla lekeli değildir.
Onun dışında makyaj yapması bakım filan değil.
0
sağlıksız alışkanlıkları olan, sağlıksız şeyler yiyen insan bakımsızdır. kadından ziyade herkes için. makyaj falan geçiniz.
0
Öz bakım ile süslenmek / makyaj yapmak çok farklı şeyler. 2003 yılından bu yana neredeyse hiç makyaj yapmadım. 14 yıldır toplasanız 10 defa değildir. Çok özgür ve doğal hissediyorum. Sistemin dayattığı bütün o kimyasal şeylere vereceğim parayı da çatır çatır gezmeye, yeni şeyler öğrenmeye falan harcıyorum.
0
asla, kat'a!
makyajın kadını gizlediğine inananlardanım, en güzel ve doğal göstereninin bile yapay durduğunu düşünenlerdenim. bu makyaj konusuna kadınlar erkeklerden çok takıyor, etrafımda "makyajsızsa bakımsızdır, bok yesin" diyen erkek yok mesela. gerçi her kadın makyajı sadece kendi için yapıyordu dimi, sori...
makyajın kadını gizlediğine inananlardanım, en güzel ve doğal göstereninin bile yapay durduğunu düşünenlerdenim. bu makyaj konusuna kadınlar erkeklerden çok takıyor, etrafımda "makyajsızsa bakımsızdır, bok yesin" diyen erkek yok mesela. gerçi her kadın makyajı sadece kendi için yapıyordu dimi, sori...
0
Ne alaka?
Yüzüme o salak şeyleri süre süre mahvettim zaten. İsteyen bakımsız desin,
Bakımsız olmak tırnak diş ter saç gibi şeylere dikkat etmemektir
Yüzüme o salak şeyleri süre süre mahvettim zaten. İsteyen bakımsız desin,
Bakımsız olmak tırnak diş ter saç gibi şeylere dikkat etmemektir
0
Bence bunu kişi belirliyor Eğer cildiniz güzelse puruzsuzse yada gözleriniz kirpikleriniz güzelse bakımlı ama gerçekten bakımlı ise cildiniz makyajli birinden cokha bakımlı ve güzel gorunulebilir
0
Makyaj yapmanın bakımla alakası pek yok. Olsa da %10 %20 yani.
Bir kadın makyajsız da güzel olabilir, bakımlı olabilir.
Makyaj yapıyorsa bakımlı da diyemeyiz.
İşte böyle
Bir kadın makyajsız da güzel olabilir, bakımlı olabilir.
Makyaj yapıyorsa bakımlı da diyemeyiz.
İşte böyle
0
ben yapmıyorum, zaten istesem de yapamıyorum çünkü laboratuvarda asidin, sıcağın, tozun, kirin içinde çalışıyorum ve terliyorum çok fazlaca, artı göz kuruluğum var, gözlük kullanıyorum, makyaj yapmak istesem lens kullanmayınca kocaman gözlüğün arkasında kayboluyor yaptığım makyaj, lens de gözümü acıtıyor işte, ha canım isteyince kırk yılda bir yapıyorum bazen dışarı çıkarken/özel günlerde falan, o kadar. ama o dediğin algı cidden var, illa makyajlı, boyalı saçlı, ojeli, topuklulu -ne dedim lan ben??- olmak gerekiyormuş bakımlı olmak için, algısı var işte. ha benim çalıştığım yerde yapan da var yapmayan da var. kendim için de dersem: makyaj yaptığım zaman bazen göz kuruluğu vsden dolayı "sktiğimin makyajı!" şeklinde dolaşıyorum özellikle de düğün-dernek gibi hedesel hödösellikler yüzünden yapmak zorunda kaldıysam, bazen de "kızzzz çok güzel oldum ya laaa!" diye sevindirik oluyorum XD bence makyaj insanın kendine yakışanı giymesşislakakdsikaaksdassd olması da olmaması da tamamen kişiye kalmış birşey ama kimsenin yapılmasına ya da yapılmamasına yorum yapmaması gerekir. eyyorlamam bu kadar..
0
pasp
yakında evlenecek bir çift için soruyorum, öyle düğünlü dernekle evlenmeyecekler zaten, ailelerinin de durumu çok iyi değil. böyle perdeden dolaba, halıdan yatağa, koltuktan bardağa herşeylerini ikea'dan alsalar ne olur fiyat/performans açısından? kızın bir miktar çeyizi var tabi ama ikisi de ailele
yakında evlenecek bir çift için soruyorum, öyle düğünlü dernekle evlenmeyecekler zaten, ailelerinin de durumu çok iyi değil. böyle perdeden dolaba, halıdan yatağa, koltuktan bardağa herşeylerini ikea'dan alsalar ne olur fiyat/performans açısından? kızın bir miktar çeyizi var tabi ama ikisi de ailelerini zora sokmak istemiyor.
şimdi kızcağızla birlikte oturup bakıyoruz da -tanıdıklarım arasında salondaki koltuğudur ya da yatak odasındaki dolabıdır vs alan var ama hiç tüm evi ikea'dan düzen yok- yani enza mobilya'ya da baktık, kelebek'e de baktık, ne bileyim bir kuzenim işbir ve seray'dan aldı çoğu şeyini ikea'nın yanısıra, ikea tabi ki daha ucuz fiyat olarak (ne bileyim ektorp koltuklara baktık misal, orta kalite gibi diye düşündüm ben fiyatlarının ortalığından dolayı, ama tam da fiyat olayından anlamıyorum ikea'nın birazdan göreceğiniz üzere) daha ucuz yani bilindik markalara göre. duyurudan da bazı sorulara baktık, özellikle yatak ve karyola/baza için misal, kimi al demiş kimi alma demiş. genelde orta-yüksek fiyatlı ürünler için alınması tavsiye edilmiş ama orta-yüksek fiyatlı olanlar tam olarak ne oluyor misal? kızcağız zaten hiç anlamıyor, benden beter, alt tarafı sevdiceğiyle mutlu mesut yaşamak istiyor, bıkmış bu olaylardan XD
fikir verebileceklere teşekkürler şimdiden.
şimdi kızcağızla birlikte oturup bakıyoruz da -tanıdıklarım arasında salondaki koltuğudur ya da yatak odasındaki dolabıdır vs alan var ama hiç tüm evi ikea'dan düzen yok- yani enza mobilya'ya da baktık, kelebek'e de baktık, ne bileyim bir kuzenim işbir ve seray'dan aldı çoğu şeyini ikea'nın yanısıra, ikea tabi ki daha ucuz fiyat olarak (ne bileyim ektorp koltuklara baktık misal, orta kalite gibi diye düşündüm ben fiyatlarının ortalığından dolayı, ama tam da fiyat olayından anlamıyorum ikea'nın birazdan göreceğiniz üzere) daha ucuz yani bilindik markalara göre. duyurudan da bazı sorulara baktık, özellikle yatak ve karyola/baza için misal, kimi al demiş kimi alma demiş. genelde orta-yüksek fiyatlı ürünler için alınması tavsiye edilmiş ama orta-yüksek fiyatlı olanlar tam olarak ne oluyor misal? kızcağız zaten hiç anlamıyor, benden beter, alt tarafı sevdiceğiyle mutlu mesut yaşamak istiyor, bıkmış bu olaylardan XD
fikir verebileceklere teşekkürler şimdiden.
0
biz tüm evi o şekilde hallettik, bizde bizden önce evlenen arkadaşların yorumuna güvenerek o işi yaptık.
neden bunu yaptık bir kaç maddeyle açıklayayim
1. sade ev malzemesi bulmak zor sade derken orasından püskül olmayan sağından taş çıkmayan gibi var olanlar ya çok çok kötü yada çok pahalı ikea iyi geldi.
2. biz çok kısa zamanda karar verip evlendik (cidden) ve bir çok mobilyacı bize 15-20 günlerden bahsetti ürünlerin teslimine 3 arkadaş gidip tüm evi aldık 1 tam günü harcayarak kurdu (şarjlı matkap önemli onu sevin)
3. üstediğimiz yapıda koltuk ikeada vardı
4. istediğimiz gibi masa sandalye takımı en uygun ikeadaydı.
5 ve en önemlilerinden evin bir çok ürününü aynı renk aynı yapıda ürün şekilde aldık ve ihtiyacımız olan miktarda aldık ama atıyorum 5 ay sonra dolap ufak gelirse hiç görüntü kiriliği olmadan büyütme imkanı olması baya çekti bizi.
birde 1000tl 100 tl hediye çeki tüm evi aldığınız zaman tüm ıvır zıvır sayılan malzemeleri almaya yetiyor insana beleş gibi geliyor (evet biliyorum aslında gelmiyor)
kısacası bizden önce evlenen yakın arkadaşlarımız bunu yaptı bizde yaptık şu anda herkes memun durumundan öneririm.
neden bunu yaptık bir kaç maddeyle açıklayayim
1. sade ev malzemesi bulmak zor sade derken orasından püskül olmayan sağından taş çıkmayan gibi var olanlar ya çok çok kötü yada çok pahalı ikea iyi geldi.
2. biz çok kısa zamanda karar verip evlendik (cidden) ve bir çok mobilyacı bize 15-20 günlerden bahsetti ürünlerin teslimine 3 arkadaş gidip tüm evi aldık 1 tam günü harcayarak kurdu (şarjlı matkap önemli onu sevin)
3. üstediğimiz yapıda koltuk ikeada vardı
4. istediğimiz gibi masa sandalye takımı en uygun ikeadaydı.
5 ve en önemlilerinden evin bir çok ürününü aynı renk aynı yapıda ürün şekilde aldık ve ihtiyacımız olan miktarda aldık ama atıyorum 5 ay sonra dolap ufak gelirse hiç görüntü kiriliği olmadan büyütme imkanı olması baya çekti bizi.
birde 1000tl 100 tl hediye çeki tüm evi aldığınız zaman tüm ıvır zıvır sayılan malzemeleri almaya yetiyor insana beleş gibi geliyor (evet biliyorum aslında gelmiyor)
kısacası bizden önce evlenen yakın arkadaşlarımız bunu yaptı bizde yaptık şu anda herkes memun durumundan öneririm.
0
ben evli değilim ama istanbula taşınırken bütün evi ikeadan aldım
ben de çok memnunum
hem varaklı takımlar yok ikeada hem de rahat ve kullanışlı :)
hem de nerdeyse 3 sene oldu hala baya sağlamlar.
ben de çok memnunum
hem varaklı takımlar yok ikeada hem de rahat ve kullanışlı :)
hem de nerdeyse 3 sene oldu hala baya sağlamlar.
0
Ben mobilyanın vs evladiyelik olması gerektiğini düşünmeyen bir insan olarak evimdeki yatak (döşek yani) hariç her şeyi İkea'dan aldım. Neticede işimiz değişiyor, evimiz değişiyor, o mobilyalar da değişebilir diye bakıyorum. Aldığım koltuktan da çok memnunum, yatak mobilyasından da, ufak dekoratif şeylerden de, kitaplıktan da.
Yatak rahatlığı çok önemli, neticede kötü uyku insanın moralini, çalışma performansını vs her şeyi etkiliyor. Bana bu düşünceyle ikeadaki yataklar fiyat performans açısından olumsuz geldi. Bellona'dan yatak aldım. Çok da iyi oldu.
Ayrıca tencere- tava da sağlık açısından önemli detaylar olduğundan bence onları da kaliteli, ne olduğu bilinen bir mağazadan, markadan almalarını tavsiye ederim.
Hediye çeki kısmına da katılıyorum, benim birkaç bin liralık alışverişim oldu sadece, 200 liralık herhangi bir koşulu olmayan hediye çeki verdiler. Onunla da ıvır zıvırları aldım.
Yatak rahatlığı çok önemli, neticede kötü uyku insanın moralini, çalışma performansını vs her şeyi etkiliyor. Bana bu düşünceyle ikeadaki yataklar fiyat performans açısından olumsuz geldi. Bellona'dan yatak aldım. Çok da iyi oldu.
Ayrıca tencere- tava da sağlık açısından önemli detaylar olduğundan bence onları da kaliteli, ne olduğu bilinen bir mağazadan, markadan almalarını tavsiye ederim.
Hediye çeki kısmına da katılıyorum, benim birkaç bin liralık alışverişim oldu sadece, 200 liralık herhangi bir koşulu olmayan hediye çeki verdiler. Onunla da ıvır zıvırları aldım.
0
beğeniyolarsa neden olmasın, sonuçta oturacak olan onlar.
ama bence ikeadan daha uygun fiyata daha kaliteli ürün alabilirler. böyle marka olmayan ama gerçekten kaliteli ürün yapan yerler var, öyle yerler bulup bakabilirler ama yapım aşaması 1 ay kadar sürer.
ama bence ikeadan daha uygun fiyata daha kaliteli ürün alabilirler. böyle marka olmayan ama gerçekten kaliteli ürün yapan yerler var, öyle yerler bulup bakabilirler ama yapım aşaması 1 ay kadar sürer.
0
Malzeme kalitesi bakımından kelebekten falan iyi olur. Görüntü olarak da iyi olur.
El becerisi yoksa montajı zorlayabilir. Bir de modeller çok bilindik olduğu için ev öğrenci evi gibi durabilir.
Bir alternatif de iyi bir marangoz bulup pazarlık yapmak olabilir.
Her halukarda tavsiyem eşya adedini ve tasarımlarını olabildiğince sade tutmaları. Evleri ağzına kadar mobilya doldurmaya gerek yok.
El becerisi yoksa montajı zorlayabilir. Bir de modeller çok bilindik olduğu için ev öğrenci evi gibi durabilir.
Bir alternatif de iyi bir marangoz bulup pazarlık yapmak olabilir.
Her halukarda tavsiyem eşya adedini ve tasarımlarını olabildiğince sade tutmaları. Evleri ağzına kadar mobilya doldurmaya gerek yok.
0
Bu biraz tarz meselesi. İkeadaki mobilyaların tarzını dışarıda bulmak pek mümkün olmuyor. Bir de koltuk vs. açısından kılıfları yikanabilen ve değiştirilebilen modellerin olması ayrı bir cazibe oluşturuyor. Mesela ektorplar gayet sağlam ve rahat koltuklar. Kılıflar yıkanabiliyor ve değiştirilebiliyor.
Ucuz etin yahnisi, ikeada da yavan oluyor. Ucuza kaçmamak lazım. Ama bana göre, fiyat ortalamaları diğer markalardan çok pahalı değil kalite vs.yi göz önüne alınca.
Bakılması gereken, kullanım amacına ve zevke uygunluk. Bunlara dikkat edilirse, ikeadan pek ala bütün ev düzülebilir, çok da zarar edilmez, kanaatimce.
Tabi, nakliye ve montaj işi biraz can sıkıyor ve ek masrafa sebep oluyor, bunu da hesaplamak lazım.
Ucuz etin yahnisi, ikeada da yavan oluyor. Ucuza kaçmamak lazım. Ama bana göre, fiyat ortalamaları diğer markalardan çok pahalı değil kalite vs.yi göz önüne alınca.
Bakılması gereken, kullanım amacına ve zevke uygunluk. Bunlara dikkat edilirse, ikeadan pek ala bütün ev düzülebilir, çok da zarar edilmez, kanaatimce.
Tabi, nakliye ve montaj işi biraz can sıkıyor ve ek masrafa sebep oluyor, bunu da hesaplamak lazım.
0
bizim de tüm ev ikea. tavan lambasından kitaplıktaki kutusuna hatta havlusuna kadar. daha önceleri bekar evinde de ikea kullandım ve haliyle en ucuz ürünlerdi hep. ucuz segmentteki ürünleri bir iki seneden sonra dağılmaya başlıyor ama orta-üst segmenttekilerde hiçbir sorun yaşamazlar.
istikbal, bellona, yataş vs. mobilyaları ikea'nın minimal tarzına alışınca çok kro geliyor. almayı bırak, tahammül bile edemiyorum öyle evlere. özetle ikea iyidir.
bununa ilgili şunu yazmıştım zamanında:
eksisozluk.com
istikbal, bellona, yataş vs. mobilyaları ikea'nın minimal tarzına alışınca çok kro geliyor. almayı bırak, tahammül bile edemiyorum öyle evlere. özetle ikea iyidir.
bununa ilgili şunu yazmıştım zamanında:
eksisozluk.com
0
çoook teşekkürler, yahu benim bile evlenesimi getirdiniz bea! (dur bizim sevgilitoşkoya diyim ailksdaidka) ama cidden, kızla şimdi bakıyoruz, çoğu marka yeni gelin evleri facebook sayfası gibi, zaten o sayfa da komple çingene pembesi kelebekle dolu :D eğer pembe yoksa da altın varak var :( gerçi bir-iki yerde hoş mobilyalar vardı, enza'da bir koltuk takımı beğendi misal, ama ikea'daki fiyattan 2000 tl daha pahalıya geliyor.
bir de şu aralar ikea'da gidip yerinden alırsanız yatak odası ve oturma odasını taşıma ve montaj bedava oluyormuş, bu da ilgi çekici cidden. biz de mesela fi tarihinde bir banyo dolabı almıştık ama herşeyini kendimiz yapmıştık, taşıma-montaj vs. işin içine taşıma girince benim babam ifrit kesiliyor misal :D babamın o tepkisinden beridir ikea'dan korkuyordum ama bunlar bedava ise bu da bir tercih sebebi tabi.
bir de şu aralar ikea'da gidip yerinden alırsanız yatak odası ve oturma odasını taşıma ve montaj bedava oluyormuş, bu da ilgi çekici cidden. biz de mesela fi tarihinde bir banyo dolabı almıştık ama herşeyini kendimiz yapmıştık, taşıma-montaj vs. işin içine taşıma girince benim babam ifrit kesiliyor misal :D babamın o tepkisinden beridir ikea'dan korkuyordum ama bunlar bedava ise bu da bir tercih sebebi tabi.
0
anlattığın insanların tarzına bakarak naçizane önerimi şuraya koyayım.
koltuk, karyola, avize, yemek masası, dolap, tv ünitesi gibi ihtiyaçları için sahibinden'de ve letgo'da ikinci el ürünlere bakabilirler. arama kısmına "ikea" yazıp ikinci el ürünleri işaretlemelerini öneririm. ikea olmayanlar genelde garip garip şeyler oluyor. tabi güvenip bildikleri diğer markaların da adını yazıp aratabilirler.
ben geçen aylarda bir koltuk aldım, ikea'da 2800 liraya satılıyordu, ben 600 liraya aldım. ev arkadaşım karyola, yatak ve dolap aldı. sıfır alsa hepsine toplamda 2250 lira ödemesi gerekecekti, 400küsür liraya halletti. ürünler de gerçekten çok temiz kullanılmış, sıfırdan bir farkları yok. birçok insan evini boşaltırken, başka bir şehire taşınırken vs eşyalarını üç kuruşa bırakıyor sırf elden çıkarabilmek için. biz de öyle insanlardan aldık bu eşyaları.
üstelik mağaza mağaza gezmelerine gerek de kalmaz, bilgisayar başında oturdukları yerden hallederler alışverişlerini. bir de hazır kurulmuş ürünler olduğu için kurmakla da uğraşmazlar.
not. ikinci bir arama yöntemi olarak, örneğin ikea'deaki "malm" model yatağı beğendilerse ikinci el eşya satan sitelerde arama kutucuğuna "malm" yazarak arattıklarında tam istedikleri modelleri bulabilirler.
koltuk, karyola, avize, yemek masası, dolap, tv ünitesi gibi ihtiyaçları için sahibinden'de ve letgo'da ikinci el ürünlere bakabilirler. arama kısmına "ikea" yazıp ikinci el ürünleri işaretlemelerini öneririm. ikea olmayanlar genelde garip garip şeyler oluyor. tabi güvenip bildikleri diğer markaların da adını yazıp aratabilirler.
ben geçen aylarda bir koltuk aldım, ikea'da 2800 liraya satılıyordu, ben 600 liraya aldım. ev arkadaşım karyola, yatak ve dolap aldı. sıfır alsa hepsine toplamda 2250 lira ödemesi gerekecekti, 400küsür liraya halletti. ürünler de gerçekten çok temiz kullanılmış, sıfırdan bir farkları yok. birçok insan evini boşaltırken, başka bir şehire taşınırken vs eşyalarını üç kuruşa bırakıyor sırf elden çıkarabilmek için. biz de öyle insanlardan aldık bu eşyaları.
üstelik mağaza mağaza gezmelerine gerek de kalmaz, bilgisayar başında oturdukları yerden hallederler alışverişlerini. bir de hazır kurulmuş ürünler olduğu için kurmakla da uğraşmazlar.
not. ikinci bir arama yöntemi olarak, örneğin ikea'deaki "malm" model yatağı beğendilerse ikinci el eşya satan sitelerde arama kutucuğuna "malm" yazarak arattıklarında tam istedikleri modelleri bulabilirler.
0
Ben her seyin tek yerden alinmasina karsiyim, magazada oturuyor hissi geliyor bana, genel olarak yasanilan evin biraz kisisellestirilmesinden yanayim. "Bi anda gideyim de bitsin hepsi hemen" olmamali bence.
Ha benim yatagim, bazam, yatak odamdaki sifonyer ve komidin ikea. Ama yatak odamdaki masam, sandalyem ve koltugum ikea degil.
Zaten ikea nin da farkli serileri, malm ve brimnes.
Bir de ayakkabiligim ikea.
Misafir odamda baza ikea, dolap ve sifonyer baska bi marka.
Salonumda 1 tane ikea sey yok. Genel olarak begendigim ikea koltuk yoktu cunku. Ikincisi begendigim 1-2 modeli (kotunun iyisi) avusturya'da bile ust fiyat gibi oluyordu, daha dogrusu diger markalardan begendigim koltuklarla ayni paraya ya da bir tik daha pahaliya geliyordu (avrupanin en ucuzu denir ya, degil iste arastirmak lazim)
Banyom tamamen ikea, lavabo, lavabo alti ve dolap, cunku cekmece dizayni ve lavabo hosuma gitmisti, yine ikeadan begebdigim ayna da uyuyordu.
Ben de evladiyelik olsun diye dusunenlerden degilim ve ikeayi da cok severim ama tum evi ikeadan dosemek cok gereksiz.
Tavsiyem kendi evlerinde kolaya/tembellige kacmasinlar, turkiyede cok iyi mobilyacilar var. (kro olanlar da cok ama genel olarak dunya trendlerini takip eden de cok! Biraz arastirmayla, masko vb gezmekle bulurlar.) ve insan kendi evi icin vakit ayirsin biraz.
En sonunda bakar, yoktur istedigi gibi bir sey ya da hakikaten ikeayla arasinda dev fiyat farki vardir, o zaman ikea katalogu gibi doseyebilir evini tabi :D
Ha benim yatagim, bazam, yatak odamdaki sifonyer ve komidin ikea. Ama yatak odamdaki masam, sandalyem ve koltugum ikea degil.
Zaten ikea nin da farkli serileri, malm ve brimnes.
Bir de ayakkabiligim ikea.
Misafir odamda baza ikea, dolap ve sifonyer baska bi marka.
Salonumda 1 tane ikea sey yok. Genel olarak begendigim ikea koltuk yoktu cunku. Ikincisi begendigim 1-2 modeli (kotunun iyisi) avusturya'da bile ust fiyat gibi oluyordu, daha dogrusu diger markalardan begendigim koltuklarla ayni paraya ya da bir tik daha pahaliya geliyordu (avrupanin en ucuzu denir ya, degil iste arastirmak lazim)
Banyom tamamen ikea, lavabo, lavabo alti ve dolap, cunku cekmece dizayni ve lavabo hosuma gitmisti, yine ikeadan begebdigim ayna da uyuyordu.
Ben de evladiyelik olsun diye dusunenlerden degilim ve ikeayi da cok severim ama tum evi ikeadan dosemek cok gereksiz.
Tavsiyem kendi evlerinde kolaya/tembellige kacmasinlar, turkiyede cok iyi mobilyacilar var. (kro olanlar da cok ama genel olarak dunya trendlerini takip eden de cok! Biraz arastirmayla, masko vb gezmekle bulurlar.) ve insan kendi evi icin vakit ayirsin biraz.
En sonunda bakar, yoktur istedigi gibi bir sey ya da hakikaten ikeayla arasinda dev fiyat farki vardir, o zaman ikea katalogu gibi doseyebilir evini tabi :D
0
tarz meselesi +1
bana da ikea evi cok prototip geliyor. artik ezberledim cogu urununu. her gittigim evde en az 3-5 ikea parcasi goruyorum. cirkin degil ama cok sik gormek fazlasiyla baydi beni. bir zamanlar tum evlerde kelebek mobilyanin takimlari olurdu. simdi ikea var.
ikeanin alternatifi varakli ayna, puskullu koltuk demek degil. eger evlerine ozeniyorlarsa, zamanlari da varsa alinacak her esya icin daha saglam ve daha ucuz alternative kesinlikle var.
bana da ikea evi cok prototip geliyor. artik ezberledim cogu urununu. her gittigim evde en az 3-5 ikea parcasi goruyorum. cirkin degil ama cok sik gormek fazlasiyla baydi beni. bir zamanlar tum evlerde kelebek mobilyanin takimlari olurdu. simdi ikea var.
ikeanin alternatifi varakli ayna, puskullu koltuk demek degil. eger evlerine ozeniyorlarsa, zamanlari da varsa alinacak her esya icin daha saglam ve daha ucuz alternative kesinlikle var.
0
biz de yatak odası takımını ve salonu (koltuk hariç) ve mutfak masasını ikeadan aldık. bunun en büyük etkisi diğer mağazaların ürünlerinin tarzını beğenmememiz beğendikleirmizin de (mesela classi) hayvan gibi pahalı olmasıydı. 1 yılı geçti, çok memnunuz. hem kullanış açısından iyi (mesela ikeanın şifonyerlerinin çekmeceleri derinken enza'nınkiler onun 3te 1i derinliğinde hep sığ idi).
sade ve minimalist insanlarsa bence çok memnun kalırlar.
sade ve minimalist insanlarsa bence çok memnun kalırlar.
0
Bizim temel mobilyalar için ikeayı terci etme sebebimiz evimiz küçük olduğu için, bize güzel alternatifler sunmasıydı.
Mesela altı sandıklı kanepe, çekmeceli yatak, yemek masası olarak da kullandığımız raflı mutfak adası vs. Bunlar kurtardı bizi mesela.
Malzemesine göre değişiyor düşük-yüksek fiyat olayı; meşe ağacından masa vs sunta masa.
İkeanın düşük kaliteli malları çok uzun ömürlü olmasa da yine de idare ediyor, öğrencilik dönemimde kullandım. Eşimin yine bekar döneminde kullandığı 6-7 senelik ucuz ikea dolap şu an ıvır zıvır dolabı olarak hala iş görüyor, 2 kere taşınmaya rağmen.
Mesela altı sandıklı kanepe, çekmeceli yatak, yemek masası olarak da kullandığımız raflı mutfak adası vs. Bunlar kurtardı bizi mesela.
Malzemesine göre değişiyor düşük-yüksek fiyat olayı; meşe ağacından masa vs sunta masa.
İkeanın düşük kaliteli malları çok uzun ömürlü olmasa da yine de idare ediyor, öğrencilik dönemimde kullandım. Eşimin yine bekar döneminde kullandığı 6-7 senelik ucuz ikea dolap şu an ıvır zıvır dolabı olarak hala iş görüyor, 2 kere taşınmaya rağmen.
0
ikea nın konsepti artık çok bilindik. sıradan görünecek hep. ayrıca ürünleri kaliteli değil. bence az ürün alarak evi geniş tutmak daha mantıklı. mesela, büyük bir köşe koltuk ya da 3+1+1 koltuk yerine sadece bir üçlü koltuk ortaya sehpa üstüne güzel bir lamba daha iyi.
0
Evdeki mobilya ıvır zıvır vs. %70 i IKEA. Hem kolay, hem de sağı solu kırılsa çatlasa ağlamazsın, hem fiyatından hem de yedek parça desteği var gider alır yenisiyle değiştirirsin. Gayet keyifle kullanıyorum, sadece dolap vs. ürünlerde kapak takarken yamuk olmaması için biraz yetenekli olman lazım, onun dışında rahatlıkla tavsiye edebilirim.
0
ben büyük çoğunu ikeadan düzdüm eşimle. ıvır zıvırları da zevkimize göre sağdan soldan topladık. çok muyluyum.
ev çok ucuza çıktı ve çok ama çok güzel gözüküyor.
ev çok ucuza çıktı ve çok ama çok güzel gözüküyor.
0
İkeada sunta olanlar ucuz ve dağılmaya müsait. Oturduğu evden taşınana kadar idare eder. Sonra taşınmaya dayanamaz atarlar. Biz sade olsun kaliteli olsun bilmem ne ağacı olsun diye düşündüğümüz için mobilyacıya yaptırdık ama çok çok pahalıya geldi. İkeayla şu anda günü kurtarırlar ileride maddi durum rahatlayınca iyisini yaptırırlar isterlerse.
0
En temizi ikea. Bazı şeyler gereksiz pahalı onları başka yerden alabilirsiniz ama koltukları karyolaları gardropları sandalyeleri efsane. Ev tekstili tırt. Sehpalar biraz pahalı. Kullandıkları seramiklerin kalitesi kötü. Kütahya ya da güral almanızı öneririm. Sonraaaa bence iyi ya ikea. En iyi hatta. Gidip tepehomedan 20.00ü liraya da koltuk alabilirsiniz ama başka kalite o ikea başka.
