Giriş
(4)

Kırılan kol alçısına ne yazayım?

naksidil
Arkadaş kolunu kırdı. Komikli bişey ne yazayım?tşk
Arkadaş kolunu kırdı. Komikli bişey ne yazayım?

tşk
0
naksidil
(04.02.22)
YEN yaz.

'kol kırılır, yen içinde kalır'daki yenin doğru anlamını sen ona anlatırsın o da ortamlarda soranlara anlatıp şekil yapar.

seyler.eksisozluk.com
0
onemoremile
(04.02.22)
1. tekerleme yaz.
kırk kırık küp kırkının da kulpu kırık kara küp, gibi.

2. korkularına esir düşen kimse mükemmel eserlere imza atamaz. imza naksidil.

3. nagehan alçı: kan akabilir, yalvarıyorum.
4. nagehan alçı afganistan'dan bildiriyor.
5. nagehan alçı: che bir yamyamdır.

ya da sadece nagehan alçı
0
gabe h coud
(04.02.22)
under construction yazabilirsin ehehe
0
graphytube
(04.02.22)
Alçıya yazanlar arasında ayrışmak istiyorsanız bence resim yapın (kabiliyet meselesi tabii).
0
SiyamkedisiZorro
(04.02.22)
(12)

Yarim Almanca'yla bu is olur mu?

polopan
Girdigim bir ortamda Alman bir kizla tanistim, kendisini gayet hos buluyorum. Baska zamanlarda iki kez daha basbasa görüstük, toplamda 7-8 saat beraber gecirmis olduk. Ancak kendisi sadece Almanca konusuyor. Ingilizce biliyor ama tercihen konusmuyorum dedi, ben de zorlamadim. Almancam yüzde 40 seviy
Girdigim bir ortamda Alman bir kizla tanistim, kendisini gayet hos buluyorum. Baska zamanlarda iki kez daha basbasa görüstük, toplamda 7-8 saat beraber gecirmis olduk. Ancak kendisi sadece Almanca konusuyor. Ingilizce biliyor ama tercihen konusmuyorum dedi, ben de zorlamadim. Almancam yüzde 40 seviyesinde falandir, dilim dönmeyince Ingilizce'ye dönüyorum, Ingilizce dediklerimi net anliyor, kendisi Almanca devam ediyor, ben de bir süre sonra otomatik olarak tekrar Almanca'ya dönüyorum. Onun dediklerinin de yüzde 50'sini net anliyorum, yüzde 25'ini daha yavas tekrarlamasini ya da baska sekilde aciklamasini istedikten sonra anlayabiliyorum, kalan yüzde 25 icinse ya tahmin yürütüyorum, ya da tam anlamiyorum, öyle gecip gidiyor, ya da iste muhabbet sürdükce sonradan dank ediyor falan :).

Kendisi gördügüm kadariyla benimle görüsmeye devam etmekte hevesli, görüsmedigimiz günlerde bolca mesajla iletisim halinde (mesajlarda rahatim, google translate sagolsun :P), beni begendigini belli eden bir sürü sinyal gönderdi. Sanirim bir de onu Ingilizce'ye zorlamamam falan hosuna gitti, yarim Almancayla verdigim cabayi görüyor, o da arti puan oldu sanirim.

Bu durumdan elle tutulur birsey cikar mi? Duygusal olarak baglanabilir miyim? Sadece takilmalik bir durum olarak mi düsüneyim? Almancam da gelisiyor bu sayede ama sirf Almancam gelissin motivasyonuyla bir seylere baslanabilir mi? Duygusal da bir kiz gibi... Nasil yapayim?

Not: Almanya'da bir yerdeyiz, is ortaminda veya disarda kendi arkadaslarimla genelde Ingilizce veya Türkce konusuyorum.
0
polopan
(02.02.22)
Bildiği hâlde senin için İngilizce konuşmayan kızdan ne hayır gelecek. Bana çok kompleksli biri gibi geldi. Sonuçta senin zorlandığını görüyorsa sana destek olmalı. Sorun senin yarım Almanca bilmen değil, onun iletişim kurabileceğiniz bir dil olmasına rağmen pişkin şekilde bunu tercih etmediğini söylemesi. Yüzde 10 Almanca bilsen de karşıdakinin niyeti varsa kuş diliyle bile anlaşır.
0
dissendium
(02.02.22)
zorlandığını gördüğü halde ingilizceye dönmeyecek biriyle olmaz bence. diğer arkadaşların senin daha iyi anladığın dilde konuşmayı tercih ediyorlar muhtemelen, hanım kızın derdi ne ki?

"yarim Almancayla verdigim cabayi görüyor, o da arti puan oldu sanirim" kendisine düşkünlüğünü fark etmiş, eğleniyor gibi geldi bana.
0
south park in kapusonlu uyesi
(02.02.22)
Bence olur, belki de bu onun sana yaptığı bir testtir. Önemli olan niyet, anladığım kadarıyla sana yardımcı olup iletişimi sürdürmeye yönelik de davranıyor. Ortak bir dil yerine ikinizden birinin anadili ile gitmenizde bir sakınca göremiyorum ben. Zaten iletişimin çok büyük bir bölümü mimikler, vücut dili, ses vb. ile yapılıyor. Konuşma dili elbette anlaşmada önemli ancak genele bakıldığında ufak bir yer kaplıyor.
0
burka
(02.02.22)
Valla tanıdığım Almanlardan gidip genelleme yapacaksam kendi ülkelerinde başka bir dille iletişim olayına pek sıcak bakmıyorlar. O konuda biraz sıkıntılılar. Yani diğer arkadaşların aksine seninle eğlendiğini ya da çok sıkıntılı olduğunu vs düşünmüyorum.

Yine de ben olsam o durumda pek ilerlemezdim cunku tek taraflı çaba isteyen bir şey gibi durduğu için yorucu olurdu. Sende ise bu durum sıkıntı yaratmıyor gibi gözüküyor hâl böyleyken yardır gitsin.
0
j r r tolkien hayrani
(03.02.22)
Almancanı geliştirirsin en kötü ihtimal :)
0
gabe h coud
(03.02.22)
Egleniyorsa ayrı kötü, "kendi ülkemde başka dil konuşmam cCc" kafasında biriyse ayrı kötü.

3 hayırla ugurluyoruz
0
abuzer
(03.02.22)
İki sonuç olabilir,

a) Almancayı tam olarak öğrenmeni sağlayıp evinin erkeği yapacak.

b) encrypted-tbn0.gstatic.com
0
conta
(03.02.22)
Arkadaşlar kızı temelsiz bir şekilde gömmüşler bana kalırsa. Sırf Almanca geliştirmek için bile denenebilir. Ben sizin yerinizde olsam iş ortamında ve dışarda olabildiğince Almanca konuşmaya gayret ederdim (sırf kıza yaranmak için değil, ama vesile olsun) mis gibi Almancanız olur işte.
0
pispinti
(03.02.22)
Kızın belki ingilizce konuşma konusunda özgüven eksikliği vardır bilemeyiz.

Bence iyi vakit geçirdiysen neden olmasın. Almanca öğrenmen de plus ayrıca. Çünkü iş yerinde ingilizce konuşuyordanız ve günlük hayatını ingilizce devam ettirebiliyorsan almancanı c1 falan yapmak oldukça zor olur. Bence önüne düşmüş bir nimet.
0
zimbirik
(03.02.22)
Pek çok insan yabancı dilde kendisini ifade ederken kendini iyi/konforlu hissetmiyor. Bu Alman ya da Fransız icin de geçerli.

Almanya’nın görece küçük bir şehrinde, alışveriş yaptığım kocaman bir mağazada kasiyer kadın İngilizce konuşmaya çalıştığımda küçük bir çığlık atmış ve hiç fena olmayan bir aksanla İngilizce olarak üzgünüm İngilizcem iyi değil deyip arkadaşını çağırmıştı.

Burada konu olan hanımefendi sizin Almanca seviyenizi yeterli bulmuş olsa gerek sizden hoşlandığını belli etmeye devam ediyor. Sıkıştığınızda araya İngilizce sıkıştırmanız da sorun olmuyormus.

Bence hiç sorun yok gibi görünüyor. Niye devam etmeyesiniz?
0
kaptankedi
(03.02.22)
cinsellik olmadan ilişki olmaz, önce cinsellik gelir. aksi halde kız kardeşin, kankan falan gibi bişi oluyor.

istatistiklere göre bir erkek ile kadın tanıştıktan sonra 7 saat içinde eğer kadın da erkekten hoşlanmışsa seks oluyor.

bu 7 saat tüm iletişim kanalları ile yapılan birebir iletişim'i içeriyor. ilk tanıştın 1 saat geçirdin, 2 gün sonra mesaj attın 15 dakika mesajlaştın diyelim, 1 saat 15 dakika harcadın gibi. 10 dakika telefon konuşması vs. diye ekleye ekleye 7 saat içinde oluyor. bu nedenle bol miktarda yüz yüze görüşme, mesajlaşmanın kısa kesilmesi iyi oluyor. daha fazla gözlem yapabiliyorsun, belki garsonları azarlayan kendisini büyük gören biri falan bunlar mesajlaşmada anlayamazsın, gözden ırak olan gönülden ırak olur.

bu zamanı geçirdikten sonra ise seks konusu biraz daha zorlaşıyor zira o 7 saat için aslında 1 veya 2 hafta harcanmış oluyor. 2 hafta içerisinde kıza yanaşmazsan kız da bu herhalde beni beğenmedi veya arkadaş olarak görüyor veya sünepe biri galiba vs. vs. gibi düşünceye giriyor. tabii her zaman böyle olacak değil. aylar sonra da seks ve ardından ilişki olabilir. kanun kaide değil. dediğim gibi istatistiksel bilgiler bunlar.

daha kızın kendisini tam olarak tanımadan duygusal bağlanabilirmiyim diye sormuşsun, bu tehlikeli bir durum, ne biliyorsun kızın hadi grup seks yapalım demeyeceğini? regl olduğunda çekilemez (en azından senin için) birine dönüşmediğini? manyak yada sapık olmadığını? straponumu aldım bekliyorum demeyeceğini? (senin içinde ok ise farklı tabii) kişisel bakımının düzgün olup olmadığını falan filan daha da binlerce soru sorabilirim sana, daha tanımıyorsun bile ama daha şimdiden duygusal bağ kurabilirmiyim diyorsun.

bu düşünce senin davranışlarını şekillendirir ve kızın senden uzaklaşmasına sebep olur. ne kadar yapışkan sıkıcı biri bu herif der. o nedenle bunu düşünme, hani diyorlar ya carpe diem diye, işte o carpe diem bu carpe diem. muhabbetine bak, keyfine bak, eğlenmeye bak, gelecek ile ilgili plan yapma takılayım mı bağlanayım mı diye. bütün bunları boş ver olacağı varsa olacaktır.

yarım almanca ile olur mu? 0 dil ile bile oluyor o kısmı kafana takma, iletişimin %90'ı beden dilidir.

zaten yeterince uzun zaman geçirmişsin, hanım efendi de belli ki seninle vakit geçirmekten hoşlanıyor ama biraz daha beklersen kankası olacaksın. o nedenle bir an önce harekete geçmen gerekiyor, bir buluşma ayarla baş başa, bu buluşma senin hoşlandığın veya hoşlanabileceğin (daha önce yapmadığın bir şey de olabilir) bir etkinlik olsun. önce bir cafe de buluşun bir kahve için, bir saati bulmasın orada geçirdiğiniz zaman, sonrasında ne bileyim poligon varsa poligona gidin mesela (sen bu kısmı çeşitlendir, yeterki az konuşma olacak bir etkinlik olsun, fiziksel aktivite içersin), çıkışta da bir pub vs. ye gidin. fiziksel temastan da korkma, belinden tut, elinden tut vs. eğer rahatsız olursa senden fiziksel olarak uzaklaşır veya sözlü olarak iletir sende ona göre davranırsın, içinden geldiği gibi davran, aklına bişi geldi ve ayıp olur mu diye düşündüğün her şeyi yap zira aslında iç güdülerin bunu yapmanı söylüyor (içinden geldiği gibi kısım burası) ancak bilincin bir çok toplumsal baskı korku endişe yüzünden bunu engellemeye çalışıyor, bilincini o sırada dinlememelisin. ilişkiler hayvani içgüdüler ile oluşur.

umarım kafanız uyuşur ve mutlu güzel bir maceranız olur.
0
selam
(03.02.22)
gabe+1

Dil dile değmeden dil öğrenilmez geyiği vardır meşhur. Eğer muhabbet sürüyorsa kız da hoşlanıyordur. Devamlı iletişim halinde kalıyorsa gayet umut verici. Devam...
0
SiyamkedisiZorro
(04.02.22)
(11)

gamsiz nasil olunur?

Kittie
sorum gamsizlara. ozellikle sonradan gamsiz olanlara.yani kucuk sorunlari takmayan,buyuk sorunlarda buluruz bir hal care;once bir uyuyayim da sabah bakariz gibi tepkiler veren,gun icinde olmus bir seyi unutup giden,ne kendimi uzucem ya gibi tepkiler vereninsanlardan bahsediyorum.bir gun olecegiz diy
sorum gamsizlara. ozellikle sonradan gamsiz olanlara.

yani kucuk sorunlari takmayan,
buyuk sorunlarda buluruz bir hal care;
once bir uyuyayim da sabah bakariz gibi tepkiler veren,
gun icinde olmus bir seyi unutup giden,
ne kendimi uzucem ya gibi tepkiler veren
insanlardan bahsediyorum.

bir gun olecegiz diye hatirlatirdim kendime ama artik o daha kotu yapiyor beni.
iyice her seyi kafaya takar oluyorum. kafaya takmanin yaninda asiri asiri sorumluluk sahibiyim. bundan da rahatsizim.

nolur bir seyler soyleyin. belki ufak da olsa bir degisim olur bende.
0
Kittie
(02.02.22)
Kendimi bildim bileli dünya yansa gram otun yanmaz. Sonradan olmadım hep böyleydim. Ayrıca bana faydası olmayan dini kurumun yetkilisini seveyim. Ayrıca sonuna bakmam kafaya takmam kendi dümenine bakarım. Ne pis adammisim be
0
allah yazdiysa bozsun
(02.02.22)
önce derin bir nefes alınır, daha sonra, kendini üzmen ya da hırpalaman olmuş olan şeyi değiştirecek mi diye düşünülür; değiştirmeyeceği anlaşılınca da koyver gitsin denir.

mis gibi gamsız oldun, tebrikler.
0
taçsız kral pele
(02.02.22)
galiba gamsız olunmaz, gamsız doğulur. ne yazık ki.
0
south park in kapusonlu uyesi
(02.02.22)
Gözünün önüne ibretlik bi öykü getir. Bunu düşündükçe amaaan benimki dert mi sallaaa , çözülüüür diyorsun
0
photo85
(02.02.22)
eski bir iş arkadaşım kötü bir durumla ya da sorunla karşılaştığında beni aklına getirerek " bu da dert mi devilone neler yaşamış bak hala mutlu " gibi şeyler düşünüp teselli oluyormuş. bana çok sonra itiraf etmişti.
benim bakış açım da şöyle : olması gereken oluyor ve olacak diye düşünüyorum.sonuçta dünya üzerinde süremiz çok az ve bunu dertlenerek ve üzülerek harcamamalıyız.

kendime düşünceler kitabını tavsiye ederim.

"hepimizinki günübirlik hayatlar. hatırlayanın, hatırlanandan farkı yok. hepsi geçici. hem anılar, hem de onların nesnesi. her şeyi unutmuş olacağın günler kapıda, her şeyin seni unutacağı günler yakın. bil ki çok geçmeden hiç kimse ve hiçbir yerde olacaksın."

marcus aurelius
0
devilone
(02.02.22)
Gamsız doğulur +1

Ben de aynı şekilde gamlı baykuşumdur, henüz aşamadım.
0
heathen
(02.02.22)
Bunun bir formülü yok, insanlar buna benzer nedenlerle terapi alıyorlar, yıllar içinde belki değişebiliyorlar :)
0
dreamnesiac
(03.02.22)
gamsizligimi soyle bir dusunsem sunlara borcluyumdur:

asiri koruyucu turk aile yapisi. 32 yasindayim, herhalde isi gucu birakip ailemle yasasam, bana omrum boyunca bakabilirler, evden kovmazlar, git calis oglum demezler. ama asalak olmaya gerek yok elbette uashdasda
yaslandikca daha az takar oluyorsun, bir nevi bize ayrilan surenin sonuna geldigini her gecen saniye daha cok hissediyorsun ve kendini sacma sapan seyler icin uzmemeye calisiyorsun.
biraz da parayla alakali, ekonomik garantiler, pasif gelirler, birikimler yarattikca daha fazla ozgurluk kazaniyorsun ve bu da seni eyvallah cekmek zorunda kaldigin durumlari ve kisileri azaltabilme luksu saglayan bir pozisyona sokabiliyor.

bunlar bendeki sebepleri temel olarak.
0
baldur2
(03.02.22)
Gamsız olunur da. Aslında bu gamsızlık değil stres yönetimi.

Önüne problem çıktığında, aklına götü bi şey geldiğinde bu konu seni çok endişelendiriyorsa ya da üzüyorsa bunu nasıl arlatabileceğin ile alakalı eğitimler var.

Öncelikle yaşadığın şey stres. Seni hayatını tehdit eden kurtaran ve gelişmeni sağlayan hormon. Bu hormonla barışman lazım. Bu hisle barışman lazım. Bu senin için faydalı bi his. Hayatta daha iyi koşullara sahip olmanı sağlıyor. Sadece dozunda kalmalı o kadar.

2. Şey ise şuan günümüz dünyasında hayatını tehdit eden bir şey yok. Bu hormonun kaynağı aslında hayatta kalma iç güdüsü. Ama her türlü ufak büyük problemde tetikleniyor maalesef. Sen kendine “şuanda bu hissi bu kadar derin yaşamama gerek yok çünkü ucunda ölüm yok” gibi telkinlerde bulunursan buna inanırsan daha koşay aşabilirsin stesini.

3. Şey ise olası zararları düşünmek. Mesela aklına bir problem geldi seni baya gerdi sıktı. Eğer o problem kötü giderse ne olur bi bunu düşün. En kötü şartlarda ne olabilir, tüm olası sonuçlarını değerlendir. Bu sonuçlar gerçekleşirse nasıl çözüm bulabileceğini düşün. Ama gerçekçi ol. Mesela iş yerinde bi şeylerin kötü gitme ihtimali var. Kötü gittiğinde başına ne gelebilir, ya da problem olmadan sıyrılma ihtimalin vs, problem olursa ve çalıştığın proje batarsa bu durumda ne yapman gerekir, her şey ortalama giderse bu durumda nasıl bir aksiyon alırsın vs vs. Bunları biraz düşünürsen detaylar kafanda netleşeceği için ( ve hiç biri ölüm olmadığı için) bilinç altın rahatlayacak. Ayrıca plan yapmak seni rahatlatır.

4. Şey aklındaki kötü düşüncelerin yalnızca düşünce olduğunu, soyut olduğunu, çoğu zaman aslında dünyanın çooook kötümser bir yansıması olduğunu anlamalısın.Düşünceler beyninde akıp gider. Senin sinirini bozan ve uykunu kaçıran kişi o sırada senin hakkında hain planlar yaptığı için aktif şekilde onu düşünmüyorsun bunun farkında ol. Zihnindeki fikirler yalnızca düşünceler. Ve geldikleri gibi giderler çünkü o sırada içinde bulunduğun an ile alakalı değiller. ( bu görüşün adı sanırım mindfullnes)

Şimdi ben sana burada özetledim ama bu benim okuduğum kitaplardan, dinlediğim podcastlerden, internetteki surf yaparken ulaştığım sitelerden vs geliyor. Yani bi anda yapamazsan üzülme, ben bu konuyu biraz özümsedim zamanla.

Tüm bunları yapabildiğinde soğuk kanlı kalabilirsin. Stresini kontrol edebilirsin. Ve şunu diyetim, stres çoğunlukla stresin kötü bir şey olduğunu düşünen insanları kötü etkiliyor. Stresi ile barışık ve bunun kötü bi şey olmadığını düşünen insanları kötü etkilemiyor. Bu da bi istatistik işte.
0
zimbirik
(03.02.22)
gamsız doğulur +1
0
rose parks
(03.02.22)
Gamsız doğulur +1

Stres yönetimi bir yere kadar yardımcı oluyor ama tam bir teflon adam olamıyoruz biz pimpirik kumkumaları.
0
SiyamkedisiZorro
(04.02.22)
(14)

Abartılı fiyat

dissendium
Bugüne kadar hangi ürünlere abartılı fiyat ödediniz?Bugün kapalı ayrana 7,90 TL ödeyince aklıma geldi.
Bugüne kadar hangi ürünlere abartılı fiyat ödediniz?

Bugün kapalı ayrana 7,90 TL ödeyince aklıma geldi.
0
dissendium
(02.02.22)
1 ay dogalgaz kullanimina 415
0
floydian
(02.02.22)
şişe kolaya 16 tl ödemiştim beşiktaş'ta. üstüne bi de hasta olmuştum. fiyatı mı çarptı soğuğu mu bilmiyorum.

bile isteye de el kremime abartılı fiyat ödüyorum, 230 tl.
0
south park in kapusonlu uyesi
(02.02.22)
Topkapı Sarayı'nın girişinde büfeden küçük karton bardakta otuz liraya salep aldık arkadaşımla. Basiretimiz bağlandı diyorum.
0
oyokbuyoknevar
(02.02.22)
15 sene önce, çalıştığım ilk sene, üç kuruş maaş alıyorum. neyse yaz oldu, bende 3 kardeş var onlara dedim hadi tatile gidelim tatil parası benden, internetten 1 hafta 4 kişi tatil satın aldım. planlar yapıldı. kardeşlerimle buluştuk. tatil mekanına otobüsle gideriz diye düşünmüştüm ama karar verildi uçakla gideceğiz. yol parası? e hani tatil sendendi? şoklardan şok beğen. son dk kazık fiyatlarla 4 kişi uçak gidiş dönüşleri. taksiler. tatile gittik, akşam dışarıda yemekler, denize girilecek, bikinimiz yok. tövbe estağ. bikiniler, şortlar, tişörtler, terlikler, güneş yağları, gözlükler. 1 haftada harcadıklarımı sonraki sene ödeyemedim kredi kartını yapılandırdım mecbur. kardeşlerim bilmez bunları, hiç çaktırmadım.

yine 10-15 sene önce Anjelique'e 5 yabancı arkadaşla gidip locada bir kaç şişe absolut mapsolut açtırmıştım ne varsa. kokteyl kokteyl üstüne. tüm hesabı ödedim. tertemiz kredi kartı limiti ucu ucuna denk geldi :) mazi kalbimde bir yaradır. bunları iyi para kazanmazken yapmak çok koyuyor.

bugüne kadar lüks mekanlara verdiğim efsane kazık paralar var. utanırım söylemeye.

yakın zamandan örnek vereyim. kız arkadaşımla benim balkona çiçekler, bitkiler aldık. yalıların arasındaki bir çiçekçiye 3000 lira verdik. eve gelince online sitelerden aynı bitkilere baktım 600 lira tutuyor. ben normalde araştırmadan almam ama nutkum tutuldu, o çiçekçideki çalışanlar tezek satsa balkona tezeği koyup sabah akşam sularsın.

tamam buldum. 2 sene önce diş temizliğine 3800 lira verdim. bana bu zamana kadar en çok koyan buydu sanırım. şimdi bile 500-750'ye yaptırabileceğin bir şey. hem de iyi yapamamıştı.
0
gabe h coud
(02.02.22)
topkapı sarayı'nda bir kase standart mercimek çorbasına 60 lira verdim. çorbayı içerken ağlamaklı olmuştum.
0
makarnavodka
(02.02.22)
Ogrenciyken biraz icip bir bara gitmistik ve 'en fazla ne kadar olabilir ki' diye birer bira soylemistik. Herifler 50 lik biraya 20 tl almisti. O cok koymustu cunku o zamanlar bira 3-4 lira biseydi.
0
j r r tolkien hayrani
(02.02.22)
Şu an marketteki ne abartılı değil? Bulgur 17.90 tl daha ne olabilir?
Selpak tuvalet kağıdı çok lüks oldu. Bunları saymazsak 2005te abiye bi elbiseye 900 tl vermiştim. O çok koymuştu bana. Aynısı 300 tlye de varmış çünkü
0
photo85
(02.02.22)
Kendi berberime saç sakal 30 lira ödediğim bi dönem sırf meraktan bi de berber yemeğini nazı geçiyor diye hep bana denk getirdiği için avm berberine gittim bir kez. 100 lira ödemiştim yanlış hatırlamıyosam. hem kötü traş etti hem de ürün satmaya çalıştı bana. unutmadığım kazıklardan biridir.

çocukken de "bu taso büyülü her attığını çeviriyor" diye 5 tasoya güya 1 büyülü taso takas yapmıştım. bikaç oyun sonra kaybedince büyüsü yokmuş anladım.
0
IncredibleMau
(02.02.22)
Ben de bugün kare çikolataya 11 lira verince üzüldüm :(
0
invictae
(02.02.22)
Evdeki stoklar bitince Ped’e 35 tl verince hayattaki en pahalı şeyi almış gibi oldum.
0
esinikaybetmiscorap
(02.02.22)
bu aralar her şey öyle geliyor valla. birazcık ortalama üstü bir mekana gidince çaya, kahveye vs verilen paralar her seferinde içime oturuyor. ve git gide bu fiyatlara alışmak çok can sıkıcı ama alışıyoruz resmen.

geçenlerde bir de canım çok pringles çekti bime gittim orda ucuz oluyor diye bir baktım ki 19 lira mı 17 küsür lira mı ne olmuş. tam olarak hatırlamıyorum bile rakamı o anı sildim attım kafamdan inanmak istemedim. migrosta falan kaç olmuştur acaba diye düşündüm. öyle bir hüzünlendim ki gözlüklerim buğulandı. daha pandemi başında sokağa çıkma yasaklarında falan 6.50 lira değil miydi ya ühü.
0
olkol
(03.02.22)
Birkaç ay önce bir tane sade sodaya 18 TL verdim, kazığı iliklerime kadar hissedince o mekana gitmeyi bıraktım. Öyle ki ben bunu en son 2014 yılında bir tabak fettuciniye 50 TL verdiğinde hissetmiştim. (Asgari 800 TL falandı sanırım) o soda şuan 20 TL olmuştur herhalde. Menüye bakmadan sipariş verilmez bu devirde, ben kaşındım.
0
uvbray
(03.02.22)
Bir süredir, sayamadığım kadar ürüne.

Market özelinde favorim tuvalet kağıdı ve deterjansal kombolar.

Pringles falan zaten ithal.

Toto silinen bir kağıdın 132 lira olduğu bir dünya bana çok anlamlı gelmiyor :)
0
dreamnesiac
(03.02.22)
Bundan neredeyse 20 sene filan önceydi. Evlendikten sonraki eşimin ilk doğum günü. O zaman oturduğumuz evin yakınlarında Paul&Shark vardı, vitrinde de çok güzel bir hırka. Gittim aldım (etikete baktım 60 TL gibi ki şimdinin 100 EUR'su gibi bir şey). Pahalı ama güzel diye düşünüyorum. 600 liraymış. Hala içimdedir acısı. Tek tesellim 20 senedir büyük bir zevkle giyiyor o hırkasını. Amorte etti kendini.
Bir gün de evde piyaz yapacağım diye kurmuşum ama bir türlü kırmızı soğan bulamıyorum. Migros'ta buldum aldım bir filede sayıyla 3 adet kırmızı soğanı, fiyatına bile bakmadım. Normalde kilosu 1 lira bile olmayan o 3 soğanı 20 liraya aldığımı eve gidip fişe bakınca gördüm. Hala içime oturmuştur.
0
SiyamkedisiZorro
(04.02.22)
(9)

Yavru kediyi kulak memesinden kesme

inanna
Başlık biraz saçma oldu, kusura bakmayın. 5 aylık bir kedim var, kendisi 1 aydır benimle, öncesinde sokaktaydı. bu minnak geldiği günden beri benim kulak mememi emiyor anasından meme emer gibi. Daha evvel hiçbir kediyle böyle bir şey yaşamadım, analarından erken ayrılınca böyle olabiliyormuş. Analık
Başlık biraz saçma oldu, kusura bakmayın.
5 aylık bir kedim var, kendisi 1 aydır benimle, öncesinde sokaktaydı. bu minnak geldiği günden beri benim kulak mememi emiyor anasından meme emer gibi. Daha evvel hiçbir kediyle böyle bir şey yaşamadım, analarından erken ayrılınca böyle olabiliyormuş. Analık hisleriyle epeydir izin verdim kulağımı emip de uykuya dalmasına ama artık kulak memelerim çok acıyor.
Emmekten vazgeçsin diye lavanta yağı sürmeye başladım, ama her dakika süremiyorum, kokusu geçtiği anda da cebelleşmemiz başlıyor. sonunda pes ediyorum. dişleri de iyice çıktığı için ısırıyor da eşek. kulaklarım yara olacak bu gidişle.
Sizce ne yapabilirim? Emzik falan alsam?
Ayrıca bebek emziren annelere saygım yüz kat daha arttı. :(
Çok abuk ve absürd bi durum, kimse anlatsam gülüyor ama çözemiyor. Yardım edin!
0
inanna
(01.02.22)
Annesiyle yapması gereken anne-çocuk aktiviteleri annesi olmadığı için içgüdüsel olarak seninle yapıyor, zamanla bırakır.
0
Zaman Tamircisi
(01.02.22)
kizabilirsin. benim yavrum da gelip boynumu yaliyordu beraber yatiyorduk ama yatak aldiktan sonra yataginda takiliyor bu da yalama seanslarini azaltti.
denemedim ama biberonun icine cok az kedi pudingiyle falan o emme ihtiyacini giderme yapabilirsin
0
ala09
(01.02.22)
Zamanla bırakmaya da bilir 9 yaşında hala boyun emen kedi var çevremde.
Su fısfısı alabilirsiniz ufak çok canını sıkmayacak her davrandığında fıslayabilirsiniz.

~Kedime su sıkmadım ben de ilk akla gelen ödül ceza sistemi olduğu için önerdim.
Anne sütü almadığı için hayatı boyu bişeyleri emiklemesi ne kadar doğası o da tartışılır.
0
hedep
(01.02.22)
Kediyi su sıkarak terbiye etmeye çalışmak çocuğu döverek terbiye etmekten farksız aslında, çocuğu dövüp bunu yapma dediğinde o çocuğun psikolojisi ne oluyorsa kediye de aynı şey oluyor, kaldı ki kedi eğitilmeye cevap vermeyen bir canlı normalde, hayvanın doğasına aykırı davranması için zorlamış oluyorsun. Tabii bunu seni tenzih ederek söylüyorum, sahiplendiğin hayvanın doğası gereği gösterdiği davranışlar seni zorluyorsa o işlere hiç girmemek gerekir.
0
Zaman Tamircisi
(01.02.22)
@zaman tamircisi ben kediyi suyla terbiye etmedim ki?! çözüm öneriniz ne ki benim durumuma? kulağınız acımaya devam etsin mi?
0
🌸inanna
(01.02.22)
Dediğim gibi kediyi eğitemezsin kedi öyle davranmak istiyorsa öyle davranır, ha sen kediyi zorlayabilirsin yukarıdaki arkadaşın dediği gibi su sıkıp cezalandırırsın mesela kedi sebep sonuç ilişkisi kurup "böyle yaparsam canım yanar o zaman yapmayayım" der kulak memeni emmez ama elinde travma yaşamış senden korkmuş bi kedi kalır, ona göre sen karar verirsin işte. Kolay gelsin.
0
Zaman Tamircisi
(01.02.22)
Burnuna üflemeniz yeterli.

İncitmemiş olursunuz, kısa surede sonuç alırsınız.

