fraise
Ben bu konuda tamamen yeteneksiz bir insanım, utanıyorum bir kere. Etrafımdaki hemen herkes de öyle. Fiyatı söylediklerinde direkt parayi çıkarır veririm, sevmiyorum o konuşmaları yapmayı. geçen sene oludeniz'de etiketi sterlin fiyatından yazan esnaf liraya yuvarlak hesap çevirince 'ama bunun fiyatı
Ben bu konuda tamamen yeteneksiz bir insanım, utanıyorum bir kere. Etrafımdaki hemen herkes de öyle. Fiyatı söylediklerinde direkt parayi çıkarır veririm, sevmiyorum o konuşmaları yapmayı. geçen sene oludeniz'de etiketi sterlin fiyatından yazan esnaf liraya yuvarlak hesap çevirince 'ama bunun fiyatı o değil ki su' demiştim, adam de peki öyle olsun demişti. Yaptığım tek pazarlık buydu ki sanırım ona da pazarlık denmiyor.
Millete bakıyorum çatır çatır pazarlık yapıyor. Yine bir tatilde arkadaşım tekne turu için pazarlık yapmıştı da başkası adına utanmak sendromuna tutulup 'ya tamam işte bu fiyat iyi. Niye 3 lira için dil döküyoruz ki?' demistim. Bana 'turkiye'de böyle yerlerde pazarlık yapilir' dediler. İyi de total de 5-10 lira az vermek için niye kendimi yorayim? Ne bileyim, saçma geliyor bana.
Siz ne düşünüyorsunuz? Pazarlık yapar mısınız? Yapmalı miyiz?
Millete bakıyorum çatır çatır pazarlık yapıyor. Yine bir tatilde arkadaşım tekne turu için pazarlık yapmıştı da başkası adına utanmak sendromuna tutulup 'ya tamam işte bu fiyat iyi. Niye 3 lira için dil döküyoruz ki?' demistim. Bana 'turkiye'de böyle yerlerde pazarlık yapilir' dediler. İyi de total de 5-10 lira az vermek için niye kendimi yorayim? Ne bileyim, saçma geliyor bana.
Siz ne düşünüyorsunuz? Pazarlık yapar mısınız? Yapmalı miyiz?
0
valla pek beceremiyorum ya
yapmak aklımada gelmiyor bazen
bazen bilerek yapmıyorum
yapmak aklımada gelmiyor bazen
bazen bilerek yapmıyorum
0
Ben pazarlık yapmıyorum ama düz hesap yapalım diyorum. Geçenlerde et döner ve kola aldım. Et döner 7,5 TL ve kola 3 TL idi. Yani toplam 10,5 TL ödemem gerekiyor. Adam 10 buçuk deyince, hı? 10 buçuk mu? dedim, 10 ver yeter dedi. Benim olayım da böyle.
0
bence ne aldığına göre değişir bu pazarlık olayı ya. tekne turu örneğindeki gibi eğer hizmet alıyorsam pazarlık yapmam, ama keko gibi de her yerde otuz liraya satılan mala elli lira vermem.
hizmet sektörü pazarlığa kapalı olmalı, ama ticaret açık bence. öyle düşünüyorum.
hizmet sektörü pazarlığa kapalı olmalı, ama ticaret açık bence. öyle düşünüyorum.
0
yapanlara sözüm yok, onların da kendince bir doğru bildiği vardır ama kendim için konuşacak olursam çok bayağı ve dandik geliyor bana ya. yapış yapış ne öyle. ABİ ŞÖYLE YAPAK, ABİ BÖYLE YAPAK, ÖĞRENCİ KARDEŞİNE NE YAPARSIN vs. hiç gelemem. ürünün fiyatı belliyse ya verip alırım ya da arkamı dönüp uzaklaşırım. fiyat yoksa da sorarım, uygun gelmişse alırım, gelmemişse yine devam ederim. hayır zaten ekonomik hacmi düşük bir insanım, sene boyunca aldığım her bir şey için pazarlık yapsam kurtaracağım 100 lira falan olur yani ne uğraşcam ya.
0
hayatta yapamıyorum, hiç yapmadım, yapabileceğimi de sanmıyorum. yanımda yapıldığında da çok utanıyorum. yapana, yapabilene saygım sonsuz ama pazarlık yapmak herkese göre bişey değil sanırım :)
0
ben hiç beceremiyorum o yüzden de pazarlık olmaması gerektiği taraftarıyım. aynı yerden aynı şeyi birilerinin daha ucuza alıyor olması koyuyor tabi. oysa annem pazarlık konusunda tam bir master. 4-5 ürün alırsa birini resmen bedavaya getiriyor ama işte nerede pis huy var babamdan almışım.
kız arkadaşım iyi allahtan o konuda da beraber olduğumuz zaman o işlere o bakıyor..
kız arkadaşım iyi allahtan o konuda da beraber olduğumuz zaman o işlere o bakıyor..
0
yaparım çünkü pazarlık yapılan bir yerse pazarlık payı bırakıyorlar zaten.
0
ben yapıyorum sayılır.
ama işin komiği ucuz şeylerde pazarlık yapıp pahalı şeylerde yapamıyorum.
çünkü ucuzun alternatifi ve çeşidi çok oluyor genelde.
ama işin komiği ucuz şeylerde pazarlık yapıp pahalı şeylerde yapamıyorum.
çünkü ucuzun alternatifi ve çeşidi çok oluyor genelde.
0
Bazen yapabiliyorum. Çok da iyi değilim. Fakat babam ve bir iki arkadaşım baya iyiler bu konuda. Gerçi iyi de demeyeyim, Kesin arkadan ana bacı küfür yiyiyorlardır.
Bazı yerlerde pazarlık yapman lazım ama. Çünkü genelde fiyatlar pazarlık payı eklenerek konuluyor. Pazarlık yapmayanlar sayesinde kazandığı para çok olduğu için, pazarlık payı da olduğundan çok sorun etmiyorlar. 125 liradan 25 e düşen bile gördüm ben.
Genelde çok etki edemiyorum ama şu an kullandığım şort çantasını 75ten 60 a düşürdüm en son. O kadar. Onu 50ye düşürürdü yetkili kişiler.
Bazı yerlerde pazarlık yapman lazım ama. Çünkü genelde fiyatlar pazarlık payı eklenerek konuluyor. Pazarlık yapmayanlar sayesinde kazandığı para çok olduğu için, pazarlık payı da olduğundan çok sorun etmiyorlar. 125 liradan 25 e düşen bile gördüm ben.
Genelde çok etki edemiyorum ama şu an kullandığım şort çantasını 75ten 60 a düşürdüm en son. O kadar. Onu 50ye düşürürdü yetkili kişiler.
0
nakit alıcam en son kaça olur derim ama ısrar edemem.
ama annem mükemmel bir kadındır bu konuda. baya indirim yaparlar o deyince.
adeta içimizdeki kayserili.
ama annem mükemmel bir kadındır bu konuda. baya indirim yaparlar o deyince.
adeta içimizdeki kayserili.
0
tek yapabildiğim pazarlık birden fazla bi şey alırsam indirim istemek.
2.5 liradan 5 tane bi şey alacaksam eğer, 10 lirayı kabul etmezlerse hayatta almam mesela.
2.5 liradan 5 tane bi şey alacaksam eğer, 10 lirayı kabul etmezlerse hayatta almam mesela.
0
babam çok yapar. Ben pek yapamıyorum ama madem tekne turu örneği var, bir kere baya indirim olmuştu 3-5 falan değil birkaç kişinin bedavaya gelmesinden bahsediyorum. Ha sonraki güne vs. değildi yarım saat sonra kalkacak bir şeydi, adam da "tamam abi siz geçin sizi görenler gelir oradan kazanırız" gibi bişey demişti.
Ayrıca benim hiç olmaz dediğim Satürn'de bile yapmıştı :D Yani Vatan bilgisayarda mı ne daha ucuzdu onu söyledi, o fiyata verdiler. Tamam bu hakkımız bazı mağazalar diyor bunu ama ben bunu söyleyip dert anlatacağıma gider Vatan'dan falan alırdım mesela.
Ha yine "yanında hediye" olayı var. Bir çeşit pazarlık. Laptop aldık, 150tl'lik çanta verdiler ama biraz zorlama ve muhabbetle. Hani pazarlık işte. Aynı laptobu alan başka adama vermeyecekler yani, onlar teklif etmiyor. Ben bunu Amerikanlara yaptım şansımı denedim oldu :D Öğrenciyken ABD'deki bir websitesinden illüzyon malzemesi alıyordum, yüz küsür dolar tutmuştu benim için büyük para. Sİparişe ek mesaj attım öğrenciyim benim için büyük para ama Türkiye'de yok bunlar, eğer mümkünse yanında küçük hediyelerinizi bekliyorum diye :) Gayet güzel/eğlenceli bi kart oyunu göndermişlerdi değeri de 16$.
Ayrıca benim hiç olmaz dediğim Satürn'de bile yapmıştı :D Yani Vatan bilgisayarda mı ne daha ucuzdu onu söyledi, o fiyata verdiler. Tamam bu hakkımız bazı mağazalar diyor bunu ama ben bunu söyleyip dert anlatacağıma gider Vatan'dan falan alırdım mesela.
Ha yine "yanında hediye" olayı var. Bir çeşit pazarlık. Laptop aldık, 150tl'lik çanta verdiler ama biraz zorlama ve muhabbetle. Hani pazarlık işte. Aynı laptobu alan başka adama vermeyecekler yani, onlar teklif etmiyor. Ben bunu Amerikanlara yaptım şansımı denedim oldu :D Öğrenciyken ABD'deki bir websitesinden illüzyon malzemesi alıyordum, yüz küsür dolar tutmuştu benim için büyük para. Sİparişe ek mesaj attım öğrenciyim benim için büyük para ama Türkiye'de yok bunlar, eğer mümkünse yanında küçük hediyelerinizi bekliyorum diye :) Gayet güzel/eğlenceli bi kart oyunu göndermişlerdi değeri de 16$.
0
yaparım. yapılması da gerekiyor. öyle "3 lira için ne yaparlık yapcam?" diyenler kendi paralarını kazanmıyorlardır yada çok paraları vardır.
0
Eski galerici olan babam kadar olmasa da yaparım. O gençliğinde adamın ağzına sıçardı bir şey alırken. Çoğu esnaf Türkiye'de fiyata pazarlık payı ekliyor zaten. Müşteri de kaybetmek istemeyeceklerinden illa biraz biraz fiyat kırarlar. Tekliften çekinme yani.
0
Pazarlik yapmam.
Ama bazi durumlarda ne tutturursa o fiyati cekerler ya, o durumlarda kaziklandigimi farkedersem pazarliga girisirim pek beremiyor olsam da. 3 ay once yurtdisinda adamin 45euro fiyat cektigi tekne turunu 20euroya aldim. Aslinda pazarlik yapmadim, adam ben istemiyorum dedikce israr etti, gittikce fiyat dustu. Ben de yeterince dusuk fiyat soyleyene kadar yok dedim.
Ama pazrlik denen seye karsiyim. Fiyatlar sabit olmali, kaziklama olmamali, pazarlik da olmamali.
Ama bazi durumlarda ne tutturursa o fiyati cekerler ya, o durumlarda kaziklandigimi farkedersem pazarliga girisirim pek beremiyor olsam da. 3 ay once yurtdisinda adamin 45euro fiyat cektigi tekne turunu 20euroya aldim. Aslinda pazarlik yapmadim, adam ben istemiyorum dedikce israr etti, gittikce fiyat dustu. Ben de yeterince dusuk fiyat soyleyene kadar yok dedim.
Ama pazrlik denen seye karsiyim. Fiyatlar sabit olmali, kaziklama olmamali, pazarlik da olmamali.
0
Bende yapamazdim. Ama fazla mal aldigim zaman kurumsal bir yer degilse kusuratu atalim bari su kadar olsun diye teklif edebilirdim en fazla. Birkac kez kayinvalidemle alisverise cikip catir catir pazarlik yapma olayini gordum ama hala ben o kadar israrci olamiyorum. Kendisi esnafi biktirircasina pazarlik yapar. O kadari da cok fazla ama yine de ilk soylenen fiyatin hemen kabul edilmemesi gerekiyormus.
0
Zamanla geliştirdim ben de, önceden hiç beceremezdim. Ancak pazarlık yapılan yere bağlı tabii ki, hissediyorsun yani onu bu insan beni kazıklayacak diye. Bayağı geleceği durumu da ön görüyorsun zaten o esnada yapmıyorsun.
0
ben de yapamam. ama fiyatı duyunca tekrar sorarım şaşırmış gibi veya hımm yok pahalıymış falan derim. bazen öyle deyince indiriyolar slfkdg. başka bi şey diyemem ama.
0
Yapmışlığım var birkaç kere ama hiç sevmem, yoruyor ve yıpratıyor beni. Ben doğrudan "Pazarlık sevmem, son bir fiyat söyleyin, alırsam alırım" derim. Eğer pahalı gelirse ve sonradan "Hadi. 10 daha indireyim" derse de "Hani son fiyatı oydu" der, bağırmadan kızarım. Pazarlık yapanları takdir ederim de, bir arkadaşımla Antalya'ya gittik ve iki gün Antalya'daydık. Arkadaş bir şal için "Pazarlık sünnettir" deyip 1.5 saat pazarlık yaptı ve arkadaşa çok bozuldum. Zaten azıcık zaman oradayız; onun da 1.5 saatini dükkanda geçirmek istemem. En son parasını ben verdim. "Hadi, bu da hediye olsun benden" dedim. İndirim de 30'dan 20'ye. 10 tl o kadar zamanıma değmez. Yalnız bir gezide, dlini bilmediğim yabancı bir ülke için "İlk söylenen fiyatın yarısına alın" dediler. Oranın dilinde rakamları öğrenip hayvani pazarlık yaptım ama o istisna. Adamlar baştan uçuk söylüyorlarmış zaten.
0
pazarlık yapmadan olur mu ya :)
teklif verirken bile pazarlık payı ekliyorum üstüne :D
Yani pazarlığın her aşamasında varım
teklif verirken bile pazarlık payı ekliyorum üstüne :D
Yani pazarlığın her aşamasında varım
0
Sabah hastanede yaptim. 13bin kusurluk fatura 9200e dustu.
Pavyon mu hastane mi belli degil. Pazarlik yapmayandan 13bini cart diye aliyorlar iste.
Pavyon mu hastane mi belli degil. Pazarlik yapmayandan 13bini cart diye aliyorlar iste.
0
bir kere yapayım dedim beceremedim. 50 liralık 3 tane tişört beğendim satıcıya uygun bişeyler yaparsanız 3 ünü de alırım 135 olsun dedim, yok yapamam üstelik kartla ödeyeceksiniz komisyon alıyor banka dedi. bende peki sizi kırmıcam çok sevdim dedim 150 lira verdim :) genelde bunu satıcı müşteriye der ben söyleyip çıktım dükkandan :)
0
geçen yıl lazer'e başlarken ablamın yaptığı pazarlık gözlerimi dolduracak cinstendi. oldukça karlı ve memnun çıkmıştım. o yüzden pazarlık yapabilene saygım sonsuz. ama ben yapmam. çok utanıyorum :(
0
....na bile koyyorum Fraise görsen şaşırırsın %30 indirim garanti. Sabah 20 liralık peyniri pazardan 12'ye aldım bak o kadar küsüratlı diyorum.
0
@sivrisinek nasıl la? pazarlık yaparak kazıklanıyoruz. yani ben dükkana giriyorum abi selam pazarlık yapacam ona göre fiyat ver diyorum o da 100 liralık mala 300 çekiyor ben 200'e alıyorum ve seviniyorum asdfasdfsadfsadffasdfasdf
bi anlatsana çok heyecanlı
bi anlatsana çok heyecanlı
0
tekne turunda pazarlık yaparım. hatta geçen haftasonu gittik, 50 tl idi kişi başı, kızkardeşim 35 e çektirdi öyle çok dil de dökmeden. pazarlık payı oluyor onların dert etmeyin.
ama bizim burda aydında cuma pazarında bile pazarlık yapılıyor. meyve alacak diyelim karpuz 11 geldi 10 yap derler. ya da armutu hadi 2 den ver 2 kilo alayım derler.
pazarcıya, zor geçinen esnafa ben pazarlık yapmam mesela.
bu biraz ben de insaniyet, prensib meselesi. bir de 2 lira için pazarlık yapmam. mesela çilingir çağırırım onla pazarlık yaparım 60 dediyse 40 a çekerim fln. türkiye'de işler böyle dönüyor. size de tavsiye ederim.
ama bizim burda aydında cuma pazarında bile pazarlık yapılıyor. meyve alacak diyelim karpuz 11 geldi 10 yap derler. ya da armutu hadi 2 den ver 2 kilo alayım derler.
pazarcıya, zor geçinen esnafa ben pazarlık yapmam mesela.
bu biraz ben de insaniyet, prensib meselesi. bir de 2 lira için pazarlık yapmam. mesela çilingir çağırırım onla pazarlık yaparım 60 dediyse 40 a çekerim fln. türkiye'de işler böyle dönüyor. size de tavsiye ederim.
0
fazla beceremem ama yapana saygı duyarım.
belki yüzeysel düşünüyorum ama girenin bize girmesi üzerine kurulu bu sisteme acayip uyuzum. şimdi o mal yada hizmet bize gelene kadar her aşamasında pazarlık yapılmıyor mu, yapılıyor. belli tenzilat - iskonto tutarlarında anlaşılıyor karşılıklı, protokoller oluyor. fabrika girdisinden çıktısına, ürünün ambalajını üreten firmadan toptancısına, perakendecisine kadar her düzeyde bi karşılıklı anlaşma var fiyatlarda. böyledir yani bu, başka yolu var mı? amaa son kullanıcıya gelince bi etiket fiyatı tutturulmuş gidiyor. 5 kuruş indirim talep edilse tepeden bakılıyor neymiş etiket fiyatı öyleymiş. kim basıyo o etiketi acaba, tüketici tarafında kim anlaşıyor sizlerle o fiyatta? beyefendi lütfedecek %5 peşin indirim yapacak, karta %0,2 bonus yüklenecek şu bu. baştan aşağı farazi rakamlar olaylar.
belki yüzeysel düşünüyorum ama girenin bize girmesi üzerine kurulu bu sisteme acayip uyuzum. şimdi o mal yada hizmet bize gelene kadar her aşamasında pazarlık yapılmıyor mu, yapılıyor. belli tenzilat - iskonto tutarlarında anlaşılıyor karşılıklı, protokoller oluyor. fabrika girdisinden çıktısına, ürünün ambalajını üreten firmadan toptancısına, perakendecisine kadar her düzeyde bi karşılıklı anlaşma var fiyatlarda. böyledir yani bu, başka yolu var mı? amaa son kullanıcıya gelince bi etiket fiyatı tutturulmuş gidiyor. 5 kuruş indirim talep edilse tepeden bakılıyor neymiş etiket fiyatı öyleymiş. kim basıyo o etiketi acaba, tüketici tarafında kim anlaşıyor sizlerle o fiyatta? beyefendi lütfedecek %5 peşin indirim yapacak, karta %0,2 bonus yüklenecek şu bu. baştan aşağı farazi rakamlar olaylar.
0
elon
Udemy'den almak istedigim 2-3 tane course var, fiyatlari $15-$18 arasi degisiyor. Websitesinden almak yerine iOS ile in app purchase yaparak %50 enpara indiriminden yararlanmak gibi genius bi fikir geldi aklima.Udemy app'inde fiyatlar TRY olarak gozukuyor malesef, ve $15 kurs icin 65 TRY istiyor. Ap
Udemy'den almak istedigim 2-3 tane course var, fiyatlari $15-$18 arasi degisiyor. Websitesinden almak yerine iOS ile in app purchase yaparak %50 enpara indiriminden yararlanmak gibi genius bi fikir geldi aklima.
Udemy app'inde fiyatlar TRY olarak gozukuyor malesef, ve $15 kurs icin 65 TRY istiyor. App icindeki settings kisminda kur degistirebilecegim bir yer yok. iOS'un ayarlarindan Region'i USA yaptim, ancak fiyatlar TRY gozukmeye devam ediyor.
Onerisi olan var mi?
Udemy app'inde fiyatlar TRY olarak gozukuyor malesef, ve $15 kurs icin 65 TRY istiyor. App icindeki settings kisminda kur degistirebilecegim bir yer yok. iOS'un ayarlarindan Region'i USA yaptim, ancak fiyatlar TRY gozukmeye devam ediyor.
Onerisi olan var mi?
0
little big man
Borsada islem yapmak icin akbank dan yatirimci hesabi actirdim. Hisse senedi alim satimi yapmaknistiyorum. Dahabonce hic yapmadim. Kendin arastirip oyle yapacagim. Siz hangi araci kurumla calisiyorsunuz? Bir de akbank komisyon alacak sanirim. Bu komisyonun oranini nasil ogrenebirim? Kabul edilebilir
Borsada islem yapmak icin akbank dan yatirimci hesabi actirdim. Hisse senedi alim satimi yapmaknistiyorum. Dahabonce hic yapmadim. Kendin arastirip oyle yapacagim. Siz hangi araci kurumla calisiyorsunuz? Bir de akbank komisyon alacak sanirim. Bu komisyonun oranini nasil ogrenebirim? Kabul edilebilir oran kactir? Sizinki ne kadar?
0
kurum tavsiyesi vermek yasak mı bilmediğim için kurum adı veremiyorum.
bankalar genellikle binde 1 - binde 1.5 civarı komisyon alıyor (hem alırken hem satarken geçerli bu komisyon). bankalar büyük müşteri değilsen (hem toplam miktara hem günlük hacme göre değerlendiriyorlar) genellikle pazarlık yapmazlar. 20-30 milyon getirdiğin zaman aşağı yukarı herkesten aynı komisyonu alırsın, o başka.
ben pazarlık yaptım, on binde beş ödüyorum. (binde 1.5'un üçte biri yani) benim portföyüm görece küçük, büyük rakamlardan söz edecek olursak daha da aşağıya inebiliyorsun, tabi bu kuruma ve senin portföy miktarına göre değişebiliyor.
bazı kurumlarda borsa payı ve bsmv dahil değildir komisyonlara. bunlar zaten çok küçük rakamlar toplama vurunca ama yine de haberin olsun.
bu arada sen "kendim araştırıp öyle alacağım" demişsin, yeni başlayan biri için tehlikeli olabilecek bir durum ama yine de başkasının söylediğini almaktan iyidir. ben de böyle başladım, başta baya kaybettim (denemek için az parayla başlamıştım, yüzdesel olarak büyük olsa da rakam olarak çok küçük) ama artık kendimi geliştirdiğimi düşünüyorum, bir süredir kazanıyorum.
olur da hesap açmaya, hisse alıp satmaya başlarsan sağda solda (Twitter, forum siteleri, Facebook vb) "bu hisse çıkacak, beşe katlanacak, ona katlanacak" yazanlara sakın inanma, kararlarını kendin ver. Kimseden etkilenme. Buna "mal pazarlamak" deniyor, bu kişiler genelde yavaş yavaş ama kademeli olarak yüklü miktarda hisse alıp sonra bu hisseleri çeşitli yerlerde pazarlayarak hisselerin yükselmesini sağlayarak yeni gelenlerin eline veriyorlar. Heyecanla "aha tüyo aldım, çok akıllıyım, zengin olacağım" diye düşünen yatırımcı aslında hisseleri bu adamların elinden almış oluyor yani, pazarlama işi bitip alımlar kesilince de hisseden zararla ayrılıyor. borsada alınan tüm önlemlere rağmen bunlar malesef oluyor.
bu arada yukarıda "kimseyi dinleme" dedim ama bir seferlik istisna yapabilirsin. eğer aktif alım satım yapacaksan mutlaka bigpara ya da mynet finanstan canlı verilere bak (ücretsiz üye olabiliyorsun), çoğu yerde fiyatlar ve hacim verisi 15dk gecikmeli. bigpara ve mynette fiyatlar anlık ama hacim 15dk gecikmeli.
eğer bunu yarı zamanlı - tam zamanlı bir iş olarak yapacak ve ciddi zaman ayıracaksan İdeal (directfn) ya da Matriks (matriksdata) gibi bir yazılım almayı düşünebilirsin, birçok kişi bu yazılımları kullanıyor. Fiyatları biraz pahalı ama borsa ile anlaşmaları olduğu için verilere anlık ulaşabilir ve hisse derinliğini (hangi fiyattan ne kadar bekleyen alım-satım var gibi) görebilirsin. Aynı zamanda eğer kurumun anlaşması varsa -çoğu kurumun var- direkt program üzerinden emir gönderebiliyorsun, ben öyle yapıyorum. Genelde günlük al sat yaptığım için çok işime yarıyor.
veri dağıtıcı şirketlerin tam listesi burada var : www.borsaistanbul.com
bankalar genellikle binde 1 - binde 1.5 civarı komisyon alıyor (hem alırken hem satarken geçerli bu komisyon). bankalar büyük müşteri değilsen (hem toplam miktara hem günlük hacme göre değerlendiriyorlar) genellikle pazarlık yapmazlar. 20-30 milyon getirdiğin zaman aşağı yukarı herkesten aynı komisyonu alırsın, o başka.
ben pazarlık yaptım, on binde beş ödüyorum. (binde 1.5'un üçte biri yani) benim portföyüm görece küçük, büyük rakamlardan söz edecek olursak daha da aşağıya inebiliyorsun, tabi bu kuruma ve senin portföy miktarına göre değişebiliyor.
bazı kurumlarda borsa payı ve bsmv dahil değildir komisyonlara. bunlar zaten çok küçük rakamlar toplama vurunca ama yine de haberin olsun.
bu arada sen "kendim araştırıp öyle alacağım" demişsin, yeni başlayan biri için tehlikeli olabilecek bir durum ama yine de başkasının söylediğini almaktan iyidir. ben de böyle başladım, başta baya kaybettim (denemek için az parayla başlamıştım, yüzdesel olarak büyük olsa da rakam olarak çok küçük) ama artık kendimi geliştirdiğimi düşünüyorum, bir süredir kazanıyorum.
olur da hesap açmaya, hisse alıp satmaya başlarsan sağda solda (Twitter, forum siteleri, Facebook vb) "bu hisse çıkacak, beşe katlanacak, ona katlanacak" yazanlara sakın inanma, kararlarını kendin ver. Kimseden etkilenme. Buna "mal pazarlamak" deniyor, bu kişiler genelde yavaş yavaş ama kademeli olarak yüklü miktarda hisse alıp sonra bu hisseleri çeşitli yerlerde pazarlayarak hisselerin yükselmesini sağlayarak yeni gelenlerin eline veriyorlar. Heyecanla "aha tüyo aldım, çok akıllıyım, zengin olacağım" diye düşünen yatırımcı aslında hisseleri bu adamların elinden almış oluyor yani, pazarlama işi bitip alımlar kesilince de hisseden zararla ayrılıyor. borsada alınan tüm önlemlere rağmen bunlar malesef oluyor.
bu arada yukarıda "kimseyi dinleme" dedim ama bir seferlik istisna yapabilirsin. eğer aktif alım satım yapacaksan mutlaka bigpara ya da mynet finanstan canlı verilere bak (ücretsiz üye olabiliyorsun), çoğu yerde fiyatlar ve hacim verisi 15dk gecikmeli. bigpara ve mynette fiyatlar anlık ama hacim 15dk gecikmeli.
eğer bunu yarı zamanlı - tam zamanlı bir iş olarak yapacak ve ciddi zaman ayıracaksan İdeal (directfn) ya da Matriks (matriksdata) gibi bir yazılım almayı düşünebilirsin, birçok kişi bu yazılımları kullanıyor. Fiyatları biraz pahalı ama borsa ile anlaşmaları olduğu için verilere anlık ulaşabilir ve hisse derinliğini (hangi fiyattan ne kadar bekleyen alım-satım var gibi) görebilirsin. Aynı zamanda eğer kurumun anlaşması varsa -çoğu kurumun var- direkt program üzerinden emir gönderebiliyorsun, ben öyle yapıyorum. Genelde günlük al sat yaptığım için çok işime yarıyor.
veri dağıtıcı şirketlerin tam listesi burada var : www.borsaistanbul.com
0
öteki ben
Yani online oynayabiliyor muyuz, forex morex tarzı şeyleri söylemiyorum
Yani online oynayabiliyor muyuz, forex morex tarzı şeyleri söylemiyorum
0
Tamam değildir de nerede nasıl yapılıyor by işler onu sormak istedim asıl, örneğin akbank mobil uygulamasında oynarsın gibi..
0
hisse senedi alıp satabilmek için bir aracı kurumda ya da bankada hesap açman lazım.
bankalar bu imkanı sunuyor ama komisyon oranları genelde aracı kurumlara göre daha yüksek, binde 1 - binde 1,5 gibi komisyonları var. (hem satarken hem alırken kesiliyor bu, örneğin 1000 liralık hisse aldın, 1,5 lira komisyon ödüyorsun. aynı yerden sattın diyelim, yine 1,5)
benim çalıştığım kurumda komisyon on binde beş, pazarlık yaptım. işlem hacmine göre çok daha aşağıya inmek mümkün tabi, benim hacmim düşük olduğu için şimdilik daha fazla indiremedim.
bankalar bu imkanı sunuyor ama komisyon oranları genelde aracı kurumlara göre daha yüksek, binde 1 - binde 1,5 gibi komisyonları var. (hem satarken hem alırken kesiliyor bu, örneğin 1000 liralık hisse aldın, 1,5 lira komisyon ödüyorsun. aynı yerden sattın diyelim, yine 1,5)
benim çalıştığım kurumda komisyon on binde beş, pazarlık yaptım. işlem hacmine göre çok daha aşağıya inmek mümkün tabi, benim hacmim düşük olduğu için şimdilik daha fazla indiremedim.
0
Peki minimum ne kadar belağlarla girmek gerekir bin liraya oynanır mı mesela ya da oynansa ne kaldırılır.
0
benim aracı kurum ilk başladığımda bana 200 lirayla hesap açmıştı :))) bi deneyeyim demiştim, olur, gönderelim belgeleri dediler.
bazı yerlerde alt limit var, sorup öğrenebilirsin.
bu arada olur da hesap açmaya, hisse alıp satmaya başlarsan sağda solda "bu hisse çıkacak, beşe katlanacak, ona katlanacak" yazanlara sakın inanma, kararlarını kendin ver. Kimseden etkilenme. Buna "mal pazarlamak" deniyor, bu kişiler genelde yavaş yavaş ama kademeli olarak yüklü miktarda hisse alıp sonra bu hisseleri çeşitli yerlerde pazarlayarak hisselerin yükselmesini sağlayarak yeni gelenlerin eline veriyorlar. Heyecanla "aha tüyo aldım, çok akıllıyım, zengin olacağım" diye düşünen yatırımcı aslında hisseleri bu adamların elinden almış oluyor yani, pazarlama işi bitip alımlar kesilince de hisseden zararla ayrılıyor.
bazı yerlerde alt limit var, sorup öğrenebilirsin.
bu arada olur da hesap açmaya, hisse alıp satmaya başlarsan sağda solda "bu hisse çıkacak, beşe katlanacak, ona katlanacak" yazanlara sakın inanma, kararlarını kendin ver. Kimseden etkilenme. Buna "mal pazarlamak" deniyor, bu kişiler genelde yavaş yavaş ama kademeli olarak yüklü miktarda hisse alıp sonra bu hisseleri çeşitli yerlerde pazarlayarak hisselerin yükselmesini sağlayarak yeni gelenlerin eline veriyorlar. Heyecanla "aha tüyo aldım, çok akıllıyım, zengin olacağım" diye düşünen yatırımcı aslında hisseleri bu adamların elinden almış oluyor yani, pazarlama işi bitip alımlar kesilince de hisseden zararla ayrılıyor.
0
Çok teşekkürler önereceğiniz beni fazls uğraştırmayacak aracı firmalar var mıdır? Bir de mesela ben istesem gidip facebook hisessi alıp oynayabiliyor muyum buradan
0
bizim aracı kurumların çoğundan Facebook hissesi alamazsın çünkü Facebook NASDAQ'ta işlem görüyor, ABD borsası. Bizimki BİST, Borsa İstanbul.
Yabancı borsalarda işlem gören şirketlerin hisselerini bazı bankalar aracılığı ile alabilirsin ama alt limit olarak genelde $10 bin isterler ve komisyon oranları çok yüksek olur (işlem başına minimum 15-25 dolar sabit ücret + işlem başı binde 2 + kur çevrim ücreti gibi). Saxo Capital diye bir aracı kurum var (bankaların bazıları bunu kullanıyor bildiğim kadarıyla), orası da 10 bin dolar alt limitle hesap açıyor ve komisyonu uygun. Çok sık işlem yaparsan daha da düşüyor, başka kurda alt hesap açabilme, bir sürü ülkeden hisse senedi alabilme gibi imkanları var (ABD, Kanada, Avrupa, Japonya, Avustralya, vb). Ben şimdilik bizim borsada al-sat yaptığım için bununla ilgili deneyimim yok, bilgim de bu kadar.
Kurum ismi vermek yasak mı bilmiyorum, o yüzden kendi çalıştığım kurumun adını vermek istemem. Benim kuruma adresi verdim, telefonda görüştüm, adamlar sözleşmeyi kargo şirketiyle yolladı. Muhtardan aldığım 2 belgeyi (ikametgah ile nüfus cüzdanı suretiydi galiba), kimliği yanıma alıp kargo şubesine gittim, orada uzunca bir sözleşmeyi doldurup imzaladım (okuya okuya gittiğim için bende uzun sürdü, sen "next next" diyerek de geçebilirsin ama önce okumanı tavsiye ederim), hesabı hızlıca açtılar. Çok uğraşmıyorsun.
Yabancı borsalarda işlem gören şirketlerin hisselerini bazı bankalar aracılığı ile alabilirsin ama alt limit olarak genelde $10 bin isterler ve komisyon oranları çok yüksek olur (işlem başına minimum 15-25 dolar sabit ücret + işlem başı binde 2 + kur çevrim ücreti gibi). Saxo Capital diye bir aracı kurum var (bankaların bazıları bunu kullanıyor bildiğim kadarıyla), orası da 10 bin dolar alt limitle hesap açıyor ve komisyonu uygun. Çok sık işlem yaparsan daha da düşüyor, başka kurda alt hesap açabilme, bir sürü ülkeden hisse senedi alabilme gibi imkanları var (ABD, Kanada, Avrupa, Japonya, Avustralya, vb). Ben şimdilik bizim borsada al-sat yaptığım için bununla ilgili deneyimim yok, bilgim de bu kadar.
Kurum ismi vermek yasak mı bilmiyorum, o yüzden kendi çalıştığım kurumun adını vermek istemem. Benim kuruma adresi verdim, telefonda görüştüm, adamlar sözleşmeyi kargo şirketiyle yolladı. Muhtardan aldığım 2 belgeyi (ikametgah ile nüfus cüzdanı suretiydi galiba), kimliği yanıma alıp kargo şubesine gittim, orada uzunca bir sözleşmeyi doldurup imzaladım (okuya okuya gittiğim için bende uzun sürdü, sen "next next" diyerek de geçebilirsin ama önce okumanı tavsiye ederim), hesabı hızlıca açtılar. Çok uğraşmıyorsun.
0
limoncello
bildiğiniz ve gördüğünüz/yaşadığınız kadarıyla dünyanın en güvenli(suç oranı düşük, göçmen az vs.) ülkelei ve şehirleri hangisidir?
bildiğiniz ve gördüğünüz/yaşadığınız kadarıyla dünyanın en güvenli(suç oranı düşük, göçmen az vs.) ülkelei ve şehirleri hangisidir?
0
İzlanda. Şehre gerek yok ama hadi yazalım Reykjavik.
Ayrıca: sd.keepcalm-o-matic.co.uk
edit: Bazı yararlı linkler:
www.oecdbetterlifeindex.org
icelandmonitor.mbl.is
www.bbc.com
wowair.us
Ayrıca: sd.keepcalm-o-matic.co.uk
edit: Bazı yararlı linkler:
www.oecdbetterlifeindex.org
icelandmonitor.mbl.is
www.bbc.com
wowair.us
0
0
Norveçte feci güvende hissetmiştim kendimi. İsveç Danimarka gibi diğer İskandinavya ülkelerinde de bulundum. Onlar da çok güvenli ama hiçbiri Norveç kadar güven vermedi.
0
İsveç'te de problem çıkaran çok sayıda göçmen var.
Benim aklıma Avustralya geliyor aslında. Avrupa'da güvenli yer bilemedim. Biraz İsviçre olabilir. Eh İzlanda da denmiş, güvenlidir herhalde. Keza Finlandiya da olabilir. Ancak İsveç'i saymam ben. Ha gerçi yaşamadım bak Göteborg'da sonuçta, okuduklarımdan yola çıkarak konuşuyorum. Belki de abartıdır.
Benim aklıma Avustralya geliyor aslında. Avrupa'da güvenli yer bilemedim. Biraz İsviçre olabilir. Eh İzlanda da denmiş, güvenlidir herhalde. Keza Finlandiya da olabilir. Ancak İsveç'i saymam ben. Ha gerçi yaşamadım bak Göteborg'da sonuçta, okuduklarımdan yola çıkarak konuşuyorum. Belki de abartıdır.
0
avustralya'dan güvenlisi yoktur diye tahmin ediyorum. sınır güvenliği konusunda tam bir paranoyak adamlar. kıtayı izole etmişler resmen, insanları geçtim ülkeye giren çere çöpe bile karışıyorlar. vikiden hızlıca şöyle bir baktım da 2000'den bugüne kadar yaşanan terör olayları (en.wikipedia.org) bizim sadece 2016'da yaşadığımızdan daha az. ondan öncesi de yine çok fazla değil (en.wikipedia.org).
0
@soso Ülke o kadar olaysız ki kırk yılın başı bir şey olunca tüm medya "aoooov"luyor. Onun dışında anahaber bültenleri komple diğer ülkelerin olaylarıyla dolu. Evet göçmen çok ama, ne göçmenler ne mülteciler bizdeki hırbolar gibi elini kolunu sallaya sallaya kayıtsız kuyutsuz geziniyor. Hepsi kayıtlı ve nizam içinde, ülke kendi bakabilme kapasitesini bilip ona göre mülteci aldı, onları da seçe seçe aldı. Ve topluma adapte olup karışabilmeleri, uyum sağlamaları için tüm gerekenler yapıldı.
0
Küba'nın güvenli olmadığını Kübalılar söylüyor. O yüzden oluk okul buralara geliyorlar.
0
@hakim soruyu yanlış anlamadın di mi en güvensiz değil en güvenli diye sordum
0
İzlanda.
Norveç'in o kadar güvenli olduğunu düşünmüyorum. Gerçi kaç sene oldu ama orada bile toplu katliam olmuştu. Koyu katolik biri gençlik kampını basıp 92 kişiyi öldürmüştü. Arkadaşımın kuzeni orada öldü.
www.milliyet.com.tr
Gerçi yeniden olur mu, bilmiyorum ama İskandinavya bununla uğraşırmış gibi geliyor. Ama küçük şehirlerine güveniyorum.
İsviçre'yi de güvenli görmüyorum, çünkü tarafsız bölge. IŞİD oraya 'Sen misin tarafsız? Al, biz tarafız ama' diye bilerek dalabilirmiş gibi geliyor. Buranın da küçük şehirleri ile pek uğraşan olmazmış gibi geliyor. Tabii karşılaştırmam Türkiye ile değil, kıyas kabul etmez.
Çok huzurlu yerlere IŞİD uyuz olup dalacakmış gibi geliyor. Yani ben IŞİD parçası olsam insanlar güvende hissetmesin, 'Burada bile güvende değilsek nerede güvende olalım' diye sürekli tedirgin olsunlar diye en huzurlu görünen yere dalardım. İzlanda pek göz dışındaymış, oraya kadar uğraşmazlarmış gibi geliyor. Daha yakında benzer huzurlu yerler var. Bir yandan da mülteci sorunu ile ortalıkta birtakım olaylar olabilir. Tabii bunlar benim popomdan uydurmalarım.
Lihtenştayn, Andorra falan pek kimsenin ciddiye almadığı yerler, buralara güveniyorum. İŞID tutup da Vaduz'a saldırı düzenlerse değişik olur.
Slovenya güvenli geliyor. Turistik bölgeleri değil de, atıyorum Kranj şehri gibi çok turistik olmayan ama gelişmiş denebilecek şehirler.
Norveç'in o kadar güvenli olduğunu düşünmüyorum. Gerçi kaç sene oldu ama orada bile toplu katliam olmuştu. Koyu katolik biri gençlik kampını basıp 92 kişiyi öldürmüştü. Arkadaşımın kuzeni orada öldü.
www.milliyet.com.tr
Gerçi yeniden olur mu, bilmiyorum ama İskandinavya bununla uğraşırmış gibi geliyor. Ama küçük şehirlerine güveniyorum.
İsviçre'yi de güvenli görmüyorum, çünkü tarafsız bölge. IŞİD oraya 'Sen misin tarafsız? Al, biz tarafız ama' diye bilerek dalabilirmiş gibi geliyor. Buranın da küçük şehirleri ile pek uğraşan olmazmış gibi geliyor. Tabii karşılaştırmam Türkiye ile değil, kıyas kabul etmez.
Çok huzurlu yerlere IŞİD uyuz olup dalacakmış gibi geliyor. Yani ben IŞİD parçası olsam insanlar güvende hissetmesin, 'Burada bile güvende değilsek nerede güvende olalım' diye sürekli tedirgin olsunlar diye en huzurlu görünen yere dalardım. İzlanda pek göz dışındaymış, oraya kadar uğraşmazlarmış gibi geliyor. Daha yakında benzer huzurlu yerler var. Bir yandan da mülteci sorunu ile ortalıkta birtakım olaylar olabilir. Tabii bunlar benim popomdan uydurmalarım.
