Giriş
(15)

şeker bağımlılığından nasıl kurtulurum

kibritsuyu
ben bir şeker bağımlısıyım.insülin direnci var, simit şeklinde göbek var, grade 2-3 karaciğer yağlanması var, fazla kilo var (bmi: 35), diyabetik denecek ölçüde değil ama açlık kan şekerim de normalin üstünde (115-125 mg/dl). her şey var, yok yok.ama şekere ve şekerli gıdalara dayanamıyorum. dürtüyo
ben bir şeker bağımlısıyım.

insülin direnci var, simit şeklinde göbek var, grade 2-3 karaciğer yağlanması var, fazla kilo var (bmi: 35), diyabetik denecek ölçüde değil ama açlık kan şekerim de normalin üstünde (115-125 mg/dl). her şey var, yok yok.

ama şekere ve şekerli gıdalara dayanamıyorum. dürtüyor, ye beni diyor. irademe hakim olamıyorum.

hamur işlerine direnebilirim, ama nerede sevdiğim bir tatlı olsun, gofret olsun, çikolata olsun kendime hakim olamıyorum.

bari meyve yiyim, en azından vitamin de alırım desem, bir oturuşta 2 kilo portakal yiyebiliyorum, onda da sınırım yok, kendimi durduramıyorum. pis bir bağımlılık.

diyet yapayım diyorum. yediğim kalorisi hesaplanmış gıdalar hiç sorun değil, aç kalmak da sorun değil, ama açken tatlı göreyim o beni dürtüyor. yemeğin üstüne de illa ki ağzımı tatlandırma isteği geliyor. toksun işte yemekten yeni kalktın ayı, yeme o tatlıyı diyemiyorum. illa ağzıma çikolata atıyorum. bir dilim yesem neyse, gerisi de geliyor, hop bütün paketi gömüyorum. evde bulundurmayım desem, çocuk değilim ya çıkıp alıyorum anasını satayım. dur işte alma di mi, yok.

spor yapıyorum (düzenli değil, ara sıra). gidip 1 saatte 1500 metre yüzüyorum. çıkınca açım tabii. gaza gelmiş olduğum için sağlıklı şeylerle karnımı doyuruyorum, hadi hop üstüne yine tatlı bir şeyler yeme isteği. bütün o yüzdüğüm boşa gidiyor.

ofiste çekmecemde 3 büyük paket eti hoşbeş var mesela. yemekten sonra onlardan birini yiyecek olmak bana mutluluk veriyor. yemezsem rahatsız ediyor. açıp bir tanecik yesem bile paket bitmeden duramıyorum. hadi durdum, paketi katlayıp lastikledim, 5 dakika sonra sesleniyor bana oradan beni ye beni ye diye.

metformin de alıyorum doktor önerisiyle ama şekeri kesmedikten sonra o da faydasız.

ne yapayım ne edeyim de kurtulayım bu bağımlılıktan bir yol gösterin dostlar.

edit: al bu da soruyu sorar sormaz sözlük'te çıkmaya başlayan reklam: imgur.com
0
kibritsuyu
(11.03.22)
Tek ihtiyacınız olan şey güçlü bir irade. Şunu unutmayın hiçbirşeyin tadı sağlıklı olmaktan daha güzel değil.

Şu anda aksiyon almazsanız ilerleyen yıllarda çok sıkıntı çekme ihtimaliniz var. Bunları düşünün kendinizi alıkoyun. Emin olun bir süre sonra o kadar da şeker canınız istemeyecek.

Eğer şöyle birşey arıyorsanız bir ilaç alayım o ilaç sayesinde canım şeker istemesin az yiyeyim vs. öyle birşey yok. var diyenler de yalan söylüyor. bu işin kolay yolu yok. Kendinizi alıkoyacaksınız yemekten.

2 sene önce grade 2 karaciğer yağlanması olan ve hamur-şeker bağımlılığı olan birisi olarak yazıyorum bunları. Çok şükür karaciğer yağlanmam grade 1'e düştü. Üzerine çalışıyorum. 10 kiloya yakın da kilo verdim bu süreçte.

Kolay gelsin.
0
nuevo
(11.03.22)
21 günlük programlar var hatta böyle bi instagram sayfası var, isterseniz link atarım. 21 belki çok uzun gelebilir ama siz 5’le başlayın mesela, yemediğim kadarı kârdır diye düşünebilirsiniz.
Sık ve az yediriyor, sporu da sizinki kadar yoğun yaptırmıyor. Bence önceliğiniz şekerden uzaklaşmaksa egzersize abanmaya gerek yok şimdilik. Önce yemeyi düzenleyip hafif egzersiz eşliğinde vücudu kontrol altına almak daha doğru sanki.
0
megalomaniac
(11.03.22)
yemek saatlerinizi düzenleyebilirsiniz. her aklınıza geldiğinde yemek yiyemeyeceğinizi bildiğinizde bir süre sonra vücudunuz da alışıyor. ben tatlı sevmeyen biriyim ama bazen tatlı krizine girdiğim oluyor, o zamanlarda da yaptığım şey şu, bir gün kurusunu alıyorum bolca tarçına batırıyorum içine de yarım ceviz koyup yiyorum. hatta kendimi şımartmak istediğimde de hindistan cevizine batırıyorum bazen.

belki canınız tatlı çektiğinde bu şekilde 2 parça yerseniz idare edebilirsiniz.

olay tamamen kendi iradeniz aslında gerçekten. ben bu tatlıyı yemeyeceğim dediğinizde 2 hafta sonra zaten canınızın çok da istemediğini fark edeceksiniz.
0
susannah delgado
(11.03.22)
İki önerim var. Birincisi intermittent fasting, diğeri de yemekten hemen sonra diş fırçalamak.
0
chavezding
(11.03.22)
aslında metformin alıyorsanız bu isteğinizi kesmesi lazım? aldığınız doz ne kadar?

bir de muadil ilaçlar da denenebilir doktor kontrolünde, metformin eğer kısa süreli salınımlıysa -glifor gibi- belki de kısa sürede vücuttan atıldığı için etkisi az oluyordur ve yine tatlıya yöneliyorsunuzdur. yok, diaformin gibi uzun süreli salınımlı bir ilaçsa da, belki dozu az geliyordur. şu anda tamamen salladım ve doktor değilim, ama kimyasal reaksiyonlar açısından böyle düşündüm. çöok büyük yamuluyor olabilirim :/
0
pasp
(11.03.22)
sizin kadar olmasa da ben de tatlıyı çok seven bir insanım. kilo verme calışmalarına başlamadan önce dediğiniz gibi ucundan bir parça alayım dediğim çikolatanın tüm paketini gömüyordum vs.
(ayrıca bütün sülale şeker hastası ve azıcık kaçırsam bende de simitler cıkıyor.)

o zamanlar kilo verme hesabına düşük karbonhidratlı ketojenik benzeri bir seylere başladım. haliyle hem şekeri hem yüksek karblı ürünleri bırakmak asırı zor oldu. ilk 2-3 hafta baş ağrıları, halsizlik derken bok gibi geçti.

kendi deneyimimden bahsederek söylüyorum, bırakmaya karar verip uygulamaya başlayınca daha da kötüleşiyor ama irade ve istikrar önemli. cunku ucundan kaçırınca devamı geliyor. kendi yaptıklarımı yazıyorum.

1-yazmıssınız ama evde/ ofiste bulundurmamak asırı önemli. getir vb uygulamaları da silmek işe yarıyor.
dısarı cıkıp alma kısmı için irade dısında bir sey diyemiyorum. benim tembel olmam bu noktada işe yaradı belki :D
2-rafine şekerli market ürünleri yerine kuruyemiş (ufak paketlerde alınabilir) tüketmek şeker isteğimi azalttı.
3-yukarıda yazdığım gibi, öğünlerde düşük carblı beslenmek de etki etti bence.
4-bir de hem beslenme hem de spor için ,evet kısa süreli hedefler koymak önemli ama, uzun vadede sürdürmek, ara vermeden gelip geçici değil sürekli hale getirmek gerekiyor diye düşünüyorum.
(yani 5 gün spor yapmayıp 1 gün 1.5 km yüzmek değil de her gün 500 m yüzmek gibi.)
ne kadar düzenli olursanız o kadar kolaylaşıyor bence.
0
demoniclewinsky
(11.03.22)
valla bunun bir yolu yok ya, tamamen "mindset" ben cok uzun sureler sekersiz beslendim buna meyve de dahildi hatta.

intermittent fasting yardimci olur tabi onu yapacak irade de benzer bir irade, ne kadar az yersen seker tuketme ihtimalin o kadar azalir. seker gercekten uyusturucu madde gibi, ben ilk sekeri kesmeye basladigim zamanlari hatirliyorum (biraktim, tekrar tukettim, biraktim...) ama ilk bu konuya kafayi taktigim zamanlarda hatirliyorum usenmeden kalkip markete gidip eti canga falan alirdim insanin gercekten kafasina cakiliyor o seker ihtiyaci. sonra kendimi tuttum yani bir yolu var mi gercekten emin degilim ama 1 hafta - 10 gun gectikten sonra her sey daha kolay oluyor emin ol.

ayrica evde-ofiste sekerli paketli her seyi kaldir at, asla tekrar alma. bence bu is tamamen kafada bitiyor belli bir yolu yok ama uzun zamandir IF de yaptigim icin IF'le denemeni de tavsiye ederim.
0
bay b
(11.03.22)
Abi bu işi çözmen için bu işin mekaniğini çözmen lazım, sonra olay kafanda daha basit hale gelir.

İnsülin direnci nedir önce bunu bilmen lazım. Vücuduna aldığın şeker önce insülin yardımıyla hücrelere girer burada, enerjiye dönüştürülmek üzere depo edilir, fazlası da yağa dönüşür. Sen eğer fazla karbonhidrat alıp hücreleri dolduruyorsan ve o hücreleri boşaltmıyorsan hücrelerde şekere yer kalmaz, sen her şeker aldığında vücudun o şekeri hücreye sokabilmek için daha fazla insülin üretir, insülin şekeri zorla hücreye sokmaya çalışır ama senin hücreler dolu olduğu için bu bir işe yaramaz, bir süre sonra hücreler insüline direnç oluşturur ve en sonunda hiç tepki vermez; aldığın karbonhidrat direkt yağa dönüşür. İnsülin direnci budur.

Şimdi burada sence asıl problem nedir? Şeker bağımlılığı mı? Hayır. Senin sorunun fiziksel olarak hiç hareket etmemen. Ne dedim başta? Hücrelere enerji olarak aldığın şekeri boşaltman lazım. Yani hücrelerin boşalacak ki yeni gelen şekere yer kalsın, insülin de işini yapsın. Sen hep yiyip hiç enerji harcamazsın bir süre sonra direnç oluşuyor. Aldığın metformin de ne yapıyor koçbaşı gibi hücre kapısını açmaya çalışıyor zorluyor o arada vücut dengen bozuluyor ishal falan oluyorsun. Senin yapman gereken, ki insülin direncinin çözümü budur, hücreleri insüline duyarlı hale getirmektir, bu da körleşmiş hücreleri tekrar duyarlı hale getirmektir, bunun çözümü de hücrelerinde depo edilmiş ama kullanılmamış şekeri enerji olarak k kullanmaktır, bu da sadece günlük minimum 1 saatlik egzersizlerle olur. Çözüm bu. Yani senin yaptığın gibi arada bir yaptığın yüzme gibi değil.

Açıkçası bunun iradeyle kendini tutmanla bir alakası yok, sen kalori aldığında şekerin hızla yükselir, vücut onu hücrelere sokabilmek için bol bol insülin salgılar hücreye sokamayınca hepsini yağa çevirir kan şekerin düşer, sonra canın yine böyle şeyleri ister, bu bir kısır döngüdür. Ha burada şeker değil de başka bir şey yersen yine aynı şey olur zira sorun burada karbonhidrat alman değil, hücrelerinin kör hale gelmesi, çözüm de hücreleri tekrar duyarlı hale getirmektir, nasıl yapacağını da yukarıda yazdım zaten.
0
Kaleci Saçlı Forvet
(11.03.22)
önce şöyle başla, mümkünse biri (daha daha mümkünse otoriter biri) sana porsiyon yapsın. hoşbeş'in deposu çekmecen olmasın. çevrendeki, senin hakimiyetindeki tüm abur cuburu teslim et. mutfakta ya da porsiyon yapan kişinin bildiği bir yerde dursun.

işin biraz önünü alırsan, tamamen kurtulmak için gücün, dayanağın olur. istersem yaparım moduna girersin. sen şu anda tamamen teslim olmuş durumdasın. bir anda çat diye kesemezsin. relapse yaşarsın.
0
gabe h coud
(11.03.22)
Ben size uyku saatlerinizi mümkünse en geç 22.30-05.30 aralığına çekmenizi tavsiye edeceğim.

Uykunun gece uyunması ve en karanlık ortamda uyunması, tabii bir de havası temizlenmiş bir odada uyunması, insanın iştahını ve tatlı ihtiyacını muazzam dengeliyor. Bunu yaşayarak gördüm. Kendinizi sırf uyku konusunda sıkı sıkı eğitseniz bile fazla kilonuzun en az üçte birini diyetsiz sporsuz verirsiniz.
0
muhayyer divan
(11.03.22)
ete aban. güzel et ye. yiyebildiğin kadar. kusana kadar et ye. şeker meker bi şey aramazsın.
0
alperz
(11.03.22)
"yemeğin üstüne de illa ki ağzımı tatlandırma isteği geliyor."

ben bundan sütlü kahve içerek kurtulmuştum. çay kaşığının ucuyla hindistan cevizi şekeri ekliyordum. sütün kendi şekeri de var zaten. akşam 6 gibi gelen tatlı krizimi dengeliyordu.
0
hakikatler bosluga bakan aynalar miydi
(11.03.22)
Geçici bir çare öneriyorum size: züber. Evet ben çikolata gofret türevlerinden züberw geçerek kurtuldum. Hem de bugün tam 1 ay oldu. İçeriğinde hurma kuru meyve daha doğrusu doğal şeker var. Nasıl istiyorsanız yine öyle yaşayın yiyin için ama aldığınız abur cubur lar züber olsun sadece. Şişkinlik azalıyor tatlıya olan saldırma hissi kayboluyor. Yemek sonrası illaki tatlı aranmak tarihe karışıyor. Evde paketi açılmamış cips çikolatalım duruyor. İrademi kutlayıp yemeden devam ediyorum. Züber denemeye karar verirseniz ilk önce fındıklı kakolusunu tercih edin. Çikolataya en yakın tad onda. Antep fıstıklı olan lokma ları ise aşırı güzel. Reklam gibi oldu ama gerçekten faydasını gördüm en azından deneyin derim.
0
buzbebek
(11.03.22)
Ekleme yapmak istedim bu aralar diyet yaptığım için belki başka okuyan eden olur tecrübe okumak motive eder. Yokluk hissinden kurtulmak için evde her şeyi bulunduruyorum. Mesela normal makarna da var tam buğday makarna da. Nutella da var gazoz da ayran da. Ben sağlıklısını tercih ediyorum. Ha ama istesem alırım yok değil elimin altında. Sizin için de öyle olabilir. Hoşbeşler çekmecede dursun. Onlar sizin. İstediğiniz zaman yiyebilirsiniz ama hem içeriği kötü hem de vücudunuza faydası yok.

Bir diğer yöntemim fakirlik oyunu. Diyelim canım dışarıdan pizza söylemek istedi. Kendi kendime diyorum ki ay sonu ve paran yok. Alamazsın. 40tl ise bir pizza 5 tane züber alırım 5 günlük arq öğün. Böyle böyle tamamen kafada kendimi kandırıp yemiyorum.

Saçma gelebilir ama kesinlikle etkisi oluyor.
0
buzbebek
(11.03.22)
ben kendim için yaptığımdan bahsediyim: oruç:)
din ile alakanızı bilmiyorum da ben önce nafile oruç tutaym dedim. Allah adına niyet alınca zorlanmadan tuttum. orucu bozamıyorum ya, pes edemiyordum. önce haftada 2gün (pzt-perşmebe oruçları) ve akşam yemeğimi gönlümce yiyip erken yatışa geçtim. zaten meşguldüm. meşguliyette olunca bu 2 günleri arttırdım. Kaza oruçları vs diye. sonra oruç tutmadığım günlerde bu şekilde beslenmeye başladım. günde 2 ögün ve öğün aralarında açlık süreleri uzun şekilde bazen de tek öğün. bu aslında intermittent fasting oluyor ama irade devreye giriyor ya. if yapıncada biyerde irade kırılıp "eee başlarım böyle işe" oluyordu.yine kısır döngü. bi kırılınca nasılsa bozdum diye başa sarıyordum. if'ten farklı olarak diğer türlüsünde orucu bozana kadar yiyemiyorum ya, oruç bozulacak, kazaya kalacak diye diye ben yeme düzenimi oturttum. o beni terbiye etti. ve cidden bir süre sonra önümde en sevdiğim şey bile dursa "ben istemiyorum" diyebiliyordum. yemeğin peşine düşüp km tepen insandım. aç bile durabilirim. açlıkta ayılıp bayılmıyorum, öyle rahat ettim ki. bir şeyi geri çevirmek, "canım çekti-istedi" gibi şeylerin olmaması. ramazan ayı da geliyor ya, Nisan 2'de. eğer oruç tutan birisiyseniz o zamana kadar haftada 2 günle başlayıp fullemeye çalışın. tüm gün bir şey yiyemeyince:)) anca akşam abanırsınız. onda da bir-iki derken artık hergün öyle abartmazsınız. sizi tıkıyacağı için mecburen, canınız öyle istediği için hafif şeylerle geçirmiş olacaksınız ve bi bakmışsınız kg vermişsiniz. bi de yürüyüş ekleyince. min 7500adım:)) iradeyi kıramama durumunda imana gelip böyle bi yöntem kullanabilirsiniz.
ben tek öğün besleniyorum, o da akşam yemeği. bi organizstyon falan varsa 2 öğün oluyor. öyle dengeliyorum. if herkes için çok uygun bence. yaşam şekline adapte edince miis. bir ton öğün yiyemiyorum artık ve "canım çekti" olayı yok.
0
halboyle
(11.03.22)
(7)

kisa makyaj sorulari

Kittie
merhaba,kaslarim cok acik renk.tenim de acik renk. ve cok az kasim var bir de. makyaj sevmiyorum ama kas boyamazsam kassiz gibiyim.nyx lift and snatch aldim. guzel ama uygulayamiyorum bir turlu duzgunce.daha kolay uygulanabilir ve dogal gorunum yaratan ne var?ya da bu nyx uygulamaya alisilir mi?duda
merhaba,

kaslarim cok acik renk.
tenim de acik renk. ve cok az kasim var bir de. makyaj sevmiyorum ama kas boyamazsam kassiz gibiyim.
nyx lift and snatch aldim. guzel ama uygulayamiyorum bir turlu duzgunce.
daha kolay uygulanabilir ve dogal gorunum yaratan ne var?
ya da bu nyx uygulamaya alisilir mi?

dudaklari dolgun gosteren bir urun var mi kullandiginiz?

urun sorularim bu kadardi.

son olarak, cilt makyaji yapanlar.. fondoten, bb cc krem her ne kullaniyorsaniz en pahali urun de olsa o urunun cildiniz tarafindan emiliyor olmasi fikri sizi rahatsiz ediyor mu? beni cok ediyor.
influencer tayfayi gordukce hayret ediyorum. hepsi kimyasal sonucta. bu durum sadece bende mi var merak ettim.
0
Kittie
(11.03.22)
Son soruya yanıt: inanılmaz rahatsız ediyor bu yüzden zorunda kalmadıkça kullanmıyorum. Renkli güneş kremi kullaniyorum yerine.
0
jjimyl
(11.03.22)
Dediğiniz ürüne baktım, sanki eyeliner kalemi gibi duruyor. Yani, uygulaması kolay değildir diye düşünüyorum. Bence kalem tarzı ürünlere yönelin. Kaş farları kolay uygulanıyordur belki.

Cilt makyaji yapanlara sormuşsun son soruda ama ben her gün fondöten kullanmayı doğru bulmuyorum. Sadece özel günlerde kullanırım. Influencer tayfanın işi bu, mecbur kullanacaklar. Zaten bir sürü bakım da yaptırıyorlardır.
0
sevilen progressive türkücü
(11.03.22)
Kas maskarasi, missha benefit olabilir ama dogru renk onemli.
Fondotenin hissine kullandikca aliştim, onceleri agir hissediyordum.
Dudaklar icin victorias secret plumping bi sey vardi renksiz hafif hafif igne batiyo gibi olup iki katina cikariyodu.
0
gunes123
(11.03.22)
sadece concealer kullaniyorum. kapatilip esitlenmesi gerek asiri bir kizariklik, leke falan yoksa tum yuz fondoten gereksiz normal insan icin.

"rahatsiz ediyor mu?'
hayir. aksam iyice yikayip temizliyorum yuzumu, ki bir de buna gelene kadar neler var.
0
hot potato
(11.03.22)
ben analiz dersimiz için kendi kullandığım makyaj malzemelerine (allıktır, bb kremdir vs vs) xrd ve ftir çekmiştim aljkdşladşa tabi krem tipi olanları etüvde kurutmak gerekiyor. kuru olanların içlerinde genelde kristalin yapılı ham maddeler var (TiO2 yani titanyum dioksit ve Fe2O3 gibi yani demir oksit (demir III oksit aslında da neyse), sıvı olanlar da tabi başka çözücüler, bağlayıcılar vs de var. katılardaki kristalin yapıdaki ham maddeler genelde seramik yapılı (kovalent bağlı bileşikler) vücudumuz da bu tip kimyasalları dekompoze edecek -parçalayacak yani- sıcaklığı uygulayabilecek durumda değil zaten XD yalnız şu var: biomaterials dersinde hocamız şunu demişti: özellikle güneş koruyucularının içinde nano boyutta titanyum dioksit olabiliyor ve hücre duvarından geçebiliyor. bu da cilt kanserinden korunayım derken vücuda daha zararlı olabiliyor. ha, ben bu konuyu hiç araştırmadım açıkçası, yani tane boyut tespiti yapmadım güneş kremlerinde. aslında aklıma gelmişken onu da yapayım. bu arada playin star again'in dediği gibi, her şey kimyasal, her şeyin fazlası ya da azı da zarar. bunu düşünerek günlük hayatta makyaj kullanımı gerçekleştirilebilir. ek olarak kullandığınız her üründe olmasa da, çoğu üründe yukarıda anlattığım seramik partiküller bulunabiliyor. ama konunun uzmanı değilim tabi ki, kendi kullandığım malzemeleri analiz ettim sadece. (not: ben doğru düzgün hiç makyaj yapmıyorum, laboratuvarda çok terliyorum çünkü, bir de zaten toz çalışıyorum, maske kullanıyorum, gerek görmüyorum o yüzden özel günler dışında.)
0
pasp
(11.03.22)
fondoten değil de pure beauty'nin cc kremini sürüyorum sadece burnuma. yves rocher'den aydınlatıcı özellikli göz altı kapatıcı almıştım onu sürüyorum. az sürdüğüm için rahatsız etmiyor ama eve girer girmez ilk yaptığım iş makyajımı silmek.

kaş için bir şey kullanmıyorum ama dudak için "Maybelline Sensational Ultimatte Ruj" ve
"superstay matte ruj" kullanıyorum çok memnunum. dolgun gösteriyor, aşırı kalıcı ve maskeye bulaşmıyor tavsiye ederim.
0
Hallegadola
(11.03.22)
i. kas fari, mac - omega size koyu mu olur, bilmem; dilerseniz bakin. ben maskara tipli olanlara hep yazik ediyorum.
ii. uzun surmuyor etkileri bende, bazisi dudagimin icini soyuyor; alerjik bunyeyim. yine farla hafif dudak cevresi konturu is gorebiliyor.
iii. dermokozmetik aliyorum, mecburum; delirmeye musait cilt icin olan segment'te takildigim icin zaten agir icerikler olmuyorlar.

issiz influencer tayfa ne yaptigini bilen bir tayfa degil, onlari dusunmeyin bence.

sevgiler!
0
e haliyle
(11.03.22)
(7)

kedi maması önerisi

mtfbwy
artık 10 kg proplan kısır mama için 750 lira gibi bi meblağ görmemle birlikte alternatif daha uygun fiyatlı mama arayışına girdim. zaten bi aldığım fiyattan asla alamıyorum her gün zam yiyor. daha uygun fiyatlı kalitel, mama önerileriniz var mıdır?
artık 10 kg proplan kısır mama için 750 lira gibi bi meblağ görmemle birlikte alternatif daha uygun fiyatlı mama arayışına girdim. zaten bi aldığım fiyattan asla alamıyorum her gün zam yiyor. daha uygun fiyatlı kalitel, mama önerileriniz var mıdır?
0
mtfbwy
(30.11.21)
temizmama.com bonacibo. 2 senedir kedilerine bunu veren arkadasim var gayet yolunda her sey
0
ala09
(30.11.21)
kedi mamalarının çoğu ithal. dolar arttığı için zam gelmesi kesindi, geçen hafta 500 liraya (540 - 40 TL Kupon) 10 Kg N&D almıştım. Şimdi baktım 700 liranın altında kalmamış sahiden.

yine de 700 liraya kadar çıkıp pro plan'dan daha iyisini almayı isterseniz n&d öneririm.

daha ucuz alternatiflerin çoğu benzer içeriğe sahip, glutenli, az proteinli vs.

şimdi bakarken 630 tl'ye Hill's buldum, o da fena bir marka değil diye biliyorum. Ben hiç kullanmadım ama.

www.akakce.com
0
rahip janick
(30.11.21)
Durmaksızın zam geliyor, stokta dursun diye 15 kilo royal canin'i 740 liraya aldık iki gün önce (50 lira daha artmış hemen)
www.n11.com

Pro Plan'dan daha ucuz 10 kilo Royal Canin var bu durumda, 640 civarına geliyor: www.n11.com

Pro Plan ve Felicia'nın içerikleri çok benzer, en az bir veterinerden de "kedinin kronik sağlık problemi yoksa Felicia verebilirsiniz, kötü bir mama değil" onayını duydum. Alıp kullandık hatta, iki kedim de sorunsuz yedi. Sürekli aynı mamayı vermemek için ara sıra yine almayı düşünüyoruz. 12 kilosu 430 lira civarına buldum onu da şimdi: www.n11.com
0
kobuzchu kiz
(30.11.21)
royal canin sterilised 37 tavsiye ederim. ben uzun süredir kullanıyorum. 500-550 tl civarı 10 kilosu.
0
false pretension
(30.11.21)
n&d'nin proplan'dan daha iyi olduğuna katılmakla birlikte, yine de pahalı olduğunu söylemeden geçemeyeceğim, ki temizmama bile pahalanmış (özellikle de kediniz kısır ise). felicia da türk markası diye biliyorum, ki onun da fiyatı çok arttı. ben olsam 1. felicia ve 2. temizmama derdim -temizmama da uzun süre verdik annemin kedisine, memnunduk. felicia daha iyi diye duyduğum için ve kendi kedimde de böbrek sorunları olduğu için felicia'ya geçtim. ama temizmama da alınabilir tabi-
0
pasp
(30.11.21)
mama fiyatına sadece satın alma olarak bakma bence. kaliteli bir mama kedinin ömrünü uzatıyor ve hastalıklardan uzak tutuyor. yani olası veteriner-sağlık masraflarını düşürüyor. virbac kullanıyoruz 3 kilosu 270 gibi aldım geçen hafta. A sınıfı kaliteli mamalar arasında fiyat olarak büyük farklar yok malesef.
0
orpheus
(30.11.21)
@orpheus evde 4 kedi olunca fiyatına da bakmak zorundayım ne yazık ki, 10 kg proplan 1.5 ay civarı gidiyor :/
0
🌸mtfbwy
(30.11.21)
(1)

Bu mantarları kim tanımlayabilir?

Yigitabi
selam parkta arsada falan gördüm, bu iki farklı mantar türünü kim tanımlayabilir? Lokasyon izmir karşıyaka.
selam parkta arsada falan gördüm, bu iki farklı mantar türünü kim tanımlayabilir? Lokasyon izmir karşıyaka.
0
Yigitabi
(28.11.21)
Tanımlama olarak değil de, telefon uygulaması olarak Plantnet var, işinizi görebilir. Ayrıca Google lens ile de aratabilirsiniz. Bunları zaten yaptıysanız da kusura bakmayın :(
0
pasp
(28.11.21)
(9)

Zevksizlik abidesi yatak odası takımları

strangerinhere
Seneler sonra yatak odasını yenileyelim takım şeklinde sade hoş birşey alalım dedik. Zaman buldukça farklı birçok mağaza gezdik ama beğendiğimiz birşey olmadı diyebilirim. Aşırı zevksiz mobilyalar, gereksiz detaylar ve tabii uçuk fiyatlar. Bir de satış sonrasında insanlar aşırı şikayet etmiş, birçok
Seneler sonra yatak odasını yenileyelim takım şeklinde sade hoş birşey alalım dedik. Zaman buldukça farklı birçok mağaza gezdik ama beğendiğimiz birşey olmadı diyebilirim. Aşırı zevksiz mobilyalar, gereksiz detaylar ve tabii uçuk fiyatlar. Bir de satış sonrasında insanlar aşırı şikayet etmiş, birçok konuda sorun yaşamışlar. Bu işin bir çözümü yok mu :) Doğru düzgün, sağlam, sade ve şık yatak odası mobilyası nerede bulunur?
0
strangerinhere
(19.08.21)
En sade ve sağlam yatak başlığı ve bazayı İşbir'de bulduk biz birkaç ay önce. (İder'de gayet sade bir model vardı ama gidip mağazada bakınca kalitesini hiç beğenmedik.)

Gardrop vs de 3-4 yıl önce Bellona'dan sade düzgün bir model almıştık. İnternetten değil mağazadan aldık ve servisi falan gayet iyiydi. O zamandan beri fiyatlar ne olmuştur hiçbir fikrim yok tabii.
0
kobuzchu kiz
(19.08.21)
ikea :)
0
lemmiwinks
(19.08.21)
Ikea demeye gelmiştim, demişler
0
lcha
(19.08.21)
Yalnızca ahşap ürün satan mağazaları kontrol edin. İnstagramda çok var bu mağazalardan. Ulaşıp showroomlarına vs gidebilirsiniz Bir kısmı size özel üretim de yapıyor.
0
zimbirik
(19.08.21)
modoko'da ya da çağlayan'daki mobilyacılar çarşısında iyi bir usta bulup masif yaptırın bütçeniz yetiyorsa.
yine aynı yerlerde normal bilindik markaların dışında çok daha kaliteli mobilyası olan mağazalar da var, hazır da alabilirsiniz beğendiğiniz olursa.

masif olunca demode ve kaba olmak zorunda değil.
işçiliği jilet gibi olanlar var.
0
blatta hiberna
(19.08.21)
Ben Enza'dan aldım ama aklım Ikea'da kaldı :( Kelebek'te de sade birkaç model vardı
0
kendi helvasını kavuran zombi
(19.08.21)
biz woodenworkz'e yaptirdik. olculeri, yuksekligi, rengi her seyi istedigimiz gibi oldu. cok memnunuz.

www.instagram.com
0
65 derece
(19.08.21)
Ikea demeye gelmiştim
0
howfaristhesky
(19.08.21)
zombi +1, enzadan aldım ama aklım ikeada kaldı :/
0
pasp
(20.08.21)
(9)

30 yaş civari hanımlar-olgunluk sorusu

abuzer
Arkaslar s.a 29 yasindayim. Yasitlarimin 3 cocuu var. Ben hala annemin kucağına yatip saatlerce sırtımı ovduruyorum. Babama ,su getir, karpuz kes gibi simarikliklar yapıyorum. Tabii yılın 2-3 ayı birlikte oldugumuz dönemde oluyor bunlar. Normalde tek yaşıyorum. Yine de çok olgunsuz geliyorum kendime
Arkaslar s.a 29 yasindayim. Yasitlarimin 3 cocuu var. Ben hala annemin kucağına yatip saatlerce sırtımı ovduruyorum. Babama ,su getir, karpuz kes gibi simarikliklar yapıyorum. Tabii yılın 2-3 ayı birlikte oldugumuz dönemde oluyor bunlar. Normalde tek yaşıyorum. Yine de çok olgunsuz geliyorum kendime xd hiç öyle evlenmiş, ev idare ederken, çocuk bakarken hayal edemiyorum kendimi(öğretmenim). Tabii başa gelince hepsi yapılır da, anladıniz işte... siz ne durumdasiniz?
0
abuzer
(07.07.21)
27 olacağım önümüzdeki hafta, 30 civarı şartını karşılıyor muyum bilmem ama ben de böyleyim. aileyle olan muhabbet başka bence, o ailenizin kendi dinamikleridir. benim ailem de ben de çok sevecen ve birbirine bağlı insanlarız. o yüzden dediğiniz türde şeyler sıkça yaşanıyor. ama kendini evlenmiş, çocuk bakarken, evli insan sorumluluğu almış halde ben de hayal edemiyorum. öyle bir şeye hazır hissetmiyorum kendimi. muhtemelen hiçbir zaman da hazır hissetmem. evlilik belki ev arkadaşlığı tarzında iki tarafın birbirini yorup darlamadığı bir şekilde yürütebilirim, fedakarlık yapmadan ve beklemeden. ama çocuk... çocuk sahibi olmak tam bir korkulu rüya benim için. beni hayata küstürecek bir şey.
0
Mossy
(07.07.21)
37 yaşındayım 1 oğlum var ama bu şımarıklıkları ben de hala yapıyorum hiç olgunlaşmadım :) çocukla çocuk gibi kavga ediyorum falan eşim müdahale ediyor :)
Geçmeyince geçmiyor.
0
sta
(07.07.21)
kadını erkeği yok bence :) yaşım 32 ama ben de kendimi hicbir zaman klasik baba rolünde göremiyorum.

arkadaş olur benden en fazla.
0
boyle buyurdum
(07.07.21)
eşim de ben de 35 yaşındayız, geçende ikimiz de kediyle kavga ettik (kedinin yaşını bilmiyorum, sokaktan geldi eve çöktü aşsljkdşajda ama o da var bir 2-3, hala topla oynuyor) tabi kendisi bizi iplemedi, döndü kıçını topuyla oynamaya devam etti :D bence olgunluk böyle 3 çocuk sahibi, evli vs olmayla olmuyor, bazen ufacık çocuktan çok bilge bir söz duyabiliyorsun. olgunluk öyle bir şey işte bence.
0
pasp
(07.07.21)
ayni durumdayim :) babama su getir, karpuz kes muhabbeti haric. oyle desem bulundugu yerden bana ucar herhalde :D ama bence bu olgunsuzlukla alakali degil ya pek cunku hayatta aldigim cok agir sorumluluklar var ama anne-baba yeri, bi tek onlara karsi simarma luksu baska bi sey :D
0
e mice
(07.07.21)
29 yaşında kimin 3 çocuğu var yahu?
0
suicides underground
(07.07.21)
27 bitecek birazdan nişanlıyım. Ama halen daha ben de sizinle aynı moddayım napcam bilmiyorum. :)
0
Hallegadola
(07.07.21)
Aynı, ben evlendim ama olgun değilim. E
0
izmitcan
(08.07.21)
29 yaşında kimin 3 çocuğu var :D benim yalnızca bi kaç tanıdığım 1 çocuk doğurdu o kadar :D
0
zimbirik
(08.07.21)
(13)

İstifa Vereyim Mi?