İşe yaraması için, mutlaka ve istisnasız her seferinde yapmanız şart.
0
alfired
(01.02.22)
normal şartlarda kedinin anası belli bir zamana gelince yavrunun meme emme isteğine pıslayarak tokatlayarak cevap veriyor, yani yavru kedi daha emme eylemine geçmeden niyeti cezalandırılıyor ve yavru kedide haa artık bunu yapmama izin vermiyor diyor. tabii ki siz tokatlayın demiyorum ama bir şekilde cezalandırmanız gerekiyor.

farklı olarak giydiğiniz tshirt vs. yi bir kenara koymanız fark yaratabilir. gider onu emikler belki.
cat nip içeren oyuncaklar falan ile dikkati o tarafa çekilebilir hatta emmeye başlamadan bunu yapmanızda fayda var, baktınız ki emikleyecek hemen tepki vermeniz iyi olur, eylem başladıkta sonra tepki vermenin anlamı yok
0
selam
(01.02.22)
küçük parmağınızı emciklesin, kıyamam yavruya...
0
SiyamkedisiZorro
(02.02.22)
(4)

pırasa mücverine yumurta yerine ne koyabilirim?

la lykia
pırasa mücverini çok seviyorum ancak tüm tariflerde içinde yumurta var.şu tarif gibi yapıyorum: https://www.google.com/amp/s/www.kevserinmutfagi.com/firinda-pirasa-mucver-tarifi.htmlbu tarifte yumurta yerine ne koyabilirim?çok teşekkürler.
pırasa mücverini çok seviyorum ancak tüm tariflerde içinde yumurta var.

şu tarif gibi yapıyorum: www.google.com

bu tarifte yumurta yerine ne koyabilirim?
çok teşekkürler.
0
la lykia
(01.02.22)
daha önce kabak mücverinde aquafaba kullandım. bu tariflerde yumurtanın en büyük olayı bağlayıcılık. aquafaba da bunu yapıyor zaten. bi araştırın derim, yapması da zor değil çok.
0
patronaj1
(01.02.22)
yumurta yerine çırpılmış nohut suyu kullananlar vardı tariflerde, denenebilir.
0
inanna
(01.02.22)
chia tohumunu da sulandırıp bağlayıcı kıvama getirebilirsiniz.
0
evde liyakat kalmamis
(02.02.22)
karnıyarık otu kullanıyorlar vegan usulü
0
SiyamkedisiZorro
(02.02.22)
(10)

Düğününde kendi gelin makyajını ve gelin saçını yapan var mı?

i m cool with that
Kendimi bildim bileli kuaförlerle şansım yaver gitmedi. Olmadı bir türlü. Elim makyaja çok yatkındır, yeterli malzemem var, devamlı yapıyorum. Saç konusunda da eh işte diyelim. Zaten düğün için salık saç veya arkadan çok hafif tutturmayı ve saç aksesuarı takmayı planlıyorum. Kuaförden randevu almasa
Kendimi bildim bileli kuaförlerle şansım yaver gitmedi. Olmadı bir türlü. Elim makyaja çok yatkındır, yeterli malzemem var, devamlı yapıyorum. Saç konusunda da eh işte diyelim. Zaten düğün için salık saç veya arkadan çok hafif tutturmayı ve saç aksesuarı takmayı planlıyorum. Kuaförden randevu almasam bu işleri kendim halletsem diyorum ama hata mı etmiş olurum?

Siz ne yaptınız? Aramızda düğün günü saçını, makyajını yapmış biri var mı? Yetişebildiniz mi? İçinize sindi mi? Pişman oldunuz mu?
0
i m cool with that
(30.01.22)
normalde yapılır da düğün günü stres olur, heyecan olur vs. tam istediğiniz gibi olmaz bu sefer daha fazla stres olursunuz. gerek yok bence, önceden işinin ehli birini bulup düğün günü gidersiniz. zaten bir kerelik bir şey, işin ustası yapsın.
0
rose parks
(30.01.22)
Benim eşim viski içe içe kendi yapmıştı saçını da makyajını da
0
aids rakun
(30.01.22)
makyajını kendin yapabilirsin bence ama saç için kuaför daha iyi olur.
0
theseachange
(30.01.22)
yapabilirsiniz tabii neden olmasın. yani çok büyük prodüksiyonlu bir makyaj ve saç düşünceniz yoksa, hep yaptığınız türden bir şey yapacaksanız gayet kendiniz yapabilirsiniz. elinizin yatkın olduğunu söylemişsiniz, makyaj için özellikle, alışkınsanız ve kendi tarzınızı güzel yansıtacaksanız bence ne güzel. saçınız da normalde çok uğraştırmayan bir saçsa ve düzgün durmasını sağlayabilecek bir iki spreyiniz ya da malzemeniz falan varsa kendiniz takılabilirsiniz sanki.

bu tür şeylerde kişinin kendi tarzı önemli. benim çok sade bir nikahım oldu, gelinlik bile değil beyaz bir elbise giydim. etrafımda öyle büyük koşuşturmaca yoktu, o yüzden pek bir şey yetiştirme derdim yoktu. makyajımı kendim yaptım (ki zaten aşırı az malzemeli, ruh gibi görünmeyeyim diye yaptığım bir makyajdı). saçımı kendim uğraşamam diye mahalledeki daha önce hiç gitmediğim, tanımadığım bir kuaföre gidip fönlettim (saçım normalde de düz, sadece ekstra düzgün dursun, hızlı bozulmasın diye). çiçeğimi bile o gün mahalledeki bir çiçekçiden bir buket çiçek alıp evde kafama göre bozup kendime küçük bir buket yaparak halletmiştim. hepsi yetişti bunların. belki başkası açısından aşırı özensiz hareket etmiş olabilirdim ama bana yettiler açıkçası, pişman da olmadım.

ama bazı insan çok takar kafasına, tam istediği gibi olmazsa üzülür, gününü kötü geçirir. bu şekilde önem veren bir insansanız strese girebilirsiniz tabii hazırlık yaparken, o zaman size bu tarz uygun değil demektir. ya da gelinliğinizin, mekanın bir sürü hazırlığı vardır, yardım edecek kişiler azdır, tüm bunların içinde yetiştirememe sıkıntınız olur, o zaman da belki stresli olur. düğün gününüzün koşullarını ve kendi tarzınızı düşünerek belki karar verebilirsiniz.
0
nimberjack
(30.01.22)
Gaflet anıma denk geldi, makyajımı kuaförde yaptırdım. Nikahtan hemen sonra (yemek, eğlence vs öncesinde) ilk iş yüzümü yıkadım, kendi makyajımı yapıp rahatladım. Kendiniz yaparsanız daha mutlu olabilirsiniz :)

Saç için kuaför daha iyi olabilir. Hatta hiç düğün, "gelin başı" karıştırmadan dümdüz gidip istediğiniz şeyi yaptırırsınız, makyajı sonra kendiniz yaparsınız.
0
kobuzchu kiz
(31.01.22)
benim eşim tüm süreçleri kendisi yaptı. saçını yaparken, kardeşinden az biraz yardım aldı.
0
hooiken
(31.01.22)
Kuaförde geçenden daha az vakit harcarsın o kesin. Elin yatkınsa yap geç, başkası daha iyi yapacak diye kaide yok ki genelde korkunç yapıyorlar.
0
lcha
(31.01.22)
Saç konusunu bilemem. Eğer duvak takacaksanız kuaförün takmasında fayda var. Ama makyajı kendiniz gayet yapabilirsiniz. Ben maalesef kuaförde yaptırdım. Kız "natürel" olsun diye kahverengilere boğdu beni. Gelinlik giyiyorum, ne natüreli bacım...
0
SiyamkedisiZorro
(31.01.22)
Bir erkek olarak tek bildiğim, genel olarak kuaförler gencecik güzelim kızları gelin makyajı adı altında daha yaşlı ve daha çirkin yapıyorlar.

Herhalde "lan gelin başı diye çuvalla para alıyoruz, basalım boyayı da bu kadar parayı buna mı aldınız demesinler" diye düşünüp hafif makyajdan kaçıyorlar.

Saçı yapamazsınız herhalde, ama makyajı asla kuaförün insiyatifine bırakmayın.
0
John Bloor
(31.01.22)
nikah/düğün günü evde sakin ortam bulmak zor olabiliyor. bunu da hesaba katmak gerekir diye düşünüyorum. onun dışında makyajınızı kendiniz yapıp oradan kuaföre geçip saçınızı yaptırabilirsiniz belki. saç yapmak duvak gibi şeyleri saça tutturmak biraz zor. yine de denemek istiyorsanız da birkaç kez prova yapabilirsiniz evde.
0
illiyet dağı
(31.01.22)
(21)

En küçük kaç yaşınızdaki bir olayı/anı hatırlayabiliyorsunuz?

jonas
Dün birisi 2.5 yaşındaki bir olayını hatırladığını söyleyince bir şaşırmıştım. Büyüyünce o olayı ebeveynlerine anlatıp teyit ettirmiş falan. Gerçekten hatırlanabilir mi ya.Başlıktaki soruya cevaplarınızı alabilir miyim, merak ettim...
Dün birisi 2.5 yaşındaki bir olayını hatırladığını söyleyince bir şaşırmıştım. Büyüyünce o olayı ebeveynlerine anlatıp teyit ettirmiş falan. Gerçekten hatırlanabilir mi ya.

Başlıktaki soruya cevaplarınızı alabilir miyim, merak ettim...
0
jonas
(28.01.22)
3-4 glb
0
abuzer
(28.01.22)
net olarak yaşımı bildiğim 3 yaşımdan anı var hatırladığım(spesifik bi gün olduğu için kaç yaşımda olduğumu biliyorum yani). Ama ondan önce olduğunu bildiğim ama kaç yaşımdayken olduğunu hatırlamadığım onlarca minik kesit var beynimde ve hiçbiri bana birinin anlatıp da aklımda kalacağı önemde şeyler değil. 2,5-3 yaşından olaylar hatırlanabilir bence
0
nundu
(28.01.22)
4 yaşında sünnetten sonra dondurma yemiştim onu hatırlıyorum.
0
sckxyss
(28.01.22)
iki yaş.
banyodan çıkan annemin kukusunu görmüştüm. sonraları bunu anlattığımda 'sus be, benim kukum yok' demişti. üstelemedim ben de.
0
gunah mg012
(28.01.22)
4 yaş doğum günümden birkaç görüntü ve pastamı hatırlıyorum.
0
mattiadestro
(28.01.22)
3-4 civarı benim de ilk anılar ama çok çok az. 5 yaşımdan itibaren baya net her şey.
0
theseachange
(28.01.22)
2-3 yaşlarımda beşikteki anımı hatırlıyorum çok net şekilde.
0
jazzabel
(28.01.22)
3-4 yaşımda kahramanmaraş'ta babamla bir yaz günü meydanda yürüyoruz. elimizde dondurma var. sonra babam sarı bir sakız alıyor büfeden. bana vermiyor çocuklar çiğnemez diyor. bi bu var.

bir de benden 3 yaş küçük kardeşim kundakta, ikimiz birlikte sünnet olduk. sünnet düğününün neredeyse tüm günü, sonraki 1-2 haftadan bir çok an çok net aklımda. sünnet elbisesinin önünü tutarak merdivenden çıkışım, bahçede kumların arasında karınca ve kum yemem, teyze kızının bir avuç dolusu sakızı ağzında çiğneyip kafama yapıştırması, halamın sakız kuruyunca makasla saçımı ve sakızı kesmesi, hep aklımda. sünnet anı, kırmızı leğen, leğene düşen et parçası, metal makas, sünnetçinin beyaz önlüğü vs. zaten asla silinmez. ilki mi, ikincisi mi daha eski bilemiyorum. büyük ihtimal sünnet daha eski.
0
gabe h coud
(28.01.22)
2 yaşımdan itibaren hatırlıyorum.
0
killerbee
(28.01.22)
3-4
0
hayirsiz
(28.01.22)
2 yaşıma 1-2 ay kalmışken akrabamız evcil hayvanını bize bırakmış. Ben çok net bir şekilde hayvanı sevdiğimi falan hatırlıyorum.

Ben 2,5 sanıyordum annem 2 yaşında bile değildin dedi.
0
sevilen progressive türkücü
(28.01.22)
2- 2,5tan görüntüler, çık kısa stop motion videolar halinde bir kaç anı.
3ten sonrası full hd akış, video halinde hafızamda.

ancak yaş ilerledikçe, 30lara doğru en eski anılar azalıyor, siliniyor vs.

soruya cevap; elbette, gayet normal.
0
rewlack
(28.01.22)
Ben 3 aylıkkeni bile hatırlıyorum ama olay olarak değil görüntü olarak :) Saat vardı, sallanan, yüzüstü yatarak onu takip ettiğimi hatırlıyorum. Bu hatırladığım şeyi söyleyince annem bana yaşımı söylemişti. Sonra saati vermişiz :)

Bence zihnini arındıran herkes hatırlayabilir.
0
e mice
(28.01.22)
2 yaş. babamın işyerindeyim, öğle tatili muhtemelen, bir arkadaşıyla pinpon oynuyorlar. top yere düşüyor, ben de peşinden koşuyorum.. "koşma kızım düşersin" diyor.

bunu hatırladığımda da lisedeydim, ders çalışmaya çalışırken birden kafamda canlanmıştı artık nasıl konsantre olamadıysam:) babam da birebir doğruladı dehşete düşerek:)

aile içinde hiç bahsi geçen bir konu değildir bu arada, yani anlatılan bir şeyden olan bir öğrenme ya da çağrışım sözkonusu değil. ama neden bu olayı hatırlıyorum ben de bilmiyorum:)

bir yerde okumuştum bu arada, adler olabilir, insanın en eskiden hatırladığı anı önemlidir diye. benden bu:)
0
dreamnesiac
(28.01.22)
2-3 yaslarinda ani olarak video yok cogunlukla fotograf var.

video 4 yasinda basliyor, anaokulunun kapisindan girmedigim icin pederden ilk tokadi yemistim. baya 4k olarak hatirliyorum, guzel tokatti.
0
cooperr
(28.01.22)
1 yas dogum günüm, ama dogum günüm oldugunu fotograftan anladim. sandalyeden düsmüstüm halamda annene git demisti. o kadar öncesi sonrasi yok. 2 yas, 3 yas aklimda hicbir sey yok.
0
durgunfoton
(29.01.22)
2 yaş.

bu konuyla ilgili bir video görmüştüm. beyin, misal 5 yaşında iken 2 yaşlarında olan olaylara ait nesneleri, fotoğrafları, anlatımlara vs. o kadar çok maruz kalıyormuş ki, bir anı oluşa geliyormuş. Yaş ilerledikçe de o olayı ben 2 yaşındayken yaşamış gibi hatırlıyormuşuz.

Fakat benimki şöyle, bir rüya hatırlıyorum. Çok korktuğum bir rüya. Karanlık ve karanlıkta kırmızı gözlerin göründüğü. Karanlık yerler de evin odaları. Evi de turluyorum haliyle.

Şimdi ben bizimkilere aklım yettiğimde en eski bunu hatırlıyorum dediğimde, o evdeyken sen 2 yaşındaydın ve ayrıldık dediler.

O eve dair elimizde sadece salonda ve balkonda çekilmiş fotoğraflar var. Başka da yok. Rüyada gördüğüm odaların sırasını ve ne tarafta olduğunu anlattığımda doğru diyorlar.

Onun dışında aynı evde balkondan aşağıya beni kapıcının kızlarına uzatırlarken ki 1-2 saniyelik anılarım da var fakat balkonda kedilerle falan fotoğraflar olduğu için beynim oraları yorumlamış olabilir. Ve bakıcının kızlarının gelip beni aldığı dillendirilirdi. O yüzden bu anı beynimin bir oyunu olabilir. Emin değilim. Ama rüya konusunda bişey diyemeceğim o hepimizi şaşırtıyor.

Bu arada eğitim hayatım bitene kadar 8 okul değiştirdim ve çoğu arkadaşımın ismini, yüzünü, yaşadığım olayları anımsarım.
0
ananiyimioguz
(29.01.22)
4 kardeşimin doğumunu falan hatırlıyorum annemin hamileliğini hastaneye gidişini
0
basond
(29.01.22)
Dedemin öldüğünü babam anneme söylerken hatırlıyorum. 1 yaş civarında olmam lazım. Travmatik bir sahne değildi yine de hatırlıyorum. Annemle yerde oyun oynuyorduk. Babam geldi, söylerken elleriyle dizine kapandı bir an.
Salıncak beşikte olduğum bir anı da hatırlıyorum, düşmekten korkmuştum ama hiç mantıklı değil, bebek hatırlamaz değil mi?
3-4 yaşlarıma ait daha fazla anılarım var ama şu diğer ikisi beni bile şaşırtıyor.
0
SiyamkedisiZorro
(31.01.22)
3 yaşımdaki tüm 98' dünya kupası anılarını net bir şekilde hatırlıyorum, zihnim orda o an açıldı benim
0
hooiken
(31.01.22)
İlk anım spesifik olarak 3 yaşımdan. Anneme yaşımı sormuştum bana "3" demişti. O esnada şu üzeri çeşitli şekilli delikler olan büyük küpe o delik şeklinde parçaları sokma temalı oyuncakla oynadığımı da hatırlıyorum.
0
d max
(31.01.22)
(9)

Kendi emeğinizle aldığınız bir eviniz var mı?

izza
Varsa kaç yaşında alabildiniz?
Varsa kaç yaşında alabildiniz?
0
izza
(27.01.22)
banka kredisi olmadan ama büyüklerden borç alarak, kendi birikimimize ekleyerek 33 yaşında çok şükür bir ev alabildim.
lokasyon: küçük bir il
0
pccopath
(27.01.22)
Kimseden borç almadan, yani sosyoloji ekonomik çevresinin olası avantajlarını kullanmadan , sadece banka kredisiyle İstanbul’da bir insan müthiş yetenekli değilse, ortalama bir kariyere sahipse 40-45 den önce ev alamaz.
0
eksisozlukokuryazari
(27.01.22)
Var, 30. %100 yalnız ve tek gelirimle aldım. Krediyle tabii. Ama ortalama üstü bi kariyerim var yani o konuda şanslıyım.
0
roket adam
(27.01.22)
Almadım da inşa ettim. Babam ile ortak 3 katlı. 23 yaşımdayken 4 yıllık kredi cekip üzerine 21 yaşımda aldığım arabamı satarak yaptım. Yalnız 2/3 babam 1/3 benim payım var
0
metos
(27.01.22)
İstanbul'da ort. bir ev olmuş 1.5 -2 milyon. Hadi aşırı şanslıyım emlakçısı vs. 1milyona denk getirdim diyelim.

300000 birikim yaptım diyelim 700 mortgagea girdim. Aylık 15 bin kredi borcu var.

10 senelik iş tecrübesiyle tüm parayı biriktirip girdik diyelim. Ayda 8 K birikim yapmak gerekiyordu. En az 1500-2 ev kirası + mutfak masrafı yani ennnn kötü ihtimalle giriş maaşının ayda 12 bin olması ya da bugün 15 bin kredi ödeyebilecek bir gelir olması gerek.

İstanbulda alınmaz özetle. ÇEvremde de anasının babasının birikimiyle ev alan arkadaşlar var. Hiç aileden destek almadan alan 1(bir) kişi bile görmedim bu şehirde.
0
lcha
(28.01.22)
Kendi emeğin dediğin zaman iş karışıyor. Babam okul okutmamış olsaydı zor alırdım. Ama senin yazdığın anlamı ile var evet.

2018 yılında 36 yaşında 330 K'ya küçükyalı'da eski bir apartmandan bir daire aldım. şimdi müteahhitle görüşüyoruz apartman olarak. yenilenecek bu sene. fiyatı 2.7 M olacak. İyi bir yatırım yapmış olacağım yani. Sadece kendi çabamla aldım maddi olarak evi bu arada.

Eğer çalışmaya başladığım dönemin 2nci ayından itibaren anne babamın maddi olarak yanında olmamış olsaydım veya hayat standardı olarak biraz daha düşük yaşamış olsaydım, 27-28 yaşımda ev alırdım. Bu yüzden ev almak yerine önce araba aldım sonra 36'da ev geldi anca.
0
twelfth
(28.01.22)
43 yaşındayım, kendi emeğimle biriktirdiğim İstanbul' da ortalama bir yerde ev alacak param var. Yazılan çoğu şeye ters evet ama kendi işimi yapmıyorum, maaşlı çalışıyorum.
0
kumandanim
(28.01.22)
Büyüklerimizden hiç maddi destek almadan krediyle 35 yaşımda evi aldım (aldım diyorum çünkü tam da o sırada maalesef eşim iflas etti), 10 senede ödedim. Bunun 8 senesinde orta düzeyde özel sektör memuruydum. Bittiğinde nasıl rahatladığımı anlatamam. Aradan gerçen onca seneye, artık çok daha iyi bir pozisyonda olmama rağmen şimdi oturduğumuz evi bugün alamam.
0
SiyamkedisiZorro
(28.01.22)
kenkler ben hiç aileden destek almadan (kendim ayrıca kirada yaşayıp) evi nasıl aldığımı aslında anlatayım sonuçta anonimiz hepimiz, hani şu olmaz etmez muhabbetini aşmak için yazıyorum. sonra silerim bi ara.

ev bedeli 410000 tl
ekspertiz bedeli 370000 tl
konut kredisi 296000 tl çıkıyor
114000 tl peşinat lazım
kenarda 61000 tl'm varmış o günde
114-61 = 53 bin tl peşinat için de ihtiyaç kredisi çektim

ziraat 0.99'dan 120 ay kredi, aylık 4226 tl, 296.000 tl böyle toparladım
iş bankası 1,30 küsürden 36 ay kredi, 1896 tl x 36, 53000 tl böyle toparladım
garanti kredi kartına taksit (tapu harcı) 1705tl x10, 17785 tl tapu harcı da karttan çektim taksitli

2019 aralık maaş 11721

aylık ödemem:
ilk yıl: 4226+1896+1705 = 7805 tl (hayatımın en zor yılıydı, minimum ötesi bi hayat yaşadım, nisanda zam falan alınca bi tık rahatladım, kiracı vardı evde o çıktı kendi evime geçince kira derdim bitince daha iyi oldu, nisanda evlendim evin bazı masraflarını ona yığdım vs (altınları ellemedik))
ikinci yıl: 4226+1896 = 6121 tl
bu yıldan itibaren 1896'lık ihtiyaç kredisi de bitecek, tek derdim 120 aylık kredi olacak.

410'a aldığım (daha doğrusu bankaya aldırdığım) ev yıllık %3 değerlenir ve 10 yılın sonunda 534 bin lira olur diye projeksiyon yapmıştım.
malum olaylar sonunda ev 2m olduğu için erken emeklilik gibi birşey oldu diyebilirim benim için. mal almaktan korkmamak lazım iyi kötü para akıyorsa. 2020'de ayda 5k para bağlayan adamlar şu an milyoner oldu. ha bu şartlar altında "lan ödeyemezsem ne olacak" diye de hiç strese girmedim. ödeyemezsem o bankanın sorunu, alsın evi satsın, ben yine evim olmadığı halime geri dönmüş olurum en kötü ihtimalle diye düşündüm. yani bu kredi durumu bende başlardaki o maddi keyfimden biraz feragat etmem dışında hiç öyle 10 yıl napıcam ben gibi bi stres oluşturmadı açıkçası.

bu ev merkezi ama biraz küçük bir ev. yaşam konforundan biraz feragat ettim tabii ki. ama 10 bin tl maaş alıp direkt milyonluk evlere bakıyorsanız bence bi tık bakış açısını değiştirmekte fayda var. bugün mesela aynı durumda olsam kurtköyden 500 binlik ev alırım. herkes suadiye'de yaşamayı hayal ediyor ama 40 yıl kira ödemektense kurtköyde yaşarım daha iyi.
0
roket adam
(28.01.22)
(12)

Size bakmayan ebeveyne yaşlanınca bakar mısınız?

sankibirazsey
Sizi doğar doğmaz terk etmiş ebeveyniniz yaşlandığında, kimsesiz ve muhtaç kaldığında evinize alıp bakar misiniz? Yoksa bakımevine mi bırakırsınız? Ebeveynin zihinsel bir rahatsızlığı olduğunu da varsayalım. Akıl sağlığı yerinde değil.
Sizi doğar doğmaz terk etmiş ebeveyniniz yaşlandığında, kimsesiz ve muhtaç kaldığında evinize alıp bakar misiniz? Yoksa bakımevine mi bırakırsınız?

Ebeveynin zihinsel bir rahatsızlığı olduğunu da varsayalım. Akıl sağlığı yerinde değil.
0
sankibirazsey
(27.01.22)
beni bıraktığında akıl sağlığı yerinde miymiş? yerindeyse umurumda olmaz. değilse de çok umurumda olmaz bakım evinde kalır ama yine ara ara bakarım nedir ne değildir diye.
0
matilda
(27.01.22)
bakabilecek durumdaysam bakarım.
ya da imkânlarım dâhilinde baktırırım veya bir şekilde ucundan da olsa destek olmaya çalışırım.
bakamayacak durumdaysam çözüm ararım, yapabileceğim kadarını yaparım.

bunları yaparken görüşmemeye devam da edebilirim, ikisi farklı şeyler.
onun bana bakmamış olması onunla ilgili bir sorun, onun kendi sorunu.
pişman olup olmaması, sonradan ne düşündüğü, o süreçte onun yaşadıkları onun kendi hayatıyla, iç dünyasıyla ilgili.

benim ona bakmamsa benimle ilgili bir şey.
sevmeyebilirim, kırgın ya da öfkeli olabilirim ama beni dünyaya getiren kişi(ler) olduğu için uzaktan da olsa sahipsiz bırakmam.

edit:
"bakmak" direkt olarak elinle yemek yedirmek anlamında değil.
bir şekilde bakımını üstlenmek.
0
blatta hiberna
(27.01.22)
insanlarla ilgili duruşumuz bizim şu an hayatta durduğumuz zeminle, değerlerimizle ilgili bir şey, başkalarının geçmiş hatalarıyla ilgili değil.

mesafeli dursam da kendi insani değerlerim gereği elimi asla tamamen çekmezdim.
0
Phoebe
(27.01.22)
beni terk ettiğinde akıl sağlığı nasıldı ona göre davranırım.

eğer yerindeyse bakımevine bırakırım, aylık ücret neyse öderim.
yerinde değilse durumuma bağlı. eğer işim gücüm yoksa rahatça bakabileceksem evde bakarım, bakıma çok muhtaçsa ve ben de meşgulsem bakımevine bırakırım ama sık sık ziyaret ederim.
0
rose parks
(27.01.22)
beni terk etme sebebine bağlı. Mecbur kalmışsa elimden geleni yaparım. Bile isteye keyfi sebeplerden bırakıp gitmişse cenazesine bile katılmam.

Boşa kan bağı duyarım yok. Ona harcayacağım parayı SMA hastası çocuklara harcarım.
0
alaimisema
(27.01.22)
Bu o kadar kişiye özel bir şey ki. Onunla ilgili içiniz soğudu mu? Affedebildiniz mi? Onu hayatınıza aldığınız zaman ne hissedeceksiniz. Bütün bunları düşünmek gerekiyor. Evde hasta/yaşlı bakmak hiç kolay bir şey değil. Hele böyle zamanında size annelik/babalık yapmamış insana karşı tahammül etmek kolay değil. Eve almak kolay, evden çıkartmak zor gelir. Ben muhtemelen bakımevine koyar oradan gözkulak olmaya çalışırdım. Ki bu bile aslında külfet.
0
SiyamkedisiZorro
(27.01.22)
Terkettiğinde akli dengesi yerinde değilse, parayla birini bulur baktırırdım.
0
komando kani var bende
(27.01.22)
Huzur evleri bunun için var. Ki zaten huzur evine vereceğim para fazlasıyla yeterli olur 'bakıyorum' demek için.
0
anatomik
(27.01.22)
Valla beni dogar dogmaz terketmis birini evime de alip bakmazdim, bakimevine birakip masraflarini vs de ustlenmezdim.
0
j r r tolkien hayrani
(27.01.22)
Bakabilecek durumdaysam bakarım. Onun için hangisinin daha konforlu olduğunu da düşünmek lazım. Bazıları illa evde bakalım diyor, ama profesyonel bakamadıkları için yatak yaraları vb problemlerle uğraşıyorlar. Hastaya en az eziyet olacak şekilde ayarlamaya çalışırdım.
0
megalomaniac
(27.01.22)
Anne babaya evde bakma beklentisine oldum olası kızmışımdır. Üstelik böyle bir durumda x2 bakmazdım. Bakımevine yerleştirirdim en fazla.
0
ruhen hastayim ben
(27.01.22)
Benim üstlenebileceğim şeyler değil. Kendime bakmakta zorlanıyorum.
0
baldan kaymak
(28.01.22)
(6)

Cezerye, lokum vs bilumum turk urunlerinin en kalitelisi online

floydian
Nereden alinir?
Nereden alinir?
0
floydian
(26.01.22)
Güven kuruyemiş. Tazecik olurdu hep. Olsa da yesek
0
buraya yalniz uyanmak icin geldim
(27.01.22)
Servet sekerleme.
Datca bademli ve gullu olani dene. Pisman olmazsin.
0
durgunfoton
(27.01.22)
lokum için birinci tercihim imren lokumları, safranbolu; o olmuyorsa tuğba kuruyemiş
0
halanne
(27.01.22)
www.oztaylanyayla.com

Afyon'un en lezzetlisi
0
SiyamkedisiZorro
(27.01.22)
ali muhittin haci bekir.
0
65 derece
(27.01.22)
Hacı bekir tabiiki.
0
rewlack
(27.01.22)
(28)

Evlilere soruyorum, gelinliğinizi/damatlığınızı ne şekilde ödediniz?

i m cool with that
Genelde gelinliği erkek, damatlığı kız alır gibi gelenekler var fakat sizde nasıl oldu durumlar? Herkes kendi giyeceğini kendi mi satın aldı?Aynı şekilde kuaför işini naptınız? Herkes kendi masrafını mı ödedi yoksa karşılıklı mı ödediniz?
Genelde gelinliği erkek, damatlığı kız alır gibi gelenekler var fakat sizde nasıl oldu durumlar? Herkes kendi giyeceğini kendi mi satın aldı?

Aynı şekilde kuaför işini naptınız? Herkes kendi masrafını mı ödedi yoksa karşılıklı mı ödediniz?
0
i m cool with that
(26.01.22)
Hepsini ben ödemiştim. Erkek.
0
pispinti
(26.01.22)
Hepsini eşim (erkek) ödedi ama adetten filan değil, o sıralarda şartlar öyle el verdiği için.
0
gmzo
(26.01.22)
Valla eşimle birlikte ödedik aklınıza gelebilecek her şeyi.