0
nemo problemo
Dünyanın En Güzel Kokusu 2KetenpereOHA Diyorum!Testere: Jigsaw EfsanesiAyla izledimThor: RagnarokYol Arkadaşım izledimBak Şu LeyleğeDamat TakımıSüperstarCingöz Recai izledimyukarıdaki filmlerden hangisine gidilmeli sizce? izlediklerimi belirttim.
Dünyanın En Güzel Kokusu 2
Ketenpere
OHA Diyorum!
Testere: Jigsaw Efsanesi
Ayla izledim
Thor: Ragnarok
Yol Arkadaşım izledim
Bak Şu Leyleğe
Damat Takımı
Süperstar
Cingöz Recai izledim
yukarıdaki filmlerden hangisine gidilmeli sizce? izlediklerimi belirttim.
Ketenpere
OHA Diyorum!
Testere: Jigsaw Efsanesi
Ayla izledim
Thor: Ragnarok
Yol Arkadaşım izledim
Bak Şu Leyleğe
Damat Takımı
Süperstar
Cingöz Recai izledim
yukarıdaki filmlerden hangisine gidilmeli sizce? izlediklerimi belirttim.
0
THOR
pardon, uzun zamandır bekliyorum da, bağırasım geldi (kötü de olabilir ama loki var, o da olumlu)
pardon, uzun zamandır bekliyorum da, bağırasım geldi (kötü de olabilir ama loki var, o da olumlu)
0
rajaz
nereden alabilirim?mudo concept vs.. dışında var mı beni yollayabileceğiniz şöyle bir bakabileceğim? çok yormayacak bütçeyi böyle?
nereden alabilirim?
mudo concept vs.. dışında var mı beni yollayabileceğiniz şöyle bir bakabileceğim? çok yormayacak bütçeyi böyle?
mudo concept vs.. dışında var mı beni yollayabileceğiniz şöyle bir bakabileceğim? çok yormayacak bütçeyi böyle?
0
-h&m home
-paşabahçe
-indirim kovalanırsa crate&barrel'da da bir şeyler bulunur bence uygun fiyatlı.
-altıncıcadde (hem mağaza hem online)
edit: mağazalarda çok görmüyorum ama stradivarius'un da ev kısmında ufak tefek şeyler oluyor.onlinedan bakabilirsiniz.
Buraya eklenen linkler açılmıyor bu sitelerde.
stradivarius.com/tr'de -- kadın / lifestyle / dekorasyon kısmından bakabilirsiniz.
-paşabahçe
-indirim kovalanırsa crate&barrel'da da bir şeyler bulunur bence uygun fiyatlı.
-altıncıcadde (hem mağaza hem online)
edit: mağazalarda çok görmüyorum ama stradivarius'un da ev kısmında ufak tefek şeyler oluyor.onlinedan bakabilirsiniz.
Buraya eklenen linkler açılmıyor bu sitelerde.
stradivarius.com/tr'de -- kadın / lifestyle / dekorasyon kısmından bakabilirsiniz.
0
pasp
bir sorum vardı da :( şöyle ki:ilaçlı kortizol ölçümü yapılacaktı bu sabah, o yüzden gece 11'de iki adet 0,5 mg'lık dekort almamı söyledi doktor, ancak ilacı aldıktan yaklaşık yarım saat sonra istifra ettim, muhtemelen ilaç da gitti. şimdi ben bu gece 11'de alsam da perşembe sabahı kan vermeye gitse
bir sorum vardı da :( şöyle ki:
ilaçlı kortizol ölçümü yapılacaktı bu sabah, o yüzden gece 11'de iki adet 0,5 mg'lık dekort almamı söyledi doktor, ancak ilacı aldıktan yaklaşık yarım saat sonra istifra ettim, muhtemelen ilaç da gitti. şimdi ben bu gece 11'de alsam da perşembe sabahı kan vermeye gitsem, ilacın etkisini arttırmış mı olurum? ya da şöyle sorayım: dekort'un etkisi ne zaman sıfırlanır? çünkü ilaç gitmiştir ama bir kısmı kana karışmış olabilir, değil mi? :/ kafam çok karıştı, yardımcı olabilirseniz çok sevinirim, benim için çok önemli çünkü çok fazla sağlık sorunum var ve nedenini bir türlü bulamadılar, belki sorun kortizol değerlerimdedir :(
teşekkürler şimdiden
ilaçlı kortizol ölçümü yapılacaktı bu sabah, o yüzden gece 11'de iki adet 0,5 mg'lık dekort almamı söyledi doktor, ancak ilacı aldıktan yaklaşık yarım saat sonra istifra ettim, muhtemelen ilaç da gitti. şimdi ben bu gece 11'de alsam da perşembe sabahı kan vermeye gitsem, ilacın etkisini arttırmış mı olurum? ya da şöyle sorayım: dekort'un etkisi ne zaman sıfırlanır? çünkü ilaç gitmiştir ama bir kısmı kana karışmış olabilir, değil mi? :/ kafam çok karıştı, yardımcı olabilirseniz çok sevinirim, benim için çok önemli çünkü çok fazla sağlık sorunum var ve nedenini bir türlü bulamadılar, belki sorun kortizol değerlerimdedir :(
teşekkürler şimdiden
0
chezsoi
Var mi oneriniz... bana iyi geldi dediginiz... tesekkürler...
Var mi oneriniz... bana iyi geldi dediginiz... tesekkürler...
0
Aziz Nesin ve Muzaffer İzgü'nün kitapları. Çocukluğumda kahkahalar içinde kalırdım, gülmekten karnıma ağrılar girerdi. Şimdi o kadar olmasa da yine de gülümsetiyor hala. Hatta, geçen gün Şimdiki Çocuklar Harika'yı internetten buldum. Koyunla ilgili şiir yazılan bir bölüm var, oraya hala gülüp duruyorum.
0
Tesekkür ederim. Mahalleden arkadaslari yeni okudum. Ben de size Alper Canigüz - Alper Kamu'yu oneririm. Simdinin gücü bende var ama sürünuyor elimde :)
0
ceann deas
Gecen gun dusunurken bir şey farkettim, olmasini istedigim bir şeyi baskasiyla paylastigimda gerceklesme ihtimali %90 bile olsa olmuyor. İcimde tutup kendime sakladiklarim daha çok gerçekleşiyor. Bu yuzden artik bir seyi olana kadar insanlarla paylasmamaya karar verdim. Siz baskalarina anlatır misin
Gecen gun dusunurken bir şey farkettim, olmasini istedigim bir şeyi baskasiyla paylastigimda gerceklesme ihtimali %90 bile olsa olmuyor. İcimde tutup kendime sakladiklarim daha çok gerçekleşiyor. Bu yuzden artik bir seyi olana kadar insanlarla paylasmamaya karar verdim. Siz baskalarina anlatır misiniz yoksa icinizde mi tutarsiniz?
0
Anlatırdım ama hep bozulduğunu ve insanlara açıklama yaparak daha çok üzüldüğümü farkettikten sonra anlatmamaya başladım. Sadece sevgilimle paylaşıyorum
0
Asla, asla, asla. 2 hatalık vardı zamanında paylaştım. Saçma sapan, traji komik sebeplerle suya düştü. Içten içe düşündüğüm her hayal ise, örgü örer gibi yavaş yavaş işliyor.
0
benzer durum benim de başıma çok geliyor, bildiğin hevesim de elimde patlıyor ya la :( o yüzden ben de çenemi tutup anlatmamaya çalışıyorum. hayır bilimsel kafalı bir insan olmasam "nazar deyiyi" dicem de...
0
Paylaşmıyorum kimseyle, yapabilirsem de yapamazsam da konunun tek muhatabı benim. Misal 8 senedir yüksek lisans tezime başlayamadım, artık bu konu hakkında kimseyle konuşmuyorum, ama bitirme hayalim tabii ki var.
0
cureforlove'ın dediğini diyecektim, sözlük girdirmedi. Ona ekleme yapayım.
Birine ya da birkaç kişiye bir hayalinizi anlattığınızda, daha doğrusu, ötesinde heyexanınızı paylaştığınızda, o hayale kavuştuğunuzda elde etmeniz gereken başarı hissinin bir benzerini yaşarmışsınız. Yani, o gazla anlatırken beyniniz "Başardım da, onu anlatıyorum. Başardığım için heyecanlı heyecanlı anlatıyorum" dermiş. Dolayısıyla, yalandan ve küçültülmüş bir baları hissi yaşarmışsınız anlatırken. Bu yüzden de, yeterince kişiye anlatırsanız, artık beyin iyiden iyiye başarıya ikna olduğu için daha fazla o şeyin peşinde koşmak istemezmiş, "Zaten başardım, daha ne koşayım" diye kendini salarmış.
Buraya kadarki zaten cureforlove'ın dediği, ekleyeceğim kısım şu: Hayal etmek de hayallerimize ulaşmamıza engel. Yani, o başarılı günleri hayal ettikçe aslında hak etmediğimiz, yalancı bir başarının zafer sarhoşluğunu yaşıyormuşuz; o yaşadığımız hayalin heyecanı değilmiş. Dolayısıyla, hayal edilmesi gereken başardığımız zaman ne olacağımız, nasıl olacağımız değil; nasıl başaracağımız kısmı imiş. Yani, diyelim ki bir şarkıcı olmayı hayal ediyorsunuz. Hayaliniz uluslararası bir star olmak. Başarılı halinizin hayali uzun sürmemeli, bir noktadan sonra beyin "Ben kendimin starı oldum zaten" deyip sallamıyoe. Hayakiniz gerçek etkisi yapıyor. Balarılı döbemlerin kısa kısa, bir iki ekran görüntüsü eşliğinde, atıyorum, şan eğitimi almanın hayalini kurmak gerekiyormuş. Hayalin öyle tatmin edecek kadar uzun tutulmaması, hayalden düşünce aşamasına geçilmesi gerekiyormuş. Daha doğrusu, hayal düşüncelerin ve planların Powerpoint sunumu gibi olmalıymış.
Birine ya da birkaç kişiye bir hayalinizi anlattığınızda, daha doğrusu, ötesinde heyexanınızı paylaştığınızda, o hayale kavuştuğunuzda elde etmeniz gereken başarı hissinin bir benzerini yaşarmışsınız. Yani, o gazla anlatırken beyniniz "Başardım da, onu anlatıyorum. Başardığım için heyecanlı heyecanlı anlatıyorum" dermiş. Dolayısıyla, yalandan ve küçültülmüş bir baları hissi yaşarmışsınız anlatırken. Bu yüzden de, yeterince kişiye anlatırsanız, artık beyin iyiden iyiye başarıya ikna olduğu için daha fazla o şeyin peşinde koşmak istemezmiş, "Zaten başardım, daha ne koşayım" diye kendini salarmış.
Buraya kadarki zaten cureforlove'ın dediği, ekleyeceğim kısım şu: Hayal etmek de hayallerimize ulaşmamıza engel. Yani, o başarılı günleri hayal ettikçe aslında hak etmediğimiz, yalancı bir başarının zafer sarhoşluğunu yaşıyormuşuz; o yaşadığımız hayalin heyecanı değilmiş. Dolayısıyla, hayal edilmesi gereken başardığımız zaman ne olacağımız, nasıl olacağımız değil; nasıl başaracağımız kısmı imiş. Yani, diyelim ki bir şarkıcı olmayı hayal ediyorsunuz. Hayaliniz uluslararası bir star olmak. Başarılı halinizin hayali uzun sürmemeli, bir noktadan sonra beyin "Ben kendimin starı oldum zaten" deyip sallamıyoe. Hayakiniz gerçek etkisi yapıyor. Balarılı döbemlerin kısa kısa, bir iki ekran görüntüsü eşliğinde, atıyorum, şan eğitimi almanın hayalini kurmak gerekiyormuş. Hayalin öyle tatmin edecek kadar uzun tutulmaması, hayalden düşünce aşamasına geçilmesi gerekiyormuş. Daha doğrusu, hayal düşüncelerin ve planların Powerpoint sunumu gibi olmalıymış.
0
Bu yüzden paylasmiyorum. Baskalari sizin kafanizda olmadigi icin ya "Olmaz" Diyecekler ya da "Yapamazsin" Diyecekler. Bu yuzden anlatmak yerine hayata gecirmeye calisiyorum. Baskalarinin ne dedigi umrumda degil.
0
benden akıllı benden pozitif benden mantıklı kişilerle seve seve paylaşırım bana akıl verirler fikir verir yol gösterirler .
alay edecek küçümseyecek kimse ile konuşmam.
alay edecek küçümseyecek kimse ile konuşmam.
0
hayır çünkü insanlar eksik arıyor. hayal bu. bugün olmazsa yarın gerçekleşir. ya da 10 yıl sonra. ama insanlar bilirse sürekli şevkini kırmak isteyebilir. ya da gerçekleştirmek istemeyebilirsin. sonradan hevesin kaçar. millet noldu yapamadın mı falan diye kendini tatmin edebilir.
0
Ay ben yabıştırıyorum hemen! Zaten hayal, istek paylaştiğim bir elin parmak sayısını gecmez. Yok ya, iki el, iki el. 10 vardır. Içim de ne tutacağim ya, doldu taştı ıçim, yeter. Beynimin de bir sinyal verdığı yok, çatır çatır başardım.
0
Çok istediğim bir şeyse gerçekleşene kadar anlatmıyorum, hatta gerçekleştikten sonra belli bir süre bekliyorum garanti olsun diye.
İnsanların çok kıskanç ve haset içinde olduklarını düşünüyorum çünkü eskiden her söylediğim şeye nazer değdiriyorlardı.
İnsanların çok kıskanç ve haset içinde olduklarını düşünüyorum çünkü eskiden her söylediğim şeye nazer değdiriyorlardı.
0
Sour
özellikle saçları için kullananlar var mı? nasıl bir sonuç aldınız?
özellikle saçları için kullananlar var mı? nasıl bir sonuç aldınız?
0
Ben yıllar önce dirseklerim kuruyor diye aktardan almıştım. (Kanıyordu bildiğin) o çok iyi gelmişti. Saçıma sürmedim ama yağ sektöründe olduğum için bilgim var. Saçı besliyor bayağı. Kepeğe de iyi geliyormuş.
0
Bir ara almıştım ayakkabılarıma kullanmak için ayakkabı boyası + kayısı yağı ise yarayıp yaramadığını gözlemleyemedim.
0
arkadaşımla kardeşinin böyle saç derilerinde genetik bir problemleri vardı, habire kuruyup kanayıp duruyordu, yara oluyordu sürekli, onlar da kullanıyorlardı kayısı yağı çok memnun kalmışlardı. kepeğe iyi geliyorsa hemen ben de gidip alıyorum.
0
@ismira bu coconut yağı da bitkisel organik falan değil mi? ben normal şampuanları da kullanmıyorum. parabensiz vs. kullanmıyorum.
0
Kayısı yağını saç için hiç duymamıştım. Saç için çam terebentin ve hindistancevisi yağını daha çok söylerler. Kayısı yağı kuru cilde iyi gelir.
0
binder dandet
Benim bölümün textlerini okurken bile afakanlar basıyor. Koskoca kitapta ben mort herhalde.
Benim bölümün textlerini okurken bile afakanlar basıyor. Koskoca kitapta ben mort herhalde.
0
Yolda geçirdiğiniz zamanı kitap okuyarak değerlendirebilirsiniz, üniversite öğrencisiyseniz ders arası batak oynamak yerine bir köşeye çekilip biraz okuyabilirsiniz. bunun dışında öncelikli olarak ilginizi çeken, sürükleyici kitaplara yönelmeniz okuma açısından iyi olacaktır. Ayrıca kütüphanelere gitmek okuma istediğini çok artırıyor.
0
İnsanların çok boş olduklarını ve bir çoğunun gereksiz vakit kaybı olduğunu anladığımdan beri bu gereksiz insanlara ayıracağım vakti kitaplara ayırıyorum.
Vakit bulmak diye bir şey yok sen zaten eğer bir kitabı merak ediyoesan aynı film gibi okumak istiyorsun önemli olan ilgini çeken bir kitap bulmak. Mesela ben spor, beslenme ve klasikleri okumayı çok severim.
Otobüste özellikle okula ve işe giderken çok vaktim oluyor hemen bi klasik müzik açıp kitap okuyorum. Sosyal medya hesaplarım çok yoktu zaten en son instagramı da kapattım gece yatmadan önce mutlaka 5-10 sayfa bile olsa okurum. İnaanın birazda boş vaktini nasıl değerlendirmek istediğiyle ilgili.
Vakit bulmak diye bir şey yok sen zaten eğer bir kitabı merak ediyoesan aynı film gibi okumak istiyorsun önemli olan ilgini çeken bir kitap bulmak. Mesela ben spor, beslenme ve klasikleri okumayı çok severim.
Otobüste özellikle okula ve işe giderken çok vaktim oluyor hemen bi klasik müzik açıp kitap okuyorum. Sosyal medya hesaplarım çok yoktu zaten en son instagramı da kapattım gece yatmadan önce mutlaka 5-10 sayfa bile olsa okurum. İnaanın birazda boş vaktini nasıl değerlendirmek istediğiyle ilgili.
0
ben de yolda okuyorum işe gidip gelirken. ama aslında aşırı derecede zaman geçiriyor insanlar genelde internette, sosyal medyada vs. bence kitap okumak istendikten sonra bi şekilde zaman yaratılır. bi de öyle dersle alakalı bişeyler okumakla hikaye okumak farklı tabii. koskoca kitap diye düşünmemek lazım yani bence.
0
yolda en az saatim geçmesine rağmen okuyamıyorum çünkü istanbul. hadi onu geçtim, diyelim durabilecek bir yer buldum -oturmak demiyorum bak, sabit durabilmek. boyum çok kısa olduğu için tavandan sarkan şu askılara tutunurken bile zorlanıyorum, velev ki tutunacak striptiz borusu stayla bir yer bulayım- neyse, diyelim durabilecek bir yer buldum, onda da midem bulandığından ve başım döndüğünden okuyamıyorum. hasılı bende hamilelik etkisi yapıyor XD
ama kitap okumaya cidden vakit ayırman gerek. internette harcadığın illa ki boş vakit oluyordur, mesela benim sabah okula geldiğimde falan biraz boş vaktim oluyor, ha napıyorum gazete okuyorum ya da ekşidir, liste siteleridir falan okuyorum çünkü salağım. git doğru düzgün kitap okusana? hiç. ayrıca öğle yemeğine genelde diğer insanlarla çıkmam çünkü gün içinde en az bir-iki saat insanlardan uzak kalmazsam ak47'me sarılıp milleti öldüresim geliyor (ak47im yok) hele metrobüsten falan yeni indiysem direkt küfrederek iniyorum, bir gün dayak yicem. o yüzden insanlardan uzak kalıp kitaplara sığındığım oluyor. ama onda da çoğu zaman konsantre olamadığım için dizi izliyorum, çünkü ben bir malım. ama sen benim yaptığım yapma oku tabi. bir de bişey diyim mi, illa uzun kitap okumana gerek yok, maksimum 200 sayfalık çok güzel kitaplar var, bazısı "okunması gereken klasikler" listelerinin baştacıdır hatta. o yüzden koskaca kitap diye düşünme yani. ha bir de cidden, sürükleyici geldiyse sana, sonuçta kişiye göre değişen birşey bu, koskoca kitabı kısacık sürede de bitirirsin. (yazar buraya kadar kendi kendiyle konuştu aslında XD )
ama kitap okumaya cidden vakit ayırman gerek. internette harcadığın illa ki boş vakit oluyordur, mesela benim sabah okula geldiğimde falan biraz boş vaktim oluyor, ha napıyorum gazete okuyorum ya da ekşidir, liste siteleridir falan okuyorum çünkü salağım. git doğru düzgün kitap okusana? hiç. ayrıca öğle yemeğine genelde diğer insanlarla çıkmam çünkü gün içinde en az bir-iki saat insanlardan uzak kalmazsam ak47'me sarılıp milleti öldüresim geliyor (ak47im yok) hele metrobüsten falan yeni indiysem direkt küfrederek iniyorum, bir gün dayak yicem. o yüzden insanlardan uzak kalıp kitaplara sığındığım oluyor. ama onda da çoğu zaman konsantre olamadığım için dizi izliyorum, çünkü ben bir malım. ama sen benim yaptığım yapma oku tabi. bir de bişey diyim mi, illa uzun kitap okumana gerek yok, maksimum 200 sayfalık çok güzel kitaplar var, bazısı "okunması gereken klasikler" listelerinin baştacıdır hatta. o yüzden koskaca kitap diye düşünme yani. ha bir de cidden, sürükleyici geldiyse sana, sonuçta kişiye göre değişen birşey bu, koskoca kitabı kısacık sürede de bitirirsin. (yazar buraya kadar kendi kendiyle konuştu aslında XD )
0
lorne malvo
kapandıysa alternatif ne var? film indirmem lazım var mı başka torrent sitesi
kapandıysa alternatif ne var? film indirmem lazım var mı başka torrent sitesi
0
torrenting var üyelik istiyor ve açık üyelikleri, fena değil. kickass hala çalışıyor sanırım, ekşi'den güncel linklere bakabilirsin. demonoid de fena değildir, onun üyelik alımları da açık şu anda, demin baktım. yify ve torrentbutler da gördüğüm kadarıyla çalışıyor, ama tüm bunları vpn'le kullanırsan iyi olabilir (vpn derken linkleri opera'yı entegre vpn'i açık olarak indirsen yeter yani, o bakımdan)
0
apolitikherif
Sizin top3'ünüz hangileri?
Sizin top3'ünüz hangileri?
0
Berlin, Krakow, Saraybosna diyorum ben de
büdüt: burada yazılan şehirlerin çoğuna gitmemiş olmamın da etkisi var ama bence saraybosna görülmesi gerekeken bir şehir, gerçekten çok etkilemişti beni, cevabımın arkasında duruyorum yani hahaha
büdüt: burada yazılan şehirlerin çoğuna gitmemiş olmamın da etkisi var ama bence saraybosna görülmesi gerekeken bir şehir, gerçekten çok etkilemişti beni, cevabımın arkasında duruyorum yani hahaha
0
1) londra
- londra'nin olmadigi hic bir listeyi kaale alma, yanina yaklasabilecek hic bir sehir yok avrupa'da, bambaska bir dunya, tipki nyc gibi.
2) paris
- gezecek gorecek cok cok sey var
3) roma
- gezecek gorecek cok cok sey var.
saraybosna diyen var resmen, hasbelkader erasmus yapmis bir fakir parasinin yetebildigi ucuz yerlere gitmis de saraybosnayi gorebilmis, hemen yazayim diye atlamis gibi duruyor bir bakista. digeri de krakow zaten. olm her seye cevap vermek zorunda degilsiniz, komik cidden.
- londra'nin olmadigi hic bir listeyi kaale alma, yanina yaklasabilecek hic bir sehir yok avrupa'da, bambaska bir dunya, tipki nyc gibi.
2) paris
- gezecek gorecek cok cok sey var
3) roma
- gezecek gorecek cok cok sey var.
saraybosna diyen var resmen, hasbelkader erasmus yapmis bir fakir parasinin yetebildigi ucuz yerlere gitmis de saraybosnayi gorebilmis, hemen yazayim diye atlamis gibi duruyor bir bakista. digeri de krakow zaten. olm her seye cevap vermek zorunda degilsiniz, komik cidden.
0
budapeşte'ye gitme de nereye gidersen git. gerçi budapeşte diyen de olmuş ama saçma sapan bir şehir, yürüyerek de gezdim otobüsle de gezdim tuna'da tekneyle de gezdim bir nanesi yok.
barcelona ve roma'yı çok duydum ama gitmedim şimdi yalan olmasın.
barcelona ve roma'yı çok duydum ama gitmedim şimdi yalan olmasın.
0
@pasp tabiki bunlar göreceli kavramlar ama
Budapeşte Tuna kıyıları UNESCO Dünya mirası listesindeki yerlerden biri.
Budapeşte Tuna kıyıları UNESCO Dünya mirası listesindeki yerlerden biri.
0
@kismi: eğer dünya mirası listesinde olan buysa, bizim memleket niye değil cidden merak ettim. oradaki macar arkadaşların dediğine göre: tuna nehrine bol miktarda atık gidiyor, dahası dibi doğasından çamurlu zaten, bir de bu nehrin suyunu kullanmaya çalışıyorlar, nerede o boğazın suyu? ki boğaz da baktığında çok pis, anadolu'da ve trakya'da pek çok su kaynağı gezdim, ufacık deresinden tut çağıl çağıl şelalesine kadar, mis gibi! ha tabi bizim halkımız mahvetmeye bayılıyor böyle şeyleri, birkaç tane türkiye'yi ziyaret etmiş macarla konuştum, öve öve bitiremediler (ha gerçi onlara da "seve seve bizim oraları mı sevdiniz lan, istanbul'da bir metrobüse binin de görün ebenizinkini.." dedim mi? dedim XD ) eğer dünya mirası listesine tarihi dokusundan dolayı girdiyse birşey diyemem, ama insanları sevmediğim için insan yapımı eserler de çoğu zaman ilgimi çekmiyor, ciddiyim. bir tane devlet binası haricinde geri kalan binalar birşeye benzemiyordu tuna kıyısındaki. ha köprüleri ünlüdür, güzeldir, bak nadir güzel bulduğum insan yapımı şeylerden biri... bir de halkı insan eliyle üretilmiş tarihi dokuya önem veriyor, dediğim gibi insan ve eserlerini sevmesem de, bu saygıyı görebilmek çok güzel. bizdeki muhteşem yalılar ki onlar da sevdiğim nadir yapay şeylerdendir, budapeşte'deki çoğu yerden çok daha güzel, ama restore ediliyor mu, nasıl restore ediliyor, kim restore ediyor ya da kim satın almış da insanlar ziyaret edebiliyor? demem o ki, bizde çok daha güzeli var, ister türk (osmanlı, selçuklu vs vs) yapımı olsun, ister anadolu halklarının olsun, dünya mirası listesine girebilecek çok daha güzel yerler var. kaldı ki unesco dünya mirası listesine alsa bile tuna'yı, avrupa'da çok daha güzel şehirler vardır eminim doğa olarak da insan yapımı eser içeriği olarak da, mesela ben lozan'a gitmek istiyorum çünkü orada göl kıyısında bir evde öğrenci haliyle yaşayan arkadaşım var, her gün birbirinden güzel manzara fotoları çekiyor, adamlar o doğayı korumuşlar. ne bileyim kuzey ışıklarını görmeyi tercih ederim mesela vs. vs. ama illa insan yapımı eser göreceksem, roma'ya gitmek varken, budapeşte'yi niye tercih edeyim ki? ha bir de budapeşte'de de maşallah doğanın içine ettikleri çok yer var, havaalanından bir halk otobüsüne binip şehir merkezine gidiyorsun, sultangazi'den bağcılara gitmişsin gibi oluyor yeminlen. ilk defa yurtdışına çıkacak biri için hiç de mantıklı bir şehir değil. tüm avrupa'yı gezersin, sonra anca belki o da budapeşte'ye gidersin. saçma sapan bir yer. ben çok hayal kırıklığına uğradım ondan da olabilir bu serzenişim.
0
barselona
prag
roma
derim ama viyana berlin amsterdam bunları da es geçmek ayıp olur
gitmek istediklerimden de bi londrayı eklerim sanırsam
prag
roma
derim ama viyana berlin amsterdam bunları da es geçmek ayıp olur
gitmek istediklerimden de bi londrayı eklerim sanırsam
0
avrupa şehirlerini sınıflandırırsak:
1- roma-paris-barselona-londra
bunlar 4 büyükler, ilk torbayı oluşturuyorlar. bunların arasında en sonuncu "büyük" barselona, trabzonspor gibi ama bu klasmanda kesinlikle. diğer 3'ü dünya medeniyet tarihini ve günümüz global insanlığı en derinden etkileyen kültürlerin başkentleri. aynı sebepten yaşaya tüm insanların görmesi gereken şehirlerden 3'ü. genel bir top 3 çıkaracaksak roma-paris-londra olur.
2-amsterdam, berlin, viyana, madrid, floransa
floransa tam bir açıkhava müzesi, şehir olarak diğerlerinden hayli küçük ama dünya sanat tarihine en çok etki etmiş şehir diyeceğim ben, biraz iddialı konuşup. günümüzde yaşayan bir insanın görmesi çok faydalı olur, estetik duygular geliştiriyor insanda; ufuk açıyor. diğerleri yine önemli başkentler, berlin aralarında en dünya'ya mal olmuşu diyebiliriz, bu açıdan görülmeli. amsterdam tam bir "avrupa", eğlencesini bıraksan bile bir "şehir" olarak görülmesi lazım. madrid'i çok kişi sevmez ama ben tam bir metropol hissi alıyorum buradan, akdeniz havalı bir metropol. viyana bunlar arasında en sevmediğim, bana kalsa 3. torbaya indiririm ama obcektif olmaya çalışıyorum.
3-budapeşte, prag, milano, zürih, oslo, brüksel, münih, moskova
bunlar da güzel şehirler ama rakipleri çok güçlü, bir de bunlardan çok var. aklıma şıp diye gelenler bunlar, yoksa bunlarla yarışacak 5-6 tane daha güzel şehir vardır üzerine biraz daha düşünsen.
