Giriş
(6)

rutubet kokusu

papuayenigine02561
böyle bir odada uyumak zararlı mıdır? duvarların köşeleri falan hafif rutubet lekesi olmuş? geçirmek için ne yapılabilir.
böyle bir odada uyumak zararlı mıdır? duvarların köşeleri falan hafif rutubet lekesi olmuş? geçirmek için ne yapılabilir.
0
papuayenigine02561
(07.02.21)
rutubet iyi değildir.
çözüm konusunda fikrim yok.
0
seyduna6687
(07.02.21)
Rutubetin kaynağını bulup (mümkünse) kesip daha sonra rutubetli duvarları kurutup tekrar sıvayıp boyamak çözüm.

Yani çözümsüz de olabiliyor bazen :/
0
hedep
(07.02.21)
nem astari surebilirsiniz
0
turbo sadık
(07.02.21)
Merhaba, koku gecmeyebilir ama koctasta polisil mi hangi markaysa kuf tenizleyici sprey kullanmistim ben banyoda. siktiktan sonra fircayla biraz fircalayip durulayinca tertemiz olmustu. ama cok agir bi kimyasal camasirnsuyu gibi kokan hafif goz yakan bir sey. kullanirsaniz dikkatli olmanizi oneririm. lekeyi cikarir boyaya zarar vermez
0
ala09
(08.02.21)
Küf solumak sağlığa zararlıdır.
0
SiyamkedisiZorro
(08.02.21)
Bu sorun dışarıdaki ısı ile içerideki ısı farklılığından oluşur. Evin yalıtımı zayıf ise dışarıdaki soğuk hava içerideki soğuk hava farkı ile evin içindeki sıcak hava yükselir ve soğuk yüzeylerde yoğunlaşır. Bu nedenle yukarılardan aşağıya doğru su damlacıkları akmaya başlar ve küfe sebebiyet verir. Miktarı az ise aslında evi düzenli havalandırmayla bu sorun çözülür derler ama pek çözülmüyor. Evin içerisinde yeni bir tadilat vs yapıldıysa duvarların kuruması çok uzun sürebiliyor bu da neden olabilir, genellikle 1 yazı geçirince duvarlar tam anlamıyla kuruyor.

Bunun kesin çözümü evin dış yalıtımının olmasıdır. İçeriden yalıtım da bir miktar kesebilir ama içerideki yalıtım altından terleme devam edebilir. Diğer çözüm ise nem alma cihazlarıdır. En bilindik bir kaç marka var Trotec alman markası, Olefini Türk markası birde ingiliz markası vardı adını hatırlayamadığım. Bunların çalışma mantığı içerideki havayı çekip içerisindeki kompresörle soğutarak cihaz içindeki plakaya çarptırıp yoğunlaştırıp su olarak haznede biriktirmesidir. Çeşitli mt2 için çeşitli hacimlerde hazne kapasitelileri var. İşe yarıyor mu evet, havayı bayada temizlemiş oluyor, nem azalınca solunumda rahatlar. Uzun vadede küf veya fazla nemli hava çeşitli solunum rahatsızlklarına (bronşit, astım vb) yol açar.
0
FAtE
(08.02.21)
(16)

Her şey Boğaziçi Üniversitesi'ni taşımak için mi?

ananiyimioguz
Arsası için geniş çaplı bir operasyon çekildiğini okudum. Önce rektörlüğe bir atama. Sonra yeni fakülteler açıp onların içerisine baya bir akademisyen atama. Sonra bu fakülteler bu araziye sığmıyor diye taşınması sürecine sokma. Artık taşındıktan sonra da yerini araplara mı satarlar ne yaparlar bilm
Arsası için geniş çaplı bir operasyon çekildiğini okudum. Önce rektörlüğe bir atama. Sonra yeni fakülteler açıp onların içerisine baya bir akademisyen atama. Sonra bu fakülteler bu araziye sığmıyor diye taşınması sürecine sokma. Artık taşındıktan sonra da yerini araplara mı satarlar ne yaparlar bilmiyorum.

O arada da işte itiraz edenlere terörist denilir, içeriye provokatörler sokulur, onlar parmakla gösterilir vs. vs. bana mantıklı geldi ama karşıt görüşlü olduğum için öyle geldi.

Gerçekten böyle bir şey olabilir mi? Genel fikirleri merak ettim.
0
ananiyimioguz
(06.02.21)
ist.da bu kadar para edecek çok az yer kaldı.
son yıllarda satılan/dönüştürülen güzel üniv. kapüslerini hatta lise kampüslerini düşünürsek...
0
rewlack
(06.02.21)
Ben de Erol Mutercimler'den duymustum, buldum: youtu.be
0
neverletyougodown
(06.02.21)
Boğaziçi'nin olduğu arsanın üniversite olmak şartı ile T.C.'ne verildiğine dair şöyle bir haber mevcut. Bu da burada dursun.

www.cumhuriyet.com.tr
0
fezagezgini_4
(06.02.21)
@fezagezgini_4, o zaman bizimkilerin el koyma şansı yok, abd koyacak taşınırsa? Veya danışıklı bir şeyler olabilir mi?
0
🌸ananiyimioguz
(07.02.21)
@fezagezgini_4'ün paylaştığı haberi ben de şimdi öğrendim.

bu maddenin de etrafından dolanmanın bir yolunu bulurlar. lüks bir vakıf üniversitesine çevirirler mesela. rezidansların ve avm'lerin de olduğu.
0
noxell
(07.02.21)
o arsalar zamanında ahmet vefik paşa tarafından robert kolej kurucularına verilmiş arsalar ve tamamen onların tasarrufundaydı. 1960larda lise ve üniversite bir arada olmaz dedi, robert kolej de tamam ben arnavutköy kız kolejine taşınıyorum binalarımı da benim hocalarımın bulunduğu bir devlet üniversitesi olması şartıyla bırakıyorum dedi. böyle bir olay var, bir bakıma vakıf beratı gibi bir şeydir. normal şartlarda kimse oraya dokunamaz, ama normal şartlarda. mevcut kampüsler zaten kesinlikle yeterli değil. olayın direkt arsa arazi olduğunu çok sanmıyorum, yani sağında solunda eşek kadar boş yerler var, belki 4-5 şey amaçlanıyor bu da onlardan biri. amaçlardan biri de örneğin akpden küsmüş seçmenleri tekrar "fakir ezen pis boğaziçililerin reis tarafından yola getirilmesi" de olabilir, adamların motivasyonu bu zaten.
0
ckisc
(07.02.21)
olabilir çünkü yakın zamanda benzerini istanbul üniversitesi ve yıldız teknik'e de yaptılar. hepsi aynı amaç için bence.
0
candide
(07.02.21)
Neden olmasın. Aslında iki nedeni var bir istediği gibi akademisyen yerleştirip akıllı öğrencileri kendi taraflarına çekecekler, okulda olası eylemlerin karşısına koyulacak öğrenci ve akademisyenleri olacak. Diğeri de arazi meselesi nasıl merkezdeki hastaneleri kapatıp, şehir hastaneleri açtılar. Hem merkezden rant elde ettiler, hem de hastaneleri dağın başında kendi yandaşlarına yaptırıp yarı özelleştirdiler. Win win. Bunun örneği üniversitelerde de var dokuz eylül'ün deniz kenarındaki o güzel gsf'sini alıp buca'nın dağına koydular. Bir araya topluyoruz diyip, öğrencileri pasifize ettiler, araziye de çöktüler.
0
anarsika
(07.02.21)
Buna hiç ihtimal vermiyorum, boğaziçi güçlü bir kurum, güçlü mezunları var. Diğer üniversitelerle kıyaslanamaz. Bu kadar prestijli olmasının sebeplerinden biri de o muhteşem lokasyonu. İzin verilmez buna. Kolay değil o kadar.
0
juninho77
(07.02.21)
adamlar cumhuriyet rejimini ortadan kaldirmis, iki tane arsayi mi ele geciremeyecekler.
0
baldur2
(07.02.21)
Valla bence de bu güne kadar, yok artık bu kadarı da olmaz, yapmazlar, yapamazlar dediğimiz ne varsa hepsi oldu. Kimin, neyin gücü yetebilir? Yetki istediler, verdik. İstediler, verdik. Seçim dışında yapabileceğimiz ne var sanki.

Boğaziçi'de at koştururlar yakında. Ben de dedim boğaziçi başkadır diye ama ilerliyorlar işte fakülte makülte.. bakalım neler olacak.

Odtü nün de ormanına girmemişler miydi zamanında öyle hatırlıyorum?
0
🌸ananiyimioguz
(07.02.21)
sahsen esas sebebin ayasofya ile ayni oldugunu düsünüyorum. Reis adeta eline son 200 yilda tanzimat, islahat ve elbette cumhuriyet dönemlerindeki icraatlarin oldugu bir liste almis ve bugünden geriye dogru tik atarak gidiyor. degecegini bilse alfabe isine de el atardi lakin geregi yok. istiklal marsinin tekrar bestelenmesi falan bunlar da listede olmali muhtemelen.. ama tabii her maddenin de kendine has tagleri olsa gerek. egemenlik, kültürel, bölgesel, küresel, cok kritik, az kritik, "bi ara yapariz" gibi..

ishalat fermaninin akabinde temelleri atilan ve su an hala en tepede olmasi hasebiyle genclige ve özel sektöre yaptigi etki ve dolayisiyla kültürel dönüsümdeki belirleyiciligi göz önüne alindiginda göz ardi edilecek bir hamle degil bogazicine müdahale. ki atama sonrasi meydana gelen olaylar da muhafazakar kesimde haklilik duygusunu artirdi.
yani Ayasofyanin cami olarak ibadete acilmasi kararindan dönülme ihtimali ne ise, rektör atamasindan cayilma ihtimali de o. haa olur da amerika dolari 15e firlatirsa falan o vakit rektör olarak rahip bronson bile atanabilir;)
0
klar
(08.02.21)
Boğaziçi üniversitesi sadece resimlerde görülen ve aşağıda verilemez statüde bulunan arsadan oluşmuyor. Kuzey kampüs arsası var, Hisarüstü arsası var, Kandilli arsası var ve Burc Beach var. Her biri ayrı servet, rant.
0
SiyamkedisiZorro
(08.02.21)
asıl amaç kendilerine herhangi bir muhalif kurum v.s. kalmaması, ele geçirmek ve vasatlaştırmak.
0
nuisance
(08.02.21)
Üniversitenin içinde nafi baba tekkesi var.
O tekke'nin mülkiyeti ailemde(babaannem nafi babanın soyundan)
Üniversiteye, sadece üniversite tarafından kullanılmak üzere 1 liraya 99 seneliğine kiralandı.
Okul çıkarsa alırız tekkeyi.
0
summatinyourteeth
(08.02.21)
akp burda her türlü kazanıyor.
1)vesayet bitmedi, hala varlar ve savaşıyoruz, bize oy vermeye devam edin algısı yaratıyorlar.
2) kutuplaşma zaten hep onlara yarıyor.
3) gündemi meşgul edip ekonomiden uzaklaştırma.
4) boğaziçi düşmanlaştırılıp arazileri ele geçirilirse araziyi de satarlarsa da, ballı börek.
0
prizmatik
(08.02.21)
(5)

Resimdeki sucuk benzeri şey nedir?

isabella was a ginger
Hediye olarak geldi. Saccuk gibi bir şey denildi ama tam anlamadım. İnternette hiçbir sonuç çıkmıyor. Büyük bir salam boyutunda. Üzerinde kişniş, kırmızı biber ve başka baharatlar var. Dış kabuğu yenen bir şey mi bu durumda yoksa çıkarmam mı lazım?
Hediye olarak geldi. Saccuk gibi bir şey denildi ama tam anlamadım. İnternette hiçbir sonuç çıkmıyor. Büyük bir salam boyutunda. Üzerinde kişniş, kırmızı biber ve başka baharatlar var. Dış kabuğu yenen bir şey mi bu durumda yoksa çıkarmam mı lazım?
0
isabella was a ginger
(04.02.21)
osmanlı sucuğu www.berceste.com.tr
0
cptxxx
(04.02.21)
uzeri baharat kapli kurutulmus etlere benziyor
orn: www.muncanfoodcorp.com
0
try again fail again fail better
(04.02.21)
Italyan sucugu da deniyor, ithalleri cok lezzetli oluyor
0
balpolen
(04.02.21)
baharatlı sucuk.
0
ankarakecisi
(04.02.21)
Ben de Osmanlı Sucuğu diye biliyorum. Ben Afyon'dan almıştım
0
SiyamkedisiZorro
(05.02.21)
(6)

Gece Çiçekçilik - Uluorta Hakaret

guguklusaat
Boğaziçi Üniversitesi'nde yaşanan olaylar dolayısıyla, bildiğiniz üzere saat 21'de #9dacama etiketiyle o saatte tencere tava çalarak sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. İstanbul - Göztepe'de Şair Arşi Caddesi üzerindeki 'Gece Çiçekçilik' isimli dükkandan biri (çalışan veya dükkan sahibi tam olarak bilmi
Boğaziçi Üniversitesi'nde yaşanan olaylar dolayısıyla, bildiğiniz üzere saat 21'de #9dacama etiketiyle o saatte tencere tava çalarak sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. İstanbul - Göztepe'de Şair Arşi Caddesi üzerindeki 'Gece Çiçekçilik' isimli dükkandan biri (çalışan veya dükkan sahibi tam olarak bilmiyorum) de bu saatte bu tepkilere karşılık olarak 'Hayvanlar', 'Susun artık', 'yeteer' , 'bu gürültü ne' diye bağırarak etrafa hakaret edip tehdit savuruyormuş. Biz apartman olarak oradan bir daha alışveriş yapmama kararı aldık. Başka paylaşabileceğim bir platform olmadığı için buradan paylaşmak istedim. Belki bir gün yolunuz, işiniz düşer, alışveriş yapmadan önce bunu da düşünüp değerlendirirsiniz.
0
guguklusaat
(04.02.21)
Google haritada yorum yazabilirsiniz.
0
fakyoras
(04.02.21)
google maps'de 1 star vermek mantikli
0
try again fail again fail better
(04.02.21)
Gece Çiçekçilik neresi ya 30 yıldır şair arşide oturuyorduk yeni mi açıldı ?
0
suicides underground
(04.02.21)
@suicides underground
evet yeni açılmış, sanırım son 1 sene içerisinde
0
🌸guguklusaat
(05.02.21)
Nereye açıldı acaba? Bir dükkan var ne açılsa tutmuyor da orasıdır kesin. Bi ara kuafördü sonra pizzacı olmuştu arada bi eczane oluyor
0
suicides underground
(05.02.21)
Elbette, bilmek lazım ak koyun, kara koyun...
0
SiyamkedisiZorro
(05.02.21)
(10)

siz hitabına karşılık ısrarla sen demek

Mossy
ciddi anlamda bir saygısızlık ve kabalık olarak görüyorum tanışmadığı ya da yeterince samimiyet kurmadığı bir kişiye sen demeyi, özellikle de o kişi siz diye hitap ediyorsa. siz ne düşünüyorsunuz böyle durumlarda?
ciddi anlamda bir saygısızlık ve kabalık olarak görüyorum tanışmadığı ya da yeterince samimiyet kurmadığı bir kişiye sen demeyi, özellikle de o kişi siz diye hitap ediyorsa. siz ne düşünüyorsunuz böyle durumlarda?
0
Mossy
(03.02.21)
Israrla olmasına izin vermeyeceksin o zaman. bir ya da iki defadan sonra hala sen diyorsa sen de sen demeye başla.
0
papuayenigine02561
(03.02.21)
siz diye hitap ettiğim birinden "sen" hitabıyla karşılık aldığım anda ben de aynı hitaba dönüyorum.
0
brakgn
(03.02.21)
Bunu yapan kişi ya düpedüz cahil olmalı ya da makamının sizden üstte olduğunu düşünüyor olmalı. Özellikle işim düşmüşse ikinci halde "köprüden geçene kadar ayıya dayı" prensibini uyguluyorum ben. Yok alakasız biriyse siz de "sen" deyin. Müthiş bozulacaktır.
0
SiyamkedisiZorro
(03.02.21)
bazı insanlar ısrarcı bi şekilde sen deyip aradaki mesafeyi kaldırabileceklerini düşünüyolar. bu da bir çeşit yüzsüzlük.

onun dışında kabalıktır, hele iş mevzuu ise iyice ayılıktır.
0
killerbee
(03.02.21)
İşyerinde böyle biri var bana ısrarla sen diyor ben de ona ısrarla siz diyorum. Geçenlerde konusu geçti bana sen asistandın dimi dedi. Ben 3 yıldır yöneticiyim dedim. Artık siz demeye başladı.
0
suicides underground
(03.02.21)
Siz de ona sen derseniz our bence ama insan diyemiyor işte:) bence de büyük saygısızlık
0
suicides underground
(03.02.21)
siz ve sen yüzeysel bir kıyas kalıyor. sen dersin ama öyle bir davranırsın ki, siz diyip terbiyesizlik etmene kıyasla çok saygılı kalırsın. bir iki kelimeden ziyade genel tavır ve ifadeler kişinin üslubunu belirler diye düşünüyorum.
0
EasyTiger
(03.02.21)
bence okuzluk ya da saygisizlik gostergesi.
sen diyene israrla siz derseniz, genelde siz demeye basliyorlar.
0
camussar
(03.02.21)
Ben de sen gibi düşünüyorum. :)
0
Kahir ekseriyet
(03.02.21)
“Lutfen bana siz diye hitap edebilir misiniz?” sorusunu soruyorum eger istemedigim halde “sen” diye hitap ediyorsa israrla.

Onun disinda ozellikle is ortaminda eger ustumse ve ben siz diye hitap ettikten sonra sen’e cevirdiyse severek “sen” ile devam ediyorum ben de konusmama. Ya iki taraf da sizlemeli ya da iki taraf da senlemeli, yoksa olmaz.
0
kuehles blondes
(04.02.21)
(7)

1 dal pırsasa

AlsterWasser
Pırasayı çok seviyorum. 1 dal sadece bir dal pırasam var :/1 dalın yetebileceği neler yapılabilir ?Direk anne usulü pırasa yemeği yapayım dedim ama 1 dal yetmez heralde ? Yeter mi?
Pırasayı çok seviyorum. 1 dal sadece bir dal pırasam var :/

1 dalın yetebileceği neler yapılabilir ?

Direk anne usulü pırasa yemeği yapayım dedim ama 1 dal yetmez heralde ? Yeter mi?
0
AlsterWasser
(03.02.21)
Evdeki diğer sebzelerle karıştırıp (havuç, patates, soğan gibi) çorba yapabilirsiniz
0
fotrsapka
(03.02.21)
Yemek için çok az. İnce ince doğrayıp yağda kavurup üzerine çırpılmış yumurtayla güzel omlet olur.
0
hayvanat
(03.02.21)
Soğanla kavur ye üzerine dilediğin baharatları serp, varsa lavaşa dürüm yap en basiti bu :)

Bu da ilerisi için belki ufkunu açar :)
youtu.be
0
freebird5406_2
(03.02.21)
İnce ince doğrayıp kavurun, biraz soya sosu. Hazır indomie noodle'lardan yapıp içine kavurduğunuz pırasayı karıştırın mhmmhıımh.
0
inawen
(03.02.21)
pırasalı omlet yanına da süzme yoğurt.
0
alperz
(03.02.21)
Ben pırasayı nohutlu yaparım.
0
SiyamkedisiZorro
(03.02.21)
Pırasalı börek yap
0
esinikaybetmiscorap.
(03.02.21)
(17)

Kedim vefat etti

sumuklurakun
Kısırlaştırma için sabah veterinere verdiğim kedimi gömdüm bugün.Kesiyi açtıkları anda solunumu zayıflamış, operasyonu iptal edip döndürmeye çalışmışlar ancak maalesef.Pek (hiç) arkadaşım olmadığı için buraya yazmak istedim.
Kısırlaştırma için sabah veterinere verdiğim kedimi gömdüm bugün.
Kesiyi açtıkları anda solunumu zayıflamış, operasyonu iptal edip döndürmeye çalışmışlar ancak maalesef.
Pek (hiç) arkadaşım olmadığı için buraya yazmak istedim.
0
sumuklurakun
(02.02.21)
:((
başın sağolsun :((
0
pati
(02.02.21)
başınız sağolsun. umarım keyifli ve güzel vakit geçirme şansınız olmuştur bugüne kadar. geçen yaz benzer bir durum yaşamıştım ben de. farklı olarak nerede gömülü olduğu vatsaptan konum olarak geldi bana. oysa orada olmalıydım. başlarda özlüyordum ama her şey gibi buna da alışıyorsun.
0
nrmnm
(02.02.21)
Çok üzüldüm yahu, yaşı gelmiş olsa neyse de, bu haliyle çok üzüldüm valla.
0
Fusha
(02.02.21)
Başınız sağ olsun. Ben de köpeğimi çok genç bir yaşında kaybetmiştim tıpkı sizin gibi. Günler hatta aylar sürecek şu anki üzüntünüz ama emin olun zamanla ister istemez buna da alışacaksınız ve güzel anılarınız kalacak hep aklınızda.
0
ms brownstone
(02.02.21)
çok üzüldüm. yavru kedi sahiplenin lütfen, daha rahat başedersiniz.
0
uuth
(02.02.21)
Çok üzüldüm ya :((( ben de bizimkini kısırlaştırma için bıraktığımızda hep böyle şeyler düşünüp tedirgin olmuştum. Gerçekleşmiş olmasını düşünemiyorum. Umarım çabuk atlatırsınız.
0
elorelia
(02.02.21)
3 yaşına girecekti Mayıs'ta
0
🌸sumuklurakun
(02.02.21)
Bol sabir!
0
buf-e kür
(02.02.21)
Çok üzüldüm başınız sağ olsun. Yeni bir minnoş sahiplenince acı az da olsa hafifliyor.
0
red morning
(02.02.21)
Başınız sağolsun :( O kediye çok güzel bir hayat yaşattığınıza ve mutlu ettiğinize eminim. Belki kişisel kölesi bile olmuşsunuzdur :)

O kedinin yerine geçmesi değil ama, başka bir kediyi mutlu etmek için yeni bir kedi sahiplenebilirsiniz; denildiği gibi baş etmesi daha kolay olur.
0
aguen
(02.02.21)
Başınız sağolsun, çok üzüldüm :( sabırlar diliyorum.
0
pandispanya
(02.02.21)
Hepiniz sağolun.
Vefat eden kedimin 1.5 yaşında bir kızı da var evde. Onu da kısırlaştırmayı düşünüyordum ancak bu saatten sonra imkanı yok bir daha böyle bir işe girişemem.
Evin içerisinde kızgınlıkta bağırmalarına da gönlüm elvermiyordu bu sebepten bunu da köye götürmeyi düşünüyorum. En azından orada doğurur, özgürce dolaşır şehir tehlikeleri olmadan. Götüreceğim kişi de en az benim kadar kedi seven ve iyi bakabilecek birisi.
0
🌸sumuklurakun
(02.02.21)
ihmal var mi acaba?
0
ghostinthemech
(02.02.21)
Başınız sağ olsun. Zor bir durum. Yavrusu içiniyi düşünmüşsünüz fakat o evde sizinle yaşamıyor mu
0
rapisa
(02.02.21)
eve alışmış kediye köye götürüp salma fikri hiç mantıklı değil. kısırlaştırırken ölmesin derken ömrünü kısaltıp hayat kalitesini düşürüyorsunuz.
0
elorelia
(03.02.21)
Allah sabır versin.
Geçenlerde bir arkadaşla konuşurken lafı geçti; ilk kedimizi sokaktan sahiplendiğimizde yetişkin bir kediydi, bizimle de 10 sene yaşadı. Üniversiteye yeni başlamıştım öldüğünde. 3-4 ay aklıma geldikçe ağladım. Bir diğer kedim öldüğünde de çok ağlamıştım. Şimdiki kedimin yaşı epey var, ama aradan geçen süre içinde öyle kayıplar oldu ki, bunun bir döngü olduğunun bilincine vardım. İnsanlar ve hayvanlar; doğar, yaşar ve ölür. Kimse kalıcı değil. Bir hoş sada bırakabilmişse bu kubbede ne mutlu.
0
SiyamkedisiZorro
(03.02.21)
cok uzuldum basiniz sagolsun yeni yavru kedi sahiplenme fikri bana da mantikli geldi atlatmaniz icin
0
camene87
(07.02.21)
(4)

Bogazici Mezunlari eylemlerin neresinde ?

freedonia
Bu kodaman abilerin niye sesi cikmiyor. Hepsi en ust kademe yonetici bilmemne zaten hele o boomer jenerasyon. Niye sesleri cikmiyor, sesleri cikiyor da ben mi duymuyorum.
Bu kodaman abilerin niye sesi cikmiyor. Hepsi en ust kademe yonetici bilmemne zaten hele o boomer jenerasyon. Niye sesleri cikmiyor, sesleri cikiyor da ben mi duymuyorum.
0
freedonia
(02.02.21)
Okula alinmiyorlar, normalde okula giris serbestti. Disarda olan 1-2 seye katildilar. Linkedin'de bugun birkac yazi gordum.

Ama pek cogu konumunu korumak icin sessiz kalacak.
0
fakyoras
(02.02.21)
kodamanlar eylem yapamazlar yaparlarsa taraf olurlar sonra mayışcıklarından olurlar.

mayışlarından olan adamı kimse işe almaz onlarda düşük pozisyonda başlamak istemez.
0
duyurukullanıcısı
(02.02.21)
Sesi çıkanlara yapılan zulüm kaybedecek çok şeyi olan insanı daha çok korkutur.
0
SiyamkedisiZorro
(02.02.21)
boğaziçiler ortam adamıdır öyle bu soğukta pandemide gidip türkü çekip cihara yakıp halay çekecek halleri yok. bahar ayları pandemi olmasa katılım daha fazla olurdu. bir evlenip 2 çocuğu olmuş iyi paralar kazanan adamlar bu toplara pek girmezler.
0
kelepir
(02.02.21)
(18)

Gezmek için bir şehre gidince otel yerine yanında kalacak birini aramak

ms brownstone
Ben bu olayı asla anlamıyorum ve açıkçası biraz sinir de oluyorum. Yani bir şehre gezmek için gideceksem ve o şehirdeki biriyle özellikle plan yapmamışsak, beni evine davet etmemişse asla kimseye “ben x şehre geldim ama kalacak yerim yok, sende kalsam olur mu” gibi bir şey söyleyemem. Gezip para har
Ben bu olayı asla anlamıyorum ve açıkçası biraz sinir de oluyorum. Yani bir şehre gezmek için gideceksem ve o şehirdeki biriyle özellikle plan yapmamışsak, beni evine davet etmemişse asla kimseye “ben x şehre geldim ama kalacak yerim yok, sende kalsam olur mu” gibi bir şey söyleyemem. Gezip para harcamayı göze almışsam zaten gider kendime uygun bir otel bulup parası neyse veririm. Param yoksa da hiç gitmem. Asla bedava kalacak yer dilenemem kimseden.