Ailelerden yardım beklemedik, zaten eden de olmadı.
0
hooiken
(26.01.22)
Gelinliği erkek damatlığı kız tarafı ödedi. Kuaförler iki taraf da erkek.
0
but that was just a dream
(26.01.22)
Gelinliği damat, damatligi gelin aldı. Kuaförü gelin kendi ödedi ama kuaför benden tarak parası mı ne istedi. 50 100 birsey vermiştim. Ben normal berberime gittim zaten. Normal tras oldum sadece.
0
allah yazdiysa bozsun
(26.01.22)
geleneklere bağlı bi aileyse falan o şekilde oluyormuş. Ben sordum, yok herkes kendininkini alsın işte dedik. Karşılıklı ödenince bi kontrol mekanizması oluyor hoş değil, bir taraf beğendiğini söyleyemez yük olmamak için pahalı olanı beğense söyleyemeyebilir veya tam tersi gelenekçi tipler gidip en pahalısını almaya çalışabilir vs durumlar oluşabilir sanki. Bu tür durumlardan yarıda kalan veya sorun çıkan evlilikler varmış anlatıyorlar :D Cool olup kendi kendine halletmek lazım bence.
0
nhk ni youkosu
(26.01.22)
damatlığı eşim aldı, gelinliği annem aldı. ama ne fark eder, sonuçta aynı cepten çıkıyor. kuaförü de eşim kendi ödedi. öyle bi senin benim ayrımımız yoktu yani.
0
roket adam
(26.01.22)
biz her seyi ortak aldik aileler karismadi +1
0
in vino veritas
(26.01.22)
biz her seyi ortak aldik aileler karismadi +1

Bir tek kuaförde eşimin annesi de yanımda olduğu için her şeyi ödemekte ısrar edip ödedi. Eşim zaten gidip damat tıraşı falan yaptırmadı, kendi halletti.
0
kobuzchu kiz
(26.01.22)
Herkes kendi harcamalarını ödedi.
0
fotrsapka
(26.01.22)
Gelinliği erkek, damatlığı kız aldı.
Gelin kuaför ücretini de erkek ödedi.
0
hrvl
(26.01.22)
Benim gelinliği diktirdik, eşim ödedi, ben de onun damatlığını ödedim.
0
SiyamkedisiZorro
(26.01.22)
gelinliği eşim ödedi, damatlığı ben.
kuaför ve makyajı da ben ödedim. zaten eşimin teyzesi, kardeşi, annesi, benim annem, kardeşim derken gelinlik kadar para da buna verdim neredeyse. eşim kendisi için benim şuraya git dediğim bir kuaföre normal tıraşa gitmiş gibi gitti.
0
marla is in my head
(26.01.22)
Gelinlik haladan ve damatlık da kuzenden hediye geldi, gelinin kuaförü para almadı. Ben de normal traş oldum.
Acaip bedavaya gelmiş şimdi onu farkettim:)
0
kumandanim
(26.01.22)
ıkisinide ben odedim hatta alyanslari da
0
all girls dream
(26.01.22)
kuafor işine karismadim eşim kendi halletti
0
all girls dream
(26.01.22)
gelinliği ve kuaförü ben ödedim. damatlığı gelin tarafı aldı.
0
zgrydn
(26.01.22)
Gelinliği kuaförü ben, damatlığı eşim ödedi.
0
oligomer
(27.01.22)
nisani gelinin ailesi halletti, nikahi biz.
gelinlik, damatlik, kuafor, arapasi, plase, muz orta..hersey dahil..
0
cooperr
(27.01.22)
gelin damatlığı, damat gelinliği şeklinde yaptık.
kuaförde herkes kendi masrafını ödedi.
0
estella
(27.01.22)
gelinliği eşim almıştı, damatlığı ben aldım. kadın tarafıyım.
kuaförü eşimin kuzeni ödemiş biz çıkmadan hediye olsun diye ama haberimiz yoktu, yanımıza para almıştık da o para kimin parasıydı o kısmı hiç hatırlamıyorum. eşim özel bi damat tıraşı olayına girmemişti.
0
elorelia
(27.01.22)
damatlığı erkek aldı, gelinliği kadın aldı(kiraladı), herkes kendi kuaför paralarını ödedi.
damatlığı sonra giyerim diye satın almıştım ama bir iki düğünde giydim, zaten kesimler felan değişti demode oldu, olabilirse onu da kiralayın, ödünç alın vb.
0
ravenudon
(27.01.22)
gelinliği annemle beraber aldık, damatlığı eşim aldı.
kuaförü de kendim ödedim.
0
evde liyakat kalmamis
(27.01.22)
Biz gelinlik ve damatlıgi birlikte ödedik. Alyanslari annem ısrarla kendisi almak istedi; o aldı.

Kuaför için de yanimda para vardı ama eşimin ablası bizden habersiz ödemiş. eşim de kendi enistesiyle öyle normal bir tıraş olmuştu, damat tıraşı olmamıştı.
0
fraise
(27.01.22)
gelinligimi gittim, begendim ve aldim. damatligi birlikte gittik, begendi ve aldi.
Kuaforumu ben odedim, o da gitti trasini oldu. alyanslarimizi bile kendimiz aldik. kimseyi karistirmadik, senin paran benim param yapmadik.

nhk ni youkosu guzel yazmis. sen aldin ben aldim olunca karsilikli bir kontrol mekanizmasi oluyor otomatikmen. gerek yok. kendiniz hallediverin.
0
65 derece
(27.01.22)
gelinliği ailem damatlığı ise eşimin ailesi ödemişti.
0
drako
(27.01.22)
Bu düğün işlerine gereksiz, çok para harcanıyor.

Eşinizle, arkadaşlarınızı çağırıp sadece bir nikah kıyın. Nikah sonrası küçük bir yemek/eğlenceden sonra, parayı gezmeye/balayına harcayın. Damatlık, gelinliğe bile ihtiyaç yok. Güzel bir elbisenizi giymeniz yeter.

Hazır pandemi de bahane edilerek, bu adetler azalarak bitsin.


.
0
kartallar yuksek ucar
(27.01.22)
Bizde herkes kendi masrafını ödedi, ailelere ödetmedik.
Gelinliğimi kendim ödedim - canım babamın yardımıyla
kuaförü de kendim ödedim.
Damatlığı eşim ödedi.
0
amelie poulain
(27.01.22)
(7)

Kedimiz öldü - mezarlık

entellektuelmankurt
İyi geceler, bir saat önce kedimiz öldü. Yavrumun bedenini napmalıyız? Fikriniz var mı?
İyi geceler, bir saat önce kedimiz öldü. Yavrumun bedenini napmalıyız? Fikriniz var mı?
0
entellektuelmankurt
(20.01.22)
Biz yakınlarda ağaçlı mağaçlı bi park vardı oraya gömmüştük. Ha yakınlarda olmasaydı yine öyle bi yer bulur gömerdim.
0
Zaman Tamircisi
(20.01.22)
biz apartmanın arka bahçesine gömüp üstüne de ağaç dikmiştik.

şimdi kocaman oldu o ağaç.
0
kibritsuyu
(20.01.22)
Vakit geçirmeden hemen toprağa gömün çünkü zaman geçtikçe vücudu şişmeye ve kötü kokular yaymaya başlayacaktır.
0
alixkandemir
(20.01.22)
merhabalar, kaybiniz icin cok uzgunum, cok zor bir surec.

ben krematoryum tercih etmistim. simdi odada benimle duruyor.
0
eksi sozlukte eksiyen adam
(20.01.22)
Sabırlar dilerim.
Bir kedimizi bahçemize gömdük. Bir başka kedimiz (o sırada oturduğumuz evin bahçesinde toprak yoktu) veterinerle konuşup belediyenin hayvan mezarlığına gömdürdük. Orası nasıl bir yerdir bilemiyorum. Şimdiki kediciğimin yaşı epey var. Oturduğumuz apartmanın bahçesi müsait. Gözümün önünde olmasını tercih ederim.
0
SiyamkedisiZorro
(20.01.22)
Derin kazmaya çalışın, bazen köpekler kokuyu alıp eşeleyebiliyorlar.
0
do you remember me
(20.01.22)
belki birisi bakar ve yardımcı olur düşüncesiyle güncelliyorum;

ibb tepeören sahipsiz hayvan bakımevi'nin mezarlık hizmeti varmış. yavrumuzu oraya götürdük. sabiha gökçen taraflarında bir yer. bir form imzalattılar, pet pasaportunu ve çocuğumuzu aldılar. defin işlemini göremiyorsunuz. ya da daha sonra ziyaret edemiyorsunuz ancak çok huzurlu ve güzel bir yerdi. şimdi minnoşum orada kuşlar oynuyor.
0
🌸entellektuelmankurt
(25.01.22)
(3)

Aroma Terapi Difüzörü

sos fistik olsun mu
Evinde aroma terapi difüzörü kullanan var mı?sessiz, mümkünse zaman ayarlı ve suyu bitince otomatik kapanma özelliği olan bir model arıyorum.
Evinde aroma terapi difüzörü kullanan var mı?
sessiz, mümkünse zaman ayarlı ve suyu bitince otomatik kapanma özelliği olan bir model arıyorum.
0
sos fistik olsun mu
(19.01.22)
Ah ben de arıyorum. Altında mum yanan tas tipi olanlardan verim alamadım.
0
SiyamkedisiZorro
(19.01.22)
WMF diyecektim ama 999 lira olmuş.
0
marla is in my head
(19.01.22)
@marla is in my head
Bu çok iyiymiş ama çok pahalı gerçekten.

@SiyamkedisiZorro
kendi soruma o zaman kendim cevap vereyim. böyle bir şey pek yok gibi. en yakını Xiaomi'ninki ama onun da bazı kusurları var. zamanlayıcısı yok bir de saçma bir tasarım hatası var. ama yine de en mntıklısı o gibi. diğerlerinde daha saçma kusurlar var.
0
🌸sos fistik olsun mu
(19.01.22)
(16)

İlişkilerde çok kavga etmek normal mi

abuzer
Sıkı bir ilişki testi izleyicisiyim. Kavga kısmına geçince çiftler hep "ouu biz çok kavga ederiz. Sesler yükselir, küfür ederiz o anlarda ama birbirimize değil, ortaya" vs diyorlar. Daha önce de etraftan "kavga edilmeyen iliskide bir gariplik vardır" diye çok duydum. Bu cidden böyle mi? Neden? Sağlı
Sıkı bir ilişki testi izleyicisiyim. Kavga kısmına geçince çiftler hep "ouu biz çok kavga ederiz. Sesler yükselir, küfür ederiz o anlarda ama birbirimize değil, ortaya" vs diyorlar. Daha önce de etraftan "kavga edilmeyen iliskide bir gariplik vardır" diye çok duydum. Bu cidden böyle mi? Neden? Sağlıklı iletişim kuramıyor olmak neden bu kadar normallesmis?

Karşılıklı sevgi/saygı olan ilişkinizde sürekli kavga ediyor muydunuz?
0
abuzer
(17.01.22)
eşimle tartışmalarımız çok olmuştur ama soruda tanımlanan seviyede kavgalarımız olmadı.
kavga ile canlı tutulmaya çalışılan ilişki sığ bir ilişkidir.
0
lazpalle
(17.01.22)
bana göre kavga etmek ilişkinin zayıfladığına işaret. ilişkilerim genelde 4-5 sene gibi uzun sürelidir ve hiç kavga etmem, bir kere bile.
0
gabe h coud
(17.01.22)
Kavga, kaostan beslenen insanlar için bir ihtiyaç. Kavga etmeyince eksiklik hissediyorlar bunu normal görüyorlar.
Ben ilişkilerimde kavga etmem. Kavga edeceğim, hakaret edeceğim insanla aynı ortamda bile bulunmak istemem. Saygı duymadığın biriyle ne kadar sağlıklı bir ilişki kurulabilir ki.
0
kaptan maydanoz
(17.01.22)
karakter mevzusu, annem babam sürekli her halttan kavga eder ama birbirlerini de çok severler. ben, ses yükseldiği an koparım, hiç kavga edemem.
0
lcha
(17.01.22)
Kavgaların sıklaştığı, seslerin yükseldiği ve küfürlerin başladığı ilişki sona yaklaşmış demektir. Birçok kişi itiraz edecek ama gözlemlerim bu şekilde.
0
ruhen hastayim ben
(17.01.22)
Kavga edilmeyen ilişkide anormallik vardır evet, çünkü siz iki bireysiniz. Farklı ailelerce yetiştirilip farklı deneyimlerden geçtiniz ve farklı fikirleriniz var. İnsan zaman zaman gergin olabilir ve fikir çatışmaları, anlaşmazlıklar yaşanması kaçınılmaz. Eğer yaşanmıyorsa ortada kendini yok sayan biri var demektir ve bunun sonumda da ya bir taraf sıkılır gider ya da ses etmeyen taraf artık patlar gider. Kimse kimse için biçilmiş kaftan değil, herkes büyük ya da küçük tavizler verip ortaklaşmalı.

Ancak bu çok kavga edilmesi normal demek değil. Bu adeta "ölmek mi istersin, ölene kadar 18 saat çalışmak mı" gibi bir soru. İkisinden birisi normal olmak zorunda değil.

İki yetişkin insan arasında tartışmalar yaşanması doğal, ancak bu saygı sınırlarının aşılmasını gerektirmiyor, uzlaşma yolları aramayı gözardı etmeyi, herkesin kendini düşünmesini gerektirmiyor. Eğer çözümsüzlük varsa ilişkiyi devam ettirip birbirinizi yiyip bitirmenizi gerektirmiyor.
0
akhenaten
(17.01.22)
@akh, "ilişkilerde anlasmazlik olmamali" diyen kimse gormuyorum bu duyuruda. Anlasmazliklarimi saglikli bir şekilde iletisim kurarak cozuyorsam neden birey olamiyorum bunu anlamadim
0
🌸abuzer
(17.01.22)
İlişkilerde ilk başlarda sık, sonrasında da aralıklarla kavga iyidir.

Kavga = arada iletişim var demek + taraflar kavgada olsa, aralarındaki sorunu çözme iradesi gösteriyor demek.

Ancak kuru kavgalar çoğunluktaysa ve sürekli kavga ediliyorsa, bu artık kötü bence. Sorunları çözmeye yönelik değil de, birbirine hakaret etme, yıpratma, ego tatminine yönelik kavgalar ise kötü.


.
0
kartallar yuksek ucar
(17.01.22)
Kavga var, kavga var. Öyle küfürlü hakaretli kavga varsa zaten saygı olmaz. İki kişi kavga ederken de ortaya küfür diye bir şey olamaz. Duvarı yumruklasan da mesela o karşı tarafa yaptığın bir harekettir. Dolayısıyla mesela sesler yükselebilir zaman zaman ama, bu bir tarafın diğer tarafı bastırmak için kullandığı bir araca dönüşünce şiddet oluyor. Küfür ve hakaret etmek de öyle.

Bana göre arada bir kavga edilebilir. Sonra da anlaşıp mesele çözülebiliyorsa bu sağlıklıdır zaten, olması gerekir. Kavga etmeyelim diye içine atarsan sürekli sonrasında daha büyük sorunlar çıkar ilişkide. Ama öyle düzenli ve psikolojik şiddet içeren kavgalar olmamalı elbette.
0
gmzo
(17.01.22)
cok kavga hic de normal bir sey degil. kavgaci biri olarak soyluyorum bunu benim kavgam sevgilimle degil ki. bi taraf yukseldigi anda digeri duser kavgaya donusmeden de gecebiliyo o hararet. ama karsilikli bagrisma bence asiri yipratici bir durum ve zedeler
0
ala09
(17.01.22)
Her ilişki kendine özel diye bir başlangıç yapayım. Benim ilişki tanımıma göre böyle kavga normal değil. Tamam, işyeri tartışması gibi olmuyor, bazen ses tonu biraz daha artıyor (ki bunu da kontrol etmeye çalışıyoruz), bazen gözyaşları giriyor ama küfür hakaret olmaz. Ki bence bu tartışmalar bile sık olmamalı, olmayacak hale döndürmek lazım ilişkiyi. Daha sonra aynı yatağa gireceğin adama/ kadına hakaret hiç olmaz.

20+ yıllık evli kadın olarak yazıyorum
0
SiyamkedisiZorro
(17.01.22)
tartışma elbet ki oluyor. ama kavga halinde çok sinirlendiğinde genelde hemen susarım, sakinleşmesini beklerim, konuyu değiştiririm. sakinleştikten sonra belki 3-4 saat sonra minnoş halimle yaptığının yanlış olduğunu fikrine katılmadığımı kızmasını istemediğini söylerim. o da birkaç kelam eder anlaşırız konu kapanır.

ben sinirlendiğim zaman da o konuşmaz, bana sarılır ya da sakinleşmemi bekler. çok uzun süre devam edersem kızar bi, ikimizde susarız mesela ama bu arada da el ele tutuşup yürümeye devam ederiz mesela. sonra da tekrar sakinleşip konuşup devam ederiz.

bu arada hiç birbirimize küfretmedik hakaret etmedik.

genelde bizde böyle devam ediyor. benim annemle babam çok zıtlaşır ve asla alttan almaz bir taraf. bu beni çok yordu. asla susmazlar kavga zamanında. böyle olmak istemiyorum çocuğum olduğunda da ileride bu hallerimizi görmesini istemiyorum. dolayısıyla susmak bence en iyi çözüm.
0
Hallegadola
(17.01.22)
@abuzer olamazsınız demedim ki, sanırım tanım farklılıklarından dolayı yanlış anladınız. Ben kavgayı daha kapsayıcı anlamda kullandım, tekme tokat ve küfürlerin olduğu bir anlamda değil. onun için aşağıda kavga ederken saygı sınırlarının korunması gerektiğinden bahsettim.

Yani sizin anlaşmazlık veya tartışma dediğiniz şeyle benim kavga dediğim şey aynı. Aynı şeyi söylüyoruz.

Eğer kavga ve tartışmayı şiddet dozu farklı iki ayrı şey olarak ayrırsak evet, "kavga" etmemeniz gerekir sağlıklı bir ilişkide.
0
akhenaten
(17.01.22)
normal şartlarda hiç kavga edilmemesi sıkıntılı bir sürece işaret ediyor aslında. "eeeh sikerler" eşiği var. onu geçmiş olabilirsin çünkü.

ayda yılda bir kavga olabilir de bundan fazla kavga ediliyorsa kendini tamamlayamamış, kaostan beslenen, toksik kişilerin ilişkisi olabilir o. hele evli falan değillerse "kurulu düzen" bahanesi de yok. o kadar kavga etmenin ne getirisi olabilir ki? kimsenin birbirini yıpratmaya hakkı yok.

böyle bir kalitesizlik var ama iş yerinde mobbing, ilişkilerde kavga her yerde aynısı var zaten diye normalleştiriliyor. bu çok saçma.
0
nawar
(17.01.22)
ben sana katılıyorum. sürekli kavga edilip didişilen ilişkiler kesinlikle huzursuz ve mutsuz bir aile ortamı doğuruyor. böyle bir çiftle aynı ortamda dahi bulunmak istemem, bu tarz arkadaşlarım vardı bizim yanımızda kavga eden ciddi ciddi görüşmeyi kestim. çevremde de var böyle paso kavga edip bunu birbirimizi çok seviyoruz diye normalleştiren, bence ciddi bir psikolojik problem bu. insan sürekli gergin yaşarken kendi duygularını zaten gösteremez ki.

benim de eşimle uyuşmadığım noktalar var ama çok seyrek kavga ederiz. birbirimizi kırana kadar devam ettirmek genellikle anlamsız. hele hakaret falan benim kırmızı çizgimdir. yani anlaşmazlık yok değil var, ama kavga yok. insan gibi medeni olarak tartışır, ya anlaşırız ya da agree to disagree olarak devam eder. ses yükseltmek falan dahi benim için çok aşırı şeyler.
0
roket adam
(17.01.22)
sağlıklı iletişimin tam olarak ne olduğuna dair ahkam kesemem, çünkü herkesin normali ve sağlıklısı kendine. sağlıklı tanımını da kişinin fonksiyonalitesini bozmayan şekilde yapmaya gayret ediyorum. benim etrafımda gördüğüm sürekli kavga eden o çiftler beni aşırı yoruyor ve geriyor. gerçekten negatif yükleniyorum, mümkünse o çiftlerle vakit geçirmemeye çalışıyorum. mesela kardeşim ve eşi sürekli kavga eden bir çift oldum olası, bayağı üzülüyordum bunlar ayrılacak yeğen başa kalacak diye en başlarda ama ayrılık falan yok iletişim tarzları öyleymiş meğer. manyaklar mı ne evet ama fonksiyonları devam ediyor, herhalde sağlıklı sınırlar içinde hala diyorum devam ediyorum.

yüz yıldır aynı adamlayım; dört senedir de evliyiz. küfürü hakareti konuşmuyorum, öyle bir şey söz konusu bile olmamalı normal şartlar altında ama birbirimize sesimizi yükselttiğimiz kavga sayısı bile gerçekten bir elin parmaklarını geçmez. sürekli kavga etsem yorulurum, motivasyonum düşer, ne bileyim o insanla paylaşımım doğal olarak azalır. hayata karşı bir hıncım varsa muhattabı kim ise ondan çıkarırım, çıkaramıyorsam da eşime anlatırım biraz yükümü alır rahatlarım. ben de bu şekilde fonksiyonlarımı koruyabiliyorum.
gerçi kavga var kavga var, misal ya bu mutfağı yine mi toplamadın o kadar yemek yaptım aşkolsun insan bari toplamaya yardım eder sitemini de kavga göreceksek işimiz iş :)
0
evde liyakat kalmamis
(17.01.22)
(13)

Daire seçimi

Misha
SelamKarar verme konusunda zorlandığımız için fikir almak istedim.Yatırım için ya da kendiniz oturmak için ev alacak olsanız hangisini tercih ederdiniz? Giriş katı mi yoksa en üst kat ama asansörsüz daire mi? (En fazla 4 katlı daireler genelde asansörsüz olanlar.)Ön cephe(sokağa/ caddeye bakan) ama
Selam
Karar verme konusunda zorlandığımız için fikir almak istedim.
Yatırım için ya da kendiniz oturmak için ev alacak olsanız hangisini tercih ederdiniz?

Giriş katı mi yoksa en üst kat ama asansörsüz daire mi?
(En fazla 4 katlı daireler genelde asansörsüz olanlar.)

Ön cephe(sokağa/ caddeye bakan) ama balkonsuz daire mi yoksa
arka cephe (bahçeye bakan) ama balkonlu daire mi?

Cevaplar için teşekkür ederim.
0
Misha
(13.01.22)
Ust kat ve balkonlu kesinlikle
0
ala09
(13.01.22)
en ust kat istemezdim, catida problem olma ihtimali var, izolasyon iyi degilse isinma/sogutma da problem. asansorsuz olmasi da cabasi.

mecbur giris kat, aslinda en temizi ara katlar
0
fakyoras
(13.01.22)
Giriş katta oturacağıma 10 kat merdiven çıkarım gerekirse. Balkonlu.
0
sckxyss
(13.01.22)
Giriş katta asla oturamam, dolayısıyla her türlü üst katı tercih ederdim. Ve balkonlu daireyi tabii ki.
0
fraise
(13.01.22)
üst kat kesinlikle. hem oturmalık hem kiralık. artık alt katlarda gürültüden durulmuyor, üst katlara bile gürültü geliyor.
0
çih
(13.01.22)
kendim oturacaksam,

en üst kat
arka cephe balkonlu daire
0
sir gawain
(13.01.22)
ben nedense giriş katlarını çok seviyorum, gerçi oturduğumuz evlerin hepsi site içi, öyle dilenci , satıcı, kontrolsüz yabancı vb giremeyen yerler.
0
killerbee
(13.01.22)
arka cephe, balkonlu, mümkün olan en üst kat daire.
0
roket adam
(13.01.22)
Üst kat - kesin
Ön cephe balkonsuz ile arka cephe balkonlu arasında ise ferahlık farkına dikkat etmek gerekiyor. Balkondan bakacağım manzara dibimdeki bir başka evin cephesi ise balkonsuz ön cepheyi tercih ederim. Ama arka cephede apartmana ait bahçeye bakıyorsam tabii ki arka cephe.
0
SiyamkedisiZorro
(13.01.22)
yol gürültüsü, çatı katı ve giriş katı ideal değil

arka cephe ara kat + asansör en ideali

asansör yaşlılık dönemi için şart
ya da en basitinden ufak bir kaza durumunda (Allah korusun ayakta alçı, çapraz bağlar vb.) eve daha çok hapis kalınıyor
0
bir soru sorcam
(13.01.22)
1 yıl en üst katta
2 yıl giriş katta oturdum.

arti ve eksileri.


en üst kat:
-kar, yağmurda ses olabiliyor.
-rüzgarı daha çok yiyor.
-girip cikarken herkesi goruyorsun.
-disaridaki sesler rahatsız etmiyor.


giris kat
-bakkala bi kosu gidip gelebiliyosun
-sokakta neler oluyor hemen gorebiliyorsun
-gurultulu sokaksa sesler rahatsız edebiliyor.
-kapi acilma, kapanma sesleri oluyor.
0
buenosdias
(13.01.22)
"Ön cephe balkonsuz ile arka cephe balkonlu arasında ise ferahlık farkına dikkat etmek gerekiyor. Balkondan bakacağım manzara dibimdeki bir başka evin cephesi ise balkonsuz ön cepheyi tercih ederim. Ama arka cephede apartmana ait bahçeye bakıyorsam tabii ki arka cephe."
bu konuda @SiyamkedisiZorro +1

kesinlikle önü açık olan ve kışları soğuk bir yer ise güneş alan cepheyi(güney) tercih ederim.

"asansör yaşlılık dönemi için şart
ya da en basitinden ufak bir kaza durumunda (Allah korusun ayakta alçı, çapraz bağlar vb.) eve daha çok hapis kalınıyor "
bu konuda @birsorusorcam +1

asansör konusunda ise yatırımlık düşünüyor iseniz satarken zorlanırsınız. Şuan kirada oturduğumuz ev 2 yıldır sahibindende satılık olarak duruyor. Sadece bir kişi bakmaya geldi ve asansörsüz 3. kat diye evi çok incelemedi bile.

kat konusunda ise ben zemini de çatıyı da pek sevmiyorum tercihim ara katlardan yana olacaktır.
0
belkider
(13.01.22)
ust kat.

normalde balkonlu derdim ama manzaralar da onemli. balkondan bagimsiz, bakacagim manzaraya gore secerim cepheyi.
0
Kittie
(13.01.22)
(12)

Aşırı gülmelik film önerisi

dakota
Hangover’ı izledim bu arada. Borat’ı tavsiye etmeyiniz dünyanın en saçma filmi olabilir. Başka tavsiyeleriniz var mı şöyle aşırı gülmelik ?
Hangover’ı izledim bu arada.
Borat’ı tavsiye etmeyiniz dünyanın en saçma filmi olabilir.
Başka tavsiyeleriniz var mı şöyle aşırı gülmelik ?
0
dakota
(12.01.22)
Zamanında çok gülerek izlediğim leslie nielsen filmleri var. Naked gun serisi, airplane serisi ve wrongfully accused. Bir de rat race diye bir film vardı o da komikti.
0
mirafiori
(12.01.22)
Orjinal Pink panther serisi kadar güldüğüm bir şey daha olmadı
0
deer hunter
(12.01.22)
mirafiori tam benim kafadanmış, yine bahsettiği serileri yapan Zaz ekibinin Top Secret filmini de tavsiye ederim.

Aşırı gülmek kişiden kişiye değişir ama, çok saçma bir şeye gülmek istersen şuna bir bak: Kung Pow! Enter the Fist bu film, birkaç hong kong filmine sonradan efektle Amerikan karakter eklenmesiyle ve komple dublaj yapmalarıyla oluşan şaka filmi. Öyle düşünerek izle izlerken.

Benim çook güldüğüm bir dizi var bahsetmeden geçemeyeceğim, Coupling (İngiliz olanı, orijinali) 20 küsur dk., birkaç bölüm izleyip bakabilirsin aslında.
0
nhk ni youkosu
(12.01.22)
seth rogen filmleri
the dictator
0
jelly bear
(13.01.22)
rastinon
(13.01.22)
IMDB puanı azalarak sıralı liste.

"aşırı gülmelik filmler"

Ernest et Celestine
Hot Fuzz
O’Brother, Where Art Thou?
What we do in the shadows
Office Space
50/50
Dazed and Confused
Love Actually
Superbad
Kick Ass
Tucker and Dale vs Evil
21 Jump Street
Benny and Joon
Rango
Paul
Frank
Burn After Reading
Detroit Rock City
Horrible Bosses
A Series of Unfortunate Events
Seeking a Friend for the End of the World
40 year old Virgin
The Final Girls
Fatso
Fading Gigolo
0
gabe h coud
(13.01.22)
shaun of the dead ve diğer simon pegg filmleri de çok komik.

@gabe onların çoğu komedi filmi değil. janrlarının içinde komedi var ama saf komedi değil çoğu.
0
bohr atom modeli
(13.01.22)
shaun of the dead / hot fuzz demeye gelmiştim. herkes demiş zaten. gidiyorum ^^
0
aguen
(13.01.22)
hep aynı filmi öneriyorum ama:

Spy.
0
Hallegadola
(13.01.22)
Pardon
Dr. Strangelove
Ah Mary Vah Mary
3 Idiots
0
duster
(13.01.22)
Orijinal pink panther+1, afedersiniz anıra anıra gülüyorum
The mask (1)'de ve Blues Brothers'da da çok gülmüştüm
ZaZ ekibi +1
0
SiyamkedisiZorro
(13.01.22)
alabamaclarence
(19.01.22)
(11)

Bütün domatesi tek hareketle küp küp doğramaca

ananiyimioguz
Tek hareket olması şart değil 2 olur 3 olur sizi mi kıracağım. Yeter ki fazla olmasın. Domates de olmak zorunda değil.Domates seçmemden sebep, daha narin olması. Yani aradığım şey biraz hassas olmalı. Manuel veya otomatik çalışabilir sorun değil.Mesela bu tarz işler için akla ilk olarak yılların paz
Tek hareket olması şart değil 2 olur 3 olur sizi mi kıracağım. Yeter ki fazla olmasın. Domates de olmak zorunda değil.

Domates seçmemden sebep, daha narin olması. Yani aradığım şey biraz hassas olmalı. Manuel veya otomatik çalışabilir sorun değil.

Mesela bu tarz işler için akla ilk olarak yılların pazarlama harikası nicer dicer geliyor fakat o veya onun gibi ürünler, ufak kare kare bıçak taksanız dahi tek eksende kesiyor. Yani bir dörtgenlik mevzubahis ama koyduğunuz malzemenin yüksekliği kadar kesebiliyor. O yüzden boyunu kısaltmanız lazım yerleştirmeden önce birkaç kere.

Ben üşengeçlikte çığır açmak istiyorum.

Samuray filmlerindeki gibi kareli bıçakları hızlıca bir yataydan bir dikeyden indiren bir alet yok mu malzemeyi tam küp küp yapsın? domates, patates, soğan, sarımsak fark etmez, içinden geçsin?

Elektrikli doğrama cihazlarına baktım, onlar da satır satır, dilim dilim doğruyor. Misal: Moulinex DJ90. Önceden kesmek gerekiyor yine. Kesmek istesem zaten kesiyorum elimle. Sanayi tipi patates dilimleyicilere baktım, onlar da yine tek eksen. Çubuk çubuk yapıyor.
0
ananiyimioguz
(10.01.22)
boyle cihazlar var: youtu.be

bence daha basit elektriksiz yapilabilir bunlar, var midir bilmem kesin vardir ama denk gelmedim hic.
0
robokot
(10.01.22)
productimages.hepsiburada.net

şundan iki tane almak.
birine şerit kesiciyi, ötekine küp küp kesiciyi takmak.
önce şerit kesiciye koyup taaak ilk hamlede sadece dilimlemek.
sonra dilimleri alıp öteki alete yan yatırıp koyarak taak ikinci hamlede al sana küp küp.
0
kibritsuyu
(10.01.22)
@robokot, çok mantıklıymış sevdim aletin çalışma yapısını fakat yumuşak şeylerde sıkıntı çıkarmasın? Bir de bütün atmak zor sanırım, yine dilimlemek gerekiyor.

Yine de bu tarz aletlerin linkini atan olursa sevinirim ülkemizde.

@kibritsuyu, iyi hoş da yuvarlak bir cismi doğradıktan sonra şeklini muhafaza ederek yan çevirip tekrar kesmek her babayiğidin harcı değil bence :D
0
🌸ananiyimioguz
(10.01.22)
işte onun için de şu kitchenaid'in elektrikli cihazındaki gibi böyle sebzeyi kalıp halinde tutacak bir boru, bir çerçeve falan olması lazım.

alet çok iyiymiş. x ve y eksenini kare bıçak keserken, z eksenini de egzantrik bıçak döne döne kesiyor. ama yine de anlamadım. o sebzeyi kare bıçaktan aşağıya doğru iten kuvvet ne? yani dönen bıçak yatayda bir dilim kestikten sonra, kesilen o bir dilim hangi kuvvetle kare bıçağın içinden geçiyor, kadın yukarıdan da pek basmıyor. o patatesin kare dilimlenmesi için kare bıçakların da x ve y ekseni doğrultusunda ileri geri falan hareket ediyor olması lazım sanki.

dediğim gibi tam anlamadım ama hangi cihazı kullanırsan kullan, üstten bastırmak icap ettiği için domates gibi yumuşaklarda sorun çıkarır. böyle nicer dicer gibi tek hamlede tak diye jülyen hale bile getiremezsin ki yumuşağı. illa ezilir.
0
kibritsuyu
(10.01.22)
@kibritsuyu, bastırıyor canım bastırmaz olur mu. Yoksa dediğin gibi kareli bıçakların olduğu yere düşmeden yanlara kaçabilir. Ama bıçak keskinse kaçmaya da bilir sanki ya?

