[]

kafayı yiycem artık gelin dertleşelim

bir sürü kişi benzer durumdadır benimle diye dertleşmek istedim.

evden çalışıyorum ama işler bitmiyor bu da sürekli ekstra çalışmam demek oluyor. sadece işlerin çokluğundan da değil İngiltere ile çalışıyorum ama Türkiye tarafında da yapılacak işler var yani mesaim sabah 9'da başlıyor ama benim ingiltere tarafından gelen mesajlar email'lerden kurtulmam akşam en erken 9'u buluyor. 6'da işi bıraksam bile oh mesai bitti diyip rahatlayamıyorum sürekli mesajlar emailler gelince acil dönüş beklenen. ee noldu akşam 9'dan sonra biraz rahatlama dinlenme derken birkaç saat sonra yattım uyudum ertesi gün yine aynı.

haftasonu geliyor bi dışarı çıkıp nefes alamıyorum nasıl geçtiğini bile anlamıyorum o yüzden haftasonlarının. sanki daha dün akşam cuma akşamıymış gibi geliyor. evden çalışınca bitmeyen işlerin beni 2 adım ötedeki bilgisayarda bekliyor olması da çok geriyor. bir ofis olmayınca ev=ofis olunca evde olduğum her an bir sürü yapılacak iş olması gerginliği oluyor üstümde. bu sizde de var mı mesela yoksa benim toyluğum mu?

markete çıktığım veya yürüdüğüm zamanlar hariç insan görmüyorum bırakın iletişimi. benzer durumda olan var mı acaba ben mi fazla mızmızım yoksa bu kadar kafayı yiyecek duruma gelmem normal mi?

 
icinde bulundugum projenin baslarinda sabah 8 aksam 8-9 calistik birkac hafta. kucucuk otel odasinda utu masasinda calisiyordum bi de. o zamanlar ben de baya kotu hissediyordum. once 8 yerine 10'da baslamaya basladik, ardindan da mesai saatlerimiz daha duzgun saatlere indi.

sizin durumunuzda yasaklardan dolayi hic disari cikamiyorsunuz, gercekten tuketici olmali. konusup sabah gec baslamayi teklif etseniz?
  • fakyoras  (10.01.21 22:09:37) 
iş biten bir şey değil. "ooh işler bitti artık rahatım" diyebileceğin bir an yok yani. her zaman yapman gereken işler olacak ve her zaman iş bitince yenisi gelecek. bunu kabul edip, mümkün olduğunca mesai yapmaktan kaçınıp, aklam 6'dan sonra bildirimleri kapatıp, kendi hayat ve hobilerine falan odaklanman lazım. herkesin işi acil, hep acil, bu bitmeyecek. bu noktada net bir tavır koymadığın sürece bu iş böyle devam eder ve burnout olursun, hayatını devam ettiremez, kariyerini de riske atarsın. iş - yaşam dengesini koruması gereken kişi sensin bu noktada.

bana 6'dan sonra telefon gelirse en az 2 kere tekrar arattırdıktan en az 1 saat sonra geri dönüyorum ve yemekteydim diyorum. aynı şekilde, haftasonu darlayan olursa da telefonu asla tekte açmam. mesai dışı arayan mahçup olacak aga, benim ona bir kıyak yaptığımı, bi daha da yapmayabileceğimi bilecek. aksi takdirde bu hayat hayat olmaktan çıkar. elimden geldiğince yardımcı olurum ama herkes bunun istisna olduğunu bilir. bu rahatlığı birine tanıdığın anda gece gündüz ararlar çünkü.

ha şirketin seni buna zorluyorsa o ayrı bir konu, geçici bir şeyse (mesela proje) idare edilir ama hep böyleyse o zaman şirketle olan ilişkini de gözden geçirmen lazım. üstüne, müdürüne bu durumdan bahsettin mi? bunun sürdürülemezliiği ile ilgili şikayet ettin mi? ettin de sallamıyorlarsa o zaman başka kıyılara yelken açmak için arayışa girmek lazım. yok etmediysen, hala da akşam çalışmaya devam ediyorsan, mızmızlanmaya hakkın yok. iş geldikçe gelir, sen yaptıkça iş gelir.
  • roket adam  (10.01.21 22:09:57 ~ 22:12:05) 
benim elim çok hızlıdır. öyle böyle değil. geçen sene ben müdürken benden önceki müdürün 6 saatte yaptığı işi 15 dkya indirmişliğim var. normalde quarter raporlar 10 günde yapılıyor, ben 3. günde bitiriyordum. ama raporları deadline'a kadar vermiyordum. o arada yatıp yuvarlanıyordum. bilgisayar açık, bir mesaj gelirse bakıyorum, raporları yapıyorum, yoğunum diyip evde spor, dizi vs. ama ilk 3 gün geceleyip, tüm işleri bitirdiğim için hak edilmiş bir rahatlık. neyse şimdi gm'yim fakat maalesef eski gm gidene kadar hala raporlar bende. şu geçiş sürecini de atlattım mı, full time yatıp yuvarlanmaca.

