freetakilir
paran olmadığı için sen de bir nefret objesine dönüşüyor.https://www.youtube.com/watch?v=BwKCtz9A5YMhayatımda duyduğum en güzel cümlelerden biri.soru yok ama düşüncelerinizi merak ettim ondan soru olarak açıcam.
paran olmadığı için sen de bir nefret objesine dönüşüyor.
www.youtube.com
hayatımda duyduğum en güzel cümlelerden biri.
soru yok ama düşüncelerinizi merak ettim ondan soru olarak açıcam.
www.youtube.com
hayatımda duyduğum en güzel cümlelerden biri.
soru yok ama düşüncelerinizi merak ettim ondan soru olarak açıcam.
0
bende olmayan nefret objesine dönüşmüyor benim için, ayrıca çok sığır bir düşünce kendi öyle düşünüyor diye herkesi niye yaftalıyor ki ?.
0
Cogunlugun dusuncesini dile getirip elestirmis zaten, kendim oyle dusunuyorum dememis.
Hatta sozlukten esinlenmis bile diyebiliriz:
eksisozluk.com
Hatta sozlukten esinlenmis bile diyebiliriz:
eksisozluk.com
0
hayatimda duydugum en salakca dusunce. kimse ferrarinin icindeki adama nefretle orospu cocugu demiyor. orospu cocugu bazen saskinlik anlarinda da kullanilir. ulan ne vurdu orospu cocugu suna bak! gibi.
ben sadece parasi olup da harcamayi bilmeyen insanlara aptal gozuyle bakiyorum ama herhangi bir nefretim yok. niye olsun ki?
ben sadece parasi olup da harcamayi bilmeyen insanlara aptal gozuyle bakiyorum ama herhangi bir nefretim yok. niye olsun ki?
0
valla burda medeniyet timsali arkadaslar adami haksiz bulmus da gayet dogru tespit halk geneline baktiginda. benzincide calisan adam her gordugu luks arabaliyi o.c, icinden inen kizi da orospu beller mesela, normal
0
doğru demiş. hatta eksik demiş. söz konusu durum sadece maddi olarak yok.
atıyorum çirkin bir adam taş gibi hatun götürür adama küfrederiz, arkadaşımız çok iyi bir kariyer elde eder yüzüne güleriz ama arkasından küfrederiz gibi gibi.
türk halkının genelinde olan çekememezlik, "bende yoksa onda da olmasın." durumu.
ülke olarak ilerleyememişimizin nedenlerinden biri olarak da görülebilir.
atıyorum çirkin bir adam taş gibi hatun götürür adama küfrederiz, arkadaşımız çok iyi bir kariyer elde eder yüzüne güleriz ama arkasından küfrederiz gibi gibi.
türk halkının genelinde olan çekememezlik, "bende yoksa onda da olmasın." durumu.
ülke olarak ilerleyememişimizin nedenlerinden biri olarak da görülebilir.
0
vayamk.jpg
Gün geçmiyor ki Türkiye'den ve Türkiyelilerden bir nebze daha tiksinmeyeyim.
Gün geçmiyor ki Türkiye'den ve Türkiyelilerden bir nebze daha tiksinmeyeyim.
0
Para ile sinirlamamak lazim; her zaman sunu soylerim. Bir insanda en cok ne eksikse o cenesine vurur. Erkekligine guvenmeyen, herkesi ipne ilan eder. Turklugu eb saibeli adam, en azili milliyetci olur. Imani ne kadar sakat adam varsa radikal dinci olur. Paran yoksa ve birileri gozunun onunde catir catir yiyor sen bakiyorsan; kadinsa orospu erkekse hirsizdir. Icten ice budur durum.
0
bende nefret objesine dönüşmüyor bu tür şeyler. prensip olarak nefret etmiyorum zaten kimseden.
"benim yok o yüzden olanların canı cehenneme" demek hem kimseye bir şey kazandırmaz hem insanı yavaş yavaş zehirler. herkes başka birinin hayat seviyesine iner/yükselirse nerede buluşacağız o zaman? yaaa...
"bende yok, şu kişide var, o halde [buraya bir şey yazın] yaparak almış olmalı" bakış açısı da sıkıntılı. genelde tembel insanlardan ya da hayattan bıkmış insanlardan (bak bu sebep tembel adama göre daha geçerli) duyuyorum bunu.
bir de "bunun için şimdiye dek ne yaptın" sorusunu cevaplayabilmek var. önümüzden araba geçiyor mesela, belki bir milyon lira değeri var, yanımdaki arkadaş söve söve bitiremiyor. iyi de, sen o arabayı almak için çalıştın mı? bir mesleğin, toplum tarafından kabul edilen, ürettiğin bir değer var mı? yoksa şikayet etmeye hakkın da olamaz, bir milyon lira etmiyorsun ki sen? (bak bu iyi ya da kötü demiyorum, ekonomik sistem böyle)
"bu arabadan bende yok, almak istiyorsam şunu yapmalıyım, o halde şimdi çalışmaya başlayayım" dersen alma şansına erişiyorsun. diğer türlü hiç olmaz.
ha anti kapitalistsindir, o zaman bunları söylemiyor olursun zaten. ben değilim.
------
hayat herkese eşit zorlukta değil, herkesin değişkenleri farklı değerler alıyor. kimimiz zeki, kimimiz pek parlak değil, kimimiz fakir ya da zengin. belki de engelliyiz, yürüyemiyoruz, hareket edemiyoruz.
o yüzden bu tür küçük şeylerden dolayı birinden nefret etmeyi saçma buluyorum.
çok yaşasan 100 yıl yaşayacaksın zaten, daha yok. ben tadını çıkarmaya çalışıyorum.
tavsiye ederim.
"benim yok o yüzden olanların canı cehenneme" demek hem kimseye bir şey kazandırmaz hem insanı yavaş yavaş zehirler. herkes başka birinin hayat seviyesine iner/yükselirse nerede buluşacağız o zaman? yaaa...
"bende yok, şu kişide var, o halde [buraya bir şey yazın] yaparak almış olmalı" bakış açısı da sıkıntılı. genelde tembel insanlardan ya da hayattan bıkmış insanlardan (bak bu sebep tembel adama göre daha geçerli) duyuyorum bunu.
bir de "bunun için şimdiye dek ne yaptın" sorusunu cevaplayabilmek var. önümüzden araba geçiyor mesela, belki bir milyon lira değeri var, yanımdaki arkadaş söve söve bitiremiyor. iyi de, sen o arabayı almak için çalıştın mı? bir mesleğin, toplum tarafından kabul edilen, ürettiğin bir değer var mı? yoksa şikayet etmeye hakkın da olamaz, bir milyon lira etmiyorsun ki sen? (bak bu iyi ya da kötü demiyorum, ekonomik sistem böyle)
"bu arabadan bende yok, almak istiyorsam şunu yapmalıyım, o halde şimdi çalışmaya başlayayım" dersen alma şansına erişiyorsun. diğer türlü hiç olmaz.
ha anti kapitalistsindir, o zaman bunları söylemiyor olursun zaten. ben değilim.
------
hayat herkese eşit zorlukta değil, herkesin değişkenleri farklı değerler alıyor. kimimiz zeki, kimimiz pek parlak değil, kimimiz fakir ya da zengin. belki de engelliyiz, yürüyemiyoruz, hareket edemiyoruz.
o yüzden bu tür küçük şeylerden dolayı birinden nefret etmeyi saçma buluyorum.
çok yaşasan 100 yıl yaşayacaksın zaten, daha yok. ben tadını çıkarmaya çalışıyorum.
tavsiye ederim.
0
tavish11
İnternette tişört arıyorum pat facebookta tişört reklamları çıkıyor. Koton'un sitesinde tişörtlere bakıyorum. Başka bir sitede kocaman tişört reklamları. Yaptığım aramaların takip edilmesini nasıl önlerim?
İnternette tişört arıyorum pat facebookta tişört reklamları çıkıyor. Koton'un sitesinde tişörtlere bakıyorum. Başka bir sitede kocaman tişört reklamları. Yaptığım aramaların takip edilmesini nasıl önlerim?
0
sitelerin kendi sunduğu "izlemeyi engelle" seçeneklerinin değeri çöp poşetiyle eşit, onları hiç boşa seçme bile, uymuyorlar ona.
(bkz: ghostery) gibi bir şey kurup yanında adblocker kullanarak biraz azaltabilirsin ama kişiselleştirilmiş içerik olayını %100 engelleyemezsin çünkü uzun süredir artan reklam engelleme ve cookie düşmanlığı yüzünden siteler artık reklamları direkt içeriğin içine gömmeye başladı.
(bkz: ghostery) gibi bir şey kurup yanında adblocker kullanarak biraz azaltabilirsin ama kişiselleştirilmiş içerik olayını %100 engelleyemezsin çünkü uzun süredir artan reklam engelleme ve cookie düşmanlığı yüzünden siteler artık reklamları direkt içeriğin içine gömmeye başladı.
0
Adblock ve Ghostery kullanıyorum. Buna rağmen sinir bozucu. Laptopta aradığım bir şey hakkında reklamı cep telefonunda facebookta gezinirken görüyorum devamlı.
0
filipis
franchise almak istediğiizde;1-bayilik alabilmek için en az 500.000 usd + kdv yatırım yapmamız gerektiği yazıyor. peki bu parayı tab gıda sadece bloke mi ediyor yoksa parayı kendi hesabına mı alıyor? ya da hesapta ahada param mı diyoruz sadece? kurulum için alınan para bu değilse kendi zimmetine ne
franchise almak istediğiizde;
1-bayilik alabilmek için en az 500.000 usd + kdv yatırım yapmamız gerektiği yazıyor. peki bu parayı tab gıda sadece bloke mi ediyor yoksa parayı kendi hesabına mı alıyor? ya da hesapta ahada param mı diyoruz sadece? kurulum için alınan para bu değilse kendi zimmetine ne kadar geçiriyor?
2-ciro üzerinden %13 ünü alıyoruz diyor. çok değil mi yahu bir de ciro üzerinden?
www.burgerking.com.tr
1-bayilik alabilmek için en az 500.000 usd + kdv yatırım yapmamız gerektiği yazıyor. peki bu parayı tab gıda sadece bloke mi ediyor yoksa parayı kendi hesabına mı alıyor? ya da hesapta ahada param mı diyoruz sadece? kurulum için alınan para bu değilse kendi zimmetine ne kadar geçiriyor?
2-ciro üzerinden %13 ünü alıyoruz diyor. çok değil mi yahu bir de ciro üzerinden?
www.burgerking.com.tr
0
1. hesabına alıyor diye biliyorum
2. çok değil bence. çünkü marka burger king. her zaman müşterisi vardır.
2. çok değil bence. çünkü marka burger king. her zaman müşterisi vardır.
0
2. Çok değil çünkü eninde sonunda o şirketin karı baya düşük oluyor. Her bok vergiden düşülsün diye şirket üzerinden alınıyor vs. Kar üzerinden alacaklarına hiç almasınlar daha iyi, uğraştıklarına değmez.
0
alacağımdan değil yahu soruyorum işte merak ettim. ileride para olursa alırız diye.
0
burgerking and mcdonalds'in batirdigi kisiler biliyorum. bence riskli ve kazanci az isler. onun yerine alternatif mutfaklara yonelseniz daha cok para yaparsiniz. turkiyeye geldi mi bilmiyorum; ama tacobell konseptinde bir yer suan burgercilerden daha cok gider.
0
1-) peşin veriyorsun onu, bloke işi yok. bazı markalar ekipmanlar için ayrı marka kullanma için ayrı para isteyebilir, yani 500'ün içinde olmayabilir onlar, onu sor.
2-) değil. tarif onların, nereden alacağını söylüyorlar, nasıl yapacağını söylüyorlar, senin yapman gereken sadece stratejik yere açmak ve batmamak.
2-) değil. tarif onların, nereden alacağını söylüyorlar, nasıl yapacağını söylüyorlar, senin yapman gereken sadece stratejik yere açmak ve batmamak.
0
kazancı az falan değil kapanan mc donalds görmedim ben burger da ha keza öyle yerini iyi ayarlayıp sabır ediceksin biraz
0
yons
Flash'in yerine html5'in gecmesi gibi mobil app'larin yapabildiklerini ileride html6 yapabilir mi? Direk www uzerinden ulasilabilmesi seklinde. Her web sitesi veya her islem icin ayri uygulama cikarilmasi sacma gelmeye basladi bana.
Flash'in yerine html5'in gecmesi gibi mobil app'larin yapabildiklerini ileride html6 yapabilir mi? Direk www uzerinden ulasilabilmesi seklinde.
Her web sitesi veya her islem icin ayri uygulama cikarilmasi sacma gelmeye basladi bana.
Her web sitesi veya her islem icin ayri uygulama cikarilmasi sacma gelmeye basladi bana.
0
Native hıza erişemese de html5 ile hybrid uygulamalar geliştirmek gayet mümkün. html6 ne getirecek, mobilde native'e yakın hızı sağlayacak mı bilmiyorum ama
(bkz: ionic)
(bkz: phonegap)
(bkz: apache cordova)
(bkz: ionic)
(bkz: phonegap)
(bkz: apache cordova)
0
şuan mobil uygulamaların yaptığı bazı şeyleri mobil tarayıcılarda yapabiliyorsun ama cihaza tam hakimiyet için app şart. buna karar verenler de platform sahipleri oluyor haliyle, adam "ben desteklemiyorum bunu" dediği zaman hiçbir şey diyemiyoruz.
burada sıkıntı bir şeylerin geriden gelmesi değil bence, adam seni kendi uygulama marketine mahkum etme ve dijital ürünler için %30 komisyon alma fırsatı yakalamışken neden böyle bir iyilik yapsın ki?
mesela apple "kanka ben webrtc falan eklemem tarayıcıya, kamera mikrofon olayına gireceksen app yazıcan mecbur" diyebiliyor ya da başka bir üretici "kanka bu özelliği eklemek çok zormuş lan" deyip beş senede ekliyor.
aynısını masaüstü tarayıcılara yapamıyorlar çünkü oraya tam hakim değiller.
her web sitesi ve işlem için uygulama çıkarma işi de "beyler bi milyon uygulama var, ipini koparan uygulama çıkarmış, en iyisi bizim amiral gemisi bi uygulamayı kenarda tutalım ama bunun içinden 20 uygulama çıkaralım ki kalabalık yapsın, ana ürünü kullanmayan biri belki küçük ürünlerden birini kullanır da zamanla ikna olur" düşüncesinden ortaya çıkıyor.
ben böyle düşünüyorum.
burada sıkıntı bir şeylerin geriden gelmesi değil bence, adam seni kendi uygulama marketine mahkum etme ve dijital ürünler için %30 komisyon alma fırsatı yakalamışken neden böyle bir iyilik yapsın ki?
mesela apple "kanka ben webrtc falan eklemem tarayıcıya, kamera mikrofon olayına gireceksen app yazıcan mecbur" diyebiliyor ya da başka bir üretici "kanka bu özelliği eklemek çok zormuş lan" deyip beş senede ekliyor.
aynısını masaüstü tarayıcılara yapamıyorlar çünkü oraya tam hakim değiller.
her web sitesi ve işlem için uygulama çıkarma işi de "beyler bi milyon uygulama var, ipini koparan uygulama çıkarmış, en iyisi bizim amiral gemisi bi uygulamayı kenarda tutalım ama bunun içinden 20 uygulama çıkaralım ki kalabalık yapsın, ana ürünü kullanmayan biri belki küçük ürünlerden birini kullanır da zamanla ikna olur" düşüncesinden ortaya çıkıyor.
ben böyle düşünüyorum.
0
Bence çok iyi bir mantık kurmuşsun. Sen bunu söyleyince ben de "ne güzel fikir" diye düşündüm bi anda. Bence söylediğin sisteme doğru giden ama çok yavaş ilerleyen bir durumdayız. Mobil siteler giderek mobil uygulamalara benziyor, artık web siteleri de uygulamalar gibi bildirim merkezine bildirim bırakabiliyor (Windows 10 ve Mac OS'te oluyor bunlar)
@hayirsiz'in söyledikleri de mantıklı ancak ben çok katılmıyorum. Neticede tarayıcı üzerinden çalışacak çok yetenekli bir site için HTML6 gibi bir sistem gelecekse apple da "yok kanka sen benim markete yazacaksın mecbur" demek yerine safari'yi buna uyumlu hale getirmeye çalışacak. Sonuçta apple market olayında tekel değil. Karşısında android gibi açık kaynak kodlu bir rakibi var. Açık kaynak kodlu bir sistemle yarışmak için de olabildiğince esnek olmalı bence. Şu an apple'ın mobil işletim sistemindeki bir çok özellik android ile hayatımıza giren özellikler (tweak, 3. parti klavyeler, kontrol merkezi). Bu nedenle HTML6 gibi (senin bahsettiğin özellikte bir sistem) bir şey gelecek olursa apple bu konuda da esneklik göstermek durumunda kalacaktır.
@hayirsiz'in söyledikleri de mantıklı ancak ben çok katılmıyorum. Neticede tarayıcı üzerinden çalışacak çok yetenekli bir site için HTML6 gibi bir sistem gelecekse apple da "yok kanka sen benim markete yazacaksın mecbur" demek yerine safari'yi buna uyumlu hale getirmeye çalışacak. Sonuçta apple market olayında tekel değil. Karşısında android gibi açık kaynak kodlu bir rakibi var. Açık kaynak kodlu bir sistemle yarışmak için de olabildiğince esnek olmalı bence. Şu an apple'ın mobil işletim sistemindeki bir çok özellik android ile hayatımıza giren özellikler (tweak, 3. parti klavyeler, kontrol merkezi). Bu nedenle HTML6 gibi (senin bahsettiğin özellikte bir sistem) bir şey gelecek olursa apple bu konuda da esneklik göstermek durumunda kalacaktır.
0
@himmet dayi
Android açık kaynak ama telefon üreticileri market ve birkaç şey için cihaz başına lisans bedeli ödüyor Google'a. Hem bütün uygulama marketleri aynı fiyat politikası güderken -Google, Apple, hatta "hani bana" diyen Facebook bile %30 alıyor- bunu bırakıp html5 gibi özgürlükçü bir teknolojiye tam destek vermezler diye düşünüyorum.
valla çok güzel demişsin, umarım ben haksız çıkarım da ortalık biraz canlanır.
Android açık kaynak ama telefon üreticileri market ve birkaç şey için cihaz başına lisans bedeli ödüyor Google'a. Hem bütün uygulama marketleri aynı fiyat politikası güderken -Google, Apple, hatta "hani bana" diyen Facebook bile %30 alıyor- bunu bırakıp html5 gibi özgürlükçü bir teknolojiye tam destek vermezler diye düşünüyorum.
valla çok güzel demişsin, umarım ben haksız çıkarım da ortalık biraz canlanır.
0
devilred
burada görüyorum bazen, spam smslerden korunmak için telefon numaralarının bazı rakamlarını yazıyla yazıyorlar. mail adreslerini de böyle boşluklu boşluklu, at'li yazanlar filan var. bunların herhangi bir spam koruyuculuğu var mı gerçekten? varsa mantığı nasıl işliyor? o yazıları rakama çevirmek, o
burada görüyorum bazen, spam smslerden korunmak için telefon numaralarının bazı rakamlarını yazıyla yazıyorlar. mail adreslerini de böyle boşluklu boşluklu, at'li yazanlar filan var. bunların herhangi bir spam koruyuculuğu var mı gerçekten? varsa mantığı nasıl işliyor? o yazıları rakama çevirmek, o boşlukları birleştirmek hiç zor değil sonuçta.
0
telefonu bilmem de sitelerden mail adresi toplayan yazılımlar mevcut.
Birleştirmek zor değil de yazılımlar belli bir pattern topladıkları için "ha bu da mail olabilir" diye almıyorlardır.
Birleştirmek zor değil de yazılımlar belli bir pattern topladıkları için "ha bu da mail olabilir" diye almıyorlardır.
0
internet üzerinde aktif mail adreslerini toplamak icin kücük program parcaciklari calisiyor, bu programlar eksiduyuru gibi siteleri ziyaret ederek yazilanlar arasinda [email protected] gibi patternler ariyorlar. eger böyle bisey bulurlarsa hemen onu kaydedip "iste bu aktif olarak kullanilan bir mail olmali" diyorlar ve bu bilgiler satiliyor bol bol spam düsüyor. Amac bu aranan patternin disina cikmak XYZ[at]XYZ.com gibi birseyin mail oldugunu anlamayabilir cünkü icinde @ isareti yok diye. ama bir program icin baska bir patterni de taramak zor degil ve gelistirici kolayca yeni patterni adapte edebilir programina. o nedenle mail oldugu anlasilmadan mail adresini yazabilmek senin yaraticiligina bagli.
0
herhangi bir konuda alınan güvenlik önlemi, olası tüm saldırı türlerini bertaraf etmek zorunda değil. Konudan bağımsız olarak saldırıların bir bölümünü eleyebiliyorsa ve o güvenlik önlemini ifa etmek için harcanan emek/para, güvenlik önlemini aşmak için harcanması gereken emek/paradan yüksekse, güvenlik seviyesi yükseltilmiş olur.
Boşlukları kapatacak, at'leri @ ile değiştirecek bot yazmak bir çaba ve her ne kadar uygulanıyor da olsa tüm mail search botları tarafından yapılmıyor. mail adresini herhangi bir kamuya açık alana yazarken alınan o küçük önlem ise minicik bir emek, ek külfiyet ve maliyeti yok. Haliyle görece olarak diğer duruma göre daha güvenli bir durum yaratıyor.
Bu bahsettiğim mantık temelde tüm güvenlik önlemlerinin uygulanması/uygulanmaması kararları için kullanılıyor iki yöne de eklenen daha reel değişkenlerle bu arada.
Boşlukları kapatacak, at'leri @ ile değiştirecek bot yazmak bir çaba ve her ne kadar uygulanıyor da olsa tüm mail search botları tarafından yapılmıyor. mail adresini herhangi bir kamuya açık alana yazarken alınan o küçük önlem ise minicik bir emek, ek külfiyet ve maliyeti yok. Haliyle görece olarak diğer duruma göre daha güvenli bir durum yaratıyor.
Bu bahsettiğim mantık temelde tüm güvenlik önlemlerinin uygulanması/uygulanmaması kararları için kullanılıyor iki yöne de eklenen daha reel değişkenlerle bu arada.
0
Birçok kişi gibi filtre kullanıyorum, içinde belirli kelimelerin geçtiği maillerle bırak uğraşmayı, görmüyorum bile.
hırsız argümanı veriyorum.
şimdi bir blokta yaşıyoruz diyelim, 10 ev var. Benim ev de dahil olmak üzere 8 tanesinin alarm sistemi var, diğer ikisinin yoksa alarmı olmayanlar önce soyulur.
Benim evim soyulmayacak ama bunun sebebi benim alarm taktırmış olmam değil, diğer iki evin taktırmamış olması. Yani adamlar benden korktukları için değil diğer ikisini soymak daha kolay olduğu için benim evi soymuyor.
Email olayı da buna benziyor, burada amaç %100 çözüm değil. Hayatta hiçbir şey kesin değil, bu niye olsun ki?
hırsız argümanı veriyorum.
şimdi bir blokta yaşıyoruz diyelim, 10 ev var. Benim ev de dahil olmak üzere 8 tanesinin alarm sistemi var, diğer ikisinin yoksa alarmı olmayanlar önce soyulur.
Benim evim soyulmayacak ama bunun sebebi benim alarm taktırmış olmam değil, diğer iki evin taktırmamış olması. Yani adamlar benden korktukları için değil diğer ikisini soymak daha kolay olduğu için benim evi soymuyor.
Email olayı da buna benziyor, burada amaç %100 çözüm değil. Hayatta hiçbir şey kesin değil, bu niye olsun ki?
0
halitkin
gölgesizler filminde de bu tarz bir şey oluyor ondan sonra kafama takıldı. büyüklerimden de duymuştum ama bana çok saçma geliyor.ayı nasıl bir insana aşık oluyor hadi aşık oldu kimse görmeden nasıl dağa kaçırıyor? kaçırınca napıyor, yemediğine göre aşk mı yaşıyor yani nedir bunun olayı? köylüler gid
gölgesizler filminde de bu tarz bir şey oluyor ondan sonra kafama takıldı. büyüklerimden de duymuştum ama bana çok saçma geliyor.
ayı nasıl bir insana aşık oluyor hadi aşık oldu kimse görmeden nasıl dağa kaçırıyor? kaçırınca napıyor, yemediğine göre aşk mı yaşıyor yani nedir bunun olayı? köylüler gidip kızı mı kurtarıyor sonra yoksa ayı "tamam benim işim bitti alın bunu" falan mı diyor? neden böyle bir efsane var?
ayı nasıl bir insana aşık oluyor hadi aşık oldu kimse görmeden nasıl dağa kaçırıyor? kaçırınca napıyor, yemediğine göre aşk mı yaşıyor yani nedir bunun olayı? köylüler gidip kızı mı kurtarıyor sonra yoksa ayı "tamam benim işim bitti alın bunu" falan mı diyor? neden böyle bir efsane var?
0
adamların canı sıkılmış bişey uyduralım lan demişler bunu uydurmuşlar. efsanelerin mitlerin hepsi buradan geliyor.
0
ben bunla ilgili yabancı kaynaktan bir yazı okumuştum; aslında efsane Amerikan ayılaına dayanıyor. Ayı kadını kaçırıyor ve yarı insan-yarı ayı çocukları filan oluyor güya :D
Bu efsanenin temel kaynağı ise; kadını kaçırarak ayının maskülen ve güçlü bir şeyi temsil etmesi ve bu ayıyı öldüren erkeğin ise ''daha bir maskülen ve daha bir ERKEK'' olduğu iması. Yani ayı avcılarını pohpohlamak için yaratılmış efsaneler işte :)
Edit: Çocuğun adı efsaneye göre Juan Salvajito imiş.
PS: erkek ayılar aç kaldığında ya da dişiler çiftleşsin diye kendi yavrularını bile yiyor.
Bu efsanenin temel kaynağı ise; kadını kaçırarak ayının maskülen ve güçlü bir şeyi temsil etmesi ve bu ayıyı öldüren erkeğin ise ''daha bir maskülen ve daha bir ERKEK'' olduğu iması. Yani ayı avcılarını pohpohlamak için yaratılmış efsaneler işte :)
Edit: Çocuğun adı efsaneye göre Juan Salvajito imiş.
PS: erkek ayılar aç kaldığında ya da dişiler çiftleşsin diye kendi yavrularını bile yiyor.
0
bunun bir de
"kadının biri köpekten/ayıdan hamile kalmış"
"duvardan düşmüş sonra gay olmuş"
"karanlıkta ağacın dibine işemiş felç olmuş"
versiyonları var. şehir efsanesi hepsi. insanları korkutmak (üçüncü örnek), belli şeylerin üzerini örtmek (ilk örnek) ve anlayamadıkları şeyleri açıklamak (ikinci örnek) için uydurulmuş yalanlar.
"kadının biri köpekten/ayıdan hamile kalmış"
"duvardan düşmüş sonra gay olmuş"
"karanlıkta ağacın dibine işemiş felç olmuş"
versiyonları var. şehir efsanesi hepsi. insanları korkutmak (üçüncü örnek), belli şeylerin üzerini örtmek (ilk örnek) ve anlayamadıkları şeyleri açıklamak (ikinci örnek) için uydurulmuş yalanlar.
0
efsane degil bence gercek :/
ayi begendiyse kizi, cicegini cikiletasini alip istemeye geliyor.
ayi begendiyse kizi, cicegini cikiletasini alip istemeye geliyor.
0
Bizim koyde de ayni soylenti var. Hatta iste kadinin adini unuttum. Bilmem ne cocugun yarisi senden yarisi benden demis ayi kadina. Ama daha fantastik buldugum sunlar var bizim koyde. Ayi kisin ayak tabanini yalayarak doyarmis. Bi de yilan toprak yermis.
0
nathanieltroy
babam youtube'tan 3-4 saatlik kuş sesi videoları açıyor. bu sırada dizi izlemeye çalışıyorum ve bazen ölüm gibi oluyor. bi türlü dolmuyor. babamın açtığı videonun uzunluğuyla alakası var mı?
babam youtube'tan 3-4 saatlik kuş sesi videoları açıyor. bu sırada dizi izlemeye çalışıyorum ve bazen ölüm gibi oluyor. bi türlü dolmuyor. babamın açtığı videonun uzunluğuyla alakası var mı?
0
146'dan bağlanmıyorsan olmaması lazım. upload yaparken internet felç oluyor bende
0
kvlknctk
MySQL kullanarak şimdiye kadar bir çok yazılım yaptım. Bu yazılımları kullanmak için yetkili olan kişileri genel olarak tablolarını ayrı tuttum. Örneğin bir CRM sisteminde Patronlar, Muhasebeciler, Pazarlamacılar diye üç kullanıcı grubum oldu. Bunların her birisini ayrı bir tablo oluşturarak konumla
MySQL kullanarak şimdiye kadar bir çok yazılım yaptım. Bu yazılımları kullanmak için yetkili olan kişileri genel olarak tablolarını ayrı tuttum. Örneğin bir CRM sisteminde Patronlar, Muhasebeciler, Pazarlamacılar diye üç kullanıcı grubum oldu. Bunların her birisini ayrı bir tablo oluşturarak konumlandırdım. Yaptığı işlemleri gerekli yere kendi IDleri ile kaydettim. Fakat burada ters giden bir şeyler doluğunu düşünüyorum. Hepsini tek bir kullanıcı tablosunda yapıp yetkilerine rollerine göre tanımlama ve yetkilendirme yapabilirim. Fakat bu an başka bir sorun olduğunu düşünüyorum. Örnek verecek olursam Pazarlamacıların araba plakasının olduğu bir kolon açmak gerekiyor. Fakat geriye kalan kullanıcı grubunda böyle bir veri olmayacağı için yine bu kullanıcıların plaka hücresi NULL kalmış olacak. Böyle gözüken bir tablo hoş karşılanmaz bence. One to One ilişkisi ile kullanıcılara bu gibi verileri tanımlamak mümkün olabilir. Fakat Kullanıcı grubu ve roller arttıkça üstüne bir de tanımlanacak değerler eklenince pivot tablolarla uğraşmak hızımı yavaşlatabiliyor.
Karışık yazılımların kullanıcı gruplandırması hakkında kabul görmüş bir standardı uygulamak istiyorum. Sizce nasıl bir yol izlemem gerekiyor?
Teşekkürler.
Karışık yazılımların kullanıcı gruplandırması hakkında kabul görmüş bir standardı uygulamak istiyorum. Sizce nasıl bir yol izlemem gerekiyor?
Teşekkürler.
0
null görünmesi aynı tabloları tekrar tekrar açmaktan daha iyidir. araba plakasını oraya direk kolon olarak açmak mantıklı mı bilemedim, ayrı bir tabloda tutabilirsin sonuçta o plaka hangi araba ?
0
genel olarak api (parse.com, jwt) sistemleri bu durumu desteklemiyor ve default olarak tek bir tabloyu hedef gösteriyorlar. işlemler bu tablo üzerinden değerlendiriliyor. Ayrı bir tablo yapsam bile bir çok iş beni bekliyor. Fakat bu önemli değil. Standartlar ne üzerine ise onu uygulamak isterim fakat nasıl aratacağım hakkında bile pek fikrim yok. Örnek veritabanlarına baktığım zaman çok çeşitli durumlar görüyorum. ayrı tutan da var. tek tabloda tutan da. hangisinin doğru olduğuna karar veremiyorum.
0
best practices user role tarzı bir şey aratabilirsin, şunu incele bi en.wikipedia.org
stackoverflow.com
stackoverflow.com
0
eğer veri tipleri birbiriyle hiç alakalı olmayan şeyler değilse hepsine ayrı tablo açmana gerek yok. hepsi insan bunların, aynı tabloda olabilirler.
users
id
name
role_id
type_id
roles
id
name (admin, demo kullanıcı, premium, vb)
types
id
name (avukat, muhasebeci, doktor)
bir kişi eğer birden fazla rol alabiliyorsa o zaman mecbur ortak tablo (roles_users veya role_user adında, hangi isimlendirmeyi seçeceğin sana ve hangi ORM'i kullandığına bağlı) açmak gerekecek. bunu yapmak zorunda kalsan bile eğer kullanıcıları users tablosunda tutuyorsan toplam 3 tablon olacak. diğer türlü yapsaydın her kullanıcı tipi için yeni bir ortak tablo açmak zorunda kalacağın için çok fazla tablon olacaktı.
isimlendirmeyi düzgün yaptığın sürece üstteki sistem güzel çalışıyor.
tabloların ID'leri için sadece id koyuyorum, başka tabloya foreign key olarak eklerken başına tablo adının tekil halini ekliyorum, user_id gibi.
ortak tablo içinse alfabetik ve çoğul gidiyorum, books_users gibi.
sütun adlarını da sade tutuyorum. user_name / user_email yerine name, email gibi.
Bir ORM bul, onun standardını kullan derim.
users
id
name
role_id
type_id
roles
id
name (admin, demo kullanıcı, premium, vb)
types
id
name (avukat, muhasebeci, doktor)
bir kişi eğer birden fazla rol alabiliyorsa o zaman mecbur ortak tablo (roles_users veya role_user adında, hangi isimlendirmeyi seçeceğin sana ve hangi ORM'i kullandığına bağlı) açmak gerekecek. bunu yapmak zorunda kalsan bile eğer kullanıcıları users tablosunda tutuyorsan toplam 3 tablon olacak. diğer türlü yapsaydın her kullanıcı tipi için yeni bir ortak tablo açmak zorunda kalacağın için çok fazla tablon olacaktı.
isimlendirmeyi düzgün yaptığın sürece üstteki sistem güzel çalışıyor.
tabloların ID'leri için sadece id koyuyorum, başka tabloya foreign key olarak eklerken başına tablo adının tekil halini ekliyorum, user_id gibi.
ortak tablo içinse alfabetik ve çoğul gidiyorum, books_users gibi.
sütun adlarını da sade tutuyorum. user_name / user_email yerine name, email gibi.
Bir ORM bul, onun standardını kullan derim.
0
Normalizasyon ve Denormalizasyon SQL konusunda en önemli soru isaretidir. Senin durumun da buna isaret ediyor. Cünkü bu konuda tek bir dogru yoktur, duruma sarta göre dogru degisir. Bircok alt tabloya bölersen (Normalizasyon) tekrarlar azalir, daha az yer kaplar ama performans olarak kayip yasarsin cünkü tablolardaki datayi birlestirirken birkac tabloyu join yapman gerekir. Parcalamaz bütün turarsan (denormalizasyon) cok tekrar olur, bazi alanlar bos olur, yer kaplar ama avantaj olarak da bazi durumlarda karmasa düser performans artar. neyin ne kadar olacagi duruma göre degisir
0
plaka gibi görece daha önemsiz ve üzerinden aggregated-report üretilmeyen alanları bir meta tablosunda key-value şeklinde tutabilirsin.
wordpress'in meta bilgileri sakladığı şekilde.
wordpress'in meta bilgileri sakladığı şekilde.
0
@fever wp bilmiyorum ama bu dediğin php serialize, unserialize konusu mu? php.net
0
Alt4y
çay içmiyorum diyenler yazmasın.
çay içmiyorum diyenler yazmasın.
0
Genelde şekersiz, bir dilim limonla beraber. 40 yılda bir tek şeker attığım da oluyor ama. Ruh halime göre yani.
0
3 tane splenda
ama günde 1 kere çay içiyorum sabah 10 da (tam 10 1 dakika şaşmıyor)
ama günde 1 kere çay içiyorum sabah 10 da (tam 10 1 dakika şaşmıyor)
0
bikaç sene öncesine kadar 5 şeker koyuyordum asdasf. şimdi şekersiz içiyorum. nasıl içiyormuşum o kadar şekerli, iğrenç.
0
çay bardağı 1
kupa 2
şeker ve kaşığa ulaşmakta güçlük yaşıyorsam ya da üşeniyorsam şekersiz de içiyorum.
kupa 2
şeker ve kaşığa ulaşmakta güçlük yaşıyorsam ya da üşeniyorsam şekersiz de içiyorum.
0
ben biraz sut katiyorum, o yumusatir tadini acisini alir. oyle sey olur mu demeyin, deneyin. hosunuza gidecektir buyuk ihtimal.
0
şekersiz içiyorum. illa şeker atasım varsa ıslak çay kaşığını şekere dokundurup, yapıştığı kadarını alıyorum.
