Giriş
(11)

Fesih yasaklarında tazminat

regina phalange
Şirketin üst düzey yöneticisi geçen hafta çıkarıldı. Yüklü de bir tazminat aldı ödeme talebini bizzat gördüm. Hani fesih yasağı vardı nasıl çıkarıldı bu adam ve kol gibi taZminat aldı. Fakirin yüzü gülür mü diye boşuna demiyorlar. Şimdi biz istesek anlaşmalı ayrılamayız ama direktör olunca ayrılabil
Şirketin üst düzey yöneticisi geçen hafta çıkarıldı. Yüklü de bir tazminat aldı ödeme talebini bizzat gördüm. Hani fesih yasağı vardı nasıl çıkarıldı bu adam ve kol gibi taZminat aldı. Fakirin yüzü gülür mü diye boşuna demiyorlar. Şimdi biz istesek anlaşmalı ayrılamayız ama direktör olunca ayrılabiliyorlar mı yani?
0
regina phalange
(13.09.20)
çıkarıldıysa alır zaten? kendisi istifa etmemiş ki.
0
etna
(13.09.20)
Fesih yasağı var şu an şirketler çalışanlarını çıkarmıyor pandemi yüzünden. Bu yasak varken nasıl anlaşmalı gidiyor onu soruyorum
0
🌸regina phalange
(13.09.20)
İstifa etmiştir, iş sonu tazminatı adı altında tazminatı ödenmiştir.
0
kojonotsuki
(13.09.20)
Evet yüklü tazminat verip istifa etmiş gibi gosteriyorlar. Bu tabii alt kesim icin geçerli degil; alt kesimde kısa calışma ödeneği basip gecebiliyorsun.
0
roket adam
(13.09.20)
aslında işten çıkarmak tam olarak yasak değil, brüt maaş tutarında idari ceza ödeyerek işten çıkartılabiliyor.
0
mafezaku
(14.09.20)
İstifa etmesi için o tazminatı veriyorlar. İstifa etmek yasak değil.
0
SiyamkedisiZorro
(14.09.20)
Ikale sözleşmesi de imzalamış olabilir. Üst düzeyler çok sefer ikale ile ayrılır.
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(14.09.20)
ikale sözleşmesi yapılmıştır +1
0
kestane gürgen palamut
(14.09.20)
Arkadaşlar fesih yasaklarında ikalenin çıkış kodu olan 22 de yasak. Dolayısıyla normal zamanlarda ikale ile ayrıldığında ödenen paket tazminat vs şu an bu kod ile çıkış yapılması yasaklandıpı için kullanılamıyor. Ben de bu adamla nası anlaştılar da kol gibi tazminat aldı onu merak ediyorum. ZTen sorum da ikalenşn yasak oldupu şu günlerde buna nasıl tazminatla çıkarım yapıldığı ile ilgili.
0
🌸regina phalange
(15.09.20)
şöyle bir anlaşma yapılmış olabilir, işveren sözleşme şartlarında esaslı değişiklik talep etmiştir çalışanda bu değişikliği kabul etmediği için kendisi haklı nedenle fesihte bulunmuştur. hem ek tazminatını almıştır hem de kıdem tazminatına hak kazanmıştır. (tabi esaslı değişiklik fln hikaye, önemli olan tazminatlı fesih yapabilmek, bu çıkış türü işverenin de işine geliyor sözleşmeyi işçi feshettiği için dava riski olmuyor, işçi de hem tazminatını alıyor hatta işsizlik maaşına bile hak kazanıyor sonrasında, baya win win)

biz böyle yapıyoruz personel ile anlaşarak.
0
benaslinda
(15.09.20)
yani bir de siz ödeme talebini görmüşsünüz adama sen istifa et, biz sana 200k prim ödemesi yapalım bile denmiş olabilir. bunlar olağan şeyler..
0
benaslinda
(15.09.20)
(3)

Joan Baez şarkısı

SiyamkedisiZorro
Bir türlü bulamadım yahu...Şarkının bir yerinde "born in the rainforest of distant Cameroon" gibi bir şey diyordu. "Daughter of the moon" da geçiyordu şarkının bir yerinde ama Lily değil benim aradığım şarkı. Bir türlü bulamıyorum. Yardım edebilecek biri var mı? Böyle masal gibi bir şarkıydı, hey gi
Bir türlü bulamadım yahu...
Şarkının bir yerinde "born in the rainforest of distant Cameroon" gibi bir şey diyordu. "Daughter of the moon" da geçiyordu şarkının bir yerinde ama Lily değil benim aradığım şarkı. Bir türlü bulamıyorum. Yardım edebilecek biri var mı? Böyle masal gibi bir şarkıydı, hey gidi...
0
SiyamkedisiZorro
(10.09.20)
speaking of dreams mi?
0
blatta hiberna
(10.09.20)
lancelot du lac
(10.09.20)
Tam da odur, çoook teşekkür ederim.
0
🌸SiyamkedisiZorro
(10.09.20)
(7)

öğrenci harçlığı ne olmalı?

bugisme
gelin biraz hayat pahalılığını konuşalım,1-Covid19 gözardı edilirse, normal yaşam şartlarında; şehirde yaşayan, ailesiyle kalan bir lise öğrencisi gencin aylık harçlığı ne olmalıdır? 2-şehir dışında okuyan üniversiteli gencin insan gibi geçinebilmesi için elinde olması gereken minimum aylık tutar gü
gelin biraz hayat pahalılığını konuşalım,

1-Covid19 gözardı edilirse, normal yaşam şartlarında; şehirde yaşayan, ailesiyle kalan bir lise öğrencisi gencin aylık harçlığı ne olmalıdır?
2-şehir dışında okuyan üniversiteli gencin insan gibi geçinebilmesi için elinde olması gereken minimum aylık tutar günümüz şartlarında ne olmalıdır?

edit: şehir derken büyük şehir demek istedim, istanbul mesela.
0
bugisme
(10.09.20)
Hangi şehir? Çok değişir.
0
Bruce
(10.09.20)
ailenin durumuna göre değişir. klasik türk ailesiyse, anne çalışmıyor baba memur ya da 3-5bin lira bandında maaş alıyorsa :

1- ailesiyle kalan lise öğrencisine aylık 200-300 anca verilir. kitap okul masrafları hariç tutar.
2- ben üni'de okurken kalacak yeri o kadar ucuza ayarlamıştım ki çok beleşe yaşadım. benim gibi istisnaları saymazsak, 550 kyk kredi/burs + min 300 lira çok güzel iş görür (kalacak yeri aile ayriyeten ödüyor)

bunlar türkiye gerçekleri. saydığım paraları göremeyen milyon öğrenci var. bana kalsa üni öğrencisinin cebinde min 2000-2500 olmalı ve konaklama ücreti uygun bir yer bulmuş olmalı.
0
avatar is back
(10.09.20)
1)500₺
Telefon faturasını ve ulaşım masrafını ailesi öderse çok rahat geçinir.
2)1000₺ (kalma masrafı hariç)
0
megalomaniac
(10.09.20)
1- Kızım lise öğrencisi. Masraflarını elbette biz karşılıyoruz. Covid sebebiyle dışarıda arkadaşlarıyla dolaşamıyor. Eğer çıkıyor olsa idi 2 haftada bir o sebeple 100 TL (toplam 200 TL) verirdim. Şimdi sadece biriktirme bilinci oluşsun, almayı istediği (bana aptalca gelen) şeyleri de istiyorsa alabilsin diye ayda 25 TL veriyorum; gülmeyin bence yeterli.

2- Muhtemelen asgari ücret gibi bir şey olmalı
0
SiyamkedisiZorro
(10.09.20)
İlave bir cevap daha vereyim. Üniversite öğrencisi çocuğum yok ancak ben üniversitede okurken (aile yanında) ailem bana aylık şimdinin 100 TL'si kadar para verirdi. Tabii hiçbir şeye yetmezdi. O zaman ne yapıyoruz, akıllı olup ders veriyoruz. Liseyi bitirdikten sonra devamlı çalıştım ben. Şirketlerde staj yaptım (o zamanlar staj için asgari ücret verirlerdi), ders verdim, part time çalıştım. Üniversite öğrencisinin sadece ailesinin eline bakmasını yanlış buluyorum.
0
SiyamkedisiZorro
(10.09.20)
Günlük 10 TL yeterli bana göre, fazlasıyla ya sağlıksız beslenir, ya da gereksiz ve saçma yerlere harcar.

Aylık olarak topluca vermek de şeytana uydurabilir.

Bu sadece günlük yemek ihtiyaı için ama, diğer her ihtiyaç aile tarafından karşılanır zaten.
0
John Bloor
(10.09.20)
1. yemeği evden götürüyor ya da okulda yemekhaneden yiyorsa aylık 300 tl. az bir para ama bu para olur da arkadaşlarıyla haftada bir iki kez bir yere oturursa mahçup olmasın, canı yiyecek içecek bir şey çekerse alabilsin diye. bir de öğrenci akbili doldursun. yoksa geri kalan tüm masraflarını yine kendim karşılarım. bu para türkiye şartlarında anca çay kahve içmeye yeter.

2. konaklama hariç 1000 lira. yetmiyorsa bir zahmet garsonluk yapsın, özel ders versin, haftasonu yevmiyeli işte çalışsın. üni öğrencisinin basit bir işte de olsa haftada birkaç saat çalışması gerektiğine inanıyorum.
0
sir gawain
(10.09.20)
(3)

Açıköğretim - Adalet Önlisans

antalya12
Herkese merhabalar,Açıköğretimde adalet okumayı düşünüyorum. Bilenlerden Anadolu Üniversitesi ile İstanbul Üniversitesi'ni karşılaştırmalarını rica edeceğim. Hangisi daha iyidir ya da siz olsanız hangisini neden tercih edersiniz?Şimdiden teşekkür ederim
Herkese merhabalar,
Açıköğretimde adalet okumayı düşünüyorum. Bilenlerden Anadolu Üniversitesi ile İstanbul Üniversitesi'ni karşılaştırmalarını rica edeceğim. Hangisi daha iyidir ya da siz olsanız hangisini neden tercih edersiniz?

Şimdiden teşekkür ederim
0
antalya12
(09.09.20)
Ben İÜ Adalet MYO'nda birinci senemi bitirdim. Neden İÜ seçtim, tamamen İÜ isminden dolayı. Daha sonra geçiş yapar mıyım bilmiyorum. İlk sene tamamen çalışmadan daha önce İşletme'de okuduğum ve işyerinde edindiğim bilgilerle geçtim. Dikey geçiş için Ercü'nün dediği gibi olayı ciddiye almak lazım. Siz neden adalet okumak istiyorsunuz, onu yazmamışsınız, ya da Hukuk Fakültesine geçmek gibi bir planınız var mı bilemiyorum.
0
SiyamkedisiZorro
(09.09.20)
Adalet 2. Sınıfım. 1. Dönem okul bitecek. Online eğitim sebebiyle hiç bir şey öğrenmedim 2 dönemdir. Sadece 1.1 de öğrendim.

Hukuk için iyi derece şart. Yks daha kolay +1

Ben hobi için hukuk okumak istiyorum. O yüzden seneye deneyeceğim. Sormak istediğiniz bir şey varsa burdayım. Online eğitim olduğu sürece hemen mezun olursunuz zaten.

Bir de dgsde şöyle bir dezavantaj var. Eşit ağırlık puan türü olduğundan hem Türkçe hem matematik çözmek gerekiyor.

DGS, alese göre daha yumuşak bir sınav.
0
westblack
(09.09.20)
Ben anadoluda okuyorum. Tamamen can sıkıntısından başladım. Bana katkı sağlayacak başka bir alan varsa oraya da geçebilirim.
0
geçerkenugradım
(09.09.20)
(11)

yaptığınız yada yaşadığınız birşeyi geri alabilseydiniz bu ne olurdu?

baldan kaymak
sb.
sb.
0
baldan kaymak
(08.09.20)
Şu an arge merkezi denetimi için sunumlarını hazırlamam gereken projeleri açmak :(
Bir daha proje açanı şeyetsinler zaten.

İlave: bir de 24 eylül 2018 sabahı işe gitmek. Gitme kararı vermemiş olmak isterdim.
0
pati
(08.09.20)
yaptıklarımı hatırlayacaksam komple baştan doğmak isterdim .D
0
nahtoderfahrung
(08.09.20)
İlkokul beşinci sınıfta çalışkan öğrencilikten tembelliğe olmaya karar vermem salaklığını değiştirdiğim.

Yaş 31, ara ara geçmiş aklıma geliyor. Diyorum ki lan ne mal bir insanmışım. Neyse fark ettim de, bir şeyler yapmaya çalışıyorum.
0
put it in your appropriate place
(08.09.20)
10 sene öncesi. bi prodüksiyon firmasının kurgucusuyla sohbet ederken bir ifade kullanmıştı. "ben bu işe havuzda başladım" dedi. "Nasıl yani? Napıyordun ki havuzda?" diyerek yandaki yüzme havuzuna baktım. Meğer videoların toplandığı (hala ne anlama geliyor bilmiyorum) dijital havuzu kastediyormuş. O gün o sohbette konuya uzak olduğumu bu kadar belli etmeseydim hayatım çok başka olabilirdi.
0
IncredibleMau
(08.09.20)
10 sene önceki bir bench press setine girmezdim.
0
arnold schwarzeneger
(08.09.20)
yazdığım üniversite/bölüm.

edit: aslında daha bir sürü şey var.
0
tabudeviren
(08.09.20)
Birkaç tane var:

1- Naif ama ilkokulda bir arkadaşıma haksızlık yaptığımı düşünüyorum. Arkadaşça itişme sırasında beni fazlaca itti ve o sırada karambolde mideme yumruk attı. Eve dönünce karnım ağrıdı biraz, anneme söyleyince annem olayı epey büyüttü. Şikayetçi oldu filan. Çocuğun bunu kötü niyetli yapmadığını biliyordum ama annem o kadar yükselince durduramadım da. Herhalde ilk geri almayı istediğim şey budur.

2- Bu farkında olduğum - bilerek yaptığım bir şey değildi. Bir de yapmasaydım şimdiki ben olur muydum bilmiyorum ama hep düşünürüm; acaba girdiğim ilk üniversite sınavında matematik cevap kolonuna Türkçe cevaplarını işaretlemeseydim ne olurdu. Evet mal gibi kolonları karıştırmışım :(

3- İş hayatımın ilk senelerinde aldığım riskli kararları almasaydım.
0
SiyamkedisiZorro
(08.09.20)
Çocukken, ağzında yavrusuyla penceremize gelen o kediyi babamı dinlemeyip içeri alırdım. Resmen kandırdı beni “bak seni çok seviyor, sana hediye olarak yavrusunu göstermek için getirmiş” yuh mk... Tamam bahçede de çok vasat bi hayatları olmadı ama nolurdu hayvan yalvaran gözlerle bakarken onu içeri alıp bir minder tahsis etseydik?
0
megalomaniac
(08.09.20)
yanlış insanlarla arkadaşlık kurmak. Sanırım bazı kişilerle hiç arkadaş olmazdım.
0
Sonsuzluk ve Bir Gün
(08.09.20)
Bir arkadaşıma çok büyük bir ayıp yaptım, neredeyse 10 sene geçti üzerinden. Geri dönebilsem onu yapmazdım.
0
peki madem
(09.09.20)
Bir akşam, aşık olmuştum. Yıllar süren bir hikaye, onunla iken kimseyi görmediğim yıllar. Ve her seferinde başkaları ile flörtöz istekleri sonucunda ondan uzaklaşmam, sonra yine bir şekilde ona gitmem. Beni hep cepte tutması, yıllar boyunca.. Kendim gibi değerli birini bir parça sevgi için oyalayıp durması.

İşte o gün, onunla tanıştığım o gün, aramızda hiç bir sorun yokken sonradan sarhoşluğuma verdiğimiz, hiç adetim olmadığı halde, ona defalarca tokat attığım o gün dışarıya çıkmazdım.

Ve belki şuan bakıp, bu çocukta çok iyiymiş niye red ettim ki zamanında dediğim bir listem olmazdı.

Belki bir sevgilim, sevdiğim olurdu kimbilir. Belki de olmazdı. Ama en azından bundan dolayı kendimi bu denli suçlamazdım.

Geri döndüğüm her sefer için kendimi defalarca suçlarken evet heri alabileceğim.birşey olsa o gün olurdu.
0
mobydick
(11.09.20)
(8)

Nasıl çilingir olunuyor

sckxyss
Ekside cilingiler ilgili başlık görünce aklıma geldi. Bu Çilingirler genelde anahtarcı dükkanı olanlar falan oluyor. Ben anahtarcilik dukkancilik falan yapmadan kapı nasıl açılır ogrenip, alet edevatimi alıp cilingirlik yapabilir miyim acaba? Evde olurum arayan olursa gider açarım falan. Mümkün mü b
Ekside cilingiler ilgili başlık görünce aklıma geldi. Bu Çilingirler genelde anahtarcı dükkanı olanlar falan oluyor. Ben anahtarcilik dukkancilik falan yapmadan kapı nasıl açılır ogrenip, alet edevatimi alıp cilingirlik yapabilir miyim acaba? Evde olurum arayan olursa gider açarım falan. Mümkün mü bu?
0
sckxyss
(07.09.20)
Şu, meslekleri beş dakikada öğrenip para kazanma merakı, eline aldığı işi yüzüne gözüne bulaştıran çok adam çıkmasına sebep oldu piyasaya.

Sorunun cevabı gibi görünmeyebilir ama sorunun cevabıdır.

Milyon çeşit kilit, anahtar düzeneği, bir meslek olarak ancak çalışarak öğrenilebilir.

Eldeki alet edevatla vatandaşın malına zarar verilmeye başlamadan önce, mesleklerin nasıl öğrenildiğinin öğrenilmesi gerek.
0
rezilrusfaadam
(08.09.20)
Ekside berberler ile ilgili başlık görünce aklıma geldi. Bu berberler genelde berber dükkanı olanlar falan oluyor. Ben berber dukkanında falan çalışmadan saç nasıl kesilir ogrenip, alet edevatimi alıp berberlik yapabilir miyim acaba? Evde olurum arayan olursa gider keserim falan. Mümkün mü bu?

Belki fikir verir.
0
archmage mahmut
(08.09.20)
@archmage mahmut dediğiniz mümkün değil berberliği öğrense de mümkün değil, ama çilingirlik mümkün. eğer biliyorsa gidip kapıyı açacak.

burada mesele müşteri nasıl bulacak ( çilingirliği öğrendiğini kabul ediyoruz.)
0
fezagezgini_4
(08.09.20)
Belirli bir eğitimi var mı bilmiyorum. Tahminen çıraklıktan yetişiyorlardır. Bazen hobisini mesleğe çeviren insanlar oluyor. Youtube'da lockpickinlawyer diye bir kanal var. Onu izlemeni öneririm. Yine de herhangi bir mesleği yapmak için bir eğitim ve tecrübe gerekiyor.
0
the coon
(08.09.20)
r/lockpicking
0
biergarten
(08.09.20)
"Milyon çeşit kilit, anahtar düzeneği, bir meslek olarak ancak çalışarak öğrenilebilir."

milyon çeşit kilit var ama çilingirin önüne gelecek kilitler bellidir, kale kilit ev kapıları vb.. toplasan 50 tip kilit vardır iş gelecek, bozuk kilitleri toplar pratik yaparsın, elin yatkınsa zaten öğrendiğini anlar insan, bir güven gelir. gerisi de ilan, semtlerin facebook sayfalarına reklam verme şeklinde iş bulmak.

kafada her şeyi bu kadar büyüten insanlar aldığı bir kitap yüzünden devamında 10 alakalı kitap daha alıyor daha sonra yatıyor o kitaplar.
0
marlonbranda
(08.09.20)
"kafada her şeyi büyüten insanlar"

Evet milyon tane birbirinin aynı civata var ama birini yanlış sıkarsan, yeri gelir 10.000 tl'lik silindir kapağını çöpe atarsın.

Milyon tane birbirinin kilit var, önüne ancak 50 60 tanesi sürekli gelir ama, biraz karmaşık bir yapı ile karşılaşınca hem kilide ve bağlı olduğu kapıya zarar verir, hem kilit sahibinin zamanını çalar, hem açamadığınız kilidi daha da arap saçı yapıp, başka ustanın da açabilmesini zorlaştırırsınız.
0
rezilrusfaadam
(08.09.20)
Valla çilingirlik hakikaten enteresan meslek. Gayet yanlış amaçlarla kullanılabilir. Bunun etik düzenlemesini merak ettim şahsen.

Size cevap olarak:
Anahtarcılık mesleği için eğitimi; mesleki eğitim merkezleri tarafından “Anahtarcılık ve Çilingirlik” alanı “Anahtarcılık ve Çilingirlik” meslek dalında verilmektedir. Verilen eğitimde Matematik, Fizik, Kimya, Biyoloji derslerinde başarılı olmak gereklidir.

Eğitim süresi ilköğretim okulu mezunları için 2 yıl, lise veya dengi okul mezunları için 1 yıldır. Haftada 4 gün işletmede pratik eğitim, 1 gün mesleki eğitim merkezinde teorik eğitim verilmektedir. İlköğretim okulu mezunu öğrenciler teorik eğitimde Türkçe, Matematik ve Meslek Matematiği, İşletme Bilgisi ve Toplam Kalite yönetimi, Din Kültürü ve Meslek Ahlakı, Mesleki Bilgisayar gibi Genel Bilgi dersleri ile Ortak beceri, Teknik Resim, Temel Anahtarcılık, Temel Metal Şekillendirme, Otomobil Anahtarcılığı, Kilit İşlemleri gibi mesleki dersleri alırlar.

Lise veya dengi okul mezunları ise sadece Ortak beceri, Teknik ve Mesleki Resim, Temel Anahtarcılık, Temel Metal Şekillendirme, Otomobil Anahtarcılığı, Kilit İşlemleri gibi mesleki dersleri alırlar.

Çilingir çıraklık eğitimine başlayabilme şartları
Çilingir (anahtarcı) mesleği için açılacak eğitimlere başvurabilmek için aranan şartlar şunlardır:
En az ilköğretim okulu mezunu olmak. 14 yaşını doldurmuş olmak, Bünyesi ve sağlık durumu gireceği mesleğin gerektirdiği işleri yapmaya uygun olmak.

Detaylı Bilgi:
www.iskur.gov.tr
mbs.meb.gov.tr
0
SiyamkedisiZorro
(08.09.20)
(7)

Şampanyalı Bir öğleden Sonra Yemeği

rewlack
İstanbulda biraz fine dining bi yer arıyoruz; ama akşam yemeği gibi değil öğleden sonra gibi bir saatte olacak.Şampanya konusunda ciddiyim, en kötü ihtimalle blush falan olabilir ama yeterki migrostan alınma olmasın. Ne alaka diyeceksiniz ama aklıma Büyük Londra Oteli geldi, açık mı acaba restoran k
İstanbulda biraz fine dining bi yer arıyoruz; ama akşam yemeği gibi değil öğleden sonra gibi bir saatte olacak.
Şampanya konusunda ciddiyim, en kötü ihtimalle blush falan olabilir ama yeterki migrostan alınma olmasın.
Ne alaka diyeceksiniz ama aklıma Büyük Londra Oteli geldi, açık mı acaba restoran kısmı hala pandemi falan var diye diyorum.
Neresi var böyle?
Victor Levi şarap mekanı, taksim rejans falan o da olmaz.
0
rewlack
(07.09.20)
kişisel bir önerim yok bu tür mekan pek bilmediğimden. ama google'a "istanbul michelin yıldızlı restoranlar" yazıp aratırsanız sanki bir şeylere ulaşabilirsiniz istediğiniz türden, yanısıra fine dining gibi yerler de çıkıyor gibi.

Türkiye'de michelin yıldızlı restoran hiç olmamış, kobuzchu kiz'a teşekkürler. bilip bilmeden yazdığım bu öneriyi yine de ibretlik olarak burada bırakıyorum :)
0
nimberjack
(07.09.20)
büyük londra oteli ismi havalı olmasına rağmen o kadar da fine dining bir yer değildir. Boğaz kıyısındaki otellerin restoranlarına bakabilirsiniz.
0
anten
(07.09.20)
Saatleri konusunda emin değilim ama Turk Fatih Tutak'a bir bakın, çok övüldüğünü duydum geçenlerde. Bir de Ortaköy'de Ruby var.
0
kobuzchu kiz
(07.09.20)
TOI Kuruçeşme
0
dougsampson
(07.09.20)
neolokal (18 civari aciyor.) ve mikla olabilir aradiginiz sey. mikla´da standart sampanyalar vardi, neolokal`in listeni hic hatirlamiyorum.

kopuklu saraptan bahsediyor olabilir misiniz? Solera vb. mekanlarda kopuklu sarap bulabilirsiniz.

sampanya sunumu sikintili bir icecek. genelde yeterince soguk gelmiyor, sinir bozuyor. ben tercih etmiyorum sarap merkezli bir yer degilse ozellikle. bardak sampanya da, cok tercih edilmedigi icin, okside gelebiliyor masaya. dikkat etmek lazim.

istediginiz sarap yoksa, siseyi kendiniz goturun ve "tipa parasi"? verin. bu da bir alternatif.
0
buf-e kür
(07.09.20)
foxy olabilir. maksut askar ve levon bagis istiraki
0
65 derece
(07.09.20)
Bebek Hotel veya Feriye olabileceği gibi Divan Restaurant'ları da olabilir.
0
SiyamkedisiZorro
(07.09.20)
(5)

Yaptığım sosun bozulmaması için?

hadi ya la
Kavanozu ters çevirip bekletme yöntemini yaptım.Lütenitsa hazırladım, tencerede fokur fokur kaynarken temiz kavanozlara ağzına kadar doldurdum, sıkıca kapağını kapattım ve ters çevirdim. En az 12 saat beklemesi gerekiyor. Güneş almayan kilere koydum. Bozulacak diye korkuyorum, bozulur mu ki?
Kavanozu ters çevirip bekletme yöntemini yaptım.

Lütenitsa hazırladım, tencerede fokur fokur kaynarken temiz kavanozlara ağzına kadar doldurdum, sıkıca kapağını kapattım ve ters çevirdim. En az 12 saat beklemesi gerekiyor. Güneş almayan kilere koydum. Bozulacak diye korkuyorum, bozulur mu ki?
0
hadi ya la
(07.09.20)
O şekilde aylarca bekleyen domatesleri yiyoruz biz bişe olmuyor. Sosunuzun muhteviyatını bilmiyorum ama sağlam kalma şansı yüksek sanki.
0
hedep
(07.09.20)
annem sanki yağ koyuyordu kavanozları kapatmadan, yağ havayı kesip bozulmayı önlüyor ama her yiyeceğe olur mu bilmiyorum.
0
fezagezgini_4
(07.09.20)
1- kapak ve kavanozlar kaynatılmalı önceden. steril olmalı.
2- ters çeviriyor bizimkilerde. ama ters çevirmemek lazım. cam sağlıktır diyoruz, sonra kapaktaki BPA yüksek derecede sosun içine geçiyor. gelecek yıllarda ters çevirmemenizi öneririm.
3- açarken hava sesinin çıkmasını duyunca gönül rahatlığı ile yiyebilirsiniz.
4- güneş almayan serin bir yerde bekletin.

iyi günler.
0
safak efendisi
(07.09.20)
youtu.be

Şöyle de bir kapaklama tekniği varmış 8.25 de gösteriyor
0
freebird5406_2
(07.09.20)
Yeni kapak şart. Dikkat etmişsinizdir, değil mi?
0
SiyamkedisiZorro
(07.09.20)
(5)

Cuma günü yapılan yemekler

django
cuma günü pirinç pilavı, köfte, hünkar beğendi gibi bazı yemekler hazırlamıştım; hafta sonu yeme fırsatım olmadığı için yemekler buzdolabında öylece durdu. sadece cumartesi günü biraz yemiştim. bu yemekleri bugün tüketsem bir şey olur mu?ve evet bu soruyu çevremde kimseye soramayacak kadar yalnızım
cuma günü pirinç pilavı, köfte, hünkar beğendi gibi bazı yemekler hazırlamıştım; hafta sonu yeme fırsatım olmadığı için yemekler buzdolabında öylece durdu. sadece cumartesi günü biraz yemiştim. bu yemekleri bugün tüketsem bir şey olur mu?

ve evet bu soruyu çevremde kimseye soramayacak kadar yalnızım :/
0
django
(07.09.20)
Dışarıda bırakmadıysan buzdolabında beklediyse yenir
0
freebird5406_2
(07.09.20)
Buzdolabında kapağı kapalı bir kapta durduysa pilav yenir (ben yiyorum), hünkar beğendi etli değilse o da yenir, köfteyi de bir kokla, tadına fln bak istersen ama ben olsam risk almazdım.
0
pati
(07.09.20)
dolaptan hiç çıkarmadıysanız ve cumartesi günü parça parça ısıttıysanız (tüm tencereyi ısıtmadıysanız yani) sadece lezzeti kaybolmuştur ve etler sertleşmiştir biraz, onun dışında sorun olmaz.
0
Phoebe
(07.09.20)
Bence yenir, ben olsam yerim.
Zaten bi bozukluk olsa tadından kokusundan anlaşılır.
Afiyet olsun.
Yalnızlık o kadar kötü değil :)
0
megalomaniac
(07.09.20)
Elbette yenir.
0
SiyamkedisiZorro
(07.09.20)
(12)

küçük esnaf neden dolandırıcı?

sizofren06
ankaraya gelirken yolda afyonda patates satıcıları var ordan patates alayım dedim. adam bana dedi bu 10 kilo 25 tl. pazarlıkla 20 tlye aldım. neyse eve geldim tarttım patates 6 kilo cıktı. şimdi bu adam neden müşteriyi dolandırır? bir daha ben antalya dönüşü patates alır mıyım? bizim küçük esnafımız
ankaraya gelirken yolda afyonda patates satıcıları var ordan patates alayım dedim. adam bana dedi bu 10 kilo 25 tl. pazarlıkla 20 tlye aldım. neyse eve geldim tarttım patates 6 kilo cıktı. şimdi bu adam neden müşteriyi dolandırır? bir daha ben antalya dönüşü patates alır mıyım? bizim küçük esnafımız neden böyle?
0
sizofren06
(03.09.20)
Yol üstü satış yaptığı adamı bağlamasına gerek yok. Herkesi tek atımlık görüyor ondan.
0
arnold schwarzeneger
(03.09.20)
arnold hakli olmakla birlikte genel olarak bizim esnafta biz adam carpma anlayisi var evet. yani musteri doner dolasir gelir kaygisi olmasa hemen hepsi carpacak da allahtan musteriyi baglama durumu var o yuzden bazilari carpmiyor :)

Hele pandemi sonrasi iyice azittilar sanki...
0
msb
(03.09.20)
(bkz: köylü kurnazlığı)

köylü milletinde utanma diye bir şey yok ki, çocukluğum geçti köylerde hepsi çıkarcı ve kıskanç tipler. iyilik yapmayı enayilik olarak dürüst olmayı da mallık olarak gören tipler.

muhtemelen senin arkandan şöyle demiştir "lan zaten ucuza satıyorum(kime göre) bi de gelmiş pazarlık yapıyor aldım 20 lirasını kaç kilo geliyosa 10 kilo diye yolladım" diye kahvede anlatıyodur
0
nahtoderfahrung
(03.09.20)
Türk esnafı yarını düşünmez üstat, günü kurtarma derdindedir, vizyondan ve stratejiden anlamaz, o anda cebine girecek olan paranın derdindedir.

Ben yan komşum olan kırtasiyeden bir koli a4 kağıdı soruyorum 110 TL fiyat çekiyor aynı marka kağıdın bir kolisi piyasada 60-70 TL civarı. Türk esnafının geneli vurkaç şeklinde gerilla taktiği uygulamayı dedelerinden genetik olarak almış, müşterinin tekrar gelip gelmemesi umurunda bile değil.
0
solo
(03.09.20)
esnaf değil herkes böyle
eksisozluk.com
0
dafuq
(03.09.20)
Bu ülkede herkes birbirini çarpmaya çalışıyor
0
fezagezgini_4
(03.09.20)
kaldırıp indirirken 10 kilo olmadığını nasıl farketmediniz ben ona takıldım.
0
spirit crusher
(03.09.20)
herkes dolandırıcı
0
sonsuz
(03.09.20)
Yukarıda gayet iyi anlatmışlar sebeplerini. Çok derin analiz yapmaya gerek yok aslında. Ticareti veya üretimi düzgün, yasal ve iyi yapmak oldukça zordur. Bir fabrikada da, bir dükkanda da bunun örneklerini görebilirsin. Ama uzun vadede işini iyi yapan kazanıyor. Bu yüzden işletmelerin yüzde 80'i ilk 2 yılda kapatıyor. Burada tercih müşteriye kalıyor. Riski azaltmak mümkün. Misal, alkol alırken büyük market zincirinden alırım. Özellikle rakı ve viski vb sahtesinin çok olduğu şeyleri. Elektronik alacaksam güvenilir yerlerden almaya çalışırım. Farklı yerlerden fiyat alıp, gerekli araştırmayı yaparım. Dolandırılmadan, kazıklanmadan alışveriş yapmak yüzde 99 bizlerin elinde.
0
the coon
(03.09.20)
Yalova-Pendik iskelesi önünde salatalık satarlar, 4 kilo diye başlıyor. Eşimin el tartısı iyidir. Kaç sene önceydi, tartarım ben bunu arabadaki tartıyla dedi,nitekim 2,5 kilodan biraz fazla geldi. Neden böyle yapıyorsun dedik, yılık yılık gülüyor. Herkesin arabasında tartı mı var, yol boyu yiyecen bitecek işte, dedi.
Ahlaki yozlaşma Turgut Özal döneminden beri gittikçe arttı, ama artık yakalanınca utanma da kalmadı.
0
SiyamkedisiZorro
(03.09.20)
Genellememek lazım beş parmağın beşi bir değil.
0
acebi
(03.09.20)
Ben de biraz seytanin avukatligini yapayim. :)

Kendimizi koylunun yerine koyalim. Butun sene ugrasmisim bir urun yetistirmisim. Biraz bahce tarla olayini bilenler hadisenin ne kadar me$akkatli oldugunu bilir, bunun capasi var, tohumu var, gumresi var, sulamasi var, bocegi ilaclamasi var allah var. Biz patates sogan der geceriz, ama arkasinda ciddi bir alin teri var.

Ulkede zaten tarimin degeri yerle yeksan olmus. Araci bir suru cakal var, senin normalde kilosunu 5 liraya satman gereken seye 1 lira vermiyorlar. Sen de aradaki cakallari ortadan kaldirmak alin terinin hakkini almak icin yol kenarina tezgah kurmussun satmaya calisiyorsun. Butun gun 40 derece gunesin altinda mal gibi beklemek zorundasin ki eldeki mali curumeden satabilesin. Her duran yerli turist pazarlik yapiyor, senin fiyatini kirmaya calisiyor. Ayni adamlar buyuk marketlerden urun alirken pazarlik yapamiyor ama..

Valla ben de bir noktadan sonra eksik tartmaya baslardim herhalde, acik soyliyim. Oyle basa boyle tarak.

Ben koylu ile pazarlik yapmiyorum, hatta cogu zaman ustu kalsin cekerim. Adamlara ne zaman velinimet gozuyle bakip ona gore muamele cekeriz, o noktadan sonra onlardan duzgun davranislar beklemeye yuzumuz olur. Su anda ben adamlara pek hak vermiyor degilim. Uzucu ama durum bu.
0
cooperr
(03.09.20)
(4)

Cocuklarin sudan korkmamasi ama guvende olmalari

SevdaliBulut
Gecenlerde bir video izlerken farkettim, ben sanki ogluma biraz fazla korumaci davraniyorum. Dalgalara yaklasmasina izin vermiyorum (hint okyanusu bu arada). havuz merdivenlerinde falan da asiri korumaciyim. ziplamasin, dusmesin, duserse su yutar falan. oglan 4.5 yasinda.. Siz nasil yapiyorsunuz? Ne
Gecenlerde bir video izlerken farkettim, ben sanki ogluma biraz fazla korumaci davraniyorum. Dalgalara yaklasmasina izin vermiyorum (hint okyanusu bu arada). havuz merdivenlerinde falan da asiri korumaciyim. ziplamasin, dusmesin, duserse su yutar falan. oglan 4.5 yasinda..

Siz nasil yapiyorsunuz? Nedir bu isin ortasi?
0
SevdaliBulut
(03.09.20)
beline kadar gelen suda acil müdahale edebilecek kadar yakında duruyorsanız deniz kısmında bir problem olmaz. havuz merdivenleri ise tehlikeli benim gözümde.
0
winston
(03.09.20)
Kendi çocuğum yok ama ablam deniz kenarında sürekli 1-2 metre uzaktan izliyor, olabildiğince karışmamaya çalışıyor tehlikenin ne olduğunu öğrenebilmesi için. Yeğenimin henüz yapmadığı bir şey için önceden uyarmıyor, yani merdivenlerde zıplamıyorsa zıplama demiyor. Riskli şeyler yapacak gibi olursa dikkatini başka bir şeye çekmeye çalışıyor.
0
fotrsapka
(03.09.20)
4-5 yaşındayken babam beni tutup tutup havuza denize fırlatıyordu, ben de yüze yüze çıkıyordum sdfgsfg.

Çocuğum olsa kıyamam muhtemelen ama çok riskli bir şey değil, bi sıkıntı olursa gider tutarsınız, ardından 1-2 ağlar geçer, nolcak.
0
plutongezegendegilmi
(03.09.20)
Havuz merdivenleri sıkıntılı, ama normal deniz ve mutedil dalgalarda kol mesafesinde serbest bırakırdım. Önemli olan o anda başka bir şeyle (özellikle telefon) meşgul olmamanız.
Benim çocuklarım o minnak dönemi geçtiler ancak iki olayı halen titreyerek hatırlarım:
1- Çocuk wc'den çıktıktan sonra duş alıp bana gelecek yeleğini giyip tekrar havuza girecekti, duşa doğru yürürken gördüm, sonra telefon çaldı. Konuşmadım, sadece kim olduğuna baktım. Kafamı tekrar çocuğa çevirdiğimde havuzda çırpınıyordu. Aklım çıktıydı.
2- Biri 5 diğeri 3 yaşında iki yeğenim var (o zamanki yaşları). Büyük olan havuzda babaanne ve dedeye nasıl daldığını, dipten oyuncağı alıp çıktığını gösteriyor. 4 yetişkin havuz kenarında buna bakıyorlar. Ufaklık da havuzun biraz ilerisinden giriyor suya, o da kendini gösterecek, ama kolluklarından birisi hava kaçırıyor. Ben balkondan baktığım için (yukarıdan, daha geniş bakış açısı ile) gördüm çocuğun çırpındığını. Neyse, az su yuttu ama bir şey olmadı.
0
SiyamkedisiZorro
(03.09.20)
(14)

dolunay ritüeli, su ritüeli, bağ kesme vs inanıyor musunuz ?

silent
inançlı biri değilim şahsım olarakson zamanlarda ise bu tür ritüellere inanan ve dileklerinin bu enerjilerle oluştuğunu söyleyen, kendisine iyi geldiğini aktaran bir arkadaşım var. gerçi bildim bileli enerjisi iyidir kızın, hayatı da istediği yönde akıyor şu anda. zor bir zamandan geçiyorum eskiden
inançlı biri değilim şahsım olarak
son zamanlarda ise bu tür ritüellere inanan ve dileklerinin bu enerjilerle oluştuğunu söyleyen, kendisine iyi geldiğini aktaran bir arkadaşım var.

gerçi bildim bileli enerjisi iyidir kızın, hayatı da istediği yönde akıyor şu anda. zor bir zamandan geçiyorum eskiden çok önyargılı idim ama şimdi umut fakirin ekmeği diyerek sarsam mı diyorum ?
0
silent
(03.09.20)
@Cesario ahgddsghfdsgshfd baya güldüm
0
🌸silent
(03.09.20)
İlk cümleniz ve sorunuzun geri kalanı çelişiyor.

Hayır inanmıyorum.
0
kobuzchu kiz
(03.09.20)
hayır inanmıyorum, inananlarla da yakın iletişim asla kurmuyorum.

bir arkadaşımız hepimize borç taktı, nefes koçu oldu, koçluk yaptığı insanlarla bereket çalışması yapıp bu çalışmalardan ne kadar fayda sağladığını anlatıyor. borçları duruyor. hayatı yolundaymış gibi yaşamak, giyinmek, yemek içmek için başkalarından borç almaya devam ediyor. facebookta baksan bu enerji çalışmalarıyla köşeyi döndü, gerçekte herkes iletişimi kesti, sırf borç bulabilmek için yeni arkadaşlıklar kurdu.
0
Phoebe
(03.09.20)
Doğaüstü şeylerin hiçbirine inanmıyorum.
0
himmet dayi
(03.09.20)
Bunların gerçekliğine inanmıyorum ama şuna inanıyorum, kişi neye çok inanıyorsa o gerçekleşiyor. Mesela su içtiğinde bile kilo aldığına inananlar su içince gerçekten de kilo alıyor, çok yese bile kilo almadığını söyleyenler gerçekten de sürekli yemek yedikleri halde kilo almıyor ki ben de onlardan biriyim. Bunu her şeye uyarlayabiliriz.