Etanglement
Yeni mezunum. Mühendisim.Şirkette 3. ayım dolmak üzere.Girerken yapacağımı zannettiğim işleri değil başka işleri yapıyorum. Yeni işe alımlar yapıyorlar, sonrasında beni daha mühim bir pozisyona geçireceklerini biliyorum. (seniorların önünde co-founder tarafından deklare edildi) Bu mutlu edici bir ha
Yeni mezunum. Mühendisim.
Şirkette 3. ayım dolmak üzere.
Girerken yapacağımı zannettiğim işleri değil başka işleri yapıyorum.
Yeni işe alımlar yapıyorlar, sonrasında beni daha mühim bir pozisyona geçireceklerini biliyorum. (seniorların önünde co-founder tarafından deklare edildi) Bu mutlu edici bir haber olsa da, geç kaldılar.
Her gün on dakikada bir istifa verip ihbar sürecine girmek istiyorum. Ki ona girmem bile (3 ay bile olmadı yahu)

Mülakat sürecinde bulunduğum üç yer var. Üçü de heyecan verici ve bana çok şey katacak, daha kurumsal yerler. Bunlardan birinde çözmek için vaka bekliyorum, diğerinde kurucu ile mülakatı geçtim yüz yüze sınama yapmaya çağırdılar. Üçüncüsü ile de 45 dakikalık tam istediğim gibi bir mülakat geçirdik ve sunum aşamasına kalacağım kesin. Yani umut var, kesinlikle var!

Ancak bu üç başvurum da olumsuz sonuçlanabilir. İster işe yeğenini sokabilir, pozisyonu kapatabilir, işe iade davası yüzünden birini geri alabilir... Ben de kaka gibi ortada kalmak istemiyorum. Çok sağlam pişman olmak falan, korkutuyor.

Burada mutsuzum. Şu andsa mutsuzum mesela.

Ne yapayım? Şımarık mıyım acab?
0
Etanglement
(07.07.21)
Durdugun kabahat
0
ir mania
(07.07.21)
"Yeni işe alımlar yapıyorlar, sonrasında beni daha mühim bir pozisyona geçireceklerini biliyorum. (seniorların önünde co-founder tarafından deklare edildi) Bu mutlu edici bir haber olsa da, geç kaldılar."

yalan.
0
bronz böcek
(07.07.21)
Yeni bir iş kesinleştikten sonra et.
0
himmet dayi
(07.07.21)
Sacma. Ise gir oyle istifa et. Uc yerin de olumsuz donmesi gayet ciddi bir ihtimal. Muhendissen bundan daha analitik olman lazim bence.
0
hot potato
(07.07.21)
İşe alınmadan istifa etmek mantıklı görünmüyor.
Seni daha iyi bir pozisyona alacakları da büyük ihtimalle yalan.
Performansını iyi görürlerse daha ciddi işlere geçebilirsin. Ama bu motivasyonsuzlukla zor. yaptığın işi sevmeden zor.
Seni işe alırken yapacağını söyledikleri işi aynı ekipten başkaları yapıyorsa yalnızca sana güvenmeyi bekliyor olabilirler.

ilk 3 ay çok basit görevler alman hatta görev alamaman falan çok normal. Neden problem ettiğini anlamadım.

Diğer işlere alınmama ihtimaline neden olarak hep şirketle alakalı şeyleri söylemişsin ama seni beğenmeme ihtimalleri de var. Bence sen biraz kendini beğenmiş, ukala biri gibisin. Evet şımarıksın.

yeni mezun dönemimde bir grup mülakatında okulumdan mezun biriyle karşılaştım. Bizim okulu hiç sevmiyorlar o yüzden beni hep eliyorlar dedi. Ben hiç öyle bir şey fark etmemiştim. Grup mülakatında farkettim ki çocuk herkesin sözünü kesiyor. Kimseyi dinlemiyor vs. ve böle biri olduğunu fark etmemiş, onu okulu nedeni ile elediklerini düşünüyordu garibim. Senin de cümlelerini ona benzettim.

Biraz sabret. Böyle düşmesin motivasyonun. bu düşünce tarzı ile mutlu olman çok zor.
0
zimbirik
(07.07.21)
Üç ay bile olmamış ancak yeni pozisyon vermek için geç bile kalmışlar (!)
En azından yeni iş bulup istifa edin mutsuzsanız.
0
pro9it9is9
(07.07.21)
Şu şartlarda yeni iş kesinleşmeden istifa etmeyin bence. 'Mutlu değilseniz istifa edin' lafı bu ülkede ne kadar geçerli. Türkiye'de çalışan bir kişi hayvani mesai saatleri ve iş yükü sebebiyle işinden ne kadar mutlu olabilir ? Herkes söve söve işe gidiyor. En azından 1 yıl dolsun bence.
(Aynı sebepten istifa ettim)
0
sumuklurakun
(07.07.21)
is hayatina giris 101: yeni is kesinlesmeden istifa edilmez.
0
in vino veritas
(07.07.21)
3 ayda ben olsam kimseyi yükseltmem valla. Hele bir bakalım nasıl çalışıyor, nasıl insan filan...
0
firez
(07.07.21)
"sonrasında beni daha mühim bir pozisyona geçireceklerini biliyorum. (seniorların önünde co-founder tarafından deklare edildi)"

neden? birinin yeğeni misin? 3. ayda kim kimi mühim bir pozisyona getirir? doğru bile olsa daha sonra dedikleri şey aylarla ölçülmüyordur. bence şımarıksın.
0
timmie
(07.07.21)
iş en iyi işteyken bulunur. kesinleşince istifa et +1

güzel yerlerle görüştüğüne göre etiket üniversitelerden ve/veya yüksek ortalamayla mezunsun. ama sorun şu ki sadece üç aylık deneyimin var. boğaziçi kimya mezunu üstüne şirketin mühendislik yönetimi masterı yaptırttığı ve kendi alanında 3 toplamda on yıllık iş deneyimi olan arkadaş geçen sene pandemi döneminde istifa etti artık dayanamayıp, dört ay işsiz kaldı, girdiği yer ise ona birşey katmayan başka bir yerdi. gerçi bir sene dolunca çok daha iyi ve kurumsal bir yerde iş buldu ama bu sefer çalışmakta iken buldu. bu tip parametreleri ve örnekleri de göz önüne al derim naçizane.
0
pasp
(07.07.21)
Ihbar sureci dedigin 6 aylik kideme kadar 15 gun, diger isler kesinlesine kadar devam ederdim ben olsam
0
pofudukayi
(08.07.21)
"Yeni mezunum."
"Şirkette 3. ayım dolmak üzere."
"beni daha mühim bir pozisyona geçireceklerini biliyorum. (seniorların önünde co-founder tarafından deklare edildi) Bu mutlu edici bir haber olsa da, geç kaldılar."

3 ayda sıfır tecrübe ile başlanıp terfi edilmez. he böyle bir kural yok tabi ama 3 ayda ne öğrendin ki terfi bekliyorsun? ben 3 sene bekledim.

ayrıca arkadaşlara katılıyorum. yeni bir iş bulmadan istifa edilmez +1

ayrıca; gelecekte cv'nde kısa süreli çalıştığın yerler mümkün olduğunca az olsun. sonra "neden bu kadar iş değiştirdiniz, hemen çıkıverdiniz" diye soruyorlar. dezavantaj yani
0
oekuklu
(08.07.21)
(5)

81 yaşındaki babama 3. doz Biontech aşısı

motley crue
81 yaşındaki babam için iki doz Sinovac aşısı sonrasında üçüncü doz için Biontech aşısı randevusu almak istiyorum ama yaşı gereği epey tedirginim. Kendisinin kalp ile alakalı sorunları da var. Benzer yaşlarda herhangi bir yakınınız Biontech aşısı olduysa tecrübelerinizi yazabilir misiniz?
81 yaşındaki babam için iki doz Sinovac aşısı sonrasında üçüncü doz için Biontech aşısı randevusu almak istiyorum ama yaşı gereği epey tedirginim. Kendisinin kalp ile alakalı sorunları da var. Benzer yaşlarda herhangi bir yakınınız Biontech aşısı olduysa tecrübelerinizi yazabilir misiniz?
0
motley crue
(03.07.21)
Bu konuda bende çok kararsız kaldım. Ancak biontech te olası ağır yan etkiler genelde ikinci doz sonrası çıkıyor. Çevremde kalp hastası, böbrek hastası ebeveynlerine bu aşıyı yaptırtan arkadaşlarım var. Herhangi bir olumsuzluk yaşamadılar şu ana kadar. Bir de şöyle bir durum var; iki doz sinovac aşılı sağlık çalışanı arkadaşım covit oldu, iki doz sinovaclı anne babaya bulaştırdı. Anne vefat etti. Bu tarz örneklere de şahit olunca sanırım bende babama biontech yaptırtacağım.
0
primetime
(03.07.21)
mehmet ceyhan şöyle bir şey demiş: Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan kararla ilgili yaptığı açıklamada, Sinovac aşısı olanların üçüncü dozda Biontech aşısı olmasının delta varyantına karşı etkili bir koruma için gerekli olduğunun anlaşıldığını belirtti.

Ancak Bilim Kurulu'nun iki doz Biontech olanlar için de üçüncü doz aşı olabilme hakkı tanımasının gerekçesini anlayamadığını söyleyen Ceyhan Habertürk TV yayınında yaptığı açıklamada, “Dünyada bunu yapan başka bir ülke yok. Bu yönde bilimsel bir veri de yok” dedi.

t24.com.tr

bilemiyorum açıkçası. 2 sinovac sonrası 1 biontech olabilir belki. ama 2 biontech sonrası yine şimdi biontech olmak oldukça saçma. dünyada ilk olur olacak olanlar. ben de anne babaya ne yaptırıcam diye düşünüyorum.
0
hlot
(03.07.21)
kimseye korku salmak istemem. aşı karşıtı değilim, modern tıbba ziyadesiyle güveniyorum ve ailece de biontech aşısı olduk. aşının ilk günü baygınlık geçiren annem yaklaşık 10 gün sonra emboli nedeniyle hala yoğun bakımda. aşıdan olmamasını yürekten diliyorum. annem 50 yaşındaydı ve kalp hastasıydı.

dediğim gibi aşı karşıtı değilim ben ve tüm ailem olduk. ama böyle bir deneyimimiz var ve bunun aşıyla korelasyonu var mı bilmiyorum. umarım yoktur..

herkese şifalar diliyorum ve bu aşı muammasının gerçekten çözülmesini yürekten istiyorum.

geçmiş olsun.
0
ruh i tibbiye
(04.07.21)
Biz 90+ yaşındaki babanneme ve 80+ yaşındaki büyük yengeme yaptıracağız. Yengenin torunu doktor, "ikisine birlikte alın randevuyu da tek seferde hallolsun" diye organize etmeye çalışıyor.
0
kobuzchu kiz
(04.07.21)
ben ve eşim salı günü biontech aşısı olduk, ikimiz de kiloluyuz. bende ayrıca enfeksiyon varmış, onu da süreç içinde anladık. anlatayım:

aşıyı olduk, eşim hissetmedi bile, benim biraz kolumu yaktı. sonra sıcakta ama gölgeden yürüyerek eve gittik, keyfimiz yerinde falan. ben biraz uyudum klima altında. akşam ikimiz de kötü olduk, dedik ki:
- sıcak çarpmıştır.
- klima çarpmıştır.

vs vs.. aşıya başta toz kondurmak istemedik. ama gecenin ilerleyen vakitleri:

dalgalı ateş: 38'e çık in çık in çık in
eşimde öksürük krizi ve boğaz ağrısı, bende göğüs ağrısı ve zor nefes alma
ikimizde de kol bacak uyuşması, acısı ve ağrısı
bende ekstradan bilek, dirsek, diz gibi eklem noktalarında şişlikler
bende yüz ve göğüs bölgesinde bir anda sivilcelenme
bende sıtma tutması
eşimde aşırı halsizlik
bende mide yanması, bulantısı, karın-böbrek-bel ağrısı
eşimde sırt ağrısı
ikimizde de baş ağrısı, özellikle benimki "kafaya yumruk atma" seviyesine geldi, baya bildiğin kafamı yumrukluyordum en son. ağrı geçtikten çok sonra bile alnıma dokunduğumda acı hissediyordum.
düşün yani, bir "tek görüp çift sayma" olmadı.

ertesi gün bunlar azalarak da olsa devam etti. sonraki gün ben ofise gittim. (bu iki gün evden çalışmaya devam ettim. eşim zaten tam zamanlı uzaktan çalışıyor.) sabah biraz nefes darlığı dışında iyiydim. öğlene doğru baş ağrısı başladı, bir tane apranax fort yuttum, lavaboya gittim.

allahım yarabbim, hem ishal hem kanama, bir de bacağımda bir çıban oluşmuştu aşıdan önce, bu aşıyla ilgisiz ama, o da patladı o sırada, artık "beni sal ağam" dedi sanırım, hava sıcak, baş dönmesi, nefes darlığı, bir de karın ağrısı derken başımdan ayak ucuma kadar bir soğuk ter bastı bana. tuvaletten zar zor çıktım, revire gittim, iş yeri hekimi nabız 120, eğer yatar vaziyette 100'ün altına düşmezse hastaneye, dedi. taşikardi geçiriyorsun dedi. kendi panik oldu beni de panik yaptı, düşeceği varsa da düşmedi. sonra hastaneye gittik, acilden girip dahiliyeden çıktık, tüm doktorlar bu belirtiler normal, özellikle de 30lu yaşlardaki kadınlarda çok görülüyor bu şikayetler ilk 3 gün dediler. muhtemelen hormonal bir etki, diye düşünüyorum -menapoza girmiş kadınlarda pek rastlamamışlar- CRP 55,5 gibi uçuk bir değer çıktı, dahiliyeci enfeksiyondandır dedi, antibiyotik verdi yolladı. iş yeri hekimimiz illa PCR da yapılsın, dedi. bu sefer yeşilköy pandemi hastanesine gittik, orada benden önce üniversite öğrencisi kızlar vardı, onlarda da aynı şikayetler vardı, baş ağrısı, vücut ağrısı, kollarda bacaklarda şişme, nefes darlığı, ishal vs vs. doktor çok normal belirtiler ve bir haftaya kadar uzayabilir dedi. bu arada eşim de aynı gün, yani 48 saati çoktan geçmiş olmasına rağmen, yatak döşek oldu, önceki iki günden bile daha kötüydü ki hastaneye yanıma bile gelemedi, annem refakat etti.

bu manas destanından sonra diyebilirim ki: eğer kronik hastalığın yoksa biontech yaptırmak daha iyi gibi görünüyor. iş yerimde iki kadın bir erkek arkadaşım daha benzer belirtileri yaşadı, kızlardan biri dedi ki bir ihtimal panik atak yaşamış olabilirsin çünkü benim de durup dururken böyle başıma geldi aşıdan sonra, dedi. yani tamam tuvalette biraz bunalmıştım ama çözümsüz şeyler değil, niye bu kadar kötü oluyorum ki? ama dediğim gibi bir haftaya kadar böyle belirtiler olabiliyor. bunu da göz önüne alarak yaptır ya da yaptırma derim.

benzer yaşlar için de söylersem: babam 70 yaşında, sinovac'ın ikinci dozundan iki hafta sonra rahatsızlandı, geç yan etki dendi. ateş, ağrı, halsizlik yaşadı. tansiyon ve kalp hastası. teyzem de 59 yaşında, kalp rahatsızlığı var, kapakçığı değişti, sinovac sonrası o da benzer yan etkiler yaşadı ama çok daha kısa sürede. 58 yaşındaki teyzem biontech oldu, üstelik kilosu ve fibromiyaljisi var, hiçbir şey olmadı. annem sinovac oldu, ara ara kolestrolü yüksek çıkar, onda da birşey yok. hasılı aşılarla ilgili yüzde olarak diyebileceğimiz hiçbir yan etki/iyi etki yok şu anda bence. baya kobayız yani (-_-)
0
pasp
(04.07.21)
(14)

yemek yaptım, gün bitti

dnzbrs
bugün "bir değişiklik yapayım, yemeği kendim yapayım, özeneyim" falan dedim, yemek bittiğinde gün de bitmişti... tavuğu kes, pişmesini bekle, o arada patates soy, onu haşla, semizotu ayıkla, yıka, haşlamayı hallet, patatesleri ez mez bi şeyler yap, semizotu salatasını yap falan filan bir sürü cambaz
bugün "bir değişiklik yapayım, yemeği kendim yapayım, özeneyim" falan dedim, yemek bittiğinde gün de bitmişti... tavuğu kes, pişmesini bekle, o arada patates soy, onu haşla, semizotu ayıkla, yıka, haşlamayı hallet, patatesleri ez mez bi şeyler yap, semizotu salatasını yap falan filan bir sürü cambazlıklar derken aslında söyleyince çok basit olan şeyler 2 saatten fazla sürdü??? e bunun bir de mutfağı toplaması, yemek yemesi, sonra bulaşığı var. bi de yani acayip güzel yapmışım hepsini, bittiler hemen!?? halbuki 2 gün götürür diye düşünmüştüm. bu kadar nankör bir iş olabilir mi ya? püre yapması bile en az 40 dakika sürüyor, püre ya püre. püre yani... semizotu salatası en az yarım saat. tavuk mavuk hiç girmiyorum. böyle ömür mü geçer ya? ben bir de bunu ayda yılda bir, sadece kendim için ve az çeşitle yapıyorum hani her gün veya haftada birkaç kez yapanlar nasıl sabrediyor anlamıyorum. değer mi ya bu kadar uğraşmaya alt tarafı doymak için? sandviçle de doyuluyor yani maks. 10 dk (ve çoğu şeyden sağlıklı ve güzel).

her bu işe yeltendiğimde isyan çıkarasım geliyor, hayatı (aslında daha çok teknolojiyi) sorguluyorum. bu yemek işlerinin çoktan çözülmüş ve hap olayına geçmemiz lazımdı şimdiye dek. isteyen yine yemeğini yapsın uzun uzun ama pratik bir çözüm şart artık. yemek yapmak ve keyfi olmadığı sürece yemek yemek müthiş vakit kaybı bence. (2-3 ay sonra yine bir haller gelene dek) kararlıyım artık asla yemek olayına girmeyeceğim. değmez. bu konuda teknoloji dünyasında bir gelişme var mı ya? şipşak yemek/hap ne bileyim var mı bir girişimler? bir de tabii benim gibi düşünen var mı merak ediyorum.
0
dnzbrs
(03.07.21)
+1
0
edgenabby
(03.07.21)
Yazdıklarını okurken refleks olarak yeni tab açıp yemeksepetine girdim. Tarif okumaya bile üşeniyorum şu an.

Çok vaktimi almasın diyorsan şu videoya bir bakabilirsin, çok lezzetli değiller ama 30-40dk içinde halledebilirsin.

www.youtube.com
0
nehara
(03.07.21)
+1

yemek yapmaktan, yemek düşünmekten, acıkmaktan, yiyince üstüme çöken ağırlıktan kısacası yemekle ilgili kafa yorulması gereken her şeyden nefret ediyorum. bu duyuruyu okuyunca yemek yemediğimi hatırladım ama planladığım yemek için de saat geç oldu, yine ne yiycem diye dolaba aptal aptal bakmaya gitmem lazım.

2-3 gün yetecek kadar pişirin pişirdiğinizde.
0
amugochi
(03.07.21)
ev işi nankör mü evet bir bakıma öyle, ev durmadan bakım isteyen bir makine, mutfak da öyle bugünü ya da iki günü atlattın tekrar yapmak gerekiyor

fakat tek tek baktığımda uzun sürmüş, buradan mutfak pratiğin fazla değil gibi görünüyor, yaptıkça hem eş zamanlı pişirmeyi hem hızlı hazırlamayı hem de en uygun boyutlu tencereyi tabağı gereçleri kullanarak verimli olmayı öğreniyorsun

önden patatesleri haşlamaya koyarsın, bu arada tavuk sotenin hazırlık kısmı 10 dakika pişme kısmı yarım saat, bunlar pişerken 15 dakikada semizotu salatasını hazırlarsın, tavuk piştiğinde patatesler haşlanmış ezilmeye hazır hale gelir 10 dakika bu kısım

yani 3 yemeği 50-70 dk da çıkarabilirsin eş zamanlı
0
freebird5406_2
(03.07.21)
@freebird 50-70 dk de çok ki :D

bir de bunlar basit olanlar bu kadar sürüyor. insanlar daha zor/uğraştırıcı şeyler yapıyorlar 0_o
0
🌸dnzbrs
(03.07.21)
aslında hazırlama süreleri kısa 10ar dakika senin yapacağın işler ama yemeklerin pişme süresi var patates en az 30 dakikada haşlanıyor, tavuk sote de 30 dk da pişiyor bu kısımda yaptığın bir iş yok aslında, yemeklerin ne kadar sürede piştiğini öğrenirsen bu sürede dizi, youtube vs izleyebilirsin, bu his zaman yönetimi mutfağa hakimiyet yaptıkça zamanla oturuyor
0
freebird5406_2
(03.07.21)
freebird5406_2 +1
insan eli alıştıkça ve yemek yapmaktan anlar hâle geldikçe, aynı sürede iki katı şeyi de çıkartabiliyor.
deneyimle ilgili.

ben haftada bir gün fırsat bulduğumda 2-3 saatimi mutfakta geçiriyorum, neredeyse bir haftalık yemeğim hazır oluyor.
o anda pişip sonra tüketilemeyecek şeylerin de en azından hazırlıklarını yapıyorum.
o gün pişecek eti sabah buzluktan çıkardıktan sonra her gün 10-15 dakikada halloluyor.
0
blatta hiberna
(03.07.21)
Kısmen katılıyorum. İnsan yapa yapa pratik kazanıyor, 2 saat gerçekten uzunmuş. Mesela ben haşlanacak şeyleri veya pişmesi vakit alan şeyleri başka bir iş yaparken ocağa koyuyorum. Yemek yaptığımda 2-3 gün götürecek porsiyon belirliyorum. Sandviç olayına katılmıyorum. Vücudunu seven bir insan olarak gerekirse her gün iki saatimi mutfakta geçiririm yine de o sandviçi yemem.
0
ruhen hastayim ben
(03.07.21)
kesinlikle öyle.. 2 saatte sarma sarıyorsun 15 dkda yok oluyor :) o tür püreli alengirli yemekleri haftada 1 yapıyorum yaparsam. varsa yoksa herşeyin tencereye aynı anda konduğu tencere yemekleri.

bir de derin dondurucu sağolsun doğranmış sebzeler, önceden kavrulmuş et, haşlanmış bakliyat hatta doğranmış dereotu maydanoz vesaireyi çıkarıp oradan kullanıyorum. mesela karnıyarık yapacaksam boş bir zamanımda veya zaten mutfakta işim varsa bir yandan fırında patlıcanları kızartıyorum, buzlukta hazır bekliyor, yapacağım gün çıkarıp pişiriyorum. yani kısacası minik zaman boşluklarında yaptığım hazırlıklar yemek yapma süremi epey azaltıyor.
0
evanka
(04.07.21)
Ben de geçen gün lazanya yaptım ve pişip sofraya gelmesiyle beraber 3 saatten fazla sürdü. 3 kişiydik ve 6 dilimi 5 dakikada falan yedik çünkü çok güzel yapmışım :D Sonra bulaşıkları toplamak falan da yemekten çok daha fazla vaktimi aldı.

Ben de “bu ne içindi” diye düşündüm bi ama ben her türlü seviyorum ya yemeğin her aşamasını. Yeme kısmı zaten en büyük zevklerimden biri ama yapma kısmından da her zaman olmasa da zevk alıyorum çoğu zaman. Kapsüllere geçilmesini asla istemem ama şöyle maksimum 1 saatte birkaç çeşitten oluşan bir sofra kurulabilseydi her gün güzel olurdu.
0
ms brownstone
(04.07.21)
evlenmek istememe sebeplerimden biri de bu. valla. ben zaten 44 kiloyum, pek bir şey yemiyorum. kendim için de oturup özenli yemek yapmam zaten asla. o yüzden yemek derdim yok. evli olsam adama hergün hergün ne pişiricem, bir de dediğiniz gibi vakit alıyor. üstüne işten yorgun argın gelinecek. kadın olmak zulümdür...
0
candide
(04.07.21)
+1. zaten eşim de ben de kiloluyuz, ciddi ciddi şu habit benzeri eve diyet yemek getirme şeysilerine abone olalım diyoruz. böyle zayıflayan bir yakınım var. kaldı ki zaten yemek sepetiyle aynı şeye geliyor. salata malzemesini temizlemek bile -hele de şu pandemide- hem uzun hem zorlayıcı. ya da komple üşengeç olduk (bu ikinci seçenek daha mantıklı geldi şimdi XD )

aslında yaptıkça hızlanırsın da, cidden pişme süresine -düdüklü tencere kullanmak dışında- müdahil olma şansın yok. altına ateş olacak halin yok ya. o bakımdan ya anne yemeği ya da hazır yemek rulez...
0
pasp
(04.07.21)
Hem pratiğiniz eksik, hem de daha pratik yemekler de var. Ben dün akşam zeytinyağlı taze biber dolması yaptım, içini hazırlaması doldurması 20 dakika sürmemiştir. Tencereye pişerken 3-4 tane beybi patates koydum. Yoğurt ile afiyetle yedik.

Tarife bakmaya, düşünmeye giderseniz, çok uzun sürer. Günlük hayatta tek tencere yemekleri yanına salata veya yoğurt daha pratik oluyor. 3 çeşitli yemeği haftada 1-2 yiyoruz. Mesela suyu çektirilerek pişirilen ton balıklı makarna yanına salata, enginarlı pilav-yoğurt, kapaklı borcamda patates tavuk (efsane oluyor) - salata, fırında sebze (ne varsa) ve yoğurt. Daha da sayabilirim. Bu örnekleri hazırlamak yarım saat sürmez. Bulaşıkları da az. Bunlar gerçekten iş değil. Pazar günü yarım gününü mutfakta geçirip haftalık yemek hazırlayanlar da var, duruma göre o da mantıklı.

Haftada bir kez dışarıdan yiyoruz. Daha fazla yemem. Hangi yağı, unu, eti kullanıyorlar belli değil. Paketli ürünlerin içeriğine hiç değinmiyorum bile. Her gün vücudumuza alıyoruz gıdayı, fiziksel sağlıktan ruhsal sağlığımıza kadar binbir türlü etkisi var. Ben bu şekilde beslenip beyaz un ve rafine şekeri hayatımdan çıkardım, senelerdir birlikte yaşadığım yumurtalık kistlerimden kurtuldum.

İzlediğiniz dizilere, oynadığınız oyunlara, patrona para kazandırmaya harcadığınız onca vakti düşünün. Bunların yanında bedeninize yararlı olacak yemeğe her gün bir miktar vakit ayırmak mı çok?
0
gmzo
(04.07.21)
+ 0,5 :D

Ben de yemek yapmayi hic sevmiyorum ama sebebi tek basima yasadigim icin tek kisilik yemek yapmanin zor olmasi. Ertesi gun ayni yemegi yemeyi de pek sevmiyorum cunku.

Burada cook box denilen naneler var. her ogun icin tarifiyle beraber nokta atisi malzemeleri yolluyor. Mesela 50 gr peynir mi diyor? Tam 50 gr peynir. 75 gr domates sosu mu? Tam 75 gr domates sosu…
Sonra kendin yapiyorsun yemekleri. Oyle olunca “ay bi su bardagi hangisi acaba, yarim demet ne abi” vs demeden cat cut yapiyorsun ve hazirlamasi min 40 dk surmesine ragmen keyif aliyorsun.

Evde malzemeleri bir araya getirmeye sinir oluyorum kisaca ve ne yapsam diye dusunmekten nefret ediyorum.
O yzuden salata-meyve-et yanina kepekli pirinc/bulgur pilavi vs seyler yiyorum ya da disarida yiyorum :D eve siparis etme gibi bir huyum yok allahtan. Bazen dondurulmus pizza vs oluyor evde, mumkun oldugunca almiyorum cunku usenip firini acip pizzayi atiyorum, hos olmuyor.

Bulasik makinasi olduktan sonra bulasik hic is degil bence, 5-10 dk ayirabiliyorum ona :) en kotu aciyorum arka planda bi dizi tablette, onla takiliyorum mutfakta, is de akip gidiyor yani
0
kuehles blondes
(04.07.21)
(14)

gerçek olabilir mi?

diffarentiationation
ödüm koptu biraz. bu mail gerçek olabilir mi?https://i.hizliresim.com/9qwxpzk.jpg
ödüm koptu biraz. bu mail gerçek olabilir mi?

i.hizliresim.com
0
diffarentiationation
(27.06.21)
Gerçek olacağına ihtimal veriyorsan kanıt iste, emin olursun böylece.
0
Jux
(27.06.21)
Eskiden daha inandırıcı olsun diye, public leak'lerden düşen şifreleri falan koyuyorlardı, "bak şifrelerini bile biliyorum" gibilerinden.

Yeni hackerlar çok tembel.
0
plutongezegendegilmi
(27.06.21)
Valla kendini "I am a hacker who..." diye tanıtan birinin mesajının geri kalanını okumaya gerek yok.
0
j r r tolkien hayrani
(27.06.21)
Yok ya ne gerçeği. Salla geç
0
komando kani var bende
(27.06.21)
tırstım valla. kanıt falan istemem, olsa zaten maile eklerdi.

kamerayı bantlamak lazım gerçekten. antivirüs de yok ciddi bir hacker denk gelse mahveder.
0
🌸diffarentiationation
(27.06.21)
Antivirus falan degil, kameranin onune yapiskanli hamur gibi bir sey koy. Biriyle konusacagin zaman cikarirsin.

Porno izlerken laptobu kucagina al gogsunun uzerinde kalsin. Yataga gec uzan.
0
howfaristhesky
(27.06.21)
Tam bir gerizekalı. .de uzantılı mail, ortadoğulu bir isim, bol bol noktalı harfler.. sürreal bi çalışma olmuş.

Tehdit ettiği sözde videonun gerçeğini kaydedip göndermek lazım.
0
IncredibleMau
(27.06.21)
Valla o değil de "antivirüs değil, kameraya hamur koy" gibi süper bir güvenlik tavsiyesi de efsane olmuş. Birisi senin bilgisayarına, bilgilerine, şifrelerine ulaşırsa senin mastürbasyon yaparkenki görüntülerinden daha önemli sorunlar vardır.

Yayınladı diyelim kim ne yapacak senin mastürbasyon yaparkenki görüntüne? Ortada herhangi bir suç yok, etik dışı bişey falan yok. Millet bilmiyor mu insanların mastürbasyon yaptığını sanki.
0
j r r tolkien hayrani
(27.06.21)
çalınan eposta ve şifrelerden oluştudukları bir database var. bundan yola çıkarak bu mailleri atıyorlar hatta mailin sonuna bir de herhangi bir sitede kullandığın şifreyi ekliyor ki inandırıcı olsun.

buradan şifrenin herhangi bir database içinden çalışnıp çalınmadığını kontrol edebilirsin.
haveibeenpwned.com
0
orpheus
(27.06.21)
Bu mailden almayan son kişi bir sen kalmışsın heralde. Hepimize geldi. Hatta benim mailde yaygin olarak kullandığım şifremi bile yazmışlardı.
0
elorelia
(27.06.21)
Hayır. Kesinlikle yanıt yazmayın. Herhangi bir bağlantıya tıklamayın. Sağ üstte göndericiyi engelle butonu var, o yeterli olur. Mesajı da silin ardından.
0
ryhmer
(27.06.21)
bana da gelmişti, sallamadım, birşey olmadı. aynı şekilde benim de şifrem yazıyordu ama şifremin çalındığını zaten firefox çeşitli sitelerdeki kullanıcı bilgilerinin çalınması ile ilintili olarak göstermişti -mesela linkedin'de kullanıcı bilgilerinin çalındığı dönemde o şifreyi kullanıyordum, eleman da onu göndermişti- haliyle he he deyip geçtim.
0
pasp
(27.06.21)
ya yok ya bu tip mailleri biraz daha gerçekçi kılmak için sana senin password'ünü de gönderiyor mesela. tutuyorda çünkü bir site patlamış oradan eline geçmiş büyük ihtimalle site sahibi de olabilir.

ama ben fake hesabımla üye olduğum için onun şifresini gönderiyorlar.

böyle bir şey olsa zaten bir tane resmini atar.

oltalıyorlar işte.
0
duyurukullanıcısı
(27.06.21)
Tabii ki gerçek. 300 dolar gönderirsen ben olayı çözer sistemlerinden silerim.
0
renegade
(27.06.21)
(5)

Kız isteme videosuna eklenmiş elektronik müzik

bluewhale
Selamlar bir kaç sene önce izlemiştim, kız istemeye gidiş düğün falan videoya çekmişler biriside üzerine trance tarzda bi müzik eklemişti. Biraz hüzünlü bir müzikti durumun vahamiyetini iyi anlatıyordu :) Aradım bulamadım..
Selamlar bir kaç sene önce izlemiştim, kız istemeye gidiş düğün falan videoya çekmişler biriside üzerine trance tarzda bi müzik eklemişti. Biraz hüzünlü bir müzikti durumun vahamiyetini iyi anlatıyordu :) Aradım bulamadım..
0
bluewhale
(26.05.21)
işte o şaheser video;
www.youtube.com
0
sealth
(26.05.21)
MtKrt
(26.05.21)
haha çok sağol, kitlelere ulaşması lazım bunun :)
0
🌸bluewhale
(26.05.21)
A silinmişti yazmaya gelmiştim, yeniden yüklemişler mutlu oldum
0
mellifica
(26.05.21)
IAMX'e videoya eklenmiş elektronik müzik demek de, ne bileyim... ama dahası after every party I die'ı kız isteme videosuna eklemek XD ilk izlediğimde burnuma kola kaçmıştı :D
0
pasp
(27.05.21)
(20)

İstifa etmeye nasıl karar verdiniz?

anarsika
Sb
Sb
0
anarsika
(06.04.21)
İş bulduğumda.
0
Jux
(06.04.21)
İlk istifama işyerindeki bütün işler üstüme yıkıldığında karar vermiştim. Bir de çok az zam yapmışlardı. Patronum kurşun kalem ve tükenmez kalem arasındaki farkı bilmiyordu (eğitim sektörü) ve bu kişinin kafa yapısıyla bir yere varamayacağımı anlamıştım.

İkinci istifamın kararını içerde aylardır param kaldığı için vermiştim. O kadar bekleyip duygusal olarak yıpranmadan daha erken etseydim diye düşünürüm bazen.

Üçüncü istifama, patronumun üslubunu beğenmediğim ve mesai saati/özel hayat kavramı ortadan kalktığı için karar verdim. Ancak istifa etmedim. Sözleşmemin bitmesine az vakit kaldı ve onu bekliyorum. İşyeri kafada bitince pek çok şey de bitiyor zaten.
0
south park in kapusonlu uyesi
(06.04.21)
Tamamen farklı bir sektörde çalışmak istediğimi fark ettiğim zaman.
0
rakicandir
(06.04.21)
Aklımda hiç yokken iş bulduğumda
0
paramolacak
(06.04.21)
gereğinden fazla çalışmıştım, her şey yolunda gibiydi ama sıkılmıştım bi defa. öyle olunca gözden çıkarttım biraz hareket katmak için iş bulup söyledim.
sadece söylerken vazgeçirmeye çalışmışlardı o çok zor olmuştu o kadar hukukun üstüne yok demek.
0
skyangel
(06.04.21)
yurt dışında 5.5 sene sonunda kenarda hiç birikimim olmadığını farkedince.
0
tsubasa
(06.04.21)
"Sen şimdi bu birimde başla, beş altı ay sonra istediğin bitime alırız, hem işleyişi de öğrenmiş olursun"

7 ay sonra birinin torpilli akrabası o birime getirilir ve karar o an verilip 1 hafta sonra dilekçe verilir.

