Giriş
(2)

Kaş Deniz

ronartest
Bu hafta sonu ve önümüzdeki hafta için denize girilir mi ne diyorsunuz? Kaş'ta veya yakınlarda olup denize giren var mı bu sıralar?
Bu hafta sonu ve önümüzdeki hafta için denize girilir mi ne diyorsunuz? Kaş'ta veya yakınlarda olup denize giren var mı bu sıralar?
0
ronartest
(27.10.23)
girilir. kasımda da girilir.
0
jelly bear
(27.10.23)
Valla bu sıcakta İstanbul'da bile girilir denize. Bunaldım yeminle....
Cevap: hava durumu sitelerini kontrol edin. Mesela sizin yerinize ben baktım, Kaş'ta Cuma-ctesi pazar 22 derece, Ctesi yağmur gösteriyor.
0
SiyamkedisiZorro
(30.10.23)
(6)

Podcast tavsiyesi

biravekahve
Yolda arabayla giderken dinlemek için podcast arıyorum. Ekonomi,siyaset,tarih konulu veya herhangi bir şey katabilecek her podcast olur. teşekkürler.
Yolda arabayla giderken dinlemek için podcast arıyorum. Ekonomi,siyaset,tarih konulu veya herhangi bir şey katabilecek her podcast olur. teşekkürler.
0
biravekahve
(26.10.23)
geri dönüyoruz podcast, antropoloji, kültür, tarih, dil temasında

akdenizde pusulasız, akdeniz çevresi kültürü, denizcilik, tarih temasında
0
freebird5406_2
(26.10.23)
Dil?
0
Zetnikov
(27.10.23)
ahsaptan betone mecidiyeden jetona
iyi haller
0
bay b
(27.10.23)
Ozan Gündoğdu'nun Trend Topic podcastini beğeniyorum baya. Eski bölümlerden de dinlenebilir güncel bölümler de gündem takibi için iyi. Kendisi sol görüşlü biri, birgün gazetesinde yazar. Yani o açıdan ters bir görüşünüz varsa bilemem tabii ama olabildiğince objektif olduğunu düşünüyorum.

Daha genel konular için de gayet popüler bir podcast serisi olarak Nasıl Olunur güzel. İlgimi çeken konukları dinliyorum farklı alanlardan uzmanları dinlemek keyifli oluyor. Ne bileyim tarihçi de geliyor orman mühendisi de. Farklı insanlardan farklı şeyler öğrenmek ilgimi çekiyor.
0
nundu
(27.10.23)
Eğer folk inanışlar, korku hikayeleri ve bunların kültürel olarak nasıl meydana geldiği ile ilgileniyorsanız Kat 3 Daire 5 Podcast var.
0
evandro roncatto
(27.10.23)
Ben "fularsız entellik"i takip ediyorum. tavsiye ederim.
0
SiyamkedisiZorro
(30.10.23)
(7)

yetişkinler için 100-150 sayfalık kitap önerisi

elorelia
olay örgüsü içeren, maksimum 150 sayfa civarı kitap roman neyse artık, önerebilir misiniz? sürükleyici olsun tabi.teşekkürler.@500 sayfa daha oku ama şunu oku önerileri gelmezse sevinirim.
olay örgüsü içeren, maksimum 150 sayfa civarı kitap roman neyse artık, önerebilir misiniz? sürükleyici olsun tabi.

teşekkürler.

@500 sayfa daha oku ama şunu oku önerileri gelmezse sevinirim.
0
elorelia
(25.10.23)
Tina
(25.10.23)
Stefan Zweig kitapları olabilir.
0
scudman1
(25.10.23)
Tüm Agatha Christie romanları
0
kobuzchu kiz
(25.10.23)
Olay örgüsü içermiyor, deneme yazıları ama bitirene kadar elinden bırakası gelmiyor insanın: Umberto Eco, Somon balığıyla yolculuk
0
SiyamkedisiZorro
(25.10.23)
ivan ilyiç'in ölümü
ateist ayini
0
gece abisi
(25.10.23)
victor hugo - bir idam mahkumunun son günü

önsözü kitap bitince okuyabilirsiniz, başta ağır gelebilir.
0
gule gule
(25.10.23)
bu topraklarda şarap.
0
since1907
(25.10.23)
(4)

4 yaş tuvalet eğitimi sıkıntısı

kim olduğumu bilirsin sen
ne yapacağımı bilmediğim için artık buraya da yazayım sorayım belki tecrubeli anneler yada çocuk üzerinde çalışan birileri derdime derman olabilir. 4 yaş oğlum kakasını sadece akşam uyurken yapıyor. İnatla başladı tuvalet eğitimi, zaten zorlu geçti ama bir şekilde çişini yaptırabildik. Arada sıkıntı
ne yapacağımı bilmediğim için artık buraya da yazayım sorayım belki tecrubeli anneler yada çocuk üzerinde çalışan birileri derdime derman olabilir.

4 yaş oğlum kakasını sadece akşam uyurken yapıyor. İnatla başladı tuvalet eğitimi, zaten zorlu geçti ama bir şekilde çişini yaptırabildik. Arada sıkıntılar olsa da o iş tamam, ama asla kakasını uyanıkken yapmak istemiyor hatta bugun 2 saatte 4 iç çamaşırı değiştirdik ilk defa tutma eğilimine girdi aslında hep gece altına yapardı. 9 seanstır psikologtan destek alıyoruz ilk olarak inadına yöneldi bu kakayı gece yapma olayının çok sık görülmediğini söyledi ama hiç ilerleme kaydedemiyoruz. Stresten egzama oldum. 5 aydır uğraşıyorum. ne yapayım?
0
kim olduğumu bilirsin sen
(23.10.23)
Bi de 4 yaşına gelirken çok uğraştık yapmadı. Aşırı inat bir çocuk. Ne yaptıysak beceremedik. Anasınıfındaki öğretmeni siz karışmayın, üstüne gitmeyin inat etmeyim bana bırakın dedi. Ve çocuk 1 günde eğitimi aldı.
0
rodeocu
(23.10.23)
Bence stres yapmayın .
Biraz daha zamanı vardır .
Yarın veya gelecek hafta bile rayına girer herşey .
0
dunyatuhaf
(23.10.23)
Kontrolcü ebeveynlere karşı çocuk iki şeyde kendi iradesini kullanarak direnç gösterir: yemek ve tuvalet. Yemeğe karşı direnç, onaylanmayan gıdalara düşkünlük ya da hiçbir şey yememek. Kronik kabızlık ya da ishal. Sizde de sorun kakayı tutması değil bence. O bir sonuç ya da belirti. Kakayı tutmasının sebebi ne olabilir? Neyi değiştirmek işleri kolaylaştırır? Eminim çok zorlanıyorsunuz, her şeyi düşünüp çözüm arıyorsunuz. Belki biraz bu konuyu gündeminizin dışına atıp sakin kafayla uzaktan bakıp değerlendirmek iyi gelebilir
0
uepuey
(24.10.23)
Stres yapmayın
Çocukla inatlaşmayın

Çocuk anaokuluna gidiyorsa zamanla alışacaktır. Orada kendi yaşındakilerin tuvalete gittiğini görüp yapmak istecektir.
İlk kızımda nasıl dert ettiğimi hatırlıyorum. 3 yaşındaydı, çok hastalandığı için anaokuluna yazdırıp sonra çekmek zorunda kalmıştık. Yazın kendinden 1,5 yaş büyük kuzeninin nasıl tuvalet yaptığını görüp yapmaya başladı.
Küçük zaten ablasını taklit ederek yaptı.
0
SiyamkedisiZorro
(30.10.23)
(11)

Hiç ambulansla hastaneye götürüldünüz mü?

Improbable
güvende hissettiniz mi yoksa daha da gerildiniz mi?
güvende hissettiniz mi yoksa daha da gerildiniz mi?
0
Improbable
(23.10.23)
Kolum kırılmıştı, ambulans geldi, çok büyütülecek bir şey değildi. Gerilmedim, hatta siren bile açtırmadım, taksiyle gider gibi hastaneye gittik.
0
Tutkun
(23.10.23)
gezi dönemi aşırı gaz yemekten ambulansa alınıp hastaneye götülüyordum ki isim soyisim ortaya çıkacak da sonra gözaltına alınırım diye ambulans durunca kaçmıştım. haliyle baya gergindim, neyse ki ölmedim :)
0
nic cage
(23.10.23)
babam kalp krizi geçirdiğinde gitmiştik o zaman 12 yaşında olduğum için eğlenceli gelmişti :/ kendim motosiklet kazası geçirdiğim zaman hayal meyal hatırlıyorum o zaman gerilmiştim
0
mirty
(23.10.23)
Bir çok kez ambulans ile hastaneye gittiğim oldu. Bende güven yaratıyor niyeyse ne zaman sıkışsam ambulansı ararım mesela :D Ben içeride huzurlu hissediyorum ama bir keresinde mental çöküş sonucu suicidal bir girişimimden ötürü ambulansla hastaneye taşınıyordum ama içerideki paramediklerden biri dertli bir türkü çığırmıştı başımda, bu biraz tadımı kaçırmıştı zaten müşkül durumdayız ne alaka brother olmuştum :D
0
Pass this on
(23.10.23)
Gıda zehirlenmesi yaşadığımda götürülmüştüm. İlk ince yabancı ve soğuk bir ortam olduğu için tedirgin oldum, ama sonra sırtüstü yatıp o güvende olma hissini yaşadım. Özellikle araç hareket edince.
0
crimson man
(23.10.23)
Çok güvenli ben giderim. Bende güven verici. Daha güvenli nerde olabilirim ki sonuçta?
0
baldan kaymak
(23.10.23)
ön koltukta bir kere kullanmak zorunda kaldık acil durum olmamasına sadece hasta nakil etmemize ve özel bir ambulans servisi olmasına rağmen deli gibi kullandıkları ve ufacık yerlere girip çıkmaya çalıştıkları için çok gerilmiştim her saniye kaza yapacak gibi oluyorduk.
şöförün ruh hastası olduğunu düşünmüştüm.
0
eja
(23.10.23)
ingiltere'ye tasindigimin 3. gunu hayatimda ilk kez hastanelik oldum. omzum cikmisti. gozlerim karariyordu ve ayaga kalkamiyordum. ambulansta taktiklari serumla kendimi cok iyi hissetmistim. sanirim omuz cikmasi nispeten basit bir sey oldugu icin pek gerilmedim.
0
juninho77
(23.10.23)
birinde biraz baygindim tam hatirlamiyorum digerinde ayakta hastaydim yanimdaki yatiyordu arkada biraz zorlandim hizli ve sarsici oldugu icin ama guvenli buluyorum
0
mess
(23.10.23)
1 saat yol gittik. güvenli hissettim. yanımda hemşire, önde dr vardı. yol uzun olduğu için sıkıcı ve sedye rahatsızdı. gece geç saat olduğu için hiç siren açmadılar, siren çalsa gerilebilirdim.
0
surprise
(24.10.23)
Hamileyken karnıma ani ağrı saplandıydı. İşyerinden apar topar ambulansla hastaneye gittik. Meğerse pankreatit olmuşum, safra kesesi karaciğer yolu tıkanmış. Valla o endişeyle güvende hissedemiyor insan, sadece daha çabuk gideceğinizi bildiğiniz için ambulansta olmayı tercih ediyorsunuz.
0
SiyamkedisiZorro
(30.10.23)
(12)

Sabahları sevmeyen var mı?

playing star again
Ben hayatımın önemli kısmını çoğunuz gibi sabah kalkıp okula gitmekle geçirdim. Mecburen erkenden kalkar yarı uyur yarı uyanık okula giderdim. Üniversitede falan sabah ders yoksa pek erken kalkmazdım veya uyansam da yatakta bir iki saat debelenirdim, sabahları ne yapılır bilemezdim. Hiçbir zaman sab
Ben hayatımın önemli kısmını çoğunuz gibi sabah kalkıp okula gitmekle geçirdim. Mecburen erkenden kalkar yarı uyur yarı uyanık okula giderdim. Üniversitede falan sabah ders yoksa pek erken kalkmazdım veya uyansam da yatakta bir iki saat debelenirdim, sabahları ne yapılır bilemezdim. Hiçbir zaman sabah kalkıp ders çalışan biri olmadım mesela, genelde gece çalışırdım herkes uyurken.

Sonraki dönemlerde mecburiyet yoksa pek erken kalkmadım. Sabah erken kalkmak beni huzursuz ediyor sanki. Mesela pandemide bir ara çalışma düzenim 20.00-00.00 arası idi. Gündüz saat 12 gibi kalkar evde kitap mitap okurdum. Toplantı falan varsa öğleden sonra onlara girerdim, ıvır zıvır işim varsa onları hallederdim ama aktif çalışmaya saat 20.00'de başlardım. Hatta bir ara ramazan da denk geldi ve aktif çalışma düzenim gece 12.00-04.00 oldu. Gece sessizliği daha verimli çalışmamı sağlıyor sanırım. Sabahları çok fazla dikkat dağıtıcı şey var sanki ve yataktan çıkıp hayata başlamak zor geliyor açıkcası.

Neyse şu an yine belli dönemler dışında erken kalkma zorunluluğum yok çoğunlukla. Kalksam da sabahları kös kös duruyorum ne yapacağımı bilemeden. Sabahın köründe pc açıp iş başına geçmem çok zor verimli şekilde. Hadi hazırlanıp gideyim ofise erkenden bitireyim işleri diyorum ama tatsız tutsuz sası sası geliyor o vakit ve yoğun bir anksiyete basıyor. Bir de sanki sabahları kafam çalışmıyor gibi geliyor. Bu durumu daha gençken sürdürmek kolaydı ama şu an o kadar kolay değil. Tabi bir de normal insanların çalışma düzeni 09.00-17.00 olduğu için hayata adapte olmak, insan içine karışmak, partnerle saatleri denkleştirmek zorlaşıyor.

Ey 09.00-17.00 çalışıp kafanızı yormanız gereken işler yapanlar (biraz da özdisiplin gerektiren işler yapanlar özellikle), siz sabah normal çalışabiliyor musunuz? Hani kağıt kürek vs işler yine yapılıyor sabahları da analiz sentez, yaratıcılık, çözüm gerektiren şeyler sanki patlıyor gibi.. çözüm de istemiyorum aslında ama sadece merak ettim benzer şeyler hissedenler var mı diye.
0
playing star again
(19.10.23)
11'e kadar beynim çalışmıyor benim, hele ki az uyuduysam ve hava kötüyse iş konusunda kimseyi yanıma yaklaştırmıyorum.
Öğle yemeğini yiyip sigara kahve yapıp öyle girişirim kafa yormalı işlere.

Bu arada bence saatle değil uyandıktan sonra geçen süreyle ilgisi var. 5te kalksan 9'da verimli çalışırsın bence.
0
Bruce
(20.10.23)
hocam tam olarak ben de böyleyim, sabah güneşinin açısını duvara yansıyan rengini bile sevmiyorum, sarısı bile çiğ geliyor bana yani bu kadar sevmeyen yoktur :)

uykumu alsam da kafam henüz açılmış olmuyor güne başlayamıyorum

bazıları da sabahı daha çok seviyor enerjik oluyor zihinleri açılmış oluyor onları da anlıyorum
0
freebird5406_2
(20.10.23)
Tam tersini dusunuyorum.
Kafa patlatma gerektiren isleri sabah erken yapiyorum. Sabah 8 den oglene kadar beynimi patlatacak isteri yapiyorum. Cok da verim aliyorum.
Oglersn sonra kagit kurekler ve 5 gibi bitiris.
Sonrasi sosyallesme, oyun, yemek vs.

Ama ben universitede de boyleydim. Yani iki tip insan var bu konuda ertesi gune yetistirmesi konu varsa gece uyumayip calisanlar ve gece uyuyup erken kalkip calisanlar.

Ben 2. Gruba giriyordum. Suanda da ben ogleden sonra kafa batlatacak bie isi cok zor yapiyorum. Hele de 7 den 8 den sonra asla yapamam.

Ama bu hayat duzeninde uzun suredir bulunmanin verdigi sartlanmislikta var biraz. Yani belki bu sartlanmisligi asabilsek ben aksam daha verimli olurum sen sabah daha verimli olursun. Ama arrik tercihler oturdu.
0
zimbirik
(20.10.23)
Ben de tam tersi durumdayım. Tatillerde bile 5:45-6:00 civarı uyanırım. Şu sıralar günler kısaldı diye 6:30'u buluyor, o saatten sonra yatak batıyor bana.

Uyandığımda da hiçbir problem yaşamam, uyanmam için nadiren alarm gerekir. En verimli olduğum zamansa öğle yemeğine kadarki zaman. Yemekten sonra gün geçmez.
0
akhenaten
(20.10.23)
Çok klişe iki sınıf var işte baykuşlar ve tavuklar diye. Bu sınıflandırmanın bilimselliği ne kadar var tartışılır ama olayı basitleştirmek için etkili bir yöntem. Siz baykuşsunuz, ben de öyleyim. Lisede, üniversitedeyken yaz tatillerinde sabah 6 gibi uyuyup öğlen 2 gibi uyanırdım ve hayatımda en keyif aldığım dönemdi. Sabah gün doğarken uyumanın keyfine bayılıyordum.

Üniversite bitip tus çalıştığım dönem pandemiye denk geldi ve zorunluya gitmediğim için evdeydim. Gece 10'da çalışmaya başlayıp sabah 6'ya kadar ufak molalarla çalışıyordum ve en etkili çalışabildiğim dönem oydu günlük 6-7 saat ortalamalarla. Normal şartlarda 4 saati geçemiyordum pek (tus'a günde 10 saat ortalamayla çalışan insanlar oluyor yani çok abartı değil benimki :D )

Şimdi çalışırken de sabah kalkmaktan NEFRET ediyorum. Çalıştığım bölüm gereği öyle çok erken kalkmama gerek yok. 8'de kalkıp 9 gibi işte olsam yeter. O 8'de kalkmak bile bana zulüm geliyor. 5 tane alarmla anca uyanabiliyorum, uyansam da yataktan çıkmaya üşeniyorum tekrar uyuyakalıyorum falan dsjds zaten öğle arasına kadar da ayılamıyorum düzgün. Ama geceleri de en verimli olduğum zamanlar oluyor.

Burada sabah erken işini halledip verimli çalışan arkadaşlar da yorum yapmış. Onlar da tavuk grubunda işte (hakaret olarak tavuk demiyorum ki çok özeniyorum da kendilerine, günümüz dünyası daha çok onlara uygun şekilde dizayn edilmiş durumda). Sabah erken kalkıp güne başlamaktan keyif alan, gece 11'den sonra önemli bi şey olmaz diyip kafasını vurup yatan insanlar var ve bu hayattan maksimum verim alabiliyorlar gibi geliyor bana :D

Şu an yaptığım işte bu dönemde spesifik olarak beynimi kullanmam gereken pek işim yok ama olduğu dönemler sabahları bir şekilde kendimi zorlayarak yapabiliyorum ama yine de çok keyifli olmuyor tabii ki :D
0
nundu
(20.10.23)
Herkese teşekkürler.

@nundu ben de büyük oranda böyleyim. Sabah iş varsa uyanırım, hatta önemli bir iş varsa kaygıdan kendiliğimden uyanırım ama sabahları salgılanan kortizol seviyesinden mi bilmiyorum ama aşırı mutsuz kaygılı uyanıyorum. Ve direkt kafam dağılsın diye bişiler dinlemeye (bu ara fatih altaylı mesela xd) başlıyorum hazırlanırken.


Mesela bugün 09.30 gibi uyandım ama hala yataktayım. İşler de var aslında ama kalksam kafamı toplayamayacağımı biliyorum az çok, tabi motivasyonsuzluk da var biraz inkar etmeyeyim.

Yine öğleden sonraya ve akşama kaldı bizim işler...


Bu arada bu tavuk ve baykuş olayının biyolojik temeli vardı diye hatırlıyorum. Sirkadyen ritmi farklı oluyordu sanırım baykuş diye tabir edilen bizim gibilerin.
0
🌸playing star again
(20.10.23)
Sabahları seven var mı?
Var gerçi biliyorum birkaç tanesini ama çoğunluk sabah erken kalkmaktan şikayetçi.
0
SiyamkedisiZorro
(20.10.23)
Başlıpa cevap Acun Ilıcalı var benim bildiğim en son bu minvalde açıklamalarına denk geldim.
0
AlsterWasser
(20.10.23)
Ben sizin gibiydim, tüm öğrencilik hayatım geceleri ders çalışarak, geceleri proje hazırlayarak, geceleri yazı yazarak geçti. Neredeyse on yıldır çalıştığım sektörde de (bir yıl dışında) sürekli uzaktan çalıştığım için, toplantı koordinasyon vs derdim de olmadığı için sabah kalk, kahve iç, bi şeyler izle, oyalan, sonra bir ara otur işe başla... şeklinde çalışıyordum.

Son birkaç aydır çoğu sabah en geç 6'da (en erken 4.30'da) uyanıyorum, baktım ki uykumu almışım ve kafam da çalışıyor gibi, kalkıyorum. O saatte kalkınca da "e çalışayım bari" diye bilgisayarı açıp işin başına oturuyorum. İşim rutin değil, her an kafamın çalışması gerekiyor ve sabahın karanlığı da bana gece herkes yattıktan sonra karanlıkta çalışmakla aynı hissi veriyor. Bazen sabah 10'da o gün yapmam gereken bütün iş bitmiş oluyor, eşim mesaisini bitirene kadar ayaklarımı uzatıp dizi izliyorum. 39 yaşımdan bildiriyorum: sabah erken kalkıp çalışabilmek aslında şahane bir şeymiş.
0
kobuzchu kiz
(20.10.23)
sabah erken kalkmaktan nefret ediyorum. sırf bu yüzden, iş hayatımı buna göre kurgulamak için senelerce farklı girişimlerde bulundum. tam rayına girdi, artık erken kalkmamı gerektiren bir durum yok diyordum ki, bir bebeğimiz oldu. sanırım yine aynı kısır döngüye geri döneceğim gibi duruyor :/
0
silent enigma
(21.10.23)
Bol kahve ve bol şekerli birşey yersem sıkıntı olmuyor. Sabah kahvaltısıyla sorunum var. Yumurta, peynir sevmiyorum.
0
roe
(22.10.23)
sabahları apar topar kalkıp işe veya okula giden birinin sabahtan nefret etmesi çok doğaldır. ama sabah keyifli bir yere gitmek, veya evde rahat rahat kahvaltı edip bir şeyler içmek bambaşka. bence geceleri de eğer yalnızsanız ve yapacak bir şeyiniz yoksa daha kötü, sabahın koşuşturması vs. derken çabuk geçiyor ama geceleri depresif mod, yalnızlık daha kötü etkiliyor.
0
babemsi
(23.10.23)
(17)

Evli erkeğim arabam yok normal mi

semsettin
Selam arkadaşlar.33 yaşında evli bir kardeşinizim. Ne eşimin ne benim arabamız yok. Alırız alırız dedik erteledik, şimdi de fiyatlar çok arttı alamıyoruz. Ayrıca sürüşüm çok iyi olmadığından araba kullanmaya da çekiniyorum. Eşim de araba kullanmayı bilmiyor.Arabamızın olmadığını öğrenenler çok şaşır
Selam arkadaşlar.
33 yaşında evli bir kardeşinizim. Ne eşimin ne benim arabamız yok. Alırız alırız dedik erteledik, şimdi de fiyatlar çok arttı alamıyoruz. Ayrıca sürüşüm çok iyi olmadığından araba kullanmaya da çekiniyorum. Eşim de araba kullanmayı bilmiyor.

Arabamızın olmadığını öğrenenler çok şaşırıyor, bildiğin ezikliyor. Biz gerçekten anormal miyiz? Arabasız evli erkek yok mu?
0
semsettin
(16.10.23)
Abi sen 4-5 senedir bu soruyu soruyorsun araba artık bi ihtiyaç ama arabanın olmaması da anormallik değil Türkiye şartlarında normal hatta, takma bu kadar kafaya.
0
Bir ben var benden şurada
(16.10.23)
Biz de evliyiz arabamız yok, o eziklemw tavrı bize de yapılıyor ya, evlenirken altınlarımızı filan ev yatırımına koyduk araba alacak para kalmadı :D
0
turuncu tonlarda
(16.10.23)
arabaya vereceğim parayı kiralama, taksi vs. şekilde çözüyoruz diyin geçin.

genelde çocuk oluncaya kadar arabaya pek ihtiyaç yok.

eziklemeye kalkan olursa bir kapıt parçasını yuvarlak hale getir karşı tarafa da sana araban olduğun için madalya takıyorum dersin.
0
selam
(16.10.23)
Bugün zorunlu taşıt sigortasıyla kaskoyu yeniledim. 9288 lira tuttu.
Hiç üzülme bence arabam yok diye.
0
Mirket
(17.10.23)
15 milyon tane binek oto varmış
aileleri 5 kişilik kabul edip 80milyon/5= 16 milyon aile
1 milyon ailenin arabası yok

ortalama 4 kişi desek arabası olmayan aile sayısı daha çok artıyor

bunların önemi yok, işin gücün sağlığın olduktan sonra alınmayacak bir şey değil
0
bir soru sorcam
(17.10.23)
cocuk yoksa çok ta elzem değil.
0
nuisance
(17.10.23)
Ne alakası var yahu. Bizim de yoktu geöen sene aldık. Bunda eziklenecek ne var? Çevremde çoğu kişide de yok araba. Zira insanlar zor geçiniyor ne arabasından bahsediyorlar? Zamanında almıştır çoğu alan da. Onun harici bence eziklenmeyin kesinlikle. Tam tersi bu piyasada araba almanın akıllıca olmadığını ve kendinizin tercih etmediğini, gideceğiniz yer için de taksi kullandığınızı söyleyin.
0
drako
(17.10.23)
araba alırsın da benzini nasıl alacaksın? benim araba mahallede yatıyor hergün otobüs metro işkencesini çekiyorum.
0
ayseee
(17.10.23)
maddiyat üzerinden eziklenmek çok saçma hatta böyle bir bakış açısına sahip olmak ezikçe.
diğer yandan araba sürme işini muhakkak çözün. gün gelir kiralamak gerekir acil durumlar için eşin dostun arabasını kullanmak gerekir vs.
0
lazpalle
(17.10.23)
olur mu öyle şey. bu bakışa sahip insanlar, araba kullanmayı, araba almayı bir statü görüyorlar maalesef. keşke toplu taşıma ile her işimizi görsek de arabaya ihtiyaç duymasak.
0
kondansator
(17.10.23)
valla ben bekarim, arabam yok alsam alirim ama cok ihtiyac duymuyorum. ama evli olsam alirdim mutlaka hele ki buyuk sehirde. anormal degil ama cok daha rahat olurdu alma imkani da varsa.
0
bay b
(17.10.23)
Araban yoksa evin yoksa türk standartlarına uygun değilsin. Hatta mutfakta veya herhangi bir odada 2. Tvin yoksa gene standartlara uymuyorsun. Türk mahalle geleniği budur. Düğünde 5 bilezik ev araba en sonda çocuk olacak yoksa evli sayılmazsın.
0
mikahakkinen
(17.10.23)
Esin arac kullanmayi bilmiyor senin de surusun cok iyi degilse bence ilerisi icin sikinti.

Yerinde olsam 10-15 yasinda da olsa bir arac alir, kapinin onune koyar arada dolasirdim. Ilerde olur da coluk cocuk islerine girerseniz arac lazim olacak ve o zaman keske daha onceden alsaydim diyeceksin.
0
cooperr
(17.10.23)
arabasız insan ne yazık ki günümüzde pek olmuyor.

erkek kadın farketmeksizin durum bu.

Metronun önünde oturuyorsunuzdur o ayrı ama dışında mesafeli yer için araba şart. Bir kez alın bir daha vazgeçemeyeceksiniz zaten. Hatta 2 tane gerekecek.
0
baldan kaymak
(18.10.23)
yaşadığın yere göre bence ihtiyaç araba,
olmaması çok da abes değil şaşıran boş yapıyordur.
0
basond
(18.10.23)
araba olması şart değil, ama araba kulanmayı bilmemek sıkıntı bence de...
0
SiyamkedisiZorro
(19.10.23)
eziklikle filan ne alakası var konunun anlamadım da araba şart bence. yani imkan varsa uygun bir şey alın, illa sıfır almak zorunda da değilsiniz. hem pratiğiniz artmış olur. özellikle çocuk planı varsa arabasız çok zorlanırsınız.
0
elorelia
(19.10.23)
(18)

Sizce Bu Kabalık mı?

auroraaurora
İş yerinde yan odadaki biri kafasını çıkarıp sorabileceği şeyi Teams üzerinden yazsa bunu kabalık olarak algılar mısınız? Ben adab-ı muaşeretten yoksun olarak görüyorum böyle kişileri. Abartıyor muyum?
İş yerinde yan odadaki biri kafasını çıkarıp sorabileceği şeyi Teams üzerinden yazsa bunu kabalık olarak algılar mısınız? Ben adab-ı muaşeretten yoksun olarak görüyorum böyle kişileri. Abartıyor muyum?
0
auroraaurora
(27.09.23)
Yoo.
0
dissendium
(27.09.23)
Hayır, ben görmem.
0
SiyamkedisiZorro
(27.09.23)
ben üşenirdim kafamı eğmeye.

hem belki sesleneceğim kişinin kulağında kulaklık vardır.

veya insanları da muhabbete dahil etmek istemem.

belki de o kişiyi kasıtlı olarak çok sevmiyorumdur o yüzden muhattap olmamak için chatten yazıyordum, bilemeyiz
0
ananiyimioguz
(27.09.23)
bazı cevapları yazılı olarak almak ileride hatırlamak veya elinde kanıt bulunması açısından iyidir.
0
nhk ni youkosu
(27.09.23)
tabii ki hayir.
sizi bölmüyor ve istediginizde cevap yazma imkani sunuyor. darlasa mi daha iyi?
0
sonsuz
(27.09.23)
Bunun kabalık olarak algılanması beni şok eder, o kadar söyleyeyim.
0
silverleaf
(27.09.23)
@nhk Kayıt altına alınacak bir konu yok.
@sonsuz Hemen cevap bekliyor.

Mesela X ile toplantısı olsun 14:00'te. 13:59'da toplantı olacak mı diye soruyor yan odadan. Bu arada siz 2 dakika önce yanına gidip bir konuda bilgi vermişsiniz bu şahsa.
0
🌸auroraaurora
(27.09.23)
Yazili olarak almak daha iyi +1 ayrica surekli kafa uzatip sorulunca calisirken bolunuyorum, bu cok sevmedigim bir sey. Dolayisiyla rahatsiz etme kategorisine de girebilir. Aksine kibarlik bile olabilir yaptigi.
0
mor oje
(27.09.23)
İşime gelir. Ne kadar az konuşmak o kadar iyi derim.
0
gallienus
(27.09.23)
Çoğunlukla ben de Teams veya benzeri uygulamalardan yazıyorum gidip söylemektense. Bana da yazılmasını tercih ederim genellikle. Umarım iş arkadaşlarım da sizin gibi algılamıyordur ama sanmıyorum.
0
furry burns
(27.09.23)
yan oda mı yan kubik mi, kimseyi sesi ile rahatsız etmek istemiyordur bir de neden ayağıma çağırayım soru soracaksa, platform varsa en güzeli online halletmek.
herşey için mail attırıyorum insanlar anlamıyor sözle, yazılı veriyorum anlamadı ise 3 kere okutturuyorum.
adabı muşaret bu değil bence, alt üst olayı gibi duruyor isteğiniz
0
eja
(27.09.23)
abartiyorsun, karsimdaki insana bile teams'den yazdigim oluyor keza bana da yazan oluyor hic dert etmedim.
0
bay b
(27.09.23)
bence de kabalik degil, calisirken bolunmekten hoslanmiyorum, dolayisiyla bana da boyle yapilmasini tercih ederim.
14'deki toplanti icin 1 dakika oncesinden soruyorsa ve bunu surekli yapiyorsa, bu adet haline geldiyse, benim icin bu soru onemli ve acil degildir, cevap bile vermem bir sure sonra. bunun da kabalik oldugunu dusunmuyorum, birinin toplantisi olup olmadigini takip etmek onun gorevi, benim degil - buna zamaninda cevap vermek de benim gorevim degildir artik bu asamada- ve bunu zamaninda yapmali, dolayisiyla benim cevap verip vermemem de kabalik degildir.
0
songforsomeone
(27.09.23)
Bence bu kibarlik. Kabalik degil.
Her soru sormam gerektiginde ayaga kalkmamin gerekmesi de cok sacma zaten.
0
zimbirik
(27.09.23)
Neden olsun? Bazen eşime bile yapıyorum. Bu söylediklerini bana yazar mısın diyorum. Öyle kolay geliyordur. Teams De öyle mi bilmiyorum ama benim dikkat ettiğim söyle bir kural var. Birinin işi ile ilgili revize isteyeceksem ya da beğenmediğim bir şey söyleyeceksem, özelden yazarım. Teşekkürü herkesin görebileceği gruptan yaparım.
0
allah yazdiysa bozsun
(27.09.23)
kabalık değil. bunun kabalık olarak algılanması tuhaf ve yorucu
0
abelardo
(27.09.23)
yan odadakiyle surekli teams uzerinden konusuyoruz, yazmaktan yorulunca gidip yuzyuze konusuyorum.
0
cooperr
(27.09.23)
"Bunun kabalık olarak algılanması beni şok eder, o kadar söyleyeyim." +111111111111111111
0
hrskrs
(27.09.23)
(6)

35 bin dolar yatırım ile çalışmadan yaşanabilir mi?

aloneinthedark
Öncelikle sorumdan dolayı ekonomik sıkıntı yaşayan arkadaşlardan özür dilerim.yıllardır çalışıyorum ve artık son noktama geldim. birikimlerimin toplamı özetle 35 bin dolar. bu parayla nasıl bir yatırım yapsam ana parayı koruyarak aylık 20 bin lira kadar gelir elde ederim ya da ne kadar gelir elde ed
Öncelikle sorumdan dolayı ekonomik sıkıntı yaşayan arkadaşlardan özür dilerim.

yıllardır çalışıyorum ve artık son noktama geldim.
birikimlerimin toplamı özetle 35 bin dolar. bu parayla nasıl bir yatırım yapsam ana parayı koruyarak aylık 20 bin lira kadar gelir elde ederim ya da ne kadar gelir elde edebilirim?
0
aloneinthedark
(27.09.23)
Ben o konuda bir çalışma yapmış, SGK + TSS + Harçlık + Araba + Ev + Yazlık, Hepsi içinde 786.000 $ bulmuştum.
0
Mirket
(27.09.23)
bence o şekilde bakma. bence pek rahat yaşatmaz. ama yatırım yapmayı vs. öğren. çok riske girmeden düzenli olarak ne kadar kazanabilirsin bunu araştır. temettü vs. de olabilir. sonra min. giderlerini hesapla. bu şekilde karar verebilirsin.
0
blackkmamba
(27.09.23)
Son 20 yıla bakarsanız, ev-araç-yazlık-sağlık maliyetleri hariç yaklaşık 150bin USD "minimum" gerekir.