Bu durumda da bu ritüellerin işe yaradığına gerçekten inanan birisi için bunların işe yaraması oldukça mümkündür. Ben bağ kesme ritüeli yaptığımda eski sevgilimi unutacağıma kesin olarak inanıyorsam gerçekten unutabilirim, tıpkı (bkz: placebo effect) gibi. Aynı şekilde ben mor çorap giydiğim gün bütün işlerimin ters gideceğine inanıyorsam mor çorap giydiğim gün gerçekten berbat geçebilir.

Bir şeyi sık sık tekrar etme tekniği de (affirmations vb.) bu durumda fazlasıyla etkili ki bir noktadan sonra kişi gerçekten o dediğinin gerçekliğince istemsizce inanmaya, onu doğruymuş gibi kabul etmeye başlıyor. Benden bunların bilimsel açıklamasını isterseniz veremem ama hayatta sık sık karşılaştığımız her durumun bilimsel açıklaması olduğunu düşünmüyorum.
0
whyamy
(03.09.20)
kisaca, inanmiyorum.

whyamy +1

sosyal psikoloji bunu soyle acikliyor: self-fulfilling prophecy
sosyoloji de boyle: thomas theorem
0
lamartin
(03.09.20)
İnanmıyorum diyorsun ama enerjiden falan bahsediyorsun. Sen gel vazgeç bu inanmama işinden. Ay may çakra tütsü seversin bak o işlere girersen. Hatuna da yürü işte takılın. Dolunayda falan öbün birbirinizi. İtikatın sağlam senin.
0
pass
(03.09.20)
Bu "enerji mevzusu" son zamanlarda pek bir popüler! Benim arkadaş çevremde de var(ne yazık ki).
Hatta, kendi enerjisini bol bulup, sıkıntılı durumda ki arkadaşına, yakınına gönderen "hayır severler" de mevcut.

Böyle olunca, enerjiler daha da büyüyor, hızlanıyor ve Evren'e gönderilmek istenen mesaj daha çabuk ulaşıyormuş!

Bir nevi, fazladan ücret ödenen kargo gönderisi gibi bir şey yani.

Ne kadar çok enerji, o kadar çabuk sonuç!

Athena, akıl fikir versin hepsine.
0
pangea
(03.09.20)
placebo +1

Ayrıca buna inananlarla değil ama bunun ticaretini yapmaya çalışanlarla iletişimi kesiyorum. Bir arkadaşım enerji ayağına senden-benden yolunu bulmaya çalışıyor. Bir de kendi hayatına bakmadan "ben bundan yolumu bulurum" diye kurban seçtiklerinin hayatında yolunda gitmeyen şeylere büyülteç tutuyor. "Eee, senin hayatın tümden berbat" diyemediğim için böyle yancı gibi her ortamda karşıma çıkıyor sinsi.
0
SiyamkedisiZorro
(03.09.20)
Ateistim, asla inanmıyorum inanan insanlara üzülüyorum ve uzak duruyorum. Maalesef çalıştığım yerlerde bu tarz çok insan olduğu için acı çekiyorum.

Whyamy +1

Bunu da paylaşmadan edemeyeceğim youtu.be
0
jazzabel
(03.09.20)
kendisine iyi geldiğine inanıyorsa kendisine iyi geliyordur. var ya da yok bu sorunun cevabı değil. ben de ateistim ama bir müslüman namaz kılınca huzurlu hissettiğinde onu anlayabiliyorum. her insanın kendini iyi hissedeceği bir şeyler vardır. bunlara bir başkası "ne saçma bununla mı huzur buluyorsun" diyemez çünkü o şey gerçek olmasa bile etkisi gerçek.
0
bohr atom modeli
(03.09.20)
Ya böyle diyenlerin hep kadın olması?

Ateistim ama okutunca siğil geçiyor tarikatıyla aynı gerçi
0
neysene
(03.09.20)
İnanıyorum, uyguluyorum, faydasını da görüyorum. Misyoner gibi kimseyi inandırma "dinime" davet etme çabam yok. Kimseye de bana para ver sana enerji göndereyim gibi bir çakallıkta bulunmam, bulunanına da inanmam.

Örgütlü dini sevmiyorum, bu İslam da olabilir paganlık da budizm de. Eğer baskın bir kesim kendi dinini kalanlara zorluyorsa, baskın olmayan kesim bir din etrafında örgütlenip baskınlaşmaya çalışıyorsa v.s. o işin içine siyaset ya da maddi kazanç girmiş oluyor. Onun dışında bireysel bakınca isteyen, başka birine zarar vermediği sürece istediğine inanır felsefesiyle hareket ediyor ve bu özgürlüğümü de sonuna kadar kullanıyorum. :)
0
love my way
(03.09.20)
boyle seylere inanmiyorum. inanip etki gorenlerin gordugu etkinin placebo etkisi oldugunu dusunuyorum. yapinca iyi hissediyor, iyi hissettikce yapmaya devam ediyor. kendi kendine biseyler yapip mutlu olmaya calisiyor o da, temelde bir seylere inanip baglanip medet umma var dinde de oldugu gibi. ateistim ama inanan hic kimseyi de yadirgamiyorum. kalkip cihat filan ilan etmiyor sonucta ayla suyla isikla toprakla oynuyor, varsin oynasin :)
0
in vino veritas
(03.09.20)
(11)

Biryani yanina gidecek turk kulturunden bir sey..

SevdaliBulut
Ofiste Pakistanlilar Briyani pisireceklermis. Is hadi herkes kendi kulturunden birsey yapsina geldi.Is cikisi 1 bilemedin 2 saat vaktim olacak. Firin yok. Benim evimde toplaniyoruz. Evsahipligi durumu oldu yani bir de. Ayran yap gec mi dersiniz yoksa baska birsey mi yapsam? Ne gider yanina?Briyani d
Ofiste Pakistanlilar Briyani pisireceklermis. Is hadi herkes kendi kulturunden birsey yapsina geldi.

Is cikisi 1 bilemedin 2 saat vaktim olacak. Firin yok. Benim evimde toplaniyoruz. Evsahipligi durumu oldu yani bir de. Ayran yap gec mi dersiniz yoksa baska birsey mi yapsam? Ne gider yanina?

Briyani dedikleri basmati pirinc pilavi ustune bol baharatli et veya tavuk..
0
SevdaliBulut
(02.09.20)
basit kolay bir şey dersen aklıma menemen geldi ama biryani yanına gitmez tabii.
çorba olabilir belki mercimek, yayla vs.
0
awlmi
(02.09.20)
biryani hiç yemedim. şimdi fotoğraflardan baktım. yanına kesinlikle güzel bir cacık gider diye düşündüm. ama az gelir bir şeyler daha düşünmek gerekir de diyebilirsin.
0
baharat
(02.09.20)
Tatlı +1

Baklava bulursanız iyi gider, kendim yapacağım derseniz tam incir zamanı, incir uyutması derim. Kuru inciri ıslatın 1-2 saat, ılık sütle bızzzt, kaselere dökün, bekletin buzdolabında, nefisss.
0
SiyamkedisiZorro
(02.09.20)
biryani bizim mutfağa da çok uzak değil hani, güneydoğu mutfağından gelecek herhangi bir şey yanına gidebilir. illa tuzlu olacaksa içli köfte falan olabilir ama bence de tatlı +1, özellikle şerbetli olanlar, baklava falan gibi, güzel olur.
0
pasp
(02.09.20)
önüne mercimek çorbası yap. yanına çoban salata şöyle bol soğanlı maydonozlu, üstüne de peynir tatlısı. allah beee

tabi yapacakları yemeğin şöyle bir şey olduğunu hayal ettim: www.nefisyemektarifleri.com
0
alperz
(02.09.20)
al baklavayı geç işte neyini düşünüyosun:)
0
yazar yazmaz yazan yazar
(02.09.20)
eşim hep kısır ya da mercimek köftesi yapıyor. bayılıyorlar.

hem hazırlaması kolay hem de lezzetli.

tr dışında olduğunuzu düşünüyorum baklava riskine girmeyin. ben istanbul'da bile baklavayı sayılı yerden alıyorum yoksa hüsran.
0
ozdek
(02.09.20)
Bol sumaklı nar ekşili güzel bir salata yap, biryani ile iyi gider :D
0
dougsampson
(02.09.20)
Bir de cacık da olabilir. Yoğurtlu şeyler de güzel oluyor o pilavla.
0
dougsampson
(02.09.20)
Baklava olsa dukkan siin ama yurtdisindayiz. Cok kisitliyiz o konularda. Corba ve cacik yazdim. Tatliyi belki firini olan biri getirir.
0
🌸SevdaliBulut
(02.09.20)
çok hızlı ve kolay bir şekilde humus yapabilirsiniz.
0
akiskan
(02.09.20)
(9)

ihtiyaç sahiplerine eski mobilyaları verir misiniz?

rahmi pinkfloydoglu
yeni 2 takım mobilya aldık. evdeki 1 takım eski mobilya için bunları ne yapmayı düşünüyorsunuz, ihtiyaç sahibi bir aile var isterseniz onlara verebiliriz falan demiş mobilyaları getirenler. kardeşim beni aradı bende versinler dedim. daha öncede evin kombisini değiştirirken eski kombiyi ihtiyaç sahib
yeni 2 takım mobilya aldık. evdeki 1 takım eski mobilya için bunları ne yapmayı düşünüyorsunuz, ihtiyaç sahibi bir aile var isterseniz onlara verebiliriz falan demiş mobilyaları getirenler. kardeşim beni aradı bende versinler dedim. daha öncede evin kombisini değiştirirken eski kombiyi ihtiyaç sahibi birisine vermek üzere götürmüşlerdi. içime kurt düştü götürüp satmıyorlardır di mi?
0
rahmi pinkfloydoglu
(26.08.20)
Ne kadar iyi niyetlisiniz. Mobilyalarınızı tabii ki verin. Özlerseniz de haftaya letgo’dan fotoğraflarını açıp bakarsınız.
0
pass
(26.08.20)
@rahmi pinkfloydoglu, satmak demeyelim de ona:)

Şaka bir yana bence şöyle bir şey yapın. "Beraber götürelim eşyaları hem bende görmüş olurum aileyi başka bir ihtiyaçları var mı diye sorarım" diyin.

"Aa başka bir yerden zaten yeni yardımda bulunmuşlar" cevabı alırsanız, cevabınızı almışsınız demektir.
0
Jazz
(26.08.20)
lisede "güzel adlandırma" diye bir şey vardı o aklıma geldi. "sen eşyanı ver biz satalım" yerine ihtiyaç sahibine verelim demişler.

bu insanlar neden kendilerine "ikinci el eşyayı ihtiyaç sahibine götürme" gibi bir misyon yüklesinler? sevgi kelebeği, iyilik meleği mi bunlar? sabah akşam mobilya taşıyorlar, bi de başkalarına hayır mı yapacaklar :)

bağışladığınız malzemelere tek kuruş ödemiyorlar. yirmi liraya bile gitse kâr onlar için... ki fazla fazla fiyata satacaklardir.

şarkıcılar ekstraya çıkıyor ya, bu da onların ekstrası.

ben olsam gerçekten ihtiyaç duyan birini kendim bulmaya çalışırım.
0
tabudeviren
(26.08.20)
ben böyle tekliflere bizim vereceğimiz yer belli diyorum.

böyle bir evin eşyasını gerçekten ihtiyaç sahibi olan insanlara dağıttım.

elektronikleri de satarım ya dedim ama yavaş yavaş satılıyorlar. büyük elektronikleri de en büyük ihtiyaç sahibi birinci derece akrabalar diyerek onlara verdim. 65 inç ve 55 inç tv vs gibi.
0
ozdek
(26.08.20)
Biz yeni eve taşınmadan önce bulaşık makinesi almıştık bir ay sonra da başka bir eve taşınmıştık, taşındığımız dairenin kendi bulaşık makinesi vardı bizimki haliyle boşa çıktı, bizim nakliyeci de "abi bizim bi tanıdığın bulaşık makinesi ihtiyacı vardı bunu kullanmayacaksanız biz alalım ona verelim" deyip 500 lira teklif etmişti 1 ay önce 3000 liraya aldığımız bulaşık makinesi için, oluyor yani böyle şeyler hayatta.
0
angelus
(26.08.20)
Senin "yok ben onu satarım" diyecek kadar katı kalpli olmadığını düşünüyorlar. Sen satacağına ben satarım dememen için o "ihtiyaç sahibi"...
0
SiyamkedisiZorro
(26.08.20)
veriyorum ben ama cok eski ise vermeye utanirdim herhalde.
universitede okurken kendime sifirdan ev duzmustum. universite bitti ayrilirken tek camasir makinemi ve televizyonumu aldim geldim. geri her seyi ogrencilere dagittim.
0
turbo sadık
(26.08.20)
Durumunuza bağlı.
Ama burada Sizinki daha çok aracılarla ilgili bir şüphe .
Böyle şeylerde ciddi anlamda bu işi yürütecek birileri yoksa siz kendi ellemizle teslim edin. Böyle daha iyi olur.
0
Erva
(26.08.20)
Ben olsam öyle vermem de öğrenciye bekara falan veririm. Ankara’da öğrenci evine çıkmıştık. Ekşi’den biri mesaj atıp bize 2 çekyat bir baza vermişti. Biz de mezun olup evi boşaltırken bizden sonra girecek olan öğrenci arkadaşlara bırakmıştık.
0
le jeune turc
(26.08.20)
(8)

Boğazda köprü manzaralı restoran onerisi

sckxyss
Yurtidisindan gelecek bir arkadaş. Boğazda, köprüyü çok net ve mümkünse yakından gören bir yerde yemek yemek istiyor. Fiyat sıkıntısı yok. İyi servisi ve çalışanları olmasi lazım. Neresi olabilir bu söylediklerime uyan yer?Asagidakine benzer bir manzarası olursa güzel olur. Teşekkürler.https://image
Yurtidisindan gelecek bir arkadaş. Boğazda, köprüyü çok net ve mümkünse yakından gören bir yerde yemek yemek istiyor. Fiyat sıkıntısı yok. İyi servisi ve çalışanları olmasi lazım. Neresi olabilir bu söylediklerime uyan yer?

Asagidakine benzer bir manzarası olursa güzel olur. Teşekkürler.
images.app.goo.gl
0
sckxyss
(26.08.20)
Feriye falan olmaz mı
0
Kahir ekseriyet
(26.08.20)
Sur balık
0
sta
(26.08.20)
Villa Bosphorus
Biraz daha uzak Del Mare
0
otopsicocugu
(26.08.20)
lacivert restaurant
0
biergarten
(26.08.20)
bütçe sıkıntısı yoksa kesinlikle lacivert.
0
a darkness coming
(26.08.20)
Kesinlikle Gümüşyalı Anadolu Hisarı. Hem sizin hem misafirlerinizin dibi düşecek garanti veriyorum. Bahçede bar da var, birer aperitifle başlayıp (yabancılar sever bu şekli) sonra da deniz tarafında yemeğe geçersiniz.
0
dougsampson
(26.08.20)
Kandilli Borsa da çok güzeldir.
Lacivert, evet
Feriye, evet
Ah, pandemi. Gidesim geldi...
0
SiyamkedisiZorro
(26.08.20)
Beylerbeyi polis evi.
0
kumulatifvergimatrahi
(26.08.20)
(33)

"madem yemek yapmayacaktın, neden evlendin?"

mezzosprite
arkadaşlar, bu devirde evlilik gerçekten hala bu mu demek, yoksa ben dışardan aşırı modern göründüğü halde kölelikte takılı kalmış marjinal bir aileye mi denk geldim?ikimiz de aynı mesleği icra ediyoruz, aşağı yukarı aynı maaşı alıyoruz, ben yine de mutfağa daha çok giren ve temizliği tek başına yap
arkadaşlar, bu devirde evlilik gerçekten hala bu mu demek, yoksa ben dışardan aşırı modern göründüğü halde kölelikte takılı kalmış marjinal bir aileye mi denk geldim?

ikimiz de aynı mesleği icra ediyoruz, aşağı yukarı aynı maaşı alıyoruz, ben yine de mutfağa daha çok giren ve temizliği tek başına yapan tarafım. adam sadece kendi ütüsünü yapıyor, kahvaltıya yardım ediyor, aklına eserse de ayda yılda bir akşam yemeği hazırlıyor. bulaşıkları makineye koymuyor. bu durumdan rahatsız olduğum ve eşit sorumluluk paylaşımı istediğim için bir kez kaynanamdan şaka yollu, kocamdan da pek çok kez ciddi ciddi "o zaman neden evlendin" lafını duydum. hatta kocam "iki işi birlikte yürütemiyorsan çalışmak zorunda değilsin" bile dedi. kadın olarak tüm bu ev işlerini memnuniyetle yapmalıymışım. o da erkek olarak mutfağa girmek zorunda değilmiş. bunlar marjinal söylemler değil mi?

lütfen saldırgan olmadan içtenlikle cevaplayabilir misiniz, zaten canım çok sıkkın...

teşekkürler
0
mezzosprite
(25.08.20)
freebird5406_2
(25.08.20)
kafa yapinin hic uyusmadigi biriyle mi evlendin yani?


kisisel gorusum bunlari soyleyen yobazdir ve hiyardir. evlenmeyi birak sosyal cevremde barindirmam.
0
hot potato
(25.08.20)
@hot potato, bu konu dışında çok uyumluyduk. bu konudaki beklentileriyle ilgili birtakım işaretler vardı ama bu kadar katı olacağını bilemedim...

edit: aslında bu işaretleri gördüğümde ona sordum. "sen beni tanımıyor musun, katılmaz olur muyum" dedi. ben de tanıdığım kadarıyla %50-50 olmasa da %40-60 katılacağını düşündüm. hatta bu konuşmayı ona hatırlattığımda "sözümün arkasındayım ama her şeyi paylaşmak istediğini nerden bileyim" dedi. daha detaylı konuşmalıymışız.
0
🌸mezzosprite
(25.08.20)
Valla evlenmeden önce bunlarla karşılaşacağın bir durum olmuştur illaki, yani erkeğin böyle olduğunu anlamış olman lazımdı aileyi boşver
0
olaylar olaylar
(25.08.20)
Yani boyle cetvelle kim ne kadar is yapti diye olcen biriyle ben de evlenmezdim acik soyleyim. Duydugunuz sevgi duzeyi yeterli degil demek ki yoksa muhtemelen balla borekle beslerdiniz ve kendinizi ustu kapali "ezilen kadin" pozisyonuna da sokmazdiniz. Aldiginiz maasin esitligine kadar dem vurmussunuz muhtemelen o adam sizin 100 misliniz kazanan bi fabrikator olsaydi tutumunuz degisecekti. Adam utusunu de yapiyor, kahvalti da hazirliyor, yer yer aksam yemegi de yapiyormus.

Bu arada 'kaynana' sozcugu birtek bana mi asiri kaba geliyor?
0
msb
(25.08.20)
hot potato + 1.
Dünyanın sosyal yapısı gereği, söylemler ne olursa olsun ev işi öncelikle kadına kalıyor, bu gerçeği kabullenmiş de olsak sizinkilerinki biraz aşırı geldi bana.
0
firez
(25.08.20)
bence de kocanı yeterince sevmiyorsun; daha ayak yıkama, boklu donları kirli sepetine atma ve tırnaklarını kesme işlerine bile gelmeden yan çizmişsin. adamın duygularıyla daha fazla oynamadan ayrıl, yazık resmen tanıyamamış seni hiç, kim bilir onu sevdiğini düşündü...
0
Bruce
(25.08.20)
bas edit, erkegim. ve acikcasi bence bu isler maalesef kadina ait. en iyiyi sona sakladim.

esinize katiliyorum. yapmak istemiyorsaniz birini tutun. yine de en iyiyi sona sakladim.

evlenirken bunlari kabul etmistiniz. tamamdir.
0
baldan kaymak
(25.08.20)
@msb, eşit olmayacağım biriyle evlenmezdim. maaş belirtmem gereksiz olmuş olabilir ama aynı işi yapıyor olmamız, aynı mesaiyi yapmamız, aynı düzeyde yorulmamız önemli bir nokta diye düşünüyorum. seven kadın ballı börekle besliyor da seven erkek nasıl oluyor da işten BİRLİKTE dönüldüğünde salondaki koltuğa uzanıp "acıktım, yemek pişmedi mi daha" diye mutfağa seslenebiliyor?
kaynana ve koca sözcükleri bana da çok itici geliyor evet.
0
🌸mezzosprite
(25.08.20)
Çalışma saatleriniz nedir?

Ben eşimden çok sonra eve gelebilirdim. O da akşam yemeğimizi hazırlardı.

Yani belki siz önce geliyorsanız, sizin hazırlamanız mantıklıdır. Ama yani kurulan cümle biraz gereksiz ve ciddi mi?

Arada biz de bu tarz şakalar yaparız. Kayınvalidelerin söylediklerini çok önemseme derim ama eşitlik maaşla da olmaz yani o bakış açısını kaldırmanız gerek.
0
makarnacanavari
(25.08.20)
@makarnacanavarı, işe birlikte gidiyor, işten birlikte dönüyoruz..
0
🌸mezzosprite
(26.08.20)
Çok üzüldüm. Keşke evlenmek gibi ciddi bir işe kalkışmadan birlikte hayatı paylaşıp birbirinizi tanısaydınız. “Seven insan balla börekle besler” savunmasını da ciddiye alamıyorum. Aksine korkutucu buluyorum. Seven insan karşısındakinin hayatını kolaylaştırır. Ben olsaydım böyle bir birlikteliği devam ettirmezdim.
0
ruhen hastayim ben
(26.08.20)
Sizin eşinizin ev işi yapacak kapasitesi var aslında. Kendi ütüsünü kendisi yapıyormuş. Ama neden size düzgün yardım etmiyor, ev işlerini paylaşmıyor onu anlamadım. Yani üşenmeyip ütü yapıp, elinden iş gelirken sizinle tartışması arasını bozmayı göze alması garip geldi.

Birde evlenmeden önce ne yapıyor ne yapamıyor bilmiyor musunuz? Yolun başında ev işlerine dair hiç konuşmadınız mı? Belki birbirinizin huyunu suyunu bilemeden, tanıyamadan evlenmişsinizdir. Siz ilk yıllarda ev işleri konusunda ciddi tavır almazsanız birkaç yıla işler daha kötü hal alır.

www.instagram.com
0
GoodMorningTeacher
(26.08.20)
Evet, o zaman sıkıntı. En azından yemeği siz hazırlıyorsanız o da mutfağı toparlayabilmeli.

Söylediği cümle çok sıkıntı. Yani beyin yok gibi. Kusura bakma.

Ha ben senin yerinde olsam yapmam. Yemek hazırlamam. Menemen, yumurta, peynir, zeytin falan. İş yoruyor artık böyle diyebilirsin.

Ya da sadece kendi ütüsünü yapıyorsa sen de sadece kendine yemek yapabilirsin. Keyfi bilir.

Eşimin tek iyi özelliği böyle şeylerde yardımcı olması sanırım. Bulaşıklar ondadır mesela. Ütü ondadır. Sevmem ben bunları. Banyoyu yıkar. Kendiliğinden görev dağılımı oldu bizde. Siz de bu şekilde görev dağılımı yapabilirsiniz.
0
makarnacanavari
(26.08.20)
biraz mizahla karışık yazacağım:

eşin tam bir ataerkil yarı alfa ama beta erkek (çünkü ütü yapıyor). ya kılıbıklığa doğru ilerleyecek ve evdeki bütün işleri yapacak ya da ayrılacaksınız. bu kılıbıklık arkadaş ve aile çevresinde sürekli aşağılanmasına neden olacak. aile dedikodularının baş kahramanı olacak.

ayrıca senin çocuk yapmanı isteyecek ve sonrasında da işe dönme istersen diyecek. sonra sana tüm işleri kitleyecek.

böyle adamlarla başa çıkma metodu hem işten ayrılmak hem de yardımcı tutmaktır. keyfine bak bacım kariyer falan hikaye bana şimdi bakacak bir koca bulsam işi gücü bırakır evde otururum.
0
ozdek
(26.08.20)
iyi ki yazmışım buraya, baya ümitsizliğe kapılmıştım.. şimdi biraz daha güçlü hissediyorum. güzel cevaplarınız için çok teşekkürler <3
0
🌸mezzosprite
(26.08.20)
Eşinizin bakışı elbette normal değil. Diğer özelliklerini bilmemekle beraber, pek kaliteli bir imaj yaratmıyor. Bu tarz sıkıntılar yaşamamak adına gerçekten kısa süre de olsa aynı evi paylaşmak fayda sağlıyor.
0
gazozailacatmauzmani
(26.08.20)
"evlenmeden önce bilmiyor muydunuz?" ya da "ailesiyle tanışınca anlamadınız mı?" gibi soruları geçiyorum, zaten birçok kişi yazmış.

bulaşık makinesine tabak koymak nasıl bir iş ki?
ziyafet sofrası hazırlamıyorsanız, iki kişinin salata malata derken beş tabağı çıksa, saniyenin onda biri falan sürüyor bir makineye tabak koymak.
evlilikte bunu şikayet konusu yapmak eşitlik, ev işinde ortak paylaşım falan konusu değil artık bence.
"o kadar kısa sürüyorsa o koysun" diyorsanız da, "hayatım şunu makineye koysana" diye eline tabak verdiğinizde "sen de ne biçim kadınsın?" diyeceğini sanmıyorum.
adam ütü yapıyor diyorsunuz, hiçbir şeye dokunmayan biri değil ki.

ama karşımdaki bunu tartışma ve eşitlik meselesi haline getirse, ben de "neden evlendin o zaman?" diye sorabilirdim.
yarın öbür gün çocuğunuz olacak, yaşlanacaksınız, birinizden biriniz hastalanacak vb.
evlilik böyle bir şey çünkü.
"bundan şikayet ediyorsa, yarın ne olacak?" diye düşünürüm.
artık yanındakinin önüne bir kase yemek koymak da zul gelmemeli insana.
kaldı ki, yemeği de arada bir yapıyormuş.

bunu bu şekilde hak arayışı ve benlik iddiası haline getirmek, "ben üç yaptım, sen beş yaptın" meselesi yapmak bence antipatik bir şey.

madem "çalışmak zorunda değilsin" diyor, yani sizin geliriniz olmasa da olur, o zaman haftada bir kadın tutun, temizliği o yapsın.
siz de rahat edin, o da rahat etsin.
yani illa adamın eline vileda vermek mi buradaki mesele?

kayınvalidenizin söylediği şey yersiz ve biraz bayağı ama işte dediğim gibi, bunlar "sen yapmadın, ben yaptım" tartışması haline gelirse, taraflar psikolojik olarak savunmaya geçer.
oğluna da biraz düşkünse, haddini de aşar.
ikisinin de söylemleri doğru değil ama normal.
burada "evlenmeden önce..." konusu devreye giriyor.

kendimi düşünüyorum.
karşımdaki bir şeyden şikayet ederse, "e ama..." derim.
ama "şunu şuraya koyar mısın?" dese, "tabi" der, dediğini yaparım.
insan psikolojisi böyle bir şey.
üslubunuzu değiştirmeyi deneyin.

bulaşık makinesine tabak dizmek, yemeği o akşam kimin yaptığı gibi şeyler evlilikte tartışmaya değecek şeyler değil bence.
umarım evlilik hayatınız boyunca tek deriniz bu olarak kalır.
"konu yemek ya da bulaşık değil, böyle demesi" diyorsanız da, yukarıda yazdığım gibi olayı tartışmaya çevirirseniz, taraflar kendini savunmaya geçer.
temel insan psikolojisi.

"ben üslubumu ona göre mi ayarlayacağım?" diyorsanız da, boşanın o zaman.
benim yazdıklarım bu deveyi gütmeye yönelik şeyler.
karşınızda böyle tepki veren biri varsa, dediğinizi yaptırmanın, iletişim kurmanın, çözüm bulmanın yolunu arayacak olan sizsiniz bu durumda maalesef.
0
blatta hiberna
(26.08.20)
@blatta+

Cevapların üzerine ekleyebileceğim pek bişey yok ama, bana da biraz haksız gibi geldin. Sorumluluk paylaşımını farkında olmadan rahatsız edici bir noktaya getirmiş olabilirsin. Eşinin tek yaptığı ütü kahvaltı vs. değildir, fazlası vardır ama sen zaten eşitliğe inandığın için gözüne gelmiyordur. "O zaman neden evlendin" ütüsünü kahvaltısını yapan adamın bulaşık tartışmasında söyleyeceği şey değil. Altı başka şeylerle doludur bu cümlenin.
0
IncredibleMau
(26.08.20)
ozdek +1

adam calismak zorunda degilsin demis zaten. ben yerinizde olsam hayatta calismam birakirim herif calissin, evi cekip cevirir arta kalan zamanimi da kuaforde gecirirdim ya, mis gibi.

su dunyaya hatun olarak gelmek varmis ya :)
0
cooperr
(26.08.20)
Seven insan balla börekle besleyecekse, bunu sadece seven kadının değil seven erkeğin de böyle yapması lazım. İşe beraber git beraber dön ama eve gelince sen ayakları uzat yat kadın dinlenmeden yemeğe girişsin.

Buna alıştığında bu sefer her gün taze yemek isteyecek her gün sebze yemeği isteyecek her gün artacak istekleri.

Kaynananın bu şekilde konuşması da gayet kötü. Siz evlisiniz diye senin onların kültür ve kafa yapısına sahip olmanı bekleyemezler, bu karar senin kadar eşinin de kararıydı. Demek ki seni değiştirmeyi kafalarına koymuşlar.

Evli değilim ve hiç evlenmedim ama, sözüm parama geçmiyorsa boşanırdım ben bu adamdan. Çünkü dediğim gibi zaman geçtikçe ve istediğini aldıkça daha fazlasını isteyecek ve hayır dediğimde kötü ben olacam. Neden? Onlar öyleler diye, yani keyfî. Ağır bir şey bu.
0
muhayyer divan
(26.08.20)
Esiniz zamanla is yapmaya yanassa bile bu sefer pasif agresif modlara gecmesi olasi. Burada duzgun bir iletisim sart. Cani kimsenin gercekten istemedigi zaman yapilmamali.
0
karpuzpeynirekmeksu
(26.08.20)
Eşinizi seviyorsanız kurbağa taktiği izleyeceksiniz. Kurbağayı direk sıcak suya atarsan kaçar ama soğuk suya koyup, azar azar ısıtırsan kaçmaz...

Mesela bulaşıkları makinaya koy diyeceksiniz. Alıştırıp, 1-2 ay sonra başka bir şeye geçeceksiniz. Bazı erkekler böyle maalesef...



.
0
kartallar yuksek ucar
(26.08.20)
konu sahibesi eşini dinleyip işi bıraksa, tüm işleri o da yapsa, bu kafa yapısındaki biri o zaman der ki: 'sen tüm gün evdeydin, en çok ben yoruldum'. Adam işsiz kaldığında, temizlikçi olmadığında kadına destek olacak mı bu kafa yapısında birisisiyse? Kuzenim evlenince eşi işten ayrıldı, 3 hizmetçisi vardı. Evde yemek bile yapmazdı. Kocası iyi biri, kadına değer verir, bir sıkıntı çıkmadı.
Bir arkadaşımın eşi 1 yıl işsiz kaldı. Adam tüm gün evde olmasına rağmen bardak bile yıkamazdı. Kıza da bu senin görevin derdi. İşten sonra bir de ev toparlardı kız.

Kocanız evlenmeden önce aileleyle mi yaşıyordu? Hiç beraber yaşamadınız mı?
0
gelmeistemem
(26.08.20)
Öncelikle geçmiş olsun.
Eşiniz ciddi ciddi söylediğini düşündüğünüz şeyleri şaka yollu söylüyor olabilir mi ?
Yine de kayınvalidenizden sizin özelinizle ilgili paylaşmadığınız birşeyin cevabını alıyor olmanız oldukça yanlış siz oğluyla evlendiniz kendisiyle değil.

Evli ve birden fazla çocuklu biri olarak birçok arkadaşın da dediği gibi bir sürü sorumluluk o veya bu şekilde zaten sizin omuzlarınıza binecek. Ama daha çiftken bu aşamadaysanız lütfen buna katlanmayın ve siz de oturup konuşun gerekiyorsa da anlaşarak bitirin.

Birçok eski insan gibi bir kere evlendim bir şekilde devam eder çocuklarım için yaşarım ızdırabına dönmesin hayat sizin için.
0
hayyam ara
(26.08.20)
herkes şaşırmış seni desteklemiş ancak türk erkeklerinin %99.9u bu şekilde zaten.
madem bu önemli kriter, ev işi yapan erkek bulunca kaçırmayın basın nikahı.
eğer ev işi yapmak istemiyorsan bir yardımcı tut, çevremdeki çoğu kadın böyle yapıyor. kocan yardım etmez, unut bunu. adam sana istersen çalışma, yeter ki ev iş yap demiş. klasik türk erkeği işte :)
bu duruma neden bu kadar şaşırılmış ben de ona şaşırıyorum.
0
abelardo
(26.08.20)
Erkeklerin hiçbiri "aman hayat arkadaşım yorulmasın, beraberce yaparız" kafasında değil. Bunu cepte bilin. Aralarındaki tek fark kadın yardım isteyince yardım edenler ve yardım etmeyi tümden reddedenler. Eşiniz tümden reddetmiyormuş. Bu iyi bir başlangıç. Eşim de ben de çalışıyoruz. Eşim işten daha geç geliyor ve evin pek çok işi bana bakıyor. Benim eşim yardım etmeyi reddetmiyor, ancak ben yardım etmesini değil sorumluluk almasını istediğimde sıkıntı çıkıyor. Yavaş yavaş alıştırıyorum (18 senenin sonunda).
Bir; "çalışmak zorunda değilsin" lafını diyebilen birine haftalık temizlikçi ücrteti çok da koymasa gerek. Temizlik işlerini lütfen hemen bu kişiye devredin. Bu ödemeyi de eşiniz yapsın.
İki; gündelik yemek işlerini sohbet ederken beraber yapmayı alışkanlık haline getirin. Bu da beraberliğin bir parçası. Bazen insan işi yapmaya erinmiyor da kendisi iş yaparken eşinin içeride tv seyretmesi koyuyor. "Bu evin hizmetçisi miyim" duygusu pek fenadır. Bunu eşinizle açık konuşun
Üç; fazla titizlenmeyin. Her gün yerleri silmek, ya da mutfağın her daim pırıl pırıl olması şart değil. Temiz olsun yeter. Bir arkadaşım her mutfaktan çıktığında çaydanlık dahil her şeyini yıkıyor, yerleri silip öyle çıkıyordu. Gerek yok, canınızın kıymetini bilin.
Dört; aslında en başa yazılmalı belki. Bu tartışmaya kayınvalidenizi kesinlikle dahil etmeyin. Bu sizin kendi özeliniz. Eşinizi annesine şikayet etmeyin. Eşiniz sizi annesine şikayet ediyorsa çok ciddi konuşun. Bu konuda bile üslup "o zaman neden evlendin"e gidiyorsa bunun daha çocuğu var, işsizlik durumu var. Evin içindeki evde kalır.
Maalesef modernlik bu coğrafyada sadece görseldir.
0
SiyamkedisiZorro
(26.08.20)
Evde, birileri ev işinin, sadece kadın olduğunuz için sizin göreviniz olduğunu düşünüyor. Bir de üzerine, ekonomik özgürlüğünüzden vazgeçmenizi tavsiye ediyor. İleride, çok daha ileri gideceği belli.


Kusura bakmayın ama o evdeki kişi sizin 'eşiniz' değil, o oyunda beraber, yan yana değilsiniz.

Siz de oturup ciddi ciddi 'niye evlendiğinizi' bir düşünün ve tartışın evdekiyle.

Kadınlar, size yardım etmek zorunda değil erkekler. Yardım etmek, zaten bir sorumluluğu üstlenmiş birine gönlünden kopanı yapmak oluyor. 'Yardım' çok yanlış bir kelime.
0
buf-e kür
(26.08.20)
Hocam ben anlamıyorum ki evlenmeden önce hiç mi görmedin bunları?

Neyse, bu kafa yapısındaki birini bu yaşında düzeltemezsin. Yol yakından boşan ya da onun sana atadığı rolü benimse. (bu kötü haber)


Cevapları okuyunca duruma komple acıdım:
Maaş farkı çok olan evliliklerde az kazananın hizmetçi olarak görüldüğünü, ütü yapmanın ve arada bir kahvaltı hazırlamanın "e yeter işte" diye algılandığını bilmiyordum. Doğulu bir baba ve batılı bir anne ile büyüdüm böyle bir tutum görmedim.

Kendisine ya da kadına saygısı olmayan kişiyle birlikte olmak zor. Onlarca farklı açıdan onlarca cevap gelmiş. Hangisi kafana daha çok yatarsa onunla ilerlersin. Ama bana annem şunu öğütledi:
İlk evlendiklerinde babam sorumsuzluğundan fatura filan ödemiyor annemden yapmasını bekliyormuş. Annem de sallamamış, evde elektrikler kesilmiş, sonrası hop babamın sorumluluğu.
Bir de anneannemden örnekliyorum:
Bir bayram sabahı dedemin takımını ütülerken dalgınlıkla yakıyor. Dedem 83 yaşında ödene kadar kendi ütüsünü kendi yapardı. Yemeği de kafasına göre bölüşürlerdi.

Özetle 1926 doğumlu adam ve 1960 doğumlu adam bu kafadaysa 2020lerde biraz daha farklı bakmak gerekiyor gibi düşünüyorum.

Ailemin kadınlarından öğrendiğim kadarıyla ben böyle yetiştiğim için "ehe çalışmayacaktıysan neden evlendin güzelim" leşliğini de sindirebileceğimi pek sanmıyorum.
0
lcha
(26.08.20)
ben olsam anında boşanırdım. ne olursa olsun. bakın buraya parmak basmak istiyorum, ne olursa olsun...

ekonomik bağımsızlığınız var, siz köle değilsiniz. lütfen kendinize bu muameleyi yaptırtmayın.
0
timmie
(26.08.20)
Timmie +1
Umarım hizmetçilik yapmaya devam etmiyorsunuzdur.
0
sta
(26.08.20)
aile değişik ya da size uygun değil. Babam annem ev hanımı olduğu halde yardım ederdi, bize annemden çok baktığı oldu. O yüzden evlilikten önce tanıyamamış olabilirsiniz, çok üzüldüm ama bu saatten sonra düzelebileceğini hiç sanmıyorum .
0
kestane gürgen palamut
(26.08.20)
içtenlikle cevap verirsem kocana karşı saldırgan olmam gerekir. ama burada seni suçlayanlara, nasıl görmedin canımcılara hak vermiyorum. işte görmüşsün, bazen karşıdaki insan kendini gizler, bazen sen göremezsin, ne yapalım olmuş. harika müneccimler olmak zorunda değiliz hakça olanı yaşayabilmek için.

ayrıl coco diyorum.
0
snape i başından beri tanırım
(26.08.20)
(7)

Balkonda grill yapamaz mıyız

condom kurşunu
Sanki böyle bir yasak vardı ama kömürlü falan değil elektrikli grillin üstünde kanat biber vs yapsak yasak mı yani
Sanki böyle bir yasak vardı ama kömürlü falan değil elektrikli grillin üstünde kanat biber vs yapsak yasak mı yani
0
condom kurşunu
(23.08.20)
Yapmayın abi,bütün mahalleyi kanat kokutacaksın.