Lihtenştayn, Andorra falan pek kimsenin ciddiye almadığı yerler, buralara güveniyorum. İŞID tutup da Vaduz'a saldırı düzenlerse değişik olur.
Slovenya güvenli geliyor. Turistik bölgeleri değil de, atıyorum Kranj şehri gibi çok turistik olmayan ama gelişmiş denebilecek şehirler.
0
isvicre'ye biraz demem tamamen aychovsky'nin belirttigi tarafsizlik konusu yuzunden. tarihi boyunca hic boyle bir olayla karsilasmamis ama bomba, silahli saldiri gibi bir teror olayi yakin zamanda zurih, cenevre gibi yerlerde yasanirsa sasirmam. zaten onlar da bundan supheleniyor olacaklar ki guvenlik duzeyleri ust safhada su asamada. ha tabii isid'in paralari da isvicre bankalarinda varsa, bilemiyorum. yine de tarafsizliklari bir gun baslarina is acabilirmis gibi geliyor. bunlar disinda guvenli ulke.
0
@prince legolas sen de soruyu yanlış anlamadın değil mi güvenli diyorum güvensiz değil
0
yuvarlanantencereninkapagi
bu duyuruda güncel favori sarkılarımızı paylasalım mı? https://www.youtube.com/watch?v=hZhuuoWENeQ
0
hayirsiz
parça parça anlatacağım.-bir adamla karısı var, adamda sanırım bir şeyleri unutma hastalığı ya da zeka geriliği var. kadın hep adama bakıyor.-adam galiba evi yakıyor, sokakta kalıyorlar.-kadın adamı kaybediyor.-aradan zaman geçiyor, bir bakmışız adam sahil kenarında dondurma satmaya başlamış, galiba
parça parça anlatacağım.
-bir adamla karısı var, adamda sanırım bir şeyleri unutma hastalığı ya da zeka geriliği var. kadın hep adama bakıyor.
-adam galiba evi yakıyor, sokakta kalıyorlar.
-kadın adamı kaybediyor.
-aradan zaman geçiyor, bir bakmışız adam sahil kenarında dondurma satmaya başlamış, galiba birinin karavan gibi bir şeyi var, onun yanında çalışıyor. uçurum kenarı gibi bir yerdeler, bol bol manzara izliyoruz.
-kadınla adam plajda birbirlerini buluyorlar, galiba burada bir yerde bitiyordu. filmde ses mi yoktu, yoksa az konuşma mı vardı bilmiyorum ama fransız oldukları sonucuna varmıştım.
çok içten bir anlatımı vardı.
bu filmi birkaç yıl önce cnbc-e'de izlemiştim. umarım iki ayrı filmi birbirine karıştırmıyorumdur, aklıma gelmişken sorayım dedim, izlerim.
"dımmm dımmm diye bir şarkı vardı, neydi" konusu vardı donanımhaberde, ondan hallice oldu, idare edin.
-bir adamla karısı var, adamda sanırım bir şeyleri unutma hastalığı ya da zeka geriliği var. kadın hep adama bakıyor.
-adam galiba evi yakıyor, sokakta kalıyorlar.
-kadın adamı kaybediyor.
-aradan zaman geçiyor, bir bakmışız adam sahil kenarında dondurma satmaya başlamış, galiba birinin karavan gibi bir şeyi var, onun yanında çalışıyor. uçurum kenarı gibi bir yerdeler, bol bol manzara izliyoruz.
-kadınla adam plajda birbirlerini buluyorlar, galiba burada bir yerde bitiyordu. filmde ses mi yoktu, yoksa az konuşma mı vardı bilmiyorum ama fransız oldukları sonucuna varmıştım.
çok içten bir anlatımı vardı.
bu filmi birkaç yıl önce cnbc-e'de izlemiştim. umarım iki ayrı filmi birbirine karıştırmıyorumdur, aklıma gelmişken sorayım dedim, izlerim.
"dımmm dımmm diye bir şarkı vardı, neydi" konusu vardı donanımhaberde, ondan hallice oldu, idare edin.
0
bence yazdıklarının ilk yarısıyla ikinci yarısı farklı şeyler. ama yine de yanlış hatırlıyor olabilirim. ikinci yarısına dair bişeyler hatırlıyorum, siyah beyaz bi film olmalı ve bence fransız değildi ama ismini hatırlayamadım. biraz düşünücem.
0
benim hatırladığım what ever happened to baby jane'miş. bunda da sahilde dondurma satma filan var ama yazdıklarında yanlış hatırlamadıysan bu değil sanırım. linkte filmin sonu var, uyarmış olayım.
--- spoiler ---
www.youtube.com
--- spoiler ---
--- spoiler ---
www.youtube.com
--- spoiler ---
0
i am the one with the gun
sabahları erken uyandığımda iştahım olmuyor, sürekli midem bulanıyor. bazen de kusuyorum. öğlen 12'den sonra midem biraz düzeliyor. sigarada içiyordum bıraktım. her sabah niye böyle midem bulanıyor?
sabahları erken uyandığımda iştahım olmuyor, sürekli midem bulanıyor. bazen de kusuyorum. öğlen 12'den sonra midem biraz düzeliyor. sigarada içiyordum bıraktım. her sabah niye böyle midem bulanıyor?
0
stresten olabilir, üç dört gündür ben de böyleyim.
doktora gitmeni tavsiye ederim yine de.
doktora gitmeni tavsiye ederim yine de.
0
aksam 8'den sonra birseyler yiyorsundur. o saattew hicbirsey yeme, icme aradaki farki gorursun.
0
ya sıcaktan falan olabilir mi, ben de sabah zorla bir şeyler yiyorum yemezsem açlıktan midem fena oluyo çünkü. ufak ufak tuzlu bir şeyler yeyip mideyi boş bırakmayın bence.
0
utepils
paypal'dan bir şey satılmak istiyorum ama üyelik kurarken türkiye malumunuz yok. herhangi bir sorun olur mu tr seçmeyip normal kredi kartımı falan girip devam etsem?
paypal'dan bir şey satılmak istiyorum ama üyelik kurarken türkiye malumunuz yok. herhangi bir sorun olur mu tr seçmeyip normal kredi kartımı falan girip devam etsem?
0
microfiction
Merhaba,Bu iki e-okuyucudan birini (veya ikisini) alıp sorun yaşayan (ya da tam tersine memnun kalan) ve "Kesinlikle şunu al!" ya da "Kesinlikle bunu alma!" diyen var mı?
Merhaba,
Bu iki e-okuyucudan birini (veya ikisini) alıp sorun yaşayan (ya da tam tersine memnun kalan) ve "Kesinlikle şunu al!" ya da "Kesinlikle bunu alma!" diyen var mı?
Bu iki e-okuyucudan birini (veya ikisini) alıp sorun yaşayan (ya da tam tersine memnun kalan) ve "Kesinlikle şunu al!" ya da "Kesinlikle bunu alma!" diyen var mı?
0
youtube'da kıyaslama videoları var. birinde kobo'nun ekranı daha iyi diyordu adam. glo hd ile paperwhite 3 ü kıyaslamıştı. seçeneklerin de kobo'da daha iyi olduğunu söylemişti
0
bir yıldır kobo aura kullanıyorum. hiçbir sıkıntı yaşamadım, beni yarı yolda bırakmadı. taş gibi alet.
kobo +1
kobo +1
0
kindle dx ve paperwhite kullandım şimdiye dek, memnun kaldım.
kindle alırsan ekitap alma şansın yok gibi bir şey (üç senedir mail atıp soruyorum ama amazon bir türlü türkiye'ye gelmiyor) ama kobo alırsan d&r'ın kobo ile anlaşması var, ekitap alıp okuyabiliyorsun.
kindle alırsan ekitap alma şansın yok gibi bir şey (üç senedir mail atıp soruyorum ama amazon bir türlü türkiye'ye gelmiyor) ama kobo alırsan d&r'ın kobo ile anlaşması var, ekitap alıp okuyabiliyorsun.
0
kobo alacaksan glo hd modeli, kindle alacaksan da paperwhite modeline bakmanı öneririm. ikisi de son derece başarılı.
- ikisi de pdf okumak için elverişsiz.
- ikisi de aynı ekran.
- kindle'ın dosya uzantısı mobi, kobo'nun kepub. ikisi de drm'li uzantılar.
- kindle epub desteklemiyor. calibre isimli programla çevirip atabiliyorsun. çok zor bir işlem değil. ama drm'li epub (adobe digital editions) atmak biraz daha zor. d&r'dan falan alacağın türkçe epub'lar drm korumalı olacaktır.
- kobo da ise öyle bir sorun yok. kobo ile türkçe e-kitap mağazasına bağlanıp istediğin kitabı satın alıp direk cihaza indirebiliyorsun. eğer başka yerden satın aldığın adobe digital drm'li kitapların varsa onları da atabiliyorsun sanıyorum.
- kindle ile direk amazon store'a bağlanabiliyorsun. türkçe kitap yok. fakat ingilizce kitap arşivi devasa. ayrıca bir çok klasik ücretsiz.
- kobo sayfa çevirmede kindle'a göre biraz daha yavaş. çok rahatsız edici bir gecikme değil.
- kobo'da kitaplarda altta ve üstte anlamsız bir boşluk oluyor ve ayarlanamıyor. kindle'ın sayfa yapısı daha başarılı (bence).
kobo: blog.the-ebook-reader.com
kindle: cnet3.cbsistatic.com
- kobo'da yazı tipi ve sayfa düzeni seçenekleri kindle'a göre daha zengin.
ben de 1-2 ay önce uzun uzun araştırdım ve en sonunda daha çok ingilizce kitap okumak istediğim için kindle satın aldım. elektronik versiyonu olan türkçe kitap sayısı çok değil. tabi kobo türkiye'ye geldikten sonra hızla artacaktır.
- ikisi de pdf okumak için elverişsiz.
- ikisi de aynı ekran.
- kindle'ın dosya uzantısı mobi, kobo'nun kepub. ikisi de drm'li uzantılar.
- kindle epub desteklemiyor. calibre isimli programla çevirip atabiliyorsun. çok zor bir işlem değil. ama drm'li epub (adobe digital editions) atmak biraz daha zor. d&r'dan falan alacağın türkçe epub'lar drm korumalı olacaktır.
- kobo da ise öyle bir sorun yok. kobo ile türkçe e-kitap mağazasına bağlanıp istediğin kitabı satın alıp direk cihaza indirebiliyorsun. eğer başka yerden satın aldığın adobe digital drm'li kitapların varsa onları da atabiliyorsun sanıyorum.
- kindle ile direk amazon store'a bağlanabiliyorsun. türkçe kitap yok. fakat ingilizce kitap arşivi devasa. ayrıca bir çok klasik ücretsiz.
- kobo sayfa çevirmede kindle'a göre biraz daha yavaş. çok rahatsız edici bir gecikme değil.
- kobo'da kitaplarda altta ve üstte anlamsız bir boşluk oluyor ve ayarlanamıyor. kindle'ın sayfa yapısı daha başarılı (bence).
kobo: blog.the-ebook-reader.com
kindle: cnet3.cbsistatic.com
- kobo'da yazı tipi ve sayfa düzeni seçenekleri kindle'a göre daha zengin.
ben de 1-2 ay önce uzun uzun araştırdım ve en sonunda daha çok ingilizce kitap okumak istediğim için kindle satın aldım. elektronik versiyonu olan türkçe kitap sayısı çok değil. tabi kobo türkiye'ye geldikten sonra hızla artacaktır.
0
ben de paperwhite 2 kullanıyorum 2-3 yıldır. daş gibi alet. ama kobo kullanmadım hiç. herkes kobo daha iyi diyor, bilemem.
yarın yeni bir e-book reader alsam bu paperwhite 3 olur. isteyen fanboyluk desin, isteyen alışkanlık. bir kusurunu görmediğim alet, neden başka maceralara atılayım ki?
yarın yeni bir e-book reader alsam bu paperwhite 3 olur. isteyen fanboyluk desin, isteyen alışkanlık. bir kusurunu görmediğim alet, neden başka maceralara atılayım ki?
0
aralarında gözle görülür sağlam bir fark yok gibi duruyor ancak ben müşteri hizmetleri açısından amazon'dan inanılmaz memnunum, o yüzden kindle derim. türkiye'de bu pek de geçerli olmayabiliyor gerçi.
model olarak ileri seviye olanları almana gerek yok bu arada, paperwhite'ın ilk versiyonu var bende gayet sıkıntısız.
model olarak ileri seviye olanları almana gerek yok bu arada, paperwhite'ın ilk versiyonu var bende gayet sıkıntısız.
0
devilred
böceklerden korkuyor musunuz? gittiğim bir yerde böcek var diye tüm geceyi sandalye tepesinde ayakta geçirmişliğim var benim. dünyada en korktuğum yaratıklar olabilirler. tüm vücudum ürperiyor gördüğüm anda, kendi nefesim tenime değse yerimden sıçrar oluyorum. sert kabuklularsa ya da biraz büyüklers
böceklerden korkuyor musunuz? gittiğim bir yerde böcek var diye tüm geceyi sandalye tepesinde ayakta geçirmişliğim var benim. dünyada en korktuğum yaratıklar olabilirler. tüm vücudum ürperiyor gördüğüm anda, kendi nefesim tenime değse yerimden sıçrar oluyorum. sert kabuklularsa ya da biraz büyüklerse yanlarına yaklaşıp öldüremem de asla, ben ölürüm daha iyi.
biraz sakinleşmek için yazıyorum aslında, evde şu karafatma denenlerden kocaman bir böcek var, tablet ilaç koymuştum bulunduğu yere, öldü sanıyordum, ölmemiş lanet olasıca. uykusuz bir gece geçireceğim sayesinde. kocaman insan olarak benden kat kat küçük bir şeyin bana yaptıkları inanılmaz.
biraz sakinleşmek için yazıyorum aslında, evde şu karafatma denenlerden kocaman bir böcek var, tablet ilaç koymuştum bulunduğu yere, öldü sanıyordum, ölmemiş lanet olasıca. uykusuz bir gece geçireceğim sayesinde. kocaman insan olarak benden kat kat küçük bir şeyin bana yaptıkları inanılmaz.
0
Hangi bocek olduguna bagli olarak, evet :/
Ucan bocekleri sevmiyorum. Ve kabuklulari.
Kabuklu ve ucan seyler korkunc bence.
Ucan bocekleri sevmiyorum. Ve kabuklulari.
Kabuklu ve ucan seyler korkunc bence.
0
örümcek, akrep vs bunlardan pek korkmuyorum ama uçanlar (kelebek de dahil olmak üzere) ve karafatma benzeri olanları beni en çok korkutan canlılar olabilir. otobüste küfrederek kaçmışlığım, insanları ezerek mekanı terk edişim, bina içinde görünce eve girmeyip öldürebilecek birini beklemişliğim çok.
doktorla konuşmuştum zamanında olur öyle yae ayarında bir cevap vermişti.
doktorla konuşmuştum zamanında olur öyle yae ayarında bir cevap vermişti.
0
korkmak denir mi bilmiyorum ancak huzurumu kaçırdığı bir gerçek. eskiden biraz seksist bir yaklaşımla ''yau erkeğim o kadar korkmamam lazım'' derdim ama artık bunu kabullendim.
görünce irkilerim, mümkünse elleşmem. atmam gerekirse bilimum kürek ve benzeri alet edavatı kullanmayı tercih ederim. yapabileceğim bir şey, herkesin kendince uzak durduğu bir şey var. yablış bildiğin günah çıkardım :D
bu arada üzgünüm ama o dediğin böceklere ilaç pek işlemez :/ radyasyonda hayatta kalan, kafasız bilmemnekaç hafta yaşayan canlılar. o tabletlere hiç güvenmem ben. bir de bunlarla ilgili hiç everimleşmedikleri filan söyleniyor. düşün artık nasıl bir gerekmediyse yeni şartlara uyum, herifler evrilmemişler :D en etkili çözüm sert bir cisim ancak ölünce çıkan ses uzun süre kulağımdan gitmez. mümkün mertebe öldürmeden uzaklaştırmaya gayret ederim.
bu arada ben de sıralamamı vereyim;
bu bahsettiğin canlılar özellikle uçanları en başta geliyor.
sonra örümcekler irkilmeme sebep olur.
bunların ardından diğerleri gelir ancak şöyle bir şey var; zararlı, zehirli olmadıkça böcekleri öldürmemeye gayret ederim. öldürme işlemini de eğer evimin içindeyse yaparım (özel mülküyetin ihlali :P ). yoksa yolda akrep görsem öldürme gayretinde bulunmam
evimin içinde gördüğüm zararlılar yakalayıp dışarı atamayacağım özellikteyse öldürürüm. öbür türlü atabiliyorsam ya da zehirli değilse münkün oldukça öldürmeden atmaya çalışırım.
bu arada gözden kaybolmasına izin verme, çabuk yumurtlayıp ürüyorlar. ya evden çıkmasına neden ol ya da öldür.
görünce irkilerim, mümkünse elleşmem. atmam gerekirse bilimum kürek ve benzeri alet edavatı kullanmayı tercih ederim. yapabileceğim bir şey, herkesin kendince uzak durduğu bir şey var. yablış bildiğin günah çıkardım :D
bu arada üzgünüm ama o dediğin böceklere ilaç pek işlemez :/ radyasyonda hayatta kalan, kafasız bilmemnekaç hafta yaşayan canlılar. o tabletlere hiç güvenmem ben. bir de bunlarla ilgili hiç everimleşmedikleri filan söyleniyor. düşün artık nasıl bir gerekmediyse yeni şartlara uyum, herifler evrilmemişler :D en etkili çözüm sert bir cisim ancak ölünce çıkan ses uzun süre kulağımdan gitmez. mümkün mertebe öldürmeden uzaklaştırmaya gayret ederim.
bu arada ben de sıralamamı vereyim;
bu bahsettiğin canlılar özellikle uçanları en başta geliyor.
sonra örümcekler irkilmeme sebep olur.
bunların ardından diğerleri gelir ancak şöyle bir şey var; zararlı, zehirli olmadıkça böcekleri öldürmemeye gayret ederim. öldürme işlemini de eğer evimin içindeyse yaparım (özel mülküyetin ihlali :P ). yoksa yolda akrep görsem öldürme gayretinde bulunmam
evimin içinde gördüğüm zararlılar yakalayıp dışarı atamayacağım özellikteyse öldürürüm. öbür türlü atabiliyorsam ya da zehirli değilse münkün oldukça öldürmeden atmaya çalışırım.
bu arada gözden kaybolmasına izin verme, çabuk yumurtlayıp ürüyorlar. ya evden çıkmasına neden ol ya da öldür.
0
@sutlu nescafe
üzgünüm ama gece gece gördüm :/
@air
öldürmek ya da evden atmak olasılık dahilinde değil, olasılık dahilinde olsa bile onları yapabilecek kişi ben değilim.
@j r r tolkien hayrani
kendi hareket alanımı kısıtladım :(
üzgünüm ama gece gece gördüm :/
@air
öldürmek ya da evden atmak olasılık dahilinde değil, olasılık dahilinde olsa bile onları yapabilecek kişi ben değilim.
@j r r tolkien hayrani
kendi hareket alanımı kısıtladım :(
0
eskiden öyleydim. sonra abi hayvan benden korkuyordur asıl, dedim. sonra biraz da tiksindiğimi fark ettim. korkuyu yendim de bazı böceklere duyduğum tiksintiyi yenemedim. sonra bu ikisinin evrimsel olarak bize gerekli önyargılar hatta önbilgiler olduğunu kavrayınca makul bir seviyeye gelene kadar biraz aktif çaba gösterdim.
böcekleri sevmeye arılardan başladım, tavsiye ederim. o sarı siyah göbekleri, çalışkanlıkları vs ile çok şirin hayvanlar. sınıfta kalemkutuma konduydu. aldım kalem kutuyu, pencereden hafifçe silkeledim arı kardeşimizi. bız bız diye gitti o da. daha sonra kahvaltımıza gelen arılar için tabak kenarlarına peynir kırıntıları koymaya kadar vardırdım olayı.
sonra eve dadanan wasp türü olan sarıcalar geldi. ya bunların uzun bacakları falan... tırsıyordum, bir de böyle kıçı başı belli değil, bir topu ortasından sıkmışsın gibiydi. aa dedim ne ince belli.sonra sarhoş gibi uçtuklarını düşündüm, çünkü bazen öyle görünüyorlar (kaldıramıyom kolları) anne sarıca çocuklarına bizim perde üzerinde kibrit kutusu gibi koza örmüştü. nasıl uğraşıyor bütün gün görsen, saygı duyuyorsun.
osuruk böceklerine hep sempatim vardı, uğur böceklerine olduğu gibi. sanki yaprağı koymuş kafasının üstüne uçuyor. bir de hep ışık etrafında bitap düşüyor zavallım. biraz acıtır ısırdığında.
böyle tipli böceklere ısındım. eh ırkçılık yapmış oldum. ama rahatsızlık azaldı.
sonra uzun atlama çılgını toprak örümcekleri. onları ev dışına kovalarım. kedilerimin getirdikleri çekirgelerden yaşar halde olanları alır elimle doğaya salarım falan derken iş ilerledi. yusufçuktan da korkardım çocukken, şimdi pek bir narin pek bir şirin geliyor.
kalorifer böcekleri, hamam böcekleri(hamama git arkadaş, neme git, habitasyonumu işgal etme di mi) vs şeylere alışamadım. bunlara gelince gerekirse maalesef katliam yapıyorum, yoksa dediğin gibi rahatsız moddan çıkamayacağım çünkü. bahçeden çeşitli şeyler geliyor. bu tarz şeyler geldiğinde ya selpakla alıp bayağı uzağa fırlatıyorum, ya tuvalete falan gidiyorlar. terliği çıkardım hayatımdan o açıdan. uçanları gazeteyle dışarı şutluyorum çoğumuz gibi.
uzun oldu devilred. demem o ki bunların tipine, huylarına falan bakınca tiksintiyi garantileyemeyeceğim de korku gidiyor. bilinmeyen korkusu yine yani o. bir de kafanda rol giydirmeyi dene bence. mesela şişko olduğu için yavaş uçan gözlüklü bir arı düşün ne bileyim :) valla oluyor bak.
not: bir bardak veya kova alıp üzerine koyuverebilirsin ilk gördüğünde.sonra alttan hafif kaldırarak bloknot kağıdı falan geçirip bardağı kaldırarak dışarı şutlamaca. kocamansa hamile bir dişi olabilir o, onu şutlaman elzem. her şeyin bir ilki vardır. evet sen kocamansın. kendini attack of the titans'daki taytınlar gibi düşünür müsün, zavallının duygularını düşün sonra :)
böcekleri sevmeye arılardan başladım, tavsiye ederim. o sarı siyah göbekleri, çalışkanlıkları vs ile çok şirin hayvanlar. sınıfta kalemkutuma konduydu. aldım kalem kutuyu, pencereden hafifçe silkeledim arı kardeşimizi. bız bız diye gitti o da. daha sonra kahvaltımıza gelen arılar için tabak kenarlarına peynir kırıntıları koymaya kadar vardırdım olayı.
sonra eve dadanan wasp türü olan sarıcalar geldi. ya bunların uzun bacakları falan... tırsıyordum, bir de böyle kıçı başı belli değil, bir topu ortasından sıkmışsın gibiydi. aa dedim ne ince belli.sonra sarhoş gibi uçtuklarını düşündüm, çünkü bazen öyle görünüyorlar (kaldıramıyom kolları) anne sarıca çocuklarına bizim perde üzerinde kibrit kutusu gibi koza örmüştü. nasıl uğraşıyor bütün gün görsen, saygı duyuyorsun.
osuruk böceklerine hep sempatim vardı, uğur böceklerine olduğu gibi. sanki yaprağı koymuş kafasının üstüne uçuyor. bir de hep ışık etrafında bitap düşüyor zavallım. biraz acıtır ısırdığında.
böyle tipli böceklere ısındım. eh ırkçılık yapmış oldum. ama rahatsızlık azaldı.
sonra uzun atlama çılgını toprak örümcekleri. onları ev dışına kovalarım. kedilerimin getirdikleri çekirgelerden yaşar halde olanları alır elimle doğaya salarım falan derken iş ilerledi. yusufçuktan da korkardım çocukken, şimdi pek bir narin pek bir şirin geliyor.
kalorifer böcekleri, hamam böcekleri(hamama git arkadaş, neme git, habitasyonumu işgal etme di mi) vs şeylere alışamadım. bunlara gelince gerekirse maalesef katliam yapıyorum, yoksa dediğin gibi rahatsız moddan çıkamayacağım çünkü. bahçeden çeşitli şeyler geliyor. bu tarz şeyler geldiğinde ya selpakla alıp bayağı uzağa fırlatıyorum, ya tuvalete falan gidiyorlar. terliği çıkardım hayatımdan o açıdan. uçanları gazeteyle dışarı şutluyorum çoğumuz gibi.
uzun oldu devilred. demem o ki bunların tipine, huylarına falan bakınca tiksintiyi garantileyemeyeceğim de korku gidiyor. bilinmeyen korkusu yine yani o. bir de kafanda rol giydirmeyi dene bence. mesela şişko olduğu için yavaş uçan gözlüklü bir arı düşün ne bileyim :) valla oluyor bak.
not: bir bardak veya kova alıp üzerine koyuverebilirsin ilk gördüğünde.sonra alttan hafif kaldırarak bloknot kağıdı falan geçirip bardağı kaldırarak dışarı şutlamaca. kocamansa hamile bir dişi olabilir o, onu şutlaman elzem. her şeyin bir ilki vardır. evet sen kocamansın. kendini attack of the titans'daki taytınlar gibi düşünür müsün, zavallının duygularını düşün sonra :)
0
Şu an uyanık olma sebebim. 10 dakika önce hangi nedenle uyandım bilmiyorum, gözlerimi açar açmaz duvarda kafam kadar hamamböceğiyle karşılaştım. Şu an mutfakta sabah olmasını bekliyorum. Huylandığımdan kaşınmam da cabası
0
hareketleri öngörülemez olanlardan korkuyorum diyemem de çekiniyorum. birkaç ay önce eve girmiş bir tane, şu çok hızlı yürüyen, halı saçakları gibi olan büyük kahverengi olanlardandı. hayvanı yakalayamadım, o küçücük şey nasıl benden hızlı hareket edebilir ya? :((
karafatma, uğurböceği, çekirge ve kelebeklerle sorunum yok (ehe, elime alırım) ama örümcekler için aynı şeyi diyemem. ağları var, sallanıyorlar filan, öngörülemez hayvanlar. bunların da ince bacaklıları için geçerli sadece, yoksa minicik siyah olanlarla da sorunum yok.
karafatma, uğurböceği, çekirge ve kelebeklerle sorunum yok (ehe, elime alırım) ama örümcekler için aynı şeyi diyemem. ağları var, sallanıyorlar filan, öngörülemez hayvanlar. bunların da ince bacaklıları için geçerli sadece, yoksa minicik siyah olanlarla da sorunum yok.
0
arkadaşlar, yoldaşlar! inanmayın! godoşu beklerken böceksel emperyalist kapitalist düzenin bize oyunu, o bir ajan sadfgh anlattıklarını okurken ben bile ''harbiden yaa'' dedim bir an ama sonra büyük oyunu gördüm :D
bak aklıma geldi, eskiden ben uğur büceklerini severdim ladybug'lar :D ama tersini çevirdim bir baktım, o da ne! hiç de üstten göründükleri gibi narin bir lady değiller. bir de geçen gün elime konup pisledi bir tanesi asdfgasd o gün sınırı geçtikleri gündü
bak aklıma geldi, eskiden ben uğur büceklerini severdim ladybug'lar :D ama tersini çevirdim bir baktım, o da ne! hiç de üstten göründükleri gibi narin bir lady değiller. bir de geçen gün elime konup pisledi bir tanesi asdfgasd o gün sınırı geçtikleri gündü
0
karınca hariç hiçbirine dokunamam, karıncaların da büyüklerine dokunamam. uğru böceği, kelebeği eksik kalsın :/
birkaç gün önce kelebek yüzünden elimdeki kahveyi masaya döktüm, allahtan zarar görebilecek bir şeye gelmedi kahve. lisedeyken üstüme üstüme gelen kara sinek sebebiyle çığlığı basıverdiğim için alay konusu olmuştum. daha gider bu hikayeler...
birkaç gün önce kelebek yüzünden elimdeki kahveyi masaya döktüm, allahtan zarar görebilecek bir şeye gelmedi kahve. lisedeyken üstüme üstüme gelen kara sinek sebebiyle çığlığı basıverdiğim için alay konusu olmuştum. daha gider bu hikayeler...
0
Korku kısmını bilmiyorum ancak tabletin herhangi bir böceğe etki ettiğini görmedim şimdiye kadar.
Raid'in ucunda çubuk olan, sıkınca köpük çıkartan çeşidi işe yarıyor. Köşelere, Duvar diplerine, kapı eşiklerine , kısaca yürüdükleri yere sıkınca etkili oluyor.
Raid'in ucunda çubuk olan, sıkınca köpük çıkartan çeşidi işe yarıyor. Köşelere, Duvar diplerine, kapı eşiklerine , kısaca yürüdükleri yere sıkınca etkili oluyor.
0
Korkuyorum. Çok korkuyorum. Hamam böceğinden özellikle ölesiye korkuyorum.
Yaklaşık bir ay önce iki tanesini aynı anda görmem ve ağlamaklı olmamla savaş başlattım. Raid'in kırmızı, köpük olanından aldım. Böceklerin geçebileceği her yere sıktım. Ondan sonra ölülerini toplamaya başladım. Bir de o tabletlerle takviye ettim. Bir hafta kadar her gün hareketsiz duran böcek topladım. En son birkaç hafta önce iki tane gördüm yine hareketsiz halde. O zamandan beri görmüyorum. Yani demem o ki ya o Raid'in köpüklüsünden ya da daha ağır bir ilaç kullanmak istiyorsan K-othrine al.
Yaklaşık bir ay önce iki tanesini aynı anda görmem ve ağlamaklı olmamla savaş başlattım. Raid'in kırmızı, köpük olanından aldım. Böceklerin geçebileceği her yere sıktım. Ondan sonra ölülerini toplamaya başladım. Bir de o tabletlerle takviye ettim. Bir hafta kadar her gün hareketsiz duran böcek topladım. En son birkaç hafta önce iki tane gördüm yine hareketsiz halde. O zamandan beri görmüyorum. Yani demem o ki ya o Raid'in köpüklüsünden ya da daha ağır bir ilaç kullanmak istiyorsan K-othrine al.
0
o saatte cam açıktı ve gayri ihtiyari kafamı çevirip baktım böcek vs var mı diye. uçanlardan korkuyorum. arı vb. böceklerden favorim. gelip beni bulurlar niyeyse.
0
çığlık atarım , böcek gördüğüm gün akşama kadar kendime gelemem.eski işyerimde iş arkadaşım bana göya şaka yapmak için oyuncak hamamböceği almış gelmiş telefonu uzatırken elime koyuverdi. bağırmaktan boğazım patlayacaktı iş yeri bir iş merkezinin 9. katındaydı bütün güvenlik görevlileri bizim kata koştu ofisten kaçıp aynı şekilde bağırarak koşmaya devam ettiğim için alt katlar da bizim kata doluştu. kendime hakim olamıyorum sadece bağırıp kaçıyorum bir böceği öldürebilmişliğim yoktur şimdiye kadar.evi her yıl ilaçlarım bütün camlarda sineklik var ve apartumanı da ilaçlarım arada.benden uzak olmalarına dikkat ediyorum başka bir şey yapamıyorum .
0
Ben çok korkarım. Geçen yıl evi onlara bırakıp ben arkadaşımda kalıyordum. Sonra ilaçlandı, bir şey çıkmadı. Bu yıl görmedim apartman iki kere dairem bir kere ilaçlandı. İkinci ilaçlamayı yaptırmadım, içim içimi yiyor.
0
Arkadaşım patatesli zehirli bir şeyler yapmış bir daha gelmemiş. İstersen tarihi ayrıntılı bulup yazarım.
0
Ölümüne korkuyorum!
Karşıma aslan çıksın, ayı çıksın o kadar paniklemem ama bu uçan şeyleri kontrol edemediğim için, ne yapacağını asla kestiremiceğim için deli gibi korkuyorum.
Geçen gün yemek yerken masaya geldi, son çığlık masayı terkettim, arkamdan ayranlar sular dökülmüş ama ışık hızıyla kaçtığım için farketmedim tabi.
Evin bi odasına arı girse o oda iptal, çıkar kapıyı üstünden kilitlerim.
Karşıma aslan çıksın, ayı çıksın o kadar paniklemem ama bu uçan şeyleri kontrol edemediğim için, ne yapacağını asla kestiremiceğim için deli gibi korkuyorum.
Geçen gün yemek yerken masaya geldi, son çığlık masayı terkettim, arkamdan ayranlar sular dökülmüş ama ışık hızıyla kaçtığım için farketmedim tabi.
Evin bi odasına arı girse o oda iptal, çıkar kapıyı üstünden kilitlerim.
0
bazı böceklere karşı korkuyla tiksinti arası hisler besliyorum. görsem yolumu değiştiririm, elimde olsa alayını gaz odasına tıkarım. türcülükse dibine kadar icabında :(
misal godoşu beklerken'in yazdıklarını okudum. bol bahçeli, doğanın içinde bir yerde yaşarken ben de aynen onun dediği gibi yapıyordum. örümceklerden hiç korkmuyordum mesela, normalde ürkmeme rağmen. kafamın tepesinde zıplangoç tiplerinden takılırken şapşal yolunu kaybetti herhalde diye düşünüp gülümsüyordum. ulan uyanmışsın, suratından yirmi santim yüksekte bi' tanesi sallanıyo. normal şartlar altında aklımı kaçırmam lazım. yandan sıyrılarak kalkıp bardakla kağıtla alıp bahçeye bırakıyordum.
şehir böceklerini hiç sevmiyorum, korkuyorum ve tiksiniyorum. karafatma mesela. ya senin varoluş amacını karadelikler yutsun, piç. her yerden çıkıyorsun. etrafı sardın mı yok olmak bilmiyorsun. kafanı koparsak 9 gün yaşarsın, radyasyon atsak kafası sonradan geliyo filan dersin herhalde. yavşak. biraz ağzımı bozdum özür dilerim. uçanı da var. allahım. suratıma doğru uçsa herhalde altıma mecazi anlamda değil, gerçekten, sıçarım. sineklerden de ölümüne tiksiniyorum, sanki az evvel vıcık vıcık, mikrop dolu bir boktan kalkmış da benim perdeme, masama, bacağıma konuyor gibi hissediyorum. içinde sinek gördüğüm hiçbir müesseseye girmem, piknik yaptık diyelim, sinek musallat oldu, geçmiş olsun. ben masadaki hiçbi' şeyi yemem. evime yanlışlıkla sinek girince üç gün bunalıma giriyorum, her şeye ıslak mendille dokunuyorum.
bu kadar hunharca tiksiniyor olsam da hiçbir canlıyı direkt yollarla öldürmem, kapı pencere pervazlarına böcek kovucu köpük sıkıyoruz her ihtimale karşın, camlarda sineklik ezelden var. sinek bir şekilde girerse biz de başka şekilde çıkarıyoruz. çıkaramadığımız oluyor, o zaman da evde kediler var, onlar hallediyor ama beş gün ağızdan öbüşmüyoruz.
kedi seviyorsan evine alsana, ben hiçbi' kedili evde böceğe rastlamadım henüz. kedisiz arkadaşlarımın evlerine giderken yüz kere düşünüyorum :)
misal godoşu beklerken'in yazdıklarını okudum. bol bahçeli, doğanın içinde bir yerde yaşarken ben de aynen onun dediği gibi yapıyordum. örümceklerden hiç korkmuyordum mesela, normalde ürkmeme rağmen. kafamın tepesinde zıplangoç tiplerinden takılırken şapşal yolunu kaybetti herhalde diye düşünüp gülümsüyordum. ulan uyanmışsın, suratından yirmi santim yüksekte bi' tanesi sallanıyo. normal şartlar altında aklımı kaçırmam lazım. yandan sıyrılarak kalkıp bardakla kağıtla alıp bahçeye bırakıyordum.
şehir böceklerini hiç sevmiyorum, korkuyorum ve tiksiniyorum. karafatma mesela. ya senin varoluş amacını karadelikler yutsun, piç. her yerden çıkıyorsun. etrafı sardın mı yok olmak bilmiyorsun. kafanı koparsak 9 gün yaşarsın, radyasyon atsak kafası sonradan geliyo filan dersin herhalde. yavşak. biraz ağzımı bozdum özür dilerim. uçanı da var. allahım. suratıma doğru uçsa herhalde altıma mecazi anlamda değil, gerçekten, sıçarım. sineklerden de ölümüne tiksiniyorum, sanki az evvel vıcık vıcık, mikrop dolu bir boktan kalkmış da benim perdeme, masama, bacağıma konuyor gibi hissediyorum. içinde sinek gördüğüm hiçbir müesseseye girmem, piknik yaptık diyelim, sinek musallat oldu, geçmiş olsun. ben masadaki hiçbi' şeyi yemem. evime yanlışlıkla sinek girince üç gün bunalıma giriyorum, her şeye ıslak mendille dokunuyorum.
bu kadar hunharca tiksiniyor olsam da hiçbir canlıyı direkt yollarla öldürmem, kapı pencere pervazlarına böcek kovucu köpük sıkıyoruz her ihtimale karşın, camlarda sineklik ezelden var. sinek bir şekilde girerse biz de başka şekilde çıkarıyoruz. çıkaramadığımız oluyor, o zaman da evde kediler var, onlar hallediyor ama beş gün ağızdan öbüşmüyoruz.
kedi seviyorsan evine alsana, ben hiçbi' kedili evde böceğe rastlamadım henüz. kedisiz arkadaşlarımın evlerine giderken yüz kere düşünüyorum :)
0
Bazılarından sadece tiksiniyorum, bazılarından hem korkup hem tiksiniyorum. Bir de korkup korkmamam yanımdaki kişiye ve yalnız olmama göre değişiyor. Yanımda benden çok korkan biri varsa korkmayabiliyorum, yanımda benden az korkan biri varsa korkabiliyorum. Yalnızken bazen korkuyorum, bazen korkamıyorum, bazen tiksiniyorum, bazen öğürüyorum.
Sabahları abimle hemen hemen aynı saatte kalkıyoruz işe gitmek için. Geçen gün hazırlanırken 'aycho çabuk gel! Çabuk!' diye bir ses duydum ama nasıl canhıraş, çaresiz ve kötü durumda olduğu belli bir ses. Kahvaltı hazırlıyordu 'Eyvah, kendini kesti ya da bıçakladı galiba uyku sersemi' diye aklımdan geçti. Çok korktum, elimde de telefon vardı. Her an ambulansı arayacak şekilde mutfağa girdim. Abimi mutfağın köşesine büyük bir böcek tarafından mutfağın kıstırılmış olarak buldum. Sakince böceği bir kağıda aldım ve balkondan aşağı salladım. Ama benzer büyüklükteki bir böcek için geçen sene koşarak odadan uzaklaşmıştım.
Ofiste bir arkadaşım var, geçen sene odaya böcek girmişti. Öylece duruyordu. Ben korkudan kaçtım, o böceği aldı attı. Bu sene onun odasına giren uçan bir böcekten o bizim odaya kaçtı. Elimde bir tomar kağıtla ben böceği kovdum.
Benim derdim daha çok tiksinti. Büyük böcekleri ve tırıl tırıl hızlı hareket etmeyenleri alabiliyorum da, daha hızlı mobil olan böceklerden korkuyorum. Üstüme çıkacakmış gibi geliyor. Bir de bizim evde bu mevsimde çıkan Temmuz'da biten küçük böcekler var. Onları öldüremiyorum, çünkü ezip de cıvığı çıkınca iğrenip kusuyorum. Onlar kağıda alınıp aşağı da atılmıyor. Onları şarjlı el süpürgesine çekiyorum ama çok fena içim kalkıyor. Mesela abim de onlardan korkmuyor ve iğrenmiyor ama benim çok fena midem bulanıyor.
Bir kere fırının arkasından çıkan bir böcek görmüştük. Abimle çekip arkaya bakalım dedim. Açtık ve şu tepkiyi verdik: Kapa, geri kapa, çabuk kapa, it, it, it! Ertesi gün eve ilaçlama servisi geldi zaten.
Bu arada, geçen sene doğa ile iç içe ve böceklerin dibinde zaman geçirmek zorunda kalmış biri olarak, ağır böcek yemlerini öneriririm. Çoook işe yarıyorlar. Bauhaus gibi yapı marketlerde var onlardan.
Sabahları abimle hemen hemen aynı saatte kalkıyoruz işe gitmek için. Geçen gün hazırlanırken 'aycho çabuk gel! Çabuk!' diye bir ses duydum ama nasıl canhıraş, çaresiz ve kötü durumda olduğu belli bir ses. Kahvaltı hazırlıyordu 'Eyvah, kendini kesti ya da bıçakladı galiba uyku sersemi' diye aklımdan geçti. Çok korktum, elimde de telefon vardı. Her an ambulansı arayacak şekilde mutfağa girdim. Abimi mutfağın köşesine büyük bir böcek tarafından mutfağın kıstırılmış olarak buldum. Sakince böceği bir kağıda aldım ve balkondan aşağı salladım. Ama benzer büyüklükteki bir böcek için geçen sene koşarak odadan uzaklaşmıştım.
