Giriş
(14)

Maaş sormak neden ayıp?

Coyote
Yeni mezun oldum, işe giren arkadaşlarıma soruyorum hep ya da görüşmeye gittiğinde ne kadar teklif ettiklerini falan. Daha önce de mesela günlük işlerde çalışıyor ne kadar olduğunu merak ettiğim için soruyordum. Tanımadığım birine sormam tabi de bir duyuruda "maaşımı yöneticimiz hariç kimse bilmek"
Yeni mezun oldum, işe giren arkadaşlarıma soruyorum hep ya da görüşmeye gittiğinde ne kadar teklif ettiklerini falan. Daha önce de mesela günlük işlerde çalışıyor ne kadar olduğunu merak ettiğim için soruyordum. Tanımadığım birine sormam tabi de bir duyuruda "maaşımı yöneticimiz hariç kimse bilmek" gibi şeyler görünce merak ettim. Insanlar hakkında bilmesem de olur ya da "too much information" denilen bilgi bombardımanlarina bakıyorum bu kadar yaygın, içkili bir oyun olsa zaten herkesin cinsel fantezilerine kadar öğreniyorsunuz, maaş sormak ayıp mı gerçekten?
0
Coyote
(04.08.21)
Başkalarının maaşını öğrenirseniz hakkınızı ararsınız, olmaz.

Bizim arkadaş grubumuzda liste yapıyoruz. Biri 24000 ile birinciydi ben 17500 ile ikinciydim, benim işi duyan bir arkadaş 17000e başka bir yere girdi maaşını 50% artırmış oldu. O gidince aynı yerdeki başka bir arkadaş maaşını 12000den 40000e çıkardı (yuh)

Şimdi 24000 alan ve ben mülakatlara giriyoruz. Bilgisayar mühendisi bu arada hikayedeki herkes. Eğer maaşlar gizli deseydik herkes halinden memnun takılacaktı.
0
aguen
(04.08.21)
yeni mezun oldu isen mutlaka okul arkadaşlarına sormalısın, piyasa hakkında ücret bilgisi edinmelisin, sen de onlarla paylaşmalısın. aynı şartlarda insanlarsınız, aynı okuldan aynı dönemde mezun olmuşsunuz, aranızda sınıf farkı yok. maaşları bilmen az maaş alan kişinin zam istemesi veya daha yüksek maaş alacağı işe geçmesine sebep olur, bu iyi bir şeydir.
ayıp olan şey maaş sorup karşıdaki insanı belli bir gelir kategorisinde değerlendirip ona göre muamele etmek. az maaş alıyorsa üstün psikolojisine girmek. örneğin farklı meslek yapan komşuna maaş sormazsın, veya az görüştüğün bir akrabana maaş sormazsın
0
dafuq
(04.08.21)
@aguen +1

Benim çevrede de böyle "maaş söylemek ayıp" falan diyen pek insan yoktu, o modelle ilk askerde karşılaştım.

Yani gidip aile/akraba ortamında falan para muhabbeti yapmayı tatsız buluyorum ama sektörde kim ne alıyor bilinsin bence de.
0
plutongezegendegilmi
(04.08.21)
burada ince bir çizgi var, bazı insanlar kompleks yapabiliyor. sorduğum insanla benzer bir durumdaysam (mesela atıyorum ben 30 bin alırken o 25 bin alıyorsa) söylüyorum. ama ben 30 alırken standart 6-8-10 bin alan adama bunun muhabbetini yaparsam arkadaşlığım zarar görür. yaşanmış olaylar bunlar.
0
roket adam
(04.08.21)
Kendi sektorunuzden biri degilse, niye bu kadar merak edildigini anlamiyorum.

Cok yakin arkadaslar arasinda zaten sormadan soylenen, ustune konusulan bir konudur.

Yakin arkadas, aile ya da ayni sektorde calisilan insanla konusulur. Bu cember disindaki insanlarla para meseleleri konusmak benim yasadigim yerde tabu.

Aileye soyleyince bile dert. Sacma sapan insanlarla karsilastiriyorlar, gereksiz tartisma yaratiyor. Ornegin annem, benim gelirimi, kac kez kacakciliktan yakalandigini bilmedigim uzaktan bir akrabaninkiyle karsilastirdi. Ayip olmadigi durumlarda bile cogu zaman bunaltici yani.

Ickili bir oyunda cinsel fantezisini ogrendiginiz kisi, yine de size her seyini anlatmak zorunda degil.

Insanlari, vermek istemedigi bilgiler nedeniyle bunaltmak ayip.
0
buf-e kür
(04.08.21)
Bu sebepten; is ilanlarinda maas yazmasi lazim.
Fransa'ya geldigimde bulduğum en güzel olaylardan biri bu. Yüzde 90 maaş araligi var ilanlarda.

Neyse bu olay var evet ve çok yüksek enflasyon olduğu için genelde son ise girenler öncekinden yüksek girer. Burada da böyle; misal 10 yıllık çalışan şu an 1.5 yillik calisandan bir 50-60 Euro az alıyor aylik :)

Neyse benim çalıştığım yerlerde soylerlerdi bana. Ama kendi aralarinda soylemezlerdi nedense.
0
logisticsmanager
(04.08.21)
Mesela benim yaptığım işin özü, görev tanımım ve sorumluluklarım, iş gereği muhatap olduğum insanlar, iş yaptığım müşterilerin prestiji gibi detayları bir arada anlatınca insanlar çok iyi para kazandığımı sanıyorlar. Halbuki tahmin ettikleri kadar kazanmıyorum. Bu yüzden maaşımı söylerken çekiniyorum, genelde "ohaa niye öyle ağğz :(" diyorlar. Sonra anlat dur.

İnsanımız bilmedikleri şartlar üzerinden değerlendirme yapmaya çok hevesli olduğu için böyle bir algı oluşmuş bence. Bunun bir diğer etkisi de insanların gösteriş olarak işini satması oluyor. Vaay bu şimdi iyi alıyordur dedirtmek için de söylenmiyor bence. Bunun ekmeğini yediğim için şikayetçi diilim.
0
Bruce
(04.08.21)
Çoğu zaman böyle durumlarda insanımız içten yanmalı motor gibidir. Tanıdıklarının ya da kendisiyle aynı meslek grubundaki diğer insanların daha yüksek tutarlar aldığını duyduklarında krizlere girerler, uyuyamazlar, sinirler gerilir. Kişinin başkalarını her yönden kendisi ile kıyaslaması "iyi değildir". İyilikte yarışacağımıza maddi konularda yarışıyoruz. Neyse..

Sanırım maaş sormak ayıp olmasa da soran kişiyle aradaki yakınlığa göre konunun anlamı da değişiyor.
Örneğin bir erkek için kendisiyle evlenmeyi düşündüğü kız sorar ise boşanma sonrası alacağı nafakanın hesabını da yapıyor diyebilirim bazı yaşadıklarıma bakarak. Maaşın yüksekliğine bakarak asla bir yuva kurulmamalı.


Ne de olsa "sürekli" nafaka şu halde bazıları için emeklilik ikramiyesi gibi bir şey.
O nedenle nerde olursa olsun işimi soranlara, doğrudan asgari ücretliyim derim. Samimi olmak lazım.

Maaşın da nereye gittiği, miktarından çok daha önemlidir.
Bazen çok para da rahatsızlık getirir sahibine.
0
Erva
(04.08.21)
@aguen +1,

Ayıp olmasının saçmalığı bir kenara, bu tutum köleye çeviriyor insanları. Keşke herkes çok açık olsa da, bazı pislik firmalar bu durumu kendi yararına kullanamasa.
0
tey tey
(04.08.21)
Bizim toplumda sadece maas konusmak degil, para konusmak genel olarak ayip olarak goruluyor ki ben de bu kafanin degismesi gerektigine inananlardanim ama bazi kurallar cercevesinde. Sektorden olan arkadaslarla maas konusuyoruz, bana sorarlarsa samimi cevap veririm. Ama benimle ayni meslek grubundan degilse sormam, ve net cevap vermeye de cekinirim. Sonucta bende alacagi bu bilginin pek ona bir faydasi olmayacak. Isin icinde sadece merak olunca beni bozuyor.

Gecen isyerinden bir arkadasa teklif geldi, %15 falan daha fazlaydi ama riskli bir firmaya gececekti. Madem risk alacaksin kokune kadar zorla dedim, %30 fazla maas arti pozisyon arti fazla tatil falan istemeli diye karar verdik. Maasi ve pozisyonu aldi, tatili vermediler. BAsti istifayi uzadi. Bu tarz konularda beyin firtinasi yapmak iyi oluyor.

Bende bana bir teklif geldiginde her zaman fikrine guvendigim 1-2 kisiye sorarim.
0
cooperr
(05.08.21)
maaşlara bakın ya en iyi okul müzik öğretmenine 6.000 TL maaş veriyordu 2 sene önce. Adam 40.000 maaş diyor. benim 1 yıllık maaşım o.
0
guitarissimo
(05.08.21)
Maaş söylenince hakkını arıyorsun +1

Şirket içi ve dışı olsun fark etmez, iş verenler konuşulmasını istemezler bu yüzden.

@guitarissimo, sakin ol ya kur çeviriyor büyük ihtimalle :D Bizim yazılım direktörü o kadar tl maaş almıyor bırak yazılımcıyı.
0
ananiyimioguz
(05.08.21)
Valla yeni mezunken sorulur, sonra sormak maalesef her zaman aguen'in örnek verdiği kadar olumlu ilerlemiyor. Kıskançlık oluyor. Valla göz kalıyor. Burada nasıl olsa kimse beni tanımıyor diye sorulan bir maaş sorusuna cevap vermiştim, özelden denyonun biri yazmış "inanmıyorum, yalan söylüyorsun" diye. İnsanlar cins cins.
0
SiyamkedisiZorro
(05.08.21)
Mini bir tartışma olmuştu haklı olarak gonderilerimiz silinmiş, bilgi kısımlarını alıp sadece onları tekrar yazayım:

gecmis duyuru postlarima bakarsanız nasıl aynı vasıftaki iş için maaşımın 3e katlandığını yazmışım. İş aradığımdan da bahsedip durdum burada.
Neden yalan söyleyeyim.

25 yaşında bir mühendisim Türkiyede.
İlk postta yazdığım tüm maaşlar da Türkiye'de TL olarak net, sadece 40000 dediğim tr'de ama € iş. Ondan vergiyi düşüp liraya çevirdim kendim.


İlk maaşım 4000 lira idi l, 1 ay sonra bunda çalışmam deyip çıktım aynı bilgi birikimle 12000e başladım. Ama insanlar burada bile "yalan söylüyordur fakir" diye düşündüğü için gerçek hayatta çok daha sık oluyordur bu.
0
aguen
(05.08.21)
(13)

Arkadaşın gereksiz yere parlaması ve küfretmesi (silinen duyuru tekrar)

signore
Hikayedeki 4 kişi de aynı alanda araştırma görevlisi, ben devlet üniversitesindeyim diğer 3'ü vakıflarda (konuyla ilgisi var devlet-vakıf ayrımının). Hepimiz de aynı okuldan lisans- yüksek lisans bitirdik.X (erkek) çok yakın arkadaşım, o geçen dönem doktoraya geçmişti, sorun yok. Y onun nişanlısı, o
Hikayedeki 4 kişi de aynı alanda araştırma görevlisi, ben devlet üniversitesindeyim diğer 3'ü vakıflarda (konuyla ilgisi var devlet-vakıf ayrımının). Hepimiz de aynı okuldan lisans- yüksek lisans bitirdik.

X (erkek) çok yakın arkadaşım, o geçen dönem doktoraya geçmişti, sorun yok. Y onun nişanlısı, onla da arkadaşız. A benim X ve Y'den bağımsız yakın bir arkadaşım. Y, A ve ben bu dönem doktoraya geçiş yapıyoruz.

Şimdi, doktoraya girişte koronadan dolayı bizim okul sınav yapmıyor, sadece ales-dil-ortalama ile alıyor. Buna olağan alım diyelim. Bir de devlet üniversitesi araştırma görevlileri için belirsiz bir içerden geçiş imkanı var buna da içerden geçiş diyelim. Bu konu hakkında okulun başvuru kılavuzunda, sitesinde vs hiçbir bilgi yok, yök kararı var ama uygulanıp uygulanmadığı kesin değil. Burdan girenler kontenjandan sayılmıyor.

Benim puanlarım yüksek olduğu için olağan alım'da birinci girmem garanti gibi bir şeydi. X de puanları tam sınırlarda olan nişanlısı Y'nin önünü açayım diye içerden geçiş yapmam konusunda ısrarcı oldu. Ben de kesin olmadığı için ikisine de başvurdum, eğer ikisinden de kabul alırsam içerden geçiş'i kullanırım, olağan alım'daki hakkım da yedektekilere yani bir olasılıkla Y'ye geçer dedim. Ki X arkadaşım bu durumdan bahsetmişti, geçen dönem ikisine de başvurup kazanan biri varmış ve olağan alımdaki hakkı yedeğe geçmiş.

Ben de garanti olsun diye ikisine de başvurdum. Başka bir okula başvurmadım başka bir okulda yapmayı düşünmüyorum, o kadar puanları almışken riske atmak istemedim. İkisini de kazanırsam yedeğe hak düşeceği gerçeği de rahatlattı. Zaten bu konularda inanılmaz kötümser ve garanticiyim, hep b c planlarını düşünürüm, işlerin ters gideceğini varsayarım. Bu arada A da başvurdu ama okuluyla sorun yaşadığı için kazansa dahi kayıt yaptıramayacağı kesin gibiydi. Ki puanları benden düşüktü ama gayet yüksekti, kazanması garanti sayılırdı.

X ve Y evlenmek için Y'nin de doktoraya girmesini bekliyorlar. Y aşırı başarılı biri alanında, başka okullara da başvurdu sınavlara girdi. (sonradan girdiği tüm sınavları kazandığını öğreneceğiz, olay olduğunda belirsiz) En kötü ihtimal kendi okulunda girerdi zaten.

Neyse sonuç günü geldi, sabah sabah bizim X ve diğer samimi arkadaşlarımızla olan grubumuzda X'in küfürleriyle uyandım, ne olduğunu anlamadım. Baktığımda 1. olduğumu, kayıt yaptıramayacağı neredeyse garanti olan A'nın 3. olduğunu ve Y'nin de çok ufak bir farkla 6. olduğunu gördüm. Dedim ki sakin ol zaten A kayıt yaptirmayacak ve ben de içerden geçiş'ten kabul alırsam hakkım yedeğe düşecek. Küfürler etmeye devam etti. Meğer listede 5'ten sonrası için yedek yazmıyormuș. Bu da sanmış ki yedek alımı yapılmayacak. Dedim okulun yedek açıklamaması benim suçum mu? Evet senin suçun sana kaç kere söyledim silmedin kaydını falan dedi. Ama duyuruda yedek listeler ileri tarihte açıklanacak yazıyor, görmemiş. Bunu kopyalayıp gönderdim. Öyle olunca yumuşadı ama yine sitem etmeye devam etti. Dedim ki okul yedek kayıt tarihi vs yayınlamış, yedek açıklamasaydı ne olacaktı bu benim suçum olmazdı git okulla hallet bana niye sövüyorsun. Hatta hemen A'ya sordum kayıt yaptırmayacağını teyit ettirdim X'e söyledim vs. Niye bu kadar alttan aldım bilmiyorum. Evleneceğiz evlenemiyoruz vs yazıyor grupta sanki ben engel oluyormuşum gibi.

Neyse sonrasında ben enstitüye gittim benim içerden geçiş dilekçesinin sonuçlanmadığını öğrendim, oradaki görevliye durumu anlatınca riske atma kayıt yap dedi. Ben de A ile tekrar tekrar konuştum, o kayıt yaptırmayacağı için Y'ye hak geçiyordu yedekten, o yüzden kendim olağan alım'dan kayıt yaptırdım. Bunları X'e yazdım hep. Neyse Y diğer okullarda girdiği sınavları kazandı vs sonra yedek listeler açıklandı beklendiği üzere yedekten kayıt yaptırmaya hak kazandı. Boşu boşuna X'in bana sövmesiyle kaldım. X yedek alım olmayacağı düşüncesiyle küfretti ama bir yandan iyi oldu, gerçek yüzünü görmüş oldum. O durumda bile yedek alım yapacağını açıklayıp yedek alım yapmayan okul yerine özellikle beni suçladı tekrar tekrar, sanki bir yükümlülüğüm varmış ya da kasten bir zarar vermişim gibi. Biz kendisiyle aşırı yakındık yani en iyi anlaştığım arkadaşlarımdan biriydi ama bu olay fena canımı sıktı. Gruptaki arkadaşlar da X'in abarttığının farkında. Benim bağımsız arkadaşlarıma, kız arkadaşıma konuşmaları gösterdiğimde çok sinirlendiler bu muameleye.

Ne yapmalı sizce? Tepki koymak istiyorum ama bir yandan kökten arkadaşlığı kesmek mantıklı mı bilmiyorum. Ne bileyim örneğin düğünlerine gitmeli mi? Eskisi gibi samimi olmamız imkansız zaten ama bilmiyorum, fikir almak istedim.

Not: küfür olduğu için silinmiş düzeltip tekrar açtım. Sabah yazılanları okumuştum.
0
signore
(04.08.21)
X'le arkadaş olmayın, bu kadar net. Tepkinizi de koyun. Kendi kafasında bir şey kurup olmayınca tüm dünyayı suçlar böyle tipler. En gereksiz insanlardan.
0
SiyamkedisiZorro
(04.08.21)
Herkesin içinde küfür edip size saygısızlık yapıyorsa siz de ona aynı şeyleri söyleyin. Böyle insanlar en fazla esnaf olabilecekken nasıl doktora yapıyorlar, merak konusu.
0
dissendium
(04.08.21)
arkadaşlığını bitir
0
epleindebisous
(04.08.21)
ben direk konuşurdum bu yaptığının hatalı olduğuyla alakalı. Nasıl hissettiğimi falan söylerdim. Karşı taraf pişmansa zaten özür falan diler. Belki kötü bir günden geçiyordur. Ruh hali kötüdü vs. Şuana kadar böyle bir durum yaşamadıysanız bence karşı taraf yeterince pişmansa affedilebilir.

Ama bu durumu oluşturduğu halde hala pişkin pişkin davranıyorsa, "ben sana çok ayıp ettim" demiyorsa vs sal gitsin. O durumda sen bu arkadaşlık ilişkisi için elinden geleni yapmış oluyorsun.
0
zimbirik
(04.08.21)
ben sana cok ayip ettim demesi lazim+1
demiyorsa da konusmaya devam edin sanki oylesine bir arkadasinizmis gibi. dugune de gidin ama hediyenizi evde unutun, evlerine gitmeniz gerektiginde gene unutun. bir yere cagirdiginda planlariniz olsun, gidemeyin falan. anlayacaktir muhtemelen.

sevgilisinin doldurmasi da olabilir tepkisi.
0
65 derece
(04.08.21)
Tezimi bitirmek üzere olan kıdemli bir doktora öğrencisiyim, öncelikle tebrik ederim. Bu sınav süreçlerinden maalesef geçiyoruz. Kazanması okunmasından zor bi noktada.

Sizin durumunuzda olsam öncelikle X'ten özür beklerim. - (Hatta Y'nin dahi özür dilemesi gerekir. Tüm terane onun için dönüyor sonuçta). Gelmez ise arkadaşlık sandığım iletişimi minimuma indirir yoluna devam ederim. Düğüne falan kesinlikle gitmem, gruptan mı artık neyse tebrikler der geçiştiririm. Maksimum bu olur.
0
buzbebek
(04.08.21)
şöyle bir durumda bile karşı tarafın ruh halini göz önünde bulundurmanızı tavsiye edenlere pes diyorum doğrusu. siz istediğiniz yeri 1.'likle kazanmışken paşanın ruh halini düşünmeniz lazımdı herhalde.

içerden giriş dediğiniz olaya hak kazanamayabilirdiniz, gerçekten de nişanlısı yedeğe bile girememiş olabilirdi, A kayıt olmayı başarabilecek bir durumda olabilirdi, olurdu da olurdu. alın terinizle kazandığınız yer için size küfür eden bir insanla arkadaşlığınızı bitirmemek kendinize saygısızlıktır.

kimsenin hayatını kolaylaştırmak, başkalarının önünü açmak zorunda değilsiniz. kaldı ki burada ön açacak bir durum bile yok. ya kendisi küfür etti -ki bu da arkadaşlığınıza verdiği kıymeti gösterir- ya da nişanlısı doldurdu -partnerinin dolduruşuyla size karşı galeyana gelecek kadar aptal biri-. iki türlüsü de berbat.

özür falan beklemez, açıklama yapmadan hayatımdan çıkarırdım -arkadaş grubunda dramaya yol açmayacaksa-. illaki dramaya sebep olacaksa da gruptan rezil eder öyle çıkarırdım. böyle yakın arkadaş düşman başına dedim okurken gerçekten.
0
amugochi
(04.08.21)
oha. insan arkadaşının başarısından mutlu olur. her ne kadar sen kazanamasan da tebrik edersin, kıskansan bile olgunlukla karşılarsın.

kendi başarısızlığını bana yıkacak öyle mi? ağzının payını güzelce verip uğurlar olsun derdim.
0
bugun hava gunluk gureslik
(04.08.21)
X kişisi arkadaşınız değil
0
howfaristhesky
(04.08.21)
amugochi+1500

Özür dilese bile arkadaş kalmak istemezdim çünkü samimi gelmezdi artık. Bencillik ortada, niyet ortada ve davranış ortada. İnsan bu aşamalardan birinde bile kendini sorgulasa sonuç böyle olmazdı.
0
beetlejuice
(04.08.21)
X'i ve Y'yi bütünüyle hayatımdan çıkarırdım. Işin tuhaf tarafı A da kayıt olmayacağı halde girmiş ve 3. olmuş. Zaten A kesin olmayacaksa yine 6. kişi yedekten girecek, bu curcuna nasıl A'ya hiç dokunmadı anlamadım. Yani yalnızca senin suçlanman da saçma. Düşünmeye gerek yok.
0
velvetmorning
(05.08.21)
Çok kötü ahlaklı bir insanmış, yazıklar olsun... Görüşmeyin mümkünse. Akıl alır bencillik değil, hakkınız olan şeye göz dikmiş. Diyecek şey bulamıyorum.
0
firez
(09.08.21)
Midem bulandı nedenlerini uzun uzun yazmaya gerek yok x'in nişanlısı istediği yerde olsun diye sen tabii deyip başvuruyu mu çekecektin? Bu fedakarlık değil ki enayilik. Herkes başvurmuş hak etseymiş daha yüksek sırada olurmuş. Kes arkadaşlığı gitsin.
0
eatpraylaw
(09.08.21)
(19)

Eşim çok tembel

yirmibir
Evle ilgili hiçbir şey yapmak istemiyor. Herhangi bir olayın sorumluluğunu üzerine almaktan kaçıyor. İkimiz de çalıştığımız için ev işi sorumlulukların hepsini üstüme almam mümkün değil o da bunu istemiyor zaten ama kendi üzerine düşen sorumlulukları da yerine getirmiyor. Gerekçesi ise genelde çok y
Evle ilgili hiçbir şey yapmak istemiyor. Herhangi bir olayın sorumluluğunu üzerine almaktan kaçıyor. İkimiz de çalıştığımız için ev işi sorumlulukların hepsini üstüme almam mümkün değil o da bunu istemiyor zaten ama kendi üzerine düşen sorumlulukları da yerine getirmiyor. Gerekçesi ise genelde çok yorgunum,uykusuzum vb şeyler oluyor. Yapması gereken bir şeyi hatırlattığımda ise hem o işi yapması gerektiği için hem de o işi sallamayıp hatırlattığım için mutlaka surat asıyor. Temizlik yapacağımız günler mutlaka kavga ediyoruz. Artık gücümün ve vaktimin yettiğince gereken ne varsa tek başıma yapayım yeter ki söylenmesin, surat asmasın diye düşünürken buldum kendimi ama biliyorum ki bu da çözüm değil. Hem çalışıp hem de evin işlerini tek başına halleden biri olmamı tercih edebileceğini, eğer evdeki düzenimiz bu şekilde olsaydı bunu adaletsiz bulacağını ama değiştirmek için herhangi bir çaba harcamayacağını söylediğinde ne kadar acımasız bir insan bu karşımdaki diye düşündüm. Ne yapmam gerektiğini gerçekten bilemiyorum ve karamsar düşünmeye başladım artık çünkü tembelliğinden de ziyade vicdan problemi var gibi geliyor artık. Değişebilir mi durum? Var mıdır bana bir tavsiyeniz?
0
yirmibir
(03.08.21)
Değişeceğini sanmıyorum.
Uzun yıllar böyle bir evlilik sürdürdüm, hem çalışıp hem ev işlerine yetişmeye çalıştım.
Bence kişilik bozukluğu vardı.
Sonra da ben tükendim ve sona erdi.
Pek bir tavsiye olmadı ama.
0
pro9it9is9
(03.08.21)
Para versin kadın tutsun sorumluluklarını o halletsin. Parasına güveniyorsa tabi. Değilse kesinlikle iş yapma ve "biz" bilincini yaşatma. Bak bakalım ne yapacak.
0
1bir1bir1
(03.08.21)
Gündelikçi parasını o ödesin. Siz de gizli gizli para biriktirin benden söylemesi.

Arada iş yıkın. Yapmazsa yemek vermeyin.
0
photo85
(03.08.21)
böyle insanlar iş yapan tarafı sömürürler deyim yerindeyse, değişmezler

"Artık gücümün ve vaktimin yettiğince gereken ne varsa tek başıma yapayım yeter ki söylenmesin, surat asmasın diye düşünürken buldum kendimi"

şimdiden kendini hayatını feda etmeye, suçlu hissetmeye başlamışsınız, 20 yıl sonra baktığınızda hayatınızın çalındığını farkedersiniz

babam böyle bir insandır, iyi de bir insandır fakat çok tembel keyfine düşkün ve sorumsuzdur, keşke annem yıllar önce ayrılsaydı hayatını yaşasaydı hizmetçilik yapmak yerine
0
grimavi
(03.08.21)
Esinizi cok gec tanimissiniz, cogu erkek ona annesi gibi bakacak kadin ariyor. Gecmis olsun. Annesi oldunuz.
0
howfaristhesky
(03.08.21)
Temizlikçi tutun eğer cocuk yoksa haftada 2 gün bile yeter cocuk varsa 3-4.. Biz de temizlikçi oluyor cocuk içinde bakıcı önerdim kabul etmedi esim. Halim kalmıyor işten dolayı. iki tarafta haklı sizin durumda ikiniz de çalışıyorsunuz aksi halde evliliğiniz çok yıpranır. Bu arada iyi bir abla bulursanız yemekte yapar 2-3 gün yersiniz.
0
monkey
(03.08.21)
bence kişilik bozukluğu olabilir eşinizde. yoksa bile dediğiniz gibi vicdani bir sorun var ortada. sizin için fedakarlık yapması gerektiğinde yapar mı acaba? hayat bu, ev işi gibi basit bir şeyde bile böyle yapıyorsa, ben hiçbir konuda güvenemezdim sanırım. bekara karı boşamak kolay derler, o yüzden ayrılın diyemem, hele siz değiştirmeyi ümit ederken. Ama insanlar değişmiyor :/ ben olsam şahsen, ayrılırdım.
0
Mossy
(03.08.21)
siz çalışıp yoruluyorsanız, o da çalışıp yoruluyor.
erkekler genelde kadınlar kadar titiz olmadıklarından veya bu işleri önemsemediklerinden, sizin söylediğiniz işlerin büyük kısmı kendisine angarya geliyordur.
siz bir yeri silmesini söylediğinizde, "ne gerek var? kirli değil ki" diyordur içinden.

diğer yandan, iki kişi çalışıyorsanız, haftada bir gündelikçi çağırın, eviniz düzene girsin.
zaten iki kişi çalışıp boş zamanlarında da birlikte temizlik yaparsa o evlilikten hayır gelmez ki, ev arkadaşı olursunuz.

kişilik bozukluğu falan değil bu, adam yalnız da yaşasa kendi evini temizlemeyecek.
illa durumu ataerkilliğe falan çekmeye lüzum yok.

orası adamın evi, yuvası.
işten gelip bir de sürekli kendisine iş buyuran birini görmek, bir süre sonra sizden soğumasına neden olur.
huylarınız farklı ama adama ev yaşantısını da zehir etmeyin.
işten gelip ayağını uzatıp oturmak istiyor olabilir, bundan doğal bir şey yok.
üstelik sürekli iş hatırlatmak falan...
çok can sıkıcı, evliliğinizi bitirirsiniz.

bu sizin için çok önemli bir şeyse, boş zamanlarında diş fırçasıyla derz temizleyen adam da var, öyle biriyle evlenmeliydiniz.
yani bunu o ya da bu sebeple yapmak istemeyen insana sürekli ısrarda bulunursanız ilişkiniz bozulur.

benlik iddiasına girmeden, dediğimi yaptıracağım hırsına kapılmadan ve konuyu kişiselleştirmeden bir an önce çözüm bulun derim.
0
blatta hiberna
(03.08.21)
Blatta +1
0
epitaf
(04.08.21)
İki kişi çalışıp eve temizlik için düzenli destek almalısınız bu ayrı mesele. Ancak eşinizin tembel ve sorumluluklarını yerine getirmeyen,iş bölümü yapmayan hatta öz bakımını yapmama potansiyeli taşıyan biri olmaması ayrı mesele.
Bunun içinde hastalığı sağlığı var, alışverişi eve insanın kendine çeki düzen vermesi var. Bişey arızalansa ilgilenmez, hayatın akışını bozacak bi problem çıksa insiyatif almaz, üstüne başına dikkat etmez, spor yapmaz vs sonsuza kadar biri bana baksın benim yerime karar versin diye gezinen insanlarla ortak yaşam kurulmuyor ne yazıkki.
Flört dönemi, evlilik öncesi ortak yaşam alanı paylaşma falan bunlar için önemli işte.

Doğrudan değiştirmeye kalkmak yerine sonuçları görmesini sağlayacak şekilde ilerlemeniz daha iyi olabilir. Ne yapacağınız konusunda uzun soluklu profesyonel destek alın. Bu durumun öncelikle kendisi ve evliliğiniz için ne kadar zararlı olacağını farketmesi lazım. Yine de ha ben böyle iyiyim derse hayat kısa, yapacak bişey yok, kendine göre birini bulur veya yalnız kalır.
0
rewlack
(04.08.21)
Eşinizdir, seviyorsunuzdur şimdi kırıcı olmak istemem ama bu bir gerçek tespit. Tek başına hayatta kalacak kadar eğitimi, görügüyü disiplini edinemeden yetişkinlik yaşına gelen erkekler var. Ha olabilir ama evlenip başkalarına sırtılarına dayanmaları kabul edilemez. Bu insanlar baba oluyor sonra bi de.. kendileri gibi aynı model ilkel nesiller yetişiyor. Nasıl örnek olacak? Onu geçtim zaten çocukla nasıl ilgilenecek? Ne kadar ilişki kurabilecek?

Konu ev işi veya temizlik değil. Kendine yetme, empati yapma, hayatı müşterek yaşamaktan “keyif alma” . Yoksa nedem evleniyoruz? Ha keyif almıyordur hayhay, zorla mı evlendirildi?

Terapiye gidip durumu onun anlayabileceği dilden kafasına kakın . Olmuyorsa salın gitsin.
0
jimjim
(04.08.21)
Blatta + 1 + temizlikçi

Erkeklerin büyük çoğunluğu öyle, nasıl itiraf etmiş ona hayret ettim sadece.
0
SiyamkedisiZorro
(04.08.21)
kendi adıma bu kadar basit şeyleri kotaramayan "yetişkin" bir erkeğe karşı duygularım bir noktadan sonra çocuk bu ya, koskoca yetişkin bunu nasıl düşünemez, yuh artık hepi topu süpürgeyi açacak, ben hastalansam demek ki bu bana bakmayı bile beceremez, e bu baya sahtekar hem temel haklarla ilgili ağzı dolu konuşuyor ama eşit sorumluluk konusuna gelince yan çiziyor noktasına geliyor ve ne saygım, ne sevgim, ne de cinsel isteğim kalıyor. zira çocuk avutuyor, vicdansız bir sahtekarla birlikteymişim gibi hissediyorum kendimi, aradaki yetişkin denkliği bozuluyor.

temizlikçi tavsiyeleri vesaire bir noktaya kadar işe yarayabilir, deneyebilirsiniz. sonrasında ise kadınlar ikiye ayrılıyor, bu durumu kabullenenebilenler ve kabullenmeyenler.
0
Phoebe
(04.08.21)
sen de yapma ciddiyim. çünkü hazır geldiği müddetçe rahatsızlanacağı bir şey yok.
temizlik için kadın tut, yemek için de atıştır peynir ekmek vs.
0
lcha
(04.08.21)
tarafları tanımadan, ev işinden kastedilenin ne olduğunu bilmeden, kadın-erkek, haklı-haksız muhabbeti yapmayı doğru bulmuyorum.

kendimden bahsedecek olursam etrafta biraz toz olması benim için çok dert değilken yığılmış kirli bulaşık veya sokakta giyilmiş kıyafetle yatağa oturmak gözlerimden alev fışkırtabilir. evde kedilerim var mesela, anneme göre kaka yaptıklarında hemen almak gerekiyor ama bence zaten kum bunun için var, kumu günde 1 kere temizlemenin yeterli olduğunu düşünüyorum.
bunun gibi kim neyi yapılması gereken iş olarak görüyor, ne sıklıkta istiyor vs çok değişken. belki eşiniz aşırı tembeldir ama belki de siz çok takıyorsunuzdur. haftada 1 temizlik için yardımcı alsanız belki ikiniz de rahatlarsınız. bilemedim.
0
şarkı güzel ama ingilicce
(04.08.21)
Kocanız sizi düşünse, ben ev işleri yapamıyorum, sen çok yoruluyorsun, eve bir yardımcı alalım derdi, ya da size "Yorma kendini gel otur ev işleri beklesin" derdi. Adam hem suçlu, hem yapması gereken işi yapmıyor, hem söyleniyor, hem surat asıyor. Tek yapacağınız ailelerinde haberi olacağı büyük bir kavga etmek. Bu tip insanlar fırça yiyip, başkalarına rezil olunca adam oluyorlar. Hiç öyle ailemi karıştırmamayım diye düşünmeyin, bu adamın size böyle kötü davranmasında kendi ailesinin de suçu var. Eğer eşiniz sizi gerçekten seviyorsa, size değer veriyorsa davranışlarına çeki düzen verecektir. Hele böyle çocukça davranan birine en doğrusu ailesine anlatmak. Ya bugün uğraşır eşinizin düzelmesini sağlarsınız, ya da 2-3 yıl sonra kendi işiniz, ev işleriniz arasında yorgunluktan bitmiş halde ağlarsınız. Evde ne iş yapıyorsanız, hem eşinizin hem eşinizin ailesinin gözüne sokun. Ben yerinizde olsam eşimizin kirli çamaşırlarını, bulaşıklarını toplar, hem ailesinin evine götürürdüm hem de iş yerine. Bana saygı duymayana, bende saygı duymam.

Eşiniz sizi hizmetçi gibi görüyor, artık onun için ev işlerini yapması gereken birisisiniz. Nasıl yetiştiyse öyle gider diye bir şey yok, insanın karakteri ile, karşısındaki insana duyduğu saygı ve sevgi ile alakalı. Haksız olduğu için birde surat asıyor. Enerjinizi düşürüyor. Yarın çocuğunuz olursa ne olacak, ya da siz hasta olsanız, bir kaza geçirseniz? Bu adam kalkıp size bir bardak su vermez. Siz o haldeyken bile sizden 'hizmet' bekler. O kadar okul okumuşsunuz, işe girmişsiniz, kendinize bunca zaman emek vermişsiniz, yazık değil mi size, bence çok yazık.

Duyuruyu açan kullanıcının kocası eğer tek yaşıyor olsaydı mecburen bakın mecburen kendi çamaşırını yıkamak, bu çamaşırları makineden alıp asmak, ütülemek, ardından dolaba yerleştirmek zorunda kalacaktı. Kullandığı tuvaleti temizlemesi, bitmiş tuvalet kağıdını yenisi ile değiştirmesi gerekecekti. Adam çalıştığı için zaten evde düzenli ev işi yapmak zorunda kalacaktı. Ev arkadaşı ile ayrı eve çıkanlar bile evin sorumluluklarını paylaşıyor, ev arkadaşına saygı duyuyor. Sırf evlendi diye eşine ev işlerini kitlemek nedir? Bu kadını kendisine hizmetçi yapmak için mi evlendi? Yarın öbürgün çocukları olunca çocuklar annelerini evin hizmetçisi olarak mı görecekler? İnsanlar isterlerse değişirler. "erkekler böyledir" diyerek bu soruna böyle yaklaşılır mı, yapılması gereken ev işinin cinsiyeti mi olur? Tek başına yaşasa böyle tüm işleri kendisi yapacak adam evlenip keyfinden ev işi yapmayınca "erkekler böyledir" lafının arkasına sığınılıyor. Sanki adamın eşi, kalk koltukları temizle, halıları sil diyor.
0
GoodMorningTeacher
(04.08.21)
kisilik bozuklugu falan degil bu.

ben yalniz yasayan bir kadinim. butun temizlik ve yemek isleri bana zulum gibi geliyor. kirk yilda bir yapiyorum. umrumda degil. evlensem de bu degismez. esim rahatsiz olursa temizlikci tutariz. parasini da veririm. yeter ki ben is yapmayayim.

esinizin de bu isleri hic sevmedigini anladim ben. herkes titiz ve duzenli olmak zorunda degil.

iste bu yuzden evlenmeden once beraber yasamak lazim.

madem sen daha rahat ve daginik olmayi dene. az ev isi yap. buna alis. yapabilir misin? hayir. o halde kim neyden rahatsiz oluyorsa onunla ilgili bir sey yapsin.

cozum temizlikci tutmak. ikiniz de rahat edersiniz. kavga da etmezsiniz.
0
batlegolas
(04.08.21)
hakli haksiz muhabbeti yapmak istemeden tavsiye vereyim.
yarimsar gunden haftada 2 ya da 3 gun temizlikci alin. boylelikle hem ev isleri yapilir (camasir -yikama-toplama-, bulasik, yatak toplama, hatta yemek) hem de ev temiz ve duzenli kalir.
0
65 derece
(04.08.21)
bende bu konularda çok tembel bi kadınımdır. Zaten ev işlerinin kadının sorumluluğu ya da kadının becerisi olduğunu kesinlikle düşünmüyorum. Kadın sadece evi düşünmeye programlanıyor çocukken, Erkek ise evi düşünmemeye. Bu nedenle evde yapılacak işleri yalnızca düşünmek, evi yönetmek bile ekstra bir sorumluluk.

bende bu konularda eşimle çok tartıştım zamanında. Eşim ben söyleyince yapan, ama "benim için" yapan bir insandı. Sanki benim bir ricamı yerine getiriyormuş gibi hissediyordu kendini. Bu nedenle yorgun olduğunda, canı istemediğinde "benim için" iş yapmak ona yorucu geliyordu ve tepkisel davranıyordu. ilişkimizin en başından beri, 4 senesi iş hayatı olmak üzere 6 senedir aynı evi paylaşıyoruz. ben ilişkimizin en başından beri şu şekilde davranıyorum:

Kesinlikle cinsiyetçi tüm kalıplara karşıyım. Feministim. ama bunu yaparke tepkisel değil bir öğretmen gibi açıklayarak, empati uyandırarak yapıyorum. Eşim başlarda bu cinsiyetçilik problemlerinden bir haberken şuan çoğunlukla benimle aynı düşünüyor. Bazen uygulamada eksiklikleri oluyor o kadar.