Bu nedenle bir kaç ev alıp kiraya vermek filan en kolayıdır.
0
alfired
(27.09.23)
1 milyon bile etmiyor hocam 35 bin dolar, çeyrek daire parası. Çalışmadan yaşamayı mümkün kılmaz böyle bir para, ev-araba var diyelim yine de yetmez. Minumum bir 4-5 katı gerekli.
0
furry burns
(27.09.23)
Kaç yaşındasınız bilmiyorum ama orta karar bir hastalık için bile bunun kat be katı para gerekiyor.
Öte yandan eş, çocuk, yaşlı ana-baba filan yoksa, kira ödemiyorsam, bu birikmiş paradan ayrı bir de emekli maaşım varsa aylık 20bin TL ilaveten kazanamam ama yaşanır tabii, yaşıyorlar nitekim memlekette bunca insan.
0
SiyamkedisiZorro
(27.09.23)
Altı ayda bir kupon ödeyen usd cinsi tc hazinesi eurobondlarından, her ayda kupon ödemesi alacak şekilde dizip 5-6'şar tane (5-6bin nominal) alsanız, örn. 6 adet ocak-temmuz kupon ödemeli, 5 adet şubat-ağustos, 5 adet mart-eylül, vb. bu şekilde açıkta ay bırakmayarak. her ay 250-300 dolar arası bir ödeme alır vade sonunda da ana paranızı veya bir kupon fazlasını alırsınız. 100bin dolar olsaydı bu hesapla bugünün parasıyla ayda 20bin alabilirdiniz, dolar arttıkça tl karşılığı da artardı elbette. şuradan hesaplatıp kuponlara bakabilirsiniz.

www.vakifbank.com.tr
0
engelbert humperdinck
(27.09.23)
(10)

mesleği sevememek, işsizlik, depresyon ve birçok şey

ne desem bilemedim ki
merhaba,yazım biraz uzun olabilir, kusura bakmayın. bunları insanlarla konuşamıyorum ve yalnız hissettiğim bir dönemdeyim, o yüzden içimde ne varsa dökmüş olabilirim.31 yaşındayım, neredeyse 6 senedir avukatım ve bir süredir aktif olarak avukatlık yapmıyorum. (evden dilekçe, sözleşme, ihtarname vs.
merhaba,

yazım biraz uzun olabilir, kusura bakmayın. bunları insanlarla konuşamıyorum ve yalnız hissettiğim bir dönemdeyim, o yüzden içimde ne varsa dökmüş olabilirim.

31 yaşındayım, neredeyse 6 senedir avukatım ve bir süredir aktif olarak avukatlık yapmıyorum. (evden dilekçe, sözleşme, ihtarname vs. yazıyorum/revize ediyorum iş geldikçe)

açıkçası hayatımın hiçbir döneminde avukat olmak gibi bir dileğim olmadı. mesleğin prestijli görülmesi, büyük paralar kazanabilme ihtimali gibi hususlar hiç ilgimi çekmedi, öyle bir arayışı olan bir insan olmadım hiçbir zaman.

sınava girdiğim vakit de puanım ytü iktisat'a tutuyordu. bizimkilerin de iktisat okuyup "hiçbir şey" olmamamı engellemek için zamanında gösterdikleri o zamanki ağır psikolojik baskıya yenik düştüğüm için, saçma sapan bir vakıf üniversitesine gitmemek şartıyla hukuk okumayı kabul ettim. (zengin çocuğu falan değilim. eğitim eşitsizliği ile ilgili eleştiriniz varsa bana yöneltmeyin lütfen.)

okurken çok da zevk almadım (çeşitli sebepleri var) ama mesleğin kendisine duyduğum saygıdan ötürü etik kaygılarım ve iş disiplinim oldu. ancak piyasadaki -kısmen- haklı önyargılardan ötürü de hiçbir zaman potansiyelimi karşılayacak bir iş bulamadım. nerede profesyonel davranmayan, müvekkili nasıl kandırırız kafasında hareket eden adam var, onların yanında çalışmak durumunda kaldım. özellikle son çalıştığım yerde de son ofisi tek başıma çekip çevirecek seviyeye gelmeme rağmen maaşım da doğru düzgün yatmayınca ve izne de çıkamayınca istifa etmek durumunda kaldım. açıkçası meslekten de soğumuştum çıkarken.

aslen niyetim birkaç ay tatil yapıp bir iş bulmaktı ama sonrasında kayınpederimin kanseri ağırlaştı, onunla uğraşmak durumunda kaldık, ölümünden sonra da evden iş yapabildiğimi görünce bir süre de böyle devam ettim ama artık iş gelmiyor ve evde oturmak beni gerçekten depresyona soktu. doğru düzgün yemek yemiyorum, uyuyamıyorum, bazı günler koltuktan saatlerce kalkmadığım oluyor. sosyalliğim ise kalan 2-3 arkadaşımla arada sırada görüşmekten ibaret. eskiden her şeye rağmen hayatı sevebiliyordum fakat bunca şeyi devam ettirmek için hayatımda bir anlam bulamıyorum.

bir yerde çalışmayalı 2 sene oluyor, açıkçası yaşım geçtiği için (kurumsallar genelde 30 yaş altı alıyor) ve aktif çalışma sürem, benim kıdemime sahip insanlara göre az kaldığı için tekrardan bir yere girme ihtimalim yok gibi bir şey benim gözümde. zaten eskiden çalıştığım yerde iken iş arardım zaman zaman, bir tane iş görüşmemde açık açık "bir sene sonra hamileyim diye gideceksen gelme" demişlerdi, şimdi ne derler hiç düşünemiyorum. serbest çalışacak bir çevrem de yok, kaldı ki muhasebeciye, bağ-kur'a ya da sanal ofise vereceğimiz bir para da yok. onu da geçtim, özgüvenim de yerlerde artık.

o yüzden bu deftere kapalı gözüyle bakıyorum. hiç çalışmayıp, ömrümün sonuna kadar ev hanımı olmak fikri de rahatsız ediyor beni, hem maddi hem de manevi olarak. herkesin genç insanları çalıştırdığı bir piyasada sıfırdan nasıl başlayabileceğim hakkında hiçbir fikrim yok ve bu beni karamsarlığa sürüklüyor.

yakın bir arkadaşım, yapacak başka bir işin yoksa bir tiktok ya da instagram sayfası açıp hobilerini (kültür sanattır, kozmetiğidir, video oyunudur vs.) gelir kaynağı haline getirmeye çalışabilirsin diye bir tavsiye vermişti.

lisenin son dönemlerinde ve üniversitede iken bazı bloglara müzik, edebiyat vs. yazıları yazardım, bir dönem de bir internet radyosunda program yapıyordum ama bunlara elimi sürmeyeli o kadar uzun zaman oldu ve sosyal medya o kadar farklı noktalara gitti ki, hızına yetişemezmişim gibi hissediyorum. hani gelir kaynağı olmasa bile bana iyi gelir mi diye düşünüyorum ama ruh halim şu an psikoloji kitapları okumaktan başka bir şeye izin vermiyor. (onu da hayatımdaki anlamsızlığa nasıl çözüm bulurum diye yapıyorum.)

bir tarafım da bunca senenin emeğini tamamen çöpe atmak istemiyor. hukukçu sıfatıyla çalışmayacağım fakat hukuk bilgimi kısmen de olsa kullanabileceğim, yaşa da takılmadan sıfırdan başlayabileceğim bir iş var mıdır diye düşünüyorum ama aklıma hiçbir şey gelmiyor.

yukarıda yazdıklarıma dönüp bakınca aslında sorunun kümülatif bir sorun olduğunu görüyorum, bunca soruna sadece bir şeyin çözüm olmayacağının da farkındayım fakat hayatımı sürdürebilmem için ne yapmam gerektiğini gerçekten bilmediğim bir noktadayım ve her türlü tavsiyeye açığım.

buraya kadar okuduysanız, bu yazıya vaktinizi ayırdığınız için çok teşekkür ederim.
0
ne desem bilemedim ki
(26.09.23)
1. Kpss çalışın.

2. Mali müşavirliği, gümrük müşavirliğini araştırın. Yasaları takip etmek önemli bu işlerde.

3. İngilizce biliyorsanız çeviri yapabilirsiniz.

4. Kadınmışsınız. Sınava hazırlanıp güzel bir bölüm okuyabilirsiniz. Okul öncesi öğretmenliği gibi.

5. İcra müdürlüğü sınavına girebiliyorsanız girin.

6. Polis olabilirsiniz. Kadın ve avukat polis iyi yerlere gelebilir.

31 yaş bu kadar umutsuz olmak için çok küçük bir yaş.
0
dissendium
(26.09.23)
issizlik ve gorunurde bir perspektif'in olmamasi kadar insani yipratan bir sey yok.

fikir olarak kendi sektorumden onerebilirim: sivil toplum orgutlerinde calisabilirsin.

Sivil toplum orgutlerinde uni egitiminden bagimsiz olarak insanlarla icice calismani gerektirecek pek cok pozisyon var: dosya calisani, saha calisani, destek birimleri vs. Bunlari cogu icin illa sosyal bilimler mezunu olmana gerek yok. avukat oldugun icin hukuki metinleri anliyor olabilmen bile diger adaylarin bir adim onune gecmen demek. Yasin oldukca genc, ben buna takmazdim. kadin olman avantaj; cok fazla erkek siddeti magduru kadin ve cocuk var. genelde bu insanlarla kadinlarin ilgilenmesi tercih ediliyor.

bu kurumlarda direkt avukat ilanlari da oluyor ki, maaslari da diger departmanlara gore yuksektir. ama girmesi daha mi zordur bilemedim.

genelde iyi ingilizce bilmek gerekiyor, ama sart kosmayan kurumlar da var.
gaziantep, kilis, sanliurfa gibi sehirlerde is olanaklari istanbul, ankara, izmir'e gore cok daha fazla. bir kac sene tecrube sonrasi uc buyuk sehire gelmek mumkun (ki direkt bu buyuk sehirlerden de baslanabilir).

bu tarz kurumlarda kar amaci gudulmedigi icin "baskasina para kazandiriyorum" duygusu daha az, mesleki tatmin duygusu oldukca fazladir.

uluslararasi kurumlar'da calisma ortami cok ama cok iyidir, maaslar da guzeldir. Kurum kuculdukce biraz sikintilar baslar ama yine de genel olarak ozel sektorlerden iyi oldugunu dusunuyorum.

Ilanlara gelbasla'dan bakabilirsin. kendine dogru isi bulman bir kac ayi alabilir.

biraz hizli yazdim. umarim anlasilabilir olmustur
0
lamartin
(26.09.23)
burada iki sorun var gibi.
1- evde olmak
2- bugüne kadarki iş tecrübelerinin olumsuz sonuçlanması

evde olmak meslekten ve çalışma durumundan bağımsız bir problem. 2+ senedir remote çalışıyorum, ev boğuyor. ofisten çalışmanın, hava değişikliğinin, oradaki insanlarla üç beş laflamanın ruha ne kadar iyi geldiğini bunların yokluğunda anladım. o yüzden bu konuyu meslekten bağımsız değerlendirmeli. sonuçta evde oturmak ruha kötü geliyor, evet.

yeni mezunların tecrübesi olmadığı için iş bulamadığı dünyada siz x yıl tecrübem var, yaşıma göre az diyorsunuz. avukat iş piyasası bu konuda diğer beyaz yaka işlerden nasıl farklılaşıyor bilmiyorum ama bu sorun görünmedi bana. 2 senede hem kendi müvekkilleriniz olmuş ve çalışmışsınız, hem de bağlı çalışmamak için sağlık gibi kritik bir sebebiniz varmış. iş görüşmesinde gap-year söz konusu olduğunda bunun hangi sebeple olduğu önemli. altını geçerli sebeplerle doldurabilirseniz, bunun iletişimini de sağlıklı yaparsanız birlikte çalışmak isteyebileceğiniz kalitede insanlar bunu zaten anlayışla karşılar.

bir de, sizi mutsuz eden avukatlığın kendisinden ziyade çalıştığınız yerler ve insanlar olmuş sanki. o yüzden ben sizin yerinizde olsam memuriyet vs. düşünmem, doğru iş yerini/insanları aramaya devam ederim, mesleğimden vazgeçmem.
bu esnada da yüksek lisans yapabilir ve/veya kendinizi hukukun gelecek vaat eden ve çok talep gören bir alanında geliştirebilirsiniz.
0
gloomy
(26.09.23)
Hukuk fakültesinin pratikte işe yarayacak verdiği bir skill yok. Hukuk fakültesine nedense gereksiz bir anlam yüklendi.

Neyi seviyorsan o alana yönelik bir beceri elde etmeye bak. Zamanında iktisat yazsan çok fazla seçeneğin olurdu. Hiçbir şey yapmamak olmaz. Maddi imkan nedir, motivasyon nedir, kimsin nesin bilmeden şunu yap demek de yanlış. Genel öneri olarak sevdiğin şeyler için çabala derim ben
0
roe
(26.09.23)
hakim-savcılık?
etik ve ahlak olarak sorun yaşatmaz
0
bir soru sorcam
(27.09.23)
Mesleginizi sevmemenizden bagimsiz olarak paraya ve iyi para kazanan ve sizin gozunuzde varlikli olan insanlarla ilgili inanclarinizi gozden gecirmenizi tavsiye ederim, ben karsiniza enteresan isverenlerin cikmasinin baska bir nedeni var.

Hayati siyah beyaz gormek psikolojik olarak zor durumda oldugunuzun en buyuk gostergesi bence, imkaniniz varsa yardim alin. 'Baska bir sey yapmak' icin siyah beyaz gormeyi birakabilmek bunun icin de once depresyonu tedavi etmek lazim
0
songforsomeone
(27.09.23)
31 yaş daha yolun o kadar başı ki; umutsuzluğa kapılmanız için hiçbir sebep yok. Ama isterseniz bir doktora görünün, D mi B mi olur bilmem bir vitaminlerinize baksın ve iç disiplin konularını bir araştırın.
İş konuları kısmını dissendium çok güzel yazmış, bunlara uyum yöneticiliğini, ihracat kontrol yöneticiliğini ve kişisel veriler konusunu da ekleyeyim ben. Sadece diplomanız bile bir sürü sivil toplum kuruluşunda gönüllü çalışmanız için işe yarar, oradan çevre edinir sonra başka alanlara kayarsınız. Sadece ataleti atın üzerinizden.
0
SiyamkedisiZorro
(27.09.23)
Ben de uzun süredir bırakmayı düşünüyorum. Ama sizin gibi cesaret edemiyorum. Halen çalışmaya devam ediyorum.

Önerebileceğim maalesef hukuk mezunu için KPSS. Başka da alternatifimiz yok..
0
drako
(27.09.23)
yaşınız bu kadar umutsuzluğun sebebi olacak bir yaş değil, daha çok gençsiniz.

yüksek lisans ve doktorayı sevdiğiniz bir alanda yaparak akademi düşünebilirsiniz veya sevdiğiniz bir bölümü okumayı düşünebilirsiniz.

4 yıl sonra bunları yapsanız da yapmasanız da 35 yaşında olacaksınız.

ben de sevmediğim bir bölümü okumaya zorlanıp daha sonra tekrar başka bir bölüm okudum. yaptığım için de çok memnunum. yaş 35
0
glore
(05.10.23)
ben sizin iktisat okumuş halinizim.Yas da aynı .2 üni bitirdim. okuduğum 2 bölümle de alakalı bir işe giremedim hep farklı işler. yani bu yasta sabit bir mesleğim yok. bir süredir yazılım öğreniyorum ama onda da junior olarak işe girmek şu anki piyasada cok zor.boşa giden yıllara mı ,geleceğin belirsizliğine mi ,arkadasların hepsinin düzenini kurup hayatını yasıyorken senin elinde hiçbir şey olmamasına mı üzüleyim bilemiyorum.inanılmaz bir iç sıkıntısı her gün boğuşuyorum
0
mr deadman
(18.10.23)
(12)

özellikle kadınlar için soruyorum, huylarınız annenize benziyor mu?

playing star again
Yaşım ilerledikçe bazı huylarımı annemden birebir kopyaladığımı fark ediyorum. Hatta annemde kızdığım birkaç huy var, ben de aynı şeyi yapıyormuşum meğerse aynı durumda kalınca. son zamanlarda iyice net fark ediyorum. Sizler de bunu gözlemlediniz mi?
Yaşım ilerledikçe bazı huylarımı annemden birebir kopyaladığımı fark ediyorum. Hatta annemde kızdığım birkaç huy var, ben de aynı şeyi yapıyormuşum meğerse aynı durumda kalınca. son zamanlarda iyice net fark ediyorum.

Sizler de bunu gözlemlediniz mi?
0
playing star again
(24.09.23)
30+ yaşlara gelince bunu fark ediyorsun, aynısı erkekler ve babaları için de geçerli.(Ben erkeğim bazı şeylerde bunu fark ediyorum, eşim de annesine benziyor bazı açılardan)
0
nhk ni youkosu
(24.09.23)
Annemin iyi, babamın kötü huylarını aldığımı düşünüyorum. Annemle aram iyi, babamla iyi değil.
0
personaa
(24.09.23)
annemden de babamdan da bazı kötü huylar almışım. özellikle anne değil. yaşadığınız şey normal, büyürken ebeveynlerimizden gördüğümüz muameleyi içselleştiriyoruz ve başkalarına öyle davranabiliyoruz. içgörünüz bunu farkedecek kadar kuvvetliyse muhtemelen düzeltebilecek adımları da atacaksınızdır zamanla. pskikonet yayınları şema terapi kitabı dikkatinizi çekerse bakmanızı öneririm.
0
Mossy
(24.09.23)
Dunyanin en cool, tasasiz, eglenceli, candan kadini. Umarim benzerim, su an alakam yok.
0
nic cage
(24.09.23)
Evet. Annem de annesinin sevmediği huylarını taşıyor. Önemli olan farkına varıp kontrol etmek.
0
ruhen hastayim ben
(24.09.23)
Yaşım ilerledikçe+7
0
abuzer
(25.09.23)
İyisiyle kötüsüyle annemi kopyasıyım. Bazı huylarının yanlışlarını görüp kendimde düzeltmeye çalışıyorum, o kadar.
0
SiyamkedisiZorro
(25.09.23)
Hayır, kendimden nefert ederdim herhalde.
0
Kahvedesu
(25.09.23)
34 yasindayim hicbir huyum benzemiyor sanirim.
0
instant crush
(25.09.23)
Geçenlerde evde kaybolan kedimi ararken "bir ses ver" diye seslendim, tam olarak o an dedim ki annem oluyorum galiba çünkü bir süre konuşmamışsak öyle der.
0
peki madem
(25.09.23)
Ev içi işleyişle ilgili kesinlikle annemin bir kopyasıyım. Onca iş ve okul derdinin arasında tek başıma yaşadığım halde kavanozlarca yazlık konserve ve marmelat işine girişmemin başka hiçbir izahı yok sanırım. Kendi kendime ev hissini annemleşerek veriyor olabilirim...
0
silverleaf
(25.09.23)
Benzeyen huylarım vardı, 30umdan sonra daha da arttı
0
gadlemler
(25.09.23)
(5)

15 aylık bebekle tatile giderken götürülecekler

elorelia
calpolsilverdinfenistilbactrobankıyafet, oyuncak, bez vs aldık tabi ki. ama bak şunu da al, bizim çok işimize yaramıştı dediğiniz bir şey var mı? biraz mahrumiyet bölgesi sanırım gideceğimiz yer, o yüzden gitmeden almak istiyorum. uçakla gideceğiz bu arada. kalkış ve inişlerde emzireceğim. başka tav
calpol
silverdin
fenistil
bactroban

kıyafet, oyuncak, bez vs aldık tabi ki.

ama bak şunu da al, bizim çok işimize yaramıştı dediğiniz bir şey var mı? biraz mahrumiyet bölgesi sanırım gideceğimiz yer, o yüzden gitmeden almak istiyorum.


uçakla gideceğiz bu arada. kalkış ve inişlerde emzireceğim. başka tavsiye varsa o da alınır.

teşekkürler.
0
elorelia
(19.09.23)
pişik olduğu durumda ne kullanıyorsunuz? sudokrem almıştık şansımıza tatilde pişik olmuştu tabii :')

uçakta bebek arabasını pert etmişlerdi bizim. tak çıkar parçalıysa ön bar gibi vs onları yanınıza alın, bizimkini kırmışlardı. tekerleri de patlak verdiler artık nasıl bi ortamda muhafaza ediyolar bilmiyorum.

bi de saydıklarınızın içinde sinek ısırığına iyi gelecek bir merhem yoksa onu da ekleyebilirsiniz.
0
pide
(19.09.23)
Deniz tatili ise geniş ve koruyucu bir şapka alınabilir. Ishal olma ihtimaline karşı bir seyler alınabilir. Bebek güneş kremi. Sudokrem de faydali olur.
0
Cherea
(19.09.23)
ateş ölçer yazılmamış.
pişik için krem.
calpola ek olarak dolven.
0
drmuhendis
(19.09.23)
Tatillerde ve dışarıda yemek yerken yanımızda hep bir alt değiştirme zımbırtısı ve sandalyeyi mama sandalyesine dönüştüren katlandığında çanta gibi görünen bir şey vardı. Anlatamadım sanki, şuna benziyordu:
www.idefix.com
bunun dışında nazar boncuğu (evet, almadan gittim, sonra müze shop'tan almak zorunda kaldıydım).
0
SiyamkedisiZorro
(19.09.23)
off sinek kovar
Reflor saşe
0
abbabaabbaababbabaababbaabbabaab
(19.09.23)
(2)

çamaşır makinasında beyaza dönüşen ekru ceket

feldspar
bilirsiniz bazı anneler her şeyi karman çorman çamaşır makinasına atar ve bazı kıyafetlerin rengi bozulur. benim de ekru kot ceketim böyle bir yıkama sonucu beyaza dönüştü. bunu tekrar ekruya nasıl dönüştürebilirim :( çok üzgünüm. tekrar almak istesem alamam. pahalı bir ceketti.
bilirsiniz bazı anneler her şeyi karman çorman çamaşır makinasına atar ve bazı kıyafetlerin rengi bozulur. benim de ekru kot ceketim böyle bir yıkama sonucu beyaza dönüştü. bunu tekrar ekruya nasıl dönüştürebilirim :( çok üzgünüm. tekrar almak istesem alamam. pahalı bir ceketti.
0
feldspar
(18.09.23)
O iş öyle olmuyor ki :D İçinizdeki sanatçıyı ortaya çıkarıp boyamak isterseniz başka tabi.

Giden renk geri gelmez :(
0
akhenaten
(18.09.23)
Maalesef o renk geri gelmez, eğer düz beyaza döndüyse yine iyi, benimkiler bazen hareleniyor.
öte yandan ceketinizi boyayabilirsiniz, ama aynı renk olur mu, şansa kalmış.
0
SiyamkedisiZorro
(19.09.23)
(2)

BES'in hangi kurumdan olduğunun bir önemi var mı?

biseysorcaktim
Yaklaşık 1buçuk sene önce çalıştığım yerde otomatik bes açılmıştı, kapatmadım. devam etmek istiyorum. o bankayı sevmiyorum, kullanmak istemiyorum.* bes'imi taşıyınca 1buçuk yıllık hakkım da gelecek diye biliyorum, doğru mu?* hangi şirkete geçtiğim önemli mi? bes fonları belli zaten. X şirkete geçsem
Yaklaşık 1buçuk sene önce çalıştığım yerde otomatik bes açılmıştı, kapatmadım. devam etmek istiyorum. o bankayı sevmiyorum, kullanmak istemiyorum.

* bes'imi taşıyınca 1buçuk yıllık hakkım da gelecek diye biliyorum, doğru mu?
* hangi şirkete geçtiğim önemli mi? bes fonları belli zaten. X şirkete geçsem Y şirketinin kurduğu fonu alamıyor muyum?
* komisyon, kesinti vs gibi şeyler az-çok aynı değil mi?
(sağlık sigortamın olduğu ve hali hazırda memnun olduğum kuruluşa geçmeyi düşünüyorum)
0
biseysorcaktim
(14.09.23)
Şöyle bir yazı var bakabilirsiniz

www.zeynepcandanaktas.com

Temelde sıkıntı şu, bağlı olduğunuz şirkete girerken çıkışa ertelenmiş giriş aidatı diye bir kesintiyi kabul etmiş oluyorsunuz bütün şirketlerde var bu. Bunun miktarı brüt asgari ücretin %8,5'i ve süresi 5 yıl. Siz değişiklik yapmak isterseniz bu beş yıllık aidatın alınmadığı ve artık alınamayacağı her yıl için toplu şekilde bu kesintiyi yapıyor. Bu da yaklaşık 5 bin lira civarında bir tutara denk geliyor.
0
akhenaten
(14.09.23)
Bunu BES'i taşıyacağınız kuruma sorsanız bence yardımcı olmaya çalışırlar. Hatta geçiş kesintisi filan varsa pazarlığını yaparsınız.
0
SiyamkedisiZorro
(14.09.23)
(5)

Hangi Stanley termos?

stringer
Sıcak-soğuk tutabilen, orta boy, hafif bir model arıyorum. Kararsız kaldım. Yardımcı olabilecek var mı?
Sıcak-soğuk tutabilen, orta boy, hafif bir model arıyorum. Kararsız kaldım. Yardımcı olabilecek var mı?
0
stringer
(12.09.23)
www.amazon.com

İlk tavsiye edilen ile aynı model, sadece daha fazla yorum ve incelemek okumak isterseniz diye bıraktım. Stanley klasik modelleri süpriz yapmaz, evladiyeliktir.
0
burka
(12.09.23)
Yukarıdaki modelden aldım kızıma, çok memnun. Hem sıcak, hem soğuk kullanımı var.
0
SiyamkedisiZorro
(12.09.23)
Birçok termos markasını kullandım (Stanley, zojirushi, contigo dahil)
Stanley evet sağlam ama orta ve küçük boy modelleri eğer uzun süre sıcaklık performansı isteniyorsa tatmin etmez, üzer. O paralara değmez diye düşünüyorum.

Zojirushi sıcak/soğuk tutma süresi için çok çok iyi, malzeme kalitesi de ayrıca stanley'den aşağı kalır değil.

Fakat ben özellikle şu sıralar kullandığım şu modeli kesinlikle tavsiye ederim (thermocafe by thermos)
Amazon yurtdışından gönderiyor. Kesinlikle parasına değer
amzn.eu
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(12.09.23)
Stanley Neverleak 0.47lt olanını kullanıyoruz eşim ve ben. Trigger Action ve Neverleak modelleri arasında kalıp Neverleak'te karar kılmıştık.

Daha önce trigger action kullanmıştım. Neverleak almak istemedim önce ama trigger action'ın çanta içerisinde düğmesine basılı kalıp ağzının açılma ihtimali olduğundan neverleak tercih ettim. Bu sefer de ağzını kapalı tutmaya alışana kadar 1-2 defa bir kaç yeri ıslattım elimde taşırken.

Neverleak'e alışınca kullanım açısında trigger actiondan daha avantajlı olduğunu farkettim. Fakat temizliği trigger actiona göre biraz daha alengirli. Şöyle ki termos başlığı 3 parça ve 3 parçaya ayırıp yeniden birleştirmeyi öğrenirken ve sonrasında da tabi ki dikkatli olmakta fayda var. Çok fazla dişlerini bozan insan okudum zorladığı için. Onun dışında Neverleak 9/10 termos. İçim deneyimi konusu bence trigger action'ın tek öne geçebileceği konu.

www.hepsiburada.com
0
Jazz
(12.09.23)
Hacmine dikkat. Hanım 0,47 litnesini kullanıyor. 0,59 litrelik ~2,5 cm daha uzun bundan ve günlük kullanım için uzun görünüyor.
0
abbabaabbaababbabaababbaabbabaab
(12.09.23)
(5)

Kürtaj operasyonu

kondansator
Eşim 7 haftalık hamile ancak bebeğin kalp atışları duyulmadığı için keseyi kürtaj ile almaları gerekiyormuş. Cuma günü yeniden kontrole gideceğiz, yine duyulmazsa kürtaj. Doktor 15dk lık basit bir operasyon dedi. Ne yapmamız neye dikkat etmemiz gerekiyor operasyon sonrası. Annelere de söylemedik tel
Eşim 7 haftalık hamile ancak bebeğin kalp atışları duyulmadığı için keseyi kürtaj ile almaları gerekiyormuş. Cuma günü yeniden kontrole gideceğiz, yine duyulmazsa kürtaj. Doktor 15dk lık basit bir operasyon dedi. Ne yapmamız neye dikkat etmemiz gerekiyor operasyon sonrası. Annelere de söylemedik telaşlanıp gelmesinler diye. Ben nasıl destek olabilirim operasyon sonrası
0
kondansator
(11.09.23)
Mutlaka araştırmışsınızdır ama sanki erken değil mi kürtaj için? 10-12 hafta yazan kaynaklar da var ama bilemedim. Geçmiş olsun
0
ikikerekac
(11.09.23)
Bir akrabamıza da benzer şekilde söylemiş doktor, "acaba?" diye gitmemişler. Sonrasında düşük yaptı, arkasından mecbur kürtaj oldu ve çok daha zorlandı.

Doktordan veya kendinizden emin değilseniz, farklı bir doktordan daha görüş daha alın. Ancak ihmal etmeyin.

Geçmiş olsun. Umarım hikayeniz, mutlu sonla biter.


