orijinalinden guzel
biriyle tanıştınız, hoşlandınız, o da sizden hoşlandı. telefonunuzu aldı. ve ayrıldıktan 5 dakika sonra " ben senden çok hoşlandım" mesajına vereceğiniz tepki ne olurdu?..
biriyle tanıştınız, hoşlandınız, o da sizden hoşlandı. telefonunuzu aldı. ve ayrıldıktan 5 dakika sonra " ben senden çok hoşlandım" mesajına vereceğiniz tepki ne olurdu?..
0
eğer hoşlandıysam olumlu cevap veririm, illa aradan zaman geçmesine gerek yok, hoşlandıysam olumlu cevabım olur yani.
0
Kız değilim.
Ya tutarsa diye yazardım öyle birşeyi.
Hoşlansam öyle bişey yazmaya utanırdım şapşik :=)
Ya tutarsa diye yazardım öyle birşeyi.
Hoşlansam öyle bişey yazmaya utanırdım şapşik :=)
0
yol yordam bilmeyen biri olduğunu düşünürüm. gözümden düşer.
zaten valla bence 20 yaşından sonra kimse kimseye "ben senden hoşlanıyorum" diyerek açılmasın. bi gün cafeye çağırsın, bi gün deniz kenarına kahvaltıya çağırsın, bi gün akşam yemeğine çağırsın, sonra sahilde, yolda, caddede, vedalaşırken, ya da gece kulübünde dans ederken, ya da ya da bi yerlerde artık bilemiyorum nasıl ne zaman, ama şunu yapsın:
yavaşça yaklaşıp öpsün dudaktan.
sevgililik öyle başlar. her gün kıza açılayım mı diye milyon tane soru soruluyor şurada. açılmak ne demek ya. ben seni seviyorum! itiraf ediyor filan. çok itici şeyler bunlar gençler... heyecanı da kaçıyor. genelde mesajla yazıyorlar zaten. kız da ben de senden hoşlanıyorum derse ilişki başlıyor. bi sonraki buluşmada sevgili gibi davranılmaya çalışılıyor. çünkü iki buluşma arasında sanal yolla ilanı aşklar edilmiş. pffff. yaklaş kıza yavaş yavaş, heyecanı olsun "nolcak öpüşecek miyiz şimdi, ay öpüşcez galiba, aha vallaha öpüştük, oy öpöşöyöz" bunun heyecanı mükemmelken, "ben senden çok hoşlandım" demenin iticiliği de bir o kadar fazla.
zaten valla bence 20 yaşından sonra kimse kimseye "ben senden hoşlanıyorum" diyerek açılmasın. bi gün cafeye çağırsın, bi gün deniz kenarına kahvaltıya çağırsın, bi gün akşam yemeğine çağırsın, sonra sahilde, yolda, caddede, vedalaşırken, ya da gece kulübünde dans ederken, ya da ya da bi yerlerde artık bilemiyorum nasıl ne zaman, ama şunu yapsın:
yavaşça yaklaşıp öpsün dudaktan.
sevgililik öyle başlar. her gün kıza açılayım mı diye milyon tane soru soruluyor şurada. açılmak ne demek ya. ben seni seviyorum! itiraf ediyor filan. çok itici şeyler bunlar gençler... heyecanı da kaçıyor. genelde mesajla yazıyorlar zaten. kız da ben de senden hoşlanıyorum derse ilişki başlıyor. bi sonraki buluşmada sevgili gibi davranılmaya çalışılıyor. çünkü iki buluşma arasında sanal yolla ilanı aşklar edilmiş. pffff. yaklaş kıza yavaş yavaş, heyecanı olsun "nolcak öpüşecek miyiz şimdi, ay öpüşcez galiba, aha vallaha öpüştük, oy öpöşöyöz" bunun heyecanı mükemmelken, "ben senden çok hoşlandım" demenin iticiliği de bir o kadar fazla.
0
gayet ciddi olarak, gülen surat filan yapmadan: "pardon, tanıyamadım, kimsiniz?" yazardım. hemen ardından da "mutlu oldum. ^_^ iyi ki tanıştık <buraya isim gelecek>." gibi bir şey yazardım.
0
saçma bulurdum.
ben senden hoşlanıyorum diye birine açılmak çok saçma.
hoşlanmanın sebeplerinin içini doldur bakalım önce, bişeyler yaşa, düşün, besle büyüt içinde derdim.
tamam 5 dk da hoşlanabilirsinde, söylemezsin, yani nasıl anlatayım kendinle konuşursun önce temellendirirsin hoşlanmanı. bunu diyen 10 dk sonra sıkılır da.
kaldı ki, ben senden hoşlandım demek ne yaa, iki tarafta birbirinden hoşlanıyosa bunu bu sözle göstermez, davranışlarla zaten gösterirsin. bilmiyom hiç bana göre bir tavır değil.
ben biraz cins bi tipim, hoşlandığım kız, numaramı alıp 5 dk sonra bu mesajı atsa, sevinmek yerine kıl kapardım heralde. bu ne diye?
ben senden hoşlanıyorum diye birine açılmak çok saçma.
hoşlanmanın sebeplerinin içini doldur bakalım önce, bişeyler yaşa, düşün, besle büyüt içinde derdim.
tamam 5 dk da hoşlanabilirsinde, söylemezsin, yani nasıl anlatayım kendinle konuşursun önce temellendirirsin hoşlanmanı. bunu diyen 10 dk sonra sıkılır da.
kaldı ki, ben senden hoşlandım demek ne yaa, iki tarafta birbirinden hoşlanıyosa bunu bu sözle göstermez, davranışlarla zaten gösterirsin. bilmiyom hiç bana göre bir tavır değil.
ben biraz cins bi tipim, hoşlandığım kız, numaramı alıp 5 dk sonra bu mesajı atsa, sevinmek yerine kıl kapardım heralde. bu ne diye?
0
bence de bi erkek olarak, bana bi kız böyle mesaj atsa direk kaçarım. gerçi ben zor kadın sevdiğimden olabilir :)
0
Biraz düz olun lan nolcak plansiz yaşayın azcik. adam gelisi guzel tum samimiyetiyle duygularini açmış.
Öpüşmeye kadar tum planlari yapmış adam daha mi samimi?yemege gotur, eve birak, ayrilirken öp. Öyk.
Cok romantik degilse bile zarar gelmez o adamdan sana.açık sözlü delikanli adammış.
Öpüşmeye kadar tum planlari yapmış adam daha mi samimi?yemege gotur, eve birak, ayrilirken öp. Öyk.
Cok romantik degilse bile zarar gelmez o adamdan sana.açık sözlü delikanli adammış.
0
Mesaj yoluyla olmasa da, ilk buluşmada "sevdim seni" dediklerim oldu. Bir kere olumsuz tepki almadım. Mesajlaşma gereksiz. Kızla iletişimini sözlü formatta tut.
0
öyle sevgili olunmaz böyle olunur diye bi şey bariz bi şekilde vardır. baya baya saçma "açılarak" sevgili olmak. "sevdim seni" güzel mesela... bi arkadaş demiş cevaplarda. hani sana ısındım demek, bi yandan da elektrik aldım senden demek. bi mesaj yani. sana aşık oldum demek değil. bu tarz yumuşak geçişli yaklaşımlar duygusal ilişkilerde daha uygun oluyor. "ben senden hoşlanıyorum" çok sert bi geçiş ya. bunlar lisede kaldı. o dönemlerde insan o yumuşak geçişi yakalayabileceği bi ortam yaratamıyor çok fazla. e lise öğrencisisin, adam gibi harçlığın yok ki kızı sürekli dışarı çağırasın. e aileler de öyle dışarıda sürekli cafeye, restorana gitmeye izin vermiyor. mecburen pat diye söyleyeceksin. ama yine o bile garip kaçıyor.
ilk sevgilim msn'den "senden hoşlanıyorum" demişti bana 15 yaşındaydım o zaman. "ben de senden hoşlanıyorum :)" yazmıştım. öyle sevgili olmuştuk. sonra bilgisayarın başında otururken durdum, "ee sevgilim mi oldu şimdi benim? msn'den konuşurken olmasa daha iyi olmaz mıydı ya... bilemedim ki insanlar böyle mi sevgili oluyor acaba hep? keşke elimi filan tutsaydı önce. bu çok garip ya şimdi ben onu okulda bi daha gördüğümde napcam? sevgilim oldu artık sonuçta, sabah nasıl günaydın diyeceğim? günaydın canım mı diyeceğim? ne diyeceğim?"
yani ben 15 yaşında bile bunu garipsemiştim. ondan sonra 16 yaşımda başka bi sevgilim oldu, onunla bakırköy sahilde taşların üstünde oturup bi kulaklık onda biri bende lara fabian - je t'aime dinlerken "üşüdün mü sen?" deyip sarılmıştı, montunun içine almıştı beni filan. sonra yanağımdan öpmüştü. sonra dudağımdan öpmüştü. o zaman öyle sevgili olmuştuk. aha dedim işte bu ya! ortama bak, müziğe bak, müthiş...
şimdi 25 yaşındayım, hiçbir sevgilim bana "senden hoşlanıyorum" demedi bi daha. en son 10 yıl önce işte...
insanlar napıyorlar, nasıl yaşıyorlar ben anlamadım ki. adam gelmiş 27 yaşına, iş yerindeki kıza açılayım mı diye duyuru açıyor. lan kızın gönlü varsa senle sinemaya, restorana filan gelir. gönlü yoksa da bin bir türlü bahane üretir, yine de gelmez. oradan anlarsın zaten en basitinden açılma diye bi riski niye alıyorsun ki?
ilk sevgilim msn'den "senden hoşlanıyorum" demişti bana 15 yaşındaydım o zaman. "ben de senden hoşlanıyorum :)" yazmıştım. öyle sevgili olmuştuk. sonra bilgisayarın başında otururken durdum, "ee sevgilim mi oldu şimdi benim? msn'den konuşurken olmasa daha iyi olmaz mıydı ya... bilemedim ki insanlar böyle mi sevgili oluyor acaba hep? keşke elimi filan tutsaydı önce. bu çok garip ya şimdi ben onu okulda bi daha gördüğümde napcam? sevgilim oldu artık sonuçta, sabah nasıl günaydın diyeceğim? günaydın canım mı diyeceğim? ne diyeceğim?"
yani ben 15 yaşında bile bunu garipsemiştim. ondan sonra 16 yaşımda başka bi sevgilim oldu, onunla bakırköy sahilde taşların üstünde oturup bi kulaklık onda biri bende lara fabian - je t'aime dinlerken "üşüdün mü sen?" deyip sarılmıştı, montunun içine almıştı beni filan. sonra yanağımdan öpmüştü. sonra dudağımdan öpmüştü. o zaman öyle sevgili olmuştuk. aha dedim işte bu ya! ortama bak, müziğe bak, müthiş...
şimdi 25 yaşındayım, hiçbir sevgilim bana "senden hoşlanıyorum" demedi bi daha. en son 10 yıl önce işte...
insanlar napıyorlar, nasıl yaşıyorlar ben anlamadım ki. adam gelmiş 27 yaşına, iş yerindeki kıza açılayım mı diye duyuru açıyor. lan kızın gönlü varsa senle sinemaya, restorana filan gelir. gönlü yoksa da bin bir türlü bahane üretir, yine de gelmez. oradan anlarsın zaten en basitinden açılma diye bi riski niye alıyorsun ki?
0
ermanen
soru başlıkta
soru başlıkta
0
hayır. hatalı kararlar alıp çemkirilen olmaktansa hatalı kararlar alana çemkiren olmayı tercih ederim ^^
0
gizli mod olurum ben evet. tanınmış nicklerimle değil de. kimsenin bana ait olduğunu bilmediği diğer nicklerimden bir tanesiyle olurum.
çok da güzel olurum hani.. ne haksızlık yaparım ne araya hile hurda arkadaş kanka sokarım ne de kimseye ben modum derim. kuralların tamamına hakim biri olarak baya güzel bir yer haline getiririm burayı. yes
çok da güzel olurum hani.. ne haksızlık yaparım ne araya hile hurda arkadaş kanka sokarım ne de kimseye ben modum derim. kuralların tamamına hakim biri olarak baya güzel bir yer haline getiririm burayı. yes
0
sucuk var dolapta yesem midem ağrır mı sorusunun silinmediği ama benim fikrimi belirttiğim birkaç paragraflık yazının silindiği bir ortamda hayır.
ne alaka?
fuck buddymle yaş farkı var. sizce sorun olabilir mööö demek formata uygun. ama fikir belirtmek hayyıııııııııııııııır.
ne alaka?
fuck buddymle yaş farkı var. sizce sorun olabilir mööö demek formata uygun. ama fikir belirtmek hayyıııııııııııııııır.
0
istemem,
bugün okulda ettiğimiz bi muhabbeti hatırlattı bu soru,
zümre başkanı değişecek bizim, kim olacak acaba?
ben istemem, kim isterse o olsun, sorumluluk alıyorsun bedavaya, duyuru moderatörü olmak ben de herhangi bir heyecan uyandırmıyor. olsam ne olmasam ne, olsan daha kötü.
mayış yok, manevi tatmin yok; ne yapayım moderatörlüğü, işi gücü bırakıp, şu yanlış yaptı, sil. bu böyle yaptı düzelt, vs. vs. hiç hiç uğraşmak isteyeceğim bişey değil.
bugün okulda ettiğimiz bi muhabbeti hatırlattı bu soru,
zümre başkanı değişecek bizim, kim olacak acaba?
ben istemem, kim isterse o olsun, sorumluluk alıyorsun bedavaya, duyuru moderatörü olmak ben de herhangi bir heyecan uyandırmıyor. olsam ne olmasam ne, olsan daha kötü.
mayış yok, manevi tatmin yok; ne yapayım moderatörlüğü, işi gücü bırakıp, şu yanlış yaptı, sil. bu böyle yaptı düzelt, vs. vs. hiç hiç uğraşmak isteyeceğim bişey değil.
0
charlotte blanc
orta asyadaki zamanlari soruyorum. olm cin lan bu. bilmem kac milyonluk nufus. bir o kadar yerlesik medeniyet kultur savas taktiginin kitabini yazmis adamlar. nasil yendik ? sansina balina mi yendik acaba ? yani dusun simdi. iki uc tane at ustunde ulkucu turk vs zirhli kusanmis ve en onemlisi sayica
orta asyadaki zamanlari soruyorum. olm cin lan bu. bilmem kac milyonluk nufus. bir o kadar yerlesik medeniyet kultur savas taktiginin kitabini yazmis adamlar. nasil yendik ? sansina balina mi yendik acaba ? yani dusun simdi. iki uc tane at ustunde ulkucu turk vs zirhli kusanmis ve en onemlisi sayica acik sekilde ustun olan cin ordusu. bir de aralarina iki uc jackie chan serpistirdin mi siker atar turkleri ayiptir soylemesi
tamam premise biraz enseye saplak gote parmak gibi oldu ama cidden merak ediyorum. heriflerin savas teknolojisi daha ustun ve sayica cok ustunler. nasil oldu da turkler yneebildi cinlileri ?
tamam premise biraz enseye saplak gote parmak gibi oldu ama cidden merak ediyorum. heriflerin savas teknolojisi daha ustun ve sayica cok ustunler. nasil oldu da turkler yneebildi cinlileri ?
0
düzenli ordumuz yoktu ve dağınık yaşıyorduk. nereden geleceğimiz belli olmuyordu ve yerimizde durmuyor, yağmalayıp geri çekiliyorduk.
şu anki terörist örgütlerin de taktiği bu işte. küçücük pkk'yı neden bitiremedi türkiye?
asimetrik savaş hep bunlar.
şu anki terörist örgütlerin de taktiği bu işte. küçücük pkk'yı neden bitiremedi türkiye?
asimetrik savaş hep bunlar.
0
Üstünlük konusunda sanırım yanılıyorsun. Çinlilere karşı Abbâsî + Karluk Türkleri birlik olup savaşmış.
Güçler:
Abbâsîler: 200,000
Çin: 30,000
Kayıplar:
Abbâsîler: 20,000'den fazla
Çin: 8,022'den fazla
Kaynak: tr.wikipedia.org
Güçler:
Abbâsîler: 200,000
Çin: 30,000
Kayıplar:
Abbâsîler: 20,000'den fazla
Çin: 8,022'den fazla
Kaynak: tr.wikipedia.org
0
Talas savaşı farklı, öncesini soruyor sanırım arkadaş. Genel olarak İslamiyet öncesi Türk tarihinde yapılan Çin savaşlarının hepsinde Çin sayı olarak üstündür ama bu sayı eğitimli askerlerden oluşmuyordu. Türkler yukarıdaki arkadaşın dediği gibi savaşa daha yatkın yetişiyordu. Kısacası sayı o dönemde bile savaşı kazanmak için önemli etken değildi sanırım.
Ayrıca Türk Çin çekişmelerinde inanılmaz entrikalar dönmüş. Savaşta stratejinin önemini de unutmamak lazım.
Ayrıca Türk Çin çekişmelerinde inanılmaz entrikalar dönmüş. Savaşta stratejinin önemini de unutmamak lazım.
0
İlk olarak Çinliler savaşçılıklarıyla değil, barışçıl-bürokratik bir uygarlık kurmakla meşhurdurlar. Zaten bu sebeple savaşmak yerine, bürokratik/organizasyon yeteneklerini kullanarak set çekmişlerdir.
İkinci olarak, modern döneme kadar tarihin her anında; göçebe ve savaşçı olan topluluklar uygarlıkları yıkmışlardır. Çünkü kentli uygarlıklar savaş teknolojisi ve savaşma moraline yaşam biçimleri dolayısıyla uzak kalmışlardır.
Son olarak da, orta asya'da yaşayan her kavmi Türk yani "biz" olarak adlandırmaktan vazgeçmek isabetli olacaktır.
İkinci olarak, modern döneme kadar tarihin her anında; göçebe ve savaşçı olan topluluklar uygarlıkları yıkmışlardır. Çünkü kentli uygarlıklar savaş teknolojisi ve savaşma moraline yaşam biçimleri dolayısıyla uzak kalmışlardır.
Son olarak da, orta asya'da yaşayan her kavmi Türk yani "biz" olarak adlandırmaktan vazgeçmek isabetli olacaktır.
0
barbar kavimlerin, roma'nın anasını ağlatmasına benzer olabilir.
türkler hareketli, ne zaman nereden saldıracakları belli olmuyor. çin her ne kadar coğrafya olarak ölçüsüz büyüklüğe sahip olsa da, tüm ordusunu toplayıp bir meydan savaşı gibi hazırlanması mümkün değil.
türkler hareketli, ne zaman nereden saldıracakları belli olmuyor. çin her ne kadar coğrafya olarak ölçüsüz büyüklüğe sahip olsa da, tüm ordusunu toplayıp bir meydan savaşı gibi hazırlanması mümkün değil.
0
Bence de Talas var bir tek savaş. Onun dışında bir meydan savaşı, kuşatma vs. yok ki sayıların bir önemi olsun. çin seddi sınır güvenliği amaçlı. Oradaki göçebe toplumlar istedikleri zaman giremesin, çatışmalar azalsın diye.
Göçebe toplumu asya bozkırlarında orduyu hazırlayıp kovalamak kolay değil. Ekonomin mahvolur, yiyecek sorunu çekersin. O yüzden sen küçük birlikler ile onun şehrini basarsın, o küçük birlikler ile senin obanı basar. Olay bu.
Tabii türkler çok başarılı savaşçılar. İyi taktisyenler de çıkmış baya. Zaten birçok defa paralı asker olarak da başka kavimlerin-milletlerin ordularına ya da direkt ülkelerine askerlik yapılmış. Kaldı ki çin'de de herkes sun tzu değil.
Göçebe toplumu asya bozkırlarında orduyu hazırlayıp kovalamak kolay değil. Ekonomin mahvolur, yiyecek sorunu çekersin. O yüzden sen küçük birlikler ile onun şehrini basarsın, o küçük birlikler ile senin obanı basar. Olay bu.
Tabii türkler çok başarılı savaşçılar. İyi taktisyenler de çıkmış baya. Zaten birçok defa paralı asker olarak da başka kavimlerin-milletlerin ordularına ya da direkt ülkelerine askerlik yapılmış. Kaldı ki çin'de de herkes sun tzu değil.
0
slmcnmnbr
seçme şansınız olsaydı?kedi,köpek,kelebek,ağaç,eşya vb.
seçme şansınız olsaydı?
kedi,köpek,kelebek,ağaç,eşya vb.
kedi,köpek,kelebek,ağaç,eşya vb.
0
bizim evin kedisi.
öyle direkt kedi değil yani. sokakta yaşayan mutsuz kedi olmak da var şansa.
öyle direkt kedi değil yani. sokakta yaşayan mutsuz kedi olmak da var şansa.
0
sığ bi cevap olacak belki ama çok yakışıklı - uzun boylu biri(+1.80) olarak gelmeyi isterdim.
0
zengin bir insan, balina, kuş, mantis shrimp, uzun süre ayakta kalacak anıt vs. kriterlerim rahatlık, özgürlük, uzun yaşam falan.
0
guş olmak isterdim. uçmak güzel olmalı. karga olsam mesela 250 yıl boyunca uçmak enteresan olabilirdi. baykuş olmak da fena olmazdı.
0
tropik ormanlarda/adalarda yaşayan herhangi bir canlı.
ama tropik olmalı kesin.
ama tropik olmalı kesin.
0
insan olmak istemezdim, gerisi fark etmezdi heralde.
insan olmak hiç çekilir iş değil.
insan olmak hiç çekilir iş değil.
0
m e b
şimdi kuru fasülye ya da nohut pişirmek istiyorum.ama herhangi bir şekilde ıslamadım hiçbirini.evde de eski tip bir düdüklü tencere var. onda pişirebilir miyim? tehlikeli midir? düdüğünü ayarlamam gerekiyor mu?yoksa iki saatte pişirene kadar ocakta normal tencerede mi halledeyim? :(
şimdi kuru fasülye ya da nohut pişirmek istiyorum.
ama herhangi bir şekilde ıslamadım hiçbirini.
evde de eski tip bir düdüklü tencere var. onda pişirebilir miyim? tehlikeli midir? düdüğünü ayarlamam gerekiyor mu?
yoksa iki saatte pişirene kadar ocakta normal tencerede mi halledeyim? :(
ama herhangi bir şekilde ıslamadım hiçbirini.
evde de eski tip bir düdüklü tencere var. onda pişirebilir miyim? tehlikeli midir? düdüğünü ayarlamam gerekiyor mu?
yoksa iki saatte pişirene kadar ocakta normal tencerede mi halledeyim? :(
0
düdüklü tencerede ıslamadan da pişiyor, -nohut pişirmiştim- ama süre biraz daha uzuyor. bende yeni ama ayarı filan olmayan işte standart bir düdüklü tencere var, etrafta iyice pişmiş yemek kokusu gelince kapatıp bak, yenecek kıvama gelmediyse biraz daha pişir, ben öyle yapmıştım yani.
bi de tabi dan diye açmıyosun hemen, havasını almasını, ortamın sessizleşip sakinleşmesini bekliyosun biraz:) biliyosundur gerçi de yine de söylemiş olayım.
normal tencerede çok beklersin, nohut inatçıdır. düdüklüde yap.
bi de tabi dan diye açmıyosun hemen, havasını almasını, ortamın sessizleşip sakinleşmesini bekliyosun biraz:) biliyosundur gerçi de yine de söylemiş olayım.
normal tencerede çok beklersin, nohut inatçıdır. düdüklüde yap.
0
soğuk su koy, sıcak su koyarsan hemen buharlaşmaya başlar, nohutu yumuşatamatan su eksilir gidir.
soğuk su koyuyorum, hiç sıcak suyla yapmadım, yani mantıken öyle olur heralde:)
soğuk su koyuyorum, hiç sıcak suyla yapmadım, yani mantıken öyle olur heralde:)
0
Xx2HoT4uxX
ya da en son hangi kitabı okudunuz? beğendiniz mi?
ya da en son hangi kitabı okudunuz? beğendiniz mi?
0
insan lekesi (human stain) Philip roth.
fena değil. ilk kez okuyorum bu yazarı. kitap 1001 kitap listesinden.
kaliteli yazıyormuş kendisi. yoğun yazıyor, yavaş ilerliyor kitap.
fena değil. ilk kez okuyorum bu yazarı. kitap 1001 kitap listesinden.
kaliteli yazıyormuş kendisi. yoğun yazıyor, yavaş ilerliyor kitap.
0
(Utanarak yazıyorum.) 1984'ü yeni okuyorum.
En son da Kitab-ül Hiyel okumuştum. Çok beğenmiştim.
En son da Kitab-ül Hiyel okumuştum. Çok beğenmiştim.
0
elyesa bazna - çiçero'yu okudum, ben böyle casuslu, yalanlı-dolanlı mevzuları seviyorum. ama bu kitap biraz hatıra tarzı olsa da gideri var. ilgini çeker mi bilmem.
0
hayalet süvari - ray brock.
atamızı bir de yabancıdan okuyayım dedim ama üslubunu beğenmedim yazarın. kitap sarmadı malesef. zaten yeni yeni okuma alışkanlığı kazanmaya çalışıyorum ama zevk vermiyor kitap. ilerki sayfalarda hitler, mussolini vs. gibi adamlar olduğu için merak etmiyor da değilim ama bitirebilir miyim emin değilim.
bu arada sürükleyici kitap önerilerine de açığım. okuyacağım kitap okumayı sevdirsin yeter.
atamızı bir de yabancıdan okuyayım dedim ama üslubunu beğenmedim yazarın. kitap sarmadı malesef. zaten yeni yeni okuma alışkanlığı kazanmaya çalışıyorum ama zevk vermiyor kitap. ilerki sayfalarda hitler, mussolini vs. gibi adamlar olduğu için merak etmiyor da değilim ama bitirebilir miyim emin değilim.
bu arada sürükleyici kitap önerilerine de açığım. okuyacağım kitap okumayı sevdirsin yeter.
0
A Clash of Kings - George R.R Martin.
Dizi halt etmiş romanın yanında.
Ben son kitaba gelene kadar, George Amca yazar mı acaba yeni seriye romanlar?
Dizi halt etmiş romanın yanında.
Ben son kitaba gelene kadar, George Amca yazar mı acaba yeni seriye romanlar?
0
yüzyıllık yalnızlık. ben de bi altı aydır falan okuyorum. :) daha doğrusu okuyamıyorum. çok sıkıcı yahu.
0
eric hobsbawm- devrim çağı
standart bir türk tarihçisinde asla bulunamayacak geniş bir perspektifle el almış, fransız ve ingiliz devrimini.
yorucu bir kitap ama değer.
standart bir türk tarihçisinde asla bulunamayacak geniş bir perspektifle el almış, fransız ve ingiliz devrimini.
yorucu bir kitap ama değer.
0
Orhan Pamuk, Kafamda Bir Tuhaflık. Eski romanlarındaki tadı çok alamıyorum gibi sanki, 250. sayfada falanım, bakalım nasıl gidecek...
0
Allahin Sopasi
Şu an tarayıcınızda açık tüm sekmeleri yalansız dolansız yazar mısınız yaşınızla beraber.Ben başlayayım 25 / Duyuru(Burası garanti) / Sözlük / Yok.gov.tr
Şu an tarayıcınızda açık tüm sekmeleri yalansız dolansız yazar mısınız yaşınızla beraber.
Ben başlayayım 25 / Duyuru(Burası garanti) / Sözlük / Yok.gov.tr
Ben başlayayım 25 / Duyuru(Burası garanti) / Sözlük / Yok.gov.tr
0
olduğu gibi yazıyorum (yaş 37):
homeland 4.sezon 8.bölüm / sabah fakhri_ya mal el sham / ekşi duyuru - her bir şey / sub-etha - ekşi sözlük
homeland 4.sezon 8.bölüm / sabah fakhri_ya mal el sham / ekşi duyuru - her bir şey / sub-etha - ekşi sözlük
0
yaş 20
canlıskor, ekşi sözlük, ekşiduyuru, vocaroo, digiturkplay, skyscanner, devlet hastanesinin laboratuvar sonuç sayfası, MHRS portal, MHRS randevu sayfası, accuweather'da şu an bulunduğum yerin hava durumunun sayfası.
kapatmayı unuttuğum için duruyor ama hepsi, ekşi'de takılıyorum sadece gerisini kapatabilirim. dur kapatayım hatta festuk'a bakayım
canlıskor, ekşi sözlük, ekşiduyuru, vocaroo, digiturkplay, skyscanner, devlet hastanesinin laboratuvar sonuç sayfası, MHRS portal, MHRS randevu sayfası, accuweather'da şu an bulunduğum yerin hava durumunun sayfası.
kapatmayı unuttuğum için duruyor ama hepsi, ekşi'de takılıyorum sadece gerisini kapatabilirim. dur kapatayım hatta festuk'a bakayım
0
simdi actim interneti sadece eksi duyuru acik. yalan soylemiyorum
edit: facebook herkeste default acik geliyor herhal!
edit: facebook herkeste default acik geliyor herhal!
0
sözlük / duyuru.
twitter da açıktı ama kasıyor diye kapattım. öyle bir bilgisayarım var.
20.
twitter da açıktı ama kasıyor diye kapattım. öyle bir bilgisayarım var.
20.
0
25
duyuru
gmail
9gag
hacker news
booksee
André Rieu - Poliushko Polie live in Maastricht (Dinleyin dinletin efenim.)
duyuru
gmail
9gag
hacker news
booksee
André Rieu - Poliushko Polie live in Maastricht (Dinleyin dinletin efenim.)
0
gugıl
wordreference forum
free dictionary
wikipedia
facebook
tureng
tdk
imdb
imdb
duyuru
(çeviri yapıyom)
yaş 29
wordreference forum
free dictionary
wikipedia
tureng
tdk
imdb
imdb
duyuru
(çeviri yapıyom)
yaş 29
0
54
resmi gazete (bir konu araması var)
duyuru
youtube (dead can dance)
bir pdf(Birinci Basamakta Adolesan Sorunlarına Yaklaşım)
resmi gazete (bir konu araması var)
duyuru
youtube (dead can dance)
bir pdf(Birinci Basamakta Adolesan Sorunlarına Yaklaşım)
0
25/ ekşi duyuru/Oylum Talu ile Aret Vartanyan Neyi ve Niye Yaşadığımızı Canlı Yayında Konuştu youtube
0
23
facebook
itusozluk
eksiduyuru
solempet.com
solempet.com(admin)
gmail
solempet.com(zendesk)
solemtech(monitor)
vicenews
bbc.co.uk
l'humanite
la tribune
youtube
gcm forex web
dribble
behance
itusozluk
eksiduyuru
solempet.com
solempet.com(admin)
gmail
solempet.com(zendesk)
solemtech(monitor)
vicenews
bbc.co.uk
l'humanite
la tribune
youtube
gcm forex web
dribble
behance
0
23/ekşiduyuru/dpbgovtr/mail/onedio/youtube-ed sheeran thinking out loud
0
ete summer
gördüğüm kadarıyla ergen kızlar ve bir an önce evlenmek isteyen romantik komedici 25 yaş altı kızlar. bu arada genellemem sadece bir kaç tanıdıktan oluşmuş bir çıkarımdır. doğrusunu merak ediyorum.ek: kore dizisi diye sordum ama, tüm asya dizilerine mi kore dizisi der oldu millet? yoksa harbiden sad
gördüğüm kadarıyla ergen kızlar ve bir an önce evlenmek isteyen romantik komedici 25 yaş altı kızlar.
bu arada genellemem sadece bir kaç tanıdıktan oluşmuş bir çıkarımdır. doğrusunu merak ediyorum.
ek: kore dizisi diye sordum ama, tüm asya dizilerine mi kore dizisi der oldu millet? yoksa harbiden sadece kore dizileri mi izleniyor?
bu arada genellemem sadece bir kaç tanıdıktan oluşmuş bir çıkarımdır. doğrusunu merak ediyorum.
ek: kore dizisi diye sordum ama, tüm asya dizilerine mi kore dizisi der oldu millet? yoksa harbiden sadece kore dizileri mi izleniyor?
0
Kore sineması izlerim ama dizi izlemem.
Aynı şekilde Japon sinemasını da yakından takip ederim ama dizilerini izlemem.
Aynı şekilde Japon sinemasını da yakından takip ederim ama dizilerini izlemem.
0
canı türk dizisi izlemek isteyip de sırf şekli bozulsun istemediği için izlemeyenler tarafından izleniyor zira hem bayıklıkları hem de genişlikleri bizim sıradan dizilerimize çok benziyor.
0
kore dizisi nasıl olur hiç bilmiyorum da lise sondaki kız öğrencilerim izliyor. ayıla bayıla anlatıyorlar.
0
Ben filmini de dizisini de izlerim. Ortamlarda çok belli etmem, çünkü hitap ettiği genel izleyici profili (ergenler, kpopcular) beni bayiyor. 500 saatlik Türk dizilerinin yanında 16-20 saatte bitmeleri iyi. Kültürleri bize çok yabancı gelmiyor. Samimi ortam falan filan. Gerçi belli bir kalıbı var, sondan üç önceki bölüm aralarına biri girer-kaza olur-hafızasını kaybeder-büyükler arayı bozar-facia olur sonra kalan bölümlerde toparlarlar biter.
Edit Bvlgari takım giyen, cool, erkek, evli, çocuklu matematik öğretmenimiz bu tarihi kore dizilerinin delisiydi. İzleyenler her yerde ama bu sacma genellemeler yüzünden ortaya çıkamıyorlar.
Edit Bvlgari takım giyen, cool, erkek, evli, çocuklu matematik öğretmenimiz bu tarihi kore dizilerinin delisiydi. İzleyenler her yerde ama bu sacma genellemeler yüzünden ortaya çıkamıyorlar.
0
kore dizisi mi japon mu bilmiyorum trtde 20 kez farklı isimle yayınlanan bir dizi vardı; imparatorluk döneminde geçiyordu; emekli tayfasının çok izlediğine şahit olmuştum.
0
ilk kez trt'de verilen goong'u izlemiştim üniversite yıllarımda, çok beğenmiştim. yıllar sonra internetten dizi izleme yaygınlaşınca orijinalini bulup izledim bir kez daha. sonra hana kimi'yi izledim. bunlara benzer önerilen bir kaç diziye daha başladım ama sarmadı, sonra da vakit bulamadım.
bunlar genelde acılı arabesk tarzı oluyor, roller değişmiş, erkekler kızları süründürüyor falan çok acayip :P kaliteli bişeyler bulsam izlerim yine. tavsiyelere açığım.
edit: kore filmlerini de severim.
bunlar genelde acılı arabesk tarzı oluyor, roller değişmiş, erkekler kızları süründürüyor falan çok acayip :P kaliteli bişeyler bulsam izlerim yine. tavsiyelere açığım.
edit: kore filmlerini de severim.
0
Bir dizi türü seviyor diye evlenmek isteyen insan yaftası yapıştırmak size yakışmadı ete summer. Kadınsınız diye hatırlıyorum. Uzakdoğu yapımlarında aşk çok masum yaşanıyor ve kültür olarak bize yakın yerleri var muhafazakarlık anlamında özellikle. Erkekler ise bizimkilerin aksine vurdu mu göçerten değil oldukça nazik tipler. Zengin memleket. Özetle olayın bütünü Türk kızı ütopyası. Beğenilmesi gayet normal. Bu demek değil ki hepsi evlilik meraklısı falan. Sinema dizi endustrisi zaten bizim ütopya özlemimizi gidermek için varlar.
Bu kadar savunuyorum ancak kendim hiç izlemem. Ağır animeci olduğumdan duruma biraz vakıfım hepsi bu.
Bu kadar savunuyorum ancak kendim hiç izlemem. Ağır animeci olduğumdan duruma biraz vakıfım hepsi bu.
0
Bir centilmenin gururunu izliyorum ben, diğer kore dizilerinden hallice... Yaşım 25 boyum 184
0
ben de bunların nasıl bu kadar popüler yaygın falan olduğunu merak ederdim. şimdi düşününce böyle nasıl desem, biraz daha kendi içinde olan kızlar mı izliyor ne. @namus ninjası +1 de diyorum.
ama bunu izleyen erkek hiç görmedim. garip bir şekilde sadece kızlar ve kendine münhasır bir havada olanlar. yani bakınca çıkarımda bulunabilirim bile galiba kore izleyip izlemediğini.
dizilerin içeriğini bilmiyorum, çıkarımım içerikle alakalı değil o yüzden.
ama bunu izleyen erkek hiç görmedim. garip bir şekilde sadece kızlar ve kendine münhasır bir havada olanlar. yani bakınca çıkarımda bulunabilirim bile galiba kore izleyip izlemediğini.
dizilerin içeriğini bilmiyorum, çıkarımım içerikle alakalı değil o yüzden.
0
hiç izlemedim, dizi pek sevmem ama asya sinemasını çok severim.
bunları izleyen 25-35 yaş arası birkaç tanıdığım var.
bu arada hiçbiri toplu veya sevgilisiz hatunlar değiller :)
ara ara moda oluyor böyle şeyler sanırım.
bunları izleyen 25-35 yaş arası birkaç tanıdığım var.
bu arada hiçbiri toplu veya sevgilisiz hatunlar değiller :)
ara ara moda oluyor böyle şeyler sanırım.
0
kız kardeşim izliyor 18 yaşında. okuldan birkaç kız arkadaşım izliyor 22 yaşlarındalar.
0
biz ailecek trt'deki kore dizilerini severek izledik, izleyeli bayağı yıl oldu tabi. ailecek derken gerçekten takip ettik, saray mutfağında çalışan kızı da, imparatorluk kuranı da trt'de ne varsa yani.
şu an güncel olarak neler var bilmiyorum, denk gelsem izlerim sanırım.
yaş 22, ergenliğim bitti sayılır, romantik komedici değilim, hiç bilmediğim bir kültürün yaşayışını görmek güzel oluyordu ve şaşırtıcı ama sürükleyiciydi diziler.
şu an güncel olarak neler var bilmiyorum, denk gelsem izlerim sanırım.
yaş 22, ergenliğim bitti sayılır, romantik komedici değilim, hiç bilmediğim bir kültürün yaşayışını görmek güzel oluyordu ve şaşırtıcı ama sürükleyiciydi diziler.
0
bizim öğrencilerden bir kaçı izliyor. içlerinden apaçi olanı çok az. gayet terbiyeli kızlar. üstelik korece yazmayı da öğrenmişler. korece kopya yazıyorlardı. hocalar anlamıyordu :D
ayrıca kore dizileri şu anda genç kızlar arasında çok yaygın. sürükleyicilikleri var ve türk aile yapısına uygun diziler. büyüklerden izleyenler de bu amaçla izliyorlar...
ayrıca kore dizileri şu anda genç kızlar arasında çok yaygın. sürükleyicilikleri var ve türk aile yapısına uygun diziler. büyüklerden izleyenler de bu amaçla izliyorlar...
0
bitersin
Sisten dolayı görüş yetersizmiş, tamam da nasıl öyle koca gemiyi göremekecek kadar?http://m.hurriyet.com.tr/Haber?id=27855137
Sisten dolayı görüş yetersizmiş, tamam da nasıl öyle koca gemiyi göremekecek kadar?
m.hurriyet.com.tr
m.hurriyet.com.tr
0
olay görüp görememekten çok görüş mesafesi. koskoca gemi bu sonuçta araba değil onun da kendine göre bir manevra hızı var. eh görüş mesafesinin kısa olduğu durumlarda manevra için çok geç kalınmış olunabilir. haberi okumadım ama bir de ihmal de olabilir işin içinde.
0
gemi dediğin bilmem kaç grostonluk devasa şeyler, manevra yapmaları kolay değil. gördüğünde iş işten geçmiştir.
0
geminin bir dönüşü birkaç kilometrede oluyor. hatta gemiler hedefe 10 km kala falan motoru kapatıp sürüklenerek gidiyor. düşün artık sen nasıl bir hareket yapısına sahip olduklarını.
ani duruşun 1.5 km aldığını duymuştum. motora ters tornistan yaptırıyorsun geriye tüm güç verdiriyorsun. demirden yapınn ortadan yarılıp geminin ikiye ayrılması riski oluyormuş böyle yapınca hatta.
ani duruşun 1.5 km aldığını duymuştum. motora ters tornistan yaptırıyorsun geriye tüm güç verdiriyorsun. demirden yapınn ortadan yarılıp geminin ikiye ayrılması riski oluyormuş böyle yapınca hatta.
0
İyi de aga bu gemilerde o kadar radardı, sonardı bilmem neydi yok mu denizin dibindeki balığı buluyo adamlar. koca gemiyi görmemekte cidden garip. tamam manevra falan filan diyosunuz. radarlar telsizler falanlar millerce uzaktan tespit edilir. şahsi kanaatim.
0
Radar var ama ona baka baka gitmiyorlar her zaman, bir de hepsinde yok tabi. Bi tane tanker vardi tv de gormustum motoru kapatinca 1 saat suruyormus durmasi
0
İşte ben de öyle diyorum yani bu zamanın teknolojisinde iş nasıl sadece görüş mesafesinin akıbetine bırakılabiliyor?
0
Babam denizci ona sordum ne ayak bunlar diye, radar falan yok mu dedim ben de, ikisi de diğerinin önce döneceğini düşünüp dönmemiş ve çarpışmışlardır dedi, yani olay tam böyle olmasa da kaptanların mallığı belli ki.
0
www.gemipersoneli.com
kafaları dumanlı kaptanlar, köprüüstünde hatunlarla takılıyolar, koskoca denizin ortasında çarpışıyorlar. ses kayıtlarını bulabilirsin. her şey olası gördüğün gibi moruk
kafaları dumanlı kaptanlar, köprüüstünde hatunlarla takılıyolar, koskoca denizin ortasında çarpışıyorlar. ses kayıtlarını bulabilirsin. her şey olası gördüğün gibi moruk
0
bekçi hurşit'in eline lüverver vermişler
bana yetmiyo da
bana yetmiyo da
0
Ben 150 lirayla geçinebiliyorum. Tabi belirtmek lazım, kalacak bayağı arkadaşlarımın olması, ulaşımda fazla para harcamamam gibi şeyleri.
0
haziran ayında izmirden istanbula ani bir kararla taşındım ve ilk işime başladım.
2000tl maaş alıyorum.
istanbula taşınmak için kredi çektim, 200tl onu ödüyorum, 240tl öğrenm kredisi 30tl katkı kredisi geri ödüyorum.
bi şekilde yetiyor. freelance işler özellikle önemli.
2000tl maaş alıyorum.
istanbula taşınmak için kredi çektim, 200tl onu ödüyorum, 240tl öğrenm kredisi 30tl katkı kredisi geri ödüyorum.
bi şekilde yetiyor. freelance işler özellikle önemli.
0
Haftalık 20 lira falan. O da kutu sigara alayım diye. Tütün mahfediyor boğazı.
0
cenkist
Boşa harcadığınız zamanlar hakkında ne düsünüyorsunuz ? Sonra aynı hataya düşmemek için neler yapıyorsunuz ?
Boşa harcadığınız zamanlar hakkında ne düsünüyorsunuz ? Sonra aynı hataya düşmemek için neler yapıyorsunuz ?
0
Boşa harcanan zaman yoktur, öyle görmeyin.
mutlaka bir ders almışsınızdır onlardan. Belki de öyle olması gerekmiştir gelecekte sizin daha akıllı olmanız için. öyle düşün sen de.
mutlaka bir ders almışsınızdır onlardan. Belki de öyle olması gerekmiştir gelecekte sizin daha akıllı olmanız için. öyle düşün sen de.
0
Boşa harcadığım zamanlar için ara ara üzülüyorum, sonra da diyorum ki "yine olsa yine öyle yapardım amokaçi".
0
hayat kısa, bir gün ölecez, ölmeden önce biraz da biz gün öldürelim, ne çıkar diyorum.
0
hayır. boşa geçirdiğim zamanlar ölüme daha çok bağlıyor beni. zaten yıldız tozu olup gidicez, iyi ki kasmamışım diyorum.
0
wilhelmwasmuss
evde soğan, patates, domates, bütün tavuk, havuç var.kafamdaki yemeği anlamışsınızdır. (başka malzeme lazımsa onu da söyleyebilirsiniz)şimdi bu malzemeleri hangi sırayla ve tam olarak nasıl pişireyim ben. not; fırınım yok, geniş teflon tencere var.
evde soğan, patates, domates, bütün tavuk, havuç var.
kafamdaki yemeği anlamışsınızdır. (başka malzeme lazımsa onu da söyleyebilirsiniz)
şimdi bu malzemeleri hangi sırayla ve tam olarak nasıl pişireyim ben.
not; fırınım yok, geniş teflon tencere var.
kafamdaki yemeği anlamışsınızdır. (başka malzeme lazımsa onu da söyleyebilirsiniz)
şimdi bu malzemeleri hangi sırayla ve tam olarak nasıl pişireyim ben.
not; fırınım yok, geniş teflon tencere var.
0
önce havuç ve patates pişer, sonra soğan, sonra domates.
başka tarif lazım mı?
başka tarif lazım mı?
0
patatesleri ve havuçları küp küp doğrayıp bol suda kaynatıyorsun. yumuşayıp yenecek kıvama geldiklerinde, kaynattığın sudan iki bardak saklıyorsun, gerisini süzüp patates ve havuçları bekletiyorsun.
patatesleri süzdükten sonra yağda soğanı bir güzel pembeleştirdikten sonra içine domates küplerini, onlar da iyice suyunu salıp buharlaştıktan sonra da küp küp doğradığın tavukları atıyorsun. bir güzel soteliyorsun, tavukların dışı turuncudan kahverengi bir biçime dönerken içine süzdüğün patates ve havuçları da koyuyorsun. üstüne de o ayırdığın 2 bardak patates-havuç suyunu da ekliyorsun. yemeğin suyu iyice kıvama gelinceye kadar az ateşte kaynatıyorsun (kıvamsız, su gibi yemeği hiç sevmem, yemeğin suyu biraz koyu olacak).
sonra yemeğin altını kapatıp 20 dakika dinlendiriyorsun. dinlenmiş yemeğin aroması daha güzel oluyor.
erkek halimle bu tarifi verdiğim için de hiç gücenmiyorum.
patatesleri süzdükten sonra yağda soğanı bir güzel pembeleştirdikten sonra içine domates küplerini, onlar da iyice suyunu salıp buharlaştıktan sonra da küp küp doğradığın tavukları atıyorsun. bir güzel soteliyorsun, tavukların dışı turuncudan kahverengi bir biçime dönerken içine süzdüğün patates ve havuçları da koyuyorsun. üstüne de o ayırdığın 2 bardak patates-havuç suyunu da ekliyorsun. yemeğin suyu iyice kıvama gelinceye kadar az ateşte kaynatıyorsun (kıvamsız, su gibi yemeği hiç sevmem, yemeğin suyu biraz koyu olacak).
sonra yemeğin altını kapatıp 20 dakika dinlendiriyorsun. dinlenmiş yemeğin aroması daha güzel oluyor.
erkek halimle bu tarifi verdiğim için de hiç gücenmiyorum.
0
pişme sırası şöyle:
soğan, havuç tavuk (parça), pattiz.
tavuk bütün kalsın istiyorsan tavuğun içine patatesleri koy. havuç dışında kalsın. su ekleyip pişir.
istersen;
pişince tavuk, su ve sebzeleri ayır. tavuğu yağda döndür aroma kazansın.
havuç ve patatesleri yoğurtlu veya istediğin sosla garnitür gibi kullanabilir, tavuğun suyunu pilav veya çorbaya kullanabilirsin. bu menüde pilav iyi olur.
istersen 2;
hiç ayırmadan haşlama şeklinde limonlu karabiberli yiyebilirsin.
istersen 3;
önce soğanı kavur sonra tavuğun içine patatesleri koy. havuç ve bezelye dışında kalsın. su ekleyip pişir. ocaktan alınca dereotu doğra. sulu yemek olur.
soğan, havuç tavuk (parça), pattiz.
tavuk bütün kalsın istiyorsan tavuğun içine patatesleri koy. havuç dışında kalsın. su ekleyip pişir.
istersen;
pişince tavuk, su ve sebzeleri ayır. tavuğu yağda döndür aroma kazansın.
havuç ve patatesleri yoğurtlu veya istediğin sosla garnitür gibi kullanabilir, tavuğun suyunu pilav veya çorbaya kullanabilirsin. bu menüde pilav iyi olur.
istersen 2;
hiç ayırmadan haşlama şeklinde limonlu karabiberli yiyebilirsin.
istersen 3;
önce soğanı kavur sonra tavuğun içine patatesleri koy. havuç ve bezelye dışında kalsın. su ekleyip pişir. ocaktan alınca dereotu doğra. sulu yemek olur.