Ayda yılda bir görüştüğüm bir arkadaşım yanındaki hiç tanımadığım arkadaşıyla günler öncesinden yaşadığım şehre gelmiş. Beni hiç arayıp sormadı bu süre boyunca. Kaldıkları kişinin yanından çıkmaları gerekince bize gelmek için yazdı bana. Ben de bahane bulup kabul etmedim. Zaten pandemide her yere girip çıktıklarını bildiğim insanlar ve arkadaşını hiç tanımıyorum bile. Ki evim de küçük, kardeşim sabah 9’da salonda işe başlıyor. Yani hem yaptığına sinir oldum hem de bu dönemde zaten pek mantıklı değildi ama yine de bi “ayıp mı oldu” düşüncesi geldi bana.

Sizler neler düşünüyorsunuz bu konuda? Yani bir yeri gezmeye gidecekken otel ayarlamak yerine sırf bedavaya getirmek için orda yaşayan tanıdıklarınızdan evlerinde kalmayı talep eder misiniz? Ya da birisi size bu şekilde gelse ne düşünürsünüz? Couchsurfing gibi daha çok yurt dışında olan şeyleri ayrı tutuyorum tabii ki. Orda iki tarafın da karşılıklı talebi söz konusu. Benim bahsettiğim bir anda çat diye bir aramayla akşam evde bir ya da daha fazla kişi için kalacak yerinizin olup olmadığının sorulması.
0
ms brownstone
(01.02.21)
Ben de asla yapamam. 4-5 sene önceki en yakın arkadaşım çağırmıştı 2 gün gezdik falan, davet edilmeme rağmen geceleri otele döndüm yine.

Şu anki en yakın arkadaşım olsa, haftasonu geliyorum sana uygunsa koltuğun benimdir derim yani ama çooooooook yakın olmamız lazım.
0
aguen
(01.02.21)
Haklısınız bence. Şehre gelmeden önce haber verse ve birlikte vakit geçirseniz neyse de böylesi yüzsüzlük. İyi yapmışsınız.
0
auroraaurora
(01.02.21)
arkadaşımla yakınlığıma bağlı. sevdiğim biriyse zaten otelde kalmasını ben istemem, bende kalsın isterim. ama samimiyetmize güvenerek "ben oraya geliyorum, sende kalabilir miyim" de dese "aa ben davet etmeden yanladı" falan diye düşünmem, gel buyur derim. ama fazla yakınım değilse, tüm koşullar iyi bile olsa (pandemi olmasa, evde kardeşim homeofis olmasa, evim yayla gibi olsa vs.) gene de kabul etmeyebilirim, niye rahatımı bozayım. fazla yakın olmadığın biri evinde kalsa rahatın bozulur çünkü.

ben ki kaç kere tanımadığım insanlarla ev arkadaşlığı yapmış & yapmakta olan biriyim ama o başka bu başka. hele ki şu pandemi döneminde bence kabul etsen garip olurdu.

ay hele ki bir de tanımadığın biriyle gelecek. vallahi millet yüzsüz, YÜZ-SÜZ.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(01.02.21)
iyi ki kabul etmemişsiniz. yoksa sinir olacaktınız durduk yerde.
otele para vermeyi boşa para akıtmak gibi düşünüyor insanlar. sadece uyuduğu için para vermek saçma geliyor. çok samimi bir arkadaşımsa belki kalırım, ama ben de otelciyim. samimi olmadığım biri otel olmadığı için evime gelmeye çalışsa huzursuzlanırım. eve birini almak çok özel bir durum.

sadece bir kere, hiç tanımadığım bir şehirde, gece yarısı kalmıştım. yani olaylar öyle gelişti ve ne yapacağımı bilemedim. çok samimi olmadığım bir arkadaşı arayıp, burada nasıl otel bulacağımı sormuştum. hemen beni aldı, kendi evi müsait olmadığı için ablasının evine götürdü. çok mahcup olmuştum ama çok iyi gelmişti. istisnai durumlar hep var. ama seninkiler baya şehri bilen, başlarına aksilik gelmemiş insanlar. ayıp olan biri varsa sensin. takma.
0
lovemyself
(01.02.21)
Ogrenciyken ve cok kisitli bir butceyle yasarken, tabii ki yaptim. Zoraki, son dakikalik bir istek olarak degil; oncesinde o insanla iletisime gecerek ve kucuk bir hediye goturerek mesela.

Tanidiklarim, benim isimin gucumun oldugu, en yogun oldugum vakitlerde dahi gelip kalsinlar, aksam bir yemek masasinda bulusuruz, ne olacak? Hic sorun yapmam, on gun eve cokulmedigi surece, tanimadigim insanlarla da gelip kalabilirler.

Ama pandemi doneminde sizin yaptiginizi yapardim.
0
buf-e kür
(01.02.21)
Kesinlikle katılıyorum. Nefret ediyorum misafirlikten. Misafir olmaktan da, ağırlamaktan da. Hele davetsiz misafirden ekstra nefret ederim.
0
roket adam
(01.02.21)
hayatımda ilk kez böyle bişey duyuyorum. bence arkadaşlarınızı ve arkadaşlıklarınızı gözden geçirin önce.
bırak konaklamayı normal ziyarete bile davetsiz/emrivakiyle gelme yüzsüzlüğü göstermez benim arkadaşlarım.

couchsurfing'de karşı biri değilim ama oradan izin, haber verme falan var :D

tam bir kıroluk diye düşünüyorum ne düşüneceğim. iletişimimi keserim böyle dandun insanlarla.
0
rewlack
(01.02.21)
Gezmeyi göze almışsa konaklamayı da düşünmeli ve önceden ayarlamalı. Ben de nefret ederim. Haklısınız.
0
ruhen hastayim ben
(01.02.21)
Yatılı misafir sevmiyorum. Misafirliğin en güzeli 1-2 saat oturup gitmektir.
0
kickboxer
(01.02.21)
arkadaşın kalacak yer bulmak için zahmetlere girmişse, bütçesine takla attırmışsa üzül. aksi halde üzülme
0
esref
(01.02.21)
haklisiniz. hicbir sekilde uzulmeyin.

ben de eski bir arkadasimi boyle evimde agirlamistim, uzun zamandir gorusmuyor ve konusmuyorduk hasret gideririz diye kabul ettim. kiz beni birakti gitti baska arkadaslariyla bulustu gezdi sonra evime geldi. ben sok oldum. sigara icemezsin dememe ragmen bir de odamda sigara icmis. asiri sinir oldum. ayni sekilde bir daha gelmek istedi ve kabul etmedim. bu yaptiklarini da yuzune vurdum. daha da konusmuyoruz. zaten konusmuyorduk, gerek yok.

hele simdi corona varken, annem ve kardesimi bile eve kabul etmiyorum. sifir risk ile tek basima yasiyorum, evden cikmiyorum. hic gerek yok.
0
batlegolas
(01.02.21)
ben de asla boyle bir teklifte bulunmam kimseye. rahat edemem.
0
batlegolas
(01.02.21)
Bu tamamen samimiyetle ilgili. Bir aile dostumuz var. Bir sabah zil sesiyle uyanırız ki cümbür cemaat kapımızdalar (70'li yıllarda bizim evde telefonumuz bile yokken kalkar Ankara'dan gelirlerdi, hey gidi çocukluğum)... Can dostumuz. Başka da bu rahatlıkta biri olmadı, sanırım olamaz da artık.
Yazdığınız senaryo, hele pandemi döneminde, az uzak dursun. Bu ne samimiyet?
0
SiyamkedisiZorro
(01.02.21)
buna benzer araba isteme mevzusu var birde,

çok acil olur eyvallah ama keyfi sebeple neden birinin aracını istiyorsun? git kirala.

ev için çok samimi isek ve elemanın mutlu olacağını düşünüyorsam sorarım. yoksa sormam.
0
duyurukullanıcısı
(01.02.21)
işi düşünce aramış hiç kendini kasma
0
basond
(01.02.21)
Ayıp yatakta olur. Kimse size istemediğiniz bir şeyi yaptırmak zorunda değil o ya da bu nedenden istememişsiniz ve kabul etmemişsiniz. Hepimiz özgür bireyleriz, kimseye bir söz vermemişsiniz, size güvenerek gelinmemiş o şehire ayrıca kimseyi de yarı yolda bırakmamışsınız. Hiç ayıp olmamış, gayette kendi kararınızı vermişsiniz. Üstüne daha fazla düşünmeye gerek bile yok.
0
wacot
(02.02.21)
yanlış bir şey değil yaptığınız. şahsen misafiri de misafirliği de sevmem. en geç üç gün öncesinden belirtilmesi ve de uygunluğuma göre olur derim olmaz da derim. pandemiden evvel bir arkadaşımın düğününe gittim 3 günlüğüne. gitmeden evvel oteli falan ayarlamış parasını da ödemiştim. illa bizimle kalacaksın diyen arkadaşlarıma otelin parasını verdim orda kalmazsam bana koyar diyerek reddetmiştim :)
0
phonex
(02.02.21)
“Gezip para harcamayı göze almışsam zaten gider kendime uygun bir otel bulup parası neyse veririm. Param yoksa da hiç gitmem. Asla bedava kalacak yer dilenemem kimseden. “

Kelimesi kelimesini katılıyorum
0
cilekli pasta
(25.10.21)
(18)

Telefonda sevgilinizin adını değiştirme eşiğiniz?

bilet
Ne zaman değiştirirsiniz? İsim soyisimden ne zaman arım balım peteğime ya da “isim”im e geçiş yaparsınız?
Ne zaman değiştirirsiniz? İsim soyisimden ne zaman arım balım peteğime ya da “isim”im e geçiş yaparsınız?
0
bilet
(01.02.21)
Hicbir zaman.
0
cleric
(01.02.21)
Hiç :D 10 yıldır aynı. 10 yılın içine arkadaşlık, flört, sevgililik, nişanlılık, evlilik dahil. Hep sadece adıyla kayıtlıydı, hiç de değiştirmeyi düşünmedim. Allah korusun ayrılsak da değiştirmek zorunda kalmayız bu sayede :P :D
Ben de onda ismimle kayıtlıyım. Kafalar hep rahat, süper :))
0
pandispanya
(01.02.21)
Hiçbir zaman +1
0
ruhen hastayim ben
(01.02.21)
Evlendik, yine değiştirmedik. İsim soyisim şeklinde kayıtlıyız karşılıklı, hatta eşim yeni soyadımı bile eklemeden orijinal soyadımı kullanıyor yine.

Edit: Senede bir falan ben onun telefonunu sinsice alıp kendi adımı "aşkitom <3 <3" falan yapıyorum. Gülüyoruz eğleniyoruz, düzeltiyor sonra.
0
kobuzchu kiz
(01.02.21)
Hicbir zaman. Ad soyad durur oyle.
0
turkce konusan uzayli
(01.02.21)
ben tanışınca direkt isimle kaydediyorum öyle kalıyor. soyad yazmıyorum.
0
jelly bear
(01.02.21)
Sadece adıyla kaydetmiştim zamanında ve öyle duruyor. Hiçbir zaman +1
0
ms brownstone
(01.02.21)
Yok oyle bir esik. Isminden memnunsa ozellikle, ismiyle kalsin.
0
buf-e kür
(01.02.21)
Ben kadın tarafıyım. Şimdiki eşim, erkek arkadaşımken bana iletişim bilgilerini contact olarak göndermişti. O haliyle kullanıyorum. Epey formal duruyor Dr. X. Y. Zoğlu gibi. Telefonun kısa yolunda X'im gibi bir kısaltmayla kayıtlı taa baştan beri hiç değişmedi. Ben de onun telefonunda baştan beri Siyamım gibi kayıtlıyım.
0
SiyamkedisiZorro
(01.02.21)
biz iki yil sonra falan degistirmistik ama sonra kavga edince geri isme döndü jdjdjs
0
ala09
(01.02.21)
sevgi sözcüklerinin söylenmeye başlandığı yani çağ kapatılıp çağ açılan o günde telefonda kayıtlı olan isim-soyisim ikilisinden soyismi silerek olaya samimiyet katmıştım. hala öyle duruyor.
0
starlightz
(01.02.21)
eski sevgilim ilk baslarda ismiyle kayitliydi. sonra komik bir sohbet gecti ve ona o sohbetle alakali bir hitap bulup ismini oyle degistirdim. sonra aska geldigim zamanlarda askim yaptim. kizdigim zamanlarda okuz yaptim. sonra tekrar o hitaba gecis yaptim. oyle kafama gore takildim.
0
batlegolas
(01.02.21)
2. hanımın yanına giderken sonuna r harfi ekliyorum.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(01.02.21)
Sadece isimle kaydedip değiştirmem, veya ilk kaydettiğimde isminin yanına mesela hangi ali olduğunu hatırlatacak bir kelime yazmışsam sevgili olacağımıza inandığım zaman onu silerim sadece ali kalır. Eski sevgilimin iş telefonu hala isminin baş harfi olarak kayıtlı, aceleyle öyle kaydetmiştim, kaldı.

Sevgilimin beni soyadımla kaydetmesi ayrılma sebebi olur :/

Edit: müdürüm >10 yıldır evli, eşi isim+eski soyadıyla kayıtlı telefonunda.
0
pati
(01.02.21)
genelde ad soyad kaydederim. iki eski sevgilimi aramızdaki bazı goygoya ithafen farklı kaydetmiştim. sonra da ayrıldık. bir daha birisi girerse hayatıma ilk kaydettiğim gibi (isim soy isim) olarak tutarım.
0
ananotherlife
(01.02.21)
ben genelde isimle kaydederdim. şu anki sevgilimle de tanışma, flört ve birlikteliğin ilk 3-4 ayında isim vardı. sonradan lakabına çevirdim. lakabını kendi arkadaş grubu çok sık kullanıyor. öyle olunca ben de alıştım, artık ismini telaffuz ettiğimde sanki yabancı birinden bahsediyormuşum gibi geliyor.
0
der meister
(01.02.21)
bu konuyu düşünmem asla. moduma göre. bugüne kadar isimleri dışında bir başka kelime ile de değiştirmedim. değiştirmek istersem değiştiririr. öncesinde zihnimi meşgul etmesini istemem böyle bir konunun.
0
matrix
(02.02.21)
22-23 yaşına kadar güzel sıfatlarla kaydederdim,şimdi dümdüz
ayşe ise ayşe diye kaydeder, senelerce de değiştirmem

tanışırken ne diye kaydettiysem o
0
megacracker
(14.02.21)
(12)

Balkonda soğutulan kola ve su

freebird5406_2
Buzdolabı gayet iyi çalışmasına rağmen, balkonda soğuyan suyun ve kolanın serinliği dolaptakine göre daha hoş oluyor sanki, böyle hisseden başkaları da var mı yoksa bunlar zırvalık, kutup ayılı coca cola reklamlarının etkisi altında mı kaldım :)
Buzdolabı gayet iyi çalışmasına rağmen, balkonda soğuyan suyun ve kolanın serinliği dolaptakine göre daha hoş oluyor sanki, böyle hisseden başkaları da var mı yoksa bunlar zırvalık, kutup ayılı coca cola reklamlarının etkisi altında mı kaldım :)
0
freebird5406_2
(29.01.21)
bence de var ama psikolojik oldugunu dusunuyorum. mesela yeni gelmiş damacana suyun soğukluğu da böyledir.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(29.01.21)
Evet yeni gelen damacana su da öyle güzel örnek, demek istediğim bu :)
0
🌸freebird5406_2
(29.01.21)
dereceleri farklıdır ondan olabilir. dolap fazla soğutuyordur belki.
0
jelly bear
(29.01.21)
Her şeyin doğalı güzel. Irmakta soğumuş bir karpuz tanesi gibi...
0
prole
(29.01.21)
Şusu farklı busu farklı izah edemem ama kesinlikle farklı ve içmesi keyifli. Bilgili bir arkadaş aydınlatsın ben de bilmek isterim.
0
arph
(29.01.21)
sodalar balkonda duruyor, dolapta durmuşu çok soğuk geliyor içemiyorum.
0
ofelia
(29.01.21)
Yanlisim varsa duzeltin de dolabin ust bolmesi 18 derece, su aralar balkon 3-4 derece (tekel buzdolaplari gibi)

O yuzden daha lezzetli geliyor olmasin?
0
brkylmz
(29.01.21)
Buzdolabı ayarı 4 derece, dışarısı 4 derece. Bana dolabın soğuttuğu kola vb içecekler daha lezzetli geliyor. Ama su olayında haklısınız.
0
SiyamkedisiZorro
(29.01.21)
Aynen öyle. Sebebini çözemedim.
0
sutlu nescafe
(29.01.21)
ben de buzdolabından çıkmış soğuk suyu içemiyorum, içebilsem de içmeyi sevmiyorum ama balkonda duran su/maden suyu/meşrubat vb. kesinlikle mükemmel bir soğuklukta oluyor.
0
blatta hiberna
(29.01.21)
Su hayatta yeni gelmis damacana suyun guzelligi kadar az sey var. psikolojik mi bilmiyorum ama bambaska bir sey
0
fakyoras
(29.01.21)
kolayı bilmem de suya dolabın kokusu siniyor ondan kötü oluyor tadı.
0
nuisance
(29.01.21)
(16)

Yüzük

sineklerin tanrısı
Evlisiniz ve evdeyken yüzük takıyor musunuz?Cinsiyet belirtirseniz sevinirim
Evlisiniz ve evdeyken yüzük takıyor musunuz?
Cinsiyet belirtirseniz sevinirim
0
sineklerin tanrısı
(28.01.21)
evliyim, hiç yüzük takmadım.
35 e
0
neymis
(28.01.21)
Sürekli takıyorum, varlığını unutuyorum hatta o kadar alışmışım. K
Eşim de aynı, neden çıkaralım ki evdeyiz diye?
0
somethinginthewayshemoves
(28.01.21)
tak cikar yaparsam bi yerlerde unuturum. altin sonucta insan kiyamiyor :') k
0
pide
(28.01.21)
29e
Elimle bir yemek yapmayacagim surece cikarmiyorum. Cikarsam unuturum kaybolur gider
0
fakyoras
(28.01.21)
8 sene once taktim ve hic cikartmadim.
38e
0
cooperr
(28.01.21)
nisanliyim cikariyorum hatta bi yuzuk kosesi yaptik banyoda. el yikadiktan sonra oraya takiyoruz yeri belli :)
0
ala09
(28.01.21)
Birkaç hafta takiyorum sonra krem surerken yemek yaparken vs cikarip koyuyorum bi yere unutup haftalarca takmiyorum belli bir duzeni olmuyor. K
0
passive aggressive
(28.01.21)
Sürekli takıyoruz eşim de ben de. K.
0
elorelia
(28.01.21)
15 yıldır evliyiz ikimiz de hiç takmadık ama öyle inattan falan değil, aldık yüzükleri bir heves, o da rahat edemedi ben de kaldı öyle.
0
delidiyorum
(28.01.21)
takmıyoruz. eşim (erkek) pandemi nedeniyle zaten evde. ben işe gidiyorum ama ben de takmıyorum, el hijyenine engel oluyor. gerçi pandemi öncesinde de nadiren takardım, unutuyorum.
0
anksiyetik pia
(28.01.21)
ben cok begenerek takiyordum ama hamileyken sisti ellerim, biraz kilo vermem lazim tekrar takabilmek icin :) alyansim su an zayiflama kriterim, tekrar takabildigim gun hamilelik kilolarimdan kurtuldugum gun olacak yine severek takacagim :) cinsiyet belirtmeme gerek kalmadi gerci ama adettendir, 34 k :)
0
in vino veritas
(28.01.21)
31e evet
0
roket adam
(28.01.21)
evet k
eşim de takıyor. ben bazen çıkarıyorum o hep takıyor. ama takmak lazım gibi bir dusuncem yok, öyle olageldi
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(01.02.21)
Evde yüzük takmıyorum. Dışarıda hep takıyorum.
Karı-koca böyleyiz.
0
SiyamkedisiZorro
(01.02.21)
Pandemi çıktı çıkalı eşim de ben de takmıyoruz ne evde ne dışarıda. El yıkarken hijyene engel oluyor gibi bir anksiyete olmuştu bizde sanki altında pislik kalıyor gibi. Öyle de devam etti. Beni rahagsi ediyor şahsen yüzükle bütünleşemedim bir türlü.
0
anksiyetik pia
(04.10.22)
surekli takiyoruz ikimiz de. yuzuklerimiz epey ince ve basit, rahatsizlik vermiyor.
0
taurina
(04.10.22)
(6)

ailesinde 80 yaş üzeri yaşlısı korona aşısı olan var mı?

1837837
randevu aile hekiminden mi? yoksa herhangi bir hastaneden mi alınıyor? süreç nasıl?
randevu aile hekiminden mi? yoksa herhangi bir hastaneden mi alınıyor? süreç nasıl?
0
1837837
(27.01.21)
(git: 1464011)
Süreç sağlık bakanlığının aramasıyla başlıyor anladığım kadarıyla. Aile büyüğünüze ulaşabilecekleri bir telefon numarasının kayıtlı olduğundan emin değilseniz aile hekiminizden bilgi alın bence.
0
kobuzchu kiz
(27.01.21)
mhrs ye girerseniz asi randevusu cikiyor

ister aile hekiminden isterseniz en yakin dev. hastanesinden randevu aliyorsunuz

hastane ortamina girmemek icin aile hekiminden randevu alabilirsiniz. asilar saglik ocaklarinda mevcut ve randevu alirsaniz hemen yapiyorlar. bugun gidip sordum
0
exlibris
(28.01.21)
Var. Bizimkiler oldu :)

Biz e-nabızdan aldık aile hekiminden. Sonra götürüp vurdurduk. Ama arayıp eve gelmelerini de talep edebilirsiniz.

Edit: Ek olarak başka hastalıkları varsa hastanede olmaları tavsiye ediliyor.
0
superfluid
(28.01.21)
bizimkiler hiç mhrs falan bilmiyorlar ve kullanmıyorlar.

geçtiğimiz hafta, babaannemin evini aile hekimi aramış ve aşı olmak istiyor musunuz diye sormuş. o da çocuklarına sordu. ee haliyle herkes ol anne demiş. aradıklarının ertesi günü halam ve babam evin yanındaki aile hekimine götürüp vurdurdular aşıyı. tedbir amaçlı yarım saat beklemişler. 28 gün tutup gelin, ikinci dozu vuralım deyip göndermişler.

lokasyon ankara çankaya.
0
ada meltemi
(28.01.21)
mhrs'den randevu aldık babam için (88), aile hekiminden. Aşıyı oldu, çok şükür şimdilik her şey yolunda.
0
SiyamkedisiZorro
(28.01.21)
182’yi aradık aile hekiminden randevu verdiler ertesi gün gitti oldu
0
sta
(28.01.21)
(6)

Sudoku

TerleyenBalik
Bir sayı bulabilen var mı her kareye baktım. Bilmediğim bir taktik mi var?
Bir sayı bulabilen var mı her kareye baktım. Bilmediğim bir taktik mi var?
0
TerleyenBalik
(27.01.21)
Alttaki 3 2 nin soluna 7
Ayni karedeki 1in sağına 8 5 ilk gözüme carpanlar
0
sen de git sen de unut
(27.01.21)
sol üst köşedeki karede 4'ün sağına ve soluna 9 veya 8 gelebilir. haliyle geriye 3 ile 7 kalıyor, onlar da en üst sırada olmalı.

3 sağ tarafa yazılamıyor, o yüzden en üst sol köşe 3 6 7 şeklinde.
0
aziz dostum jack
(27.01.21)
En üst sol köşe (6'nın solu) 3
0
SiyamkedisiZorro
(27.01.21)
Çünkü o 9'lu grupta 4'ün sağ ve solu 8-9 olmak zorunda.
3'ü yerine oturtunca sudokunun tamamı çözülüyor.
0
SiyamkedisiZorro
(27.01.21)
Ortadaki karenin sol ortası 4 olacak
0
otopsicocugu
(27.01.21)
Teşekkürler başka hiçbir yerden garanti çıkış yoktu
0
🌸TerleyenBalik
(27.01.21)
(17)

muhit mi ev mi?

la lykia
hangi evi satın alırdınız, neden?aradığınız kriterler açısından kötü olarak nitelendireceğiniz ve hiç taşınmak istemediğiniz bir muhitte ama aradığınız tüm kriterleri olmasa bile kriterlerin %90'ını karşılayan çok güzel bir ev.muhit olarak tüm kriterlerinizi karşılayacak, bildiğiniz, sevdiğiniz, kon
hangi evi satın alırdınız, neden?

aradığınız kriterler açısından kötü olarak nitelendireceğiniz ve hiç taşınmak istemediğiniz bir muhitte ama aradığınız tüm kriterleri olmasa bile kriterlerin %90'ını karşılayan çok güzel bir ev.

muhit olarak tüm kriterlerinizi karşılayacak, bildiğiniz, sevdiğiniz, konut fiyatlarının çok hızlı yükseldiği bir muhitte neredeyse hiçbir kriterinizi karşılamayacak kötü bir ev mi?

(evi alıp sonradan tadilat yaptırma şansınız yok orta-uzun vadede, aldığınız gibi kullanacaksınız, ayrıca tadilat ile de değiştiremeyeceğiniz dezavantajları var, sadece bunlar değil ama çok basit bir örnek ile ev arka eve bakıyor, gördüğünüz tek şey diğer evin odaları, balkonu, mutlaka çift tuvalete ihtiyaç var ama tek tuvaletli gibi gibi, değiştirilemeyecek yapısal dezavantajlar biraz)

fiyatlar aynı.

edit: deprem ile ilgili; kötü muhitteki ev deprem bölgesinde, hatta bölgedeki büyük faya çok yakın ama bu yıl yapıldı, 0 ev ve en üst standartları karşılayan bir inşaat kalitesi var.

iyi muhitteki ev deprem açısından güvenli bir bölge, zemin iyi ama inşaat kalitesi bilinmiyor, ev eski baya.
0
la lykia
(27.01.21)
kötü bir evdense dandik bir muhiti tercih ederim. kötü bir evin derdi kesinlikle bitmiyor, evin özellikle altyapısının yeni ve bakımlı olması çok önemli.
0
roket adam
(27.01.21)
2 yıl beylikdüzü'nde yaşadım, 2 yıldır Kozyatağı'nda yaşıyorum.