.
0
kartallar yuksek ucar
(12.09.23)
Valla teknik olanakları daha iyi bir hastaneye ve farklı bir doktora da gösterin ondan sonra karar verin.
Allah kolaylık versin zor işler
0
etna
(12.09.23)
oldukça kan kaybı olacaktır öncelikle. moral bozukluğu da olacağını düşünerek, eşiniz özellikle kan yapıcı takviyeler alsın ve beslenmesine dikkat etsin. kan kaybı halsizlik, yorgunluk da yaratacaktır. kardeşim geçen sene temmuz ayında aynı durumu yaşadı, kürtaj olmak durumunda kaldı. oldukça moral bozukluğu olabiliyor, kardeşimin ilk hamileliğiydi, sizin ve ailenin vereceği psikolojik destek de çok önemli. kişi kendini suçlar bi moda girebiliyor çünkü.
ancak hemen sonrasında kasımda beklenmedik bir şekilde tekrar hamile kaldı ve bir sonraki temmuzda bebeği kucağındaydı:) özellikle ilk hamilelikte bunlar olabilecek şeyler kısacası. geçmiş olsun size ve eşinize.
0
sirkelimon
(12.09.23)
İnşallah kalp atışını duyarsınız. Bundan seneler önce ikinci bebeğime hamileyken kalp atışını duymaya gideceğimiz gün kaybettim bebeğimi. Benimki kanamayla gittiği için kürtaj hızlı ve nisbeten komplikasyonsuz oldu. Eğer emin değilseniz başka bir hastaneden görüş almak mümkün. Operasyonu lütfen hastane koşullarında olsun. Sonrasında manevi destek gerekiyor. Bakın aradan neredeyse 15 sene geçti hala içim titrer kaybıma.
0
SiyamkedisiZorro
(12.09.23)
(6)

Teflon tavaya alternatif

amsterdam otlu sigarası
MerhabaPaylaşımlı bir evde kalıyorum. Mutfak eşyalarını ben alıyorum ama gelen giden kullanıyor. Hor da kullanıyor. Teflonlar sürekli çiziliyor. Marketlerde tava diye hep teflon satılıyor. Çizildiğinde zararlı olduğunu biliyorum. Buna karşı ne yapılabilir? Sabahları yumurta yaparken akşamları sebze
Merhaba

Paylaşımlı bir evde kalıyorum. Mutfak eşyalarını ben alıyorum ama gelen giden kullanıyor. Hor da kullanıyor. Teflonlar sürekli çiziliyor. Marketlerde tava diye hep teflon satılıyor. Çizildiğinde zararlı olduğunu biliyorum. Buna karşı ne yapılabilir? Sabahları yumurta yaparken akşamları sebze döndürürken nasıl tava kullanmalıyım ki bu dertlerle uğraşmayayım?
0
amsterdam otlu sigarası
(11.09.23)
Çelik tava
Seramik tava
Döküm tava
0
Tina
(11.09.23)
Hangi tava olursa olsun tahta kaşık kullanın.
0
diyecevaplandı
(11.09.23)
çözümü yok. seramik, granit dedikleri yine bir çeşit kaplama. döküm tava ağırdır. çelik tava da yapışır.
0
parka
(11.09.23)
kendi tavanızı kendi odanızda (oda var değil mi?) tutun, kullanacağınız zaman getirin sonra yıkayıp tekrar odanıza götürün.
0
inheritance
(11.09.23)
Çelik tava kullanacaksınız. Üzerine gıdayı atmadan önce yeterince ısıtırsanız yapışma olmuyormuş. Denemedim ama öyle olsa gerek. Hem temizlerken de daha sert davranabilirsiniz.
0
michael_knight
(12.09.23)
Çelik tava + inheritance. Yağlayacaksınız artı yüksek ısıda kalacak biraz. Yine de o gelen giden tayfası dibini tutturur temizliği size kalır filan. Onlar çizik teflonlarla idare etsinler, kendi tavanızı ayırın.
0
SiyamkedisiZorro
(12.09.23)
(10)

Ciddi ilişkisi olanlara bir soru

sasailic
Ciddi düşündüğünüz adı henüz konulmamış bir ilişki de olabilir veya evlenmiş olabilirsiniz. Ne kadar sıklıkla tartışıyorsunuz? Ne kadar sıklıkla birinizin özür dilemesi gereken bir şey oluyor? Uzun süreli ciddi de düşündüğüm bir ilişkim var ama neredeyse her gün geriliyoruz ve çok sıkıldım bu durumd
Ciddi düşündüğünüz adı henüz konulmamış bir ilişki de olabilir veya evlenmiş olabilirsiniz. Ne kadar sıklıkla tartışıyorsunuz? Ne kadar sıklıkla birinizin özür dilemesi gereken bir şey oluyor? Uzun süreli ciddi de düşündüğüm bir ilişkim var ama neredeyse her gün geriliyoruz ve çok sıkıldım bu durumdan. Çevremde bu konularda fikir alabileceğim birisi yok size sormak istedim.
0
sasailic
(09.09.23)
Bu kisiye ve iliski dinamiklerine gore cok degisir. Kimi bu gerilimden kavgadan beslenir, iliskiyi de canli tutar bu durum. Kimisi de (ben mesela) kavga gurultu sevmez, konusarak cozmeye calisir.

Her gun diyorsaniz bu iliskinin dinamiginden ote bir sorun varmis gibi geldi. Iliskinin kendisinde olmayabilir ama kisilerde bir ruhsal sorun olabilir, iliskiye yansiyor olabilir. Evlilik dusunceniz varsa cift terapisi iyi gelebilir.
0
mor oje
(09.09.23)
4 Yıldır birlikteyiz, ayrılmak gibi bir düşüncem yok ondan da buna yakın bir his hiç almadım. Böyle tarif edince garip oldu :D Anlatmak istediğim, gelecek planında ayrılık konusunun acabası yok kısaca.

Zaman zaman ciddi tartışmalarımız oldu. Bunların hepsi ilişkiyi bir üst aşamaya taşıma dönemlerinde gerçekleşti ya da bunların sonucunda ilişki bir üst noktaya taşındı bilemiyorum. Zannedersem ben de o da arada "ben git gitde kendimi bağlıyorum bu ilişkiye ama acaba onun için öyle değil mi?" Hissiyle alınganlıklar yaşadı. Neticede hepsinin sonunda iki tarafın da ilerleme arzusunda olduğu görüldü. Checkpoint noktaları gibi bir şey sanırım bu. Bu tarz tartışmalar git gide azaldı. 1,5 yıldır falan bu tarz bir şey yaşanmadı, arada evlilik göndermeleri gibi şeyler yapılıyor artık, sanırım bir kriz evresi daha kapıda :D

Tartışmalar hiçbir zaman suçlamaya dönük olmadı, daha ziyade "neden böyle yapıyorsun anlamıyorum, anlamam lazım." eksenindeydi. Tartışmalar hiçbir zaman sessizlikle bitmedi "evet tamam anlaşıldı" hissiyatıyla bitti. Zaman zaman birkaç güne yayıldıkları oldu ancak sonraki tartışmaların hiçbiri öncekilerden temel alarak ikinci defa gündeme gelmedi. Kimsenin kırmızı çizgisinin diğerininkiyle ayrıkırı kaldığı olmadı ve bence en önemlisi kimse çirkinleşmedi.

Rapor böyle :D size yazarken kendim de düşünmüş oldum bir taraftan.

Tartışmaların olması doğal ancak hemen hergün olması bence biraz sakince oturup birbirinizi anlamaya çalışmanızı gerektiriyor. Birbirinizi anladığınızda anladığınız şey kabul edebileceğiniz bir şeyse bu güzel, yok değilse daha bu tartışmalar çok devam eder ve muhtemelen iyi bitmez, bunu da yaşadım.
0
akhenaten
(09.09.23)
Tartışmaların ya da gerginliklerin ilişkiyi diri tuttuğuna katılmıyorum. Beraber olduğum insan, her ne kategori altında olursa olsun, yanında en rahat ettiğim insan olmalıdır her zaman. Tam tersi gerginsem onu görünce sakinlesmeliyim.

Fikir ayrılıkları tabi ki olur, iki bambaşka insanız sonuçta, herkesin yediği şeyler, sevdiği renkler farklı. Bu olumlu anlamda tartisma, esas ilişkiyi besleyen şeyler iki insanın farklılıklari. Bunlar kısa vadelidir, kin ya da kazanma/kaybettirme duygusu yoktur, bunlarda özür dilenmez, sonraki güne sarkmaz gerginlige dönüşmez


İnsanlar, çoğunluk, partnerlerine kendi iradelerini empoze etmeye çalışıyor, bu da gerginliğe tartismaya yol aciyor. İşte gereksiz kıskançlik, sonra fazla müdahale, gereksiz hesap sorma, benim dediğimi yapsin/dinlesin tavrı, temelsiz ve sık alinganliklar, güvensizlikler. Normal bir ilişkide bunları çokça yaşıyorsam o ilişki sağlıklı değildir, iki tarafı da zehirler zaten.
0
sanguine
(09.09.23)
tartışma var tartışma var, aslında özür boyutuna gidiyorsa taraflar hata yaptıklarının farkında demekki. bizde çok olmuyor ya, x bir konuda tartışabiliyoru ancak öyle özürlük bir durum olmuyor. tartışmayı yaratan konuların temeline inmekte fayda var. atıyorum, ben x konusunu aşırı abartıyor olabilirim ve bu yüzden tartışma çıkartıp özür diliyorumdur
0
kondansator
(09.09.23)
Şimdi düşündüm ayda bir mi desem dedim ama o da çok net gelmedi. Yani o kadar az ve önemsiz şekilde oluyor ki aklıma bile gelemiyor.

Her gün gerildiğim bir ilişkim oldu, özellikle beraber yaşadığımız 6 ayda. Her gün rahatlamak için ailemle falan konuşurdum çünkü daraliyordum :) olmadi. Her gün ben yapamam.
0
logisticsmanager
(09.09.23)
Biz ilk sene o kadar sık o kadar şiddetli tartıştık ki benim önceden toplamda 8 yıllık bir ilişki deneyimim vardı farklı insanlar ile. Onların toplamından daha fazlasını o 1 sene içerisinde yaşamışımdır. Çok değişik bir deneyimdi.

Dedim herhalde toksik ilişki dedikleri bu oluyor çünkü hiç normal değil. Ben sesimi yükseltmem, şiddet uygulamam. Sesimi yükseltmeye, neredeyse şiddet uygulama noktasına geldim.

Biraz daha devam etseydi sonlandıracaktık. Fakat karşınızdaki insan afaderseniz mal değil ise, tartışmalardan bir şeyler kapıyor, özeleştiri yapıyor veya karşı tarafı öyle kabul ediyor, bir şeyleri sorun etmemeye başlıyorsa ya da soruna yol açacak yola girmiyor, yol açacak şeyleri ortadan kaldırıyor ise kavgalar azacaktır.

Birbirini iyi tanımamaktan da kaynaklanıyor. Çünkü ister istemez aile veya çevreden gördüklerimizle bir takım çıkarımlar yapmak durumunda kalıyoruz karşı taraf için. Kimisi tecrübe ile sabit nokta atışı şeyler oluyor. Kimisi de boşuna günahını almışım, boşuna kuruntu yapmışım, kekoluğumdan yapmışım, eski kötü tecrübelerimden ötürü böyle davranımışım.. gibi farkındalıklarla sonuçlanıyor.

İlk 1 yılda her gün, gün aşırı veya 2 günde 1 olan kavgalar ilk 1 yıldan sonra haftada 1 olarak devam etti. Şu an ya 2-3 haftada 1 ya da ayda 1 şeklinde devam ediyor ki bu da normal yani insan yeri geliyor kendisi ile bile tartışıyor anlaşamıyor. Eşimde öfke sorunu vardı onu da baya dizginledi. Kavga etsek de yükselmiyoruz artık.

Yani burada önemli olan, kavgalar size bir şey katıyor mu? Verilen savaşların sonu aydınlık mı? Eğer böyle bir gelişim gözlemleyemiyorsanız yolu ayırmakta fayda var ister sevgili olsun ister eş olsun.
0
ananiyimioguz
(09.09.23)
1 sene sevgili olup evlendik, 1 seneyi de evli olarak devirdik. sevgiliyken sadece 1 kez kavga etmiştik. evlenince de 4 5 olmuştur. 2 senede toplam bu kadar. hiç biri 3 saatten uzun sürmedi, özür dilenip kapandı.

ben huzur seviyorum böyle rahat ediyorum ama normali budur diyemiyorum çünkü bu biraz da karaktere bağlı. kimi arkadaşlar var ki kavga ettikçe evliliği daha tutkulu sürdürdüğünü iddia ediyor. kendilerini öyle iyi hissediyorlardır.
bu işin normali yok hangi şekilde iyi hissediyorsan senin normalin o.
0
kaptan maydanoz
(09.09.23)
Tartışma ve kavga arasında büyük farklar var ancak yine de "her gün" fazladan da fazla bana kalırsa. Bir insan her gün neye gerilebilir ki? Hayat kötü, zor bla bla da insan sevdiğinin yanında onu o gün mutsuz eden şeyden bahseder, çok lazımsa şikayet eder, beraber dertleşilir istiklal marşı ve kapanış... Fakat her gün sevdiği insana geriliyorsa orada bir durup dışardan bakmak gerekir bence.

Tartışmalara da gelince, çiftler elbette tartışırlar. Normal bir ses tonuyla, çözüm odaklı ve açık iletişim ile halledilemeyecek hiçbir konunun olduğunu düşünmüyorum. Bizim tartışmalarımız genellikle kahkahalarla bölünüyor. Ciddi ciddi tartışırken arada mutlaka birimiz şaklabanlık yapıp konunun buharını alıyoruz. Konularda genellikle "anladım, dikkat ederim, haklısın, bu konu değişmeyecek ama orta yolda buluşalım" cümleleriyle bitiyor.

Durum raporuna da gelirsek 2 yıl, 0 kavga, gülüp eğlenmeli nice tartışma (10'u bulmamıştır o da).
0
charbiel
(09.09.23)
20+ senedir evliyim, 20 defa tartışmışızdır belki, o da adabıyla, kırmadan, karşılıklı hissettiklerimizi paylaşarak. Sık tartışma illa kötü değildir belki, nasıl tartıştığınıza bağlı. Gerginlik kesinlikle iyi değil, insan sevdiceğinin yanında huzurlu hissetmeli.
0
SiyamkedisiZorro
(11.09.23)
Bu arada, bu tartışmaların yarısını evlenmeden önce ve evliliğin ilk senesinde yapmışızdır.
0
SiyamkedisiZorro
(11.09.23)
(16)

Avrupa'da kalifiye olarak çalışmak saçma mı?

hold the door
Bir akrabam bilgisayar mühendisi, 5 sene tecrübeli, odtü mezunu, 2-3 sene savunma sanayide çalışmış geçen sene de almanya'ya gitmiş net maaşı 3500 euroymuş. Eleman burada da 7x asgari ücret alıyormuş (savunma sanayi değil) zaten. Böyle birinin avrupa'ya gitmesi saçma değil mi? Kendisi ile çok konuşm
Bir akrabam bilgisayar mühendisi, 5 sene tecrübeli, odtü mezunu, 2-3 sene savunma sanayide çalışmış geçen sene de almanya'ya gitmiş net maaşı 3500 euroymuş. Eleman burada da 7x asgari ücret alıyormuş (savunma sanayi değil) zaten. Böyle birinin avrupa'ya gitmesi saçma değil mi? Kendisi ile çok konuşmadım babası çok memnun değil diyordu.

Ben de aynı ayar bir okulda bilgisayar mühendisliği okuyorum, bizim okuldan 2014'te mezun biriyle konuştum, top 20'de bir yerde master yapmış, new york'ta adı bilindik bir yerde senior machine learning engineer. 400 bin dolar brüt maaş alıyor. Yani iki profil arasında uçuk farklar yok ama kazançları uçuk.

İsviçre ve abd'de bu tarz maaşlar olabiliyormuş sadece. avrupa'daki faang'ta bile maaşlar aman aman iyi değilmiş.

Ben abd veya isviçre'ye gitmek istiyorum ama orada da çalışmak çok zormuş. Burada abd'de çalışan mühendisler var. Nasıl yapabiliriz o işi?

master yapmak paralıymış ona o kadar para bulamam. phd'yi de kafa kaldırmaz. Ama master yapmayı spesifikleşmek adına kendi okulumda olsa düşünüyorum. veya almanya'nın önde gelen üniversitelerinden birinde yapsam abd veya isviçre'ye geçebilir miyim?

not: hazırlığı geçemedin ne abd'si demeyin lütfen, bugün ielts itirazım olumlu sonuçlandı bölüme geçiyorum. bi dal h.o alırım :)
0
hold the door
(07.09.23)
Naçizane önerim herkesin hikayesi ve şansı farklı. İngiltere haricinde kıta Avrupasında sosyal devlet anlayışı insanın yaşam kalitesini yükseltir. Bunu ABD'de bulamazsınız. Öte yandan Avrupa size diline hakim olsanız da yabancı olduğunuzu hissettirir, ABD'de herkes göçmen. Siz önünüze bakın, okulunuzu iyi notlarla bitirin, yabancı dilinizi geliştirin, mümkünse bir sene yurtdışında okuyun ondan sonra gelecek tekliflere göre karar verirsiniz.
0
SiyamkedisiZorro
(07.09.23)
Avrupa'da faang'da calisiyorum, dediginiz seyler tek kriteriniz maas ise gecerli. Buradan ABD'ye giden bazi tanidiklarim maaslari artmis olsa da geri donmeyi dusunuyorlar, calisma sartlari ABD'de cok farkli. Zaten o parayi vermeseler calistiracak insan bulamazlar, imkani olan herkes Avrupa'ya gelir. Ozetle parayla huzur satin alamazsiniz :)

Bu arada Isvicre ozelinde, orada calisan arkadaslarimdan bildigim yurt disi tatili bile luks diyorlar cunku giderler cok fazla. Cilginca para kazaniyorlar ama ayni sekilde harciyorlar da.

Sirf para kazanma odakliysaniz Singapur ve Dubai'ye de bakabilirsiniz, 5-10 sene calisip para biriktirip sonra Avrupa'ya gecip ev alan insanlar cok o sekilde.
0
sertac akin
(07.09.23)
Bu kulaktan dolma bilgilerle hareket etmemek gerek. İsviçre için Türkiye'den başvuru yapan birinin işe alınma ihtimali çok çok düşük mesela. Çünkü ülkede 'işe başvuru yapanlardan önce isviçre vatandaşları, sonra avrupa birliği vatandaşları ve isviçre'de ikamet eden avrupa birliği vatandaşları, sonra isviçre'de ikamet eden üçüncü ülkelerin vatandaşları en son üçüncü ülkelerden başvuruları yapan kişilerin işe alınabilmesi' mümkün. Siz Türkiye'den başvuru yapan biri olarak en son gruptasınız, şirketin kanıtlarla sizden başka aynı işi yapabilecek başka kimse olmadığını açıklaması gerek. haliyle bu ihtimal de çok düşük oluyor.

Türkiye'den isviçre'ye çalışmaya gidenlerin geneli ya gerçekten çok top grupta olan, özel işler yapan insanlar ya da şirket içi transferle geçiş yapmış kişiler. Bunun için de belirli bir şirkete girmiş olmanız, kendinizi kanıtlamış olmanız ve o şirketin isviçre ofisinin olması gerekiyor mesela.

Ayrıca her ülkenin alım gücü, insanların hayattan beklentileri vs çok farklı. İyi ölçüp tartmak gerek. Hollanda bence Türkiye'den giden biri için daha avantajlı şu sıralar.

Yine isviçre için alım gücü oldukça yüksek ama giderler de fazla. Yurtdışı tatili lüks olması pek inandırıcı gelmedi bana zira garson olarak çalışanlar bile senede bir de olsa yurtdışı tatili yabailiyor ama pahalı mı? evet çok pahali bir ülke. Gelir de ona eşit seviyede.
0
fraise
(07.09.23)
kuzey amerika'da denk getirirsen $400k seviyesi hayal degil, oyle ucup kacan bir cv'ye de ihtiyacin yok. o seviyede kazanan birkac arkadasim var, master falan da yok elemanlarda. dikkat edilmesi gereken ortada bir bit yenigi olmamasi. bazi yerlerde fazla para vermelerinin nedeni seni o sehre cekmek cunku etrafta bisey yok..

avrupa'da bildigim kadariyla $400k seviyesi maaslar pek mumkun degil. isvicre'de zaten kolay kolay calisma izni vermiyor.

yurtdisinda yasayan biri olarak 3500 avro/ 7k asgari maas versusunu ben hala TR alir diyorum cunku 3500 avro dise dokunur bir para degil. yurtdisina cikacaksan parasal olarak rahat olman lazim. o da benim icin ayda net $10k seviyesinden basliyor.
0
cooperr
(07.09.23)
tek amaç para ise tabii ki abd, dubai, singapur filan daha çok para veren yerler. ama almanya'daki iş yaşam dengesini ve huzuru yakalamak zor olabilir.
0
king lizard
(07.09.23)
abd'ye gitmek kolay degil. ya ofis ici transfer yaparsin, ya da okul icin gelirsin. baska yolu yok. oyle abd'deki islere basvurup is teklifi almak gibi bir olay yok.

ayrica arada ucurum var. abd istedigi kadar cok calistirsin, 2 kati mi calistiriyor? hayir, ama maaslar en az 2 kati ve sektorune gore 4-5 katina kadar cikabiliyor.

almanya'daki master'in abd'ye bir faydasi olmaz. abd'de yapman lazim cunku calisma izni ile geliyor ogrenci vizesi, ancak oyle ise alirlar.
0
antikadimag
(07.09.23)
3500 aylik/net alaninda uzman, savunma sanayi tecrubesi olan bir bilgisayar muhendisi icin az. bundan 10 sene once iyi bir maasti, ama su anda "high qualified" diye tanimlanabilecek biri icin az. ayrica soz konusu kisi bekar ise maasi evlilere gore daha az olacaktir, vergi kesintisi nedeniyle.

bu maaslara calisanlar yok mu? elbette var. cunku bu kisilerin amaci kalici oturum veya vatandaslik alincaya kadar idare etmek olabilir. bunlari aldiginda daha guclu maas pazarligina oturabilir.

ya da bazilari is-yasam dengesi icin almanyayi tercih ediyor olabilir, ornegin 30 is gunu senelik izin gayet iyi bir imkan olabilir.

evli ve cocuklu olanlarda cocuklarinin gelecegi, ucretsiz egitim, cocuklari icin alman vatandasligi bir hedef olabilir.

abd ozellikle yazilimcilar icin cok daha iyi imkanlar sunuyor, ama herkes yeni ulke,tekrardan calisma izni prosedurleri gibi konulara o an hazir olmayabiliyor. ya da evli ve cocuklu olanlar icin maasin yaninda isten kuvulmamma guvencesi on planda olabiliyor.

ayrica abd icin 400 bin yillik/brut maas herkes almiyor, bu ortalama ustu bir maas. ayni sekilde almanya icin 3500 aylik/net maas da herkes almiyor, bu ortalama alti bir maas bu nitelikte biri icin. o nedenle iki ornekten, bir ortalama ustu maas ile bir ortalama arti maas uzerinden genelleme yapmak biraz yaniltabilir.
0
emrahday
(07.09.23)
AB'de (ab dedim ama almanya) ulaşacağın max maaş 90K ondan sonrası daha yüksek pozisyonlar ancak bu pozisyonlara çalıştım geldim olmuyor kolay değil. Gidebiliyosan amerikaya gidiceksin tutunacaksın para orda. 34 te geldik buraya artık yarı enerji kalmış bize abd gelmez. Sakin sıkıcı hayat, araçla bütün avrupa geziliyor, şarap peynir italya ispanya, Amerika başka bir dünya, ne güzel kafiyeli yazdım sana
0
abi bi dizi buldum on numara
(07.09.23)
ben özellikle doktorlarin almanya tercihini sacma buluyorum.
3000-3500 doktora ögrencisi maasi. alim gücü yüksek oldugu icin yetiyor ama iyi bir para degil.
iki ülke arasinda farklar var, bana göre amerika is odakli ama almanya'da insanlar hayat odakli.
0
Coma
(07.09.23)
ABD de hem gelir vergisi hem de ürünlerde vergi var. Millet öğle arası yapmadan çalışıyor. Yemek molası yok. Frozen food tan obezite oranı %40 Lara yakın. Ortam fazlasıyla hardcore.
0
roe
(07.09.23)
daha bölüme başlamamışsın bu kafa ösym kafası açıkcası. abd mi avrupa mı da açıkcası sadece maaşa bakarak değerlendiremezsin. tercihlerde sadece buna bakarsan büyük oranda mutsuz olursun. örneğin odtü'den mezun olup kendine kıyas olarak asgari ücretten ne kadar kazanıyorum diyen birinin vizyonu yoktur.

bence okul sürecince yurtdışı tecrübesi edinmeye çalış. yolunu daha kolay bulursun.
0
blackkmamba
(07.09.23)
Dünyadaki en saçma şey kaç asgarî ücret aldığını hesaplamaktir. Bunu trilyon kere söyledim sözlükte. Paranin değerini kaç asgarî ücret olduğu ile hesaplayamazsin.
Senin mantığına göre 3 asgari ücret 2 asgarî ücreti geçmeli ama geçmiyor iste. Bunu da Avrupa'da yasamayan uzaktan bilemez çünkü sığ bakış açıları.

Arkadaşın az alıyor. 5 sene denetimli adam hele almanya gibi maaslari Fransa'dan fazla olan ülkede benle aynı parayı alıyor ki ben yazılımcı değilim. Tabiki düşük maaş alıyor.

Bu arada Avrupa'da yaşamanın tek olayi para değil. Bunu da bakış açısı sadece para olan birine anlatmak zor maalesef. Eğer bakış aciniz paraysa dubai, singapur, abd iyi seçenekler. Denildiği gibi İşvicre almaz.

Bu arada 400 bin dolar adamin cvsi ile bahsettiğin kisinin cvsi hic de aynı durmuyor. Biri 9 yildir mezun tahminen o kadar deneyimi var ve top 20 master demissin. Diğeri 5 yıl deneyimli. Nasıl aynı cv?

Bu arada Türkiye'de 7 asgari üstü alan arkadaşım var ama Avrupa'ya gidecek çünkü ülkeden bıkmış halde. Biz de benzer sebeplerden gittik. Yani giden insanlarin tek olayi para değil.
7 asgari ücret sana türk halkindan, siyasetinden fanus içinde uzaklaşmak için yeterli değil.
Hatta ben sunu diyeyim; bugün ortalama gelirim 3500, Türkiye'ye 6-7bin eurodan aşağı gelmem, onda bile 2 sene falan anca gelirim. Bana ve benim gibi insanlara asıl Türkiye'ye gelmek için iki katı falan para ödenmesi lazım ki orayı çekelim.

Neyse daha mezun olmana var, milyon tane fikrin olur. Benim arkadaş singapur'da falan çalışmıştı hatta is öğrenmek için.
0
logisticsmanager
(07.09.23)
bence gayet güzel soru sormuş arkadaş yaşına göre, güzel de cevaplar gelmiş.

"olay sadece para değile" farklı bir açısı daha ekleyeyim;
türkiyede dahi örneğin 10 asgari ücret yerine 6-7 asgari ücret alayım ama sorumluluğum, mesai saatlerim daha az, kafam rahat olsun diyebilirsin. diyen insanlar var.

şahsen çalıştığım şirkette yönetici olmak istemeyen profesyonelleri biliyorum, yönetici olsa %30 daha fazla olacak ama stresi belki x2.
kısaca her şey daha fazla kazanmak değil.
0
nuisance
(07.09.23)
Almanya'da bir ABD sirketinde calisiyorum.En buyuk korkum ABD'ye merkez ofise cagirmalari. Her seyden once ABD'de maaslar daha yuksek dogru.Universiteden yeni mezun, yazilimci ve competitive bir karakter icin ABD dogru adrestir katilirim.Hele de FAANG'da isbasi yapabiliyorsa kariyer ve para anlaminda onu Avrupa'ya gore cok daha aciktir.Maaslar esdeger pozisyonlarda X2-X3 olabilir o da dogrudur ama belli bir yastan sonra- ki 35-40 'li yaslardan bahsediyorum Avrupa'nin baska guzel oncelikleri oluyor bunlari birakmak istemiyorsunuz.Anlatmasi zor ama Avrupa yasamak icin daha keyifli bir yer.Almanya'da yasayan biri icin tum Avrupa elinin altinda ama ABD in the middle of nowhere gibi hissettiriyor bana.Sanki dislileri calisip sizi ezecek gibi geliyor.

Avrupa : Daha keyifli yasam, is &ozel hayat dengesi,Cocuklar icin okul olanaklari, Arkadas cevresinden kopmama yada daha az kopma, Yerel halkin daha soguk olmasi ama buna ragmen sizin gibi Turkiyeden gelme beyaz yakalarin daha cok olmasi,Yabanci dil ile ilgili engeller
ABD: Yuksek maas &kariyer, irkcilik olmamasi, Avrupaya mesafe ve saat farki yuzunden Avrupa&Turkiye'deki cevrenizden kopmak, Ingilizcenin avantaji

Ben Otuzlu yaslarin sonunda tercihimi ALmanyadan yana yaptim ancak 25 yasinda ODTU mezunu bekar bir bilgisayar muhendisi olsam ABD'yi denerdim
0
turkuaz
(07.09.23)
aynı şeyleri yaşayıp türkiyeye geri döndüm şu an londra'dan. aşırı saçma oralara gidip o şekilde yaşamak. eskidenmiş o işler. ya da hiç bir şeyin olmayacak türkiyede o zaman gidersin anlarım. şimdi zaten global işler yapıyoruz. türkiye'de de iyi kazanıyorsan gidip kalmanın çok büyük bir anlamı yok bence. git bir süre çalış, tecrübe kazan, dön en mantıklısı gibi.
0
mhmtt
(08.09.23)
Bu sorunun cevabı beklentiye göre değişir.
Öncelikle eğitim, kariyer ve para kazanma becerisi bambaşka konular.
Avrupa'ya giden insanlar genelde yanlış beklentilerle gidiyor.

Türkiye'de asgari ücretten hallice kazanacak bir mavi yakalı ya da zanaatkar için Avrupa muhteşem. Ama beyaz yakalı için maddi olarak çok efsane farklılıklar olmaz çoğu zaman.

Denklem basit, Türkiye'de kazancınız düştükçe, elinizde bir mesleğiniz olduğu sürece Avrupa'nın size yaşatacağı sıçrama büyüyor. Ama özellikle Türkiye'de iyi kazanan ve iyi standartlarda yaşayan insanlar için Avrupa maddi olarak o kadar avantajlı değil. Orta ya da üst seviye çalışanlar arasında Avrupa'dan teklif alıp, "türkiye'de daha iyi şartlarım" diye reddeden de çok insan var.

Avrupa, özellikle kuzey avrupa "para kazanmak" için tercih edilebilecek yerler değil beyaz yakalı için. Ama refah standartını korumak için tercih ediliyor. Kuzey Avrupa sana para değil, standartlaşmış bir refah sunuyor. Çünkü Türkiye'de iyi kazanan kalifiye bir adam da olsan 6 ay işsiz kalsan sefil oluyorsun.

Kuzey Avrupa'da sana bu güvenceyi sunuyor. İşsiz de kalsan, genel müdür de olsan yaşayacağın hayat standartı arasında uçurum yok. Elbette kolay değil Avrupa da ama çalışma şartları vb daha insani. Genel olarak avrupa'daki mantık herkese asgari bir refah sunmak üzerine. O yüzden yazılımcı, finanscı, tesisatçı, terzi, oto tamirci fark etmez bunlar kazanç olarak birbirine yakın olabiliyor. O yüzden almanya'da bir boya ustası da, mühendis de paris'te haftasonu gezisi yapabiliyor.

Yani beklentiniz bu yöndeyse, Avrupa'ya gidin. Almanya'da bir yüksek lisansın tabii ki AB sınırlarında iş bulma şansınızı artıracağı aşikar.

Ama önceliğiniz para ise durum başka. Zaten para kazanmak isteyen insan maaş kovalamaz. Kendi işini kurup büyük kazançlar elde edebileceği yerler arar.

Ama biz maaş özelinde bakalım. Avrupa'yı zaten anlattık yukarda.
Avrupa'da bir iş bulduğunuzda sizi genelde standart çalışan olarak istihdam ederler. Expat gibi değilsiniz yani orda tam.
Mesela global bir şirketin berlin ofisinde iş bulduğunuzda size standart bir almana sunulan maaş ve imkanlar verilir. Fazlası değil.

Ama aynı şirketin dubai ofisinde ya da singapur ofisinde iş bulduğunuzda size cazip bir "expat" paketi sunulur. Mesela almanya'dakinden daha yüksek bir maaş, pozisyona göre acayip yan haklar (ev kirasının ödenmesi, çocukların okul parasının ödenmesi, full+full sağlık sigortası, yılda birkaç kez ülkene gidip gelmek için uçak biletleri, araba vs.). Çünkü Almanya'da çalışmak isteyen binlerce insan bulabilir her şirket. ama dubai'ye gönderecek ya da orada kalmak isteyecek kalifiye adam bulmakta zorlanıyor. Bu durumda orada çalışanlara böyle paketler sunuyor. Mesela kuzenim polonya'da yaşıyor. Çalıştıkları şirkete bir italyan gelmiş. Böyle bir expat paketiyle. Adamın polonya'yı seçme sebebi, şirketin çocuklar için özel okul ücretini ödemesi. İtalya'da bu imkan sunulmadığı için adam daha az insanın tercih ettiği polonya'ya gidiyor orada iyi bir özel okulda çocuklarını ücretsiz okutmak için.

Türkiye'deki kalifiye bir insan için BAE (Dubai), Singapur, Hong Kong, Kore, Doğu Avrupa (polonya, macaristan, romanya, ukrayna vb), Kuzey Afrika, Asya-Pasifik, Türki Cumhuriyetler gibi yerler çok daha büyük kazanç fırsatları sunuyor. Bir de Türkiye'den bir insanın avrupa'da iş bulması kolay değil. İnanılmaz bir cv ya da çok ihtiyaç duyulan spesifik bir özellik lazım. Ama bu ülkelerde bulabiliyor. Bu ülkelerde global bir şirkette bir süre geçirdikten sonra o şirketin avrupa ofislerine sıçramak daha kolay.