0
sogan patates havuc soyup tencereye at. tavuguda yerlestir bes saat kaynat. tavugu didikle bicak degdirme. haslama suyundan pilav yap. kalan suyuda sulu yemek yapcaksan kullan. didikledigin tavugun gogus kismini una bulayip tereyaginda kizartmani tavsiye ederim.
0
teşekkürler hepinize, prhn, tavuk halihazırda bütün ama parçalayacağım elbet, aklımdaki yemek, arkadaşların tarif ettiği :)
thracian; bizde cinsiyetçiliğe yer yok, gayet işime yarayacak bir tarif oldu sağol.
hayat aklini konusacak bir filozof uret; tavuğun suyuna pilavı yapmayı planladım, alternatif fikirler için de, teşekkür.
oharro; bekletesem çok güzel olurdu ama 5 saat çok uzun geldi bana:)
for day the break; kısık ateş... tamamdır.
prinkipodelisi; yanına pilav ve çorba yaparım, onları kendim halledebilirim, teşekkürler.
thracian; bizde cinsiyetçiliğe yer yok, gayet işime yarayacak bir tarif oldu sağol.
hayat aklini konusacak bir filozof uret; tavuğun suyuna pilavı yapmayı planladım, alternatif fikirler için de, teşekkür.
oharro; bekletesem çok güzel olurdu ama 5 saat çok uzun geldi bana:)
for day the break; kısık ateş... tamamdır.
prinkipodelisi; yanına pilav ve çorba yaparım, onları kendim halledebilirim, teşekkürler.
0
ete summer
odamı taşırken, eski defterimin arasından düştü. muhtemelen lisedeyken yazmışım. yazmışım ama, ne demek istemişim amk. derdim neymiş, ne anlatmak istemişim, bugün anlayamacak nasıl bir düşüncem varmış? fikri olan? " Havuç yakarak ısınırdım. Sırtımda ince bir sarelle. Bir kap sütün döktüğü kedi gi
odamı taşırken, eski defterimin arasından düştü. muhtemelen lisedeyken yazmışım. yazmışım ama, ne demek istemişim amk. derdim neymiş, ne anlatmak istemişim, bugün anlayamacak nasıl bir düşüncem varmış? fikri olan?
" Havuç yakarak ısınırdım.
Sırtımda ince bir sarelle.
Bir kap sütün döktüğü kedi gibiydim,
Kimsenin ciğeri uzanamazdı bana. "
not: dalga geçmek serbesttir. sarelle ne yahu :) insan nutella yazar.
" Havuç yakarak ısınırdım.
Sırtımda ince bir sarelle.
Bir kap sütün döktüğü kedi gibiydim,
Kimsenin ciğeri uzanamazdı bana. "
not: dalga geçmek serbesttir. sarelle ne yahu :) insan nutella yazar.
0
benim lisedeyken yazdığım bazı şeyler var, buraya yazsam kapıma özel tim gönderirsiniz.
normaldir.
normaldir.
0
havuç yakmak: osbire fazla asılmak
sarelle sırt: vazelin simgesel olarak kullanılmış.
sarelle sırt: vazelin simgesel olarak kullanılmış.
0
bir küçük iskender, bukowski çıkabilecekken ido tatlıses çıkmış sanırım. shfhshf.
0
"tavuklar cıcek acmıs ellerınde pogaca
madem yüzme bılmıyordun nıye cıktın agaca"
yaygın bır güzellememız.
madem yüzme bılmıyordun nıye cıktın agaca"
yaygın bır güzellememız.
0
Ceyhun Yılmaz tarzı şiir yazmışsın, o olmasaydı ünlü olurmuşsun
Ben beğendim saçma gelmedi bilmem :)
Biz de lisedeyken rızazizm diye felsefik akım kurmuştuk, düşmanlarımız sofistlerdi :) kendimize göre anlamları vardı bütün bunların :D
Eserine sahip çık, hiç küçümsenecek şeyler değil :)
Ben beğendim saçma gelmedi bilmem :)
Biz de lisedeyken rızazizm diye felsefik akım kurmuştuk, düşmanlarımız sofistlerdi :) kendimize göre anlamları vardı bütün bunların :D
Eserine sahip çık, hiç küçümsenecek şeyler değil :)
0
benim de "afedersin karınca, seni maymun zannettim" tarzı şiirler yazdığımı düşününce sanırım genel bir sorun var. belki de o dönemin çitoslarında arızalı bir mineral vardır, o kuşağı etkilemiştir, kim bilir :)
0
insanların sanat adı altında saçmalamalarına bir başkaldırı göstermişsin bence, onları kendi silahlarıyla vurmuşsun. sevdim bu mantığı.
0
illuminatinin basindaki adam
Saygıdeğer senato üyeleri, aziz roma halkı, bu teknolojiyle flört işini nasıl halledeceğiz? Tanıdığım bir kızla vatsap üzerinden sohbet etmek istiyorum ama o selamı yazdıktan yazacak konu bulamadığım için yazmaktan vazgeçiyorum. Reelde daha rahatım ama. Yani naber iyidir faslından sonra ne konuşulur
Saygıdeğer senato üyeleri, aziz roma halkı, bu teknolojiyle flört işini nasıl halledeceğiz? Tanıdığım bir kızla vatsap üzerinden sohbet etmek istiyorum ama o selamı yazdıktan yazacak konu bulamadığım için yazmaktan vazgeçiyorum. Reelde daha rahatım ama. Yani naber iyidir faslından sonra ne konuşulur? Siz nasıl hallediyorsunuz onu? Reelden yürümek daha basit ama final haftası geldi, sonra memlekete dönüp bi' ay falan gelmeyeceğim, o süre zarfında da vatsap/mesaj yoluyla yürüyüp boş bırakmayayım diyorum ama bunda çok kötüyüm. Help pls
0
napıyosun de illa bişi yapıyodur konuşası varsa anlatır. ne bileyim böle sanırım. güvenme ama bana
0
Muzikle alakali insanlarsaniz sarki onerisi olabilir. Mobil degil de PC basinda olmak faydali olur bu durumda.
0
Çıplak resmini at. Sonra pardon arkadaşa yollayacaktım yanlışlık oldu falan de. Gerisi gelir asdasafa
0
dinlemeyi bilmeyen ve sürekli ama sürekli kendisi vırvır bir şeyler anlatmaya bayılan bir kız bul, o zaten konuşur.
0
Aynı durum bende de var. Reelde türlü şakalar, sanalda konu bulamıyoruz. Artık kızlarla konuşmayı bıraktım. Hayırlısıyla önümüzdeki ay gay olacağım.
0
Online muhabbeti uzatma, kızı baş başa kalmaya davet için kullan sadece Yüz yüzeyken yürü.
0
lan bende de tam tersi. sanalda daha rahat konuşuyorum. hatta bi kız vardı eskiden günde 4 saat msn'den konuşurduk, yanyana gelince iki yabancı gibi :D
0
bekçi hurşit'in eline lüverver vermişler
çok iyiydi ya kışları bile güzeldi
çok iyiydi ya kışları bile güzeldi
0
Çocuk olduğumuzdan öyle geliyordu. Bomboktu doksanlar, şarkılar bile öyle. Eski diye seviyoruz
0
bence de şimdiden daha güzeldi be. gerçi belki de çocuktum ondan öyle diyorum. yani hiç derdimiz yoktu okuldan başka. ne siyaset, ne iş güç ne hayat şartları ne umrunda ki? :)
0
Ekmek almaya giderdim, çok net hatırlıyorum 500 liradan başladı abi bir kaç ayda 2500 liraya çıktıydı ekmeğin fiyatı. Memur maaşı şimdikinin 1500 lirasıymış hesaplamıştık. Böyle hayat mı olur be.
0
hasta olunca ziya mca iğne vurmya geliyodu kalan şırıngayla oynuyoduk şimdi acile gidiyorum amk
0
bu 80ler oyle guzeldi 90lar boyle guzeldi muhabbetini anlamiyorum acikcasi. yukarida da soylendigi gibi o donemlerde cocuk oldugunuz icin size guzel geliyor bence. ben de 90larin sonlarini hatirliyorum ama sorsan 2000lerin basi cok guzeldi, niye cunku o zaman 7-8 yasinda cocuktum. hem cogu seyi hatirliyorum hem de cogu seyden bir haberim. olay bu yani.
0
tamam ben de 90 larda çocuk olanlar neslindenim de, keramet doksanlarda değil, çocuk olmakta.
daha bugün muhabbeti geçti, hay allah ne saçma şeyler bizi ne eğlendirmiş diye, babama soruyorum ona kalsa 60'lar çok güzel, abime göre sorsam 80'ler. yeğenimde ileride 2000 ler diyecek kesin.
daha bugün muhabbeti geçti, hay allah ne saçma şeyler bizi ne eğlendirmiş diye, babama soruyorum ona kalsa 60'lar çok güzel, abime göre sorsam 80'ler. yeğenimde ileride 2000 ler diyecek kesin.
0
tepedeki psychedelic adam
bunun yapılandırması vs. için vergi dairesi'ne mi gidiyoruz sgk müdürlüğüne mi? sanki daha önceki sorulardan vergi dairesi diye bişey hatırlıyorum da. benim bi de şöyle bi durumum var ki taa 2013'ün ilk yarısında askerdeydim ama o zamanları da işsizmişim gibi borçalndırmış görünüyorlar. onları siliy
bunun yapılandırması vs. için vergi dairesi'ne mi gidiyoruz sgk müdürlüğüne mi? sanki daha önceki sorulardan vergi dairesi diye bişey hatırlıyorum da. benim bi de şöyle bi durumum var ki taa 2013'ün ilk yarısında askerdeydim ama o zamanları da işsizmişim gibi borçalndırmış görünüyorlar. onları siliyorlar mı o tarihlerde askerde olduğumu gösteren terhis belgesini filan götürsem?
ayrıca ikametgahım kadıköy'de. şu öğrenim/harç kredisi borçlarını bostancı'daki kadıköy vergi dairesi'ne ödüyorum (ya da ordaki başka bişey miydi?) yarın oraya bu kredi taksitini ödemeye gidicem. veznedeki görevliler bilir mi bu konuyu? ya da sgk müdürlüğüyse internetten baktığımda göztepe'de bi yer gösteriyor oraya mı gitmem gerek acaba?
ayrıca ikametgahım kadıköy'de. şu öğrenim/harç kredisi borçlarını bostancı'daki kadıköy vergi dairesi'ne ödüyorum (ya da ordaki başka bişey miydi?) yarın oraya bu kredi taksitini ödemeye gidicem. veznedeki görevliler bilir mi bu konuyu? ya da sgk müdürlüğüyse internetten baktığımda göztepe'de bi yer gösteriyor oraya mı gitmem gerek acaba?
0
sgk müdürlüğüne gidiyorsun. vergi dairesiyle işin yok sgk yapılandırmasında.
2012 mi ne, öyle bi tarih belirlemişler, o tarihten sonrakiler taksitlendiriliyor öncesi yapılandırma kapsamı dışında.
askerde olduğun dönemi silerler. terhis belgesi falan götürmene gerek var mı bilmiyorum ama.
2012 mi ne, öyle bi tarih belirlemişler, o tarihten sonrakiler taksitlendiriliyor öncesi yapılandırma kapsamı dışında.
askerde olduğun dönemi silerler. terhis belgesi falan götürmene gerek var mı bilmiyorum ama.
0
askerdeki dönem için sgk'ya gideceksin, borç yapılandırması için gelir testine gireceksin.
0
@nawar
gelir testi için nereye gidiyorum, hangi belgeler gerekiyor?
gelir testi için nereye gidiyorum, hangi belgeler gerekiyor?
0
Gelir testini kaymakamlıklarda bulunan sosyal yardımlaşma dayanışma vakıfları yapıyor. İkametgahınızın olduğu yerdeki kaymakamlığa gitmeniz gerekiyor. Belge gerekmiyor, nüfus cüzdanı yeterli. Ama gitmeden vakfı aramanızda fayda var, hem belge hem de lokasyon olarak bilgi almakta fayda var.
0
barfuss
ben ehliyet ve direksiyon sınavlarına istanbulda girdim. kazandım. ama ehliyeti almadım. sadece belgelerim hazır. şuan safranboluda üniversite okuyorum. burada gitsem belgelerimle ehliyetimi alabilirmiyim acaba. bilginiz varsa aydınlatırmısınız beni :)
ben ehliyet ve direksiyon sınavlarına istanbulda girdim. kazandım. ama ehliyeti almadım. sadece belgelerim hazır. şuan safranboluda üniversite okuyorum. burada gitsem belgelerimle ehliyetimi alabilirmiyim acaba. bilginiz varsa aydınlatırmısınız beni :)
0
evet alabilirsin. bu arada son tarih 29.05.2015. bu tarihe kadar gidip almazsan ehliyetin yanıyor. kursa tekrar kayıt olman gerekiyor.
0
bana 2011 yılında vermediler başka şehirden ama o tarihten sonra yasa değiştiyse bilmiyorum.
0
tok oldugumuz halde yaftalar yiyoruz
Selam dostlar. ya benim tüm belgeler tamam. şimdi naapıcam? randevu sistemi açılmıyor. gitsem direk yarın karakola emniyet müdürlüğüne falan. olmuyor mu? bi yardımcı oluverin.
Selam dostlar. ya benim tüm belgeler tamam. şimdi naapıcam? randevu sistemi açılmıyor. gitsem direk yarın karakola emniyet müdürlüğüne falan. olmuyor mu? bi yardımcı oluverin.
0
www.eksiduyuru.com
bütün belgeler tamsa sorun olmuyor diyolla.
birkaç kişiye daha sordum kimseye randevu sorulmamış.
edit: yalnız ne ehliyetmiş arkadaş hehehe
bütün belgeler tamsa sorun olmuyor diyolla.
birkaç kişiye daha sordum kimseye randevu sorulmamış.
edit: yalnız ne ehliyetmiş arkadaş hehehe
0
ben tekirdağ/çerkezköy'de gittim bugün, çok çalışıyolar ya sabah 8 ve 10 arasında alıyoruz belgeleri dediler, tee haftaya kaldı benim, boş günüm yok.
ankara'da istanbul'da olsam daha kolay halletmiştim.
ankara'da istanbul'da olsam daha kolay halletmiştim.
0
@proletarier
vergi dairesine yatacak olan para bankaya falan yatırılmıyor mu?
vergi dairesine yatacak olan para bankaya falan yatırılmıyor mu?
0
backpacker
en son değildi. hatta sofra duasında bile herkesi kapsasın diye "tanrımız"'a hamd edilirdi "allah" yerine. gel gör ki ülke gündemine yetişilmiyor, bir ara yasa filan çıkmış olabilir mi? eğer değilse içinde "dillerde tekbir allahu ekber!" gibi sözler olan "osmanlı ordu marşı"'nı yemin töreninde söyle
en son değildi. hatta sofra duasında bile herkesi kapsasın diye "tanrımız"'a hamd edilirdi "allah" yerine. gel gör ki ülke gündemine yetişilmiyor, bir ara yasa filan çıkmış olabilir mi?
eğer değilse içinde "dillerde tekbir allahu ekber!" gibi sözler olan "osmanlı ordu marşı"'nı yemin töreninde söyleyen bir grup askeri izledim haber sitelerinde az önce. "osmanlı ordu marşı" diye aratın çıkıyor.
şimdi ben ateist, agnostik veya katolik, ortodoks, yahudi vs olsam askere gitsem bunu söylemek zorunda mıyım? askere gidersek vatanımı kurtarıyoruz yoksa müslümanlığı mı? en son ilkiydi.
eğer değilse içinde "dillerde tekbir allahu ekber!" gibi sözler olan "osmanlı ordu marşı"'nı yemin töreninde söyleyen bir grup askeri izledim haber sitelerinde az önce. "osmanlı ordu marşı" diye aratın çıkıyor.
şimdi ben ateist, agnostik veya katolik, ortodoks, yahudi vs olsam askere gitsem bunu söylemek zorunda mıyım? askere gidersek vatanımı kurtarıyoruz yoksa müslümanlığı mı? en son ilkiydi.
0
1111 numaralı askerlik kanununun 1. maddesi der ki, Türkiye Cumhuriyeti tebaası olan her erkek, işbu kanun mucibince askerlik yapmağa mecburdur.
0
Valla soylettirirler. Ayni yerde bir rutbeli "tanri" diye dua ettirir, oburu gelir oyle gunah diye "allah" diye yemek duasi ettirir. Soylettirirler valla, dinlemezler. Turkiye icinde bulunabilecegin en igrenc yerlerden biri askerlik.
0
yakında TSK ismi de değişir, Asakir-i Mansure-i Muhammediyye olur. Benden söylemesi.
yalnız adam iyi eğleniyor. ülkeyi kafasının içi gibi bir hâle getiriyor.
yalnız adam iyi eğleniyor. ülkeyi kafasının içi gibi bir hâle getiriyor.
0
14 yaşındaki kız çocuğunu havan topuyla öldüren ordu senin dini inancını mı düşünecek? diktatör ne isterse ona inanacaksın, onun için savaşacaksın elbette. böyle özgürlüklü özgürlüklü laflar, intihar etmiş bulunuverirsin koğuşta.
0
yahudi ve ortodoks hrıstiyan asker arkadaşlarım vardı. muaf olmuyorlar yani.
0
TC vatandaşı isen gidiyorsyn. gayrimüslimlerde gidiyor yani. geri hizmet verebiliyorlar ama.
0
gayrimüslümler gayette elinde silahla nöbet tutuyorlar hatta geçen senelerde arkadaşı tarafından biri(ermeni) vuruldu.
ülke boka batıyor. osmanlıyı bilmeyenler çok iyi bir şeymiş gibi hayalini kuruyor ipler tarih hakkında cahil bu kesimin elinde.
rte yi çok ciddi bir şekilde ümmetin kurtuluşu olarak gören baya bir kitle dr cabası.
ülke boka batıyor. osmanlıyı bilmeyenler çok iyi bir şeymiş gibi hayalini kuruyor ipler tarih hakkında cahil bu kesimin elinde.
rte yi çok ciddi bir şekilde ümmetin kurtuluşu olarak gören baya bir kitle dr cabası.
0
Ben de "geri hizmet verebiliyorlar" dedim zaten. Kesin geri hizmet demedim. benim bir arkadaşım (gayrimüslim) santralde idi. Sonra bir gün, bir paşa aramış, bunun adından zaten gayrimüslim olduğunu anlamış , ne işi var onun orda, ön planda olmasın başka yere verin demiş. Aldılar ordan, mutfağa geçti. Eğitimli de bir arkadaştı.
0
romayi kurtaran itfaiyeci
ve en duygusal iran filmi nedir ?
ve en duygusal iran filmi nedir ?
0
a seperation +1. en iyi yabancı film oscarı almıştı sanıyorum.
bir de aynı yönetmenin (farhadi) 'eli hakkında' isimli filmi de güzeldi.
bir de aynı yönetmenin (farhadi) 'eli hakkında' isimli filmi de güzeldi.
0
Darbareye Elly
Jodaeiye Nader az Simin
sayılır mı bilmem ama fransız iran ortak yapımı bir film vardı "Le passé" onu da beğenmiştim.
Jodaeiye Nader az Simin
sayılır mı bilmem ama fransız iran ortak yapımı bir film vardı "Le passé" onu da beğenmiştim.
0
öyle aman aman iran filmi izlemedim. aslında ülkelerine göre film izlemem ama filmden birkaç kare görsem hangi memleket menşeili anlarım.
bacheha-ye aseman filmini izlemiştim,
izlediğim az sayıda iran filmlerinin arasında en çok hoşuma giden olmuştur.
bacheha-ye aseman filmini izlemiştim,
izlediğim az sayıda iran filmlerinin arasında en çok hoşuma giden olmuştur.
0
Benim de çok izlemişliğim yoktur ama "Sarhoş Atlar Zamanı" tavsiye ederim
0
0
bir fincan kahve ile film izlemek
Şimdi bu adamın şu anki olayı nedir?Gerçekten değişip doğru yolun bu olduğuna mı inandı? Cidden kolay mı böyle değişmek? Sizce şu anki tavırları samimi mi yoksa hükümete yaranıp gündemde kalmak için roleplay moduna falan mı girdi?Yahu bu adam düne kadar kendini muhalif, komunist diye pazarlamıyor mu
Şimdi bu adamın şu anki olayı nedir?
Gerçekten değişip doğru yolun bu olduğuna mı inandı? Cidden kolay mı böyle değişmek? Sizce şu anki tavırları samimi mi yoksa hükümete yaranıp gündemde kalmak için roleplay moduna falan mı girdi?
Yahu bu adam düne kadar kendini muhalif, komunist diye pazarlamıyor muydu?
Not: demek istediğim düşüncelerini sorgulamak, "Hayır böyle biri olamaz" demek değil,eyvallah der geçerim. zaten şu anki kafasıyla aynı yolun yolcusu değiliz. Merak ettiğim şey amacı ne? Kimlik bunalımı yaşıyor da her kanadın tepkisini mi ölçmeye çalışıyor?
Gerçekten değişip doğru yolun bu olduğuna mı inandı? Cidden kolay mı böyle değişmek? Sizce şu anki tavırları samimi mi yoksa hükümete yaranıp gündemde kalmak için roleplay moduna falan mı girdi?
Yahu bu adam düne kadar kendini muhalif, komunist diye pazarlamıyor muydu?
Not: demek istediğim düşüncelerini sorgulamak, "Hayır böyle biri olamaz" demek değil,eyvallah der geçerim. zaten şu anki kafasıyla aynı yolun yolcusu değiliz. Merak ettiğim şey amacı ne? Kimlik bunalımı yaşıyor da her kanadın tepkisini mi ölçmeye çalışıyor?
0
niye bu kadar derin sorgulamaya giriştiniz yavuz bingöl'ü anlamadım. klasik, sıradan bir oportünist işte.
0
eskiden de pis bir herifti, şimdi de öyle. eskiden bunu kamudan saklardı, şimdi pis herif olmak prim yaptığından saklamıyor.
0
önceden de kendisini sallamadığım ve ne deseydi ne yapsaydı sallamayacaktığım için, şu anda da üzerinde düşünmüyorum. azınlıkta olduğunu sanmıyorum sallanmayacak tiplerin.
bugün makul konuşan biri de çapsızın tekiyse sırf görüşlerime göre makul diye prim vermem, çapsız çapsızdır. bana ters olsa bile çapsız olmayan daha makbuldür.
bugün makul konuşan biri de çapsızın tekiyse sırf görüşlerime göre makul diye prim vermem, çapsız çapsızdır. bana ters olsa bile çapsız olmayan daha makbuldür.
0
quaker
Merhaba Galya'nın canları;Sorum tek ve çok basit, ortadoğuda veya civarında bir ülkede (Şu ara örnek suudi arabistan) direk vatandaşlık hakkınız olsaydı, burayı bırakıp gider miydiniz? (Ülke kısıtlaması yok, Lübnan da olur, İsrail de.. Olay ortadoğu ve direk vatandaş olabilme şansınız olması.. Daha
Merhaba Galya'nın canları;
Sorum tek ve çok basit, ortadoğuda veya civarında bir ülkede (Şu ara örnek suudi arabistan) direk vatandaşlık hakkınız olsaydı, burayı bırakıp gider miydiniz?
(Ülke kısıtlaması yok, Lübnan da olur, İsrail de.. Olay ortadoğu ve direk vatandaş olabilme şansınız olması.. Daha detay bilgi : Sevdiğimiz bir kız arkadaşımız evlenerek bu hareketi yapacak. Kendimizi sorguladık)
Sorum tek ve çok basit, ortadoğuda veya civarında bir ülkede (Şu ara örnek suudi arabistan) direk vatandaşlık hakkınız olsaydı, burayı bırakıp gider miydiniz?
(Ülke kısıtlaması yok, Lübnan da olur, İsrail de.. Olay ortadoğu ve direk vatandaş olabilme şansınız olması.. Daha detay bilgi : Sevdiğimiz bir kız arkadaşımız evlenerek bu hareketi yapacak. Kendimizi sorguladık)
0
hangi ülke olduğunu söylerseniz daha iyi olur sanırım.
tunusa ya da lübnana giderdim sanırım.
tunusa ya da lübnana giderdim sanırım.
0
Dediğim gibi, şu an örnek suudi arabistan ama, ben açıkça İsrail'i de merak ediyorum, Lübnan'ı da..
Hepsine şu an savaş terör dertleri var.. Neye göre gitmeyi kabul edersiniz işte..
Hepsine şu an savaş terör dertleri var.. Neye göre gitmeyi kabul edersiniz işte..
0
Erkek olduğum için suudi Arabistan'a giderdim ama kadınlar için zor bir ülke. Buradan bile zor.
0
Çok önyargılı olacak ama İsrail daha yaşanılabilir gibi geliyor nispeten. Ama ben yapamazdım sanırım.
0
Ben de mesela birinci sıraya İsrail'i koyuyorum. Niyeyse din baskısı en az orada olurmuş gibi geliyor.
Daha sonra Lübnan fikri iyi geliyor. Gidenler çok beğeniyor..
Ama ikisinde de terörizm çok yüksek..
Ha suudi arabistan ise çok farklı bi kafaymış.. Kız baya gitti gördü, evlilik öncesi araştırdı.. Derdi ayrı oraların..
Daha sonra Lübnan fikri iyi geliyor. Gidenler çok beğeniyor..
Ama ikisinde de terörizm çok yüksek..
Ha suudi arabistan ise çok farklı bi kafaymış.. Kız baya gitti gördü, evlilik öncesi araştırdı.. Derdi ayrı oraların..
0
Gitmezdim. Sevdigim kadin icin de gitmezdim.
Edit: Yasama hakki olsaydi bu hakkimi kullanmazdim.
Edit: Yasama hakki olsaydi bu hakkimi kullanmazdim.
0
Cevapları "vatandaşlık hakkınız olsaydı" üzerine verirseniz daha iyi olur..
Zorlama yok, yaşama hakkınız var..
Zorlama yok, yaşama hakkınız var..
0
gitmezdim galiba. Neden derseniz; Ortadoğu ülkelerinin hiçbirisi türkiye'nin sahip olduğu imkanlara sahip değil. Turizm, eğlence, tarih, ekonomi,istikrar, güvenlik yaşam tarzına tolerans vsvs gibi türkiyenin sahip olduğu imkanlara diğer ülkelerde yaklaşmanız imkansız. Çoğu ülke bunlardan 1-2 tanesine sahip gerisi yerlerdedir. Türkiye bir almanya,fransa olmasa da ortalamanın üstünde bir hayat kalitesi imkanı sunan bir ülkedir. Ortadoğuyla mukayese bile edilemez.
0
Fas, Tunus gibi kuzey afrika ülkeleri sayılıyor mu bilmiyorum ama illa yaşanacaksa bu ülkelerde yaşamak isterdim. Suudi Arabistan'da hayatta yaşamak istemezdim. Lübnan zaten Mersin gibi bir yer. Tek farkı Hristiyan nüfus fazla olduğu için okuyan, yazan insan sayısı biraz daha fazla. Onun dışında zaten bu bölgedeki ülkelerin hepsi b.ktan ülkeler. Bu ülkelerin insanları için yaşamak değil hayatta kalmak başarı.
0
ortadoğu her anlamda (yaşam, zihinler, düşünceler) ''lağım'' gibi bir şey, ki türkiye'de bir ortadoğu ülkesi zaten.
illa türkiye'den çıkacaksam, başka bir ortadoğu ülkesi vatandaşlığım olacaksa iran'ı tercih ederdim. islam devrimi falan bugünkü iran'ı bi kenara bırakırsak; kimliği, kişiliği, kültürü olan bir ülke. farsçaya'da bayılıyorum, kaynağına gitmiş olurdum, üstelik memleket hasreti çekersem, tebrize giderdim,
suudi arabistan, katar matar hep yapay yerler, kişiliksiz yerler. evet iran dışındaki seçenekler hiç ilgimi bile çekmedi.
illa türkiye'den çıkacaksam, başka bir ortadoğu ülkesi vatandaşlığım olacaksa iran'ı tercih ederdim. islam devrimi falan bugünkü iran'ı bi kenara bırakırsak; kimliği, kişiliği, kültürü olan bir ülke. farsçaya'da bayılıyorum, kaynağına gitmiş olurdum, üstelik memleket hasreti çekersem, tebrize giderdim,
suudi arabistan, katar matar hep yapay yerler, kişiliksiz yerler. evet iran dışındaki seçenekler hiç ilgimi bile çekmedi.
0
Suudi Arabistan örneği verildiği için orada yaşayabilirim dedim. Önceliğim orası değil, yanlış anlaşılmasın.
0
dubai tabii ki de.
çünkü ortadoğu'da en yaşanılır ve en güvenli yer orası. sahilleri de güzel. her milletten insan da oluyor.
onun dışında abu dhabi ve beyrut düşünülebilir.
(ne kadar yapay olsa da).
çünkü ortadoğu'da en yaşanılır ve en güvenli yer orası. sahilleri de güzel. her milletten insan da oluyor.
onun dışında abu dhabi ve beyrut düşünülebilir.
(ne kadar yapay olsa da).
0
valla Türkiye de dahil hiçbir Ortadoğu ülkesinin önünde bile geçmek istemiyorum.
0
kimse jordan dememiş. uzanlar bile jordan vatandaşı :P
edit: ürdün ortadoğunun bilecik'i galiba :D
edit: ürdün ortadoğunun bilecik'i galiba :D
0
yatagants
Son zamanlarda sanki öyle sezdim.İyi çocuğum valla bak, trollükte yapmam.Niye sevmiyonuz beni :(
Son zamanlarda sanki öyle sezdim.
İyi çocuğum valla bak, trollükte yapmam.
Niye sevmiyonuz beni :(
İyi çocuğum valla bak, trollükte yapmam.
Niye sevmiyonuz beni :(
0
Valla umrumda degildin acikcasi ama bu duyuru ile birlikte artik pek sevmedigim dogru.
0
ben senin nickini hiç sevmiyorum, ciddi, yani özünde iyi bir insan olabilirsin de, çok kötü bir rumuz bu:/ aklımı saldım, muğla yatağan'da yaşayan bir trabzonlu sanıyorum ben seni:(
0
@devorgilla hehe :) Ankarada yaşayan bi ankaralıyım aslında yanlış anlaşılmasın. Karışık bi öyküsü var nickin.
0
özel bi şey hissetmiyorum, seviyorum ya da sevmiyorum diyemem ama ifşada gördüğüm kadarıyla sıfat olarak tam bir ekşicisin abi o yüzden kıl olmuyom değil. böyle sanki her an nutella yiyecekmiş, barkın'a o konuda kırgın olduğunu söyleyecekmiş gibi bakıyosun. ya da ne biliyim çok abuk bi şeyi sırf marjinallik olsun diye savunacakmış gibi. saçtan sakaldan dolayı ama. tarzı değiştirsen benzemezsin ekşiciye.
yani sevmiyorum değil ama önyargılıyım diyeyim :(
yani sevmiyorum değil ama önyargılıyım diyeyim :(
0
sözlükte başıma en çok başlık bırakan sensin hacı. tarzını ve fikirlerini değil ama bu huyunu sevmiym.
0
hayatımızda olumlu-olumsuz yer kaplamayan birisisin.
ayrıca sevsek ne olacak, seni sevmemizden beklediğin şey nedir, böyle bir sorman da insanlarda iticilik hissi uyandırır, ilk cevap veren arkadaşın dediği gibi.
ayrıca sevsek ne olacak, seni sevmemizden beklediğin şey nedir, böyle bir sorman da insanlarda iticilik hissi uyandırır, ilk cevap veren arkadaşın dediği gibi.
0
vesna
oluyor? erkek arkadaşım arada annesinde kalır, o da genellikle hafta içi akşamlara denk gelir. 2 saat yüzünü anca görüyor annesi diye bugün sabahtan gönderdim adamı, git biraz gezin, yemeğe çıkın gönlünü yap annenin, ben de akşam katılayım size. başbaşa vakit geçirin biraz, özlemiştir seni dedim. gi
oluyor? erkek arkadaşım arada annesinde kalır, o da genellikle hafta içi akşamlara denk gelir. 2 saat yüzünü anca görüyor annesi diye bugün sabahtan gönderdim adamı, git biraz gezin, yemeğe çıkın gönlünü yap annenin, ben de akşam katılayım size. başbaşa vakit geçirin biraz, özlemiştir seni dedim. gitti. neyse, az önce mesaj attı erkek arkadaşım, senin gelmediğine bozuldu galiba, bütün gün olursa sıkılırım diye mi gelmedi demiş. erkek arkadaşımın bunu bana söylemesine de bozuldum, annesinin böyle düşünmesine de bozuldum. benim annem şehir dışında ve çok özlüyorum, kendimi onun yerine koydum ve bari bu kadıncağız aynı şehrin içinde evladıyla biraz rahat vakit geçirsin istedim. kötü bir niyetim yoktu. niye bu kadar alınganlar? ya da ben mi yanlış düşünüyorum?
0
kötü niyetin yokmuş, sen git hasret gider ben size katılırım demişsin zaten, ama ikinizi görmek daha iyi gelebilirdi sanırım kendisine, öyle olur, benim de hatun buraya gelince annem "niye uğramadı ki bana?" der, öyle iyi hissediyorlar sanırım.
0
Bu annelikten ziyade biraz kadınsal vaka olmuş. hani kadınlar birbirlerine karşı hep fesat düşünür ya, onun gibi.
0
"bugün sabahtan gönderdim adamı, git biraz gezin, yemeğe çıkın gönlünü yap annenin"
sizin bu üsluba bayılıyorum :D
soruya cevap olarak, kadın seviyordur belki sizi fazlaca, kötü düşünmeyin.
sizin bu üsluba bayılıyorum :D
soruya cevap olarak, kadın seviyordur belki sizi fazlaca, kötü düşünmeyin.
0
öyle dedim çünkü ben gönderdim gerçekten @ tescillimarka. ben söylemesem kendi kırk yıl kalsa düşünüp de yapmaz bunu. söylendi de zaten mır mır, gidip kalıyorum işte arada ne gerek var, evde yatıp yuvarlanmak istiyorum ben diye.
0
bence anne değil de, siz alınmışsınız. erkek arkadaşınız da, pek çok hemcinsi gibi ''buldumcuk'' olmuş.
0
ben bozuldum zaten, yukarıda da yazdım, açık açık söylüyorum da. belki kendine has sıkıntıları vardır, ne bileyim evladıyla konuşmak istediği şeyler vardır, belki biraz baş başa kalmak ister her dakika yanlarında olmayayım, biraz ana-oğul vakit geçirsinler istedim. gün boyu sıkılırım diye mi gelmedi demiş.
erkek arkadaşıma zaten hepten deli oldum. öyle de dediyse söyleme bana ya. niye söylüyorsun? hayır ne geçti eline ben bunu bilince? akşam gidince konuşurum annemizle, ben kendim de açıklarım ayrıca o mesele değil de, ne bileyim hoş değil ya. rahatsız oldum.
evlensek mi muhabbetleri falan yapıp duruyor erkek arkadaşım, annemiz çaktırmadan kaynana havasına mı girdi ki :)
erkek arkadaşıma zaten hepten deli oldum. öyle de dediyse söyleme bana ya. niye söylüyorsun? hayır ne geçti eline ben bunu bilince? akşam gidince konuşurum annemizle, ben kendim de açıklarım ayrıca o mesele değil de, ne bileyim hoş değil ya. rahatsız oldum.
evlensek mi muhabbetleri falan yapıp duruyor erkek arkadaşım, annemiz çaktırmadan kaynana havasına mı girdi ki :)
0
dün, adamın maaş kartını aldım/bana verdi diyen abla değil misiniz siz:)
bence sizin içinizde de buram buram annelik var. üslup bile o kadar aşikar ediyor ki.
genelde kadınlar özelde anneler her şeye müdahil olmaya meraklılardır. o da öyle bir anneymiş işte. işim vardı, çişim vardı, siz anne-oğul vakit geçirin birlikte diye düşündüm diyip geçiceksiniz.
bence sizin içinizde de buram buram annelik var. üslup bile o kadar aşikar ediyor ki.
genelde kadınlar özelde anneler her şeye müdahil olmaya meraklılardır. o da öyle bir anneymiş işte. işim vardı, çişim vardı, siz anne-oğul vakit geçirin birlikte diye düşündüm diyip geçiceksiniz.
0
anonymice
30 yaşıma geldim böyle ilginç mangalcı ankara bebesi istanbul beyefendisi kıvamında bir tip oldum.Şimdi senfonik neşet ertaş türküleri diye bisi var youtubedan onu izliyordum.Adam çok güzel söylemiş her şeyi be brader.. senfonisi bile güzel.Katılan katılmayan, oylamaya açılmıştır.
30 yaşıma geldim böyle ilginç mangalcı ankara bebesi istanbul beyefendisi kıvamında bir tip oldum.
Şimdi senfonik neşet ertaş türküleri diye bisi var youtubedan onu izliyordum.
Adam çok güzel söylemiş her şeyi be brader.. senfonisi bile güzel.
Katılan katılmayan, oylamaya açılmıştır.
Şimdi senfonik neşet ertaş türküleri diye bisi var youtubedan onu izliyordum.
Adam çok güzel söylemiş her şeyi be brader.. senfonisi bile güzel.
Katılan katılmayan, oylamaya açılmıştır.
0
kendini kategorize etme her muzik turunun efsaneleri vardir
neset ertas, ahmet kaya gibi adamlar bu topragin yogurup disavurdugu meyvelerin en guzellerindendir.
onlar olmeden once de dinlerdik.
ama ne yazik cogusu oldukten sonra kiymetleniyor.
neset ertas, ahmet kaya gibi adamlar bu topragin yogurup disavurdugu meyvelerin en guzellerindendir.
onlar olmeden once de dinlerdik.
ama ne yazik cogusu oldukten sonra kiymetleniyor.
0
Sevmemde senfonik iyi ama.
Edit: Yok senfonigini de sevmedim. Ben baska birseyle karistirmisim.
Edit: Yok senfonigini de sevmedim. Ben baska birseyle karistirmisim.
0
neşet ertaş'ı sevmemek diye birşey olamaz bence. neşet ertaş lannn. adını söylerken bir toparlanmak lazım.
0
irish folk'da, farsça'da, sanat müziği de, neşet ertaş da dinlerim.
an geliyor her iklimin bir efsanesini ard arda dinleyesin oluyor.
neşet ertaş'ı da sürekli dinlemesem de, kırşehirli olarak, bazen çok dinleyesim geliyor, ruhumda bozkırın kokusunu duyuyorum dinlerken. yani evet sevip, dinliyorum zaman zaman.
an geliyor her iklimin bir efsanesini ard arda dinleyesin oluyor.
neşet ertaş'ı da sürekli dinlemesem de, kırşehirli olarak, bazen çok dinleyesim geliyor, ruhumda bozkırın kokusunu duyuyorum dinlerken. yani evet sevip, dinliyorum zaman zaman.
0
bozlak bizim öz kültürümüz olmasına rağmen ben gayet nötrüm kendisine. bu arada behzat olmasaydı burdaki cevapların alayı iğyy filan olurdu adım gibi eminim.
0
hatta bak aklıma ne geldi, mp3 sidisinde 1 adet metin dosyası vardı.
içinde korsan kaydı yapan adamın adı soyadı vardı, neşet ertaş için yaptım kırşehir için yaptım falan gibisinden bir yazı vardı :D adamın hem korsanını yapmış hem de övünüyor herkese ulaştırcam seni diye :)
bir de dinleyen adam behzat'dan önce de dinliyordu. bence filmlerde geçen en kral sahnesi vavien'deki sahnedir. ses biraz tırt şirket aporlörümden mi acaba
www.youtube.com
içinde korsan kaydı yapan adamın adı soyadı vardı, neşet ertaş için yaptım kırşehir için yaptım falan gibisinden bir yazı vardı :D adamın hem korsanını yapmış hem de övünüyor herkese ulaştırcam seni diye :)
bir de dinleyen adam behzat'dan önce de dinliyordu. bence filmlerde geçen en kral sahnesi vavien'deki sahnedir. ses biraz tırt şirket aporlörümden mi acaba
www.youtube.com
0
Babası ve gendisi, amarigada doğmuş olsaydı, Grammy filan alırdı. Dünya çapında şöhret olurdu. Jazz söylüyo bildiğin.
0
delifaruk
Darwin'in deneyinden de bahsediyordu hatta belgeselde, hani onune cam koyup yilana yaklastigi deneyi varya. Korkmamiz gereken seyleri sonradan mi ogreniyoruz yoksa evrimsel miras da var mi konusu uzerine egilen bir belgeseldi. Bulamadim bir el atsaniz?
Darwin'in deneyinden de bahsediyordu hatta belgeselde, hani onune cam koyup yilana yaklastigi deneyi varya. Korkmamiz gereken seyleri sonradan mi ogreniyoruz yoksa evrimsel miras da var mi konusu uzerine egilen bir belgeseldi. Bulamadim bir el atsaniz?
0
0
ntv belgesellerinden birinde izlemiştim. işlek bir caddede sokakta akvaryum benzeri bir camekana bir sürü zehirsiz farklı türlerde ve renklerde yılan doldurmuşlar, bir de 20 dolarlık kağıt para koymuşlar, gelen geçene, ''camekandaki yılanlar zehirsiz ve elinizi camekana daldırıp 20 doları alabilirseniz, 20 dolara sahip olabilirsiniz'' deniyordu.
sanırım %25 gibi bir oran buna cesaret edebiliyordu. buradan yılan korkusunun genetik olduğuna dair bir çıkarsamada bulunuluyordu.
tabi belgeselde sadece bu basit ve yüzeysel deney gösterilmiyordu, başka destekleyici deney ve görsellere de gönderme yapılıyordu. örümcek korkusu, böcek korkusu v.b başka korkulara da yer veriliyordu.
bu tip sebepsiz korkuların da genetik aktarım yoluyla kuşaklar arasında aktarıldığından bahsediliyordu.
sanırım %25 gibi bir oran buna cesaret edebiliyordu. buradan yılan korkusunun genetik olduğuna dair bir çıkarsamada bulunuluyordu.
tabi belgeselde sadece bu basit ve yüzeysel deney gösterilmiyordu, başka destekleyici deney ve görsellere de gönderme yapılıyordu. örümcek korkusu, böcek korkusu v.b başka korkulara da yer veriliyordu.
bu tip sebepsiz korkuların da genetik aktarım yoluyla kuşaklar arasında aktarıldığından bahsediliyordu.
0
@trollmatik
O degil bahsettigim deneyde bu deneyden bu sonuca varilmasi cok sacma geldi bana.
Yilan korkusunun genetik oldugu sonucuna nasil varilmis ki? Islek caddeden gecen sehirli insanlarin hepsi yilandan korkmayi zaten ogrenmis insanlar. Yilan korkusu genetiktir/degildir demiyorumda bu deneyden genetiktir sonucuna varilmasi sacma geldi bana.
O degil bahsettigim deneyde bu deneyden bu sonuca varilmasi cok sacma geldi bana.
Yilan korkusunun genetik oldugu sonucuna nasil varilmis ki? Islek caddeden gecen sehirli insanlarin hepsi yilandan korkmayi zaten ogrenmis insanlar. Yilan korkusu genetiktir/degildir demiyorumda bu deneyden genetiktir sonucuna varilmasi sacma geldi bana.
0
vesna
öncelikle iddia oynamayın, yuva yıkıyor. kötü bir giriş oldu, yok yuvamın yıkıldığı yok da, erkek arkadaşım bu ara iddia oynamaya fena sardı. ben de ilgisini dağıtayım diye azıcık uğraştım falan, "dur ben seçeyim ama kazanırsam bütün para benim" dedim. "maaş kartım bile sende, gözün doysun" dedi. ad
öncelikle iddia oynamayın, yuva yıkıyor. kötü bir giriş oldu, yok yuvamın yıkıldığı yok da, erkek arkadaşım bu ara iddia oynamaya fena sardı. ben de ilgisini dağıtayım diye azıcık uğraştım falan, "dur ben seçeyim ama kazanırsam bütün para benim" dedim. "maaş kartım bile sende, gözün doysun" dedi. adamın içinde mi birikmiş nedir?
şimdi olay şöyle: benden 4 kat fazla kazanıyor. yalnız harcarken biraz cömert kendisi. bugünün yarını da var, kenarda paramız olsun diyorum. var ya diyor sanki fazla birikim göz çıkarırmış gibi. ona kalsa her ay kazandığını o ay yer bitirir. ben de o yüzden 3 sene önce maaş kartına el koydum, bende duruyor. faturalar ödeniyor, kartları yatırıyorum. kendinin hesabına biraz para koyuyorum, kalanı da birikim hesabına yatırıyorum. sesini çıkarmıyor ama işte yukarıdaki cümle kafamı karıştırdı.
siz olsanız rahatsız olur muydunuz maaş kartınızın sevgilinizde durmasından? (ama cevap verirken unutmayın, kendi halinize bırakılırsanız bir aydan öbür aya 100 lira artıramayacak kadar savurgan biri olduğunuzu varsayacaksınız.)
edit 1: yazmayı unutmuşum: kartı başta kendi vermişti ama. bir gün unuttuğu elektrik faturası yüzünden elektrik kesilince olay çıkardım ben. otomatik ödeme talimatı vermeyi bile mi akıl edemiyorsun, bu nasıl ev idare etmek diye. al o kadar kolaysa sen idare et evi diye rest çekti verdi kartı bana. ama hep bende kalacağını düşünmedi mi acaba diyorum. bir aylık bir rest çekme miydi acaba da 3 senedir azap mı çekiyor adam diye bir kaldım. kartı da kendi istemedi, ben de vermedim. sonradan isteyemedi de içine mi oturuyor nedir diye ikilem yaşadım. 3 sene boyunca bir kere bile mevzu olmamıştı çünkü.
edit2: bir miktar yatırıyorum sevgilimin başka bankadaki hesabına, kalanıyla benim maaşı birleştirip faturaları ödüyorum, mutfak alışverişi parasını ayırıyorum. bir miktar nakit ayırıyorum. kalanı da birikim hesabına atıyorum. maaş hesabında para bırakmıyorum yani. ama diğer bankadaki hesabına para yatırıyorum tabii ki, çocuk gibi eline harçlık vermiyorum yani. 35 yaşındaki adama yapılmaz o :)
en son edit: dayanamadım sordum: "kartı alıp da rahatımı bozamam hiç, ben hayatta o parayı biriktiremezdim, hayallerimdeki arabaya az kaldı" dedi. ben de kendimi yediğimle kaldım, iyi mi :))
şimdi olay şöyle: benden 4 kat fazla kazanıyor. yalnız harcarken biraz cömert kendisi. bugünün yarını da var, kenarda paramız olsun diyorum. var ya diyor sanki fazla birikim göz çıkarırmış gibi. ona kalsa her ay kazandığını o ay yer bitirir. ben de o yüzden 3 sene önce maaş kartına el koydum, bende duruyor. faturalar ödeniyor, kartları yatırıyorum. kendinin hesabına biraz para koyuyorum, kalanı da birikim hesabına yatırıyorum. sesini çıkarmıyor ama işte yukarıdaki cümle kafamı karıştırdı.
siz olsanız rahatsız olur muydunuz maaş kartınızın sevgilinizde durmasından? (ama cevap verirken unutmayın, kendi halinize bırakılırsanız bir aydan öbür aya 100 lira artıramayacak kadar savurgan biri olduğunuzu varsayacaksınız.)
edit 1: yazmayı unutmuşum: kartı başta kendi vermişti ama. bir gün unuttuğu elektrik faturası yüzünden elektrik kesilince olay çıkardım ben. otomatik ödeme talimatı vermeyi bile mi akıl edemiyorsun, bu nasıl ev idare etmek diye. al o kadar kolaysa sen idare et evi diye rest çekti verdi kartı bana. ama hep bende kalacağını düşünmedi mi acaba diyorum. bir aylık bir rest çekme miydi acaba da 3 senedir azap mı çekiyor adam diye bir kaldım. kartı da kendi istemedi, ben de vermedim. sonradan isteyemedi de içine mi oturuyor nedir diye ikilem yaşadım. 3 sene boyunca bir kere bile mevzu olmamıştı çünkü.
edit2: bir miktar yatırıyorum sevgilimin başka bankadaki hesabına, kalanıyla benim maaşı birleştirip faturaları ödüyorum, mutfak alışverişi parasını ayırıyorum. bir miktar nakit ayırıyorum. kalanı da birikim hesabına atıyorum. maaş hesabında para bırakmıyorum yani. ama diğer bankadaki hesabına para yatırıyorum tabii ki, çocuk gibi eline harçlık vermiyorum yani. 35 yaşındaki adama yapılmaz o :)
en son edit: dayanamadım sordum: "kartı alıp da rahatımı bozamam hiç, ben hayatta o parayı biriktiremezdim, hayallerimdeki arabaya az kaldı" dedi. ben de kendimi yediğimle kaldım, iyi mi :))
0
Tabii ki olurdum. Kendim kazanıp kendim özgürce harcayabilmeliyim. Sevgilimi hiç ilgilendirmez.
