Giriş
(15)

Fotograf cekilmek

baldur2
Fotograf cekinmek Tamam da bunun nesi hatali? Sozlukteki baslikta epey asagilanmis daEDIT: cekinmek zaten hatali diyorum, Luleburgazin L si olan yani cekilmek neden hatali? edilgen degil mi iste?
Fotograf cekinmek Tamam da bunun nesi hatali? Sozlukteki baslikta epey asagilanmis da

EDIT: cekinmek zaten hatali diyorum, Luleburgazin L si olan yani cekilmek neden hatali? edilgen degil mi iste?
0
baldur2
(17.03.16)
fotoğraf, çekilen bir şeydir. çekinilen bir şey değildir. belki ondan :)

edit : anlamamışım ben. çekilmek hatalı değil. çekinmek hatalı ama
0
interview with the vampire
(17.03.16)
safhafs ay kıroo
fıtığraf çektirmek diyeceksin
foto çekinelim mi
çekincelerim var :P
0
neira
(17.03.16)
fotoğraf çekmek / fotoğraf çektirmek

çekmek / çekilmek / çektirmek

fotoğraf çekilmek de çok yanlış değil sanki, bilemedim:)

çekinmek kesin yanlış ama:)



idit: la tamam çekinmek in yanlış olduğu konusunda hemfikiriz diye yazdım, ne bok atması allasen. cevap verende kabahat.
0
peggy
(17.03.16)
"fotoğraf çektirmek" / "fotoğraf+ı çekilmek" olabilir ya da tarzancada "ben var fotoğraf çekilmek" de kabul, ama bütün cümlelerini öyle konuşman lazım, sırf bunu doğru söylemişsin gibi yapmak için o da çok yorucu :)

"çekinmek" ile "fotoğraf" arasındaki ilişki belki şu cümlede olabilir:
"fıtığrıf çiktirmiyi çikiniyorum, çık ıtıngıcım ihihi"

başka da sanmıyorum.
0
loveinaflipbook
(17.03.16)
çekinmek ayrı bir fiil çünkü. fotoğraf çekilir ya da çektirilir.
0
orient blue
(17.03.16)
bir kisi de soruyu dogru okuyabilseydi keske. programlanmis makine misiniz ki l yi n group otomatikman bok atmaya gelmissiniz?

cekinmek demiyorum. cekilmek diyorum. hey allahim ya.
0
🌸baldur2
(18.03.16)
bana sorarsaniz cekilmek yanlis degil.
cektirmek olarak ettirgeni var da, edilgeni niye yok?
0
🌸baldur2
(18.03.16)
kendin başkasını çekiyorsan - fotoğraf çekmek
kendini başkasına çektiriyorsan - fotoğraf çektirmek

amaa kendini bir başkası ile yine kendin çekiyorsan (selfie):

a) "gel bi fotoğraf çekelim" (neyin fotğrafını çekelim? belli değil.)
b) "gel bi fotoğraf çektirelim" (kime çektirelim? belli değil.)
c) "gel bi fotoğraf çekilelim" burada her şey belli bence.

o yüzden "çekilmek" hatalı değil.
0
kibritsuyu
(18.03.16)
kibritsuyu'nun yazdığı şeydeki c şıkı tamamen hatalı. tamamen. edilgen çatı var da, yanlış olan o kullanım. uygulama şekliniz yani.

kendi fotonu çekiyorsan "gel fotomuzu çekelim" diyorsun bitiyor, ha selfie çubuğu ve telefon tuşu ha deklanşör, çeken sensin. (bu telefonlarla çıktı ya muhabbet, millet ezelden beri kendi fotosunu çekiyor da çekilelim demiyordu, ne değiştiyse.)

başkası çekiyorsa sen foto çektirmiş oluyorsun.

pasif kullanım varsa ve kimin çektiğini cümlede belli etmiyorsan "fotomuz çekildi" diyorsun.

fotokopi çekilelim diyor musun, demiyorsun. çekilen şey fotokopi çünkü, sen değilsin (senin vesikalığının fotokopisi çekilse bile).

yani sen çekiyor veya çektiriyorsun. fotoğrafı çekilen şey sensin diye bu değişmiyor(sen fotoğraf değilsin zira, fotoğraftakisin ama çekilen şey fotoğraf, nesneyken özneleşen o). sorduğun durumda ise sen çeken olduğun gibi fotoğrafI çekilen oluyorsun. BEN fotoğrafIMI çektİM, BENIM fotoğrafIM çekILdi.


kısacası türkçe'de edilgen çatı ve etken çatı ve uyarınca geçişsiz ve geçişli fiil vs bakabilirsin ama örnek bu kadar basit: yemeği sen yersin, yemek ise yeNir. resmi çizersin, resim ise kendini çizemez, çizilir.

çekilelim dediğin zaman -im ile birinci çoğul şahıs olduğunu, yani öznenin "biz" olduğunu anlatmış oluyorsun. o zaman etken çatı kullanıyorsun. o halde edilgen çatının ekini, sanki işi yapan kişi belli değilmişçesine, kullanamazsın.


güzel cevaplar verilmiş ama edilgen değil mi diye sormuşsun, farkı anlatmak istedim. millet bu edilgen yapıyı etken fiil gerektiren cümlelerde kullanıyor artık, feci gerçekten.


özet: edilgen çatı durumunda fiil şahıs eki alamaz. aksi hal mantıken çelişkili olduğu gibi bu yazdığım da bir gramer kuralı aynı zamanda.
0
godoşu beklerken
(18.03.16)
godoşu beklerken'in söylediği tamamen yanlış. dönüşlü fiil diye bir şey var türkçede ve o şey kesinlikle edilgenlik değil. burada kullanılan da fiilin dönüşlü hali, gayet yerinde kullanımdır.
0
devilred
(18.03.16)
arkadaş bu konuyla alakalı baya sinirli.

her neyse

devilred +1
0
interview with the vampire
(18.03.16)
devilred'in söylediği tamamen yanlış :D

fotoğraf çekilmek dönüşlü değildir. çekildim dediğinde yeterli olması gerekirdi öye olsaydı.

soyundum, yıkandım, temizlendim vb şeyler dönüşlüdür. ki o durumda da çekindim denmesi gerekir şekil olarak ama o bile hatalı.

ortada nesne farkı var görmüyor musunuz?


yıkandım (bu dönüşlü). yıkayan kim, yıkanan(bak buradaki dönüşlü değil etken çatı mesela) ne?özne de benim, nesne de benim, ben beni yıkadım.

foto örneğinde çekilen şey sen değilsin, senin foton; çeken de sensin. fotoğraf kendi kendine ay bi çekindim diyebilir, sen diyemezsin. (baba jo için edit: dönüşlü fiillerde özlem zaten nesnedir dolayısıyla daha başka nesne alamaz. abi o kadar zor değil bu. ayrıca bunlar yorum değil, kuralın getirdikleri.)


sinirli olan ben değilim sizsiniz, canınızı dişinize takmışsınız ısrar ediyonuz :) yüz kere editledim, düzgün anlatayım şunu diye, yine de yaranamadım size. cıks.
0
godoşu beklerken
(18.03.16)
ohooo, dönüşlü fiilde sadace "-n" ekinin kullanıldığını düşünen insana laf anlatmakla uğraşamam. hadi bu da kıyağım olsun:

www.cokbilgi.com
0
devilred
(18.03.16)
devilred, ben -n eki tek kullanılan ektir demedim. "ki o durumda çekinmek demesi gerekir" demişim, o söylediğim hatalı. demesi gerekmiyor, doğru. aklıma -l kullanılan dönüşlü fiilleri getirmedim yazarken.

ama konu bu değil. bu fiili dönüşlü kullanacaksan "fotoğrafın" çekindiğinden/çekildiğinden bahsedebilirsin, fotoğraf kendini çekti babında. senin çekildiğinden/çekindiğinden bahsedemezsin. e "fotoğraf kendini çekmiş" kim neden der, ben bilemem. "laf anlatmakla uğraşamam" lafın, sen bu olayı anlamıyorken, yakışık almıyor bence.

neyse. iyi sabahlar madem sizlere.
0
godoşu beklerken
(18.03.16)
aslında ince detay "fotoğraf çekilmek" ile "fotoğrafı çekilmek" arasında bence. "fotoğraf çekilmek" dönüşlü, "fotoğrafı çekilmek" edilgen.

"ahmet ile hüseyin fotoğraf çekildi"
eylemi yapan da ahmet ve hüseyin, yapılan eylemin nesnesi de ahmet ve hüseyin. burada fiil dönüşlü oluyor.

"ahmet ile hüseyin'in fotoğrafı çekildi"
burada yapılan eylemin nesnesi ahmet ile hüseyin ama eylemi kimin yaptığı, yani özne bilinmiyor. işte bu da edilgen oluyor.

tabii bu durumda selfie'den bahsetmemiz gerekir, fotoğrafı çeken başkasıysa bu durumu dönüşlü değil edilgen çatı ile belirtmemiz lazım. bu bilginin ışığında elinde selfie çubuğu olan birinin arkadaşına "gel fotoğraf çekilelim" demesinde bir yanlışlık görmüyorum ben. eğer fotoğrafı çekecek kişi başkası ise "gel fotoğraf çektirelim" denmesi lazım.

eyyorlamam bu kadar diyeceğim çünkü sabah mallığıyla daha öteye gidemedim. normalde çatur çutur kanıtlayacak bir şeyim yoksa böyle tartışmalara girmem ama yarım saattir beynimi patlattım, yukarıda sunulan fikirlere tam hakim olamadım ve dolayısıyla antitez üretemedim. sakin kafayla günün ilerleyen saatlerinde tekrardan gelicem, çüsss...
0
baba jo
(18.03.16)
(17)

evde bir seyi kaybettiginizde

letheavendangered
en sonunda genelde nerde buluyorsunuz?bluetooth kulakligimi kaybettim. en son yazin kullanmistim. simdi yine lazim, dun geceden beri ariyorum artik deli olacagim. bakmadigim canta, mont cebi, elektronik esya kutusu, bilgisayar cantasi vs kalmadi. nerdedir?ev dedigim de zaten tek oda. fazla uzaga git
en sonunda genelde nerde buluyorsunuz?

bluetooth kulakligimi kaybettim. en son yazin kullanmistim. simdi yine lazim, dun geceden beri ariyorum artik deli olacagim. bakmadigim canta, mont cebi, elektronik esya kutusu, bilgisayar cantasi vs kalmadi. nerdedir?

ev dedigim de zaten tek oda. fazla uzaga gitmis olamaz.
0
letheavendangered
(17.03.16)
o kadar aramayla bulamadıysan kayıptır o. kayıp derken zaten kayıp da yani geri dönmemek üzere kayıptır demek istedim
0
cekilmis gayfe
(17.03.16)
bende hep bir seyin altinda cikar. kenara atilmis bir tisort gibi.
0
der meister
(17.03.16)
Dolabın arkası çekmecelerin altı gibi yerlerden çıkıyor bende.
0
gunde 3 litre kola icen adam
(17.03.16)
Odanın düzenini uzun süre değiştirmediğin zaman tuhaf bir körlük oluşuyor.Baktığın yerlere farklı kişilere arattır o zaman bulabilirsin belki.
0
cryzy
(17.03.16)
Ben genelde ilk baktığım yerin çok yakınında buluyorum. Yukarda denildiği gibi sizin yerinize biri daha baksın.
0
fraise
(17.03.16)
yok la orada ne işi vardır dediğin bir yer varsa oraya bak.

bir kere biletimi kaybettim evi alt üst ettim de bulamadım. iş işten geçtikten sonra dur la birde şuraya bakayım dedim ki bir tek oraya bakmamıştım. koltuğun içinden çıktı :)
0
rahmi pinkfloydoglu
(17.03.16)
Aramayı bıraktığında çıkar o. Ben mesela şarj aletimi aradım, bulamadım. Sonra tekrar aradım, tekrar bulamadım. Bir tek anneler evdeki şeyleri rahatça bulabiliyorlar sanırım zaten.