Ofiste bir arkadaşım var, geçen sene odaya böcek girmişti. Öylece duruyordu. Ben korkudan kaçtım, o böceği aldı attı. Bu sene onun odasına giren uçan bir böcekten o bizim odaya kaçtı. Elimde bir tomar kağıtla ben böceği kovdum.
Benim derdim daha çok tiksinti. Büyük böcekleri ve tırıl tırıl hızlı hareket etmeyenleri alabiliyorum da, daha hızlı mobil olan böceklerden korkuyorum. Üstüme çıkacakmış gibi geliyor. Bir de bizim evde bu mevsimde çıkan Temmuz'da biten küçük böcekler var. Onları öldüremiyorum, çünkü ezip de cıvığı çıkınca iğrenip kusuyorum. Onlar kağıda alınıp aşağı da atılmıyor. Onları şarjlı el süpürgesine çekiyorum ama çok fena içim kalkıyor. Mesela abim de onlardan korkmuyor ve iğrenmiyor ama benim çok fena midem bulanıyor.
Bir kere fırının arkasından çıkan bir böcek görmüştük. Abimle çekip arkaya bakalım dedim. Açtık ve şu tepkiyi verdik: Kapa, geri kapa, çabuk kapa, it, it, it! Ertesi gün eve ilaçlama servisi geldi zaten.
Bu arada, geçen sene doğa ile iç içe ve böceklerin dibinde zaman geçirmek zorunda kalmış biri olarak, ağır böcek yemlerini öneriririm. Çoook işe yarıyorlar. Bauhaus gibi yapı marketlerde var onlardan.
0
Daha geçen hafta mangalda karides yedim. Korkmuyorum yani o da böcek bir kardeşimiz. Kımıl kımıl şerefsiz.
0
araknidlere ve çıyanlara karşı kaçınma refleksi gösteririm tabii ama diğer böceklerle ilkokuldan beri içli dışlıyım. otopsi yapmışlığım, beslemişliğim, koleksiyon yapmışlığım falan çoktur.
0
@evde liyakat kalmamis aynen bende de kedi var ,gerçi kedim çok korkak ve tembel ama duyduğuma göre kedi olan evde böcek örümcek vs olmuyormuş.
0
Kucuklugumden beri korkmam. Hemen hepsine dokunabilirim. Kocaman devasa bir orumcek falansa dokunamam ama gorunce de korkmam.
0
enkolaykullaniciadi
Hani dedelerimiz zamanında ulus şehre çok uzak diye oradan arsa almamış ya, sizin var mı gençler böyle hikayeniz?
Hani dedelerimiz zamanında ulus şehre çok uzak diye oradan arsa almamış ya, sizin var mı gençler böyle hikayeniz?
0
300'bine bahçesi natamam 5+1 villa almıştım 2 yıl önce, geçen sene temmuzda 265 binini ödemişken satmak zorunda kaldım. 2 dönüm bahçeli 330 metrekarelik süper bi evdi.
Merak edecekler için lokasyonu İstanbul/Tepekent.
Çok içime oturdu.
Merak edecekler için lokasyonu İstanbul/Tepekent.
Çok içime oturdu.
0
Dedemin 2 tane arsa olayı var böyle.
Birinde alacağı karşılığında bi arsayı vermeyi öneriyorlar, napıcam oraya kabak mı ekicem diyor bizim dede de... O sıralar kabak tarlası olan yerlerde şu an şehrin en lüks blokları var. Bizim dede alacağını da alamıyor, arsayı da almadığıyla kalıyor tabii.
Diğer olayda da dedem arsayı satın alıyor, parasını falan veriyor ama tapuyu üstüne almıyor. Arsanın sahibi gel tapuyu üstüne yapmaya gidelim diye geldiğinde bile bi ara şeyaparız demiş dayımın anlattığına göre. Sonuç olarak, parası ödenmiş ve alınmamış o arsa da uçtu gitti değer olarak.
İşte bunlar hep köylü saflığı.
Birinde alacağı karşılığında bi arsayı vermeyi öneriyorlar, napıcam oraya kabak mı ekicem diyor bizim dede de... O sıralar kabak tarlası olan yerlerde şu an şehrin en lüks blokları var. Bizim dede alacağını da alamıyor, arsayı da almadığıyla kalıyor tabii.
Diğer olayda da dedem arsayı satın alıyor, parasını falan veriyor ama tapuyu üstüne almıyor. Arsanın sahibi gel tapuyu üstüne yapmaya gidelim diye geldiğinde bile bi ara şeyaparız demiş dayımın anlattığına göre. Sonuç olarak, parası ödenmiş ve alınmamış o arsa da uçtu gitti değer olarak.
İşte bunlar hep köylü saflığı.
0
@zoghurt gibi, ilk çıktığı günde haberim olmuştu ve o zamanlar 0,10 $ dolar filandı sanırım (yanlış hatırlıyor olabilirim).
Aklı kullanmak çok önemli. Kullanın.
Aklı kullanmak çok önemli. Kullanın.
0
benim gibi başkaları da varmış.
"kaçık" diyebileceğim bir arkadaşım vardı, 2010 yazında "bitcoin diye bir şey var, beş kuruş param yok, alamıyorum, her şeyini satıp bitcoin al, üç dört sene sonra satarsın, biraz da bana verirsin" demişti.
almadım.
"kaçık" diyebileceğim bir arkadaşım vardı, 2010 yazında "bitcoin diye bir şey var, beş kuruş param yok, alamıyorum, her şeyini satıp bitcoin al, üç dört sene sonra satarsın, biraz da bana verirsin" demişti.
almadım.
0
5 sene önce yurtdisinda bir start-up icin benden de ortaklik karsiliginda € 2000 destek istendi. Elimde yoktu, borca girmek de cazip gelmedi. Baska bir arkadasa yönlerdirdim.
Bu arkadaslar isi büyüttü, ülkede pazar lideri oldular, yönlendirdigim arkadas da hissesini € 270.000 civari bir paraya bu sene satti :(
Bu arkadaslar isi büyüttü, ülkede pazar lideri oldular, yönlendirdigim arkadas da hissesini € 270.000 civari bir paraya bu sene satti :(
0
yıl 99. ailem bomonti civarında 85 bin tl'ye 100 metrekare daire alacaktı öğrenci evi yapayım diye. kirada oturduğum yerden memnunum diye istemedim.
0
dedeme maslaktan arsa vermişler almamış. bataklıkmış galiba o zamanlar ben ne yapayım orayı demiş elinin tersiyle geri çevirmiş :(
0
kurtköyde iki daireyi 30 ardan 60 bine sattık şu an 500 erden 1 trilyon:) yine kadıköyde bahçeli evimizi 1 trilyona satmıştık şu an 3 milyon yuro dan fazla ediyor.
0
mecidiyekoyun gobeginde bi ev vardi 145bine emlakcisiz komisyonsuz satayim sana demisti bi tanidigim. o donem kredi odeyebilecek durumda degildim alamadim. simdi hala her oradan gecisimde icim burkulur :/
0
Aa dur aklıma geldi en çok koyani...
Bi caddede kafe açıldı ve konumu itibariyle çok acayip tuttu, tam yanındaki dükkan için yıllık 90bin kira istediler. Tamam dedik arkadaşla ama anında parayı çıkaramayınca başkaları tuttu orayı. O cadde üstünde şu an 30 civarı kafe vs. var ve hepsi de doluyor şu an. Kiralamayı düşündüğümüz yer tahminen o 90bin lirayı ayda çıkarıyor :(
Bi caddede kafe açıldı ve konumu itibariyle çok acayip tuttu, tam yanındaki dükkan için yıllık 90bin kira istediler. Tamam dedik arkadaşla ama anında parayı çıkaramayınca başkaları tuttu orayı. O cadde üstünde şu an 30 civarı kafe vs. var ve hepsi de doluyor şu an. Kiralamayı düşündüğümüz yer tahminen o 90bin lirayı ayda çıkarıyor :(
0
enkolaykullaniciadi
doğru mu bu? ben bankaya 100k yatırırsam, o banka batarsa bana parayı devlet mi veriyor? enayi mi devlet?
doğru mu bu? ben bankaya 100k yatırırsam, o banka batarsa bana parayı devlet mi veriyor? enayi mi devlet?
0
enayi değil de bankadan aldığı bi ton paranın bir kısmını senin mevduatını sigortalamak için kullanıyor gibi düşün. devletten başka güvencen mi var bankadaki paran için?
0
devlet vermiyor, vereceğini söylüyor. henüz verdiği kimse yok.
ben devleti azcık tanıdıysam, zırnık vermez. yok mühürlü onaylı noter tasdikli hesap cüzdanı olacaktı, o olacaktı bu olacaktı der vermez.
bunun için yaptığı kesintiler de yetkili bi abinin audisine lastik olur. demedi demeyin.
ben devleti azcık tanıdıysam, zırnık vermez. yok mühürlü onaylı noter tasdikli hesap cüzdanı olacaktı, o olacaktı bu olacaktı der vermez.
bunun için yaptığı kesintiler de yetkili bi abinin audisine lastik olur. demedi demeyin.
0
banka kurulurken onun bilmem kaç katı teminat veriyor
devlet onların teminatını bozdurup ödüyor zaten merak etme
ecevitten evvel bankalar hortumlanır insanlar mağdur olurdu
ecevit ve derviş banka kurmayı zorlaştıran yasaları çıkarttıklarından beri banka batmadı fark ettiysen, el değiştiriyor sadece bankalar artık.
devlet onların teminatını bozdurup ödüyor zaten merak etme
ecevitten evvel bankalar hortumlanır insanlar mağdur olurdu
ecevit ve derviş banka kurmayı zorlaştıran yasaları çıkarttıklarından beri banka batmadı fark ettiysen, el değiştiriyor sadece bankalar artık.
0
senin 1000 lira verdiğin sigortacı da takla attırdığın araban için 50.000 lira para veriyor sana. enayi mi sigortacı?
0
arkadaşlar bu ülkede 1 adet banka batarsa bilin ki peşi sıra büütn bankalar da batar.
o zaman devletten ciklet parası bile alamazsınız.
o zaman devletten ciklet parası bile alamazsınız.
0
bak burada devlet güvencesi var;
dask diye zorunlu bir deprem sigortası var; yaptırmazsan artık elektrik su vermiyorlar. van'da deprem olunca 4.700 sigortalı konuta 120 milyon lira ödemişler. yani ev başına 25.500 civarı bişey.
bir de çıkmış utanmadan açıklıyorlar... sen de diyorsun devlet benim paramı öder mi? paket mi yapayım burada mı yersin?
dask diye zorunlu bir deprem sigortası var; yaptırmazsan artık elektrik su vermiyorlar. van'da deprem olunca 4.700 sigortalı konuta 120 milyon lira ödemişler. yani ev başına 25.500 civarı bişey.
bir de çıkmış utanmadan açıklıyorlar... sen de diyorsun devlet benim paramı öder mi? paket mi yapayım burada mı yersin?
0
devlet görüp görebileceğiniz en güvenilir borçludur. yüzbinlerce adam çalıştırır (memur) maaşlarını bir gün geciktirmez. yüzbinlerce adam devlete borç verir (tahvil), vadesinde faiziyle tık diye alırsın. en bok dönemde bile ne yapar ne eder ödemeyi yapar. devletle hükümeti karıştırmayalım. devletin böyle bir taahhütü varsa vereceğim dediği gün gider alırsın paranı.
kaldı ki vermiştir de. liseliler bilmez, hatta üniversiteliler de bilmez. türkiye'de 1994 ekonomik krizinde epey bir banka batmıştır. o dönem devlet güvencesi 150 milyon liraydı. hatta bizim sattığımız bir evden dolayı bu bankada bulunan 750 milyon liralık mevduatımız da vardı. banka müdürünün tanıdık olması sayesinde kurtardık. müdür haberi alır almaz bizim hesabı anında 150 milyon x 5 şeklinde beş ayrı mevduata bölmüş, babamın, annemin, teyzemin vs adına yaparak tamamını kurtarmamızı sağlamıştı.
yalnız devletin bu güvencesi mevduatlar içindir. örneğin imar bankası yüksek faiz diyip parayı mevduata değil, başka ülkelerde offshore hesaplara yatırmıştı. illegal bir uygulama değil, ama bunun bir güvencesi yok. imar bankası batınca offshore hesaplara elbette devlet güvence vermedi, onlar battı.
kaldı ki vermiştir de. liseliler bilmez, hatta üniversiteliler de bilmez. türkiye'de 1994 ekonomik krizinde epey bir banka batmıştır. o dönem devlet güvencesi 150 milyon liraydı. hatta bizim sattığımız bir evden dolayı bu bankada bulunan 750 milyon liralık mevduatımız da vardı. banka müdürünün tanıdık olması sayesinde kurtardık. müdür haberi alır almaz bizim hesabı anında 150 milyon x 5 şeklinde beş ayrı mevduata bölmüş, babamın, annemin, teyzemin vs adına yaparak tamamını kurtarmamızı sağlamıştı.
yalnız devletin bu güvencesi mevduatlar içindir. örneğin imar bankası yüksek faiz diyip parayı mevduata değil, başka ülkelerde offshore hesaplara yatırmıştı. illegal bir uygulama değil, ama bunun bir güvencesi yok. imar bankası batınca offshore hesaplara elbette devlet güvence vermedi, onlar battı.
0
@Corc
(bkz: kısmi rezerv bankacılığı)
en.wikipedia.org
(bkz: bank run)
@enkolaykullaniciadi
devlet enayi değil, güvence veriyor işte.
(bkz: kısmi rezerv bankacılığı)
en.wikipedia.org
(bkz: bank run)
@enkolaykullaniciadi
devlet enayi değil, güvence veriyor işte.
0
kurnaz
evde bilgisayar başında çevirmenlik yapan biri nelere ihtiyaç duyar?ne gibi şeyler rahatlık ve verimi arttırır?oyun oynamam, 4 gb ram, i5 li bilgisayar var, 24 inch full hd monitör, çok boktan bir klavye ve orta halli microsoft mouse var.klavyeyi modifiye ettim az, iş görüyor ama değiştirmek lazım y
evde bilgisayar başında çevirmenlik yapan biri nelere ihtiyaç duyar?
ne gibi şeyler rahatlık ve verimi arttırır?
oyun oynamam, 4 gb ram, i5 li bilgisayar var, 24 inch full hd monitör, çok boktan bir klavye ve orta halli microsoft mouse var.
klavyeyi modifiye ettim az, iş görüyor ama değiştirmek lazım yakın zamanda.
mouse şimdilik iyi ama sıfır sesli mouse almayı düşünüyorum.
logitech 2.1 ses var, orta.
ne gibi şeyler rahatlık ve verimi arttırır?
oyun oynamam, 4 gb ram, i5 li bilgisayar var, 24 inch full hd monitör, çok boktan bir klavye ve orta halli microsoft mouse var.
klavyeyi modifiye ettim az, iş görüyor ama değiştirmek lazım yakın zamanda.
mouse şimdilik iyi ama sıfır sesli mouse almayı düşünüyorum.
logitech 2.1 ses var, orta.
0
Buz gibi karpuz. Yaninda surekli bulundurman rahatligi arttirir. Yani ben bununla rahatliyorum.
0
sandalye önemli. ışıkların, ekranın falan okumak için güzel kalibre edilmiş olması. ilk aklıma gelenler.
0
@ufuk, sağolasın,
güzel bir ofis sandalyesi var, ekranı da aynen güzel kalibreliyorum. f.lux var.
güzel bir ofis sandalyesi var, ekranı da aynen güzel kalibreliyorum. f.lux var.
0
sandalye, düzgün masa, gözleri yormayan monitör, mekanik klavye.
ben bazen köşede çalışıyorum (solumda ve önümde duvar oluyor, açık renk), daha verimli oluyor. solak olduğum için daha rahat çalışıyorum orada.
açık renkli bir şeylere bakmak insanı rahatlatıyor, akıl hastanelerinde de bu renkleri (açık yeşil gibi) kullanıyorlarmış. Linus Torvalds'ın yalancısıyım : www.ted.com
ben bazen köşede çalışıyorum (solumda ve önümde duvar oluyor, açık renk), daha verimli oluyor. solak olduğum için daha rahat çalışıyorum orada.
açık renkli bir şeylere bakmak insanı rahatlatıyor, akıl hastanelerinde de bu renkleri (açık yeşil gibi) kullanıyorlarmış. Linus Torvalds'ın yalancısıyım : www.ted.com
0
@mattiadestro
@hayırsız
hocam valla mekanik klavye deli ediyor beni.
sıfır sesli almam lazım mümkünse.
@hayırsız
hocam valla mekanik klavye deli ediyor beni.
sıfır sesli almam lazım mümkünse.
0
rnks
Kedi edinme niyetim var. Sırnaşık, sevecen,gelip kucağıma yatacak bi tür arıyorum. Hangisi uygundur ?Not: işin basit olmadığını biliyorum, sorumluluk kısmını iyi düşünüp tartacağım. Soruma cevap verirseniz sevinirim.
Kedi edinme niyetim var. Sırnaşık, sevecen,gelip kucağıma yatacak bi tür arıyorum. Hangisi uygundur ?
Not: işin basit olmadığını biliyorum, sorumluluk kısmını iyi düşünüp tartacağım. Soruma cevap verirseniz sevinirim.
Not: işin basit olmadığını biliyorum, sorumluluk kısmını iyi düşünüp tartacağım. Soruma cevap verirseniz sevinirim.
0
Su kocaman kul rengi uzun tuylu olan yarma kediler var ya (cinsin adini bilmiyorum) ondan al nolur:)
0
ben tekir kedi almanı öneririm, hem uzun yaşıyorlar hem de sana sıkıntı çıkarmazlar.
- barınaktan alarak
- sokakta halihazırda yaralı, zayıf bir hayvan varsa onu bulup tedavi ettirerek (hem cins kediden daha ucuza gelir hem bir hayvanın hayatını kurtarmış olursun, iki kere iyi.)
- facebook'taki sahiplendirme gruplarında ilanı olan kedilerden birini alarak. ben bol bol resim inceleyip birini seçerim dersen cins kediler de oluyor.
yukarıdaki üç seçenekten birini seçersen isteklerinin karşılanacağını garanti ederim. üç sene önce sokakta bir gözü kör olmuş bir kedi bulmuştuk babamla, çok yüksek olmayan bir meblağa ameliyat ettirdik. ikinci gözü de kör olacaktı yoksa, kurtuldu. eve geldi, düzeldi, hayvan peşimden ayrılmıyordu. omzumdan çıkan üçüncü bir kol gibiydi, birkaç hafta yapışık yaşadık. gece de devamlı boğazıma kıvrılıp uyuyordu, tam senin istediğin gibi. sahiplendirdim sonra.
- barınaktan alarak
- sokakta halihazırda yaralı, zayıf bir hayvan varsa onu bulup tedavi ettirerek (hem cins kediden daha ucuza gelir hem bir hayvanın hayatını kurtarmış olursun, iki kere iyi.)
- facebook'taki sahiplendirme gruplarında ilanı olan kedilerden birini alarak. ben bol bol resim inceleyip birini seçerim dersen cins kediler de oluyor.
yukarıdaki üç seçenekten birini seçersen isteklerinin karşılanacağını garanti ederim. üç sene önce sokakta bir gözü kör olmuş bir kedi bulmuştuk babamla, çok yüksek olmayan bir meblağa ameliyat ettirdik. ikinci gözü de kör olacaktı yoksa, kurtuldu. eve geldi, düzeldi, hayvan peşimden ayrılmıyordu. omzumdan çıkan üçüncü bir kol gibiydi, birkaç hafta yapışık yaşadık. gece de devamlı boğazıma kıvrılıp uyuyordu, tam senin istediğin gibi. sahiplendirdim sonra.
0
Sabirliysan tekir, kokossan persian, kendini garip hissediyosan siyam, dengeli hayatin varsa british shirthair, simariksan scottish, kicin yere degmiyosa american shorthair, rukussen chartreux cinsi, urban pioneer isen tiffanie, gocmen isen somali cinsi :D yalniz sayarken bildigin zevk aldim
0
Tekir kesinlikle. Sarmanlar -sarı tüylü olanlar- çok canavar çok hareketli hayatta sevdirmez. Onun dışında şu an gri bi tekirimiz var, boynuma patileriyle masaj yapıp emiklemekten boynumu morartıyor pezo, bi de koca totosuyla böğrüme yatıp beni nefessiz bırakmak en büyük hobisi.
Buna ek olarak dişiler biraz daha sakin oluyor, erkek kediler daha enerjik daha hareketli.
Buna ek olarak dişiler biraz daha sakin oluyor, erkek kediler daha enerjik daha hareketli.
0
sokaktaki kedilere karşı daha duyarlı olmanı tavsiye ederim. böylece bir gün karşılaşırsınız. elektrik mi desem nasıl koysam adını blmiyorum ama insan hissediyor, alıp eve götürmek istiyor...
özellikle de hasta ya da yarası varsa tedavi ettirirseniz size minnettar olduğundan mı bilemiyorum aranızda güzel bir bağ oluşuyor. iki kedimi de böyle sahiplendim, çok mutluyuz.
özellikle de hasta ya da yarası varsa tedavi ettirirseniz size minnettar olduğundan mı bilemiyorum aranızda güzel bir bağ oluşuyor. iki kedimi de böyle sahiplendim, çok mutluyuz.
0
eclskn
Para transferi olarak farkları neler?ab içinde para transferi ve türkiyeden ab'ye transferler söz konusu olduğunda?
Para transferi olarak farkları neler?
ab içinde para transferi ve türkiyeden ab'ye transferler söz konusu olduğunda?
ab içinde para transferi ve türkiyeden ab'ye transferler söz konusu olduğunda?
0
SWIFT uluslararası.
SEPA Avrupa için geçerli. Bankaların SEPA transferleri için para kesmeleri yasakmış, şu an geçerli mi bilmiyorum. en.wikipedia.org
Türkiye işin içine girdiği için tek çaren SWIFT.
SEPA Avrupa için geçerli. Bankaların SEPA transferleri için para kesmeleri yasakmış, şu an geçerli mi bilmiyorum. en.wikipedia.org
Türkiye işin içine girdiği için tek çaren SWIFT.
0
eclskn
bu swifti kim bulduysa allah onun belasını versin ya da kim dediyse ''lan biz kafamıza göre çekeriz parayı, sabit bi ücret bulmayalım ki müşteriyi s.kelim'' ...çok basit bişi sorcam:durum şu: 290 euro göndermem gereken yurt ücretimi 340 euro(+17 lira benim banka ücretimi) olarak (hani en fazla 50 eu
bu swifti kim bulduysa allah onun belasını versin ya da kim dediyse ''lan biz kafamıza göre çekeriz parayı, sabit bi ücret bulmayalım ki müşteriyi s.kelim'' ...
çok basit bişi sorcam:
durum şu: 290 euro göndermem gereken yurt ücretimi 340 euro(+17 lira benim banka ücretimi) olarak (hani en fazla 50 euro çalarlar diye ki fazla yatırdığımı düşünmüştüm) yatırdım. adamların eline 278 euro geççmiş, resmen soymuşlar.
yurt görevlisi eksik tutarı gönderebilir misiniz diyor, ve 12 euro için gene 60 euro ödemek ağrıma gidiyor
ama şimdi sormak istiyorum:
1)kadına eksik 12 euroyu geldiğimde diğer ücreti öderken fazla olarak ödesem desem kıl olur mu(kadın avusturyalı olay avusturya'da geçiyo)
ya da
2)almanya'da erkek arkadaşım yaşıyo onun bankasından göndersem swift ücreti farkeder mi sizce?
çok basit bişi sorcam:
durum şu: 290 euro göndermem gereken yurt ücretimi 340 euro(+17 lira benim banka ücretimi) olarak (hani en fazla 50 euro çalarlar diye ki fazla yatırdığımı düşünmüştüm) yatırdım. adamların eline 278 euro geççmiş, resmen soymuşlar.
yurt görevlisi eksik tutarı gönderebilir misiniz diyor, ve 12 euro için gene 60 euro ödemek ağrıma gidiyor
ama şimdi sormak istiyorum:
1)kadına eksik 12 euroyu geldiğimde diğer ücreti öderken fazla olarak ödesem desem kıl olur mu(kadın avusturyalı olay avusturya'da geçiyo)
ya da
2)almanya'da erkek arkadaşım yaşıyo onun bankasından göndersem swift ücreti farkeder mi sizce?
0
bence 1. seçenek kabul edilebilir. ben almanya'da erasmus için yurt ayarladığımda mailde çok masraflı oluyor, gelince nakit versem falan demiştim kabul etmişlerdi. 12 euro için sorun yapmazlar.
0
pavlis
Türkçe şarkıları paylaşır mısınız?Pinhani, Zaman beklemez onlardan birisi bence.
Türkçe şarkıları paylaşır mısınız?
Pinhani, Zaman beklemez onlardan birisi bence.
Pinhani, Zaman beklemez onlardan birisi bence.
0
şarkıdan sayar mısın bilmiyorum da feyyaz'ınkileri çok seviyorum ben asjfsajk. çok uzun süredir dinlemiyodum, sağolsun geçen bi duyuruda sanırım damdanakan'dı paylaşmıştı da o vesileyle yine dinler oldum.
şu mesela,
www.youtube.com
ya da şu,
www.youtube.com
ses, müzik falan çok hoşuma gidiyo. böyle arkama yaslanıp, koltuğa gömülüp bi sigara yakasım geliyo.
şu mesela,
www.youtube.com
ya da şu,
www.youtube.com
ses, müzik falan çok hoşuma gidiyo. böyle arkama yaslanıp, koltuğa gömülüp bi sigara yakasım geliyo.
0
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
bonus : www.youtube.com
bana eski yılları hatırlattığı için bunları dinliyorum arada.
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
bonus : www.youtube.com
bana eski yılları hatırlattığı için bunları dinliyorum arada.
0
maymuncuq
Ne olur? Biri sistemi çökertse ve borçlar silinse. Toplam alacağı da devlet hazineden bir geri ödeme programı yaparak ya da bir devlet işletmesini satarak kapatsa ne olur. Neler olur sizce bireysel veya sistemin işleyişindeki sonuçları?
Ne olur? Biri sistemi çökertse ve borçlar silinse. Toplam alacağı da devlet hazineden bir geri ödeme programı yaparak ya da bir devlet işletmesini satarak kapatsa ne olur. Neler olur sizce bireysel veya sistemin işleyişindeki sonuçları?
0
seninkiyle alakalı değil ama öyle bir şey olacakmış zaten. olayın adını bilmiyorum. kültürlü kardişlerim yanlışlarımı düzeltir. güneş üzerinde patlamalar ve fırtınalar oluyor. bunların oluşturduğu dalgalar tüm manyetik zımbırtıları falan bozacak. tüm elektronik aletlerimiz bozulacak. geçen senelerde yörüngemizin 9 gün dışındaymış. yani az daha dünyada hiç elektronik alet kalmayacaktı. banka morç para ekonomi her şey gidecekti :D
0
Zeitgeist'in 2. filmi olan Addendum'u izleyin bence. Bu konuda sağlam bir fikriniz olacaktır. Bankalar kendine ait olmayan bir parayı müşterisine veriyor aslında. Bunu da belli bir vade sonunda faizi ile birlikte almış oluyor. Bu yüzden 'eğer böyle bir şey olursa (olmadı)' bankaya bir şey olmaz. Ama ekonomist arkadaşlar daha iyi tarif edeceklerdir olayı.
Vakti zamanında bir ABD bankasından kredi alan biri, bu para bankaya ait değil. Bana kendine ait olmayan bir parayı verdi diyerek krediyi geri ödemeyi reddediyor ve davayı kazanıyor. Tabii bu olaydan sonra bankalar işin yasal zeminini düzenlemiştir. O ayrı.
Vakti zamanında bir ABD bankasından kredi alan biri, bu para bankaya ait değil. Bana kendine ait olmayan bir parayı verdi diyerek krediyi geri ödemeyi reddediyor ve davayı kazanıyor. Tabii bu olaydan sonra bankalar işin yasal zeminini düzenlemiştir. O ayrı.
0
Sadece borçlar silinse de sanırım banka iflasını ilan eder ve mevduat sahipleri asıl sıkıntıyı yaşar sanırım.
0
SPOILER : BANKA BATTIĞI ZAMAN İÇİNDEKİ PARAYLA BERABER BATIYOR. SEN DE BATIYORSUN, BEN DE BATIYORUM.
Sistem çökerse hepimizin değeri sıfırlanır.
Soruya cevap vereyim, bence imkansız.
aşağıda neden imkansız olduğunu açıklıyorum ama oldu ki bankaların elindeki bütün veri yok oldu, hiçbir şey değişmez. bir hafta sonra hiçbir şey olmamış gibi devam ederiz. ben bir şeyler almak için para biriktiririm, param olunca alırım. zor durumda kalmadıkça ya da tek ödeme yöntemi o olmadıkça da kredi kartımla bir şey almam, aldığımda da hesabımda para varsa ona göre alırım. karşılığı vardır. borca batmamaya çalışırım. kaç kişi aynısını yapabilir? istatistikler "çok az" diyor.
insanlar bir şeylere sahip olmak isterler. eğer sahip olacak paraları yoksa borç alırlar. bankaları kapat, komple yasakla. manka diye bir şey çıkar, oradan borç alırlar. problem bankanın var olması değil, insanların paraları olmamasına rağmen geleceklerini ipotek ederek bir şeyler almaya gönüllü olmaları. bana kızanlar olacaktır, "kendi parası, sana ne" diyen olacaktır ama bir maaşını telefona harcayan, saçma sapan şeyler için kredi çeken insanlar var. problem banka değil ki. bu adamın borcu silinse ne olur, yarın yeni telefon çıkınca yine kredi çekecek. çeksin, en yenisini alsın, ona itirazım yok. ama durum budur. yanlış anlamayın, "dünya yok olacak, hepimiz öleceğiz" diye komplo teorisi üretmiyorum burada ama tüketime bir sınır koymak gerek diye düşünüyorum, ihtiyacımız olmayan her şeyi almak zorunda değiliz.
öyle bir şey olması imkansız çünkü bankalar verilerini tek bir diskte tutup o disk bozulunca "tüh, neyse bunu çöpe atalım, içindeki borçları da boşverelim" demiyorlar. birden fazla kontrol mekanizması var.
bu tür şirketler veritabanlarını periyodik olarak kopyalarlar ve sistemlerini her türlü değişikliği geriye dönük olarak tarayabilecekleri şekilde ayarlarlar. bu kopyalar birden çok yerde, belirli periyotlarla senkronize edilerek dışarıdan erişime kapalı tutulur. yani ana cihaza dışarıdan erişip silemezsin.
-banka hacklendi, veritabanı silindi diyelim. problem yok, gerekli düzenlemeyi yapıp en son kayıttan (ellerindeki geçici "canlı" veriyi de ona ekleyip) sıfır kayıpla devam ederler.
- deprem oldu, bankanın veri merkezi yandı, bina yok oldu diyelim. problem yok, ikinci lokasyondan verileri alır, devam ederler.
-sabotaj. problem yok, üstteki geçerli.
adamlar banka yönetiyor, arkadaşlık sitesi değil. burada problem banka da değil zaten, banka kimseye zorla kredi kullandırmıyor. hayat zor, geçim şartları malum, bunları ben de biliyorum ama hayat o kadar romantik değil malesef.
Sistem çökerse hepimizin değeri sıfırlanır.
Soruya cevap vereyim, bence imkansız.
aşağıda neden imkansız olduğunu açıklıyorum ama oldu ki bankaların elindeki bütün veri yok oldu, hiçbir şey değişmez. bir hafta sonra hiçbir şey olmamış gibi devam ederiz. ben bir şeyler almak için para biriktiririm, param olunca alırım. zor durumda kalmadıkça ya da tek ödeme yöntemi o olmadıkça da kredi kartımla bir şey almam, aldığımda da hesabımda para varsa ona göre alırım. karşılığı vardır. borca batmamaya çalışırım. kaç kişi aynısını yapabilir? istatistikler "çok az" diyor.
insanlar bir şeylere sahip olmak isterler. eğer sahip olacak paraları yoksa borç alırlar. bankaları kapat, komple yasakla. manka diye bir şey çıkar, oradan borç alırlar. problem bankanın var olması değil, insanların paraları olmamasına rağmen geleceklerini ipotek ederek bir şeyler almaya gönüllü olmaları. bana kızanlar olacaktır, "kendi parası, sana ne" diyen olacaktır ama bir maaşını telefona harcayan, saçma sapan şeyler için kredi çeken insanlar var. problem banka değil ki. bu adamın borcu silinse ne olur, yarın yeni telefon çıkınca yine kredi çekecek. çeksin, en yenisini alsın, ona itirazım yok. ama durum budur. yanlış anlamayın, "dünya yok olacak, hepimiz öleceğiz" diye komplo teorisi üretmiyorum burada ama tüketime bir sınır koymak gerek diye düşünüyorum, ihtiyacımız olmayan her şeyi almak zorunda değiliz.
öyle bir şey olması imkansız çünkü bankalar verilerini tek bir diskte tutup o disk bozulunca "tüh, neyse bunu çöpe atalım, içindeki borçları da boşverelim" demiyorlar. birden fazla kontrol mekanizması var.
bu tür şirketler veritabanlarını periyodik olarak kopyalarlar ve sistemlerini her türlü değişikliği geriye dönük olarak tarayabilecekleri şekilde ayarlarlar. bu kopyalar birden çok yerde, belirli periyotlarla senkronize edilerek dışarıdan erişime kapalı tutulur. yani ana cihaza dışarıdan erişip silemezsin.
-banka hacklendi, veritabanı silindi diyelim. problem yok, gerekli düzenlemeyi yapıp en son kayıttan (ellerindeki geçici "canlı" veriyi de ona ekleyip) sıfır kayıpla devam ederler.
- deprem oldu, bankanın veri merkezi yandı, bina yok oldu diyelim. problem yok, ikinci lokasyondan verileri alır, devam ederler.
-sabotaj. problem yok, üstteki geçerli.
adamlar banka yönetiyor, arkadaşlık sitesi değil. burada problem banka da değil zaten, banka kimseye zorla kredi kullandırmıyor. hayat zor, geçim şartları malum, bunları ben de biliyorum ama hayat o kadar romantik değil malesef.
0
@hayırsz'ın yazacagını yazacaktım benden önce yazmış. 50 bin yerde kaydı var borç sahibi kişinin. ve hepsi de elektronik ortamda değil.
bu arada zeitgesit izleyip triplere giren ve bankaların kendilerine ait olmadıgı parayı başkalarına verdiğini düşünen arkadaşlar, lütfen banka nedir ne yapar, nasıl işler azıcık araştırın da öğrenin.
bu arada zeitgesit izleyip triplere giren ve bankaların kendilerine ait olmadıgı parayı başkalarına verdiğini düşünen arkadaşlar, lütfen banka nedir ne yapar, nasıl işler azıcık araştırın da öğrenin.
0
acemi'nin dediği asla olamaz.
O borçlar silinirse bankacılık ve de para kavramı biter zaten. çünkü günümüzde para dediğimiz şeyin saf özeti kredi. ayrıca mevduat diye bir şey olmaz (trilyonlarca dolar mevduat az önce sıfırlandı ama birileri yine getirip mevduat mı yapacak?). Mevduat yoksa verilecek bir kredi de yok. E kredi yoksa zaten 400 yıllık merkantilist ekonomi yok. çalışan bir sistem yoksa mevduat nereden birikecek? çünkü para yok edildi, o zaman fiyat ve parayla satın alma da yok. Her şey patlar özetle. üretim veya tüketim diye bir şey olmaz. bütün dünya sıkıyönetime geçer (çünkü hiç kimsenin maaş veya para kavramları olmayacağı için kimse de bir saniye bile çalışmaz. her şey asker emriyle yapılır).
peki sonra? yeni düzen kurulur. uzun yıllar devlet kontrolünde gerçekleşeceği için komünizm devam eder. belki zamanla sosyalist bir yapılanma olabilir.
O borçlar silinirse bankacılık ve de para kavramı biter zaten. çünkü günümüzde para dediğimiz şeyin saf özeti kredi. ayrıca mevduat diye bir şey olmaz (trilyonlarca dolar mevduat az önce sıfırlandı ama birileri yine getirip mevduat mı yapacak?). Mevduat yoksa verilecek bir kredi de yok. E kredi yoksa zaten 400 yıllık merkantilist ekonomi yok. çalışan bir sistem yoksa mevduat nereden birikecek? çünkü para yok edildi, o zaman fiyat ve parayla satın alma da yok. Her şey patlar özetle. üretim veya tüketim diye bir şey olmaz. bütün dünya sıkıyönetime geçer (çünkü hiç kimsenin maaş veya para kavramları olmayacağı için kimse de bir saniye bile çalışmaz. her şey asker emriyle yapılır).
peki sonra? yeni düzen kurulur. uzun yıllar devlet kontrolünde gerçekleşeceği için komünizm devam eder. belki zamanla sosyalist bir yapılanma olabilir.
0
@mahone,
bankanın kendine ait olan parayı verdiğini mi iddia ediyorsun? neye dayanarak?
bankanın kendine ait olan parayı verdiğini mi iddia ediyorsun? neye dayanarak?
0
banka senden aldığı paraya verdiği (veya vermediği) faizin üzerine faiz koyup başkasına bu parayı satar. bu senin şahsın olabilir, amerikalı bir amca olabilir, devletin kendisi olabilir. yani kredi çekerken aldığın para, başkasının bankaya yatırdığı para.
bu parayı geri almazsa, ya da almayacağını ilan ederse, senin bankaya yatırdığın parayı götünden mi çıkarıp verecek acaba?
bir de devlet kasası ortak kasadır. yani kredi çeken de çekmeyen de bu kasaya katkıda bulunuyor. e şimdi kredi çekip ev alan adamın borcunu kredi çekip ev almayan niye ödesin? o zaman ev de devletin olsun. sırayla falan kullanalım.
dahası, devlet seninle bir ticari şirket arasındaki borç alacka ilişkisine niye karışsın? devletin işi mi bu?
banka senin alıp yediğin parayı neden silsin? almayaydın, yemeyeydin...
bu parayı geri almazsa, ya da almayacağını ilan ederse, senin bankaya yatırdığın parayı götünden mi çıkarıp verecek acaba?
bir de devlet kasası ortak kasadır. yani kredi çeken de çekmeyen de bu kasaya katkıda bulunuyor. e şimdi kredi çekip ev alan adamın borcunu kredi çekip ev almayan niye ödesin? o zaman ev de devletin olsun. sırayla falan kullanalım.
dahası, devlet seninle bir ticari şirket arasındaki borç alacka ilişkisine niye karışsın? devletin işi mi bu?
banka senin alıp yediğin parayı neden silsin? almayaydın, yemeyeydin...
0
altın var da, turkiyede var. hindistanda var. bitti. biraz da cinli de var. kalan 4 milyar vatandasin evinde altin yok?
olsaydi bile yetmezdi. altinin bir takas araci olarak kullanilmaya baslamasi icin once cuzdana girebilecek kadar ufak boyutlarinin cikartilmasi gerekirdi. hic altini olmayan adam ilk gunden ac kalip hirsizliga baslardi. eh bu da turkiyede bile halkin %70'i rahatca.
bir de, gunumuzde uretimi sirketler yapiyor. hicbir sirkette altin stogu olmadigindan, sirketler uretime baslayamazdi. calisanin elindeki altin da yetmiyor yani. gunumuz insanin kac tanesi kendi ekinini ekip hasat yapacak bilgiye sahip? tarim toplumuna donmek bile mumkun degil. ilk gunden ekmek, su ve çöp toplama servisleri bile biteceginden full kaos olur. devlet ve asker el koyar, baska cikis yolu yok. veya mad max fury road
olsaydi bile yetmezdi. altinin bir takas araci olarak kullanilmaya baslamasi icin once cuzdana girebilecek kadar ufak boyutlarinin cikartilmasi gerekirdi. hic altini olmayan adam ilk gunden ac kalip hirsizliga baslardi. eh bu da turkiyede bile halkin %70'i rahatca.
bir de, gunumuzde uretimi sirketler yapiyor. hicbir sirkette altin stogu olmadigindan, sirketler uretime baslayamazdi. calisanin elindeki altin da yetmiyor yani. gunumuz insanin kac tanesi kendi ekinini ekip hasat yapacak bilgiye sahip? tarim toplumuna donmek bile mumkun degil. ilk gunden ekmek, su ve çöp toplama servisleri bile biteceginden full kaos olur. devlet ve asker el koyar, baska cikis yolu yok. veya mad max fury road
0
d e ayri yazilir
Ben anlamadım. Abd de marketler mal mı? Adam o kadar şey alıyor ve 1 dolar ödüyor. Böyle bir şey var mı hakikaten? Yani varsa cidden aşırı saçma. Kupon dediğin bi ürünü yüzde 30 indiren şeydir. Sen yüzde 70ini ödemek zorundasın. Ama nasıl oluyor da 1 dolar ödüyor?Böyle tırt bişey görmedim ben, tam
Ben anlamadım. Abd de marketler mal mı? Adam o kadar şey alıyor ve 1 dolar ödüyor.
Böyle bir şey var mı hakikaten? Yani varsa cidden aşırı saçma.
Kupon dediğin bi ürünü yüzde 30 indiren şeydir. Sen yüzde 70ini ödemek zorundasın.
Ama nasıl oluyor da 1 dolar ödüyor?