Beylikdüzü'ndeki ev efsaneydi. Ama Beylikdüzü :/
Şimdiki ev güzel ama bina eski. Daha kötü olsaydı da Kozyatağı derdim. Yakın arkadaşım Acıbadem'de yaşıyor. Evin içi 'yapılı' değil. Ama muhit olarak çok iyi olduğu için görmezden gelirdim evdeki olumsuzlukları. Komple tadilat olmasa bile ufak ufak (lavobo, klozet, mutfak vs.) yaptırılır.
0
himmet dayi
(27.01.21)
Ben ikinciyi tercih ederim, ediyorum, ettim.
0
pati
(27.01.21)
Öncelikle 2 eve de deprem ve rutubet açısından bakmak lazım, kriter karşılamama durumu binanın allaha emanet olması veya evde rutubet lekeleri olması ise baştan yatar muhit işi. Ki bunu muhitinden ayrılmamak için fahiş kira ödeyen biri olarak söylüyorum.
0
whoosie
(27.01.21)
Muhit! Bu sonuca kotu seyler yasayarak ulastim.
0
buf-e kür
(27.01.21)
deprem ile ilgili; kötü muhitteki ev deprem bölgesinde, hatta bölgedeki büyük faya çok yakın ama bu yıl yapıldı, 0 ev ve en üst standartları karşılayan bir inşaat kalitesi var.

iyi muhitteki ev deprem açısından güvenli bir bölge, zemin iyi ama inşaat kalitesi bilinmiyor, ev eski baya.
0
🌸la lykia
(27.01.21)
muhit demişken biraz daha bilgi vermek lazım hocam. sarıgöl ile suadiye'yi mi karşılaştırıyoruz yoksa atıyorum maltepe ile suadiye'yi mi karşılaştırıyoruz? arada ciddi fark var.

bu arada deprem konusu da yabana atılmamalı. "baya eski ev"in depremde yıkılma riski çok daha yüksek. 2000 öncesi evlerde bu risk her zaman var.
0
roket adam
(27.01.21)
Tecrübeyle sabit
Muhit tercih edilmeli.
İnsan her zaman ev dışında vakit geçirmek için imkan yaratmaya çalışır. Kötü bir muhitte eve tıkılır kalırsın.

Kadıköy moda’da en yeni ev 50 yıllık.
Ama kiralar 3.000’den başlıyor ve genel olarak ev bulmak zor.
Fındıklı’da en eski ev 15 -20 yıllık. Kiralar 1.000’den başlıyor.

İnsan doğası her zaman iyi konum ister
0
otopsicocugu
(27.01.21)
Çevrenin değeri evin değerinden daha yüksek. Kötü ev, kötü semt kadar çekilmez bir şey olsa da evin kötülüğünü bilirsin ama çevrenin kötülüğünü bilemezsin. Evi öyle yada böyle düzeltme şansın var, çevreyi düzeltemezsin.
0
alfred
(27.01.21)
Evin icini degistirebilirsin ama muhitini degistiremezsin
0
fakyoras
(27.01.21)
Kötü muhitten ev alınmaz, iyi muhitteki evde olmazsa olmazlarınız tadşlatla giderilemeyecekse, evin 5 sene içinde kentsel dönüşüm şansı da yoksa o ev de alınmaz. Demek ki bu evler alınmayacak. İyi muhitte başka evleri kovalayın.
0
SiyamkedisiZorro
(27.01.21)
Evin içi ne kadar iyi olursa olsun, bulunduğu muhitin kalitesi de yaşam standardınızı o kadar yükseltir. Sadece 4 duvar içinde değil o çevrede yaşam süreceksiniz. Bu şartlarda ikisini de almaz, iyi muhitte ev bakınmaya devam ederdim.
0
onune3012
(27.01.21)
eğer muhit ciddi kötü değilse yeni ev derdim. ben de yeni ev almış biri olarak istediğim semtte deprem sonrası ev bulamadığım için hiç aklımda yokken Maltepe'ye taşındım ama çok kötü değil, memnunum. tabii ki bu paraya maks 10 yıllık suadiye erenköy hatta bostancı'da bulsaydım oraya giderdim ama olmayınca olmuyor.
0
Flaneur
(27.01.21)
0
esref
(27.01.21)
pandemi olduğu için kötü muhit iyi ev. çünkü çoğu zaman eve geçiyor.
0
mikahakkinen
(27.01.21)
tabi ki muhit tartışmaya bile girmem.
0
jamswety
(27.01.21)
muhit +1
cunku etrafindaki insan kalitesi binanin yeni olmasindan daha degerli.
0
cooperr
(27.01.21)
(15)

arap ülkelerinin baklavalarindan yediniz mi?

Coma
nasil buldunuz?bugün toplantiya gelen arap misafirimiz getirmis ama hangi ülkeden onu soramadim, tatli var dediler gittim sadece. baklavayi görünce de cok sevinmistim.ama yer fistikli baklava yapmislar, igrenc. hayatimda daha kötü birsey yemedim. orada caktirmadim ama cok kötüydü ya. hem serbetli he
nasil buldunuz?

bugün toplantiya gelen arap misafirimiz getirmis ama hangi ülkeden onu soramadim, tatli var dediler gittim sadece. baklavayi görünce de cok sevinmistim.

ama yer fistikli baklava yapmislar, igrenc. hayatimda daha kötü birsey yemedim. orada caktirmadim ama cok kötüydü ya. hem serbetli hem tuzlu.

böyle mi hepsi?
0
Coma
(27.01.21)
yemedik.
0
goodz
(27.01.21)
Goodz+1
0
Kahir ekseriyet
(27.01.21)
Yıllar evvel suriyeden bi akrabam getirmişti. Hafif ısıtıp yemiştik ben çok beğenmiştim.
0
nickimin hakkini veremedim
(27.01.21)
Yedim (Dubai'de yemiştim), berbattı bence. Hem kalite olarak, hem lezzet olarak bizimkiler bin basar.
0
roket adam
(27.01.21)
Vejetaryenken cok yemistim Suriye ve Lübnan baklavalarini. Cok üst düzey tatli yapiliyor Lübnan´da, zaten mutfaklari da cok iyidir, siz kotusunu yemissinizdir.

En son Israil ve Filistin´de yedim, yine bizimkilerden cok daha iyi malzeme kullandiklarini gordum. Zaten Israil´deki fistik bizimkilerden cok daha lezzetli, bagimlilik yapan bir sey. Türkiye´de de iyi yapan yerler var ama sayilari cok cok az.
0
buf-e kür
(27.01.21)
Yedim, güzel degildi. Ama bu bir genelleme oluşturmaz. En az 5 günlüktü benim yediğim.
0
pass
(27.01.21)
Bizim baklavalar araplarinkine tur bindirir kesinlikle. Ayni sey doner falan icin de gecerli, araplarin yaptigi seyleri yiyip bizimkinde iyi dedigim hicbir sey olmadi.

Ama ikisini de bilmeyen birine yedirsen araplarinkini de begenebilir. Agiz tadi, aliskanlik meselesi.
0
cooperr
(27.01.21)
Farklı zamanlarda çokça yeme fırsatım oldu.
Bana hepsinin tadı aynı gelmişti nerede yesem hep aynı ağır tat vardı.
0
Fiyu
(27.01.21)
freebird5406_2
(27.01.21)
fıstığın hası ve kökleri levant*-halep hattında olduğu için şüphesiz en iyisi oralarda. lübnan mesela. hem zaten bunlar arap değil, levant halkı.
0
esref
(27.01.21)
Yemedim ama suudlar, körfez ülkeleri Arapları ve suriyeliler hem İstanbul'da hem de Mersin/Adana'da tatlıcıdan çıkmıyor, kilo kilo tatlı alıyorlar sürekli. Demek ki bizimkiler daha iyi :)
0
prole
(27.01.21)
Suriye, lübnan baklavaları tatlıları ve yemekleri bizim baklavalarımızı cebinden çıkarır zaten baklavanın ve Türk mutfağının orjinali Araplara ait. Baklava, künefe, kadayıf, burma vs. Şerbetli tatlılar hepsi aslen Arap işi ve hakikisi bizimkilerden çok daha güzel. İstanbul'da salloura ve senyora dan denenebilir.
0
acebi
(27.01.21)
Ürdün'de yedim, mükemmeldi.
0
SiyamkedisiZorro
(27.01.21)
Misir, suudi baklavasi vs kesinlikle sevmiyorum ama suriye, lübnan, ürdün tatlilari cok iyi.
0
kuehles blondes
(27.01.21)
Ben de bir iki yerde yedim. Türkiye'deki kaliteli bir baklavanın yanına yaklaşamaz.
0
zaxurani
(27.01.21)
(16)

Aileniz ne kadar sık tartışıyor?

princess consuela
Kendi anne babam uzun yıllardır neredeyse her gün ufak bir sebepten bile olsa tartışıyorlar. Öyle ciddi şeyler için tartışma olmuyor ama ufak bir meseleyi bile bağırarak ve birbirlerini aşağılayarak sonlandırıyorlar. Normal bir ailede durum nasıl oluyor unuttum açıkçası. Sizin anne babalarınız nasıl
Kendi anne babam uzun yıllardır neredeyse her gün ufak bir sebepten bile olsa tartışıyorlar. Öyle ciddi şeyler için tartışma olmuyor ama ufak bir meseleyi bile bağırarak ve birbirlerini aşağılayarak sonlandırıyorlar. Normal bir ailede durum nasıl oluyor unuttum açıkçası. Sizin anne babalarınız nasıl? Ne sıklıkla ve neler için tartışırlar?
0
princess consuela
(26.01.21)
Her gün en ufak bir şey için bile tartışırlar. Bence normali bu:)
0
sta
(26.01.21)
size göre aşağılama olan sözler veya hareketler onların rutini haline gelmiş olabilir mi? Bunun dışında ilişkide tartışmasa olmasa muhtemelen birbirlerini boğazlayabilirler.

Normali bu +1
0
emininsel
(26.01.21)
Bence sizinkiler tartışmaktan zevk alıyor. Ve hayır normali bu değil. Bizimkiler 5 6 ayda bir anca tartışır onda da küslük vs uzatilmaz.
0
kaptan maydanoz
(26.01.21)
Çocukluğumuzu, ergenliğimizi, gençliğimizi zehir ettiler. Sağolsunlar evlilikten soğuttular.
0
skywalker.anakinn
(26.01.21)
Günde 1-2 heralde.
0
lcha
(26.01.21)
Benimkiler anlaşmazlık yaşadıklarında susmayı biliyorlar. Tabi tartışıyorlar ama seslerini yükseltmeden ve hakeret etmeden. Baktılar olacak gibi değil susuyorlar, bir süre sonra normale dönüyorlar.
0
fotrsapka
(26.01.21)
Ben çocukken (20 yıl kadar önce) çok tartışırlardı, sonra azalmaya başladı. Ben de zaten yıllardır onlarlar oturmuyorum o yüzden kesin bir şey diyemem ama çok ender tartışıyorlar artık sanki.
0
peki madem
(26.01.21)
Normali o değil elbette. Annem hayattayken bizimkiler çok sık tartışmazdı, en azından ben çok sık şahit olmazdım. Evde bağrış çağrış kavga olduğunu sadece iki kez hatırlıyorum. Onun da biri annemle babam arasındaydı, nedenini bilmiyorum; diğeri geniş aileyle ilgili bir meselede babamın telefonda bağırmasıydı, babam çok haklıydı. Bunlar dışında bağırıp çağırmadan konuşabiliyorlardı çoğunlukla, ufak tartışmalarda da asla aşağılama hakaret falan duymadım ikisinden de.
0
kobuzchu kiz
(26.01.21)
Hergun amansızca. Yarınlar yokmuscasina. Bence babam çok lafa salça oluyor. Yoksa çözülmeyecek meseleler değil.
0
allah yazdiysa bozsun
(26.01.21)
kucuk ama hemen hemen her gun. konular bir turlu degistirilmeyen aliskanliklardan veya onu niye oraya koydun, kapiyi niye sert kapattin tarzi kucuk seyler. bence bu tartismalar da bir nevi aliskanliga donmus artik vazgecemiyorlar.
0
baldur2
(26.01.21)
Tartıştıkları belli konular vardı. Evirip çevirip aynı konularda yıllarca nerdeyse her gün tartıştılar. Sonunda boşandılar da rahatladık.
0
jazzabel
(26.01.21)
Yani herkes demiş ama "bağırarak ve birbirlerini aşağılayarak sonlandırıyorlar." normal falan değil onu belirteyim.

Bir iki ayda bir falan derdim ben. Bu da olmasın isterdim ama ortalamaya göre iyi yine de.
0
aguen
(26.01.21)
Büyük ihtimalle anne-babanızın yaşındayımdır. Valla en son ne zaman tartıştığımızı hatırlamıyorum, 2 yıl olmuştur her halde. Tartıştığımız zaman da çocukların yanında tartışmayız. Genel olarak ortak zevk, düşünce ve hedefleri olan insanlarız. Bir de ben kadın tarafı olarak hiçbir zaman ekonomik sorumluluğun tamamını eşime yükleyip gerçekçi olmayan bir beklenti içine girmedim.
Benim anne-babam da çok tartışmazdı, ama büyüdüğüm zaman aslında birbirlerinden çok farklı ve maalesef birbirlerini sevmeyen insanlar olduklarını gördüm. Başta sevmişler ama sonra o beklentiler ve hayal kırıklıkları...
Eşimin anne-babasında fark ettiğim daha pasif agresif tavırlar var mesela. Baba bildiğini okuyor, anne durmadan konuşuyor, biz geldiğimizde babayı şikayet ediyor vs. Ama onlarda da bağırmak yok. Ben çok rahatsız olurdum herhalde bağırış-çağırış olsaydı. İki tarafın ebeveynleri de iletişim konusunda iyi değiller gördüğünüz gibi ancak en azından çocuklara travma bırakmamışlar.
0
SiyamkedisiZorro
(26.01.21)
peki madem +1.

ben küçükken çok kavga ederlerdi, hatta hafızamda tekme tokat bir kavgaları da var nasıl yerleştiyse bilincimden çıkmıyor o görüntü. ben gelince sonlandırmışlardı.

ama şu an neredeyse hiç kavga etmiyorlar.
0
juninho77
(26.01.21)
aşağılama ve hakaret normal değil +1

haftalık olarak ufak tefek atışmaları olur bizimkilerin. yaklaşık iki ayda bir gibi de tartışma olur. aşağılama, küfür ve hakaret olmaz.
0
makarnavodka
(26.01.21)
Bizimkiler normalde pek tartışmaz, annem arada söylenir ki genelde hep haklıdır, ufak ufak sitem eder. Çorap niye burada, neden geç hazırlandım, aradım niye açmıyorsun neden geri dönmüyorsun gibi. Şimdi pandemide ikisi de evde tartışmaların dozu biraz daha arttı normal ama ikisi de çok sıkıldı :)
0
elikası
(29.01.21)
(20)

4-5 milyonluk evler gerçekten satılıyor mu?

mg3929
Hala aklım almıyor bu evler kime satılıyor? Bu apartman dairelerine bu paraları verenler ne iş yapıyor? Çevrenizde yakın zamanda bu kadar pahalı ev alan oldu mu?
Hala aklım almıyor bu evler kime satılıyor? Bu apartman dairelerine bu paraları verenler ne iş yapıyor? Çevrenizde yakın zamanda bu kadar pahalı ev alan oldu mu?
0
mg3929
(25.01.21)
niye satılmasın? zenginler 500 binlik evlerde mi otursun? :d
0
jelly bear
(25.01.21)
insanlarda para var, biz ziyadesiyle yoksuluz.
0
candide
(25.01.21)
40-50 milyonluk evler de satılıyor. şaşılacak bir şey yok. fakir kadar olmasa da zengin insanlar da var dünyada.
0
papuayenigine02561
(25.01.21)
Ceo vb olmadikca maasli isle alinmiyor tabii.. Adam kendi duzenini kurmus ayda belki 300-500 bin kazaniyor, neden almasin. Aylik gelir skalasi o kadar genis ki bir sey ki, sizin bi omur kazanamayacaginiz parayi kimisi 3-5 gunde topluyor. Adaletini seveyim dunya :)
0
msb
(25.01.21)
turkiyenin zenginligi buhar olup bati avrupaya yagmiyor. ulke gelismiyor, genclerin potansiyeli ucuza satiliyor olabilir ama bu kadar kaynagi olan bir ulkede milyonlar bir kac ay icinde fakirlikten acliga dogru gidiyorsa orada birilerinin de cebi devamli doluyor demektir.

------------------------------------------------------------------------------

"Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerinden derlenen bilgilere göre, yurt içinde ve dışında yerleşik milyonerlerin toplam sayısı ağustos sonu itibarıyla 294 bin 454 oldu. Geçen yılın sonunda 225 bin 441 olan milyoner sayısı, 8 ayda 69 bin 13 kişi arttı."

tr.euronews.com


------------------------------------------------------------------------------

not: turkiye kayit disi ekonomide dunyada basa oynuyor. kayitlarda 250 bin diyorlarsa sen onu en az ikiyle ucle carp.
0
rm
(25.01.21)
valla satilmasina satiliyordur ama 4-5 ilyon lira verip de apartman dairesinde oturmam, bu paralari veren vizyonsuzlar vardir ama memlekette
0
exlibris
(25.01.21)
4-5 milyon çok büyük bir para değil, 800 bin euro falan yapıyor. asıl 40-50 milyonlar satılıyor, üstelik bunlar yalı falan bile değil bildiğin normal evler yani. çeşme'de yalıkavakta falan yazlıklar da keza 10 milyonu geçenler var.

ne iş yapılır, esnaflık, işadamlığı, kuyumculuk, fabrikatörlük, inşaat işleri, vs vs
0
roket adam
(25.01.21)
Ayda 100 bin kazanan bile alabilir. Çok daha fazlasını kazanan binlerce insan var. İyi kazanan doktorlar alabilir mesela. Toprak zenginleri var, sermaye sahipleri var, şöhret sahipleri var, var da var.

Bu rakama daire almak bence de aşırı saçma.
0
alfred
(25.01.21)
@roket adam
4 milyonu 800bin euro olarak nasıl çevirdin :(
0
🌸mg3929
(25.01.21)
"bu kadar pahalı ev"
biz fakirlere göre bu tabir doğru olabilir ama gelir düzeyine göre komik de gelebilir.

çevresinde zengin olmayan biri olarak benim de aklım almıyor lakin kaymak tabaka için gayet normaldir bence.
0
emcekare olmadi einstein olsun bari
(25.01.21)
@mg3929, abi soruna çok şaşırdım. bursanın dışında sikindirik bir sitede 5-10 milyona satılan evler bir haftada bitti. o siteden 10 tane olsa yine satılır. bak bursa demiyorum bursaya 40 dakika uzaktaki bir yer diyorum. 4-5 milyon çok para değil, türkiye de pahalı değil. senede on gün yurtdışı tatili yapınca kendini bir üst sınıfta zanneden beyaz yakalar da dahil olmak üzere türk halkı genel olarak fakir.
0
ismim ibrahim
(25.01.21)
Ya ben daha ilginç bir şey söyleyeyim, Ankara'nın merkeze uzak dandik bir semtinde oturuyorum. Benim evin yürüyerek 5 dakika ilerisine bir sürü yeni apartman yaptılar, 2-3 milyona satıyorlar. Yani sakin, sessiz, huzurlu bir semt ama araban yoksa merkeze ulaşım dert mesela. Evlerin de bir olayı yok, standart apartman dairesi. Bahçesinde hiçbir zaman kimsenin girmeyeceği bir havuz var diye 2-3 milyona satıyorlar. Akıl alır gibi değil. Orada oturan adamla aynı bakkala gidip yufka alıyoruz, ben yürüyorum o AMG ile geliyor falan, çok acayip.
0
plutongezegendegilmi
(25.01.21)
rm +1
bak bu bir de sadece bankada nakit 1 milyon tutanlar.

buna, evinde, bankada kasa kiralayıp altın / değerli döviz tutanları dahil değil.
istanbul'da sayısız malı, mülkü, apartmanı, işhanı olup cash-out yapmayanları dahil değil(bankada para tutmayanları var)
parayı türkiyeden taşıyanlar dahil değil
parayı şirket uhdesinde sermaye olarak gösterenler dahil değil... diye gider
0
esref
(25.01.21)
o 4-5 milyonluk evlerin bulundugu sitelerin instagram hesaplarina bakiyorum bazen.Gordugum kadariyla, oralarda yasayanlar genelde kendi isyeri olan doktorlar, diyetisyenler,kuyumcular vs. Maasla calisan kisiler degil bunlar.
Zaten bu tarz siteler sehrin merkezinde olmazlar cunku arazi fiyatlari Istanbulda pahali.Bu evlerin planlarina bakarsaniz hemen hepsinde bahce var,etrafta dolasilacak yesillik var.Guvenlik ust seviyede. Oturan kisilerin luks arabalari oldugu icin mesafeler sorun olmuyor. Acarkent dedigimiz yer bile ben cocukken dag basiydi,burada kim oturur deniyordu simdiki haline bakin.

Bu arada yeri gelmisken sunu da ekleyeyim. Eskiden uluslararasi sirketlerin iyi maas alan ust seviye mudurleri bu tarz yerlerde ev alabiliyordu ama AKP doneminden sonra sistematik beyaz yaka fakirlestirmesiyle bu kesim buralarda ev alma sansini kaybetti.
0
turkuaz
(26.01.21)
Üst katımı 2 milyona satıyolar:
Not 1600 TL ye kirada oturuyorum :)
0
elifciem
(26.01.21)
O tip devasa birikimleri yapanların çoğu yemeden içmeden yapıyor. Herşeyin hesabını yapan esnaflar var mesela. 10 kuruş için pazarlık eder, günde 3 öğün makarna yer.. böyle biri olmuş olabilir.

bunun dışında aileden zenginlik, ameliyat yapan doktor vb. de olabilir. yurtdışında çalışmış olabilir.

eve o kadar para vermenin israf olduğunu düşünüyorum
0
kickboxer
(26.01.21)
14 dukkanlik gida zinciri olan bir tanidigim var. muteahhit olan bir tanidigim da var. cerez parasi gibi bir sey onlar icin. daha cok arsa kapatiyorlar ama 4-5 milyonluk evleri de aliyorlar yatirim icin. bu insanlari sokakta gorsen zengin demezsin oyle soyleyeyim. hatta bu tanidiklarin biriyle otururken bir adam geldi. sana yemin ediyorum yuzumu cevirdim para isteyecek diye. acibademde kapatmadigi arsa kalmamis. :D geldi beles cayi icti gitti
0
nibba
(26.01.21)
benim şu anda kirada oturduğum evin piyasa değeri 4 milyon civarı. sokağın fotoğrafını çekip atsam inanmazsın, o derece 4 milyonluk değil. ama merkezi yerde, 5 yıldan genç ve büyük. büyük derken, civardaki kıç kadar evlere göre, yoksa anadolu'da standart bir 2 çocuklu aile evi.

niye anlatıyorum bunu? çünkü istanbul'daki konut fiyatları öyle seviyeye geldi ki talep yüzünden, 4-5 milyon artık villa saray parası değil. bu da demek oluyor ki bu paraları kazanan insan sayısı da çok.
öte yandan; ev sahibini tanıyorum, zamanında aynı arsadaki eski evini müteahhite vermiş, yenileyince değeri artmış. esnafmış, durumu orta seviyeymiş; şimdi emekli benim verdiğim kira + emekli maaşıyla geçinmeye çalışıyor. şansı şu, o zamanlar çok da revaçta olmayan bu bölge değerlenince evi de değerlenmiş. yani direkt olarak kişilerin parasıyla, başarısıyla da ilgisi olmayabiliyor. bu adam bu evi satsa üstüne kredi çekip 5 milyonluk bir ev alabilir mesela.

şunu unutuyoruz bir yandan, istanbul türkiye'nin en değerli şehri. dünya'nın bile en kıymetli şehirlerinden. sadece turistik açıdan baksan bile, bu şehirde yaşamak isteyebilecek yabancı insanlar var.
bahsettiğimiz bu evlerin olduğu semtler de bu değerli kentin en değerli 3-4 noktasından biri. yani aslında creme de la creme'den bahsediyoruz, bu sebeple 4-5 milyon o kadar da saçma değil. tek sıkıntı o evlerde yaşamaya çalışanların gelirleri aynı ölçüde artmadı zaman içinde, ya da enflasyona yenildi, ya da kura. sorun evlerin fiyatı değil, gelir eşitsizliği. benim gibi eve o parayı veremeyecek olanlar da ancak kirayla oturabiliyor işte...
0
Jux
(26.01.21)
4 milyonluk ev dediğin esasında 500 bin dolar/euro ediyor, gurbetçiler bile sıralı ev diziyor her sene.
0
koskoca kirpi
(26.01.21)
Valla satılıyor, ben de şaşırıyorum. Bizim üst katı 2,5 milyona sattılar. Biz 15 sene önce 300bine almıştık. Eskiden birikmiş üzerine mortgage filan alabiliyorduk. Aradan geçen senelerde sözüm ona pozisyonum yükseldi, maaşım arttı ama nanik, almanın yolu kalmadı maaşlı adamlar için. Babamın arkadaşı vardı Türkiye'nin kalburüstü kurumsal firmasının üst düzey yöneticisi. Her sene prim döneminde ya ev ya da yazlık alırlardı. O dönemler o kişiler için bile geçti.
Serbest çalışan, hükümet müteahhitleri filan alabiliyor. Servet el değiştirdi.
0
SiyamkedisiZorro
(26.01.21)
(5)

ingiliz dili mi ingilizce dili mi?

Tochinoshin
sb
sb
0
Tochinoshin
(25.01.21)
İngilizce = İngiliz dili.

"İngilizce dili" yanlış. Türkçe ve Türk dili gibi yani :)
0
kobuzchu kiz
(25.01.21)
Fakülte isimlerinde "İngiliz dili ve edebiyatı" diye geçtiği için İngiliz dili diyorum ben
0
SiyamkedisiZorro
(25.01.21)
şu mantıkta düşünürseniz karışıklık olmaz bence.

ingilizce = dil

ingilizce dili = dil dili (saçma oluyor)

yani doğrusu ingiliz dili ya da yalnızca ingilizce.
0
makarnavodka
(25.01.21)
İngilizce dili = Michael Jackson şarkıcısı
0
black mamba
(25.01.21)
Elma meyvesi
0
otopsicocugu
(25.01.21)
(7)

mümkünse 200 sayfadan ince bir roman

blue eyes white dragon
kitap okumayı sevmeyen bir ufaklıkla beraber okuyacağım ancak başlıkta da belirttiğim gibi mümkünse 200 sayfayı geçmeyen, gerçekten güzel bir konu anlatan roman arıyorum.inanıyorum, yapabilirsiniz. not: beraber okumayı kabul etti.
kitap okumayı sevmeyen bir ufaklıkla beraber okuyacağım ancak başlıkta da belirttiğim gibi mümkünse 200 sayfayı geçmeyen, gerçekten güzel bir konu anlatan roman arıyorum.

inanıyorum, yapabilirsiniz.

not: beraber okumayı kabul etti.
0
blue eyes white dragon
(25.01.21)
Fareler ve İnsanlar
Ölü Ozanlar Derneği
0
ms brownstone
(25.01.21)
Yaşlı adam ve deniz (roman değil de hikaye aslında)
0
the coon
(25.01.21)
roman şart mı? şermin yaşar ın öykü kitaplarını tavsiye ederim, gerçekten çok güzeller, hem daha kısa olduğu için merak uyandırması, içine çekmesi ve merakı gidermesi daha kolay oluyor.
0
benaslinda
(25.01.21)
Yerdeniz öykülerinden olabilir. İlki çok güzeldi.
0
baal
(25.01.21)
michael kohlhaas'ı öneririm. yukarda yazılan her klasik kitaptan 5 gömlek daha iyi bir kitaptır.
0
ala09
(25.01.21)
Ufaklığın yaşını bir öğrensek de yaşına uygun bir kitap tavsiye edebilsek.
0
SiyamkedisiZorro
(25.01.21)
Küçük Prens

(Okumayan Kalmamalı)
0
Mirket
(25.01.21)
(2)

alzheimer yemek problemi

yufka yurek
selam arkadaşlar,babam 80 yaşında, alzheimer lanetini yaşıyoruz. babam yemek yediğini unutuyor. tekrar tekrar yemek istiyor. annem yemek yok dese de babam mutfağa gidip kendisi yiyecek birşeyler buluyor. tuvalet ihtiyacını da farketmediği için temizlik konusunda annem çok zorluk yaşıyor. babamın sad
selam arkadaşlar,

babam 80 yaşında, alzheimer lanetini yaşıyoruz. babam yemek yediğini unutuyor. tekrar tekrar yemek istiyor. annem yemek yok dese de babam mutfağa gidip kendisi yiyecek birşeyler buluyor. tuvalet ihtiyacını da farketmediği için temizlik konusunda annem çok zorluk yaşıyor. babamın sadece olması gerektiği kadar beslenmesini nasıl sağlayabiliriz, benzer durumlar yaşayanlar ya da yönlendirebilecek olanlar var mı?

babam alzheimer ilacı dışında atrial fibrilasyon, şeker, tansiyon, kolesterol ve prostat ilaçları kullanıyor, ek bilgi olarak yazmak istedim.