Bulursam şarj aletimi yer söylerim :D
0
nawar
(17.03.16)
Banyo ve buzdolabı %90 buralarda çıkar ne kaybetsem.
0
Kovacic
(17.03.16)
O zaman olsam nereye koyardım diye düşünüyorum ve orda çıkıyor.
Kucukken de annem bisey saklayinca acaba annem olsaydim nereye koyardim derdim düşünür ve sakladığı şeyi bulurdum. Hahahaj resmen gozumde canlanıyor böyle şeyler.
0
cabiday
(17.03.16)
Bornozumun cebinden çıkıyor hep.
0
megalomaniac
(17.03.16)
yatağın kenarındaki boşluğa düşüyor yahut cebimden çıkıyor.
0
nice tnetennba
(17.03.16)
ya en son yazin kullandim diye hatirliyorum. sadece bisikletteyken kullanirdim. o zamanlar giydigim her seyi aradim yok. hatta usenmedim disari cikip bisikletin minicik cantasina bile baktim aceleyle oraya mi tepistirdim diye ama orda da yok. yaz sonunda beynimi aldirdigim icin resmen kocaman bir bosluk.
0
🌸letheavendangered
(17.03.16)
1 hafta cüzdanımı bulamamıştım. ablam gelmişti eve bakmaya masamın üstündeymiş. başkasına baktırın tavsiyem. genelde kaybettiğim şeyler bariz yerlerde çıkıyor.
0
jjwa
(17.03.16)
başucu komodini, varsa gazeteliği, kitaplık rafları, mont olmayan cepli yazlık giysiler, portmanto içi veya üzeri kutucuklar, banyo, mutfak ıvır-zıvır dolapları veya çekmeceleri, yazdan beri olduğuna göre bornoz cebi değildir, yastık altı veya yatak altı değildir (temizlik yapmışsındır, boşluğa düştüyse çarşaf değiştirince görürdün vs, o zamandan beri diyerek), tv ünitesinde bir yer, tıkıştırılabilecek bir kalemlik vb çanta içine atılan cepli gözlü mobil şeyler, valizler...
0
godoşu beklerken
(17.03.16)
Koltuk altlari
0
eksi sozlukte eksiyen adam
(17.03.16)
Bir çantamın içinden çıkıyor genelde ya da dolabın en dibine düşmüş oluyor, dolabı komple boşaltırken bir sürü eşya buluyorum.
0
elikası
(17.03.16)
bisikleti park ettigin yere bak
0
jimicik
(17.03.16)
(22)

Biz Bu Ülkede Nasıl Yaşayacağız Lan?

bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
Selamlar.Ya abi sadece benim mi psikolojimi bozuyor bu ülke? Beyler, bayanlar? Abartıyorsun, drama queen'sin diyin, kendine gel lan ağlama falan diyin ne bileyim bir şey diyin bana. La geçen hafta tatilde Beyrut'u gezmeye gidecektik arkadaşla, "boşver abi oralar karışık şimdi bomba momba olur" dedik
Selamlar.

Ya abi sadece benim mi psikolojimi bozuyor bu ülke? Beyler, bayanlar? Abartıyorsun, drama queen'sin diyin, kendine gel lan ağlama falan diyin ne bileyim bir şey diyin bana. La geçen hafta tatilde Beyrut'u gezmeye gidecektik arkadaşla, "boşver abi oralar karışık şimdi bomba momba olur" dedik gitmedik, Türkiye'de kaldık. Fıkra gibi. Evden çıkmaya korkuyorum şimdi.

Ya az önce maç izleyelim kafa dağılır diye arkadaşla dışarı çıktık. Daha oturalı 5 dakika olmadı ki, garsonla girdiğimiz "sandalyeni benim geçtiğim yerden çek" tartışması yüzünden az kalsın kavga çıkıyordu, ki ben garsona "tamam abicim kusura bakma" diyip arkadaşı kolundan zorla çekip götürmesem herif bıçak elinde bekliyor, arkamızdan bağırarak ana avrat sövüyor. Adam şu sikko tartışma yüzünden bizi öldürüp hapis yatmakta hiçbir sakınca görmüyor lan! Ya abi nasıl insanlar yaşıyor bu memlekette? Korkuyorum abi. Yeminle korkuyorum. Bu sikik ülkede yanlış adama yanlış şekilde baktığım için, kafede sandalyemi yanlış yere çektiğim için, akşam eve gitmek için otobüsü yanlış durakta beklediğim için bok yoluna gitmek istemiyorum ve ciddi şekilde korkuyorum. Resmen hayatta tesadüfen kalıyormuşum gibi hissediyorum. Aşağıda bir duyuru var, adam öğrencimin velisi beni silahla tehdit etti diyor, savcılığa gideyim mi diye soruyor ve verilecek en mantıklı cevap "gitme, başına iş gelmesin". Distopik roman gibi.

Hapsolmuş gibi hissediyorum burda, gitme şansım da yok ülkeden. Nasıl yaşayacağız abi biz bu ülkede? Hayatta kalmak için kendimizi herkesten soyutlayıp evde mi oturacağız sadece? Bir şey diyin bana lütfen lan, ya sarsıp kendime getirin ya da ne bileyim ben de öyle hissediyorum diyin, yalnız olmadığımı bileyim en azından.

Of içimi döktüm.
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(17.03.16)
abi sen pilot degil misin, disarda yasayayim desen olmaz mi ki? ben de kafayi yedim ki cok belli oluyor sanirim. kabul alirsam ukrayna'ya kacacagim. kotunun iyisi iste, param o kadarina yetiyo hskds. en azindan "yabanci" olurum. ulkenin boku pisligi beni yerli halk kadar cildirtmaz.
0
der meister
(17.03.16)
haklısın, çok haklısın. pamuk ipliğinde yaşıyoruz sanki. bi örnek olarak da bugün annemin çalıştığı okulda mafya kılıklı velinin teki okulu basmış müdüre bıçak çekmiş tehditler savurmuş falan.
otobüse binsen tacizi, sokağa çıksan korka korka yürümesi. bitmiyor. ülkenin psikolojisi dipte. buna cahillik+düşünce tembelliği de ekle.
0
rayde
(17.03.16)
@der meister yok gidemiyorum ülkeden, çeşitli sebeplerden dolayı en azından 5-6 sene imkansız. sonrasında da çok çok zor olmakla beraber belki katar'a, dubai'ye falan anca. şu an gitmek için bir fırsatım olsa bir saniye düşünmem üzerine zaten.
0
🌸bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(17.03.16)
Haklısınız kesinlikle. Ben de bir an önce bu ülkeden gitmek için gün sayıyorum. Sosyal medyada 'kalabalıkta bomba korkusu, tenhada tecavüz korkusu' diye bir söz dolaşıyor bu ara. O kadar doğru ki. İlerde çocuğumu da bu ülkede yetiştirmek istemiyorum açıkçası. İnsanlar giderek daha da cahillesiyor, tuhaflasiyor sanki. Bilemiyorum. İyi insanlar kalmadı artık çevremizde. Herkes kaba, saba, duyarsız. Burada bile verdiğin cevap yüzünden sana hakaret eden insanlar mevcut en basiti.


Bu ülkeden de, insanlarından da soğudum iyice. Tamamen izole bir hayat yaşayabilsek keşke.
0
fraise
(17.03.16)
Ankaralıyım, valla bi arkadaşla buluşalım dedik, en son derdimizi sikelim diyip bırakıp derse döndük. Alt tarafı ikimizin boktan hayatlarını konuşcaz kapancak, çok top secret bir şey yapmayacağız. Ama şurada bu olabilir, şöyle gidelim, ama orada bomba patlamıştı insanlar temkinlidir orada bir şey olmaz...
0
gunde 3 litre kola icen adam
(17.03.16)
geçecek bugünler elbet. her şey yoluna girecek.
0
ssiradanbirigibi
(17.03.16)
Turkiye'de yasasam, ne kadar izole bir hayatim olursa olsun, ben de oyle dusunurdum. Yalniz degilsiniz.
0
crown
(17.03.16)
sırf metroya binmemek için kaç saat erken gitmem gerektiğini hesaplıyorum, yapacak bir şey yok ne yazık ki.
0
devilred
(17.03.16)
Haklısın. Dükkan açmaya kalkıyorum, girişim istihdam sağlayalım diyoruz birden envai çeşit eşkiyayla uğraşıyoruz. Durakta otobüs bekliyoruz sakat tipler, hastaneye gidiyoruz kavga gürültü, polis çeviriyor kılıfı açık eli silahında kimliğe bakıyor. Eskaza birine omzun çarpsa ölme riskin var.
0
ThomasJefferson
(17.03.16)
ankaralıysan suan böyle hissetmen çok normal hepimiz aynı ruh halindeyiz.
nasıl geçecek, zamanla.. başka da yolu yok sanırım.
0
omonia
(17.03.16)
Yıllardır siyasi kaygılarla insanlara nefret yükleniyor. Böylece safları sıklaştırıp, aradan da düşenleri toplayıp iktidar sevdası koşuyor partiler. Son yıllarda bu daha da arttı. Yalnız bunlar asıl sorun değil. İnsanlar karınları tok, sırtları pek olduğu ve cüzdanlarında para olduğu sürece bir ton küfür saysan "senle mi uğraşacağım" deyip, yoluna devam ediyor.

İşsizliğin artması ve alım gücünün düşmesi çok büyük sorun yaratıyor. Yol verdi-vermedi gibi İstanbul trafiğinde insanı geren vak'aları geçtim, selamını almadı diye ölen oldu. Maalesef ülkenin durumu bu ve daha da kötüye gidecek elbette. Şurada ekşi sözlük/duyuruda bile sağda üstteki çarpıya basarak tamamen kurtulabileceğin tartışma için nasıl küfür ediyorlar birbirlerine baksana.
0
nawar
(17.03.16)
I might be a little too depressed. Friends have been posting rumors about future attacks in specific places. There seems to be an on-going war between two forces, but innocent civilians are dying. I am scared I might just end up being one of the victims. I feel like I might end up dying any moment. I really do not know what to do.

Moreover, uneducated people demand war on innocent Kurdish people. I fear this might open up the mental gap between two societies.

The news channels under some forces that I cannot tell due to some censorship claim that the country is just fine, the economy is booming, more and more people find jobs, children and women are happy.

I am so fed up with everything.

Diye bir yazi gordum bugun. Cok iyi ozetlemis biri bir uluslararasi forumda.
0
Traveller
(17.03.16)
ben bugunlerde iyice ayyuka cikan bir kavramdan bahsedeyim, akepeli olmayan insanlarin bile bilincaltina birseyler oldu, toplum olarak daha once cok varolmayan bir kavrami iyice sahiplendik; atarlanmak. benim gencligimde, cocuklugumda boyle bie kelime henuz icat edilmismiydi hatirlamiyorum ama simdiki gibi gundelik kullanilmadigini biliyorum, simdi ise sadece genclerden degil herkesten duyuyorum ve bu kelimeden igreniyorum. zira bana cahil cesaretini, insan gibi sozle kendini ifade etmeyi degil, sozel siddet ile tehdit etmeyi hatirlatiyor. misal; bir musterimiz, calisanlarimizdan birinden bir konuda sikayetci olmasi gerekirken, isyerimizin isleyisini belki de tam anlamadigindan, benim hakkini aramasi yonundeki cesaretlendirmemi cok yanlis yorumlayarak, ne yani kavga mi etseydim? dedi. simdi halkimiz ara asamalari kaybetmis, bir sorun oldugunda herkes birbirine atarlaniyor, kavga etmeye hazir. yahu kavga etmenin herhangi bir olayi verimli bir sekilde cozmuslugu var mi ki boyle bir yontem ilk olarak akla geliyor? ben musteriye bir kere daha gerizekali gibi anlattim, hayir, kavga etmeyeceksiniz, siz sunlari sunlari mi bizden hizmet olarak bekliyorsunuz?, bu calisanimiz sizin aldiginiz hizmetin kalitesinin dusmesine mi yol acmis, bizim icin o insanin is yapma bicimini, yeterligini degerlendirebilmemiz icin once kendisiyle konusup neden sonuc iliskisini ogreneceksiniz, calisanimiz sizin memnuniyetsizliginizi bilecek, size kendi tarafindan olan aciklamayi sunacak, eger tatmin olmazsaniz, bize kendisini sikayet edeceksiniz, biz de iki tarafi dinleyerek, durumu degerlendirecegiz. bu kadar basit.
herhalde bu yuzden sadece yasanmasi degil, beraber calismasi da en zor milletlerden biriyiz. kendimizi ifade edemiyoruz, bu vesileyle kitap okumak ne ise yarar ki diyen duyuruculara da selam edeyim, kelimeleri kendine dost edinen insanlar bu senaryodaki gibi salakca davranmiyorlar.
0
mavicorap
(17.03.16)
korkmakta haklısın, çok doğal. ama istedikleri de buydu. burada kalmak zorunda olanlara naçizane tavsiyem: korkmayı kesin, daha doğrusu korksanız bile buna odaklanmayı kesin, tepki gösterin. evden çıkmayacak haliniz yok.