0
çay güzelse şekersiz, eğer kötü ise tadını düzeltsin diye 1 kesme şeker atıyorum.
0
çay şekersiz içilir, şekerli içtiğiniz şeyin adı olsa olsa şerbet olur :p
diyerek sınıfın sivri zekası da ben olayım :)
diyerek sınıfın sivri zekası da ben olayım :)
0
" Sevmek çaya benzer sevilmekse şekere bizim gibi garipler de çayı şekersiz içer" bunu buraya birakayim da, bu kadar cay muhabbeti uzerine ortam biraz arabesk olsun:)
universite doneminde, cok yakin bir arkadasimin telefonuna bir hatun tarafindan gondurelen mesajdir bu.
universite doneminde, cok yakin bir arkadasimin telefonuna bir hatun tarafindan gondurelen mesajdir bu.
0
hacimden bağımsız iki tane. neden böyle bir sapıklık yapıyorum bilmiyorum. sürahiyle koysanız önüme ona da iki şeker atarım
0
Şekersiz.
Şekerli içerken küçük bardağa 1, büyük bardağa 2 tane atıyordum. Çayı onca zaman nasıl şekerli içmişim şaşırıyorum kendime.
Şekerli içerken küçük bardağa 1, büyük bardağa 2 tane atıyordum. Çayı onca zaman nasıl şekerli içmişim şaşırıyorum kendime.
0
Sekere gore degisiyor genelde 9 10 kupada 16 bile oldu bi kere onun icin sicak icecek icmeyi biraktim.ice tea iyidir
0
Alt4y
yalan yok hadi açıklayın
yalan yok hadi açıklayın
0
26.
Artik indirimlerden de yararlanamadigima gore bi is bulsam iyi olacak.
Artik indirimlerden de yararlanamadigima gore bi is bulsam iyi olacak.
0
hala yazmayanlar var.
merak etmeyin biliyoz az çok yaşınızı.
yazanları tebrik ederim.
merak etmeyin biliyoz az çok yaşınızı.
yazanları tebrik ederim.
0
0
56. senemi bitirmek üzereyim.
hissettiğim de 56. bu durum yeni benim için. çocuklukta büyükmüş gibi hissederdim. 25 lerde filan 19-20 hissederdim. 40 larda 25-30 gibi hissederken şimdi tam yaşımı hissediyorum. kızlar evlenince büyüdüm ben sanki. dünürlerim, damatlarım var. damat elimi öpüyor. hiç de sevmem el öptürmeyi ama onun hayata bakışı böyle elimi vermesem olmayacak. ben de büyüyem bari dedim galiba.
edit:
Şöyle bi baktım da en uzun ben yazmışım. Kendimi park teyzeleri gibi hissettim şimdi. Sahi park teyzesi gibi miyim ben... Tüüü :/
hissettiğim de 56. bu durum yeni benim için. çocuklukta büyükmüş gibi hissederdim. 25 lerde filan 19-20 hissederdim. 40 larda 25-30 gibi hissederken şimdi tam yaşımı hissediyorum. kızlar evlenince büyüdüm ben sanki. dünürlerim, damatlarım var. damat elimi öpüyor. hiç de sevmem el öptürmeyi ama onun hayata bakışı böyle elimi vermesem olmayacak. ben de büyüyem bari dedim galiba.
edit:
Şöyle bi baktım da en uzun ben yazmışım. Kendimi park teyzeleri gibi hissettim şimdi. Sahi park teyzesi gibi miyim ben... Tüüü :/
0
ütopya
trendyol sitesi büyük ve güvenilir bi site malum. ama buradaki piyerkardin ayakkabıları bariz derecede ucuz. bi dümen var mıdır? dümen yoksa adamlar niye az para kazansın?
trendyol sitesi büyük ve güvenilir bi site malum. ama buradaki piyerkardin ayakkabıları bariz derecede ucuz. bi dümen var mıdır? dümen yoksa adamlar niye az para kazansın?
0
"adamlar niye az para kazansın?"
e-ticaret böyle.
oradaki ürünler sahte değil, fırsat ürünü. yurtdışında da benzer modelle iş yapan birçok site var, gayet normal :)
e-ticaret böyle.
oradaki ürünler sahte değil, fırsat ürünü. yurtdışında da benzer modelle iş yapan birçok site var, gayet normal :)
0
Sıkıntı yok, geçen ay nişanlıma mağzadan aldığım ayakkabı aynı fiyat. bazı ürünlerde de ekstra %15 indirim var. üstü çizili olan fiyatlar gerçek değil. hiçbir zaman o fiyat olmadılar.
0
tchuck
selam arkadaşlar. ücretli ücretsiz farketmez. istediğim şey şu:- açayım, safari 6.0 veya 7.1'de sitemi dolaşayıp inspect element yapayım edeyim sitedeki sıkıntıları tespit edip düzelteyim. (screenshot değil, direkt o version safari üzerinden kullanmak istiyorum)- açayım ie 11 9 10 8 ne varsa siteyi
selam arkadaşlar. ücretli ücretsiz farketmez. istediğim şey şu:
- açayım, safari 6.0 veya 7.1'de sitemi dolaşayıp inspect element yapayım edeyim sitedeki sıkıntıları tespit edip düzelteyim. (screenshot değil, direkt o version safari üzerinden kullanmak istiyorum)
- açayım ie 11 9 10 8 ne varsa siteyi baştan sona gezip sıkıntıları göreyim.
aha bana bu tool lazım. ama tekrar ediyorum: screenshot programı değil, direkt emulator gibi çalışan bir program lazım.
- açayım, safari 6.0 veya 7.1'de sitemi dolaşayıp inspect element yapayım edeyim sitedeki sıkıntıları tespit edip düzelteyim. (screenshot değil, direkt o version safari üzerinden kullanmak istiyorum)
- açayım ie 11 9 10 8 ne varsa siteyi baştan sona gezip sıkıntıları göreyim.
aha bana bu tool lazım. ama tekrar ediyorum: screenshot programı değil, direkt emulator gibi çalışan bir program lazım.
0
şu anda kullandığın, rahat ettiğin browser neyse, bu tip addonlar mevcut zaten. onları bir arat istersen.
chrome için ie emulator addonunu kullanmıştım, gayet de tutarlı.
chrome için ie emulator addonunu kullanmıştım, gayet de tutarlı.
0
su anda isimin bir parcasi cross browser check. en gercek cözüm ise "virtual machine" kurmak. Dezavantaji harddiskte her isletim sistemi icin ayri yer harcar. Avantaji ise gercek isletim sistemi ve browser oldugu icin ne simulator dür ne de emulatör. bu nedenle o sisteme sahip biri sayfana nasil erisiyorsa aynisina erisir, debug yapmak icin browserlarin "developer tool" larina erisebilir, ayrica o isletim sistemi icinde gelistirme ortamini bile ayarlayabilirsin.
Önce buradan virtual box indirip kurman gerekli
www.virtualbox.org
Sonra isletim sistemlerinin image dosyalarini bulman gerekli. buradan mac icin olanini indirebilirsin.
hintdesk.com
burada linux surumleri
www.osboxes.org
burada da microsoft
developer.microsoft.com
burada bir video anlatimi nasil kurulur diye
www.youtube.com
bu da tükce video anlatimi
www.youtube.com
Ek avantaj: bu isletim sistemleri bilgisayarinda tamamen ayri bir bilgisayar gibi calistigi icin bunlari virüslü olabilecegini düsündügün dosyalari acmak, isletim sistemi önemli dosyalarini karistirmak icin de kullanabilirsin. cökerse yeniden kurarsin, senin gercek isletim sistemine hicbir sey olmaz. ya da isletim sistemi icine kuracagin ddos araclari, örnegin linux isletim sisteminde bircogunu bulabilirsin, kendi sitene saldiri düzenleyip test edebilir, önlemlerini alabilirsin.
Önce buradan virtual box indirip kurman gerekli
www.virtualbox.org
Sonra isletim sistemlerinin image dosyalarini bulman gerekli. buradan mac icin olanini indirebilirsin.
hintdesk.com
burada linux surumleri
www.osboxes.org
burada da microsoft
developer.microsoft.com
burada bir video anlatimi nasil kurulur diye
www.youtube.com
bu da tükce video anlatimi
www.youtube.com
Ek avantaj: bu isletim sistemleri bilgisayarinda tamamen ayri bir bilgisayar gibi calistigi icin bunlari virüslü olabilecegini düsündügün dosyalari acmak, isletim sistemi önemli dosyalarini karistirmak icin de kullanabilirsin. cökerse yeniden kurarsin, senin gercek isletim sistemine hicbir sey olmaz. ya da isletim sistemi icine kuracagin ddos araclari, örnegin linux isletim sisteminde bircogunu bulabilirsin, kendi sitene saldiri düzenleyip test edebilir, önlemlerini alabilirsin.
0
@emrahday,
çok teşekkürler. ben de ie 11 için bir virtual kurulumu yapmıştım ama 128gb lık macbook pro kullandığım için bu şekilde halletmeyeyim diyordum ama dediğin gibi işin en doğru yanı bu sanırım. en iyisi crossbrowser test için basit bir makina alayım ben virtual boxları doldurayım içine
çok teşekkürler. ben de ie 11 için bir virtual kurulumu yapmıştım ama 128gb lık macbook pro kullandığım için bu şekilde halletmeyeyim diyordum ama dediğin gibi işin en doğru yanı bu sanırım. en iyisi crossbrowser test için basit bir makina alayım ben virtual boxları doldurayım içine
0
www.browserstack.com
büyük ihtimalle biliyorsundur ama bu adamların çözümü gerçekten mükemmel, bir süre kullanmıştım geçen yıl. şimdi yine lazım oldu, bugün alacağım bir aylık. tam da farklı çözümleri karşılaştırırken bu duyuruyu gördüm, yazayım dedim.
büyük ihtimalle biliyorsundur ama bu adamların çözümü gerçekten mükemmel, bir süre kullanmıştım geçen yıl. şimdi yine lazım oldu, bugün alacağım bir aylık. tam da farklı çözümleri karşılaştırırken bu duyuruyu gördüm, yazayım dedim.
0
@hayirsiz,
ya benim denemelerimde mi öyle oldu bilmiyorum da (trialdayken), çok fazla kasıyordu bunlarınkiler. biraz ince bir şeyleri yakalamak istediğimde hep sıkıntı yaşadım, ama belki bana öyle olmuştur bilemeidm şimdi.
dediğin gibi, baya süper çözüm aslında.
ya benim denemelerimde mi öyle oldu bilmiyorum da (trialdayken), çok fazla kasıyordu bunlarınkiler. biraz ince bir şeyleri yakalamak istediğimde hep sıkıntı yaşadım, ama belki bana öyle olmuştur bilemeidm şimdi.
dediğin gibi, baya süper çözüm aslında.
0
eğer localde değil de direk elle url yazıp denediysen o zaman yavaş oluyor (sanki ekran kartı sürücüsü kurulmamış bir bilgisayarda işlem yapmak gibi, hatta sankisi fazla), haklısın. bir de çok geçiş yaptıysan (farklı işletim sistemi ve tarayıcıları denerken) yenisinin açılması biraz bekletiyor, o yüzden paralel test yapmak lazım hız için.
lanet gibi bütün alternatiflerin fiyatı aynı neredeyse, mecbur bayılacağım 50-100 dolar neyse.
lanet gibi bütün alternatiflerin fiyatı aynı neredeyse, mecbur bayılacağım 50-100 dolar neyse.
0
mashable.com
şöyle bişey var ama benim hiç bi bilgim yok sadece googlelayıp buldum siz büyük ihtimalle bakmışsınızdır bunlara ama yine de belki gözünüzden kaçan vardır.
şöyle bişey var ama benim hiç bi bilgim yok sadece googlelayıp buldum siz büyük ihtimalle bakmışsınızdır bunlara ama yine de belki gözünüzden kaçan vardır.
0
she aint you
VPN ile daha hızlı video izleyebiliyorum takılmadan. ama normal bağlantımla takılıyor sebebi nedir acaba ? yurt dışı üzerinden youtube olsun , diğer video siteleri olsun daha akıcı izliyorum zenmate ile mesela. ama kendi normal bağlantımla deneyince takılyor. bu neden böyle ?
VPN ile daha hızlı video izleyebiliyorum takılmadan. ama normal bağlantımla takılıyor sebebi nedir acaba ? yurt dışı üzerinden youtube olsun , diğer video siteleri olsun daha akıcı izliyorum zenmate ile mesela. ama kendi normal bağlantımla deneyince takılyor. bu neden böyle ?
0
kullandığın servis sağlayıcı fazla bant genişliği harcayan sitelerin vanalarını bir miktar kısabiliyormuş. o nedenle vpnde daha hızlı oluyordur.
0
şimdi şöyle düşün.
benim çok büyük telekom şirketim var, ülkede tekelim. ülkedeki bütün yatırım benim. sen de netflix'in sahibisin.
ben netflix'ten gelen vanayı bilerek kısıyorum, üç gün sonra da netflix'le iletişime geçip (geçmesem de olur) "beyler benim hattım yetmiyo, siz çok veri gönderiyosunuz, şu kadar para verirseniz benim abonelere daha hızlı bağlanabilirsiniz, size öncelik tanırım" diye teklif götürüyorum. argosu "abi sen buraya parketmişsin ama bu arabayı çizerler". normalde netflix birim başına ortalama 30 cent öderken ben vanayı kısıyorum, üstte yaptığım teklifte de kapıyı 60 centten açıyorum, çünkü elim güçlü. bana aslında veri taşımanın maliyeti 1 cent ama burada mesele o değil, mesele karşı tarafı hangi rakama ikna edebileceğim. elim çok güçlüdür, abonelerimin çoğu da netflix üyesidir, o zaman bırak 60 cent'i, 1.5 dolar da isterim. ödemezse müşterileri kaybeder, rakip şirkete gider müşteriler. e rakip şirkete de aynısını yapacağım, kim daha fazla öderse o avantajlı konuma geçecek.
aslında ağ tarafsızlığı, yani (bkz: net neutrality) sayesinde her verinin eşit olarak kabul edilmesi gerek ama gerçekte işler böyle değil malesef.
Hey adamım, bunu sen istedin.
Direkt şirket isimleri ve kısaltmalar yerine detaylıca yazayım, iyice anlarsın. Önce Türkçe terimleri yazdıktan sonra İngilizceler ile devam edeceğim.
Sen şimdi internet servis sağlayıcına her ay para ödüyorsun. ISP.
İnternet servis sağlayıcının bağlı olduğu üç nokta var. (En az iki ama genelde üç, veri merkezleri opsiyonel) Bunlar veri merkezleri, IP Transit şirketleri ve IXP.
ISP : İnternet servis sağlayıcı
IP Transit : Dünyanın belirli bölgelerinde -şirketin büyüklüğüne göre değişir- kendi kablolarını döşeyen veya döşeyenlerden kiralayan şirketler. Internet Transit şirketi bu adamlar yani, kelimenin tam anlamıyla kargocu.
IXP : Internet Exchange Point, yani internet değişim noktası. Bunu en kolay kooperatif kelimesiyle anlatabiliriz. Yerel oyuncular bu noktaya bağlanıp kendi trafiklerini birbirleriyle bedava takas ederler. Mesela Türkiye'de bir IXP var diyelim, bu IXP'e hem IP Transit şirketi, hem yerel oyuncular (ISP'ler), hem de siteler (büyük bir site olman lazım) bağlanıyor. Böylece IP transit şirketini aradan çıkararak yerel oyuncular kendi aralarında trafiği takas edebiliyorlar, yani sen ekşisözlük'e Türkiye'den girmek istediğin zaman senin veri önce telekom'a, sonra IXP'e, oradan IXP'e bağlı olan verimerkezine, oradan cevabı alıp aynı yoldan sana geri dönüyor. Böylece hem sitenin sana cevap vermesi hızlanıyor (IP transit şirketinin en yakın noktası belki başka kıtada, ta oraya gitmek yerine 10 km ilerdeki ISP'e gidiyor direkt) hem de ekşisözlük IP transit şirketine para vermek yerine IXP'e üye olarak (5'te bir fiyatına yaklaşık olarak) bandwidth (bant genişliği) masraflarını düşürebiliyor. Çok büyük bir internet sitesi değilsen IXP'e bağlanmak kazançlı olmaz çünkü takas edebileceğin trafiğin olmaz, o yüzden ekşisözlük'ü örnek olarak verdim. Bu arada bir internet sitesi bir IXP'e bağlandığı zaman sadece oraya bağlı olan diğer ağlara erişebilir, o yüzden sadece IXP'e bağlanmak mantıklı bir yol değil, dünyanın geri kalanına da erişebilmen lazım. Bunu da IP Transit şirketinden bant genişliği alarak yapabiliyorsun. Public (herkese açık) ve private (özel) peering denilen iki türlü farklı bağlantı yolu var. Public peering direkt kooperatif usulü takasken private peering de şöyle oluyor, IXP'den IP transite bağlanmak istersen para ödemen lazım. Yani IXP'e normalin beşte biri fiyatına bağlanıp "bana sadece pahalı olan trafikten yollayın" diyemiyorsun.
IP Transit ve IXP için fiyat karşılaştırması yapmamız gerekirse (ki gerekir), Level3 100gbps için yaklaşık $75.000 isteyecekken, (bu rakamlar bağlantı yaptığın noktaya, ip transit şirketine ve bağlantı miktarına göre değişir, ne kadar çok alırsan birim başı fiyat ona göre düşüyor) AMS-IX 100 gbps için $5750 istiyor. 100 gbps AMS-IX'i "tüketmen" (yani takas edebilmen) için baya büyük bir internet sitesi olman lazım haliyle :))
Datacenter : Veri merkezi. Mesela ben Ekşisözlük'ü internette yayınlamak istiyorum, bunun için sunucularımı bir verimerkezinde barındırmam lazım, bu verimerkezinde bulunan kablolar sayesinde (IXP, IP Transit ve ISP'lerin verimerkezlerinde kabloları oluyor) diğer ağlara bağlanıyorum. Sitemin büyüklüğüne göre sadece bir IP transit şirketine, hem IP Transit hem IXP'e, ya da üçüne birden (IP, IXP, ISP) bağlanabilirim. Ekşisözlük kadar küçük ve yerelsen sadece IP transit alman yeterli olacakken Facebook kadar büyüksen ikisine, hatta üçüne birden bağlanman gerekir.
Tabi bu terimleri ayrı olarak yazdım ama her zaman aradaki fark böyle bariz değil, örneğin bazı şirketler aralarında anlaşarak okyanusa kabloları ortaklaşa da döşeyebiliyorlar. Yani bir ISP hem IXP'e üye, hem ISP hizmeti sağlayıp, hem de bölgedeki IP Transit hizmetine ortak olabilir.
Bir ISP için işi modelleyelim dersen
ISP - IP Transit - IXP - Datacenter (her ISP'nin her verimerkezinde bağlantı noktası olmaz)
Büyük bir şirket için modelleyelim dersen
Şirket - IP Transit - IXP -3. parti şirketler (IXP aracılığı ile private peering)
Bir IXP için modelleyelim dersen
IXP - IP Transit şirketleri - 3. parti şirketler (Facebook, Twitter IXP'lere bağlı mesela) - Verimerkezleri (her IXP'nin her verimerkezinde bağlantı noktası olmaz)
Örnek istersen
IXP : DE-CIX, AMS-IX, LINX
IP Transit : Zayo, Cogent, Hurricane Electric, Telecom Italia Sparkle, Level3
Datacenter : Interxion, Telecity, Telehouse
3. parti şirket : Facebook, Twitter, LinkedIn
Link istersen
Ağ tarafsızlığı tr.wikipedia.org
İnternet değişim noktası : tr.wikipedia.org
IP Transit şirketleri (liste eksik) : en.wikipedia.org
IXP : en.wikipedia.org
Büyüklüğüne göre IXP'ler : en.wikipedia.org
Denizaltı kablolarının bir haritası (Milyonlarca dolar para gidiyor bunları döşemek için ve IP Transit fiyatları her yıl çok hızlı düşüyor, o yüzden bu adamların yaptığı iş hem çok kazançlı hem de çok riskli, çünkü maliyet bir sefer sabit ama kazanacağın para her yıl daha az oluyor) : qph.is.quoracdn.net
Özet olarak, sen ISP'e para ödüyorsun ama aslında "internete" değil, onların ağına bağlanmak için para ödüyorsun. Onlar da başka ağlara bağlı, o ağlar da daha başka ağlara bağlı. Mesela üstteki IP transit şirketlerden birinin kabloları kopsun, o da senin telekom sağlayıcının IP transit şirketi olsun, o IP Transit şirketine olan bağlantın kopacağı için sadece ona bağlı olan ne kadar ağ varsa onlarla da bağlantın kopmuş olacak. Hani birkaç yılda bir "okyanusta kablolar hasar gördü" diye haber oluyor ya, hah işte o haberler bunlar.
Ek bir şey daha söyleyeyim, bazı ISP'ler -dava ederler diye adlarını veremiyorum- "ben IP Transit'e para ödemem lan, nasılsa kasada şu kadar para var" diye gidip ne kadar IXP varsa onlara bağlanıyor, yüzlerce kilometre kablo filan döşüyor. Böylece IP Transit'e bağımlılığını minimuma indiriyor. Sonuç olarak bölgede tekel bir ISP oluyor, dezavantajı avantaja çeviriyor. Yine Çin'deki üç büyük ISP (China Telecom, China Unicom, China Mobile) benzer bir strateji izliyor, bunlara bağlanmak neredeyse imkansız. Bağlansan da Çin'de varlık göstermek bir internet şirketi için çok zor zaten, regülasyonlar çok fazla :))
Eğer bulunduğun yerde bağlanabileceğin başka bir IP transit şirketi de yoksa (IP transit şirketinin de bu adamlara bağlı olması lazım tabi) ve sen bir verimerkezinde site barındırmak istiyorsan mecbur bu adamlara bağlanacaksın, onlar da senden İSTEDİKLERİ rakamı isteyebilecekler. Ya da buradaki örnekteki gibi IP transitten gelen trafiği kısacaklar, seni direkt kendileriyle anlaşmaya mecbur edecekler.
Adama bandwidth maliyeti 15 cent ama senden mbps başına 22 dolar istiyor. Niye? Çünkü başka alternatifin yok, ehe. Mecbursun. IP transit ile ulaşamıyorsun bunlara, ulaşsan da çok yavaş oluyor. Şuanda büyük internet şirketlerinin bazıları baya zor durumda çünkü bazı ISP'ler "hızlı bağlantı lazımsa direk bize gel kanka ama mbps fiyatı şu kadar" diyor. "şu kadar" dediği fiyat IP transit'in en iyi ihtimalle iki katı oluyor tabi, çünkü avantaj onlarda :) Bu konuyu aşağıda vereceğim "ağ tarafsızlığı" (net neutrality) makalesini okuyarak detaylıca öğrenebilirsin.
ABD ve Avrupa'da IP transit mbps başına 50 cent (bir doların yarısı, evet) civarına inmişken mbps başına 20-30, hatta 50 dolar isteyen şirketlerin olduğu ülkeler var. Oğlum 20 dolar ne lan, 2003 yılında mıyız?
Geçende ekşide birisi "ben zaten bilgisayara para ödüyorum, internet niye paralı", başka birisi de "ben zaten internete para ödüyorum, sitelerde niye reklam var" demişti.
Bilgisayara ödediğin para bilgisayar üreticisine, internete ödediğin para da internet servis sağlayıcısına (doğal olarak bir kısmı IP transit, daha küçük bir kısmı daha IXP'e ödeme yapmak için) gidiyor. Ancak "ben bir internet sitesine bağlanmak istiyorum" dersen ve o siteye istek gönderirsen (siteye girdiğin zaman yani) bant genişliğinin karşı taraftaki maliyetini istek yaptığın site ödüyor. Bu sitenin verimerkezinde barındırdığı sunucuların maliyeti, elektrik masrafları ve soğutma gibi konulara hiç girmedim daha dikkat edersen, şuanda sadece bant genişliği üzerinden konuşuyoruz. Özet geç dersen YouTube'da izlediğin her video için Google birilerine para ödüyor. Gerçi bu rakam normal internet şirketlerine göre dramatik olarak düşük ama yine de sıfır değil.
Keşke onlar da okusa, öğrense bunları.
Okumazlar tabi, kafaları acır okuyunca. Küfür etmek daha kolay.
benim çok büyük telekom şirketim var, ülkede tekelim. ülkedeki bütün yatırım benim. sen de netflix'in sahibisin.
ben netflix'ten gelen vanayı bilerek kısıyorum, üç gün sonra da netflix'le iletişime geçip (geçmesem de olur) "beyler benim hattım yetmiyo, siz çok veri gönderiyosunuz, şu kadar para verirseniz benim abonelere daha hızlı bağlanabilirsiniz, size öncelik tanırım" diye teklif götürüyorum. argosu "abi sen buraya parketmişsin ama bu arabayı çizerler". normalde netflix birim başına ortalama 30 cent öderken ben vanayı kısıyorum, üstte yaptığım teklifte de kapıyı 60 centten açıyorum, çünkü elim güçlü. bana aslında veri taşımanın maliyeti 1 cent ama burada mesele o değil, mesele karşı tarafı hangi rakama ikna edebileceğim. elim çok güçlüdür, abonelerimin çoğu da netflix üyesidir, o zaman bırak 60 cent'i, 1.5 dolar da isterim. ödemezse müşterileri kaybeder, rakip şirkete gider müşteriler. e rakip şirkete de aynısını yapacağım, kim daha fazla öderse o avantajlı konuma geçecek.
aslında ağ tarafsızlığı, yani (bkz: net neutrality) sayesinde her verinin eşit olarak kabul edilmesi gerek ama gerçekte işler böyle değil malesef.
Hey adamım, bunu sen istedin.
Direkt şirket isimleri ve kısaltmalar yerine detaylıca yazayım, iyice anlarsın. Önce Türkçe terimleri yazdıktan sonra İngilizceler ile devam edeceğim.
Sen şimdi internet servis sağlayıcına her ay para ödüyorsun. ISP.
İnternet servis sağlayıcının bağlı olduğu üç nokta var. (En az iki ama genelde üç, veri merkezleri opsiyonel) Bunlar veri merkezleri, IP Transit şirketleri ve IXP.
ISP : İnternet servis sağlayıcı
IP Transit : Dünyanın belirli bölgelerinde -şirketin büyüklüğüne göre değişir- kendi kablolarını döşeyen veya döşeyenlerden kiralayan şirketler. Internet Transit şirketi bu adamlar yani, kelimenin tam anlamıyla kargocu.
IXP : Internet Exchange Point, yani internet değişim noktası. Bunu en kolay kooperatif kelimesiyle anlatabiliriz. Yerel oyuncular bu noktaya bağlanıp kendi trafiklerini birbirleriyle bedava takas ederler. Mesela Türkiye'de bir IXP var diyelim, bu IXP'e hem IP Transit şirketi, hem yerel oyuncular (ISP'ler), hem de siteler (büyük bir site olman lazım) bağlanıyor. Böylece IP transit şirketini aradan çıkararak yerel oyuncular kendi aralarında trafiği takas edebiliyorlar, yani sen ekşisözlük'e Türkiye'den girmek istediğin zaman senin veri önce telekom'a, sonra IXP'e, oradan IXP'e bağlı olan verimerkezine, oradan cevabı alıp aynı yoldan sana geri dönüyor. Böylece hem sitenin sana cevap vermesi hızlanıyor (IP transit şirketinin en yakın noktası belki başka kıtada, ta oraya gitmek yerine 10 km ilerdeki ISP'e gidiyor direkt) hem de ekşisözlük IP transit şirketine para vermek yerine IXP'e üye olarak (5'te bir fiyatına yaklaşık olarak) bandwidth (bant genişliği) masraflarını düşürebiliyor. Çok büyük bir internet sitesi değilsen IXP'e bağlanmak kazançlı olmaz çünkü takas edebileceğin trafiğin olmaz, o yüzden ekşisözlük'ü örnek olarak verdim. Bu arada bir internet sitesi bir IXP'e bağlandığı zaman sadece oraya bağlı olan diğer ağlara erişebilir, o yüzden sadece IXP'e bağlanmak mantıklı bir yol değil, dünyanın geri kalanına da erişebilmen lazım. Bunu da IP Transit şirketinden bant genişliği alarak yapabiliyorsun. Public (herkese açık) ve private (özel) peering denilen iki türlü farklı bağlantı yolu var. Public peering direkt kooperatif usulü takasken private peering de şöyle oluyor, IXP'den IP transite bağlanmak istersen para ödemen lazım. Yani IXP'e normalin beşte biri fiyatına bağlanıp "bana sadece pahalı olan trafikten yollayın" diyemiyorsun.
IP Transit ve IXP için fiyat karşılaştırması yapmamız gerekirse (ki gerekir), Level3 100gbps için yaklaşık $75.000 isteyecekken, (bu rakamlar bağlantı yaptığın noktaya, ip transit şirketine ve bağlantı miktarına göre değişir, ne kadar çok alırsan birim başı fiyat ona göre düşüyor) AMS-IX 100 gbps için $5750 istiyor. 100 gbps AMS-IX'i "tüketmen" (yani takas edebilmen) için baya büyük bir internet sitesi olman lazım haliyle :))
Datacenter : Veri merkezi. Mesela ben Ekşisözlük'ü internette yayınlamak istiyorum, bunun için sunucularımı bir verimerkezinde barındırmam lazım, bu verimerkezinde bulunan kablolar sayesinde (IXP, IP Transit ve ISP'lerin verimerkezlerinde kabloları oluyor) diğer ağlara bağlanıyorum. Sitemin büyüklüğüne göre sadece bir IP transit şirketine, hem IP Transit hem IXP'e, ya da üçüne birden (IP, IXP, ISP) bağlanabilirim. Ekşisözlük kadar küçük ve yerelsen sadece IP transit alman yeterli olacakken Facebook kadar büyüksen ikisine, hatta üçüne birden bağlanman gerekir.
Tabi bu terimleri ayrı olarak yazdım ama her zaman aradaki fark böyle bariz değil, örneğin bazı şirketler aralarında anlaşarak okyanusa kabloları ortaklaşa da döşeyebiliyorlar. Yani bir ISP hem IXP'e üye, hem ISP hizmeti sağlayıp, hem de bölgedeki IP Transit hizmetine ortak olabilir.
Bir ISP için işi modelleyelim dersen
ISP - IP Transit - IXP - Datacenter (her ISP'nin her verimerkezinde bağlantı noktası olmaz)
Büyük bir şirket için modelleyelim dersen
Şirket - IP Transit - IXP -3. parti şirketler (IXP aracılığı ile private peering)
Bir IXP için modelleyelim dersen
IXP - IP Transit şirketleri - 3. parti şirketler (Facebook, Twitter IXP'lere bağlı mesela) - Verimerkezleri (her IXP'nin her verimerkezinde bağlantı noktası olmaz)
Örnek istersen
IXP : DE-CIX, AMS-IX, LINX
IP Transit : Zayo, Cogent, Hurricane Electric, Telecom Italia Sparkle, Level3
Datacenter : Interxion, Telecity, Telehouse
3. parti şirket : Facebook, Twitter, LinkedIn
Link istersen
Ağ tarafsızlığı tr.wikipedia.org
İnternet değişim noktası : tr.wikipedia.org
IP Transit şirketleri (liste eksik) : en.wikipedia.org
IXP : en.wikipedia.org
Büyüklüğüne göre IXP'ler : en.wikipedia.org
Denizaltı kablolarının bir haritası (Milyonlarca dolar para gidiyor bunları döşemek için ve IP Transit fiyatları her yıl çok hızlı düşüyor, o yüzden bu adamların yaptığı iş hem çok kazançlı hem de çok riskli, çünkü maliyet bir sefer sabit ama kazanacağın para her yıl daha az oluyor) : qph.is.quoracdn.net
Özet olarak, sen ISP'e para ödüyorsun ama aslında "internete" değil, onların ağına bağlanmak için para ödüyorsun. Onlar da başka ağlara bağlı, o ağlar da daha başka ağlara bağlı. Mesela üstteki IP transit şirketlerden birinin kabloları kopsun, o da senin telekom sağlayıcının IP transit şirketi olsun, o IP Transit şirketine olan bağlantın kopacağı için sadece ona bağlı olan ne kadar ağ varsa onlarla da bağlantın kopmuş olacak. Hani birkaç yılda bir "okyanusta kablolar hasar gördü" diye haber oluyor ya, hah işte o haberler bunlar.
Ek bir şey daha söyleyeyim, bazı ISP'ler -dava ederler diye adlarını veremiyorum- "ben IP Transit'e para ödemem lan, nasılsa kasada şu kadar para var" diye gidip ne kadar IXP varsa onlara bağlanıyor, yüzlerce kilometre kablo filan döşüyor. Böylece IP Transit'e bağımlılığını minimuma indiriyor. Sonuç olarak bölgede tekel bir ISP oluyor, dezavantajı avantaja çeviriyor. Yine Çin'deki üç büyük ISP (China Telecom, China Unicom, China Mobile) benzer bir strateji izliyor, bunlara bağlanmak neredeyse imkansız. Bağlansan da Çin'de varlık göstermek bir internet şirketi için çok zor zaten, regülasyonlar çok fazla :))
Eğer bulunduğun yerde bağlanabileceğin başka bir IP transit şirketi de yoksa (IP transit şirketinin de bu adamlara bağlı olması lazım tabi) ve sen bir verimerkezinde site barındırmak istiyorsan mecbur bu adamlara bağlanacaksın, onlar da senden İSTEDİKLERİ rakamı isteyebilecekler. Ya da buradaki örnekteki gibi IP transitten gelen trafiği kısacaklar, seni direkt kendileriyle anlaşmaya mecbur edecekler.
Adama bandwidth maliyeti 15 cent ama senden mbps başına 22 dolar istiyor. Niye? Çünkü başka alternatifin yok, ehe. Mecbursun. IP transit ile ulaşamıyorsun bunlara, ulaşsan da çok yavaş oluyor. Şuanda büyük internet şirketlerinin bazıları baya zor durumda çünkü bazı ISP'ler "hızlı bağlantı lazımsa direk bize gel kanka ama mbps fiyatı şu kadar" diyor. "şu kadar" dediği fiyat IP transit'in en iyi ihtimalle iki katı oluyor tabi, çünkü avantaj onlarda :) Bu konuyu aşağıda vereceğim "ağ tarafsızlığı" (net neutrality) makalesini okuyarak detaylıca öğrenebilirsin.
ABD ve Avrupa'da IP transit mbps başına 50 cent (bir doların yarısı, evet) civarına inmişken mbps başına 20-30, hatta 50 dolar isteyen şirketlerin olduğu ülkeler var. Oğlum 20 dolar ne lan, 2003 yılında mıyız?
Geçende ekşide birisi "ben zaten bilgisayara para ödüyorum, internet niye paralı", başka birisi de "ben zaten internete para ödüyorum, sitelerde niye reklam var" demişti.
Bilgisayara ödediğin para bilgisayar üreticisine, internete ödediğin para da internet servis sağlayıcısına (doğal olarak bir kısmı IP transit, daha küçük bir kısmı daha IXP'e ödeme yapmak için) gidiyor. Ancak "ben bir internet sitesine bağlanmak istiyorum" dersen ve o siteye istek gönderirsen (siteye girdiğin zaman yani) bant genişliğinin karşı taraftaki maliyetini istek yaptığın site ödüyor. Bu sitenin verimerkezinde barındırdığı sunucuların maliyeti, elektrik masrafları ve soğutma gibi konulara hiç girmedim daha dikkat edersen, şuanda sadece bant genişliği üzerinden konuşuyoruz. Özet geç dersen YouTube'da izlediğin her video için Google birilerine para ödüyor. Gerçi bu rakam normal internet şirketlerine göre dramatik olarak düşük ama yine de sıfır değil.
Keşke onlar da okusa, öğrense bunları.
Okumazlar tabi, kafaları acır okuyunca. Küfür etmek daha kolay.
0
lazarus
...bilen var mı? Ana sayfada dedim ama sanırım sitede dolaşıp duruyor. Yoksa uykusuzluktan kafayı yedim de sadece ben mi görüyorum?!
...bilen var mı? Ana sayfada dedim ama sanırım sitede dolaşıp duruyor. Yoksa uykusuzluktan kafayı yedim de sadece ben mi görüyorum?!
0
ben de kafayı yemiş olabilirim bikaç kişi daha baksın...