Ezilme konusu için de; yine bıçaklar çok keskinse ezilmez bence.
0
🌸ananiyimioguz
(10.01.22)
yani kadın dönen bıçağı hiç çalıştırmasa, o patatesin parmak parmak alt hazneye geçmesi lazım değil mi? zart diye kolaylıkla geçiveriyor. sırf bastırmayla olsa çalışmadan bastırınca da parmak parmak geçer gider. dönen bıcağın, bir yandan keserken, bir yandan da aşağıya iteleme gibi bir fonksiyonu olmalı. kadının bastırma kuvveti sadece sebzeyi besleyebilmek için, bıçaktan geçirebilmek için değil.
0
kibritsuyu
(10.01.22)
Tchibodan salata yapma makinesi almıştım. Küp küp doğrıyo herşeyi. Yumuşak domateste biraz sıkıntılı ama çok başarılı bulduğum basit ve kullanışlı bişiydi
0
photo85
(10.01.22)
Not : makine dediysem nicer dicerımsı bişi
0
photo85
(10.01.22)
Var Tabiki

www.youtube.com

ama bu makine TR de 24.000TL www.cafemarkt.com

Diğerleri ve pek çoğunu da aşağıdaki gibi bulursun ama mutfak türleri yumuşak meyve sebze de senin dediğin gibi çok da iyi çalışmayabilir. Yukarıdakinin bir bıçağı 2.000TL

www.alibaba.com

www.youtube.com
0
yeninesiltupcu
(11.01.22)
bak dönen bıçak spiral. yani dilimi kesip altına aldıktan sonra spiral yapısıyla tepesinden bastırıp kare bıçaktan geçiriyor. yani dikey kesme için gereken kuvvet bastırma ile oluşmuyor.
0
kibritsuyu
(12.01.22)
@photo85; tchibo'nun salata makinesi nasıl bir şey?
0
SiyamkedisiZorro
(12.01.22)
(7)

insanlarla zayıflıklarını paylaşmak

denizzz
bu konuda bir yaklaşım zayıf taraflarınızı paylaşmanızın sizi rahatlatacağını, aynı zamanda bu konudaki yükten kurtulmanızı sağlayacağını söylüyor. ama bunun sizi ekstra strese sokacağını söyleyenler de var, mesela demin ekşi sözlükte şu cümleye rastgeldim: "insanları, kısa süre önce karşılaşılan ön
bu konuda bir yaklaşım zayıf taraflarınızı paylaşmanızın sizi rahatlatacağını, aynı zamanda bu konudaki yükten kurtulmanızı sağlayacağını söylüyor. ama bunun sizi ekstra strese sokacağını söyleyenler de var, mesela demin ekşi sözlükte şu cümleye rastgeldim: "insanları, kısa süre önce karşılaşılan önemli bir belânın kendilerine anlatılması ya da herhangi bir kişisel zayıflığın açıkça söylenmesi kadar keyiflendiren çok az şey vardır."

siz ne düşünüyorsunuz bu konuda? benim kendimce çözümüm zayıflıklarımı paylaşmak ama belli sınırlarda, her konuya girmiyorum.
0
denizzz
(10.01.22)
Karşı tarafın nasıl biri olduğu, bunların kime anlatıldığı önemli burada. Gün geldiğinde önemli konuların paylaşıldığı biri düşman olursa işler değişir.

Normal zamanlarda kişinin kendisi hakkında bu tür şeyleri paylaşmasını doğru bulmuyorum. Karşılıklı güvene bağlı şeylerdir ne de olsa.

Yine zayıflığını paylaşan kişilerin sarfettiği cümleler iyi anliz edilirse bunların temelinde intihar hissi bile yatabilir.
0
Erva
(10.01.22)
Kiminle, ne kadarı...

En değişmez kural: işyeri arkadaşlarınızla zayıflıklarınızı asla ama asla paylaşmayın.
İkinci kural: bir şekilde rakip olabileceğiniz insanlarla (kariyer ya da romantik ilişkiler) zayıflıklarınızı asla paylaşmayın.
Üçüncü kural: ailenizle bile kritik zayıflıklarınızı paylaşmayın.

Kritik zayıflıklarınızı ancak anonim kalabileceğiniz mecralarda paylaşabilirsiniz. Ya da psikoloğunuzla. Bunlar haricinde dağa taşa bağırın da kimseye söylemeyin.
0
SiyamkedisiZorro
(10.01.22)
sizi seven insanlarla paylasin. bu eksikleriniz konusunda destek olabilirler?
0
buenosdias
(10.01.22)
paylasmama karari aldim,
daha gecen basima geldi, bir arkadasimin(!) derdi vardi, üzmüsler bunu, bende bak biri benim konusmama söyle demisti, ben de böyle cevap verdim diye buna gaz vermistim.
sonra isteki bir problem, -tartisma bile degil- yanlis yapmissin diye anlattim, senin a'larin acik diye tak yüzüme söyledi, konuyla alakasi da yok, üstelik ona ben söyledim. sirf üste cikmak icin aklinca beni ezikledi.
bunu söyleyenin dislerinde problem var, sesleri düzgün cikaramiyor üstüne hatayli arap sivesi ile konusuyor.
ben de varoslukta sinir tanimayan bir insan olarak agzinin payini verdim ama dersimi aldim.

zaten paylasan biri degilim ama bu tür seylerde anlatirdim, onu da biraktim, zaten piskologlar var giderim onlarla paylasirim.
0
Coma
(10.01.22)
Mumkun olduğunca paylasmamak, hatta hicbir zayifligini baskalatiyla paylasmamak gerektigini siddetle savunuyorum. Anlatmanin anlik bir rahatlatici etkisi olabilir ama bunun yaninda bir suru zarari olur. Uzun uzun yazamadım şimdi bunları. Zayifliginizi, hangi konuda olursa olsun herhangi bir zayifliginizi anlatmayin dillendirmeyin icinizde tutun derim. Cok anlatmak istiyorsanız icinizde tutamiyorsaniz da - ki anlatmak da ister insan - boyle seyleri "karsilikli" paylastiginiz cok yakin dostunuz olan insanla sinirli tutun derim.
0
stavro
(10.01.22)
paylaşmamak daha iyi bence. kendi tecrübelerim ve gözlemim bu yönde.
0
dafuq
(10.01.22)
insanların zayıflıklarını bu denli gizlemesinden ötürü hasta olduklarını ve kalplerinin kabukla kaplandığını düşünüyorum. herkes çok güçlü, herkes mükemmel olduğu için kimse gerçek yumuşak benliğini göstermeye cesaret edemiyor.

ancak tabii ki yeni tanıştığınız kişiye de hayatta en utandığınız anları, sırlarınızı anlatmayın. ufak sızıntılarla başlamalı belki. karşıdaki de kalbini yumuşatırsa zamanla kanımca daha sağlıklı bir iletişim kuruluyor.

benim düsturum şu: eğer zayıflığından utanıyorsan ve anlatmak kötü hissettirecekse anlatma. zayıflığını aştıysan, katkı sağlayacaksa anlat.

umarım içten insanlarla karşılaşırız.

ps: işyeri, komşu, akraba konu dışı :)
0
durme
(10.01.22)
(16)

Nazara inanmak

dissendium
Nazara inanır mısınız? Ben bazen inanıyorum. Örnek olarak kız arkadaşımla Instagram'da fotoğraf paylaşınca sonrasında kavga edebiliyoruz bazen. Bilimsellik konusuna hiç girmeden soruyorum bunu. Bilimsel bir şey olmadığının farkındayım. Zaten mühendisim. Bilimin ne olduğunu biliyorum. Ben sadece inan
Nazara inanır mısınız? Ben bazen inanıyorum. Örnek olarak kız arkadaşımla Instagram'da fotoğraf paylaşınca sonrasında kavga edebiliyoruz bazen. Bilimsellik konusuna hiç girmeden soruyorum bunu. Bilimsel bir şey olmadığının farkındayım. Zaten mühendisim. Bilimin ne olduğunu biliyorum. Ben sadece inanıp inanmadığınızı, başınıza gelen olayları bu şekilde açıklayıp açıklamadığınızı soruyorum.
0
dissendium
(09.01.22)
Bilimsellik konusuna girmeden soramazsin bence bunu :)

Hayır inanmıyorum çünkü BİLİM

encrypted-tbn0.gstatic.com
0
abuzer
(09.01.22)
İnanmıyorum. Çok saçma çünkü.
0
himmet dayi
(09.01.22)
Umut sarıkaya’yı çok seviyorum ama nazara inanıyorum, göz kalmasına da. Birkaç arkadaşım var maşallah dediği üç gün yaşamıyor, hatta bir tanıdığım var birkaç adam öldürmüşlüğü, kaza yaptırmışlığı ve pahalı Çekoslovak yemek takımlarını kırmışlığı var.
0
Hallegadola
(09.01.22)
enerjiye inanıyorum ben/
0
aeroknight
(09.01.22)
Yanlışlanması mümkün olmayan hiçbir şeye inanmıyorum. Nazar, astroloji, din, büyü, enerji, karma vs.
0
signore
(09.01.22)
Hayır. Nazara inanan insanlar kendini çok fazla önemseyen insanlar oluyor bence. Komiğime gidiyor açıkçası. Kimse kimseyi o kadar umursamıyor.
0
pembe mezarlık
(09.01.22)
enerjiye inanıyorum.

ayrıca maşallah dediği üç gün yaşamayan birkaç kişi de tanıyorum. +1
0
blatta hiberna
(09.01.22)
Ben sizi görsem ''aa ne kadar yakışmışlar'' desem, kesin ayrılırdınız hahaha. Ev arkadaşım Erasmus öğrencisi, kız okurken, erkek arkadaşı da remote çalışacaktı. Onları gördüğüm de aynen böyle ''ay ne tatlılar, yakışıyorlar'' dedim, hatta buraya konu açtım.

3 hafta sonra da ev arkadaşımın erkek arkadaşını aldatmasıyla ilgili duyuru açtım:) Nazarım değmiş olabilir.

edit:@Blatta'nın tanıdığı benim galiba
0
barguzhale
(09.01.22)
nazar değil;

bilinçaltından gelen minik göstergelerin insanlar üzerindeki etkisi
self sabotage
algıda seçicilik
gibi konular üzerine düşünmek yerine daha az efor sarfetmek, kolaya kaçmak ve nihai olarak, bu ne bilimsizlik sonucu nazar denen sonuca tüme varmak,

diyorum.
0
gabe h coud
(09.01.22)
Signore +1 milyon
0
Phoebe
(09.01.22)
Enerji madde değil mi? Maddeyle açıklanamaz mı? İnsanların bir olaya gönderdiği enerji türüne göre olay etkilenemez mi? Konuşurken ses dalgası vs diyoruz da neden duygularımızla enerji yaydığımız durumu saçma oluyor? Bana bilimsel geliyor ve çok da mantıklı.
0
damba
(09.01.22)
Signore +1 ben böyle şeylerden bahsedenlerden ışık hızıyla soğuyorum ya.
0
jazzabel
(09.01.22)
Nazara inanmıyorum ama “güzel bir şeyi anlatınca gerçekleşme olasılığının düşmesi” diye gibi şeyler var:)) muhtemelen insanın farklı şeylere dikkat etmesi, değişkenlerin değişmesi vs etkilidir…
0
her giriste sifresini unutan adam
(10.01.22)
Nazara inanıyorum. Bazılarının ilaveten (ve kasıtlı) nazar ettiğine de çok inanıyorum.
0
SiyamkedisiZorro
(10.01.22)
nazar, fal, burçlar, enerji, aura, din vb. hiçbirine inanmıyorum. çünkü hepsi aşırı saçma geliyor.
0
ceylinf
(10.01.22)
inaniyorum ya,
üniversitede bir kiz vardi güzel dedigi herseyim söküldü.
0
Coma
(10.01.22)
(8)

yöneticiliği geliştirmek

kondansator
yıl sonu değerlendirme görüşmesinde patronlardan şöyle bir yorum geldi:"teknik açıdan iyi olabilirsin evet ama yöneticiliğini geliştirmemiz, o yönde seni ileriye taşımamız lazım"bu konuda nasıl bir adım atmak gerekiyor, bu yönü nasıl geliştirebilirim sizce?
yıl sonu değerlendirme görüşmesinde patronlardan şöyle bir yorum geldi:
"teknik açıdan iyi olabilirsin evet ama yöneticiliğini geliştirmemiz, o yönde seni ileriye taşımamız lazım"

bu konuda nasıl bir adım atmak gerekiyor, bu yönü nasıl geliştirebilirim sizce?
0
kondansator
(09.01.22)
Daha detaylı bir geribilidirim daha faydalı olabilirdi. Yani, zaman yönetimi, ekip yönetimi, müşteri/paydaş yönetimi, iş geliştirme, iş takibi, dokümantasyon, bildirim, raporlama vs bir çok alan var. Biraz daha detay ve somut örnekler isteyebilirsiniz. Böylece kendinize daha iyi bir yol çizebilirsiniz.
0
vampir akrep
(09.01.22)
Ekip yönetimi aslında
0
🌸kondansator
(09.01.22)
şu kitabı okuman faydalı olur www.nadirkitap.com
0
lupelius
(09.01.22)
Kitap tavsiyelerim;
Dale carnegie - How to win friends and influence people

Jocko willink - extreme ownership
0
logisticsmanager
(09.01.22)
hiç o toplara kendi başına girme. yani, öneri verme.

liderlik eğitimi istiyorum de. insan kaynakları sana uygun bir program bulsun. kurumsal bir şirket ise zaten yöneticiler için programlar vardır. değilse de dış kaynak kurumlar var.

bir yerden başla, kendini danışmanların yardımıyla keşfettikçe nerede destek almak istediğin şekillenir.
0
gabe h coud
(10.01.22)
"Liderlik eğitimi istiyorum" deyin.

Bir de liderlik pratik yapa yapa öğrenilecek bir şey. ama sadece şunu kasdetmiyorum; müdür ol pratik yaparsanız gelişir. Örneğin bir takım aktivitesinde de yöneticiliğinizi geliştirebilirsiniz. Burada takipçilik, takım arkadaşlarıyla iletişim önemli. Çoğunlukla "liderlik" dendiğinde yöneticilerin kıstası "ben bir iş verdiğimde beni karıştırmadan işi çözebiliyor mu?"
0
SiyamkedisiZorro
(10.01.22)
bir işin uzmanlığı ile yöneticiliği çok farklı iki iş. Mesela bir işte başarılı bir adam, iyi bir yönetici olmayabilir. Ama işte ortalama bir adam, çok iyi yönetici olabiliyor.

Atıyorum senior bir mühendisin işi verilen görevi, verilen zamanda eksiksiz şekilde tamamlamak. Bunun için de o işle ilgili uzmanlığı önemli.

Ama bir yönetici işi tamamlamakla uğraşmaz. İşin tamamlanması için takımı organize eder.

Futbol gibi düşün, iyi bir forvet olmakla, iyi bir teknik direktör olmak çok farklı işler. Teknik direktör sahada gol kovalamaz. Kovalayamaz da.
Ama o forvetin iyi oynaması için gereken ortamı hazırlaması lazım. Bunun için takımla iletişim, takımın motivasyonunun sağlanması, kriz yönetimi, takımın üst yönetimiyle ilişkiler, futbolcuların eğitimi, kendilerini geliştirmeleri için gereken imkanların sağlanması, izinleri, takımdaki adalet duygusu, doğru adamın doğru yerde kullanılması, o adamın yedek bile olsa görevden mutlu olması gibi gibi işlerle uğraşır.

Şöyle bir laf vardır, işinde iyi bir adamınızı yöneticiliğe terfi ettirdiğinizde, sadee işinde iyi bir adamınızı kaybetmiş olursunuz. Bu kısmen doğru:)

Yöneticilikle ilgili sıfırdan öğrenmeniz gereken çok şey vardır böyle bir işte çalışmadıysanız daha önce. O yüzden eğitim isteyin.

Bunula ilgili öğrenebileceğiniz bazı teknikler var. Ama bazı şeyler de doğuştan gelen kişisel özellikler, bu konuda da kendinizi iyi ve objektif değerlendirin.

Mesela dinleme becerisi öğrenilebilecek bir şey değil. bunu siz ölçeceksiniz, bu konuda eksiğinizi görecek ve değerlendireceksiniz.
0
anten
(10.01.22)
yöneticinden bir iş için sorumluluk iste
o projenin sorumlusu sen ol
en iyi böyle gelişir

ne yapman gerekiyor
-başkasına iş yaptırmak
-iletişim: laf sokmadan fazla kibar olmadan
-işin içinde olmak ama işi kontrol edecek kadar da kendine zaman kalması
-kendini geliştirmek için zaman ayırmak
-toplantıyı yönetmek: öncesinde gündemin belli olması
-çalışan fikirlerini, önerilerini almak
0
bir soru sorcam
(10.01.22)
(6)

R harfini söyleyemememek ve Dil Terapisi

alaimisema
Selamlar herkese. Yeğenim 5 yaşında. R harfini söyleyemiyor. Biz buna takılmadık. Daha ufak düzelir ya da düzelmese ne olacak ki dedik fakat kendisi kafaya takmaya başladı. Kendi isminde R geçtiği için adını sorana söylemiyor falan. Bunun gibi bir durum yaşayan oldu mu hiç? Dil terapistleri işe yarı
Selamlar herkese. Yeğenim 5 yaşında. R harfini söyleyemiyor. Biz buna takılmadık. Daha ufak düzelir ya da düzelmese ne olacak ki dedik fakat kendisi kafaya takmaya başladı. Kendi isminde R geçtiği için adını sorana söylemiyor falan. Bunun gibi bir durum yaşayan oldu mu hiç? Dil terapistleri işe yarıyor mu bu konuda?

İzmir içinde önerebileceğiniz var mı?
0
alaimisema
(06.01.22)
çok önerebileceğim bir şey yok. lakin kendimden biliyorum, iki çeşit r söyleyememe durumu var. r harfini y olarak telaffuz ediyorsa, hani "ayabanın tekeylekleyi" falan diyorsa bu çocuk dili. özel bir terapiye bile gerek yok, zamanla düzelecektir. ben de ilkokul 2 veya 3'e kadar y olarak telaffuz ettim, sonra düzeldi. oğlum da öyle. 5 yaşındayken hala ayabanın tekeyleği diyordu, o da şimdi düzeldi.

ama ğ veya v gibi telaffuz ediyorsa bu pek düzelmiyor, beyazıt öztürk gibi, aziz yıldırım gibi. küçük yaşta dil terapisi ile biraz yol alınabilir belki.

"baybayoş mu şenin adın guci guci" falan yapmasın kimse yeter şimdilik.
0
kibritsuyu
(06.01.22)
evet, düzeltilebilir.
36 yıldır r'leri tam söyleyemeyen biriyim. arada çıkıyor o ses, arada belli kelimelerde çıkmıyor, çıkamıyor.
dil terapisti arkadaşım basit teknikler vermişti ve bi kaç ay içinde düzeltilebileceğini söylemişti (benim vakamdan bahsetti, her vaka öyle olmaz sanırım); ben de olayın biraz diş-çene yapımdan olduğunu, artık alıştığımı, r'leri iskoçlar/seda sayan gibi bastırma gereği duymadığımı söylemiştim. hala özellikle soyismimi söylerken yanlış anlaşıldığım olur.
0
barankovan
(06.01.22)
Dil ve konuşma terapisi bölümü olan üniversiteler var, bunların uygulama merkezleri de oluyor diye biliyorum. Mesela Anadolu Üniversitesinde vardı. dilkom.anadolu.edu.tr

İzmir'de Bakırçay Üniversitesinde ve Tınaztepe Üniversitesinde bölüm varmış, uygulama merkezleri var mı diye sorabilirsiniz belki.
0
kobuzchu kiz
(06.01.22)
Bende de ufaktan var. Aziz yıldırım örneğindeki gibi çok belirgin olmasa da bazı kelimelerde ğ-v arası çıkıyor bazen. Ama çoğu insan fark edilmiyor diyor. Çocukken daha belirgindi zamanla azaldı. Hiç bu konuyla ilgili bi çalışma denemedim. Belki düzelirdi ama ihtiyaç duymadım. Tabii çocukken taktıysa ona anlatamazsınız. Yaşı da küçük ama arkadaşları falan bişey dediyse takılmıştır.

Çevresinde en azından yetişkinleri uyarmak lazım bu konuyla ilgili şaka, yorum, sevgi gösterisi bile kafaya takmasına neden olur. Ayğan mı iççen sen bakim falan gibi "sevimlilik" deneyen olursa dert büyür:)
0
anten
(06.01.22)
Büyük kızım kibritsuyu'nun dediği gibi r'leri "y" olarak söylüyordu, 5 yaş gibi kendiliğinden düzeldi. Küçük r'leri "ğ" olarak telaffuz ediyordu 5 yaşında hiçbir gelişme görmeyince konuşma terapistine götürmeye başladık. Tesadüftür onun da adının baş harfi R. Bu terapiler sırasında ev ödevleri veriyorlar. Yani haftada bir götürüp düzelmesini beklemiyorsunuz. Ebeveynleri olarak çocuğu düzenli çalıştırdık(hatta biz anaokulu öğretmenini de konuya dahil etmiştik) Böyle böyle belli dil kası egzersizleri ile dili açıyorsunuz. Fiziki bir sorunu yoksa (dil altındaki perdenin çok önde olması gibi) bu iş çözülüyor. Bizimki 6 ayda çözüldü çok şükür.
Bir de o sıralar aşağıdaki üründen almıştık. İstanbul'da olsanız benimkini size vereyim diyeceğim. Ama aklınızda olsun.
duyumarket.com.tr
Edit: gramer filan.
0
SiyamkedisiZorro
(06.01.22)
dil terapistleri işe yarar ve çocuğa r'leri bastıra bastıra konuşma çalışmaları yaptırarak r'leri daha belirgin hale getirmeye çalışabilirsiniz gidene kadar.

benim zamanında ortodonti tedavisi yüzünden s'lerim tıslamaya başlamıştı, konuşma terapisti çözdü olayı. r harfi de çözülür bence. yapısal olarak farklılık varsa dahi çalışmalarla fark edilmeyecek seviyeye bence getirilir.


ve diksiyon derslerinde de r çalışırken r tekerlemeleri üzerinden gidilir. çocuğa r'li tekerleme öğretin yine dil terapistine gidene kadar.
0
durme
(06.01.22)
(8)

yapılan yemeği beğenmeyince nasıl davranıyorsunuz?

erenderk
yemeye devam ediyor musunuz? yoksa bırakıyor musunuz? bıraksanız da güzel şeyler söyler misiniz?anneannemlere gittik. üzümlü pirinçli bi börek yapmış. misafir gelince düğün olunca falan yapılan bi şeymiş normalde. özenmiş yani. ama hiç sevmedim. o kadar uğraşmış diye zorladım kendimi yedim ve güzel
yemeye devam ediyor musunuz? yoksa bırakıyor musunuz? bıraksanız da güzel şeyler söyler misiniz?

anneannemlere gittik. üzümlü pirinçli bi börek yapmış. misafir gelince düğün olunca falan yapılan bi şeymiş normalde. özenmiş yani. ama hiç sevmedim. o kadar uğraşmış diye zorladım kendimi yedim ve güzel şeyler de söyledim. aslında sorsalar "yemem ya nolacak, sevmeyebilirim, çok normal" vs artist artist konuşurdum. ama meğerse öyle diyemiyormuşum.
0
erenderk
(01.01.22)
Bırakırım hemen. Midemden, psikolojimden daha önemli değil. Ama bu demek değil ki kötü olmuş, iğrenç diyeyim. Gelmeden önce yemek yemiştim, yeterli geldi deyip ya da midem rahatsız deyip bırakmakta bir sorun yok bence.
0
dissendium
(01.01.22)
illa söylemek istiyorsan ertesi günü bekleyip söylersin

çünkü o da senin gelişin hakkındaki fikirlerini söyleyebilir. belki o da seni beğenmedi kendi evinde ama hoşgeldin falan diyor.

sevmiyorum lan seni gelme bir daha bu eve hıyar!

da diyebilir sana ama demiyor. yemek yapıyor.

herşeyin bir adabı var.
0
bebekbebesi
(01.01.22)
Bana lütufen yapılan bir yemekse söylemem beğenmediğimi, mümkünse bitirmeye çalışırım. Baktım yiyebilecek gibi değilim, sağlık diyet ya da aç olmama gibi bahaneler ararım.

Birine yemek yapmak benim için değerli bir hareket, o yüzden ayıp etmek olur diye düşünüyorum.
0
Bruce
(01.01.22)
Vallahi hep yemeğe maruz kalacaksam direkt doktor bu ne, insan yiyecek bunu insan derim. Ama bir kerelik oradaysam ağız tadıma uymadı eminim seveni vardır deyip bırakırım. Bahane bulmam.
0
velvetmorning
(01.01.22)
Bende sizin gibi özel olarak yapildiysa begenmeesemde eline sağlık vs der yerim diğer türlüsü ayıp olur
0
all girls dream
(01.01.22)
Valla ben yemeği tadına göre yeme olayını unide bıraktım, birakmasaydim hep aç kalırdım. Dolayısıyla benim için yemek yemektir. Tadını sevsem de yerim sevmesem de.
0
j r r tolkien hayrani
(02.01.22)
Valla ben sırf ayıp olmasın diye değil, ziyan da olmasın diye bitirme veya en azından yiyebileceğimin en fazlasını yeme eğilimindeyimdir. Bu böreği ben de sevmezdim herhalde, üzüm varmış. Tahminim kuş üzümü olduğu. Ne zaman bunu içeren bir yemek olsa üzümlerini ayıklarım. Bu durumda da böyle yapardım şahsen. Ki benim aile çevresi bunu bilir, önermezler bile.
0
d max
(03.01.22)
Yiyebileceğim kadarını yiyip bir bahaneyle bir kısmını bırakabilirim. Yüzüne "peh olmamış bu" denmez. Emeğe saygı. Kimse yokken de "senin bir x yemeğin vardı, bak o (daha/süper) güzel, bir dahakine ondan isterim" derdim. Büyükannelere artistlik yapılmaz.
0
SiyamkedisiZorro
(03.01.22)
(20)

Arkadaşlık ilişkileri sorusu

abuzer
Diyelim ki iş yerine giderken arabanizla goturdugunuz karşı cins bir iş arkadasiniz var. Hatta yani arkadaslarinizdan kim denk gelirse birlikte gidip geliyorsunuz. Sonra bu karşı cins arkadasinizin bir sevgilisi oluyor (sonra nisanlaniyor) ve sevgilisi kiskandigi için artık sizin ve diğer iş arkadas
Diyelim ki iş yerine giderken arabanizla goturdugunuz karşı cins bir iş arkadasiniz var. Hatta yani arkadaslarinizdan kim denk gelirse birlikte gidip geliyorsunuz. Sonra bu karşı cins arkadasinizin bir sevgilisi oluyor (sonra nisanlaniyor) ve sevgilisi kiskandigi için artık sizin ve diğer iş arkadaslarinin arabasina binmiyor. Yürüyor iş yerine. İş yeri de 15 dk yürüme mesafesinde. Ayrıca arabaya binmemekle kalmayip karşı cins arkadaslariyla iletisimi de minimuma indiriyor. Bu kisinin yaşı da 27-28.

Ek olarak iş yerinde de bencil bir tip. zaman zaman yakindiginiz bencil davranislari var.

Gel zaman git zaman sevgilisinden ayrılıyor ve iş yerine gitmek için sizi arayip "kaçta cikiyorsun?" gibi bir soru soruyor. Bu durumda tavriniz ne olur?
0
abuzer
(01.01.22)
Almam.
0
himmet dayi
(01.01.22)
Ne kadar sevdiğime göre değişir. Genelde bu tip davranışları pek umursamam ama almayana da alndemem.
Coknsinir bozucu bir tavır. sopa atılsa müdahale etmem
0
kisa
(01.01.22)
Almam ve nedenini açıkça söylerim. Kişiliğine göre laf sokarak dalga geçerek söylerim ya da ciddi ciddi açıklarım. Bi şekilde söylemeden duramam, öyle bahane üretmeye falan gerek yok, alma ve direkt söyle.
0
Bruce
(01.01.22)
@bruce, bunu ben yasamadim. Ama yasasaydim o kisiyi asla tekrar arabama almayacagimi, karaktersizce davrandigini belirtecegimi soyledim. Bunu yasayan kisilerden birinden "sinirlarimin çok keskin oldugu" şeklinde yorum aldim.

O yüzden diger insanlar ne düşünüyor merak ettim
0
🌸abuzer
(01.01.22)
Erkek arkadaşına saygı duymuş, ne var bunda? Yukarıda olumsuz yorum düşünenler şunu düşünmüş muhtemelen, ''ben sapık mıyım, bana güvenmiyor mu''.

Beni iş çıkışı bekar, evli iş arkadaşlarım bırakırdı. Güvendiğim insanlardı, eşleri de beni bilirdi ama bir süre sonra bu insanlar farklı tekliflerde bulunmaya başladılar. Herkes böyle değildir ama erkek arkadaşıyla tartışmak istememiştir.
0
geçerkenugradım
(01.01.22)
Yahu çok keskin olucak tabii, manitası istemiyor diye 15 dk araba yolculuğunu bile kesen karaktersize keskin yaklaşmayıp napıcan.
0
Bruce
(01.01.22)
Sınırların keskin olabilir ne var ki bunda?
0
kisa
(01.01.22)
Ters yapmam bahane uydururum işim var farklı bir yere uğrayacağım şeklinde kesinlikle almam iş yerinde pas vermem
0
shredd
(01.01.22)
@gecerken, soylediklerine katilmamakla birlikte; o zaman sevgilisinden ayrilinca da donmeyecek o arabaya? Yurumeye devam etsin. Belediye otobüsü mu bu? İstediginde binicen, istemediginde selam vermicen
0
🌸abuzer
(01.01.22)
Almam. Sevgilisi kıskanç olabilir, kız dedikodu çıkarabilir. Bunlar işyerinde problem çıkarır işinden olursun. Bi bahane bulup kızı sepetlemek gerekir
0
komando kani var bende
(01.01.22)
@geçerkenugradım

Yoo ''ben sapık mıyım, bana güvenmiyor mu'' diye düşünmekle alakası yok. Aramızdaki arkadaşlığı sevgilisi istemiyor diye rahatça bitirme noktasına geliyorsa toplu ulaşımı kullanmaya devam edebilir. Sevgilisi istemiyor diye arabama binmemesi bir derece kabul edilebilir ama hiçbir şey yokmuş gibi "yarın kaçta çıkıyorsun" derse cevap bile vermem.
0
himmet dayi
(01.01.22)
Neden soruyorsun?

- beni de alsana diyecektim, keh keh.

Alamıyorum kusura bakma.
0
gabe h coud
(01.01.22)
alırım, hatta derim ki "yeni sevgili yapınca arabayı sen sür ben yürüyerek gidip gelirim." gerçek kerizlik ay pardon arkadaşlık bunu gerektirir.
0
erenderk
(01.01.22)
Birlikte olduğum kişi istedi diye, eğer ilişkiye değer veriyorsam bazı şeyleri yapabilirim. Bu yaptığım şeyin kabalık olduğu gerçeğini değiştirmez, çünkü birlikte olduğum kişiye bunu anlatıp bana hak vermesini beklemek ya da yapamayacaksa kendi yoluna gitmesini izlemek yerine başka biriyle olan ilişkimi kesmeyi ben seçmişimdir. Ne var ki eğer bir şeyleri göze alıp yaptıysam ve sonra da o ilişkim biterse hiçbir şey olmamış gibi davranamam. Karakter paket halindedir. Bunu yapan, atıyorum kendisi zor durumda kalmamak için beni hedefe de koyar yeri gelir.