1- roma-paris-barselona-londra
bunlar 4 büyükler, ilk torbayı oluşturuyorlar. bunların arasında en sonuncu "büyük" barselona, trabzonspor gibi ama bu klasmanda kesinlikle. diğer 3'ü dünya medeniyet tarihini ve günümüz global insanlığı en derinden etkileyen kültürlerin başkentleri. aynı sebepten yaşaya tüm insanların görmesi gereken şehirlerden 3'ü. genel bir top 3 çıkaracaksak roma-paris-londra olur.
2-amsterdam, berlin, viyana, madrid, floransa
floransa tam bir açıkhava müzesi, şehir olarak diğerlerinden hayli küçük ama dünya sanat tarihine en çok etki etmiş şehir diyeceğim ben, biraz iddialı konuşup. günümüzde yaşayan bir insanın görmesi çok faydalı olur, estetik duygular geliştiriyor insanda; ufuk açıyor. diğerleri yine önemli başkentler, berlin aralarında en dünya'ya mal olmuşu diyebiliriz, bu açıdan görülmeli. amsterdam tam bir "avrupa", eğlencesini bıraksan bile bir "şehir" olarak görülmesi lazım. madrid'i çok kişi sevmez ama ben tam bir metropol hissi alıyorum buradan, akdeniz havalı bir metropol. viyana bunlar arasında en sevmediğim, bana kalsa 3. torbaya indiririm ama obcektif olmaya çalışıyorum.
3-budapeşte, prag, milano, zürih, oslo, brüksel, münih, moskova
bunlar da güzel şehirler ama rakipleri çok güçlü, bir de bunlardan çok var. aklıma şıp diye gelenler bunlar, yoksa bunlarla yarışacak 5-6 tane daha güzel şehir vardır üzerine biraz daha düşünsen.
0
qazaqwsx
Merhaba,Filmdeki ana karakterin hayatına imreneceğim ya da filmin geçtiği ortama, şehre ne biliyim bu tarz şeylere "vay be böyle olsa keşke", "iyimiş" tepkisi verebileceğim film önerileriniz var mı?Biraz geniş oldu ama nereden tutarsanız işte.
Merhaba,
Filmdeki ana karakterin hayatına imreneceğim ya da filmin geçtiği ortama, şehre ne biliyim bu tarz şeylere "vay be böyle olsa keşke", "iyimiş" tepkisi verebileceğim film önerileriniz var mı?
Biraz geniş oldu ama nereden tutarsanız işte.
Filmdeki ana karakterin hayatına imreneceğim ya da filmin geçtiği ortama, şehre ne biliyim bu tarz şeylere "vay be böyle olsa keşke", "iyimiş" tepkisi verebileceğim film önerileriniz var mı?
Biraz geniş oldu ama nereden tutarsanız işte.
0
allaccess
problemim şu, şöyle bir kısır döngü içindeyim;kistlerim var o yüzden adet düzensizliği yaşıyorum. ama zararsız kist. 3-4 ay regl olmadığım oluyor. regl olmayınca şişkilik ve kıllanma oluyor. zaten baştan aşağı zararlı bir durum. neyse bu yüzden doğum kontrol hapı (yazz ) kullanıyorum. ama artık DKH
problemim şu, şöyle bir kısır döngü içindeyim;
kistlerim var o yüzden adet düzensizliği yaşıyorum. ama zararsız kist. 3-4 ay regl olmadığım oluyor. regl olmayınca şişkilik ve kıllanma oluyor. zaten baştan aşağı zararlı bir durum.
neyse bu yüzden doğum kontrol hapı (yazz ) kullanıyorum. ama artık DKH yüzünden regllerim de sağlıksızlaşmaya başladı.
rengi çok koyu, bazen süt kesiği gibi bozuk bozuk geliyor ve çok az oluyorum.
**hormon sorunum görünmüyor.
***İstanbuldayım
kistlerim var o yüzden adet düzensizliği yaşıyorum. ama zararsız kist. 3-4 ay regl olmadığım oluyor. regl olmayınca şişkilik ve kıllanma oluyor. zaten baştan aşağı zararlı bir durum.
neyse bu yüzden doğum kontrol hapı (yazz ) kullanıyorum. ama artık DKH yüzünden regllerim de sağlıksızlaşmaya başladı.
rengi çok koyu, bazen süt kesiği gibi bozuk bozuk geliyor ve çok az oluyorum.
**hormon sorunum görünmüyor.
***İstanbuldayım
0
Minipill kullaniyorsan onlar birkac aylik kullanim sonrasi cok az kanama yapiyor. Amaclari da oymus zaten. Ama bunu, ilaci veren doktor hic soylemeyebiliyor. Minipill kullaniyorsan, en azindan korkmani gerektirecek ekstrem bir durum yok, bunu belirtmek icin yaziyorum.
0
Avusturya hastanesi, adli sadi karaman.
Fark ucreti de calisana 90tl, emekli 75tl.
Cok tatli, her turlu soruya cevap veren bir doktor.
Ogleden once giderseniz hatta dha rahat olur hasta bakimindan da.
Fark ucreti de calisana 90tl, emekli 75tl.
Cok tatli, her turlu soruya cevap veren bir doktor.
Ogleden once giderseniz hatta dha rahat olur hasta bakimindan da.
0
begin again
Hangisiydl?
Hangisiydl?
0
candy
2. sırada da ay savaşçısı vardı
3te de bugs bunny
2. sırada da ay savaşçısı vardı
3te de bugs bunny
0
Hollywood Yaramazları, Taş Devri, Ninja Kaplumbağalar, Tom ve Jerry.
bir de, spider man'i hep çok sevmişimdir kendimi bildim bileli.
hâlâ da izlerim.
bir de, spider man'i hep çok sevmişimdir kendimi bildim bileli.
hâlâ da izlerim.
0
Şirinler hatta bu yaşımda geçen hafta sinemada yeğenim ile izledim; ondan daha çok ben eğlendim.
Şirinler ile ilgili çeşit çeşit çocukluk hikayelerim de vardır; evlendiğim günün akşamı şirinleri izleyip şirinleri izleyip yatacağım demek gibi. piknikte babama saatlerce şirinleri aratıp bulamayınca 'ben iyi bir çocuk değil miyim?' diye aglamaya baslamisim. Babam 'şirinler bu ormanlarda yaşamiyor' diye kandırmış beni. Ayrıca belirli bir yasa kadar da şirinlerin evi diye mantar yemeğimi hatırlıyorum.
Böyle bir şirinler aşkı vardı bende.
Şirinler ile ilgili çeşit çeşit çocukluk hikayelerim de vardır; evlendiğim günün akşamı şirinleri izleyip şirinleri izleyip yatacağım demek gibi. piknikte babama saatlerce şirinleri aratıp bulamayınca 'ben iyi bir çocuk değil miyim?' diye aglamaya baslamisim. Babam 'şirinler bu ormanlarda yaşamiyor' diye kandırmış beni. Ayrıca belirli bir yasa kadar da şirinlerin evi diye mantar yemeğimi hatırlıyorum.
Böyle bir şirinler aşkı vardı bende.
0
life with louie
mad jack the pirate
voltran
ghost busters
heman
xmen
maske
şirinler
mad jack the pirate
voltran
ghost busters
heman
xmen
maske
şirinler
0
fox kids ve jetixtekilerin hemen hepsi. onlardan öncede kanal dedekiler.
0
pazar sabahları voltran, okul sonrası he-man, bir de clementine vardı huzursuz ederdi.
0
Looney tunes. Bugs bunny'yi o kadar sevemezdim ama diger karakterlerine bayilirdim.
Bir de Maske'nin yeri ayri tabii:) MUthis karakterdi:D Kilodu kafaya gecirme hareketi bende aliskanlik yapmisti, kapsonlu giyenlerin kapsonunu cat diye kafasina gecirmekten kendimi alamiyorum. Yasim 29, hala yapiyorum:D
Bir de Maske'nin yeri ayri tabii:) MUthis karakterdi:D Kilodu kafaya gecirme hareketi bende aliskanlik yapmisti, kapsonlu giyenlerin kapsonunu cat diye kafasina gecirmekten kendimi alamiyorum. Yasim 29, hala yapiyorum:D
0
en sevdiğim şirinler'di. onun arkasından da snoopy, simpsonlar, red kit ve heidi gelir.
ek: varyemez amca ve rocko'nun modern yaşamı (gerçi bunu 11-13 yaş arası falan izlerdim, geç çocukluğa denk düşüyor yani) da vardı.
ek: varyemez amca ve rocko'nun modern yaşamı (gerçi bunu 11-13 yaş arası falan izlerdim, geç çocukluğa denk düşüyor yani) da vardı.
0
Esteban, Sirinler, Varyemez Amca, Tsubasa, Genki, Clementine, Voltran. Kucuklugumde Trt1den baska kanal olmadigindan ne yayinlansa gozlerimizi dort acip izlerdik.
0
valla çok vardı yaaaa <3 hala da düzenli olarak çizgi film izliyorum -tabi artık animedir, familiy guy'dır, southpark'tır falan seyrediyorum ama olsun :D -
looney toons'un tiny toons diye bir versiyonu vardı, ana karakterlerin çocuk versiyonları vardı, mesela erkek çocuk tavşan -ne demekse- maviydi, kız olanı pembe gibi :D onu severdim.
sihirli kurdele'ye bayılırdım, hatta daha geçenlerde tekrar bitirdim :D ara ara izlerim hala :3
sailor moon, wedding peach gibi mahou shoujo - magical girl animelerini severdim, hala da severim :D sailor moon galp
bir de mavi suyun sırrı vardı trt'de, hatta disney sonra buna benzer bir çizgi film de yaptı, onu severdim çok.
bir de luff-a-lympics vardı aldkşadkadkasi onu çok severdim.
aa dragonball'u unuttum!! <3 XD
he-man ile she-ra'yı da severdim, ama aşırı değil.
şeker kız candy'e ba-yı-lır-dım! terry grandchester <3 zaten kızların efendi adam yerine piç tercih etmesi hep bu pezevenk yüzünden XD
şirinler'i hala çok ama çok severim, oyuncaklarını biriktiriyorum :3 hatta ufak birşey: bir yüksek lisans+doktora dersine, hoca her derste sabahleyin kinder sürpriz yumurta getirirdi, biz de bilmemkaçyaşındaki eşşek kadar "çocuklar" hepsini biriktiriyorduk -bu dediğim 3-4 sene önce falan oluyor- hepimiz asistandık, hepimizin odası ağzına kadar kinder'den çıkan şirinler oyuncakları ile kaplanmıştı XD
aa varyemez amcayı da çoook severdim! ve dark-wing duck! yeah! darkwing duck'a bayılırdım, çok seksiydi bence XD
tom ve jerry demiş miydim? :D
bi de slam dunk ile tsubasa'yı da severdim ama asla sportif bir insan olmadığım için daha çok arkadaşlık duygusu yüzünden severdim sanırım :/
disney çizgi filmlerinin hepsini de severdim, hatta trt'de bir seri halinde hatırlamışlardı diye hatırlıyorum, babam hepsini kasede kaydetmişti, oturup seyrederdik ailecek.
bir de uçan kaz nils ile çanta kafa-testerella ikilisini severmişim daha da küçükken ama ben hatırlamıyorum, annemle babam anlatıyor :D
ha bir dee!! MAGIC KNIGHT RAYEARTH! sihirli şövalyeler! bu da magical girl cinsinden, ama clamp evreni çok başkadır ve manyaktır, o yüzden ayrı bir yeri vardır bende :)
ha bir de şunlar var: maske -aşıktım XD- , tazmanya canavarı -evet looney tunes ama ayrı belirtmek istedim, çünkü aşıktım-, kaptan mağara adamı -aşıktım-, çakmaktaşlar, jetgiller -zamanda nasıl gidip geldim belli değil XD hannah barbara'nın hangi çizgi filmi varsa artık XD - BEVERLY HİLLS GENÇLERİ!!! BİANCA <3 ALDSJKİDKAİ kötüyüm kabul XD bi de çok küçük olmasam da, nickelodeon'daki çizgi filmlerin çoğu: rocko's modern life, kablam, hey arnold!, rugrats, ahhh' real monsters, catdog vs vs
en sevdiğimi sormuşsun ama ben hepsini de en çok sevdim *hüzünlü kemanlı müzik girer* :,)
looney toons'un tiny toons diye bir versiyonu vardı, ana karakterlerin çocuk versiyonları vardı, mesela erkek çocuk tavşan -ne demekse- maviydi, kız olanı pembe gibi :D onu severdim.
sihirli kurdele'ye bayılırdım, hatta daha geçenlerde tekrar bitirdim :D ara ara izlerim hala :3
sailor moon, wedding peach gibi mahou shoujo - magical girl animelerini severdim, hala da severim :D sailor moon galp
bir de mavi suyun sırrı vardı trt'de, hatta disney sonra buna benzer bir çizgi film de yaptı, onu severdim çok.
bir de luff-a-lympics vardı aldkşadkadkasi onu çok severdim.
aa dragonball'u unuttum!! <3 XD
he-man ile she-ra'yı da severdim, ama aşırı değil.
şeker kız candy'e ba-yı-lır-dım! terry grandchester <3 zaten kızların efendi adam yerine piç tercih etmesi hep bu pezevenk yüzünden XD
şirinler'i hala çok ama çok severim, oyuncaklarını biriktiriyorum :3 hatta ufak birşey: bir yüksek lisans+doktora dersine, hoca her derste sabahleyin kinder sürpriz yumurta getirirdi, biz de bilmemkaçyaşındaki eşşek kadar "çocuklar" hepsini biriktiriyorduk -bu dediğim 3-4 sene önce falan oluyor- hepimiz asistandık, hepimizin odası ağzına kadar kinder'den çıkan şirinler oyuncakları ile kaplanmıştı XD
aa varyemez amcayı da çoook severdim! ve dark-wing duck! yeah! darkwing duck'a bayılırdım, çok seksiydi bence XD
tom ve jerry demiş miydim? :D
bi de slam dunk ile tsubasa'yı da severdim ama asla sportif bir insan olmadığım için daha çok arkadaşlık duygusu yüzünden severdim sanırım :/
disney çizgi filmlerinin hepsini de severdim, hatta trt'de bir seri halinde hatırlamışlardı diye hatırlıyorum, babam hepsini kasede kaydetmişti, oturup seyrederdik ailecek.
bir de uçan kaz nils ile çanta kafa-testerella ikilisini severmişim daha da küçükken ama ben hatırlamıyorum, annemle babam anlatıyor :D
ha bir dee!! MAGIC KNIGHT RAYEARTH! sihirli şövalyeler! bu da magical girl cinsinden, ama clamp evreni çok başkadır ve manyaktır, o yüzden ayrı bir yeri vardır bende :)
ha bir de şunlar var: maske -aşıktım XD- , tazmanya canavarı -evet looney tunes ama ayrı belirtmek istedim, çünkü aşıktım-, kaptan mağara adamı -aşıktım-, çakmaktaşlar, jetgiller -zamanda nasıl gidip geldim belli değil XD hannah barbara'nın hangi çizgi filmi varsa artık XD - BEVERLY HİLLS GENÇLERİ!!! BİANCA <3 ALDSJKİDKAİ kötüyüm kabul XD bi de çok küçük olmasam da, nickelodeon'daki çizgi filmlerin çoğu: rocko's modern life, kablam, hey arnold!, rugrats, ahhh' real monsters, catdog vs vs
en sevdiğimi sormuşsun ama ben hepsini de en çok sevdim *hüzünlü kemanlı müzik girer* :,)
0
Digimon harikaydı. Sonrasında beyblade, pokemon, megaman, shaman king, yugioh. Hepsi de güzeldi.
0
şirinler, tom ve jerry, çizgifilmden sayılırsa eğer teletabiler, pokemon, sailor moon,
life with louie, 402 no'lu sınıf, çılgın korsan jack, örümcek adam, süper kene,
sünger bob, the wild thornberries, rugrats, danny phantom.. çok var daha :D
life with louie, 402 no'lu sınıf, çılgın korsan jack, örümcek adam, süper kene,
sünger bob, the wild thornberries, rugrats, danny phantom.. çok var daha :D
0
qazaqwsx
Merhaba,Bugün evdeyim ve geç kalmış büyük bir bahar temizliğine girişmek için tüm motivasyon araç ve gereçleri tamamladım :DBen iş yaparken böyle youtubedan falan açıp dinleyebileceğim arada göz atacağım eğlenceli bişiler şuraya bırakır mısınız ? Bilgilendirici şeyler de güzel olur yeterki sıkmasın
Merhaba,
Bugün evdeyim ve geç kalmış büyük bir bahar temizliğine girişmek için tüm motivasyon araç ve gereçleri tamamladım :D
Ben iş yaparken böyle youtubedan falan açıp dinleyebileceğim arada göz atacağım eğlenceli bişiler şuraya bırakır mısınız ? Bilgilendirici şeyler de güzel olur yeterki sıkmasın ses olsun :)
Dil seçenekleri : İngilizce, Türkçe :D
Bugün evdeyim ve geç kalmış büyük bir bahar temizliğine girişmek için tüm motivasyon araç ve gereçleri tamamladım :D
Ben iş yaparken böyle youtubedan falan açıp dinleyebileceğim arada göz atacağım eğlenceli bişiler şuraya bırakır mısınız ? Bilgilendirici şeyler de güzel olur yeterki sıkmasın ses olsun :)
Dil seçenekleri : İngilizce, Türkçe :D
0
unutulmazfilmler.co
ingilizceyi dinleyerek anlıyabiliyorsan bence baya eğlenceli ve filozofça bir standup
ingilizceyi dinleyerek anlıyabiliyorsan bence baya eğlenceli ve filozofça bir standup
0
şöyle iki liste gördüm spotify'da, ben de dinlemedim, nasıllardır bilmiyorum, beğenmezsen bana kızma :D
open.spotify.com
open.spotify.com
open.spotify.com
open.spotify.com
0
stiletto heel
Fizy aylık istiyor sanırım 10 tl ancak offline dinlemek için mi yoksa offline online dahil mi?Imusic kullanıyorum ancak bazen herşeyi bulamayabiliyorum aylık 10 tl odaSpotyfy aylık nekadar bilmiyorum amaSizce bu üçünden hangisi??
Fizy aylık istiyor sanırım 10 tl ancak offline dinlemek için mi yoksa offline online dahil mi?
Imusic kullanıyorum ancak bazen herşeyi bulamayabiliyorum aylık 10 tl oda
Spotyfy aylık nekadar bilmiyorum ama
Sizce bu üçünden hangisi??
Imusic kullanıyorum ancak bazen herşeyi bulamayabiliyorum aylık 10 tl oda
Spotyfy aylık nekadar bilmiyorum ama
Sizce bu üçünden hangisi??
0
spotify 15 oldu sanırım, eğer spotify kullanan arkadaşların varsa spotify aileye geçersin, çok daha ucuza gelir hatta. fizy kullanıyordum eskiden ama şu anda bir fikrim yok. imusic'i de bilmiyorum :( spotify'ın içeriği geniş, bir de kafanı daha da karıştırıyorum, deezer var, spotify'a benzer -ya da spotify deezer'a benzer, hangisi önce çıktı bilmiyorum. ek olarak grooveshark var hala çalışıyorsa. bunların da içeriği geniş diye biliyorum. aslında genel olarak ne dinlediğini ya da neleri bulamadığını söylesen daha çok yardımcı olunabilir.
0
müzik çeşitliliğiyle, pek çok platformda app'i olmasıyla, hem kullanıcı hem editörlerin oluşturduğu gelişmiş çalma listeleriyle olsun, kullanım kolaylığı olsun her türlü spotify.
kullanmayı düşünen birkaç arkadaşın varsa toplaşıp aile paketi alarak ucuza getirebilirsiniz.
denediklerim arasındaki sıralamam:
1. spotify
2. deezer
3. apple music
kullanmayı düşünen birkaç arkadaşın varsa toplaşıp aile paketi alarak ucuza getirebilirsiniz.
denediklerim arasındaki sıralamam:
1. spotify
2. deezer
3. apple music
0
tchuck
uzun oalbilir arkadaşlar, ama yaşananları filmlerde görseniz "yok artık" diye çıkışabilirsiniz. o derece inanılmaz.1.5 sene önce 3 kişi beraber aynı dönem işe giren üç iş arkadaşıyız. (iş öncesi birbirimizi tanımıyorduk) (üçümüz de kızız)üçümüzden bir tanesi, bundan 4 ay sonra benden 200tl borç alıy
uzun oalbilir arkadaşlar, ama yaşananları filmlerde görseniz "yok artık" diye çıkışabilirsiniz. o derece inanılmaz.
1.5 sene önce 3 kişi beraber aynı dönem işe giren üç iş arkadaşıyız. (iş öncesi birbirimizi tanımıyorduk) (üçümüz de kızız)
üçümüzden bir tanesi, bundan 4 ay sonra benden 200tl borç alıyor ve 4-5 ay boyunca bu parayı geri alamıyorum. ardından haziran temmuz gibi borcumu geri alabilmeyi başarıyorum.
eylül ayında, yüksek kredi çektiğimi öğrenince benden 600tl borç istiyor ve ben de veriyorum. salaklık yapıp.
bu kızın bu sırada; aynı işyerinden alakasız bazı kişilerden de 200'er 300'er lira borç aldığını öğreniyorum.
neyse gel zaman git zaman bu parayı hiçbir şekilde alamıyorum.
ve bir süre sonra da "herhalde durumları yok" diye düşünüp 600tl'den de bir bakıma vazgeçiyorum.
tuhaf olan şey; bu kızın tutumları.
yöneticisnden borç alırken "annemlere kira yardımı yapıyorum o yüzden çok sıkıştım bu ay" diyor.
ama anneleri havuzlu bir evde yaşıyor? gene de tam uyanamıyorum olaya.
başkasına başka yalan atmış, bir başkasına başka ylana.
bu sırada benden 1000tl daha borç istiyor ama vermiyorum tabi. o zamanki bahanesi de, sevgilisinin bir akrabasının çocuğunun okul taksidi onlara kayıtlıymış. o yüzden senetleri ödemezse hapise girecekmiş. (hönk?)
ne zaman para istesem (maaş günleri) "banka parama el koydu eft yapamıyorum kimseye, hemen açtırıp bu cuma yatırıyorum" yalanını söylüyordu.
bu arada dipnot düşmek isterim ki; sevgilisi şarkıcı mı ne. büütn gün evde oturup çalışmıyor, kesinlikle para kazanmyor ve embesil gibi bir hayat yaşıyor. "çalışmak istemiyorum ben albüm yapmak istiyorum" diyor. yani tam tekme tokat dövmelik biri.
neyse akradaşlar. bu kız, ocak ayında işyerinden, yönticisinin de aracılığıyla 5000tl veya yukarısında bir kredi çekiyor. borçlarını bahane ederek.
bundan 1 hafta sonra elinde iphone 7 ile ofise geliyor?
kafada şimşekler çakıyor ve tüm ürünleri dikkatimi çekmeye başlıyor.
tommy ayakkabı, 250-300 liralık far, bilmem kaç paralık fondoten, 350 liralık çanta, yüzlerce liralık saatler. hepsi yeni, hepsi gıcır gıcır. zara yeni sezon ürünler bilmem ne, geçmişi düşünüp fotorğaflara bakınca o zamanlar bile üstündeki pahalı markalı ürünleri farkediyorsunuz.
kız resmen milletten çarptığı paralarla lüks hayatı kuruyor.
hemen gidip iphone 7'sini soruyorum, "kuzenim aldı" diyor, çanta soruyorsun, yeğenim aldı, kardeşim aldı, annem aldı, babam aldı.
ardından "ya keşke iphone 7 alan kuzeninden borç isteseydin cidden zor durumdayım 600tl ye ihtiyacım var artık" diyorum. deliriyor tabi, kafayı yiyor bu sözlere. "naısl böyle konuşursun durumumu bilmiyor musun bu ne demek şimdi" vs. diye çıkışıyor. "sen macfite yazılmayı düşünürken mi benim 600tl me ihtiyacın var" diye çıkışıyor akıl hastası.
resmen üste çıkmak için atak oynuyor başka bir deyişle.
sonra bu konu rüyalarıma griyor artık, böyle bir hayat yaşıyor olabilir mi diye.
ve tam o dönem; 3 kişi beraber işe girdiğimiz 3. kızdan da geçen sene 1500tl borç aldığını (kız kredi çektiği gün) öğreniyorum. o kız, işe girdikten 4 ay sonra kovulmuştu ve maddi durumu batıktı.
ben artık iyice deliriyorum.
ve diğer borç aldığı kişilerle kontakt kuruyorum. 300tl borç aldığı yöneticimizin de dikkatini elindeki iphone çekmiş. ben de ona yanaşıp "ya xxx, elindeki iphone 7yi gördün mü, bana 7 aydır borcumu ödemiyorken ofise iphone 7 ile geliyor" diyerek konuyu açıyorum ve bütün kayışlar kopuyor. yönetici deliriyor, borç sarmalı büyüyor. bütün ofise borcu olduğunu öğreniyoruz.
tam bunların üstüne; bu kız gidip şirketten bir daha yüklü avans istiyor. ve avans isterken yeni yalanlar söylüyor.
yalanlarından birini muhasebe müdürü farkedip "sen napıyorsun ya? sürekli yalanlar söylüyorsun" diyerek çıkışıyor ve hem bizim yöneticimizi, hem şirket sahibini de toplayıp bir toplantı yapıyor muhasebe müdürü.
hemen ardından patron kıza gelip "bütün ofise borcun var ve sürekli yalanlar söylüyorsun. 1 ay içinde hem şirkete hem arkadaşlarına olan borcunu ödüyorsun, ardından da burda çalışmaya devam eder misin sen bilirsin!" diyor ve kovulma potasına giriyor.
nolursa olsun mutlu oluyorum çünkü hepimizi aptal yerine koydu.
ardından tüm olayları, 1500tl borç aldığı diğer arkadaşımıza anlatıyorum. o kız da çok saf biri, jeton anca düşüyor ve o da daeliriyor.
haliyle herkesten borç alan bu hırız her şeyin sorumlusu olarak beni görüyor :)
"sen iğrenç bir insansın, her şeyin bu hale gelmesinin tek sorumlusu sensin. senden nefret ediyorum. ben durumumu düzelteceğim ama sen hep kötü bir insna olarak kalacaksın" gibi naralar atıyor.
komik olan; bu naranın içinde "borcunu hesabına yatırdım grmüşsündür" diyor, ama hesabıma para falan yatırmamış :) yatıramdığını söylüyorum, "iban yanlışmış para havuza dştü pazartesi yatracağım" diyor. pazartesi sabah 9da iban numaramı atıyorum "yine havuza düştü para gitmyior ya" diyerek yalanını söylüyor.
ben de yalan söylediğini söylüyorum ve ardından 1500tl borç aldğı arkadaşımızın ibanını da atıp, "onun da 1500ünü buraya yatırıyorsun" diyorum. deliriyor vs.
hikaye bu kadar ya.
sorum da şu: ben kötülük mü yaptım?
o 600tl yüzünden ben kiramı yatıramadım,
şirketten her ay avans çekmek zorunda kaldım ve sürekli avans çektiğim için muhasebeci tarafından azar da işittim üstelik.
şimdi de her şeyin sorumlusu; lüks ve borç içinde yaşayan o değil, benmişim.