Kendi açımdan soylersem mangal değil evi yaksan umrumda olmaz ama ufak çocukların canı çekiyor bir şekilde.kanat dediğin nedir al bi kilo yap dersin ama o an olmayınca büyük ihale işte.
0
duptıs
(24.08.20)
milletin çamaşırı sizin kömürünüz ya da tavuğunuz yüzünden leş gibi kokmak zorunda değil. dünyanın hiçbir yerinde apartmanda mangal yapılmaz dumanı çatıdan verecek bir sistem yoksa.

evde elektriklide yapın. yoksa kavga çıkar. ben olsam çıkarırım.
0
bohr atom modeli
(24.08.20)
elektrikli de olsa yapılmaz çingene mahallesi vs değilse
0
mg3929
(24.08.20)
Köyünüzde, müstakil evinizin balkonundaysa yapılır.
Şehirde, apartman dairesinin balkonunda yapılmaz.
0
i am 6 do you wanna be 9
(24.08.20)
Milletin evi, çamaşırı sizin mangalınız kokmak zorunda değil +1

2020’nin Türkiye’sinde herhangi bir şehrin apartman dairesinde mangal yapılıyor.
0
Hallegadola
(24.08.20)
Komşum yapsın istemezdim, o sebeple canım istediği halde yapmıyorum.
0
SiyamkedisiZorro
(24.08.20)
Komşulardan biri yapsın istemezdim, iğrenç kokuyor.
0
legolasin son oku
(24.08.20)
(8)

yeni arkadaşlık kurarken yaşanılan problem

ronartest
bunun ciddi anlamda sıkıntısını çekmeye başladım, istiyorum ki farklı çevrelerden insanlar ile ilişki kurayım arkadaş olayım ama bu arkadaşlıklar çağımızın en büyük hastalıklarından biri olan "benim bir projem var" yüzünden baltalanıyor.eminim bir çok meslekte soru sorma olayından dolayı bıkkınlık v
bunun ciddi anlamda sıkıntısını çekmeye başladım, istiyorum ki farklı çevrelerden insanlar ile ilişki kurayım arkadaş olayım ama bu arkadaşlıklar çağımızın en büyük hastalıklarından biri olan "benim bir projem var" yüzünden baltalanıyor.

eminim bir çok meslekte soru sorma olayından dolayı bıkkınlık vardır. ne bileyim doktor arkadaşa "şuram ağrıyor ne olabilir", avukata "birini öldürsem kaç yıl yerim" gibi...

fakat benim sektörümde (yazılım,mobil yazılım) artık bu bıkkınlık vermeye başladı, askerde mesleğimi öğrenenler bile bir şekilde bana ulaşıp şöyle bir projem var yapalım mı diyorlar.

yeni tanıştığım birçok insanda da aynı şeyi yaşıyorum, sırf bu yüzden uzun bir aradan sonra arayan insanların telefonlarını açmak bile istemiyorum bazen, seziyorum çünkü kesin aklına yeni bir proje geldi diye.

kesinlikle küçümsemediğimden söylemiyorum ama ne bileyim taksicisinden gayrimenkul danışmanı herkesin bir projesi var, mesleği duyunca başlıyorlar projelerini anlatmaya.

artık insanları dinleyip onlara projelerinin bir boka yaramayacağını zaten benzerlerinin olduğunu, planlamasız, bütçesiz bu işlere pek de girilmemesi gerektiğini sandıkları gibi kısa sürede yapılamayacağını vs. söylemekten yoruldum.

evet derdimi şöyle kenara bırakıyorum istediğiniz gibi muamele edebilirsiniz :) fakat bu durumun beni yeni arkadaşlıklar kurmaktan çekindirdiğini farkettim.

çok mu yumuşak başlıyım bilemedim ki
0
ronartest
(22.08.20)
benm bi proj...

Şaka şaka, seni çok iyi anlıyorum. Hukuki konuda çok fazla bilgi talebi geliyor. Bende mesleğimi söylememe kararı aldım. Bu biraz rahatlatıyor. İkinci adımda başka bir meslek uyduruyorum hedef şaşırtıyorum. Son çare ben xxx alanında çalışıyorum o konuları bilemiyorum(bunu sende yapabilirsin) diyorum. Son dediğim kesin çalışıyor bende.
0
infernalcadre
(22.08.20)
@infernalcadre

bir daha görme ihtimalim olmayan taksici gibi insanlara yapıyorum zaten onu ama arkadaşlık kuracağım insanlara da yalan söyleyemiyorum. bir de insanlar yazılımla uğraşan birinin yazılım ile ilgili herhangi bir şeyi yapabileceğini sanıyorlar orda problem çıkıyor.
0
🌸ronartest
(22.08.20)
Seni çok iyi anlıyorum ve infernalcadre+1
Ben hiç mesleğimi farklı şekilde söylemedim ama “o kısım benim alanıma dahil değil” güzel bir cevap bence.
Arkadaşlık kurmaktan bu sebepten çekinmemelisiniz bence, bağlantı kurmayın bu durumla veya şöyle düşünün, sizden faydalanan insanlardan siz faydalanabilir misiniz?
Mesela beni geçen akşam bir arkadaşımın arkadaşı aradı, işte olmama rağmen 40 dk konuşmuşuz ve tamamında ben bir konu anlattım. Adam avukatmış, bir şeye ihtiyacın olursa ilk beni ara sana borçlandım dedi. Normalde “ay yok canım olur mu öyle şey” derdim. Ararım, teşekkür ederim dedim. Fazla avukat göz çıkarmaz :)
0
irene
(22.08.20)
Hahahaha, bunun bi model de üstü var, bi projem var ama söylemem, çok gizli, sen fikrimi çalarsın diyenler.

Ben genelde yüksek fiyat çekiyorum, bazı arsızlar "öğrenci falan tanıdığın yok mu, ona yaptıralım" diye bastırıyor. Ona bi çözüm bulamadım hala.
0
plutongezegendegilmi
(22.08.20)
Ben yazılım geliştiriciyim, (bkz: algorithmic trading) yapıyorum. Aynı sıkıntı bende de vardı, artık borsa, hisseler vb detaya inmeden yazılımcıyım deyip geçiyorum. Ne yazılımı deyince de matematiksel hesaplamalar vb diyorum, anlamıyorlar zaten, konu orada kapanıyor.

Senden faydalanmaya çalışan adamdan arkadaş olmaz zaten, boşver açma telefonu.
0
hayirsiz
(23.08.20)
Buna benzeri bende de oluyor ama iyi ki yazilimci filan degilim, hic cekilmezdi.
Hicbir yazilimci arkadasima da (sonradan arkadas olduklarim dahil) bu sekilde gitmedim, bence o kisilerle arkadas olma zaten.
Daha bismillah yani.

Asiri spesifik, mesleki terimli filan bir sey soyle, yazilimci diyince her seyi yapabilecegini filan zannediyor insanlar cunku.
0
kuehles blondes
(23.08.20)
aynı sektördeyiz, ben de benzer bir şeyden muzdaribim.

ben yüzeysel dinleyip direk olumsuz yaklaşıyorum. yapılmıştır o araştırdın mı? o iş zor çok para lazım, işin arka kısmı senin düşündüğün kadar kolay değil vsvs. kendi projelerim var onlarla ilgileniyorum dışarıdan proje yapmıyorum falan da diyorum.
0
ayin yazari
(23.08.20)
Hahah, eşim yazılımcı, babası her konuşmamızda ayrı bir fikirle geliyor. Nasıl da ısrarcı. r volution'un dialoğunu beğendim. Projesi olan insanlar bunun sermaye gerektiren bir iş olduğunu düşünemiyorlar bile.Bu bizim babaya çözüm değil ama çevreden gelen talepleri püskürtür.
0
SiyamkedisiZorro
(24.08.20)
(11)

Hem lacivert hem siyah elbiseye uyacak ayakkabı

ms brownstone
Hangi renktir?
Hangi renktir?
0
ms brownstone
(21.08.20)
siyah
0
reanarchy
(21.08.20)
Gri veya beyaz
0
ruhen hastayim ben
(21.08.20)
Siyah ve lacivert elbiselerin altına kırmızı stiletto çok güzel duruyor bazen. Laciverte siyah olmaz. Beyaz da çok cart durur. Zümrüt yeşili stilletomu da giydiğim olmuştu siyah elbisenin altına. Yeşil veya kırmızı gibi zıt renkler seçtiğimde ya tokamı ya da küpemi seçtiğim renkle aynı takıyorum, güzel oluyor. Ama illaki ikisine de uysun ve daha pastel renkler tercih edecekseniz krem veya koyu pudra rengi olabilir.
0
Hallegadola
(21.08.20)
Hallegadola +1

zümrüt yeşili dışında tonu tutarsa farklı tonlarda maviler, morlar falan bile giyilebilir ama pastel ya da sade görünüm peşindeyseniz nude ve pudra tonları.
siyah, beyaz falan bence de olmaz.
0
blatta hiberna
(21.08.20)
Peki lacivert ayakkabı olur mu sizce?
0
🌸ms brownstone
(21.08.20)
nude, bej tonu
0
SiyamkedisiZorro
(21.08.20)
kırmızı
0
cureforlove
(21.08.20)
+1 blatta hiberna katılıyorum. Lacivert-mor, lacivert-güzel bir mavi, lacivert-fuşya, lacivert-bordo olur.
siyah elbise- hardal sarısı stiletto- altın renkli küpeler şeklinde kombin yapmışlığım da var.
tüm denilenler +1 ikisine de uysun isteniliyorsa dediğim gibi +nude tonlar
0
Hallegadola
(21.08.20)
pudra, nude tonları +1
lacivert ayakkabı siyah elbiseye gitmez.
0
rose parks
(21.08.20)
Nude or kırmızı.
0
teoridefeminist pratiktegeysa
(21.08.20)
ben taba rengi diyorum
nude yazilmis zaten
siyahla laciverti hic yakistirmiyorum ben o yuzden lacivert ayakkabi olmaz.
0
interview with the vampire
(21.08.20)
(8)

Kaş'ta 4 gün ?

bialo czerwoni
Merhabalar ,kaş'da 4 gece kalış çok sıkıcı olur mu ?Haldır haldır gezmeyi seven birileri değiliz ama duruma göre demreye de geçebiliriz.Kaş'ta yapacak aktiviteler nelerdir ? aracımız var.güzel restoranlar ve tavsiye ettiğiniz otel,apart ve buna dair her şeyi duymak isterim :) çok teşekkürler.
Merhabalar ,kaş'da 4 gece kalış çok sıkıcı olur mu ?
Haldır haldır gezmeyi seven birileri değiliz ama duruma göre demreye de geçebiliriz.

Kaş'ta yapacak aktiviteler nelerdir ? aracımız var.

güzel restoranlar ve tavsiye ettiğiniz otel,apart ve buna dair her şeyi duymak isterim :)

çok teşekkürler.
0
bialo czerwoni
(21.08.20)
Gezmeyi çok sevmiyorsanız denizi/plajı olan otellere pansiyonlara bakın. Belki tekne turu yapabilirsiniz. Yeme içme olayları için kaş merkezde takılmanız gerekiyor.
0
silah taciri
(21.08.20)
- liman agzi
- buyuk cakil
- severseniz kucuk cakil (sahil yok)
- incebogaz

denize yukardaki yerlerde girebilirsiniz. sevdiginiz bir yere tekrar gidebilirsiniz tabi.

otel olarak : sonne, payam
airbnb: cok guzel villalar var, hic kalmadim ama merkezden biraz uzak villalara da bakabilirsiniz.

zaika yemek yemek icin guzel yer. alkol kullaniyorsaniz pek cok meyhane var
0
fakyoras
(21.08.20)
Kaş öyle güzel bir yer ki, 4 günde sıkılmazsınız. Zaten hinterlandı da geniştir. Gezecek çok yer var çevresinde. Antik kentler. Güzel plajlar. Araba varsa 4 gün az bile.
0
SiyamkedisiZorro
(21.08.20)
Biz geçen sene 2 gece kalıp doyamamıştık. 4 gün gayet iyi bence.

Biz koylardan en çok Hidayet Koyu’nu beğenmiştik. Eğer dönüşta Dalaman tarafından geçecekseniz Sarsala Koyu’na da bayılmıştık orda.
0
ms brownstone
(21.08.20)
İlginizi çekerse yarım gününüzü deneme dalışına ayırabilirsiniz. Scuba diving.
0
fezagezgini_4
(21.08.20)
araba varsa kaputaş çok uzak değil. demre tarafına gidiyorsanız simena.
0
chavezding
(21.08.20)
araba varsa denize girmek için kaputaş ve patara’ya gidilebilir. xanthos antik kenti gezilebilir. liman ağzı’nda da en az bir gün geçirilir zaten. dört günde sıkılmazsınız.

restoran olarak mutlaka zaika’ya gidin. hatta gitmeden rezervasyon yaptırın.
0
sir gawain
(21.08.20)
Gelos meyhane çarşı içinde güzel manzara doğru hizmet güleryüzlü insanlar uygun fiyatlar, kesin gidin
0
erty_ksk
(21.08.20)
(6)

Yavru kedi büyük tuvalet sorunu

hede hodo
2 aylık kedim tuvaletini yaptıktan sonra arka patileri ve kuyruğuna dışkı bulaştırıyor. Daha sonra da gezerken etrafına bulaştırıyor. Bunu nasıl düzelttirebiliriz?
2 aylık kedim tuvaletini yaptıktan sonra arka patileri ve kuyruğuna dışkı bulaştırıyor. Daha sonra da gezerken etrafına bulaştırıyor.
Bunu nasıl düzelttirebiliriz?
0
hede hodo
(21.08.20)
kıvamıyla ilgili bir problem olabilir mi? benim kedi de bokuna elliyor kabını karıştırırken sürekli ama kakası kuru ve sert olduğu için hiç olmadı böyle bir şey.
0
theseachange
(21.08.20)
Kıvamı normalmiş. Öyle ishal gibi değil. Kuru da değil.
Mama n&d yavru kedi maması.
Acaba ağır mı kaçıyor nd? Proplan filan mı alsak?
0
🌸hede hodo
(21.08.20)
yavru olduğu için tam halledemiyor olabilir. zamanla çıkmadan üstünü iyice örtmeyi ve basmamayı falan öğrenir.
0
piremses
(21.08.20)
ya o minik şapşik şimdi tam beceremiyor çok küçük. büyüdükçe öğrenecek. şimdilik yapacak pek bişey yok.
0
matilda
(21.08.20)
Öyle bir kediciğim vardı. Erken de ayırmışlar annesinden, belli. Biz tuvaletten çıkınca yakalayıp silerdik. Mamasını değiştirin. Kıvamı biraz daha katı olursa bulaşmaz öyle. Bir de kakasına basmamayı biraz daha büyüyünce öğrenecek. Ona kakasını kapatması gerektiğini öğretin mesela.
0
SiyamkedisiZorro
(21.08.20)
@SiyamkedisiZorro
nd'yi ben kendi kedimde kullaniyorum. 3.5 yasinda filan. memnunuz. kardesim de buna bakarak yavru kedi icin olanindan almis.
acaba diyorum tekirler daha mi zeki? ben yolun kenarinda bulmustum. belki 20 gunluktu. veterinerden aldigim sut tozuyla filan buyutmustuk. hicbir sikinti yasamadik tuvalet ile alakali.
kardesimdeki kedi yakin dostlarindan aldiklari bi kedi. cins kedi oldugu belli. bilmiyorum aklima oyle bir seyler de gelmiyor degil :)
0
🌸hede hodo
(21.08.20)
(10)

kedim bana tıslıyor ve ısırıyor.

the man who fell to arcturus
10 yaşında british-tekir kırması dişi bir kedim var. 1 ay oldu sahipleneli. eski sahipleri kendisinin aşırı canavar, saldırgan, dokundurtmayan biri olduğunu vs söylemişti. bizim aramız bir haftadır baya iyi. soğukluk geçti. gelip karnıma yatıyor. her yerini sevdiriyor. gurul gurul böyle, çok tatlı.
10 yaşında british-tekir kırması dişi bir kedim var. 1 ay oldu sahipleneli. eski sahipleri kendisinin aşırı canavar, saldırgan, dokundurtmayan biri olduğunu vs söylemişti.

bizim aramız bir haftadır baya iyi. soğukluk geçti. gelip karnıma yatıyor. her yerini sevdiriyor. gurul gurul böyle, çok tatlı. korkmasın diye hafif seviyorum, kısa tutuyorum. kendisi devam etmemi istiyor ve kafasıyla elime sürtüyor falan. sonra birden çılgınca miyavlayarak elimi, kolumu sertçe ısırıyor. başka kedi gördüğü zaman yaptığı gibi "kıhhhhh" diye tıslıyor sinirli sinirli. bir beş dk sonra falan gelip özür dilercesine bacaklarıma sürtünüyor ama.

sizce bunu neden yapıyor? araştırdım biraz ve yabancı kaynaklardan gördüğüm kadarıyla kedim bipolar galiba.
0
the man who fell to arcturus
(20.08.20)
tamamen psikolojik bence. biraz daha vakit geçtikçe alışacaktır muhtemelen.
0
foolrules
(20.08.20)
Bu kedinin karakteri olabilir maalesef. Ablamın kedisi böyle. Hadi bende sadece yazları kalıyor ama ablama karşı da tokatını sakınmaz, ısırık, pihleme, ne arasanız. Karakteri uyuz kedinin.
0
SiyamkedisiZorro
(20.08.20)
Zaten normal kedi davranışı bu değil mi? Bugüne kadar üç kedim oldu hepsinde bu davranış vardı bence çok normal.
0
sta
(20.08.20)
benim kedi bu aynııı :D çözümü yok bağrına basacaksın ve kollarındaki yaralarla barışık olmayı öğrenceksin..
0
theseachange
(20.08.20)
Hahahah benim rahmetli kedim de boyleydi. Yukarida da dendigi gibi kolumda, bacagimda cizmedigi yer kalmamisti. insanlar gibi bunlarin karakteri de farkli farkli iste.

Beyaz renkli kediler boyle dengesiz oluyor genelde(beyaz mi sizinkki de?)
0
bahele
(20.08.20)
10 yaşında kedi azıcık yaşlı değil mi, ömrünün 3te2 sini doldurmuş neredeyse. Karakteri de oyunculuktan sakinliğe kaymıştır çoktan. Bu saatten sonra karakteri değişmez. Belki yanlış bir yerine dokunuyorsunuzdur, özellikle sırtından kuyruğun başladığı yere doğru dokunduğunuzda bu agresif hareketleri görmeniz normal.

Aynı şekilde doğduğundan beri sizde olmadığı için karnına dokunmanızdan da pek hoşlanmayacaktır. Güven oturana kadar tehlikeli bölgelere dokunmayın, haşin sevmeyin.

belki eski sahipleri dövüyordu veya kızıyordu, hayvandaki dengesizlik bundan da olabilir.
0
kimlanbu
(20.08.20)
benim 10 yıllık kedim de böyle. ezelinden beri böyleydi. kolumun yarasız geçirdiği tek bi gün.
0
spirit crusher
(20.08.20)
@bahele: bende van yöresinden gelme yaşlı bir teyze var, @kimlanbu'nun dediği şekilde kuyruğunun başladığı yere özellikle dokunmadığımız sürece tırmalamaz. zaten paso uyuyup, pissssmi diye tesbih çekiyor XD hatta küçükken bir van kedimiz daha vardı, o daha bile sakindi, bir keresinde önüne top attık oynasın diye, atlamak için kıçını sallarken uyuya kaldı XD ben de mesela sarı kedileri çok oyuncu manyak diye bilirdim, sakinleri de oluyormuş :D biraz renk-karakter ilişkisi var elbette, ama yine de karakterleri binbir türlü bunların.

soruya gelince, kedilerde doğal gördüğümüz davranışlar bunlar, ama benim hiçbir kedim böyle davranmadı. iki tane van, iki tane tekir, bir sarı beyaz, bir siyah beyaz, bir de tekir beyaz kedim oldu, hepsi de sokaktan geldi, hepsi de farklı yaşlardaydı, aralarında yetişkin de vardı, yavru da, yaşlı da ve hepsinin de karakteri farklıydı, ama hart hurt atlayıp ısıran kedim olmadı hiç. umarım da olmaz :( belki de kediye çok kötü davrandılar o da olabilir :( umarım böyle birşey gelmemiştir başına. siz böyle sakin sakin sevmeye devam edin, belki davranışları azalır.
0
pasp
(20.08.20)
@bahele: evet beyaz ankara kedisi benimki :D demek genetik bişey?
0
theseachange
(20.08.20)
her kedinin yaptığı bir şey değil bu aslında.
0
lenin benim amcam olur
(20.08.20)
(20)

Ayıp mı ettim?

Sellim
Kız arkadaşımla 1 sene olmadı henüz ilişkimiz. Her şeyi açık açık konuşuruz. Dün arkadaşımın doğum günüydü. 1-2 kuzeni ve çok eski bir arkadaşını da davet etti. Bu çok eski arkadaşı bir gay ya da biseksüel. Çok samimiler. Gecenin ilerleyen saatlerinde sevgilimle paçır puçur sarılıyorlar birbirlerine
Kız arkadaşımla 1 sene olmadı henüz ilişkimiz. Her şeyi açık açık konuşuruz.

Dün arkadaşımın doğum günüydü. 1-2 kuzeni ve çok eski bir arkadaşını da davet etti. Bu çok eski arkadaşı bir gay ya da biseksüel. Çok samimiler. Gecenin ilerleyen saatlerinde sevgilimle paçır puçur sarılıyorlar birbirlerine. Fazla samimi oldular. Sevgilim çok ileri gitti. Çocuğun üzerine yatmalar falan. Kaldırabileceğim bir şey değil. Çok aşırı zoruna gitti. Çok sinirlendim ve sessizce kalkıp çıktım odadan. Kimsenin huzurunu kaçıracak bir şey söylemedim tabii ki. Sevgilim anladı bir şeye bozulduğumu ve geldi yanıma. Anlattım ona durumu.

Özür diledi, çok üzüldü, benden böyle bir tepki geleceğini beklemediğini söyledi, bir daha olmayacağını söyledi, onunla hep öyle samimi olduklarını söyledi. Ben de samimiyetlerine değil aşırı samimiyetlerine bozulduğumu söyledim. Neyse sabah sulh içerisinde uyandık ve çıktım evden.

Ama ben hala gerginliği üzerimden atamıyorum. Nerede duracağımı bilmiyorum. Kızın hata yaptığını kabul edip özür dilemesi çok önemli ama hala kendimi çok kötü hissediyorum. Haklı mıyım sizce, haksız mıyım, yanlış yapıyor muyum? Hayatımda ilk defa bu tip bir kıskançlık krizine girdim ve sanırım hala devam ediyor.
0
Sellim
(20.08.20)
Hakli haksiz mevzusu degil de rahatsiz olman dogal. 2. Kez yasanmazsa bir sure sonra unutursun. Yine boyle bir durumun ortasinda kalirsin ve yine bu sekilde hissedersen demek ki hayati yasayis bicimleriniz pek de ortusmuyor. Usulca yollari ayirabilirsiniz. (Ya da cok seviyorsaniz orta yolu bulmayi deneyebilirsiniz ama zor.)
0
brkylmz
(20.08.20)
bu tarz olaylar tamamen subjektif ve ilişkinin dinamikleriyle alakalı. benim için ayrılma sebebi başkası gülüp geçebilir. bana göre bunu yapma cüretinde bulunan kadın erkeğe saygı duymuyordur.
0
Pertev nail
(20.08.20)
kendince haklısın ancak sevgilin de yanlış birşey yaptığını düşümediği için senin yanında rahat davranmış.
aranızda konuşup anlaşmışsınız. bence uzatma, bir daha tekrarlarsa farklı düşün ama.
0
foolrules
(20.08.20)
karşı tarafın cinsel kimliği önemli değil. kız arkadaşın normalde nasıl biri? bana şu anlattıklarından ciddiyetsiz, lakayt, gereğinden fazla rahat biri gibi geldi. benim de normal karşılayabileceğim davranışlar değil açıkçası.
0
piremses
(20.08.20)
Kadınım, değil gey bir arkadaşım olsun kız arkadaşlarımla ya da kardeşimle bile böyle aşırı fazla ten temasına girmem sevgilimden başka. Annem ve babama bile sarılırken çok çabuk darlanıyorum. İnsanın vücudu ve teni özel olmalı bence. Sarılma eyleminin çok özel bir şey olduğunu düşünüyorum. Çok samimi olduğum arkadaşlarım vardı cinsiyet fark etmeksizin, ne böyle mıçmıç bir sarılma faaliyetleri içinde bulundum ne de el şakaları yaptık birbirimize. Sevgilinizin karakteri ve alışkanlıkları ile alakalı olduğunu düşünüyorum. Siz de bir sıkıntı göremiyorum, ben de çok rahatsız olurdum yerinizde olsam.
0
Hallegadola
(20.08.20)
Konunun daha fazla üzerine gitmeyin. Henüz ayıp etmediniz ama daha fazla üzerine giderseniz ayıp etmiş olursunuz hatta haksız duruma düşersiniz. Şu anda kız makul davranmış gibi duruyor. Bu olay tekrar ederse durum başka olur tabii.
0
SiyamkedisiZorro
(20.08.20)
SiyamKedisi ve Tolkien'e katılıyorum. Rahatsız olman çok doğal ama ikiniz de medeni bir şekilde sorunu konuşup gerekeni yapmışsınız. Kız da bir daha olmaz demiş konu kapanmış. Devamında böyle hissetmene gerek yok bence de.

Ama bu konudan bağımsız olarak sevgilim genelde çok samimi, arkadaşlarıyla aşırı sarılıp el kol atan bir insan olsa ben ilişki yürütemezdim. Ama 1 yıla yaklaşacak bir ilişkide zaten bunu anlamanız ve ona göre sevgili olup olmamayı seçmeniz gerekirdi.
0
Mossy
(20.08.20)
subjektif ve ilişkinin dinamikleriyle alakalı +1
Şahsi görüşüm bence haklısın, kavga gürültü olmadan da tepkini belli etmişsin, kendini kötü hissetmene gerek yok bence, herkesin yapısı aynı değil, ben olsam bende kaldıramazdım böyle birşeyi. Uzatmaya da gerek yok diye düşünüyorum, hiçbirşey olmamış gibi devam edebilirsiniz, tşk.
0
birfincankahvedahaisteyenadam
(20.08.20)
gereksiz ten teması hemcins olsalar bile salakça. ayıp etmemişsiniz. kucağına yatmazsa arkadaşlıkları çok kankitoluk olamıyor mu?
0
kenarortay
(20.08.20)
Eski arkadaşıyla samimi olmak -> sorun değil herkesin temas toleransı başka
Rahatsız olman -> olabilir insansın
Bunu medeni şekilde dile getirmen -> iyi hareket
Kızın özür dilemesi -> Süper hareket
Kıskançlık krizi hala rahatsız hissetmen -> mantıklı değil üstüne gitme geçer
Ayıp mı ettin? -> şu an değil uzatırsan evet.
0
lcha
(20.08.20)
abi araya girdim ama paçır puçur demişsin, covid19 bağışıklık var galiba?
0
engelbert humperdinck
(20.08.20)
Arada cinsel bir gerilim olmadığı için ten temasından kacinilmamis ama ben de çok dokunmatik biri olmadığım için bana da biraz aşırı gelir birbirinin orasını burasını cimciklemek, üstüne oturmak vs. Birkac sene önce arkadaşımın evinde tanıştığım bir gay dudagimdan opmustu mesela, ne alaka demiştim ama içimden tabii. İki üç saattir tanıdığın birinin dudağını niye opersin. "Aynı takimdayiz" mesajı mi vermeye çalışıyorlar, çok anlamıyorum açıkçası.

Garipsemen normal yani.
0
epistemic_regress
(20.08.20)
Haklısın ama unut uzatma. Bir daha olursa o zaman gerekeni yaparsın
0
infernalcadre
(20.08.20)
Haklısın ama uzatma +1.
0
jangbogo
(20.08.20)
haksızsın ama neticede konuşup anlaşmışsınız unut gitsin muhtemelen ilk defa bu hissiyatı yaşadığın için atamıyorsun. Ilık bir duş al, diziye miziye düş geçer.
0
guitarissimo
(20.08.20)
haklısın
0
basond
(20.08.20)
ayıp falan değil bence. mesela kız arkadaşlarımızın da üstüne gidip yatmıyoruz bize cinsel istek beslemiyor diye. aşırı samimiyet, hem karşı cinse hem sevgilinin yanında pek hoş değil. özür dilediği için bence uzatma. bir daha olursa düşünürsün.
0
ruby elixir
(21.08.20)
ben de herkesle aynı fikirdeyim + olarak da şunu söyleyeceğim; asla benimsemesek de yetişkin her insan yaşadığı toplumda nelerin garipsenebileceğini bilir. Örneğin misafirliğe gittiğimizde herkesin yatağına gittiği sessiz bir ortamda balgam çıkarmayız değil mi. bu o an fiziksel bir ihtiyaç olarak aşırı belirgin hale gelse de bunu yapmayız. aynı şey ikili ilişkilerde de geçerli bence. kız arkadaşın ortalama bir insan zekasına sahip her yetişkin gibi senin nelerden rahatsız olabileceğini anlayabilir diye düşünüyorum. neden böyle düşünüyorum; çünkü yaptığın asla havadan nem kapmak değil. o nedenle benim tavsiyem bu olay kanser olmadan hayat görüşlerinizin farklı gibi göründüğü bu arkadaşa yol vermen. yoksa durduk yere sende geleceğe dair bir defekt oluşacak. ileriki ilişkilerinde daha katı olacaksın belki vs. gerek yok. eyyorlamam bu kadar
0
her giriste sifresini unutan adam
(21.08.20)
bence burada takıldığın nokta kızın hatasını anlaması değil o hareketleri yaparken buna alınabileceğini düşünmemiş olması ya da yanlış bir şey oldugunu fark etmemiş olması.
senin kafandaki soru işareti sen yokken bunu başkasına da hata oldugunu bilmeden yapar mı? sorusu olabilir. bence bu yönde konuş ama olay kapandıysa uzatmaya da gerek yok.
0
ayin yazari
(23.08.20)
haklısın. ayıp etmedin.
0
black mamba
(23.08.20)
(38)

Kız ismi

proustun bir aski
Selam duyuru ailesi , 2 ay sonra kızımız doğacak hala bir isim belirleyemedik , kısa ve çok anlamsız olmayan isimler arıyoruz , seçenekler arasında inci , ipek , naz , ada Gibi isimler var .ama hiçbirisi içime sinmiyor tam olarak , var mı birÖneriniz , çocuğum olsa koyarım dediğiniz isim ??
Selam duyuru ailesi , 2 ay sonra kızımız doğacak hala bir isim belirleyemedik , kısa ve çok anlamsız olmayan isimler arıyoruz , seçenekler arasında
inci , ipek , naz , ada
Gibi isimler var .ama hiçbirisi içime sinmiyor tam olarak , var mı bir
Öneriniz , çocuğum olsa koyarım dediğiniz isim ??
0
proustun bir aski
(20.08.20)
Defne, doga, zeynep ilk 3’um
0
bradshaw
(20.08.20)
Pek kisa degil ama sevdigim bir isim; Melodi
0
harmonikhakaret
(20.08.20)
su olabilir mi, daha kısası yok.
0
habarbey
(20.08.20)
Bence absürt isimlere girmeye gerek yok açık ve net anlamı olsun, türkçe karakter olmasın maks 2 hece olsun, tek kelime olsun, duyunca yüzü gülümseten güzel anıları hatırlatan isimlerden olsun.

Deniz güzel, olur da isim babası olursam söyleyin mutlaka bi hediye alır gönderirim :)

bir de soyadınız önemli, adsoyad yanyana gelince saçma sapan yerlere varmasın konu, derin adını koyunca mesela soyadın da "kuyu"ysa
"Derin Kuyu" gibi
0
erty_ksk
(20.08.20)
@habarbey Su’lı ve nur’lu isimlere sıcak bakamıyorum,
@bradshaw 3 isimde ailemizde var
@erty_ksk deniz çok güzel ama eşim istemiyor sanırım onu da absürt isim olmasın diye uğraşıyoruz vallahi ;)
@harmonikhakaret melodi değişikmiş gerçekten
0
🌸proustun bir aski
(20.08.20)
Ece :)
Edit: kendi çocuğum olsa koyamam ama en güzel kız ismidir.
0
pati
(20.08.20)
öykü
beste
nehir
yonca
ekin
0
sir gawain
(20.08.20)
Deniz, Nehir, Nil, Yağmur, Defne çok güzel isimler bence. Sizin düşündüklerinizden Ada’yı beğendim sadece.
0
ms brownstone
(20.08.20)
esin
0
foolrules
(20.08.20)
Bilge
0
luluki
(20.08.20)
güneş, nil, eylül ve içinde ay geçen isimleri beğeniyorum ayzıt güzel geliyor. Ya da bir yıldızın ismi, ya da bir çiçek ismi koyabilirdim çocuğum olsa
0
Mossy
(20.08.20)
Mutlaka iki isim koyun, böylece ergenlikte ve yetişkinlikte kendisi için kullanacağı ismi seçme şansı olur.

Bu iki isim fonetik olarak birbirine uysun, hatta soy isimle de mutlaka uyumlu olsun.

Kimsede olmayan farklı bir isim bulalım diye abidik gubidik bir isim koymayın.

O bebeğin bir gün yetişkin olacağını unutmayın, hep bebek kalacakmış gibi isimler koymayın.

Verdiğiniz 4 isim de biribirine uygun, mesela;

inci naz
ipek naz
ipek inci
inci ada

gibi iki isimler olabilir, ama soy isimin de fonetiği önemli.
0
John Bloor
(20.08.20)
bir arkadaşımın ismi "nice". çok seviyorum. hem yurt dışında vs zorluk yaşamaz hem de böyle fonetiği güzel geliyor, akılda kalıcı. kıza kimse ikinci kez adını sormuyordu.
0
muslugubozukhayrat
(20.08.20)
biz de kiz isimlerine yogunlastigimiz donemde cok isim dusunduk bana en yakin gelenler sirasiyla ipek, melis ve gunes oldu. ipek sizin de dusunduklerinizin icindeymis melis de cok guzel bir isim diye dusunuyorum. gunes anlam ve fonetik olarak cok begendigim bir isim olsa da icerdigi ü ve ş'den dolayi mesafeliydim kendisine. sonra zaten erkek olacagini ogrenip kiz ismi dusunmeyi biraktik :) erkek ismi de bulabilmis degiliz gerci hala dusunuyoruz biz de bakalim :) cok tebrikler ayrica saglikla dogsunlar da alalim kucagimiza.
0
in vino veritas
(20.08.20)
Cevaplar için çok teşekkürler , defne veya nil koyabilirdik ama gerçekten çok fazla var . Çocuk okula başladığında 5 kişiden 3 ü defne veya nil olacak herhalde.eylül ‘ü çok seviyprım ama ekim’de doğacak diye eşimi ikna edemiyorum her şeye bir kılıf buluyor ;) ipek diyorum yok saten diyor , duru diyorum yok hacı şakir diyor
0
🌸proustun bir aski
(20.08.20)
@in vino veritas melis gerçekten güzel , erkek ismi daha zor bence de size de kolay gelsin , sağlıjla gelsinler , isimleriyle yaşasınlar ;)
0
🌸proustun bir aski
(20.08.20)
defne ya da yaprak
0
cccbehzatccc
(20.08.20)
cok tesekkurler evet cok zor gercekten :( umarim guzel, icimize sinen birer isim bulabiliriz hep birlikte :)
0
in vino veritas
(20.08.20)
İpek
Deniz
İnci
Neva
Neşe
Eda

Kısa ve anlamlı isimleri çok seviyorum. Kızımın ismi kesinlikle bunlardan biri olacak. Zeynep ama rica ederim koymayın. Melodi falan da sevmediğim insanlarda duyduğum için antipatik geliyor bana. Selin, Güliz, Sinem, Gülin isimlerini de severim ama bu isimli tanıdıklarım olduğu için düşünmüyorum. Yakın çevrede ve geçmişte tanıdığım isimleri tercih etmeme taraftarıyım.


edit: Gülru ismini de çok severim. Güllerin savaşı team.
edit 2: İki isim koymayın. İki isimli olup da memnun olan bir arkadaşım/tanıdığım yok. İsim insanın karakterini ve kaderini etkiliyor, buna inanıyorum hep. Sağlıcakla doğsun da büyüsün minnoş kızınız. :)
0
Hallegadola
(20.08.20)
ben kesin deniz koyardım çocuğumun ismini
0
aquarium
(20.08.20)
azize
ferah
ışık
gülce
0
kullanıcı adı
(20.08.20)
ela
duru
leyla
0
not dark yet
(20.08.20)
nil, mila, ışıl
0
reanarchy
(20.08.20)
Ece
Ama ilerde güzel kız olma ihtimali düşük kızlara da lütfen Ece ismini koymayalım.
0
etki
(20.08.20)
@etki'ye katılıyorum :)
0
pati
(20.08.20)
@etki sen de haklısın , annesi güzel o da güzel olur bence ;) ama bi arkadaşımız da kızına koydu o yüzden koymayı düşünmüyorum ece yi
0
🌸proustun bir aski
(20.08.20)
Cansu
Lale
Lal
Yeşim
Özge
Ezgi
Berna
Seda
Eda
Mine

Türkce karaktersiz olsun diye bir sey dusubmeyin, turkce karakter olmasa da o ismin yabanci isim oldugu anlasilacak, soyad da var hem.
Herkes biraz ugrastiktan sonra turkce karakterli ismi telaffuz edip yazabiliyor.
Benim turkiye’de soyadimi dogru soyleyebilen ve yazan yok ama yurtdisinda yasiyorum, herkes bir kez soyledikten sonra harika telaffuz ediyor ve dahi yazabiliyor
0
kuehles blondes
(20.08.20)
Defne ve Deniz olamayacaksa, Eda, Ada, Pınar ve Güneş diyorum.
0
legolasin son oku
(20.08.20)
Umay
0
neskafefincanindaturkkahvesi
(20.08.20)
Doğa
Asya
Beril

Çok sevdiğim isimler. Rahatlatıcı ve duru bir his veriyorlar bana. İsim seçmek zor iş, başarılar:)
0
kostüm çok güzel prenses misiniz
(20.08.20)
Ekin
Doga
Nisan
Ege
0
invictae
(20.08.20)
isim için fikir veremeyeceğim ama bizim eşimle yaptığımız taktiği anlatayım, belki sizin de kafanıza yatarsa bunu uygulayabilirsiniz isim seçerken.

önce eşlerden her biri belirli sayıda isim buluyor 10'ar 20'şer vs. daha sonra bunların hepsini küçük kağıtlara yazıyorsunuz, daha sonra doğuma kadar belirli günlerde bir masaya oturup bütün isimleri masaya yatırıyorsunuz, yine herkes belirli sayıda ismi listeden çıkarıyor mesela her seferinde 2'şer isim. ama ismi çıkarırken neden o isimleri istemediğini mantıklı bir şekilde belirtmek zorunda, en sona üzerinde hem fikir olduğunuz isim kalıyor. biz bu yöntemle belirledik bebeğimizin ismini. hem eğlenceliydi hem de isimler üzerinde düşünme fırsatınız oluyor işi sürece yayarak.