dicle ve fırat'ı vermek istiyorsan, yeraltı kaynaklarından olmak istiyorsan, yanında 2. bir israil'in başına ördüğü çoraplarla, kurdurduğu üslerle, savaş azdırmak için israil gibi yaptığı hava ve kara sahası ihlalleriyle mütemadiyen boğuşmak istiyorsan, onun borçlarını, harcamalarını garantör ülke olarak üstlenirken, istanbul'da izmir'de tüm dükkanlarda cirit atıp para kazanabilmelerini, torpillenmeye devam etmelerini destekliyorsan, bir de senin meclisinde ayrıca bulunmalarını ve karar almalarını istiyorsan, bu mecliste herhangi bir partiyi desteklemen yeterli.

vermek istemiyorsan tepkini başka arayışlarla göstermen gerekecek. ama burada yaşamak zorundaysan bir şey yapmaya çalışman, her halükarda çaresizlik duygunu azaltacaktır.
0
godoşu beklerken
(17.03.16)
ilk yurtdışı deneyimimde amsterdam'a gitmiştim. oradaki bilinci, insanların insanlara duyduğu saygı sevgiyi gördükten sonra ülkem vatanım dediğim yere dönmeye utanmıştım. cümlelerinin sonunu "enjoy" diyerek bitiriyorlar, yani hayattan zevk alıyor adamlar, hümanistler. o kadar özendim ki, keşke oraya gidip yaşamamın ir imkanı olsa dakika düşünmezdim. bir kere yaşıyoruz şu dünyada pisi pisine gidelim mi? sahi nasıl gidilir ya?
0
arkburak
(20.03.16)
@arkburak paran varsa gidersin her türlü, benim ilk yurtdışında kalışım mesleğim sebebiyle oldu. o gün thy'nin uçak biletine bakmıştım meraktan, 4 bin küsür idi. git-gel + konaklama falan. maç için gidiyorlar yani. bu adamlar her türlü her yere gider de orta direk aileler nereye gidecek allasen.
0
fekat
(20.03.16)
@fekat orta direk aileden hallice benim durum da. oraya gitmek orada yaşamak ve oraya yerleşmekten bahsettim. yoksa ben de turistik amaçla gitmiştim ve biletleri de pegasustan çok öncelerden alarak, ucuza getirerek:) ama yerleşmek için hangi yollar geçerli bilmiyorum bir master için bile yıllık 20k eurolardan bahsediyorlar...
0
arkburak
(20.03.16)
e tamam işte, bir tatil bile öyleyse yerleşmek nasıldır sence. adamlar da kollarını açmıyor ki bize, iş okul bağlantısı varsa gidersin elbette, bir çok yol var ama ben genel geçer fikrimi söyledim. gerçi benim aklıma hayalime gelmeyecek şeyler oldu, olmaz dememek lazım, kimbilir yani gidilir de neden olmasın
0
fekat
(20.03.16)
Ya buraya gelip yurt dışını konuşanlara iki çift lafım var. Bu aynı zaman da sizin yalnız olmadığınızı gösterecektir ne olursa olsun.

Ne zaman böyle başlık okusam sözlükte veya duyuruda bir şekilde muhabbet "ah şu ülke böyle ah şu şehirde şöyle" diye konuşuluyor. Haklılar tabii ki. Küfretmekte de, bir arayış içinde olmalarında da..Ancak şu unutuluyor, sen bir şekilde yurtdışına yerleşince bile değer verdiğin insanları arkanda bırakıyorsun. Bırakmak zorunda kalıyorsun, toplu göç edecek halin yok ya..Annen, baban, kardeşin, sevgilin, dostun ne biliyim senden parçalar da o senin arkada bıraktığın ülkede kalıyor. Senin için ne kadar hayat güzel olması gerekirken, sen her telefonla konuştuğunda duyduklarından, her haberlere bakışında aklına gelenlerden, her an acaba bir şey mi oldu diye arayıp sormaktan ya da cebine düşen herhangi bildirimde bile onlardan o an uzak olduğunu bilmen ve onların orda o halde olduğunu bilmen, ne sana o refahı yaşatıyor ne de gülecek halin kalıyor..Hatta kendini suçluyorsun, gülmeye utanıyorsun, yaşaman gerekenleri yaşayamıyorsun..

Bu tarz şeyleri sürekli dile getiren insalara bunu hatırlatmak istedim. Öyle her şeyin çözümü bu kadar kestirme ve kolay değil.. Sanıldığı gibi hiç değil.

Yani anlyacağınız siz yalnız değilsiniz. Nerde nasıl olursa olsun etkiliyor işte..İnsanız biz de..
0
qazaqwsx
(20.03.16)
bu ülkeye uyum sağlayamayan biri olarak, muht. 6 ay sonra doğu avrupaya göçeceğim ama zaman geçmek bilmiyor. burayı terk etmek uzun vadeli en önemli planım ama sırf ekonomik ve kişisel sebepler nedeniyle göçebilmek adına yıllarca üniv. eğitim bile almadım burada, almış olsam boktan bir işte burada ömrümün geçeceğine şüphem yoktu çünkü.

ayrıca şuan okuyan kız kardeşim var, kampüsten yakın yerler hariç şehire inmesine izin vermiyoruz bir nevi dönem sonuna kadar. onun içinde uzun vadeli bir göç planı var zaten ama böyle giderse okula orada tekrar başlayacak seviyeye çekmeyi de düşünüyoruz.

bundan daha kötüye gidecek olması asıl korkutucu olan.
0
christopher nolan
(20.03.16)
yoo yani ben hiçbir zaman ekşi'deki meşhur ''türkiyeden defolup gitmek'' başlığında söylenenlerden olmadım, hatta porto'da muhabbeti geçmişti böyle başka bir ülkede yaşar mısın vs diye. ben yapamam mesela, ne olursa olsun olmuyor işte aidiyet var senden bağımsız bir his bu. ayrıca istanbul gibi de değil o bahsedilen yerler, ülkeler. istanbul bir başka diyorlar ya, aynen öyle. ben sadece insanlardan bahsediyorum, kafa yapısından neyse suser'in duyurusunu geyik merkezine çevirmeyelim umarım her şey daha bir güzel olur herkes için.
0
fekat
(20.03.16)
çok haklısın. tüm bunlara rağmen bu ülkeyi hala çok sevenler var. sanki dünyada başka ülke yokmuş gibi. dünyanın en overrated ülkesidir heralde her anlamda. bir tek yemekleri güzel işte. gidecek durumum olsa arkama bakmadan kaçarım.
0
nothing in my way
(20.03.16)
(33)

Ekşi Sözlük'ün iyice milliyetçi-devletçi tiplerle dolması?

bigl0rd
Bu ne la böyle? Eskiden aklı başında solcu vicdanlı tipleri okurduk.
Bu ne la böyle? Eskiden aklı başında solcu vicdanlı tipleri okurduk.
0
bigl0rd
(16.03.16)
devletçilik kötü mü?

not: akp'li değilim.
0
iddaaci
(16.03.16)
ahaha bi şey diycem de şimdi silecekler, diyemiyorum o yüzden. sadece "hadi oradan keko" demekle yetineyim. dilediğiniz gibi kürtçülük, bölücülük, ayrımcılık, bozgunculuk yapamayınca hayvan evladı vicdansız it oldu di mi herkes? kıyamam. ağlamaya devam et. kürtçü olunca halay çekersiniz, milliyetçi olunca auuu. sorsan barış ve demokrasi güvercini, kelebeği. pislikler.

son kelimeyi yazara hakaret olarak yazmadım, genel konuşuyorum. bunu da silmezsiniz umarım. gerçi kürtçü ağlağın biri çoktan ispiyonlamıştır bile. klavye devrimcisi olmak bunu gerektirir.
0
der meister
(16.03.16)
önlerine geleni yazar yapıyorlar. ülkedeki milliyetçi-devletçi sayısı çok olduğu için otomatik olarak artmış oluyor sayıları, matematiksel bir durum yani.
0
baba jo
(16.03.16)
hastasıyım bu "milliyetçilik bir hastalıktır" geyiğine.
halkçı olacam derken g.tünü kaybetmekten iyidir bence milliyetçi olmak. kürtleri sevelim diye diye koynuna alacak tipler vardı, iyi oldu.
0
siradisi00
(16.03.16)
akp tipi hiç bir şey öğretmeyen eğitim sistemi, yandaş medya bombardımanı ve zaten cehaleti erdem sayan bir toplumsal yapı birleşince toplum sürekli bu tipleri üretiyor. ülkenin her yeri bunlarla dolu. devlet fetişizmi, gücetapancılık bol, bireyselcilik, iş ahlakı, çevre duyarlılığı yok. daha çok şey yazılabilir tabii de okuyan yok nasıl olsa. dibe vurup iyice pakistan olana kadar böyle gelişecek sanırım olaylar. kaçabilen kaçacak, kaçamayan katlanacak bu cahil, haysiyetsiz yığınlara.

bu duyuruya cevaben yazılanların da çoğundan anlamak mümkün zaten.
0
n62
(16.03.16)
PKK semptizanları kol geziyordu yakın zamana kadar. Büyük Rus milletindne özür dileyrn mallar, Kürf faşistleri derken hepiniz pkk propagandası yapıyordunuz. Tayyip kadar bu ülkenin boka sarmasından sizde sorumlusunuz
0
KaraSakall
(16.03.16)
kimler vicdansız iyice bir düşün bence.
0
sayns
(16.03.16)
yani sorunuzda kullandiginiz dil ve tarz ile hangi goruste olursaniz olun, siz de cok saygin bir intiba vermiyorsunuz acikcasi, onun disinda esen her yele donen insanlar oldugu gibi, donemsel olarak toplumlarin belli konulardaki hassasiyetleri artabilir. elbet bu durumun sosyal medyaya da yansimalari olacaktir.
0
mavicorap
(16.03.16)
tamam la kızmayın. sizin olsun sözlüğünüz.:))
0
🌸bigl0rd
(16.03.16)
ekşi öldü ama cenazesini kaldıran yok.
0
make a wish
(16.03.16)
devletçi olmakla hükümet sever olmak arasında fark var. devletçi olmakta ne varmış?
0
nice tnetennba
(16.03.16)
daha çok küfür edince,yaftalayınca daha çok haklı olacağını sanan iki tarafın da birbirinden farkı yok. layığınızı buluyorsunuz, o kadar.
0
rakicandir
(16.03.16)
ahahah kahvede batak oynayan adamlarsınız diyen herif bana mesaj atmış bir de "ben seni takip ederdim, ne boş adammışsın :((" diye. e takip ediyormuşsun birader, kahvede batak atmıyormuşum bak? kürtçüleri sevmeyince boş adam oldum di mi? sizin çapınız da bu kadar işte. sizden olmayan herkesi ırkçı, düşük zekalı, kahvede batakçı vs. sayarsınız. solculuk diye bir şey olmasa bu çomarlar neye tutunacak, kendini neyle "elit" göstermeye çalışacak çok merak ediyorum.

ben milliyetçi birisi değilim, akp'den nefret ettiğim kadar çok az şeyden nefret ederim üstelik. türkten önce insan gelir benim için ama içten içe türk düşmanlığı yapan bu şerefsizleri görünce dayanamıyorum. siz ikiyüzlüsünüz ve yalancısınız. bu her hareketinizden belli. siz türkiye'den ve türklerden nefret ediyorsunuz. işinizin kürtlerle, kürtlükle, özgürlükle, barışla vs. uzaktan yakından alakası yok. beni kahvede batak atmakla yargılayan adam kim? ne yapmış? hadi siz çok akıllısınız diyelim, milliyetçinin, türkçünün kafası çalışanı yok mu lan? veya sizin bu iğrenç oyunlarınızdan tiksinen herkes mi aptal oluyor?

diyorum ya ben milliyetçi bile değilim ama böyle tipleri görünce tepem atıyor. ben doğduğum, büyüdüğüm ülkenin göz göre göre bölünmesine, akşam durakta otobüs bekleyen vatandaşın ölmesine sessiz kalacak değilim, kusura bakmayın. siz başkentin ortasında kendini patlatan şerefsiz için törenler yapan adamlara oy verdiğiniz, bunları desteklediğiniz sürece benim gözümde düşman olacaksınız.

kahvede batakmış. siz kimsiniz lan? siz ne yapıyorsunuz? halay çekip iki sikimsonik şarkı söyleyince, sırf akp düşmanlığı sayesinde birkaç milyon oy alınca bir bok mu zannettiniz kendinizi?

siz yatıp kalkıp akp'ye dua edin. bu ülkede devlet olsaydı sizin gibi köpekler ininden çıkamazdı. bu arada siz yine mağdur olmayın diye ekleyeyim: ben kürt düşmanı değilim, hiçbir zaman da olmadım. sadece, ortamı terörize etmek isteyen, barış güvercinliği kisvesi altında türk düşmanlığı yapan itlerden nefret ediyorum. sizin gibi olacağıma kahvede batak atan düşük iq'lu biri olmayı da tercih ederim açıkçası.
0
der meister
(16.03.16)
Ekşi Sözlük'te milliyetçi doluydu zaten. Türk milliyetçisi sayısı daha azdı. Kürt milliyetçiliği yapınca milliyetçilikten saymıyorsan başka tabii. Bir ara terör örgütü propagandası yoğundu. Bir ara AKP'li troller coştular. Dönem dönem böyle farklı akımlar geliyor. Yazanlar ağzı kan kokmayan, ılımlı insanlar olsun da gerisi pek önemli değil.