1.5 sene önce 3 kişi beraber aynı dönem işe giren üç iş arkadaşıyız. (iş öncesi birbirimizi tanımıyorduk) (üçümüz de kızız)
üçümüzden bir tanesi, bundan 4 ay sonra benden 200tl borç alıyor ve 4-5 ay boyunca bu parayı geri alamıyorum. ardından haziran temmuz gibi borcumu geri alabilmeyi başarıyorum.
eylül ayında, yüksek kredi çektiğimi öğrenince benden 600tl borç istiyor ve ben de veriyorum. salaklık yapıp.
bu kızın bu sırada; aynı işyerinden alakasız bazı kişilerden de 200'er 300'er lira borç aldığını öğreniyorum.
neyse gel zaman git zaman bu parayı hiçbir şekilde alamıyorum.
ve bir süre sonra da "herhalde durumları yok" diye düşünüp 600tl'den de bir bakıma vazgeçiyorum.
tuhaf olan şey; bu kızın tutumları.
yöneticisnden borç alırken "annemlere kira yardımı yapıyorum o yüzden çok sıkıştım bu ay" diyor.
ama anneleri havuzlu bir evde yaşıyor? gene de tam uyanamıyorum olaya.
başkasına başka yalan atmış, bir başkasına başka ylana.
bu sırada benden 1000tl daha borç istiyor ama vermiyorum tabi. o zamanki bahanesi de, sevgilisinin bir akrabasının çocuğunun okul taksidi onlara kayıtlıymış. o yüzden senetleri ödemezse hapise girecekmiş. (hönk?)
ne zaman para istesem (maaş günleri) "banka parama el koydu eft yapamıyorum kimseye, hemen açtırıp bu cuma yatırıyorum" yalanını söylüyordu.
bu arada dipnot düşmek isterim ki; sevgilisi şarkıcı mı ne. büütn gün evde oturup çalışmıyor, kesinlikle para kazanmyor ve embesil gibi bir hayat yaşıyor. "çalışmak istemiyorum ben albüm yapmak istiyorum" diyor. yani tam tekme tokat dövmelik biri.
neyse akradaşlar. bu kız, ocak ayında işyerinden, yönticisinin de aracılığıyla 5000tl veya yukarısında bir kredi çekiyor. borçlarını bahane ederek.
bundan 1 hafta sonra elinde iphone 7 ile ofise geliyor?
kafada şimşekler çakıyor ve tüm ürünleri dikkatimi çekmeye başlıyor.
tommy ayakkabı, 250-300 liralık far, bilmem kaç paralık fondoten, 350 liralık çanta, yüzlerce liralık saatler. hepsi yeni, hepsi gıcır gıcır. zara yeni sezon ürünler bilmem ne, geçmişi düşünüp fotorğaflara bakınca o zamanlar bile üstündeki pahalı markalı ürünleri farkediyorsunuz.
kız resmen milletten çarptığı paralarla lüks hayatı kuruyor.
hemen gidip iphone 7'sini soruyorum, "kuzenim aldı" diyor, çanta soruyorsun, yeğenim aldı, kardeşim aldı, annem aldı, babam aldı.
ardından "ya keşke iphone 7 alan kuzeninden borç isteseydin cidden zor durumdayım 600tl ye ihtiyacım var artık" diyorum. deliriyor tabi, kafayı yiyor bu sözlere. "naısl böyle konuşursun durumumu bilmiyor musun bu ne demek şimdi" vs. diye çıkışıyor. "sen macfite yazılmayı düşünürken mi benim 600tl me ihtiyacın var" diye çıkışıyor akıl hastası.
resmen üste çıkmak için atak oynuyor başka bir deyişle.
sonra bu konu rüyalarıma griyor artık, böyle bir hayat yaşıyor olabilir mi diye.
ve tam o dönem; 3 kişi beraber işe girdiğimiz 3. kızdan da geçen sene 1500tl borç aldığını (kız kredi çektiği gün) öğreniyorum. o kız, işe girdikten 4 ay sonra kovulmuştu ve maddi durumu batıktı.
ben artık iyice deliriyorum.
ve diğer borç aldığı kişilerle kontakt kuruyorum. 300tl borç aldığı yöneticimizin de dikkatini elindeki iphone çekmiş. ben de ona yanaşıp "ya xxx, elindeki iphone 7yi gördün mü, bana 7 aydır borcumu ödemiyorken ofise iphone 7 ile geliyor" diyerek konuyu açıyorum ve bütün kayışlar kopuyor. yönetici deliriyor, borç sarmalı büyüyor. bütün ofise borcu olduğunu öğreniyoruz.
tam bunların üstüne; bu kız gidip şirketten bir daha yüklü avans istiyor. ve avans isterken yeni yalanlar söylüyor.
yalanlarından birini muhasebe müdürü farkedip "sen napıyorsun ya? sürekli yalanlar söylüyorsun" diyerek çıkışıyor ve hem bizim yöneticimizi, hem şirket sahibini de toplayıp bir toplantı yapıyor muhasebe müdürü.
hemen ardından patron kıza gelip "bütün ofise borcun var ve sürekli yalanlar söylüyorsun. 1 ay içinde hem şirkete hem arkadaşlarına olan borcunu ödüyorsun, ardından da burda çalışmaya devam eder misin sen bilirsin!" diyor ve kovulma potasına giriyor.
nolursa olsun mutlu oluyorum çünkü hepimizi aptal yerine koydu.
ardından tüm olayları, 1500tl borç aldığı diğer arkadaşımıza anlatıyorum. o kız da çok saf biri, jeton anca düşüyor ve o da daeliriyor.
haliyle herkesten borç alan bu hırız her şeyin sorumlusu olarak beni görüyor :)
"sen iğrenç bir insansın, her şeyin bu hale gelmesinin tek sorumlusu sensin. senden nefret ediyorum. ben durumumu düzelteceğim ama sen hep kötü bir insna olarak kalacaksın" gibi naralar atıyor.
komik olan; bu naranın içinde "borcunu hesabına yatırdım grmüşsündür" diyor, ama hesabıma para falan yatırmamış :) yatıramdığını söylüyorum, "iban yanlışmış para havuza dştü pazartesi yatracağım" diyor. pazartesi sabah 9da iban numaramı atıyorum "yine havuza düştü para gitmyior ya" diyerek yalanını söylüyor.
ben de yalan söylediğini söylüyorum ve ardından 1500tl borç aldğı arkadaşımızın ibanını da atıp, "onun da 1500ünü buraya yatırıyorsun" diyorum. deliriyor vs.
hikaye bu kadar ya.
sorum da şu: ben kötülük mü yaptım?
o 600tl yüzünden ben kiramı yatıramadım,
şirketten her ay avans çekmek zorunda kaldım ve sürekli avans çektiğim için muhasebeci tarafından azar da işittim üstelik.
şimdi de her şeyin sorumlusu; lüks ve borç içinde yaşayan o değil, benmişim.
0
daha fazlasını hak ediyor inan. içini ferah tut. böyle insanlar malesef var etrafımızda, bunlarla yaşamayı öğreniyoruz işte böyle şeyler yaşayarak.
0
Sen haksız falan değilsin. O sürekli borç alan tip şanslıymış ki etrafı medeni insanlarla çevrili. Paranı aldıktan sonra da selam dahi verme artık.
0
burda bi tek kendine kötülük etmişsin. özellikle ikinci 600ü vererek. en mantıklı hareket de 1500 tl borç aldığı kişinin de ibanını göndermek.
yalnız heyecanla okudum, hikaye çok serin. kızda da iyi cesaret varmış ama psikolojik problemli bence.
yalnız heyecanla okudum, hikaye çok serin. kızda da iyi cesaret varmış ama psikolojik problemli bence.
0
cidden film gibi. Bence hiç birşey yapmamışsın ve ne yapsanız da az kalırdı. İnsanları bu kadar kek yerine koymak nedir? Tebrik ederim bu dosyayı aydınlattıgın icin. Beraber atm'ye gidip parayı alın derim.
Ayrıca böyle yorum yapmayı sevmem ama arkadaşın psikolojik sorunları oldugunu düşünüyorum. Toplanan paradan bir seanslık yer ayırın, gitsin (kendisine vermeyin :))
Ayrıca böyle yorum yapmayı sevmem ama arkadaşın psikolojik sorunları oldugunu düşünüyorum. Toplanan paradan bir seanslık yer ayırın, gitsin (kendisine vermeyin :))
0
bu arada şirketin kurumsal Bitaksi hesabıyla, 2 ay boyunca her gün iş çıkış ve girişlerinde eve taksiyle gidip gelmiş. (Lüksten vazgeçemiyor..)
Muhasebeci o 800 küsur TL'lik faturayı da yüzüne çarpmıştı aynı gün.
Muhasebeci o 800 küsur TL'lik faturayı da yüzüne çarpmıştı aynı gün.
0
elim ayağım titredi, daha haklı bir mağduriyet hikayesi görmedim. Bırakma peşini, kuruşu kuruşuna al ve burayı edit'le lütfen.
0
Tek kişilik çeteymiş gerçekten, ismini versen buradan da bikaç mağdur çıkacak gibi :)
0
oha oha bilader. iyi yapmışsın. bana da zamanında böyle şeylerle gelenlere borç vermiştim. çok zor geri aldım.
o kişiden parasını mutlaka al ve asla yüzüne bakma, yokmuş gibi davran.
o kişiden parasını mutlaka al ve asla yüzüne bakma, yokmuş gibi davran.
0
burada buna benzer çok duyuru okuduk. seninkinde de, sana suç bulabileceğimiz :) benzer noktalar var. borç verdiğin para yüzünden kiranı yatıramayacak idiysen, o borcu vermemeliydin mesela. yanlış anlama ama kız göstere göstere hepinizi yemiş, buna biraz da sizin safiyane yaklaşımlarınız sebep olmuş.
afişe etmen konusunda ise çekimserim. şahsen pek girmiyorum öyle toplara. insanları gizliden uyarıp, hazırlıklı olmalarını sağlardım sanırım en fazla. buradaki kötü tabi ki sen değilsin ama sonuçta 'kötü olan sen olmuşsun'.
afişe etmen konusunda ise çekimserim. şahsen pek girmiyorum öyle toplara. insanları gizliden uyarıp, hazırlıklı olmalarını sağlardım sanırım en fazla. buradaki kötü tabi ki sen değilsin ama sonuçta 'kötü olan sen olmuşsun'.
0
üşenmedim okudum. sen haklısın. tek saçmaladığınız konu kredi çeken bir insan neden başkasına borç verir ona anlam veremiyorum. ben o paraya bi dünya faiz ödüycem çekeceksemde ihtiyacım kadar kredi çekerim.
0
Kredi cekenlerin borc vermesini ben de hic anlayamadim. Kiz resmen dolandirici, insallah cezasini ceker
0
off çok sağlam dolandırmış yüzsüz şey var ya.. ablacım sizin ofis de ful saf doluymuş, orası neresi yaa öyle iyi kalpli insanlar var hep? "acıma, acınacak duruma düşersin." lafının uygulamasını da ilk defa bu kadar toplu örnekle gördüm. sen kötü falan değilsin, aksine çok tatlış ve iyi bir insansın -tanımıyorum seni ama yazım uslübun hoşuma gitti :D - ek olarak işbu abla sağlam bir dayağı hak ediyor, zaten pzt sendromuna girmişiz, gelip döveyim mi? :D yalnız makyaj malzemelerini ben alırım ona göre :)
0
enayilik sinirlarini zorlamissiniz ofiscek :) var boyle tippler maalesef. tatli ve magdur qislar ^^ ve onlarin tatlisliklarina kiyamayan adamlar var. bu kizin pazartesi ofise gelmeme ihtimali cok yuksek.
0
Çok iyi yapmışsın, malesef böylelerini rezil etmeden borcunu geri alamıyorsun. O borçları ödemeden yeni bir senaryo uydurup, kaçar gider gibime geliyor hadi bakalım, hikayenin devamını bekliyoruz.
0
son 24 saatte durum akılalmaz hallere geldi. inanamazsınız, yani müsait olunca anlatacağım ama inanamazsınız. gerçekten tımarhane kaçkını. gerçekten.
kovuldu
kovuldu
0
pinman
Kafamda deli sorular var. Sizden biraz tavsiye bekliyorum. Arabamı 70 bin liraya satıp 25bin lirasi ile kalan borcunu kapatip. Kalan 45 binin de 20bin lirasini ev icin pesinat verip 1400 lira taksitle esenyurt tarafindan 120 ay vade ile ev alma dusuncem var. Kalan 25 bin lira ile de belki 5000daha e
Kafamda deli sorular var. Sizden biraz tavsiye bekliyorum. Arabamı 70 bin liraya satıp 25bin lirasi ile kalan borcunu kapatip. Kalan 45 binin de 20bin lirasini ev icin pesinat verip 1400 lira taksitle esenyurt tarafindan 120 ay vade ile ev alma dusuncem var. Kalan 25 bin lira ile de belki 5000daha ekleyip ikinci el bir araba alacagim. Alacagim evin 650-700 lira kira getirisi olacak. Su an ev alamazsam sanki bir daha hic alamayacakmisim gibi hissediyorum. Siz ne dersiniz?
edit: bu arada araba almak zorundayım çünkü işe araba ile gidip geliyorum.
edit: bu arada araba almak zorundayım çünkü işe araba ile gidip geliyorum.
0
kira olayı sıkıntı. hele esenyurtta.
güzel bir denklem ama en zayıf kısmı ''kira geliri''
güzel bir denklem ama en zayıf kısmı ''kira geliri''
0
@anonymice
kira olayı sıkıntı derken, kiraya vermek mi sıkıntı yoksa kirayı almak mı?
@bb
işim sağlam. emekliliğe kadar aynı yerde çalışmayı düşünüyorum. yaklaşık 4 senedir o krizin vurmasını bekledim. 4 yıl önce bu paraya beylikdüzünde metrobüse gerçekten 5 dakika konumda ev alabiliyordum. sanki bu treni kaçırırsam artık çorlu tarafından alabilirim gibi düşünüyorum.
@gram altin
1- zaten hemen yarın alayım diye bir derdim yok. 2-3 bin altına versem de üzerini tamamlayabilrim.
2-işim sağlam sayılır. devletten sonra en garanti şirket.
3-4 haklısın.
yani düşüncem şu, eğer yine geç kalırsam artık iyice istanbul'un dışında kalabilirim diye korkuyorum. esenyurt merkezde kardeşim 3 yıl önce 130bin'e aldılar. şu an 240bin'e alt katı satıldı. yani prim yapmıyor demek biraz eksik oluyor.
kira olayı sıkıntı derken, kiraya vermek mi sıkıntı yoksa kirayı almak mı?
@bb
işim sağlam. emekliliğe kadar aynı yerde çalışmayı düşünüyorum. yaklaşık 4 senedir o krizin vurmasını bekledim. 4 yıl önce bu paraya beylikdüzünde metrobüse gerçekten 5 dakika konumda ev alabiliyordum. sanki bu treni kaçırırsam artık çorlu tarafından alabilirim gibi düşünüyorum.
@gram altin
1- zaten hemen yarın alayım diye bir derdim yok. 2-3 bin altına versem de üzerini tamamlayabilrim.
2-işim sağlam sayılır. devletten sonra en garanti şirket.
3-4 haklısın.
yani düşüncem şu, eğer yine geç kalırsam artık iyice istanbul'un dışında kalabilirim diye korkuyorum. esenyurt merkezde kardeşim 3 yıl önce 130bin'e aldılar. şu an 240bin'e alt katı satıldı. yani prim yapmıyor demek biraz eksik oluyor.
0
gir. biri masraf kalemi diğeri gelir. hayatın boyunca kaiden olsun. gelirlerini çeşitlendirmeye bak.
0
@gram altin
hocam yalnız şöyle de bir şey yok mu, şimdi ben krediyle alacağım. ev fiyatlarının düşeceğini ben de düşünüyorum ancak ev fiyatlarının düşmesi demek yani ekonomik olarak daralma ve kriz ortamında, enflasyonun ve faizin yükselmesi demek. ben şu an 0,89 faiz ile alabilecekken ev fiyatlarının düştüğü ortamda da 1.30 faiz ile alabileceğim. yani cebinde nakit olanın işine yarayacak.
hocam yalnız şöyle de bir şey yok mu, şimdi ben krediyle alacağım. ev fiyatlarının düşeceğini ben de düşünüyorum ancak ev fiyatlarının düşmesi demek yani ekonomik olarak daralma ve kriz ortamında, enflasyonun ve faizin yükselmesi demek. ben şu an 0,89 faiz ile alabilecekken ev fiyatlarının düştüğü ortamda da 1.30 faiz ile alabileceğim. yani cebinde nakit olanın işine yarayacak.
0
:) teşekkürler. yani gözümü karartıp diğer ihtimalleri gözardı etmemek için fikir almak iyi oldu. değerlendireceğim.
0
biz 3-4 sene önce araba aldık, şu anda o kadar çok yok trafik sigortası, yok kasko yok o bu şu derken para ödüyoruz ki arabaya, annem iyice isyan etmeye başladı keşke eve girseydik diye. gerçi evi de kiralamada cidden "kiracıyla uğraşma" sorunu var, ama bence ince eleyip sık dokursan kiracı konusunda -kiracıya hissettirmeden- çok sorun olmayabilir. esenyurt çok tavsiye edeceğim bir bölge değil, ama satış fiyatlarını da hiç bilmediğim için birşey diyemiyorum tabi.
0
pasp
İstanbul'da şu semtlerde/ilçelerde olacak şekilde,interneti çok kötü olmayan,çalışanları seviyesiz tipler olmayan -mesela sevgilinle otururken "ne oturuyonuz lan böyle?!" demeyen, başımıza geldi de-hatta müşterileri de böyle olmayan -gidip de ingiltere kraliçesi beklemiyoruz tabi, ama durup dururken
İstanbul'da şu semtlerde/ilçelerde olacak şekilde,
interneti çok kötü olmayan,
çalışanları seviyesiz tipler olmayan -mesela sevgilinle otururken "ne oturuyonuz lan böyle?!" demeyen, başımıza geldi de-
hatta müşterileri de böyle olmayan -gidip de ingiltere kraliçesi beklemiyoruz tabi, ama durup dururken de "ne bakıyon kardeşşş?" diye kavga çıkaran tipler olmasın,
nargilesi kaliteli olan, sigara da içilebilen (not: nargile şart değil)
çok pahalı olmayan -yani duvarında asılı bisiklet yüzünden bir ince belli dandik demli çayın 5 tl olmadığı-
saçma sapan, istenmediği halde ortaya gelen suyun, kuruyemişin parasını isteyen tiplerin işletmediği,
sevgiliyle rahatça oturup bilgisayardan dizi/film neyin izlenebilecek -zaten kulaklıkla dinliyoruz, kimseyi rahatsız etmiyoruz-
kafeler arıyorum.
bildiğimiz birkaç tane böyle yer var, ama sürekli aynı yerlere gitmekten sıkıldık, bir de erkek arkadaşımla uzak yerlerde oturuyoruz, daha ortalarda bir yerler olsa daha iyi olacak.
lokasyon olarak:
beşiktaş, karaköy, taksim, mecidiyeköy, gayrettepe, ortaköy, kadıköy (bunlar orta yerler) ikimizin evlerine yakın, maltepe, bağdat caddesi, bostancı, bakırköy, bahçelievler, incirli... olabilir.
gördüğünüz üzere metrobüs/metro hatlarına, vapura/deniz otobüsüne genelde yakın yerlerde arıyorum, güncel bilgi verebilirseniz sevinirim.
şimdiden çok teşekkürler.
interneti çok kötü olmayan,
çalışanları seviyesiz tipler olmayan -mesela sevgilinle otururken "ne oturuyonuz lan böyle?!" demeyen, başımıza geldi de-
hatta müşterileri de böyle olmayan -gidip de ingiltere kraliçesi beklemiyoruz tabi, ama durup dururken de "ne bakıyon kardeşşş?" diye kavga çıkaran tipler olmasın,
nargilesi kaliteli olan, sigara da içilebilen (not: nargile şart değil)
çok pahalı olmayan -yani duvarında asılı bisiklet yüzünden bir ince belli dandik demli çayın 5 tl olmadığı-
saçma sapan, istenmediği halde ortaya gelen suyun, kuruyemişin parasını isteyen tiplerin işletmediği,
sevgiliyle rahatça oturup bilgisayardan dizi/film neyin izlenebilecek -zaten kulaklıkla dinliyoruz, kimseyi rahatsız etmiyoruz-
kafeler arıyorum.
bildiğimiz birkaç tane böyle yer var, ama sürekli aynı yerlere gitmekten sıkıldık, bir de erkek arkadaşımla uzak yerlerde oturuyoruz, daha ortalarda bir yerler olsa daha iyi olacak.
lokasyon olarak:
beşiktaş, karaköy, taksim, mecidiyeköy, gayrettepe, ortaköy, kadıköy (bunlar orta yerler) ikimizin evlerine yakın, maltepe, bağdat caddesi, bostancı, bakırköy, bahçelievler, incirli... olabilir.
gördüğünüz üzere metrobüs/metro hatlarına, vapura/deniz otobüsüne genelde yakın yerlerde arıyorum, güncel bilgi verebilirseniz sevinirim.
şimdiden çok teşekkürler.
0
nargile içilen bir mekanın kaliteli olması mümkün değildir.
en basitinden nazım hikmet'e gidip oturun. mis gibi. kimse karışmaz isterseniz 10 saat oturun. (nargile yok) bahçesinde sigara da içiliyor, kocaman bahçesi var. yemek de var, alkol de çay da. bi nazım hikmet'in kendisi eksik.
edit. kadıköyün merkezinde tam.
en basitinden nazım hikmet'e gidip oturun. mis gibi. kimse karışmaz isterseniz 10 saat oturun. (nargile yok) bahçesinde sigara da içiliyor, kocaman bahçesi var. yemek de var, alkol de çay da. bi nazım hikmet'in kendisi eksik.
edit. kadıköyün merkezinde tam.
0
@mahone: yok yok, var böyle bir iki yer, ama tahmin edebileceğin gibi az :( ama dediğim gibi nargile şart değil zaten, nazım hikmet uygun geldi bana da şimdi, teşekkür ederim :)
0
İncirli dilek pastane cafe. Çay 3.50 ama yanında kurabiye var. Gerçi sizin mekan starbucks gibi sanki.
0
Konuma çok uymuyor ama Eminönü'ndeki Coffeetopia çok şirin bir yerdi en son hatırladığım kadarıyla. Çalışanları güler yüzlü, seçenekleri bol falan. Tavsiye ederim.
0
1234567890987654321
hiçbiryerden kimsenin, virüsün ya da izleme programlarının dosyalarımı göremeyeceği hale nasıl getirebilirim.? sürekli izlendiğim hissindeyim, öyle olmasa bile içimi rahat ettirecek bir yöntem var mıdır? combofixle tarama yaptım, ama garip şeyler oluyor yine bsayarda, eski bir acer marka laptop. güv
hiçbiryerden kimsenin, virüsün ya da izleme programlarının dosyalarımı göremeyeceği hale nasıl getirebilirim.? sürekli izlendiğim hissindeyim, öyle olmasa bile içimi rahat ettirecek bir yöntem var mıdır? combofixle tarama yaptım, ama garip şeyler oluyor yine bsayarda, eski bir acer marka laptop. güvenlik diye birşeyim de yok.. öyle gidiyor,
0
anca person of interest'teki gibi faraday kafesi içine kurulmuş bilgisayar falan olursa güvende olursun sanırım, öbür türlü herhangi bir şekilde bağlantı kurabilecek herhangi bir alet, zaten diğer aletlerle bilgi alışverişine giriyor, haliyle tüm aletler hacklenebilir, diye düşünüyorum, ama bunlar fantezi de olabilir tabi. aslında bunu araştırmak gerek, benim de ilgimi çekti şimdi :)
0
dave87
Her gün sandviç, tost vs yemekten hem sıkıldım, hem de sağlığım açısından mutlu değilim.Alternatif olarak ne önerirsiniz? Pratik ve sağlıklı.
Her gün sandviç, tost vs yemekten hem sıkıldım, hem de sağlığım açısından mutlu değilim.
Alternatif olarak ne önerirsiniz? Pratik ve sağlıklı.
Alternatif olarak ne önerirsiniz? Pratik ve sağlıklı.
0
bir gün önceden yumurta haşlayıp, peynir domates vs götürebilirsin. ya da şirketteki dolaba müsli yoğurt süt vs bırakıp orda halledebilirsin.
0
işyerinde buzdolabı varsa pazartesiden peynir, domates, hıyar, bazen maydonoz, kepek ekmeği falan koyuyorum. hafta boyunca yiyorum. mikrodalga varsa omlet yapabilirsiniz. yalnız yumurtayı bütün halde koyarsanız patlar, youtube'da mikrodalgada omlet, scrambled egg tarifi bolca var.
ha bizim ofiste sabah kalkıp yumurta haşlayan veya omlet yapıp getirenler de var ama ben sabahları uğraşamadığım için yazdığım şekilde yapıyorum kahvaltı, çok iyi oluyor çok da güzel iyi oluyor..
ha bizim ofiste sabah kalkıp yumurta haşlayan veya omlet yapıp getirenler de var ama ben sabahları uğraşamadığım için yazdığım şekilde yapıyorum kahvaltı, çok iyi oluyor çok da güzel iyi oluyor..
0
Eğer tek kişilik odada çalışılmıyorsa işyerinde yumurta, simit, sucuk vs benzeri kokulu şeyler yemek hiç hoş olmuyor. Açık ofisse veya bikaç kişilik odaysa kokmayan şeyler tercih edilmeli, peynir zeytin domates bal yeşillik meyve vs. Bunları akşamdan hazırlayabilirsin.
0
Ekmegin uzerine suzme yogurt sur. Uzerine nane kimyon kekik serp. Cayla cok nefis oluyor. Bunlari saklama kabina koyup uzerini strecle ortup goturebilirsin isyerine.
0
buzdolabı varsa yulaf ezmesi, süt ve muz koyulup sabah kolayca hazırlanabilir. benim fix geçiştirme kahvaltımdır yulafa süt döküp içine muz dilimlemek.
0
ben okula giderken yıkanmış domates, salatalık, biber alıyorum -kesip de götürmeni çok tavsiye etmem, özellikle domates çok suyunu salıyor. ucu tırtıklı sert bir plastik bıçakla kolayca kesebilirsin ya da anam babam usulü ısıra ısıra ye :D - iki dilim tam buğday ekmeği, bir de köy peyniri -köy peyniri sert olduğu için dağılmıyor, ayrıca kokan bir peynir de değil. üstelik ekmek yerine bile rahatça yiyebilirsi, yani hiç ekmek yemeyeyim diyorsan. ayrıca öğlen yemeğimi de yanımda götürüyorum: bol miktarda yeşillik, yine domates biber salatalık, yanında küçük boy yoğurt, bir/iki dilim tam buğday ekmeği ve evde ne yemek yapılmışsa. tupperware'ci teyzeler gibi olmak istemem ama tupperware cidden sızdırmıyor, koku da yapmıyor, içine herhangi bir sulu yemeği koyabiliyorsun. ha, soğuk yemek yiyemiyorsan tavsiye etmem tabi :)
bir de bir arkadaşım, yoğurt + yulaf ezmesini karıştırıp, kavanozda getirirdi, o da pratik bir fikir olabilir. müsli de olur. ama diyet kahvaltılık gevrekleri tavsiye etmiyorum, diyet diye alıyorsun, içinde şeker, glikoz şurubu falan var. :(
edit: köy peyniriyle tost da yapabilirsin, yine salatalık domates ile birlikte götürebilirsin. soğuk olur ama kötü olmaz bence.
not: ben soğuk yemek yemeye alışkınım.
bir de bir arkadaşım, yoğurt + yulaf ezmesini karıştırıp, kavanozda getirirdi, o da pratik bir fikir olabilir. müsli de olur. ama diyet kahvaltılık gevrekleri tavsiye etmiyorum, diyet diye alıyorsun, içinde şeker, glikoz şurubu falan var. :(
edit: köy peyniriyle tost da yapabilirsin, yine salatalık domates ile birlikte götürebilirsin. soğuk olur ama kötü olmaz bence.
not: ben soğuk yemek yemeye alışkınım.
0
desktopu
Benim uyku düzeni iyice bozuldu. Sabah küçük bir işim var uyumadan mı gitsem diye düşünüyorum youtube ekşi takılıyorum öyle. Siz napıyosunuz?
Benim uyku düzeni iyice bozuldu. Sabah küçük bir işim var uyumadan mı gitsem diye düşünüyorum youtube ekşi takılıyorum öyle. Siz napıyosunuz?
0
Yarıyıl tatilindeyim. Ailem tatile gitti. İki gündür tek başımayım. Bugün uzun bir aradan sonra ilk defa bulaşık yıkadım. Değişik kafalardayım. Birkaç işim var, bitirirsem uyurum. Sabahlama kesinlikle. Sabaha daha çok var.
0
elektromagnetik teori bütünleme sınavı var sabah 9'da. yeterince çalıştım, ama uyku tutmuyor. biraz daha çalışmak için odaklanamayacak kadar da uykum var. ben de oturdum ekrana bakıyorum öyle.
0
emziriyorum. az önce kakasını yaptı altını değiştirdik şimdi uyuycak tekrardan. 2 saatte 1 kalkıp emzirme mesaisine devam..
0
3 saattir yatakta debeleniyorum. Baktım olacak gibi değil, kalkıp oturdum. Arada oluyor böyle. Ailede de uykusuzluk sorunu çeken çok fazla insan var, ilerde ben de onlar gibi olur muyum dıye korkmuyorum desem yalan olur.
0
nickini vermek istemeyen uye
Selamlar,Şirket bilgisayarı olarak MacbookPro kullanıyorum. GarageBand'e heves ettim. Teknoloji delisi biri değilim. Telefon iPhone 4s, kişisel bilgisayar 7 senelik Dell. Telefonu, ilginç gelecek ama, rahat bir şekilde ebook için kullanabiliyorum. Çok rahat oluyor yollarda vs. Akşamları vakit geçirm
Selamlar,
Şirket bilgisayarı olarak MacbookPro kullanıyorum. GarageBand'e heves ettim. Teknoloji delisi biri değilim. Telefon iPhone 4s, kişisel bilgisayar 7 senelik Dell. Telefonu, ilginç gelecek ama, rahat bir şekilde ebook için kullanabiliyorum. Çok rahat oluyor yollarda vs.
Akşamları vakit geçirmek adına garageband vs. takılmak için iPad alınır mı sizce? Alınırsa hangisi alınır? Facebook, twitter, Instagram vs. kullanmıyorum. Siz tablette ne yapıyorsunuz bilmiyorum. Bir şey söyleyin mantıklı gelsin.
Şirket bilgisayarı olarak MacbookPro kullanıyorum. GarageBand'e heves ettim. Teknoloji delisi biri değilim. Telefon iPhone 4s, kişisel bilgisayar 7 senelik Dell. Telefonu, ilginç gelecek ama, rahat bir şekilde ebook için kullanabiliyorum. Çok rahat oluyor yollarda vs.