0
paraya ihtiyacım olduğunda istediğim gibi çekebiliyorsam sorun yok, gerçi ben cimriyim .
0
kişiye göre değişir bu durum.
ben böyle bi şeyi istemem. kazandığım parayı harcamak ya da biriktirmek benim kararımdır.
(hele ki henüz çoluk cocugum ve sorumlu oldugum bir ailem yokken)
insanlar evlilik öncesinde bu kadar olgun olmak zorunda değil.
ben böyle bi şeyi istemem. kazandığım parayı harcamak ya da biriktirmek benim kararımdır.
(hele ki henüz çoluk cocugum ve sorumlu oldugum bir ailem yokken)
insanlar evlilik öncesinde bu kadar olgun olmak zorunda değil.
0
e adamın maasına el koy, iddaa'sına el koy. sonra bu adamla bilmem kaç sene birlikte olduktan sonra neden gitti de. deme de yani dersin bu gidisle. rahat bırak biraz. senin 4 katın para kazanıyorsa tüm maasını ya da birikiminizi kumara yatıracak kadar gerizekalı değildir sanırım. ha öyleyse de iyice yesin parayı aklı basına gelir.
0
maaş kartının sevgilide olması mı? bi yaşıma daha girdim. ne münasebet derdim. rahatsız olmayı bırak o konu hiçbir zaman açılamaz. çok ilginç buldum hakket.
0
Oha abartmışsın.
Benim erkek arkadaşım da para biriktirme konusunda çok süper değil. Ben paraları daha iyi yönetiyorum. Ama hayatta parasına/kartına el koymak gibi bişey yapamam. Çocuk mu o yahu, harçlığını ben vereyim filan. Aylık ödemelerini yapıyor, kendisine o ay ihtiyaç duyacağını düşündüğü kadar parayı da ayırıyor; artanı bana veriyor. Ben de çeşitli şekillerde değerlendiriyorum.
Bundan bağımsız olarak kendi birikmiş parası da var, ona dokunmuyoruz. Benim de ondan bağımsız birikmişim var. Ona da dokunmuyoruz ama o ay artanlarımızla ayrıca da biriktiriyoruz.
O ay kazanılan tüm paralar ortak bir havuza konup, içlerinden her iki tarafın da harçlıkları çıkarılır, giderler ödenir ve geri kalan para topluca biriktirilirse yine olur ama senin yaptığın gibi "kartın bende dursun, ben sana harçlık vereyim" şeklinde olanı çok rencide edici ve sıkıcı bence. Biraz rahat bırak adamı. Dominant teyze misin nesin :D
Benim erkek arkadaşım da para biriktirme konusunda çok süper değil. Ben paraları daha iyi yönetiyorum. Ama hayatta parasına/kartına el koymak gibi bişey yapamam. Çocuk mu o yahu, harçlığını ben vereyim filan. Aylık ödemelerini yapıyor, kendisine o ay ihtiyaç duyacağını düşündüğü kadar parayı da ayırıyor; artanı bana veriyor. Ben de çeşitli şekillerde değerlendiriyorum.
Bundan bağımsız olarak kendi birikmiş parası da var, ona dokunmuyoruz. Benim de ondan bağımsız birikmişim var. Ona da dokunmuyoruz ama o ay artanlarımızla ayrıca da biriktiriyoruz.
O ay kazanılan tüm paralar ortak bir havuza konup, içlerinden her iki tarafın da harçlıkları çıkarılır, giderler ödenir ve geri kalan para topluca biriktirilirse yine olur ama senin yaptığın gibi "kartın bende dursun, ben sana harçlık vereyim" şeklinde olanı çok rencide edici ve sıkıcı bence. Biraz rahat bırak adamı. Dominant teyze misin nesin :D
0
Ona cömertlik değil savurganlık denir, dürüst olalım.
Cevap olarak: Zorla el konmasindan tabi ki rahatsız olurdum. Bana öyle bir şey asla yapılamaz, kan çıkar ama ben savurgan biri değilimdir. Parasinı kontrol edemeyen veya çok meşgul/usengec birisi olsaydım gönüllü muhasebeciligimi yapacak faturaları yatıracak, takip edecek, eve alışveriş yapacak birisine kartı isteğimle verebilirim. O da sanırım bu yüzden sesini cikartmiyor.
Cevap olarak: Zorla el konmasindan tabi ki rahatsız olurdum. Bana öyle bir şey asla yapılamaz, kan çıkar ama ben savurgan biri değilimdir. Parasinı kontrol edemeyen veya çok meşgul/usengec birisi olsaydım gönüllü muhasebeciligimi yapacak faturaları yatıracak, takip edecek, eve alışveriş yapacak birisine kartı isteğimle verebilirim. O da sanırım bu yüzden sesini cikartmiyor.
0
yazmayı unutmuşum: kartı başta kendi vermişti ama. bir gün unuttuğu elektrik faturası yüzünden elektrik kesilince olay çıkardım ben. otomatik ödeme talimatı vermeyi bile mi akıl edemiyorsun, bu nasıl ev idare etmek diye. al o kadar kolaysa sen idare et evi diye rest çekti verdi kartı bana. ama hep bende kalacağını düşünmedi mi acaba diyorum. bir aylık bir rest çekme miydi acaba da 3 senedir azap mı çekiyor adam diye bir kaldım. kartı da kendi istemedi, ben de vermedim. sonradan isteyemedi de içine mi oturuyor nedir diye ikilem yaşadım. 3 sene boyunca bir kere bile mevzu olmamıştı çünkü.
0
kart vermekle kastettiğin ne tam olarak?
kartı verse de kartın içerisindeki miktarı farklı hesaplara aktarabilir internet şubesinden?
internet şubesinden istediği iddia veya bahis sitesine para aktarımı yapabilir.
kartı verse de kartın içerisindeki miktarı farklı hesaplara aktarabilir internet şubesinden?
internet şubesinden istediği iddia veya bahis sitesine para aktarımı yapabilir.
0
hiç bir şekilde ne maaş kartımı verirdim, ne de maaş kartını isterdim sevgilimin, benden bağımsız onun kendi emeğiyle kazandığı paraya ne el koyardım, ne de el koydururum. cevabım, tabii rahatsız olurum.
0
bir miktar yatırıyorum sevgilimin başka bankadaki hesabına, kalanıyla benim maaşı birleştirip faturaları ödüyorum, mutfak alışverişi parasını ayırıyorum. bir miktar nakit ayırıyorum. kalanı da birikim hesabına atıyorum. maaş hesabında para bırakmıyorum yani. ama diğer bankadaki hesabına para yatırıyorum tabii ki, çocuk gibi eline harçlık vermiyorum yani. 35 yaşındaki adama yapılmaz o :)
@kosun lan mevzu var
@kosun lan mevzu var
0
bence şaka yapmış. ama illa ikna olmak istiyorsan geri ver kartı, gerçekten sende durmasını istemiyorsa ikiletmeden alır, ama halinden memnunsa böyle iyiydik der almaz kartı. denemesi bedava.
0
aferin kız sana, sakın verme o banka kartını geri. ben de aynı seninki gibiyim. benim banka hesaplarım ve kredi kartlarım da eşimin kontrolünde. ve çok memnunum.
0
elbette ki rahatsız olurum.
sebepler ne olursa olsun, sevgililik ile iki farklı birey olma dengesini aşmamak gerektiğini düşünüyorum. adam bu maaş kartını verme işini kendi teklif etmiş bile olsa, mantıksız bir durum bence.
adam savurgansa savurgandır, karta el koymayla filan nereye kadar sürer ki. 3 ay, 5 ay, 1 yıl? kendim böyle bir şeyi asla yapmam, maaş kartı bende duracak artık diyen sevgilime de, hooopp yavaş gel derdim.
sevgilimde, al maaş kartım sende dursun dese, banane senin kartından, kendi harcamalarını kontrol et bi zahmet der, hiç elime almazdım.
sebepler ne olursa olsun, sevgililik ile iki farklı birey olma dengesini aşmamak gerektiğini düşünüyorum. adam bu maaş kartını verme işini kendi teklif etmiş bile olsa, mantıksız bir durum bence.
adam savurgansa savurgandır, karta el koymayla filan nereye kadar sürer ki. 3 ay, 5 ay, 1 yıl? kendim böyle bir şeyi asla yapmam, maaş kartı bende duracak artık diyen sevgilime de, hooopp yavaş gel derdim.
sevgilimde, al maaş kartım sende dursun dese, banane senin kartından, kendi harcamalarını kontrol et bi zahmet der, hiç elime almazdım.
0
Doğru olanı yapıyorsun. O da sadece espri olsun diye söylemiştir. Sıkıntı edilecek birşey yok. Rahatsız olsa illaki isterdi.
0
ya ben evliyim, eşimin tam olarak ne kazandığını, nereye harcadığını ya da harcadığımızı bilmiyorum. bu da pek iyi değil, adam akıllı hesap yapmak istiyorum bilmediğim için yapamıyorum. sevgilinle senin durumunuzda sizin düzeniniz budur, sevgilin de rahatsız olmuyordur, başkalarının fikri hiç önemli olmaz. teker dönüyor ve herkes memnun.
0
dayanamadım sordum: "kartı alıp da rahatımı bozamam hiç, ben hayatta o parayı biriktiremezdim, hayallerimdeki arabaya az kaldı" dedi. ben de kendimi yediğimle kaldım, iyi mi :))
0
iddiasına karışıyorsun diye takılmış sana. büyütme hiç. kafasına takıp içine atıp laf sokacak olsa o kartı bırakmaz sana.
0
Ben kadın tarafı olarak sevgilimin maaş kartının bende durmasından rahatsız olurdum. Tamam biraz müsrif seninki herhalde ama maaş kartına el koymak filan biraz fazla ağır olmuş.
0
sorun filan kalmamış ortada ancak yarın bir gün böyle bir soruyu soracak olan olur yine de ben de yazayım dedim :) ben bu durumda sevgiliniz oluyorum aynı sorunu çoğu defa ben de yaşadım.oldukça savurgan biriyim para biriktiremem beceremiyorum işte ne yapayım.işte bu tip durumlarda sevgilim duruma müdahale ediyor veriyorum banka kartını ona.ne kadar süre ne kadar biriktirmem gerekirse o süre boyunca o yönetiyor durumu.bence karşılıklı anlaşma ve ilişkinin yapısına bağlı.para konularında sen ben ayrımı yapmıyorsanız olabilir garip bir durum değil :)
0
pescador
biz skopje'ye üsküp diyoz, alexandropoli'ye dedeağaç diyoz? niye? farklı şeyler mi bunnar, benim gözden kaçırdığım bi detayı mı var? yoksa hıyarlığımızdan, ikiyüzlülüğümüzden mi yapıyoz?
biz skopje'ye üsküp diyoz, alexandropoli'ye dedeağaç diyoz? niye? farklı şeyler mi bunnar, benim gözden kaçırdığım bi detayı mı var? yoksa hıyarlığımızdan, ikiyüzlülüğümüzden mi yapıyoz?
0
işimize geldiği için tabi ki.
"biz yapınca fetih, onlar yapınca işgal" mantığı da aynı sebepten var kültürümüzde.
"biz yapınca fetih, onlar yapınca işgal" mantığı da aynı sebepten var kültürümüzde.
0
norek + 1
Ek olarak, "Kentin şimdiki adı olan İstanbul'un Konstantinopolis'ten türediği ya da Yunanca "εις τήν Πόλι(ν)" (/is tin boli/) yani "şehir'e" ve "şehir'de" kullanımının Türkçeleştirilmesiyle oluştuğu kabul görür."
tr.wikipedia.org
Ek olarak, "Kentin şimdiki adı olan İstanbul'un Konstantinopolis'ten türediği ya da Yunanca "εις τήν Πόλι(ν)" (/is tin boli/) yani "şehir'e" ve "şehir'de" kullanımının Türkçeleştirilmesiyle oluştuğu kabul görür."
tr.wikipedia.org
0
komik olan, o şehrin tarihini yok sayıp, konstantinapolis ismini günah keçisi yapanların, istanbul isminin de ''poli'' den geldiğini bilmemesi.
0
yunanlılar konstantinopolis'i "bir gün yeniden alacağız" iç sesiyle söylüyor. bizim üsküp için falan böyle düşüncelerimiz yok. farkı bu.
0
İstanbul'a Konstantinopolis denilince kızmak, tamamen bizim kompleksimiz. Burayı işgal edip Osmanlı'ya katan Sultan Mehmed bile Kostantiniyye diyerek şehrin adını kendi dilinde değiştirmeden telaffuz etmeyi seçmişken bize bok yemek düşer kanaatindeyim ben.
Ek: Ayrıca şehrin isminin resmi olarak İstanbul yapılması cumhuriyet dönemine denk gelir; posta teşkilatının kurulmasıyla birlikte İstanbul olmuştur. Yani öyle çok eski bir tarihi yok bu ismin.
Ek: Ayrıca şehrin isminin resmi olarak İstanbul yapılması cumhuriyet dönemine denk gelir; posta teşkilatının kurulmasıyla birlikte İstanbul olmuştur. Yani öyle çok eski bir tarihi yok bu ismin.
0
Evet arkadaslarin da dedigi gibi istanbul kelimesi zaten konstantinopolis kelimesinden turemis bi kelime.
Istanbulun dedeagactan uskupden cok farki var bu arada. Istanbul tarih boyunca onemli bi sehir olmustur yunanlar icin arafan gecen 600 seneye ragmen bi uktedir. Avustralyadaki yunanlar bile iatanbulu geri alacagiz muhabbeti yapiyo dusun.
Istanbulun dedeagactan uskupden cok farki var bu arada. Istanbul tarih boyunca onemli bi sehir olmustur yunanlar icin arafan gecen 600 seneye ragmen bi uktedir. Avustralyadaki yunanlar bile iatanbulu geri alacagiz muhabbeti yapiyo dusun.
0
fikrimce bir ekleme yapmak isterim;
skope ye üsküp denmesiyle
alexandrapoli ye dedeağaç denmesi arasında bi nüans farkı var temelde aynı ideolojinin ürünü tabiki ama
misal skope nin üsküp olması, scutari nin söylene söylene üsküdar olması gibi birşey.yani telafuz kolaylığının getirisi bir yerde,
fakat alexandrapoli nin dedeağaç olması; ve halen öyle bahsedilmesi bir mübadele şehri olduğunun ve bir zamanlar orada yunanca konuşsa da "müslüman" olan bi topluluğun var olduğunun vurgusunu sübliminalde verilmek istendiği yani sözün özü bu kullanımın resmi ideolojiye tabi türkleştirme politikasının bir ürünü olduğu söylenebilir.
kısaca günümüzde tüm milli devletlerin kuruluşu sırasında uyguladığı milliyetçi ideolojinin iki yüzlülüğünden evet.
skope ye üsküp denmesiyle
alexandrapoli ye dedeağaç denmesi arasında bi nüans farkı var temelde aynı ideolojinin ürünü tabiki ama
misal skope nin üsküp olması, scutari nin söylene söylene üsküdar olması gibi birşey.yani telafuz kolaylığının getirisi bir yerde,
fakat alexandrapoli nin dedeağaç olması; ve halen öyle bahsedilmesi bir mübadele şehri olduğunun ve bir zamanlar orada yunanca konuşsa da "müslüman" olan bi topluluğun var olduğunun vurgusunu sübliminalde verilmek istendiği yani sözün özü bu kullanımın resmi ideolojiye tabi türkleştirme politikasının bir ürünü olduğu söylenebilir.
kısaca günümüzde tüm milli devletlerin kuruluşu sırasında uyguladığı milliyetçi ideolojinin iki yüzlülüğünden evet.
0
güzel tespit. bizim skimsonik halkın ezikliği işte. şimdi aklıma geldi bir arkadaşla bu yüzden kavga etmiştim. öye dedim diye terslemişti beni.
0
ben neden istanbul diyoruz demiyorum ki. elin oğlu konsantinopolis deyince çıldırıyoruz, niye şu an yabancı olan isimleri türkçeleştiriyoruz diyorum. yani işte üsküpmüş iskeçeymiş dedeağaçmış filibeymiş yani bunları böyle kullanmak adamlara terbiyesizlikmiş gibi geliyor bana açıkçası. sana yapılmasını istemediğini başkalarına yapma muhabbeti. çok ayıp ulan.
0
loveinaflipbook
KONUNUN DEVAMI OLAN PART 2 İÇİN (git: 872006) ---------------------------------------------efenim selamlar, geçen seneki olayın (git: 707386) tadının damaklarda kalmasından ötürü, fikrin esas sahibi olan `akare` ile bunu gelenek haline getirmemizin güzel bir fikir olabileceğini düşündük. ama kendis
KONUNUN DEVAMI OLAN PART 2 İÇİN (git: 872006)
---------------------------------------------
efenim selamlar,
geçen seneki olayın (git: 707386) tadının damaklarda kalmasından ötürü, fikrin esas sahibi olan akare ile bunu gelenek haline getirmemizin güzel bir fikir olabileceğini düşündük. ama kendisi olayı benim üstüme attığı için bu seneki hediyeleşme konusu benim üzerimden yürüyecek sanırsam :)
bu sefer biraz daha erken yapma kararı aldık çünkü geçen sene hem katılım için hem de hediyeleri almak için çok az zaman kalması bazı sorunlara neden olmuştu, aceleden kaynaklı bazı özverisiz davranışlar gözlemlenmişti. şimdi bolca zaman olacağı için hem elde olmayan sorunların minimumda olacağını, hem de katılan herkesin gerektiği özeni göstereceğini umuyoruz :)
belirlediğim zaman çizelgesi şöyle:
27.11 - 5.12 --- Katılım için bildirim süresi
5.12 gecesi --- Katılımların kapanması, çekiliş ve sonuçların duyurulması
5.12 - 19.12 --- Eşler ile temasa geçilmesi, ilk kontaktın kurulması
5.12 - 31.12 --- Hediyelerin temini, gönderilmesi/verilmesi (artık herkes nasıl ve ne zaman uygun görürse)
çekiliş yine geçen seneki gibi el değmeden, excel macro aracılığı ile yapılacak. dolayısı ile herkesin kendisine çıkan kişiye şimdiden razı olacak şekilde katılım göstermesi gerekmekte. yani arası bozuk olanlar, birbirinden hazzetmeyenler birbirine çıkarlarsa, imalı/dandik/kötü hediye almak falan yok, ona göre! :D
şimdi esas sorumuza gelelim; katılmak isteyen çıkar mı bu seneki yılbaşı hediyeleşmesine?
duyuruyu gerektiğinde editleyerek ek bilgi, not veya uyarılar düşebilirim, katılmak isteyen ve katılanlar arada takip ederlerse süper olur.
moderasyona not: işbu duyuru 5 Aralık tarihine kadar yukarı sabitlense mükemmel olur! şimdiden teşekkürler!
EDIT 1: evet, başka soru önerisi gelmediği için anketi hazırlayıp ekledim, buyrunuz.
www.surveymonkey.com
EDIT 2: şu ana kadar 123 kişi katılımını bildirdi, ancak enteresandır ki anketi toplamda 148 kişi doldurmuş. yani ya aramızda köylü kurnazları var, ya da hediyeleşmeye katılmayan insanlar da sırf anket merakından girip fazlalık yapmışlar. yalnız bu durum daha devam ederse anketi iptal edip direkt kuralları yazacağım, aklınızda bulunsun gençler. herkes kendini bilir, kim üzerine alınacaksa alınsın :)
EDIT 3: şimdi bilmeyenler veya fikri olmayanlar için ufak bir açıklama ekliyorum o halde. 5 Aralık tarihinde çekiliş yapıldıktan sonra eşleşmeleri bu duyuruda açıklayacağım. size çıkan bir kişi ve sizin çıktığınız bir kişi olacak. yani bir X kişisine hediye alacaksanız, başka bir Y kişisi de size hediye alacak, 2 kişi karşılklı birbirinize hediye almayacaksınız tesadüfen birbirinize denk gelmezseniz. sonra mesela ben X kişisine hediye alacağımı öğrendikten sonra kendisi ile temasa geçeceğim, hediyeyi ulaştırma bilgilerini edinmek için. kargo için adres verirken evin yakınındaki (ya da uzağındaki) bir kargo şubesini de verebilirsiniz, işyeri ya da ev adresinizi de, tamamen size kalmış. bu bilgi alışverişinden sonra (veya önce) hediye seçme kısmı başlayacak ki bence en eğlenceli kısım. burada yaratıcılık ve biraz da araştırmacı ruhunuz konuşacak. karşıdaki kişinin beğeneceğini düşündüğünüz/umduğunuz bir hediye fikri bulup gerçekleştirdikten/aldıktan/yaptıktan sonra edindiğiniz bilgiler ve gönderme şeklinize göre hediyenizi 31 Aralık'tan önce bir tarihte ulaştırmaya çalışacaksınız ve umarım sonunda herkes mutlu olacak :)
ve gelelim başka bir merakla beklenen kısma
:ANKET SONUÇLARI:
öncelikle katılım şu anda 163 olarak gözüküyor, doldurulan anket sayısı ise 220, yani %35 fazla katılım var, bu da yaklaşık olarak demektir ki katılan her 3 kişiden 1'i fazladan anket doldurmuş. henüz katılım belirtmeden anketi dolduran arkadaşları tabii ki anlıyorum ama bu durum biraz daha farklı bir boyutta sanırsam. neyse çok önemli değil. anketi bu nedenle bu akşam itibarıyla kapatıyorum, hala dolduramayan arkadaşlar var ise affola.
Sonuçlar ise şöyle çıktı:
-Hediyelerde belli bir Alt Limit olsun mu? - "Olsun" (%64)
-var ise Alt Limit öneriniz (gelen önerilerin ortalaması) - "19,90TL"
-Hediyelerde belli bir Üst Limit olsun mu? - "Olsun" (%57)
-var ise Üst Limit öneriniz (gelen önerilerin ortalaması) - "60,90TL"
-2 veya daha fazla Hediye almak ister misiniz? - "Hayır" (%69)
-Hediyenizi vermek için eşinizle buluşmak ister misiniz? - "Belki" (%58), ardından da "Hayır" (%23)
ve son bir hatırlatma:
anket sonucuna göre katılımını açıklayacak arkadaşlar vardı, bana bu çıkan sonuçlara göre şimdi katılmak isteyip istemediklerine dair bir mesaj atabilirlerse çok sevinirim. aynı şekilde, önceden katılım gösterip, anket sonucuna göre fikir değiştirenler var ise (ki umarım olmaz), onlar da bana mesaj ile ulaşabilirler.
umarım şimdilik hala herkesin beklediği/umduğu gibi gidiyordur her şey...
---------------------------------------------
efenim selamlar,
geçen seneki olayın (git: 707386) tadının damaklarda kalmasından ötürü, fikrin esas sahibi olan akare ile bunu gelenek haline getirmemizin güzel bir fikir olabileceğini düşündük. ama kendisi olayı benim üstüme attığı için bu seneki hediyeleşme konusu benim üzerimden yürüyecek sanırsam :)
bu sefer biraz daha erken yapma kararı aldık çünkü geçen sene hem katılım için hem de hediyeleri almak için çok az zaman kalması bazı sorunlara neden olmuştu, aceleden kaynaklı bazı özverisiz davranışlar gözlemlenmişti. şimdi bolca zaman olacağı için hem elde olmayan sorunların minimumda olacağını, hem de katılan herkesin gerektiği özeni göstereceğini umuyoruz :)
belirlediğim zaman çizelgesi şöyle:
27.11 - 5.12 --- Katılım için bildirim süresi
5.12 gecesi --- Katılımların kapanması, çekiliş ve sonuçların duyurulması
5.12 - 19.12 --- Eşler ile temasa geçilmesi, ilk kontaktın kurulması
5.12 - 31.12 --- Hediyelerin temini, gönderilmesi/verilmesi (artık herkes nasıl ve ne zaman uygun görürse)
çekiliş yine geçen seneki gibi el değmeden, excel macro aracılığı ile yapılacak. dolayısı ile herkesin kendisine çıkan kişiye şimdiden razı olacak şekilde katılım göstermesi gerekmekte. yani arası bozuk olanlar, birbirinden hazzetmeyenler birbirine çıkarlarsa, imalı/dandik/kötü hediye almak falan yok, ona göre! :D
şimdi esas sorumuza gelelim; katılmak isteyen çıkar mı bu seneki yılbaşı hediyeleşmesine?
duyuruyu gerektiğinde editleyerek ek bilgi, not veya uyarılar düşebilirim, katılmak isteyen ve katılanlar arada takip ederlerse süper olur.
moderasyona not: işbu duyuru 5 Aralık tarihine kadar yukarı sabitlense mükemmel olur! şimdiden teşekkürler!
EDIT 1: evet, başka soru önerisi gelmediği için anketi hazırlayıp ekledim, buyrunuz.
www.surveymonkey.com
EDIT 2: şu ana kadar 123 kişi katılımını bildirdi, ancak enteresandır ki anketi toplamda 148 kişi doldurmuş. yani ya aramızda köylü kurnazları var, ya da hediyeleşmeye katılmayan insanlar da sırf anket merakından girip fazlalık yapmışlar. yalnız bu durum daha devam ederse anketi iptal edip direkt kuralları yazacağım, aklınızda bulunsun gençler. herkes kendini bilir, kim üzerine alınacaksa alınsın :)
EDIT 3: şimdi bilmeyenler veya fikri olmayanlar için ufak bir açıklama ekliyorum o halde. 5 Aralık tarihinde çekiliş yapıldıktan sonra eşleşmeleri bu duyuruda açıklayacağım. size çıkan bir kişi ve sizin çıktığınız bir kişi olacak. yani bir X kişisine hediye alacaksanız, başka bir Y kişisi de size hediye alacak, 2 kişi karşılklı birbirinize hediye almayacaksınız tesadüfen birbirinize denk gelmezseniz. sonra mesela ben X kişisine hediye alacağımı öğrendikten sonra kendisi ile temasa geçeceğim, hediyeyi ulaştırma bilgilerini edinmek için. kargo için adres verirken evin yakınındaki (ya da uzağındaki) bir kargo şubesini de verebilirsiniz, işyeri ya da ev adresinizi de, tamamen size kalmış. bu bilgi alışverişinden sonra (veya önce) hediye seçme kısmı başlayacak ki bence en eğlenceli kısım. burada yaratıcılık ve biraz da araştırmacı ruhunuz konuşacak. karşıdaki kişinin beğeneceğini düşündüğünüz/umduğunuz bir hediye fikri bulup gerçekleştirdikten/aldıktan/yaptıktan sonra edindiğiniz bilgiler ve gönderme şeklinize göre hediyenizi 31 Aralık'tan önce bir tarihte ulaştırmaya çalışacaksınız ve umarım sonunda herkes mutlu olacak :)
ve gelelim başka bir merakla beklenen kısma
:ANKET SONUÇLARI:
öncelikle katılım şu anda 163 olarak gözüküyor, doldurulan anket sayısı ise 220, yani %35 fazla katılım var, bu da yaklaşık olarak demektir ki katılan her 3 kişiden 1'i fazladan anket doldurmuş. henüz katılım belirtmeden anketi dolduran arkadaşları tabii ki anlıyorum ama bu durum biraz daha farklı bir boyutta sanırsam. neyse çok önemli değil. anketi bu nedenle bu akşam itibarıyla kapatıyorum, hala dolduramayan arkadaşlar var ise affola.
Sonuçlar ise şöyle çıktı:
-Hediyelerde belli bir Alt Limit olsun mu? - "Olsun" (%64)
-var ise Alt Limit öneriniz (gelen önerilerin ortalaması) - "19,90TL"
-Hediyelerde belli bir Üst Limit olsun mu? - "Olsun" (%57)
-var ise Üst Limit öneriniz (gelen önerilerin ortalaması) - "60,90TL"
-2 veya daha fazla Hediye almak ister misiniz? - "Hayır" (%69)
-Hediyenizi vermek için eşinizle buluşmak ister misiniz? - "Belki" (%58), ardından da "Hayır" (%23)
ve son bir hatırlatma:
anket sonucuna göre katılımını açıklayacak arkadaşlar vardı, bana bu çıkan sonuçlara göre şimdi katılmak isteyip istemediklerine dair bir mesaj atabilirlerse çok sevinirim. aynı şekilde, önceden katılım gösterip, anket sonucuna göre fikir değiştirenler var ise (ki umarım olmaz), onlar da bana mesaj ile ulaşabilirler.
umarım şimdilik hala herkesin beklediği/umduğu gibi gidiyordur her şey...
0
Ben de katıldım :)
Edit: "Katıldım" derken olmamış pek. "Katılmak istiyorum" diyeyim.
Edit: "Katıldım" derken olmamış pek. "Katılmak istiyorum" diyeyim.
0
geçen sene benim hatun büyük hevesle girdi bu işe ama eşleşen kişi göndermedi bir şey. en son mayıs-haziran falandı yanlış hatırlamıyorsam, bugün gönderiyorum yarın gönderiyorum diye konuşuyorlardı hala. NIYE ÜZDÜNÜZ LAN KIZI?
cevap: önüne gelen katılmasın, 3 kuruşluk şey için başkalarının hevesini kırmayın..
cevap: önüne gelen katılmasın, 3 kuruşluk şey için başkalarının hevesini kırmayın..
0
Ben de ben de :)
ama bu sabitleme icin not dusmek yetmez, moderatorlere mesaj atin.
ama bu sabitleme icin not dusmek yetmez, moderatorlere mesaj atin.
0
Bende katılmak isterim ama bir bütçe belirlense yani bir üst sınır belirlense ona göre hediyeleşilse nasıl olur? Şimdi ben bir şey alırım kendimce beğenirim bütçemin el verdiği ölçüde ama karşımdaki bana daha parasal olarak daha değerli bir şey almış olur bu durumda hem ben onun karşısında kendimi kötü hissetmiş olabilirim, hemde karşı taraf fazla para harcamış olabilir. Bir öneri sadece. Bir de karşı tarafı hiç tanımıyorsak mesajlaşarak falan nelerden hoşlandığını öğrenip ona göre bir hediye mi alınıyor, yoksa kendi zevkimize göre mi?
0
öncelikle calzoncillos +1
@Dr_Stat kimse birbirine çıkmayacak, yani sen bana, ben sana çıkmayacağız karşılıklı. sen bana, ben ahmet'e, ahmet ayşe'ye şeklinde olacak eşleştirmeler. dolayısıyla hediye gönderdiğimiz kişiden farklı bir kişi bize hediye gönderecek. üst/alt limit koymaya gerek var mı bilmiyorum. kimsenin öyle çok abartacağını sanmıyorum ama herkes gönlünden geçeni, karşı tarafın beğeneceğini tahmin ettiği bişeyi alsın, önemli olan kriter karşı tarafın beğenmesi. bazen el emeği bişey çok pahalı hediyelerden makbule geçer. sadece kimse gücenmesin, darılmasın en sonunda.
ister mesajla yoklayabilirsiniz, ister varsa duyurularına bakarak tahminlerde bulunabilirsiniz, size kalmış. bir şey hediye ederken işin zevkli kısmı da burda bence zaten :)
@Dr_Stat kimse birbirine çıkmayacak, yani sen bana, ben sana çıkmayacağız karşılıklı. sen bana, ben ahmet'e, ahmet ayşe'ye şeklinde olacak eşleştirmeler. dolayısıyla hediye gönderdiğimiz kişiden farklı bir kişi bize hediye gönderecek. üst/alt limit koymaya gerek var mı bilmiyorum. kimsenin öyle çok abartacağını sanmıyorum ama herkes gönlünden geçeni, karşı tarafın beğeneceğini tahmin ettiği bişeyi alsın, önemli olan kriter karşı tarafın beğenmesi. bazen el emeği bişey çok pahalı hediyelerden makbule geçer. sadece kimse gücenmesin, darılmasın en sonunda.
ister mesajla yoklayabilirsiniz, ister varsa duyurularına bakarak tahminlerde bulunabilirsiniz, size kalmış. bir şey hediye ederken işin zevkli kısmı da burda bence zaten :)
0
@douchebag kastettiğim oydu zaten, kişinin "bu güzel işte, alayım bunu" gibi değil de, "X şunu beğenir heralde, zaten yazmıştı/geçirmişti" gibisinden bir yaklaşımı olması dileğimiz.
0
Geçen senekini görmedim ben, daha yeni görüyorum. Ben de katılmak istiyorum ve hatta arttırıyorum :) Yeğenim de burada üye, onun da katılmasını isterim, yani ona kim çıkarsa hediyeyi yine ben alırım, o kime çıkarsa da yeğenime hediye alsın işte :)
Sürpriz olsun çocuğa :)
Sürpriz olsun çocuğa :)
0
ben de katılabilirim, ama bir alt ve üst limit olması şartıyla; cok daha mantıklı olmaz mı:)
0
geçen sene akare iyi niyetle ayarladığında çok sevinmiştim ama mal gibi kaldım :/ hediyesinde değilim cidden ama başka biriyle güzel bir muhabbetim olabilirdi. beklentiye giriyoruz sonuçta.
bi anlık gazla katılıp beni yüz üstü bırakan arkadaşın vicdanı rahat olsa da ben ona da hediye almıştım. hatta 1 senedir paketi açılmamış halde evde bekliyor :/ şikayet gibi olmasın diye kimseye de söyleyememiştim.
cidden parasında-emeğinde değilim. enayi yerine koyulmak kötü oluyor. NİYE BAARTIYONUZ CALZONCİLLOS'U!
bu sene çıktığım arkadaş umarım düşünceli biri olur.
bi anlık gazla katılıp beni yüz üstü bırakan arkadaşın vicdanı rahat olsa da ben ona da hediye almıştım. hatta 1 senedir paketi açılmamış halde evde bekliyor :/ şikayet gibi olmasın diye kimseye de söyleyememiştim.
cidden parasında-emeğinde değilim. enayi yerine koyulmak kötü oluyor. NİYE BAARTIYONUZ CALZONCİLLOS'U!
bu sene çıktığım arkadaş umarım düşünceli biri olur.
0
ben de katılmak isterim ama kişisel zevklerinizi pek bilmiyorum :)
calzoncillos haklı ayrıca.
calzoncillos haklı ayrıca.
0
katılmak isterdim ama katılmıycam. hiç tanımadığım birine nasıl bi hediye alabileceğim konusunda fikrim yok. kitap kalem gibi yrrak kürek saçmasapan bi şey almayı da istemem. o yüzden katılmıcam. bunu da öylesine yazdım. up'lamış olayım belki bikaç kişinin görmesini sağlamış olurum. oley.
0
Lan artık duyurudan tanımadığım hatuna/adama ne hediye alsam :/ sorularından geçilmiyecek :)
0
aslında hediye verme mevzuuda şöyle bi zirve esnasında yapılsa. acayip eğlenceli olurmuş gibi geldi bi an.
0
@bruceandwayne aynı şeyi geçen sene istemiştim akareden ama karışır demişti. özellikle yüz yüze vermek isteyenlere ayrı bir excel açılsa süper olabilir.
özellikle istanbulda zirve olmalı :/ zirveye gelmek istemeyen ve diğer şehirdekiler de yine kargo ile yollar.
özellikle istanbulda zirve olmalı :/ zirveye gelmek istemeyen ve diğer şehirdekiler de yine kargo ile yollar.
0
ben açıkçası yüzyüze verme taraftarıyım. şansıma çıkacak talihliyede söyleyeceğim. birer kahvede içeriz. ne olm kargo hizlialdan alışveriş mi yapıyoruz.
0
istanbul ve diğer şehirler diye ayırmak gerekiyordu. ben de istanbuldakılerı bırbırıne eslestırmek ıstedım ama dogrusu kımse de kargo dısındakı seceneklerle ılgılenmedı. burda anonım takıldıgımız ıcın herkes yanaşmaz elden vermeye ve zırve yapmaya. eşiyle anlaşan yapsın cok da güzel olur. ama mecbur kılınamaz. birileri birilerinin gönlünü yapsın da her yol mübah vallahi :))
0
bu sene daha kalabalık gibiyiz akare :) istanbuldan yüz yüze vermek isteyecek bi 20 kişi çıkar gibi. bi de üçgen biçiminde verdiğimiz için ayrı bir havuz olsa daha iyi olabilir. geçen sene bana alacak kişi burdaydı ama benim aldığım ankaradaydı. yüz yüze vermeyi otonom da istiyodu ama yapamadık.
tek çekincem olayın maddi anlamda gösteriş boyutuna gelmesi ama tanımadığı adama hediye alacak insanlar da o triplere girmez sanırım :) ben tanımadığım adamın hediyeyi açtığındaki yüzünü görmek istiyom yaf. hem güzel geyik döner.
tek çekincem olayın maddi anlamda gösteriş boyutuna gelmesi ama tanımadığı adama hediye alacak insanlar da o triplere girmez sanırım :) ben tanımadığım adamın hediyeyi açtığındaki yüzünü görmek istiyom yaf. hem güzel geyik döner.
0
o zaman yuzyuze vermek ısteyenler ayrıca belırtırse onlar kendı ıclerınde eşleşirler. yani eşleşecek kadar çok insan çıkarsa neden olmasın :)
mutevazı bir hedıyelesme olması acısından bir alt limit belirlemeli sonrası da artık kişilerin ceplerine ve gönüllerine kalmış.
mutevazı bir hedıyelesme olması acısından bir alt limit belirlemeli sonrası da artık kişilerin ceplerine ve gönüllerine kalmış.
0
Erkek arkadaşıma anlatırken kendisi de katılmak istediğini beyan etti, onun yerine ben yazıyorum. nicki lunedor :)
0
@pescador mukemmel, ucuk bir hedıye almak zorunda değilsin. gezınırken bı seye rastlarsın bunu almalıyım der alırsın. uzun uzun dusunup yabancılastırma kendını olaya. sen yazmasan ben sana yazacaktım. izleme içinde ol bu sefer.
0
bana da bir g.tlük yer ayırır mısınız? :) katılmak istiyorum.
sempati duyduğum birçok kişi katılıyor, umarım onlardan biri çıkar. :)
reddit'te de secret santa olayı var. rekor kırmaya uğraşıyorlar bu sene. :) onların şart olmayan ama önerdikleri alt limit $20. bizde de en azından 20 liralık bir alt limit olabilir bence.
sempati duyduğum birçok kişi katılıyor, umarım onlardan biri çıkar. :)
reddit'te de secret santa olayı var. rekor kırmaya uğraşıyorlar bu sene. :) onların şart olmayan ama önerdikleri alt limit $20. bizde de en azından 20 liralık bir alt limit olabilir bence.
0
ya ben çok stres yaparım ya karşımdaki beğenmezse diye. şimdi bi hayvanlık yapıp ilkokuldaki gibi asgari ücret limiti öğrenmek istesem çok mu şeyolur?
edit: haa yirmisantimin dediği gibi
edit: haa yirmisantimin dediği gibi
0
@emirkulu, katılıyor musun son bilgiler ışığında? yazayım mı yazmayayım mı?
şimdiden 77 kişi olduk arkadaşlar bu arada (emirkulu katılırsa 78). şehirlere bölelim mi? napalım? buluşmalı-öpüşmeli-simli üçgen şapka takıp-parti düdüğü üflemeli hediye vermeler mi istiyosunuz?
daha 5 Aralık tarihine 1 hafta var, ne kadar erken belirlersek bu şartları benim açımdan hazırlamak o kadar rahat olur, sonra kimse darılmasın "ama son anda şöyle demiştik yapmadın yazıklar olsun allah belanı versin öl geber" diye
şimdiden 77 kişi olduk arkadaşlar bu arada (emirkulu katılırsa 78). şehirlere bölelim mi? napalım? buluşmalı-öpüşmeli-simli üçgen şapka takıp-parti düdüğü üflemeli hediye vermeler mi istiyosunuz?
daha 5 Aralık tarihine 1 hafta var, ne kadar erken belirlersek bu şartları benim açımdan hazırlamak o kadar rahat olur, sonra kimse darılmasın "ama son anda şöyle demiştik yapmadın yazıklar olsun allah belanı versin öl geber" diye
0
buluşmalı olursa ben katılmam.
bence isteyen kendi arasında ikili olarak kararlaştırır, istiyorlarsa buluşarak hediyeleşir.
bence isteyen kendi arasında ikili olarak kararlaştırır, istiyorlarsa buluşarak hediyeleşir.
0
Soyle bir anlasma yapalim o zaman; katilan herkes iki eli kanda da olsa bi cam sakizi coban armagani almayi taahhut etsin simdiden, kimseye ayip olmasin.
0
arkadaşlar kuralları tek başıma koymak gibi bir niyetim yok, çoğunluk nasıl istiyorsa öyle olsun, ben neticesinde sadece bir aracıyım :)
kimseye razı olmadığı bir şeyi dayatmak da olmaz, hoşnut olmadığı/olmayacağı bir şeyler yaşatmak da.
isterseniz seçeneklerinizi yazın bir mesaj altında toplayıp, bir anket açalım, oylayalım. ama organizasyonu da çok komplike hale getirmek işin içinden çıkmayı biraz zorlaştırıyor açıkça söylemek gerekirse. sonra güzel bişey yapıcaz diye elimize yüzümüze bulaştırmaktan korkuyorum :D
kimseye razı olmadığı bir şeyi dayatmak da olmaz, hoşnut olmadığı/olmayacağı bir şeyler yaşatmak da.
isterseniz seçeneklerinizi yazın bir mesaj altında toplayıp, bir anket açalım, oylayalım. ama organizasyonu da çok komplike hale getirmek işin içinden çıkmayı biraz zorlaştırıyor açıkça söylemek gerekirse. sonra güzel bişey yapıcaz diye elimize yüzümüze bulaştırmaktan korkuyorum :D
0
alt limit +1
daha üstünü almak isteyen alsın, karışmasanıza ya :) Belki düşbeg bana bisiklet alıcak. allalalaaa.
daha üstünü almak isteyen alsın, karışmasanıza ya :) Belki düşbeg bana bisiklet alıcak. allalalaaa.
0
tamam o zaman:
- üst limit?
- alt limit?
- 2 hediye?
- buluşmalı?
buradaki cevaplardan ayıklamak çok daha zor olacak. bunları bir ankette toplayıp linkini paylaşacağım. başka eklememi istediğiniz soru var ise yazın, onları da ekleyeyim.
- üst limit?
- alt limit?
- 2 hediye?
- buluşmalı?
buradaki cevaplardan ayıklamak çok daha zor olacak. bunları bir ankette toplayıp linkini paylaşacağım. başka eklememi istediğiniz soru var ise yazın, onları da ekleyeyim.
0
alt limit üst limit 2 hediye filan insanın kendine kalmış bişey. bence gereksiz. onun dışında isteyen buluşsun istemeyen kargo yollasın. ama bu hediye buluşmaları toplu mu olur, isteyen kendi başına mı buluşur bilemiyorum.
0
alt limit olmalı bence de.
Buluşmalı bişey de olabilir ama herkes katılabilir mi soru işareti?
Gelemeyeni saygıyla uğurlar gelen sağlar bizimdir derseniz bence güzel bir etkinlik olabilir.
Buluşmalı bişey de olabilir ama herkes katılabilir mi soru işareti?
Gelemeyeni saygıyla uğurlar gelen sağlar bizimdir derseniz bence güzel bir etkinlik olabilir.
0
gençler heyecan yapmayın, ben toplu bir anket yapıyorum şimdi zaten. herkes tek ankette tüm soruları cevaplasın, anketten ankete koşmayalım. mutlu mesud olalım.
0
anketi ekledim, buyrunuz. yalnız sadece hediyeleşmeye katılmak isteyenler doldursun lütfen; ücretsiz surveymonkey hesaplarında ankete katılım limiti 100
0
ınsanlar birini bile nasıl alacagını dusunuyor olabılır. dogru duzgun bır hedıye ıcın 30-40 lırayı gozden cıkarmak gerekıyor. bu kadar strese ve karısıklıga gerek var mı? sız arkadaslarınıza alın gönderin gene.
0
Anaa ne şirinmiş.. Ben de varım diyim o zaman ama alt-üst limitsiz olmaz. Geçen yıl arkadaşlar arasında yaptığımız eğlenceye bile hediye almayı unutup bakkaldan çikolata alıp gelen insanlar vardı. :)
0
Benim kafamda alt limit vardı da, o alt limit 15-20 TL gibi bir şeydi. Sonuçta buradakilerin çoğu öğrenci, öyle 100 TL'lik şeyleri kaldırabilecek durumda değiller. Ben de zaten öyle "Vaay, hediye de güzelmiş" diyeceğim bir şey aramıyorum. Sadece bana hatıra olacak, bakınca "Hehe" diye gülümseyeceğim, "Böyle de bir şey yapmıştık" diyebileceğim bir şey arıyorum.
0
Bunun icin anket acildi ama sunu soyleyeyim, alt limit ya da ust limit belirlemek, kimsenin kimse ile karsilikli hediyelesmeyecegini dusunursek (a be'ye b de c'ye seklinde) anlamsiz olmuyor mu? Kimse "ben ona iyi birsey aldim, o bana iyi birsey almadi" diyemeyecek istese de. Ya da neyse ben birseye karismiyorum:)
0
ne zaman böyle bir şeye dahil edilsem, aldığım hediye dandik bir parfüm oldu.
kendi ayağımla gelemem, - edited content -.
hediye alıp vermeyi seviyorum, ama bunun için karşıdakini biraz da olsa tanımak gerekiyor.
kendi ayağımla gelemem, - edited content -.
hediye alıp vermeyi seviyorum, ama bunun için karşıdakini biraz da olsa tanımak gerekiyor.
0
Alt limit insanları neden o kadar tedirgin etti, anlamadım ki? Alt limitin çıkacağı maksimum birim 20 tl olur. Onu da şu günden itibaren her gün köşeye 1 tl atsan yine çıkarırsın.
Ama yukarılarda bir yerde dendiği gibi, 1 tl'lik, 3 tl'lik herhangi bir şey ya da bir eşantiyon filan alınmasının önüne geçilir; hevesle bir şeylere ortak olan insanlar da gerçekten mutlu edilmiş olunur. Ayrıca kimse de hediyesini kapıp da fiyatını okutmaya gitmeyecek zaten. İsteyen, gerçekten özenli ve keyifli bir şey bulduğunu düşünürse limitin altında da kalır, sorun değil. Mühim olan, bu işi "vereyim de kurtulayım ya" kafasından çıkarabilmek.
Maksimum limit için kasmaya gerek yok. Adı üstünde, hediye bu. Kimin gönlünden maksimum ne kadar koparsa, o kadar alınır. Hem aynı insanlar birbirine hediye vermeyeceği için kendi bütçesindan daha yüksek fiyatlı bir hediye alınan insan, karşısındakine karşı mahcup duruma düşmez. Aynı şekilde, birisi başka birisine yüksek bütçeli bir hediye alıyorsa, yine karşısında ona hediye verecek kişi farklı bir kişi olacağı için kendisinin de illa benzer bütçeli bir beklentisi olmaz.
Yazarak tam anlatamadım sanırım :p Size çizimimle anlatmak isterim :D Dikkat ederseniz hediyenin bi karşılıklı iletişimi yok, herkes sadece aldığı hediyeye mutlu oluyo :p
imgur.com
Ama yukarılarda bir yerde dendiği gibi, 1 tl'lik, 3 tl'lik herhangi bir şey ya da bir eşantiyon filan alınmasının önüne geçilir; hevesle bir şeylere ortak olan insanlar da gerçekten mutlu edilmiş olunur. Ayrıca kimse de hediyesini kapıp da fiyatını okutmaya gitmeyecek zaten. İsteyen, gerçekten özenli ve keyifli bir şey bulduğunu düşünürse limitin altında da kalır, sorun değil. Mühim olan, bu işi "vereyim de kurtulayım ya" kafasından çıkarabilmek.