şimdiden teşekkür ederim.
0
yufka yurek
(21.01.21)
Merhaba. Benim anneannem de oyleydi. Az once yedigi halde annemden yemek istiyordu. Bizimkiler oyalayarak/gecistirerek unutturuyor. Belki konuyu degistirmeye calissaniz veya ilgisini baska yere cekseniz bir tik rahatlarsiniz.
0
nax
(21.01.21)
Allah kolaylık versin. Henüz çok ilerlememiş olduğunu düşündüm, kalkıp kendine yemek hazırlayabildiğine göre...
Annem babanızın tam tersi yemek yediğini iddia ettiği için daha zordu yemek yedirebilmek. Yemeği uzun döneme yaymak lazım babanızın durumunda. Hastayla inatlaşmayın. Eğer mümkünse kendisi yediğini yazsın. Günün tarihini atsın, sabah kahvaltısını yaptım, öğle yemeğini yedim, yemekte şunu yedim diye yazsın. Aldığı ilaçlarını yazsın. Eli kalem tutabiliyorsa yazsın, yazsın...
Tuvalet sorunu konusunda maalesef hasta bezi ve buna uygun yatak yorgan kılıfı tavsiye etmekten başka çözüm gelmiyor aklıma. Biz buradan almıştık: www.careshop.com.tr
Bir de mümkünse anneye yardımcı birileri olsun. Arada nefes alabileceği (gerçi şimdi sosyalleşebilecek durum da yok ama) çıkıp yürüyebileceği fırsatlar verin.
Sağlıkla...
0
SiyamkedisiZorro
(21.01.21)
(5)

ofiste mobbing durumları

infirmary blues
öncelikle mobbing mi tam emin olamasam da duyuru ailesine danışmak istedim. orta ölçek bir proje bürosunda inşaat mühendisi olarak çalışıyorum. başlayalı yaklaşık üç ay oldu işe. açıkçası daha önce şantiyede ufak bir kaba işler tecrübem vardı fakat proje bürosunda ilk deneyimim. bunu da açıkça belir
öncelikle mobbing mi tam emin olamasam da duyuru ailesine danışmak istedim. orta ölçek bir proje bürosunda inşaat mühendisi olarak çalışıyorum. başlayalı yaklaşık üç ay oldu işe. açıkçası daha önce şantiyede ufak bir kaba işler tecrübem vardı fakat proje bürosunda ilk deneyimim. bunu da açıkça belirttim kendilerine işe başlamadan önce. hepi topu da mezun olalı 1 sene oluyor, bu ay meslekte 1 senemi doldurdum. kalifikasyonumun olmadığını söyledim. kendim hakkında konuşursam, o süreçte iki farklı iş seçeneğim vardı, hsk 3 düzeyinde çince bilen biriyim yabancı dil ve sektörel bazda fena olduğumu düşünmüyorum. neyse bunlar öyle tatlı kibar ve ısrarcı konuştular ki ne olacak biz yetiştiririz hepimiz o yollardan yürüdük vesaire diğer seçenekleri eleyip başladım buraya. hatta ilk bir buçuk ay gerçekten de güzel geçti.

fakat gel gelelim bir buçuk ay sonrası, yavaş yavaş işler yetişmemeye başladı. biraz benden kaynaklı bir durum iş temposuna ayak uyduramadım. işte şurası olmamış şurası şöyle ufaktan söylenmeler falan. mesela ince işler konusunda hiç tecrübem yok onu nasıl bilmezsinler vesaire. diğer bir yandan ofisteki bilgisayar kullanılan programı zar zor kaldırıyor o da ayrı dilemma. ben de boş durmuyorum her gün gece yarılarına kadar çalışıyorum yabancı şartnameler kurcalıyorum videolardan nette izlemeye öğrenmeye çalışıyorum.

nihayetinde son iki haftadır seni yetiştiriyoruz ayağına iyice tadımı kaçırmaya başladılar. yani sorun varsa konuşulur bilgiye erişimin zor olmadığı, insanların internetten bakarak kendi evini inşa ettiği bir dönemdeyiz olmuyorsa hatanın tümü bende değildir modundayım ben de. fakat patronlar surat yapmalar tadımı kaçırmalar sessizlik vesaire yavaş olduğumu söylemeler bunu neden anlamadığımı anlayamıyorlarmış. gerim gerim geriyorlar beni. ortadaki olumsuz durumun sorumluluğunu paylaşmak istemeyip tümüyle benim üzerime yıkan bir tutum içerisindeler.

şimdi bu işe katlanma sebebim maaşı çok iyi yurtdışına iş yapıyoruz. ve cidden yaptığımız işe delicesine tutkuluyum. fakat işte bu rahatsız edici tavırlar da beni çileden çıkartıyor. ne yapacağımı bilemez duruma geldim. piyasada da bilinen insanlar ters düşmek istemiyorum. istifa mı etsem yaza kadar sabretsem mi delicesine düşünüyorum bir yandan da çalışıyorum. piyasa malum b planı yapıp iş aramadım hiç. pat diye ayrılırsam bir süre boşta kalacağım. aslında kesin olarak işi bırakacağım fakat zamanı ve şeklini kafamda kurgulayamadım. ya da normal ve sabredilmesi gereken bir durum mu algılayamıyorum. bir nebze olsun içimi dökmek, danışmak istedim.
0
infirmary blues
(21.01.21)
B plani yoksa bu piyasada işten çıkmayın. Bu tarz insanlara katlanmak gerçekten zor ama kendinizi onlara da açın. Bir sene tecrübe edinmek için gayet güzel bir süre. Bence bütün iş için sadece bir kişiye yüklenmek haksızlık. Burada işten ziyade insanlarla iletişim kurup aksayan tarafları onlara aktarmak ve birşeye hakim olduğunuzu göstermek daha iyi olur. İletişim kurarsanız düzelme şansı var. Sonuçta beş yaşında çocuk değilsiniz. Ama karşıdaki insanların tavrı çocukça. B planınız olduğunda yeni ortamlara girmeyi deneyebilirsiniz.
0
dickens
(21.01.21)
evet, yapılan şey mobbing. anlattığına göre, senin kadar çalışan ve kendini geliştirmeye çalışan bir elemana böyle davranamazlar. kaldı ki çalışmayana da böyle davranamazlar. bir uyarırlar-iki uyarırlar, beğenmiyorlarsa kovarlar. ne demek çalışanı germek.

diğer yandan, aslında sonunda kendileri kaybeder. dediğin gibi ayrılır başka iş bulursun ve onlar halihazırda yetiştirdikleri ve iş öğrettikleri elemanı kaybetmiş olurlar. bu şirketler için aslında büyük bir kayıp. yeni bir iş bulana kadar burayı kendin için bir basamak, biraz zorlu bir basamak olarak görmeye çalış. bilmediğin birçok şey olması normal. bu şirkettekilerin tavrının hevesini kırmasına izin verme. (yeni mezun hevesi diye bir şey var, ve bu heves genellikle bir süre sonra geçiyor :)) her şeyi öğren. onlar için değil, kendin için öğren. öğrendiğini ve çalıştığını da bir yandan üstlerinin gözüne sok. belki de yeterince göstermiyorsun ne kadar çalıştığını. gece aklına bir şey mi takıldı, hemen o saatte mail at. en ufak sorun olduğunda sor. bizde yeni girenlere derler ki, "ilk 2 yıl her şeyi sorabilirsiniz. sormanız iş için ne kadar hevesli olduğunuzu gösterir. ama 2 yıldan sonra her şeyi sormaya devam ederseniz 'bu da bir şeyi öğrenemedi' deriz."

bu arada, ben şahsen bu gece mail atma işini asla yapmıyorum çünkü şirkette zaten çalıştığım ve işimi yaptığım biliniyor. gece çalışmış ve mail hazırlamış olsam bile sabah gönderiyorum. çünkü "mesai sonrası bile çalışan eleman" etiketi üzerime yapışsın istemiyorum. bir de, millet üstlerinin gözüne girmek için yapıyor ama bana kalırsa biraz yapmacık hareketler. beni zaten bilen bilyor. ama sen yap. sizinkiler bundan anlayacak bence ve kafan daha rahat edecek.

burada çalıştığın ve sorumluluk aldığın bir proje varsa onu bitirmeden işten ayrılmaman iyi olur. kimseyle ters düşme, sonraki işinde onların referansını soracaklar. son olarak, iş dünyası zaten böyle acımasız patronlar ve müdürlerle dolu, çok da canını sıkma burası niye böyle diye. ya da çok canını sık, çünkü her yer böyle :')
0
istanbul kanatlarimin altinda
(21.01.21)
Zor durum ama ben mobing olarak değerlendirmedim. Arada kendiniz söylüyorsunuz işin temposuna ayak uyduramadığınızı. Söylenmeleri normal, sizin gerilmeniz de. İşi öğrenebileceğiniz yerdesiniz. Ben burada açık iletişimle çözülmeyecek bir sorun olduğunu düşünmüyorum. Buradaki işi bıraksanız başka yerde de benzerini yaşayabileceğiniz bir durumdasınız. Yapacak işiniz var ve dahası bundan hem siz hem de şirket para kazanabiliyor. Bırakmayıp mücadele ederseniz daha güçlü çıkarsınız.
Bir toplantı talep edin, aslında mümkünse mesai saati sonrası. İş konuşmak gibi değil de dert paylaşmak gibi (aslında bunu yönetici tarafının yapmasını beklerdim, o da ayrı). Samimi olarak işi sevdiğinizi, ama yaşadığınız zorlukları anlatın. Aklınızda bir çözüm planı olsun, bunu aktarın ve yardım isteyin. Bakalım onlar nasıl yaklaşacak. Aranızı bozmanız gereken bir durum değil bu. İş hayatının gayet normal stresi.
0
SiyamkedisiZorro
(21.01.21)
mobbing değil çalışma hayatının gerçeği.
onlar kovana yada daha bir iş bulana kadar devam.
0
sizofren06
(21.01.21)
insaat isi kadar berbat is bi denizcilikte var. gerisini bilmiyorum.
bu isler boyle yuruyor. sallamayin pek. benim size tavsiyem. bir yandan is bakin kendinize. ha yeni gittiginiz isyerinin de bundan farkli olacagini hic sanmam.

is bakinin ve sizi rahatlatacak olan nokta su, siz zaten memnun degilsiniz. isten de cikmayi dusunuyorsunuz cok cok onlar sizle yollarini ayirmayi dusunurler ki bunu siz yapacaktiniz, onlar yapmis olacak. yani isi yetistiriyorum ya da yetistiremedim isten cikaracaklar diye gerilmeyin.
bitmeyen isin anasini boslamak saaparmis. bizim sektorun kurtaricisi bu cumle.
sikmayin caninizi. zaten memnun degilsiniz isten cikacaktiniz. eger isler en kotu konuma gelirse siz degil onlar cikartir.
sizin istediginiz sey, onlarin en kotu senaryosu.
sizin istediginiz sey, en kotu senaryo olur mu olmaz. o zaman sikmayin caninizi. is iste bulunur. devam ediniz.
yasim 32. 30'dan fazla santiyeyi anahtar teslim bitirdim hicbirisi de yapsat degil okul hastane baraj viyaduk vs. hayatim boyunca da hicbir firmaya basvuruda bulunmadim. beni calisirken goren diger firmalar cagirdi. hepsine de proje bitsin gelirim dedim. bunu dedigim icin ayrildigim firmalar da yeni projelere cagiriyorlar. ya taseron gordu ya anafirma gordu ya yanmahalledeki firma gordu. calismaya devam edin efendim. iyi bir is buldugunuzda da ayrilirsiniz.
0
turbo sadık
(21.01.21)
(4)

Sıfırdan Almanca Öğrenimi için Ders bazında öğreten siteler hangileri?

winston insani
MerhabalarHali hazırda `doulingo `ve `memrise `üzerinden çalışıyorum, fakat temelden ders-ders öğretebilecek bir site de arıyorum.Bazı youtube hesaplarına da baktım ama hem ders ders, hem de video ile öğrenme konusunda pek iyi değilim, o yüzden metinsel öğrenme için kaynak arıyorum.Var mı fikri olan
Merhabalar

Hali hazırda doulingo ve memrise üzerinden çalışıyorum, fakat temelden ders-ders öğretebilecek bir site de arıyorum.

Bazı youtube hesaplarına da baktım ama hem ders ders, hem de video ile öğrenme konusunda pek iyi değilim, o yüzden metinsel öğrenme için kaynak arıyorum.

Var mı fikri olan?

Not: İngilizcem iyi seviyededir.
0
winston insani
(18.01.21)
set halinde ders kitaplarından bulun hangi seviyeye gelmek istiyorsanız, onları ozalitçide çıktı alıp ordan ilerleyin bence. almanca eğitimi almış biri olarak tavsiyem budur. ses cdlerini falan da bulursan kıyak olur.

googleda örneğin netzwerk vk diye arama yaparsanız bir şeyler çıkar belki :)
0
nahtoderfahrung
(18.01.21)
doulingo kelime öğrenmek için iyi ama çok alakasız kalıplarla öğretiyor bence
(benim iyidir Almancam, kızım duolingo kullanırken fark ettim)
0
SiyamkedisiZorro
(18.01.21)
Goethe Institut ta Netzwerk üzerinden öğrendik geçen yıl.İyi kaynak bence.
Düşünürseniz elimde Netzwerk A1.1-1.2 orjinal kitap/cd ve dvd leri mevcut.
0
arenas
(18.01.21)
vhs lernportal
0
themeursault
(19.01.21)
(10)

siz de eşinizi/sevgilinizi kısa sürede özlüyor musunuz?

dedi ayca
elbette herkes özlüyordur sevgilisini/eşini ama örneğin ben haftada 3 gün ofise gidiyorum, eşim de genelde 5 gün evden çalışıyor. hafta sonları beraberiz ve akşamları da 6dan sonra beraberiz. aslında böyle nöbetlerle çalışan ve denk gelemeyen çiftlerden değiliz ama eve gittiğimde çok özlemiş oluyoru
elbette herkes özlüyordur sevgilisini/eşini ama örneğin ben haftada 3 gün ofise gidiyorum, eşim de genelde 5 gün evden çalışıyor. hafta sonları beraberiz ve akşamları da 6dan sonra beraberiz. aslında böyle nöbetlerle çalışan ve denk gelemeyen çiftlerden değiliz ama eve gittiğimde çok özlemiş oluyorum ve hatta gün içinde de sarılma, öpme ihtiyacı duyup özlemin başıma vurduğu oluyor :D biraz okudum benim gibi hisseden başka başka insanlar da var. sizde durumlar nasıl?
0
dedi ayca
(18.01.21)
yaaa çok tatlısııın <3 şuraya bi maşallah koyalım.

Valla bende genelde şöyle oluyor, biriyle çok vakit geçirdiysem ayrılınca çok hızlı özlüyorum. ama çok az vakit geçirdiysem ya da sık görüşmüyorsam hiç umrumda olmuyor.Senin durumunda ben de çok aşırı özleyen olurdum kesin :)
0
lcha
(18.01.21)
Maaşallah +1

Ben de öyleyim. Telefonda darlamam ama. Neredeyse 20 senedir evliyiz, eve gelince hala mıç-mıç. Şükür o da öyle. Ben yılışmasam o yılışır bana :)
0
SiyamkedisiZorro
(18.01.21)
@lcha hahah teşekkür ederim.

aslında benzer durum bende de var sanırım, haziran ayında evlendik ve pandemi dolayısıyla ofislerimiz dışında hiçbir yere gitmiyoruz. 8 senedir de beraberiz aslında evlendik ve cicim aylarındayız gibi bir durumumuz da yok ama sanırım artık o kadar alıştık ki birbirimizin etrafında olmaya, ofise gidince eksik hissediyorum. :(
0
🌸dedi ayca
(18.01.21)
allah bozmasın

5 yıllık evliyim o gündüz ben gece çalışsam muhtemelen daha mutlu olurduk, o ilgi göster sürekli tipi biri, ben şahsi alan sessizlik aşığı biriyim, bazen sadece ses olsun diye soruyor bişiler hiç olmuyor, aile apt. gibi bir yerde yaşamak kurtaracak bizi, herkese kendi meşrebin eş nasip olsun, siz böyle ne güzelmiş.
0
firemanjonny
(18.01.21)
Oh be yalnız değilmişiz :) Biz 15 senedir böyleyiz , ulan bizde mi bir tuhaflık var diyorduk. 15 saat beraber çalıştığımızda bile eve gelince ne öpüp koklaşmalarımız ne de yatakta hala bıcır bıcır konuşmalarımız biter. Çok seviyorum ben bu kadını :) Hepinize kocaman , dolu dolu mutluluklar dilerim.
0
synax
(18.01.21)
@SiyamkedisiZorro ya 20 seneye de koca bir maaşallah benden gelsin, demek aşk pekala sürdürülebilir bir şey :))
0
🌸dedi ayca
(18.01.21)
özlemiyorsanız problem var bence
0
co2s2
(18.01.21)
Her şeyin fazlası zarar.
0
Avoiding The Puddle
(21.01.21)
evet, son sevgilimi işte bile özlüyordum.

ayrıldık ve hala özlüyorum. biriyle beraberken de özleyeceğimi düşünüyorum.
0
rain when i die
(21.01.21)
çook ozlüyorum
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(21.01.21)
(1)

sevdiğiniz tütsü kokuları ve markaları neler?

Techsavvy
Flute marka kullandım bir süre, oldukça iyiydi, çubuklar homojendi, kokusu da iyiydi.Sormak istediğim aslında en zararsız tütsü markası hangisi? bilmeden kötü seyler solumayalım baabında.musk,amber,sandal favorilerim.birde kullandıgınız tutsuler icin bir link verseniz cok güzel olur.Teşekkürler.
Flute marka kullandım bir süre, oldukça iyiydi, çubuklar homojendi, kokusu da iyiydi.

Sormak istediğim aslında en zararsız tütsü markası hangisi? bilmeden kötü seyler solumayalım baabında.

musk,amber,sandal favorilerim.

birde kullandıgınız tutsuler icin bir link verseniz cok güzel olur.

Teşekkürler.
0
Techsavvy
(16.01.21)
Ben tütsü çubuğu değil de bildiğin otu-dalı kullanıyorum tütsü için. Şunun çok güzel karışımları var, ama yeri geldiğinde aktardan aldığım adaçayı ve defneyi de tütsü için yakıp kullanmışlığım var.

www.homemadearomaterapi.net
0
SiyamkedisiZorro
(18.01.21)
(21)

Evli bir birey ile ilişki yaşarmıydınız?

paramolacak
Er kişisi evli olmasına rağmen karşı cinse ilişki teklif ediyor (gönül+fiziksel) Kadın kişisi reddediyor ,ama iletişime devam ediyor ( havadan sudan konuşuyorlar sadece)Sonra bir yerlerde iş nedeni ile karşılaşıyorlar hatta aynı odada kalıyorlar.Şimdide beraber çalışıyorlar ( bu bir rastlantı değil
Er kişisi evli olmasına rağmen karşı cinse ilişki teklif ediyor (gönül+fiziksel)
Kadın kişisi reddediyor ,ama iletişime devam ediyor ( havadan sudan konuşuyorlar sadece)
Sonra bir yerlerde iş nedeni ile karşılaşıyorlar hatta aynı odada kalıyorlar.
Şimdide beraber çalışıyorlar ( bu bir rastlantı değil kadın kişisi er kişinin yanına çalışmaya gidiyor bilerek ve isteyerek)
Kadın kişisi, er kişisinin kişilik özelliklerinden nefret edip bi ton küfür saydırmasına rağmen, onu fiziksel ve gönül olarak arzuladığını söylüyor.
Kadın kişisi er kişisinin evli olduğunu biliyor hatta eşi ve çocukları ile tanıştığını söylüyor.

Abi bu nası bi dümen, benim midem bulanıyor bu kadın kişisi ''ee ne var bunda'' diyor.

Kadın kişisi beni arayıp bu olayları anlatınca nutkum tutuldu, tabi insanın arkadaşından gelmesi böyle bişey, en azından benim için şaşırtıcı bir durum. Bana göre böyle işler ters olduğu için kendisi ile birdahailetişime geçmeyeceğimi söyledim kibar bir dil ile.

''Bu kişiden kişiye değişir yargılamamalıyım'' diye mi düşünmeliydim ?

Bu arada lütfen kadınlar böyle erkekler şöyle demeyin olur mu? olayın cinsiyet ile ilgisi yok.
0
paramolacak
(13.01.21)
Bu olay senin Türkçe'ne fazla gelmiş. Acilen uzaklaş.
0
epistemic_regress
(13.01.21)
Aynen şimdi tekrar okudumda doğru söylüyorsun, türkçem yettiği kadarı ile düzelttim, en azından anlayabilen arkadaşlar cevaplarsa sevinirim.@epistemic_regress
0
🌸paramolacak
(13.01.21)
ahlaksızlık. her ikisi için de. umarım her ikisinni de allah bin türlü belaısnı verir ve iki yakaları bir araya gelmez.
0
tchuck
(13.01.21)
10 yıl önce düşündüklerimle sonradan yaptıklarım o kadar farklı ki.

Tabii ki aralarından bazıları iğrenç şeylerdi fakat kınamayın arkadaşlar. Başınıza geliyor.

Senin tabirinle er kişisi olarak evlenmeden ilişkiye girmem ben de karşımdakine saygısızlık, o da girmemis olsun, ben de diyordum.

Sonra bu önemini yitirdi kaç kere seviştim hatırlamıyorum.

Aldatmam ben ya ne iğrenç karaktersiz insanlar bunlar diyordum, nasıl bakıyorlar sevgililerinin yüzüne diyordum, bir direndim iki direndim üçüncüde aldattım.

Hala, binde bir de olsa uygun şartlar sağlandığında cinsel güdülerimize yenik düşebilen, doyumsuz, nefsine hakim olamayan yaratıklar olduğumuz için; şaşırmıyorum ben artık insanların yaptıkları şeylere.

Çok şükür ilişkisi olan veya evli biriyle yatmadım, genel olarak doyuma da ulaştığımı düşünüyorum artık kralı gelse eyvallah bacım diyecek moddayım ama diğer insanlar neler yaşadı, nasıl bir çevrede yetişti, nelere maruz kaldı, hangi filmleri romanları okudu da toplumun yanlış gördüğü şeyler ona normal gelmeye başladı bilemeyiz. Cinsel duygularını ne kadar bastırdı veya libidosu ne düzeyde onu da bilemeyiz. Yoksa tabii ki yanlıştır.

O yüzden artık yargılayamıyorum. Sen de aynı sonuca çıkmışsın zaten.

Dinler ve tek eşlilik olmasaydı sanki dünya seksten geçilmezdi gibi geliyor. Her canlının üremek için yaşadığını düşünüyorum. Kimisi için bu yolda her şey mübah olabilir.
0
ananiyimioguz
(13.01.21)
Son 1 yıla yakın zamandır veya belki fazladır radyo tiyatrosu dinliyorum. Çok oyun dinledim ve yazarı yabancı olan oyunlarda çok ortak bazı unsurlar var; evli çiftlerde ya kadın ya erkek ya da ikisi birden eşini aldatıyor, evli çiftlerden biri veya ailenin üyelerinden biri eşini veya ailenin miras bırakacak kişisini rahatlıkla öldürebiliyor, sadece para için çok çeşitli, çok samimi görünen ama samimiyetsiz ilişkiler kuruluyor ve sonu ölümle bitiyor, bir de enteresandır, zengin veya fakir her evde mutlaka en az 1 hizmetçi çalışıyor vs.

Bunlar son derece normalmiş gibi işleniyor. Yani bu tarz oyunların halka servis edilmesiyle, bunlara muhatap olan halkların gözünde aldatmalar, yasak ve/veya çarpık ilişkiler ve öldürmeler son derece sağlam bir şekilde normalleştiriliyor.