Kişi sizle olan ilişkisini kendi hür iradesiyle bitirmiş. Hiçbir şey için çaba harcamadan ne zaman çıkıyorsun diye sorması beni hepten soğuturdu bu kişiye karşı. Ben kendi adıma kaçta çıkıyorsam söyler, beni alır mısın diye sorarsa "ciddi misin?" yazar bırakırdım. Diretecek kadar da yüzsüzse kafa rahatlığını sevdiğimi söyler, bu kadar karmaşık işlere gelemediğimi belirtip bitirirdim konuşmayı.
0
akhenaten
(01.01.22)
bu kızın yerine aynı şeyi bir erkek aynı şeyi yapsa sevgilisi istemiyor diye senin araca binmeyi bıraksa. daha sonra tekrar binmek istese bu soruyu sorar mıydın? bence senin yerinde olan çoğu erkek bu durumu normal karşılardı.
0
kelepir
(01.01.22)
@kelepir, erkek değilim ama hemcinsim uzerinden dusuneyim. Hemcinsim, sevgilisi istemedigi için arabama binmiyosa o daha da cehennemin dibine gidebilir. Karakteri oturmamis insanlarla iletişim sürdürmek istemem, ki bu iletisimin de ötesinde bir "hizmet" :)
0
🌸abuzer
(01.01.22)
bir kere arabayla yolculuğu iyilik olarak yapıyorsunuz, bi bekletiniz yok?

bi insan bekarken farklı, ilişkideyken-evliyken farklı davranabilir
nakliyat ve muhabbet farklı konular
eskiden karşı cins arkadaşlarıyla sadece iş konuşuyorsa, flört yoksa yine tutarlı

yani burada seni taşıdım bana sadakat göstermelisin, ömrün boyunca x turizmi tercih edeceksin tribi yanlış

tabi bu davranış değişimininin çok tutarlı olduğu söylenemez ve yazdığın gibiyse uslubu da hoş değil
0
bir soru sorcam
(01.01.22)
"Ayrıca arabaya binmemekle kalmayip karşı cins arkadaslariyla iletisimi de minimuma indiriyor. Bu kisinin yaşı da 27-28."

bunu yapmasa belki yine alırdım fakat böyle bir davranıştan sonra. kaçta çıkıyorsuna çıktığım saati cevap olarak atardım beni alır mısın derse de kusura bakma derdim.
0
belkider
(02.01.22)
ciktigim saati söylerdim,
beni de birakir misin falan derse,
sevgilim olsun olmasin, sevgilim kiskaniyor kusura bakma derdim.
0
wishmaythşngs
(02.01.22)
Sevgilisiyle arası bozulmasın diye arabama binmiyorsa bana bir zahmet bunu efendice anlatsın. Diyeceğim tek şey "hayırlısı olsun"dur. Ama onun ötesinde iletişimini minimuma indirmişse, bencilse bence bu durumu değiştirir. Hele bir de sanki bir gün önce bu olaylar olup bitmiş de ertesi günü hiçbir şey olmamış gibi "yarın kaçta çıkıyorsun" diye arasa önce dalgamı geçer sonra da onu almayacağımı belirtirim. 15 dk. yürüyüversin. Düşünmek için vakte ihtiyacımız var hepimizin.
0
SiyamkedisiZorro
(03.01.22)
(3)

bu kıyafetin "tarzı" nedir?

architects creed
şu desenler, renkler. hani biliriz aslında. karşılaşmışızdır hayatın süreğenliğinde. kah önemsiz bir detayın arka planında, kah sevinçli bir ortamın tam göbeğinde. kendisine zihinlerimizin yollarında bir han misali yer bulmuştur. nedir bu kıyafetin tarzı? yoksa ürünü müdür tarihin sanat akımlarının?
şu desenler, renkler. hani biliriz aslında. karşılaşmışızdır hayatın süreğenliğinde. kah önemsiz bir detayın arka planında, kah sevinçli bir ortamın tam göbeğinde. kendisine zihinlerimizin yollarında bir han misali yer bulmuştur.
nedir bu kıyafetin tarzı? yoksa ürünü müdür tarihin sanat akımlarının? classic midir barok mu? ya da orta asya hun devletinin yerel motifleri mi?
nasıl seslenmeli bu kıyafete?
i.imgur.com
0
architects creed
(30.12.21)
ooo flucular toplansın : )

retro işte?
90lar?

motifi soruyorsanız;
şal desen veya (tr.de damla desen diye de geçer) diye bakabilrisiniz.
paisley iskoçya ve hindistan anahtar kelimeler olacak.
ayrıca etro markası çok kullanır, kimliği gibidir.
0
jimjim
(30.12.21)
etnik modern desek adına ve bu kelimelerle arasak benzer daha çok örnekle karşılaşabiliriz gibi geliyor bana. desen etnik ama kıyafet modern zira.

bu arada türkçe arattım ve karşıma neler çıktı, abv. hayatımda hiç bu kadar yanılmamıştım galiba ajdlkadsjdk.
0
evde liyakat kalmamis
(30.12.21)
"Şal desen" desenin adı.
Kıyafet tarzı biraz retro biraz folk gibi
0
SiyamkedisiZorro
(30.12.21)
(13)

Komşu problemi

bbb_1
Geçen hafta sonu kız arkadaşımın evinde kaldım, ev 5 katlı bir binada üçüncü katta. Neyse, biz bu iki günü neredeyse hep balkonda geçirdik. Kapalı bir balkonu var oraya biz daha önce televizyon, masa, sandalye, koltuk, ızgara vs atmıştık. Haftasonu da balkonda yemek yedik, müzik dinledik, film izled
Geçen hafta sonu kız arkadaşımın evinde kaldım, ev 5 katlı bir binada üçüncü katta. Neyse, biz bu iki günü neredeyse hep balkonda geçirdik. Kapalı bir balkonu var oraya biz daha önce televizyon, masa, sandalye, koltuk, ızgara vs atmıştık. Haftasonu da balkonda yemek yedik, müzik dinledik, film izledik ama tabi yüksek sesle falan değil. Neyse pazar günü komşu kapıya geldi dedi ki balkonda çok sigara içiyorsunuz duman ve kokusu benim balkonuma geliyor dedi. Çocuklarım balkona çıkamıyor dedi. Dedim ki sonuçta kendi balkonumuz , evimizde sigara içmemiz yasak mı dedim. Neyse biraz mırın kırın edip, yöneticiye de şikayet edeceğim vs dedi gitti.
Tam da bu hafta sonu kaçamağımızda kız arkadaşımla sorunlarımızı çözüyorduk, birbirimizi daha iyi anlamaya başlamıştık ama bu can sıkıcı sorun oldu.
Bugün komşusu yine gelip hala balkonumdan sigara kokusu gitmedi falan demiş.
Kız arkadaşım kiracı , bu komşu bir sorun çıkarabilir mi?
0
bbb_1
(27.12.21)
Sırf sigara kokusundan dolayı ise çıkaramaz sorun.
Benimde aşşağı komşumun yaptığı bütün yemeklerin kokusu bana geliyor, bende ona yemek yapma mı diyecem?
O tip şeylerden kiracı çıkarılamaz.
0
les yeux blanches
(27.12.21)
Les yeux +1

Ben de yazın alt komşum yüzünden cam açamıyorum adam hangi camı açtıysam o taraftan sigarasını tüttürüyor. Arada yüksek sesli söylemiyorum ama kapısına dayanmayı hiç düşünmedim.

Komşunuz hadsizlik yapmış, istediği yere şikayet etsin sorun yok.
0
chicha_v2
(27.12.21)
Sövmeden cevap vermek çok zor, ya bi gitsin işine. Külü komşunun balkonuna silkmediğin sürece, izmaritleri komşunun balkonuna, yere atmadığın sürece kime ne ?? İstersen kol kadar sigara yapıp sarma sigara içersin. Evindesin yahu, ben bu kadar sakin kalamaz söverdim kesin.
0
kimlanbu
(27.12.21)
Ben kız arkadaşım tek oturuyor sonrasında bir sorun yaşamasın diye hep alttan aldım , ama yaptığı bence de saçmalık
0
🌸bbb_1
(27.12.21)
aloha snackbar evet hocam balkon kapalı ancak sigara içerken camları açıyoruz.
0
🌸bbb_1
(27.12.21)
Komşu uyuz olmakta haklı, bunu size söylemekte veya şikayet etmekte haksız. Sorun çıkabilecek bir durum yok, evinizin balkonunda içtiğiniz sigaraya karışılmıyor (henüz).
0
pispinti
(27.12.21)
sigara içenler maalesef bu sigara dumanının alt kattan üst kata bile ne kadar rahatsız edici olduğunu gözle görülemez bir şey olduğu için anlayamıyor fakat etkisi düşündüğünden fazla oluyor

alt kattan fazla yemek kokusu geliyorsa bunu da komşuya bildirmekte sorun yok, belki davlumbazın filtresi değişmesi gerekiyordur ya da çalıştırma alışkanlıkları yoktur vs toplu yaşama kültüründe bu var

yukarıdakiler de evde çocukları ile top oynasalar aşağıya gürültü gittiğinde bu bizim evimiz istediğimizi yaparız diyemeyecekleri gibi

yani onlar da raharsızlıklarını düzgünce söylemişler bunda moral bozacak ya da kişisel algılayacak bir durum yok, duman cam kapı açık olunca ya da balkonda otururken düşündüğünüzden fazla rahatsızlık veriyor
0
freebird5406_2
(27.12.21)
evden çıkarma falan bunlar olmaz tabi ama gerçekten sigara içenlerin bunu masumlaştırma, evimde de içemeyecek miyim, onun da yemek kokusu geliyor, bana gelse döverim onu gibi tepkilerini de anlamıyorum.

sadece basit bir soru sormak lazım. neden sigara içeceğiniz zaman evin içinde değil de balkonda içiyorsunuz? çünkü ne kadar sigara içseniz de evinize, mobilyanıza, yaşadığınız mekana kokunun sinmesini istemiyorsunuz. ee işte bir başkası da başkasının ağzından çıkan zararlı bir kokunun evine sinmesini istemiyor. bu da gayet anlaşılır bir talep. gerçi talep etse bile kimse buna yanaşmıyor sadece karşılıklı konuşup orta bir yol bulunabilir.
0
jepa
(27.12.21)
Sigara içmeyen için o koku çok rahatsız edici. Rahatsızlîğını paylaşmasında bir sıkıntı görmüyorum ama yöneticiye şikayet edeceğim demek vs. çok saçma ve sonuç çıkmaz. Ancak siz de çoluk çocuğun rahatsız olduğunu bile bile tüttürmeyiverin o balkonda. Ortam nasıl bilmeden yorum yapılamaz ama koku ağır değil diyorsanız mutfakta cam ve davlumbaz açılabilir veya başka yöntem illa bir çözüm yolu vardır.
0
cilekli pasta
(28.12.21)
Ayni dert bizim evde var.
Alt kattaki kadin balkona cikip her sigara ictiginde bizim salon batakhaneye donuyor.

Gercekten rahatsiz edici, ben gecmiste sigara icmis bir insan olarak dayanamiyorum.
Soylemiyoruz ama bir 6 ay boyle geciyor.

Madem rahatsiz oluyorlar arka odada icin.
Sikayetten falan bir sey olmaz sonucta acik hava ama inatlasmanin da bir alemi yok.
0
divit
(28.12.21)
Sigara icen birisi degilim. komsum arada bir tuttururse, kokusu bana gelirse sesimi cikartmam. Sonucta komsumun arada bir balkona cikip sigara icme serbestligi var. Ama her allahin gunu, gunde 4-5 saat icerse ve benim balkona cikmami engellemeye baslarsa dur derim.

Burda siz iki gunde o doyuma ulasmissiniz gibi. Ev sahibide olsaniz, yani o balkonun tapusu sizin bile olsa sinirsiz ozgurluk diye birsey yok, baskasinin yasam alani ile kesismeye basladiginizda sizin ozgurlugunuz bitiyor.

Ben olsam hemen sert cikmaz alttan alirdim. Eger mevzu ayda iki gun ise bence orta yol bulunur. Sert girismenin kimseye faydasi yok, bosuna papaz olursunuz, problemler buyuyerek devam eder.
0
cooperr
(28.12.21)
Alt komşum ağır sigara içicisi. Karı koca baca gibi içiyorlar ve yazın belli saatlerde sıcağa rağmen balkon tarafının kapısını kapatmak zorunda kalıyoruz. Adamla muhatap olmamak için sineye çekiyoruz ama bir düzenekle o sigara dumanını ortama geri püskürttüğümü hayal ediyorum.
Benzer şekilde tuvalette de sigara içiyorlar ve evin içi duman oluyor. Sırf bu yüzden tuvaletin havalandırmasını ördürdüm. Feci bir şey...
0
SiyamkedisiZorro
(28.12.21)
alt komşumuzun sigara kokusundan yazın kapı pencere açamıyorduk. nasıl bir içmeyse bizde sigara içen yok ama sayesinde tüm evimiz sigara dumanı kokuyordu biz de içmiş oluyorduk sağ olsun.

peki nasıl çözdük?

bir pencere belirledik ve sadece oradan içti alt komşu, o pencereyi genelde açmıyoruz. aynı şekilde o pencere için annemle komşu teyzeler anlaşmış sadece o pencereden bir şeyler silkiyorlar.

kız arkadaşınızı çıkaramazlar merak etmeyin.
0
Hallegadola
(28.12.21)
(17)

işimi kurdum, düzenimi kurdum artık evleneyim çoluğum çocuğum olsun.

karayel
çoğu insan bu cümleye harfiyen riayet ediyor. örnek; devlet kurumunda çalışıyorum buradaki insanlar kadroya geçer geçmez hemen evlendiler. böyle çok örnek var.mesela işini kurup, düzenini kurduktan sonra evlilik harici başka bir şey yapılamıyor mu?neden herkes bu kafada. ben hiçbir zaman böyle bir ş
çoğu insan bu cümleye harfiyen riayet ediyor. örnek; devlet kurumunda çalışıyorum buradaki insanlar kadroya geçer geçmez hemen evlendiler. böyle çok örnek var.

mesela işini kurup, düzenini kurduktan sonra evlilik harici başka bir şey yapılamıyor mu?

neden herkes bu kafada. ben hiçbir zaman böyle bir şey düşünmedim, tabi ki çok aşık olduğum bir insan olursa evlenirim ama kadroya geçip düzenim kuruldu hadi evleneyim falan diye düşünmedim, bana saçma geliyor.

kısaca insan hayatında zirve evlilik mi yani?

siz ne düşünüyorsunuz?

edit: yorum yazan arkadaşlar sanırım sadece başlığa göre yazıyor, dolayısıyla konunun özünü anlamayan çok insan olduğunu düşünüyorum.

evlilik kötü/kaka demiyorum, aşık olursam bende evlenirim hatta en çok ben evlenirim diyebilirim. ama bu şekilde evlenen insanlar sevdiği için değil o cümledeki sıra geldi diye herhangi birini bulup evleniyor. ortak bir işletme gibi bundan bahsediyorum.
0
karayel
(27.12.21)
İşimi düzenimi kurdum, düşünmüyorum.
0
ruhen hastayim ben
(27.12.21)
çünkü insanların çoğu düşünüp sorgulamaz, sürüye uyar.
0
candide
(27.12.21)
Duzeni kursam da kurmasam da birine onunla evlenecek kadar guvenmem cok zor
0
stavro
(27.12.21)
çünkü çoğu insan için evlenmek liseden üniversiteye geçmek, üniversiteden sonra askere gitmek, askerden gelip işe başlamak gibi bir hayat basamağı... kadroya geçince de garantilemiş oluyorlar bir şeyleri...
0
tabudeviren
(27.12.21)
Herkesin hayatına kimse karışamaz. Belki de gerçekten evlenmek istedikleri için evleniyorlardır. Herkes böyle yapmak zorunda değil tabii ki. Kafa yapısıyla alakalı.

Bana mesela 1 milyon dolar da versen sapıtacak bir adam değilim. Finalde yine evlenmek isterim.

He bir de kadro olayı biraz farklı. Üniversiteler aynı soyadlı onlarca çift ile dolu. Sorsan torpil yapmadık derler. Bir çeşit kapak atma operasyonu da olabilir.
0
dissendium
(27.12.21)
evlilik zorla olan bi şey değil (genelde). isteyen evleniyor, istemeyen evlenmiyor. evlenenler için evlilik basamak da olabilir zirve de dip de anlamsız bi formalite de zevk de hobi de iş de gereklilik de. her şey olabilir yani. bazılarının bu kafada olmalarının bu kafada olmayanlara nihayetinde bir zararı yok. sözde bu basamakları uygulamak istemeyince büyük resmi görmüş, olayı çözmüş, saçmalamış veya mamış da olmuyor kimse. asıl bu kadar karşı olanlar/her fırsatta evliliği kötüleyenler evliliği çok büyütüyor gibi geliyor bana da.

kısaca bazı insanların hayatında zirve evlilik olabilir, bazılarında olmayabilir. biri diğerinden yeğ değildir.
0
erenderk
(27.12.21)
cocuk yaparsam yaslanip elden ayaktan dustugumde bana bakar, arada hatrimi sorar diye dusunuyorlar.
0
hot potato
(27.12.21)
Biraz yaşam tarzı ile alakalı. Ben aslında toplumun insana dayattığı gibi göründüğü ; üniversiteyi bitir ,iş bul ,evlen, çocuk sahibi ol döngüsünün yanlış olduğunu düşünmüyorum. Aksine kendime çok uygun buluyorum. Yaşım çok ilerlemeden çocuk sahibi olmak istiyorum. Benim anne-babam geç çocuk sahibi olmuşlar bu nedenle babamla öyle top oynamışlığım vs çok yoktur. Bu nedenle yaşım çok ilerlemeden çocuk sahibi olup, çocuğumla eşimle uzun uzun vakit geçirmek istiyorum
0
bbb_1
(27.12.21)
Evlilik doğru kişiyle olursa gayet güzel bir şey. Daha güvenli bir yaşam ve ekonomik açıdan da daha rahat oluyorsun.

Ben özgür insanım, evlenmem diyenlerin zorlama evlilik yapma ihtimali daha yüksek. Birini tanıdın hoşlandın, ekonomik durumlarınız ve entelektüel seviyeniz de denk diyelim. Evlilik bu durumda gayet mantıklı
0
garylineker
(27.12.21)
Benim düşünceme göre evlilik, insanların doğup büyüdükleri ve beraber yaşadıkları aile hayatından sıyrılıp, kendi düzenlerini kurmalarında bir basamak. Belli bir yaştan sonra anne baba ile anlaşamıyor insan, e evlenip kendi evine geçmek hatta deyim yerinde ise kaçmak güzel bir seçenek oluyor. Tabi belli yaştan sonra yapılan evlilik baskısı da var. Ancak siz zaten kendi ayrı evinizde, kendi düzeninizdeyseniz evlilik düşüncesine ısınmak daha da zorlaşıyor. Açıkçası ben tam olarak bu durumdayım. Direniyorum hâlâ bakalım, ben genel kanıdan farklı düşünüyorum şimdilik; yalnızlıktan ölmeyeceksem, evlilik şart değil.
0
huzurlarinizda huzursuzluk
(27.12.21)
çünkü daha iç rahatlatıcı. "doğru yapıyorum" hissi uyandırıyor insanda. hatta toplumun bazı kesimlerinde evlilik, askerlik, çocuk yapmak için uygun görülen yaşı geçtiğinizde bile kınanırsınız.

evlilik zirve değil ama çok önemli bir köşe taşı. evlilikten sonra gurur duyacağınız çocuklar yapmanız gerekiyor. sonra onların da hayatlarını sizin gibi toplumun standardına ve normlarına uygun bir şekilde yaşamaya zorlamanız gerekiyor.

bir de çok dışa dönük bir insan değilseniz evlenmeyip n'apacaksınız? :P insanın yaşı ilerledikçe partner bulması zorlaşıyor, bu yüzden yaş ilerlemeden hallediliyor sanırım bu işler.
0
rahip janick
(27.12.21)
yapacak bir şey kalmayınca evleneyim bari diyor olabilirler.
0
respect
(27.12.21)
İki sebebi var. Birincisi insanlar çocuk yapmak istiyor. Bunun için mevcut toplum normlarında evlenmeleri gerektiğini düşünüyorlar.

İkincisi de insanlar yaşlandıklarında yalnız kalacak olmaktan korkuyorlar. Uzun dönemli karşılıklı bir bakım anlaşması olarak görüyorlar evliliği.
0
pispinti
(27.12.21)
30 yas ustu bekarsan etrafinda kac tane adam kaliyor bir bak o zaman soruna cevap bulursun.

Ben soyleyim 1 tane bile kalmiyor.
Evlenen evine kapaniyor seninle gorusmuyor.

Kariyla kizla da arkadaslik bir yere kadar.
Normal cevrenden oyle kiz da bulamazsin.

Cogu insan mecburen evleniyor.
Yoksa 40 years old virgin filmindeki gibi evde maket boyuyorsun.
0
divit
(28.12.21)
Bunlardan bir kısmı zaten evlenebilmek için düzenini kurmayı bekliyor. Eğer evlenme hayaliniz yoksa bir dolu şey var tabii hayatta. Kadınlar için doğurganlık dönemi maalesef kısa, ama erkekler öyle değil.
0
SiyamkedisiZorro
(28.12.21)
Başka yapacak bir şey olmadığı için galiba. Bunu birlikte olduğu biri olmadığı halde bu şekilde dile getirenler bile var. Sanırım siz de onları kastediyordunuz sorarken. 4-5 yıl önce evliliği kötüleyen, saçmalığına dair vaaz veren arkadaslarimdan bile o cümleyi su aralar duyuyorum, 30'a yaklasildigi ya da geçildiği sıralar yani şu ara derken.
0
encokbenisevinnolur
(28.12.21)
(8)

hoşlanılan kişiye nazar boncuğu almak?

baymayself
Dostlar selam,Hoşlandığım bir hanımefendi var. Nazar boncuğu alsam diyorum yeni yıl hediyesi olarak ama saçma mı olur yerinde mi olur bilemedim. Arasıra kendisine nazar boncuğu emojisi atıyorum. sizin fikirleriniz nedir bu konuda?
Dostlar selam,

Hoşlandığım bir hanımefendi var. Nazar boncuğu alsam diyorum yeni yıl hediyesi olarak ama saçma mı olur yerinde mi olur bilemedim. Arasıra kendisine nazar boncuğu emojisi atıyorum.

sizin fikirleriniz nedir bu konuda?
0
baymayself
(27.12.21)
Güzel bir kolye ya da bileklikte olursa ben beğenirdim şahsen.
0
candide
(27.12.21)
hanfiniyi tanısak ona göre fikrimiz olur da tanımadığımızdan genel konuşucam. saçma olur.
0
erenderk
(27.12.21)
Nazar boncuğu gördüğüm en kıro şeylerden biri. Gördüğünüz gibi bizim fikrimizin bir belirleyiciği olamaz. Kıza sorun.
0
ruhen hastayim ben
(27.12.21)
cok kibar zevkli kolye ya da bileklik uclari var oncelikle. degisik formlarda yapiliyor nazae boncugu renkleriyle. modern yani.
bence bileklik en guzeli.
arti nazara inanmaya gerek yok.
ben begenirdim aranizda madem esprisi de var guzel olur bence
0
Kittie
(27.12.21)
Arada nazar boncuğu emojisi attığınızdan hareketle güzel bir kolye ya da bileklikte bence de güzel olur. Nazar boncuğu güzel görünen bir şey bana kalırsa.
0
pispinti
(27.12.21)
Ben nazar boncuğunu nazarsavar olarak değil bir obje olarak çok beğenirim mesela. Neden olmasın.
0
SiyamkedisiZorro
(28.12.21)
Zarif bi nazar boncuğu baya da klas olur. Hele spritüel/doğu kültürünü beğenen biriyse. Yabancılar bile bayılıyor nazar boncuğuna.
0
Deathrow
(28.12.21)
İçine güzel bir notla çok hoş olur bence.
0
inawen
(28.12.21)
(5)

Soğuk algınlığı öncesi hızlı iyileşme

biseysorcaktim
Selamlar,dün öğleden sonra biraz kestirdim ve sanırım rüzgara maruz kaldım. geceleyin bademciğimin ön tarafı, damakta yanma hissi, yutkunmakta zorlanma gibi şeyler yaşadım. bir yandan terledim ve doğru düzgün uyuyamadım. karabiberli limonlu çay yapıp içtim gece yarısı. bugün daha iyiyim. ama yatsam
Selamlar,

dün öğleden sonra biraz kestirdim ve sanırım rüzgara maruz kaldım. geceleyin bademciğimin ön tarafı, damakta yanma hissi, yutkunmakta zorlanma gibi şeyler yaşadım. bir yandan terledim ve doğru düzgün uyuyamadım. karabiberli limonlu çay yapıp içtim gece yarısı.

bugün daha iyiyim. ama yatsam yine kötü olurum. işimden gücümden alıkoymuyor beni şuan ama bu evreden geri çevirmezsem bir kaç gün yatmak zorunda kalırım.

bugün;
* zencefil, limon, bal, karabiberli çay içiyorum.
* bol bol sıvı tükeyorum.
* duşa girip bol bol terliyorum ve kıyafetlerimi değiştiriyorum.

başka ne yapabilirim? bu gece iyi olmazsam hafta boyu kötü olurum çünkü, biliyorum kendimi.

bi de akşam covid için biontech-3 randevum var. daha önceki aşılar yan etki yapmamıştı. bunun da yapmayacağını farzediyorum. iptal etmeli miyim? (akşama kadar iyi olmazsam iptal ederim zaten)
0
biseysorcaktim
(27.12.21)
1- 3. doz beni yaklaşık 48 saat kadar yamulttu. öğlen 2'de olmuştum; ertesi sabah uyandığımda yataktan kıpırdayamadım.
ilk iki doz rahat geçmişti.

2. isveç şurubu hastalık başlangıçlarını çok iyi kesiyor. yine eczanelerden umca alıp, onu da kullanabilirsiniz.

3. buğu yapmak da fayda sağlayabilir. aktarlardan okaliptüs ya da nane yağı alıp, sıcak suya 1-2 damla damlatıp, havlu ile kafanızı kapayarak buğu yapabilirsiniz.
0
barankovan
(27.12.21)
Valla ben bu tarz durumlarda hemen annemin yaptığı tarhanaya sarılıyorum. Günde 2 kere falan içiyorum. Varsa mutlaka tüketin. Bunun dışında bence soğuk algınlığı grip gibi hastalıkları yenmenin en iyi yolu bol bol beslenmek. Acılı yemekler yemek, meyve tüketmek. Yanisi boğazı aç bırakmamak. Çünkü takatten düşünce iyileşmek toparlanmak çok zor oluyor.
0
Amaranta ursula
(27.12.21)
şu an aynı durumdayım. sadece benim gözler de yaşarıyor. nurofen içtim sabah.
0
naksidil
(27.12.21)
umca
günde 3 kere, 10ar damla.
hasta olmayı önleyebiliyor.

bence aşıyı erteleyin, kim aşılansa yatak döşek yatıyor.
önce toparlanın, sonra olursunuz.

geçmiş olsun.
0
blatta hiberna
(27.12.21)
Valla bu kadar belirti varken ben grip aşısı bile olmam ki covid aşısının ciddi yamultma potansiyeli var. 1 hafta sonraya öteleyin randevunuzu.
0
SiyamkedisiZorro
(27.12.21)
(19)

kedimiz çok hasta, ne yapmalı

roket adam
önceki duyurumda belirttiğim üzere 7 yaşında bir çinçilla'mız var. zaten epilepsi geçmişi olduğu için zayıf bir kediydi, ancak çok iyi bakarak bu yaşa kadar bir şekilde yaşattık. geçtiğimiz günlerde günde 1 kez kusmaya başladı, mevsimsel tüysel vs'dir dedik, sonra bir kez kan kusunca direkt vete göt
önceki duyurumda belirttiğim üzere 7 yaşında bir çinçilla'mız var. zaten epilepsi geçmişi olduğu için zayıf bir kediydi, ancak çok iyi bakarak bu yaşa kadar bir şekilde yaşattık. geçtiğimiz günlerde günde 1 kez kusmaya başladı, mevsimsel tüysel vs'dir dedik, sonra bir kez kan kusunca direkt vete götürdük. vet midesinde ülser var dedi, ilaca ve sıvı mamaya başlattı. 1 gece öyle geçirdikten ve biraz normalleştikten sonra 2. gün hayvan birden nefes alamaz oldu. bu dediğim olay 15 dkda falan oluyor. suratında bir korku ve dehşet ifadesi, sürekli dili dışarıda. sağda solda telaş içinde dolanıyor, ayakta duramıyor. direkt vete götürdük, bir sürü tetkik vs, ciğerde sıvı var ve kalbinde de şekil bozukluğu var dediler ülsere ek olarak ve yoğun bakıma bıraktık.

2 gündür yoğun bakım ünitesinde, bugün görmeye gittik ama hiç bir gelişme yok desem yeridir. dili dışarıda, kutusundan dışarı kafayı uzatmış öyle duruyor. bizi görünce hareketlenmeye çalıştı ama kalkamadı yerinden. vet yapacak bir şey yok, bekleyeceğiz diyor, biz de ağlamaktan helak olduk bu süreçte tabii. gerçek manada geberdik iki gündür.

1) yoğun bakımdan iyileşip çıkan kedi hikayesi varsa duymak isterim
2) yarın vet yapacak bir şey yok eve götürün derse, evde nasıl bakmak lazımdır bu zorluk içindeki arkadaşa
3) çok acı çekiyor mudur, uyutmak ve buna bir son vermek bir seçenek midir sizce? suratındaki dehşet ve yorgunluk ifadesi gözümün önünden gitmiyor. astımlı insanlar gibi nefes alıp veremiyor hayvan. ne yapacağımı bilmiyorum
4) ben işle güçle bir şekilde oyalanıyorum ama eşim gerçekten perişan oldu ağlamaktan. bu süreci daha kolay atlatması için ona ne önerebilirim sizce
0
roket adam
(27.12.21)
Yoğun bakımdan çıkarıldığı takdirde uyutulmasına gerek kalmayacak diye tahmin ediyorum çünkü tedaviler onu muhtemelen çok yormuştur. Sizden uzak olmak da fazlasıyla yıpratmıştır çünkü kediler mekan değişikliği olursa zaten depresyona girerler.

Çok üzüldüm, üzüntünüzü çok iyi anlıyorum... yüksek ihtimalle kaçınılamayacak durumda. Maalesef muhakkak yaşanacak bir durum bu, belki kabullenmek gerek.

Bir fikir olarak sunuyorum, iyot çalışmaları var. Lugol isimli bir solüsyon içerisinde %2'lik ve %5'lik iki farklı dozda iyot kullandırılıyor insanlara. Hayvanlarına ve bitkilerinde deneyenler de var, çok olumlu sonuçlar alıyorlar. Hekime bunu danışmak ve denemek ister misiniz diye düşündüm.