0
1 nisan şakası.
çok gerçekçi olmuş, ben yedim. ekranda parmak izi oldu bir sürü, gece 5'te bez arıyorum şimdi evde.
çok gerçekçi olmuş, ben yedim. ekranda parmak izi oldu bir sürü, gece 5'te bez arıyorum şimdi evde.
0
manco nun hayali
Merhaba.Türkiye'nin en çok ziyaret edilen sitelerinden birisi, (ilk on arasında bulunuyor-hit olarak) telif hakları bana ait olan bir yazıyı sitesinde paylaşmış. Yazıyı ekleyeli ortalama 2 sene kadar olmuş. Benim haberim yoktu tabi, bir arkadaşım google araması yaparken denk gelmiş, yazıyı bu siteye
Merhaba.
Türkiye'nin en çok ziyaret edilen sitelerinden birisi, (ilk on arasında bulunuyor-hit olarak) telif hakları bana ait olan bir yazıyı sitesinde paylaşmış. Yazıyı ekleyeli ortalama 2 sene kadar olmuş. Benim haberim yoktu tabi, bir arkadaşım google araması yaparken denk gelmiş, yazıyı bu siteye verip vermediğimi bana sorduğunda olaydan haberim oldu. İlgili site, yazıma nereden ulaştığını eklememiş, sadece sitesinin bir bölümünde yazımı paylaşmış.Ben bu yazıyı, ücreti karşılığında bir haber sitesine vermiştim ancak o site kapanınca doğal olarak yazıda gitti.
Web sitesinin künye kısmında yer alan telefon numaralarından kendilerine ulaştım, genel yayın yönetmeni ile görüştüm. Telifin bana ait olup olmadığına dair bir evrak istediler. Bende kendilerine yazıyı nereden aldıklarını sorduğumda, "kayıt edilmemiş, bilmiyorum, ben yeni başladım" dedi. Bende yazıyı 3 gün içerisinde kaldırmalarını, aksi halde dava açacağımı söyledim. Beni birçok yere bağladı, birçok kişiyle konuştum ve en son konuştuğum kişi firmanın avukatıymış.Avukat bana, "bir yazından ne olacak olay çıkarıyorsun" diye söylendi.
Bende tabii telefon konuşmasını kayıt edemediğim için bunu belgelendiremem. En kötüsü de bu oldu.. Yazıyı kaldırmalarını söyledim, "ilgileniriz" dendi ve kapandı.
aradan bir hafta geçti, yazı halen sitede duruyordu. Yine aradım, yine ilgili kişilere bağlandım ve yine ilgileniriz tarzı bir cevap geldi. Bende noter den kendilerine yazıyı silmeleri için bir uyarı gönderdim. Bunun akabindeki günlerde, beni arayıp bir yazı için böyle sıkıntı çıkarmamdan dolayı kötü şeyler söylediler. Ücretini ödeyelim konu kapansın dediler, bende yazıyı silin diye belirttim.
Sonuç olarak arkadaşlar, yazı halen duruyor. Bir makale bu. Daha önce bir bilim dergisinde ve bir haber sitesinde yayınlandı. Haber sitesi kapandı, oradaki yazı silindi. Ancak bu sitede duruyor yazı.
Ben dava açıp bellibir süre beklemek istemiyorum. Yazıyı derhal sildirmek istiyorum ve ne yapabilirim bilmiyorum. Usluplarından dolayı ücret teklifini kabul etmedim ve yazıyı silmelerini talep ettim. Elimde telefon görüşmelerinin kaydı yok ancak yazıyı silin diye attığım mailler duruyor.
Dava haricinde bu işi nasıl halledebilirim bilgisi olan varsa yardımcı olursa sevinirim.
Not: ücreti kabul etmeyeceğim çünkü benden izinsiz sağladıkları bir yazı bu ve yaptıkları hatayı örtbas etmiş olmak istemiyorum.
Bir diğer sorum: Neden yazıyı silmek istemiyor olabilirler?
Türkiye'nin en çok ziyaret edilen sitelerinden birisi, (ilk on arasında bulunuyor-hit olarak) telif hakları bana ait olan bir yazıyı sitesinde paylaşmış. Yazıyı ekleyeli ortalama 2 sene kadar olmuş. Benim haberim yoktu tabi, bir arkadaşım google araması yaparken denk gelmiş, yazıyı bu siteye verip vermediğimi bana sorduğunda olaydan haberim oldu. İlgili site, yazıma nereden ulaştığını eklememiş, sadece sitesinin bir bölümünde yazımı paylaşmış.Ben bu yazıyı, ücreti karşılığında bir haber sitesine vermiştim ancak o site kapanınca doğal olarak yazıda gitti.
Web sitesinin künye kısmında yer alan telefon numaralarından kendilerine ulaştım, genel yayın yönetmeni ile görüştüm. Telifin bana ait olup olmadığına dair bir evrak istediler. Bende kendilerine yazıyı nereden aldıklarını sorduğumda, "kayıt edilmemiş, bilmiyorum, ben yeni başladım" dedi. Bende yazıyı 3 gün içerisinde kaldırmalarını, aksi halde dava açacağımı söyledim. Beni birçok yere bağladı, birçok kişiyle konuştum ve en son konuştuğum kişi firmanın avukatıymış.Avukat bana, "bir yazından ne olacak olay çıkarıyorsun" diye söylendi.
Bende tabii telefon konuşmasını kayıt edemediğim için bunu belgelendiremem. En kötüsü de bu oldu.. Yazıyı kaldırmalarını söyledim, "ilgileniriz" dendi ve kapandı.
aradan bir hafta geçti, yazı halen sitede duruyordu. Yine aradım, yine ilgili kişilere bağlandım ve yine ilgileniriz tarzı bir cevap geldi. Bende noter den kendilerine yazıyı silmeleri için bir uyarı gönderdim. Bunun akabindeki günlerde, beni arayıp bir yazı için böyle sıkıntı çıkarmamdan dolayı kötü şeyler söylediler. Ücretini ödeyelim konu kapansın dediler, bende yazıyı silin diye belirttim.
Sonuç olarak arkadaşlar, yazı halen duruyor. Bir makale bu. Daha önce bir bilim dergisinde ve bir haber sitesinde yayınlandı. Haber sitesi kapandı, oradaki yazı silindi. Ancak bu sitede duruyor yazı.
Ben dava açıp bellibir süre beklemek istemiyorum. Yazıyı derhal sildirmek istiyorum ve ne yapabilirim bilmiyorum. Usluplarından dolayı ücret teklifini kabul etmedim ve yazıyı silmelerini talep ettim. Elimde telefon görüşmelerinin kaydı yok ancak yazıyı silin diye attığım mailler duruyor.
Dava haricinde bu işi nasıl halledebilirim bilgisi olan varsa yardımcı olursa sevinirim.
Not: ücreti kabul etmeyeceğim çünkü benden izinsiz sağladıkları bir yazı bu ve yaptıkları hatayı örtbas etmiş olmak istemiyorum.
Bir diğer sorum: Neden yazıyı silmek istemiyor olabilirler?
0
manco kardesim simdi sen haklisin, ama internette telif sorunlari cok büyük. en basta onedio mesela, reddit surdan burdan kotarilan haberler cogu.
özgün icerik maliyetli etc bundan hep ordan burdan aparilan seyler.
kisaca o yaziyi ordan kaldirsaniz da hic bir sey olmayacak, o sie yine baska yerlerden alacak. parayi kabul edin bence devam edin yolunuza, bununla ugrasmak imkansiz artik.
yaziyi bence inattan ötürü silmek istemezler.
bunlar disinda kanitlama sansinda cok cok düsük zaten.
ben kardesime ait dalga gecilen bir videoyu örmüstüm, daha dogrusu kuzenim sansa görmüs, baktim alkislarlayasiyorum, 59 saniye, youtube, allah ne verdiyse tüm sitelerde var. tek tek aradim, dedim bu video kardesimin, 18 yasindan kücükken cekilmis video, izni yok, bunun üzerinden siz para kazaniyorsunuz, 18 yas alti izinsiz video yayinlamanizdan dolayi kaldirmanizi istiyorum dedim. hepsi kaldirdi.
özgün icerik maliyetli etc bundan hep ordan burdan aparilan seyler.
kisaca o yaziyi ordan kaldirsaniz da hic bir sey olmayacak, o sie yine baska yerlerden alacak. parayi kabul edin bence devam edin yolunuza, bununla ugrasmak imkansiz artik.
yaziyi bence inattan ötürü silmek istemezler.
bunlar disinda kanitlama sansinda cok cok düsük zaten.
ben kardesime ait dalga gecilen bir videoyu örmüstüm, daha dogrusu kuzenim sansa görmüs, baktim alkislarlayasiyorum, 59 saniye, youtube, allah ne verdiyse tüm sitelerde var. tek tek aradim, dedim bu video kardesimin, 18 yasindan kücükken cekilmis video, izni yok, bunun üzerinden siz para kazaniyorsunuz, 18 yas alti izinsiz video yayinlamanizdan dolayi kaldirmanizi istiyorum dedim. hepsi kaldirdi.
0
noter onayın olmalı telif için. öyle yazıyı ilk ben yazdım telifi benim demekle olmaz. senin de bir yerden almış olma ihtimalin var.
0
kurnaz kullanıcı adlı üyeye;
bakalım bir sefer daha deneyeceğim aramayı.
cekilmis gayfe kullanıcı adlı üyeye;
makalem, telif hakları genel müdürlüğüne kayıtlıdır.
bakalım bir sefer daha deneyeceğim aramayı.
cekilmis gayfe kullanıcı adlı üyeye;
makalem, telif hakları genel müdürlüğüne kayıtlıdır.
0
sözlükte rezalet başlığı açabilirsiniz.ülkemizde hukuktan daha hızlı etki gösterdiği kesin maalesef.
0
davasız tek yol telefon açıp kaldırın demek.
site içerik ile trafik çekiyor ve çeşitli yollardan para kazanıyor. şöyle söyleyeyim, x kişi olarak telefon aç ve siteye reklam vermek istediğini söyle, bak ne diyecekler.
bırak öyle bir siteyi, facebook'ta saçma sapan görseller videolar paylaşan kalabalık sayfalar var. onlar bile ciddi paralar istiyorlar.
neden dava açmak istemiyorsun? sonuçta yazı 2 senedir yayında ve onlar fayda sağladılar, yani hemen sildireyim dediğinde ne onların bi zararı var ne de senin bir kazancın. şu noktadan sonra yapacağın en güzel şey dava açıp parayı almak.
site içerik ile trafik çekiyor ve çeşitli yollardan para kazanıyor. şöyle söyleyeyim, x kişi olarak telefon aç ve siteye reklam vermek istediğini söyle, bak ne diyecekler.
bırak öyle bir siteyi, facebook'ta saçma sapan görseller videolar paylaşan kalabalık sayfalar var. onlar bile ciddi paralar istiyorlar.
neden dava açmak istemiyorsun? sonuçta yazı 2 senedir yayında ve onlar fayda sağladılar, yani hemen sildireyim dediğinde ne onların bi zararı var ne de senin bir kazancın. şu noktadan sonra yapacağın en güzel şey dava açıp parayı almak.
0
öncelikle geçmiş olsun, bence de üzerine gidin ya paranızı alın(iyi bir miktar, öyle geçiştirmelik websitesi makale parası değil) ya da bir şekilde sildirin. Anladığım kadarıyla bilimsel bir makale öyle hürriyet haberi de değil yani.
Bilen varsa diye sormak istedim, peki online tasdik methodları (tasdix vs) geçerli mi ki böyle durumlarda? Ben de bir dergiye yazılar yazdım, şimdilerde kendi websitemde/blogumda bir şeyler hazırlıyorum yakında yayınlayacağım ve toplama değil, sıfırdan içerik üretiyorum. Bunları korumanın yolu nedir yani? Hani "şu kişinin şu sitedeki/dergideki makalesinde bahsettiği gibi..." diye yazsalar sorun çıkmaz bence ama bi isim bile vermemeleri rezillik yani.
geçenlerde Hürriyet gazetesi bir gezgin-bloggerın yazısını çalmıştı, o adamla bir iletişime geçebilirsiniz onlar ne yaptı sonuç ne oldu vs.
Bilen varsa diye sormak istedim, peki online tasdik methodları (tasdix vs) geçerli mi ki böyle durumlarda? Ben de bir dergiye yazılar yazdım, şimdilerde kendi websitemde/blogumda bir şeyler hazırlıyorum yakında yayınlayacağım ve toplama değil, sıfırdan içerik üretiyorum. Bunları korumanın yolu nedir yani? Hani "şu kişinin şu sitedeki/dergideki makalesinde bahsettiği gibi..." diye yazsalar sorun çıkmaz bence ama bi isim bile vermemeleri rezillik yani.
geçenlerde Hürriyet gazetesi bir gezgin-bloggerın yazısını çalmıştı, o adamla bir iletişime geçebilirsiniz onlar ne yaptı sonuç ne oldu vs.
0
Tekrar merhaba;
İlgili siteyi biraz önce tekrar aradım. İlgili beni numaramdan direk tanıdı ve uzun süredir kendilerini aramamdan ötürü rahatsızlık duyduklarını iletti.
Bende kendilerinden bir dakika bile sürmeyecek bir işlem istediğimi ve içeriğin silinmesini istediğimi aktardım.
Verilen cevap:
"sitemiz telifsiz bir sitedir, bizim sitemiz yurtdışında ve o ülkede telif işlemiyor bu yüzden silip silmemek bize aittir" dediler.
arkadaşlar,
anında yetkiliyle görüşmek istediğimi ilettim. Beni şirketin CEO yardımcısı birisine bağladılar. O kişi çok ilgilendi, içeriklerin en geç bir gün içinde silineceğini ancak tarafıma ödeme yapılabileceğini ve içeriğin kalabileceğini söyledi.
Bende uzun süredir ulaşmaya çalışmamı vs hepsini anlattım. Siteleri telifleri tanımıyormuş ve sunucuları bir başka ülkedeymiş bu yüzden devlet oraya müdahale edemezmiş. İstemezse silmezlermiş.
Bu kadar kötü hissettiğimi hatırlamıyorum arkadaşlar..
Neyse ki kendileri benden 24 saat zaman istedi. Bende kendilerine bu süreyi verdim ve eğer silmezlerse dava açacağımı söyledim. sonuç olarak 24 saatleri var ve yarın bu saatlerde, halen kaldırılmamış ise davamı açmış bulunacağım.
cevap yazan tüm arkadaşlarıma teşekkür ederim.
Not: Hukuki bir süreç olduğundan, sitenin ismini malesef veremiyorum. Türkiye'de en çok ziyaret edilen ilk on site içerisinde bulunuyorlar. Yaşlısından gencine herkes bu siteyi aktif takip ediyor. Böyle bir ipucu vermiş olayım.
Not2: yazıyı nereden aldıklarını ceo yardımcısına sordum. Bilgiyi veremeyeceğini söyledi. Ayrıca benden talep ettikleri, "telif hakları genel müdürlüğüne ait, dosyanın kayıt belgesi", yalnızca hukuki süreçlerde mahkemeye kanıt olarak veriliyormuş ki, bu benim içimi rahatlattı.
Tekrardan teşekkür ederim.
İlgili siteyi biraz önce tekrar aradım. İlgili beni numaramdan direk tanıdı ve uzun süredir kendilerini aramamdan ötürü rahatsızlık duyduklarını iletti.
Bende kendilerinden bir dakika bile sürmeyecek bir işlem istediğimi ve içeriğin silinmesini istediğimi aktardım.
Verilen cevap:
"sitemiz telifsiz bir sitedir, bizim sitemiz yurtdışında ve o ülkede telif işlemiyor bu yüzden silip silmemek bize aittir" dediler.
arkadaşlar,
anında yetkiliyle görüşmek istediğimi ilettim. Beni şirketin CEO yardımcısı birisine bağladılar. O kişi çok ilgilendi, içeriklerin en geç bir gün içinde silineceğini ancak tarafıma ödeme yapılabileceğini ve içeriğin kalabileceğini söyledi.
Bende uzun süredir ulaşmaya çalışmamı vs hepsini anlattım. Siteleri telifleri tanımıyormuş ve sunucuları bir başka ülkedeymiş bu yüzden devlet oraya müdahale edemezmiş. İstemezse silmezlermiş.
Bu kadar kötü hissettiğimi hatırlamıyorum arkadaşlar..
Neyse ki kendileri benden 24 saat zaman istedi. Bende kendilerine bu süreyi verdim ve eğer silmezlerse dava açacağımı söyledim. sonuç olarak 24 saatleri var ve yarın bu saatlerde, halen kaldırılmamış ise davamı açmış bulunacağım.
cevap yazan tüm arkadaşlarıma teşekkür ederim.
Not: Hukuki bir süreç olduğundan, sitenin ismini malesef veremiyorum. Türkiye'de en çok ziyaret edilen ilk on site içerisinde bulunuyorlar. Yaşlısından gencine herkes bu siteyi aktif takip ediyor. Böyle bir ipucu vermiş olayım.
Not2: yazıyı nereden aldıklarını ceo yardımcısına sordum. Bilgiyi veremeyeceğini söyledi. Ayrıca benden talep ettikleri, "telif hakları genel müdürlüğüne ait, dosyanın kayıt belgesi", yalnızca hukuki süreçlerde mahkemeye kanıt olarak veriliyormuş ki, bu benim içimi rahatlattı.
Tekrardan teşekkür ederim.
0
Ben de sonucu merak ettim... Hem siteyi, hem sonucu. Sonuçtan haberdar edersin değil mi?
0
Bence tavrınız yanlış. Bilimsel bir makale ise, insanların faydalanacağını düşünüyorsanız, bırakın kalsın. Sizin isminizi ve gerekli açıklamaları eklesinler yeterli bence. Her şey para demek değil. Hatta çok kişiye ulaştığı için mutlu olmalısınız. Kaldı ki karşı taraf parada teklif etmiş, tavırları biraz ukalaca olsa da...
Ancak makale ve emek sizin, istediğiniz gibi değerlendirebilirsiniz tabii. Ülkemizde bu işe pek önem gösterilmiyor maalesef. Bir noterden olayı tespit edip dava açabilirsiniz.
Ancak makale ve emek sizin, istediğiniz gibi değerlendirebilirsiniz tabii. Ülkemizde bu işe pek önem gösterilmiyor maalesef. Bir noterden olayı tespit edip dava açabilirsiniz.
0
olayi biraz acayim o zaman.
simdi en basta yazdigim gibi imkansiza yakin telif olayi. neler neler oluyor, en basit teknoseyirin basina gelenler.
www.youtube.com
adamlarin videosu, calinip sesleri silinmis filan, ki youtube da bu daha ciddi.
bu daha komigi
teknoseyir.com
kisacasi internette yaptigin caliniyor ve yargi mekanizmasi kücük icerik sahibini korumuyor, microsoftsan istedigini yaparsin ama sence manconun hayali olarak hic bir sey yapamazsin hocam.
bana sorarsan güzelce bir eksi entrysi gir. destek veririz, site belli zaten. dedikleri gibi icerik saglayicisi yurt disindaysa istersen site bile kapanir ama olmuyor iste kücüksen yapamazsin.
olay su birazda, adamlar türkiyedeki teliflerden kurtulmak icin bunu yapmislar belki ama dogru dava acilamaz bu dogru. ama dolayli olarak zorlastirilabiliyor isleri. ama bu konuda kücük olanlarin isi zor.
simdi en basta yazdigim gibi imkansiza yakin telif olayi. neler neler oluyor, en basit teknoseyirin basina gelenler.
www.youtube.com
adamlarin videosu, calinip sesleri silinmis filan, ki youtube da bu daha ciddi.
bu daha komigi
teknoseyir.com
kisacasi internette yaptigin caliniyor ve yargi mekanizmasi kücük icerik sahibini korumuyor, microsoftsan istedigini yaparsin ama sence manconun hayali olarak hic bir sey yapamazsin hocam.
bana sorarsan güzelce bir eksi entrysi gir. destek veririz, site belli zaten. dedikleri gibi icerik saglayicisi yurt disindaysa istersen site bile kapanir ama olmuyor iste kücüksen yapamazsin.
olay su birazda, adamlar türkiyedeki teliflerden kurtulmak icin bunu yapmislar belki ama dogru dava acilamaz bu dogru. ama dolayli olarak zorlastirilabiliyor isleri. ama bu konuda kücük olanlarin isi zor.
0
brk37 kullanıcı adlı üyeye;
Dava açmadan halledebilir miyim diye merak etmiştim. Birde, dava süreçlerinde (öncesi-dava sırasında) isim zikretmek yanlış olur diye düşünmüştüm.
gneral kullanıcı adlı üyeye;
tabiki haberdar ederim.
Dava açmadan halledebilir miyim diye merak etmiştim. Birde, dava süreçlerinde (öncesi-dava sırasında) isim zikretmek yanlış olur diye düşünmüştüm.
gneral kullanıcı adlı üyeye;
tabiki haberdar ederim.
0
kartallar yuksek ucar kullanıcı adlı üyeye;
Yazı bir makale. Bu makale oylaması açık olan kurullardan geçmiştir ve telifi derhal alınmıştır. Üzerinde emek harcanmış bir makaledir ve çokça terim içermektedir. Doğal olarak insanlara faydalı olmaz, sadece alanındaki kişilere yardımı olur. Onlarda zaten makalelerin kayıt edildiği sistemlerden buna ulaşabiliyorlar ve atıfta bulunabiliyorlar veya esin kaynağı olarak belirtebiliyorlar.
Site bu makaleyi, sadeleştirilmiş olarak verilen haber sitesinden değil, teknik terimlerin olduğu, yayınlandığı dergiden orjinal haliyle almış. Dergiyle görüştüm, kendilerinin olaydan haberi yok.
Yazı bir makale. Bu makale oylaması açık olan kurullardan geçmiştir ve telifi derhal alınmıştır. Üzerinde emek harcanmış bir makaledir ve çokça terim içermektedir. Doğal olarak insanlara faydalı olmaz, sadece alanındaki kişilere yardımı olur. Onlarda zaten makalelerin kayıt edildiği sistemlerden buna ulaşabiliyorlar ve atıfta bulunabiliyorlar veya esin kaynağı olarak belirtebiliyorlar.
Site bu makaleyi, sadeleştirilmiş olarak verilen haber sitesinden değil, teknik terimlerin olduğu, yayınlandığı dergiden orjinal haliyle almış. Dergiyle görüştüm, kendilerinin olaydan haberi yok.
0
Ben de sonucu bekliyorum fakat server yurtdışında olunca her şeyden muaf olmak da nasıl bir iştir... Dizi siteleri de bunu kullanıyor.
Fakat bu sitenin bir şirketi yok mu? Şirkete bağlı değiller mi? Eğer yabancı şirketse bilemem ama Türkiye'de kayıtlı ve vergi veren bir şirketse(ki reklam gelirleri varsa olmak zorunda) bence server lokasyonundan bağımsız yine dava açabilirsiniz. Hukukçu değilim ama bir sorun bunu.
Zaten para kazanıp vergi vermiyorlarsa direkt onu şikayet edebilirsiniz.
Fakat bu sitenin bir şirketi yok mu? Şirkete bağlı değiller mi? Eğer yabancı şirketse bilemem ama Türkiye'de kayıtlı ve vergi veren bir şirketse(ki reklam gelirleri varsa olmak zorunda) bence server lokasyonundan bağımsız yine dava açabilirsiniz. Hukukçu değilim ama bir sorun bunu.
Zaten para kazanıp vergi vermiyorlarsa direkt onu şikayet edebilirsiniz.
0
@manco nun hayali,
ÖNCELİKLE AVUKAT DEĞİLİM, ONU BELİRTEYİM.
Aksini belirtmediğine göre anladığım kadarıyla içeriğini yayınlayan sitenin sahibi şirket Türkiye'de. Eğer durum buysa sunucuların kamboçya'da ya da okyanusun, denizin ortasında olmasının hiçbir önemi yok, ihlali gerçekleştirenlerin yaşadığı yer önemlidir.
"Site yurtdışında, o zaman bizi bağlamaz" argümanı sadece "sen benim kim olduğumu bilmiyorsun ki, önce git o ülkede mahkemeye ver beni, onlar bilgilerimi verirse buraya taşırsın" durumu için geçerli. Ancak bu durum burada geçerli değil çünkü yayınlayan şirketin adını biliyorsun, ihlali kimin gerçekleştirdiği belli. Burada dizi/film sitesi ya da mp3 yayınlayan bir siteden bahsetmiyoruz ki üç ülkede birden dava açman gereksin (alan adı, sunucusu, operatörü, hepsi başka yerdedir vb), adı bilinen bir şirketten bahsediyoruz.
"bu yüzden devlet oraya müdahale edemezmiş."
iyiymiş.
Devletin oraya müdahale etmesine gerek yok zaten, buraya müdahale etmesi senin için yeterli olur, çünkü ihlal burada gerçekleşiyor.
Mesela diyelim ki bambaşka bir ülkede yaşıyorsun, ABD'yi ilgilendiren bir bilgisayar suçu işledin, ABD senin ülkeye yazıp (ülkelerin anlaşmaları var) "bu adam bizim ülkedeki x şirketine zarar vermiş" deyip seni ABD'ye getirip orada yargılayabiliyor.
EUROPOL ve INTERPOL diye iki büyük organizasyon var. Örnek bunlar tabi, buradaki ihlal hapisle sonuçlanabilecek türden bir ihlal değil ama sen "izin vermiyorum" dediğin zaman "e ama bilgi paylaşıyoruz, çiçekler var hep" diye bir savunma yapamazlar.
Elsevier dünyanın en büyük akademik makale yayıncılarından biri mesela, orada yayınlanan bir makaleyi okumak istersen önce para ödüyorsun. Bedava hiçbir şey yok.
Neden yazıyı silmek istemediklerine gelince, üzücü ancak internette işler böyle işliyor. Seni yenemezlerse yarın başkasının yazısını da kopyalayamazlar, emsal oluşturmak istemiyorlar o yüzden. İnternetin gerçek hayattan inan hiçbir farkı yok, güçlü olan güçsüz olanın üzerine basmaya çalışabiliyor zaman zaman.
Peşini bırakma bu işin derim.
ÖNCELİKLE AVUKAT DEĞİLİM, ONU BELİRTEYİM.
Aksini belirtmediğine göre anladığım kadarıyla içeriğini yayınlayan sitenin sahibi şirket Türkiye'de. Eğer durum buysa sunucuların kamboçya'da ya da okyanusun, denizin ortasında olmasının hiçbir önemi yok, ihlali gerçekleştirenlerin yaşadığı yer önemlidir.
"Site yurtdışında, o zaman bizi bağlamaz" argümanı sadece "sen benim kim olduğumu bilmiyorsun ki, önce git o ülkede mahkemeye ver beni, onlar bilgilerimi verirse buraya taşırsın" durumu için geçerli. Ancak bu durum burada geçerli değil çünkü yayınlayan şirketin adını biliyorsun, ihlali kimin gerçekleştirdiği belli. Burada dizi/film sitesi ya da mp3 yayınlayan bir siteden bahsetmiyoruz ki üç ülkede birden dava açman gereksin (alan adı, sunucusu, operatörü, hepsi başka yerdedir vb), adı bilinen bir şirketten bahsediyoruz.
"bu yüzden devlet oraya müdahale edemezmiş."
iyiymiş.
Devletin oraya müdahale etmesine gerek yok zaten, buraya müdahale etmesi senin için yeterli olur, çünkü ihlal burada gerçekleşiyor.
Mesela diyelim ki bambaşka bir ülkede yaşıyorsun, ABD'yi ilgilendiren bir bilgisayar suçu işledin, ABD senin ülkeye yazıp (ülkelerin anlaşmaları var) "bu adam bizim ülkedeki x şirketine zarar vermiş" deyip seni ABD'ye getirip orada yargılayabiliyor.
EUROPOL ve INTERPOL diye iki büyük organizasyon var. Örnek bunlar tabi, buradaki ihlal hapisle sonuçlanabilecek türden bir ihlal değil ama sen "izin vermiyorum" dediğin zaman "e ama bilgi paylaşıyoruz, çiçekler var hep" diye bir savunma yapamazlar.
Elsevier dünyanın en büyük akademik makale yayıncılarından biri mesela, orada yayınlanan bir makaleyi okumak istersen önce para ödüyorsun. Bedava hiçbir şey yok.
Neden yazıyı silmek istemediklerine gelince, üzücü ancak internette işler böyle işliyor. Seni yenemezlerse yarın başkasının yazısını da kopyalayamazlar, emsal oluşturmak istemiyorlar o yüzden. İnternetin gerçek hayattan inan hiçbir farkı yok, güçlü olan güçsüz olanın üzerine basmaya çalışabiliyor zaman zaman.
Peşini bırakma bu işin derim.
0
bana "server yurt dışında istersek silmeyiz" deseler dava açınca web sitesine türkiye'den erişimin engellenmesini talep ederdim. terbiyesizliğe bak lan, yüzsüz ibişler...
oluru var mı yok mu bilmiyorum ama bak şöyle bi'şey buldum;
www.tib.gov.tr
yanlış anlamadıysam, içeriği kaldır dediğinde kaldırıp vereceğin yazıyı yayınlamak durumunda kalıyorlar, site sahibi cevap vermezse siteyi barındırana başvuruyorsun. o da yurt dışında olduğu için ulaşamadım diyerek tib'e başvuruyorsun ve siteye erişim engelleniyor.
yasaya ve 9. maddeye buradan ulaşabilirsin
www.resmigazete.gov.tr
umarım peşini bırakmazsın. ilk 10'da olup böyle bir mallığı yapan siteyi çok merak ediyorum.
edit: bak @khiron yetkili bi abiye benziyor, yabış ona anlatsın detaylı.
bu arada cevap verirken "x kullanıcı adlı üyeye" yerine "@x," şeklini de kullanabilirsin, daha rahat.
oluru var mı yok mu bilmiyorum ama bak şöyle bi'şey buldum;
www.tib.gov.tr
yanlış anlamadıysam, içeriği kaldır dediğinde kaldırıp vereceğin yazıyı yayınlamak durumunda kalıyorlar, site sahibi cevap vermezse siteyi barındırana başvuruyorsun. o da yurt dışında olduğu için ulaşamadım diyerek tib'e başvuruyorsun ve siteye erişim engelleniyor.
yasaya ve 9. maddeye buradan ulaşabilirsin
www.resmigazete.gov.tr
umarım peşini bırakmazsın. ilk 10'da olup böyle bir mallığı yapan siteyi çok merak ediyorum.
edit: bak @khiron yetkili bi abiye benziyor, yabış ona anlatsın detaylı.
bu arada cevap verirken "x kullanıcı adlı üyeye" yerine "@x," şeklini de kullanabilirsin, daha rahat.
0
bence site mynet :)
eğer bu ibişlerse çok güzel paralarını yersin hacıt hemen davayı yapıştır.
eğer bu ibişlerse çok güzel paralarını yersin hacıt hemen davayı yapıştır.
0
Madde madde anlatayım:
1- Server' ın yurtdışında olması bir şeyi değiştirmez. Hak talep edebilirsiniz.
2- Yapılacak şey maalesef dava açmak. Başka bir çözüm görünmüyor. Ama burada birilerinin bilip bilmeden yazdığı gibi ispat için noter onayı vb. şeylere ihtiyacınız yok. Metniniz başka bir yerde daha önce yayımlandıysa yeterli bir ispattır. Eğer yayımlanmamış ama sizin söz konusu metni daha önceden elinizde bulundurduğunuzu ispat edebiliyorsanız bu da geçerli bir delildir.
Bunun dışında bazı hukuki sıkıştırma yolları var. Onları özelden yazacağım.
1- Server' ın yurtdışında olması bir şeyi değiştirmez. Hak talep edebilirsiniz.
2- Yapılacak şey maalesef dava açmak. Başka bir çözüm görünmüyor. Ama burada birilerinin bilip bilmeden yazdığı gibi ispat için noter onayı vb. şeylere ihtiyacınız yok. Metniniz başka bir yerde daha önce yayımlandıysa yeterli bir ispattır. Eğer yayımlanmamış ama sizin söz konusu metni daha önceden elinizde bulundurduğunuzu ispat edebiliyorsanız bu da geçerli bir delildir.
Bunun dışında bazı hukuki sıkıştırma yolları var. Onları özelden yazacağım.
0
Sen yazıyı bir başka yer için hazırladığını ve oranında kapandığını söylemişsin, ancak yazıyı verirken hangi haklarını devrettiğini söylememişsin.
Sana şöyle ifade edeyim, ben bir grafik hazırladım, bu grafiği bir gazeteye kullanması için verdim, eğer aksini belirtmemiş isem gazete bu içeriğin sahibidir artık, tv'dede yayınlar bilboardlara da basar.
Ancak anlaşmam da sadece yazılı basında kullanılacaktır dersem, bilboardlara basamaz, tvlerde yayınlayamaz.
eğer ben anlaşma sırasında içeriğin sadece sadece o gazetede kullanılacak şekilde satmamış isem, içeriğin sahibi artık gazete olduğundan bir süre sonra bu içeriği bir başka gazete ile paylaşabilir, satabilir kiralayabilir.
Bir başka şekilde anlatayım, senin bir evin vardı, adamın birine sattın, daha sonra bu adam bunu başkasına sattı, satamazsın mı diyeceksin? tuttu iki tane öğrenci soktu eve, öğrenci oturamaz mı diyeceksin? sonuçta mal senin malın değil artık, yazıyı senin yazmış olman bir şey ifade etmiyor.
Bu arada, bilimsel makaleler için, tüm telif hakkı yayınlayan dergiye ait oluyor, her ne kadar kamunun malı olsa dahi. Bakınız: aaoron swartz ve JSTOR olayı.
Sana şöyle ifade edeyim, ben bir grafik hazırladım, bu grafiği bir gazeteye kullanması için verdim, eğer aksini belirtmemiş isem gazete bu içeriğin sahibidir artık, tv'dede yayınlar bilboardlara da basar.
Ancak anlaşmam da sadece yazılı basında kullanılacaktır dersem, bilboardlara basamaz, tvlerde yayınlayamaz.
eğer ben anlaşma sırasında içeriğin sadece sadece o gazetede kullanılacak şekilde satmamış isem, içeriğin sahibi artık gazete olduğundan bir süre sonra bu içeriği bir başka gazete ile paylaşabilir, satabilir kiralayabilir.
Bir başka şekilde anlatayım, senin bir evin vardı, adamın birine sattın, daha sonra bu adam bunu başkasına sattı, satamazsın mı diyeceksin? tuttu iki tane öğrenci soktu eve, öğrenci oturamaz mı diyeceksin? sonuçta mal senin malın değil artık, yazıyı senin yazmış olman bir şey ifade etmiyor.
Bu arada, bilimsel makaleler için, tüm telif hakkı yayınlayan dergiye ait oluyor, her ne kadar kamunun malı olsa dahi. Bakınız: aaoron swartz ve JSTOR olayı.
0
Ya mesela konu geriatri falan olduğunda millet bu kadar kolay sallayamıyor da konu hukuk olunca maşallah bilen bilmeyen herkes ayıp tutuyor. FSEK' teki anda kural eserin sahibi eserin yaratıcısıdır. Siz bir dergiye bir yazı verdiğinizde - dergiyle aranızda başka türlü bir sözleşme yoksa - siz dergiye yazınızı yayımlamak üzere vermiş olursunuz, bütün haklarınızı devretmis değil. Fikri haklarınızı devretmek için bunun özel olarak belirtilmesi gerek ki söz konusu mecranın hükmi şahsiyeti son bulmuşsa zaten böyle bir şeyden de söz edemeyiz.
0
@microfiction
mesaj gönderdim size, teşekkürler.
@rodriguez
Merhaba. Burdan bilgilendirme yapacağım, teşekkürler.
@hayirsiz
Site türkiye'de faaliyet gösteriyor evet, ancak sunucuları yurtdışındaymış.
@azizakin
çok teşekkürler.
@khiron
çok teşekkür ederim..
@selam
dergide yayınlanmasına bianen hazırlanan sözleşme, yalnızca tek seferlik basım ve yalnızca derginin o sayısında olmasıyla ilgiliydi, yani farklı yerlerde kullanımı için madde koymadık.
haber sitesinde ise, sadeleştirilmiş halini, yalnızca web sitesinde diye anlaştık. Ayrıca, yazının tek seferlik yayınlama haklarını aldıklarını da kabul edip imzaladılar.