Şu anki iş yerine de uzak olduğu için soğumuştum başlarda, şu an 7. yılım (yakına taşındı 2 yıl önce, ama bayağı yakına). Şimdilik devam.
0
onemoremile
(06.04.21)
Her sabah mutsuz uyandığımda.
0
perfectlysplendid
(06.04.21)
fazla konforlu hissedince, babamin isyeri gibi gidip gelmeye baslayinca.
ogrenme durunca.
beni ucuza calistirdiklarini anlayinca.
yukselmenin neredeyse imkansiz oldugunu anlayinca.
vs
0
cooperr
(06.04.21)
Tanınan bir marka olan eski işyerimden ,

-patronlardan biri odamıza gelip “bayanlar topuklu ayakkabı giysin bundan sonra.” Dediğinde
- malum partiden birini işyerinde ağırlayıp kadına çiçek vermeye zorladıklarında.
- erkek çalışana özel araç tahsis edilip kadın çalışanların metrobüsle işe gelmek zorunda bırakıldığında.
- telefonda sorduğu kişiyi tanımadığım için “ siz zaten bi bok bilmezsiniz” diye ik müdürü beni azarladığında..

Sikerler diyip istifa ettim.
0
suicides underground
(06.04.21)
patron, yonetim surekli isler cok kotu, batiyoruz, piyasa, sektor berbat, is yok muhabbeti yapiyordu hepsi 5 karsi surat falan surekli(kovid movid yok o aralar). Klasik patron muhabbetidir bu, isler kotu falan derler surekli, zam istenmesin, sukretsinler, extra calissinlar vs diye ama bizimkiler .okunu cikarmisti, resmen enejimi emiyorlardi yeter diyip bastim istifayi, isimde de basariliydim ve cok disiplinli, siki calisirim ben, epey sok oldular hepsi niye diye soruyorlar, patronla da gorusturduler gitme falan cektiler bayagi, dedim isler kotuymus, kuculmeye gideceksiniz sanirim ben size yardimci olayim, gelecek goremiyorum burada. sonra demezler mi bana yok oyle bir sey, nasil boyle bir izlenim edindin:) Senden memnunuz yok o mevkiye atayacagiz, oranin basina gececeksin, ogullarimdan sonra sen geliyorsun falan hayir dedim biraktim iste isi, iyi oldu yasam enerjimi emiyorlardi

edit: baslik altindaki yazilardan istifa iyi bir sey gibi algilamasin kimse. Kimse de istifa gazina gelmesin cok gerekli nedenleri yoksa. En kotu is, issizlikten iyidir, cok kalifiye oldugunuz ise basvuruken bile bosta olan aday dezavantajli durumda oluyor mevcut isi olan adaya gore cogunlukla
0
neverletyougodown
(06.04.21)
Ilki istifa sayılmaz, ülkeden ayrilacaktim.
Ikincisinde ise pazar aksamlarim zehirdi, zor uyurdum. Aksamlari zor uyurdum stresten. Isi yapamadigimdan değil ama bana uygun değildi (fmcg firmasinda planlama, hayatlar 2-3 saatlik stres icinde. Her gün farkli. Sabah 30 dk gec gelsen büyük sıkıntı çünkü cek cumhuriyetindeki fabrika senin planlamani bekliyor. Ama su anki isimde tedarik suresi 3 ay kadar haliyle böyle 20 dk erken başladın gec basladin önemi yok. Bu bile farkli birşey)

Neyse böyle olunca esime dedim, ben burada yapamayacagim. O da tamam dedi. Sirkete sözleşme uzatmak istemedigimi söyledim, onlar üzüldü ama anlayisla karşıladı (bahane uydurdum, yaşadığımız sehir esimin ailesine uzak vs diye). Sozlesmemi yerine getirdigim icin sözleşme tazminatı aldım 2 bin euro falan ayrildim.
Iyi ki ayrilmisim. 1 sene sonrasinda 7.20de ise başlamak, 45 dk öğle arası yerine 9da ise başlama, 2 saat öğle arasi ve yaklaşık 300-400 euro fazla maasla ise başladım.

Ama hayatımda oyle stres yasamamistim ya. Uyuyamazdim acaba üretim hatti gene patladı da 8 saatlik uretim plani yalan mi oldu diye...
0
logisticsmanager
(06.04.21)
Valla ben bir gecede karar vermistim.
0
invictae
(06.04.21)
24 saat çalışan seri üretim fabrikada stresin bitmeyeceğini anladım. alternatif buldum. istifa ettim.
0
sttc
(06.04.21)
Hayat her ay ucu ucuna geçinmekle geçmez diye düşündüğümde. İyi ki de sektör değiştirmişim.
0
zoghurt
(06.04.21)
Haftanin 2 gunu calisiyorum sadece, istifa etmek gereksiz su anda ama yakin bir sektore gecmeye karar verdim.

Su anda projesinde arastirmaci olarak calistigim hocanin safi havagazi oldugunu anladigim anda kendisine karsi olan butun saygimi yitirdim. Nasil anlatsam. Islerin kendi anlamadigi kisimlarinda anlatilana guvenmez, sunu soyle yapin bunu boyle yapin diye mudahale eder. O isten anlamaz ama anlayani da yerer, kafasinin dikine gidip isleri sarpa sardirir. Yapilani unuttugu icin ve not almadigi icin 2 adim ileri gidersek 5 adim geri gideriz. Uyardiginda da tartismaya girer. Sebep sunmadan sunlari yapin der, kesik basli tavuk gibi yolunu bulmaya calisirsin.

Akademiyi komple birakip ozel sektore gecmeyi dusunuyorum. Zaten akademiye devam edersem arastirmayi birakip derslere zaman ayirmam gerekecek. Efendi gibi gider arastirma-gelistirme projelerinde calisirim daha iyi.
0
chezidek
(06.04.21)
son ayrıldığım iş yerinde (5 sene önce) karı kocalardı ve basketbol oynayanların çok iyi bildiği bir web sitesinin sahipleri. adam bildiğin manyaktı. bipolar falan herhalde. bir gün iyi, bir gün kötü. ofise gelir bas bas müzik açar, asla çalışamazsın. hele işin muhasebeyse dikkat ister yani. gecenin köründe ayakkabı linki atar, bunları bul der. bir şey sorar şu şu oldu mu diye, şu şu yüzden olmadı ya da olmayacaktı ama şunu şunu yaptım oldu diye izah etmeye kalksan bağırır ben sana açıklama yap dedim mi, oldu mu, olmadı mı onu sordum diye bağırır, sonra mesela olmadı dersin, niye olmadı der açıklama bekler. herkesi dolandırır ama telefonlara benim bakmamı ister vs vs.
en son bir gün işe gitmek için kalktığımda keşke deprem olsa da işe gitmem gerekmese diye düşündüğümü fark ettim ve o gün anahtarlarını verip ben daha gelmiyorum dedim. benden sonra gelen eleman bunları tokatlamış. bir sürü ayakkabılarını çalıp kendi site kurup satmış. karısı da bak sen bizi bırakıp gittin başımıza neler dedi diyor. karısı iyi biriydi hala çok severim ama adam ıyyy. oh iyi ki kurtuldum ondan.
iyi ki kurtulmuşum. 5 yıldır çok severek yaptığım bi işim var.
0
matilda
(06.04.21)
şirketim daha doğrusu yöneticim zam sözünü tutamadığında. ardından da iş bulup kağıdı önüne bıraktım. o andan itibaren söylediği her şey bi kulağımdan girdi öteki kulağımdan çıktı. hatta 2 senelik periyot içinde maaşımın iki katına çıkacaklarını bile söylediler ama ilk söz benim için kıymetliydi. bi kere yalan söyleyen sözünü tutamayan her zaman böyle yapar.
0
golgi aygıtı
(06.04.21)
Hadi ben de yazayım madem...

Bundan 5-6 sene önce bir ajansa girerken "Bakın ben dünyayı gezmek istiyorum. Seçiminizi yaparken bunu da göz önünde bulundurun çünkü bir zaman sonra işten ayrılmam gerekebilir" diye belirttim ve yöneticilerin çok hoşuna gitti. Sonra gel zaman git zaman baktım ben dünyayı filan gezemiyorum. İşsiz güçsüz halimde çok büyük bir risk alıp "Burada ne uzar ne kısalırım, amaçladığım yolda da ilerleyemiyorum. Bu yüzden işten ayrılmayı planlıyorum." dedim. Benden oldukça memnunlardı, maaş zammı ve çalışma saatlerimde düzenleme teklif ederek yarı zamanlı şekilde öneri getirdiler ancak kibarca reddettim. "İleride fikrini değiştirirsen kapımız sana açık." dediler ve ben de ayrıldım.

Ondan sonraki süreçte çok ilginç gelişmeler oldu ve adeta film gibi geçen birkaç ay içerisinde; işten ayrılmamın üzerinden 1 sene geçmeden cruise gemilerinde iş buldum ve 4 yıldır çalışıyorum. Acayip mutluyum :)
0
burka
(06.04.21)
ilk özel sektör işimde zaten maddi olarak ailecek zorda kaldığımızdan girmiş olduğum bir iş olduğu için, durumumuz düzelince ve yüksek lisansa da başlamak istediğim için istifa etmiştim. sonrasında uzun yıllar akademide çeşitli üniversitelerde çalıştım, bazen asistan olarak bazen proje burslu olarak bazen okul burslu olarak vs vs ama akademide en azından bana yer olmadığını görerek, yılllarrr sonra kendi alanımda tekrar özel sektöre döndüm. asıl bahsetmek istediğim de bu.

müdürümüz sağ olsun, dışarıdan böyle modern gibi görünen bir arkadaş. iş yeri de öyle. alanında da türkiye'de az bulunan bir firma. ama,

1. aynı departmanda bir kısım insanı eşşşşek gibi çalıştırırken, bir kısmını ise kaçmasın diye az işle çalıştıran, ama aslında bu iki tarafa da ne hak ettiği iş yükünü ne de maaşı verebilen bir departman müdürü ve firma bu bahsettiğim. ama türkiye'deki çoğu yer böyle zaten. özellikle de kurumsal değilse.

2. kurumsallığa gitmekte olan bir firma ama hala aile bağları ile yönetiliyor tabi. bu da bir etken. firma karmaşa içinde.

3. ayrımcılık. sadece cinsiyetten bahsetmiyorum, din, mezhep, ırk ve etnik köken ayrımcılıklarından da bahsediyorum.

4. iş güvenliğinin sıfır olması. hatta sıfır bile fazla yani.

5. fikirlerinin çalınması veya karşılığını alamaman. bir de güya fikire karşı prim sistemi var. bu arada bazıları patentlik fikirler ha.

6. sana hiç değer vermemeleri de bunların hepsinin üstüne fındık olarak dökülüyor aşjdksaidadka

neyse, sinirim bozuldu. yazsam daha neler yazarım da, bu altı madde şimdilik yeterli. ha türkiye'deki çok firma böyle, o ayrı.
0
pasp
(06.04.21)
(5)

Listedeki pizzacıların hangisinden pizza yiyeyim?

alperz
Tam bir günah gecesi olsun istiyorum. Hamuru ince ve güzel, malzemesi kaliteli ve gerçek olan kim var? Zincirlerden Papa John'u kestirdim gözüme ama Sotto ile kapışır sanki.Akıl verir misiniz?Avrupa Maxi PizzaCapua PizzaChaplin PizzaGaspara PizzaLittle Caesar'sPapa John'sPizza BullsPizza LazzaPizzal
Tam bir günah gecesi olsun istiyorum. Hamuru ince ve güzel, malzemesi kaliteli ve gerçek olan kim var? Zincirlerden Papa John'u kestirdim gözüme ama Sotto ile kapışır sanki.

Akıl verir misiniz?

Avrupa Maxi Pizza
Capua Pizza
Chaplin Pizza
Gaspara Pizza
Little Caesar's
Papa John's
Pizza Bulls
Pizza Lazza
Pizzaline
Pizzalive
Sotto Pizza
Terra Pizza
0
alperz
(03.04.21)
Papa John's bence.
0
indifferent
(03.04.21)
Uygulamadan söylüyorsanız puanı en yüksek olan tercih edilebilir
0
kojonotsuki
(03.04.21)
Pizza Bulls
0
Battalgazininintikaml
(03.04.21)
istanbulsa ve paket geliyosa miss pizza
0
buenosdias
(03.04.21)
Capua pahalı ama pizzaları güzel gerçi pizza hep pahalı. Ben LC's, PJ's, Bulls, Lazza ve Line'ı da seviyorum. Terra ise en son aldığımda bunların arasında en ucuzuydu, pizzası da güzeldi. Tam bir günah gecesi için capua ya da bullsun enteresanlı pizzaları ya da PJ's olabilir ama.
0
pasp
(03.04.21)
(13)

Yeni ev kurmak

izninizolursatahtinizatalibim
Merhabaa,Tavsiyelere oldukça ihtiyacımın olduğu bir dönemdeyim.Yeni bir eve taşınacağım ve sıfırdan kurmam gerekecek. Ancak bunun için ne yazık ki hiç birikmişim yok.Maaşım ortalama 6500 (6 da oluyor, 8 de... değişiyor) ve sabit bir borcum yok. Eşyalar için nerelere bakabilirim? Önceliği neye vermek
Merhabaa,

Tavsiyelere oldukça ihtiyacımın olduğu bir dönemdeyim.
Yeni bir eve taşınacağım ve sıfırdan kurmam gerekecek. Ancak bunun için ne yazık ki hiç birikmişim yok.
Maaşım ortalama 6500 (6 da oluyor, 8 de... değişiyor) ve sabit bir borcum yok.
Eşyalar için nerelere bakabilirim? Önceliği neye vermek mantıklı olur?
Sabah iş akşam ev malum... çok detaylı bir listeye ihtiyacım olmayacaktır.
Tek yaşayacağım. Ev Üsküdarda.
Yaş 24,K
0
izninizolursatahtinizatalibim
(28.03.21)
Eşyalı ev daha mantikli olmaz mı?

Birikmiş olmadan ev kurmak çok zorlar sizi.

Edit:
O zaman temel eşyalar şart.

Buzdolabı, çamaşır makinesi : Beko/Arçelik düşük modellerden alınabilir. Tek kişi için bulaşık makinesi çok da şart değil.
Elektrikli bir ocak. Kumtel iyi ve uygun bir marka..
Baza, yatak, dolap. Çok kaliteli bir şey aramiyorsaniz Modalife iş görür. Sandiksiz baza daha ucuzdur.
Hali ve perde ucuzun da ucuzu nereden buluyorsanız ordan alın. Sosyete pazarı varsa perde için bir dolaşın derim.
Yaşam alanı için bir kanepe ya da köşe takımı. Yine moda life.
Mutfak için tencere, tava, kaşık vs gibi bir sürü ıvır zıvır. Yine en uygun nerede bulabiliyorsaniz.
0
elorelia
(28.03.21)
Kendi eşyalarımla yaşamak istediğim için eledim o seçeneği... pek içime sinmedi :/
0
🌸izninizolursatahtinizatalibim
(28.03.21)
birikmiş yoksa taksite gireceksin demek. önce ayda kaç lirayı ev kurulumu için, ne kadar süre ayırabileceğine bak. atıyorum en fazla 2 bin lira aylık taksit ödeyebilirim diyorsan ona göre plan yapabilirsin. 12 taksitten hesaplarsak 24 bin tl; beyaz eşyalarda ortalama seviyedekiler 12-15 bin tutsa, 9 bine ikea'dan yatak döşek dolap ve çift kişilik koltuk aldın mı bitti. bu da en ucuzlarından.

ev kurma işi sıkıntı, yavaş yavaş başlamak lazım. önce aylık ödeme bütçeni belirle, sonra acil ihtiyaçlarını, sonrası yavaş yavaş olur.

bence öncelik buzdolabı, çamaşır makinesi, yatak(+döşek), gardrop, bitane çift kişilik koltuk, mutfağa orta yollu bi masa ve sandalye. bunlar olduktan sonra ortalama yaşarsın.
0
Jux
(28.03.21)
Öncelikle en gereklilerden başlayarak ihtiyaç listesi yapmak gerekir. Birden her şeyi almak yerine evde kullandıkça lazım olan şekilde döşemek daha mantıklı geliyor. Örneğin halı, kilim vs bu kategoriye giriyor. Ama çamaşır makinesi, buzdolabı, ocak vs ise daha acil. Kullanım performansını planlayarak almak lazım. Büyük, geniş, iyisinden mi yoksa sizi bir süre götürecek şeyler mi olsun gibi seçenekleri belirlemelisiniz.
Kuveytturk’ün bu tür alışverişler için ihtiyaç kartı var, mobilya, beyaz eşya vs ürünleri iki ay süresince kartla istediğiniz yerden alıp borcunuzu daha sonra tek yere başvuruda belirlediğiniz taksitlerle bankaya ödüyorsunuz. Hem birden açılmamış olur, hem de bütçenizi limitlemiş olursunuz. Maaşınıza çıkacağını düşündüğüm için söyledim. Daha önce kullanmıştım, memnun kaldım. Beyaz eşya vs Hepsiburada üzerinden aldım.
0
epitaf
(28.03.21)
Benzer durumdayım. Eşyalı değil ama beyazesyali ev bakıyorum.
Olur da beyaz eşya almam gerekirse ikinci el satan arkadaşım var garantili,nondan almayı planlıyorum.
Çoğu şeyi ikea dan hallederim diye düşündüm ama temelde yatak için kesinlikle king koil:)
Metal karyola
TV sehpası ve masa kesinlikle ikeadab değil. Nette daha makul şeyler var.
Tabak çanak yine ikea
0
kisa
(28.03.21)
İmkanınız varsa çevrenizden biraz eşya hibesi almanızı tavsiye ederim. Aile ya da arkadaşların kullanmadıkları koltuk, halı, masa, tencere vs. ne varsa talip olun. Beyaz eşya, mobilya vs. ödedikçe kalan eşyaları yenilersiniz. Bir anda yüklü borç altına girmeyin.

Adore'den mobilya(dolapları fena değildi) alabilirsiniz. Yatak için Bellona/Mondi'nin en uygun fiyatlısını alın gitsin. Tül, perde pazar ya da Koçtaş.

Mutfak ankastre ise ona göre ocak, fırın seçmeniz lazım. Ev belli olmadan, ölçü almadan eşya seçmeyin.
0
zihua
(28.03.21)
öncelikli olarak karşılaştırmalı internet sitelerine bakın. bir de vaktiniz varsa mağaza fiyatları. kanımca netteki fiyatlar uygun olabilir.

öncelik de hayati ihtiyaçlar için mutfak, yatak odası ve banyo.
0
evimin paspasi
(28.03.21)
toplamda 10 kez kullandığım ekmek kızartma makinam var gıcır gıcır. sıfırı 400 liradır. sana 150 tl olur:)

2.el alabileceğiniz her şeyi 2.el alın.
0
ayseee
(28.03.21)
her şeyi topyekün almayın
elzem şeyleri buzdolabı, çamaşır mk. vs gibi mecbur alacaksınız

gerisini ben şöyle yaptım
örnek makarna seviyorum tencere ve süzgeç gerekiyor not alıyorum uygun yerden alıyorum, bir çok ihtiyacımı böyle belirleyip aldım gidip tencere seti vs almaktansa hep minimumda kaldım

bi kaç örnek:

* kıyafetler için bir dolap almadan idare etmiştim uzun süre, açık askı seti alarak
* tv hiç almadım 2 sene en son projeksiyon cihazı aldım iyi ki almamışım dedim tvyi
* 2. elden çalışma masası ve sandalyesi aldım, letgoya bakın
* baharatlık gibi "olamsa da olur" olan şeyleri en sona bıraktım
* bulaşık makinesine de param yetmedi uzun süre elde yıkadım, sona bıraktım onu da

üsküdar'a hoş geldiniz
hayırlı olsun
0
superb
(28.03.21)
Geçen sene temmuz ayında ev kurdum ben de. Yenibosnadaki Eskidji Bazaar'a gittim. Aldığım eşyaları yazayım.
- Finlux buzdolabı(nofrost değil, 1.70 m falan ama tek kişi olduğumdan bana yetiyor.)
- Finlux çamaşır makinesi
- Finlux bulaşık makinesi
- 2 tane 3 kişilik koltuk (tanesi 1800 tl)
- 4 kişilik yemek masası
- Çift kişilik yatak, baza, gardrop. Gardrop çok büyük değil. 2 sürgülü kapılı
- Ütü masası
- Usta Börekçi
- Altus elektrikli süpürge
- Ocak

Ürünlerin hepsi sıfırdı. Bütün bunları nakit 13.500'e aldım. 3lü koltukları saymazsak 10.000 yapıyor. Finlux da vestel'in alt markasıymış. Kurulumla falan vestel ilgileniyor.

İlk başta yaşayabileceğim evi kurayım, sonrasında eşyalar bozuldukça falan daha düzgünlerini alırım, ya da birkaç sene içinde olası evlilik mevlilik durumunda zaten tekrar eşya almak gerekecek kafasıyla eşyaya çok para vermemeyi tercih ettim ben.

Elinde birikmişin de yoksa eskidji bazaar tarzı yerlere bakabilirsin. Ben baştan nakit alacağım diye pazarlık yaptım. Adam da ona göre fiyatları belirledi. Hepsini de aynı yerden aldım. Yaklaşık 9 ay olmuş. Şimdiye kadar da bir problem yaşamadım. Zaten 2 3 sene götürse bana yeter düşüncesindeyim.

Demek istediğim Evkur gibi taksitli alışveriş yerlerinden ürünleri normal fiyatının üstünde taksitle almaktansa belki kredi çekip nakit olarak böyle yerlerden almak daha avantajlı olabilir.
0
icerden cikan adam
(28.03.21)
Liste yapmanı ve internetten araştırmanı tavsiye ederim. Arkadaşlar güzel tavsiyeler yazmışlar ancak güzel bir liste yapıp iyi araştırmazsan yurdum esnafının eline kalırsın. Internette genelde çok iyi fiyatlar oluyor.

Bu arada 2. el de çok mantıklı, tamam yatağı 2. el almasan da mesela çalışma masası 2. el alınır, çok a güzel olur. Eğer küçük bir şehirden falan geliyorsanız, yumuşak bir yapınız varsa esnaflar bunu çok iyi koklayıp sizi ıvır zıvır şeylere ikna etmeye çalışırlar. O yüzden alabildiğiniz kadar şeyi internetten ya da kurumsal yerlerden alın derim.
0
roket adam
(28.03.21)
Ben de üsküdar merkez özelinde 1 2 şey söyleyeyim. Belediyenin arkasındaki spotçu çarşısından 1. El bi şey sakın alma. Asla ucuz değiller. İnternette de normal mağazalarda da daha ucuz. Spotçulara gidince seni ikna etmeye çalışırlar elimdeki ürün çok kaliteli garantili sadece markası bilindik değil va diye. Onlara inanma. Yine aynı sokakta 2. Elciler var ordan da çok ucuza kitaplık şifonyer vs temiz alabilirsin. Her yerde pazarlık et fiyatın ne kadar değiştiğine şaşırıcaksın.

Beyaz eşyalar için de bence bayiilere mutlaka bak çünkü internette olmayan 1 2 sene önce üretimi kalkmış modeller bayiilerde kalabiliyor ve daha ucuza alabiliyorsun. Kalite veya garantide fark olmuyor.
0
hindistan cevizi
(28.03.21)
geçen senelerde bir arkadaşım bu şekilde ev kurdu, maaşı da o dönem için seninkiyle benzerdi. öncelikle adore'yi öneremiyorum, çünkü bende masası ve dolabı var, hem kurması zor hem de sağlam değil -dolabı kaç kere göçtü bilmiyorum- evlenirken kitaplıklarımdan birini ikea billy aldım, hem eşimin hem de benim kitaplarımı fazlasıyla aldı, ek raf da alabiliyorsun. aşırı sağlam diyemeyeceğim ama malzemesi adore'den iyi duruyor, yalnız kapaklı dolap ve menteşesi sorunlu (adore'de de bu sorun var).

beyaz eşyalar için regal (vestel'in alt markası) ve altus (arçelik'in alt markası) düşünülebilir. arçelik'te çalışan arkadaşım altus'tan memnun. tabi bu alt markalar daha ucuz malzemeden üretiliyor bildiğim kadarıyla, onu da belirteyim (aynı fabrika aynı hat ama daha ucuz malzeme) spotçulardan sıfır ama defolu ürün de bulabilirsin, defo dediğim de atıyorum kenarında bir çizik oluyor falan. oturma odası, dolap vs gibi şeylerde ben de modalife'ı önerebilirim, teyzem tüm eşyalarını buradan aldı, gayet de memnun (ben enza ve yataş aldım misal, ciddi diyorum o kadar memnun kalmadım :( doğru düzgün bir farkları da yok aslında malzeme olarak) bu arada beko-arçelik düşük model de alınabilir tabi. atıyorum buzdolabını küçük al, çamaşır makinesini en düşük model al, program sayısı hiç önemli değil yani. yorgan yıkamayacaksan ki gerek yok, programlar ve kapasite hiç önemli olmuyor, zaten artık deterjanlar da düşük sıcaklıkta ve düşük sürede gayet güzel yıkıyor, bir de tek kişi olduğun için yüksek kapasiteli makine almana gerek yok, atıyorum 6 kgluk bir makine de işini görür. bir de böyle çok şık evim olsun derdin yoksa, kıyafet dolabını kumaş bile alsan olur yani. bir de eşyalara netten de bakmanı öneririm, kuzenim pandeminin en şiddetli olduğu dönemde boşanıp yeni eve çıktı, eşyalarını komple hepsiburada, n11 gibi yerlerden getirtti, pek bir sorun da yaşamadı bildiğim kadarıyla.
bir de ev kaç oda bir salon? mesela tek kişi olarak kocaman yemek odası takımına ihtiyacın olmayacaktır fikrimce. bir de halı-kilim falan seviyor musun? kimisi sevmez misal. perdeler içinde bir arkadaş daha yazmış, semt pazarında uygun fiyata güzel şeyler bulabilirsin. gerçi pandemi döneminde çıkmak ister misin, perde satılıyor mu hala pazarlarda, vaktin olur mu vs vs gibi sorunsallar da var.
0
pasp
(28.03.21)
(18)

ilk sene yıllık izin

bir soru sorcam
bizim kurumda ilk sene yıllık izin kullanılmaz maddesi varancak iş kanunundaMadde 54 - Yıllık ücretli izine hak kazanmak için gerekli sürenin hesabında işçilerin, aynı işverenin bir veya çeşitli işyerlerinde çalıştıkları süreler birleştirilerek göz önüne alınır. Şu kadar ki, bir işverenin bu Kanun k
bizim kurumda ilk sene yıllık izin kullanılmaz maddesi var

ancak iş kanununda
Madde 54 - Yıllık ücretli izine hak kazanmak için gerekli sürenin hesabında işçilerin, aynı işverenin bir veya çeşitli işyerlerinde çalıştıkları süreler birleştirilerek göz önüne alınır. Şu kadar ki, bir işverenin bu Kanun kapsamına giren işyerinde çalışmakta olan işçilerin aynı işverenin işyerlerinde bu Kanun kapsamına girmeksizin geçirmiş bulundukları süreler de hesaba katılır.

...

Aynı bakanlığa bağlı işyerleri ile aynı bakanlığa bağlı tüzel kişilerin işyerlerinde geçen süreler ve kamu iktisadi teşebbüsleri yahut özel kanuna veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesine dayanılarak kurulan banka ve kuruluşlar veya bunlara bağlı işyerlerinde geçen süreler, işçinin yıllık ücretli izin hakkının hesaplanmasında göz önünde bulundurulur

ben daha önce kit'de çalıştığım için son paragraftan yararlandım
14 yerine 20 gün izin hakkım oldu
önce ilk sene yıllık izin verdiler sonra geri aldılar

--

ilk sene için hukuken hakkım var mı
0
bir soru sorcam
(09.03.21)
siz hangi işyerinden hangi işyerine geçtiniz?
0
co2s2
(09.03.21)
kit'ten özel'e
0
🌸bir soru sorcam
(09.03.21)
Özel sektör vermek zorunda değil. 1 yılı doldurmak gerekiyor.
0
robin one persie
(09.03.21)
özel sektörde üstünüzle konu hakkında konuşup avans olarak izin alabiliyorsunuz, bir sonraki seneden kesiliyor. en azından ben ve kuzenim öyle yapmıştık.
0
pasp
(09.03.21)
ama iş yeri, iş kanununa uymak zorunda

"işçinin yıllık ücretli izin hakkının hesaplanmasında göz önünde bulundurulur"
şu madde benim işime yaramaz mı
0
🌸bir soru sorcam
(09.03.21)
kit'in özel sektörle bağı mı var? Aynı iş verene mi ait?

Yoksa böyle bir kanun sizin için geçerli değil.
0
himmet dayi
(09.03.21)
ilk sene için hukuken hakkım var mı


cevap: yok
0
sizofren06
(09.03.21)
@himmet:
şu anki işverenle bağı yok ama

kanunda
"ve kamu iktisadi teşebbüsleri " ifadesi var
0
🌸bir soru sorcam
(09.03.21)
sizin kurumda ilk sene yıllık izin kullanılmaz diye bir şey yok, bu kanunda var. sizin kuruma ya da firmaya özel bir şey değil. bu bir.

ikincisi, kit'ten özele geçtiyseniz aynı bakanlığa ya da bakanlığın tüzel kişiliklerine bağlı iki işyeri arasında hareket etmediğiniz için, bu haktan faydalanamazsınız. madde gayet açık. madde 54 ilk paragraf diyor ki, aynı işverenin farklı şubelerinde, ofislerinde çalışırsan izin hakkın baki diyor. "aynı bakanlığa bağlı.." diye başlayan paragraf da diyor ki, aynı bakanlığa ve bakanlığın tüzel kişilerinin işyerleri ve kit'leri arasında yer değiştirirsen de, izin hakkın baki. kit'ten özele geçersen izin hakkın baki diyen bir bölüm yok burada.

son olarak da, eğer yeni firmanızda ilk yıl izin verdilerse, hata yapmış da olabilirler, ikinci seneden avans vermiş de olabilirler.
0
co2s2
(09.03.21)
Madde 53 - İşyerinde işe başladığı günden itibaren, deneme süresi de içinde olmak üzere, en az bir yıl çalışmış olan işçilere yıllık ücretli izin verilir.

Madde 54 - Yıllık ücretli izine hak kazanmak için gerekli sürenin hesabında işçilerin,
aynı işverenin bir veya çeşitli işyerlerinde çalıştıkları süreler birleştirilerek göz önüne alınır. Şu kadar ki, bir işverenin bu Kanun kapsamına giren işyerinde çalışmakta olan işçilerin aynı işverenin işyerlerinde bu Kanun kapsamına girmeksizin geçirmiş bulundukları süreler de hesaba katılır.
Bir yıllık süre içinde 55 inci maddede sayılan haller dışındaki sebeplerle işçinin
devamının kesilmesi halinde bu boşlukları karşılayacak kadar hizmet süresi eklenir ve bu suretle işçinin izin hakkını elde etmesi için gereken bir yıllık hizmet süresinin bitiş tarihi gelecek hizmet yılına aktarılır.
İşçinin gelecek izin hakları için geçmesi gereken bir yıllık hizmet süresi, bir önceki izin hakkının doğduğu günden başlayarak gelecek hizmet yılına doğru ve yukarıdaki fıkra ve 55 inci madde hükümleri gereğince hesaplanır.

İşçi yukarıdaki fıkralar ve 55 inci madde hükümlerine göre hesaplanacak her hizmet yılına karşılık, yıllık iznini gelecek hizmet yılı içinde kullanır.

Aynı bakanlığa bağlı işyerleri ile aynı bakanlığa bağlı tüzel kişilerin işyerlerinde geçen
süreler ve kamu iktisadi teşebbüsleri yahut özel kanuna veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesine
dayanılarak kurulan banka ve kuruluşlar veya bunlara bağlı işyerlerinde geçen süreler, işçinin
yıllık ücretli izin hakkının hesaplanmasında göz önünde bulundurulur


1. bana uymuyor ama ve son paragraf uyuyor
0
🌸bir soru sorcam
(10.03.21)
son paragraf size nasıl uyuyor? siz kit'ten özel bir şirkete geçmediniz mi? son paragraf, aynı bakanlığın kurumları arasında transfer olanlar için geçerli.
0
co2s2
(10.03.21)
türkiyede iş kanunları işlemez.

normalde sağlık kontrollerini de şirket karşılamak zorunda, fakat bize cebimizden ödettiler ve bir sikim yapamadık. dava açsak kaç sene sürecek? adamlar taşerondu. ben bir sene sonra ayrıldım. adamların taşeronluğu ise 2. senesinde bitti.

pratikte ilk sene izin hakkın yoksa, ertesi seneden izin kullanırsın. atıyorum ertesi sene şirkette yok musun. bu sefer de maaşından keserler.

yaşadım da oradan biliyorum.
0
rain when i die
(10.03.21)
son paragraf size nasıl uyuyor? siz kit'ten özel bir şirkete geçmediniz mi? son paragraf, aynı bakanlığın kurumları arasında transfer olanlar için geçerli.

kit-->özel
ama ve bağlacıyla kitleri de kapsamıyor mu
son paragraf
0
🌸bir soru sorcam
(10.03.21)
kapsamıyor, neden kapsasın? bu kadar saçma kanun mu olur? adam madde yazmış, aynı işverenin işyerleri arasında transferi anlatıyor, araya neden olmadık bir bağlaçla kit'lerden özel şirketlere geçişi anlatsın? aynı bakanlığın kit'leri arasındaki transferi anlatıyor.
0
co2s2
(10.03.21)
ya madde zoraki yazılmış zaten
hepsini ilk fıkraya alması lazımdı

ama bakanlık ayrı kit ayrı
0
🌸bir soru sorcam
(10.03.21)
sizin geldiğiniz kit, köşedeki bakkala mı bağlıydı?
0
co2s2
(10.03.21)
yeni bi yaklaşım geldi aklıma


Alıntı


İşçinin gelecek izin hakları için geçmesi gereken bir yıllık hizmet süresi, bir önceki izin hakkının doğduğu günden başlayarak gelecek hizmet yılına doğru ve yukarıdaki fıkra ve 55 inci madde hükümleri gereğince hesaplanır.

İşçi yukarıdaki fıkralar ve 55 inci madde hükümlerine göre hesaplanacak her hizmet yılına karşılık, yıllık iznini gelecek hizmet yılı içinde kullanır.