Akşamları vakit geçirmek adına garageband vs. takılmak için iPad alınır mı sizce? Alınırsa hangisi alınır? Facebook, twitter, Instagram vs. kullanmıyorum. Siz tablette ne yapıyorsunuz bilmiyorum. Bir şey söyleyin mantıklı gelsin.
0
Subway surf, temple run, candy crush gibi oyunlar oynuyordum. Bir de YouTube falan.
0
hiç sosyal medya amaçlı kullanmıyorum. daha çok ders, yabancı dil çalışmak, pdf okumak vs. okuldayken sunumlarımı hep tabletten hazırladım mesela akşamları eve gidince uğraşmazdım.
0
Mobil olarak iş yapmak, excel, word kullanmak ve rahatlık amaçlı asus transformer windows tablet aldım.
Önceden ek olarak kindle fire tabletimi müzik dinlemek ve evde film seyretmek için kullanıyorum, amazon prime gömülü içine, harika derece kolay oluyor.
Her iki tabkette de kitap okuyorum, amazon kindle fire ı daha çok kullanıyorum ama, direk kindle storedan aldığım kitaplar var, erişimi daha kolay okuyor. Kendi pdflerimi genelde asustan okuyorum.
Tablete hiç oyun yüklemedim diyebilirim. Bilmiyorum oyun performanslarını.
Önceden ek olarak kindle fire tabletimi müzik dinlemek ve evde film seyretmek için kullanıyorum, amazon prime gömülü içine, harika derece kolay oluyor.
Her iki tabkette de kitap okuyorum, amazon kindle fire ı daha çok kullanıyorum ama, direk kindle storedan aldığım kitaplar var, erişimi daha kolay okuyor. Kendi pdflerimi genelde asustan okuyorum.
Tablete hiç oyun yüklemedim diyebilirim. Bilmiyorum oyun performanslarını.
0
2010 mayis ayinda ilk ipadi aldim ve o gunden beri sadece ipad kullaniyorum.evde olan butun bilgisayarlari verip ettim bir tane back up amacli var onun disinda tum islerimi ipadle hallediyorum.bu cevabi yazmakta buna dahil.
0
büyük ekranın mobil hali olduğu için çok güzel pdf dergi okunuyor ve bir şeyler izleniyor. yatakta olsun, şezlonga olsun, gayet hoş. tablet vestel'in thy milleriyle verilmiş versiyonu.
0
derslerde not almak için, gece yatarken film izlemek için, webde dolaşmak için. ipad pro var bende, ağır iş olmadıkça pc'nin yapabildiği şeylerin bir kısımını yapabiliyor.
0
valla ben anneme aldım, gözleri artık zor gördüğü için yakını, telefonu da büyük ekran aldım, ama tabletini daha çok seviyor. facebook'ta geziniyor, nette geziniyor -genelde alışveriş siteleri ve emlak siteleri favorileri :D - bol bol candy crushdır, soda sagadır, jelly sagadır onları oynuyor. arada facebook messengerı kullanmaya çalışıyor zor kullanıyor XD youtube'dan bol bol türk san'at musikisi dinliyor canım yaa XD bir de kanun çaldığı için bazen notalara bakmak için kullanıyor. zaten tableti de o yüzden en büyük ekranlı olandan almıştım. ha bir de foto çekip duruyor ama tabletin kamerası çok kötü, kaç kere dedim telefonu kullan diye, "tablette daha iyi görüyorum" deyip duruyor (-_-) bazen ben de kullanıyorum, tatillerde felan, genelde dizi seyretmek için kullanıyorum. arkadaşlarım genelde ebook okumak için, derste not tutmak için -bu özellikle çok iyi oluyor, slaytların üzerinde falan. ama ben eski kafalı olduğum için çıktı alıyorum ne yazık ki- bazen çizim yapmak için kullanıyorlar.
0
ben de bi süre tek bir valizle vakit geçireceğim için taşınabilirlik açısından laptopumu satıp windows tablet aldım. 4gb ram olanlardan. küçük klavye-mouse set ile bu ara laptop olarak kullanıyorum. oyun zaten oynamıyordum, internet, dizi, araştırma vs. için işimi görüyor 12.2'' ekranlı windows tablet.
0
ben e-kitap okumak ve dizi izlemek için kullanıyorum. kitap okuma konusunda telefonundan memnunsan bence tablet alman çok gereksiz.
0
iphone un 3.5 inç olduğu zamanlar internet ve film, dizi izlemek için almıştım. sonra bölüme geçince okulda da kullanmaya başladım. ödevleri, araştırmaları aralarda veya eve dönerken yapıyordum biraz. bir ara deli gibi çizgi roman okuyordum. şu an en çok internet, youtube ve dışarıdayken offline müzik dinlemek için kullanıyorum.
0
Euxinos007
kafayı yemek üzereyim. belki de yemişimdir. bunun için psikiyatriste gitsek çözüme ulaşır mıyız ?.
kafayı yemek üzereyim. belki de yemişimdir. bunun için psikiyatriste gitsek çözüme ulaşır mıyız ?.
0
bi doktor arkadaşıma aynısını sordum aynen verdiği cevap:
"oof hiç sorun değil, var ya öyle iyi antidepresanlar var ki artık piyasada, bişiyin kalmaz" oldu.
"oof hiç sorun değil, var ya öyle iyi antidepresanlar var ki artık piyasada, bişiyin kalmaz" oldu.
0
ilaç tedavisi ve terapi ile çözülüyor.
şu an psikiyatristin kapısına yatmış yalvarıyor değil isen, yeterince basmamış bence. o günler de geliyor malesef.
şu an psikiyatristin kapısına yatmış yalvarıyor değil isen, yeterince basmamış bence. o günler de geliyor malesef.
0
ulaşırsın, teyzemin bir öğrencisi sokağa bile çıkamıyordu, şimdi tamamen olmasa da öncekine göre çok çok daha iyi durumda. istanbuldaysan pskiyatristin ismini verebilirim, kuzenim de gidiyor, gayet memnun -gerçi ondan ileri seviye okb yok daha çok anksiyete bozukluğu var da- ha bende de okb var, cipram kullanıyorum, annem, kardeşim, kuzenim cipralex kullanıyor, ailecek anksiyeteli ve okb'liyiz -hızlı ve öfkeli gibin- ben hayatımdan "memnunumsu"yum -gerçi bunu diyen insan dün girdiği doktora yeterlilik sınavından geçtiğini öğrenince hocalarının karşısında gözyaşlarına boğuldu, onu da belirteyim aşsldkaikda kaldığını değil geçtiğini XD - neyse, git doktora rahat et. kafana göre ilaç alma, derim naçizane -ha kargn'ın doktor arkadaşı da haklı, ama terapi de görsen beri yandan daha çok işe yarayabilir, doktor değilim.com-
0
@manuel mandalina etme eyleme gözünü seveyim.
çok ileri olmasa da zorunlu olmadıkça dışarı çıkmıyorum. eskiden böyle değildim ben. son bir yıl içinde ne haltlar olduysa oldu.
eskiden bir özel hastanede gittiğim psikiyatrist vardı ama konuşmasını sevmediğimden ona gitmeyi düşünmüyorum. şimdilik bir devlet hastanesine mi gitsem napsam.
çok ileri olmasa da zorunlu olmadıkça dışarı çıkmıyorum. eskiden böyle değildim ben. son bir yıl içinde ne haltlar olduysa oldu.
eskiden bir özel hastanede gittiğim psikiyatrist vardı ama konuşmasını sevmediğimden ona gitmeyi düşünmüyorum. şimdilik bir devlet hastanesine mi gitsem napsam.
0
ben de bir 3-4 ay kadar evden çıkmakta zorlandığım günler yaşadım, işte o zaman doktora sürünerek gittim. çünkü o ana kadar bunun bir hastalık olduğundan bihaberdim, zira elin altında internet olmayan yıllardı.
iyi tarafı, her ne kadar imkansız gibi görünse de bunun bir tedavisinin olması. çekmek gerçekten çok anlamsız.
iyi tarafı, her ne kadar imkansız gibi görünse de bunun bir tedavisinin olması. çekmek gerçekten çok anlamsız.
0
ulaşamazsın sadece çevrendekilere de kafayı yedirmeye başlarsınç bunun çözümü iyi bir eş ve iyi bir iş ama okbliye kimse vermez bunları
0
ben de lisanstan sonra işsiz kaldığım dönemde bir altı ay kadar evden çıkmamıştım. onu da belirteyim.
ha ben o dönemde ilaç kullanmaya başlamadım, bir şekilde hallettim evden çıkma olayını ve takıntılarımı. ama doktora yeterlilik sınavından bir kere kalınca kullanmaya başladım, anksiyete + panik atak ile sınava girmesi pek hoş olmuyor -ki ona rağmen dün panikten öldüm, düşün yani-
bir de, hasta olduğunu saklama sakın. ben yıllarca etrafımdan sakladım, o zaman hiç iyileşemiyorsun.
bu arada okb ile ilgili şunu diyeyim: kendi kendine tamamen düzeltebileceğin bir rahatsızlık değil. ilaç değilse bile en azından terapi dene derim, ki tedavisi genelde ilaç + terapi ile yürüyen bir hastalık. serotonin nörotransmitterlerinin az salınması ya da düzgün salınsa da yeterli gelmemesi sonucu oluşabiliyor. (serotonin omurilik soğanına yakın bir bölgeden salınıyor.) ayrıca annede ve babada -yani ikisinde birden- okb varsa, çocukta çıkma oranı %30, yani genetik olarak serotonin salınımda sorun oluyor olabilir-miş. ayrıca yeme bozukluklarına da sebep olabiliyor -bu benim görüşüm, genelde bildiğim tüm okbliler normal vücut tipinden bir hayli uzakta, kimisi aşırı kilolu kimisi aşırı zayıf- antidepresanların yaptığı, serotonin geri alımını engellemek -zaten ssri yani selective serotonin reuptake inhibator (seçici serotonin gerialım engelleyici gibi birşey sanırım türkçesi, bakmak gerek) grubu ilaçların yaptığı şey de bu, vücut bu nörotransmitteri geri almasın diye uğraşıyollaa..
ben bunu şuna benzetiyorum: beynimiz bir olimpik havuz, içi kimyasallar ile dolu. bu havuzdaki kulvar ipleri de düşüncelerin ilerlediği yollar. havuz dolu değilse bu kulvar ipleri bir işine yaramaz, değil mi? zaten yüzemezsin de. havuzda yüzdüğünü düşün, yoruldun, kulvara tutunacaksın, kulvara tutunamadığını düşün? bir uçtan bir uca sürekli gittiğini düşün, duramıyorsun da, işte o uçlar takıntılar gibi bence. çok iyi bir benzetme olmayabilir ama, kulvarlar da düşünce yolların olsun, kulvarları düzgün kurmak gerek. birbiri içinde girift haldelerse gene işine yaramazlar misal. sonuçta sen o havuzda kendine yol açacaksın. bu sefer de bir sürü işe yaramaz düşünceye gene takılırsın. gene bir sürü takıntı çıkar başına. ilaçların yaptığı düşünce yollarını "yeniden düzenlemek" için ortam yaratmak. terapi ise düşünce yollarını yeniden düzenlemeye yarıyor işte. yani sen bir sonuca varacakken saçma sapan takıntılara saplanıyorsun, niye? çünkü belki de hayatının erken bir döneminde bir travma yaşadın ve o travma ile o düşünceye erişmek için "yanlış bir yol" yarattın. halbuki o travmayı yaşamasan, o düşünceye/sonuca rahatça erişebilmek için düzgün bir yol yaratacaktın, tek bir kulvarda ilerleyip düşünceye erişecektin -beyin tabi ki bu kadar basit çalışmıyor, olayı basitleştirmek için böyle anlatıyorum sadece- şimdi ise ya havuzun suyu yetmedi -yani serotonin- ya da yetti ama düşüncelerin çok karmaşık olduğu için kulvarlarda takıldın kaldın -yani sonuçta serotonin, başlangıçta yeterliyken, doğal olmayan saçma sapan bir süreç yüzünden gene yetmedi- ya da kulvar iplerin yok, durup dinlenemiyorsun, seratonin yetse bile seni götürmen gereken yere götürmüyor çünkü bu sefer de sen gidemiyorsun. böyle böyle birşeyler işte.
o yüzden doktora git derim. ama ben kendi kendime de aşarım dersen sen bilirsin. yine de, yıllarca "ben bunu kendim yenerim" deyip çok şey kaçırdım, ilaç kullanmayı zayıflık sandım. şu anda kafam daha rahat, zihnim daha açık. tabi ki bu da tam bir derman değil sen iyileşmeyi istemedikçe. ama gördüğüm kadarıyla istiyorsun, o yüzden bir doktora gitmen senin için daha iyi olur fikrimce. gene de sen bilirsin tabi.
not: yukarıdaki bilgileri okuduğum bazı makalelerden edindim, kaynaklarını veremiyorum ne yazık ki ama hakemli dergilerden okumalar yaparsan bence kendin de güzel bilgiler bulursun. ama netteki herşeye de inanma tabi, kaynak önemli :D
ha ben o dönemde ilaç kullanmaya başlamadım, bir şekilde hallettim evden çıkma olayını ve takıntılarımı. ama doktora yeterlilik sınavından bir kere kalınca kullanmaya başladım, anksiyete + panik atak ile sınava girmesi pek hoş olmuyor -ki ona rağmen dün panikten öldüm, düşün yani-
bir de, hasta olduğunu saklama sakın. ben yıllarca etrafımdan sakladım, o zaman hiç iyileşemiyorsun.
bu arada okb ile ilgili şunu diyeyim: kendi kendine tamamen düzeltebileceğin bir rahatsızlık değil. ilaç değilse bile en azından terapi dene derim, ki tedavisi genelde ilaç + terapi ile yürüyen bir hastalık. serotonin nörotransmitterlerinin az salınması ya da düzgün salınsa da yeterli gelmemesi sonucu oluşabiliyor. (serotonin omurilik soğanına yakın bir bölgeden salınıyor.) ayrıca annede ve babada -yani ikisinde birden- okb varsa, çocukta çıkma oranı %30, yani genetik olarak serotonin salınımda sorun oluyor olabilir-miş. ayrıca yeme bozukluklarına da sebep olabiliyor -bu benim görüşüm, genelde bildiğim tüm okbliler normal vücut tipinden bir hayli uzakta, kimisi aşırı kilolu kimisi aşırı zayıf- antidepresanların yaptığı, serotonin geri alımını engellemek -zaten ssri yani selective serotonin reuptake inhibator (seçici serotonin gerialım engelleyici gibi birşey sanırım türkçesi, bakmak gerek) grubu ilaçların yaptığı şey de bu, vücut bu nörotransmitteri geri almasın diye uğraşıyollaa..
ben bunu şuna benzetiyorum: beynimiz bir olimpik havuz, içi kimyasallar ile dolu. bu havuzdaki kulvar ipleri de düşüncelerin ilerlediği yollar. havuz dolu değilse bu kulvar ipleri bir işine yaramaz, değil mi? zaten yüzemezsin de. havuzda yüzdüğünü düşün, yoruldun, kulvara tutunacaksın, kulvara tutunamadığını düşün? bir uçtan bir uca sürekli gittiğini düşün, duramıyorsun da, işte o uçlar takıntılar gibi bence. çok iyi bir benzetme olmayabilir ama, kulvarlar da düşünce yolların olsun, kulvarları düzgün kurmak gerek. birbiri içinde girift haldelerse gene işine yaramazlar misal. sonuçta sen o havuzda kendine yol açacaksın. bu sefer de bir sürü işe yaramaz düşünceye gene takılırsın. gene bir sürü takıntı çıkar başına. ilaçların yaptığı düşünce yollarını "yeniden düzenlemek" için ortam yaratmak. terapi ise düşünce yollarını yeniden düzenlemeye yarıyor işte. yani sen bir sonuca varacakken saçma sapan takıntılara saplanıyorsun, niye? çünkü belki de hayatının erken bir döneminde bir travma yaşadın ve o travma ile o düşünceye erişmek için "yanlış bir yol" yarattın. halbuki o travmayı yaşamasan, o düşünceye/sonuca rahatça erişebilmek için düzgün bir yol yaratacaktın, tek bir kulvarda ilerleyip düşünceye erişecektin -beyin tabi ki bu kadar basit çalışmıyor, olayı basitleştirmek için böyle anlatıyorum sadece- şimdi ise ya havuzun suyu yetmedi -yani serotonin- ya da yetti ama düşüncelerin çok karmaşık olduğu için kulvarlarda takıldın kaldın -yani sonuçta serotonin, başlangıçta yeterliyken, doğal olmayan saçma sapan bir süreç yüzünden gene yetmedi- ya da kulvar iplerin yok, durup dinlenemiyorsun, seratonin yetse bile seni götürmen gereken yere götürmüyor çünkü bu sefer de sen gidemiyorsun. böyle böyle birşeyler işte.
o yüzden doktora git derim. ama ben kendi kendime de aşarım dersen sen bilirsin. yine de, yıllarca "ben bunu kendim yenerim" deyip çok şey kaçırdım, ilaç kullanmayı zayıflık sandım. şu anda kafam daha rahat, zihnim daha açık. tabi ki bu da tam bir derman değil sen iyileşmeyi istemedikçe. ama gördüğüm kadarıyla istiyorsun, o yüzden bir doktora gitmen senin için daha iyi olur fikrimce. gene de sen bilirsin tabi.
not: yukarıdaki bilgileri okuduğum bazı makalelerden edindim, kaynaklarını veremiyorum ne yazık ki ama hakemli dergilerden okumalar yaparsan bence kendin de güzel bilgiler bulursun. ama netteki herşeye de inanma tabi, kaynak önemli :D
0
pasp
hatta direkt karaköy'de olsa süper olur, çünkü maslak'tan gideceğim. deney yaparken altı kesik cam beherimi kırdım, yani cam boru olur, altı kesik cam beher olur, öyle birşey lazım. özel bir sistemin içine gireceği için belli bir çapta yaptırmam gerekiyor, bu altı kesik beherin kalan parçaları duruy
hatta direkt karaköy'de olsa süper olur, çünkü maslak'tan gideceğim. deney yaparken altı kesik cam beherimi kırdım, yani cam boru olur, altı kesik cam beher olur, öyle birşey lazım. özel bir sistemin içine gireceği için belli bir çapta yaptırmam gerekiyor, bu altı kesik beherin kalan parçaları duruyor, ama deney çok hassas, parçaları yapıştırıp tekrar kullanamıyorum hem yapıştırıcı malzeme numuneye girer diye -numune sıvı halde- hem de yüksek sıcaklıkta çalışıyorum, yapıştırıcı ayrılırsa beher sistem içinde tekrar ayrılabilir. fotoğraf koyamıyorum ne yazık ki, ama cam beher işte, altı kesilecek ya da istediğim çapta cam boru varsa ondan bir parça da alabilirim. bildiğiniz cam ustası var mı karaköy'de ve pazar günü de açık olsun hatta -bildiğim kadarıyla genelde pazarları açık olmuyorlar ama- panikledim biraz uzun yazdım kusura bakmayın, hoca gebertecek beni muhtemelen de :(
0
Sorunuza tam olarak cevap vermis olamayacagim ama eger bulamazsaniz istanbuldaki diger üniversitelerde olan arkadaşlarıniza bi sorun, mesela bizim üniversitede bolumumuzun alt katinda camci amcamiz vardi, bu tip rodajli malzemelerimiz kırıldığında orada yaptırıyorduk, belki istanbulda da vardir, simdiden kolay gelsin,
0
anonymice
arkadaşlar, kafe açıyorum konsept olarak anane evi sectim.eski televizyon üstü beyaz örtü, singer makine bi yanda (ayakla ısletılenlerden) eski telefon, buzdolabı, merdanelı camasır makinesi, bitane sofa, koltuklar falan.... HA duvarlarda aile fotografları, ananenin fotografı falan...Gelir misiniz?B
arkadaşlar, kafe açıyorum konsept olarak anane evi sectim.
eski televizyon üstü beyaz örtü, singer makine bi yanda (ayakla ısletılenlerden) eski telefon, buzdolabı, merdanelı camasır makinesi, bitane sofa, koltuklar falan.... HA duvarlarda aile fotografları, ananenin fotografı falan...
Gelir misiniz?
Birde mumkunse fikri gelistirir misiniz?
eski televizyon üstü beyaz örtü, singer makine bi yanda (ayakla ısletılenlerden) eski telefon, buzdolabı, merdanelı camasır makinesi, bitane sofa, koltuklar falan.... HA duvarlarda aile fotografları, ananenin fotografı falan...
Gelir misiniz?
Birde mumkunse fikri gelistirir misiniz?
0
o değil de şöyle bir kafe olsa gerçekten sık sık gelirim ben. kuru fasulyeli rozbifli sandviç, tulum peynirli cheesecake ve hünnaplı cookie...
0
1-2 gelirim konspet için sonrasında ise hizmet ve fiyat diğer mekanlardan daha iyi değilse gelmem.
0
bayılırım böyle ortamlara.
mutlaka gelirim, açtığında yaz adresi :)
tatlıların ve kahven lezzetli olur hizmetin ve fiyatın da uygunsa daimi müşterin hazır kafadan bak iki tane bir ben bir arkadaşım.
geçen gün balatta bir kafede oturdum, tavukgöğsü yedim, hayatımda yediğim en iyi tatlılardandı, o hazır tatlı tadı yoktu.
sordum çalışana, anne tatlısı dedi.
içeri bi girdim bildiğin bizim borcam gibi bir tabağın içinde tatlı yeni yapılmış belli. çok hoşuma gitti. ben artık ne zaman yolum oraya düşse mutlaka uğrarım.
al sana fikir :)
alttaki cevaba istinaden; evet, genç değilim, sürekli kafelerde vakit geçirmiyorum oturduğum semtte değilse ayda bir kere giderim herhalde.
mutlaka gelirim, açtığında yaz adresi :)
tatlıların ve kahven lezzetli olur hizmetin ve fiyatın da uygunsa daimi müşterin hazır kafadan bak iki tane bir ben bir arkadaşım.
geçen gün balatta bir kafede oturdum, tavukgöğsü yedim, hayatımda yediğim en iyi tatlılardandı, o hazır tatlı tadı yoktu.
sordum çalışana, anne tatlısı dedi.
içeri bi girdim bildiğin bizim borcam gibi bir tabağın içinde tatlı yeni yapılmış belli. çok hoşuma gitti. ben artık ne zaman yolum oraya düşse mutlaka uğrarım.
al sana fikir :)
alttaki cevaba istinaden; evet, genç değilim, sürekli kafelerde vakit geçirmiyorum oturduğum semtte değilse ayda bir kere giderim herhalde.
0
bu konseptle gençlere hitap edeceksen batarsın sana söyleyeyim. max ömür 2 ay :(
0
Bi cafeye konsepti güzel diye anca 1 kere gidersin, gelenleri tutmak için lezzet ve hizmet kalitesini iyi tutman lazım. O konularda kendine başarılı olursan güzel bir reklam olur, yoksa pek bir işe yaramaz.
Konsept benim ilgimi ayrıca çekmedi, sırf konsepti için gelmem.
Konsept benim ilgimi ayrıca çekmedi, sırf konsepti için gelmem.
0
burası örneklem almak için çok saçma bir yer. bir mekan için sadece konsept değil parametre.
eğer düzgün hizmet verir, bir de üstüne konseptin olursa elbette tutulur. dümdüz cafe açmaktan iyidir.
eğer düzgün hizmet verir, bir de üstüne konseptin olursa elbette tutulur. dümdüz cafe açmaktan iyidir.
0
ben gelirim ama şu kanepeden isterim.
www.karikaturbul.com
edit:orjinali ne diye aratılır bilemedim,karikatürden idare edin.
buldum.
img-s1.onedio.com
www.karikaturbul.com
edit:orjinali ne diye aratılır bilemedim,karikatürden idare edin.
buldum.
img-s1.onedio.com
0
huzunlu olur anneanne - babaanne evleri. ben sahsen gelmezdim.
0
ya bir cafede gördüm, büyük boy bir danteli ama böyle hafiften sararmış, cafedeki iki bölümü ayırırken kullanmışlar. iki cam arasına koyup cam paravan gibi yapmışlar. hem tablo gibi durmuş, hem paravan olarak ışığı kesmemiş, hemde müthiş yumuşak bir etki yaratmmış. aklınızda olabilir fikir olarak.
0
konsept sebebiyle bir yere gittiğim olmadı. menüdeki seylerin lezzet ve fiyatına bağlı.
0
Asla gitmem, üzgünüm. Eski görünümlü nostaljik şeyleri sevmem. Hüzünlü, depresif ortam, paramla rezil olacağım.
0
fikir almak icin en uygun ortamlardan birindesin bence.
mudavim mekani olabilecek bir konsept bence. muzik secimi ve sunumu da bu konsepti tamamlayacak sekilde olmali. tas plak ile turk sanat/halk muzigi calinabilir. veya eski tip radyolardan (dekor olacak mecburen) eski trt kayitlari calinabilir.
tum servisler (80ler gibi canlandiriyorum) doneme ait olmali. keza menu de oyle olmali.
ecnebice tatlilar kahveler degil de lezzet odakli bildigimiz tatlar olmali.
ve kesinlikle eli lezzetli bir anne/annane ozeli olan seyler olmali menude.
mudavim mekani olabilecek bir konsept bence. muzik secimi ve sunumu da bu konsepti tamamlayacak sekilde olmali. tas plak ile turk sanat/halk muzigi calinabilir. veya eski tip radyolardan (dekor olacak mecburen) eski trt kayitlari calinabilir.
tum servisler (80ler gibi canlandiriyorum) doneme ait olmali. keza menu de oyle olmali.
ecnebice tatlilar kahveler degil de lezzet odakli bildigimiz tatlar olmali.
ve kesinlikle eli lezzetli bir anne/annane ozeli olan seyler olmali menude.
0
gelmeye gelirim ben de -hatta çok severim böyle yerleri- ama tanıdığım çoğu insan gelmez bence, o bir. ikincisi, sen buraya bu antika hedeleri alıyorum diye fiyatları uçuk yaparsan sorun olur :( yani "duvarında bisiklet asılı, içerde kesin garson olarak meriç var ve fiyat olarak da kazık" konseptli olmasın.
0
granny biraz porno kategorisi gibi olmuş. onu değiştirirseniz iyi olur. anane evi deyin daha iyi :d
bence fikir iyi, her ne kadar zibil gibi yeni açılan konseptli kafelerden nefret etsem de, bence müdavimi baya olur buranın. hayırlı işler umarım iyi gider.
bence fikir iyi, her ne kadar zibil gibi yeni açılan konseptli kafelerden nefret etsem de, bence müdavimi baya olur buranın. hayırlı işler umarım iyi gider.
0
granny büyükanne demek arkadaşlar, porno falan gelmiyor benim kulağıma. İngilizceyi porno sitelerinden öğrenmediğimden olsa gerek. Yani kendinizi geliştirin demiyim ama az mantık yürütün. Anneanneme seslensem 'yuh sapık' mı dersiniz. Hayat size porno olmuş ama bu kafayla pornoda kalırsınız ben diyiim. (kusura kalma kardeş senin duyuruyu da nene gibi azar-tembih malzemesi yaptım)
0
@sadegazoz niye duyar kastın gereksiz yere? Dünyanın her yerinde granny akla porno kategorisini getirir, çünkü şaşırma ama insanlar çok porno izliyor. Amerika'da cougar de bakalım puma mı anlayacaklar yoksa orta yaşlı sevişgen kadın mı? Veya cafe mature aç türkiye'de acaba insanlar olgun anlamında mı alacak bu sözü? Bu tarz kelimelerin insanın aklına cinsellik çağrıştıran şekli ile gelmesi doğaldır, git çocuğunu azarla lütfen.
0
@jangbogo he ayar yaptım ben biliyorum. Ama bu 'öyle anlaşılıyor' durumunu basıyor şu ara. Ben de kendi sesimi düşüncemi görünür kılmak istedim. Porno izlemek ayrı, hayatı porno gözden algılamak ayrı. Barbarlaşıyoruz gibi geliyor son zaman. Ben durduğum bu yerden öyle algılıyorum.
0
galandar kostumu
hele ki reglken bunu atlatmak cok zor. ilk haftalarda cok daha rahattım. en zararsız tatlı öneriniz nedir? meyve kesmiyor, evde şeker katkısız pekmez var arada içine ceviz atıp yiyorum ama:/
hele ki reglken bunu atlatmak cok zor. ilk haftalarda cok daha rahattım. en zararsız tatlı öneriniz nedir? meyve kesmiyor, evde şeker katkısız pekmez var arada içine ceviz atıp yiyorum ama:/
0
muz üstüne kakao serpmek. anında kitler.
harici tatlılar da bol tarçınlı yemek lazım
harici tatlılar da bol tarçınlı yemek lazım
0
Hurma yemek.
Sut + muz + tarcin + sekersiz hakiki kakao tozu
Bunu shake de yapabilirsin
Sut + muz + tarcin + sekersiz hakiki kakao tozu
Bunu shake de yapabilirsin
0
böyle kriz geldiği zaman 1 küçük parça bitter çikolatayı dilin altına koyup eritin.