Yani ikinci bir kullanım söz konusu olamaz (gazetede,dergide vb. basım)
mesaj gönderdim size, teşekkürler.
@rodriguez
Merhaba. Burdan bilgilendirme yapacağım, teşekkürler.
@hayirsiz
Site türkiye'de faaliyet gösteriyor evet, ancak sunucuları yurtdışındaymış.
@azizakin
çok teşekkürler.
@khiron
çok teşekkür ederim..
@selam
dergide yayınlanmasına bianen hazırlanan sözleşme, yalnızca tek seferlik basım ve yalnızca derginin o sayısında olmasıyla ilgiliydi, yani farklı yerlerde kullanımı için madde koymadık.
haber sitesinde ise, sadeleştirilmiş halini, yalnızca web sitesinde diye anlaştık. Ayrıca, yazının tek seferlik yayınlama haklarını aldıklarını da kabul edip imzaladılar.
Yani ikinci bir kullanım söz konusu olamaz (gazetede,dergide vb. basım)
0
Arkadaşlar merhaba.
Bugün ilgili firmanın avukatı tarafımı aradı. "İçerikleri silmeyelim, çok fazla görüntülenmiş, isterseniz ücretini hesabınıza yatıralım" dedi. Kendisine ücret kabul etmediğimi ve içeriğin silinmesini söyledim. Ayrıca, TİB'e başvuru yapıp siteleriyle alakalı erişim engeli talebinde bulunacağımı, bu işin iyi niyetten çıktığını aktardım ve kendilerine tanıdığım sürenin dolmak üzere olduğunu söyledim. (hatırlarsanız 24 saat istemişlerdi, bende verdim) Herneyse, avukat gülmeye başladı ve "erişim engeli o kadar kolaymıymış, burada yüzlerce insan ekmek yiyor, kimse bunu göze alamaz" dedi. Bende sinirlendim ve "site geneline değil, benim içeriğime dair bir erişim engeli talebinde bulunacağımı" söyledim. Avukat gülmeye devam etti ve bende telefonu kapatacağımı söyledim.Akabinde, telefonu birisine aktardı ve bu kişi sitenin içerikleriyle ilgilenen birisiymiş.(ingilizce bir ön ad söyledi, hatırımda kalmadı malesef)
Ve bu kadın arkadaş, tarafımı azarlar derecesinde, "ne olmuş yazı seninse dursa ne olur durmasa ne olur, sileriz istersen" dedi. Bende kendisine uzun bir süredir bildirim yaptığımı (şirkete) ve içeriklerin halen durduğunu aktardım. Hanımefendi lafı uzatmak isteyince ben kendilerine avukatımın numarasını aktardım ve telefonu kapattım.
Ne olsa beğenirsiniz? Avukatımı, şirketin avukatı arayıp "telif sahibini ikna edin, aramızda çözelim" demişler. Bende bu söylemlerin hepsini dava dilekçeme ekledim.
Arkadaşlar.. Kendilerine tanıdığım 24 saatlik sürenin dolmasına saatler kaldı. Bu süre sonunda, içerikleri kaldırmazlarsa eğer, dava açması için avukatımı derhal bilgilendireceğim.
Ek olarak, biraz önce bu şirketin bir yetkisi daha bana ulaştı. Bu kez bir beyefendi idi. Bana daha ılımlı yaklaştı, editör olduğunu ekledi ve içeriği sileceklerini, ancak çok fazla görüntülenmesi olduğundan dolayı biraz uzadığını belirtti. Bende yeniden, sürenin dolmak üzere olduğunu belirttim.
Arkadaşlar, beni arayanların tamamı birbiriyle irtibatlı. Bildiğiniz suç şebekesi gibi beni yıldırmaya, parayla beni ikna edebileceklerini zannettiler.Şu an avukatımdan gelen bilgiye göre, şirketin avukatı içeriğin bugün kaldırılacağını ve dava açılmamasını talep etmiş. Saat 5-6 mesai bitimine kadar bekleyeceğim, içerikler halen oradaysa pazartesi günü davamı açmış bulunacağım ve bu davanın emsal olması için elimden geleni yapacağım.
Bugün içeriği silmezlerse, şirketin adıyla birlikte ekşi sözlükte başlığı açıyorum arkadaşlar. Herkeste öğrenecek..
Bugün ilgili firmanın avukatı tarafımı aradı. "İçerikleri silmeyelim, çok fazla görüntülenmiş, isterseniz ücretini hesabınıza yatıralım" dedi. Kendisine ücret kabul etmediğimi ve içeriğin silinmesini söyledim. Ayrıca, TİB'e başvuru yapıp siteleriyle alakalı erişim engeli talebinde bulunacağımı, bu işin iyi niyetten çıktığını aktardım ve kendilerine tanıdığım sürenin dolmak üzere olduğunu söyledim. (hatırlarsanız 24 saat istemişlerdi, bende verdim) Herneyse, avukat gülmeye başladı ve "erişim engeli o kadar kolaymıymış, burada yüzlerce insan ekmek yiyor, kimse bunu göze alamaz" dedi. Bende sinirlendim ve "site geneline değil, benim içeriğime dair bir erişim engeli talebinde bulunacağımı" söyledim. Avukat gülmeye devam etti ve bende telefonu kapatacağımı söyledim.Akabinde, telefonu birisine aktardı ve bu kişi sitenin içerikleriyle ilgilenen birisiymiş.(ingilizce bir ön ad söyledi, hatırımda kalmadı malesef)
Ve bu kadın arkadaş, tarafımı azarlar derecesinde, "ne olmuş yazı seninse dursa ne olur durmasa ne olur, sileriz istersen" dedi. Bende kendisine uzun bir süredir bildirim yaptığımı (şirkete) ve içeriklerin halen durduğunu aktardım. Hanımefendi lafı uzatmak isteyince ben kendilerine avukatımın numarasını aktardım ve telefonu kapattım.
Ne olsa beğenirsiniz? Avukatımı, şirketin avukatı arayıp "telif sahibini ikna edin, aramızda çözelim" demişler. Bende bu söylemlerin hepsini dava dilekçeme ekledim.
Arkadaşlar.. Kendilerine tanıdığım 24 saatlik sürenin dolmasına saatler kaldı. Bu süre sonunda, içerikleri kaldırmazlarsa eğer, dava açması için avukatımı derhal bilgilendireceğim.
Ek olarak, biraz önce bu şirketin bir yetkisi daha bana ulaştı. Bu kez bir beyefendi idi. Bana daha ılımlı yaklaştı, editör olduğunu ekledi ve içeriği sileceklerini, ancak çok fazla görüntülenmesi olduğundan dolayı biraz uzadığını belirtti. Bende yeniden, sürenin dolmak üzere olduğunu belirttim.
Arkadaşlar, beni arayanların tamamı birbiriyle irtibatlı. Bildiğiniz suç şebekesi gibi beni yıldırmaya, parayla beni ikna edebileceklerini zannettiler.Şu an avukatımdan gelen bilgiye göre, şirketin avukatı içeriğin bugün kaldırılacağını ve dava açılmamasını talep etmiş. Saat 5-6 mesai bitimine kadar bekleyeceğim, içerikler halen oradaysa pazartesi günü davamı açmış bulunacağım ve bu davanın emsal olması için elimden geleni yapacağım.
Bugün içeriği silmezlerse, şirketin adıyla birlikte ekşi sözlükte başlığı açıyorum arkadaşlar. Herkeste öğrenecek..
0
Arkadaşlar, söz konusu web sitesi içeriği kaldırdı.
Alakanıza çok teşekkür ediyorum..
Alakanıza çok teşekkür ediyorum..
0
hukkle
Merhaba. Şuan Türktelekom altyapısı ile evimden 8mbit hızla internete bağlanıyorum. Daha fazlası olmuyor. Şuan 4G muhabbetlerinde 1gbit-500mbit lik veri aktarım hızları konuşuluyorken evimden hala 8mbit adsl ile bağlanmak çok çağdışı ve kullanışsız geliyor. Ben evime nasıl Fiber bağlatabilirim? Yad
Merhaba. Şuan Türktelekom altyapısı ile evimden 8mbit hızla internete bağlanıyorum. Daha fazlası olmuyor. Şuan 4G muhabbetlerinde 1gbit-500mbit lik veri aktarım hızları konuşuluyorken evimden hala 8mbit adsl ile bağlanmak çok çağdışı ve kullanışsız geliyor.
Ben evime nasıl Fiber bağlatabilirim? Yada Daha basitçe evden daha hızlı nasıl internete bağlanabilirim?
Ben evime nasıl Fiber bağlatabilirim? Yada Daha basitçe evden daha hızlı nasıl internete bağlanabilirim?
0
xDSL'den yola çıkıp 3g ya da 4g konusunu karşılaştırmak ya da tartışmak teknik açıdan biraz garip oluyorum ama kesinlikle haklısın.
Süperonline ile görüşüp fiber altyapıları olup olmadığını sorabilirsin. Eğer yoksa ve apartmandan da rıza çıkarsa belki bir gelişme olabilir.
Süperonline ile görüşüp fiber altyapıları olup olmadığını sorabilirsin. Eğer yoksa ve apartmandan da rıza çıkarsa belki bir gelişme olabilir.
0
eğer yakınlarda süperonline varsa iletişime geç, belki yakın bir zamanda sizin oraya da gelirler. başka çaresi yok malesef.
------MERAKLISINA------
4g ile karşılaştırdığın için yazmak istedim, soruya cevap değil ama ticari açıdan malesef şöyle üzücü bir gerçek var. söylediklerinde haklısın, bence de çok saçma. 4.5G çıksa ne olur, kotası yine 4-6 gb olacak. Bir yıl sonra 8, beş yıl sonra 20, 10 yıl sonra 50 olacak ama o zaman kullandığımız veri miktarı da artacağı için yine "pahalı" olacak.
diyelim ki benim telekom şirketim var. Aşağıdakileri iş sahibinin ağzından yazacağım için biraz saçma ve gıcık edici gelebilir ama en iyi böyle anlatırım diye düşündüm.
Kümülatif değil de her yılın gelirini sabit olarak ele alacağım. Rakamları sallıyorum.
Farz edelim ki Türkiye'nin tamamına kabloları (fiber olmayan, bakır) döşemenin başlangıçta 50 milyar, yıllık da 3 milyar dolar bakım masrafı var. bunu gelişen teknolojiden ve ihtiyaçlardan bağımsız düşünelim. bunu döşeyince bu yatırımdan yılda net 10 milyar dolar kazanıyorum diyelim, yedinci yıl bittiğinde 7 * 3 = 21 + başlangıçtaki 50'yi eklersen 71 milyar dolar masraf yapmış olacağım ama net 70 milyar dolar kazanmış olacağım. Ticari açıdan bakarsak sekizinci yılda artıya geçiyorum ama 8. yılın sonunda fiber döşemeye başlamam çok büyük bir saçmalık olur, o yüzden en başta planı 25 yıllık yapmıştım zaten.
İhtiyaçlar bakır kablonun hızını aşıncaya dek (şuanki mevcut altyapının maksimum hızını bilmiyorum, 8-25mbps civarı olabilir) fiber yatırımı yapmak saçma olur (bakırdan daha ucuz olmadığı sürece), o yüzden yapmıyorum zaten. Param olmadığı için değil, zamanı gelmediği için. O yüzden bakır kablodan direk fibere atlamayacağım, önce kendi iki bağlantı noktam arasına fiber, sana gelirken daha ucuz olan ama daha yüksek kapasiteye sahip bakır kablo kullanacağım. Ucuzladıkça ve gereksinimler arttıkça parça parça olacak bu da, birden olmaz. 8 mbps'ten 1000 mbps'e geçmeyiz. Geçemeyiz demedim dikkat edersen, geçebiliriz. Ama geçmeyiz.
Şuanda daha hızlı bir teknolojinin olmasının değeri çöp poşetiyle eşit, ben istersem evine değil 8mbps, 1000mbps bağlantı da sağlarım ama ticari açıdan saçma olur. 8 de yetiyor sana, niye çok yüksek bir hız için yatırım yapayım ki? 8'e 90 lira veriyorsun, 125 kat hızlı internet versem bana 125 kat fazla para ödemeyeceksin ki? (125 kat hızlı internet sağlamanın yatırım maliyeti 125 kat fazla değil tabi ama anlamışsındır durumu.)
Yatırım için "tamam oldu" diyene kadar 8 kullanacaksın, sonra ben yavaş yavaş fiber yatırımı yapacağım ve 16'ya geçeceğiz, 5 yıl sonra 25, belki 10 yıl sonra da eski yatırımları kesip (üstteki yıllık 3 milyar dolar olan, çünkü artık karşılamıyor olacak) yeniye devam edeceğim ama avantaj yine yatırımcıdan yana olacak.
eksisozluk.com
eksisozluk.com
eksisozluk.com
eksisozluk.com
pek ilgili değil ama bir şey daha aklıma geldi, onu da yazayım.
eksisozluk.com
------MERAKLISINA------
4g ile karşılaştırdığın için yazmak istedim, soruya cevap değil ama ticari açıdan malesef şöyle üzücü bir gerçek var. söylediklerinde haklısın, bence de çok saçma. 4.5G çıksa ne olur, kotası yine 4-6 gb olacak. Bir yıl sonra 8, beş yıl sonra 20, 10 yıl sonra 50 olacak ama o zaman kullandığımız veri miktarı da artacağı için yine "pahalı" olacak.
diyelim ki benim telekom şirketim var. Aşağıdakileri iş sahibinin ağzından yazacağım için biraz saçma ve gıcık edici gelebilir ama en iyi böyle anlatırım diye düşündüm.
Kümülatif değil de her yılın gelirini sabit olarak ele alacağım. Rakamları sallıyorum.
Farz edelim ki Türkiye'nin tamamına kabloları (fiber olmayan, bakır) döşemenin başlangıçta 50 milyar, yıllık da 3 milyar dolar bakım masrafı var. bunu gelişen teknolojiden ve ihtiyaçlardan bağımsız düşünelim. bunu döşeyince bu yatırımdan yılda net 10 milyar dolar kazanıyorum diyelim, yedinci yıl bittiğinde 7 * 3 = 21 + başlangıçtaki 50'yi eklersen 71 milyar dolar masraf yapmış olacağım ama net 70 milyar dolar kazanmış olacağım. Ticari açıdan bakarsak sekizinci yılda artıya geçiyorum ama 8. yılın sonunda fiber döşemeye başlamam çok büyük bir saçmalık olur, o yüzden en başta planı 25 yıllık yapmıştım zaten.
İhtiyaçlar bakır kablonun hızını aşıncaya dek (şuanki mevcut altyapının maksimum hızını bilmiyorum, 8-25mbps civarı olabilir) fiber yatırımı yapmak saçma olur (bakırdan daha ucuz olmadığı sürece), o yüzden yapmıyorum zaten. Param olmadığı için değil, zamanı gelmediği için. O yüzden bakır kablodan direk fibere atlamayacağım, önce kendi iki bağlantı noktam arasına fiber, sana gelirken daha ucuz olan ama daha yüksek kapasiteye sahip bakır kablo kullanacağım. Ucuzladıkça ve gereksinimler arttıkça parça parça olacak bu da, birden olmaz. 8 mbps'ten 1000 mbps'e geçmeyiz. Geçemeyiz demedim dikkat edersen, geçebiliriz. Ama geçmeyiz.
Şuanda daha hızlı bir teknolojinin olmasının değeri çöp poşetiyle eşit, ben istersem evine değil 8mbps, 1000mbps bağlantı da sağlarım ama ticari açıdan saçma olur. 8 de yetiyor sana, niye çok yüksek bir hız için yatırım yapayım ki? 8'e 90 lira veriyorsun, 125 kat hızlı internet versem bana 125 kat fazla para ödemeyeceksin ki? (125 kat hızlı internet sağlamanın yatırım maliyeti 125 kat fazla değil tabi ama anlamışsındır durumu.)
Yatırım için "tamam oldu" diyene kadar 8 kullanacaksın, sonra ben yavaş yavaş fiber yatırımı yapacağım ve 16'ya geçeceğiz, 5 yıl sonra 25, belki 10 yıl sonra da eski yatırımları kesip (üstteki yıllık 3 milyar dolar olan, çünkü artık karşılamıyor olacak) yeniye devam edeceğim ama avantaj yine yatırımcıdan yana olacak.
eksisozluk.com
eksisozluk.com
eksisozluk.com
eksisozluk.com
pek ilgili değil ama bir şey daha aklıma geldi, onu da yazayım.
eksisozluk.com
0
golgi aygıtı
4-5 kere tuvalete girişten sonra6 kere yemekten önce ve sonra olmak üzere1 kere bulaşıktan sonra2 kere sokaktan eve girincetoplam: 13-14.bu konuda biraz abarttığımı düşündüğüm için sizlere sorayım dedim. hepsini sıvı sabunla yapıyorum.
4-5 kere tuvalete girişten sonra
6 kere yemekten önce ve sonra olmak üzere
1 kere bulaşıktan sonra
2 kere sokaktan eve girince
toplam: 13-14.
bu konuda biraz abarttığımı düşündüğüm için sizlere sorayım dedim. hepsini sıvı sabunla yapıyorum.
6 kere yemekten önce ve sonra olmak üzere
1 kere bulaşıktan sonra
2 kere sokaktan eve girince
toplam: 13-14.
bu konuda biraz abarttığımı düşündüğüm için sizlere sorayım dedim. hepsini sıvı sabunla yapıyorum.
0
bazen sıvı bazen katı, lavaboda ikiside var kafama göre seçiyorum. abartma derken az bile yıkıyorsun? en az 20 kez yıkıyorum ayrıca her zaman masamda çantamda antibakteriyel temzilik spreyi veya jelleri olur. ellerimi pis hissettikçe kullanırım.
0
ev arkadaşlarımmı üç gündür takip ediyorum ve çoğu zaman 5-6 oluyor ellerini yıkama sayıları. bu yüzden merak ettim aslında ben manyak mıyım dedim kendi kendime.
0
Otobus dolmustan sonra
Tuvalete giris (bazen)
Tuvalet sonraları
Yemek öncesi sonrası
Yemek yapıyosam yine önce, sırasında, sonra
Evde katı dışarıda sıvı sabun.
Tuvalete giris (bazen)
Tuvalet sonraları
Yemek öncesi sonrası
Yemek yapıyosam yine önce, sırasında, sonra
Evde katı dışarıda sıvı sabun.
0
@acemi ağzımı yıkarken elimi de çıkarıyorum aradan. ağzımı peçete ile silsemde mutlaka yıkarım. yıkamadan rahat edemiyorum maalesef.
0
dışarıdan gelince (para-kart elliyorum)
tuvaletten önce - sonra
yemek yapmadan önce
yemek yemeden önce - ellerim yağlandıysa sonra
baya çok yıkıyormuşum, 13-14 oluyordur benim de.
tuvaletten önce - sonra
yemek yapmadan önce
yemek yemeden önce - ellerim yağlandıysa sonra
baya çok yıkıyormuşum, 13-14 oluyordur benim de.
0
eve gelince: 1
tuvaletten sonra: 3
yağlı bişey yediysem yemekten sonra:2
yemek yapacaksam yapmadan önce: 1
kazara pis bi şeye dokunduysam: 1
max 7-8 kere
tuvaletten sonra: 3
yağlı bişey yediysem yemekten sonra:2
yemek yapacaksam yapmadan önce: 1
kazara pis bi şeye dokunduysam: 1
max 7-8 kere
0
tuvaleti her kullanışımdan sonra; 7-8
yemekten önce ve sonra ; 6
işten-okuldan döndüğümde; 1
dişlerimi fırçalamadan önce 4-5
bunlar harici elim kirleyse vs... ; 1-2
ama bunun abartılı olduğunu sanmıyorum... ve tuvaletten sonra elini yıkamayan insanlar görünce kanım çekiliyor...
yemekten önce ve sonra ; 6
işten-okuldan döndüğümde; 1
dişlerimi fırçalamadan önce 4-5
bunlar harici elim kirleyse vs... ; 1-2
ama bunun abartılı olduğunu sanmıyorum... ve tuvaletten sonra elini yıkamayan insanlar görünce kanım çekiliyor...
0
diffarensiyel
majesty the fantasy kingdomcossacksimpossible creatureshatırladınız mı? vay amk dediniz mi isimleri duyunca?https://www.youtube.com/watch?v=l3kMykMW1bEhttps://www.youtube.com/watch?v=-fuj9BQcUjEhttps://www.youtube.com/watch?v=u1M_ZoHhSdkzamanında bu üçünü çok oynamış biri olarak zaman ne çabuk geçmi
majesty the fantasy kingdom
cossacks
impossible creatures
hatırladınız mı? vay amk dediniz mi isimleri duyunca?
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
zamanında bu üçünü çok oynamış biri olarak zaman ne çabuk geçmiş deyip titremeden edemedim de başka derin izler bırakmış var mıdır merak ettim.
cossacks
impossible creatures
hatırladınız mı? vay amk dediniz mi isimleri duyunca?
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
zamanında bu üçünü çok oynamış biri olarak zaman ne çabuk geçmiş deyip titremeden edemedim de başka derin izler bırakmış var mıdır merak ettim.
0
majesty i çok oynadım. ama o sıralar ra2 oynuyordum o daha güzeldi. impossible creatures i nasıl oynamamışım. hayret ettim. video gözüme çok hoş geldi.
ayrıca bir ara majesty delisiydim diyebilirim.
ayrıca bir ara majesty delisiydim diyebilirim.
0
cossacks oynadım, sık olmasa da birkaç ayda bir açıp biraz oynuyorum.
bunun çıkışı benim küçüklüğüme denk geliyor, eh şimdi 24 oldum, o yüzden vayyyy demedim :)) nostaljik tabi, bende ayrı yeri var bu oyunların.
1998-1999 gibi oynadığım tomb raider oyunu vardı, cd takarak oynanıyordu. belirli bir süreden sonra cd ısınıp sorun yarattığı için devam edemiyordum. oyun tarihinin karanlık dönemleriymiş, sorunlara bak...
wolfenstein var bir de, onu da yazmayı unutmuşum. 2001 yapımmış o da. bunun yeri çok büyüktür bende, bu oyun yüzünden nazi tarihini komple öğrenmiştim, tarih bilgim arttı sayesinde.
bu oyunları hatırlayınca niyeyse aklıma hep vergi iadeleri gelir, babam hesap makinesini açtırırdı, vergi iadesi hesaplardık.
bunun çıkışı benim küçüklüğüme denk geliyor, eh şimdi 24 oldum, o yüzden vayyyy demedim :)) nostaljik tabi, bende ayrı yeri var bu oyunların.
1998-1999 gibi oynadığım tomb raider oyunu vardı, cd takarak oynanıyordu. belirli bir süreden sonra cd ısınıp sorun yarattığı için devam edemiyordum. oyun tarihinin karanlık dönemleriymiş, sorunlara bak...
wolfenstein var bir de, onu da yazmayı unutmuşum. 2001 yapımmış o da. bunun yeri çok büyüktür bende, bu oyun yüzünden nazi tarihini komple öğrenmiştim, tarih bilgim arttı sayesinde.
bu oyunları hatırlayınca niyeyse aklıma hep vergi iadeleri gelir, babam hesap makinesini açtırırdı, vergi iadesi hesaplardık.
0
pomolilik
merhaba arkadaşlar, bir seneden fazla oldu ofisi açalı ama 1 haftadır amansız bir internet sayfası kurma isteği hasıl oldu bende. internet sayfası kurma işiyle en son 10 yıl kadar önce babamın köy derneğimize php'den web sayfası açtırması ile son buldu. neredeyse hiç anlamam ama avukatların sayfalar
merhaba arkadaşlar,
bir seneden fazla oldu ofisi açalı ama 1 haftadır amansız bir internet sayfası kurma isteği hasıl oldu bende.
internet sayfası kurma işiyle en son 10 yıl kadar önce babamın köy derneğimize php'den web sayfası açtırması ile son buldu. neredeyse hiç anlamam ama avukatların sayfaları da standart oluyor genelde. çok reklama girmeden, az foto, çok yazı (yazıları ben hazırlarım), şık renkler fln öyle bir şey olsun istiyorum.
arkadaşlarım 150-200 tl'e de yapan var diyor ama bilmiyorum açıkçası işin piyasasını vs.
bir de böyle proje gözüyle bakmaktansa geniş zamanda rahat rahat, yapanın da içine sinsin istiyorum. ne bileyim, oturalım ofiste bira içsin çay içsin kahve içsin hoj bişiler yapsın, sohbet muhabbet bitsin iş. iş bitince de ne anlaştıysak onu vereyim, konu kapansın.
var mı böyle bir arkadaş? ücret nedir? bize ne olur? :)
edit: ofis, bakırköy'de.
bir seneden fazla oldu ofisi açalı ama 1 haftadır amansız bir internet sayfası kurma isteği hasıl oldu bende.
internet sayfası kurma işiyle en son 10 yıl kadar önce babamın köy derneğimize php'den web sayfası açtırması ile son buldu. neredeyse hiç anlamam ama avukatların sayfaları da standart oluyor genelde. çok reklama girmeden, az foto, çok yazı (yazıları ben hazırlarım), şık renkler fln öyle bir şey olsun istiyorum.
arkadaşlarım 150-200 tl'e de yapan var diyor ama bilmiyorum açıkçası işin piyasasını vs.
bir de böyle proje gözüyle bakmaktansa geniş zamanda rahat rahat, yapanın da içine sinsin istiyorum. ne bileyim, oturalım ofiste bira içsin çay içsin kahve içsin hoj bişiler yapsın, sohbet muhabbet bitsin iş. iş bitince de ne anlaştıysak onu vereyim, konu kapansın.
var mı böyle bir arkadaş? ücret nedir? bize ne olur? :)
edit: ofis, bakırköy'de.
0
150-200 liraya yapacak olanlar çok yakın arkadaşın süper bir kıyak falan yapmıyorsa yaptırmamanı tavsiye ederim. 1000 liraya site yapıyoruz deyip hazır temaları bile ağzı burnu kaymış şekilde yapan "tasarımcı" dolu ortalık.
0
size tanıtım sayfası lazım anladığım kadarıyla, bana kalırsa wordpress (ücretsiz) üzerine güzel bir tema satın alın, wordpress işi yapan birine de giriş seviyesinde belirli ayarları yaptırın, içerikleri de girince içi dolu gözükecek zaten. iletişim formunuz vb olur, işinizi görür bu şekilde.
nispeten ucuza halledersiniz.
themeforest.net
arama kutusuna law ve attorney yazınca gelen sonuçlara bakabilirsiniz mesela.
sıfırdan 150-200 liraya yapan bulamayabilirsiniz, bulsanız da işin derme çatma olma ihtimali var.
nispeten ucuza halledersiniz.
themeforest.net
arama kutusuna law ve attorney yazınca gelen sonuçlara bakabilirsiniz mesela.
sıfırdan 150-200 liraya yapan bulamayabilirsiniz, bulsanız da işin derme çatma olma ihtimali var.
0
nothing in my way
http://www.vatanbilgisayar.com/z500-notebook-core-i5-250ghz-8gb-1tb-156-2gb-win8-tasinabilir-bilgisayar.html#genel-bakisbu bilgisayarı 3 sene önce vatan'dan haftasonu indirimiyle 1600 tl'ye almıştım. 3 sene geçmesine rağmen fiyatı nasıl bu kadar armış ki bunun?
www.vatanbilgisayar.com
bu bilgisayarı 3 sene önce vatan'dan haftasonu indirimiyle 1600 tl'ye almıştım. 3 sene geçmesine rağmen fiyatı nasıl bu kadar armış ki bunun?
bu bilgisayarı 3 sene önce vatan'dan haftasonu indirimiyle 1600 tl'ye almıştım. 3 sene geçmesine rağmen fiyatı nasıl bu kadar armış ki bunun?
0
dolar arttı, elektronik ürünlere ek vergi geldi.
2013 yılında dolar 2 liraymış, şuan 2.84-3 arası geziniyor.
2014 yılında 2760 liraya aldığım macbook air 4000 lira olmuş. üzerinden iki jenerasyon geçti ama baz fiyatı aşağı yukarı aynı kalıyor hep.
satayım desem aynı fiyata satabiliyorum, çok ilginç gerçekten.
2013 yılında dolar 2 liraymış, şuan 2.84-3 arası geziniyor.
2014 yılında 2760 liraya aldığım macbook air 4000 lira olmuş. üzerinden iki jenerasyon geçti ama baz fiyatı aşağı yukarı aynı kalıyor hep.
satayım desem aynı fiyata satabiliyorum, çok ilginç gerçekten.
0
rayde
Soru baslikta.
Soru baslikta.
0
Geçiyor - herkesin nakit parayla tak diye ilaç alacak durumu yok olayı sadece aspirin açısından düşünmeyin.
0
tabudeviren
adblock kullanıldığında siteye giren kişiler reklamı görmüyor.peki reklam, sistem tarafından "görülmemiş" olarak mı algılanıyor?diyelim ki siteyi ziyaret eden herkes adblock kullanıyor.bu siteye verilen reklam kimseye ulaşmamış mı oluyor?(görüntü olarak değil)
adblock kullanıldığında siteye giren kişiler reklamı görmüyor.
peki reklam, sistem tarafından "görülmemiş" olarak mı algılanıyor?
diyelim ki siteyi ziyaret eden herkes adblock kullanıyor.
bu siteye verilen reklam kimseye ulaşmamış mı oluyor?
(görüntü olarak değil)
peki reklam, sistem tarafından "görülmemiş" olarak mı algılanıyor?
diyelim ki siteyi ziyaret eden herkes adblock kullanıyor.
bu siteye verilen reklam kimseye ulaşmamış mı oluyor?
(görüntü olarak değil)
0
türlü türlü adblock yazılımı var. çoğu yüklenmesini engelliyor, yani görüntülenme üzerinden para kazanıyorsan bu durumda görüntülenme sayılmaz, ama reklam şirketi istatistik sağlıyorsa (hepsi sağlıyor) yukarıdaki arkadaşın dediği gibi ziyaretçi ve sayfa görüntülenme sayısında uçurum olacağı için aşağı yukarı %X kişi adblock kullanıyor diyebilirsin.
Failed to load resource: net::ERR_BLOCKED_BY_CLIENT
Failed to load resource: net::ERR_BLOCKED_BY_CLIENT
0
freetakilir
if else yazarken birden fazla koşul şöyle belirtilebiliyor mu:if ($veri,$veri2==1)yani sadece veri = 1 değilde veri 1 ve veri 2 yi 1e eşitleyebiliyor muyum burada?
if else yazarken birden fazla koşul şöyle belirtilebiliyor mu:
if ($veri,$veri2==1)
yani sadece veri = 1 değilde veri 1 ve veri 2 yi 1e eşitleyebiliyor muyum burada?
if ($veri,$veri2==1)
yani sadece veri = 1 değilde veri 1 ve veri 2 yi 1e eşitleyebiliyor muyum burada?
0
if ($x=='1' && $y=='1' && $z=='1') şu mu kullanım? hepsine teker teker 1 yazmak yukarıda yazdığım gibi olabilir mi bu peki?
0
tek tek yazdım ama çalışmadı ya :(
şunu çözerseniz büyük kolaylık olacak benim için. şimdi <tr> sütun biliyorsunuz.
ben her <td>ye (kutucuğa) veri çekmek yerine <tr>nin başında bağlanacağı yeri ve parçalayacağı veriyi belirledim buraya kadar herşey çok güzel. sonra verileri parçaladığım yere alt alta
preg_match_all("'PT201</td>\s*<td>(.*?)</td>'si",$baglan,$x);
preg_match_all("'PT211</td>\s*<td>(.*?)</td>'si",$baglan,$y);
preg_match_all("'PDAH301</td>\s*<td>(.*?)</td>'si",$baglan,$z);
preg match all yazdım. bunların altına if yazıp yukarıdaki andli kodu yazdım. sonra her tdye echo x y z diyerek çektim veriyi. veri doğru geliyor ama if else çalışmıyor
ha anladım olayı. orada kontrolü yapıyor ama o orada kalıyor. yani <?php ?> ler var arada. farklı yerdeler yani. her tdnin içine <?php echo x ?> yazıp veriyi çektim ben. nasıl çözerim bunu?
şunu çözerseniz büyük kolaylık olacak benim için. şimdi <tr> sütun biliyorsunuz.
ben her <td>ye (kutucuğa) veri çekmek yerine <tr>nin başında bağlanacağı yeri ve parçalayacağı veriyi belirledim buraya kadar herşey çok güzel. sonra verileri parçaladığım yere alt alta
preg_match_all("'PT201</td>\s*<td>(.*?)</td>'si",$baglan,$x);
preg_match_all("'PT211</td>\s*<td>(.*?)</td>'si",$baglan,$y);
preg_match_all("'PDAH301</td>\s*<td>(.*?)</td>'si",$baglan,$z);
preg match all yazdım. bunların altına if yazıp yukarıdaki andli kodu yazdım. sonra her tdye echo x y z diyerek çektim veriyi. veri doğru geliyor ama if else çalışmıyor
ha anladım olayı. orada kontrolü yapıyor ama o orada kalıyor. yani <?php ?> ler var arada. farklı yerdeler yani. her tdnin içine <?php echo x ?> yazıp veriyi çektim ben. nasıl çözerim bunu?
0
gijilti
Bilgisayardan internet bankacılığına girerken,Gönderilen şifre SMS'ini, İnternete girme özelliği olan bir telefon ile almak riskli.Peki, şifreyi almadan önce telefondan mobil veriyi kapatsak, yani İnternet bağlantısını kessek, güvenlik sağlanmış olur mu?Çünkü gelen SMS'i kopyalayıp İnternetten 3. ki
Bilgisayardan internet bankacılığına girerken,
Gönderilen şifre SMS'ini, İnternete girme özelliği olan bir telefon ile almak riskli.
Peki, şifreyi almadan önce telefondan mobil veriyi kapatsak, yani İnternet bağlantısını kessek, güvenlik sağlanmış olur mu?
Çünkü gelen SMS'i kopyalayıp İnternetten 3. kişilere yollayan virüsler mevcut olabiliyor.
Yine de risk var diyorsanız, İnternetsiz bir telefon kullanacağım. Çünkü riske atmak istemiyorum.
Gönderilen şifre SMS'ini, İnternete girme özelliği olan bir telefon ile almak riskli.
Peki, şifreyi almadan önce telefondan mobil veriyi kapatsak, yani İnternet bağlantısını kessek, güvenlik sağlanmış olur mu?
Çünkü gelen SMS'i kopyalayıp İnternetten 3. kişilere yollayan virüsler mevcut olabiliyor.
Yine de risk var diyorsanız, İnternetsiz bir telefon kullanacağım. Çünkü riske atmak istemiyorum.
0
söylediğin senaryonun gerçekleşmesi için (bilgisayardan giriyorsan) hem bilgisayarın hem telefonun enfekte olmuş olması gerekiyor, çok düşük.
telefonda antivirüs de kullanıyorsan bence bu önlem yeterli olur. benim kenarda takoz bir telefonum var, şifreyi ona alıyorum. senin de böyle eski bir telefonun varsa için rahat olsun diye böyle yapabilirsin.
telefonda antivirüs de kullanıyorsan bence bu önlem yeterli olur. benim kenarda takoz bir telefonum var, şifreyi ona alıyorum. senin de böyle eski bir telefonun varsa için rahat olsun diye böyle yapabilirsin.
0
Gereksiz kuruntu .
Bu kadar endişe edecek mevduatın devlet garantisinde değil. Bence bu daha endişe verici :)
Bu kadar endişe edecek mevduatın devlet garantisinde değil. Bence bu daha endişe verici :)
0
o şifreler anlık ve tek kullanımlık degil mi?
kuruntu levelin üst seviyelerde gibi, sifre gonderdigi zaman banka arayüzü 1 dakika gibi bir süre veriyor zaten o sifreyi girmen icin. bütün hepsini aynı anda koordine edecek bi virüs yazabilen hackere ben saygımdan veririm hesabımı zaten :)
kuruntu levelin üst seviyelerde gibi, sifre gonderdigi zaman banka arayüzü 1 dakika gibi bir süre veriyor zaten o sifreyi girmen icin. bütün hepsini aynı anda koordine edecek bi virüs yazabilen hackere ben saygımdan veririm hesabımı zaten :)
0
nedendir bilinmez
Merhaba,Diyelim ki ben bir diş tabibiyim ve muayenehanem var. (Avukatlık bürosu yada mimarlık ofisi de olabilir) Buraya pos cihazı alsam kredi kartına 36 taksit yapsam olmaz mı? Hem kayıt dışı kazancımın önüne geçilecek hem hizmet alanlara ödeme kolaylığı hemde ben alacağımı banka garantisine bağlam
Merhaba,
Diyelim ki ben bir diş tabibiyim ve muayenehanem var. (Avukatlık bürosu yada mimarlık ofisi de olabilir) Buraya pos cihazı alsam kredi kartına 36 taksit yapsam olmaz mı? Hem kayıt dışı kazancımın önüne geçilecek hem hizmet alanlara ödeme kolaylığı hemde ben alacağımı banka garantisine bağlamış olacağım.