Allah analı babalı büyütsün, sağlıkla büyüsün inşallah. tebrikler...
0
benim de soyleyeceklerim var
(21.08.20)
Lila, Duru, İrem, Mavi, Rüya

:)
0
batlegolas
(21.08.20)
ben kizim olsa "su" koyacaktim kesin, hayirli olsun.
0
cooperr
(21.08.20)
Leyla, Bilge, Umay, Yekta, Rana
0
SiyamkedisiZorro
(21.08.20)
Ece , eda , ela , esra ,
0
atacaksinfinke
(21.08.20)
Farklı bir isim tavsiye ederim

Erva.
0
put it in your appropriate place
(21.08.20)
bizim oldu, inci koyduk adını :)
0
emcekare olmadi einstein olsun bari
(21.08.20)
(8)

Korona zamanında kuaför

4seneayniyerdeduramam
Saçlar fena. Bu zamanda nasıl kuaförde durumlar? Ya da gerekli mi biraz daha mı gitmesem? Önlemler yeterli mi?
Saçlar fena. Bu zamanda nasıl kuaförde durumlar? Ya da gerekli mi biraz daha mı gitmesem? Önlemler yeterli mi?
0
4seneayniyerdeduramam
(20.08.20)
Bu dönemde saçımı kendim boyadım. En son ne zaman manikür-pedikür yaptırdığımı hatırlamıyorum. Eşimin saçları kısa, makineyle ben hallediyorum. Gelin görün ki benim de saçlarım azıcık uzasa kötü görünen türde. Geçen ay gittim kuaföre.
0
SiyamkedisiZorro
(20.08.20)
Yeterli değil ama 15-20 günde bir gidiyorum ben, çok şükür bir durumla karşılaşmadık.
Geçende birisi ısrarla kuaför malzemelerinden bulaşmaz diyordu. Bilemedim
0
etna
(20.08.20)
kuaför malzemelerinden bulaşır gayet ama ben de 1 kere gittim.
kaşımı, bıyığımı evde kendim alıyorum. alıyorum derken fazlalıkları alıp makasla biraz alıyorum kaşımı. bıyığımı zaten ben alırım hep. saçımı evde boyuyorum ama 2 ay önce saçımı kestirdim kuaförde.
0
matilda
(20.08.20)
bence bu riski almaya değmez gerçekten, ne kadar önmel alınırsa alınsın yakın emaslı çalışılan yerler kuaförler. saçınız uzunsa kendiniz çok kolay kesebilirsiniz. berber makası alın bir tane yeterli.
0
luin
(20.08.20)
benim kuaförüm girişte ateş ölçüyor, galoş giydiriyor.

ben bir sıkıntı ile karşılaşmadım.
kaş bıyık ve kesime bile gittim. hatta eve bile geldi bir kere.

covid ile ilgili düşük frekanstaki kişileri etkiliyor diye okudum, ki her şeyin frekansı var.
gül en çabuk frekans yükseltendir.
kalbine, veya kalp çakrasına, gül sür, yağı olur, suyu olur, hatta gül tomurcuğundan ay bile içebilirsin.

korkun varsa, frekansın düşer.
0
janderzel zartanyan
(20.08.20)
kaş- bıyık için gidiyorum. 1 kere saç kestirdim. geçen pazar boyattım (lükse kaçtı ama artık biraz).
risk ama yani ne yapalım. kaş hariç hepsinde maskeliydim.
makas cihangir'de maske kuralına uyuluyor. en rahat hissettiğim yer orası oldu.
0
nzessia
(20.08.20)
instagramdan takip ettiğim kuaförlere bakıyorum, gitmem arkadaş. En sonunda kendim kesmeye girişicem sanırım. Maske takmayan çok, aksıran tıksıran çok. Doğru düzgün dezenfektan veya kolonya taşıyıp ellerini dezenfekte eden insan bile görmek çok zor. Herkes iyice salmış durumda, insan kendi yakınına zor laf söylerken dikkat etmiyor diye, elin insanlarına kurala uymayınca uyarabilecek misiniz, önce onu bir düşünün. Ek olarak uzunca bir süre kötü havalandırılan veya klima ile içerdeki hava döndürülen bir yerde vakit geçirmeye ve risk almaya değer mi diye soruyorum. bence değmez.
0
ruz
(20.08.20)
Evde kesmek de zor. Kestim bir kere çok döküldü sonrasında saçım.
0
🌸4seneayniyerdeduramam
(20.08.20)
(13)

evlilik masrafları hk.

baldan kaymak
selamlar ne kadar tutuyor acaba taze evlenenlerimiz varsa? allah mutlu mesut etsin tabi.2 sorum var:1) evlilik masrafları dahil maliyeti ne tutmakta?2) en çok merak ettiğim ve bilmem gereken kısım: damad'ın alması gereken altınlarla ilgili. bana söylenen 5'i 1 yerde, 5 tam altın ve 2 bilezik oldu.no
selamlar ne kadar tutuyor acaba taze evlenenlerimiz varsa? allah mutlu mesut etsin tabi.

2 sorum var:
1) evlilik masrafları dahil maliyeti ne tutmakta?
2) en çok merak ettiğim ve bilmem gereken kısım: damad'ın alması gereken altınlarla ilgili. bana söylenen 5'i 1 yerde, 5 tam altın ve 2 bilezik oldu.

normali nedir bunun? yani bu fazla aslında orta yolu şudur dediğiniz şeyi soruyorum.

şimdiden teşekkürler.
0
baldan kaymak
(18.08.20)
istemeye bırakırsan her şey istenir. 5'i 1 yerde vs sonuna ev araba falan da konur.

normalini soruyorsan, akıllı olmak ve mantık çerçevesinde hareket etmek olur. tek orta yol, kendini ve karşısındakini bilen bir kadın, kendini ve karşısındakini bilen bir erkektir.

çoğunun gösteriş olduğunu amacın sadece mileete "oo" dedirtmek olduğunu falan herkes biliyor ama kimse bilmiyor gibi davranılıyor.

eğer size göre çevrenin düşüncesi eşinizle sizin düşüncenizden daha değerliyse yanmışsınız.
0
foolrules
(18.08.20)
damadın alması gereken altın nedir ya? ulan ben de evlendim hiç kimseye de şu kadar altın isterim demedim. önceki geline 7 bilezik taktık sana da aynısını yapalım hem ona hem sana ayıp olmasın dediler ok dedim.
biz mümkün olduğunca makul kalmaya çalıştık her şeyde. ama yine de sanırım bi 60k tutmuştur.
bu dediğim 2 sene önce
not: bilezikler hariç.
0
matilda
(18.08.20)
5'i bir yerde ve bilezik isteyen köylüdür. Biz o toplara girmedik hiç.
0
SiyamkedisiZorro
(18.08.20)
Eşyalar 30-40 bin civarı tuttu. Eşyalar (hepsini arçelikten aldık) ve ev masrafları dışındaki her şey lükstür, onun dışındaki hiç bir şeyi karşılamak zorunda hissetme kendini. Damadın alması gereken altınlar diye bir şey bizde hiç yoktu. Düğün yapmadık, ufak bi yemek yaptık, ona bile gerek yoktu bence.
0
roket adam
(18.08.20)
2019 ağustosta evlendik. Düğün yapmadık. 40-50 bin civarı tuttu. Ama bu ortalama bir fiyat yani her bir kalemi nereden aldığına göre değişir. Örneğin Beko almayayım son model bosch alayım dersen sadece beyaz esyan 30 bile tutabilir. Ya da yemekli bir düğün yapacaksanız o da çok pahalı.

Damadın takması gereken altın şudur diye senden bunları istedilerse Allah kolaylık versin. İstedikleri altın 50 bin yapıyor zaten. Ya zenginsiniz ve bu sizin için küçük bir rakam ya da karşı taraf utanmaz ve paracı. Ben kadın tarafıyım, altın vs istenmedi. Güç ne ise o takıldı.
0
elorelia
(18.08.20)
Ben evlenmedim ama ailem geleneksel olduğu için az çok biliyorum.

Altın isteniyor genelde evet. Bizde iki aile eşit bölüşüyor. Erkek tarafı ne kadar taktıysa kız tarafı da o kadar takıyor, Erkek tarafının durumu çok iyi değilse kız tarafı daha fazla altın da alabiliyor, düğüne katkıda bulunuyor.

Bazı aileler isteme, nişan günleri gibi zamanlarda da ayrıca altın, pırlanta alıyor. Bir arkadaşıma mesela istemede 5 taş taktılar, erkek tarafında gelenek böyleymiş. Nişan zamanında da ekstra bir şeyler almışlar.

Geleneksel bir aile ise baştan her şeyi konuşun net olsun. Bence eşitlikten gidin. Bugun bunu diyen yarın evin şurasını o x paraya aldı, ben y paraya aldım muhabbeti de yapar. Siz ve sevgiliniz ipi elinizde tutmazsanız işiniz zor.
0
jazzabel
(18.08.20)
affedersin ama köyden kız mı alıyorsun, damadın alması gereken altın nedir khdskfdsf

durumun neye imkan veriyorsa onu alırsın. takı seti de alınır, bilezik de alınır ya da hiçbir şey alınmaz. sonuçta evlilikte ortak bütçeye geçiliyor. kredi çekip bilezik alsan ya da kenardaki tüm birikimini buna harcasan bu para sadece senin cebinden değil, eşinin cebinden de çıkıyor. ailen zenginse bilemem tabi. eski zamanda kırsalda kız çocuklarını korumak ve tarım yapan ailenin işçi kaybını telafi etmek için ihtiyaçtan doğmuş adetleri 2020'nin şehir hayatında sürdürmeyin gözünüzü seveyim.
0
sir gawain
(18.08.20)
Ben evlenirken tek bir talepte bulunmadım baştan diyeyim de :) bana tektaş ve beştaş pırlanta ile bozunca 40 gr altın değerine gelen kolye takılmıştı.

Bunun kuralı yok herkes görüşüne ve görüşüne göre maddi durumu el verdiği şekilde takar takısını veya altın da neymiş der. Ama genelde düğün seti diye geçen altın kolye seti ve yanına bilezikler takılır gelin hanıma. Damat beye de saat.
Bu arada görüş demiştim ya benim 1000 kişilik düğünde o kadar altın takılırken arkadaşımın kahvehanedeki kınasında kaynanası 10 tane burma, trabzon işi set, 30 tane çeyrek altından oluşan bileklik, 5’lik reşat kolye taktı. Nişanda da tektaş beştaş alyans ve bilezik takmışlardı.
0
cilekli pasta
(18.08.20)
1) bu kişiden kişiye çok değişen bir şey. düğün yapıp yapmamaya, o düğünü yaptıgın yere, eşya alıp almamaya... en az 50000 tutar bence eşya ev yoksa
2) bilmiyorum bizde damadın alması gereken altın yoktu.
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(18.08.20)
Tek yaşıyorum ve evimde birçok eksik var. Az önce hesapladım eşyalara 23-25 bin bandında harcama yapmışım. Daha fırınım, perdem, televizyonum falan da yok üstelik. Buradan bir fikir edinebilirsin.

İkincisi ise, senden altın istenmişse geçmiş olsun. Evleneceğin insanı gözden geçir derim.
0
ruhen hastayim ben
(18.08.20)
üşenmedim hesapladım, yaklaşık 40 bin liralık altın istenmiş o da en ucuz bilezikleri alırsanız. bileziğin fiyat skalası geniş baya. yani bu işler çok göreceli düğün için ayırabildiğiniz bütçe 300 bin liraysa evet 40 bin liralık altın alırsınız yok bütçeniz 100 bin liraysa ona göre alırsınız. bütçem yok, kredi çekip düğün yapacağım durumundaysanız yine de sizden 40 bin liralık altın istendiyse geçmiş olsun.
0
ofelia
(18.08.20)
1 )bu işin kesinlikle bir alt/üst sınırı yok. şöyle söyleyeyim sizden adeta bir tür ayakbastı parası mantığıyla istenen 5 i bir yerde, 5 tam altı 2 bilezik parasına tüm düğün masraflarını hallettik bir kaç yıl önce. düğün sürecinde yapılacak masrafları minimuma indirdik. yıllarca düğün, kredi, mobilya borcu ödemek istemedik. şu an sadece 5 ay önce aldığımız evin aylık 1500 lira kredi taksidi dışında ekstra masrafımız yok.

2) takının normali standartı falan yok. 5'i 1 yerde 5 altın 2 bilezik diye şart koşanlar orada sınırlı kalmaz, siz bu bahsettiğiniz takılar dahil bir daire parası harcarsınız gibi hissediyorum. size sponsor olacak zengin bir babanız yoksa gösteriş olsun, ya bi kere evleniyoruz yapacağız ne gerekiyorsa diye yapacağınız her ekstra lüzumsuz iş, karı koca olarak sizin sırtında kambur olacak.
0
wilhelmwasmuss
(18.08.20)
Tamamen kişiye göre değişir. Damadın alması gereken altın başlığı altında yazanları kız tarafı talep ettiyse kaçın.
0
runner
(18.08.20)
(18)

Annemin evlat ayrımcılığı

namidigerkokuc
22 yaşındayım. Ama hala annemin abimi benden daha çok düşündüğünü düşünüyorum. Abim ne zaman evde olsa güzel yemekler yeriz çoğunlukla kıymalı falan. Ve annem bunları kendi isteğiyle yapar. O evde olmadığında ise sebze yemeği yiyoruz genellikle. Anneme ev işinde yardımcı olsam da bir müddet sonra bu
22 yaşındayım. Ama hala annemin abimi benden daha çok düşündüğünü düşünüyorum. Abim ne zaman evde olsa güzel yemekler yeriz çoğunlukla kıymalı falan. Ve annem bunları kendi isteğiyle yapar. O evde olmadığında ise sebze yemeği yiyoruz genellikle. Anneme ev işinde yardımcı olsam da bir müddet sonra bunların değeri yitip gidiyor onun gözünde. Naptın ki falan diyor. Ama annem hastalandığı zaman(4 sene önce falan) abim yanındaydı ben başka sehirdeydim. 1 hafta falan evin işlerini abim yapmış ve bunu unutmuyo hala. Normal zamanda bizim evdeyken pek de iş yapan biri değil. Ama nedense benim yaptıklarım pek göze görünmüyor. Beni millete kotulemekten de alikoymuyo kendini. Lise sondayken hep ders çalışıyordum, millete iğneye elini dokamaz diye anlatıyordu. Bilmiyorum neden böyle, kız oldugumdan mi yoksa annem beni sadece 2 ay emzirmis hasta olduğum için, bağlılık mı gelistiremedi acaba? Bu durumu yaşayan var mıdır
0
namidigerkokuc
(18.08.20)
- Bilmiyorum neden böyle, kız oldugumdan mi yoksa annem beni sadece 2 ay emzirmis hasta olduğum için, bağlılık mı gelistiremedi acaba?

ilk secenek.
edit: ve senin buna karsi bir sey yapmaman. muhtemelen "nasil olsa 22 yasinda kiz, yarin elin ogluna gidecek" kafasi var annede. bizde de var boyle akrabalar. adamlar 50lerde, 60larda almanyaya gitmisler. 3 kusaktir oradalar, cocuklarin hepsi almanya da iyi yerlerde okumus insanlar ama bazilari kendi kizini hizmetci gibi kullanip zerre kadar saygi duymuyor. oglanin yedigi b**lar halici doldurur ama her daim kizi ezerler.
0
rm
(18.08.20)
Kız olduğun için +1

Abin "görevi" olmadığı halde yaptığı için aklında kalıyor, ama senden o konuda beklentisi daha yüksek olduğu için bir şey yapmıyormuşsun gibi geliyor.

Güzel yemek olayı abin evde değilse geldiği zamanlarda heyecanlandığı falan içindir, orası normal. Sen evden ayrılıp ara sıra eve gitsen sana da aynısını yapar.
0
plutongezegendegilmi
(18.08.20)
genelde anneler oğullarına daha bir düşkün olurlar, babalar da kızlarına. istisnalar var tabii ki ama genelde böyle oluyor.

ben de 22 yaşındayım, 2 yaş büyük abim var. öyle çok olmasa da temizlik yaparım ama abim eline bir süpürge alınca hemen "bak erkek çocuğu olduğu halde temizlik yapıyor,sen?" der. sanki hiç iş yapmıyormuşum gibi. ayrıca yine dediğin gibi evde her zaman aynı şeyler pişer ama abim gelince kıyma alınıp köfte yapılır. eski insanların zihniyeti işte, onlara göre kız çocukları köle gibi çalışıp hizmet edecek, erkek çocukları da paşa gibi keyiflerine bakacaklar. he de geç. ben artık takmıyorum.
0
rose parks
(18.08.20)
Kiz cocuklar hizmetci, erkek cocuklar gercek evlat oldugu icin. Zihniyet boyle, yapacak tek sey sizin kendi cocuklariniza bu sekilde davranmayip bu zihniyetin degismesine katki saglamak.
0
taurina
(18.08.20)
Erkek olmasi
Ilk goz agrisi olmasi
Oedipus kompleksi-tersten
0
baldur2
(18.08.20)
sorunuzun dogru bir yaniti olabilir mi? muhakkak. ama bu dogru cevabi ancak siz verebilirsiniz gunun birinde. bir baskasinin bu soruya verecegi cevaplar varsayimlar, sahsi deneyimler, belki okunmus izlenmis bir kac materyal uzerinden kurgulanacaktir. belki sizin yaninizda olmak isteyen, destek cikmak isteyen bir dost size hak verecektir, belki bir baskasi anneye oyle denir mi diye kizacaktir size. bunlarin hicbir ehemmiyeti yok. onemli olan sizi uzen, caninizi sikan bu konu hakkinda sizin nasil bir tutum sergileyip bundan sonrasi icin ne yapacaginiz. ebeveyn evlat iliskisinde duygusal bag/yakinlik standart donanimda geliyor gibi dusunuluyor. ozellikle bizim kulturumuzde. ancak cocukluk genclik travmalari da maalesef en cok aile icerisinde yasaniyor. ve yine maalesef ki sanilandan cok daha yaygin bir sekilde goruluyor.
sorunuza iki kitapla cevap verecegim. ikisi de tam olarak sordugunuz soruya ufuk acici cevaplar veriyor diye dusunuyorum. umarim okudugunuzda sorunuza cevap bulma yolunda basarili adimlar atmis olursunuz.
olgunlasmamis ebeveynlerin yetiskin cocuklari - lindsay gibson
insan olmak - engin gectan
0
mekare
(18.08.20)
Ne yazık ki cinsiyetiniz ve ben de eklemek istiyorum onlarla yaşadığınız için

Gelecek yıl okulunuz bitsin ayrı eve çıkın. Evlenmeseniz de ayrı eve çıkın. Çok değerli olduğunuzu anlayacaklar. Ben üniversite ilk yaz tatilinde yanlarındaydım, erkek kadın fark etmeksizin sorun oluyordu, daha sonra arkadaşlarla tatil falan derken çok az uğrar oldum ve değerim gittikçe arttı.

Yukarıda biri iyi demiş. Siz çocuk isterseniz erkek çocuğunuzla kız kardeşi ayrı tutmayın.

Işiniz olup eviniz olduğunda siz de annenize anlayacağı deyimlerle bir iki alttan laf söylersiniz, bir daha da öyle şeyler yapmaz. Örneğin, annem de "el iyisi", benim bir şeye ihtiyacım olur elini kipirdatmaz, hala yemek yap ev işi yap der, bir yabancının bir şeye ihtiyacı olsun bizi bırakır ona koşar de. Onlara bizim dedikodumuzu yapar bir de, deyin yüzüne karşı. Ama kavga etmeyin tabi.

Konudan bağımsız bonus: Şu et sevgisi da çok abartılıyor. Onlarca güzel sebze yemeği var. Bence et pahalı olduğundan insanlar süper bir şey diye sartlanmış. Bir gün mercimek 100 lira olsa, oooo mercimek süper diye insanlar begenmeye başlayacak gibi :)
0
howfaristhesky
(18.08.20)
Direkt Etin Cinsel Politikası gibi bir giriş yapmışsınız. (Okumanızı öneririm.)
Çoğu evde etli yemek erkeğe gider. Etli yemeğin en etli kısmı erkeğe gider hatta.

Cinsiyetçi anne işte. Hepimizde var. Standartı bu o kuşağın.

Sorsan asla öyle bir niyeti yoktur, sinirlenip reddeder. Erkek çocukları bir gün yatağını toplamış ya da ev işinde aktif bir rol oynamış olsun, on yıl anlatırlar. Kız çocuğu küçük yaştan itibaren ev işinde rol oynamazsa olmaz. Zorundadır çünkü.

İyi hissetmediğiniz, ait hissetmediğiniz bir yerde, aile evi olsa dahi kalmamalısınız, yoksa çok büyük özgüven ve özsaygı sıkıntıları yaşarsınız. Tabii ki benzerlerini yaşadım ve en hızlı şekilde ev ile arama fiziki mesafe koydum. Tek yolu bu.
0
buf-e kür
(18.08.20)
Bu çocuklarınıza kadar yansıyacak bir tutum. Hazırlıklı olun.
0
pass
(18.08.20)
kız olduğunuzdan dolayı ne yazık ki.

ailedeki tek erkek torunum ve sadece teyzem var.

o yüzden her ne kadar ilk torunum diye yerimin ayrı olduğu iddia edilse de bence erkeğim diye el üzerinde tutuluyorum.

çok çirkin bir şey ve anneanneme de bunu açık açık söylerim her zaman.

Hoş diğer torunlara kıyasla kesinlikle daha fazla vakit geçiriyorum anneannemle ama işte bu diğer torunlara yaklaşımından da kaynaklı olabilir elbette.
0
denizgonen
(18.08.20)
Ayrı eve çıkın bence de. Ev işlerine elinizi sürmeyin. Kadınım, yaş 26. Şuna eminim ki kendimi ev işlerine harap etsem annem beni daha çok sevmeyecekti. Ya da maaşımı alınca anneme ve babama maaşı vermek beni daha değerli yapmayacaktı. Protesto edin. Annemle babamı çok severim. İkisini birbirinden ayırt etmem. Ama onlar beni daha çok sevsin diye hiçbir işin altına girmedim. Temizlik, yemek yapma, ütü vs benim işim değil evde, annemin işi. Ya da evi geçindirme derdi benim değil babamın derdi. Bu arada normal ortadirek bir aileyiz. Babam emekli, annem okul varken kantincilik yapıyordu. Çok şükür borcumuz yok hiç ve Karadenizliyiz biz toplattığımız çaydan gelir geliyor belli bir meblağ babama. Gelirleri bu kadar. Maaşım şimdiki gelirlerinden yüksek yani. Ama hiç ellerine para saymadım ki istemezler mesela. Bugün siz çalışmaya başlasanız ve maddi olarak yardım etseniz dahi yine de abiniz daha kıymetli olur bana öyle geliyor.

Anne ve babanız da olsa bazı konularda prensipli olun ve mesafe koyun. Annem ev işi yapmadığımı söylediğinde yaptığım işleri beğenmediğini hatırlatıyorum. Bir şey diyemiyor mesela.

Benim de bir erkek kardeşim var. 20 yaşında. Okuyor ama savruk bir hayatı var. Aşırı para harcar. Tatile gitmek istedi. Ben asla para vermedim yardım da etmedim. Annemle babam ödemek zorunda kaldılar.

Sınırlarınızı çekin. Anneniz iş yap dediğinde dersim var diyip ders çalışın. Arkadaşlarımla buluşcam diyip dışarı çıkın. Onlar size gidici nasıl olsa bu evden gözüyle bakıyorsa siz de o şekilde davranın.
0
Hallegadola
(18.08.20)
Bağlılık geliştirememekten değil, cinsiyet ayrımcılığından. Ve bu travmalar insana seneler geçse de vuruyor. Bir arkadaşım dedi ki "Babam eve geldiğinde karşılar boynuna atlardım, bena söylediği ilk söz "kardeşin nerede" olurdu". Böyle yetiştirilmiş bir kızın evlense de evlenmese de ne erkek kardeşine ne de anne-babasına sevgi duyması mümkün değil. Ancak ana-baba yaşlanınca kim bakacak onlara? Zırnık değer vermedikleri kızları mı, yoksa canım oğullarının eşi el kızı gelin mi?
Konuşsanız da değişecek şeyler değil bunlar ama illa ki bir ara (ve tekrar tekrar) bu tartışmayı yaşayacaksınız ebeveynlerinizle.
0
SiyamkedisiZorro
(18.08.20)
İlaveten tersten Oedipus kompleksi demiş baldur. Kesinlikle katılıyorum. Erk merkezi yaşlandıkça babadan oğula kayıyor ve kadın erk sahibine yakın olmak, kontrol etmek istiyor. Sizin için üzülüyorum ama abinizle / erkek kardeşinizle evlenecek kıza daha fazla acıyorum.
0
SiyamkedisiZorro
(18.08.20)
merhaba, yemek yapma olayına geldim.

ben de uzakta okudum ve yine ailemden uzakta çalışmaya devam ediyorum kardeşim ise onlarla beraber kalıyor -bir süre o da uzakta okumuştu- ve ben ne zaman gelsem sevdiğim yemekler yapıldığından anneme takılıp duruyor. iki kız kardeşiz, aramızda da üç yaş falan var. cinsiyet vs. ile alakalı değil yani, sadece uzakta olanı özleyip değer verdiklerini gösteriyorlar/eve gelince mutlu etmek istiyorlar :)
0
iste o kavunici balik
(18.08.20)
e tersi elektra kompleksi iste. ama size boyle geliyor da olabilir. olabilir de olmayabilir. su aralar mesela kiz cocugu populer.
kiz cocugu oyle kiz cocugu boyle kiz cocugu olmayan babayim demesin. kizlar babaya cok duskun.
ilk cocugum erkek ikincisi kizdi. kizin dogumuna kadar evde hayvan besledigimizin farkinda degilmisiz vs vs. bu isler boyle.
cok eskiden cok cok eskiden yine kadinlar revacta idi sonra erkekler oldu simdi gene kadinlar oluyor yavas yavas.

biz iki erkek kardeşiz. eskiden babam sürekli ev dışında olurdu o eve gelince sevdiği yemekler yapılırdı. abimle anneme laf atardık kocasına nasıl da bakıyor diye. sonra babam emekli oldu abim yurtdışında çalışmaya başladı abim türkiye'ye geldiğinde abime hürmet sevdiği yemekler hazırlanır oldu. babamla abim üzerinden anneme laf attık. şimdi. ben de dışarıdayım babam anneme laf atıyor. çocuklarına nasıl da bakıyor besliyor çocuklar eve gelmese biz hiç bunları yemeyeceğiz diye. kadını boş yere şaka ile karışık üzmüşüz.
bu arada annemler 5 kardeş bir tek dayım var onlar da anneannemin dayımı hep el üstünde tuttuğunu söylerler. dedem de en cok teyzemi severdi. kısacası olabilir deeeee olmayabilir dee. olanı da var olmayanı da var. size çok büyük zararlı şekilde geri dönüşleri yoksa fazla takmamak lazım.
0
turbo sadık
(18.08.20)
Bizde de tam tersi 3 kardeşiz ilk kız bur oglan ben abla ve birde küçük kardeş erkek ama bizimkiler de ortanca kız kardeşe böyleler. Söylediğinde direkt bağırarak savunmaya geçiyorlar biz ayrım yapmayız hepiniz birsiniz. Birsek erkek kardeşim ve ben nasıl hissediyoruz bunu? Böyle dediğinde de eee o işte çocukluktan beri biraz huyluydu onun üzerine düştük. Huylu dediği de ağlayarak, duygu sömürüsü ile vs. Duygusal yönden bunları kandirmasi.
Çok söyledik çok yaşadık aynı şeyleri, sonra bir zaman geliyor ve artık söylemekten bıkıyorsun gözlerinin içine bakardık bizimle ilgilensinler konuşsunlar diye. Şimdi ikimiz de ortanca kardeşe Bilendik erkek kardeşim öylesine de olsa konuşuyor ama ben yıllardır konuşmuyorum.
Yıllarca çalıştım babam bekledi ki maaşımı ona veriyim vermedim, annem ne yaparlarsa yapsınlar büyük olduğum için kardeşi ve onları hoşgörmemi bekledi görmedim. Erkek kardeş bizden 12 yaş küçük ona yapsalar ayrımcılığı anlar kafamda mantıklı bir nedene oturturdum ama benden sadece bir yaş küçük kardeşe tapmalarina dayanamadım. Benim de hatta bizim de anne baba ilgisine ihtiyacımız vardı hala annem her konuştuğumuzda illa ara konuş der neden dediğimde çok üzülüyor der hala onu düşünüyor yani.
Zor yani zor sanırım bu durumu burada en iyi anlayan benim. Yıllarca gördüğüm muameleyi kimse görmemiştir bir şey dediğimde de sen kiskaniyorsun oldu.
Kıskandım ya da haksızlığa karşı çıktım diyelim bu benim hakkım degilmiydi?
Şimdi bir kızım var sırf bu yüzden bir kardeşi olmayacak.
0
motley crue
(18.08.20)
Bizim ailede tam tersi. Annem sizinle yaşıt kız kardeşime laf bile ettirmiyor. Detaya girmeyeyim ama cinsiyetle alakalı olmayabilir.
0
le jeune turc
(18.08.20)
normalde böyle bir platformda bu derece detay anlatmam ama şu an içinde bulunduğun ruh halinde kendini yalnız hissetmemen için bazı detayları paylaşmak istiyorum. ben doğunca kız çocuğu bu emzirme ölsün denilmiş ve hiç emzirilmemişim. bütün çocukluğum ve ilk gençliğim bu hikayenin bana kundakta terste çevirdik nefessiz kal diye, emzirmedikte ama ölmedin şeklinde kendilerince şaka yapılmasıyla ve hatta sitemiyle geçti. eve alınan o dönemin pahalı yiyecekleri sadece abim yesin diye kilit altında tutuluyordu. yemek ayrımı o derece barizdi ki kendi paramı gani gani kazandığım dönemde bile içgüdüsel olarak sadece tavuğun kanadını yemeye devam ettim bir süre. kafam gözüm yarılacak derecede fiziksel şiddeti, abi okumadığı ama ben hep takdirle geldiğim için onu küçük düşürüyorsun diye sürekli okuldan alınmamı vesaire saymıyorum bile. yatardım abim kalkardım abim konuşulurdu, bu arada kendisi de kumar oynayan, sabaha karşı eve gelip akşamstü 5 e kadar falan uyuyan bir tipti. ama herkes tapınırdı ona. sonra vefat etti, vefatındaki karmaşayı da fırsat bilip lise sonda evden ayrıldım ve bir daha asla o eve ziyaretler haricinde dönmedim. uzaktan bile zehirlemeye devam ettiler ama kontrol altına aldım bir süre sonra. tamamen kendi yaşam duruşumla ve vicdanımla alakalı olarak anneye bakım gerektiğinde yanıma alıyorum, para desteği sağlıyorum, gidip gelip evin eksik gediklerini hallediyorum ama asla anne sevgisi hissetmedim, hissetmiyorum, hissetmek zorunda da hissetmiyorum. nefrette etmiyorum, kendisine hesap falan sorup yüzleşmiyorum da. o kadar yaptığı şeyin farkında değil ki, konuşmak, derdimi anlatmaya çalışmak, özür dilerim kızım bilemedim demesini beklemek boşuna zaman kaybı geliyor. çok uzun yıllar önce kendi içimde hallettim zaten bu hesaplaşmayı. zaman içinde olgunlaştıkça, bu toplumsal yapıda kadın olarak yaşadığın deneyimler arttıkça, onun bunu hangi motivasyonla yaptığını anlıyorsun (ama hak vermiyorum o ayrı), araştırıp okudukça altında yatan psikolojik gerekçeleri çözüyorsun. bu "ama ana babanın hakkı ödenmez" ağlaklığından da hiç hoşlanmıyorum zira benimkine benzer milyon tane hikaye olduğunu biliyorum, dinliyorum, şahit oluyorum. her çiftleşip üreyen ebeveyn olmuyor maalesef.

çalış çabala, gerekirse okulunu dondur çalışıp para biriktir ama o toksik ortamda yaşamaya devam etme. imkanların elverdiğinde de bu konuda uzman desteği al, bütün hayatına yayılmasına, senin iç dünyanda kökleşmesine izin verme. bugünki mental sağlığımı, kariyerimi, yaşam enerjimi, iç huzurumu geçmişte bir cesaret aldığım bu evden ayrılma kararına borçluyum.

önerilen kitaplara ek olarak boş ayna kitabını da tavsiye edebilirim.

sen kıymetli ve önemlisin. adı anne bile olsa senden başka hiç kimse senin kıymetini belirleyemez. kendine lütfen şefkat ve sevgi göster ve asla kendini erkek kardeş ile kıyaslama, sevgi dilenmek için çabalama. hiç bir koşulda sonuç alamayacaksın. bu gerçeği ne kadar hızlı içselleştirebilirsen o kadar hızlı yol almaya başlarsın.

mutlu ol.
0
Phoebe
(18.08.20)
(8)

çorba tarifi

tchuck
ya şöyle mercimek çorbası gibi; kıvamı yoğun, lezzetleri yoğun bir çorba tarifi öneriniz var mıdır?sebze çorbası yapayım diyorum, çok yavan geliyor.soğan çorbası denedim, hiç beğenmedim.bana mercimek çorbası gibi, malzemelerin içinde eriyip bittiği, yoğun tadı olan bir çorba önerisi olan var mıdır?
ya şöyle mercimek çorbası gibi; kıvamı yoğun, lezzetleri yoğun bir çorba tarifi öneriniz var mıdır?

sebze çorbası yapayım diyorum, çok yavan geliyor.
soğan çorbası denedim, hiç beğenmedim.

bana mercimek çorbası gibi, malzemelerin içinde eriyip bittiği, yoğun tadı olan bir çorba önerisi olan var mıdır?
0
tchuck
(14.08.20)
Klasik çorbaların dışına çıkamayan biriydim ama bu sene yurtdışında şu üç çorbaya çok alıştım;
Taze zencefilli havuç çorbası (servis ederken içine beyaz peynir ve çiğ kaju-fıstık çok yakışıyor)
Kırmızı pancar çorbası (peynir+kaju/fıstık+1)
Brokoli çorbası (pişrikten sonra içinde tereyağı eritince daha başarılı)
0
onune3012
(14.08.20)
Balkabağı çorbası deneyin, zencefilli kremalı
0
kobuzchu kiz
(14.08.20)
Mobil edit: ye-mek.net buna yakın yapıyoruz biz, kesin tarifimiz yok. Ek olarak ufa bir parça taze zencefil ekliyoruz.
0
kobuzchu kiz
(14.08.20)
tarifini veremem ama kremalı mantar çorbası ve kremalı brokoli çorbası denemenizi tavsiye edebilirim.
0
paradoxical
(14.08.20)
Mevsimi değil ama kereviz çorbası (içine havuç, soğan ve sarımsak da koyuyoruz)
Yeşil kabak çorbası
Balkabağı çorbası
0
SiyamkedisiZorro
(14.08.20)
közlenmiş domates.

www.ardaninmutfagi.com
0
iste o kavunici balik
(14.08.20)
ezogelin mantığında yapıp içine taze sebze ve kuru bakliyatla çok güzel birşey cıkartabilirsiniz. biraz limon biraz pul biber, oh miss
0
delidiyorum
(14.08.20)
yeşil mercimek içine erişteli olandan denediniz mi?

her çorbanın içine bulgur, erişte atsanız kıvamı artar. bir de süt ürünleri tüketiyorsanız, çorba üzerine bir kaşık yoğurt tadını güzelleştirir.
ben sebzeleri (elde ne varsa) atıyorum patates de ekleyip.
0
janderzel zartanyan
(14.08.20)
(15)

Evlilikte para konusu

GizliÇikolata
Evlilikte para işlerini nasıl yönetiyorsunuz? Hala alışamadım. İkimizinde ayrı hesabı var. O parayı yatırım amaçlı nasıl değerlendireceğine herkes kendisi karar veriyor. Eve pahalı bir eşya alınacağı zaman “Kim ödeyecek” kısmında biraz gerginlik oluyor. Şakayla karışık bana ödetiyor falan. İşe girm
Evlilikte para işlerini nasıl yönetiyorsunuz? Hala alışamadım. İkimizinde ayrı hesabı var. O parayı yatırım amaçlı nasıl değerlendireceğine herkes kendisi karar veriyor. Eve pahalı bir eşya alınacağı zaman “Kim ödeyecek” kısmında biraz gerginlik oluyor. Şakayla karışık bana ödetiyor falan. İşe girmeden önce onun kartından harcama yapıyordum ama kendimi özgür hissetmiyordum. İstediğim şeyleri almaya çekiniyordum. Hatta hiç unutmuyorum arkadaşlarıyla gezerken pahalı bir takıcı dükkanına gitmiştik. Arkadaşının eşi çok merak ediyormuş ve bir şeyler satın almak için içeri girdiler. Onlar içeri girince ben de beğenirsem satın alabilir miyim diye sormuştum. Hayır demişti. Baya bozulmuştum çok içimde kalmıştı. Onun parasını harcadığım için gereksiz gördüğü şeylere harcama yapmama izin vermiyordu. İhtiyacım olan şeylere müdahale etmiyordu.

İşe başlayınca bu konuda çok rahatladım. Neye ne kadar harcama yaptığıma karışmıyor. Para biriktirirken yatırım için öneride bulunuyor. Ama gerisine karışmıyor. Ben hala maddi konuda kendimi güvende hissedemiyorum. Araba aldığımızda çok birikmiş param yoktu. %20lik kısmına destek olabilmiştim. O arabayı bizim değil onun arabası olarak düşünmekten kendimi alamıyorum. İşe yeni girdiğim zamanlarda artık senin paranı harcıyoruz muhabbetleri yapıyordu. Dışarıda yaptığımız harcamalarda hadi sen öde bakalım diyip bana ödetiyordu. Bu tavırlarına çok sinir oluyordum. Biraz da sen para harcamaya alış diyordu. Bir süre sonra bu şekilde davranmayı bıraktı.

Sanki bişey olsa ortada bizim paramız değil senin paran benim param konusu olacak ve anlaşamayacakmışız gibi geliyor. Evliyiz biz, böyle düşünmem çok yanlış diyorum. Kendime kızıyorum. Ama içten içe bir güvensizlik...
0
GizliÇikolata
(12.08.20)
Yani bu adam evlenir evlenmez böyle olmamıştır sonuçta. Öncesinde anlaman gerekirdi. Yaptıkları çok çiğ. Ama senin de iş/güç sahibi olmadan evlenmen çok bilinçsizce.
0
ruhen hastayim ben
(12.08.20)
Bizim tum hesaplarimiz ayri ama tum kararlarimiz ortak. Kisisel maas hesaplarimiz, yatirim hesaplarimiz, bir tane de esimin adina yuksek faiz veren bir yerde kara gun parasi dedigimiz bir miktar nakit para duran bir hesap var totalde.

Genelde bunu alabilir miyim gibi sorular olmuyor. Calismiyorken kibarlik olsun diye soruyorduk birbirimize bunu, cevabin asla hayir olmayacagini bile bile. Sunu begendim aliyorum seklinde ilerliyor daha cok. Ancak, finansal olarak bilincli insanlariz ve beklentilerimiz benzer, o yuzden birbirimize gore sacma seylere pek para harcamiyoruz. Bu konuda uyumlu olmak onemli, a kisisi x i cok begenir onsuz yapamaz, b kisisi icin x gereksizdir, tatsizlik cikar (ornegin makyaj malzemeleri veya elektronik bilimum ivir zivir, anlayisli olup orta yolu bulmak gerekebiliyor bazen).

Buyuk bisey alinacaksa hangimizin kredi karti yuksek puan veriyorsa, veya hangimizde o sirada limit varsa ordan aliyoruz, geri kalan hersey aynen devam ediyor. Kredi kartiyla alamiyorsak kara gun parasiyla alip sonrasinda ilk once orayi tamamliyoruz.

Bence oturup karsilikli konusun, beklentileriniz nedir, nasil daha uyumlu ve her ikizin de rahat edebilecegi bir duzene gecebilirsiniz bunlari ortaya koyup cozum arayin. Ben evlilikte senin/benim param muhabbeti olmamali, simdiye kadarki tavrinin sizi rahatsiz ettiginden bahsedebilirsiniz.
0
taurina
(12.08.20)
Bütün hesaplarımız ortak. Kredi kartlarımız vs her şey ortak. Senin benim param yok asla da olmadı. Büyük bir şey alacağım zaman sorarım o da tamam der ya da o bana sorar ben de tamam derim onun dışında hiç karışmayız birbirimize. Zaten alışveriş konusunda çok aykırı tipler değiliz.
0
sta
(12.08.20)
6 yillik evliyim. Sizinki evlilik degil profesyonel beraberlik. Yarin bir gun hasta olsaniz ve maddi olarak tum birikiminizi kullanmaniz gerekir ise ya size borc verir ya da kendi parasini kullandirmaz gibi geldi bana.
0
oscar
(12.08.20)
Merhaba. Öncelikle okurken üzüldüm, evliymişsiniz de üstelik
Eşiniz gerçekten arkadaşın da dediği gibi çiğ hareketlere sahip
Evlenmeden önce basıldı? Hiç konusu geçmedi mi bu durumun ?
Ve içinizdeki o güvensizlik duygusu ileride birçok şeyi sorgulamanıza sebep olacak.
Buraya yazdığınız gibi tüm hissetiklerinizi eşinizle paylaşın. Esiniz sonuçta, herseyde birlik ve ortak olmaya karar vermişsiniz. Çözmeye çalışın. Çözemedikçe daha farkı sorunlara yol açacak.
En kısa sürede halledersiniz umarım.
0
data
(12.08.20)
Siz İngiliz tarzı evlilik yaşıyorsunuz.

Bize ters.
0
ozdek
(12.08.20)
bu tabloda, "sen çok su sarf ediyorsun su faturasını sen öde" vb gibi diyaloglar da doğabilir. sta nın sitemi en ideali.
0
kondansator
(12.08.20)
bence doğrusu şu olmalı. ortak tüm harcamalar (evin tüm giderleri vs) ikiye bölünüp herkes ödemeli. ekstra zevk için harcamalar (mesela oyun konsolu gibi) kim tutturuyosa o ödemeli. herkesin banka hesabı ayrı olmalı. senin paran benim param evet kötü duruyo ama yoksa işler çok karışır
0
lata
(12.08.20)
Evli degilim. Ama ortalama bir insandan daha tutumlu ve pragmatik biri olarak yaklasiyorum:

Ben ev almak icin, veya yarin bir gun isimi kaybedersem idare edebileyim diye veya gelir getiren bir seye yatirim yapmak icin her gun hem madden hem de zihinsel fedakarlik yapiyorken esime sirf arkadasi aliyor o da ozendi diye taki almazdim.