0
ben muzu, bademi ve sutu atiyorum robota super bir icecek oluyor.
diger yontemim de az seker ile nisastali sutlu muhallebimsi elde etmek. hem seker ihtiyacim gidiyo hem de regl donemi sut, yogurt vs yuketmek epey iyi oluyor.
diger yontemim de az seker ile nisastali sutlu muhallebimsi elde etmek. hem seker ihtiyacim gidiyo hem de regl donemi sut, yogurt vs yuketmek epey iyi oluyor.
0
Meyve porsiyonunu activiaya doğrayıp tarçınlayınca yerini az çok tutuyor-Favorim dilim ananas. Ara öğünde haftada 1 olmak kaydıyla sütlü tatlı ya da bir kutu danone çikolatalı puding de yiyebilirsin-benim diyetisyenim izin veriyordu regl dönemi için, sade türk kahvesi yanında bitter çikolata da alabilirsin. Süt içeceğin zaman yine tarçın katabilirsin o da biraz kesiyor.
0
şekersiz damla sakızlı muhallebi satılıyor onu alıp yaparken içine az miktar pekmez ya da bal koyuyorum.Muhallebi yemiş oluyorum. Çünkü öyle pekmez, hurma, kakaolu muz yiyince sanki beynim onları tatlı gibi algılamıyor ve yedikten sonra hala asıl yemek istediğim şey aklımda oluyor.
0
Meyveli chia pudingi ama hemen olmuyor. Chia tohumunu alıp sütle karıştırıyoruz. İlk 15 dakika ara ara karıştırıp sonra buzdolabına koyuyoruz. Buzdolabında en az bir 4-5 saat dinlenince puding kıvamı alıyor ama chia puding'inin kendi tadı yok hemen hemen. O yüzden üstüne bol tarçın ve meyve koyarak yiyoruz. Bu meyveleri önceden de koyabiliriz (buzdolabında dinlendirmeye bırakırken) ama tarçın tepeye.
www.milliyet.com.tr
www.milliyet.com.tr
0
ceviz fındık badem üzerine bi tatlı kaşığı fıstık ezmesi koyup gömüyorum.
0
ev yapımı yoğurdun içine yeşil elma-nar ve ceviz koyup tarçın döküyorum işe yarıyor. dün muzun üstüne tarçın ve ceviz koyup yedim ama çok tatmin edici olmadı.
reglken de bi küçük sütün içine çok az un-nişasta ve biraz şeker koyup muhallebi yapıp yemiştim. tek porsiyonluk bir kaçamak olduğu için kilo vermeye devam ettim bir etkisi olmadı.
reglken de bi küçük sütün içine çok az un-nişasta ve biraz şeker koyup muhallebi yapıp yemiştim. tek porsiyonluk bir kaçamak olduğu için kilo vermeye devam ettim bir etkisi olmadı.
0
Ne istiyorsan ye bu kadar eziyete gerek yok, geri kalan günlerde daha dikkatli beslenirsin telafi edersin. Hormonlar çıldırmışken terse kürek çekmeye gerek yok.
0
activia tavsiye etmem, içinde şeker var çünkü -activia sadeyse bilemiyorum, doktor bir tanıdığım çok önermemişti ama lakin-
reglken tatlı istiyorsan bunun bir nedeni de şeker düzensizliği-insülin direnci olabilir. ek olarak magnezyum ve/veya krom eksikliği de sebep olabiliyor ki bunların hepsi bende var, ben de diyetisyene gidiyorum. benimki haftada 3 kere falan çikolata vermişti, sadece 5 ya da 6 kare ama istediğin herhangi birini yiyebilirsin demişti -ne bileyim eti stick çikolata da olur, milka, nestle, ülker de olur, fark etmez yani-, yine de diablo'yu öneririm demişti. diablo migroslarda bulunan, diyabetik hastalar için çikolata, güzel de kesiyor. başka diyabetik çikolatalar da yiyebilirsin. önemli olan delirip çok yememek, 5-6 kare yesen maksimum yeter. ek olarak koska'nın ya da tamek'in diyet reçelleri var, onlar da gayet kesiyor. ama bu dediklerimi ağır "yoksunluk" çekiyorsan yap XD hafif durumlarda muz üstüne kakao + süt, bunların yanına istersen fındık, ceviz, badem gibi kuruyemişler ya da tarçın + elma ya da armut da gayet güzel alternatifler duyuru sakinlerinin dediği gibi. bir de yoğurdu -özellikle evde yapılmışı kendinden tatlı oluyor zaten!- ile balı ya da bahsettiğim diyet reçelleri karıştırıp yiyebilirsin, özellikle de kayısılı koska diyabetik reçel. yalnız diyabetik reçeller feci cırcır ve gaz yapar, onu da belirteyim, çok abarma yani. ha muz + tarçın da güzel oluyor. ama herşeyden önce kan testi yaptırıp magnezyum ve krom oranlarına baktır. hatta b12, demir falan da baktır. diyetisyeninle de görüş, doktorla da görüş, özellikle magnezyum tatlı krizini azaltıyor. ha bir de diyet kola da içebilirsin, bak o da güzel engelliyor krizi.
not: diyetisyenim diyet yiyecek ve içecekleri, ek olarak yapay tatlandırıcıları önermek istememesine rağmen öneriyor, çünkü "siz şişkolara böyle diyet veriyom veriyom, sonra aradan iki hafta geçiyo dellenip yemeğe sarıyosunuz bu sefer! o yüzden diyet reçel de ye, diyet kola da iç, yeter ki önce şu kilonu ver, sonra onları da kesicem zaten! nihohahaha!" falan diyen bir deli-manyak :D yoksa bu saydığım yapay tatlandırıcılı vs şeyler hiç de iyi değil cidden :( o yüzden önceliğin meyve + tarçın, yoğurt + tarçın vs türü işlenmemiş gıdalar olsun. baktın çıldırıyorsun, yapay şeylere abanırsın. zayıflamak da zor zenaat mirim :/
ha bir de tatlı istedikçe su iç, bazen cidden kesiyor 0_o nasıl öluyor ben de bilmiyom ama işe yarıyo :(
reglken tatlı istiyorsan bunun bir nedeni de şeker düzensizliği-insülin direnci olabilir. ek olarak magnezyum ve/veya krom eksikliği de sebep olabiliyor ki bunların hepsi bende var, ben de diyetisyene gidiyorum. benimki haftada 3 kere falan çikolata vermişti, sadece 5 ya da 6 kare ama istediğin herhangi birini yiyebilirsin demişti -ne bileyim eti stick çikolata da olur, milka, nestle, ülker de olur, fark etmez yani-, yine de diablo'yu öneririm demişti. diablo migroslarda bulunan, diyabetik hastalar için çikolata, güzel de kesiyor. başka diyabetik çikolatalar da yiyebilirsin. önemli olan delirip çok yememek, 5-6 kare yesen maksimum yeter. ek olarak koska'nın ya da tamek'in diyet reçelleri var, onlar da gayet kesiyor. ama bu dediklerimi ağır "yoksunluk" çekiyorsan yap XD hafif durumlarda muz üstüne kakao + süt, bunların yanına istersen fındık, ceviz, badem gibi kuruyemişler ya da tarçın + elma ya da armut da gayet güzel alternatifler duyuru sakinlerinin dediği gibi. bir de yoğurdu -özellikle evde yapılmışı kendinden tatlı oluyor zaten!- ile balı ya da bahsettiğim diyet reçelleri karıştırıp yiyebilirsin, özellikle de kayısılı koska diyabetik reçel. yalnız diyabetik reçeller feci cırcır ve gaz yapar, onu da belirteyim, çok abarma yani. ha muz + tarçın da güzel oluyor. ama herşeyden önce kan testi yaptırıp magnezyum ve krom oranlarına baktır. hatta b12, demir falan da baktır. diyetisyeninle de görüş, doktorla da görüş, özellikle magnezyum tatlı krizini azaltıyor. ha bir de diyet kola da içebilirsin, bak o da güzel engelliyor krizi.
not: diyetisyenim diyet yiyecek ve içecekleri, ek olarak yapay tatlandırıcıları önermek istememesine rağmen öneriyor, çünkü "siz şişkolara böyle diyet veriyom veriyom, sonra aradan iki hafta geçiyo dellenip yemeğe sarıyosunuz bu sefer! o yüzden diyet reçel de ye, diyet kola da iç, yeter ki önce şu kilonu ver, sonra onları da kesicem zaten! nihohahaha!" falan diyen bir deli-manyak :D yoksa bu saydığım yapay tatlandırıcılı vs şeyler hiç de iyi değil cidden :( o yüzden önceliğin meyve + tarçın, yoğurt + tarçın vs türü işlenmemiş gıdalar olsun. baktın çıldırıyorsun, yapay şeylere abanırsın. zayıflamak da zor zenaat mirim :/
ha bir de tatlı istedikçe su iç, bazen cidden kesiyor 0_o nasıl öluyor ben de bilmiyom ama işe yarıyo :(
0
Çikolatalı süt.
Ya da 2 kare çikolata(bitter ya da sütlü farketmez, değerleri çok farklı değil birbirinden)
Ya da 2 kare çikolata(bitter ya da sütlü farketmez, değerleri çok farklı değil birbirinden)
0
Activia sade ve probiyotik yoğurt, aksine normal yoğurtlara göre daha faydalı o nedenle. İlk kez sağlıksız denildiğini duydum.
Edit: glikoz şurubu olduğu yazıyor sözlükte. bilemedim -diyet yaparken hep akşamları sade activia yemiştim diyetisyen tarafından verilen listeye göre.
Edit: glikoz şurubu olduğu yazıyor sözlükte. bilemedim -diyet yaparken hep akşamları sade activia yemiştim diyetisyen tarafından verilen listeye göre.
0
@patiska: sağlıksız demedim ben, içinde şeker olduğu için çok mantıklı değil meyveli olanları dedim. ek olarak activa'nın içindeki bakteri miktarı gereğinden fazla olabiliyormuş, o yüzden de çok sağlıklı değilmiş diye aynı doktor tanıdığımız söylemişti. ama ben kendim doktor değilim tabi, kesin birşey diyemem.
0
sansar
malum bilgisayarıma format attım. müzik için spotify kullanıyorum ama film, fotoğraf ve diğer şeyler için hangi programları önerirsiniz?
malum bilgisayarıma format attım. müzik için spotify kullanıyorum ama film, fotoğraf ve diğer şeyler için hangi programları önerirsiniz?
0
bsplayer, otomatik altyazı bulma özelliği ile vazgeçilmez playerım
chrome tarayıcım,
antivirüs ve usb tarayan programları unutmayın derim
ha bir de popcorn time olabilir
chrome tarayıcım,
antivirüs ve usb tarayan programları unutmayın derim
ha bir de popcorn time olabilir
0
win 10 kullanıyorsan power iso vb programlar kullanmana gerek yok.
müzik için spotify ve bazen clementine.
tarayıcı olarak firefox, bazen de chrome.
torrent olarak utorrent -evet modası geçiyor ama ben kullanıyorum hala-
film izlerken gomplayer -bsplayer da severim ama android telefonda daha çok seviyorum-
7zip zip-rar vs için
ek olarak, popcorn time kullanmak istiyorum ama ne zamandır düzgün çalışmıyordu, şimdi bir daha bakayım, çogzel bir program, tavsiye ederim ben de.
bir de whatsapp web.
arada bir skype.
dosya depolama olarak da, dropbox bir zamandır sorun çıkarıyor bana, çok daha pratik ve alanı da daha fazla olduğu için google drive kullanıyorum.
bir de, ekran rengini göze daha uygun hale getirdiği için, f.lux.
eğer gerekiyorsa da mbruler, ekran cetveli, ama x-y doğrultusunda da çalışıyor, gönye gibi de çalışıyor, ölçmeli biçmeli ufak tefek şeylerde süper!
antivirüs olarak eset kullanıyorum ben, okuldan indirdim sağolsunlar :D usb tarayan çok güzel bir program vardı, ismini unutmayaydım onu da indirecektim -ben de yeni format attım sayılır da :D -
müzik için spotify ve bazen clementine.
tarayıcı olarak firefox, bazen de chrome.
torrent olarak utorrent -evet modası geçiyor ama ben kullanıyorum hala-
film izlerken gomplayer -bsplayer da severim ama android telefonda daha çok seviyorum-
7zip zip-rar vs için
ek olarak, popcorn time kullanmak istiyorum ama ne zamandır düzgün çalışmıyordu, şimdi bir daha bakayım, çogzel bir program, tavsiye ederim ben de.
bir de whatsapp web.
arada bir skype.
dosya depolama olarak da, dropbox bir zamandır sorun çıkarıyor bana, çok daha pratik ve alanı da daha fazla olduğu için google drive kullanıyorum.
bir de, ekran rengini göze daha uygun hale getirdiği için, f.lux.
eğer gerekiyorsa da mbruler, ekran cetveli, ama x-y doğrultusunda da çalışıyor, gönye gibi de çalışıyor, ölçmeli biçmeli ufak tefek şeylerde süper!
antivirüs olarak eset kullanıyorum ben, okuldan indirdim sağolsunlar :D usb tarayan çok güzel bir program vardı, ismini unutmayaydım onu da indirecektim -ben de yeni format attım sayılır da :D -
0
@sansar, fotoğraf ve film deyince üretim mi son kullanıcı olarak mı soruyorsun anlamamıştım tam :) popcorn time dizi film izleyebileceğin bir program
photoshop ve premiere +1
ayrıca adobe pdf reader
dropbox +1
photoshop ve premiere +1
ayrıca adobe pdf reader
dropbox +1
0
i.hizliresim.com
amme hizmeti;
ninite.com
adresinden istediğim programları seçip tek seferde pıt diye sürekli next next demeden kurabilirsin
amme hizmeti;
ninite.com
adresinden istediğim programları seçip tek seferde pıt diye sürekli next next demeden kurabilirsin
0
seindfeld
Merakla cevapları bekliyorum uygulamaya geçebilmek için.
Merakla cevapları bekliyorum uygulamaya geçebilmek için.
0
Bi kere üniversite öğrencisiyken biber dolması yediğimde çok mutlu olumuştum. Neden bilmiyorum.
Bir de yeğenim bana sarıldığında.
Bir de yeğenim bana sarıldığında.
0
Sağlığı bir kenara koyarsak en büyük mutluluk verici şey özgürlüktür. Kışladaki son gecemi geçirmek üzere yola koyulduğumda çok mutluydum mesela.
0
çok acınası bir hayatım olabilir amma herhangi bir kontinental hokey ligi maçı izlerken gtüm tavana vuruyor. tek seferlik daha mutlu olduğum şeyler vardır belki ama genel anlamda bu kadar huzur veren, dinlendiren, mutlu eden hiçbir şey olmadı. bak futbolu da çok severim mesela ama futbol maçlarını bu gözle izlemiyorum asla. khl farklı. laola'dan izliyorum bi de genelde spiker yok. tek duyduğum patenin, buzun, pakın sesi. muazzam bi şey.
0
fenerbahcemizin sevillayi eledigi macta cok mutlu olmustum,
bir kere gencler basket macinda 40 dakika sahada kalip 27 sayi atmistim, kariyer rekorumu kirmistim yenilmistik ama mac sonu acayip mutlu hissediyordum.
bir kere gencler basket macinda 40 dakika sahada kalip 27 sayi atmistim, kariyer rekorumu kirmistim yenilmistik ama mac sonu acayip mutlu hissediyordum.
0
haftasonu sabah 8'de kalkıp bisikletimle gün boyu dağ bayır gezerken. sakin, güzel bulduğum yerlerde de oturup yanıma aldığım yolluklarla dinleniyordum. inanılmaz güzeldi.
0
Cocuklarin cikarsiz sevgisini gordugumde. Aslinda genel olarak sevildigimi hissettigimde mutlu oluyorum.
0
Kadinlarin guzel ayaklarini yaladiktan sonra mutluluktan kuyrugumu sallayasim geliyor..
0
Ihtiyaci olan birilerine yardim ettigimde ve bu yardimin gercekten ise yaradigini gordugumde cok mutlu oluyorum ve buyuk bir tatmin hissi yasiyorum.
0
ingiltere'de geçirdiğim birkaç ay, çok tasasız ve eğlenceliymiş. 4 sene önce kuruçeşme'de sezen aksu konserinde çok güzel bi 2 saat geçirdim. geçen kış bi arkadaşımızın in cin top oynayan yazlık evinde baya eğlenmiştim bir de. insanın iyi ki yaşıyorum dediği anlar onlar.
0
annem mutlu olduğunda.
ve birilerini mutlu edip huzur bulmasını sağladığımda.
ve birilerini mutlu edip huzur bulmasını sağladığımda.
0
Telefonun çekmediği insanın olmadığı dağ taş yerlerde yalnız gezip kamp atarken.
0
12/13 yaşlarımda babam beni Müjdat Yetkiner'le tanıştırıp formasını aldığımda mutlu olduğum kadar mutlu olduğum an çok azdır.
0
Ben en son gecen hafta tatilde aptigim raki balik sirasinda acaip mutkuydum bi de
0
arockm
Merhaba,1- Zengin ama yapayalnız biri olmak2- Fakir ama çok güzel dostları, arkadaşları olan biri mi olmakisterdiniz?Fakirlikten kastım ciddi sıkıntılar yaşayan, geçinmek zorluğu çeken (çoğunluktayız merak etmeyin)Zenginde bildiğin zengin işte (iş adamı) ama yapayalnız kalmış.Hangisi?
Merhaba,
1- Zengin ama yapayalnız biri olmak
2- Fakir ama çok güzel dostları, arkadaşları olan biri mi olmak
isterdiniz?
Fakirlikten kastım ciddi sıkıntılar yaşayan, geçinmek zorluğu çeken (çoğunluktayız merak etmeyin)
Zenginde bildiğin zengin işte (iş adamı) ama yapayalnız kalmış.
Hangisi?
1- Zengin ama yapayalnız biri olmak
2- Fakir ama çok güzel dostları, arkadaşları olan biri mi olmak
isterdiniz?
Fakirlikten kastım ciddi sıkıntılar yaşayan, geçinmek zorluğu çeken (çoğunluktayız merak etmeyin)
Zenginde bildiğin zengin işte (iş adamı) ama yapayalnız kalmış.
Hangisi?
0
zengin ama yalnız isterdim.
zaten insanın bir sürü dostu olamaz bence. bir sürü tanıdığı olabilir ama dost, arkadaş 2-3 tane olur.
zaten insanın bir sürü dostu olamaz bence. bir sürü tanıdığı olabilir ama dost, arkadaş 2-3 tane olur.
0
kekoca bir söz paylaşayım
+18 küfür içerir, rahatsız olacaklar gözlerini kaçırsın, biliyorum kaçırmayıp bakacaksınız :
(bkz: paran varsa yancıkta sikin oynar amcıkta)
cevap olmuştur herhalde.
+18 küfür içerir, rahatsız olacaklar gözlerini kaçırsın, biliyorum kaçırmayıp bakacaksınız :
(bkz: paran varsa yancıkta sikin oynar amcıkta)
cevap olmuştur herhalde.
0
fakir ama yapayalnız birisi olarak tabii ki ilkini tercih ederdim. hatta çok zengin olacağımı bilsem dostlarımı bile satardım amk, parayı aldıktan sonra onları da kafalardım zaten tekrar. gerçi bi dakka lan yapayalnız değil miyim zaten, ne dostu
0
Şu an fakir ve yalnızım ailem ve sevgilim var sadece. O yüzden zengin ve yalnız olmayı tercih ederim.
0
tripli soru sormuşsun kardeş, ben de ilk bakınca zengin olıyim ama yalnız olıyim nooolcak der gibi oldum ama kaybedeceklerimi düşününce vazgeçtim. elimdekiyle mutlu olmayı isterim. bugünkü ankette göz dolduran cevabı ben verdim bence, tikimi at gidiyorum bak.
0
Arası yok mu? O kadar zengin olup para harcamama gerek yok. Ekonomi yapmak beni rahatsız etmez kesinlikle. Eğer açlıktan ağzım kokacak ya da evsiz kalacağım kadar değilse, kendimi geçindirecek kadar kazanırsam zenginliği çok da istemem. Ayın 15'inde aldığım maaşı benim olmayan bir borca yatırıp 17'sinde arpacı kumrusu gibi ne yapacağımı düşündüğüm günler de oldu, cebimde eh biraz para varken arkadaş bulamadığım da. Parasızlıktan bunalına girmedim. Rahat zamanlar değildi, ağladığım oldu ama hiç bunalıma girmedim. Bütün ay bir şey harcayamamak hiç dert değildi. Arkadaşsız kaldığımda bunalıma girdim, bütün gün oturup ağladım. Olay da şuydu: Başka bir ülkeye yeni gitmiştim ve 10 gün pek konuşacak kimse bulamamıştım. Dillerini bilmiyordum. Hayatımda o kadar üzülüp ağladığım az zaman vardır. Bir ay sonra biri beni dışarıya çağırınca o kadar heyecanlandım ki, arkadaş dediğimiz insanın yanında heyecandan dizlerim titredi. Ortaokuldaki ilk sevgili buluşması kadar heyecanlandım. Asla yalnız olmak istemiyorum; içinde olduğum evi ısıtabiliyoraam ve doyacak kadar yemek giriyorsa gerisine çok rahat dayanırım. 5-10 arkadaşım olsun yeter ki. İş yerine geldiğimde bir çay içebileceğim birkaç kişi olsun, tatillerde arayıp buluşabileceğim, yokluğunda özlediğim kişiler olsun yeter ki. Hepsinin kanka olması gerekmez, yanında iki lafın belini kırabileyim. Parasızken konsantre olabiliyorum çalışmaya, hobilere, bir şeylere; arkadaşsız konsantre olamıyorum. İnsana ihtiyacım var bildiğin ekmek-su gibi. Sopsosyal bir insan değilim, kalabalık yerlerde yorulup bunalırım ya da herkesle anlaşamam ama arkadaş diye bir şeyin varlığı çok önemli. Bir de zaten iş kadını da olmak istemiyorum ama beslenememe, ısınamama noktasında artık arkadaşı aramam çok fazla.
0
1.
şu an fakir ve yalnızım zaten. bari zengin olayım.
ps, mutsuz olacaksam da mercedes koltuğunda mutsuz olayım mk ;_;
şu an fakir ve yalnızım zaten. bari zengin olayım.
ps, mutsuz olacaksam da mercedes koltuğunda mutsuz olayım mk ;_;
0
Fakir ama çok güzel dostları arkadaşları olan biri olmak kesinlikle.
0
Tabii ki de 1, zengin olduktan sonra insani nabiyim amk. Alayiyla iletisimi keserim zaten..
0
1 cinsi birkaç kişi tanıyorum. Mutlu değiller ve 5 dakika ayaküstü muhabbet ettikleri insanlara bile hemen sırnaşıyolar. Yalnız geziyolar, yalnız içiyolar. İnstagram da türlü türlü mekanlarda yalnız fotoğraflar yüklüyolar. Yazık ben üzülüyorum onlara.
2 benim zaten. Yoruluyorum ama yıkılmadım ayaktayım. Yıkılır gibi olduğumda hemen imdadıma yetişiyorlar zaten.
2 benim zaten. Yoruluyorum ama yıkılmadım ayaktayım. Yıkılır gibi olduğumda hemen imdadıma yetişiyorlar zaten.
0
hem fakirim hem yalnız. ayrıca insanları da sevmem. 1 bana da uygun.
eskiden olsam 2 derdim ama artık o kadar romantik değilim, o kadar kazık yiyince demek ki...
eskiden olsam 2 derdim ama artık o kadar romantik değilim, o kadar kazık yiyince demek ki...
0
Tahminimce hem fakir hem yalnız insan sorusu bu. Bu durumdaki bi insana bir peri çıkıp gelip "sana dostlar vermemi mi isterdin kamyon kamyon para mı" diye sorsa ve o insan da gelip benden fikir istese ben parayı seçmesini tavsiye ederdim. Dost mevzusu ÇOK karışık iş. İnsan bir defa, ne kaypak olduğunu anlayamayabiliyorsun, sonradan bozulabiliyor, olabiliyor oğlu olabiliyor. Al paranı otur aşağı temiz temiz. O kadar paradan sonra etrafında dostun olmak isteyecek onlarca avane olur zaten. Çekersin alayına siktiri, kasa odana oturur paralarını seversin. En olmadı hayır hasenat yaparsın, yetim yetiştirirsin, birkaç fakir fukara aileyi himayene alırsın. İnsan istedikçe evlerine uğrar bir çayları içer sohbet edersin. İnsandan fayda yok boşver. Para!
0
pasp
nasıl soracağımı bilmedim, böyle annelerin google'a sorması gibi soruyorum, wireless sinyal güçlendiriciler ya da menzil arttırıcılar var -evet tabi ki de baktım google'a :D - ama ben marka ve model sormak istiyorum. modem salonda, kuzenin odası ise evin diğer ucunda, hem laptopı hem de cep telefonu
nasıl soracağımı bilmedim, böyle annelerin google'a sorması gibi soruyorum, wireless sinyal güçlendiriciler ya da menzil arttırıcılar var -evet tabi ki de baktım google'a :D - ama ben marka ve model sormak istiyorum. modem salonda, kuzenin odası ise evin diğer ucunda, hem laptopı hem de cep telefonu odasında wirelessi algılamıyor, ne alalım, nerden alalım?
yardımcı olacaklara şimdiden teşekkürler.
yardımcı olacaklara şimdiden teşekkürler.
0
wireless router alırsanız işinizi görecektir. yani aslında bir arkadaş kabloyu çekiştirin demiş ama wireless router aldığınız zaman da yine kabloyla uzatmanız gerekecektir. aldığınız router ı modemden erişeceğiniz bir kabloya bağlayıp istediğiniz yere koyabilirsiniz. yani en azından evin bir ucundan diğerine kablo çekmektense biraz daha dışarı bir yere güzel bir anteni olan router sayesinde gayet iyi sinyal alabilirsiniz
0
Tp kullanıyorum. Ev 130 m2 interneti komşudan kullanıyorum. Modem onda.
Çok memnunum.
Çok memnunum.
0
pasp
Merhaba,Bir yakınımızın çocuğu için soruyorum:Mekatronik Mühendisliği için,Bahçeşehir Üniversitesi %50 Burslu,Işık Üniversitesi %50 Burslu,Yıldız Teknik Üniversitesi'denhangisi tercih edilebilir ve neden?Yardımcı olacaklara şimdiden teşekkürler.
Merhaba,
Bir yakınımızın çocuğu için soruyorum:
Mekatronik Mühendisliği için,
Bahçeşehir Üniversitesi %50 Burslu,
Işık Üniversitesi %50 Burslu,
Yıldız Teknik Üniversitesi'den
hangisi tercih edilebilir ve neden?
Yardımcı olacaklara şimdiden teşekkürler.
Bir yakınımızın çocuğu için soruyorum:
Mekatronik Mühendisliği için,
Bahçeşehir Üniversitesi %50 Burslu,
Işık Üniversitesi %50 Burslu,
Yıldız Teknik Üniversitesi'den
hangisi tercih edilebilir ve neden?
Yardımcı olacaklara şimdiden teşekkürler.
0
merak ettiğim bir husus şayet ytü geliyorsa diğer okulların %50 si neden düşünülüyor ki onların da tam burslusu geliyor: web.ee.hacettepe.edu.tr
ingilizcesi iyi değilse türkçe ytü derim konuyu anlayabilmesi açısından. iyiyse bahçeşehir tam burslu olabilir. bildiğim kadarıyla bahçeşehirin yurt dışı bağlantıları var. en azından ytü den iyidir. ışık da olabilir. şehir dışında kampüsü olan bi okul. kampüs hayatını yaşaması açısından uygun. ytü nün kampüsüyle ilgili pek bilgim yok yıllar yıllar önce davutpaşaya bi kış günü turnuva için gitmiştim pek sevmedim.
ingilizcesi iyi değilse türkçe ytü derim konuyu anlayabilmesi açısından. iyiyse bahçeşehir tam burslu olabilir. bildiğim kadarıyla bahçeşehirin yurt dışı bağlantıları var. en azından ytü den iyidir. ışık da olabilir. şehir dışında kampüsü olan bi okul. kampüs hayatını yaşaması açısından uygun. ytü nün kampüsüyle ilgili pek bilgim yok yıllar yıllar önce davutpaşaya bi kış günü turnuva için gitmiştim pek sevmedim.
0
foseptik çukuru
14 yıllık sürekli gözlük kullanıcılığından sonra ilk kez lens kullanmaya başladım birkaç gün önce. (aslında başlayamadım. sorun da bu ya)gözlükçümle alıştırmalar yaptım, birçok video izledim. ama yok olmuyor. takamıyorum, takılı olanı çıkaramıyorum. bendeki nasıl bir mallık da bütün dünya yaparken b
14 yıllık sürekli gözlük kullanıcılığından sonra ilk kez lens kullanmaya başladım birkaç gün önce. (aslında başlayamadım. sorun da bu ya)
gözlükçümle alıştırmalar yaptım, birçok video izledim. ama yok olmuyor. takamıyorum, takılı olanı çıkaramıyorum. bendeki nasıl bir mallık da bütün dünya yaparken ben yapamıyorum aklım almıyor.
parmağımın ucundaki lensi gözüme taktığımda hemencecik yapışması gerekmez mi ? olmuştur diye çekiyorum parmağımı lens ucunda duruyor.
siz lens kullanıcıları bu süreci nasıl atlattınız, var mıdır tavsiyeniz ?teşekkürler şimdikten.
gözlükçümle alıştırmalar yaptım, birçok video izledim. ama yok olmuyor. takamıyorum, takılı olanı çıkaramıyorum. bendeki nasıl bir mallık da bütün dünya yaparken ben yapamıyorum aklım almıyor.
parmağımın ucundaki lensi gözüme taktığımda hemencecik yapışması gerekmez mi ? olmuştur diye çekiyorum parmağımı lens ucunda duruyor.
siz lens kullanıcıları bu süreci nasıl atlattınız, var mıdır tavsiyeniz ?teşekkürler şimdikten.