Dediğim gibi bu kısım önceliğiniz para diye anlatıyorum. Bilgisayar mühendisliği okuyormuşsunuz. Muhtemelen en hızlı para kazanabileceğiniz alan yazılım olur. Bu alanda birincil önceliğiniz "para kazanmak" madem, kendi işinizi oluşturmak daha büyük ve önemli bir konu. Ne iş yapacağınızı ben söyleyemem bu basit bir web geliştirme ofisi de olabilir, bir oyun şirketi de olabilir, bir saas da olabilir... O zaman da mesela ilk tercih almanya, ingiltere gibi gelişmiş ülkeler mi olur? Mesela ankara anlaşmasıyla falan londra'ya, berlin'e giden çok oldu. Ama orada zaten bu ihtiyaçları karşılayan zibilyon tane şirket var. Onlarla nasıl rekabet edeceksin?

Kendi işini yapıp para kazanmak için, o sektörün henüz gelişmediği yere gidersin. GElişmiş ülkede "para kazanmak" daha zordur. Gelişmekte olan ülkede birçok sektörde boşluklar vardır, işinizi iyi yaptığınız sürece boşluğu kapatabilirsiniz. Hatta Türkiye'nin ucuz iş gücünü kullanıp Avrupa'ya pazarlayabilirsiniz vs... Bunlar da fırsat.

Amerika ve İsviçre çok ayrı caseler.
ABD kazancın da, kaybın da çok uçlarda olabileceği bir ülke.
Avrupa'ya benzemiyor. Daha çok Türkiye gibi.
O yüzden çalışma şartları daha sert, rekabet daha sert.
Ama kazancı ya da kazanç potansiyeli de ona göre.
ABD'de mesela teknoloji alanında doğru hamlelerle 6-7 haneli yıllık kazanmak gayet mümkün.
Tabii abd'de büyük batmak da olası.
0
anten
(08.09.23)
(5)

sgk

penceredengorunenmorbina
ben bağkurluyum, ortak iş yaptığım bir tanışım benim üzerimden sgklı olmak istedi. her ay kendisi ödeyeceğini ifade etti. bunu yapmalı mıyım? ödemezse ya da farklı durumlarda ben kötü duruma düşer miyim? aslında yapmak istiyorum ama kendimi de korumak istiyorum, kendisinin ödeyeceğine dair bir sözle
ben bağkurluyum, ortak iş yaptığım bir tanışım benim üzerimden sgklı olmak istedi. her ay kendisi ödeyeceğini ifade etti.
bunu yapmalı mıyım? ödemezse ya da farklı durumlarda ben kötü duruma düşer miyim?
aslında yapmak istiyorum ama kendimi de korumak istiyorum, kendisinin ödeyeceğine dair bir sözleşme falan olsa işe yarar mı?

güncel soru: kendisi de şahıs şirketi açıp bağkurlu olsa benim ofisimi adres gösterse sorun olur mu? ofisin kira sözleşmesinde "alt kiralama yapılamaz" maddesi var, bu sorun mudur?
0
penceredengorunenmorbina
(07.09.23)
sözleşmeye gerek yok, ödemeyi baştan alırım, ödeme olmazsa çıkışını yaparım deyin olsun bitsin, ama uzun süre çalışıyor gözükür, olurda ters düşerseniz tazminat işleri için muhasebecinizle görüşün.
0
brussss
(07.09.23)
bağkuru ödemeye öder. en fazla size 1 ay ödemez, çıkış yaptırıp kurtulursunuz.

asıl düşünmeniz gereken yukarıda bahsedildiği gibi tazminat durumları. 1 sene çalıştı gösterseniz, 1 maaş kıdem, 28 gün ihbar, 14 gün izin, bugünün parasıyla 40-50 bin tl. eder.
0
artci sarsinti
(07.09.23)
ödemeyi baştan alın.

3 akrabamı gösteriyorum, ilk etapta günü gününe ödediler. sonradan kaçmıyoruzya ya döndü iş.
0
rhan
(07.09.23)
ben yapmam, yıllardır böyle işlerin içindeyim. adama gündüz vakti bi şey olsa, başka b yerde bir şey olsa ucu size de dokunabilir.
0
gadlemler
(07.09.23)
Akrabadan başkasına yapılmaz, sebep: tazminat ve iş kazası durumları.
Güncel soruya cevap: bağkurlu olması için illa dükkan kiralaması gerekmez. Evini iş yeri göstersin. Niye yanaşıyor size?
0
SiyamkedisiZorro
(07.09.23)
(4)

saçın şeklini koruyan sprey? krem?

Stoneface
seyrek ve dökülmeye devam eden saçlarım, evde düzeltip ayarladıktan sonra en ufak rüzgarda dağılıyor. ve seyrek saç, rüzgarda bozuldugunda hiç güzel bir görüntü çıkmıyor ortaya.saçı sabit tutan ya da bozulmasını engelleyen herhangi bir kozmetik ürün var mı acaba?
seyrek ve dökülmeye devam eden saçlarım, evde düzeltip ayarladıktan sonra en ufak rüzgarda dağılıyor. ve seyrek saç, rüzgarda bozuldugunda hiç güzel bir görüntü çıkmıyor ortaya.

saçı sabit tutan ya da bozulmasını engelleyen herhangi bir kozmetik ürün var mı acaba?
0
Stoneface
(07.09.23)
saç spreyi var işte. köpük de var. wax var. seçenek bol.
0
jelly bear
(07.09.23)
evet, marka tavsiyesi istemistim. ozellikle sprey
0
🌸Stoneface
(07.09.23)
Nivea'dan şaşmayın derim.

Bir de şekillendirici sprey değil, şekillendirici köpük kullanın. Daha kolay şekil verirsiniz, çabucak kurur, zehirlemez filan.
0
alfired
(07.09.23)
Morfose turuncu sprey. Tek geçerim.
0
SiyamkedisiZorro
(07.09.23)
(19)

Bu samimiyet mi yoksa densizlik mi?

sekizdokuzon
Dün daha önce tanismadigim biriyle yüz yüze bir görüşme yaptık iş için. Kariyerim ve yapmak istediklerim hakkında konuştuk, karşımdaki kadın hem yaş hem de deneyim bakımından benden yukarıda. Konuşmanın bir yerinde "Sen şu şu işleri yapamazsın, sende o enerji yok. Enerjin düşük, hatta konuşmanın baş
Dün daha önce tanismadigim biriyle yüz yüze bir görüşme yaptık iş için. Kariyerim ve yapmak istediklerim hakkında konuştuk, karşımdaki kadın hem yaş hem de deneyim bakımından benden yukarıda. Konuşmanın bir yerinde "Sen şu şu işleri yapamazsın, sende o enerji yok. Enerjin düşük, hatta konuşmanın başında benim de enerjimi aşağı çektin. Ama samimi, iyiniyetli birisin. Seninle bir şekilde çalışmak isterim." dedi. O an bir tık şok oldum, enerjici kadınlar da vardır neticede. Sonra kendimi doldurmamak için "E yorgundum, iki gündür çocuk bakıyordum. Kadın gördüğünü söyledi" diye düşündüm ama bir taraftan da bir tık kırıldım. Ben bunu bu şekilde söylemezdim. Sonra da aslında ustalastigim bir alan olmadığını, bu yasta mesleksiz olmanın büyük sıkıntı olduğunu falan söyledi. İnsanların karşısındakinin gardini düşündükten sonra dört koldan saldırması da yine sık karşılaştığım bir tavır. Ve daha kötüsü kendimi bu tip durumlarda savunamiyor olmam. "He evet ben gerçekten de işe yaramaz biriyim, haklısın. Zamanını aldım." kafasına giriyorum.


"Kadın dürüst, gördüğünü söyledi ve sana yardım etmeye çalıştı sekizdokuzon" ile "İnsanların patavatsızlıklarindan, kaba saba tavirlarindan ve hal bilmezliklerinsen bıktım." arası bir yerdeyim. Ya bir de burcumu sordu, balık dedim diye daha bir acıdı. Eve geldim, CV'mde doğum tarihimi değiştirmeyi falan düşündüm. Kendisi de başak burcuymus, çok hareketli, canliymis. Aslında balık burcu insanları onu sakinlestiriyormus. Bir de burç ırkçılığina maruz kaldım. Ha bir de Nişantaşı'nda oturuyormuş kendisi, bu bilgiyi de araya sıkıştırdı. Sultangazi onun için karadelikmis, her türlü insan varmış (ben Sultangazi'de oturuyorum).

Tarafların ikisi de kadın ve aralarında 15 yaş fark var.

Nasıl yorumlamali bu durumu? Teşekkürler.
0
sekizdokuzon
(07.09.23)
Apaçık densizlik
0
olaylar olaylar
(07.09.23)
enerjici kadın falan değil bu bildiğin narsist kişilik bozukluğu. karşısındakinin gardını düşürüp -bir de üstüne iyi niyetlisin derken sen istesen de bana zarar veremezsin diyor- daha rahat kontrol edecek aklı sıra. aynı ortamda çalışacak olsan bile bu insanla direkt olarak çalışmamanı öneririm.
0
william morris
(07.09.23)
Burç konusuna değinmeye bile gerek görmüyorum ama bu enerji konusu çok rahatsız edici olmaya başladı gerçekten.

Yani doğru düzgün bir karakter tahlili yapamayıp eksik gördüğü yönleri söyleyemeyen herkes enerjisi düşük deyip geçiyor gibi geliyor. Aynı şekilde birinin iyi ve öne çıkan yönünü tahlil edip bulamayan, enerjisi çok iyi deyip geçiyor. Ayrıca bunun ölçülebilir bir kıstası da yok, kişisel olarak mı beğenmiyor, gıcık mı oldu, çekici mi buldu, itici mi buldu da diyor yoksa işe uygun olmayan farklı bir durum mu gördü bilemiyorsunuz daha kötüsü kendi de bilemiyor, enerji işte :D

Birilerinin buna bir dur demesi lazım artık cidden çok saçma. İnsan kaynaklarına falcı falan alsınlar oldu olacak, onlar daha bi insan sarrafı.
0
akhenaten
(07.09.23)
nasil bir is hic bilemiyorum, burcun ne alakasi olabilir bu is muhabbetinde onu da bilemedim. yukardaki arkadaslara bir dereceye kadar katilmakla birlikte, onemli olan sizin tavriniz. kendinizi savunup savunmamaktan ziyade, neden bu kadar merkezinizden cikip CV'nizdeki dogum tarihini degistirmeyi dusunebilecek hale geliyorsunuz. buraya bakmaniz lazim. bu tur densiz, terbiyesiz, kendini bilmezler her yerde var, ama her biri icin kendinizi degistiremezsiniz ve bu kadar etkilenmemelisiniz.
soyledigi sacmaliklari duydugunuz anda verdiginiz tepkinin de bir onemi yok, hepimiz insaniz, sok oldugumuz anda bir tepki veremeyip sonrasina 'ne yasadim ben ya' diye dusunebiliriz ve kirilabiliriz bunlar insanca, bunda sorun yok. ama siz sonrasinda kendi merkezinizden cikmissiniz. buraya bakmayi dusunebilirsiniz. ayrica siz kadindan yardim istememissiniz, 'yardim etmek istedim' bahanesi altinda istenmeden verilen tavsiyeler, insanlara densiz densiz konusmalar bir bitse keske.
0
kassiopeia
(07.09.23)
Hiç sevmem böyle muhabbetleri. Enerjim düşük olmasa bile düşerdi.
0
Kahvedesu
(07.09.23)
Burcumu farklı söyleyip enerjici bayanların tavırlarındaki değişikliği deneyimlemek istedim. Ne kadar subjektif ve iş bilmez olduklarını görüp içimi rahatlatacaktım. Gerçi bir sonrakine "Reis de balık burcu ama pek sakin değil yani, ayık olmakta fayda var" da diyebilirim. Ay ne bileyim, yıldım ya.
0
🌸sekizdokuzon
(07.09.23)
İş yerlerine eğitim vermeye gidiyorum. "İnsanların cinsiyetine, ırkına, dinine ve yaşına göre ayrım yapamazsınız" diyordum, bunlara "burcuna göre" maddesini de eklemeliyim.
Şöyle söyleyeyim, bu şekilde konuşan bir insan kaynakları bana o şirket hakkında olumlu intiba vermez.
Sultangazi / Nişantaşı hikayesi ayrı komedi. sizin üzerinizden ego tatmini yaşamış.
Şimdi ben desem ki "benden 15 yaş büyüksün, derin pörsümüş, bana enerji muhabbeti yapıyorsun" ayıp olur mu, olur. Onun yaptığı da ayıp.
Ama işe girdikten sonra o kadınla çalışmayacaksanız o zaman değerlendirebilirsiniz işi.
0
SiyamkedisiZorro
(07.09.23)
burç vesaire dediyse he deyip geçin. insanları burç üzerinden analiz eden hiç kimsenin hiç bir yorumunu dikkate almam.

nişantaşı ve sultangaziden bahsetme şekli de doğrudan faul.

örtülü kibir, hiç üzülmeyin. hayat hepimiz için eşit koşullarda ilerlemiyor. kaldı ki sizi gerçekten tembel, mesleksiz vesaire görüyorsa bile motivasyon konuşması, mentörlük böyle yapılmaz.
0
Phoebe
(07.09.23)
sadece burç mevzusuna değineceğim.
burç değil, doğum haritası önemli deseydiniz de öyle kalakalsaydı :)
ayrıca başağın enerjisi yüksek değildir, sadece çok çalışmayı bilirler.
bir de oldukça eleştirel ve memnuniyetsiz tiplerdir, hareketleri normal yani. üstüne, suratsız ve sıkıcıdırlar. bir daha görürseniz bunları iletin kendisine. ayrıca "evde kalmış kız kurusu" tarzı bir tip olma ihtimali bayağı yüksek :)
0
candide
(07.09.23)
kadin sizin enerjinizi dusurmus ama farkinda bile degil. kendi enerjisini yukseltmek icin baskalarinin enerjisini emiyor sanirim. hic umursamayin, bence o kadinla calisilmaz ama siz bilirsiniz.
0
Sour
(07.09.23)
Leş birisi gibi duruyor. Birlikte çalışma meselesini bilemem de böyle tiplerin bu saldırgan tavrını iyiye yorarsaniz kendinizi çok hirpalarsiniz.

Zamanında şu kavram kafamı çok açmıştı bu tavra dair:
(bkz: saldırganla özdeşim)
0
encokbenisevinnolur
(08.09.23)
Burçlardan bahseden biri fizik prof.u bile olsa bı daha dikkate almam
0
abuzer
(08.09.23)
abuzer +1

ayrıca insanların sizin hakkınızda ne düşündüğünü bu kadar ciddiye almamanızı tavsiye ederim. hele de yeni tanıştığınız halde oturduğunuz yer ya da karakteriniz ile ilgili böyle patavatsız yorumlar yapanları.
ben de enerjisi hep aşırı yüksek olan insanlarla çalışamıyorum mesela, napayım şimdi o hanımefendiyi gördüğüm yerde "of bu yaşta bu enerji allah etrafınızdakilere sabır versin" mi diyeyim.
0
felfela
(17.09.23)
kadının yaptığı dengesizlik.

tamamen seni manüpüle etmeye çalışıyor.
bakma sen bunlar kıskanıyor bile olabilir. arada 15 yaş var az değil.
sen modunu düşürme tam tersi hırslı ol bunlar seni daha hırslı yapsın.
kendini ''daha iyisini yapacağım sen de izleyeceksin'' gibi hırslandır.
0
alt4y
(13.11.23)
muhatap bile olma. saçma sapan bir tip. kendini iyi hissetmek için karşıdakini aşağı çekmeye çalışan kompleksli biri. çok belli.

ayrıca sour'un da dediği gibi senin enerjini düşürmüş. e kendi insanların enerjisini çeken biri? söylesen bu tipler hatasını da kabul etmez. uzak durulması gereken insanlardan.
0
blackkmamba
(13.11.23)
okurken o kadar sinirlendim ki. hadsizlik, densizlik, terbiyesizlik.

bu tipler karşıdakini aşağılayarak kendilerini yüceltme eğiliminde sürekli. iğreniyorum bu tarz insanlardan. içine bir iki küçük güzel sözümsü bir şeyler söylüyo ki sizin gibi kendinizi sorgulayın ben mi acaba kötü düşünüyorum diye.
0
chanandler bong
(13.11.23)
aklıma birden geçenlerde yaptığım iş görüşmesi geldi:) kadın nedense başından beri konuşmama taktı, yavaş konuşuyormuşum. sesim tam gitmiyormuş falan. bu şekilde verimli görüşme olmaz, istersen başka zaman görüşelim falan dedi ısrarla. halbuki konuşmamda falan bir şey yoktu. tabii ki baştan sona zordan konuşmayla geçen bir görüşme, sonuç da olumsuz geldi:) bana çok tuhaf geldi, nasıl bir şey bekliyor bu insanlar anlamıyorum. sinir oldum nedense.
0
nothing in my way
(13.11.23)
Hatun tipik balatayi siyirmis bir beyaz yaka. Etiketci, kartvizitci.
Mesleksizlik baska, bir konuda ustalasmamis olmak baska. Kafasi karisik baya.

Ozetle, salla diyorum...
0
cooperr
(13.11.23)
ya bir şey diyeceğim çok kaba konuşmak istemiyorum ya da keskin bir cevap vermek istemiyorum ama ego mastürbasyonu yapan geri zekalı bir kadını okumuşum gibi geldi şu an bana. gece gece sinirlendim. böyle geri zekalılarla muhatap bile olmak istemiyorum şahsen. böyle insanlarla çalışmak zorunda kalanlara da üzülürüm açıkçası.
0
cenkay burker
(13.11.23)
(3)

misir sharm turlari

Kittie
merhabalar,giden var mi aramizda bu turlara?memnun kaldiniz mi?veya gitme firsati bulamamis ama arastirmis olanlariniz da yazsin lutfen.misir ilginc bir deneyim olabilir diye dusunuyorum.vize istememesi de cok guzel. boyle bir cezbetti beni ama bilemiyorum iyi mi kotu mu?guvenli mi - beni en cok dus
merhabalar,

giden var mi aramizda bu turlara?
memnun kaldiniz mi?
veya gitme firsati bulamamis ama arastirmis olanlariniz da yazsin lutfen.

misir ilginc bir deneyim olabilir diye dusunuyorum.
vize istememesi de cok guzel.
boyle bir cezbetti beni ama bilemiyorum iyi mi kotu mu?
guvenli mi - beni en cok dusunduren sey mesela.

tesekkurler
0
Kittie
(28.08.23)
Öncelikle

www.instagram.com

Ben araştırmıştım. Genelde Kızıldeniz için gidiliyor. Kahire gibi tarih odaklı değil. Hurghada'da bir köpek balığı bir turisti öldürmüştü yakın zamanda. Güvenli olmayan bir yerde girerseniz tehlikeli olabilir.

İyi bir otelde kalırsanız daha güvenli olabilir. Rixos falan var.
0
dissendium
(29.08.23)
Ben kapalı grupla gittim Mısır'a. Tarih odaklıydı bizim gezimiz. Çok beğendim. Bir daha gider miyim - dalış için evet, diğerleri için hayır. Sebep: truenorth+1, müthiş bir yoksulluk ve kendilerinden açık tenli olan herkese en azından dokunmak, ellemek, kazıklamak isteyen insan sürüsü. Sana malını satan adam bahşiş istiyor. İnsan hayatta bir defa gitmeli çünkü çok muhteşem bir tarih, ama dahasına gerek yok.
0
SiyamkedisiZorro
(29.08.23)
şarm ve kahireyi gezdik hurgada luksor ve asvan planı yaptk gidemedik iptal oldu ama tursuzdu hep siz kafanızdaki planı söyleyin yardımcı olmaya çalışayım.
amacınız tarih mi deniz mi ikisidemi vs vs
0
basond
(29.08.23)
(4)

Yanlış anlaşılmaktan nefret etmek

logisticsmanager
Bugün bir toplantıda Amerika'daki ic tedarikcinin sap yapisina bakiyorduk (konu bir sipariş ile alakalıydi).Ben de bpi rolu de var satinalma konusunda, hayatımda ilk defa böyle bir sistem gördüm çok garipti diğer fabrikalara oranla. Ondan soru sordum bir 4-5 tane ve bunu nasıl sorun çıkarmadıgini fa
Bugün bir toplantıda Amerika'daki ic tedarikcinin sap yapisina bakiyorduk (konu bir sipariş ile alakalıydi).
Ben de bpi rolu de var satinalma konusunda, hayatımda ilk defa böyle bir sistem gördüm çok garipti diğer fabrikalara oranla. Ondan soru sordum bir 4-5 tane ve bunu nasıl sorun çıkarmadıgini falan merak ettim(ki çıkarıyor gördüm). Ki çok merak eden biriyim (rolun de getirdiği bir olay) haliyle tedarikcilerin yapisini anlamayi seviyorum. Onenote'ta not falan ediyorum ileride soru olursa bakarım diye.

Toplantı sonrasi müdür biraz yanlış oldu lesson learned olarak, ben seni tanıyorum ama karşı tarafa biraz islerini sorguluyor gibi oldun, dikkat et bir daha dedi. Ki ben de fark ettim zaten sorduktan sonra bir noktada kadın "onu bizim sc hallediyor merak etme" dedi.

Kadına mesaj attim teamsten kusura bakma ben tedarikçi sistemini anlamayi severim rol gereği, amacım calisma yönetiminizi eleştirmek değildi diye.

Kadının öyle anlamasi normal ki müdür daha söylemeden ben dedim zaten öyle anlaşıldığını.

Ama kafama takıldı yani, kadin da cevap vermedi daha. Hiç sevmiyorum yanlış anlaşılmayi. Bir kere de birine bir mail cevap verdim, özür diledi. Sonra ben kızdan özür diledim mesajimi tekrar okudum pasif agresif gibi geliyor ama öyle değil bir sıkıntı yok diye. Bunda da kafama takmıştım.

Ama misal sirkette beni sevmeyen var ya da bana direkt tonda konusan insan var. Hiç umrumda olmuyor o. Iki saniye bile aklimda kalmaz.

Ama yanlış anlasilmak çok canımı sıkıyor. Var mi benim gibi bunu kafaya takan?
0
logisticsmanager
(28.08.23)
Aradığın destek bu değil ama; lisede bile kalem kutumun üstünde yanlış anlasilmaktan nefret ediyorum yazmıştım ergenlikte xd

Merakla ilgili, konu şirket olmasa da çok benzer şeyler yaşıyorum
0
abuzer
(29.08.23)
Çok takarım, eskiden daha da takardım. Yanlış anlaşılmanın azalması için kullandığım iki metod var:
1) Kısa basit cümleler kurmak, ama karşı taraf sormadıkça detay vermemek. Fark ettim ki ben detaylı konuştukça karşı taraf daha fazla alt metin okumaya çalışıyor
2) Sizin durumunuzdaki gibi yanlış anlamaya yol açabilecek durumlarda (tecrübe arttıkça nerelerden gol yiyeceğimi tahmin ediyorum) daha başında "anlamak için soruyorum" ya da "sırf merakımdan soruyorum" diyerek sorulara başlamak.
Hiç takmasam daha iyi ama bu da benim karakterim.
0
SiyamkedisiZorro
(29.08.23)
SiyamkedisiZorro - 2) Sizin durumunuzdaki gibi yanlış anlamaya yol açabilecek durumlarda (tecrübe arttıkça nerelerden gol yiyeceğimi tahmin ediyorum) daha başında "anlamak için soruyorum" ya da "sırf merakımdan soruyorum" diyerek sorulara başlamak.
+1

1-2 sorudan fazlasina giriyorsaniz mutlaka "tedarikçi sistemini/farkli kurgulanmis sistemleri anlamayi severim rol gereği o nedenle bu derece soruyorum" "hem bu sekilde olunca iki tarafli islerimiz kolaylastigini dusunuyorum" diye aciklayin ve gulumseyin :) hatta gereksiz saka falan yapin, yumusatin.

evet ben de takiyorum.
0
65 derece
(29.08.23)
Hocam, bazen özür dilemek de bence yanlış gibi oluyor. Yani siz o kadar kişi arasında bozmuş gibi olmuşsanız sonra da sadece o kişinin bileceği şekilde özür dileyince tam olarak özür dilemiş gibi olmuyor.
Ama bana kalırsa merak ettiğiniz bir şeyi ve zaten yanlış olduğunu da fark etmişsiniz dediğiniz için kafaya takmayın. İş dünyası bu.
0
sevilen progressive türkücü
(03.09.23)
(6)

Burun kıllarımı nasıl almalıyım?

Ranchoddas
Burun kıllarımı nasıl almalıyım? sanırım cımbızla almak iyi bi fikir değil enfeksiyon riski var. önerileriniz neler nasıl yapılıyor bu iş daha önce yapmadım
Burun kıllarımı nasıl almalıyım? sanırım cımbızla almak iyi bi fikir değil enfeksiyon riski var. önerileriniz neler nasıl yapılıyor bu iş daha önce yapmadım
0
Ranchoddas
(28.08.23)
burun için tıraş makinesi başlığı var. ya da sadece burun kılı almak için ayrı makineler de var.
0
jelly bear
(28.08.23)
Burun killarini yolmamalisin. Hem sagliksiz hem de inanilmaz rahatsiz edici bir his. Makasla veya tras makinesi basligiyla biraz kisaltabilirsin.
0
hot potato
(28.08.23)
onun için küçük makaslar oluyor. şöyle bir şey:

www.amazon.com.tr
0
nothing in my way
(28.08.23)
Sakın cımbızla almayın, başınıza dert açabilirsiniz. Makas iyidir
0
gadlemler
(29.08.23)
Ben de sakın almayın demeye geldim. Burun kılı batığı çok fena bir şeydir. Makasla ya da cihazla kısaltın sadece.
0
SiyamkedisiZorro
(29.08.23)
ben de sakin almayin diyenleri gormeye geldim.

parosmia (kokulari bozuk alma) cozumu olarak burun killarina agda onermislerdi. tabii ki yapmadim cunku korkunc geldi ama videosunu da izledim yani, yapiyorlar gayet. felc melc olursun gibi bir suru sey okudum ama asli nedir bilmem.

ben yaptirmam ama ilgilenirseniz arayin youtube'da videosu var. cok rahatsizsaniz kesin gitsin cok ucuz oluyor makineleri.
0
supergirl
(29.08.23)
(13)

Hanımla mangal?

giovanne
2 kişi çok mu sıkıcı olur? öyle sabahtan akşama kadar duralım demiyoruz da akşama doğru 2-3 saat mangal peşine semaver takılalım diyorum.
2 kişi çok mu sıkıcı olur? öyle sabahtan akşama kadar duralım demiyoruz da akşama doğru 2-3 saat mangal peşine semaver takılalım diyorum.
0
giovanne
(28.08.23)
Eşinizin kişiliğine bağlı tamamen... Uyum sağlıyorsa hoşça geçer vaktiniz. Mesela ben eşimla yapamam.
0
yadigar
(28.08.23)
neden sıkıcı olsun anlamadım.
0
sizofren06
(28.08.23)
Neden sıkıcı olsun anlamadim. Biz bahçede yapıyoruz konuşuyoruz yani. Zaten mangal bahane yani, maksat vakit geçirmek.
0
logisticsmanager
(28.08.23)
valla ben sabahtan akşama yapsak da sıkılmam. kişiye göre değişir.
0
axl
(28.08.23)
Ben de be neden sıkıcı olacağını anlamadım. Yani önemli olan vakit geçirmek sonuçta ikinizin de sevdiği bir şeyse neden sıkıcı olsun.
0
akhenaten
(28.08.23)
Bahçe değil de, bir piknik alanına gideceğiz normalde herkes kalabalık geliyor biz de daha önce kalabalık gittik. Sıkıcılık kısmı millet etrafımızda yok okey yok voleybol derken bizim böyle takılmamız sıkar mı diye düşündüm :)
0
🌸giovanne
(28.08.23)
yapilir, sikici olmaz
0
fakyoras
(28.08.23)
Açıkçası ben mangal deyince kalabalık ararım.
Hanımla 2 kişi bahçede yapıyorduk güzeldi.
Bir yere gidip de hiç 2 kişi yapmadık.
Ama piknik, balık tutma, çadır kurma vs yaptık farklı günlerde.
Bu tarz şeyler yapıyorsanız mangal da yapılır neden olmasın. Sadece 2 kişi için uğraştırdığına değmeyebilir.
O tarz kısa ve az kişili planlarda yemeği yanında götürüp sermek daha pratik bence.
Semaver çok uğraştırmaz ama o güzel olur.
0
ananiyimioguz
(28.08.23)
Mangala hep karı koca gidiyoruz, o yakmakla uğraşırken yardım ediyorum ama genelde dolanıp hazıra konuyorum :) her şeyi o yapıyor çünkü bundsn zevk alıyor. Ben de burnumu sokmuyorum. Toplu mangalın keyfi ayrı ama başbaşa da başka güzel, özellikle dere kenarı falan olursa
0
gadlemler
(28.08.23)
başbaşa da eğlenceli olur gayet. Sohbet, müzik dinlemece derken gayet keyifli. Biz mangal yapmıyoruz ama pikniğe gidiyoruz birlikte. illa oyun istiyorsanız scrabble alabilirsiniz yanınıza mesela.
0
fraise
(28.08.23)
Evde hanımla sıkılıyorsan piknikte de sıkılırsın :D komik bi soru olmuş ya.
0
elorelia
(28.08.23)
Normalde sıkılmıyorsanız mandalda hiç sıkılmazsınız hocam. Kamp vb takılırken biz çok keyif alıyoruz
0
kondansator
(28.08.23)
Niye sıkıcı olsun ki? Tavla da alın yanınıza. Miss
0
SiyamkedisiZorro
(29.08.23)
(8)

uyandıktan sonra ne yapıyorsunuz?

ikiicidisibirkisi
mesainiz öğleden sonra 13.30 civarı başlıyor diyelim.siz de ortalama 09.00 gibi uyanıyorsunuz. sonra ne yapıyorsunuz?sabahın getirdiği yüksek enerjiyi harcamak için hiç bir şey uygun değilmiş gibi geliyor bana.o enerjiyi yanlış harcarsam öğleden sonrası için hiç enerjim kalmayacakmış gibi hissediyor
mesainiz öğleden sonra 13.30 civarı başlıyor diyelim.

siz de ortalama 09.00 gibi uyanıyorsunuz. sonra ne yapıyorsunuz?

sabahın getirdiği yüksek enerjiyi harcamak için hiç bir şey uygun değilmiş gibi geliyor bana.

o enerjiyi yanlış harcarsam öğleden sonrası için hiç enerjim kalmayacakmış gibi hissediyorum.

nedir sizin bu konuda çözümünüz?
0
ikiicidisibirkisi
(28.08.23)
sabahın getirdiği bi enerji bünyemde zaten yok. mesaim 13.30'da başlasa 11'den önce uyanmazdım. Bi saat evde takılıp hazırlanıp işe giderdim zaten onda da.