Böyle tırt bişey görmedim ben, tamam reality falan da bunun bi dayanağı olmasa yapmazlar.
Anlayanlar bi anlatsın.
Böyle bir şey var mı hakikaten? Yani varsa cidden aşırı saçma.
Kupon dediğin bi ürünü yüzde 30 indiren şeydir. Sen yüzde 70ini ödemek zorundasın.
Ama nasıl oluyor da 1 dolar ödüyor?
Böyle tırt bişey görmedim ben, tamam reality falan da bunun bi dayanağı olmasa yapmazlar.
Anlayanlar bi anlatsın.
0
- (bkz: upsell)
- müşterinin ayağı alışsın
- marka sadakati
marketten bir kutu salça al, kaça alırsın? 5 lira diyorum. perakende alıyorsun, 5 lira olması normal. ama market bir seferde -büyüklüğüne göre- bir kamyon salça alabiliyor, o zaman da salçanın kutu başına fiyatı 3 liraya iniyor. rakamlar farazi. şimdi sende 5 liralık kupon verdiler diyelim, bu salçayı kuponla alırsan marketin maliyeti 5 değil 3 lira. eğer kuponu üretici verdiyse o zaman durum daha felaket, büyük ihtimalle 2 lira.
kuponların bir sürü şartı var, 1000 tane 1 dolarlık kupon biriktirip elektronik cihaz alayım olmuyor yani. ihtiyacın olan kupona denk gelmek zor.
- müşterinin ayağı alışsın
- marka sadakati
marketten bir kutu salça al, kaça alırsın? 5 lira diyorum. perakende alıyorsun, 5 lira olması normal. ama market bir seferde -büyüklüğüne göre- bir kamyon salça alabiliyor, o zaman da salçanın kutu başına fiyatı 3 liraya iniyor. rakamlar farazi. şimdi sende 5 liralık kupon verdiler diyelim, bu salçayı kuponla alırsan marketin maliyeti 5 değil 3 lira. eğer kuponu üretici verdiyse o zaman durum daha felaket, büyük ihtimalle 2 lira.
kuponların bir sürü şartı var, 1000 tane 1 dolarlık kupon biriktirip elektronik cihaz alayım olmuyor yani. ihtiyacın olan kupona denk gelmek zor.
0
galandar kostumu
ne önerirsiniz? inside job'u attım hafızaya. baska var mı? egitici bişiy de olursa dadınmaz yenmez ama her turlusu iş gorur.danke
ne önerirsiniz? inside job'u attım hafızaya. baska var mı? egitici bişiy de olursa dadınmaz yenmez ama her turlusu iş gorur.
danke
danke
0
walmart: high cost of low price
enron: the smartest guys in the room
roger & me
bunlar yalnız şirketlerin büyürken yaptıkları itlik, serserilik üzerinde duran belgeseller. Bakın ne acayip başarılar bunlar falan değil yani çok.
edit: corporation
A decent factory
Food Inc.
bunlar da eklenebilir.
enron: the smartest guys in the room
roger & me
bunlar yalnız şirketlerin büyürken yaptıkları itlik, serserilik üzerinde duran belgeseller. Bakın ne acayip başarılar bunlar falan değil yani çok.
edit: corporation
A decent factory
Food Inc.
bunlar da eklenebilir.
0
Lola90
Ya bu adamın olayı çıktıktan sonra netten filan biriyle tanişmaya korkar oldum.Önceden duyuru baska platformlar vs tanistigim kisiler oldu.Mantigim hep şöyleydi üniversite okumus insandan pek zarar gelmez.Sanıyorum yanlış bi mantık. Artık kestim netten tanısmayı türlü türlü ruh hastaları var.Sizi et
Ya bu adamın olayı çıktıktan sonra netten filan biriyle tanişmaya korkar oldum.Önceden duyuru baska platformlar vs tanistigim kisiler oldu.Mantigim hep şöyleydi üniversite okumus insandan pek zarar gelmez.Sanıyorum yanlış bi mantık. Artık kestim netten tanısmayı türlü türlü ruh hastaları var.Sizi etkiledi mi o olay?
0
ya çok komik baya güldüm ama içten içe de cringe geldi teşekkürler.
0
Öldürdüğü kadını bavula koyup turist gibi gezmesi ürkütücü. Yapılan araştırmalar sonucunda eğitimli kişilerin nitelikli suç işlemeye daha yatkın oldukları ifade ediliyor. Netten kimseyle tanışmıyorum ama dikkat etmek lazım.
0
Eğer olay buysa internetten biriyle tanışmaktan rahat bi 10-15 sene önce vazgeçmiş olman gerekirdi. İlk vak'a da değil son da değil internetten tanışma sonrası da, üniversitelinin cinayeti de.
Bir süre böyle devam eder, en fazla atalay filiz yakalandıktan 2 ay sonra normal yaşam tarzına dönersin. Türkiye standardı bu.
Bir süre böyle devam eder, en fazla atalay filiz yakalandıktan 2 ay sonra normal yaşam tarzına dönersin. Türkiye standardı bu.
0
Internetten cok kisiyle tanistigimi soyleyemem ama soyle bi durum var ayni sinifta ayni isyerinde tanistigin biri de psikopat olabilir. Yakin arkadas olup ayni evde veya disarda tenha bi ortamdayken de benzer seyler yapilabilir. Engellenebilir bi durum oldugunu dusunmuyorum.
0
internette tehlikeli biriyle tanışma ihtimalin gerçek hayattakinden daha fazla değildir diye düşünüyorum çünkü artık herkes internete giriyor, 1998 yılında değiliz ki?
0
gercek hayatta karsilasma ihtimalim yok demedim ki, internetten tanisma daha korunaksız bi ortam,yalan söyleme potansiyeli daha yüksek olur vb
0
bence tam aksine, internette birinin izini sürebilmek ve nasıl bir tip olduğunu görebilmek çok daha kolay. sıkı bir araştırmayla adamın 10 sene önce ne yaptığını bile görebilirsin artık. benim mesela 14 yaşındayken mi ne girilmiş facebook durumlarım var, sevgilim terk etmiş, girecek kazığın boyutunu hesaplamaya çalışıyormuşum falan. bunlara kadar ulaşabilirsin.
ha sosyal medyada hiçbir şekilde var olmayan bir adamla da zaten çok samimi olma, neye dayanarak olacaksın ki. birinin seni kesip biçebilmesi için bayağı yakın olmanız, aynı ortamda bulunmanız falan lazım. internet üzerinden "tanıyamadığın", hayatına giremediğin biriyle ne işin olur. o açıdan beni hiç tedirgin etmedi yani ben öldürmeye ehm tanışmaya falan devam ederim, mesele değil.
ha sosyal medyada hiçbir şekilde var olmayan bir adamla da zaten çok samimi olma, neye dayanarak olacaksın ki. birinin seni kesip biçebilmesi için bayağı yakın olmanız, aynı ortamda bulunmanız falan lazım. internet üzerinden "tanıyamadığın", hayatına giremediğin biriyle ne işin olur. o açıdan beni hiç tedirgin etmedi yani ben öldürmeye ehm tanışmaya falan devam ederim, mesele değil.
0
tanışmak değil de, bu adam ev kiralayan birinin evinde bir gece kaldı. ev arkadaşı ararken dikkatli olmak lazım asıl.
0
Egitim nitelik kazandirir, nitelikli suclari isleyenlerin cogu egitimlidir. Kendini de egitmen lazim how to avoid a murderer seklinde. Tamamen senin yargina ve sezgilerine kalmis bir is ben de 'netten tanisip evlenmisler kiz eve bi gitmis yatak odasinda tabut var' hikayeleriyle dolduruldum bi ara ama erkek ve guclu oldugumdan mutevellit pek takmadim, pek de umursamadim.
Sizin icin sikinti tabi.
Sizin icin sikinti tabi.
0
hayır. daha aksiyonlu ve varoş bir semtte büyüdüm. tipini beğenmediği için insan bıçaklayanların içinde. herhalde onun etkisi var.
0
yabancı erkeklerden çok korkmana gerek yok. kadınları en çok yine tanıdıkları erkekler (kocası, sevgilisi, abisi, babası) öldürüyor.
0
atalay filiz manyagı öldürdüğü tarih ogretmeniyle internette tanısmadı, iş ararken tanıştı ve ona guvenip kendi binalarından ev tuttular. olay beni internet degil genel olarak etrafımızdaki insanlardan neler cıkabilecegi konusunda ciddi etkiledi.
üstelik öldürülen ögretmen bi tanıdıgımızın arkadası, çok zor bi hayatı olmuş sonu da böyle acı. iyice kahroluyor insan.
üstelik öldürülen ögretmen bi tanıdıgımızın arkadası, çok zor bi hayatı olmuş sonu da böyle acı. iyice kahroluyor insan.
0
le fantome de l opera
Bunlarla yaşamak zorunda mıyız?
Bunlarla yaşamak zorunda mıyız?
0
Bazı insanlara hastalık değil de adeta - ders - niteliginde gerekli bu hastaliklar. bu yönüyle kimilerine ibret olurlar.
Bazılarini da manevi açıdan imtihan edicidir bu hastaliklar.
Bazılarini da manevi açıdan imtihan edicidir bu hastaliklar.
0
tedavisi bulunana kadar evet.
bugün tedavisi olmayan birçok hastalığın tedavi edilebilir hale gelmesi çok uzun sürmez diye düşünüyorum.
www.ted.com
(bkz: crispr)
bugün tedavisi olmayan birçok hastalığın tedavi edilebilir hale gelmesi çok uzun sürmez diye düşünüyorum.
www.ted.com
(bkz: crispr)
0
Benim de dizimde iki tane doğuştan problem var. Biri sadece ameliyatla geçerken diğer sorun ameliyat olmama izin vermiyor. Ağrı kesiciler de geçirmiyor. Pilatesle yogayla idare etmeye çalışıyorum işte
0
Evet. Tıpta tam şifayla sonuçlanan hastalıklar enfeksiyonlar dışında az zaten. Sadece kontrol altına alıyorsun.
0
bazı hastalıkların tedavisi tıpta yok. yani teşhis koyuluyor ve prosedürde tedavisi yok.
bazen tedavinin olmamasının asıl nedeni teşhisin koyulamıyor olması. bu gibi durumlarda ise alternatif tıp ve metafizik, spiritüel alana yöneliyor insanlar. buralardan tedavi bulduğunu iddia eden insanlar var. bu insanların bazılarının gerçekten iyileştiğine ben inanıyorum.
tıp çözüm bulamadığı bir konuda metafiziğe veya alternatif tıbba neden laf atar, bunlar saçmalık der anlamıyorum. senin sınırların geride kalmış, bir şey söyleyemiyorsun, çözüm sunamıyorsun bari sesini çıkarma çünkü buna hakkın yok.
bazen tedavinin olmamasının asıl nedeni teşhisin koyulamıyor olması. bu gibi durumlarda ise alternatif tıp ve metafizik, spiritüel alana yöneliyor insanlar. buralardan tedavi bulduğunu iddia eden insanlar var. bu insanların bazılarının gerçekten iyileştiğine ben inanıyorum.
tıp çözüm bulamadığı bir konuda metafiziğe veya alternatif tıbba neden laf atar, bunlar saçmalık der anlamıyorum. senin sınırların geride kalmış, bir şey söyleyemiyorsun, çözüm sunamıyorsun bari sesini çıkarma çünkü buna hakkın yok.
0
maalesef, özellikle otoimmün hastalıklar hep birbiriyle baglantılı ama çare yok henüz. ornegin bende hashimoto tiroiditi, vitiligo, seboreik dermatit var. vitiligo mesela hashimato'dan dolayı oluyormus. bence hepsi baglantılı, ya genetik bi bozukluk ya bi varyasyon; ama drogba bile çare degil henüz.
0
Tedavisi var diyen çıkacaktır ama migren. İnsanı öldürmüyorda güldürmüyorda. Hayat kaliteni ciddi alt üst ediyor özellikle şiddetli ataklarda.
Evet zorundayız, 2001 yılında teşhis kondu ve hala çekiyorum.
Evet zorundayız, 2001 yılında teşhis kondu ve hala çekiyorum.
0
matrix
1 tane seçmek zordur elbette. ona çok takılmayın. en en en'lerden 1 tanesini paylaşın işte^^ hepsini dinleyip, fikrimi belirteceğim...benden bu geldi. tam da böyle bir moddayım çünkü;Slow Down - IMANY > https://www.youtube.com/watch?v=hcwSx-RUaLw&feature=share
1 tane seçmek zordur elbette. ona çok takılmayın. en en en'lerden 1 tanesini paylaşın işte^^
hepsini dinleyip, fikrimi belirteceğim...
benden bu geldi. tam da böyle bir moddayım çünkü;
Slow Down - IMANY > www.youtube.com
hepsini dinleyip, fikrimi belirteceğim...
benden bu geldi. tam da böyle bir moddayım çünkü;
Slow Down - IMANY > www.youtube.com
0
bir tane olmaz. şu an enler arasında ilk aklıma gelen pink floyd'un comfortably numb'ı. www.youtube.com
bir şey sorsam: bu şarkıyı nereden öğrendin? çok güzel. tam mod parçası sahiden. imany yabancı gelmiyor ama hiç fikrim yokmuş. hangi radyolar çalıyor bunu bizde?
bir şey sorsam: bu şarkıyı nereden öğrendin? çok güzel. tam mod parçası sahiden. imany yabancı gelmiyor ama hiç fikrim yokmuş. hangi radyolar çalıyor bunu bizde?
0
şarkıların sözlerini devre dışında tutarak sırayla cevaplıyorum;
@vedatchilipeppers:
radiohead - daydreaming. modum birazcık daha umutlanmaya uygun olduğu için çok gitmedi ama parçada güzel "kafalara" ulaştırma potansiyeli var.
---
@buiret:
Rihanna Love on the brain. yumuşakmış epey. gece yüksek katlı bir binadan şehir ışıklarını izlerken dinlenecek bir parça gibi geldi bana.
---
@yuvarlanantencereninkapagi:
bu da yumuşakmış. dinginleştirici epey. Rihanna Love on the brain'dan daha etkili mesela.
---
@ekinoksah:
böyle nasıl anlatsam şekspir vari bir müzikale uygun bir parçaymış. bazı bölümleri yani. onun dışında karakter "elimden geleni yaptım, artık gerisini evren halledekce halledecektir" sakinliğinde ilerliyormuş gibi. :)
---
@tepedeki psychedelic adam:
uyku öncesi parçaları gibiymiş. insanı yavaş yavaş ağırlaştırıp uykunun kucağına yolcu edici. hipnoz edici.
---
@godoşu beklerken:
seninkisi böyle tam bir salmışlık halinde dinlenecek bir parçaymış sakin sakin. neon ışıkları falan canlandı gözümde. sessiz bir barda alkol alırken de dinlenebilirliliği var.
soruna cevap: radyo dinleme alışkanlığım yok. genelde müzikte "loop" insanıyımdır. bıkmadan defalarca dinlerim sevdiğim şeyleri. böyle öneriler üzerinden falan yönlendirilmeyi severim. müzikte keşfedilecek çok şey var. kendim çoğu zaman ost dinliyorum zaten. bunu birisi paylaşmıştı feysbuk'ta geçen ay. imany'i ilk kez bununla dinlemiş oldum. vuruldum adeta. 35-40 defa loop yaptım mesela bu parçayı o gün. bana "yalnız bile olsan, serin kal, hayat devam ediyor, kendine güven, oluruna bırak" gibi hisler veriyor. "en özellerim" listeme bodoslama dalmış oldu.
---
devam edeceğim...
@vedatchilipeppers:
radiohead - daydreaming. modum birazcık daha umutlanmaya uygun olduğu için çok gitmedi ama parçada güzel "kafalara" ulaştırma potansiyeli var.
---
@buiret:
Rihanna Love on the brain. yumuşakmış epey. gece yüksek katlı bir binadan şehir ışıklarını izlerken dinlenecek bir parça gibi geldi bana.
---
@yuvarlanantencereninkapagi:
bu da yumuşakmış. dinginleştirici epey. Rihanna Love on the brain'dan daha etkili mesela.
---
@ekinoksah:
böyle nasıl anlatsam şekspir vari bir müzikale uygun bir parçaymış. bazı bölümleri yani. onun dışında karakter "elimden geleni yaptım, artık gerisini evren halledekce halledecektir" sakinliğinde ilerliyormuş gibi. :)
---
@tepedeki psychedelic adam:
uyku öncesi parçaları gibiymiş. insanı yavaş yavaş ağırlaştırıp uykunun kucağına yolcu edici. hipnoz edici.
---
@godoşu beklerken:
seninkisi böyle tam bir salmışlık halinde dinlenecek bir parçaymış sakin sakin. neon ışıkları falan canlandı gözümde. sessiz bir barda alkol alırken de dinlenebilirliliği var.
soruna cevap: radyo dinleme alışkanlığım yok. genelde müzikte "loop" insanıyımdır. bıkmadan defalarca dinlerim sevdiğim şeyleri. böyle öneriler üzerinden falan yönlendirilmeyi severim. müzikte keşfedilecek çok şey var. kendim çoğu zaman ost dinliyorum zaten. bunu birisi paylaşmıştı feysbuk'ta geçen ay. imany'i ilk kez bununla dinlemiş oldum. vuruldum adeta. 35-40 defa loop yaptım mesela bu parçayı o gün. bana "yalnız bile olsan, serin kal, hayat devam ediyor, kendine güven, oluruna bırak" gibi hisler veriyor. "en özellerim" listeme bodoslama dalmış oldu.
---
devam edeceğim...
0
ekaterina
İki durum anlatayım; Mesela kahvaltı yapıyorsunuz 3 kedi gelmiş birisi ayağınızın dibinde, birisi yan masaya çıkmış bakıyor, birisi de sandalyenin altına girmiş dolaşıyor, bunlara yemek verenler olmuş zamanında sanırım hep beraber siz de verin diye bekliyorlar. Restoran/cafenin bahçesinde yemek yerk
İki durum anlatayım;
Mesela kahvaltı yapıyorsunuz 3 kedi gelmiş birisi ayağınızın dibinde, birisi yan masaya çıkmış bakıyor, birisi de sandalyenin altına girmiş dolaşıyor, bunlara yemek verenler olmuş zamanında sanırım hep beraber siz de verin diye bekliyorlar.
Restoran/cafenin bahçesinde yemek yerken veya kahve içerken 2 tane sokak köpeği bahçeye girip masalar arasında dolaşıyor.
Böyle şeyler sizi rahatsız eder mi? Rahatsız ederse hayvanlardan korkuyor musunuz yoksa başka bi sebepten mi rahatsız olursunuz?
2. Konu ise ben çok rahatsız oluyorum, kediyle köpekle haşır neşir olmak istesem gider kaldırımda oturup yerim nedir yahu bu? Bunun önüne neden geçilmiyor :( Haksız mıyım teşekkürler.
Mesela kahvaltı yapıyorsunuz 3 kedi gelmiş birisi ayağınızın dibinde, birisi yan masaya çıkmış bakıyor, birisi de sandalyenin altına girmiş dolaşıyor, bunlara yemek verenler olmuş zamanında sanırım hep beraber siz de verin diye bekliyorlar.
Restoran/cafenin bahçesinde yemek yerken veya kahve içerken 2 tane sokak köpeği bahçeye girip masalar arasında dolaşıyor.
Böyle şeyler sizi rahatsız eder mi? Rahatsız ederse hayvanlardan korkuyor musunuz yoksa başka bi sebepten mi rahatsız olursunuz?
2. Konu ise ben çok rahatsız oluyorum, kediyle köpekle haşır neşir olmak istesem gider kaldırımda oturup yerim nedir yahu bu? Bunun önüne neden geçilmiyor :( Haksız mıyım teşekkürler.
0
Kesinlikle rahatsız eder. Korkudan değil, tiksintiden. Yeterince insan rahatsız olmadığından ya da olduğu halde şikayet etmediğinden sorun olarak görülmüyordur.
0
hayvan dolaşması rahatsız etmiyor ama masaya atlayıp yemeğime sulanan çapulcu miyavları sigigit diye kovmuşluğum vardır. yemeğime göz dikmedikten sonra sorun yok, gelsin o esnada koynumda uyusun isterse.
haksız değilsin, insanların para vererek vakit geçirmeye geldiği mekanlarda hayvanlardan rahatsız olma hakkı var. dışarıda olsa "niye lan sadece senin mi o sokaklar" diyecekler olur ama kafe-restoranlara ses çıkartabileceklerini sanmıyorum.
edit: çıkartmışlar, canları sağ olsun.
haksız değilsin, insanların para vererek vakit geçirmeye geldiği mekanlarda hayvanlardan rahatsız olma hakkı var. dışarıda olsa "niye lan sadece senin mi o sokaklar" diyecekler olur ama kafe-restoranlara ses çıkartabileceklerini sanmıyorum.
edit: çıkartmışlar, canları sağ olsun.
0
Kediler rahatsız etmez hatta ben de o yemek verenlerden olabilirim :)
Büyük köpeklerden biraz korkuyorum ama, onlar en azından sagda solda dolaşmak yerine bir yerde dursalar daha iyi.
Tiksinme durumu filan olmuyor ama, hayvan gelip yemeğin içine oturmuyor sonuçta. Sagda solda dolasiyor. Kaldı ki bir kısmı çoğu insandan daha temiz bence.
Büyük köpeklerden biraz korkuyorum ama, onlar en azından sagda solda dolaşmak yerine bir yerde dursalar daha iyi.
Tiksinme durumu filan olmuyor ama, hayvan gelip yemeğin içine oturmuyor sonuçta. Sagda solda dolasiyor. Kaldı ki bir kısmı çoğu insandan daha temiz bence.
0
Dünya tersine dönüyor arkadaş, kediler restoranda insanlar kaldırımda yemek yiyor :)
Ben çok rahatsız olmam sanırım.
Ben çok rahatsız olmam sanırım.
0
Masalara cikmamali kediler. Daha dogrusu alistirilmamali, sevmeyen huylanan ve alerjisi olan olabilir. Ancak kedi ve kopek genelde yabancilar yemek vermedikce yanasmaz bunedenle acik bahce ortaminda sorun olmamali ama kapali ortamda dolasmalari sorun olabilir. Oturdugum semtte her cafenin bahcesinde kedi kopek var, ama sakin sakin uyuyorlar bir kosede onlari gorunce mutlu oluyorum ve buradaki insanlarin cogu bu durumdan mutlu. Rahatsiz olani hic gormedim. Zararsiz bir sekilde bir kosede takiliyorlar zaten.
0
rahatsız olmam, beslerim de onları. kendi yediğim kadar onlara da veriyorum tabağımdan.
0
@fraise lütfen yemek vermeyin bi yerde otururken çünkü senden sonra diğer herkesten aynı hareketi bekliyorlar. Eğer yemeğinizi bitiremediyseniz peçeteye sarın mesela sokakta verin orda değil ama :( Başımıza gelen bir olayı anlatayım, marinada yemek yerken kedi masaya çıkıp yeni gelen bifteği kapıp kaçtı, o an ki korku bile yetti bana ama bitmedi yenisi geldi yemeğin bu defa da gelip dizime ön patilerini dayayıp tısladı bi tanesi. Yıldım valla geçen aşağılarda kedi oluyor diye teraslı yere gidelim dedim, terasta kedi vardı.
0
Bunun hayvanları sevip sevmemekle alakasi yok aslinda .
Yemek yediğim yerin hijyen olmasini isterim, yemek yerken yan masanin üstünde kedi gördü mü tiksinti geliyor, ama sadece yerde dolaşıyorsa böyle düşünmüyorum .masaya sandalyeye çıkmadığı ve yemek istemedigi sürece problem yok .
Yemek yediğim yerin hijyen olmasini isterim, yemek yerken yan masanin üstünde kedi gördü mü tiksinti geliyor, ama sadece yerde dolaşıyorsa böyle düşünmüyorum .masaya sandalyeye çıkmadığı ve yemek istemedigi sürece problem yok .
0
Ben rahatsız olmuyorum kesinlikle, yemek de veriyorum, gelirse kediyi kucağıma alıyorum, en son bir tanes gelip çantamın üstünde baya yatmıştı. :) ama rahatsız olana da hak veririm, kardeşimin alerjisi var mesela, kedi varsa ortamda kriz geçirecek hale gelebiliyor.
0
Hayır aksine hayvanlara iyi davranan yerlere gitmeye çalışırım elimden geldiğince.
Kedi-köpek geldiğinde kovan, "beslemeyin alışmasın" diyen yerleri ve sahiplerini hiç sevmem esas.
Kedi-köpek geldiğinde kovan, "beslemeyin alışmasın" diyen yerleri ve sahiplerini hiç sevmem esas.
0
Çalıştığımızın yerin yanında kedili kafe var. Arada oraya gidiyoruz. Hatta insanların kucağına çıkıyorlar, kucağımızda kedi ile yemek yediğimiz çok oluyor. Kafe lüks değil ama havalı bir kafe, ana özelliği bu. Kedili olması aslında özelliği değil ama 10 taneye yakın kedi var dolanan. Yarı açık bir yer; masalar bina içinde değil, kaldırımda. Üstü taşınabilir cam gibi bir yerlerle kapatılmış. Sırf kedi için gittiğimiz oluyor.
Diğer kafelerde sadece yemek veriyorum masadan. Hatta çok seversem tabağımın yarısı gidiyor. Ancak, zorla tabağıma göz giden vahşi davranışları olanlarla uğraşırken zorlanıyorum. Zaten kedili elle yemek yemiyorum, kediye yemek veriyorsun. Yemek bitince de kucağıma alıyorum. Gerçi kendi kedimin kafasını ısırmışlığım, kafamı gömüp öpmüşlüğüm de var.
Genelde beraber yemeğe giden arkadaşım, bir yerde garson kediyi psst'lyarak kovduğu için artık oraya gitmiyor. Ben onsuz gidiyorum nadir de olsa.
Yine de şu açıdan haklısınız. Kediyi sevmiyorsanız sevmiyorsunuzdur ve iç içe yemek zorunda değilsiniz. Bir yandan da benim mutluluğum da kediyle yemek.
Ek: Cep telefonumu bezlerle siliyorum, yanımda antibakteriyel jel ve kolonya taşıyorum ama kedili ortamda hijyen rahatsız etmiyor.
Diğer kafelerde sadece yemek veriyorum masadan. Hatta çok seversem tabağımın yarısı gidiyor. Ancak, zorla tabağıma göz giden vahşi davranışları olanlarla uğraşırken zorlanıyorum. Zaten kedili elle yemek yemiyorum, kediye yemek veriyorsun. Yemek bitince de kucağıma alıyorum. Gerçi kendi kedimin kafasını ısırmışlığım, kafamı gömüp öpmüşlüğüm de var.
Genelde beraber yemeğe giden arkadaşım, bir yerde garson kediyi psst'lyarak kovduğu için artık oraya gitmiyor. Ben onsuz gidiyorum nadir de olsa.
Yine de şu açıdan haklısınız. Kediyi sevmiyorsanız sevmiyorsunuzdur ve iç içe yemek zorunda değilsiniz. Bir yandan da benim mutluluğum da kediyle yemek.
Ek: Cep telefonumu bezlerle siliyorum, yanımda antibakteriyel jel ve kolonya taşıyorum ama kedili ortamda hijyen rahatsız etmiyor.
0
@mtfbwy hayvanlardan korkanlara bi şey yapmaz bi şey yapmaz, o senden korkuyor asıl. yaaa şuna bak da diyor musun?
0
ben rahatsız olmuyorum. kadıköy'de böyle mekanlar çok. bir durum hariç: masaya çıkmaya alışmış kediler rahatsız ediyor.
0
Beni rahatsız etmez, bazen hoşuma da gider. Ben bir şey yerken böyle bakmaları bira rahatsız ediyor sadece. İçim sızlıyor. Paylaşarak yiyorum ben de :) Ama seni de anlıyorum, sen de haklısın.
0
masaya çıkarlarsa rahatsız olurum. onun dışında bayılırım kediye köpeğe. kedinin köpeğin rahatça gezindiği kafeler oraları tercih etmem için artı bir etkendir.
0
Ortada dolaşmaları rahatsız etmiyor da, kucağıma atlayan, masaya çıkan, rahat vermeyen kediler ediyor.
Mekan sahipleri ya kedilerin gelmesine izin vermeyecek, ya da kedileri düzenli bir şekilde besleyecek ki insanların tepesine çıkmasınlar. Bunun hayvan sevmekle ya da sevmemekle alakası yok.
Mekan sahipleri ya kedilerin gelmesine izin vermeyecek, ya da kedileri düzenli bir şekilde besleyecek ki insanların tepesine çıkmasınlar. Bunun hayvan sevmekle ya da sevmemekle alakası yok.
0
@ekaterina Korkanlara karşılarındaki canlıya zarar vermedikleri sürece saygı duyuyorum. Eğer korktukları halde sevmeye biraz meyillilerse evet sevdirmeye çalışıyorum. Ama "ay çek şunu şurdan ıyyyk ne kadar iğrenç" diyen birine karşı saygı duymuyorum. Çünkü insanoğlu olarak kendimizi her ne kadar evrenin merkezi olarak görsek de aslında değiliz. Sizin, benim kadar o hayvanlar da bu dünya üzerinde hak sahibi.
0
Rahatsiz olurum direkt.
Aslinda kedilerden rahatsiz olmam ama o hayvanin yeri orasi olmadigi icin rahatsiz olurum. Yoksa ayaklarimin arasinda kedi dolasmasi rahatsiz etmek degil hosuma bile gider. Ama bir restoranda kedi kopek olmamali. Benim rahatsiz oldugum sey, olmamasi gereken bir seyin olmasi. Takintiliyim. Restorana kedi kopek sokulmaz, ben kedilere bayilsam da (evet kedileri severim) rahatsiz olabilecek insanlar oldugu icin boyle yerlere hayvan sokulmamasi gerekiyorsa sokulmamali, dogrusu neyse o. Eger sokulursa rahatsiz olurum bu yuzden. Yanlis yapiliyor olmasindan rahatsiz olurum. Yemek yeniyor orada, bazi insanlar katlanamaz buna. Restoranda sadece ben olsam 20 tane kedi gelsin, hosuma gider.
Kisacasi, bu konuda "rahatsiz olan var alerjisi olan var ama ote yandan ben de cok seviyorum kedilerle yakin olmayi" ikileminde degilim, restorana hayvan girmemeli net.
Aslinda kedilerden rahatsiz olmam ama o hayvanin yeri orasi olmadigi icin rahatsiz olurum. Yoksa ayaklarimin arasinda kedi dolasmasi rahatsiz etmek degil hosuma bile gider. Ama bir restoranda kedi kopek olmamali. Benim rahatsiz oldugum sey, olmamasi gereken bir seyin olmasi. Takintiliyim. Restorana kedi kopek sokulmaz, ben kedilere bayilsam da (evet kedileri severim) rahatsiz olabilecek insanlar oldugu icin boyle yerlere hayvan sokulmamasi gerekiyorsa sokulmamali, dogrusu neyse o. Eger sokulursa rahatsiz olurum bu yuzden. Yanlis yapiliyor olmasindan rahatsiz olurum. Yemek yeniyor orada, bazi insanlar katlanamaz buna. Restoranda sadece ben olsam 20 tane kedi gelsin, hosuma gider.
Kisacasi, bu konuda "rahatsiz olan var alerjisi olan var ama ote yandan ben de cok seviyorum kedilerle yakin olmayi" ikileminde degilim, restorana hayvan girmemeli net.
0
Beni de rahatsiz etmez. Tiksinenleri de anlamam cunku yemek yerken bile elinizden dusurmediginiz cep telefonunuzun uzerinde bile kedi ve kopekte oldugundan kat kat daha fazla bakteri ve mikrop varmis.
Tamam anladik pis olduklarini dusunuyorsun, e cep telefonun daha mikroplu? Onu niye elinden dusurmuyorsun?
Ayrica dunya insanlarin hizmetine sunulmak icin olusmadi. Her canlinin dunyanin her noktasinda bulunmaya insan kadar hakki vardir.
Tamam anladik pis olduklarini dusunuyorsun, e cep telefonun daha mikroplu? Onu niye elinden dusurmuyorsun?
Ayrica dunya insanlarin hizmetine sunulmak icin olusmadi. Her canlinin dunyanin her noktasinda bulunmaya insan kadar hakki vardir.
0
Tiksinmenin mikrop miktariyla alakasi yok, tiksinen tiksinir, neden tiksiniyorsun diye soramazsiniz. Psikolojik bir sey o tiksinti. Kimse kalkip bakteri hesabi yapmiyor.
Her canlinin da her yerde bulunmaya hakki falan yok. Odana su aygiri girse yine aynisini mi soyleyeceksin?
Her canlinin da her yerde bulunmaya hakki falan yok. Odana su aygiri girse yine aynisini mi soyleyeceksin?
0
etmez bilakis çok severim. ama şırnaşık şımarık masaya atlayan tiplerden olmasın.. hayvanları kovan garsonlara da gıcık olurum. en güzeli garsonun sorması rahatsız oluyor musunuz diye? rahatsız olanların yanından uzaklaştırması. ama herkesi düşünmek lazım. seven var sevmeyen var korkan var..
0
rahatsız olmam hatta duruma göre sever mıncıklar gider ellerimi yıkar yemeğe öyle devam ederim ama o hayvanların orada olmaması gerekir, yani korkan veya onları orada istemeyen müşteriler bence haklı.
sorun şu ki restoran sahibi bu konuda bir şey yapamaz, sonuçta hayvanları besleyip oraya alıştıranlar yine müşteriler.
restorancı kalkıp kovalasa hayvan tekrar gelir, tekrar gelmemesi için hayvanın zarar görmesi korkması gerekir ki bu durum hayvanın masa altında dolaşmasından daha kötü, kimsenin bu yolu onaylayacağını sanmıyorum.
sokak hayvanlarının aç kalıp sağa sola salça olmasının suçlusu belediyedir, belediyecilere kafam girsin.
sorun şu ki restoran sahibi bu konuda bir şey yapamaz, sonuçta hayvanları besleyip oraya alıştıranlar yine müşteriler.
restorancı kalkıp kovalasa hayvan tekrar gelir, tekrar gelmemesi için hayvanın zarar görmesi korkması gerekir ki bu durum hayvanın masa altında dolaşmasından daha kötü, kimsenin bu yolu onaylayacağını sanmıyorum.
sokak hayvanlarının aç kalıp sağa sola salça olmasının suçlusu belediyedir, belediyecilere kafam girsin.
0
Kesinlikle rahatsız olmam, hayvan dostu işlermelere para kazandırmaya calisirim özellikle ama korkan veya tiksinenleri de anlayabiliyorum. Eskisehirdeyiz ozellikle kisin cok soguk oldugu icin hayvanlar dışardaki ısıtıcıların altında yatıyorlar. biz karnımız tok sırtımızda montla donarken o hayvancıklar ne yapsın?
Zaten burda da hic masaya cikmaya calisan kopek vs gormedim. Kedilerden de hic rahatsız olmuyorum.
Zaten burda da hic masaya cikmaya calisan kopek vs gormedim. Kedilerden de hic rahatsız olmuyorum.
0
kedilerin, masaların üzerinde dolaşmasına sıcak bakanlar; fare, karafatma, hamamböceği, büyük karasinek gibi hayvanların yemek masalarında dolaşma fikrine nasıl bakıyorlar merak ediyorum.
0
beni rahatsız etmez, yediğimden de veririm ama yemeğin sonuna doğru yapıyorum bunu genelde, elini verip kolunu kaptırma durumu var çünkü. :) yemek bitene kadar masaya çıkartmıyorum yoksa kalkamam ben oradan, sen verdikçe yer onlar çünkü ajgshjahksg :D
her gün bir sürü insanın ellediği şeyleri elliyoruz (para, otobüs demirleri, kapılar, vb), kediden ölmem diye tahmin ediyorum.
her gün bir sürü insanın ellediği şeyleri elliyoruz (para, otobüs demirleri, kapılar, vb), kediden ölmem diye tahmin ediyorum.
0
Kedi köpekten değil "ayyyyy" diye bağırıp sandalye masa tepesine çıkan, hayvana vurarak onu kovmaya çalışan tiplerden rahatsız oluyorum
0
kesinlikle rahatsız olurum ve ikinci defa o mekana gitmem.
ölmelerini istemiyorum diye hayvanları sevmek zorunda değilim. şimdi hayvanseverler bana duyar kasacak belki ama bu tercih meselesi. elimde değil ayağımın etrafında dolaşınca güvende hissedemiyorum. zorlamayla olmuyor bu işler insanın içinden gelecek.
bunu yargılayanlara da gıcık oluyorum.
ölmelerini istemiyorum diye hayvanları sevmek zorunda değilim. şimdi hayvanseverler bana duyar kasacak belki ama bu tercih meselesi. elimde değil ayağımın etrafında dolaşınca güvende hissedemiyorum. zorlamayla olmuyor bu işler insanın içinden gelecek.
bunu yargılayanlara da gıcık oluyorum.
0
beni rahatsız ediyor ama öyle aman aman ben burada yiyemem durumum olmuyor.
sadece olmasa daha iyi derim.
sadece olmasa daha iyi derim.
0
aşağıda beklerse sorun yok ama öyle yemeğimin içine giriyorsa popoya sertçe tokatı yiyor. öte yandan masalar arasında kedi köpek dolaşmasına neden rahatsız olayım? sonuçta onlar hep oradaydı. biz insanlar olarak o masayı, sandalyeyi, restoran'ı, kafe'yi, binaları ve şehri onların üstüne yaptık. canlıların yaşam alanını işgal edip, her yeri beton yaparak tuvaletini bile yapamaz hale getirdikten sonra onlara değil kendimize kızmalıyız.
0
passion rules the game
yaw bende 3 tane var. :/ millet manyak gözüyle bakıyordur.iki tane varken üçüncüyü kapıya bıraktılar, 1,5 aydır bende. sahiplendirsem mi diye düşünüyorum ama ayrılamıyorum da. huysuz, kimseyi takmayan garip bir kedi. insanları taciz ediyor, işine gelmedi mi sağır ayağına yatıyor falan :( yine de vaz
yaw bende 3 tane var. :/ millet manyak gözüyle bakıyordur.
iki tane varken üçüncüyü kapıya bıraktılar, 1,5 aydır bende. sahiplendirsem mi diye düşünüyorum ama ayrılamıyorum da. huysuz, kimseyi takmayan garip bir kedi. insanları taciz ediyor, işine gelmedi mi sağır ayağına yatıyor falan :( yine de vazgeçemiyorum bir şey gelir başına diye.
o değil de masrafları nasıl ayarlıyor kedi besleyenler? üç kedi aylık 200 TL falan masraf gerektiriyor, ben kendim o kadar harcamıyorum ya. veterinere gidince 3 kediyle milletin bakışları yani hiç hoş değil sdfsdfsd
nasıl optimize etsem durumu? sahiplendirsem mi sahiplendirmesem mi? lan o değil de ev kedisi olmak varmış. yediği önüne yemediği arkasında, en ufak hastalıkta bedava healthcare falan. ooh mis.
yoksa ucuz mama alıp yaş mamayı da kessem mi? gerçi o zaman ileride sağlık sorunu çıkar. pooof.
danke.
iki tane varken üçüncüyü kapıya bıraktılar, 1,5 aydır bende. sahiplendirsem mi diye düşünüyorum ama ayrılamıyorum da. huysuz, kimseyi takmayan garip bir kedi. insanları taciz ediyor, işine gelmedi mi sağır ayağına yatıyor falan :( yine de vazgeçemiyorum bir şey gelir başına diye.
o değil de masrafları nasıl ayarlıyor kedi besleyenler? üç kedi aylık 200 TL falan masraf gerektiriyor, ben kendim o kadar harcamıyorum ya. veterinere gidince 3 kediyle milletin bakışları yani hiç hoş değil sdfsdfsd
nasıl optimize etsem durumu? sahiplendirsem mi sahiplendirmesem mi? lan o değil de ev kedisi olmak varmış. yediği önüne yemediği arkasında, en ufak hastalıkta bedava healthcare falan. ooh mis.
yoksa ucuz mama alıp yaş mamayı da kessem mi? gerçi o zaman ileride sağlık sorunu çıkar. pooof.
danke.
0
bende o erkek adamlardanım. 2 senedir 3 kedi sahibiyim ve bok gibi para gidiyor afedersin. iyi beslensin diye kuru mamanın pahalısından veriyoruz, kumun en iyisini veriyoruz, aşısıydı parazitiydi ayda 300 tl gidiyordur.
0
ucuz mama almak mantıklı bir fikir gibi gözüküyor ama veterinerde idrar yolu tıkanması yüzünden 10 gün geçirmenin maliyeti 700 lira olmuştu bana. iller arası yolculuk da cabası. şimdi aldığım mama 35 lira, bundan 20 paket alabiliyormuşum o parayla. hayvanın çektiği acıyı, yollarda telef olmamı ve psikolojik hasarı işin içine katarsak bu iş bana 10 milyon liraya patladı yaklaşık olarak.
buradaki veterinere gittiğimde genelde emekli teyzeler, amcalar, bazen de benim yaşımda kızlar oluyor, erkek çok az.
üçüncüyü sahiplendirmeye çalış istersen.
buradaki veterinere gittiğimde genelde emekli teyzeler, amcalar, bazen de benim yaşımda kızlar oluyor, erkek çok az.
üçüncüyü sahiplendirmeye çalış istersen.
0
hayirsiza katılıyorum. ben de o idrar tıkanmasını engelleyen mamalardan kullanıyorum. ucuz diye açık mama kullanmamak lazım.