Ev işini benim için yapmadığını üzerine basa basa söylüyorum. Bu ev ikimizin, bu sorumluluklar ikimizin, yapılacak işleri senden daha fazla farkettiğim için sana söylemek durumunda kalıyorum bu da sanki benim ricamı yerine getiriyormuş hissi yaratıyor sende diyorum. Ama asıl beklentimin ben nasıl evin tüm işlerinin farkındaysam onun da tümünün farkında olması olduğunu özellikle belirtiyorum. Çünkü evi yönetmek daha büyük sorumluluk. Sürekli arka planda toplanması gereken çamaşırlar falan dönüyor. Ben nasıl farkındaysam bunun o da farkında olsun istiyorum ve bunu anlatıyorum.

Evi yönetmenin iş yapmaktan daha zor olduğunu ifade ettim ona. Evde işlere yardımcı değil sorumluluk paylaşan bir partner olması gerektiğini falan belirttim. Evde gözüne çarpan işleri bizden başka kimsenin yapmayacağına, gördüğü her işi onun sorumluluğu olduğunu falan ifade ettim bolca.

Yapmadığı her işi benim yapmam için bırakmış oluyor. Bu durumun adaletsiz olduğunu söyledim. Ben evden çalışıyorum o işe gidiyor. yani akşam salonda bıraktığımız bardaklar benim sorumluluğum haline geliyor. Bu nedenle bardakları mutfağa götürmeyi ben ertelersem yarınki işlerimin arasına erteliyorum ama sen direk bana kakalamış oluyorsun dedim. Bu durumu ben diyene kadar farketmemiş, üzerine düşünmemiş. O zamandan beri ortalıkta bir şey bırakmıyor vs.

Yani ben bu konuda çok net oldum. Beklentim iş yapması değil, beklentim evi benim kadar yönetmesi oldu. bu nedenle tam eşit almasak bile eşit sorumluluk alma kavramına yakınız. Bunu sürekli anlatarak, empati kurmasını sağlayarak, evi yönetmenin iş yapmak kadar büyük bi sorumluluk olduğunu bazen yumuşak dille, bazen de ciddiyetle tekrar tekrar anlattım.

Ama benim için surat asmaması, söylenmemesi için işleri kendim yaptığım bir dünya asla yoktu. Yani opsiyonlardan birinin o olmadığının o da farkında. bence bunun etkisi büyük.

Ayrıca: karşımdaki iş yapmak istese, bana bir şey demese bende sevmediğim işleri yapmayı teklif etmem. Ama zorlandığını ifade ederse yardım ederim. Yani talep edilirse yaparım. Ama talep edilmediği durumda yapmaktan hoşlanmadığım şeyi yapmaya uğraşmam.

Eşinize net şekilde bunları anlatıyorsanız ve ona rağmen bunları görmüyorsa, yapmıyorsa o zaman bence kendinizi yormayın. Temizlikçi de çözüm değil bu arada. Çünkü ortak yapmanız gereken her işte bu davranışı sergilerse çok büyük problem.
0
zimbirik
(04.08.21)
(6)

kedilerim konuşmaya başladı!

my leave requests
herkese selam, 2 tane tekir kedim var biri 3.5 biri 4 yaşında. temmuz ayında 5+4 totalde 9 gün evde yalnız kaldılar bir sorun yaşamadık. şimdi ben evdeyken durduk yere seri şekilde miyavlıyorlar yüzüme bakıp yarım saatte bir yattığı yerden kalkıp yanıma gelip yüzüme bakıp miyavlıyor mesela ben işimi
herkese selam, 2 tane tekir kedim var biri 3.5 biri 4 yaşında.
temmuz ayında 5+4 totalde 9 gün evde yalnız kaldılar bir sorun yaşamadık.
şimdi ben evdeyken durduk yere seri şekilde miyavlıyorlar yüzüme bakıp yarım saatte bir yattığı yerden kalkıp yanıma gelip yüzüme bakıp miyavlıyor mesela ben işimi bırakıp kendisiyle ilgilenince de sevindirik oluyorlar, elinden gelse hiç çalıştırmayacaklar beni full ilgi :)
normalde sesleri çok çıkan, miyavlama huyu olan kediler değildirler, bu kadar ilgi manyağı da değillerdi yani şu an günde 15 kere sırnaşmaya çalışmalarına rağmen normalde günde 1-2 gelirlerdi.

yeme içme durumlarında sıkıntı yok, kumlarında bir şey görmedim, hareketlilikleri her zamanki gibi. neden olabilir bu sık sık miyavlama acaba?
0
my leave requests
(02.08.21)
kedi bir şeyler anlatmaya çalışıyor :))

benimki de başladı sürekli miyavlıyor.
evrensel mi ki :p
takipteyim.
0
janderzel zartanyan
(02.08.21)
Bizimki de birkaç gündür aynı şekilde davranıyor. Sıcaktan etkilendiğini düşünüyorum.
0
pispinti
(02.08.21)
Benimki hep öyleydi, yine öyle:)
Bir de bilen bilir, Siyamlar resmen çenesi düşük konuşkan bir ırk. Evde şimdilik iki tane de misafir kedi var. Hele sabahları resmen devamlı bir hikaye anlatma hali, artık rüyalarında ne gördüler onu mu anlatıyorlar, yoksa "hadi kalk, çalış, bunun maması var, kumu var" mı demek istiyorlar :)))
0
SiyamkedisiZorro
(02.08.21)
Yalnız kaldıkları (onların gözünde onları terk ettiğin) için böyleler. Kediler kendi aralarında iletişim için ses kullanmazlar, sadece çok büyük kavga sırasında veya kırnava girmişlerse seslenirler. Ama çoğu ev kedisinin dikkatini çeker insanların ses kullandıkları. Onun için insanla iletişime geçecekleri zaman seslenirler. Bu halleri bir süre sonra geçebilir, şu anda "buradasın dimi? Bizi bir daha bırakmayacaksın dimi? Bırakacak mısın?, biz ne yaptık ki yalnız bırakıyosun bizi?" Tarzında konuşuyorlardır muhtemelen. Her hayvan önce kendini düşündüğü için bu anlamda konuştuklarını düşünüyorum.
0
1bir1bir1
(02.08.21)
Ayrıca tekirler çok insan canlısı ve iletişimcilerdir, özür dilerler, teşekkür ederler, hesap sorarlar, çağırırlar... bizdeki öyle :)
0
1bir1bir1
(02.08.21)
teşekkürler 1bir1bir1

sanırım fazla yalnız kalıyor...
:(
0
janderzel zartanyan
(04.08.21)
(6)

iş görüşmesi sırasında sözleşmeyi talep etmek

my leave requests
merhaba, 3 farklı mülakat aşamasını başarıyla tamamladığım ve iş teklifi aldığım bir şirket var. maaş teklifi beklentimin altında hemen kabul etmeyeceğim ancak maile dönüş yaparken "imzalamayı düşündüğümüz sözleşmeyi incelemem için gönderebilir misiniz?" dersem şirkete güvenmediğim hissiyatına kapıl
merhaba, 3 farklı mülakat aşamasını başarıyla tamamladığım ve iş teklifi aldığım bir şirket var. maaş teklifi beklentimin altında hemen kabul etmeyeceğim ancak maile dönüş yaparken "imzalamayı düşündüğümüz sözleşmeyi incelemem için gönderebilir misiniz?" dersem şirkete güvenmediğim hissiyatına kapılabilirler mi?

not: şirket 2 yıllık fakat sektöründen kilit adamları bünyesine toplamış bir şirket. ama kurumsallaşması henüz tamamlanmamış, bu yüzden sözleşmeyi görmek istiyorum
0
my leave requests
(02.08.21)
evet kapılırlar.
0
SiyamkedisiZorro
(02.08.21)
Teklifi kabul etmeden sözleşmeyi göndereceklerini sanmıyorum.
0
regina phalange
(02.08.21)
eğer sizin de bir karar vermeniz bekleniyorsa, sözleşmeyi istemekte bir problem görmüyorum. abuk subuk maddeler eklemiş olmaları mümkündür.
0
co2s2
(02.08.21)
teklifi kabul et, sözleşmeyi gönderdiklerinde imzalamadan önce sana ters gelen bir madde varsa düzeltmelerini iste, düzeltmezlerse de vazgeçtim dersin.
0
makarnavodka
(02.08.21)
Evet şirkete güvenmediğin hissine kapılırlar. Herşeyin bir usulü var. İş sözleşmesi genelde evrak teslimi esnasında çalışanın önüne konur, göz ucuyla incelersin. Bir kopyasını da alırsın.

Ayrıca o maddeyi beğenmedim, şunu şöyle değiştirelim dersen maceran başlamadan bitmiş olur.
0
robin one persie
(02.08.21)
abuk subuk maddeler eklenmiş de olsa iş kanunu esastır, sözleşmede yazıyor diye oradaki kanun dışı ya da etik dışı şeyleri yapmak zorunda değilsin. niş sektörlerde, niş görev tanımlarında detaylar artabilir ama sözleşmeye gizlenip açıkça söylenmeyen şeyler genelde şirketin kendini sağlama almak zorunda için koyduğu maddelerdir; çoğu durumda uygulanmaz bile. o yüzden iş sözleşmesinden ürküp işi kabul etmemek gereksizdir çoğu durum için.
0
Bruce
(02.08.21)
(10)

Taşınmak için toplanmaya nereden başlayayım?

kaptan maydanoz
1+1 ev tek kişiyim. Eşyam çok da az sayılmaz. 1 hafta sonra taşınıyorum. Nereden nasıl başlayayım bilemedim ya. Yakın zamanda taşınmış olan varsa bir sıralama alabilir miyim? İdeal paketleme sırası ..
1+1 ev tek kişiyim. Eşyam çok da az sayılmaz.
1 hafta sonra taşınıyorum. Nereden nasıl başlayayım bilemedim ya. Yakın zamanda taşınmış olan varsa bir sıralama alabilir miyim? İdeal paketleme sırası ..
0
kaptan maydanoz
(01.08.21)
Aklıma geleni yazayım belki birileri geliştirir.

Kisliklar vakumlu poşete konur sonra kolilenir
Halılar
Belki perdeler ya da tüller
Mutfak eşyaları
Bir tane kirli çamaşır torbası yapılır ve son günlerde çamaşırla ugrasilmaz.
Kıyafetlerin çoğu
Aklıma gelen sıralama böyle oldu ama tecrübeye dayalı değil
0
kisa
(01.08.21)
Kışlık giysiler, ayakkabılar, şu an kullanılmayan yastık yorgan nevresim gibi bir hafta içinde gerekmeyeceği kesin olan şeyleri kolileyerek başlayabilirsiniz bence. Hatta tatile gider gibi bir haftalık giysi çamaşır ayırın ufak bir çantaya, kalan hepsini toplayın.

Kitaplık varsa kitaplar, evraklar, raflardaki dekoratif her şeyi kolileyebilirsiniz.

Temizlik malzemelerini gerekirse kolay ulaşacağınız bir şekilde toplayın, kolinin ağzını açık bırakın.

Mutfağı sona bırakın bence, orada da fazla kullanmadığınız şeylerden başlayın toplamaya, son 1-2 gün tek çatal kaşık tabak bardak bırakıp gerisini toplayın mesela. Büyük eşyaları zaten taşımacılar halledecektir. Buzdolabının içindekileri tüketmeye bakın, belki kalanlar için bir termos çanta gerekir, bizim taşımacılar hallediyordu onu da.
0
kobuzchu kiz
(01.08.21)
Kitaplar ve kisliklar ile başla.
0
westblack
(01.08.21)
tasinmak gereksiz tutulan seylerden sonunda kopup hafiflemek icin super bir firsattir. ben evdeki cer cop gereksiz ne varsa atarak baslardim. "bir gun gerekir belki" diye diye ev doluyor sonra.
0
robokot
(01.08.21)
robo +1.

Onun haricinde en onemliden en onemsize gore siralayip paketlerdim. Zira en son tasinirken zamanim ve aracta yerim bitti ve her seyi tasiyamadim. Neyse ki kalan her sey tabak canakti.
0
hot potato
(01.08.21)
Valla ben de genelde eski elbiselerle falan baslarim. Siralamam da 2 ya da 3 adimdan olusur cogunlukla.

3 adimli siralamam

Baslangic -> Kislik elbiseler
Ara adim -> Random kafama gore takilma
Kapanis -> Mutfak

2 adimli siralama

Baslangic -> Elbiseler
Son adim -> Son 2 gece random takilma
0
j r r tolkien hayrani
(01.08.21)
taşıma şirketi nasıl olsa bir şekilde taşıyor. Bence hiç panik yapmayın.
İç çamaşırlarınız gibi ellenmesini istemediğiniz şeyleri bavula koyun, elektroniklerden özeneceklerinizi kenara ayırın, kablolarını kendiniz sökün. Uzatma kablosu ve üçlü prizlerin nerede olduğunu unutmayın yeter.
Bir bavula da taşındığınız gün için çarşaf, nevresim, pijama, diş fırçası, şampuan vs. ayırdınız mı oldu bitti.

Ben hiçbir taşıma şirketinin gelip de "bu evi taşıyamayız" dediğini duymadım. Bir şekilde halleniyorlar :)
0
michael_knight
(01.08.21)
öncelikle taşındığında ilk neyi yerleştireceksen onları kenara koy ve en son kutula.

ilk taşındığında öncelikli olan aşağıdakiler oluyor.

kutuları açmak için bıçak, elektrik vs işleri için tornavida
temizlik malzemeler, /gerçi terlikle evi taşırlarsa belki ev temiz kalır ama zor
terlik
su
tuvalet kağıdı, havlu, şampuan vs
çarşaf
yastık
pijama
perde
tv kumandası ve modem oluyor - bu yerini kaybetme diye

hemen makineyi kurdur ve perdeleri yıka as
yatağını kurdur, çarşafı ser yat.

kampta bile önce ateş ve yatacak yer ayarlanır ;)

kolay gelsin
0
janderzel zartanyan
(01.08.21)
Nasıl toplarsanız toplayın ama kolilerin üzerine, içinde neler olduğunu yazmayı ihmal etmeyin. Boşaltmak daha önemli.
0
enolgun
(01.08.21)
Yukarıdakilere ek olarak kendinize bir "ilk gün bavulu" yapın.
İçine bir nevresim takımı + yastığınız, pijama, bir takım iç çamaşırı, yüz havlusu, banyo havlusu / bornoz, diş fırçası (traş takımı), varsa kullanılan ilaçlar, tarak, terlik, ertesi gün giyilecek bir set kıyafet koyun.
0
SiyamkedisiZorro
(02.08.21)
(5)

İlkokul hocamı nasıl bulabilirim?

Vse budet horosho
Merhaba. Size tuhaf gelebilir ama rüyamda ilkokul hocamı gördüm. Adı Saime'ydi. Antalya'da öğretmenimdi ilkokuldayken. Yaşıyor mu onu bile bilmiyorum. Şu an bile bi tuhafım. Tüm internete baktım bulamadım. Akıl verebilir misiniz, ona nasıl ulaşabilirim sizce? Biz liseye geçtiğimizde oğlunu kaybettiğ
Merhaba. Size tuhaf gelebilir ama rüyamda ilkokul hocamı gördüm. Adı Saime'ydi. Antalya'da öğretmenimdi ilkokuldayken. Yaşıyor mu onu bile bilmiyorum. Şu an bile bi tuhafım. Tüm internete baktım bulamadım. Akıl verebilir misiniz, ona nasıl ulaşabilirim sizce? Biz liseye geçtiğimizde oğlunu kaybettiğini biliyorum sadece, başka bi bilgim yok.

Meb'i arasam bilgilerini paylaşır mı? Ama biz ortaokula geçince emekli oldu diye biliyorum. Belki 15-20 sene olmuştur bile.
0
Vse budet horosho
(30.07.21)
Sigortacı biri bulabilir.
0
yuyu
(30.07.21)
Facebook'dan ilkokulunun sayfasi varsa uye ol, oradan sorustur. Bu tarz islerin pesinde kosan issiz birileri mutlaka oluyor, hayatta ise telefonuna kadar bulabilirsin buyuk ihtimal. Hatta bazen emekli ogretmenlerin yazdigi bile oluyor.
0
cooperr
(30.07.21)
Hayattaysa muhtemelen Facebook'ta kayıtlıdır. Eski öğretmenlerin network ağı gibi zaten FB.
0
SiyamkedisiZorro
(30.07.21)
ilçe milli eğitimi ara, eski öğrencisiyim hediye vermek istiyorum falan de yardımcı olurlar. arayarak değil de ilçe mem'e gitmek daha mantıklı
0
avatar is back
(30.07.21)
Kendisini bulamadiysan o donemdeki ogretmen arkadaslarini facebooktan aratarak da ulasabilirsiniz.
0
invictae
(30.07.21)
(5)

muhabbet kuşu ve kedi sahiplenme

epleindebisous
muhabbet kuşu olan arkadaşım sokakta beslediği engelli bir kediyi sahiplenmek istiyor. Ama kedi kuşa bir zarar verir mi diye endişeleri var. Kuşlar böyle durumlarda çok çabuk strese giriyor diye duymuş. Kuşu olup kedi sahiplenenler var mı diye sormak istedim...
muhabbet kuşu olan arkadaşım sokakta beslediği engelli bir kediyi sahiplenmek istiyor. Ama kedi kuşa bir zarar verir mi diye endişeleri var. Kuşlar böyle durumlarda çok çabuk strese giriyor diye duymuş. Kuşu olup kedi sahiplenenler var mı diye sormak istedim...
0
epleindebisous
(29.07.21)
Fırsatı olursa zarar verir evet, arada kuşla arkadaş olan kedi videoları falan görüyoruz ama "arada" işte.

İki kedi bir muhabbet kuşu sahiplenen ve inatla hepsini evde tutmak isteyen arkadaşım bir gün kafesi yerde, kuşu da kedilerden birinin ağzında bulunca pes etti, evinde başka muhabbet kuşları da olan birine sahiplendirdik kuşu, bütün hayvanlar rahat etti.
0
kobuzchu kiz
(29.07.21)
Bizde iki kuş bir de kedi var dikkatli olunca sıkıntı olmuyor
0
Fusha
(29.07.21)
Engelli kedinin kuşa zarar vermesinden öte başka sorunlarınız olacak farkındaysanız. Yoksa bekarken hem kuşum hem de kedim vardı. Sadece tetikte olmak lazım. İçgüdüler yok olmuyor.
0
SiyamkedisiZorro
(29.07.21)
@siyam nasıl başka sorunlar?
0
🌸epleindebisous
(29.07.21)
Kedinin engeli nedir bilemiyorum tabii, ama sağlık sorunları sebebiyle mesela evde ne kadar yalnız kalabilir, kendi yemeğini kendi yiyebilecek mi? Tuvalet sorunu olacak mı? Kedi (mesela sağırsa) yüksek sesle bağırıp konu-komşuğu bıktırabilir mi? Tedavi masraflarının bütçeyi zorlama ihtimali var mı? Bunun gibi şeyler.
0
SiyamkedisiZorro
(30.07.21)
(9)

Mülteci sorunu

cokponcik
Sizce bu işin sonu nereye varacak? İstanbulda girmedikleri mahalle kalmadı, her yer Arap her yer orta doğu. Nereye gidiyor sizce bu işin sonu, bizi neler bekliyor önümüzdeki senelerde?
Sizce bu işin sonu nereye varacak? İstanbulda girmedikleri mahalle kalmadı, her yer Arap her yer orta doğu. Nereye gidiyor sizce bu işin sonu, bizi neler bekliyor önümüzdeki senelerde?
0
cokponcik
(28.07.21)
işin sonu diye bir şey yok giren kolay kolay çıkmaz geri gönderilmez, türkiyenin demografisi değiştirildi ve zamanla adapte olur halk.
0
nahtoderfahrung
(28.07.21)
Bu kadarla kalsa iyi ama daha gelen olacak gibi. Bence Afgan sayısı suriyelilerden daha fazla olacak
0
OrangeYellow
(28.07.21)
Uzun vadede sonu türkiyenin tampon bölge olması. Siyasi olmasa bile ekolojik olarak afrika toprakları gittikçe yaşanmaz hale geliyor.
0
zimbirik
(28.07.21)
nufus 120-130 milyon olacak uzgunum ama boyle. ne afgani ne suriyelisini hicbirini durduramazlar cunku kabul edilse de edilmese de ekonomi onlar sayesinde donuyor. geri yollama isi vs hikayesi siz bence iyisi mi yavas yavas bu aci gercegi kabul edil ve ona gore plan yapip hareket edin.
0
turbo sadık
(28.07.21)
Kıçında donu olmayan adamla ekonomi nasıl dönüyor onu merak ediyorum. Konu ucuz işgücü değil bence.Pandemi bitip de erken seçim olursa en azından akış durur diye düşünüyorum.
0
SiyamkedisiZorro
(28.07.21)
mecbur beraber yaşayacağız. Geri gitme ihtimalleri yok, artık Ortadoğu coğrafyası yunanistandan itibaren başlıyor.

Gelelim uzun vadede ne olacağına, olacak olan şu, sen ben 1 tane çocuk yapıyoruz bunlar 5 tane, yarın öbürgün senin benim çocuğu dövecekler okulda, sonra bizi dövecekler, sonra parti kuracaklar, meclise girecekler, sonuda zaten iran veya taliban.

O nedenle mümkün mertebe hem fiziki, hem psikolojik olarak savunma eğitimlerini şimdiden almak lazım, ha 5-10 seneye olcak şeyler değil bunlar ama daha uzun vadede çok ihtiyacımız olacak.
0
paramolacak
(28.07.21)
Pek iyiye gitmiyor gibi görünüyor. Hepsinin planlı, programlı demografik yapıyı değiştirmek amacıyla yapıldığı gün gibi ortada. Olası bir değişimde nispeten tek vücut muhalif bir toplum işlerine gelmeyeceğinden kırılgan hale getiriliyor gibi geliyor bana.
0
lüzumsuz adam
(28.07.21)
bu durumu sorun olarak gorenler azinlikta. bu yuzden bi sey yapilmayacak, alisacagiz bu duruma.

ilerisi icin daha da artacak sayi. buradakiler de kalacak iste. keske biri cikip ele atsa duruma ama boyle alismak zorunda kalacagiz.
ayrica utopik gelebilir ama arapcanin da ikincil resmi dil falan diye onaylanmasini bekliyorum bir gun. ve bazilarinin dedikleri gibi parti de kurabilirler bir gun. demografi falan kalmaz artik
0
Kittie
(28.07.21)
birlikte yaşamaya devam edeceğiz, bir şey olacağı yok maalesef.
0
rose parks
(28.07.21)
(19)

düğünde takı.

sanat guresi
yakın zamanda düğünü olan yakın, veya hatta en yakın arkadaşınızın düğününde ne taktınız?
yakın zamanda düğünü olan yakın, veya hatta en yakın arkadaşınızın düğününde ne taktınız?
0
sanat guresi
(26.07.21)
Yakın arkadaşıma da çeyrek taktım, en yakın arkadaşıma da
0
burty
(26.07.21)
Durumum kötü olduğu için bir şey takmadım. Gittim 1 saat göründüm geldim.
0
kanlakarisikyagmur
(26.07.21)
Butceyle alakali bir sey. yakin arkadas grubumda ortak altin bileklik aldik kisi basi ceyrek altin parasina.
benim yakin arkadasim da evlenme durumumda esya hediyesi ile hediye alacakti(supurge gibi)

ben yakinima muhtemelen ceyrek takardim+icimden gelen baska bir hediye daha eklerdim ama en onemli boyle zamanlarda yaninda olabilmek, destek olabilmek. cunku "en yakin" demissiniz. eskiden umursamazdim da nisanlaninca cok ihtiyaci gordum
0
ala09
(26.07.21)
çeyrek taktım çünkü 1 hafta önce de o bana çeyrek takmıştı:)

çok yakın arkadaşınız değilse 100 liradan 1 kuruş bile yukarı takmayın. çünkü geri gelmiyor.

düğünüm olalı 1 ay oldu. taktığım/ anne babamın taktığının yarısı ancak geri geldi. ne çeyreklerin yerine gramlar, 200 liralar geldi. hayatımın geri kalanında hiç kimseye 100 liradan fazla takmamaya yemin ettim. alemin enayisi ben miyim lan.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(26.07.21)
Ben bana kimse takmasın ben de insanlara takmayayım kafasındayım. Onun da size alacağından eminseniz çeyrek yoksa gram takın
0
Hallegadola
(26.07.21)
geri gelsin diye takı takılmaz. Bu tip borç verme mantalitesinden sıyrılın. Yorumları okudum da dudağım uçukladı. Neyse ki çevremde böyle sığ düşünen insanlar yok.

Biz çift olarak evlenen çiftin iki tarafını da çok iyi tanıyorduk. 1 er çeyrek taktık.

Biz evlenirken de onlar 1 çeyrek ve 100 euro taktı geçen ay.

takı takmasalar da umursamazdım. Bütcenize göre bir şey takın geçin. Zaten en yakın arkadaşıysanız çok fazla koşturursunuz düğünde kimse sizden takı beklemez.
0
zimbirik
(26.07.21)
Yakin arkadaslarim gram takti. Ama esim kendi arkadaslarina zamaninda ceyrek taktığı icin onlardan ceyrek geldi. Butce meselesi biraz da tabi ama dugune gidiyorsaniz en azindan yemeginizi karsilayacak bi miktar takmak gerekir.
0
rayde
(26.07.21)
Kardeşime çeyrek, kalana gram
0
lcha
(26.07.21)
çeyrek
0
ya ben lan neyse
(26.07.21)
yakınlığa göre (çok yakınsa çeyrek) takı takılır ya da cash (250 ve 200 civarı) takıyorum.

nakit az verdiğimi düşündüğüm arkadaşlarıma daha sonra ev hediyesi almaya çalışıyorum.
0
avatar is back
(26.07.21)
Döviz tak. Paran korunsun.
0
bir demet ben
(26.07.21)
Yakın arkadaş --> çeyrek. Zaten yakın olmayanlara da kesinlikle gitmiyorum, çile oluyor.

Fi tarihinde tam ve yarım taktığım insanlar da oldu ama arkadaşlığa gereksiz bir yük bindiriyor, o yüzden max çeyrek takmanı öneririm durumun olsa bile.
0
roket adam
(26.07.21)
yakin zamanda olmadi ama yakin arkadaslara tam takiyorum. kuzenlere de tam. baskalarina ceyrek.
0
lemmiwinks
(26.07.21)
en yakın arkadaşıma yarım taktım.
0
nonik
(26.07.21)
yakın arkadaşlarıma çeyrek takarım. yakın olmayan kimse evlenmedi ya da çağırmadı henüz. yakın olmayana ya gitmem ya da 200 tl takarım sanırım.
0
jelly bear
(26.07.21)
arkadaş - 200 tl
yakın arkadaş - çeyrek
dost - tam ya da bilezik.
0
makarnavodka
(26.07.21)
Yakın arkadaşım evlendiğinde bekardım, tam altın takmıştım. Şimdi evlense ancak çeyrek. Ekonomi sebepli...
0
SiyamkedisiZorro
(28.07.21)
En yakın arkadaşıma maaş alamamama rağmen tam taktım. Geçen hafta çok da yakın olmayan ama beni çok sevdiğini bildiğim arkadaşıma yarım taktım.

Bu arada muhtemelen yazan herkesten kötüdür durumum. Ama altın onlar da bana taksın diye takılmaz. İnsanlar düğün zamanı gerçekten çok ciddi masraflara giriyor ve altının amacı da zaten bu masraflara destek olmak. Çok yakınlara yarımdan aşağı takılmamalı bence.
0
jacque
(28.07.21)
çeyrek. kuzene de çeyrek takacağım. üstü zengin işi. ben bekarım.
0
bohr atom modeli
(29.07.21)
(5)

Nem Kokan Çamaşır Makinesi

scudman1
Geçen hafta, akşam üzeri makineyi çalıştırdım ama uyuyakaldım. Sabah erkenden çıkartıp astım ama çamaşırlar kokmuş. Çamaşırı tekrar yıkadım ve bahçeye astım ama koku gitmedi. Üstelik makinede kokuyor. 1. Makine içindeki kokuyu nasıl giderebilirim? 2. Çamaşırı tekrar atsam makineye ve deterjan / yumu
Geçen hafta, akşam üzeri makineyi çalıştırdım ama uyuyakaldım. Sabah erkenden çıkartıp astım ama çamaşırlar kokmuş.

Çamaşırı tekrar yıkadım ve bahçeye astım ama koku gitmedi. Üstelik makinede kokuyor.

1. Makine içindeki kokuyu nasıl giderebilirim?
2. Çamaşırı tekrar atsam makineye ve deterjan / yumuşatıcı koymasam koku gider mi? Yoksa başka bişey mi yapmalıyım?
0
scudman1
(07.07.21)
1. Makine boşken çamaşır suyu koyup bi tam tur yıkama yaptır.
2. Gider.
0
buff
(07.07.21)
4 Ayda 1 şunu kullanmak o sorunu çözüyor

www.hepsiburada.com
0
Mirket
(08.07.21)
Makineyi temizledikten sonra çamaşırı deterjansız yıkarken yumuşatıcı gözüne beyaz sirke doldurun, kokuyu gidermeye faydası olur.
0
kobuzchu kiz
(08.07.21)
o nem değil de küf kokusu olmasın?

makineyi boş bir şekilde kazanına az bi miktar çamaşır suyu koyup en yüksek sıcak programında çalıştırın.
0
nuisance
(08.07.21)
Normalde o kadar zamanda kokmaz. Makine temizleyici detervanlar var. Onun koyup boş çalıştırın. Sonra çamaşırlarınızı tekrar yıkayın. Senede bir de bu temizleme işlemini tekrar edin.
0
SiyamkedisiZorro
(08.07.21)
(27)

Hadi gelin bahane bulalim - en iyi yalancilar toplanin!

proletarier aller lander vereinigt euch
Bi arkadasim bayramda kedisini bana birakmak istedi ama kedi kedi degil seytan. 2 saat bile dayanilacak kedi degil 5 gun falan bakmami istedi. Guzel bir bahane ariyorum.
Bi arkadasim bayramda kedisini bana birakmak istedi ama kedi kedi degil seytan. 2 saat bile dayanilacak kedi degil 5 gun falan bakmami istedi. Guzel bir bahane ariyorum.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(07.07.21)
Hali hazirda kedin falan yoksa 'x kisi gelecek onun da alerjisi var' de. Yok kedin varsa da 'benim kedi baska kediler olunca seytanlasiyor, anlasamazlar' falan de. Yok hicbiri uymazsa da direkt 'ben o kediye bakmak istemiyorum' de gec.
0
j r r tolkien hayrani
(07.07.21)
Bi yerlere gitme durumum var. Aile yani, arkadaslarla vs.
0
invictae
(07.07.21)
satanizm başlangıcı var bende, kedini bırakman ne kadar doğru olur bilmiyorum de.
0
timmie
(07.07.21)
Yalan bulunur bulunmasına güzel olmasına da gerek yok karşı taraf anlar zaten zorlamaz bence. Ama neden direkt bakamam demiyorsunuz?
0
eatpraylaw
(07.07.21)
evde sıkıntı oluyor gün aşırı gider mamasını suyunu veririm de evi yakınsa sana.
0
nickimin hakkini veremedim
(07.07.21)
"Bir yakınım ameliyat oldu enfeksiyon riski var, seve seve kabul ederdim fakat şu şartlarda bakmam zor" diyebilirsiniz. Hatta hayvan pansiyonu ayarlayabilirim diye blöf de atabilirsiniz :D

Bir arkadaşınızın geldiğini ve köpeğinin kedilerle anlaşamadığını diyebilirsiniz.
0
mcgrain
(07.07.21)
:D

Kedilerin ortamlarını değiştirmek psikolojileri için iyi değil, bana anahtar bırak gider bakarım her gün de.

Ayrıca arkadaşın da biraz garip biri sanırım. 5 gün için kediyi alıp başka birinin evine götürmek aşırı mantıksız. Kendi evinde dursun işte normal normal, edebiyle.
0
buff
(07.07.21)
İyi yalan söylerim aslında ama veri az. Kuzenim vs gelecek kediden korkar veya alerjisi var diyin. Aklıma ilk bunlar geldi
0
Hallegadola
(07.07.21)
Kuzenimin köpeği bende olacak filan da diyebilirsin.
0
etna
(07.07.21)
Siz daha önce kedi beslediniz mi?

Kapı pencere açık bırakıyorum, sineklik yok, kediyi unuturum camdan düşer kapıdan kaçar sorumluluk alamam de.
0
jazzabel
(08.07.21)
geçen bi kediyle takıştık, bir daha görürsem alayını s.kecem bunların de.
0
timmie
(08.07.21)
müslüman oldum, kedi şeytandır de.
0
timmie
(08.07.21)
şu an konuşamıyorum bi 10-12 gün sonra döneyim mi sana de.
0
timmie
(08.07.21)
kasabın kedisi anama bacıma sövdü davalık olduk, bi süre bu tiplerden uzak kalmak istiyorum de.
0
timmie
(08.07.21)
hacı geçen gün annemi kaybettik, bulunca arayayım seni de.
0
timmie
(08.07.21)
tabi kedi ölmüş anama sövünce benim tepem attı, acımız taze... de.
0
timmie
(08.07.21)
olm ben bayramda evde olmayacağım ki ne kedisi alooooooo de.
0
timmie
(08.07.21)
kedi so 2020 değil mi yaaaaaaaa neyse... whatever de.
0
timmie
(08.07.21)
birader benim kediyi istememe hakkım olamaz mı ya de.
0
timmie
(08.07.21)
nerden bilebilirim napacaksın moruk allah aşkına de.
0
timmie
(08.07.21)
anlıyorum seni de. abi haklısın evet de.
0
timmie
(08.07.21)
ama senin de beni anlaman lazım, doktorumun kararı bu yönde de.
0
timmie
(08.07.21)
sen kediyi neden götürmüyorsun, madem aldın şimdi birkaç gün için bu üçkağıtçılık yakışıyor mu de.
0
timmie
(08.07.21)
bakamayacaksanız doldurmayacaksınız olm bu hayvanları eve de.
0
timmie
(08.07.21)
(git: imgur.com)
0
cramschoolgirl
(08.07.21)
Bayramde evde değilim de geç. Dümdüz bahane işte.
0
suicides underground
(08.07.21)
Kedi severim, misafir kedi de çok kabul ettim. İki defa geri gönederdim misafir kediyi. Birincisi benim evdeki kedimi çok pis döven kediyi yolladım. Ki, öyle münferit sıcak temas olur, "olur bunlar" der geçerim. Öyle böyle değil, hayvan daldı resmen benimkine. İkinci olayda hayvan durmaksızın sıçtı-işedi. Kedileri anlıyorum. Evlerinden ayrılmak istemiyorlar ve tepkilerini böyle gösteriyorlar, ama bunu çekmek zorunda olan ben değilim maalesef.
0
SiyamkedisiZorro
(08.07.21)
(18)

Akademide kadin erkek arasindaki esitsizlik

polopan
Dün kendimi kadin erkek esitsizligi konusunda bir tartismanin icinde buldum.Konu akademideki kadin-erkek profesör sayisindaki dengesizlik üzerineydi. Gruptaki birkac insan bu esitsizligi gidermenin yolunun önümüzdeki 10-15 yil boyunca akademik pozisyonlarin sadece kadinlara acilmasindan, erkeklerin
Dün kendimi kadin erkek esitsizligi konusunda bir tartismanin icinde buldum.

Konu akademideki kadin-erkek profesör sayisindaki dengesizlik üzerineydi. Gruptaki birkac insan bu esitsizligi gidermenin yolunun önümüzdeki 10-15 yil boyunca akademik pozisyonlarin sadece kadinlara acilmasindan, erkeklerin basvurularinin degerlendirmeye alinmamasindan gectigini, baska bir cözümün olmadigini savundu. Cinsiyetten bagimsiz sadece liyakat temelli uygulamalarin sadece karinca hizinda ilerleme sagladigi ve yüzde 3 olan kadin oranini son 20 yil icinde sadece yüzde 5'e cikarmaya yaradigi ancak sorunu cözmek icin yeterli olmadigi söylendi. Haketmesine ragmen bu pozisyonlara basvuramayacak erkek adaylara ne olacagi soruldugunda, o adaylarin bu dönem boyunca mecburen dezavantaja ugrayacagi, fakat gectigimiz on yillar boyunca haksizliga ugrayan kadinlara kiyasla o erkeklerin sayisinin yine de az olacagi, erkek adaylari bu dönemde akademik kariyer yapmayi düsünmekten caydiracak bir takim politikalarla bu sekilde dezavantaja ugrayacak erkeklerin sayisinin düsük tutulabilecegi konusuldu.

Son derece sakincali buldum bu düsünceleri, yanlis düsündüklerini, bunun kötü bir ayrimcilik örnegi oldugunu söylememe ragmen sanki radikal düsünceleri olan kisi benmisim gibi bir muamele gördüm. Benim kacirdigim bir sey mi var?