Ama hadi 9'da uyandığım ve 13.30'da işe gideceğim bir senaryo hayal edeyim. Yine bi şey yapmazdım ama herhalde. Bi şeyler oynar ya da izlerdim işe gitmeden önce en fazla.
0
nundu
(28.08.23)
Valla normalde yürüyüş- koşu derdim ama saat 9 bunun için geç, sıcak olur ekstra. Daha erken kalkmaya çalışırdım ya da 9'da kalktıktan sonra evde spor vs yapar sonra kişisel gelişim için kendi çalışmalarıma bakardım.
0
Amaranta ursula
(28.08.23)
Evden calisirken sabah yuruyuse cikardim bazen veya cikasim yoksa evde spor yapardim. O da yoksa kahve icip guzel bir muzik acip kitap okurdum. Hybrid’e gecip yine bunu yapma hayalim var :)
0
mor oje
(28.08.23)
en guzeli spor. evde, disarda, salonda nerede olursa. Hatta azicik daha erken kalkabilirseniz cok iyi olur.
benim mesaim 9'da basliyor ama full evden calisiyorum ve bu aralar is yukum oldukca az bu nedenle 45 dakika kendime ayiriyorum ve normalde yuzyuze yaptigimiz dersleri, hocam tatilde oldugundan dolayi online olarak sabahlari yapiyoruz. Gunun gerisi de enerjiniz kaliyor merak etmeyin. Ilk baslarda zor gelebilir ama en azindan haftada 2-3 gun ile baslayin, farki goreceksiniz.
0
65 derece
(28.08.23)
spor yapmak enerjiyi artırıyor bence, eğer düzenli bir şey yapamam diyorsanız çıkıp yürüyebilir, temiz hava alabilirsiniz 1 saat boyunca.
0
noxie
(28.08.23)
Ben haftasonu sabah uyanip oglene doğru spora giderim. Çalışma saatim sizin gibi olsa 10-10.30 gibi spora giderim. Sonra yemek ve ise baslama olur.
0
logisticsmanager
(28.08.23)
Bir dönem 1e doğru işe gidiyordum. Sabah 9 gibi kalkıp deniz kenarında yürürdüm, işe yakın parkta gazeteyle kahvaltı ypardım, kulaklıkla müzik dinlerdim vs.
Banka işlerim olursa hallederdim. Daha çok kendime vakit ayırırdım.
0
gadlemler
(28.08.23)
Şu vahşi sıcaklar geçsin, bir yürüyüş, duş kahvaltı derken 13:30 olur zaten.
0
SiyamkedisiZorro
(29.08.23)
(9)

Çiçekten anlayan arkadaşlara soru

six packsiz
Kız arkadaşıma çiçek alacağım, sardunya alayım dedim ama internette hep fide ve tohum var. Neden gönderilmiyor bu çiçek?daha 1 aydır birlikteyiz, ilk çiçek hediyem olacak ama kararsız kaldım elden mi yoksa göndererek mi vermeli?Çiçeklere ilgisi var, evde bakmayı seviyor o nedenle solan bir şey olmas
Kız arkadaşıma çiçek alacağım, sardunya alayım dedim ama internette hep fide ve tohum var. Neden gönderilmiyor bu çiçek?

daha 1 aydır birlikteyiz, ilk çiçek hediyem olacak ama kararsız kaldım elden mi yoksa göndererek mi vermeli?
Çiçeklere ilgisi var, evde bakmayı seviyor o nedenle solan bir şey olmasın saksı çiçeği alayım diyorum. Ama öyle dümdüz yeşil yapraklar değil de çiçek açan hoş bir şey olsun istiyorum. Kalonche düşündüm ama evinde var, en iyi alternatif sardunya gelmişti.
Güzel çiçek demetleri var ama malum bir süre sonra solacaklar.
0
six packsiz
(22.08.23)
sardunya balkon cicegidir, yazin balkonlarda olan cicek ve genellikle balkonlardan sarkan saksilara ekilir, dolayisiyla ben de hic gonderildigini duymadim. bundan olabilir. alip saksiya ekip vermek daha mantikli.
ayrica alip vermek daha sik bence gondermekten.
0
songforsomeone
(22.08.23)
Öneri olarak barış çiçeği.
0
Amaranta ursula
(22.08.23)
Bana da göndermek daha şık gibi geldi. Sürpriz olur bayağı. www.shopier.com Şu çok güzel bence.
Bir de starliçe ve coconut palmiyesi de çok güzel olur diye düşünüyorum.
0
irene
(22.08.23)
@irene, bunlar çok güzel ama alıp elden vermek lazım sanırım. çünkü kargo ile gönderiyorlar malum. kurye ile gönderseler bunları gönderebilirsim iyi olurdu :/ kargoda düzgün kalmazsa düzeltmek falan da gerekir hem.
0
🌸six packsiz
(22.08.23)
saksı çiçeği konusunda siz de katılıyorsunuz o zaman değil mi?
0
🌸six packsiz
(22.08.23)
Bu linkini verdiğim sayfa kargo ile gönderir ama sıkıntı yaşamazsınız.
Burada ise kurye işe gönderim var: bloomandfresh.com

Saksı çiçeği iyi fikir bence.
0
irene
(22.08.23)
Sardunya açık hava çiçeğidir, balkonu yoksa sardunya ölür. Sardunyayı ben de çok seviyorum ve balkonumda bir süre sardunyam var ama aldıklarım hediye gibi gelmediler, hepsi böyle karton kuru içerisinde geldi, hediyeye uygun değildi. Ev içi çiçekli Antoryum güzeldir, nisbeten kolay bakım gerektirir, bir de çiçeği uzun dayanır. Alternatif de orkide tabii. Ama orkidenin yerini beğenmesi lazım. Benim evde olmadı mesela ama ofiste çok güzel açıyor kerata.
0
SiyamkedisiZorro
(22.08.23)
@irene, siz daha önce bu ikisinden de alışveriş yaptınız sanırım değil mi?
0
🌸six packsiz
(22.08.23)
@siyam, antoryuma da bakacağım teşekkür ederim. Orkide evinde bir tane var ve yaprakları dökülmüş tekrar da çıkmamış. çok nazlı çiçek sanırım. güneş vuruyor ama çok da vurmuyor sanırım.
0
🌸six packsiz
(22.08.23)
(13)

bu abiyi napmak lazim

Kittie
abim ben dahil 3 kisiden ara ara borc istiyor. o iki kisi de biktigi icin kendisinden artik onlardan yuz bulamiyor.bir detay: abim tanimadigi insanlardan yani yakin olmadigi kisilerden borc alinca dakikasi dakikasina oduyor. bize gelince yok... ve yaptigi bir numara var. bunu diger kisiler de fark e
abim ben dahil 3 kisiden ara ara borc istiyor. o iki kisi de biktigi icin kendisinden artik onlardan yuz bulamiyor.

bir detay: abim tanimadigi insanlardan yani yakin olmadigi kisilerden borc alinca dakikasi dakikasina oduyor. bize gelince yok...

ve yaptigi bir numara var. bunu diger kisiler de fark etti ve kendilerini cektiler. once yalvariyor yakariyor para istiyor ama bin lira, iki bin lira ister. ve dedigi gun verir o borcu. her seferinde yaa iste goruyomusunuz ben degistim falan diyor biz de her seferinde yiyorduk, ben yine yedim... bunun ardindan buyuk miktar istiyor iste ve o gelmiyor.

gecen hafta beni aradi yalvar yakar kendini acindira acindira 20k istedi. (oncesinde 3- 4k verdim geri odedi). olay da suymus: 100k almis birinden, cok ters biriymis, 20k eksikmis mutlaka bugun vermeliymis o 100 bini geri. benden 20 bin istedi yani. ben de artik numaralara karnim tok olmaz dedim once. yok lutfen bilmem ne.. en son tamam dedim. ne zaman odeyeceksin dedim. bir hafta sonra dedi. ben de gununde isterim ona gore dedim. tamam dedi, hatta 25 olarak geri vericem dedi.

bir hafta doldu. yok. watsaptan yaziyorum mavi tick oluyor ve cevap yok. ariyorum acmiyor. 2 gun gecti, yeni mesajlar yazdim yine yok. ben de cok sinirlendim ve 3. gun eger o para bugun de gelmesin x'e (x karisi) yazicam o da bilsin, daha once de kac param girdi evinize sonucta dedim. ondan isticem para gelmezse bugun dedim.
ve ona ara ara 100k falan veren kisiyi de taniyorum, ona da yazicam, dikkatli ol bir gun fena carpar seni de dicem dedim.

aksama yatiricam diye mesaj geldi bu sefer.
ve param yatti.

bana diyor ki sen ne kadar terbiyesiz bir kizsin. para icin beni tehdit ettin dedi. bi sey demedim de ben bunu napayim artik ya? olumlu dunya diyip hayatimdan cikarmiyorum ama bana bir damla faydasi olmayan bir insan ve hadi olmasin da zarari da dokunuyor. simdiye kadar ondan alamadigim borclarin ne kadar oldugunu bile unuttum... evet bu sefer tehdit ettim sayilir ve dediklerimi yapacaktim da ama haksiz miydim ki?

en gicik oldugum konu bu ikisi (kari koca) gayet rahat rahat gecinen tipler. arada da milletin sirtindan geciniyorlar.
0
Kittie
(21.08.23)
küçük borcu verip büyük borç kitlemek klasik dolandırıcı taktiğidir.

en baştan parayı vermeyecektiniz, aldığınıza göre dert etmeyin. önceki borçlarını da hesaplayın, isteyin, vermezse bana borç kitledi diye görüşmeyi kestim dersiniz
0
MonteKristoKontu
(21.08.23)
bu saatten sonra ciddi şekilde dara düşmediği müddetçe bişey vermeyin bence. yerinizde olsaydım eski borçların da muhasebesini yapmazdım ve bunu kendisine de söyleyip yakamı bırakmasını rica ederdim.
0
isveperver
(22.08.23)
anlattığın olayda tek hatalı sensin. adam yolunu bulmuş işine geleni yapıyor, arkadaşları çözmüş borç vermiyor onlarda halletmiş bu konuyu. bi tek sen tekrar tekrar aynı hataya düşmüşsün anladığım kadarıyla.

tersleşmene reddetmene gerek yok. 5-10k üstü borç isteyene kredim var deyip geçebilirsin. ya da fon aldım bozamam de geç
0
avatar is back
(22.08.23)
atsan atılmaz satsan satılmaz bir abin var.

En temizi kredi çektim diye dolan ortalarda sonra da para isteyince kredi ödüyorum bende de yok de.
0
kuzey li
(22.08.23)
Abin tam bir örnek olay çalışması durumuna gelmiş. Yemeyin artık bu numaraları, 25k verip bir ay sonra yine 25k alıyorsanız siz net zarardasınız. Bu durumlar için kredili mevduat hesabı ya da kredi kartından nakit avans denen borçlanma yöntemleri var.

Size söyledikleri de yenilir yutulur şeyler değil.
0
mahsus mahal
(22.08.23)
Şimdi bir kere en başta "başta küçük miktarlar isteyip alıştırıyor" kısmı çok şey anlatıyor. Bir kişiden insan hayatı boyunca en fazla 2-3 kere borç ister zaten.

Ayrıca abinizin siz ve çevresindeki birkaç kişi dahi çok tanıdık olmayan insanlardan bile sürekli borç aldığı bir tablo çizmişsiniz.

Bu çok anormal bir durum farkında mısınız? Yani abiniz çevresindeki insanları banka niyetine kullanıyor. Bankalar bunun için var, bankadan 2, 3 bin ya da 20 bin gibi kredileri rahatlıkla çekebilir, tabi eğer banka bu krediyi vermiyorsa o ayrı. Bankanın bile kredi vermeye güvenmediği kişiye siz de kredi vermemelisiniz.

Abinizin bu durumu bir alışkanlığa dönüşmüş, ihtiyaç duymuyor. Size güvenerek ihtiyaç "yaratıyor."

Abinize borç vermeyi kesmeniz herkes için en iyisi. Abiniz size güvenip, sizi kendi iş planının finansörü haline getirmemeli. Ödeyemeyeceği borcun altına girmemeli. Bu bir alışkanlık, siz borç vermeye devam ettikçe bu doğal bir model haline geliyor onun için. Abinize yardımcı olabilirsiniz, ancak abinize düzenli olarak kredi sağlıyorsanız bu bir "meslek" olur artık. Sizin mesleğiniz abiniz gibi insanlara kredi sağlamak mı?
0
akhenaten
(22.08.23)
Al sana "borç verme kötü ol / borç ver kötü ol" durumu.
Bunu alışkanlık haline getiren kişilere borç vermeyiniz. Arkadaşım kuzenine borç para verdi (vereli 5 sene oluyor) 5 sene kuzenden ses seda çıkmadı. Arkadaşım da emekli, bir evleri var kirada muhtaç değiller ama hesap kitapla geçiniyor. Bakıyor kuzenin kızlarının sosyal medya hesaplarında bu gece şurası, öbür gün burası story'ler atılıyor ama borcu geri ödeme namına bir şey yok. Kendini avutuyor "kırk yılda bir defa istedi, öder diye". Neyse ödedi evet, 5 sene sonra dolar 8-9 kat artmış bu aldığının iki katını veriyor, telefon mesajıyla.
Borç vermeyip kötü olunuz.
0
SiyamkedisiZorro
(22.08.23)
Abinizle ilgili önceki duyurularınızı da hatırlıyorum. Ölümlü dünya deyip idare ediyorum demişsiniz ama bence tam da bu dünyaya bir kez geldiğiniz için abinizi hayatınızdan çıkarsanız sizin için daha iyi olacak sanki.
0
peki madem
(22.08.23)
Bu abiyle iletişimi tamamen kesmek lazım.
Ben olsam bana terbiyesiz dediği an bunu büyük olay haline getirip siler atardım.
Ne hali varsa görsün böyle saçma şey mi olur.

Çok seviyorum küs kalamam derseniz açık açık konuşacaksınız bir daha asla para olaylarına girmeyeceğiz diye anlaşacaksınız diğer türlü ilişkiyi keseceksiniz bu tip insanlar pek değişmez.
0
Dağcı
(22.08.23)
uzaklaşıp hayattan çıkarmak lazım. tek çare bu. ilerde başınıza bela olur. ya net bir çizgi çekip seni öldürecek olsalar dahi benden para isteme diyeceksiniz ya da çıkaracaksınız.
0
golgi aygıtı
(23.08.23)
Bu böyle devam ederse basina bela olur, Müge Anli hikayesi cikarki, bir tane hatirliyorum.
0
durgunfoton
(23.08.23)
borç verme kuralları var, biri senden X lira istiyor ise kim olursa olsun istediği rakamın tamamını vermeyeceksin, bendede yok zor durumdayım, ödemelerim var, taksidim var vs. vs. diyeceksin,

max istenilen rakamın %70' kadar borç vereceksin.
0
selam
(25.08.23)
Abi vermiyorum o sıkıntılı tip bacağına sıksın da akıllanırsın belki. Bi daha sıkıntılı tiplerden borç morç almazsın diyip köşeye çekilmelikmiş tam. Değerlendirememişsiniz. Borç morç vermeyin bundan sonra. 5 tl istese de vermeyin. Siz ondan 10 20k isteyün vermezse o kötü olsun bu kez bakalım nolcak
0
f02561
(08.09.23)
(10)

Yabancı arkadaşlar için İstanbul Turu

Rh Negatif
Herkese Merhaba,4 Alman arkadaşım Kasım ayında İstanbul'a gelecek. 10 yıl önce İstanbul'a gelmişler ve şehri çok beğenmişler. Tekrar İstanbul'a gelmek istiyorlar. Klasik İstanbul turu( Sultanahmet, Ayasofya, Kapalı Çarşı vs)dışında nerelere götürebilirim? Hem gezilecek yerler hem de yiyecek-içecek-e
Herkese Merhaba,

4 Alman arkadaşım Kasım ayında İstanbul'a gelecek. 10 yıl önce İstanbul'a gelmişler ve şehri çok beğenmişler. Tekrar İstanbul'a gelmek istiyorlar. Klasik İstanbul turu( Sultanahmet, Ayasofya, Kapalı Çarşı vs)dışında nerelere götürebilirim? Hem gezilecek yerler hem de yiyecek-içecek-eğlence için mekan tavsiyelerinize açığım.

Şimdiden teşekkür ederim.
0
Rh Negatif
(21.08.23)
ortaköy'de boğaz turu olabilir. oralarda sokak lezzeti isterlerse kumpir de yerler hem. bira içmek için de ters olmazsa fenerbahçe - caddebostan tarafına gidebilirsiniz. o çok turistik olmaz belki ama kaliteli zaman geçirmek için güzel yer.
0
Flybutter
(21.08.23)
listenin olmazsa olması beylerbeyi, sabah kahvaltıdan sonra bahçesinde bir şeyler içmek, balkonunda oturmak istanbul'da yapılabilecek en iyi olay bana göre.
0
gule gule
(21.08.23)
bence sen yine bir standart tur yaptır,

sabah kapalıçarşı oradan yürüyerek
beyazıt
sultanahmet
sirkeci
eminönü
karaköy

öğle vakti olduğu için karaköy'den
taksim ve orada bira time, nevizade vb
taksimden tercihen otobüs ile
ortaköy, kumpir time oradan yürüyerek
beşiktaş dolanmaca (burada da döner yenilebilir) buradan vapur ile
kadıköy ve akşam kadıköy yemeği + bira falan

sonra ilgili yatma mekanına dönüş

yok spesifik bir yere götürürsen sıkılabilirler atıyorum çengelköy'de ne yapacaklar yani veya bebek'te, bağdat'ta falan.
0
duyurukullanıcısı
(21.08.23)
mutlaka bogaz turu yaptirin, belediyenin cok uygun fiyatli turlari vardi.
ayrica, benim yurtdisindan giden arkadaslarim kendileri bir sekilde Moda'ya gitmislerdi ve oradan Kadikoy'e yurumuslerdi, boyle gercekten insanlarin yasadigi, turistik olmayan, normal hayatlarini surdurdukleri bir yeri gormek cok hoslarina gitmis.
0
kassiopeia
(21.08.23)
Benim bir arkadaş geldi taksim, ortaköy vs gezdimdim. Sonra tutturdu ben adam mickiewicz müzesine gitmek istiyorum diye. Daldık yürüyerek tarla başının ara sokaklarına, işte diyor benim asıl görmek istediğim istanbul burası :) balkondan balkona çamaşırların altında fotoğraf falan çekindi :)
0
piotr
(21.08.23)
İksv'nin tiyatro festivali olabilir :)
0
fakat
(22.08.23)
Yerebatan sarnicina mutlaka gidilsin
Galata kulesine cikilsin
0
nax
(22.08.23)
Doğal gezi seven biriyse bir günü belgrad ormanı ve atatürk arboretumuna ayırabilirsiniz. Biraz gelen kişinin merakıyla alakalı aslında.
0
akhenaten
(22.08.23)
Kaç gün kalacaklar ve gelenlerin yaşları kaç? Lise'den beri o kadar çok tanıdık dolaştırdım ki bu konuda eksper olduğumu söyleyebilirim.
0
SiyamkedisiZorro
(22.08.23)
5 gün kalacaklar. Yaşlar 30-45 arası
0
🌸Rh Negatif
(22.08.23)
(11)

Eski sevgilimin bana gıcıklaşan tavırları. Neden?

sevda_90
Eski sevgilimle yaklaşık üç ay romantik komedi gibi ilişki yaşadık, sonra bir gün benim kendimi tutamayıp kıskançlığımı belli etmem sonucu bana tavırları değişti daha ilgisiz, özensiz biri oldu ayrılık istediğini ima etti, ben daha çok üstüne düştüm, bu defa saygısızlaştı yaşıma boyuma vs. laf etti
Eski sevgilimle yaklaşık üç ay romantik komedi gibi ilişki yaşadık, sonra bir gün benim kendimi tutamayıp kıskançlığımı belli etmem sonucu bana tavırları değişti daha ilgisiz, özensiz biri oldu ayrılık istediğini ima etti, ben daha çok üstüne düştüm, bu defa saygısızlaştı yaşıma boyuma vs. laf etti ben de bişiler söyledim tabi gül gibi ilişki mahvoldu ve bitti.. bu süreçte çok üzülmüştüm kafa dağıtmak için üç hafta yurtdışı tatiline gittim bende engelliydi.bir süredir kayıp olan yedek telefonum var bu arada, arıyor bulamıyor ve içindeki fotoları kaybettim diye üzülüyordum.istanbul'a döndüm, belki onda kalmıştır iletişim kanalı açık olsun diye ihtiyaten engelini açtım ve bingo! birkaç saat sonra "sevda telefonuna artık ihtiyacın yok mu, arabamda buldum" diye mesaj yazdı. "evet var, almam lazım onu" dedim. "peki, bu hafta vereceğim" yazdı, ama ben onu görmeye hazır değildim ve "istanbul dışındayım gelecek hafta olsun" yazdım. bu da "kendiye iyi bak, gelecek hafta görüşürüz!" diye yazdı.

Bu mesajlaşmanın üstünden 2 hafta geçti, ama ben onunla yeniden irtibat kurmadım çünkü onu tekrar görmek istemiyordum ve nasıl yapsam diye düşünüyordum. Bu süreçte ondan da ses çıkmadı. Ama sonra benim doğum günümde "sevda, mutlu yıllar!! umarım doğum gününde arkadaşlarınla harika bir güç geçirmişsindir :)" diye mesaj attı. ben hala kırgındım ve nasıl hiçbirşey olmamış gibi böyle mesaj atabildiğine şaştım kaldım, bir yandan aklım da karıştı tabi. sessiz kaldım. bir yandan benim doğumgünümden iki gün sonrası da onun doğumgünüydü ama ben birşey yazmadım, böyle birkaç gün geçti. iyice düşündüm ve onun kırıcı laflarını unutamayacağım kararını verdim cesaetimi topladım ve "merhaba, teşekkürler, bu arada telefonumu ofisimin kapısındaki güvenlik görevlisine bırakabilirsin bilgisi var." yazdım. bu da "anladım" cevabını verdi. ben de rahatladım o "anladım" deyince, bir mesaj daha yazdım şu saate kadar getirebilirsin diye. sonra 3-4 saat sonra bu bana "sevda ben iş için İstanbul dışındayım, adres ver postayla göndereceğim" diye yazdı. Postayla gönderilmesini tercih etmediğimi, çünkü telefonun değerli bir eşya olduğunu, istanbul'a dönünce bırakabileceğini söyledim. benim bu mesajımdan sonra işler iyice garip bir hal almaya başladı çünkü bana aynen şunu yazdı:

"ben istanbul'a gelecek sene döneceğim. döndüğüm zaman sana haber veririm."

ben bu mesajı alınca dalga geçtiğini düşündüm ve sinirim çıktı. sonra sakin olmaya çalıştım çünkü telefonu geri almam lazım sonuçta, dedim ki "bu çok uzun bir süre, o kadar bekleyemem. sen hangi şehirdesin? ona göre bir arkadaşımdan rica edeceğim alması için." cevabı geldi, antalya'daymış. bu arada antalya memleketi, ailesinin yaşadığı şehir.

durum bu şekilde, çıkmaza girdim sanki bilerek gıcıklaşıyor ve yalan söylüyor gibi hissediyorum. yani madem istanbul dışındasın niye baştan söylemiyorsun da "anladım" yazıyorsun? antalya'ya gittin madem telefonumu niye yanında götürüyorsun? telefonumu geri almak istiyorum bir yandan da. bu durumda sizce ne yapmalıyım nasıl bir yol izlemeliyim?
0
sevda_90
(08.08.23)
kargoya versin güzelce paketleyip bir şey olmaz
0
freebird5406_2
(08.08.23)
Yani normalde nezaketen, ayrılmayı isteyen taraf daha çok sorumluluk üstlenir bu konularda bu onun ayıbı olmuş ama size geri dönüş yapmadı diye oturup beklemek de sizin hatanız olmuş.

Şu an yapacak bir şey yok ya gidip alacaksınız, ya o kargolayacak ya da bir sene bekleyip telefonu belki de hiç geri alamamayı göze alacaksınız.

Kargoyu çok riskli buluyorsanız armuttan falan özel kuryeyle anlaşın
0
akhenaten
(08.08.23)
@akhenaten, evet bu hata oldu, geri dönüş yapmadığı için değil de onu görmek istemediğim için bekledim ne yapsam diye bir de açıkçası bana ilk telefonumu arabasında bulduğunu söylediği an "oh be bulundu" diye rahatladım, sonrasında bir şekilde alırım diye düşündüm, istanbul'dan ayrılacağı hiç aklıma gelmedi ki, kendisi de söylemedi işin ilginç tarafı.

kaldı ki ben yalan söylediğini düşünüyorum, daha önce de olmuştu bahane tarzında yalanları "o hafta sonu işim var olmaz" vs. şeklinde.
0
🌸sevda_90
(08.08.23)
Hocam telefonunu unuttuysan gidip nerdeyse kendin alirsin. Biri bana da telefonumu getir guvenlige birak dese ben de goturmem.
0
brkylmz
(08.08.23)
@brkylmz, durum böyleyse açıkça söyleyebilir, ben "istanbul dışındayım, dönüş tarihim de 1 sene sonra" diye palavra sıkmasına sinirleniyorum. işi, işinin merkezi esas istanbul'da, 1 sene boyunca istanbul'a hiç yolunun düşmeyecek olması aşırı mantık dışı.
0
🌸sevda_90
(08.08.23)
Bence size yine de “ben getiremem gel kendin al” demek istememiş olabilir ama aynı zamanda “güvenliğe bırakırsın lafına da asıl o gıcık olmuş olabilir.
0
Unde bach canim
(08.08.23)
telefonumu getirip güvenliğe bırakabilirsin demek kaba geldi bana. Sonuçta senin telefonunsa en azından orta bir noktada buluşulabilirdi veya siz gidip alabilirdiniz. Ben de böyle bir durumda ya kargoyla gönderirim yada ne halin varsa gör düşüncesine girebilirdim.
0
balllooon
(08.08.23)
İlk gıcıklığı sen yapmışsın güvenliğe bırak diyerek. Ben de getirmezdim açıkçası adam haklı.
0
Gradient_tabanlı_mor
(09.08.23)
ben de sizin hatalı olduğunuza dair cevaplara katılıyorum.

"ofisime gel" zaten gıcık edici, üstüne "(ben seninle muhatap olmayacağım) güvenliğe bırak" ekstra gıcık edici. insanların %90'ı böyle bir görevi yapmaz herhalde. böyle şeylerde orta noktada buluşulur.

ben olsam şu saatten sonra kargoyla bile yollamam. hadi yollarım mecbur ama geç yollarım ve alıcı ödemeli yollarım. üstüne bir de "hızlı kargo" isterim ki fazla para ödesin.

ayrıca, hiç mi internetten telefon siparişi vermediniz? kargoya vermesin diye bu kadar zorlamak neden? "şehir dışındaki arkadaşa söylicem, o alacak gelecek vs. vs." koyar bir tane kutuya yollar. zaten yedek telefonunuzmuş. kaldı ki adamı engellemişsiniz, haftalarca konuşma olmamış, "beni engellemiş, daha yazmaz herhalde" deyip telefonu atabilirdi de.

"antalya'ya gittin madem telefonumu niye yanında götürüyorsun?"

doğru söylüyorsa telefonu arabada bulduğu için arabanın bir köşesine koyup geçmiş olabilir. niye evine götürmesi gerekiyor peki?

edit: zaten bu mesajı "sevda bu mesajı ciddi yazmamış, sırf sinirimi bozmak için yazmış" şeklinde anlaması da olası. "sevda oturmuş, 'dur şunun bir sinirini bozayım' demiş" diye düşünmek de çok normal. "gel, bırak, git" denilen bir mesajı normalde bir insanın ciddi olarak (düz anlamıyla) algılayacağını sanmıyorum, "niye şimdi ters ters konuşuyor" demiştir.
0
ahm1
(09.08.23)
bir dünya bencil, keyfi ve kaba davranışta bulunmuşsunuz bir de "neden" diye soruyorsunuz.
0
crinix
(09.08.23)
Ayrılmışsınız neden engelliyorsunuz?
Adam medeni bir dille telefonunuzu bulduğunu söylüyor, sonra doğum gününüzü kutluyor, siz emredermiş gibi telefonunuzu ofisinize şu şu saatler arası istiyorsunuz. Bence çok ayıp etmişsiniz. Kargolasın telefonunuzu bitsin bu iş.
0
SiyamkedisiZorro
(15.08.23)
(4)

Karadeniz tur

yalniz kizkulesi
Ailemle kara deniz turuna çıkmak istiyoruz 3 kişiyiz, Karadeniz turları nerden satın alınır memnun kaldığınız şirket hangisiydi
Ailemle kara deniz turuna çıkmak istiyoruz 3 kişiyiz, Karadeniz turları nerden satın alınır memnun kaldığınız şirket hangisiydi
0
yalniz kizkulesi
(01.08.23)
jamswety
(01.08.23)
bayramda tur aldık pişman olduk. 4 gece 5 gün müydü neydi, rize, artvin, trabzon, batum. vaktin %70-80'i otobüste geçiyor. 2-3 saat yol gidiyoruz, varıyoruz bir yere yarım saat vaktiniz var diyor rehber. bir şey anlamadan otobüse geri dönüyoruz. sonra biz dönüyoruz otobüse milletin gelmesini bekliyoruz bir de. her sabah planlanandan yarım saat bir saat geç çıktık. şehri gezmek yerine bir de rehberin anlaşmalı olduğu dükkanları gezdik, restorantlara gittik. yani değmedi açıkçası. daha uzun bir süre olsa belki memnuniyet artabilirdi ama pişman olduk. tatilbudur'dan almıştık bu arada. ha bir de sürekli birisi hastalanıyor, birisi kusuyor bir de onların işlerini görmelerini bekledik. imkanınız varsa gidin her şeyi kendiniz ayarlayın keyfinize göre gezersiniz.

Komşumuz da otobüsle balkan turu yapmış daha geçen hafta o da aynı dertten muzdaripti bütün vakit otobüste geçti dedi.
0
opethian
(02.08.23)
Biz kapalı grup gittik Giza ile arkadaş grubumuz iyiydi, ama grup büyük olunca grubu dolduracak ebatta yer sayısı az, vaktimiz yolda geçti. Bir arkadaşım Bukla ile gezdi, orada gruplar daha küçük ve konaklamalar da gezilen yerlere daha yakınmış. Tavsiye etti.
0
SiyamkedisiZorro
(02.08.23)
hangi şehirden çıkacaksınız?
ulusal firmalarla şehir acentaları arasında büyük farklar olabilir.
1. konaklama nerede olacak? şehir merkezi otellerinde konaklama değil, yayla konaklaması olan acentalarını tercih edin. hatta hele ki "yüksek yayla" konaklaması olursa tadından yenmez. bu arada yayla otellerinde konfor azdır, duvarlar incedir, ahşap bungalovsa her adımda gıcırdar. artık yaylanın hatrına komşunuzun horlama sesine katlanmaya hazır olun.
2. acenta kadar rehber de çok önemlidir, rehberin kim olduğunu öğrenmeye çalışın.
3. o kadar yol gitmişken batum dahil olan bir program tercih edin.
4. serin hava bekleyerek karadenize gitmeyin, şehir merkezlerinde hava sıcak ve boğucu bir nem olacak. umduğunuz karadenizi anca yaylalarda bulacaksınız.
5. bukla iyidir ama fiyatı emsallerine göre daha fazladır. daha doğa dostu turlar yaparlar, herkesi memnun etmeyebilir.

son söz: bütün türkiye bayramda tura çıktığı için ne kadar dandik otobüs, dandik şoför, dandik rehber, dandik otel, dandik restoran varsa bayram turlarında kullanılmak zorunda kalınır. şu ana kadar bayramda tura çıkıp da memnun olan görmedim. özetle bayram gibi zamanlarda tura çıkmayın.
0
halanne
(02.08.23)
(5)

Çocukken yapılan saçma ve kötü şeylerin vebali, günahı, karmaya etkisi ?

sassot
Kötü şeylerden kastım ortaokul zamanında birkaç kez gaza getirmeleri sonucu kavga etmiştim birileriyle anlamsız yere.Durduk yere birilerine zarar verdim yani. 14 yaşından önce.Bunların şu anki hayatımıza etkisi nedir sizce ?
Kötü şeylerden kastım ortaokul zamanında birkaç kez gaza getirmeleri sonucu kavga etmiştim birileriyle anlamsız yere.Durduk yere birilerine zarar verdim yani. 14 yaşından önce.

Bunların şu anki hayatımıza etkisi nedir sizce ?
0
sassot
(20.06.23)
Ben bir kere zorbalık yaptim, hala utanırım aklıma gelir.
Zorbalik gördüğüm diziler ve filmlerde sinir doluyorum. Ha kendim de çok gördüm ama gürbüz bir delikanli olduğum için sınırlıydı yapılanlar.
Karma vs bir etkisi olduğunu sanmam. Nice kötü insanlar çok güzel hayatlar yaşadı.
0
logisticsmanager
(20.06.23)
İlkokul 2.sinifa giderken ekonomik durumu iyi olmayan biriyle sınıftaki çocuklar dalga geçiyordu, bir gün okul çıkışı köşeye kapatıp sebebini bilmediğim bir sebeple çocuğu tekmeliyorlardi. İçlerinde benim samimi olduğum sıra arkadaşım da vardı, bana seslendi. O an hayatımın en utandigim anı oldu. Ben de onlara katıldım ve tekme attım çocuğa. O yaşta yaptığımin vicdani rahatsızlığını yıllar boyu taşıdım, ve bugün hala da yaşıyorum. Sonraki süreçte bu çocuğu her gördüğümde bir acıma duygusuyla yaklaştım, herkesten korudum, kolladim çok da iyi arkadaş olduk ama yine de o an çıkmıyor işte aklımdan.
Güçlü olanın zayıf olanı ezmek istediği bir durum görünce hep bu an gelir aklıma elimden geldiğince karşı çıkarım. Sözle affettim diyor ama yıllar geçse de hala içim buruk. İnşallah kalben de affetmistir beni :(
0
bedrozan
(21.06.23)
direkt etkisi, karma vs. inanmıyorum, fakat ilköğretimde ben de çocuklarla dalga geçtiğim çok oluyordu bana soru getirdiklerin de bunu da yapamadın mı şeklinde.

devlet okulu olduğu için aile yapıları zaten kızları okutmak değil evlendirmek üzerineydi, buna rağmen çabalıyordu kızlar gelip beni de iyi gördüklerinden soruyorlardı. tabii çocuk halimle bunun farkına varmadan yargıladığımdan şimdi bunlar aklımdan çıkmıyor. kendimde de sürekli bir suç hissetme durumu oluyor.
0
gule gule
(21.06.23)
Psikolojik etkisi yük olarak seninle gelir. Bak, geliyor hala. Onun dışında çevrendekiler gaza gelip saçma şeyler yapan biri olarak kodlamıştır kafalarında. Kavga ettiğin kişi de küfür ediyordur.