0
6 yıldır kap kara kedimle gayet keyifliyiz.
ben kum ve yemi gittigidiyordan alıyorum. kumları böyle 10 kiloluklardan 2-3 paket birden, yemleri de aynı şekilde alıyorum. epey süre gidiyor. taksit de yapıyorlar ve böyle büyük alınca hesaplı da oluyor. kedi iyidir, kedi candır.
ben kum ve yemi gittigidiyordan alıyorum. kumları böyle 10 kiloluklardan 2-3 paket birden, yemleri de aynı şekilde alıyorum. epey süre gidiyor. taksit de yapıyorlar ve böyle büyük alınca hesaplı da oluyor. kedi iyidir, kedi candır.
0
ben de hassas kedi maması alıyorum ama 7 kilosu 190 lira :/ 3 kedi hapur hupur yiyip bitiriyorlar. yaş mama da haftada 2-3 gün versen hooop :)
sahiplendirmeye de kıyamıyorum ya, sanırım değişik bakan gözlere alışacağım :)
sahiplendirmeye de kıyamıyorum ya, sanırım değişik bakan gözlere alışacağım :)
0
asıl erkek adam kedi besler be. manyak mısın.
sahiplendirmene ne gerek var? sen varsın, o şıkkı ele bi' kere.
ucuz mama olayı biraz karmaşık. x olur, y olur diyorlar ama bilmiyorum ya, çocuklara aylık 300 lira gibi masraf ediyorum biri hasta olduğu için. beyfendinin ilaçları özel, maması özel, veterineri özel. her boku özel anasını satayım. ama bizde bi' tane var hanfendi 16 yaşında, bütün gençliği mençliği iğrenç market mamalarıyla geçti, çünkü cahillik, son 6 senedir az biraz düzgün besleniyor. ömründe 2 kere bile veterinere gitmemiş olabilir. o kadar camışcasına sağlıklı. kediler erkek değilse biraz mamadan kısabilirsin, ya da kendin mama yapıp verebilirsin. mis.
haftada 2 kere yaş mama, gerisi orta ölçekli veteriner maması diyor ve çekiliyorum şu an.
sahiplendirmene ne gerek var? sen varsın, o şıkkı ele bi' kere.
ucuz mama olayı biraz karmaşık. x olur, y olur diyorlar ama bilmiyorum ya, çocuklara aylık 300 lira gibi masraf ediyorum biri hasta olduğu için. beyfendinin ilaçları özel, maması özel, veterineri özel. her boku özel anasını satayım. ama bizde bi' tane var hanfendi 16 yaşında, bütün gençliği mençliği iğrenç market mamalarıyla geçti, çünkü cahillik, son 6 senedir az biraz düzgün besleniyor. ömründe 2 kere bile veterinere gitmemiş olabilir. o kadar camışcasına sağlıklı. kediler erkek değilse biraz mamadan kısabilirsin, ya da kendin mama yapıp verebilirsin. mis.
haftada 2 kere yaş mama, gerisi orta ölçekli veteriner maması diyor ve çekiliyorum şu an.
0
erkek adam kedi besler mi?
İnsan evladıysa ve maddi açıdan sıkıntı olmuyorsa besleyebilir, bence bir sakıncası yok.
Evde beslemiyoruz ama apartmanımızın küçük bir bahçesi var, bir dönem 7-8 tane kediyi besliyorduk orada.
İnsan evladıysa ve maddi açıdan sıkıntı olmuyorsa besleyebilir, bence bir sakıncası yok.
Evde beslemiyoruz ama apartmanımızın küçük bir bahçesi var, bir dönem 7-8 tane kediyi besliyorduk orada.
0
Yaş mama haftada 1 kere bile olabilir, pek iyi bi şey değil zaten. Kuru mama da değil de yapacak bir şey yok; evde yapmak, onun duzenini, ayarını tutturmak çok zor özellikle 3 kedi icin.
Bu kadar kolay bağlanıyorsan senin de benim gibi sonun iyi değil... Benim kendi evim yok da kurtarıyorum evi kedi barınağına çevirmekten, her bağlandığına evde bakamazsın. Allah kolaylık ve mutluluk versin kedili ailenize ^^
Bu kadar kolay bağlanıyorsan senin de benim gibi sonun iyi değil... Benim kendi evim yok da kurtarıyorum evi kedi barınağına çevirmekten, her bağlandığına evde bakamazsın. Allah kolaylık ve mutluluk versin kedili ailenize ^^
0
valla ben besliyorum. öyle çok kedi masrafım olmuyor. hesabını bildikten sonra çok düşük maliyetlerle beslenebiliyor.
0
aynı dertten müzdaribim, bende de 4 kedi 1 bir büyük ırk köpek var. para yetişmiyor. kum ve mamaları temizmama'dan alıyorum. yaş mama çok elzem bir şey değil.
temizmama kaliteli mi kalitesiz mi olayına kendimce şöyle örnek verebilirim, kedilerimizden biri alerji olmuştu ve veteriner sadece prof mama yemeli dediği için bi süre royal canin verdik alerji tamamen geçmemişti ama başka bir şey yediği anda tüm suratındaki tüyler dökülüp korkunç bir şey oluyordu. o ara hiç param olmadığı için bonocibo vermeye başladım ve mucize gibi bir şey oldu kedi alerji olmadığı gibi iyice iyileşti şimdi çok mutluyuz.
temizmama kaliteli mi kalitesiz mi olayına kendimce şöyle örnek verebilirim, kedilerimizden biri alerji olmuştu ve veteriner sadece prof mama yemeli dediği için bi süre royal canin verdik alerji tamamen geçmemişti ama başka bir şey yediği anda tüm suratındaki tüyler dökülüp korkunç bir şey oluyordu. o ara hiç param olmadığı için bonocibo vermeye başladım ve mucize gibi bir şey oldu kedi alerji olmadığı gibi iyice iyileşti şimdi çok mutluyuz.
0
beholderrulez
Merhaba arkadaşlar,7/24 açık kalması gereken bir serverim bugün saçmalamaya başladı. Baktım internete bağlı ssh ile bağlandım:@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@ WARNING: REMOTE HOST IDENTIFICATION HAS CHANGED! @@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@
Merhaba arkadaşlar,
7/24 açık kalması gereken bir serverim bugün saçmalamaya başladı. Baktım internete bağlı ssh ile bağlandım:
@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@
@ WARNING: REMOTE HOST IDENTIFICATION HAS CHANGED! @
@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@
IT IS POSSIBLE THAT SOMEONE IS DOING SOMETHING NASTY!
Someone could be eavesdropping on you right now (man-in-the-middle attack)!
It is also possible that a host key has just been changed.
The fingerprint for the RSA key sent by the remote host is
6e:45:f9:a8:af:38:3d:a1:a5:c7:76:1d:02:f8:77:00.
Please contact your system administrator.
Add correct host key in /home/hostname /.ssh/known_hosts to get rid of this message.
Offending RSA key in /var/lib/sss/pubconf/known_hosts:4
RSA host key for pong has changed and you have requested strict checking.
Host key verification failed.
bu hatayı aldım. Bu nedir bilmiyorum. Birisi şunu yap demiş:
ssh-keygen -R 192.168.3.10
şuan halen o sunucuya erişemiyorum zira password hatalı diyor. Fiziksel erişimimim de yok restart etmek için. Bu şartlarda bana ne önerebilirsiniz?
Teşekkürler
7/24 açık kalması gereken bir serverim bugün saçmalamaya başladı. Baktım internete bağlı ssh ile bağlandım:
@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@
@ WARNING: REMOTE HOST IDENTIFICATION HAS CHANGED! @
@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@
IT IS POSSIBLE THAT SOMEONE IS DOING SOMETHING NASTY!
Someone could be eavesdropping on you right now (man-in-the-middle attack)!
It is also possible that a host key has just been changed.
The fingerprint for the RSA key sent by the remote host is
6e:45:f9:a8:af:38:3d:a1:a5:c7:76:1d:02:f8:77:00.
Please contact your system administrator.
Add correct host key in /home/hostname /.ssh/known_hosts to get rid of this message.
Offending RSA key in /var/lib/sss/pubconf/known_hosts:4
RSA host key for pong has changed and you have requested strict checking.
Host key verification failed.
bu hatayı aldım. Bu nedir bilmiyorum. Birisi şunu yap demiş:
ssh-keygen -R 192.168.3.10
şuan halen o sunucuya erişemiyorum zira password hatalı diyor. Fiziksel erişimimim de yok restart etmek için. Bu şartlarda bana ne önerebilirsiniz?
Teşekkürler
0
o ip adresi kısmına sunucunun ip adresini yazıyorsun değil mi? 192.168.3.10 örnek olsun diye orada çünkü, direk bunu kopyaladıysan olmaz.
0
exla
Merhaba arkadaşlar,Şimdi bu kart ile orada bir şirket kurabiliyoruz, banka hesabına sahip olabiliyoruz ve sadece bankadan çıkartmak istediğimiz paranın %20'sini vergi olarak veriyoruz, buraya göre süper evet. Ama merak ettiğim şu: mesela burada bir şirketim var, bütün kağıt işlemlerini oraya aldırıp
Merhaba arkadaşlar,
Şimdi bu kart ile orada bir şirket kurabiliyoruz, banka hesabına sahip olabiliyoruz ve sadece bankadan çıkartmak istediğimiz paranın %20'sini vergi olarak veriyoruz, buraya göre süper evet.
Ama merak ettiğim şu: mesela burada bir şirketim var, bütün kağıt işlemlerini oraya aldırıp, internet sitesi üzerinden ödemeleri oraya kabul ettirip, buradan işimi yürütebilir miyim ve buradan fatura kesebilir miyim oraya hiç gerek kalmadan?
Bir de böyle bir şey yaparsam bizim devletin duruşu ne olacak bana karşı? Ben orada bir şirket kurup askerliğimi bile bedelli yapabilirim yani mantıken değil mi?
Şimdi bu kart ile orada bir şirket kurabiliyoruz, banka hesabına sahip olabiliyoruz ve sadece bankadan çıkartmak istediğimiz paranın %20'sini vergi olarak veriyoruz, buraya göre süper evet.
Ama merak ettiğim şu: mesela burada bir şirketim var, bütün kağıt işlemlerini oraya aldırıp, internet sitesi üzerinden ödemeleri oraya kabul ettirip, buradan işimi yürütebilir miyim ve buradan fatura kesebilir miyim oraya hiç gerek kalmadan?
Bir de böyle bir şey yaparsam bizim devletin duruşu ne olacak bana karşı? Ben orada bir şirket kurup askerliğimi bile bedelli yapabilirim yani mantıken değil mi?
0
"Şimdi bu kart ile orada bir şirket kurabiliyoruz, banka hesabına sahip olabiliyoruz ve sadece bankadan çıkartmak istediğimiz paranın %20'sini vergi olarak veriyoruz"
Malesef. Vergiden düşebiliyorsun nasılsa ama yine de AB üyesi ülkelerde yaşayan müşterilerin VAT olayı var.
"Ama merak ettiğim şu: mesela burada bir şirketim var, bütün kağıt işlemlerini oraya aldırıp, internet sitesi üzerinden ödemeleri oraya kabul ettirip, buradan işimi yürütebilir miyim ve buradan fatura kesebilir miyim oraya hiç gerek kalmadan?"
ödemeler oraya gidecek, faturayı buradan keseceksin, hem burada oturacaksın, ama vergiyi de az ödeyeceksin, malesef. Yeni AB yasasına göre VAT olayı biraz değişti, artık VAT (onların KDV'si) hizmeti alan ülke vatandaşına kesiliyor diye biliyorum, sen hizmeti istersen barbunya adasından ver.
"Bir de böyle bir şey yaparsam bizim devletin duruşu ne olacak bana karşı? Ben orada bir şirket kurup askerliğimi bile bedelli yapabilirim yani mantıken değil mi?"
Hayır, yapamazsın. Dövizle askerlik yapabilmen için (bedelli ile bunu kastettin herhalde) üç yıl boyunca yurt dışında çalışman, bunu belgeleyebilmen, Türkiye'ye uzun süre kalmaman ve yurtdışında yaptığın işin Türkiye ile ilgisi olmaması (yani işin bir kısmını bile burada icra etmemelisin) gerekiyor. Örneğin e-ticaret siten var, işin operasyonu Türkiye'de, sen başka ülkedesin, öyle olmuyor işte.
www.msb.gov.tr
5. madde.
Malesef. Vergiden düşebiliyorsun nasılsa ama yine de AB üyesi ülkelerde yaşayan müşterilerin VAT olayı var.
"Ama merak ettiğim şu: mesela burada bir şirketim var, bütün kağıt işlemlerini oraya aldırıp, internet sitesi üzerinden ödemeleri oraya kabul ettirip, buradan işimi yürütebilir miyim ve buradan fatura kesebilir miyim oraya hiç gerek kalmadan?"
ödemeler oraya gidecek, faturayı buradan keseceksin, hem burada oturacaksın, ama vergiyi de az ödeyeceksin, malesef. Yeni AB yasasına göre VAT olayı biraz değişti, artık VAT (onların KDV'si) hizmeti alan ülke vatandaşına kesiliyor diye biliyorum, sen hizmeti istersen barbunya adasından ver.
"Bir de böyle bir şey yaparsam bizim devletin duruşu ne olacak bana karşı? Ben orada bir şirket kurup askerliğimi bile bedelli yapabilirim yani mantıken değil mi?"
Hayır, yapamazsın. Dövizle askerlik yapabilmen için (bedelli ile bunu kastettin herhalde) üç yıl boyunca yurt dışında çalışman, bunu belgeleyebilmen, Türkiye'ye uzun süre kalmaman ve yurtdışında yaptığın işin Türkiye ile ilgisi olmaması (yani işin bir kısmını bile burada icra etmemelisin) gerekiyor. Örneğin e-ticaret siten var, işin operasyonu Türkiye'de, sen başka ülkedesin, öyle olmuyor işte.
www.msb.gov.tr
5. madde.
0
mr.goodcat
Emeği geçen herkesin allah belasını versin. Bir gün de güzel bir şey olsun şu ülkede.Açıklama:https://www.paypal.com/tr/webapps/mpp/homeSoru: Ne yapıcaz şimdi, Amerika hesabı açılabiliyor mu? Prepaid kart falan.
Emeği geçen herkesin allah belasını versin. Bir gün de güzel bir şey olsun şu ülkede.
Açıklama:
www.paypal.com
Soru: Ne yapıcaz şimdi, Amerika hesabı açılabiliyor mu? Prepaid kart falan.
Açıklama:
www.paypal.com
Soru: Ne yapıcaz şimdi, Amerika hesabı açılabiliyor mu? Prepaid kart falan.
0
bu ulkede duranin taaaa...
o her seyi bilen akillilardan bir bakan soylemisti kendi twitterimizi acariz diye. kendi arabamizi yapariz. simdi de yerli ve milli paypal yaparlar kucuk dunyalarinda. haziri da var zaten bkm ekspres diye.
emegi gecenlerin allah belasini versin.
o her seyi bilen akillilardan bir bakan soylemisti kendi twitterimizi acariz diye. kendi arabamizi yapariz. simdi de yerli ve milli paypal yaparlar kucuk dunyalarinda. haziri da var zaten bkm ekspres diye.
emegi gecenlerin allah belasini versin.
0
"Türkiye’de ödeme faaliyetlerinde bulunmak için yaptığımız lisans başvurusunun BDDK tarafından reddi nedeniyle faaliyetlerimizi durdurmaktan başka bir seçeneğimiz bulunmamaktadır.
Gelecekte Türkiye'deki müşterilerimize yeniden hizmet verebilmek için gerekli izinlerin alınması yönündeki çalışmalarımız devam edecektir."
bu nedir lan???
Gelecekte Türkiye'deki müşterilerimize yeniden hizmet verebilmek için gerekli izinlerin alınması yönündeki çalışmalarımız devam edecektir."
bu nedir lan???
0
Her zamanki mantık.
Yetkin elemanlar olmayınca sorunları çözebilecek anında izin vermeme,kapatma işini çözüm olarak ortaya sunuyorlar.
Esnafın kaçırdığı vergiye herhangi bir şey ypamayanlr takip edemiyoruz diye öncelikle ön ödemeli kartları bitirdiler şimdi de bu.
Yetkin elemanlar olmayınca sorunları çözebilecek anında izin vermeme,kapatma işini çözüm olarak ortaya sunuyorlar.
Esnafın kaçırdığı vergiye herhangi bir şey ypamayanlr takip edemiyoruz diye öncelikle ön ödemeli kartları bitirdiler şimdi de bu.
0
e iyi de, paypal türkiyeye "gelmeden" ebay'den alışveriş yapıyordum ben? Ha hesabımda para olmuyordu karttan->ebaye, iade durumunda ebayden-->karta. Bu yine yapılabilecek sanırım?
esas sorun mesela paypal hesabımızda bir şekilde para varsa onu banka hesabına çekemeyecek olmamız sanırım. Doğru mu anladım?
not: böyle ülkeye ve gelişmelere müthiş ayak uyduran sisteme saygılarımı sunarım
esas sorun mesela paypal hesabımızda bir şekilde para varsa onu banka hesabına çekemeyecek olmamız sanırım. Doğru mu anladım?
not: böyle ülkeye ve gelişmelere müthiş ayak uyduran sisteme saygılarımı sunarım
0
ABD hesabı açamazsın çünkü SSN istiyor. Hem bizim ülkede suç hem onlarınkinde federal suç, "gel kardeş açabilirsin" deseler bile açma yani "ben aslında Amerikalıyım" diye.
Habere üzüldüm, alışveriş yaptığım ve gelecekte alışveriş yapabileceğim yerlerin içinde sadece PayPal kabul edenler var. PayPal kullanmayı sevdiğim bir yöntem değil, bir sürü saçma sapan yanı var ama kötünün iyisiydi.
Bu konuda BDDK'yı suçlamak bence şu sebepten dolayı yersiz, bazı büyük şirketler ülkelerin bakanlıklarıyla ve yetkilileriyle görüşürken "sizin yasalar beni ilgilendirmez, benim teklifim budur, şu şu yasaları da şu metindekilerle değiştirirseniz olur" şeklinde dayatmalar yaparak elindeki gücü köküne kadar kullanmaya çalışır. Bu komplo teorisi filan değil, gerçekler böyle. Burada öyle bir durum mu var, belki yerli bir rakip gelecek, ona yer açılsın diye halihazırda lisansı olmayanları "hadi gidin" diye ondan mı kovdu (Çin böyle yapıyor ve şu ana dek işe yarıyor gibi gözüküyor), bunlar hep soru. Ben şahsen PayPal gibi çalışabilen bir yerli şirket olsa onu tercih ederim ama PayPal tüm dünyada faaliyet gösteriyor, bugün, hemen bu gece açacağınız bir şirketin o kadar ülkede sadece lisans başvurularının sonuçlanması iki üç yıl alır. Bununla bitmez malesef. Hele ki ABD gibi ülkelerde her eyalette ayrı lisans başvurusu yapmak gerekiyor, hesaplarsınız artık gereken süreyi. "Benim 50 milyon dolar param var, ödeme şirketi açacağım" der ve çalışmaya başlarsanız en az bir yıl yersiniz, o da lisans alması en kolay olan 2-3 bölgede lisans almaya ve platformu oluşturmaya gider. 50 milyon anca birkaç ülkeye açılmaya yeter bu arada, örnek olsun diye verdim.
Yerli bir rakip geliyorsa onun en azından Avrupa ve ABD'de işlem yapabiliyor hale gelmesi için iyimser tahminle 2-3 yıl gider yani, geliyor olsa bile bu kadar bekleriz.
Kara kara düşünüyorum şimdi.
Habere üzüldüm, alışveriş yaptığım ve gelecekte alışveriş yapabileceğim yerlerin içinde sadece PayPal kabul edenler var. PayPal kullanmayı sevdiğim bir yöntem değil, bir sürü saçma sapan yanı var ama kötünün iyisiydi.
Bu konuda BDDK'yı suçlamak bence şu sebepten dolayı yersiz, bazı büyük şirketler ülkelerin bakanlıklarıyla ve yetkilileriyle görüşürken "sizin yasalar beni ilgilendirmez, benim teklifim budur, şu şu yasaları da şu metindekilerle değiştirirseniz olur" şeklinde dayatmalar yaparak elindeki gücü köküne kadar kullanmaya çalışır. Bu komplo teorisi filan değil, gerçekler böyle. Burada öyle bir durum mu var, belki yerli bir rakip gelecek, ona yer açılsın diye halihazırda lisansı olmayanları "hadi gidin" diye ondan mı kovdu (Çin böyle yapıyor ve şu ana dek işe yarıyor gibi gözüküyor), bunlar hep soru. Ben şahsen PayPal gibi çalışabilen bir yerli şirket olsa onu tercih ederim ama PayPal tüm dünyada faaliyet gösteriyor, bugün, hemen bu gece açacağınız bir şirketin o kadar ülkede sadece lisans başvurularının sonuçlanması iki üç yıl alır. Bununla bitmez malesef. Hele ki ABD gibi ülkelerde her eyalette ayrı lisans başvurusu yapmak gerekiyor, hesaplarsınız artık gereken süreyi. "Benim 50 milyon dolar param var, ödeme şirketi açacağım" der ve çalışmaya başlarsanız en az bir yıl yersiniz, o da lisans alması en kolay olan 2-3 bölgede lisans almaya ve platformu oluşturmaya gider. 50 milyon anca birkaç ülkeye açılmaya yeter bu arada, örnek olsun diye verdim.
Yerli bir rakip geliyorsa onun en azından Avrupa ve ABD'de işlem yapabiliyor hale gelmesi için iyimser tahminle 2-3 yıl gider yani, geliyor olsa bile bu kadar bekleriz.
Kara kara düşünüyorum şimdi.
0
e ebay, amazon alışverişlerimiz ne olacak? bazı satıcılar direkt kredi kartı üzerinden satış yapmıyor ki?
0
2012'den beri kullanıyordum; gözümün önünden film şeridi gibi geçti birden yaptığım işlemler ve bundan sonra yapamayacaklarım. Yurtışından kozmetik ürün getirme yasağından sonraki 2. büyük darbe bu bence yurtdışından alışveriş konusunda. Lanet olsun diyorum!
Peki var mı bu PayPal'ın alternatifi?
Peki var mı bu PayPal'ın alternatifi?
0
bddk denetimleri inanılmaz sıkılaştı, yılda en az 2 kere denetime giriyor bu firmalar ve çok can sıkıcı hal almaya başladı.. ota boka kızıyorlar, sürekil açık arıyorlar. götü boklu bir firma açıyor akp yandaşı, bddk da lisansı aracı kuruma veriyor "gidin onlardan alın lisansı" diyor. paypal da boş yere büyük miktarda para akıtıyor bu aracı firmalara..
0
beyler payoneer vs tıkır tıkır devam ederken para çekme vs limitleri de paypala göre gayet fazlayken neden paypal uçtu şimdi
0
lorne malvo
sıfırdan başlamak istiyorum, hiç bir şey bilmiyorum zaten bu konuyla ilgili.bi kitabı eğitim seti falan varsa parası neyse veririm.mobil uygulamaların türleri falan varsa ben android için program yazmak istiyorum. teşekkürler.ingilizceye yeni başladım
sıfırdan başlamak istiyorum, hiç bir şey bilmiyorum zaten bu konuyla ilgili.
bi kitabı eğitim seti falan varsa parası neyse veririm.
mobil uygulamaların türleri falan varsa ben android için program yazmak istiyorum. teşekkürler.
ingilizceye yeni başladım
bi kitabı eğitim seti falan varsa parası neyse veririm.
mobil uygulamaların türleri falan varsa ben android için program yazmak istiyorum. teşekkürler.
ingilizceye yeni başladım
0
İngilizce biliyor musun? Bilmiyorsan öğrenmeye başla, işine yarayacak.
Biliyorsan safaribooksonline.com , burada her şeyin KRALI var, aşağıdaki sitelerin bazılarının içerikleri de burada yayınlanır periyodik olarak.
Nereden öğreneyim dersen benim kaynaklarım şöyle:
-safaribooksonline
-aşağıdaki sitelerin bazıları
-Google'ı kullanıyorum
-Eğer GitHub'daki bir paketle çalışıyorsam sorun yaşadığımda GitHub'da çözülmüş/çözülmemiş sorun kısmına (issue) bakıyorum çünkü bu sorunu benden önce yaşamış birileri olabilir.
-Takıldığım yerde Stack Overflow'da soru soruyorum.
-YouTube'da ders, tutorial vb izliyorum
-Bazı bloglar var, onları takip ediyorum.
-Medium.com'da anahtar kelime bazlı arama yapıp bulduğum blog postlarını okuyorum.
Dökümantasyon her zaman için en iyi başlangıç noktasıdır, yarım yamalak olsa da terimleri öğrenmek için kullanılmalı. Elinde iki seçenek var, ya Java öğrenip native bir uygulama yapacaksın (hibrite göre hızlıdır ama tek platformda çalışır), ya da hibrit uygulama yazıp tüm platformlarda kullanacaksın (native uygulamaya göre yavaştır ama eskiden çok çok daha yavaştı, şimdiki fark bildiğim kadarıyla çok az, tercih edilebilir o yüzden).
Bu arada uygulamanı geliştirirken ve yayına almadan önce Google'ın kurallarına da göz at, işini kuralına uygun şekilde yapmazsan uygulaman marketten kaldırılabiliyor ve ömür boyu yasaklanabiliyorsun, bu konu çok önemli. Apple'da bu iş elle yapıldığı için itiraz şansın daha yüksek, çözüm yolu var ama Google her şeyi makineye bağladığı için derdini anlatacak birini bulman üç hafta sürebilir. Bazı geliştiriciler çok sıkıntı yaşıyor bu tür konularda, aman dikkat :))
Başka cevaplar da gelir mutlaka ama gelmezse akşama eklemeler yapacağım ben bu cevaba, bakarsın yine.
developer.android.com
Şimdi arayacak vaktim yok, önceki cevaplarıma bakarsan orada bol bol tavsiye vermiştim bazı arkadaşlara, akşama eklerim.
Biraz internet sitesi vereyim, kimisi ücretli, kimisi değil. Ayıklayamadım, komple kopyaladım yer imlerini. bazıları mobil uygulama geliştmeyle alakalı değil ama işine yarayabilir.
www.vidobu.com -> Türkçe
skilledup.com -> Kurs arama motoru
www.safaribooksonline.com
www.udemy.com
learnhow.narrativecard.com
www.codecademy.com
www.ted.com
www.eksiduyuru.com
www.codeschool.com
www.theodinproject.com
www.mindtools.com
www.marketmotive.com
www.creativelive.com
www.vtc.com
tutsplus.com
teamtreehouse.com
www.totaltraining.com
www.educator.com
library.killersites.com
www.lynda.com
www.canvas.net
02geek.com
www.infiniteskills.com
www.peachpit.com
www.quepublishing.com
www.evisors.com
www.mindedgeonline.com
www.grovo.com
www.openculture.com
integralcalc.pathwright.com
hbr.org
fora.tv
www.oreilly.com
www.creativeedge.com
www.cbtnuggets.com
alison.com
marketfy.com
fizzle.co
www.mediabistro.com
www.distilled.net
www.mindsy.com
www.hyperink.com
www.goskills.com
www.informit.com
ragantraining.com
www.wiziq.com
falconbury.co.uk
www.smashingmagazine.com
generalassemb.ly
utubersity.com
learntoprogram.tv
www.staffkit.com
www.simplilearn.com
udemy.knoji.com
kelbyone.com
www.futurelearn.com
frontendmasters.com
www.integralcalc.com
instaedu.com
www.learnstreet.com
codehs.com
www.ftpress.com
www.marketingprofsu.com
my.copyblogger.com
mixergy.com
www.growthhacker.tv
www.docstoc.com
www.incomediary.com
algorithmia.com
www.thegreatcourses.com
gettingsmart.com
www.openlearning.com
www.skilledup.com
www.killervideostore.com
tutsplus.com
www.yoobee.ac.nz
www.manning.com
www.packtpub.com
shop.smashingmagazine.com
benhunt.com
guides.co
www.apress.com
www.coursetalk.com
www.vodeclic.com
curiosity.com
curious.com
www.skillshare.com
leanpub.com
www.wrox.com
www.mailcharts.com
www.knowledgecity.com
www.universalclass.com
02skills.com
www.globalfinanceschool.com
www.copyblogger.com
www.brighttalk.com
www.netcomlearning.com
www.elearnuk.co.uk
stormwind.com
www.designcourse.com
tr.scribd.com
www.uie.com
www.experts-exchange.com
www.oysterbooks.com
www.abookapart.com
www.amanet.org
webmentor.org
www.ostraining.com
www.baserails.com
stuk.io
filtered.com
www.refactoru.com
onemonth.com
www.pluralsight.com
www.digitaltutors.com
www.chrisg.com
itunes.apple.com
www.webmentor.org
www.eduonix.com
www.edureka.co
ecorner.stanford.edu
egghead.io
uxtraining.com
hackdesign.org
anylrn.com
www.coursera.org
uxmastery.com
www.interaction-design.org
leanpub.com
www.igi-global.com
jream.com
learning.ly
openstaxcollege.org
couponfollow.com
www.bento.io
www.mooc-list.com
devdojo.com
ilovecoding.org
shop.sitepoint.com
100mba.net
www.affilorama.com
appendto.com
angelhack.com
www.pluralsight.com
Unutmadan...
Tebrik ederim, birçok insanın cesaret bile edemeyeceği bir şeyi yapmak için çaba gösteriyorsun. Yazılım geliştirme kolay bir alan değil ama çalışan insana da zor değil.
Bol şans.
Biliyorsan safaribooksonline.com , burada her şeyin KRALI var, aşağıdaki sitelerin bazılarının içerikleri de burada yayınlanır periyodik olarak.
Nereden öğreneyim dersen benim kaynaklarım şöyle:
-safaribooksonline
-aşağıdaki sitelerin bazıları
-Google'ı kullanıyorum
-Eğer GitHub'daki bir paketle çalışıyorsam sorun yaşadığımda GitHub'da çözülmüş/çözülmemiş sorun kısmına (issue) bakıyorum çünkü bu sorunu benden önce yaşamış birileri olabilir.
-Takıldığım yerde Stack Overflow'da soru soruyorum.
-YouTube'da ders, tutorial vb izliyorum
-Bazı bloglar var, onları takip ediyorum.
-Medium.com'da anahtar kelime bazlı arama yapıp bulduğum blog postlarını okuyorum.
Dökümantasyon her zaman için en iyi başlangıç noktasıdır, yarım yamalak olsa da terimleri öğrenmek için kullanılmalı. Elinde iki seçenek var, ya Java öğrenip native bir uygulama yapacaksın (hibrite göre hızlıdır ama tek platformda çalışır), ya da hibrit uygulama yazıp tüm platformlarda kullanacaksın (native uygulamaya göre yavaştır ama eskiden çok çok daha yavaştı, şimdiki fark bildiğim kadarıyla çok az, tercih edilebilir o yüzden).
Bu arada uygulamanı geliştirirken ve yayına almadan önce Google'ın kurallarına da göz at, işini kuralına uygun şekilde yapmazsan uygulaman marketten kaldırılabiliyor ve ömür boyu yasaklanabiliyorsun, bu konu çok önemli. Apple'da bu iş elle yapıldığı için itiraz şansın daha yüksek, çözüm yolu var ama Google her şeyi makineye bağladığı için derdini anlatacak birini bulman üç hafta sürebilir. Bazı geliştiriciler çok sıkıntı yaşıyor bu tür konularda, aman dikkat :))
Başka cevaplar da gelir mutlaka ama gelmezse akşama eklemeler yapacağım ben bu cevaba, bakarsın yine.
developer.android.com
Şimdi arayacak vaktim yok, önceki cevaplarıma bakarsan orada bol bol tavsiye vermiştim bazı arkadaşlara, akşama eklerim.
Biraz internet sitesi vereyim, kimisi ücretli, kimisi değil. Ayıklayamadım, komple kopyaladım yer imlerini. bazıları mobil uygulama geliştmeyle alakalı değil ama işine yarayabilir.
www.vidobu.com -> Türkçe
skilledup.com -> Kurs arama motoru
www.safaribooksonline.com
www.udemy.com
learnhow.narrativecard.com
www.codecademy.com
www.ted.com
www.eksiduyuru.com
www.codeschool.com
www.theodinproject.com
www.mindtools.com
www.marketmotive.com
www.creativelive.com
www.vtc.com
tutsplus.com
teamtreehouse.com
www.totaltraining.com
www.educator.com
library.killersites.com
www.lynda.com
www.canvas.net
02geek.com
www.infiniteskills.com
www.peachpit.com
www.quepublishing.com
www.evisors.com
www.mindedgeonline.com
www.grovo.com
www.openculture.com
integralcalc.pathwright.com
hbr.org
fora.tv
www.oreilly.com
www.creativeedge.com
www.cbtnuggets.com
alison.com
marketfy.com
fizzle.co
www.mediabistro.com
www.distilled.net
www.mindsy.com
www.hyperink.com
www.goskills.com
www.informit.com
ragantraining.com
www.wiziq.com
falconbury.co.uk
www.smashingmagazine.com
generalassemb.ly
utubersity.com
learntoprogram.tv
www.staffkit.com
www.simplilearn.com
udemy.knoji.com
kelbyone.com
www.futurelearn.com
frontendmasters.com
www.integralcalc.com
instaedu.com
www.learnstreet.com
codehs.com
www.ftpress.com
www.marketingprofsu.com
my.copyblogger.com
mixergy.com
www.growthhacker.tv
www.docstoc.com
www.incomediary.com
algorithmia.com
www.thegreatcourses.com
gettingsmart.com
www.openlearning.com
www.skilledup.com
www.killervideostore.com
tutsplus.com
www.yoobee.ac.nz
www.manning.com
www.packtpub.com
shop.smashingmagazine.com
benhunt.com
guides.co
www.apress.com
www.coursetalk.com
www.vodeclic.com
curiosity.com
curious.com
www.skillshare.com
leanpub.com
www.wrox.com
www.mailcharts.com
www.knowledgecity.com
www.universalclass.com
02skills.com
www.globalfinanceschool.com
www.copyblogger.com
www.brighttalk.com
www.netcomlearning.com
www.elearnuk.co.uk
stormwind.com
www.designcourse.com
tr.scribd.com
www.uie.com
www.experts-exchange.com
www.oysterbooks.com
www.abookapart.com
www.amanet.org
webmentor.org
www.ostraining.com
www.baserails.com
stuk.io
filtered.com
www.refactoru.com
onemonth.com
www.pluralsight.com
www.digitaltutors.com
www.chrisg.com
itunes.apple.com
www.webmentor.org
www.eduonix.com
www.edureka.co
ecorner.stanford.edu
egghead.io
uxtraining.com
hackdesign.org
anylrn.com
www.coursera.org
uxmastery.com
www.interaction-design.org
leanpub.com
www.igi-global.com
jream.com
learning.ly
openstaxcollege.org
couponfollow.com
www.bento.io
www.mooc-list.com
devdojo.com
ilovecoding.org
shop.sitepoint.com
100mba.net
www.affilorama.com
appendto.com
angelhack.com
www.pluralsight.com
Unutmadan...
Tebrik ederim, birçok insanın cesaret bile edemeyeceği bir şeyi yapmak için çaba gösteriyorsun. Yazılım geliştirme kolay bir alan değil ama çalışan insana da zor değil.
Bol şans.
0
le fantome de l opera
Yaklaşık bir senedir bundan muzdaribim, bazen şiddetleniyor bazen hafifliyor. Ama çoğunlukla var. 2-3 doktora gittim krem verip geçiştirdiler birisi kan aldi röntgen çekti en sonunda krem kar etmeyince ama yine hicbir sey cıkmadı,sizce neden olabilir?
Yaklaşık bir senedir bundan muzdaribim, bazen şiddetleniyor bazen hafifliyor. Ama çoğunlukla var. 2-3 doktora gittim krem verip geçiştirdiler birisi kan aldi röntgen çekti en sonunda krem kar etmeyince ama yine hicbir sey cıkmadı,sizce neden olabilir?
0
ben de iki üç ay çektim bunu, en son doktor değiştirdim. son gittiğim doktor ortopedik bir çorap vermişti (çorap dediğime bakma, giymesi çıkarması çok zor olan ve ayağı belirli bir kalıpta tutan oldukça sert bir çoraptı), biraz onu kullandım, geçti. ayağını yükselttiği için diğer ayağın alçakta kalmasın diye ayakkabına altlık koyuyorsun, sağ ayağı düzelteyim derken solu da bozacaktım onun yüzünden, birkaç hafta yamuk yürüdüm. bir gün çorabı giyerken ayağımın artık ağrımadığını farkettim, heh dedim geçmiş. üzerinden bir buçuk yıl geçmiş neredeyse, tekrarlamadı.
bu bilgi ne işime yarayacak dersen, valla ben de bilmiyorum, yazayım dedim. doktora bir daha git, geçmiyor bu de. geçmeyen ağrı olmaz, sene olmuş 2016.
doktor bir süreliğine düz tabanlı ayakkabı giyme demişti.
bu bilgi ne işime yarayacak dersen, valla ben de bilmiyorum, yazayım dedim. doktora bir daha git, geçmiyor bu de. geçmeyen ağrı olmaz, sene olmuş 2016.
doktor bir süreliğine düz tabanlı ayakkabı giyme demişti.
0
Ayakkabilarin icine yumusak tabanliklardan koy. Ince tabanli ayakkabilar giyme. Sikayetlerin devam ettikce doktora git, birinin verdigi tedavi ise yaramazsa baskasina git. Verilen tedavilerden biri mutlaka ise yarar.
0
Ben düz ayakkabı/topuklu giydiğimde anında ödem oluşuyor. Jel tabanlıklar fayda etmiyor ama topuk dikeni tabanlığı var, topuk dikenim olmamasına rağmen kullanıyorum iyi oluyor. Ödeme hatırladığım kadarıyla ultrasonla bakılıyor. Ben buz tutuyordum günde üç defa yirmişer dakika ve ayağımın içi parçalanıyordu resmen. Bir buz tutun nasıl hissedeceksiniz acaba.
Ben bide sonrasında aşil tendonumu zedelemiştim. Bir yıl spor yapamadım ağrısı bütün ayağıma vurdu resmen.
Ben bide sonrasında aşil tendonumu zedelemiştim. Bir yıl spor yapamadım ağrısı bütün ayağıma vurdu resmen.
0
alperz
Dün sokakta terkedilmiş iki yavru kedi buldum. Eve getirdim. Sulandırılmış ılık süt, haşlanmış et, yumurta sarısı falan yediler. Hatta biri elimi ısırdı yerken. Bir damla kan aktı elimden.Soru 1. Kuduz aşısı olayım mı?Soru 2. Gündüz evde yokum. Bunları evde bıraksam bunalıma girerler mi? Boş bir oda
Dün sokakta terkedilmiş iki yavru kedi buldum. Eve getirdim. Sulandırılmış ılık süt, haşlanmış et, yumurta sarısı falan yediler. Hatta biri elimi ısırdı yerken. Bir damla kan aktı elimden.
Soru 1. Kuduz aşısı olayım mı?
Soru 2. Gündüz evde yokum. Bunları evde bıraksam bunalıma girerler mi? Boş bir oda var evde. Kum, bir çanakta süt falan yeter mi?
Soru 1. Kuduz aşısı olayım mı?
Soru 2. Gündüz evde yokum. Bunları evde bıraksam bunalıma girerler mi? Boş bir oda var evde. Kum, bir çanakta süt falan yeter mi?
0
Aşını ol.
Tuvalet eğitimi olmadığı için, odayı akşam ne halde bulacağını bilerek bırak, yani buna psikolojik olarak hazır ol ki hayvanları o manzara sonrasında dışarı tekrardan gönderme.
Tuvalet eğitimi olmadığı için, odayı akşam ne halde bulacağını bilerek bırak, yani buna psikolojik olarak hazır ol ki hayvanları o manzara sonrasında dışarı tekrardan gönderme.
0
süt vereceksen kediler için olandan ver. Et, yumurta verme. 1.5 aylık civarlarında yavru kedi
maması yiyebilir. Aşı olman gerekebilir. Belli bir zamandan önce aşı yapılamıyor çünkü onlara. Veteriner hekime götürüp nasıl bakman gerektiğiyle ilgili bilgi al çünkü çok hassas oluyorlar.
maması yiyebilir. Aşı olman gerekebilir. Belli bir zamandan önce aşı yapılamıyor çünkü onlara. Veteriner hekime götürüp nasıl bakman gerektiğiyle ilgili bilgi al çünkü çok hassas oluyorlar.
0
Aşı ol.
Birbiriyle oynar onlar, sıkılmazlar. Bırakacağın odada en azından üzerine çıkıp dışarıya bakabilecekleri bir koltuk, çekyat vb olsun, öyle akşam ederler :)
Kuma alışırlar ama Polaroid'in dediği gibi biraz süre lazım, akşam geldiğinde ilginç şeylerle karşılaşabilirsin. Kumu koyduğun kabın etrafına biraz gazete serebilirsin, böylece oraya girerlerse de çıkarken her yere saça saça gezmemiş olurlar :)
Birbiriyle oynar onlar, sıkılmazlar. Bırakacağın odada en azından üzerine çıkıp dışarıya bakabilecekleri bir koltuk, çekyat vb olsun, öyle akşam ederler :)
Kuma alışırlar ama Polaroid'in dediği gibi biraz süre lazım, akşam geldiğinde ilginç şeylerle karşılaşabilirsin. Kumu koyduğun kabın etrafına biraz gazete serebilirsin, böylece oraya girerlerse de çıkarken her yere saça saça gezmemiş olurlar :)
0
kumu 3 metre öteye koysan bulur oraya sıçarlar.
kuduz aşısı ol ama %99 bir şey olmaz sen %1 ihtimal için ol.
kuduz aşısı ol ama %99 bir şey olmaz sen %1 ihtimal için ol.