Nasıl yapabilirim böyle bir şey?
Diyelim ki ben bir diş tabibiyim ve muayenehanem var. (Avukatlık bürosu yada mimarlık ofisi de olabilir) Buraya pos cihazı alsam kredi kartına 36 taksit yapsam olmaz mı? Hem kayıt dışı kazancımın önüne geçilecek hem hizmet alanlara ödeme kolaylığı hemde ben alacağımı banka garantisine bağlamış olacağım.
Nasıl yapabilirim böyle bir şey?
0
@Frederick Co konu taksit sayısı değil. 2 taksit olsa bu iş olur mu?
0
reklamlarda bangır bangır dağıttıkları bonusları kimden aldıklarını öğrendiğinizde çok üzüleceksiniz.
0
36 taksit vermezler, belirli bir üst limiti var.
banka işlem başına komisyon alıyor, vade arttıkça komisyon da artıyor. ayrıca iş koluna ve işlem hacmine göre de değişebiliyor bu komisyon oranı, o yüzden arayıp sorun derim.
banka işlem başına komisyon alıyor, vade arttıkça komisyon da artıyor. ayrıca iş koluna ve işlem hacmine göre de değişebiliyor bu komisyon oranı, o yüzden arayıp sorun derim.
0
bankaya başvurabilirsiniz. veriyorlar. hatta bankalara göre taksit vs. değişiyor. dişçi için konuşuyorum gayet kullanılıyor. avukatta ya da mimari ofiste görmedim.
0
bankaların doktor pos diye ürünleri var. kullandığınız bankanın müşteri temsilcisine bir sorun.
0
maliyetlerinizin artacağını ve bu ek maliyetlere katlanacağınızı düşünüyorsanız olur tabi. sanırım @cirkinkizyokturazvotkavardir in bahsettiğide bu. ayrıca her hizmet koluna ayrı taksitlendirme imkanları oluyor, banka ile teyitleşmeniz lazım. ek maliyetlere örnek vermek gerekirse;
yıllık pos ücreti,
verimsiz pos ücreti,
k.kartı başına komisyon ücreti,
k.kartı puan kullanım komisyonu,
kartın bağlı olduğu hesaba ilişkin maliyetler gibi gibi
yıllık pos ücreti,
verimsiz pos ücreti,
k.kartı başına komisyon ücreti,
k.kartı puan kullanım komisyonu,
kartın bağlı olduğu hesaba ilişkin maliyetler gibi gibi
0
chicha
Özellikle js için konuşuyorum, aşağıdaki linkteki gibi kodları kim nasıl yazıyor? Düzgünce bir editörde yazıp, sonra bilerek böyle karışık hale mi getiriyorlar yoksa kopyalanmasını, anlaşılmasını önlemek adına? İlk birkaç yüz satır yine anlaşılır gibi de sonrası resmen ölüm.http://www.basicprimitive
Özellikle js için konuşuyorum, aşağıdaki linkteki gibi kodları kim nasıl yazıyor? Düzgünce bir editörde yazıp, sonra bilerek böyle karışık hale mi getiriyorlar yoksa kopyalanmasını, anlaşılmasını önlemek adına? İlk birkaç yüz satır yine anlaşılır gibi de sonrası resmen ölüm.
www.basicprimitives.com
www.basicprimitives.com
0
1- editörde kod böyle gözükmez düzenli olur
2- genelde bu tarz kodlar arayüz programları ile yapılıyor örneğin sen resim ekliyorsun o arkada kodu generate ediyor
2- genelde bu tarz kodlar arayüz programları ile yapılıyor örneğin sen resim ekliyorsun o arkada kodu generate ediyor
0
web sitesi yayinlanirken kodlar "minify" yapilir, bu sayede hem kodun calinmasi önlenir, hem dem de daha kücük oldugu icin daha az yer kaplar, data trafigi düser, browser tarafinda daha hizli yüklenir. Gelistirici tarafinda kodlar düzgün sekilde görülür.
0
yeni başlayacak bir arkadaş da chrome'dan birkaç siteninkini incelemiş böyle, "sen bunları nasıl yazıyorsun, çok zor gözüküyor bu iş" demişti.
gulp ve grunt adında iki popüler araç var, onlarla koda çeşitli müdahalelerde bulunuyoruz. mesela normalde .js uzantılı 300+ tane dosyam var benim ama sitede çalışıtırırken hepsini app.js isminde tek bir dosyaya topluyorum.
birkaç gulp plugini kullanıyorum ve siteye yüklediğim app.js dosyası aşağı yukarı Çince oluyor. Hem yerden tasarruf sağlıyorum hem bir dereceye kadar çalınmasını önlüyorum.
gulp ve grunt adında iki popüler araç var, onlarla koda çeşitli müdahalelerde bulunuyoruz. mesela normalde .js uzantılı 300+ tane dosyam var benim ama sitede çalışıtırırken hepsini app.js isminde tek bir dosyaya topluyorum.
birkaç gulp plugini kullanıyorum ve siteye yüklediğim app.js dosyası aşağı yukarı Çince oluyor. Hem yerden tasarruf sağlıyorum hem bir dereceye kadar çalınmasını önlüyorum.
0
javascriptte obfuscation değil minifying yapılır koda, boyutu ufaltılır.
production ve development sürümleri farklıdır.
örnek jquery
production (minified)
code.jquery.com
development
code.jquery.com
production ve development sürümleri farklıdır.
örnek jquery
production (minified)
code.jquery.com
development
code.jquery.com
0
javascriptte obfuscation da yapilir minification da.
obfuscation; kodlarin okunmasini zorlastirmak icin,
minification; yerden tasarruf etmek icin yapilir.
ekteki ornekte her ikisi de mevcuttur. kimse a,b,c,d diye degisken ismi koymaz, hatta koymamali. yoksa yazdiginiz kodu tekrar acinca anlamazsiniz, oha lan ben mi yazmisim dersiniz :)
obfuscation; kodlarin okunmasini zorlastirmak icin,
minification; yerden tasarruf etmek icin yapilir.
ekteki ornekte her ikisi de mevcuttur. kimse a,b,c,d diye degisken ismi koymaz, hatta koymamali. yoksa yazdiginiz kodu tekrar acinca anlamazsiniz, oha lan ben mi yazmisim dersiniz :)
0
C icin konusursam, c programi makine kodunda yazan manyaklar varken inaniyorum bu sekilde calisan adam da vardir.
0
Anlaşılmaması için özel araçlar var, bu işe Obfuscate deniyor, daha okunabilir isim olarak uglify falan da deniyor.
Bu araçların ürettikleri kodların bir kısmı geriye dönüşebiliyor ama hepsi değil.
Benzer şekilde java kodlarını da karıştırabiliyorsunuz, public api'niz açık ve anlaşılık method isimleri ve parametreler alırken işi yapan gerçek kodlarınız karıştırılmış olabiliyor.
Genellikle gayet okunaklı, dökümante edilmiş şekilde yazıyoruz kodlarımızı, ancak yayına alırken bu şekile getiriyoruz ki yazdıklarımızın çalınma riski azalsın, boyutu küçülsün. hoş çalmak istedikten sonra çalabiliyoruz yine de ama uğraştırıyor, bazen onunla uğraşmaktansa yazarım ki bunu diyip yazıyoruz.
Bu araçların ürettikleri kodların bir kısmı geriye dönüşebiliyor ama hepsi değil.
Benzer şekilde java kodlarını da karıştırabiliyorsunuz, public api'niz açık ve anlaşılık method isimleri ve parametreler alırken işi yapan gerçek kodlarınız karıştırılmış olabiliyor.
Genellikle gayet okunaklı, dökümante edilmiş şekilde yazıyoruz kodlarımızı, ancak yayına alırken bu şekile getiriyoruz ki yazdıklarımızın çalınma riski azalsın, boyutu küçülsün. hoş çalmak istedikten sonra çalabiliyoruz yine de ama uğraştırıyor, bazen onunla uğraşmaktansa yazarım ki bunu diyip yazıyoruz.
0
bu konuda bildiğim en rahatsız insan ödülü roller coaster tycoon oyununu yapan adam
en.wikipedia.org
2 senede tek başına,komple oyunun %99unu assembly ile yazmış.
en.wikipedia.org
2 senede tek başına,komple oyunun %99unu assembly ile yazmış.
0
freetakilir
önüne gelen hosting firması kurmuş saçma saçma isimli firmalara rast geliyorum sürekli. ben mesela kendi hostingimi kurmak istiyorum kimseye para vermemek istiyorum. nasıl yaparım bunu?
önüne gelen hosting firması kurmuş saçma saçma isimli firmalara rast geliyorum sürekli. ben mesela kendi hostingimi kurmak istiyorum kimseye para vermemek istiyorum. nasıl yaparım bunu?
0
Kendi hostingini kurmak için bir datacenterdan sunucu kiralaman gerekiyor. Çok daha maliyetli bir yol.
0
büyütmeyin, maliyeti yok o kadar
bir tane statik ip , düzgün bir internet bağlantısı ve sağlam bir bilgisayarla kendine ait tüm sitelerini idame ettirebilirsin.
bir tane statik ip , düzgün bir internet bağlantısı ve sağlam bir bilgisayarla kendine ait tüm sitelerini idame ettirebilirsin.
0
Aslında çoğu büyük firmalardan aldığı "bulk" alanı re-sell yapıyor sana bana.
Bazıları da büyük şirketlerde çalışan yazılımcı, sistemci çocuklar
1 pc toplayıp çakıyorlar kendi holdinglerinin omurgasına, sana da ftp ile web sayfası koyma yetkisi veriyor.
Bazıları da büyük şirketlerde çalışan yazılımcı, sistemci çocuklar
1 pc toplayıp çakıyorlar kendi holdinglerinin omurgasına, sana da ftp ile web sayfası koyma yetkisi veriyor.
0
Digital oceandan droplet alip onu bile yeniden boyutlandirip satabilirsin shared hosting tarzinda. boktan bi piyasa artik pek ragbet gordugunu sanmiyorum.
0
internet bağlantısına sunucu makinasına ve panel yazılımlarına para verirsin en kötü ihtimal ki bu herhangi bi hosting firmasıyla çalışmaktan daha pahalıya patlar zaten.
illa tüm kontrol bende olsun dersen vps mevzuna girebilirsin ayda 5 dolardan başlıyo digitalocean
illa tüm kontrol bende olsun dersen vps mevzuna girebilirsin ayda 5 dolardan başlıyo digitalocean
0
hayirsiz
çok ilginç bir durumla karşı karşıyayım, yardımınızı bekliyorum.İhtiyacım olan şey Node.js, npm paketleri, Angular.js ve Angular material için autocomplete özelliği.Atom'da autocomplete özelliği angular material için mükemmel ama geri kalan her şey için atom-ternjs eklentisi kullanmak zorundayım. bu
çok ilginç bir durumla karşı karşıyayım, yardımınızı bekliyorum.
İhtiyacım olan şey Node.js, npm paketleri, Angular.js ve Angular material için autocomplete özelliği.
Atom'da autocomplete özelliği angular material için mükemmel ama geri kalan her şey için atom-ternjs eklentisi kullanmak zorundayım. bu eklenti de node_modules klasörünü devre dışı bırakmazsanız saçma derecede yavaş çalışıyor. o zaman da kullanmanın anlamı kalmıyor, ben bunun için gelmiştim zaten...
WebStorm autocomplete olayında gerçekten iyi ama bu da angular material'i desteklemiyor, html'de otomatik tamamlama özelliği yok.
Frontend'i atom'dan, backend'i de webstorm'dan yapayım diye düşündüm ama o da kafamı karıştırır, vazgeçtim.
Angular.js 1.5 kullanıyorum, kullandığım paketler Angular 2 için yazılınca ve Angular betadan çıkınca ES5/6'yı çöpe atıp direk TypeScript'e geçeceğim, o zaman problem olmayacak çünkü atom-typescript eklentisi ve typings projesi sayesinde Atom'da TypeScript autocomplete olayı mükemmel. Ama oraya gelmemize daha en az 6 ay var.
Ey ahali, nasıl çözeceğim ben bu sorunu?
İhtiyacım olan şey Node.js, npm paketleri, Angular.js ve Angular material için autocomplete özelliği.
Atom'da autocomplete özelliği angular material için mükemmel ama geri kalan her şey için atom-ternjs eklentisi kullanmak zorundayım. bu eklenti de node_modules klasörünü devre dışı bırakmazsanız saçma derecede yavaş çalışıyor. o zaman da kullanmanın anlamı kalmıyor, ben bunun için gelmiştim zaten...
WebStorm autocomplete olayında gerçekten iyi ama bu da angular material'i desteklemiyor, html'de otomatik tamamlama özelliği yok.
Frontend'i atom'dan, backend'i de webstorm'dan yapayım diye düşündüm ama o da kafamı karıştırır, vazgeçtim.
Angular.js 1.5 kullanıyorum, kullandığım paketler Angular 2 için yazılınca ve Angular betadan çıkınca ES5/6'yı çöpe atıp direk TypeScript'e geçeceğim, o zaman problem olmayacak çünkü atom-typescript eklentisi ve typings projesi sayesinde Atom'da TypeScript autocomplete olayı mükemmel. Ama oraya gelmemize daha en az 6 ay var.
Ey ahali, nasıl çözeceğim ben bu sorunu?
0
acaba diyorum, hani bilmiyorum ama acaba sadece ctags işe yaramaz mı? vim'de flaan java'dan tut pek çok dil için tamamlamayı ctags kullanarak yapıyorlar. acaba ctags için bir eklenti falan var mıdır?
0
utkumon
Seneye üniversiteye gidip muhtemelen hazırlıkta olacağım.Üniversite okuduğum süre içinde yabancı üniversitelere başvurmak ve kabul alırsam da gitmek istiyorum.Lise GPA 3.0 falan ancak yapıyor, emekli memur çocuğuyum yani burs almam şart :)Şimdi sorum şu, yurtdışında iyi ülkelerde üniversite okumam i
Seneye üniversiteye gidip muhtemelen hazırlıkta olacağım.
Üniversite okuduğum süre içinde yabancı üniversitelere başvurmak ve kabul alırsam da gitmek istiyorum.
Lise GPA 3.0 falan ancak yapıyor, emekli memur çocuğuyum yani burs almam şart :)
Şimdi sorum şu, yurtdışında iyi ülkelerde üniversite okumam için (Amerika, İsviçre, Slovenya, Kanada, Almanya öncelikli ülkeler ama bunların dışında da olabilir) gerekli kriterler neler ? Burs alabilir miyim? Okuduktan sonra bu ülkelerde kalma şansım nedir ?
Birde üniversitedeyken başvuracağım için Lise not ortalamama mı bakarlar yoksa üniversitedeki notlarıma mı ?
Biliyorum üniversiteden üniversiteye çok değişiyor ama amacım bu ülkeden kurtulmak olduğu için okulu pek önemsemiyorum açıkçası.
Bu süreçten geçmiş olanlar ya da kapağı bir şekilde yurtdışına atmış olanlar bir yol gösterirse çok sevinirim, artık haberlere baktıkça iyice kötü oluyorum çünkü.
Üniversite okuduğum süre içinde yabancı üniversitelere başvurmak ve kabul alırsam da gitmek istiyorum.
Lise GPA 3.0 falan ancak yapıyor, emekli memur çocuğuyum yani burs almam şart :)
Şimdi sorum şu, yurtdışında iyi ülkelerde üniversite okumam için (Amerika, İsviçre, Slovenya, Kanada, Almanya öncelikli ülkeler ama bunların dışında da olabilir) gerekli kriterler neler ? Burs alabilir miyim? Okuduktan sonra bu ülkelerde kalma şansım nedir ?
Birde üniversitedeyken başvuracağım için Lise not ortalamama mı bakarlar yoksa üniversitedeki notlarıma mı ?
Biliyorum üniversiteden üniversiteye çok değişiyor ama amacım bu ülkeden kurtulmak olduğu için okulu pek önemsemiyorum açıkçası.
Bu süreçten geçmiş olanlar ya da kapağı bir şekilde yurtdışına atmış olanlar bir yol gösterirse çok sevinirim, artık haberlere baktıkça iyice kötü oluyorum çünkü.
0
burs bulman çok çok zor, yılda 25-30 bin bulabilirsen almanya ile deneyebilirsin şansını, bunun yanından doğu avrupa ülkeleri de uygun. bölümün iş imkanı kötü değilse birçok ülkede mezuniyet sonrası kalmak mümkün.
0
burs zor.
almanya:
almanca bildigini belgelersen öss sonucunla basvurabilirsin. ya da ilk önce almanca ögrenmen lazim hazirlik okuyup.
isvicre:
vize biraz sikintili. bir de cok pahali ülke. zor gibi duruyor.
yabanci dil, bölüm falan hakkinda hicbir sey yazmamissin. onlari bilemiyoruz.
almanya:
almanca bildigini belgelersen öss sonucunla basvurabilirsin. ya da ilk önce almanca ögrenmen lazim hazirlik okuyup.
isvicre:
vize biraz sikintili. bir de cok pahali ülke. zor gibi duruyor.
yabanci dil, bölüm falan hakkinda hicbir sey yazmamissin. onlari bilemiyoruz.
0
Bildiğim kadarıyla burada sınava girip bir bölüm kazandığın zaman (mesela mühendislik) Avusturya ve Almanya'da ona denk bir bölümde okuyabiliyorsun, sadece okulun yıllık harç ücretini ödemen lazım, o da yıllık 800 euro gibi bir şeydi. Yanılmıyorsam Viyana Teknik Üniversitesiydi. bu rakam 2011 rakamı, artmıştır herhalde biraz. burs seçeneği yok bildiğim kadarıyla. Avusturya ucuz bir yer değil ama okula çok az para ödeyeceğin için belki uygun olur senin için.
girmesi kolay ama çıkması zor yalnız, onu söyleyeyim.
ben dershaneye giderken rehber hocam bana bunu tavsiye etmişti ama ben gitmek istemedim. bunu araştırmanı tavsiye ederim.
girmesi kolay ama çıkması zor yalnız, onu söyleyeyim.
ben dershaneye giderken rehber hocam bana bunu tavsiye etmişti ama ben gitmek istemedim. bunu araştırmanı tavsiye ederim.
0
abd/kanada icin:
*universiteyi minimum 3.5 GPA ile bitir sonra master icin cikman cok daha kolay olur, burs alma sansin yukselir. Lise not ortalamani kimse sallamaz. 3.5 alti GPA ile isin cok cok zora girer. burs okul parasini karsilasa hayatta kalmak icin bir yandan kesin calisman gerekir.
*kanada'da okuldan sonra kalmak usa'e nazaran daha kolay zira gocmene ihtiyaci olan bir ulke. avrupa'da kalman evlilik yapmazsan cok zor bildigim kadariyla.
*universiteyi minimum 3.5 GPA ile bitir sonra master icin cikman cok daha kolay olur, burs alma sansin yukselir. Lise not ortalamani kimse sallamaz. 3.5 alti GPA ile isin cok cok zora girer. burs okul parasini karsilasa hayatta kalmak icin bir yandan kesin calisman gerekir.
*kanada'da okuldan sonra kalmak usa'e nazaran daha kolay zira gocmene ihtiyaci olan bir ulke. avrupa'da kalman evlilik yapmazsan cok zor bildigim kadariyla.
0
freetakilir
php ile 10.000e yakın değişken veri çekilecek. temelini atıp 10-15 tane çektim. sistem güzel çalışıyor fakat güncellenmesi için sayfayı yenilemem gerekiyor. sayfayı yenilemeden nasıl güncelleriz bunu?
php ile 10.000e yakın değişken veri çekilecek. temelini atıp 10-15 tane çektim. sistem güzel çalışıyor fakat güncellenmesi için sayfayı yenilemem gerekiyor. sayfayı yenilemeden nasıl güncelleriz bunu?
0
Uyarı
Bazı HTTP sunucuları (Apache gibi) geriçağırım işlevini çağırırken betiğin çalışma dizinini değiştirir. Geriçağırım işlevinde chdir(dirname($_SERVER['SCRIPT_FILENAME'])) gibi bir çağrıyla betiğin bulunduğu dizine dönebilirsiniz.
diyor bu. böyle 10 saniyede bir f5e basan ama sayfayı yenilemeyen basit bir kod yok mu ya?
Bazı HTTP sunucuları (Apache gibi) geriçağırım işlevini çağırırken betiğin çalışma dizinini değiştirir. Geriçağırım işlevinde chdir(dirname($_SERVER['SCRIPT_FILENAME'])) gibi bir çağrıyla betiğin bulunduğu dizine dönebilirsiniz.
diyor bu. böyle 10 saniyede bir f5e basan ama sayfayı yenilemeyen basit bir kod yok mu ya?
0
0
<?php
Header("Refresh: 5;");
?>
şunla sayfayı yeniliyorum 5 saniyede bir ama tüm tablo gidip tekrar geliyor. anlık oluyor ama dikkat çekiyor. sadece veriyi yenileyebiliyor muyum ben? veri şuraya geliyo, $veri[1][0] veya $veri
edit: veri gidip gelmesin yani rakam direk değişsin diyorum
Header("Refresh: 5;");
?>
şunla sayfayı yeniliyorum 5 saniyede bir ama tüm tablo gidip tekrar geliyor. anlık oluyor ama dikkat çekiyor. sadece veriyi yenileyebiliyor muyum ben? veri şuraya geliyo, $veri[1][0] veya $veri
edit: veri gidip gelmesin yani rakam direk değişsin diyorum
0
abi ne yapmaya çalışıyon tam net anlatırsan düzgün bi çözüm yolu buluruz. senin elinde 10 bin tane veri var, 10'ar 10'ar rastgele mi çekiyorsun bunları. 10'tane çektin sonraki 10'tane bunun devamı mı yoksa yeni veriler mi, önceki silinip yeni 10 mu alıyorsun?
0
aradığın kelime websockets
al
socketo.me
görebileceğin gibi dökümantasyonu yok, hoş olsa da farketmez, bir kamyon performans problemi var.
geçende sana o yüzden bu işlerle uğraşacaksan direk node.js'e başla demiştim.
biraz daha çirkin ama hızlı bir çözüm istersen cevap jQuery. anahtar kelime long polling.
elinde 10bin SABİT kayıt var. bunu 10 10 olacak şekilde bölmek için kaç sayfa lazım? 1000. Sayfa yüklendiği gibi birinci sayfayı yüklersin, her x saniyede bir de setInterval ile devamını çekersin (bir döngü içine koyarsın) ajax ile, sayfa yenilenmez böylece, mevcut sayfaya eklenir kayıtlar.
api.jquery.com
veriler sabitse sorun yok ama değilse bu çok çirkin bir çözüm çünkü bir akış sayfayı tasarlıyorsan (devamlı yeni veriler gösterilecekse) veritabanını her x saniyede bir sorgulaman lazım. bu ekşisözlük gibi bir sitede sorun olmazken (herkes aynı şeyi görüyor nasılsa) kişiye özel içeriğin sunulduğu bir yerde çılgın bir performans problemi yaratır. o yüzden mecbur websockets kullanacaksın, long polling ile olmaz.
al
socketo.me
görebileceğin gibi dökümantasyonu yok, hoş olsa da farketmez, bir kamyon performans problemi var.
geçende sana o yüzden bu işlerle uğraşacaksan direk node.js'e başla demiştim.
biraz daha çirkin ama hızlı bir çözüm istersen cevap jQuery. anahtar kelime long polling.
elinde 10bin SABİT kayıt var. bunu 10 10 olacak şekilde bölmek için kaç sayfa lazım? 1000. Sayfa yüklendiği gibi birinci sayfayı yüklersin, her x saniyede bir de setInterval ile devamını çekersin (bir döngü içine koyarsın) ajax ile, sayfa yenilenmez böylece, mevcut sayfaya eklenir kayıtlar.
api.jquery.com
veriler sabitse sorun yok ama değilse bu çok çirkin bir çözüm çünkü bir akış sayfayı tasarlıyorsan (devamlı yeni veriler gösterilecekse) veritabanını her x saniyede bir sorgulaman lazım. bu ekşisözlük gibi bir sitede sorun olmazken (herkes aynı şeyi görüyor nasılsa) kişiye özel içeriğin sunulduğu bir yerde çılgın bir performans problemi yaratır. o yüzden mecbur websockets kullanacaksın, long polling ile olmaz.
0
hayır 10.000 veri olacak ama şu an 10 tane var. hepsi yenilenecek. yani yapım aşamasında şu an temeli atıyorum. onu demek istedim. silinip geri falan gelmeyecek sayfa yenilenmeden değer yenilenecek sayfa gidip gelmeyecek aynı kalacak ve sayfa yenilendiğini hissettirmeyecek anlatabiliyor muyum :D bak bu kodla 5 saniyede bir yenilendiğini görüyorum ben bunun. değer gidip gelmeyecek güncellenecek direk değişecek.
0
aradığın şey long polling, ister socket kullanarak yap ister jquery ister node ile. her türlü javascript kullanıcaksın. php server taraflı scripting dilidir, tarayıcıya ancak javascript ile müdahale edersin. googlea php long polling yazarsan ufak tefek basit örnekler var.
0
hayirsiz abi
10 10 şekilde bölmicem abi hepsi aynı bi sayfada 10.000 farklı yerden veri gelecek (bunlar sadece görüntülenecek bir işlem yapılmayacak). + veritabanı yok. yani var ama bu yaptığım web clientın alt yapısını oluşturmuyor. şimdi yaptığım şey şu: bizim scadanın web clientında veriler karışık olarak duruyor. ben sadece scadanın web clientından verileri alıp düzenli şekilde yeni bir tabloya atıyorum. bunları kolay okumak için verileri parçaladım ben önce. sonra her bir <td>ye bu verileri sırayla çektim. 10-15 örnek oluşturdum. istediğim şey sayfayı yenilemeden sadece veriyi yenilemek. gidip gelmeyecek yani üzerine gelecek direk veri.
10 10 şekilde bölmicem abi hepsi aynı bi sayfada 10.000 farklı yerden veri gelecek (bunlar sadece görüntülenecek bir işlem yapılmayacak). + veritabanı yok. yani var ama bu yaptığım web clientın alt yapısını oluşturmuyor. şimdi yaptığım şey şu: bizim scadanın web clientında veriler karışık olarak duruyor. ben sadece scadanın web clientından verileri alıp düzenli şekilde yeni bir tabloya atıyorum. bunları kolay okumak için verileri parçaladım ben önce. sonra her bir <td>ye bu verileri sırayla çektim. 10-15 örnek oluşturdum. istediğim şey sayfayı yenilemeden sadece veriyi yenilemek. gidip gelmeyecek yani üzerine gelecek direk veri.
0
somali carsi alayina karsi
kredi kartımdan bilgim haricinde kard bilgilerim kopyalanarak pazar akşamı markofonıden 1200 liralık alışveriş yapılmış. işbankasına ulaştım kartlarımı iptal ettirdim. harcama itiraz formu doldurdum. salı günü markafoniye ulaştım bu alışveriş usulsüz kargoyu durdurun dedim.iki gün içinde iade yapıca
kredi kartımdan bilgim haricinde kard bilgilerim kopyalanarak pazar akşamı markofonıden 1200 liralık alışveriş yapılmış. işbankasına ulaştım kartlarımı iptal ettirdim. harcama itiraz formu doldurdum. salı günü markafoniye ulaştım bu alışveriş usulsüz kargoyu durdurun dedim.iki gün içinde iade yapıcaz geri dönücez dediler.bugün tekrar aradım salı günü siz aramadan iki saat önce teslim edilmiş bişiy yapamayız dediler.alışveriş 3d security kullanılmadan ceb telefonuna şifre gelmeden yaplmış.kartım ve cep telefonum çalınmadı bende.internetten bddknın ilgili mevzuatlarına baktım.her banka dinamik kimlik doğrulama sistemi kurmak zorunda, dinamik kimlik dogrulama sistemi kullanılmadan yapılan alışverişlerde banka sorumlu diyor.internete yansıyan haberlerde de olay tüketici mahkemesine yansırsa tüketicinin kartı kaybetmediği durumlarda kart sahibinin kötü niyetli olduğu veya şifre korumada özen göstermediğini ispat etme yükümlülüğü bankada diyor.banka bunu ispat edemezse tutar iade edilir diyor.haber şu www.sabah.com.tr
sorum şu dinamik kimlik dogrulama nedir?ben bu bedeli ödermiyim ne yapmam lazım?
sorum şu dinamik kimlik dogrulama nedir?ben bu bedeli ödermiyim ne yapmam lazım?
0
bankaya git, senden itiraz formu doldurmanı isteyecekler.
onu dolduracaksın, bankadaki görevli bankanın ilgili birimine fakslayacak. 2-3 aya sonuçlanıyor, banka iade ediyor.
2014 yılında bana da olmuştu böyle bir şey, banka iade etti ödemeleri. 300 liraydı gerçi.
onu dolduracaksın, bankadaki görevli bankanın ilgili birimine fakslayacak. 2-3 aya sonuçlanıyor, banka iade ediyor.
2014 yılında bana da olmuştu böyle bir şey, banka iade etti ödemeleri. 300 liraydı gerçi.
0
kart şifresi, sms şifresi girilmeden işlem yapıldıysa bişi ödemezsin.
www.bddk.org.tr madde 9.
www.bddk.org.tr madde 9.
0
japan
neler yiyorsunuz? gözümü kararttım çok pis yicem.
neler yiyorsunuz? gözümü kararttım çok pis yicem.
0
tost ekmeğini alıyorsun üzerine tereyağı sürüyorsun sonra krem peynir sonra bir dilim salam bir dilim peynir koyuyorsun. bundan iki tane yapıyorsun ve gömüyorsun yanında çayla. senden kralı yok.
0
yaseminli yeşil çay eşliğinde siyah zeytin +1
yasemin ve yeşil çayı karadeniz'den gidip kendin topluyorsun. zeytini de ege'den gidip birkaç dal sallıyorsun. yoksa tadı kaçar.
yasemin ve yeşil çayı karadeniz'den gidip kendin topluyorsun. zeytini de ege'den gidip birkaç dal sallıyorsun. yoksa tadı kaçar.
0
peynir ekmek
salam + peynir
patates salatası (patates, marul, limon ve zeytinyağından oluşuyor, başka bişey yok)
salam + peynir
patates salatası (patates, marul, limon ve zeytinyağından oluşuyor, başka bişey yok)
0
hayirsiz
macbook air'e bağladığım 17 inç monitörüm var, çalışma ortamım bu şekilde. yazılım geliştiriyorum, fareyle işim çok. her şeyi klavyeden yapmak istemiyorum, fare benim için çok önemli.şu an kullandığım faredeki çift tıklama olayı beni huzursuz ettiği için mükemmel bir fare almam gerekiyor, o yüzden r
macbook air'e bağladığım 17 inç monitörüm var, çalışma ortamım bu şekilde. yazılım geliştiriyorum, fareyle işim çok. her şeyi klavyeden yapmak istemiyorum, fare benim için çok önemli.
şu an kullandığım faredeki çift tıklama olayı beni huzursuz ettiği için mükemmel bir fare almam gerekiyor, o yüzden razer'a burada tamam deyip yeni bir fare aramaya başladım, ama solağım. o yüzden piyasadaki farelerin çoğu bana uymuyor.
magic mouse 2 almayı düşünüyorum.
şu an kullandığım fare resimdekinin tuşları sağda olanı (solaklar için yapılmış versiyonu), yanında da magic mouse var.
www.pindelski.org
resimde çok küçük gözükmüyor ama ellerim büyük olduğu için alışmak zor olur mu bilmiyorum (tümseği yok sonuçta), onu sormak istedim. çift tıklama sorunu beni kanser ettiği için "bu sefer direk apple'dan alayım, bi daha uğraşmam" diye düşündüm çünkü 3. parti bir ürün almak istemiyorum artık.
bunun gibi bir fareden magic mouse'a geçenlerin yorumları benim için çok önemli.
şu an kullandığım faredeki çift tıklama olayı beni huzursuz ettiği için mükemmel bir fare almam gerekiyor, o yüzden razer'a burada tamam deyip yeni bir fare aramaya başladım, ama solağım. o yüzden piyasadaki farelerin çoğu bana uymuyor.
magic mouse 2 almayı düşünüyorum.
şu an kullandığım fare resimdekinin tuşları sağda olanı (solaklar için yapılmış versiyonu), yanında da magic mouse var.
www.pindelski.org
resimde çok küçük gözükmüyor ama ellerim büyük olduğu için alışmak zor olur mu bilmiyorum (tümseği yok sonuçta), onu sormak istedim. çift tıklama sorunu beni kanser ettiği için "bu sefer direk apple'dan alayım, bi daha uğraşmam" diye düşündüm çünkü 3. parti bir ürün almak istemiyorum artık.
bunun gibi bir fareden magic mouse'a geçenlerin yorumları benim için çok önemli.
0
kullanmadım ama o kadar alçak düz fare hiç ergonomik ve rahat durmuyor açıkçası. touchpad özellikleri kullanabilmek dışında bir artısı yok sanırım ve zaten touchpad sevmeyen biri olarak bana kalırsa kötü bir mouse. ha olayı zaten mouse olup mouse olmaması daha farklı bir şey aslında...
switch değiştir kullan işte memnunsan ve rahatsan. ilkini kırdıysan bunu yaparsın belki zaten kullanılmaz haldeyse ne kaybedeceksin switche vereceğin ufak bi miktardan başka?
hatta bunu alacağına 10 liralık tam simetrik farelerden 20-30 tane filan alsan ortalama 8-10 ay sorunsuz kullansan yıllarca yetecek fare stoğun olur ve bu apple şeysinden daha rahat olur.
switch değiştir kullan işte memnunsan ve rahatsan. ilkini kırdıysan bunu yaparsın belki zaten kullanılmaz haldeyse ne kaybedeceksin switche vereceğin ufak bi miktardan başka?
hatta bunu alacağına 10 liralık tam simetrik farelerden 20-30 tane filan alsan ortalama 8-10 ay sorunsuz kullansan yıllarca yetecek fare stoğun olur ve bu apple şeysinden daha rahat olur.
0
@ucan spagetticanavari
bak death adder'ı windows makineye taktım mesela şimdi, canavar gibi çalışıyor. diğerlerinde sorun donanımsaldı, bunda değil mesela.
bu çift tıklama olayı son apple güncellemesinden mi geldi, razer'ın synapse sürücüsü mü bozuk, bunlarla uğraşmaktan bıktım artık, o yüzden alacağım. şimdi çok pahalı başka bir mouse alsam, 1-2 güncelleme sonra o da böyle olsa, o da çöp olacak.
@masa penisi
estetik durmuyor, ben solağım, bana olmaz hem.
bak death adder'ı windows makineye taktım mesela şimdi, canavar gibi çalışıyor. diğerlerinde sorun donanımsaldı, bunda değil mesela.
bu çift tıklama olayı son apple güncellemesinden mi geldi, razer'ın synapse sürücüsü mü bozuk, bunlarla uğraşmaktan bıktım artık, o yüzden alacağım. şimdi çok pahalı başka bir mouse alsam, 1-2 güncelleme sonra o da böyle olsa, o da çöp olacak.
@masa penisi
estetik durmuyor, ben solağım, bana olmaz hem.
0
kensington trackball mouse sağ sol farketmiyor yine de siz bilirsiniz. pahalı mouse almayayım diyorsunuz da magic mouse pek ucuz değil :)
0
fiyatı neredeyse çok iyi bir oyuncu faresine eşit, orası öyle ama gecenin köründe birden bu sorun olunca sinir oldum, motivasyonum düştü.
şimdi herhangi bir başka fare alsam, iki üç ay sonra aynı sorunu yaşama ihtimalim var. hop, değiştir yine, yeni fareye alış. obsesif biri olduğum için dört tane aynı fareden aldım bozuldukça ama bu seferki çok erken sıkıntı yarattı, hem şu an sorun fareden bile kaynaklanmıyor.
zaten aşağı yukarı yılda iki kere razer death adder alıyorum, o da 140 lira olmuş zaten. 270 de buna veririm, napayım.