MADDE 53. - İşyerinde işe başladığı günden itibaren, deneme süresi de içinde olmak üzere, en az bir yıl çalışmış olan işçilere yıllık ücretli izin verilir.

ilk sene kullanmak baya zor gibi ama



Alıntı
Aynı bakanlığa bağlı işyerleri ile aynı bakanlığa bağlı tüzel kişilerin işyerlerinde geçen süreler ve kamu iktisadi teşebbüsleri yahut özel kanuna veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesine dayanılarak kurulan banka ve kuruluşlar veya bunlara bağlı işyerlerinde geçen süreler, işçinin yıllık ücretli izin hakkının hesaplanmasında göz önünde bulundurulur

bu madde

işçinin çalıştığı bakanlığa bağlı işyerlerini ve kitleri ve bankaları ayrıca ilave ediyor



mesela ulaştırma bakanlığı(memur)->tcdd(işçi) örneğini vereyim

Alıntı
aynı işverenin bir veya çeşitli işyerlerinde çalıştıkları süreler birleştirilerek göz önüne alınır.

tcdd alt kurum olduğu için ilk fıkra'dan yararlanamıyor

son fıkra işine yarıyor



tcdd(memur)->tcdd(işçi) örneğinde ise

ilk fıkra işini görüyor



--

ha ben bu kanunu yazanı xeveyim, şöyle yazsa uğraştırmayacaktı

kamu çalışması olan insanın hizmet süresi, özel sektörde geçerlidir, yeni iş yerinde ilk senesi dolmadan izin kullanmaya hakkı vardır/yoktur.
0
🌸bir soru sorcam
(19.03.21)
alıntı :

ha ben bu kanunu yazanı xeveyim, şöyle yazsa uğraştırmayacaktı

kamu çalışması olan insanın hizmet süresi, özel sektörde geçerlidir, yeni iş yerinde ilk senesi dolmadan izin kullanmaya hakkı vardır/yoktur.



adam bunu böyle yazamazdı çünkü kamuda çalışanın hizmeti, özelde geçerli değil.
0
co2s2
(23.03.21)
(9)

Benim emeklilik yaşım kaç?

bobinhoo
Merhabalar, daha 30 yaşında emeklilik hayallerine başladım. Benim ilk sigorta girişim 22.04.2008'de, bu yasa çıkmıştı mayıs ayından yürürlüğe giren, ondan önce yani. toplam 1900 günüm var şu anda. Sigorta girişim bu yasadan önce yapıldığı için emeklilik yaşım 60 mı? Bir ara tartışmalar vardı bunları
Merhabalar, daha 30 yaşında emeklilik hayallerine başladım. Benim ilk sigorta girişim 22.04.2008'de, bu yasa çıkmıştı mayıs ayından yürürlüğe giren, ondan önce yani. toplam 1900 günüm var şu anda.

Sigorta girişim bu yasadan önce yapıldığı için emeklilik yaşım 60 mı? Bir ara tartışmalar vardı bunların önüne geçileceğine yönelik. Çünkü o sigortanın fason olduğu belli nihayetinde, 16-17 yaşında idim o zaman ve sadece 20 günlüğüne yapılmış sigorta.
0
bobinhoo
(09.03.21)
tabloya gore 60 olarak gorunuyor. (erkeksen) bir iki yil oynayabilir.
tabi sadece yas da yeterli degil, 60 yasina geldiginde 7200 gun primin de olmali.

60 yasina geldin ama bu yasa kadar surekli calismadin diyelim ve primin 7200 gunun altindaysa yine emekli olamazsin. tabi yillar icinde degisiklikler olabilir onu bilemeyiz


sgkrehberi.com
0
exlibris
(09.03.21)
@exlibris evet erkeğim ve 7200 doldurmuş olurum zaten çoktan. yapılacak değişikliklerle bu yaş artabilir mi? sanki yeni yasa çıkınca genelde sigorta girişi henüz yapılmamış olanları etkiliyor gibi.
0
🌸bobinhoo
(09.03.21)
e-devletten bakılabiliyor, tabi resmi sonuç değil diyor ama olası emeklilik yaşını veriyor yani. benim de daha uzuuuun yıllarrrr var :(
0
pasp
(09.03.21)
Mezarda emekli olursun, oluruz.
0
stillalive
(09.03.21)
O zamana kadar emeklilik sistemi daha çok su kaldırır. Hayallerini kendi imkanlarına göre kur.
0
osssy
(09.03.21)
neyse bir bu kadar daha yaşasam emekli oluyorum, iyi iyi:)
0
🌸bobinhoo
(09.03.21)
Y ve Z nesline tavsiyem devlet elinden emeklilik hayali kurmayin. Elinize ne gecerse tasarruf edin ve yatirim yapin. Emekli maaslari bizim emekliligimize gelince kusa donecek.
0
cleric
(09.03.21)
7.000 gün VE 60 yaş.
Yani 2050’de
0
otopsicocugu
(09.03.21)
Emekli maaşları y-z jenerasyonu için aynı koşullarda 2000’lerden önce emekli olmuş birine göre yarı yarıya az olacak. Bu doğru. Çünkü ABO her yıl düşüyor.
Ama siz yine de ne yapın edin maaşınızo asgariden göstermek isteyen iş yerlerinde çalışmayın imkanınız varsa. İşte o zaman kuş bile kalmayacak. Günümüz parasıyla 150-200 euro maaş ancak alabilirsiniz emeklilikte.
0
otopsicocugu
(09.03.21)
(17)

müthiş bir komedi dizisi izlemek istiyorum

i think therefore i am
böyle office, scrubs, friends gibi uzun soluklu olsun kendimi bi parçası hissedeyim gönülden bağlanayım bitince üzüleyim günüme renk katsın... öyle bir dizi arıyorum, en sevdiklerinizi yollayın gelsin lütfen. teşekkürler ^_^
böyle office, scrubs, friends gibi uzun soluklu olsun kendimi bi parçası hissedeyim gönülden bağlanayım bitince üzüleyim günüme renk katsın... öyle bir dizi arıyorum, en sevdiklerinizi yollayın gelsin lütfen. teşekkürler ^_^
0
i think therefore i am
(03.03.21)
modern family
0
archmage mahmut
(03.03.21)
seinfeld
0
polopan
(03.03.21)
modern family
0
rewlack
(03.03.21)
seinfeld +1
0
nothing in my way
(03.03.21)
brooklyn 99
0
pasp
(03.03.21)
it's always sunny in philadelphia
0
juliette
(03.03.21)
modern family, seinfeld, izledim arrested development yarım bırakmıştım ona devam edebilirim.

onlar dışında himym, community, coupling, black books, parks and rec, b99 filan da izlendi.
0
🌸i think therefore i am
(03.03.21)
my name is earl.
0
baldur2
(03.03.21)
bence british dizilerin bu konuda kimse eline su dökemez.

the it crowd
spaced
the coupling

ilk aklıma gelenler.
0
anti-kahraman
(03.03.21)
man seeking woman
0
sinek kral
(03.03.21)
seinfeld i bidaha izle
0
ghostinthemech
(03.03.21)
Entourage.
0
deer hunter
(03.03.21)
Uzun soluklu değil şimdilik 10 bölüm, müthiş olduğunu da iddia edemem fakat eğlenceli scrubs ın yazarlarından bill lawrance var hatta bir bölümünü de zach braff yönetmiş, ted lasso dizisi
0
freebird5406_2
(03.03.21)
the mighty boosh
0
uzunincemalbrodayim
(03.03.21)
The last man on earth
0
beyinter
(03.03.21)
the it crowd +1
müthiş bir işyeri komedisi.
0
uuth
(03.03.21)
the league
0
bir garip melek
(03.03.21)
(18)

Temizlik anketi

dissendium
1. Dişlerinizi hangi sıklıkta fırçalıyorsunuz?2. Sadece uyurken giydiğiniz kıyafetler var mı? Günlük kıyafetlerinizle uyuyor musunuz?3. Kendi odanızı ya da çoğunlukla zaman geçirdiğiniz odayı kaç günde bir süpürüyorsunuz?4. Telefonunuzu, bilgisayarınızı hangi sıklıkta siliyorsunuz?5. Yemek yemeden ö
1. Dişlerinizi hangi sıklıkta fırçalıyorsunuz?

2. Sadece uyurken giydiğiniz kıyafetler var mı? Günlük kıyafetlerinizle uyuyor musunuz?

3. Kendi odanızı ya da çoğunlukla zaman geçirdiğiniz odayı kaç günde bir süpürüyorsunuz?

4. Telefonunuzu, bilgisayarınızı hangi sıklıkta siliyorsunuz?

5. Yemek yemeden önce ellerinizi yıkıyor musunuz?

6. Paraya dokunduktan sonra ellerinizi yıkıyor musunuz?

7. Yediğiniz çikolata, kek gibi şeylerin ambalajını hemen çöpe atıyor musunuz?

8. Yastık kılıfınızı kaç günde bir değiştiriyorsunuz?
0
dissendium
(23.02.21)
1, günde 1
2. Boxer
3. Haftada 1 temizlikçi
4. Kirli gördükçe
5. Özellikle kirli ise.
6. Hayır
7. Evet
8. Haftada 1 temizlikçi
0
kisa
(23.02.21)
1- sabah ve akşam
2- evet (pijamam var yani)
3- 2 haftada 1
4- telefonu sildiğimi hatırlamıyorum, bilgisayarı 2 haftada 1 falan
5- evet
6- hayır, ama paraya dokunmuyorum pek, %99 dijitalim
7- evet
8- 2 haftada 1
0
plutongezegendegilmi
(23.02.21)
1. 5-6’yı geçtiğini tahmin ediyorum.
2. Bazen.
3. Üç günde bir
4. Dışarıdan geldiğimde.
5. Evet
6. Evet
7. Çoğu zaman.
8. İki haftada bir :(
0
ruhen hastayim ben
(24.02.21)
1. Sabah ve akşam
2. Var. Yorgunluktan sızdıysam nadiren de olsa günlük kıyafetle uyuduğum olmuştur ama
3. İki günde bir (robot süpürge)
4. Haftada bir gibi
5. Evet
6. Evet
7. Evet
8. Haftada bir
0
orient blue
(24.02.21)
1- günde 2
2- evde giydiğim şeylerle uyuyorum
3- haftada 1-2
4- haftada 1
5- hayır
6- hayır
7- evet
8- ayda bir falan
0
roket adam
(24.02.21)
1.günde 3
2.pijama var ama çok yorgunsam kıyafetle uyuyakalıyorum.
3.haftada 3
4.telefon gün aşırı, laptop iki haftada bir.
5.evet
6.bazen
7.evet
8.haftada 2
0
juliette
(24.02.21)
1.günde 2
2.yok.hayır
3.4 günde bir
4.haftada bir
5.evet.
6.yemek yiyene kadar hayır
7.evet
8.haftada bir
0
sttc
(24.02.21)
1)Her gece uyumadan önce. Bazen 2.
2)yatak dışında giymem pijamamı.
3)haftada 1
4)telefon günde 1 kabını yıkarım. Bilgisayar haftada 1-2 silerim.
5)evet
6)evet
7)evet
8) iki haftada bir
0
megalomaniac
(24.02.21)
1 Hayat normalken 2 şimdi ev hapsi olduğundan günde 1
2 evin içinde takıldığım kıyafetle uyurum
3 haftada 1
4 salgından ötürü arttı bu haftada bir kaç defa olabiliyor
5 evet
6 evet
7 evet
8 haftada 1
0
hedep
(24.02.21)
1) 2 ya da 3. Evden çıkmadan ve gece yatmadan garanti. Eğer gün içinde evdeysem ya da dişimi fırçalayabileceğim rahat bir gündeysem akşam üstü yemekten sonra 3.

2) Günlük kıyafetimle yatağa girmem. Genelde bir gün giydiğim pijamayı da 2. gece giymem. Bunun sebebi daha çok evdeki kedi köpek ve benim alerjilerim.

3) Pandemi sürecinde evde olduğum süre boyunca her günle-gün aşırı arası süpürdüm. Çalışırken haftada 1.

4) Bilgisayarı çok nadir, telefonu arada sırada elimdeki kolonyalı mendil boşa gitmesin filan diye :D

5) %99

6) Paraya dokunduktan sonra elimi hemen yıkamıyorum da genelde yıkayıncaya kadar temkinli oluyorum, elimin üstünde bi tabaka var gibi kendime sürmemeye dikkat ediyorum, sonra müsait ilk fırsatta yıkarım.

7. Yok

8. Haftada 1
0
pandispanya
(24.02.21)
1- günde en az 2 kere (evden calismaya baslayali yine 3)
2- evet pijamami sadece uyurken giyerim, evde pijamayla oturmam, gunluk kiyafetle yataga girmem. (Girsem de kafam iyidir filan)
3- 2-3 gunde bir
4- bilgisayari hic hatirlamiyorum, telefon haftada 1 filan.
5- evet
6- evdeysem/lavaboya yakinsam evet, normal zamanda hayir
7- hayir
8- 2 haftada 1e cikarttim, 3 haftada 1 idi :/
0
kuehles blondes
(24.02.21)
1. günde 2
2. pijama gecelik mevsime göre artık neyse, yatağa girerken giyer kalkınca çıkarırım. kışın pijama üstümü yazın geceliği her gün değiştiririm.
3. haftada 1
4. haftada birkaç kez
5. evet kesin
6. evet kesin
7. ambalajından çıkarıp tabağa aldıysam mutfaktayken atarım o an hemen ama masada çalışırken gofret yediysem sırf onu atmak için masadan kalkmam, kalkınca atarım.
(şu an ambalajı dezenfekte etmeden ellemem asla ek not olarak)
8. 5 ila 7 gün arası ama şöyle; iki yastığım var, haftanın bir yarısı birinde, diğer yarısı diğerinde yatıyorum hatta yüzünü de çeviriyorum. yani 1. 2. günler 1. yastığın ön yüzü 3. ve 4. günler arka yüzü 5. 6. günler 2. yastığın ön yüzü 7. gün arka yüzü gibi gibi.
0
la lykia
(24.02.21)
1. İki ama bazen artabiliyor sigara/nargile/çay/kahve çok içtiysem.
2. Var, kesinlikle günlük kıyafetlerimle uyumam.
3. Evde robot olduğu için her gün, iki haftada bir de temizlikçi ablamız geliyor.
4. Her gün, ya gözlük silme mendili ile ya da kolonya ile. ama saflığı yüksek etil alkol daha iyi aslında çabuk uçtuğu ve daha az zarar verdiği için.
5. Evet, iş yerindeysem dezenfektan ile de temizliyorum ayrıca.
6. Evet, ayrıca dezenfektan/kolonya/antibakteriyel mendil de kullanıyorum.
7. Ev dışındaysam evet, evdeysem zaten eve girer girmez paketleri dezenfekte ettiğim için atıyorum hemen yediysem yine hemen atıyorum, ama zamana yayıyorsam da işte yine bitirince atıyorum. Soruyu tam anlayamadım sanırım :(
8. Çok terlediysem sabahına bile değiştirebilirim, ama her gece yatmadan duşa girdiğim için en erken iki gün, en geç haftada bir.

Not: Bunların tamamını pandemiden önce de yapıyordum, çünkü OKB'm var. Birkaç sene önce antidepresan kullanmaya başladığım için bunlar yine düzelmiş halim XD Dışarıda tuvalete bile gitmiyordum yani, öyle diyeyim. Hatta bir dönem komple dışarı bile çıkmadım. Anca bu kadar düzeldim işte :)
0
pasp
(24.02.21)
1- Günde 2 ya da 3.
2- Gün içinde güydiklerim ve yatarken giydiklerim farklı.
3- Haftada 1 ya da 2.
4- Bilgisayarı aklıma geldikçe siliyorum açıkçası ama telefon konusunda çok hassasım. Senelerdir dışarıdan eve her girişimde kolonya ile silerim. Bazen günde 4-5’i buluyor.
5- Evet
6- Evet
7- Çoğu zaman :(
8- Haftada 2
0
ms brownstone
(24.02.21)
1. sabah uyanınca ve akşam yatmadan once
2. evden çalıştığım günlerde günü pijamayla geçiriyorum, sabah duş aldıysam gün içinde o kıyafetlerle yemek yapmadıysam akşam direkt öyle yatarım.
3. robot her gün süpürüyor. öncesinde haftada 1 idi.
4. ekranda birden fazla benekler görmeye başladığımda :(
5. dışarıdaysam evet.
6. pandemiden sonra kolonyalıyorum.
7. evet
8. haftada bir tüm nevresimle
0
nonik
(24.02.21)
1- günde 2
2- günlük kıyafetlerimle uyumam, rahat etmem.
3- 2 günde bir.
4- telefon her gün. bilgisayar haftada 1
5- evet
6- evet
7- dizi film vs izliyorsam hayır.
8- makyajımı çıkarmayı unuttuysa ertesi gün değiştiyorum. normal rutin 3 günde bir.
0
super kahraman olsaydim baba olurdum
(24.02.21)
1. 2
2. did you mean "pijama" . evet var.
3. 3-4 günde bir robot, daha geniş aralıkta genel temizlik
4. haftada 1 ile 2 haftada 1 arası değişiyor
5. evet
6. evet
7. evet
8. 7
0
bir ileti paylastim
(24.02.21)
1. günde 1
2. boxer
3. her hafta temizlikçi geliyor + gerektiğinde
4. gerektiğinde
5. duruma bağlı. evde tv izlerken yemek geldiğinde yıkamam
6. evet
7. oturduğum yerden kalkıp atmam ama ilk ayağa kalktığımda atarım
8. bilmiyorum.
0
co2s2
(24.02.21)
(20)

Sarman erkek kedi ismi önerisi?

sonhakan
Teşekkürler..
Teşekkürler..
0
sonhakan
(16.12.20)
Tütün, tütü diye kısaltılabilir.
0
habarbey
(16.12.20)
Sansa ya da Tarçın.
0
Amaranta ursula
(16.12.20)
Bal
0
valarmurgulis
(16.12.20)
Toni
0
heritage
(16.12.20)
Aslan
0
battal gemalmaz
(16.12.20)
toprak, topiş
0
kedi kovalayan astronot
(16.12.20)
Muz, Köri, Hardal
0
sanfransister
(16.12.20)
Azman
0
allah yazdiysa bozsun
(16.12.20)
friedrich
0
rumeli beylerbeyi
(16.12.20)
nebukadnezar
0
ala09
(16.12.20)
çamur
0
Jux
(16.12.20)
orhan

sasha

mila
0
bugisme
(16.12.20)
teyzemin vardı rahmetli kedisi portakal :,)
0
pasp
(16.12.20)
Kimyon
0
vedatchilipeppers
(16.12.20)
aziz
0
fezagezgini
(16.12.20)
kedi
0
turbo sadık
(17.12.20)
Lazanya (söylemesi yorucu tabii, olmaz sanırım)
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(17.12.20)
Ural
0
turbo sadık
(13.01.21)
Osman
0
hot potato
(13.01.21)
Hüsmen (benim favorim)
Saruman
0
SiyamkedisiZorro
(13.01.21)
(6)

Stresi nasıl yeniyorduk?

the coon
Yenmesem, başa çıksam o da olumlu. Çoğu zaman da gereksiz stres aslında. Gerekli şeylere çok daha fazla stres oluyorum tabi.
Yenmesem, başa çıksam o da olumlu. Çoğu zaman da gereksiz stres aslında. Gerekli şeylere çok daha fazla stres oluyorum tabi.
0
the coon
(15.12.20)
meditasyon nefes egzersizi ben de ise yarıyor ozellikle meditasyon
0
daisyy
(15.12.20)
Şarkı söyleyerek, iki bira içerek, sevdiğin şeyleri yiyerek, sahilde oturup hiçbir şey yapmadan mal mal boşluğa bakarak...
0
pati
(15.12.20)
Bende zen meditasyonu ise yaradi. ilgini cekerse persembe aksam zoomda bulusup beraber meditasyon yapiyoruz.
0
JohnOakley
(15.12.20)
hafta sonu damıtımcı arkadaşlarla bahçede, mesafeli damıtım rakı tadım toplantısı olacak.
herkes kendi rakısını getirecek sen de katıl istersen.
stres nasıl yenilirmiş görürsün :-)
0
ankarakecisi
(15.12.20)
ben bugün bir eğitim aldım zaman planlaması ile ilgili. normalde böyle kendine yardımdır yok iş hayatında nasıl göklere çıkarım yok on adımda on iki adım (bkz: yiğit özgür) şeylerine hiç güvenmem, pazarlamacı işi gibi gelir. ama eğer işlerin nedeniyle strese giriyorsan -ki genelde bu nedenle giriliyor gördüğüm- ufak bir zaman matrisi ile ve tabi ki plana sabit kalarak nispeten stressiz olabiliyorsun.

ha, eğer özel hayatın (aile, arkadaş, sevgili vs vs) ile ilgiliyse durum, sorunun kökenine inip çözmesi en mantıklısı. aslında bu herşey için geçerli, strese giriyorsan orada bir sorun var demektir. o sorunu çözersen stres -tamamen bitmese bile- azalır.

eğer benim gibi okbli isen ve pandemi döneminde toplu taşıma nasıl kullanıcam derdin varsa, onu bilemedim XD psikiyatrik bir problem varsa uzmanı ile çözmesi en iyisi.

son olarak, okul-eğitim hayatı ile ilgili olan şeylerde de en yukarıda bahsettiğim iş yaşamı için olan zaman planlama matrisini kullanabilirsin. nette aratınca çıkar sanırım.
0
pasp
(15.12.20)
eğer müzik kulağın varsa sana bir müzik göndereceğim. Yapman gereken şu: Bu müzik yaklaşık 15 16 dakika sürüyor. Ve trampet ritmi hep aynı, hiç değişmiyor. Eline iki kalem ya da uzun sopa alıyorsun bir de yastık buluyorsun(parmaklar da olur). Sonra başlıyorsun bu ritmi çalmaya. Hiç kolay değildir 15 16 dakika boyunca aynı ritimi bozmadan çalmak. Bu da beyninin tamamen buraya odaklamanı sağlayacak ve ritimden başka bir şey düşünmeyeceksin. Müzik bittiğinde kuş gibi hafifleyeceksin. Kulaklıgın varsa öyle dene
müzik: (git: www.youtube.com

eğer zorlanırsan notalısını bırakıyorum, en soldakine bakarak çalmaya çalış. :) Sonra gözünü kapatabilirsin
(git:www.youtube.com )

en azından bir süreliğine idare eder seni
0
kadera bach
(16.12.20)
(10)

Su analizi

hair freak
Dün kapıya gelip su analizi yapabilir miyiz valilik ve belediyeden izinliyiz dediler, yarım çay bardağı musluk suyu, yarım çay bardağı da içme suyuna analiz yapacaklarmış. Önce musluk suyunu verdim, suyu övdü ph değeri yüksek işte şunlar bunlar iyi vs. dedi, taşkesti marka içme suyu (damacana) verdi
Dün kapıya gelip su analizi yapabilir miyiz valilik ve belediyeden izinliyiz dediler, yarım çay bardağı musluk suyu, yarım çay bardağı da içme suyuna analiz yapacaklarmış.

Önce musluk suyunu verdim, suyu övdü ph değeri yüksek işte şunlar bunlar iyi vs. dedi, taşkesti marka içme suyu (damacana) verdim sonra da, analiz dediğim de bir cihazı bardağa daldırıp değerlerine bakmak, çok kapsamlı bir şey olmasa gerek. Onu alınca bu ne dedi bir suratı değişti falan, içme suyu dedim, bir şey söylemeyim neyse falan dedi, yoo dedim söyleyin neden söylemeyeceksiniz ki. Bütün değerler kırmızı, kötü hiç vitamin mineral yok falan dedi. Çok detay vermedi ama kötü dedi kısaca.

Şimdi benim kafama takıldı, öyle olmadığına yüzde 99,9 emin olsam da acaba diyorum ben bardakları karıştırdım da içme suyu sanarak musluk suyu mu verdim, benim bildiğim Taşkesti fena bir marka değildi. Ya da ben mi yanlış biliyorum, son baktığımda iyiydi hakkında yazılanlar. Tadı da aslında çirkin geliyor bana son zamanlarda. Aldığım bayiye mi güvenmesem, Taşkesti'ye mi, ya da kendime mi güvenmesem (karıştırdım mı acaba diye) bilemedim. Bir ihtimal de analiz yapıyorum diyen kişiye güvenmemek :)) Çünkü onların da bunu neden yaptıklarını bile anlamadım aslında.
0
hair freak
(02.12.20)
artıma cihazı satıyorlar.
0
kenarortay
(02.12.20)
içtiğin suyu kötüleyip, musluk suyunu övmüşler. eğer musluk suyunu bizim makine ile arıtırsan daha sağlıklı içme suyu elde edersin demişler işte.
0
reanarchy
(02.12.20)
Rea +1

Taşkesti nin suyunu ben de seviyorum bu arada.
0
westblack
(02.12.20)
Hayır ilginç olan hiçbir şey satmıyorlardı. Yani beş gün sonra gelip bir şey satmayacaklarsa o anda satmıyorlardı. Ve telefon numarası falan da almadılar hani sonradan kullanmak üzere. Belki yine kapıda satmaya çalışacaklardır ama hiç alacağım ya da kanacağım yok.
0
🌸hair freak
(02.12.20)
Bir detay daha hatırladım. Analizi yapan kişi musluk suyunu analiz edip gidiyordu. Ben de içme suyuna da bakıyormuşsunuz dedim. O da yok ona bakmıyoruz, onların işgüzarlığı (ilk önce izin alan bir kız sonra da bu kimya mühendisi olduğunu iddia eden kişi geldi) falan dedi, sonra da iyi hadi bari bakayım gibi bir tavırla tamam getirin falan dedi. (belki bu da tuzağın bir parçasıdır :) )

Normalde böyle şeylerle hiç ilgilenmem, sağolun der kapıyı kapatırım, basiretim bağlandı herhalde, bir de böyle uzun uzun anlatıp soru sordumi, şu an kendimi tam bir enayi gibi hissediyorum :)
0
🌸hair freak
(02.12.20)
Bi alet daldırıp baktıysa ancak elektrolit değeri, ph değerine falan bakmıştır. Öyle bi alet daldırarak bütün değerleri kırmızı çıkartacak teknolojinin sokak sokak gezen birinin elinde olacağını sanmıyorum.
0
curukturpkokusu
(02.12.20)
Belge göstermelerini isteseydiniz keşke, ama dediğiniz gibi insanın basireti bağlanıyor.
Olasılıkla tekrar çıkıp gelecekler. Aman dikkatli olun.
0
pro9it9is9
(02.12.20)
o sudaki minerali analiz etmek karmaşık bir proses. el tipi alet ile sadece ph ve iletkenlik ölçebilir bu veriler de tek başına çok anlam ifade etmez.

hırsızlık için evi yokluyor olabilirler. kapıda kaç kilit vardı, apartmanda seslere dikkat eden komşu var mı, evin içi nasıl görünüyor, değerli eşya var mı gibi...
0
orpheus
(02.12.20)
ben de hırsızlık ihtimalini düşündüm, evde olup olmadığınız saatleri kontrol etmek istemiş de olabilirler, aman diyim.

su analizi deyince ben de icp ms, icp oes en kötü aas falan bekledim ki bunlar bile kaba test yapar bir yerde (icp oes ve icp ms ppb seviyesine inebilmesine rağmen) hplc gibi iyice hassas cihazlar var, yani burada da böyle ukala ukala bilgi veriyorum ama, benim bilmediğim başka bir sürü yöntem ve cihaz da vardır, hatta baktım var da yani XD şu yukarıda saydığım cihazlardan en ucuzu aas'dir, birkaç sene önce ikinci elini 50.000 TL'ye mi ne almıştık hiçbir aparatı olmadan bir de (lambaları falan var yani tanesi 500 - 1000 TL arası değişen) o adam gelmiş de ne şekil analiz yapmış acaba suya merak ettim. cidden pH iletkenlik falandır en fazla. onlar için el tipi aletler var yani. o yüzden tekrar satış için gelirlerse -ki umarım en fazla bu olur, kötü birşey olmaz :/ - söylersiniz detaylı analiz lazım diye, başınızdan savarsınız.
0
pasp
(02.12.20)
pazarlama olsa gerek.


önce şüphe tohumunu atmışlar.
0
janderzel zartanyan
(02.12.20)
(11)

vampirli-özel güçlü bi film adı buldurun nolur

matilda
Yıl 2011 falan olmalı o civarlar net emin değilim. Sinemada çalışıyordum o zaman, bi film vizyona girmişti vampirli, özel güçlü bi filmdi. Herkesin bi özel gücü mü vardı öyle bir şeylerdi. Kitapları vardı hatta, gençlik filmiydi. Sonra başka filmleri de çıktı (seriydi yani). Adını hatırlayamıyorum b
Yıl 2011 falan olmalı o civarlar net emin değilim. Sinemada çalışıyordum o zaman, bi film vizyona girmişti vampirli, özel güçlü bi filmdi. Herkesin bi özel gücü mü vardı öyle bir şeylerdi. Kitapları vardı hatta, gençlik filmiydi. Sonra başka filmleri de çıktı (seriydi yani). Adını hatırlayamıyorum bir türlü ama soundtrackleri iyiydi bayağı. Alacakaranlık değil, o kadar ses getiren bir film değildi.
Ne olur buldurun, soundtracklerini dinlemem lazım.
0
matilda
(04.11.20)
underworld?
0
false pretension
(04.11.20)
alacakaranlık? (twilight)


edit : alacakaranlık değil kısmını atlamışım. özür dilerim.
0
baharat
(04.11.20)
yok underworld değil. bu böyle üniversite öğrencileri çağındaki gençlerle alakalı bir filmdi. birkaç ana karakter var gibi.
0
🌸matilda
(04.11.20)
bu da değil maalesef. sanki tek kelimelik ya da daha kısa bir adı vardı...
0
🌸matilda
(04.11.20)
fright night olabilir mi?
0
Bruce
(04.11.20)
değil korku filmi değildi.
0
🌸matilda
(04.11.20)
valla vampire movies, 2011 diye arattım, bunlar çıktı: Stake Land, Vampire (gerçi bunun yönetmeni japon sanırım), Apocrypha, Bite Nite - Vampire Blood, Priest, Vampires, bir de B movie olduğunu düşündüğüm Planet of the Vampire Women var. abooo bu neymiş ki?? bir de 2010 yapımı Let Me In var, 2011 civarı dediğin için. kesin 2010-2012'de başka filmler de vardır ama.
0
pasp
(04.11.20)
blade diyeceğim ama o epey eski kalıyor.
0
cekcekli
(04.11.20)
The Mortal Instruments olanilir mi? Gerçi tek film
0
put it in your appropriate place
(04.11.20)
Vampire academy dir
0
eja
(04.11.20)
Beautiful Creatures
0
allanpoe
(05.11.20)
(18)

Fransa’da ne iş yapacağım?

le jeune turc
Merhaba Arkadaşlar,Evlilik vasıtasıyla 1 ay önce Fransa’ya geldim. Çalışma iznim var.Lisansım ve yüksek lisansım Türk dili üzerine.1 yıl üniversitede yabancılara Türkçe öğrettim. O alanda sertifikam da mevcut.Gerek Türkiye’nin giderek bataklığa sürüklenmesi gerekse de Türk imajının bataklığa çoktan
Merhaba Arkadaşlar,

Evlilik vasıtasıyla 1 ay önce Fransa’ya geldim. Çalışma iznim var.
Lisansım ve yüksek lisansım Türk dili üzerine.
1 yıl üniversitede yabancılara Türkçe öğrettim. O alanda sertifikam da mevcut.
Gerek Türkiye’nin giderek bataklığa sürüklenmesi gerekse de Türk imajının bataklığa çoktan saplanmış olması nedeniyle bu alanda bir gelecek göremiyorum.

Fransızcam A2-B1 arasında. İngilizcem B2-C1 arasında. Bayağı iyi anlayıp konuşurum ama burada pek bir geçerliliği yol. Sürücü ehliyetim yok. Aracım veya bisikletim yok. Bisikletim olsa dahi dizlerim ve belim çok sağlam değil. 1 yıl askerlikten sonra zaten eklem romatizmasından muzdarip olan bedenim özellikle dizlerini eline aldı. Diz meselesi Uber tavsiyeleri için, bel meselesi de inşaat işleri için. Ağır kaldırırsam iyice mahvolurum diye düşünüyorum.

Lille’deki abartısız bütün restoranları ve fast-food mekanlarını gezip bulaşıkçı veya temizlikçi arayıp aramadıklarını sordum. Çoğu yer işleri kötü olduğundan iş aramama bile şaşırdı. 15 kadar yere öz geçmişimi bıraktım.

Karantina malumunuz. Kasım sonuna kadar restoranlar paket satışı dışında kapalılar. Alışveriş dışında günde 1 saat sokağa çıkma iznimiz var.

Bir Fransız restoranının sahibi ile iş görüşmesi yaptım karantina başlamadan önce. Karantina bitmeden 1 hafta önce beni ara, deneme yapalım deyip kendi numarasını verdi.

Bayağı meşhur bir dönerci zincirinin sahibi de öz geçmişimi aldı. Bu işlere kardeşinin baktığını ama öz geçmişimi mutlaka ileteceğini söyledi.

Karantina olmasaydı belki o Fransız restoranında başlayabilirdim.

Şubat’ta askerliği bitirince Mart’ta evlenmeyi planlıyorduk. En geç Haziran’da da burada olurum diyordum. Kovid patlayınca Ekim’de gelebildim. 8 aylık işsizlik de özgüvenimi çok düşürdü.
Bütün restoranlara tek tek girip bulaşıkçı arıyor musunuz diye sorabilecek özgüvenim ve hırsım var ama uzun süreli işsizliğin ardından dilini ileri düzeyde konuşamadığım ve şu an karantinada olan bu ülkede ne iş yapacağımı şaşırmış durumdayım.

İlerisi için ticari fikirlerim mevcut ancak şu an uygulayabilecek sermayeye kesinlikle sahip değilim. Sıfırım hatta.

1 aydır bütün masrafları eşim karşılıyor. En az bir ay daha öyle olacak olması bir de kısıtlılık hissi beni biraz bunalttı. İlk aydaki bütün mutluluk hormonlarımı tüketmiş gibiyim. 2 sene önce üniversitede sözleşmeli de olsa okutmandım, mesleki tatmin yaşıyordum. Geçen sene de bu vakitler gomtanım gomtanım diye dolanıyordu insanlar. Ha ben kendimi çok kaptırıp muvazzaf gibi takılmıyordum ama üstüne uzun süreki işsizlik gelince insan bir sudan çıkmış balığa dönüyor.