0
gadlemler
mesela sylvester stallone,jj rowling,keanu reeves,acun ve daha niceleri...hepsi hayatlarında kayıp bir dönem geçirmiş hem paranın hem hayatın dibine vurmuşlar..sonra da yürümüşler..bunun bir dinde ya da fizikte ya da psikolojide bir yeri var mı? özetle "Allah yürü ya kulum" demiş..Sizce bu ve vb ins
mesela sylvester stallone,jj rowling,keanu reeves,acun ve daha niceleri...hepsi hayatlarında kayıp bir dönem geçirmiş hem paranın hem hayatın dibine vurmuşlar..sonra da yürümüşler..
bunun bir dinde ya da fizikte ya da psikolojide bir yeri var mı? özetle "Allah yürü ya kulum" demiş..
Sizce bu ve vb insanlar kaybetme korkusunu mu bırakmışlar,istemeyi mi bırakmışlar yoksa kaygıyı mı?ya da odaklanmayı mı bıraktılar da 'şans' onlar buldu. Ama bi yandan da odaklanın,isteyin,dua edin,evrene enerji yollayın vs deniyor..bu arada başarıdan kastım illaki popülerlik veya zenginlik de değil kastettiğim..belki niceleri de o noktadan sonra kendini bulmuştur,'kendini' gerçekleştirmiştir..yat diye meslek değiştiriyorlar mesela ya da boşanıp şehir,ülke değiştiriyorlar..
sizce nasıl bir sürecin sonunda ya da anında oluyor?etrafınızda ya da bildiğimiz popüler insanlardan örnekleriniz var mı?
bunun bir dinde ya da fizikte ya da psikolojide bir yeri var mı? özetle "Allah yürü ya kulum" demiş..
Sizce bu ve vb insanlar kaybetme korkusunu mu bırakmışlar,istemeyi mi bırakmışlar yoksa kaygıyı mı?ya da odaklanmayı mı bıraktılar da 'şans' onlar buldu. Ama bi yandan da odaklanın,isteyin,dua edin,evrene enerji yollayın vs deniyor..bu arada başarıdan kastım illaki popülerlik veya zenginlik de değil kastettiğim..belki niceleri de o noktadan sonra kendini bulmuştur,'kendini' gerçekleştirmiştir..yat diye meslek değiştiriyorlar mesela ya da boşanıp şehir,ülke değiştiriyorlar..
sizce nasıl bir sürecin sonunda ya da anında oluyor?etrafınızda ya da bildiğimiz popüler insanlardan örnekleriniz var mı?
0
mantık olarak düşmüş bir insanın kaybedecek fazla bir şeyi olmuyor, daha fazla deneme yapıyorlar ve farklı konularda, sonrasında bir yerden tutuyor işte. yüz kişiden 10'u için bu dogruysa adını sanını bilmediğimiz 90 kişi de sefillik icinde ölüyor, ama bunu yazmaz hicbir yer...
umarım anlatabilmişimdir.
umarım anlatabilmişimdir.
0
acemi'ye ek olarak bize dahi olarak pompalanan bill gates'in babası da acaip zengin bir avukat, oldugunde milyon dolar bırakıyor gates'e.
yani adamlarda kaynak var.
acemi +1
yani adamlarda kaynak var.
acemi +1
0
o kırılma noktaları en büyük güç kaynağı. 41 yaşındayım.41 insan bir araya gelse hayal edemeyecekleri şeyleri sığdırdım ömrüme. sözlükten bilenler bilir. ama iki defa kendime sancılanıp kendimi doğurdum. acı çekmeden başarının tadı çıkmaz. ama acı müptelası olup, başarıyı da mutluluğu da yakalayamamaktan bahsetmiyorum. yere düşsen yerden bir avuç toprak alıp kalkabiliyorsan sana kimse bişey yapamaz. buralarda şuna iyilik yaptım ondan başıma bunlar geldi, insanlara güvendim, haksızlığa uğradım, ailem şöyle, param yoktu diyenler kendini kandırıyor. insan olağanüstü bir varlık. yapamayacağı şey de asla yok. yaşayan en büyük kanıtım.
0
acun annesi babası öldükten sonra 1-1,5 yıl kayıp bi dönem geçirip hiç dışarı çıkmamış o yüzden dikkatimi çekti..
Rambodan bikaç hafta parkta yatmış,köpeğini satmış sonra biyerde otururken rambonın senaryosunu yazmış galiba..
Ya yazdığım örnekler uç zaten benlkş bi bokluk vardır ama anlatmak istediğimi anlatabilmişimdir umarım :)
Rambodan bikaç hafta parkta yatmış,köpeğini satmış sonra biyerde otururken rambonın senaryosunu yazmış galiba..
Ya yazdığım örnekler uç zaten benlkş bi bokluk vardır ama anlatmak istediğimi anlatabilmişimdir umarım :)
0
yukarıdaki mesajlarda bazı arkadaşlar çok ilginç şeyler yazmışlar.
Ailenin halihazırda zengin olması başka bir şey, senin yaptığın işte başarılı olman başka bir şey. Bir sürü zengin çocuğu var, niye bazıları hiçbir şey başaramazken bazıları başarabiliyor? Ya da sıfırdan milyoner, milyarder olan insanlar nasıl oluyor?
Ailenin 10 milyon doları vardır, sen bu parayı 1 milyar dolara çıkarırsan bu başarıdır.
Hiç paran yoktur, üsttekinin aynısını yaparsın, bu daha büyük bir başarıdır.
hiç çalışmayan birinin başarılı olma şansı çok düşükken çok çalışan birinin de başarısız olma şansı çok düşük. ana konsept bu. bir şeyler başarmak çok zor, bunu kabul ediyorum ama adil değil" demek de saçma. ha sen 2-0 yenik başlarsın, olabilir. bir tane hayatın var. "oynamıyorum" dersen potansiyelin boşa gider.
ihtimalleri artırmaktan başka çaren yok, çok çalışacaksın. bir de yaptığın yatırım ile beklentiyi orantılı tutacaksın. tanesinden 10 kuruş kazandığın bir simitten günde 10 milyon tane satarsan günde bir milyon lira kazanabilirsin ama günde 10 milyon simit satamayacağını biliyoruz. bu kadar saçma bir örnek vermek istemezdim ama biri gelip "çalışarak zengin olunmaz" acıtasyonu yapacak, mecburen yazdım. geleneksel bir işte çalışarak zengin olamazsın çünkü getirisi belli.
verdiğin örneklerdeki gibi başarı istiyorsan tek yolu bu, çok çalışacaksın. çalışmayınca kesin olmaz, çalışınca olma şansı var. onu deneyeceksin işte. birçok insan deneyemiyor / denemiyor (tembeldir, salaktır, durumu uygun değildir, bakmakla yükümlü olduğu kişiler vardır) , o yüzden "bir televizyon programı yapacağım ve şunları şunları başaracağım" dediğin zaman tüm dünyayla yarışmıyorsun, seninle aynı şeyi halihazırda yapanlar ve yapmak isteyenlerle yarışıyorsun, rekabetin onlar. Birçok insanın anlamadığı şey bu.
Ailenin halihazırda zengin olması başka bir şey, senin yaptığın işte başarılı olman başka bir şey. Bir sürü zengin çocuğu var, niye bazıları hiçbir şey başaramazken bazıları başarabiliyor? Ya da sıfırdan milyoner, milyarder olan insanlar nasıl oluyor?
Ailenin 10 milyon doları vardır, sen bu parayı 1 milyar dolara çıkarırsan bu başarıdır.
Hiç paran yoktur, üsttekinin aynısını yaparsın, bu daha büyük bir başarıdır.
hiç çalışmayan birinin başarılı olma şansı çok düşükken çok çalışan birinin de başarısız olma şansı çok düşük. ana konsept bu. bir şeyler başarmak çok zor, bunu kabul ediyorum ama adil değil" demek de saçma. ha sen 2-0 yenik başlarsın, olabilir. bir tane hayatın var. "oynamıyorum" dersen potansiyelin boşa gider.
ihtimalleri artırmaktan başka çaren yok, çok çalışacaksın. bir de yaptığın yatırım ile beklentiyi orantılı tutacaksın. tanesinden 10 kuruş kazandığın bir simitten günde 10 milyon tane satarsan günde bir milyon lira kazanabilirsin ama günde 10 milyon simit satamayacağını biliyoruz. bu kadar saçma bir örnek vermek istemezdim ama biri gelip "çalışarak zengin olunmaz" acıtasyonu yapacak, mecburen yazdım. geleneksel bir işte çalışarak zengin olamazsın çünkü getirisi belli.
verdiğin örneklerdeki gibi başarı istiyorsan tek yolu bu, çok çalışacaksın. çalışmayınca kesin olmaz, çalışınca olma şansı var. onu deneyeceksin işte. birçok insan deneyemiyor / denemiyor (tembeldir, salaktır, durumu uygun değildir, bakmakla yükümlü olduğu kişiler vardır) , o yüzden "bir televizyon programı yapacağım ve şunları şunları başaracağım" dediğin zaman tüm dünyayla yarışmıyorsun, seninle aynı şeyi halihazırda yapanlar ve yapmak isteyenlerle yarışıyorsun, rekabetin onlar. Birçok insanın anlamadığı şey bu.
0
Hocam dinden örnek vermem gerekirse, Allah Hz. Musa'ya asanı yere vur dediğinde Musa tereddüt etse, deniz yarılmazdı.
Hz. İbrahim ateşe atıldığında cebrail'in teklifini kabul etse ateş gül bahçesine dönüşmeyecekti.
İsmail canını vermekten tereddüt inse koç inmeyecekti.
Ben bu işin dini olarak tam teslimiyet, psikolojik olarak da olmasa da oluyor ya'ya bağlıyorum. Acun'un dönüm noktasını incelerseniz ne kadar lakayıt ve sorumsuz bir adam olduğunu görürsünüz zaten.
Hz. İbrahim ateşe atıldığında cebrail'in teklifini kabul etse ateş gül bahçesine dönüşmeyecekti.
İsmail canını vermekten tereddüt inse koç inmeyecekti.
Ben bu işin dini olarak tam teslimiyet, psikolojik olarak da olmasa da oluyor ya'ya bağlıyorum. Acun'un dönüm noktasını incelerseniz ne kadar lakayıt ve sorumsuz bir adam olduğunu görürsünüz zaten.
0
Aslında bunun tek açıklaması var o da kişinin asıl istediği şeyin yani motivasyonun ekonomik kaygıların bile önüne geçmesi.
Popüler olmasa bile kariyer değişikliği yapan çoğu kişinin biyografisine şöyle bir göz gezdirirsek geneli de 5 parasız kalmayı göze alarak, istedikleri şeyin peşinde gidiyorlar. Ne istediklerinden emin oldukları için de dört elle sarılıyorlar ve başarılı oluyorlar/ yetenekleri doğrultusunda ilerliyor.
Mesela en son okuduğum kitaptan bir örnek verirsem; bankacı olarak işe başlayıp kariyerinden hiç mutlu olmayan bir adam ekonomik olarak hiçbir güvencesi olmadığı halde istifa edip, başka bir alana odaklanıyordu. İnsanlar belli bir döneme kadar mevcut kariyerine ''katlanabiliyor', para bu süreci uzatabiliyor ama belli bir süre para da tatmin için yeterli gelmiyor. Kişi bu noktada ya paralel bir kariyere yönelip 2. hobisel bir işe girişiyor ya da tüm gemileri yıkıp tabiri caizse yardırıyor diyeyim. Eğer kendi yetenekleri doğrultusunda da hareket ediyorsa başarılı olması pek şaşırtıcı değil.
Edit: ben popüler ve zengin olmayan insanlar için de genelledim.
Kendinizi ''gerçekleştirme'' ile ilgili aklınızda soru işaretleri varsa şu kitap güzel bir kitap:
www.egitimpedia.com
Popüler olmasa bile kariyer değişikliği yapan çoğu kişinin biyografisine şöyle bir göz gezdirirsek geneli de 5 parasız kalmayı göze alarak, istedikleri şeyin peşinde gidiyorlar. Ne istediklerinden emin oldukları için de dört elle sarılıyorlar ve başarılı oluyorlar/ yetenekleri doğrultusunda ilerliyor.
Mesela en son okuduğum kitaptan bir örnek verirsem; bankacı olarak işe başlayıp kariyerinden hiç mutlu olmayan bir adam ekonomik olarak hiçbir güvencesi olmadığı halde istifa edip, başka bir alana odaklanıyordu. İnsanlar belli bir döneme kadar mevcut kariyerine ''katlanabiliyor', para bu süreci uzatabiliyor ama belli bir süre para da tatmin için yeterli gelmiyor. Kişi bu noktada ya paralel bir kariyere yönelip 2. hobisel bir işe girişiyor ya da tüm gemileri yıkıp tabiri caizse yardırıyor diyeyim. Eğer kendi yetenekleri doğrultusunda da hareket ediyorsa başarılı olması pek şaşırtıcı değil.
Edit: ben popüler ve zengin olmayan insanlar için de genelledim.
Kendinizi ''gerçekleştirme'' ile ilgili aklınızda soru işaretleri varsa şu kitap güzel bir kitap:
www.egitimpedia.com
0
sevdigin isle filan alakasi yok, aslolan sektordeki arzi gorebilmektir. o arza yonelik bir urun sunmaktir. sen istedigin kadar hobinde basarili ol, bu insanlarin para odeyecegi bir sey degilse bir ise yaramaz.
acun, mesela tr'deki medyadaki eksikligi gorup oraya yonelmis. bu eksikligi goren bir tek o muydu? hayir, onun cevresi vardi ve digerlerine gore daha kolay one cikabildi.
bu diger saydiklarin icin de bu gecerli. ama bu eksikligini gordugun urun o kadar talep goruyordur ki, bir cevreye bile ihtiyacin olmayabilir. cogu startup icin de bu durum gecerli. tabi bunlarin cikardigi urunlerin rakipleri varsa, yine cevre faktoru devreye giriyor.
yemeksepeti rusya ve dubai ye acilmaya calisti, iyi de yatirim yapti ama acilamadi, kulliyen zarar oldu bunlar. diger yandan, fethullah gulen cemaati ile siki baglantilari olan ve afrika'da alakasiz siradan bir is yapan bir turk cocuk, bu yemeksepeti nin klonunu, yazilimin y sinden anlamamasina ragmen, o ulkedeki cemaat baglantilari sayesinde milyon dolara 1 senede satabildi.
turkiye'de startup dunyasinda her sene turkiye'nin en iyi 30-40 i secilir, bunlarin ancak 2-3 tanesi 5 seneyi asabiliyorlar. bu insanlarin hicbiri mi isinde iyi degil ki batiyorlar? hayir, halkin ihtiyacini karsilayacak bir urunu makul bir fiyata sunabilmek cok zor.
acun, mesela tr'deki medyadaki eksikligi gorup oraya yonelmis. bu eksikligi goren bir tek o muydu? hayir, onun cevresi vardi ve digerlerine gore daha kolay one cikabildi.
bu diger saydiklarin icin de bu gecerli. ama bu eksikligini gordugun urun o kadar talep goruyordur ki, bir cevreye bile ihtiyacin olmayabilir. cogu startup icin de bu durum gecerli. tabi bunlarin cikardigi urunlerin rakipleri varsa, yine cevre faktoru devreye giriyor.
yemeksepeti rusya ve dubai ye acilmaya calisti, iyi de yatirim yapti ama acilamadi, kulliyen zarar oldu bunlar. diger yandan, fethullah gulen cemaati ile siki baglantilari olan ve afrika'da alakasiz siradan bir is yapan bir turk cocuk, bu yemeksepeti nin klonunu, yazilimin y sinden anlamamasina ragmen, o ulkedeki cemaat baglantilari sayesinde milyon dolara 1 senede satabildi.
turkiye'de startup dunyasinda her sene turkiye'nin en iyi 30-40 i secilir, bunlarin ancak 2-3 tanesi 5 seneyi asabiliyorlar. bu insanlarin hicbiri mi isinde iyi degil ki batiyorlar? hayir, halkin ihtiyacini karsilayacak bir urunu makul bir fiyata sunabilmek cok zor.
0
Yakın bir akrabamızın anne ve babası kendisi çocuk yaştayken ölüyorlar. 20li yaşların başında bir anadolu şehrinin küçük bir kasabasında amelelik yapıyor kendisi...
Şu anki durumunu söyleyeyim; oğlunun düğününe tüm kabine geldi. Cumhurbaşkanı da dahil. 50 civarında ülkeye ihracat yapıyor, kaç tane şirketi, kaç tane fabrikası var bilmiyorum bile.
Şu anki durumunu söyleyeyim; oğlunun düğününe tüm kabine geldi. Cumhurbaşkanı da dahil. 50 civarında ülkeye ihracat yapıyor, kaç tane şirketi, kaç tane fabrikası var bilmiyorum bile.
0
Tam olarak Malcolm Gladwell'in Outliers kitabını soruyorsun. Tüm kitap buna 200 küsur sayfa cevap veriyor. Bunun için birçok etmen sayıyor ama en büyük paylardan biri şans. Bu da 'aileden zengin olma' şansı değil. Doğru zamanda doğru yere denk gelme açısından.
Örneğin, Amerikan futbolu takımının başarılarını inceliyorlar. İstatistikleri çıkardığında bu oyuncuların %70 civarı Ocak-Şubat-Mart-Nisan doğumlu çıkıyor. Bunun nedenine iniyorlar; taa ortaokula dayanıyor. Ortaokulda ya da ilkokulda okul takımları için seçmeler sınıf sınıf yapılıyor. Atıyorum x. sınıfta sadece 19xx doğumlular oluyor. O yaşlarda da Ocak ayında doğanlarla Aralık ayı doğanlar arasındaki neredeyse bir yaş çok etkili. O yüzden, ilk aylardaki doğumlular seçmeleri daha ağırlıklı geçiyor ve spor eğitimi alıyorlar. Spor eğitimleri aldığında da ileriki yıllarda almayan arkadaşlarına göre daha başarılı oluyorlar.
1930'lardaki başarılı avukatları incelediklerinde ise hemen hepsinin çok özel bir ortak noktası var.:Bronx tarafında fakir mahallelerde, Yahudi ve göçmen ailelerde doğmuş ve aileleri tekstil atölyelerinde işçi olma. Daha derine görüyor ki, zamanlama mükemmel Büyük Buhran sonrası Amerika'ya göçen ailelerin çok fazla hukuki sorunları oluyor ve Büyük Buhran'dan önce bu kadar göç öngörülemediği için kimse göçmen avukatı olmak istemiyor. Göçmen avukatlıklığı işini bunlar tamamen ayrımcılık sonucu ve istemeye istemeye alıyorlar ama sonra bu iş patlıyor. Tekstil işçileri olan babaları aracılığı ile de müşteri çevreleri oluşturuluyor, vb.
Şimdi hatırlamıyorum ama bir baba-oğuldan bahsediyordu. Aynı işi yapıyorlardı. Baba sürüm sürüm sürünürken, oğlu çok zengin olmuştu. Bu da o işin talebinin olduğu zamana denk gelmekle gerçekleşiyordu.
Aynı kitap Bill Gates'ten bahsediyordu. Bill Gates aslında daha iyi bir kolej kazanmıştı ama yakındaki bir üniversiteye gitmişti. O üniversite de şans eseri Amerika'nın ilk birkaç büyük bilgisayar laboratuarlarından biri vardı. Bill Gates'in yaklaşık 10000 saatlik bir çalışması ile birlikte, şans eseri bilgisayarlar dünyaya yayılmaya başlayınca başarılı olduğunu anlatıyordu uzun uzun.
Özetle kitap başarı için senin yapabileceğin tek şeyin 10000 saat çalışmak olduğunu ama gerisinin tamamen şans eseri olduğunu söylüyordu. Yanlış şeye çalıştığında işe yaramayacağını söylüyordu.
Örneğin, Amerikan futbolu takımının başarılarını inceliyorlar. İstatistikleri çıkardığında bu oyuncuların %70 civarı Ocak-Şubat-Mart-Nisan doğumlu çıkıyor. Bunun nedenine iniyorlar; taa ortaokula dayanıyor. Ortaokulda ya da ilkokulda okul takımları için seçmeler sınıf sınıf yapılıyor. Atıyorum x. sınıfta sadece 19xx doğumlular oluyor. O yaşlarda da Ocak ayında doğanlarla Aralık ayı doğanlar arasındaki neredeyse bir yaş çok etkili. O yüzden, ilk aylardaki doğumlular seçmeleri daha ağırlıklı geçiyor ve spor eğitimi alıyorlar. Spor eğitimleri aldığında da ileriki yıllarda almayan arkadaşlarına göre daha başarılı oluyorlar.
1930'lardaki başarılı avukatları incelediklerinde ise hemen hepsinin çok özel bir ortak noktası var.:Bronx tarafında fakir mahallelerde, Yahudi ve göçmen ailelerde doğmuş ve aileleri tekstil atölyelerinde işçi olma. Daha derine görüyor ki, zamanlama mükemmel Büyük Buhran sonrası Amerika'ya göçen ailelerin çok fazla hukuki sorunları oluyor ve Büyük Buhran'dan önce bu kadar göç öngörülemediği için kimse göçmen avukatı olmak istemiyor. Göçmen avukatlıklığı işini bunlar tamamen ayrımcılık sonucu ve istemeye istemeye alıyorlar ama sonra bu iş patlıyor. Tekstil işçileri olan babaları aracılığı ile de müşteri çevreleri oluşturuluyor, vb.
Şimdi hatırlamıyorum ama bir baba-oğuldan bahsediyordu. Aynı işi yapıyorlardı. Baba sürüm sürüm sürünürken, oğlu çok zengin olmuştu. Bu da o işin talebinin olduğu zamana denk gelmekle gerçekleşiyordu.
Aynı kitap Bill Gates'ten bahsediyordu. Bill Gates aslında daha iyi bir kolej kazanmıştı ama yakındaki bir üniversiteye gitmişti. O üniversite de şans eseri Amerika'nın ilk birkaç büyük bilgisayar laboratuarlarından biri vardı. Bill Gates'in yaklaşık 10000 saatlik bir çalışması ile birlikte, şans eseri bilgisayarlar dünyaya yayılmaya başlayınca başarılı olduğunu anlatıyordu uzun uzun.
Özetle kitap başarı için senin yapabileceğin tek şeyin 10000 saat çalışmak olduğunu ama gerisinin tamamen şans eseri olduğunu söylüyordu. Yanlış şeye çalıştığında işe yaramayacağını söylüyordu.
0
J. K. Rowling dikkatimi çekti, ondan yazıyorum. Da Vinci Şifresi kitabı ilk yayınlandığında ve çok beğenildiğinde bir yazı okumuştum. Yazıda şunu diyordu, Dan Brown (kitabın yazarı) başarıyı umdu mu yoksa planladı mı? Da Vinci'nin ilk kopyaları birçok ülkede insanlara ücretsiz dağıtılmış gibisinden bir şey okumuştum. Bu demek oluyor ki bir şeyin arkasında onun başarılı olacağına dair inanç olmalı. Dan Brown kitabına güvenmiş olacak ki ücretsiz olarak onları dağıtmayı göze alıyor. Aynı şekilde Rowling de kitabına güveniyordu. Başarının arkasında aslında değerli bir şeye sahip olmak da var. Bu edebi yetenek de olabilir ya da yakışıklılık/güzellik de. Ama bu birileri tarafından keşfedilmeli. Örneğin Harry Potter serisi ilk çıktığında ilk kitabı Ülkü Tamer değil, başka bir çevirmen Türkçeye çevirmişti ama çeviri başarısızdı. Yapı Kredi Yayınları bunu fark ederek kitabı yeniden Türkçeye çevirdi ve yayınladı. Ondan sonra kitap Türkiye'de okunmaya başladı. Bir söz var yine bununla ilgili: önce fark edersin, sonra fark atarsın. Böyle şeylerin arkasında biraz da bu var.
0
bahsettiğin şeyler yanlış değil ama kendini tek şeye odaklama. iş sadece "bir şey"de bitmiyor.
ayrıca burak aksak'ın parasız kaldıktan sonra lm'yi yazdığını söylediği bir röportajı var; absurdkomedi.wordpress.com
evet iş sadece birkaç şeyle sınırlı değil.
mesela istediğin kadar yırtınan bir tasarımcı ol ama eski kocası zengin olan asena erkin ya da babası fatih terim olan buse terim senden birkaç tık önde.
onları ilerde geride bırakırsın fakat para ve çevre faktörü işte burada önemli.
ayrıca;
-deneme, yanılma, tekrar deneme tekrar yanılma süreçlerinden geçmiş olmak
-yaptığın işi ameliliğine kadar bilmek (acun spikerlikten geldi)
-şanslı olmak (bana göre herkes şansını kendi yaratır. bu da çalışmakla doğrudan ilişkili)
-insanları şaşırtmak (yani farklı olanı, ihtiyaç duyulanı sunmak)
-ısrar etmek, kararlı olmak, kapıdan kovulsan bile bacadan girmek, bir yerin başına geçme planın varsa yeri geldiğinde işe çaycılıktan başlamak,
-çalışmayı saymıyorum bile. bu zaten hücrelerinin beslendiği yegane şey olmalı,
-ve daha benzer birçok şey...
ayrıca burak aksak'ın parasız kaldıktan sonra lm'yi yazdığını söylediği bir röportajı var; absurdkomedi.wordpress.com
evet iş sadece birkaç şeyle sınırlı değil.
mesela istediğin kadar yırtınan bir tasarımcı ol ama eski kocası zengin olan asena erkin ya da babası fatih terim olan buse terim senden birkaç tık önde.
onları ilerde geride bırakırsın fakat para ve çevre faktörü işte burada önemli.
ayrıca;
-deneme, yanılma, tekrar deneme tekrar yanılma süreçlerinden geçmiş olmak
-yaptığın işi ameliliğine kadar bilmek (acun spikerlikten geldi)
-şanslı olmak (bana göre herkes şansını kendi yaratır. bu da çalışmakla doğrudan ilişkili)
-insanları şaşırtmak (yani farklı olanı, ihtiyaç duyulanı sunmak)
-ısrar etmek, kararlı olmak, kapıdan kovulsan bile bacadan girmek, bir yerin başına geçme planın varsa yeri geldiğinde işe çaycılıktan başlamak,
-çalışmayı saymıyorum bile. bu zaten hücrelerinin beslendiği yegane şey olmalı,
-ve daha benzer birçok şey...
0
JK Rowling ismin ne kadar önemli olduğunu göstermek için yazdıklarını farklı bir isimle yayıncılara gönderdiğinde aldığı mektupları yayınladı. bir tanesi "yazma dersleri" almasını tavsiye ediyor.
www.theguardian.com
www.theguardian.com
0
KidLazer
bu aralar instagramda özellikle ünlülerin desteklediği bir ürün var adını vermiyim reklam yapıyosun diyeceklerden ötürü. isterseniz pm ile yollarım.bu ürün anladığım kadarıyla doğal bir toz aroması olan. suya karıştırıp içiyorsun diye anladım. içinde glucomannan diye bir madde varmış bu midende şişt
bu aralar instagramda özellikle ünlülerin desteklediği bir ürün var adını vermiyim reklam yapıyosun diyeceklerden ötürü. isterseniz pm ile yollarım.
bu ürün anladığım kadarıyla doğal bir toz aroması olan. suya karıştırıp içiyorsun diye anladım. içinde glucomannan diye bir madde varmış bu midende şiştiği için açlık hissini bastırıyormuş ve zamanla miden doğal yollu küçülüyormuş sonuç olarak kilo veriyomuşsun.
öncelikle düzenli beslenmeninin öneminin farkındayım buradan saldırmayın. yeterince yemezsen güçsüz düşeceğinin de farkındayım zaten günde 5 öğün bunu içeyim demiyorum. sormak istediğim bu ürün gerçekten faydalı olabilir mi yararı zararı nedir? bu glucomannan denen zımbırtı nedir? tıpçılar anlayacaktır muhtemelen. hadi bi el atın gari
bu ürün anladığım kadarıyla doğal bir toz aroması olan. suya karıştırıp içiyorsun diye anladım. içinde glucomannan diye bir madde varmış bu midende şiştiği için açlık hissini bastırıyormuş ve zamanla miden doğal yollu küçülüyormuş sonuç olarak kilo veriyomuşsun.
öncelikle düzenli beslenmeninin öneminin farkındayım buradan saldırmayın. yeterince yemezsen güçsüz düşeceğinin de farkındayım zaten günde 5 öğün bunu içeyim demiyorum. sormak istediğim bu ürün gerçekten faydalı olabilir mi yararı zararı nedir? bu glucomannan denen zımbırtı nedir? tıpçılar anlayacaktır muhtemelen. hadi bi el atın gari
0
bunun yaptığını yulaf ezmesi de yapıyor zaten, boşuna kimyasallara bir ton para vermeyin. bakmayın siz doğal yazdığına.
bunu o kadar uzun süre kullanacaksın ki zamanla mide küçülecek, metabolizma değişecek, kilo vereceksin peehh sallamak gibi olmasın ama yıllar gerektiren bir süreç olduğuna eminim.
bunu o kadar uzun süre kullanacaksın ki zamanla mide küçülecek, metabolizma değişecek, kilo vereceksin peehh sallamak gibi olmasın ama yıllar gerektiren bir süreç olduğuna eminim.
0
Mide küçülmesi diye bir şey yok. Mide ne küçülür ne de büyür. Mide herkeste 1 litre hacmindedir ve değişmez. İnanmayın böyle şeylere.
0
@tolga
ben seneler önce elma krom diye bi hap kullanmıştım ayda 6 kilo verdim yani yıllar süreceğini düşünmüyorum ben açıkcası.
yulaf ezmesiyle ilgili biraz yeşillendirebilir misin? ne yapmalı nası tüketmeli vs?
ben seneler önce elma krom diye bi hap kullanmıştım ayda 6 kilo verdim yani yıllar süreceğini düşünmüyorum ben açıkcası.
yulaf ezmesiyle ilgili biraz yeşillendirebilir misin? ne yapmalı nası tüketmeli vs?
0
ben bu tür ürünlerin kullanılmaması gerektiğini düşünüyorum. hap, ilaç, çay vb ne olursa olsun doktora danışmadan bu tür şeyler kullanmak bence çok tehlikeli.
Genelde her yıl yeni bir hit madde çıkar, sonra kaybolur. Bir yıl sonra yenisi çıkar, o da kaybolur. Bu yıl da bu çıkmış herhalde.
Bence yemeği azalt ama kesme, bol bol yürüyüş yap, zamanla yavaş yavaş verirsin kilolarını.
Genelde her yıl yeni bir hit madde çıkar, sonra kaybolur. Bir yıl sonra yenisi çıkar, o da kaybolur. Bu yıl da bu çıkmış herhalde.
Bence yemeği azalt ama kesme, bol bol yürüyüş yap, zamanla yavaş yavaş verirsin kilolarını.
0
@angelus insan midesi 4 litreye kadar sıvı alabilir. biraz sallamışsın sanki.
0
animalman; Mide kas yapılıdır; ekstra sıvı veya besin girdiğinde kasılır hacmi genişler sonra tekrar 1 litreye iner. Bu değişmez. Sallamış mıyım?
0
Mide büyümesi ve küçülmesi diye bir olay var. Normal mide hacmi 1-1.5 litre arasındadır. Bu aşırı yüklenme sonucu 2.5 litreye kadar çıkabilir. Sürekli böyle yüklenme ile atonik mide konumuna gelir mide yani mide genişlemesi/büyümesi dediğimiz olay meydana gelir. Mide düşmesi denilen hastalık da buna bağlı oluşur.
Angelus kısmen haklı aslında. Şu noktada mide kas yapılırdır hatta düz kaslardan meydana gelir. tr.wikipedia.org şuradan düz kasların çalışma prensiplerini görebilirsiniz. Mide küçültme operasyonlarının yapıldığı şu dönemlerde mide küçülmez demekte bence yanlış.
Mide küçülüyor fakat bu senin daha az acıktığın anlamına gelmiyor. Senin iştahını kontrol eden leptin kimyasalı artıyor ve sen daha az yiyerek daha fazla kilo vermeyi planlarken tam tersi daha tez zamanda acıkır hale geliyorsun.
Hepsini toparlayacak olursam eğer kilo verme olayı senin mide boyutunla alakalı değil. Bunda takıldıysan eğer konuyu kaçırıyorsun.
Angelus kısmen haklı aslında. Şu noktada mide kas yapılırdır hatta düz kaslardan meydana gelir. tr.wikipedia.org şuradan düz kasların çalışma prensiplerini görebilirsiniz. Mide küçültme operasyonlarının yapıldığı şu dönemlerde mide küçülmez demekte bence yanlış.
Mide küçülüyor fakat bu senin daha az acıktığın anlamına gelmiyor. Senin iştahını kontrol eden leptin kimyasalı artıyor ve sen daha az yiyerek daha fazla kilo vermeyi planlarken tam tersi daha tez zamanda acıkır hale geliyorsun.
Hepsini toparlayacak olursam eğer kilo verme olayı senin mide boyutunla alakalı değil. Bunda takıldıysan eğer konuyu kaçırıyorsun.
0
o zaman ben bu elma kron denen zımbırtıyı kullanarak bi ayda nası 6 kilo verdim? metabolizmayı hızlandırıyor diye mi?
0
gözü açık sevişen yahudi; Mide küçültülemez demedim; mide küçülmez dedim. Konumuz cerrahi operasyonlar değil. Yani bi takviye kullanıyorum bu tokluk hissi yaratıyor o da zamanla midenin küçülmesine neden oluyor gibi bir durum yok. Yoksa mideyi kesersen küçülür ama o farklı bir konu. Doğal şartlarda mide küçülmez.
0
KidLazer; Metabolizma o şekilde hızlanmaz. Metabolizma hızlanması çok farklı bir konu. Metabolizma kas kütlen artarsa hızlanır, ya da aşırı şişkoysan artar. Ya da gençsen Artar. X tohumu yuttum metabolizmam hızlandı olmaz. Onun içindeki maddeler metabolik etki gösterir ne bileyim nabzını yükseltir metabolizmam hızlandı zannedersin ama öyle olmaz. Sonra bir bakmışsın kalp krizi geçirmişsin.
0
Doğal yollardan küçülme diye bir olay yok @angelus bu konuda haklı.
0
Angelus gayet güzel açıklamış işte
Bu tarz takviyeler metabolizmayı hızlandırdığını iddia ediyorsa l cartinin içeriyor genelde. Hücreye yağı taşıdığı için daha fazla yakıyor olabilirsin ama gider kalp krizi geçirirsin.
Bu tarz takviyeler metabolizmayı hızlandırdığını iddia ediyorsa l cartinin içeriyor genelde. Hücreye yağı taşıdığı için daha fazla yakıyor olabilirsin ama gider kalp krizi geçirirsin.
0
Lütfen yapmayın. Endokrinolojide sürüyle insan yatıyor sadece zayıflamak istedikleri için. Bunun doğal yolları var. Başka çözümleri var.
0
sipsiyah
uruguayı bir süredir araştırıyorum fakat ispanyolca şart. thailand ile ilgili çok kötü şeyler okudum, kamboçya falan bizden beter, güney afrikada da sefalet var. kanada çok uzak soğuk, çok uzun prosedürleri var göçmenlik için. rusya artık kapandıyunanistan baya kötü durumda vize işleri çok zor.bunla
uruguayı bir süredir araştırıyorum fakat ispanyolca şart.
thailand ile ilgili çok kötü şeyler okudum,
kamboçya falan bizden beter,
güney afrikada da sefalet var.
kanada çok uzak soğuk, çok uzun prosedürleri var göçmenlik için.
rusya artık kapandı
yunanistan baya kötü durumda vize işleri çok zor.
bunlara alternatif olarak vize zorlukları olmadan, 100 bin dolara yakın bir bütçe ile iki arkadaş nereye gideriz nasıl kolay iş kurup yerleşiriz? başka alternatifler bilen araştıran varsa paylaşırlarsa sevinirim.
thailand ile ilgili çok kötü şeyler okudum,
kamboçya falan bizden beter,
güney afrikada da sefalet var.
kanada çok uzak soğuk, çok uzun prosedürleri var göçmenlik için.
rusya artık kapandı
yunanistan baya kötü durumda vize işleri çok zor.
bunlara alternatif olarak vize zorlukları olmadan, 100 bin dolara yakın bir bütçe ile iki arkadaş nereye gideriz nasıl kolay iş kurup yerleşiriz? başka alternatifler bilen araştıran varsa paylaşırlarsa sevinirim.
0
ingiltereyi söylemeyi unutmuşum, giden 5 arkadaşım da baya sefil durumda, ikinci sınıf vatandaşlık bi yana, para büyük sorun
0
olmaz dediklerinden bazılarını yazacaktım ama elde ülke kalmadı böyle olunca. bütçe de 100 bin dolar, o yüzden seçenekler kısıtlı oluyor.
ne işi kuracağını söylememişsin ama makedonya olur bu paraya. 10bin euro sermaye ile iş kurarsan oturma ve çalışma iznini alıyorsun, ilerleyen zamanlarda da vatandaşlık. ab adayı.
makedonya'ya gideceğim ben, hazırlık yapıyorum.
ne işi kuracağını söylememişsin ama makedonya olur bu paraya. 10bin euro sermaye ile iş kurarsan oturma ve çalışma iznini alıyorsun, ilerleyen zamanlarda da vatandaşlık. ab adayı.
makedonya'ya gideceğim ben, hazırlık yapıyorum.
0
başka bir ülkede yaşamak istiyorsan anlarım. yok yabancı bir firma olsun diyorsan, franchise al keyfine bak.
türkiye'de para kazanmak kolay bu tarz franchise hizmetleri sayesinde. unutmadan, para para kazandırır.
türkiye'de para kazanmak kolay bu tarz franchise hizmetleri sayesinde. unutmadan, para para kazandırır.
0
asil amac ne turkiyeden gitmek mi? afrika kambocya, makedonya falan bombok yerler, amac ne ki buralari dusunmende?
buralarda is kuracagina eu ulkesi ve olan dogu avrupada okul falan okunur ilk asamada bence,hem cevrede yapilabilir ya da farkli vizeye gecis falan.
buralarda is kuracagina eu ulkesi ve olan dogu avrupada okul falan okunur ilk asamada bence,hem cevrede yapilabilir ya da farkli vizeye gecis falan.
0
eger mesru bir is kurariz musteri de buluruz diyorsaniz ingiltere ankara anlasmasi.
0
valla ben de güney amerika düşünüyorum 100 bin doların %200 de 1 ile ispanyolca kursu, beş altı ay öğren.sonra naş.bana da yer ayarlarsınız demi?? kasa olur mutfak olur farketmez.
0
hicazkar
yangından mal mı kaçırıyorlar, ne bu acele?bölümlerin peşpeşe yayınlanmasını kastediyorum. aşırı doz iyi değil.
yangından mal mı kaçırıyorlar, ne bu acele?
bölümlerin peşpeşe yayınlanmasını kastediyorum. aşırı doz iyi değil.
bölümlerin peşpeşe yayınlanmasını kastediyorum. aşırı doz iyi değil.
0
Bildiğim kadarıyla bu sezon son sezon olacak, ilk ve son bölüm hariç haftada iki bölüm yayınlanacak diye okumuştum.
0
www.hollywoodreporter.com
kanalın elinde daha iyi para getiren diziler var, o yüzden bunu sepetlediler. diyelim ki elinde üç dizi var, izleyici sayıları 5, 5, 4 milyon. bu yıl iki yeni dizi ekledin, bunların sayıları da 6 ve 7 oldu. eğer yer yoksa 4 milyon olanı sepetliyorsun.
kanalın elinde daha iyi para getiren diziler var, o yüzden bunu sepetlediler. diyelim ki elinde üç dizi var, izleyici sayıları 5, 5, 4 milyon. bu yıl iki yeni dizi ekledin, bunların sayıları da 6 ve 7 oldu. eğer yer yoksa 4 milyon olanı sepetliyorsun.
0
Ben de bi izliyorum, 3gun sonra bi bakiyorum gelmis yeni bolum hem de digerinden bi gun sonra:)
0
passion rules the game
hayallerinizi gerçekleştirdiniz mi? istediğiniz yere gelebildiniz mi? henüz gelmediyseniz gelebileceğinizi düşünüyor musunuz?ben gelmedim ama ileride gelme ihtimalim var. düşününce bu ülkede bana tek umut veren de bu. başarı derken bu kariyer olur, spor olur, aile kurmak olur, olur da olur.not: sevm
hayallerinizi gerçekleştirdiniz mi? istediğiniz yere gelebildiniz mi? henüz gelmediyseniz gelebileceğinizi düşünüyor musunuz?
ben gelmedim ama ileride gelme ihtimalim var. düşününce bu ülkede bana tek umut veren de bu. başarı derken bu kariyer olur, spor olur, aile kurmak olur, olur da olur.
not: sevmediklerime tik atmıcam. :)
bugün sıkıntıdan amma soru sordum yaa. birbirimizi gaza getirelim.
danke.
ben gelmedim ama ileride gelme ihtimalim var. düşününce bu ülkede bana tek umut veren de bu. başarı derken bu kariyer olur, spor olur, aile kurmak olur, olur da olur.
not: sevmediklerime tik atmıcam. :)
bugün sıkıntıdan amma soru sordum yaa. birbirimizi gaza getirelim.
danke.