Not: Ben erkegim. Akademideki esitsizligin bir an önce giderilmesi gerektigi konusunda hemfikirim. Söz konusu tartisma daha cok uluslararasi akademik platformalari ilgilendiriyor, Türkiye temelli degerlendirmeyin, Türkiye'de cok cok daha bir vahim durum oldugunu biliyorum.
0
polopan
(07.07.21)
ben de sakıncalı buluyorum. yüzde yüz liyakat odaklı olursa sorunlar hallolur. bence anahtar kelime liyakat burada. pozitif ayrımcılığa gerek yok, hatta bu durum (size muhalif olanların fikri) pozitif ayrımcılığın ötesinde bence.
0
mezarkabul
(07.07.21)
hah işte fenimizm tam olarak bu. erkeklerin haksızlığa uğramasını umursamayan bir düşünce yapısı.
her sene kadınlar gününde şirketlerinde çalışan kadın sayısının erkeklerden daha fazla olduğunu övünerek anlatan şirketler bile var. insanlar arasında ayrımcılık yapmak övünülecek ve savunulacak bir şey değil.
0
dafuq
(07.07.21)
Hocam bende aynı düşüncedeyim, sadece akademik camiada değil her camiada durum böyle. İşin ilginç tarafı bahsettiğiniz gibi bunu dile getirince hemen saldırıya geçiyorlar sanki biz cinsiyetçiymişisiz gibi.

Pozitif ayrımcılık olayı çok yanlış anlaşılıyor, kurumlarda tepki toplamamak için pozitif ayrımcılık diyip geçiyor, hesap sorduğunda da seni ifşalayıp ''aha bu cinsiyetçi yakın'' diyorlar.
0
paramolacak
(07.07.21)
hocam bence sen haklısın. bu saçma bir çözümdür, çözüm değildir hatta. gücü ele geçirenin zulmetme arayışı. adalet değil, tatmin arayışındalar.

geçmişte bir takım insanların suçları yüzünden; alakası olmayan, tek ''suçu'' doğuştan gelen cinsiyeti olan insanlar cezalandırılacaklar.
0
not sure if serious
(07.07.21)
yanlış, yanlışla giderilmez. +1
0
WithWorth
(07.07.21)
Sana katılıyorum, dediğin şekilde olmaz. Ancak sene boyunca başvurularda cinsiyet sayısı ve alınanların cinsiyeti oranlandığında bir tutarsızlık varsa önce onun çözümlenmesi lazım. Yani bir tarafı dengeleyelim diye diğer tarafı atmayalım, tam orta yolu bulalım diye düşünüyorum.

Tüm bunlarla birlikte esas sorun kadınların alınmaması mı kadınların içeride barındırılmaması mı ona da bakılmalı. Çünkü cinsiyete yönelik mobbingler olabilir (farazi konuşuyorum ama mümkün) Çalışma saatleri, çocuğu olan kadının dışarıya itilmesi vs. gibi durumlar söz konusu ise, koşulların güncellenmesi ve denetlenmesi gerekir.
0
lcha
(07.07.21)
yolu bu olmamalı.
ancak daha sağlıklı politikalarla evet, azaltılabilir bir süre.

öte yandan benim için şaşırtıcı gelen bir resmi çıkarım da; ağır sanayiye yönelik mühendislik alanlarında sektörel açıdan dezavantajlı kadın çalışanların akademiye yönelmesi. ben şaşırmıştım çünkü o alanların akademik taraflarında da kadın az gibi geliyordu.
neyse, olay çok komplike yani.
kadın akademisyenlere daha çok teşvik verilebilir. burs vs gibi. bir ara mühendislik yazan kız öğrencilere böyle burs veren vakıflar vardı.
ne bileyim, hocalar proje guruplarında öğrenci çalıştırırken kadınları seçebilir vs. bu da ayrımla değil de ölçüm kriteri olarak "çalışma gurubunuzda ciniyet eşitliğine dikkat ettiniz mi?" gibi belirlenebilir. hoca 7 erkek 1 kadın seçeceğine mecburen eşit seçer; kendi de dönem sonu değerlendirmesinden yüksek puan almak için vs vs
askerlik sonra. bununla ilgili bir düzenleme yapılabilir. sırf askerliği ötelemek için akademiye dadanan yüzlerce vizyonsuz var:D bu konuyla ilgili bir düzenleme yapılabilir.

herkes sadece eşit davransa zaten kadınlar alıp yürüyecek engel olmasalar yeter.

kaçırdığınız nokta: evet, bir düzenleme, erkek adayları caydıracak -en azından cezbetmeyecek- bir program yapılmasının gerekli olduğu.
haklı olduğunuz nokta: evet, sen sen sen gel sen gelme gibi direkt ve mesnetsiz bir düzenlemenin işe yaramayacağı.
0
rewlack
(07.07.21)
Şu sjwlerin herşeyi eşitleyeceğiz anlayışı cidden deli ediyor. Fırsat eşitliği ile sonuç eşitliği aynı kavramlar değildir. Kadını da erkeği de aynı şekilde sınava sokarsın, aynı imkanlarla eğitim almasına olanak verirsin yani fırsat eşitliğini sağlarsın ama eğitimleri sonucunda seçtikleri mesleklere karışmazsın. Sosyal mühendislik yaparak zoraki farklı mesleklerde kadın erkek oranlarını eşitlemeye çalışmanın topluma bir yararı olmaz. Bu mantıkla erkek hemşire, erkek ana okulu öğretmeni, kadın tesisatçı sayısını da arttırmamız ve dengeye getirmemiz gerekir.

Grupta bir akıllı sizmişsiniz. Bu konuyla ilgili psikolog Jordan Peterson'un şöyle bir videosu var olayları güzel anlattığı bakılabilir attığım noktadan : www.youtube.com
0
nehara
(07.07.21)
Yukarıda mesleki bilgi sorulursa eşitsizlik kalkar, liyakat sağlanır sorunun çözümünü değil üstünün örtülmesini sağlıyor

şöyle bir örnek ile açıklayabilirim, istanbul şişli'de doğmuş bir genç ile van'ın bir köyünde doğmuş biri aynı üniversite sınavına giriyor buradaki eşitsizliği imkanlar açısından rahatça görebiliyoruz, cinsiyet konusunda bu eşitsizlik muğlaklaşıyor kolayca farkedemiyoruz

Erkeklerin tamamen alınmaması gibi bir uygulama yerine kota uygulaması düşünülebilir
0
freebird5406_2
(07.07.21)
bir şey söyleyeyim, sosyal bilimlerde (sinema) yüksek yaparken de, doktorada da hocalarımın çoğu kadındı. Hatta yeterliliğime mesela 4 kadın 1 erkek hocam girdi Ha buna da "sektörde kadınlara iş vermiyorlar o yüzden bla bla" diyebilirler ama o da tam öyle değil.

Sizin olayda da, olayın özüne bakmıyorlar. Kadınlar sektörde çok mutlu olduğu için mi akademi seçmiyor yoksa cidden akademi sevip sevmemelerine göre mi hareket ediyorlar. Jüride kadınları spesifik olarak eleyen erkekler mi var yoksa? Buna göre çok değişir.

Ayrıca bak "erkek adayları akademik kariyer düşünmekten caydıracak politika..." demişler, şimdi erkek çalışanlar o alanda daha iyi işler bulup mutlu olsa bu sefer iş hayatında kadın sayısı azalacak :D her türlü dengesizlik. Bu tür şeylere çok karışmayıp serbest akışına bırakmak lazım bana kalırsa. Ha dediğim gibi jürilerde istenmeyen veya kayırılan kişiler/cinsiyetler oluyorsa o çözülmeli, o aşama eşitlenmeli.
0
nhk ni youkosu
(07.07.21)
Erkek profesörleri vurarak da sayı eşitliğini sağlamaya çalışabilirlerdi, yine insaflı feministe denk gelmişsiniz.
0
plutongezegendegilmi
(07.07.21)
Bu tartışma hangi ülkede geçiyor bilmiyorum ama Türkiye'de durum vahim filan değil. Hatta diğer sektörler ile karşılaştırırsak ortalamanın çok çok üstünde akademide kadın sayısı.

"Yükseköğretim Kurulu verilerine göre, Türkiye'deki 170 bin 561 akademisyenin yüzde 45'i kadınlardan oluşuyor." www.aa.com.tr

Umarım bu tartışma Türkiye'de geçmemiştir çünkü bulunduğu durumu ölçemeyen kişiler akademisyen olmuş demektir.

Cevaba gelirsek üsttekiler +1
0
austra
(07.07.21)
Bir diğer çözüm de bir kaç profesöre ya cinsiyet degistirme ya da kovulma teklifi sunulabilir.
Liyakat falan önemsiz önemli olan istatistik. O yüzde 50 kadin calisiyor yazisini billboardlara asmak önemli.

Misal saglik sektörü verilerine göre genelde kadin cokluktaymis. Orada da artik kadin almayalim mi diyelim ne kadar saçma düşünceler.

Bu kadar basit cevaplar olsa zaten çözülurdu su ana kadar ve kimsenin üstünde konusmasina gerek kalmazdı. Bu tavsiyeyi verenler iki adım ötesini hayal edemeyip planlayamayan kisiler gibi, stratejik ya da karar verici pozisyonlarda olmalari riskli.
0
logisticsmanager
(07.07.21)
Kadınım ve sizinle konuşanların aşırı saçmaladıklarını düşünüyorum.
Bir adım daha atayım ve diyeyim ki kadın-erkek sayı eşitliği yetmez, aslında 1/3 oranında da LGBT birey almalılar. Ne saçma değil mi? Akademiye katkıları ne olacak kriterine gelemeden bir dolu saçma sapan düşünce. Yapılacak şey aslında gayet belli, liyakat olduktan sonra ancak bu liyakati sağlayanlar arasında kadınlara sosyal anlamda benefitler sağlanarak akademik kariyer seçmelerinin desteklenmesi. Liyakatin ölçülürken de buna kadın-erkek önyargısı ile yaklaşılmamasını sağlayacak bir sistematik oturtulması. Eğer bilimsellikten başka seçim kriterlerimiz olursa eğitim sistemi çöker. Bunu söyleyen hangi milletten olursa olsun cahildir.
Bu arada TR'de akademide bu kadar keskin bir eşitsizlik olduğunu düşünmüyorum. Pek çok kadın arkadaşım akademisyen. Akademiyi seçmelerinin sebebi de (çoğunun) maalesef bilimsel temellere dayanmıyordu.
Erkeklerin bir kısmı askerlikten kaçmak için akademik kariyeri seçerken kadınların da bir kısmı kısıtlı çalışma saatleri ve kolay koca bulma amaçlı seçiyorlar. İki grubun da bir kısmı özel sektörde hayatta kalamayacak insanlardan oluşuyor. Maalesef, maalesef...
0
SiyamkedisiZorro
(07.07.21)
önerisi saçma.
eşitsizliğin olduğu gerçek.

yukarıda anadolu ajansı (!)nın haberini referansla konuyu çarpıtan arkadaşa ve herkese yönelik; akademide kadın çalışan az denmiyor. eşitsizlik yükselmede ve idari görev dağılımında. yüzlerce araştırma görevlisi olması hatta muhtemelen kariyere neredeyse eşit şekilde başlanması eşit şekilde devam ettiğini göstermiyor. konuyu saptırmayalım.
0
jimjim
(07.07.21)
aa nın haberi göz boyama yine sorunun üzerini örtme amaçlı, araştırma görevliliğinden yukarılara çıktıkça oran baskın olarak erkekler lehine artıyor, şurada 2020 yılına ait güncel oranlar var

Türkiye'de Akademide Cinsiyet Eşit(siz)liği Raporu: 2020 Gender (In)equality Report at the Academy in Turkey: 2020

www.researchgate.net'de_Akademide_Cinsiyet_Esitsizligi_Raporu_2020_Gender_Inequality_Report_at_the_Academy_in_Turkey_2020

bir yerden sonra kopuş başlıyor demek ki, bunun akademi içi dışı nedenlerini sorgulamak düşünmek tartışmak gerek, bu sadece akademinin sorunu da değil ve sadece türkiyeye has bir istatistik de değil
0
freebird5406_2
(07.07.21)
öneri doğru ama uygulama şekli saçma, kadınlar için kota koyarsın, o kotayı kadınlar kendi aralarında doldurur, kalan kontenjan da liyakata göre olur.
0
dogu karelyadaki dere agzi
(07.07.21)
Kadınım ve tartıştığınız sjw tayfaya güldüm. Bu hanımablaların tosuncuk gibi bir oğlu olsun o zaman omuzlardan inmesini istemezler paşalarının. O zaman aynı cümleleri ederler mi? Herkes işine geleni söylüyor. Hak hukuk gözettiğinden değil.

Bunun diğer örneği de dinci yobazların"kadınlar çalıştığı için işssizlik oranı yüksek, kadınlar yerine erkekler çalışsa işsizlik düşer" kafasıyla aynı.
0
Hallegadola
(07.07.21)
(28)

Söyleyin kaçınız ?

AlsterWasser
sevdiği işi yapıyor ?cidden sevdiğin işi yapıyorsunuz yani böyle severek uyanıyorsunuz falan. imkansız. inanmıyorum. ama yine de söyleyin siz daha da hasetleneyim işime geliyor.
sevdiği işi yapıyor ?

cidden sevdiğin işi yapıyorsunuz yani böyle severek uyanıyorsunuz falan.

imkansız. inanmıyorum. ama yine de söyleyin siz daha da hasetleneyim işime geliyor.
0
AlsterWasser
(07.07.21)
Yüzde 70 oranında seviyorum, kabul olur mu hocam ?
0
paramolacak
(07.07.21)
Ben!

ABD'de Türkçe öğretiyorum. Bu alanda yüksek lisansim. Burada da doktora yapıyorum. Esnaf bir ailenin çocuğuyum. Yasitlarim 90'larda okuldan kaçıp top oynarken ders çalıştım. Anadolu lisesinde okudum. Sonra devlet üniversitesinde okudum. İlk yıl burs alamadım çok sorun yaşadım, ikinci yıl tekrar başvurdum burs aldım. Lisede son iki yıl sabah 7 akşam 8 okul ve dersanede zaman geçirdim. Başarılı olduğum için de dersaneye para vermedim. Herkes gibi ortalama bir zekam var ama çalışkanım. Zekaniz ve paranız çok değilse, çalışmak zorundasınız, yoksa şikayet etmeyin.
0
howfaristhesky
(07.07.21)
çok seviyorum. sabah öf pöflesem de iş başında düzeliyor.
0
ya ben lan neyse
(07.07.21)
kendi işi olmadığı halde sabah severek giden bence cindir. yok yani sanmıyorum. müthiş para almam falan lazım anca öyle.
0
phiphi
(07.07.21)
Valla ben iş tanımının getirdiği zorunluluk ve dayatma olayını sevmiyorum dolayısıyla da severek uyanma gibi bir durumum falan yok. Alarmla uyanmak zorunda kaldığım her gün istisnasız küfür ederim.

Yaptığım şeyden zevk alıyorum mu? Alıyorum ancak işte onu böyle saçma sapan standartlara oturtulması ve başkalarını zengin etmek için uğraşıyor olmam canımı sıkıyor.
0
j r r tolkien hayrani
(07.07.21)
Ben seviyorum abi su saatte kod yaziyorum.
dun sabah 6'ya kadar yazdim 2 saat uyudum 8'de mesaiye basladim. Kimse de bana demedi calis diye.

Ama firsatim olsa calismam, isi sevmekle calismak ayni degil ki.

Araba surmek gibi surmesi iyi, ama soforluk kotu.
0
divit
(07.07.21)
seviyorum diyemem ama sevmiyorum da değil.. çalışma arkadaşlarım süper ama bayağı kıyak ortamımız var :D çekilir kılıyor diyeyim.
0
theseachange
(07.07.21)
İşim çok bomba da yeterince para kazanamıyorum hala :D
0
hedep
(07.07.21)
Ben seviyorum valla
0
aquarium
(07.07.21)
Ayda birkaç bin lira daha kazansam çok severim işi. Aslında şu anda da seviyorum ama hayatımı komple düze cikaracak maddi gelirim olmadığı için canım sıkılıyor arada.
0
dre mithatoğlu
(07.07.21)
Yaptığım şeyi seviyorum ama bunu belirli mesai saatleri içinde içinde, deadline yetiştirmeye ve müşteri memnun etmeye çalışarak yapmayı sevmiyorum. Şirket, çalışma arkadaşlarım ve yönetici tarafından rahat bırakılmış olmak olmasa devam edemezdim burada.
0
Jux
(07.07.21)
Severek yapıyorum.
0
ruhen hastayim ben
(07.07.21)
meslegimi seviyorum da, severek icra edebilecegim bir sirket bulamadim. :/
0
batlegolas
(07.07.21)
Severek uyanmak için sevdiği işi yapmak yeterli sebep değil ki. Severek yaptığın işi birlikte yaptığın insanların onu ne kadar çok kirlettiği ortamdaysan asla huzur bulamazsın mesela. Ayrıca mutlu uyanmanın tek kriteri bunlar da değil. Ekonomik şartlardan güvenlik alanına, ülkece yaşanan psikolojik kaostan ailevi ve özel hayata kadar milyom tane etken var.

Evet sevdiğim işi yapıyorum ama Severek yapmamı engelleyenler, bunu kendilerine en doğal hak görenler, müdahale edince en pislik entrikalar çevirenler var.
0
1bir1bir1
(07.07.21)
İşimi seviyorum. Hem bedava araba ve bedava yakıtla geziyorum, hemde sevdiğim satışçılık işini yapıyorum. %90 diyeyim, %10, ayda çok fazla km yapmaktan kırıyorum.
0
etna
(07.07.21)
Ben de işini severek yapanlardanım. Zor ve yorucu tarafları tabi ki var ama keyif aldığım işi yapıyorum.
0
fotrsapka
(07.07.21)
Mesleğim fena değil. Ama beni mutlu edecek sektöre geçiş yapmam lazım.

Mesleğimi yüzde %60 seviyorum.

Sevdiğim bi sektörde çalışırsam bu oranı yukarı taşıyabilirim. Ama şuan bankacılık sektöründeyim iş tatmini %30 falan.
0
zimbirik
(07.07.21)
@howfaristhesky hayatım aynı şekilde geçti hep inekledim dershanelere hep burslu gittim her okulumu dereceyle bitirdim, kpssde de derece yaptım üstelik. ama şu an iş var ama var sadece. zerre sevmiyorum. şimdiki aklım olsa ylsy kasardım kpss kasacağıma kimse de akıl vermedi.
0
Hallegadola
(07.07.21)
Sevmek zorunda olduğum işi yapıyorum diyebilirim.

Yıllarca hiç alakam olmayan bir sektörde aşırı yoğun şartlarda çalıştım.
Şu an en azından okulunu okuduğum işi yapıyorum ve görece daha insani şartlarda çalışıyorum.
İşten çıkarken şöyle bir işte çalışsam ne güzel olur dediğim işi yapıyorum tam olarak.
Bu da herhalde özellikle bizim ülkemizde gerçekten bir lüks. Bu yüzden nankörlük etmek istemiyorum.

Mesleği sevmek başka bir durum ya zamanında daha çalışkan olup, daha bir okulda daha iyi bir bölümde okuyup daha çok seveceğim bir işi yapabilir miydim, yapardım, ben tembelliği seçmişim şimdi bunu ödüyorum.
Bu yüzden şikayet etmeye hakkım yok diye düşünüyorum.
0
mutekebbir
(07.07.21)
iş iyi de parası az, pandemi falan.
0
duyurukullanıcısı
(07.07.21)
asker gibi çalıştığım bir işte çalışıyordum 1.5 yıl öncesine dek. tüm getirilerine rağmen işi sevmediğim için işini sevenler kendilerini kandırıyor gibi geliyordu bana da aynı sizin gibi. bastım istifayı, 1 sene yattım. kafaya koydum sadece sevdiğim işi yapacağım diye iş aramaya başladım sonra. başvurduğum ilk yer oldu. iyi ki de olmuş. artık sevdiğim ne kelime, hayalimdeki işi yapıyorum. hani burada soruyorlar ya şu kadar paranız olsa ne iş yaparsınız, hala çalışır mısınız vs, trilyonlarım da olsa hala yapacağım işi yapıyorum artık. 2 durumu da dibine kadar yaşamış biri olarak biliyorum ki insanın sevdiği işi yapması kadar hayatını dengeye oturtan, kişiye huzur veren bir şey daha yok.
0
dnzbrs
(07.07.21)
Sinema ve Televizyon mezunuyum. MSA Profesyonel Aşçılık sertifikam var. Her ikisini de mesleki anlamda tecrübe ettim. Şu an ilginç bir şekilde lojistik sektöründe çalışıyorum. Artık sevmek sevmemek olarak değil de vazife olarak değerlendiriyorum. İş haricindeki hayatımı güzelleştirme peşindeyim.
0
lüzumsuz adam
(07.07.21)
risk management alanında head seviyesinde yöneticiyim. normalde işimi çok seviyorum. fakat işin kendisini seviyorum. üstümdeki kişi ile uğraşmak, etraftaki gerçekte iş yapmayan ama hep şikayet eden veya light konuları yönettiği halde daha fazla önem verilen kişilerle aynı organizasyon içinde olmak beni içten içe öldürüyor.
0
twelfth
(08.07.21)
10+ senedir sevdiğim işi yapıyorum çok şükür.
0
SiyamkedisiZorro
(08.07.21)
öğretmenim hiç severek yapmıyorum işimi.
sevdiğim işte başarılı olursam ileride istifa etmeyi düşünüyorum.
0
kendi dugunune gitmeyen kamber
(08.07.21)
iki yıldır sevmediğim işi yapıyorum. hedefim 5-10 sene içinde sevdiğim bir alana geçebilmek. iş sonuçta sevilir mi bilmiyorum
0
pasifik beyaz surmeli yunus
(09.07.21)
sevdiğim işi yapıyorum. sıkıntı insanlarda. insanları sevmiyorum.
0
timmie
(09.07.21)
Ben +1
0
basond
(11.07.21)
(17)

Lohusa depresyonu şımarıklık mıdır?

neil manke
evetse neden, hayırsa neden açıklarsak sevinirim.
evetse neden, hayırsa neden açıklarsak sevinirim.
0
neil manke
(03.07.21)
neden şımarıklık olsun, bunu doğuran kadınlar cevaplasın ama empati kurduğumda belki dünyada en mutlu şeylerden biri diğer tarafta bilinmezlik değişim kaygılar, bunun yanında fizyolojik değişimler, hem zihinsel hem hormonlar sebepli duygular çatışması, insan breakdownlar yaşamayıp depresyona girmesin de napsın
0
freebird5406_2
(03.07.21)
Bence değil. Yakınen ablamdan biliyorum. Etrafta bulunan yakın uzak herkesin her şeye müdahale etmesi, çok biliyormuş gibi çocuk her ağladığında, aç bu yedir, acaba sütün mü yetmiyor tarzında konuşması, kadının altına girmiş olduğu sorumluluk, dinlenmeden uyumadan geçen günler, acaba doyuyor mu gazı mı var gerçekten yetemiyor muyum gibi düşünceler, emzirirken göğsü yara olduysa çektiği acılar vs. derken gerçekten zor bir süreç. Eğer bu süreci depresyonsuz atlatan varsa gerçekten helal olsun. He şımarıklığa çevirip bu durumu kullanan var mıdır? Olabilir, bir şey diyemem.
0
hrvl
(03.07.21)
Çok hassas bir canlıya bakmak onu iyi bir insan olarak yetiştirme sorumlulugunda olmalısın
Ben erkek olarak bile lohusa depresyonuna girerdim baba olsam
0
howfaristhesky
(03.07.21)
değildir ama lohusa depresyonunun şımarıklık olup olmadığını düşünmek şımarıklıktır bence. neden değil olduğu konusu freebird+1
0
Mossy
(03.07.21)
Mossy +1
Ayrıca depresyonun herhangi bir türü şımarıklık değildir.
0
amugochi
(03.07.21)
ben hormonlardan kaynaklı olduğunu ve insanın elinde olmadığını düşünüyorum
0
iwillsee
(03.07.21)
Hayır değil. Çocuğum 2 yaşına girecek, anlam veremediğim değersizlik, kaygı, endişe, hüzün halinden yeni yeni çıkabiliyorum. Şımarık bir insan değilim, bu süreçte de şımarıklık yapmadım, ama depresifim. Değişen hormonlar, yaşam tarzı ve sorumluluklara karşılık psikolojik bir denge arayış hali bence. Kimisi 40 günde buluyor dengeyi, kimisi 2 senede.
0
curukturpkokusu
(03.07.21)
Degildir.
Bir daha asla degistiremeyecegin, geri veremeyecegin, iptal edemeyecegin bir varlik hayatina giriyor. Artik hicbir sey eskisi gibi olmayacak. Buyuk bir sorumluluk. Agir bir degisim.
0
brkylmz
(03.07.21)
Içinden bir canlı çıkıyor. Böyle kollu, ayaklı bir canlı. Bu bile başlı başına travmatik. Bu travmayı atlatamayanlar zaten direkt psikoz haline giriyor. Bebegini kabul etmeme, halüsinasyon vs. Bence hamilelik, doğum, sonrası hassas ruhlar için bütünüyle atlatması çok zor süreçler.
0
velvetmorning
(03.07.21)
Hayır, değil.
Yukarıda yeteri kadar nedenleri anlatılmış.
Hele de destek yerine köstek olan yakınları ve kılını bile kıpırdatmayan, şımarıklık olarak gören bir kocası varsa, vay o lohusanın haline.
0
pro9it9is9
(03.07.21)
mossy +1
0
candide
(03.07.21)
Gebeyken kadının vücudundaki vitamin mineral doku vs reservinin bir kısmı bebeği beslemek için, bir kısmı da bebeğe ait dokuları oluşturmak için kullanılır. Yani kadın doğum yaptığında birçok eksiklikle başbaşa kalır. Önce gebelikle sonra doğumla birlikte birçok hormonal değişiklik yaşayan kadın bir de o eksikliklerle birlikte depresyona girebilir, çok doğaldır. Bunu bilip de bunun ardına sığınabilen kadın çok yüksek ihtimalle beceremeyecektir, doğuran kadınlar depresyona girebilirler ama şeytanlaşamazlar, herkesi kendiniz gibi bellemeyin.
0
1bir1bir1
(03.07.21)
doğum yapmış biri olarak yanıtlayayım, değil. duygular hormanlar nedeniyle öyle bir boyuta ulaşıyor ki kontrol edilemiyor, ben edemedim. zamanla geçti ama korkunçtu. ben o sıra eşimle ayrılık ve başka zorluklar da yaşamıştım, onların da etkisi olabilir tabii, prenses gibi yatıp şımarmak isterdim, o da tüm doğum yapmış kadınların hakkı bence (şu an bunları da klavyeye uzanmaya çalışan 11 aylık bir bebekle mücadele ederek yazıyorum)
0
deartheodosia
(03.07.21)
iki-üç ay boyunca saat kur ve her üç saatte bir uyan. Başka bir şey yapma, sadece uyan, sonra tekrar uyu. Yalnızca bu sebepten bile depresyona girersin.
Bir de bu üçer saatlik aralarda başka işler yapmaya çalışmayı dene, arada hiç uyumadan diğer üç saate geç filan. Hakikaten zor.
0
burfak
(05.07.21)
hayır
cevap basit: hormonlar

hormonlar duygu durumunu değiştiren en önemli (hatta tek) şey olmasaydı bile doğum yapmak başlı başına depresyona elverişli bir olay. içinden insan çıkıyor. olmayan bir varlık önce oluyor sonra içinden çıkıyor.
0
rewlack
(05.07.21)
Ben bunu ilk çocuğumu doğurduktan 5 ay sonra yaşadım. İlk 3 ay manyak pompalanmış hormonlar sayesinde ilnsan bir şekilde ayakta kalıp atlatıyor ama ondan sonra sistem bir anda çöküyor. Sebep uykusuzluk, stres; sütüm yetti / yetmedi, çevreden , akrabalardan gelen binbir türlü yorum ve karşılaştırma, bazen ebeveynler arası iş paylaşımının getirdiği hem bedeni yorgunluk hem de insanın haksızlığa isyanı vs. vs. Bir de bunu "şımarıklık" olarak tanımlamak üzerine tüy dikmek valla.
Dediğim gibi ilk çocuğumdu, neyi nasıl yapacağımı tam bilmiyordum (ilkler hep öyle olur zaten), kesintisiz 6 saat uyku uyuyamamak beni çok yormuştu, üstelik annem çok yardımcıydı bana ama mesela kvalide bu yardım konusunda çok laf söylüyordu. Ben de dolduruşa gelip örneğin hafta sonları annemi mümkün olduğunca karıştırmamaya çalıştım, sonuçta sinirli, bağırıp çağıran biri haline dönüştüm. Buna halden anlamaz bir işyeri yöneticisini de ekleyin. Huniyi geçiriyordum kafama. Hala daha o dönemi ürpertiyle hatırlarım.
Şükür buna uyanıp kendimi tekrar anneciğimin ellerine bıraktım, eşim eve gelince zaten yardım ediyordu ama bunun dışında annesini dizginlemeyi de başardı, öyle öyle atlattım.
0
SiyamkedisiZorro
(05.07.21)
lohusa depresyonu dediğiniz şey hormonların anormal derecede dalgalanmasından ortaya çıkıyor bu nasıl şımarıklık olabilir? ayrıca bebeğin doğumundan sonra yaşanan şeyler her ama her anne için çok zor bir süreç insanın depresyona girmesi an meselesi
0
iwillsee
(05.04.22)
(9)

Bir insan düzenli olma/hijyen alışkanlıklarını sonradan kazanabilir mi?

hadi ya la
Kız arkadaşım beni delirtiyor. 5 yıllık bir ilişkimiz var. Üniversitede öğrenci evime geldiği için kendi düzenim vardı, bir problem olmuyordu. Yurtdışında staj yaptığımızda ve burada yüksek lisans yaparken bir süre beraber yaşadık. O zamanlar bu kadar gözüme batmıyordu fakat kullandığı bir şeyi yeri
Kız arkadaşım beni delirtiyor. 5 yıllık bir ilişkimiz var. Üniversitede öğrenci evime geldiği için kendi düzenim vardı, bir problem olmuyordu. Yurtdışında staj yaptığımızda ve burada yüksek lisans yaparken bir süre beraber yaşadık. O zamanlar bu kadar gözüme batmıyordu fakat kullandığı bir şeyi yerine asla bırakmıyor.

Ben ortalığı toplamasam her yer yerde. Kıyafetler evin her yerine saçılmış, yatak hiçbir zaman toplanmamış ve üstünde bir sürü eşya, evin her yerinde küçük küçük eşyalar, peçete, bardak, bulaşık, ıvır zıvır.

Mutfakta da çok tartışıyoruz. Yemekleri ben yapıyorum. Her zaman yatmadan önce bulaşıklar halledilir ve tezgah silinir. Fakat kız arkadaşım daha bir şey neyle nasıl silinir bilmiyor. Öğretmeye çalıştığım zaman alınıyor. Nazik olmaya çalışıyorum, fakat orta yolu bulamıyoruz. Pislik içinde sarı bez ve bulaşık süngeri gördüğüm zaman çıldırıyorum.

Ben çok temiz ve düzenli bir evde büyüdüm. Belki benimki de abartı, ama bilemiyorum. Çok şey mi istiyorum? Kırıcı olmak da istemiyorum, zamanla orta yolu buluruz diyorum ama olmuyor.

Kendisi çok iyi bir insan, çok da seviyoruz birbirimizi. Ama bu yüzden delirme noktasına geldim çünkü dayanamıyorum.
0
hadi ya la
(01.07.21)
bunun ideali yok, kimse senin kadar düzenli tertipli olmak zorunda değil. benzer sıkıntıyı senin tarafında çekmiştim, sonrasında bunu karşı tarafı söylediğimde söylediğim şeyi çok güzel anlatmıştı.

bu bir yaşam tarzı meselesi gibi, öyle bak olaya ve onun senin gibi olmasını bekleme. ortak noktada buluşmanız lazım ama sen taviz vermez devam edersen o da sana yaklaşmaz. bence karşına alıp samimi bir şekilde bunlar beni rahatsız, bendeki de abartı ama orta yolu bulmak adına ne yapabiliriz gibilerinden içini dök. yaklaşımına göre hareket edersin.

biraz da salmayı öğrenmesi gereken kişi sensin yani.
0
Jux
(01.07.21)
kız arkadaşın bu saatten sonra değişmez, değişmeye çalışır belki ama olmaz yani. seni tatmin edecek standartlara yaklaşamaz dahi. umarım evlilik falan düşünmüyorsunuzdur yoksa hayat ızdırap olur.
0
reanarchy
(01.07.21)
O senin gibi olamaz sen de onun gibi rahat olamazsın

Böyle bir durumda temizlenecekleri önceliklendirin, örneğin kenara atılmış bir tişört ya da sehpada kalmış bardak sonra da kaldırılabilir ama tezgahta bırakılmış bulaşıklar kurur, koku yapar, karınca yapar bekletmeye gelmez günlük mutfak işi konusunda anlaşın
0
freebird5406_2
(01.07.21)
Eğer uğraşmaya değer buluyorsanız ilişkinizi iki tarafın da birer adım atmasıyla düzelebilecek bir şey. Kız arkadaşınız biraz düzen öğrenecek, siz de biraz salacaksınız. "Her zaman yatmadan önce bulaşık yıkanır tezgah silinir" noktasında mesela ben 2 çocuklu bir ev kadını olarak enerjimin kalmadığı gecelerde salıyorum. Bazen eşime rica ediyorum, ama o da benim kadar yorgunsa "canımızdan kıymetli değil" noktasında bırakıyorum. Bu ayda 1 olur belki. Tabii toplum daha çok titiz kadın-dağınık erkek klişesine alışmış olduğu için size hemen "ayrıl"ı yapıştırmışlar, ama dağınık insanla yaşamak her iki cins için de zor. Mesela benim kırmızı noktam mutfak bezi mutfakta kalır, banyo bezi banyoda kalır, diğer bezler ortak kullanımdadır. Onlarda da tozbezi ile yer bezi farklıdır. Bu mesela esnemez noktam. Onun dışında ev çok dağılırsa "haydi yarım saatte topluyoruz evi" diyorum, el birliği ile halloluyor.
0
SiyamkedisiZorro
(01.07.21)
değişmek isterse değişir, çok zor değil. orta yol bulabilirsiniz ama dediğiniz kadar çok dağınıksa o size daha çok yaklaşmalı sanki. yoksa siz yine rahat edemezsiniz. güzel güzel konuşun. uzun uzun anlatın. neden rahatsız olduğunuzu, ne hissettiğinizi...

ben de kardeşimle yaşıyorum mesela, bir huyu var yediği içtiği her şeyi ama her şeyi yarım bırakır. şişede soda, tenekede meyve suyu, tabakta yemek, kasede sos hepsi yarımdır. her gördüğümde uyarıyorum artık.

kedilerimi bile böyle yetiştirdim. kedilerin yatakta oyun oynaması yasak, 10 kere yatağa çıkıp güreşirlerdi 10 kere indirirdim usanmadan. öğrendiler. siz daha inatçı olacaksınız yani.

sağa sola bir şey bıraktığı an onu oradan alır mısın? yeni silmiştim ben, birazcık bir şey damlamış lütfen siler misin kurursa çıkmıyor vs. vs diye diye alışmasına yardım edebilirsiniz.

çünkü bazen insanlar yapmak istemediğinden değil ama bir düzenin içinde büyümediğinden öyle olması gerektiğini bilmiyor. sonradan öğrenmesi gerekiyor.
0
ofelia
(01.07.21)
evet, kazanabilir, ama eğer ilişkinin ilk ay/yıllarındaysa kazanır. 5 yıldır nasıl ki siz esneyememişsiniz onun da artık düzenli olacağını sanmıyorum. yine de konuşmak lazım tabii. belki ciddi bir konuşma yardımcı olur. diğer her konuda iyiyseniz de sırf bu sebepten ayrılmak olmaz. sanırım.
0
dnzbrs
(01.07.21)
kazanır. bundan 10 sene önce kız arkadaşınız gibiydim. şu an temizlik hayatta beni en çok rahatlatan şey diyebilirim. ama yeri geliyor yoğunluktan odamda kıyafetimi, çerimi çöpümü ortada bıraktığım oluyor. çünkü her insan gibi yorgun, halsiz veya isteksiz olabiliyorum.

mesele neden böyle olduğunu pasif agresiflik yapmadan veya tartışma çıkarmadan konuşmakta. davranışlarının sizi rahatsız ettiğini düzgün bir dille anlatıp bunu ilişkinizi etkileyecek bir sorun haline gelmeden çözmeye çalışın. dediğiniz gibi düzenli bir evde büyüyen insanın alışkanlığıyla da ilgisi var durumun.

iş bölümünü değiştirin. mesela ben mutfaktan nefret ederim. ev arkadaşım hafta sonu yemek ve mutfak temizliğini halleder, ben de evi siler süpürür banyoyu temizlerim. belki kız arkadaşınızın da daha çok sevdiği işler vardır -çamaşır yıkamak, asmak gibi-

burada sizin de fedakarlık yapmanız gerekiyor. "Her zaman yatmadan önce bulaşıklar halledilir ve tezgah silinir." böyle bir şey yok. o ev onun da evi. bir insanla -kız arkadaşınız olsun, ev arkadaşı olsun- ortak yaşam alanına dair kural koyarken birlikte konuşulur. sürekli tekrarlanmadığı sürece de müsamaha gösterilir.
0
amugochi
(01.07.21)
Hazır yapan bulmuş niye değişsin ki

İşleri bölüşmeyi deneyin ya da yaptığın yemek temizlik için para iste
0
bir soru sorcam
(01.07.21)
üstad dağınık olmak ile pis olmak ayrı şeyler. tamam eşyalar sağda solda olabilir o ayrı mesele, ama sağda solda kullanılmış peçeteler görsem ciddi söylüyorum ilişkimi gözden geçiririm. bu tarz dağınıklık - pislik olayları psikolojik rahatsızlıklardan dolayı da olabililiyor, depresyon falan geçiren insanlar salabiliyor bir yerden sonra bence bunu da düşünebilirsin.
0
roket adam
(01.07.21)
(19)

Böyle bir ergene nasıl yaklaşılmalı?

cell_in
Kuzenimin bir oğlu var, 14 yaşında. Bu sene liseye giriş sınavına girdi. Ders çalışmayı hiç sevmiyor ve bu nedenle hiç çalışmıyor. Tüm vaktini bilgisayar oyunu oynayarak geçiriyor. Yani bilgisayar oyunu oynamak dışında hiç bir yaşamsal faaliyeti yok çocuğun. Bilgisayar elinden alındığında da, salona
Kuzenimin bir oğlu var, 14 yaşında. Bu sene liseye giriş sınavına girdi. Ders çalışmayı hiç sevmiyor ve bu nedenle hiç çalışmıyor. Tüm vaktini bilgisayar oyunu oynayarak geçiriyor. Yani bilgisayar oyunu oynamak dışında hiç bir yaşamsal faaliyeti yok çocuğun. Bilgisayar elinden alındığında da, salona gelip boş boş oturuyormuş. Tenis dersine, yüzmeye, satranç kulübüne, ingilizce kursuna her şeye gitti, bir süre sonra onları da bıraktı.