Buradaki anahtar kelimeler:
1) "İhtiyacım olan şeylere müdahale etmiyordu"
2) "İşe başlayınca bu konuda çok rahatladım"

"Neye ne kadar harcama yaptığıma karışmıyor. Para biriktirirken yatırım için öneride bulunuyor. Ama gerisine karışmıyor." - anlamadim ne yapacak ki daha? aranizdaki senin paran benim param muhabbetlerini bilemeyiz ama "gerisine" nasil bir karismasi istedigini anlamadim.

Herkesin iliskisi farkli ama ihtiyaclari %50 %50 bolusup fuzuli harcamalarin kisinin kendi sorumlulugunda olmasi absurt bir konsept degil. Evliligin zaten sonsuza kadar surmesi garanti bir sey degil, her turlu kendi kendine butce yapip para biriktirebiliyor olman lazim.
0
hot potato
(12.08.20)
Bu tarz şeylerin tek çözümü var. Eşiniz için uygun bir zamanda konuyu, uygun bir üslupla dile getirip, rahatsızlıklarınızı ve istediğiniz para harcama yöntemini dile getireceksiniz. Konuşacaksınız. Bazen çözüm tahmin ettiğinizden kolay olabilir.

Konuşmadan, gizleyerek evliliğinize, mutluluğunuza yara verirsiniz. Bir süre sonra saçma sapan bir hayat yaşamaya başlarsınız.

Eşiniz iyi niyetle, yaptığında sıkıntı olmadığını düşünüyor olabilir. Tek bildiği yöntem bu olabilir vs. vs.

Kadınların bu konuda çok hassas içgüdüleri var. Eşinizin hangi konuşmaya, ne tepki vereceğini bir süre sonra çözersiniz zaten.


.
0
kartallar yuksek ucar
(12.08.20)
Ben karşı tarafın tavırlarında herhangi bir problem göremedim açıkcası, sadece ortak bir yatırım hesabı olması, ileride oluşabilecek ani veya yüksek masraflı işler için iyi olabilir, araba vs. için ise ne kadar ödediğinizin bir önemi yok, nasıl ki buzdolabı, süpürge, tv vs. nasıl ki evin malı, arabada öyle, isterseniz hepsini siz ödemiş olun isterseniz hepsini o ödemiş olsun.

takı konusunda yaşadığınız ise(gerçi karşı tarafında tavrı tek taraflı) biz para harcama/biriktirme konusunda biraz hesap kitap yapmayı severiz, belki sizin için 100 liralık bir takı olacaktı ve mutlu olacaktınız ama karşı taraf o yüz lirayı masraf olarak gördü diyorsunuz ya aslında onun başka planları vardı, mesela para biriktirip beraber tatile çıkmak veya beraber bir etkinliğe/yemeğe gitmek vs. gibi, belki bir sürpriz bişi planlıyordu ve bu nedenle para biriktirmeye çalışıyordu veya kafasında bambaşka hesaplar vardı. size hayır demesinin sebebi bir yerde hayır demez ise ucunun açılabileceği ve o kafasındaki hesapların şaşabileceği gibi şeyler. bu konularda erkek milleti ketum davranır biraz.
0
selam
(12.08.20)
Böyle durumlarda karşı tarafı dinlememek yorum yaparken illa eksiklik oluşturuyor. Eşim de ben de çalışıyoruz. Eşimin iş hayatında kötü dönemleri oldu. Çoğunlukla evin asıl maddi getirisini benim maaşımın oluşturduğunu söyleyebiliriz. Son 2-3 senedir hem benim pozisyonum yükseldiği için, hem de onun işleri yoluna girdiği için rahat nefes almaya başladık. Bütün bu zor dönemlerde de, şimdinin nisbeten rahat döneminde de önemli olan satınalmalar konusunda ortak bir akılda kalabilmek. Takı örneğini vermişsiniz. Ben evlenmeden önce paramı gayet rahat Kapalıçarşı'da harcardım. Her sene güzel bir parça alırdım (hatta öğrenciliğimde bile). Evlendik, çocuk oldu. Şimdiki kazancım bu alışkanlığımı sürdürmeye elbette yeter, ama düşünüyoru bunun bedeli ne? Çocukların eğitimine yeterince kaynak ayıramamak, daha az gezmek... Böyle bir durumda eşime sormam bile "şu takıyı alabilir miyim?" diye. Bunun sonuçlarını tahlil edebilecek durumdayım çünkü. İşsiz olduğunuz dönemde pahalı takı dükkanına giriyorsunuz ve eşinize (cevabı belli) soruyu soruyorsunuz. Bence bu soruyu sormak bile yanlış. Belki buna benzer örneklerden yola çıkarak sizin paranızı (eve pahalı şeyler alınırken) kullandırmaya çalışıyor ki, siz o parayı (afedersiniz) çarçur etmeyin.
Benim gördüğüm karşılıklı güvenin henüz kurulmamış olduğu. Siz de kendinize güvenin, doğru hareketlerde bu güveni kurabilirsiniz. Araba almışsınız, %20 de olsa katkıda bulunmuşsunuz. Araba ortak arabanız. Kendinizi de ezmeyin, ezdirmeyin.
0
SiyamkedisiZorro
(12.08.20)
Eniştede bir sorun göremedim. Siz biraz evhamlanmışsınız gibi geldi.

Ben de yeni evli sayılırım, eşime para konularında hiç karışmam o da bana karışmaz aynı şekilde. Ortak hesabımız var ayda belli bir miktar yatırım/birikim için ayırıyoruz, kirayı bölüşüyoruz, faturaların da bazıları bende, bazıları onda. Bunun dışında atıyorum oyun konsolu alacağım, kendi kredi kartımla alır kendi birikimimden öderim. Yani burada mülkiyet değil olay, ben kendi keyfim için harcama yapıyorum. Ama eşimin çok istediği bir şey var, ortak hesaptan alabiliriz onu da kesin sınırlar yok, olmamalı da zaten.

Bir şekilde kendi içinde dengeye ulaşıyor para konusu. He siz bu adam benden parasını sakınıyor düşüncesindeyseniz alın karşınıza konuşun. Belki gerçekten de içten içe öyledir ve kendine çeki düzen verir. Eşinizi en iyi siz tanıyorsunuz buradakiler sadece kendi hayatlarından örnek verebilir.
0
chicha_v2
(12.08.20)
evlilik ben ve seni arkada birakip biz olabilmektir.
butun gelirlerinizi ortak hesaba atip, butun harcamalarinizi da oradan yapin.
0
baldur2
(12.08.20)
15 Yıllık evliyim , ben maaşımı hanım işimizden kazandığını atar çanağa atar. Bütün kredi kartlarım,banka kartlarım ondadır. Sabahları harçlığın var mı der (evet hala harçlık alıyorum), ne alınacaksa ne ödenecekse birbirimizin haberi olur (enim ona aldığım süpriz hediyeler hariç).
@oscar ; + 1 milyon , sizinkisi evlilikten ziyade profesyonel beraberlik gibi olmuş, hele bir de o takı dükkanında yapmış olduğu şey yontulmamış kütüklüğün ağa babalığıdır.

Evlisiniz siz , nefesinizi yatağınızı en mahrem duygularınızı birleştirebiliyorsunuz ama iş paraya gelince ...
0
synax
(12.08.20)
(26)

sevgilinize / eşinize her derdinizi anlatabiliyor musunuz

bagirir bu raylar o sahte o kart duzene
kafanıza takılan veya problem olarak gördügünüz ne varsa bazen yardim almak için bazen de yalnızca iç dökmek için ona anlatır mısınız? yoksa sevgiliniz / eşiniz olmasına rağmen kendi içinizde tuttuğunuz veya başka insanlara anlattiginiz sıkıntılarınız var mi?anlatmiyorsaniz ya da anlatamiyorsaniz bu
kafanıza takılan veya problem olarak gördügünüz ne varsa bazen yardim almak için bazen de yalnızca iç dökmek için ona anlatır mısınız? yoksa sevgiliniz / eşiniz olmasına rağmen kendi içinizde tuttuğunuz veya başka insanlara anlattiginiz sıkıntılarınız var mi?

anlatmiyorsaniz ya da anlatamiyorsaniz bunun sebepleri nelerdir?

not: gündelik iş sorunları bu konunun dışındadır.
0
bagirir bu raylar o sahte o kart duzene
(10.08.20)
Her şeyi anlatırım.
0
sta
(10.08.20)
Eski manitaya anlatırdım. Şimdi o kadar konuşasım yok.
0
allah yazdiysa bozsun
(10.08.20)
Tabii ki hayır.

Konusuna göre değişmekle beraber bazı konuları sadece konu başlığıyla, bazılarını detaylarıyla bilse bile bazılarını da hiç bilmemesi daha uygudur. Her şeyi bilecek diye bir şey yok. Bazı konular bireyseldir. Birlikte hareket edilmemesi gerekiyor.
0
pass
(10.08.20)
Anlatıyorum hatta bazen stres topu olarak onu mu kullanıyorum acaba diye düşündüğüm de oluyor zira bir sorunum varsa gözlerim ilk onu arıyor, yanımda değilse telefona sarılıyorum; refleks gibi oldu artık.

İlk yıllar biraz daha ketumdum da 8. Yılın sonunda 'ona anlatmayacagim da kime anlatacağım?' modundayim.
0
fraise
(10.08.20)
Hayır sıkılıp soğuyor
0
photo85
(10.08.20)
Her şeyi anlatıyorum. Hatta şu an fark ettim de sevgili olmadan önce arkadaşken de ona anlatıyormuşum yine her şeyi.
0
ms brownstone
(10.08.20)
sevgilim olduğunda bir süre sonra en iyi arkadaşım da oluyor çoğu zaman.
yani bir şey olduğunda ilk ona haber vermek, komik bir şey olduğunda ilk onunla eğlenmek istemek, bir sorun olduğunda ona anlatmak istemek, bazı konularda sırdaş olmak, bazen içini dökmek istemek, dedikodu yapıp yorumunu merak etmek ya da iç dünyanı anlatmak gibi şeyler zaten bu işin bir parçası bence.
öyle bir diyalog varsa başka şeyler de güzel oluyor zaten.
ama o bağı kuramadığında yakınlık da kuramıyorsun sanki.
fikrini, düşüncelerini merak etmediğin biriyle ne kadar yakın olabilirsin ki?
0
blatta hiberna
(10.08.20)
Her şeyimi anlatamadığım biriyle sevgili olmam, şu anki sevgilime her şeyi anlatıyorum ama boğup onu da sıkmak istemediğim için önemsiz şeyleri geçmeye çalışıyorum.
0
jazzabel
(10.08.20)
hayir. arkadaslarima anlatiyorum ama her derdimi anlattigim tek bir kisi yok. bolusturuyorum - hem sikmamak icin hem de herkes farkli bir fonksiyonu karsiliyor hayatimda.
0
hot potato
(10.08.20)
yiiuuoo niye anlatayim ki. ben normalde de derdini paylasan biri degilim. erkek kadin farketmez.
0
turbo sadık
(10.08.20)
hayır.

bazı konuların bireyselliği konusu +1. hepimiz farklı bireyleriz, hayatımızdaki her şeyi karşı tarafın bilmesine lüzum yok.

bunun yanı sıra ve daha da önemlisi şu: hayattan beklentiler, kafaya takılanlar, sıkıntılar vs. tamamen farklı olabileceği için bana çok büyük gelen bir dert karşı taraf için çok çok önemsiz olabiliyor. senin için çok önemli bir derdini karşıya açtığında, "ee, bu mu?" tepkisini almak can sıkabiliyor. tabi sadece dert değil, sevinçler için de geçerli bu durum.
0
avianthem
(10.08.20)
Eskiden anlatırdım fakat artık bunun bir tür zayıflık olarak algılandığını sezince bıraktım.
0
olaylar olaylar
(10.08.20)
eskiden anlatırdım, zaman içinde anlattıklarımı kullanıp tartışmalarda çirkin çirkin konuşmaya ve kendince aşağılamaya başlayınca ve annesine babasına da anlattığı için anlatmıyorum artık. bir daha asla hiçbir özelimi de anlatmak istemiyorum, çok çirkin geliyor.
0
deartheodosia
(10.08.20)
Eşime anlatmayacağım çok az konu vardır. Anlatmayacağım konu da annesinin densizlikleri olabilir ki onlar için de kız arkadaşlar var. O da anlatır bana.
0
SiyamkedisiZorro
(10.08.20)
her şeyi anlatırım, o da anlatır. hiçbir zaman da o anlatınca of pof dememişimdir ama ondan sıkıldığının sinyalini alsam anlatmayı bırakırdım sanırım. ya da bırakmazdım ya bilemedim çocukluk arkadaşıyız biz zaten sevgili olmadan önce de hep dertleşirdik "bu hoca bana taktı, elif silgimi aldı kaybetti" tarzı dertleri bile anlatırdık. bu kadar dandikleri bile anlatıp önemli şeyleri saklamak olmaz ki eş demek yol arkadaşlığı, yarenlik demek bence böyle şeyleri paylaşmaktan daha doğal bir şey yok.
0
kakamelsokoban
(10.08.20)
Ben anlatırım, onun da anlatmasını isterim.
0
elorelia
(10.08.20)
Kimsenin başkasının derdini dinlemek gibi bir özverisi olmadığını anladığımdan beri hayır.

Ancak trajik olayları konuyla dalga geçerek anlattığınızda devamı merak ediliyor yoksa özet geç oçe durumu oluyor.
Her derdinizi anlatınca herşeyden şikayet eden, zayıf karakterli ve sadece kendi dertleri varmış gibi bencil bir insan olarak algılandıktan sonra (sadece psikolojim bozulmuştu) bıraktım. Bence gerek de yokmuş.
0
Unde bach canim
(10.08.20)
derdim birdi karima anlattim iki oldu diye atasozu var :D
0
foster
(10.08.20)
Her seyi anlatiyorum. Simdi evliyiz ama daha sevgili olmadığımız donemde bile gereksiz sekilde her seyi anlatıyormuşum düşününce. Anlatmamak icin kendime ket vuruyor olsam iliskiye aynı saflığıyla bakamazdim herhalde.
0
passive aggressive
(10.08.20)
Genelde anlatiyorum ama bazen ona anlatmak icin cekince duydugum bazi konulari once "ic cember" diyebilecegim bir arkadas grubuna anlatip kafami topluyorum. Sonra onunla konnusuyorum.
0
cleric
(10.08.20)
Anlatabiliyorum, anlatamasaydım eşim olmazdı muhtemelen.
0
amelie poulain
(10.08.20)
Hastalık ve ağrı şiddeti haricinde her şeyi paylaşırım. Hanım haricinde hiç kimseyle paylaşmam.
0
synax
(10.08.20)
gündelik iş sorunları zaten anlatılır manasında yazdınız sanırım notu.
kişisel derdimi anlatırım, iş sorunlarından asla bahsetmem.
işini eve taşıyıp mutlu kalabilen çift örneği görmedim.
0
brakgn
(10.08.20)
Esime ve aileme anlatamam, anlatirsam cokerler cunku. Birisinin dertleri sirtlamasi lazim, esim psikolojik olarak cok guclu degil. Saclari bosuna agartmadik.
0
cooperr
(10.08.20)
anlatmıyorum çünkü dertler paylaşıldıkça artıyor gibi geliyor :)
0
sonsuz
(10.08.20)
%99
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(10.08.20)
(44)

Çocuğunuza "Dünya" ismini koyar mısınız?

semanful
Herkese merhaba,Eşimle amansız bir isim tartışmasına girdik. Eşim cinsiyeti belli olmayan bebeğimize "Dünya" ismini koymak istiyor. Bense bu ismin içime sinmediğini ve farklı bir isim bulmamız gerektiğini düşünüyorum.Bu düşüncemin en temel sebebi soyisminin "Kısa" olacak olması :) Bir de size soralı
Herkese merhaba,

Eşimle amansız bir isim tartışmasına girdik. Eşim cinsiyeti belli olmayan bebeğimize "Dünya" ismini koymak istiyor. Bense bu ismin içime sinmediğini ve farklı bir isim bulmamız gerektiğini düşünüyorum.

Bu düşüncemin en temel sebebi soyisminin "Kısa" olacak olması :)

Bir de size soralım dedik, lütfen bir el atın, samimiyetle düşüncelerinizi paylaşın, şöyle bir anket bırakıyorum eğer seçenek dışında bir cevabınız varsa lütfen mesaj yada yorum yolu ile iletin.

docs.google.com

Şimdiden teşekkürler, iyi akşamlar.
0
semanful
(09.08.20)
Ben koymam. Feza nasil? Nedense ilk aklima o geldi
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(09.08.20)
Hayat koyardım ben olsam.

Hayat kısa.


Anlamlı ve güzel olurdu. Yoklamada adı okundugunda burda demesinde "kuşlar uçuyor" desin.

Minik insana şimdiden güzel bir ömür diliyorum.
0
ırene adler
(09.08.20)
isimle farklılaşma çabası çok anlamlı gelmiyor çocuğa sorma imkanı olamayacağı için.

Kız olursa Eda
Erkek olursa Cem

gibi Türkçe karakter içermesin, kısa ve net olsun diyenlerdenim.
0
msb
(09.08.20)
Ben de koymazdım. Hem kulağa güzel gelmiyor hem de çağrıştırdıkları güzel değil.

Ekleme: hayat kısa gibi soy isimle bağlantılı şeylerden de uzak dururdum. Bir insandan bahsediyoruz. Oyuncak değil ki.
0
ruhen hastayim ben
(09.08.20)
dünya isimli bir arkadaşım var. güzel bir isim bence.
0
tepedeki psychedelic adam
(09.08.20)
"Feza" kulağa hoş geliyor ancak şöyle bir aratınca anlamının "ümitsizlik" olduğunu öğrendim, pek içime sinmedi, tavsiye için teşekkürler :)
0
🌸semanful
(09.08.20)
Ben böyle bir isim koymazdım. İsminden nefret eden ve bu yaşında hala ailesine bu yüzden kızgın olan bir insan olarak ismin gerçekten çocuğun özgüveni üzerinde bile çok etkili olduğunu düşünüyorum. Özgün ya da çok marjinal olduğunu düşündüğünüz bir isimle bir insan çocukluğunu, öğrenciliğini, iş hayatını, bütün sosyal hayatını geçiriyor. Gerçekten yapmayın.
0
ms brownstone
(09.08.20)
Ben olsam koymazdim.
Simdiden guzel bir hayati olsun :)) <3
0
invictae
(09.08.20)
Ben koymazdım. Ama siz kız olursa koyabilirsiniz. Erkek olursa koymamak daha iyi.
0
dissendium
(09.08.20)
Anket böyle giderse eşim galip gelicek sanırım, iyi dilekleriniz için çok teşekkürler :))
0
🌸semanful
(09.08.20)
İki isim koyun, kavga bitsin.
0
prole
(09.08.20)
Doguracagim çocuğu severim diye düşünüyorum. O yüzden böyle bir kötülük yapmam.

Ayrıca isim konusunda tartışmak neden? Tek tarafin kararı ile olacak bir şey değil çünkü. Çok beğendiğim bir isim bile olsa eşim begenmezse üzerini siler geçerim. İllaki ortak beğenide buluşulur.
0
elorelia
(09.08.20)
Kız için de erkek için de çok kötü bir isim. Kusura bakmayın ama böyle abidik gubidik isimler koyanları hiç anlamıyorum, bir de soyadıyla esprili/sempatik bir kombinasyon yapmayı amaçlayanları. Kuşlar uçuyor densin diye çocuğun adını hayat koymak falan Twitter kültürünün içinde doğup büyümüş de çocuk sahibi olmuş ergen ruhlu bir çiftin yapacağı iş gibi geliyor kulağa. Deniz koyabilirsiniz cinsiyetsiz olarak, çok hoş bir isim.
0
aramızda kalsın
(09.08.20)
değişik sayılabilecek ama genel olarak beğenilen bir ismim var.
ona rağmen telefonda birine adımı verirken falan zorlanıyorum bazen.
bir de kolay unutuluyor, sürekli yanlış yazılıyor ya da söyleniyor.

kaldı ki, dünya değişik, nadir duyulan ve güzel sayılabilecek bir isim değil gibi.
illa değişik bir şey istiyorsanız biraz daha araştırın derim.
isim ve nereden esinlenilerek koyulduğu insanın kaderini bile etkileyen bir şey, iyi düşünün bence.


edit:
kobuzchu kiz +1 :)
bu ülkede ne başaklar, ne yapraklar harcandı.
dünya'ya kimse acımaz.
0
blatta hiberna
(09.08.20)
ben şahsen koymam
0
basond
(09.08.20)
ben koymam.
0
trajikomix
(09.08.20)
hayır
0
edaddy
(09.08.20)
Koymam. Çok dalga geçilir.
0
fezagezgini_4
(09.08.20)
soyisim ironik. ben olsam dümdüz bi isim koyardım. ismini dünya koymayın, yazık çocuğa.
0
scudman1
(10.08.20)
raskolnikov'un (suç ve ceza) ablasının ismi "Dunya" idi. Avdotya'nın kısa (şirin) formu. rusça ve diğer slav dillerinde ismi şirinleştirmek için kısaltmalar çok kullanılıyor, dmitri / dima, aleksandr / sasha gibi.

www.behindthename.com

artık ne isimler konulmuyor çocuklara, dalga geçilmeyecek isim az bulunur bu zamanda bence ona hiç takılmayın. tınısı güzel hiç kötü değil bence.

e: ayrıca bakınız;

www.behindthename.com

"Turkish form of Dunia"

far cry'ın oyun motorunun ismi de Dunia idi ki bayılırım seriye, buradan geliyormuş demek hm.

www.behindthename.com
0
engelbert humperdinck
(10.08.20)
Dünya ismi hiç kulağa hoş gelmiyor. Lila, venüs, kuzey, deniz, melis, gökçe gibi isimler ilk aklıma geldi.

Bence anne-babanın isimlerine uyumlu isim seçebilirsiniz ya da sizin isimlerinize kafiyeli isimler.
0
GoodMorningTeacher
(10.08.20)
Güneş koyucam ben.
0
pass
(10.08.20)
Hayırlı olsun, sağlıkla dünyaya kelsin.

Soyadıyla birlikte dalga geçilmesinden çok, bir sürü soru sorulur vs. Dünya Eda gibi birşey olabilir. Venüs ismi de güzel.
0
kaset
(10.08.20)
Bu aralar özellikle erkek çocuklarında cokca duyduğum bir isim ama ben bu ismi kendi çocuğuma koymam sanırım.
0
fraise
(10.08.20)
Bence de sifat tamlamasi veya cumle olusturacak isimler gulunc. Ayse Kisa veya Hasan Kisa bu kadar kotu durmazdi.
0
hot potato
(10.08.20)
Anketinize katıldım, hayır diyorum.

Alternatif olarak büyük resmi görüp Evren koyabilirsiniz ya da resmi küçültüp Ege koyabilirsiniz çocuğunuzun adını. "Evren Ege Kısa" da hoş oldu aslında.
0
basaran
(10.08.20)
Hayır. Bu evcil hayvan değil, oyuncak değil, bitki veya araba da değil ki ismini dünya koyasınız. İnsan evladı bu. İnsan olan evladına böyle kötülük yapmaz. Soyadıyla gerçekten çok talihsiz bir kombinasyon oluyor ama bu söylediklerim soyadından bağımsız.

Edit: venüs fln da koymayın ya :/ normal insan ismi koyun gitsin işte. "Farklı" olmak uğruna çocuğu soytarıya çevirmeyin. O isimle yaşayacak bütün ömrünü o çocuk. Yapmayın.
0
pati
(10.08.20)
dünya kız için fena bir isim değil bence ama kısa soyadıyla hiç iyi durmuyor maalesef
0
burya
(10.08.20)
@irene adler rullaz.
0
onemoremile
(10.08.20)
hayır hayır
0
nuisance
(10.08.20)
Soyadı "Kısa" olan biri çocuğunun ismini Dünya ya da Hayat koymasın lütfen. Çok depresif.Ad-Soyadı kombinasyonu çok önemli. Aklıma geldi, lisede bir hocamız vardı Aslan Kuş. Bir kız arkadaşım da çocukluğundan beri "Kızım olacak adını Banu koyacağım" diye diye beynimizi yemişti. Kızı oldu ama adını Banu koyamadı. Neden? Evlendiği adamın soyadı Alkan diye. Dikkat etmek lazım böyle şeylere.
0
SiyamkedisiZorro
(10.08.20)
dünya isimli tanıdığım var. gördüğüm kadarıyla hiç memnun değil.
0
tantunisultansuleyman
(10.08.20)
Ek olarak, lütfen Venüs de koymayın. Çok kötü, çok çok kötü.
0
aramızda kalsın
(10.08.20)
İnsana insan konulmalı. Dünya bir gezegen ismi :) bence hiç hoş değil. Şık bir insan ismi koyun lütfen
0
infernalcadre
(10.08.20)
Ne isimler var , neden koyulmasın ki?
0
ketcapli dondurma
(10.08.20)
bu çocuk elbet iş hayatına girecek, sonuna bey ve/veya hanım ifadelerini ekleyerek isim düşünmekte bence gerçekten fayda var.
0
Phoebe
(10.08.20)
isimin kendisinin çok kötü olmasından ziyade, soyadı ile birleşince komik de oluyor, kusura bakmasın eşiniz :)
0
kenarortay
(10.08.20)
Bir önerim çocuğa eşinizin değil kendi soyadınızı verebilirsiniz. Belki öyle uyumlu olur.
0
kaset
(10.08.20)
@semanful, abi feza nasıl ümitsizlik demek ya :) uzay demek değil mi feza?
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(10.08.20)
@proletarier aller lander vereinigt euch, "Feza" isminin anlamı diye aratınca ilk çıkan sonuç şu oldu: "Arapça kökenli bir Kız-Erkek ismi olan Feza "Ümitsizlik. Ucu, bucağı olmayan boşluk." anlamına gelir." Buna istinaden hızlı yorum yaptım ama sanırım uzay ve gök gibi anlamları da varmış :))
0
🌸semanful
(10.08.20)
güzelmiş ama ben koymam'ı işaretledim. ancak şimdi fikrimi değiştirdim, koyabilirim sanırım.

toprak, rüzgar, ekin, eylül, ateş, su, asya, akasya, evren, deniz... tüm bu isimler koyuluyor, çoğunlukla seviliyor. bunlar kabulken dünya neden kabul değil?

öte yandan, "dünya kısa" pek güzel bir ikili değil.

edit: feza'nın ümitsizlik anlamı da olduğunu sizden duydum. gökyüzü, uzayla ilgili olarak bilirim bunun anlamını.
0
biseysorcaktim
(10.08.20)
3. sınıftayken bu isimli bir çocuk vardı bizde herkes dalga geçiyordu. 2. donem çocuğu almak zorunda kalmıştı ailesi. Yapmayın.
0
iwasbornonamountainside
(10.08.20)
Güzel isim, koyarım. Dünya diye bir arkadaşım var. Aklıma hep Michael Jackson'ın Earth Song'u geliyor.

Ahmet, Mehmet, Ayşe gibi memur isimleri, Berat, Kevser gibi malum kesim isimleri, -han, -can vb. ile biten baş ağrısı yapan isimler yerine Dünya, Güneş ve Evrim gibi isimleri tercih ederim.

Hayat Kısa kötü (daha kötüsünü gördüm: Emre İtaatsizlik) ama Dünya Kısa'yı benim kafam Türkçede anlamlı bir ifade olarak parse etmiyor.
0
bruce mclaren
(11.08.20)
Bu sorunun biraz dedikodusunu yaptık da, o çocuk biraz tombul olduğu an yarım dünya diye dalga geçilecek, farkında mısınız?

Eşiniz iyi düşünmeli bence de, değişik olacağız diye çocuğu ziyan etmeyin arada.
0
kobuzchu kiz
(11.08.20)
(7)

Çevrenizde özel okula giden çocuğu olan veliler var mı?

ya ben lan neyse
çocuğunu özel okula gönderen veliler illaki haberdardır bu "okullar açılıp hemen kapatılacak. maksat özel okullar kazansın." söyleminden.önümüzdeki eğitim-öğretim yılı için tercihleri değişti mi bu velilerin? en azından bu yıl devlet okuluna yönelme var mı?
çocuğunu özel okula gönderen veliler illaki haberdardır bu "okullar açılıp hemen kapatılacak. maksat özel okullar kazansın." söyleminden.

önümüzdeki eğitim-öğretim yılı için tercihleri değişti mi bu velilerin? en azından bu yıl devlet okuluna yönelme var mı?
0
ya ben lan neyse
(09.08.20)
Özel okula gönderen veliler de var, özel okulda ilkokul, anaokulu olan kişiler de var. Veliler kayıt yaptırdiklarini çünkü uzaktan da olsa özel okulların daha düzgün altyapı sistemleri olduğunu söylüyor.

Müdür olan da erkek arkadaşımın ablası; onların da ilkokul, ortaokul kayıtlarında sorun yokmuş; anaokulu kayıtları düşükmüş.
0
fraise
(09.08.20)
Özel okulda devam ediyoruz.
Öğretmenler geçen karantina döneminde aksatmadan, canlı olarak derslerini yaptılar.
Yani öğretmenler ve okul kazancını hak etti. Yan gelip yatmadılar.
0
pro9it9is9
(09.08.20)
daha bu sabah abime dedim. okullar açılmayacak kayıt yaptırdın mı diye. evet dedi. e paranı geri verirler mi diye sordum. kayıt sildirince bir kısmını geri veriyorlar dedi.
özel okullar dahil çocuklara öyle çok bir şey kattıklarını da düşünmüyorum zaten. hatta çocukları köreltiyor bile olabilirler.
0
turbo sadık
(09.08.20)
Ben varım.

Her kafadan bir ses çıkıyor,herkesin bir düşüncesi var.çok aldırmıyorum açıkçası.böyle bir yönelimim olmadı.okula gidemediler ama home school sistemi güzel çalıştı.normal ders programlarına devam etti çocuklar.yaz tatili olmasına rağmen öğretmenleri çocukları boş bırakmadı.halen görüntülü görüşüp takviye yapıyor.arada rehberlik servisi arayıp konuşuyor.fazlasıyla ilgililer.

Kısaca bir değişiklik yok.hatta bundan sonra evden devam etseler bile bana uyar.
0
duptıs
(09.08.20)
bildiğim kadarıyla örgün ve online eğitim için bahçeşehir hazırlık yapmış.
hangisini isterse veli..
0
janderzel zartanyan
(09.08.20)
Tanidiklarim ozele devam ediyor.
0
taurina
(10.08.20)
Çocuklarım özel okulda, orada devam edecekler. Büyük kızım zaten iyi bir liseye yerleştiği için oradan almak akıllıca olmaz. Küçük henüz 5. sınıfa geçti, ama en azından öğretmenleri takibini yapıyor. Ödevlerini biz de kontrol edip eksikleri konusunda öğretmenleri ile irtibata geçiyoruz. Böyle bir takibi devlet okulunda yapabileceğimizi sanmıyorum.
Anaokulu ayrı bir konu başlığı ama. O yaşta çocuğum olsa net göndermezdim.
0
SiyamkedisiZorro
(10.08.20)
(4)

Şarap ve sos

not sure if serious
Şimdi yeme alışkanlığıma uygun beyaz şarap açıyorum hep. Soslarım peynirli, kremalı vs oluyor hep ancak bu sefer kırmızı şarap açmak istiyorum. Aklıma hiçbir şey gelmiyor. Soğan sarımsak kullanmak istemiyorum. Risotto için nasıl bir sos tavsiye edersiniz? En olmadı makarna.
Şimdi yeme alışkanlığıma uygun beyaz şarap açıyorum hep. Soslarım peynirli, kremalı vs oluyor hep ancak bu sefer kırmızı şarap açmak istiyorum. Aklıma hiçbir şey gelmiyor. Soğan sarımsak kullanmak istemiyorum. Risotto için nasıl bir sos tavsiye edersiniz?

En olmadı makarna.
0
not sure if serious
(06.08.20)
Mantarlı risottoya yakışır diye düşünüyorum.
0
fotrsapka
(06.08.20)
Minik etlerle domatesli sosa kırmızı yakışır. Et yemeyeceğim diyorsanız patlıcanlı domatesli sos da olur (ama neden sarımsak istemiyorsunuz?) ya da mantarı krema ile değil sadece tereyağında kavursanız ya da ızgara etseniz de kırmızıya uygun olur.
0
SiyamkedisiZorro
(06.08.20)
@siyamkedisi, mantıklı. Soğan sarımsak çok severim normalde ama kokmak istemiyorum:) bu arada evet, söylemeyi unuttum; et yemiyorum.
0
🌸not sure if serious
(06.08.20)
Beyaz soslara kirmizi sarap da acilir. Güclü gövdeli olmayan bir sarap acacaksiniz, tannen guclu olmayacak, genc olacak. Beyaz soslara, ornegin sour cream ya da kremali mantar soslarina Beaujolais aciyoruz. Firinda sebze yapin, ozellikle tatli patatesi unutmayin, yanina Beaujolais acin, genc Pinor Noir de olur, hatta modern Dolcettolar da kurtarir eger biraz aci biber kullanirsaniz sosa.

Mantari yogun bir sos ise, ozellikle farkli mantarlar kullaniyorsaniz, Sangiovese acin. Yaz-kis oyle iciyorlar Italya´da, agir fici gormeyen Sangioveseler gayat iyi gidiyor.

Risottoyu isterseniz kirmizi sarapla yapin, kuzey Italya´da oyle de yapiliyor yaban mersini ve kirmizi sarapla. Blueberry risotto diye aratin. Sogansiz sarimsaksiz risotto olmaz. zaten o kadar cok pisiyor ki, kokmanizin imkani yok.
0
buf-e kür
(06.08.20)
(13)

Muharrem İnce'nin parti kurmasının kime ne zararı var?

banacevaplazım
Adama gerektiği değeri kimse vermedi, adamı bitirmek için ellerinden geleni yaptılar, saraya gitti dediler, tuvalet kenarına oturttular. Giderse en iyisini yapar bence. Babam da dinazor chpli şimdi de Muharrem İnce'yi savunuyorum diye eleştiriyor.Sözlükten kamyoncu77 isimli yazar güzel özetlemiş:'ad
Adama gerektiği değeri kimse vermedi, adamı bitirmek için ellerinden geleni yaptılar, saraya gitti dediler, tuvalet kenarına oturttular. Giderse en iyisini yapar bence. Babam da dinazor chpli şimdi de Muharrem İnce'yi savunuyorum diye eleştiriyor.

Sözlükten kamyoncu77 isimli yazar güzel özetlemiş:

'adam haklı.
muhalefet muhalefet değil.
bulunduğu partide istediği siyaseti yapamıyor, yaptırmıyorlar.
gün geçtikçe yok etmeye çalışıyorlar.
kendi siyasetini yapabileceği parti kurmak hakkıdır.
oylar bölünür söylemi romantik bir söylem.
%5 oy alsa bile en azından kendi doğrularını konuşacak, mücadele edecek.
asla iktidar olamayacak bir partide silinmeye çalışılan biri olmak yerine bu girişimini ben olsam ben de yapardım.
yolu açık olsun.'

edit: @seyduna6687, bence zararlı değil, zararlı olan o koltuğu bırakmayanlar, onu tuvalet kenarına atanlar ve ölümüne kk'yı savunanlar.
0
banacevaplazım
(06.08.20)
Türkiye'nin şu anki önceliği ne ince'ye hakkını teslim etmek, ne siyasette yeni bir ses ne de yeni heyecanlar. Başımızdaki beladan acilen kurtulmamız gerekiyor. Hazır akp'nin yediği haltlar günyüzüne çıkmış, kendi tabanın antipatisini toplamaya başlamışken oylarını bölmeyecek her girişim gereksiz macera ve risk benim için.
0
IncredibleMau
(06.08.20)
yeni moda bu akapenin işine gelecek şekilde, cehapeli gibi yazmak.
muharrem incenin kendisi zararlı bir kere daha ne olsun istiyorsun.

sonradan gelme:yazdığımı bi daha oku, kılışlar demiş miyim? övmüş müyüm?
0
seyduna6687
(06.08.20)
Kılıçdaroğlu çok yararlı sanki de @seyduna
0
fezagezgini_4
(06.08.20)
inceye yapılan yanlıştı. partide görev verilip dışlanmaması lazımdı. ancak bu süreçte chpnin tr şartlarına göre sivrilmemesi ve iktadara ortak olma çabası içinde incenin hamlesi gereksiz.
0
mikahakkinen
(06.08.20)
mevcut seçim ve yönetim sisteminde bence bir zararı yok. ancak rte'nin bile başkanlığın en doğru sistem olmadığını kabul etmesi sistemde değişikliğe işaret ediyor.

şu aralar rte'nin iyi partiyi yanına çekme çabası olduğu konuşuluyor. bu da akp + mhp işbirliğinin %50'den fazla oy almaya yetmediğinin bir göstergesi. dolayısıyla seçim sisteminde ya da yönetim sisteminde bir değişiklik olursa ince'nin böleceği sol kesim oyunun akp iktidarının kaybetmesi amacına olumsuz etki edebilir.
0
himmet dayi
(06.08.20)
Şu anki sistemde muhalefetin muhalefet olma imkanı yok bence, sistem de buna izin vermiyor, bir çok muhalifin atladığı bir diğer şey ise halk istemiyor da meclis, başkan halka rağmen karar veriyormuş gibi davranılıyor, alınan kararların bir çoğunda muazzam halk desteği var, muhalefet sokağa insin anlatsın kafası kolay bir şey değil, elinde 3 tane muhalif kanal var, RTÜK'ün kestiği cezaların tamamı bunlara kesiliyor ve de.

Muharrem İnce bence saçmalıyor, şu anda kendisi gibi bir siyasetçiye ihtiyaç yok, gerçekçi baktığımda kendisinin etkisinin olabileceği bir şey göremiyorum, günümüz Türkiye'si onun gibi birisine ihtiyaç duymuyor bence.

Şunu söylerim her zaman bu ülkede sıfırlanan paralarla ilgili ve farklı konularda rezaletin rezaleti ses kayıtları çıktı, etkisi oldu mu? Olmadı, bu kadar basit bana göre, halk seni istemiyorsa farklı parti kurduğunda da pek istemeyecek.

Şu anda İyi Partinin şansı daha yüksek bence, halk ile iletişim ve karşılık bulması daha yüksek.
0
atom karincanin torunu
(06.08.20)
Muharrem ince bir travma. Geçen gün debede yazmıştı birisi, seçmende derin yara açtı. Güvendik, inandık yarı yolda bıraktı bizi. İnandıklarını konuşmak istiyorsun gitsin yorumcu olsun halk tiviye çıksın, Türkiye siyasetini daha fazla çalkalanmasına gerek yok. %5 dediğin oy, geçen senenin seçmen sayısıyla, ortalama 3 milyon oy’a tekabül ediyor. Öyle n’olacak denebilecek bir rakam değil. Seçimin kaderini belirleyecek bir sayı.

Bu saatten sonra incenin yapacağı en doğru hareket kenara çekilmek, daha fazla zarar vermemek.
0
not sure if serious
(06.08.20)
Muharrem İnce'ye haksızlık yapıldı. Muhalifliğini bitirmek için Cbaşkanı adayı yapıldı ve seçim sürecinde ve hemen akabinde yaptıklarıyla artık tekrar parti başkanı olamayacak duruma soktu kendisini. Bence şimdi yapabileceği en doğru muhalefet (kendisini değil) tamamen başka bir parti içi adayı destekleyerek (ya da ona parti kurmasında destek olarak) siyasetini sürdürmek. Kendisinin ayrı parti kurması AKP'nin ekmeğine yağ sürmek olur.
0
SiyamkedisiZorro
(06.08.20)
kenarda tuttuğum bir muharrem ince entrysinin bir yerinde şöyle geçiyor.

''hiçbir şeye üzülmedim de 24 haziran seçimlerinde gecenin bir yarısında insanların hala ellerinde oy çuvallarıyla, bu adamın oylarını korumaya çalışmasını unutamayacağım.''

o gece çuvalları koruyan insanlar muharrem ince'ye oy verir mi sizce? chp, chpliliğini tamamen bitirse gider iyi partiye, deva partisine oy verir de yine gidip ince'ye oy vermez.
0
blue eyes white dragon
(06.08.20)
Senelerdir oyları bölünmeyen CHP'den bir fayda görmedik.