0
Lens avcunun icindeyken biraz daha solusyon dok, iyice ovala, nemliyken parmaginin en uc noktasinda goz bebeginin uzerine tak.
Bastirma. Tek elinle gozunu acip goz bebegini daha kolay ulasilir hale
Getirebilirsin.
Bastirma. Tek elinle gozunu acip goz bebegini daha kolay ulasilir hale
Getirebilirsin.
0
yılmadan devam edin bir kaç güne kalmaz uğraşa uğraşa bir anda çok kolay bir şekilde takıp çıkartmaya başlayacaksınız.
0
ben avucumun içine almıyorum lensi, zira sakar olduğum için parmağımla yakalamaya çalışırken düşürmüşlüğüm ya da yırtmışlığım var, öyle bir sakarlığın varsa, lensi parmak ucuna al, yine içine solüsyon dök ama kuehles'in dediği gibi, ondan sonra pıt diye gözüne takman gerek hemen. ama aşırı da acele etme, ilk zamanlar sanki saatli bombaymış da mavi kablo mu kırmızı kablo mu kesicem moduna girip panikliyorsun da, o panikle acele edince gene elinde kalıyor lens :D bir de lensin içini dışına çıkarmış olabilirsin, iç kısmıyla dış kısmının verdiği his farklı oluyor zaten, içi biraz daha kaygan gibi oluyor -gözde rahat hareket etmesi için- içini dışına çıkardıysan, takmakta zorlanıyor olabilirsin, ona da dikkat et istersen.
0
Merak etmeyin ilk zamanlar ben de 1 saat uğraştığımı bilirim. Zamanla alisiyorsunuz; şimdi 10 saniye surmuyor takip çıkarmak.
O videolardan ben de izledim ama hiçbir işime yaramadı. Kendi tekniğimi gelistirdim. Lensi parmak ucuma alıp bir ucunu gözüme degdiriyorum. Sonra göz bebeğinin üstüne kapak gibi kapanmasını sağlıyorum. Bu kısımda başı hafifçe geriye eğmek gerekiyor. Bir de mutlaka lens suyu kullanmak gerekiyor hafif yumuşaklık için.
Velhasıl deneye yanıla ogrenirsiniz mutlaka.
O videolardan ben de izledim ama hiçbir işime yaramadı. Kendi tekniğimi gelistirdim. Lensi parmak ucuma alıp bir ucunu gözüme degdiriyorum. Sonra göz bebeğinin üstüne kapak gibi kapanmasını sağlıyorum. Bu kısımda başı hafifçe geriye eğmek gerekiyor. Bir de mutlaka lens suyu kullanmak gerekiyor hafif yumuşaklık için.
Velhasıl deneye yanıla ogrenirsiniz mutlaka.
0
ilk başlarda herkese zor. saatlerce uğraştığmı bilirim. bi kaç günde alışırsın. şimdi gözüm kapalı takıyorum(espiriyi kes :)) )
0
Lens parmaginizin ucundayken uzaga bakin.
Yani uzak derken, parmaginiza ya da lense degil, aynaya bakarak ne yaptiginizi takip edin.
Elleriniz temizken gozunuzun akina parmak ucunuzla dokunarak goze dokunma hissine alistirin kendinizi.
1-2 kere sorunsuz takip cikarirsaniz olay cozulur.
Yani uzak derken, parmaginiza ya da lense degil, aynaya bakarak ne yaptiginizi takip edin.
Elleriniz temizken gozunuzun akina parmak ucunuzla dokunarak goze dokunma hissine alistirin kendinizi.
1-2 kere sorunsuz takip cikarirsaniz olay cozulur.
0
anonymice
Sizce hangisini kullanmak daha makbuldur? hangisi örf ve adetlerimize uygun ve helal süt emmiştir?Ben spotify kullanıcısıyım, karşılaştırma yapmasanız bile bi diyin bakalım deezerın nesi güsel?
Sizce hangisini kullanmak daha makbuldur? hangisi örf ve adetlerimize uygun ve helal süt emmiştir?
Ben spotify kullanıcısıyım, karşılaştırma yapmasanız bile bi diyin bakalım deezerın nesi güsel?
Ben spotify kullanıcısıyım, karşılaştırma yapmasanız bile bi diyin bakalım deezerın nesi güsel?
0
ben spotify kullanıyorum ama kullanan bir arkadaşımdan ve netteki yorumlardan okuduğum kadarıyla deezer'ın arşivi daha genişmiş.. ama miş yani gerçeklik payını bilmiyorum, araştırmak gerek. ek olarak deezer'ın senin dinlediklerine göre beğenine sunduğu şarkılar daha çeşitli ve fazlaymış, spotify'ın haftalık keşif listesinden daha iyiymiş. denemeye bakıyor sanırım.
ben ikisini de ilk çıktığında bir kullandım, deezer bana daha güzel görünmüştü, ama ikisinde de o zamanlar sevdiğim çoğu şarkı-grup-sanatçı-tür yoktu, şimdilerde spotify'da baya bir şey bulabiliyorum, kıyıda köşede kalmış gruplardan, bir animenin kapanış müziğine kadar çoğu şey var. ne dinlediğine bakar biraz da aslında, diye düşünüyorum.
ben ikisini de ilk çıktığında bir kullandım, deezer bana daha güzel görünmüştü, ama ikisinde de o zamanlar sevdiğim çoğu şarkı-grup-sanatçı-tür yoktu, şimdilerde spotify'da baya bir şey bulabiliyorum, kıyıda köşede kalmış gruplardan, bir animenin kapanış müziğine kadar çoğu şey var. ne dinlediğine bakar biraz da aslında, diye düşünüyorum.
0
bigl0rd
Bu yoğurt diye satılan iğrenç şeyleri nasıl yiyorsunuz, yiyor musunuz?Tutkal gibi, tatsız tutsuz, 15 gün bozulmayan, kalıp kalıp pis bir şey. Ve hepsi böyle. Sütaş, ülker, seker, mis. Eskiden ananemiz sütten yoğurt yapardı, yemeye doyamazdık.
Bu yoğurt diye satılan iğrenç şeyleri nasıl yiyorsunuz, yiyor musunuz?
Tutkal gibi, tatsız tutsuz, 15 gün bozulmayan, kalıp kalıp pis bir şey. Ve hepsi böyle. Sütaş, ülker, seker, mis.
Eskiden ananemiz sütten yoğurt yapardı, yemeye doyamazdık.
Tutkal gibi, tatsız tutsuz, 15 gün bozulmayan, kalıp kalıp pis bir şey. Ve hepsi böyle. Sütaş, ülker, seker, mis.
Eskiden ananemiz sütten yoğurt yapardı, yemeye doyamazdık.
0
hala süt alıp yapabilirsiniz, zor bir proses değil. sıcak tutmayı başarırsanız olur. bunun dışında geçen mis süzme yoğurt aldım. inanır mısınız bozuldu! artık onu alacağım daha rahat edecek içim.
0
bende ev yoğurdunu böyle anlata anlata bitiremeyenleri anlamıyorum asil siz onu nasıl yiyorsunuz ekşi ekşi.
ayrıca atla deve değil evde yoğurt yapmak.
ayrıca atla deve değil evde yoğurt yapmak.
0
Ben evde yapıyorum, içim rahat. Şimdiye kadar hiç ekşi olmadı benimki.
Bi de gerçekten yapımı çok kolay, yapın bence
Bi de gerçekten yapımı çok kolay, yapın bence
0
bende market yogurdu yıyemıyorum cok tatlı gelıyor. tanıdık sutcu gelıyor komsunun kardesı ondan alıyoruz ucuzda degıl lıtresı 2bucuk tl. 4 lıtre alıyoruz 2 kısı bir hafta anca yetıyor yemeye doyamıyoruz ekşi ekşi... :)
0
(bkz: beyle)
bana da ev yapımı dediğiniz ekşi şey iğrenç ve tatsız tuzsuz geliyor. market yoğurdunun bir sürü koruyucu içerdiğini ve pek sağlıklı bir şey olmadığını biliyorum ama kimse kusura bakmasın ev yoğurdu diye yere göğe sığdıramadığınız şey de saçmasapan bir ürün.
bana da ev yapımı dediğiniz ekşi şey iğrenç ve tatsız tuzsuz geliyor. market yoğurdunun bir sürü koruyucu içerdiğini ve pek sağlıklı bir şey olmadığını biliyorum ama kimse kusura bakmasın ev yoğurdu diye yere göğe sığdıramadığınız şey de saçmasapan bir ürün.
0
Benim annem de evde yapıyor ve ekşisini de isteğimize göre ayarlayabiliyor, nasıl yapıyor bilmiyorum. Gerçi ekşi seviyoruz biz genelde. Ev yoğurdu sevene market yoğurdu gerçekten iğrenç geliyor bu arada. Yiyemiyorum ben artık.
0
siz ev yoğurdunu nasıl yiyorsunuz, valla çok imreniyorum. ev yoğurdundan yapılma ayranı bile içmem.
0
o kaymakları peçeteden yapıyolarmış diyolaaaaar ehhehehe.
cayır cayır yiyorum. bimden alıyorum mis gibi. öğrenciyiz napalım. geçende annem almış dogal koyun yogurdu. tükürdüm bozuk bu diye :(
cayır cayır yiyorum. bimden alıyorum mis gibi. öğrenciyiz napalım. geçende annem almış dogal koyun yogurdu. tükürdüm bozuk bu diye :(
0
Ben hala ev yoğurdu yiyorum. Memlekete gidince koyun yoğurdu alıyoruz kilosu 10 tl ama efso bişey. Kesif kesif kokuyor. Hazır yoğurtlar midemi bozuyor zaten anında, istesem de yiyemiyorum pek.
0
Ben hala ev yoğurdu yiyorum. Memlekete gidince koyun yoğurdu alıyoruz kilosu 10 tl ama efso bişey. Kesif kesif kokuyor. Hazır yoğurtlar midemi bozuyor zaten anında, istesem de yiyemiyorum pek.
0
asjklda olm ev yoğurdu dediğimiz şey yoğurdun orijinali zaten, yani yoğurt dediğin şey evde mayalanarak üretilmiş bir şey. senin marketten aldığın orijinal ürünün varyantı, "ev yoğurdu da neymiş" ne demek. tadını sevmiyorsun tamam da şey gibi bişey bu, "meybuz varken dondurma mı yenirmiş"
herkesin evde yoğurt yapma şansı yok, yapmayı bilmek zorunda değil, uğraşmak zorunda da değil; o yüzden kültür faşizmi yapmaya gerek yok. senin annen yapıyordu ama başkasının annesi yapmıyordu, yoğurt diye bildiği ve alıştığı şey o, onun yerinde olsan sen de "o ne öyle ekşi ekşi" diyecektin yani.
benin annem yapıyordu, bu yüzden ev yoğurduna alıştım, marketteki lezzetli gelmiyor. annemle yaşamıyorum şu anda, ev yoğurdu yeme şansım her zaman yok ve mecburen marketten yiyorum. ev yoğurduna en yakın eker'in köy yoğurdu, onu alıyorum. asıl tercihim ev yoğurdu tabii.
herkesin evde yoğurt yapma şansı yok, yapmayı bilmek zorunda değil, uğraşmak zorunda da değil; o yüzden kültür faşizmi yapmaya gerek yok. senin annen yapıyordu ama başkasının annesi yapmıyordu, yoğurt diye bildiği ve alıştığı şey o, onun yerinde olsan sen de "o ne öyle ekşi ekşi" diyecektin yani.
benin annem yapıyordu, bu yüzden ev yoğurduna alıştım, marketteki lezzetli gelmiyor. annemle yaşamıyorum şu anda, ev yoğurdu yeme şansım her zaman yok ve mecburen marketten yiyorum. ev yoğurduna en yakın eker'in köy yoğurdu, onu alıyorum. asıl tercihim ev yoğurdu tabii.
0
katılıyorum.
mügros'un bazı şubelerine (kültürdan yapılmayan) kaymağı ve yağı bol kanlıca yoğurdu getiriyorlar, severek tüketiyoruz, tavsiye ederim,
kalanların hepsi tatsız tuzsuz yoğun beyaz su gibi geliyor bana da.
mügros'un bazı şubelerine (kültürdan yapılmayan) kaymağı ve yağı bol kanlıca yoğurdu getiriyorlar, severek tüketiyoruz, tavsiye ederim,
kalanların hepsi tatsız tuzsuz yoğun beyaz su gibi geliyor bana da.
0
sadece tikveşlininkini yiyebiliyordum zamanında. ama uzun yıllardır ev yoğurdu yiyorum. ilk yıllar market yoğurdunu arıyordum ama gittikçe yoğurdu daha iyi kıvamda yapmaya başlıyorsunuz ve market yoğurdu çöp gibi kalıyor yanında. şimdi ev yoğurdu var ev yoğurdu var.
0
şu aralar annem süt alıyor, evde kendisi pastörize edip yoğurt yapıyor, tek kötü yanı fazla sulu olması ama onu da yavaş yavaş kıvırmaya başladı, daha katı oluyor artık :) eğer ekşiyen yoğurtsa daha iyi, yararlı bakteri içeriği fazladır -bazı market yoğurtları bu şekilde ekşiyorlar, onları alıyoruz alırsak- ama market yoğurtlarında melamin bulunabiliyor, zaten o kadar kalıp gibi olmasının sebebi o. ki melamin de zararlı bir organik polimer, diye biliyorum.
bu arada annemin yaptığı yoğurt taptatlı, ben yoğurt fanı değilimdir ama çabuk ekşimesine rağmen ilk yiyişte inanılmaz güzel, ben çocukken kanlıca'da yoğurt yerdik, onun gibi resmen! şekersiz bile çok güzel tadı var, direkt süt tadını alıyorsun.
evde yoğurt yapmak istersen, sütü de sütçüden almanı tavsiye ederim, zaten sütçülerde yoğurt mayası da oluyor, ilk o mayayla başlarsan, sonraki yoğurtları da ilk mayaladığından yaparsın. yalnız market sütleri ve yoğurtları hijyenik olduğu için -yani pastörize değil, yani içinde yararlı-zararlı hiçbir bakteri yok- ilk zamanlarda bağırsak problemleri yaşayabilirsin biraz, özellikle de 80 ve sonrası doğumluysan, çünkü 90lardan falan itibaren uzun ömürlü (uht teknolojisiyle üretilen) süt üretimi ve kullanımı arttığı için ve bu teknik de zararlı-yararlı tüm bakterileri sütün içerisinden elimine ettiği için, bu tarihlerde doğanların ve uht süt ile beslenenlerin çoğunun bağırsaklarında doğal süt ve ürünlerinden gelen bakteriler çok az ya da yok. dışardan alacağın -tabi güvenilir yer bulman lazım, çünkü adam "çiftlik sütü" diyor, kim bilir nereden getiriyor, içine katıyor, onaysız bir yerden de alma yani- sütü, evde pastörize edebilirsin, nette de vardır da, üstü kaymak tutana kadar kaynatıp altını kapatıyorsun, sonra bir beş dakka bekleyip tekrar kaynatıyorsun, diye hatırlıyorum, anneme sorarım. sonra da yoğurt "çalacağın" tüm kapları -ilk defa o kaplara yapacaksan, ve cam kavanoz+metal kapak kullanmanı tavsiye ederim, plastikte bakteri üremesi hızlanabiliyor- kaynatıyorsun iyice, sonra bir kaşık maya ile birlikte kaynattığın sütü kaba doldurup, hava almayacak biçimde bekletiyorsun -annem mesela çamaşır makinesinin içinde bekletiyor XD baya güzel hava almıyor yani. fırında bekleten de var- yani kendin de yapabilirsin. market sütünden de yapabilirsin ama dediğim gibi market sütü zaten çok süpersonik birşey değilken, ondan yapmak ne kadar mantıklı bilemem. ha bir de, herkesin yoğurt yapacak hali vakti yok ki, öğrenci evinde mesela ne ev yoğurdu?! XD
bu arada annemin yaptığı yoğurt taptatlı, ben yoğurt fanı değilimdir ama çabuk ekşimesine rağmen ilk yiyişte inanılmaz güzel, ben çocukken kanlıca'da yoğurt yerdik, onun gibi resmen! şekersiz bile çok güzel tadı var, direkt süt tadını alıyorsun.
evde yoğurt yapmak istersen, sütü de sütçüden almanı tavsiye ederim, zaten sütçülerde yoğurt mayası da oluyor, ilk o mayayla başlarsan, sonraki yoğurtları da ilk mayaladığından yaparsın. yalnız market sütleri ve yoğurtları hijyenik olduğu için -yani pastörize değil, yani içinde yararlı-zararlı hiçbir bakteri yok- ilk zamanlarda bağırsak problemleri yaşayabilirsin biraz, özellikle de 80 ve sonrası doğumluysan, çünkü 90lardan falan itibaren uzun ömürlü (uht teknolojisiyle üretilen) süt üretimi ve kullanımı arttığı için ve bu teknik de zararlı-yararlı tüm bakterileri sütün içerisinden elimine ettiği için, bu tarihlerde doğanların ve uht süt ile beslenenlerin çoğunun bağırsaklarında doğal süt ve ürünlerinden gelen bakteriler çok az ya da yok. dışardan alacağın -tabi güvenilir yer bulman lazım, çünkü adam "çiftlik sütü" diyor, kim bilir nereden getiriyor, içine katıyor, onaysız bir yerden de alma yani- sütü, evde pastörize edebilirsin, nette de vardır da, üstü kaymak tutana kadar kaynatıp altını kapatıyorsun, sonra bir beş dakka bekleyip tekrar kaynatıyorsun, diye hatırlıyorum, anneme sorarım. sonra da yoğurt "çalacağın" tüm kapları -ilk defa o kaplara yapacaksan, ve cam kavanoz+metal kapak kullanmanı tavsiye ederim, plastikte bakteri üremesi hızlanabiliyor- kaynatıyorsun iyice, sonra bir kaşık maya ile birlikte kaynattığın sütü kaba doldurup, hava almayacak biçimde bekletiyorsun -annem mesela çamaşır makinesinin içinde bekletiyor XD baya güzel hava almıyor yani. fırında bekleten de var- yani kendin de yapabilirsin. market sütünden de yapabilirsin ama dediğim gibi market sütü zaten çok süpersonik birşey değilken, ondan yapmak ne kadar mantıklı bilemem. ha bir de, herkesin yoğurt yapacak hali vakti yok ki, öğrenci evinde mesela ne ev yoğurdu?! XD
0
sevgikusunkanadinda
Sokağımızda yıllardır dolaşan bir kedi var. Yarı sahipli yarı sokakta dolaşıyormuş eskiden. Sahibi öldükten sonra sokakta yaşamaya uyum sağlamış, diğer kedileri de epey sindiriyor hatta. Anlayacağınız sağlığı keyfi yerinde.Bununla yaklaşık birkaç aydır güzel bir muhabbet halindeyiz ailecek. Mamasını
Sokağımızda yıllardır dolaşan bir kedi var. Yarı sahipli yarı sokakta dolaşıyormuş eskiden. Sahibi öldükten sonra sokakta yaşamaya uyum sağlamış, diğer kedileri de epey sindiriyor hatta. Anlayacağınız sağlığı keyfi yerinde.
Bununla yaklaşık birkaç aydır güzel bir muhabbet halindeyiz ailecek. Mamasını veririz, severiz, göremeyince telaş ederiz.
Bugün hava biraz yağmurluydu, evin yakınlarında gördüm. Her çağırdığımda koşarak gelen kedi isteksiz olunca, sürekli de miyavladığını görünce bir bakayım dedim. Gittim. Islanmış ama kendini kurutmaya çalışmıyor, öylece oturuyor yine ıslak bir yerde. Sevince direnmedi. Yanıma çağıramayınca mamasını bırakıp gittim.
Akşam babam da aynı durumda görünce veterinere götüreyim demiş. Kucaklayarak götürmüş, hayvan direnmiş atlamış. Kafes ve karton kutu getirmiş ona da bir türlü girmemiş. Anlayacağınız elimiz boş döndük.
Yanında yöresinde yarası filan yoktu. Ama içimiz bir türlü rahatlamadı. Nesi olabilir, ne yapabiliriz?
Bununla yaklaşık birkaç aydır güzel bir muhabbet halindeyiz ailecek. Mamasını veririz, severiz, göremeyince telaş ederiz.
Bugün hava biraz yağmurluydu, evin yakınlarında gördüm. Her çağırdığımda koşarak gelen kedi isteksiz olunca, sürekli de miyavladığını görünce bir bakayım dedim. Gittim. Islanmış ama kendini kurutmaya çalışmıyor, öylece oturuyor yine ıslak bir yerde. Sevince direnmedi. Yanıma çağıramayınca mamasını bırakıp gittim.
Akşam babam da aynı durumda görünce veterinere götüreyim demiş. Kucaklayarak götürmüş, hayvan direnmiş atlamış. Kafes ve karton kutu getirmiş ona da bir türlü girmemiş. Anlayacağınız elimiz boş döndük.
Yanında yöresinde yarası filan yoktu. Ama içimiz bir türlü rahatlamadı. Nesi olabilir, ne yapabiliriz?
0
artrit olabilir, belki yagmur da azmistir. kedileri bilmiyorum ama yasli kopeklerde romatizma falan oluyor biliyorum. zira 14-15 yas hele sokakta kismen gecirilen bir omur icin oldukca uzun. sokaga alisan kedilerin evde de cok rahat edemediklerini biliyorum. belki arada gelmek isterse misafir edebilirsiniz. yaslilik iste. insana da zor, kediye de...
0
bizim de kedimiz baya yaşlı -sokaktan aldık- pek temizlenmez -ki kediler titizdir, biliyorsundur- daha doğrusu temizlenemiyor, çünkü yaşlı kediler yoruluyor çabukcanak, haliyle canı isterse biz temizliyoruz, istemezse öyle geziyor, nadiren temizleniyor, falan. yaşı da baya ileriymiş, temizlenmek istemiyor/temizlenemiyor olabilir.
illa veterinere götürecekseniz, kutunun içine biraz mama koyun, girebilir. ya da et/tavuk türü birşeyler daha cazip olabilir. en olmadı veteriner yakınsa kucaklayın götürün, üstünüze kalın birşeyler alırsanız sizi tırmalamaz, gerçi türkiye'de pek kuduz hastalığı da görülmüyor artık.
illa veterinere götürecekseniz, kutunun içine biraz mama koyun, girebilir. ya da et/tavuk türü birşeyler daha cazip olabilir. en olmadı veteriner yakınsa kucaklayın götürün, üstünüze kalın birşeyler alırsanız sizi tırmalamaz, gerçi türkiye'de pek kuduz hastalığı da görülmüyor artık.
0
Maalesef herhangi bir şekilde götüremedik, ama mutlaka bugün sokağa bakacağım ara sıra. Misafir edebileceğimizi de sanmıyorum pek, bizim başımız gözümüz üstüne ama muhtemelen kendisi gelmeyecektir. Mama verilirken bile çağırdığımızda gelmiyor, apartman kapısının orada öylece bekliyor.
0
fog weaver
bizim 5,5 aylık küçük canavarın iki tane tırmalama tahtası var, biri kedi ağacı, diğeri ise bu kısa tırmalamalardan. ağacı kullanıyor hopluyor zıplıyor üzerinde uyuyor, ancak hasırla kaplı boru kısımlarını tırmalamıyor. diğer tırmalamanın hiç yüzüne bakmıyor. tırnakları çok sivri, en çok korktuğum d
bizim 5,5 aylık küçük canavarın iki tane tırmalama tahtası var, biri kedi ağacı, diğeri ise bu kısa tırmalamalardan. ağacı kullanıyor hopluyor zıplıyor üzerinde uyuyor, ancak hasırla kaplı boru kısımlarını tırmalamıyor. diğer tırmalamanın hiç yüzüne bakmıyor. tırnakları çok sivri, en çok korktuğum da ilerde koltuklara dadanması.
hayvancığın tırmalamayı kullanmasını nasıl sağlayabilirim? duyduğum metodlar
-cisme cat nip sür (deneyeceğim)
-tırmalamaya oyuncak as (ağaç gibi olanda zaten bin türlü ıvır zıvır asılı, oyuncakla oynuyor ama tırnakları bilemiyor. kullanmadığı küçük tırmalamaya asmayı deneyebilirim.)
-hayvanın patilerini tutup tahtanın üzerinde tırmalama hareketi yaptır (işe yaramamakla beraber resmen hayvandan utandım, nabıyo bu mal diye düşündü muhtemelen)
başka ne yapılabilirim? şimdiden teşekkürler
hayvancığın tırmalamayı kullanmasını nasıl sağlayabilirim? duyduğum metodlar
-cisme cat nip sür (deneyeceğim)
-tırmalamaya oyuncak as (ağaç gibi olanda zaten bin türlü ıvır zıvır asılı, oyuncakla oynuyor ama tırnakları bilemiyor. kullanmadığı küçük tırmalamaya asmayı deneyebilirim.)
-hayvanın patilerini tutup tahtanın üzerinde tırmalama hareketi yaptır (işe yaramamakla beraber resmen hayvandan utandım, nabıyo bu mal diye düşündü muhtemelen)
başka ne yapılabilirim? şimdiden teşekkürler
0
ben alıştırıncaya kadar o yanımda dururken kendim ona göstererek tırmaladım, ucu tüylü oyun sopasını tırmalama tahtası üzerinde gezdirip yakalatmaya uğraştım. tırnakları oraya değdikçe önce huylandı, sonra ben yaparken yanımda durup beni taklit etmeye başladı o şekilde yavaş yavaş alıştı. şimdi 9 aylık ve düzenli olarak tırmalıyor fakat yine de yetersiz kalıyor ben en geç ayda 1 kendim kesiyorum tırnaklarını
0
lazerli bir oyuncak ile uzaktan oraya yönlendirebilirsin. kedi otu seviyor bazı kediler, biraz sürebilirsin.
Yalnız tırnakları sivriyse arada bir kes ve bir şeye alıştırmak için her zaman ödüllendirme metodu işe yarar yani koltuk tırmaladığında cezalandırmaktansa fark ettiğin zaman tırmalama tahtasına yönlendirip ödüllendirmek işe yarama olasılığı daha yüksek olan yöntem.
:) nabiyo bu mal diye düşünmemiştir bence.
Yalnız tırnakları sivriyse arada bir kes ve bir şeye alıştırmak için her zaman ödüllendirme metodu işe yarar yani koltuk tırmaladığında cezalandırmaktansa fark ettiğin zaman tırmalama tahtasına yönlendirip ödüllendirmek işe yarama olasılığı daha yüksek olan yöntem.
:) nabiyo bu mal diye düşünmemiştir bence.
0
bu problemi ben de yaşadım. koltuğu tırtıklamasınlar diye aldım ama uzunca bir süre devam ettiler. ben de vazgeçtim bir süre sonra. en sonunda üçü birden tırmalıyor tahtayı.
not: aldığınız tahtanın boyunun uzun olmasına özen gösterebilirsiniz,belki o ilgisini çeker.
not: aldığınız tahtanın boyunun uzun olmasına özen gösterebilirsiniz,belki o ilgisini çeker.
0
tırmalama tahtasının ucuna sallanan ve zilli bir ipli oyuncak bağlayın. ona pati atmaya çalışırken o tahtadan güç alacaktır. benimkileri böyle alıştırmıştım. sonra o oyuncağı kaldırsam da amacına uygun kullanmaya devam ediyorlar.
0
yöntemlerin hiçbiri işe yaramazsa koltuklara örtü ser en iyisi. yani biz işe yarattıramadık ama bizim kedi yaşlıyken sokakta kalmış olduğu için -sahibi vefat edince- haliyle bir yerden sonra eğitmesi zor oluyor -anlasa bile kaale almıyor çünkü, "senlen mi uğraşcam lan ben?" diyor muhtemelen kendi kendine- yani biz kapalı balkondaki kedi kapısına hanfendiyi alıştırdık -daha doğrusu kendisi öğrendi bir şekilde- ama hala eğer odada biri varsa kapının kendisine açılmasını bekliyor, eğer odada kimse yoksa geçiyor ama?! seninki genç olduğu için eğitebilirsin, ama eğitememe durumuna karşı da önlemini al derim naçizane. bir de tırnaklarının kesilmesi kendisi için de iyi aslında, kaşınırken kanatabiliyor çünkü kendini -gerçi biz bizimkini veterinere bile götüremiyoruz öyle bir manyak olduğu için 0_o - sen koltuk örtüsü edin yani şimdiden :/
bi de catniple gendinden geçiyo böyle bi manyıyo ve catnipli oyuncakları ısırıp sürtünüyo çılgın gibi, oynuyo falan ama tırmaladığını görmedim bizimkinin, bi dene gene de, ben de öyle okumuştum çünkü.
bi de catniple gendinden geçiyo böyle bi manyıyo ve catnipli oyuncakları ısırıp sürtünüyo çılgın gibi, oynuyo falan ama tırmaladığını görmedim bizimkinin, bi dene gene de, ben de öyle okumuştum çünkü.