Adam gapağı evropaya atmış nabaceğanı bize zoruyo yauv diye düşünmemenizi rica ediyorum. :(
0
le jeune turc
(04.11.20)
Kapağı avrupa’ya atmak bu olmamalı ya. Üzüldüm. Yerinizde olsaydım alanımda iş bulmaya çalışır, mesleğimi icra etmek için yeni yollar denerdim. Gerekirse fransa’dan diploma alırdım. Bunu düşünmeniz uzun vadede hayattan aldığınız tatmini artırır.
0
ruhen hastayim ben
(04.11.20)
Fransa'da üniversite mezunları işçi olarak çalışabiliyorsa fabrikalara başvurun derim. Özellikle otomotiv sektöründe iş bulma şansınız olabilir. Mesleğinizi yapmayacaksanız meslek öğrenebilirsiniz.
0
dissendium
(04.11.20)
boynunu eğme, oraya giderken işsiz olacağını biliyordun neticede, yenge de bunun farkında olması lazım; konuşmuşsunuzdur illa ki. hele ki bu kısıtlamaların olduğu dönemde iş bulmak çok daha zordur, o yüzden kendini kötü hissetmene gerek yok. aranızdaki iletişim ne şekilde bilmiyorum ama 1 ay iş bulamadın diye senin hakkında kötü düşünmüyordur elbet. moralini bozup kötümser bakarsan onu da üzmüş olursun, tatsızlık üstü tatsızlık.

iş aramaya devam tabii ki. şuraya bak diye bir fikir veremem ama moral bozmak için daha erken, gider gitmez hop diye kapmayacaklardı neticede seni. ekstra olumsuz bir durumda değilsin yani. ayrıca ben senin şu anki şartlarında olmayı bile kabul edip yerinde olmak isterdim. millet bir dayanağı olmadan gidiyor, senin native eşin var bi de! hala şanslısın, bişey kaybetmiş değilsin, kendine gel, her şey güzel olucak.

bu arada bekar baldızın varsa tanıştırabilirsin bizi, gelirim beraber işsiz oluruz şlkdfgda

edit: whoosie aşağıda güzel bir noktaya değinmiş. benim fransa'da doğup buraya göçen çok türk tanıdığım var, hepsi de yamuk türkçeli. orada türkçesi gelişsin isteyen türk kesin bulunur.
0
Bruce
(04.11.20)
Abi avrupa dediğin talep edilen mesleğin yoksa yalan. senin şu durumda yapabileceğin restoranların açılmasını bekleyip onlara başvurmak. özellikle turk restoranlarını googledan bul , git ve konuş. normal zamanda kesin ihtiyaç var ama pandemiden dolayı şuan olmaya bilir.
Bir de online alışveriş yapılan sanalmarket tarzı oluşumlar, onların depolarında her zaman elemana ihtiyac oluyor(sipariş falan hazırlıyorsun vs)Ayrica forklift sertifikası alıp depolarda operatorluk yapılabilir.
3. seçenek kendi işini kurmak
4. seçenek meslek okulu okumak
0
bluewhale
(04.11.20)
17 yaşında yanlış yönlendirme ile amcamın yanına okumaya diye gittim. 6 ay dayanamadım ve geri döndüm. çok az fransızcam ve hiç ingilizcem yoktu. bence dil ve diploma avantajın var. ben bir yenge mağduru olarak döndüm. senin gibi dil avantajım olsa zorlardım o zamanlar çok ah ettim. iş bulmak çok zor.

pariste yaşayan kuzenim lise mezunu olarak iş bulamadı ve türkiyeye geldi. tek farkı fransızca bilmekti. izmirde belçika firmasına telefonla müşteri hizmeti deneyimi verdi.(yaklaşık 6 ay) daha sonra parise zorunlu geri döndü. burdaki tecrübesini ekleyip bir iş buldu. 1300 euro maaş alıyor. pariste kıt kanaat geçiniyor.

zorlamazsan olmaz zorla.
0
mikahakkinen
(04.11.20)
Yabancılara Türkçe eğitim konusunda Türk imajından dem vurmuşsunuz ama hedef kitleniz aslında Türkçe öğrenmek isteyen yabancılar değil, çocuğu Türkçe öğrensin isteyen Türk göçmenler olabilir, o tarafı denediniz mi hiç komünite gruplarından falan?
0
whoosie
(04.11.20)
Hocam Leboncoin üstünden al sat falan yapsaniz, belli bir birikim olunca araç alıp Uber denersiniz. Haftasonu geceleri falan eglence yerlerinde çok iyi para kazaniyorlardi.
0
spacevan
(04.11.20)
internet üzerinden diplomalarınızı falan yazıp online türkçe eğitimi verebileceğiniz mecralara başvurmaya ne dersiniz?
mesela camblydeki hocaların çoğu öğretmeye çalıştıkları dil dışında mükemmel değiller.
0
baharat
(04.11.20)
moralini bozmak gibi olmasın ama diz ve bel sorunların varsa garsonluk-bulaşıkçılık gibi işleri de tavsiye etmem, hatta über yap daha iyi yani, o kadar yorulmazsın. bahsettiğin iki işte de sıklıkla ayakta duracaksın, nasıl olacak ki o?

e-ticaret işine mi girsen acaba? ben de çok bilmiyorum ama al-sat yaparak güzel para kazananlar varmış. -mış tabi, ben duyduklarımı söylüyorum. bu arada türkçe öğretme işini bence çok da hafife alma, akademideki insanlar daha farklı kafada olabiliyorlar, görmüşsündür illa ki. yani atıyorum, sırf türksün diye hor görmeyecek üniversiteler/hocalar vs olabilir. olmama ihtimali yüksek tabi ki de, öneride bulunuyorum işte. çalışabileceğin üniversitelerdeki türk hocalarla irtibata geçsen, belki bir öneride bulunabilirler. ek olarak doktora programlarına başvurup, varsa teaching assistant olaylarına girebilirsin, ta'lere çok kötü para vermiyorlar çünkü, yani açlıktan ölmezsin. sözel alanlarda durum biraz zorda, kabul ediyorum ama denemekten ne çıkar?

bir de bulunduğun yerdeki türk topluluklarına vs bakabilirsin belki. kardeşimin arkadaşı kanada'ya gitmişti, o şekilde ev-iş herşeyini ayarlamıştı. gerçi eşim almanya'dayken çok kazık yediği olmuştu ama onun da bazı işleri hallolmuştu tanıdıkları sayesinde.

bir inşaat işi değil de, tesisat işi tarzı şeyler olabilir, çok ağır kaldırman gerekmeyebilir ama ben yine zorlanacağını düşünüyorum. yine de şunu da örnek vereyim: kardeşimin bir arkadaşı kanada'da ev tadilatı yaparak -yer karosu döşeme vs- iki ayda araba çekti altına -ikinci el ama olsun yani, bence yine de süper- öyle işlere de bakabilirsin belki, eğer çok zorlanmayacağını düşünürsen.

edit: evet bir de online ders de verebilirsiniz, o da var.
0
pasp
(04.11.20)
tercümanlık yapmaya çalışın türkçe - ingilizce vs. online olarak. hatta bir an önce fransızca öğrenip fr-ing - tr yapabilirsiniz. iyi para var ama işte fr öğrenmek lazım.
0
matilda
(04.11.20)
Fransızca bilginizin yetersiz olması büyük sorun. Üniversitelere, Türkçe kursu olan bölümlere okutman olarak başvurabilirsiniz. Lille şehrinde durum nedir bilmiyorum ancak değil Avrupa’da Hindistan’da bile Türkçe okutmanlık yapan TDE mezunları var.
whoosie doğru demiş, bir ilerisine gidip, Türk konsolosluğu eğitim ateşeliğine de yazın. Onlar bir talep olursa şişe yöneltirler.
0
buf-e kür
(04.11.20)
Aklıma gelenlerin bir kısmı yazılmış, ben de şu 2 şeyi ilave edeyim.
-Fransada faaliyet gösteren vakıflarda ya da derneklerde (araştırın tabi, başınıza dert olacak bir yer olmasın) Türkçe kursları veriliyor, oralara bakabilirsiniz ya da Türk-Fransız Ticaret Derneği vardı, buralarla iletişime geçin, işin dış ticaret kısmında(operasyon kısmında özellikle) iş bulabilirsiniz.
-Meslek edindirme kursları vardı, iş garantili. Bir arkadaşım başvurup gitmişti, hala var mı bilmiyorum, bahsettiğim 10 yıl önceydi, bir araştırın bu söylediğimi isterseniz.
0
Rh Negatif
(04.11.20)
Üstad kaç kere konuştuk aslında ya. Keşke yakın bir yerde olsan da yardım etsek ama aramızda yarım gun var neredeyse...
Bir kere ehliyetin olmaması kötü olmuş, burada hem pahali hem daha zor.
Onun dışında Lille gene büyük şehir, bir sey cikabilir. Deneyim istemiş ama şöyle bir şey var misal;
www.indeed.fr

Onun dışında kafana bu kadar takma. Esinin geliri varsa hallolur. Biz 4 ay esimin ailesinin yaninda yasadik ben iş bulana kadar. Bunlar ilk basta normal kafana takma. Türkiye'de bile is yok ki sen dilini bilmedigin yerde Türkçe diplomasi ile geldin.

Bu arada sana diyeceğim tek sey; temizlik firmalarina girmeye calis. Benim çalıştığım yerin temizligini yapanlar cok memnun genelde. Agir kaldiracak edecek isleri yok. Bence oldukça ideal bir is ve dil bilmene de cok gerek yok (acikcasi calisanlarin cogu yabancı türk abi vardi emekli oldu, simdi yunan bir abla var, sonra afrikali var cezayirli var).
Sana tavsiyem bu kadar motiveysen esinle falan beraber böyle is edinme kurslarini falan bulmaya calis. Acikcasi burada ofiste düz adam olmak yerine tamirci/cilingir/boyaci/tesisatci/elektrikçi olmak cok daha iyi. Bu tabi fransizcan iyilesince yapilacak is.
Onun dışında lille tarafinda üretim var ama üretime dil bilmeden girmen zor açıkçası. Yoksa fabrikada isci olmak falan iyi.

Neyse cok uzadi; ilk bakista direkt bir çözüm yok gibi covid sebebiyle. Pole emploi, indeed vs gibi sitelerden Türkçe bilen arayan islere baksan en ideali gibi.

Ben biraz düşüneyim tekrar bir sey cikarsa sana yazarım.
Bu arada lille'de yasamak zorunda misiniz? Yoksa mobil misiniz?
0
logisticsmanager
(04.11.20)
Bir fikrim yok ancak sabır dilemek istedim. Türk dili diploması ile fransada iş aramak çok zor iş gerçekten. Kolaylıklar diliyorum.
0
roket adam
(04.11.20)
Arkadaşlar cevaplar ve desteğiniz için hepinize çok teşekkür ederim.

Ekipman eksikliğimi giderir gidermez iTalki gibi sitelerde çevrimiçi ders ve Youtube olayına başlayacağım. Açıkçası askerlikten sonra biraz hamlasam da Türkçe öğretimi en iyi yaptığım iş. Bir zamanlar Youtube'a ders videoları yüklemiştim. O videolardan beni bulmaya devam eden, Reddit'te bile videolarımı paylaşan insanlar var. Ekipman işini çözer çözmez tekrar girişeceğim.

Garsonluk, tezgahtarlık, temizlik, bulaşık işlerinden anlarım. Yapmışlığım da çok öğrenciyken. Burada da Indeed üzerinden çeşit çeşit pek çok işe başvurdum. Başvurmaya da devam ediyorum. Bulaşık işinde sanayi tipi bulaşık makinesi sayesinde belim çok zorlanmadı.

Amazon'a başvuramıyorum çünkü aracınız olmadan gidemeyeceğiniz bir yerde.

Paris'te Türkçe öğretimine dair bir iş bulursam burada yaşayan bazı insanların yaptığı gibi hızlı tren için aylık bilet alıp 1 saat gidiş 1 saat dönüş şeklinde orada çalışabilirim.

Yüksek lisans tezimin çok uzun sürmesi ve arş. gör. kadro sınavlarında hep ikinci olmak beni akademiden bayağı soğutmuştu, aklım bir yandan hep doktora yapmakta. Umarım Fransızcayı C1 seviyesine çektiğim zaman böyle bir şansa erişirim.

Al sat meselesine gelince, aklımda harika bir kırtasiye ürünü fikri var. Türkiye'den getirtip buradaki kitapçılara ve kırtasiyelik eşya satan yerlere toptan satmayı istiyorum. Ancak bunun için bir şirket kurmam ve önce bir sermayeye sahip olmam gerekiyor.

Buradaki Türk kitlesi düzgün Türkçe bilmemeyi kendine sorun etmiyor gibi bir intiba mevcut bende. O yüzden kafadan ilk elediğim seçenek hep bu oluyordu ancak denemek lazım. Haklısınız.

Eğitim ateşeliğine yazmak aklımın ucundan bile geçmemişti.

Hepinize tekrar tekrar teşekkür ederim arkadaşlar. Hem cesaret verdiniz hem de aklıma gelmeyen fikirler verdiniz. Baldız olayına çok fena patlattım kahkahayı. Bütün arkadaşlarım soruyor ancak ne yazık ki baldızım evli. :D
0
🌸le jeune turc
(04.11.20)
Alınma ama avrupa sana göre değil. Eğitim, meslek ve beceri anlamında oranın sana ihtiyacı yok.
0
indifferent
(04.11.20)
Hocam esinizin masraflari karsilamasina takilmayin. Evlilik de bu zaten, zor zamanda birine destek cikmak. Hem ulke degistirmissin oyle her sey pat diye yoluna girmeyecek tabii. Kesinlikle o konuya enerjinizi harcamayin.

Ileride bu yazdiklariniza emin olun guleceksiniz ve arkadaslariniza anlatacaksiniz.
0
oscar
(05.11.20)
(11)

Film arşivimi sildim.

put it in your appropriate place
Üniversite yıllarından (2007'den) beri arşivlediğim filmleri 15 saniyelik düşünme sürecin sonunda sildim. Zamanında epey film vardı. Hard disk değişimi nedeniyle 300'ün üzerinde film kalmıştı. Artık onlar da yok.Bu günleri de görecektim. Uğruna bilgisayarı gece boyu açık bıraktığım 25kb/s ile indird
Üniversite yıllarından (2007'den) beri arşivlediğim filmleri 15 saniyelik düşünme sürecin sonunda sildim. Zamanında epey film vardı. Hard disk değişimi nedeniyle 300'ün üzerinde film kalmıştı. Artık onlar da yok.

Bu günleri de görecektim. Uğruna bilgisayarı gece boyu açık bıraktığım 25kb/s ile indirdiğim ve beğenmesem de sırf saatlerce inmesini beklediğim için Cd'ye yazdığım filmler. Altyazı bulamadığım filmler. Altyazısını beklediğim diziler. Gerçi dizilerin üç dört tanesi kaldı geriye.

Ara ara niyetleniyordum. Genişletsem mi diye de sonra üşeniyordum. Sinemaya gidip, beğendiğim filmi indirmek aklıma geliyordu ama ne uğrasacağam yeeaa diyordum. Aslında amacım az sayıda ama kaliteli filmler bulundurmak ama ne gereği var.
0
put it in your appropriate place
(01.11.20)
Zor bulunan paylaşılmayan filmler varsa kötü olmuş. Gişe filmleriyse gerek yok. Torrentten daha iyisini daha hızlı indirebiliyoruz artık.
0
glamdr1ng
(01.11.20)
Büyük bir kısmı kolay bulunan filmlerdi.

Zor bulunan paylaşılmayan filmler, muhtemelen yüzde 2'e geçmezdi.
0
🌸put it in your appropriate place
(01.11.20)
Küçük çaplı bir film arşivim vardı ki hepsi her zaman her yerde bulabileceğim filmleri. Ben de sildim geçen hepsini. Açıp açıp tekrar izlediğim filmlerin sayısı beşi geçmezdi. Onları bile yedeklemedim. İyi yapmışsınız bence :) fiziki olarak elinizde bulunsa bu filmler belki içiniz giderdi, kıyamazdınız ama dijital ortamda çok gerek yok bence. Bağımsız, sanat filmlerini her zaman bulamıyoruz onlar hariç tabi.
0
black holes in the sky
(01.11.20)
Abim lise yıllarını cd'de dizi ve film yazdırarak geçirdi nero'da. Şuan hepsi çöp oldu, muhtemelen atmıştır hepsini. İyi yapmışsınız hiç gerek yok.
0
diffarentiationation
(01.11.20)
lise yıllarımı cd'de dizi ve film yazdırarak geçirdim nero'da. harçlıkları biriktirip her ay 1 ya da 2 tane 50'lik boş cd paketlerinden alırdım. cd çantaları alırdım özenle dizerdim. şu an hepsi çöp. çoktan attım hepsini gitti.

bir filmi insan kaç kere izleyebilir ki. hayat kısa. kaldı ki çoğunu bir kere bile izleyemedim. o izlemediklerimden birini şu an izlemek istesem internetten daha iyi kalitede izleyebilirim zaten.
0
kim bilir
(01.11.20)
nerocuların gözü yaşlı :,( benim babamın vcd -evet vcd- ve dvd film arşivi vardı ANNEM BAVULLARA KOYDURUP KOYDURUP ÇÖPE ATTIRDI. gerçi çoğu youtube'da bile bulunuyor artık -babam eski türk filmlerinin hastasıdır da-

ha, benim de böyle filmlerim var, geçende çoğunu sildim, hakikaten de zor bulunan, bir kısmı b sınıfı olan filmler var, sırf oyuncusunun/yönetmeninin hatrına indirmişim de -altyazısı bile yok.. yani türkçe'yi geçtim, ingilizce bile yok- onlar duruyor sadece. festival filmleri var -gerçi onları bile artık malum sitelerde, mubi'de -gösterimde olduğu sürece-, netflix'de felan bulabiliyorsun, torrent'i geçtim- ne bileyim eski animeler var -onlar da türk anime'de falan var- o yüzden çoğu silinesi... de işte silsem gönlüm razı değil XD
0
pasp
(01.11.20)
Abi sil gitsin. Çoğu çamur gibi oluyor zaten.
0
ycaycayca
(01.11.20)
soru ne?
0
yetkili birine benzeyen abi
(01.11.20)
vod platformları artıyor, o yüzden kolay bulunamayan filmler de yakında kolay erişilebilir hale gelicek diye düşünüyorum. mubi ve criterion channel ilgi görüyor bence, git gide kütüphaneleri genişleyecek, hatta başka platformlar da kurulacaktır diye düşünüyorum. amazon da bu tarz bir hamle yapabilir deniyor hatta. o yüzden çok sıkıntı yapma.

imza: 2tb arşivi piç olduktan sonra arşivciliği bırakmış bir dost.
0
Bruce
(01.11.20)
geçmiş olsun zor bir karar. benim de 1 yıla benzer durumum olacak gibi. harddisk doluyor çünkü.
bazen kurtulmak gerekiyo böyle.zaten internetten hepsini bulabiliyoruz artık
0
ShadowOfMoon
(01.11.20)
evet.
0
isveperver
(01.11.20)
(12)

Beyaz ışığı seven bir ben miyim :(

nundu
Geçen hafta odamdaki canım beyaz ışık veren ampul ömrünü tamamlayıp söndü bi anda, hazırda da sadece sarı ampul olduğundan bi haftadır sarı ışıkla hayatımı sürdürüyorum ve aşırı mutsuzum. Güzel beyaz ışığımı, her şeyin net görünmesini özledim. Sarı ışık sevenler bu loş ve baş ağrıtıcı ortamın nesini
Geçen hafta odamdaki canım beyaz ışık veren ampul ömrünü tamamlayıp söndü bi anda, hazırda da sadece sarı ampul olduğundan bi haftadır sarı ışıkla hayatımı sürdürüyorum ve aşırı mutsuzum. Güzel beyaz ışığımı, her şeyin net görünmesini özledim. Sarı ışık sevenler bu loş ve baş ağrıtıcı ortamın nesini seviyosunuz bi anlatın hele :(

İnternette de insanlar düzenli olarak beyaz ışığa sövüyor depresyona sokuyor vs diye. Anlamıyorum da ne alaka olduğunu. Özledim, beyaz ışığımı özledim :((
0
nundu
(29.09.20)
Ben sevmiyorum.

Sarı tonları kullanıyorum genelde o da tepeden aşağı aydınlatma değil de aşağıdan lambaderlerle birlikte hoş oluyor evde.

Hatta akıllı ampüllere geçtim yavaştan beyaz dışında her renk kullanıyorum da diyebilirim :D
0
AlsterWasser
(29.09.20)
beyaz ışık baş ağrıtır, göz ağrıtır nefret ederim. beyaz ışığı asla evime sokmam dfgsdfg
0
nahtoderfahrung
(29.09.20)
evimde sari isik yok.
0
camussar
(29.09.20)
Şu sarı ışık değil de adam akıllı gün ışığı renkli ampül yok ki sevebileyim ben de sarı ışığı. El mahkum kullanıyorum beyazı.
Beyaza yakın ama gerçekten yakın sarı ampül önerisi olanlar da yazsa ya. Kaynak yaptım :P
0
coca cola
(29.09.20)
@coca cola beyaza yakın sarımsı ampuller "sıcak beyaz" diye geçer
0
nahtoderfahrung
(29.09.20)
Ben de beyaz ışık seviyorum. Sari ışık ruhumu sömürüyor.
0
elorelia
(29.09.20)
bir süre sarı ışık kullandım. acayip uykumu getiriyordu benim. beyaz ışık bana daha iyi geliyor.
0
black holes in the sky
(29.09.20)
Beyaz ışık fakir ışığıdır :(
0
msb
(30.09.20)
Beyaz ışığı seven çok, yalnız değilsiniz. Ben kesinlikle tahammül edemiyorum ama. İğrenç bir hastane ve okul atmosferi canlanıyor kafamda. Buz gibi ve samimiyetsiz bir ortam hissi veriyor ve başımı ağrıtıyor benim. Halbuki sarı ışık öyle miii sıcacık bir hava veriyor ortama, başımı da ağrıtmıyor. Tabi fazla loş sarı ışık rahatsızlık verebilir, uyku da getirebilir.
0
kostüm çok güzel prenses misiniz
(30.09.20)
uzun florasan lambalı evde büyüdüm ben :)
küçüklüğümden beri severim beyaz ışığı. şu an tek kaldığım evde, bütün ışıklar beyaz.
sadece balkondakilerde gereksiz maliyet olmasın diye ve beyaz ışık aydınlatmasına ihtiyaç olmadığı için klasik sarı ampül takılı.
sarı ampül çok yorucu ve uyku getirici geliyor bana.
0
tabudeviren
(30.09.20)
ben de beyaz ışıktan nefret ederdim, ama şu anki evimde gizli spot var ve duvardan yansıyarak geliyor haliyle o ışık, hafif loş ama loş da değil, böyle yumuşak bir beyaz ışık oldu, güzel oldu. ama yine de gün ışığı ampul rulezzzz
0
pasp
(30.09.20)
ne beyaz ne sarı, gün ışığıdır gün ışığı...
0
lcha
(30.09.20)
(3)

haraket eden kameralı diziler

kadera bach
bir tek bana mı itici geliyor bu durum_?brooklyn nine nine, ofis, arka sokaklar(zaten izlemiyorum da) vs. gibi dizileri sırf bu yüzden izleyemiyorum. O kadar gereksiz geliyor ki: adam orada bir şeyler anlatıyor kamera zoom in-zoom out yapıyor. Sinir bozucu değil mi?
bir tek bana mı itici geliyor bu durum_?

brooklyn nine nine, ofis, arka sokaklar(zaten izlemiyorum da) vs. gibi dizileri sırf bu yüzden izleyemiyorum. O kadar gereksiz geliyor ki: adam orada bir şeyler anlatıyor kamera zoom in-zoom out yapıyor. Sinir bozucu değil mi?
0
kadera bach
(25.09.20)
arka sokaklar farklı. O dışarıdan çekilen ama sallanan kamera.
(bkz: dördüncü duvarı yıkmak) bunu yapmıyorlar.

The Office'te sahte belgesel havası var, kameraya bakıp da konuşuyorlar yeri geldiğinde. Stili öyle. Kimine daha samimi gelir.(ben çok severim) The Office'in sinematografisi gayet uğraşılmış aslında. Durduk yere zoom yapmıyorlar hatırladığım kadarıyla, yaptığında da bir şeyin altını çizmek, o ana dikkat çekmek vb. mantıklı bir sebebi oluyor. Mesela arka sokaklarda çok rasgele duruyordu, o kötü evet.
0
nhk ni youkosu
(25.09.20)
ben de sinir bozucu buluyordum, taa ki b99'a kadar. bana inanılmaz komik geliyor o zoom in-zoom out muhabbeti. özellikle de holt tüm ciddiyeti ile komik birşey söylerken falan böyle zoom yapıyorlar ya, aaşldkjşakfaikdaidkaikaisldkaikda her seferinde yarılıyorum gülmekten XDDDDD
0
pasp
(25.09.20)
The Office'e güzel bir hava katıyor bence, farketmiyorum bile.
0
kimlanbu
(25.09.20)
(4)

kitaplik alacagim alamiyorum

hjarteblod
hangi modelin yorumlarina baksam falso bisiler var. kiminin ayaklari dengesiz, kiminin yan taraflari acik kitaplar duramiyor. alip da memnun kaldiginiz kitapliklar var mi, link atsaniz ya? begendigim modeller sunlardi yorumlardan oturu almadim:https://www.hepsiburada.com/wood-house-kardelen-merdiven
hangi modelin yorumlarina baksam falso bisiler var. kiminin ayaklari dengesiz, kiminin yan taraflari acik kitaplar duramiyor. alip da memnun kaldiginiz kitapliklar var mi, link atsaniz ya?
begendigim modeller sunlardi yorumlardan oturu almadim:
www.hepsiburada.com
www.hepsiburada.com
0
hjarteblod
(24.09.20)
ben bunu aldım tavsiye ederim: urun.n11.com

senin beğendiğin modellerin benzerlerine ben de bakmıştım, yanları açık olduğu için kitapların düşmesi çok yüksek ihtimal.
0
pasp
(24.09.20)
adore mobilyaya bak, marketlerde satılan ürünleri bu firma üretiyormuş.
0
kulustur
(24.09.20)
Almadım, ofis masası bakarken bunlara da baktım. Linkteki kitaplığın raflarının altından da metal iskelet geçtiği için kitap ağırlığını çok güzel taşır diye düşünüyorum. Kitaplık değiştirme zamanı gelince böyle bir şey almak ya da yaptırmak istiyorum.
www.ahsapsokagi.com
0
kobuzchu kiz
(24.09.20)
ikea billy/oxberg aldım. oldukça şık, kullanışlı. evde hayvan varsa kıl tüy de kaçmaz. memnunum. tekrardan bir parça daha almayı planlıyorum.
0
lesmiserables
(24.09.20)
(7)

Corona dönemi İşten çıkma

cakmayazar
GünaydınKıdemi verirseler Şu anda kendi isteğimle çıkmak istiyorum desem işveren çıkarabiliyor mu? Çıkarsa kıdemli halde çıkarabiliyor mu
Günaydın

Kıdemi verirseler Şu anda kendi isteğimle çıkmak istiyorum desem işveren çıkarabiliyor mu? Çıkarsa kıdemli halde çıkarabiliyor mu
0
cakmayazar
(22.09.20)
işçinin haklı nedenle feshini kabul ederse kıdeminizi vererek çıkartabilir, sonrasında işsizlik maaşı bile alabiliyorsunuz ve sözleşmeyi işçi feshettiği için işe iade dava açma hakkı olmuyor bayaa win win bir durum ama zaten gitmek isteyen işçiye neden kıdemini verip göndersin? kendi çıkartmak istediği personelle bu şekilde anlaşma yapar bence.

bir de tabi haklı bir neden bulmak lazım, işverenin de kabul edeceği.

mesela bizim 4 farklı ilde şubemiz var, bir arkadaşımızla anlaştık, biz işveren olarak dedik ki iş yoğunluğu sebebiyle sizi artık diğer ilde çalıştırmak istiyoruz( işveren olarak böyle bir hakkımız var) o da ben bunu kabul etmiyorum haklı nedenle fesh ediyorum dedi.
0
benaslinda
(22.09.20)
işverenin işçiyi işten çıkarması yasak.

kendi isteğinizle işten ayrılmanıza herhangi bir engel veya yasak yok, istifa edip ayrılabilirsiniz.

hem istifa edeyim, hem kıdem alayım diyebileceğiniz haklı nedenler var. erkekseniz askere gidebilirsiniz, kadınsanız evlenebilirsiniz, emekli olabilirsiniz, çalışamayacak şekilde astalanabilir veya ölebilirsiniz. bunun dışında hem istifa edip, hem de kıdem alabileceğiniz sadece işverenin ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı hareketi var ki o biraz kıllı yünlü bir konu.
0
kibritsuyu
(22.09.20)
oluyor, birkaç arkadaşım çıktı. kıdemi verirler yahu niye vermesinler, kazanılmış hakkınız sonuçta. burada işvereni bağlayan bir durum yok ki kazanılmış hakkınızı vermek dışında.

edit: aşağıya ayrı cevap yazmıştım ama buraya yazayım kalabalık etmesin.

benim arkadaşlarım çalıştıkları firmalardan çıktılar ve tazminatlarını aldılar, hatta ben de kibritsuyu gibi biliyordum ve nasıl yani? dedim, çünkü kibritsuyu'nun bahsettiği hiçbir duruma uymuyorlardı. artı ne firmalarıyla ne de yöneticileri ile sorunları vardı, güle oynaya çıktılar işlerinden, hatta biri yeni işe bile başladı. bu tip bir durum ne şekilde oluşur o zaman? sözleşmenizde mi vardı böyle birşey dedim, ona da hayır dediler. hayır ben de işten çıkmayı düşünüyorum da, neye dikkat edelim o zaman? :/
0
pasp
(22.09.20)
kazanılmış bir hak diye her işten çıkana verilmez. istifa eden işçi de hak etmez.

niye vermesin ki? çünkü kendi ayrılan hak etmez de ondan. kendi ayrıldığı halde hak edilen birkaç durum var. erkek askere gider, kadın evlenir, emekli olursun, çalışmana engel şekilde hasta olursun veya ölürsün. bir de kanıtlayailirsen zor ve uzun bir yoldur ama işveren işçiye ahlaksız bir şeyler etmiştir, o zaman alınır.

durup dururken ben gidiyom diyen işçiye kıdem tazminatı verilmez, bu şekil giden işçi kıdem tazminatı hak etmez.
0
kibritsuyu
(22.09.20)
kıdem kazanılmış bir hak değildir, her koşulda verilmez, kibrit suyu + 1

yoksa her çalışana istifa ettiğinde, gitmek istediğinde kıdem verilirdi..
0
benaslinda
(22.09.20)
Aslında ayrılırken paraya ihtiyaç olcak, 1.5 sene stajda olcam ve kıdemi alırsam epey idare edebilirim.10 yıllık kıdemi bırakmak istemiyorum. Nası yapsam bilemedim. 2 dene bu şirkette kalırsam alacağım para max 1.3 kat artar ama çıkıp bu işi yaparsam 2 kat olacak.
0
🌸cakmayazar
(22.09.20)
işveren vermek istemiyorsa , sadece siz istiyorsunuz ya da ihtiyacınız var diye kıdem vermeyecektir.

yine de iyi şanslar.
0
benaslinda
(23.09.20)
(8)

Sizce hangi Yüksek lisans bölümünün önü açık?

dergus
Arkadaşlar Tarih bölümü mezunuyum. Halihazırda adliyede çalışıyorum ve bu işten sıkıldım. 91 ALES ve 60 Yökdil puanım var.Bu yılyuksek lisansa başvuracağım ve önümde 3 aday var.-Marmara Üniversitesi Ortadoğu Tarihi ve Siyasi İlişkileri-Yildiz Teknik Atatürk İlke ve İnkılapları-İstanbul üniversitesi
Arkadaşlar Tarih bölümü mezunuyum. Halihazırda adliyede çalışıyorum ve bu işten sıkıldım. 91 ALES ve 60 Yökdil puanım var.Bu yılyuksek lisansa başvuracağım ve önümde 3 aday var.

-Marmara Üniversitesi Ortadoğu Tarihi ve Siyasi İlişkileri
-Yildiz Teknik Atatürk İlke ve İnkılapları
-İstanbul üniversitesi yakın çağ tarihi

Biliyorum ki üç bölümde yakın vadede beni adliyeden kurtarmayacak ancak uzun vadede gerek akademik kariyer gerekse istihdam anlamında bu bölümlerden hangisi mantıklı? Tavsiyeleriniz nelerdir?

Saygılarımla...
0
dergus
(21.09.20)
Yl akademi dışında istihdam vermiyor. Akademide kadro için hoca desteği lazım. Ales falan çok önemli değil. Dilden 90 alan adamı vardır. 90 barajı koyar giremezsin vb.
0
OrangeYellow
(21.09.20)
Sosyal bilimlerde yüksek lisans size iş imkanı sağlamaz. Akademide ilerlemek gibi bir hedefiniz varsa da en çok ilginiZi çeken alanda ilerlemelisiniz.
0
but that was just a dream
(21.09.20)
İngiliz Dili ve edebiyatı ylisans dediklerinden odogu tarihi ve siy ils doktora oneririm
0
fempusay
(21.09.20)
Bir de memur olduğunuz için size kadro vermeleri imkansıza yakın. İşsiz olup hocaların kapısının önünde yatan var.
0
OrangeYellow
(22.09.20)
Aslında olaya sadece iş olarak bakmıyorum. Bu yüzden de Ortadoğu mantıklı geliyor. Ortadoğu mezuniyeti ile güzel bir Farsça eğitimini birleştirebilirsem önüm bir çok alanda açılır diye düşünüyorum.
0
🌸dergus
(22.09.20)
Bence de simdilik yuksek lisans yapmayip ingilizce ogrenin, her turlu gerekecek. Is de birakmayin su ortamda. Zaten butun isler sikici.
0
hot potato
(22.09.20)
siz bilgi üniversitesi tarih bölümü mezun değil misiniz? uzun süre işsizlikten sonra güç bela kpss ile memuriyete geçmiştiniz. rahat battı herhalde.
0
tavish11
(22.09.20)
yanlış anlamazsan birşey diyeceğim -bunu ailesinde pek çok akademisyen olan ve kendisi de bir müddet akademide kalmak için uğraşmış biri olarak söylüyorum-

öncelikle, biri uluslarası ilişkilerde diğeri siyasalda prof olan teyzelerim var, yemin ediyorum bıkmış durumdalar. bir kere şu anki siyasal durum nedeniyle, her ne kadar siyasetle ders dışında ilişkileri olmasa ve objektif ders anlatabilme yetenekleri nedeniyle hem öğrenciler hem de diğer akademisyen arkadaşları tarafından seviliyor olsalar da, ders anlatamıyorlar çünkü yakın dönem türkiye tarihi olsun, osmanlı tarihi olsun vs vs anlatmaya başladıkları anda sınıftaki """"öğrencilerden bazıları"""" alakasız yerlere şikayet edebiliyorlar. gerçi ikisinin de başına öyle birşey gelmedi çok şükür ama diğer arkadaşları bunu yaşadı. senin de bölümün tarih olduğu için söylüyorum, akademisyenlik düşünüyorsan bunu da düşün. bu cepte.

ikincisi, diğer duyuru sakinlerinin de dediği gibi, akademik kadro bulmak yerine taksim'de gündüz vakti bir tinercinin sürdüğü unicorn'u görme ihtimalin daha fazla -boynuzu simli pembe, kuyruğu da gökkuşağı rengi olanlardan hatta- (-_-) yani ben akademik kadronun nispeten daha çok bulunabildiği -çünkü mezunları özel sektörde daha rahat iş bulabiliyor- bir alan olan mühendislikten çıktım ki gene bizim bölümün mezunları bile çok rahat iş bulamıyor aslında özel sektörde ama, onu da belirteyim, lakin kaç sene tırmaladım kadro diye, nope, nada, yok yani kadro madro. anadolu'daki üniversitelere giderim dersen olur, ama cevaplardan okuduğuma göre bilgi mezunusun, bahsettiğin okullardan da istanbul'da yaşamaya devam ettiğini anlıyorum, anadolu'da küçük bir şehirde yaşayabilir misin? çünkü akademik kariyere devam etmek isteyen insanlar, özellikle de büyük şehirlerden ya da yakın yerlerdeki üniversitelerden mezun oldularsa, anadolu'da yine büyük şehirleri ya da sahil şeridini falan tercih ediyor, ege, akdeniz gibi. bak karadeniz bile demedim, ege - akdeniz dedim sadece. yani anadolu'da küçük bir şehirde yaşaman ve çalışman gerekebilir, bunu yapabilir misin?