Umarım iyileşir...
0
muhayyer divan
(27.12.21)
malesef yapılacak şeyler bütçeniz ile alakalı. veterinere güveniyorsanız tedaviye devam edin. çok iyi hekimler-klinikler var ama fiyat zorlayıcı olabiliyor.

yoğun bakımdan çıkan kedi eğer genç bir kedi ve yaralanma vs sebebi ile yoğun bakımda olsa bu durumda uzun yaşama şansı çok yükseti. ancak kronik hastalıkları olan bir hayvanı eski haline getirme şansı az. bizim 14 yaşındaki kronik böbrek ve şeker hastası kedimizin bir iki yoğun bakım ve iyi beslenme ile ömrünü 1 sene kadar uzatabilmiştik. yani yoğun bakımdan çıkıp hayatına devam edebiliyor. sizinki daha genç şansı bir tık daha fazla diyebiliriz.

kedilerin insanlara kıyasla 5-6x daha az ömrü olduğunu ve hastalıklarının genelde çok geç tespit edildiğini de hesaba katın.
0
orpheus
(27.12.21)
Öncelikle çok geçmiş olsun, veteriner her zaman gittiğiniz yani kedinizin geçmişini bile bir veteriner mi? Siz gönül rahatlığıyla tedavisine güveniyor musunuz? Bizim veterinerimiz kedimizle ilgili olarak " Başka bir yere de gösterin isterseniz." demişti, yani tabi ki kendisine güveniyordu ama başka bir bilenden de fikir alabileceğimizi söylemişti ve biz de öyle yaptık hatta gittiğimiz ikinci veterinerle telefonda görüştürmüştük kendisini. Tabi burda kedinizin durumunu da gözönünde bulundurmanız gerekiyor, götürürken hırpalanır mı, yorulur mu onu da düşünmelisiniz.
Bu tür süreçler çok yıpratıcı evet, maalesef insan çok üzülüyor. Evde başka hayvanınız var mı? Biraz da olsa faydası oluyor çünkü evde başka hayvan yoksa acaip bir boşluğa düşüyor insan.
Biz yine de iyi düşünelim, inşallah sağlığına kavuşur ve beraber mutlu yaşamaya devam edersiniz.
Allah şifa versin.
0
kumandanim
(27.12.21)
merhaba, sizin önceki duyurunuzu da hatırlıyorum. çok üzüldüm, üzüntünüzü de çok iyi anlıyorum.

yoğun bakımdan çıkıp iyileşen kedi hikayesi çok var. misal benim çocukta bir sürü ek hastalığın yanı sıra kronik bir üst solunum yolu rahatsızlığı vardı, zaman zaman önce iştahı kesilir sonra nefes alamaz hale gelip olduğu yerde düşer kalırdı. fakülte de dahil olmak üzere bir sürü veterinere götürdük iki yıl içerisinde. yoğun bakımda yapacak bir şey yok bekleyeceğiz lafını çok duydum bu gittiğim yerlerden. ama yapacak çok şey var, gerçekten iyi bir veterinere danışabilirsiniz örneğin. burada kaç kere gözü kapalı tavsiye edilen -ağırlıklı istanbul'da olmak üzere- bir sürü veteriner hekim var. halihazırda yaptırdığınız tetkikler, uygulanan tedavi belli. birkaç hekimden daha görüş alsanız? şu an varsayımda bulunuyorum ama bana hiç güvenilir gelmiyor tetkik yapmadan ezbere serum vermek, ardından yaşanan komplikasyonlar sonucu başka rahatsızlıkların çıkması vs.

ben ilk kedimi kaybettiğimde bir hafta boyunca ailem beni uyutmuştu, çünkü uyandığım anda ağlıyordum. hala ara ara aklıma gelir burnumun direği sızlar. ameliyat ettirmesem kaç sene daha beraber uyurduk, bir başka veterinere gitsem belki ameliyat doğru karar değil derdi diye vicdan azabı çekerim. o zamanlar çocuk sayılırdım, güvendim başka görüş almak gelmedi aklıma, bilemedim doğrusunu. size tavsiyem, sorun soruşturun araştırın danışın. yapabileceğiniz her şeyi yaptığınıza, sorabileceğiniz herkese sorduğunuza emin olmadıkça bırakmayın mücadeleyi.

umarım bir mucize olur ve iyileşir, tüm kalbimle diliyorum. her zaman bir umut vardır.
0
evde liyakat kalmamis
(27.12.21)
Geçen yıl 2 ay yoğun bakımda yatan, her gün uzun uzun ziyaret ettiğim kedimi ölmek üzereyken eve getirmiştim. Veterinerle tartıştık, onu ölüme götürüyorsun dedi, şu anda burada kalmasını istemiyorum ne olcaksa evde olsun dedim, giderek kötüleşmişti.
Evde uzun süre inledi, ben de başında ağladım. Ama veterinerin ısrarlarına dayanamadım tedaviye devam ettik.
Günde 2 sefer 1’er saat süren tedavisi vardı, serum alıyordu yemek yemiyordu, sıvı mamayı ve antibiyotiği evde ağzına sıkıyorduk. Tüylerini yalamıyordu 2 aydır, tırnak fırçasıyla hafifçe tarıyordum. Öylece yatıyordu yaşamıyor gibiydi. Sonra yemek yemeye, sonra kendini yalamaya başladı. Burnu kapalı olduğu için yerken tabağa sürüyor yara yapıyordu, avcumla besledim. Gerisi kolayca oldu zaten.
İnancınızı kaybetmeyin, sevginizi eksik etmeyin. Elbette olacağına varır, nasıl sonuçlanacak bilemeyiz ama süreçte kendi iç sesinizi ve bilimi takip edin, o sizin dostunuz siz de onun dostusunuz.
0
megalomaniac
(27.12.21)
ben de merak etmiştim nasıl olduğunu.

ben önceki duyurudan hatırladığım kadarıyla veterinerinize pek güvenemedim.
biraz yetersiz geldi bana.
bütçeniz yeterliyse, en azından başka birkaç veterinere telefonda dahi olsa danışın derim.
söyledikleri sıvı ve kalpte şekil bozukluğu vb. dışında biyokimya sonuçları nasıl mesela?
içorganları ne durumda?
bunlar sonuç için önemli olan şeyler.

yoğun bakımdan çıkan kedi elbette oluyor, umudunuzu yitirmeyin.
henüz genç sayılır, yani hâlâ şansı var bence.
o yüzden ne yapılması gerekiyorsa yapın derim.

eşiniz için diyecek bir şeyim yok maalesef, çok zor şeyler bunlar.
sabırlı olmaya çalışacaksınız, yapılacak bir şey yok.
umarım bir an önce iyileşir.
0
blatta hiberna
(27.12.21)
Biz küçük bir şehirde yaşıyoruz. Bir süre farkettiğimiz koşarken yorulma vs. Durumları olmuştu kedimizde. Röntgen çekildi bakıldı malesef kansere yakalanmıştı kedimiz. Oksijen küvezinde nefes alamayacak durumdaydı ve acı içindeydi. Uyutma kararı almıştık. Tüm yolları denedik. Hayatımda daha büyük bir acı yaşamadım ve uyutma kararını nasıl verirler diye insanlara kızardım. Ben ilk defa bir canlının o kadar acı çektiğini gördüm.
Burada size tedaviyi bırakın ya da devam edin diyebilmek çok büyük sorumluluk kendi adıma. Umarım kimse acı çekmez.
Acınızı ve durumunuzu anlıyorum ve sizinle acınızı paylaşıyorum.
0
Weeze3r
(27.12.21)
Benim de bir chinchillam vardı: İpekimu. 10 yaşında öldü maalesef. Benim veterinerler konusunda tecrübelerim çok da iyi değil. İpekimu'nun karnında kitleler çıktığında koşup veterinere götürdük. Kist dedi, tümör dedi, ameliyat dedi. Biz de yaptırdık apar topar. Ameliyattan sonra 3 ay ancak yaşadı. Halbuki Zorro'nun da 10 yaşında bu kistleri çıktığında İpekimu tecrübemizden hiç dokunmadık, dokundurmadık. 17 yaşında şimdi. Kistleri hala var, arttı da ama son 3 ay görme yetisini kaybedene kadar neşesi gayet yerindeydi. Daha dün yine veterinere götürdük gözüne bir damla olabilir mi diye, gayet sağlığı (yaşına göre) yerindeymiş. Ben kedimi yoğun bakıma bırakmak istemem şahsen. 3-5 gün yoğun bakım parası alacaklar, biraz da vak'a görecekler diye veterinerlerin oyuncağı olmayı reddediyorum. En azından evinde huzur içinde elimde verir son nefesini. Orada tanıdığı, seveni yok yanında. Bilemiyorum, ben eve getirirdim. Çok geçmiş olsun.
0
SiyamkedisiZorro
(27.12.21)
Arkadaşlar, değerli mesajlarınız ve dilekleriniz için çok teşekkür ederim. Bugün ciğerlerindeki sıvıyı çekmişler ve endoskopi yapılmış, midesinde ve bağırsaklarındaki yaralar görüntülenmiş kesin olarak. 2-3 gün daha yoğun bakımda bırakmaya karar verdik, ciğeri tekrar su toplamazsa kurtulma ihtimali varmış inş. Bekleyeceğiz bakalım.
0
🌸roket adam
(27.12.21)
Cok geçmiş olsun, İstanbul'da Vetyonca var Anadolu yakasında. Cok ilgili kendi canı gibi hayvanları seven tedavi eden bir doktor, ne olur tek bir hekime bağlı kalmayın bir de ona gösterin, cok bilgili, elinden geleni yapacaktır umuyorum
0
Semi
(27.12.21)
Arkadaşlar güzel mesajlarınız için teşekkürler, durumu paylaşayım biraz daha.

Bugün tekrardan gittik baktık, ciğerlerinde tekrardan sıvı birikmesi yok ancak neden olduğu anlaşılamadı, bu kısım muammasını koruyor. Çok ufak bir ihtimal olarak acaba şırıngayla ilaç verirken biz mi akciğerine kaçırdık diye sorduk ama o zaman hayvan o anda öksürür, aradan 4-5 saat sonra öksürmeye başlamaz diye o ihtimali de eledik.

Mide ve bağırsaklarındaki endoskopi görüntülerine baktık, resmen hayvanın mide ve bağırsak tabakasında yer yer yaralar var. Yabancı cisim ortada olmadığına göre, veteriner hayvan ancak kimyasal bir şey yediği için böyle olabileceğini düşünüyor. Evde de açık duran, kedinin yiyebileceği içebileceği kimyasal hiç bir şey yok, yani bu senaryo da imkansız.

Şu anda hala yoğun bakımda tutuyoruz, en azından nefes alabiliyor, ancak hala çok bitkin ve veteriner eliyle sıvı mama ile besliyor şu an için. Aşırı kan kaybetmiş bu kanama durumunda. Birkaç gün daha bekleyip kendine gelip gelemeyeceğini görmeye karar verdik, yoğun bakımda bıraktık. Ama en azından nefes alıp vermesinin düzelmesi biraz umutlandırdı. Umuyorum bu yoğun bakım sürecinde iyicene kendine gelir ve eve alırız, çünkü şu anda eve alırsak onu hayatta tutmamız zor görünüyor diye düşünüyoruz.
0
🌸roket adam
(30.12.21)
anlattıklarınızdan durumu biraz daha iyi gibi geldi, dediğiniz gibi nefes almasının düzelmesi bile iyi.

bu durumda veterinerde kalmaya devam etmesi bence de daha doğru.
umarım daha da iyi olur.
0
blatta hiberna
(30.12.21)
Veterinerde bırakarak çok iyi yapmışsınız, eğer veteriner yakınsa ve siz de müsaitseniz tabi mümkün olduğu kadar sık görmeye gidebilirsiniz. Zor bir durum belki ama sizi görmek iyi gelebilir.
Allah bir an önce şifa versin, iyileşmesini çok istiyorum.
0
kumandanim
(31.12.21)
Arkadaşlar merhaba, maalesef dün üzücü haberini aldık. Zayıf bünyesi daha fazla dayanamamış ne yazık ki. Yeni yıla giremedi güzel kedimiz. Teşekkür ederiz tekrardan mesajlarınız için. Yılbaşında kötü haber vermemek için buraya yazmak istemedim.
0
🌸roket adam
(01.01.22)
çok üzüldüm, başınız sağolsun. Zor bir süreç ama geçecek yapacak bi' şey yok maalesef.
0
kumandanim
(03.01.22)
başınız sağ olsun, çok üzüldüm.
0
blatta hiberna
(03.01.22)
çok üzüldüm. başınız sağ olsun, sabırlar dilerim size ve eşinize.
0
evde liyakat kalmamis
(03.01.22)
Acınızı paylaşıyorum. Malesef kedilerimizin bünyeleri zayıf oluyor bir süre sonra iyi gözlemlemeli ve tetkikleri düzenli yaptırmalıyız. Emin olun siz elinizden geleni yaptınız ve sizi en iyi şekilde hatırlayacak. Biz kedimiz bizden ayrıldıktan sonra başka bir sokakta yaşayan, köpeklerden kurtardığımız bir kedi daha sahiplendik. (Köpekler de bizim baktığımız mahallemizde) dokunabildiğimiz her hayata dokunmak çok önemli.
Yeniden acınızı paylaşıyorum.
0
Weeze3r
(06.01.22)
Abi başka kediniz var mı yok mu bilmiyorum ama yoksa eğer kendinizi hazır hissettiğinizde bi' tane sahiplenip beraber yaşamanızı tavsiye ederim, gidenin boşluğu büyük oluyor çünkü. Kendi hikayemi anlatarak vaktinizi almayayam ama bize çok iyi geldi.
0
kumandanim
(06.01.22)
(7)

hasta kedi nasıl bakılmalı

roket adam
7 yaşındaki çinçilla'mız birden kan kusmaya başladı, vete götürdük serum vs takıldı ama inanılmaz halsiz durumda. normalde evde full serbest her yerde geziyor ama şu an hep kapalı kuytu köşelere gitmeye çalışıyor, oralarda da izleyemiyoruz bayıldı mı kaldı mı takip etmek çok zor. salyası akıyor, alt
7 yaşındaki çinçilla'mız birden kan kusmaya başladı, vete götürdük serum vs takıldı ama inanılmaz halsiz durumda. normalde evde full serbest her yerde geziyor ama şu an hep kapalı kuytu köşelere gitmeye çalışıyor, oralarda da izleyemiyoruz bayıldı mı kaldı mı takip etmek çok zor. salyası akıyor, altına işiyor yani durumu fena ama vet de yapacak bir şey yok dedi yolladı.

hasta kediyi kutuda mı tutmak lazım acaba diye tereddüt ettim, ya da tuvalete ya da bir odaya mı kapatmak gerekir sizce? nasıl yapalım?
0
roket adam
(24.12.21)
sizin de yanında takılıp takip edebileceğiniz, kuytusu köşesi olmayan veya varsa da o kuytu köşeleri kapayabileceğiniz bir oda varsa o odada tutmak kontrol açısından daha iyi olabilir. geçmiş olsun bu arada, umarım iyileşir.
0
evde liyakat kalmamis
(24.12.21)
Kuytu arıyorsa ona kuytu verin. Mesela taşıma kabı eğer müsaitse battaniye ile yumuşatıp kontrollü kuytu verin ona. Kediler içgüdüsel olarak korunma arıyorlar böyle kendilerini kötü hissettiklerinde.
0
SiyamkedisiZorro
(24.12.21)
@SiyamkedisiZorro +1 taşıma kabının üstünü örtüp altına battaniye vs yumusak yer ayarlayın, kontrollü ve dikkatli şekilde sıcak su torbası da güzel olur.
0
kaptan maydanoz
(24.12.21)
vet nası yapacak bişey yok dedi çok enteresan, teşhis fln bişey yok mu?
mümkün olduğunca strese sokmamak lazım. Yumuşak bir şey koyabilirsiniz odanın köşesine bi' yere.
0
kumandanim
(24.12.21)
acilen başka bir veterinere götürün, "yapılacak bir şey yok" diye bir şey yok.
mümkün olduğunca strese sokmayın +1

bir taşıma kutusunun içine battaniye falan koyun, içine girip yatabilir ama kapısını kapatmayın.
hapis tutmayın yani, zaten hastaysa çok yer değiştirmeyecektir.

kesinlikle başka bir veteriner daha görsün.
anadolu yakasındaysanız maltepe petmosfer.
0
blatta hiberna
(24.12.21)
teşekkür ederim arkadaşlar. midesinde ülser olduğundan şüpheleniyorlardı, ona uygun tedavi verdiler, serum vs, bütün gün yattı ama şu an kuytudan çıkıp sağa sola gezmeye başladı tekrardan.

kedimiz cidden şekil olarak da perişan halde şu an (kan, idrar vs tüylerine yapıştı hep kurudu) ve kendini temizleyemiyor doğal olarak. vet biz yıkarız dedi ama ne yapmak lazımdır böyle bir durumda?
0
🌸roket adam
(24.12.21)
Su durumda yikatmayin + benim anladigim veteriner teshis koyamamis ve serum verip salmis durumu. Ben olsam kesinlikle baska veterinere giderim.
0
oscar
(25.12.21)
(7)

topik adında yenen şey

architects creed
merhaba,topik diye bir şey varmış. ne olduğunu bilen var mı?topik tatlı mı?topik tuzlu mu? topik yemek mi yoksa künefe gibi bir tatlı mı?topik en iyi nerede yenir? topik tariflerinde soğan ve şeker yan yana duruyor, tahin pekmez diyenler de var. topik nasıl bir yiyecek? topik rakı ile gider mi? topi
merhaba,
topik diye bir şey varmış. ne olduğunu bilen var mı?
topik tatlı mı?
topik tuzlu mu?
topik yemek mi yoksa künefe gibi bir tatlı mı?
topik en iyi nerede yenir?
topik tariflerinde soğan ve şeker yan yana duruyor, tahin pekmez diyenler de var.
topik nasıl bir yiyecek?
topik rakı ile gider mi?
topik yılbaşı kutlamalarında yenir mi?

not: sıralama google botları bulsun diye, sorry.
0
architects creed
(22.12.21)
Topik bir mezedir genelde rakının yanında tercih edilir. Tadı tuzludur. Nohuttan yapılır. Yılbaşında yenir.
0
hakyememyemekyerim
(22.12.21)
sanırım en iyi kurtuluş'ta yenir. lokal bir mezeciden yılbaşına yakın alabilirsiniz.

edit: isim de vereyim, tuşba iyidir.
0
patronaj1
(22.12.21)
Topik lezzetli bir ermeni mezesidir.
0
rockinside
(22.12.21)
Topik jelibon değil miydi yav? Renkli, yuvarlağımsı, üzeri şekerli bir şeydi. Hala satılıyor mu bilmem.
0
ruhen hastayim ben
(22.12.21)
topik üstü toz şekerli jelibonunun adı ne mezesi yauu..

hemende büyümüşünüz be ya!
0
core i
(22.12.21)
meze 2:22 youtu.be

bir de evet topik diye bir sekerleme vardi eskiden. kent topik disi toz sekerliydi. twitter.com
0
exlibris
(22.12.21)
soğan ve şekerden bahsediyorsa bu meze olan topik. Tarifteki şeker yanıltmasın tuzlu kategorisinden bir mezedir. Basit bir anlatımla haşlanmış nohuttan bir hamur elde edilir içine dolmalık üzüm ve kavrulmuş soğandan içi konur ve muska şeklinde sarılır. Soğuduktan sonra üzerine tarçın konarak yenir. Kutlama zamanı mezesidir. O muska gibi sarma işlemi için ailelerin özel sargı bezleri olur. Eskiden iş arkadaşlarımdan gelirdi, pek lezzetliydi.
0
SiyamkedisiZorro
(23.12.21)
(11)

Şirket hediyeleşmesinde ne alayım?

chicha_v2
En çok 200 liralık hediye.Alacağım kişi 30'lu yaşlarının başında bir kadın.Pazar gününe kadar almam gerekiyor fikirlerinize açığım :)
En çok 200 liralık hediye.

Alacağım kişi 30'lu yaşlarının başında bir kadın.

Pazar gününe kadar almam gerekiyor fikirlerinize açığım :)
0
chicha_v2
(22.12.21)
Panduf fix
0
abuzer
(22.12.21)
zara parfüm
0
helena
(22.12.21)
Ne aldiniz?
0
kupakızı
(22.12.21)
Henüz karar vermedim @kupakizi :/
0
🌸chicha_v2
(22.12.21)
nasil birisi? yazi gereclerini seviyorsa kaweco veya lamy dolma kalem olabilir.
0
orange coffee
(23.12.21)
Yves Roche'nin el kremi setleri var, L'occitanda da var. (markaları yanlış yazmış olabilirim).
0
SiyamkedisiZorro
(23.12.21)
Aynı skalada dün hediyeleştik:

- Yves Rocher veya Loccitane'dan yılbaşı kutuları
- Penti Yılbaşı Pijama Takımı
- Vakko atkı
- Paşabahçe Termos
- Telefon çantası
- Lügat365 yeni yıl seti (ajanda defter vs)

hediye edildi :)
0
silverleaf
(23.12.21)
kar küresi (yanlış anlaşılma ihtimali yoksa)
teraryum
0
bir soru sorcam
(23.12.21)
Zara'dan 200 TL'lik hediye kartı :)
0
naksidil
(23.12.21)
Zara Home'dan salted caramel koku, mum seti aldım. Bir de gingerbread koku aldım.
0
gabe h coud
(23.12.21)
(14)

Estetik

bbb_1
Merhaba bu duyuru kuzenim hakkında.25 yaşında ve dış görünüşüne baya düşkün. Daha önce burun estetiği , dudak estetiği ve göğüs estetiği yaptırdı. Teyzem (annesi) de çok moralini bozuyor şimdiden bu kadar çok müdahale yaptırırsa ileride ne olacak diye.geçen ay beni aradı kızımla bir konuş dövme y
Merhaba bu duyuru kuzenim hakkında.
25 yaşında ve dış görünüşüne baya düşkün. Daha önce burun estetiği , dudak estetiği ve göğüs estetiği yaptırdı. Teyzem (annesi) de çok moralini bozuyor şimdiden bu kadar çok müdahale yaptırırsa ileride ne olacak diye.geçen ay beni aradı kızımla bir konuş dövme yaptıracakmış vazgeçir diye. ( bu sanırım 4. Dövmesi) Bir de maaşının neredeyse tamamını kuaför ve makyaj malzemesini harcıyor. Abi olarak bir konuş kuzeninle dedi teyzem. Ben de 18 yaşından büyük , üniversitesini bitirmiş aklı başında ben ne söyleyebilirim ki dedim açıkçası. Bu arada kuzenim ile aram iyi . özgürlüğüne baya düşkün biri bu yüzden bir şey söylesem biliyorum aramız açılır. Ama şimdi de teyzem benimle konuşmuyor , yanlış mı yapmışım
0
bbb_1
(22.12.21)
doğru yapmışsınız.
0
blatta hiberna
(22.12.21)
Teyze kendi sorumluluğunu sana yüklemek istemiş. Hiç karışma, ısrar ederse ben de destekliyorum aslında hiç konuşmasam daha iyi dersin:)
0
ganbatte
(22.12.21)
Valla annesinin gelecek konusundaki endişelerini anlıyorum çünkü cidden şimdiden bu kadar estetik yaptırdıysa ileride sıkıntı çok büyük olur gibi geliyor bana da. O yüzden seni arayıp da "endişelerimiz konusunda bir de sen konuşup sen aktarmaya çalış" demiş olsa o konuda sıkıntı yoktu bence.

Mesele ise yukarıda bahsettiğim gibi değil de direkt "dövme yapacak vazgeçir" meselesi olduğunda ise haksız çünkü direkt kendi istediğini dayatmaya/yaptırmaya çalışıyor. O yüzden bence yanlışın yok.
0
j r r tolkien hayrani
(22.12.21)
Doğru yapmışsınız tabii ki. Şahsen benden birkaç yaş büyük bir erkek gelip bana kendince abilik yapıp dövme yaptırmamamı, estetik yaptırmamamı falan söylese inanılmaz sinir olurdum.
0
ms brownstone
(22.12.21)
Kızının kendiyle derdi var, bunun sebebini öğrenmek lazım teyzoş; bi psikoloğa gönder çözüm onda bende değil de.
0
Bruce
(22.12.21)
Bunun doğrusu yanlışı yok. İstediğiniz gibi davranmışsınız da bu durumun aklı başında olmakla alakası yok. Üniversite bitiren her insan mantıklı biri olup çıkmıyor. Yaşça büyük olup 0 beden takıntısı olan bir sürü insan var. BBC'de okumuştum. Meksika'da genç kızlar suç çetelerinin istediği kadın tarzına sahip olabilmek için estetik yaptırıyorlarmış.

Haber de şu.

www.bbc.com

Demek istediğim, bu tip yoğun estetikler psikoloji kaynaklı olabilir. Gerçekten de kendine zarar vermeye başlamış olabilir.

Vazgeçirmeye çalışmadan da aranız iyiyse bir konuşabilirsiniz diyorum ben.
0
dissendium
(22.12.21)
Yani bence de keşke yaptırmasa, ancak insan nasıl olmak istiyorsa öyle olmalı değil mi ? Belki ilerde fikirleri de değişir .Ben de bir ara kulağımı deldirip küpe taktırmıştım ama üniversite bitince hevesim de kaçtı bir daha hiç takmadım
0
🌸bbb_1
(22.12.21)
"benim aklım bi karış havadaydı çekip karşıma düzgünce anlatıp ikna etmeyi deneseydin keşke" diyebilecek bir ilişkin varsa kuzeninle çek konuş doğru bildiklerini aktar bence.

yaptıklarını destekliyorsan da "annen sana ulaşamıyor beni yokladı, yine bildiğini yaparsın sıkıntı yok ama onlarıda dahil et süreçlere" diyip kendini sıyır ortamdan..
0
core i
(22.12.21)
Yani genelde baskıcı bir aile olarak tanımlanabilirler, kuzenimin yaptıkları da biraz onlara karşı öc almak gibi oldu sanırım . Yani kızı lisede bile arkadaşları ile bir yere göndermezlerdi gönderirlerse almaya babası giderdi vs.
0
🌸bbb_1
(23.12.21)
Teyze kendi sorumluluğunu sana itelemeye çalışmış +1
Bana küseceğine ailece bir terapiste gitseniz de kök sorunun ne olduğunu anlasanız +1
Bir de dövme bana kalırsa kuzenin yaptırdıkları arasında en az marjinal olan şey. Sokaktaki 5 kişinin 3'ünde dövme var gibi zaten. Oraya gelene kadar burun, dudak, göğüs estetiğini kim fonladı acaba? Kendisi mi çalışıp kazandığını buraya yatırıyor, yoksa başta çocuk istedi diye göz yumup sonradan mı akılları başlarına geldi?
0
SiyamkedisiZorro
(23.12.21)
Estetik yasliyken yaptirilmasi gereken bir sey degil ki? Begenmedigi yerlerini degistirerek ozguvenini arttirip hayatinin tadini gencken cikarmasinda yanlis bir sey goremiyorum ben. 60 yasinda gogsumuzu yaptirsak ne olacak, onceki 40 sene boyunca bu yuzden mutsuz olduysak, kiyafetimizi yakistiramadiysak, cinsel hayatimizi vs etkilediyse, mutlulugumuza ket vurduysa yani. Yani demem su ki, teyzenizin yaklasimi ve sizin dusunceniz daha bastan dogru degil, teknik olarak, haliyle bir kisiyi o tutuma yonlendirmek de manasiz.

Ayrica 'abi olarak' demenizden yola cikarak soyliyorum, yetiskin bir erkek olarak akrabaniz olan yetiskin bir kadinin vucudu hakkinda yorum yapmaniz teyzenizin kizinin hayatina bu kadar karismasindan daha garip ve urkutucu olurdu bence. Dogru yapmissiniz.
0
sopiro
(23.12.21)
ameliyatları başarılı ve doğal olduysa
silikon taktırmadıysa kötü bi şey yapmamış

dövmeleri de zaten kafaya takmıştır, ömür boyu fit olmak zorundasın şeklinde giriş yapıp
yaşlı ve dövmeli insanlardan iyi-kötü örnekleri gösterip
ufak ve doğru bölgelere yapmasına yönlendirebilirsin belki de vazgeçmesine

bunları önce teyzenle konuş tabi
0
bir soru sorcam
(23.12.21)
@sopiro size katılıyorum .Ayrıca ben kız arkadaşıma bile bir konuda uyarıda bulundupğumda inadına tersini yapıyor :)
0
🌸bbb_1
(23.12.21)
Doğru yoldasın karışma
0
basond
(23.12.21)
(11)

ailenize yalan söylüyor musunuz

pikap
özellikle ünv çağini geçmis ve ailesiyle yaşayan kişilere sormak istiyorum bu soruyu. kastettiğim öyle ciddi büyük yalanlar değil. ne bileyim bi aktiviteye katilmak istersin söyleneceklerini ya da izin vermeyeceklerini dusundugun için iş toplantisi var dersin gibi. gidecegin yer uzak bir ilçedir sen
özellikle ünv çağini geçmis ve ailesiyle yaşayan kişilere sormak istiyorum bu soruyu. kastettiğim öyle ciddi büyük yalanlar değil. ne bileyim bi aktiviteye katilmak istersin söyleneceklerini ya da izin vermeyeceklerini dusundugun için iş toplantisi var dersin gibi. gidecegin yer uzak bir ilçedir sen daha bir yakin yer soylersin gibi. ben mesela içim rahat etmese de bazen soyluyorum veya dogruyu soylesem de bazen onlarin endiselenmeyecegi veya kizmayacagi tartisma cikarmayacagi sekilde bahsediyorum. ha tabii ki yine yalan olmus oluyor. icim rahat etmiyor ama beni buna mecbur birakiyolar. durust davrandigim da cok oluyor ama bin pisman ediyolar. hicbir zaman birey oldugumu kabul etmeyeceklerini kabul edip icim ve kafam ve vicdanim rahat sekilde yalan soyleyecegim en sonunda ama aliskanlik haline getirmek de istemiyorum. ama onlar da benim kendi kararlarini kendisi veren neyin dogru neyin yanlis oldugunu ayirt edebilen ozgur bir birey olduguma asla alismiyorlar.
0
pikap
(20.12.21)
Ben bu tip şeyleri yalan olarak görmüyorum ya, illaki oluyor ama söylesem de bir şey fark etmeyecek diye anlatmaya değer bulmuyorum. Ama hayati önemde şeyler olursa söylerim tabi. Mesela inançsız biriyim ama aileme bunu anlatıp da ne kazanacağım
0
olaylar olaylar
(20.12.21)
Sadece erkek arkadaşımda kalacağım zamanlarda kız arkadaşımda kalıyorum diyorum. Onlar da zaten kurcalamıyorlar tamam diyip geçiyorlar. Onun haricinde izin almamı gerektirecek bir durum yaşanmıyor ya da kızarlar diye fikirlerimi saklamıyorum.
0
tamam sakinim
(20.12.21)
Ben daha çok hiç konuşmuyorum. Beni dürüst olunca pişman ederler. O nedenle kısa kısa konuşuyorum. Ya da son onda onların müdahale edemeyeceği şekilde söylüyorum. Örneğin; yarın akşam 9 da bir yere gideceğim, o vakit gelmeden söyler, çıkarım. Erkek arkadaşım olursa asla söylemem. ''onlar da benim kendi kararlarini kendisi veren neyin dogru neyin yanlis oldugunu ayirt edebilen ozgur bir birey olduguma asla alismiyorlar.'' benimkiler de böyle. Hatta annem, o evlenmedi, onun özeli olamaz demişti ağabeyime. 30+ üstüyüm özelim olamazmış!
0
geçerkenugradım
(20.12.21)
@geçerkenugradım evet bi de özel konular var. benimkiler de içten içe evlilik durumum olsun istiyorlar hatta eşe dosta sitem ediyorlar telefonlarda duyuyorum. gelin gorun ki sosyallesmeye gezmeye tozmaya da bin laf ediyorlar. gokten eve adam inecek sanki nasil evlenmemi bekliyorlarsa bu kisitladiklari hayatimda.
0
🌸pikap
(20.12.21)
hepsini söylemediğim oluyor
aileler gereğinden fazla meraklı kişisel alan tanınmalı kötü olmayan şeyler için
0
bir soru sorcam
(20.12.21)
Ohoooo Türk aile yapısının şanındandır bu
Şimdi kimse bizi linç etmesin ama yaş 35 de olsa Çok nadir aileler dışında aileden hepimiz gizli saklı takla atarız..ha takla dediğim kötü bişi mi yoo hayır. Konsere gidilecektir ahmet mehmet değil ayşelerle gidilir. Tatilde asla içilmez, hep yemeğin yanına kola açılır.

Ben gidip falan yeri tek gezeceğim desem höt otur evinde diyeceklerini bildiğim için kaç kere günü birlik uçağa binip gezip akşam dönmüşümdür.
Arkadaşların bunu duyunca sana bin türlü akıl verir, sanki sende bir eksik varmıi gibi.

Bu bizim eksiğimiz değil.
Değişir mi ? Değişmez.

Ama benim gördüğüm kadarıyla aileden gizli saklı işler yapmak da zamanla hataya itiyor.
O baskı yüzünden yanlışa sürükleniyorsun.

Çocuklarının onlardan gizli yaşamaması için onlara birazcık destek olan ailelerde ise çocuklar daha başarılı oluyor

Ne çok özgürlük ne çok baskı.
İkisinin ortası olmalı.
Aşırı özgür arkadaşlar da aşırı baskı görenler de çok hatalı yollara saptı.

Ama ailesi ile konuşabilenler gördüğüm kadarı ile daha istikrarlı.

Erkek arkadaşlarını örneğin ailelerinin evine davet edebilen kızlar böylece ailenin fikrini anlayabildi. Gizli saklı yaşamak zorunda olanlarsa hatalı seçimlere düştü.