Kuzenim çocuğunun hiç bir şeyi eksik kalmasın, iyi okulda okusun diye ekstra mesailer ile, pazar günleri bile çalışıyor. Kendi çocukluğunda, gençliğinde kendisine alınmamış olan şeyler içinde ukte kalmış ve çocuğunun bir eksiği olmasın diye uğraşıyor. Ama çocuğun hiç bir şeye hevesi, bir amacı yok. Bu da babasının (kuzenim) çok canını sıkıyor, kafaya takmış bu meseleyi uyku uyuyamıyorum diyor.

Bana kalırsa yaşı halen küçük hayattan ne istediğini, ne yapmak ve ne olmak istediğini anlamak için, ama bu yaşlarını da boş geçirmemesi gerekiyor. Lise sınavının ertesi günü babası sanayiye vermiş, yazın çıraklık yapsın diye. Kirin pasın içinde 10 gün geçirmiş, hala diyomuş ki burası okuldan iyi yaa.

Bu çocuğa nasıl yaklaşılması gerekir? Aptal bir çocuk değil kesinlikle, hatta öğrenme ve kavraması da hızlı bence. Diyorum ki o da oyunlara ilgi duyuyor, herkes doktor, mühendis olmak zorunda değil. O da belki oyun tasarımcısı falan olur. Babası da diyor ki onun için de İngilizce ve yazılımlar öğrenmesi, çalışması gerekmez mi bu çocuğun hiç bir amacı, hırsı yok. Evet böyle bir çocuğa nasıl yaklaşılmalı? Uzun yazdım biraz ama yanıtlayanlara şimdiden teşekkür ederim.
0
cell_in
(30.06.21)
@mor bembombom çocuğa tabi ki ne istediği soruluyor, ama hiç bir şeye ilgisi yok. istiyor ki sadece bilgisayar oyunu oynasın. tenise kendisi istekliydi, bir süre güzel gitti sonra onu da bıraktı. yüzmeyi de kendi istemiş, onu da sıkılıp bıraktı :( serbest bıraktığımızda aylarca hiç bir şey yapmıyor diyor aile de, o nedenle yönlendirmek istiyorlar.
0
🌸cell_in
(30.06.21)
@mor bembombom kitap tavsiyenizi ileteceğim teşekkür ederim. Pek öfkelenen bir çocuk değil. Bir şeyi yapmak istemediğinde tamamen tepkisiz kalıp oturuyormuş, tavanlara bakıyormuş falan. Aslında, tamam öfkelenme falan diyip şımartmıyorlar da, bir şeyler için çabalasın diye destek oluyorlar. Hatta daha küçük çocukluğundan beri onu bir birey olarak dikkate alarak ihtiyaçlarına cevap veriyorlar, dinliyorlar, iletişim kuruyorlar (belki böyle yapmak da çok doğru değildir bilemiyorum).
0
🌸cell_in
(30.06.21)
sanayiye vereceksin :)
yazdım sonra 3. paragrafı okudum :)

babasının işi müsaitse onunla çalışsın
yoksa da uygun bir yere versinler

el beceresi var belki kiri pası sevdiğine göre
kendi bi şey yapmak/üretmek istiyor
0
ikizler
(30.06.21)
@ikizler babasının işi birlikte çalışmaya uygun değil maalesef. sanayideki işi yapıyormuş, sadece işten eve üstü başı kirli gelirken etraftan görüldüğü zaman utanıyormuş, onun dışında şikayet etmiyormuş :)
0
🌸cell_in
(30.06.21)
Abi şimdi ben ilkokulda orta okula kadar cm falan, orta okuldan lise 3'e kadar günde 10-15 saat knight online oynardim. Siskonun tekiydim, kız arkadaş falan online vardi yüz yüze zor bile konusurdum. Bildiğin ezik sisman tıp iste.
Lise sinavina da cok calismadim da girdim gene anadolu lisesine.

Sonra nasil oldu hatırlamıyorum bir gün "sokarim böyle ise" dedim ve Knight ile alakali her seyi sildim. Sonra spor yapmaya basladim vs derken daha normal bir cocuk oldum. Ha lisede okuldan kactim, derste iddaa oynadım vs ama sonunda universiteye girdim, sosyal bir hayat sahibi oldum, bölümü birinci bitirdim, şimdi Avrupa'da yasiyorum, evliyim.

Yani bu bilgisayar bagimliligi illa ailenin el atmasi ile çözülür vs diyemem o sebepten. Çocuk icin de bir yerde bir dönüm noktasi ile degisebilir ama olmayadabilir. Zor is vallaha kendi oglum olsa nasıl yapardim bilemedim.
0
logisticsmanager
(30.06.21)
Ergen kızlarım var benim de. Biri 2 sene önce sınava girdi, öbürünün 2 senesi daha var. Bu çocuklar çevrelerinden etkileniyorlar doğal olarak. Biz ana baba olarak onların iyi bir eğitim alması için çalışıyoruz. Şöyle diyeyim, çocukların eğitim masrafı olmasa bugün emekli olabilirim ve bu hayat standardımıza zerre etki etmez. Eşim de ben de Türkiye'deki en iyi eğitimi parasız alabilen şanslı azınlıktanız. Ama çocuklar ona benzer eğitime ancak çok paralar ödeyerek ulaşabiliyorlar. Bunu görebilmelerini sağladık. "Tamircinin yanına çırak vermek" bana çok klişe galdi. Tamircinin yanında çalışan çocuğun aklı başına gelmeyecek, "ben çalışayım ki bunlar gibi olmayayım" demeyecek, tam tersi "aha burada da cillop gibi iş var" diyecek. Hayata bakışı ustası kadar olacak. Elbette bedenen çalışmak iyi gelmiştir çocuğa, ama bundan bir hayat değiştirici ders çıkartmasını beklemeyin.
Ne zaman ki çevresinde sevdiği arkadaşları, değer verdiği ağabeyleri iyi liselerde okuyan, okumak için hazırlanan gençlerden bir çevresi olacak, o zaman o da onlarla beraber olmak için çalışacak. Rekabet diyoruz ama aslında olay rekabet değil arkadaşlıktır. İnsan çocukken okula "bugün neler öğreneceğim kim bilir, ne güzel" diye gitmez, "bugün arkadaşlarımla olacağım" diye gider. Arkadaşlarının profilini değiştirebilirseniz değişir çocuğun bakışı.
0
SiyamkedisiZorro
(30.06.21)
@logisticsmanager kesinlikle insanın yaşamında bazı aydınlanma anları oluyor. insan bu kırılma noktaları ile birlikte yaşamını değiştirmek için bir şeyler yapmaya başlıyor. ama her zaman olmayabilir, zamanında olmayabilir diye aile çok başı boş bırakmak istemiyor.
0
🌸cell_in
(30.06.21)
sanayi niçin aşağılandı? çocuk çalışmış ve iyi demiş? çocuğun gayet istek ve beğenileri olabiliyor da görmezden geliniyor, makbul bulunmuyor gibi geldi bana. kuzeniniz tipik toksik ebeveyn olabilir, çocuğun gayesiz ve ipsiz sapsız profilli boş beleş bir ergen olmasından çok daha yüksek bir ihtimal veriyorum.
0
snape i başından beri tanırım
(30.06.21)
@SiyamkedisiZorro ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar, son çare sanayiye vermişler. ailedeki bir önceki kuşak iyi eğitimler aldı dediğiniz gibi, ama şimdi parası ile bile aynı eğitimi bulamıyorlar. bunun yanında bu kuşağın dikkatini dağıtan çok fazla da şey var. 80lerin sonunda doğanlardan biriyim, benim öğrenciliğimde en fazla tv izler, sokakta oynardık. şimdi bomboş vakit geçirilecek çok fazla şey var, insanların odaklanmasına engel oluyor.
0
🌸cell_in
(30.06.21)
@snape i başından beri tanırım sanayi aşağılanmadı. bana kalırsa el becerisi olan bir işi yapmak kıymetli bir şey ve maddi getirisinin de birçok okullu mesleğe göre fazla olduğunu biliyorum. ama kabul edelim ki çalışma şartları çok zor. mesela geçen gün zımpara yapmışlar ve yüzü gözü kapkara gelmiş. bir o kadar da solumuştur, koruyucu maske falan kullanılmıyor böyle yerlerde. bu şartlarda çalışmayı kimse baştan isteyerek gelmez, değil mi?
0
🌸cell_in
(30.06.21)
@cell_in duyuru beni tetiklediği ve bu tetiklenmiş perspektif ancak size yardımcı olabileceği için cevap yazıyorum. bu tarz konuşmaları ebeveynleri de çocuğun yanında yapıyorsa, şu anda kendi kendinize haklı veya haksız olası bir beğeniyi çürütmeye çalıştınız, çocuk tabii ki ne istediğini bulamayacak ve söylemeyecek. ailesinin ona yapabileceği en büyük iyilik yorumlarını kendine saklamak ve çocuğu salmak olur. yönlendirmediklerini sanıp toksik konuştuklarına neredeyse emin gibiyim. coğrafyanın kaderliğine maalesef türk tipi ebeveynlik de ekleniyor. salın ergeni lütfen, yaptıklarına ya da yapmadıklarına da yorum yapmasınlar.

"kabul edelim ki", "değil mi?" bunlar rızaya dayalı baskı üreten oysa herkesinki kadar sınırlı perspektiflerle oluşturulup kendini tek doğru olarak dayatan cümleler. rızasını alıyormuş gibi görünen retorikler. çocuğa da böyle yapılıyor muhtemelen.
0
snape i başından beri tanırım
(30.06.21)
O yaşta bir çocuk için gayet normal durumlar aslında.

Ben de o yaşlarda oyun salonundan çıkmazdım. Okuldan öğlen çıkar soluğu oyun salonunda alır (oynamasam bile), akşam eve ayaklarım ağrımış şekilde gelir birkaç saat de evde oynardım.

Şimdi ekmeğimi video oyunlarından kazanıyorum. Her şey olacağına varır, ha bizi böyle şımartan bir babamız veya ekonomik gücümüz de yoktu o başka.

Çocuk eğer ders çalışmasını da bilen bir akran grubu edinirse bu onda olumlu iz bırakır. Yeri gelir evde PC'de oyun oynarlar yeri gelir birlikte test çözerler. Yeter ki akran(lar) ondan bir tık ileride olsun, aylak olmasın.

Meşhur öğrenme psikolojisi kuramcısı Vygotsky'nin "yakınsal alan gelişimi" dediğimiz şey tam da budur işte.
0
Avoiding The Puddle
(30.06.21)
cevapları okumadım. Ya bu Türkiyede herkes okumalı mecburiyeti neden var? Sanayide devam edip usta olabilir eğer orayı sevdiyse. Cidden Avrupa'da olmayan bir algı.
0
biravekahve
(30.06.21)
@Acream anne-baba düzenli spor yapıyorlar, onun haricinde işten fırsat oldukça kültürel aktiviteler.

@Avoiding The Puddle maalesef kendi sınıfında hiç bir şeyle ilgilenmeyen, dersi de dinlemeyen 3 öğrenciden biriymiş. Çok fazla arkadaşı var ama etkileşim nasıldır bilemiyorum.

@biravekahve çocuğunuz var mı bilemiyorum, böyle yazmışsınız ama. avrupada bu algı yok ama ülkemizde var ve uzun bir süre de böyle gider.
0
🌸cell_in
(30.06.21)
@biravekahve sebebi gelir farki.
Avrupa'da beyaz yakali ile garajdaki usta arasinda 5-6 bin euro fark olamaz. Ama Türkiye'de akli calisan üniversite mezunu tamircinin 3-4 kati maas alabilir.
Buna ek olarak oto tamircisi olarak calisan adamin yan hakki, tatili vs de sikintili. Buna ek olarak muhatap olduğun insan kismi da sikintili olabilir.

Avrupa'da yasayan biri olarak burada muhatap olduğum tamirci/cilingir/boyaci ile Türkiye'de denk geldiklerimi ayni teraziye koymam.
Burada kendi çocuğum boyaci olsa vs kafama takmam çünkü her canini isteyen yapamaz ve genel profil farkli ama Türkiye'de kafama takardim.
0
logisticsmanager
(30.06.21)
Herkes okumak zorunda değil. İnşaat mühendisiyim ama keşke berber olsaydım diyorum mesela. Saç kesmeyi çok seviyorum. Kendi işine kolayca sahip olma imkanın var. Yurtdışında dilin varsa tutunman kabul alman daha kolay. Öyle olup kendisi okumak isterse açıktan ya da farklı şekilde okur.

Meslek edinmeyi sevdiğine göre bunlardan ziyade çıraklık okullarına gidebilir. Meslek liseleri olabilir, uygulamalı bilimler nedeniyle.

İkinci olarak da okulda bir akran zorbalığına, öğretmen mobbingine maruz kalmış ve travma yaşamış olabilir mi?
0
neysene
(30.06.21)
@neysene sorunuzun yanıtı hakkında bir fikrim yok, öyle bir şey olsaydı paylaşırdı diye düşünüyorum çünkü çok küçük yaştan beri ailede konuşma hakkı fazlasıyla verilmiş bir çocuk. Yine de üstünde durmakta fayda var.
0
🌸cell_in
(30.06.21)
14 yaşındaki çocuğun neden amacı olsun
ders çalışanlar ana baba korkusundan ya da onlardan geri kalmamak adına(yine kaygıdan) çalışıyor
oynamak tembellik yapmak ister
0
comp
(30.06.21)
ha şeyi de söyliyim, biraz meşhur bir oto tamircisi maaş almaz, maaş dağıtır.
öyle okullu kolejli erasmuslu çocuklarla karıştırmayın onları
0
comp
(30.06.21)
(9)

Cins kediler daha mı huysuz oluyor ?

freebird5406_2
Sınırlı çevremden totomdan uydurduğum bir gözlem o yüzden merak ettim, arkadaşlarımın cins kedileri daha huysuzlar, kendilerini sevdirmezler, tırmıklama alışkanlıkları var, tekir sarman calico gibi kediler kucak kedisi olmaya daha uygun teması seven kediler sanki
Sınırlı çevremden totomdan uydurduğum bir gözlem o yüzden merak ettim, arkadaşlarımın cins kedileri daha huysuzlar, kendilerini sevdirmezler, tırmıklama alışkanlıkları var, tekir sarman calico gibi kediler kucak kedisi olmaya daha uygun teması seven kediler sanki
0
freebird5406_2
(30.06.21)
benim gördüğüm de tam tersi. Cins kediler daha uyuşuk sevdiren tiplerken tekir ve sarmanlar daha terörist (durduk yere elini bacağını ısıran çizen) ve zor sevdiren tiplerdi. Ayrıca dişi kedilerin daha sevecen olduğu erkek kedilerin daha kendi halinde uzak davrandığını düşünüyorum ama benim gördüğüm kedilerde öyle denk gelmiş de olabilir.
0
nhk ni youkosu
(30.06.21)
tam tersi hacıt.
0
sizofren06
(30.06.21)
Tam tersi +1
0
himmet dayi
(30.06.21)
Her cinsin ayrı belirgin karakteri olduğu kesin ama cinsler daha huysuz değil.
0
sadegazoz
(30.06.21)
Bizde dişi van kedisi var, pamuk gibi hayvan. Görüp görebileceğin en sakin huylu kedi olabilir.

Sevilmeye bayılıyor, üstümüzde veya yanımızda yatıyor sürekli, rahatsız etsen de tırmalama, saldırma huyu yok vs.

Daha cins kediler (scottish, british vs.) de benzer özellikler taşıyor ama onların da kronik rahatsızlıkları var. Açıkçası sırf kedi gibi gözüksün ama kedilik yapmasın diye kedi alanlara kızıyorum o yüzden.
0
chicha_v2
(30.06.21)
Şans işi. Ama siz beyaz kedilerin sayko olma ihtimali yüksek oluyor derler.
0
baal
(30.06.21)
20 yıldır sürekli kedi besliyorum , kedilerimi çiftleştirdim yavruları arkadaşlarıma sahiplendirdim onları da takip ediyorum . evimde çok fazla kedi oldu .şu an 3 adet var mesala ve bu soruya kendi tecrübelerimle yanıtım şu şekilde : her kedinin ayrı bir karekteri var insanlar gibi .
şu an baba oğul var evdeki kediler arasında babası aşırı sakin sessiz oğlu çirkin çirkin bağırıyor şımarık bir çocuk gibi .
ısırma tırmalama evde doğan ve tehlikeye maruz kalmayan güvenli ortamdaki kediler arasında hiç görmediğim bir şey .
0
devilone
(30.06.21)
Tam tersi olabilir. Bende 4 yaşında scottish fold var. çok sakin. bazen öldü mü diye dürtme ihtiyacı hissediyoruz. Sadece yaş mama için kendini sevdiriyor. Kucağa geliyor. Ancak ne kadar tekir kedisi olan arkadaşım varsa ya yeni perde aldılar. Ya da bir süre sonra koltukları kaplatmak zorunda kaldılar.
0
ataman
(30.06.21)
Ön yargılar, ön yargılar...

Her kedinin ayrı karakteri var. Toplamda 4 sokak kedisi 3 cins kedi baktım / bakıyorum.

Sokak kedilerinden ikisi uysal hayvanlardı (ikisi de tekir beyaz uzun tüylüydü) diğer ikisi bildiğin manyak (biri sarman öbürü siyah-beyaz). 3 cins kedinin biri chinchilla,biri british short hair öbürü de siyam. Siyam olan zaten adam gibi, oturt önüne konuşursun, sen söylersin, o söyler, müthiş horlar, üzüldün mü omuzuna çıkar yatıştırır. Chincilla olan da british de kendilerini sevdiren kediler. Sadece onların istediği zaman sevmen lazım. Ama istemediklerinde de tırmık atmıyorlar, sadece kaçıyor, kucağında uzun kalmıyor filan. halbuki sarmanla siyah beyaz olan afedersin a. sıçar, yüzünü gözünü deşer, ama bir bakmışsın, canı istedi mi göbek açmış. Manyak onlar...
0
SiyamkedisiZorro
(30.06.21)
(14)

abartıyor muyum?

not sure if serious
sevgilim işe gidip gelirken toplu taşıma kullanıyor bazen de kendi arabasını. neyse merak ediyorum gittiğinde geldiğinde haber versin istiyorum. o da haber veriyor zaten, problem yok bunda. birgünden birgüne rahatsız olduğunu söylemedi/ hissettirmedi. sadece ben kendimi sorguluyorum, baskıcı olmak i
sevgilim işe gidip gelirken toplu taşıma kullanıyor bazen de kendi arabasını. neyse merak ediyorum gittiğinde geldiğinde haber versin istiyorum. o da haber veriyor zaten, problem yok bunda. birgünden birgüne rahatsız olduğunu söylemedi/ hissettirmedi. sadece ben kendimi sorguluyorum, baskıcı olmak istemiyorum.

abartıyor muyum sizce? yoksa hangi ülkede yaşıyorsun; bu ülkede endişelenmen, merak etmen normal mi dersiniz?
0
not sure if serious
(28.06.21)
Çok normal. Evimizin önünde bile tacize uğradığımız bir ülkede yaşıyoruz. İşe gittiğim zaman Annem her sabah ben ofise varınxaya kadar uyumazdı. Eşime de ben geldim diye haber verirdim hep gayet normal.
0
suicides underground
(28.06.21)
Bu çok kişisel bir şey, bana yapılsa çıngar çıkarırım ama aynı düşüncede iki insan için normal bir şey olabilir. Benim kuzenim de mesela ailesine çok düşkün, her gün işten eve yürürken başka şehirde yaşayan anne ya da babasını arar konuşur. Gerçi onun biraz anksiyete-okb karışık durumları da var, iyi olduklarını ondan duyduğumda rahatlıyorum diyor.

Bunun karşı tarafa baskı olmuş olabileceğini düşünmen güzel bir yaklaşım, sevgiline sor bence "ya ben böyle diyorum ama" diye.
0
Jux
(28.06.21)
elbette ilişkilerde "geldim ben" ya da "çıkıyorum" gibi haberleşilir çoğu zaman ama merak edip baskıcı olup olmadığınızı sorgulayacak kadar ciddi bir psikolojiyle bunu yapıyorsanız, abartıyorsunuz.

karşınızdaki bir yetişkin.
size ihtiyacı olduğunda zaten bunu belirtecektir.
"böyle bir ülkedeyiz", "ülkenin ne olduğu belli" falan gibi sürekli saldırıya uğramaya hazır beklemek tam bir kurban psikolojisi.
korkularla yaşamanın anlamı yok.
0
blatta hiberna
(28.06.21)
zaten o başlamıştı haber vermeye. hani ben de bir yere gidiyorsam varınca haber ver vs der. @blatta en başta dediğin gibi ''geldim ben'', ''çıkıyorum'' seviyesinde beklentim. unuttuğunda bir kere (fırsatı olduğunda arar eder) ''merak ettim, aramana gere yok her seferinde. küçük bir mesajla vardığını/ iyi olduğunu bileyim yeter'' dedim.

genelde de zaten başka konularda da bana fazla açıklama yapmaya başladığında durdururum açıklama/ hesap verme psikolojisine girmemesi için. derim ben hesap vereceğin birisi değilim.

otorite figürü olmaktan kaçınırım, parteriyim onun ben.
0
🌸not sure if serious
(28.06.21)
normali bu zaten aslında. "ben çıktım - dikkat et kendine" diyaloğu yapılır. bir de işe varırken aranıp "ben otobüsten indim şimdi giriyorum işe - hadi öptüm kolay gelsin" muhabbeti hep yapılır ki zaten.

endişe konusunda da az biraz haklısın ama çokta korkmana gerek yok. ama normal aramak, araşmak güzel şeyler dilemek güzeldir. karşı tarafta seviyorsa bunu yap geç. iki defa 30 saniye telefonla konuşmaktan kimse bişey kaybetmez.
0
avatar is back
(28.06.21)
Başkan ben Fransa'da yaşıyorum, bir adet suç haberi günlerce haber oluyor o kadar aksiyon yok yaşadığım yerde.
Buna rağmen eşim çıktığında döndüğünde ufak bir mesaj atmasini isterim. Kafa rahatligi.
Ha bunu benim ailem de yapardi, aramana gerek yok da iyiyim de yeter derlerdi. Haftada iki kere ailemle konusan biriyim ondan böyle bir kültür/aliskanlik yerlesmis diyelim.

Ama esim Türkiye'deyken daha da meraklanirdim yani, yabanci tek basina. O sebepten ben anlıyorum ve karsi taraf bir tepki göstermediği sürece bir sıkıntı göremiyorum. Olursa da oturup konusursunuz karsilikli, bu kadar zor bir konu değil.
0
logisticsmanager
(28.06.21)
Haberleşmeniz normal ama her seferinde sormak baskıya sebep olabilir. Bunun yerine arada bir varacağı saatten 15 dakika sonra mesaj atın, günaydın vs. gibisinden eğer çok merak ediyorsanız tabii.
0
himmet dayi
(28.06.21)
@esther evet veriyorum, o da merak eder. yazmazsam sorar.

@himmet ekseriyetle o haber veriyor zaten. acelesi olduğunda, yoğunlukta filan yazamıyor. onda da vardın mı gibi bir şey yazıyorum.
0
🌸not sure if serious
(28.06.21)
Yok ya, bence normal, hele ki boyle bir ulkede.

Birak sevgiliyi, normal kiz/erkek arkadaslarimizla bile aksamlari ayrildigimizda eve vardin mi diye kontrol ediyoruz biz.
0
invictae
(28.06.21)
Kişisine göre değişir, benim gözümle bakarsak: sürekli çocuk-ebeveyn şekline dönüşen bir ilişkide karşımdaki insana çekim duymam imkansızlaşır.
0
lcha
(28.06.21)
vardın mı
yerine başka bi şey sor, muhabbet et

bu tip msjlar insan konuşmka istemediğinde rahatsız edici
sabah yorgun uyanmışsın bi şekilde gitmişsin işe, tak msj-arama geliyor
görüldü yapsan yetmiyor
bi şey yazsan zoraki
0
bir soru sorcam
(28.06.21)
Panik bir insanım, nişanlım eve gidince yazsın istiyorum ve bekliyorum, gecikince korkuyorum arıyorum. Sadece nişanlıma değil kardeşime vs de yapıyorum.

kadınım bu arada
0
Hallegadola
(28.06.21)
Baştan söyleyeyim, kadın tarafı benim. Böyle bir talebi olsa eşimin çok rahatsız olurum. Gün içinde konuşuyoruz zaten, özellikle eve dönerken günün kritiğini yaparız ama sizin bahsettiğiniz "eve / işe geldim, her şey yolunda" mesajı büyük bir gerginlik yaşadığınızı gösteriyor. Şehir dışına gitse hadi normal diyeyim, bilmediği yer vs. ya da gece yarısı bir arkadaş yemeğinden dönerken haber versin ama her gün gittiği işine varınca "ara beni" biraz fazla geldi. Kendinize de zarar.
0
SiyamkedisiZorro
(06.07.21)
Bu arada, eşim değil ama ablam çok yapar mesela. Rahatsız oluyorum. Her an kontrol altında olmaktan hoşlanmıyorum ben.
0
SiyamkedisiZorro
(06.07.21)
(4)

boğaziçi mezunlarına / bura derneği

roket adam
bura derneği'nin düzenleyeceği bir etkinliğe davet edilmiş ve kabul etmiş bulundum ama gördüğüm kadarıyla bu arkadaşların epey siyasal bir tarafı var. içeriden birileri bilgi verebilir mi, bu arkadaşların akp, fetö, zart zurt cemaati, ıvır zıvır ile bir ilişkisi var mı direkt olarak, yoksa bunlar de
bura derneği'nin düzenleyeceği bir etkinliğe davet edilmiş ve kabul etmiş bulundum ama gördüğüm kadarıyla bu arkadaşların epey siyasal bir tarafı var. içeriden birileri bilgi verebilir mi, bu arkadaşların akp, fetö, zart zurt cemaati, ıvır zıvır ile bir ilişkisi var mı direkt olarak, yoksa bunlar dedikodu mu? eğer siyasi bir tarafı varsa reddedeceğim çünkü

edit: boğaziçili değilim, bana bir etkisi olamaz yani ama destek de olmak istemiyorum açıkçası öyleyse.
0
roket adam
(17.06.21)
bura melihçilerin grubu. bümed'i bitirmeye çalışıyorlar. bulaşma. adın çıkar sonra bümed'de yerler seni.
0
duyurukullanıcısı
(17.06.21)
Benim tek bildiğim Boğaziçi mezunlar derneği BURC. Bura da tam Melih işi olmuş...
0
SiyamkedisiZorro
(17.06.21)
%100 siyasi bir dernek, melih bulu'ya tam destek veriyorlar, hiç bulaşma
0
vatanperver
(17.06.21)
Hala islemelerine inanamadim. Ben okurken aşırı gerici aptal saptal tiplerdi. Üyelerinden bolca fetocu de vardi o zaman. Sakin bulasmayin derim
0
galandar kostumu
(17.06.21)
(9)

Miras kalan tarla sorunsalı

solo
Merhabalar,6 ay önce babamızı kaybettik, babamın köyünde epeyce büyük bir tarlası vardı, 30 yıldan uzun süredir bu tarlayı halam ekip biçiyordu, biz 4 kardeşiz 2 abimin ekonomik durumları kötü ve kara listedeler, tam rakamını söylemiyorlar ama bankalara vs borçları var yani bir miras düşse üzerlerin
Merhabalar,

6 ay önce babamızı kaybettik, babamın köyünde epeyce büyük bir tarlası vardı, 30 yıldan uzun süredir bu tarlayı halam ekip biçiyordu, biz 4 kardeşiz 2 abimin ekonomik durumları kötü ve kara listedeler, tam rakamını söylemiyorlar ama bankalara vs borçları var yani bir miras düşse üzerlerine anında ham yaparlar, benim durumumum kardeşlerime göre hallice iyi herhangi bir hukuki sorunum yok.

Şimdi gelelim soruma, noter'e gidip veraset ilanı çıkarttırdım tüm kardeşler için ama gidip tapudan sanırım kalan mallar için de işlem yapılması gerekiyor, öncelikle bu süreç hakkında hiç bir bilgim yok ilk sorum bu ne yapılacak vs?

İkinci sorum bu tarla ve diğer gayrimenkullerin paylaşımı sonrasında başımıza neler gelecek, mesela ben gidip tapuya başvursam şurada şu ölçüde tarlanız var diyerek yeni tapu çıkacak ve hisselere bölünecek abilerime düşen paylara haciz mi gelecek?

Tam olarak nasıl bir senaryo çıkacak ortaya merak etmekteyim.

Eğer hiç müdahale etmezsek halam ekip biçmeye devam ederse ne olur?

Teşekkürler.
0
solo
(17.06.21)
avukat değilim bildiğimi yazayım.

veraset ilamı çıkınca sadece kimin ne payı var o belli olur.

veraset ilamı ile tapu'ya gittiğinizde intikal dediğimiz işlem olur, tapu babanızdan, siz ve kardeşlerinizin üzerine ortak olarak geçer. yani yeni tapu çıkar. atıyorum 4 kişi ise %25 olarak bir tapu bölünür.

hisseye haciz gelebilir mi derseniz, evet gelebilir. mahkeme haciz kararı koyup hisseyi açık artırma ile satabilir. diğer hissedarlar öncelikli olarak payı satın alabilir.

bence iş daha karmaşık hale gelmeden, eğer icralık bir durum da var ise 2 abiniz muvafakatname ile noterden size ve diğer kardeşinize devretsin hissesini daha tapu ya gelmeden. siz de 2 kardeş olarak satışını yaptığınız zaman tarladan geliri 4'e bölersiniz.

hiç bir müdahalede bulunmaz iseniz ise öyle gider durum. bir değişiklik olmaz.
0
delidir yakalayin
(17.06.21)
bizde de öyle hacizli ortak mal var ne satabiliyoruz ne de başka bi şey yapabiliyoruz. banka da satamıyor hisse olduğu için.
0
jelly bear
(17.06.21)
Yine avukat olmayan ama çevrede başına gelmiş tanıdıkları olan biri olarak araya gireyim. Tarlaların statüsü diğer taşınmazlar gibi değil bildiğim kadarı ile. Tarla olduğu için boyutuna bakmaksızın bölemiyorsunuz.
0
SiyamkedisiZorro
(17.06.21)
@delidir yakalayin teşekkür ederim gayet bilgilendirici bir cevap oldu benim için.

@jelly bear, peki tarlayı hiç bir şey yokmuş gibi ekip biçebiliyor musunuz yoksa onda da mı sıkıntı çıkıyor?

@SiyamkedisiZorro, bölmek derken neyi kastettiniz? zaten hisseli olduğu için bölünmüş olmuyor mu? yoksa kastettiğiniz şey, diğer kardeşlerin payını satamıyor olması mı?
0
🌸solo
(17.06.21)
SiyamkedisiZorro +1
Benim de dedemden ve onun kardeşlerinden kalan tarlalarından bildiğim, tarım arazisini dörde bölüp paylaşmanız mümkün olmayabilir.

Çevremde arazisi aile tarafından (halalar, amcalar falan işte) ekilip biçilen ve hasattan payını alan insanlar var. Halayla anlaşıp böyle bir şey yapabilirsiniz belki.

Edit: www.emlakgundemi.com.tr
0
kobuzchu kiz
(17.06.21)
@kobuzchu kiz, çok güzel bir bilgi, teşekkür ederim, bu durumda hiç dokunmadan eskisi gibi devam edilmesi sanırım daha mantıklı gibi.
0
🌸solo
(17.06.21)
En pratik yollarından biri borçlu kardeşlerinizin, sulh ve ceza mahkemesine verecekleri basit bir dilekçeyle "mirasın gerçek reddi" davası açması. böylece babanızdan kalan hiçbir miras üzerinde söz hakları kalmaz, herhangi bir haciz durumu olmaz. miras otomatik olarak diğer mirasçılara kalır. o sırada halanız ister eker biçer isterseniz diğer iki mirasçı satış yapar vs.
0
elestirman
(17.06.21)
Bölmekle kastettiğim atıyorum 4 dönüm araziyi 1'er dönüm paylamamazsınız. Devlet tarım arazileri belli bir büyüklüğün altında kalarak tarımsal ekonomik değerini kaybetmesin diye (tarım arazilerine özel) bir karar almış. Minimumu nedir inanın bilmiyorum.
@elestirman, abiler mirası reddetmek istemiyorlar ki, kendi haklarını hemen almak istiyorlar borçları yüzünden diye anladım ben. Bu tarlaların bölünmezlik durumu (büyüklüğü önemli) sözkonusu olursa abiler zaten avuçlarını yalarlar. Ya da tarla bir bütün olarak satışa zorlanabilir.
0
SiyamkedisiZorro
(17.06.21)
@SiyamkedisiZorro abiler mirası istemiyor demedim. red davasıyla banka icrası vsnin önüne geçilebilir
0
elestirman
(17.06.21)
(8)

Aileler ve çevre çocukları neden evlendirmekle meşguller?

bare gud dømmer meg
Kendi hayatını bile yaşayamıyosun. Sürekli evlilik,evlen bilmem ne. Boğuyorlar insanı bi nefes aldırmıyorlar. Neden aileler ve çevre başkasının hayatıyla meşgul bu kadar? Sanki kişi evlenmiyo aileler evleniyor bu nedir ya
Kendi hayatını bile yaşayamıyosun. Sürekli evlilik,evlen bilmem ne. Boğuyorlar insanı bi nefes aldırmıyorlar. Neden aileler ve çevre başkasının hayatıyla meşgul bu kadar? Sanki kişi evlenmiyo aileler evleniyor bu nedir ya
0
bare gud dømmer meg
(15.06.21)
1- Toplum baskısı
2- Evlatlarına karşı görevlerini tamamlayamama ( aile bir görev olarak görüyor bu durumu)
3- Evlensin yuvasını açsın düzenini kursun mantığı ( evlenilmeden düzen oluşmaz kafası)
4- Evli olunca mutlu olunur algısı
0
paramolacak
(15.06.21)
Valla esas olay bence kontrol etmeyi isteme olayı. Evlilik o kontrol etmeye çalışma olayının sadece başka bir aşaması. Evli olsan bu sefer "çocuk ne zaman, torun istiyoruz" torun olsa "nerede bunun kardeşi" vs şeklinde sürekli bir kontrol etmeye çalışma olayı olacak. Yani iş evlilik ile son bulmayacak.

Niye hep aynı şeyleri öneriyorlar dersen, yani niye gidip "dünyayı gez" değil de "evlen artık" diyorlar dersen o da yaşadıkları toplumdaki genel gözlemler sonucu oluşmuş. Yani herkes bişeyi yapıyorsa ya da çoğunluk yapıyorsa o şey doğrudur gibi düşünülüyor. Genelde insanlar da evlendiği için istenen şey hep o oluyor. Yani istekleri genelde toplum belirliyor. Onlar ise o istekleri kullanarak kontrol etmeye çalışıyorlar.
0
j r r tolkien hayrani
(16.06.21)
Cunku evlilik olunca cocuklarinin "adam" olacagini dusunuyorlar. Adami cinsiyetten bagimsiz olarak kullandim. "adamlik" kelimesini toplumda kabul goren, tam ve varolus amacini gerceklestirmis insan olarak dusunebiliriz. Evli olunca calistigin is yerinde bile bakis acisi degisiyor insana. Bir de evliligi bir basari olarak goren/kabul edenler var... evlilik toplumsal izlerini hayatin her aninda bireylere hissettirdigi icin bunu bir gereklilik olarak goruyoruz. Evliysek daha ciddiye aliniyoruz mesela. Ne alakaysa... "Aman evli olsun, yeri belli olsun"

Bunun yaninda evliligi soyun devamini saglayan baslangic olarak goruyoruz. Cunku uremek icin evli olmaliyiz. Ureme, soy devam ettirme zaten insanoglunda varoluşsal bir güdü. Bu hepimizde mevcut. Toplumsal zeminle birleşince daha da karşı konulmaz oluyor.

Bir de gozu disarda olmasin, bir duzeni olsun, harama el uzatmasin, elalem evde kaldi demesin vs. Gibi turlu sebeplerle de pekistiriliyor cogunlukla.