0
Kimi konularda evet kimi konularda hayir. Parasal olarak lisede hayal ettigim yerdeyim ama hayalini kurdugum gibi saglikli yasamiyorum. Spor yapmiyorum. Daha fazla parti yapmiyorum.
0
eh işte. iş hayatımda kendimi daha farklı bir yerde hayal etmiştim. daha alakasız bir yerdeyim. ama daha iyi yerlere geleceğime hala (!) inancım tam.
0
+hayallerinizi gerçekleştirdiniz mi?
-gerçekleştirmek için çaba gösterdiklerimi gerçekleştirdim, gerçekleştiriyorum.en azından gelişme var.
+istediğiniz yere gelebildiniz mi?
-kısa vadede olmak istediğim yerdeyim, uzun vadede olmak istediğim yer baya farklı. nasıl bir geçiş yapmam gerekiyor bilemiyorum, göreceğiz :)
-gerçekleştirmek için çaba gösterdiklerimi gerçekleştirdim, gerçekleştiriyorum.en azından gelişme var.
+istediğiniz yere gelebildiniz mi?
-kısa vadede olmak istediğim yerdeyim, uzun vadede olmak istediğim yer baya farklı. nasıl bir geçiş yapmam gerekiyor bilemiyorum, göreceğiz :)
0
Türkiye'de iş konusunda başarılı olmak ya da yaptığından bir şekilde tatmin olmak çok zor. Zira sevdiğin işi bulsan parasal olarak tatmin olmuyorsun, parasal olarak tatmin olacağın işe girsen hayatın kalmıyor. Bu yüzdendir ki iş konusunda "en mutlu olduğum iş olsun" dan ziyade "iyi yaptığım ve hayatımı sikmeyecek iş olsun" a yönelmeyi tercih ettim.
Benim hayattaki en büyük başarımsa kurduğum denge diye düşünüyorum. Zira bu ülkede hayal kurmak bile vergiye tabi olabilir.
Benim hayattaki en büyük başarımsa kurduğum denge diye düşünüyorum. Zira bu ülkede hayal kurmak bile vergiye tabi olabilir.
0
Basarinin olcutu cok subjektif ama kendi acimdan, ummadigim kadar "basarili" oldum. Lakin basarinin tanimi kafamda biraz degisti o yuzdne su anda baska hedeflerim var.
0
başarılı buluyorum çünkü hala açlıktan ölmedim. geçen o kadar seneye rağmen hala "bir şeyler yapabilirim" ümidimi koruyorum.
başarısız buluyorum çünkü yapabileceğimin %1'ini yaptım herhalde anca. çok aptalım.
başarısız buluyorum çünkü yapabileceğimin %1'ini yaptım herhalde anca. çok aptalım.
0
Uzun dönemli en son 13-14 yıl önce hayalim vardı ve onu da 10 yıl önce gerçekleştirdim. Kovaladığım kutup yıldızı gibi yön gösteren bir hayalim, "şuraya ulaşacağım" dediğim bir yer yok ama yaptıklarımı seviyorum, daha fazlasını yapmak istiyorum. Bu yolun üstünde olanları da kabul ederek devam ediyorum. Bu yol bir yere getirirse getirir, getirmezse kendi bilir. Başarılı olmam çok önemli değil ama başarısız olmamak, kendi standartlarımı karşılayabilmek istiyorum. Kendi standartlarımın altında olduğum zamanlar oluyor ve üzülüyorum ya da üstünde gördüğümde gurur duyduğum da oluyor ama önemli olan bu kısa süreli üzüntüler-mutluluklar değil; önemli olan tutturduğum yolun bana verdiği manzaranın bütünlüğü ve kendi çıtamı yükseltebilmek. Kısa süreli hedeflerimin peşinden tavşan kovalar gibi koşmayı seviyorum.
Ikındım,sıkındım; potansiyelim bu kadar. Potansiyelimi birçok kişiye göre yeterli bulmuyorum ama yaptığımı seviyorum.
Ikındım,sıkındım; potansiyelim bu kadar. Potansiyelimi birçok kişiye göre yeterli bulmuyorum ama yaptığımı seviyorum.
0
kendimi kapitalist düzenin kurallarına göre başarılı bulmuyorum, bu düzende bir yere gelemeyeceğim çok net. oldukça vasat biriyim ve kendimi hiçbir konuda geliştirmedim. yeterli değilim, öyle hissetmiyorum.
hayallerimi yine de gerçekleştirebileceğimi düşünüyorum, insani açıdan istediğim noktadayım çünkü. biraz şans, biraz inanç lazım sadece.
hayallerimi yine de gerçekleştirebileceğimi düşünüyorum, insani açıdan istediğim noktadayım çünkü. biraz şans, biraz inanç lazım sadece.
0
Beni genelde başarılı bulurlar ama ben kendimi hiç hayal ettiğim gibi bulmuyorum. Hayallerim gerceklesmedi büyük ihtimal de gerceklesmez, hayırlısı :)
0
hayallerimi çok küçük tutmuşum. bu yüzden belki büyük ölçüde gerçekleşti ama hayallerim de değişti yıllar geçtikçe. yani kendimi pek başarılı bulmuyorum ya da bulunduğum yerden tatmin olmuyorum sanırım.
0
kendime kizinca cok kolay harciyorum hicbi b.ku beceremiyorum diye ama aslinda dusununce idare eder durumdayim. yine de olmak istedigim yerle aramda ucurumlar var malesef. belki de hic olamiycam orada, bunu da bilemiyorum. yasayip gidiyorum ben de oyle.
0
potansiyelimi sahaya yansıtmadığımın farkındayım ama çok büyük hedeflerim olmadığı için kendimi ne başarılı buluyorum ne başarısız. stresli anları saymazsam memnunum hayatımdan.
0
Dalida'nın bu konuda şöyle bir sözü vardır: "J'ai réussi dans la vie, mais ma vie, c'est quoi". "Hayatta başarılı oldum ama gerçekten benim hayatım ne ki?" gibi birşey anlamına gelir.
Ha, ben de bundan hissediyorum. İşte kazandım denebilir, aşkta ise total failure. :p
Ha, ben de bundan hissediyorum. İşte kazandım denebilir, aşkta ise total failure. :p
0
başarı kıstasım mutlu bir hayat sürmek. şu anda mutluyum, o yüzden evet; başarılıyım.
elle tutulur hayal kurmam, hayallerim uçuktur o yüzden hayallerimi gerçekleştirdim diyemem. elle tutulur amaçlarım ise çok yoktur, en büyüğünü geçen sene gerçekleştirdim. iyiyim iyi.
elle tutulur hayal kurmam, hayallerim uçuktur o yüzden hayallerimi gerçekleştirdim diyemem. elle tutulur amaçlarım ise çok yoktur, en büyüğünü geçen sene gerçekleştirdim. iyiyim iyi.
0
anonymice
yalan rüzgarıdır.dermişim:)Sizce dunyanın en iyi dizisi hangisidir?benim seçimim zaman zaman değişmekle beraber şimdilik person of interest. süfer dizi.sizinki? ama liste yapmayın. tek bitane seçiceksiniz.
yalan rüzgarıdır.
dermişim:)
Sizce dunyanın en iyi dizisi hangisidir?
benim seçimim zaman zaman değişmekle beraber şimdilik person of interest. süfer dizi.
sizinki? ama liste yapmayın. tek bitane seçiceksiniz.
dermişim:)
Sizce dunyanın en iyi dizisi hangisidir?
benim seçimim zaman zaman değişmekle beraber şimdilik person of interest. süfer dizi.
sizinki? ama liste yapmayın. tek bitane seçiceksiniz.
0
Aşkı memnu <<<<<333333
Bu gözler ne breaking badler ne six feet underlar gördü, lakin her bölümü 2,5 saat olup da 5 yıldır her yaz kendini sıkmadan baştan izleten bir dizi daha yok <3333
Bu gözler ne breaking badler ne six feet underlar gördü, lakin her bölümü 2,5 saat olup da 5 yıldır her yaz kendini sıkmadan baştan izleten bir dizi daha yok <3333
0
banagazozalnuri
arkadaşlar selamlar. randevu ve hastabilgi adında iki tablom var. tablolarımdaki alanlar;randevu tablosu: randevuid, poliklinikadi, doktoradi, hastatchastabilgi: hastaid, hastatc, ad, soyad, cinsiyetbenim amacım poliklinik adı ve doktor adına göre seçim yaptırıp, o doktora ve polikliniğe kayıt yaptı
arkadaşlar selamlar.
randevu ve hastabilgi adında iki tablom var. tablolarımdaki alanlar;
randevu tablosu: randevuid, poliklinikadi, doktoradi, hastatc
hastabilgi: hastaid, hastatc, ad, soyad, cinsiyet
benim amacım poliklinik adı ve doktor adına göre seçim yaptırıp, o doktora ve polikliniğe kayıt yaptıran hastaların adını soyadını cinsiyetini görmek. bunu nasıl yapabilirim?
randevu ve hastabilgi adında iki tablom var. tablolarımdaki alanlar;
randevu tablosu: randevuid, poliklinikadi, doktoradi, hastatc
hastabilgi: hastaid, hastatc, ad, soyad, cinsiyet
benim amacım poliklinik adı ve doktor adına göre seçim yaptırıp, o doktora ve polikliniğe kayıt yaptıran hastaların adını soyadını cinsiyetini görmek. bunu nasıl yapabilirim?
0
join'lemeden de oluyor tabi ama?
select ad, soyad, cinsiyet from hastabilgi where hastatc in (select hastatc from randevu where doktoradi='drwho' and poliklinikadi='sagilkocagi')
select ad, soyad, cinsiyet from hastabilgi where hastatc in (select hastatc from randevu where doktoradi='drwho' and poliklinikadi='sagilkocagi')
0
select h.ad, h.soyad, h.cinsiyet
from hastabilgi h, randevu r
where r.poliklinikadi = 'X'
and r.doktoradi = 'Y'
and r.hastatc = h.hastatc
from hastabilgi h, randevu r
where r.poliklinikadi = 'X'
and r.doktoradi = 'Y'
and r.hastatc = h.hastatc
0
hazırcılık gibi olacak ama (bkz: object-relational mapping) konusuna bakmanı tavsiye ederim, birçok problemini hiç sorgu yazmadan çözersin bu şekilde.
0
Silesius
18 ay sonra ilk defa evdeyim, azıcık stoklarımı yenilemek amacıyla torrente el atıyordum kı gecen yıl torba yasa altında giren ısplerın deep ınspect yapmasını mümkün kılan olayları hatırlayınca bır duraksadım. torrent hala illegal ama kımsenın takıp edemedıgı, ceza vs yenmeyen bır olusum mu? acıp pa
18 ay sonra ilk defa evdeyim, azıcık stoklarımı yenilemek amacıyla torrente el atıyordum kı gecen yıl torba yasa altında giren ısplerın deep ınspect yapmasını mümkün kılan olayları hatırlayınca bır duraksadım.
torrent hala illegal ama kımsenın takıp edemedıgı, ceza vs yenmeyen bır olusum mu? acıp paldır küldür indirmeye baslayayım mı yoksa yapmam gerekenler var mı?
google'a sordum, acayip yerlere cıktım, arkadaslara sordum buradakı, dizimag, harikadızı su bundan berı torrent kullanmadım dedıler, bir kısmıda publıc trackerların kapanmasından bu yana el atmamıs.
torrente yardır dıyorsanız, son bır soru daha, hangi publıc trackerın seed rakamları gercekci? extratorrent ve tpb bulduklarım ciddi ciddi ölü cıktı. cook uzak kaldım duyuru, coook...
peşin edit:torrentten bahsedıyoruz, illegal iceriğe dair bir sey demiyoruz, sorun olacaksa modlara, editleme yapabilirim.
edit2:imla, klavye cok zorluyor su an.
torrent hala illegal ama kımsenın takıp edemedıgı, ceza vs yenmeyen bır olusum mu? acıp paldır küldür indirmeye baslayayım mı yoksa yapmam gerekenler var mı?
google'a sordum, acayip yerlere cıktım, arkadaslara sordum buradakı, dizimag, harikadızı su bundan berı torrent kullanmadım dedıler, bir kısmıda publıc trackerların kapanmasından bu yana el atmamıs.
torrente yardır dıyorsanız, son bır soru daha, hangi publıc trackerın seed rakamları gercekci? extratorrent ve tpb bulduklarım ciddi ciddi ölü cıktı. cook uzak kaldım duyuru, coook...
peşin edit:torrentten bahsedıyoruz, illegal iceriğe dair bir sey demiyoruz, sorun olacaksa modlara, editleme yapabilirim.
edit2:imla, klavye cok zorluyor su an.
0
torrent hiç bir zaman takip edilemeyen bir mecra olmadı bütün eşlerin ip'si kabak gibi görülüyor zaten.
yabancı içerikleri herkese açık, türkçe içerikleri üyelikli sitelerden indiriyorum bi sıkıntı yaşamadım yaşayanı da duymadım.
yabancı içerikleri herkese açık, türkçe içerikleri üyelikli sitelerden indiriyorum bi sıkıntı yaşamadım yaşayanı da duymadım.
0
@ufuk, torrentin takip edilebilirligi degil de takip ediliyor mu demek istemistim, benim hatam özür dilerim. tesekkürler.
@allanpoe ve @freetakilir, rahatlattiniz, size de tesekkürler, let the torrent feast beginnnn!
@allanpoe ve @freetakilir, rahatlattiniz, size de tesekkürler, let the torrent feast beginnnn!
0
ISP kimin ne indirdiğine bakmaz. Devlet de bakmaz. Birisi "benim filmimi indirmişler" diye şikayetçi olursa "bakalım doğru mu" diye geriye dönük kontrol ederler, olaylar ondan sonra gelişir. Person of Interest dizisinde yaşamıyoruz :))
kayıtların teorik olarak herhangi bir 3. parti şirket tarafından (hak sahibi, hukuk firması) veya İSS tarafından sonsuza dek saklanması mümkün, her zaman mümkün olmayan ise bunların delil olarak kabul edilmesi.
Yani adam senin filmini indirmişse "üç kez ağırlaştırılmış müebbet yesin, onlar bitince de asılsın" gibi saçma şeyler isteyemezsin, yaptırım gücün kısıtlı.
Mesela bir şirket bu işin peşine düşmeye karar verdi diyelim, torrente düşmüş ne kadar içerik varsa hepsini bulup indiriyorlar önce. Eşler bağlanmaya başlıyor, bunları kaydetmeye başlıyorlar. Sonra tek tek mahkemeye veriyorlar indirenleri. Bu davalar yıllarca sürüyor ve attıkları taş ürküttükleri kurbağaya değmiyor.
O yüzden bu yolu seçen şirket sayısı çok az.
"Her filme 50 dolar ödeyeceksiniz lan" dayatması tutmadığı için bunlar oldu gerçi, şimdi orta yolu buluyorlar gibi.
kayıtların teorik olarak herhangi bir 3. parti şirket tarafından (hak sahibi, hukuk firması) veya İSS tarafından sonsuza dek saklanması mümkün, her zaman mümkün olmayan ise bunların delil olarak kabul edilmesi.
Yani adam senin filmini indirmişse "üç kez ağırlaştırılmış müebbet yesin, onlar bitince de asılsın" gibi saçma şeyler isteyemezsin, yaptırım gücün kısıtlı.
Mesela bir şirket bu işin peşine düşmeye karar verdi diyelim, torrente düşmüş ne kadar içerik varsa hepsini bulup indiriyorlar önce. Eşler bağlanmaya başlıyor, bunları kaydetmeye başlıyorlar. Sonra tek tek mahkemeye veriyorlar indirenleri. Bu davalar yıllarca sürüyor ve attıkları taş ürküttükleri kurbağaya değmiyor.
O yüzden bu yolu seçen şirket sayısı çok az.
"Her filme 50 dolar ödeyeceksiniz lan" dayatması tutmadığı için bunlar oldu gerçi, şimdi orta yolu buluyorlar gibi.
0
atcapar
Belediye bunlari kisirlastiriyor bundan 10-15 sene sonra sokak hayvanlari diye bi sey kalmayacak mi?
Belediye bunlari kisirlastiriyor bundan 10-15 sene sonra sokak hayvanlari diye bi sey kalmayacak mi?
0
öyle bişey olabilir mi sence? belediye daha kırılan kaldırımın kenarını 6 ayda yapıyor. hangisini kısırlaştıracak?
0
sokak hayvanlarının sayısının çok olması onların kendi aralarında çiftleşmeleri değil "ya ben bundan sıkıldım" diye sokağa atan insanlardan kaynaklanıyor. bir de yaşadığı yerden toplayıp, şehre getirip bırakan var. adam arabaya dolduruyor köyde kaç tane köpek varsa, bırakıp kaçıyor. bunu devamlı yapan insanlar var, "enayi miyim la ben veterinere para vereyim" diyor adam, arabaya doldurup getiriyor şehre. Bir köpek bir tane doğurmuyor takdir edersin ki.
bazı belediyeler çok yoğun çalışsa da genel olarak belediyelerin ulaşabildiği hayvan sayısının inanılmaz derece düşük olduğunu düşünüyorum.
sorunun kaynağına inmek de çok önemli bence, o yüzden insanları eğitmek için elimizden geleni yapmalıyız. köpeğe bakamayacak olan alamasın, hediye olarak hayvan satışı yasaklansın, ya da ne bileyim, hayvanın sahibi iflas etti diyelim, köpeğini geçici olarak bırakabileceği bir yerin olması lazım ki sokağa atmasın.
sokakta yürüyorum, adam 40 kilo, tasmasını tuttuğu köpek 30 kilo, hayvan havlaya havlaya yolu ikiye yararak gidiyor, fermuar gibi açılıyor kaldırım. buradaki problemi görmek için fazla düşünmeye gerek yok, gayet açık.
bazı belediyeler çok yoğun çalışsa da genel olarak belediyelerin ulaşabildiği hayvan sayısının inanılmaz derece düşük olduğunu düşünüyorum.
sorunun kaynağına inmek de çok önemli bence, o yüzden insanları eğitmek için elimizden geleni yapmalıyız. köpeğe bakamayacak olan alamasın, hediye olarak hayvan satışı yasaklansın, ya da ne bileyim, hayvanın sahibi iflas etti diyelim, köpeğini geçici olarak bırakabileceği bir yerin olması lazım ki sokağa atmasın.
sokakta yürüyorum, adam 40 kilo, tasmasını tuttuğu köpek 30 kilo, hayvan havlaya havlaya yolu ikiye yararak gidiyor, fermuar gibi açılıyor kaldırım. buradaki problemi görmek için fazla düşünmeye gerek yok, gayet açık.
0
kalmasin zaten. onlarin yeri ailenin bir ferdi gibi insanlarin yanibasi. sizce o kedi ve kopekler sokakta mutlu mu ya da guvende mi? kaci yasliliktan oluyor? mesela norvec'e gitseniz, buz gibi bir kis gecesi sokakta hic sokak kopegi gormeseniz uzulur musunuz sevinir misiniz?
0
Ben ormanlık yerde yaşıyorum belediye veterinerini de tanıyorum. Kalmayacak diye bir şey yok. İki ormanın arasında kalıyor mahalle ve çevre belediyeler kamyonlara doldurup bize atıyor. Bizim belediye de nolacak bakarız diyor. Köpeğinden sıkılan ormana bırakıyor buraya geliyor. Geçen sene benim sokağımda 3 tane kurt köpeği vardı. Husky bile gördüm. O cins olanları kaptılar karma olan yavruları kaldı.
En azından bizim belediye veterinerinin ne kadar uğraştığını biliyorum. Çevre belediyeler uğraşmayıp bize atıyor 3er 3er doğuruyorlar tükenmesi çok zor.
Ayrıca kedileri belediye kısırlaştırmaz. Kedi avına çıkmıyorlar. Hayvanseverler götürür ya da çağırır genelde. Onda da hangi birine yetişicez.
En azından bizim belediye veterinerinin ne kadar uğraştığını biliyorum. Çevre belediyeler uğraşmayıp bize atıyor 3er 3er doğuruyorlar tükenmesi çok zor.
Ayrıca kedileri belediye kısırlaştırmaz. Kedi avına çıkmıyorlar. Hayvanseverler götürür ya da çağırır genelde. Onda da hangi birine yetişicez.
0
freetakilir
bu sayfa niye saçma legolarla dolmuş? amaç ne? https://www.instagram.com/gameofthrones/
bu sayfa niye saçma legolarla dolmuş? amaç ne? www.instagram.com
0
ya bu saçma legolarla mı parayı kıracaklar? koca game of thrones? aptal mı ya bunlar tüm sayfayı lego doldurmuşlar
0
funko geçen yıl $40 milyon gelir elde etmiş.
en.wikipedia.org
Lego'nun geçen yılki geliri $5.4 milyarmış, $1.4 milyarı kâr.
duyuruyu dalga geçmek için mi açtın anlayamadım, düz cevap verdim. :))
en.wikipedia.org
Lego'nun geçen yılki geliri $5.4 milyarmış, $1.4 milyarı kâr.
duyuruyu dalga geçmek için mi açtın anlayamadım, düz cevap verdim. :))
0
yok dalga geçmek için açmadım. vallahi aklım almıyor. koca game of thrones lego satacak ve instagramındaki her fotoğrafını bunlara ayıracak. olacak şey değil ya
0
surahi bardak
sözlüğün en büyük sorunlarından birisi. bir film izlemeden girip yorumlara bakmak istiyorsunuz "katil uşak" diye 2 kelime spoiler yiyip filmin sonunu bilerek izlemek zorunda kalıyorsunuz. 2 kelimeyi de görür görmez okuyuveriyor insan.ekşi sözlük neden mühendis sözlük'teki gibi spoilere göster butonu
sözlüğün en büyük sorunlarından birisi. bir film izlemeden girip yorumlara bakmak istiyorsunuz "katil uşak" diye 2 kelime spoiler yiyip filmin sonunu bilerek izlemek zorunda kalıyorsunuz. 2 kelimeyi de görür görmez okuyuveriyor insan.
ekşi sözlük neden mühendis sözlük'teki gibi spoilere göster butonu koymuyor 20 senedir?
yapacakları şu altı üstü > muhendissozluk.net
ekşi sözlük neden mühendis sözlük'teki gibi spoilere göster butonu koymuyor 20 senedir?
yapacakları şu altı üstü > muhendissozluk.net
0
haklısın şöyle geçen senelere bakıyorum da gönüllü arkadaşların yaptığı harici eklentiler olmasa sözlüğü okumazdım bile. hele şu son dönemde kendini teknoloji girişimcisi, iletişim duayeni falan sanan iri diktatör'ün abukluklarından sonra.
cevab: bilmiyorum.
çare: tema++
adettendir: meendis sözlük ney la?
cevab: bilmiyorum.
çare: tema++
adettendir: meendis sözlük ney la?
0
işte bu yüzden. devamlı beklenti içindesin. mükemmel bir şey bence.
çok kısa bir sürede bir kamyon özellik dayarsın, o sorun değil. şimdi başlasam bir haftada mükemmel bir sözlük yazarım. ama ekşisözlük olmaz.
sözlüğe girenler özellik için değil orası sözlük olduğu için giriyor. "tarihî doku" derler ya, öyle. işlevi o sözlüğün. Twitter'a devamlı yeni özellik ekliyorlar mesela, çoğu tutmuyor, "140 karakterle spam yap" söz öbeğinden öteye gidemiyor. Canı o kadar. Gitmiyo ya, zorla mı?
Facebook gibi kişisel gelişim kasarsın (dünyayı daha iyi bir yer yapacağız, hepinizi bağlayacağız, lay lay lom), o zaman olur bak, ama sözlükte olmaz. Her yeniliğe karşı çıkıyor insanlar. devamını okuyayım özelliğinde de aynısı oldu.
çok kısa bir sürede bir kamyon özellik dayarsın, o sorun değil. şimdi başlasam bir haftada mükemmel bir sözlük yazarım. ama ekşisözlük olmaz.
sözlüğe girenler özellik için değil orası sözlük olduğu için giriyor. "tarihî doku" derler ya, öyle. işlevi o sözlüğün. Twitter'a devamlı yeni özellik ekliyorlar mesela, çoğu tutmuyor, "140 karakterle spam yap" söz öbeğinden öteye gidemiyor. Canı o kadar. Gitmiyo ya, zorla mı?
Facebook gibi kişisel gelişim kasarsın (dünyayı daha iyi bir yer yapacağız, hepinizi bağlayacağız, lay lay lom), o zaman olur bak, ama sözlükte olmaz. Her yeniliğe karşı çıkıyor insanlar. devamını okuyayım özelliğinde de aynısı oldu.
0
Spoiler yemek istemeyen ilgili başlığa girip okumaz olur biter, filimin/dizinin başlığına girince neyle karşılaşmayı bekliyorsunuz ki zaten. Çok büyük bir sorun değil yani.
0
iyi de spoiler ibaresini tercih etmeyen biri yine spoiler verebilir. bu zaten kisinin kendi elinde olan bir sey. koskoca spoiler ibaresi arasindaki yaziyi okuyorsan o senin problemin.
0
Spoiler button'u yazardan bağımsız olarak yetkili sözlük kullanıcılarının yazının mouse ile seçtikleri kısmını spoiler içine alabilmelerini sağlayacak şekilde tasarlanmalı. Spoiler button'unu kişisel sansür vs amacıyla suistimal edenlerin yetkileri geri alınmalı. Söylemesi kolay yapması zor.
0
groove
madde madde anlatiyorum: - facebookumda az kisi var. arkadaslar falan. akrabalar yok. birkac kez kuzenleri aratip bakmisimdir. birazdan konuya dahil olacak olan halama hic bakmadim. faceteki varligindan bile haberdar degildim.- halam bize geldikten sonraki ertesi gun sabahleyin facebooktan mail geli
madde madde anlatiyorum:
- facebookumda az kisi var. arkadaslar falan. akrabalar yok. birkac kez kuzenleri aratip bakmisimdir. birazdan konuya dahil olacak olan halama hic bakmadim. faceteki varligindan bile haberdar degildim.
- halam bize geldikten sonraki ertesi gun sabahleyin facebooktan mail geliyor; taniyor olabileceginiz kisiler diye. ilk defa halami oneriyor bana orda.
- halamin telefonu akilli degil. whatsapp yok. facebook da yok telefonda.
nasil oluyor bu bi aciklayin hele. tesaduf demeyin inanmiyorum valla gercekten cunku ilk defa hayatimda tedirgin oldum boyle bir durumdan normalde cok sallamamama ragmen.
- facebookumda az kisi var. arkadaslar falan. akrabalar yok. birkac kez kuzenleri aratip bakmisimdir. birazdan konuya dahil olacak olan halama hic bakmadim. faceteki varligindan bile haberdar degildim.
- halam bize geldikten sonraki ertesi gun sabahleyin facebooktan mail geliyor; taniyor olabileceginiz kisiler diye. ilk defa halami oneriyor bana orda.
- halamin telefonu akilli degil. whatsapp yok. facebook da yok telefonda.
nasil oluyor bu bi aciklayin hele. tesaduf demeyin inanmiyorum valla gercekten cunku ilk defa hayatimda tedirgin oldum boyle bir durumdan normalde cok sallamamama ragmen.
0
ortak arkadaşlardan çıkmıştır. halanız da sizi arattıysa facebookta filan öyle bir algoritması olabilir. bana da garip geliyor.
edit: ortak arkadaş yokmuş. tamamen o zaman aramalardan çıkıyor.
edit: ortak arkadaş yokmuş. tamamen o zaman aramalardan çıkıyor.
0
Kız mısın? Halan evine gidip, birinin oğluna kendi hesabından seni göstermiş olabilir. :) Bana da öyle gelip kız gösterdikleri oldu, en azından 2 kere falan. :D
0
(bkz: machine learning)
(bkz: veri madenciliği)
(bkz: regresyon analizi)
ÖZET GEÇ ÖZET, BEN BUNLARI OKUYAMAM...
hesaplamaları 100 puan üzerinden yapıyorum. 100 en yakın, 0 en uzak.
senin bir "ağın" var. örümcek ağı gibi düşün bunu, birbirine uzak ve yakın iplikler var. senin halana uzaklığına 50 diyelim. listende yok ama facebook onun senin halan olduğunu çoktan biliyor.
halanın da bir ağı var. onun sana uzaklığına 50 diyelim. niye 100 değil? çünkü halan.
halanın bir arkadaşının da ağı var. onun sana uzaklığına 100 diyelim.
- halan facebook hesabına girdi, seni arattı. uzaklık 50 idi, 40 oldu. birkaç parametre daha kontrol edildi, şak, bildirim gitti.
- halanın bir arkadaşının facebook hesabından seni arattılar. uzaklık 100 idi, 70 oldu. Niye 90 olmadı dersen ikinizin arasında bir bağlantı yok, o yüzden 90 olmadı, 70 oldu. birkaç parametre daha kontrol edildi, şak, bildirim gitti.
0-100 arası "alaka" bakımından muhtemelen şöyle hesaplanıyor, bu üsttekinden farklı bir ağ modeli tabi.
0-5 : sevgilisi / eşi / hoşlandığı kişi
5-10 : akrabalar
10-50 : iş arkadaşları
50-100 : üsttekilerin sığmadığı ama hala alakası olan kişiler.
bu grupta belirli kişilerin arasında normalden farklı bir şey olduğu zaman otomatik olarak ilişki sıralaması değişiyor, belirli aksiyonlar "tetikleniyor" yeni kişiler öneriliyor.
ben burada tarzanca anlattım tabi, gerçekte bu kadar basit olmuyordur.
(bkz: veri madenciliği)
(bkz: regresyon analizi)
ÖZET GEÇ ÖZET, BEN BUNLARI OKUYAMAM...
hesaplamaları 100 puan üzerinden yapıyorum. 100 en yakın, 0 en uzak.
senin bir "ağın" var. örümcek ağı gibi düşün bunu, birbirine uzak ve yakın iplikler var. senin halana uzaklığına 50 diyelim. listende yok ama facebook onun senin halan olduğunu çoktan biliyor.
halanın da bir ağı var. onun sana uzaklığına 50 diyelim. niye 100 değil? çünkü halan.
halanın bir arkadaşının da ağı var. onun sana uzaklığına 100 diyelim.
- halan facebook hesabına girdi, seni arattı. uzaklık 50 idi, 40 oldu. birkaç parametre daha kontrol edildi, şak, bildirim gitti.
- halanın bir arkadaşının facebook hesabından seni arattılar. uzaklık 100 idi, 70 oldu. Niye 90 olmadı dersen ikinizin arasında bir bağlantı yok, o yüzden 90 olmadı, 70 oldu. birkaç parametre daha kontrol edildi, şak, bildirim gitti.
0-100 arası "alaka" bakımından muhtemelen şöyle hesaplanıyor, bu üsttekinden farklı bir ağ modeli tabi.
0-5 : sevgilisi / eşi / hoşlandığı kişi
5-10 : akrabalar
10-50 : iş arkadaşları
50-100 : üsttekilerin sığmadığı ama hala alakası olan kişiler.
bu grupta belirli kişilerin arasında normalden farklı bir şey olduğu zaman otomatik olarak ilişki sıralaması değişiyor, belirli aksiyonlar "tetikleniyor" yeni kişiler öneriliyor.
ben burada tarzanca anlattım tabi, gerçekte bu kadar basit olmuyordur.
0
hala kelimesi geçen whatsapp konuşması falan yaptıysan, oradan almış olabilir. özellikle adını falan başkasına yazmış olabilirsin.
0
halam bize geldikten sonra diyorsunuz. evdeki bir cihazdan (wi-fi üzeriden) kendi facebook hesabına girmiş olabilir. evde akıllı telefonlardan birinin rehberine halanın telefonu kaydedildiyse rehberden facebook'a oradan ortak arkadaşlara falan derken işin ucu size de ulaşabilir.
0
Belki komik gelecek ama mesela is yerinde bir konu geciyor. Googledan bakarken sesli bir sekilde tekrarladiysam kelimeleri ikinci kelimeyi yazmadan google yazacagim kelimeyi tamamliyor. Oyle cok cok tekrarlanan seyler de degil. Acaba google sesimizi dinliyor olabilir mi diye paranoya yapmiyor degilim. Sacma gibi gelebilir ama sonucta cihazdaki her turlu veriye ulasma ve her turlu donanimi aktif etme yetkisine sahip adamlar.
0
amarat
Merhaba,Yeni bir sözlük açmak istesem ve bu sözlükte yazanlara da hediye vermek istesem bunu şu şekilde ödüllendirmek istemem doğru mu? Ters mi teper?Örnek,500 Entry giren herkese kupa hediye,1.000 Entry giren'e belli limitler dahilinde istediği bir kitap hediye,1.500 Entry girene tuttuğu futbol tak
Merhaba,
Yeni bir sözlük açmak istesem ve bu sözlükte yazanlara da hediye vermek istesem bunu şu şekilde ödüllendirmek istemem doğru mu? Ters mi teper?
Örnek,
500 Entry giren herkese kupa hediye,
1.000 Entry giren'e belli limitler dahilinde istediği bir kitap hediye,
1.500 Entry girene tuttuğu futbol takımının forması v.b. şeyler daha itici mi olur?
R10 ilk zamanlarında paso seo yarışması yapıyordu bunun gibi belli bir günlük hit ve kullanıcısı sadakatı sağlamak istiyorum.
Çok mu kötü?
Yeni bir sözlük açmak istesem ve bu sözlükte yazanlara da hediye vermek istesem bunu şu şekilde ödüllendirmek istemem doğru mu? Ters mi teper?
Örnek,
500 Entry giren herkese kupa hediye,
1.000 Entry giren'e belli limitler dahilinde istediği bir kitap hediye,
1.500 Entry girene tuttuğu futbol takımının forması v.b. şeyler daha itici mi olur?
R10 ilk zamanlarında paso seo yarışması yapıyordu bunun gibi belli bir günlük hit ve kullanıcısı sadakatı sağlamak istiyorum.
Çok mu kötü?
0
tutmaz. bir de illa kotu niyetli olacak olan kullanicilar olacaktir. hele donanimhabere yayildi mi adamlar script bile yapar. bunun disinda hediye odakli yer nitelikli bir yer olmayacaktir.
0
yazar kalitesine göre iyi ya da kötü olabilir.
çöp entry cenneti olabilir.
örn:
İstanbul:
güzel şehir.
kahvesi güzel şehir.
manzarası güzel şehir.
gibi boş beleş entry dolabilir.
çöp entry cenneti olabilir.
örn:
İstanbul:
güzel şehir.
kahvesi güzel şehir.
manzarası güzel şehir.
gibi boş beleş entry dolabilir.
0
itici olmaz da kimse kupa için 500 entry kasmaz
hadi kastı diyelim millet adını soyadını adresini vermek istemez o iş olmaz
hadi kastı diyelim millet adını soyadını adresini vermek istemez o iş olmaz
0
Çöp entry dolar o sözlük, bence bir sözlükte yapılması gereken tek şey yazanlara para kazandıran yöntem olması, her yazarın yanında bir bağış butonu olacak ve isteyen bağış yapabilecek faydalandığı entryden ötürü. PayPal sistemi ile bağlantılı olabilir. Bak o zaman debe entryleri bkz oluyor mu.
0
ekşi'den bile daha kötü bir yer olur. kaldı ki kimsenin kupa veya kitap için 500-1000 tane entry girmekle uğraşacağını sanmıyorum.
0
iglesias'ın dediğini problemi çözmek için, işin içine karma hesabını da koyabilirsin. 500 entry + 300 karma gibi... Tabii bunun da script'ini yapabilirlerde, önlemlerini alırsan neden olmasın.
0
yeni açılan bir yer için bence doğru bir tercih değil. bu tür şeyler genellikle kullanıcı kitlesi kemikleşmiş yerlerde kullanıcıyı daha da bağlamak ve aidiyet duygusunu pekiştirmek için yapılır, örneğin goodreads yapıyor bunu.
mesela yeni açılan pazar yerleri bedava kupon veriyor ama onun kullanıcıya geri dönüşü kesin ve sadece üye olman gerekiyor, şirket karşılığını sana para ödeterek ileriki bir tarihte almayı planlıyor. oradaki hesap başka haliyle.
diğer arkadaşlara katılıyorum, kötü niyetli insan çok.
mesela yeni açılan pazar yerleri bedava kupon veriyor ama onun kullanıcıya geri dönüşü kesin ve sadece üye olman gerekiyor, şirket karşılığını sana para ödeterek ileriki bir tarihte almayı planlıyor. oradaki hesap başka haliyle.
diğer arkadaşlara katılıyorum, kötü niyetli insan çok.
0
Peki bu tutundurma çalışmaları nasıl oluyor arkadaşlar?
Açacagız adword ile falan para harcayıp büyüyüp sonra mı bazı kişilere hediye v.b. verecegiz.
Veya, hukuk fakültesi ögrencileri, iibf ögrencileri gibi belli bir alandaki ögrencilere yönelik çalışıp sonra onların başka konularda entry girmelerini mi teşvik etmek lazım?
Profile paypal eklemek iyi fikir bu arada.
Açacagız adword ile falan para harcayıp büyüyüp sonra mı bazı kişilere hediye v.b. verecegiz.
Veya, hukuk fakültesi ögrencileri, iibf ögrencileri gibi belli bir alandaki ögrencilere yönelik çalışıp sonra onların başka konularda entry girmelerini mi teşvik etmek lazım?
Profile paypal eklemek iyi fikir bu arada.
0
Yeni sozluk tutmaz bu saatten sonra. Yeni seyler dusunmeniz lazim. İstedigini yap max 6 ay omru(populer olduktan sonra)
0
devilred
hayatınızda yaptığınız en karlı yatırım, para verdiğinize en değen şey nedir? her konuda, her şey olabilir.
hayatınızda yaptığınız en karlı yatırım, para verdiğinize en değen şey nedir? her konuda, her şey olabilir.
0
2.5 yıl beraber olduğum bu süreçte 3 kere terk edilip 1 kere terk ettiğim eski kız arkadaşım.
sayesinde en değerli kişinin insanın kendisi olduğunu öğrendim.
2.5 yılım, berbat bir öss sonucuna, harcanmış tonla paraya ve en önemlisi gençlik zamanıma mal oldu.
ama bana kalan ömrüm için akıl verdi.
sayesinde en değerli kişinin insanın kendisi olduğunu öğrendim.
2.5 yılım, berbat bir öss sonucuna, harcanmış tonla paraya ve en önemlisi gençlik zamanıma mal oldu.
ama bana kalan ömrüm için akıl verdi.
0
bilgisayarimdir sanirim fiziksel olarak.
onun disinda gezmek icin giden para degdi buyuk cogunlukla.
onun disinda gezmek icin giden para degdi buyuk cogunlukla.
0
macbook air, kindle, safaribooksonline üyeliği, her türlü razer ürünü, Betty Azar'ın İngilizce kitapları.
0
seyahatlerim için harcadığım uçak bileti paraları. beni ben yapan, gezdiğim yerler oldu.
0
izmirde bir ev aldım 2013de, mutfak dolabı bile olmayan bakımsız bir ev :) 45bine..
0
Eczaneden nikotin bantı. O gün 15 yıllık esaretin sonu oldu. Sonrasında tamamen farklı bir insan oldum. Spora başladım, sağlıklı beslenmeye başladım, paramı yeni hobilere harcadım kamp yapmak ve gitar öğrenmek gibi.
0
16 mart 2015 tüp mide ameliyatı.
195 kiloluk ölmek üzere bir adamken şimdi yarı maraton koşan, triatlona hazırlanan, haftada 12 antreman yapan bir acaip adama dönüştüm, 90kg verdim ve devam ediyorum.
O ameliyat hayatımdaki en doğru karardı
195 kiloluk ölmek üzere bir adamken şimdi yarı maraton koşan, triatlona hazırlanan, haftada 12 antreman yapan bir acaip adama dönüştüm, 90kg verdim ve devam ediyorum.
O ameliyat hayatımdaki en doğru karardı
0
Dolar. Düştüğünde al, artınca sat stratejisiyle birkaç ay içinde birikimimi %25 civarı arttırıp ilk arabamı aldım geçen sene.
0
valla beni pişman etmeyen yatırım olarak telefonum lg g3 derim. ilk çıktığında fiyatı yüksekken aldım ve hiç pişman etmedi sağolsun.
0
lasik. uzun vadede lense etmeyeceğim masrafla parasını çıkaracak... daha sağlıklı daha rahat ve daha net ayrıca...
0
braga-fenerbahçe maçına ilk yarı 0 basmaktı. 12 liramı katladım ve o maçtan aldığım gazla defalarca kupon tutturarak toplamda 131,56 TL'ye ulaştım. arada açıp bakıyorum ve eserimle övünüyorum, ayrıca kendimi güvende hissediyorum; param kalmadığında biliyorum ki beni kurtaracak bir para orada hazır bekliyor...
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
Selamlar.Ya bu TED talks meselesi biraz overrated değil mi sizce de? Hatta overraTED gibi bir espri de patlatayım yeri gelmişken. Yani severek izliyorsanız alınmaca gücenmece olmasın, bu sadece benim fikrim tabii ama yalnız olup olmadığımı merak ettim.Bir self-improvement junkie olarak bir ara full
Selamlar.
Ya bu TED talks meselesi biraz overrated değil mi sizce de? Hatta overraTED gibi bir espri de patlatayım yeri gelmişken. Yani severek izliyorsanız alınmaca gücenmece olmasın, bu sadece benim fikrim tabii ama yalnız olup olmadığımı merak ettim.