Yaş takvimde artmış olabilir. Ama tablo değişmiyor
0
photo85
(21.12.21)
Babam 65 yaşında hala annesine yalan söylüyor :)

Gerektiğinde ben de söylerim vicdan vs yapmam. Her şeyi bilmeleri gerekmiyor.
0
jazzabel
(21.12.21)
çok söyledim, iyi ki de söylemişim. hala da söylüyorum. bazı konuları benim kendim çözmem lazım.
0
roket adam
(21.12.21)
genelde cok irdelemeseler de yalan söylediğim olur ama haber vermemeyi tercih ederim. haber vermeden yurt dışı tatili yapıp geldiğim bile oldu dönüşte magnet alıp dolaba yapıştırdım. iki saat corona var muhabbeti dinlemek beni yapacağım şeyden vazgeçirmez zaten kararım belli. söylediğim yalanlar da onlar üzülmesin, gerilmesin diyedir. yaşamak istediğim bir şey için tartışmalara girmeyi istemem. genelde yapacağımı yaptıktan sonra da anneme fısıldarım "he ben şunu yapmıştım" gibi. bir gram vicdan yapmıyorum zaten nisbeten özgür kafadalar onlar da niye söylemedin diye kahrolmazlar. herkes kendi hayatını kurmaya çalışıyor/yaşıyor
0
ala09
(21.12.21)
cesitlilik olsun, ben soylemiyorum ya. bazi seyleri anlatmadigim oluyor ama a sandiklari sey b olmuyor. 8-9 yasindan beri boyle yetistim, bu oknuda bi sekilde hep orta yolu bulduk memnunum bu durumdan.
0
reavelyn
(21.12.21)
Türk aile yapısının şanından+1

Evlenene kadar çektiğimi ben bilirim. Yalnız ya da arkadaşlarınla tatile gidemezsin. Akşan bir saatten sonra konserdi, gezmeydi olmaz. Erkek arkadaşın olmayacak ama mümkünse kendin eş bulup evleneceksin (nasıl oluyorsa). Evlenince de karışmaya çalıştıkları oldu da o zaman "hayırdır?" dedim.
Pek yalan söyleyebilen biri değildim. O halimle evlenmem mucize oldu gerçekten.
Bir iş arkadaşım (büyüğüm diyeyim) o zamanlar üniversiteye giden kızı için bana şöyle demişti. "Bazen arkadaşlarıyla akşam çıkmak istiyor. Gece geç gelecek, biliyorum. İçim gidiyor. Diyorum ki kendime "şimdi sen ölmüş olsaydın ne yapacaktı, kendi istediğini yapacaktı. Bak yaşıyorsun. Bir ihtiyacı olursa gider koşarsın ama kararları artık kendinin vermesi lazım". Budur.
0
SiyamkedisiZorro
(21.12.21)
(9)

raporlarınız, ödevlerinizde basit hatalar oluyor mu

bir soru sorcam
son günlere bırakıyorum işioturup güzelce yazıyorum, mükemmel olmuş diyorumertesi gün bir bakıyorum harf hatasından cümle düşüklüklerine bir sürü şey varelbette %100 doğru olması beklenmez ama bana biraz dikkat eksikliğim fazla gibi geliyorsiz nasıl tanımlarsınız kendinizi
son günlere bırakıyorum işi
oturup güzelce yazıyorum, mükemmel olmuş diyorum

ertesi gün bir bakıyorum harf hatasından cümle düşüklüklerine bir sürü şey var

elbette %100 doğru olması beklenmez ama bana biraz dikkat eksikliğim fazla gibi geliyor

siz nasıl tanımlarsınız kendinizi
0
bir soru sorcam
(17.12.21)
yazdığım raporu en az 3 kez okurum. her seferinde de hata çıkar.
0
sttc
(17.12.21)
Hatalari bulmanin en saglam yolu yazdirip birkac saat sonra kagittan okumak. Bilgisayardan yazdigin dokumandaki hatalari gormek cok zor.
0
hot potato
(17.12.21)
oluyor, makalelerde bile oluyor. olur o kadar.

birinde disleksi, adhd falan varsa böyle şeyler artıyor olabilir, bilemem ama gramer hatalarına rastlıyorum ben. çok da dert etmiyorum. mükemmel diye bir şey yok.
0
passion rules the game
(17.12.21)
evet oluyor hatta başkasına okutturunca dahi gözden kaçıyor
0
iwillsee
(17.12.21)
Oturup tek seferde hatasız bir metin yazmam imkansıza yakın:D
Yazdıktan sonra birkaç saat ara veriyorum. Aradan sonra ilk iş Word'de yazım denetimi yapıyorum. Google ve Microsoft'un text-to-speech sevisleri var. Bir de onlarda sesli okutuyorum. Düzeltmek istediğim yerleri işaretliyorum. Sonra bir daha word denetimi+tts. Bu ikinci seferde düzeltecek bir şey bulamıyorum genellikle. Sadece kontrol amaçlı oluyor.

Hot potato'nun dediğini yapamıyorum çünkü bende o kadar irade ve odaklanma yeteneği yok.
0
ganbatte
(17.12.21)
raporlarımda olmuyor, üniversitedeyken ödevlerimde olmuştur. okulda ben de son dakika insanıydım denebilir. ama 180 derece değiştim işe girince. herhangi bir iş için son tarih gelene dek 50 kere bitirmiş kontrol etmiş ettirmiş oluyorum.
0
erenderk
(17.12.21)
Evet oluyor. Ama öncesinde 3-4 katı kadar oluyordu. Sonra meslek hayatım süresince yazım sonrası kontrole daha çok özen göstermeye başladım. Yazdığım raporların çıktısını alıp en az bir kere okuyorum. Hata olabilecek yerleri kontrolör veya işveren gözü ile değerlendiriyorum. Metin kısmının yanında çıktılarda ne elde edilmiş, tablolar ve sonuç kısmı arasında fark var mı, raporda ne demek istiyor, buna dayalı bir gözden geçirme yapıyorum.Özünde dikkatsiz bir insan olsan da bunlar düzeltilemeyecek konular değil.
0
trixi
(17.12.21)
İlk yazımda hata olur. O sebeple genelde grammar check yaptırıyorum (hangi dilde yazıyorsam). Cümle düşüklüğü için de raporu bir de yüksek sesle okurum (önemliyse). Emaillerde yapmıyorum bunu genelde, sonra hata çıkıyor.
0
SiyamkedisiZorro
(17.12.21)
Üstteki tavsiyelere ek olarak eğer çıktı alamıyorsanız font değiştirmek de işe yarıyormuş diye okumuştum.
0
peki madem
(17.12.21)
(11)

İltica eder miydiniz?

Unde bach canim
Nitelikli olarak gitmenin zor olduğu bir ülkeye gitmek isteseydiniz iltica eder miydiniz? Ülkenize bir daha dönemeyebilirsiniz, bir şekilde dönseniz bile vatandaşlığınız elinizden alınabilir ya da iltica için yaptığınız şey yüzünden türk vatandaşlığından çıkarılabilirsiniz.Bu durumları göze alır mıy
Nitelikli olarak gitmenin zor olduğu bir ülkeye gitmek isteseydiniz iltica eder miydiniz? Ülkenize bir daha dönemeyebilirsiniz, bir şekilde dönseniz bile vatandaşlığınız elinizden alınabilir ya da iltica için yaptığınız şey yüzünden türk vatandaşlığından çıkarılabilirsiniz.

Bu durumları göze alır mıydınız? Unutmayın, nitelikli iş gücü olarak gideniyorsunuz.
0
Unde bach canim
(17.12.21)
Türkiye'deki niteliğe göre değişir bu sorunun cevabı. Kaybedecek önemli bir şey yoksa gidilir.
0
garylineker
(17.12.21)
Kesinlikle hayır.
0
hayirsiz
(17.12.21)
Ben gitmezdim. Ailem, akrabalarım vs bırakamam. Ayrıca türkiye burada yaşamayana gayet güzel bi ülke.

Ben olsam nitelikli gidebileceğim bi ülkeye giderdim ilk aşamada, sonrasında asıl gitmek istediğim yere gitmek için araştırma yapardım.
0
zimbirik
(17.12.21)
Kısa bir süre yaşadığım Amerika'da Türk'ler arasında konuşulan hikayeler olurdu. Gemiden atlayıp yüzerek kıyıya ulaşanlar, sonra çok çalışıp büyük yatırım sahibi olanlar vb. Hatta benim çalıştığım benzin istasyonu da böyle bir Türk'e aitti. Adamın 10'dan fazla istasyonu vardı ve detaylarını hatırlamasam da benzer bir hikayeye sahipti.

Burada önemli olan şu: Ne kadar gözü kara bir yapınız var. Fazla ehil/eğitimli insanların bu zor şartlarda yıllarını geçirmesi pek kolay değil. Nitelikli iş gücü olarak orada bulunmakla vasıfsız işlerde, soğukta, karda, insan yerine koyulmadan yaşamak, hele ki belli bir yaştan sonra pek kolay değil.
0
msb
(17.12.21)
Net ve kesin bir şekilde hayır.
0
roket adam
(17.12.21)
Henüz o kadar umutsuz durumda değilim. Şimdiki halimle iltica etmem diyorum (gitmek ayrı, iltica ayrı kaydıyla cevap veriyorum).
0
SiyamkedisiZorro
(17.12.21)
iltica etmem için bir sebep yok.
0
erenderk
(17.12.21)
Şu şartlarda kesinlikle hayır. Asayiş bozulursa da son çare olarak belki.
0
chavezding
(17.12.21)
illa gideceksem nitelik kazanmaya çalışır, öyle giderdim.

ilticanın -zaten olması gereken tek sebebi- çeşitli gerekçelerle hayati tehlike olmalı. politik, cinsiyet, sağlık vb sebeplerden ölümcül bir sebep yoksa olmamalı diye düşünüyorum. aksi durumunu mantıklı da bulmuyorum.
0
rewlack
(17.12.21)
Eksi duyuru icin sacmaladi, su alttaki cevabi yaziyorum ve iki kisi arasi dialog diye siliniyor.

turkiye'deki kaybedeceklerine bagli. malvarligin varsa devlet el koymaz sanirim, hatta bence hapis de yatmazsin, devleti epey bir karalaman gerek bence, fetocuyum falan dersen turkiye'yi unut ama escinselim dersen turkiye'ye donersin sonra.
0
baldur2
(17.12.21)
iltica cok cok sikinti bir surece donusebiliyor, ben cok kayis kopartan gordum. Seni biktirmak icin 5 sene, 10 sene beklettikleri olabiliyor. Tanidigim, cocuklarin 8-9 seneden beri gormeyen insanlar var.

kimseye tavsiye etmem, insan zaten ortalama 70 sene yasiyor, hicbir ulkenin vatandasligi bunun 10-15 senesini yakmaya degmez.
0
cooperr
(18.12.21)
(10)

gümrükte takılan hediye - şarap

nonik
Merhaba,Yöneticim Christmas hediyesi olarak şarap göndermiş şirket adresime, içeriğini de "gift-wine" belirtmiş. UPS'ten şirketin tedarik zinciri bölümüne mail göndermişler gümrükte takıldığına dair. onlar da gümrüğe bırakmaktan başka şansımız yok "numune" olarak belirtilseydi bir şekilde belki alır
Merhaba,

Yöneticim Christmas hediyesi olarak şarap göndermiş şirket adresime, içeriğini de "gift-wine" belirtmiş. UPS'ten şirketin tedarik zinciri bölümüne mail göndermişler gümrükte takıldığına dair. onlar da gümrüğe bırakmaktan başka şansımız yok "numune" olarak belirtilseydi bir şekilde belki alırdık ama şimdi tarım bakanlığından içerik analizi vs bir sürü döküman çıkarılması gerekir çok da pahalıya patlar sen onu unut dedi. Yöneticim de nasıl alabilirsin diyor.

Bu işi çözmenin bir yolu yok mu gümrük vergisi neyse ödesem ya da en azından adama geri gönderme şansım yok mu?

Bir bilen varsa medet lütfen.

Teşekkürler.
0
nonik
(15.12.21)
Söylenenler dogru hocam ne yazik ki.

Ayrica her türlü evragi hazirlasaniz bile size en az 20 dolar gümrük haraci kitlerler(gift olmasi bir sey degistirmez) bosa masraf...
0
Avoiding The Puddle
(15.12.21)
Ağzın laf yapıyorsa gider konuşur, memurun cebine bişeyler sıkıştırmaya çalışırsın. Ben bu masrafı yapayım ama uzun sürecek, gel ben yine o masrafa gireyim ama kısa sürede halledelim şu işi, bana yardımcı ol gibilerinden yokla bakalım. Eskisi gibi değil bu işler ama denemekten zarar gelmez, gümrük memurları severler böyle şeyleri.
0
Bruce
(15.12.21)
şarap gıda ürünü olduğu için işler belki başka yürüyordur ama göndericiden ürünün numune olduğunu gösteren bir invoice isteyebilirsiniz, mal bedeli de gümrüğe sunulmak üzere sembolik olarak atıyorum 10 dolar olabilir. bunun üzerine UPS ile iletişime geçip malın ETGB kapsamında değerlendirilmesini istediğinizi söyleyebilirsiniz. bu durumda onlardan basit bir form geliyor sizin doldurmanız gereken, o formu doldurup geri gönderiyorsunuz, üç iş günü içinde sonuçlanıyor genelde ve geliyor.

bu dediklerim gıda olmayan ürünler için geçerli, tarım bakanlığından izin gerekip gerekmeyeceğini bilemiyorum, bir şansınızı deneyebilirsiniz yine de.

bahsettiğim işlemler için ups'in mail adresleri;

[email protected]
[email protected]
0
rahip janick
(15.12.21)
@rahip janick,

gönderiye numune yazmamış, bottle of wine -gift demiş, bir de üstüne bedelini 50CHF diye belirtmiş :(
0
🌸nonik
(15.12.21)
@nonik, Kaç para ulan bir frank! :(

ya ama dediğim gibi bir invoice daha düzenlemesini isteyip öyle de şansınızı deneyebilirsiniz. gümrük emsal bedel olarak yüksek bir meblağı belirlerse vergisi de çok olur sanıyorum. gerçi oranını bilmiyorum, atmayayım. Gümrük memurları biraz değişik çünkü. Malın bedeli gerçekte 5 dolar bile olsa, "bu kesin daha fazladır" deyip invoicetaki bedeli kabul etmeyebiliyorlar. :)

ama gümrük memuru analiz için kimyahaneye falan gönderirse hem para hem de vakit kaybı olur sizin için. eğer yapabilirseniz gümrükçünüz ile görüşün ve Bruce'un dediği şekilde halletmeye çalışsın. :)

bence siz yine de bir benim ilk dediğim yolu deneyin, olursa olur, olmazsa gümrük memuru yılbaşında güzel bir şarap içmiş olur. :)
0
rahip janick
(15.12.21)
Bruce'un dediği ile alakalı bir yorumum var; çalıştığım bir yerin gümrüklü antreposu vardı. Oradaki gümrük memuru haftada/ayda bir tutanak tutardi resmen. Oralarda çalışan kac kisiye tutanak tuttugunu biliyorum.
Yani isini ciddiye alan adama denk gelirseniz sıkıntı çıkabilir. Şahsen biri bana böyle gelse ben kişiye ders verirdim.
0
logisticsmanager
(15.12.21)
Maalesef şarap böyle bir sürece tabii. Bizim HQ bazı yöneticilere şarap göndereceği zaman uyarmıştık. Hediyeyi biz buradan alıp gönderilecek kişilere gönderiyorduk.
0
SiyamkedisiZorro
(15.12.21)
Hocam ne yaptın şarabı? :B
0
rahip janick
(17.12.21)
@rahip janick,

UPS'e geri göndermelerini istedim :( iade için tekrar gönderim ücreti + navlun ödeyeceğim, başka türlü işin içinden çıkamayacaktım.

ama eğer ben özellikle geri gönderim demeseymişim 20 küsur gün sonra devletin oluyormuş satılıyormuş dedi bizim şirketteki lojistik bölümünden arkadaşlar.
0
🌸nonik
(17.12.21)
Hahaha küllüm zarar oldu. Olsun, kısfmet değilmiş. :)
0
rahip janick
(17.12.21)
(8)

emlakçıyı nereye şikayet edebilirim (Remax)

kleider
Geçen hafta bir ev bulup emlakçısiyla konuştum anlaştım, sonrasında kendi evimi sattım , kredi çekme işlemine başvurdum. 4 gün sürdü tüm bunlar, tabi bu esnada hergun arayıp bak evimi satıyorum kredi çekiyorum , bir sıkıntı yok değil mi diye teyit aldım. Araya haftasonu girdi krediden haber bekliyor
Geçen hafta bir ev bulup emlakçısiyla konuştum anlaştım, sonrasında kendi evimi sattım , kredi çekme işlemine başvurdum. 4 gün sürdü tüm bunlar, tabi bu esnada hergun arayıp bak evimi satıyorum kredi çekiyorum , bir sıkıntı yok değil mi diye teyit aldım. Araya haftasonu girdi krediden haber bekliyorum pazatesi tapuya gideriz diye düşünüyorum,

Pazartesi sabah aradı , ortak mal diğer kardeş yurtdışında paranin değeri çok düştü zam yapmak istiyor, dedim sizinle konuştuk bilgileri var dediniz , ben ne yapabilirim , bazen çok da zorlamamak lazım gibi cevaplar verdi.

Bugün tekrar konuştuk , ev sahipleri % 20 zam yaptı fiyata ama ben %10 zama ikna ettim , fiyat bu dedi , neyseki evi çok da istemiyordum , zaten dolarda beklediğim için istediğim zaman istediğim yerde alırım da,

Bunun yaptığı acayip kanıma dokundu, belki kuruşu kuruşuna biriktiren biriydi , ne yaptığınızin farkında mısınız , terbiyesizlikten öte bir durum diyorum,
ben ne yapayım bende kârımdan oldum diyor, aptal aptal konuşuyor.
Biraz daha konuştuk kösele surat olmuş , sözü yokuşa götürüyor


Böyle haysiyetsizligi nasıl şikayet edebilirim, vatandaşı koruyan bir yasa var mıdır
0
kleider
(14.12.21)
iyi de burada emlakçının suçu ne anlamadım ben.
0
msb
(14.12.21)
Bir emlakçı düşmanı olarak ben bile bu soruyu sormak istiyorum. Bunda emlakçının suçu ne? Evin sahibi emlakçı değil. Fiyat artışı yapan emlakçı da değil. Bence siz öfkenizi yanlış yere yönlendiriyorsunuz. Fiyatı artıran ev sahibine sövmeniz lazım. Ev sahibi ben fiyatı yükselttim demiş emlakcı da size aktarmış
0
limonlu eksi
(14.12.21)
Evi sat dolar yap, alacağın evi oyala ki dolar artsın, sonra gel emlakçıyı haysiyetsiz yap :)
0
syabk
(14.12.21)
Kapora vermemişsin, sözleşme yapmamışsın, açıkçası bence size bi ders olmuş diyelim. Emlakçılık bir şey yok adam aracı sadece. Ne yapacaktı aradaki farkı cebinden mi ödeyecekti
0
roket adam
(14.12.21)
Kaporo verilip sözleşme yapılana kadar verilen vaatlerin hepsi maalesef pamuk ipliği.
Kaporo verme konusunda siz mi isteksizdini bilemiyorum tabii, telefonda teyitle ilerlenecek bir durum değil. Hakikaten çok zor durumda kalabilirdiniz.
Aklınızda olsun kaporo + cayma cezalı sözleşme muhakkak.
Ben de bu kadarlık hikayede emlakçıyı direkt haksız görmedim. Eğer size bu kaporo hikayesini anlatmamışsa işini eksik yapmıştır diyebiliriz ama.
0
SiyamkedisiZorro
(14.12.21)
emlakçı aracı oluyor.
karından nasıl olmuş onu anlamadım. satış fiyatını yükselince onunda yükseliyor. onunda parmağa olabilir.
0
all girls dream
(14.12.21)
@allgirls, emlakçı zaten yüzde 2 gibi bir şey alıyor.
Evin fiyatı 50 bin lira artsa emlakçı sadece bin lira daha fazla kazanacak. Hazır anlaşılmış işi bozmak isteyeceğini sanmıyorum.
0
michael_knight
(14.12.21)
Remax aracıysa emlakçı kazandığı paranın yüzde ellisini şubesinin brokerına veriyor zaten. Yani fiyat artışından kazanacağı büyük bir para yoktur hakikaten. Evi satanların şark kurnazlığı yapması olabilir bu, madem bu kadar hızlı alıcı çıktı daha yükseğe de satılır gibi. Ya da Avrupa’daysa hakikaten eline geçecek para azalıyordur, makul gelmez bu satış. Ama yine de suç ev sahibinde gibi, emlakçı zor durumda kalmış ve açıklamaya, idare etmeye çalışıyor durumu.
0
kullanıcıadımbuolsun
(15.12.21)
(19)

"en kötü kurumsal firma, en iyi patron firmasından evladır"

estranged
bu "genelleme"ye yüzde kaç oranında katılırsınız?
bu "genelleme"ye yüzde kaç oranında katılırsınız?
0
estranged
(14.12.21)
0
0
PoscheN
(14.12.21)
Ne yapmak istediğine, nasıl çalışmak istediğine bağlı. Kurumsal şirkette prosedür ve bürokrasiye takılan bir çok süreci patron şirketi ile 5 dk'da çözebilirsin. Bu süreç yıllık zam oranı da olabilir, ekibi büyütme kararı da olabilir, ofise kahve makinesi almak da.

Patron iyiyse %0 katılırım. Patron normalse %40 katılırım. Patron kötüyse %80 katılırım.
0
Bruce
(14.12.21)
Ben de katılmam. Evet prensip olarak kurumsal firmada çalışmak daha derli toplu bir iş hayatı sunar size. Maaşınız asla aksamaz örneğin. Ama iş hayatındaki mutluluğun temel belirleyici noktası ilk amirinizdir. Muhteşem bir düzgünlükte işleyen bir sistemi olan harika bir kurumsal şirkette dahi ilk amiriniz sizi canınızdan bezdirebilir.
0
pispinti
(14.12.21)
80
0
rewlack
(14.12.21)
"...iş hayatındaki mutluluğun temel belirleyici noktası ilk amirinizdir." Çok doğru bir tespit.
Genellemeye ben de katılmıyorum.
0
ganbatte
(14.12.21)
Ben de çok katılmıyorum. Yerine göre patron firması çok daha iyi ve esnek olabiliyor. Kurumsallar ise çok hantal olabiliyor bazen. Bence bu genelleme yanlıştır.
0
roket adam
(14.12.21)
ikisinde de calistim, kendine gore avantajlari ve dezavantajlari var ikisinin de. ilk amirin iyi olup olmamasi kurumsal ya da patron sirketi olmasindan daha onemli cumlesine katiliyorum. sizin genellemenize katilmiyorum.
0
in vino veritas
(14.12.21)
Tamamen senin beklentilerin ve patron'un kişiliğiyle alakalı bir şey.
Kurumsal firmaların belirli bir standardı vardır. Her firma üç aşağı beş yukarı aynıdır.
Patron firması mükemmelle rezil arası bir yerdedir. İçine girmeden nerede olduğunu bilemezsin.
0
Mirket
(14.12.21)
%90 katilmam.

ilk amir cok onemli +1

iş hayatindaki huzurunuz buyuk olcude ilk yoneticinize bagli. ne kadar duzgun bir iletisim tarzi var, ne kadar adil ve etik vs.

iki senaryo dusunelim:

1. patron firmasi, patron etik degerleri olan adil olmaya calisan iyi bir insan. calistiniz alanda bilgisi ve deneneyimi cok iyi. elinden geldigince size bilgi ve deneyim katiyor ve etik is yapmaya calisiyor.

2. kurumsal firma, hicbir etik deger yok, hatta sirket kulturu birbirinin ayagini kaydirip yukselme uzerine kurulu. yalanlar, iftiralar, arkadan is cevirmeler. profesyonel gelisiminiz baltalandigi gibi surekli kendinizi korumaya calismaktan anksiyete bozuklugu yasiyorsunuz.

boyle iki alternatif arasindan kesinlikle patron firmasini tercih ederdim.

is hayatinda hicbir yerde, hicbir zaman %100 etik ve %100 adalet yok, olmayacak. ama en azindan bu degerlere inanan biriyle calismak daha iyi olur.

ornegin bazi buyuk sirketlerin kulturu tamamen bireysel rekabet uzerine kuruludur. ayaginizi kaydirmaya calisan ilk yoneticiniz bile olabilir. size verilmeyen bir is sanki verilmis ve siz yapmamissiniz gibi oyunlar oynarlar. veya ilk yoneticinize %100 itaat etmediginiz icin kendinizi bir anda kapi onunde bulursunuz.

hepsi sahit oldugum olaylar maalesef :(
0
la lykia
(14.12.21)
Sektörüne göre değişiyordur herhalde ama işim gereği en büyüklerden onlarca kurumsal firmada danışman olarak bulundum. Kötü kurumsal firma kadar enerji emen yer az bulunur. İçerideki insanlara sabır diliyorum öyle yerlerde.

Patron şirketleri de doğası gereği sektörüne, patronuna ve çalışanlara göre çok değişiyor. İlk çalıştığım yerlerden biri patron şirketiydi ama 5 ortaklardı. 4'ü ile aram iyiydi ama biri ile kötüydü. Onla kavga edip ayrılmıştım. O patron olmasa o şirketi çoğu kurumsal firmaya değişmezdim herhalde.
0
perferil
(14.12.21)
firmaya yöneticinize pozisyonunuza ve en önemlisi tecrübenize göre çok değişir.
0
patiska
(14.12.21)
%1 falan katilirim.
Nihayetinde benim rahatim ve bana olan getirisi onemli firmanin. Cok kral takilabilecegin patron firmasi var, surekli baski altinda ve mutsuz calisacagin kurumsal firma var.
Sahsen kurumsaldan patron firmasina gectim, eskisinden fazla kazaniyirum ve cok daha rahat takılıyorum.
0
stavro
(14.12.21)
hiç patron firmasında çalışmadım ama %99 katılıyorum.
0
gabe h coud
(14.12.21)
İlk amir çok önemli +1

Ama benim için kurumsal firma her zaman için tercih sebebi oldu. Maaşın aksamaz demişler, doğrudur. Başına biri gelip "sana ekmek veriyoruz" muhabbeti yapamaz. Benim çalıştığım kurumsal şirketlerde yeri geldi müdürü de şikayet edebildik. Bunu patron şirketinde yapamazsın.
0
SiyamkedisiZorro
(14.12.21)
Kurumsal firma dedigimiz firmalar ozunde zaten patron firmasi.
Patron sabah kalkip satislari begenmeyip ceo'yu kovabiliyor. Kimseye hesap vermek zorunda da degil.

Primin,maasin,zammin her sey patronun o sene verdigi hedefe bagli.

Girdigin yerdeki calisanlara bakmak lazim, kurumsal kafaya gecemedilerse firmanin ne oldugu cok da onemli degil.
Bazi yerlerde patron bile kendi yalakalari ile bas edemiyor.
0
divit
(14.12.21)
asla ve kat'a. kurumsal adi altinda turkiyede kac tane firma var acaba. adi kurumsal da olsa zaten haklarin cok az bu yuzden trde kurumsalligin bir sey ifade ettigini dusunmuyorum. ben de iyi gibi gorunen bir yerde calisiyorum ne bayramim var ne seyranim. isin kosullarina bakmak lazim sektor seni gece de calistirabilir, izinde de. diger ornek thy icin dusunursek maas indirimi yapildi pandemi zamani %30 kesinti! kim bir sey diyebildi? buyur sana kurumsal.
0
ala09
(14.12.21)
Cok net katilirim diyemem.
Yani misal koç şirketi patron firmasiysa denmez. Ama patronun sürekli başında olduğu bir işten bahsediyorsan yüzde 95 katilirim.
Örnek verirsem; bir tanıdığın forwarder şirketi var ve herkes mutlu. Zamaninda piyasanin en iyi maaslarini veriyordu, herkesi senede iki kere aileleri ile tatile cikarirdi falan. Çoğu çalışan da kurumsal forwarderdan gelenler.

Yani bu çok net söylenemez ama genellersek genelde kurumsal daha iyi. Denildiği gibi bugün patron firmasinda patrona geribildirim vermek zorken çoğu kurumsal firmada müdürüne geri bildirim verirsin yönetim tarzi vs ile alakalı.

Ben patron firmasinda calismam ama iyi patronun olduğu firma yok da diyemem. Çok rezil kurumsallar olduğunu da bilirim, mobbingin, asagilamanin normalleştigi.
0
logisticsmanager
(14.12.21)
Kolektif seyler deneyen tek tuk istisnalar disinda her firma patron firmasi. Once bunu anlamak lazim.
0
dunal
(14.12.21)
beklentilerine, kariyer hedefine göre de değişir bu ama genel anlamda katılmam. çok iyi patron firmaları da var, kurumsal görünen dandik şirketler de.
0
soft
(14.12.21)
(9)

delf ya da dalf sınavına girmiş olan var mıdır?

michonne
delf b2'ye girmek istiyorum, sınav ücreti 900 lira. c1'e girersem de 1350 lira. şimdi benim dil bilgim rezalet. grammaire bilgim gerçekten kötü, fakat konuşma okuduğunu anlama gibi şeylerde iyiyimdir. hatta 1.5 ay kadar simültane çevirmenlik yaptım 1 ay öncesine kadar. sorum şu, garanti olsun diye b
delf b2'ye girmek istiyorum, sınav ücreti 900 lira. c1'e girersem de 1350 lira.

şimdi benim dil bilgim rezalet. grammaire bilgim gerçekten kötü, fakat konuşma okuduğunu anlama gibi şeylerde iyiyimdir. hatta 1.5 ay kadar simültane çevirmenlik yaptım 1 ay öncesine kadar.

sorum şu, garanti olsun diye b2 için mi başvuru yapılmalı yoksa hayatım boyunca anlamadığım bir şey olan grammaire kısmını geliştirip almışken c1 mi alınmalı. sınav ücreti biraz düşük olsaydı senede 3 defa c1 sınavına girerdim ama malum şartlar.

sınava giren varsa süreci anlatabilmesi de harika olur.
0
michonne
(14.12.21)
Sinava girmedim ama subat gibi vatandaşlık için girerim. Ama delf falan değil de tcf yaparım.

Tavsiyem;
Telefondan dr. French. Çok güzel uygulama.
Onun üstüne "détecteur de fautes".
Va te faire conjuguer fiil cekimleri icin

Onun dışında dinleme vs için tv5monde applicationu.
0
logisticsmanager
(14.12.21)
+ commun francais var. O da iyi baya direkt sinava hazirlik için.
0
logisticsmanager
(14.12.21)
Bu arada illa delf mi gerekli? O hayat boyu ama iki sene geçerli olan tcf olursa seviye seçmenize gerek kalmaz.
0
logisticsmanager
(14.12.21)
C1 ile B2 arasında fark vardır diye tahmin ediyorum zira bu ikisi arasındaki fark gibi A2, B1 değil; daha farklı. Konuşma, okuduğunu anlama kısımlarında bile daha teknik detaylar olacaktır. Ben seneler evvel C2 için girmiştim, dışarıda B2 sınavına giren arkadaşımla sohbet ederken arada bayağı fark oldugunu anlamıştım. Daha sonraki sohbetlerimde de benzer farkların olduğunu gördüm.

Eger gerçekten B2'yi rahat geçerim diye düşünüyorsanız C1 için çalışıp öyle girin derim. B2 için de aslında zorlanabilirim diye düşünüyorsanız o zaman hiç zorlamadan direkt B2 için başvurun.
0
fraise
(14.12.21)
@logisticsmanager illa delf diye bir kaide yok ama ömürlük olması işe yarar. uygulama önerileri için teşekkürler. c1 mi b2 mi onun arasında kalmıştım.

bu arada özel olmazsa, vatandaşlık kısmını biraz açabilir misin? illa birisiyle mi evlenilecek? auchan'da kasiyerlik yapmaya da talibim ben.
0
🌸michonne
(14.12.21)
Ömürlük olması işe yarar ama seviyenizden tam emin değilseniz tcf iyi.
Sınava ne için gireceksiniz?
Ve evet :) yani Fransa'da master+calisma yaparak da vatandaş olabilirsiniz tabi ama asıl olay buraya gelmek zaten :/
0
logisticsmanager
(14.12.21)
@logisticsmanager açıkçası belirli bi amacım yok. şu olursa suratlarına delf belgemi vururum gibi. iş ararken işime yarayabilir ya da başka gereksiz şeyler için. boş vaktim varken değerlendirmek gibi daha çok.


fransa'ya her türlü gidilir de kalıcılık nasıl sağlanır onu bilmiyorum. en azından kaçak yaşamadan. muhtemelen anlamsız bir yüksek lisans ardından da kalmak için seçenekler aramak en olabilme ihtimalleri olan.