bu kadar kendimi övdükten sonra senin için çıkarılacak şey, deadline'ı ileriye atabiliyorsan at. işleri yap ama deadline gelene kadar verme, insanları nasıl alıştırırsan öyle gider. her zaman biraz buffer alanın olsun. bak bu bütçe için de öyle. personel bütçesi oluşturuyorsun, seneye 150 milyon tl personel bütçesi hedefliyorsun ama 160 milyon raporluyorsun ki arada biraz rahatlığın olsun, bir hesaplama hatası ya da ters bir durumda yeni adam alacaksın, yeni bütçe onaylanması için beklemezsin. kendi rahatını düşün, gerekirse yalan söyle. no problem. iş bu. olması gereken de bu. zaten globaldeki adamlar da bu bütçenin içinde bir miktar buffer olduğunu biliyorlar.
  • stewie  (10.01.21 22:19:34 ~ 22:28:44) 
@proletarier

Çok benzer durumdayım. Ciddi ciddi depresyona girdiğimi düşünmeye başlamıştım biraz egzersiz yapmaya zorlamaya başladım kendimi. Öğlen çıkamasam bile akşam mesaiden sonra serbest saatlerde yarım saat yürüyüş yapıp dönüyorum, gerekirse gece 12'ye kadar çalışıyorum sonra da. Bilmiyorum ne kadar böyle sürecek ama cidden zorlamaya başladı artık.
  • Bluesque  (10.01.21 22:29:36) 
@fakyoras: sabah geç başlama durumum pek yok ne yazık ki. sabah belirli bir saate kadar yapılması gereken 1-2 iş var her gün düzenli.

@roket adam: aslında işlerin asla bitmediğinin ben de farkındayım ama buffer alanım olmasından bahsediyordum stewie'nin dediği gibi. şirket zorlamıyor o konuda iyiler aslında ama ben nedense üstümde baskı hissediyorum kendi kendime yaptığım bir şey bu. proje gibi bir şey aslında ama oldukça uzun dönemli. şu an en kötü zamanları ama aynı zamanda covid yüzünden hayatımın da en kötü zamanı olduğu için katlanması daha zor oluyor.

@stewie: biraz buffer alanım olsa keşke. olduğu zamanlar bu dediğini yapıyordum aslında ya yapıp geç haber veriyordum ya da yavaş yapıyordum ama şu an sürekli programın gerisindeyim. benim yaptığımdan daha hızlı yeni işler geliyor. yardımcı birini aldılar bana ama benim eğitmem gerekiyor iyi de eğitmeye vaktim yok? zaten yaptığım iş konusunda da çok temeli yok yani eğitim süreci de çok kolay ve hızlı gitmiyor. ayrıca bir de kontrol etmem gerekiyor işleri düzgün yapmış mı diye -en azından telafisi zor olacak hata potansiyeline gebe işleri- böyle olunca da o bile ekstra iş yükü oluyor şu aralar bana.

bir de normalde ben de hızlıyımdır oldukça ama şunu fark ettim ki, gittikçe yavaşlıyorum? ya beynim yanıyor kendimi boş boş ekrana bakarken buluyorum ya da -ki en önemli sorun bu- o kadar farklı işler oluyor ki multi-task yapmam gereken odağımı birinden diğerine aktarmak sürekli bir verimsizliğe sebep oluyor ama hepsinin aynı anda yürümesi gerektiği için de mecbur böyle olmak zorunda kalıyor.

EZCÜMLE: bakmayın sızlandığıma, ben malım. işleri ölümüne aksatsam yine kovulmam ama malım demiş miydim?
  • proletarier aller lander vereinigt euch  (10.01.21 22:48:24 ~ 22:51:32) 
kardeş yani şirket yardımcı birini bile almış, daha ne yapsın şirket ekstra olarak? bence sorunu covid'de ya da şirkette aramamak lazım, direkt kendinle ilgili bir çeki düzen verme operasyonuna girişmenin vakti gelmiş. artık spor mu yapıyorsun, uyku saatine mi bakıyorsun, beslenmene mi dikkat ediyorsun bilmiyorum ama bir şeyler yapman lazım yani o kesin. covid dönemi insanın kendi düzenini oturtması için müthiş bir dönem, tanıdığım bir çok insan hayatının en düzenli ve en sağlıklı dönemini yaşıyor. evde yemek yapıyor düzgün besleniyor, trafikte vakit kaybetmediği için hobilerine vakit kalıyor, sporunu yapıyor, yoga yapıyor, uyku saatine dikkat ediyor vs yani bunları bi gözden geçir derim.