Halkın bu tarz davranışlarını normal görebilme sebeplerinden birinin, vaktiyle bu tarz etkilere maruz kalıp referans alarak hayata geçirebilmeleri ve uyguladıklarında da daha normal hislere doğru yol almaları olduğunu düşünüyorum. Öldürmek bu derece normalleştirilememeliydi bence. Aldatmak da öyle. Sonuç bu.
0
1bir1bir1
(13.01.21)
Ayrıca @ananiyimioguz +1
0
1bir1bir1
(13.01.21)
sadakat sorumluluğu olan kişi erkek, kadın değil. tek eşliliği seçipte birine söz veren, evlilik kurumuna dahil olan erkek kişisi. kadın tarafınında ciddi psikolojik sorunları var. kişilik özelliklerine küfrettiğin birini gönül ve fiziksel olarak arzulamanın başka bir açıklaması yok zira. şayet arkadaşınızda bu tarz dejenere davranışlar genel bir tutumsa veya buna dönüşüyorsa ben olsam uzaklaşırdım. yargılamam, vay ahlaksız sen neler yapıyorsun demem, sessiz sedasız iletişimimi keserim. yok tek seferlik insani bir tökezleme ise, durumdan çıkmak için dost, arkadaş desteğine ihtiyaç duyduğunu söylüyorsa sınırı yine de belli tutarak destek olmaya çalışırım.
0
Phoebe
(13.01.21)
ikisi de ahlaksizlik ama evli olan iliski yasamamali bekar icin yani arkadasiniza cok yorum yapmam yani adamin evliliginin sorumlusu kulliyen adam mesul onu demek istiyorum. kadin kendinden. ha hata yapmak kacinilmaz olsa da hepimiz yapsak da onun hata oldugunu kabul etmek lazim. mevzu bunu dogal akis veya dunya benim cevremde donuyor veyahut "ne var bunda" anlayisi sakincali. arkadasligimi kesmezdim hatta yargi machine veya cezalandirma anlayisindan uzak durmak isterim ama beni rahatsiz ederse daha az konusurm
0
ala09
(13.01.21)
Arkadaşınızın ee ne var bunda demesi mide bulandırıcı evet. Ve fakat diyeceğim şu ki bazen hayat öyle bir durum ortaya çıkartıyor ki asla yapmam etmem dediğiniz bir hali karşınıza getirip elinizi kolunuzu bağlayabiliyor. Hayat uzun, kınadığını yaşıyorsun. Arkadaşınız en azından öyle hissettiği için vicdan azabı çekmeliydi, hem de kişilik olarak tiksindiği biri için öyle demesi, yazık.
0
mslny
(13.01.21)
Herkes kendine yakışanı yapar. Şimdi herkesin inancı, yaşam tarzı, karşılaştığı sorunlar vs farklıdır eyvallah da yapılacak şey var yapılmayacak şey var. Ben hiç anlayamayacağım bu durumu. Yadırgayacağım da yargılayacağım da. Şayet birgün böyle bir şey yaparsam Allah benim de belamı versin. Ben hoşlandığım kişilerin bırakın eşi, sevgilisi olduğunu öğrendiğimde bile çok utanıyorum. Arkasında ne olursa olsun yaptıkları ahlaksızlık olduğu gerçeğini değiştirmez.
0
skywalker.anakinn
(13.01.21)
Bir keresinde yaşadım ama sevgili gibi değildik. Evliliğinden mutsuz ve şartlar gereği yaptığı yanlış bir evlilikti, zaten boşanma yolundaydı. Hiç ummadığım bir şekilde inanılmaz bir cinsel çekim hissetmiştim, ki öyle herkese kolay kolay kendimi tutamayacak kadar yükselen biri değilim. Bu arkadaşa karşı koymaya çalıştım ama hiç tecrübe etmediğim bir çekim vardı, hani derler ya temas ettikçe kıvılcım çıkıyor diye, çok enteresandı. Hiçbir sevgilimde o kadarını yaşamadım, hala bile.

Arkadaş olarak da çok iyi anlaşıyorduk ama evliliği sebebiyle normal bir ilişkiye döndürmek istemedik. Sonrasında aynı ortamdan ayrıldık, o boşanma sürecine girdi, uzaklaştık.

Geçenlerde evli olduğunu bilmediğim biriyle flörtleşiyorduk, söylemedi bana ben de normal yürüdüm. Sonra öğrenince çok şaşırdım çünkü hiç evli olduğu insanı aldatacak biri değildi. Kültürlü, hayata karşı sorumluluk sahibi, mantıklı. Hatta çocuk sahibi. Sonradan anlattı, yaşadığı zorluklar, sorunlu bir evlilik. Boşanacak ama şartların olgunlaşmasını bekliyormuş. Başka sebepten bir ilişkiye dönüşmedi ama eşini aldatacak olması onu benim gözümde "aşağılık" bir insan yapmadı.

Kimse bu hayatı mükemmel yaşamıyor, herkes hata yapıyor. Kimi o hataların sorumluluklarıyla baş eder, kiminin hatası boyunu aşar, onunla yaşaması zor olur, çıkar yol arar. Gerekirse o yanlış yola girer ama hayatın bana öğrettiği şey hiçbir şey siyahla beyaz değil, gri alan da en az ikisi kadar geniş. Olay bazında değerlendiririm ben bu durumu ama genel anlamda hoş bir şey olmadığına katılıyorum.
0
Jux
(13.01.21)
Ya tejrar okuyunca yazarken hikayenin diger ayrintilarini atladigimi farkettim. karisi ve cocuguyla tamismak, calistigi yerde calismak icin cabalamak sonra is icin gidilip beraber kalmak vs. defolsun gitsin ya sozde bi de karakterindennnefret etmeler falan. yaziklarimdan vazgectim! idam!!!!
0
ala09
(14.01.21)
Soruya cevabım:

Kesinlikle hayır.
0
hayirsiz
(14.01.21)
Sadece başlığı okuyarak cevap veriyorum, aşıksam yaşardım, sırf skor olsun diye ya da boşlukta olduğumdan sevişmek için yaşamazdım
0
freebird5406_2
(14.01.21)
Böyle adamlar var, şartlar uygun olsa 4-14 kadınla idare eder. Teklif eder.Bir tarafta eşi ve çocuklarıyla beraber olduğu dünya, öte tarafta iş hayatını renkli kılacak seçenekler. Evet sadakat sorumluluğu olan erkek tarafı, ama çevremizde görüyoruz arada böyle tipleri. Bu tiplerin tabii ki en büyük argümanı "artık eşimle geçinemiyoruz", "ayrılma aşamasındayız", "çocuk var", vs. 1000 senelik yalanlar.
Bu adamlar kadınları kandırabilmek için normalde bir erkeğin bir kadına yapacağı jestlerden ve iltifatlardan daha fazlasını yapıyorlar. Kadınların ilk düşme noktası bu. Ondan sonra durumun aslında ne kadar b.tan olduğunu gören kadın durumu rasyonalize etmeye çalışıyor, "evlilikleri zaten kötü gidiyormuş", "çocuk olmasa bi dakka durmam dedi"...
Eşi ve çocuklarıyla tanışma kısmı tümden iğrenç...
Allah ıslah etsin. "Yargılamasam mı acaba" demem ben şahsen. Bu yargımı etrafımla paylaşmam ama o kişiyle görüşmem de, arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim durumu. Hemcinsler için hele... Yargılar kişi hakkındaki kanaatlarımızdır. Ne demek yargılamayayım? Düşünmeyeyim mi ne yaptığını? Bana ters.
0
SiyamkedisiZorro
(14.01.21)
yargılama, kınadığınla kınanırsın derler. iletişimi kesmişsin zaten. yapman gereken oydu. dedemden yadigar bi aferin vardı, senin olsun.
0
antihero
(14.01.21)
böyle bir arkadaşım oldu, yeni evliydi ve eski sevgilisiyle görüşüyordu. kızla bir daha hiç görüşmedim. bu tür şeylere ortak olmak istemiyorum.
0
deartheodosia
(14.01.21)
aslında durumu kendi içinde değerlendirmek doğru olur. mesela evlidir ama evlilik bitmiştir artık ayrı evlerde yaşıyorlardır ve çocuklarla ilgili şeyler dışında diyalogları yoktur. sadece mahkeme kararıyla boşanma olmamıştır. o zaman sıkıntı bir durum görmüyorum ben. olabilir.
0
naksidil
(14.01.21)
Kesinlikle girmem . Bir sürü bekar kadın var.
0
opitseri
(14.01.21)
+5 yıllık sevgilim evliydi. evlilikleri bitmişti, o boşanmaya çalışıyordu ama kadın boşanmamak için süründürüyordu. bir taraf istemiyorsa boşanmak hiç kolay bir şey değil. biz de çok aşık olduk. sonra sevgili olduk. ilk aydan itibaren beraber yaşadık. o diğer kadın karısı değil, eski sevgilisiydi hep benim gözümde.

bana da bu ilişkiden önce sorsaydınız böyle böyle bir şey yaşar mısın diye, tabiki hayır derdim. ama olabiliyor. yaşarken farklı değerlendiriyor insan. şartlar önemli gene de. eğer hala karısıyla birlikte yaşıyor olsaydı, ona da canım cicim davranıyor olsaydı, karısının hiçbir şeyden haberi olmasaydı falan böyle bir işe girmezdim. herkes birini seçmeli. "hem karım dursun, hem sevgilim olsun" olmaz.

şimdi biliyorum ki dünyanın lincini yiyeceğim. daha önce de yedim :) ama paramolacak'ın hikayesindeki kadın kişisine katılıyorum, "ee ne var bunda." seviyordum, o da beni seviyordu, karısını sevmiyordu, karısı da onu sevmiyordu. herkes her şeyin farkındaydı. sırf zamanında bir imza attılar ve o imzanın bozulması onları hiç tanımayan bir savcının iki dudağına kaldı diye biz öyle güzel bir ilişki yaşamasa mıydık? şahsen pişman değilim.

sonuç olarak cevabım; yargılamamalısın. fikirlerini belirtmişsin, sana çok tersse iletişimi de kesersin ama yargılamak başka bir şey. twitterda fikirleri sana ters insanları takip edip twitlerinin altına kötü yorumlar döşemek gibi bir şey bu. beğenmiyorsan takip etme. diğer yandan, ben olsam sevdiğim bir arkadaşımsa iletişimi de kesmezdim. yaşamadan bilemezsin. ingilizcede bir deyim var ya; "try walking in my shoes." tam olarak öyle.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(14.01.21)
mesleğimden dolayı yargılamamaya çalışıyorum insanları. (psikolojik danışmanım.)
aldatmak çok farklı bir olay. evlilik iki kişilik bir iş. karı koca arasındadır. taraflardan birisi farklı bir gönül ilişkisine gidebilir. diğer tarafın bundan haberi var mı buna bakmak lazım.
eşimiz bizim bir yansımamızdır, ayna gibidir, her halimizi görür, gördüğünü de biliriz. kimi zaman evlilikte taraflardan birisi sürekli aynı aynaya bakmaktan yorulur, kendini daha farklı görmek, göstermek ister. bu zamanda da farklı birisi ona iyi gelebilir.
bir diğer nokta da aldatan kişi evlilikte mutsuzdur. sürdürmeyi istemiyordur. ancak bunu söyleyecek cesareti, belki düşüncelerini ortaya koymaya cesareti bile yoktur. aldatmayı seçip yakalanma güdüsü vardır. yakalanmak için aldatır.

bir de diğer kadından bakmak lazım. neden kendine ait olmayan bir erkekle beraber olmaktan kendini alıkoyamıyor?

şahsen ben böyle bir durumla karşılaşsaydım arkadaşımın bana çok değer verdiğini düşünürdüm. çünkü arkadaşınızın durumu toplumsal baskılar nedeniyle o kadar zor bir durum ki, kime anlatsa yanından ayrılacak. zor bir süreç.
bana böyle bir şey anlatan arkadaşımın yanında olmaya çabalarım.

etik olarak doğru bulabilirsin, bulmayabilirsin, farklı mevzular. yargılamak doğru değil, şahsi düşüncem. herkesi bir yere getiren büyük hikayeler vardır. onların hikayelerini bilmiyoruz.
her şey siyah veya beyaz değildir.
0
ananotherlife
(14.01.21)
(5)

Askerlik ve öksürük

black mamba
Geçen yıl tam bu zaman askerden geldim. Bedelliydim. Ciğerlerinden öksürüyordum ve çok kötü hasta oldum. 1 ay kadar sürdü ve ilaç alınca geçti. Ancak soğuk havalarda ciğerlerim acıyor. Sıcak havalarda bir şey olmuyor sadece soğuk havalarda oluyor. Ne olmuş olabilir? Askerden önce böyle bir şey olmuy
Geçen yıl tam bu zaman askerden geldim. Bedelliydim. Ciğerlerinden öksürüyordum ve çok kötü hasta oldum. 1 ay kadar sürdü ve ilaç alınca geçti. Ancak soğuk havalarda ciğerlerim acıyor. Sıcak havalarda bir şey olmuyor sadece soğuk havalarda oluyor. Ne olmuş olabilir? Askerden önce böyle bir şey olmuyordu. Doktora gidicem ama sorayım dedim.
0
black mamba
(13.01.21)
Mikrop komobosu oluyor bence.
0
ir mania
(13.01.21)
Ben de askerde bunu yasamistim. Soğuk ama çok soğuktu. Hava şartları degil fiziksel şartlar kotuydu. Yerlerde kar vardi ama kogus duvari çatlakti. Iceri ordan Ruzgar giriyordu. Neyse orada soğuğa ek olarak en büyük hastalık unsurlarından biri askerdeki battaniyelerdi. Yun battaniyelerin çok ince killari insanların oksurmekten oleyazmasina sebep oluyordu.

Bir bayram namazında yerlere serilmek uzere cikarmislardi koğuşlardan. Evet her firsatta yerlere serilen battaniyeleri örtüyormuşuz. Battaniyeler koğuştan ciktiktan sonra öksürükler azaldi.

Bu tur bir mikrobun biraktigi bir hasar olabilir. Iyi bir göğüs hastalıkları doktoruna gözükmekte fayda var. Gecmis olsun.
0
pass
(13.01.21)
zaatüre geçirmişsiniz. bende de aynısı var. soğuk algınlığı falan oluyorsa anında ciğerim ağrıyor geçiyor sonra
0
argent dawn
(13.01.21)
@argent 1 yıl sonra bile etkisinin devam etmesinin nedeni ne olabilir? Zaatüre de olsa şu an bir sıkıntı kalmamış olması gerekmez mi?
0
🌸black mamba
(14.01.21)
Zaatüre ciğerde iz bırakabiliyor.
0
SiyamkedisiZorro
(14.01.21)
(4)

Avokado

kumandanim
1- Nereden avokado alıyorsunuz? Ne kadar? Bu meret aşırı mı pahalılandı bana mı öyle geliyor?2- Internetten 10 tane aldım, geldiği gün 9 tanesi sert olan avokadoların geldikten 1-2 gün sonra hepsi yumuşamıştı, mecburen 2 günde hepsini bitirmek zorunda kaldık. Bunları sertken nasıl muhafaza etmek laz
1- Nereden avokado alıyorsunuz? Ne kadar? Bu meret aşırı mı pahalılandı bana mı öyle geliyor?
2- Internetten 10 tane aldım, geldiği gün 9 tanesi sert olan avokadoların geldikten 1-2 gün sonra hepsi yumuşamıştı, mecburen 2 günde hepsini bitirmek zorunda kaldık. Bunları sertken nasıl muhafaza etmek lazım?
0
kumandanim
(12.01.21)
dolapta durdukca daha uzun sure sert kaliyor tecrubeme gore ama yaniliyor da olabilirim.
su sira cok pahalandi yazin tanesini 3.5'a aldigim zamanlar oluyordu simdi bakiyorum carik curuk avokadoyu 8-10 liraya satiyolar.
0
bay b
(12.01.21)
1-Şanslıyız, satın almak zorunda kalmıyoruz. Piyasa durumuna göre fiyatı değişebiliyor(İthal avokado gelirse fiyatlar düşebiliyor mesela veya ağaçlar avokado vermeye başlayıp piyasada avokado bolluğu yaşanınca da düşüyor).
2-Soğuk ortamda muhafaza edebilirsiniz. Yiyeceğiniz kadarını soğuk ortamdan alıp oda sıcaklığında biraz bekleterek olgunlaşmasını hızlandırabilirsiniz.
0
emcekare olmadi einstein olsun bari
(12.01.21)
1 - anladığım kadarıyla bakkala da markete de pazara da aynı avokado geliyor. kalitelisi kalitesizi yok gibi bir şey. o yüzden her yerden alabiliyoruz. pahalandı evet.

2 - avokadoyu günlük satın almakta fayda var. mesela biz 1 ya da 2 tane alıyoruz. nispeten yumuşak alıp hemen tüketiyoruz. sert alıp evde bekletmeye çalışmıyoruz. ama dolaba konduğunda daha uzun süre sert kalıyor.
0
co2s2
(12.01.21)
Bu bizim yeme-içme grubumuzda çok konuşuldu. Oradan birkaç tüyo öğrendim, size satayım:)

1- Bu meret geçen seneye göre çok pahalandı. Bir müddet sonra biraz düşer ama yine pahalı
2- Bazı yerler avokadoyu çevresine filemsi bir şey sarılı olarak getiriyorlar. O fileyi atmayın, saklayın. Birarada durunca daha çabuk olgunlaşıyormuş
3- Olgunlaşmasını istemediğiniz avokadoyu buzdolabında mümkünse birbirine değmeden, üzerini zeytinyağı ile yağlayarak saklarsanız olgunlaşmasını geciktirirmiş
4- Bunu biliyorsunuzdur muhtemelen; avokado çok sertse yumuşatmak için kesekağıdı içinde elma veya muzla birlikte tutarsanız çabuk olgunlaşıyorlar
5- Bunu yeni öğrendim, olgunlaşma için pirincin içine koymak gibi bir uygulama da varmış.
0
SiyamkedisiZorro
(12.01.21)
(10)

kafayı yiycem artık gelin dertleşelim

proletarier aller lander vereinigt euch
bir sürü kişi benzer durumdadır benimle diye dertleşmek istedim. evden çalışıyorum ama işler bitmiyor bu da sürekli ekstra çalışmam demek oluyor. sadece işlerin çokluğundan da değil İngiltere ile çalışıyorum ama Türkiye tarafında da yapılacak işler var yani mesaim sabah 9'da başlıyor ama benim ingil
bir sürü kişi benzer durumdadır benimle diye dertleşmek istedim.

evden çalışıyorum ama işler bitmiyor bu da sürekli ekstra çalışmam demek oluyor. sadece işlerin çokluğundan da değil İngiltere ile çalışıyorum ama Türkiye tarafında da yapılacak işler var yani mesaim sabah 9'da başlıyor ama benim ingiltere tarafından gelen mesajlar email'lerden kurtulmam akşam en erken 9'u buluyor. 6'da işi bıraksam bile oh mesai bitti diyip rahatlayamıyorum sürekli mesajlar emailler gelince acil dönüş beklenen. ee noldu akşam 9'dan sonra biraz rahatlama dinlenme derken birkaç saat sonra yattım uyudum ertesi gün yine aynı.

haftasonu geliyor bi dışarı çıkıp nefes alamıyorum nasıl geçtiğini bile anlamıyorum o yüzden haftasonlarının. sanki daha dün akşam cuma akşamıymış gibi geliyor. evden çalışınca bitmeyen işlerin beni 2 adım ötedeki bilgisayarda bekliyor olması da çok geriyor. bir ofis olmayınca ev=ofis olunca evde olduğum her an bir sürü yapılacak iş olması gerginliği oluyor üstümde. bu sizde de var mı mesela yoksa benim toyluğum mu?

markete çıktığım veya yürüdüğüm zamanlar hariç insan görmüyorum bırakın iletişimi. benzer durumda olan var mı acaba ben mi fazla mızmızım yoksa bu kadar kafayı yiyecek duruma gelmem normal mi?
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(10.01.21)
icinde bulundugum projenin baslarinda sabah 8 aksam 8-9 calistik birkac hafta. kucucuk otel odasinda utu masasinda calisiyordum bi de. o zamanlar ben de baya kotu hissediyordum. once 8 yerine 10'da baslamaya basladik, ardindan da mesai saatlerimiz daha duzgun saatlere indi.

sizin durumunuzda yasaklardan dolayi hic disari cikamiyorsunuz, gercekten tuketici olmali. konusup sabah gec baslamayi teklif etseniz?
0
fakyoras
(10.01.21)
iş biten bir şey değil. "ooh işler bitti artık rahatım" diyebileceğin bir an yok yani. her zaman yapman gereken işler olacak ve her zaman iş bitince yenisi gelecek. bunu kabul edip, mümkün olduğunca mesai yapmaktan kaçınıp, aklam 6'dan sonra bildirimleri kapatıp, kendi hayat ve hobilerine falan odaklanman lazım. herkesin işi acil, hep acil, bu bitmeyecek. bu noktada net bir tavır koymadığın sürece bu iş böyle devam eder ve burnout olursun, hayatını devam ettiremez, kariyerini de riske atarsın. iş - yaşam dengesini koruması gereken kişi sensin bu noktada.

bana 6'dan sonra telefon gelirse en az 2 kere tekrar arattırdıktan en az 1 saat sonra geri dönüyorum ve yemekteydim diyorum. aynı şekilde, haftasonu darlayan olursa da telefonu asla tekte açmam. mesai dışı arayan mahçup olacak aga, benim ona bir kıyak yaptığımı, bi daha da yapmayabileceğimi bilecek. aksi takdirde bu hayat hayat olmaktan çıkar. elimden geldiğince yardımcı olurum ama herkes bunun istisna olduğunu bilir. bu rahatlığı birine tanıdığın anda gece gündüz ararlar çünkü.

ha şirketin seni buna zorluyorsa o ayrı bir konu, geçici bir şeyse (mesela proje) idare edilir ama hep böyleyse o zaman şirketle olan ilişkini de gözden geçirmen lazım. üstüne, müdürüne bu durumdan bahsettin mi? bunun sürdürülemezliiği ile ilgili şikayet ettin mi? ettin de sallamıyorlarsa o zaman başka kıyılara yelken açmak için arayışa girmek lazım. yok etmediysen, hala da akşam çalışmaya devam ediyorsan, mızmızlanmaya hakkın yok. iş geldikçe gelir, sen yaptıkça iş gelir.
0
roket adam
(10.01.21)
benim elim çok hızlıdır. öyle böyle değil. geçen sene ben müdürken benden önceki müdürün 6 saatte yaptığı işi 15 dkya indirmişliğim var. normalde quarter raporlar 10 günde yapılıyor, ben 3. günde bitiriyordum. ama raporları deadline'a kadar vermiyordum. o arada yatıp yuvarlanıyordum. bilgisayar açık, bir mesaj gelirse bakıyorum, raporları yapıyorum, yoğunum diyip evde spor, dizi vs. ama ilk 3 gün geceleyip, tüm işleri bitirdiğim için hak edilmiş bir rahatlık. neyse şimdi gm'yim fakat maalesef eski gm gidene kadar hala raporlar bende. şu geçiş sürecini de atlattım mı, full time yatıp yuvarlanmaca.

bu kadar kendimi övdükten sonra senin için çıkarılacak şey, deadline'ı ileriye atabiliyorsan at. işleri yap ama deadline gelene kadar verme, insanları nasıl alıştırırsan öyle gider. her zaman biraz buffer alanın olsun. bak bu bütçe için de öyle. personel bütçesi oluşturuyorsun, seneye 150 milyon tl personel bütçesi hedefliyorsun ama 160 milyon raporluyorsun ki arada biraz rahatlığın olsun, bir hesaplama hatası ya da ters bir durumda yeni adam alacaksın, yeni bütçe onaylanması için beklemezsin. kendi rahatını düşün, gerekirse yalan söyle. no problem. iş bu. olması gereken de bu. zaten globaldeki adamlar da bu bütçenin içinde bir miktar buffer olduğunu biliyorlar.
0
stewie
(10.01.21)
@proletarier

Çok benzer durumdayım. Ciddi ciddi depresyona girdiğimi düşünmeye başlamıştım biraz egzersiz yapmaya zorlamaya başladım kendimi. Öğlen çıkamasam bile akşam mesaiden sonra serbest saatlerde yarım saat yürüyüş yapıp dönüyorum, gerekirse gece 12'ye kadar çalışıyorum sonra da. Bilmiyorum ne kadar böyle sürecek ama cidden zorlamaya başladı artık.
0
Bluesque
(10.01.21)
@fakyoras: sabah geç başlama durumum pek yok ne yazık ki. sabah belirli bir saate kadar yapılması gereken 1-2 iş var her gün düzenli.

@roket adam: aslında işlerin asla bitmediğinin ben de farkındayım ama buffer alanım olmasından bahsediyordum stewie'nin dediği gibi. şirket zorlamıyor o konuda iyiler aslında ama ben nedense üstümde baskı hissediyorum kendi kendime yaptığım bir şey bu. proje gibi bir şey aslında ama oldukça uzun dönemli. şu an en kötü zamanları ama aynı zamanda covid yüzünden hayatımın da en kötü zamanı olduğu için katlanması daha zor oluyor.

@stewie: biraz buffer alanım olsa keşke. olduğu zamanlar bu dediğini yapıyordum aslında ya yapıp geç haber veriyordum ya da yavaş yapıyordum ama şu an sürekli programın gerisindeyim. benim yaptığımdan daha hızlı yeni işler geliyor. yardımcı birini aldılar bana ama benim eğitmem gerekiyor iyi de eğitmeye vaktim yok? zaten yaptığım iş konusunda da çok temeli yok yani eğitim süreci de çok kolay ve hızlı gitmiyor. ayrıca bir de kontrol etmem gerekiyor işleri düzgün yapmış mı diye -en azından telafisi zor olacak hata potansiyeline gebe işleri- böyle olunca da o bile ekstra iş yükü oluyor şu aralar bana.

bir de normalde ben de hızlıyımdır oldukça ama şunu fark ettim ki, gittikçe yavaşlıyorum? ya beynim yanıyor kendimi boş boş ekrana bakarken buluyorum ya da -ki en önemli sorun bu- o kadar farklı işler oluyor ki multi-task yapmam gereken odağımı birinden diğerine aktarmak sürekli bir verimsizliğe sebep oluyor ama hepsinin aynı anda yürümesi gerektiği için de mecbur böyle olmak zorunda kalıyor.

EZCÜMLE: bakmayın sızlandığıma, ben malım. işleri ölümüne aksatsam yine kovulmam ama malım demiş miydim?
0
🌸proletarier aller lander vereinigt euch
(10.01.21)
kardeş yani şirket yardımcı birini bile almış, daha ne yapsın şirket ekstra olarak? bence sorunu covid'de ya da şirkette aramamak lazım, direkt kendinle ilgili bir çeki düzen verme operasyonuna girişmenin vakti gelmiş. artık spor mu yapıyorsun, uyku saatine mi bakıyorsun, beslenmene mi dikkat ediyorsun bilmiyorum ama bir şeyler yapman lazım yani o kesin. covid dönemi insanın kendi düzenini oturtması için müthiş bir dönem, tanıdığım bir çok insan hayatının en düzenli ve en sağlıklı dönemini yaşıyor. evde yemek yapıyor düzgün besleniyor, trafikte vakit kaybetmediği için hobilerine vakit kalıyor, sporunu yapıyor, yoga yapıyor, uyku saatine dikkat ediyor vs yani bunları bi gözden geçir derim.
0
roket adam
(10.01.21)
Yaklasik 10 aydir, pandeminin basindan beri calistigim yerde bire bir ayni durumdaydim. Cok calistim oyle boyle degil. Ama cok basarili isler de cikarttik. Aynen sizinki gibi sabah aksam evde bilgisayar basinda, hafta sonu yine ayni. Dedim olacak gibi degil verdim istifayi. Allahtan internet uzerinden sagladigim gelir kaynaklarim var, oradan yuruyecegim yoksa boyle yasam olmaz olsun dedirtti.
0
msb
(10.01.21)
Kritiklik düzeyi çok büyük bir işte çalışıyorum, o yüzden telefonu kapatmam mümkün değil ama açık açık söylüyorum. En son 31 Aralık'ta yazmışlardı "4 Ocak öğlene şu iş yetişebilir mi" diye.