Maksimum limit için kasmaya gerek yok. Adı üstünde, hediye bu. Kimin gönlünden maksimum ne kadar koparsa, o kadar alınır. Hem aynı insanlar birbirine hediye vermeyeceği için kendi bütçesindan daha yüksek fiyatlı bir hediye alınan insan, karşısındakine karşı mahcup duruma düşmez. Aynı şekilde, birisi başka birisine yüksek bütçeli bir hediye alıyorsa, yine karşısında ona hediye verecek kişi farklı bir kişi olacağı için kendisinin de illa benzer bütçeli bir beklentisi olmaz.
Yazarak tam anlatamadım sanırım :p Size çizimimle anlatmak isterim :D Dikkat ederseniz hediyenin bi karşılıklı iletişimi yok, herkes sadece aldığı hediyeye mutlu oluyo :p
imgur.com
0
ankette alt limit önerisine hangi formatta yazıcaz?
50
50 lira
50,00
50,00 lira
elli
elli lira
hepsi denendi hiçbirini kabul etmiyor :(
50
50 lira
50,00
50,00 lira
elli
elli lira
hepsi denendi hiçbirini kabul etmiyor :(
0
Pandispanya'ya katılıyorum alt limit de olsa olsa 20 tl bir şey olur, üst limit de hadi olsun 50. Ki ben alt üst limit olayını destekliyorum. Kimse kimseden çok büyük şeyler beklemiyor maksat anı olsun , karşındaki insan seni tanımasa bile düşünerek acaba ne sevebilir, bunu beğenir herhalde falan diye gönlünden kopan bir hediye alması. Ama pandispanya'nın da dediği gibi aradan çıksın , sıramı savayım mantığıyla 1-3 liralık bir şey ki parasıyla alakalı değil, ya da bir şeyden küçük bir eşantiyon çıkmıştı elimde var onu paket yapıp göndereyim gibi bir mantalitede yapılmaması. Bir arkadaş ortaokulda yapılan bir çekilişte bana evinde olan eski bir şeyi paket yapıp da vermişti de insan bir garip hissediyor parası falan değil de tanımasa bile insan düşünülmek değer verilmek istiyor. Bu şekilde bu tarz düşüncesizliklerin önüne geçilmiş olur.
0
sevgili loveinaflipbook, yüz yüze vermek isteyenler olması için aynı şehir için ayrı grup açmamız yeterli olur sanırım. ilk yazan hangi şehirde bilmiyorum ama istanbuldakileri ayırsak? sonra istanbul için bir zirve açarız. isteyen gelir isteyen gelmez. 2'li görüşmek değildi kastım. hediyeleşme zirvesiydi.
başka şehirlerde de 20+ katılım varsa onları da gruplarız. yine isteyen kendi şehrinde zirve yapar.
bize tek gerekli olan insanların katılacağı şehir. onu da editlerlerse, editlemeyenlere mesajla sorarsak yeterli olacaktır.
istersen kura olayında yardımcı olabilirim.
başka şehirlerde de 20+ katılım varsa onları da gruplarız. yine isteyen kendi şehrinde zirve yapar.
bize tek gerekli olan insanların katılacağı şehir. onu da editlerlerse, editlemeyenlere mesajla sorarsak yeterli olacaktır.
istersen kura olayında yardımcı olabilirim.
0
30-50 arasında bişiler alınsa uygun olur gibi sanki. bu aslında hedıyeyı veren degıl alan ıcın bır lımıt oluyor. kımseye kotu ve ozensız bır hedıye gıtmemesı ıcın.
yoksa gercekten iş kişilerin yaratıcılıgına kaldıgında ne 30 ne 50, degeri belirlenemeyecek hediyeler de gelebiliyor.
yanı karsımızdakını uzmemek ıcın 30-50, kendımızı cok sevındırmek ıstersek de cebımıze göre hareket ederiz.
yoksa gercekten iş kişilerin yaratıcılıgına kaldıgında ne 30 ne 50, degeri belirlenemeyecek hediyeler de gelebiliyor.
yanı karsımızdakını uzmemek ıcın 30-50, kendımızı cok sevındırmek ıstersek de cebımıze göre hareket ederiz.
0
seksen'ciğim, bence gerçekten ana fikirden kopmayalım. zaten zirve yapılıyor, yani bir şekilde tanışılır, edilir. veya dileyen seçildiği kişiyle irtibata geçer, hediyeyi yüzyüze bir kahve/bira eşliğinde verir. şehirleri ayırırsak işin içinden çıkamayız. istanbul çoğunluk evet ama belki bana rock n roll çıksın diye dua ediyorum, ne malum? :P hem organizasyonu yapan arkadaşı da çok fazla yormayalım. tek tek 'beni de ekleyin' diyen herkese yazmak gerek, kabul edenlerin bir kısmı belki standart yöntem olacağını düşündüğü için kabul etti. ne kadar sade, o kadar az komplikasyon, o kadar az külfet.
douche, kızma, sana her durumda hediye alacağım :D
douche, kızma, sana her durumda hediye alacağım :D
0
Buluşmayla ilgili de nacizane bir fikir belirteyim. Buluşma işini bence hiç karıştırmayın. Çünkü sizin hediye vereceğiniz adam gelir de size hediye verecek adam gelmez filan yok yere mutsuz olursunuz :) İsteyenler karşılıklı görüşerek versin yine :) Son saniyede bile öyle büyük değişiklikler oluyo ki inanamazsınız. Loveinaflipbook'un başı yok yere ağrımasın derim. İlla düzenlemek isteyen olursa, sorumluluğu kendisi üstlenerek ayrı bir başlıkta toplaşmayı deneyebilir.
0
anket sonuçlandıktan sonra katılıp katılmayacağımı belirteceğim, yukardaki "emirkulu yazıyım mı" sorusuna cevabımdır.
0
dessy, ben katılmıyorum hediyeleşmeye. ama loveinaflipbook'u ayarlayabilirsek belki ne bileyim tesadüf bu ya sen bana çıkarsın. yani sistemi öyle bir kurar ki mutlaka çıkarsın bana ;)
bu arada ben bir duygulan bir ağla, bir ağla :)
loveinaflipbook, o iş sende abi ;)
bu arada ben bir duygulan bir ağla, bir ağla :)
loveinaflipbook, o iş sende abi ;)
0
duşbeg adres ver sana hediye yollıcam yeter ki aynı şeyi yazıp durma şuraya asjdgsa
0
anladık, biliyoruz, sana hediye yollamamışlar. tüü kaka ıh ıh ıh pis çocuk (yalancıktan sehpayı dövme hareketi) adres ver hepimiz yollıcaz artık don gömlek ne koparsa
0
Katılırım ben de
Sonrasında zirve yapsak herkes herkese hediyesini verse ne güzel olur.
Sonrasında zirve yapsak herkes herkese hediyesini verse ne güzel olur.
0
ben de varım.
(bana hediyeyi namus ninjası alacak çıksın kurada. öyle çıkarsa bi de sana hediye alırım)
(bana hediyeyi namus ninjası alacak çıksın kurada. öyle çıkarsa bi de sana hediye alırım)
0
ya lütfen yüz yüze vermek gibi bir olay olmasın. benim gibi buluşmak istemeyenler vardır ve katılanlar da farklı farklı gruplandırılacağından büyük bir hediyeleşme grubu değil küçük gruplar olucak.
0
Geçen yıl douchebag'e almıştım, benim hediyem ise taa kayseriden gelmişti. Çok güzel olmasa da el emeği bir hediyelik hazırlamıştım dışına. Güzel şeyler bunlar.
Katılıyorum, bakalım bu yıl neler olacak? :)
Akare'ye de teşekkür etmek gerek, organizasyonu çok iyi yürütmüştü gecen yıl,
loveinaflipbook da bu işi sağlam götürür.
Katılıyorum, bakalım bu yıl neler olacak? :)
Akare'ye de teşekkür etmek gerek, organizasyonu çok iyi yürütmüştü gecen yıl,
loveinaflipbook da bu işi sağlam götürür.
0
benide listeye ekleyin lütfen. alt limit vesaire çıkan kararlar bana uyar. anket doldurmuyorum bu durumda.
0
''yardımcı olabilirim'' dedikten sonra kimseye külfeti yüklemeyeceğimi belirtmiş olduğumu düşünsem de tepki beklemiyordum yav. isteyen gelir isteyen gelmez diyodum. insanlar gördükçe yazıyor işte kargo istiyorum diye. illa ki ana havuzda olacaksınız. sayıya güvenerek öneri sundum.
ben tumblr çekilişinde hediyeyi vermek için taa saraybosnaya gittim :D tanımadığın birinden kargo gelme duygusunu geçen sene yaşayamasam da tanımadığın adama elden vermenin güzel olduğunu biliyom.
neyse ikisine de uyarım ben. anket sonuçları çıksın da bi.
ben tumblr çekilişinde hediyeyi vermek için taa saraybosnaya gittim :D tanımadığın birinden kargo gelme duygusunu geçen sene yaşayamasam da tanımadığın adama elden vermenin güzel olduğunu biliyom.
neyse ikisine de uyarım ben. anket sonuçları çıksın da bi.
0
@seksen9 ankette "yuzyuze olmasin" ciksa bile sana cikan kisiyle ayarlayabilirsin hediyelesme faslini. Yani isteyen herkes yapar ne var ki?
Bana cikarsan kapina kadar getirecegim soz:)
Bana cikarsan kapina kadar getirecegim soz:)
0
@faruk ha yok %50yi geçmekten bahsetmiyom. 30-40 kişi yüz yüze vermeyi isterse anca o zaman ayırmak gerekir.
hem kitap değişimini de aradan çıkarmış olurum diyodum :D benim müsait olmamı, yarım kitaplarımı bitirmemi beklersek ohoooo..
hem kitap değişimini de aradan çıkarmış olurum diyodum :D benim müsait olmamı, yarım kitaplarımı bitirmemi beklersek ohoooo..
0
Hediye almaya da vermeye de bayılırım :) hele ki tanımadığım biriden hediye almak, tanımadığım biri için bi hediye almak ne hoş olur!
Ben de varım.
Ben de varım.
0
çekilişe katılıp hediye almayanlar ifşa edilse ayıp olmaz dimi, edilsin bence...
0
arkadaşlar hediye tutup 100 liralık da parfüm almak zorunda değilsiniz.
bir kitap bile hediye.
sonuçta burada aç doyurmuyoruz, yetim bakmıyoruz.
millet galiba lan pahalı bir şey gönderen olur mu diye şey etmiyor sanırım.
biri de yazmış yukarıda. hediyesi güzel değildi diye.
amk böyle laf mı olur? bok göndermek lazım buna kurutulmuş.
hediye bu sonuçta.
aç karnını mı doyuracak adam senin baban mı anan mı kardeşin mi?
sapık olmayın. insanlar ne yollarsa başım gözüm üstüne deyin.
bu yüzden üst limit 50 lira alt limit de 10 lira olmalı bence.
ama isteyen daha pahalı bir hediye alabilir.
ama tutup da beklentiler içine girip hediye alanı da sıkmayın.
bir kitap bile hediye.
sonuçta burada aç doyurmuyoruz, yetim bakmıyoruz.
millet galiba lan pahalı bir şey gönderen olur mu diye şey etmiyor sanırım.
biri de yazmış yukarıda. hediyesi güzel değildi diye.
amk böyle laf mı olur? bok göndermek lazım buna kurutulmuş.
hediye bu sonuçta.
aç karnını mı doyuracak adam senin baban mı anan mı kardeşin mi?
sapık olmayın. insanlar ne yollarsa başım gözüm üstüne deyin.
bu yüzden üst limit 50 lira alt limit de 10 lira olmalı bence.
ama isteyen daha pahalı bir hediye alabilir.
ama tutup da beklentiler içine girip hediye alanı da sıkmayın.
0
Hediye alınmasın, yapılsın.
Mesela kitap hediye aldın diyelim, çünkü o insanın okumasını istediğin bir kitap.
O kitabı kaplasın mesela.
Ben el ile özen gösterilmiş kişiye özel hediyeyi savunmaktayım.
İsteyen mum, resim, dikiş, heykelcik(seramik hamuru, çamur vs) ahşap, seramik boyama, ahşap oyma heykelcik, serigrafi ve aklına ne gelirse bana hediye yapabilir:)
Mesela kitap hediye aldın diyelim, çünkü o insanın okumasını istediğin bir kitap.
O kitabı kaplasın mesela.
Ben el ile özen gösterilmiş kişiye özel hediyeyi savunmaktayım.
İsteyen mum, resim, dikiş, heykelcik(seramik hamuru, çamur vs) ahşap, seramik boyama, ahşap oyma heykelcik, serigrafi ve aklına ne gelirse bana hediye yapabilir:)
0
* el kaldırır *
edit:
yalnız hazır katılım da yoğunken, herkes rastgele birine yerine, karşılıklı olayını da gündeme getirip oylamalı mıyız acaba? karşılıklı olursa, hem karşınızdaki sizi hem siz karşınızdakini tanımaya çalışırsınız. daha iyi ölçüp biçilir, daha isabetli hediyeler alınır gibime geldi. öneri tabii sadece.
edit:
yalnız hazır katılım da yoğunken, herkes rastgele birine yerine, karşılıklı olayını da gündeme getirip oylamalı mıyız acaba? karşılıklı olursa, hem karşınızdaki sizi hem siz karşınızdakini tanımaya çalışırsınız. daha iyi ölçüp biçilir, daha isabetli hediyeler alınır gibime geldi. öneri tabii sadece.
0
imza atılacak güzel şeyler görünce, dayanamam atarım. atıyorum katılım listesine imzamı :)
0
Kimseyi tanimiyorum ama tanimak için güzel bir firsat diye düşünüyorum..ben de varim
0
ben de katılmak istiyorum pls.
herkes gibi beklentimi de yazayım :P
katılmaz ama ben mea'ya almak istiyorum :m
bana da ayçovski alsın :v
herkes gibi beklentimi de yazayım :P
katılmaz ama ben mea'ya almak istiyorum :m
bana da ayçovski alsın :v
0
beni de ekler misin?
anketi önceden dolduranlardanım :)
alacağım kişi çok şanslı evde bi borcam var da. :)
anketi önceden dolduranlardanım :)
alacağım kişi çok şanslı evde bi borcam var da. :)
0
edit2 deki insanlardan biri de benim. ahah, son durum belli olsun ona göre katılayım istedim. katılıyorum, yaz beni de :)
0
ekle bakalım yav. eksiduyuru hatırası olarak saklarım. kimseyi tanımıyorum zaten.
0
Katılacağım. Gerekli bilgilerie sahip değilim. Hediye yollanması ile ilgili vs.
Editlenirse sevinirim.
Editlenirse sevinirim.
0
Ben de katılmak istiyorum. Günlerdir neyin tereddütünü yaşıyorsam artık...
0
Edit 2'ye cevap, ankete katıldım fakat hediyeleşme konusunda kararsızım ve anketin sonucu bu duruma kesinlik kazandıracak..
Edit: Burada yazılanları okuduktan sonra yokum diyerek çekiliyorum..
Edit: Burada yazılanları okuduktan sonra yokum diyerek çekiliyorum..
0
duyuruda bu kadar aktif kullanıcı yok, katılmak isteyenlerin bir kısmının niklerini ilk defa görüyorum. valla çıkan kişinin duyurusu yoksa, adam gibi cevap da vermemişse noel baba figürü gönderirim benden söylemesi
0
ben de katılırım. fakat çekilişe katılanların yeni üye olup olmadığı - kendi hediyesini alıp hediye yollamamak gibi çakallıklar peşinde koşmaması adına yazarların + biraz daha "köklü" üyelerin katılımı ile olması daha mantıklı gibi.
neyse ben de varım yani.
neyse ben de varım yani.
0
burberry +1 bu konu mantıklı en azından 1 yıllık üyeler olsun en erken bence baya bi popüler oldu etkinlik sıkıntı çıkmasın
0
Duyuruda bu kadar aktif kullanici olmadigi dogru, fakat aktif kullanici olmadigi halde katilmak isteyen arkadaslar da birilerine hediye alcaklar bu isin sonunda.
Ne yapcagiz bu durumda? Duyurunun aktif/populer kullanicilarini belirleme oylamasi mi yapacagiz? Basligi acan arkadas tanimadiklarinizla hediyelesme amacli bir fikir ortaya atmis ve bunu herkese acik yapmis. Bir anket daha acsin "sadece populer uyeler katilsin/herkes katilsin oylamasi yapilsin o zaman bir de. E peki kimin aktif kullanici olup kimin olmadigina nasil karar verilecek?
Bilinen uyeler olmasi kulaga hos geliyor ama nasil olacak? Ben bircok kullanicinin nikini ilk defa burada goruyorum ama beni ilk defa goren bir suru kullanici da vardir simdi..
Ne yapcagiz bu durumda? Duyurunun aktif/populer kullanicilarini belirleme oylamasi mi yapacagiz? Basligi acan arkadas tanimadiklarinizla hediyelesme amacli bir fikir ortaya atmis ve bunu herkese acik yapmis. Bir anket daha acsin "sadece populer uyeler katilsin/herkes katilsin oylamasi yapilsin o zaman bir de. E peki kimin aktif kullanici olup kimin olmadigina nasil karar verilecek?
Bilinen uyeler olmasi kulaga hos geliyor ama nasil olacak? Ben bircok kullanicinin nikini ilk defa burada goruyorum ama beni ilk defa goren bir suru kullanici da vardir simdi..
0
Ben de katılıcam. Alt üst limit mantıklı ama hediyemi vermek ya da almak için kimseyle buluşmak istemem.
0
Süper fikir buldum. Ayrımcılık yapmayı hiç istemiyorum, amacım bu değil ama son gelen yorumlara katılmamak da elde değil. Çok pis kazık dönecek gibi gelmeye başladı :D 200 kişilik hediyeleşme mi olur? Bari bi kargo şirketiyle anlaşalım da duyuru kodunu veren, indirimli göndersin; ciddiyim :) O kısmı sonra düşünürüz :p
Neyse, mesela 4 aralıkta kayıt kapansın. Varolan isimleri tek tek oylayalım. "Aşağıdaki isimlerden hangilerine aşinasınız" gibi bi anketle? Örneğin %50 barajının üstünde kalanlar kendi aralarında; altında kalanlar da kendi aralarında eşleşsin, olmaz mı? Kimseye "hayır sen katılamazsın" diyemeyiz ama duyuruya sırf hediyeleşme için girenle, gerçekten burada takılan insanlar arasında bir adalet yaratabiliriz; tamamen "mutlu edelim derken isyan ettirmeme amaçlı".
Neyse, mesela 4 aralıkta kayıt kapansın. Varolan isimleri tek tek oylayalım. "Aşağıdaki isimlerden hangilerine aşinasınız" gibi bi anketle? Örneğin %50 barajının üstünde kalanlar kendi aralarında; altında kalanlar da kendi aralarında eşleşsin, olmaz mı? Kimseye "hayır sen katılamazsın" diyemeyiz ama duyuruya sırf hediyeleşme için girenle, gerçekten burada takılan insanlar arasında bir adalet yaratabiliriz; tamamen "mutlu edelim derken isyan ettirmeme amaçlı".
0
sevgili dostlar.
okuduğum kadarıyla "ya bunlar dandik hediye alacak" endişesi yerini başka başka şeylere bıraktı. göz önünde bulundurulmadığını düşündüğüm bikaç husus var kısaca onlardan bahsetmek istedim.
- iki dünya bir araya gelse, sözlük nick'imi ifşa etmek istemem. hele ki adımı ve açık adresimi vereceğim bi durum varken. eminim, benim gibi bir ton insan vardır, sırf bu sebeple sözlük hesabıyla değil duyurudan aldığı hesapla giren.
- diğer yandan, tanınırlıktan ve hesabın eskiliğinden dem vuruluyor. sözlük yazarı olup da bizzat tanıdığım bikaç kişi de dahil bir sürü insan, gizlilik gibi sebeplerden ötürü duyuruda başka nick ile tanınıyor. bu insanların ekseriyeti sözlükte de az-çok tanınan kişiler ama duyuruda olabildiğince böyle anonim durmak istiyorlar. şimdi siz bu insanlara "ya aslında biz seni o kadar da iyi tanımıyoruz, soriii :(" diyorsunuz. bi nevi kendini ifşa etmeye zorunlu bırakıyorsunuz.
daha açıktan halledelim bu işi. belli ki katılımın bu kadar yüksek olacağı kimsece öngörülmemişti, şu an paranoya boyutuna vardı. ayrımcılık yapılması dahi düşünülüyor. ilk fişeği ateşliyorum ve oyundan çekiliyorum.
okuduğum kadarıyla "ya bunlar dandik hediye alacak" endişesi yerini başka başka şeylere bıraktı. göz önünde bulundurulmadığını düşündüğüm bikaç husus var kısaca onlardan bahsetmek istedim.
- iki dünya bir araya gelse, sözlük nick'imi ifşa etmek istemem. hele ki adımı ve açık adresimi vereceğim bi durum varken. eminim, benim gibi bir ton insan vardır, sırf bu sebeple sözlük hesabıyla değil duyurudan aldığı hesapla giren.
- diğer yandan, tanınırlıktan ve hesabın eskiliğinden dem vuruluyor. sözlük yazarı olup da bizzat tanıdığım bikaç kişi de dahil bir sürü insan, gizlilik gibi sebeplerden ötürü duyuruda başka nick ile tanınıyor. bu insanların ekseriyeti sözlükte de az-çok tanınan kişiler ama duyuruda olabildiğince böyle anonim durmak istiyorlar. şimdi siz bu insanlara "ya aslında biz seni o kadar da iyi tanımıyoruz, soriii :(" diyorsunuz. bi nevi kendini ifşa etmeye zorunlu bırakıyorsunuz.
daha açıktan halledelim bu işi. belli ki katılımın bu kadar yüksek olacağı kimsece öngörülmemişti, şu an paranoya boyutuna vardı. ayrımcılık yapılması dahi düşünülüyor. ilk fişeği ateşliyorum ve oyundan çekiliyorum.
0
@cevap botu benim başımın altından çıktı bu olay ve ayrımcılık değildi amacım. millet güzel hediye gelecek vs diye düşünüyor ama kendisi ile ilgili duyuruda hiçbir şey paylaşmıyorsa noel baba figürü gönderirim dedim.
yalnız benden sonra gelen yorumlara da katılmamak mümkün değil. nerde çokluk orda bokluk. geçen sene bi avuç insanın katıldığı çekilişte 2 kişi hediye göndermemiş. millet gaza gelip güzel bir şeye katılmak istemiş, anlıyorum ama toplamda 16 kez duyuruya girmiş, 1 duyurusu 3 cevabı olan biri ne bekliyor çekilişten anlamadım. hadi ben bu kişiye hediye alacak olsam dediği gibi noel baba alırım ama o kişi bana hediye alacak olsa sanırım benim duyuruma girip de bakmaz (duyuruyu tanımadığını düşündüğüm için)
sonuç olarak bu kadar kalabalık bir organizasyona katılma konusunda benim de tereddütlerim var. yukarıya sabitlemeyeydik iyiydi.
yalnız benden sonra gelen yorumlara da katılmamak mümkün değil. nerde çokluk orda bokluk. geçen sene bi avuç insanın katıldığı çekilişte 2 kişi hediye göndermemiş. millet gaza gelip güzel bir şeye katılmak istemiş, anlıyorum ama toplamda 16 kez duyuruya girmiş, 1 duyurusu 3 cevabı olan biri ne bekliyor çekilişten anlamadım. hadi ben bu kişiye hediye alacak olsam dediği gibi noel baba alırım ama o kişi bana hediye alacak olsa sanırım benim duyuruma girip de bakmaz (duyuruyu tanımadığını düşündüğüm için)
sonuç olarak bu kadar kalabalık bir organizasyona katılma konusunda benim de tereddütlerim var. yukarıya sabitlemeyeydik iyiydi.
0
@cevap botu; hiçbirimiz kendimizi adımız, soyadımız ve adresimizle afişe etmekten büyük bir mutluluk filan duymayacağız. Bu işin içinde güven varsa varsın zaten; güvenmeyeceksen, yoksun.
Kaldı ki senin durumundaki insanlar için de düşünülebilecek bir dolu yöntem var. Herhangi bir kargo şirketine ait bir şube adresi verdiğin takdirde kimse seni evine kadar takip etmez. Eşinin, dostunun, arkadaşının adını verirsin. Gerçekten bir de sözlük hesabın varsa, bunu etkinlik sahibine açık olarak bildirirsin ve bilgin onda saklı kalır; vs.
Ayak üstü 30 saniyede düşünülebilecek alternatifler elbette daha da detaylandırılabilir.
Vazgeçmeye bahane aramayın.
Kaldı ki senin durumundaki insanlar için de düşünülebilecek bir dolu yöntem var. Herhangi bir kargo şirketine ait bir şube adresi verdiğin takdirde kimse seni evine kadar takip etmez. Eşinin, dostunun, arkadaşının adını verirsin. Gerçekten bir de sözlük hesabın varsa, bunu etkinlik sahibine açık olarak bildirirsin ve bilgin onda saklı kalır; vs.
Ayak üstü 30 saniyede düşünülebilecek alternatifler elbette daha da detaylandırılabilir.
Vazgeçmeye bahane aramayın.
0
arkadaşlar kimse panik yapmasın benim bu aktif kullanıcı yok tanınan tanınmayan olayına bir önerim var.
şimdi nasıl olsa herkesin siteye giriş sayısı belli. ayrıca şunu da biliyoruz ki siteye giriş sayının aktif kullanıcılıkla doğru orantısı var.
bu eşleştirme olayını nasıl olsa excelde yapılacak. o zaman katılanların siteye giriş sayıları yanlarına yazılsın.
buna göre sıralama yapılsın çıkan alt üst değerlere göre 4 ya da daha fazla gurup oluşturulsun. ve bu guruplar kendi aralarında hediyeleşsin.
mesela benimsiteye giriş sayım 3bin küsür. ama loveinaflipbook'un 6bin küsür. ben atıyorum siteye giriş sayısı 2500 ila 5000 arasında olanlarla çekilişe katılayım.
loveinaflipbook ise 5000 ile 7500 arasında olanlarla çekilişe katılsın. böylece kimseye haksızlık olmaz diye düşünüyorum.
bu çekilişi yapan arkadaş için biraz uğraştırıcı olacak ama ona hediye konusunda ayrıca bi kıyak yaparız diye düşünüyorum :)
sonradan edit: gelen tepkiler yüzünden not düşme gereği duydum. kim kime çıkacak gerçekten umrumda değil ama yukarıda nicklere tek tek oylama yapılsın önerisine karşı bun öneriyi sundum. ve bu sadece öneridir. lütfen buradan gereksiz anlamlar çıkarmayın. tadımızı bozmaya hiç gerek yok.
şimdi nasıl olsa herkesin siteye giriş sayısı belli. ayrıca şunu da biliyoruz ki siteye giriş sayının aktif kullanıcılıkla doğru orantısı var.
bu eşleştirme olayını nasıl olsa excelde yapılacak. o zaman katılanların siteye giriş sayıları yanlarına yazılsın.
buna göre sıralama yapılsın çıkan alt üst değerlere göre 4 ya da daha fazla gurup oluşturulsun. ve bu guruplar kendi aralarında hediyeleşsin.
mesela benimsiteye giriş sayım 3bin küsür. ama loveinaflipbook'un 6bin küsür. ben atıyorum siteye giriş sayısı 2500 ila 5000 arasında olanlarla çekilişe katılayım.
loveinaflipbook ise 5000 ile 7500 arasında olanlarla çekilişe katılsın. böylece kimseye haksızlık olmaz diye düşünüyorum.
bu çekilişi yapan arkadaş için biraz uğraştırıcı olacak ama ona hediye konusunda ayrıca bi kıyak yaparız diye düşünüyorum :)
sonradan edit: gelen tepkiler yüzünden not düşme gereği duydum. kim kime çıkacak gerçekten umrumda değil ama yukarıda nicklere tek tek oylama yapılsın önerisine karşı bun öneriyi sundum. ve bu sadece öneridir. lütfen buradan gereksiz anlamlar çıkarmayın. tadımızı bozmaya hiç gerek yok.
0
Duyuruyu geç gördüğümden dolayı formu dolduramadım güzel biR olay bende katılmak istiyorum. Ne yapmalıyım?
0
Yahu giriş sayısına göre gruplamak nedir allah aşkına? Oldu olacak yaş aralığı, cinsiyet, dil, din, ırk vs abartalım. Ya da organizasyona sadece x. nesil ve altı katılsın.
Bence bu tarz şeyler olayı bambaşka bir yere sürüklüyor. Tabii çoğunluk ne derse o. Bana her türlüsü uyar. Maksat farklı, güzel bir şey yapmak. Ama mantıklı olduğunu düşünmüyorum.
Yine de mantıklı bulmadığım öneriyi yapan arkadaşa saygılar.
Bence bu tarz şeyler olayı bambaşka bir yere sürüklüyor. Tabii çoğunluk ne derse o. Bana her türlüsü uyar. Maksat farklı, güzel bir şey yapmak. Ama mantıklı olduğunu düşünmüyorum.
Yine de mantıklı bulmadığım öneriyi yapan arkadaşa saygılar.
0
Arkadaşlar, ne kadar basit, o kadar güzel.
Bu organizasyonu yapan arkadaşı da düşünmekte fayda var.
Bakın bir anket yapıldı, anket sonuçlarına göre alt - üst limit belirlendi.
Ne kadar çok detaya girersek, o kadar zorlanırız.
Lütfen bu işi basit tutmaya odaklanalım. Sonuçta 60 bin kere siteye giren ile 10 bin kere siteye giren ve 2500 cevap veren ile 2 cevap verende yine aynı risk söz konusu olacaktır. Sonuçta, hiç tanımadığımız bir insandan hediye bekliyoruz.
Üstelik biz bu hediyeleşmeyi karşılık olarak yapmıyoruz. Asıl amaç birilerini mutlu etmek olsun. Ben eminim ki fireler çok az çıkacaktır.
Loveinaflipbook çok fazla yorulmasın kampanyası başlatacağım valla :)
Bu organizasyonu yapan arkadaşı da düşünmekte fayda var.
Bakın bir anket yapıldı, anket sonuçlarına göre alt - üst limit belirlendi.
Ne kadar çok detaya girersek, o kadar zorlanırız.
Lütfen bu işi basit tutmaya odaklanalım. Sonuçta 60 bin kere siteye giren ile 10 bin kere siteye giren ve 2500 cevap veren ile 2 cevap verende yine aynı risk söz konusu olacaktır. Sonuçta, hiç tanımadığımız bir insandan hediye bekliyoruz.
Üstelik biz bu hediyeleşmeyi karşılık olarak yapmıyoruz. Asıl amaç birilerini mutlu etmek olsun. Ben eminim ki fireler çok az çıkacaktır.
Loveinaflipbook çok fazla yorulmasın kampanyası başlatacağım valla :)
0
Ben de katılmak isterim yalınız, calzoncillos'un kız arkadaşının durumuna canım sıkıldı yaa :( Ne ayıp bir şey, hediyeleşmek için katılıyosun, hediye göndermiyosun.
Bence geçen yıl hediyesi gelmeyenler ,özelden o kişileri loveinaflipbook a bildirsinler ki, o kişiler bir daha katılamasın. Haksız mıyın gençler, ne düşünüyonuz bu konuda? "mağdur" olmayalım. :)
Bence geçen yıl hediyesi gelmeyenler ,özelden o kişileri loveinaflipbook a bildirsinler ki, o kişiler bir daha katılamasın. Haksız mıyın gençler, ne düşünüyonuz bu konuda? "mağdur" olmayalım. :)
0
"anket sonucuna göre katılımını açıklayacak arkadaşlar vardı, bana bu çıkan sonuçlara göre şimdi katılmak isteyip istemediklerine dair bir mesaj atabilirlerse çok sevinirim."
valla benim çok kafam karıştı, ben katılmıcam size iyi eğlenceler.
inşallah herkes hediyesini sorunsuz alır ve mutlu olur.
yok sen illa bana hediye yolla diyen olursa asdlksak özele alıyım, yollarım bişiler ciddiyim :)
valla benim çok kafam karıştı, ben katılmıcam size iyi eğlenceler.
inşallah herkes hediyesini sorunsuz alır ve mutlu olur.
yok sen illa bana hediye yolla diyen olursa asdlksak özele alıyım, yollarım bişiler ciddiyim :)
0
arkadaşlar ben duyuruya 3 gündür takılan bir siyahi bir aleviyim. total duyuruya giriş sayım 7. burada ana dilde hediye gibi çok temel özlük haklarımın iade edilmediğini düşünüyorum. lütfen bana ve benim gibi azınlıklara ayrı bir grup yapılsın. o gruptan bana çıkacak arkadaşa da rolex gibi görünen rolax (zimbabwece'de selam demek) kol saati hediye etmek istiyorum. anlayışınız için teşekkürler.
0
@in god we trust all others we audit
haklısın ama ben açıkçası yukarıdaki isimleri tek tek oylama yapalım önerisine karşı bu öneriyi sundum. ve bu konuda arkadaşların kaygısını anlayabiliyorum. neticede duyuruya 7bin giriş yapanla, 50 giriş yapıp hiç duyurusu olmayan kişinin hediye gönderme olasılığı aynı değil.
haklısın ama ben açıkçası yukarıdaki isimleri tek tek oylama yapalım önerisine karşı bu öneriyi sundum. ve bu konuda arkadaşların kaygısını anlayabiliyorum. neticede duyuruya 7bin giriş yapanla, 50 giriş yapıp hiç duyurusu olmayan kişinin hediye gönderme olasılığı aynı değil.
0
Bravo, loveinaflipbook'un devreleri yaktik arkdaslar, adamin kafasindan dumanlar cikiyor simdi:)
0
Herkese merhaba,
İşi böyle detaylandırmaya kalkacak olursak ben de eşleşmelerin gizli ve süpriz şeklinde olmasını isterdim mesela. Secret santa. Almadıysa da bilmemeyi tercih ederdim kim almamış. Bir de şimdi mesela X beni çekecek, ben ona adres vereceğim "şuraya yolla" der gibi, bu durum pek hoşuma gitmiyor ama diğer türlüsü de dehşet zahmetli olacaktır, bunun da bilincindeyim.
Şunu demeye çalışıyorum; iyi niyetle başlanmış bir işi kimse için külfete çevirmeyelim. Yoksa detaylandırmaya kalksak neler neler neler yapılabilir.
Benim önerim: Herkes "kendisine bir hediye gelmeyebileceği" kabulü ile girişsin bu işe. Birine hediye almak, birinin yüzünü gülümsetmek için katılıyor olduğunuzu düşünün. Karşılıksızmış gibi. Yok "Ben o şekilde düşünemem" diyenler varsa da şimdiden çekilsin. O zaman kafalar daha rahat edecek gibi geliyor bana. Çünkü 150 kişi. Mutlaka mutlaka fireler olacak. Bunun da önüne öyle siteye giriş sayısına bakmakla, anketle vs. geçilemez.
Öyleyken böyle.
Saygılarımla,
icemint
İşi böyle detaylandırmaya kalkacak olursak ben de eşleşmelerin gizli ve süpriz şeklinde olmasını isterdim mesela. Secret santa. Almadıysa da bilmemeyi tercih ederdim kim almamış. Bir de şimdi mesela X beni çekecek, ben ona adres vereceğim "şuraya yolla" der gibi, bu durum pek hoşuma gitmiyor ama diğer türlüsü de dehşet zahmetli olacaktır, bunun da bilincindeyim.
Şunu demeye çalışıyorum; iyi niyetle başlanmış bir işi kimse için külfete çevirmeyelim. Yoksa detaylandırmaya kalksak neler neler neler yapılabilir.
Benim önerim: Herkes "kendisine bir hediye gelmeyebileceği" kabulü ile girişsin bu işe. Birine hediye almak, birinin yüzünü gülümsetmek için katılıyor olduğunuzu düşünün. Karşılıksızmış gibi. Yok "Ben o şekilde düşünemem" diyenler varsa da şimdiden çekilsin. O zaman kafalar daha rahat edecek gibi geliyor bana. Çünkü 150 kişi. Mutlaka mutlaka fireler olacak. Bunun da önüne öyle siteye giriş sayısına bakmakla, anketle vs. geçilemez.
Öyleyken böyle.
Saygılarımla,
icemint
0
loveinaflipbook allah kolaylık versin :D
ayrıca @pandispanya önerisine tamamen katılıyorum.
@loveinaflipbook'u yormamak adına bir başkası bu olayı üstlenip listeyi 2 gruba ayırabilir.
ayrıca @pandispanya önerisine tamamen katılıyorum.
@loveinaflipbook'u yormamak adına bir başkası bu olayı üstlenip listeyi 2 gruba ayırabilir.
0
gençler kusura bakmayın biraz bayağı çok hafiften feci yoğun bir gün geçiriyorum, duyuru ile akşam eve döndükten sonra ilgilenip gerekli güncellemeleri ve müdahaleleri yapıcam.
bu arada bağlantısı olan birisi hakikaten kargo indirimi (kodla veya bir kampanya usulü) koparabilir miyiz onu bi araştırsa ya? ben ilk girişimi yapayım dedim bugün şirketin çalıştığı kargo firmalarıyla ama yoğunluk girince elim ayağım bağlandı, az sonra ağzıma elmayı sokuşturmaya gelecekler odaya, gidiyorum, tşk, öpt, kib, bye!
bu arada bağlantısı olan birisi hakikaten kargo indirimi (kodla veya bir kampanya usulü) koparabilir miyiz onu bi araştırsa ya? ben ilk girişimi yapayım dedim bugün şirketin çalıştığı kargo firmalarıyla ama yoğunluk girince elim ayağım bağlandı, az sonra ağzıma elmayı sokuşturmaya gelecekler odaya, gidiyorum, tşk, öpt, kib, bye!
0
icemint'e katılıyorum ben de. hediye gelmeyebilir, gelmesin. bu olasılığın olduğunu bilerek başlayalım. hediye eşleştirmesinin siteye giriş sayısı ya da aktiflikle de ilgisi olmasın, ayrım yapılması hoş olmayacak. birbirine karşılıklı hediye almak isteyen duyuru kullanıcıları özelde bunu kendi aralarında da yapabilir.
0
take a minute
yahu niye arıza çıkarıyorsun ortada fol yok yumurta yok. açıkçası ben tek tek isimlere oylama yapılmasın diye bu öneriyi sundum. öyle olması daha mı iyi sence? ayrıca bu bir öneri sadece topluluk ne derse ona karar verilecek yukarıda loveinaflipbook'un yazdıkları dışında herhangi bir kural yok herkeste ona göre katılıyor ya da katılmıyor. lütfen gereksiz yere gerginlik yaratmayalım.
her şeyi geçtim dediğin gibi "ay bana x çıktı, y çıktı diye" arıza yapacak belki de en son kişiyim. ve katılma amacım sadece birini şaşırtıp mutlu edebilmek. o kadar.
yahu niye arıza çıkarıyorsun ortada fol yok yumurta yok. açıkçası ben tek tek isimlere oylama yapılmasın diye bu öneriyi sundum. öyle olması daha mı iyi sence? ayrıca bu bir öneri sadece topluluk ne derse ona karar verilecek yukarıda loveinaflipbook'un yazdıkları dışında herhangi bir kural yok herkeste ona göre katılıyor ya da katılmıyor. lütfen gereksiz yere gerginlik yaratmayalım.
her şeyi geçtim dediğin gibi "ay bana x çıktı, y çıktı diye" arıza yapacak belki de en son kişiyim. ve katılma amacım sadece birini şaşırtıp mutlu edebilmek. o kadar.
0
icemint + 1
"İlla hediye gelecek" diye katılmıyorum ki, hediye gelirse sevinirim. Hediye gelmezse de anlatacak veya sonradan gülecek farklı bir hikayem olur. Ben kendimden mesul olabilirim sadece. Troll bir hediye gelirse farklı, güzel bir hediye gelirse farklı bir hikayem olur hayatımda. 20-60 TL'lik bir şey için o kadar da mağdur olmuyoruz.
take a minute'a da + 1
Ayrımcılığın da lüzumu yok. Adını çok bildiğimiz birinin "hediye üstüne yatmayacağını" veya adını bilmediğimiz birine güvenemeyeceğimizi kim garanti edebilir ki? Geçen sene 20 kişide 2 fire çıkmışsa, bu sene bu kadar katılımla 20-30 fire çıkabilir. Çok alınırsak, ifşa eder kınarız.
"İlla hediye gelecek" diye katılmıyorum ki, hediye gelirse sevinirim. Hediye gelmezse de anlatacak veya sonradan gülecek farklı bir hikayem olur. Ben kendimden mesul olabilirim sadece. Troll bir hediye gelirse farklı, güzel bir hediye gelirse farklı bir hikayem olur hayatımda. 20-60 TL'lik bir şey için o kadar da mağdur olmuyoruz.
take a minute'a da + 1
Ayrımcılığın da lüzumu yok. Adını çok bildiğimiz birinin "hediye üstüne yatmayacağını" veya adını bilmediğimiz birine güvenemeyeceğimizi kim garanti edebilir ki? Geçen sene 20 kişide 2 fire çıkmışsa, bu sene bu kadar katılımla 20-30 fire çıkabilir. Çok alınırsak, ifşa eder kınarız.
0
O zaman hiç gruplara ayırmadan, ıncığını cıncığını çıkarmadan ilk baştaki basit şekliyle ilerleyelim.
Bu duyuru başlı başına güzeldi. Beklentilerimizi törpüleyerek tamamen başka birini mutlu edebilmek olsun amacımız. Evren bize firesiz bir hediye gönderirse, ala! :)
Bu duyuru başlı başına güzeldi. Beklentilerimizi törpüleyerek tamamen başka birini mutlu edebilmek olsun amacımız. Evren bize firesiz bir hediye gönderirse, ala! :)
0
take a minute
çelişki falan yok, adı üzerinde "ÖNERİ" :)
ben şöyle bir önerim var der yazarım, sen de altına hayır bence olmasın ya da şu olsun dersin. BUNLAR SADECE ÖNERİLER. yapılacak diye kesin bir şey yok. benim önerime karşılık çocuk gibi ben çıkıyorum demen üzdü beni.
dediğin gibi bunu yapacak insan çok mu az mı bilmiyorum açıkçası duyuruya gelen tüm cevapları da okuyamadım. sadece sonlarda pandispanya'nın nicklere oylama yapılsın muhabbetini görünce böyle bir öneri sundum. ama neticede anket yapıp çoğunluk onayı almadan herhangi bir şeyin kurallara ekleneceğini zannetmiyorum. zaten o zaman da son kurallara göre katılan katılmayan tekrar belirlenecektir.
aslında en başta kurallar zaten yukarıda yazıyor, ankette yapıldı hala alta millet öneri yazıyor bence orada zaten ip kopuyor. böyle olunca yukarıda kurallar belli onun dışındakileri ciddiye alıp birbirimizi üzmeyelim boş yere.
çelişki falan yok, adı üzerinde "ÖNERİ" :)
ben şöyle bir önerim var der yazarım, sen de altına hayır bence olmasın ya da şu olsun dersin. BUNLAR SADECE ÖNERİLER. yapılacak diye kesin bir şey yok. benim önerime karşılık çocuk gibi ben çıkıyorum demen üzdü beni.
dediğin gibi bunu yapacak insan çok mu az mı bilmiyorum açıkçası duyuruya gelen tüm cevapları da okuyamadım. sadece sonlarda pandispanya'nın nicklere oylama yapılsın muhabbetini görünce böyle bir öneri sundum. ama neticede anket yapıp çoğunluk onayı almadan herhangi bir şeyin kurallara ekleneceğini zannetmiyorum. zaten o zaman da son kurallara göre katılan katılmayan tekrar belirlenecektir.
aslında en başta kurallar zaten yukarıda yazıyor, ankette yapıldı hala alta millet öneri yazıyor bence orada zaten ip kopuyor. böyle olunca yukarıda kurallar belli onun dışındakileri ciddiye alıp birbirimizi üzmeyelim boş yere.
0
bu kadar kurcalamaya gerek yok. gruplara ayırma falan yannış bence. amele pazarı mı la bura sen gel sen gel sen gelme ulan ayı! gibi.
ama şöyle durum da var ki, vatandaş endişelerinde haklı! ya bana gelmezse hedaye? diye.
en baştan davet usülü bi olaya gireydik daha güzel olurdu. mesela loveinaflipbook, sen 5 kişi yazaydın, sonra o 5 kişi bi 5 kişi daha yazaydı sonra böyle böyle gideydi 2 gün önce duyuruya giren bana çıkarsa ve hediye göndertmezse derdi olmazdı o zaman. ama geçti artık tabi bu olay.
ama şöyle durum da var ki, vatandaş endişelerinde haklı! ya bana gelmezse hedaye? diye.
en baştan davet usülü bi olaya gireydik daha güzel olurdu. mesela loveinaflipbook, sen 5 kişi yazaydın, sonra o 5 kişi bi 5 kişi daha yazaydı sonra böyle böyle gideydi 2 gün önce duyuruya giren bana çıkarsa ve hediye göndertmezse derdi olmazdı o zaman. ama geçti artık tabi bu olay.
0
Arkadaşlar birinin hediye gönderip göndermemesi tamamen kişiliğiyle alakalıdır. Bunun siteye giriş sayısıyla, duyuru sayısıyla hiç bir alakası yoktur. Siteye 10k girip 7k cevao ve duyuru yazmış bir insan dahi size hediye göndermeyebilir. İnsanlar birbirleriyle hediyeleşmek için heveslendiler ve katılım arttı. Şimdi öyle gruplayalım böyle gruplayalım diyerek insanların hevesini kırıyor ve onların çekilmesini sağlıyorsunuz ya da sağlıyoruz.
Her yerde olduğu gibi burada da çürük elmalar çıkacaktır insanız sonuçta hepimiz. Olurda size çıkan hediye almazsa da tutup burada ifşa etmeyin, boş verin geçin. Siz üzerinize düşeni yapın, gerisini bırakın. Size hediye almayanın belki o hafta çok önemli bir işi çıktı, ailesinden birinin başına kötü bir iş geldi, ya da parası kalmadı. Bunlar hayatta olan ve olabilecek olan şeyler.
Diğer arkadaşların da dediği gibi buraya yazanlar hediye gelmeyebileceğini baştan kabul etmiş olarak işin içine girmiş olsunlar. Hediyeleri gelirse sevinirler, gelmezse hiç tanımadığı bir insanı mutlu etmiş olur. Saf bir iyilik yapmış olur karşılık beklemeden.
Daha kime hediye alacağım belli değil ama ben şimdiden gezerken şu olabilir, bu da değişikmiş, acaba bunu seviyor olabilir mi gibi düşünüyorum. Bırakın insanları ayrıştırmayalım, hepinize iyi günler.
Her yerde olduğu gibi burada da çürük elmalar çıkacaktır insanız sonuçta hepimiz. Olurda size çıkan hediye almazsa da tutup burada ifşa etmeyin, boş verin geçin. Siz üzerinize düşeni yapın, gerisini bırakın. Size hediye almayanın belki o hafta çok önemli bir işi çıktı, ailesinden birinin başına kötü bir iş geldi, ya da parası kalmadı. Bunlar hayatta olan ve olabilecek olan şeyler.
Diğer arkadaşların da dediği gibi buraya yazanlar hediye gelmeyebileceğini baştan kabul etmiş olarak işin içine girmiş olsunlar. Hediyeleri gelirse sevinirler, gelmezse hiç tanımadığı bir insanı mutlu etmiş olur. Saf bir iyilik yapmış olur karşılık beklemeden.
Daha kime hediye alacağım belli değil ama ben şimdiden gezerken şu olabilir, bu da değişikmiş, acaba bunu seviyor olabilir mi gibi düşünüyorum. Bırakın insanları ayrıştırmayalım, hepinize iyi günler.
0
Hala aynı şeyi söylüyorum; kimse oyun bozanlığına kılıf uydurmaya çalışmasın. Kendi fikrinizle örtüşmeyen iki fikir geldi diye "bu nö böylö yoo bön çökülüyorum" demek aşırı çocukça. Burada kimsenin fikri tek başına bir kanun değil; adı üstünde FİKİR bunlar, ÖNERİ. Mümkün olanın en iyisini düşünelim, mümkün olan en fazla insan mutlu olsun diye öneride bulunuyoruz; burada karar mercii ya çok toplu bir konsensüs ya da duyuru sahibinin aklına mantığına yatan bireysel tercihidir. Benim önerim, senin düşüncene ters geliyorsa sen de kendi önerini söyler, çekilirsin. Ortaya çıkan beyin fırtınasında da en iyi sonuç elde edilir eninde sonunda.