üç, diyelim ki akademik yaşantı istiyorum, bana ne, dedin. sen çıktığın bölüm itibariyle aslında bilim insanısın. yani ünvan ve meslek sahibi olunan bir bölümden çıkmadın. ben mühendislik bitirdim mühendis ünvanı aldım -ha ne işine yarıyor dersen, hiç- ama iş bulurken mühendis aranır, tarihçi ise meeehhh, belki. tarih öğretmeni desen anlarım. ha formasyon alıp tarih öğretmeni olucam dersen o olur bak, ama öğretmen olursun, tarihçi ünvanı ile iş bulman imkansıza yakın. şimdi ben böyle dedim diye bana kızma, teyzelerim hep der bunu "uli ya da siyasaldan çıkınca meslek sahibi olmazsın" diye. bir de bu sadece sözel bölümler için değil, sayısalda da temel bilimler için geçerli olabiliyor, gerçi kimyager, biyolog yine bu ünvanlarla iş buluyor, ama fizikçi, matematikçi deyince aklına direkt öğretmen geliyor, dimi? bu ünvanlarla iş arayan olmaz misal. yani bu durumu da cebimize atıyoruz.

dört, akademiye devam için tekrar şunu diyeyim, hoca desteği lazım demiş orangeyellow, bazen o bile yetmez. hocanın ayağını kaydırırverirler sen de ortada kalırsın. en üst düzeyden torpil falan gerekebilir. bunu da çamur atmak için demiyorum, çok gördüm, duydum, yaşadım bu tür olayları, oluyor bunlar. hocanın desteği olsa bile, biri gelir hocanın aklını çeler, kadroyu elinden kapar, o da bir ihtimal misal.

beş, türkiye'de akademik kariyer yapılmaz. bak ben canlı kanıtıyım. ilk doktora yaptığım üniversiteden hocaların saçma sapan davranışları yüzünden ayrıldım, ikinci defa doktoraya başladım, tezim kaldı duruyor. hocalar ayrı çılgın, asistanlar ayrı çılgın, herkeste ful aksesuar ego. böyle bir tane çakasım geliyor bazen o asistanlara, çocuğum yaşında falan halbuki. ben de kaç sene asistanlık yaptım, bir kere şöyle saçmalamadım. ek olarak zaten eğitim sistemi bitmiş durumda, sen evde zevkine ders kitaplarını alıp okusan, daha çok geliştirirsin kendini emin ol. doğru düzgün ders anlatan hatta derse giren hoca kalmadı -yale fizik mezunu bir hocam vardı, 75 dk'lık dersin son 30 dakikası gelir, onda da goy goy yapardı misal (-_-) bu sadece bir örnek-

şimdi yazdığın bölümlere bakarsan, orta doğu hep karmaşık olduğu için bahsettiğin iyi farsça ile akademik işine yarar ama iş olarak da yarasın diyorsan, evet diplomatlık vs anlamında işine yarayabilir ama o tür pozisyonlar için de yine torpil gerekecektir sanıyorum. yine de bunu teyzelerime sorarım, belki fikir verirler.

atatürk ilkeleri ve inkilap tarihi, öğretmen olursan işine yarar belki de, öğretmen olmak için yüksek lisansa gerek olduğunu sanmıyorum yav? yani ailemin büyük bir kısmı öğretmen, çevremdeki çoğu insan da öğretmen, yl yapan duymadım, görmedim, bilmiyorum. ama temel bilimler bitirip de -matematik ve fizik gibi- formasyon alarak öğretmen olanlar var. ki öğretmen atamaları da nanay zaten. hele de tarih öğretmeni. o yüzden bunu pas geç bence.

yakın çağ tarihi bana aralarında en gereksizi geldi, yalnız ben böyle ahkam keserken şunu da diyeyim, tarihçi değilim gördüğün üzere XD buraya kadar boşuna mı okuttun beni, dersen, hayır tabi ki de, fikir vermesi için okuttum :D (tamam kızma :) )

ben senin yerinde olsam, ki bir arkadaş daha yazmış, kpss'ye tekrar girebilirim. eğer illa tarihçi alıncaksa müze vb gibi yerlere alınıyor olabilir. ibb'de çok değişik atılımlar oluyor, belki orada direkt tarih alanında bir iş olabilir. yani daha egzantrik yerlere bakabilirsin seni mutlu edecek. ek olarak işinden çok sıkıldın ve tarih de istemezsen, başka alanda yüksek lisans yaparak yeni bir iş koluna geçebilirsin. mesela rus dili ve edebiyatı okuyup insan kaynakları yl'ı yapıp ik'cı olan tanıyorum. yani illa iş değiştirmek istiyorsan diye dedim.

bu arada yökdil puanın cidden düşük, ingilizcenin bizzat kendisine eğilmesen bile, yökdil'e eğiebilirsin diye düşünüyorum. yökdil zaten ingilizce ölçen bir sınav falan değil, bir hafta birşeylere baksan en az 80 alırsın bence. 60 alabildiğine göre bir temelin var demektir, oradan yürüyebilirsin. -ki böyle dediğime bakma, ne iyi ingilizcesi olan adamlar var yökdil'den çakıyorlar, iki lafı türkçe olarak bile bir araya getiremeyenler geçiyor. yökdil taktik gerektiren sınavlardan biri de ondan diyorum bir hafta çalışsan yeter diye- ha hiç çalışmadan da çok iyi alabilirsin ama gramer ve kelime bilgisi gibi şeyler ölçtüğü için çalışma yöntemi farklı.

edit: yuh wall of text yazmışım. okumazsan anlarım :/
0
pasp
(22.09.20)
(6)

Sokak kedilerini beslemek için uygun fiyatlı hangi mamayı alabilirim?

playing star again
Hepsiburada'dan milo alıyordum 1 kg * 5 paket 45 tl'ye ama zam gelmiş 55.90 şu an. Daha uygun bir şeyler var mı diye baktım ama büyük paketli çıkıyor hep ve bana mama bayat (uzun süre açıkta kalmışsa) olunca yemiyorlarmış gibi geliyor. O yüzden 1-2 kg'lik paket olursa daha iyi olur.
Hepsiburada'dan milo alıyordum 1 kg * 5 paket 45 tl'ye ama zam gelmiş 55.90 şu an. Daha uygun bir şeyler var mı diye baktım ama büyük paketli çıkıyor hep ve bana mama bayat (uzun süre açıkta kalmışsa) olunca yemiyorlarmış gibi geliyor. O yüzden 1-2 kg'lik paket olursa daha iyi olur.
0
playing star again
(21.09.20)
sokak kedileri için 15 kglik econature, enjoy, cango kokteyl ve üzeri mamaları alabilirsiniz.
0
surprise
(21.09.20)
saklama kabı kullanın 15 kiloluk alıp bölün.
1-2 kiloluk zarar edersiniz.
0
not dark yet
(21.09.20)
101 de tavuk ciğeri ve taşlık yarim var. kilosu3 tl. Ben aylardir bunlari veriyorum.
0
luluki
(22.09.20)
biz temizmamadan alıyoruz, en uygun olanını. 15 kg 130 tl civarı. 15 kg alıp saklama kabı+1
0
kumandanim
(22.09.20)
mamanın paketi büyük olsa bile ağzını çok güzel bir biçimde kapatabilirsiniz bir mandal ya da benzeri tutacaklarla, annem öyle yapıyor, baya da taze kalıyor, ama saklama kabı da iyi fikirmiş. ek olarak ben de temiz mama'dan 15 kg'luk alıyorum. veteriner çok iyi bir mama değil demişti, ama kendi dediği mamayı satmak için de demiş olabilir tabi XD artık kimseye güvenmiyorum açıkçası. bir de sokak kedileri sonuçta taze olduğu sürece ne olursa yiyorlar :( aslında tavuk ciğeri ve taşlık daha sağlıklı çözümler olabilir.

bir de aşırı derecede çok kedisi köpeği olan bir arkadaşım artık para yetiştiremediği için -gelen giden kedisini köpeğini ona bırakıyor nasıl olsa bakan var diye- kasap kasap dolaşıp et ve kemik parçaları, ne bileyim ucuza bulursa et-tavuk bulyon hatta, bunlarla makarna, un karıştırıp komple pişirip onu veriyordu mecbur. en kötü durumda bunu da yapabilirsiniz ama tavsiye etmiyorum tabi. hayvan doğasına uyup avlansa daha iyi beslenir. gerçi mamalar da ne kadar sağlıklı onu da bilmiyoruz ya, hoş.
0
pasp
(22.09.20)
Carrefour ve Migros'ta güzel indirimler oluyor, onları takip edip fazla fazla alıyorum Enjoy filan.
0
inawen
(22.09.20)
(8)

evlenirken takılması gereken takı

baldan kaymak
dini nikah vs neyse de. evlenirken degisiyormus sanirim bolge yore il vs adetler. sizlerde nasildi? tskler
dini nikah vs neyse de. evlenirken degisiyormus sanirim bolge yore il vs adetler. sizlerde nasildi? tskler
0
baldan kaymak
(15.09.20)
bizde öyle bir zorunluluk yoktu. alışveriş değil bu.
eşimin annesi babasının içinden geldi 1-2 bilezik taktılar o kadar biz asla şunu şunu takmalısınız diye bir pazarlığa girmedik. girene de iyi gözle bakmam.
0
sta
(15.09.20)
Yöreden yöreye, ailelerin maddi gücüne göre değişir ama benim aşırı komik bulduğum bir ölçüsü var: (bkz: şerefiniz kadar altın alın)
Ablam ve abimin düğününde eniştemler güçleri yettiği kadar taktı. Anne ya da babam şu kadar olmalı diye herhangi bir şey demediler. Yengemin babası bizim hediye niyetine taktigimiz kolye küpe harici 6 bilezik istemişti mehir niyetine sanki öyle bir şey hatirliyorum.
0
Amaranta ursula
(15.09.20)
sta ile aynı fikirdeyim. benim annemler bana kalın bir bilezik (bunların işli olanları ile işsiz olanları da satarken ayrı fiyatlıymış vs vs), eşime bir tam bir yarım taktılar ve saat aldılar. kayınvalidem iki tam bir yarım taktı, bir elmas takım bir de pırlanta takım aldı ki niye aldı hala bilmiyorum, takı takmadığımı söylemiştim :/ ek olarak mayorka incisi dedikleri inci varmış -inci severim de yani yine takamıyorum şimdi o da var, fabrikada çalışıyorum lan ben- ondan kolye yaptırdı. "heves ettim" dedi birşey diyemedim :( bence altınlar dışında boşuna masraf. altına bile gerek yok yani ben anlamıyorum biz çalışıp kazanamıyor muyuz? bizi niye okuttunuz o zaman? yaşlılıklarında kendilerine gerekecek o para.

ha bunların çoğu nişandaydı bu arada, nikahta falan ekstradan bir sürü altın maltın daha taktılar (düğün yapmadık covid nedeniyle). teyzeler amcalar dayılar halalar da ayrıca bir sürü şey taktı onları saymıyorum. tamam evlenene yardım edilsin, ben de çok taktım arkadaşlarım evlenirken, çocukları olduğunda falan da kendime gelince rahatsız oldum niye bilmiyorum. altın çok arttığı için de olabilir yani, insanlar sıkıntıda iken altın getirilmesi canımı sıkıyor.
0
pasp
(15.09.20)
takılması "gereken" bir takı olmadı. nişanlanırken de nikahta da içten şekilde bir şey istemediğimizi, talebimiz olmadıgını soyledik. nişanda bir bileklik, nikahta bir saat + set hediye ettiler, gönüllerinden koptu yani. bir şey istemek çok ayıp ve itici bence. ha diyorsan ki bizden de bişey istemediler biz ne takıcaz, durumunuza gore bişeyler yapın geçin
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(15.09.20)
Bir şey istemek çok ayıp geliyor.
Bir de her konuda eşitliği ve modernliği savunurken iş evlenmeye gelince adetleri araştıran kızlardan oldum olası nefret ettim.
Dini nikahta bana sorduklarında resmen ağladım "beni istemediği zaman benden kurtulmak için para vermesine gerek yok" diye, geçmiş zaman nikahı kıyan hoca bir mehir tutarı söyledi de, inanın unuttum.
Biz eşimle düğünümüzü beraber yaptık. Evimizi beraber dizdik. Şu erkek tarafı bunu kız tarafı alır demedik. Kvalidem nişanda bir tektaş takmıştı. Düğünde yine eşimin ailesi bir pırlanta set taktı, benim ailem de eşime bir saat taktı. Balayından sonra eve döndüğümüzde yastığımın altında bir beştas saklamış eşim. En çok onu severim. Beklentim yoktu çünkü...
0
SiyamkedisiZorro
(15.09.20)
Takının sipariş gibi belirtilmesi bana da çok saçma geliyor. Ben altın takmadığımı, takı beklemediğimi söyledim. Kayınvalidem olmaz öyle şey deyip nişanda pırlanta bileklik ve yüzük, düğünde de pırlanta takımın kolye ve küpesi, kalın bir hint işi bilezik,inci takım falan birşeyler taktı. Ama takının siparişini vermek bir yana 22 ayar olsun diyen de var aynı sülalede. Kim gücü neye yetiyorsa, gönlünden ne koparsa onu yapar bence.
0
curukturpkokusu
(15.09.20)
Benim bildiğim/gördüğüm imkanının elverdiği ölçüde içinden geleni alırsın. Bunları konuşana ben de iyi gözle bakmam. Soyguncu, açgözlü insanların “adet” diye şirinleştirmesi hiçbir şey ifade etmiyor.
0
ruhen hastayim ben
(15.09.20)
İstemek bizde çok ayıp karşılanır ama takı takılır güç ne elveriyorsa. Ben evlenirken biz tek kelime etmedik erkek tarafı bin kişilik şarkıcılı fürkücülü düğün yapıp bana bir tek beştaş yüzük takmıştı. Şaşırdık ama yine sustuk.

Kardeşim evlenirken annem babam altına katılacak sadece. Gelinin beğendiği ağır bir kolye seti, 4 adana burma ve nişanda da günlük şu zincirinde minik elmas felan oluyor öyle bir set ve günlük de takılabilecek bir bilezik düşünüyoruz. Anneme de öyle takılmış zamanında. Tabii biz kızı kuyumcuya götürürüz kız ben bunu beğendim der ve bütçemiz yeterliyse onu alırız. Bize adet böyle gelmiş böyle gidiyor.
0
cilekli pasta
(15.09.20)
(7)

Mobili stabil olan Banka önerisi

marlonbranda
Şu an Vakıf kullanıyorum, bugün iyice deli etti beni. Fon ve Hisse al sat yapıyorum, öğleden önce işlem yapmam gerekiyor. Yarın bütün parayı çekip başka bir bankaya geçeceğim. Sizce hangi bankaya geçeyim? stabil ve Yatırım kısmı işlevsel olması tercih sebebi, yüzdesel kar zarar göstermesi vs..Yapıkr
Şu an Vakıf kullanıyorum, bugün iyice deli etti beni. Fon ve Hisse al sat yapıyorum, öğleden önce işlem yapmam gerekiyor. Yarın bütün parayı çekip başka bir bankaya geçeceğim.

Sizce hangi bankaya geçeyim? stabil ve Yatırım kısmı işlevsel olması tercih sebebi, yüzdesel kar zarar göstermesi vs..

Yapıkredi var aklımda şu an, siz ne önerirsiniz?
0
marlonbranda
(15.09.20)
ykb +1
0
since1907
(15.09.20)
yapı kredi
0
sta
(15.09.20)
garanti
0
sutlu nescafe
(15.09.20)
yapıkredi +100 garanti +75

ikisini de kullanıyorum, garanti bir tık daha kötü.

işbankasını da babam kullanıyor, o da fena değil, ona da 60 vereyim.
0
pasp
(15.09.20)
Hadi ben de burnumu sokayim. Ortak hesap yapı kredi kişisel olarak da akbank kullanıyorum. Yapı kredi çok güzel görünse de, akbank ı çok daha kolay ve işlevsel buluyorum.
0
allah yazdiysa bozsun
(15.09.20)
ziraat
0
marsabil
(15.09.20)
Hisse senedi için Vakıfın Tradeonline yazılımını kullanıyorum. Banka değiştirmeye uğraşmadan önce deneyebilirsiniz
0
okumakserbestbegenmeksart
(16.09.20)
(8)

covid sizce en çok hangi sektörleri negatif etkiledi?

Transa
sb
sb
0
Transa
(15.09.20)
Turizm :'(

Aglamiyorum gozume bir sey kacti.
0
boyle buyurdum
(15.09.20)
Benim gordugum en kotu etkilenenler havayolu ve cruise sektorleri. Ozellikle havayollari nasil toparlanacak bilmiyorum, herhalde onumuzdeki senelerde sacma sapan bilet fiatlari gorecez ki zaten ucuz degildi.
0
cooperr
(15.09.20)
Kendi istatistiğime göre dışarda bişey yiyip içmiyor, hiç bir mekana gitmiyor, eve sipariş de vermiyoruz. Ayrıca kıyafet vs türü şeyler almayı bıraktım. Tatil, gezi gibi atraksiyonlar yok.
Ve sıfır kırtasiye alışverişiyle sezona girdik. Gerçi geçmiş yıllar aldığım kalem kağıt üç beş yıl götürür:)
Negatif etkilediğim sektörler ilk anda bunlar
0
epitaf
(15.09.20)
eğlence sektörü, özellikle de bağımsız çalışan müzisyen kesim.
0
orpheus
(15.09.20)
Kültür-sanat sektörü, eglence sektörü, havayollari. Benim icin en onemlisi kultur-sanat. Sonra eglence sektoru.
0
kuehles blondes
(15.09.20)
diğer cevaplara katılıyorum. ek olarak, bunu söyleyince belki tuhaf gelecek çünkü araba satışları arttı -özellikle ikinci elde- ama otomotiv sektörü. nedenine gelince, pandemi nedeniyle firmalar üretim yapamadı, bu nedenle otomotiv sektöründe ikinci çeyrekten itibaren %30'luk bir daralma görüldü, bu oran yaz dönemiyle birlikte arttı (yazın özellikle avrupa otomotiv endüstrisinde üretimin yavaşlaması ve yine özellikle her sene ağustos ayında gerçekleşen bakım amaçlı kısa süreli fabrika kapatmaları da bunda etkili) aynı durum inşaat sektörü için de geçerli ama bu kadar yüksek oranlarda değil. yani talep yüzünden değil ama, pandeminin çalışma hayatını etkilemesi yüzünden iş gücü azaldığı için otomotiv ve inşaata yönelik malzeme üretim sektörlerinde azalma var.

en yüksek artışlardan biri tabi ki temizlik ve hijyen ürünlerinde, ama sadece maske ve temizlik kimyasallarından bahsetmiyorum. sağlık sektörüne yönelik koruyucu kıyafet, yine sağlık sektörüne ve ek olarak turizme yönelik tek kullanımlık çarşaf, nevresim, yastık kılıfı gibi ürünler, yine sağlık sektörüne, turizme ve ek olarak kuaför ile berberlere yönelik tek kullanımlık havlular -turizm kötü etkilendi, evet ama turizm sadece eğlence ve kültürden ibaret değil, sonuçta zorunlu seyahatler de bunun bir parçası-, temizlik bezleri ve mopları gibi ürünlerde -özellikle bu son ikisinde çılgıncasına- artış oldu. en azından benim ve çalışma arkadaşlarımın gözlemleri bu şekilde.
0
pasp
(15.09.20)
sektör demeyeceğim ama küçük ve orta düzey esnafın çoğu tükendi. sağda solda açık görünen işletmelerin alayı iflas yasağı kalkınca birer birer dökülecek. ben öyle turizmmiş havacılıkmış üzülmüyorum. bunlar en kötü ihtimalle milyonlarla oynayan insanlar. esnaf öyle değil. çok kırılgandı, kırıldı.
0
KidLazer
(15.09.20)
Tiyatroların durumu çok kötü.
0
pass
(15.09.20)
(8)

daireye kablonet kablosu cektirmece

hjarteblod
bugun kuruluma geldiler de daireye gelen kablo yokmus kablo cekilmesi lazim diyip gittiler, kendileri de cekmiyormus. elektrikci cagirin dediler. ama bu apartmandaki kutu kilitli, elektrikci o kutuya kadar mi kablo cekecek napacak anlamadim, nedir?
bugun kuruluma geldiler de daireye gelen kablo yokmus kablo cekilmesi lazim diyip gittiler, kendileri de cekmiyormus. elektrikci cagirin dediler. ama bu apartmandaki kutu kilitli, elektrikci o kutuya kadar mi kablo cekecek napacak anlamadim, nedir?
0
hjarteblod
(14.09.20)
muhtemelen sizin kablonet kutusundan daireye cat6 benzeri bir kablo çekecek işte. elektrikçiyi çağırın o kutuyu açar. daha önce yapmıştır mutlaka yerel biriyse daha hızlı çözülür.
0
ozdek
(14.09.20)
Kablonet cat6 değil. Anten kablosu gibi bir şey.
Elektrikçiler bilir ama ben alırken kendileri çekmişti
0
kisa
(14.09.20)
kablonet genelde öyle tesisatları kendi çeker ve fiyata dahil olur. merkezle bir daha görüşün mutlaka gelen ekibe bakmayın.
0
prodeq
(14.09.20)
aradim kutudan daireye kadar siz cektiriyorsunuz, ekip de isterse cekebilir ucret karsiligi dediler. bana gelen ekibin cani istemedi herhalde, ucretini verip yaptirmak istemistim.
0
🌸hjarteblod
(14.09.20)
benim apartmanda kablonet var. ilk taşındığımda bağlatacaktım gelen adam aşağıdan sana çekilmemiş dedi. sen çektircen elektrikçiye dedi.

geçen sene (4 sene sonra) bir daha aradım, gelen ekip kablo var ama sinyal arızalı dedi. ben de baktım cihaza hakkaten de takınca sinyal artıyor ama az. kablo çekimi bize ait vs demedi. para verin çekelim vs de demediler.
0
fezagezgini_4
(14.09.20)
Sözleşmeyi okudunuz mu hiç ? bununla ilgili madde olmamasına imkan yok .
0
janavarorion
(14.09.20)
@janavarorion, sozlesmeyi kurulum yapilirken imzaliyorum haliyle kurulum da yapilmadigi icin sozlesmeyi gormedim bile :)
0
🌸hjarteblod
(15.09.20)
genelde kablonet öven biri olarak -kurulum da dahil- tek övmeyeceğim yanı kurulum ekibi olabilir. bana iki-üç ekip denk geldi ve hepsi de iyiydi, ama şu da var ki: ekipler taşeron. taşeron olanlarda da sorun çıkabilitesi yüksek -gerçi kendi ekiplerinde de sorun çıkabilitesi yüksek, sonuç olarak insan olan her yerde sorun var (-_-) - diğer cevaplarda yazdığı gibi kablonet'i arayın, ücreti karşılığında yaptırmak istiyorum, acil ekip yönlendirebilir misiniz, yoksa iptal edeceğim deyin (taahhüt varsa bunu demek yemez tabi ama blöf yapmak ne güne duruyor XD ) ya da evden çalışıyorum acil ihtiyacım var, diyin. yardımcı olurlar. zaten aslında zorlamaya da gerek yok, çok yardımseverler gördüğüm kadarıyla (evet yine övmeden duramadım. üç aylık ttnetimle on seneden fazladır kullandığım kablonette görmediğim kadar sıkıntı çektim de.) size gelen ekibin de canı niye para çekmemiş anlamadım yani, enteresanmış cidden.

elektrikçi de yapabilir ama kablonet ekibine yaptırmanız tavsiyedir. sonra birşey olursa üste çıkma hakları doğuyor :/
0
pasp
(15.09.20)
(11)

Süs diye kediye tasma takmak

hede hodo
Takılır mı? Sanki onları rahatsız eden bir şeymiş gibime geliyor. Ev kedisinden bahsediyorum.Yoksa yararı filan var mıdır? Bilemedim.
Takılır mı? Sanki onları rahatsız eden bir şeymiş gibime geliyor. Ev kedisinden bahsediyorum.
Yoksa yararı filan var mıdır? Bilemedim.
0
hede hodo
(14.09.20)
pire tasması hariç takılan tasmanın hiç bir faydası olamaz, hatta kedi gibi özgür hayvanları fazlaca rahatsız eder, boyunlarına ağırlık yapar, kaşındırır. Yeni kedi alan gösteriş meraklılarının ilk icraatlerindendir. Gerçek kediseverler tasmaya karşıdır.
0
bugisme
(14.09.20)
İlk sahiplendigimizde takmıştık zilli olandan. Evin içinde bulmak açısından iyi oluyordu. Ama sonra rahatsız olacağını düşünüp çıkardık. Çıkardıktan sonra boynundaki tüyler coştu bir de. Demek ki tasma uzamasini da engelliyordu. Numaramızi bastirdigimiz bir tasması da var. Zil vs yok ama ağır gibi geldi yine rahatsız olacağını düşünerek takmadik.

Zilli olanı takmak salaklık. Bu saatten sonra tasma takmayiz ama kaybolma vs durumunda isimli, numaralı tasma işe yarar aslında. O yüzden bu tip bir tasmayi takana bir şey demem.
0
elorelia
(14.09.20)
ben kızımı ilk sahiplendiğimizde zilli bi tasma almıştım. ama tıngır tıngır çocuğun kafası şişiyor diye kıyamadım çıkarttım. sonra bir tanıdığımızın kedisi (kızımızın annesi) kaçtı, 10 gün sonra geldi ama o 10 gün onlar da biz de çok üzüldük. sonra bir tasma yaptırdık üstte kızımızın ismi (SAKIZ) altında da eşimin telefon numarası yazıyor. bizimki hiç çıkmaz dışarı ama oldu da bir şey oldu camı itti açtı (sineklik var ama açılabilir belki bilemiyorum bi gün o kadar güçlenebilir :) ), biz unuttuk açık kaldı, bulunduğumuz semt kedi dostu mutlaka biri bulur arar bizi diye. bu arada ara ara tasmayı kontrol ediyorum büyüdükçe boğazını sıkmasın diye. araya parmağım rahatlıkla giriyor. sorun yok.
0
matilda
(14.09.20)
Sesli tasmaları kuşlara koşarken ses yapsın diye takıyorlar diye biliyorum.
0
pass
(14.09.20)
İlk sahiplendiğimizde bir heves taktık ama zilli olanlardan hiç kullanmadık. Uzun süredir hiç bir şekilde tasma kullanmıyoruz.
0
neskafefincanindaturkkahvesi
(14.09.20)
takılır bence, biz takıyoruz. hem kaçma vukuatı oldu bir kaç kere, hem de durduk yere üzerimize saldırabiliyor bazen :( o yüzden hem zili var (koşarak saldırmaya gelişini buradan anlıyoruz) hem de telefon numaralı isimliği var.
0
theseachange
(14.09.20)
evde iki tane kedi var, biri tasmalı biri tasmasız. tasmasız olan 8 kilo ve kocaman bir şey ve evin içinde genelde tembel tembel yatıyor. baktın mı hemen buluyorsun. diğeri 3.5 kilo ufacık bir bebe. bazen evin içinde 15-20 dakika arıyoruz hiç ses vermiyor, ortaya çıkmıyor. zilli tasma taktık, böylece bulması daha kolay oluyor. uızunca bir süre kediyi bu şekilde aramak zorunda kaldıktan sonra tasma takmaya karar verdik.
0
rahip janick
(14.09.20)
Evle ve sizle tanisma sürecini atlattıktan sonra, evde takmayin derim, ne kediye ne kopege. Ne yararı olacak? Bulunmayı istemiyorsa, bulmayın hayvanı. İlaç saati vs. yoksa ya da denetimde tutmanız gereken bir sağlık sorunu, bırakın rahat rahat gezsin.
0
buf-e kür
(14.09.20)
annem çok seviyor gözleri ile uyumlu -biri mavi biri yeşil çünkü vanlı kızımızın- yeşil taşlı tasma takmayı -evet annem firdevs yöreoğlu tadında bir teyze (-_-)- ama ben çok karşı çıktım, çünkü kendim de takı takmayı sevmem ve boğulacak gibi olurum, kediciğimi bir de öyle görünce çok feci boğuluyorum hissine kapılmıştım -bir de bana amerikan kölelik dönemlerini hatırlatıyor, tövbe estaaaa- ama şu da var, bazen dışarı gezmeye çıkıyor -bazen biz izin veriyoruz çıksın gezsin diye, sakin bir sokak zaten, bazen de kendi kaçıyor fırt diye- bir keresinde eve dönüş yolunu bulamadı, tasmasında telefon numarası da vardı, annemi arayıp getirdiler. ha ben yine de tasmalı görmekten rahatsız oluyorum, aslında kendisini hiç rahatsız etmiyor, halinden gayet memnun, ama ne bileyim yani, biri sırf evinde yaşıyorum diye bana tasma taksa, rahatsız olurdum :( (evet bazen hayvanlarla aynı bilinç düzeyindeymişiz gibi düşünüyorum :))
0
pasp
(14.09.20)
Zilli tasmanın hayvanı çok rahatsız ettiğini düşünüyorum ya, sürekli her hareketinizde kulağınızın dibinde bir şey şıngır şıngır ses yapsa siz rahatsız olmaz mısınız? Zaten saklanan kedi genellikle bir kuytuda hareketsiz yatıyor olur, zil yine işe yaramaz.

Bahçe kedisiyse, dışarı çıkıp geliyorsa mümkün olduğunca hafif bir tasmayla telefon numarası vs yazılmasına karşı değilim, en azından pratik bir nedeni var.
0
kobuzchu kiz
(14.09.20)
önemli bir şey hatırlatıcam; tasma takılsa bile zorlandığında çıkabilen bir tasma olmalı. çünkü kendi başına gezinirken bi dala falan takılabilir ve kendini kurtaramayabilir.
0
cosmicgadin
(14.09.20)
(6)

filmleri nasıl izliyoruz

antikadimag
bir film var izlemek istediğim. örnek olarak see you in montevideo. türkiyedeyken torrentten çekip izliyordum. ancak yurtdışındayım ve burada torrent işlerine bulaşmak istemiyorum. nereden bulup izleyeceğim şimdi?
bir film var izlemek istediğim. örnek olarak see you in montevideo.

türkiyedeyken torrentten çekip izliyordum. ancak yurtdışındayım ve burada torrent işlerine bulaşmak istemiyorum. nereden bulup izleyeceğim şimdi?
0
antikadimag
(13.09.20)
bazı sahtekar arkadaşlar, filmin adı, izle diye aratıp, film makinesinet, 720pizleorg, filmmoduorg gibi sitelerden izliyorlarmış. ayıptır yapmayın.
0
ankara06
(13.09.20)
Hocam adam korsana bulaşmayayım diyor, sen korsan öneriyorsun.

Bulunduğun ülkede DVD kiralama gibi bir şey varsa oradan izleyebilirsin. Eskiden iTunes Store'dan film kiralanıp izleniyordu. Ama Mac OS yeni sürümüne geçince bunu Apple TV olarak değiştirdi. Ancak bu film orada yok şu an. Biraz daha popi filmleri oradan kiralayıp izleyebilirsin.
0
himmet dayi
(13.09.20)
Seedbox alıp torrenti seedboxa indirip ordan kendi bilgisayarına çekebilirsin
0
sta
(14.09.20)
Avrupa Birliği kararı var, o yurtdışı dediğiniz şey AB ülkesi ise normal browserden açıp stream yapmak suç. Eve ceza geliyor. Portekiz yapmıyormuş mesela, ama Almanya çılgın rakamlar istiyor.

Amazon Prime, Mubi üyeliği vs almanızı lazım. Amazon’da filmleri bir kereliğine kiralayabilirsiniz de.

Ekleme: Tor üzerinden film izleyebilirsiniz tabii. Onu unutmuşum.
0
buf-e kür
(14.09.20)
buf-e kür +1, ben de mubi diyecektim, yalnız bu film şu anda mubi'de yok. amazon'a ek olarak hulu falan olabilir ama bakmadım açıkçası var mı diye.
0
pasp
(14.09.20)
türkiye gibi kanunların elek olduğu bir ülkedeki birinden rica edip filmi wetransfer vs ile göndermesini isteyebilirsin.
0
d e j i n
(14.09.20)
(5)

Çeviri yapabilmek için kendimi geliştirme

jazzabel
Selamlar herkese,Normalde İngilizcem iyi seviyede. Şirkette de günlük olarak telefon/mail/toplantı aracılığıyla sürekli İngilizce kullanmam gerekiyor zaten orda bir sıkıntı yaşamıyorum. Ama son zamanlarda çevirileri de ben yapmaya başladım. Örneğin yurtdışından İngilizce bir mail ya da dosya geliyor
Selamlar herkese,

Normalde İngilizcem iyi seviyede. Şirkette de günlük olarak telefon/mail/toplantı aracılığıyla sürekli İngilizce kullanmam gerekiyor zaten orda bir sıkıntı yaşamıyorum. Ama son zamanlarda çevirileri de ben yapmaya başladım. Örneğin yurtdışından İngilizce bir mail ya da dosya geliyor herkese. Ben maili çevirip toplu halde tekrar atıyorum. Sistemlerimiz tamamen İngilizce, Türkçe karşılık bulmakta zorluk yaşıyorum. 3-4 satırda bir cümle yazılmış oluyor, birebir çevirmeye çalışırken zorlanıyorum ve anlamı bozuyormuş gibi hissediyorum. En iyisini bulmaya çalışırken çok zaman kaybediyorum.

Bu konuda nasıl geliştirebilirim kendimi? İngilizcemi daha da ilerletmeye çalışarak mı ya da iş ingilizcesi gibi daha spesifik bir alana yönelerek mi daha iyi olabilir?
0
jazzabel
(13.09.20)
pratik yaptıkça düzelir. birebir çevirmene gerek yok anladığından eminsen anladığını yaz. yabancılar bazen çok boş yapıyorlar türkler buna alışkın değil context içinde kayboluyoruz.
0
ozdek
(13.09.20)
Mütercim tercümanlar bile birebir çevirmiyor. Hatta bazen işlerine geldiği gibi farklı çeviriyorlar :) Örneğin yeni transfer bir futbolcu gittiği takım için "one of the biggest clubs of Turkey" diyor mesela, çevirmen tabii ki "Türkiye'nin en büyük kulübüne geldim" diye çeviriyor :)

Bence de anladığın gibi çevirmen daha iyi olur.
0
himmet dayi
(13.09.20)
Birebir çevirmeye gerek yok. Aşırı uzun cümleler oluyor mesela. Birebir çevirisi Türkçe için anlaşılmaz oluyor. Cümleler bölünebilir.
0
pro9it9is9
(13.09.20)
çevirmenlerin işlerine geldiği gibi ya da bilmemekten yanlış çeviri yapmaları ayrı bir mesele.