Ben de "Arada yarım iş günü var? Yetişmesini nasıl bekliyorsunuz, ve acil bir iş gibi de durmuyor neden acil dediniz?" Pazartesi sabah başlayacağım, haberdar ederim." gibi biraz daha kibar ama yine atarlı bir mail yazdım.


Ha gerçekten önemli bir şey oldu gece 2'ye kadar çalıştığım oldu, ama önemsiz gördüğüm şeylerde kimse beni çalıştıramaz.
0
aguen
(10.01.21)
Her mail onemli ve acil degildir ayrica ingilteredekilerin mesai saati kavramina dikkat etmesi lazim. Her aksam icin recurring otomatik cevap kurabilirsiniz mesela.

Cok gerekli oldugunda hepimiz calisiyoruz, benim de gece 2-3e calistigim olmustur ama bunun surekli hale gelmemesi onemli olan. Is bitmez, onemli olan bunlari “prioritize” edebilmek (lanet olsun dostum, turkcesini unuttum)
Ilk basladigimda hic kimseye “baska isim var, bunu sonra yapabilirim” vs diyemiyordum, simdi cok net soyluyorum. Su anda baska projelerim var, bunu ancak 2 hafta sonraya yapabilirim diye mesela. (Ornek tabi bu, bazen cok acil sey geliyor, o zaman tabi diger isi gucu rolantiye alip o gelen isle ilgilenmem gerekebiliyor ama bunu duzenledim artik.) herkesin kendi isi acil cunku. Ayrica hsonu vs cevap verirseniz alisirlar, alistirmayin buna. Yapmak istmeeyince suc sizde olur sonra.

Bir de home officete ev/is yeri ayrimi yapamiyorum demissiniz. Ben haftasonlari laptopun kapagini kapatip sandalyeyi iyice masaya iterek cozum buldum. Cok basit ama psikolojik olarak beni olumlu etkiledi. Is telefonunu tamamen sessize alip cekmeceye koyuyorum mesela.
Baska bir arkadasim usenmiyor, her cuma is bitince monitorunu, laptopunu bi yere kaldiriyor, pazartesi sabahi tekrar kuruyor. Boyle seyler deneyebilirsiniz.
0
kuehles blondes
(11.01.21)
Bir arkadaş tamamen başka bir sebepten ekran paylaşımı yaparken gördüm. Kendine gün içinde nefes alma araları için zaman ayırmış. Ben kendime yemek arası bile ayırmıyordum (afedesiniz mal gibi). Birinin işi düşünce de o aralara hep toplantı atıyorlar, ben bir bakmışım günüm bir toplantıdan öbürüne aralıksız çalışarak geçiyor. Benim de mesai sabah saat 8'den akşam 8'e uzuyor. Arada normal ama böylesi değil. Evden çalışıyorum ama evde çoluk çocuk var. Yılbaşı öncesi sinir oldum; ben masada çalışıyorum, masanın öbür yanında eşim, çocuklarım sessizce yemek yiyorlar, çünkü anne toplantıda.
Çare tam değil ama aralara nefes almalık boşluklar koyun.
0
SiyamkedisiZorro
(11.01.21)
(14)

THY sizce sempatik miydi? Sempatisini kaybetti mi?

kırmızıayakkabılıgargamel
Turk Hava Yollari yakin bi zamana kadar herkesin sahiplendigi bir kurumdu da, sonra icindeki haksizliklar vs duyulunca sempatisini mi kaybetti? bende boyle oldu ama bendeki sempatisi hizmetleri ve reklamlariydi.Sizde THY neden degerli bir kurum? (eger oyleyse?)
Turk Hava Yollari yakin bi zamana kadar herkesin sahiplendigi bir kurumdu da, sonra icindeki haksizliklar vs duyulunca sempatisini mi kaybetti? bende boyle oldu ama bendeki sempatisi hizmetleri ve reklamlariydi.

Sizde THY neden degerli bir kurum? (eger oyleyse?)
0
kırmızıayakkabılıgargamel
(10.01.21)
katılıyorum, gurur duyulabilecek bir markaydı. yazık oldu.
0
candide
(10.01.21)
THY avrupada birinci dunyada da ilk 10'da yer alan dunyanin en genis destinasyonuna sahip bir sirket. İlla begenmeyeni ve sevmeyenide olacaktir ama THY'nin dunya capinda basarilari ve kalitesi ortada.
0
acebi
(10.01.21)
thy maalesef cepten yiyen bir kurum yani devletten, maalesef kendi bütçesi ile dönemiyor ve iktidarın temel kalesi durumunda o sebeple sürekli besleniyor.

iktidar güç kaybettiğinde ilk thy'de sıkıntılar çıkacaktır diye düşünüyorum.

hisse değerlerini de check edebilirsiniz.
0
duyurukullanıcısı
(10.01.21)
Pilot alimlarinda iki arkadaşım sinavlari vs geçti ama mülakat için malum kisilerden tanıdık bulmak zorunda kaldi. Biri calisiyor digeri pandemi dönemi olmasa girecekti ama pandemi olunca is şimdilik yatti.

Onun dışında malum calisanlarinin nerelerden nasıl geldigini biliyoruz. Bir baksak üst yöneticilerin kim bilir hangi meşhur liselerden, kimin nesi tanıdık cikacak.

Duyurukullanicisi+1.
0
logisticsmanager
(10.01.21)
Altın yere düşmekle değer kaybetmez THY Türkiye'nin yüz akıdır. İnsan faktörü olan her yerde olumsuz durumlarda olabiliyor bunlar normal şeyler kaldı ki THY gibi global büyüklükte binlerce çalışanı olan bir şirkette çok normal. Neye nasıl baktığınızla alakalı. Dünya genelinde havayolu şirketleri kamu eliyle fonlanmaktadır sebebiyse havacılığın çok fazla karlı olmaması ve şirketleri ayakta tutmak, büyümek gibi nedenler yani hemen hemen hiç bir havayolu şirketi kendi bütçesiyle dönmez :)
0
berkan11
(10.01.21)
duyurukullanıcısı + 2

yönetimle ilgili. kalitesizlik ülkenin her yerinde ne yazıkki.
torpil/referasnla mahalle bakkalına çırak alır gibi eleman alamazsınız. eleman derken yani üst yönetimden söz ediyorum. sadece halkın değil herkesin gözünde prestij kaybeder.

öte yandan hizmet- yolcu açısından da hem pandemide ne kural ne bişey sallamasyon :D
şekilde takıldıkları için hem de genel olarak ikram kuralları (pandemiden öncesini diyorum) değiştiği için o taraftan da irtifa kaybetti.

2000-2012 arası falan en iyi zamanlarıydı bence.
0
jimjim
(10.01.21)
technic kısmındaki cübbeli sakallı tipler ve eski fetöcü tanıdıkların bir anda sürekli gezmeli tozmalı işlere girmiş olması nedeniyle eski sempatiyi duyamıyorum ne yazık ki.
0
marla is in my head
(10.01.21)
geçmişte sempatikti, karizmatikti. şimdi ilker aycı, elif can yetim vs.
0
soft
(10.01.21)
Servis kalitesi yüksek olan bir firmaydı gerçekten. Şimdi pandemi dolayısıyla patates olmuş durumda.
Tabii dış yüzü böyle klas olan bir firmanın iç yüzünde malum kişiler çalışıyor, o da tüm sempatiyi silip süpürüyor ayrı konu.
0
roket adam
(10.01.21)
uçarken yolcusuna yemek vermesi filan bir havayonunu itibarlı kılmaz. hiçbir zaman sempatik bir havayolu değildi thy. değerli de değil. 00-12 arasında da değersizdi rakiplerine kıyasla. a380'e sahip olmayan hiçbir havayolu muteber değildir gözümde.
0
in a world of magnets and miracles
(10.01.21)
türkiyede hiçbir kamu kurumuna sempati duymadım.
0
aslindasorunumpsikolojik
(11.01.21)
Sempatik demeyelim ama güven veren, iyi hizmet anlayışına sahip bir çizgisi vardı. 2000'li yılların öncesinde Türkiye'nin batıya bakan yüzüydü. ABD'ye ve Almanya'ya çok sık seyahat etmek zorundaydım bir süre. O zaman Delta, Lufthansa ve THY arasında hep THY seçtim. Türk markası diye değil, hakikaten aralarında kalite olarak dağlar kadar fark vardı.
0
SiyamkedisiZorro
(11.01.21)
değerli olmasının esprisi , kar amacı gütmeyen bir firma olduğu için masraf kısma ile ilgili yapılanlar makul bir seviyede. böylelikle sinir bozucu bazı şeylerle daha az karşılaşıyorsunuz.

dediği saatte kalkar, uçaklar temizdir vs vs vs
0
co2s2
(11.01.21)
(7)

naziler Yahudileri Nasıl Tanıyordu?

iddaaci
hani küçük yerlerde aileler bellidir. yahudi ailesi demişlerdir. peki büyük şehirlerde nasıl ayırt ettiler?
hani küçük yerlerde aileler bellidir. yahudi ailesi demişlerdir. peki büyük şehirlerde nasıl ayırt ettiler?
0
iddaaci
(08.01.21)
davut yıldızı takılmasını zorunlu kıldılar. herhalde onu takmayıp bir şekilde yaudi olduğun öğrenilirse hoş sonuçlarla karşılaşmazlardı.
0
sutlu nescafe
(08.01.21)
isimlerinden.kimliklerine bakıyorlardır büyük şehirlerde
0
ayağiniza gelen overlokçu
(08.01.21)
Bu sadece Almanya'ya mı özgü bilmiyorum ama cemaat kaydı denen bir şey var. Hristiyan isen kiliseye kaydını yapıyorsun, Musevi isen sinagoga. Hitler öncesi dönemde bir çekinceleri olmadığı için okulları zaten ayrıydı. Yahudiler zaten kendi cemaatleri içinde yaşamayı tercih eden bir toplumdu.
0
SiyamkedisiZorro
(08.01.21)
Kutuplaşma zamanlarında saflar belirginleşir insanlar ayrışır ve homonjenleşir. Hergün selamlaşılan kapı komşuları bile birbirine düşman olabilir.
0
berkan11
(08.01.21)
Benim oturduğum yerdeki tüm müslüman olmayan aileleri nasıl tanıyorsam, sokaktan çevireceğin bir esnaf nasıl tanıyorsa o zaman için de saklanabilecek bir şey değil bu
0
otopsicocugu
(08.01.21)
burun'dan
0
esref
(08.01.21)
neverletyougodown
(08.01.21)
(9)

Hayatımda Hiç Böyle Endişelenmemiştim, sizce yanılıyor muyum?

Etanglement
Mühendislik öğrencisiyim. Bu Şubat'ta mezun oluyorum.Okulumla partnerliği olan bir şirkette alanımla alakalı, hep istediğim formatta bir mühendislik stajına kabul aldım. Bu zorunlu staj değil, onları yaptım.* Stajyerle iyi ilişkiler kurulması halinde kadrolu devam edebileceği yazıyor ilanda da. Sta
Mühendislik öğrencisiyim. Bu Şubat'ta mezun oluyorum.
Okulumla partnerliği olan bir şirkette alanımla alakalı, hep istediğim formatta bir mühendislik stajına kabul aldım. Bu zorunlu staj değil, onları yaptım.

* Stajyerle iyi ilişkiler kurulması halinde kadrolu devam edebileceği yazıyor ilanda da. Staj süresi 6 AY ve ilk haftasında bu 6 ayda ne yapacağımı planlamam gerekiyor. Sonrasında bu işleri yapıp raporlayarak ilerleyeceğim ve sonunda da bir sunum gerçekleştireceğim.

Mülakatımı gerçekleştiren kişi, Mrs.X, kabul aldığımı duyurduğunda önceki stajımın 20 Aralık'ta bittiğini yanlış anlayıp, ''20 Ocak'ta başlamak için uygun musun?'' dedi. O tarihten iki hafta sonra, Şubat'ta mezun oluyorum. Yok dedim finaller var daha önce başlarım. Ocak başında başlayalım dedik. O zamandan beri mezun olacağımı anlamadıklarına dair şüpheliyim.

Dün ilk günümdü. Home office. Mrs.X birkaç dosya yollandı ve bir toplantı gerçekleştirdik. (Perşembe ve Cumaları fabrikaya gideceğim.)
* Mrs.X diğer yöneticiye beni 3. sınıf öğrencisi olarak tanıttı. (dil sürç?)
O an ses çıkarmadım ama endişem epey arttı.
* Normalde biri 6 ay staj yapacaksa onun o 6 ay içinde aynı zamanda öğrenci olması gerekir. Sigortayı okul ödediği ve çok ufak maaş verdikleri için gayet kazançlı bir şey onlar için.

* Mülakatta mezuniyetimi belirtmiştim. İlaveten okulumla iletişimdeler ve CV belgem de var.

* Sizce cidden yanılmış olabilirler mi?
''Okul senin sigortanı ödemiyor, biz başka stajyerle devam edicez'' derler mi?
Derlerse ne yapayım? Bu hatayı yapan Mrs.X'in de başı yanacak ama benimki daha büyük dertte olacak. 6 ayın planını yapıp başladıktan 2 ay sonra çıkmam onları da sıkacak.
* Beklentileri aşan bir performans göstersem, Şubat'tan sonrası için pozisyon açarlar mı?
0
Etanglement
(06.01.21)
bence yetkiliyle görüşüp bakın ben son sınıfım ve şu tarihte mezun olacağım, bir yanlış anlaşılma yok değil mi diyerek teyit edin.
0
candide
(06.01.21)
@candide Korktuğum gibiyse başlamadan bitirirler, bu da olsun istemiyorum. Zaten başka başvuru ve mülakat yapamam, bir ay kaldı mezuniyete.
0
🌸Etanglement
(06.01.21)
3. sınıf olarak tanıtmışsa yüzde yüz yanlış anlamış.
0
dissendium
(06.01.21)
yanlış anlamış. bence fırsattan istifade full time bi iş bak.
0
jelly bear
(06.01.21)
ben tam tersi ortada bi yanlış anlaşılma olmadığını sadece dil sürçmesi olduğunu düşünüyorum. okulla partnerliği olan bir şirketin çalışanın önünde de cv olduğu halde sınıfını yanlış anlama ihtimali bence düşük.

kaldı ki zaten ilanda da 6 ay sonunda kontratlı çalışan olma durumu var ve bu da zaten 3. sınıf öğrencileri için değil daha çok mezun adayı durumundaki öğrencilere teklif edilen bir durum.
0
makarnavodka
(06.01.21)
bütün endişelerinizi ilgililerle görüşün sakince
* Ben 4. sınıfım beni 3. sınıf olarak algılamış olabilir misiniz?
* Beklentileri aşan bir performans göstersem, Şubat'tan sonrası için pozisyon açar mısınız? gibi

endişeyi taşımak iyi bir şey değil
0
superb
(06.01.21)
Endişeyi taşımak iyi bir şey değil'e %1000 katılıyorum. Hemen sor, ne olacak. Devam etmek istediğini de söyle. Açık olmakta fayda var.
0
roket adam
(06.01.21)
Gelende bu tür kopukluklar İK ile ilgili iş birimi arasında olabiliyor. Ms. X ile açık konuş. Bazen bir bölüm olmazsa başka bölümde devam ettirebilirler. Ancak bunu şimdiden konuşmalısınız.
0
SiyamkedisiZorro
(07.01.21)
Mrs.X ile konuşup durumu anlatın. eğer yok biz illa öğrenci istiyoruz derse derslerinizin içinden en kolayından geçmeyin dersi bırakın. 1 dersten dönem uzatın. bu durumda hala öğrenci olduğunuz için problem ortadan kalkacaktır. bu dersi de yazın tek ders sınavından verip geçersiniz.
0
yemrem
(07.01.21)
(3)

Performans Bonus Sistemi

cossecant
Merhabalar,Duyurunun IKcilarina bir sorum var, sizce performans bonusunun calisanin yasi, sirkette yili veya diger detaylar ile bir baglantisi olmali mi? Yani mesela:Genel Mudur, 34 yas, performans notu 80 ve uzman,28 yas, performans notu 90,boyle durumlarda kidemi dusuk olup performans notu yuksek
Merhabalar,

Duyurunun IKcilarina bir sorum var, sizce performans bonusunun calisanin yasi, sirkette yili veya diger detaylar ile bir baglantisi olmali mi? Yani mesela:
Genel Mudur, 34 yas, performans notu 80 ve uzman,28 yas, performans notu 90,boyle durumlarda kidemi dusuk olup performans notu yuksek olan calisanlarin performan bonusu odemesini nasil ayarliyorsunuz? Veya sistemi nasil kurmak daha iyi oluyor? Performans bonus odemesi icin sadece performans notunu mu baz aliyorsunuz degilse diger faktorleri neye gore sisteme dahil ediyorsunuz?

Yardimci olabilecek arkadaslari biraz darlayacagim :(

Simdiden tesekkurler!
0
cossecant
(05.01.21)
selam, ik'cı değilim ancak global bir firmada çalışıyorum, bizde sistem şöyle işliyor.
anlaştığın maaş 100 lira ise, 70 lirasını her ay garanti alıyorsun, 30 lirasını 3 ayda bir 30x3 bonus olarak alıyorsun. bu 30 liralık bonusu hak etmek için yöneticiler belli hedefler koyuyor. bu hedeflerin yapılmasına istinaden o bonusu da hak etmiş oluyorsun. çalışanın kıdemi, yaşı vs hiç bir önemi yok. belirttiğim gibi en başta alınabilecek bonus zaten belli, her çeyrek onu hak etmek üzere çalışıyorsun. böylece bana 3 lira bonus yattı ona niye 5 lira yatmış gibi polemikler olmuyor, tüm adjustment'ı maaş üzerinden yapıyorlar.

bunun dışında bir de yöneticin atıyorum önemli bi iş başardıysan tamamen şahsi inisiyatifi ile spot bonus verebiliyor (atıyorum bonusun %20'si kadar artı bonus gibi) yine kıdem, yaş vs bunların hiç bir önemi yok. zaten o konulara girersen işin içinden çıkmanın imkanı da yok özellikle büyük firmalarda.
0
roket adam
(05.01.21)
roket+1
İlaveten düz çalışanların hedefleri biraz daha ölçülebilir ve ulaşılması daha gerçekçi oluyor. Yönetici kademesi yükseldikçe (eğer satış biriminde değilseniz) daha flu ve öyle %90'lar %120'ler filan değil çok daha düşük oluyor. Açıklaması; beklenti yükseldikçe hedefler yükselir.
0
SiyamkedisiZorro
(05.01.21)
Merhaba,
Performans primi verecekseniz çalışanların yaşını ya da kıdemini bu hesaba katmamanızı öneririm. Çalışanlar arasında adaletsizlik olarak algılanabilir zira. Eğer çalışanlarınızın şirketinizde bulunmaya devam etmesini (bağlılığını) ödüllendirmek istiyorsanız bunu maaşına eklemeyi düşünebilirsiniz.
Performans primi için, şirketten şirkete değişmekle birlikte temelde birkaç unsur dikkate alınmalıdır;
1) Ödüllendirilecek hedefler neler olacak, nasıl ölçülecek, nasıl takip edilecek? Var ya da yok şeklinde mi olacak; yoksa yarım bonus vb ödüller olacak mı?
2) Taban ve tavan prim ne kadar olacak?
3) Hakedilen kadar mı prim dağıtılacak, yoksa toplam prim bütçesi, hakedişler doğrultusunda oranlanarak her türlü çalışanlara dağıtılacak mı?
3) Maaşın çarpanı şeklinde mi (örneğin 1 maaş - 2 maaş), yoksa sabit (örneğin 1000 TL - 2000 TL) bir tutar mı olacak?
4) Daha yüksek performansı özendirmek için katlanan prim uygulaması olacak mı? (1 performans = 1 prim ise; 2 performans = 3 prim gibi)
Şimdilik aklıma gelenler bunlar. İlk kez uygulayacaksanız profesyonel destek almanızı öneririm. (arzu ederseniz firma önerebilirim)
Oldukça hassas bir konu. Çalışanları üzerseniz onlar da sizi üzer. Aman dikkat :)
0
basskul
(05.01.21)
(7)

Bina Sağlamlığı Ölçüm Yapmadan Anlaşılabilir mi?

pantepember
Mesela,- binanın projesine bakarak (konunun uzmanlarınca),- binanın dışına ve içine bakarak,- binayı yapan mimarın önceki işlerine, güvenilirliğine bakarak,- ...Mümkün müdür? Veya ne oranda güvenilirdir?Proje yılı: 1997Yapım yılı: 1999Not: Bana, komşumun mimar olan annesinin verdiği bilgiler sonucun
Mesela,
- binanın projesine bakarak (konunun uzmanlarınca),
- binanın dışına ve içine bakarak,
- binayı yapan mimarın önceki işlerine, güvenilirliğine bakarak,
- ...

Mümkün müdür? Veya ne oranda güvenilirdir?

Proje yılı: 1997
Yapım yılı: 1999

Not: Bana, komşumun mimar olan annesinin verdiği bilgiler sonucunda bu soruyu soruyorum. Sahibi oldukları daireyi satın almadan önce,
- binanın projesini bir İTÜ profesörüne inceletmişler,
- binayı bir teknik firmaya inceletmişler (ne tipte bir inceleme olduğunu bilmiyorum, ama binadan parça almak şeklinde değil).
Ve binayı yapan kişinin tanınmış bir mimar (MSGSÜ öğr. gör.) olduğunu söylüyorlar.

Not 2: Binanın iskan onayı yok. İskan onayına 1999 depreminden sonra başvurdukları ve yönetmelik değişmiş olduğu için, onay alamamışlar ve iş öylece kalmış. Şu an bina iskan onaysız.
Bu arada bina, 3 tane ayrı binanın (apartmanın) birleşiminden oluşuyor. Garip bir bina. 3 binanın ortasına koyulmuş asansör de izin alınamadığı için çalıştırılamıyor.
Bir binanın dairelerinde daire içinde yükseklik farklılıkları var: önce birkaç basamaklık merdiven, sonra evin içi. Diğer binanın girişi ayrı, yan tarafta.

Not 3: İBB şöyle bir çalışma paylaşmış: depremzemin.ibb.istanbul
0
pantepember
(29.12.20)
Bir sürü eski bina yıkıp yenisini yaptım, fotoğrafına bile bakıp %90 oranında tuttururum.

bina 1999 yılından önce yapıldıysa %80 depreme dayanıksızdır, 1990 yılından önce yapıldıysa %95 depreme dayanıksızdır.

Bazı spesifik projeler ve bazı devlet kurum binalarını bundan hariç tutabiliriz. Piyasa şartlarında değil de işi bilen bir mimar ve mühendis ile eğer hazır beton kullanıldıysa sağlamlık yüksek oranda artmıştır.

Birer ikişer yapılan, küçük ve orta ölçekl, mütehitlerin yaptığı 1990 yıı öncesi her bina için bire on bahse girerim çürük çıkacağına dair.

O yıllarda bilerek çürük yapılmıyordu binalar, üretim kalitesi böyleydi. Deniz kumundan, hurda demirden, bina önünde sokakta karıştırılan betondan başka ne bekleyebilirizki.

Üzerine de hırsız kalfa ve müteahhitlerin demir ve hatta kolon eksiltmesini ekleyin, projede yazan her şeyi tam kullansanız bile malzeme dandik. İşçiler de harcı nasıl yapacağını bilmiyor, kumu çimentoyu ıslatıp beton diye attılar yıllarca.

Bakın bir örnek vereyim, bir sürü bina yapmış bir çok kalfa ve müteahhitin bile kendi oturacağı, aile apartmanı olarak kullanacağı için demiri ve çimentoyu bol kullanıp sağlam yaptığına inandığı 1990 öncesi binalar bile çürük.

Notu sonradan gördüm, projeyi bu ülkenin en kaliteli mimarı da çizse, en düzgün mühendisi de onaylasa, imalat aşaması çok önemli.

Siz bana binanın yapım yılını söyleyin, belki gerekirse dışarıdan bir foto isteriz. Binanın dışı görüntüsü üretildiği zaman ve yapım tekniği açısından bilgi verir az çok.
0
John Bloor
(29.12.20)
sadece fikir verir. ayrıca o projelerde zemin etüdü de vardır, belki zemin iyi olduğu için öyle bir yorum yapılmıştır. ama yapım kalitesi ile ilgili fikir sahibi olmak için numune almak lazım, o sonuçlar da zaten %100 "binanız şudur" diyemiyor. yorumlanıyor..

ama iskan yok yazmışsınız ve imar barışından da apartman faydalanmadıysa, bence satın çıkın. belli ki kat maliklerinin ekonomik durumları iyi değil veya başka oturacak yerleri yok. zor bir durum. siz oturulur veya oturulmaz raporu kovalamaya çalışmayın, kendinizi kurtarın.
0
malheiros
(29.12.20)
Binayi unlu bir mimara cizdir, hesabini dunyanin en akilli insaat muhendisine yaptir, uygulamayi yarim yamalak yaparlasa yine yikilir, garantisi yok.

Binanin saglam olmasi icin projenin, malzemenin ve uygulamanin iyi olmasi lazim, bunlardan birinde sikinti varsa ortaya sikintili bir bina cikiyor.

Binada iskan olmamasi, 3 binanin birlestirilmesi ortaya bir tane asansor yapilmasi ve onun calistirilamamasi falan malesef pek pozitif doneler degil.
0
cooperr
(29.12.20)
Biz ev satın almadan önce kpeder ile (inşaat mühendisi olduğu için) birlikte (bizim elediğimiz yüzlerce daire içinden) her halde bir 10-15 daire gezmişizdir. Şöyle bir kriterimiz vardı o zamanlar:
* Eğer binada 20'den fazla daire varsa kesin deprem testi yapılmıştır (99 öncesi yapılarda), göstermiyorlarsa zaten o binadan hayır gelmez.
* odalarda duvarlar 90derece açı yapmıyorsa zaten kalıplı döküm değildir, istediği kadar iyi mimar çizmiş olsun uygulama şinanaydır
* Bodrumu gezdiğinizde duvarlarda kabarma varsa demirlerin paslanmış olma ihtimali pek yüksek
99'da yapılmış bir binanın iskan onayının şimdiye dek alınamamış olması bana kaçak kat ihtimalini düşündürüyor. Bu açıklama bana mantıklı ve yeterli gelmedi.
Hele daire içinde yükseklik farklılıkları aman Allah!
0
SiyamkedisiZorro
(29.12.20)
İskan olmaması konumuz için öndemli değil o yıllarda ve daha eski yapılan binalarda çok normal. İstanbul'un yarısında iskan yoktur.

Bodruma kömürlüğe filan inip çıplak betonu gözlemleyebiliyor musunuz? Dökülen harç vs olup da demir donatı gözüken bir yer var mı?

Elinize hafif bir çekiç alıp betona vurunca kolayca ayrılıyor mu? Ayrılan parçalarda deniz kabuğu var mı?
0
John Bloor
(29.12.20)
Hazır beton kullanılmamış bir binada dayanım aramak bence abesle iştigal. Yıkım kararı çıkmazsa güçlendirme çıkar. Diğer hususlara değinmiyorum bile.
Ha yıkılmasa bile fay hattı yakınındaysa sağlam hasar alır.