  • roket adam  (10.01.21 22:59:53 ~ 23:01:56) 
Yaklasik 10 aydir, pandeminin basindan beri calistigim yerde bire bir ayni durumdaydim. Cok calistim oyle boyle degil. Ama cok basarili isler de cikarttik. Aynen sizinki gibi sabah aksam evde bilgisayar basinda, hafta sonu yine ayni. Dedim olacak gibi degil verdim istifayi. Allahtan internet uzerinden sagladigim gelir kaynaklarim var, oradan yuruyecegim yoksa boyle yasam olmaz olsun dedirtti.


  • msb  (10.01.21 23:21:18) 
Kritiklik düzeyi çok büyük bir işte çalışıyorum, o yüzden telefonu kapatmam mümkün değil ama açık açık söylüyorum. En son 31 Aralık'ta yazmışlardı "4 Ocak öğlene şu iş yetişebilir mi" diye.

Ben de "Arada yarım iş günü var? Yetişmesini nasıl bekliyorsunuz, ve acil bir iş gibi de durmuyor neden acil dediniz?" Pazartesi sabah başlayacağım, haberdar ederim." gibi biraz daha kibar ama yine atarlı bir mail yazdım.


Ha gerçekten önemli bir şey oldu gece 2'ye kadar çalıştığım oldu, ama önemsiz gördüğüm şeylerde kimse beni çalıştıramaz.
  • aguen  (10.01.21 23:29:16) 
Her mail onemli ve acil degildir ayrica ingilteredekilerin mesai saati kavramina dikkat etmesi lazim. Her aksam icin recurring otomatik cevap kurabilirsiniz mesela.

Cok gerekli oldugunda hepimiz calisiyoruz, benim de gece 2-3e calistigim olmustur ama bunun surekli hale gelmemesi onemli olan. Is bitmez, onemli olan bunlari “prioritize” edebilmek (lanet olsun dostum, turkcesini unuttum)
Ilk basladigimda hic kimseye “baska isim var, bunu sonra yapabilirim” vs diyemiyordum, simdi cok net soyluyorum. Su anda baska projelerim var, bunu ancak 2 hafta sonraya yapabilirim diye mesela. (Ornek tabi bu, bazen cok acil sey geliyor, o zaman tabi diger isi gucu rolantiye alip o gelen isle ilgilenmem gerekebiliyor ama bunu duzenledim artik.) herkesin kendi isi acil cunku. Ayrica hsonu vs cevap verirseniz alisirlar, alistirmayin buna. Yapmak istmeeyince suc sizde olur sonra.

Bir de home officete ev/is yeri ayrimi yapamiyorum demissiniz. Ben haftasonlari laptopun kapagini kapatip sandalyeyi iyice masaya iterek cozum buldum. Cok basit ama psikolojik olarak beni olumlu etkiledi. Is telefonunu tamamen sessize alip cekmeceye koyuyorum mesela.
Baska bir arkadasim usenmiyor, her cuma is bitince monitorunu, laptopunu bi yere kaldiriyor, pazartesi sabahi tekrar kuruyor. Boyle seyler deneyebilirsiniz.
  • kuehles blondes  (11.01.21 00:13:00) 
Bir arkadaş tamamen başka bir sebepten ekran paylaşımı yaparken gördüm. Kendine gün içinde nefes alma araları için zaman ayırmış. Ben kendime yemek arası bile ayırmıyordum (afedesiniz mal gibi). Birinin işi düşünce de o aralara hep toplantı atıyorlar, ben bir bakmışım günüm bir toplantıdan öbürüne aralıksız çalışarak geçiyor. Benim de mesai sabah saat 8'den akşam 8'e uzuyor. Arada normal ama böylesi değil. Evden çalışıyorum ama evde çoluk çocuk var. Yılbaşı öncesi sinir oldum; ben masada çalışıyorum, masanın öbür yanında eşim, çocuklarım sessizce yemek yiyorlar, çünkü anne toplantıda.
Çare tam değil ama aralara nefes almalık boşluklar koyun.

  • SiyamkedisiZorro  (11.01.21 09:35:52) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.