Onun dışında bunların ilerleyen zamanda karma, günahının çıkması vb. şeyler yok.
0
nawar
(21.06.23)
Bence siz küçükken yaptığınız bir şeyden utanmışsanız yetişkin hayatınızda o türlü olaylara herkesten daha dikkatli-özenli yaklaşıyorsunuz ve bu sizi iyi bir insan yapıyor. Olaydan negatif etkilenen kişiyle konuşup helallik alabilmişseniz ne mutlu size, çoğunlukla o kısım havada kalıyor ve ömür boyu onun acısını içinizde hissediyorsunuz. Günahını vebalini 18 yaş üzeri yetişkinlikle açıklamak zor, aklı eriyorsa, yaptığının yanlış olduğunu bile bile yaptıysa illa ki günahtır (küçükken hayvanlara yaptığımız işkenceler). Tövbe etmek iyidir. Hala daha (kelebek koleksiyonu yapıyordum) elimde can veren kelebeğin acısını hissederim içimde. Allah affetsin, daha da yapmadım, kertenkeleden korkmam kelebekten korkarım bu yüzden.
0
SiyamkedisiZorro
(22.06.23)
(6)

melatonin

baldur2
genelde 5-6 saat uyuyorsaniz melatonin kullanir miydiniz? en azindan bir sureligine de olsa toparlar mi? uykum bolunmuyor ama yeteri kadar uyumama sorunum var? ne dersiniz?
genelde 5-6 saat uyuyorsaniz melatonin kullanir miydiniz? en azindan bir sureligine de olsa toparlar mi? uykum bolunmuyor ama yeteri kadar uyumama sorunum var? ne dersiniz?
0
baldur2
(12.06.23)
ondan evvel magnezyum bisglisinat almayı dene yatmadan önce. bir de yataktan bir saat önce 1 litre suya 1 çay kaşığı tuz 1 çay kaşığı karbonat atıp iç öyle yat. susuz kaldığın için uyanıyor olabilirsin. ben içki içtiğim gecelerde az uyuyorum çünkü susuz kalıyorum su içmek için kalkıyorum.
0
alperz
(12.06.23)
Magnimore plus alıyorsun eczaneden, akşam yuvarlıyosun bi tane. Bebek gibi uyuyosun.
0
who cares wins
(12.06.23)
benim bildiğim melatonin uyku sırasında salgılanan bir zımbırtı, az uyuyanlarda az salgılandığı için sonradan takviye alıyorsun, uykuyu uzatmaya ya da kalitesini arttırmaya yönelik değil. tabi atıyor da olabilirim.
0
ravenudon
(12.06.23)
Hiçbir işe yaramıyor denedim, önce bir sonra iki ve en sonunda 3 tane aldım. Sıfır uyku. 25mg seroquelin yerini tutamadı.
0
sanguine
(12.06.23)
Az uyuduğum için melatonin desteği alıyorum. Doktor tavsiye etti.
0
SiyamkedisiZorro
(12.06.23)
Ben kullaniyorum uykuya dalmada ise yariyor
0
eksi sozlukte eksiyen adam
(12.06.23)
(15)

Evlilik sürecinde ailenizden maddi beklentiniz oldu/olur mu?

her seye atarlanan adam
Yakın zamanda nişanlandım. Seneye de düğün planımız var. Nişan sürecinde takılar dahil olmak üzere her şeyi kendi birikimimle yaptım. Borçlu olmayalım diye beyaz eşya ve elektronik tüm aletlerimi şimdiden alıp taksitlerini ödedim. Şu ana kadar yaklaşık 150 bin TL civarında bir harcamam oldu ve ailem
Yakın zamanda nişanlandım. Seneye de düğün planımız var. Nişan sürecinde takılar dahil olmak üzere her şeyi kendi birikimimle yaptım. Borçlu olmayalım diye beyaz eşya ve elektronik tüm aletlerimi şimdiden alıp taksitlerini ödedim. Şu ana kadar yaklaşık 150 bin TL civarında bir harcamam oldu ve ailem 1 TL bile yardım etmedi sağ olsunlar. Halbuki oturdukları evi bile ben aldım onlara. Hâlâ kredisini ödüyorum hatta. Ben evlenirsem kiraya çıkacağım. Aileme bu konuyu da dile getirdim. Arabamızı ve bir miktar altını bozdurup benim için bir ev alalım kiralar çok yüksek dedim. Araba lazım olur satamayız dediler. Düğünden gelen takıları falan bozdurup evlendikten sonra evinizi alırsınız dediler. Ben hiç böyle hayal etmemiştim bu süreci. Ailem maddi olarak her şeyimi halleder ben de paramı biriktiririm diye düşünmüştüm. Sizce bende mi bir problem var? Ailemin evlilik sürecinde bana maddi olarak yardım etmemesi garip değil mi? Nişanlımı ve ailesini de çok seviyorlar. Kesinlikle onaylamama gibi bir durum da olmadı. Aileme neden böyle yaptıklarını da soramıyorum yanlış anlamasınlar diye. Ne yapayım be sözlük?
0
her seye atarlanan adam
(10.06.23)
evlenmeyi düşünmüyorum ama evlensem de beklentim olmazdı. bu biraz aile yapısı ile alakalı. kimininki söylemeden bile destek oluyor, kimi kuruş koklatmıyor. aile desteği gerekli evet ama evlenme gibi sorumluluk alınıyorsa ana baba ölmüş gibi düşünülmeli.
0
candide
(10.06.23)
şöyle bakarsanız rahatlarsınız: bir aile de olsanız para sizin değil. para anne ve babanızın ve kendi emekleriyle çalışarak kazandılar onu. çocuklarına vermek ya da çocukları için kendi hayat standartlarını değiştirmek zorunda değiller. maldivlere gidip yiyebilirler de, size verebilirler de. bu ikisi de onlara kalmış.

evleniyorsanız maddi sorumluluklarınızı ölçüp biçmiş olmanız gerekir. ya da hayat standartınızı ona göre belirlemiş olmanız daha doğru olur.

ben evli değilim. evlensem bizimkiler yardımcı olmak ister tahminen ama ev almaz. alabilecekler durumları var mı? var. ancak ben onlardan böyle bir şey istemem. kendi emeklilikleri için harcayacakları parayı isteyemem, istemem. lafını da etmem. benim bakış açım budur.

ufak bir not: ailenize ev almak zorunda değildiniz. ev aldıysanız da onların size benzer bir şey yapmasını beklemek sadece bir beklenti. bu doğru bir beklenti değil. aileniz o zaman gidip kredi çekebilirdi. bu bir alışveriş değil.
0
parcaliham
(10.06.23)
Normalde destek çıkmamalarına şaşırmazdım. Çünkü ben de yıllardır her şeyimi kendim hallettim babam evime bir bardak almamıştır. (4 kardeşiz hepimize böyleler bana özel değil) Fakat siz ailenize ev almışsınız. Bu durumda dengeler değişiyor.

Kendileri kiraya çıkıp evi boşaltsınlar madem öyle. Ayrıca düğünde takılan altınlarla nasıl ev alınacak düğün urfa’da mı geçiyor?
0
ruhen hastayim ben
(10.06.23)
Olmaması en iyisi. Kimseye borçlu olmamak = özgürlük. Kendi ailen dahil.
0
socially awkward
(10.06.23)
Teknik olarak aldığınız ev geleceğe yatırım olarak düşünülebilir. Yarın bir gün size veya çocuğunuza kalacak.

Araba konusu da anne babanızın eli ayağıdır. Arabaya alıştıktan sonra dolmuş otobüs rahatsız eder. Hele ki pandemi gibi bir süreç yaşandıktan sonra arabanın bir lüks değil ihtiyaç olduğu anlaşıldı.


Siz çeyizi hazırlayarak güzel ve akıllıca bir hareket yapmışsınız bunda bir sorun yok. Fakat düğünde takılan altın , döviz, TL ye güvenip bununla ev alırız veya kiraya çıkarız düşüncesi yanlış bir yaklaşım. Kız tarafı belki saklamak isteyecek. Yarın bir gün ne olacağı belli değil.

Burada asıl soru siz bu kadar külfetin altına girerken kız tarafı ne yapıyor ? Ev alacak olsanız 300-500 destek çıkacaklar mı ?

Sen ailene kız tarafı şunları yapıyor falan diye anlattınız mı ?

yoksa kız tarafı hazıra geliyor ve ailen içten içe, bu duruma rahatsız ve oğullarını salak yerine koydurmak istemiyor olabilir mi ?

Anne-baba bir ömür biriktirmiş bir şeyler yapmış (seni okutmuş, bakmış) 2 yıl sonra boşanacağın bir kıza bütün birikimlerini bırakmak istemiyorlardır belki.
0
janavarorion
(10.06.23)
cinsiyet nedir?

ailenin oturdugu ev kimin üstüne?
0
sonsuz
(10.06.23)
Öncelikle evli değilim. Ailemizden beklentimiz olmamalı diye de düşünüyorum ki siz de bir çok şeyi kendiniz halletmiş anne babanıza ev bile almışsınız. Bu şartlarda durum bana garip gelirdi.
Evet kimse kimseye yardımcı olmak zorunda değil. Ama bu şekilde yaklaşmaya kalkarsak sonu gelmez herhalde.
Bizim ailede böyle şeylerin hesabı yapılmaz. Ama kim zorda kalsa ya da bir talebi olsa herkesin ona destek olacağını hepimiz biliriz. Aileyiz sonuçta. Kendi dinamikleriniz her zaman böyleyse bilemem tabii ama bence gene de garipmiş.
0
a perfect lie
(10.06.23)
Evli değilim evlenirken de beklentim olur bu benim evlat olarak hakkım babanız ayıp etmiş bence.
0
yalniz kizkulesi
(10.06.23)
@janavarorion, kız tarafı bizimkilerden daha çok düşünüyor beni. İzmir'de birkaç tane daireleri var. Gidip orada istediğimiz gibi oturabileceğimizi söylediler. Fakat ben şehir değiştirmek istemiyorum. Hatta baldızımın evi var bize yakın bir yerde. Orda kira vermeden oturabileceğimizi teklif etti. Ben gurur yaptığım için henüz tamam diyemedim bu teklife.

@sonsuz, erkeğim. Ev kredi ile alındığı için mecburen benim üzerime yapıldı. Çünkü kredi benim üzerimden çekildi.
0
🌸her seye atarlanan adam
(11.06.23)
Bu para havadan gelmiyor ki. Bu aldıklarını yine başkalarına takacaksın, ya da takmişsındir. Tek makul yanı, o kadar paraya bir anda kavuşman.
0
summerof69
(11.06.23)
Evliyim, ev eşyalarını ve bir çok şeyi eşimle ortak yaptık. Ailelerden istemedik. Aileler zaten bu yaşa kadar destek oldu okuttu diye düşündük.

Ama senin durum farklı. Ev almışsın ailene ki bu baya büyük bir fedakarlık, karşılığında sana destek olmaları gerekirdi. Düğünde takılan altınlara hiç güvenme artık öyle çok çok takılmıyor düğünlerde ekonomi malum.
0
yenibirgüzelnick
(11.06.23)
bu beklentiye girmekte cok haklisin destek olmamalari buyuk ayip. sanki biraz ailene verici tarafta kalmissin onlar da sana vermeyi unutmus
0
ala09
(11.06.23)
Ben kız tarafıyım ama ne benim taraftan ne de eşimin tarafından bir talebimiz olmadı. Her şeyimizi kendimiz yaptık. Düğünün parasını da yarı yarıya bölüşmüştük, benim taraf biraz daha fazla davetli çağırmak istediği için farkı üstlendi o kadar. Ama ben aileme ev almamıştım, hele kredisini hala ödüyorsanız o durumda ben ailenizin durumu yokmuş işte diye düşünüyorum.

Öte yandan - kusura bakmayın ama ailenizin durumu olmasa bile arabayı satalım ve altın bozduralım kısmına verdikleri cevabı bencilce buldum. Yapacak bir şey yok, ne deseniz "evlendin de bizi beğenmiyorsun, gelin girdi araya vs." durumu olur. Aileniz parayı geline kaptırmak istemiyor açıkçası. Surat yapsanız ayrı kabahat, benciller işte...
0
SiyamkedisiZorro
(13.06.23)
Ev almışsınız bence haklısınız. Arabayı satın doğru olmamış ama hiç destek olmamaları da bana göre hoş değil. Aile olarak değil ama sizin zamanındaki desteğinize karşılık bence de destek olmalılar.
0
drako
(13.06.23)
araba satılması çok normal değil fakat en azından yardım etmiyorlarsa konut kredisi taksitlerini onların ödemesini isteyin.
0
nuisance
(13.06.23)
(25)

eve temizliğe gelen ablanın çok yemek seçmesi

la lykia
akşam işten eve 9'a doğru ancak dönmüş oluyoruz. hafta sonu da dışarıda işlerimiz oluyor veya çalışıyoruz. haliyle yemek pişirecek, evi temizleyecek pek zaman yok.eve haftada 2 veya 3 gün yardımcı ablamız geliyor. yaklaşık 6-7 yıldır tanıdığımız biri ancak son zamanlarda kendisine öğlen için ne yeme
akşam işten eve 9'a doğru ancak dönmüş oluyoruz. hafta sonu da dışarıda işlerimiz oluyor veya çalışıyoruz. haliyle yemek pişirecek, evi temizleyecek pek zaman yok.

eve haftada 2 veya 3 gün yardımcı ablamız geliyor. yaklaşık 6-7 yıldır tanıdığımız biri ancak son zamanlarda kendisine öğlen için ne yemek hazırlayacağımızı şaşırmış durumdayız ve bu konuda nasıl bir iletişim kurmalıyız bilemedik.

gelmediği günler biz evde ne pişirdiysek aynısını ona da hazırlıyoruz. şimdiye kadar da yediği içtiği hiçbir şeye karışmadık, evde ne varsa ona da ikram ederiz vs.

(bu arada eskiden böyle bir durumu yoktu, son aylarda ortaya çıkan bir durum)

Birkaç örnek;

normal yoğurt yemiyor, sadece mandıra'dan alınmış süzme yoğurt yiyor.
sadece inek sütünden yapılmış ezine beyaz yiyor. (o da bana dokunuyor mesela, reflü yaptığı için eve almıyoruz.)
patlıcanlı yemekleri sevmiyor, biz de çok seviyoruz, evde patlıcanlı yemek olunca ucundan yiyor, yemeğin ona ayrılan gerisi atıldı birkaç kez.
makarna sevmiyor.
normal çay sevmiyor, sadece yeşil çay içiyor.
normal türk kahvesi sevmiyor, sadece mirvari kahvesi içiyormuş.

buna benzer bir sürü şey...

yani bir şey dokunuyor olur, alerjisi olur, o da değil.

yemediği zaman da aç aç geziyor, çok üzülüyorum, bedenen çalışıyor sonuçta.

ablaya yiyebileceği bir şeyler hazırlama mecburiyetinde hissediyorum kendimi ama bu ablamıza sen bize sevdiğin şeyleri söyle onları alalım mı diyelim? onun gelmediği günler onun sevdiği şeyleri mi pişirelim ona hazırlamak için? e bu da bana saçma geliyor. ben de fabrikada çalışıyorum, öğlen ne çıkıyorsa onu yiyorum. ev de onun iş yeri sonuçta.

nedir bu işi doğrusu?
0
la lykia
(06.06.23)
yiyorsa yesin yemiyorsa kendi bilir. eğer baştaki anlaşmanızda öğle yemeğini sen karşılayacağını taahhüt ettiysen çek karşına "bazı şeyleri yemiyorsun. benim senin yiyeceğin şeyleri hazırlamaya harcayacak vaktim yok. sana günlük şu kadar lira daha fazla vereyim. yemek işini bundan sonra kendin çöz" de geç.

darılmaca gücenmece yok.
0
alperz
(06.06.23)
Yanlış anlamayın ama robot süpürge, çamaşır kurutma makinesi, sıcak hava fritözü vb. gibi cihazlar siz gibi yoğun çalışanlar bu tip çileleri çekmesin diye icat edildi. Kendisine veda etme zamanınız gelmiş bence, çünkü fazlaca içli dışlı olmuşsunuz, kaynana nazı sergilemeye başlamış.
0
zaman ilac degil insanlar unutkan
(06.06.23)
@alperz, aynısı aklıma geldi yemin ediyorum, ayıp mı olur acaba diyordum.

ama böyle de bize ayıp oluyor tabii. pazar günü dışarıda işlerim vardı, daha kahvaltıya oturmadan patlıcan silkme yemeği yaptım sırf pazartesi öğlen evde yemek olsun diye. dün akşam bir baktım hiç dokunmamış bile, çok üzüldüm.
0
🌸la lykia
(06.06.23)
ne çıkıyorsa onu yiyecek maalesef, zaten yemek hazırlamaya da çok vaktiniz olsa bir yardımcı gelmezdi.
0
wonnka
(06.06.23)
yemedigi seyler bana cok ekstrem gelmedi patlican ve makarna yemiyo geriye bi suru sey kaliyo. yogurt falan onemli seyler degil

alperz+1
0
ala09
(06.06.23)
şımarmış, yol verin.
0
jacque
(06.06.23)
Bizim iki haftada bir gelen ablamız önce kahvaltı hazırlıyor (evden çalışıyoruz), hem bizi hem kendini doyuruyor. Ortalıkta sebze, bakliyat falan varsa "akşama bir şey yapacaksan söyle de ben bi yandan hazırlayıp ocağa koyarım" diyor. Evde ne varsa yiyoruz beraber.

Bu kadıncağız sizin iş yükünüzü ve stresinizi azaltmak için geliyor ama haftada 2-3 gün ne yiyecek diye strese giriyorsunuz, saçma değil mi? @alperz +1 makul bir yemek ücreti ekleyin, yemeğini kendi getirsin.
0
kobuzchu kiz
(06.06.23)
Haftada 2-3 gün gelen kişinin ev yemeği yapmasını bekliyorum. Yoğurt, peynir, çay hikayesi o kadar mühim değil, evde onun için bulundururum, ama yemeği onun yapmasını beklerim, hatta sevmese de ben sevdiğim için bana patlıcan kızartsın isterim. Bunu yapacak kişiyle çalışırım. Haftada 3 defa gelen kişi yemek yapmıyorsa ne yapacak Allah aşkına? Çok mütevazı istekleriniz var sanırım.
0
SiyamkedisiZorro
(06.06.23)
Simarmis ablaniz.
0
floydian
(06.06.23)
Ona farklı yemek yapmaya mecbur değilsiniz. Umduğunu değil bulduğunu yer misafir derler.

Buraya bu soruyu sorduğunuzda göre sizin onu kıramayacağınızı çözmüş olmalı. 6-7 yıl az değil.

En baştaki kendi varsayılan ayalarınıza dönün.
0
diyecevaplandı
(06.06.23)
onları yemiyorsa kendi sevdiği basit bir şeyi hazırlayıp yiyebilir. sizin dert etmenize gerek yok. yumurta, menemen vs. ne isterse.
0
sizofren06
(06.06.23)
hanımefendinin sigortasını ödüyor musunuz ?
0
wonderdondi
(06.06.23)
Bize gelen abla sadece et olursa yiyor, birkaç kere istediğin varsa söyleyelim dedim disardan, bisey demedi. Kendi haline bıraktık keyfi olursa yer çok takılmayın.
0
mirty
(06.06.23)
@ wonderdondi, evet ödüyoruz, neden ki?
0
🌸la lykia
(06.06.23)
Sigortasını ödeyin, yemek ücreti verin. Ne istiyorsa yesin. Ev işlerine gelen kişi için alışveriş yapıp ona göre yemek hazırlamayın bir zahmet :)
0
nawar
(06.06.23)
Ben kendi evimde bu kadar naz yapamıyorum ya. Özellikle tükettiğim şeyleri kendim alıp koyuyorum dolaba.

Evde ne yemek varsa o yenir bu kadar kasmayın, beğenmiyorsa yemesin, kendi bilir.
0
mutekebbir
(06.06.23)
Patlican ve makarna konusunda hakliymis, onlari sahsen ben de yemem.

Birkaç çesit çorba, bulgur pilavi ve yanina yenecek baklagil olsa daha makbul olurdu. Bir de mevcut durumunuza göre etli yemekler.

Yogurt ve kahve konusunda saçmalasa da ana yemek konusunda hakliymis abla.
0
Yourcousinmarvinberry
(06.06.23)
Yemek pişirmesini isteyin.
Temizlik yaptığı süreden 1 saat eksiltsin ve o süreyi yemek yapmaya harcasın. Hem kendi yemeğini kendisi yiyecektir hem de size yemek pişirmekte destek olmuş olur.
Afiyet olsun,
0
michael_knight
(06.06.23)
işyerinde yemek parası veriyoruz. çalışanlar kadın yoğunlukta. 3-5 kişi birleşip kendi yemeklerini yapıp yiyorlar. buraya kadar sorun yok.

bir ara yemek parası vermeyelim dışarıdan yemek getirtelim dedik. kimse yemek/malzeme taşımasın yemek yesin dedik. (çünkü bazen aç aç dolaşıyorlar.)

fikri ortaya atınca herkes itiraz etti. yok ben patates yemiyorum yok hergün makarna/pilav gelir vs.

öğlen mutfağa gidiyorum bunu söyleyen kadınların her gün yedikleri indir patates (kızartması, kavurması, salatası, yemeği vs) kaldır pilav/makarna. biri et yemiyor diye güya etli yemek yemiyorlar ama et pahalı olduğu için aslında.

neyse demem o ki siz kadına günlük bir yemek parası verseniz muhtemelen hem parayı alır hem de yemeği yer.
0
gozo
(06.06.23)
yaptığı iş ile istekleri örtüşmüyor. şaka yollu konuya girip bir nabzını yoklayın. çok istiyorsa kendi yemeğini yanında getirmesini teklif edebilirsiniz.
0
orpheus
(06.06.23)
ben de calistigim yerlerde sevmedigim yemek olunca ac kaliyordum. atistirmalik olurdu yanimda hep onlarla idare ederdim. yani cocuk degiliz, kimse bana uzulmuyordu mesela. siz niye uzuluyorsunuz ki. evde dolap var sonucta en kotu bi kasar peyniriniz vardir. abla sen arada ac kaliyosunuz bi tost yap kendine bari cekinme ya da omlet yap falan diyin yeterli.
0
Kittie
(06.06.23)
@kittie
tam şu diyaloğu yaşadık, okuyunca istemsiz güldüm :)
tam dediğiniz gibi dedik de ben sadece ezine peynir yiyebiliyorum dedi, kaşarlı tost da yemiyor :))
0
🌸la lykia
(06.06.23)
Bir zamanlar tatlı hayat dizisi vardi. Onun bir bölümünde bu durum ( yardımcı kadının yemek beğenmemesi) parodi olarak işlenmişti.

Ve evet diziydi, kurguydu, absürd bir durum olduğu belli edilerek parodi olarak işlenmiştir. Sözlerim bu kadar.
0
wilhelmwasmuss
(06.06.23)
mirvari kahvesini ilk defa duydum. Bence karakteri gercekten böyle degilse ya sizin yemeklerinizi begenmeyip bahane ediyor ya da para icin.
0
durgunfoton
(07.06.23)
sevmiyorsa kendi tercihi. ben de saydıklarının hiç birini tüketmiyorum mesela. genel olarak sağlıksız şeyler zaten bunlar... ha bahsettiğiniz kişide muhtemelen böyle bir durum yoktur, yedikleri bunlardan daha sağlıklı değildir, direkt tadına göre bir ayrım yapıyor olabilir. mesela ben sağlığım için carnivore besleniyorum o yüzden yemiyorum.

çalışma şartlarında yemeğini karşılamak üzerine anlaşmadıysanız hiç umursamayın öyle bir anlaşma yaptıysanız da bu anlaşma sırasında yemek seçtiğini belirtmediyse yine umursamayın. siz koyarsınız yemeği, ister yer ister yemez... ben son 2.5 yıldır kendi hazırlamadığım tek bir öğün bile yemedim. dışarıdan sipariş vermedim.
0
konetsu
(07.06.23)
(20)

Tatil ücretini kim karşılar?

infinitedreams
Merhaba,3 aydır devam eden bir ilişkide yaz tatiline çıkılacağı zaman bu ücretin kim tarafından karşılanması gerekir? bölüşülür mü yoksa erkek mi öder? iki tarafta çalışıyor, yaşlar 30+teşekkürler.
Merhaba,
3 aydır devam eden bir ilişkide yaz tatiline çıkılacağı zaman bu ücretin kim tarafından karşılanması gerekir? bölüşülür mü yoksa erkek mi öder? iki tarafta çalışıyor, yaşlar 30+

teşekkürler.
0
infinitedreams
(06.06.23)
bu harcama tek basina sizin butcenizi sarsmiyorsa siz odeyin.
bu harcama tek basina onun butcesini sarsmiyorsa o odesin.
bu harcama tek basina odediginiz senaryolarda size zarar veriyorsa beraber odeyin.
0
badcode
(06.06.23)
bolusulur yav, ne munasebet bir taraf tek basina odesin.
0
bay b
(06.06.23)
erkek kişisi olarak beni sarsmazsa ben öderim.
0
kondansator
(06.06.23)
Iliskide her bir hesap odemesinin yari yariya bolunmesini sacma buluyorum (isteyen oder, bu sefer benden filan denir, sirayla odenir denge gozeterek bence) ama tatil daha yuklu bir tutar oldugu icin yari yariya olmasi mantikli. Biri oteli biri yolu oder falan oyle bolusulebilir.
0
mor oje
(06.06.23)
3 aydır devam eden ilişkide tatile çıksak ve bütün masrafları o ödese ben baya kötü hissederdim ya(31k). Bence iki taraf da çalışıyorsa beraber ödenmeli.

Ben kocamla tatil yaparken bile her şeyi o öderse bi tık kötü hissediyorum hala. İçinizden nasıl geliyorsa öyle yapın ama.

Erkek tarafıysanız da her şeyi ödeme mecburiyetinde hissetmeyin. Hatta eğer karşı taraf bi şeyleri ödemek için hamle yapmazsa bence eksi puan verin. İyi eğlenceler:)
0
sacrilegious
(06.06.23)
Gelirler yakınsa yarı yarıya,
Eğer gelirler arasında fark varsa max 35-65 olacak şekilde bir tarafa ağırlık kayabilir.
Ama ilişkinin üçüncü ayında kimse parasını ödeyemeyeceği tatile gitmemeli. O yüzden oluyorsa 50-50 olmuyorsa daha ucuz tatil.
0
zimbirik
(06.06.23)
Mor oje+1
0
kisa
(06.06.23)
ya annemin psikopat yetistirme tarzi nedeniyle kimseye bir sey odetmeden her seyimi kendim yapardim. 29 yasindayim su anki kafam her halti bolusursem o iliskiye girmem. sevgilim=arkadasim degil. odesin bi seyleri. ama burda "odetme dayatmasi" da olmamasi lazim :?)
0
ala09
(06.06.23)
Tatil ücreti bölüşülür (40+K)
Tatilde ufak tefek, dondurmaydı, içecekti beyefendinin ödemesini beklerdim.
Evlenince durum farklı tabii, tatili ben ayarlayıp ödüyorum, eşim tatildeykenki masrafları karşılıyor çoğunlukla.
0
SiyamkedisiZorro
(06.06.23)
İki taraf da maaşlı çalışansa bölüşsünler. Arada uçurum varsa bütçesi sarsılmayan ödesin diyeceğim ama biraz da karşı tarafın tutumuna göre de değişir.
0
ruhen hastayim ben
(06.06.23)
otel ve yol kesinlikle bölünmeli.
yemekler de arada paylaşılır. alman usülüne gerek yok.
0
jelly bear
(06.06.23)
İlişkinin süresi ne kadar olursa olsun tatil harcaması bölünmeli.
Yol ve otel büyük gider olduğu için direkt ikiye bölünebilir.
Oradaki harcamalarda yeme içme vs sırayla olabilir, birini biri öderken sonrakini diğeri öder gibi öyle ortamlarda hesap bölünmesi hoş olmuyor ama konaklama ve yol önemli bence mutlaka bölünmeli.
Tutarlar birbirine yakınsa biri yol ücretini diğeri konaklamayı karşılayabilir.
0
mutekebbir
(06.06.23)
Türkiye'de tatil lüks oldu. Millet kredi çekiyor gitmek için. Siz de bölüşün. Hele 3 aylık ilişkide erkek sugar daddy değilse ya da taraflardan biri öğrenci veya asgari ücretli çalışan değilse net paylaşılmalı. Yemeklerde, içkilerde, kahvelerde vs. düzenli olarak tek tarafa yüklenmiyorsa 3. ayda artık takip edilmez kimin ne zaman ödediği ama tatili bölüşün.
0
nawar
(06.06.23)
Icinizden biri zengin degilse ortaklasa iyi olur.
0
unidentified floating object
(06.06.23)
bölüşülür tabiiki ne alaka.
0
jimjim
(06.06.23)
Erkek bunu ödemiyorsa sana alman hesabı yapıyorsa ayrıl derim
İlk tatil bu. Oteli yolu vs erkek öder, sen de altta kalmazsın yemekti içkiydi ödersin ama 3 kuruşun hesabını tutup senle daha ilk tatilde masraf bölecek erkekle uzun yola çıkılmaz
0
photo85
(06.06.23)
kadın öder.
0
ayseee
(06.06.23)
ya ortak ödenir ya da kim daha zenginse o öder. diğer her türlüsü geri kafalalılık bana göre.
0
gule gule
(06.06.23)
kız tarafının ortak ödeme konusunda ısrarcı olması ilişkinin geleceği açısından faydalı olacaktır. parasını almak istemeyen zaten hiçbir türlü almaz. iban da vermez nakit de almaz vs vs.

ısrar edildiğinde kabul edince de ödeyesi yokmuş gibi düşünmemek lazım. ilerde mutlaka bu hamlenin olumlu geri dönüşü olur. ortadoğu erkeği zihniyetinden çıkmakta fayda var. alman usulü insanın kendine saygısını arttırır ama bizim kültürümüzle biraz ters olduğundan ısrarla ona dönmekte fayda var.

kendi ödemediğiniz bir tatili eleştirirken bile çekinirsiniz. en güzeli kendiniz ödeyip her noktasında söz sahibi olabilmek.
0
enteg
(08.06.23)
zengin varsa o ödesin yoksa bölüşün ama şunu sen ödedin bunu ben ödiyim tribine girmeyin
0
abi bi dizi buldum on numara
(15.06.23)
(6)

Kafadengi İnsanlara Nereden Ulaşıyorsunuz

oradaydik ve simdi buradayiz
Merhaba, ortak zevklere sahip insanlara ulaşmak için hangi platformları kullanıyorsunuz arkadaşlar? Şöyle şöyle grubumuz var gibi laflar duyuyorum da ben en son facebook gruplarında kaldım... Öneride bulunabilir misiniz? Bir de işin nasılını da kısaca söyleyen birileri çıkarsa sevinirim. Şuna üye ol
Merhaba, ortak zevklere sahip insanlara ulaşmak için hangi platformları kullanıyorsunuz arkadaşlar? Şöyle şöyle grubumuz var gibi laflar duyuyorum da ben en son facebook gruplarında kaldım... Öneride bulunabilir misiniz? Bir de işin nasılını da kısaca söyleyen birileri çıkarsa sevinirim. Şuna üye ol sonra şuradan ilerle gibi gibi
Sevgi & saygı
0
oradaydik ve simdi buradayiz
(31.05.23)
Kafa dengi dedigin durum aslinda karsindakinin ve senin sosyal becerileriyle alakali.

Yani otomobillerden hoslanan veya bazi sanat dallarina ilgi duyan insanlara denk gelme ihtimalin hep var ama denk geldigin vakit de "of tam bana göreymis" demen seni dogrudan sonuca götürmüyor.

Bir kizla tanismistim, Nintendo konsol ve oyunlariyla hasir nesirdi, bilgiliydi de yani tam bana göreydi o vakitler ama ayni zamanda iflah olmaz bir balik burcuydu. Duygusal fasizminden ötürü yaka silkelemistim.