Ekşi Sözlük kutsal bir bilgi kaynağı değil zaten. Geyik sitesi işte.
0
nawar
(16.03.16)
ben de milliyetçi devletçi sevmeyen herkesin neden kürtçü olduğunu anlamıyorum amk. sen şimdi bu adamın duyurusundan ne gördün de kürtçü dedin: ön yargı ve nefretini birleştirerek.

işte bu yüzden sevmiyorum ben mesela milliyetçi-devletçi tipleri. kürtçü dediğin adam da milliyetçi çünkü, senden bir farkı yok; türkse koyayım ona ben diyor.

kutuplarınıza sıçam.
0
baba jo
(16.03.16)
@baba jo, türkiye'de insanların ülkesini, devletini (hükümeti değil) sevmesinden rahatsız olan tek kitle kürtçüler ve bunların cihangirli yardakçıları çünkü. başka kimsenin böyle ağlayıp zırladığını göremezsin. sadece türkiye için değil dünyanın her yerinde böyle bu. bu arada kürtle kürtçüyü ayırmak lazım. bunlar her şeyden mağdur olduğu için beni yine ırkçılıkla suçlayacak ama neyi kastettiğimi çok iyi biliyorsunuz. benim nefret ettiğim kitle ülkenin, düzenin, insanın düşmanı olan kitle. bunlara "kürt" değil, "kürtçü" deniyor.
0
der meister
(16.03.16)
@der meister, yanılıyorsun. ne kürt ne kürtçü ne de cihangir solcusuyum(solcu bile demiyorum kendime) ama ben de milliyetçi ve devletçi anlayışa karşıyım. akp ile de alakası yok bu durumun, direkt olarak ülkede mevcut olan yoz devlet anlayışının arkasında olanların karşı tarafındayım. ağlayıp zırlamam evet ama bunun ideolojiyle alakası yok. bana göre de devletin ta kendisi "ülkenin, düzenin, insanın düşmanı" yani, böyle düşünmek için kürt ya da solcu olmaya gerek yok.
0
baba jo
(16.03.16)
Afedersiniz ama solculuğunuz batsın. Beni en az sağcıların tiksindirdiği kadar tiksindiriyorsunuz siz de.
0
birşeylersoracağım
(16.03.16)
olay pkk'cılığa nasıl bağlandı ben anlamadım lan. devlet baba, biz devlet için varız, devletümüz, devlet için canımız feda olsun kafasında yaşamayan herkes pkk'cı mı oluyor? niye devletçi olacakmışım, ben devlet için yokum, devlet benim için var. Devletçi de değilim, milliyetçi de değilim, ülkemi de sevdiğimi söyleyemem; bunların hiçbirisi de pkk'dan nefret etmeme engel değil. devleti sevmiyorum, milliyetçi değilim diye durakta otobüs bekleyen, tamamen masum insanları katleden cani bir topluluğu savunmakla yaftalandık resmen. tam rte'nin "ya bizdensiniz ya teröristlerden" kafası.
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(16.03.16)
der meister, çocuğum senin hakkında çok güzel bir şey yazılmış. harbi tartışmaya değecek bir insan değilmişssin.
"yapmış olduğu hakaretin özünden ve sığlığından anlaşıldığı kadarıyla, kişiliğinde ;
bir seçmen grubuna genelleyerek aşağılamayı, bir halka hakareti, bir ırkı hor görme ve ötekileştirme gibi kişiliğinde dünyanın en iğrenç niteliklerinden bir kaç tanesine sahip olan, "

kantır strayk diyor hala. ne diyim. arkadaş çok güzel özetlemiş seni. helal olsun.

bölücülük denilen şerefsizliğin sadece eline silah alıp dağa çıkan orospu çocuğu teröristlerin tekelinde olmadığını bana tekrar hatırlatan,

kafamda; yapmış olduğu bu bölücülük sebebiyle dağdaki orospu cocuklarının dahil olduğu sınıfa yakın bir grupta sınıflandırmış olduğum,

ve yaptığı mesnetsiz değerlendirmeler ile beni bu türk halimle bile insanlığımdan utandıran, kalitesiz, ucuz, kültürsüz ve cahil bir yazar.

türkiye'de 30.000 ailenin evine düşen acıda dağdaki terörist kadar olmasa da pay sahibi olduğunu düüşünüyorum.

kendisinin ırkçılık ve faşism tanımlarında bilgi sahibi olduğunu düşünseydim, daha farkı sıfatlar da kullanırdım.

evet ve bunların hepsi türkiye'de mevcut şartlar altında, hdpli olduğunu zannettiği bir bireye, siyasi görüşleri sebebiyle keko kelimesini kullanarak hakaret ettiğini zannettiği için.
"
kan dökmekten bahset hala sen. hastaneye gidip sıra beklesen. kokusundan bayılacaksın. savaş çıkarsa karşılaşırmışız. ne diyim sana bilemiyorum. en kısa zamanda varlığını unutmayı umuyorum. tam altımdaki mesaja bakın. kimle neyi tartışıyoruz ki.
0
darksdantes
(16.03.16)
o aklı başında görünen solcuların hepsi bugün terörist destekçisine dönüştüler. milliyetçilik de bu ülkenin kurucu unsurudur, devletçilik de öyle. bunları beğenmeyen de defolup suriye'deki hevallerinin yanına gidebilir.
0
loser blueser
(17.03.16)
Pkk'lilarla solcularla dolmasindan iyidir.
0
fakyoras
(17.03.16)
edit: ağzımı bozmayacam.
0
ssiradanbirigibi
(17.03.16)
Duyuru altındaki tartışma çok seviyesiz başlamış, muhtemelen öyle de bitecek ve moderatör müdahale edecek, olması gerektiği gibi. Yakışmadığını belirterek başlayayım. Polemiğe girmeyeceğim tek tek, şurada yüz yüze bakan insanlarız sonuçta. Hem de şu pazara fikirlerimizi ortaya çıkarsak, dönüp dolaşıp yine kendimizinkileri satın alacağız. Beyhude çaba. Tespiti atıp kaçalım.

Ekşi Sözlük kurulduğu yıllardaki misyonuna artık sahip değil. Daha fazla yazar alımı ve moderasyon eksikliği dolayısıyla nefret söylemlerine ve faşist ifrazatlara çoğu zaman müsamaha gösterilen bir yer haline gelmiş durumda. Pek çok arkadaş söylemiş, tekrar edeyim: Sözlük artık Türkiye'nin genel ortalamasını yansıtıyor. Dolayısıyla artık çoğu yer gibi, buradan da bir "kurtarılmış bölge" olarak bahsedebilmek mümkün değil.

Bu şaşkınlığı çok iyi anlıyorum. Zira gerçek hayatta karşılaşmadığımız ya da karşılaşsak bile "lan burada da yoklardır artık" diye umduğumuz tipler, bir anda türüyorlar ve hegemonik alanı, hem havuz medyasının, hem de sağdan esen rüzgarın etkisiyle ellerine geçiriyorlar. Bunun dehşet verici bir etkisi var, ama bu da nafile. Alışacağız.

Sözlük profili sadece milliyetçi ya da "akp ayrı devlet ayrı. ben devletimi savunuyorum ulan soysuz vatan hainleri" tadında açıklamalar yapıp hükünet meşrulaştıran tiplerle bağlantılı olarak açıklanamaz. Vakti olan varsa, birkaç senedir yaşanan değişimden hareketle bir iç dökme yapmıştım yakın zaman içerisinde. Boş vakti olan okuyabilir: eksisozluk.com

Söylememe gerek bile yok ama, birisi özel mesaj atıp muhakkak soracaktır. İyisi mi buraya yazayım: bir otobüs durağının yakınlarında bomba patlatılması sonucu gerçekleşen, okulum öğrencisi iki arkadaşımızın da canını almış olan aşağılık, alçakça, iğrenç bir katliam yaşadık 3 gün önce. Sivillere yönelik herhangi bir eylemin, kimden gelirse gelsin, ama ve fakat kelimeleri dahi kullanılmadan lanetlenmesi ve asla taban bulmaması gerektiğini düşünüyorum. Sivil katliamı, sebeplerine bakılmaksızın doğrudan halk düşmanlığıdır. Üstte yazdıklarımın da genel bir değerlendirme olarak alınmasını dilerim. Zira artık "noldu lan sevgi pıtırcıkları çok rahat gonuşuyodunuz vs. vs." tarzı saçmalamacalara karnımız tok.
0
sevgikusunkanadinda
(17.03.16)
sevgikusunkanadinda

çok güzel konuşuyosun ya sen politik politik. sanırsın demirtaş açıklama yapıyor çıkmış kürsüye. sivil de sivil, ne yani askere polise yapılan saldırılarla bir sıkıntın yok mu?
0
loser blueser
(17.03.16)
Al işte.
0
sevgikusunkanadinda
(17.03.16)
bunlar her ne kadar birey için değil yönetim şekli için var olan nitelemelerse de, geldiği gibi götüreyim madem; devletçiyim, halkçıyım, milliyetçiyim, cumhuriyetçiyim, laisistim, inkılapçıyım; e haliyle solcuyum, solculuğun içinde milliyeçilik olmadığını söyleyen "tip"in alnını karışlarım; sözlük değilsin, tanım koyucu değilsin, tayin edici değilsin, boş boş konuşmaya varsın.
desteklediğin "sol" olma iddiasındaki partinin içinde olduğu meclisin "devlet"çe tanındığını, uluslararası antlaşmalarda muhatapın "devlet" oduğunu, bağımsız bir ekonomi politikası taraftarı isen "devlet"in uyguladığı politikadan bahsettiğini, sendikal haklarını arar ve işçi olarak örgütlenirken muhatabının yi,ne devlet aracını kullanan hükümet olduğunu, yani tüm bu solculuğun domain'inin zaten bir devletle tanımlı bir ülke nüfusu olduğunu, devletin ise ülke yönetimini genel anlamda tayin eden mekanizma ve odaklar olduğunu hatırlayabilmek lazım saçmalamamak için.

sosyalist enternasyonel varsa komintern de var, o da var, bu da var; kaldı ki hiçbiri ama hiçbiri "devlet"sizliği öngörmez.


yani güzel arkadaşım, solun her yanında, liboşların devşirip asimile etmeye çalıştığı troçkist tarafında bile devlet var.

devletsizlik taraftarıysan adın anarşisttir o zaman gider malatesta, bakunin vs falan dersin.

ama sol, bir devlet olduğunu varsayarak, yani yönetim olduğunu varsayarak nasıl olması gerektiğini anlatır ve bu konularda, "nasıl olmalı"da ayrışır. devlet sınıflar ortadan kalktığında tasfiye olur, görüş budur yani sınıfsız toplum sayesinde ihtiyaç kalmayan devletin tasfiyesi solun ütopyasıdır; hal ve gidişatı değil. kısacası devletsizlik sonuçtur.

güzel kafalarınızı yormayın ama şurada zırvalamaktan da hiç kaçınmayın. siz de okumuş etmişsiniz falan değil mi, ah şu toplum yok mu şu toplum, toplum vs siz, falan dalgalı saç ve fular solculuğu vs. kılavuzu karga olanın burnu boktan çıkmaz.
0
godoşu beklerken
(17.03.16)
Lan zaten PKK aleyhinde tek şey söyleyince,

nefret söylemi=(((

Faşizmm=((

diyen ağlak tipler üşüşmüş gene.

Dağa çıkıp gerilla olmak özgürlüktür, TSKnın dağa çıkıp silah kuşanan iti köpeği öldürmesi katliamdır.

IŞİD canlı bomba eylemi yaparsa teröristtir,

PKK canlı bomba yaparsa özgürlük savaşçısıdır gerilladır.

Zaten bu ahmak iki yüzlü ahlaksız tipler yüzünden AKP bu kadar güçlendi. Biji serok apo demekten başka bir şey bilmeyen, araya bir iki solcu zırvası sıkıştırıp kürt faşizmini pohpohlayanlar gene bunlar.