0
Ben keten halatlı kısmı tırmalar gibi yaptım, gibisi fazla resmen tırmaladım görsün diye. Bir süre sonra saldırı pozisyonu alıp sıçrıyor ve tırmalamaya başlıyor. Galiba rekabet duygusu gelişmiş benimkinin:) Ama bazı şeyler ters gidebiliyor. Mesela tırmalama tahtasının tepesinde oyuncak var, normalde ilgisini çekmesi lazım. onunla hiç ilgilenmiyor. Tırmalama sesini duyması yetti. Bir süre yaptım pekişsin diye. Tırmalamayı sevdiği yerlerin başında koridordaki yolluklar. Maalesef parçaladı iki tanesini. Bir de yatağın kenarındaki ketenvari kaplamayı seviyor.
0
bende de soldakinden var. bi süre anlamadı çok üzüldüm koltukları tırmalamaya devam ediyordu. sonra tuttum böle patilerini buna sürt bunaaa dedim filan. sonra alıştı. ama hala arada koltuk, yatak deri bazası ve mutfak sandalyelerini tırnaklıyor. kafaya takmamaya çalışıyorum. delik içinde güzelim sandalyeler mesela ühühü.
ayrıca tırnaklarını veterinere kestirdiğimden beri çok daha rahatım. ellerimdekiler yeni yeni iyileşiyor. kendi makasımı götürmüştüm bana bi güzel öğretti bi dahakine becerebilirsem kendim keseceğim
ayrıca tırnaklarını veterinere kestirdiğimden beri çok daha rahatım. ellerimdekiler yeni yeni iyileşiyor. kendi makasımı götürmüştüm bana bi güzel öğretti bi dahakine becerebilirsem kendim keseceğim
0
chieko
gençler selam, konu mühim. öyle çok "modern" olmayan, bir dönemin parlayan ismi de olmayan ve fakat yine de kendini 2. kez tekrar ettirmeyecek kadar bilinen bir kız çocuğu ismi istiyoruz.aklımızdailer:defne, deniz, ela vbg isimler.hiç beğenmediklerimiz: buğlem, lina, vbg uydurmasyon isimler.sizin ak
gençler selam, konu mühim.
öyle çok "modern" olmayan, bir dönemin parlayan ismi de olmayan ve fakat yine de kendini 2. kez tekrar ettirmeyecek kadar bilinen bir kız çocuğu ismi istiyoruz.
aklımızdailer:
defne, deniz, ela vbg isimler.
hiç beğenmediklerimiz:
buğlem, lina, vbg uydurmasyon isimler.
sizin aklınızda varsa bizimle paylaşırsanız çok seviniriz. şimdiden teşekkürler.
öyle çok "modern" olmayan, bir dönemin parlayan ismi de olmayan ve fakat yine de kendini 2. kez tekrar ettirmeyecek kadar bilinen bir kız çocuğu ismi istiyoruz.
aklımızdailer:
defne, deniz, ela vbg isimler.
hiç beğenmediklerimiz:
buğlem, lina, vbg uydurmasyon isimler.
sizin aklınızda varsa bizimle paylaşırsanız çok seviniriz. şimdiden teşekkürler.
0
evet defne ismini çok seviyorduk ama o sebeple eledik aslında biraz da. deniz ismi ise belli bir dönemin parlayan ismi değil her dönem kullanılmış bir isim, o yüzden deniz'i elemedik. gökçe de güzelmiş.
0
Ela harika bir isim. Suna ismini de çok severim, kendi çocuğum olursa Suna koymayı düşünüyorum adını.
0
defne guzel
tuna ismi de kizlara yakisiyor. unisex bir isim
ama sakin tuana olmasin soylemesi zor ve cok zorlama
ceylin hic olmasin
tuna ismi de kizlara yakisiyor. unisex bir isim
ama sakin tuana olmasin soylemesi zor ve cok zorlama
ceylin hic olmasin
0
Deniz ismini beğenirim şahsen fakat seçenek olsun: İlke, İlkay olabilir mi?
Dora diye erkek ismi vardı ama kıza da konulabilir bence.
Türkçe isimlerde de çok hoş isimler var: İlbilge mesela. Bence bir araştırın onları da.
Dora diye erkek ismi vardı ama kıza da konulabilir bence.
Türkçe isimlerde de çok hoş isimler var: İlbilge mesela. Bence bir araştırın onları da.
0
eylül +1,en sevdiğim aydır sonbahara aşık biri olarak kızım olursa eylül koyacağım ismini :)
0
ipek olsun. ipek gibi ince ve nazenin olsun aşk olsun.
bu arada helen türkçe değil, nüfusta sorun yaşarsınız
bu arada helen türkçe değil, nüfusta sorun yaşarsınız
0
ben kızım olursa yağmur venüs koyacağım. iki isimde çok güzel bence.
0
ne kadar eski gibi dursa da leyla hoş değil mi?
ayrıca, yağmur ve ipek isimlerine +1 diyorum
ayrıca, yağmur ve ipek isimlerine +1 diyorum
0
Yasemin, eslem filan geldi aklıma.
Tınısından evvel anlamına bakın derim ben de.
Tınısından evvel anlamına bakın derim ben de.
0
abi "gökçe" isminde 85-86 doğumlu tam 6 tane arkadaşım var, kalkıp da gökçe koymayın lütfen -ki sevdiğim bir isimdir, diyeyim de-
seda da çok var mesela, lütfen seda da koymayın -10 tane var-. aynı şekilde hande -4 tane şimdi saydım, daha da vardır-, gamze, ezgi, cansu -cansu'dan da bi 6 tane var-, meltem -ki benim ismim, ben de dahil bir sınıfta 3 tane meltem var amk, kendim de dahil 5 tane tanıyorum -_- - mesela esin güzel bi isim bence, o olabilir, ela ismini çok severim. defne'yi ve irem'i de çok severdim ama ne yazık ki ben çocuk doğurmaya karar bile veremeden bir sürü arkadaşım pıtır pıtır -bok var sanki amk- çocuk doğurup defneydi iremdi koydular bile isimleri -_- aha siz de ela koyacakmışsınız, koymayın nolur ya! :,( -şaka şaka, koyun bana ne yeaa :D - deniz de çok var ayrıca, yağmur -3 ve artacak-, yasemin -6 tane-, eylül de çok var -herbirini belirtmiyorum ama en az iki var ve çocuklarına bu isimleri koyacaklarını bildiklerim var. ceylin ismi bir tuhaf, güzel mi değil mi anlamadığım bir isim. yani ben olsam eski türkçe bir isim koyabilirdim belki orta asya türkçesi felan -mesela gülçin, burçin, elçin gibi çin'li bir kısım isim orta asya türkçesinden geliyormuş nette araştırdığıma göre, ama siz yine de biraz daha bakın tabi. mesela bu üç isimde olan insan da çok tanıyorum.
beri yandan, uydurmasyon isim olmasın ama çok da olmasın, derken anlamda da sorun yaşamayın tabi, o da bir başka sorun. ha bu arada ceren ya da cemre de koymayın, çok fazla var onlardan da. ha bilge olabilir bak, severim bilge ismini. ama bilemedim siz sever misiniz? dilek -min. 4- ya da gizem -5- de koymayın mesela, onlardan da çok var. yeliz -3-, merve -en az 3- , ece -5- , tuba/tuğba - en az 5-, elif -6- mesela. gerçi burçin'e baktım demin onda da bi 4 tane saydım sanırım :/ ha mesela nihan derim, 4 tane tanıyorum, bu ne ya?!?! bence en iyisi siz o çocuğu doğurmayın, içinizde kalsın ya :(
geçenlerde bir arkadaşım çocuğuna masal diye isim koydu, bana saçma geldi bilemedim. öykü falan hadi neyse de masal?? gerçi türkü diye ismi olan da var. neyse işte öyle, karışık bu isim koyma işleri :/ anlamına bakın en iyisi siz gene, sınıfta kaç tane olursa olsun. hayır, aynı sınıfta iki tane her iki ismi de aynı olan çocuklar görmüşlüğüm de var da.
edit: bu arada hazır gelmişken, zannedersem leyla&mecnun yüzünden, bir kısım arkadaşım kızına leyla ismini koydu, dersine girdiğim sınıflarda da bolca leyla gördüm. :(
seda da çok var mesela, lütfen seda da koymayın -10 tane var-. aynı şekilde hande -4 tane şimdi saydım, daha da vardır-, gamze, ezgi, cansu -cansu'dan da bi 6 tane var-, meltem -ki benim ismim, ben de dahil bir sınıfta 3 tane meltem var amk, kendim de dahil 5 tane tanıyorum -_- - mesela esin güzel bi isim bence, o olabilir, ela ismini çok severim. defne'yi ve irem'i de çok severdim ama ne yazık ki ben çocuk doğurmaya karar bile veremeden bir sürü arkadaşım pıtır pıtır -bok var sanki amk- çocuk doğurup defneydi iremdi koydular bile isimleri -_- aha siz de ela koyacakmışsınız, koymayın nolur ya! :,( -şaka şaka, koyun bana ne yeaa :D - deniz de çok var ayrıca, yağmur -3 ve artacak-, yasemin -6 tane-, eylül de çok var -herbirini belirtmiyorum ama en az iki var ve çocuklarına bu isimleri koyacaklarını bildiklerim var. ceylin ismi bir tuhaf, güzel mi değil mi anlamadığım bir isim. yani ben olsam eski türkçe bir isim koyabilirdim belki orta asya türkçesi felan -mesela gülçin, burçin, elçin gibi çin'li bir kısım isim orta asya türkçesinden geliyormuş nette araştırdığıma göre, ama siz yine de biraz daha bakın tabi. mesela bu üç isimde olan insan da çok tanıyorum.
beri yandan, uydurmasyon isim olmasın ama çok da olmasın, derken anlamda da sorun yaşamayın tabi, o da bir başka sorun. ha bu arada ceren ya da cemre de koymayın, çok fazla var onlardan da. ha bilge olabilir bak, severim bilge ismini. ama bilemedim siz sever misiniz? dilek -min. 4- ya da gizem -5- de koymayın mesela, onlardan da çok var. yeliz -3-, merve -en az 3- , ece -5- , tuba/tuğba - en az 5-, elif -6- mesela. gerçi burçin'e baktım demin onda da bi 4 tane saydım sanırım :/ ha mesela nihan derim, 4 tane tanıyorum, bu ne ya?!?! bence en iyisi siz o çocuğu doğurmayın, içinizde kalsın ya :(
geçenlerde bir arkadaşım çocuğuna masal diye isim koydu, bana saçma geldi bilemedim. öykü falan hadi neyse de masal?? gerçi türkü diye ismi olan da var. neyse işte öyle, karışık bu isim koyma işleri :/ anlamına bakın en iyisi siz gene, sınıfta kaç tane olursa olsun. hayır, aynı sınıfta iki tane her iki ismi de aynı olan çocuklar görmüşlüğüm de var da.
edit: bu arada hazır gelmişken, zannedersem leyla&mecnun yüzünden, bir kısım arkadaşım kızına leyla ismini koydu, dersine girdiğim sınıflarda da bolca leyla gördüm. :(
0
ekin,ceylan ve bilge de güzel isimler. aman ecrin koymayın anasınıflarında 10 kızın 4ü ecrin.
inanır mısınız bilmem ama insanlar ismine çeker, mineler çok kırılgan olur mesela, merveler aşırı (!)sosyal. bir tane akıllı işler yapan kübra görmedim mesela.
inanır mısınız bilmem ama insanlar ismine çeker, mineler çok kırılgan olur mesela, merveler aşırı (!)sosyal. bir tane akıllı işler yapan kübra görmedim mesela.
0
bence iki isim koyun, iki isimli insanlar her zaman daha akılda kalıcı ve dikkat cekici oluyorlar.
0
başkalarının o ismi kullanıyor olmasını niye bu kadar dert ediyor ya insanlar. eğer öyleyse adı mehmet olanlar utancından ölsün amk. insan içine çıkamasın.
yok şu isimden 5 kişide var, yok bundan 8 kişide var bilmem ne. bu kadar kompleks yapmayın ya, hangisini beğendiyseniz onu koyun.
yok şu isimden 5 kişide var, yok bundan 8 kişide var bilmem ne. bu kadar kompleks yapmayın ya, hangisini beğendiyseniz onu koyun.
0
Ben ileride kizim olursa ismini Beliz ya da Nudem koymayi dusunuyorum ikisinde cok kibar ve hos geliyor
0
fakyoras
Selam, Bir iki yildir google'in iki adimli dogrulamasini kullaniyorum. ( yeni bir bilgisayardan girdigimde telefonuma sms geliyor) Simdi dropbox icin de ayni seyi kullanmaya basladim.Telefona ulasamadigim zamanlar icin de birkac tane kod veriyor, onlari da pek kullanmadigim bir mail adresimde tutuyo
Selam,
Bir iki yildir google'in iki adimli dogrulamasini kullaniyorum. ( yeni bir bilgisayardan girdigimde telefonuma sms geliyor) Simdi dropbox icin de ayni seyi kullanmaya basladim.
Telefona ulasamadigim zamanlar icin de birkac tane kod veriyor, onlari da pek kullanmadigim bir mail adresimde tutuyorum, lazim olursa alirim hemen ordan.
Siz kullaniyor musunuz bu iki adimli dogrulama seyini? Ne dusunuyorsunuz bu konuda?
Tesekkurler, iyi aksamlar.
Bir iki yildir google'in iki adimli dogrulamasini kullaniyorum. ( yeni bir bilgisayardan girdigimde telefonuma sms geliyor) Simdi dropbox icin de ayni seyi kullanmaya basladim.
Telefona ulasamadigim zamanlar icin de birkac tane kod veriyor, onlari da pek kullanmadigim bir mail adresimde tutuyorum, lazim olursa alirim hemen ordan.
Siz kullaniyor musunuz bu iki adimli dogrulama seyini? Ne dusunuyorsunuz bu konuda?
Tesekkurler, iyi aksamlar.
0
kullanmıyorum ama mantıklı bir şey yapıyorsun, firefox'u yeniden kurdum bilgisayarıma -format atmıştım da- bana mesela şöyle bir sayfa gösterdi: www.mozilla.org
çok paranoyakça gibi gelebilir, hani "person of interest stayla" ama ben bu listedeki çoğu şeyi yapıyorum. ikili doğrulamayı da kullanmayı düşünüyorum -gerçi sürekli bilgisayar değiştiren ya da internet kafeye giden bir insan değilim, ama özellikle mailler ve internet üstü drivelar için mantıklı-
çok paranoyakça gibi gelebilir, hani "person of interest stayla" ama ben bu listedeki çoğu şeyi yapıyorum. ikili doğrulamayı da kullanmayı düşünüyorum -gerçi sürekli bilgisayar değiştiren ya da internet kafeye giden bir insan değilim, ama özellikle mailler ve internet üstü drivelar için mantıklı-
0
Kullaniyorum tabi. Hem kisisel hesaplarimda hem de sirket hesaplarinda. Sirkette zaten zorunlu.
Ama ben SMS'li degil de app ustunden kullaniyorum. Sirketteki USB'den bilgisayar baglanan dokunmatik bir zimbirti ile calisiyor.
Ama ben SMS'li degil de app ustunden kullaniyorum. Sirketteki USB'den bilgisayar baglanan dokunmatik bir zimbirti ile calisiyor.
0
klar
bir sap danışmanlık firmasındayım. aynı zamanda öğrenciyim ama okula 1 2 gün filan gidiyorum. okulun bitmesine 2 sene daha var. 25 yaşındayım.işi pek sevmiyorum. ya da iyi yapmadığım için artık sevmiyorum. 1bucuk sene oldu. takip, sorumluluk, disiplin, araştırma. bunların hiçbirini düzgün yapmadığım
bir sap danışmanlık firmasındayım. aynı zamanda öğrenciyim ama okula 1 2 gün filan gidiyorum. okulun bitmesine 2 sene daha var. 25 yaşındayım.
işi pek sevmiyorum. ya da iyi yapmadığım için artık sevmiyorum. 1bucuk sene oldu. takip, sorumluluk, disiplin, araştırma. bunların hiçbirini düzgün yapmadığım için sürekli boktan hatalar yapıyorum. düzenli bi hayatım yok. tüm arkadaşlarım öğrenci. hala o rahatlıktayım ben de. bu işe aileme biraz katkım olsun, ben de maddi olarak rahat olayım diye girdim. yoksa bana vercekleri para az olcaktı. öyle.
disiplin sorunuyla her yerde ve bundan sonra da karşılaşacağımı biliyorum. ama doğru bi işte miyim emin değilim. işletmeli bi bölüm okuyorum. bu yaptığım iş biraz teknik. belki de pazarlama mazarlama o tarz bölümlerin adamıydım ben. zaten hep bir girişimcilik kafasına yatkın oldum. kolaycı, hayalci, hallederizci kafaya müsaitim yani.
işi bıraksam kovalamayı düşündüğüm kendi başıma yapabileceğim ufaktan ticaretimsi bir iki iş var. ama garanti para yok. onun dışında pek bi alternatifim yok. bu paraya da alıştım. bıraksam mı?
(az önce gene saçma bir hatamdan saçma sapan laflar yedim. bok gibi hissettim, direk yazayım dedim. tşk.)
işi pek sevmiyorum. ya da iyi yapmadığım için artık sevmiyorum. 1bucuk sene oldu. takip, sorumluluk, disiplin, araştırma. bunların hiçbirini düzgün yapmadığım için sürekli boktan hatalar yapıyorum. düzenli bi hayatım yok. tüm arkadaşlarım öğrenci. hala o rahatlıktayım ben de. bu işe aileme biraz katkım olsun, ben de maddi olarak rahat olayım diye girdim. yoksa bana vercekleri para az olcaktı. öyle.
disiplin sorunuyla her yerde ve bundan sonra da karşılaşacağımı biliyorum. ama doğru bi işte miyim emin değilim. işletmeli bi bölüm okuyorum. bu yaptığım iş biraz teknik. belki de pazarlama mazarlama o tarz bölümlerin adamıydım ben. zaten hep bir girişimcilik kafasına yatkın oldum. kolaycı, hayalci, hallederizci kafaya müsaitim yani.
işi bıraksam kovalamayı düşündüğüm kendi başıma yapabileceğim ufaktan ticaretimsi bir iki iş var. ama garanti para yok. onun dışında pek bi alternatifim yok. bu paraya da alıştım. bıraksam mı?
(az önce gene saçma bir hatamdan saçma sapan laflar yedim. bok gibi hissettim, direk yazayım dedim. tşk.)
0
o sap'yi bırakırsan hayatının en büyük pişmanlığını yaşarsın. Bak 3 sene sonra aklıma sıçayım dersen sıçma gel ben sıçarım :)
0
bence bırakma. kendini fazla stres altına sokmamaya çalış ama biraz daha dikkatlı ve disiplinli olmaya da gayret et.
0
bence geç mezun olan her öğrencinin aradığı şeye sahipsin hemen vazgeçme bu kadar çabuk. olay maddi destekten öte 27 yaşında mezun olduğunda tecrübesiz olursan zorlanırsın. yani işe maddi destek olarak bakmaktansa arayı kapatmak olarak bakmanı öneririm. ha başka iş daha uygun olacak diyorsan da iş bulmadan ayrılma.
0
zorluklar karşına hep çıkacak. her zorlukta kaçacak mısın? pazarlamada takip, sorumluluk yok mu sanıyorsun. atlıyorlar arabaya bütün gün müşteri ziyareti mi yapıyorlar sanıyorsun sadece? çalıştığın işte elinden gelenin en iyisini yap. işte hıyanetlik etme. aldığın parayı hak et.
0
Şu an bulunduğun alanın ötesinde çok iyi para var. Arkadaşlarımdan biliyorum :)
Onu geçersek, öğrencilik döneminde girişimcilik deneyebilirsin ama mezun olunca sap'ye geri dön muhakkak :)
Onu geçersek, öğrencilik döneminde girişimcilik deneyebilirsin ama mezun olunca sap'ye geri dön muhakkak :)
0
iş bulması çok zor, artı herkes de seveceği işi bulamayabiliyor. 5 senedir çalıştığı çok iyi bir sigorta şirketinden bahanelerle çıkarılan -ki ultra disiplinli ve işini çok iyi yapan bir insandı- arkadaşım 1,5-2 sene sonra anca iş bulabildi ki şu anki işi de çok yoğun ve aşırı parası yok ama evde oturmaktan da kafayı yerdi herhalde biraz daha kalsa. şu anki sorun sende, işte değil anladığım kadarıyla, çok nefret ediyorsan çıkma ama ben senin yerinde olsam çıkmam, ki daha önce de sevmediğim işler yaptım, şu anda da öğrenciyim, ama mezun olsam -ya da olmasam ve okula uygun bir iş olsa- ne iş olsa yapabilirim, modundayım, ki satış pazarlamadan zerre anlamam misal, ama onu bile yapabilirim, modundayım. dayım -ki kendisi çok iyi yerlere gelmişti mezun olur olmaz- sırf senin kafada olduğu için, 30larının ortasında işini kaybetti, eşi de baktı dayım baya bildiğin kadının üstünden geçiniyor resmen, çocukları olmasına rağmen tekmeyi bastı -ki iyi de bastı, yoksa daha hala iş bulamazdı- o yüzden -ki yaşın da genç- ben senin yerinde olsam daha kararlı, disiplinli olur, iş yaşamıma devam ederim. hem de daha mezun olmadan işin var yani, bence çok güzel. ki şu anda çektiğin zorluklar gelecekte daha iyi bir iş için sana referans olur, onu da belirteyim.
0
Bugün iş yerine sap den bi danışman geldi, günlük danışmanlık bedeli olarak hala eski anlaşmadan bin lira gibi bi rakam telaffuz ettiler. Bence iyi para, bu işten yürürsün sık dişini.
0
sapciyim. sevmiyorsan yapabilecegini sanmiyorum. aceminin dedigi gibi gununu saatini bilmezsin. iyi kontaklarin varsa ve kendini iyi satabilirsen, freelance olarak 800-900 max'a calisabilirsin. ondan da %35 falan vergi dussen eline pek de bir sey gecmez. gunluk 1000 tl veren firma cok yoktur. o yuzden merak ettim neresiymis diye:)
neyse, madem kendini pazarlamaya yakin buluyorsun cik patrona ben danisman olarak cok basarili olacagimi sanmiyorum, benim icin cok teknik ama satis tarafinda daha basarili olacagimi dusunuyorum diyebilirsin. satisa alsinlar seni. sistemi bilen satisci pek yoktur. iyi olur bence senin icin de.
neyse, madem kendini pazarlamaya yakin buluyorsun cik patrona ben danisman olarak cok basarili olacagimi sanmiyorum, benim icin cok teknik ama satis tarafinda daha basarili olacagimi dusunuyorum diyebilirsin. satisa alsinlar seni. sistemi bilen satisci pek yoktur. iyi olur bence senin icin de.
0
dedim dedim de kime dedim
iptal oldu mu 1 ocak itibari ile? yenisini çıkartmak gerekiyor mu?
iptal oldu mu 1 ocak itibari ile? yenisini çıkartmak gerekiyor mu?
0
yukleme makinasindan yukleme yap. Orda vize yapilabiliyorda bi daha okut vize yapayim diyor. ordan hallet. Orda cikmazsa birsey ogrencilik de bttiyse yapacak bir sey yok.
0
öğrencilik bitse bile yanlış bilmiyorsam bir süre daha devam ediyor pasodan yararlanma durumun. 30'una geldiysen öğrenci de olsan kesiyorlar ama -en azından son baktığımda öyleydi :( -
0
fallopian
-------spoiler--------------------------------------------------------------------------------------------------------türk, ingiliz, rus, klasik, modern fark etmez. çalıkuşu, aşk ve gurur, jane eyre (gerçi bunun sonu mutlu muydu hatirlamiyorum) gibi cogunun belki ergen kız romanları diye tabir edece
-------spoiler----------------------------------------------------------------------------------
----------------------
türk, ingiliz, rus, klasik, modern fark etmez.
çalıkuşu, aşk ve gurur, jane eyre (gerçi bunun sonu mutlu muydu hatirlamiyorum) gibi cogunun belki ergen kız romanları diye tabir edeceği mutlu sonlu güzel, tatlış kitap önerileri istiyorum.
burayi spesifik isteklerde doğru adres yapan duyuruculara burdan tesekkurlerimi sunuyorum.
----------------------
türk, ingiliz, rus, klasik, modern fark etmez.
çalıkuşu, aşk ve gurur, jane eyre (gerçi bunun sonu mutlu muydu hatirlamiyorum) gibi cogunun belki ergen kız romanları diye tabir edeceği mutlu sonlu güzel, tatlış kitap önerileri istiyorum.
burayi spesifik isteklerde doğru adres yapan duyuruculara burdan tesekkurlerimi sunuyorum.
0
jane eyre, ehh mutlu son diyebilirim.
madem öyle bridget jones'un günlüğünü okusana? gerçi 3. kitabı daha okumadım ama, tatlıştır cidden, zaten aşk ve gurur'un böyle modernize versiyonu gibidir -daha doğrusu ondan esinlenmiştir, erkek karakterlerin soyadları bile aynı, dahası aşk ve gurur'un dizisinde bay darcy'i oynayan colin firth, bridget jones'ta da mark darcy'i oynuyor. ha bi de bridget'ın colin firth ile olan röportajı da var kitapta askdjaşsdj tabi adam o röportajı okuduktan sonra filme dahil olmaya nasıl ikna oldu bilmiyorum asdjkaşljaşaşdaj XD
madem öyle bridget jones'un günlüğünü okusana? gerçi 3. kitabı daha okumadım ama, tatlıştır cidden, zaten aşk ve gurur'un böyle modernize versiyonu gibidir -daha doğrusu ondan esinlenmiştir, erkek karakterlerin soyadları bile aynı, dahası aşk ve gurur'un dizisinde bay darcy'i oynayan colin firth, bridget jones'ta da mark darcy'i oynuyor. ha bi de bridget'ın colin firth ile olan röportajı da var kitapta askdjaşsdj tabi adam o röportajı okuduktan sonra filme dahil olmaya nasıl ikna oldu bilmiyorum asdjkaşljaşaşdaj XD
0
onu da okumuştum. Mutlu sonlulari lise hazirliktayken epey okudum, iste bunların tadını tekrar hissettirecek bir seyler lazım :)
Başka öneri??
Başka öneri??
0
eğer travesti bir dedektifin -ki audrey hepburn hayranı kendisi :) - enteresan dedektiflik hikayelerini okumak istersen, mehmet murat somer'in hop çiki ya ya serisini tavsiye ederim, çok tatlış ve eğlenceli bence. ama eğer kadınsan, bir zaman sonra "olm ben kendime hiç bakmıyom yaaa :/ " derken bulabiliyorsun, kendini, söyliyim :/
0
ya hatırlamıyorum ben öyle romanların sonlarını... aklıma şunlar geliyor:
*lady chatterley's lover (d.h. lawrence)
*far from the madding crowd (thomas hardy)
fazla okummaışım bunlardan sanırım.
*lady chatterley's lover (d.h. lawrence)
*far from the madding crowd (thomas hardy)
fazla okummaışım bunlardan sanırım.
0
yazdigin kitaplari ben de cok severim :)
klasik degil fakat tatlis bi kitap :) "the rosie project"
klasik degil fakat tatlis bi kitap :) "the rosie project"
0
@godosu beklerken, sonu mutlu değilse tobe okumam şimdi :) ciğergah olmuşuz burda, sonu belli olan kitaplara dusmusuz heyhat
0
genç kızlar - nihal yeğinobalı
okundu mu?
edit: "ergen kız"ken okuyup çok beğenmiştim.
okundu mu?
edit: "ergen kız"ken okuyup çok beğenmiştim.
0
@whimsical okumaz olur muyum, çok beğenmiştim. hele yazarın kitabı bastırma hikayesi:) filmini de izledim bu arada, hülya koçyiğit türkan şoray ediz hun'lu. ne güzel hatirlattin
0
ben orta okul öncesi hazırlıktayken okumuştum, o zaman mahlas ile yayınlanan baskısı vardı. yabancı kitap çevirisi diye okudum. çok sonra öğrendim yazarın gerçek kimliğini.
filmi olduğunu bilmiyordum, ama ediz hun olmamış gibi geldi bana şimdi düşününce. yunan tanrısı gibi tasvir ediliyordu kitaptaki hoca. ayhan ışık gibi bir oyuncu daha çok uyardı sanki. :)
filmi olduğunu bilmiyordum, ama ediz hun olmamış gibi geldi bana şimdi düşününce. yunan tanrısı gibi tasvir ediliyordu kitaptaki hoca. ayhan ışık gibi bir oyuncu daha çok uyardı sanki. :)
0
birbirimize söyleyemediğimiz onca şey - marc levy
güzel bir eser, ben çok beğendim.
güzel bir eser, ben çok beğendim.
0