şimdi herhangi bir başka fare alsam, iki üç ay sonra aynı sorunu yaşama ihtimalim var. hop, değiştir yine, yeni fareye alış. obsesif biri olduğum için dört tane aynı fareden aldım bozuldukça ama bu seferki çok erken sıkıntı yarattı, hem şu an sorun fareden bile kaynaklanmıyor.
zaten aşağı yukarı yılda iki kere razer death adder alıyorum, o da 140 lira olmuş zaten. 270 de buna veririm, napayım.
0
brad pitt
Ben muhendisim. Bi yerden cagirdilar, ama ilanda bahsedilen is icin meslek yuksek okulu mezunu veya ilgili dallardan universite mezunu arandigi yaziyor. Hatta son sinif ogrencisi yazmislar.Cok buyuk kurumsal bi firma degil. Ben kucumsemek niyetinde degilim. Ama kardesim ben bosuna da o kadar didinme
Ben muhendisim. Bi yerden cagirdilar, ama ilanda bahsedilen is icin meslek yuksek okulu mezunu veya ilgili dallardan universite mezunu arandigi yaziyor. Hatta son sinif ogrencisi yazmislar.
Cok buyuk kurumsal bi firma degil.
Ben kucumsemek niyetinde degilim. Ama kardesim ben bosuna da o kadar didinmedim ugrasmadim. Muhendis olarak, muhendis istenen yere girmek istiyorum. Degerimin altinda bir konuma degil. Ama is de ariyorum. Ne yapmaliyim bilmiyorum. Buna ozel degil, bu vb durumlarda. Mesela tamamen farazi soyluyorum samsung gibi bi firmanin bu tarz ilanindan cagrilmis olsam, daha farkli yaklasmaliyim mi? Fikir verir misiniz.
Gotun kalkmis vs aptal saptal laf sokmaya calisan olmazsa sevinirim.
Dogum gunum bugun, bu da ricam sizden.
Cok buyuk kurumsal bi firma degil.
Ben kucumsemek niyetinde degilim. Ama kardesim ben bosuna da o kadar didinmedim ugrasmadim. Muhendis olarak, muhendis istenen yere girmek istiyorum. Degerimin altinda bir konuma degil. Ama is de ariyorum. Ne yapmaliyim bilmiyorum. Buna ozel degil, bu vb durumlarda. Mesela tamamen farazi soyluyorum samsung gibi bi firmanin bu tarz ilanindan cagrilmis olsam, daha farkli yaklasmaliyim mi? Fikir verir misiniz.
Gotun kalkmis vs aptal saptal laf sokmaya calisan olmazsa sevinirim.
Dogum gunum bugun, bu da ricam sizden.
0
yani senden alt kriter istiyorlar diye başvuru yaparsam harcanırım diye korkuyorsan bence anlamsız korkun. Nihayetinde senin istediğin bir işse ve gereksinimlerini karşılıyorsa bence başla. Zaten en iyi iş çalışırken bulunur bir yandan da bakar olursun ufaktan.
0
Yeni mezun birisiysen ve iş bulamıyorsan bir yerden başlamak gerekir diye düşünüyorum. Hele ki maddi olarak ihtiyacın da varsa hiç durma.
Şayet şirket kurumsal bir yer olsaydı zaten gitmeni tavsiye ederdim. Bu tür yerlerde yükselmen daha olası.
Şayet eğitimine(okuluna), pratiğine ve maddiyatına güveniyorsan biraz daha araştırmanı öneririm.
Not: Doğum günün kutlu olsun :)
Şayet şirket kurumsal bir yer olsaydı zaten gitmeni tavsiye ederdim. Bu tür yerlerde yükselmen daha olası.
Şayet eğitimine(okuluna), pratiğine ve maddiyatına güveniyorsan biraz daha araştırmanı öneririm.
Not: Doğum günün kutlu olsun :)
0
madem kendini daha üstün görüyorsun pozisyondan, gitmek zorunda değilsin görüşmeye
her sektörde ne alaylılar var okullulardan daha iyi. çoğunlukla üni okumak bir ego yanına sektörel manada pek bir şey katmıyor. onu iş tecrübesinde ediniyorsun. ha ben mühendis değilim ama gözlemlediğim bu yönde.
ben olsam görüşmeye gider, iş tanımını detaylıca konuşur, kafama yatıyorsa maaşla beraber başlayabilirdim. fırsatın nereden çıkacağı belli olmaz
her sektörde ne alaylılar var okullulardan daha iyi. çoğunlukla üni okumak bir ego yanına sektörel manada pek bir şey katmıyor. onu iş tecrübesinde ediniyorsun. ha ben mühendis değilim ama gözlemlediğim bu yönde.
ben olsam görüşmeye gider, iş tanımını detaylıca konuşur, kafama yatıyorsa maaşla beraber başlayabilirdim. fırsatın nereden çıkacağı belli olmaz
0
bence bunları hiç önemsemeden bi git görüş, ortamı ve maaşı beğenmezsen hayır dersin zaten.
Bana o şirkette etiket krizi yaşanıyormuş gibi geldi. Adamın üç paragraf etiketi var ama yetkisi sıfır, aldığı maaş da çok düşük mesela, o da çok kötü.
şirketin işe alma kriteri çok önemli burada. mesela sen mühendissin, orada mühendislik diploması olmayan ama senden çok daha iyi konumda olan birileri olabilir. ya da doktorası olan ama hiçbir şeyden haberi olmayan birileri de olabilir. bence ilk durumda sorun yok ama ikinci durumdaki gibiyse orada çalışmak mantıklı olmaz. Mesela Google da yazılım mühendisi çalıştırıyor, Apple da, herhangi başka bir yazılım şirketi de. Her yazılım mühendisliği diploması olan Google'daki mülakatı geçemez. Tamam, sen mühendis olmuşsun ama bakalım benim istediğim kadar olmuş musun diye test ediyor seni. Kendini çok hızlı geliştirirsin bu tür bir yerde, kariyerin için çok iyi olur.
ben yazılım mühendisliği okuyorum. iş ilanlarına bakıyorum, yazılım mühendisi aranıyor diye ilan girmişler, içerde bilgisayar, yazılım, elektrik elektronik, matematik, ne ararsan var. Hatta bazıları sadece bilgisayar mühendisliği bölümünden mezun aday arıyor. şimdi ben nasıl elektronik mühendisliği yapamıyorsam ya da 8 sezon house m.d. izledim diye doktorluk yapamıyorsam yazılım mühendisliği diploması olmayan hiç kimsenin de yazılım mühendisi etiketiyle çalışamaması gerekir, ama durum böyle değil. seninki de aynı.
"ben bu kadar vakit ayırdım, başkası kim oluyor da bu etiketle çalışabiliyor ki" argümanı bu. sadece Türkiye'de değil, bütün dünyada var :)) Mesela Kanada'da eğer mühendislik eğitimin yoksa içinde mühendis geçen bir işte çalışamazsın. Yeni Zelanda da öyle. ABD'de Texas ve Florida'da böyleymiş. İzlanda bir adım ileri taşımış, yüksek lisans yapmazsan kullanamazsın demiş. en.wikipedia.org
yasal bir düzenleme olmadığı takdirde işe alınacak adayların özelliklerini belirlemek işverenin insiyatifinde olduğu için bence bunları çok fazla düşünme, git bi ortamı gör derim.
Bana o şirkette etiket krizi yaşanıyormuş gibi geldi. Adamın üç paragraf etiketi var ama yetkisi sıfır, aldığı maaş da çok düşük mesela, o da çok kötü.
şirketin işe alma kriteri çok önemli burada. mesela sen mühendissin, orada mühendislik diploması olmayan ama senden çok daha iyi konumda olan birileri olabilir. ya da doktorası olan ama hiçbir şeyden haberi olmayan birileri de olabilir. bence ilk durumda sorun yok ama ikinci durumdaki gibiyse orada çalışmak mantıklı olmaz. Mesela Google da yazılım mühendisi çalıştırıyor, Apple da, herhangi başka bir yazılım şirketi de. Her yazılım mühendisliği diploması olan Google'daki mülakatı geçemez. Tamam, sen mühendis olmuşsun ama bakalım benim istediğim kadar olmuş musun diye test ediyor seni. Kendini çok hızlı geliştirirsin bu tür bir yerde, kariyerin için çok iyi olur.
ben yazılım mühendisliği okuyorum. iş ilanlarına bakıyorum, yazılım mühendisi aranıyor diye ilan girmişler, içerde bilgisayar, yazılım, elektrik elektronik, matematik, ne ararsan var. Hatta bazıları sadece bilgisayar mühendisliği bölümünden mezun aday arıyor. şimdi ben nasıl elektronik mühendisliği yapamıyorsam ya da 8 sezon house m.d. izledim diye doktorluk yapamıyorsam yazılım mühendisliği diploması olmayan hiç kimsenin de yazılım mühendisi etiketiyle çalışamaması gerekir, ama durum böyle değil. seninki de aynı.
"ben bu kadar vakit ayırdım, başkası kim oluyor da bu etiketle çalışabiliyor ki" argümanı bu. sadece Türkiye'de değil, bütün dünyada var :)) Mesela Kanada'da eğer mühendislik eğitimin yoksa içinde mühendis geçen bir işte çalışamazsın. Yeni Zelanda da öyle. ABD'de Texas ve Florida'da böyleymiş. İzlanda bir adım ileri taşımış, yüksek lisans yapmazsan kullanamazsın demiş. en.wikipedia.org
yasal bir düzenleme olmadığı takdirde işe alınacak adayların özelliklerini belirlemek işverenin insiyatifinde olduğu için bence bunları çok fazla düşünme, git bi ortamı gör derim.
0
Bazen kariyer sitelerinde ilan verirken, gaza gelip tüm şıkları işaretledikleri oluyor. Bence bir gidip görmekte fayda var. Ortama bakarsın, sonra ayrıntılı görev tanımı ve senden beklenenler hakkında sorular sorarsın. Zaten o zaman, gerçekten bir mühendis mi, yoksa yüksek okul mezunu mu arıyorlar anlarsın. Son olarak, maaş beklentini de seni mutlu edecek bir düzeyde, çok da taviz vermeden belirt. Eğer, "bu işi yüksek okul mezunu da yapar, sizin beklentiniz fazla" vs denirse, görüşmeyi kibarca sonlandırırsın, hiç değilse mülakat deneyimin artar, ama içine sinmeyen bir görevde çalışmamış olursun.
Bu arada mutlu yıllar! Nice güzel, şans dolu senelere!:)
Bu arada mutlu yıllar! Nice güzel, şans dolu senelere!:)
0
Golden Ratio
Diyelim istediğimiz gibi bir burnumuz oldu.Beni düşündüren nokta yeni halimi garip bulmak.Ameliyattan sonra yüzde ciddi bir değişiklik olduğu söyleniyor.Burnumun hali çok kötü değil aslında ufak bir rötuş olucak ama bu halini de pek sevdiğim söylenemez.Böyle bir durumla karşılaşıp keşke ameliyat olm
Diyelim istediğimiz gibi bir burnumuz oldu.Beni düşündüren nokta yeni halimi garip bulmak.Ameliyattan sonra yüzde ciddi bir değişiklik olduğu söyleniyor.Burnumun hali çok kötü değil aslında ufak bir rötuş olucak ama bu halini de pek sevdiğim söylenemez.Böyle bir durumla karşılaşıp keşke ameliyat olmasaydım diyen var mı ? Yoksa iyi ki olmuşum keşke daha önce olsaydım mı dediniz ?
0
Zamanla eski haline geri donermis burun. Ve sonucunu kolay kolay tahmn edemeyecegin bir seyle karsilasabilirsin. Saglik problemi yoksa estetik bence gereksiz. Erkegim bu arada. Burnum turkiyedeki 10 kadinin sekizinden guzel oldugu icin tam olarak estetigin gerekliligini anlamiyorum ama zamanla eski haline donecegini unutma.
0
ciddi bir kaygı/rahatsızlık duymuyorsan görünüşünle ilgili, estetik yaptırma bence. bazıları iyi ki yaptırmışım der bazıları keşke yaptırmasaymışım der. hangi gruptan olacağını bilemezsin.
0
Benim arkadaşım 3 kez ameliyat oldu. İlk ameliyatını ucuza getirdi ve resmen kuş gagası gibi burun ucu düştü her seferinde yeniden toparlamaya alıştılar olmadı. İlkinde parayı bastırıp iyi birisine yaptırmak lazım yoksa bir daha dikiş tutmuyor.
Bir de doktor tanıdığım söylemişti burun estetiğinde uzun dönemli ön görü cidden çok zormuş yani uzun dönemde şeklini korumama ihtimali çok yüksek ve estetik komplikasyon riski çok yüksekmiş.
Bir de doktor tanıdığım söylemişti burun estetiğinde uzun dönemli ön görü cidden çok zormuş yani uzun dönemde şeklini korumama ihtimali çok yüksek ve estetik komplikasyon riski çok yüksekmiş.
0
www.realself.com
www.realself.com
burada bir kere ameliyat olduktan sonra şeklini korur denmiş. burnun ucunun düşmesi ve şeklin bozulması gibi sorunlar olmuyormuş ama herkes gibi yaşlandıkça burnun değişiyormuş. (gözeneklerin büyümesi, damarların belirginleşmesi, vb)
----
benim burnum yamuk (gargamel seviyesinde yamuk), yakında düzelttireceğim.
bir şey içerken içine giriyor ajgsjkgakhjsfhkjafjgs
yamuk burun yerine 20 sene sonra şekli biraz bozulabilecek ama hala mükemmele yakın olacak bir burnu (zamanla eski haline tamamen dönmüyormuş sonuçta) tercih ederim ben. yamuktan daha iyi sonuçta. amaç da bu zaten. yamuk arkadaş, ne yapayım? :))
tavsiyem paraya acıma, doktorun daha önceki işlerini görmeden de ameliyat olma. aceleye gelebilecek bir iş değil sonuçta, iyice düşün.
www.realself.com
burada bir kere ameliyat olduktan sonra şeklini korur denmiş. burnun ucunun düşmesi ve şeklin bozulması gibi sorunlar olmuyormuş ama herkes gibi yaşlandıkça burnun değişiyormuş. (gözeneklerin büyümesi, damarların belirginleşmesi, vb)
----
benim burnum yamuk (gargamel seviyesinde yamuk), yakında düzelttireceğim.
bir şey içerken içine giriyor ajgsjkgakhjsfhkjafjgs
yamuk burun yerine 20 sene sonra şekli biraz bozulabilecek ama hala mükemmele yakın olacak bir burnu (zamanla eski haline tamamen dönmüyormuş sonuçta) tercih ederim ben. yamuktan daha iyi sonuçta. amaç da bu zaten. yamuk arkadaş, ne yapayım? :))
tavsiyem paraya acıma, doktorun daha önceki işlerini görmeden de ameliyat olma. aceleye gelebilecek bir iş değil sonuçta, iyice düşün.
0
@karlmarx
Ben de erkeğim bu arada.Eski haline dönme olayını ilk defa duyuyorum.
@sayns
Ciddi bir sıkıntım yok ama fotoğraflarda çok gözüme batıyor.
@tommenin kedisi
Kadınlarda öyle sorunların daha çok olduğunu duymuştum.Ne olacağı biraz da şans işi tabi ama büyük ve zor bir ameliyat olmaz dedi doktorum.Doktor konusunda en ufak bir şüphem yok işini zevk alarak yaptığı her halinden belli gerçekten güvendiğim bir doktor.İnternette yorumları gerçekten çok olumlu.
@Hayirsiz
Benim sorunum çok büyük değil hatta doktorum bile gereksiz olduğunu söyledi ama çok istersen yaparım dedi.Devlet hastanesinde olucam ameliyatı ama doktora kesinlikle çok güveniyorum.Daha önce de ufak bir operasyon geçirmiştim kendisinde.İlgi, alaka, bilgilendirme gerçekten memnun kaldığım bir doktor.İşini severek yaptığını söylüyor zaten.Yaptığı her operasyonda belli bir puan alıyormuş doktorlar ve 450 puana tamamlamaları lazımmış.Bir ben ameliyat 150, burun estetiği 450 puan dedi.Eğer kolaya kaçsam 3 tane ben ameliyatı yapıp kotamı doldururum risksiz bir şekilde diyor ama bu işten zevk aldığını ve gerçekten insanlara yardımcı olmak için yaptığına kesinlikle inandırdı beni.
@ya ben lan neyse
Ortaya atmak istemiyorum açıkçası dileyene özelden atabilirim.
Ben de erkeğim bu arada.Eski haline dönme olayını ilk defa duyuyorum.
@sayns
Ciddi bir sıkıntım yok ama fotoğraflarda çok gözüme batıyor.
@tommenin kedisi
Kadınlarda öyle sorunların daha çok olduğunu duymuştum.Ne olacağı biraz da şans işi tabi ama büyük ve zor bir ameliyat olmaz dedi doktorum.Doktor konusunda en ufak bir şüphem yok işini zevk alarak yaptığı her halinden belli gerçekten güvendiğim bir doktor.İnternette yorumları gerçekten çok olumlu.
@Hayirsiz
Benim sorunum çok büyük değil hatta doktorum bile gereksiz olduğunu söyledi ama çok istersen yaparım dedi.Devlet hastanesinde olucam ameliyatı ama doktora kesinlikle çok güveniyorum.Daha önce de ufak bir operasyon geçirmiştim kendisinde.İlgi, alaka, bilgilendirme gerçekten memnun kaldığım bir doktor.İşini severek yaptığını söylüyor zaten.Yaptığı her operasyonda belli bir puan alıyormuş doktorlar ve 450 puana tamamlamaları lazımmış.Bir ben ameliyat 150, burun estetiği 450 puan dedi.Eğer kolaya kaçsam 3 tane ben ameliyatı yapıp kotamı doldururum risksiz bir şekilde diyor ama bu işten zevk aldığını ve gerçekten insanlara yardımcı olmak için yaptığına kesinlikle inandırdı beni.
@ya ben lan neyse
Ortaya atmak istemiyorum açıkçası dileyene özelden atabilirim.
0
burnum normal, o yüzden tam algılayamıyor olabilirim sizi ama estetik operasyonlar arasında en korktuğum burun çünkü o değişti mi tamamen başka bir insana dönüşüyorsun.
eğer burnum, "böyle olacağına riske girerim, daha kötü olamaz" seviyesinde olsaydı ameliyat olurdum ama bunun dışında korkardım, riske giremezdim.
eğer burnum, "böyle olacağına riske girerim, daha kötü olamaz" seviyesinde olsaydı ameliyat olurdum ama bunun dışında korkardım, riske giremezdim.
0
@inawen
Çok kötü olsa ben de düşünmezdem zaten olacak olan eskisinden kötü olamaz diye ama şu an büyük br sıkıntım yok açıkçası.Kötü olup olmamasından çok korkum alışamamak dediğim gibi.Tabi kötü olursa o da ayrı dert.
Çok kötü olsa ben de düşünmezdem zaten olacak olan eskisinden kötü olamaz diye ama şu an büyük br sıkıntım yok açıkçası.Kötü olup olmamasından çok korkum alışamamak dediğim gibi.Tabi kötü olursa o da ayrı dert.
0
Burun degil kulak estetigi olmus olsam da yeni halime alisamama diye bir sorunum olmadi. Sadece istedigim gibi olmadi. Brad pitt olacam sandim ama olamadim. Doktorundan mutlaka before after fotograflari iste.. Benim gibi ilk bulduguna gitme
0
hayirsiz
4. razer death adder left hand edition fareyi de eskittim. sağ tık sorunu başladı. normalde bozuldukça yenisini alıyorum ama bu sefer farklı bir model deneyeyim diyorum ama solaklar için piyasada çok az fare var. solak olup normal bir fare alıp deneyen oldu mu, elinize oturuyor mu? elim büyük olduğu
4. razer death adder left hand edition fareyi de eskittim. sağ tık sorunu başladı. normalde bozuldukça yenisini alıyorum ama bu sefer farklı bir model deneyeyim diyorum ama solaklar için piyasada çok az fare var.
solak olup normal bir fare alıp deneyen oldu mu, elinize oturuyor mu? elim büyük olduğu için yine bu boyutlarda bir fare bakıyorum. youtube'da "çıkıntı yapar, rahatsız eder" demişler. burada kullananlar varsa yorumlarını merak ediyorum.
solak olup normal bir fare alıp deneyen oldu mu, elinize oturuyor mu? elim büyük olduğu için yine bu boyutlarda bir fare bakıyorum. youtube'da "çıkıntı yapar, rahatsız eder" demişler. burada kullananlar varsa yorumlarını merak ediyorum.
0
sağ elinle o fareyi tutunca ne kadar rahat edebiliyorsan sağlak faresiyle solak olarak da o kadar rahat edebilirsin. ayrıca sol yandaki tuşları kullanamaz hatta yanlışlıkla sürekli basarsın... deathadderin normalini sol elle kullanmak imkansız yani.
ya tam simetrik bir model alacaksın ki programlanabilir tuşlar açısından bir oyuncu faresinde tam simetrik model bulmak kolay olamaz. ya da solaklara yönelik bir model alacaksın işte...
deathadder switchini değiştirmeyi denesen becerebilirsen? lehimleri ısıtıp söküp yeni switch takacaksın sadece bildiğim kadarıyla.
www.youtube.com
ya tam simetrik bir model alacaksın ki programlanabilir tuşlar açısından bir oyuncu faresinde tam simetrik model bulmak kolay olamaz. ya da solaklara yönelik bir model alacaksın işte...
deathadder switchini değiştirmeyi denesen becerebilirsen? lehimleri ısıtıp söküp yeni switch takacaksın sadece bildiğim kadarıyla.
www.youtube.com
0
birinciyi değiştirirken kırmıştım, beceremiyorum.
öyle oyun filan oynamıyorum, sağdaki tuşlara normalde ileri geri yapıyorum tarayıcıda. simetrik bi mouse bakayım ben, olmadı apple'ın magic mouse'ı varmış, onu alacağım. o düz en azından, hem direk uyumlu olduğu için böyle abidik gubidik sorunlar çıkarmaz.
öyle oyun filan oynamıyorum, sağdaki tuşlara normalde ileri geri yapıyorum tarayıcıda. simetrik bi mouse bakayım ben, olmadı apple'ın magic mouse'ı varmış, onu alacağım. o düz en azından, hem direk uyumlu olduğu için böyle abidik gubidik sorunlar çıkarmaz.
0
freetakilir
basit bi veri çekme işlemi yapmam gerekiyor acil. buraya yazamıyorum çünkü site localde dosyaları size atmam gerekir. ben bi bakarım diyene dosyayı yollayayım.edit: şuraya örnek bırakayım$url = "http://localhost/x/table1.html";$icerik = file_get_contents($url);$deger = getir('<td class="text">','</t
basit bi veri çekme işlemi yapmam gerekiyor acil. buraya yazamıyorum çünkü site localde dosyaları size atmam gerekir. ben bi bakarım diyene dosyayı yollayayım.
edit: şuraya örnek bırakayım
$url = "localhost";
$icerik = file_get_contents($url);
$deger = getir('<td class="text">','</td>','',$icerik);
echo "<br><b>xxx:</b> " . $deger[0];
edit: şuraya örnek bırakayım
$url = "localhost";
$icerik = file_get_contents($url);
$deger = getir('<td class="text">','</td>','',$icerik);
echo "<br><b>xxx:</b> " . $deger[0];
0
$deger = getir('<tr id="45752">','</tr>',$icerik);
id ile ayıkladım. nereyi çekeceğini gösterdim. ama şimdi tüm sütundaki verileri çekti. bunu ayıklamak gerek sütunda 4 tane <td> var bana 2. si lazım. bu yapılabiliyor mu phpde?
id ile ayıkladım. nereyi çekeceğini gösterdim. ama şimdi tüm sütundaki verileri çekti. bunu ayıklamak gerek sütunda 4 tane <td> var bana 2. si lazım. bu yapılabiliyor mu phpde?
0
bunları çalıştıramadım ama tabloyu 2. sütundan başlattım.
$oku = file_get_contents("localhost");
$bol = explode('PT201', $oku);
$bol = explode('</tr>', $bol[1]);
$yaz = $bol[0];
echo "<br>BRC001 Gp: $yaz";
sütunda 4 <td> var bana 2.si lazım 1i yok 2-3-4 var 3-4 ü nasıl kaybedicem şimdi?
$oku = file_get_contents("localhost");
$bol = explode('PT201', $oku);
$bol = explode('</tr>', $bol[1]);
$yaz = $bol[0];
echo "<br>BRC001 Gp: $yaz";
sütunda 4 <td> var bana 2.si lazım 1i yok 2-3-4 var 3-4 ü nasıl kaybedicem şimdi?
0
dizinin elemanlarını dene işte sırayla, olmuyor mu öyle? dom manipülasyonu yaptığımız için küçüle küçüle gideceksin, mantık bu.
önce ana elemana gel, (diyelim ki 2. tr), sonra alt elemana parçala, içinden de değerini regex ile al (src olur , title olur, text olur vb)
bence php bu işlerde biraz hantal kalıyor, regex ile uğraşmak can sıkıcı oluyor.
aşağıya link veriyorum ilgini çekerse diye.
eksiduyu.ru
önce ana elemana gel, (diyelim ki 2. tr), sonra alt elemana parçala, içinden de değerini regex ile al (src olur , title olur, text olur vb)
bence php bu işlerde biraz hantal kalıyor, regex ile uğraşmak can sıkıcı oluyor.
aşağıya link veriyorum ilgini çekerse diye.
eksiduyu.ru
0
dreadplayer
Konuyla ilgili arkadaşlar açıklayarak soruyu çözerlerse memnun olurum.Soru: 20 dairesi bulunan bir mülkün her dairesindenaylık 1.000 TL kira geliri elde edilmektedir. Boşve tahsil edilememe oranı % 5 olan mülkünsabit giderleri 20.000 TL, değişken giderleri35.000 TL’dir. Her yıl 5.000 TL yenilenmesi
Konuyla ilgili arkadaşlar açıklayarak soruyu çözerlerse memnun olurum.
Soru:
20 dairesi bulunan bir mülkün her dairesinden
aylık 1.000 TL kira geliri elde edilmektedir. Boş
ve tahsil edilememe oranı % 5 olan mülkün
sabit giderleri 20.000 TL, değişken giderleri
35.000 TL’dir. Her yıl 5.000 TL yenilenmesi gereken
demirbaşlar için harcanmaktadır. Kapitalizasyon
oranının % 20 olduğu düşünülürse
bu mülkün değeri nedir?
A) 800.000 TL B) 840.000 TL
C) 865.000 TL D) 900.000 TL
Soru:
20 dairesi bulunan bir mülkün her dairesinden
aylık 1.000 TL kira geliri elde edilmektedir. Boş
ve tahsil edilememe oranı % 5 olan mülkün
sabit giderleri 20.000 TL, değişken giderleri
35.000 TL’dir. Her yıl 5.000 TL yenilenmesi gereken
demirbaşlar için harcanmaktadır. Kapitalizasyon
oranının % 20 olduğu düşünülürse
bu mülkün değeri nedir?
A) 800.000 TL B) 840.000 TL
C) 865.000 TL D) 900.000 TL
0
kapitalizasyon oranının ne olduğunu az önce öğrendim, normalde spk'nın da sadece açılımını biliyorum. :H
20 dairen var, tanesinden ayda 1000 lira kazanabiliyorsun. Yılda 240 bin lira kazanman lazım ama %5'ini tahsil edemediğin/kiraya veremediğin için 228 bin lira kazanabiliyorsun.
Yıllık 20 + 35 + 5 = 60 bin lira giderin var.
Kapitalizasyon oranı %20 demiş, beş yılda parasını çıkaracak demek ki. Ama harcaman her yıl 60. Beş yılda 300 harcarsın.
228 * 5 = 1.140.000
1.140.000 - 300.000 = 840.000
%100 doğru diyemem tabi ama bence cevap 840.
20 dairen var, tanesinden ayda 1000 lira kazanabiliyorsun. Yılda 240 bin lira kazanman lazım ama %5'ini tahsil edemediğin/kiraya veremediğin için 228 bin lira kazanabiliyorsun.
Yıllık 20 + 35 + 5 = 60 bin lira giderin var.
Kapitalizasyon oranı %20 demiş, beş yılda parasını çıkaracak demek ki. Ama harcaman her yıl 60. Beş yılda 300 harcarsın.
228 * 5 = 1.140.000
1.140.000 - 300.000 = 840.000
%100 doğru diyemem tabi ama bence cevap 840.
0
Bende şu şekilde hesapladım
20 daire ayda 1000 tl den yıllık = 240.000 TL
%5 kayıp var. 240.000 * 5/100 = 12.000 TL eder.
Yıllık 20 + 35 + 5 = 60.000 TL gider var.
Giderleri topladık 60.000 TL + 12.000 TL = 72.000 TL
Gelirden giderleri çıkartıyoruz, 240.000 - 72.000 = 168.000 TL
Kapitalizasyon oranı %20 ise, 168.000/%20 dedik yani 168.000*100/20 oda eşittir 168.000*5 = 840.000 TL
ama cevap anahtarında = A şıkkı olarak görülüyor :)
20 daire ayda 1000 tl den yıllık = 240.000 TL
%5 kayıp var. 240.000 * 5/100 = 12.000 TL eder.
Yıllık 20 + 35 + 5 = 60.000 TL gider var.
Giderleri topladık 60.000 TL + 12.000 TL = 72.000 TL
Gelirden giderleri çıkartıyoruz, 240.000 - 72.000 = 168.000 TL
Kapitalizasyon oranı %20 ise, 168.000/%20 dedik yani 168.000*100/20 oda eşittir 168.000*5 = 840.000 TL
ama cevap anahtarında = A şıkkı olarak görülüyor :)
0
nemo problemo
önümüzdeki hafta avruyapa gidicem. bi macbook almak istiyorum. oradan mı almak mantıklı yoksa buradan mı?
önümüzdeki hafta avruyapa gidicem. bi macbook almak istiyorum. oradan mı almak mantıklı yoksa buradan mı?
0
eheheh pis pis güldüğüme bakma ben çok gezdim avrupada çok aradım macbook fiyatlar euro ile olduğu için birazcık kazık geldi bana yüzde 30 kadar ama bulursan niye olmasın.
mesela burada 7.5 liraya aldığım modelin aynısı 2300 euroydu avrupada. avrupa derken kastettiğim ülkeler fransa, hollanda, belçika, almanya, italya, estonya, litvanya ve ispanya bunların çoğunda çarşı pazar dolaşıp aramasamda orada olduğum zamanlar internetten araştırdım, fiyatlarına baktım. türkiyeden alacaksan istanbul bilişim tavsiye ederim, zira türkiye de ki diğer satıcılardan ciddi fiyat farkı oluyor. belki tax free ile birlikte türkiyeyle aynı fiyata gelir italyada.
ayrıca sadece mac ürünleri değil elektronik aynı şekilde bize göre ya aynı fiyat yada pahalı. telefon türü cihazlarda kayıt parası da var, ayrıca elektronik şans işi bozuk çıkar anlayamazsın sonra uğraş uğraş dur. ne zaman avrupadan elektronik alınır? aradığımız ürün türkiye de yoksa. mesela bluetooth hoporlör almıştırm 4 5 ay sonra tr ye geldi , ha tabi yurtdışından 15 20 gün sonra gönderip gittigidiyorda satış yapan satıcılar hariç.
nereye gideceksen şimdiden google dan arattır araçlardan gideceğin ülkeyi seçip arattır fiyatlarına bak. sonra istanbul bilişim fiyatları ile karşılaştır, daha sonrada vatan bimeks gibi mağazaların kini, göreceksin istanbul bilişimden farklı pekte bir seçeneğin yok aslında.
bimeks , vatan, teknosada 7500 tl olan modeli istanbul bilişimden 5450 tl ye aldım 3 4 ay önce.
son olarak avrupanın her yerinde bulunan devasa bir elektronik mağazası var euronics, onunda fiyatlarına bak derim.
mesela burada 7.5 liraya aldığım modelin aynısı 2300 euroydu avrupada. avrupa derken kastettiğim ülkeler fransa, hollanda, belçika, almanya, italya, estonya, litvanya ve ispanya bunların çoğunda çarşı pazar dolaşıp aramasamda orada olduğum zamanlar internetten araştırdım, fiyatlarına baktım. türkiyeden alacaksan istanbul bilişim tavsiye ederim, zira türkiye de ki diğer satıcılardan ciddi fiyat farkı oluyor. belki tax free ile birlikte türkiyeyle aynı fiyata gelir italyada.
ayrıca sadece mac ürünleri değil elektronik aynı şekilde bize göre ya aynı fiyat yada pahalı. telefon türü cihazlarda kayıt parası da var, ayrıca elektronik şans işi bozuk çıkar anlayamazsın sonra uğraş uğraş dur. ne zaman avrupadan elektronik alınır? aradığımız ürün türkiye de yoksa. mesela bluetooth hoporlör almıştırm 4 5 ay sonra tr ye geldi , ha tabi yurtdışından 15 20 gün sonra gönderip gittigidiyorda satış yapan satıcılar hariç.
nereye gideceksen şimdiden google dan arattır araçlardan gideceğin ülkeyi seçip arattır fiyatlarına bak. sonra istanbul bilişim fiyatları ile karşılaştır, daha sonrada vatan bimeks gibi mağazaların kini, göreceksin istanbul bilişimden farklı pekte bir seçeneğin yok aslında.
bimeks , vatan, teknosada 7500 tl olan modeli istanbul bilişimden 5450 tl ye aldım 3 4 ay önce.
son olarak avrupanın her yerinde bulunan devasa bir elektronik mağazası var euronics, onunda fiyatlarına bak derim.
0
andorra'da mi ne teknoloji urunlerinde vergi yokmus diye duydum ama gitmedim gormedim.
direk almak istedigin modelini karsilastir onun disinda.
turist vizesi ile gidiyorsan tax free durumunu da hesaba kat.
direk almak istedigin modelini karsilastir onun disinda.
turist vizesi ile gidiyorsan tax free durumunu da hesaba kat.
0
avrupada ucuz olduğunu sanmıyorum bu tarz elektronik aletlerin. bunların ucuz olduğu memleket amerikadır.
0
ben de ingiltere'ye gidiyorum. aynı şeyi düşünüyorum. ama pound olmuş anasının örekesi. herhalde türkiye'de daha ucuzdur.
0
ALMANYA 128 gb
959 EUR = 3126 TL
www.amazon.de
www.apple.com
Türkiye'de 3999 TL.
256 gb olan 1193 EUR = 3389 TL
www.amazon.de
Türkiye'de 4800 lira
www.apple.com
www.amazon.co.uk
Apple'ın sitesindeki son sürümdür, Amazon'da linkini verdiğim de 20 Mar 2015 tarihindeki model olarak gözüküyor. En son Mart ayında çıkmış zaten : buyersguide.macrumors.com
Başka satıcılara bakmadım.
Bakayım dedim, baktım.
-----
İNGİLTERE 128gb 4 gb ramli model (Buna vergi dahil olmayabilir, amazon.de'deki ürünlerde "All prices include VAT." diyordu ama bunda demiyor)
www.amazon.co.uk
£713 = 2951 TL.
%20 vergi bile eklesem 3541 lira yapıyor, buradan 450 lira ucuz.
Yalnız klavyesi Türkçe değil bunların. İsteğe göre değiştirirler mi ya da Türkçe klavyelisi ellerinde var mıdır bilmiyorum. Avrupa'da milyonlarca Türk var gerçi, olabilir.
959 EUR = 3126 TL
www.amazon.de
www.apple.com
Türkiye'de 3999 TL.
256 gb olan 1193 EUR = 3389 TL
www.amazon.de
Türkiye'de 4800 lira
www.apple.com
www.amazon.co.uk
Apple'ın sitesindeki son sürümdür, Amazon'da linkini verdiğim de 20 Mar 2015 tarihindeki model olarak gözüküyor. En son Mart ayında çıkmış zaten : buyersguide.macrumors.com
Başka satıcılara bakmadım.
Bakayım dedim, baktım.
-----
İNGİLTERE 128gb 4 gb ramli model (Buna vergi dahil olmayabilir, amazon.de'deki ürünlerde "All prices include VAT." diyordu ama bunda demiyor)
www.amazon.co.uk
£713 = 2951 TL.