AKP bugün var, yarın yok. Fakat uzun vadede AKP sonrasında gerçek mana da milliyetçi bir iktidar gelince asıl o zaman göreceğiz bakalım daha nereye kadar PKK propagandası yapacaksınız
0
KaraSakall
(17.03.16)
I might be a little too depressed. Friends have been posting rumors about future attacks in specific places. There seems to be an on-going war between two forces, but innocent civilians are dying. I am scared I might just end up being one of the victims. I feel like I might end up dying any moment. I really do not know what to do.

Moreover, uneducated people demand war on innocent Kurdish people. I fear this might open up the mental gap between two societies.

The news channels under some forces that I cannot tell due to some censorship claim that the country is just fine, the economy is booming, more and more people find jobs, children and women are happy.

I am so fed up with everything. diye bir yazi gordum bugun. Ne de guzel anlatmis ulkenin durumunu.
0
Traveller
(17.03.16)
eğitimsiz adamlar kürt halkına savaş açmak istemiyor yavrucum, eğitimli insanlar ahmak AKPnin çözüm sürecinde PKK silahlanmasına göz yummasına, cemaat yapılanmasına ergenekon'a karşı çıktılar.

Fakat süreçte yaşasın barış yaşasın halkların kardeşliği diye takılıp, Yaşasın AKP, yaşasın çözüm süreci diyen ahmaklar ordusu, PKKnın şehirleri silahlandırmasına göz yumdular.

Bugün savaşı şehre taşıyan, canlı bombalarla en büyük iki şehirde sivil katliamı yapan terör örgütleri var.

AKP birinci sorumlusu, elbet unutmuyoruz.

Fakat PKK sempatizanlığı yapan solcu görünümlü kürtçüleri de unutmuyoruz elbet.
0
KaraSakall
(17.03.16)
pkk artıklarının zoruna gitmiş durumdur.
0
shedracon
(17.03.16)
cevaplara bakıyorum da, burada seviye belli ki bakın benim bu yazımdan feyz alın, zira ben "biliyorum" totolojisinden öteye gidemiyor.

referans yok, anca sıfat var, oku beni diye dilenmek var, e kısa kes aydın havası olsun ya da sus adam sansınlar diyesin geliyor; verdiğin zamana acıyorsun çünkü merdi kıpti şecaat arzederken sirkatin söylemekten pek memnun, hiç yılmış değil, kendini velinimetten saymak hastalığına kapılmış da envai yerde nedensellikten muaf analiz kasmak, kasışmak ve pohpohlaşmakta. bu böyleyken kendinin sonradan gelen olduğunu anlamadan poitika, sözlük, vs. retrospektif genelleme yumurtlamak işten olmuyor, nasıl olsun. ilk çağ hakkında fantazi yapıp kitap diye de satarsın, din de yaratırsın; bu kafa nedenlere gerek duymayan o fantastik, kendinden emin, çok bilen, anca öğreten kafası çünkü: kullandığı kelimelerin orijinini merak etmeden kullanma ve anlam kaydırma serbestisini görüyor kendinde, bunu mu yapmayacak.

boş iş. atatürkçüyüm, it falan da değilim. moderasyona benim de şikayetim var:

burada it diyeceksem, ve böyle amaçsızca başlık açacaksam, seslenecek güruh sıkıntısı çekmem. x kişisinin böyle bir sıkıntısı olamaz.

it diye bağrışmaya başlamayalım, itin kim olduğu konusunda herkesin ayrı bir fikri ve hissi var zira. falanın fikri ve hissi filanınkinden değerli olamayacağına göre tüm bu thread bir saçmalıktan ibaret.
0
godoşu beklerken
(17.03.16)
Merhaba,

Soruya cevap değil olarak araya gireceğim ama bu duyuruyu yapmalıyım. Bu cevap bir süre sonra kendi kendini ispiyonlayıp silecektir.

İlk önce standart "Böyle tartışalım" kamu spotunu ekleyeyim.
www.eksiduyuru.com

Duyuruda ve cevaplardaki küfürleri, hakaretleri arındırmaya çalıştım. Duyurunun kendisi de birtakım kelimeler içeriyordu, bu durumda duyurunun kendisini de silmem gerekirdi ama duyuruyu komple silmek istemedim, o kadar tartışılmış altında ve o kadar görüş var. Emek vermişsiniz, kaybolmasın diye düşündüm. Bu nedenle, duyuruyu traşladım.

Cevaplara gelince, önce herkes bir cevabını kontrol etsin her şey yerli yerinde mi diye. Koskoca yazıda bir veya iki azıcık zararsız kelimeniz varsa, onları sansüre uğrattım ama düzeltmekle baş edilecek gibi değilse sildim. Bunu yaparken nick veya görüşlerinize bakmadım, minimum dokunmaya çalıştım. Tartışmaların hepsini şu an yok edemedim, "öz nerede korunuyor, hakaret nerede başlıyor" değerlendirmesi yapmak gerekiyor. O nedenle "Ne biçim yapmışsın" diye küfredebilirsiniz, daha işler bitmedi.

Arada bir iki "Soruya cevap değil" de gitti.

Gece gece gözümden kaçan olmuş olabilir, hatta vardır kesin. es iseniz ispiyonlayabilir, i iseniz mesaj atabilirsiniz. Uyanan ilk mod ilgilenir.

"Şeffaf toplum, şeffaf duyuru moderasyonu" mottosu ile çıktığımız bu yolda hepinize iyi geceler dilerim.
0
aychovsky
(17.03.16)
(72)

çocuğa ismini kim koymalı?

sta
5.5 aylık hamileyim. temmuzda bir oğlumuz olacak. ama hala isim konusunda eşimle anlaşamadık. benim eskiden beri hep oğlum olursa adını cem koyarım diye bir düşüncem vardı. onun ise öyle bir isim düşüncesi olmamış hiç. çevremizde de çoğu kişi çocuğun ismini annesi koymalı bütün derdi tasayı o çekiyo
5.5 aylık hamileyim. temmuzda bir oğlumuz olacak. ama hala isim konusunda eşimle anlaşamadık. benim eskiden beri hep oğlum olursa adını cem koyarım diye bir düşüncem vardı. onun ise öyle bir isim düşüncesi olmamış hiç.
çevremizde de çoğu kişi çocuğun ismini annesi koymalı bütün derdi tasayı o çekiyor onun daha çok hakkı var diyor(ben de bu şekilde düşünüyorum). eşim ise ortak koyalım diyor ama ben cem dışında başka hiçbir ismi beğenmiyorum. bu durumda orta bir noktada buluşamıyoruz.
siz ne düşünüyorsunuz? beğenmesem de bir ismi kabul mu ediyim yoksa eşim kararı bana mı bıraksın?
not: iki isim koyun demeyin öyle bişi olmayacak. sadece tek isim koymak istiyoruz.
0
sta
(16.03.16)
birlikte koyu işte ya. birlikte yapmadınız mı çocuğu
0
guzel gunler gorecegiz
(16.03.16)
eşin hangi ismi istiyor?
0
cekilmis gayfe
(16.03.16)
Kura çekin ya, ben olsam öyle yaparım. Biraz heyecan olsun :)
0
doxanikee
(16.03.16)
Senin çocuğun mu var? Oha, senin çocukluğunu biliriz biz. Asaha. Şaka şaka.

Bence senin fikrin doğru değil. Hani benim de "çocuğum olunca ismini şu koyucam" diye belirlediğim, düşündüğüm bir isim var ama hiç bir zaman da demedim ki illa bu olacak. Ortak karar verilmeli. Sonuçta sadece senin çocuğun değil. Adamcağız da oğluna seslenirken seveceği bir isimle seslenmek istiyor.
0
birşeylersoracağım
(16.03.16)
cem kötü isim değil eşin ne istiyor?
0
basond
(16.03.16)
erkek olsam isim şeyini karıma bırakırdım. tabii tek şart var o da saçma sapan isim koymayacak. cem de gayet güzel isim.
0
nice tnetennba
(16.03.16)
ben erkeğim çocuğun ismini hanıma bırakırdım. 9 ay karnında taşıyor müsaade edeyim de ismini de seçsin derdim. senin herifte centilmenlik yok galiba :)
0
cekilmis gayfe
(16.03.16)
et-balık kurumuna gidin onlar koysun demeye gelmiştim :/

neyse bende uzlaşıdan yana kullanayım oyumu. ancak hani benim eşimin çok istediği bir isim olsa ve benim içinde herhangi bir kötü çağrışımı, irrite olma durumum yoksa onun kararına uyardım.
0
air
(16.03.16)
ortak karar verilmeli. bunun yükü çekmekle alakası yok bence. ikiniz de canınız gibi sevmeyecek misiniz çocuğunuzu?
cem fena isim sayılmaz ama çok kısa isim ben pek sevemiyorum. eşin cem için ne diyor? önerileri neler?
0
rayde
(16.03.16)
onun özellikle istediği bir isim yok işte, umut, deniz ya da tuna olabilir diyor ama ben hiçbirini istemiyorum. cem dışında bütün isimler soğuk geliyor:(
0
🌸sta
(16.03.16)
Çocuğa isim koymak babanın hakkıdır.

Ben de uzlaşıdan yanayım. Kocanızla uzlaşın. Ben cem'den başkasını kabul etmem, pek uzlaşı değil...
0
kartallar yuksek ucar
(16.03.16)
eşim kararı bana mı bıraksın nasıl bir sorudur arkadaş, buna evet dersek adama "kararı bana bırak" diyeceksin ve o da tamam diyecekse niye toptan cem olacak diyip konuyu kapatmıyorsun? madem onun da yorumunu istiyorsun, neden ben cem'den başka istemiyorum diye diretiyorsun?

çocuğun ismi cem olacak adamın şansı yok.
0
baba jo
(16.03.16)
ya sta kusura bakma ama bence sen diğer pek çok konuda olduğu gibi bu konuda da sabit fikirlisin. bu sadece benim gözlemim. bence 9 ay taşıdın adını sen koyacan gibi bi durum yok. çocuğu beraber yaptınız adına beraber karar verin.
0
shotgunwoman
(16.03.16)
bence de anne koymali ayni sebepten. bir cocuk daha yaparsaniz onun adini esiniz koysun oyle anlasin
0
bir varmis bir yokmus
(16.03.16)
keske bastan cem adi gecmeseymis. oglumuzun adini ruyamda gordum, der isi baglardiniz.
0
enaz3kedi
(17.03.16)
doğuma 2 hafta kaldı. şimdi en sonunda tamam madem çok istiyorsun cem olsun dedi ama suratı 5 karış :(
vicdan yaptırmaya çalışıyor bana ama hala diğer isimleri hiç istemiyorum:(
napiyim :(
0
🌸sta
(26.06.16)
babaannesi koymalı

bizim ailede genelde öyle olur

umarım güzel bi isim bulursunuz :)
0
eksimeksi
(26.06.16)
sen koy bence
0
limoncello
(26.06.16)
6 aylıkken mi doğuracaksın anlamadım.
0
xvyz
(26.06.16)
sta hakkaten 2 hafta mı kaldı doğuma vayy be, şu duyuruda bi la noix'nın bi senin hamileliğini ve doğumunu çocuklarınızı gördüm. İkizinizin de oğlu oldu, la noixnın pek tatlı maşallah, senin de sağlıkla doğar umarım. Bence en son karar annenin olmalı
0
limoncello
(26.06.16)
@xvyz duyuruyu açtığımda 5.5 aylıktım şimdi doğuma 2 hafta kaldı orda da yazdım zaten temmuzda doğacak diye :)
iki isim olacağına cem olmasın daha iyi o kadar istemiyorum iki isim.
0
🌸sta
(26.06.16)
mahmut koyun, iki taraf da rahatlasin.

böyle cem olursa esin, baska bir sey olursa sen, ikinizin istegi konur, iki isimli olursa gene sen memnun olmayacaksin.

seni memnun etmesi daha zormus yukaridan anladigin kadariyla.

o yüzden mahmut koyun. iliskiniz zedelenmesin. daha cocuk yok ortada, daha bu noktada geri adim atmayip alttan alamiyor basit bir konuda orta yola gidemiyorsaniz, ileride neler olur kestiremiyorum.

mahmut iyidir ya.

umarim herkesi mutlu eden orta yol bulursunuz.

mahmut demis miydim?
0
wiillii
(26.06.16)
ortak koyulmalı.

utkudan niye vazgeçtiniz, güzeldi o, utku olsun. :)
0
whimsical
(27.06.16)
Bence suratını asmış olduğu, içine sinmeyen bir ismi koymayın..yok öyle alışır falan..tam tersini o size yapsaydı?

ikinizin de seveceği, hatta mümkünse beraberliğinizle de ilgili/bağlantılı bir isim olması çok güzel olur..hiç mi ortak sevdiğiniz bir şey yok düşünün illa ki vardır :)
0
dolce vita
(27.06.16)
Bence ortak bir karar olmalı, tamam tabii ki belki bir tarafın gönlüne daha yakın olacaktır seçilecek isim ama eşin ısrarla istemiyorsa veya isteğinde samimi değilse ona da ayıp, onun da evladı, dilediği gibi seslenebilmeli.