Benim için hiçbir koşulda hiçbir problem yok. Bir kere "varım" dediğim bir işten ölene kadar geri çekilmem. Ama insanların olayı ekstra dramatize edip, işi "amele pazarı" fantezisine dönüştürmelerine de gerek yok. "Kimseye sen gelme diyemezsin" diye en başında söylemişim zaten.
Evet, hepimiz birisini mutlu etmekten büyük memnuniyet duyacağız; 1 hafta sonra buralar hep "siz olsanız ne alırdınızzz" duyurularıyla dolacak. Bu süper bir iş. Ama insanların çoğu aynı zamanda kendileri de bir sürprize ihtiyaç duyduğu için heyecanlanıyor. İnternetten kendi kendimize sipariş ettiğimiz bi kitabı beklerken bile heyecanlanıyoruz. Dolayısıyla bunun için istek ve enerji harcama "potansiyeli yüksek olan" insanlara da adaletli davranılabilir. Tanınan, insanlarla muhabbeti olan birisinin sözünde durmadığı zaman yaşayacağı mahcubiyeti; elbette full anonim, 3 duyurulu adam pek duymayacaktır; dolayısıyla risk de artacaktır.
Neyse, bunların hepsi tecrübe. Dediğim gibi benim için kişisel olarak hiçbir türlü hiçbir problem yok. Bu seneki tecrübeleri, iyi ya da kötü, önümüzdeki sene yine mutlaka kullanırız :)
Güzel duyurular :)
Benim için hiçbir koşulda hiçbir problem yok. Bir kere "varım" dediğim bir işten ölene kadar geri çekilmem. Ama insanların olayı ekstra dramatize edip, işi "amele pazarı" fantezisine dönüştürmelerine de gerek yok. "Kimseye sen gelme diyemezsin" diye en başında söylemişim zaten.
Evet, hepimiz birisini mutlu etmekten büyük memnuniyet duyacağız; 1 hafta sonra buralar hep "siz olsanız ne alırdınızzz" duyurularıyla dolacak. Bu süper bir iş. Ama insanların çoğu aynı zamanda kendileri de bir sürprize ihtiyaç duyduğu için heyecanlanıyor. İnternetten kendi kendimize sipariş ettiğimiz bi kitabı beklerken bile heyecanlanıyoruz. Dolayısıyla bunun için istek ve enerji harcama "potansiyeli yüksek olan" insanlara da adaletli davranılabilir. Tanınan, insanlarla muhabbeti olan birisinin sözünde durmadığı zaman yaşayacağı mahcubiyeti; elbette full anonim, 3 duyurulu adam pek duymayacaktır; dolayısıyla risk de artacaktır.
Neyse, bunların hepsi tecrübe. Dediğim gibi benim için kişisel olarak hiçbir türlü hiçbir problem yok. Bu seneki tecrübeleri, iyi ya da kötü, önümüzdeki sene yine mutlaka kullanırız :)
Güzel duyurular :)
0
Amaç zaten kimsenin önerisi küçümsemek, kabul etmemek veya tek bir öneriyi eller havada alkışlamak değil. Ben burada tamamen organizasyon akıcılığını düşünüyorum. Evet, bize sadece eşleşmelerimiz çıkacak ve fakat madalyonun diğer yüzünde ise ciddi anlamda emek söz konusu. bu da organizasyonu ilk başlatan arkadaşa patlar genelde. şimdi 'ayıralım' önerisini uygulasa, aksi düşünen arkadaşlardan hoşnutsuzluk söz konusu olacak. 'ayırmayalım' denilse, öbür taraf memnun kalmayacak. sen, ben gibi insanlar her türlü duruma uyuma sağlıyor olsak bile totale bakmak lazım.
Öneri vermek, almak, beyin fırtınası gerçekleştirmek çok güzel şeyler ve fakat 100 küsür insanın online ortamda katılacağı bir organizasyon için klavye başından beyin fırtınası yapabilmek ise bence çok zor. hele bu başlık altında önceki hafif şiddetli tartışmaları düşünürsek :)) O yüzden olduğu gibi kalınması taraftarıyım örneğin ben. Yoksa elbette, ben de bana hediye alabileceğine inandığım, ismine aşina olduğum birine eşleştirilmeyi isterim. Kim istemez?
Keşke bu konuyu zirve'de konuşsaydınız beyler yaw. Bak o zaman on numara bir beyin fırtınası oladı.
Öneri vermek, almak, beyin fırtınası gerçekleştirmek çok güzel şeyler ve fakat 100 küsür insanın online ortamda katılacağı bir organizasyon için klavye başından beyin fırtınası yapabilmek ise bence çok zor. hele bu başlık altında önceki hafif şiddetli tartışmaları düşünürsek :)) O yüzden olduğu gibi kalınması taraftarıyım örneğin ben. Yoksa elbette, ben de bana hediye alabileceğine inandığım, ismine aşina olduğum birine eşleştirilmeyi isterim. Kim istemez?
Keşke bu konuyu zirve'de konuşsaydınız beyler yaw. Bak o zaman on numara bir beyin fırtınası oladı.
0
oldu olacak cep telefonundan doğrulama kodu isteyelim :D kredi kartından 60 lira depozito çekelim :D
bana almayan kişi hala duyuruda aktif arkadaşlar. hatta ona almayan kişi de aktif. benden çok giriş sayısı vardır. 'tanıyo musunuz bu elemanı' deseniz çok kişi 'hea tanıyom' hatta 'severim elemanı' der. olayı popüleriteye, tanınırlığa bağlamasak, hediye almaktan ziyade vermenin heyecanını yaşasak.
12 tane fake hesap aldım bu iş için (şşt çaktırmayın). tüm hediyeler benim olacak :D geçen senenin acısını çıkarcam.
bana almayan kişi hala duyuruda aktif arkadaşlar. hatta ona almayan kişi de aktif. benden çok giriş sayısı vardır. 'tanıyo musunuz bu elemanı' deseniz çok kişi 'hea tanıyom' hatta 'severim elemanı' der. olayı popüleriteye, tanınırlığa bağlamasak, hediye almaktan ziyade vermenin heyecanını yaşasak.
12 tane fake hesap aldım bu iş için (şşt çaktırmayın). tüm hediyeler benim olacak :D geçen senenin acısını çıkarcam.
0
Seksen reyis nasıl ah ettiysen adam tarumar olmuş, sevgilisi terketmiş hayattan bıkmış iki yakası bir araya gelmiyo hala asdgafsd
Neymiş, kabağın da bir sahibi varmış. Adam olun cCc. Yoksa CcC miydi? Ondan.
Neymiş, kabağın da bir sahibi varmış. Adam olun cCc. Yoksa CcC miydi? Ondan.
0
ben de katilirim.
kisi sayisi cok fazla olmus :) koordine etmek cok zor olacak, kolay gelsin loveinaflipbook.
kisi sayisi cok fazla olmus :) koordine etmek cok zor olacak, kolay gelsin loveinaflipbook.
0
@emirkulu yok la hiç ah etmedim ama azcık mesajda çemkirdim :p
artık kabağı mı beğenmedi bostancıyı mı bilmiyom :D halbusi şeker gibi bal kabağısıydım ben.
şiranaya edit: biliyom la o hikayeyi şu ikisini birleştirdim işte www.frmtr.com
ekleme: diğer almayan kişi de gloriydi mesela. kadının vücut hatlarını, arkadaş çevresini, kimle seviştiğine kadar biliyoz:D bana hediye almayan arkadaşın da adresini, okulunu biliyoz. ama bunlar garantilemiyo.
amacım bu güzel organizasyonu baltalamak değil yanlış anlaşılma olmasın. kötü hatırlamıyorum zaten. ama 'olm ya bana alınmazsa' diye girmeyecek adam zaten girmesin. çünkü aynı mantıktaki adam alınan hediyeyi de beğenmez, 'abi bunu da almayın yea' der.
sözlerim kişisel değil tabi ki :) yüzyüze tanıdığım, gönlünün ne kadar zengin olduğunu bildiğim insanlar da var. bana gelen mesajlara istinaden toplu olarak düşüncemi paylaşmak istedim. 'ya aldığım hediyeyi beğenmezse' 'ben o kadar emek verdim ya bana dandik bişey gelirse' gibi kuruntuları olmayan, 3 liralık bibloyu bile kitaplığına hatıra olarak koyacak insanlar katılırsa herkes istediğini almış olur. herkes güzel hatırlar.
mesela geçen sene calzoncillosa frank sinatra cd'si göndermişti tuborg yesili. calzoncillosun tarzı olmasa da hatıra olarak duruyor işte. kendi zevklerimizi paylaşmamız zaten doğru olan. 'adamın hiç duyurusu yok nasıl hediye alcam lan ben!?' kaygınız olmasın.
özetlersem; maddi durumu iyi olmasa bile eliyle bir defteri bile güzel hale getirebilecek, hediye vermeyi seven, kendine ne gelirse gelsin tatminsizlik hissetmeyecek güzel kalpli insanlar katılırsa daha güzel olacağını düşünüyorum. bu hediye kalitesini artırmak için değil kimsenin hayal kırıklığı yaşamaması için nacizane önerimdir.
bu sene de bana gelmezse seneye tekrardan katılırım sorun değil. hediye almak için vermiyorum. ama hatıra köşemde küçük bişey de olsa saklamak isterim, güzel hatırlamak isterim. zaten hiç tanımadığı insana hediye almak isteyecek kadar gönlü güzel insanlarla iletişiminiz sadece adres ve telefon bilgisi ile sınırlı kalmaz. güzel bir muhabbet olur.
artık kabağı mı beğenmedi bostancıyı mı bilmiyom :D halbusi şeker gibi bal kabağısıydım ben.
şiranaya edit: biliyom la o hikayeyi şu ikisini birleştirdim işte www.frmtr.com
ekleme: diğer almayan kişi de gloriydi mesela. kadının vücut hatlarını, arkadaş çevresini, kimle seviştiğine kadar biliyoz:D bana hediye almayan arkadaşın da adresini, okulunu biliyoz. ama bunlar garantilemiyo.
amacım bu güzel organizasyonu baltalamak değil yanlış anlaşılma olmasın. kötü hatırlamıyorum zaten. ama 'olm ya bana alınmazsa' diye girmeyecek adam zaten girmesin. çünkü aynı mantıktaki adam alınan hediyeyi de beğenmez, 'abi bunu da almayın yea' der.
sözlerim kişisel değil tabi ki :) yüzyüze tanıdığım, gönlünün ne kadar zengin olduğunu bildiğim insanlar da var. bana gelen mesajlara istinaden toplu olarak düşüncemi paylaşmak istedim. 'ya aldığım hediyeyi beğenmezse' 'ben o kadar emek verdim ya bana dandik bişey gelirse' gibi kuruntuları olmayan, 3 liralık bibloyu bile kitaplığına hatıra olarak koyacak insanlar katılırsa herkes istediğini almış olur. herkes güzel hatırlar.
mesela geçen sene calzoncillosa frank sinatra cd'si göndermişti tuborg yesili. calzoncillosun tarzı olmasa da hatıra olarak duruyor işte. kendi zevklerimizi paylaşmamız zaten doğru olan. 'adamın hiç duyurusu yok nasıl hediye alcam lan ben!?' kaygınız olmasın.
özetlersem; maddi durumu iyi olmasa bile eliyle bir defteri bile güzel hale getirebilecek, hediye vermeyi seven, kendine ne gelirse gelsin tatminsizlik hissetmeyecek güzel kalpli insanlar katılırsa daha güzel olacağını düşünüyorum. bu hediye kalitesini artırmak için değil kimsenin hayal kırıklığı yaşamaması için nacizane önerimdir.
bu sene de bana gelmezse seneye tekrardan katılırım sorun değil. hediye almak için vermiyorum. ama hatıra köşemde küçük bişey de olsa saklamak isterim, güzel hatırlamak isterim. zaten hiç tanımadığı insana hediye almak isteyecek kadar gönlü güzel insanlarla iletişiminiz sadece adres ve telefon bilgisi ile sınırlı kalmaz. güzel bir muhabbet olur.
0
Yok bacım yanlış anladın
Hikaye şu bak www.mumsema.org
İbreti alem olsun diye de koyuyorum buraya ssgfaf
Hikaye şu bak www.mumsema.org
İbreti alem olsun diye de koyuyorum buraya ssgfaf
0
selamlar arkadaşlar. şimdi öncelikle seksen9'un yazdığı son mesaj, eklemesi ile birlikte çok güzel olmuş, gönülden katılıyorum. başlangıcından beri olayın özü bu olarak amaçlamıştık zaten. ama bazılarının haklı, bazılarının yersiz endişeleri ile olay artık olmasını istediğimizden farklı bir yere doğru ilerliyor gibi.
alt limit olsun dediniz, üst limit de olsun dediniz, oylayalım dedik. 2 hediye alınsın dediniz, onu da oyladık, yüzyüze vericem dediniz, onu da oyladık :) sonuçları da aynen paylaştığım gibidir; milim oynama yapmadım hiçbirinde (19,87'yi mi ne 19,90'a yuvarladım sadece). tamam, buraya kadar çok da sıkıntısı olan çıktığını sanmıyorum zaten.
şu eski üye-yeni üye tartışması farklı bir boyuta girmeden geri çıkarmak isterim, umarım bugünkü yoğunluğumdan çok da geç kalmamışımdır. seksen9'un da dediği gibi hediye almayacak adam, zaten almaz, alacak da zaten o güzel düşünce ile katılmak istemiştir.
çok uzun süredir üyeliği olan, sürekli troll duyurular açmış, trolleyen cevaplar vermiş arkadaşlar da eski üye olarak sayılabilir. ya da çok çok, uzun uzun yazıp ve gayet iyi bir kullanıcı iken belki bazı haksızlıklara muhalif ve sert yazdığı birkaç duyuru yüzünden atılan ama yeni nickiyle buraya gelmiş ve bu nedenle kimliğini açıklamak istemeyen birisi de yeni üye olarak sayılabilir. bunları bilemeyiz. kriterimizi bu olarak belirlersek bence çok yanlış kişileri eleyip, çok yanlış kişileri listede bırakabiliriz. dolayısı ile ben katılım göstermek isteyen herkesi çekilişe dahil etme taraftarıyım.
ha ama ondan sonra "bizim çıktığımız insan hediye almazsa o zaman nolacak?" diye düşünen varsa, dilerseniz çaktırmadan bir yere çağırır döveriz ya da moderasyon ile bu kişilerin duyurudan atılması yönünde konuşuruz, hangisi daha mantıklı olacaksa artık :))
hediyeleşme ruhunu basit olarak yaşayabileceğimiz bir etkinlik olsun istemiştim ben sadece. hediye alınca olduğu kadar, verince ve başkasını sevindirince de sevinen insanlarız gibime geliyor çünkü. yoksa burası gibi, neredeyse sadece başkalarının sorularını cevaplamaktan ve problemlerine çözüm üretmeye çalışmaktan ibaret bir ortamda ne işimiz olsun ki? ben şunu göze alarak başladım: "hediyemi güzel bir şey olarak kılmak için çaba göstereceğim, karşımdaki insan da beğenip mutlu olursa zaten ordan bir mutluluk duyacağım. bana hediye alınmasa bile bu başkasını mutlu etmekten ötürü duyduğum mutluluk bana yeter."
daha fazlasını, elimizde olmayan kısmın da kontrolüne sahip olmayı beklersek zaten hayatın hiçbir alanında mutlu olamayız bence, kontrol manyağı olur çıkarız :) bırakın bazı şeyler sürpriz olsun, ama iyi, ama kötü :) size bir hediye alınırsa da mutluluğuna varın, tadını çıkarın, alınmazsa da artık o da farklı bir sürpriz olsun, birisinin burada dediği gibi, anlatacak bir anı işte. şahsen ben karşı taraf mutlu olsun diye elimden gelenleri yapmaya çalışıcam, siz de öyle yapın. zaten herkes böyle yaparsa hiç sorun çıkmaz :D
sonrasında isterseniz tekrar konuşulur aramızda, hatta buluşmalarda konusu geçirilir, tartışılır. daha etkili bir yolu bulunursa seneye de öyle yapılır :)
umarım yazdıklarımı yanlış anlayan ya da alınan olmamıştır, kimseyi kastederek bir şey yazmadım; tamamen yapıcı olarak duruma yön vermeye çalışıyorum. amacıma ulaşabildiysem ne mutlu bana!
sevgiler, saygılar, mutlu günler!
alt limit olsun dediniz, üst limit de olsun dediniz, oylayalım dedik. 2 hediye alınsın dediniz, onu da oyladık, yüzyüze vericem dediniz, onu da oyladık :) sonuçları da aynen paylaştığım gibidir; milim oynama yapmadım hiçbirinde (19,87'yi mi ne 19,90'a yuvarladım sadece). tamam, buraya kadar çok da sıkıntısı olan çıktığını sanmıyorum zaten.
şu eski üye-yeni üye tartışması farklı bir boyuta girmeden geri çıkarmak isterim, umarım bugünkü yoğunluğumdan çok da geç kalmamışımdır. seksen9'un da dediği gibi hediye almayacak adam, zaten almaz, alacak da zaten o güzel düşünce ile katılmak istemiştir.
çok uzun süredir üyeliği olan, sürekli troll duyurular açmış, trolleyen cevaplar vermiş arkadaşlar da eski üye olarak sayılabilir. ya da çok çok, uzun uzun yazıp ve gayet iyi bir kullanıcı iken belki bazı haksızlıklara muhalif ve sert yazdığı birkaç duyuru yüzünden atılan ama yeni nickiyle buraya gelmiş ve bu nedenle kimliğini açıklamak istemeyen birisi de yeni üye olarak sayılabilir. bunları bilemeyiz. kriterimizi bu olarak belirlersek bence çok yanlış kişileri eleyip, çok yanlış kişileri listede bırakabiliriz. dolayısı ile ben katılım göstermek isteyen herkesi çekilişe dahil etme taraftarıyım.
ha ama ondan sonra "bizim çıktığımız insan hediye almazsa o zaman nolacak?" diye düşünen varsa, dilerseniz çaktırmadan bir yere çağırır döveriz ya da moderasyon ile bu kişilerin duyurudan atılması yönünde konuşuruz, hangisi daha mantıklı olacaksa artık :))
hediyeleşme ruhunu basit olarak yaşayabileceğimiz bir etkinlik olsun istemiştim ben sadece. hediye alınca olduğu kadar, verince ve başkasını sevindirince de sevinen insanlarız gibime geliyor çünkü. yoksa burası gibi, neredeyse sadece başkalarının sorularını cevaplamaktan ve problemlerine çözüm üretmeye çalışmaktan ibaret bir ortamda ne işimiz olsun ki? ben şunu göze alarak başladım: "hediyemi güzel bir şey olarak kılmak için çaba göstereceğim, karşımdaki insan da beğenip mutlu olursa zaten ordan bir mutluluk duyacağım. bana hediye alınmasa bile bu başkasını mutlu etmekten ötürü duyduğum mutluluk bana yeter."
daha fazlasını, elimizde olmayan kısmın da kontrolüne sahip olmayı beklersek zaten hayatın hiçbir alanında mutlu olamayız bence, kontrol manyağı olur çıkarız :) bırakın bazı şeyler sürpriz olsun, ama iyi, ama kötü :) size bir hediye alınırsa da mutluluğuna varın, tadını çıkarın, alınmazsa da artık o da farklı bir sürpriz olsun, birisinin burada dediği gibi, anlatacak bir anı işte. şahsen ben karşı taraf mutlu olsun diye elimden gelenleri yapmaya çalışıcam, siz de öyle yapın. zaten herkes böyle yaparsa hiç sorun çıkmaz :D
sonrasında isterseniz tekrar konuşulur aramızda, hatta buluşmalarda konusu geçirilir, tartışılır. daha etkili bir yolu bulunursa seneye de öyle yapılır :)
umarım yazdıklarımı yanlış anlayan ya da alınan olmamıştır, kimseyi kastederek bir şey yazmadım; tamamen yapıcı olarak duruma yön vermeye çalışıyorum. amacıma ulaşabildiysem ne mutlu bana!
sevgiler, saygılar, mutlu günler!
0
gecen sene gondermeyenlerden justinho26 o tarih itibariyle ne kadar giris yapmistir bilmiyorum, ama bugun itibariyle giris sayisi 940. glori de duyuru'nun en populer sahsiyetlerinden biriydi. hatta bir duyuru acmisti google'da eksiduyuru yazinca glori'yi oneriyor diye. o derece populer bir duyuru insaniydi yani bilmeyenler icin anlatmak gerekirse. birkac gun once acilan guvenilir insanlar listesinde de adi geciyor. ama gondermedi sonucta. ayrica yine gibsonrules da cekilis yapildiktan sonra caymisti bu isten. o da yine guvenilir insanlar listesinde yer aliyor. bunlara karsin cecilia'nin ifadesine gore falafila hediye gondermis. bugun itibariyle siteye giris sayisi 22. demem o ki kimin gonderip kimin gondermeyecegi belli olmaz. ayrica hediye vermek icin mi katiliniyor, yoksa baska bir sey icin mi? buradan baska yerlerde de hediye verecek insanlar bulunabilir gerci. sorum curudu kendi kendine.
loveinaflipbook ve seksen9'a ek olarak bunlari soylemek istedim.
bunun haricinde ozellikle alt limitin getirilmesi cogunlugun hediyenin degerinin parasal sinirlarla belirlenebilecegi inancina sahip oldugunu gostermis olmasi acisindan uzdu beni. kime ne ki baskalarinin ne gondereceginden? ben kendimden mesul degil miyim? sinirla birlikte benim yollayacagim hediye degisecek mi? ayrica bu durum ozensiz hediyelerin onune gecmek icin yapildi demek de bahane olabilir ancak. bana 1 liralik hediye yerine simdi 20 liralik bir hediye gonderildiginde hediyenin ozeni ya da benim sevincim artacak mi? x liralik bir deodorant mi daha ozenlidir, yoksa y liraya mal olan el isi bir urun mu? x ve y mi belirleyicidir burada yoksa hediyenin bana hissettirdikleri mi? ornegin gecen sene benim yolladigim hediye, aldigim hediyenin parasal olarak 6-7 kati filan degerindedir. ancak yolladigim kisiyi benim 10'da 1'im kadar mutlu ettigini zannetmiyorum. ben biraz kendime yolluyormusum gibi bir dusunceyle secmistim aldigim hediyeyi. bu yuzden kendisi begendigini belirtse de gecen seneki hediyem ozensiz kalmis olabilir.
ayrica aldigi hediyeyi begenmedigini bir yil gecmis olmasina karsin hala ustune basa basa belirtenler olmus. buradan gelecek hediyeye bu kadar bagliysaniz ve susacaksaniz verin adresinizi gonderelim bir seyler. bu sizlanmalar maddi durumu yerinde olmayanlari hediye verme fikrinden alikoymaktan baska bir ise yaramaz. insanlar oncelikle ucuz olursa begenilmeyecegi dusuncesine sahip olabilirler.
ben gecen sene katilmistim. ama o zamanlar icimizde daha bir noel ruhu, bayram nesesi vardi. bu sene bakis acim daha farkli. nerede gecen sene 'bana gondermeseniz de olur' diyen hediye verme ruhuyla katilim gosterenler, nerede simdi 'alt limit koyalim, bana dandik hediye geldi, ay ya bana biri hediye gondermezse halim ne olur' diye sizlananlar.
olayin tadini kacirmak degil maksadim. ben de katilmistim gecen sene ve sonunda da gayet mutlu olmustum. kimseye parmak sallamak ve bir sey ogretmek de degil niyetim. yalnizca gecen sene katilmis biri olarak sayilarin bir sey ifade etmeyecegini belirtmek istedim. aksine bu kadar dillendirilip kendilerine onem atfedilmesi katilmayi dusunenlere endise yukleyebilir. neticede ben de 'bana hediye yollanmasa da olur' cumlesini sarf edenler icin katilmistim gecen seneki olaya.
loveinaflipbook ve seksen9'a ek olarak bunlari soylemek istedim.
bunun haricinde ozellikle alt limitin getirilmesi cogunlugun hediyenin degerinin parasal sinirlarla belirlenebilecegi inancina sahip oldugunu gostermis olmasi acisindan uzdu beni. kime ne ki baskalarinin ne gondereceginden? ben kendimden mesul degil miyim? sinirla birlikte benim yollayacagim hediye degisecek mi? ayrica bu durum ozensiz hediyelerin onune gecmek icin yapildi demek de bahane olabilir ancak. bana 1 liralik hediye yerine simdi 20 liralik bir hediye gonderildiginde hediyenin ozeni ya da benim sevincim artacak mi? x liralik bir deodorant mi daha ozenlidir, yoksa y liraya mal olan el isi bir urun mu? x ve y mi belirleyicidir burada yoksa hediyenin bana hissettirdikleri mi? ornegin gecen sene benim yolladigim hediye, aldigim hediyenin parasal olarak 6-7 kati filan degerindedir. ancak yolladigim kisiyi benim 10'da 1'im kadar mutlu ettigini zannetmiyorum. ben biraz kendime yolluyormusum gibi bir dusunceyle secmistim aldigim hediyeyi. bu yuzden kendisi begendigini belirtse de gecen seneki hediyem ozensiz kalmis olabilir.
ayrica aldigi hediyeyi begenmedigini bir yil gecmis olmasina karsin hala ustune basa basa belirtenler olmus. buradan gelecek hediyeye bu kadar bagliysaniz ve susacaksaniz verin adresinizi gonderelim bir seyler. bu sizlanmalar maddi durumu yerinde olmayanlari hediye verme fikrinden alikoymaktan baska bir ise yaramaz. insanlar oncelikle ucuz olursa begenilmeyecegi dusuncesine sahip olabilirler.
ben gecen sene katilmistim. ama o zamanlar icimizde daha bir noel ruhu, bayram nesesi vardi. bu sene bakis acim daha farkli. nerede gecen sene 'bana gondermeseniz de olur' diyen hediye verme ruhuyla katilim gosterenler, nerede simdi 'alt limit koyalim, bana dandik hediye geldi, ay ya bana biri hediye gondermezse halim ne olur' diye sizlananlar.
olayin tadini kacirmak degil maksadim. ben de katilmistim gecen sene ve sonunda da gayet mutlu olmustum. kimseye parmak sallamak ve bir sey ogretmek de degil niyetim. yalnizca gecen sene katilmis biri olarak sayilarin bir sey ifade etmeyecegini belirtmek istedim. aksine bu kadar dillendirilip kendilerine onem atfedilmesi katilmayi dusunenlere endise yukleyebilir. neticede ben de 'bana hediye yollanmasa da olur' cumlesini sarf edenler icin katilmistim gecen seneki olaya.
0
vay anam vay serhat neler dönmüş ya. millet nelere kafa yormuş ahaha. :)
ben kim çıkarsa çıksın mutlaka hediyesini alacağım. bana hediyemi almayana da beddualarım var!!!11 :)
not: gsstore ürünü herhangi bir şey çok mutlu eder, ipucunu da bırakayım buraya. :P
ben kim çıkarsa çıksın mutlaka hediyesini alacağım. bana hediyemi almayana da beddualarım var!!!11 :)
not: gsstore ürünü herhangi bir şey çok mutlu eder, ipucunu da bırakayım buraya. :P
0
bugun uzerimde ki olu topragi atmaya karar verdigimden siddetle katilmak istedigim bir hadise.
hem bu duyuru hayatimda gerceklestirdigim ilk eylem olacak:)
kutumda buyuk hissediyorum..
varim,..
hem bu duyuru hayatimda gerceklestirdigim ilk eylem olacak:)
kutumda buyuk hissediyorum..
varim,..
0
Yaz beni de
Hiç Böyle bir action a katılmamıştım. Bakalım nasıl olacak
çıktığım arkadaşa şimdiden kolay gelsin
Hiç Böyle bir action a katılmamıştım. Bakalım nasıl olacak
çıktığım arkadaşa şimdiden kolay gelsin
0
ben de katılmak isterim. :)
duyuruyu da tam okudum ama kaçırdığım bir şey yok sanırım.
duyuruyu da tam okudum ama kaçırdığım bir şey yok sanırım.
0
ben de katilmak istiyorum ama yurtdisindayim (avusturya) ve dolayisiyla beni ceken kisi kargo ücreti sebebiyle sahsima küfretmesin istiyorum. olar mi? :/
0
geçen sene böyle bir şeyden haberim yoktu. katılırdım. neyse bu sene katılalım bakalım.
spordefteri.com
spordefteri.com
0
Ben de katılırım. :)
Hatta, kimin çıktığını öğrendikten sonra da beğenilerini falan öğrenmek için buradan ve sözlükten stalk'larız :)
Hatta, kimin çıktığını öğrendikten sonra da beğenilerini falan öğrenmek için buradan ve sözlükten stalk'larız :)
0
burada cevabı olup da diğer tarafı görmeyenlere bildirim gitsin diye yazıyorum.
katılımcı listesi kontrol için=> (git: 872006)
katılımcı listesi kontrol için=> (git: 872006)
0
burgazteam
Ben bu sene sınava gireceğim. Oldu da atandım merak ettiğim şey şu ben doğu görevimi yapmak zorunda mıyım? Yani evlensem bile bu göreve gitmek zorunda mıyım?
Ben bu sene sınava gireceğim. Oldu da atandım merak ettiğim şey şu ben doğu görevimi yapmak zorunda mıyım? Yani evlensem bile bu göreve gitmek zorunda mıyım?
0
zorunda olunmasa o kadar adam gitmez :) hepsi de idealist değil ya ;)
edit: eş durumu falan hikaye artık.
edit: eş durumu falan hikaye artık.
0
ilk atamada doğu görevi olmayan bir yere gitsen bile daha sonra gitmek zorundasın.
eş durumundan yırtma şansın var evlilik falan gibi durumlar varsa.
edit: eş durumu falan hikaye değil artık. eşin sigortalı ise 3 sene, devlet kurumunda çalışıyorsa 1 sene o işte çalışması yeterli. son çıkan yasada "eş durumu atamalarında iki eşten hangisinin bulunduğu yerde ihtiyaç varsa oraya tayin yapılır" diye bir madde konuldu. o kısım sıkıntı çıkarabilir ama belli de olmaz bu işler.
ha son olarak bir aşağıdaki arkadaş da söylemiş. bölümünü bilmiyorum ama çok yüksek bi puan alabilirsen ayvalık'ta bile doğu görevi yapabilirsin.
eş durumundan yırtma şansın var evlilik falan gibi durumlar varsa.
edit: eş durumu falan hikaye değil artık. eşin sigortalı ise 3 sene, devlet kurumunda çalışıyorsa 1 sene o işte çalışması yeterli. son çıkan yasada "eş durumu atamalarında iki eşten hangisinin bulunduğu yerde ihtiyaç varsa oraya tayin yapılır" diye bir madde konuldu. o kısım sıkıntı çıkarabilir ama belli de olmaz bu işler.
ha son olarak bir aşağıdaki arkadaş da söylemiş. bölümünü bilmiyorum ama çok yüksek bi puan alabilirsen ayvalık'ta bile doğu görevi yapabilirsin.
0
batı'da bir sürü doğu görevi var, belki doğuda olmayan bir doğu görevine de atanabilirsiniz, ben tekirdağ'da doğu görevi yapıyorum şu an.
0
evlendiğin kişinin iş durumuna bağlı olarak gitmeyebilirsin. mesela eşin de öğretmense ve doğu görevini yapmamışsa gitmek zorundasınız. ama eşin doğu görevini tamamlamışsa evli olduğun sürece eş durumu tayiniyle gitmeyebilirsin. eşin özel sektörde çalışıyorsa belli bir sigortalılık dönemini doldurmuşsa da gitmeyebilirsin.(tam vakti söyleyemedim değişti en son tam bilemiyorum şu anda.)
0
sigortalıysa 3 sene falan yok. yanlış yönlendirmeyin. ben 10 yıldır aynı işteyim eşim doğuda paşa paşa görevini yapıyor.
0
ben daha bu yıl atandım eş durumundan eşim sigortalı çalışıyor doğu görevimi de yapmadım.
0
ayvalık değil abartmayalım da istanbul'da doğuya kısayla daha uzun süre çalışarak mecburi süreyi tamamlayabiliyorsunuz. atıyorum doğuda 3 yerine istanbul'da 5 yıl gibi.
0
merena+1 örneğin 7 yıl benim zorunlu hizmetim. doğuda genelde 4 yıl. batıda da, doğudan daha beter yerler var ayrıca, doğuda da batıdan güzel yerler. sadece hakkari, şırnak vs'nin ücraları olarak düşünmeyin doğuyu.
0
kimseyi yanlış yönlendirdiğim falan yok. açın okuyun:
www.memurlar.net
ayrıca ayvalık'ta da gayet yapılabilir doğu görevi. bu sene ayvalık'a yarım saat uzaklıkta doğu görevi açtılar misal. ha süresi 7 yıldır, o ayrı. arkadaş süresini sormadığı için girmedim o konuya.
www.memurlar.net
ayrıca ayvalık'ta da gayet yapılabilir doğu görevi. bu sene ayvalık'a yarım saat uzaklıkta doğu görevi açtılar misal. ha süresi 7 yıldır, o ayrı. arkadaş süresini sormadığı için girmedim o konuya.
0
silver apple
anlıyız, şanlıyız da neredeyse bütün savaşlarda karşı taraf neredeyse bizim iki katımız ve çoğunlukla büyük bir galibiyetle biz galip geliyoruz?tamam savaşçıyız da karşı taraftaki de pedikürden çıkıp gelmiyor değil mi?
anlıyız, şanlıyız da neredeyse bütün savaşlarda karşı taraf neredeyse bizim iki katımız ve çoğunlukla büyük bir galibiyetle biz galip geliyoruz?
tamam savaşçıyız da karşı taraftaki de pedikürden çıkıp gelmiyor değil mi?
tamam savaşçıyız da karşı taraftaki de pedikürden çıkıp gelmiyor değil mi?
0
tarih kitapları milletlerin gözüne örtülen tiyatro dolu bir perdedir.
'Artime Swuitz'
'Artime Swuitz'
0
Batılılar güç ve çoğunluğu hak sebebi sayarlar.Bu nedenle sayıları artar ya da güçlenirlerse hemen ilk iş olarak çeşitli bahanelerle zayıf gördükleri sayıca az ordulara-milletlere saldırmışlardır.
Bunlar bazen din bazen sömürü savaşıdır.
Bunlar bazen din bazen sömürü savaşıdır.
0
profesyonel ordu bizimkiler, teknoloji bakimindan ustunler, egitimli, dsiplinli, karsimizda cogunlukla karma ordu.
www.youtube.com
ilber ortayli bu programda gayet guzel aciklamis.
www.youtube.com
ilber ortayli bu programda gayet guzel aciklamis.
0
@lutah İlber hocanın anlattıkları çok güzel. fakat avrupalı ya da başka bir ülkeden tarihçinin de vereceği cevaplar elbette vardır. hani tarafsız bakabilecek bir çinli tarihçi çok daha iyi olurdu.
fakat işin özü farklı. ben türk denince osmanlı diye düşünmedim. osmanlıdan önce anadolu selçuklu, büyük selçuklu gibi devletler var. bi dandanakan, malazgirt, miryokefalon ya da pasinler gibi savaşlarda hep az orduyla girip kesin zaferle kazanmışız.
fakat işin özü farklı. ben türk denince osmanlı diye düşünmedim. osmanlıdan önce anadolu selçuklu, büyük selçuklu gibi devletler var. bi dandanakan, malazgirt, miryokefalon ya da pasinler gibi savaşlarda hep az orduyla girip kesin zaferle kazanmışız.
0
arkadas turklerin yenilmedigi hakkinda soru sormamis, neden iki kati ordulari yeniyolar diye sormus, milliyetcilik ile ne alakasi var
@silver apple tarihte sadece biz yenmemisiz iki kati ordulari, turan taktigi dedigimiz taktik hannibal'in icadi.
bu savaslara ornekler istersen su belgesel serisi cok guzel.
ozelliklehannibal ve sezar olani, kusattiklari kalenin etrafina duvar orup disari cikmalarini engellemek gibi efsane taktikler var
www.youtube.com
www.youtube.com
@silver apple tarihte sadece biz yenmemisiz iki kati ordulari, turan taktigi dedigimiz taktik hannibal'in icadi.
bu savaslara ornekler istersen su belgesel serisi cok guzel.
ozelliklehannibal ve sezar olani, kusattiklari kalenin etrafina duvar orup disari cikmalarini engellemek gibi efsane taktikler var
www.youtube.com
www.youtube.com
0
hicunutmam
Kısa dönem olarak Elazığ'a giden birinin maaşı ne kadar olur? Elazığ sıkıntılı bölge olarak geçiyor mu?
Kısa dönem olarak Elazığ'a giden birinin maaşı ne kadar olur? Elazığ sıkıntılı bölge olarak geçiyor mu?
0
elazığ adım atsan polis okulu, lokali, müdürlüğü vs olan yer. içinde kalırsan sıfır sıkıntı. ben turist olarak kaldım tabe.
0
elazığda katılacağın ktm'nin karşısındaki evimden yazıyorum sana:D sıkıntı yok hocam doğuda bi malatya bi elazığ, temiz bölgeler.
0
ben 2012 de hakkari'de 180 tl alıyodum elazığ'daki arkadaş bişey almıyodu. ikimiz de kısa dönemdik.
elazığ ktm'de en iyi ktm'lerden biridir tabi.
elazığ ktm'de en iyi ktm'lerden biridir tabi.
0
m e l t e m
Sorum kısaca şu: Müslümanların, çocuklarına İslam'ı öğretirken "Allah" yerine "Allah baba" ifadesini kullanmasını dinen sakıncalı buluyor musunuz?Çocuklara "Allah baba" ifadesini öğretenler olduğunu ifade etmem üzerine tepki alınca -tepki her ne kadar yersiz de olsa- düşüncelerinizi merak ettim. Tep
Sorum kısaca şu: Müslümanların, çocuklarına İslam'ı öğretirken "Allah" yerine "Allah baba" ifadesini kullanmasını dinen sakıncalı buluyor musunuz?
Çocuklara "Allah baba" ifadesini öğretenler olduğunu ifade etmem üzerine tepki alınca -tepki her ne kadar yersiz de olsa- düşüncelerinizi merak ettim. Tepkiler şurada: www.eksiduyuru.com
Ben inançlı bir anneyle büyüdüm ve küçük bir çocukken annem mühim bir ameliyat için yurtdışına gidip beni teyzeme bıraktığında bana "Allah babaya dua et sağ salim döneyim" demişti. Allah her şeyin yaratıcısı olduğuna göre hepimizin babası sayılır diye düşünür, "baba" ifadesi sayesinde de masum bir güven duyardım. Yani kolaylık sağlıyordu bana bu ifade tanrı olgusunu anlamamda.
17 yaşımdan beri, yani 12 senedir ateistim. Kimliğimin din hanesi de boştur. Dolayısıyla benim "Allah için şu ifade kullanılırsa günah olur mu?" gibi sorularım, takıntılarım yok. Fakat dini felsefenin bir parçası gibi düşünürüm ve üzerine tartışmayı severim. Gördüğüm kadarıyla "Allah baba" ifadesini kullanmanın İslam'da günah sayıldığı açıklanıyor Nihat Hatipoğlu gibi kişilerce. Hoş, Nihat Hatipoğlu'nun ateizm hakkındaki açıklamaları sebebiyle ciddiye alınır bir tarafı olduğunu düşünmüyorum şahsen ama kendisini ciddiye alan milyonlar var ve bu da onu ister istemez önemli biri yapıyor. Tabi bir tek o yapmıyor olabilir bu yönde bir açıklamayı, ben güncel olarak onunkini gördüğüm için onun açıklaması üzerinden gitmek istiyorum.
Bu kişinin açıklaması şöyle: “Televizyon’da kaç kere şahit oldum. Biri Mevlana’yı anlatıyor. ‘Allah baba’ diyor. Ne Allah Babası yahu? Allah diyor ki; ‘De ki; Allah birdir, Sameddir, kimse onu doğurmadı, kimseden doğrulmadı.’ Allah ben buyum diyor, ama ötekisi Allah’ı anlatırken ‘Allah Baba’ diyor. Sen Hristiyan teolojisini bu ülkede anlatamazsın. Çünkü ‘Allah Baba’ kelimesi küfürdür. Bir müslüman bunu söylediğinde anında Allah ile bütün irtibatı kesilir. O kişi bunu ilahiyat adına yapıyor, din adına yapıyor. Onun için izlerken donakalıyorsunuz. Bunu konuşmak da konuşturmak da tehlikeli, bu işin vebal tarafı vardır. Onun için din adamı, İlahiyatçı Allah’ın dinine, merhamete, sevgiye, ittifaka ve şerefe çağırmalı. Ama hareket noktası Kur’an ve Hz Peygamber olmalıdır. Gerisi olduğu zaman fitneye yol açar.”
Ben bu açıklamada "Allah baba" ifadesinin neden "küfür" sayıldığının mantıklı bir gerekçesini doğrusu göremedim. Hristiyan inancıyla "Allah baba" ifadesi arasında bağlantı kurmuş Hatipoğlu, ama bir Müslüman anne-baba çocuğuyla konuşurken "Allah baba" ifadesini kullandığında ona kutsal teslisi/üçlemeyi öğretmeyi amaçlamıyor ki. Bir çocuk en çok anne ve babası tarafından sevilir, en çok onları sever, en çok onlara güvenir. Çocuk "Allah" yerine "Allah baba" ifadesini duyduğunda güvende hisseder diye düşünüyorum (en azından kendimden yola çıkarak).
Tanrıyı, Allah'ı "baba" diye anmanın tehlikesini ben gerçekten göremiyorum. Eğer ki Müslüman olsaydım çocuğuma Allah'ı öğretirken "Allah baba" diye öğretirdim diye düşünüyorum. Sonuçta çocuğun hayal gücü büyüktür, ve "Allah" sözcüğünü duyduğunda aklından geçecekleri önceden kestiremem, korkup korkmayacağını bilemem ve onu rahatlatmak isterim.
Siz "Allah baba" ifadesini Nihat Hatipoğlu ve başkaları gibi tehlikeli buluyor musunuz?
Teşekkürler.
İlave: Neden sakıncalı/tehlikeli bulduğunuzu da açıklarsanız sevinirim.
Çocuklara "Allah baba" ifadesini öğretenler olduğunu ifade etmem üzerine tepki alınca -tepki her ne kadar yersiz de olsa- düşüncelerinizi merak ettim. Tepkiler şurada: www.eksiduyuru.com
Ben inançlı bir anneyle büyüdüm ve küçük bir çocukken annem mühim bir ameliyat için yurtdışına gidip beni teyzeme bıraktığında bana "Allah babaya dua et sağ salim döneyim" demişti. Allah her şeyin yaratıcısı olduğuna göre hepimizin babası sayılır diye düşünür, "baba" ifadesi sayesinde de masum bir güven duyardım. Yani kolaylık sağlıyordu bana bu ifade tanrı olgusunu anlamamda.
17 yaşımdan beri, yani 12 senedir ateistim. Kimliğimin din hanesi de boştur. Dolayısıyla benim "Allah için şu ifade kullanılırsa günah olur mu?" gibi sorularım, takıntılarım yok. Fakat dini felsefenin bir parçası gibi düşünürüm ve üzerine tartışmayı severim. Gördüğüm kadarıyla "Allah baba" ifadesini kullanmanın İslam'da günah sayıldığı açıklanıyor Nihat Hatipoğlu gibi kişilerce. Hoş, Nihat Hatipoğlu'nun ateizm hakkındaki açıklamaları sebebiyle ciddiye alınır bir tarafı olduğunu düşünmüyorum şahsen ama kendisini ciddiye alan milyonlar var ve bu da onu ister istemez önemli biri yapıyor. Tabi bir tek o yapmıyor olabilir bu yönde bir açıklamayı, ben güncel olarak onunkini gördüğüm için onun açıklaması üzerinden gitmek istiyorum.
Bu kişinin açıklaması şöyle: “Televizyon’da kaç kere şahit oldum. Biri Mevlana’yı anlatıyor. ‘Allah baba’ diyor. Ne Allah Babası yahu? Allah diyor ki; ‘De ki; Allah birdir, Sameddir, kimse onu doğurmadı, kimseden doğrulmadı.’ Allah ben buyum diyor, ama ötekisi Allah’ı anlatırken ‘Allah Baba’ diyor. Sen Hristiyan teolojisini bu ülkede anlatamazsın. Çünkü ‘Allah Baba’ kelimesi küfürdür. Bir müslüman bunu söylediğinde anında Allah ile bütün irtibatı kesilir. O kişi bunu ilahiyat adına yapıyor, din adına yapıyor. Onun için izlerken donakalıyorsunuz. Bunu konuşmak da konuşturmak da tehlikeli, bu işin vebal tarafı vardır. Onun için din adamı, İlahiyatçı Allah’ın dinine, merhamete, sevgiye, ittifaka ve şerefe çağırmalı. Ama hareket noktası Kur’an ve Hz Peygamber olmalıdır. Gerisi olduğu zaman fitneye yol açar.”
Ben bu açıklamada "Allah baba" ifadesinin neden "küfür" sayıldığının mantıklı bir gerekçesini doğrusu göremedim. Hristiyan inancıyla "Allah baba" ifadesi arasında bağlantı kurmuş Hatipoğlu, ama bir Müslüman anne-baba çocuğuyla konuşurken "Allah baba" ifadesini kullandığında ona kutsal teslisi/üçlemeyi öğretmeyi amaçlamıyor ki. Bir çocuk en çok anne ve babası tarafından sevilir, en çok onları sever, en çok onlara güvenir. Çocuk "Allah" yerine "Allah baba" ifadesini duyduğunda güvende hisseder diye düşünüyorum (en azından kendimden yola çıkarak).
Tanrıyı, Allah'ı "baba" diye anmanın tehlikesini ben gerçekten göremiyorum. Eğer ki Müslüman olsaydım çocuğuma Allah'ı öğretirken "Allah baba" diye öğretirdim diye düşünüyorum. Sonuçta çocuğun hayal gücü büyüktür, ve "Allah" sözcüğünü duyduğunda aklından geçecekleri önceden kestiremem, korkup korkmayacağını bilemem ve onu rahatlatmak isterim.
Siz "Allah baba" ifadesini Nihat Hatipoğlu ve başkaları gibi tehlikeli buluyor musunuz?
Teşekkürler.
İlave: Neden sakıncalı/tehlikeli bulduğunuzu da açıklarsanız sevinirim.
0
Çok yapmacık bir ifade bence, ama yine bana göre bir sorun teşkil etmemesi lazım. Sonuçta islam'a göre önemli olan niyet ve içinden geçenler ve sen orda baba kelimesini teslis amacıyla kullanmıyor da çocuğuna dini sevdirmek için kullanıyorsan sorun olmamalı. Bir ateist olarak görüşüm bu
0
Dini inancım yok diyebilirim, tanrı inancım var ama. Buna göre değerlendirirsem Allah baba kullanımında hiçbir sakınca görmüyorum. Hatta o kadar trivial bir mevzu ki bence üzerinde düşünülmemesi bile lazım. Nihat Hatipoğlu gibi bir takım heriflerin böyle saçmalıklarla uğraşması çok normal. Ramazanda saatler boyu x orucu bozar mı muhabbeti yapmanın ötesinde şeyler değil bunlar.
Dini doğru düzgün algılayabilen bir insan bu tarz aptalca ayrıntılara takılmaz.
Dini doğru düzgün algılayabilen bir insan bu tarz aptalca ayrıntılara takılmaz.
0
insanlara hele ki çocuklara bir şeyi öğretirken somutlaştırma yapmak gerekir. bu yüzden iyi bir somutlaştırma ifadesi, zaten belli bir yaştan sonra kimse allah baba ifadesini kullanmaz.
kullanılmasının dinen sakıncalı olup olmadığı meselesi zaten ilahiyatçıların işi. biz burada ancak bu şekilde yorumlarımızı sunabiliriz zaten.
kullanılmasının dinen sakıncalı olup olmadığı meselesi zaten ilahiyatçıların işi. biz burada ancak bu şekilde yorumlarımızı sunabiliriz zaten.
0
Televizyon hocalarini bir kenara birakirsak allah dogmamis dogrulmamistir yani tektir diyoruz. Allah kelimesi tek basina koruyucu kollayici anlamini taşıyor ki bence baba kelimesine gerek yok. Ki zaten dinde yeri yok diye düşünüyorum.