%20 vergi bile eklesem 3541 lira yapıyor, buradan 450 lira ucuz.
Yalnız klavyesi Türkçe değil bunların. İsteğe göre değiştirirler mi ya da Türkçe klavyelisi ellerinde var mıdır bilmiyorum. Avrupa'da milyonlarca Türk var gerçi, olabilir.
0
victum
Selamlar, merak ettim de. Klavyeye hiç bakmadan istediğini yazabilenlerin/yazamayanların sayısı ne alemde acaba? Bir de klavyeye hiç bakmadan yazanlar 10 parmak mı kullanıyor, yoksa serçe parmağı hiç kullanmıyorlar mı? Cevaplar için şimdiden teşekkürler.
Selamlar, merak ettim de. Klavyeye hiç bakmadan istediğini yazabilenlerin/yazamayanların sayısı ne alemde acaba? Bir de klavyeye hiç bakmadan yazanlar 10 parmak mı kullanıyor, yoksa serçe parmağı hiç kullanmıyorlar mı? Cevaplar için şimdiden teşekkürler.
0
on parmak, serçe parmak kullanımı var tabii ki. klavyeler her parmağın bir tuşa basacağı şekilde tasarlanmıştır. (başparmaklar istisna, iki başparmak da sadece space tuşundan sorumludur, sonuç olarak 10 parmak pratikte 9 parmaktır).
0
Bakmadan yazarım, çok da hızlı yazarım, sağ elimin serçe parmağını kullanmıyorum.
Edit: Duyuruda yaptığımız yarışmayı buldum. Drainage benim, der meister da der meister.
i.hizliresim.com
Edit: Duyuruda yaptığımız yarışmayı buldum. Drainage benim, der meister da der meister.
i.hizliresim.com
0
Bakmadan yazıyorum. Sağ serçe parmağı sadece enter için kullanıyorum. İdeal 10 parmak değil ama hızım iyi diyebilirim.
0
bakmadan yazıyorum, hatta çok hızlı yazdığımı söylerler. ben, benim gibi gününü internette geçiren herkesin benim kadar hızlı yazabildiğini sanıyordum ama öyle değilmiş valla, gavur gibi yazıyom essahtan. serçe parmağı kullanmıyorum.
0
bakmadan yazabiliyirum, serce parmagim bazen sadece enter icin.
mouse'u da cok kullanmam genel iitibariyle. klavye kisayollari ile hallediyorum genelde.
mouse'u da cok kullanmam genel iitibariyle. klavye kisayollari ile hallediyorum genelde.
0
eşim f klavye kullandığı için evimde f klavye var. q klavyede bakmadan ve hızlı yazabildiğim için uzun zamandır crtl+shift ile klavye modunu değiştirip f klavyeyi aslında q klavye gibi kullanıyorum. 9 parmak kullanıyorum.
turkegitim.net
bu testlerde genelde 3 dakikada 140 150 yazıyorum.
turkegitim.net
bu testlerde genelde 3 dakikada 140 150 yazıyorum.
0
Bakmadan 10 parmak yavaş, normal alıştığım oldukça hızlı. Kendimi 10 parmağa zorluyorum.
Telefonun klavyesine de alışmışım ona da bakmadan yazabiliyorum.
Telefonun klavyesine de alışmışım ona da bakmadan yazabiliyorum.
0
bakmadan yazmak sorun degil. en sevdigim yeteneklerimden hatta.
bir deneyeyim bakalim bunu yazarken kac parmak kullandim .
edit: 6 parmak. serce parmagi shiftler icin kullaniyorum da, benim anlamadigim niye 10 parmaga ihtiyac duyuldugu, sigmiyor ki 10 parmak klavyeye.
bir deneyeyim bakalim bunu yazarken kac parmak kullandim .
edit: 6 parmak. serce parmagi shiftler icin kullaniyorum da, benim anlamadigim niye 10 parmaga ihtiyac duyuldugu, sigmiyor ki 10 parmak klavyeye.
0
10 parmak yazıyorum ama 10 parmak tekniğinde değil, dikkat edersen klavyelerde f ve j harflerinin üzerinde kabartmalar vardır ve 2 elin işaret parmağı bu tuşlarda durur normal pozisyonda sol el işaret parmağını f ye koy sağ el işaret parmağını j ye koy otomatik olarak zaten diğerleride sıralanıyor, mesela f deki parmağın r ye ve v ye basar, de deki ortaparmağın e ve c ye basar.
zor değil f ile j yi bulduktan sonra gerisi teferruat.
zor değil f ile j yi bulduktan sonra gerisi teferruat.
0
ben 6 parmak yazıyorum. sol el 5 sağ elde işaret parmağı. böyle alıştım böyle gidiyor yanlış aslında :D ama bakmadan çok çok hızlı yazabilirim. pek bi marifeti yok :D
0
On parmak yazıyorum. Ne klavyeye ne ekrana bakmam gerekmiyor, uzun süre boyunca yazmam gerekirse gözlerimi kapatıp beremi de üzerine geçiriyorum. Karanlıkta gözlerim dinlenirken ben de yazıyorum.On parmak yazıyorsan serçe parmağını da kullanıyorsun. Her parmağın sorumlu olduğu harfler var.
0
serçe parmağım yok, 10 parmak yazamıyorum da yeteri kadar hızlı yazabiliyorum
0
serçe parmaklar genelde shift enter vs için, onun dışında evet bakmadan yazabiliyorum.
0
klavyeye bakmıyorum, baya hızlı yazarım. 10 parmak yazmıyorum. ellerim büyük, parmaklarım acıyor çok uzun süre öyle yazarsam. Türkçe klavyede 10 parmak kod yazarsam parmaklarım düğüm olur çünkü.
ingilizce klavyeye geçince 10 parmağa geçerim diye düşünüyorum.
ingilizce klavyeye geçince 10 parmağa geçerim diye düşünüyorum.
0
serçe parmaklarla sağ elin yüzüğü hiç kullanmadığımı farkettim bunu yazarken. 7 parmak diyelim. bakmadan yazabiliyorum evet.
0
steve rogers
mesela yine %99.8'lik kısım birbirini gaza getirerek yeni tasarım olmamış diyor.ama ben gayet beğendim.topluluğun hem fikir olduğu bir konunun aksini iddaa ederek marjinal olduğunu düşünen tiplerden değilim.gayet güzel olmuş renk tonajları,butonları dağılımı ve özellikle devamını okuyayım özelliği m
mesela yine %99.8'lik kısım birbirini gaza getirerek yeni tasarım olmamış diyor.ama ben gayet beğendim.topluluğun hem fikir olduğu bir konunun aksini iddaa ederek marjinal olduğunu düşünen tiplerden değilim.gayet güzel olmuş renk tonajları,butonları dağılımı ve özellikle devamını okuyayım özelliği müthiş olmuş.tek beğenmediğim yönü mesaj butonu. görselliği daha ön planda olan bir şey olabilirdi.
mesela bu tasarım 2 yıl kullanıldıktan sonra bir anda daha farklı bir tasarıma geçsek şuan ki tepkilerin aynısı verilecek.bu çok komik ya.
yönetimin yaptığı en büyük hata yeni tasarıma geçileceğinin haberinini vermemiş olmasıdır.tasarım kötü değil sadece insanlar hazırlıksız yakalandı.
bu arada geçen hafta gs-ts maçında hakemin ts'ye verdiği penaltı ve özer'i oyundan atması dışında herhangi bir hatalı kararı yok.iyi geceler.
edit:bu arada ben sadece gece modu kullandığım için normal görünümü görmemiştim.beyaz olan facia.
mesela bu tasarım 2 yıl kullanıldıktan sonra bir anda daha farklı bir tasarıma geçsek şuan ki tepkilerin aynısı verilecek.bu çok komik ya.
yönetimin yaptığı en büyük hata yeni tasarıma geçileceğinin haberinini vermemiş olmasıdır.tasarım kötü değil sadece insanlar hazırlıksız yakalandı.
bu arada geçen hafta gs-ts maçında hakemin ts'ye verdiği penaltı ve özer'i oyundan atması dışında herhangi bir hatalı kararı yok.iyi geceler.
edit:bu arada ben sadece gece modu kullandığım için normal görünümü görmemiştim.beyaz olan facia.
0
Alakası yok, önceki tasarımı beta olduğundan beri kullanıyordum çünkü gerçekten güzeldi ama bu her hâliyle berbat, o font nedir öyle.
0
gece modu güzel ancak beyaz olan çok fena...
ayrıca ekşi sözlük grisi gerçeğine saygısızlık.
ayrıca ekşi sözlük grisi gerçeğine saygısızlık.
0
"material design" deniyor bu tasarım şekline, yeni trend bu. yakında başka siteleri de böyle görürseniz şaşırmayın :)
0
Ben "devamini oku"yu begenmedim. Fark edilmiyor bile. Entry bi anda kesiliyo gibi
0
hakemin diger kartlari sebep degil sonuc. hakem maci cigrindan cikardiktan sonra oyuncular hakemi dovup kirmizi kart alinca, kirmizi kartlar dogru demek cok kolay bir sey. kartlar dogru tamam da o kartlarin sebebi ne acaba? verilen penalti yanlis, verilmeyen penalti yanlis.
sari kartlar yanlis, kirmizi kartlar yanlis.
turkiyede hakemler futbolculara dusmanmis gibi davraniyor. siktirgit amina kodugumun cocugu ifadesiyle suratinda, oyuncuya kirmizi kart gosteriyor. futbolcularin da payi var tabi, olay karsilikli. mesela sabri, ya bir futbolcu istisnasiz her pozisyona itiraz eder mi? ya hakemin tum kararlari mi hatali yahu? hepsi mi hatali? adam her pozisyonda hakeme itiraz ediyor ya. yani karsilikli bir hosgorusuzluk hakim,
sari kartlar yanlis, kirmizi kartlar yanlis.
turkiyede hakemler futbolculara dusmanmis gibi davraniyor. siktirgit amina kodugumun cocugu ifadesiyle suratinda, oyuncuya kirmizi kart gosteriyor. futbolcularin da payi var tabi, olay karsilikli. mesela sabri, ya bir futbolcu istisnasiz her pozisyona itiraz eder mi? ya hakemin tum kararlari mi hatali yahu? hepsi mi hatali? adam her pozisyonda hakeme itiraz ediyor ya. yani karsilikli bir hosgorusuzluk hakim,
0
ben de beğenmedim. ama alışmakla da alakalı. zamanında facebook'ta da böyleydi. hatırlıyorum da zaman tüneline geçmek için beklemiştim ve kimse de sevmemişti. ama şimdi eski hali olsa kullanmam.
0
Degisiklik oldugu icin kil olan biri degilim. Ancak tasarimi cok basarisiz buldum.
1) Renk secimi tek kelime ile facia. Gece modu renkleri idare etse de onda da karisiklik yaratan sikintili yerler mevcut.
2) Yer kullanimi, yazi boyutlari ve bosluklar cok kotu. Her sey tam bir curcuna. Esas icerik arka planda. Koca sayfada hepi topu 6-7 baslik ve 1-2 entry gozukuyor. Boyle bir icerik sitesi olabilir mi?
3) Basliklar ve navigasyon can sikici, kopuk.
4) Yeni tasarima gecis cok basarisiz. Her yer bugli. Farkli tarayicilarda yeterli test yapilmamis. Mobil komple bozuk.
Yani tasarimin en kritik noktalarindan hicbiri hakkiyla yapilmamis.
1) Renk secimi tek kelime ile facia. Gece modu renkleri idare etse de onda da karisiklik yaratan sikintili yerler mevcut.
2) Yer kullanimi, yazi boyutlari ve bosluklar cok kotu. Her sey tam bir curcuna. Esas icerik arka planda. Koca sayfada hepi topu 6-7 baslik ve 1-2 entry gozukuyor. Boyle bir icerik sitesi olabilir mi?
3) Basliklar ve navigasyon can sikici, kopuk.
4) Yeni tasarima gecis cok basarisiz. Her yer bugli. Farkli tarayicilarda yeterli test yapilmamis. Mobil komple bozuk.
Yani tasarimin en kritik noktalarindan hicbiri hakkiyla yapilmamis.
0
Ben beğendim. Beyaz da güzel siyah da. Çoh iyi oldu çoh da güzel iyi oldu. Ama keşke dön bebeğim gibi bi seçenek olsaydı. Hatta goygoycular için direkt antik çalışır durumda olsa.
0
material design diyen arkadaş neye göre dedi ki. material design'a dair tek bir ortak nokta bile barındırmıyor?
ben bembeyaz arkaplanının birkaç ton griye çalması taraftarıyım. beta'nın grisi iyiydi, şuanki hali karanlıkta okutmuyor, gözüm ağrıdı dün gece. gece modu daha berbat.
ben bembeyaz arkaplanının birkaç ton griye çalması taraftarıyım. beta'nın grisi iyiydi, şuanki hali karanlıkta okutmuyor, gözüm ağrıdı dün gece. gece modu daha berbat.
0
ekşi sözlük yazı yazmak, okumak için olan bir site beyaz zemin nasıl bir kafayla seçilmiş bilmiyorum, iş yaparken biraz beyin hücrelerimizi çalıştırmalıyız bence.
beyaz zemine siyah yazılar harika göz sikici bir eylem..
devamını okuyalım kısmı da bilgi vermeyin artık bir cümle yazıp geçin demek oluyor sanırım, gerçi debe'ye girenlere bakınca bunu sever millet diye düşünüyorum.
beyaz zemine siyah yazılar harika göz sikici bir eylem..
devamını okuyalım kısmı da bilgi vermeyin artık bir cümle yazıp geçin demek oluyor sanırım, gerçi debe'ye girenlere bakınca bunu sever millet diye düşünüyorum.
0
Leş. Sub etha butonu koymamış adam. Entryler arası üç tane reklam var. Başta reklam var yeri kötü. Altta reklam var yeri kötü. Bi başlığa baktık beş tane reklam gördük. Gece modunda daha reklamsız şimdilik. Bu haliyle mobilden girmem. Evde adblock ile girerim ancak.
0
birbirini gaza getirmeyle alakası yok, siteye girdim ve hiçbir yorumu okumadan direkt "ekşi sözlük" başlığına berbat olmuş diye entry girdim. komple beyaz arkaplan nedir allasen? gözümü mahvetti. gece görüş modu keza çirkin. göz yormayan tek renk olsa ona da ihtiyaç kalmaz, twitter'ın gece görüş modu var mı mesela? hem minimalist olalım demişler (beyaz arkaplan, o fonttan bunu anlıyorum) hem de saçmasapan iki tasarım falan yapmışlar. sözlüğün ilk halindeki gri kötüydü ama mesela son dönemde kullanılan açık griyi çok seviyordum. olmamış ya. subetha'yı da göremedim, inşallah onu bırakmışlardır. ama mesela uzun entryler için devamını oku demeleri güzel olmuş.
0
galandar kostumu
selamlar,gecen anadolujet ile bir ucus yaparken baktım eleman kalkısta catur cutur telefonla oynuyor. neyse ucak fobim oldugu icin tırmanana kadar ilgilenemedim, normal irtifaya gecince de sordum cok mu önemliydi telefonla yaptıgınız herneyse, neden guvenligimizi riske atıyorsunuz diye. adam ucus mo
selamlar,
gecen anadolujet ile bir ucus yaparken baktım eleman kalkısta catur cutur telefonla oynuyor. neyse ucak fobim oldugu icin tırmanana kadar ilgilenemedim, normal irtifaya gecince de sordum cok mu önemliydi telefonla yaptıgınız herneyse, neden guvenligimizi riske atıyorsunuz diye. adam ucus modunda oldugunu soyledi, dedim ki iniş ve kalkısta ucus modunda da olsa tutulamaz kapanacak. o arada kabin memuru geldi, ona sorduk sıkıntı yok ya ucak modundaysa dedi. e uyarıda öyle demiyorsunuz dedim, yoo öyle diyoruz dedi.
beni kendimden supheye dusurduler, anadolujette farklı uyarı veriliyor olabilir mi?
gecen anadolujet ile bir ucus yaparken baktım eleman kalkısta catur cutur telefonla oynuyor. neyse ucak fobim oldugu icin tırmanana kadar ilgilenemedim, normal irtifaya gecince de sordum cok mu önemliydi telefonla yaptıgınız herneyse, neden guvenligimizi riske atıyorsunuz diye. adam ucus modunda oldugunu soyledi, dedim ki iniş ve kalkısta ucus modunda da olsa tutulamaz kapanacak. o arada kabin memuru geldi, ona sorduk sıkıntı yok ya ucak modundaysa dedi. e uyarıda öyle demiyorsunuz dedim, yoo öyle diyoruz dedi.
beni kendimden supheye dusurduler, anadolujette farklı uyarı veriliyor olabilir mi?
0
ya hu mantıklı düşünelim. Eğer gerçekten bir cep telefonu açık şekilde uçağa zarar verecek olsa tek tek telefonlar kontrol edilmez miydi?
Kalkan uçakta 150 kişi varsa 50sinin telefonu açık böyle düşünün.
Kalkan uçakta 150 kişi varsa 50sinin telefonu açık böyle düşünün.
0
soruyu anlamadan cevap kasmak niye?
gayet acık : anadolujet ucuslarında kalkış ve inişte ucak modu da degil tamamen kapalı olacak demiyor mu?
fikrinizi soran olmadı em field guruları
gayet acık : anadolujet ucuslarında kalkış ve inişte ucak modu da degil tamamen kapalı olacak demiyor mu?
fikrinizi soran olmadı em field guruları
0
Sanırım o bir tek Türk Hava Yolları'nda öyle. Pegasus filan bir şey demiyor uçuş modundaysa.
0
uçak kalkış ve iniş yaparken birçok anons yapar. bu anonsları dinlemeniz için elektronik cihazları bu sırada kullanmamanızı isterler. uçağın sistemlerine uçuş modunda olan bir telefon zarar vermez. iniş ve kalkışta sadece uçak modundaki telefonu değil, laptop, diskman (eskiden vardı evet ) vb cihazları da kullanmanıza izin vermez bazı hava yolları.
0
pegasus'un da anonsunda/videosunda kalkışta ve inişte kapalı, sonra uçuş modunda kullanılabilir diyor. Ama kontrol etmiyorlar çoğu kişi kapatmıyordur, hatta uçuş moduna bile almayanlar vardır eminim. Uçağın sistemlerinde bir sıkıntı olursa pilotlar arattırıyormuş galiba öyle 2001 yılından kalma mı ne bi pilotun forum yazısı vardı.
0
konudan bağımsız ama pilot arkadaşlarım var ben bu telefon meselesini onlara sordum. şehir efsanesi biz kullanıyoruz herhangi bir sorun çıkmadı, çıkması da mümkün değil dedi. sanırım yakın dönemde otobüslerdeki gibi bir durum olacak. otobüslerde frene zarar veriyor diye yasaktı bir dönem.
0
em alanlar cok karmasık bi konudur. sistemler stabilken sıkıntı cıkarmayabilir ama bi problem anında akla gelmeyen sonuclar dogurabilir. üstüne yeterli calısma yok, etkiler diyenler var etkilemez diyenler cok. ama en azından hata kabul edilemez kalkıs ve iniş anlarında güvenli bölgede kalmakta fayda var.
bilgilerini ipad'de tutan pilotlar da var, ama bu pilotlardan cok aviyonik sistemcilerin bilecegi bi iş. uçagın hassasiyetiyle otobusu karsılastırmak da cok dogru olmasa gerek.
bilgilerini ipad'de tutan pilotlar da var, ama bu pilotlardan cok aviyonik sistemcilerin bilecegi bi iş. uçagın hassasiyetiyle otobusu karsılastırmak da cok dogru olmasa gerek.
0
Bence ucakran ucaga degisiyor.
Daha gecen gun pegasus hostesi ucak modunda olmasina ragmen telefonumu kapattirdi kalkista ve iniste.
Ama thyde filan ucak modunda iniste-kalkista hic sikinti olmadi.
Bilemedim:/
Ama pegasus ozellikle diyordu "kalkis ve iniste cep teleefonlariniz kapali olsun, normal ucus sirasinda ucak modunda olabilir" gibisinden bir sey. (Yaniliyor olabilirim ama aklimda boyle kalmis)
Daha gecen gun pegasus hostesi ucak modunda olmasina ragmen telefonumu kapattirdi kalkista ve iniste.
Ama thyde filan ucak modunda iniste-kalkista hic sikinti olmadi.
Bilemedim:/
Ama pegasus ozellikle diyordu "kalkis ve iniste cep teleefonlariniz kapali olsun, normal ucus sirasinda ucak modunda olabilir" gibisinden bir sey. (Yaniliyor olabilirim ama aklimda boyle kalmis)
0
www.quora.com
www.quora.com
en.wikipedia.org
üç sebebi varmış.
1-) bazı yolcular güvenlik uyarılarını dinlemek yerine telefonuyla oynuyormuş. (sanırsın 2-b sınıfı ama gerçek malesef, bazı insanlar büyümüyor. "ayşenin saçını çekme", "mehmetin silgisini yeme", "camdan atlama" gibi komutlar vermen gerekiyor)
2-) uçak çok hızlı hareket ettiği için telefon devamlı olarak yeni baz istasyonu arıyormuş, bu da baz istasyonlarını yalama yapıyormuş. bir baz istasyonunun kapasitesi 10bin kişi diyelim, üzerinden geçerken aynı anda 50bin kişi bağlanmaya başlarsa çöker haliyle.
3-) iniş ve kalkış sırasında herkes cayır cayır telefon konuştuğu ve her gün yeni bir cihaz çıktığı için uçağı devamlı "acaba yeni çıkan telefona uyumlu mu lan" diye test edemeyecekleri ve uçak iniş ve kalkış sırasında pilotun kuleyle iletişiminde sorun olmaması için kapatılmasını istiyorlarmış.
ben kapatırım (uçaktan inince de telefonla oynayabilirim ama inemezsem oynayamam, üzerinde çok fazla düşünmeye gerek yok), milyarlarca dolar araştırma geliştirme bütçesi ayıran şirket uçak üretecek ve sen cep telefonunu açık unuttun diye uçak düşecek, işte bu bana saçma gelir. sen de söylemişsin, adam onu bilmesine rağmen kapatmıyor, sence uçak üreticisi bunu düşünmemiş midir?
www.quora.com
en.wikipedia.org
üç sebebi varmış.
1-) bazı yolcular güvenlik uyarılarını dinlemek yerine telefonuyla oynuyormuş. (sanırsın 2-b sınıfı ama gerçek malesef, bazı insanlar büyümüyor. "ayşenin saçını çekme", "mehmetin silgisini yeme", "camdan atlama" gibi komutlar vermen gerekiyor)
2-) uçak çok hızlı hareket ettiği için telefon devamlı olarak yeni baz istasyonu arıyormuş, bu da baz istasyonlarını yalama yapıyormuş. bir baz istasyonunun kapasitesi 10bin kişi diyelim, üzerinden geçerken aynı anda 50bin kişi bağlanmaya başlarsa çöker haliyle.
3-) iniş ve kalkış sırasında herkes cayır cayır telefon konuştuğu ve her gün yeni bir cihaz çıktığı için uçağı devamlı "acaba yeni çıkan telefona uyumlu mu lan" diye test edemeyecekleri ve uçak iniş ve kalkış sırasında pilotun kuleyle iletişiminde sorun olmaması için kapatılmasını istiyorlarmış.
ben kapatırım (uçaktan inince de telefonla oynayabilirim ama inemezsem oynayamam, üzerinde çok fazla düşünmeye gerek yok), milyarlarca dolar araştırma geliştirme bütçesi ayıran şirket uçak üretecek ve sen cep telefonunu açık unuttun diye uçak düşecek, işte bu bana saçma gelir. sen de söylemişsin, adam onu bilmesine rağmen kapatmıyor, sence uçak üreticisi bunu düşünmemiş midir?
0
anadolu jette ucus modu özelliğiniz varsa onu yapın, ozellik yoksa da telefonu kapatın diyor.
0
Pegasus dün tamamen kapat dedi ancak uçak moduna koydum tabiki. Uçak modunda herhangi bir zarar vermesi neredeyse imkânsız. Hatta açık olsa bile.
Ha soruna cevap, firmadan firmaya uçak modu meselesi değişiyor.
Ha soruna cevap, firmadan firmaya uçak modu meselesi değişiyor.
0
uçuş modunda olduğu sürece bir sıkıntı olmuyor. milletin canını sıkmayın boşuna.
bir kere yakınlarımda adamın biri aynı senin yaptığın gibi çocuğa çemkirdi telefon falan diye. baya sinir bozucu bir durum.
bir kere yakınlarımda adamın biri aynı senin yaptığın gibi çocuğa çemkirdi telefon falan diye. baya sinir bozucu bir durum.
0
dostum sana şöyle söyleyeyim, birkaç kere telefonu açık unutmuştum. yani uçak modunda değil, bildiğin açık yani. öyle açık yaptık o yolculuğu.
bir bok olmadı. kasma o yüzden.
vakti zamanında izmir gibi yerde belediye otobüslerinde elin cep telefonuna gidince yaşlılar tepene binerdi, 'kapat telefonunu, kaza yapıcaz' diye. sen de öyle olma, kötü o durum.
bir bok olmadı. kasma o yüzden.
vakti zamanında izmir gibi yerde belediye otobüslerinde elin cep telefonuna gidince yaşlılar tepene binerdi, 'kapat telefonunu, kaza yapıcaz' diye. sen de öyle olma, kötü o durum.
0
anonsu dinlememişsiniz.
thy ve doğal olarak onun markası olan anadolujet'de, hatta sunexpress'de der ki "telefonunuzun kapalı olduğundan YA DA uçuş modunda olduğundan emin olun".
yani uçuş modunda istediğiniz gibi kullanabilirsiniz. uyarıyı dikkatle dinlemeyip bir de lüzumsuz yere adamın canını sıkmışsınız.
thy ve doğal olarak onun markası olan anadolujet'de, hatta sunexpress'de der ki "telefonunuzun kapalı olduğundan YA DA uçuş modunda olduğundan emin olun".
yani uçuş modunda istediğiniz gibi kullanabilirsiniz. uyarıyı dikkatle dinlemeyip bir de lüzumsuz yere adamın canını sıkmışsınız.
0
herkes uçak modunu anlatmaya çalışmış ama arkadaşın sorduğu o değilki. havayolları iniş ve kalkışta telefonlarla veya herhangi bir aletle uğraşmayın der. çünkü iniş ve kalkış en çok kaza riski olan zamanlar. bu yüzden bu aletler dikkat dağıtmasın istenir. yani aslında o an aletlerle uğraşan birinin zararı genelde kendinedir. telefon uçak modunda olduğu sürece sıkıntı yok.
0
@lprytk hepsi öyle bir talepte bulunmaz, thy-anadolujet-sunexpress'de öyle bir şey yok, sadece kulaklık varsa kulaklığı çıkarmanızı isterler, onun dışında cihazınızı kullanırsınız.
0
ne çalışan ne de uçuş modunda olan telefonun uçağa zerre etkisi yok buna emin olun. havada uçağa yıldırım düşüyor bir şey olmuyor oradan hesap edin.
0
uçuş modunda açık telefonla açık mp3 çalar arasında fark yok. o kadar şeetmemek lazım. eskiden belediye otobüslerinde de kapattırırlardı kapatmayana dik dik bakardı. hala aynı otobüsler var ama o dik dik bakan amcalar teyzeler otobüste candycrush'ın dibine vuruyor.
0
havacılıgı cok bilen muhterem dostlar döşemiş, yok cemkirme yok etkisi olsa ucaga sokmazlardı diye.
model programları uçagı ucurana kadar yuzlerce kişilik ekiplerle calısır. ucak uctuktan sonra gelen modifiyeler büyük oranda yasanan talihsizlikler sonucu yapılır.
-arı yuzunden dusen birgen air
-d.b cooper reyizin ardından eklenen cooper kilidi
-en basit ölçüm cihazlarından olan altimetre hatası sonucu kaza geciren ucaklar(son hatırlayacagımız vaka thy-amsterdam)
bunlar ilk etapta hatırladıklarım.
viki'den faydalanırsak şöyle bi liste yapmıslar : en.wikipedia.org
o yuzden fazla gozumuzde buyutmeye gerek yok, evet 6 sigma ile calısan sistemler yapıyorlar ama insan hatası faktoru her zaman baki.
model programları uçagı ucurana kadar yuzlerce kişilik ekiplerle calısır. ucak uctuktan sonra gelen modifiyeler büyük oranda yasanan talihsizlikler sonucu yapılır.
-arı yuzunden dusen birgen air
-d.b cooper reyizin ardından eklenen cooper kilidi
-en basit ölçüm cihazlarından olan altimetre hatası sonucu kaza geciren ucaklar(son hatırlayacagımız vaka thy-amsterdam)
bunlar ilk etapta hatırladıklarım.
viki'den faydalanırsak şöyle bi liste yapmıslar : en.wikipedia.org
o yuzden fazla gozumuzde buyutmeye gerek yok, evet 6 sigma ile calısan sistemler yapıyorlar ama insan hatası faktoru her zaman baki.
0
amaaaan
telefonumda bulunan whatsapp facebook massenger gibi aplikasyonlar ne kadar güvenli acaba? bir virüs yada başka bir ayarlama ile benim yapmış olduğum yazışmaları başkasının okuyabilme, görebilme durumu nedir? bir süredir telefonumla ilgili bu konuda şüphelerim var, hatta telefon değiştirmeyi bile dü
telefonumda bulunan whatsapp facebook massenger gibi aplikasyonlar ne kadar güvenli acaba? bir virüs yada başka bir ayarlama ile benim yapmış olduğum yazışmaları başkasının okuyabilme, görebilme durumu nedir? bir süredir telefonumla ilgili bu konuda şüphelerim var, hatta telefon değiştirmeyi bile düşünüyorum. güvenli olmadığı konusunda şüphelerim var. çünkü ekşi sözlüğün aplikasyonunu kullanıyorum ve oradan mesajlaşıyordum eskiden, fakat şuan sözlüğün aplikasyonundan mesajlaşamıorum, nedenini bilmediğim bir durum engelliyor.
biri beni aydınlatırsa ne mutlu olurum.
biri beni aydınlatırsa ne mutlu olurum.
0
Uygulamalar genelde güvenli, orada sorun yok.
Güvenlik zaafiyeti genelde kullanıcıdan kaynaklanıyor. Yazışmalarına erişebilecek tek güç devlet. Mahkeme kararını gönderen devletin gücüne bağlı olarak (3. sınıf Afrika ülkesinin mahkemesiyle ABD mahkemesi farklı takdir edersin ki) yazışmalarını paşa paşa paylaşma ihtimalleri var.
"bir virüs yada başka bir ayarlama ile benim yapmış olduğum yazışmaları başkasının okuyabilme, görebilme durumu nedir?"
mümkün, ancak üstteki arkadaşın da dediği gibi konuştukların skandal yaratacak biri değilsen böyle bir risk bile yok senin için. yalnız telefonunu bir yerde bıraktın diyelim, bir tanıdığın (annen, baban, sevgilin ya da telefona o an erişimi olan biri) 5-10 dakikalık bir arada telefonuna tamamen gizli çalışabilen, belirli aralıklarla istenen yere rapor gönderen (kamera kaydı, yazışmalar, anlık resim çekme, ortam dinleme dahil) bir yazılım kurabilir. bu yazılımların çok büyük bir pazarı var dünyada.
bu yazılımlar tamamen hayalet yazılımlar olduğu için çalıştığından haberin olmaz. bazı insanlar "birisi gizlice videomu çekse telefonun ışığı yanar" diye ilginç bir savunmaya geçiyor, ilginç.
IŞIĞI AÇMADAN VİDEO ÇEKEBİLDİĞİ İÇİN ADI CASUS YAZILIM ZATEN. Yazılımın olayı o, "gizli videonu çekebilir miyim" diye onay kutusu gelmiyor ekrana.
telefonu daha güvenli hale getirmek için benim önerilerim şöyle.
-telefonu mobil ödemeye kapat (şuanda tüm dünyada olan bir olay, ayrıntıya girerek canını sıkmayayım, telefonunu mobil ödemeye kapat diyebilirim sadece. google'a "mobil ödeme haberim olmadan abone yapılmışım" gibi şeyler yazarsan mağdur olan insanların hikayelerini okuyabilirsin)
-telefonuna antivirüs yazılımı indir. kişisel gizlilik > biraz yavaşlayan telefon
-dışarıdan yazılım indirme, sadece uygulama marketinden yazılım indir. apple için durum iyi ama eğer google'ın marketinden yazılım indiriyorsan yine çok dikkatli ol çünkü apple uygulamaları onaylarken yazılım geliştiricileri üç hafta bekletip kanser ederken şuan 5 dakikada kodladığın bir zararlı yazılımı google market'e cayır cayır yükleyebilirsin, ne onay var ne bir şey.
-bilmediğin sitelere girme
-twitter'da her gördüğün linke tıklama (linki paylaşanın kim olduğu önemli değil, önce bi süzgeçten geçir)
bunları yaparsan iyisin.
bildiğim kadarıyla ekşisözlüğün kendi mobil uygulaması YOK, 3. parti geliştiriciler tarafından geliştirilen (sözlükten bot yazılımlarıyla veri çekerek oluşturuyorlar) uygulamalar mevcut. O yüzden bunları indirirken de risk almış oluyorsun, özellikle google play'den indiriyorsan.
Güvenlik zaafiyeti genelde kullanıcıdan kaynaklanıyor. Yazışmalarına erişebilecek tek güç devlet. Mahkeme kararını gönderen devletin gücüne bağlı olarak (3. sınıf Afrika ülkesinin mahkemesiyle ABD mahkemesi farklı takdir edersin ki) yazışmalarını paşa paşa paylaşma ihtimalleri var.
"bir virüs yada başka bir ayarlama ile benim yapmış olduğum yazışmaları başkasının okuyabilme, görebilme durumu nedir?"
mümkün, ancak üstteki arkadaşın da dediği gibi konuştukların skandal yaratacak biri değilsen böyle bir risk bile yok senin için. yalnız telefonunu bir yerde bıraktın diyelim, bir tanıdığın (annen, baban, sevgilin ya da telefona o an erişimi olan biri) 5-10 dakikalık bir arada telefonuna tamamen gizli çalışabilen, belirli aralıklarla istenen yere rapor gönderen (kamera kaydı, yazışmalar, anlık resim çekme, ortam dinleme dahil) bir yazılım kurabilir. bu yazılımların çok büyük bir pazarı var dünyada.
bu yazılımlar tamamen hayalet yazılımlar olduğu için çalıştığından haberin olmaz. bazı insanlar "birisi gizlice videomu çekse telefonun ışığı yanar" diye ilginç bir savunmaya geçiyor, ilginç.
IŞIĞI AÇMADAN VİDEO ÇEKEBİLDİĞİ İÇİN ADI CASUS YAZILIM ZATEN. Yazılımın olayı o, "gizli videonu çekebilir miyim" diye onay kutusu gelmiyor ekrana.
telefonu daha güvenli hale getirmek için benim önerilerim şöyle.
-telefonu mobil ödemeye kapat (şuanda tüm dünyada olan bir olay, ayrıntıya girerek canını sıkmayayım, telefonunu mobil ödemeye kapat diyebilirim sadece. google'a "mobil ödeme haberim olmadan abone yapılmışım" gibi şeyler yazarsan mağdur olan insanların hikayelerini okuyabilirsin)
-telefonuna antivirüs yazılımı indir. kişisel gizlilik > biraz yavaşlayan telefon
-dışarıdan yazılım indirme, sadece uygulama marketinden yazılım indir. apple için durum iyi ama eğer google'ın marketinden yazılım indiriyorsan yine çok dikkatli ol çünkü apple uygulamaları onaylarken yazılım geliştiricileri üç hafta bekletip kanser ederken şuan 5 dakikada kodladığın bir zararlı yazılımı google market'e cayır cayır yükleyebilirsin, ne onay var ne bir şey.
-bilmediğin sitelere girme
-twitter'da her gördüğün linke tıklama (linki paylaşanın kim olduğu önemli değil, önce bi süzgeçten geçir)
bunları yaparsan iyisin.
bildiğim kadarıyla ekşisözlüğün kendi mobil uygulaması YOK, 3. parti geliştiriciler tarafından geliştirilen (sözlükten bot yazılımlarıyla veri çekerek oluşturuyorlar) uygulamalar mevcut. O yüzden bunları indirirken de risk almış oluyorsun, özellikle google play'den indiriyorsan.