Bu arada iki arkadaşım da erkek beklerken kız bebek aldılar kucaklarına :D belki boşa düşünüyorsunuz. b planı var mı? Yoksa yapın siz :p
0
kaymaktutmayansicaksut
(27.06.16)
@kaymaktutmayansicaksut yok kesin erkek. her gittiğimizde pipisini çok net görüyoruz :)
0
🌸sta
(27.06.16)
o zaman yarın utku mu olsun diyim? utku mu olsun? off
0
🌸sta
(27.06.16)
İki tane küçük kuzenim var, ikisinin adını da teyzem koydu. Ben sevmediğim bir isim olmadığı sürece kararı eşime bırakırım. Ben 22 Nisan'da doğdum, annem 23 Nisan'a atıf olsun diye adımı Egemen koymak istemiş ama babam bambaşka bir isim koymuş ve şu anda ismimden memnunum. Adım, soyadımla gayet karizmatik duruyor. Bunu birçok kişiden de duydum. Bence Cem, Cenk falan bunlar güzel isimler. Utku kötü ama.
0
dissendium
(27.06.16)
ya benim de gönlümde yatan cem ama utku da olabilir diyorum. ama cemi de eşim hiç istemiyor işte ona haksızlık mı yapıyorum. ben liseden beri oğlum olursa cem koyucam diyordum o kadar çok istiyorum ama ben o kadar istedikçe o da o kadar istememeye başladı. o yüzden utku da olabilir mi desem diye düşünüyorum ama utku da benim içime cem kadar sinmiyor :/
0
🌸sta
(27.06.16)
onun dediği isimleri de ben hiç istemiyorum :/
0
🌸sta
(27.06.16)
İsim güzel mi diye sormamışsın, haddime değil haliyle ama cem ismini duyunca aklıma ilk cem uzan sonra da cem garipoğlu geldi. İyi insanları çağrıştırmadı bende. Diyeceğim odur ki eşin neden istemiyor?
Kollarını birbirine kavuşturup "İstemiyorum işte." demiyorsa bir yandan2 omuz silkerek meselesi neymiş bir sorsana :)

Bir de liseden beri istediğini söylediğin vakit benim aklıma ilk cem adında bir gençlik / yazlık aşkı geldi. Belki böyle bir şey olduğunu düşünüyor ama sana söyleyemiyor.
Utku güzeldir, utku olsun.
0
kaymaktutmayansicaksut
(27.06.16)
yok bütün aşklarımı bilir kendisi cem diye birisi olmadığını biliyor :)
arapça diye istemiyor dinsel yönü varmış cemaat falan diyor. ama ayrıca farsçada da şarap tanrısı. onu neden dikkate almıyorsun diyorum ben arapça isim istemiyorum diyor. ama işte sadece arapça değil.
0
🌸sta
(27.06.16)
ortak nokta şart
sonuçta ismi cem de olsa sevecek oğlunu ama ikiniz arasındaki ilişkinin akıbeti açısından utku koyun
0
la noix
(27.06.16)
Bence eşinin cem diye sevgilisi vardı ondan istemiyor
Şaka bi yana Cem arapça gibi değil ama ortak nokta şart
Çok çıkmazlarda görünüyor konu
0
basond
(27.06.16)
kura ile isim mi verilir arkadaş ya ? milyon tane isim var, ortak bir nokta bulun ve onu verin.
0
hakim oynayin dedi
(27.06.16)
Oğlunuz seçsin:) Benim erkek ark.ım doğduğunda anne ve babası 2 isim arasında tereddüt yaşamış, karar verememişler. Bu yüzden iki ismi de birer kağıt parçasına yazıp bebeğe doğru tutmuşlar ve bebek birini seçmiş.

bu arada 2 isim olmasın cidden. İki isimli bir insan olarak hayatım boyunca bundan nefret ettim:(
0
peggy
(27.06.16)
-meli -mali'si yok ki bu isin. ortaklik uzerine kurulu bir hayatta ismi de ortak koymak lazim. ikiniz de mutlu olmalisiniz o isimle. diretmemek lazim. direterek bulunan orta yol olmuyor. az daha bekleyin, dogsun, duygular cossun, bi cocuga bakin, bi isimlere bakin, bakalim cem gibi mi duruyor, utku gibi mi bakiyor.
0
jimicik
(27.06.16)
eğer daha önce cem isminde bir sevgiliniz veya platonik de olsa bir gönül işiniz olmuşsa eşiniz o ismi istememekte haklı bence.

onun dışında eşiniz eğer gönülsüz de olsa onay vermişse hiç ellemeyin, kabullenir zamanla.

ancak yine de içiniz rahat etmiyorsa iki isimli olmasını tekrar düşünün derim.
0
yemrem
(27.06.16)
@yemrem cem diye birisiyle hiç duygusal bir şeyim olmadı. evet kabul etti ama mutsuz gibi. o mutsuz olunca ben de mutsuz oluyorum ama hazır kabul etmişken de hiç elleşmesem mi diyorum. sonra da acaba ilerde kafama kakar mı diyorum
0
🌸sta
(27.06.16)
@sta, hiç vicdan yapma bence, o sıpa hele bi doğsun, kucağına alsın, isterse ismi kereviz olsun yine sevdiriyor kendini kerata:)
0
yemrem
(27.06.16)
gönülsüz ismi kabul ettiyse olmuyor ya. benim kuzenin adını cem koydu annesi. dayım da istemiyordu. ikinci isimle çözdüler mevzuyu ama nasıl istememişse çağırırken cem ismini hiç kullanmıyor. içinden gelmiyor çocuğunu o isimle çağırmak. ortak karar verin bence.

kura +1 beğenmeyen suçu kuraya atar, sen koydun bu ismi diye üstelemez :p
0
rayde
(27.06.16)
İsim koymak annenin hakkıdır. Anne bu hakkını babaya bırakmak isterse onun bileceği iş fakat hak annenindir. Aksini iddia edene yuh diyorum. Hamilelik çilelerinden haberleri yok demek ki.
0
alaimisema
(27.06.16)
Aklıma süper bir fikir geldi sıcakların da etkisiyle :)
Şimdi siz ikinci çocuğu da düşünüyorsunuz ya bir süre sonra, şimdilik ortak bir isim seçin, gönlü olsun. Sonrasını ihtimallere bırakın ve erkek çocuk olursa ikinci de bu sefer cem ismini kabul ettirirsiniz :)
Kız olursa da yapacak bir şey yok, ya tamam diyeceksiniz ya üçüncü çocuğu bekleyeceksiniz. :)
0
kaymaktutmayansicaksut
(27.06.16)
biz baştan anlaşmıştık. kız olursa o koyacaktı oğlan olursa ben. kız oldu:) ama siz anlaşma yapmadığınız için bence kura çekin.
0
cemiyetin unlu simasi
(27.06.16)
ben de diyorum ki bunun adını ben koyayım ikinciyi sen koy hiç karışmıcam. onu da kabul etmiyor :)
0
🌸sta
(27.06.16)
onu baştan diyecektin:D olan olmuş işten geçmiş artık olmaz.
şu an ya bu hakkı ona vereceksin ya da kura çekelim diyeceksin:)
0
cemiyetin unlu simasi
(27.06.16)
ya ne güzel milletin adını anası babası koyuyor. benim adımı ablam koymuş. bu sırada 4 yaşında tabi :'(
0
ghilleinthemist
(27.06.16)
Cem koyacaksa anne koymalı. Cem koyacak olan babaysa baba koymalı derdim :D
Aranız bozulacak olsa bile dünyada Cem'lerin artması taraftarıyım. Aranız düzelir.
0
shadowcat
(27.06.16)
peki ya güney nasıl sizce?
şimdi de güney olsun diyor.
0
🌸sta
(27.06.16)
güney fena değil
0
limoncello
(27.06.16)
güney iyidir.
0
basond
(27.06.16)
sta hayırlı olsun. bu konuda bir tartışma yaşamak anlamsız. onun fikirlerine de kulak verin ve ortak bir yol bulun bence.
0
bruceandwayne
(27.06.16)
bu arada doğadan gelen isimler hep güzel olmuştur bence. toprak, ırmak, derin, deniz gibi..
0
bruceandwayne
(27.06.16)
ikiniz de çocuğunuza seslenirken seve seve, bayıla bayıla söylediğiniz bir isim olsun. çocuğu düşünmek lazım bence burada, anne ve babanın karşılıklı durumunu değil.

iki isim koymayın demişsiniz ama bir de çocuğun isimden nefret etme ihtimali var. her yerde seçtiği ismini yazar, bir tek nüfus cüzdanında görünür yoksa fazlı teoman yakupoğlu'nun ismi fazlı yakupoğlu olsa mıydı acep? uyarına rağmen yine de söylediğim için üzgünüm ama söylemem gerekti.


sonuç: ikinizin de ismi sevmesi çocuk için daha iyi. ortak koyun bence.
0
godoşu beklerken
(27.06.16)
ikimizin de çok sevdiği bir ismi koyma durumumuz yok dediğim gibi. benim çok istediğim cem var onu da eşim istemiyor. bu durumda artık rasgele bişi koyucaz:/
0
🌸sta
(27.06.16)
eflatun'u da filozoftan gelsin, eflatun cem güney olsun; masal sevmeme ihtimali de olmaz.
benim ataol tufan diye arkadaşım vardı, ben ona ataol demeyi çok seviyordum mesela.
0
baba jo
(27.06.16)
ben çift isim bile olmaz diyorum sen 3 isim diyorsun :)
0
🌸sta
(27.06.16)
ben olsam çok üzülürüm...aklıma gelecekle ilgili milyonlarca şey gelir...ortak karar verin..alternatif düşünün lütfen

edit : adı temmuz olsun
0
gkhT
(27.06.16)
başka isim koyacaksanız diğer diğer adı cem olsun yine. içinde kalmasın.

ya da eşin ali'yi seviyorsa cem ali koyun.
0
kupigometa
(27.06.16)
"çocuğun ismini annesi koymalı bütün derdi tasayı o çekiyor onun daha çok hakkı var" cok sacma bir düsünce bence. cocugun ismi ortak bir kararla konulmali.

bu arada cem farsca cemsid adinin kisaltmasi, arapcadaki cem' (cum'a, cema'at, cam'i) ile alakasi yok.
icinde cem gecen isimlere nasil bakiyorsunuz? cemal, cemil gibi? gerci bunlar da arapca :/
ya da tinisi cem'e yakin can ismi var, o olmaz mi?
0
shi aila
(27.06.16)
sanırım ben de fedakarlık yapıcam, güney isminde anlaşıcaz. gönlüm hala cem diyor ama tek başına karar vermek de çok bencilce geldi.
0
🌸sta
(28.06.16)
kura çekin sta böyle olmaz.
0
cekilmis gayfe
(28.06.16)
oğlumuz süpriz yapıp zamanından önce geldi. arife günü kontrole diye gittim doğuma aldılar. eşim de girdi doğuma. çok değişik bir andı anlatamam. allah isteyen herkese versin :)
doğduktan sonra sordular ameliyathanede ismi ne diye. ben de baktım ismi umrumda bile değil şu anda, babası ne isterse o olsun dedim. o da bana baktı ve adı "cem" olsun dedi.
paylaşayım dedim o kadar kafa yorduk. yorum yapan herkese teşekkürler :)
0
🌸sta
(07.07.16)
oh iyi sevindim :)
hem geçmiş olsun hem mutluluklar :)
0
la noix
(07.07.16)
İnanır mısın dün aklımdaydın, sesi çıkmıyor doğum yaptı mı acaba diye düşündüm hatta mesaj atacaktım birazdan :) çok sevindim. Keyifle büyütün cem bebeği :)
0
kaymaktutmayansicaksut
(07.07.16)
Ya sevindim birden cok! Uzun güzel sağlıklı yıllar olsun önünde. Simdi sıcacık ve yumusaciktir bir de :) Cem :)
0
shadowcat
(07.07.16)
duyurunun bi bebeği oldu demek hoşgeldin cem bebek! sağlıklı huzurlu mutlu bi ömrün olsun :)
0
dedim ben sana
(07.07.16)
Allah analı babalı büyütsün,geçmiş olsun hoş gelmiş Cem bebek :)