0
Allah baba küfürdür...Hristiyanlar da Hz İsa için Allah'ın oğludur demişlerdi... Ama Allah kesinlikle reddediyor bu ifadeyi. Hristiyanlar maddi anlamda oğul ifadesini kullanmadıkları halde Allah reddediyor...
Allah doğmamış ve doğrulmamıştır. Ayetlerde kesinkes söylüyor. Bir takım kimselerin iyi niyetli olması bu ifadeyi haklı kılmaz...
Allah doğmamış ve doğrulmamıştır. Ayetlerde kesinkes söylüyor. Bir takım kimselerin iyi niyetli olması bu ifadeyi haklı kılmaz...
0
@herseyi birakip gitmek istiyorum
Allah kelimesinin "koruyu kollayıcı" anlamına geldiğini Arapça bilmeyen küçük bir çocuk bilemez ama takdir edeceğiniz üzere.
Allah'ın doğmamış ve doğrulmamış oluşu ve tek oluşu ile "Allah baba" ifadesinin çeliştiğini söylüyorsunuz diye anlıyorum. Bunu açar mısınız?
Allah kelimesinin "koruyu kollayıcı" anlamına geldiğini Arapça bilmeyen küçük bir çocuk bilemez ama takdir edeceğiniz üzere.
Allah'ın doğmamış ve doğrulmamış oluşu ve tek oluşu ile "Allah baba" ifadesinin çeliştiğini söylüyorsunuz diye anlıyorum. Bunu açar mısınız?
0
@inanmazsan inanma
Allah'ın doğmamış ve doğrulmamış oluşu ve tek oluşu ile "Allah baba" ifadesinin çeliştiğini söylüyorsunuz diye anlıyorum. Bunu açar mısınız?
Allah'ın doğmamış ve doğrulmamış oluşu ve tek oluşu ile "Allah baba" ifadesinin çeliştiğini söylüyorsunuz diye anlıyorum. Bunu açar mısınız?
0
Kesinlikle tehlikeli çünkü biz müslümanların klavuzu Kuranı Kerimdir. Kuranı Kerim içinde Allahın sözleri yazar, araştırdığım kadarıyla o kitabın içerisinde Allah, ben sizin babanızım diye bir şey yazmamış aksine ben yarattıklarımdan hiçbirisine benzemem demiştir.
Baba tanımlaması ile yeri göğü uzayı evreni bildiğimiz ve bilmediğimiz alemlerin yaratıcısı ve devamlılığını sağlayan varlığın tanımlaması ile uzaktan yakından bir alakası yoktur.
Eğer güven istiyorsak yaratıcıyı gerçekten anlamalı tanımalı büyüklüğünü anlamak gerekir. Allahı tanıdıkça baba kavramı gerçekten küçülecektir.
Baba tanımlaması ile yeri göğü uzayı evreni bildiğimiz ve bilmediğimiz alemlerin yaratıcısı ve devamlılığını sağlayan varlığın tanımlaması ile uzaktan yakından bir alakası yoktur.
Eğer güven istiyorsak yaratıcıyı gerçekten anlamalı tanımalı büyüklüğünü anlamak gerekir. Allahı tanıdıkça baba kavramı gerçekten küçülecektir.
0
@alixkandemir
Söyledikleriniz tutarlı ve mantıklı. Bununla beraber, küçük bir çocukla (anaokulu çağında) konuştuğunuzu düşünün. Çocukla empati kurmak gerekiyor onun anlamasını sağlamak için. Bu ifade ettiklerinizi o yaşta bir çocuğun kavrayabileceğini sanmıyorum.
Söyledikleriniz tutarlı ve mantıklı. Bununla beraber, küçük bir çocukla (anaokulu çağında) konuştuğunuzu düşünün. Çocukla empati kurmak gerekiyor onun anlamasını sağlamak için. Bu ifade ettiklerinizi o yaşta bir çocuğun kavrayabileceğini sanmıyorum.
0
@m e l t e m
Allah doğmamış ve doğrulmamış vurgusu anne baba ve çocuğa vurgu yapar...
doğma ve doğrulma işlemlerinde bunlar rol alır...
Allah doğmamış ve doğrulmamış vurgusu anne baba ve çocuğa vurgu yapar...
doğma ve doğrulma işlemlerinde bunlar rol alır...
0
Mesela ben annemden hep allah diye duydum inanan bir cevrem vardi. Kafamda allah diyince farkli farkli kavramlar canlanirdi ama zamanla yerine oturdu. Allah baba derseniz de cocuklarda yaratici ve insan arasindaki siniri cizememis gibi oluruz diye dusunuyorum. Cocuk insan gibi yari insan yari tanri görebilir. Bu soylediklerim kendi gorusum bir de islami acidan bakarsak bu zaten reddediliyor yani reddedilen bir seyi de yapmak zaten dogru degil.
0
allah baba diyince kimsenin aklına "aa allah insan gibiymiş, bi de çocuğu varmış. niye tapıyoruz ki lan o zaman buna?!" gibi şeyler gelmez. tipik din dogması işte, "öyle denmez". niye denmez amk, insanlar burada baba figürü manasında, koruyup kollayan manasında kullanıyor; benzetme yani. kimsenin bunu derken allah'ı küçümsediği, insanlaştırdığı, basitleştirdiğini yok; korkmayın bu kadar anasını satayım.
0
@cigerdelen
Benzetmenin sakıncasını psikolojik olarak açıklamanız faydalı oldu benim için. Babalı/Babasız büyüyen çocuk genellemelerinize dair ise -konudışı olduğundan- yorum getirmeyeceğim. Teşekkürler
Benzetmenin sakıncasını psikolojik olarak açıklamanız faydalı oldu benim için. Babalı/Babasız büyüyen çocuk genellemelerinize dair ise -konudışı olduğundan- yorum getirmeyeceğim. Teşekkürler
0
Ya o diil de neden kimse dinin toplumsal ahlak boyutunun super yozlastigini tartismaz, dile getirmez ? Asil bu diil midir tartisilmasi gereken cok buyuk sorun ? Yada islamin en onemli konularindan biri olan kul hakki yeme mevzuunu konusmaz ? Bu arada soruna cevap verrim. Evet allah baba terimi cok cok sacma !
0
@cigerdelen, korkuyla alakası olduğunu kendin de belirtmiş oluyorsun:
"kimin zihninde, hayal dünyasında söylenen şeyin nasıl canlanacağını, hele ki bir çocuğun zihni olursa bu, kimse bilemez ki?"
birisi bunu yanlış anlar da şirk koşarsa, allah'ı yanlış konumlandırırsa korkusu değil mi bu?
bahsettiğim gibi, dinin dogmatik olmasıyla ilgili bu konu, biz şimdi öyle demiyoz da ya 100 yıl sonra biri derse diye endişelenmek gibi bir durumdan bahsediyorsun; 100 yıl sonraki zamana pat diye geçmiyor zaman, bu kullanımın ne amaçla yapıldığı gayet nesilden nesle aktarılabilecek basitlikte.
"kimin zihninde, hayal dünyasında söylenen şeyin nasıl canlanacağını, hele ki bir çocuğun zihni olursa bu, kimse bilemez ki?"
birisi bunu yanlış anlar da şirk koşarsa, allah'ı yanlış konumlandırırsa korkusu değil mi bu?
bahsettiğim gibi, dinin dogmatik olmasıyla ilgili bu konu, biz şimdi öyle demiyoz da ya 100 yıl sonra biri derse diye endişelenmek gibi bir durumdan bahsediyorsun; 100 yıl sonraki zamana pat diye geçmiyor zaman, bu kullanımın ne amaçla yapıldığı gayet nesilden nesle aktarılabilecek basitlikte.
0
soruya soru ile karşılık vermiş gibi olmasın da.. Allah "neden" baba oluyor da "ana" olmuyor?
0
Yaratıcıya veya dinlere inancım yok (bunu tek ve bilinen bir malum sözcükle açıklamamayı yeğledim, uzun hikaye). Dinibütün bir aileden geliyorum, akraba ve komşularım da çoğunlukla dinibütün idi. Ben Allah baba diye bir şey hiç duymadım, annemden, babamdan, halamdan, teyzemden, dayımdan, amcamdan, komşu kadın ve erkeklerden ve arkadaşlarım da duymamış idi. Tevellütüm (1971) eskidir belki, aslında bu her şeyin hızla değişmesinden kaynaklanıyordur, tevellütün hemen eskimesi toplumsal kurulumda çok da geçerli olacak bir şey (herhalde) değildir. Yani, önceden ailenin öğrettiği Allah'ın çocuklar için "uzak", "korkunç" vb. olduğunu bilemeyiz, belki bugünkü anlayışla böyle görüyoruzdur ve bu yanılgıdan dolayı da, önceden böyle(tehlikeli)ymiş de şimdi bunu değiştirmek için Allah baba demeyi tercih etmiş olduğumuzu sanabiliriz gibime geliyor. Demek istediğimi hakkıyla açıklamaya sözcükler yetemiyor.
Tehlike denen de, öyle gündelik tecrübeleri işaret etmiyordur muhtemelen. Burada Hatipoğlu denen zatın görüşüne dair bir yorum yapmıyorum. İşin felsefesi muhakkak hem Hatipoğlu'ndan, hem de sanılandan daha derinliklidir. Başka hususlardaki okumalarıma dayanarak, bu "tehlike"yi bir Hristiyan teologun Müslüman bir ilahiyatçıdan daha iyi anlayıp anlatacağı kanısındayım. Hümanizm, ateizm, insan hakları vb. hususlarda sivri zekalı batılı abilerin fikirlerini zikretsek buralarda kabul görmez. Belli bir kesim için bu kavramlar tarihsel ve coğrafi bağlamdan kopuk, evrensel ve tartışılmaz şeylerdir; aslında bir nevi tabudurlar. Sorduğunuz mesele de az çok buna benziyor, Allah yerine Allah baba demeyi eleştirmek de yobazlık görülebilir rahatlıkla.
Derinlik demiştim, ortalamanın azıcık üzerine çıkanlar nüfuz ettikleri derinliği ister istemez çok derin, en derin sanıyorlar. Allah baba ifadesinin tehlikesi var ise, bunu halka hak ettiği derinlikte anlatmak imkansız olduğu için yüzeysel açıklamalar yapılıyor olabilir. Hakkıyla anlatılması için her dinleyenin işin felsefesini (felsefe de çok bayağı manada kullanılıyor) idrak etmesi zor. Anlayabilecek yüz kişiye hitap edecek bir açıklamadansa milyonların, esası anlamadan ama anlatana güvenerek hareket edeceğinden hareketle işin esasına girmeden görüş aktarılıyor.
Şahsi görüşüm, çocuğum olsa ve ona Allah'tan bahsetmek istesem, baba demeden de gayet anlatabileceğimi ve korkunç bir yaratıcı olarak anlaşılmayacağını bilirim.
Tehlike denen de, öyle gündelik tecrübeleri işaret etmiyordur muhtemelen. Burada Hatipoğlu denen zatın görüşüne dair bir yorum yapmıyorum. İşin felsefesi muhakkak hem Hatipoğlu'ndan, hem de sanılandan daha derinliklidir. Başka hususlardaki okumalarıma dayanarak, bu "tehlike"yi bir Hristiyan teologun Müslüman bir ilahiyatçıdan daha iyi anlayıp anlatacağı kanısındayım. Hümanizm, ateizm, insan hakları vb. hususlarda sivri zekalı batılı abilerin fikirlerini zikretsek buralarda kabul görmez. Belli bir kesim için bu kavramlar tarihsel ve coğrafi bağlamdan kopuk, evrensel ve tartışılmaz şeylerdir; aslında bir nevi tabudurlar. Sorduğunuz mesele de az çok buna benziyor, Allah yerine Allah baba demeyi eleştirmek de yobazlık görülebilir rahatlıkla.
Derinlik demiştim, ortalamanın azıcık üzerine çıkanlar nüfuz ettikleri derinliği ister istemez çok derin, en derin sanıyorlar. Allah baba ifadesinin tehlikesi var ise, bunu halka hak ettiği derinlikte anlatmak imkansız olduğu için yüzeysel açıklamalar yapılıyor olabilir. Hakkıyla anlatılması için her dinleyenin işin felsefesini (felsefe de çok bayağı manada kullanılıyor) idrak etmesi zor. Anlayabilecek yüz kişiye hitap edecek bir açıklamadansa milyonların, esası anlamadan ama anlatana güvenerek hareket edeceğinden hareketle işin esasına girmeden görüş aktarılıyor.
Şahsi görüşüm, çocuğum olsa ve ona Allah'tan bahsetmek istesem, baba demeden de gayet anlatabileceğimi ve korkunç bir yaratıcı olarak anlaşılmayacağını bilirim.
0
Allah doğmamış doğrulmamış olduğunu söylüyor ve sen de bu iki insana özgü özelliği de içinde barındıran "baba" sıfatı neden Allah'a verilemesin diye soruyorsun halen. Nasılsa niyet önemli denilerek içinden çıkılacak konular değil bunlar. Allah'a, insana özgü sıfatlar yüklemek küfürdür. "Allah'ın unuttuğu yerde..." bu da yaygın bir deyim mesela ama küfürdür.
İslamiyet öncesinden alıntı yapanların amacını da hiç anlamış değilim zaten. Toplum davranışlarını etkileyen Türk gelenekleri var fakat mesele din olunca örf adet değil Kuran Hadis baz alınır.
İslamiyet öncesinden alıntı yapanların amacını da hiç anlamış değilim zaten. Toplum davranışlarını etkileyen Türk gelenekleri var fakat mesele din olunca örf adet değil Kuran Hadis baz alınır.
0
@papitheclown
Kuran'da Allah için eril zamir kullanıldığından erkek olduğu varsayılıyor.
Bir de genel olarak inanç sistemlerinde tanrının cinsiyetine dair şu bilgiler var: en.wikipedia.org
Kuran'da Allah için eril zamir kullanıldığından erkek olduğu varsayılıyor.
Bir de genel olarak inanç sistemlerinde tanrının cinsiyetine dair şu bilgiler var: en.wikipedia.org
0
@cigerdelen
dogma: Belli bir konuda ileri sürülen bir görüşün sorgulanamaz, tartışılamaz gerçek olarak kabul edilmesi.
Din Allah'ın kelamıyken, Allah'ın yarattığı "kul"un dini sorgulaması ne haddine ki?
dogma: Belli bir konuda ileri sürülen bir görüşün sorgulanamaz, tartışılamaz gerçek olarak kabul edilmesi.
Din Allah'ın kelamıyken, Allah'ın yarattığı "kul"un dini sorgulaması ne haddine ki?
0
@tedirginlik hucresi
Benim de bu duyuruyu açmaktaki amacım zaten konunun derinine inmekti. Söylediklerinizde haklısınız. Katkınız için teşekkür ederim.
Benim de bu duyuruyu açmaktaki amacım zaten konunun derinine inmekti. Söylediklerinizde haklısınız. Katkınız için teşekkür ederim.
0
derindusun.com
(buradaki hikaye)
bir gün arkadaşım aynen "allah baba" kavramını kullanmıştı ve kullanmamması gerektiğini söylemiştim. o da "allah baba"yı sevgisi, saygısından dediğini dile getirmişti. geç de olsa anladım ki insan ne derse desin, her şey gönlünde biter. kul ile allah arasına kimse giremez.
yani diyeceğim nihatmış, sağmış, solmuş kimse çıkıp da bu yanlış bu doğru diyemez. küfre düşmüş diyen varsa da siktirsin gitsin ötede oynasın.
(buradaki hikaye)
bir gün arkadaşım aynen "allah baba" kavramını kullanmıştı ve kullanmamması gerektiğini söylemiştim. o da "allah baba"yı sevgisi, saygısından dediğini dile getirmişti. geç de olsa anladım ki insan ne derse desin, her şey gönlünde biter. kul ile allah arasına kimse giremez.
yani diyeceğim nihatmış, sağmış, solmuş kimse çıkıp da bu yanlış bu doğru diyemez. küfre düşmüş diyen varsa da siktirsin gitsin ötede oynasın.
0
diğer arkadaşları okumadım, ama çoğu dinde ve haliyle dilde de, tanrı erkektir, dişil'i vardır (god-goddess gibi ya da tanrı-tanrıça gibi) allah kelimesi el-ilah'tan gelir ki bunu zaten hepimiz biliyoruz -dimi? 0_o - ve insanlara da tanrı denildiğinde genelde akla yaşlı ve her şeye kadir, sakallı bir erkek gelir. zeus gibi, jüpiter gibi misal. bu başka dinlerde de var -anaerkilliğin hakim olduğu ya da nispeten kutsal olduğu bölgelerde durum biraz değişebilir, mesela orta asya türklerinde tanrıça umay'ın yeri büyüktü, çünkü kadın ve erkek orta asya türklerinde eşit konumdaydı. en azından tarih bilgilerinden falan hatırladığım bunlar, tamamen/kısmen yamuluyor da olabilirim. velhasılı kelam, bu ifade ataerkil bir toplumda yaşadığımız için kullanılıyor, aslında başka bir anlamı yok. bence isteyen istediği şekilde dini öğrensin ya da öğrenmesin, kimsenin kimseyi bu şekilde manipüle etmeye hakkı yok, kaldı ki inanç dediğimiz -dinden geçtim- tamamen mahrem bir şeydir fikrimce, kişinin -kendi istemediği sürece- kendi içinde kalması gereken bir kavramdır bence. yani inanıyorsam ya da inanmıyorsam, bunu ne için kime neye yaptığımın başkaları tarafından yargılanmaması lazım, da 1. dinlerden bahsediyoruz: ağzı olan konuşuyor. 2. türk toplumundan bahsediyoruz: kişisel alan diye bir şey yok, bildiğin sürü halinde yaşıyoruz, "bir yakınınız ateist olsa ne yapardınız?" sorusuna, müslümanlıkta böyle bir şey olmamasına rağmen "öldürürdüm." diyen insanlarla aynı ülkede yaşıyoruz, adam inandığı dinin tanrısına şirk koşuyor, farkında değil. yani sorunu takdir ediyorum, güzel bir soru, ama buna varana kadar başka bir sürü daha önemli problemimiz var. tabi gene de bu soruda bahsettiğin gibi ufak tefek farklı düşünce şekillerinden kaynaklanarak bir sürü saçma sapan kavga çıkıyor. "benim inancım senin inancından üstün!" tartışmaları yapıyor, anasını satıyim, sanki inançlarımıza takometre taktık, hangimizinki daha fazla diye ölçüyoruz, hayret bişi yaaaaa! >:(
0
@cetoxim
Benim söz ettiğim durum yetişkin birinin ortamda çocuk yokken "Allah baba" demesi değil yalnız.
Benim söz ettiğim durum yetişkin birinin ortamda çocuk yokken "Allah baba" demesi değil yalnız.
0
@pasp
Maide 33 eğer kafirleri de kapsıyorsa ateist olmanın cezasının ölüm olduğu tartışılabilir. Fakat şu anda bu husus konudışı olduğundan bunu burada tartışmazsak sevinirim.
Maide 33 eğer kafirleri de kapsıyorsa ateist olmanın cezasının ölüm olduğu tartışılabilir. Fakat şu anda bu husus konudışı olduğundan bunu burada tartışmazsak sevinirim.
0
@konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
Allah'ı ifade ederken eril zamir olan "hüve" geçiyor Kuran'da. Dolayısıyla bir cinsiyet yüklenmiş oluyor.
Allah'ı ifade ederken eril zamir olan "hüve" geçiyor Kuran'da. Dolayısıyla bir cinsiyet yüklenmiş oluyor.
0
ne allah'a inaniyorum, ne de inanclarin cocuklara dogrudan asilanmasi gerektigini dusunuyorum -gerci bu tek tarafli alinacak bir karar olmazdi ya neyse. muhtemelen de cocugum olmayacak. bu yuzden oncelikle cevabimin varsayimsal olacagini belirteyim. ben de bu ifadeyi sakincali buluyorum ve kullanmazdim. yalniz bu ifadeden kacinma nedenim dini kaliplara uygun olup olmamasindan ya da kufre girip girmemesinden ziyade baba kelimesinin ataerkil yapiya, heteroseksuel algiya ve toplumdaki rollerimizin baskinlasmasina katki saglayabilecegi endisesi olurdu. neden cocugum her seye kadir bir 'sey'i beyaz, yasli bir erkek olarak algilasin ki? neden siyah bir kadin degil? neden mavi kum taneleri degil? neden bulutlar degil? ya da neden benim hayal bile edemeyecegim bir sey degil? baba sifati otoriteyi, en-iyi-ben-bilirim'i de kapsayabilir. devletle dinin ayni tornadan ciktiklarini ve devlet baba ifadesinin de yine boktanliklarin mazur gorulmesinde katkisi oldugunu dusunurum.
bu arada durumum vardi da tembellikten verilen cevaplari okumadim. birbirinin anasina bacisina soven olduysa cok ayip etmislerdir, buradan hepsini kiniyorum.
bu arada durumum vardi da tembellikten verilen cevaplari okumadim. birbirinin anasina bacisina soven olduysa cok ayip etmislerdir, buradan hepsini kiniyorum.
0
@freekara endisemin nedenini acmam gerekirse baba denildiginde beyaz bir babadan dogan ortalama bir evladin zihninde boyle bir imge dogma ihtimalinin daha yuksek olacagini varsayiyorum. kaldi ki boyle bir imge dogsa da dogmasa da bu imgenin yalnizca somut figurden ibaret olmayacagini, baba kelimesi ne ifade ediyorsa onlari da beraberinde getirecegini dusunuyorum. bunun neticesi olarak da algida tanrisal ozelliklerin baba ve erkege, baba ve erkege dair ozelliklerin de tanriya aktarilabilecegi endisesini tasiyorum. elbette kendi zihnimin sinirlari cercevesinde.
tabii bu farazi cevap, inancsiz bir baba ve dini kaliplara cok da bagli olmayan musluman bir ana tarafindan turkiye'de yetistirilmis inancsiz bir erkegin, zihninde kurdugu "allah baba der miydim demez miydim" sorusuna yine zihninde verdigi bir cevaptan ibaret. dini hususlar pek empatisi yapilabilecek seyler de degil zannimca. ancak yine de dedigim gibi dini sebeplerden ziyade kendimce toplumsal olarak sakincali gordugum sebepleri belirtmek istedim.
tabii bu farazi cevap, inancsiz bir baba ve dini kaliplara cok da bagli olmayan musluman bir ana tarafindan turkiye'de yetistirilmis inancsiz bir erkegin, zihninde kurdugu "allah baba der miydim demez miydim" sorusuna yine zihninde verdigi bir cevaptan ibaret. dini hususlar pek empatisi yapilabilecek seyler de degil zannimca. ancak yine de dedigim gibi dini sebeplerden ziyade kendimce toplumsal olarak sakincali gordugum sebepleri belirtmek istedim.
0
tehlikeli degil. dogru da degil.
her dogru olmayan sey tehlikeli degildir. masum bir hata.
her dogru olmayan sey tehlikeli degildir. masum bir hata.
0
çocukken sezercik filmi izliyordum bir gün, çocuk dua ederken allah baba diyordu. çocuk halimle çok hoşuma gitmişti. allah baba demeye başlamıştım ben de kendi kendime. bir gün annemin yanında söylemiş bulundum da, allah baba demememi söylemişti. çok üzülmüştüm :(
neden diye sorduğumda "babalık insana özgü bir özellik, allah'a insan özelliği atfedilmemesi gerekir" gibi bir şey demişti. atfetmek dememiştir tabi 4-5 yaşındaki çocuğa da, özetle bu yani.
o zamanlar nihat hatipoğlu böyle dinlenen bi herif değildi. sadece o böyle düşünmüyor yani.
ama günah mıdır? değildir. dinen uygun olmayan her şey günah değil sonuçta. bu olsa olsa mekruh olur. (bence o bile olmaz)
neden diye sorduğumda "babalık insana özgü bir özellik, allah'a insan özelliği atfedilmemesi gerekir" gibi bir şey demişti. atfetmek dememiştir tabi 4-5 yaşındaki çocuğa da, özetle bu yani.
o zamanlar nihat hatipoğlu böyle dinlenen bi herif değildi. sadece o böyle düşünmüyor yani.
ama günah mıdır? değildir. dinen uygun olmayan her şey günah değil sonuçta. bu olsa olsa mekruh olur. (bence o bile olmaz)
0
islam dininin tanrısı zaten yazılan şu kurandaki ifadelere bakıldığında erkek bir tanrı. direkt olarak bir cinsiyet belirtilmese hatta cinsiyetsiz olduğu söylense dahi çok net belli oluyor bir erkek zihniyetine sahip olduğu.
o açıdan zaten küçücük çocukların beynini yıkayarak dikte ettikleri bir dinin erkek tanrısına allah baba demeleri gayet sıradan bir durum. sakıncalı olan çocuklara allahı herhangi bir şekilde gerçekmiş gibi anlatmak, ona baba demek ya da dememek değil.
o açıdan zaten küçücük çocukların beynini yıkayarak dikte ettikleri bir dinin erkek tanrısına allah baba demeleri gayet sıradan bir durum. sakıncalı olan çocuklara allahı herhangi bir şekilde gerçekmiş gibi anlatmak, ona baba demek ya da dememek değil.
0
c1b2k3
ortalama 3 haftada bir 2 kere(gidiş dönüş 3 gün arayla) otobüs yolculuğu yapıyorum 5er saatlik. 5-6 sefer önce birisinin horlamasıyla bende bir ışık çaktı ya ben de horluyorsam??eski kız arkadaşım(bir süre beraber yaşadık), beraber kaldığım arkadaşlarım ve ailem evet ara ara horladığımı söylüyorlard
ortalama 3 haftada bir 2 kere(gidiş dönüş 3 gün arayla) otobüs yolculuğu yapıyorum 5er saatlik. 5-6 sefer önce birisinin horlamasıyla bende bir ışık çaktı ya ben de horluyorsam??
eski kız arkadaşım(bir süre beraber yaşadık), beraber kaldığım arkadaşlarım ve ailem evet ara ara horladığımı söylüyorlardı.
bende o ışık çaktığından beri lan ya horlarsam diye uyuyamamaya başladım resmen ki daha otobüs terminalden çıkmadan uyuyan bir insandım.
nasıl çözebilirim ben bu işi?
not: hep tek seyahat ederim. o yüzden kimseye de soramıyorum horladım mı falan diye :/
bi yardım edin bana.
teşekkürler.
eski kız arkadaşım(bir süre beraber yaşadık), beraber kaldığım arkadaşlarım ve ailem evet ara ara horladığımı söylüyorlardı.
bende o ışık çaktığından beri lan ya horlarsam diye uyuyamamaya başladım resmen ki daha otobüs terminalden çıkmadan uyuyan bir insandım.
nasıl çözebilirim ben bu işi?
not: hep tek seyahat ederim. o yüzden kimseye de soramıyorum horladım mı falan diye :/
bi yardım edin bana.
teşekkürler.
0
yeterince hayvan gibi horlarsan illa biri uyarır oradan anlarsın. bu kadar basit şeyleri dert etmeyin kendinize arkadaş.
0
horla abi ne olacak? otobüs o kadar sessiz bir taşıt değil. arada kaynıyor horlamalar.
0
birinde arka koltuktaki taşak geçmişti benimle bütün gece horlamanı dinledik çok da güzel uyuyordun uyandırmaya kıyamadık diye. 15 saatlik yolculuğun 10 saati aralıksız uyumuştum. çok takma
0
ortalama 30 kişi falan oluyor bu otobüste ama büyük otobüslerden.
bende hep arkalardan genelde yanım boş alıyorum bileti tabi. o yüzden de soracak kimse olmadı hiç :)
bende hep arkalardan genelde yanım boş alıyorum bileti tabi. o yüzden de soracak kimse olmadı hiç :)
0
Telefonla sesini kaydet, bos zamanında tak kulakligi dinle. saçma oldu biraz ama başka sey aklıma gelmedi
Horlasan kendi sesine uyanırdın diye düşünüyorum.
Horlasan kendi sesine uyanırdın diye düşünüyorum.
0
@buff'un dediği gibi sorarsan adam hakkında yanlış düşünebilir.
Iphone'da bir uygulama vardı. Uyurken kayıt yapıyor ve horlamaları falan kaydediyor. Belki onunla bulabilirsiniz. Evde deneyin bir gün.
Iphone'da bir uygulama vardı. Uyurken kayıt yapıyor ve horlamaları falan kaydediyor. Belki onunla bulabilirsiniz. Evde deneyin bir gün.
0
Bosver takma kafaya yahu. Horlayan tek sen degilsindir. O gece yorgunluguyla kimse senin horlamana tinmaz bile. Osurani da sicani da aglayani da uykusunda konusani da oluyor.
Horlamak gayet normal bi sey.
Ama bence cok horlasan kendi sesine uyanirdin. Arada nefes alirken ince ince horluyor olabilirsin.
Horlamak gayet normal bi sey.
Ama bence cok horlasan kendi sesine uyanirdin. Arada nefes alirken ince ince horluyor olabilirsin.
0
abi otobüste ne horlamalar gördüm yahu. arkadaşların dediği gibi biri gelip dürtmediyse yandan geçen arabadakileri korkutacak kadar horlayan tiplerden değilsindir zaten. takma kafana.
0
greatviolinist
Mesela ben 20 yıl Ankara' da yaşadım. Lan bi şehrin dejenere olmuş kültürü bu kadar mı kötü olur(sözüm meclisten dışarı tabi..) Aslında Ankara'nın öz kültürü iyi olmasına rağmen pavyon kültürünün o kadar etkisi altındadır ki; "ankara'nın bağları" denen naneden; en entel düğünlerden derneklerden tutu
Mesela ben 20 yıl Ankara' da yaşadım. Lan bi şehrin dejenere olmuş kültürü bu kadar mı kötü olur(sözüm meclisten dışarı tabi..) Aslında Ankara'nın öz kültürü iyi olmasına rağmen pavyon kültürünün o kadar etkisi altındadır ki; "ankara'nın bağları" denen naneden; en entel düğünlerden derneklerden tutun, en entel semtlerin en ücra köşelerine kadar da gitseniz kaçamazsınız...
O değil çok düğüne gidiyorum.Çankırı caddesi müdavimleri hemen o düğünlerde fantastik danslarıyla kendini hemencecik belli eder.
Abi Ülkenin en iyi orkestrası o şehirde olmasına rağmen bilen eden çok nadir bir kısımdır(bilkent senfoni ork. bahsediyorum)..
İnsanların arasında uçurum vardır Ankara' da. Kimse kimseye bulaşmak istemez. İstanbul'u o açıdan daha çok severim. Bi adres sorunca yirmi kişi yardımcı olmaya çalışıyor. Halk çok halk istanbul'da.
Anadolu'nun bir çok yerine gittim Ankara Yozgat ve Kırıkkale hariç daha stabil anlayışları olduğunu düşünüyorum.
Ankara'nın uyuz olduğum diğer yanı ise semtlerin sınırları çekilmese de insanlar birbirinden çok ayrı. Mesela Keçiören tipi bellidir. Mesela Ulus' a takılan bellidir. Bahçeli' ye takılan bellidir.
Kızılay bölge bölgedir. Eğer Kürdistan kurulursa; (şahsi fikrimdir) karanfil sakarya civarı direk oraya bağlı özerk bir bölge ilan edilir; Nahcivan gibi..
Mesela Çiğdem mahallesi vardır çok sakin ve chp kökenli bir bölgedir. Oy oranı akp açısından az olduğu için o bölgeye otobüs dolmuş bulmak ölümdür.
Ankara'nın vatandaşı çok çabuk kabullenir her şeyi. Arada bir ayaklanır haklı olarak insanlar çok sert müdahale yer.
Ankara'nın gece hayatı güzeldir. Ama 5. gitmenizden sonra farklı insanlar görmezsiniz.. Hep aynı insanlar hep aynı hep aynı...
Ankara'nın yağmurlu havalarda ara sokakları güzeldir ama. Bi de geceye doğru karanfildeki işportacıları çok severim. Ankara Ankaralıktan çıkar onu severim..
Siz ne düşünüyosunuz Ankara hakkında...
O değil çok düğüne gidiyorum.Çankırı caddesi müdavimleri hemen o düğünlerde fantastik danslarıyla kendini hemencecik belli eder.
Abi Ülkenin en iyi orkestrası o şehirde olmasına rağmen bilen eden çok nadir bir kısımdır(bilkent senfoni ork. bahsediyorum)..
İnsanların arasında uçurum vardır Ankara' da. Kimse kimseye bulaşmak istemez. İstanbul'u o açıdan daha çok severim. Bi adres sorunca yirmi kişi yardımcı olmaya çalışıyor. Halk çok halk istanbul'da.
Anadolu'nun bir çok yerine gittim Ankara Yozgat ve Kırıkkale hariç daha stabil anlayışları olduğunu düşünüyorum.
Ankara'nın uyuz olduğum diğer yanı ise semtlerin sınırları çekilmese de insanlar birbirinden çok ayrı. Mesela Keçiören tipi bellidir. Mesela Ulus' a takılan bellidir. Bahçeli' ye takılan bellidir.
Kızılay bölge bölgedir. Eğer Kürdistan kurulursa; (şahsi fikrimdir) karanfil sakarya civarı direk oraya bağlı özerk bir bölge ilan edilir; Nahcivan gibi..
Mesela Çiğdem mahallesi vardır çok sakin ve chp kökenli bir bölgedir. Oy oranı akp açısından az olduğu için o bölgeye otobüs dolmuş bulmak ölümdür.
Ankara'nın vatandaşı çok çabuk kabullenir her şeyi. Arada bir ayaklanır haklı olarak insanlar çok sert müdahale yer.
Ankara'nın gece hayatı güzeldir. Ama 5. gitmenizden sonra farklı insanlar görmezsiniz.. Hep aynı insanlar hep aynı hep aynı...
Ankara'nın yağmurlu havalarda ara sokakları güzeldir ama. Bi de geceye doğru karanfildeki işportacıları çok severim. Ankara Ankaralıktan çıkar onu severim..
Siz ne düşünüyosunuz Ankara hakkında...
0
7 sene yaşayıp 4 sene önce ayrıldım. O günden sonra da hiç gitmedim. Özellikle gitmeme durumu yok, sadece denk gelmedi. Ama sonbaharı şarabını kapıp Seğmenler'e çıkmalık. Ankara'ya dair en çok özlediğim şey de budur herhalde.
0
Valla istanbul'la karşılaştırdığın kısmın zıttını düşünüyorum. Hatta ankara'da aştide beklerken bir kere istanbul'dan gelen bir kadın birşeyler sordu. Anlattım falan. Kadın istanbul'da böyle yardım edeni bulamayız falan dedi övdü gitti. Bunun haricinde kıyaslamalarda ankara'nın daha samimi oldugunu söylüyorlardı ama... İstanbul'da tedirginlik oluyor mesela birine bir işim düşmesi konusunda.
semt semt insan tipleri değişiyor evet. Ama bu heryerde böyledir sanıyordum.
Güvenlik sıkıntı geliyordu bana hele bazı ilçelerde 9'dan sonra çıkma yani. Ama dışarıdan bakanlara bahsedince ankara kadar güvenli yer var mı ya? diyorlar. halbuki bunu söyleyenlerin şehrinde yaşıyorum çok daha güvenli yerler.
Karanfilin falan özerkliğini alacak bir grup yok. Zaten gençlerin akın ettiği birkaç ana yer varken bir grubun oradaki kalabalığın çoğunluğunu oluşturması pek mümkün değil ankara'da. Ama ilçe ya da mahalle bazında kümelenmeler yüksek (orada oturan aileler bazında)
Ankara'da cidden harika orkestra, opera ve fuarlar oluyor. Her sene mutlaka efsane olmuş bir caz ya da blues sanatçısı getirirler mesela. Ama ilgilenenin haberi oldugundan dışarıdan bakan adam burada hiç kültürel bir şey yok diyor.
Gece hayatı hakkında konuşmak istemem ama karanfil, güven park, ulus gibi yerlerdeki işportacıları hiç sevmem. Ayrıca şu telefon borsası gibi yerlerdeki tezgah sahiplerini. Pahalıymış desen bıçaklıcak adamlar.
20 yıldır oradaydım. 3 yıldır başka şehirdeyim
semt semt insan tipleri değişiyor evet. Ama bu heryerde böyledir sanıyordum.
Güvenlik sıkıntı geliyordu bana hele bazı ilçelerde 9'dan sonra çıkma yani. Ama dışarıdan bakanlara bahsedince ankara kadar güvenli yer var mı ya? diyorlar. halbuki bunu söyleyenlerin şehrinde yaşıyorum çok daha güvenli yerler.
Karanfilin falan özerkliğini alacak bir grup yok. Zaten gençlerin akın ettiği birkaç ana yer varken bir grubun oradaki kalabalığın çoğunluğunu oluşturması pek mümkün değil ankara'da. Ama ilçe ya da mahalle bazında kümelenmeler yüksek (orada oturan aileler bazında)
Ankara'da cidden harika orkestra, opera ve fuarlar oluyor. Her sene mutlaka efsane olmuş bir caz ya da blues sanatçısı getirirler mesela. Ama ilgilenenin haberi oldugundan dışarıdan bakan adam burada hiç kültürel bir şey yok diyor.
Gece hayatı hakkında konuşmak istemem ama karanfil, güven park, ulus gibi yerlerdeki işportacıları hiç sevmem. Ayrıca şu telefon borsası gibi yerlerdeki tezgah sahiplerini. Pahalıymış desen bıçaklıcak adamlar.
20 yıldır oradaydım. 3 yıldır başka şehirdeyim
0
askerliğimi yapmıştım bi aralar bence çük gibi memleket.
hiç unutmam yeni gelmişim metroyla kızılaya geçtim merdivenlerden yukarı çıkıyorum bir sürü insanla birlikte herkesin yüzü mahkeme duvarı gibiydi ve topuk sesinden başka bir ses yoktu. tek kelime bile çıkmıyordu.
ek: ayrıca istanbulla karşılaştırdıgın kısma pek katılmıyorum. istanbulda akşam saat 10dan sonra birine saati sorsan ya seni sikecekmiş gibi ya da sen onu sikecekmişsin gibi tepki veriyor.
hiç unutmam yeni gelmişim metroyla kızılaya geçtim merdivenlerden yukarı çıkıyorum bir sürü insanla birlikte herkesin yüzü mahkeme duvarı gibiydi ve topuk sesinden başka bir ses yoktu. tek kelime bile çıkmıyordu.
ek: ayrıca istanbulla karşılaştırdıgın kısma pek katılmıyorum. istanbulda akşam saat 10dan sonra birine saati sorsan ya seni sikecekmiş gibi ya da sen onu sikecekmişsin gibi tepki veriyor.
0
pek iyi seyler dusundugum soylenemez. Ankaraya ailem ve arkadaslarim icin katlaniyorum. Uzun zaman gitmeyince bi ozlem oluyor ama 2 gun sonra geciyor. Ama maalesef ki kütügümü de inkar edemem.
0
Cevabi otobüsten yazıyorum simdi tam ankaradan ayrilirken :), 24 senedir ankaradaydim, 1 sene istanbul, 2 senedir de izmirdeyim. Ankaranin insanları bana hep daha samimi geliyor sebebi belki de dışarıdan daha çok kişilerin birbirinin evlerinde toplanması dolayısıyla organizasyonların daha çok muhabbet odaklı dönmesi olabilir. Çoğu müzik grubu da ankaradan çıkmadır arastirirsaniz rahatlıkla görürsünüz. Sozlukte de en fazla entari ankara hakkindaydi en son baktığımda. Son olarak tüm ankara severlere gelsin; vega - ankara
0
istanbul'da yaşadığını düşünmüyorum. halk çok halk istanbul'da he mi ? öyle değil işte hocam öyle değil.
0
7 yıl yaşadım. ilk 2 yılı nefret ettim. egeliyim. o soğuk ve o kıraç topraklar. aman allahım.. sonra 7 yıl sonunda ayrılırken ağladım. ayrılalı 14 yıl oldu. arada sırada özlüyorum. ankara'ya alışınca seviyorsunuz ama ayrılınca da onsuz olabiliyor. tuhaf bir şehir.
0
semtlerin kültürel özelliklerinin farklılık arz etmesi kötü bir şey değil ki. bu semt kültürü özelliği, kentleri kent yapan özelliklerden biridir. aynı semtte at hırsızı tipli adamlarla, apaçilerin, entellektüellerin, eli yüzü düzgün sakin vatandaşın garip ve kaotik bir iç içeliği olsa daha mı iyi olacak?
otobüs seferlerinin belli yerlerde sıkıntılı olması tamamen melih gökçek etkisi.
adres sorma meselesine gelince, çok abartı bir genelleme olmuş. ben doğma büyüme ankaralıyım, adres sorunca insanlar herhangi bir şehirdeki insanlar kadar yardımcı oluyor, cins tipler her şehirde çıkar.
kim ne derse desin, türkiye genelini dolaştığınızda ankara'nın bu ülkedeki sınırlı sayıdaki yaşanabilir şehirlerden olduğu açık.
biz de düz mantıkla diyelim ki, ulen istanbul'da belediye otobüsünde her an molotof yiyebilirsin. eee şimdi genelleme yapıp, istanbul kötüdür mü diyelim. yorumların biraz abartı geldi bana.
otobüs seferlerinin belli yerlerde sıkıntılı olması tamamen melih gökçek etkisi.
adres sorma meselesine gelince, çok abartı bir genelleme olmuş. ben doğma büyüme ankaralıyım, adres sorunca insanlar herhangi bir şehirdeki insanlar kadar yardımcı oluyor, cins tipler her şehirde çıkar.
kim ne derse desin, türkiye genelini dolaştığınızda ankara'nın bu ülkedeki sınırlı sayıdaki yaşanabilir şehirlerden olduğu açık.
biz de düz mantıkla diyelim ki, ulen istanbul'da belediye otobüsünde her an molotof yiyebilirsin. eee şimdi genelleme yapıp, istanbul kötüdür mü diyelim. yorumların biraz abartı geldi bana.
0
pescador
otobos 17-18 lira en az. ayda iki kez 1 veya 2 günlüğüne gitmek istiyorum çorluspor'un maçları için. şu durumda mümkün değil ayda 100 küsür lira yol masrafı yapamam.tren daha ucuzdu mesela ama YHT geyiği yüzünden onu da kaldırdılar sanırım, di mi? şöyle 9-10 liraya falan gidip gelemez miyiz bi şekil
otobos 17-18 lira en az. ayda iki kez 1 veya 2 günlüğüne gitmek istiyorum çorluspor'un maçları için. şu durumda mümkün değil ayda 100 küsür lira yol masrafı yapamam.
tren daha ucuzdu mesela ama YHT geyiği yüzünden onu da kaldırdılar sanırım, di mi? şöyle 9-10 liraya falan gidip gelemez miyiz bi şekilde? istanbul içinde nereden yola çıkacağım hiç önemli değil, acıbadem'deyim ama tuzla veya beylikdüzü'ne geçmek falan 1.5 liraya mal olur bana, sorun değil o kısmı.
tren daha ucuzdu mesela ama YHT geyiği yüzünden onu da kaldırdılar sanırım, di mi? şöyle 9-10 liraya falan gidip gelemez miyiz bi şekilde? istanbul içinde nereden yola çıkacağım hiç önemli değil, acıbadem'deyim ama tuzla veya beylikdüzü'ne geçmek falan 1.5 liraya mal olur bana, sorun değil o kısmı.
0
blablacar.com.tr tarzı sitelere bi göz at. buzlu küvette uyanırsan sorumluluk kabul etmem ama.
0
gidiş geliş toplamda 20 lira tutar. 5 lira yenibosna to silivri, 5 lira silivri to çorlu taksileri. tabi bu üç sene önceki fiyattı şimdi ne oldu o taksiler hiç bilmiyorum
0
ben geçenlerde çerkezköy'den çorlu'ya 7 liraya gittim minibüsle, istanbul'dan 17-18 abartı bir rakam değil.
sağlam bahis kuponları verirsen, tavuğumu senden esirgemem çerkezköy-çorlu arası yol paranı ben karşılarım hehe:))
sağlam bahis kuponları verirsen, tavuğumu senden esirgemem çerkezköy-çorlu arası yol paranı ben karşılarım hehe:))
0
Biletleri firmanın internet sitesinden alabilirsin, daha uygun olur.
0
en ucuz şeklini, metrobüs ile tüyap - 303 silivri - doblo'larla çorlu şeklinde yapıyorum ben. akbili beleş varsayıyoruz, silivri 4.5 TL(öğrenciye tabi), çorlu'ya da 10 TL (hatta yine öğrenciye 8). özetle minimum 12.5 TL'ye gidebilirsin, bu da gidiş dönüş 25 TL'ye tekabül eder. gayet makul bence.
0
raskolnikov2
Nasıl öğrenebilirim?Harfleri biliyorum ama bitişme durumlarında işler karışıyor. Geçen sene kaldım bu sene de alttan alıyorum. Ders işlediğimiz alıştırma kitabında her harfin alıştırma kelimeleri var.Be harfi bayram, bayrak, bulut vs. Diye gidiyor. Bu kelimeleri tam okuyamıyorum.
Nasıl öğrenebilirim?
Harfleri biliyorum ama bitişme durumlarında işler karışıyor. Geçen sene kaldım bu sene de alttan alıyorum. Ders işlediğimiz alıştırma kitabında her harfin alıştırma kelimeleri var.
Be harfi bayram, bayrak, bulut vs. Diye gidiyor. Bu kelimeleri tam okuyamıyorum.
Harfleri biliyorum ama bitişme durumlarında işler karışıyor. Geçen sene kaldım bu sene de alttan alıyorum. Ders işlediğimiz alıştırma kitabında her harfin alıştırma kelimeleri var.
Be harfi bayram, bayrak, bulut vs. Diye gidiyor. Bu kelimeleri tam okuyamıyorum.
0
murat bardakçı'yı antipatik bulurlar ama osmanlıca nasıl öğrenilir konusunda en doğrusunu o söyler; kıçını terletip dizini kırıp öğreneceksin.
bildiğin gibi osmanlıcada bilhassa türkçe kökenli olmayan kelimelerde ünlü sesler yazılmaz. kelimedeki ünsüz sesleri tek tek yaz. ortaya bir kalıp çıkar. aradaki boşlukları mantığına göre doldur. örneğin zafer kelimesi (z-f-r) diye görünür üç harf ile. sen metnin devamına da bakıp bu kelime olsa olsa zaferdir diyeceksin. bütün kelimeler böyle. bi de tabi, o alıştırmalarda ünlü seslerin ve diğerlerinin kelime başı ortası ve sonunda nasıl bitiştiğini kelimelere baka baka görmen gerekiyor kitapta muhakkak harflerin kelime başı, sonu ve ortası kullanımları verilir ilk ünitede, baş sayfalarda.
gerekirse 1 sene ilkokul 1 çocuğu gibi heceleye heceleye oku kelimeleri. ben bile hala tanıdık kelime gelmezse öyle yapıyorum.
bildiğin gibi osmanlıcada bilhassa türkçe kökenli olmayan kelimelerde ünlü sesler yazılmaz. kelimedeki ünsüz sesleri tek tek yaz. ortaya bir kalıp çıkar. aradaki boşlukları mantığına göre doldur. örneğin zafer kelimesi (z-f-r) diye görünür üç harf ile. sen metnin devamına da bakıp bu kelime olsa olsa zaferdir diyeceksin. bütün kelimeler böyle. bi de tabi, o alıştırmalarda ünlü seslerin ve diğerlerinin kelime başı ortası ve sonunda nasıl bitiştiğini kelimelere baka baka görmen gerekiyor kitapta muhakkak harflerin kelime başı, sonu ve ortası kullanımları verilir ilk ünitede, baş sayfalarda.
gerekirse 1 sene ilkokul 1 çocuğu gibi heceleye heceleye oku kelimeleri. ben bile hala tanıdık kelime gelmezse öyle yapıyorum.
0
Hayrat vakfı milli eğitim bakanlığı işbirliğiyle ücretsiz olarak öğretiyor. Her ilde var kursları
0
dergus
Ben şu an Konya'dayım mesela. Burada hiç ama hiç yok. Damak tadı farkı desem, her yerde çiğ köfteci var. İstanbul'un en meşhur olaylarından biri olan nohut pilav neden diğer şehirlere yayılmıyor arkadaşlar?