Velhasil bulmak bile tek basina yeterli gelmiyor.
0
Yourcousinmarvinberry
(01.06.23)
Tam böyle bir duyuru açmıştım ve eşimle tanışmıştım. Yani duyurudan diye cevap veriyorum ben :D
0
Gradient_tabanlı_mor
(01.06.23)
Lise arkadaşlarımla takılıyorum, sadece benim dönemim değil yaklaşık 40 seneyi içeren (büyükler ve küçükler) sağlam bir kadro var.
0
SiyamkedisiZorro
(01.06.23)
eskiden burdan bulunuyordu çok kişi tanıştı arkadaş oldu ya da sevgili oldu, ayrıldı, evlendi vs.
şimdi buranın halini de bilemiyorum eskiden biraz daha kimin kim olduğu belliydi çünkü.
0
AlsterWasser
(01.06.23)
bu tip isleri zorlamak, olsun diye ugrasmak bence sacma ve ise yaramiyor. akisina birak, hobilerinle ilgilen, sosyal hobilerle ugras olmadi, olursa olur. dans vs cok tavsiye ediliyor.
0
baldur2
(01.06.23)
Ulaşmıyorum, ben bana yeterim.
0
d max
(02.06.23)
(19)

Kızımıza isim önerisi

burty
Merhaba duyuru sakinleri. Eşim 7 aylık hamile ve bizi isim telaşı sardı. Soyadımız şimşek. Oğlumuzun adını yiğit koyduk. Yiğit ile uyumlu olması lazım gibi bir takıntımız yok ama isim soyisim kombinasyonu doygun olsun istiyoruz. Melisa, defne, ipek aklımızdan geçen isimler. Hayal çok güzel isim ama
Merhaba duyuru sakinleri. Eşim 7 aylık hamile ve bizi isim telaşı sardı. Soyadımız şimşek. Oğlumuzun adını yiğit koyduk. Yiğit ile uyumlu olması lazım gibi bir takıntımız yok ama isim soyisim kombinasyonu doygun olsun istiyoruz. Melisa, defne, ipek aklımızdan geçen isimler. Hayal çok güzel isim ama fazla soyut olsun istemiyoruz. Sizce kızımızın ismi ne olsun. Önerilerinizi sebepleriyle yazarsanız çok sevinirim.
0
burty
(31.05.23)
İpek çok güzel, ben bahar ve seher'e de bayılırım. Benim kızımın adı da gökçen.
0
antihero
(31.05.23)
yağmur, duru, zeynep
0
oekuklu
(31.05.23)
Bence iki isim olmadıktan sonra o doygunluğa ulaşılamıyor. Fikir sorduğunuz için diyorum:
İpek güzel bir isim. Bir de ben eski isimleri daha çok seviyorum. Belgin, Nevin, Nesrin, Sevil gibi. hem daha oturaklı, dediğiniz gibi doygun isimler hem de bu son kuşak içinde neredeyse kimsede yok. sınıfta 4 defne'den biri olmayacağını, karışmasınlar diye soyisimleriyle çağrılmayacaklarını bilirim :)
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(31.05.23)
hava/havva :p
goksel
doga
isik
ates
yildiz

hayal yerine ruya
0
hot potato
(31.05.23)
Serra Su
0
kırmızıayakkabılıgargamel
(31.05.23)
Meray Şimşek nedense birden aklıma geldi anlamını bilemiyorum. Yakıştırdım.
0
buzbebek
(31.05.23)
Yağmur Şimsek
0
Mirket
(31.05.23)
Yasemin Şimşek
Sena Şimşek
Eda Şimşek
Fulya Şimşek
Aylin Şimşek
0
boyalı kuş
(31.05.23)
Hayatın kaynağı "Güneş"
0
bahçedekisandal
(31.05.23)
Kumsal.
0
since1907
(01.06.23)
içinde "e" "i" gibi harfler olan isimler kadınlara daha çok yakışıyor bence. Sizin örnekleriniz de öyle ve güzeller zaten.
0
nhk ni youkosu
(01.06.23)
Nehir ya da Güneş
0
mirty
(01.06.23)
Gunes
Defne
Ada
0
mor oje
(01.06.23)
Gökçe
0
Erestor
(01.06.23)
Işıl Şimşek?
0
chihirovekohaku
(01.06.23)
ekin <3 kültür demek
0
benaslinda
(01.06.23)
Leyla
Birsen
Bilge
Tomris
0
SiyamkedisiZorro
(01.06.23)
eşinle güzel bir akşam yemeği ye ve yürüyüşte karşınıza gelen ilk kız çocuğuna ismini sorun ve onu koyun .
bir arkadaşım öyle yapmıştı :)
0
deepex
(01.06.23)
yazdıklarından en çok defne hoşuma gitti benim. defne şimşek güzel duruyor bence.

tebrikler bu arada, nice mutluluklarını görmek nasip olsun.
0
knight of cydonia
(01.06.23)
(3)

Çiçek beslemek hakkında (Resimli)

beyfendi
SelamlarTaşındığım evde birtakım çiçekler var. Daha önce çiçeğe su vermişliğim dahi yoktur o kadar uzağım kendilerine. Bir iki sulayayım dedim sonra benimsemeye başladım çiçekleri. Yalnız hem hiçbirini tanımıyorum hem de nasıl muamele edeceğimi bilmiyorum. İnternet araştırması beni soğutur korkusuyl
Selamlar

Taşındığım evde birtakım çiçekler var. Daha önce çiçeğe su vermişliğim dahi yoktur o kadar uzağım kendilerine. Bir iki sulayayım dedim sonra benimsemeye başladım çiçekleri. Yalnız hem hiçbirini tanımıyorum hem de nasıl muamele edeceğimi bilmiyorum. İnternet araştırması beni soğutur korkusuyla buradan ufak bir giriş bilgisi edineyim dedim bilen varsa diye.

Fotoğraflar numaralıdır. 1 numaralı çiçek günde şu kadar sulanmalı, şusu busu yapılmalı şeklinde yorumlar yapabilirseniz sevinirim. Bazıları kendinden geçmiş zaten dikkat ederseniz.

Teşekkürler şimdiden.

imgur.com
0
beyfendi
(30.05.23)
4 ve 5 kurumuş hocam. onlar artık canlanmaz. söküp atabilir ve saksılarına başka bir şey dikebilirsin.
0
kibritsuyu
(31.05.23)
kibritsuyu+1

kalanların kurumuş dal ve yapraklarını sararmaya/kurumaya başladığı noktadan bir parmak daha geriden (yeşil kısmına doğru yani) bir makas veya bıçakla verev şekilde kesip temizleyin. kökten sararanları dikkatlice koparın. yprakları tamamen zedelenmiş dalları da yaprağın başladığı yerden verev kesin.

bugün toprak tamamen nemlenecek kadar sulayın. yarın bugün verdiğinizin yarısı kadar yeniden su verin. 3 gün sonra ikinci gün verdiğinizin yarısı kadar su verin.

sonrasında takip edip topraktaki nem gittikçe, gitmek üzereyse su verebilirsiniz.
0
Phoebe
(31.05.23)
Amanın bir sürü çiçek var burada, tek bir resimde bile 2-3 çeşit gördüm. Enteresan çoğu aynı saksıya (büyük ihtimalle tahta veya beton büyük saksılık bu) ekilmiş. Bazıları o kadar da birbirine benzer şeyler değil ama resim 4-5 haricindekiler gayet sağlıklı ve az bakım gerektiren çiçekler.
1- İki çiçek var burada, yeşil olan zambak, güneş görsün, yazın her gün kışın haftada bir sulayın yeter. Dışarı çiçeğidi. Kışın çok soğuklarda (4 derecenin altı) naylonla sarmakta fayda var. Diğeri ikinci resimde de geçen barış çiçeği / yelken çiçeği (beyaz çiçekleri olan) salon bitkisidir, havayı temizler. Yazın gün aşırı az az sulayın, kışın haftada bir sulamak yeter.
2- Burada da birkaç çiçek var, sarı kenarlı olan paşakılıcı, salon bitkisidir, 1 m. geçerse ev aldıracağı söylenir :) ben aldım mesela. Az bakım gerektirir, yazın haftada 1 veya iki kışın 2 haftada bir sulasanız yeter. Beyaz çiçekleri olan barış çiçeği, yukarıda bahsetmiştim. Daha etli yapraklı olan bir çiçek daha var bu resimde ayrı bir foto varsa kesin söyleyebilirim ama bana zeze / Zamia çiçeği gibi geldi, o da salon bitkisidir, aynı paşa kılıcı gibidir bakımı. 2 numaradakilerin tamamı endirekt güneş alan ev içinde rahat rahat bakarsınız, üzmez onlar.
3- İki çiçek var burada, yeşil-beyaz yapraklı olanı difenbahya'ya benzettim. Hem bu çiçek hem de 2 numaradaki çiçekler evde çocuk varsa dikkat edin, ağızlarına almasınlar, yaprakları yenirse / çiğnenirse zehirlidir. Bakımı da 2 numaradakiler gibi. Kırmızı çiçekli olan antoryum, bakımı barış çiçeğine benzer, ama ondan biraz daha narindir. Soğuktan koruyun.
Bu arada antoryum, zeze, paşa kılıcı, bunlar almaya kalksanız epey para eden çiçekler. Şanslısınız.
4-5 maalesef olmuş bunlar
6- Salon sarmaşığı, kurumuş / bozulmuş yapraklarını temizleyin, çok sulamayın, yazın haftada bir su yeter, azıcık güneş bile kafi
7- Paşa kılıcı, yeşil kenar, sarı kenarlıyla aynı bakım. Bu arada Paşa kılıcı bakımı öyle kolay bir bitkidir ki, yazın balkona koysanız küsmez, kışın banyoda güneş almadan bile yaşar, ama boy atması için indirekt ışık ve az su lazım, sakın çok sulamayın
8- Sardunya, ama sararmış yapraklarını temizleyin, yazın güneş (ama yakmasın) ve her gün su ister. Kışın haftada bir su yeter. 4 derecenin altında naylonlamak gerekir, yoksa dayanır.
9- Burada da 4 çiçek saydım ben. Köşedeki kasımpatıya benzettim, ama yapraklarından tam emin olamadım. Her halükarda sararmış yaprakları bir temizlemek lazım. Kurumuş çiçek saplarını da makasla kesin. Kırmızı yapraklılar sardunya, bir üstte anlatmıştım. Sardunyanın yanında küçük pembe çiçekli olan bodur karanfil. Budandıkça gelişen ve budamaya çok iyi tepki veren bir bitkidir. Bitki her çiçeklenme dönemi sonrası budanabilir. Budama bitkinin alt dallarına dolayısı ile kök boğazına daha çok temiz hava girmesini ve sağlıklı kalmasını da sağlar. Sadece karanfillerinizi değil çiçekli tüm bitkilerinizi, çiçeklenme ertesi mutlaka düzenli budayın. Göreceksiniz boşalan dalların yerini daha güçlü ve sağlıklı sürgünler dolduracaktır. Bodur karanfilin arkasında irice yapraklı olan ya ful ya da japon gülü. Toprağı kurudukça sulayın.
0
SiyamkedisiZorro
(31.05.23)
(15)

manuel vitesten otomatiğe geçmek

metematik
ilk başlarda zorlar mı? yoksa çok mu kolay? tecrübe edenler nasıl aştılar acaba?
ilk başlarda zorlar mı? yoksa çok mu kolay? tecrübe edenler nasıl aştılar acaba?
0
metematik
(30.05.23)
İlk başta 3-5 gün zorluyor ama sonrası baya konforlu bence ki ben manuel de baya ısrarcıydım
0
Angelismeee
(30.05.23)
cok kolay. vitesleri bildikten sonrasi gaz fren. vites de cok az zaten :D
0
lemmiwinks
(30.05.23)
sol ayagini kullanmaya kalkmadiktan sonra sorun yok.
0
alperz
(30.05.23)
İlk günler ani frenlerde ayak debriyaj arıyor, onun dışında problem yok.
0
kimlanbu
(30.05.23)
manuelden otomatik bence inanilmaz kolay. Ben ayni gun icinde sanki hep otomatik kullaniyormusum gibi olmustum son 7 senedir otomatik kullaniyorum. Sol ayaginizi solda yaslayip sanki surekli basiyor mussunuz gibi dusunceksiniz.

Otomatikten tekrar manuele gecmek 1-2 gun istiyor. Onda da sorun yavaslarken, yada isiklarda dururken vites dusurmek tekrar 1 e takmak falan akla gelmiyor ana problemli sebep o, yoksa debraja basiyosun o akla geliyor yada hizlanirken araba net bagirdigindan vites degistirmeliyim komutu beyne gidiyor ama iste tersi zorluyor beni. O da ama 1 gun ertesi gun system update i geliyor beyne.
0
wallcan
(30.05.23)
Şey derler, ilk günler sol ayakkabıyı çıkarın. Ayağı popo altına alın :)

Sedirde oturan anadolulu gibi, çünkü ilk günler kas hafızasıyla sol ayak debriyaja gidiyor ve yanlışlıkla sert frenler oluyor.
0
John Bloor
(30.05.23)
birkaç kere sol ayakla frene basıyorsun sonra geçiyor.
0
jelly bear
(30.05.23)
Sol ayağın yokmuş gibi davrandıkça problem yaşamazsın.
0
halitkin
(30.05.23)
15 sene düz vites kullandım. Yarım saat sonra sanki hep otomatik kullanıyor gibi rahattım. Tabi ne olur ne olmaz sol ayağını sakla.
0
i am a legal alien
(30.05.23)
60 saniye içinde neyin ne olduğunu öğrendikten sonra alışma süresi bile yok o derece.

manuelden otomatiğe geçince gerçekten manuelden nefret ettim. kayıp zamanlar.
0
AlsterWasser
(30.05.23)
Frenden önce debriyajı kökleme alışkanlığı olanlar, birkaç kez kendilerini ve yayındakini ön cama yapıştırabiliyor.
0
Mirket
(30.05.23)
İ am a legal +7

Manuelden sonra otomatiğe anında alıştım. Otomatikten manuele dönmekte hiç sorun yasamadim
0
abuzer
(30.05.23)
22 yıl manuel vites kullandım. otomatik vites arabaya anında alıştım. hatta aracı satın aldıktan sonra hiç sıkıntısız eve kadar getirdim. dururken önce frene basma alışkanlığım olduğu için arkadaşların dediği gibi sol ayakla debriyaja basıcam diye freni köklemedim bile. frene bastım ve durdu. sadece bir sefer ani yavaşlamam gerektiğinde ikisine aynı anda basmak üzere sol ayağım debriyaja gitti, boşluğa bastım.

otomatikten sonra tekrar manuele geçince de ilk kırmızı ışıkta vitesi boşa almadığım için arabayı stop ettirdim bir sefer.

şimdi ikisini de aynı anda sorunsuz kullanıyorum.
0
kibritsuyu
(31.05.23)
Tersi zordur ama manuel vitesten otomatiğe geçmek kolay. Hep aklınızda olması lazım, sol ayak hiçbir işe karışmayacak, kenarda duracak. Senelerce manuel kullandıktan sonra benim için tek farkı elimin hala vites kolunda olması, ki bu da geçiyor bir süre sonra.
0
SiyamkedisiZorro
(31.05.23)
Sol ayağını kullanmaya çalışmadığın ve gaza basmadığın halde aracın düşük hızda hareket etmesine adapte olduğun sürece hiçbir sıkıntı olmaz. Çok saçma bir şekilde, fren yerine gaza basanlarla mücadele için manuel vitesle öğrenmeyi tavsiye ediyor "manueltaparlar" sürekli. Oysa sol bacağını kullanmayı hiç aklından bile geçirtmeyen otomatik vites kullanımı ile başlamasında hiçbir sakınca yok. Asıl manuelden geçince sol ayağı devreye sokmaya çalışanlar sorun yaşayabilir başta.

Max. 2 gün sürer alışmak.
0
nawar
(31.05.23)
(10)

işten çıkmama neden olan sağlık problemim

hlot
biraz uzun olacak ama lütfen sonuna kadar okuyun. gerçekten hayatım bu sağlık problemimin çözümüne bağlı.ciddi bir sağlık problemi ama defalarca farklı göz doktoruna ve nörolojiye (beyin mr'ı da çekildi) gitmeme rağmen bir şey bulunamadı, bütün tetkikler temiz çıktı.olay, 3 sene önce başlıyor. sol g
biraz uzun olacak ama lütfen sonuna kadar okuyun. gerçekten hayatım bu sağlık problemimin çözümüne bağlı.

ciddi bir sağlık problemi ama defalarca farklı göz doktoruna ve nörolojiye (beyin mr'ı da çekildi) gitmeme rağmen bir şey bulunamadı, bütün tetkikler temiz çıktı.

olay, 3 sene önce başlıyor. sol gözlük camım kum tarafından diagonal biçimde biraz kalınca çizildi. tam da yeni değiştirmiştim gözlüğü, dedim bir daha para vermeyeyim (sgk desteğini de kullandığım için bu sefer daha çok verecektim), görüşümü de kapatmıyor, alışıyor insan, kullanayım biraz. 5 ay böyle kullandım, sonra gözlüğü değiştirince çok acayip geldi, alışamadım, dünyaya bir farklı bakıyordum. doktora gittim tekrar "yanlış ölçmüş ama doktorun hatası yok" dedi, numarayı küçültünce gözlerim biraz rahatladı ama hala biraz gariplik vardı görüşümde. bir daha gittim, bu sefer numarayı değiştirmedi doktor. ben de eski net görüşüm nasıldı unuttum ve böyle kullanmaya devam ettim gözlüğü, gözlük hala aynı.

bu gözlük değişiminin 2-3. gününde bir gün yatarken başımın sol tarafı tık etti. bu tık etme olayı bir daha olmadı ama işte o günden sonra her şey değişti. uzun süre bilgisayara bakamıyorum, başım ağrıyor, uyuşuyor ve zonkluyor, midem bulanıyor. 11-12 saat uyku az geliyor. eğer birkaç gün 8 saatlik uykuda ısrar edersem 3. gün belim bacaklarım acayip güçsüz bir şekilde uyanıyorum ve yatmak zorunda kalıyorum.

geçenlerde mesela bir gün, çok bilgisayara bakıp sonra akşam dışarı çıkmıştım (özellikle akşamları mekanların ışıkları kötü etkiliyor). başımı çevirdikçe sırtımdan bacaklarıma doğru bir elektrik çarpması gibi bir şey olmuştu, birkaç kere oldu. çok korkmuştum düşüp bayılacağım diye. başımı fazla oynatmadan döndüm eve.

geçen gün bu sefer evdeyken gözüm biraz ağrımasına rağmen dinlendirmeyip bilgisayara bakmaya devam ettim, bu sefer de banyoya giderken bacaklarım aşırı güçsüzleşti.

yine en son sabaha kadar gözlerim ve başım ağrıdı, zor uyudum. hasta gibi hissettim kendimi.

başımın solu, çenemin solu uyuşuyor (hatırlatıyorum, başımın sol tarafı tık etmişti). bir akşam bir mekanda loş ışıkta oturdum, gözlerimin altı kızardı çok garip bir şekilde. içki içince de bu olaylar tetikleniyor gibi geliyor, eskiden hiç olmayan şeyler, mesela başımın zonklaması gibi şeyler yaşıyorum, gözlerim de kötü oluyor.

ne yapacağımı şaşırdım. bu kadar şikayetim varken. bir de bu şikayetlerimin gözle ilgili olduğunu birebir tecrübe ediyorken hiçbir doktor bir şey bulamıyor, "böyle bir şey olmasına hiç rastlamadık, öyle şeyler olmaz" diyorlar. nöroloji doktoru da aynı şeyi söylüyor. fizik tedaviye gittim fıtık var mı diye "hafif bir fıtık var ama sinirlere baskı yapmıyor" dedi. başıma milyonda bir görülen bir olay mı geldi anlamıyorum ki?

ne yapacağım ben? tecrübesi olan, yol gösterecek olan yok mudur? bu yüzden uzun süre sonra girdiğim işten çıkmak zorunda kaldım ama çalışmazsam yaşayamayacağım. hayatım nereye gidiyor, kendimi çok çaresiz hissediyorum, bu sorunum çözülmezse her şey çok kötü olacak.

edit: küçüklükten beri çok bilgisayara baktığım için gözlerimle ilgili sıkıntı yaşardım. bir şey batar gibi olurdu, acırdı vs. onlar sanırım göz kuruluğundandı, geçti. en son 5-6 sene önce çok kötü olmuştum, doktor "göz kürenin yeri değişmiş" dedi, damla verdi, geçti. bu sefer de gözlüğü çizik kullanmış olduğum için başıma bunlar gelmiş olmalı ama göz doktoru "o yüzden böyle bir şey olmaz" diyor. ama neden sol gözüm, başımın solu, çenemin solu? neden hepsi solda birleşiyor öyleyse?

bir keresinde mesela kampa gittiğimiz zaman gözlerim ve başım ilk gün ağrıdı, sonraki gün geçti ağrısı (bu başka zaman da tekrarladı). benim buradaki teorim şu: gözlerim bilgisayara bakmaya alışkın olduğu için doğaya çıkınca ilk gün alışma süresince ağrıdı, sonrasında ise alıştığı için ağrı bitti ama bunu doktora anlatınca doktor da "olmaz öyle, gözün hemen alışmasını bekleriz biz" diyor. iyi de o zaman neden mekan değiştirince gözlerim ve başım ağrıyor?
0
hlot
(26.05.23)
Organik bir sebep çıkmıyorsa stres gibi psikolojik bir etmenden kaynaklı olabilir.
0
roe
(26.05.23)
@roe: aşırı stresim yok ama olsa bile neden 2 sene boyunca bir an bile iyileşme göstermedi durumum? hep sabit olarak kaldı. pek psikolojikmiş gibi gelmiyor bana, çünkü o tık etme olayından sonra bütün durumum değişti, her şeyin o olayla ilgisi varmış gibi geliyor.
0
🌸hlot
(26.05.23)
Bütün tetkikler temiz diyosun. MR falan dahil. Kan değerleri falan da normalse. Bir madde, alkol vb kullanmıyorsan ya da kullanmamışsan organik bir neden yoktur
0
roe
(26.05.23)
@roe: bulunamayan, görülemeyen, anlaşılamayan bir durum olamaz mı? tetkik teknolojisinin geldiği nokta en üst seviye mi ki? o gün bir şey tık etti, ciddi bir "tık" sesi geldi başımdan :(

hiç madde kullanmadım. alkolü de nadiren içerim.

not: editledim ilk mesajı, ekleme yaptım.
0
🌸hlot
(26.05.23)
Acaba çene eklem problemi olabilir mi? Tık sesi belki başınızdan değil çeneden gelmiştir ve ekleminizde bir kayma olmuştur. Geceleri diş sıkıyor musunuz? Eğer sıkıyorsanız bu uyku alamama durumunu çok net açıklar. Geceleri çenenizi sıkarak uyuyorsanız diğer kaslarınızı da kasıyor olabilirsiniz bu da ağrıları açıklar. Göz ile ilgili çok bağlantı kuramadım ama yüzdeki neredeyse bütün kaslar birbiri ile bağlantılı. Çenenin en güçlü kası olan alt çenede bulunan mandibula kası şakaklardaki temporal kasla bağlantılı bu da belki göz çukurlarını etkiliyordur. Bunları sadece yıllardır bruksizm rahatsızlığım olduğu için bildiklerimden ve yaşadığınız bazı sıkıntıları çene problemim yüzünden yaşadığımdan kendimce bir ilinti kurarak belki fikir olur diye yazdım. Çenemi sıktığım gecelerde bazen kulak ağrısı ile uyanıyordum, bende kulağa vuruyordu yani. Bir de uykuda büyük kas gruplarını da kastığım için durduk yere bacak sıçrıyordu kendi kendine.

Bir de psikolojide somatizasyon denen bir şey var. Siz psikolojik olduğunu düşünmüyorsunuz ama yine de bu tabiri bir araştırın isterseniz. Çünkü psikoloji çok karmaşık bir yapı. Yaşadıklarınızın sebebi somatikse bu son iki yılda meydana gelmiş olmak zorunda değil. Belki daha eski dönemlerden hatta çocukluktan kalma olabiliyor.
0
ofelia
(26.05.23)
Hocam hep aynı doktora mı gittiniz bilmiyorum ama şikayetlerinizle ilgili en az iki ızman doktora görünün. Yani örneğin herhangi bir nöroloğa değil de -atıyorum- gerilimsel tip baş ağrılarında ihtisas yapmış iki doktora görünün. Göz için de aynısı geçerli. Mümkünse araştırıp en iyi doktorları bulun, paraysa paraya kıyın, tanıdıksa tanıdık bulun.

Geçmiş olsun.
0
giovanne
(26.05.23)
anlattiginiz bazi seyler siddetli migrene de benziyor ama norolog gormussunuz, o herhalde atlamazdi boyle bir ihtimali. isik hassasiyeti ozellikle migren gibi.
0
serseri marti
(26.05.23)
Algoloji diye bir bölüm var ağrı ile ilgili. Şehir hastanelerinde, üniversite hastanelerinde var bir de oraya gidin.

Bir de gözden, sırta başka alakasız yerlere sıçrıyor yani bir ilgisi olma ihtimali düşük. Psikolojik büyük ihtimal, Barış Muslu diye bir adam var instagramdan takip edin. Psikolojik, travma kaynaklı ağrıları nasıl çözebileceğinizi anlatıyor.
0
ecece
(26.05.23)
Olayın başlangıcı göz olduğu için şiddetle göz doktoru Davut Kohen'i tavsiye ediyorum.
0
SiyamkedisiZorro
(26.05.23)
Su ana kadar cevap veren herkese tesekkurler. Sorulara cevap yaziyorum:

@ofelia: Evet, yillardir cene sıkma problemim var. Ama goz ile nasil bir baglanti kuracagiz? Ekrana baktikca gozlerim agriyor, agrinin ustune gidersem de elim ayagim bosaniyor. Yine de bu cene konusunu degerlendirmesi icin hangi doktora gidilir?

@giovanne: Hayir tabii ki hep ayni doktora gitmedim. Hep farkli doktorlara, hatta farkli hastanelere gittim. Bir kere de goz icin ozel hastaneye gitmistim.

Bu işi cozmem lazim, yoksa gercekten yasayamayacagim :(
0
🌸hlot
(26.05.23)
(9)

Paşabahçe mi mudo mu

yalniz kizkulesi
Bardak tabak almak için hangisi tercihiniz
Bardak tabak almak için hangisi tercihiniz
0
yalniz kizkulesi
(25.05.23)
cam icin tabikiside pasabahce.
porselen icin porland.
0
buenosdias
(25.05.23)
Pasabahce
0
balpolen
(25.05.23)
pasabahce
0
65 derece
(25.05.23)
mudo bir üretici değil. sattıkları ürünlerin nerdeyse hepsi çin malıdır. tabi ki paşabahçe
0
mr.goodcat
(25.05.23)
Paşabahçe +1

Mudodan geçen hafta kahve kupası aldım.Daha ilk kullanımda iç kısmı sarardı,yıkamayla da çıkmadı.
0
arenas
(25.05.23)
paşabahçe. seneler öncesinden aldığım bardaklar fincanlar hala müthiş durumda.

mr.goodcat+1 ayrıca, mudo üretici değil.
0
nimberjack
(25.05.23)
Neden sadece ikisi? Madam CoCo var, English Home var, IKEA var...
Sadece ikisi durumu varsa Paşabahçe, ama çok arttı fiyatları yahu...
0
SiyamkedisiZorro
(25.05.23)
paşabahçe, ömürlük kullanırsınız
diğerleri pazar malı gibi geliyor bana
0
eja
(25.05.23)
Hem tasarım hem kalite olarak kıyaslarsak tabi ki paşabahçe
0
yazdonumu
(25.05.23)
(7)

Yeni arkadaşlara "kanka" diyememek

ananiyimioguz
Çok eski arkadaşlarıma diyebiliyorum ama yenilere hemen kanki kanka moduna geçemiyorum ismiyle hitap ediyorum.Gerçi zaman geçince de diyemiyorum. Onlar arada diyorlar ama ben ne münasebet sen sonradan geldin gibi tribe giriyorum.Bunu aşabilen var mı? Özellikle iş arkadaşlarıma karşı oluyor. Onlar he
Çok eski arkadaşlarıma diyebiliyorum ama yenilere hemen kanki kanka moduna geçemiyorum ismiyle hitap ediyorum.

Gerçi zaman geçince de diyemiyorum. Onlar arada diyorlar ama ben ne münasebet sen sonradan geldin gibi tribe giriyorum.

Bunu aşabilen var mı? Özellikle iş arkadaşlarıma karşı oluyor. Onlar hemen kankalıyorlar ben Ahmet bi bakar mısın, Mustafa bi gelir misin diye dikkat çekiyorum sanki dilim varmıyor.

Bunu yaşayan var mı bende mi bir tuhaflık var?
0
ananiyimioguz
(24.05.23)
Ben yeni ve eskiden bağımsız sadece 3 kişiye kanka diyorum. Herkese kullandığım bir hitap olsaydı yıl konusuna takılmazdım sanırım.
0
nawar
(24.05.23)
Bende aynıyım. Yeni tanıştığım biri ile sizli bizli muhabbeti bile bırakmam biraz sürüyor.
Kankalar, bebişler çoook geç geliyor. ama ben bunu yapabilenlerin daha sağlıklı ilişkiler kurduğuna inanıyorum. Kısacası bence ben bi tık asosyalim
0
zimbirik
(24.05.23)
Ben de sosyal medyadan tanımadığım insanlara kanka diyorum. İş arkadaşlarına zaten kanka demem.
0
Kahvedesu
(24.05.23)
calistiginiz yerin kulturu o sekildedir, yoksa gercek manada kanka demiyorlardir bence. kurumsal yerlerde kanka kullanimi pek olmuyor. benim normal hayatta da kullanmayi sevmedigim bir soz zaten, bana karsi kullanan da cok seyrek olur. bence siz normalsiniz. yakin arkadaslara falan kullaninca ok de, az samimi insanlarin kullanmasi daha samimiyetsizlik katiyor bana gore.
0
lemmiwinks
(24.05.23)
Kanka, kuşum, kuzum, aşkım gibi sözler samimiyetsiz geliyor ve ne kadar samimi olsam da hiçbir arkadaşıma kullanmadım. Samimiyetimi davranışlarımla gösterebildiğimi düşünüyorum.
0
pro9it9is9
(24.05.23)
İş yerinde kullanılan sözlerin gerçeği yansıtmadığını düşünüyorum ben de. Ofiste kardeşim, kanka modunda gezen insanların birbirleri hakkında kötü konuştuğuna çok denk geldim. O kelimelerin samimiyet yaratarak aradaki mesafeyi kapatıp iş yaptırma amacı güttüğünü düşünüyorum. Ben de abi ablayı kullanamam, yetişilen ortamlarla alakalı sanırım. Özellikle iş arkadaşlarıma samimi davranmak yerine kibar davranmayı tercih ediyorum bu da mesafeyi korumaya yaratıyor.
0
boyalı kuş
(24.05.23)
Şimdiye kadar hiçbir arkadaşıma "kanka" demedim. İçtenliği ve sağlam dostluğu başka şekilde hissettirebilirsiniz. "Kanka" bana yapmacık geliyor.
0
SiyamkedisiZorro
(31.05.23)
(9)

16 mayis'da akp'nin kaybettigi bir sabahta uyansaniz nasil hissederdiniz?

buenosdias
beklentileri merak ediyorum. iciniz kipir kipir olur muydu? mutluluk, umutla dolar miydiniz? yoksa hicbirsey farketmez mi sizin icin?
beklentileri merak ediyorum. iciniz kipir kipir olur muydu? mutluluk, umutla dolar miydiniz?

yoksa hicbirsey farketmez mi sizin icin?
0
buenosdias
(09.05.23)
Umut dolardı içim, ama sorunlar öyle çok ve derinden ki bugünden yarını çözülemeyeceğinin bilincindeyim.
0
SiyamkedisiZorro
(09.05.23)
siyasal islamsız bir güne uyanmak güzel olur +1
sorunların çözümü zaman alacak, bir senede dolar 6 lira olur herkesin refahı artar diye hızla ilerlemez, hatta daha zor günler önümüzde
0
freebird5406_2
(09.05.23)
Ben çok büyük beklenti içine girmem. Çünkü yönetimin değişmesi zihniyetin değişmesi demek değildir, HALKIN zihniyetinin çok köklü bir şekilde değişmesi lazım, o da çok uzun sürecek ve epey emek, çaba, sabır, mücadele isteyen bir şey. Ama hayata karşı umudum artar mı, çok artar evet.
0
muhayyer divan
(09.05.23)
Çok daha zor ve sıkıntılı günler olacağını düşünüyorum ben de. Ama en azından bu zorluk bir toparlanma bir temizlenme zorluğu ve mücadelesi olacaktır.
En azından karşında muhalefet edebileceğin dikkate alınabileceğin birileri olacak diye umut ediyorum.
Özel günlerde metro duraklarının kapatılmadığı insanların rahatça toplanıp dertlerini anlatabilecekleri bir ortam olacağını umut ediyorum.