Eşimle benim hikayeme benzemiş.Tam 1 ay evvel bu gün kontrole gittik bizi de doğuma almışlardı.
0
turkuaz
(07.07.16)
teşekkür ederiz <3
0
🌸sta
(07.07.16)
gözünüz aydın! hoş gelmiş dünyaya cem. mutluluklar. :)
0
whimsical
(07.07.16)
Gözünüz aydın mutluluklar :)
0
basond
(07.07.16)
eneeem ne guzel ^-^ tebrikler, huzurlu, neseli, saglikli, anali, babali buyusun cem kuzu.
0
jimicik
(08.07.16)
(14)

pkk ve sivil katliamlar

yetkili birine benzeyen abi
1-Dünyada en fazla sivil katliam yapan PKK'ya hala terör örgütü değil bence diyen var mı, varsa argümanı ne? 2-PKK sivil katliam yaparak kendiyle çelişmiyor mu? 3-Bu sivil katliamlarla neyi amaçlıyorlar?
1-Dünyada en fazla sivil katliam yapan PKK'ya hala terör örgütü değil bence diyen var mı, varsa argümanı ne? 2-PKK sivil katliam yaparak kendiyle çelişmiyor mu? 3-Bu sivil katliamlarla neyi amaçlıyorlar?
0
yetkili birine benzeyen abi
(16.03.16)
dün huffington post jame taylor'ın post'unu yayınladı (james taylor'dı dimi?). altında tonlarda "siz de kürtleri senelerdir öldürüyosunuz, genocide, isi'e yardım ve yataklık" falan filan diye yorum vardı.

yabancılarda yani pkk baya şirin şeker bişey gördüğüm kadarıyla

terörizm'in kelime anlamı zaten sivil hayatı bozmaktır. o nedenle yaptıkları kendi içinde çelişmiyor
0
la noix
(16.03.16)
1-dünyada en fazla sivil katliamı yapan örgüt pkk değil. "pkk terör örgütüdür" diye hep bir ağızdan söylesek sorunlara bir çare bulacak mıyız? hadi hep birlikte bağıralım. PKK TERÖR ÖRGÜTÜDÜR. ne değişti?
2- pkk sivil katliamını 2001'den (2004'te olabilir) sonlandırmıştı. ondan önce de böyle sistematik olarak sivil katletmiyordu. ve zaten canlı bomba hadisesi pkk nın kuruluş ideolojisine de şimdiki ideolojisine aykırı bir şey. işid gibi örgütler canlı bombayı "allah yolunda cennete gitmek için vs" gibi argümanlarla yapıyor. ve cennete gideceğine inanan adamın kendini patlatması saçma gelmiyor. ama cennetin varlığına inanmayan bir örgütün elemanlarının kendini patlatması kendisiyle çelişiyor evet. (hedefin sivil olmadığını okudum pkk'ya yakın kaynaklarda. hedef güvenpark ve haliyle siviller değilmiş gerçi ama ne fark eder)
3-sivil katliamı ile değil ama ankara'da bomba patlatarak hedefledikleri şey savaşı tüm türkiye'ye yaymak. ki bu haziran sonunda yayınlanan deklarasyondan beri böyle. eylemler baharın gelmesiyle başladı/devam edecek sanırım.
0
lucky strike
(16.03.16)
1- PKK terör örgütü değil bence demek suç teşkil ediyor, o yüzden kimse öyle bi şey demez kolay kolay :)

sivil katliam konusunda PKK bugüne dek hep "sivillere zarar vermeyiz" açıklamaları yaptı. sivillere zarar verdikleri eylemler için de özür dilediler, "isteyerek olmadı" gibi. bazı eylemlerin de kendilerinden haberi olmadan inisiyatif kullanan gruplar tarafından yapıldığını ve desteklemediklerini belirttiler (örneğin Mavi Çarşı saldırısı gibi). son zamanlardaki sivillere yönelik saldırılarda ise sorumluluğu kendi üzerine almadan, yine kendilerinden ayrılan alt örgütlere yıkmaya başladılar. ki en bilineni Kürdistan Özgürlük Şahinleri diye bilinen örgüt. bu tiplerin açıklamalarından şu sonuç çıkıyor: "PKK eylemlerini belirli kalıplarda tutuyor, devlete devletin diliyle karşılık vermiyor, onlar bizim sivillerimizi öldürüyosa biz de intikam duygusuyla bunu yaparız."

tabii sıradan bir insana TAK ile PKK farklı şeylerdir diye anlatamazsın, onun için silahlı Kürt hareketinden olan herkes aynıdır. ki gerçekten de TAK ile PKK'nin birbirinden bağımsız hareket ettiğine dair inandırıcı bir kanıt da yok. PKK'nin "bunlar bizim yaramaz çocuklar, bizi dinlemiyolar" tavrında olması Kürt hareketini aklamıyor kimsenin gözünde. belki bazı salak solcular "ama o eylemleri PKK yapmadı ki" diyebilir, genel olaraksa kimse ciddiye almaz, haklı olarak.

yani demek istediğim, PKK terörist değil diyenler her şeyden önce "PKK sivil kayıplarına duyarlı, sivillerin öldüğü o eylemleri PKK yapmıyor" görüşündeler. devletin üniformalı silahlı güçleriyle savaşmayı da terör olarak kabul etmiyorlar.

2- PKK sivil katliam yaparak kendiyle çelişiyor. ama dediğim gibi bu zamana dek hep kendilerini aklamak için kendilerinden bağımsız başka grupları suçladılar veya sorumluluk aldıklarında da "yanlışlıkla oldu" deyip özür dilediler. sanki insan yaşamı bu kadar basitmiş gibi.

3- misilleme. "Kürt halkı öldürülüyosa, baskı altında yaşıyosa, özyönetim ve kendi kaderini tayin hakkına saygı duyulmuyosa size de aynısını yaşatırız" diyorlar bence.
0
nathanieltroy
(16.03.16)
pkk'yı kuran kim : abd. abd bu bölgede bir kürt devleti istiyor. pkk isterse tüm Türkiye'yi havaya uçursun, terör örgütü olarak tanımazlar. Yine de bazı bürökratik engellerle çok uğraşmamak için TAK gibi farklı isimlerle yapıyorlar. Asla pkk böyle bir saldırıyı üstlenmez mesela.

Türkiye'nin ne düşündüğü çokta umurlarında değil zaten. kürt devletinin startı verildi.

pkk, Türkiye'yi de bölüp bir kürdistan kurmak istiyor. Amacı bu. Bunun için siyaset, propaganda, silah, savaş her şeyi deniyor ve dener.

Yapacak iş belli : Terörle mücadeleyi kökten değiştireceğiz. Bombayı patlatan yanında, ona yardım eden, ankaraya gelene kadar destek veren, bombayı temin eden, twitter'dan destekleyen teröristlerin hepsinin götünde bomba patlatmazsan bitmez bu iş.
0
kartallar yuksek ucar
(16.03.16)
1. dünyada en fazla sivil katliamı yapan örgüt pkk değil. pkk terör örgütü değil bence diyenler var, birincisi yurtdışı cihangirliler, diğerleri ırkçı kürtler.
2. pkk hiçbir zaman sivil katliam yapmadığını savunsa da bunun örnekleri var. bunun yanında eski özel timci ayhan çarkın'ın "o bebeği biz öldürdük" gibisinden itirafları ve erdal sarızeyebek'in "ihaneti gördüm" kitabında paylaştığı kimi anektodlar var. böylesine çetrefilli bir konuda, uluslararası bir çok rantın döndüğü terör meselesinde çoğu zaman hiçbir kaynağa güvenemiyorum. işi kanunsuz yapan herkes teröristtir benim gözümde.
3. sivil katliamlar terör örgütlerinin toplum psikolojisine etki etmeyi amaçlıyor görünse de, esas amaçları savaştıkları devletlere "bak gözünün önünde neler yapıyorum" meseajı veriyor. kaldı ki son ankara katliamı için konuşacak olursak ellerine yüzlerine bulaştırdıklarından adım gibi eminim. resmen gtlerine girdi ve kendi tabanları bile eleştiriyor diye düşünüyorum.

pkk'nın yurtdışında neden sevimli bir örgüt, özgürlük ordusu gibi göründüğüne gelirsek, bu ülkeyi 60 yıldır yöneten sağ kafaların "ecdad, din, iman, millet" kafasından kurtulmamasından kaynaklanıyor. milli gurur denen naneye o kadar hapsolduk, tüm dünyayı kendimize ve kültürümüze o kadar düşman belledik ki, ne bir lobileşmemiz, özetle sağlam bir ağımız olamadı bu yüzden. pkklılar mağdur sıfatıyla kendilerini güzel pazarladılar.
0
uuth
(16.03.16)
az önce başka bir soruya cevap olarak yazdıklarımın bir kısmını buraya yapıştırıyorum:

pkk'nın şimdiye kadar biz askerle-polisle savaşıyoruz sivillerle işimiz yok deyip özellikle marjinal solcular, kürtler ve yabancı devletler nezdinde meşruiyet kazanma düşüncesi vardı. yaptıkları eylemlerdeki sivil kayıplarında da ya yanlışlıkla oldu diyorlardı yada bunu biz yapmadık yada bizden bağımsız olarak TAK yaptı diyorlardı.

son aylarda uğradıkları hezimette iyice saldırganlaştılar ve ülkenin en güvenli yeri olması gereken başkentte bombalı eyleme giriştiler ve yine biz yapmadık tak yaptı dediler, diyeceklerdir.

ışıd de benzer kafada. aynı mezhebi paylaştıkları ve önemli bir lojistik üs olarak gördükleri sunni türk halkına diğer ülkelerde yaptıkları eylemleri yapmayı göze alamıyorlar. halkın bir bölümünden aldıkları desteği ve hoşgörüyü kaybetmeyi göze alamıyorlar. çünkü biliyorlar ki türk halkı (buradan kastım ırk olarak türklük değil, sunni sıradan vatandaş) eylem yaptıkları diğer ülkelerin halkına benzemiyor. kendilerinden gördükleri kesime yapılacak bir saldırıya (kim olursa olsun) topluca tepki gösteriyorlar. (sunni sıradan vatandaşın suruçta ve ilk ankara patlamasında bu tepkiyi vermemesinin nedeni, orda ölenleri ne yazık ki kendilerinden görmemeleriydi)

son ankara patlamasında da emniyetin değerlendirmesi şu yönde: oradaki teröristlerin amacı aracı, çevik kuvvetin içinde olmazsa önünde patlatmaktı ancak bir nedenle panikleyen teröristin bombayı erken patlattığı yönünde. yani orda da bakın biz aslında sivilleri değil polisi hedef aldık diyeceklerdi, beceremediler.
0
yemrem
(16.03.16)
kendi kaderini tayin etme hakkı halkın sadece bir kesiminin katılımı ile degil, tümden yahut ezici cogunlugunuun katılımıyla gercekleşmeli, bu şekilde destek bulur.
hayalperest değil, insancıyım.
universitede yoğun pkk propagandasına mazur kalmıs tabiri caizse beyni yıkanmış bir elemanım var, ezberletilenleri sacmalayıp duruyordu ilk geldigi sıralarda. yavas yavas düzelttik tabii ama sorun şu, kac kürtsünüz bu memlekette diyorum gerine gerine 20 milyon diyor, bak birak 20'yi, 10'u 5'i, 2 milyonunu sokağa cıkarabiliyor musun diyorum, hayır diyor. e sen bu halkın nasil temsilcisi olacaksin ki?

oldu o zaman, 7 haneli apartmanda adamın 6 dairesi benim 1 dairem olsun, bilmem ne apartmanına özgürlük diyerek diger 6 kiracının ''haklarını'' koruyup o binayı ele gecirmeye calisayim ben. aptalca degil mi.
0
aksi kanitlanmadikca cocuktur
(16.03.16)
sivil katliamlar konusunda da, pkk yandaşı bunu zaten görmez yahut intikam olarak algılar o adamlara lafım yok. oyle boyle bir savaşın tarafına koymuslar kendilerini, hak ettikleri neyse bulurlar yalnız.

bizim gerzek cihangirlilere acıyorum ben bunu aklamaya çalıştıkca. koyun dediginiz akp secmeninden zerre farkınız var mı acaba.
bu mallara iyi bi pr calismasiyla simdi nefret ettikleri tayyibe taptırabilirsin. eline saz, bir kac sosyalist espri. boyle mal bunlar.
0
aksi kanitlanmadikca cocuktur
(16.03.16)
merakımdan soruyorum, en fazla sivil öldüren terör örgütü kimdi? yani en fazla öldürenlerden biri pkk, en azından bu konuda ilk üçtelerdir elbet, bunda herkes hemfikirdir herhalde. hele ki eta, ira gibi örgütlerle karşılaştırdığımızda iyice vahşi gözüküyor pkk. terör örgütü değil demek bildiğiniz hata bana göre. yorum farkını falan geçtim, somut bir hatadır. ister intikam için olsun, ister tüm gezegene barış getirmek amacıyla olsun, pkk vahşi bir terör örgütü sonuçta. ha devletler de diğer terör unsurları tabii bana kalırsa. alayı yerin dibine girsin.