çeviri konusunda herkes yabancı diline güvenir ama asıl türkçe bilmek önemli.
çünkü çeviri yapmak bir şeyi kendi dilinde ifade edebilmek demektir.
evet bazen birebir çeviri yapmıyorsun ama o duyguyu veya anlamı başka şekilde vermen gerekiyor.
o yüzden iyi çeviri yapabilmek için türkçeyi doğru öğrenin, iyi bilin.
0
blatta hiberna
(13.09.20)
benzer durum bende de var, standart vs gibi birebir çevrilmesi gereken resmi belgeler oluyor, ama bunlar zaten basit ve düz oluyor genelde, o yüzden çeviride sorun olmuyor. makaleler de aynı şekilde (fen bilimlerinden bahsediyorum, sosyal konulardaki makaleler daha edebiyatlı olabiliyor bildiğim kadarıyla.) ama mailleri birebir çevirmek imkansız, o yüzden kendi anladığım gibi çeviriyorum, çok ikircikte kalırsam da danıştığım oluyor. en iyisini bulmak yerine en işe yarayanını bulmak daha mantıklı.

bir de sadece çeviri yaparken tek bir dile değil, çeviri yapılan tüm dillere hakimiyetin iyi olmalı. yani sadece ingilizceni ilerletmeye çalışmak değil, türkçeni de en iyi hale getirmeye çalışmak önemli. ikisi için de orijinal dillerinde bol bol kitap okumak, profesyonel olmayan bir çevirmen için yeterli bence.
0
pasp
(15.09.20)
(4)

radye temel ustune yapilmis 2005'te biten bahcelievler'de bina

nefertarii
bu binada oturulur mu? deprem korkusu var ama is dolayisiyla o civarlar secilmek zorunda... ne dersiniz?
bu binada oturulur mu? deprem korkusu var ama is dolayisiyla o civarlar secilmek zorunda... ne dersiniz?
0
nefertarii
(12.09.20)
O bölgedeki deprem korkusu senin binan yıkılır diye'den ziyade, olur da diğer binalar yıkılırsa sokakların ambulans ve itfaiye dahi giremeyecek durumda olmasından kaynaklanıyor genellikle.
0
roket adam
(12.09.20)
2005 te bitmiş, peki ne zaman başlamış inşaat?
0
John Bloor
(14.09.20)
deprem sonrası yapılmaya başlandıysa oturulabilir, o dönemde başlanıp biten evler denetlenme korkusu ile yönetmeliklere uygun şekilde yapıldı genelde. ama son dönemlerde yapılanlar, apartman sakinlerinden biri gidip de başında beklemediği sürece dikkatsizce yapılıyor gördüğüm kadarıyla :/ o yüzden yine sağlam olsa da bu bahsettiğim dönemde yapılanlar kadar sağlam olduğunu düşünmüyorum.

bu arada bahçelievler demişken, istanbul bahçelievler dimi? 0_o
0
pasp
(14.09.20)
2003'te baslamis.
0
🌸nefertarii
(14.09.20)
(16)

Bir insanın araba kullanmayı bilmemesi ve öğrenmek için hevesinin olmaması

ms brownstone
Evet, bu insan benim. 6 sene önce sırf bulunsun mantığıyla ehliyet alıp sınavdan sonra da elimi sürmedim. Zaten özellikle uzun yolda biraz trafik korkum var arkada otururken bile ve araba kullanmaktan da korkuyorum. Reflekslerim de iyi değil ve hem panik oluyorum hem de bir insana ya da hayvana zara
Evet, bu insan benim. 6 sene önce sırf bulunsun mantığıyla ehliyet alıp sınavdan sonra da elimi sürmedim. Zaten özellikle uzun yolda biraz trafik korkum var arkada otururken bile ve araba kullanmaktan da korkuyorum. Reflekslerim de iyi değil ve hem panik oluyorum hem de bir insana ya da hayvana zarar verme korkum var sürekli. Çünkü kendimi biliyorum, önüme bir köpek ya da çocuk atlasa öyle kalakalırım muhtemelen ve hep araba kullanırsam birinin ölümüne sebep olabilirmişim gibi bir korku var içimde.

Şu an 27 yaşındayım ve İstanbul’da çok merkezi bir konumda yaşadığım, işimle evim arası mesafe sahil yolundan yürünebilir durumda olduğu için eksikliğini de hissetmemiştim hiç. Ama şimdi çevremde araba kullanmayı bilmeyen kalmadı. Birkaç sene önce benim gibi araç kullanma korkusu olan arkadaşlarım tek tek arabalarını aldılar. En azından kullanmayı öğrensem mi diyorum ama gerçekten zerre kadar hevesim de yok ders alıp İstanbul trafiğine girmeye falan.

Yani bir yanım en azından bilmeliymişim gibi düşünüyor, diğer yanım ben ve benim gibi sürücü adaylarının diğer canlıları tehlikeye atmaması için trafiğe asla girmemesi gerektiğini düşünüyor. Ve hiçbir yanım araba kullanmaya heves etmiyor.

Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda? Herkes bir şekilde araba kullanabilip ne olursa olsun trafiğe girebilmeli mi sizce? Yoksa bilmeyen ve heves etmeyen insanlar da olabilir mi böyle? Bu arada en büyük korkum da şimdi bu yaştayken yapamayıp erteleyip sonra geç kalmış olmak. Sırf bu yüzden bile olsa kendimi zorlayıp öğrenmeli miyim?
0
ms brownstone
(11.09.20)
bence bilmek şart, hayatta kalman için gerekli bir durum dahi oluşabilir. örneğin görece ıssız bir yerde yanında arabayı kullanan arkadaşın rahatsızlanır, onu hastaneye götürmen gerekir.

araba almamak, arabaya ihtiyaç duymamak farklı bir şey, araba kullanmayı bilmemek farklı.

ya da ileride araç kullanmanı gerektirecek bir işin olabilir veya belki şirketin sana araba verir, terfi alırsın falan. ne yapacaksın?

tavsiyem arada bir özel ders almak ya da bir arkadaşınla falan araç kiralayıp öğrenmek.
0
reanarchy
(11.09.20)
Bu düşünce bence hayat kurtarır, niye çünkü herkes araba kullanmaya elverişli değil ve ne yazık ki her önüne gelen ehliyet alıyor haliyle bir sürü kaza oluyor. şahsen bazen bana da oluyor biri mükemmel bi manevra yapınca ulan ben olsam sıçardım diyorum.
0
olaylar olaylar
(11.09.20)
herkes araba kullanmayı bilmeli bence.
En basitinden çoluğa çocuğa karışınca hastalığı var sağlığı var. Bir gecede üç kere acile gittiğimizi bilirim kanamalı rahatsızlığı oldu pijamalarla kendimizi arabaya zor attığımızı bilirim. Taksi bile almazdı o halde muhtemelen. Bu sebeple bebekli ailelerin arabası da olmalı bence.
Hadi evlenmeyeceğim çocuğa karışmayacağım dersiniz tenha bir yerdesinzdir arabayı kullanan rahatsızlanır kaç saat yardım mı bekleyeceksiniz?
Araba almasanız bile kullanmayı bilin.
0
cilekli pasta
(11.09.20)
Bence de herkes az da olsa öğrenmeli(manuel+otomatik). Trafiğe girmeli demiyorum ama gereklilik olursa kullanabilmeli.

Seninle aynı yaştayken araba kullanmayı sıfırdan öğrenen arkadaşım oldu. Şimdi gayet güzel kullanıyor. Ayrıca 40'ından sonra öğrenen insanlar olduğunu biliyorum. Yaş konusuna hiç takma. Fırsat buldukça pratik yapabilirsin. Kendini zorlama elbette. Tabulaştırmaya gerek yok. Gidip eğitim alabilirsin. Direkt istanbul trafiğinde kullandırmazlar zaten.
0
the coon
(11.09.20)
araba kullanmayi bilmelisin. arada tekrar da yapmalisin. ama surekli binecem her yere gidecem diye bir sey yok. zor anlarda kullanabilecek kadar bilmen yeterli gerisi keyif isi.
sokakta zaten araba surenlerin cogu araba kullanmayi da kurallari da bilmiyor. bir insanin bunun farkinda olup uzak durmasi muazzam.

ben araba surmeyi 1999 yilinda ogrendim 88 dogumluyum. catir catir karadenizin koy yollarinda kullaniyordum. ha nasil oldu. surucu kursumuz vardi. okul bitince aksam altiya kadar mecbur surucu kursunda oturuyordum sonra eve beraber gidiyorduk.
cok insan gordum kimi yenetekli kimi bildigin sigir.

bi keresinde kursa bi kadin gelmisti 20-25 yaslarinda cok heyecan biriydi. dayim da sakinlessin diye yanina beni verdi. pistteyiz ben yan koltuktayim abla da arabayi suruyor.
abla arabayi kaldirdi tabelaya dogru gidiyoruz.
diyorum abla direksiyonu yola cevir tabelaya gitme. kadin inadina boga gibi tabelaya kitlendi ona gidiyor. ciglik atiyor ay vurucam tabelaya gidiyoruz diye. bir yandan da gaza basiyor. ben arabada feryat figan.
abla gaza basma. gaza basma dedikce kadin gaza basiyor hicbir sey yapmiyordu. frene bas diyorum basmiyor. en sonunda benim frene bastim elimle de direksiyonu kirdim da kurtardik.
simdi dusunuyorum da abla allah affetsin tam bi kalasmis.
carpacaz diye bagira bagira tabelaya gidiyorsun ama hicbir sey yapmiyorsun kuş gibu izliyorsun :s

arkadas anladik kaza gelirken hedefe kitlenme diye psikolojik olay var direksiyonu kiramamayi anlarim. hadi gazla frenin yerini de karistirdin malligin tuttu frene de basamadin. yahu gaza niye basmaya devam ediyorsun ceksene ayagini.
0
turbo sadık
(11.09.20)
Bende ehliyet bile yok, yaş 29. Benim de ne hevesim var ne kendime güvenim. Aldığım gün kaza yaparım gibi geliyor. Yanaşmıyorum o yüzden pek. Ama madem ehliyetin var sürüş dersi al, pratik yap. Lazım olur illa ki.
0
elorelia
(11.09.20)
Benim da hiç isteğim, hevesim, ilgim vs olmadı. Hala da yok. 32 yaşımda ehliyet aldım, ilk defa o zaman kursta sürücü koltuğuna oturdum. Öğrenmek de istemiyordum, şiddetle karşı çıkıyordum, ben araba kullanmayı beceremem, benim yerim yan koltuk diyordum. Öyle olunca da baktım birine bağımlı olmadan istediğim gibi gezemiyorum, yan koltuk da kalmadı, bütün yaz denize gidemedim fln. Ani bir kararla gittim kursa yazıldım. Hala hiç sevmiyorum araba kullanmayı ama bütün yaz hafta sonları gezdim, gezmeyi seviyorum. Bence özel ders al, şu halinle trafiğe çıkma tabi. Zaten kendindeki ilerlemeyi gördükçe kendine güvenin de gelecek, kesin bilgi.

Bir de ilave yapayım: ben kullanıyorsam herkes kullanabilir.
0
pati
(11.09.20)
Bu kadar endişe varken geç yaşta öğrenmek biraz riskli olabilir. 27 çok geç değil ama erken yaş kadar da kolay olmayacak bundan sonraki senelerde. Hevesin de yoksa bence hiç bulaşma.
0
arnold schwarzeneger
(11.09.20)
araba kullanmayı bilmek gerekir. tıpkı yemek yapmayı bilmek gerektiği gibi. bilmeden de yaşarsınız da başkalarına muhtaç olursunuz. hevesle alakası yok yani.

ek olarak gün gelir birini hastaneye yetiştirmek zorunda kalırsınız, bir ambulansı ya da taksiyi beklemek yerine kendiniz götürüp hayat kurtarabilirsiniz. bilmekten zarar gelmez.
0
bohr atom modeli
(11.09.20)
bu biraz senin yaşam tarzına bağlı; nerede yaşıyorsun neler yaparsın vs. bence zorunluluk değil ama gereklilik. insanlar bu ikisini karıştırıyor. gerekli görmüyorsan boşver gerekli olduğunu düşünüyorsan öğren. yani hayatında hiç araba kullanmamış onlarca tanıdığım var. onlar nasıl yaşıyorsa demek ki yaşanıyor.
0
Sour
(11.09.20)
Bence araba dünyanın en büyük özgürlüklerinden. Tek başıma yaşıyorum 30 yaş k. İstersem arabamla 2 günlük mini tatile bile çıkıyorum. Kendimden başkasına ihtiyacım yok.

Ben araba kullanamayı bilmeyen ya da heves etmeyen birini anlamıyorum bu noktada. Çünkü kaç tane özgürlüğümüz var ki şu hayatta, inlardan birini elinin tersi ile nasıl itebilir insan.
0
mobydick
(11.09.20)
ahahah şu anda beni anlatıyorsun, aynı anda aynı şeyleri yaşıyor olmak güzel, insan kendini yalnız hissetmiyor XD şöyle ki:

34 yaşındayım, ehliyetimi 18 yaşımda aldım, 29 yaşındayken annemler ikinci bir araba aldılar anneme, ama ne hikmetse kardeşim arabayı bir aldı bir daha da göremedik XD çok uğraştım kullanmak için ama 1. aynı senin gibi hevesim yoktu, 2. birilerini ezerim diye ödüm kopuyordu. zaten sürekli olarak kendime "boşver pasp, toplu taşıma daha iyi, karbon ayak izin azalır şu dünyada..." vs vs diyip duru. hatta şu anki işime girerken müdürüme "araba kullanabiliyorum ama otomatik vites" demiştim, kullanıyorum dediğim de evden biraz uzağa gitmek ya da şehirlerarası sakin bir yolda/köy yolunda azıcık gitmekten ibaret. adamcağız da ben işe başladıktan sonra bir - iki kere dedi al arabayı çık diye ama yok ben bu trafikte korkuyorum, yok kaza yaptım yakın zamanda vs diye almadım açıkçası. yani niye birilerini riske atayım?

...diye düşünürken, şu anda pandemi dönemindeyiz ve benim haftasonları tez çalışması için okula gitmem gerekiyor. işin kötü yanı başka üniversitenin öğrencisi olduğu için kardeşimi okula almıyorlar ve zaten kendisi gece yatmaz sabah kalkmaz bir gamer. benimse sabah erken - gece geç bir program oluşturmam lazım ki tezim bitsin. beri yandan da toplu taşımaya binmeyi zerre istemiyorum şu anda, cidden gereksiz bir risk gibi geliyor bana. o yüzden yılllaaarrr sonra tekrar araba kullanmayı öğrenmeye başladım. iki hafta falan oluyor.

hala panik oluyor muyum? e evet. ben hız falan da yapamıyordum, kardeşim yavaş yavaş "60'ın altına düşme" "70'in altına düşme, yasaklıyorum.." "80, 90..." falan derken baya hızımı arttırmamı ve hız korkumu azaltmamı sağladı. ek olarak ben de birilerine çarparım, ederim ya da gelip bana çarparlar korkuları içindeyim, ama hem duyuru sakinlerinin hem de kardeşimin dediği gibi, o korku hep içinde olacak, anca o zaman kurallara uygun araba kullanabilirsin. öteki türlü kendine aşırı güven gelir ki en tehlikelisi de budur zaten. tabi ki panik olmak da ayrı bir tehlikeli ama arabayı kullandıkça ve trafiğe çıktıkça paniğin azalıyor, zaten çalıştıkça da otokontrolünü arttırıyorsun. otokontrolün arttıkça da kendine güvenin geliyor, ama dediğim gibi kendine aşırı güvenmek de iyi değil. ancak bence sen tedbirli oluşun ve başkalarını düşünebilmen nedeniyle -yazdıklarından böyle bir insan olduğunu anlıyorum- zaten gereksiz özgüven içine girip de başkalarının hayatını tehlikeye atmazsın. ama kullandıkça da ustalaşırsın. bir de trafik sorun değil de ara sokaklar sorun zaten, çocuk, yaşlı, kedi köpek çok çıkar. ama ara sokaklarda da zaten hız sınırı düşük olduğu için, o hız sınırına ve genel trafik kurallarına uyduğun sürece kimseye zarar vereceğini sanmıyorum. ve diğer duyurucuların da dediği gibi, bazen araba kullanman elzem olabiliyor acil durumlarda vs. o yüzden ben derim ki öğren. yalnız araban yoksa, öğrensen de çok geliştiremeyebilirsin kendini, yani elinin altında bir araba olması da gerekiyor.
0
pasp
(11.09.20)
20 yasinda aldigim ehliyeti 34 yasina kadar kimlik olarak kullandim. IETT ve acil durumda taksi ile hayatima nerdeyse sorunsuz devam ettim. Sevgililerimin ve sonra da esimin kullandigi arabalara hic dertsiz tasasiz bindim. Arada erkekligim sorgulandi. Yine de icimden hic araba kullanmak gelmedi.

Sonra yurt disina geldim. Burda sirket bana araba verdi.

- Insanlarin kurallara uydugu, dusuk trafikli yollar
- Araba kullanmayi ogretmesini bilmeyen moral bozucu aile ve arkadaslarin olmamasi

birlesince keyifle manuel vites araba kullanmayi ogrendim tekrar. Sorun bazen sendedir, bazen degildir. Bazen de sorun hic yoktur.

Not: Araba kadinlar icin cok net bir ozgurluk ve bunu anlayabiliyorum. Erkekler toplu tasimayi daha guvenle kullanabildikleri icin duruma gore araba gereksizlesebiliyor.
0
cleric
(11.09.20)
:) arkadaşlar hepinizi görüyor ve arttırıyorum; 42 yaşındayım, ehliyeti alalı 8-10 sene oldu, araba kullanmayı bilmiyorum, evin önünde araba var :))))

sevmiyorum kullanmayı ben, zor geliyor daha doğrusu ama heralde 1-2 sene içinde öğrenicem :)
0
kumandanim
(11.09.20)
Ben de aynıyım. Ehliyetim var hevesim ve isteğim sıfır. Zamanında çok kaza yaşadık başkası kullanırken bile tedirgin oluyorum. Başka bir ülkeye gidersem kullanırım belki ama evim metro ve marmarayın yanında. İdare ediyorum şimdilik.
0
jazzabel
(11.09.20)
Yaş 31. Çocukluğumdan itibaren arabalara karşı hiçbir zaman ilgim olmadı. Ehliyeti 2009 senesinde annemin zoruyla aldım.

Ben de sizin gibi düşünüyorum. Araba kullanırken, sağa sola dikkat ederken hem aynaya bakmak hem gaz/fren/debriyaj üçlüsüne hakim olmak, bununla birlikte yayalara da bakma bana zor geliyor.

Hem multitasking yetim araba kullanımı için epey zayıf hem konsantrasyonda dağınık. Zaten araba kullanırsam otomatik kullanırım ama henüz bu psikolojik olgunluğa ulaşmadım.

Evim merkezi yerde. Bir yere giderken evden veya iş çıkışı cuma günü sağa sola gidebiliyorum. Son zamanlarda sağa sola gitmeye niyetlenirken üşeniyorum. Gerçi pandeminin getirmiş olduğu tembellikle alakalı bir durum. Ara ara öğrensem mi diye aklımdan geçiyor ama dediğim gibi hazır değilim.

İhtiyaç diyenlere hak veriyorum. Ne bileyim yarın, öbür gün bir şey olduğunda gerekli olabilir ama yine de sokaklar manyak dolu.
0
put it in your appropriate place
(11.09.20)
(6)

küpe takamama problemi

matilda
Merhaba, Benim çocukluğumdan beri olan bir durum ama bu son zamanlarda takı takma isteği geldi bana. Kolye-küpe takmak istiyorum hep. Bi sürü de güzel şey aldım. Yalnız benim özellikle sol kulağımda bir problem var. Altın küpe bile taksam bir süre sonra içi iltihap topluyor ve şişiyor (kulak memem).
Merhaba,
Benim çocukluğumdan beri olan bir durum ama bu son zamanlarda takı takma isteği geldi bana. Kolye-küpe takmak istiyorum hep. Bi sürü de güzel şey aldım.
Yalnız benim özellikle sol kulağımda bir problem var. Altın küpe bile taksam bir süre sonra içi iltihap topluyor ve şişiyor (kulak memem). Sağ kulağım da hassas ama sol kulağım kadar değil.
Bir de mesela 2 hafta küpe takmayayım delikler hemen kapanıyor. Birkaç gündür takmıyordum. Dün akşam minik halka küpelerden taktım deliği kapanmasın diye, o ağır büyük halka küpeleri takmama zaten imkan yok. Sonra elbiseme uyuyor diye bi küpe taktım. Daha takarken sol kulağım kanadı ama çok yavaş ve dikkatli takıyorum, öyle takmaya kulak kanamaz yani. Deliğini de zor buldum biraz şiştiği için. Şu an küpeleri çıkartmadım yine ama sol kulağım sızlamaya başladı. Böyle olunca 3-4 gün hiç küpe takamıyorum. Antibiyotikli krem sürüyorum küpe taktığımda geceleri (Fucidin). Daha önce önerilen küpeye oje sürme vs de hiçbir işe yaramadı.
Bu konuyla ilgili tavsiyesi olan var mı küpe takma demek dışında :(
0
matilda
(10.09.20)
Emin değilim ama hassas kulaklar için titanyum küpe önerilir. Altın, gümüş sıkıntı. Ayrıca bir süre kancalı değil kalın iğneli küpe kullan. Bir süre sonra kulak normalleşecektir bence.
0
prole
(10.09.20)
metal alerjisi bu, 100 km öteden tanırım. çünkü aynı problemler bende de var -hatta bir an ben yazdım zannettim :/ -

altın, gümüş takılarda belli bir miktar bakır olduğundan, asıl alerjiyi bu yapıyor, ama bakır alaşımı yapmadan da takıyı şekillendiremezler. ben de kulağımı kremleyip küpe takıyorum. en mantıklısı titanyum yine, çünkü biyouyumluluğu en yüksek metaldir, vücut içinde de protez olarak kullanılır -yani halk dilinde bilinden platin denen protezler aslında titanyum'dur- hatta bildiğim kadarıyla piercingleri titanyumdan yapıyorlar. o nedenle özetle titanyum. ya da hiç küpe takmamak. ha bir de tahta, cam, plastik takılar bulursan onları da kullanabilirsin, onlar da alerji yapmıyor bana, ama bulmaları biraz zor onu diyeyim. ya da takını kendin yapabilirsin. ek olarak delik kapanmasın diye kulağa baya bildiğin dikiş ipliği geçiren var ama ne kadar mantıklı ve sağlıklı bilemedim, ayrıca da hiç denemedim :/ denersen sonucunu isterim ama :D
0
pasp
(10.09.20)
naylon sağlam bir ip küpe işini görür . eskiler öyle yapardı.
0
jamswety
(10.09.20)
Olta ipi denen misina iş görür bence.

Bu arada iltihap kapıyor derken sadece şişiyor mu, yoksa saydam olmayan sıvılar mo geliyor? Sadece şişiyorsa normaldir
0
Unde bach canim
(10.09.20)
@unde bach canim sıvı geliyor ama saydam sanırım. göz çapaklanır gibi kulak memem çapaklanıyor.
0
🌸matilda
(10.09.20)
@matilda o iltihap değil bildiğim kadarıyla. Yani doktor değilim, bilen biri düzeltsin ama o ödem sıvısı. Kulak memeniz şişiyor ya hani...

Ayrıca her çıkarıp takmada deforme ettiğiniz için (dokularınız hızlı iyileşiyor demek ki) size sürekliliği olan iltihap durumu gibi geliyor. Halbu ki siz kulak memenizi sürekli deforme ettiğiniz için o ödem kendini tekrarlıyor. Uğraşılan sivilce şişliğinin inmemesi, yumruk yiyen birinin gözünün şişmesi ya da kolundan iğneyle kan alınan kişinin oradan şişmesi gibi.
0
Unde bach canim
(11.09.20)
(11)

Mizahi roman tavsiyesi - Yerli - Yabancı

nl extreme
Selamlar;Yerli - Yabancı farketmeksizin gerçekten zekice bulduğunuz, hafif mizahi yanı olan kitap tavsiyeleriniz var mıdır? Yerli olarak Ayfer Tunç'un ''Bir deliler evinin yalan yanlış anlatılan kısa tarihi' kitabını sevdim mesela.Fırat Budacı, Erman Çağlar da edebiyat eseri sayılmasa da dil olarak
Selamlar;

Yerli - Yabancı farketmeksizin gerçekten zekice bulduğunuz, hafif mizahi yanı olan kitap tavsiyeleriniz var mıdır?

Yerli olarak Ayfer Tunç'un ''Bir deliler evinin yalan yanlış anlatılan kısa tarihi' kitabını sevdim mesela.

Fırat Budacı, Erman Çağlar da edebiyat eseri sayılmasa da dil olarak komik bulurum.

Yabancılar da bir tık Neil Gaimann romanları bu kalıba girebilir.


Internetteki listelerde, Gülse Birsel kitapları, Hababam Sınıfı filan var. O tarz istemiyorum pek.

Tavsiyelerinizi beklerim efendim.
0
nl extreme
(10.09.20)
sözlükte klasik olacak belki ama otostopçunun galaksi rehberi'ni kesinlikle öneririm eğer okumadıysan.
0
reanarchy
(10.09.20)
Can kozanoğlu - acemi eğitimi
0
freebird5406_2
(10.09.20)
saatleri ayarlama enstitüsü
bir de aslan asker şvayk diye bir kitap vardı, sadece ismini ve mizah tarafı olan bir kitap olduğunu hatırlıyorum. çok zaman geçti okuyalı.
0
panamera
(10.09.20)
Good Omens (kitabın Türkçe adını hep unutuyorum) Neil Gaiman ve Terry Pratchett kitabı. (Edit: Kıyamet Gösterisi)
Kara mizah seviyorsanız Madde 22
Gulyabani
Bir Yerde
Mizah yazarlarından Atilla Atalay'ı çok severim, onun kitaplarına da bakabilirsiniz.
0
kobuzchu kiz
(10.09.20)
Sıcak Ülkelerden Dönen Vahşi Sakatlar - Tom Robbins
0
Goldstein
(10.09.20)
Ben Giovannino Guareschi (Don Camillo serisi) ve Ephraim Kishon hastasiydim. Ikisini de oneririm yazar olarak.
0
cleric
(10.09.20)
Kimdir Bu Mitat Karaman- Doğu Yücel
0
hair freak
(10.09.20)
öncelikle terry pratchett'ın disk dünya serisini tavsiye ederim, ki bir arkadaş da good omens'dan (kıyamet gösterisi) bahsetmiş, beraber yazdılar neil gaiman ile birlikte, o yüzden ben de tavsiye ederim. ek olarak selçuk aydemir'i de evet tavsiye ederim, güle güle bir hal oldum. hababam sınıfı ile gülse birsel'in alakasını anlayamadım yalnız? :/ bir de aziz nesin'in kitaplarını tavsiye ederim, mesela damda deli var, namus gazı gibi öyküleri. aklıma başka gelirse eklerim.
0
pasp
(10.09.20)
parfümün dansı-tom robbins
okuduğum en witty yazılmış romandır. hem şakalar ironiler hem de anlatım tarzı çok eğlenceli bir deneyim sunuyor diye ny times köşe yazarı yorumu yapayım hatta.
0
Bruce
(10.09.20)
Herkese çok teşekkürler.
0
🌸nl extreme
(14.09.20)
liseden arkadaslari i okurken inanilmaz gulmustum
0
foster
(14.09.20)
(2)

Kısa tişörtü uzatma yolu var mıdır?

candanag
Yıllar içinde yıkamaya bağlı kısalan ve atmaya kiyilamayan ya da ev içi kullanım için düşünülmeyen tişörtler mantığıma göre alttan ek parça ile hafif salaş tişörtlere dönüştürülebilir diye düşündüm ama Google ile aradığımı bulamadım, terziye söylesem o da absürt bulacak gibime geldi, var mı bir öner
Yıllar içinde yıkamaya bağlı kısalan ve atmaya kiyilamayan ya da ev içi kullanım için düşünülmeyen tişörtler mantığıma göre alttan ek parça ile hafif salaş tişörtlere dönüştürülebilir diye düşündüm ama Google ile aradığımı bulamadım, terziye söylesem o da absürt bulacak gibime geldi, var mı bir öneriniz?
0
candanag
(10.09.20)
annem bunu sık sık elbiselerine yapar. elbisenin altına dantel ya da benzeri parçalar diker ya da diktirir, haliyle terzinin tuhafsayacağını sanmıyorum. hatta bir keresinde örgüyle minik minik desenler oluşturup onları birleştirip dikmişti elde. tişörtler için de aynısı olabilir yani.
0
pasp
(10.09.20)
Etek ucuna fırfır eklenebilir. Kol uçlarına da daha dar fırfır eklenebilir. Süslemeli olsun ve biraz da sonradan eklenmiş düşüncesi olmasın diye. Var yani böyle fesat, boş kafalı kadınlar. Başıma geldi de ondan söylüyorum. Gerçi kime ne de...

www.google.com
0
pro9it9is9
(10.09.20)
(44)

Neden intihar etmiyorsunuz?

fragile lady
Ve yaşamaya devam etmeyi seçiyorsunuz?
Ve yaşamaya devam etmeyi seçiyorsunuz?
0
fragile lady
(09.09.20)
iyi böyle
0
dafuq
(09.09.20)
Neden sordun bunu?
Felsefi açıdan mi?
Mantık mı?
Yoksa hayatınızda neler güzel diye mi? Yoksa intihar etmeyi düşünüyorsun da etmemek için destek mi arıyorsun?

Yaşamak, durum. Kötü olsa bile umut ve ihtimalleri görmek demektir. Daha iyi olacak inancı devam etmeye sebeptir.
Olmaması bırakmaya yeter değildir.
0
kisa
(09.09.20)
aklima gelmiyor.
0
Leonardo~Da~Vinci
(09.09.20)
ölüm kesin bir şey, yaşam öyle değil, 1 yılım aynı geçse de 1 gün beni sevindirecek bir şey olabiliyor. öbür dünyaya da inanmayınca intihar etmek hiç mantıklı gelmiyor.
0
gaza gelen
(09.09.20)
yaşamak her şeye rağmen güzel +1
daha çok güzel günler göreceğim.
ilave: daha çok güzel yerler göreceğim, çok güzel şeyler yiyeceğim
0
pati
(09.09.20)
olum cozum degil, mucadele degerli.
0
cooperr
(09.09.20)
bişeylerin değişeceği umudu :=)
0
cum dederit dilectis suis somnum
(09.09.20)
şuan ailem dışında kimseye yük olmuyorum(aileme de az, öyle şımarık biri değilim). durumlar gittikçe kötüleşiyor, suriyeli gibi olmaya çok az kalmış gibi hissediyorum. o durumda, hayatta kalmak için ordan oraya koşturup rahat nefes için tırnaklarımla kazıma noktasına gelmeden intihar etmiş olurum. zaten şu sıralar bile ara ara bu düşünce gidip geliyor. dur bakalım :D
0
MtKrt
(09.09.20)
Belki her şey en azından bazı şeyler iyiye gider diye.
0
GoodMorningTeacher
(09.09.20)
sekiz sene önce denedim. olmadı.

sonra tedavi falan oldum ve gerçekten çok daha iyi hissetmeye başladım. şu an mutlu musun dersen çok ciddi anksiyete & gelecek kaygısı yaşıyorum falan ama geriye dönüp baktığımda "ulan ölsem o sekiz yılı hiç yaşamayacaktım, abooov" diyorum ister istemez.

her şeye rağmen "yaşanabilir" geliyor bana.

bi de eskiden aşırı kırılgandım... üzülmekten, zayıf görünmekten, bir şeyleri yanlış yapmaktan inanılmaz korkuyor ve çekiniyordum. şimdi kimsenin umursamadığı vasat bir oç olduğumun farkındayım. o yüzden daha iyi hissediyorum. cool değil miyim? param mı yok? birisi "salağa bak" deyip güldü mü? varsın gülsün, ne olacak ki diyorum.

bence bazı şeyler hiç gitmiyor. gitse bile sürekli olarak savaşman gerekiyor. kendi adıma konuşacak olursam ben artık "tamam lan öyle olsun, savaş mı istiyorsun kamon" kafasındayım.

korktuğum hemen her şeyi yaşadım. bakıyorum... ölmedim. hala burdayım. aşağı yukarı aynı insanım. o yüzden diyorum ki herhalde gerçekten hiçbi şey için değmiyo, bi şekilde değişiyosun ya da atlatıyosun zaman içinde.

yazdıklarımdan da anlamış olabileceğin üzere derin bir iç sıkıntım, bir iç savaşım falan yok - ben sadece kendimi salak hissediyorum, o yüzden hayata tutunmak o kadar zor olmuyor. içinden çıkılmayacak sıkıntılar, ciddi anlamda depresyon vs. hissediyorsan psikolojik destek almanı tavsiye ederim. ben inanılmaz faydasını görmüştüm.
0
der meister
(09.09.20)
merak ediyorum.
0
ateistanbul
(09.09.20)
çünkü otlu peynir diye bir gerçek var.
0
turbo sadık
(09.09.20)
sevdigim seyler, sevmedigim seylerden fazla.
0
ateistanbul
(09.09.20)
sen neden etmiyorsun?
0
ateistanbul
(09.09.20)
Annem, babam ve kardeşim üzülür.
0
peki madem
(09.09.20)
Ailem üzülür.

En güne yeni umutla bakıyorum.

Sevmeyi ve yemek yemeyi çok seviyorum.

İnançlı bir insanım.
0
Hallegadola
(09.09.20)
Çünkü yeteri kadar zenginim
0
zaire elcisi
(09.09.20)
alfred
(09.09.20)
Tatmadığım zevkler var. Yaşamayı istediğim yerler var. Hayat her şeye rağmen güzel değil yani, sürünüyorum bildiğin.
0
ryhmer
(09.09.20)
bir sürü kitap aldım onları okumam lazım.
0
clones
(09.09.20)
Her şey zamanında güzel. Birkaç senem kaldı.
0
Giovanni Pipitto
(09.09.20)
Henüz o noktaya gelmedim. Uzak değilim ama günü kurtarıyoruz diyelim.
0
loverdose
(09.09.20)
yasamayi seviyorum daha yapmayi istedigim seyler var. kesin olacagini bildigim bir sey icin herhangi bir caba gostermeme gerek olmadigini dusunuyorum. bebegimi bekliyorum bi de hevesle :)
0
in vino veritas
(09.09.20)
Ailem üzülür, öbür dünyada yaradana da hesap veremem. Birde üstteki arkadaşın yazdığı gibi ölüm çok kesin bir son, yaşarken mutlu olduğum anlar oluyor.
0
Topalordek
(09.09.20)
Cesaretim yok o yuzden
0
Kittie
(09.09.20)
niye devam etmeyelim
0
fezagezgini_4
(09.09.20)
O dusunce hep var. En buyuk sebep oteki dunya inancim olmasi. Kesinlikle oteki dunya ve ceza/odul kavrami olmasa oglum dahil kimse kalmak icin neden olamaz.
0
SevdaliBulut
(09.09.20)
E çünkü yemiyo. Bazen senaryoyu kuruyorum, köy evindeki tüfeği dayamışım ağzıma. Parmağım tetikte. O soğuk demiri ağzıma koyduğum düşüncesi bile ürpertiyor beni.