İlla eski bina alacaksanız aktif fay hatlarına uzak ve yeraltı su seviyesi düşük yerlerden alın en azından.
0
Unde bach canim
(29.12.20)
John Bloor+1
gerisi teferruat.

cevap: güvenilmezdir.
0
rewlack
(29.12.20)
(6)

hangi tablolarin posterleri

baldur2
5 tane secseydiniz hangi ressamin hangi tablosunu poster olarak evinize asmak isterdiniz? gozden kacirdigim unlu tablolari merak ediyorum. en populer 5 tablo ne olurdu sizce dunya tarihinde?
5 tane secseydiniz hangi ressamin hangi tablosunu poster olarak evinize asmak isterdiniz?

gozden kacirdigim unlu tablolari merak ediyorum. en populer 5 tablo ne olurdu sizce dunya tarihinde?
0
baldur2
(25.12.20)
Atina okulu, arnolfini'nin evlenmesi, urbino venüsü, samson ve delilah(rubens) , judith slaying holofernes
0
Jux
(25.12.20)
Oldukça kişisel bir soru olmuş.
Benim için:
1. Güller - Van Gogh
bit.ly

2. Gönül Alma - Bouguereau
bit.ly

3. Başlıksız - Kandinsky
www.wassilykandinsky.net

4. Lady Peel - Lawrence
bit.ly

Bu dördü kesin olurdu.

Başka van gogh, kandinsky ve bouguereaular da kesin olurdu.

Bir sürü thomas kinkade olurdu. Monetler -mesela Seine'de bahar- olurdu:
bit.ly

Picasso, Dali, Rembrandt, Chagall, Da Vinci falan olmazdı bende hiç mesela.

En popüler beş tablo ise bence:
-Da Vinci - Mona Lisa
-Picasso - Guernica
-Münch - Çığlık
-Vermer - İnci Küpeli Kız
-Yıldızlı Gece - Van Gogh
Olabilir. İnci küpeli ilk beşe girecek kadar kadar popüler mi bilmiyorum ama bu beşinden bir tek onu asardım evime...
0
dilemma of subscribtionability
(25.12.20)
muthisler otesi. sagolun arkadaslar.
0
🌸baldur2
(25.12.20)
Benim listem:
* Muhakkak M.C. Escher'den bir litografi
* Bir Ayvazofsky
* Dali - Young woman at window
* Bir Murat Palta (Kill Bill veya Starwars'da gözüm var)
* Son olarak bir Natürmort, Rachel Ruysch seçkilerinden olabilir
0
SiyamkedisiZorro
(25.12.20)
The Garden of Earthly Delights, yeterince buyuk duvarim ve alanim varsa kesin olurdu.

Bir de Leonid Afremov'dan bir tablo.
0
taurina
(25.12.20)
bende osman hamdi bey, monet ve picasso var
0
i ve been mistreated
(25.12.20)
(7)

insanlar neden bunu yapar?

Pertev nail
karşınızda sizi dinleyen iki kişi var diyelim. ancak göz temasının %90'ını biriyle kuruyorsunuz diğerine çok nadir bakıyorsunuz. bu ne anlama gelir?edit: konu iki kişiyi de eşit derecede ilgilendiriyor, önceden planlanmış bir konuşma değil. mesela 2 kişi gidip birine bir şey soruyorsunuz ama anlatan
karşınızda sizi dinleyen iki kişi var diyelim. ancak göz temasının %90'ını biriyle kuruyorsunuz diğerine çok nadir bakıyorsunuz. bu ne anlama gelir?

edit: konu iki kişiyi de eşit derecede ilgilendiriyor, önceden planlanmış bir konuşma değil. mesela 2 kişi gidip birine bir şey soruyorsunuz ama anlatan kişi sizle göz teması kurmuyor, yanınızdakiyle kuruyor. hep olumsuz mu düşünmek gerek?
0
Pertev nail
(24.12.20)
Onunla muhatap oluyor, ona anlatıyor, onun ilgisini bekliyor. Diğeri ikinci planda, olmasa da olur. Kalkıp gitse "nereye gidiyorsun" denmez.
0
top_secret
(24.12.20)
Yine çok az veri var. Konuşulacak konu o iki kişi arasında geçiyorsa, göz temasını diğer kişiyle kurarsan şaşı ya da otistik sanabilirler.

Tamamen muhabbet ortamıysa, diğer kişiden haz etmiyor olabilir, ilgisini çekmiyor olabilir. Sıkıcı bir insan olabilir. Yani minyon tane olasılık var.
0
stewie
(24.12.20)
göz teması kurduğum kişiyi daha iyi/yakından tanıyor olabilirim. konu daha çok göz teması kurduğum kişiyi ilgilendiriyor olabilir. konuyu bu kişiyle önceden de konuşmuş olabiliriz. dışlamak/yok saymak için de yapan oluyordur, istemsiz ya da istemli olarak.
0
nimberjack
(24.12.20)
top_secret +1

net budur.
0
alt4y
(24.12.20)
Göz teması kurulan kişi daha etkindir, karar durumu varsa ikna edilmesi gereken kişidir, algıları, anlayışı daha açık olduğu düşünülür.
0
cosmicgadin
(24.12.20)
Bu bana göre şu anlama geliyor, 2 kişiden birinden daha çok çekim almıştır. Çekim derken kara kaşına gözüne düşme değil, mesela anlattığın şey ona akıyordur, onun daha iyi dinlediğini anladığını hissediyorsundur. İnsan ulaşıp iletişim kurabildiği kişiye yönelir. Bence en büyük sebep bu.
0
superfluid
(25.12.20)
Kişi konuyu anlattığı zaman iki kişi eşit ilgi mi gösteriyor, yoksa biri daha fazla ilgi gösteriyor olabilir mi? İlgi gösteren kişiyle göz teması kurup ilerlemek daha normal bir akış gibi geldi bana. Eğer böyle bir ayrım yoksa top_secret+1
0
SiyamkedisiZorro
(25.12.20)
(8)

hint aksanı

sanxis
Hintli bir firmaya iş başvurusu yapmıştım, az önce görüşme için aradılar.Anladıklarım şöyle: wşdscnfdedks job oppurtunity fmdıjosadkfn ingilizcem fena değil (ielts 7), avrupalılarla her gün konuşuyorum ama hindistanla hiç işim olmamıştı.Yes yes dedim ama hiçbir şey anlamadığımı fark edince ofiste ol
Hintli bir firmaya iş başvurusu yapmıştım, az önce görüşme için aradılar.

Anladıklarım şöyle: wşdscnfdedks job oppurtunity fmdıjosadkfn

ingilizcem fena değil (ielts 7), avrupalılarla her gün konuşuyorum ama hindistanla hiç işim olmamıştı.
Yes yes dedim ama hiçbir şey anlamadığımı fark edince ofiste olduğum için müsait olmadığımı söyledim, daha sonra konuşalım dedim. şimdi benim geri aramamı bekliyor ama aramaya çok korkuyorum. söylediklerini anlayamazsam özür dileyip kapatayım mı ne yapayım? ayıp mı etmiş olurum?
0
sanxis
(18.12.20)
Hint aksanına alışkın olmadığı. Yavaş konuşmalarını rica et.
0
1917
(18.12.20)
hint ve çin aksanı gerçekten zor anlaşılır. siz adamı susturun ve siz sorular sorun ve basit sorular olsun bunlar. hala da anlaşılmıyorsa kusura bakmayın heralde telefondan dolayı dedikleriniz net anlaşılmıyor diyip kapatın veya zoom üzerinden görüşme ayarlayın. en azından yanında birkaç kişi olur belki onlarla anlaşırsınız.
0
elektr10
(18.12.20)
anlayana kadar sor. sorun sende degil onlarda.
0
baldur2
(18.12.20)
Youtube da hintlilerin çokça teknolojik alet, telefon incelemeleri var, bazen en önce onlar inceleyip yorum yapıyor onları izleye izleye bu aksanlarına alıştım
0
freebird5406_2
(18.12.20)
Freebird +1. Bir programlama dilinde yeterli icerik sadece hintli hocalarin yuklediklerinden olusuyordu. Ingilizcem cok iyi olmamasina ragmen zamanla alismistim. Cidden bastan zor. Bence arayin anlamadim musait degildim gurultu vardi tam duyamadim daha once filan deyin
0
ala09
(18.12.20)
Ayyy fecidir bazıları. Hatta bir Hintli arkadaşa bir Alman arkadaşın "sen hiç Hintli gibi konuşmuyorsun, konuşurken kafanı da sallamıyorsun" şeklinde öküz ötesi bir yorumu olmuştu ama içten içe Alman'a hak vermiştik.

Benim size tavsiyem görüntülü görüşme yapmaya çalışın ve onların her sorusuna "... böyle anladım" şeklinde neyi anladığınızı özetleyerek cevap vermeye başlamanız. Bir süre sonra alışırsınız ama adamların aksanları hakkında sakın yorum yapmayın (alınırlar), ama kendi dil kapasiteniz konusunda da çok mütevazı olmayın.
Size cevap yazarken çok düşündüm "çok divers bir ortamda çalışmıyorum, o yüzden tam anlamadım" gibi bir şey söylemeniz yerinde olur mu diye, sonra vaz geçtim.
0
SiyamkedisiZorro
(18.12.20)
Yavaş konuşmasını rica edersen anlayış gösterirler çünkü tüm dünya biliyor onların konuşmalarının ne kadar anlaşılmaz olduğunu.
0
Uncle Sam
(18.12.20)
yavaş konuşma ricası + konuşurken dudak takibi
0
ludwig boltzmann
(18.12.20)
(10)

Kız arkadaşa "Çin Malı" hediye olur mu?

norules
Kız arkadaşıma evi için gayet hoş tasarımlı bir dekoratif masa saati alacaktım ki, ürünü detaylıca incelerken üzerinde "Made in China" yazdığını gördüm. Ama saat güzel de bir şey. Kıza Çin malı hediye almak haneye eksi puan yazar mı, ne dersiniz?
Kız arkadaşıma evi için gayet hoş tasarımlı bir dekoratif masa saati alacaktım ki, ürünü detaylıca incelerken üzerinde "Made in China" yazdığını gördüm. Ama saat güzel de bir şey. Kıza Çin malı hediye almak haneye eksi puan yazar mı, ne dersiniz?
0
norules
(17.12.20)
Apple ürün de alsan made in china yzıyor. Buna eksi puan yazan kızdan uzaklaş bro kafan rahat olur.
0
Take it away honey
(17.12.20)
olmaz, ayıp.
0
msb
(17.12.20)
Hediyenin menşei olmaz ahah. Al gitsin.
0
Benyinegulerim
(18.12.20)
buna eksi puan verenden uzaklas +1

al gitsin.

barbie merakimdan dolayi eski erkek arkadasim bana barbie almisti ama barbie olmayan barbie. sadece oturup gulmustum. komiklikten ve sempatiklikten arti puan olmustu bence. :d artik "eski" sevgilim olmasina ragmen sakliyorum hala o cakma barbie'yi.
0
batlegolas
(18.12.20)
Çin malı hakkında "kalitesiz ürün" izlenimi olan kızdan/erkekten kaçılmalı. "Çin malı almış, kesin ucuzdur bu" diye düşünecek biriyse aldığın hediyenin bir kıymeti yok, böyle düşünmeyecek biriyse Çin malı olmasının önemi yok
0
anladespina
(18.12.20)
Cin dunyanin hakimi olcak kesin artik bu algiyi degistirin degistirmeseniz de onlar degistirir zaten sadece zaman geciyo akilli davranip daha once hareket etmis olursunuz
0
kushkush
(18.12.20)
Abi seviyorsan Almandan şaşmayacaksın ama gönül eğlendiriyorsan Çin de olur.
0
guitarissimo
(18.12.20)
Uyduruk bir sey değilse bence sorun olmaz
0
baal
(18.12.20)
Soru ciddi mi diye yazmayı düşünürken cevapları okudum da, Allah kolaylık versin. Cevap vereyim; "benim için" menşei değil ama kaliyesi önemlidir. Çin sadece tek bir kalitede ürün satmıyor. Ama arkadaşınızın bu konuda önyargıları varsa bilemem.
0
SiyamkedisiZorro
(18.12.20)
eksi puan yazıyorsa o kızla ben takılmazdım. senin bileceğin iş.
0
bohr atom modeli
(18.12.20)
(3)

kedim kapı çerçevesine zıplıyor

eksisozlukokuryazari
arkadaşlar benim kedim küçüklüğünden beri sık sık kapı diplerine saklanarak biz yaklaşınca kapı çerçevesine zıplıyor. kapının dibine saklandığını farkedince kendini çarpmasın diye odadan çıkışımızı 10 15 dakika öteliyoruz bazen. şimdi benim sorum şu. bu davranış siz kedisi olanların kendi kedilerind
arkadaşlar benim kedim küçüklüğünden beri sık sık kapı diplerine saklanarak biz yaklaşınca kapı çerçevesine zıplıyor. kapının dibine saklandığını farkedince kendini çarpmasın diye odadan çıkışımızı 10 15 dakika öteliyoruz bazen. şimdi benim sorum şu. bu davranış siz kedisi olanların kendi kedilerinde de karşılaştığı bir durum mu? yaygınsa ve kimsenin başına bir şey gelmiyorsa korkacak bir durum yok sanırım, merak ediyorum çünkü zıpladığında göğsüyle tosluyor adeta kapı çerçevesine. bir yerine bişey olmasından çekiniyorum. arada kontrollü de zıplıyor ama bazen allah ne verdiyse ağaca tırmanır gibi zıplıyor.

canı yanmıyor olacak ki her defasında bu oyunu oynuyor tekrar tekrar. kapılara yastık falan yapıştıracak halimiz de yok.
0
eksisozlukokuryazari
(17.12.20)
:) aklınca pusuya yatıp sizi avlıyor işte. Korkacak bir şey yok, tanıdığım tüm kediler bunu yapıyor. Bazen kafasını taakk diye vururdu bizimki de, ama hiçbir şey olmuyor onlar ölçüsünü biliyor sanırım.
0
megalomaniac
(17.12.20)
Hahaah, vallaha normal kedi yok. Size pusu kuruyor, avlıyor aklınca şapşik. Belli genç kedi, durulur zaten sonra. Bir şey olmaz bol bol sevin kediciği..
0
SiyamkedisiZorro
(17.12.20)
iyi bari :) göğsünü vurunca bazen takk diye ses geliyor çerçeveden ,bazen ondan çekiniyordum ama dediğiniz gibi sanırım. kediler dozajını kendi ayarlar diye umuyorum.

evet pusu kuruyor, şapşik. bide heyecanlanıyor yaklaşırken, yere yapışıyor gözleri boncuk boncuk oluyor, sonra hoop.
0
🌸eksisozlukokuryazari
(24.12.20)
(3)

Konuşurken konuşmanın kayması + istemsiz el kol hareketleri

vedatchilipeppers
İyi akşamlar,Son zamanlarda telaffuzumda bir bozukluk var, sanki harfleri yuta yuta konuşuyorum. Bugün de konuşurken bir iki kere kekeliyor gibi oldum. Neden olabilir bu acaba? Yorgunluk var üzerimde ama bu durum ilk kez başıma geliyor.Bir de bu durumun üstüne yemek yerken istemsizce elim kolum iki
İyi akşamlar,

Son zamanlarda telaffuzumda bir bozukluk var, sanki harfleri yuta yuta konuşuyorum. Bugün de konuşurken bir iki kere kekeliyor gibi oldum. Neden olabilir bu acaba? Yorgunluk var üzerimde ama bu durum ilk kez başıma geliyor.

Bir de bu durumun üstüne yemek yerken istemsizce elim kolum iki üç kere titredi. Kaslar istemsiz hareket ediyor gibi oldu; yorulunca göz kapağı atar/titrer hani, onun el ve kolu titrettiğini düşünün.

Neyle ilgili olabilir bu sizce, endişe etmeli miyim? İlaç kullanıyorum bir süredir ama böyle bir yan etki gözükmüyor kullandığım ilacın prospektüsünde.
0
vedatchilipeppers
(16.12.20)
iyi bir doktorun anca karar verebileceği, testler önerebileceği bir şey tabii bu.

mesela MS'te de kas kaybı, konuşma bozuklukları, istemsiz hareketler vs. var. Ama bu siz MS'siniz anlamına gelmez. Kimse de bilemez.

Bu olan şeylerin devamlılığı varsa mutlaka bir hastaneye danışın. Artık iç hastalıkları mı bakar buna, yoksa nöroloğa mı yönlendirilirsiniz bilinmez.
0
la traviata
(16.12.20)
Doktor görmeden, tahlil vs. yaptırmadan anlaşılmaz. Bahsettiğiniz semptomlar yorgunluk sonucu ortaya çıkan geçici rahatsızlıklar olabileceği gibi MS gibi ciddi hastalıkların belirtisi de olabilir.
Maalesef doktora gitmeden olmayacak.
0
SiyamkedisiZorro
(17.12.20)
İlk etapta güzel bir istirahat ve uyku düzeni. 1 hafta gibi geçmezse doğru doktora.
0
dougsampson
(17.12.20)
(20)

Sarman erkek kedi ismi önerisi?

sonhakan
Teşekkürler..
Teşekkürler..
0
sonhakan
(16.12.20)
Tütün, tütü diye kısaltılabilir.
0
habarbey
(16.12.20)
Sansa ya da Tarçın.
0
Amaranta ursula
(16.12.20)
Bal
0
valarmurgulis
(16.12.20)
Toni
0
heritage
(16.12.20)
Aslan
0
battal gemalmaz
(16.12.20)
toprak, topiş
0
kedi kovalayan astronot
(16.12.20)
Muz, Köri, Hardal
0
sanfransister
(16.12.20)
Azman
0
allah yazdiysa bozsun
(16.12.20)
friedrich
0
rumeli beylerbeyi
(16.12.20)
nebukadnezar
0
ala09
(16.12.20)
çamur
0
Jux
(16.12.20)
orhan

sasha

mila
0
bugisme
(16.12.20)
teyzemin vardı rahmetli kedisi portakal :,)
0
pasp
(16.12.20)
Kimyon
0
vedatchilipeppers
(16.12.20)
aziz
0
fezagezgini
(16.12.20)
kedi
0
turbo sadık
(17.12.20)
Lazanya (söylemesi yorucu tabii, olmaz sanırım)
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(17.12.20)
Ural
0
turbo sadık
(13.01.21)
Osman
0
hot potato
(13.01.21)
Hüsmen (benim favorim)
Saruman
0
SiyamkedisiZorro
(13.01.21)
(4)

işyerinde kamera problemi

baknedicem
bir şirkette müdür olarak çalışıyorum tek kişi bulunan odalara bile kamera bağladılar sanırım bu kameralar sesde aliyor bu kvkk ya göre yasak değilmi ? bu şirket nasıl bir yaptırımda bulunulabilir yada kameraları sökmesi sağlanabilir ?
bir şirkette müdür olarak çalışıyorum tek kişi bulunan odalara bile kamera bağladılar sanırım bu kameralar sesde aliyor bu kvkk ya göre yasak değilmi ? bu şirket nasıl bir yaptırımda bulunulabilir yada kameraları sökmesi sağlanabilir ?
0
baknedicem
(15.12.20)
Soyunma odasi, wc gibi yerlerde degilse kamerada sorun yok. Ses icin gerekli izinler alinmis ve calisanlarin onayi alinmissa yine sorun yok. Ses kayit icin onay imza vermediyseniz sikayet edebilirsiniz.
0
rockinside
(15.12.20)
Arkadaş biz değil odalara genel çalışma alanlarına koyabilmek için bile kırk takla atıyoruz. Kişilerin buna itiraz etmesi gerekir.
0
SiyamkedisiZorro
(15.12.20)
çok kritik bir süreç yok ise çalışma ortamlarına koymak yasal olsa bile sıkıntılı bir durum ve etik değil.

işin yasal kısmı da şöyle, kvkk'ya göre sizden kamera ve ses kaydı için ayrı ayrı onay almaları gerekiyor. nitelikli kişisel veri sınıfına girer. kayıt edilmeleri çalışanın veya kişilerin onayına bağlıdır. hatta bırak sizi, sizin yanınıza gelen bir ziyaretçi için bile onay almak gereklidir. burada istisna dış güvenlik amacı ile yerleştirilmiş olan kameralardır. onlar bu onayın dışında tutulur. açık rıza formu imzalamadıysanız, kvkk'ya ihlal bildirimi yapabilirsiniz. açık rıza onay formu imzaladıysanız ve formun içerisinde kamera kayıtları belirtildiyse geçmiş olsun.
0
delidir yakalayin
(15.12.20)
Duzelturmesi gereken her kanun gibi buda saçma, belirli bir zaman sonra bu hatadan dönülür.

Işyerinde , genel olarak herkesin ortak bulunduğu alanlarda gayet tabi sesli görüntü alinabilir bunda bir sakınca yoktur,
Tuvalet , soyunma odası yerler veya özele tahsis edilmiş alanlar hariç.

Bugün bu saçma gelebilir ama doğrusu budur ve gerekli seviyeye geldiğinde kanun bu şekilde olacaktır.

Unutmayın kanunlar daha emekleme dönemindedir.
0
kleider
(15.12.20)
(7)

9 yasindaki erkek yegene ne hediye alayim?dogum gunu icin

speedy
Hicbir sey aklima gelmiyor. Butce max 100-150. Tesekkurler.
Hicbir sey aklima gelmiyor. Butce max 100-150. Tesekkurler.
0
speedy
(14.12.20)
kaiserr76
(14.12.20)
ilgisi varsa o yaş çocuklar için eğlenceli olan çok güzel kutu oyunları var. öyle bir şey olabilir belki.
0
a perfect lie
(14.12.20)
Amazonda legolarda enteresan fiyatlar çıkabiliyor.dun 1000 parçalık bir seti 190 liraya aldım.amerika fiyatları 100 dolar seviyesinde.
0
duptıs
(14.12.20)
yetişkinler için boyama kitapları var amazonda 20-25 liradan satılıyor.. yanına bir de faber castell kuru boya kalem seti metal tüpte 36 adet olan 40 lira.. özellikle faber castell markasını yazdım çünkü giriş seviyesinde kalemleri çok başarılı
0
strobist
(15.12.20)
Benzer yaşlardaki kızıma scooter aldık biz.
0
SiyamkedisiZorro
(15.12.20)
Kişiden kişiye göre değişir ama lego candır, canandır :) keşke bana da lego alan olsa :)
0
silah taciri
(15.12.20)
One Piece' in ilk 10 cildi müthiş olur. 110 TL ye gelir hepsi herhalde.
0
lüzumsuz adam
(15.12.20)
(14)

çamaşır makinasını yenilemek için uygun zaman

halanne
13 yaşına gelen makinamız özerkliğini ilan etti, biz sokağa çıkamıyoruz ama banyoda gezintiye çıkıyor kerata. yenileme zamanı geldi anlaşılan.yıl sonu kampanyaları mı daha avantajlı şu anda yoksa yeni yılda daha iyi kampanyalar olur mu sizce?Bonus soru: hangi marka tavsiye edersiniz?
13 yaşına gelen makinamız özerkliğini ilan etti, biz sokağa çıkamıyoruz ama banyoda gezintiye çıkıyor kerata. yenileme zamanı geldi anlaşılan.

yıl sonu kampanyaları mı daha avantajlı şu anda yoksa yeni yılda daha iyi kampanyalar olur mu sizce?

Bonus soru: hangi marka tavsiye edersiniz?
0
halanne
(11.12.20)
Kampanya hakkında pek fikrim yok.

Marka: Bosch
0
himmet dayi
(11.12.20)
yıl sonu kampanyaları daha iyi oluyor. profilonun model yorumlarını araştırmanız kaydıyla f/p olarak öneririm.
0
emininsel
(11.12.20)
marka olarak bosch aldık, memnunuz.
0
trajikomix
(11.12.20)
siemens tavsiye ederim ben de. bizde giriş seviye bir modeli var çok fazla fonksiyonu yok ama taş gibi çalışıyor bir 5 yıldır.
0
theseachange
(11.12.20)
Bu arada önerilen 3 marka da aynı kalitede. Onu belirteyim de :)

Bosch Siemens ve Profilo BSH'ta üretiliyor. Kullanılan malzemeler vs. birebir aynı. Fiyat farkı marka değerinden geliyor.
0
himmet dayi
(11.12.20)
Makinenin yürümesi bozulduğu ya da eskidiği anlamına gelmez. Dengeli yerleştirilmezse yeni makina da yapabilir aynı şeyi. Ayaklarını ayarlayın.
0
mikro patlama
(11.12.20)
Makinenin amatisörlerini degistirsen sorun ortadan kalkar. Yılların getirdiği yük ve makineye battaniye gibi ağır şeyler yüklendiği için oluyor. Buna ek vakumlu ayak da takabilirsin ama o ne kadar ise yarıyor bilmiyorum.
0
westblack
(11.12.20)
samsung'dan çok memnunum ama kampanyalarını falan bilemiyorum.
0
blatta hiberna
(11.12.20)
Kampanyayı bilemeyeceğim. Benim çamaşır makinem Siemens - 23. zafer yılındayız. Bir defa kapak değişti ( temizliğe gelen hanım kapaktan güç alarak ayağa kalkınca elinde kalmış. Süper über memnunum.
0
SiyamkedisiZorro
(11.12.20)
Sırf yürüyor diye makineye küsmeyin.
Memnunsanız ayaklarını ayarlatın derim, o olmazsa amortisör.
0
burfak
(11.12.20)
Bosch Siemens gibi markalar çamaşırlara masaj yapıp öpücük kondurarak yıkamıyor. Grundig veya arçelik öneririm. 9 kg grundig kurutma makinesi aldım bire bir aynı özellikte bosch marka olanı 6.500 tl iken ben 3.000 tl verdim. Yaptığı iş aynı, servis daha yaygın. Evdeki bütün beyaz eşya, klima arçelik ve tek sorun yaşamadım 8 yıldır.
0
kumulatifvergimatrahi
(11.12.20)
banyo zemini düz değilse başka makinelerde de aynı sorunu yaşabilirsiniz. Öncelikle onu kontrol edin bence.
0
balllooon
(11.12.20)
yukarda da yazmışlar; siemens-bosch-profilo aynı fabrikadan çıkar. birebir herşeyiyle aynı cihazı profilo markasında daha uygun bulabilirsiniz.

aynı şekilde, arçelik-beko-grundig-altus da aynı fabrikadan çıkar. hepsinin hedefi farklı, beko daha çok yurtdışına pazarlanır, altus daha bütçe dostudur fakat üst segment modelleri içermez.

bsh grubu ve arçelik grubu markalar, ülkemizdeki en yaygın ve iyi servis ağını sunarlar. bunlardan herhangi birisini alabilirsiniz.

koreli ürünlerde servis sıkıntısı çok yaşanıyor, çevremde epeyce kişi sıkıntı yaşadı.
0
fever
(11.12.20)
Makinenin naltında ayakları var. Evde bu işlerden anlayan kimse yok mu?