0
yamuklu sucurta
sb.
sb.
0
eksiseyler.tumblr.com şurada baya var. çok sevdiğim 2si bu: #49025066 #57377260
uzun bir süre sonra gelen edit: yukarıdaki ekşi şeylerin resmi ekşi şeyler ile bir alakası yok. ben bunu beğendiğim entryleri paylaşmak için açmıştım ekşi şeyler uydurduğum bir isimdi büyük bir tesadüf oldu :D resmileşmesi itibariyle url değiştireceğim bende.
uzun bir süre sonra gelen edit: yukarıdaki ekşi şeylerin resmi ekşi şeyler ile bir alakası yok. ben bunu beğendiğim entryleri paylaşmak için açmıştım ekşi şeyler uydurduğum bir isimdi büyük bir tesadüf oldu :D resmileşmesi itibariyle url değiştireceğim bende.
0
Kesinlikle eksisozluk.com
Bu entrynin sahibi ekşi'nin en sağlam yazarıdır.twitter listelerinin vazgeçilmezidir.
Bu entrynin sahibi ekşi'nin en sağlam yazarıdır.twitter listelerinin vazgeçilmezidir.
0
kiz kardesinin olumu uzerine yazilmis bir entry vardi. cok uzun bir entry. gercekten cok etkilemisti beni.
0
bütün depeyi, sitki siyril, dis kapinin nahit mentesesi, kelevelelis entryleri. ha bir de stevemcqueen in andropoza girip sildiği eski entryleri. gerçi onları da bizim de renkli televizyonumuz vardı adıyla kitaplaştırmıştı.
0
vapurlarfalan
artık isim-soyisim ve nick tükeneceğinden? isim:kar@şvlye^#*123456789 soyisim:jhfbjdsk564564Nasıl bir yol bulunur sizce?
artık isim-soyisim ve nick tükeneceğinden? isim:kar@şvlye^#*123456789 soyisim:jhfbjdsk564564
Nasıl bir yol bulunur sizce?
Nasıl bir yol bulunur sizce?
0
Insanlarin takıldığı siteler degisir, iletisim platformlari degisir, o insanlar ölür, kullanilmayan hesaplar silinir vs. Bisi olmaz. Kaldı ki teknolojiyi de pek hayal edemeyiz o kadar uzak zaman icin.
0
şimdiden tükenmiş durumda zaten? isimsoyisim@gmail almak o kadar kolay değil artık eğer çok sıradışı bir isim soy isim taşımıyor iseniz. o zaman ne yapılıyor? isim.soyisim7.8.9 veya doğum yılı veya telefon numarasının son hanesi veya plaka no veya başka bir kişiye anlamlı, özdeşmiş şey neyse onun numarası, takımı vs.
0
@rayde
insana saygı için hesap silinmez bence. hem ölenin hesabı silinse verdiği bilgiler de silenecek. imkansız bir durum. ama şu olabilir, ölen insanların niclerinin başına "ex" gibi bir ifade gelir her platformda ve öldüğü anlaşılır. mesela "ex-2089" öldüğü tarihle beraber. tabi bu kayıt altına alınır ailesi bildirirse ama diyelim 50 yıl bir hesap giriş yapmamaış son girdiği tarih baz alınarak bu dediğim uygulanabilir.
insana saygı için hesap silinmez bence. hem ölenin hesabı silinse verdiği bilgiler de silenecek. imkansız bir durum. ama şu olabilir, ölen insanların niclerinin başına "ex" gibi bir ifade gelir her platformda ve öldüğü anlaşılır. mesela "ex-2089" öldüğü tarihle beraber. tabi bu kayıt altına alınır ailesi bildirirse ama diyelim 50 yıl bir hesap giriş yapmamaış son girdiği tarih baz alınarak bu dediğim uygulanabilir.
0
eskiden nick kullanılırdı, ancak günümüzde çoğu siteye direkt facebook aracılığıyla üye oluyoruz, ve internetteki ikinci hayatımızla reeldeki yaşantılarımız birbirlerine yaklaştı hatta birçok yerde birleşti. nasıl facebook'ta aynı isimden onlarca isim var benzer bir şekilde olur diye düşünüyorum. belki mail adresleri merkezi sistem tarafından dağıtılan numaralardan oluşabilir vfe kişinin tc kimlik nosu gibi tek mail adresi olur.
0
@vapurlarfalan
yahu yer yok diye birçok ülkede eski mezarları kaldırıp yerine başka şeyler yapıyorlar, kullanıcı adı niye o kadar değerli olsun ki?
---
1000 yıl çok uzun bir süre. 15 yıl önce cep telefonu için "vay gerizekalı, evde aynısı var lan, aynısı lan evdeki, küçüğünü ne yapacaksın" diyen insanlar şimdi çantasında selfie çubuğuyla geziyor.
1999 yılında kuzenle bir internet mesaj panosuna fotoğraf yüklemeye çalışırken (deniz kenarında kuşları çekmiştik) kuzenle bana "hayvan herifler, insan internete fotoğraf yükler mi lan, gerçek bile değil orası" diyen akrabam var benim.
Yüklemez tabi. Saçma.
kullanıcının ne istediğinin pek bir önemi yok açıkçası, teknoloji geldiği zaman uyum sağlıyor kullanıcı. :)
gerçek isim politikasına geçer internet bence, kullanıcı adı olayı kaybolur. şimdi bile bazı şirketler parmak izinin peşine düşmüşken ben geleceği her şeyin daha ortalıkta olduğu, karışıklığın minimuma indiği bir yer olarak hayal ediyorum.
yahu yer yok diye birçok ülkede eski mezarları kaldırıp yerine başka şeyler yapıyorlar, kullanıcı adı niye o kadar değerli olsun ki?
---
1000 yıl çok uzun bir süre. 15 yıl önce cep telefonu için "vay gerizekalı, evde aynısı var lan, aynısı lan evdeki, küçüğünü ne yapacaksın" diyen insanlar şimdi çantasında selfie çubuğuyla geziyor.
1999 yılında kuzenle bir internet mesaj panosuna fotoğraf yüklemeye çalışırken (deniz kenarında kuşları çekmiştik) kuzenle bana "hayvan herifler, insan internete fotoğraf yükler mi lan, gerçek bile değil orası" diyen akrabam var benim.
Yüklemez tabi. Saçma.
kullanıcının ne istediğinin pek bir önemi yok açıkçası, teknoloji geldiği zaman uyum sağlıyor kullanıcı. :)
gerçek isim politikasına geçer internet bence, kullanıcı adı olayı kaybolur. şimdi bile bazı şirketler parmak izinin peşine düşmüşken ben geleceği her şeyin daha ortalıkta olduğu, karışıklığın minimuma indiği bir yer olarak hayal ediyorum.
0
@selam
haha dediğin doğru, mesela ben kullanmasamda bir çok sosyal platform veya mail serviserinden hiç üşenmeden tüm [email protected]" veya "isimsoyisim" kullanıcı hesaplarını aldım ve bir çoğunu kullanmıyorum bile.
haha dediğin doğru, mesela ben kullanmasamda bir çok sosyal platform veya mail serviserinden hiç üşenmeden tüm [email protected]" veya "isimsoyisim" kullanıcı hesaplarını aldım ve bir çoğunu kullanmıyorum bile.
0
İnternet diye bir şey kalmayacak, en azından şimdiki haliyle. İnternet 2.0, Semantic Web gibi şeyler sürekli düşünülen ama sisteme bağlılığımız yüzünden uygulanamayan şeyler. Eskiden internet anonimlikken şimdi senin başka bir iletişim yöntemin, o yüzden nick yerine isim soyisim geliyor. TC kimlik no gibi bir unique identifier'a ihtiyacımız var, o kadar. O da "Ahmet Mehmetoğlu, works at Hacıoğlu Kebapçıları" gibi bir şeyle çözülür diye tahmin ediyorum. Elbette veritabanı boyutunda bir numara ya da kod karşılığı olacak herkesin, ama bizim tanımlamamız bu şekilde olacaktır.
Örnek, www.quora.com
Örnek, www.quora.com
0
gorusmek istedigin kisiyi aklindan gecireceksin, sistem bulacak muhtemelen:)
0
Muhtemelen 200 sene sonra sen ve seni tanıyan herkes ölmüş olacağı için senin kullanıcı adını tekrar boşa çıkartacaklar mesela. Öyle öyle recycle olacak.
0
olur da insanlık o kadar daha devam ederse 1000 yıla farklı teknolojiler gelişir. dijital kimlik gibi sana ait birşey olur aynı isimde 2 farklı kullanıcı olabilir. misal şu anda facebookta aynı isimde onlarca/yüzlerce kullanıcı var.
0
İnternette "hesap açmak" henüz çok yeni olduğundan çoğu sitede "hesap silme mekanizması" yok. Muhtemelen önümüzdeki yıllarda başta Facebook olmak üzere çoğu site, belirli bir süre içerisinde kullanılmamış hesapları silmeye başlayacaktır.
1000 yıla kalmadan muhtemelen www standartları köklü bir şekilde değişecek. Bunun hayali bile çok zor. Belki de web diye bir şeye gerek duyulmayacak kim bilir.
1000 yıla kalmadan muhtemelen www standartları köklü bir şekilde değişecek. Bunun hayali bile çok zor. Belki de web diye bir şeye gerek duyulmayacak kim bilir.
0
@Euxinos007
dünyadaki insanlar evrim geçirip telapati ile konuşsa bile bir "world wide web "ihtiyacı her zaman olacak. o da makineler için olacak.
dünyadaki insanlar evrim geçirip telapati ile konuşsa bile bir "world wide web "ihtiyacı her zaman olacak. o da makineler için olacak.
0
@vapurlarfalan İnsanlar için gelişirken makineler arasında neden farklı iletişim standartları geliştirilmesin ?.
0
@Euxinos007
çünkü biliyorsun makineler sadece 0 ve 1 anlıyor ama ilerde ikisini aynnı anda anlıyacak ve sonsuz olasılıklar dünyası kapısını açacak. bin yıl demiyorum belki daha fazla sürer veya daha kısa.
çünkü biliyorsun makineler sadece 0 ve 1 anlıyor ama ilerde ikisini aynnı anda anlıyacak ve sonsuz olasılıklar dünyası kapısını açacak. bin yıl demiyorum belki daha fazla sürer veya daha kısa.
0
kullanıcı adı olarak retina taraması veya parmak izi alınır. sonra görünen kullanıcı adı olarak dilenen şey seçilir. ayrıca isim soyisim gerektiren yerler de olursa oralarda belli bir dönem pasif kalan adlar bugün bile siliniyor.
0
@kallesnikof
bir kaç yorum önce kullanıcıların silineceği varsayımınından yola çıkarak kimsenin hesabının saygıdan ve paylaşılan bilgilerden silinemeyeceğini söylemiştim.
Şu an ki FB, tw ve bunun gibi milyarlarca kullanıcı içeren networklerden bilgiler SİLİNEMEZ. transfer olur isim bağlamında. yoksa yunuslar nsıl karaaa intihar için karaya vuruyorsa ona benzer. tüm insanlıkla beraber
bir kaç yorum önce kullanıcıların silineceği varsayımınından yola çıkarak kimsenin hesabının saygıdan ve paylaşılan bilgilerden silinemeyeceğini söylemiştim.
Şu an ki FB, tw ve bunun gibi milyarlarca kullanıcı içeren networklerden bilgiler SİLİNEMEZ. transfer olur isim bağlamında. yoksa yunuslar nsıl karaaa intihar için karaya vuruyorsa ona benzer. tüm insanlıkla beraber
0
jamalbsf
Soru biraz abuk oldu ama açıklıyorum. 10 bin tl'ye bi uygulama yazdık diyelim bunu 100 bin tl olarak fatura edip alengirli işler çevirmeyi engelleyen bişey var mı ? Maddi olarak kolay kolay bedel biçilemeyecek bişey olduğundan soruyorum.
Soru biraz abuk oldu ama açıklıyorum. 10 bin tl'ye bi uygulama yazdık diyelim bunu 100 bin tl olarak fatura edip alengirli işler çevirmeyi engelleyen bişey var mı ? Maddi olarak kolay kolay bedel biçilemeyecek bişey olduğundan soruyorum.
0
Yok. Zaten bu ara çakallıklar özellikle yazılım lisansı satışında yapılıyor.
0
10 bin liralık yazılıma 100 bin lira verecek eneyi bulursan fatura edersin tabii. fatura kesmenin bir şeyi yok ki sonuçta o faturanın vergisini sen ödeyeceksin.
ama hem özel sektörde hemde devlet işlerinde bu yazılım satma işleri arkadaş çevresi üzerinden yürür dolayısı ile devlet yada şirket kazıklanabilir, ortaya çıktığında sonuçları olur tabii kavulmak falan gibi.
ama hem özel sektörde hemde devlet işlerinde bu yazılım satma işleri arkadaş çevresi üzerinden yürür dolayısı ile devlet yada şirket kazıklanabilir, ortaya çıktığında sonuçları olur tabii kavulmak falan gibi.
0
Özellikle kdv muafiyeti ve gelir vergisi muafiyeti varsa, malum işler için muhteşem bir mecra. Çatır çatır kullanılıyor. Herhangi bir emsal yok, değer biçilmesi de mümkün değil.
0
Denetim olması alengirli işleri engellemiyor. Parası bankadan ödenmiş 1.000.000 liralık yazılım satışına hangi denetmen ne diyecek ki?
0
alengirli derken ne dediğini anlayamadım. yasadışı bir iş olmadığı sürece geliştirdiğin yazılıma istediğin fiyatı biçebilirsin o konuda bir sınırlama yok. vergisini de veriyorsan devlet sana bir şey demez, niye desin ki?
usülsüzlük yapıldığı ortaya çıkarsa (mesela 10 liralık işe 10bin lira fatura kesmek gibi) o zaman işe karışanlar işinden kovulur, eğer kamu ise devlet işin peşini bırakmaz.
usülsüzlük yapıldığı ortaya çıkarsa (mesela 10 liralık işe 10bin lira fatura kesmek gibi) o zaman işe karışanlar işinden kovulur, eğer kamu ise devlet işin peşini bırakmaz.
0
fikir ve sanat eserleri şeysine girmiyor mu o beyler??? apayrı bir vergilendirme sistemi var diye biliyorum onun.
0
(bkz: serbest piyasa)
bir ürünün fiyatını piyasa belirler. siz bu ürüne 100 bin tl fiyat biçip 1 adet satabilirsiniz veya 20 bin tl fiyat biçip 20 adet satabilirsiniz. İşte size maksimum kârı sağlayacak satış rakamını piyasadaki talep belirler. bunun yanında hukuki açıdan da bir problem yok.
bir ürünün fiyatını piyasa belirler. siz bu ürüne 100 bin tl fiyat biçip 1 adet satabilirsiniz veya 20 bin tl fiyat biçip 20 adet satabilirsiniz. İşte size maksimum kârı sağlayacak satış rakamını piyasadaki talep belirler. bunun yanında hukuki açıdan da bir problem yok.
0
titanyum
Yönetim bilişim sistemleri 3. sınıftayım. Hem bilgisayar dersleri hem de yönetim dersleri alıyoruz. Mezun olduğumda iş analisti olarak çalışmak istiyorum. Kendimi nasıl geliştirmeliyim neler öğrenmeliyim? İş analisti olarak çalışanlar tecrübelerini paylaşırlarsa sevinirim. Yazılım konusunda hiçbir ş
Yönetim bilişim sistemleri 3. sınıftayım. Hem bilgisayar dersleri hem de yönetim dersleri alıyoruz. Mezun olduğumda iş analisti olarak çalışmak istiyorum. Kendimi nasıl geliştirmeliyim neler öğrenmeliyim? İş analisti olarak çalışanlar tecrübelerini paylaşırlarsa sevinirim. Yazılım konusunda hiçbir şey bilmiyorum diyemem ama bir yazılımcı kadar da iyi değilim. Yazılım konusunda kendimi ne kadar geliştirmeliyim?
0
bildiğim kadarıyla iş analistinin kod yazmayla hiç alakası yok, adından da belli, analiz yapıyor, dökümantasyon hazırlıyor. iyice cahil olursa iş yürümez tabi.
yazılım geliştirici nasıl yapacağını biliyor ama ne yapacağını bilmiyor. ne yapacağını da iş analisti hazırlıyor işte.
bi de komik şey koyayım.
projectcartoon.com
yazılım geliştirici nasıl yapacağını biliyor ama ne yapacağını bilmiyor. ne yapacağını da iş analisti hazırlıyor işte.
bi de komik şey koyayım.
projectcartoon.com
0
anaaa bende mis okuyom kenks
benim dışımda okuyan insanlarda varmış nasıl mutlu oldum anlatamam
benim dışımda okuyan insanlarda varmış nasıl mutlu oldum anlatamam
0
Mis mezunu da var :D
Uml ogren oncelikle(muhtemelen derslerinden birinin konusudur), genel olarak okulda ogrendigin hemen her sey isine yarayabilir. Is analistligi icin ekstra ahim sahim bir sey bilmeye gerek yok baslangicta. Field learning yapilir genelde. Kucuk projelerden buyuklere dogru kayarsin.
Uml ogren oncelikle(muhtemelen derslerinden birinin konusudur), genel olarak okulda ogrendigin hemen her sey isine yarayabilir. Is analistligi icin ekstra ahim sahim bir sey bilmeye gerek yok baslangicta. Field learning yapilir genelde. Kucuk projelerden buyuklere dogru kayarsin.
0
analist var analist var :D
işini iyi yapmak , başarılı olmak istiyorsan yazılım bilmesem de olur diyemezsin
teknik anlamda iyi eğit kendini , analiz yaparken bir sistem kuracaksın ,
bu sistemin çalışırlığı senin teknik bilgine dayanacak .
hangi teknolojiyi kullanacağını bilmeden , veri yapısı hakkında bilgin olmadan ,SOA nedir bilmeden analiz yaparsan çok ilerleyebileceğini sanmıyorum.
işini iyi yapmak , başarılı olmak istiyorsan yazılım bilmesem de olur diyemezsin
teknik anlamda iyi eğit kendini , analiz yaparken bir sistem kuracaksın ,
bu sistemin çalışırlığı senin teknik bilgine dayanacak .
hangi teknolojiyi kullanacağını bilmeden , veri yapısı hakkında bilgin olmadan ,SOA nedir bilmeden analiz yaparsan çok ilerleyebileceğini sanmıyorum.
0
yazılım mühendisliği konusunda 2-3 tane ders al, en azından süreçlere hakim olursun. Mezuniyetten sonra endüstri mühendisliği alanında yüksek lisans da yapabilirsin.
0
cok iyi UML bil, yazilimci ile en iyi bu dil ile konusabilirsin. Zaten UML ögrenirken her bir digram sana bakis acisi konusunda yardimci olacaktir. Use Case diagram ile kullanici aksiyon tarafindan bakip, Entity Relationship diagram ile datanin yazilim tarafinada abstract yönünü birbiri ile iliskilerini göreceksin. Network diagram ile network sistemi, Sequence diagram ile de zaman düzlemi icinde modelleme yaparsin. Analist olarak senin birseyi yapmaktan cok farkli cözümlerin karsilastirilmasi, birbirlerine avantaji dezavantajina hakim olman gerekli. ve kararlarini yazilim mühendisi ile birlikte modelleyip yazilimciya aktarman gerekli. Ama elbette ne kadar yazilim bilirsen daha hakim olursun, diger tarafta analiz yaptigin isi/sektörü ne kadar bilirsen o kadar iyi modellersin.
UML diagram tipleri saymakla bitmez ama önemlileri bunlar: creately.com
UML diagram tipleri saymakla bitmez ama önemlileri bunlar: creately.com
0
freetakilir
atıyorum 180 saniyede bir 180 saniye doldu desin ekrana hata mesajı yollasın. nasıl yapılır bu? var mıdır yapılmışı falan baktım bulamadım da. doğru kelimelerle arayamadım sanırım.
atıyorum 180 saniyede bir 180 saniye doldu desin ekrana hata mesajı yollasın. nasıl yapılır bu? var mıdır yapılmışı falan baktım bulamadım da. doğru kelimelerle arayamadım sanırım.
0
0
"pomodoro one" diye bi uygulama indirdim app store'dan ben bu duyuruyu görünce.
beleş. sen ayarlamadan tekrar ediyor.
(bkz: pomodoro tekniği) diye bir şey var, bu uygulama onun için gerçi ama senin işini de görür.
beleş. sen ayarlamadan tekrar ediyor.
(bkz: pomodoro tekniği) diye bir şey var, bu uygulama onun için gerçi ama senin işini de görür.
0
kucukharfler
Selam duyuru ahalisi,Ben 12-13 senedir lens kullaniyorum. En son gözlük taktigimda göz numaralarim 2-2,5 falandi. Sonra sadece lens taktim senelerce. Gecen sene tekrar gözlük almak istedim. Bu arada göz numaralarim artti, 4,25 ve 3 oldu. Gözlerim ölcüldü, gözlük yapildi, aldim fakat kullanamiyorum.
Selam duyuru ahalisi,
Ben 12-13 senedir lens kullaniyorum. En son gözlük taktigimda göz numaralarim 2-2,5 falandi. Sonra sadece lens taktim senelerce. Gecen sene tekrar gözlük almak istedim. Bu arada göz numaralarim artti, 4,25 ve 3 oldu. Gözlerim ölcüldü, gözlük yapildi, aldim fakat kullanamiyorum.
Cünkü
Net görüyorum ama genel olarak görüsüm cok rahatsiz. Nesneleri daha kücük görüyorum. Uzaklik yakinlik hissi sacmaladi. Mesela yürürken yer daha yakin görünüyor. Kafami cevirirken tüm görüntü yamuluyor. KApilar falan yamuk ve bombeli görünüyor.
Bir de gözlerim kücük görünüyor gözlükle, bunu cözebilme imkani var mi ki? Daha ince yapilsa camlar falan... Su an inceltilmis cam ama daha da incesi de yapilabiliyormus.
Simdi benim göz numarami oldugundan büyük mü ölcmüsler sizce? Diyorlar ki gözlük numarasi lensten büyük olur. Benim gözlük numaram galiba lensle ayni ama oldugundan büyük numara vermisler gibi bir durum yasiyorum. Oldugundan kücük olsa net göremezdim sanirim su an cok net görüyorum.
Tekrar yaptirdigim optige ve baska bir yere gittim sorun yok dediler. Bilgisi, fikri olan var mi?
Ben 12-13 senedir lens kullaniyorum. En son gözlük taktigimda göz numaralarim 2-2,5 falandi. Sonra sadece lens taktim senelerce. Gecen sene tekrar gözlük almak istedim. Bu arada göz numaralarim artti, 4,25 ve 3 oldu. Gözlerim ölcüldü, gözlük yapildi, aldim fakat kullanamiyorum.
Cünkü
Net görüyorum ama genel olarak görüsüm cok rahatsiz. Nesneleri daha kücük görüyorum. Uzaklik yakinlik hissi sacmaladi. Mesela yürürken yer daha yakin görünüyor. Kafami cevirirken tüm görüntü yamuluyor. KApilar falan yamuk ve bombeli görünüyor.
Bir de gözlerim kücük görünüyor gözlükle, bunu cözebilme imkani var mi ki? Daha ince yapilsa camlar falan... Su an inceltilmis cam ama daha da incesi de yapilabiliyormus.
Simdi benim göz numarami oldugundan büyük mü ölcmüsler sizce? Diyorlar ki gözlük numarasi lensten büyük olur. Benim gözlük numaram galiba lensle ayni ama oldugundan büyük numara vermisler gibi bir durum yasiyorum. Oldugundan kücük olsa net göremezdim sanirim su an cok net görüyorum.
Tekrar yaptirdigim optige ve baska bir yere gittim sorun yok dediler. Bilgisi, fikri olan var mi?
0
gözlük senin gözünden uzakta durduğundan o kalın kenarlı mercek de küçülteç olduğundan daha küçük görürsün ve bu engellenemez, gözlük asla lens kadar doğal görüş veremez çünkü lens korneanın hemen üstünde duruyor... gözlük camının etrafında bulanık alan olacak herşey daha küçük olacak bunlar gözlüğün normal özellikleri.
ya lense devam ya lasik. lasik yaptırdım rahatım yıllardır gözlük denen işkence çekilmez.
ya lense devam ya lasik. lasik yaptırdım rahatım yıllardır gözlük denen işkence çekilmez.
0
gözlük numarası lensten büyük olmaz, lens numarası gözlükten küçük olur. yani asıl numara gözlüğün numarası, lens alırken daha küçüğünü verirler. aynı kapıya çıkıyor gibi olsa da değil.
bahsettiğiniz problemler hayatında ilk defa gözlük takanların yaşadığı şeyler. birkaç gün taktıktan sonra düzeliyor o his. eğer numaralarda ve odakta problem olmadığına eminseniz bombeli görmek, yeri yakın görmek falan ilk defa (veya uzun süreden sonra) gözlük takınca karılaşılan son derece normal şeyler.
ben de mesela günlük hayatta lens, akşam eve gidince gözlük takarım. akşam taktığım gözlük yamuldu. aynı numaralı yıllardır kullanmadığım bir çerçeve daha vardı, onu buldum taktım, aboo aynı o dediğiniz şeyler oluyor yine. gözlük kullanıyorum, numarası aynı, ama artık camın yapısından mıdır, eskiliğinden midir, çerçeveden midir nedir, çok süper hissedemedim. bu yamulttuğum gözlüğün camları çizildi diye aynı marka aynı model aynı numara yeni cam taktırdım, onu bile ilk takınca öyle oldu.
kısacası takın alışırsınız. 30 senedir gözlük takan adam konuştu.
bahsettiğiniz problemler hayatında ilk defa gözlük takanların yaşadığı şeyler. birkaç gün taktıktan sonra düzeliyor o his. eğer numaralarda ve odakta problem olmadığına eminseniz bombeli görmek, yeri yakın görmek falan ilk defa (veya uzun süreden sonra) gözlük takınca karılaşılan son derece normal şeyler.
ben de mesela günlük hayatta lens, akşam eve gidince gözlük takarım. akşam taktığım gözlük yamuldu. aynı numaralı yıllardır kullanmadığım bir çerçeve daha vardı, onu buldum taktım, aboo aynı o dediğiniz şeyler oluyor yine. gözlük kullanıyorum, numarası aynı, ama artık camın yapısından mıdır, eskiliğinden midir, çerçeveden midir nedir, çok süper hissedemedim. bu yamulttuğum gözlüğün camları çizildi diye aynı marka aynı model aynı numara yeni cam taktırdım, onu bile ilk takınca öyle oldu.
kısacası takın alışırsınız. 30 senedir gözlük takan adam konuştu.
0
@ucan spagetticanavari lasik ten korkuyorum. kücük bir risk olsa bile o riski alamadim simdiye kadar
@kibritsuyu ama elinde dogru bildigim lens numaralarim var sadece. önce gözlük sonra daha kücük olarak lens verilmedi ki bana. o zaman lenslerim 4,25 - 3 ise gözlük daha büyük olmasi gerekmez mi?
alisinca peki bombeli görmeye devam ediyorsun ama sen mi alisiyorsun yoksa bombeler kayboluyor mu? :))
@kibritsuyu ama elinde dogru bildigim lens numaralarim var sadece. önce gözlük sonra daha kücük olarak lens verilmedi ki bana. o zaman lenslerim 4,25 - 3 ise gözlük daha büyük olmasi gerekmez mi?
alisinca peki bombeli görmeye devam ediyorsun ama sen mi alisiyorsun yoksa bombeler kayboluyor mu? :))
0
zamanla geçer o, görebildiğin alana odaklanmaya alışırsın, dışarı bakmazsın.
ben 10 yaşından beri gözlük takıyorum, ilk defa 17 yaşında lens taktım iki sene kadar. 19'dan beri beş yıldır gözlük takıyorum.
görme rahatlığı açısından gözlük tabii ki lens ile karşılaştırılmaz, orası öyle.
ben 10 yaşından beri gözlük takıyorum, ilk defa 17 yaşında lens taktım iki sene kadar. 19'dan beri beş yıldır gözlük takıyorum.
görme rahatlığı açısından gözlük tabii ki lens ile karşılaştırılmaz, orası öyle.
0
iyi bir doktora gidersen küçük filan da yok. risksiz bir olay lasik... sorun yaşayanların yarısı eski teknoloji ile bıçaklı ameliyat olanlar vs., kalan yarısı da ucuza kaçıp dandik doktora güvenenler...
kornean uygun değilse zaten yapılmaz, uygunsa da işinde uzman bir doktorla risk olmaz. sinan gökere oldum ben mesela türkiyenin en iyisi...
gözlüğün o berbat sorunlarına zamanla alışıyorsun evet rahatsız olmuyorsun pek ama camın tozlanması parmak izleri yağmurda su damlaları soğuktan sıcağa geçişte buharlanması vs... sabah kalkınca, gece uyanınca, duşta vs. görememek... bunlara alışılmaz hepsi iğrenç eziyetler.
ayrıca diğer küçük görme gibi sorunlara alışsan da o sorunlar yok olmuyor. sen yine küçük görüyorsun her şeyi... yani yanlış ve kötü olana alışıp onu normalleştiriyorsun. etraf bulanık olduğundan görüş alanın da daralmış oluyor.
burunda ve kulakta da rahatsızlık yapıyor eğer hassas biriysen. neresinden bakarsan bak gözlük kullanmak bir insanın kendine yapabileceği en büyük kötülüklerden biridir... dörtgözlük ayrıca bir diğer berbat yanı.
kornean uygun değilse zaten yapılmaz, uygunsa da işinde uzman bir doktorla risk olmaz. sinan gökere oldum ben mesela türkiyenin en iyisi...
gözlüğün o berbat sorunlarına zamanla alışıyorsun evet rahatsız olmuyorsun pek ama camın tozlanması parmak izleri yağmurda su damlaları soğuktan sıcağa geçişte buharlanması vs... sabah kalkınca, gece uyanınca, duşta vs. görememek... bunlara alışılmaz hepsi iğrenç eziyetler.
ayrıca diğer küçük görme gibi sorunlara alışsan da o sorunlar yok olmuyor. sen yine küçük görüyorsun her şeyi... yani yanlış ve kötü olana alışıp onu normalleştiriyorsun. etraf bulanık olduğundan görüş alanın da daralmış oluyor.
burunda ve kulakta da rahatsızlık yapıyor eğer hassas biriysen. neresinden bakarsan bak gözlük kullanmak bir insanın kendine yapabileceği en büyük kötülüklerden biridir... dörtgözlük ayrıca bir diğer berbat yanı.
0
bi ara gözlüğümü değiştirdim, yeni çerçeve yeni camlara geçtim, neredeyse 2/3 gün yürümekte bile zorlandım, yere bakarak yürüyen biri olarak yollar bombeli, basamaklar daha yüksek garip falan oluyordu, sonra normale döndü, belki gözüme düşen şekilde yine bombeli falan ama beyin bir şekilde düzeltiyor görüntüyü zamanla.
0
bombelere alışmıyorsunuz, gözlük kullanmaya alıştıkça bombeler kayboluyor.
ameliyatı da bak spagetti nasıl özendirdi şimdi. gözlük hakikaten o konularda eziyet. lensi de sevmiyorum ama kış günü içeri girince buhar olmasın, yapmurda ıslanmasın, yazın da güneş gözlüğü takabileyim diye mecburen kullanıyorum ben de.
ya belki riski artık çok düşük ama ben de korkuyorum. korkmamdaki birinci neden, evet 11 yıldır numaram değişmiyor ama ya yükselirse, 0,75 için yeniden gözlük takacaksam boşa ameliyat oldum demektir.
bi de ben gözüme karşı hassas bi adamım. genel anestezi ile olacaksa eyvallah da göz ameliyatında olmuyor o. illa ayık olacaksın ve mecburen gözün açık olacak, tüm müdahaleyi direkt göreceksin. ıyşşş ben kesin kıpırdatıp kör olurum oracıkta.
bildiğim kadarıyla miyopi gibi rahatsızlıklar göz merceğinin yanlış kırması nedeniyle oluyor. ama ameliyatın mantığı merceği düzeltmek değil, kornea tabakasını lazer kullanarak sanki lens takmışsın gibi bükerek kırılmasını değiştirmek. bir bakıma kontakt lensi korneaya entegre etmek. yanlış biliyorsam düzeltin. yani mercekte olabilecek atrı veya eksi değişimler yine görmeyi bozabilir. 2.5 numara gözlüğünü takmadan göremeyen babam şimdi ölçtürüyor 0.50 çıkıyor, düşmüş admaın numarası ve gözlüğü çıkardı attı. sırf numara artması değil, numara azalmasından da çekiniyorum.
ameliyatı da bak spagetti nasıl özendirdi şimdi. gözlük hakikaten o konularda eziyet. lensi de sevmiyorum ama kış günü içeri girince buhar olmasın, yapmurda ıslanmasın, yazın da güneş gözlüğü takabileyim diye mecburen kullanıyorum ben de.
ya belki riski artık çok düşük ama ben de korkuyorum. korkmamdaki birinci neden, evet 11 yıldır numaram değişmiyor ama ya yükselirse, 0,75 için yeniden gözlük takacaksam boşa ameliyat oldum demektir.
bi de ben gözüme karşı hassas bi adamım. genel anestezi ile olacaksa eyvallah da göz ameliyatında olmuyor o. illa ayık olacaksın ve mecburen gözün açık olacak, tüm müdahaleyi direkt göreceksin. ıyşşş ben kesin kıpırdatıp kör olurum oracıkta.
bildiğim kadarıyla miyopi gibi rahatsızlıklar göz merceğinin yanlış kırması nedeniyle oluyor. ama ameliyatın mantığı merceği düzeltmek değil, kornea tabakasını lazer kullanarak sanki lens takmışsın gibi bükerek kırılmasını değiştirmek. bir bakıma kontakt lensi korneaya entegre etmek. yanlış biliyorsam düzeltin. yani mercekte olabilecek atrı veya eksi değişimler yine görmeyi bozabilir. 2.5 numara gözlüğünü takmadan göremeyen babam şimdi ölçtürüyor 0.50 çıkıyor, düşmüş admaın numarası ve gözlüğü çıkardı attı. sırf numara artması değil, numara azalmasından da çekiniyorum.
0
cokciddi
daily mail'in sitesinde van persie fotoğrafında kendisinin sansürlemediğini gazete sansürlemiş. bunun sebebini tam anlayamadım. akit kafası değildir ama çocuk istismarı konusunda mı hassaslar çözemedim. belki de hukuki bir uygulama. any idea?http://i.dailymail.co.uk/i/pix/2014/08/06/article-0-204F26
daily mail'in sitesinde van persie fotoğrafında kendisinin sansürlemediğini gazete sansürlemiş. bunun sebebini tam anlayamadım. akit kafası değildir ama çocuk istismarı konusunda mı hassaslar çözemedim. belki de hukuki bir uygulama. any idea?
i.dailymail.co.uk
bu da orjinali
pbs.twimg.com:large
not: foto komik kabul ediyorum :)
i.dailymail.co.uk
bu da orjinali
pbs.twimg.com
:largenot: foto komik kabul ediyorum :)
0
özel hayata saygı falan mı acaba, belki çocuklar istemiyeceklerdir ileride diye. gerçi ona hassasiyet gösterecekse niye sosyal medyaya koyuyor rvp. kraldan çok kralcı daily mail!! adam delirip çocukları balkondan sallayıp düşürmesin diye falan belki.
0
burda da aynısı sorulmuş:
www.femalefirst.co.uk
ebeveynler çocuklarının görüntülenmesini istemiyorsa sansürlüyorlarmış ama bu örnekte adam zaten kendi hesabından paylaştığı için saçma olmuş. ben de bilemedim.
www.femalefirst.co.uk
ebeveynler çocuklarının görüntülenmesini istemiyorsa sansürlüyorlarmış ama bu örnekte adam zaten kendi hesabından paylaştığı için saçma olmuş. ben de bilemedim.
0
adamın kendi hesabında paylaşmış olması (tamam, herkese açık olabilir ama kendi hesabı, çocuk da onun çocuğu) gazetenin o fotoğrafı olduğu gibi yayınlayabileceğini göstermez, içinde çocukların olduğu fotoğraflar için izin alması gerekiyor olabilir. izin almadığı her durumda da sansürlemek zorunda olabilir.
yasaları bilmediğim için ezbere konuşuyorum tabi.
yasaları bilmediğim için ezbere konuşuyorum tabi.
0