Şu an İstanbul ve Ankara gibi şehirlerin muhalefete geçmesini sağlayan yolu Muharrem İnce açtı. Seçimi kazanamadı ama Tayyar'a karşı bir umut olduğunu hatırlattı, pathfinder'lık yaptı bir nevi. Muharrem cumhurbaşkanı adayı olmasaydı şu an Mansur Yavaş belediye başkanı olamazdı yani.

Muharrem İnce'nin sadece grup başkanvekilliği yaptığı dönemdeki kürsü konuşmalarına bakın, Kılıçdar'ın bütün bir kariyerinde ettiği toplam laflardan daha etkililer.

Kılıçdar'ın koltuk sevdalısı, kendi düzenini devam ettirmekten başka derdi olmayan biri olduğunu biliyorum. Kılıçdar Tayyar'ın konjonktüre göre simetriği.

CHP'den artık hiçbir şey beklemiyorum. CHP'nin muhalefet için en zararlı öge olduğunu düşünüyorum. CHP benimi için temcit pilavıdır artık. CHP AKP'nin garantörüdür. Statükocunun hasıdır. Düzen devam ettikçe Kılıçdar'ın karnı doyar. Düzen devam ettikçe Kılıçdar aç kalmaz.

Muhalefette beni temsil edecek yeni bir soluk istiyorum.
0
joker hakki
(06.08.20)
Bu adam salt akp projesi, bunu göremeyen bir insan kendine muhalifim demesin.

2018 cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde, Rahmi Turan'ın köşe yazısında yazdığı olayda da saraya giden bu adam. Bu kadar sözde "muhaliflik" yapmaya çalışıp, Erdoğan'ın paçasından düşmeyen birine "siyaset yapamıyor" diye hak vermek düpedüz saflıktır.

Davutoğlu bile daha samimi geliyor bana.
0
Avoiding The Puddle
(06.08.20)
@Avoiding The Puddle, Saraya gitmediğini kendisi söyledi, genel başkana da gel beraber açıklığa kavuşturalım dedi, kabul etti mi Kılışdar? Cevap bile vermedi. Bence en büyük akp projesi KK. Milletini sevseydi o koltuğu yeni yüzlere bırakırdı.
0
🌸banacevaplazım
(07.08.20)
adam chp genel başkanı olmak istedi olamadı
cumhurbaşkanı olmak istedi olamadı.

tüm şanslarını kullandı. bu adama tanından hak tr'de kimseye tanınmamıştır.

buna rağmen hala kem küm rem rüm.

kimse bir sistem ile gelmiyor kötü olan o. herkes yine tek adam peşinde.

dünya o dünya değil. usa bile tek adam peşinde perişan oldu.
0
duyurukullanıcısı
(07.08.20)
(4)

Evde kanalizasyon kokusu

mirafiori
Arada sırada fena kanalizasyon kokusu geliyor, bugün kokuyu alınca burnumla araştırma yaptım, banyodan değil de mutfaktan geliyor, ama bulaşık/çamaşır makinesinden, musluktan ya da tezgahın altından da gelmiyor gibi. Yani heralde bikaç saniye bi yerden giriyor sonra gidiyor o yüzden belki ben bulana
Arada sırada fena kanalizasyon kokusu geliyor, bugün kokuyu alınca burnumla araştırma yaptım, banyodan değil de mutfaktan geliyor, ama bulaşık/çamaşır makinesinden, musluktan ya da tezgahın altından da gelmiyor gibi. Yani heralde bikaç saniye bi yerden giriyor sonra gidiyor o yüzden belki ben bulana kadar mesela musluktaki koku gitmiş oluyor. Günde 1 bazen 2 geliyor. Yarın ev sahibini arayıp soracağım binada falan da başka var mı, bişey yapılabilir mi diye de nereden geliyor olabilir bu koku? Böyle kanalizasyon/çürük yumurta kokusu.
0
mirafiori
(05.08.20)
aynı şey benim evimde de oluyor maalesef.
apartmanın boşluk kısmında böyle bir koku birikiyor bazen ve benim eve de giriyor.
bazen de banyoda alıyorum benzer bir koku.
genelde hava çok sıcak ve esintisiz olduğunda ya da lodoslarda böyle olduğunu fark ettim.
apartman sahilde ve eski bina.
sizinki de öyleyse bundandır muhtemelen.
0
blatta hiberna
(05.08.20)
Ters rüzgarlar veya basınç farkları bacadaki havayı geri itiyordur. Bacanın tepesine (eğer yoksa) rüzgar gülü takarsanız çözülür. Baca rüzgar gülü diye aratırsanız Google’da...
0
pass
(05.08.20)
Giderin kurumasından da koku oluyor bazen. Bir litre su dökün gidere ayda bir, koku kalmaz.
0
SiyamkedisiZorro
(05.08.20)
Her gün her tüm musluklar, tuvalet, gün aşırı bulaşık/çamaşır çalışıyor zaten. Bir şüphem musluk giderinde bişeyler olmasıydı açıcı döktüm. Bir daha olursa ev sahibine söylerim. Başka dairelerde var mı sorsun, bacaya bakarlar
0
🌸mirafiori
(05.08.20)
(9)

Online kavgalara ne sıklıkla katılıyorsunuz?

epistemic_regress
Whatsapp ta yakin ya da uzak biriyle tartışmak olabilir, sosyal medyada tanımadığıniz insanlara laf anlatmak olabilir. Gelen mesajlara cevap vermek olabilir. Eskiden uzun uzun tartisirdim, sonra sağlıklı bir tartışmayı yürütecek sağduyu ve bilgi birikimine sahip olmadigimi, isin acı tarafı çoğunlukl
Whatsapp ta yakin ya da uzak biriyle tartışmak olabilir, sosyal medyada tanımadığıniz insanlara laf anlatmak olabilir. Gelen mesajlara cevap vermek olabilir.

Eskiden uzun uzun tartisirdim, sonra sağlıklı bir tartışmayı yürütecek sağduyu ve bilgi birikimine sahip olmadigimi, isin acı tarafı çoğunlukla karşımdaki insanın bu anlamda benden de beter durumda olduğunu fark ettim. Beni o karmaşanın içinden çekip alacak direkt ve çoğunlukla kaba addedilen basit birkaç şey söyleyip ortamdan ayrılıyorum artık. Sabahtan beri beni görüşmeye ikna etmeye çalışan bir tip vardı mesela. "İlgilenmiyorum" dedim. Adam sinirlenmeye başladı, "Bu sadece sevisme teklifi değil, arkadaş da olabiliriz" falan dedi. Niyetinin arkadaş kazanmak olduğunu sanmıyorum dedim. Son koz olarak psikolojimi analize girişti, "Çok kırılmışsin, ofkelisin. Ama bunların nedeni ben değilim" dedi. Beni analiz ederek yorma kendini, dedim. Devam etti örtük ikna çabalarına. Vaktim olacak gibi değil, düşündüğümü direkt söyledim. "Bence çok sıkıcısin" dedim. Bayağı saldırdı, yüzeysel, donuk zekalı olduğumu belirtti, kendisinin akademik ve entelektüel birikiminin yanina bile yaklasamazmisim. Cevap vermedim.

Siz bu işi nereye kadar götürüyorsunuz? Sonunda tatmin olmuş hissediyor musunuz?
0
epistemic_regress
(04.08.20)
hayatımdan çıkaracağım birisi ise engelleyip geçiyorum, yakın arkadaşlarımla siyasi tartışmalara girmiyorum, yabancılarla da hiç bir konuda tartışmaya girmiyorum.
0
nahtoderfahrung
(04.08.20)
Artık herkese he he diyorum.
0
passion rules the game
(04.08.20)
Ergenligimi ve universite yillarimi forumlarda ve sozlukte(sosyal medya yoktu o zaman) milletle sabah aksam tartisarak gecirdim. bokuyla kavga eden adam dedikleri bendim yani. Sanirim o zaman tum enerjimi tukettim, simdi zerre tartismiyorum. Zaten sosyal medyayi gundem takip etmek disinda kullanmiyorum. He deyip gecenlerdenim ben de, milleti engellemek de gayet mukemmel bir secim..

2010 sonrasi Turkiyede onune gelen internet kullanmaya basladi. Normalde suratina bakmayacagim bir insanla niye tartismaya gireyim zaten.
0
bahele
(04.08.20)
üff eskiden çok fena yapardım bunu artık yapmıyorum. işin garibi daha yüce falan da olmadım ha herkesi direkt gerizekalı yazıktır olarak görüyorum kafası basan akıllı bir tip olduğuna emin olana kadar.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(04.08.20)
wpde arkadaşlarımla tartışmayı seviyorum. farklı alanlarda gelişmeye açık insanlar oldukları için genelde ufuk açıcı oluyor.

yabancılarla tartışmaktan kaçınırım ama bu anlattığınız durumda ben olsam kendimi kaybeder, freni patlamış gibi tartışırdım büyük ihtimalle. okurken bile sinirlendim.
0
rusalka
(04.08.20)
Adam o kadar sıkıcıydı ki, son sözleri canımı sıkmasina rağmen sohbet uzamasin diye ses çıkarmadım. Sozelci dallamanin teki, sahaflarda çalışıyormuş. C.kun bile kurtlanmistir, diyebilirdim. Dememeyi tercih ettim.
0
🌸epistemic_regress
(04.08.20)
adam aptalsa benim de boş vaktim yoksa hiç yanıt vermiyorum. boş vaktim varsa dalga geçiyorum. hadi yavvv öyle miymiş??? falan gibi. bunlarla uğraşarak vaktimi çöpe atmak saçma geliyor. dünyayı ben mi kurtaracağım...

bazı arkadaşlarım siyaseten, bazıları dinen sürekli tartışıyor ve onlardaki bu azmi hayretle karşılıyorum. eskiden böyleydim ama 5-6 yıldır herkesi kucaklıyorum. aptalsa bile bir nedeni vardır diyorum. nasıl ki bir köpek birini öldürmek için ısırıyorsa bile mantığını sorgulamıyoruz çünkü onun doğası o, bu aptalların doğası da bu...
0
bohr atom modeli
(05.08.20)
Hiç katılmıyorum kavgalara. Bir cevap yazmıştım buradaki duyurudan birinin altına. Eğitim ve iş durumuyla ilgiliydi. Biri özelden mesaj atmış "hiç inanmıyorum böyle bir işte çalıştığına" diye. İnan-inanma, bana ne? "maldır kendisi" dedim geçtim. Ne cevap vereceğim elin işsiz adamına? (Çalışmamak / çalışamamak değil buradaki işsizlik)
0
SiyamkedisiZorro
(05.08.20)
genelde sosyal medyada okumuyorum bile. gelen mesajlarda da tanımadığım biriyse anlamsız bir kavga için cevap vermiyorum.
0
siradam
(06.08.20)
(2)

İstanbul ve eski çağlar hakkında sorular

ahm1
Ekteki harita vikipedi'ye gore gunumuze ulasan en eski istanbul haritasiymis (1422, floransali cristoforo cizmis).Gerci haritada tarihi yarimadanin disini da gosteriyor, oralar da mi istanbul sayiliyormus bilmiyorum ama oralari 1453'e kadar aliyoruz sanirim, bir tek sur içi kaliyor (yani istanbul me
Ekteki harita vikipedi'ye gore gunumuze ulasan en eski istanbul haritasiymis (1422, floransali cristoforo cizmis).

Gerci haritada tarihi yarimadanin disini da gosteriyor, oralar da mi istanbul sayiliyormus bilmiyorum ama oralari 1453'e kadar aliyoruz sanirim, bir tek sur içi kaliyor (yani istanbul merkez).

Sorularim:

Bizans, 1453'e kadar son birkac yil, hatta belki 15-20 yil istanbul'dan ibaretti. Yani bu kucucuk yere mi sıkışmıştı? Aslinda bu soru ozelinde baska genel bir seyi anlamak istiyorum. Burasi "asıl istanbul" mu? O zamanlar istanbul diye tarif edilen yer sadece bu sur icinde kalan yer mi? Surun disinda da hayat, yerlesim var miydi o zamanlar? Yani sanirim sadece kalesi olan yerlere sehir demek sacma olur, kale disinda bir suru bos alan kaliyor (avrupa'daki yerleri de dusunursek).

Yani evet osmanli'nin son zamanlarinda sinirlari biraz genisliyor sanirim istanbul'un ama "asıl istanbul tarihi yarimada. Sisli, taksim vs yerler istanbul degil aslinda (1000-1500 yili dusunursek)" diyebilir miyiz?

Aklim cok bulanik. Umarim ifade edebilmisimdir kendimi. Ama bu durumu anlayabilmek icin ortaçağ sehir yapilarina bakmam lazim sanirim.
0
ahm1
(24.07.20)
İstanbul = tarihi yarımada. Bu Bizans zamanı için hatta Osmanlı işgal ettikten sonra bile uzunca bir süre böyle. Sanayi devrimi öncesi süreçte kuşatılmaya müsait (yani denize kıyısı varsa veya dağlık bir bölgede değilse) hiçbir şehirde sur dışında yaşamak diye bir kavram yoktur. Sebebi ise güvenlik.

Elbette civarda köyler vardır ama bunlar balıkçı köyleri veya tarıma müsait yerlerdedir. He tabi bir de stratejik tepelere kurulan askeri gözlem yerleri de vardır. İstanbul’un ilginç bir özelliği tarıma çok elverişli bir arazi olmaması. Roma imparatorluğu Roma şehri haricinde dörtlü yönetim denen sisteme geçip burada bir saray inşa etmeseydi (Diocletianus olması lazım bunu yapanın) İstanbul bir 500 sene daha gelişemezdi heralde. Şöyle düşünün tarihi yarımada’da surlar olmazsa sağdan soldan gelen her korsan bugünkü bakırköy civarına çıkartma yapıp kara yoluyla bu şehire saldrırabilirdi. İstanbul’u Romalılar kurdu ve geliştirdi derken bunu kastediyorum Roma’nın askeri gücü olmadan bu mümkün olmazdı hatta karnını bile doyuramazdı bu şehir. İstanbul Bizans döneminde Mısır’dan gelen ürünlerle karnını doyurmuştur. Osmanlı zamanı için de Bursa’dan beslenmiştir, tek başına karnını doyurabilecek bir şehir değil yani. Ticaret sistemi gelişene kadar hep bir bağımlılığı olmuş diğer şehirlere. Tek başına özerk şekilde gelişememiş bu coğrafi konumundan dolayı. İki iklim kuşağı geçişinin tam ortasında olması da bunda çok etkili sanırım ama kuşatılmaya oldukça müsait olması, kendini hem Haliç ile hem de surlarıyla korumaya alması gerekiyordu.

Sizin ya bu Bizans sıkışmıştı buraya dediğiniz şey tipik bir anakronizm örneği. Bugünün düşünce yapısıyla düşünüyorsunuz, kimse bir yere sıkışmıyor. Birincisi, sizin “bir sürü boş alan kalıyor avrupa yakasında” dediğiniz yerlerin çoğu ormandı. İkincisi tarihi yarımada tc devleti (özellikle menderes dönemi ve sonrası) tarafından neredeyse tekrar elden geçirilmek gibi bir yıkıma uğramamıştı. Surların arasında nasıl binlerce yaşıyor görmek isterseniz Kudüs’ün Eski Şehir denen bölgesini bir ziyaret etmenizi öneririm. Gayet de güzel yaşanıyor. Ayrıca İstanbul nüfusu bu kadar yoğun bir şehir değildi (12. Yy dan itibaren her zaman en kalabalık 10 şehir arasında listede vardır ama yoğunluk başka bir şey)

İstanbul'un tarihini spesifik olarak çok iyi bilmiyorum ama hakkında en çok kitap yazılan şehir olduğu için bazı arkadaşlar güzel kitaplar önerebilir konuyla ilgili.
Ben ortaçağ şehirleri konusunu Henri Pirenne'in kitabından okumuştum. tarihsel konular değerlendirirken ciddi bir ufuk kaynağı oldu bana o kitap. Çok da ince bir kitaptır üstelik. Link bıraktım

www.kitapyurdu.com
0
ala09
(24.07.20)
İstanbul = tarihi yarımada, Şişli, Taksim, Galata = Ceneviz kolonisi
0
SiyamkedisiZorro
(24.07.20)
(16)

Feminizm ve toplumsal cinsiyet sorusu

fadetoreality
Selamlar,Bildiğiniz gibi Zülfü Livaneli'nin "kadınlarımız" sözü çok tepki topladı. Doğrudur yanlıştır bilmiyorum, bununla ilgili daha genel ve epeydir kafamı kurcalayan bir sorum var.Erkeklerin bu konuda konuşmaya hakkı yok, sadece kadınlar konuşabilir, 8 Mart yürüyüşüne sadece kadınlar katılabilir,
Selamlar,

Bildiğiniz gibi Zülfü Livaneli'nin "kadınlarımız" sözü çok tepki topladı. Doğrudur yanlıştır bilmiyorum, bununla ilgili daha genel ve epeydir kafamı kurcalayan bir sorum var.

Erkeklerin bu konuda konuşmaya hakkı yok, sadece kadınlar konuşabilir, 8 Mart yürüyüşüne sadece kadınlar katılabilir, kadın haklarıyla ilgili bir tartışma yapılıyor ama konuşan herkes erkek, gibi eleştirilerle sürekli karşılaşıyorum.

Buradaki sorun -anladığım kadarıyla- toplumsal cinsiyet rolleriyle ilgili, biyolojik cinsiyetle değil. Peki bu tepkilerde neden biyolojik cinsiyet belirleyici oluyor?

Kimse kadınlarımız filan demesin, ben olsam demezdim herhalde, ama aynı sözü Zülfü Livaneli yerine Meral Akşener veya Demet Akalın söyleseydi bu kadar tepki çekecek miydi? Bir erkek ataerkilliğe bir kadına göre daha çok karşı olamaz mı? Söylenen şey doğruysa kimin söylediği çok mu onemli?

Örneğin ülkelerin başbakanlarının kadın olması çok iyi bir şey diye yorumlanıyor. Cinsiyet rollerini tamen ortadan kaldırmak isteyen bir erkek başbakan, kadın hakları konusunda biraz ilerlemeci ama dinsel şeylerden, LGBT+ hakları konusundaki bağnazlıktan sıyrılamamış bir kadın başbakana göre mutlaka daha mı kötü olur?

Kadınların nasıl davranması gerektiği, romantik ve cinsel hayatları, meslek seçimleri, giyim tarzları, etek boyu gibi birçok konuda, bizzat ben karşılaştığım birçok kadından daha açık fikirliyim, beni ilgilendirmez diyebiliyorum. Başka bir şey düşünmeye hakkım olmadığı gibi umrumda da değil kimin ne yaptığı. İşyerinde erkekler şort giymemeli, kadınlar da kısa etek giymemeli diyen arkadaşım kadınlar günü için röportaj verdi mesela. Ama cinsiyet rollerini yerlebir edecek bir erkeğin o röportajı yapması neden kabul edilemez bir şey?

Peki bir erkek eşcinselse ne olacak? Aynı ataerkil lanet sistem onu da ezmiyor mu? Birlikte mücadele edilemez mi?

Ya da Murat Övüç sırf eşcinsel diye LGBT hakları konusunda straight her erkek ve kadından daha mı fazla söz hakkına sahip? Buna hayır cevabını veriyorsanız, fark nerede?

Biraz garip olacak ama, bu erkek egemen sistemin erkekler için büyük getirileri olsa da aynı zamanda bir baskı da oluşturuyor. Hatta bu baskıyı yapanların bir kısmı kadınlar; küçük bir Anadolu şehrinde ev temizleyip cam silen evli bir erkek olsanız komşularınızın garipsemesi ve asağılaması muhtemel. Erkekseniz sporla ilgilenmeli, sürekli kadınlardan bahsetmeli, esinizin ne giydigine karışmalısınız. Şartları sağlamıyorsanız dışlanıyor ve baskı görüyorsunuz. Tabii baskının türü ve şiddeti farklı, cinayetle tecavüzle kıyaslanamaz.

Amacım kavga etmek degil, bana fazla simgesel şeyler diğer politik konularda da (bayrak, andımız vs.) abartılı geliyor, neyi yanlış anladığımı öğrenmeye çalışıyorum. Lütfen kimse birbirine feminazi veya mansplainer demesin. Teoriyi bilen birinden öğrenelim.

Teşekkürler...
0
fadetoreality
(23.07.20)
kimse esitlik istemiyor ki, herkes ayrimcilik istiyor.
zenciler de ateistler de veganlar da asyalilar da lezbiyenler de feministler de komunistler de.
0
baldur2
(23.07.20)
ala09'un dediği gibi olay üstencilik. "kadınlarımız" vs. ile başlayan hemen hemen her cümle "kadınlar adına konuşuyorum"a geliyor hep. yani livaneli konusunda olay aslında kadınların ya da feministlerin (evet erkek feministler de var) "şu kadınlar ADINA konuşmayı, düşünmeyi, yazmayı, çizmeyi bir bırakın, onlar zaten kendi adına bunları yapıyor ve yapar." serzenişi. livaneli'ye tepki gösterilmesinin sebebi sanırım "okumuşu böyleyse cahili ne yapmaz" olayı. madem kitap yazıp edebiyatçıyım diyorsun, böyle dil ile ilgili mevzuları bileceksin. zira kadınlar hakkında doğru söylenmek istenip yanlış söylenen her şey dilde, söylemde bitiyor.

feministlerin büyük kısmı erkekler bizi savunmasın demez ayrıca. erkekler genelde "korumacı" yapısıyla üstenciliğe yeltendiği için tepki görüyorlar. bir nevi mahalle abiliğine, namus-ahlak bekçiliğine soyunuyorlar ister istemez.
0
lesmiserables
(23.07.20)
Bu mevzular benim de çok kafamı karıştırıyor. Sanırım asıl öfke, bu tarz açıklamaların bir kadının canice öldürülmesinden sonra bir erkek tarafından yapıldığı için geliyor. Haluk Levent'in dedikleri mesela. Adamın söylediklerinde bir artniyet görmedim ben. Değindiği nokta çok yanlış gelmiyor. Kadınların kendilerini erkeklerden korumak zorunda hissetmesinin bile çok üzücü olduğunun farkındayım. Ama yarın hemen kadın cinayetlerinin bitmeyeceğini herkes biliyor. Bu yüzden kadın olarak kendimizi korumak zorundayız, inkar edilecek ya da karşı durulacak bir konu yok bence pratikte. Gündüz bile yürürken biri bizi takip ediyor mu diye bakıyoruz, taksiye binince telefonda ailemizden birinin numarası açık oluyor, gece geç saatlerde dışarıda olsak hep endişeyle duruyoruz aslında. Bunlar problem ve bunlar için önlemler alıyoruz ister istemez.

Twitterda farklı fikirleri herhangi bir bilimsel temellendirmede bulunmadan, sırf canları öyle istiyor diye biraz süsleyerek cinsiyet, LGBT gibi konularda hassas olan insanlara çok rahat pazarlayan bir kitle var. Toplumun yüzde doksan dokuzunun bu konuda bilgisi varsa o da sosyal medya paylaşımlarından ibaret. Haluk Levent de mesela zaten bu konuda bilgili olduğunu iddia eden bir adam değil. Bilgisizse konuşmasın diyorsanız da haklısınız. Adam bence orada tamamen iyi niyetinden, toplumsal bir konuya duyarsız kalmamak için bir şeyler söyledi.

Bir kadının böyle öldürülmesinin utancını ve üzüntüsünü hepimiz duymalıyız, bu insani bir şey. Ama bunun üzüntüsünü bir hafta sonra unutuyoruz geriye hep teorik tartışmalar kalıyor. Onları da Twitterda bilen üç beş kişi vardır, bilmeyip biliyormuş gibi satan yüzlerce kişi.
0
black holes in the sky
(23.07.20)
Erkeklerin bu konuda konuşmaya hakkı yok değil, gayet konuşabilirler ve konuşuyorlar da. Ancak edebiyatçı birinin kadınlar için iyelik eki içeren bir cümle kurması bence doğru değil. "Benim kadınım" dediğiniz zaman ne kadar itici oluyorsanız "kadınlarımız" dediğiniz zaman da o kadar iticisiniz demek isterdim kendisine.
Öte yandan azınlık hakları koruması sırasında zaten toplumda seslerini az duyuranların kendileri için konuşmaları ve ön plana çıkartılmaları gerekirken bir bakıyorsunuz kamera önünde adamlar kadın hakları konuşuyorlar, doğru değil. Varsa bir icraatın bunu yaparsın hatta bunun sunumunu da siyaseten bir kadın takım arkadaşına yaptırırsın LGBT hakları için de öyle.
0
SiyamkedisiZorro
(23.07.20)
Akpli kadınlara bakarsanız, orada ne işi varmış lafını söyleyen kemik kitlelerden biridir.

Feministler bu aşırı duyar kasma işini bırakıp 13 milyonu bulan bu kitlenin kendi cinsiyetine ait düşmanlığını kırması gerekir.
0
Unde bach canim
(23.07.20)
Elimden geldiğince açıklayıcı olmaya çalışacağım;

Öncelikle içselleştirilmiş ve veya normalleştirilmiş ataerk diye bir şey var. Nazım Hikmet’in eserleri de ataerkil yapının ağ babası. Ama sorsak belki o da feministti. Bu olay bunun gibi bir şey. Önemli olan öz eleştiri yapmak, sizin şu an yaptığınız gibi araştırmak sonra da değerlendirip gerekirse kendini düzeltmek. Yani erkeklerin bu konularda farkındalığı, duyarlılık kanalları, algılama ve görme biçimleri takdir edersiniz ki kadınlar gibi değil ve olamaz. Ama öğrenilebilir.


“Kadınlarımız” tıpkı “kadınlar size emanettir” diyen kutsal metinler gibi yanlış anlamaya ve yanlış rol inşaasına sevk eden birşey. Kadınlar “kadınlarımız” dese elbette bir sorun olmaz. Konu aynı şey değil. Bu iyeliği kullanmak için sağlam “ortaklıklar” “ortak değerler” gerekir. Çocuklarımız, öğrencilerimiz, sorunlarımız, bayramlarımız derkenki gibi.
“Kadınlarımız” sözündeyse -hele ki erkekler tarafından kullanıldığında “...” la yükümlü olduğumuz anlamı çıkıyor. Neden bir canlının bireysel duruşu ört pas ediliyor?


“Babam bizi güçlü yetiştirdi, erkek gibi büyüttü” söylemlerinde olduğu gibi. Bunlar ataerki yeniden üretir, pekiştirir. Belki niyet bu değil ama isteyerek veya istemeyerek buna hizmet ediyor.
Dikkat çeksin diye ileri taşıyarak başka bir örnek vereyim;
“we can do it” sloganı ve kol kasını sıkan kadın capsi gibi. Bu da benzer şekilde erkek=güç, kadın güçlü olmak istiyorsa erkek gibi olmalı anlamını yeniden üretiyor. Oysa eminim kullanan insanlar bu amaçla paylaşmıyor bu görseli.
Neyse bunları örnek olsun diye yazdım, sorunuza dönelim.

Murat övüç ve eşcinseller. Murat Övüç eşcinsel midir bilemem, ben kendi adıma sanmıyoum ama olabilir. Eşcinseller homofobik olabilir, ataerkil olabilir. Hatta öyle de bir olur ki :) özellikle eşcinsel erkekler ne demek istediğimi anlayacaktır.

Bakın ataerkil yapı çok tehlikeli ve herkes için bir tuzaktır. Farkına varması belli bir eşiğe kadar, yeterli duyarlılığı kazanana kadar zordur.

Şunun artık hakkını verelim, bebekliğinden okula işe hayatın her alanına kadar nefes alışından duygularından bedeninden tutun da düşüncelerine kadar her şeyini gizlemeye çalışarak varlığını hep bir korku üzerinden inşaa eden kadınlarla kıyaslandığında erkeklerin, “kadınlarla ilgili konularda” kadınalar için yeterli çözümler sunamaması doğaldır. Bu kötü ya da bir eksik bir durum değildir.

Ancak gerçekten samimiyetle erkekler kadınlarla ilgili bu tip konularda, şiddet, nefret içerikli olaylarda ve söylemlerde bir şeyler yapmak istiyorlarsa kendi içlerinde çözümler üretse çok çok daha etkili ve içten olur.

Zülfü Livaneli, biz erkekler diye başladığı bir açıklama yapsaydı ya da “erkeklerimiz” diyip eleştirilerde bulunsaydı çok daha faydalı olmaz mıydı?
Erkekler de kadın dayanışmasına katılsın kesinlikle bunun gerekli olduğunu düşünüyorum ancak erkekler kahvelerde, arkadaş gruplarında, Whatsapp yazışmalarında/gruplarında, iş yerlerinde toplantılarda kendi aralarında bu konuları gündemlerine alsalar ya mesela. İşte o günler gesle muhteşem olurdu.

Geçenlerde burda bi soru vardı; karısını aldattı bilinen biri var ailece görüşüyorduk şimdi ne yapmalıyım diye soruyordu bir erkek yazar. İşte böyle durumlarda bu adamlara yüz çevrildiğinde,

Hani geçenlerde davası süren bir olay oldu, bi erkek eski karısının özel fotoğraflarını erkek whatsapp grubunda paylaşmıştı. Düşünsenize adamın aşağılığını değil yalnız o grupta onca erkeğin duruma okey demesini ya da o herifin bunu yapmaya çekinmemesini.
İşte erkekler kadınlar için kendi aralarında -olumlu anlamda- örgütlenebildiğinde bir değişim olabilecek.
0
jimjim
(23.07.20)
AKP'ye güçleri yetmediği için Livaneli gibi güçsüz insanları eften püften sebeplerle linç ederek öfkelerini dindirmeye çalışıyorlar işte. Bi de ucuz yoldan erdem sinyallemesi.
0
plutongezegendegilmi
(23.07.20)
Kadin haklariyla ve kadinla ilgili konusan herkes evet erkek. Bu hep böyleydi bu kulturde, Osmanli´da kadin cemiyeti kurarlardi, kadin uyesi olmazdi cemiyetlerin. Ya da kadin dergilerinde erkekler yazardi. Kadinlarin kendilerine alan acmalari hep zaman aldi ve kendi beyanlarinda kendileri konustuktuktan sonra oldu bu.

Basbakan karsilastirmasi konudan sapmis. Sadece bir degiskenle biri iyi digeri kotu olmuyor.

Bakin kendinizi nasil da soz soyleyecek konumda hissetmissiniz:
"Kadınların nasıl davranması gerektiği, romantik ve cinsel hayatları, meslek seçimleri, giyim tarzları, etek boyu gibi birçok konuda, bizzat ben karşılaştığım birçok kadından daha açık fikirliyim"

Kadinlarin nasil davranmasi gerektigi hakkinda beyanda bulunmayin mesela. Acik fikirli oldugunuzu belirtmissiniz. Ben gelsem, "erkeklerin sort boyu konusunda bircok erkekten daha acik fikirliyim." desem olur mu? Ya hu bana mi duser? Erkegin iki gram akli yok mu ki kac cm sort giyecegine karar veremeyecek?
Bu konu, benim acik ya da konservatif fikrimi paylasmaya cüret edebilecegim bir konu mu acaba?

Beyanda bulunmak zorunda hissetmediginizde inanin kadinlar icin cok daha guzel bir dunya olacak. Kadinlar kendileri dusunebilirler, romantik hayatlarinin, cinsel hayatlarinin nasil olmasi gerektigini kendileri bilirler. Baska bir kaynaktan gelecek acik ya da kapali fikirlere luzum gormeden hem de.

Erkek egemen sistemin suclusu tek bir erkek olmadigi gibi, o sistemin bir gidim disina cikmaya calisan erkek de cezalandirilir. Ustun degerler, herkes tarafindan korunur, bazen de kadinlar bu degerlerin arkasina siginip var olmaya calisirlar. Bu uzay fizigi degil zaten, iki gozu ve kulagi olan her yetiskinin gozlemleyebildigi bir gercek. Bunun sucu kadinda mi yani? Saka mi, nereye el salliyoruz?

Konuyu bilen birinden ogrenelim, evet. Fatmagül Berktay´in Tarihin Cinsiyeti kitabini tavsiye ederim. Orada ulus-devlet ve toplumsal cinsiyet konularindan, o cam silen erkegin kucumsenmesi konusuna kadar bircok dusunce, fikir, akil yurutme bulacaksiniz.
0
buf-e kür
(23.07.20)
Beyanda bulunma zorunluluğu hissetmemek +1

Ataerkil düzen dediğiniz gibi hem kadını hem erkeği mağdur ediyor. Kadınların beyinleri başka türlü yıkanıyor erkeklerin de erkeklikle ilgili başka türlü yıkanıyor. Önce ve daha doğru olanı erkeklerin ataerkil düzenin onları soktuğu “erkeklik” kavramını/algısını değiştirmek. Kadınların nasıl davranacağından öte erkeklerin kadınlara nasıl davranacağını/davranması gerektiği düşünülse, doğru biçimde değiştirilse, düzeltilse daha doğru olmaz mı? Düzeni srogular tartışırken sonuçlarından değil sebeplerinden başlanmalı. Biz de kadınlar kadar mağduruz demek, sadece mağduriyete ortak olmak; hatta kadınların mağduriyetini hafifletmek (o da mağdur bu da herkes öyle o zaman normla&)ten başka bişeye yaramaz. Kaynağını kurutmak lazım. Erkekler hem birey olarak kendilerinde hem de etrafındaki erkek arkadaşlarına karşı bu değişimi başlatsa herkese faydası olacak

Soruyu sormanız çok güzel, bir çok cevap da faydalı olmuş. değerlendirip düşünün eminim bir şeyler değilecek düşünme yönteminizde.
0
rewlack
(23.07.20)
"Ya hu bana mi duser? Erkegin iki gram akli yok mu ki kac cm sort giyecegine karar veremeyecek?"

Benim dedigimin bundan farki nedir? Ben de bana mi duser diyorum, bana ne kim ne giyerse giysin, bemim umrumda olmadigi gibi soz hakkim da yok.

Kadinin etek boyuna karisan kadinlar varken bazi erkeklerin kendinde boyle bir hak gormedigini soylemeye calistim. Bunu soyleyebilmek icin bunu soylemem gerekiyor, ama soyledigimde beyanda bulunma diyorsunuz. Beyanda bulundugum sey kadinlarin ne giymesi gerektigi konusunda soz soyleme hakkimin olmadigi.

Ama sunu soylemis oldum tabii. Bazi kadinlar baska kadinlarin etek boyuna ve cinsel hayatina karisiyor, bence karismamali. Evet bu bir erkegin kadin haklari konusunda fikir beyan etmesi oldu.

Oyleyse sorum cevaplanmis oldu. Demek ki kadinlar uzerinde erkek egemen baskinin devam etmesini saglayan kadinlarin konusmaya hakki var, bu baskinin tumden ortadan kalkmasini isteyen erkeklerin hakki yok.

Bol sans dilerim o zaman. Umarim basarili olursunuz.
0
🌸fadetoreality
(23.07.20)
Abi bunca cevaptan bu mu anlaşıldı cidden?
0
rewlack
(23.07.20)
Şşt durun len kavga etmeyin :p

@fadetoreality kardeşim, söylenmek istenen benim anladığım şu;
Sen iyi güzel öyle düşünüyorsundur iyi hoş, bunu kadınlar gününde açıklamana gerek yok(konuşma yaptılar demişsin ya) sen böyle düşünüyorsan bu zihniyetle mesela iyi bir erkek evlat yetiştir, erkeklere bu zihniyetle açıklamalar yap.iyi örnek ol. Ama ben daha aydınlık ve daha doğru bakıyorum diyerek(evet bence de öyle bakıyorsun) o zaman şu kadınlarla ilgili ben de konuşayım yerine git bu demeçleri erkek arkadaşlarına ver diyolla herhalde. : ))
0
jimjim
(23.07.20)
Son bişey daha ekleyim gidiyorum :)
Ben karşılaştığım bir çok kadından daha açık fikirliyim derken yine kıyasa üstelik kadınlarla ilgili bir kıyasa düşüyorsun. (Bunu enn başta açıklamaya çalıştığım özümsenmiş ataerkil izlere veriyorum, kadın erkek hepimzde var zaten) Dediğin gibi düşünen kadınları haklı bulmuyoruz, evet zarar veriyorlar belki. Ama mesele daha doğrusunu biliyorsam onlar yerine ben konuşayım olmamalı. Mesele ben aydınlık, daha doğru değerlendiriyorum öyleyse bu iyi bakış açısını hangi platformda paylaşabilirim olmalı. Orası da denildiği gibi önce erkek, eril alanlar olmalı. Oralarda sen konuşmazsan kadınlar hiç ifade edemez kendini.

Sevgiler,
İyi günler : )
0
jimjim
(23.07.20)
"Abi benim soyledigim seyden bir hakkim oldugunu iddia ettigim mi anlasildi cidden?" diyeyim ben de. Belli ki birbirimizi anlayamadik.

- Kadinlarin ne yapacagi hakkinda bir soz hakkim yok. Bence kimsenin baskasina karisma hakki yok.
- Sen kadinlar hakkinda fikir beyan edemezsin.
- Evet ben de bunu diyorum.
- Hayir diyemezsin, kadinlarla ilgili bir sey soylemeye hakkinin olmadigini soyleyemezsin. Fikir beyan etme sus.
- ...

Boyle devam ediyoruz su an.

Acik fikirliyim derken aslinda cok iyiyim dedigimi filan mi anladiniz? Hayir, kadinlarin etek boyu beni ilgilendirmez diye dusunuyorum diyorum, insanlarin cogunun kendinde bu hakki gormesinin aksine. Bu beni kendinde o hakki goren insanlardan daha acik fikirli yapiyor. En acik fikirliyim demiyorum ki zaten, keske oyle olabilsem. Relatively diyorum.

Kadin dedigin evinde oturur diyen kadin hic mi yok? Oyle demiyor olmak beni bir parca acik fikirli bir erkek yapmiyor mu o kadinlara kiyasla? Bunu soylemek neden kadinlarla ilgili fikir beyan etmek oluyor? Kadin haklarini sadece kadinlar mi savunabiliyor yani? Tamam o zaman sorumu cevapladiniz dedigimde "bunu mu anladin cidden?" diyorsunuz. E bunu dediginizde bunu anlarim tabii, ne anlayacaktim?

Yok diyorum. Benim kadinlarin, erkeklerin ve digerlerinin kendi hayatlarini nasil yasayacaklarina dair bir sey soylemeye hakkim yok. Bunu soyleyerek de bir hakkim oldugunu degil, olmadigini acikliyorum. Bu beni ustun bir insan da yapmiyor. Daha acik nasil ifade edebilirim bilmiyorum. Hakkimin olmadigini soyledigim icin fikir beyan ettigimi soyluyorsunuz.

Ablam 2 gun once eczaneye sortla giderken ona bakip gulusen kadinlarin yanlis yaptigini soylemem kadinlarla ilgili fikir beyan etmek mi oluyor cidden? O kadinlara gore en azindan bu konuda acik fikirli degil miyim?

Kendimde baskalarinin hayatina dair soz soyleme hakki gordugum tek sey baska insanlarin daha baska insanlarin hayatina karisma hakkinin olmadigi. Buna kadinlarin, LGBT+ bireylerin ve diger sacma sapan ayrimciliga ugrayan herkesin haklari dahil. Hayvan haklari da dahil, vegan olmak icin inek ya da kuş olmama gerek yok mesela, haklarini savunuyorum cunku yanlis bir sey var ortada. Turkiye'de etnik azinlik degilim ama haklarini savunuyorum, siyahi degilim ama haklarini savunuyorum. Peki bu gruplarin eylemlerine katilabiliyorken kadinlarin eylemlerine neden katilamiyorum? (Burada herkes katilamazsin dememis, ama baska diyen kisiler var, o yuzden bu soruyu sordum.)

Kadinlar gununde ben konusayim da demiyorum tabii ki benim haddim degil. Ama bazi erkeklerin bazi kadinlardan daha acik fikirli olma ihtimali yok mu? Kadin yuruyusune o erkeklerin katilmasi bazi kadinlarin katilmasina gore hareketin gucu acisindan daha faydali olamaz mi?

Basbakan ornegi de hic absurt degil, benim sordugum soru oydu tam olarak, ama baska yerlere cekildi. Erkek dolu mecliste kadin haklari tartisiliyor elestirisi surekli yapiliyor, bir yerde kadin yonetici olursa bu bir kazanim olarak goruluyor, niye absurt bi ornek olsun?

Yani beyan edilen fikrin ne oldugundan bagimsiz olarak, beyan eden kisinin biyolojik cinsiyetine gore mi karar veriliyor? Teori boyle mi acikliyor bu durumu?

Teoriyle ilgili bir soru sordum ama nasil olduysa bu bile benim kullandigim dille, acik fikirli oldugumu soylememle ilgili bir seye donustu ve iki saattir nasil kimseyi kizdirmadan cevap versem diye ugrasiyorum. Benim sorum da rocket science degildi oysa.