Alttan makinenin ayaklarını zemine göre ayarlarsanız makine yürümez.
0
adivar
(11.12.20)
(11)

Muhasebecilerle çalışmak istemiyorum.

Mistyimage
Önceki muhasebecim aynı hatayı 2 kere yaptı maddi zarara uğradım sinirlendim defterleri aldım. Son muhasebecimin de maşallahı var. Vergi dairesindeki işleri hep ben hallediyorum. Beyefendi sadece online işlemleri yapıp parasını alıyor. Üstüne seneye defter parası için 350 TL. istedi ben de reddettim
Önceki muhasebecim aynı hatayı 2 kere yaptı maddi zarara uğradım sinirlendim defterleri aldım. Son muhasebecimin de maşallahı var. Vergi dairesindeki işleri hep ben hallediyorum. Beyefendi sadece online işlemleri yapıp parasını alıyor. Üstüne seneye defter parası için 350 TL. istedi ben de reddettim defterleri istedim. Olmayan defterin parasını istemek artık yüzsüzlük. Benim ayda kestiğim 2 makbuz oluyor ve gider gösterdiğim max. 3 fiş/fatura oluyor. Bu işleri muhasebeciyle muhatap olmadan halletmek istiyorum. Var mı eğitici bir internet sitesi ya da kitap?
0
Mistyimage
(10.12.20)
duyurukullanıcısı
(10.12.20)
yöntem önermeyeceğim, ama yüzsüzlük dediğiniz için bir soru sorma ihtiyacı hissettim. zira yıllardır" defter parası" adı altında istenen para, defterler elektroniğe geçtikçe adı aynı kalmasına rağmen içeriği çok değişmiyor.

sormak istiyorum. yanınızda çalışan personel varsa, personeli iş için bir yere gönderdiğiniz zaman yol parasını veriyor musunuz? personeliniz yoksa bile, olduğunu düşünerek cevap verin.

ya da ofisinizde, dükkanınızda çalışan personelin kullandığı kağıdı, kalemi falan cebinden ödemesini, evinden getirmesini mi bekliyorsunuz? "maaş veriyorum ya işte, onun içinden harca" mı diyorsunuz?

evet defter elektronik oldu, kağıt ve noter masrafı bitti. peki o vergi dairesine gitmesini beklediğiniz muhasebeci, sizin için vergi dairesine giderken yol parasını cebinden mi verecek? ya da evraklarınızı almak için işyerinize gelirken masrafı cepten mi yapacak? sizin elektronik oldu diye çıktısını alıp vermediğiniz faturaların çıktısını kendi cebinden aldığı tonerle, cebinden aldığı kağıda mı yapacak? evet adı hala defter tasdik ücreti ve defter tasdiki diye bir şey yok. diğer masraflar?

ben 30 kilometre ötedeki mükellefime ayda iki sefer şahsi arabamla giderken yaktığım benzini cebimden mi vereceğim? ya da ofisine yazıcı bile almayan mükellefimin elektronik olduğu için "sen sistemden alırsın zaten hehe" diyip çıktısını da almadığı 90 sayfa faturasının kağıdını tonerini her ay cebimden mi karşılayacağım?

adam bütün gün sürecek montaj işi için ustanın altına benzini koyulmuş arabayı veriyor, cebine de öğlen yemeğini yesin diye yemek parasını koyup gönderiyor.

aynı adamın vergi dairesinde, sgk'da, ticaret odasında bütün gün sürecek işi için ben kendi arabamla gidiyorum, hatta iş olmazsa dönüp ertesi gün tekrar gidiyorum, acıkınca kendi cebimden yiyorum. niye? ben de bu işleri mükellefim için yapmıyor muyum?

ha siz bunların hepsini karşıladığınız halde sizden para istiyorsa gerçekten yüzsüzmüş.

"benim dükkanım 30 kilometre değil" veya "benim 90 sayfa faturam yok" diyeceğinizi tahmin ediyorum. zahmet etmeyin. anlatmak istediğimi anlamış olduğunuzu sanıyorum.

defter beyan sistemi zaten mükellefin kendi kendine kullanabilmesi için icat edildi. vergi dairenize başvurup şahsi şifre alarak sistemi kullanabilirsiniz. "defter beyan sistemi" etiketiyle arayın. yine de uyarayım, web üzerinden kullanımı kolay değildir. bu yüzden birçok muhasebeci, yumurtadan çıkan bu saçma sistemi verimli kullanabilmek için yazılımlarına ciddi miktarda yatırım yapıp para öderler, onu da ekleyeyim.
0
kibritsuyu
(10.12.20)
Muhasebeciyle yaptığu iş için aylık bir bedelle anlaştım. Ben de müşteriye yaptığım işle ilgili aylık anlaştıktan sonra extra toner parası vs. maliyet çıkarmam. Ayrıca 5 senelik geçmişinde benim için bir kez vergi dairesine gitmedi. Senede en az 2 kere ben gidiyorum işlemler için. Ayrıca aylık makbuz sayımı söyledim. Senede bana harcıyacağı para 1 top kağıdın yarısı 8 TL.dir. Evrakları da her ay cebimden kargo ile yolluyorum. Hem bunları yapmayıp hem de aylık ücretinden başka extra ücret istemek kusura bakmayın yüzsüzlüktür.
0
🌸Mistyimage
(10.12.20)
oncelikle muhasebe ile yaptiginiz sozlesmeye bakmak lazim. evraklar nasil teslim edilecek, hangi isler icin para alinacak bunlarin hepsi orada yazar zaten. yapilacak islere gore de aylik bir ucret cikarilir

not: memnun degilseniz de sozlesme bitiminde degistirebilirsiniz ya da sozlesme devam ederken bak sunlari sunlari yapmiyorsun diye konusulabilir

not2: hic bilmediginiz bir seyi kendiniz yapmak isterseniz de acin once bir idari para cezalari ne kadar ona bakin, calismayan sistemleri gorun ve sonra donup muhasebecinize tesekkur edin :)
0
sweetoffice
(10.12.20)
Muhasebecilerin yararını zararını tartışmıyoruz sonuçta. Ben işletme okudum. Okurken babamın küçük işletmesinin defterlerini ben tuttum, muhasebeciye para vermedik. Sizin de gayet yapabileceğinizi düşünüyorum. Muhasebeci de kendi bakış açısından haklı. Çünkü altına imza atacak, ya da bir şekilde cezaya maruz kalsa sorumluluk alacak. Masrafından bağımsız olarak parayı isteyebilir. Sizin durumunuzda bana da en makulu kendi hesabınızı tutmanız gibi geliyor.
0
SiyamkedisiZorro
(10.12.20)
işte onu soruyorum ben de. personelinize de "3000 lira maaşla anlaştık" diyip, gönderdiğiniz yere giderken harcayacağı yol parasını, işyerinde sizin için kullanacağı kırtasiyeyi de verdiği maaştan karşılamasını mı bekliyorsunuz?

muhasebeci anlaştığınız ücreti defterinizi tutup beyannamelerinizi verirken harcadığı emek, bilgi birikimi ve aldığı sorumluluk için alıyor. 16 sayfalık muhasebe ücret tarifesi var ve bu tarifenin içinde malzeme için para almak yok.

yani "muhasebeciyle bir paraya anlaştım, o parayla şirketimin bütün işlerini malzemesi dahil yapacak" diye bir dünya yok.

vergi dairesine gitmesinin gerektiren şey mesela bir adres değişikliği ise ayrıca onun işlemleri için 350 lira vereceksiniz mesela. ya da limited şirket sermayesi mi arttıracaksınız? kendi makbuzlu noter, harç vs. masraflarınız dışında muhasebeciye 900 lira rapor ücreti ve 1400 lira hizmet ücreti olmak üzere 2300 lira vereceksiniz. öyle aylık ücrete anlaştım, her işimi bu paraya yapsın değil. her işin ücreti ayrı, malzemesi daha da ayrı.

arabanızı bakıma götürüyorsunuz, bakım ücreti 250 lira. ama yağ değişiyor +300, filtre değişiyor +100, buji değişiyor +200, balata değişiyor +300 1000 liralık olup çıkıyorsunuz. "hani bakım ücreti 250 liraydı" demiyorsunuz. bakım dşında tamirat falan isterseniz onu da ekliyorlar. o hesap işte.

bence de kendiniz yapmanız en doğrusu. bütün bu paralar cebinizde kalır.
0
kibritsuyu
(10.12.20)
Bu kafada olan birisi defterlerini kesinlikle kendi tutmalı. Gelecek ceza duyurularınızı merakla takip ediyor olacağım. Şimdiden kolaylar gelsin :))
0
sytemofadownmanyagi
(10.12.20)
ben de sık sık bu mevzulardan muhasebecimi değiştiriyorum.defter tasdik parası isteyen ile de çalışmıyorum hiç.sebebini sorduğumda bana kağıt,toner vs sayıyor.e ben her ay zaten 200 tl veriyorum.

kendim de avukatım kimseden ayrıca kağıt,toner için para istemiyorum.dava masrafını alıp çekiliyorum.vergi dairesine gidiyorsa ben de adliyeye gidiyorum.o zaman ben de her duruşma için adliyeye giderken benzin parasını isteyeyim?yasal değil vermeyin,mutlaka zaten istemeyeni de bulursunuz.
0
drako
(10.12.20)
avukata, sahis isletmesine 200'e bakanlar oldugu surece, her ozel isi dahil her isine ucretsiz kosturanlar oldugu surece isiniz zor @kibritsuyu; adam 200'e muhasebe ucreti veriyor bir de ustune para vermem diyor :) acaba o avukat arkadas kac lira aliyor en ufak bir isi icin :)

kendiniz tutun bence de, cezalar gelince iyi bir muhasebe icin 200 degil cok daha fazlasini isteyerek ve severek o zaman verirsiniz!
0
sweetoffice
(10.12.20)
Ahahaha 200 liraya aylık muhasebe işlerini/mali danışmanlığı yaptırıp her türlü ek masrafı çıkarabileceğini düşünen avukatlar olması da ayrı bir komikmiş. Asıl bu ücretleri talep etmemek yasal değil bir açın bakın isterseniz.

Neyse ucuz etin yahnisi paradoksuyla cümlemi noktalıyorum. Tüm meslektaşlara ve sektörlerdekilere bol sabırlar.
0
sytemofadownmanyagi
(12.12.20)
Aylık 200 lira veren avukat arkadaş Ankara'da ise özel mesajla ulaşsın. Ücret iyiymiş. Aylık 200 lira karşılığı derhal vekaletimi vereceğim. Ama her şey dahil. Gece yarısı karakola düştüğümde de kalkıp gelecek, ofisime teşrif edip her türlü dilekçemi, sözleşmemi de hazırlayacak. Gereken durumlarda her türlü hukuki danışmanlık verecek, adıma bütün davalarımı icralarımı takip edecek, bilirkişi raporlarımda hukuken destek olacak.

Teklifimde çok ciddiyim. Kabul ediyorsa görüşelim.
0
kibritsuyu
(14.12.20)
(9)

Kütüphane düzenlemek

transall
Yaklaşık 500 tane kitabım var, bunları kendime göre 3-4 isimle kategorilendirdim.Her kategoriyi kendi içinde ama benzersiz şekilde numaralandırdım ve sırtlarına yapıştırdım. 1. kategori 100 ile 2. kategori 300 ile başlıyor falan, yani aynı numarayı başka kitapta kullanmadım.Sorum şu, kütüphaneme yen
Yaklaşık 500 tane kitabım var, bunları kendime göre 3-4 isimle kategorilendirdim.

Her kategoriyi kendi içinde ama benzersiz şekilde numaralandırdım ve sırtlarına yapıştırdım. 1. kategori 100 ile 2. kategori 300 ile başlıyor falan, yani aynı numarayı başka kitapta kullanmadım.

Sorum şu, kütüphaneme yeni kitap ekleyince buna da bir numara vericem ama öyle vereyim ki hem araya girdiği yer ile uyumlu olsun, hem de orada olmadığında anlayayım.

Kitaplar kendi kategorisinde yazar soyadına göre sıralı. Hiç olmayan bir yazar da eklenebilir, aynı yazarın başka bir kitabı da.

Takıldığım nokta 310 ile 311 arasına bir kitap girmesi gerekirse 310-1 diyebilirim ama bu kitap oradan alınmışsa farkedemem. Tabi bir de 310 ile 310-1 arasına girmesi gereken yeni kitap olursa?

Fikri olan?
0
transall
(09.12.20)
Ben excel kullandım.
Bazı kitapları arkadaşlarıma ödünç vermiş oluyorum, yeri kolonuna arkadaşımın adını yazıyorum. Bazı kitapları bağışlıyoruz. Onları ayrı sheet'e aktarıyorum, bağışladığım kurumun adını yazıyorum.
0
SiyamkedisiZorro
(09.12.20)
sadece kitaplara bakarak eksik olanı anlamak için bir sistem arıyorum 310 ve 311 arasına 310-1 etiketiyle yeni kitabı koydum, bu kitap eksildiğinde nasıl anlarım?
0
🌸transall
(09.12.20)
Numara ile bu iş çözülebiliyor olsaydı düzcenin plakası 81 olmazdı :)
0
Kahir ekseriyet
(09.12.20)
kahir doğru dedin ama o da kütüphane mantığıyla olsa olabilirdi.
0
🌸transall
(09.12.20)
Bi veritabanı tutulabilir indeks / fihrist olarak. Sütunlar: ID - adı - yazarı - kategori - bulunduğu yer Gibi
0
Kahir ekseriyet
(09.12.20)
Kategorik sıra içinde alfabetik sıra yapmak lazım gibi. Yani tarih kategorisindekiler 300'lü sayılarla başlıyorsa örnek olarak İlber Ortaylı'nın Atatürk eserini 300-A, eğer bu eser a ile başlayan ilk eserse 300-A1
İlber Ortaylı Türklerin Tarihi 1-2 için:
300-T1 300-T2 gibi...
0
oyokbuyoknevar
(09.12.20)
Veya 310 ile 311 arasına girecek olmaması için sayıları 31.000 - 31.100 yapsan misal arasında yeterince yer açılmış olur herhalde ama yine de veritabanı daha profesyonel bi çözüm olur
0
Kahir ekseriyet
(09.12.20)
310_310-1_311 şeklindeki sıralamada 310 ya da 311'e bi şekil koysanız öncesi ya da sonrasına kitap eklendiğini size anımsatacak?
0
mtfbwy
(09.12.20)
mtfbwy n dopru yaklaşım gibi, önceki kitabın etiketine sonrası var işareti koymak, olur bu.

diğer çözümler tablodan takip için doğru ama kütüphaneyi kullananlar o kadar sistemli değil mlsf, alıp gidebiliyor sonra ara bakalım nerede
0
🌸transall
(09.12.20)
(8)

Granit eviye

lambada
Mutfak için granit eviye almak istiyorum.Kullananlardan fikir alabilirsem süper olur. - Siyah eviyede kireç lekeleri kalıyormuş. Temizleme bakım vs ile bir çözümü olmuyor mu bunun? Kireçli sularımız, hiç bulaşmayayım mı:(- Beyaz eviye zamanla sararma yapabilir diye duydum, doğru mu acaba? Bir de çok
Mutfak için granit eviye almak istiyorum.
Kullananlardan fikir alabilirsem süper olur.

- Siyah eviyede kireç lekeleri kalıyormuş. Temizleme bakım vs ile bir çözümü olmuyor mu bunun? Kireçli sularımız, hiç bulaşmayayım mı:(

- Beyaz eviye zamanla sararma yapabilir diye duydum, doğru mu acaba? Bir de çok süt beyaz göz tırmalar mı?

- teka öneriri misiniz? Ya da schock, franke o paraları hakediyor mu?
0
lambada
(09.12.20)
siyah alırsan aglarsın.
teka önermem. franke al rahat edersin.
0
bordeaux
(09.12.20)
blanco siyah aldık
bence güzel ama verilen para koyuyor doğal olarak
musluk yerini insan gibi delmeleri önemli

elinle vur biraz tok ses çıkan en ucuzunu al
0
bir soru sorcam
(09.12.20)
Beyaz sarariyor, dogru demisler. Almayin.

Grimsi olanlar var, onlari tercih edebilirsiniz. Siyah konusunda yorum yapamiyorum cunku bizimki beyazdi. Cok cirkin oldu sararmasiyla. Degistirdim. Franke almistik yenisini galiba.
0
kuehles blondes
(09.12.20)
bir de tezgahla beraber kesimi yapılan granit taş evyeler varmış.. onlar nasıl acaba ben de merak ettim.
0
jepa
(09.12.20)
granit pratkte son kullaniciya hic bir getiri sunmuyor, yorumlarda yazdigi gibi de rengi degisiyor, karariyor, sarariyor, leke gosteriyor...

hazir almamiisken bence celik eviye alin, onlarin dokululari oluyor gayet sik bir sekilde ve uzun omurlu kullanirsiniz

teka, franke, blanco alabilirsiniz images.qssupplies.co.uk
0
exlibris
(09.12.20)
Resmen iki ucu b.lu değnek desenize :)

Siyah ve beyaz alıp sorun yaşayanlar marka da belirtirse süper olur.

Franke fiyat olarak çok uçuk geldi. Alman Schock granit eviyenin mucidi olarak tanıtıyor kendisini. Beyaz üzerine açık gri noktacıklı bir modeli var o mu en garanti olur acaba.

Gri de garanti olurdu ama mutfak rengimle çok alakasız kalıyor.
En olmazsa çelik olucak ama gözüm gönlüm granitlerde.
0
🌸lambada
(09.12.20)
Çelik ve dokulu olan. Diğerleri pişmanlık.
0
SiyamkedisiZorro
(09.12.20)
Biz 5 yıllık dairede kiracıyız. Bizden önce 2 kiracı değişmiş, biz de yeni taşındık. Blanco var. Siyah değil yanlız, antrasit gibi rengi. Hiçbir problem yok.
0
malheiros
(09.12.20)
(7)

Surekli eksik yanlarin soylenmesi

walser
Merhaba. Her performans gorusmesinde yoneticim bana surekli ozguvenimin dusuk oldugunu, gelistirmemi soyleyip duruyor. Ek olarak ekiple iletisimimin iyi olmasini istiyor ama ben ekiptekileri dedikoducu buldugum icin is haric fazla konusmuyorum. Ama beni dinlemeden surekli zayif/olumsuz yanlarimi yuz
Merhaba. Her performans gorusmesinde yoneticim bana surekli ozguvenimin dusuk oldugunu, gelistirmemi soyleyip duruyor. Ek olarak ekiple iletisimimin iyi olmasini istiyor ama ben ekiptekileri dedikoducu buldugum icin is haric fazla konusmuyorum. Ama beni dinlemeden surekli zayif/olumsuz yanlarimi yuzume vurmasindan cok bunaldim. Tek olumlu ozelligim ona gore cok calisiyor olmak. Surekli zayif yanimi soylemesi normal mi sizce? Cok ilgili bir insan da degil, kendimi cogu zaman yalniz hissederim destek gormem ama bana surekli bu konuyla geliyor ve mobbing mi yapiyor acaba diye dusunuyorum. Ben birden ozguven depolasam bile eminim bir kulp bulacak. Bu tavrinin degismesi icin ne yapmaliyim? Is mi arayayim, cok mutsuzum
0
walser
(07.12.20)
kendine güven diyor yani kötü bşy göremedim ben
0
sen nasıl bir insansın
(07.12.20)
"Çalışanların alayı Müge Anlı ayarında, a kalite çalışanlarla sağlıklı iletişim kurabileceğime inanıyorum. Onların düzeyine inmek için özel bir çaba gerekli. Ve ben o düzeye inmeye tenezzül etmiyorum. Size de çalışmak zorunda olduğum için katlanıyorum. Ben de bilgi ve tecrübelerini aktarırken kendisine hayran bırakacak bir yönetici ile çalışmak isterdim ama maalesef koşullarım bu" derdim.
0
rastinon
(07.12.20)
benim de birebir çalıştıgım üstüm, teslim ettiği 100 işten 90'ını dokunmadan müşteriye iletiyor da 10 tanesinde revizyon yapması gerekiyorsa o 10 tanesi hakkında moralimi bozmadan asla geçmiyor, ki "junior"" bir pozisyondayım. ifade ediş biçimi de çok iyi değil. konunu takip ediyorum
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(07.12.20)
Üst pozisyonunda çalışan biri olması ne değiştiriyor ki? Size göre de onda çeşitli eksiklikler olabilir. Bunlar mutlak doğru da değil yani. Bana göre insanların yargılarının bizim üzerimizde etki bırakmasına izin vermemek gerekir. Öyle düşünüyorsa ki kaba bir şey söylememiş, tamam teşekkür ederim deyip geçebilirsiniz. Canınızı sıkmasın yani. Siz ne olmak isterseniz o olabilirsiniz. Başkalarının söyledikleri kendileeini bağlar.
0
havadakarada
(07.12.20)
Yöneticinin iyisi geribildirim verirken sandwich tekniğini kullanır; iki iyi arasına geliştirmesi gereken alanları. Yönetici olarak gördüğüm şu; çalışanlar iyi geribildirimleri kabullenip, geliştirmeleri gereken alanlarda hemen savunmaya geçiyor. Bakın size çalışmanızdan memnun olduğunu söylemiş. Bu cepte. Size eksik yanınızı söylemesi mobbing değil. Sizin anlattığınızdan "bir kulp bulmak" gayesinde olduğunu düşünmedim. Size hep aynı konuyla geliyor ve siz de "bende bir sorun yok, etrafımdakiler tiksinç" diyerek hem uyumsuz portresi çiziyorsunuz hem de bu geribildirimi kabul etmiyorsunuz bile. Eğer bulunduğunuz ortamdan mutsuzsanız elbette arayın, iş değiştirin. Bu bir çözüm olabilir. Ama tümden yalnız çalışmıyorsanız hiçbir yer gül bahçesi değil.
0
SiyamkedisiZorro
(07.12.20)
Tum soylenenler uzaktan bakildiginda mantikli geliyor. Ama bulundugun durumda motivasyonum cok dusuk. Ne yaparsam yapayim yetersizmisim hissi aliyorum. Bana telefonda bir kere anlamsiz yere bagirmisti ben de biraz sesimi yukseltip savunmaya gecince de hatasini fark edip geri adim atti ama bu savunmaya gecmemi bile ozguven dusuklugu olarak yorumladi. Nicin bana bagirma hakkini elinde buluyor? Ben yine haksiz miyim bana bagirdigi icin?
0
🌸walser
(07.12.20)
Hocam diğer verdiğiniz örneğe istinaden ikinci kez yorum yapmak istedim. İlk olarak zaten özgüven eksikliği bir hata vs değil. Herkesin zaman zaman bununla ilgili bir problemi olabilir. Geliştirilebilen bir şey.

Burada problem, başkalarının söyledikleri şeylerin sizin üzerinizde fazlasıyla etki etmesi, sizi yönlendirmesi ve üzmesi. Bunun farkında olup kendinizi geliştirebilirsiniz. Bununla birlikte hak savunma, daha sakin tartışma, kendinin daha iyi ifade etme gibi noktalarda da gelişme sağlarsınız çünkü bunların hepsi problemin farkında olup çözmekten ibaret diye düşünüyorum. Kendinize gerekli değeri verirseniz kimsenin sözü size gerektiğinden fazla etki etmez, sizi yönlendirmez, kendinizi daha iyi ifade eder ve gerektiği gibi savunabilirsiniz.

Ben de geçmişte aynı olmasa da ortak noktaları bulunan farklı olay ve durumlar yaşadım ve böyle bir çözüm yoluna ulaştım. Kendimi bu durumu aşmış gibi hissediyorum ama tabi bir tecrübe diğerini, bir performans diğerini tutmayabilir. Hayat böyle işte aşa aşa hem kendimizi yükselteceğiz hem ilerleyeceğiz. Bu tarz şeyler hep karşımıza çıkabilir, insanlara fazla değer yüklememekle başlamak lazım bence. Bir derin nefes alıp kendinizden memnun olun, kendinize inanın.

Bir sürü gereksiz konuştum halbuki psikilog psikiyatr veya iş dünyasında belli bir noktada biri değilim. Okuyun geçin ciddiye almayın :)
0
havadakarada
(07.12.20)
(3)

baba ölünce soyadı değiştirmek

Tochinoshin
Var mı böyle bir şey? erkeğim. Annenin babasının soyadını mı almak zorundayım yoksa kafama göre soyadı seçebilir miyim?
Var mı böyle bir şey? erkeğim. Annenin babasının soyadını mı almak zorundayım yoksa kafama göre soyadı seçebilir miyim?
0
Tochinoshin
(01.12.20)
seçebilirsin diye biliyorum
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(01.12.20)
doğum yeri hariç her şeyi değiştirebilirsin diye biliyorum
0
duyurukullanıcısı
(01.12.20)
Ben soruyu tam anlamadım. Doğunca babanızın soyadını alırsınız. Babanız ölünce soyadınız değişmez ki? Eğer babanızın soyadını artık taşımak istemiyorsanız bunun için dava açıp nedenleriyle (neden mevcut soyadımı değiştirmek istiyorum) açıklayıp onun yerine alacağınız soyadını (çünkü beni çevremde öyle tanırlar, çünkü babamdan değil dedemden babalık gördüm vs) savunmanız gerekiyor. Örnekler var oradan biliyorum. Avukat değilim. Her halukarda annenin babasının soyadını almanız gibi bir zorunluluğunuz yok, onu biliyorum.
0
SiyamkedisiZorro
(01.12.20)
(8)

dayanıklı şemsiye nereden alınır ?

saramago
15-20 lira verip ilk rüzgarda ters dönmesinden sıkıldım. sb
15-20 lira verip ilk rüzgarda ters dönmesinden sıkıldım. sb
0
saramago
(25.11.20)
Tchibo'da sağlam birkaç model var 70 80 lira civarına
0
whoosie
(25.11.20)
dayanacaksa 100-150 lira da verebilirim. 1 tane kış atlatsa bile yeter...
0
🌸saramago
(25.11.20)
hala aynı kalitede midir bilmiyorum ancak "celal birsen" marka yıllardan beri sağlam şekilde duruyor.
0
sanal uyku
(25.11.20)
celal birsen +1
0
istege bagli sigortasiz
(25.11.20)
Gercekten iyi bir şey istiyorsanız bende senz- the original storm umbrella var cok memnunum. Türkiye’de var mi bilmiyorum bi bakabilirsiniz.
0
carmenta
(25.11.20)
tchibo+1
0
since1907
(25.11.20)
fare marka şemsiye var, alman malı.
0
tabudeviren
(25.11.20)
Ben Tchibo'dan aldığım şemsiyeden memnunum. Küçük, gayet işe yarıyor. Eşime de M&S'dan yarı bastonlu bir model aldım. Biraz daha büyükçe, ondan da çok memnunuz.
0
SiyamkedisiZorro
(26.11.20)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.