Bu yüzden içim kıpır kıpır ve mutlulukla dolu olmam ama en azından içimde dolu olan bu mutsuzluk ve umutsuzluk hali bir hayli azalacak.
0
Dağcı
(09.05.23)
inanılmaz mutlu kalkarım, tabi olursa.
sonra yine muhalefete devam. oy verdiğim insanlar işinin hakkını verecek.
kk'nın bir daha siyasal islam iktidarına fırsat vermemesi lazım.
0
lazpalle
(09.05.23)
benim en buyuk sevincim, ulkenin yuzunu batiya donecek olmasi. araplasmadan kusacagim artik.
0
🌸buenosdias
(09.05.23)
Bütün Dünya buna inansa
Bir inansa,
Hayat bayram olsa.
İnsanlar el ele tutuşsa
Birlik olsa
Uzansak sonsuza

Uyku felcinden kurtulmuş ya da kabuslardan uyanmış gibi oluruz. İnsanların depresif ve agresif ruh halinden uzaklaşmaya başladığını görürüz zaten. Burası Türkiye, dertler bitmez. Bir de enkaz kaldırılacak sonuçta tabii. Yine de 15 yıldır nefes alamıyor insanlar. O bile yeter.
0
nawar
(09.05.23)
azılı muhalif olsam da ben bir şey değişeceğini düşünmüyorum ya. ben kazansak da kaybetsek de ülkeyi terketmeyi düşünürüm.
0
nothing in my way
(09.05.23)
lokma dokturecegim :D
umutla dolarim muhtemelen.
0
65 derece
(09.05.23)
(6)

Airfryer'da Sağlıklı Olarak Neler Kızartılır, Siz Neler Yapıyorsunuz?

halitkin
Aldığımdan beri elma dilim patates, sigara böreği, patatesli börek ve tavuk yaptım ancak daha sağlıklı şeylere yönelmek istiyorum. Özellikle dondurulmuş olarak neleri önerirsiniz, siz daha çok ne kızartıyorsunuz?
Aldığımdan beri elma dilim patates, sigara böreği, patatesli börek ve tavuk yaptım ancak daha sağlıklı şeylere yönelmek istiyorum. Özellikle dondurulmuş olarak neleri önerirsiniz, siz daha çok ne kızartıyorsunuz?
0
halitkin
(07.05.23)
Evde olduğum zamanlar soğan, biber ve patlıcan közlüyorum. Soyup doğrayınca pratik salata oluyor.
Şu da iyi:
youtu.be
0
Amaranta ursula
(07.05.23)
dondurulmuş gıdaların yağı palm yağı oluyor genelde, lezzetli olmuyor.
Çıtır tavuk öneririm knorr mangal tavuk harcına bulayıp poşetsiz olarak fırınlayın.
Ekmek üstü lezzetler de şahane oluyor.
Philips Nutriu uygulamasında da birçok denenmiş kullanıcı tarifi var ve Türkçe.
0
yetkili birine benzeyen abi
(07.05.23)
Sebze guzel olur, somon gibi izgara baliklar da keza bayagi iyi. Ben pirzola filan da yapiyorum.
0
mor oje
(07.05.23)
İyi aklıma getirdin. Akşam, bira yanına parmak patates yapayım.
0
Mirket
(07.05.23)
Yüzde seksen balık pişirmek için çalıştırıyorum ben airfryerı. Buzluktan çıkan fileto yaklaşık 15 dakikada sofrada oluyor. Buzluğa attığım köfteler de yine aynı sürede pişiyor.
0
marjory
(08.05.23)
Her türlü sebze yaptım. Şimdi tam zamanı kuşkonmazın, süper oluyor airfryerda, ama diğer sebzelere göre pahalıdır tabii. Ben brokoli de yapıyorum, biber de. Patlıcan oluyor ama epey yağ sürmek gerekiyor. Her türlü köfte, pirzola türü et, tavuk, şiş iyi oluyor. Sağlıklı demişsiniz ama sosisi de çok güzel yapıyor.
0
SiyamkedisiZorro
(08.05.23)
(12)

Para olup da harcamamak mı para yokken harcamak mı?

yalniz kizkulesi
Parası olduğu halde rahat rahat konforlu harcamak yerine hesap yapan görece daha az kaliteli yaşayan veya hiç yaşamayan mı yoksa para içinde yüzmese de bir şeylerden kısıp yine kaliteli yaşayan mı bu hayatı çözmüştür? Çevremde görüyorum parası var ama geceliği daha ucuz diye kötü hostellerde kalıyor
Parası olduğu halde rahat rahat konforlu harcamak yerine hesap yapan görece daha az kaliteli yaşayan veya hiç yaşamayan mı yoksa para içinde yüzmese de bir şeylerden kısıp yine kaliteli yaşayan mı bu hayatı çözmüştür? Çevremde görüyorum parası var ama geceliği daha ucuz diye kötü hostellerde kalıyor. Pahalı diye lüks yerde yemiyor. Bir de kirada oturduğu halde yapmışken en iyisini yapalım mantığıyla imkanları zorlayıp kaliteli yaşayanlarda var. Hangisi mantıklı davranıyor cevapları görelim.
0
yalniz kizkulesi
(07.05.23)
Su akar yolunu bulur.
Enflasyondan sonra fiyata çok bakmaz oldum, iflas da etmedim daha ama bakalım.
0
pavlis
(07.05.23)
Neye harcadığıma göre değişir. Bazı şeyleri/hizmetleri alırken paraya acımam. Mesela sağlık hizmeti, güzel bir yemek, güzel bir tiyatro vs gibi.

Çok önem vermediğim, aşırı kaliteli olmasa da olur dediğim şeyler için buna bu para verilir mi hiç derim bazen
0
yazdonumu
(07.05.23)
Para varken bunları yapmayan insan cimridir zaten. Bu yüzden ikinci şıkkı seçiyorum. Hayatı asıl o türden insanlar yaşıyor.
0
ruhen hastayim ben
(07.05.23)
Edit yapmaya geldim ama editte yazacağımı yazmış zaten ruhen. O yüzden ruhen+1 diyeyim
0
yazdonumu
(07.05.23)
yazdonumu +1
Deneyime para harcamaktan çekinmemek lazım. Kaliteli, rahat, sağlam bir ayakkabı giyme deneyimi de olabilir, konser de.

Neye para harcadığın vizyon meselesidir ayrıca, zengin olup vizyonsuz insan çok.
0
Bruce
(07.05.23)
Paranin azligi coklugu goreceli bir kavram. Herkesin algisi farkli olabilir sana gore zengindir ama o kisi kendini baskalariyla kiyasliyor yetersiz goruyor belki, yarin batarsam ne olur diye korkuyor belki, bes kardesim mirastan bana bir sey kalmaz diyor, bilmemkim suna biniyor, ben binemiyorum diye kendini kucumsuyor belki. Zenginlerin cogu cimridir ve dunyayi gorme algilari carpik olabiliyor, eski patronum mesela piyasa kotu, batiyoruz, yilbasini atlatalim, bayrami atlatalim palavralarini calisanlara sikmaktan kendi bile inanmis bu yalanlara memur gibi yasiyordu hayati. Oglu Ibiza'larda, Vegaslarda geziyor ama.
0
freedonia
(07.05.23)
Parası olup da "harcamayan" genelde rutin ve önemsiz gördüğü harcamalarından kısıyor. Elbette kendi için önemli gördüğü şeyler için buna ayırdığı bütçeden kendini mutlu edecek şeylere kazancına göre yüklü harcamalar yapıyor. Parası olduğu halde hiçbir koşulda lükse para ayırmayan kişi tasvirleri bana biraz hayali geliyor. Ha zar zor kazanıyordur hiç lükse para ayıramıyordur o ayrı.

Elinde para tutmayı bilmeyen insan işler yolunda gittikçe mutlu olur ama işlerin hep yolunda gitmesi çok mümkün değil. Bu insanların hayatlarının bir döneminde ne durumda olacaklarını kestirmek zor.

Sonuçta kimse sizin için birikim yapmayacak. Eğer ortada bir birikiminiz yoksa bir noktada işlerin sarpa sarması çok olası.
0
akhenaten
(07.05.23)
başlığı okuyunca olup da harcamamaktı ama açıklamayı okuyunca "para içinde yüzmese de bir şeylerden kısıp yine kaliteli yaşayan" oldu.
para içinde yüzmemek paranın olmaması demek değil. bir yerde rahat etmek için başka bir yerden kısmak gayet doğal. tercih meselesi. ama gerçekten olmadığı halde harcayan insanlar var, bu kişinin hem kendisi hem de çevresi için baya zor bir durum.
0
mezzosprite
(07.05.23)
simdi bence de bu asiri goreceli bir dilemma. mesela ben kendimi ilk sinifta goruyorum ama biraz saibeli cunku harcamiyorum ama param olup olmadigi da tartisilir.

Para sinirli bir kaynak ve amacli bir sekilde kullanmak lazim. Kisitli maasi olan birinin sirf "kaliteli yasamak" icin habire luks yerlerde yemek yemesi ve tum hayatini sifir birikim/borc icinde gecirmesi sacma. Veya spora egzersize para harcamakla tutup da tl kazandigi halde avrupada cogu avrupalinin kalmadigi otelde kalmak bir degil. personal finance is personal :P Biri senede 5 gun gidip otelde kalir, digeri 3-4 defa gidip hostelde kalir. Benim tercihim ikincisi.
0
hot potato
(07.05.23)
duruma göre değişir
istanbul trafiğinde helikopter en rahat çözüm ama mercedes var diye trafiğe girip rezil olmak var, şöför tutar yorulmayabilir, en pratiği metro olur bir noktada

basit bir şey için devlet hastanesine gider
önemli bir konuda özelde prof.e danışır

vakti vardır sıra beklemesi sorun olmaz
o gün vakit önemlidir paraya kıyması gerekir

bir de çalışması ve tutumlu olması gerekiyor zenginlerin de
hazıra dağ dayanmaz
sabit gelir bile olsa gerçek lux'leri bir yere kadar kaldırır

bir deprem oldu galerim yıkıldı diyenler vardı
fabrika da yanabilir (evet sigorta)

kaliteli bir şeyi ucuza almak insana zevk verir
ama ucuza alcam diye saatlerini harcamak mantıksız olabilir

benim kanaatim sağlık ön planda tutularak para harcamak
az paran bile olsa o an rahatlığa ihtiyaç vardır seansı 1000liralık psiklogdan kurtarır
0
bir soru sorcam
(07.05.23)
Ortam olur, arkadas edinirim diye hostelde kaliyordur belki. Otel odası yalnızlığı diye bir sey var sonucta, sozlukte 149 sayfa mesela:) Bazen de bir etkinlik, mac bir sey oluyor yer kalmiyor, sezonunda asiri pahali oluyor falan. Anladim soruyu sikinti yok:) Ilk grup fakirlikle buyumus, sonradan parayi bulanlar genelde. Can cikar huy cikmaz adamin hayati tasarrufla, ordan bundan kismayala gecmis parasi olsa da simmdi har vurup harman savuramiyor. Babadan, aileden oyle gormus de olabilir belki cocukken pahali cikolata aldi diye azarlandi, rencide edildi ailesi tarafindan, belki bir arkadasi tarafindan bir kiyafeti pahaliya almissin, enayisin, kaziklanmissin diye dalga gecildi. Gecmisteki bu tarz olaylar bile kisinin karakterinde derin izler birakabiliyor yillarca.
0
speedy
(08.05.23)
İkisinin arası. Paran var (über zenginleri hariç tutuyorum), özel günler haricinde daha mütevazı yaşarsın, gelecek için bir kenara yedek akçe koyarsın. Paran yok ama illa Bodrum'da XYZ mekanında plajda loca ayırtayım konforlu yaşayayım diyorsun, sonuç kabarmış borçlar. Bir dengesi olmalı.
0
SiyamkedisiZorro
(08.05.23)
(16)

İnsanlara tavsiye veriyor musunuz?

sassot
Kardeşiniz , akrabanıza ya da arkadaşlarınıza tavsiye veriyor musunuz şöyle yapmak yerine böyle davran diye.ben eskiden çok tavsiye verirdim, şimdi ne hali varsa görsün diyorum. insan hakettiğini yaşar diyerek ileride, şu anki davranışlarından dolayı çekeceği sıkıntıları görmesini istiyorum. bu bira
Kardeşiniz , akrabanıza ya da arkadaşlarınıza tavsiye veriyor musunuz şöyle yapmak yerine böyle davran diye.

ben eskiden çok tavsiye verirdim, şimdi ne hali varsa görsün diyorum. insan hakettiğini yaşar diyerek ileride, şu anki davranışlarından dolayı çekeceği sıkıntıları görmesini istiyorum. bu biraz ağır gelebilir ama kişi kendini geliştirmeli, benden büyük birine ben neden tavsiye vereyim kendini geliştirmemişse bunun cezasını çekmeli diye düşünüyorum.
0
sassot
(04.05.23)
Ömrüm boyunca bu hadsizliği kendime hak görmedim. Kimseden tavsiye de almak, özellikle ben sormadıysam.
Gelişigüzel yorumları da bagımsızlığıma muhalefet olarak görürüm.
0
pavlis
(04.05.23)
Almak değil, almam olacaktı. Olmadı.
0
pavlis
(04.05.23)
Vermiyorum zaten hayatta başarısızım (: hem insanlarla konuşmak öğüt vermek hiç bir şeyi değiştirmez zaten. Herkes bildiğini yapsın.
0
anon1m
(04.05.23)
Ben bunu çok yapıyorum ya. Tam bir tavsiye sebili gibiyim. Genelde dinleyenler kazanıyor ama.
0
msb
(04.05.23)
bana sorulmadan kimseye tavsiye vermem ve sormadigim bir tavsiyeyi almaktan da kesinlikle hoslanmam. herkesin akli kendine. soruldugu takdirde ise tavsiyeler veririm ama mutlaka.
0
in vino veritas
(04.05.23)
Tavsiye istemeyene tavsiye verilmez. Ben haddimi bilirim, kimsenin hayatına öneri vermem. Çünkü benim onun içinde bulunduğu durum hakkında düşünebildiğimi kendisi haydi haydi düşünür. Çünkü ben dışarıdan 1 görüyorsam o olayın kendisini yaşadığı için 10 görüyor konu ile alakalı ayrıntıları. Bu durumda bu hadsizliği yapmak iş bilmezlik olur. O yüzden ben tavsiye vermiyorum istemeyenlere. Aksi zaten sosyal açıdan sorun.

İstemeden tavsiye verenlerle de muhabbetimi çok kısıtlı tutarım.
0
zimbirik
(05.05.23)
Benimle paylaşımda bulunmayı tercih eden bir insana mutlaka "öneri ister misin?" diye soruyorum. Evet derse, önerimi veririm. Hayır derse susarım; bazen sadece anlatmak istiyor insan. Olaya yaşının kaç olduğunu düşünerek yaklaşmıyorum. Hayat, başımıza farklı farklı şekillerde geliyor. Siz o konuda bir tecrübe yaşamışsınızdır ya da hassasiyetiniz vardır, o konuda kendinizi geliştirmişsinizdir. Gönülden vermek, o insanın hayatını değiştirebilir ya da henüz hazır olmadığı için o an hiçbir şey duymamış gibi yaklaşabilir.
0
from where i ride
(05.05.23)
İstemeyene tavsiye verilmez+1
İnsanları bilgisi olmayan şeylerle suçlamak manasız. Bilgiyi alma kapasitesine göre yaklaşmak en güzeli, buna da empati diyolla. Ben sevdiğim insanlara bilgiyi veririm, bakış açıma güvenen insan dinler ve tavsiye ister. Bu insanlara verdiğim zararsızlık mesajı ile de ilgili biraz. Çoğu insan ne eleştiri ne de tavsiye istiyor zaten, geldikleri gibi gitmekte sıkıntı duymayan insana yardımcı olamayız.
0
hasmetizm 2046
(05.05.23)
Anayım ben, hayatım tavsiye vermekle geçiyor.
Öte yandan arkadaşlarıma çok tavsiye vermemeye çalışırım, "iyi olur Allah'tan kötü olur kuldan" ötürü. İnadına bana fikir sormaya gelirler. Eğer başımdan sordukları duruma özel bir tecrübe geçtiyse, "bana da böyle böyle olduydu ben şöyle yapmıştım sonuç iyi/kötü oldu" diyorum. Valla başkasının riskini kendi üzerime alamam.
0
SiyamkedisiZorro
(05.05.23)
Benden işyerinde genelde kadınlar tarafından "nasıl kilo vereceğiz" erkekler tarafından "nasıl spor yapacağız" türü sorular sorup tavsiye istenir ama verdiğim tavsiyelere kimse uymaz, o nedenle tavsiye istenmeden zaten tavsiye vermem ama isteyen olduğunda da istemeye istemeye tavsiye veriyorum, burada da soruyorlar mesela yazıyorum ama kimse uymadığı için bir yaraya derman olduğunu hiç düşünmüyorum tavsiyelerimin. Bunların dışında herhangi bir konuyla ilgili anneme ve kardeşime ne düşünüyorsam fikrimi söylerim akrabalara çok bulaşmam.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(05.05.23)
çakma psikologluk yapıp kendi kendilerine tavsiye vermelerini sağlamaya çalışıyorum
0
bir soru sorcam
(05.05.23)
bana kimse tavsiye vermediginden cok cektim. beni cok uttuler. cok tokat yedim.

o yuzden sevdigim herkese bildigim her konuda tavsiye veririm.
0
alperz
(05.05.23)
yok pek yapmam fikrimi sorarsa ancak söylerim
0
basond
(05.05.23)
Emin olduğum konularda tavsiye vermeyi severim. Ama davranıştan çok birşey satınalma, okul, kariyer gibi konularda.
0
okumakserbestbegenmeksart
(05.05.23)
ben haddim olarak görmüyorum yazıyordum ki ilk cevapta da haddi olmadığını yazmışlar.

hiç tavsiye vermem, dinlememi istedikleri bir şey varsa dinlerim. fikrimi soruyorlarsa söylerim. bana da tavsiye verilmesinden ASLA hoşlanmam. türk kültüründe böyle bir şey var insanlar devamlı başkalarına akıl vererek üstünlük kurmaya çalışıyor ya da bir sohbet oluşturabilme becerileri yol. keşke herkes önce kendi hayatlarına baksa ajsjsks.
0
deartheodosia
(05.05.23)
Sorulursa söylüyorum
Sorulmadan söylememek lazım
0
photo85
(06.05.23)
(11)

Kız arkadaşımın iş hayatı ve çakal takım yöneticisi

ulukayin
Kız arkadaşım güzel bir işte, şuan rutine bindirmiş şekilde çalışıyor. Bugün takım lideri iş çıkışı sana daha önemli işler vermek istiyorum gibisinden konuşmuş. Kız arkadaşım istiyor fakat ben hiç istemiyorum. İstememe sebeplerimden birisi, kendisi şuan için rutine binmiş iş durumunda bile yetişemed
Kız arkadaşım güzel bir işte, şuan rutine bindirmiş şekilde çalışıyor. Bugün takım lideri iş çıkışı sana daha önemli işler vermek istiyorum gibisinden konuşmuş. Kız arkadaşım istiyor fakat ben hiç istemiyorum. İstememe sebeplerimden birisi, kendisi şuan için rutine binmiş iş durumunda bile yetişemediği anlar oluyor. Şimdi başka ve hiç bilmediği alanda iş yapacağı için hiç yetiştiremeyecek. Bu durumun sonucunda (her ne kadar kendisi inkar etse de) ilişkimiz zarar görecek. Çünkü yeni işi öğrenene kadar çok stresli zamanlar yaşayacak, çoğu zaman eve iş getirecek, eve iş getirmese bile aklı fikri hep arka planda işte olacak. Kız arkadaşımın kişilik yapısını çok iyi bildiğimden benim en ufak bir hareketim onun gözüne batacak vs. Tabii ben tüm bunları kendisine anlattım. Hani dedim ki bir haftayı düşünelim 100 birim. Senin şuan rutine bindi dediğin olağan işlerin 90 birim. Hatta yeri geliyor modun düşük olduğu zamanlarda olağan işlerin 110 birime kadar çıkabiliyor dedim. Şimdi sen bu teklifi kabul edeceğin zaman senin iş anlamında 170-180 birime kadar çıkacak iş yoğunluğun. Yetişemeyeceksin, yetişemediği için kendinden ve bizden yemeye başlayacaksın bu sebeple de ben kabul etmeni istemiyorum hayatım dedim. Bunların üzerine takım yöneticinin umurunda olmayacaksın ona hava hoş, onun işi gücü üst yönetimden kendisine laf gelmemesi işlerin bir şekilde yürümesi derken hemen takım yöneticisini savunur gibi oldu ama işte o da bizi çok seviyor bizim hatalarımızı bile yeri geliyor üstleniyor vs dedi. Bende buna istinaden iş hayatında dostluk, arkadaşlık ilişkileri gelip geçicidir umurunda dahi olmazsın üst yönetimden laf geldiğinde dedim.

Şimdi benim anladığım kadarıyla takım yöneticisi kendini kurtarmanın dersinde çünkü kız arkadaşıma vereceği işleri yapan takımdaki çalışan istifa edip başka şirkete geçti. Tabii kız arkadaşımın takım yöneticisi o çalışanın işini birisine yıkmanın derdinde fakat sorun benim kız arkadaşımda, çünkü iş öğreneceğini zannediyor. Oysa takım yöneticisinin öyle bir derdi yok. Ne yapmalı, nasıl konuşmalı ki kız arkadaşı bu işleri devralmaktan vazgeçirmeli.
0
ulukayin
(04.05.23)
Vazgecirmeyeceksin tabii ki. "ulan is stresi yetiyor bi de erkek arkadasa is begendircez" dedim icimden. valla benim sevgilim de gunde 20 saat falan calisiyo su aralar. elimden geldigince arada destek verneye calisiyorum. yapmamiz gereken seyler oldugu halde erteliyorum. cunku oyle gerekiyor. kimse stresli isinden dolayi mutluluktan havalsra ucmuyor. bir hedefin pesinden çaba gosteriyor siz de kostek oluyorsunuz anladigim kadariyla. mansplaninge giriyo mu bu feminist dostlarim? ne de olsa erkek arkadas burada butun mevzuyu anlamis ve kadini tek olan o dogru yola getirmeye calisiyor
0
ala09
(04.05.23)
Takım yöneticisini kendini düşünmekle suçluyorsunuz. Ama siz de kendinizi düşünmüşsünüz.

Kız arkadaşınız size "ilişkimiz zarar görür, işyerindeki daha önemli işe geçmeni istemiyorum" deseydi siz bunu kabul edebilecek miydiniz?

Eğer bu değişikliğin kız arkadaşınıza ek bir yük ve strese sebep olacağına ama karşılığında hiçbir getirisi olmayacağını düşünüyorsanız ona böyle söyleyin.

Bu kızı kim düşünecek?
0
michael_knight
(04.05.23)
@ala09 sanırım yazdığımın tamamını okumadınız hocam. Ben kız arkadaşım kendisini geliştirmesin, yerinde saysın vs demedim. Yazdığım metnin hiçbir yerinde böyle bir anlam çıkaramazsınız. Benim bahsetmek istediğim husus farklı. Kendisi yetişemeyeceğimden bizden hatta daha da önemlisi kendisinden yemeye başlayacak. Neden bizden ya da kendisinden yesin?
0
🌸ulukayin
(04.05.23)
@michael_knight evet kız arkadaşım bana tam olarak böyle bir şey söylese tereddüt etmeden kabul ederdim. Çünkü bana bir şey katmayacak bir şey için neden kendimden, kız arkadaşımdan ve ilişkimizden götüreyim?

Sizin son paragrafta dediğiniz gibi o minvalde bir şeyler söyledim kendisine. Yani sana ek herhangi bir yararı olmayacak fakat karşılığında senden ve bizden çok şey götürecek bir şeyi kabul etmen bir yana düşünmen bile yanlış bence dedim.

Ben düşünüyorum işte hocam. Yani düşünmesem neden buraya sorayım?
0
🌸ulukayin
(04.05.23)
@ala09 @yazdonumu +1

Kız arkadaşınızın fiziksel olarak yorulmasından daha kötü bir şey varsa o da zihnen yorulmasıdır. Bence işi ile ilgili kararlara karışmamalısınız.
0
ruhen hastayim ben
(04.05.23)
kizin bir sey ogrenemeyecegini neden varsaydiginizi anlamadim ben. yeni bir is sonucta, o isi yapan kisinin gitmesiyle is kizin ustune yikilmak isteniyorsa bile kiz bunu yapmaya istekliyse size pek laf dusmedigini dusunuyorum. o is yerinde calismiyorsunuz anladigim kadariyla, yapacagi isin niteligini de ayrintiyla bilmiyorsunuz mutlaka. kiz istiyorsa yapsin, ona bir sey katmayacagini yapinca gorur, gerekirse de kendisi gorusur yoneticisiyle bu is bana fazla diye, sizlik bir sey yok burada bence.
0
in vino veritas
(04.05.23)
İş hayatının belirli sorunları ve sorumlulukları var. İdeal olan değer bilinmeyen bir işyerinde çalışılıyorsa kendisini geliştirme, kariyer hedefi ve maddi getiri konularında faydası olmayacak işin altına girmemesi tabii ki ama her zaman öyle olmuyor maalesef.

Şu noktada destek olmanız gereken durumda siz sorun olarak eklenmiş olacaksınız hayatına. Şöyle bir baktığımızda "bana ayırdığın zaman azalacak ve ilişkimiz bitecek/zarar görecek" dışında bir argüman sunamamışsınız. Özellikle bununla girdikten sonra üstüne bir de yöneticisine yüklenmek olmamış. Elbette sonucunun ilişkinizi olumsuz etkilemesi ihtimali yüksekti ama bununla giriş biraz bencilce gelmiş ve savunma pozisyonuna geçmiş kız arkadaşınız zaten. İlk paragrafta yazdığım şartlar üzerinden gitseydiniz konu hakkında değerlendirme yapmış olurdunuz. Şimdi ise toparlama zamanı.

İş yetmemiş, ilişki stresi binmiş bir de bu hali ile. @ala09 +1
0
nawar
(05.05.23)
Hocam kız arkadaşınız kariyeri ile alakalı kendi karar versin. İstediğini yapması konusunda teşvik edin, yerinde sayması konusunda değil.

Zaten hayat arkadaşımızdan beklediğimi şey destektir, zamanımızı sahiplenip üzerinde hak iddia etmesi değil. Siz resmen size daha az vakit ayıracak, belki daha stresli olacak diye işi kabul etmesin istiyorsunuz. Ve bunun ne kadar bencil bir hareket olduğunu görememişsiniz.
İşten biri ayrıldığında, deneyimi daha az olan kişiler için öğrenme, yükselme imkanı doğar. İşten ayrılan kıdemli kişinin işlerini öğrenmek, sorumluluklarını devralmak şirketine göre fırsattır.
Yani bana böyle köstek olan bir erkek arkadaşım olsa, ilişkimi sorgulardım.
0
zimbirik
(05.05.23)
ikinizde haklısınız ama kız arkadaşın biraz daha fazla haklı
0
basond
(05.05.23)
Bunca senelik çalışmamdan gördüğüm şey belli bir süre ağır yük altında çalışmadıkça ilerleyemiyorsun ve ilerlememek demek aslında geriye düşmek demek.
Kız arkadaşınız işi hakkında kararları kendi vermeli, size sorduğu zaman da (bence) ona soru sorarak olayı analiz etmesini sağlamanız daha faydalıdır.
Direktör olmadan önceki 2 senemde direktörün ne yapması gerekiyorsa yapıyordum. Şükür ki beni destekleyen eşim vardı, "ama ben ne olacağım, çocuklar ne olacak" demedi hiç, bir tarafından da o tuttu.
0
SiyamkedisiZorro
(05.05.23)
Isi kabul edip yetisemezse muduruyle gorusup farkli bir planlama talep eder. Hic bilmediği ve is yukunu artiracak is 2 sene sonra kariyerini gelistirecek bir seye donusebilir veya onun yerine fazla is yukunu kabul eden kisinin onunu açabilir. Iliskiye az vakit ayıracak, stresten yipranacak diye is devralmamazlik kiz arkadasini geriye dusurur.
0
instant crush
(05.05.23)
(19)

Polyglot oldugunu soyleyen 10 dil konusuyorum diyen insanlar hakkinda

Slynmaster
Dusuncelerinizi merak ediyorum her acidan konusabilirsiniz
Dusuncelerinizi merak ediyorum her acidan konusabilirsiniz
0
Slynmaster
(04.05.23)
Bazilar 20+ dilden bahsediyor mesela
0
🌸Slynmaster
(04.05.23)
Saygı duyup takdir ediyorum.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(04.05.23)
Çok ilginç bir hobisi var, beyni çoğumuzdan farklı çalışıyor olsa gerek.
İlginç tabi ama ben çok samimi arkadaşlık kurmayayım. Garip bir insan olsa gerek. Cinstir.
0
michael_knight
(04.05.23)
baska ne is yapiyolar nerden para kazaniyolar
hepsini de cook iyi bildiklerini düsünmüyorum
0
sonsuz
(04.05.23)
Çok seksi buluyorum
0
vedatchilipeppers
(04.05.23)
Fabulos Tiger Chicky Face 7 dil biliyormuş.
0
hasmetizm 2046
(04.05.23)
romence tarihi latince desek, biraz kasan ispanyolca - italyanca - fransızca - portekizce biliyor. üstüne ingilizce ekle, etti 6 ana dilinle beraber. biraz daha kas almanca öğren, 7'yi buluyorsun. romen bir arkadaşım var böyle :)
0
rain when i die
(04.05.23)
başka işim olmasa ben de yaparım diyorum :)
0
gabe h coud
(04.05.23)
Cok da abartmamak lazim sen lisede endoplazmik retikulumun gorevini ezberlerken o kisi baska bir dil ogreniyordu belki. Senin bir daha endoplazmik retikulumla hayatim boyunca isin olmadi, ama o kisi filmde, sarkida, seyahatinde vs bu dili kullandi, isine yaradi, oyle dusun.

Bir de cogu kolpaci. Mesela turist olarak ben de Italya'da isimi gorurum: restoranda yemek soyleme, small talk, yol sorma vs. Ama italyanca biliyorum demem aha iste bunlar ona Italyanca biliyorum diyor.
0
freedonia
(04.05.23)
10 dili temel seviyede biliyor olabilir. Aç kalmaz ve adres bulabilir ama çalışacak kadar bilmiyordur. Bunu yapabilen çok az kişi vardır zaten.
0
nawar
(04.05.23)
insanlar ayni anda en fazla 3 farkli dili efektif olarak kullanabilir zaten.

Mesela kendi üzerinde test et, en iyi bildigin dille gün içinde en çok ne yapabilirdin diye.
0
Avoiding The Puddle
(04.05.23)
beynin bu işlerle ilgilenen kısmı baya gelişmiş olur. muhtemelen diğer fonsiyonlar hafif geriler. beynin toplam çalışma kapasitesi var bence.

bir de bu dilleri kullanıyor olması lazım çünkü zamanla geriler.
0
vizivozo
(04.05.23)
Hakkını vererek yapanlar var da bazıları kendine polyglot. E bunun katma değeri nedir? Ne iş yapacak bunca dili bilerek? Çok iyi bir satışçı olabilir mesela veya turist rehberi. Demem o ki, bir meslekle birleştirdiğin takdirde süper bir şey. Benim polyglot tanıdığım Levanten bir mühendis. 8 dili ana dili seviyesinde biliyor, yazışma yapabiliyordu.
0
SiyamkedisiZorro
(04.05.23)
7 dil bilen mimar bir arkadaşım vardı. İki çocuklarını da aynı şekilde yetiştirdiler. Gardner' ın Çoklu Zeka Kuramı' nı inceleyebilirsiniz.
0
from where i ride
(04.05.23)
Ben kendimde dil ogrenmekte oldugumdan bazilarini takip ediyorum cok nadir sertifika alip seviyem su diyen var. Anladigim kadariyla genel sohbeti ogreniyorlar daha cok. İsin seviye ispati konusunda cogunda sanmiyorum sertifika sinav sonucu falan olsun
0
🌸Slynmaster
(04.05.23)
tanıdığım max seviyedeki teyzem. 7 dil biliyor. onunki diğerlerinden daha doğal geliyor. anne hırvat, baba türk, isviçrede yaşıyor. 2 aileden 3 devletten 5 dil havadan geliyor yani öğrenmek için sebepleri var, aktif kullanabileceği alanlar yakın. okulda ingiliz bi hoca var o da polyglot olmak için aşırı çaba gösteriyor şu an hem türkiyede yaşayıp aynı zamanda arapça çalışıyor :d ee arapça pratiği de yapsa yapsa istanbulda yaparsın. 4 dil bilen arkim instada biosuna yazıyor POLYGLOT diye :o
o kadar a1-a2 seviyesinde kaldıklarını düşünmüyorum günlük dili anlamak ve konuşmak hayli çaba isteyen bir iş. 1 sene ingilizce konuşmadım diye kem küm ediyorum en basit cümlede. sürekli arapça ing karışık konuşuyorum yani ikisini de konuşamıyorum. kitap okumayınca türkçe bile konuşamıyorum. dili uyanık tutmak büyük iş. bazen böyle eğitimli ve zeki insanları "obortmaya gerek yok" diye geçiştiriyoruz ama toplum ortalaması aşırı düşük. o yüzden 1 yabancı dil bile akıcı konuşan kişiyi takdir ederim ve özenirim. paraya dönüştürmesi şart değil. bireysel okumaları bile kişiye çok şey katar
0
ala09
(04.05.23)
Alınmasınlar ama bence boş iş. Almanca gibi sağlam bir dili orta seviyede bilen kişiye daha çok saygı duyarım.
0
dissendium
(04.05.23)
bence güzel birsey, ama bazi diller ayni. bizim komusumuz italyanca ögretmeniydi ve bes dil biliyorum diye hava atardi bana sacma geliyor, yani o bes dil it, portekizce, ispanyolca, ingilizce, fransizca.
eger yapi ve kelime olarak farkli dillerse o zaman gercekten saygi duyarim.

bir de ben rusca kursuna gitmistim, ruslarla iletisim kurabiliyorum. almanya'da almanca ögrendim, günlük hayatta almanca anlasiyorum. ama sorsan almanca future tense nedir diye? bilmem. simdi ben türkce haric 3 dil mi biliyorum? bence nein.

bazilari temel seviyede ögrenip hava basiyor yani ona bakarsak antalya'da bakkallarda dört dil konusuyor.
0
wishmaythşngs
(04.05.23)
evet Fransızca + ispanyolca + italyanca + portekizce aynı aileden benzer gramer ve kelime var fakat buda kardeşim acayip kafa karıştıran birşey. çok benzer kelimeler var mesela insan paso karıştırır.
0
🌸Slynmaster
(04.05.23)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.