Hepinize cevaplar icin tesekkur ederim ve iyi gunler dilerim.
0
🌸fadetoreality
(23.07.20)
Hocam ben tam olarak neyden rahatsız olduğunuzu anlayamadım. Eğer neden erkekler kadın hakları konusunda fikir beyan edemiyor demek istiyorsanız, bir feminist olarak neden etmesin ki tabii ki etmeli derim. Bu basit ifade özgürlüğü değil mi zaten. Teorik olarak örneğin diyelim bir televizyon programı yapılıyor. Katılımcıların hepsi erkek. O kadar kadın haklarıyla ilgili çalışan stk var bu konularda çalışan akademisyenler var programı yapanlar niye sadece erkekleri davet etmiş diye düşünürüm.

Bir de şöyle düşünelim. İşçi hakları konuşuluyor diyelim. Konuşmaya katılanların hepsi fabrikatör patron vs. Bu insanların destekleri tabii ki önemli. Ama patron işçinin yaşadıklarının ne kadarını anlayabilir. Burda patron-erkek işçi-kadın analojisi yapmıyorum ben yalnız. Taciz konusunda tacize uğramış bir erkeğin öne çıkması o kadar önemli ki, işçi yerine onu da koyabiliriz. Bu uğramayan erkeklerin empati kurmasını kolaylaştırır.

Murat Övüç daha fazla söz hakkına sahip değil. Yönelimi nedeniyle birinci elden bilgi verdiği için daha doğru şeyler söyleme ihtimali daha yüksek (tabii bu da patladı dünyadan bir haber dümdüz aptalca şeyler söylediği için ya da belki gey bile değil bilmiyorum). Bir örnek daha vereyim. Şimdi diyelim bir köy var buranın yakınına bir maden ocağı açılacak ya da termik santral kurulacak. Bunun yararı da zararı da en çok köylüye dokunacak. Burada köylünün daha çok söz sahibi olması gerekmez mi?

Bir de yarar konusu var. Açık fikirli erkek başbakanın bağnaz kadından daha yararlı olacağını söyleyemeyiz bence. Kukla bile olsa bir kız çocuğuna bu yapılabilir ihtimal dahilinde mesajı veriyorsa değerli olabilir. Ya da erkek başbakan ciddi anlamda durumu düzeltmek için politika üretiyor aktif çalışıyorsa daha yararlı olabilir. Ya da iş yapmıyor lafta konuşuyorsa ne kadar etkili olabilir. Bunu ölçmek zor.

Kadın hakları konusunda röportaj yapan adamın, kadınların kendini daha iyi ifade edebileceği ortamı yaratmayı çalışması, iş yerinde arkadaş çevresinde, röportaj vermekten daha yararlı. Bunun sistemi kırma ihtimali daha yüksek ve daha akılcı. Ama bence ilki de gayet iyi bir şey. Zaten bir konuda diyalog başlatmak o işi çözmenin ilk adımı değil mi. Neden kabul edilemez olsun. Ama kadın haklarını konuşanların ya da öne çıkanların %90'ı erkekse bu problemli. Niye böyle neden kadınlar öne çıkmıyor bunu sorgulamak lazım. Ama niye erkekler konuşuyor demem ben burda. Kadınlar neden konuşmuyor neden davet edilmiyor derim neden çekiniyor neden ortam yaratılmıyor derim.

Sizin durduğunuz yer toplumun %90'ından ilerde bir yer bence. Söyleyin gitsin insanlar alınır diye düşünmeyin anlatmadan anlaşamayız. Bu ve bunun gibi duyurular da inanılmaz değerli.
0
curious mind
(23.07.20)
Soruyu sorarken rahatsız olduğum bir şey yoktu, varsayımsal bir durum için kuramsal bir cevap arıyordum.

Gelen yanıtların bazıları rahatsız etti, çünkü yapmadığımı söylediğim şeyi yapmışım gibi eleştirildim. Kadınların etek boyuyla ilgili fikir beyan etme hakkımın olmadığını söylemek kadınların etek boyuyla ilgili fikir beyan etmek olmuyor arkadaşlar. Bunu söylemem de fikir beyan etmek olmuyor. Bunu söylemem de. Sonsuza kadar aynı şeyi tırnak içine ala ala devam edebiliriz.

Ve evet, bu kadar cinayet işlenen bir coğrafyada, erkeklerin neredeyse tamamından zaten hiç ümit yokken, kadınların da bir kısmı öldürülenler için "o da kuyruk sallamasaymış" diyorken, bu şekilde düşünebilmek açık fikirli olmak oluyor. Açık fikirli olmak bir üstünlük değil, başkasına fikir dayatmak da değil, sorgulamak ve daha iyiyi aramak, bulunca da kabullenebilmek demek.

Belli ki sorgulayabilmişim, öğrenmeye çalışıyorum, gelip size danışıyorum. Benim açık veya kapalı fikrime ihtiyacınız olduğunu söylemiyorum, size fikir vermeye de çalışmıyorum. Kendi perspektifimi, dünya görüşümü açıklıyorum ki soruyu niye sorduğum, ne demeye çalıştığım anlaşılsın.

Ben sorumun cevabını insanların ağzına laf yerleştirilmeyen, sözleri çarpıtılmayan, daha akademik bir zeminde de bulabilirim, oradan yola çıkarak kendi okumamı da yaparım. Reddit'te her konuda uzman dolu, keşke en başta orada sorsaydım. CNN Türk tartışma programı seviyesinden iyi olur en azından.

Üstelik benim hakkımda da bilginiz yok, cinsel kimliğimi bilmiyorsunuz, ne bileyim tecavüze uğrayıp uğramadığımı bilmiyorsunuz, diğer politik görüşlerimi, dinlere bakışımı, nasıl bir ortamda yaşadığımı bilmiyorsunuz. Tek bildiğiniz erkek olduğum, bunun üzerine kendi varsayımlarınızla eleştirdiniz.

Belki yine biri cevap verir, bilgilendirmeye çalışır filan. Ama zahmet etmeyin, sağ olun. İyi niyetiniz için teşekkür ederim ama buranın uygun bir ortam olduğuna inanmıyorum artık. Buna rağmen öğretmek istiyorsanız da nasıl bana WhatsApp gruplarında, kahvelerde filan, eril ortamlarda çözüm üretmemi öneriyorsanız, siz de kendi içinizde bu sorunu çözün öyleyse. Bu kadar katilin arasında, sorgulamayıp kendisi cevapları bildiğini düşünen erkeklerin ve kadınların arasında, gelip bize danışan birine niye kızıyoruz diye bir düşünün.

Teorik bir soru sordum, tekrar tekrar kadınların hayatına karışan biri olmadığımı söylemek zorunda kaldım, üstelik bunu söylediğimde de tekrar başa döndük ve kadınlara karışan biri olmakla suçlandım. Döngüden çıkamadık.
0
🌸fadetoreality
(24.07.20)
(2)

hazır yufka ile pratik olarak neler yapılabilir

panamera
Selamlar, pratik tariflerinizi bekliyorum. Herkese iyi günler.
Selamlar, pratik tariflerinizi bekliyorum.
Herkese iyi günler.
0
panamera
(21.07.20)
tava böreği .

www.youtube.com
0
janavarorion
(21.07.20)
Tava üzerinde gözleme

Tava böreği söylenmiş, fırın varsa daha da güzel, tersyüz etmeye de gerek yok
0
SiyamkedisiZorro
(21.07.20)
(11)

Miras ve vekalet işleri

pati
Babaannem öldü. Mirasçıları olarak bir amcam bir de (babam hayatta olmadığı için) annemle ben varız. Amcam (kendisi p.ştun tekidir) ufaktan konuyu açmaya başlamış anneme, pati'yi de çağıracağım demiş. Onlardan farklı şehirde yaşıyorum, gitmeyeceğim, bildiğim kadarıyla bulunduğum şehirden anneme veka
Babaannem öldü. Mirasçıları olarak bir amcam bir de (babam hayatta olmadığı için) annemle ben varız. Amcam (kendisi p.ştun tekidir) ufaktan konuyu açmaya başlamış anneme, pati'yi de çağıracağım demiş. Onlardan farklı şehirde yaşıyorum, gitmeyeceğim, bildiğim kadarıyla bulunduğum şehirden anneme vekalet verebiliyorum. Vekalet verince annem benim gitmeme gerek kalmadan mirasla ilgili her şeyi tek başına (yani amcamla tabi) halledebiliyor mu? Ben kendi üzerime hiçbir şey istemiyorum. Olsa da olur olmasa da olur değil, özellikle ve kesinlikle istemiyorum. Annem de hakkımız olanı niye o p.şta bırakalım diyor. Annem kendi hakkı + benim hakkım olanı tamamen kendi üzerine alabiliyor mu? Amcam annemi dolandırma planları yapıyor herhalde, nelere dikkat etsin annem?
0
pati
(19.07.20)
Siz reddi miras yaparsanız, miras, anneniz ve amcanız arasında ikiye bölünür, yani siz hiç yokmuşsunuz gibi olur. Ama reddi miras zor iş, bence uğraşmanıza değmez. Annenize vekalet verirseniz, hem kendi adına, hem de sizin adınıza tüm işleri halledebilir. Ama yine sizin üzerinize olan mallar sizin kalır.

Bu arada, reddi miras yapacaksanız ve çocuğunuz varsa dikkatli olun. Bu durumda, sizin haklarınız çocuğunuza devredilir, bir de onunla uğraşırsınız.
0
PhoenixRising
(19.07.20)
1. secenek: Annenin dolandirilmasini istemiyorsan gitmeyeceğim ne demek? Gideceksin takip edeceksin ve iyice düşünerek onay vereceksin. Annen icin yapabileceğin şey bu. Istemiyoran islemler bittikten sonra annene mi devrediyorsun, ne yapıyorsan yap. Hakkinizi savunun, elde edin sonra ne yapıysanız yapın.

2. secenek: Guvenebileceginiz bir avukat bulun.
0
pass
(19.07.20)
Öncelikle şunu açıklığa kavuşturalım. Babanız, babaannenizden önce öldüğü için annenizin mirastan alacağı bir pay bulunmamakta. Anladığım kadarıyla dedeniz de hayatta olmadığından amcanız ve sizin 50/50 eşit oranda payınız var. Vekaletname ile anneniz, sizin payınıza düşen mirası size intikal ettirebilir. Sonra ne yaparsanız yaparsınız.
0
cloudybloody
(19.07.20)
Müge izleyerek birde hergun haberlerde ve çevremizde bu puşt amca gibileri çok gördüğümüz için mutlaka gidin anneye destek olun. Şu zamanda ne geliyorsa insanların başına şu miras ve para pul işlerinden geliyor. Çok çok dikkat edin.
0
kirmizipilotkalem
(20.07.20)
cloudybloody doğru söylüyor. babanız vefat ettiğinde babanızın adına olan mallar eğer varsa zaten anneniz ve sizin aranızda uygun oranda paylaştırıldı. bundan dolayı babannenizin vefat etmesi ile birlikte annenize herhangi bir miras hakkı doğmuyor. yani tüm kalan mallar amcanız ve sizin aranızda paylaştırılacak.
0
reanarchy
(20.07.20)
Başınız sağolsun.
Bence de gidin ve hakkınızı aldıktan sonra istediğiniz yere bağışlayın.
0
chitosan
(20.07.20)
pass+1

Muhakkak takip edin. Kadıncağızı tek başına bırakmayın.
0
SiyamkedisiZorro
(20.07.20)
pustun tekiyse niye anneni yalniz birakiyorsun? ne bicim evlatsin sen?
0
baldur2
(20.07.20)
Olmaz olsun benim gibi evlat ama, amcam puştsa sadece anneme puşt değil ki, bana da puşt. Anlamadığım konular benim de. Zaten babaannem hayattayken mümkün olan her şeyi kendi üstüne yaptırmıştır o. Son durumda avukatla görüşecek annem. Ben gitmeyeceğim.
Biz de hakkımızı alıp bağışlarız diye konuştuk annemle.
0
🌸pati
(20.07.20)
Bak yıllar sonra pişman olursun “lanet olsun miras da para da onun olsun!!” dediğiniz için. Madem bu kadar şerefsiz biri, neden ekmeğine yağ sürüyorsunuz. Bırakın uğraşsın sonuna kadar. O parayı ister kullanırsınız, ister bağışlarsınız. Ona siz karar verirsiniz ama amcanıza kendi payınızı kaptırmayın.
0
silah taciri
(20.07.20)
Anneniz baba annenize mirascı olamaz, babaanne öldüyse miracıları alt soyları ve onların alt soylarıdır.

Babaanne iki evlat sahibi ise, bu iki evlat veya onlardan olan çocuklar öncelikli varistir. Onlar da yksa kardeşlere, kardeş çocuklarına kadar gider ki konumuz değil.

Yani anlatımda bir hata yoksa hayattaki varisler sen ve amcan, sen uğraşmamak için annene vekalet verebilirsin ama annene yazık değil mi neden uğraşsın?

Mirası da sakın gurur yapıp bırakmayın amcaya filan, ha amca p.şt değildir, hayatteyken de miras kalan bu mallarda emeği vardır vs o zaman bırakılabilir.
0
John Bloor
(20.07.20)
(5)

gürültü kirliliği ile başa çıkma, dışarıdan gelen ses ?

maden suyu
sevgili duyuru sakinleri,bu corona süreci boyunca çıldırmak üzereyim. tüm gün evden çalışıyorum. giriş katın üstünde oturuyorum. hem okulların tatil olması hemde bizim sokaktaki insanların sohbet muhabbet sevdası yüzünden gürültü eksik olmuyor.yaz olduğu için de camları kapatamıyorum. 2 içeri odada
sevgili duyuru sakinleri,

bu corona süreci boyunca çıldırmak üzereyim. tüm gün evden çalışıyorum. giriş katın üstünde oturuyorum. hem okulların tatil olması hemde bizim sokaktaki insanların sohbet muhabbet sevdası yüzünden gürültü eksik olmuyor.

yaz olduğu için de camları kapatamıyorum. 2 içeri odada olduğum halde sokaktaki herşeyi duyuyorum. yazılım işi yapıyorum, arada white-noise'u açıyorum o işe yarıyor fakat yeri geliyor kapatmam gerekiyor. bazen gece 12, 1'e kadar sokakta muhabbet edenler oluyor. üst kat - yan daireyi saymıyorum. onlara alıştım artık.

özellikle yaz ayları siz nasıl başa çıkıyorsunuz bu gürültü kirliliği ile ?
0
maden suyu
(14.07.20)
Kulaklık takıyorum. Muzik olmasa bile tikac gibi duruyor. Kulak tikaci almam lazim.

Baska yapabildigim bir şey yok. O saygısız aptallar yüzünden yok yere sinirleniyorum her 20 dakikada bir. Akıl sağlığım bozulmaya başladı, zor tutuyorum.
0
biseysorcaktim
(14.07.20)
Yazi sevmeme nedenlerimin basinda bu sorun. Kulaklik ve klima açıp camlari kapatmak disinda bir care bulamadim, pandemi oncesi disarida sakin yerler bulmaya calisirdim, artik o da pek mumkun degil. Yaz bitsin diye bekliyorum...
0
(14.07.20)
Türkiye'de gürültüden kaçmak çok zor. Arkadaş dağın başına ev yaptı. Bir kac sene sonra yanına havuzlu villa yaptılar. Bangır bangir turk pop çalıyorlar.
0
prizmatik
(14.07.20)
arka planda müzik yada televizyon açın.
0
sizofren06
(14.07.20)
Arka planda ses açın. Aslında bu küçükten beri alıştırılmamız gereken bir şey. Toplantı yapacağım zaman arka plandan ses gelmemesine çalışıyorum ama kendi başıma çalışırken özellikle biri bana seslenmiyorsa duymam bile.
0
SiyamkedisiZorro
(14.07.20)
(8)

Çok kedili evde kum temizliği

surprise
Arkadaşın evinde bir anne ve 2 aylık 3 yavru var. kumları temizlemek çok yorucu oluyor diyor, var mı buna pratik bir öneriniz?
Arkadaşın evinde bir anne ve 2 aylık 3 yavru var. kumları temizlemek çok yorucu oluyor diyor, var mı buna pratik bir öneriniz?
0
surprise
(13.07.20)
otomatik kedi tuvaletleri var, öyle bir şey kullanabilir. fiyatı biraz tuzlu olabilir ama değer.
0
avianthem
(13.07.20)
Kedi sayısını azaltarak. :)
Hatta van kedisi falansa birine talip olabilirim.
0
evlerdenirak
(14.07.20)
kediler dursun ama kısırlaştırılsınlar, kumun ekstra kokmaması için de gerekli, yeteri kadar kedi var sokakta barınamayıp ev arayan zaten. otomatik olanlar pahalı ama herkes memnun, yarı otomatikler var şunun gibi: (git: www.trendyol.com) başka çeşitler de var. araştırılabilir.
everclear pahalı ama uzun gidiyormuş, daha uygun fiyatlı aktif karbonlu kumlar denenebilir. bir de bazı mamalar, mesela bence golosi, dışkıyı kokutabiliyor. parazit önlemi alınmalı ishalden kaçınmak için.
bunlar denenebilir, çok aşırı bir durum olmadıkça günde maksimum 10-15 dakikasını alır.
0
not dark yet
(14.07.20)
Dark yet, iyi ve detaylı cevap vermiş. Tenk yu.
0
evlerdenirak
(14.07.20)
Şimdiki aklım olsa kediyi tuvalete yapmayı alıştırırdım. Benimki 16 yaşında artık çok geç...
0
SiyamkedisiZorro
(14.07.20)
Ben 1 anne 10 yavrunun 8 ay kumunu temizledim, böyle temizleyicilerden haberim yoktu çok yorucuydu tabii ama bu fiyatı veremezmişim zaten. 700 lira!
0
Cremisi
(14.07.20)
yavruların kendini temizlemeyi henüz daha yeni öğreniyor olması falan biraz sorun yaratır ama 3-4 aylık olduklarında öğrenmiş olurlar artık.
iki aylıklarken bazen kumu falan denkleyemiyorlar, kum kabına giremiyorlar, belki öyle sorunları da vardır.
onlar için bir ay kadar falan idare etmek dışında bir seçenek yok maalesef.

evde 4 kedi varsa, eve en azından iki büyük kum kabı gerekir.
kedi kumu temizlemede yapılan en büyük yanlışlardan biri kumu sürekli ve her gün temizlemek.
doğrusu, bir paket kumu alıp, kutuya olduğu gibi dökmek ve sonra kumu olduğu gibi değiştirmek.
çünkü sanıldığının aksine, kaka ya da çiş o kumda kaldığında koku yapmıyor.
onu kurcaladığınızda koku yapıyor.

kum temizleme küreğiyle topak haline gelmiş çişi ya da kakayı alırken çok dikkatli olsanız bile, ona yapışmış olan -en az- üç beş kum parçası o kuma düşüyor.
yani o "topağı" bir şekilde bozuyorsunuz ve küçücük de olsa bir parçası kuma geri karışıyor.
hatta birçok insan bir de o kürekle "eleme hareketi" yapıyor.
ve asıl kokuyu yapan bu zaten.
o elenip kuma düşen kum parçaları hali hazırda pis çünkü.

kumunu bol ve yeterli miktarda koyduğunuzda, hayvan onu kapatıyor.
evet belki öbür türlü orada kum topağı görmüyorsunuz ama pis kum parçaları bütün kuma dağılmış oluyor.
böylesi hijyenik açıdan da daha doğru.
çünkü kirlenmiş kum zaten topak oluyor ve kedi de ona basmıyor zaten.

kumun değişme zamanı da, kumda artık bu topaklar belirginleşmeye başladığında gelmiş olur zaten.
yani artık aşağıda yer kalmaz, üstlerde yer kalmış olur, o zaman olduğu gibi kum kabını boşaltıp tercihe göre yıkayıp ya da silip sonra yeni kum paketini olduğu gibi koymalısınız.
bu durumda yorucu olacak bir şey yok.

eğer illa "ben her gün çiş kaka kürekleyeceğim" diyorsanız, o zaman delikli olmayan bakliyat küreği gibi küreklerden alıp, topağı ve çevresindeki bir miktar kumu olduğu gibi atacaksınız.
0
blatta hiberna
(14.07.20)
(11)

Erkek bölümünden kıyafet alıyor musunuz?

little pauper
Kadınlara soruyorum. O bölümden tişört, sweatshirt vb alınsa sırıtır mı? Hem modeli hem de tişörtün kalıbı yüzünden genişlik bolluk açısından soruyorum?
Kadınlara soruyorum. O bölümden tişört, sweatshirt vb alınsa sırıtır mı? Hem modeli hem de tişörtün kalıbı yüzünden genişlik bolluk açısından soruyorum?
0
little pauper
(09.07.20)
Erkek tisortlerini kadin tisortlerinden daha cok seviyorum daha genis oldugu icin. Kadinin s bedenini minicik yapiyorlar, sacma sapan duruyor, M ise buyuk oluyor. Erkek xs ise tam oluyor. 90larda giyilen tisortler gibi. Simdikiler daracik sikis tepis.
0
taurina
(09.07.20)
Orta okulda abimin tişortlerini gizli gizli giyerek başladim. Liseden beri düzenli olarak satın aliyorum. Hatta tişörtleri özellikle çuval gibi duran büyük bedenlerden alıp efil efil takiliyorum. Arada erkek kardeşimin kadın reyonlarında bulamayacagim çok güzel kazaklarini ondan aliyorum.
0
Amaranta ursula
(09.07.20)
Benim de aldığım oluyor. Geçen gün de bir arkadaşım kot şortunu erkek bölümünden aldığını söyledi.
0
kobuzchu kiz
(09.07.20)
Ben de alıyorum. Ne alsak bol oluyo ama tarzları daha güzel. Bi de cırt cırt renkleri yok genelde. Fırfır yok, allı pullu şeyler yok. Bence mükemmel.
0
superfluid
(09.07.20)
Düz kıyafetleri (t-shirt, kazak vs) erkek kısmında bulması daha rahat oluyor bence.
0
peki madem
(09.07.20)
Benim en sevdiğim tişörtlerimin bir kısmı erkek reyonundan. Zaten çoğunlukla oversize giyinmeyi seviyorum ve hem tişört hem swearshirt için erkek reyonu her zaman daha güzel oluyor bence. Hem kalıpları çok güzel hem de mesela kısa kollu kadın tişörtlerindeki o standart kol boyunu sevmiyorum ben, böyle dirseğe yaklaşan daha uzun kolu çok seviyorum ve bu da genellikle sadece erkek tişörtlerinde oluyor.
0
ms brownstone
(09.07.20)
alıyorum, tshirtlerin yaka ve kollarını istediğim gibi kesiyorum (mesela geniş / derin v yaka) mis gibi de oluyor. özellikle yazın şort üzerine sahane duruyor
0
lapetite
(10.07.20)
1 tane star wars temalı tişörtüm erkek reyonundan small beden.
Gayet severek giyiyorum.
0
chitosan
(10.07.20)
Ben erkek şortlarını seviyorum, alıyorum. Kalıpları daha rahat.
0
SiyamkedisiZorro
(10.07.20)
eskiden alıyodum. bu sene sanırım oversize modası aldı başını gitti. kadınlar için çok cool, oversize tişörtleri erkek giyiminden daha uygun fiyata buluyorum. addax özellikle çok güzel tişörtler getiriyor.
0
muslugubozukhayrat
(10.07.20)
Kadın tişörtleri kelebek ve cicekli olduğu için genelde erkek tişörtü alııyorum. H&m, Mavi vs
0
hushhush
(10.07.20)
(5)

hangi diş ipi

freebird5406_2
ucuz olanla pahalı olan arasındaki fark nedircolgatesensodyneoral bhangisini seçelim
ucuz olanla pahalı olan arasındaki fark nedir

colgate
sensodyne
oral b

hangisini seçelim
0
freebird5406_2
(03.07.20)
watsons'da dışı yeşil olan var kendi ürünleri heralde. memnunum ben
0
paintov
(03.07.20)
www.hepsiburada.com şu ürün benim hayat kurtarıcım oldu. aşşırı tavsiye ederim. tüm aileye hediye alıyorum o kadar yani
0
delidiyorum
(03.07.20)
Ben yassı olanları seviyorum, Oral b
0
SiyamkedisiZorro
(03.07.20)
colgate dis ipi cok kalin dislerin arasina zor giriyor
0
turkuaz
(03.07.20)
Kürdanlı olan hiç hijyenik gözükmedi. O ne öyle her dişi aynı çubukla yapsanız çok saçma diğer türlü sürekli değiştirseniz hemen biter. Ben şunu kullanıyorum. Fiyatı en ucuz burada ve en rahat diş ipi.

www.toptankozmetik.net
0
catch the arrow
(03.07.20)
(6)

İş hukuku ve çalışma şartları hakkında

erty_ksk
Pandemi dolayısıyla evlerden çalışmaya başladık bilindiği üzere yaklaşık 4-5 aydır evden hizmet verdiğimiz kurumsal firmaların çalışanlarına elektrik internet vb masrafları karşılaması bir yana mevcutta vermiş olduğu yemek ödeneğini de kesmesi durumu da cabası.Gelen sıcak havalar sebebi ile şimdi is
Pandemi dolayısıyla evlerden çalışmaya başladık bilindiği üzere yaklaşık 4-5 aydır evden hizmet verdiğimiz kurumsal firmaların çalışanlarına elektrik internet vb masrafları karşılaması bir yana mevcutta vermiş olduğu yemek ödeneğini de kesmesi durumu da cabası.
Gelen sıcak havalar sebebi ile şimdi ise sabahtan akşama kadar evde klima çalıştırıyoruz ve ofise gittiğimiz dönemde 75-100 tl arası gelen elektrik faturası bu ay 250-300 bandına ulaştı.
Bu masraflarla ilgili şirket hiçbir şekilde aksiyon almıyor ve yemek ödeneğinin geri gelmeyeceği konusunda da insan kaynakları net bi şekilde konuşmuş duyduğumuz kadarıyla.
Bu süreçte şirketten neleri talep edebiliriz? Talep edince işimizden olursak işi tazminat olarak mahkemeye taşıyabilir miyiz?
Yemek ödeneği, ek internet paketi, ek elektrik su harcaması vs derken bu işin nize maliyeti bu aylarda 1000tl yi aşıyor. Bariz maaşımızdan zarar ediyoruz, şirketin sunması gereken hizmetleri resmen bize yıkması ilginç değil mi?
Bi yol gösterin, sizin şirketiniz ne yaptı bu süreçte? Talep edebiliyor muyuz, yasal hakkımız mı vs gibi bi sürü soru?
0
erty_ksk
(03.07.20)
Benzer durum çalıştığım sirkette mevcut.ustelik evden çalışırken izin kullandirilmakta.surekli evden çalışmaya geçileceği konusulmakta şu aralar.cevaplari bende takip edeyim :)
0
wishful thinking
(03.07.20)
Ben de merak ediyorum cevabı.
Tazminat açısından bakarsak internet ve yemek bedeli hariç firmanın klima ödeneği ile ilgili mahkemece bir tazminata mahkum edileceğini düşünmüyorum.
Yemek bedeli iş sözleşmesinin içinde yazdığı için kabul edilebilir.
0
SiyamkedisiZorro
(03.07.20)
sendikaya tabi bir iş yerinde çalışmıyorsanız yasal olarak talep edemezsiniz ne yazık ki. en azından bunu hukuki bir davaya dönüştürmeden yapamazsınız; bu da kısa vadede sonuçlanmaz.

yan haklar işverenlerin inisiyatifiyle veriliyor; gerekli durumlarda geri alınabilir ya da değişiklik yapılabilir mahiyetteler. ayrıca pandeminin getirdiği değişikliklere uyma zorunlulukları kanun çıkmadığı sürece yok. kısacası, istemezlerse vermezler.

ancak biraz oturmuş bir yapı varsa, çalışanların baskısıyla bu tip gelişmeler yaşanabilir. siz ve biriminiz bunun öncüsü olabilirsiniz, diğer departmanlarla, hatta şirket içinde söz sahibi olan kıdemlilerle konuyu görüşüp yöneticiye, patrona bunun elle tutulur şekilde sunulmasını sağlayabilirsiniz. bir dilekçe olarak talebinizi belirtip altına çalışanların imzasını toplayıp sunarsanız ciddiye alınacaktır.

aslında tahmin edilenden çok işveren uygun dille talep edildiğinde bu tarz detaylara olumlu yanıt verebiliyor. mesela ben eski gaddar patronumdan biliyorum, "istemeyin yapmaz" denilen bikaç şeye yardımcı olmuştu. o yüzden siz bunun çalışmasını yapın, gerekirse hesap yapın, isteyin. şirketin ödemediği elektrik su faturaları hesaplansın mesela, ya da pandemiden ötürü azalan masraflar, bunlar bir şekilde verilsin çalışanlara. ha patron da "benim gelirim azaldı onları bile kompanse etmiyor bu azalmalar" diyebilir, haksız diyemeyiz. yine de isteyin siz. ama güçlü isteyin, öyle yarım ağızla değil.
0
Bruce
(03.07.20)
Yasal hakkın değil, işveren kendi insiyatifiyle isterse verir istemezse vermez, yasal olarak bir hak talep edemezsiniz. İşvereni bağlayan seninle imzaladığı iş sözleşmesinde yazan maaş tutarı. Yemek servis vs gibi yan haklar dediklerimiz için bir teamül oluşmuş ve bütün şirketler veriyor, ama vermek zorunda değiller. Diyelim ki yarın ofise döndünüz ama işveren öğle yemeğini ve servisleri kaldırdı, gene bir şey iddia edemezsiniz. Ortada yazılı anlaşma yoksa yasal olarak bir şey alamazsınız. Mesela klima demişsin ya bizim firmaya bunu söylersen çalıştırma o zaman klima bize ne derler, bir de arkandan dalga geçerler :/
0
zikardo
(03.07.20)
Çalıştığım banka evden çalışırken de yemek ücretini yatirmisti. Ama ev arkadaşımin çalıştığı banka bişe vermedi. Ama interneti eğer yeni baglattiysa faturayı ödeyeceğini söyledi. Yani uygulamalar değişik oluyor. Kim kime dum duma.
0
yola hafriyat doken kamyoncu
(03.07.20)
Yorum, bilgi ve görüşler için teşekkürler. Pekala bir çalışana iş sağlığı ve güvenliği açısından uygun çalışma koşullarının sağlanması işverenin görevi değil midir? Yani insanı işe aldım git istediğin gibi çalış denebilir mi? Biraz içi boş gibi bu konuda. Belli standardın ama işyerinde ama başka yerde sağlanması gerekmez mi? Yani int üzerinden çalışıyorsam evimde internet yoksa beni homeofise e zorlayabilir mi? Bana saçma geliyor ama tabi bana nasıl geldiğinin değil yasal karşılığı olup olmaması önemli. Bilgisi olan var mı?
0
🌸erty_ksk
(04.07.20)
(12)

Kedi tırmığı ve kuduz

denizgonen
Görece kırsal ve sitemizde takılan, her gün evime girip çıkan kediye sataşırken beni tırmaladı. Bayağı derin tırmaladı kanlar vs aktı. Gittim kalıp sabunla elimi yıkadım üstüne de kolonya döktüm. Bugün kedi gayet iyiydi (28 haziranda tırmaladı)Açıkçası ben unutup giderdim bile tırmık meselesini. Fak
Görece kırsal ve sitemizde takılan, her gün evime girip çıkan kediye sataşırken beni tırmaladı.

Bayağı derin tırmaladı kanlar vs aktı. Gittim kalıp sabunla elimi yıkadım üstüne de kolonya döktüm.

Bugün kedi gayet iyiydi (28 haziranda tırmaladı)

Açıkçası ben unutup giderdim bile tırmık meselesini. Fakat kaygı bozukluğu olan arkadaşım sonunda beni de kaygılandırdı. Sabahtan akşama kadar kuduzdan bahsediyor. En son youtube'dan kuduz olan iranlılar mı ne attı.

Sinirlerim bozuldu. En son geçen sene bu zamanlar kuduz aşısı olmuştum.

Şu korona döneminde hastaneye de gitmek istemiyorum hani.

Ne yapayım ben?

1)8 temmuza kadar kediyi gözlemleyeyim. Ölürse ya da görmezsem gideyim

2)acile gideyim aşı olayım ama olaydan 5 gün geçti bile.

Normalde hiç sallamam, ama artık ben de kaygılanmaya başladım gecenin şu saatinde kuduz olursam hastane görevlisine para versem beni öldürür mü diye düşünmeye başladım.
0
denizgonen
(03.07.20)
Bisey olmaz rahat ol.
0
luluki
(03.07.20)
5 gün geçtiyse artık yapacak bir şey yok kuduz bakımından. tetanoz aşınız yoksa risk altında olabilirsiniz ama. aile hekiminize danışınız.
0
jangbogo
(03.07.20)
Kuduz tırmıkla bulaşan bir hastalık değil. Salyanın bulaşması gerekiyor. Tırmıktan ancak yara iltahaplanır, tetanoz filan olursunuz. Benim de başıma benzer bir olay gelmişti, ancak kedi oyun oynarken bacağımdan ısırmıştı. O zamna gittiğim doktorun söylediğine göre kediden kuduz çok uzun zamandır görülmeyen bir şeymiş. bir de jangbogo haklı, 5 gün sonunda kudurmamışsanız hala olay bitmiştir.
0
SiyamkedisiZorro
(03.07.20)
Ben iki kere kuduz aşısı oldum, ilk olduğumda etkisi 1 yıl gibi dediler, 2. olduğumda karnenizi hiç atmayın kuduz aşısının etki süresi uzadı dediler. Yani siz geçen sene aşı olduysanız bence korkmanız gereken bir şey yok çünkü etkisi uzadı denen son aşı uygulamamın üzerinden 5 sene geçti.
0
ofelia
(03.07.20)
kuduz öyle her gün takip edilen kedide birdenbire belirip bulaşacak bir hastalık değil. cehaletin daha bulaşıcı olduğunu düşünüyorum.
0
not dark yet
(03.07.20)
bir şey olacağını sanmam ama yine de tedbiri elden bırakmamak lazım. kedi salyalar saça saça yalanan bir hayvan değil, tırnaklarında salya olmaz genelde. kuduz da salya ile bulaşıyor zaten.

maksimum 5 gündü sanırım, o günden sonra da kedi yaşıyorsa hiçbir sıkıntı yok. ama tetanoz aşısı gerekli. doktora danışmakta fayda var.
0
avianthem
(03.07.20)
Kuduz olan iranlı videosu duruyorsa atar misiniz merak ettim :)
0
kendi dugunune gitmeyen kamber
(03.07.20)
geçen sene aşı olduysan 2 yıl koruması var bildiğim. aşı kartınla sağlık kuruluşuna git. en fazla hatırlatıcı bi doz yaparlar bide 5 gün geç kaldığın için azarı yersin. ben 15 gün geç kalmıştım ama benimki kanamasız bi tırmık olduğu için aşı vurmamışlardı. hala arada bir aklıma geliyo tırsıyorum çünkü ben bi daha kediyi görmedim. belki de bi yerlerde kudurup öldü. sen şanslısın ki gözünün önünde hala yaşıyo. :)
0
The Student
(03.07.20)
gerek yok aşı iki sene kadar koruyor, aşı kartında yazar bu -atmadıysan tabi- ek olarak tırmıktan kuduz bulaşır ama düşük ihtimal, şöyle ki: kedi patisini yalayacak da, patisinde belli bir kuduz yükü içeren tükürük kalacak da, seni tırmalayınca geçecek de... biraz uzun iş. yine de kediyi gözlemle ama son yıllarda kuduz vakası pek görülmüyor. ha bende okb olduğu için her tırmalandığımda gidip aşı oldum eğer aşı süresi geçtiyse, ama mesela en son gittiğimde doktor açık açık böbreği karaciğeri eline vericez yakında o olacak dediği için, mümkün mertebe kedilere sataşmamaya çalışıyorum. zaten kediye sataşmaya gelmez, manyak bireyler bunlar XD

edit: aşının sık olunması da zararlı, o yüzden doktor böbrek karaciğer vurgusu yaptı. zaten en son olduğumda normalde yaşamadığım birşey oldu: ateşim çıktı baya bir.
0
pasp
(03.07.20)
@kendi dugunune gitmeyen kamber

www.youtube.com

bir de bunun rus bir dayı versiyonu vardı sonunda beynini çıkarıp onu da inceliyorlardı. aha buldum

www.youtube.com
0
🌸denizgonen
(03.07.20)
@not dark yet

evet sitenin yerleşik kedisi ama gene de akrep yılan avlayan bir hayvan bu.
0
🌸denizgonen
(03.07.20)
@pasp

işte arkadaşta da kaygı nanesi olduğu için kendisi her sene mutlaka aşı olmaya gidiyor artık doktorlar aşı yapmayı reddediyor bu da cimere falan şikayet ediyor ya da hastane hastane geziyor. artık mimledi bu şehirdeki hastaneler onu gelince yolluyorlar hemen hastaneden.

o kadar darladı ki beni kafa kalmadı gerçekten.
0
🌸denizgonen
(03.07.20)
(37)

Çocuk istiyor musunuz?

batlegolas
Ben istemiyorum. 23 yaşında kadınım.Siz de yaş ve cinsiyet belirterek cevap verirseniz sevinirim. Merak ediyorum. Çocuk istemeyen insan sayısı az gibi.Teşekkürler.
Ben istemiyorum. 23 yaşında kadınım.

Siz de yaş ve cinsiyet belirterek cevap verirseniz sevinirim. Merak ediyorum. Çocuk istemeyen insan sayısı az gibi.

Teşekkürler.
0
batlegolas
(03.07.20)
40 erkek hayır. Evlenmek bile istemiyorum.
0
pass
(03.07.20)
cocuga bagli, 29 erkek.
0
ateistanbul
(03.07.20)
Asla, hiçbir şekilde, kesinlikle istemiyorum.
33 kadın.
0
pati
(03.07.20)
38 kadin, nope - 20lerin sonunda bi donem ister gibi oldum ama :-)
0
euteamo
(03.07.20)
34,aşırı istiyorum.
Evlenirsem en büyük evlilik nedenim
0
chemnil
(03.07.20)
Hiç istemiyorum. Hatta hiç hiç hiç.

Ama bir keresinde kısa donemliğine beraber olmak zorunda olsak da, bir iliskimdeki adamı cidden sevmiştim. İlk defa birinden çocuk yapabilme isteği hissetmiştim kendimde. Çok garipti.

Ama son 2 ilişkimde kesinlikle düşünmedim.

30 k

Dünyanın hali fln değil olay. Kesinlikle çocuk zamanından ve senden alan birşey. Daha ben gezecem tozacam, ohoooo. Sabah kalkıyorum 1 saat kendi rutinim var benim. 2 gün ailem için fadakarlik yapıyorum da 3. gün tükenmişlik sendromuna giriyorum kendime vakit ayıramıyorum diye.

Ama şöyle birsey eşimin maddi durumu kaygı taşımayacağım bir düzeyde olursa ve o çok istiyorsa ve en önemlisi sorumluluk sahibi bir adam ve düzgün bir baba olacaksa düşünebilirim. Kendimden yapacağım fedakarlık düzeyi ile alakalı bu. Sadece maddi durumla da direk bağdaştırmamak lazım, ama malesef alakalı işte yine de. Kendimden yapacağım fedakarlık düzeyini en aza indiren bir ilişkide, eşim istiyorsa düşünebiliriz.
0
mobydick
(03.07.20)
36E - ben istiyorum ama o bebeklik çocukluk çok angarya işler. hemen 18 yaşına gelmesini istiyorum :)

çocuğu olan arkadaş ve tanıdıklarımın çocuklarına ayırdığı zaman, gösterdiği ilgi çok yorucu. çocuğunla bir kez daha çocuk oluyorsun. "aras bu ne? aaaa portakalmıııışş" falan.. hayal ettiğimde bile yoruluyorum.

bir de şu var

(bkz: gençken evlilik istemeyip yaşlanınca pişman olmak)

ve

(bkz: çocuk sahibi olunca hayatın kaydığı gerçeği)
0
tabudeviren
(03.07.20)
24 k, şu an değil ama ileri de isterim gibi hiç mutlu büyük bir ailem olmadı çocukken. çok özenirdim o ailelere ileride kendim böyle bir aile kurmak isterim.
0
turkce konusan uzayli
(03.07.20)
Evlilikte 5 yılı geride bıraktık. Eşimle psikolojik olarak zaman zaman "olsa güzel olurdu" gibisinden konuşuyoruz ancak reel olarak kesinlikle saçma geliyor.