Ezcumle, ebeveynler cocuklarini toplumsal konjonktürde "tam" olarak ilan etmek icin evlenmelerini istiyorlar. Onun icin bir silsile izliyoruz hep. Oku-askere git-is bul-evlen-cocuk yap-emekli ol-ol.
"Okudun, askerligini yaptin, e mesleginde var evlilik ne zaman?" Cunku siradaki ve en onemli eksik parca evlilik...
0
pardus
(16.06.21)
Bir de su var; "onun da oglu/kizi var su yaslarda evlenemedi hala" diye bir diyalog eminim hepimizin hayatinda yer almistir. Bu istenilmeyen bir durum ve bu durumun oznesinin kendi cocugu olmasini istemiyor ebeveynler. Dogru veya yanlisin otesinde yazdiklarim sadece tespit amaclidir. Bu tum soylediklerim kisiler icin dogru da olabilir yanlista. Soylediklerimden bu amaclarla evlilik yapilmaz veya yapilir anlami cikmaz. Evlilik kisinin hayatindaki en stratejik karardir.
0
pardus
(16.06.21)
Sosyal yasam matematik degildir ama muhafazarlik arttikca sosyal yasam matematik gibi tek dogrusu yani tek yasam bicimi varmis gibi kabul edilir. Insan okumali, is bulmali, evlenmeli, iki uc cocuk yapmali, yazlik ev almali, hayatini tuketerek gecirmeli, ne kadar tuketebilirse de o kadar basarili sayilmali algisi var. Bunun disina cikanlar, yanlis sayiliyor, yasam bicimine matematik gibi yaklastiklari icin.
0
howfaristhesky
(16.06.21)
kendi hayatlarını yaşamamayı öğrendikleri ve bunun farkına varamadıkları için kendilerinden sonraki neslin de hayatlarını yaşamalarına izin vermiyorlar.
kendilerine uygulanan manipülasyonu, üzerlerindeki kontrolü başkasına (yani sonraki nesle) aktarmayı norm haline getirdikleri için.

bunun dışında kültürel olarak da dünyalarının küçük olması, herhangi bir hayat amaçlarının olmaması ve sosyal etkinlik eksikliği gibi etkenler de var.
0
blatta hiberna
(16.06.21)
Ebeveynlikten "mezun" olmak için. Ciddiyim.
Düşünürsek bu bir döngü. Türk aile yapısında (hele kız çocuğu için) ebeveynliğin son noktası çocuğunu evlendirmek. Elbette şimdilerde büyükanne&büyükbabaları bekleyen torun bakma durumu da var ama buna kesin bir görev diyemeyiz. Ana sorumluluk anne-babada, büyükanne&büyükbabada değil. Bu sebeple sorumluluklarını sizi evlendirerek tamamlamak istiyorlar. Tabii sonrasında "torun yap torun sevelim" hikayesi de gelecek ama onun motivasyonu daha çok soyun devam etmesi bir de "yar bana bir eğlence" kafası.
0
SiyamkedisiZorro
(16.06.21)
valla türkiye'de çoğunluk aile böyle galiba, bizimkiler de tam tersi. o yüzden garibime gidiyor.

sürekli kimseye ihtiyacın yok, aslansın kaplansın, ne evliliği boş ver hayatını yaşa gibi cümleler duydum. bu da iyi bir şey değil çünkü duygusal ilişki kurmakta ve devam ettirmekte zorluklar yaşadığım zamanlar oldu ve bu biraz beni yalnızlığa itti. oysa ki çok insani olarak sevmeye ve sevilmeye ihtiyaç duyuyorum.

neyse her şeyin en dengelisi en güzeli galiba.
0
elma
(16.06.21)
(3)

Bayram tatilinde evcil hayvanları ne yapacaksınız?

arıkuşu
Evde olmayacaklar için soruyorum. Pet oteline mi birakacaksiniz yanınızda mi götüreceksiniz? Bayram olduğu için bakacak birini bulamadım ben.
Evde olmayacaklar için soruyorum. Pet oteline mi birakacaksiniz yanınızda mi götüreceksiniz?
Bayram olduğu için bakacak birini bulamadım ben.
0
arıkuşu
(15.06.21)
2 kedüm var. komşulardan birine anahtar bırakıyorum onları yalnız bırakacaksam. illa ki birinden biri evde oluyor.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(16.06.21)
eşimin annesıne bırakıyoruz cok guzel bakıyor cok sanslıyız
0
zenc
(16.06.21)
Yaz vakti benim kedimin yanına 2 tane de ablamın kedisi geliyor. Eskiden (iki haftaya kadar) üçünü evde yalnız bırakabiliyordum. Maalesef benim kediciğim artık iyice yaşlandı ve son bir senedir ağırlıklı yaş mama ile beslenmeye başladı. Onu yanımıza alacağız, diğer ikisi evde takılacaklar. Tek kediyi yalnız bırakmak olmaz uzun zaman ama 2-3 kedi gayet idare ediyorlar.
0
SiyamkedisiZorro
(16.06.21)
(14)

insiyatif almayan arkadaşlar

istanbul kanatlarimin altinda
en yakın olduğum 2 arkadaşım var. haftada min. 4-5 akşam görüşürüz, bende kalırlar, dertleşiriz, bir sıkıntıları olduğunda dinlerim, onlar da tabi derdimde yanımda olurlar vs. erkek ikisi de. ben kadınım. canımı sıkan muhabbetlerimiz genel olarak şu şekilde:ben planlar yapıyorum heyecanla. oraya gid
en yakın olduğum 2 arkadaşım var. haftada min. 4-5 akşam görüşürüz, bende kalırlar, dertleşiriz, bir sıkıntıları olduğunda dinlerim, onlar da tabi derdimde yanımda olurlar vs. erkek ikisi de. ben kadınım.

canımı sıkan muhabbetlerimiz genel olarak şu şekilde:

ben planlar yapıyorum heyecanla. oraya gidelim, bunu yapalım, bana gelin diye. hepsi de bugüne kadar hep yaptığımız ve keyif aldığımız şeyler. arkadaşlarımdan gelen cevaplar genel olarak şöyle:

olabilir.
bakılır.
bilmem. (bilmem yapan, ellerini iki yana açmış adam emojisi)

sonra o planlar 90% yapılıyor.

ben de sinir oluyorum bu kadar heyecansız olmalarına. o kadar hevesimi kaçırıyorlar ki. ben çünkü detaylarıyla düşünüp neşeli neşeli anlatıyorum. onlarda bir gülümseme kırıntısı, benim heyecanımın yarısı dahi yok.

bir de bu planları aylar sonrasına yapmıyorum tabiki. mesela az önce, "yarın akşam bize gelin, diğerlerine de söyleyeyim toplanalım" dedim. gelecek insanların yasaklar yüzünden bende kalmaları gerektiğini söyledim. "şu burada yatar, o burada yatar, herkese yer buluruz" diye planımı destekleyici şeyler de anlattım uzun uzun. "geliriz herhalde." dedi birisi. diğeri dediklerimin orasını burasını sorguladı, "diğerlerine de sordun mu gelecekler miymiş" dedi, (daha diğerlerine sormadığımı, önce onlara sorduğumu söyledim) ama kendinin gelip gelmeyeceğine dair bir şey demedi.

ya da mesela kampa gidecek oluyoruz. benden çıkıyor gene fikir. hafta başından başlıyorum gidelim demeye. gene gelen cevaplar "olabilir" seviyesinde. hatta ben biraz ısrar edince bu olabilir'ler geliyor. ısrar etmesem cevap bile yok. sonra perşembe akşamı oluyor, ben gene darlıyorum eee? diye. bazen inanın ki perşembe günü bile hala belirsiz cevaplar veriyorlar. ertesi akşam yola çıkacağız ama. sonra 90% geliyorlar.

bunu bir ihtimal daha iyi plan çıkarsa ve gelmekten vazgeçerlerse "ama biz söz vermedik ki" diyebilmek için yaptıklarını düşünüyorum.

benim bu huylarına sinir olmaya hakkım var mı? yani en yakın arkadaşlarım bunlar, her şeyi beraber yapıyoruz sözde ama hiçbir şey için şöyle ağız tadıyla heveslenemiyorum.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(15.06.21)
Iyi de adamlar normal cevap veriyor. Herkesin kendince plani, programi olur. Sen kafanda planlari yapiyorsun ve sana gore oldukca guzel plan olabilir ancak adamlar o plandan anca sen soyleyince haberdar oluyor, hal boyle olunca bu sefer kendi planlarini vs hesaba katip ona gore cevap veriyorlar. Yani o planlara olasilik bildiren cevap vermek mantikli.

Hatta sen surekli boyle plan yapip milletin planlarina bisekil engel oluyorsan da bu sefer bir bikkinlik yaratabilir insanlarda.
0
j r r tolkien hayrani
(15.06.21)
arkadaş ilişkilerinde micromanaging dediğimiz olay bu kadar iyi bir şey değil, kendi kafanızda düşünseniz bile kimin nerede yatacağına kadar planladığınızı paylaşmanız çok sıkıcı olabilir. tersine onlar daha spontane davranmayı seviyorlar besbelli ki.

"bunu bir ihtimal daha iyi plan çıkarsa ve gelmekten vazgeçerlerse "ama biz söz vermedik ki" diyebilmek için yaptıklarını düşünüyorum." bence haftada 4-5 gün görüşecek kadar yakın olduğunuz insanların bunu düşüneceğinizi düşünmeniz yanlış bu arada. tersine kesin bir şekilde geleceğim dedikten sonra iptal etmeleri daha kırıcı olmuyor mu?

biraz müsaade edin bir kere de onlar planlarla gelsin. plan yaparken de bu kadar detayına inmeyin çok spesifik şekilde planlanması gereken bir aktivite değilse.
0
amugochi
(15.06.21)
@jrr tolkien

iyi de, bu insanların genellikle benim dediklerimden başka planları olmuyor ki. olduğu zaman zaten onu yapıyorlar. (ailemle olucam/lise arkadaşımla görüşücem vs.) ama böyle bir ekstra planları çok nadir oluyor. olduğu zaman zaten ne diyebilirim ki. bunlar haricinde haftada 4-5 gün hep birlikteyiz. ben plan yapmasam gene bende evde oturacağız. bütün kış çok sıkıldım kendi adıma hep ev hep ev.

ayrıca, sadece bana göre oldukça güzel planlar değil onların da çok sevdiği planlar bunlar. buna eminim. dediğim gibi zaten eninde sonunda yapıyoruz dediklerimi. istemeseler zorla yapacak değiller. onların diğer planlarına engel oluyormuşum gibi bir durum asla yok. ama sadece bu kadar hevessiz olmalarına üzülüyorum.

@amugochi

valla geleceğim deseler ve sadece geleceğim demekle kalmayıp heycanıma ortak olsalar, "ya ne iyi düşünmüşsün valla ne güzel olur" deseler mesela, sonra başka bir plan çıkarsa "ya kusura bakma (sallıyorum) kız yazdı ben ona gidicem" deseler asla kırıcı olmazdı.

kimin nerede yatacağını da onlar rahatsız olmasın diye baştan söyledim. onların yeri zaten bizim evde belli, diğerlerine yer yok gibi düşünecekler şimdi diye düşündüm. "şuraya da yer yatağı koyarız, iki kişi de orada yatar. sizi yerinizden etmem" minivalinde söyledim.
0
🌸istanbul kanatlarimin altinda
(15.06.21)
Aslında çok şanslısın seni reddetmiyorlar. Bence niyetin kötü olmasa da manipulatif bir insansın ve sevildiğin için kırmamaya çalışıyorlar. Bence biraz sal.
0
lcha
(15.06.21)
sinir olmaya hakkın yok darlama seviyen on üzerinden yirmi, ya biraz sakin olmayı dene ya da plan yapmaya senin kadar heves eden başka arkadaşlar bulmaya çalış. bu demek değil ki arkadaşların senle vakit geçirmek istemiyor, arkadaşların sadece plan yapmak istemiyor gibi görünüyor. hevesinin kırılması senle alakalı bir durum yani :)
0
evde liyakat kalmamis
(15.06.21)
bana da desen bende olabilir derim ve %90 gelirim. Tabiatimiz bu şekilde olsa gerek
0
all girls dream
(15.06.21)
@duster @ Icha @evde liyakat

onlar aileleriyle yaşıyorlar diye rahat değiller ve genellikle bende kalıyorlar. benimle bir şeyler yapmak istemeseler neden bende kalsınlar? onlara bu alanı seve seve açıyorum. elbette lafını bile etmiyorum. tam aksine ben de seviyorum gelmelerini, evimde insan oluyor işte ne güzel. ben herhangi bir plan yapmasam gene bende evde oturacağız. bir de yasaklar yeni bitti, yeni yeni bir şeyler yapmaya başladık. öyle habire plan yapıyorum durumu yok.

son olarak, şu konudan çok eminim ki yaptığım planlara beni kırmamak için değil kendileri de sevdikleri için dahil oluyorlar bu konuda herhangi bir soru işareti yok. örneğin içlerinden biri bir kızla görüşüyor ve son 2 haftasonu kampa gittik, o gelmedi. gelmemeleri kesinlikle sorun değil.
0
🌸istanbul kanatlarimin altinda
(15.06.21)
@istanbul kanatlarimin altinda işte bu kadar detaylı düşünüyorsunuz, aynı telaşları her planda yaşayan bir insanım böyle söylediğime bakmayın. ancak bırakın onlar sorsun yav millet gelince nerede yatacağız sığacak mıyız o kadar insan diye.

öbür dediğiniz de belki biraz kibar söz duyma isteği ama erkek milleti böyle düşünemiyor, kaldı ki bu kadar sık plan yapıyorsanız bir süre sonra öyle söylemeleri de samimiyetsiz olur. planlarınız güzel ki %90'ına katılım gösteriyorlar. ama iki yakın erkek arkadaş olunca bizim kadar detaylı ve ince düşünmelerini beklemek çok doğru değil :(
0
amugochi
(15.06.21)
Takma, karakter meselesi.
0
invictae
(15.06.21)
Tam enerji emici insan tipi. Sinir olmakta sonuna kadar haklısın
0
sta
(15.06.21)
Başka atraksiyonlara heyecanla yaklaşıp sizinkilere böyle tepki vermiyolarsa olduğu gibi kabullenmekte fayda var durumu, herkesin mizacı farklı, zaman zaman insan ister istemez sinir olur aynı heves seviyesinde olmayınca, anlayabiliyorum ama sonuçta bir aradasınız, bu kadar düşünmemeye çalışın derim, yapı meselesi sonuçta.
0
(15.06.21)
vaktiniz oldugunda "cumartesi napalım gencler" diye sorarak başlayabilirsin direkt planla gitmeyin. biiraz cinsiyet kaynaklı bir durum. erkekler gezme konusunda çok yaratıcı değiller nazarımda. genelde ikili ilişkilerde de böyle olur. siz hali hazırda programla gittiğiniz için aslında karşı tarafı ikinci plana atmış gibi oluyor
0
ala09
(15.06.21)
Tam da düşündüğüm gibi, aile yanında kalmamak için sizin özgür ortamınızda sizin enerjinizi sömürüyorlar. Gebeş erkek tipi. Siz de o evin annesi olmuşsunuz. Erkek arkadaşınız olduğu zaman görürüm ben onları...
0
SiyamkedisiZorro
(16.06.21)
Bekar erkeklerin sende kalmaları bile yeterince büyük bir şeyken (böyle bir şeyi onlar neden istesin, sen neden isteyesin normalde) planlarına seni dahil etmiyor oluşlarını dert etmen aşırı saçma.
0
Avoiding The Puddle
(16.06.21)
(7)

Hükümet kanal istanbulda neden ısrarcı?

bare gud dømmer meg
Marmarayı *ok götürüyorken, bu kadar leş bu kadar akla mantığa uymayan gerizekalıca fikir için neden bu kadar ısrarcılar?Mantıksızlık ve katliam kısmını geçtim finansman ve yapımı bile hayal ürünü ve israf. Aklı başında vatandaşların yaşadığı bir ülkede bu tarz bir işin yapılması ciddi oy kaybı olur
Marmarayı *ok götürüyorken, bu kadar leş bu kadar akla mantığa uymayan gerizekalıca fikir için neden bu kadar ısrarcılar?
Mantıksızlık ve katliam kısmını geçtim finansman ve yapımı bile hayal ürünü ve israf.
Aklı başında vatandaşların yaşadığı bir ülkede bu tarz bir işin yapılması ciddi oy kaybı olur. Neden bu kadar inatçı neden bu kadar ısrarcılar?
0
bare gud dømmer meg
(15.06.21)
Sanırım Türkiye'ye yeni geldiniz. Oraya kurulacak şehrin hafriyat işinden sitelerin inşaatına, kanal üstüne kurulacak köprülerin ihalesinden arsa sahiplerine verilecek paralara kadar hepsi yandaş şirketlerin çıkarlarına göre planlanmış durumda. Yani parası senden, benden, zenginliğe konması yandaş şirketlerden. Bkz. Kanal İstanbul'un ilk köprüsünü yapacak şirket kim oldu haberi.
0
prole
(15.06.21)
rant kısmını düşünmeyen yoktur zaten.

ısrarcı olmalarının diğer bir nedeni ise kanal istanbul üzerinden yeni bir kutuplaşma yaratılması.
0
duyulmasi gerektigi kadar
(15.06.21)
Evet, Aklı başında vatandaşların yaşadığı bir ülkede bu tarz bir işin yapılması ciddi oy kaybı olur.
0
paramolacak
(15.06.21)
belirli sözler karşılığında belirli destekler alındı. şimdi o destekler için verilen sözlerin tutulma zamanı. basit ve net.
0
fucking machine in my head
(15.06.21)
tabiki rant ana sebep. katarlılara verilen vaatler vs.

bunun haricinde bence hükümet “sözümden dönmem” diyor. bu kadar konuşulmuşken yapmazsa daha çok oy kaybedeceğine inanıyor. belki de gerçekten böyledir, yapacağım diyip yapmazlarsa onlara oy veren belli bir kesimin oylarını ve güvenini kaybedebilirler.

çevre bugüne kadar kimin umurunda oldu ki? ben son 20 yılda çevreye zarar verecek diye yapılmasından vazgeçilen bir şey görmedim. 3. havaalanı, 3. köprü, kazdağlarında altın madeni, dipsiz göl, salda gölü, saros körfezi, onlarca hes bir çırpıda aklıma geliverenler.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(15.06.21)
yukarıdakilere artı olarak sürekli mega projeler yaparak suni büyüme ve işsizliği azaltma amacı var.
0
nuisance
(15.06.21)
İlaveten Montrö'nün delinmesi var.
0
SiyamkedisiZorro
(15.06.21)
(5)

İran ambargosunu delen firma nereye şikayet edilir?

potsdamer
firma amerikan firmasının türkiye'deki distrübitörü. benim tahminim,distrübitörü olduğu firmanın haberi olmadan 'biz sizin malları türkiye'de satıyoruz' diyerek irana kaçak şekilde satıyor.ancak teknolojik ürün olduğu için ambargo dahilinde.hatta teknik servis vs. de veriyolar gizli şekilde. şimdi b
firma amerikan firmasının türkiye'deki distrübitörü. benim tahminim,distrübitörü olduğu firmanın haberi olmadan 'biz sizin malları türkiye'de satıyoruz' diyerek irana kaçak şekilde satıyor.ancak teknolojik ürün olduğu için ambargo dahilinde.hatta teknik servis vs. de veriyolar gizli şekilde.
şimdi bu distrübitör firmayı amerikadaki asıl firmaya şikayet etsem bir şey çıkmama ihtimali var. usa devletine şikayet etmenin tam olarak yolu nedir?
ambargo ihlalleri için şikayet etmemiz gereken özel bir yer var mı?
0
potsdamer
(15.06.21)
wto, dünya ticaret örgütü
0
reanarchy
(15.06.21)
Şirketin ana merkezine şikayette bulunabilirsiniz. Bu bildirimleri ciddiye alırlar. Ancak sizin elinizde İran'la iş yaptıklarına dair bir belge veya başka bir kanıt (resim vs.) var mı? Yoksa eğer sadece iftira düzeyinde kalması sözkonusu olur. ABD'de bu işlere Department of Treasury bakar. Kara listeleri filan onlar çıkartır. Ama dediğim gibi elinizde en azından duyumdan öte bir şeyler olması lazım.
0
SiyamkedisiZorro
(15.06.21)
Amerikan teknoloji firmasında calisan ve senede iki kere bununla alakali zorunlu egitimler alan biri olarak;
-sirketin ana merkezi, özellikle ethics ya da hukuk birimi.
Kendi firmama baktim, direkt iletisim bilgisi var boyle bir şeyler icin.

Amerikan şirkeri icin Baya onemli. Yerel bir olay olsa cok umursamazlar ama ambargo delmek...
0
logisticsmanager
(15.06.21)
hocam
sizlik bir olay yoksa
bence hiç karısmayın

ticari bir pislik olarak yapacaksanız
karsı taraf da sizin bir işinizi bozabilir bunu unutmayın
amerikan firmasının distribütörü belli bir çevresi gücü vardır bize iftira atıyor diye bir dava açarlarsa ugrasırsınız onlar da sizin canınızı yakabilir

ortada kanıt yoksa
adamların iran firmasına kestigi fatura yoksa
beyanname yoksa
hic bir şey elde edemezsiniz
adam der ki ben x firmasına sattım Turkiye ici olarak o benden izinsiz iran a satmıs

bir de sektör önemli
0
kingcyrax
(15.06.21)
Büyük mesele değil bunlar. Hatta hiç mesele değil .
Çoğu zaman anlaşmalı bile olabilir bu işler. 80lerde İran'a ambargo uygularken silah satan yine ABD , geçenlerde İran'dan petrol alan da yine ABD.

Dünya da ambargoyu uygulayan ABD ise,Orta doğuya da sözde demokrasi getirme adına sivilleri katleden ABD ise her şeyi boş verip "ABD pragmatizmini" anlamaya bakın.

ABD gibi dünyada her türlü haksızlığı yapan bir devlete adalet için başvurmak gereksizdir.

ABD İran arası ilişkiye bakarsak İranlı komutan kasım süleymaniyi bile iranın kendisi ABD'ye arka planda onay vererek öldürtmüştür deseler hiç şaşırmam. Sonrasında kendi halkının gazını almak için ABD'ye karşı şekli şemali yıllardır belli, bir kaç tehdit içeren sert diplomatik açıklama, üstüne İrana bağlı bazı kuvvetler ırakta abd li yetkililerin bulunduğu yerlerin "bahçesine" yakındaki " boş araziye" , "kenara" "kıyıya" "köşeye" bir kaç roketli/bombalı saldırılar yapar konu kapanır.

ABD'nin diğer ülkelere karşı olan tutumunu tanımak için çok kitap okumaya gerek yok sanırım.
ABD - Türkiye ilişkisi:
i.hizliresim.com
Abd- Suudi
i.hizliresim.com
Abd- İran
i.hizliresim.com

Devletlerin anladığı ambargo vb. kararlar ile bizim anladığımız arasında farklılıklar olabilir.
0
Erva
(15.06.21)
(11)

ABD'de yaşamak

dissendium
1. ABD'de hangi eyalette, hangi şehirde yaşamak isterdiniz? Neden?2. Yaşama şansınız olsa California'da mı yaşamak isterdiniz, New York'ta mı? Neden?Bu iki eyaletin birbirlerine göre ne gibi avantajları var?
1. ABD'de hangi eyalette, hangi şehirde yaşamak isterdiniz? Neden?

2. Yaşama şansınız olsa California'da mı yaşamak isterdiniz, New York'ta mı? Neden?

Bu iki eyaletin birbirlerine göre ne gibi avantajları var?
0
dissendium
(13.06.21)
Arizona'da yasiyorum, daha once 1 yil California'da yasadim. California'da hava cok guzel, yazin pek sicak olmuyor kisin da soguk. Arizona simdi 45 derece olmus. New York da cok soguk, kar firtinasi oluyor. Arizona'nin tersi durum var. Firsatim olsa bu nedenle Guney California'da yasardim. Okyanus kenari olmasi da onemli.
0
howfaristhesky
(13.06.21)
New York'ta bulundum, California'da yaşayan arkadaşlarım var. Kesinlikle California.

New York İstanbul'un çok daha büyük ve daha yorucu olanı. Çok iyi para kazanmıyorsan yaşaması zor, turist olarak gidip gezmek şahane. İklim olarak da geride +1
0
kobuzchu kiz
(13.06.21)
Chicago
0
integrative
(13.06.21)
soğuk yerlerde yaşadım yine oraları seçerdim, wyoming, utah, colorado gibi eyaletler
0
megacracker
(13.06.21)
Ya ben özür dileyerek New York diyorum kesinlikle. Yani New York'un gece hayatı, drag mekanları, lgbti scene'i falan çok merak ediyorum. bir de çok çeşitli bir şehir yani. Her milletten insan var, ırkçılık falan daha az olur gibime geliyor. Gerçi Aamerika genelinde öyle zaten diyenler olabilir ama new york tam bir dünya kenti bence. istanbul gibi nişantaşı'sı da vardır, çekmeköy'ü de muhtemelen. o yüzden pahalılık konusu çok umrumda olmazdı herhalde.
0
sec guard
(13.06.21)
1) California, Texas, Florida
California Long Beach , Texas Galveston, Florida JAcksonville genelde yaptığım işin en yoğun olduğu limanlara sahip. İş bulmam kolay, iklimi güzel gibi.

2) Kesinlikle California, sıcak, güneş ve LA :)
0
Northern Mariner
(14.06.21)
Eyalet sorulmus ama herkes "siz sehir demek istediniz herhalde" diye new york city'den bahsetmis. New York eyaletiyle sehri arasinda daglar kadar fark var. Eyaletin geri kalani cogunluka ufak sehirler ve kirsal alan, ekonomisi de iyi degil.

Kaliforniya da genel olarak kuzey ve guney olarak ikiye ayrilmis sekilde dusunulur. Gene bu iki bolge arasinda benzerlik az. Los Angeles bolgesiyle San Fransisco'nun falan kulturu ekonomisi ve ozellikle iklimi cok farkli.
0
hot potato
(14.06.21)
3 yildir houston da yasiyorum. Eger izmir istanbul gibi sehirlerden geliyorsaniz texas ugramayin bile. California ya da new york city tasinmayi dusunuyoruz. Chicago da olabilirdi ama nyc den de soguk, dehset soguk.
0
oscar
(14.06.21)
oregon, washington ya da colorado'da yasamak isterdim; bence muazzam tabiatlari var ve cok buyuk kalabalik yorucu yerler degil. texas'ta da austin ya da ufak sakin bir sehirde yasamaya hayir demezdim.

california ama asla buyuk sehirlerinden birinde yasamayi istemezdim.
0
bay b
(14.06.21)
Buraları gördüm / yaşadım seneler önce:

1- Maddi herhangi bir sıkıntım olmasa aslında Boston'da yaşamak isterdim. Hem Avrupa şehri gibi hem de ABD. İki adım ötesi NY. Ben daha Doğu yakası insanıyım sanırım. Hayal kurdurdunuz bana.
2- Yukarıdaki benzer sebeplerle NY. Ama soğuk derseniz CA.
0
SiyamkedisiZorro
(14.06.21)
evet madem hayal kurması bedava, o zaman New York'ta (city olur, eyalette farklı yerler olur) yaşayayım uzun bir süre. yine uzunca bir süre San Fransisco alayım. orta uzun LA, kısa bir süre Portland-Oregon, yine uzun bir süre Chicago. biraz Boston. azıcık ucundan Texas. belki Washington (dc olan). baltimore'un da ismi güzel ya aklımda kalmasın onu da ekleyeyim. hepsi olur ya denemek lazım.
0
levybroo
(14.06.21)
(11)

miras bırakmayan büyükleri suçlamalı mıyız?

duyurukullanıcısı
iki dededen de toplu iğne bile gelmedi. birisi almancı diğeri köy ağası olmasına rağmen güzel güzel yemişler gezmişler helal olsun.bize kalmadığı gibi kendi çocuklarına da bir şey kalmadı. dayı, hala, amca falan filan.bunu gören dayı, hala, amca falan filan da kendi çocuklarına bir şey bırakmayacak
iki dededen de toplu iğne bile gelmedi. birisi almancı diğeri köy ağası olmasına rağmen güzel güzel yemişler gezmişler helal olsun.

bize kalmadığı gibi kendi çocuklarına da bir şey kalmadı. dayı, hala, amca falan filan.

bunu gören dayı, hala, amca falan filan da kendi çocuklarına bir şey bırakmayacak anlaşılan.

herkes kendi hayatını yaşar kendi birikimini yapar. ben kimse için çalışıp biriktirmek zorunda değilim. en fazla liseye kadar okuturum sonra kendi başının çaresine baksın bir birey olarak mı?

hayatımızın bir bölümünü de gelecek nesilin bizden daha iyi şartlarda yaşamasına harcamak lazım mı?
0
duyurukullanıcısı
(10.06.21)
miras olayı aslında büyük bir haksızlık, fırsat eşitsizliğinin en büyük sebebi.

sırf dedesi zengin diye iyi kurumlarda iyi eğitimleri almak, tatiller, evler arabalar ve diğer tüm avantajlar vs.

işin bu yanından bakınca miraz konusu sonraki nesil için haksızlık aslında. ve kimse torununa veya çocuğuna miras bırakmak zorunda değil, eğer ortalama bir ömür yaşadıysa ve imkanı dahilinde çocuklarına iyi fırsatlar oluşturduysa, eğitim vs gibi. sonrasında kendi başlarının çaresine baksınlar diyebilir gayet haklı bir bakış açısı bence.

örneğin çalıştığım şirketin sahibi ile bu konuyu konuştuk daha önce. iki çocuğu var. ben hayatta olduğum sürece onların en iyi fırsatlarda en iyi eğitimleri almalarına çalışırım. sonrasında da aç kalmayacakları kadar küçük bir şeyler bırakırım. geri kalan mirasımı çocuklarıma bırakmam dedi. onlar da benim gibi sıfırdan başlasın gerekirse, ben onlara kendi babamın bana verdiğinden çok daha fazla imkan veriyorum hatta dedi.

bence bu bakış açısı son derece mantıklı.
0
reanarchy
(10.06.21)
Tek basina takilip herseyi yiyorsan bir sikinti yok, boyle takilanlari gordum. 2-3 sene once tanistigim bir eleman bekar, bok gibi parasi var ve 50 yasina girmeden emekli olup dunyayi gezmek istiyor. Bence bitiremezsin dedim, hepsini catir catir yiyecem geride bir dolar birakmam dedi. Ben hala kendisini beni evlat edinmesi konusunda ikna etmeye calisiyorum, kismet :)

Benden sonrasi tufan kafasiyla yasayanlar evlenip coluk cocuk isine girmemeli, oldukten sonra arkada biraktiklarinin ne yapacaklarini da biraz hesaplaman lazim. Kendimi sirf coluk cocuk ben geberdikten sonra rahat etsin diye asiri kisitlamam, ama onun gelecegini de dusunmem lazim.

Firsat esitsizligi falan denmis, dunya adil bir yer degil zaten, oyle oldugunu ya da miras birakilmadiginda oyle olacagini dusunmek asiri utopik.. Yahu birakilan mirasi falan gectim, bir eleman taniyorum adamin buyuk dedesi turkiye'de ust duzey politikaciymis, adam oleli 40 sene olmus hala ekmegini yiyor.
0
cooperr
(10.06.21)
yani eğer çocuğunun eğitim hayatına vs yatırım yaptıysa gerisini yemek kendi hakkı oluyor bir nevi.
0
elorelia
(10.06.21)
@reanarchy'in dediğine ek olarak sanırım Bill Gates bu konuyla ilgili özel bir vasiyet yazdığı söylenmişti bir ara, çocuklarım ben öldükten sonra öyle çalışmadan lokmaya konmasınlar gibisinden.

Düşününce yıllarca it gibi çalışmış bir babanın evladının, baba öldükten sonra ebeveynlerinin bıraktığı mirası yemesi çok ilginç bir durum gerçekten, hem kızıyorsun hem hak veriyorsun. Ama iki ucu boklu değnek tam olarak, eğer miras bir haksa mesela ölen adamın tüm varlıkları eşine kalıyor ama o adamı doğuran, büyüten asıl ceremesini çeken annesine bir toplu iğne kadar kalan yok.

Miras çok karmaşık ve çetrefilli bir konu, sanırım toplumlar miras konusunda bir türlü orta yolu bulamıyorlar, nereye çeksen oraya gidiyor, adam ölüyor hesabında milyonlarca lira para var çocuklarına ve eşine kalıyor çocuklar hazır gelen parayı çarçur ederken yaşıtları sırf kendilerine miras kalmadığı için it gibi çalışmak zorunda.

Bana kalırsa devletler mirasın değerlendirilmesinde kontrol sahibi olmalı, babadan, anneden miras kalan paranın, malın, mülkün öyle kişinin kendi zevklerine göre kullanılmasını denetlemeli, atan bu parayı kazanırken kıçını yırttı öyle kafana göre yiyip bitiremezsin sen de çalış ben sana kontrollü şekilde vereceğim parayı, malı mülkü demeli.
0
solo
(10.06.21)
elorelia +1
Sizden sonraki nesle olan en büyük sorumluluğunuz iyi ve düzgün insan yetiştirmek, imkânınız ölçüsünde en iyi eğitimi almasını sağlamak. Bu illa ki "reşit olduğu an tanımam, baksın başının çaresine" değil ama kazandığını gönlünce harcamak da hakları.
0
kobuzchu kiz
(10.06.21)
burada iyi eğitim denilen şey tabi çok muallak

adam mahallenin lisesine göndermiş bir de en ucuz üniye göndermiş kısaca çocukla ilgilenmemiş, sallamamış laf olmasın diye başından sağmış sonra ben ona gerekli eğitimi sağladım diye köşesine çekilebiliyor.

yani x eğitim seviyesine herkes iyi eğitim diyebilir.
0
🌸duyurukullanıcısı
(10.06.21)
Ayni muhabbetler bizde de var.
Yok egitime gomduk duzgun okullara soktuk vs...

Ulan ulkede egitim para mi getiriyor?
Sen cocugu en iyi lisede en iyi universitede okut cikinca 3bin tl ile basliyor. Hadi 10binle baslasin.

Ev alayim araba alayim diyene kadar 15 sene geciyor.
Ailemin oturdugu semtten ev alabilmem icin 500 sene falan calismam lazim, yine de yetisemem cunku o arada ev yine artiyor.
Onlar nasil ev alabilmis, o donem bu kadar zor degilmis.
Ayni sartlara denk gelmedik ki.

Hayatta bir garantisi olmadigin icin mudurune atarlanamiyorsun, dandik islerde calismak zorunda kaliyorsun, risk alamiyorsun.

Egitim birakmak yerine 1 tane dandik ev biraksan, adama 10 sene hediye ediyorsun.

Bill gates de 10 milyon dolar birakti. Malina devlet cokecegi icin o kadarini ayirip gerisini vakifa kacirdi.
Amerikali zenginler genelde cocuga birakamiyor.
0
divit
(10.06.21)
Thomas piketty kapital kitabında bunu baya işliyor ve sonuç olarak miras regüle edilmezse zengin ve fakir arasındaki makas sonsuza doğru gidecek diyor.

Kendi açımdan bakınca, toplumların da gelişmesi için harcamak yerine çocuklarımın benden bir adım daha ileri gidebilmesi için ne kadar kaynak ayırmam gerekiyorsa ayırıp, kalanını gönlümce harcamalıyım.

Çünkü her ne kadar sıfırdan başladığımızı düşünsek de, hiçbirimiz ebeveynlerimizin başladığı yerden başlamadık.

Ayrıca bu düşüncemin esin kaynağı olan John adams 1780’de bunu daha epik bir şekilde söylemiş zaten

“ben politika ve savaşı öğrenmeliyim ki, çocuklarımın sanayi ve ticareti öğrenme özgürlükleri olsun. çocuklarım sanayi ve ticareti öğrenmeliler ki onların çocukları sanat, edebiyat ve (felsefeyi) öğrenme şansına sahip olsunlar."
0
okumakserbestbegenmeksart
(10.06.21)
Miras olayını sürekli kötülüyor insanlar. Anlamıyorum.

O zaman atasından dedesinden gelen yakışıklılık ve güzellik de haksızlık.

Kimisi güzellik geni bırakır kimi zeka. Kimi de bunlar bende yok çalışayım çocuğuma bunu bırakayım der.


Mirasta sıkıntı yok arkadaşlar aşırı zenginleşmede sıkıntı var. Zenginden iyi vergi alınmaması miras bırakmanın haksız olduğu anlamına gelmez.


Adam akıllı vergilendirme talep edilsin sıkıntı yok.

Her nesil öncekini geçecek diye de bir şey yok. Her soyda bir yiyiyci çıkar.
0
tessera
(10.06.21)
Miras konusu karmaşık bir konu hakikaten. Çocuklarımıza bırakacağımız en önemli şeyin düzgün bir eğitim (sadece okuldan gelen değil) ve dürüstlük olduğunu düşünüyorum. Öte yandan çalışıp birikim yapıyorum ben. Bazı maddi şeyleri çocuklarıma bırakabilme düşüncesini çok güzel buluyorum. Ben annemden kalan takıları büyük bir sevgiyle takıyorum, kızlarım da taksınlar benimkileri. Ya da kızlarıma bir ev bırakabilme düşüncesi de mutlu ediyor beni.
Öte yandan insan ne zaman öleceğini bilemiyor. Yaşlandığımda onlara en azından maddi açıdan yük olmadan yaşamak isterim. O "her kuruşunu gezmeye harcayacak" kafalara hayretle bakıyorum. Çevremde çocuksuz olup birikimlerini Türk Eğitim Vakfına ya da Darüşafaka'ya bağışlayıp vefat eden insanlar var. Onların yeğenleri vs. bir gün olsun ilgilenmemişler ve sonrasında vakfa dava açıyorlar. Bunun gerçekten çirkin buluyorum.
0
SiyamkedisiZorro
(10.06.21)
lazım mı değil mi bilmiyorum ama, birileri yapıp öbürleri yapmıyorsa yapanların çocukları avantajlı konuma geçer. Mesela burada görüyoruz üç beş evim var kirasıyla yaşayabiliyorum diyor adam, sen mecbur çalışmak zorundayken o kişi hayatını ne yöne götürmek istediğine karar verip daha rahat hareket edebilir mesela.
0
nhk ni youkosu
(10.06.21)
(5)

Çiçeksepeti'ne Alternatif Çiçekçi?

dreamnesiac
SB.Bloom and Fresh'ten memnundum ama fiyatları ütopik bir seviyeye ermiş, anneme aldığım ortanca da 3 günde soldu gitti.Özellikle Orkidesi iyi olan, var mı öneriniz?Anadolu yakası.Teşekkürler
SB.

Bloom and Fresh'ten memnundum ama fiyatları ütopik bir seviyeye ermiş, anneme aldığım ortanca da 3 günde soldu gitti.


Özellikle Orkidesi iyi olan, var mı öneriniz?

Anadolu yakası.

Teşekkürler
0
dreamnesiac
(09.06.21)
Osevio

Ciceksepetinden ayrilanlar kurmus. Ilk siparisimde onlardan kaynakli bi aksaklik olmustu. Magdur etmediler ama musteri hizmetleri ugrastirdi biraz.

Goz atabilirsiniz.
0
brkylmz
(09.06.21)
Google'dan annenizin evine yakın çiçekçilere bakın, yorumları olumlu bir çiçekçiyi arayarak isteğinizi sipariş verin. Hem fiyat hem süre olarak çok daha makul oluyor.
0
biravekahve
(09.06.21)
Heryerbitki den ben ve tüm çevrem çok memnunuz fiyatlarıda diğerlerine göre daha iyi göz atmanı öneririm. Müşteri hizmetlerinde ki tatlış kızada selamlar her sorumuzu sıkılmadan bıkmadan cevaplıyor

www.heryerbitki.com
0
Eda Serin
(10.06.21)
tazeçiçek kullanıyorum ben memnun kaldım hep
0
karsiyakaliyiz
(10.06.21)
Erenköy'de Sera Serap Çiçek var Kantarcı Rıza Sokak'ta. Çiçekleri güzel ve taze, ben genelde kendilerine sipariş ediyorum. Evime yakın olduğu için genelde gidiyorum ama telefonla sipariş, havale imkanı da vardır illa ki.
0
SiyamkedisiZorro
(10.06.21)
(3)

Apartmana güvenlik kamerası

zimbirik
Apartman otoparkından bisikletler falan çalınmaya başladı. belli başlı noktalara güvenlik kamerası mı taktırsak diyoruz. Geçmişe yönelik bi sürelik kayıt alan 3 4 tane kamera. Yakın zamanda taktıran ya da bu işle uğraşan var mı? ne kadara patlar bu iş bize?
Apartman otoparkından bisikletler falan çalınmaya başladı. belli başlı noktalara güvenlik kamerası mı taktırsak diyoruz. Geçmişe yönelik bi sürelik kayıt alan 3 4 tane kamera.