Bir self-improvement junkie olarak bir ara full TED talk izliyordum ben de, bir yerden sonra acayip sıktı. Bana adamakıllı bir şey kattığını hissetmedim. Genelde iyi konuşmalar olarak verilenler de konuşmacının esprili falan olduğu videolar, yani adam iyi konuşuyor tamam ama içi boş. Yanlışsam düzeltin ama bu TED olayı düşüncelere sevk edici özellik taşıma iddiasında değil mi? Ben izlerken birbirini vasat tecrübeleriyle gazlayan Starbucks müdavimi beyaz yakalı tayfası ve onların idolize ettiği birkaç elemandan başka bir şey göremiyorum. Ben güzel konuşmalara mı denk gelmedim yoksa nedir?
Ya bu TED talks meselesi biraz overrated değil mi sizce de? Hatta overraTED gibi bir espri de patlatayım yeri gelmişken. Yani severek izliyorsanız alınmaca gücenmece olmasın, bu sadece benim fikrim tabii ama yalnız olup olmadığımı merak ettim.
Bir self-improvement junkie olarak bir ara full TED talk izliyordum ben de, bir yerden sonra acayip sıktı. Bana adamakıllı bir şey kattığını hissetmedim. Genelde iyi konuşmalar olarak verilenler de konuşmacının esprili falan olduğu videolar, yani adam iyi konuşuyor tamam ama içi boş. Yanlışsam düzeltin ama bu TED olayı düşüncelere sevk edici özellik taşıma iddiasında değil mi? Ben izlerken birbirini vasat tecrübeleriyle gazlayan Starbucks müdavimi beyaz yakalı tayfası ve onların idolize ettiği birkaç elemandan başka bir şey göremiyorum. Ben güzel konuşmalara mı denk gelmedim yoksa nedir?
0
bazıları çok güzel ama çoğu kişisel gelişim.
güzel olanları genelde bilim üzerine olanlar bence. onlar dışında katılıyorum tamamen.
güzel olanları genelde bilim üzerine olanlar bence. onlar dışında katılıyorum tamamen.
0
Benzer şeyler düşünüyorum. En azından Türkçe videolar için.
İlk başta vay be adamlar haklı lan diyorsun, sonra yavaş yavaş azalıyor etkisi.
İlk başta vay be adamlar haklı lan diyorsun, sonra yavaş yavaş azalıyor etkisi.
0
self improvement olarak değil de, güzel eğlenceli konuşmalar olarak değerlendiriyorum, o yüzden hoş geliyor. ama daha ileri gitmez.
0
Cok fazla konusma var, guzel olanlarin orani dusuk. Ama ozellikle ilgilendiginiz alanlardaki konusmalari izlerseniz faydali oluyor.
Yoksa "bir video izledim, hayatim degisti" gibi bir durum soz konusu degil.
Yoksa "bir video izledim, hayatim degisti" gibi bir durum soz konusu degil.
0
Kişisel gelişim tadındakiler için söylediklerine katılıyorum ama bilim, doğa, politika, ekonomi vs gibi alanlarda çok dolu içerikler de mevcut. Severek izliyorum.
0
amway'in konuşmalı olanı, bol gaz. bol rol kesme. bol idealize etme ve basitleştirme. tam gerizekali amerikalilar icin. etliye sütlüye dokunmadan bin türlü hikaye. bir tane de kardeşim tüm bu sorunlardan bahsediyoruz ama ırkcilik var, sömürü var, türlü türlü faşizm var demiyor.
0
üzerine söyleyecek bir şeyim yok, sadece haklısın diyorum. benim izlediğim çoğunda hiçbir bok yoktu affedersin, klasik gazlamalar ve "ben yaptım oldu" tarzı sallama taktiklerle doluydu büyük bölümü.
kişisel gelişim kitaplarını beğenmeyen yeni neslin "kişisel gelişim" boşluğunu dolduruyor artık sanırım bu ted konuşmaları. aynı b*kun laciverdi benim gözümde.
hep söylemişimdir: günümüz insanı kendini önemli hissetmeye bayılıyor. herkes elon musk, herkes girişimci, herkes özel amk yerinde. bi tanesi de demiyo ki ben kardeşim ben minibüs şoförü olcam, akşam hanımla oynaşacam, survivor izleyip çay içtikten sonra uyuycam. ondan sonra da depresyona falan giriyo keresteler. OLUM ÖNEMLİ DEĞİLSİNİZ LAAAN. SİZDEN ÇOK VAR. BUNU OKUYAN 100 KİŞİDEN 1 VEYA 2'Sİ SPEŞIL VAN, BİLEMEDİN TU. gidip bütün eğitiminizi çöpe atın, vasat olun demiyorum ama kendinizi bu kadar büyük görüp kasılmayın, kendinizi üzmeyin ya. kişisel gelişmek zorunda değilsiniz amk olmuyosa zorlamayın, sktir edin.
kişisel gelişim kitaplarını beğenmeyen yeni neslin "kişisel gelişim" boşluğunu dolduruyor artık sanırım bu ted konuşmaları. aynı b*kun laciverdi benim gözümde.
hep söylemişimdir: günümüz insanı kendini önemli hissetmeye bayılıyor. herkes elon musk, herkes girişimci, herkes özel amk yerinde. bi tanesi de demiyo ki ben kardeşim ben minibüs şoförü olcam, akşam hanımla oynaşacam, survivor izleyip çay içtikten sonra uyuycam. ondan sonra da depresyona falan giriyo keresteler. OLUM ÖNEMLİ DEĞİLSİNİZ LAAAN. SİZDEN ÇOK VAR. BUNU OKUYAN 100 KİŞİDEN 1 VEYA 2'Sİ SPEŞIL VAN, BİLEMEDİN TU. gidip bütün eğitiminizi çöpe atın, vasat olun demiyorum ama kendinizi bu kadar büyük görüp kasılmayın, kendinizi üzmeyin ya. kişisel gelişmek zorunda değilsiniz amk olmuyosa zorlamayın, sktir edin.
0
orada konuşma yapan adamlardan ders almaya kalksak binlerce dolar ödememiz lazım. ilgilendiğin bir konuda görüşünü önemsediğin birini bedavaya dinleme imkanı sunuyor işte. bence çok faydalı.
0
tamamin izlemeyeecksin ki. mesela sempanzelere üzüm ve salatalik verdikleri deney oldukca ilgincti. deney ilginc, soru daha ilginc. etik kavrami ne zaman olusuyor? etik sosyal bir canli olmakla mi, dinle mi, düzenle mi geliyor? ilgincti. var öyle birkac tane oha iyiymis dedirten.
kalaninda cogu kisisel gelisim.
bu arada sauce: www.youtube.com
kalaninda cogu kisisel gelisim.
bu arada sauce: www.youtube.com
0
Zamanında 1 tek satırlık bilgi için bir kitap almış insanım. O nedenle 3 cümlelik yeni ve ilgimi çeken bilgi için 18 dk TED konuşması dinleyebilirim. Yani burada bilgiye verdiğiniz anlam ve vaktinizin bolluğu arasında gidip gelen bir değerleme süreci işliyor. BEn değerli buluyorum. Ha içinde bir sürü boş konuşma var, ama kesinlikle çok değerli anektodlar içeren yığınla video var.
0
www.ted.com
www.ted.com
www.ted.com
www.ted.com
www.ted.com
ben bu konuşmaları çok beğenmiştim.
bazıları çok boş, haklısın.
www.ted.com
www.ted.com
www.ted.com
www.ted.com
ben bu konuşmaları çok beğenmiştim.
bazıları çok boş, haklısın.
0
bizim okulda bir öğrenci konuşmacı olmuştu. o günden beri ciddiye alamıyorum TED talks'u. şarlatan ve dolandırıcıları adeta ilham perisi gibi gösteren her türlü organizasyona karşıyım. bkz. yga
0
Konuşmaların bir kısmı hoşuma gitmiyor değil; arada ilginç, bilgi verici olanlar çıkabiliyor. Bilim konularında bilgilendirici olanlar var ama onların da çoğunu ben anlamıyorum zaten. Gerizekalılığımdandır ama bazı konularda sıfır bilgi sahibi bir insan olarak konuşmalar çok Bilal'e anlatırmış gibi gelmiyor ve çok bir şey anlamıyorum. Kişisel gelişimdekilerin birkaçı hariç çoğu gereksiz geliyor. Toplamda 8-10 videoyu seviyorumdur ama daha çok birinci dünya problemi olan insanların dünyaya gözlerini kapayıp "körler sağırlar, birbirini ağırlar" çerçevesinde eğleşmeleri olarak görüyorum. Yine de boş zaman doldurgacı olarak işe yarıyorlar. Tuvalette fayans saymaktan iyi gibi.
0
Buyuk cogunlugu kisisel gelisim, bos konusmalar, katiliyorum sana.
Ama zaten kisisel gelisim videolari izlemedigim icin Ted'de de izlemiyorum.
Su gibi Ted videlolarini seviyorum:
www.ted.com
www.ted.com
www.youtube.com
www.ted.com
Bir de espriye guldum:)
aychovsky'ye de iyi guldum:)
Ama zaten kisisel gelisim videolari izlemedigim icin Ted'de de izlemiyorum.
Su gibi Ted videlolarini seviyorum:
www.ted.com
www.ted.com
www.youtube.com
www.ted.com
Bir de espriye guldum:)
aychovsky'ye de iyi guldum:)
0
Kişisel gelişim üzerine olanları ben de sevmiyorum.
AMAAA, bazen kimi fizikçilerin, evren üzerine konferanslarına denk geliyorum ki, of, of ,of!
Bir anda ufkum genişliyor.
Aslında, ekmek parası derdi olmayacak, her gün evreni araştırıp, onun üzerine düşüneceksin.
AMAAA, bazen kimi fizikçilerin, evren üzerine konferanslarına denk geliyorum ki, of, of ,of!
Bir anda ufkum genişliyor.
Aslında, ekmek parası derdi olmayacak, her gün evreni araştırıp, onun üzerine düşüneceksin.
0
dahinnotha
Merhaba,Google, Yandex, Facebook, VK, mail.ru gibi sitelere herkes istediğini yükleyebiliyor ve ücretsiz olarak GB'larca veri depolanabiliyor. Bunun yanında dünyanın bir çok yerinden aynı anda bu sunuculara veri isteği gönderiliyor ve bu sunucular en ufak bir sorun çıkarmadan ya da son kullanıcıya y
Merhaba,
Google, Yandex, Facebook, VK, mail.ru gibi sitelere herkes istediğini yükleyebiliyor ve ücretsiz olarak GB'larca veri depolanabiliyor.
Bunun yanında dünyanın bir çok yerinden aynı anda bu sunuculara veri isteği gönderiliyor ve bu sunucular en ufak bir sorun çıkarmadan ya da son kullanıcıya yansıtmadan karşılayabiliyorlar.
*Bu sunucuların bir bant genişliği var mı? Nasıl teknolojiler kullanıyorlar ve aynı anda milyonlarca megabyt'lık isteği nasıl karşılıyorlar?
*Şirketler sunucularının kapasiteleri hakkında bir şeyler söylüyorlar mı? Tahminen ne kadar büyüklükleri var?
*Sunucu maliyetlerinin yüksek olmasından bahsediliyor sıklıkla. Nedir bu olay? Bahsedilen depolama kapasitesinin yüksekliği mi, internet bağlantı hizmetleri ve elektrik tüketimi mi?
edit:google data center gallery'e baktım da, seagate marka 2 TB'lık harddisk kullanıyorlar. ben en azından ssd benzeri bir teknoloji beklemiştim. harddisk ile farklı kullanıcılara ait veriler aynı anda nasıl okunabilir ki?
www.google.com
Google, Yandex, Facebook, VK, mail.ru gibi sitelere herkes istediğini yükleyebiliyor ve ücretsiz olarak GB'larca veri depolanabiliyor.
Bunun yanında dünyanın bir çok yerinden aynı anda bu sunuculara veri isteği gönderiliyor ve bu sunucular en ufak bir sorun çıkarmadan ya da son kullanıcıya yansıtmadan karşılayabiliyorlar.
*Bu sunucuların bir bant genişliği var mı? Nasıl teknolojiler kullanıyorlar ve aynı anda milyonlarca megabyt'lık isteği nasıl karşılıyorlar?
*Şirketler sunucularının kapasiteleri hakkında bir şeyler söylüyorlar mı? Tahminen ne kadar büyüklükleri var?
*Sunucu maliyetlerinin yüksek olmasından bahsediliyor sıklıkla. Nedir bu olay? Bahsedilen depolama kapasitesinin yüksekliği mi, internet bağlantı hizmetleri ve elektrik tüketimi mi?
edit:google data center gallery'e baktım da, seagate marka 2 TB'lık harddisk kullanıyorlar. ben en azından ssd benzeri bir teknoloji beklemiştim. harddisk ile farklı kullanıcılara ait veriler aynı anda nasıl okunabilir ki?
www.google.com
0
o harddiskler senin bildiği 2 tb harddiskler değil, endüstriyel tip diskler. raid 5 yapılarak birlestiriliyor performansları çok yüksek. ssd yeni teknoloji ve manyetik disklere oranla daha dayanıksızlar. belli okuma yazma sayılarına ulaştıkları zaman ömürleri tükeniyor ve sadece okunabilir hale dönüşüyor. evde benzer bi datacentervari birşey kendin yapabilirsin son kullanıcı odaklı NAS ürünleri mevcut western digital MyCloud mesela
0
Bu işlerden çok anlamam ama, bahsettiğiniz devasa siteler için aşağıdaki gibi bir metod olduğunu okumuştum. Tabi daha neler neler vardır.
(bkz: network load balancing)
(bkz: network load balancing)
0
Büyük şirketlerden bahsediyorsak bant genişliği mevcut donanımın izin verdiği en yüksek seviye ve verimlilikte olmalı. Bu verimliliği sağlamak adına da sunucu üzerinde fazladan ısı ve elektrik üretimine sebep olabilecek bütün parçaları kaldırıyorlar. Maliyet dediğimiz elektrik, depolama, özellikle soğutma ve bakım. Bu masrafları kısmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Fanların hızları çok elektrik harcamayacak ama işlemciyi/diski optimum çalıştıracak seviyede hesaplanıyor ve kontrol ediliyor.
Veri operasyonu için ise sırf bu işler için özelleştirilmiş programlama dilleri ve veri yapıları kullanıyorlar. Aşağıdaki 2014'te yazılmış makale Google'ın 10-15 exabyte civarı bir veriyi tuttuğundan bahsetmiş; şu an ikiye, belki üçe katlanmıştır o rakam. İnternet giriş/çıkışı için de en az 100 gigabit ethernet arabirimleri kullanılıyordur. Depolama kısmında evet SSD hızlı ama pahalı ve bakım masrafları da fazla. @masa penisi'nin dediği gibi standart HDD değil datacenter'larda kullanılanlar ve RAID ile hızlı ve güvenli çalışabiliyorlar.
Birkaç link bırakayım:
www.google.com
en.wikipedia.org
en.wikipedia.org
www.cirrusinsight.com
Veri operasyonu için ise sırf bu işler için özelleştirilmiş programlama dilleri ve veri yapıları kullanıyorlar. Aşağıdaki 2014'te yazılmış makale Google'ın 10-15 exabyte civarı bir veriyi tuttuğundan bahsetmiş; şu an ikiye, belki üçe katlanmıştır o rakam. İnternet giriş/çıkışı için de en az 100 gigabit ethernet arabirimleri kullanılıyordur. Depolama kısmında evet SSD hızlı ama pahalı ve bakım masrafları da fazla. @masa penisi'nin dediği gibi standart HDD değil datacenter'larda kullanılanlar ve RAID ile hızlı ve güvenli çalışabiliyorlar.
Birkaç link bırakayım:
www.google.com
en.wikipedia.org
en.wikipedia.org
www.cirrusinsight.com
0
peki şu mantıkta bir hata var mı:
ben bu sunuculardan indirirken maksimum 1 mb internet hızına ulaşabiliyorum. Benim internet hızım, adsl, bana bu kadar veri genişliği sağlıyor. Bu demektir ki benim gibi aynı anda 100 kişi bağlansa bu sunucuya, 100 mb'lık veri aktarımı gerekecektir. kaldı ki fiber internetler var, kurumsal çözümler var, vs.
yani google'ın sunucularının bulunduğu yerden, mesela Iowa'dan, saniyede gb'larca veri aktarımı oluyor. bunun bir sınırı yok mu? bunlar okyanusların altından gelen büyük kablolarla dünyanın farklı yerlerine iletiliyor.
yani kısaca, türk telekom'un benim tarifemde bana verdiği hız sınırı 10mbit iken, okyanusun altından kablo sağlayanların google ve benzeri şirketlere veri aktarımı için sunduğu sınırlar nasıl?
ya da sorumu değiştireyim. milyarlarca cihaz aynı anda veri aktarımında bulunuyor, ancak verinin iletildiği kanalların bir "maksimum" sınırı yok mu?
ben bu sunuculardan indirirken maksimum 1 mb internet hızına ulaşabiliyorum. Benim internet hızım, adsl, bana bu kadar veri genişliği sağlıyor. Bu demektir ki benim gibi aynı anda 100 kişi bağlansa bu sunucuya, 100 mb'lık veri aktarımı gerekecektir. kaldı ki fiber internetler var, kurumsal çözümler var, vs.
yani google'ın sunucularının bulunduğu yerden, mesela Iowa'dan, saniyede gb'larca veri aktarımı oluyor. bunun bir sınırı yok mu? bunlar okyanusların altından gelen büyük kablolarla dünyanın farklı yerlerine iletiliyor.
yani kısaca, türk telekom'un benim tarifemde bana verdiği hız sınırı 10mbit iken, okyanusun altından kablo sağlayanların google ve benzeri şirketlere veri aktarımı için sunduğu sınırlar nasıl?
ya da sorumu değiştireyim. milyarlarca cihaz aynı anda veri aktarımında bulunuyor, ancak verinin iletildiği kanalların bir "maksimum" sınırı yok mu?
0
google kendi kablolarını döşemiş 2009 yılında. okyanus altında bir çok farklı şirkete ait özel kablolar da varmış.
o fiber kablolarlar da saniyede terabit'lerce veri taşıyabiliyorlarmış.
en.wikipedia.org
teşekkürler yanıtlarınıza
o fiber kablolarlar da saniyede terabit'lerce veri taşıyabiliyorlarmış.
en.wikipedia.org
teşekkürler yanıtlarınıza
0
bunlar tek makina üzerinden olmuyor, yeni nesil yük hafifletme sistemleri var. clustered load balancing diye geçiyor. en meshuru apache hadoop,twitter felan bunu kullanıyor googleinda benzer bir sistemi vardı bildigim kadarıyla. mesela rusyada hiç sunucuları yok turkiyede de yok. rusyadan googlea giren bir adam İsveçte bulunan servera bağlanıyor. dunya üzerindeki en yakın noktaya yükleniyorsun yani sadece irlandaya değil. ve okyanustan geçen kablolar aşırı derecede büyük + dayanıklı. metresi 1.5 kilo olan kablo 2000km kadar mevcut döşenmiş diye biliyorum en son öyleydi. tepkime hizi 60 ms ve 2000km. sen aynı ağdaki arkadaşınla oyun oynarken bile tepkime hızı 20ms felan oluyor performansını sen ölç.
0
@dahinnotha
ayrıntılı cevap istersen aşağıda iki cevabım var, öğrenmek istediğin her şey yazıyor orada. Kim kime baskı yaparak çok para almaya çalışıyor, hangi oyuncu hangi durumda birbirine karşı avantajlı/dezavantajlı olabiliyor, bütün endüstriyi yazdım.
www.eksiduyuru.com
www.eksiduyuru.com
Google dark fiber (atıl durumdaki kabloya dark fiber deniyor) kiralamış olsa da hala IP transit ve Internet Exchange (IX) noktalarına bağlanmaya ihtiyacı var, sınırsız değil yani aktarım kapasitesi. Google kadar büyük bir şirketin varsa çok IP Transit almana gerek yok, IX noktalarına bağlanarak trafiğin çoğunu karşılarsın. IX'e bağlanmak IP transit'e göre komik derecede ucuz.
Örneğin 100 gbps IX 5000 euro civarı tutarken Level3 gibi bir şirketten 100 gbps IP transit almak mbps başına 50 cent dersek 50bin dolar tutuyor. Yalnız ilginç bir ayrıntı vereyim, miktar arttıkça birim başı fiyatın iyileşiyor. Örneğin 1 gbps istersen Level3 sana mbps başına 50 cent yerine 1.5 dolar fiyat çekiyor.
ayrıntılı cevap istersen aşağıda iki cevabım var, öğrenmek istediğin her şey yazıyor orada. Kim kime baskı yaparak çok para almaya çalışıyor, hangi oyuncu hangi durumda birbirine karşı avantajlı/dezavantajlı olabiliyor, bütün endüstriyi yazdım.
www.eksiduyuru.com
www.eksiduyuru.com
Google dark fiber (atıl durumdaki kabloya dark fiber deniyor) kiralamış olsa da hala IP transit ve Internet Exchange (IX) noktalarına bağlanmaya ihtiyacı var, sınırsız değil yani aktarım kapasitesi. Google kadar büyük bir şirketin varsa çok IP Transit almana gerek yok, IX noktalarına bağlanarak trafiğin çoğunu karşılarsın. IX'e bağlanmak IP transit'e göre komik derecede ucuz.
Örneğin 100 gbps IX 5000 euro civarı tutarken Level3 gibi bir şirketten 100 gbps IP transit almak mbps başına 50 cent dersek 50bin dolar tutuyor. Yalnız ilginç bir ayrıntı vereyim, miktar arttıkça birim başı fiyatın iyileşiyor. Örneğin 1 gbps istersen Level3 sana mbps başına 50 cent yerine 1.5 dolar fiyat çekiyor.
0
matilda
benim bi teyzem var daha önce de çalıntı motosiklet almıştı bilmeden neyin ne olduğunu üstüne bile almadan trink parayı verdi polis çevirmiş kuzeni gitti motor bi sürü iş almışlardı başlarına. bu sefer de benim bu bahsi geçen kuzenimin bi arkadaşı varmış bi yere 5 bin tl yatırmış her ay 3.5 bin tl g
benim bi teyzem var daha önce de çalıntı motosiklet almıştı bilmeden neyin ne olduğunu üstüne bile almadan trink parayı verdi polis çevirmiş kuzeni gitti motor bi sürü iş almışlardı başlarına.
bu sefer de benim bu bahsi geçen kuzenimin bi arkadaşı varmış bi yere 5 bin tl yatırmış her ay 3.5 bin tl getirisi varmış. çocuğun şu ana kadar 70 bin tl parası birikmiş orda ama çekmemiş ya da belli bir süresi mi var o parayı çekmenin bilmiyorum çünkü bu olayı teyzem diğer teyzeme anlatmış bizim bildiğimizi bilmiyor soramadım o yüzden ayrıntısını. benim akıllı teyzem de gidip 5 bin tl kredi çekip bu olaya yatırmış. kuzene araba alıcaktı onun kredisini öderim hem de artık çalışmam vs diyor. ben duyunca net dolandırıldı dedim. 5 bin'e 3.5 bin tl ayda kim kime vermiş. legal zaten olmaz da illegal de böyle bir şey olmaz di mi? hem olsa nasıl inanacaksın? kim kime verir bu parayı. para 1 ayda kendini amorti ediyor nerdeyse.
yani soru, teyzem net dolandırıldı değil mi?
bu sefer de benim bu bahsi geçen kuzenimin bi arkadaşı varmış bi yere 5 bin tl yatırmış her ay 3.5 bin tl getirisi varmış. çocuğun şu ana kadar 70 bin tl parası birikmiş orda ama çekmemiş ya da belli bir süresi mi var o parayı çekmenin bilmiyorum çünkü bu olayı teyzem diğer teyzeme anlatmış bizim bildiğimizi bilmiyor soramadım o yüzden ayrıntısını. benim akıllı teyzem de gidip 5 bin tl kredi çekip bu olaya yatırmış. kuzene araba alıcaktı onun kredisini öderim hem de artık çalışmam vs diyor. ben duyunca net dolandırıldı dedim. 5 bin'e 3.5 bin tl ayda kim kime vermiş. legal zaten olmaz da illegal de böyle bir şey olmaz di mi? hem olsa nasıl inanacaksın? kim kime verir bu parayı. para 1 ayda kendini amorti ediyor nerdeyse.
yani soru, teyzem net dolandırıldı değil mi?
0
dolandırılmış evet.
bu sistemler çok farklı isimlerle piyasaya çıksalar da aslında hepsi aynı şeyi yapıyor.
bu anlattığınız şey (bkz: ponzi scheme), yani ponzi şeması oluyor. sisteme üye olan kişilerin başkalarını üye etmesi işin içine girince saadet zinciri / titan zinciri oluyor adı.
vikipedi sayfası, buyrun : tr.wikipedia.org
gördüğünüz gibi burada herhangi bir yatırım yok, hiçbir şey üretilmiyor, hiçbir şey üretilmediği için de sistem para kazanmıyor, havuzdaki para bitince üyelere para ödeyemeyecekleri için yeni üye katılımı durunca sistemi oluşturan kişiler kayıplara karışıyor.
bu sistemlerde ilginç olan şey şudur, asla yatırdığınız ana parayı çekemezsiniz. örneğin 50bin lira yatırdınız, size her ay 5000 lira ödeyebilirler ancak 50bin lirayı hiçbir zaman geri alamazsınız. buna ek olarak hiçbir zaman vaad edilen aylık getiriyi de çekemezsiniz, "ödemeler 4 ay sonra başlayacak" ya da "3 ay çekim yapmayan üyelere %10 değil %20 faiz ödeyeceğiz" gibi taktikler kullanarak paranızı çekmemenizi sağlarlar. muhtemelen (artık ne aşamada girdiğinize göre değişir) birkaç ay sonra adamlar kayıplara karışacaktır, sistem böyle işler.
yasal değil haliyle, çok büyük bir suç.
bu sistemler çok farklı isimlerle piyasaya çıksalar da aslında hepsi aynı şeyi yapıyor.
bu anlattığınız şey (bkz: ponzi scheme), yani ponzi şeması oluyor. sisteme üye olan kişilerin başkalarını üye etmesi işin içine girince saadet zinciri / titan zinciri oluyor adı.
vikipedi sayfası, buyrun : tr.wikipedia.org
gördüğünüz gibi burada herhangi bir yatırım yok, hiçbir şey üretilmiyor, hiçbir şey üretilmediği için de sistem para kazanmıyor, havuzdaki para bitince üyelere para ödeyemeyecekleri için yeni üye katılımı durunca sistemi oluşturan kişiler kayıplara karışıyor.
bu sistemlerde ilginç olan şey şudur, asla yatırdığınız ana parayı çekemezsiniz. örneğin 50bin lira yatırdınız, size her ay 5000 lira ödeyebilirler ancak 50bin lirayı hiçbir zaman geri alamazsınız. buna ek olarak hiçbir zaman vaad edilen aylık getiriyi de çekemezsiniz, "ödemeler 4 ay sonra başlayacak" ya da "3 ay çekim yapmayan üyelere %10 değil %20 faiz ödeyeceğiz" gibi taktikler kullanarak paranızı çekmemenizi sağlarlar. muhtemelen (artık ne aşamada girdiğinize göre değişir) birkaç ay sonra adamlar kayıplara karışacaktır, sistem böyle işler.
yasal değil haliyle, çok büyük bir suç.
0
bilmem ne mining mi ne diyorlar ona benziyor ve evet, dolandırılmış.
0
teyzen hep boyle dolandiriliyorsa, benimle tanistirsana, hem sana komisyon da veririm bak :(
isin sakasi bir yana, bereket versin 5 bin tl ile iyi yirtmis teyzeniz. bu para da bosa gitmis olmadi, akillandi. akillanmasi icin odeme yapmasi gereken para 5bin tl imis (bkz: akıl parası)
isin sakasi bir yana, bereket versin 5 bin tl ile iyi yirtmis teyzeniz. bu para da bosa gitmis olmadi, akillandi. akillanmasi icin odeme yapmasi gereken para 5bin tl imis (bkz: akıl parası)
0
evrenos gazi
mesela arap asıllı bir firma var. bunlar türkiyeye giriyor. atıyorum global isimleri abdelvahab holding olsun. global siteleri de abdelvahab.com olsun.bunlar abdelvahabturkiye adıyla türkiyeye giriyorlar. ticari işlemleri tamam, resmi açılışları falan da. sadece fiilen açılış yapmamışlar işte.ben de
mesela arap asıllı bir firma var. bunlar türkiyeye giriyor. atıyorum global isimleri abdelvahab holding olsun. global siteleri de abdelvahab.com olsun.
bunlar abdelvahabturkiye adıyla türkiyeye giriyorlar. ticari işlemleri tamam, resmi açılışları falan da. sadece fiilen açılış yapmamışlar işte.
ben de abdelvahabturkey.com ve abdelvahabturkiye.com gibi domainleri aldım. fakat bu adamların com.tr uzantılı bir domainleri de yok anlayacağınız. türkiye'de firma isimleriye alakalı .com uzantılı domainler bende. eğer onlar benden önce com.tr'yi almış olsalardı bana sıkıntı olurdu diye biliyorum. hatta abdelvahab.com.tr de yok, abdelvahabturkiye.com.tr de yok. bu adamların com.tr'yi mi benden önce tescil ettirmiş olmaları lazım, yoksa tamamen markalarını türkiye'de benden önce tescil ettirmiş olmaları yeter mi?
mesela bunlar bizim tescilli markamız olan isme ait domain almış diye dava etme haklarına sahipler mi? :D yoksa bu altı üstü şahıs ismi ve benim canım bu isme ait domaini almak istedi. firmayla alakası yok denilebilir mi?
Not: Olay tamamen farazidir.
bunlar abdelvahabturkiye adıyla türkiyeye giriyorlar. ticari işlemleri tamam, resmi açılışları falan da. sadece fiilen açılış yapmamışlar işte.
ben de abdelvahabturkey.com ve abdelvahabturkiye.com gibi domainleri aldım. fakat bu adamların com.tr uzantılı bir domainleri de yok anlayacağınız. türkiye'de firma isimleriye alakalı .com uzantılı domainler bende. eğer onlar benden önce com.tr'yi almış olsalardı bana sıkıntı olurdu diye biliyorum. hatta abdelvahab.com.tr de yok, abdelvahabturkiye.com.tr de yok. bu adamların com.tr'yi mi benden önce tescil ettirmiş olmaları lazım, yoksa tamamen markalarını türkiye'de benden önce tescil ettirmiş olmaları yeter mi?
mesela bunlar bizim tescilli markamız olan isme ait domain almış diye dava etme haklarına sahipler mi? :D yoksa bu altı üstü şahıs ismi ve benim canım bu isme ait domaini almak istedi. firmayla alakası yok denilebilir mi?
Not: Olay tamamen farazidir.
0
farazi cevap vereyim ben de :)
-mcdonalds.com/com.tr mcdonalds'a ait. ben kalkıp mcdonaldsturkiye.com diye alan adı alırsam ve mcdonalds'a rakip olmaya çalışırsam buna izin vermezler, bu direk kötü niyet çünkü. com veya comtr olmasının önemi yok bu durumda, adamların isim hakkından haksız yere istifade etmeye çalışıyorsun.
- bende mcdonalds.com.tr var, mcdonalds türkiye'ye geldi, marka ismini aldı. eğer bende marka ismi yoksa (yok?) domaini elimden alırlar. ne zaman kaydettiğim önemli değil. eğer marka ismi adamlara aitse ve senin elinde o markaya ait olan comtr domaini varsa bunu elinden alabilirler. çünkü com.x olan adlarda öncelik marka sahibinde oluyor.
-bende mcdonalds.com var, alan adı boşta öylesine duruyor, marka hakkı da bende değil. eğer mcdonalds markasını ben domaini aldıktan sonra kaydettilerse o zaman karşı tarafın şansı düşük. ama tersi ise o zaman domaini elimden alırlar. domain boşta duruyorsa yine elimden alabilirler çünkü "e bu adam bişi yapmıyo ki bununla, bu bize lazım" diyebilirler. bunlar gerçek.
-bende mcdonalds.com var, gerçek mcdonalds ile rekabet halindeyim. işte o zaman domaini elimden alabilirler çünkü kötü niyetliyim.
Her şeyin başında bir kurum var, bunun da var haliyle. Marka olaylarındaki anlaşmazlıklara WIPO denen bir kurum bakıyor.
Özet geç dersen iki kişiyi yan yana getirelim, birinin parası olsun, diğerinin olmasın.
Sence kimin dediği olur?
Avukat değilim.
-mcdonalds.com/com.tr mcdonalds'a ait. ben kalkıp mcdonaldsturkiye.com diye alan adı alırsam ve mcdonalds'a rakip olmaya çalışırsam buna izin vermezler, bu direk kötü niyet çünkü. com veya comtr olmasının önemi yok bu durumda, adamların isim hakkından haksız yere istifade etmeye çalışıyorsun.
- bende mcdonalds.com.tr var, mcdonalds türkiye'ye geldi, marka ismini aldı. eğer bende marka ismi yoksa (yok?) domaini elimden alırlar. ne zaman kaydettiğim önemli değil. eğer marka ismi adamlara aitse ve senin elinde o markaya ait olan comtr domaini varsa bunu elinden alabilirler. çünkü com.x olan adlarda öncelik marka sahibinde oluyor.
-bende mcdonalds.com var, alan adı boşta öylesine duruyor, marka hakkı da bende değil. eğer mcdonalds markasını ben domaini aldıktan sonra kaydettilerse o zaman karşı tarafın şansı düşük. ama tersi ise o zaman domaini elimden alırlar. domain boşta duruyorsa yine elimden alabilirler çünkü "e bu adam bişi yapmıyo ki bununla, bu bize lazım" diyebilirler. bunlar gerçek.
-bende mcdonalds.com var, gerçek mcdonalds ile rekabet halindeyim. işte o zaman domaini elimden alabilirler çünkü kötü niyetliyim.
Her şeyin başında bir kurum var, bunun da var haliyle. Marka olaylarındaki anlaşmazlıklara WIPO denen bir kurum bakıyor.
Özet geç dersen iki kişiyi yan yana getirelim, birinin parası olsun, diğerinin olmasın.
Sence kimin dediği olur?
Avukat değilim.
0
hayirsizin soyledigi verilerin neredeyse tamami hatali, domainde ilk gelen alir vardir. rise up sureci dahil degildir. mcdonalds.com-u alabilirsin, sirket senden bunu geri alamaz, icerimte mac logosu vs kullanirsin sirket senden onu geri alir. icannda o isler degisti. domainde niyet mi olur ak bi de tavsan versinler
0
@mrvengeance
niyet her zaman önemli, kararı ona göre veriyorlar zaten. burada kimin en çok istediğine göre değil kimin işine yarayacağı üzerine dönüyor bütün olay. benim bir sürü alan adını alıp kenarda bekletmem mi daha kazançlı yoksa o alan adlarının o isimleri en iyi şekilde kullanabilecek şirketlere/kişilere verilmesi mi?
Nasıl futbolun başında FIFA, ödeme sisteminin başında SWIFT varsa, bunun başında da WIPO var. SWIFT bir ülkeye "kanka seni çıkarıyoruz" dediği zaman o ülkedeki bütün bankaların yurtdışındaki bankalarla ilişkisi kesilir mesela. Bunu niye kurmuşlar? Bunun için. Kontrol.
FIFA da aynı, aslında tek başına bakarsan "bunlar kim de karar veriyor" diyebilirsin ama organizasyon sahibi o, top onun.
Oynatmayabilir.
Tamam, alan adını alırım da, başkasının kurallarıyla oynuyorum. Kural koyucular o kurallara bakarak benim oynamamam gerektiğine karar verebilirler.
niyet her zaman önemli, kararı ona göre veriyorlar zaten. burada kimin en çok istediğine göre değil kimin işine yarayacağı üzerine dönüyor bütün olay. benim bir sürü alan adını alıp kenarda bekletmem mi daha kazançlı yoksa o alan adlarının o isimleri en iyi şekilde kullanabilecek şirketlere/kişilere verilmesi mi?
Nasıl futbolun başında FIFA, ödeme sisteminin başında SWIFT varsa, bunun başında da WIPO var. SWIFT bir ülkeye "kanka seni çıkarıyoruz" dediği zaman o ülkedeki bütün bankaların yurtdışındaki bankalarla ilişkisi kesilir mesela. Bunu niye kurmuşlar? Bunun için. Kontrol.
FIFA da aynı, aslında tek başına bakarsan "bunlar kim de karar veriyor" diyebilirsin ama organizasyon sahibi o, top onun.
Oynatmayabilir.
Tamam, alan adını alırım da, başkasının kurallarıyla oynuyorum. Kural koyucular o kurallara bakarak benim oynamamam gerektiğine karar verebilirler.
0
tescilli isim içeriyorsa alırlar. ama eğer şirketin ismi abdelvahab gibi değil de daha jenerik bir şeyse (arapça jenerik ne var bilmiyorum ahmet diyelim) o zaman sıkıntı olmaz.
0
Tescilli markaysa alirlar. Daha once ornekleri oldu cok. isbank'in wipo davasi vardi mesela. Bi ton ornek dolu.
0
Alin bakin, rakip olabilecek kotu niyet iceren tum domainlere transfer karari verilmis.
www.wipo.int
www.wipo.int
0
hayirsiz haklı. ekşiyen adamın verdiği linkin aynısını vermeye gelmiştim, verilmiş.
ben işin çıkar noktalarını söyleyeyim;
1- marka tescili belli mal/hizmet grupları için yapılıyor. yani abdelvahap markası örneğin makina sınıflarında tescilliyse, sen bunu alakasız bir sektörde kullanıyorsan (ör.giyim) ve abdelvahap türkiye'de herhangi bir işlemde bulunmadan önce tescil ettiysen (marka tescili) ve domainini aldıysan sana hiçbir şey olmaz. domain sende kalır.
2- kötü niyet oluşması için senin bu kurumun türkiye faaliyetlerine başladığından haberin olması gerekir. bunun için de karşı taraf avukatı sana ihtar çeker. bu ihtarı aldığında irtibat kurup "yha ben bunu aldım ama gelin size satayım" diyebilirsin. bu durumda büyük firma genelde abartılı olmayan rakamlarla satın alma yoluna gider.
özet: fikri sınai mülkiyet hukuku uluslararası sermayeyi korumak için üretilmiş bir hukuk, kötü niyet bulursa küçüğü affetmez.
ben işin çıkar noktalarını söyleyeyim;
1- marka tescili belli mal/hizmet grupları için yapılıyor. yani abdelvahap markası örneğin makina sınıflarında tescilliyse, sen bunu alakasız bir sektörde kullanıyorsan (ör.giyim) ve abdelvahap türkiye'de herhangi bir işlemde bulunmadan önce tescil ettiysen (marka tescili) ve domainini aldıysan sana hiçbir şey olmaz. domain sende kalır.
2- kötü niyet oluşması için senin bu kurumun türkiye faaliyetlerine başladığından haberin olması gerekir. bunun için de karşı taraf avukatı sana ihtar çeker. bu ihtarı aldığında irtibat kurup "yha ben bunu aldım ama gelin size satayım" diyebilirsin. bu durumda büyük firma genelde abartılı olmayan rakamlarla satın alma yoluna gider.
özet: fikri sınai mülkiyet hukuku uluslararası sermayeyi korumak için üretilmiş bir hukuk, kötü niyet bulursa küçüğü affetmez.
0
aşağıdaki adreste gördüğüm kadarıyla çatır çatır alırlar.
alamaz diyen arkadaşlar neye göre alamazlar diyorlar bir referans gösterseler de biz de öğrensek iyi olur.
(git: www.wipo.int
alamaz diyen arkadaşlar neye göre alamazlar diyorlar bir referans gösterseler de biz de öğrensek iyi olur.
(git: www.wipo.int
0
apple.com'u alamazlar ama macbook.com'u söke söke alırlar.
apple.com'da da şirket olan apple ile alakalı hiçbir şey yapmaman gerekiyor tabi. anca elmayı tanıtırsın.
apple.com'da da şirket olan apple ile alakalı hiçbir şey yapmaman gerekiyor tabi. anca elmayı tanıtırsın.
0
olm bişey olmaz diyenler fütursuzca sallıyor.
bu örnekte abdelvahap beni bulsun domain sahibini -afedersiniz- ters domaltır düz sikerim. domaini almakla kalmayıp başka yaptırımlara da götürürüm. işim bu, bundan para kazanıyorum lan ben. her gün önümüze gelen dosyalar, beraber çalıştığımız avukatlar da var.
bir kişi/şirketin tescilli markasını aynı* sektörde hiçbir şekilde kullanazsın. sınai mülkiyete tecavüzdür, ağır cezası vardır.
*: fiilen kullanılan sektörler değil, tescilli olduğu sektörler. yani apple tüm sınıflarda tescilli ise, elmayı da tanıtamazsın.
bu örnekte abdelvahap beni bulsun domain sahibini -afedersiniz- ters domaltır düz sikerim. domaini almakla kalmayıp başka yaptırımlara da götürürüm. işim bu, bundan para kazanıyorum lan ben. her gün önümüze gelen dosyalar, beraber çalıştığımız avukatlar da var.
bir kişi/şirketin tescilli markasını aynı* sektörde hiçbir şekilde kullanazsın. sınai mülkiyete tecavüzdür, ağır cezası vardır.
*: fiilen kullanılan sektörler değil, tescilli olduğu sektörler. yani apple tüm sınıflarda tescilli ise, elmayı da tanıtamazsın.
0