Kişisel düşüncem şu ki; dünyanın nereye gittiği hem doğa olarak hem politik olarak belli değil, gördüğümüz her şey gün geçtikçe daha da saçma bir şekilde maddiyata bağlı yüzümüze vuruyor ki eminim hane olarak ortalamanın çok üstünde kazancımız var ancak hayatın anlamı bu olmamalı.

Eğer 1970 yılında bu yaşımda olsaydım, istemekle kalmaz iki tane hedeflerdim ancak bu zamanda kesinlikle karşıyım.

36 E
0
foolrules
(03.07.20)
istiyorum ama olursa 2 tane istiyorum ama şu an doğurmaya müsait değilim ne yazık ki vakti geldiğinde inşallah. 21k
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(03.07.20)
40'ların sonundayım. 2 çocuğum var, başka istemem. Zaten çok "agucuk" çocuk seven bir kafada olmadım. Kendi çocuklarımı seviyorum ama, kendimden bile çok.
30 yaşında çocuk istemeye başladım. Hatta bir ara sadece çocuk yapmak için evlenmek fikri bile vardı aklımda. Şimdiden söyleyeyim, çocuk öyle böyle bir sorumluluk değil. Şimdi "iyi ki yapmışım" diyorum.
0
SiyamkedisiZorro
(03.07.20)
Asla. Babadan yana şanssız bir adamım o sorumluluğu kendimde görmüyorum.
28e
0
Giovanni Pipitto
(03.07.20)
31e Ben de 10 yillik sevgilim de istemiyoruz. Paramız ve iş nedeniyle zamanımız yok. Çocuk yapmak bizim için pet shop'tan alışveriş yapmak gibi çünkü o kadar evsiz çocuk varken evlat edinmek yerine yenisini yapmak bana evsiz çocuklara kötülük yapmak gibi geliyor. Insanlar olayı biyolojiye bağlıyor,kanimdan olsun diyorlar da sanki kızılötesi görebilen gözlerimiz sırtımızda kanatlarimiz var. Hepimiz benzersiz işte. O çocukları önce evlat edinirdim.
0
howfaristhesky
(03.07.20)
26 K, istemiyorum.
0
landho
(03.07.20)
31 yaşında erkeğim. Keşke maddi manevi imkanım olsa da 3 4 tane olsa. Evli değilim ama geçen arkadaşın kızı oldu. Bakarken gözlerim doldu. Ağlayacaktım.
0
allah yazdiysa bozsun
(03.07.20)
26 yaşında erkeğim. kısa cevap: kararsızım. uzun cevab için galerimizi ziyaret edebilirsiniz. İŞTE O ÜNLÜ DUYURUCUNUN MERAKLA BEKLENEN CEVABI

kafam çok karışık. bir yandan çok bencil olduğumu, pizza paramı bebek bezine harcamak istemediğimi, ayaklarımı uzatıp gebeş gibi yayılmak dururken çocuğu parka götürmekle uğraşmayacağımı vs. biliyorum ve benim gibi birisi için çocuk yapmanın çok ama çok yanlış olacağını düşünüyorum. öte yandan kız arkadaşım (25) iş ciddiye biner de evlenecek olursak kesinlikle çocuk istediğini söylüyor. onunla birlikte AŞKIMIZIN MEYVESİ AYTEK sahibi olma fikri de hoşuma gitmiyor değil... denize gitsek mesela, kollarından tutup böyle suya indirecek gibi olsam ama tipik bebek hareketiyle ayaklarını kaldırıp "yok istemezük" dese, ben de henry sen rahatsız mısın olm diye dellensem... fena olmazdı. yalnız "çocuk olabilir" dememin tek sebebi şu anki kız arkadaşımın istiyor olması ve evlenirsek türkiye'de yaşamayacak olmamız. bu ülkede çocuk yetiştirmek çok ama çok zor iş, yapanın önünde saygıyla eğilirim ama bende o cesaret ve çelikten sinirler yok açıkçası. anksiyeteden, kaygıdan manyak olup ölürdüm türkiye'de çocuk yetiştirmem gerekse.
0
der meister
(03.07.20)
İstiyorum. Kız olursa iyi olur. Kız çocukları çok sevimli oluyor. Küçücük kafaları, kocaman saçları var falan :D Güzel olursa bi de offf <3

Baba olmak nasıl bir duygu hep merak etmişimdir.
0
eazy
(03.07.20)
32 kadın
İstemiyorum.
Hiç istemedim.
0
mutekebbir
(03.07.20)
28/k

doğru insanı bulursam istiyorum 4 5 tane filan :)
0
kaptan maydanoz
(03.07.20)
27 erkek. hayır istemiyorum. çocukları sadece uzaktan seviyorum.
0
nothing in my way
(03.07.20)
Asla istemiyorum. Bugüne kadar zamanında büyük konuşup da sonradan yaptığım şeyler oldu ama çocuk konusundan çok eminim.

27, Kadın.
0
ms brownstone
(03.07.20)
32 yaşındayım, kadınım, istemiyorum.
0
fotrsapka
(03.07.20)
24 kadın, istememeye daha yakınım.

Fazlaca sorumluluk ve fedakarlık gerektiren bir iş bence çocuk sahibi olmak. Bu yeterliliklere sahip miyim emin değilim. Zaten daha çok erken olduğunu düşünüyorum kendim için ama ilerki 10 yıl içinde bile net olamam gibi geliyor.

Halbuki çocukları da çoook severim. Kardeşim anne gibisin der bazen bana agdhdj. Ama sevmek başka, bir bireyi dünyaya getirmek ona imkanlar sunmak başka.. sevmek için çocuk yapanlar var buradan kendilerine hayretlerimi iletiyorum O_O

Tabi fikirlerim değişebilir de, büyük konuşmak istemiyorum. Ama çocuk istemeyenlerin sayısı bence o kadar az değil, en azından çevremden gördüğüm kadarıyla.
0
kostüm çok güzel prenses misiniz
(03.07.20)
29K
istiyorum. yani acilen değil de ilerleyen zamanlarda olsun isterim.
0
elorelia
(03.07.20)
45 E ; Hiç istemedim , olmadı da zaten ama hanım çok sever çocukları olsaydı veya hala olursa sırf onun için kabul edip katlanırım.

En uyuz olduğum sohbet konusuda şu ; olunca anlarsın değerini, sevgisini O.o
Yahu zorla çocuk sevmek zorunda mıyım , sebze yemeği sevmem ısrar ederler bir tadına bak bayılırsın diye ( ki bakmam). Çocuk bu çocuk , var say senin gibi sevemedim , tencereye geri mi boşaltacağız. Etrafımda görüyorum bebekken aşıklar çocuklarına 10 lu yaşlarından itibaren boğacaklar.
0
synax
(03.07.20)
27 k

3-4 yaşına kadar olan cocukları seviyorum. keske olsa ben de sadece sevsem oynasam ama bakmak zorunda olmasam. öyle bir şey mümkün olmadığı için de su an istemiyorum. insanın hayatını ablukaya alan bir sey. kendime zor bakıyorum
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(03.07.20)
31 yaşında erkeğim, mesleğim gereği çocuklar ve ebeveynlerle çok haşır neşirim, uzun zamandır çocuk sahibi olmayı düşünmüyorum, dünyaya çocuk getirmenin olası varoluşsal krizlere bir nebze çözüm olması dışında bir faydasını göremiyorum.
0
blue rebel motorcycle club
(03.07.20)
'olsa guzel olur herhalde' ile 'aman allah korusun' arasinda gidip geliyorum bu konuda. Eskiden hic istemezdim, son iki uc yildir etrafimdaki bebekli aile, arkadas sayisi artti, bakinca o kadar zormus gibi de gelmiyor ama aslinda cok buyuk bir sorumluluk. Normalde aman aman cocuk seven bir insan degilim ama arkadas bebekleri ile arada oynamak hosuma da gitmiyor degil. yine de ben kendi hayat standartina ve ozgurlugune oldukca duskun bir insanim; bile isteye bozabilir miyim, emin degilim. Bu konu ile ilgili kafalar oldukca karisik bende yani. Hicbir zaman tam olarak 'oldu o zaman yapalim bir cocuk' diyecek durumda olmayacagim muhtemelen, kazayla olursa da hayir demem gibi. 8 yillik bir iliskim var, erkek arkadasim da ayni kafada ki onun yasi benden buyuk.

bir de ben kedimi bile gunde 20 kere kontrol eden, saginda solunda ufacik bir sey olsa uzuntuden krize giren bir insanim, cocuk konusunda evhamli bir anne olarak 20 yil erken yaslanirim herhalde. kendime bu kotulugu yapmak da istemiyorum.

27 yas K.
0
fraise
(03.07.20)
çocuğun eğitim parasını denkleştirebilirsem eğer
orta okul 150k*4
lise 150k*4
üni 150k*4

toplamda 1.800.000TL olabilir. yedisi içtisi vs 2.500.000TL biriktirmem lazım.

diğer türlü düz okula versek 25 yaşında ağzımıza sıçar diye korkuyorum madem bakamıycaksın niye yapıyorsun beni diye.
0
duyurukullanıcısı
(03.07.20)
38 E
istiyorum, istedim ve var (16 aylık kız), ikinciyi de istiyorum.
0
Corc
(03.07.20)
28 K, 1 yaşında kızım var.

Hayatımın hiç bir döneminde anne olmayı hayal etmedim uzak planlar arasındaydı ama o anaçlık anne olma isteği yoktu. Ama gelecek planlarım arasında vardı. Bazı özel sebeplerden dolayı bu planı öne çekmek durumunda kaldık. Çocukları severdim ama annelerine verene kadar. Kızımı çok seviyorum ve doğum sonrası süreçte 1 yıl kadar doğum iznimi uzatarak evde kaldım.

Arkadaşlar çocuk işi ilişkiyi çok çok farklı bir boyuta taşıyor. Eşimi seviyorum ve zorla evlenmedim. Ama hamilelik psikolojisi, lohusalık psikolojisi, çalışan kadının ev hanımına evriliş psikolojisi...

Sonuç olarak; kızımı seviyorum, ama çocuk işi akıllı işi değil yeni evlenmek isteyenlere de tek tavsiyem: evlenmemeleri..

2. Çocuk istemiyom.
0
snd88
(03.07.20)
24K

çocuklardan nefret ederim ama istiyorum. türk bebeleri gibi çığırtkan olmaz inşallah. :)
0
sonsuz
(03.07.20)
31 yaşında bekar Erkek kişisi.

Yani istiyorum gibi özellikle kız çocuğu bilhassa kız çocuğu ama bir taraftan cesaretim yok gibi bir şey. Böyle bir durum söz konusu.

Neden kız çocuğuna gelirsem; 2 tane kız yeğen.

Abimin 1 kızı, kuzenimin de 1 kız var. Aralarında 3 sene var. Büyük olan abimin kızı. Çok tatlılar lan. Çok komikler. Çok iyi anlaşıyorlar. Oynarken, abimin kızıyla oynarken, lan benim de bir tane kızım olsa demişliğim var.

Kuzenim kızı, gidip babasına sarılırken keşke bir kızım olsa da gelip bana böyle sarılsa demişliğim oldu. Kuzenim adına çok mutlu oldum, mutlu bir ailesi var diye.

Bu iki kız yeğenden sonra kız çocuğu kız çocuğu dolanıyorum.
0
put it in your appropriate place
(03.07.20)
30 K istemiyorum
0
peki madem
(03.07.20)
34 k. çocuğum olsa bakacak halim yok. enerjimi daha istediğim şeylere ayırmayı tercih ediyorum, kişisel tekamül gibi.
0
durme
(03.07.20)
kesinlikle istemiyorum. Çocukları hiç sevmem ve o sorumluluğu almak istemiyorum. Evlilik isterim ama onunla ilgili sorunum yok

24/E
0
nundu
(04.07.20)
40E istemedim,istemiyorum,istemeyeceğim.
0
since1907
(28.02.21)
(23)

psikiyatristin ekstra seans parası istemesi

spaghetti
bir psikiyatriste başlamıştım. bir hafta çok rahatsızlandığım için gidemedim ve randevumu arayıp iptal ederek başka bir güne almak istedim. doktor müsait değildi, o güne kadar birkaç seans yapmıştık. sonra psikiyatrist bana gelmediğin günün parasını da vereceksin, benim böyle bir kuralım var dedi. b
bir psikiyatriste başlamıştım. bir hafta çok rahatsızlandığım için gidemedim ve randevumu arayıp iptal ederek başka bir güne almak istedim. doktor müsait değildi, o güne kadar birkaç seans yapmıştık. sonra psikiyatrist bana gelmediğin günün parasını da vereceksin, benim böyle bir kuralım var dedi. ben de hayır dedim. şimdi bana gelmek istiyorsan gelmediğin o haftanın parasını da ödeyerek gelebilirsin diyor.

bu doktorun yaptığı etik mi? hiç böyle bir uygulama duydunuz mu?
0
spaghetti
(30.06.20)
değil kendisini şikayet edin. hatta ekşi sözlüğe rezalet başlığı açabilirsiniz
0
nahtoderfahrung
(30.06.20)
Başka psikiyatrist bulun acil.
0
ihanet kac kisilik
(30.06.20)
psikanaliz ekolünden, psikanalizde bu tür uygulama olabilir mi? yurtdışında özellikle?
0
🌸spaghetti
(30.06.20)
Doktorun böyle bir yaklaşımı kabul edilemez. Hele hele daha öncesinde gelemeyeceğinizi beyan ettiyseniz. Derhal o doktoru değiştirin.
0
frenk
(30.06.20)
Eğer 24 saatten (bu bazen 48 saate kadar da cikabiliyor), az bir süre kalırsa iptal ederseniz ücret talebinde bulunabilirler ki çoğu terapist bunu yapar. Sebebi de seanslara düzenli olarak gelmenizi sağlamak, aradaki ciddiyeti korumak. Odeme yapmazsanız ya da iki üç kere daha iptal ederseniz sizi kabul etmeme hakkına da sahiptir.

Bunu size ilk seansa söylemiş olmalıydı.

Edit: şimdi okudum, psikanalistler daha da çok yapar bunu. Terapi sürecini bilmeden yorum yapanlara da ekstra şaşırdım şu anda.
0
fraise
(30.06.20)
bence gayet mantıklı ama bunun bir süre sınırlaması olmalı. mesela randevudan birkaç saat önce hastayım gelemiyorum dediğinizde o saate farklı birini koymak mümkün olmayacak. bunun için 7 gün, 48 saat vs gibi bir kural olsa daha iyi olur.
0
reanarchy
(30.06.20)
tam hatırlamamakla birlikte 1 gün önceden haber vermiştim. o gün içinde haber vermedim. ilk seansta bilgilendirmedi.
0
🌸spaghetti
(30.06.20)
terapi almak bile lüks kalıyorken (öğrenciyim) gidemediğim bir gün için para istenmesi bana ekstrem geliyor.
0
🌸spaghetti
(30.06.20)
Dediğim gibi süresi 48 saat de olabilir; bunu asistanı ya da psikiyatriste direkt sorarak öğrenebilirsiniz. Ama genelde ilk seansta bilgilendirme yapılır terapi sürecini betimlemek için, sizi de bilgilendirmesi gerekirdi.
0
fraise
(30.06.20)
Bazı psikiyatristlerin bu uygulamayı yaptığını biliyorum. Ancak hem süre sınırı var hem de bunu yapacağına dair görüşme öncesinde bilgilendirici yazı veriliyor/konuşma geçiyor veyahut psikiyatristin sitesinde yazıyor. Size bir kağıt verildiyse ve dikkatli okumadıysanız/bu bilgi sitesinde yazıyorduysa ve araştırma yapmadıysanız psikiyatristte bir kabahat bulunmayacaktır. Ancak bunlar yoksa sözel olarak bilgilendirilmeniz gerekirdi.
0
serbest gezen koala
(30.06.20)
Böyle bir şeyin öncesinde net olarak söyleniyor olması lazım. Benim de böyle bir yoga seansım vardı. Sözüm ona arkadaşım. Bire-bir seans da değil. Gelemediğim dersin parasını istedi. Üstelik aynı gün içinde iki defa. Aynı gün gönderdim. Daha da gitmedim. Bir de üzerine soruyor, senin ihtiyacın vardı aslında neden gelmiyorsun diye. Bana daha yakınını buldum dedim. Yakınlık her anlamda...
0
SiyamkedisiZorro
(30.06.20)
son anda iptal ettiysen evet ödemelisin aslında.
eğer randevu alıp, 24 saat önceden iptal etmez ve doktorun o saatini kilitlersen etik gereği ödemen gerekir. bazı psikiyatrlar da bunu çok şart olmasa da alışkanlık haline gelmememesi için yaparlar. düşünecek olursan son dakika yaptığın ertelemede o kişi senin yerine başka birini organize edemez.

fakat adil bir psikiyatr seni ve maddi durumunu bilir, az çok bunu ne niyetle yaptığını da kestirebilir. önceki seansın ödemeyeceksen artık gelme demek aradaki güven bağını zedeliyor. çok uzun süren geçmişe dayalı veya çok fayda gördüğün bir doktor değil ise değiştir.
0
orpheus
(30.06.20)
Ozellikle analitik ekolde cerceve cok onemlidir, terapi cercevesinde oncesinde konusulan saat size ayrilir ve gelseniz de gelmeseniz de o zamanin bedelinin sorumlulugu size aittir. Etik olmanin otesinde bir gerekliliktir diyebilirim.

Burada dikkat edilmesi gereken tek konu, bu cercevenin terapinin basinda konusulup konusulmamasi. Yani size baslangicta bu kurallar hakkinda bilgi verilmis olmasi gerekir. Verilmediyse sayet bu konuda terapistin bir eksiginden soz edilebilir.
0
gibicibicis
(30.06.20)
böyle bir uygulama duydum tabii ki.
terapinin işleyişi açısından gerekli de bir durum bu.
kafanıza ya da işinize gücünüze göre gitmediğinizde süreç zarar görür.
ya da terapinin getirdiği çözülümlerle psikolojik olarak zorlandığınızda da gitmemeyi hemen tercih edebilirsiniz, bu durumun da önüne geçmek için var bu uygulama.

ama bunun dışında katıldığınız her özel ders, grup dersi, uygulaması, çalışması vb. için de geçerli olan bir şeydir.
küçükken özel ders alıyordum, annem dersi bir şekilde iptal ederse özel öğretmene öğretmen istemeden o dersin parasını da veriyordu.
sadece benim annem değil, arkadaşlarımın anneleri de.
işin yolu yordamı budur.

katılamadığınız, gidemediğiniz randevuların, derslerin vb. ücretini ödemekle yükümlüsünüz.
o derslerin ve seansların bir kapasitesi var ve ona göre dolduruluyor, yani bir yer işgal ediyorsunuz o kişinin ya da kurumun programında.
kafanıza göre gitmemeniz durumunda karşı tarafı maddi zarara uğratıyorsunuz.
artık az insan uyguladığı için uygulayanlar tepki alıyor ama haksız bir tepki bu.

belki bir süre sınırı olabilir haber verilmesi için ama sizin durumunuzda bir gün önceden haber vermek de biraz geç olmuş maalesef.
doktorun yaptığı hem etik, hem de doğru.
tanıdığım psikiyatr, psikolog ve terapistlerin neredeyse hepsi uyguluyor bunu.
başta konuşsa daha iyi olurmuş ama bunu bilmek de gerekiyor biraz.
0
blatta hiberna
(30.06.20)
böyle bir şey yok. drlar parayı çok sever ama siz randevuyu alıp adam o saate sizi beklerken gitmediyseniz psikiyatrist haklı.
0
mikahakkinen
(30.06.20)
randevuyu iptal etmiştim, o hafta başka saat için istemiştim çünkü hastaydım.
0
🌸spaghetti
(30.06.20)
@r evoliton , terzi sizin yerinize başka bir müşteri bulabilir, ama psikiyatrist programını buna göre ayarlar.

dersaneye gidiyormuşsunuz gibi düşünün, gitmediğiniz dersin parası ödemenizden düşmez.
maalesef bu konuda katı olmak zorundalar, hem kendi maddi çıkarları için hem de iyi niyetin kötüye kullanılmaması için.
keyfi olarak iptal eden de çok var çünkü.
bir yandan bu kuralcılık ne olursa olsun terapiye gitmem lazım düşüncesini tetikliyor, yoksa zaten insanlar bayılmıyorlar her zaman kendi dertleriyle yüzleşmeye. kaçmaya bahane çok.
0
nıç
(30.06.20)
ben de psikiyatriste ve psikoloğa gittim zamanında.

misal psikolog 2 hafta sonra gel diyordu. ben yaklaşık 2 hafta sonra arıyordum uygun saat ve zaman için randevu alıyordum. hatta bir keresinde bir gün önce sekreter aradı, bir danışanımız saat değiştirmek istiyor, sizin saat ile değiştirebilir mi diye. okey dedim. bir saat sonra gitmiştim.

aynı şekilde psikyatrist de öyleydi. diğer ay görüşelim diyordu, ben de kendime göre uygun zaman için randevu alıyordum. sabit bir takvim oluşturamamıştık. ama psikyatrın olduğu yer bir kurumdu bireysel değildi. oradaki görevli bir gün önce hatırlatma mesajı atıyordu ( haberin olsun gelmiceksen söyle gibisinden heralde :), iptal etsem ne derlerdi onu bilmiyorum gerçi)

dandik yerlerde değildi ikisi de, 2 sene önce falan 300-350 tl bandındaydı fiyatları.

burada mühim nokta randevu alıp yakın zamanda iptal ettirmeniz olabilir.
ve iptal edilen randevunun parasının alınacağı önceden net belirtilmesi gerekir.
her yerde işleyiş farklı olabilir.
0
fezagezgini
(30.06.20)
Sapla samani birbirine karistiriyorsunuz. Terapinin cercevesi her seydir. Terapi herhangi bir ikili insan iliskisi degildir, bir sinir, asilamayacak bir bariyer vardir, bu bariyer de zaman ve paradir. Bunlari esnetemezsiniz, esnetirseniz o iliski analist analizand iliskisinden cikar sohbete donusur.

Terapi iliskisini, herhangi bir hekim hasta iliskisi, hatta terapi harici bir psikiyatrik gorusme iliskisi dahil, herhangi bir seyle kiyaslamak mumkun olamaz.
0
gibicibicis
(30.06.20)
iyi de ben adama bir daha gelmeyeceğim demedim ki? çok hastaydım, yola çıkabilecek gücüm yoktu. randevumdan önceki gün ya da 2 gün önce o hafta için başka bir gün/saate almak istedim. bir haftalık bir durumdu. sonra müsait olmadığı için o hafta gidemedim, benden seans parasını istedi. en başta da bana açıklama yapmamıştı, iptal etmeden devam ediyorduk. insan hiç mi hasta olamayacak, planlı bir durum değil bu? bir haftacık bir şey için bütün bir terapiyi yakmak ve gelme demek daha yanlış değil mi? ben de vaktimi ve paramı ayırıyorum, benim de o zaman bugüne kadar olan emeklerim boşa gidiyor. tek taraflı değil ki bu.
0
🌸spaghetti
(30.06.20)
seansı ertelediğiniz zaman o hafta size normalde bir seans ayrılacakken iki seans ayrılmış ama tek seansın ödemesi alınmış oluyor.
"sonuçta gidiyorum" meselesi değil bu.

hem disiplin açısından, hem de maddi açıdan böyle.
aynı gün beş kişi seansını ertelese ki inanın böyle bir uygulama olmasa ertelerler, o hafta beş seans için on seanslık boşluk harcanmış olur.
o zaman ne program yapmak mümkün olur, ne de terapi düzeni sağlanabilir.
ayrıca orası ticari bir kurum aynı zamanda.
adam ayda yüz seans yapıyorsa, yüz seansın gelirini düşünerek belirliyor bazı şeylerini.
bundan fedakarlık etmesi de beklenemez.

bu "bütün terapiyi yakmak" değil, bu bir prensip ve kural meselesi.
ülkece eksik olduğumuz bir konu.
0
blatta hiberna
(30.06.20)
Psikanalizde iptal yoktur. Ucret alinir her sekilde. Bir gun once veya daha once soylemeniz bir sey degistirmez cunku o gun o saat sadece size aittir. Ancak bu kurali sizinle paylasmaliydi. Bir de istisna olarak yilda kendi 12 seanslik tatilleri gibi hastaya da 12 seans gelmeme hakki verenler var. Bu durumda oncesinde bu durumu paylasiyor ve o 12den dusuyorsunuz. Bence bu kurallari yani cercevenin onemli noktalarini paylasmadigi icin bir seferlik almamali ama bunu konusun. Durum sizi rahatsiz edecekse baska bir uzmanla ya da baska bir ekolle devam edin.
0
red g
(30.06.20)
doktor hasta olunca alacağı ücreti hastaya veriyor mu?
kötü günündeyse, verimsiz bir görüşme yaptıysa telafi ediyor mu
0
bir soru sorcam
(17.11.20)
(14)

Maaştaki kesintiler dünyanın her yerinde böyle mi?

atom karincanin torunu
Açtım aldığım maaştan kesintilere ve işveren maliyetine baktım, %5 sgk indirimi ile elime geçecek 55 bin lira için 92 bin lira para harcıyor işverenim. 37 bin lira devlete aktarılıyor ve bunun 23000 lirası sgk'ya aktarılıyor, gerçekten pek akıl alır gibi gelmiyor bu miktarlar, hani benim brüt ücreti
Açtım aldığım maaştan kesintilere ve işveren maliyetine baktım, %5 sgk indirimi ile elime geçecek 55 bin lira için 92 bin lira para harcıyor işverenim. 37 bin lira devlete aktarılıyor ve bunun 23000 lirası sgk'ya aktarılıyor, gerçekten pek akıl alır gibi gelmiyor bu miktarlar, hani benim brüt ücretim üzerinden ödenen bir miktar var bir de tekrar işverenin ödediği miktarlar da var ki bu kısım mantıklı gelmedi. Ve en kötüsü ne biliyor musunuz, bu paralar yok olup gidiyor, bütçeler sürekli açık veriyor.
Ben işveren olsam her sene sonunda çalışanlarıma bu hesaplamayı verir sizin elinize bu kadar geçti ama şu kadar da devleti aktarıldı derdim.

Merak ettiğim bu iş bize benzer ülkelerde nasıl, avrupa ülkelerinde nasıl?


Brüt Ücret (TL) ············ 78.021,26
Çalışan SGK Primi ·········· 10.922,97
Çalışan İşsizlik Sigortası · 780,19
Damga Vergisi ·············· 592,19
Gelir Vergisi ·············· 13.375,88
Net Ücret ·················· 52.350,00
AGİ ························ 2.648,76
Maaş (TL - ELE GEÇEN) ······ 54.998,76
SGK Payı ··················· 12.093,28
İşsizlik Payı ·············· 1.560,44
Toplam ····················· 91.675,00
0
atom karincanin torunu
(30.06.20)
selamlar,

eksisozluk.com

Bordrolu çalışan olarak ülkeyi sırtımda taşıdığımı, belimin büküldüğünü; kayrılmış, semirmiş iktidar yanlılarını taşıdığımı düşünüyorum.
Sırf bu sebepten ötürü gidiyorum zaten.
0
soulforge d
(30.06.20)
Her ulkede farkli tabi, Avrupa tek bir ulke degil ama Irlanda icin asagidaki gibi (benzer olmasi acisindan gene yillik brut 78.000 girdim. Ek olarak rakamlar evli olup olmamaniza, cocuk durumuna gore degisiyor, evliyseniz daha az vergi oduyorsunuz). Asagidaki rakamlar bekar ve cocuksuz birisi icin. Turkiye'de 78000 birimden ele gecen 52000 birim iken Irlanda'da 78000 birimden ele gecen 51000 birim (tabi dedigim gibi evlilik ve cocuk durumuna gore ele gecen miktar artiyor)

Total Income...................€78,000.00
Your Income...................€78,000.00
Loan BIK......................€0.00
Vehicle BIK (1)................€0.00
Health Insurance BIK...........€0.00
Qualifying Pension Deduction...(€0.00)
Carer Allowance ..............(€0.00)
Tax @ Lower Rate (20%).........€7,060.00
Tax @ Higher Rate (40%)........€17,080.00
Tax Credits...................(€3,300.00)
Net Tax.......................(€20,840.00)
PRSI........................(€3,120.00)
Universal Social Charge.......(€3,111.00)
Annual Net Income............€50,929.00
Monthly Net Income............€4,244.00
0
crown
(30.06.20)
Avrupada benzer sanıyorum, ama mesela Fransada yaşayan arkadaşım ayda 180 euro mu ne "kira yardımı" alıyordu devletten. Covid döneminde işsiz olduğu için de aylık bir miktar para aldı.

Devleti sana bu tür durumlarda yardım ederken görebiliyorsun yani, bizdeki gibi iban atmıyor o yüzden millet vergisini vermeye devam ediyor. (Ki orada bile tartışmalar var)
0
nhk ni youkosu
(30.06.20)
Gelişmiş ülke gibi vergi ödüyoruz ama gelişmemiş ülkeyiz :)

Aslında mesele vergi iadeleri bir yandan da, yani ben gelir vergisi ödeyerek kazandığım parayla kira ödüyorum ve o paradan da ev sahibi gelir vergisi ödüyor, bana en saçma gelen kısım böyle şeyler, bazı temel harcamaları gider olarak gösterebilmeliyiz diye düşünüyorum ama Türkiye'de bunun karşılığı AGİ oluyor sanırım.
0
🌸atom karincanin torunu
(30.06.20)
"işveren tarafına da vergi yükü biniyor", "işveren de vergi ödüyor" bakış açısı bence tamamen yanlış.

işverenin ödediği vergiyi de aslında çalışan ödüyor.

işveren ve çalışan ücret üzerinde anlaşırken;

işveren çalışanın toplam maliyetini;
çalışan ise eline geçecek net kazancı düşünüyor.

bu durumda vergiyi gerçekte kimin ödediği baya açık.
0
soulforge d
(30.06.20)
dunyanin hicbir yerinde 10 bin lira brut maasin 7 bin lirasi dogrudan ve dolayli vergilerle devlete gitmiyor.
0
baldur2
(30.06.20)
işveren olsam çalışanlarıma bu hesaplamayı veririrm demişsiniz ama çalışanın bu hesabı biliyor olması lazım zaten :)

ben yıllardır diyorum eğer çalışan bu vergiyi kendisi vermek zorunda olsaydı bazı şeylerin çok daha farkında olabilirdi, çoğu çalışan asla bilmiyor, hele net ücretten çalışanların hiç haberi yok.

körfez ülkelerinde vergi yok, devletin ihtiyacı yok çünkü, bizde milyon çeşit vergi var, daha 3-5 yıl önce Dubai ye kdv geldi, alt tarafı kdv yi anlayana kadar canları çıktı :)
0
benaslinda
(30.06.20)
Maaştaki kesintilerin daha yüksek ve daha düşük olduğu ülkeler var. Bizde maaşlı çalışanın vergisi "kaynağında" kesilir. Yani sizin elinize daha geçmeden. Dahası bu tutarı devlete ödemekle yükümlü olan patron bu işi savsaklarsa, yalan beyanda bulunursa (SGK gibi) kaynağında kesildiği halde vergini (yasal olarak yapman gereken ödemeyi) yapmamış olursun, bunun için emekliliğini alamazsın vs.
Elbette benim de içim acıyor, 18 yaşımdan beri çalışarak kaynağından vergi ödüyorum ancak bu vergiler bana ne sağlık ne de eğitim olarak geri gelmedi. Vergimin üzerine özel sağlık sigortası, vergimin üzerine çocuğumun özel okul masrafı ve yine vergimin ve SGK kesintimin üzerine özel emeklilik sigortası yaptırıyorum. Çünkü devlet hastanelerinde tanıdığın olmazsa aylarca bir ultrason için beklersin, devlet okullarının kaliyesini görüyorum ve özel emeklilik sigortası yaptırmazsam emekli olduğumda şimdiki sosyal olanaklarımın 5'te birini bile karşılayamam. Bütün bu kalemler diğer pek çok ülkede çalışanın vergi yükünü azaltıcı kalemlerdir. Masraf gösterip vergiden düşme imkanınız vardır. Burada mahdumları ve zevceleri ve dahi diğer zevatı besliyoruz...
0
SiyamkedisiZorro
(30.06.20)
Fransa; brüt maasimin %78'i elime geçiyor. Üstüne normalde maaşına göre gelir vergisi var. Yalniz sirf bu taraftan bakarsan eksik olur.

-esim calismadigi için normalde aylik 250 euro olan gelir vergim 30 euroya düşüyor. Cocugum olsa daha da az olurdu.
-gelirin azsa kira yardimi alıyorsun.
-cocuk varsa cocuk yardımı aliyorsun.
-su an 2011den once piyasaya sürülmüş dizel araban varsa misal ornek; renault cliom var 2006 dizel. Gidip suzuki swift hybrid alirsam 12bin euro fiyati, devlet bana arabamı hurda/geri donusume vermek sartiyla 3bin euro veriyor. Arabayi satsam 1.5-2bin anca eder.
-yeni yapilan 300bin euro değerinde ev alirsam devlet vergi iadesi olarak 6-7 yilda totalde 56bin euro vergi iadesi veriyor.
-ev is arasinda harcadigin benzini bile vergi iadesi diye gösteriyorsun.
-belli yatirim araclari kullanirsan devlet verginden düşüyor.
-normalde evin vergisi vardi, bu sene son kalkiyor artık. Hayatimda Türkiye'de kalkan vergi görmedim. Az para da değil, senelik 600-700 oduyor millet.

Bunlarin haricinde 3 yila kadar işsizlik maaşı alabilirim, pandemi sürecinde kisa sureli issizlik olursa %100 maas aliyorum. Buyuk sirket oldugu icin isten cikarma olursa ilk sene %100 maas aliyorum. Bu sure bitmeden is bulursam prim veriyorlar.

Kısacası en azından fransa icin sirf bordroya bakarsan yanilirsin çünkü onu etkileyen cok sey var. Ama evet %78i her türlü gidiyor. Ama bir dakika bile durup bunlar nereye gidiyor demedim. Çünkü vergilerimin ise yaradigini görüyorum.
0
logisticsmanager
(30.06.20)
ben işinizi merak ettim. aylık 55 bin mi alıyorsunuz?
0
banacevaplazım
(30.06.20)
@banacevaplazım ve @catch the arrow sanırım eksik bilgi vermişim ama sorunun gidişatından bu ücretlerin senelik olarak yazıldığı anlaşılabiliyor diye düşünüyorum, 2020 yıllık maaşım oluyor bu hesap.
0
🌸atom karincanin torunu
(30.06.20)
soruda bu tutarın yıllık olduğu anlaşılıyor, zaten agi tutarı kümüle olarak yazılmış.
0
benaslinda
(30.06.20)
Brüt ve net arasindaki fark cok fazla, Türkiye ile karsilastirilamaz derecede. Ben devlet calisaniyim, cok yuksek vergi oduyoruz, ülke Almanya. (Boyle yazinca soylendigim, dert yandigim dusunulmesin. Bence dogru olani da bu, bursundan ekmeginden suyundan yararlandim ve sosyal duzeninden yararlanmaya devam edecegim issiz kalirsam vs...)

Örnegin brüt neredeyse 6 bin iken,net 3700 ile 3100 arasinda degisiyor bulunulan vergi klasmanina gore!
0
buf-e kür
(30.06.20)
Vergi vermeye karşı değilim, yalnızca alınan verginin doğru harcanmadığını düşündüğüm için kendimi kötü hissediyorum.

Yoksa Avrupa'da da oranlar doğrudan vergilerde benzer.

Dolaylı vergilerde çok daha düşük ama (ÖTV, alkol vs.)
0
burfak
(30.06.20)
(7)

aynı işyerinden ilişkiler hakkında görüşleriniz neler?

braveheart xakah
MerhabalarHer ne kadar başıma gelmesini istediğim bir durum olmasa da çalıştığım iş yerinde en az 5-6 çiftin bu işyerinde tanışıp evlendiğini öğrendim. 1 çift ben çalışıyorken evlendi, 1 çiftte nişanlıymış. Muhtemelen daha bilmediklerim de vardır. Bu arada bu evliliklerin geneli idari departmanlarda
Merhabalar

Her ne kadar başıma gelmesini istediğim bir durum olmasa da çalıştığım iş yerinde en az 5-6 çiftin bu işyerinde tanışıp evlendiğini öğrendim. 1 çift ben çalışıyorken evlendi, 1 çiftte nişanlıymış. Muhtemelen daha bilmediklerim de vardır. Bu arada bu evliliklerin geneli idari departmanlardaki çalışanlar arasında, ayrıca saha operasyonu da olduğu için belirtmek istedim.

Ayrıca bu zamana kadar 1 çiftten bir tarafın işten ayrıldığını ve bir çiftinde ayrı ayrı zamanlarda işten ayrıldığını biliyorum.

Çiftlerin kendi içinde ayrıldıklarını ise duymadım.

Açık konuşmak gerekirse, kendimi aynı işyerinden bir ilişkiye her zaman uzak tutmaya çalışırım ancak bu ilişkilere de şahit olduktan sonra demek ki olabiliyormuş diye de düşünmeye başladım.

Diğer duyurulara baktığımda da burada bu tür ilişkilere pek sıcak bakılmıyor. Hatta niyeti olana da vazgeç deniliyor :)

Kendi adıma idari binaya uzak olmamdan ve gördüğüm iş arkadaşı sayısı pek fazla olmadığından böyle bir ihtimal benim için pek mümkün değil :)

Ben sizin bu konudaki düşüncelerinizi ve iyi/kötü şahit olduğunuz veya başınızdan geçmiş olan tecrübelerinizi merak ediyorum daha çok. Avantajları ve dezavantajları neler olabilir?
0
braveheart xakah
(28.06.20)
ben yaşadım sorun oldu baya, yaşayan arkadaşlarım da oldu onlar için de baya sorun oldu. başarıya ulaşma ihtimali var lakin onlara değil başarılı olamayanların neler yaşadığına bakarsanız bu işten neden uzak durmanız gerektiğini görebilirsiniz. yaklaşık 1 sene geçti üzerinden ama hala denk geldiğimde rahatsız oluyorum. yakın zamanda iş değiştirmeyi planlıyorum, tabi ki ana etken bu değil ama etkisi olmadığını da söyleyemem.
0
nahtoderfahrung
(28.06.20)
@nahtoderfahrung aslında bu konu hakkında benim de kafamdaki en büyük düşünce bu. oldu ki aranızda iilişki istediğiniz gibi yürümedi ama bir yandan da iş gereği hala yüz yüze bakmak zorundasınız. Çok zor bir durum olsa gerek.

Diğer yandan ilişkiniz iyi ama iş gereği de birbirinize karşı istemediğiniz tutumlar sergilemeniz gerekecek. Karşınızdaki yabancı olsa çok üzerinde durmayacağınız bir mevzu, eve gelince sadece iş yerinde olup bitmiş bir şey olarak kalmayabilir. Evet gerçekten çok riskli.
0
🌸braveheart xakah
(28.06.20)
İşyerine göre değişebilir. Her gün göreceğim bir bölümde ise olmadığı an sorunlar başlayabilir ve orda olmadığı an ben o bölümde çalışmak istemezdim örneğin. Farklı bölümde ise sürekli görme ihtimali azsa deneyebilirdim.
0
Topalordek
(28.06.20)
@braveheart xakah bir de şöyle durumlar oluyor, zaten bütün gün iş yerinde görüyorsun daha sonra dışarda görüşme isteğin azalıyor. iş yerinde dikkatin azalıyor vs sayamacağım aklıma gelmeyen bir sürü şey var, yani olmazı olurundan daha fazla. ilk başta ben de aynı iş yerinden olmaz diyordum ama olunca da engel olamıyorsun.
0
nahtoderfahrung
(28.06.20)
Kıskançlık da olabilir. Karşı cinsle sık iletişim kurulabiliyor.
0
dissendium
(28.06.20)
çok kötüydü bir daha yapmam. (bkz. çok güzel olmuş bir daha olmasın)
0
harekatamiri
(28.06.20)
Bizim şirkette de evli çok çift var. Özellikle evlenene kadar büyük sorun. Biri diğerine raporluyorsa ne olacak vs. bir sürü sorun. Evlenenler arasında boşananlar da oluyor. Kişilerin olgunluk derecelerine bağlı olarak bazen bu sürece iş arkadaşlarını dahil ediyorlar, ya da düpedüz küsüp işi savsaklıyorlar. Hatırladığım bir çiftte de kadın şirketten başka birini bulmuştu, büyük rezalet çıkmıştı.
Sonuç olarak görüşlerim gayet negatif.
0
SiyamkedisiZorro
(30.06.20)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.