Yakın zamanda taktıran ya da bu işle uğraşan var mı? ne kadara patlar bu iş bize?
0
zimbirik
(07.06.21)
Kamera sistemi 1000 lira civarı, kurulum için herhalde 300-400 lira alırlar

www.hepsiburada.com
0
Northern Mariner
(07.06.21)
Güvenlik kamerasına para vermeyin demeye geldim. Taktıracağınız kamera bisikletlerin çalınmasını maalesef önlemez. Kimin çaldığını seyredersiniz sonrasında ancak. Ki bu kişiler de kameraların yerlerini gayet iyi biliyorlar ve yüzlerini filan kapatarak geliyorlar. Bizim apartmanda defalarca çalındı. Apartman girişinde kamera var, otopark içinde kilitli bisikletleri (bir defada 4 tane çalındı, sonra iki tane, sonra bir tane) götürüyorlar. Biz ilkinde iki pahalı bisikleti kaptırdıktan sonra artık kilitli depoda tutuyoruz.
0
SiyamkedisiZorro
(07.06.21)
Zorro'nun dedigi gibi kameralarin bir caydirciligi yok. Yuksek tel orgu yaptirtmak daha makul ama o da tek hanenin yaptiracagi sey degil.
0
Avoiding The Puddle
(07.06.21)
(3)

Özel lise seçimi ve özel-devlet ikilemi

lazpalle
Merhabalar,Kızımın LGS sınavı pek de parlak geçmedi. En azından üniversiteye gidecek yolu şimdiden doğru belirleyeyim diyorum. Devlet okulu artı özel ders mi yoksa özel okul mu dersiniz? Tabi ki her şey üniversite sınavını kazanmak da değil. Lise hayatı boyunca yabancı dil olsun kişisel gelişim olsu
Merhabalar,

Kızımın LGS sınavı pek de parlak geçmedi. En azından üniversiteye gidecek yolu şimdiden doğru belirleyeyim diyorum. Devlet okulu artı özel ders mi yoksa özel okul mu dersiniz? Tabi ki her şey üniversite sınavını kazanmak da değil. Lise hayatı boyunca yabancı dil olsun kişisel gelişim olsun bu konularda da aşama kaydetsin derdindeyim.

Eğer ki özel lise olursa kişisel tecrübeleriniz veya çevreniz vasıtasıyla şu okul iyidir diye önerileriniz var mıdır?
0
lazpalle
(07.06.21)
Ben özel derim ama özel okulların kalitesi bütçeye göre değişiyor. Dershaneler artık özel okul olduğu için dershane kökenli özel okullardan yabancı dil, kişisel gelişim beklemek çok gerçekçi değil. En baştan özel okul olarak kurulmuş yerler daha iyi olur.
0
dissendium
(07.06.21)
Öncelikle geçmiş olsun. İki sene oldu o travmayı yaşayalı. Bizimki çok şükür (istediği yer olmasa da) iyi bir özel okula girebildi. Yabancı dil ve kişisel gelişim dediğiniz zaman ister istemez özel okula doğru yönlenmek zorunda kalıyor çocuk. İyi devlet okulları zaten çok çok yüksek puanlı. Puanı iyi olmayan ama iyi eğitim veren devlet okulu yok maalesef (olsaydı puanı yüksek olurdu), dolayısıyla buraya çocuklarını okumaya gönderen ailelerin ve okuyan çocuğun profili de maalesef ilham verici olmuyor. Çocuk da arkadaşlarından ilham alıyor...
Lokasyon yazmamışsınız. İstanbul için Avrupa-Anadolu yakası ayrı ayrı tavsiye verebilirim. Ama bahsedeceğim okullar da çocuğun sıkı takip edilmesini gerektiren okullar. Ancak ailenin de doğru yönlendirmesiyle çocuklar iyi üniversitelere girebiliyorlar.
0
SiyamkedisiZorro
(07.06.21)
@SiyamkedisiZorro avrupa yakası, özellikle bakırköy ve çevresi olursa memnun olurum. şimdiden teşekkürler.
0
🌸lazpalle
(07.06.21)
(16)

Saat kaçtan sonra yemek yemiyorsunuz?

dissendium
Saat kaçtan sonra yemek yemiyorsunuz? Yaşınızı belirtirseniz iyi olur. Belirtmek zorunda değilsiniz. Yeme içme işini kaçta bırakıyorsunuz? Yemek yerken kendinize sınır koyuyor musunuz? Beş poğaçadan fazla yemeyeyim, geç saatte kola içmeyeyim, üst üste tatlı yiyecekler yemeyeyim gibi. Ya da bu hafta
Saat kaçtan sonra yemek yemiyorsunuz? Yaşınızı belirtirseniz iyi olur. Belirtmek zorunda değilsiniz. Yeme içme işini kaçta bırakıyorsunuz? Yemek yerken kendinize sınır koyuyor musunuz? Beş poğaçadan fazla yemeyeyim, geç saatte kola içmeyeyim, üst üste tatlı yiyecekler yemeyeyim gibi. Ya da bu hafta mutlaka sağlıklı bir yemek yiyeyim, meyve yiyeyim gibi şeyler düşünüp bunları uyguluyor musunuz?
0
dissendium
(06.06.21)
öyle bir kısıtlama yapmıyorum. hatta demin pirinç pilavı ve patlıcan oturtma ile yoğurt yedim. yaş 36.
yemeden önce kararsızdım. sonra dedim ki aklımda kalacağına midemde kalsın.
0
sutlu nescafe
(06.06.21)
yemeği öğlen 12 ve akşam 6 arasında yiyorum, 2 öğün olarak. öncesinde ve sonrasında kalorili hiç bir şey tuketmiyorum.
0
nahtoderfahrung
(07.06.21)
rafine şeker tüketmiyorum

net bir saatim yok ama gece yemek yememeye özen gösteriyorum

33 irkek
0
hedep
(07.06.21)
Genelde 6'dan sonra bişey yemem. Meyve veya içinde rafine şeker olan herhangi bir şey yemiyorum. Yapay olarak işlenmiş hiçbir şey yemiyorum (örn: kimyasalla kurutulmuş et yemem, ama doğal yollarla kurutulmuş yerim gibi). Peynirimi, zeytinimi, ekmeğimi genelde kendim yaparım, sebze, et, yumurta vs. organik alıyorum.

Bunların istisnası: dışarıda yerken her zaman seçme şansım olmuyor, ortama uyuyorum.

Bi de bugün 6 bardak soğuk kahve içmişim mesela, o tarz şeylere takılmıyorum. Yani "doğal" olduğu sürece np gibi.

29 E
0
plutongezegendegilmi
(07.06.21)
Doktor tavsiyesi yeme içme işini yatmadan 3 saat önce bitirmem yönünde. Gastritim var. Ben 1 saate düşürebildim.
0
auroraaurora
(07.06.21)
çok zayıf olduğum için kendimi kısıtlamıyorum, ne zaman ne istersem yiyorum. yaş 24.
0
rose parks
(07.06.21)
1 mayıstan beri kilo vermeye çalışıyorum. son bir hafta biraz gevşettim ama sabah ağırlık idmanı, 12-1 gibi günün ilk öğünü, akşam 7'de de günün son öğününü yediğim bi sistemim var. yediğim süreyi kısıtladığımda miktarı kontrol etmek daha kolay oluyor benim için. sonuç alıyorum :)
0
reavelyn
(07.06.21)
19. 3 haftadır geceleri yemek yememeye çalışıyorum. Pandemi başından beri haftada en az 3 4 gün geceleri sürekli abur cubur yiyorum ve genel olarak rahatsız olmaya başladım, kilo almam bunun sebeplerinden biri. Tam olarak kesemesem de abur cubur yemeyi bırakmaya çalışıyorum, tek istisnam dondurma :( Sebze yemeklerini çok sevmediğim için salata yemeye daha fazla yöneldim birkaç haftadır. Ara öğün yerine ceviz yiyorum.
0
black holes in the sky
(07.06.21)
İlk öğünü genellikle 12’den sonra yiyorum. Çoğu zaman 2’yi hatta bazen 3’ü bile bulabiliyor. Böyle olunca erken acıkmıyorum ve akşam yemeği saat 8 civarına kalıyor. Çok çok canım istemedikçe akşam yemeğinden sonra bir şey yememeye çalışıyorum.
0
ms brownstone
(07.06.21)
İşk öğünü 11 den sonra, son öğünü 7 den önce yemeye çalışıyorum.

Bazen dayanamayıp meyve yediğim oluyor akşamları. O yüzden almamaya çalışıyorum.

Yemek düzenim yok akşamları dışarıdan söylüyorum. Ama ev yemeği söylemeye, sağlıklı ızgara söylemeye çalışıyorum. Haftada en az 2 kere bozuyorum
0
zimbirik
(07.06.21)
ne zaman acikirsam o zaman istedigimi yerim.

ne yapacam her seye dikkat edecem de 150 yasina kadar tek basima mi yasayacam.
0
dio
(07.06.21)
18.30’da akşam yemeğimi yiyerek kapatıyorum midemi. En geç 19.00. Ertesi gün 13.00 veya 14.00’a kadar da bir şey yemiyorum.
Evet kısıtlama yapıyorum. Örneğin ilk öğünümde meyve porsiyonlarıma dikkat ediyorum. Yarım elmadan/armuttan fazlasını yemiyorum. Onun dışında her hafta sebze ve bakliyat pişirmeye özen gösteriyorum. Pilav/makarna gibi şeyleri iki ayda bir belki yiyorumdur.

24K
0
ruhen hastayim ben
(07.06.21)
Ağırlık günleri Carb backloading yapıyorum. Antrenman sabah sonra yükleme günün kalanında Low carb.

Kondisyon günlerinde hep low carb. Genelde akşama doğru her türlü lean proteine dönüyorum ama.

Sabah 5’te kalktığımdan akşam 8-9 gibi en geç yemeyi kesiyorum uykuyu bok etmesin diye.
0
arnold schwarzeneger
(07.06.21)
intermitten fasting yaptigim icin 8 gibi en son.
0
baldur2
(07.06.21)
21'den sonra yemiyorum.
40+
0
SiyamkedisiZorro
(07.06.21)
"haydaa ulan durduk yere ölücez şimdi" diye düşünüp insan olmaya karar verdiğimde genelde şöyle yaşamaya çalışıyorum,

en başta intermittent fasting. kahvaltı zaten sevmem. öğlen 12-1 gibi, sonra akşam 5-6 gibi bir öğün. bitti gitti. tabii ayı yavrusu olduğum için gerekli enerjiyi alabilmek adına protein ve sağlıklı yağ yönünden zengin, karbonhidratı az öğünler tüketmeye çalışıyorum böyle yaptığım zaman. o açıdan çok sağlıklı olmasa bile genel olarak düzgün öğünlerim oluyor. bol bol salata, zeytinyağı, kuruyemiş, yumurta, yeşil yapraklı ve serseri sebzeler vs.

kola ve tatlı benim için her zaman çok ciddi bir sorun oldu, sigarayı bıraktım bunları bırakamadım. becerebilirsem şeker tüketimimi "ayda bir gofret" seviyesine çekmek ve su, ayran, maden suyu vs. dışında hiçbir içecek tüketmeme isteğim var. bunu yapmaya çalışıyorum genelde.

tamamen kendi adıma konuşuyorum elbette ama benim için sağlıklı, sürdürülebilir ve ideal yaşam özetle budur: yetecek kadar yemek, işlenmiş üründen mümkün olduğunca uzak dur, ayu gibi yeme IF yap vücudun 15-16 saat kendini yenileyecek zaman bulsun, çok ağır olmamak kaydıyla antrenman yap, neblim bol bol yürü ve bir sporda kendini geliştir, su iç, pis şeylerden uzak dur ama arada mantı falan görünce de affetme, robot değiliz sonuçta. bence 30 günün 25'ini sağlıklı geçiren bir insanın ara sıra geceleri kola içme veya tek oturuşta karpuz bitirme hakkı olabilmeli, çok etkilemez herhalde, en azından 50'li yaşlara kadar.
0
der meister
(07.06.21)
(12)

Kurumsal Hayata Dair Bazi Sorular - Tecrube Paylasimi

yuzır
Merhabalar, soracagim soru belki cok naif olabilir bilmiyorum, fakat buradaki bu kadar insanin tecrubelerine dayanarak yorumlarini ve deneyimlerini ogrenmek istedim.Kurumsal hayatta yalakalik yapmadan bir yerlere gelmek mumkun degil mi? Surekli gorunur olmak mi gerekiyor bir sekilde? Surekli yaptigi
Merhabalar, soracagim soru belki cok naif olabilir bilmiyorum, fakat buradaki bu kadar insanin tecrubelerine dayanarak yorumlarini ve deneyimlerini ogrenmek istedim.

Kurumsal hayatta yalakalik yapmadan bir yerlere gelmek mumkun degil mi? Surekli gorunur olmak mi gerekiyor bir sekilde? Surekli yaptigimiz her seyi yoneticimizin gozune mi sokmaliyiz mesela? Sadece isimizi iyi yapiyorsak bu yeterli degil mi? Bu Turkiye’de de yurtdisinda da bu sekilde mi?

Ben karakter geregi boyle biri degilim ve eger genel bakis acisi bu ise yoneticilerin vs bu benim hicbir zaman isimi duzgun yaparak bir yere gelemeyecegimi gosteriyor. Cunku karakter olarak “o kisi” olamam gibi. Bir noktada yoneticilerin gorevi her calisaninin kisisel olarak kapasitesini bilmesi ve buna gore bir kariyer ve gelisim belirlemesi ve buna gore yonlendirmesi degil mi? Bunu yapan yonetici yok mu?

Bu durumda aslinda sorun kurumsal hayatta degil de bende mi oluyor? (Buradaki ben aslinda benim gibi olan elbet baska insanlar da vardir, onlari da temsilen) Ben kurumsal hayata uygun degil miyim? Birileri beni fark etsin ve yonetici yapsin gibi bir amacim yok ama sadece isimi iyi yaptigimin ben soylemeden de fark edilmesi gerekirmis gibi geliyor. Tanima ve farkinda olma aslinda. Sonucta bunun bir onemi yoksa, benim isimi iyi yapmamin hicbir karsiligi olmuyor aslinda. Belki daha cok enayi bile oluyorum. En azindan boyle hissettiriyor.

Umarim kendimi anlatabilmisimdir, gerekirse cevaplara gore ekleme yaparim, tesekkurler simdiden.

Edit: Bu arada global bir sirkette calisiyorum, orada durum boyle mesela, burada o yuzden sirket kulturunden ziyade, konu yoneticiyle mi ilgili, anlattigim diger turde de olan yoneticiler var mi, bunun orani nedir gibi sorularin cevabi da benim icin iyi olur.
0
yuzır
(31.05.21)
Eğer çok şanslı değilsen türkiyedeki çalışma kültürü insan kültürüyle doğru orantılı olarak tam anlattığın gibi
0
freebird5406_2
(31.05.21)
işini iyi yapmak her zaman yetmez, o işe fikir ya da yenilik katman beklenir. bunu da yöneticine sunman yalakalık değildir.

insanlar sosyal etkileşim için gereken psikolojik birkaç ipucunu yalakalık olarak anlıyor. her ne kadar profesyonel bir ortam da olsa insanla çalışıyoruz ve insan psikolojisi, sosyal iletişim becerisi gibi konular tüm bu sürecin ortasında. insanlarla iyi ilişkiler kurmak, insanların hoşuna gideceği şeyleri söylemek, onlara kendilerini iyi hissettirmek tüm bu iş hayatının olmazsa olmazı. olmayan şeyleri oldurmak, yalan söylemek, birilerinin kuyusunu kazmak doğal olarak yaşanan şeyler oluyor ama bunları yapmadan bir yere gelemeyeceğini düşünmek yersiz.

çalıştığın yerdeki düzen bunlara, kuyu kazmaya, yalancılığa izin veriyorsa evet, bunları yapmamak seni arka plana itebilir. ve evet, kurumsal görünen çoğu yer bu "vahşi" ortama izin veriyor. hatta tüm iç işleyişini, organizasyon şemasını bu rekabete göre, bile isteye düzenlemiş şirketler de var. eğer onların arasındaysan evet, sana uygun değil denebilir. ama bu durumda dahi bakış açını değiştirip işe birilerine yalakalık yapmak değil, sosyal ilişkileri, insanı yönetebilmek olarak bakarsan gelişme kaydedersin. aksine, herkesin kaypak olduğu ortamda senin dürüst bir şekilde bu iletişimi sağlaman sana avantaj bile olur.

birçok detay var bu bahsettiğim iletişim noktasında, buraya yazmak çok zaman alır. üzerine biraz düşünsen senin de aklına gelir bu arada, öyle gizli, sır şeyler değil. sadece bakış açını değiştirip farklı açılardan bakmaya çalış, sonra kendi örneklerin üzerinden değerlendir; eminim kendi kendine de fark edersin.
0
Jux
(31.05.21)
@jux merhaba bu dediginizi ben iyi detaylandiramamisim soruda, isini iyi yapip bunu aktaran kisiler degildi aslinda ilk bahsettigim grup, daha cok isini o kadar iyi yapmayan ama bunu iyi satan ve yalakaliklarla destekleyen kisilerdi, ornegin yanlis giden seylerin farkinda olup yonetici ile ters dusmemek icin soylememek vb gibi hareketler. Ya da safi haset de duyuyor olabilirim belki de.
0
🌸yuzır
(31.05.21)
Aynen dediğin gibi,
Yalaka olmadım, zaten işim olan, yapmam gereken şeyleri allayıp pullayıp yöneticime anlatmadım, anlatanlarada açık açık ee zaten bu işin hacım ne diye yaldızlıyorsun dedim, yöneticimde dahil olmak üzere bir çok arkadaşımın içinde bulunduğu durumlara göte göt dedim.

Yöneticimin de yöneticisi beni kenara çekip ''olum bak yöneticinde dahil en eskisi sensin, az daha parlat şu işleri senin önünü açalım dedi, hacım sen benim karakterimi biliyorsun ben yapamam 3 lira fazla alıcam, patron herkesin ortasında beni alkışlıcak diye değiştiremem karakterimi dedim, ayrıca yönetici olunca şakşakçı adamlarla daha yakından çalışmak zorunda kalıcam o nedenle de istediğiniz duruma gelmek istesemde gelmem dedim.

Şimdi çok rahatım, insanlar işimi yaptığımı biliyor, şakşakçı olmaduğımı vitrine önem vermediğimi biliyor, bu sayede hem gerçekten benim gibi düşünen insanlarla çalışıyorum hemde göte göt dediğim için kimse bana bulaşmıyor :)
0
paramolacak
(31.05.21)
o da yetmez. bazı alanlarda monopol olacaksın. iş öğretmeyeceksin, sana mecbur olacaklar. işin devamı için senin olman gerekecek vs. böyle kurgulanmış iş hayatı.

ben kendimi anlatayım. aşırı çalışkan, vızır vızır, speedy gonzales bir adamdım ilk yıllar. çalıştığım denetim sektöründe kendini göstermesen bile eğer çok çalışkansan çalıştığın görülür. sonra geçtiğim şirkette kendini de pazarlaman gerekiyordu ama benim bilgimle ilerleyecek işler olduğu için değerim biliniyordu. şimdi ise üst düzey yöneticiyim. nasıl geldim buraya? eski şirketimin küçük versiyonuna geçtim. global bir şirket yine ama minnak bir yer. eski global şirketlerdeki tecrübemi buraya çok iyi aktarıyorum. bunları yaparken yine görünür oluyorsun.

sana almak istersen tavsiyem, yine global kurumsal ama az çalışanlı yerleri dene. hiç zorlamasan da kaliteni göstermen çok kolay. küçük gölde büyük balık ol. bir sürü departmanla bitmek bilmeyen toplantılar yok. kafa rahat. kararları 2-3 kişi alıyor :)

böyle yerler kalifiye insanı kendine çekemiyor. kalifiye insan gelince de değeri biliniyor.
0
stewie
(31.05.21)
Birkaç kere yazıp sildim. Ben de uluslararası bir şirkette çalışıyorum. Sizi tenzih ederim ama bana gelen örneklerde büyük çoğunluk sosyal anlamda sorunlu kişilerdi. İçlerinden birkaçını aslında prensipte haklı buldum, ancak sorunu ortaya koyuş biçimleri çok kaba ve uzlaşmazdı. Her türlü kategorizasyon yanlıştır ama ben de bana baş vuran insanları gruplasam şöyle bir profil çıkartırdım:
1- Pasif Agresifler: Çoğunluğu haset içinde. Öne çıkan herkes ya torpilli, ya yalaka ya da onun fikirlerini çalıp (daha iyi satıp) yükseliyor. Sesleri genelde çıkmıyor, ama çıktığı zaman da gemileri yakıp gidiyorlar.
2- Sinsiler: Grup çalışmasına yanaşıyorlar ama çalışmadan anladıkları grup çalışsın ben nemalanayım. Arada fırsat çıkarsa grubun sessiz kişisinin emeğinin üzerine çökmek için fırsat kolluyorlar. Bunların düz eleman olanları ayrı dert, yönetici kisvesi altında çalışanının emeğine çökenler daha bir dert.
3- Çalışkan arılar: Bunlar nahifler hakikaten. Yöneticiden gelecek bir takdir, az bir prime dünyanın işini yaptırabilirsin. Sanıyorlar ki yöneticisi takdir ediyorsa herkes onların nasıl çalıştığını görüyor, yükselmek için önlerinin açık olduğunu düşünüyorlar.
4- Tembel tenekeler: Tanım anlatıyor durumu
5- Sunum perileri: Valla en takdir ettiklerim bunlar. Ellerindeki 1 liralık malı, 5 liralık mal gibi sunma becerisine sahipler. Alıcıları da çok. Hayat onlara güzel.

Ben uzun zaman 3 numaradaydım, ne zaman ki aslında yaptığım işin sadece bir üstüm tarafında tıkanıp onun üstü tarafından asla görülmediğini öğrendim o zaman içimdeki sunum perisi galeyana geldi. Ama içimden gelen bir şey değil bu sunum perisi hali, üzerinde çalışmam lazım. Size de tavsiye ederim. Yalakalık değil. Sadece düşündüğünü ifade ederken çok stratejik davranıyorlar. Resmen adam "fikrimi nasıl satarım" üzerinde düşünmüş. İtiraz ederken bile öyle bir sunuyor ki, "Tabii" diyorsun, "aslında ben de öyle düşünüyorum ama onun kadar iyi ifade edemediğimden farklıymış gibi duruyor düşüncem".
Size tavsiyem çok rigit olmayın. Sizden farklı davranan insanları da önyargısız anlamaya çalışın.
0
SiyamkedisiZorro
(31.05.21)
Isi iyi yapmak yeterli degil, kendini / isini pazarlayabilir durumda olman da gerek. "yalakalik" degil bu , insanlar "yuzir isini iyi yapar, sirkete faydalidir" seklinde dusunebilmeli.
0
fakyoras
(31.05.21)
Alanınızda çok iyiyseniz, teknik bilgi gerektiren bir işiniz varsa, özetle size muhtaçlarsa yükselebilirsiniz. Gözünüzü hırs bürümediyse, ananız babanız sizi düzgün yetiştirmişse vs. bunun bedelini ödersiniz. Bir ihtimal yıllar içinde kendinize sınırlar çizmeyi, hayır diyebilmeyi, bazen ağırlığınızı koyabilmeyi öğrenir, ortamın doğasını kabullenir ve emekliliği beklersiniz.

*Mevcut yöneticiler yükselebilmek için yalakalık yapmışlardır, yapmaya devam ediyorlardır, sizden de beklerler.
*İş ortamında, daha çok kamuda ekoller(?) vardır, gruplaşarak birbirlerini bir yerlere getirirler. *Yöneticiler ricacıların işini görürler, zamanı gelince isteme sırası onlara gelir. Yükselmeniz olası bir pozisyon varsa dahi önemli bir referansı araya sokmazsanız daha çok beklersiniz. (Kamu ve büyük şirketler)
*Aykırı sesleri sevmezler. Olası olumsuz sonuçları dile getiren tek kişi siz misiniz? Papağan gibi saçma sapan konuşanlar sandığınız kadar aptal degil.
*"Bu işleri de birileri yapacak" : Yozlaşmış yönetici atasözü. Birini kimbilir hangi sebeple kayıran her yönetici, hunharca yüklendiği kişiyle ilgili vicdanını rahatlatmaya, durumu normalleştirmeye çalışır.
*"Okşamayı bileceksin" Beni tiksindirse bile iş hayatımda bana kurulan en dürüst cümle bu olabilir. Devamı RTÜK'e takılacağı için sadece girizgahı yazdım. Bu cümleyi kuran aldı başını yürüdü, daha ne diyeyim.
*Sürekli sunum yapma derdinde olan tipleri gözlemleyin. Yakında yöneticiniz olabilirler.
0
zihua
(31.05.21)
Yoneticilik icin bir kere en onemli oncelik isini iyi yapmaman.

Isini iyi yapan birine terfi verirsen o isi yapacak birini bulman gerekir.
Bunu yapmak her sirket icin buyuk bir salakliktir.
Behzat c'yi vali yaparsan yerine behzat c bulman gerekir.


Birinci sarti sagladiysak ikincisine geliyorum.
Terfi icin yalakalik yetmez oyle olsa terfi cok kolay olurdu.
2 ay yalakalik yap kap terfiyi dimi.

Terfi icin ozellikle de yoneticilik icin kosulsuz biat gerekir, ust tarafin kararlarini sorguluyorsan terfi alamazsin.

Bunu da cok guzel test ederler, absurt bir karar alirlar senin ne derece itiraz ettigine bakarlar.
Mesela biz hep evden calisiyoruz korona var diye, alakasiz birgun bizi ofise cagirdilar.
Mudurumuz bunu asiri savundu.
Sonra virus cok artti diye patron vazgecti.

Mudur bunu da asiri sekilde savundu :)


Bu adam oyle salak falan degil, beynini kiraya vermis degil.
Rolunu oynuyor.


Daha da kriterler var da temeli bu.
Bunlara uymadan transferle olabilirsin belki.
0
divit
(31.05.21)
Herkes yalakalar yükseliyor sanıyor. Millet mal mı da boş adamı yükseltsin? Biz kimin ne yaptığını görüyoruz. Yalaka da olsa senin görmediğin veye görmek istemediğin bir yeteneği vs olabilir. Çalışmasında sorun olmadığı sürece de sorun yok ki.

İşini çok güzel yaptın diyelim bunun üzerine ikili ilişkiler de lazım. Yöneticinle aran iyi değilse seni yükseltip kendine niye rakip yaratsın? Sen çalışma arkadaşların tarafından sevilmezsen niye sevilmeyen adamı yükseltsin? Oyunlarda bile belli başlı seviyeler var. Atıyorum karizmaya +3 vermezsen şunu tavlayamazsın gibi. Sen sessiz sakin oturup sadece verilen işi yapıyorsan seni kim ne yapsın? Sevilmezsen fark edilmezsin.

@divit 'in verdiği behzat ç örneği yanlış. Sen behzat ç gibi bir yeteneği alıp yükseltmezsen de olmaz. Bu adam işinde iyi, çevresinde saygı uyandırıyor. Bunu vali yap milleti mum gibi yapar kendinden bir şeyler katar. Bir tane suçlu yakalayan adam emrindekiler aracılığıyla 100 kişi yakalar. Gidip de klimacıyı ihracat sorumlusu yap demiyoruz sonuçta.
0
Amory Lorch
(31.05.21)
Hayatta bir kaybedenler vardır, bir de kazananlar. Kazananlar bir yolunu her zaman bulur, kaybedenler de kazananları izler, yorum yapar, yalakaydı, onu yalıyordu, bununla iyi geçiniyordu der. Bu yol şirketten şirkete değişir. İş hayatındaki başarının %10-20'si teknik bilgiyse %80'i sosyal zekadır. Bu sosyal zekayı ve teknik bilgiyi nasıl harmanlayacağın, nasıl ilerleteceğin şirketten şirkete değişir.Bir de şu var, işini iyi yapmak takdir edilecek bir şey değil. İşini iyi yapmak zorundasın zaten, mecbursun buna.

Ben de global bir firmadayım, yöneticilerimin çoğuna sümüğümü atmam. Ama adamlar doğru zamanda doğru yerlerde bulunmuş ve doğru adımları atmışlar. Yalakalık değil, adam olması gerektiği gibi işini yapmış ve o senaryoyu oynamış. Eğer iyi bir çalışan olup yılda %10 zam almak istiyorsan aynen devam et, ama daha büyük oynayacaksan bu işi öğrenmek mecburiyetindesin. Hele ki firman yabancı yöneticilerin falan olduğu, gerçekten uluslararası bir ortamsa işin içine kültürel farklılıklar da geliyor, ve evet sosyal zekan yoksa bu ortamda fark edilme ihtimalin yüzde 0..
0
roket adam
(31.05.21)
Dünyanın en büyük fmcg firmalarindan birinde calistim; egitimde exposure dediler. Kisacasi evet, isini ne kadar iyi yaptığın önemli ama bunu kaç kişinin bildiği de çok önemli. Yalakalik değil ama sadece işini iyi yapmanin yettiğine inanmiyorum.

Misal su anda da büyük firmadayim, kendim cok yapmasam da Kendi yöneticilerim benim yerime yapıyor (misal rapor vs hazirlarsam üst yönetime benim mailimi forwar ederek yolluyorlar ya da direkt üst yönetime benim yollamami söylüyorlar vs vs. Bu sayede giriş seviye bir müdür olarak n+3 ile iletisimim var ya da benden bahsettikleri için emea ik direktörü ile tanıştım vs.)

Yalakalik ile isini düzgün yaptığını gösterme arasinda fark var bence. Misal benim bir calisan var. Bazi isleri var sirf o yapiyor ve yaptigi islerin ne kadar zaman aldigini falan kimse görmüyor. Bu aslında kötu çünkü çok fazla iş yükü yok gibi gözüküyor bazen.

Edit: yurtdisinda calisiyorum.
0
logisticsmanager
(31.05.21)
(4)

Duyurunun mimaralarina

lynda.com
Sevgili mimar, insaat muhendisi veya konu ile ilgili fikri olan arkadaslar,Uzun zamandir gozlemledigim vefakat bir turlu mantikli bir aciklamasini bulamadigim bir sorum olacak;Ozellikle Caddebostan, erenkoy, fenerbahce civarlarindaki eski binalarin giris katlarindaki bosluklarin sebebi nedir acaba?
Sevgili mimar, insaat muhendisi veya konu ile ilgili fikri olan arkadaslar,

Uzun zamandir gozlemledigim vefakat bir turlu mantikli bir aciklamasini bulamadigim bir sorum olacak;

Ozellikle Caddebostan, erenkoy, fenerbahce civarlarindaki eski binalarin giris katlarindaki bosluklarin sebebi nedir acaba? Butun giris kati bosluk seklinde ve ne arac girebilir ne baska bir amacla kullanilabilir gibi degil. Giris katlarda sadece, kocaman bir kat kadar bosluk, kolonlar ve binanin giris kapisi bulunuyor. Bu bosluklari daire/dukkan yapmak yerine neden boyle bos birakiyorlar bir fikriniz var mi?

Sevgiler
0
lynda.com
(31.05.21)
Mimar değilim fakat mimari estetiğe ve duygulara hislere de dokunur, o binaların modern mimariden, le corbusier in tarzından etkilendiğini düşünüyorum, boşluklar ferahlık genişlik o kısımlar da yapının birer parçası sadece boşluk değiller

Hatta eski apartmanların dışında ya da giriş boşluğunda apartmanın temasına göre duvarlarda rölyefler kabartmalar bulunuyor, bazıları bizim gibi dükkan kirasını değil de yaşamayı zevki estetiği düşünüyor :)

Bazen estetik bazen işlevsellik bazen ikisinin karışımı
0
freebird5406_2
(31.05.21)
eski apartmanlar oturulmak için yapılıyor, yenileri satmak için. satmak için yapınca her metrekareyi değerlendirmek istiyorsun.
0
roket adam
(31.05.21)
Bahsettiğiniz boşluk bazı yeni apartmanlarda da var. Örneğin bizim apartman kentsel dönüşüme girmeden önce zemin katta 3 daire varken şimdi sadece kapıcı dairesi var geri kalan yerler bomboş, konutlar 1. katta başlıyor. Bir müteahhit cevap verebilir bu duruma.
0
SiyamkedisiZorro
(31.05.21)
Peder mimar, bunu seneler once ona sordugumu hatirliyorum. Mimari bir mantigi var, binalar yuksek ama zemin kat bos geciliyor bu sayede etraf yesillik ise goz hizzasinda beton gormuyorsun, yesillik ve genislik hissi veriyor. Sallamiyorsam boyle bir aciklamasi vardi..
0
cooperr
(31.05.21)
(17)

Özel Yazışmaların Şirket Tarafından Okunması Hakkında

ultranil07
Geçtiğimiz hafta Microsoft Teams üzerinde yaptığım bir özel yazışmada bağlı bulunduğum yönetici hakkında eleştirel yorumda (küfür, hakaret kesinlikle yok) bulunduğum gerekçesiyle sözlü uyarı aldım. Bana bu uyarıyı yapan yönetici de üstüne basa basa özel yazışmalarımızın da okunduğunu söyledi ve buna
Geçtiğimiz hafta Microsoft Teams üzerinde yaptığım bir özel yazışmada bağlı bulunduğum yönetici hakkında eleştirel yorumda (küfür, hakaret kesinlikle yok) bulunduğum gerekçesiyle sözlü uyarı aldım. Bana bu uyarıyı yapan yönetici de üstüne basa basa özel yazışmalarımızın da okunduğunu söyledi ve buna birkaç iş arkadaşım da şahit oldu. Yapılanın hukuksuzluk olduğunu ve hiçbir söylediğim için özür dilemeyeceğimi belirtip istedikleri takdirde inisiyatif kullanabileceklerini ancak bu durumda benim de işin peşini hukuken bırakmayacağımı ifade ettim. Hukukçu ya da konuyla ilgili bilgi sahibi kullanıcılardan öğrenmek istediğim şu: İşverenin çalışanın özel yazışmalarını okuyup bunu aleyhte delil olarak kullanması kanunen bir hak mı, değil ise bunun cezai müeyyidesi nedir?

Şimdiden teşekkür ederim.
0
ultranil07
(30.05.21)
bilgisayar şirket bilgisayarıysa hakkı var demişti türk yargısı.
o nedenle şirket bilgisayarında kişisel hiçbir iş yapılmaması önerilir.
0
sutlu nescafe
(30.05.21)
Adamlar haklı. Okuyabilirler. Şahsi platformlarınızı kullanmanız daha iyi olabilir.

Ama bir şeyi merak ediyorum. Niye pardon deyip geçmek varken; hukuksuz bu özür de dilemem. İsterseniz insiyatif kullanın(sanki senin iznin gerekiyormuş gibi isterseniz demişsin.) gibi ifadeler ve üstüne peşini bırakmam demenin sebebi nedir? Hukuksal olarak bilmediğin bir konuymuş hem de.
0
Amory Lorch
(30.05.21)
okunduğuna dair önceden bilgilendirmediyseniz haklı nedenle fesih + kvkk şikayet yapılabilir.
0
karsiyakaliyiz
(30.05.21)
okunduğunu size bildirmiş ve onayınızı almış olmaları lazım. sözleşmenizde falan bir yerlerde illa ki yazıyordur. yazmıyorsa karsiyakaliyiz +1
0
levybroo
(30.05.21)
Evet, böyle bir bildirim yapılmadı tarafımıza. Hatta bu olay şirket içinde ses getirince "madem olay ayyuka çıktı, evet özel yazışmalarınız da okunuyor" gibi bir açıklamada bulundular.

@Amory Lorch, evet hukuksal boyutuna hakim olmadığım bir konu. Olayın sıcaklığı ile dile getirilmiş sözlerdi tabii ki ve KVKK kapsamında haklarının olmadığını düşünüp "pardon" deyip geçemedim. "Pardon" demenin bir anlamının da olmadığını düşündüm.
0
🌸ultranil07
(30.05.21)
İş yerinin donanım ve yazılımlarını kullanırsanız özel yazışmalarınızı okuma hakları var. İş bilgisayarı falan değilse zaten hacklemişler demektir.
0
lancelot du lac
(30.05.21)
Bilgi güvenliği alanında çalışıyorum. Hukuksuzluk değil. Lancelot-du-lac'ın belirttiği gibi iş bilgisayarı - iş interneti - iş ağı (buna işle ilgili teams gibi cloud hesapları da dahil) bunlardan biri kullanıldığı sürece kişisel yazışmalarınız da dahil her şeyi takip edebilirler.
0
roket adam
(30.05.21)
Hala 2010 tarihli yargıtay kararı veriliyor. O köprünün altından çok sular geçti. Anayasa mahkemesinin kararları çok açık: önceden işçinin onayını almalısın, bu bir. Onay alsan bile denetlerken bazı koşullara uymalısın, bu iki. Bunlara uymazsan insan hakları ihlaline sebep olursun, bu da 3.

Okumak isteyenler için yakın tarihli aym kararını bırakıyorum buraya. İhlali gerçekleştirenin de avukatlık bürosu olduğunun da altını çizeyim :)

www.resmigazete.gov.tr
0
kojonotsuki
(30.05.21)
Olay işyerinin bilgisayarından yazıştıysan işveren haklıdır kadar basit değil. Bu konuda AİHM kararı da var. Bu işlemin yapılabilmesi için Birçok kriter belirlenmiş. İşçiye önceden bildirmek, çok haklı bir sebebin olması, doğrudan özel yazışmaların denetlenmesine gelene kadar başka bir denetim yolu geliştirmek gibi bazı hususlar var. İşyeri bilgisayarını kullanmak işvereni tek başına haklı göstermiyor yani. Bir sıkıntı olursa hukuki yollara başvurun bence.
0
aquarium
(30.05.21)
okuyamaz. hukuki olarak hakknızı arayabilirsiniz
0
konsomatrix
(31.05.21)
Yanıtlarınız için hepinize teşekkür ederim.
0
🌸ultranil07
(31.05.21)
İş ile özel'i keskin çizgilerle ayırmak lazım.