şimdiden başarılar size de.
0
🌸michonne
(14.12.21)
Kızım bir Fransız lisesinde okuyor. Henüz başlarda ama diğer tecrübeli velilerden duyuyoruz. C1 sınavı B2 sınavı gibi değil, ayrı taktikleri olan bir sınav diyorlar, hatta C2 über aşmışların sınavı, onu Fransız olan bile alamayabilir dediklerini de biliyorum.
Üniversitede okumak için aslında B2 yeterken pek çoğu (sosyal bilimler) C1, hatta hukuk veya felsefe okuyacaksanız C2 istiyor deniyor. Normal hayat için B2 yeter tabii.Gramerim kötü diyorsanız zaten B2 diyorum size.
0
SiyamkedisiZorro
(14.12.21)
@SiyamkedisiZorro teşekkürler, dediğiniz gibi b2 daha mantıklı olacak.
0
🌸michonne
(14.12.21)
(3)

Excel sorusu

SiyamkedisiZorro
Bir excel listesi var, tarih kolonu d.mm.yyyy gibi görünse de sıralama yaptığım zaman aslında text miş gibi sıralama yapmasından date formatlı olmadığını anlıyorum. Nasıl çevirebilirim date formatına?
Bir excel listesi var, tarih kolonu d.mm.yyyy gibi görünse de sıralama yaptığım zaman aslında text miş gibi sıralama yapmasından date formatlı olmadığını anlıyorum. Nasıl çevirebilirim date formatına?
0
SiyamkedisiZorro
(13.12.21)
giriş kısmında ortalarda "sayı" diye bir şerit var oradaki genel veya sayı ifadesini tarih e çevirin
0
egokalp
(13.12.21)
Buldum. Datevalue() ile oluyormuş
0
🌸SiyamkedisiZorro
(13.12.21)
@egokalp, dediğiniz değil sanki ama cevap verdiğiniz için teşekkür ederim.
0
🌸SiyamkedisiZorro
(13.12.21)
(9)

airfryer aletleri sizce işlevsel ve faydalı mi?

iwillsee
piyasada mevcut airfryer aletleri sizce işlevsel ve faydalı mı? kızarmış patates gibi şeyleri çok tüketen ama yağda kızarınca fazla kalori almaktan muzdarip bana faydalı gibi geliyor.. ama gerçekten işlevsel ve iyi bir ürün mü kullananlar deneyimlerini paylaşırsa çok sevinirim.
piyasada mevcut airfryer aletleri sizce işlevsel ve faydalı mı? kızarmış patates gibi şeyleri çok tüketen ama yağda kızarınca fazla kalori almaktan muzdarip bana faydalı gibi geliyor.. ama gerçekten işlevsel ve iyi bir ürün mü kullananlar deneyimlerini paylaşırsa çok sevinirim.
0
iwillsee
(13.12.21)
Bence cok da degil. Fanli firinda da benzer sonuc alinir. Tabii ki o kadar iyi olmaz ama benzer diyorum sonucta.
0
floydian
(13.12.21)
air frayerlerin büyük boyları oldukça pahalı.

yani hamburger yanında verilen bi avuç patates kızartmasıysa sorun evet alıp kullanabilirsin. yok ben 4 kişilik 5 kişilik pişireceğim bir kilo bi seferde pişireceğim dersen fiyatları çok artıyor.


ayrıca bimde satılan hazır patatesler fanlı normal bir fırında çok güzel oluyor arkadaşın dediği gibi.

alta yağlı kağıt seriyorum, patatesleri de 2 3 çorba kaşığı yağ ile yağlayıp üstüne az biraz tuz atıp atıyorum fırına. tabi aralıklı koymaya çalışıyorum.

bir bim patates paketinin yarısı 1 tepsiye sığıyor.
0
killerbee
(13.12.21)
blatta hiberna
(13.12.21)
Airfryer hediye geldi ve çok memnunum. Hediye olmasaydı büyük ihtimalle parama kıyıp almazdım ve çok şey kaybederdim. Patates kızartması, tavuk ve köfte konusunda çok memnunum. Biberi de güzel kızartıyor ama mesela patlıcan kızartması için epey bir yağlamanız lazım. Fırınla benzer gibi görünse de performansı farklı. Ama hakikaten çok pahalı.
0
SiyamkedisiZorro
(13.12.21)
hiç kullanmadım fakat refika birgül bayılıyor,öve öve bitiremiyor.
0
d e j i n
(13.12.21)
Firin icin yer yoksa alternatif olabilir ancak, ufak porsiyonlari cok guzel pisiriyor ama firin varken alinmasi gereksiz benim gozumde
Refikaninda sponsoru surekli guzellemesinden boo geldi
0
eja
(13.12.21)
evlerde kullanılan her türlü alet olabilir.
özellikle ufak tefek ev işlerinde, araçta bir takım işler için gerekli aletlerdir.
bakgelal.com
0
ForzAras
(16.02.25)
sadece patates kizartiyoruz.
tefal actifry spor
0
cooperr
(16.02.25)
Fırına oranla pratik ve hızlı olduğu için seviyorum, 1-2 kişi yaşayanlar için gayet güzel bir ürün gibi. Yani ben tek yaşayan birisi olarak öyle bir sürü şey yapıyorum diyemem köfte de pişiyor, dışarıdan aldığım kurabiyeyi de ısıtabiliyorum. Fırında olsa önden ısıtmaydı falan daha uzun bir süreç temizliği ile bence.
0
atom karincanin torunu
(16.02.25)
(16)

bavulumu toplayıp evden ayrılayım mı?

bleumarine
öncelikle (bkz: 2021 ekonomik krizi/@bleumarine)üniversiteden mezun olduğumdan beri yani 10 yıldır çalışıyorum. iş hayatımın ilk yıllarında deli gibi para biriktirmeye odaklandım ve çok küçük bir ev (stüdyo daire) alıp kredisini ödedim. bu dönemde ailemle yaşadım, elimden gelen her türlü maddi manev
öncelikle (bkz: 2021 ekonomik krizi/@bleumarine)

üniversiteden mezun olduğumdan beri yani 10 yıldır çalışıyorum. iş hayatımın ilk yıllarında deli gibi para biriktirmeye odaklandım ve çok küçük bir ev (stüdyo daire) alıp kredisini ödedim. bu dönemde ailemle yaşadım, elimden gelen her türlü maddi manevi katkıda bulundum. (bulunurum da zaten, bu dünyada sadece ailem var, bunu marifetmiş gibi söylemiyorum, yanlış anlaşılmak istemem.)

tam kredi bitti, kendi evime yerleşirim artık kendi hayatım olur derken pandemi patladı, babamın işleri kötüye gitti. o zamandan beri de aileme destek olabilmek için varımı yoğumu ortaya koydum. gerekirse evimi de satarım. 2 yıldır maaşımdan 200 TL bile kendime ayırmıyorum, harcamıyorum. bu dönemde bir ilişkim vardı, o da bitti. yani kendi hayatım kalmadı, ne kadar daha böyle sürer onu da bilmiyorum ülkenin hali ortada.

özetle 2 yıldır
-evden çalışıyorum. (08:00 - 18:00 arası bilgisayar başındayım, çoğu zaman akşam, bazen hafta sonu da çalışıyorum.)
-işim yoğun ve stresli
-kronik hastalıklarım var, salgından korkuyorum.
-bu nedenlerle neredeyse evden hiç çıkmadan yaşıyorum. kendim için yaptığım hiçbir şey yok.

sorun nerede derseniz; asla anneme yaranamıyorum. yaptığım ev işlerini asla yeterli bulmuyor. sürekli laf ediyor. hem çalıştığım hem kronik rahatsızlıklarım da olduğu için evde süperman gibi her işe koşamıyorum ama gerçekten elimden geleni yapıyorum.

hiç asi, huysuz bir iletişim tarzım olmadı, kendisine tane tane anlatmaya çalışıyorum. fiziksel olarak evden bu kadar çıkmamak, bu kadar oturarak çalışmak da sağlımı kötü etkiledi zaten. ama işe yaramıyor, sürekli laf ediyor.

en son bu akşam bana çok tembelsin dedi.

ben dün belim çok ağrımasına rağmen robot süpürge çalıştırdıktan sonra evi vileda yaptım, tozları aldım, gık etmedim, surat bile asmadım yemin ediyorum.
ki viledayı taşırken bile canımın acısından gözlerim doldu.

bana bu akşam dedi ki dün ne yaptın ki robot süpürdü zaten evi. vileda suyunu kaç kez değiştirdiğimi, belim ağrımasına rağmen her yerin eğile kalka tozunu aldığımı anlatınca da tembelsin ondan ağır geliyor iş yapmak dedi.

çok ağırıma gitti. hiç fevri bir insan değilim ama yarın bavulumu toplayıp kendi evime gitmeyi düşünüyorum. hep alttan alan, fevri hareketleri olmayan biri olduğum için böyle bir şey yaparsam şok olacaklar büyük ihtimalle ama gerçekten artık dayanamıyorum.

onlar benim canım, kıymetlilerim, ben onlar her şeyi yaparım ama bu lafları artık kaldıramıyorum. 1 değil, 2 değil. 34 yaşımdayım. yeni yetme ergen de değilim artık.

bir yandan da gayet iyi biliyorum ki hayat çok kısa, onlarla geçirecek kaç günüm var önümde bilmiyorum, pişman olacağım şeyler yapmak hiç istemem. ama psikolojim bozuldu çünkü 2 yıldır konuşmak hiç işe yaramadı, ne kadar kırıldığımı, elimden geleni yapmaya çalıştığımı, sağlık sorunlarımı anlatmaya çalışmam işe yaramıyor.

siz olsaydınız ne yapardınız?
0
bleumarine
(13.12.21)
ayrıl coco diyerek başlıyorum.

insanlara ufak tefek anne tripleri gibi geliyor ama sizin durumunuzda benzer şeyler yaşayan arkadaşlarımdan gördüğüm kadarıyla bu olay sizi psikolojik olarak çok yoruyordur. bence zaten stresli işin üstünde bide bu tarz dırdırları çekmeyin. evden ayrılıp ayrılırken içinizdekileri annenizi kırmadan dökmeden söyleyin. yani ben böyle yapardım en azından.
0
golgi aygıtı
(13.12.21)
Kendi evinize geçmeniz onlarla bir daha gorusemeyeceginiz anlamına gelmiyor. sanki bir yaniniz öyle algiliyormus, öyle hissediyormus gibi geldi yazdiklariniz.

Pekala sahiden sanki terkediyormussunuz onları gibi de tepki verebilirler de, onun da bir şeyi farkettirmemesi lazım. Her gün bu duyduklarinizi duyduğunuz bir ortamda, her gün bulunmamak daha faydalı olur herhalde uzun vadede. Küsme falan lafı geçerse de geri adım atmayın bence, sonuçta bir kötülük yok ortada, konuşmasalar bile bir süre sonra yumusarlar illa ki.
0
encokbenisevinnolur
(13.12.21)
Konuyu biraz uzatmışsınız. Evden gitmeniz onların borçlarına artık destek olmayacağınız anlamına mı geliyor? Öyle ya da böyle kendi hayatınıza odaklanmanız lazım. Hayat çok kısa diye bir şey yok. Siz belki 50 yaşını göremezsiniz ama anneniz, babanız 90 yaşını görür. Ömür boyu onlarla yaşayamayacağınıza göre ne kadar erken giderseniz o kadar iyi.
0
dissendium
(13.12.21)
Hiç vakit kaybetmeden kendi evinize geçin. Kendi düzeniniz,kendi hayatınız olsun. Daha verimli çalışacağınızı,daha rahat edeceğinizi söylersiniz. Aslında bir açıklama yapmak zorunda da değilsiniz de içimiz rahat etsin. Birlikte yaşamaya devam ettikçe sorunlar artar, daha çok gerilir daha çok üzülürsünüz. Dediğiniz gibi hayat kısa,kendinizin kıymetini bilin.
0
asteriks
(13.12.21)
Aileye uzaktayken daha çok yaranılıyor, hemen her ailede bu durum var. En kısa zamanda geçmek lazım.
0
BuddyGuy
(13.12.21)
Belirli bir yaştan sonra herkesin kendi hayatını kurması, ailenin de bunu desteklemesi, çocuğu bağımsızlaşması için yönlendirmesi gerekiyor. Sizde tam tersi olmuş, bu sağlıklı değil. Şimdi ayrılmazsanız asla ayrılamazsınız. Bir an önce kendi evinize taşınıp, hayatınızı kurun. Yine gerek gördüğünüz kadar destek olursunuz.
0
gmzo
(13.12.21)
34 yaşında bir insan olarak ailenin her dediğini kafaya takmamak gerektiğini öğrenmiş olman lazımdı bence. belli bi yaştan sonra aile ile aynı evde yaşayınca default olarak başarısız, tembel ve hayat kuramamış bir insan etiketi yükleniyor üzerinize aile tarafından. herkeste böyle olmuştur yani.
0
roket adam
(13.12.21)
maalesef çok uzun geldi ekşideki yazıyla birlikte okuyamadım bi göz attım. yaş 34, iş var, ev var ve bunlara rağmen aile yanında yaşıyorsunuz... bu kadar veri yeterli. hemen ayrılın, kendi yaşamınızı kurun. bu ailenizi ömür boyu görmeyeceksiniz demek değil.
0
erenderk
(13.12.21)
BuddyGuy +1 Uzaktayken daha kıymetli olursunuz. Kesinlikle arayı bozmadan kendi evinize yerleşmenizi tavsiye ederim size.
0
pispinti
(13.12.21)
bence de kendi evine yerleş.
0
alt4y
(13.12.21)
belin ağrıyor ve canının acısından gözlerin doluyor.bu cümleye takıldım , annen rahatsızlığının derecesini bilmiyor mu ?
benim kızımın beli ağırsa ona vileda kovası taşıtamam , acaba annen ağrılarını ciddiye almıyor mu ya da bilmiyor mu ?
bu arada satın aldığın evin boş mu bekliyor ?
0
devilone
(13.12.21)
ne olursa olsun belli yaşlardan sonra aile ile evler ayrılmalı.ki yaşınız da 34 müş.koşarak evinize gidin.
0
drako
(13.12.21)
@devilone; ciddiye almadıklarını düşünüyorum.

dediğim gibi kronik rahatsızlıklarım var ama hayatımda hiçbir zaman mızmızlanan bir insan olmadım, lise yıllarımdan beri doktora kendim giderim, tahlillerimi yaptırırım, hangi tahlil neden yapıldı, sonucu ne çıktı bilmezler bile. ben genel bir anlatırım, 2 gün sonra unuturlar.

çocukluğumda ciddi rahatsızlıklar geçirdim, hastanede yattım birkaç kez. o zaman bir sürü farklı tedaviler denendi, farklı tetkikler yapılmıştı. o dönemdeki hiçbir sağlık kaydım yok örneğin, kaybolmuş, atılmış. hiçbir şey hatırlamıyorlar.

evet ev boş, evimi aldıktan sonra yavaş yavaş eşya alabildim kredi de ödediğim için. ara sıra 1-2 gece kalmaya gidiyordum. ama atıyorum çamaşır makinesi falan bile yoktu, hepsini yavaş yavaş zaman içinde alabildim. tam kredi bitti ve evime artık tamam belli başlı şeyleri aldım, yaşayabilirim dediğim noktada pandemi patladı, taşınmayı erteledim haliyle. belli bir süre için de ertelemediğim için (yani önümde en az 1 yıl taşınamam gibi bir şey yoktu, belirsizdi) kiraya da vermedim.
0
🌸bleumarine
(13.12.21)
Net olarak geçmedi ama kadınsınız sanırım. Türk anneleri oğulllarına ve kocalarına bu eziyeti yapmaz. Evden çalışıyorsunuz ya; bütün gün evde hiç iş yapmıyorsunuz anne gözünde. Yine yazmamışsınız ama tek çocuk gibi cümleleriniz. Evden gitmeniz lazım, bu kesin. Ama nasıl? Madem zaten arada evinize kalmaya gidiyorsunuz, hafta içi çalışırken kendi evinizden çalışın, tabii ki hafta içi kendi evinizde kalın. Konsantre olamazsınız bu şekilde çalışırken, kendinizi ailenize ifade edeceğiniz durum budur. Sonra bazen hafta sonları da evde kalırsınız, kendinizi iyi hissetmezseniz, zaten buna alışmış olurlar.
0
SiyamkedisiZorro
(13.12.21)
@siyamkedisizorra
bingo, kadın ve tek çocuğum.
0
🌸bleumarine
(13.12.21)
Ayrı eve çıkın. aynı yaştayız ama ben erkeğim ve temizlik olmasa da diğer konularda ben de benzer şeyler yaşadım. Evime çıktım. Enazından artık özgürüm. eskisi kadar her gün görmüyorum annemi ama artık birbirimizi yıpratmıyoruz.
0
denizmaniaherif
(13.12.21)
(13)

müstakbel kayınpederin elini napıcaz?

Darto
hafta sonu müstakbel kayınpederle tanışmak için şehir dışına çıkacağız kız arkadaşımla ancak elini mi öpsem, başını mı tutsam ne yapsam bilemedim. elini öpsem garip mi kaçar, zaten corona var. öpmesem yumruk atsam nasıl olur bilemedim :/ cahile yol gösterin agalar.edit: müstakbel kayınvalide var bir
hafta sonu müstakbel kayınpederle tanışmak için şehir dışına çıkacağız kız arkadaşımla ancak elini mi öpsem, başını mı tutsam ne yapsam bilemedim. elini öpsem garip mi kaçar, zaten corona var. öpmesem yumruk atsam nasıl olur bilemedim :/ cahile yol gösterin agalar.

edit: müstakbel kayınvalide var birde onu sormayı unuttum. ona ne yapcağız?
0
Darto
(08.12.21)
kiz arkadasa sormak en iyisi. ilk adimi karsidan bekleyebilirsin ama. yumruk uzatirsa yumruk, el uzatirsa da el opme ya da sikma seklinde. kendiliginden hallolur gibi.
0
lemmiwinks
(08.12.21)
tokalaşmak yeterli diye düşünyorum
0
elorelia
(08.12.21)
o toka yaparsa yumruk yapın, yumruk uzatırsa siz toka yapın. böyle böyle akşamı edersiniz. ohh miss.
0
gunah mg012
(08.12.21)
Direkt yumruk uzatırdım ben olsam.
0
pispinti
(08.12.21)
Corona olmasa da ilk tanışmada müstakbel kayınpederin elini hemen öpme bence. Just sayin
0
kent sakini
(08.12.21)
@gunah mg012 ben öyle taş kağıt makasa çeviririm olm olayı hsadfus
0
🌸Darto
(08.12.21)
başınızı eğip selam verin, hafif tebessümle "malum virüs var öpmiyeyim" deyin.
0
rose parks
(08.12.21)
Eşim şimdiye kadar bir kere bile ne annemin elini öptü ne babamın. Böyle bir girişimi olmadı, iyi ki de olmadi; bizimkiler depresyona girerdi.

Sizin durumunuzda zaten Corona da var tokalasip merhaba demek yeterli bence gayet.
0
fraise
(08.12.21)
virüs olayından bağımsız olarak her ailenin dinamikleri farklı oluyor, bazı aileler bu el öpme olayına çok önem verirken bazı aileler de tam tersi rahatsız olabiliyor. bu soruya aslında en doğru yanıt verecek kişi kız arkadaşınız.

virüs konusunda ise, ben ayda bir aile ziyareti yaptığımda kendi anneme babama bile sarılmıyorum öpmüyorum, virüs var risk almayalım diyorum, onlar da zaten aynı şekilde düşünüyor. sizin yerinizde olsam sıcak bir gülümseme ve vücut dili ile kafa selamı verir virüs var kusura bakmayın, nasılsınız vs diye tanışırdım heralde.
0
hypathia
(08.12.21)
İlk buluşmada biz el öpmedik. Kafa selamı verdik karşılıklı. Artık evlendik. Her gördüğümde ele yapışıyorum hacı. İslak ıslak oh
0
allah yazdiysa bozsun
(08.12.21)
virüs olayından bağımsız olarak her ailenin dinamikleri farklı oluyor, bazı aileler bu el öpme olayına çok önem verirken bazı aileler de tam tersi rahatsız olabiliyor. bu soruya aslında en doğru yanıt verecek kişi kız arkadaşınız. +1

yumruk yapmak kimi ailelerde garip kaçabilir. Önce kız arkadaşınıza sorun, ailenin dinamiğine göre tokalaşma, başla selam, yumruk düşünülebilir.
0
biravekahve
(08.12.21)
İlk tanışmada erkek sadece tokalaşır, bence...
0
SiyamkedisiZorro
(08.12.21)
müstakbel eşinize sorun bence. Mesela benim babam hiç sevmez el öptürmeyi ama kimisi de takıntılı oluyor
0
bbb_1
(14.12.21)
(6)

Kurutma Makinesi Tavsiyesi

gencfb
çamaşır kurutma makinesi almamız gerekiyor. (evimizde balkon olmadığı için çamaşırları ev içinde kurutmaya çalıştık fakat bu şekildede çocuğa ve eşime sağlık olarak tıkanma öksürme vb. zararı oldu, doktorda kurutmamamızı tavsiye etti)bu sebeple kullanmış olduğunuz tavsiye edebileceğiniz bu konudan a
çamaşır kurutma makinesi almamız gerekiyor.
(evimizde balkon olmadığı için çamaşırları ev içinde kurutmaya çalıştık fakat bu şekildede çocuğa ve eşime sağlık olarak tıkanma öksürme vb. zararı oldu, doktorda kurutmamamızı tavsiye etti)
bu sebeple kullanmış olduğunuz tavsiye edebileceğiniz bu konudan anlayan arkadaşlar yardımcı olabilirlerse çok sevinirim.
0
gencfb
(08.12.21)
şunu kullanıyoruz biz 1 senedir. gayet güzel bir ürün: www.arcelik.com.tr
0
vampir akrep
(08.12.21)
Alakasız gelecek ama kurutma makinası cahiliyim.Bu aletlerin arkasına kombilerde olduğu gibi bir tahliye bacası/menfez vs gerekiyor mu?içindeki buharı nasıl tahliye ediyor?
0
arenas
(08.12.21)
bende siemens vardi. 9 senelik. gayet iyiydi.

@arenas: eski tipler bacali, yeni modeller bacassiz. buhar icin yogunlastirma kabi var. su orada birikiyor. sonra onu bosaltiyorsun.
0
helenart
(08.12.21)
Bende de Siemens IQ700 var, kabına dolan suyu boşaltıyorsunuz. Ben memnunum.
0
SiyamkedisiZorro
(08.12.21)
Bizde de duster'in linkindeki makineden var; ailenin diğer üyeleri de kullanıyor. Hepimiz gayet memnunuz.
0
fraise
(08.12.21)
@arenas
çamaşır makinalarında deterjan çekmecesi gibi ve daha büyük bir çekmecede su birikiyor. her işlemden sonra o suyu lavaboya döküyorsun.
bir priz dışında başka bağlantı gerekmiyor.

bende vestel marka var, memnunum.evde 2 kedi olduğundan tüy toplama konusunda da çok başarılı.kapaktaki filitrede her işlemden sonra 2 avuç tüy toplanıyor.
0
devilone
(08.12.21)
(5)

Bağış almak yasal mıdır?

anladespina
Bağış etkinliği gibi değil de, mesela ben internet sitemde yazılar yayınlıyorum; sitenin de yıllık masrafı oluyor. Gelip de "bana destek olmak isterseniz şuradan bağış yapabilirsiniz" desem bu yasalara aykırı olur mu? Bildiğim kadarıyla kamu yararı gözetmek şartıyla bağışlara izin veriliyor. Benimki
Bağış etkinliği gibi değil de, mesela ben internet sitemde yazılar yayınlıyorum; sitenin de yıllık masrafı oluyor. Gelip de "bana destek olmak isterseniz şuradan bağış yapabilirsiniz" desem bu yasalara aykırı olur mu? Bildiğim kadarıyla kamu yararı gözetmek şartıyla bağışlara izin veriliyor. Benimkine pek kamu yararı denemez sanırım.
0
anladespina
(08.12.21)
takip ettiğim teknoseyir kanalı bu konuda baya temkinli yaklaşıyor. asla bağış istemiyorlar. kahve parası, bira parası vs diye istersin. ya da para gönderene dijital bir resim/yazı göndereceğini falan belirtirsin. en garantisi bu olur herhalde. ismi bağış olunca sıkıntı çıkabilir.
0
hububrad
(08.12.21)
patreon.com kullanabilirsin bunun için. ayrıca google adsense ile siteye reklam alıp en azından masrafları çıkartabilirsin.
0
scudman1
(08.12.21)
fatura kesmezsen devlet çok kızar. yakaladığı anda geriye dönük ceza işletir.
patreondan bile alsan onu belgelendirip vergi vermen lazım.
0
sutlu nescafe
(08.12.21)
patreon vs. üzerinden yürüyebilirsin. rakamlar küçük olursa dikkat çekmez ama büyürse sıkıntı yaşama ihtimalin yüksek.

"bağış" toplamak yasak olması bir yana, hibe için bile intikal vergisi isteme durumları var. diğer türlü de gelir vergisi talep edilecektir.

eğer aylık 5bin lira üzerine çıkacağını düşünüyorsanız, vergi mükellefi olup fatura kesmeniz hayrınıza olur.

yok zaten küçük bir içerik üreticisiyim derseniz; patron ile yavaştan başlayın. tutar yükselirse bakarsınız.
0
kaptankedi
(08.12.21)
patreon diyecektim ben de...
0
SiyamkedisiZorro
(08.12.21)
(7)

Buzluktaki köfteler

füt
Buzluktaki köfteleri çıkarmayı unuttum, akşam da evde yemek yok. Buzluktan çıkarıp direk ızgaraya dizaem pişer mi? Olur mu?
Buzluktaki köfteleri çıkarmayı unuttum, akşam da evde yemek yok. Buzluktan çıkarıp direk ızgaraya dizaem pişer mi? Olur mu?
0
füt
(07.12.21)
direkt pismez. cozulmesi lazim. mikrodalgada ya da firinda cozdurebilirsin. bonus olarak bir tencerenin icine koyup onu da sicak su dolu bir kabin icine konazarak benmari usulude cozdurebilirsin.
0
helenart
(07.12.21)
Kısık ateşte çözülür ve direkt pişer.
bildiğimiz kuşbaşı et gibi değildir zaten
0
Erva
(07.12.21)
Buzdolabı poşetiyle ılık su (sıcak değil) dolu bir kaba koyunca çabucak çözülür. Geç kalmış olabilirim ama alternatif olsun :)
0
kobuzchu kiz
(07.12.21)
direkt ızgaraya atarsan dışı yanar içi çiğ kalır miden bozulur.

mikrodalga ya da sıcak suda 4-5 dakika çözdürmen gerek.
0
orpheus
(07.12.21)
köfte dediğin dışarıda yarım saatte salar yav. kısık ateşte falan yapınca içine de çeker, sorun olmaz. bir dahaki sefer öyle yaparsın :D
0
chezidek
(07.12.21)
herkese teşekkür ederim. marketten tekrar kıyma alıp taze yapıp diğerleri de buzluğa koydum. benzer durumda tekrar buraya bakarım =)
0
🌸füt
(08.12.21)
Direkt ızgaraya atabilirsiniz. Ama 200 derecede değil 180'de pişirin. Biraz daha uzun sürecek.
0
SiyamkedisiZorro
(08.12.21)
(7)

Yüzde kaç zam bekliyorsunuz?

meraklitursucu
Bize %20 yapacaklar ortalama sanırım. Sizin beklentileriniz nasıl?
Bize %20 yapacaklar ortalama sanırım. Sizin beklentileriniz nasıl?
0
meraklitursucu
(06.12.21)
enf + 2 ve 7 arası değişir

gerçekte ne olması gerekir dersen %50 min zam almamız gerekir.
0
prezarlatif
(06.12.21)
bizim patron normalde %20-30 arası yapardı ama bu sefer enflasyon civarı yapar çünkü dibine kadar ithalatçı firmayız. kur artışı satış ve tahsilat tarafında iyi tokatladı bizi. kur artışından fayda görüyor olsaydık banko %50-60 yapardı.
0
lazpalle
(06.12.21)
belki de kur artışından pozitif anlamda en çok etkilenen ihracatçıların başındayız fakat, yeni yılda %8-10 iyileştirme, nisan'da (zam dönemi) ise enflasyon +2 ile +5 arası bekliyorum.
0
a darkness coming
(06.12.21)
Bizde CEO "gerçek enflasyon ile açıklanan enflasyonun aynı olmadığının ve kur dalgalanmasının farkındayız. maaş artışlarında bu göz önünde bulundurulacak" diye açıklama yaptı. ~%40 civarı bir artış bekliyorum ortalama.
0
himmet dayi
(06.12.21)
Valla bir kardeş şirket %15 hesaplamış, bize de o kadar verecekler sanırım. Karalar bağladım...
0
SiyamkedisiZorro
(06.12.21)
Özelde mühendisliği bırakıp akademisyen oldum, zaten özelde alacağımın 1/3'ünü aldığım yetmezmiş gibi yüzde 5-10 gibi bir zam gelir diye düşünüyorum. Toplumsal görev bilinci darmaduman etti bizi :)
0
prole
(06.12.21)
bizde konuşuldu edildi çoktan; bi geçen ay %7 aldım iyileştirme amaçlı, ocakta %27 olucak.
beklentim ise onun da üstüne %13. türkiyede faaliyet gösterip geliri tamamen dolar ve euro olan bir şirket için hiç zorlayıcı oranlar değil. plan yapılırken kur bu kadar uçmamıştı, ocak'ta konuşacağım bir daha.
0
Bruce
(06.12.21)
(4)

Şu anda ücretli olarak Covid 19 testi yapılabiliyor mu?

winston insani
MerhabalarBabam ve annemin 1 hafta önce evlerinde ziyaret ettiği bir çift'te covid çıkmış, 2 gün önce babam çifti hastanede de ziyaret etmişti.Şu anda özel veya devlet fark etmez, direkt gidip covid testi yaptırabiliyorlar mı? İkisinde de herhangi bir belirti yok şu anda, ama herkeste bir belirti ol
Merhabalar

Babam ve annemin 1 hafta önce evlerinde ziyaret ettiği bir çift'te covid çıkmış, 2 gün önce babam çifti hastanede de ziyaret etmişti.

Şu anda özel veya devlet fark etmez, direkt gidip covid testi yaptırabiliyorlar mı? İkisinde de herhangi bir belirti yok şu anda, ama herkeste bir belirti olacak diye bir şey de yok bildiğim.

Az önce aldım ben de bu haberi, memlekette oldukları için yapabileceğim bir şey de yok.

Ne yapmalıyım? Akraba ziyareti yapmayın uyarılarınızı dinlemeyen ebeveyn'lerinizin olması çok zormuş onu öğrendim :(
0
winston insani
(29.11.21)
Bugün sabah Avcılar murat kölük devlet hastanesinde yaptırdım. Sadece tc kimlik no isteniyor kayıt için. Hiçbir şey sormuyorlar direkt test yaptılar. Sıra vardı 3 5 kişilik. Ücretsiz.
0
buzbebek
(29.11.21)
Ücretli covid testini zaten neredeyse bütün labaratuarlar yapıyor. Kızımın sınıfında ilk vaka çıkınca bir telaş gidip yaptırmıştık.
0
SiyamkedisiZorro
(29.11.21)
Evet hatta bazı yerler aynı fiyata eve kadar gelip yapıyor Ankara'da. Devletin koyduğu maksimum fiyat 250 tl sanırım.
0
marla is in my head
(30.11.21)
Devlette ücretsiz. Hatta sigortam da yoktu. Dün yaptırdım.
0
xrated
(30.11.21)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.