Ben şu an Konya'dayım mesela. Burada hiç ama hiç yok. Damak tadı farkı desem, her yerde çiğ köfteci var. İstanbul'un en meşhur olaylarından biri olan nohut pilav neden diğer şehirlere yayılmıyor arkadaşlar?
0
Pilav Anadolu'da spesifik bir özelliği olmayan herhangi bir besinken İstanbul'da çok fantastik bir tatmış gibi algılanıyor sanırım, ondan olabilir.
0
demek ki ilginç olan geri kalan 80 ilin insanları değil, istanbul sakinleri.
çiğ köfte ulusal bir lezzetken, nohut pilav, böyle bir algıya ulaşamadı. nohut-pilav da güzel bir şey ama, yine de, pilav ve nohut işte arkadaş. niye durduk yere nohut pilav atıştırmak isteyelim ki. bence ilginç olan istanbul'da böyle yaygın olması. doğru soru:''bu olay niye istanbul'da bu kadar yaygın acaba?'' olabilir.
hatta dizilerde falan çıkıyordu, böyle offf nohut-pilav yumulalım hemen diyen karakterler. ne değişik adamlar yav bunlar, alla alla diyodum. herkesin olaya bakışı farklı demek ki. nohut pilav yemişliğim de var ama bende öyle bir çiğköfte bağımlılığı benzeri bir his oluşturmadı hiç. insanların çoğu benim gibi olabilir.
çiğ köfte ulusal bir lezzetken, nohut pilav, böyle bir algıya ulaşamadı. nohut-pilav da güzel bir şey ama, yine de, pilav ve nohut işte arkadaş. niye durduk yere nohut pilav atıştırmak isteyelim ki. bence ilginç olan istanbul'da böyle yaygın olması. doğru soru:''bu olay niye istanbul'da bu kadar yaygın acaba?'' olabilir.
hatta dizilerde falan çıkıyordu, böyle offf nohut-pilav yumulalım hemen diyen karakterler. ne değişik adamlar yav bunlar, alla alla diyodum. herkesin olaya bakışı farklı demek ki. nohut pilav yemişliğim de var ama bende öyle bir çiğköfte bağımlılığı benzeri bir his oluşturmadı hiç. insanların çoğu benim gibi olabilir.
0
pilav unkapanında ünlüdür. unkapanı da istanbulda. olay bundan ibaret.
aynı şekilde bakarsanız 10 yıl evvel midye dolmayı belli şehirler hariç diğer yerlerde zor bulurduk fakat su an baya yaygınlaştı gibi.
zamanla pilav da gelir.
aynı şekilde bakarsanız 10 yıl evvel midye dolmayı belli şehirler hariç diğer yerlerde zor bulurduk fakat su an baya yaygınlaştı gibi.
zamanla pilav da gelir.
0
diger sehirleri bilemiyorum da en azindan ankara'da da istanbul'daki kadar yaygin diyebilirim. hatta canim cekti lan.
0
Ankara ve İzmir'de de gâyet ünlüdür.
Hatta İzmir'de sadece nohutla kalmaz iş. Tavuk, ciğer, kavurma gibi ekstralarla birlikte satılır.
Hatta İzmir'de sadece nohutla kalmaz iş. Tavuk, ciğer, kavurma gibi ekstralarla birlikte satılır.
0
pescador
mevcut durumumuzla ilgili olarak sormuyorum bu soruyu, o yüzden "çıkmaz yea" demeyin. çıktığını varsayıyoruz. suriye ultimatom vermiş mesela. bombaladık onları diyelim, resmen savaş ilan ettiler. biz de "gel amk piçi gel" dedik, strateji dehası kısa adam çıktı televizyona uzunla birlikte dedi ki bey
mevcut durumumuzla ilgili olarak sormuyorum bu soruyu, o yüzden "çıkmaz yea" demeyin. çıktığını varsayıyoruz. suriye ultimatom vermiş mesela. bombaladık onları diyelim, resmen savaş ilan ettiler. biz de "gel amk piçi gel" dedik, strateji dehası kısa adam çıktı televizyona uzunla birlikte dedi ki beyler savaşa giriyoz.
bu durumda memleketteki asker hareketliliği nasıl olur? ne bileyim 18-40 yaş arası tüm erkekler askere mi çağrılır mesela? ya da mevcut orduyla girilir, savaşın gidişatına göre askerliğini yapmış olanlar ya da diğer gençler mi çağrılır grup grup? nasıl oluyo bu işler kanunu kitabı var mı?
bu durumda memleketteki asker hareketliliği nasıl olur? ne bileyim 18-40 yaş arası tüm erkekler askere mi çağrılır mesela? ya da mevcut orduyla girilir, savaşın gidişatına göre askerliğini yapmış olanlar ya da diğer gençler mi çağrılır grup grup? nasıl oluyo bu işler kanunu kitabı var mı?
0
Evet once mevcut asker, sonra gerekirse askerligini yapmis 45 yasa kadar herkes diye biliyorum ben.
0
o işler öyle kolay değil. dediğin gibi topyekün bir savaş çıksa bile sefer görev emri olayına göre, ihtiyaç duyulursa askerlikle işi bitmiş insanlarda ihtiyaten çağırılır ama, sıra oraya gelene kadar ooo. zaten herkesi suriye tarafına cepheye nakledecek halleri yok.
ayrıca ben hakkari'de hudut birliğinde yaptım, sanıyorum benim gibilerin muafiyeti var.
neyse al mevzuat bu, ben üşenip okumadım istersen oku sorunun cevabı burda www.mevzuat.gov.tr
ayrıca ben hakkari'de hudut birliğinde yaptım, sanıyorum benim gibilerin muafiyeti var.
neyse al mevzuat bu, ben üşenip okumadım istersen oku sorunun cevabı burda www.mevzuat.gov.tr
0
m e b
Yine anket gibi oldu ama benim bunu sormamdaki amaç farklı. Diyelim ki ünlü, başarılı bir şahsiyetin kayıtsız şartsız tüm bilgi birikimine, "kendini geliştirmekle kazanılan özellikler"ine (mesela yabancı dil vs.) sahip olacaksınız. Bu kim olurdu?Ya da atıyorum bu şahıs Dostoyevski gibi edebi yönü ço
Yine anket gibi oldu ama benim bunu sormamdaki amaç farklı. Diyelim ki ünlü, başarılı bir şahsiyetin kayıtsız şartsız tüm bilgi birikimine, "kendini geliştirmekle kazanılan özellikler"ine (mesela yabancı dil vs.) sahip olacaksınız. Bu kim olurdu?
Ya da atıyorum bu şahıs Dostoyevski gibi edebi yönü çok iyi olan biri de olabilir.
Ya da atıyorum bu şahıs Dostoyevski gibi edebi yönü çok iyi olan biri de olabilir.
0
Kesin bir cevap veremem ama kesinlikle bir edebiyatci olmayacagini soylerim hic dusunmeden.
0
Çok kişi var sanırım ama şu an aklıma ilk gelen 2 isim var, Mîna Urgan ve İlber Ortaylı
0
steven wilson, roger waters, jean-christophe grangé, steven moffat.
0
Peki o şahsın yerine geçiyor muyuz yoksa kuru kuru bilgiler bize mi geçiyor? Kişinin yerine geçiyorsak tabii ki Bill Gates. Hem yarattığı şeyler tüm dünya tarafından kullanılıyor, kullanılacak hem de aşırı zengin.
0
-ilber ortaylı
-nikola tesla
-muazzez ilmiye çığ
-zahi hawass
-albert einstein
-karl marks
-the doctor
www.youtube.com
-nikola tesla
-muazzez ilmiye çığ
-zahi hawass
-albert einstein
-karl marks
-the doctor
www.youtube.com
0
o kişinin bilgi ve birikimine sahip olduğumda,
mevcut hastalık ve korkularına da sahip olacağım düşüncesi ile 'hiç kimse' diyorum.
(eklediğin bedeni ve konumu değil cevabını görmemiştim)
bedeni zihinden ayıramıyorum,
bu da benim bilgi birikimim,
ona ne olacak peki,
ya bilgilerimiz çakışırsa,
veya onun bilgi birikimi benim bedene overload olursa ve beni kanser ederse
o bilgi ile hayatımda tutmak ve yol vermek istediğim şeyler de değişeceği için zaten ben ben olmayacağım ki
neden böyle sorular soruyorsun
ühü
mevcut hastalık ve korkularına da sahip olacağım düşüncesi ile 'hiç kimse' diyorum.
(eklediğin bedeni ve konumu değil cevabını görmemiştim)
bedeni zihinden ayıramıyorum,
bu da benim bilgi birikimim,
ona ne olacak peki,
ya bilgilerimiz çakışırsa,
veya onun bilgi birikimi benim bedene overload olursa ve beni kanser ederse
o bilgi ile hayatımda tutmak ve yol vermek istediğim şeyler de değişeceği için zaten ben ben olmayacağım ki
neden böyle sorular soruyorsun
ühü
0
Başkasının bilgi birikimine ihtiyacım yok şu anki bilgi birikimim ve düşünce yapımı 14 sene öncesindeki halime aktarabiliyorsak o yeter de artar bile bana..
0
Şu halimize bakın; daha imla hatalarımızın önüne geçebilmiş insanlar değiliz.
O bilgi birikimle ne yapmak istediğimiz önemli.
O bilgi birikimle ne yapmak istediğimiz önemli.
0
neden atatürk çünkü pek çok sayılan kişi burada hep tek alanda bilgili kişiler, karl marx misal adamdır adamın hasıdır ama yaptığı hareketler yanlış, yaptığı düzenlemeler yanlış değil. neyse demek istediğimi anla yani bu adam misal ekonomist diğeri başka vs. atatürk çok daha kapsamlı bir adam gerçekten o yüzden onunkine sahip olmak isterdim. kitaplar atatürkü put gibi anlatıyor ama şöyle tarafsız bir kitap olsa da okusak atatürkü insan gibi anlatan neler başarmış neler biliyormuş öğrensek gerçi böyle bir şeyi tam olarak asla öğrenemeyiz çünkü adam kendini geliştirmiş sonra da savaşa girmiş kendini pazarlayacak hiçbir şey yapmamış ki doğru düzgün. yani belki yeni bir ülke kurmakla devrimlerle uğraşmak yerine mevcut imparatorluğu sürdürseydi şu an tam bir ortadoğu ülkesi ama çok da zengin ve refah içinde olan bir ülke olabilirdik. Diyeceksin ki sen nereden biliyorsun çoğunlukla oradan buradan parça parça ufak bilgiler ve onları birleştirme biraz da varsayım ve tahmin.
0
@bigl0rd: sence o kadar basite mi indirgenmeli durum?
bence daha fazlası yapılabilir.
bence daha fazlası yapılabilir.
0
Madem kişinin yerine geçmiyoruz sadece bilgi geçiyor, o zaman sevdiğim bir müzisyenin bildiklerini bilmek isterdim. Eric Clapton, John Mayer, Stevie Ray Vaughan vs. vs. O zaman onlar gibi şarkı yazabilirdim herhâlde. Karl Marx gibi bir şeye derman olmayan adamın bilgisini ne yapayım.
0
ada lovelace, marie curie, albert einstein, stephen hawking, nikola tesla, robert oppenheimer -ama kesinlikle yerinde olmak istemezdim :/ - , ebu musa cabir bin hayyan -bak düşün ne kadar geriye gittim.. gerçi onun ürettiği bilgileri şimdi zaten biliyoruz da, bazen "oha nasıl düşünmüş ki bunu?" dediğim olmuyor değil.. ben salağım, evat-, niels bohr, john william strut rayleigh,werner heisenberg, erwin schrödinger ...daha bu böyle gider. evet bir kısmı quantum mekanikçisi ve onların bilgi birikimine sahip olmak isterdim. (bir kısmı değil tabi)
ha bi de, sadece bilgi birikimlerini değil de zekalarını ve sebatlarını da alsak oluyor mu? :/ zira şu anda çok ihtiyacım var da :( *ağlayarak uzaklaşır*
ha bi de, sadece bilgi birikimlerini değil de zekalarını ve sebatlarını da alsak oluyor mu? :/ zira şu anda çok ihtiyacım var da :( *ağlayarak uzaklaşır*
0
ferdinand griffonn
..bahanesi nedir ? Neden soylemiyonuz ?(Kisisel bir soru degildir; ben soyledim cok sukur, mutluyum. Siz de soyleyin)
..bahanesi nedir ? Neden soylemiyonuz ?
(Kisisel bir soru degildir; ben soyledim cok sukur, mutluyum. Siz de soyleyin)
(Kisisel bir soru degildir; ben soyledim cok sukur, mutluyum. Siz de soyleyin)
0
soyleyince noldugunu gorduk de ondan. sicildi agzimiza, rezil olduk, hor gorulduk, dalga gecildik, evlerimize atesler salindi. oyunu oynamadan olmuyor be canim. yuzde 99.9 olmuyor diyelim ama 0.1i beklerken de yalniz kalmanin alemi yok.
0
reddedilmek hayallerine de ket vuruyor insanın. sebebi bu riski kabullenememektir.
0
@yesilimtrak
Neden ablacim? Nedenmis disi kardesler soylemesin? =) bize de yazik degil mi?
Neden ablacim? Nedenmis disi kardesler soylemesin? =) bize de yazik degil mi?
0
kadınlar da iki reddedilince "söylemiycem işte bir daha bana ne :(:(" moduna giriyor hemen. erkeğin reddetme hakkı bulunmuyor mu? ayrımcılık resmen. özgüvenimi yok etti, korkuyorum falan deyin açık açık. erkeklere laf etmek çok anlamsız.
0
bugüne kadar hiç açılmadım dolayısıylada reddedilmedim. ama acılsamda bir bok olmayacağı ortada hiç sinyal veren biri olmadı bile. hep baskası kapıyor kızı, sanki bazen bir matrixin içindeyimde diğer figuranlar daha kolay bir hayat yasayıp istediklerimi elde ediyormus gibi geliyor. tam anlatabildim mibilmiyorum.
0
babam memurdu, tayin senesiydi.
ayrı düşeceğimiz, bir daha görüşemeyeceğimiz için söylemedim.
"bu olay 9 yıl önce, cep telefonu ve internetin bu kadar yaygın olmadığı zamanda yaşanmıştır.
.
ayrı düşeceğimiz, bir daha görüşemeyeceğimiz için söylemedim.
"bu olay 9 yıl önce, cep telefonu ve internetin bu kadar yaygın olmadığı zamanda yaşanmıştır.
.
0
üşengeçlik
şu anda sevdiğim biri yok gerçi ama, ancak çok yoğun duygular hissettiğim kişilere sevdiğimi söylememe rağmen, büyük bir istikrarla reddedildim. insanda robot değil haliyle, bir süre sonra o heyecan, istek falan da kalmıyor. amann nasıl olsa hep aynı olay, aynı klişe karşılıklar alınacak falan diye arada üşengeçlikten sevdiğimi söylemediklerim oldu.
evet cevabım üşengeçlik. yine üşenirsem yine söylemem pişman değilim.
şu anda sevdiğim biri yok gerçi ama, ancak çok yoğun duygular hissettiğim kişilere sevdiğimi söylememe rağmen, büyük bir istikrarla reddedildim. insanda robot değil haliyle, bir süre sonra o heyecan, istek falan da kalmıyor. amann nasıl olsa hep aynı olay, aynı klişe karşılıklar alınacak falan diye arada üşengeçlikten sevdiğimi söylemediklerim oldu.
evet cevabım üşengeçlik. yine üşenirsem yine söylemem pişman değilim.
0
birkaç kez söyledim reddedildim. artık kasmıyorum.
ama bana teklif eden kızları hep kabul etmişimdir, sevdiğini söylemeyen kızlar ayıp ediyor, bilmiş olsunlar.
bir 3. dünya ülkesi vatandaşı olarak 4. dünya ülkesinden bir kız bulup saçma sapan evlenmeyi planlıyorum. türk kızından ucuza geliyor.
ama bana teklif eden kızları hep kabul etmişimdir, sevdiğini söylemeyen kızlar ayıp ediyor, bilmiş olsunlar.
bir 3. dünya ülkesi vatandaşı olarak 4. dünya ülkesinden bir kız bulup saçma sapan evlenmeyi planlıyorum. türk kızından ucuza geliyor.
0
sevdiğimizle kaldık, ondandır. kadın-erkek fark etmiyor bu durumda.
aslında sevdiğimizle kalsak iyi, babamasoliimbananickaldirsin in dediği gibi : rezil olduk, gururumuz incitildi, umursanmadık, hor görüldük. tuhaf yani. ben her zaman duyguların saklanmaması söylenmesi taraftarıydım ama öyle biri çıktı ki karşıma, lanet ettim.
aslında sevdiğimizle kalsak iyi, babamasoliimbananickaldirsin in dediği gibi : rezil olduk, gururumuz incitildi, umursanmadık, hor görüldük. tuhaf yani. ben her zaman duyguların saklanmaması söylenmesi taraftarıydım ama öyle biri çıktı ki karşıma, lanet ettim.
0
pescador
hem foley hem de sotloff'u öldürdü bunlar, değil mi? ABD'nin ülke içindeki BAĞZI kesimleri siklemediğini ancak uluslararası arenada vatandaşına çok büyük önem verdiğini biliyoruz. IŞİD'in ABD veya başka birileri tarafından desteklenen, pışpışlanan bir grup olduğu da belli. benim aklıma şu soru geldi
hem foley hem de sotloff'u öldürdü bunlar, değil mi? ABD'nin ülke içindeki BAĞZI kesimleri siklemediğini ancak uluslararası arenada vatandaşına çok büyük önem verdiğini biliyoruz. IŞİD'in ABD veya başka birileri tarafından desteklenen, pışpışlanan bir grup olduğu da belli.
benim aklıma şu soru geldi, bir tane kaptanı kaçırıldı diye orduyu harekete geçirip operasyon yapan ABD iki gazetecisinin kafasının kesilmesine nasıl ve neden göz yumdu? bu abiler amariga'nın çıkarları için kurban edilmiş, görmezden gelinmiş insanlar mı? yoksa IŞİD gerçekten ABD'yi iplemeyen, kafasına eseni yapabilen bir örgüt mü? ya da ABD'yle arası iyi olmayanlar tarafından mı destekleniyor örneğin?
benim aklıma şu soru geldi, bir tane kaptanı kaçırıldı diye orduyu harekete geçirip operasyon yapan ABD iki gazetecisinin kafasının kesilmesine nasıl ve neden göz yumdu? bu abiler amariga'nın çıkarları için kurban edilmiş, görmezden gelinmiş insanlar mı? yoksa IŞİD gerçekten ABD'yi iplemeyen, kafasına eseni yapabilen bir örgüt mü? ya da ABD'yle arası iyi olmayanlar tarafından mı destekleniyor örneğin?
0
1) IŞİD, kafasına göre hareket eden çılgın bi grup değil. Adamlar dikey örgütlenmiş, belirli bi strateji ışığında hareket ediyorlar.
2) ABD ve Türkiye eskiden dolaylı veya doğrudan ışid'i desteklediler evet. Ve şimdi besle kargayı oysun gözünü durumu var yaşanıyor biraz. El kaide'de de aynısı olmuştu. Bkz: 11 eylül
Öldürülen 2 gazeteci de en az 1 yıldır rehin durumdalar. Başka ABD vatandaşları da var ellerinde. Bu yüzden kurtarma operasyonu yapmıyor olabilirler.
Öte yandan, Obama artık eskisi gibi ortadoğuya girin, yakın yıkın emri veremiyor. Önce kendi halkını ikna etmesi lazım. Amerikan kamoyunun da sıtkı sıyrıldı ortadoğudan. Asker göndermek istemiyorlar. Bence haklılar.
2) ABD ve Türkiye eskiden dolaylı veya doğrudan ışid'i desteklediler evet. Ve şimdi besle kargayı oysun gözünü durumu var yaşanıyor biraz. El kaide'de de aynısı olmuştu. Bkz: 11 eylül
Öldürülen 2 gazeteci de en az 1 yıldır rehin durumdalar. Başka ABD vatandaşları da var ellerinde. Bu yüzden kurtarma operasyonu yapmıyor olabilirler.
Öte yandan, Obama artık eskisi gibi ortadoğuya girin, yakın yıkın emri veremiyor. Önce kendi halkını ikna etmesi lazım. Amerikan kamoyunun da sıtkı sıyrıldı ortadoğudan. Asker göndermek istemiyorlar. Bence haklılar.
0
abd, ışid'in kürt bölgesinin hakimi olacak kadar büyümesini istemiyor ama bağdat ve kürt bölgesi arasındaki güç dengesinin çok fazla bozulmaması için ışid'in belli oranda varlığına da göz yummaktan rahatsız olmuyordur.
ışid'in biti haddinden fazla kanlanınca, abd hava saldırıları ve k.ırak ordusuna destek gibi etkinliklere başladı, bu da tabi ışid'in kendi çapında blietzkrieg'ini bozdu. onlarda işte buldukları amerikalıyı keserek amerikaya geri adım attırmaya çalışıyorlar.
ben amerikanın öyle bir iki vatandaşı öldü diye, ışid'e gözünü karartıp saldıracak bir devlet olduğunu sanmıyorum. tamam vatandaşı umursamama konusunda bir türkiye değiller ama, bir tek vatandaşım için dünyayı yakarımcı israil tavrına sahip olmadığına da adım gibi eminim.
ışid abd'yi iplemese, her öldürdükleri esire, ırakla işbirliği yapmayın diye konuşturma yaptırmaz.
ışid'in varlığı hemen herkesin işine bir miktar geldiği için çoğu ülke tarafından belli oranlarda desteklendiğini düşünüyorum.
ışid'in biti haddinden fazla kanlanınca, abd hava saldırıları ve k.ırak ordusuna destek gibi etkinliklere başladı, bu da tabi ışid'in kendi çapında blietzkrieg'ini bozdu. onlarda işte buldukları amerikalıyı keserek amerikaya geri adım attırmaya çalışıyorlar.
ben amerikanın öyle bir iki vatandaşı öldü diye, ışid'e gözünü karartıp saldıracak bir devlet olduğunu sanmıyorum. tamam vatandaşı umursamama konusunda bir türkiye değiller ama, bir tek vatandaşım için dünyayı yakarımcı israil tavrına sahip olmadığına da adım gibi eminim.
ışid abd'yi iplemese, her öldürdükleri esire, ırakla işbirliği yapmayın diye konuşturma yaptırmaz.
ışid'in varlığı hemen herkesin işine bir miktar geldiği için çoğu ülke tarafından belli oranlarda desteklendiğini düşünüyorum.
0
tabii hızlı büyümelerinin etkisi olarak ise bu sene içerisinde olmasa da geçtiğimiz senelerde çoğu körfez ülkelerinden aldıkları finansal yardımı da unutmamak gerekiyor. şimdiyse petrol olsun, haraç olsun, gayet iyi finansal durumları. sınır da kerhane kapısı gibi olunca gelişmeleri kolay şu saatten sonra.
amerika üzerinde baya baskı da oluştu tabii ikinci gazeteciden sonra. her basın toplantısında diş işleri sözcüsüne sorulup duruyor ışid'e savaş açılacak mı diye. savunma bakanı hagel türkiye'ye gelecekti koalisyon görüşmesi için. ne oldu bilemiyorum. bir yanda amerika'dan koalisyon teklifi, diğer yandan rehineler. akp hükümetinin muhteşem dış politikası sonucu elimiz kolumuz bağlı bir durumdayız anlayacağın.
amerika ise koalisyon olur olmaz ama bir şekilde girer bence. en son emirli'deki türkmenleri soykırımdan kurtaran kuvvetlere amerika'nın destek verdiği söyleniyordu zaten. suriye'de de keşif uçuşlarına başlamışlardı diye biliyorum. doğru zamanı mı bekliyorlar nedir, bilemiyorum o kadarını.
amerika üzerinde baya baskı da oluştu tabii ikinci gazeteciden sonra. her basın toplantısında diş işleri sözcüsüne sorulup duruyor ışid'e savaş açılacak mı diye. savunma bakanı hagel türkiye'ye gelecekti koalisyon görüşmesi için. ne oldu bilemiyorum. bir yanda amerika'dan koalisyon teklifi, diğer yandan rehineler. akp hükümetinin muhteşem dış politikası sonucu elimiz kolumuz bağlı bir durumdayız anlayacağın.
amerika ise koalisyon olur olmaz ama bir şekilde girer bence. en son emirli'deki türkmenleri soykırımdan kurtaran kuvvetlere amerika'nın destek verdiği söyleniyordu zaten. suriye'de de keşif uçuşlarına başlamışlardı diye biliyorum. doğru zamanı mı bekliyorlar nedir, bilemiyorum o kadarını.
0
Amariga âni cevaplar vermez. Barak başgan "Henüz bir stratejimiz yok." dedi. Tek başına bu cümle bile yeterince ürkütücü.
0
obama'nın en büyük projesi obamacare ve ülke icinde ona para bulabilmek icin dış operasyonları kısıtlıyor. bu hali ile tekrar askeri operasyona girisse, kendi kendisi ile ters düser. kaldı ki, muhtemelen bir daha başarısız olacak bir ortadoğu operasyonu iceride kendisini zayif gösterecek. cumhuriyetci parti, şu an ölmüş eşek, ama tea party movement var ve onlar cok sert yükleniyorlar. demokratlar obamadan sonra da başarıyı garantilemek icin riske girmek istemiyorlar.
kaldi ki dış politikada her zaman netice mühimdir. isid bugün var yarin yok, ama uzun vadede isid'in orada olmasi kime yarıyor. bunun cevabini sormak lazim. abd, cok da zararlı degil isid'in yaptiklarindan. orasi açık.
kaldi ki dış politikada her zaman netice mühimdir. isid bugün var yarin yok, ama uzun vadede isid'in orada olmasi kime yarıyor. bunun cevabini sormak lazim. abd, cok da zararlı degil isid'in yaptiklarindan. orasi açık.
0
bay meraklı
hep troll besliyorlar. en popüler başlıklar da hep bariz troll başlıkları. bunun nedeni aptal olmaları mı yoksa başka bir nedeni var mı? troll başlığı olduğunu anlayamıyorlar mı? yoksa anlasalar bile trolleri beslemekten mi hoşlanıyorlar ?bu troll sorusu değil. cidden merak ediyorum.
hep troll besliyorlar. en popüler başlıklar da hep bariz troll başlıkları. bunun nedeni aptal olmaları mı yoksa başka bir nedeni var mı?
troll başlığı olduğunu anlayamıyorlar mı? yoksa anlasalar bile trolleri beslemekten mi hoşlanıyorlar ?
bu troll sorusu değil. cidden merak ediyorum.
troll başlığı olduğunu anlayamıyorlar mı? yoksa anlasalar bile trolleri beslemekten mi hoşlanıyorlar ?
bu troll sorusu değil. cidden merak ediyorum.
0
Tahrik olup cevap vermek istiyorlar.
Trollüğün mantığı sazan.avi, işte bunlar da o sazanlar.
Trollüğün mantığı sazan.avi, işte bunlar da o sazanlar.
0
bir delinin(troll) kuyuya attığı taşı, çıkarmaya çalışan 40 kişi, her yerde vardır, doğaldır.
trolleri, bu adamların başlıklarına yazmayarak değil, bu adamların cirit atmasına izin vermeyerek engellersin. tabi engellemek isteyen bir kuyu sahibi var mı? orası muamma.
trolleri, bu adamların başlıklarına yazmayarak değil, bu adamların cirit atmasına izin vermeyerek engellersin. tabi engellemek isteyen bir kuyu sahibi var mı? orası muamma.
0
burada da bir sürü var. evet aptal sanırım. tanıdığım aklı başında yazarların, yıllardır badim olan adamların hiç trollere kandığını görmedim.
0
Eksi ben 2008de yazmaya basladigimda da boyleydi. O zamanlar zenci, nbdi, dengizik gibi troller vardi ve kimisi cok komik oluyordu :) yine trolleri beslemeyin diyenler vardi. Yanlis hatirlamiyorsam onetim uyari bile yapmisti trol besleyenleri konu alan.
0
troll yuvasıymış da, kırk akıllı olarak ekşiiciler hata ediyormuş da...
he, chp'li olmayan, dindar olan, ateistlere sorular soran, solcuları eleştiren, sağcı herkes troll zaten.
bu zihniyettekiler de aptallıklarını kanıtlıyor zaten.
he, chp'li olmayan, dindar olan, ateistlere sorular soran, solcuları eleştiren, sağcı herkes troll zaten.
bu zihniyettekiler de aptallıklarını kanıtlıyor zaten.
0
yarı yarıya. ama aptalların elinin ayarı olmadığından aptal yarı aşırı baskın çıkıyor.
şimdi en beğenilen 10 entryme baktım en uzunu 3 satır. okumayı da sevmiyorlar. kime ne laf soktun kime ne ayar bkzı verdin onun derdinde okuyucular. her birimiz de bi immanuel tolstoyoski, bi nazmiye demirel, bi vulpius olamayacağımıza göre :(
şimdi en beğenilen 10 entryme baktım en uzunu 3 satır. okumayı da sevmiyorlar. kime ne laf soktun kime ne ayar bkzı verdin onun derdinde okuyucular. her birimiz de bi immanuel tolstoyoski, bi nazmiye demirel, bi vulpius olamayacağımıza göre :(
0
insanin aptallik anlayisina gore degisir. kimisine gore kisinin yalnizca eksisozluk'te bulunuyor olmasi dahi aptal olarak nitelenmesi icin yeterlidir.
anlamiyor da olabilirler, ne kadar zekice cevap verdiklerini gostermek, begenilmek istiyor da olabilirler, troll'leri verdikleri zekice cevaplarla yeneceklerini dusunuyor da olabilirler.
anlamiyor da olabilirler, ne kadar zekice cevap verdiklerini gostermek, begenilmek istiyor da olabilirler, troll'leri verdikleri zekice cevaplarla yeneceklerini dusunuyor da olabilirler.
0
xenophobe
beyler diye girdim ama size, size hepinize. 4. seneye geldik, tez de var şimdi. ya ben etrafımda gördüklerimden, duyduklarımdan tez işinden çok korkar oldum. daha konumu bile bilmiyorum ama sanki asla yapamayacakmışım gibi. o akademik düzeyde değilim ki abi ben. alttan 5-6 tane dersi olan 2.30 ortal
beyler diye girdim ama size, size hepinize. 4. seneye geldik, tez de var şimdi. ya ben etrafımda gördüklerimden, duyduklarımdan tez işinden çok korkar oldum. daha konumu bile bilmiyorum ama sanki asla yapamayacakmışım gibi. o akademik düzeyde değilim ki abi ben. alttan 5-6 tane dersi olan 2.30 ortalamalı bir adamım. daha normal derslere bile yetkin değilim bu ortalama ve alttanlarla, tezi nasıl yapayım?
benim durumumda olan insanlar nasıl yaptı bu tezleri? parayla mı yaptırdınız hep?
korkmakta haklı mıyım yoksa bi şekilde hallediliyor mu?
benim durumumda olan insanlar nasıl yaptı bu tezleri? parayla mı yaptırdınız hep?
korkmakta haklı mıyım yoksa bi şekilde hallediliyor mu?
0
bir şekilde hallediliyor ama süreç biraz sancılı oluyor bölüme konuya hocaya göre değişir elbette. benim tez hocam çok düzenliydi her hafta aynı saatte görüşürdük öyle olunca haftalık ilerleme kaydettirdi bize ve çok erken denilebilecek bir sürede bitirmiştik.
0
derslerin falan durumu nasıldı peki? benim gibi 2.50 ve altında olan, nispeten dersleri kötü, akademik düzeyi yetersiz diyebileceğimiz arkadaşlar nasıl halletti onu merak ediyorum.
0
korkcak bi şey yok bre. konunu belirlemek senin sorunun. bence üzerine çalışılmış bir konu bul. böylece sana yol göesterebilir, kaynaklara erişimin kolaylaşır. sonrası sadece onu yorumlamaya kalıyor...
0
mezuniyet tezi, korkulacak bir şey değil.
tez konum olan yazarın, sağolsun her eseri farklı bir kütüphanede olduğu için biraz malzemeleri toparlamak uğraştırdı, bir de onları belli bir mantığa göre düzenleyip yazmak. (yazma işi de sıkıcılığından yoksa başka zorluğundan değil) tüm bunlara rağmen 1 ay içinde bitti bütün iş.
bir şekilde halledilir, önemli olan hocanın eline bitmiş, bastırılmış bir şey vermek. zaten akademik değeri olmayan şeyler, hocaların da bu yüzden, ı ıhh olmamış bu kabul etmiyorum diyeceğini sanmıyorum sen bir şekilde iyi kötü hazırladıktan sonra.
tez konum olan yazarın, sağolsun her eseri farklı bir kütüphanede olduğu için biraz malzemeleri toparlamak uğraştırdı, bir de onları belli bir mantığa göre düzenleyip yazmak. (yazma işi de sıkıcılığından yoksa başka zorluğundan değil) tüm bunlara rağmen 1 ay içinde bitti bütün iş.
bir şekilde halledilir, önemli olan hocanın eline bitmiş, bastırılmış bir şey vermek. zaten akademik değeri olmayan şeyler, hocaların da bu yüzden, ı ıhh olmamış bu kabul etmiyorum diyeceğini sanmıyorum sen bir şekilde iyi kötü hazırladıktan sonra.
0
korkmalik bi sey yok, parayla yazdirmak kadar da sacma bi sey yok kanimca.. okul boyunca yaptigim en faydali is bitirme calismasiydi bence.. 2.08 ile ve 6 senede mezun olmus bi insan olarak bunu soyluyorum ben..
elbet bolumune ve hocasina bagli olarak degisiklik gosterir ama zorlansan da ugrastirsa da kendin yapmalisin bence.. konu olarak da gercekten ilgini ceken bi alan secmelisin tabi..
elbet bolumune ve hocasina bagli olarak degisiklik gosterir ama zorlansan da ugrastirsa da kendin yapmalisin bence.. konu olarak da gercekten ilgini ceken bi alan secmelisin tabi..
0
ya bi an 4. sene ve tez deyince aklım doktoraya gitti nasıl yani yuh dedim.
lisans aklıma gelmedi yani düşün. o kadar tırt.
geçenlerde lisans tezimi açıp baktım da piyyyyy ne akademik düzeyi bırak ya.
aranın iyi olduğu hocayı seç yeter gerisi gelir.
lisans aklıma gelmedi yani düşün. o kadar tırt.
geçenlerde lisans tezimi açıp baktım da piyyyyy ne akademik düzeyi bırak ya.
aranın iyi olduğu hocayı seç yeter gerisi gelir.
0
korkacak bir şey yok hocam.
ben de dersleri kötü, hocaların tanımadığı, düşük ortalamalı asosyal bir tip olarak geçen dönem bitirme projesine başladım. normalde proje olduğu için 4 kişilik gruplar oluyor ama 2 kişi hiç gelmedi bile, biz 2 kişi devam ettik. Diğer arkadaşın da annesi vefat edince tek başıma kaldığım haftalar baya oldu. her hafta toplantıya çağıran ve biraz da bizi zorlayan hocaların olması da avantajımıza oldu.
kesinlikle kendin yapmalısın. benim de gözümde çok büyüse de 4 senede okulda ne öğrendiysem daha fazlasnı bu bitirme projesinde öğrendim ve resmen özgüvenim geldi mezun olurken.
ben de dersleri kötü, hocaların tanımadığı, düşük ortalamalı asosyal bir tip olarak geçen dönem bitirme projesine başladım. normalde proje olduğu için 4 kişilik gruplar oluyor ama 2 kişi hiç gelmedi bile, biz 2 kişi devam ettik. Diğer arkadaşın da annesi vefat edince tek başıma kaldığım haftalar baya oldu. her hafta toplantıya çağıran ve biraz da bizi zorlayan hocaların olması da avantajımıza oldu.
kesinlikle kendin yapmalısın. benim de gözümde çok büyüse de 4 senede okulda ne öğrendiysem daha fazlasnı bu bitirme projesinde öğrendim ve resmen özgüvenim geldi mezun olurken.
0
aradaki uzaklik
Bu iki enstrüman, Saz ve Kanun, Türk enstrümanı mı? Yoksa kökü diğer kültürlere filan mı dayanıyor?
Bu iki enstrüman, Saz ve Kanun, Türk enstrümanı mı? Yoksa kökü diğer kültürlere filan mı dayanıyor?
0
kolay taşınıyorsa türk, masifse daha yerleşik bir kültüre ait olma ihtimali var. (sallıyorum ama destekli)
0
kanun kesin değil. sazdan kastın bağlama ise evet ona türk enstrümanı diyebiliriz ama daha geniş bakacak olursak onun da kökeni bu coğrafyadaki eskü kültürlere dayanıyor.
0
@namusninjası, ne alaka abi, yani kim bulmuş bu enstrümanları diyorum, nerede doğmuş, kim ilk icat etmiş, o manada :)
0
sazın ilk şekilleri eski dönemlerden beri türklerde mevcut ama kanunu farabi icat etmiş diye bilinir. ha farabi türk mü? valla bize göre türk, iranlılara göre fars.
0
göçer kavimlerden karmaşık müzik aletleri çıkmasını bekleyemeyiz. kanun çok teferruatlı bir saz. bağlama da bir o kadar basit. onu da geçtim, gerçekten çok eski müzik aletleri var, genelde kemiklerden yapılmış flüt falan bilhassa. defalarca farklı kültürlerde icat edilmiş olabilirler.
0
oddyseus
Maçın sadece penaltılar kısmını izledim. Anlamadığım şey Melo penaltı kullanıyo, Volkan koşup üstüne atlıyo. Sebebi ne bunun abi hareket falan mı çekti kullandığı sırada, tükürdü mü? laf mı attı? niye penaltı kaçıran birinin üstüne zıplar bir kaleci yoksa. Ahaaaa bak nasıl atamadın bana dercesine ar
Maçın sadece penaltılar kısmını izledim. Anlamadığım şey Melo penaltı kullanıyo, Volkan koşup üstüne atlıyo. Sebebi ne bunun abi hareket falan mı çekti kullandığı sırada, tükürdü mü? laf mı attı? niye penaltı kaçıran birinin üstüne zıplar bir kaleci yoksa. Ahaaaa bak nasıl atamadın bana dercesine artislik zıplayışı mıyıd? Neden kırmızı kart almadı ve neden melo sarı aldı? Hatta niye ilk meloya gösterdi bu hakem?
0
* volkan o.ç. olduğu için
* fenerbahçe şike yaparak avrupa'dan 2 yıl men edilmesine rağmen türkiye'de neden bir yaptırıma uğramadıysa aynı nedenle hakem sadece volkan'a kırmızı kart vermesi gerekirken gidiyor ilk melo'ya sarı kart veriyor, sonra lütuf edip volkan bey'e de bir sarı kart veriyor.
* fenerbahçe şike yaparak avrupa'dan 2 yıl men edilmesine rağmen türkiye'de neden bir yaptırıma uğramadıysa aynı nedenle hakem sadece volkan'a kırmızı kart vermesi gerekirken gidiyor ilk melo'ya sarı kart veriyor, sonra lütuf edip volkan bey'e de bir sarı kart veriyor.
0
laf atma, tükürme vs. tahrik edici bir durum yok.
artislik, çirkeflik, aşırı konsantrasyon, volkandaki profesyonellikten yirmi bin fersah uzak sporculuk anlayışı birleşince ortaya böyle bir durum çıktı.
kart meselesi de, hakemin iradesizliği + kenan evren kafasına sahip olması; ortada olay mı var, kim suçlu, kim suçsuz ayırmaya gerek yok, bir onlardan bir bunlardan mantığı.
artislik, çirkeflik, aşırı konsantrasyon, volkandaki profesyonellikten yirmi bin fersah uzak sporculuk anlayışı birleşince ortaya böyle bir durum çıktı.
kart meselesi de, hakemin iradesizliği + kenan evren kafasına sahip olması; ortada olay mı var, kim suçlu, kim suçsuz ayırmaya gerek yok, bir onlardan bir bunlardan mantığı.
0
1) dogru mu bilmiyorum ama, penalti kullanirken melo pitbull taklidi yaparak dislerini gostermis.
2) volkan ziplarken tam melo'nun arkasindan gecip gitmeyi planlamis ama, melo bi adim geriye gelince volkan carpmis oldu.
3) ilk melo'ya sari kart gostermesinin sebebi de 2. madde, baska bi durum yok.
4) volkan'a sari gostermesinin sebebi de, bu olanlardan sonra melo'nun uzerine yurumesi.
2) volkan ziplarken tam melo'nun arkasindan gecip gitmeyi planlamis ama, melo bi adim geriye gelince volkan carpmis oldu.
3) ilk melo'ya sari kart gostermesinin sebebi de 2. madde, baska bi durum yok.
4) volkan'a sari gostermesinin sebebi de, bu olanlardan sonra melo'nun uzerine yurumesi.
0
aga ters açıdan izleyince, melo o hareketi yapmasa hiç temas olmayacakmış gibi geldi bana. volkan mal zaten de melo da burada bir şeyler yapmış.
0
hahah volkan denen yaratığın onca barbarlığından sonra hala melo'ya bok atıyorsunuz ne deyim size. yok bir adım ileri atlamış falandı filandı. lan bildiğin adam mağara adamlığı yaptı işte. gitti adamın üzerine zıpladı. it herif.
0
ghsfhfghfh aynen volkan uçuyomuş havada melo onun önüne geçmiş ve çarpışmışlar. zaten maç sonu köpekleri belediye zehirlesin yoksa ben yapcam demeci de bunun kanıtı.
böyle bişeyi iddaa edenlerin kafa olarak volkandan farkı yok. allah kurtarsın.
@oddyseus
al bu da volkan ın niye saldırdığıyla ilgili sana bi fikir uyandıracak bi entry
eksisozluk.com
böyle bişeyi iddaa edenlerin kafa olarak volkandan farkı yok. allah kurtarsın.
@oddyseus
al bu da volkan ın niye saldırdığıyla ilgili sana bi fikir uyandıracak bi entry
eksisozluk.com
0
yatagants
Şuan ankara semalarında 45 adet jet uçağı, 1 adet askeri özel jet, 1 adet kargo uçağı ile bilumum helikopter 30 ağustos provası yapıyorlar.Nerden bakılırsa bakılsın bir uçak için en az 4-5 bin dolar maliyeti var bu işin.Yazık değil mi? bu paralar bizim cebimizden çıkıyor? Neyin güç gösterisi bu?
Şuan ankara semalarında 45 adet jet uçağı, 1 adet askeri özel jet, 1 adet kargo uçağı ile bilumum helikopter 30 ağustos provası yapıyorlar.
Nerden bakılırsa bakılsın bir uçak için en az 4-5 bin dolar maliyeti var bu işin.
Yazık değil mi? bu paralar bizim cebimizden çıkıyor? Neyin güç gösterisi bu?
Nerden bakılırsa bakılsın bir uçak için en az 4-5 bin dolar maliyeti var bu işin.
Yazık değil mi? bu paralar bizim cebimizden çıkıyor? Neyin güç gösterisi bu?
0
haklısın.. ne zaman yerdeki israfı hallederiz sonra havaya geçelim
ülkemizin şuanki cumhurbaşkanının yaklaşık 30 koruması ve konvoyunda minimum 12 araç olduğunu, milletvekillerimizin tamamının özel şoförü hatta bakanların özel kalemlerinin bile özel aracı ve şoförü olduüunu biliyor musun
uçaklara gelince, 30 ağustos zafer bayramıdır ve kutlanmalıdır.. giderek azalan 23 nisan, 29 ekim ve 19 mayıs günlerimiz mevcut..
bunlar prova yapmasa ve direk uçuşa geçse, bir kaza olsa.. daha mı iyi olur
ülkemizin şuanki cumhurbaşkanının yaklaşık 30 koruması ve konvoyunda minimum 12 araç olduğunu, milletvekillerimizin tamamının özel şoförü hatta bakanların özel kalemlerinin bile özel aracı ve şoförü olduüunu biliyor musun
uçaklara gelince, 30 ağustos zafer bayramıdır ve kutlanmalıdır.. giderek azalan 23 nisan, 29 ekim ve 19 mayıs günlerimiz mevcut..
bunlar prova yapmasa ve direk uçuşa geçse, bir kaza olsa.. daha mı iyi olur
0
@monreve evet biliyorum. Bu provaları eleştirdim diye hemen akpli damgası koymayı ço iyi biliyorsunuz.
Onlarda israf. Bak hatta o durumun daha önce başlığını açmışım;
eksisozluk.com
"artık oha dediğim hallerdir. dün cepa balkonda otururken, yolda birden bire trafik kesildi 10 dakika boyunca hiç araç geçmedi. daha sonrasında ise önde 8 motorluk kortej arkasından sayabildiğim kadarıyla 32 araçlık başbakan koruma konvoyu geçti. işin en ilginç yanı ise konvoyun hemen üstünden bir helikopterinde takip etmesiydi.
sonra vay efendim hizmet yapıyorum. senin her gittiğin bir kilometrenin masrafı ile bir aile bir ay doyar be adam.
"
Onlarda israf. Bak hatta o durumun daha önce başlığını açmışım;
eksisozluk.com
"artık oha dediğim hallerdir. dün cepa balkonda otururken, yolda birden bire trafik kesildi 10 dakika boyunca hiç araç geçmedi. daha sonrasında ise önde 8 motorluk kortej arkasından sayabildiğim kadarıyla 32 araçlık başbakan koruma konvoyu geçti. işin en ilginç yanı ise konvoyun hemen üstünden bir helikopterinde takip etmesiydi.
sonra vay efendim hizmet yapıyorum. senin her gittiğin bir kilometrenin masrafı ile bir aile bir ay doyar be adam.
"
0
ben asla akpli damgası vurmadım.. vurmam da.. sadece bir noktaya dikkat çektim.
hem akpliysen bana ne.
hem akpliysen bana ne.
0
yapacaklar tabi, caydiricilik geyigi demiş bir tanesi de. te allam ne günlere kaldık. bunlar bakkal falan sanıyorlar ülkeyi iyice.
0
beni maliyetlerinden ve soğuk savaş dönemi gövde gösterileri zamanından kalma caydırıcılık opsiyonlarından daha çok yaptıkları gürültü ilgilendiriyor şu anda. akm'nin dibinde olan çalışma yerimde pencereden bakınca kolumu uzatsam tutacakmışım kadar yakından geçiyor şu an o uçaklar ve kulak zarım s*kildi resmen. başıma ağrılar girdi.
komutan, bürokrat, vekil eşleri bakıp da ağlasın diye hem cebimizden para çıkıyor hem de beynimiz deliniyor kaç gündür. her bayram aynı terane.
komutan, bürokrat, vekil eşleri bakıp da ağlasın diye hem cebimizden para çıkıyor hem de beynimiz deliniyor kaç gündür. her bayram aynı terane.
0
30 Ağustos anması için ne yapılsa azdır. olsa da 147 uçak uçsa.
0
Eski evim ucaklarin rotasinin altindaydi. Bir hafta onceden sabah 9'da ucaklar ucmaya baslarlardi. Cidden rahatsiz edici bir durum olabiliyor gurultuye katlanmak istemeyenler icin. Ama su da var 30 Agustos belki bu ulkedeki en onemli gun. Bir ulkenin zafer - bagimsizlik bayraminin kutlamasi icin hicbir masraftan kacinilmamali. Bizde ise uzucu kisim sadece o hipodroma giden kucuk bir kesime hitap ediyor bu bayram, geri kalanlar icin sadece tatil. Keske halkin buyuk bir kisminin katilimi ile coskulu bir sekilde kutlanabilse.
0
her durum için maliyet hesabı yapılmaz. maliyet hesabı yapılmayacak durumlardan biri de, ulusal kutlama günleridir bence.
buradan yazık değil mi hassasiyetini devletten, bireye indirgersek, doğum günü kutlaması için o kadar pasta, içecek harcanıyor, bunlar hep cebimizden gidiyor diye düşünmeye benziyor.
kaldı ki bu tür uçaklı,helikopterli organizasyonlar zaten başkentte olur sadece, hadi olsa olsa istanbul'da, izmir'de olsun. çok küçük ve sembolik kalıyor zaten.
o uçaklar için yapılan harcamanın devlet bütçesindeki yükü, bir vatandaşın doğum günü kutlamasının o kişinin bütçesi üzerindeki yükü kadar bile değildir, oran olarak.
manevi boyutu, maddi boyutundan önemli olan durumlarda, bu tip hassasiyetler gereksiz.
buradan yazık değil mi hassasiyetini devletten, bireye indirgersek, doğum günü kutlaması için o kadar pasta, içecek harcanıyor, bunlar hep cebimizden gidiyor diye düşünmeye benziyor.
kaldı ki bu tür uçaklı,helikopterli organizasyonlar zaten başkentte olur sadece, hadi olsa olsa istanbul'da, izmir'de olsun. çok küçük ve sembolik kalıyor zaten.
o uçaklar için yapılan harcamanın devlet bütçesindeki yükü, bir vatandaşın doğum günü kutlamasının o kişinin bütçesi üzerindeki yükü kadar bile değildir, oran olarak.
manevi boyutu, maddi boyutundan önemli olan durumlarda, bu tip hassasiyetler gereksiz.