Arkadaşlarınıza iş mailinden yazmayın, görüşmeyin. Özel mailiniz ile irtibat kurun.


.
0
kartallar yuksek ucar
(31.05.21)
şikayet gelmiş olmasın
gıybet taraması mı yapıyor koskca şirket
0
bir soru sorcam
(31.05.21)
Bana da eleştirel yorumunuzu yaptığınız kişilerden birinin ihbarı olabilir gibi geliyor. Sorsanız hiçbiri "ben yaptım" demez ama tahminim bu bilgiyi kendisine haber verenler olmuştur. Böyle eleştirileri özel yazışmalarınızda bile iş arkadaşlarınızla yapmayın. Sözlü olarak istediğinizi söylersiniz ama yazılı kısmı sıkıntılı...
0
SiyamkedisiZorro
(31.05.21)
@bir soru sorcam,

@SiyamkedisiZorro,

Hayır bir ihbar söz konusu değil. Özel yazışma yaptığım arkadaşım bir gün önce yine söz konusu yönetici yüzünden istifasını sunmuş biri. Kendisi dışında bu yazışmaya tanıklık etmiş biri yok. Kaldı ki yönetici Teams yazışmalarının belli bir süzgeçten geçtiğini açıkça söyledi.
0
🌸ultranil07
(31.05.21)
müdür stalklıyor
0
bir soru sorcam
(31.05.21)
@bir soru sorcam;

içeriden mi bildiriyorsun?
0
🌸ultranil07
(31.05.21)
(4)

Kredi Kartı Aidatımı Geri Vermiyorlar, Alabilen Var Mı?

gkhnzdmr
Finansbank kredi kartı kullanmaktayım. ilk 2 yıl kart ücreti almadılar fakat son dönemde kart ücreti kesintisi yapılmış. Bende bunu geri almak istedim. Müşteri hizmetlerini aradım ve neden kart ücreti kesinti olduğunu sordum.Telefonda ki müşteri temsilcisine kart aidat iadesi istediğimi belirttim am
Finansbank kredi kartı kullanmaktayım. ilk 2 yıl kart ücreti almadılar fakat son dönemde kart ücreti kesintisi yapılmış. Bende bunu geri almak istedim. Müşteri hizmetlerini aradım ve neden kart ücreti kesinti olduğunu sordum.

Telefonda ki müşteri temsilcisine kart aidat iadesi istediğimi belirttim ama sözleşmenin tek taraflı olarak değiştirildiğini söyleyerek talebimi reddettiler. Kart aidatını alabilen var mı? varsa nasıl aldılar?
0
gkhnzdmr
(28.05.21)
Bildiğim kadarıyla e-devlet üzerinden şikayet başvurusunda bulunarak geri alabiliyorsunuz. Bir arkadaşım bu şekilde alabilmişti. İnternette biraz araştırma yapınca adımları bulabilirsiniz.
0
kemalkukreyen
(28.05.21)
Ben de alamdım, o sebeple kapattım.
0
SiyamkedisiZorro
(28.05.21)
Adımları çok basit ama biraz uğraşmanız gerekiyor.
Yapmanız gereken öncelikle bu talebinizi yazılı olarak bankaya bildirmek. Yani bankanın iletişim bölümünden kart aidatınızı almak istediğinizi söylemeniz gerekiyor. Bu sebeple banka da size yazılı olarak ret cevabını gönderecektir. (Bu önemli) Bu ret cevabının ekran görüntüsünü alın. Sonra e-devlet'ten tüketici hakem heyetine başvuru yapın. Formu doldurun ve bu ekran görüntüsünü de yükleyin. Sonrasında çok büyük ihtimalle kart aidatınız iade edilecektir. Bütün adımları buradan inceleyebilirsiniz. (git: www.hesappara.com) kolaylıklar diliyorum.
0
impala 59
(28.05.21)
seyler.eksisozluk.com

belki yardımcı olur
0
firemanjonny
(28.05.21)
(7)

Online kuruyemiş siparişi

nucleon
Nereden alıyorsunuz arkadaşlar?
Nereden alıyorsunuz arkadaşlar?
0
nucleon
(27.05.21)
jelly bear
(27.05.21)
Bulutlar kuruyemişi çok tavsiye ediyorlar ama bana pahalı geldi almadım henüz:)
0
suicides underground
(27.05.21)
Tuğba kuruyemiş
türkiyenin en iyi kuruyemişçisi: www.hurriyet.com.tr
gerçi biz hep elden alıyoruz ama online mağazası da var: www.tugbakuruyemis.com.tr
0
halanne
(27.05.21)
Kurtuluş Kuruyemiş
0
kobuzchu kiz
(27.05.21)
Kurtuluş Kuruyemiş
0
oscar
(28.05.21)
Benim aklım hep Mardin'deki kuruyemişçilerde. Böyle sıra sıra tazecik satarlardı. Acaba onların online siteleri var mıdır? Ben sadece en büyüklerinden bir tanesini hatırlıyorum.
www.davutselim.com.tr
0
SiyamkedisiZorro
(28.05.21)
Teşekkürler, citlekciden sipariş verdim, hemen ertesi gün geldi ürünler ve oldukça kaliteli buldum
0
🌸nucleon
(28.05.21)
(13)

bugün ne pişirsem? sorusunu hayattan silmek

yazar yazmaz yazan yazar
hanımlar ve beyler, yemek işini nasıl yapıyorsunuz? her gün, akşam ne yiyeceğiz ya diye düşünme işkencesinden kurtulanlar bunu nasıl başardı? haftalık veya aylık yemek listeleriniz mi var? örnek liste atarsanız çok sevinirim. bitsin artık şu iş.sorum sadece akşam yemeği içindir.
hanımlar ve beyler, yemek işini nasıl yapıyorsunuz? her gün, akşam ne yiyeceğiz ya diye düşünme işkencesinden kurtulanlar bunu nasıl başardı? haftalık veya aylık yemek listeleriniz mi var? örnek liste atarsanız çok sevinirim. bitsin artık şu iş.

sorum sadece akşam yemeği içindir.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(27.05.21)
Karı koca çalışıyoruz. Haftanın bir günü sulu bir yemek yapıyorum. Onu 3 gün yiyoruz :)
Kalan günler için fırın yemekleri, kızartma vs gibi günü kurtaracak yemekler ile geçiştiriyorum. Arada dışardan söylüyoruz. Ama ne yiyeceğimiz belli olan 3 gün haricinde, evde sürekli “Ne yiyelim?” Sorusu soruluyor.
0
hrvl
(27.05.21)
spoiler, o iş hiç bitmiyor :) evde zihinsel emek/yük denilen şey bu işte

öncelikle mevsim sebzelerini bilmek öğrenmek sonra da bunun etrafına çorba bakliyat salata meze gibi yancılar eklemek (hepsi aynı anda değil tabii ki yerine göre seçerek)

yazın taze fasulye, kabak, patlican, taze barbunya, bakla, bamya, taze bezelye pazarda en çok bulunan sebzeler, döngüyü tamamlayıp ilk yaptığın yemeğe tekrar gelince sıkılmamış oluyorsun
0
freebird5406_2
(27.05.21)
yemek.com bugun ne pisirsem bolumu var. gunun yemegini gosteriyor. begenmezsen asagi kaydirip onceki gunlere bakabilirsin.
0
buenosdias
(27.05.21)
yemek yaptıkça bir liste oluşuyor. sonra o listeden rastgele seçiyoruz.
0
roket adam
(27.05.21)
dolapta muhakkak hazır yemek bulunmalı bence.
öbür türlü öğün öğün düşünmek çok zor.

tencere/sebze yemekleri, çeşitli yahniler, güveçler, tas kebabı, salçalı biftek falan gibi sulu et yemekleri ve kıymalı mercimek, etli nohut, kuru fasulye vb. buna en uygun türler.

bunun dışında bir ya da iki çeşit zeytinyağlı dolapta olursa hayat kurtarıyor.

eğer yeniyorsa bulgur, pirinç pilavı ya da makarna da dolapta en azından 2-3 gün durabiliyor.

bunlara ek olarak mücver, patates salatası, patlıcan-biber kızartması falan gibi şeyler de çeşit oluyor.

mesela hafta sonundan bir zeytinyağlı, bir bulgur pilavı, bir et ya da tencere yemeği yapılsa hafta içi 2-3 gün rahat edersiniz.
bozulmayacak şekilde çeşitler arttırılıp azaltılabilir tabii.

seçenekler dolapta durunca onları çeşitlendirmek de kolay oluyor.
o gün bulgur pilavını ısıtırsınız ama yanına dolaptaki sebze yemeği yerine canınız istediği için tavuk yaparsınız mesela.

kendi hayat düzeninize göre bir akşam ya da hafta sonu 1-2 saati mutfakta geçirip 3-4 çeşit yaparsanız, bütün hafta yemek yükünüz hafifler.
benim yöntemim bu.

ne pişireceğiniz konusuysa tamamen zevke bağlı ama bir süre sonra tekrar ediliyor bazı şeyler mecburen.
0
blatta hiberna
(27.05.21)
her gun ayni yemegi yapmakla cozebilirsiniz. sebze turlu + pilav. turlu yapmak da en basit sey heralde. butun sebzeleri tencereye koyup, salca ve zeytinyagi ile harmanlayip, su filan eklemeden sabah kisik atese koyup aksam afiyetle yiyin.
0
bir varmis bir yokmus
(27.05.21)
freebird doğru söylüyor. O iş hiç bitmez. Ben ne yapıyorum onu paylaşabilirim.
Öncelikle genelde sebze alışverişini haftalık yapıyorum ve mevsim sebzelerini alıyorum. Ofise gittiğim zamanlarda akşamdan ertesi gün ne pişireyim diye dolabı açtığımda aslında elimde her şey hazır oluyor. Genelde hafta içi kıymlı sebze yemeği + çorba vardır akşam menüsünde, ilaveten haftada bir kısır yapıyorum bol salatalı.
Ertesi günün çorbası genelde bir önceki günün sebze yemeğinden arta kalanları bızzlatarak oluşuyor. Hafta sonu genelde fırın et yemeği / köfte patates / lazanya filan gibi daha comfort food cinsi. Şımartıyoruz kendimizi.
0
SiyamkedisiZorro
(27.05.21)
ben bu soruyu hayatımdan sildim ve inanılmaz rahatladım. düzenli ve dengeli besleneyim baskısından kurtulduğumdan beri kafam acayip rahat, zaman zaman midem aç ama kafam rahat ve bu özgürlük bile yeter. peki silip naptım? hiçbir şey. sadece bu soruyu çıkardım kafadan. yemek memek yapmıyorum. acıkınca mutfağa girip hemen bir şeyler yiyip geçiştiriyorum. kahvaltımı hiç sektirmiyorum, o fiks ve kolay zaten. işteyken öğlen de dışarıdan söylüyorum, ev yemeği veya lahmacun vs. akşam da çok aç değilsem çay kahve ile geçip gidiyor. çok acıkmışsam dondurulmuş köfte almıştım, şipşak onu yapıyorum ya da makarna veya yine kahvaltılık şeyler/sandviç vs bitti gitti. yemek yapmak ve yemek kadar külfet olarak gördüğüm bir şey daha yok. direkt zaman kaybı benim için. abur cubur ya da sağlıksız şeyler zaten tüketmiyorum. fitim, sağlığım da iyi. demek ki o kadar kasmaya gerek yokmuş. yaşasın mutfağa girmediğimiz günler!
0
levybroo
(27.05.21)
Besinlere göre düşününce kolaylaşıyor. Bir de haftalık alışveriş işi çözüyor.

Haftada bir kırmızı et, bir beyaz et, bir balık yapıyoruz. Yanına duruma göre yeşillik, sebze, patates, pilavdan birini ekliyoruz.

Geri kalan 4 günde de bakliyat - sebze yemekleri yapıyoruz. Bu noktada haftalık alışverişte alınanlar devreye giriyor, bazen de (kışsa) kurular (kuru bamya gibi). Mesela enginar - pilav, mantarlı makarna, fırında kabak mücver bu hafta yapılanlar bizim evde.

Bir gün etli bir gün etsiz şeklinde gidiyoruz kısaca, sistem daha kolay işliyor bizim için. İlk evlendiğimizde haftalık liste yapardık :)
0
gmzo
(27.05.21)
-Pazar akşamdan yapılan sulu sebze yemeği pazartesi ve salı yeniyor.
-Çarşamba ızgara ya da fırında balık (dondurucudaki stoktan)
-Perşembe tahıllı ya da yeşillikle salata (bulgur, mercimek, nohut vs önceden kiloluk haşlanıp porsiyonlara bölünüp dondurucuya atıyorum) Üstüne ton balığı ya da peynir vs
- Cuma makarna günü:)
- Cumartesi akşam dışardan :))
- Pazar akşam balık ya da tavuk ızgara

Aşırı sağlıklı ve pratik oluyor bizim için, tavsiye ederim.
Toplu alışveriş, dondurucu ve düdüklü tencere anahtar kelimeler.
0
lambada
(28.05.21)
şöyle ki; 3 makroyu(protein-karbonhidrat-yağ)dengeli şekilde almaya özen gösteriyoruz.
protein ve karbonhidrat mutlaka olmalı bol lif gerekli akşam yemeğinde. bu yüzden bir zeytinyağlı yemek yapıyorsanız mutlaka yanına protein lazım. yoğurt-tavuk ızgara-köfte(ekmeksiz) biraz da yeşillik ya da salata (sos falan uğraşmadan şipşak) yeterli.
mevsim sebzelerinden zeytinyağlı yemeği bazen fazla yaparım düdüklüde on dakika ve yanına protein değişir.
bazen bol sebzeli yumurta yaparız.
bazen de hemen ton balık yanına bol yeşillik yıkarız yanına makarna hepsini ayrı ayrı koyarız böylece makarna ertesi güne de kalmış olur=)
ayran da protein olarak idealdir özellikle yazın soğuk çorba olarak tüketiriz (buğday yerine kuskus falan da güzel oluyor)
yeşil mercimekli salata içinde her şey olduğu için yanına bir şeye de gerek yoktur ama içine ceviz falan da koyun daha zengin olur.
basit şeyler hazırlayıp buzluğa da koyabilirsiniz acil durumda lazım olur.
dışarıdan yemeği severiz ama canımız istediği için yoksa tutup her üşendiğimizde söylemeyiz.
0
windymimas
(28.05.21)
Bedeniniz neyi istiyorsa onu pişirin bu ne kadar saçma bir soru.

Bir vegan olarak okdr az secenekle ben bile sıkılmıyorum.
0
mobydick
(28.05.21)
(27)

Anneniz/babanız/eşiniz bir ayda sizin 30-40 katınız para kazansa

ms brownstone
Ve size keyfinize bakmanızı, çalışmanıza gerek olmadığını söylese yine de çalışır mıydınız? Yoksa başkasından para almayı kabul edip işinizden ayrılır mıydınız? Bu soru silinecek muhtemelen ama fikirlerinizi merak ediyorum. İstifa ederim diyenler hayatlarına nasıl ve ne yaparak devam ederlerdi onu d
Ve size keyfinize bakmanızı, çalışmanıza gerek olmadığını söylese yine de çalışır mıydınız? Yoksa başkasından para almayı kabul edip işinizden ayrılır mıydınız?

Bu soru silinecek muhtemelen ama fikirlerinizi merak ediyorum. İstifa ederim diyenler hayatlarına nasıl ve ne yaparak devam ederlerdi onu da yazarlarsa iyi olur.
0
ms brownstone
(26.05.21)
Maddi olarak başkasına bağımlı olmayı asla istemem. Ne kadar yakınım olursa olsun, ne kadar fazla kazanırsa kazansın maddi bağımsızlığım çok önemli.

Yaptığım işi seviyorum. Sevmiyor olsam, söz konusu kişi istediğim işi yapmam için sermaye sağlasa, mevcut işimi bırakıp ona geçebilirim. Ama maddi olarak bağımlı hale gelmeyi asla kabul etmem.
0
gmzo
(26.05.21)
Birden derlerse 'hayirdir ne is' derim. Oyle bir anda bu kadar gelen aylik para kuskulandirir beni. Yok hep oyle oldugunu varsayiyorsak da ben yine de kendimi garantiye almaya calisirdim. Yani tamam, aylik bana bir miktar veriyorlardir da bu hep boyle mi gidecek? 5-10 sene sonra pasa gonulleri oyle istedigi icin vermeyi kesseler ben ne yapacam?

O yuzden direkt onlara bel baglamam.
0
j r r tolkien hayrani
(26.05.21)
Çalışırdım. Ya da Bana müstakil ev yapacak kadar para ver ben yolumu bulurum derdim. İşi bırakır mıydım bilmiyorum.

Uzun vadeli sürekli para almak, maaşa bağlanmak gibi şeyler kabul edilmez şeylerdir. Tek seferde büyük para koparıp yoluna bakmak en doğrusudur. Benzeri bi durumda olduğum oldu iyi bilirim o psikolojiyi
0
avatar is back
(26.05.21)
Keyif alacağım işte çalışırdım ya da kendim bir şeyler yapmaya çalışırdım. Şu andakinden daha cesaretli davranırdım herhalde.
0
jazzabel
(26.05.21)
Master+doktora+post doc yaparım sonra çalışırım. Bana burs verilmiş gibi olur.

Bunları yapmaktan vazgeçersem de işten çıkmam. Ne münasebet ben evcil hayvan gibi bakılma fikrinden hoşlanmıyorum.

Bi sıkıntısı yoksa insan neden çalışmayıp eş eline baksın ki.
0
tessera
(26.05.21)
Çalışmam, vaktimi yeteri kadar kiraladım zaten patrona bundan sonra kendim için kullanırım. 30-40 kat diyoruz ağabeyler uyanın, asgari ücret bile kazansanız deli para yapıyor ki burada en düşük maaş alan min 20 bin dolar kazanıyor. Ne çalışıcam
0
paramolacak
(26.05.21)
Okul üstüne okul okurdum agahshs bu da nasıl tanımlamaksa :)
0
somethinginthewayshemoves
(26.05.21)
Hobi olarak yapabileceğim az buçuk da para kazanalabileceğim bir işi yapardım. Atölye açardım mesela.
0
olaylar olaylar
(26.05.21)
Okula falan imkani yok donmem.

Calismaya devam ederim, cok daha fazla risk alirim totom rahatta oldugu icin. Bende ayni seviyeye gelmeye calisirim. En kotu batarim, sifirdan tekrar baslarim.
0
cooperr
(26.05.21)
30-40 katı kazanıyorsa, babam rahmi koç herhalde. çalışmam, dünyayı gezerdim. ayda bir babacım para bitti, para gönder derdim. o da göndermez, gir bir işe çalış derdi. koç ailesi böyle, geleneklerine bağlı. tamam, o zaman güler sabancı olsun. o iyi.
0
stewie
(26.05.21)
Annem veya babamsa çalışmam ama eşimse çalışırım. Ne olur ne olmaz :)
0
Gradient_tabanlı_mor
(26.05.21)
Çalışırdım ama aynı işte çalışmazdım, daha fazla risk alabileceğim işlere girişirdim. Kendimi tatmin etmek üzere yani, kafama göre merak ettiğim işler kurardım.
0
roket adam
(26.05.21)
30-40 kattan bahsediyoruz, 3-4 kattan değil. 30-40 kata çalışılmaz.
0
sanal uyku
(26.05.21)
kendimi çok yormayacak şekilde bir yardım kuruluşunda çalışırdım.
0
rose parks
(26.05.21)
çalışırım ama hobi olarak. kazandığım parayı da ölümüne ezmek için kazanırım. yani başkasından aldığım parayı borsaya bitcoine gömemem ama kendi kazandığım kısmı gömerim.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(26.05.21)
anne baba ayrı eş ayrı, eş olayı sıkıntı, para üzerinden bi süre sonra hakimiyet kurma olayı başlar, kim olursa olsun başlar, beklentiler değişir. iş çirkinleşir yani. yorumlardaki bi tavsiyeye +1; her ihtimalde daha az kazanacağım daha rahat bi işe geçerdim.
0
sipsiyah
(26.05.21)
Çalışmazdım. Asla. Kat'a. Son derece erkek ve mağrur halimle söylüyorum bunu. Mutlaka bir iş kurar, ne yapar eder hayatıma bir başkası adına çalışmayacak şekilde devam ederdim. Her yeni yaşımda dünyaya sadece bir kez geldiğimi iliklerime kadar daha çok hissediyorum. Ne iş yaptığın, kime çalıştığın, üretkenlik anlamında ortaya koyduğun bu gerçeği ne yoğunlukta hissedeceğini direkt olarak etkiler ama nihayetinde şu masada her gün ömrümün 8 saatini benimle hiçbir alakası olmayan şeylerle geçirmenin anlamsızlığı değişmiyor. Hatta "işini seviyor olmak" söylemi bile dünyadaki varlığıma, bağımsız ve hür oluşuma ihanet gibi geliyor. İşini sevmeyen, nefret eden birinin sitemi gibi görünmesin söylediklerim. Yeterince boş vaktim var, işim kolay.

ek : anne/baba durumu için bu yazdığım.
0
IncredibleMau
(27.05.21)
legal şekilde kazandığını varsayıyorum.

evli olduğum senaryoda, anne babam dese kabul etmem

eşim derse çalışmaya devam edebilirdim ya da işi tamamen bırakmak yerine daha şahsi bir çalışma düzeni oluşturabilirdim. üretiyor/para kazanıyor olmayı sonlandırmanın bünyeye iyi geleceğini düşünmüyorum.

ya da gider para yuzunden alamadığım eğitimleri alır, yurtdısında yüksek vs yapardım.
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(27.05.21)
Niye calisayim ya salak miyim milletle deadlinelarla sinir stresle ugrasmaya devam edeyim. Isten ayrilim gider gezerim, seramik atolyesi falan açar takilirim. Patronlara kolelik yapacagima sevdigim bir seylere harcarim enerji ve vaktimi, bunun sonucunda gene gelir getirecek bi is yapiyor olsam bile elaleme para kazandirmak icin kendi hayatimdan verdigim bir is olmaz en azından.
0
passive aggressive
(27.05.21)
ben iyice düşündüm taşındım, başkası için çalışmaya asla devam etmem. çalışmana gerek yok dese annem/eşim/babam o saniye patronumu arar kusura bakma ben artık çalışmak istemiyorum derim. gerçekten şu hayattan beklentim sıfıra çok yakın, dolayısıyla sadece beni mutlu edecek şeyler yaparım. giderim bir barınakta part-time gönüllü olurum, aşçılık kursuna yazılırım, resim yaparım, ne bileyim normalde mesai saatleri olacak saatlerde gider ormanda ağaca kuşa bakarım.

böyle bir fırsat verilse beni tatmin ettiği sürece bu fırsatı kullanırım, tatmin etmediği noktada da kendi yoluma odaklanırım. çalışmak istesem iş bulur çalışırım, bir işten istifa etmek sonsuza kadar işsiz kalacağım anlamına gelmiyor ki. teklifi niye kabul etmiyim, teklif müthiş, keşke olsa.
0
evde liyakat kalmamis
(27.05.21)
sabahtan öğlene kadar çalışırdım, sonrasında da hobilerime zaman ayırırdım bolca gezerdim
yarın diyet olarak karşıma bişi çıkması söz konusuysa iş değişir
0
firemanjonny
(27.05.21)
bu imkanlarla daha rahat riske girer dener kazanmaya çalışırdım tutturursan zaten sen de kazanan biri olursun
0
seyyar satıcı
(27.05.21)
ben bunu yaşıyorum. babam da eşim de benim yıllık kazanacağım parayı bir ayda kazanıyor.
işimi çok seviyorum, gelirimle kendim kısa sürede alamayacağım evimi arabamı babam almıştı, kazandığım parayı yalnızca kendi gezmeme, ev geçindirmeme harcıyordum.
evlendikten sonra da durum değişmedi. senin paran benim param meselesi olmadı. gerek büyüdüğüm ailede, gerek kurduğum ailede senin paran benim param meselesi yoktu. illa kendi yaptığın işten kazanmaksa para, şu an yaptığım meslekte ilerledikçe zaten kazancım artacak. belli olan bir durum bu.
ama benim yaşam tarzımda bir değişiklik olmadı.
hep üretimin içinde olan bir insandım, hala daha öyleyim, öyle olmaya da devam edeceğim.
yalnızca hayat standardım olduğu seviyeyi hiç değiştirmedi. büyüdüğüm evde nasıl yaşadıysam, tek başıma yaşarken de öyleydim, evlendikten sonra da aynı şekilde olmaya devam ettim.

istifa etsem tüm gün evde ne yapacağım? yerine dolduracak bir şeyler bulsam, belki yaptığım iş fazla yorarsa veya devlet yerine özelin bana daha avantajlı olacağı bir seçeneğim olursa belki istifayı düşünürüm ama yine çalışmak için işimi bırakmış olurum. bu da pek bir değişiklik yapmıyor zaten. :)

üretmeyen, sabah uyandığında bir amacı olmayan bir insan bir süre sonra sıkılır, saracak bir yer arar. o nedenle bir amaç lazım, kimininkisi çalışma olur, kimininkisi sabahları spor salonu, sauna, alışveriş vs olur.
hayat amacı lazım.
0
ananotherlife
(27.05.21)
calistigim iste mutlu olsaydim sanirim devam ederdim ama ayrildim. esimin maasi benim 4-5 katim. gerci kendisi de ayrildi isten mutlu olmadigi icin. simdi ikimiz de issiz ve mutluyuz :)
0
bir varmis bir yokmus
(27.05.21)
anne, babam derse kabul etmem; ancak eşim, gel evinin erkeği ol. parayı dert etme, ben sana veririm derse, ev erkeği olmayı kabul etmem 1,04314 nano saniye sürer!
0
pangea
(27.05.21)
Valla emekliliğim gelmiş zaten. Keşke dese eşim böyle bir şey. Öyle rahat ederim ki muhtemelen bu rahatlıkla daha fazla iş fırsatı çıkar karşıma.
0
SiyamkedisiZorro
(27.05.21)
Bu durumun 2 olumsuz tarafı var;

1-Bağımlı oluyorsun
2-Belirsizlik, 5 sene 10 sene sonra ortada kalma ihtimalin var

Böyle bir imkanım varsa, bununla yaşamak değil de bunu kullanıp kendi yolumu bulmak isterim.
0
alfred
(27.05.21)
(5)

Hakim yaka ceket içine gömlek

gelmeistemem
Yarım yollu yazlık bir ceketim var. İçine gömlek giyebilir miyim? Yoksa içine yakasız bir şey mi giymek gerekir? Ceket yanımda değil resmini atamadım ama CNN Türk'de kadın spikerler giyiyor genelde. Adı hakim yaka mı ondan da emin olamadım. Çizmeye çalıştım.
Yarım yollu yazlık bir ceketim var. İçine gömlek giyebilir miyim? Yoksa içine yakasız bir şey mi giymek gerekir? Ceket yanımda değil resmini atamadım ama CNN Türk'de kadın spikerler giyiyor genelde. Adı hakim yaka mı ondan da emin olamadım. Çizmeye çalıştım.
0
gelmeistemem
(26.05.21)
yanlışlıkla drakula pelerini çizmişsiniz gibi duruyor? :)

hakim yaka ceketin içine her gömlek olmuyor, ince tiril tiril kumaşlı yakası dik durmayan gömlek olabilir bir nebze. geniş yakalı bir tişört olabilir. ince askılı bir bluz olabilir. bralet olabilir. nerede giyeceğinize göre değişir.
0
evde liyakat kalmamis
(26.05.21)
Yakasiz sanirim dediginiz ceket. yarim kollu oldugu icin icine sifir kollu gomlek gibi bi sey olabiliyo ama bence yakisani bluz/t shirttur
0
ala09
(26.05.21)
Yakası yüksekte değil. Bulmaya çalıştım:

www.google.com
www.istanbulhaber.com.tr
0
🌸gelmeistemem
(26.05.21)
O tarz ceketlerin içine en güzel boat neck bluzler oluyor. Kayık yaka diye geçiyor türkçede ama kayık yaka diye arattığınızda daha omuzları açıkta bırakan görseller çıkıyor. Ben onu kastetmiyorum.
0
irene
(26.05.21)
Yakasız tshirtlerden giyin.
0
SiyamkedisiZorro
(26.05.21)
(14)

Evde tek başına yaşayanlar

heathen
Gece eve hırsız girmesi ve geceleyin doğalgaz kaçağıyla zehirlenip ölme korkunuz olsa / varsa nasıl atlatırsınız / atlattınız?
Gece eve hırsız girmesi ve geceleyin doğalgaz kaçağıyla zehirlenip ölme korkunuz olsa / varsa nasıl atlatırsınız / atlattınız?
0
heathen
(26.05.21)
pencereleri her zaman küçük aralık bırakırım
kapıyı altlı üstlü kitlerim. hırsızlar kilitsiz kapı arar..
0
heeresgruppe
(26.05.21)
evde doğalgaz yok ama olsa sensör alırdım.
zemin katta yaşamadığım için tek risk ana kapı. o da kilitli olunca güvende hissetmem için yeterli. yetmiyorsa alarm taktırırdım (ses alarmı)
0
sttc
(26.05.21)
güvenlikli site, merkezi sistem yerden ısıtma çözüm.

Korkum, ölürsem komşulara koku bile gitmez, ev sahibi kira yatmayınca cesedi bulur herhalde :) bunun için de evlenip çoluk çocuk yapayım diyorum, nasıl fikir? Gömecek biri olur en azından.
0
stewie
(26.05.21)
Valla ben zamanında üst katta tıkırtı duymuştum, kedi herhalde dedim. Meğer hırsız girmiş çatıdan, laptopu falan götürmüş sdfjgh korkum falan yok ama yine de hareket sensoru koydum.

Harekete duyarlı kamera, gaz algılayıcı, deprem algılayıcı, su ve nem algılayıcı vs vs bir ton sensor var koyabilirsiniz. Sizin yerinize ses çıkartır ve önceden bilmiş olursunuz. Bence bu sizi biraz rahatlatır.
0
ananiyimioguz
(26.05.21)
ev kaçıncı katta? eğer dışarıdan pencere veya balkondan girmek mümkünse evi değiştirirdim kesinlikle. eğer tek yol kapıysa, kapının ve kilidin güçlü olduğundan emin olurdum. ayrıca kapıya bir alarm, mümkünse hareket sensörlü bir kamera.

doğalgaz içinse yine bir alarm ve kombinin olduğu yerdeki havalandırmanın açık olduğundan emin olmak gerek. ayrıca yeni nesil ocaklarda açık kaldığında eğer yanmıyorsa otomatik kapanıyor. böyle bir güvenlik özelliği yoksa ocağı da değiştirirdim.
0
reanarchy
(26.05.21)
Geceleyin eve hırsız girmesi korkusu sebebiyle yatak başucumda babamın üniversiteye ilk başladığım ve başka bir şehre gittiğim zaman verdiği küçük çanta boy biber gazı + rahmetli dedemden yadigar küçük bir çakı ile yatıyorum 2-3 senedir :) Bana tuhaf bir koruma ve güven hissi veriyor, inşallah kullanmama hiç gerek kalmaz...

Doğalgaz konusu ya nasip :)
0
silverleaf
(26.05.21)
Normalde bu tür endişeleri çok düşünmüyorum çünkü düşündükçe artıyor bence. Cahillik rahatlık mantığı diyeyim :)
Ama bir ara 4.kat balkon kapısını gece açık bırakınca acaba biri girer mi diye endişelenmiştim. Hatta gece daha yatmadan açık kaldığında, yatarken değil. Psikolojik muhtemelen. Çünkü daha öncesinde ikinci kat pencere için hiç aklıma bile gelmemişti güvensizlik duygusu. Üstelik yabancı şehir kırsal denebilecek bölgeydi.
Benim korumam ayetül kürsi, felak, nas. Gece yatmadan okurum, evden çıkarken de ayetül kürsi okurum.
0
epitaf
(26.05.21)
zamanında tek yaşadım, o yüzden güvenlikli bir yer tutmuştum. doğalgaz eve kadar zaten gelmiyor, yangın duman için sitenin kendi sensörü var. artı olarak yangın tüpü de tutuyorum evde. bir arkadaşımın evine girdiler sonra baya bi stres yaşadı, alarm falan taktırdı kendince. bence ciddi ve haklı bir kaygı bu, o yüzden gerekli önlemleri almak lazım. özellikle hırsızlık istanbulda büyük sıkıntı.
0
roket adam
(26.05.21)
Doğalgaza gelene kadar...
O türlü şeyler için kaderci bir yapım var. Çok seyahat ettiğim dönemlerden birinde uçakta tirbülans vs yaşamıştım. O arada bir rahatlık geldi. Ölüm bir gerçek. Olacaksa da olur gibi. Ama hırsız girmesi korkusunu bir süre yaşadım. Eskiden 3. katta otururduk, bir ara 1. katta oturdum. Hakikaten bana göre değil. Uykusuz geçti gecelerim. En ufak bir seste bütün evi gezerdim ne var diye. Şimdi yüksek katta oturuyoruz. Bu arada sadece bu evde hırsızlık olayını yaşadık, ondan sonra da kapıları güçlendirip alarm taktık. Şimdi rahatım.
Diğer her türlü şey için ayetel kürsi, felak nas +1
0
SiyamkedisiZorro
(26.05.21)
hırsız için eve ufak da olsa bir köpek edinilebilir.
0
silver apple
(26.05.21)
Güvenlikli bir siteye geçebilirsin. Doğalgaz sensörü kullanabilirsin. Bu tür korkularım hiç olmadı ama korkana da kafaya takma demek anlamsız olur.
0
arnold schwarzeneger
(26.05.21)
doğalgaz alarmı ve kablosuz bir hırsız alarmı. ancak sorun bence sizin kaygı bozukluğunuz hırsızı, doğalgazı çözsen ya deprem olursa korkusu başlayacak. bunu da ancak psikolog/psikiyatr çözebilir.
0
orpheus
(26.05.21)
Gece uyumadan önce odaları son bir kez dolanıyorum, aldığım başka bir önlem yok.
0
ruhen hastayim ben
(26.05.21)
Yalnız yaşıyorum.

Bir gece uyandığımda hırsızla göz göze geldim. Ben ne olduğunu algılayana kadar kaçıp gitti. Salondaki laptop ve telefonumu götürmüştü.

O günden sonra huzurlu uyuyamaz oldum.

Sonra şu sistemi alıp kurdum. Huzurlu uyumaya başladım.

www.hepsiburada.com

O zamanlar bu kadar pahalı değildi :)
0
Mirket
(26.05.21)
(4)

İş davası - Şahit

senbensennedenbenlen
Davacı tarafa şahit yazılan şahıs şahit olduğu siciline işlenir diye korkuyor. Dava dosyası dışında e-devlet vs. gibi mecralarda şahit sıfatı gibi bir ibare yer alacak mı?
Davacı tarafa şahit yazılan şahıs şahit olduğu siciline işlenir diye korkuyor. Dava dosyası dışında e-devlet vs. gibi mecralarda şahit sıfatı gibi bir ibare yer alacak mı?
0
senbensennedenbenlen
(26.05.21)
hayır.
0
heeresgruppe
(26.05.21)
Ennn fazla kendi e-devletinde dosyalar kisminda 3. kisi olarak eklenebilir, ama o da sadece dosyada adi gecmis oldugu icin olur. -ki bunu da sanmiyorum, taniklari dosyalara taraf olarak eklemiyor mahkemeler.

Yani bir sicil durumu soz konusu degil, ama tanik olacak kisi hala isverenin iscisiyse anlatimlarini kesinlikle ozluk dosyasina eklerler ve hatta isten dahi cikarabilir bir yolunu buldurup. Bunun disinda da adi tanik oldugu dosyada bulunur sadece. Herhangi bir sicil islenmesi gibi bir durum soz konusu olmaz.

Ha yine belirtmis olayim, gercege aykiri taniklik yaparsa/durusma esnasinda cikintilik yaparsa, karsi taraf avukati da / hakim de bunu fark edip suc duyurusunda bulunursa (yine cok cok dusuk ihtimal bunlar) orasi ayri. Normal bir sekilde usulune uygun taniklik yapildigi muddetce kendisi aleyhine bir durum olmaz.
0
okuyamıyom ben ya
(26.05.21)
İşe iade davasında şahitlik ettim hiçbir şey olmadı. Olan tek şey bu holdinge bağlı hiçbir yerde işe girememem ki umrumda değil.

Eşim İK yazılımı işi yaptığı için defalarca iş mahkemelerinde şahitlik etti şu ana kadar hiçbir şey olmadı.
0
suicides underground
(26.05.21)
Ben de defalarca şahitlik yaptım işe iade davalarında, sicilime işlenmedi.
0
SiyamkedisiZorro
(26.05.21)
(7)

Gömleklerimin koltuk altları sarardı!

applebite
Merhaba. Beyaz gömleklerimin koltukları hep sarardı, leke oldu. Sıcak yıkamada da pek farketmedi. Sebebi koltuk altı stick roll on gibi ürünler, biliyorsunuzdur, başına gelenler vardır. Bu lekeleri giderip bembeyaz yapmak için ne önerirsiniz deneyip başarılı olduğunuz yöntem var mı? Kosla oxi action
Merhaba. Beyaz gömleklerimin koltukları hep sarardı, leke oldu. Sıcak yıkamada da pek farketmedi. Sebebi koltuk altı stick roll on gibi ürünler, biliyorsunuzdur, başına gelenler vardır. Bu lekeleri giderip bembeyaz yapmak için ne önerirsiniz deneyip başarılı olduğunuz yöntem var mı? Kosla oxi action falan mı denense.. Teşekkürler.
0
applebite
(23.05.21)
bence kosla deneyin, çıkartırsa o çıkartır.
0
blatta hiberna
(23.05.21)
Gidermeyi bilmiyorum ama içinde alüminyum olan terleme önleyici ürünler yerine deodorant kullanırsanız sarı leke olmaz.
0
zoghurt
(23.05.21)
Gömlek altına atlet değil, fanila giy. En azından gelecekteki gömlekleri kurtaralım.
0
prole
(23.05.21)
T shirtlerde benzer durum yaşanınca epey bişey denedim sağda solda önerilen, pek kar etmedi hiçbiri.
0
hedep
(23.05.21)
ben o tur lekelere camasir aspirini kullaniyorum hemen cikariyor. gomleklerin manset ve yakalari icin de kullaniyorum. kulak cubuguyla o sari lekelerin uzerine surup bir sure bekletiyorum sonra normal yikadigim programla yikiyorum, tertemiz cikiyorlar.
0
in vino veritas
(23.05.21)
@zoghurt Alüminyumsuzlarda da oluyor ya maalesef.