Ölme düşüncesi çok cezbedici, yok olma fikrine uzun zamandır sıcak bakıyorum. Ama yemiyor işte o hamleyi yapmak. Demek ki daha vakti değil diyorum, korkarak intihar edilmez zira. Vakti geldiğinde edeceğim sanırım.
0
Bruce
(09.09.20)
gelecek güzel günleri bekliyorum
0
purrp
(10.09.20)
Oğlumun büyüdugunu görmek istiyorum.
0
uzun kulaklı yalnız tavşan
(10.09.20)
ben niye intihar ediyorum pardon da?

etrafımdakiler malsa suç benim mi? değil. e o zaman onlara çektir git diyorum (en son küfürlü yorum yaptığımda duyuru sildiği için mecbur çektir git yazdım şalkdjajdasd)

dahası, ben de çocukluğumdan beri çok sık intiharı düşünmüşümdür, ama kaşınıyorum sanırım daha da zorunu yaşayacağım diye. niyeyse zoru deneyip "challenge accepted!" deme bağımlılığım var XD kaçmayı çok sevsem de kaçmamayı daha çok seviyorum sanırım. bir arkadaşın da yazdığı gibi, savaş mı istiyorsun kamooon!

ha, intihar edene ve etmek isteyene de saygı duyarım, bireysel bir eylem sonuçta. ama yine de herkes hayatın ve dünyanın suyunu çıkarırken ben niye çıkarmıyorum ki? diye düşünerek, etmiyorum. (ha bazen eve geldiğimde aşırı yorgunluktan "keşke ölsem......." dediğim oluyor ama kalkıp savaşmaya devam ediyorum. insan böyle bir varlık işte.)
0
pasp
(10.09.20)
güzel günler göreceğim umuduna sahip olduğum için. ve bu ölene kadar sürecek.
0
Tochinoshin
(10.09.20)
daha güzel kız pardon öhöm öhöm sevdiğim işi yapmak için yaşıyorum. bir sonraki leveli merak ediyorum.
0
lata
(10.09.20)
yarını merak ediyorum, yemek yemeyi seviyorum, 25 yaşımdayım daha seks yapmadım (erkeğim) :) onu merak ediyorum, ayrıca ölünce bilincimiz yitecek hiçbir şey kalmayacak bence zamanı gelince ölmek daha iyi :) bu kötü veya iyi Bi şekilde olacak ama maalesef son böyle, imkanım olsa sonsuza kadar yaşayıp uzayda neler var görmeyi çok isterim.
0
m orak
(10.09.20)
Hobilerim, hoşlandığım şeyler var. Bir de ailem. Bunlar yeterli.
0
aristarkos
(10.09.20)
Nefes almak çok güzel.
0
kanlakarisikyagmur
(10.09.20)
cok guzel kizlar var. sirf bunun icin yuruyus yapiyorum uahsduahsda
0
baldur2
(10.09.20)
İnancıma aykırı.
0
Amaranta ursula
(10.09.20)
yaşamak çok güzel. iyi ki yaşıyorum. çok mutluyum. ölmemi gerektirecek hiçbir sebebim yok.
metrobüste giderken bile dans etme isteği geliyor içime. bağırarak şarkı söylemek istiyorum.
sanırım ben nil karaibrahimgil'im.
0
matilda
(10.09.20)
1- sağlıklı isen yaşamda mutlu olabileceğin şeyler buluyorsun. ancak belli miktarda para da önemli tabi ki ve türk halkı gittikçe fakirleşiyor.

2- intihar etmeye çalışıp da bunu başaramayan ve sakat kalan veya acı çekerek ölen insanlar var. dolayısı ile ciddi bir karar ve kötü sonuçları olası.

3- annen baban hayatta ise onlar için acımasızlık olur.
0
s0phiesw0rld
(10.09.20)
Eger cozumu olmayan bir aci ve keder kaynagim olsaydi (Son evrede kanser vs) iyice emin olduktan sonra direk yapardim.

Su anda sevdigim insanlarla cok guzel iliskilerim, dunyaya katkida bulundugum bir isim, eglendigim hobilerim var. Can sikici seyler oluyor mu oluyor ama toplamda intihara gidecek bir durum yok.

Not: Cocuk bir yasama amaci degildir. Hayatinizi karartmayin.
0
cleric
(10.09.20)
dinamik olmayı, hayattaki devinimleri seviyorum.
0
muslugubozukhayrat
(10.09.20)
Ev kredisi var
Telefon Kredisi var
bi iş yaptım oradan alacağım var

Ondan etmiyorum ben
0
paramolacak
(10.09.20)
En son bunu düşündüğümde; ulan madem intihar edecek kadar kaybedecek bir şey bulamıyorum, giderim dünyanın öbür ucuna, ordan diğerine, ordan diğerine, biraz oralarda takılırım, nasılsa kaybedecek bir şeyim yok, geberirsem orda geberirim diye düşünmüştüm.
İlerde bu seviyeye geldiğimde intihar etmek yerine böyle bir maceraya atılırım sanırım.
0
kismisolungac
(10.09.20)
(2)

yüzme için bluetooth kulaklık

roket adam
yüzme güzel hoş da yüzerken çok sıkılıyorum. kafamda en son ne düşünce varsa dönüp duruyor. musiki ya da podcast falan dinleyeyim diye bi bt kulaklık alayım dedim ama bir sürü model var. iki sorum olacak:1) şu sadece mp3 çalan kulaklığı alan, kullanan var mı? hem kulağa su kaçmasını engelleyip, hem
yüzme güzel hoş da yüzerken çok sıkılıyorum. kafamda en son ne düşünce varsa dönüp duruyor. musiki ya da podcast falan dinleyeyim diye bi bt kulaklık alayım dedim ama bir sürü model var. iki sorum olacak:

1) şu sadece mp3 çalan kulaklığı alan, kullanan var mı? hem kulağa su kaçmasını engelleyip, hem de ses veriyor mu? www.decathlon.com.tr

2) sony'nin ve jbl'in blutut kulaklıkları var. malum su altında bt range'i düşük ama apple watch'e eşleştirsem, 50-60 cm üzerinden çeker mi, sıkıntı olur mu? su altı bulutut kulaklık deneyen var mı?
0
roket adam
(09.09.20)
Jabra'nin da bir modeli vardi sanırım. 75T action miydi neydi hatırlayamadım ezberden.
0
pass
(09.09.20)
ben teee fi tarihinde sony'nin mp3 çalarını -evet mp3 çalar- baya ucuza almıştım, dolar 3 tele miydi belki o kadar bile değildi, hala daha da kullanma fırsayım olmadı, ama yorumları iyiydi. şu seriden olması lazım: www.sony.com.tr ama bu kadar pahalı birşeye gerek olduğunu sanmıyorum, ben aldığımda 150 tlya almıştım çünkü, şimdi olmuşlar 600 - 700 tele :(
0
pasp
(09.09.20)
(2)

Instagramda komik sticker satan hesaplar?

ananiyimioguz
Sitaykir var. Baska da görmüştüm tek tük, neydi onlar?
Sitaykir var. Baska da görmüştüm tek tük, neydi onlar?
0
ananiyimioguz
(04.09.20)
planetbutik.tr'da da var ama sitelerinden satıyorlar sanırım. belalı civciv favorim :(
0
pasp
(04.09.20)
Bulldog sticker var bildiğim.
0
love my way
(04.09.20)
(3)

cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı testler?

zero times infinity
Merhaba herkese,Bu konuda rutin test yaptırmak için böyle paket program gibi bir şey var mı? Daha önce yurt dışında yaşarken herhangi bir kliniğe gidip ben rutin test yaptırmak istiyorum diyince hiv, hepatit, sfiliz, gonore, klamidya gibi hastalıklara karşı toplu test yapıyorlardı. Türkiye'de var mı
Merhaba herkese,

Bu konuda rutin test yaptırmak için böyle paket program gibi bir şey var mı? Daha önce yurt dışında yaşarken herhangi bir kliniğe gidip ben rutin test yaptırmak istiyorum diyince hiv, hepatit, sfiliz, gonore, klamidya gibi hastalıklara karşı toplu test yapıyorlardı. Türkiye'de var mı böyle bir durum? Yoksa tek tek mi yaptırmak gerekiyor?

Bir de mesela diyelim HIV testi yaptırmak istiyorum. Bunun için enfeksiyon hastalıklarından randevumu alıyorum yoksa direkt olarak laboratuvara mı gitmem gerekiyor?
0
zero times infinity
(04.09.20)
ikinci soru için, enfeksiyon hastalıkları.

ilk soruyu bilemedim ama evleneceğin zaman sağlık belgesi alıyorsun, o zaman test yapıyorlar. hepatit b, c ve hiv vardı sanırım bir de akdeniz anemisi (talasemi) ama diğerlerini bilmiyorum. enfeksiyon hastalıklarına gidersen tüm testleri ardarda yapabilirler ama, benim geçen senelerde hastanede kan aldırırken koluma başkasının kanını temas ettirmişlerdi -kan alan hemşirenin eldivenine bulaşmış da tam benimkini de alacakken koluma gelmişti- ben de kafayı yiyip -okb'liyim de- hemen enfeksiyon hastalıkları uzmanı ile görüşmeye gitmiştim, hepatit b, hepatit c ve hiv testlerini istemişti, tahlil için her birinden birer tüp kan vermiştim yanlış hatırlamıyorsam. yani kan alırken birkaç tüp alırlar, onu demek istiyorum.
0
pasp
(04.09.20)
Laboratuvara da gitsen olur. Ücretini verdikten sonra alizini yaparlar. Yalnız hiv+ çıkarsan doğrulaması için devlete yönleniyorsun.
0
1917
(04.09.20)
Hepsi bir yapılıyor, tabi hepsi dedigim hiv, hepatit B, hepatit C, bir de VDRL. rutin testler bunlar. bu testlerin yapılması için kuluçka sürelerini doldurman lazım. Doktor bi onu sorar. Belirli bir şikayetin varsa ona da ayrı bakılır.Randevuyu enfeksiyondan alman lazım.
0
amuzende
(04.09.20)
(16)

Stres ile nasıl başa çıkıyorsunuz

dafuq
sb
sb
0
dafuq
(03.09.20)
Eskiden stresli olduğumda sigara içerdim. Birkaç dakikalığına da olsa beni rahatlatırdı. Yaklaşık 1 yıl önce sigarayı bıraktım. Şimdilerde ise alkol almayı tercih ediyorum rahatlamak için. Ama son zamlardan sonra alkolü de bırakacağım sanırım.
0
her seye atarlanan adam
(03.09.20)
eşiğin altında daha çok toplumun senden istedikleri varsa, eline bir kalem kağıt alıp, benim istediklerim toplumun istedikleri diye ayırmak iyi bir başlangıç olur.
0
silver apple
(03.09.20)
eskiden strese sebep olan şeylerin aslında stres yapmaya değmeyecek şeyler olduğunu anlıyor insan belli bir süre sonra. geçmişe böyle baktıkça karşılaşılacak zor durumlar için gerilim düşüyor kendiliğinden.
0
bruges
(03.09.20)
spor ve meditasyon
0
superb
(03.09.20)
Konuşarak.
0
jazzabel
(03.09.20)
Hayatımda ilk defa stresle başa çıkamıyorum. Normalde dünya sikine minare götüne bir insanım ve bir şekilde atlatıyorum ama bu sefer çok uzun sürdü ve aşamıyorum.
Alkolden destek alıyorum ama çok da bel bağlamak istemiyorum. Bikaç gün hava değişikliği yapmaya geldim ama stres kaynağı orada durduğu sürece ne kadar faydası olucak bilemiyorum. Normalde iyi gelirdi ortam değiştirmek, bakalım.
0
Bruce
(04.09.20)
stresin kaynagi nedir? trafik mi? patronun mu? esin mi?
0
baldur2
(04.09.20)
Oncelikle soyliyim, icki pek sevmem. Aylarca icmesem aklima gelmez.

Simdi 40'a merdiven dayadik. Evde stres ayri, disarda stres ayri. Aksamlari birkac bardak bira denedim baktim kesmiyor, agir ickiye gectik. Eve gelip bir duble atinca kulak memesi kivamina geliyorum. Ucunu kacirmadigin surece sikinti yok super olay, beni rahatlatiyor. Bence antidepresan kullanmaktan iyidir.
0
cooperr
(04.09.20)
Ağlayarak veya uyuyarak
0
kestane gürgen palamut
(04.09.20)
Ben de çıkamıyorum :(
0
kismisolungac
(04.09.20)
Deadlift, squat, bench, op.
Viski.
0
logisticsmanager
(04.09.20)
4-7-8 derin nefes tekniği
Stres veren durum ile alakalı
Hatalı Düşünceler / İnançlar üzerine çalışmak (Thoughts Daily uygulaması bu konuda destek olur.)
Her stresli dönemde kahve kola çay şekerli yiyecekleri azaltmak
Melisa papatya türü çaylar

Kısacası yaşam şeklini değiştirmek
0
psmstc
(04.09.20)
Ek olarak Acar Baltaş Stres kitabı
0
psmstc
(04.09.20)
antidepresan ama benim sorunum okb, yani obsesif kompulsif bozukluk. gerçi yine de strese iyi gelmediği durumlar oluyor. anksiyetem de var ve stresle tetikleniyor haliyle hem okb hem anksiyete zaten birbiri içine geçmiş durumdalar. bence spor yapmak, düzenli uyku, bol su, dengeli beslenme vs vs uzun vadede en iyileri, çünkü nörotransmitter salınımlarını optimum düzeyde tutuyorlar. buna rağmen okb'dir, depresyondur, manik depresif bozukluktur vs vs devam edebilir tabi, bunlar çok farklı durumlar, o zaman ilaç + terapi. ama belli bir psikolojik bozukluğu olmayan -ki kimsenin psikolojisi tam olarak yerinde değildir stres, beslenme gibi basit nedenlerden tut radyoaktif ortam, manyetik alan vs gibi nedenlere kadar- yani teşhis edilerek tedavi gerektirecek düzeyde psikolojik bozukluğu olmayan kişilerde stres yönetimi için ilaca gerek yok. bunu antidepresanın rahatlatılıcığını bilen biri olarak diyorum. stres yönetimi için iradeli olup, dikkat dağıtmak gerekiyor, ki dediğim gibi ilaca rağmen pik attığım noktalar oluyor. o tip durumlarda yürüyüşe çıkmak, rahatlatıcı bir müzik dinlemek, kedi-köpek videoları izlemek, tamamen kafa boşaltmaya yönelik salak bir film izlemek -ki biri twitter'da keşke böyle bir film türü olsa demiş, ararken kolaylık olur, bence haklı :D - , mizah dergileri okumak gibi gibi şeyler beni rahatlatıyor. yemek yapmak da aynı şekilde. ama bunlar semptomları gideren şeyler. ben o yüzden silver apple'ın yazdığını özellikle çok beğendim, ek olarak stresin kaynağını yok etmek zaten başlı başına başa çıkma yöntemi :D
0
pasp
(04.09.20)
Her gün spor.
0
arnold schwarzeneger
(04.09.20)
stres ile basa cikmiyorum. cunku uzun zamandir stres olmuyorum. kendime ve islere cok anlam yuklemedigim icin boyle oldum.
0
Leonardo~Da~Vinci
(04.09.20)
(7)

Evden Nasıl Taşınılır?

andack
Selamlar, evimden tainacagim 1 ay kadar sonra. Bugune kadar hep cok duzensiz tasindim. Son gune biraktim herseyi. Sonra ya esyalar kirildi, ya kotu tasimadan dolayi kayboldu, hasar gordu vs. Ancak simdi onumde 1 ay kadar bir sure varken guzelce paketlenip tasinmayi dusunuyorum. Ama bu duzgun tasinma
Selamlar, evimden tainacagim 1 ay kadar sonra. Bugune kadar hep cok duzensiz tasindim. Son gune biraktim herseyi. Sonra ya esyalar kirildi, ya kotu tasimadan dolayi kayboldu, hasar gordu vs. Ancak simdi onumde 1 ay kadar bir sure varken guzelce paketlenip tasinmayi dusunuyorum. Ama bu duzgun tasinma isinde tecrubesizim. O yuzden yardima ihtiyacim var. Bir de armut.com uzerinden buldugum tum nakliyeciler kotu cikiyor. Ona da bi cozumunuz var mi?
0
andack
(03.09.20)
Ayrintilari yazin, ne kadar esyaniz var. Nereden nereye tasiyacaksiniz. Neleri gözden cikarttiniz (ben kendi evime tasinirken esyalarin tamamina yakini sattim, cok az esya ile tasindim)
0
topkapiaksaray
(03.09.20)
buyuk karton kutular alin farkli boylarda. simdiden kullanmadiginiz esyalari koyup ust uste istifleyerek baslayin. mesela kilerdeki esyalar, kisliklar vs. kutunun ustune de kalin bi kalemle icinde ne oldugunu veya tasininca hangi odaya gidecegini belirleyin.
0
icim urperiyor
(03.09.20)
Önce evdeki gereksiz eşyalardan kurtulun.
Sonra kutu alıp oda oda başlayın, tüm kutularda numara ve oda isimleri yazsın. Kaybolup kaybolmadığını anlamış olursunuz.
İnternetten kırılacak eşyalar için patpatlardan alın bunun gibi ty.gl evde bir sürü çini eşyamız var kırılmadılar.
Bazı nakliyecilerde kıyafetler için devasa ve yırtılmayacak çöp poşeti gibi poşetler oluyor. Kıyafetleri dolaptan çıkarıp yığıyorsunuz içine. Onlardan getirirlerse büyük kolaylık olur.

İstanbuldaysanız ben de yeni taşındım nakliyat firması önerebilirim. Ben ararken tek tek şikayetvar ve google yorumlarına bakarak buldum. En son bulduğumda bir tane bile şikayet yoktu şansımızı denedik ve güzel çıktı.
0
jazzabel
(03.09.20)
Ev 1+1 cok fazla esyam yok. Gecen sene geldik IStanbul'a zaten. Ancak bu koronadan dolayi issiz kaldim o yuzden geldigim gibi geri donecegim :)
Kiyfetlerimin bir kismi Ikea'nin su bez kutularinda duruyor bir kismi da bavulda. Onun disinda yine bir bavulluk kiyafet de dolapda duruyor. Ivir zivirim da cok yok ama bosanmis bir erkek olarak biraz daginik yerlesmis esyalar eve :)) Karton kolileri eskiden Migros'dan yada bakkaldan falan alirdik ama sanirim bu pandemi surecinde bu akilli bir tercih olmayacak gibi. O yuzden onlari internetten alacagim.
0
🌸andack
(04.09.20)
Nakliyede ucuza kaçma. Arabaları büyük olsun ve taşıyacak adam sayısı fazla olsun. Gerekirse elemanlara bişey ısmarlayın. Böyle şeyler olumlu yansır
0
kickboxer
(04.09.20)
ben de korona döneminde evlenip anne evindeki eşyalarımı kendi evime taşıdım. kolileri migros, eczane vs'den de alabilirsiniz aslında, birkaç gün güneş gören bir yerde bekletebilirsiniz ya da benim gibi çılgınsanız kolonya sıkabilir ya da kolonyalı mendille silebilirsiniz, ben öyle yapmıştım.

eşyaları paketlerken gazete kağıdı da kullanabilirsiniz, yine birkaç gün güneş gören yerde bekletmenizi tavsiye ederim. ama patpatlar tabi ki çok çok daha güvenli. lakin tabak vs gibi şeyler için gazete kağıdı daha kolay oluyor. zaten patpata sarsanız da tabaj tarzı eşyaların arasına birkaç kat gazete kağıdı ya da birkat kalın karton koymanızı tavsiye ederim naçizane.

ek olarak şu zamana kadar 16 kere taşınmış bir insan olarak :( (8 ev, 6 öğrenci evi (bunu normal insan evinden saymıyorum tabi XD) ve 2 yurt) değiştirmiş bir insan olarak diyebilirim ki, olabildiğince düzenli toplanmaya çalışın. yeni evinize girmeden önce evi temizletin, şu anki evinizden çıkarken de evinizi temizletin. kıyafetlerinizi bavullarla mümkünse kendiniz götürün, gerekiyorsa kıyafet torbaları oluyor tek m migroslarda bile, onları da kullanabilirsiniz kırışabilecek kıyafetler için. olabildiğince herşeyi iç içe ama kırılmadan paketlemeye çalışın. bakıyiiiim.. aklıma başka birşey gelmedi, gelirse yazarım.

ha bir de, eğer mobilyalarınızı enza, istikbal vs tarzı bir yerden yakın zamanda aldıysanız, arayıp mobilya demontesi-montesi için onlardan yardım isteyin. eğer taşıma şirketine yaptırırsanız, olumsuz bir durum olması halinde garantiden saymayıp sorun çıkarabilirler.

son olarak hangi kutsal güce inanıyorsanız/inanmıyorsanız sabırlar versin/dilerim.
0
pasp
(04.09.20)
@pasp Tasinacagim ev kendi evim. Orayi da esyali olarak kiraya vermistim. Mecbur esyali bir durumdayken tasinacak esyalar eve. Oradayken artik bir sekilde diger esyalar garaja indirilecek. Cidden Sabirlar diliyorum kendime XD
0
🌸andack
(04.09.20)
(11)

Biryani yanina gidecek turk kulturunden bir sey..

SevdaliBulut
Ofiste Pakistanlilar Briyani pisireceklermis. Is hadi herkes kendi kulturunden birsey yapsina geldi.Is cikisi 1 bilemedin 2 saat vaktim olacak. Firin yok. Benim evimde toplaniyoruz. Evsahipligi durumu oldu yani bir de. Ayran yap gec mi dersiniz yoksa baska birsey mi yapsam? Ne gider yanina?Briyani d
Ofiste Pakistanlilar Briyani pisireceklermis. Is hadi herkes kendi kulturunden birsey yapsina geldi.

Is cikisi 1 bilemedin 2 saat vaktim olacak. Firin yok. Benim evimde toplaniyoruz. Evsahipligi durumu oldu yani bir de. Ayran yap gec mi dersiniz yoksa baska birsey mi yapsam? Ne gider yanina?

Briyani dedikleri basmati pirinc pilavi ustune bol baharatli et veya tavuk..
0
SevdaliBulut
(02.09.20)
basit kolay bir şey dersen aklıma menemen geldi ama biryani yanına gitmez tabii.
çorba olabilir belki mercimek, yayla vs.
0
awlmi
(02.09.20)
biryani hiç yemedim. şimdi fotoğraflardan baktım. yanına kesinlikle güzel bir cacık gider diye düşündüm. ama az gelir bir şeyler daha düşünmek gerekir de diyebilirsin.
0
baharat
(02.09.20)
Tatlı +1

Baklava bulursanız iyi gider, kendim yapacağım derseniz tam incir zamanı, incir uyutması derim. Kuru inciri ıslatın 1-2 saat, ılık sütle bızzzt, kaselere dökün, bekletin buzdolabında, nefisss.
0
SiyamkedisiZorro
(02.09.20)
biryani bizim mutfağa da çok uzak değil hani, güneydoğu mutfağından gelecek herhangi bir şey yanına gidebilir. illa tuzlu olacaksa içli köfte falan olabilir ama bence de tatlı +1, özellikle şerbetli olanlar, baklava falan gibi, güzel olur.
0
pasp
(02.09.20)
önüne mercimek çorbası yap. yanına çoban salata şöyle bol soğanlı maydonozlu, üstüne de peynir tatlısı. allah beee

tabi yapacakları yemeğin şöyle bir şey olduğunu hayal ettim: www.nefisyemektarifleri.com
0
alperz
(02.09.20)
al baklavayı geç işte neyini düşünüyosun:)
0
yazar yazmaz yazan yazar
(02.09.20)
eşim hep kısır ya da mercimek köftesi yapıyor. bayılıyorlar.

hem hazırlaması kolay hem de lezzetli.

tr dışında olduğunuzu düşünüyorum baklava riskine girmeyin. ben istanbul'da bile baklavayı sayılı yerden alıyorum yoksa hüsran.
0
ozdek
(02.09.20)
Bol sumaklı nar ekşili güzel bir salata yap, biryani ile iyi gider :D
0
dougsampson
(02.09.20)
Bir de cacık da olabilir. Yoğurtlu şeyler de güzel oluyor o pilavla.
0
dougsampson
(02.09.20)
Baklava olsa dukkan siin ama yurtdisindayiz. Cok kisitliyiz o konularda. Corba ve cacik yazdim. Tatliyi belki firini olan biri getirir.
0
🌸SevdaliBulut
(02.09.20)
çok hızlı ve kolay bir şekilde humus yapabilirsiniz.
0
akiskan
(02.09.20)
(14)

Düzenli ve temiz olamıyorum.

fleur du mal
25 yaşında kadınım, beş senedir aileden ayrıyım, son iki senedir de tamamen yalnız yaşıyorum, ancak bir türlü evi düzenli tutmayı öğrenemedim. Salonun bir kısmını aynı zamanda atölye olarak kullanıyorum çünkü küçük bir ev. Yer, masaların üstleri genelde pis ve dağınık oluyor sanatsal bir şeylerle uğ
25 yaşında kadınım, beş senedir aileden ayrıyım, son iki senedir de tamamen yalnız yaşıyorum, ancak bir türlü evi düzenli tutmayı öğrenemedim. Salonun bir kısmını aynı zamanda atölye olarak kullanıyorum çünkü küçük bir ev.

Yer, masaların üstleri genelde pis ve dağınık oluyor sanatsal bir şeylerle uğraştığım için. Ama mutfağı filan da temiz tutamıyorum, bulaşıklar hep yığılıyor. Yatak odasında da kıyafetleri sürekli yerlere atıyorum.

Erkek arkadaşım sürekli uyarıyor, birkaç gün dikkat ediyorum, sonra unutuyorum ve unuttuğumu bile fark etmiyorum. İstifçi kadar olmasa da ileride ona evrilebilecek bir durumdayım galiba. Nasıl düzeleceğimi hiç bilmiyorum. Siz nasıl evinize bakıyorsunuz?

Çıkardığım kıyafeti neden yere atıyorum mesela: eve gelince yorgun oluyorum ve kıyafetlerimi değiştirip hemen oturmak istiyorum. Sonra da unutuyorum.
0
fleur du mal
(01.09.20)
Usenmekten (az sonra yaparım) demekten vaz geçtim. Gördüğümde aldım, pislettigimde yıkadım.
0
fempusay
(01.09.20)
Çok gizli bir formülü yok bunun. Çıkardığın kıyafeti neden yere atiyosun ki mesela? Atma.
0
elorelia
(01.09.20)
acil zengin bir koca bulup üşendiğin tüm işleri hizmetçilerini yaptırmalısın :))
0
walter white kilikli
(01.09.20)
Ben denemedim ama işe yaradığını duyduğum bir yöntem var. Onu alışkanlık haline getirirsen faydasını görürsün. Girdiğin her odadan/mutfaktan çıkmadan önce bir şeyi kaldır, çöpe at, yıka. Ne uygunsa artık. Her şeyi aynı anda yapmak zaman kaybı düşüncesi ve isteksizlik yaratabiliyor ama böyle olunca ufak ufak toplanıyor.
0
senolll
(01.09.20)
Ben yemek yaparım, tabaklara yemeği koyduktan sonra anında tencereyi yıkarım, yemek bitince direkt bulaşık makinesine atarım, kıyafet dene çıkar yapınca yerine asmadan asla odadan çıkmam. O anda üşenmeyip hareket halinde olduğum için hemen temizleyip düzenleme yapabiliyor insan. Birikince ben de çok üşeniyorum ve kalıyor. Böyle yöntem buldum ben de

Bir de her gün bir odayı temizliyorum. İş biraz daha kolaylaşıyor.
0
jazzabel
(01.09.20)
Anında ve sürekli yapmak gerekiyor evi düzenli tutmak için.

Yemek yapıyorum mesela, patates soydum, anında kabukları çöpe atıp, bıçağı makineye koyuyorum. Yemek yiyorum, biter bitmez çatal tabağı makineye koyuyorum. Yok bunlar dursun, yemek bitince toplarım falan dersem olmuyor, çünkü zaten yemek yaparken yoruluyorum, ardından da 10 tane çöp/bulaşık birikmiş oluyor, gözünde büyüyor insanın.

Temizlik de öyle. Toz görüyorum mesela, o an siliyorum orayı. Ama haftasonuna bıraksam, bütün evi bi gün boyunca temizlemeye çalışsam üşenirim.
0
plutongezegendegilmi
(01.09.20)
Ben marie kondo metodunu duymuştum. Sonra bazı videolar da izledim. Göz atabilirsin. Evim olarak benimsediğim bir yere geçtiğimde, eşyalarımı, kıyafetlerimi kondo'ya göre düzenlemeyi düşünüyorum.

Bazen mutfağın, evin kalbi olduğunu düşünüyorum. Mutfak dağınık olduğunda her oda dağılıyormuş gibi geliyor. Bulaşık makinesi kullanıyorsanız, güne temiz kap kacağı raflara yerleştirerek başlamanızı öneririm. Rutininiz olabilir bu, tıpkı yatak örtünüzü örtmek gibi. Böyle rutinlerle başlamak sizi düzenli olmaya motive edebilir belki. :)
0
chihirovekohaku
(01.09.20)
Youtube: Jordan Peterson-Odanı topla (Clean your room)
0
ryhmer
(01.09.20)
Küçüklüğümden beri dağınıklığa tahammül edemem. O yüzden bir değişim hikayesi anlatamayacağım. Ama yaptığım şeylerden bahsedebilirim.

Kahvaltı veya yemek hazırlarken çıkan çöpü ve bulaşığı anında hallederim. Asla yemekten sonraya bırakmam. Yemek bitince de yediğim şeylerin bulaşığını halleder, tezgahı masayı siler çıkarım.

Sabah kalkar kalkmaz, ne olursa olsun yatağı toplarım.

Salonumda da aynı şekilde, neyi kullandıysam hemen yerine koyarım. Mum mu yaktım? Aman çakmak da şöyle şurda dursun demem, yeri neresiyse oraya koyarım.

Haftada bir gün dip köşe temizlik yaparım. Zaten evimde de çok az eşya var.
0
ruhen hastayim ben
(01.09.20)
Ben durumunun normal oldugunu dusunuyorum.
0
Avoiding The Puddle
(02.09.20)
daha farklı birşey önereyim: öncelikle kendinle barış, erkek arkadaşına da beni böyle kabul et, de. çünkü bu şekilde ikiniz de senin üzerinde baskı oluşturuyorsunuz, baskı oluşturdukça hiç yapamazsın.

onun dışında diğer duyuruculara katılıyorum: evi ufak ufak topla, her yaptığın ufak dağınıklığın arkasından hemen topla. gerçi yaratıcı insanlar dağınık da oluyorlar, buna da birşey diyemeyeceğim, ama bunu da bahane olarak kullanma tabi :D ben bazen şey de yapıyorum misal, bekletip bir anda yallah bismillah diye girişiyorum herşeye, ama sonrasında inanılmaz bir bıkkınlık oluyor, onu da belirteyim. o yüzden minik minik yapmak daha mantıklı.

ek olarak, bir de şunu önerebilirim: yeni evlendim ve evime temizliğe gelen abla annemin de evine sıklıkla gider -annem artık yaşlandığı için zorlanıyor, ben de hem eşim home office çalıştığı için ev doğal olarak dağıldığından, hem de ben işten eve gelince halim olmadığından ablamızı ayda bir falan bğyğk temizliğe çağırıyorum, diğer zamanlar biz temizliyoruz- ablanın anneme dediği şey şu: pasp kendi evinde daha düzenli ve temiz. annem de hemen bak evlendin öğrendin moduna girdi, dedim hey dostum sakin ol, ana evimde eşyalarımı koyacak yerim var mıydı? hepimizi evden atacaktın nerdeyse XD yani olay biraz da evin küçük ev olmasında gizli, eşyalarını düzenli bir biçimde koyabileceğin yerlerin var mı mesela? saklama kutuları, çeşitli kaplar, dolap düzenleyiciler vs vs? ben bunları gelinlerin tatlı telaşı diye sallamıyordum ama cidden çok işe yarıyorlar. tabi içlerine yine düzenli bir biçimde eşyalarını koymalısın, ama en azından atıyorum deneyip de yere attığın ama aslında temiz olup da dolaba asılması gereken kıyafetler için, ne bileyim evde giydiğin kıyafetler için vs vs kapaklı sepetlerin olsa, en azından başta gözüne düzenli görünür. sonra sonra yavaş yavaş -zaten eşyalarını da aradığında mecburen bulamayacağın için XD - yerlerine koymaya başlarsın. bir anda düzenli olunmuyor ne yazık ki, biraz irade gerektiren bir süreç. tabi fizibilite de önemli :) ek olarak erkek arkadaşına söyle, rahatsız olduğu şeylerin arasında -mesela lavabodaki bulaşıklar- kendininkiler de varsa, bir zahmet sana yardım etsin de bulaşık makinesine kaldırsın. tek bir kişinin tüm evin bakımını üstlenmesi zaten zor, hem belki onun da dağınıklığı var ama seni habire uyardığı için kendininkiler arada kaynıyor? onu da bir incele, derim naçizane. bir de hah, dışarıda giydiğin kıyafetleri şu korona günlerinde zaten hemen dolaba koyma, kapılara takılan askılıklar var ya, onlardan al mesela, balkonun falan yoksa yani, onlara as, en azından dolaba asmakla uğraşmadığın gibi, olası bir kontaminasyonu da azaltabilirsin. bu dolap arkası askılarını banyo havluları, ne bileyim çantalar -hatta çantalar için özel askılıklar var- için kullanabilirsin. dolap içleri için de yine askılıklar, çengeller falan var.

bir de birşey daha: dağınık insanlara düzenlilik biraz da yaşla geliyor. hiçbir zaman tam düzenli olamayacaksın, onu kabullenelim. cetvel gibi olamazsın yani. ama bu şekilde kaygılanıyorsan istifçi de olmazsın emin ol.

ek olarak, ikea ve benzeri sitelerde, n11 ve hepsburada gibi sitelerde ya da, çok güzel düzenleyiciler var, onlara da bakmanı öneririm.

kolay gelsin ^_^
0
pasp
(02.09.20)
Çıkardığın kıyafeti yere atmakla, kapı arkası askıya öyle asmak bence aynı derecede vakit ve emek harcayan bir şey. Kirlini yere değil de kirli sepetine atmak da aynı derecede emek harcayan bir şey.

Bir bulaşık çıktığında tek bir tabak ise yıkaması 30 saniye. Makine varsa su altında 5 saniye fırçalayıp makineye almak da bir uğraş değil aslında.

Bir nesneyi sürekli kullanmıyorsan ona bir yer belirlemek, onunla işin bitince o yere kaldırmak aslında bir daha o nesneye ihtiyaç olduğunda daha az vakit harcamanı sağlıyor.

Olay o an toplaması 15 saniye alacak şeyleri biriktirip biriktirip kaos yaratıp saatlerce sürecek bir iş yaratmamak. Kıyafetlerini yere atmamakla, mutfak lavabosu giderine süzgeç, tezgaha ufak çöp alıp yediklerini hemen yıkayıp kaldırmak, giderde biriken artıkları da o çöpe atmakla başlayabilirsin her şeye.
0
denizgonen
(02.09.20)
böyle davranmanızın temel nedenlerini bulmaya çalışın kendinizde. misal çok takıntılı bir ebeveynle mi büyüdünüz bu anlamda, bu dağınık olma hali bir çeşit karşı çıkmak mıydı sizin için? ya da geçmişte birisi size beceriksiz olduğunuzu mu söyledi size bu alanda, bu yüzden kendinizde blokaj mı geliştirdiniz nasılsa beceremem diye? gibi gibi.

temel nedenleri çözemezseniz sorunu çözemezsiniz. bu yazdıklarınız bir nedenden çok bir sonuca benziyor zira.
0
Phoebe
(02.09.20)
plutongezegendegilmi +1

Arkanı toplayan biri yoksa, yorgunluk vs. mazeret. dağıtmazsan toplamak zorunda da kalmazsın kuralıyla yaşıyorum. hayat kolaylaşıyor.

Buna ek olaraak, 2 haftada 1 kadın gelirse temizlik yapmak zorunda da kalmazsın.
0
lcha
(02.09.20)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.