0
hadji
Bazı makalelerde bir kitaba veya makaleye atıf yaparken, ilgili kısımda o yazar da başkasına atıf yaptığından, footnote kısmında bu şekilde yazıyoruz; "Şu şu makale, şu şu makalede atıf yapılmıştır/alınmışır", şeklinde. Peki kaynakça kısmına her iki makaleyi de mi yazacağız, yoksa sadece bizim o mak
Bazı makalelerde bir kitaba veya makaleye atıf yaparken, ilgili kısımda o yazar da başkasına atıf yaptığından, footnote kısmında bu şekilde yazıyoruz; "Şu şu makale, şu şu makalede atıf yapılmıştır/alınmışır", şeklinde. Peki kaynakça kısmına her iki makaleyi de mi yazacağız, yoksa sadece bizim o makaleyi gördüğümüz yeri mi?
0
kaynakçada sadece doğrudan yararlanılan kaynak yazılmaz mı, ben öyle biliyorum.
0
sadece dogrudan olan yazilir kaynakcada. obur turlu isin icinden cikilmaz zaten.
0
Cevap veremiyorum ama benim aklima da su takildi, APA mi kullaniyorsunuz?
0
daglien
selamlar. çalıştığım iş dolayısiyle her yaştan insanın dertlerine ortak olabilme şansına sahibim. bir gsm operatörünün müşteri temsilcisiyim. hergün yeni bir kişilik çıkıyor karşıma, hmm eyvallah diyorum lakin çözemediğim ve mantığıma sığmayan ve üzüldüğüm zamanlar da oluyor. çalıştığım yerde de esk
selamlar. çalıştığım iş dolayısiyle her yaştan insanın dertlerine ortak olabilme şansına sahibim. bir gsm operatörünün müşteri temsilcisiyim. hergün yeni bir kişilik çıkıyor karşıma, hmm eyvallah diyorum lakin çözemediğim ve mantığıma sığmayan ve üzüldüğüm zamanlar da oluyor. çalıştığım yerde de eski bir çalışanımdır. diğer çalışma arkadaşlarım bilemedikleri ya da emin olamadıkları konularda gelir danışır. yönlendiririm felan eyvallah. lakin hala benim dahi çözemediğim insan profilleri çıkıyor. örneğin bugün 65 yaşında olduğunu söyleyen bir kadın geldi. işlemlerini yapabilmek için bir kaç soru sormam gerekiyor kendisine ki gerçekten o kişimi yoksa fake birimi diye, şirket politikası..
neyse ben sordukça teyzem asileşiyor, türlü türlü asileşmeler ki bunları yazmayacağım zira konu bu değil. hep merak ettim çağrı esnasında bu 65 yaşındaki abla neden böyle yapıyor? neden dolayı mutsuz? mutsuz olsa bile 65 yaşında bir insanın 14 yaşında bir çocuk gibi ilgi bekleyip, trip atması doğal birşeymi diye düşünüyorum. normalde kendisinden daha yüksek yaşlarda kişiler ya da daha alt yaşlarda kişilerde geliyor ve hiçbir kişisel duygusunu belirtmeden yapılacak işlem için bizleri yönlendiriyor ve işlemlerini yapıyoruz gidiyor, teşekkür ediyor. lakin bazen böyle yaşını basa basa söyleyip de ilkokul çocuğu gibi davranışlar sergileyen insan profilleri de oluyor. bu kişilere çağrı esnasında üzülüyorum, neden böyle yaptığına dair.. muhakkak birşeyler olmuşta, kişi bu kadar düşmüş diyorum..
baya bi dağıldı konu ama.. dur baştan okuyayım bakayım, anlatabilmişmiyim derdimi ben :)
neyse güzel gitmişim, devam.. :)
soru şu; yaş ilerledikçe insanlar zamanında tatmin edemedikleri egolarını bastırabilmek için utanılacak şeyler yapabiliorlarmı? bu insanlar gerçekten çokmu fazla? bu insalara nasıl davranılmalı? hadi bizi siktiret. müşteri temsilcisi olarak kimseye haddini bildirmek gibi bi hakkımız yok ama, en azından birazcık da olsa farkındalık sağlamaları açısından onların psikolojilerini anlayabilmek istiorum.
edit:
soru 2: diyalog esnasında kendime bilinçaltımda şu soruyu soruoyrum hep; acaba o yaşta bende öylemi olacağım? cevap şu şekilde belirleşiyor: öyle olabilirsin de olmayabilrisinde, bu yaşamın seni götüreceği yöne bağlı. ama öyle olursam ben sıkar giderim bu dünyadan. zira kime hak ki, böyle acımasızca saldırma hakkını kendinde bulmak. ya da benmi çok minörüm aga? bu hayatta biraz majör mü bakmak lazım olaylara? birde işyerimde sürekli insanlar atılıyor, bi ben kaldım. herkes atılırken bana övgüler geliyor. böyle devam et deniliyor. eyvallah diyorum gene ama nasıl devam edeyim? diyorum kendi kendime. neysem oyum işte diyorum içimden. herkes içinde ne ise zaten öyle devam ediyor hayatına.. çok işte çalıştım, çok gördüm lakin şunu gördüm; kişiliğin neyse, gelişmişlik seviyen ne ise oradan devam etmeli insan. senden daha iyileri de vardır, daha kötüleri de. ama sen ne isen o sundur! başka şekile girmek istediğinde maymun oluyorsun. ben ise bu yaştan sonra maymun olabilecek yeryüzündeki en son insanlardanım..
neyse ben sordukça teyzem asileşiyor, türlü türlü asileşmeler ki bunları yazmayacağım zira konu bu değil. hep merak ettim çağrı esnasında bu 65 yaşındaki abla neden böyle yapıyor? neden dolayı mutsuz? mutsuz olsa bile 65 yaşında bir insanın 14 yaşında bir çocuk gibi ilgi bekleyip, trip atması doğal birşeymi diye düşünüyorum. normalde kendisinden daha yüksek yaşlarda kişiler ya da daha alt yaşlarda kişilerde geliyor ve hiçbir kişisel duygusunu belirtmeden yapılacak işlem için bizleri yönlendiriyor ve işlemlerini yapıyoruz gidiyor, teşekkür ediyor. lakin bazen böyle yaşını basa basa söyleyip de ilkokul çocuğu gibi davranışlar sergileyen insan profilleri de oluyor. bu kişilere çağrı esnasında üzülüyorum, neden böyle yaptığına dair.. muhakkak birşeyler olmuşta, kişi bu kadar düşmüş diyorum..
baya bi dağıldı konu ama.. dur baştan okuyayım bakayım, anlatabilmişmiyim derdimi ben :)
neyse güzel gitmişim, devam.. :)
soru şu; yaş ilerledikçe insanlar zamanında tatmin edemedikleri egolarını bastırabilmek için utanılacak şeyler yapabiliorlarmı? bu insanlar gerçekten çokmu fazla? bu insalara nasıl davranılmalı? hadi bizi siktiret. müşteri temsilcisi olarak kimseye haddini bildirmek gibi bi hakkımız yok ama, en azından birazcık da olsa farkındalık sağlamaları açısından onların psikolojilerini anlayabilmek istiorum.
edit:
soru 2: diyalog esnasında kendime bilinçaltımda şu soruyu soruoyrum hep; acaba o yaşta bende öylemi olacağım? cevap şu şekilde belirleşiyor: öyle olabilirsin de olmayabilrisinde, bu yaşamın seni götüreceği yöne bağlı. ama öyle olursam ben sıkar giderim bu dünyadan. zira kime hak ki, böyle acımasızca saldırma hakkını kendinde bulmak. ya da benmi çok minörüm aga? bu hayatta biraz majör mü bakmak lazım olaylara? birde işyerimde sürekli insanlar atılıyor, bi ben kaldım. herkes atılırken bana övgüler geliyor. böyle devam et deniliyor. eyvallah diyorum gene ama nasıl devam edeyim? diyorum kendi kendime. neysem oyum işte diyorum içimden. herkes içinde ne ise zaten öyle devam ediyor hayatına.. çok işte çalıştım, çok gördüm lakin şunu gördüm; kişiliğin neyse, gelişmişlik seviyen ne ise oradan devam etmeli insan. senden daha iyileri de vardır, daha kötüleri de. ama sen ne isen o sundur! başka şekile girmek istediğinde maymun oluyorsun. ben ise bu yaştan sonra maymun olabilecek yeryüzündeki en son insanlardanım..
0
bok gibi bir ömrü yiyip bitirdiğinin, uzatmaları oynadığının, bu saatten sonra hayatında büyük olumlu bir değişiklik olmayacağının farkındalığında olan insanlarda var bu asabiyet.
0
erikson amcanın kimlik gelişimi kuramında 60 yaş ve üstü benlik bütünlüğüne karşı umutsuzluk evresi diye geçiyor.
yani teyze muhtemelen, düşündü, geçmişini sorguladı, başarısız bir insan olarak ömrünü geçirdiği fikrini benimsedi ve mutsuzluğa, umutsuzluğa kapıldı. böyle hareketler yapmaya başladı.
yani teyze muhtemelen, düşündü, geçmişini sorguladı, başarısız bir insan olarak ömrünü geçirdiği fikrini benimsedi ve mutsuzluğa, umutsuzluğa kapıldı. böyle hareketler yapmaya başladı.
0
umutsuzlukla ilgisi yok, huysuzlukla ilgisi var. bi sürü genç insan da var huysuz olan. bi sürü umutsuz insan da var, sağa sola çemkirmeyen, umutsuzluğu ile içinde hesaplaşan. biraz dağınık oldu da anladınız siz onu.
0
o insanların özeline giriyosun çünkü. eski kadınlar o kadar açık edemez kendini. şimdi bile tc kimlik numarasını paylaşmaya çekinen insanlar var onların gözü baya bi korkmuş durumda kişisel bilgileri verme konusunda.
baştan açıklamanı düzgün yaparsan içleri rahat eder. onun güvenliği için yaptığını anlat uzun uzun. herkes anlatsa bi daha sorun etmeyecekler zaten de..
bi de sizin onlara para gözüyle baktığınızı falan düşünüyolar. insan olarak gördüğünü, ona yardımcı olmak istediğini de göster. sana karşı değil yani tepkisi, savunma psikolojisi gibi bişey.
ve evet malesef biz de zamanla huysuz teyze olcaz :) anlamadığımız yeni yeni kurallar, aletler çıkacak. yeni nesil de dalga geçecek.
baştan açıklamanı düzgün yaparsan içleri rahat eder. onun güvenliği için yaptığını anlat uzun uzun. herkes anlatsa bi daha sorun etmeyecekler zaten de..
bi de sizin onlara para gözüyle baktığınızı falan düşünüyolar. insan olarak gördüğünü, ona yardımcı olmak istediğini de göster. sana karşı değil yani tepkisi, savunma psikolojisi gibi bişey.
ve evet malesef biz de zamanla huysuz teyze olcaz :) anlamadığımız yeni yeni kurallar, aletler çıkacak. yeni nesil de dalga geçecek.
0
çoğzel soru!
cevâbımıza, şu çağrı merkezi görevlisine selam ve saygı yollayarak başlayalım:
www.youtube.com
bir deyim var 'huysuz ihtiyar' diye. var da, 'peki o ihtiyar neden huysuz?' sorusunu soran, 'ulan ben de mi öyle olacam yoksa?' sorusunu soran, sorgulayıcı bir zihin var.
ardından, 'ulan ben büyüyünce böyle olmiyim bea! hiç hoş diil!' de diyo. çok başarılı.
özet cevap: hayat zor. ihtiyar, bu zorluğa isyan ediyo aslında.
biraz daha az özet cevap:
www.youtube.com
zaman akıp gidiyo ve bi zamannar, erkeklerin burnunun direğini sızlatan qız gidiyo ve o yaşlı kadın geliyo yerine.
bi zamannar o kadın da bunnar gibiydi:
cdn.ananda.org
sonra bu hâle geldi:
northernstar-online.com
nası oldu bütün bunnar, ne ara oldu, farkına bile varmıyo. tazeliğin, güzelliğin, çekiciliğin yitip gittiği yetmiyomuş gibi, üstüne bi de (varsa), ana baba ölümü, yakınların ölümü, arkadaşların ölümü, Allah etmesin evlat ölümü, ülkenin dertleri, şehrin dertleri, mahallenin dertleri, mahalle baskısı, komşuların dertleri, iflaslar, ödenememiş borçlar, yenmiş kazıklar, gasp olunmuş haklar, gerçekleştirilememiş arzular, atanamamış öğretmen çocuk, belki iyi gitmemiş bir evlilik, belki satmış evlat, belki ciğeri beş para etmeyen insanlar arasında yaşamaya mahkûm olmak, karşılıklı kinler, karşılıklı hasetler, karşılıklı gıcıklaşmalar, sinir harpleri, genel olarak parasızlık, belki yatalak bir hastaya bakmak zorunda olmak, belki engelli, şizofren bir aile bireyi ve benzeri hâllerin bir tanesi yetmiyomuş gibi, bir kaç tanesi, sağlı sollu, birbirine ardına sille tokat girişiyo o kadına. (bkz: sosyal depresyon)
hadi bütün bunnar oldu. onnar da yetmiyomuş gibi, gözler görmez, dizler tutmaz, kuşlar, kelebekler uçmaz oluyo. bütün kemikleri ağrır hâle geliyo.
hadi bütün bunnar oldu. onnar da yetmiyomuş gibi yeni yetmeler türüyo her yerde. başka bi dil konuşan, başka şeylere meraklı, bambaşka bi dünyada yaşayan, sana böcekmişsin gibi bakan, kendini evrenin merkezi sanan, gürültücü, yaygaracı, şımarık, düşüncesiz, bencil, saygısız ve zâlim bissürü yeni yetme.
o yaşa gelebilen bir insanın üzerinde o kadar çok katmanlı yük var ki!
o acımasızca saldırı size karşı diil aslında. hayâta karşı...
yannız size iy bi haberim var: bu soruyu sorabilen bir zihin, Allah ömür verir de o yaşa gelirse, öyle olmamayı başarabilir. arada nadiren de olsa, öyle olmayan yaşlı insanlar da görüyosunuz. onlar gibi olabilmeniz mümkün.
cevâbımıza, şu çağrı merkezi görevlisine selam ve saygı yollayarak başlayalım:
www.youtube.com
bir deyim var 'huysuz ihtiyar' diye. var da, 'peki o ihtiyar neden huysuz?' sorusunu soran, 'ulan ben de mi öyle olacam yoksa?' sorusunu soran, sorgulayıcı bir zihin var.
ardından, 'ulan ben büyüyünce böyle olmiyim bea! hiç hoş diil!' de diyo. çok başarılı.
özet cevap: hayat zor. ihtiyar, bu zorluğa isyan ediyo aslında.
biraz daha az özet cevap:
www.youtube.com
zaman akıp gidiyo ve bi zamannar, erkeklerin burnunun direğini sızlatan qız gidiyo ve o yaşlı kadın geliyo yerine.
bi zamannar o kadın da bunnar gibiydi:
cdn.ananda.org
sonra bu hâle geldi:
northernstar-online.com
nası oldu bütün bunnar, ne ara oldu, farkına bile varmıyo. tazeliğin, güzelliğin, çekiciliğin yitip gittiği yetmiyomuş gibi, üstüne bi de (varsa), ana baba ölümü, yakınların ölümü, arkadaşların ölümü, Allah etmesin evlat ölümü, ülkenin dertleri, şehrin dertleri, mahallenin dertleri, mahalle baskısı, komşuların dertleri, iflaslar, ödenememiş borçlar, yenmiş kazıklar, gasp olunmuş haklar, gerçekleştirilememiş arzular, atanamamış öğretmen çocuk, belki iyi gitmemiş bir evlilik, belki satmış evlat, belki ciğeri beş para etmeyen insanlar arasında yaşamaya mahkûm olmak, karşılıklı kinler, karşılıklı hasetler, karşılıklı gıcıklaşmalar, sinir harpleri, genel olarak parasızlık, belki yatalak bir hastaya bakmak zorunda olmak, belki engelli, şizofren bir aile bireyi ve benzeri hâllerin bir tanesi yetmiyomuş gibi, bir kaç tanesi, sağlı sollu, birbirine ardına sille tokat girişiyo o kadına. (bkz: sosyal depresyon)
hadi bütün bunnar oldu. onnar da yetmiyomuş gibi, gözler görmez, dizler tutmaz, kuşlar, kelebekler uçmaz oluyo. bütün kemikleri ağrır hâle geliyo.
hadi bütün bunnar oldu. onnar da yetmiyomuş gibi yeni yetmeler türüyo her yerde. başka bi dil konuşan, başka şeylere meraklı, bambaşka bi dünyada yaşayan, sana böcekmişsin gibi bakan, kendini evrenin merkezi sanan, gürültücü, yaygaracı, şımarık, düşüncesiz, bencil, saygısız ve zâlim bissürü yeni yetme.
o yaşa gelebilen bir insanın üzerinde o kadar çok katmanlı yük var ki!
o acımasızca saldırı size karşı diil aslında. hayâta karşı...
yannız size iy bi haberim var: bu soruyu sorabilen bir zihin, Allah ömür verir de o yaşa gelirse, öyle olmamayı başarabilir. arada nadiren de olsa, öyle olmayan yaşlı insanlar da görüyosunuz. onlar gibi olabilmeniz mümkün.
0
Ben de yer yer müşterilerle temasa geçen bir insan olarak belirteyim: bazıları yalnızca ilgi beklediği için, çocuğuyla sevgilisiyle kavga etttiği için vesaire konulardan dolayı bile seninle konuşmak isteyebiliyor. Dolayısıyla işin kolay değil.
Babası kanser olan bi müşterim vardı, geçen pazar akşamı aradı 20 dakika konuştu uzun uzun anlattı, en sonunda da neyse ödemeleri geciktirmeyiz onun için aradım, bilginize dedi, düşün yani.
Babası kanser olan bi müşterim vardı, geçen pazar akşamı aradı 20 dakika konuştu uzun uzun anlattı, en sonunda da neyse ödemeleri geciktirmeyiz onun için aradım, bilginize dedi, düşün yani.
0
yaşlandıkça ego bütünleşmesi oluyor insanlarda diye duymuştum, psikolojik olarak.
Bir psikolog açıklasın artık ego butunlesmesi nedir diye bir zahmet.
ya da gerek yok ben buldum makalesini :tibbimakalecevir.blogspot.co.uk
Bir psikolog açıklasın artık ego butunlesmesi nedir diye bir zahmet.
ya da gerek yok ben buldum makalesini :tibbimakalecevir.blogspot.co.uk
0
ya ben lan neyse
selamlar,diyelim ki çocuğunuz ortaokula geçti ve kayıt olduğu yeni okulunda düzeye göre oluşturulmuş sınıf uygulaması var.a sınıfı not bazında en iyiler, b daha az iyiler... sizinki de veliler arasında tembeller sınıfı diye bilinen e sınıfına düştü. yönetimin ayrım yapma gibi bir amacı yok ama daha
selamlar,
diyelim ki çocuğunuz ortaokula geçti ve kayıt olduğu yeni okulunda düzeye göre oluşturulmuş sınıf uygulaması var.
a sınıfı not bazında en iyiler, b daha az iyiler... sizinki de veliler arasında tembeller sınıfı diye bilinen e sınıfına düştü. yönetimin ayrım yapma gibi bir amacı yok ama daha verimli bir sistem olduğu düşünülmüş.
düzeye göre sınıf uygulaması öğrenciler açısından daha iyi, daha başarı getiren bir sistem diye kabul mü edersiniz, yoksa duruma itiraz mı edersiniz.
ben de düzeye göre sınıf uygulamasının öğrenci eğitimi açısından daha iyi olduğunu düşünenlerdenim.
öğretmenim ve görüşlerinizi merak ettim.
sağ olunuz.
not: tembelden kastım okul başarısı düşük olan öğrenci. başlık sığmadığı için tembeller demek durumunda kaldım. sınıflar sadece ders başarısına göre ayrılmış. haylazlar, akıllılar; fakirler, zenginler... şeklinde değil.
diyelim ki çocuğunuz ortaokula geçti ve kayıt olduğu yeni okulunda düzeye göre oluşturulmuş sınıf uygulaması var.
a sınıfı not bazında en iyiler, b daha az iyiler... sizinki de veliler arasında tembeller sınıfı diye bilinen e sınıfına düştü. yönetimin ayrım yapma gibi bir amacı yok ama daha verimli bir sistem olduğu düşünülmüş.
düzeye göre sınıf uygulaması öğrenciler açısından daha iyi, daha başarı getiren bir sistem diye kabul mü edersiniz, yoksa duruma itiraz mı edersiniz.
ben de düzeye göre sınıf uygulamasının öğrenci eğitimi açısından daha iyi olduğunu düşünenlerdenim.
öğretmenim ve görüşlerinizi merak ettim.
sağ olunuz.
not: tembelden kastım okul başarısı düşük olan öğrenci. başlık sığmadığı için tembeller demek durumunda kaldım. sınıflar sadece ders başarısına göre ayrılmış. haylazlar, akıllılar; fakirler, zenginler... şeklinde değil.
0
tembelse tembeller sınıfına gitsin, üst sınıfa gidip zorlanıp daha da zorlanmasından iyidir.
0
yas kac? önemli olan o yastakilerin mental olgunluklari.
eger bunu ufak yasta anlamayan cocuga yaparsaniz, ve bunun caliskanlar degil zekiler sinifi oldugunu söylerseniz alt sinifi yaraalarsiniz. cocuk kendini daima eksik ve ezik görecektir. daha iyisi icin cabalamayacak motivasyonu kalmayacaktir.
eger belli bir yasin üstünde ve olgunlukta ise, bunun konu akisi ve islenme hiziyla baglantili oldugunu dersin sabote edilmekten ziyade onlarin seviyesine göre islenecegini anlayacagindan buna uyum saglayacak eger kendisine göre yavas gelirse üst sinifa cikmak icin cabalayacaktir.
kati ve sabit bir sistem olmamasi gerekir bu siniflandirmanin. ve mümkün oldugunca esnek olmalidir ki ben bu sinifa aidim imaji yaratmasin. degisim (yükselmek oldugu kadar düsmek de) mümkün olsun. aksi durumda karsiyim bu fikre. öyle bir ortamda okumasini da istemem cocugumun.
eger bunu ufak yasta anlamayan cocuga yaparsaniz, ve bunun caliskanlar degil zekiler sinifi oldugunu söylerseniz alt sinifi yaraalarsiniz. cocuk kendini daima eksik ve ezik görecektir. daha iyisi icin cabalamayacak motivasyonu kalmayacaktir.
eger belli bir yasin üstünde ve olgunlukta ise, bunun konu akisi ve islenme hiziyla baglantili oldugunu dersin sabote edilmekten ziyade onlarin seviyesine göre islenecegini anlayacagindan buna uyum saglayacak eger kendisine göre yavas gelirse üst sinifa cikmak icin cabalayacaktir.
kati ve sabit bir sistem olmamasi gerekir bu siniflandirmanin. ve mümkün oldugunca esnek olmalidir ki ben bu sinifa aidim imaji yaratmasin. degisim (yükselmek oldugu kadar düsmek de) mümkün olsun. aksi durumda karsiyim bu fikre. öyle bir ortamda okumasini da istemem cocugumun.
0
homojen sınıf uygulamasının faydalı olduğunu düşünmüyorum. bilakis, çocuğun, yeri gelince zorlanması, yeri gelince kolaylanmasının, gelişimine katkı sağlayacağını düşünüyorum fakat homojen sınıf muhabbetinin, çokça uygulanan ve kabul görmüş bi sistem olması ve milleti ikna etmemin mümkün olmaması sebebiyle, itiraz etmemin bi fayda sağlamayacağını düşünürüm.
0
trajikomik +1
seviyesi e olan bir çocuğu a sınıfına koyarsanız muhtemelen kendini öldürmek ister zaten.
seviyesi e olan bir çocuğu a sınıfına koyarsanız muhtemelen kendini öldürmek ister zaten.
0
matematik bölümünü bu yıl bırakan biri olarak yüzde yüz düzeye göre oluşturulmuş sınıfları savunuyorum. bu başarılı öğrencileri motive eden bir şey. tembel olanları da uyaran bir durum. çocuğum tembeller sınıfındaysa sistemde sorun aramam, çocuğumda sorun ararım. kaldı ki birinin tembel olması bir problem değil. bakınız albert einstein.
0
e düzeyindeki çocuğu a düzeyine alın demem elbet. çocuk çok zorlanıp bir yerden sonra yetersiz hissedebilir kendini. ama e düzeyinde de diğer sınıfların yanında yetersiz hissetmesi mümkün.
sistem olarak homojen yapının sağlıklı olduğunu düşünmüyorum. sınıflar karıştırılmalı. e düzeyindeki öğrenci b'deki öğrenciyi görüp hırslanmalı, a düzeyindeki öğrenci d'yi görüp ilişki kurmalı. kabaca değindim sadece ama açıklama artırılabilir.
sistem olarak homojen yapının sağlıklı olduğunu düşünmüyorum. sınıflar karıştırılmalı. e düzeyindeki öğrenci b'deki öğrenciyi görüp hırslanmalı, a düzeyindeki öğrenci d'yi görüp ilişki kurmalı. kabaca değindim sadece ama açıklama artırılabilir.
0
dersane mi lan bu, neti yükselince iyi sınıfa geçip düşünce kötü sınıfa geçsin. Çocuğumu aldırırım o okuldan. Çünkü bu sitemle kaybeden sizsiniz. Hani bir söz var ya zengin daha zenginleşiyor, fakir daha fakirleşiyor diye. İşte bunun eğitime uygulanışı bu. Bu sistemi savunun ama ne zaman? çocuğunuz zeki, çalışkansa. Çocuğun arkadaş ortamı da şekilleniyor, O tembellerin içinde sorunlu, mal, serseri tipler hem daha fazladır
0
ben üniversiteye hazırlanırken, dershaned "tembeller sınıfı" denen sınıflardan birine düşmüştüm. dershanenin ilk günü seviye belirleme sınavı yapmışlardı ve ben de bir nedenden dolayı girmemiştim sınava sonuç da öyle olmuştu. yıl boyunca da o sınıfta okudum öyle çıkma düşme gibi bir şey yoktu. bilmiyorum öğretmen gözüyle belki mantıklı görülen bir sistemdir ama öğrenci gözüyle söyleyeyim gerçekten berbat bir sistem. sınıfta kimsenin doğru düzgün dersle alakası yoktu, ben de normalde çalışkan sayılabilecek bir öğrenciydim ve diğerlerinin ciddiyetsizliği benim motivasyonumu ciddi derecede etkilemişti. öğretmenlerin tavrı bile bu tür sınıflara karşı farklıydı, "nasılsa bir şey öğrenecekleri yok dersimi anlatayım da gideyim" modundalardı. bir kere de ingilizce kursuna gitmiştim onda da böyleydi. konuşmam tekliyor diye beni intermediate sınıfına koymuşlardı, bazen hoca yerine ben ders anlatıyordum :(
ben kendi çocuğum olsa asla ama asla böyle sistemi olan bir okula vermem. wiillii nin dediği gibi sabit sistem olursa gerçekten çok kötü ama yükselme düşme olayı olacaksa yani çocuğu motive edebilecek bir sistem söz konusuysa o zaman belki düşünülebilir.
ben kendi çocuğum olsa asla ama asla böyle sistemi olan bir okula vermem. wiillii nin dediği gibi sabit sistem olursa gerçekten çok kötü ama yükselme düşme olayı olacaksa yani çocuğu motive edebilecek bir sistem söz konusuysa o zaman belki düşünülebilir.
0
İyi değil. Tembeller sınıfına alınanların tek ortak özelliği notlarının düşük olması ama notlarının düşük olmasının pek çok sebebi olabilir.
Benim için ideal düzen: kümeler halinde ayarlanmış sıralar, 1 çok başarılı 2 başarılı, 2 başarısız öğrencinin birlikte oturması; sürekli grup çalışmalarının yapılması.
Benim için ideal düzen: kümeler halinde ayarlanmış sıralar, 1 çok başarılı 2 başarılı, 2 başarısız öğrencinin birlikte oturması; sürekli grup çalışmalarının yapılması.
0
Tüm okul hayatmda hep basarili oldum.ogretmenler hep benimle ilgilenirlerdi.tembelleri sallamazlardi.onlar daha da tembel oldular.ben de aldim yürüdüm.sınıflar heterojen olmali.herkese esit ilgi gosterilmeli.ortalama basari cok yukselecektir.
0
öğretmen olarak görüşüm; homojen sınıf uygulaması doğrudur ancak iyi uygulanması kaydıyla.
tecrid edilmişlik hissi olmasın diye, akademik olarak iyi ile düşük grubu aynı sınıfa sokmak, her iki öğrenci grubu içinde kötü sonuçlar doğuruyor. düşük grup, iyi grubun öğrenme hızına yetişemeyince öğrenilmiş çaresizlik yaşıyor. iyi grubun ise düşük grup sebebiyle, hızı yavaşlıyor ve sıkılıyorlar.
ama homojen sınıf oluşturunca da, kötü gruba sürgün yeri gözüyle bakıp, iyi gruba da pozitif ayrımcılık ile yaklaşılırsa elbette en az yukarıdaki kadar kötü bir sonuç çıkıyor. önem kazanan şey öğretmenin sınıf yönetimi becerisi. girdiği her gruba karşı özel bir öğretim süreci tasarımı yaparsa, objektifliği kaçırmazsa, her gruba kendi potansiyelleri doğrultusunda başarı duygusunu tattırırsa, homojen sınıf uygulaması çok iyi sonuçlar verir. bunları yapmak düzeye göre oluşturulmuş sınıflarda daha kolay.
tecrid edilmişlik hissi olmasın diye, akademik olarak iyi ile düşük grubu aynı sınıfa sokmak, her iki öğrenci grubu içinde kötü sonuçlar doğuruyor. düşük grup, iyi grubun öğrenme hızına yetişemeyince öğrenilmiş çaresizlik yaşıyor. iyi grubun ise düşük grup sebebiyle, hızı yavaşlıyor ve sıkılıyorlar.
ama homojen sınıf oluşturunca da, kötü gruba sürgün yeri gözüyle bakıp, iyi gruba da pozitif ayrımcılık ile yaklaşılırsa elbette en az yukarıdaki kadar kötü bir sonuç çıkıyor. önem kazanan şey öğretmenin sınıf yönetimi becerisi. girdiği her gruba karşı özel bir öğretim süreci tasarımı yaparsa, objektifliği kaçırmazsa, her gruba kendi potansiyelleri doğrultusunda başarı duygusunu tattırırsa, homojen sınıf uygulaması çok iyi sonuçlar verir. bunları yapmak düzeye göre oluşturulmuş sınıflarda daha kolay.
0
her çocuğun anlama ve öğrenmesi farklıdır.(zihinsel olarak bir geriliği olmadığını farzedersek)
Öğretmen de sınıftaki herkesin anlayabileceği şekilde birebir eğitim veremeyeceğine göre, yani herkes anlasın diye bir konuyu 30 farklı şekilde anlatamayacağına göre böyle bir sistem bana faydalı görünüyor.
çocuğum tembeller sınıfına verilse derim ki: çocuğum çalışkanların yanında görmezden gelineceğine ve konulardan geri kalacağına, anlayabileceği sistemde öğretim görüyor. yani iyi bir şey.
kendi zamanımdan hatırlıyorum, ben de çok çalışkan bir çocuk değildim. aptal da değildim, üniversiteyi dersaneye gitmeden ve çalışmadan kazandım. demek ki kafa çalışıyormuş ama farklı çalışıyormuş. neyse, öğretmen birşeyi anlatırdı sınıfın çalışkanları hemen anladık derdi, ben anlamasam da anlamadım diyemezdim mesela. veya desek bile öğretmen aynı şeyleri ezberden söylerdi, bir daha da sormazdı anladınız mı diye. bir de derdi ki "anlayanlar nasıl anlıyor?"
işte bu yüzden bu fikre sıcak bakarım.
Öğretmen de sınıftaki herkesin anlayabileceği şekilde birebir eğitim veremeyeceğine göre, yani herkes anlasın diye bir konuyu 30 farklı şekilde anlatamayacağına göre böyle bir sistem bana faydalı görünüyor.
çocuğum tembeller sınıfına verilse derim ki: çocuğum çalışkanların yanında görmezden gelineceğine ve konulardan geri kalacağına, anlayabileceği sistemde öğretim görüyor. yani iyi bir şey.
kendi zamanımdan hatırlıyorum, ben de çok çalışkan bir çocuk değildim. aptal da değildim, üniversiteyi dersaneye gitmeden ve çalışmadan kazandım. demek ki kafa çalışıyormuş ama farklı çalışıyormuş. neyse, öğretmen birşeyi anlatırdı sınıfın çalışkanları hemen anladık derdi, ben anlamasam da anlamadım diyemezdim mesela. veya desek bile öğretmen aynı şeyleri ezberden söylerdi, bir daha da sormazdı anladınız mı diye. bir de derdi ki "anlayanlar nasıl anlıyor?"
işte bu yüzden bu fikre sıcak bakarım.
0
ben dersane en tembellerin sınıfına verimiştim.. ordan hiç yükselemedim.. dersanedeki arkadaşlarımdan utanırdım. kötüydü.. bir kaç yükseltme sınavına girdim başaramadım.. sonra sınavlarda sallamaya başladım.. "uğraşmıyorum" havası vermeye başladım.. ters tepmişti. "alakam yok bolm okul mokul yoksa çıkarım" havalarındaydım.. arada gizli saklı ders çalıştım. dersane ve okul diye bir şey kalmadı.. hepsinde "cool" öğrenci oldum.. sikimde değildi afedersin hiç biri.. devamsızlık tavan yaptı. dersaneden kaçmaya başladım.. çünkü bu olmalıydım. ya gerizekalıydım ya cool..
lgs idi sanırım bizim zamanımızda sınavın adı. ona girdim.. tek amacım aileme "gerizekalı" olmadığımı gösterebilmekti.. 840 puan çıkarmıştım.. fen lisesi kazanacak puandı.
ailem tercih yaparken fen lisesinde yapamaz bu çocuk ezilir onca çalışkan öğrenci arasında dedi.. yine daha düşük zekaya indirdiler.. anadolu lisesine gittim..
eğer serseri değilse tembellere atmayın.. it kopukları ayırın yeter. ben yalnızca zekama güvenilmediği için it kopuklarla dersaneye gittim.. atari salonu öğrendim.. sigara içtim.. içki içtim. nargile içtim.. tütünle kova, şişe yaptım.. kavga ettim. karı kıza laf attım.. hayvanlara, okul-devlet malına zarar verdim.. hepsini ortaokulda dersane arkadaşlarımla beraber yaptım
yazık etmeyin kafası basmıyorsada çok çalışsın, sınıfta kalsın.. dersleri düşsün.. serserilerle okutmak zorunda bırakmayın..
lgs idi sanırım bizim zamanımızda sınavın adı. ona girdim.. tek amacım aileme "gerizekalı" olmadığımı gösterebilmekti.. 840 puan çıkarmıştım.. fen lisesi kazanacak puandı.
ailem tercih yaparken fen lisesinde yapamaz bu çocuk ezilir onca çalışkan öğrenci arasında dedi.. yine daha düşük zekaya indirdiler.. anadolu lisesine gittim..
eğer serseri değilse tembellere atmayın.. it kopukları ayırın yeter. ben yalnızca zekama güvenilmediği için it kopuklarla dersaneye gittim.. atari salonu öğrendim.. sigara içtim.. içki içtim. nargile içtim.. tütünle kova, şişe yaptım.. kavga ettim. karı kıza laf attım.. hayvanlara, okul-devlet malına zarar verdim.. hepsini ortaokulda dersane arkadaşlarımla beraber yaptım
yazık etmeyin kafası basmıyorsada çok çalışsın, sınıfta kalsın.. dersleri düşsün.. serserilerle okutmak zorunda bırakmayın..
0
Ben tamamen öğrenci gözüyle söyleyeyim. Homojen sınıf okuma yazma dort işlem bilip birinci sınıf okumak gibi. Herkes kendi seviyesinde eğitim alırsa daha zevkli. Sonuçta birine x diğerine 2x bilgi verip eşitsizlik yapmadiktan sonra, herkes toplamda aynı 5x'te bulustuktan sonra önemli değil. 11 kuru olan dershaneye gittim. Sonra bu birinci kur üçe bölündü. Bu kadar verimli geçen bir başka dönemimi hatırlamıyorum. Bir alt kurdaki arkadaşım bizim kurdaki hızdan rahatsız oluyordu. Alt kura aptal değil de az çalışkan muamelesi yapılırsa öğrencilerden kimse şikayetçi olmaz. Aileler hep benim çocuğum en iyisi diyeceği için o sıkıntılı olabilir.
0
Size soyle bir animi anlatayim, siz karar verin. Ben hep basarili bir ogrenciydim. Sinavlarda 100 uzerinden 90 alti aldigim not nadirdi. Calisarak da degil ama ogretmenlerim iyiydi ve ben dersi dinlerdim. Ama 8. Sinifa kadar nasil olmussa elime hic test degmemisti. Umrumuzda degildi ailecek heralde. Neyse 8. Sinifta lgs diye bir seyin varligi dank etti, ikinci donem babam dedi dershaneye git de bari deneme cozersin. Gittik dershaneye bana bi seviye tespit sinavi yaptilar. 45 net cikardim. En kotu sinifa attilar. Dershane mudur babamin tanidigiydi, babam gitti konustu. Dedi ki benim kizi en yuksek sinifa alin. Ikna etmis adami bir sekilde. Ben gittim sinifa ordaki ogrenciler hoca daha tahtaya soruyu yazarken cevabi soyluyorlardi. Ben miy miy yaziyordum dusunuyordum cozuyordum. Neyse teste alisinca denemelerim yukseldi biraz ama hala o siniftakilerin seviyesine cikamamistim. Konulari cok iyi biliyorum ama olmuyor. Hocalar tam tekmil hazirliyor bizi yine de. Testi nasil hizli cozerim knu ogrendim falan. Babam cok emindi sinavda iyi yapacagimdan. Bense neyse notlarim iyi heralde super liseye giderim diyordum.
Sonra sinavlara girdim ve derece yaptim. Babam beni tanimasa muhtemelen kotu sinifta goygoycu ogrencilere kapilip sallamazdim dersleri. O dereceyi de yapamazdim.
Cocugunuzun seviyesini en iyi siz bilirsiniz.
Sonra sinavlara girdim ve derece yaptim. Babam beni tanimasa muhtemelen kotu sinifta goygoycu ogrencilere kapilip sallamazdim dersleri. O dereceyi de yapamazdim.
Cocugunuzun seviyesini en iyi siz bilirsiniz.
0
bi de şunu dinleyin.
ilkokul 1'de erzurum'daydık, doğru düzgün okumayı sökene kadar 1. sınıf bitmişti, keraat cetvelini hiç görmedik, okumadan, fişlerden, ali ata bak'lardan başka bir şey görmedik.
ilkokul 2'de babam sağolsun :) tekirdağ şarköy'e geldik. herkes çarpım tablosunu biliyor, dört işlem yapıyor. yılın başında sınıfı tembeller çalışkanlar diye ayırdı hoca, en tembeller en arkadaydı. ben bi bok bilmediğimden bıdık boyumla en en arkaya gönderilmiştim. çok hırslı bir çocuktum hep, çalıştım, çabaladım, her hafta yapılan bütün sınıflar arası seviye belirleme testlerinde eksiksiz her defasında tam yaptım, bir kaç haftada en ön sıraya geldim, dönem ortasında da 3. sınıfa geçirdiler beni.
tembel tenekelere gelişimleri için, hırslanmaları için şans verilmemeli mi? ve hatta yanlışlıkla zeka küpü bir çocuğu en en arkaya, e sınıfına gönderebilirsiniz. sonra geri dönüşü var mı? bu şekilde, çocuğu hayatı boyu tembelliğe terketmiş olmuyor musunuz?
ilkokul 1'de erzurum'daydık, doğru düzgün okumayı sökene kadar 1. sınıf bitmişti, keraat cetvelini hiç görmedik, okumadan, fişlerden, ali ata bak'lardan başka bir şey görmedik.
ilkokul 2'de babam sağolsun :) tekirdağ şarköy'e geldik. herkes çarpım tablosunu biliyor, dört işlem yapıyor. yılın başında sınıfı tembeller çalışkanlar diye ayırdı hoca, en tembeller en arkadaydı. ben bi bok bilmediğimden bıdık boyumla en en arkaya gönderilmiştim. çok hırslı bir çocuktum hep, çalıştım, çabaladım, her hafta yapılan bütün sınıflar arası seviye belirleme testlerinde eksiksiz her defasında tam yaptım, bir kaç haftada en ön sıraya geldim, dönem ortasında da 3. sınıfa geçirdiler beni.
tembel tenekelere gelişimleri için, hırslanmaları için şans verilmemeli mi? ve hatta yanlışlıkla zeka küpü bir çocuğu en en arkaya, e sınıfına gönderebilirsiniz. sonra geri dönüşü var mı? bu şekilde, çocuğu hayatı boyu tembelliğe terketmiş olmuyor musunuz?
0
Biz dersanedeyken kendimizi böyle avutuyorduk: "F1'in en kötü öğrencisi olacağımıza F2'nin en iyisi olalım daha iyi" diye. Şimdi öyle düşünmüyorum, öğrenci istisnai durumlar haricinde çevresiyle benzer tempoda gider bence. Ama eğer üst sınıfa geçme gibi bir imkan varsa bu çok önemli br motivasyon bence.
Mesela bizim okulda lise 3'ten 4'e geçerken beni üst sınıfa aldılar. Üst sınıftan 2 kişiyi düşürdüler lise 3'teki ygs ortalamamıza göre. Ben bunun faydasını gördüm çok, şu anda iyi bir üniversitede okuyorsam önemli bir nedeni budur.
Mesela bizim okulda lise 3'ten 4'e geçerken beni üst sınıfa aldılar. Üst sınıftan 2 kişiyi düşürdüler lise 3'teki ygs ortalamamıza göre. Ben bunun faydasını gördüm çok, şu anda iyi bir üniversitede okuyorsam önemli bir nedeni budur.
0
itiraz etmem, okulu direkt başlarına yıkarım. kimse kusura bakmasın, kıytırık eğitim sistemine sahip bir ülkeyiz, ama öğrenci kötü öyle mi?
0
ilkokulda bizede böyle bir uygulamadan bahsetmişlerdi derslerim pek iyi olmadığı için baya üzülmüştüm neyseki vazgeçtiler sonra
0
öğretmen olsaydım ve öğrencim derslerde başarısızsa bunun nedenlerini araştırırdım. ailevi bir sorunu mu var, beni mi sevmiyor, arkadaşlarıyla mı sorun yaşıyor, ben öğretmen olarak yetersiz miyim, kendimi geliştirmek için daha fazla mı çalışmalıyım, farklı teknikler mi kullanmalıyım diye. bu sistemle sorunları halının altına süpürmüş oluyorsunuz. çocukları bu şekilde yaftalatmayın kimseye, kendiniz de yapmayın. çocuğumu 9 ay binbir güçlükle karnımda taşıyacağım, bütün düzenim altüst olacak, sancılar içinde doğuracağım. nefes alıyo mu almıyo mu diye uykularım kaçacak, sürekli onu kontrol edeceğim. gözünün içine bakacağım. sonra kendini yetiştirmekten imtina eden, kolaycı bazı işgüzar öğretmenler çocuğumu başka sınıfa verecek. veliler falancanın çocuğu tembel diyecek belki gerizekalı diyecek. okulu birbirine katarım, polis çağırırlar. bunu kabul eden velilere de yazıklar olsun. birileri kendi çapında proje üretecek kurban olarak da benim çocuğumu seçecekler.
0
okuldan ne anladığımıza bağlı. dersane de bu tür ayrıştırmaları bir yere kadar anlayabiliyorum da, okul demek çocuğun çevresiyle sosyal etkileşimi de demektir. zengini, fakiri, çalışkanı, tembeli, zeki ama çalışmayanı, ortalama zeka ve çalışmayla iyi başarı göstereni kısacası hayatta ne tür insan varsa hepsiyle karşılaşıp tanıması demektir.
düzeye göre sınıf uygulamasıyla çocukları çalışkan-tembel(zeki-aptal) diye ayrıştırıp özgüven sorunu yaratırken, bir yandan da o çocukların diğerleriyle kaynaşma fırsatını elinden almış oluyorsunuz.
Bir de bu tür bir uygulama kaynaştırma öğrencilerini-hala bu sistem var mı bilmiyorum- de dışlayacak ve toplum bireylerini ayrıştırmayı daha en küçük yaştan başlatacaktır.
dışarıdan bakan biri olarak bu sistemin sadece öğretmenleri kolaycılığa sürükleyeceğine inanıyorum. çünkü -elbette vardır ama- ben hiç öğrencinin seviyesine göre ders planı hazırlayıp, uygulayabilecek öğretmen görmedim daha; en fazla yapacakları şey tembeller sınıfıyla ilgilenmeyip-zaten çöp onlar-, çalışkanların üstüne düşmek olacaktır.
Benim notlarım her zaman iyiydi, iyi bir liseyi dereceyle bitirdim. Buna rağmen ben bile özellikle ea seçtiğimde bu muameleye maruz kaldım çünkü ancak aptallar, fen yapamayanlar ea seçerdi onlara göre. Bunu sınıfta yüzümüze açıkça söyleyen öğretmen bile oldu "ben aptallara dersi anlatıp çıkarım daha da uğraşmam diye. En aptal fen öğrencileri bile gelip bizimle dalga geçerdi. Pek çok arkadaşım okuldaki bu muamele yüzünden demotive oldu.
Kendi adıma hayata ve derslere dair en çok şeyi öğrendiğim anlar ise sınıftaki tembel ve hatta serseri tiplerle küme çalışması yaptığım zamanlar oldu.
Bu sebeplerle ben çocuğumun sadece konu ezberleyip en iyi sınıfta olmasını yeğleyeceğime, karma bir sınıfta okumasını isterim.
düzeye göre sınıf uygulamasıyla çocukları çalışkan-tembel(zeki-aptal) diye ayrıştırıp özgüven sorunu yaratırken, bir yandan da o çocukların diğerleriyle kaynaşma fırsatını elinden almış oluyorsunuz.
Bir de bu tür bir uygulama kaynaştırma öğrencilerini-hala bu sistem var mı bilmiyorum- de dışlayacak ve toplum bireylerini ayrıştırmayı daha en küçük yaştan başlatacaktır.
dışarıdan bakan biri olarak bu sistemin sadece öğretmenleri kolaycılığa sürükleyeceğine inanıyorum. çünkü -elbette vardır ama- ben hiç öğrencinin seviyesine göre ders planı hazırlayıp, uygulayabilecek öğretmen görmedim daha; en fazla yapacakları şey tembeller sınıfıyla ilgilenmeyip-zaten çöp onlar-, çalışkanların üstüne düşmek olacaktır.
Benim notlarım her zaman iyiydi, iyi bir liseyi dereceyle bitirdim. Buna rağmen ben bile özellikle ea seçtiğimde bu muameleye maruz kaldım çünkü ancak aptallar, fen yapamayanlar ea seçerdi onlara göre. Bunu sınıfta yüzümüze açıkça söyleyen öğretmen bile oldu "ben aptallara dersi anlatıp çıkarım daha da uğraşmam diye. En aptal fen öğrencileri bile gelip bizimle dalga geçerdi. Pek çok arkadaşım okuldaki bu muamele yüzünden demotive oldu.
Kendi adıma hayata ve derslere dair en çok şeyi öğrendiğim anlar ise sınıftaki tembel ve hatta serseri tiplerle küme çalışması yaptığım zamanlar oldu.
Bu sebeplerle ben çocuğumun sadece konu ezberleyip en iyi sınıfta olmasını yeğleyeceğime, karma bir sınıfta okumasını isterim.
0