@prole evet. şu an öyle yapıyorum ama bi şekilde başariyo sanki sarartmayi ya da eskilerin sarartisi bana öyle geliyodur.
0
🌸applebite
(24.05.21)
Fanila maalesef çözüm değil. Koltukaltına (gömleğin) yerleştirilecek pedler var ama onlar da bana ekonomik gelmiyor. Aspirini ben de duydum, kosla beyaz kesin çıkartıyor ama hem çok yıpratıyor hem de ayrı işlem gerektiriyor. Ben koltuklatı botoxu öneriyorum.
0
SiyamkedisiZorro
(24.05.21)
(19)

Hatırladığınız ilk anılarınız kaç yaşınıza ait?

neysene
Mesela ben 5 yaşımdaki anılarımdan öncesini hatırlamıyorum. İlk anım 5 yaşıma ait, 5-7 yaş arası 2-3 anı. 7-10 arası yarıyarıya.Sizin hatırladığınız ilk anınız kaç yaşınıza ait? Ve neydi?
Mesela ben 5 yaşımdaki anılarımdan öncesini hatırlamıyorum. İlk anım 5 yaşıma ait, 5-7 yaş arası 2-3 anı. 7-10 arası yarıyarıya.

Sizin hatırladığınız ilk anınız kaç yaşınıza ait? Ve neydi?
0
neysene
(07.05.21)
ben 4 yaşımda kardeşimin doğduğu anı hatırlıyorum,ondan öncesine dair hiçbir anım yok.
0
aynenbencede
(07.05.21)
ya ben acaba insanların anlattıklarından mı hatırlıyorum yoksa kendim cidden hatırlıyor muyum bilmiyorum ama 3,5 yaşında bir otele gitmişiz ve elleri kolları kınalı bebek şarkısında sahneye çıkıp dans etmişim, millet çok eğlenmiş falan.

sanırım durmadan insanlar anlattığı içi hatırlıyorum.
0
wild honey suckle
(07.05.21)
1.5 yaşındayken yaşanan bir olaydan bir görüntü aklımda hala. daha ileri yaşlarda bu olay ara ara konuşulurken hatırlamadığım halde anlatılardan hareketle mi hatırladığımı zannediyorum yoksa gerçek mi pek emin değilim. gerçi bahsettiğim görüntüdeki sofra bezinin desenlerini bile biliyorum. aile arasında sofra bezinin deseni niye konuşulsun ki diye düşününce benim bunu gerçekten hatırlıyor olma ihtimalim biraz güçleniyor.

4-5 yaş arası 5-10 anı
5 ve 7 arası onlarca anı hatırlıyorum.

ek : 1.5 yaşında bir bebeğin aklında kalan şeyi hatıradan saymak biraz mantıksız olabilir o açıdan kazınmış bir görüntü falan mı demek lazım bilmiyorum.
0
IncredibleMau
(07.05.21)
2.5-3 yaşındayken uzay rampası bir oyuncağım vardı. koşarken düşmüştüm. oyuncak kırılmıştı. en erken hatırladığım bu ama video şeklinde değil fotoğraf fotoğraf.
0
canercuxy
(07.05.21)
Ben 2 yaşımdan anılar hatırlıyorum. Meme emerken yatağın arkasında katlı duran nevresimlerin desenlerini hatırlıyorum ben de.
0
suicides underground
(07.05.21)
2-3 yaşlarıma dair ebeveyn confirmlü birkaç sahne var aklımda anı değil tam olarak (fotoğrafları olmadığı için sonradan yerleşmediğine eminim)
1- İzmir'de akşam sokak satıcısından rubik küp almıştık (tezgahı, etrafı ve havanın serinliğini hatırlıyorum)
2- Komşumuzun oğlu bir tane zeytin yiyip 3 çekirdek çıkarmıştı (muhtemelen çok şaşırdığımdan aklımda kaldı)
3- Başka bir komşumuz beni bahçeye çıkarmıştı çimlerde oyuncak kirpi bulmuştuk.

3 yaşında başka şehire taşındığımızdan bunlar İzmir'de yaşandığından yaş aralığından eminim. Tabi 4+ yaş için tonla anım var kardeşim doğduğu için net hatırlıyorum oradan sonrasını
0
eatpraylaw
(07.05.21)
Yaşımı bilmiyorum ama en eski anımda yürümeyi yeni öğrendiğim için merdivenlerden çok zorlanarak ve tutunarak indiğim bir anım var. Sonra da salıncakta sallandım:)
2 yaş olabilir.

Sonrasında 3.5 yaşında kendi kendime okuma yazmayı keşfettigim bir anım var. Onda da harfleri yanyana getirince yazı yazabiliyoruz diye aydınlanmıştım. Emre yazmıştım abimin ismini. İlk net anı bu. :)
0
kaptan maydanoz
(07.05.21)
Sanirim en erken 2 yas civari. Durup dusunsem 10dan fazla an vardir hatirladigim. Fotografik ve uzerinde konusulmayacak detaylar dolayisiyla konusulanlardan etkilendigimi sanmiyorum.

Bazi anlarda o andaki dusuncelerimi de hatirliyorum. Mesela 17 aylikken cekilmis fotografimda giydigim elbiseyi tekrar giydirmisler ama etek ucunu acmislar, biraz buyumus olmaliyim. o elbiseyi resimden hatirlayip buyudugumu dusunmustum. zaman kavrami varmis demek ki.

2.5 yasina dogru evin icinde gordugum hayali varliklari ve onlara dair uydurdugum hikayeyi goruntulu sekilde hatirliyorum.

seyrettigimiz bir film, 17 ay kucuk kardesime divana cikmasina yardim edisim, dikenli legolarla oynadigim bir an misafir gelmesi ve mavi ucgen parcayi misafir kelimesiyle ozdeslestirmem.

3 yas dogum gunumde kac yasina bastin muhabbetinde, benim gercekten topun ustune basip bak bastim falan demem.

tuhaf tuhaf cocuk kafasiyla yapilmis mantiksiz mantik cikarimlari an an fotografli bende..
0
2oda1salon
(07.05.21)
3 yaş. kardeşimin doğumu için hastaneye gitmek üzere valiz hazırlanmıştı ve masaya yaslanmıştı. ilk anım budur.
0
twelfth
(07.05.21)
tam 3 yaşındayken kardeşim doğduğunda bana camdan göstermişlerdi bunu hatırlıyorum.

bunun dışında daha annem hamile dahi değilken babam annem ve ben salonda oturmuştuk ve babam topu çevirerek ileriye atıp kendine dönmesini sağlıyordu. bu beni aşırı büyülemişti ve annemin "seni kandırıyor oğlum" deyişini hatırlıyorum. bu ben 2-2,5 yaşındayken falan olmuştur diye düşünüyorum çünkü kardeşim yoktu.

hani birinin anlatacağı bir şey olsa aklıma öyle girmiş derim ama öyle de değil. bu ufak detayı ne annem ne de babam hatırlardı.
0
bohr atom modeli
(07.05.21)
Yaklaşık 1,5 yaşındayken annem benimle ablamla benim odamızda yerde oyun oynuyordu. Babam geldi ve dedemin vefat ettiğini söyledi. O döenme ait tek anım bu. Dedemi de hayal meyal hatırlıyorum.
Sonra yaklaşık 2,5-3 yaşındayken Ankara ve Konya'ya gitmiştik bir aile dostumuzla. Oraları hatırlıyorum. Bir de o gezi için bana kırmızılı siyahlı bir ayakkabı almışlardı. Bağcıklarını bağlamak zor işti. Onu hatırlıyorum.
0
SiyamkedisiZorro
(07.05.21)
1.5 -2 yaş civarı çok net anılarım var.

ancak bu anılar şu an epey yıprandılar. demek istediğim şu an hatırladığım o anılardan çok çocukluk ve ergenlik yılları boyunca o anıların tekrar akla gelmesinin izleri gibi.
0
orpheus
(07.05.21)
benim 4 yaşında bi anım var annemle pencereden dışarıyı izlerken ben ne zaman okula başlayacağım diye sormuştum
0
nahtoderfahrung
(07.05.21)
4, kardeşimin eve gelişini net hatırlıyorum
0
basond
(08.05.21)
yaşımı tam atırlamıyorum ama ilkokula başlamadan öncesine ait. 4 veya 5 diye tahmin ediyorum. anaokuluna gidiyordum. oradan parça parça sahneler aklımda

-öğle uykusu saati ben ikili ranzanın üstünde yatıyorum, hava loş, tavandaki badana izleri acayip geliyor
-kızamık olduğumda beni tecrit etmişlerdi
-sanırım anaokuluyla ilgili bu kadar belki bir on sene önce olsa daha çok şey olabilirdi aklımda.
0
sanguine
(08.05.21)
2.5 yaş; kardeşimin doğduğu gece. Çok net hatırlıyorum.
0
fraise
(08.05.21)
3 yaş. Kardeşim doğmuş, hastaneden almışız annemle kardeşimi, eve dönüyoruz.
0
gayda
(09.05.21)
2 yaşıma ait bir anım var.
onun dışında, 3 yaşıma kadar yaşadığımız evi çok net hatırlıyorum.
0
blatta hiberna
(09.05.21)
2 yaşımdan hatırlıyorum bir kaç tane ama hep kötü şeyleri. Bir tanesinde beşiğimdeyim, tuvaletim geliyor ama beşikten inemiyorum, ağlıyorum annem duymuyor, annem beni bırakıp gitti mi diye düşünüyorum daha fazla ağlıyorum. Sonra kendimi beşikten aşağı attım bir şekilde gittim tuvaletimi yaptım. Annem salonun kapısını kapatmış televizyondan ses geliyordu. Ağlaya ağlaya gittim yanına sonra tekrar yatağıma götürdü
0
jazzabel
(09.05.21)
(7)

biontech 2. doz sonrası

melodi
eşim dün akşam 2.doz aşısını oldu yaş 32.akşamüstünden beri sürekli bir kemik ağrısı mevcut. ayrıca ateş 38 civarı. napsam bilemedim saat şuan sabah 06.30 ve hala uyuyamadı. parol içti ateş 37.5a düştü bu sefer de feci bi terleme ve üşüme başladı. bu saatte kime ne sorsam bilemedim de
eşim dün akşam 2.doz aşısını oldu yaş 32.

akşamüstünden beri sürekli bir kemik ağrısı mevcut. ayrıca ateş 38 civarı. napsam bilemedim saat şuan sabah 06.30 ve hala uyuyamadı. parol içti ateş 37.5a düştü bu sefer de feci bi terleme ve üşüme başladı. bu saatte kime ne sorsam bilemedim de
0
melodi
(06.05.21)
normal merak etme aşı çalışıyor demek 1 2 güne geçer
0
rentts
(06.05.21)
Biontechin ozellikle ikinci dozdan sonra bu yan etkileri bekleniyor.
Prospektusu okursaniz orada da yaziyor. Gecmesini bekleyeceksinizn gecmis olsun
0
kuehles blondes
(06.05.21)
Biyontek 2.dozdan sonraki gun hemen herkes yan etki goruyor. 1 2 ve 3. gun azalarak bitiyor.

2. gun: %70
3. gun: %10
4. gun: %0

Gibi bir durum var, istatistik degil, izlenim.
0
onemoremile
(06.05.21)
İngiltere'de Biontech aşısı yapılan arkadaşıma doktorları aşıyı yapmadan peşinen söylemişler. 2. doz aşıda 2-3 gün sürecek ağrı-ateş halleri olabilir diye. Arkadaşımın ağrıları 2. günden sonra geçti.
0
SiyamkedisiZorro
(06.05.21)
esimde de ayni belirtiler oldu, merak etmeyin
0
oscar
(06.05.21)
Ne antikor üretiyor vücut şu anda, vay be.
0
iddaaci
(06.05.21)
parole devam, endişelenmeyin.
0
red g
(06.05.21)
(11)

Sevgilinin eski sevgilileriyle fotoğrafları

şarkı güzel ama ingilicce
Sevgilinizin eski sevgilileriyle olan fotoğraflarını saklıyor olmasını nasıl karşılarsınız?5—6 senedir kullandığı bilgisayarda, telefonda yıllar içinde birikmiş, tahminen 2-3 farklı kız arkadaşıyla olan fotoğraflar.Fotoğraflar arkadaş grubuyla çekilmiş olduğu için silmediğini söylüyor açıklama olara
Sevgilinizin eski sevgilileriyle olan fotoğraflarını saklıyor olmasını nasıl karşılarsınız?

5—6 senedir kullandığı bilgisayarda, telefonda yıllar içinde birikmiş, tahminen 2-3 farklı kız arkadaşıyla olan fotoğraflar.
Fotoğraflar arkadaş grubuyla çekilmiş olduğu için silmediğini söylüyor açıklama olarak. Açıp açıp bakmıyormuş ki, duruyorlarmış öyle. Beni rahatsız etti ama adama da bütün anılarını sil diye baskı yapacak halim yok.

Gereksiz yere kendi huzurumu mu kaçırıyorum? Normal şeyler mi bunlar? Fikirlerinizi merak ettim.
0
şarkı güzel ama ingilicce
(05.05.21)
gereksiz yere kendi huzurunu kaçırıyorsun, normal şeyler bunlar. hele ki arkada grubu fotosuysa çok normal.

şöyle düşünürsen bakışın netleşebilir. erkek arkadaşının ara ara o eski fotoları açıp "ahhh ne güzel kızdı be, keşke bırakmasaydım şimdiki sümüklüye kaldık" diyeceğine ihtimal veriyor musun? cevap hayırsa bu sorun olmamalı. cevap evetse asıl sorun fotolar değildir, o fotoyu silse bile senin bu düşüncen değişmez; emin ol farklı durumlarda yine hortlar bu düşünce.
0
Jux
(05.05.21)
Gerkesiz bence de.
Yani sadece bu fotoğraflar varsa düşünmek lazım ama 1000 tane fotoğraf içinde yer alıyorsa da lafını etmek olmaz
0
kisa
(05.05.21)
4-5 tane saklanabilir, sen de aklına biri gelince sosyal medyadan bakmayacak kadar her şeyi geride bıraktıysan biraz dert edebilirsin

saklanması elbette hoş değil ama o insandan çok, güzel geçirilen vakitlerin anısı içindir iyi niyetle bakarsak
0
bir soru sorcam
(05.05.21)
birisiyle birlikte olduğunuzda ona sahip olmuyorsunuz. karşınızda bir insan var ve bu insanın da bir geçmişi var. bu insan siz kıskandınız diye geçmişini silmek zorunda olmamalı. arada bakıyorsa bile, o insanı özlediği için bakmıyor olabilir. belki sadece o zamanları özlüyordur.

herkes yaşlanacak ilerde. kimse gençliğine ait bazı fotoğrafların sırf bir sevgili dedi diye yok olmuş olmasını istemez diye düşünüyorum. insanların bu kadar özgürlüğü olmalı. rahatsız olduğunuzu belirtirseniz bence o da bu durumdan rahatsız olur.
0
isabella was a ginger
(05.05.21)
Benim sevgilim öncekileri sildirtmişti. Ulan 5 yılda yüzlerce fotoğraf var. E bak bu kalmış, şunu niye silmedin vs diye kafamın etini yemişti. Hangi birini sileyim?

O zamanlar "tabii aşkım haklı" diyordum. Ama şimdi geçmişimi niye sildirttim diye kendime kızıyorum. Şu da var; onun da eski sevgilileriyle olan fotoğraflarını silmesini isterdim. Veya görmeyeceğim şekilde kaybetmesini.
0
Amory Lorch
(05.05.21)
Kendi huzurunu kaçıyorsun. Senin tarafından bakınca evet kısmanman doğal, ben de kıskanırdım. Ama gerçekçi bakınca benim de telefonumda eski sevgilimle olan fotoğraflarım duruyor. Sarmaş dolaş olanları sildim evet ama sadece ikimizin olduğu bir sürü fotoğraf var öyle arkadaş grubu falan da değil. Silmeme sebebim çok olması falan da değil, 15 dakikada silinir hepsi ama silmek istemiyorum. O da benim hayatımın bir dönemi, onu da ben yaşadım ve güzel günler geçirdik beraber. Sonra beni aldattığını öğrendim geçdn hafta, yani ayrıldıktan 3 sene sonra. Yine de silmedim. Çünkü fotoğraf ile o kişinin bir bağı bile yok benim için. Duruyor. Ara ara bakıyorum da hatta diğer fotoğraflara bakarken. Ama o kişiyi özlemiyorum, ona karşı bir şey hissetmiyorum zaten seneler olmuş biteli. Ama dursun, anıdır, bana aittir o da.
0
Mossy
(05.05.21)
Eski erkek arkadaşım bana gezegenler kadar uzak geliyor. Ama resimleri vardır albümlerde şurada burada. Grup içi resimler. Niye atayım. Utanacak bir şey yapmadım ki. O da hayatımın bir parçası. Açıp açıp iç geçirseydim o zaman atardım da yani bu hali ile geçmişten bir hatıra.
0
SiyamkedisiZorro
(05.05.21)
Ben silerdim, silmesini isterdim, ortak fotoğrafımın olduğu doluca arkadaşım vardı şimdi yoklar, fotoğraflar her şey değil. İnstagramlarda ekliler zaten arkadaşlar çok özlediğinde girsin profiline baksın. Ben fotoğraflarına baktığımda sevgilimin kolunu başka bir kızın beline doladığını görmeyi kaldırmam.
0
Hallegadola
(05.05.21)
"yaşanmışlıklar" adı altında romantize etmeye gerek yok, zihnen ileriye odaklanabilmek adına silinmesi doğru bence ama seni rahatsız ettiğini bile bile madem silmiyor, konuyu uzatmak gereksiz. bir gün sen de eski ilişkisi olacaksın, bir de böyle bak.
0
deartheodosia
(05.05.21)
hocam ben bosandım
karımla olan tüm fotoları bosandıktan 6 ay sonra sildim facebooktan
ama icinde cocuk olanları silemedim icim el vermedi sonucta cocugumun resmi her anısı kıymetli
cok da sıkıntı degil silmesin bosver
erkek saklamaz genelde durur ugrasmaz
0
kingcyrax
(05.05.21)
ben ilişkide kıskanc olailen biriyim. şahsen benim de fotoğraf arşivlrimin içinde eski sevgilimle fotograflarım var ama açıp açıp bakmıyorum. yani orda duruyorlar ve silmek için bile aklıma gelmiyor. sevgilimin de bilgisayarında ya da belleginde olsa kızmazdım. ama bakıp dursa mesela, (bunu da bilemeyiz gerçi) üzücü tabii.

sosyal medyada olması daha sıkıntı bence. o biraz daha insanlara açık alan ve bir nevi hayatını insanlara göstrdigin bir yer. 'ne gereği var' olurdum.
0
nadirendeolsa
(05.05.21)
(6)

Oruc regli etkiler mi?

balpolen
Cok tuhaf gelebilir ama aklima baska bir sey gelmedi. Her ay duzenli olan reglim bu ay gecikti. Bugunle birlikte 1 hafta gecikmis olacakOruc ve karantinayla gelen hareketsizlik disinda bir degisiklik yok hayatimda, size de sormak istedimNot: Hamile degilim
Cok tuhaf gelebilir ama aklima baska bir sey gelmedi. Her ay duzenli olan reglim bu ay gecikti. Bugunle birlikte 1 hafta gecikmis olacak
Oruc ve karantinayla gelen hareketsizlik disinda bir degisiklik yok hayatimda, size de sormak istedim

Not: Hamile degilim
0
balpolen
(04.05.21)
1-2 gün olsa tamam da o kadar da etkilemez. Ben hep isterim, biraz gecikse de tamamlasam şu ayı diye ama hep de tam vaktinde gelir.
0
SiyamkedisiZorro
(04.05.21)
covid aşısı oldunuz mu? covid aşısı olanlarda gecikme/bozukluklar yaşanıyormuş.
0
itinayla bozuk kafa tamir edilir
(04.05.21)
Kisitlanmadan dolayi fark etmeden stres de yapmis olabilirsin kendi kendine. O daha cok etkili oluyor.
0
e mice
(04.05.21)
Aşi olmadim, stresli oldugum soylenebilir tabi ama en son bu kadar gecikme 10 sene once falan olmustur
0
🌸balpolen
(04.05.21)
etkilemez, denk gelmiştir.
0
rose parks
(04.05.21)
Her kadının senede 1 kere sebepsiz gecikmesi olurmuş, op. dr. Banu Çiftçi diyor. Muhtemelen hiçbir sebebi yoktur, çünkü aksine oruç şifadır, oruçtan olduğunu hiç sanmam.
0
1bir1bir1
(04.05.21)
(3)

Anneler günü için giysi tavsiyesi

grid
Annem 56 yaşında. Kapalı değil. Ancak çok yaşlı işi giyinmez. Öyle çok zayıf fit de değil. Sitelere bakıyorum giysiler hep gençler ve çok zayıf olanlar için gibi sanki. Ne alacağımı bilemiyorum. Öyle ev aleti vs de alamam. Sevinmez. Para verip kendin al desem o da olmaz gibi
Annem 56 yaşında. Kapalı değil. Ancak çok yaşlı işi giyinmez. Öyle çok zayıf fit de değil. Sitelere bakıyorum giysiler hep gençler ve çok zayıf olanlar için gibi sanki. Ne alacağımı bilemiyorum. Öyle ev aleti vs de alamam. Sevinmez. Para verip kendin al desem o da olmaz gibi
0
grid
(03.05.21)
Para vermeyin bence. Güzel bir çanta ya da ayakkabı nasıl olur?
0
fraise
(03.05.21)
Bütçe yazmamışsınız. Ben giysi için anneme hep Marks&Spencer ile Mısırlı'dan kıyafet bakardım.
0
SiyamkedisiZorro
(03.05.21)
ben de marks&spener veya yargıcı diyorum
0
aynenbencede
(03.05.21)
(8)

amerika'da turk ehliyetiyle araba kullanmak

antikadimag
benim bulundugum eyalet 1 seneye kadar izin veriyor. ancak eyalet disina cikip gezmek istedigimde bu mumkun mudur?
benim bulundugum eyalet 1 seneye kadar izin veriyor. ancak eyalet disina cikip gezmek istedigimde bu mumkun mudur?
0
antikadimag
(28.04.21)
onun için de öbür eyalete baksana aga... kaç eyalete gidecen ki
0
ortalama keyifçi
(28.04.21)
ameriga enteresan bir ulke, bir eyalette bir herze yersin basina birsey gelmez. Aynisini baska eyalette yaparsin swat gelir evden ters kelepce alir gotururler. Kanunlari iyi arastir eyaletlere gore, kuzey amerika'da toton acik gezmeyeceksin...
0
cooperr
(28.04.21)
Ben 5-6 eyalet gezmiştim hiç sorun da olmadı.

Polis hiç durdurmadı tabi ama hertz ile araba kiralayıp gezmiştim. Kiralama aşamasında ehliyetine de bakıp ona göre bilgi veriyorlar. Eğer araba kiralayacaksan oradan da net bilgi alırsın.
0
harmonia
(28.04.21)
Missouri'den Illinois'a kadar araçla gitmişliğim var. Polis çevirmedi ama çevirse de sorun olacağını sanmıyorum. Zaten herhangi bir kuralı çiğnemediğiniz sürece polis çevirmiyor.
0
himmet dayi
(28.04.21)
tüm eyaletlerde ilk 4 ay geçerli. üstü, eyaletine bağlı.
0
507
(28.04.21)
Himmet dayı +1
0
but that was just a dream
(28.04.21)
İlk 3 ay geçerli diye biliyorum ben. Araya işler girince, ben 4. ay gibi ehliyet sınavına girip ehliyet almıştım. Georgia Eyaleti'ndeydim.
0
SiyamkedisiZorro
(28.04.21)
3 ya da 6 ay gecerli olabiliyor ama polise bagli tamamen. polisler de bu konudan haberleri yok.

baska eyalete gidince o sure 0 lanmiyor. polis inat ederse pasaportunuzu isteyip ulkeye ne zaman girdiginize bakmak isteyebilir ( cok kucuk ihtimal bu tabi )
0
oscar
(29.04.21)
(29)

Erkeğin babalık testi istemesi

other half
Güzel giden, sorunsuz, kısacası normal seyrindeki ilişkinizde hamile kalıyorsunuz. Bunu öğrendikten sonra erkek babalık testi yaptırmak istiyor. Kadın buna çok bozuluyor ve teste izin vermiyor. Sizce kadın tepkisinde haklı mı? Erkeğin test yaptırmak istemesi normal mi? O kadının yerinde olsaydım boş
Güzel giden, sorunsuz, kısacası normal seyrindeki ilişkinizde hamile kalıyorsunuz. Bunu öğrendikten sonra erkek babalık testi yaptırmak istiyor. Kadın buna çok bozuluyor ve teste izin vermiyor. Sizce kadın tepkisinde haklı mı? Erkeğin test yaptırmak istemesi normal mi? O kadının yerinde olsaydım boşanırdım der misiniz?
0
other half
(27.04.21)
Boşanıp testi yaptırır testi de suratına çarpardim
0
carpenic
(27.04.21)
Bir şeylerin ters gittiği kesin. Bi taraf haklı tabi. Eğer kadın olarak haklıysam boşanırdım. Erkek tarafı isem de aklıma kurt düştüğü için boşanırdım
0
olaylar olaylar
(27.04.21)
carpenic +1
0
serbest gezen koala
(27.04.21)
erkek haklı. babalık testi erkeğin istemesine gerek kalmadan yapılması gereken bir test. güven, özellikle bu zamanda abartılan, içi boş bir kelime. ilişkide sadece kadın çocuğun kendinden olduğunu bilme lüksüne sahip. onlarca yıl sürecek maddi manevi sorumluluğu erkeğin üzerine yüklemeden bunu bilme hakkı erkeğe de tanınmalı.
0
nehara
(27.04.21)
erkek tarafını anlamak gerek. kimse sınanmadığı günahın masumu değildir diye bir söz var. insanlar 30 yıl boyunca babası olmadığı çocuğa bakıyor. çocuğa bakmak mesele değil 30 yıllık bir enayi yerine koyulmuşluğu öğrendiğin anı düşün. intihara bile sürükleyebilir.

bana güvenmiyor musun sevgilim diye sormak çok manasız. kimse kimsenin içinde ne olduğunu asla bilemez ve kimse kimseye kendi akıl sağlığı için %100 güvenmemelidir.

bence sorumlu bir eş çocuk doğar doğmaz kendi teklif eder. ben kadın olsam hiç düşünmem ve gocunmam.
0
bohr atom modeli
(27.04.21)
son yazanlara katılmıyorum. bir erkeğin çocuğun kendisinin olduğunu bilme hakkı olduğu kadar bir kadının da çocuk yapacak kadar güvendiği erkekten karşılıklı güven beklemeye hakkı var.

yakın zamanda reddit'te benzer bir gönderi görmüştüm, linkleri aşağı bırakıyorum. ne yazık ki evliliğin sonlandığı bir gönderi.

www.reddit.com
www.reddit.com
0
amugochi
(27.04.21)
boşanırdım. zaten test isteyebilecek bir erkekle değil evlenmek, flört bile etmezdim.
0
candide
(27.04.21)
Dışardan göz olarak: Evli değillerse erkek haklı.

Olaydaki kadın ben olsam: Benimle birlikte olan adam zaten nasıl birisi olduğumu bildiği için benden şüphe duymaz. İster evli olayım ister sevgili, bana sevgilim bu soruyu soramaz. Velev ki istedi, o testi yapar sonra münasip yerine sokardım bana güven duymadığı için.

Ancakkkkkk olması gereken: Bence doğumdan sonra zorunlu babalık testi mutlaka gelmeli. Kaç baba kendisinin olmayan çocuğa bakıyor kandırılarak. Müge Anlı, Esra Erol'da sürekli görüyoruz. Yani bence bu test kadın veya erkek tarafına bırakılmamalı. Her türlü ilişkide zorunlu test gelmeli bir an önce. Öbür türlü çiftlerin arasında yukarıda bahsettiğim gibi güven sorununu ortaya çıkarıyor
0
Hallegadola
(27.04.21)
Valla erkeğin babalık testi istemesi de tuhaf,

Kadının hiç sormadan bak babalık testi yaptırdım, babası sensin, bunu bilmek senin en doğal hakkın falan demesi de tuhaf benim için.

E herhalde yani şüphen mi vardı neden gittin yaptırdın?

Erkek isterse, kadın bozulmakta haklı.

Ama erkek, benim ailemde veya çevremde böyle böyle durumlar yaşandı, benim hayattaki en büyük korkum da bu, sana çok güveniyorum ama lütfen bir test yaptıralım diye anlatsa belki bir nebze yumuşatır ama iki ucu boklu değnek kadın her türlü bozulabilir.

Bir de benim anlamadığım bunu kadına niye söyler ki erkek? Şüphesi varsa çocuk doğunca bir saç telinden falan test yaptırsın, olmuyor mu öyle? Biraz sıksın dişini yani. Ne diye ortalığı geriyor.
0
ananiyimioguz
(27.04.21)
evli ya da değil, fark etmez. bir terslik bir şüphe var bu işte mutlaka. normal değil yani. resmen kadından şüpheleniyor adam. normal bir şey kesinlikle yok. ama boşanmak için de çok geç olabilir bence.

belki erkek de aldatıyordur, aynısının yaşamaktan korkuyordur. kişi kendinden bilir işi. ama kesinlikle sağlıklı bir durum değil.
0
roket adam
(27.04.21)
@nehara +1

Kadının bildiği şeyi erkeğin niye bilmeye hakkı olmasın? Adam kadına güvenmiyorsa başka sorunlar vardır, o ayrı bir konu, ama teste izin vermemesi hatalı bir davranış.
0
plutongezegendegilmi
(27.04.21)
Ortada makul bir şüphe varsa erkek tarafı haklı, değilse büyük sıkıntı.

Konuşup, kafasındakileri öğrenmek lazım. Bazı insanlar geçmişte yaşadıkları olaylardan dolayı, bu tarz kanaatlere sahip olabiliyorlar. Çevresinde sıkıntılı durum çok olmuş olabilir.


.
0
kartallar yuksek ucar
(27.04.21)
Meslek hayatım içerisinde ilk boşanma davamı aldığımda müvekkilim erkek kişi ilişkilerinin senelerdir iyi gittiğini eşinin kendine karşı çok iyi olduğundan fakat bir gün eşinin tabletinden dizi izlerken bir google fotoğraflar bildirimi ile eşinin başka bir adamla olan fotoğrafına denk geldiğini belirtmiş ve çocukları için babalık testi yaptırmak istemişti şartları sağlayıp aracı olduk neticede 2 çocuğun da kendisinden olmadığı ortaya çıktı çocuklar 12 ve 4 yaşlarındaydı adam neredeyse kendini kesecekti.

Sonraki süreçlerde de şüpheli durumlarda ben müvekkillerime bu testi tavsiye ettim 4 defa babası farklı çocuk vakası ile karşılaştıktan sonra şimdi diyebilirim ki kendi çocuğum olduğunda eşim hastaneden taburcu olmadan o testi çoktan yaptırmış olurum.
0
apocalipy
(27.04.21)
Güven kontrole engel değil. Ben erkeğim ama benden de isteseler yok demem. Güzelce sebeplerini öğrenirim; konuşalım çözelim. Kadın tarafından bunu istemek de ne var ki? Ben otelde çalışıyorum ve neler görüyorum neler. Bu bir zorunluluk olmalı. Millet habersiz başkasının çocuğuna bakıyor. Bir kadından bunu isteyince boşanmak istemesine şaşıyorum. Korkacak bir şeyi olmayan al sana test ver bana bunun sebebini der. Konuşulur. Her şey konuşulmalı. Banka ekstrelerini göreyim, telefondaki mesajlara bakayım vs. Demek ki bir sebebi var. Ver baksın. "Aaaa güveni yok", "al bak ama bitiririm bu evliliği" demek saçmalık.
0
Amory Lorch
(27.04.21)
10 hafta dolmadan küretaj yaptırıp, materyalden DNA testi yaptırır ve sonucu suratına çarpardım.
0
pro9it9is9
(27.04.21)
apocalipy +1

erkek olsaydım ben kesin isterdim. karakter olarak çok şüpheci biri olmanın yanı sıra benim çevremde bile duyma mesafesindeyse bu olaylar, sanıldığından çok daha yaygın bir durum demek ki diye düşünüyorum. aynı şekilde evli erkeklerin de başka kadınlardan çocukları çıkıyor.

bence de hastaneden çıkmadan zorunlu test yapılmalı +1.
0
deartheodosia
(27.04.21)
Altında sadece çirkin imalar taşıyan bu talepte nedense hep erkek tarafıyla empati yapılıyor, kadının kırılacak onuru belli ki kimsenin umrunda değil. Hastalık derecesine varan bu denli şüpheci biriyle zaten evlenip ondan çocuk yapmazdım, evlendikten sonra karakter evrimi geçirip bu hale gelmişse ve benden böyle bir talebi olduysa o zaman da @pro9it9is9 +1. İnsan ilişkilerinde güven en önem verdiğim husus ve beni tanımasına rağmen bana güvenmeyen birinin sadece merhabalaşmak için dahi olsa hayatımda hiçbir sıfatla yeri yok.
0
kedimedi
(27.04.21)
Tek eşli bir evlilikte çocuğun başkasından olma ihtimali olamaz ki. Bunun tükrçesi bakayım beni aldatıyor musun kiminmiş çocuk demek.
Çok küçültücü bir davranış. O çocuğu aldırıp ardından dna testi yaptırmak ve adamın suratına çarpmak gerek ama ben bir anne olarak evladıma kıyamazdım.
0
cilekli pasta
(27.04.21)
bu testi soracak kadar şüphelendiğim bir durum varsa zaten evliliğin geçerliliği kalmamış demektir.

Kadına çirkin bir itham bu, beni aldatmış olabilirsin diye suçlamak direkt.

ki genelde erkek tarafından bakarım.

ha direkt şüpheleniyorsundur aldatıldığını ispat et, boşan
0
KaraSakall
(27.04.21)
Hamilelikte test yaptırmanın riskli bişey olduğunu duymuştum. Böyle bir şey de olabilir
0
cilekli krep
(27.04.21)
carpenic daha tartışma başlamadan bitirmiş bence.

tek eşli, sorunsuz ve güzel giden bir ilişkide erkek kişisinin böyle fikirleri varsa bi zahmet korunsun çocuk yapmasın.
0
aguen
(27.04.21)
bosanma filan demnmis ama evli olduklari bilgisine nereden ulastik onu anlamadim.

ilk is kurtaj. sonra zaten cok uzun surmez ayrilik gelir.
0
supergirl
(27.04.21)
nehara +1
bohr atom +1

kadınlar bundan zaten otomatikman emin olduğu için bu konuda erkeklerin çok fazla anlaşılabileceklerini sanmıyorum. ilişki mutlu gitsin veya gitmesin bence her erkeğin hakkı. hemen hemen her ilişkide güven konusunda onca tartışma yaşanabilirken babalık testinin bence tartışmasız yapılması lazım.
0
lesmiserables
(27.04.21)
boşanırdım, kürtaj yaptırırdım diyenlerin dünyadan haberi var mı acaba? hadi onu geçtim hiç mi ekşi sözlük'teki müge anlı başlıklarına bakmıyorsunuz? :)

kadın açısından evet güven kırıcı bir olay. bunu kabul ediyorum. ancak erkek tarafından bakınca da niyeyse çok haksız görmüyorum. erkeğin belli ki bir güven problemi var birlikte olduğu kişiye karşı. zaten burada avukat olanlar yazmış, benim de çevremdeki avukat arkadaşlarımdan böyle birkaç olay duymuşluğum var. üstelik 10+ yıl evlilikte ilk çocuk kendisinden iken 2. çocuğun başkasından olma gibi vahim durumlar bile var.

o yüzden erkeğin test istemesi kendince haklı, kendini bilen kadının buna bozulması da yine kendince haklı. teste izin vermemek bence hatalı bir hareket. izin vermemekte diretmek şüphe katsayısını arttırmaktan başka bir işe yarayacağını zannetmiyorum. izin vermeyip çocuğu tek büyütmek / kürtaj yaptırmak gibi sonuçlara kadar gider o iş. o yüzden ne olacaksa test sonucundan sonra olmalı. iş boşanma kısmına veya kürtaja geliyorsa orada oturup karşılıklı duygu paylaşımı yapılmalı. yani erkek neden böyle bir şey istedi, hangi durumlar yüzünden güven problemi oluştu bunlar üzerine konuşulmalı. kadın kendisine söylenenlere ikna olmadıysa boşanmakta da kürtajda da haklı.
0
amandil
(28.04.21)
Şüphelenen erkek olsam, çocuk doğduktan sonra saçından örnek alır gizlice yapardım. Kadının da onuru kırılmazdı.

Belki de çocuk doğunca tıpatıp babaya benzeyecek, teste de gerek kalmayacak.
0
John Bloor
(28.04.21)
O ilişki sorunsuz değildir
O test yaptırılır, adamın yüzüne çarpılır bir daha da görüşülmez.
Sonra karar verir kadın; doğuracaksa sağlam bir nafaka (eşi değilse bile çocuk içşin nafaka şart), ya da kürtaj.
Zaman kötü diye "sorunsuz" ilişki böyle piç edilmez. Sorunludur o...
0
SiyamkedisiZorro
(28.04.21)
evli olsaydim, kürtaj bosanma dna testi seklinde olurdu.
sevgili olsam, ayrilirdim yine.

ama erkeklere de hak veriyorum, neler var.

ama yapardim vs demek kolay.
0
Ley
(28.04.21)
erkek bunu durum dururken istemez.istiyorsa şüphelendiği mutlaka bir şey vardır.

evli olsam durup dururken niye babalık testi isteyeyim?ama yine de hoş değil tabi ki.
0
drako
(28.04.21)
başka adamların çocuklarına babalık yapan adamlar da eşlerinden şüphelenmiyorlar. onur kırıcı doğrudur ama ben nasıl istersin demezdim. sonunda boşanabilirdim tabi. duruma bağlı.
0
anais
(28.04.21)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.