@acemi, bu arada sivil-asker ayrımı saçma değil bana kalırsa. yani tabii ki ölmesin asker-polis falan ancak ortada bir çatışma varsa, çatışmanın her iki tarafından da ölümlerin olacağı aşikar demektir. bu beklenen bir sonuç yani. ancak çatışmanın herhangi bir tarafında bulunmayan kendi halindeki sivilin katledilmesi bambaşka bir durumdur bence.
0
soso
(16.03.16)
pkk değilmiş bilmem neymiş vs. gibi konuşmaların hiçbir anlamı yok. hepsi aynı ve ortak hareket ediyorlar www.gazetevatan.com

ısrarla hayır terör örgütü değil diyenler, daha ne yapmasını bekliyorlar bu silahlı örgütün... onların ailesinden biri ölünce mi terör örgütü olacak pkk?

evet, en çok sivil katleden terör örgütüdür.
0
🌸yetkili birine benzeyen abi
(16.03.16)
Tüm dünyada denince iş değişir, rowanda da daha fazla insan öldürüldü yada yaralandı eğer terör sayılırsa (örgüt müydü o da tartışılır), işıd tahmin ediyorum ki daha fazla insan öldürmüştür. Bir zamanlar mısır ve genel orta doğudaki örgütler de daha fazla öldürmüştür diye tahmin etmekteyim.

Terör'ün kendi içinde çelişmesi pek olası değil. Bombalı yada ateşli silahlarla yapılan her saldırı da ilgisiz insanların ölmesi mümkün. Hatta aynı şeyi devletlerde yapıyor. Tek farkı devletler o kadar kolay yargılanmıyor.

sivil, idari yada askeri otoriteye yapılan bütün saldırıların tek amacı intikam duygusudur bana göre. Daha az şiddet içeren ancak çok daha az insan ve silahla çok daha etkili eylemler yapabilirler, ülkeyi felç edebilirler ve taleplerini kabul ettirebilirler. PKK her zaman devlet yönetiminden ve zaman zaman da devletin kendisinden şikayet etmiş ancak hiç bir zaman yönetim kademelerine veya devlete karşı bir eylem yapmamıştır. Şimdiye kadar devlet yönetiminde bulunan kişilere yapılan saldırıların hiç birisini üstlenmemiş ve hatta tertiplememiştir. Madem yönetim biçimini beğenmiyorsun o halde yönetim ile savaş, el oğlundan ne istiyorsun?
0
selam
(17.03.16)
@selam,
rowanda dediğin iç savaş değil mi?

devlet terörüyle pkk'yı kıyaslamak, pkk'yı masumlaştırıyor mu? konu ne zaman pkk'nın yaptıklarına gelse bazı kişiler ama devlet de insan öldürüyor falan diyor. yani bir şiddet eylemi diğerini meşrulaştıracaksa, hapishanedeki tüm katilleri salalım gitsin...
0
🌸yetkili birine benzeyen abi
(17.03.16)
1. onu diyenlerin büyük çoğunluğu kendisini "biz kürt'üz" diyerek kürtlerin temsilcisi ilan etmeye çalışan kırk yılın değişmez abd yardakçısı feodal ağa çocuklarının particikleri, arkasından gidenler vs. ve elbette bunları düşünmüş, kurmuş, planlamış ulusların hükümetleri, sipariş aydınları vs.

sosyoloji, ekonomi, psikoloji dünyada sipariş şekilde belli bir grubun elinde üretiliyor. elbette her çeşit düşünce çıkıyor ama mainstream şeyler fon bulanlar, fonları kimlerin sağladığı belli, komplo momplo yok, görünen köyü görmemekte ısrar eden ahmaklar veya görmüyormuş ayağına yatan şark kurnazları var sadece. böylece birleşmiş devletler de kızılderili kısırlaştırılması ve 51-52 her neyse devletçiğini bağlayan üst bir anayasan olması "patriot"luğuna uyarken, öbürkünün üniterliği ve egemenlik haklarını korumak istemesi "faşizm" oluyor. tarihi kazananlar yazıyor, tanımları da onlar yazıyor, neyin demokrasi olduğu, kime gitmesi gerektiğini falan da.

2. pkk: kürdistan işçi partisi. yer: türkiye. halihazırda Türkiye'nin bir işçi partisi var mı, var. pkk işçi hakları için mi savaşıyor? hayır. silahları almış abd'den israil'den kıçını kiralıyor, eroin satıyor, mal kaçırıyor, boşaltılan yerlere doluyor, emperyalist devletler ne istiyorsa teker teker yerine getiriyor, karşılığında da olası yeni bir ülkenin ilk üst sınıfı olma hayalini kuruyor.

pkk olmayan bir ülkenin işçi partisi olma iddiası ile 84'te oluştuğundan beri silahlı ve yediği tek bir halt var: solu parçalara ayırmak, ulusal bütün gerçekten de devirici etkin sol siyaset cephesi oluşmasını engellemek, yani "sol" fikrini işgal etmek ve tanımın yüzünü gözünü dağıtmak.

sivil katliam dolayısıyla pkk ile çelişmiyor. pkk hiçbir zaman sol olmadı. etnikçilik yaparak bir planı takvime uygun yürüttü.

tabii ki takiyyenin bini bir para, tabii ki kendini başka sunmaya çalışıyor ama bunu yabancı basında müthiş bir finansmanla yapıyor. burada bunu savunanların hepsi görevli. tek yaptıkları şu: bütün sol partilere sız, hepsini domine et, "sol" kavramını tekeline al, uymayana "faşist" diyerek hepsini pıstır, herkes solcu olabilmenin senin etnik faşoağalarını desteklemekten geçtiğini düşünsün çünkü hepsi kitap ezberleyen ama okuduğu hakkında zerre düşünemeyen salaklardan oluşuyor neredeyse ve nasılsa, endoktrine etmek de çok kolay oluyor, bu açıdan beyni yıkanmış yobazlardan hiçbir farkları da yok. yani güruh kafası. oysa ki bolşevik partisi'ndeki en önemli gelenek parti içi çatır çatır çzeleştiri, tartışmalardır. bu herifler tartışmaz, direkt yafta yapıştırır, en karakteristik özellikleridir. bunu çok kurnazca yapanı da var, avrupai şekilde, alenen ve hamca yapanı da var.

çok ciddi think tanklerde üretilen yöntemlerin yukarıdan aşağı uygulaması ile bütün sol ve yasal örgütlere sızmış durumdalar; illegal olanlarda zaten bunlar bok götürüyor.


dolayısıyla kurt kuzu postuna girdiğinde ona bakınca "kuzu" görenler için pkk kendiyle çelişir (onlar için komplocu sandıklarının öngördükleri bir şeyin doğru çıkması bir deus ex machina vakasıdır ve açıklanmaya gerek duyulmaz; böyle koyunlara da böyle güdülmek yakışır, verdiğin referansa bakma gereği duymaz, "hüloğğ"un diğer versiyonu gider herkesin hayatını kaydıracak kararları topyekün alır, çünkü o koca götünü kaldırıp karşı fikirleri check edemez) ona bakınca kurdu görenlere göre hiçbir çelişki yoktur, eğimi gören istikameti de görür, nesine şaşıracak.

3. "bu ülkeden gitmek istiyorum/bu ülkeyi skeyim/artık bu ülkeden nefret ediyorum/sokağa çıksam ölür müyüm/otobüse binsem ölür müyüm/ o zaman o istediklerini yapsak da olur, bu istediklerini yapsak da olur---> "herşeye eyvallah" noktasına getirmek. korkutmak, değer sorgulatmak, bireyselleştirmek ve vazgeçtirmek.

dışarıda bu ülkede yedikleri bokları "tayyip'e karşı savaş" diye tanıtıyor nasılsa tüm reuters, associated press vb ajanslardan çıkma haberler. abd, ingiliz vs gazeteler. kendi halkını öldürmüyor da, hükümetle savaşıyor diyorlar yani. zaten free pass aldıklarını bildiklerinden çok rahat yapıyorlar bunları. senin valin, senin olacak vali, senin askerini silahsız ördek gibi bekletip vurdurtursa, karşı saldırıya izin çıkarmazsa, sen mayınları sökersen 5 sene önce sıfır sorun diye, sen "bokunuzu yerim, ülkeye hizmet ederim" moduna gelmiş bir şerefsizi tekrar lider yapacak şekilde yok olmuş pkk'yı azdırır, norveçlerde sözler verirsen gizli gizli, adamlar cesaret alır.

bunu türkiye kendi kendine yaptı ve türkiye'nin hala umrunda değil.


kısacası neyi amaçladıklarını anlamak istiyorsan toplumdaki değişikliklere, çıkan yeni kararlara, anayasa değişikliği planlarına vs'e bakacaksın, yani "kimin işine yaradı, ne dendi kim kar edecek dendi, kim karlı çıktı" bunları sorman, parayı takip etmen, ışid'in adam öldürerek boşalttığı yerlere kimin girdiğine bakman, o nedenle diğer ülkelerin durumuyla da ilgilenmen, kendi savaşından önce şimdi kürdistan özerk bölgesinin olduğu yerde kimler vardı, tapular kimindi, suriye'de kimler vardı, şimdi kimler doldu bakman iyi olabilir.

türkiye'de bahaneyle çıkarılabilecek bir iç savaşa kimler atlayarak dış müdahale eder, iç savaş çıkarmasna bile çıkarma tehdidininyarattığı krkuyla milleti hangi şartlara boyun eğdirebilir, neleri kabul ettirebilirsin, bak esaret ölümden yeğdir diyerek neleri ele geçirebilirsin falan bunları düşünmek lazım sanırım.


algı operasyonunun en önemli kısımlarından birisi kısacası bu. milleti yıldırmak. ordunun bunlar tam da bu işi yapabilsin diye içeri atılması ve zayıflatılmasından çok iyi yararlandılar, mecliste neredeyse herkes bunlar için anlaşmış anca iyi polis-kötü polisi oynuyor zaten. bir tavsiyem olacak: ordunun savaşamıyorken birden nasıl savaşır, pkk'lılara operasyon yapabilir hale geldiğini araştırabilirsiniz. ne oldu da orduya izin çıktı, valiliklerden yetki geri alındı? halk orduya bölgede ne dedi, onun üzerine ordu hükümete ne aktardı?


neyse. kusura bakmayın, uzun yazdım, sinirim bozuk, leblebi yer gibi insan öldürmeye başladılar...
0
godoşu beklerken
(17.03.16)
@yetkili abi, devlet terörü diye bir şey söylemedim, devletlerde öldürüyor ve bu olurken yanında alakasız insanlarda ölüyor dedim. Devlet kimi öldürür? ajanları öldürür, onlara bilgi satanları öldürür, teröristleri öldürür vs. demek istediğim buydu.
0
selam
(17.03.16)
(3)

Bisikletten anlayan arkadaşlar

dali dili havali korna
Linkteki bisiklet işimi görür mü? Genelde şehir içinde kullanılacak ama iki haftada bir 25-30 kilometrelik parkulara çıkma durumu da söz konusu.http://www.hepsiburada.com/salcano-hector-26-v-dag-bisikleti-p-SPORSAL107
Linkteki bisiklet işimi görür mü? Genelde şehir içinde kullanılacak ama iki haftada bir 25-30 kilometrelik parkulara çıkma durumu da söz konusu.

www.hepsiburada.com
0
dali dili havali korna
(13.03.16)
linkteki bisiklet tek kelime ile çöptür. alabileceğin en kötü bisikletlerden. 200 lira bile etmez.
0
ucan spagetticanavari
(13.03.16)
şehir içinde kullanacaklara genelde şehir bisikleti öneriyorlar: bunların kadroları daha hafif olduğu gibi, lastikleri daha ince oluyor ve sürtünmeyi azaltacak yönde daha pürüzsüz oluyor; bu sayede hız artıyor.

yani linkteki bisiklet amacınıza yönelik gibi durmuyor. salcano'nun şehir bisikletleri de var.


onun dışında bu bisikletin parçalarının özellikleri nedir bilmiyorum ama, acemilere, ortalama derecedekilere ve ilerilere ayrı takımlar öneriliyor.

mesela yanlış hatırlamıyorsam shimano altus acemilere önerilen bir şey. ortalamalara deoreye kadar öneriliyor ve ileri seviyeler minimum deoreden başlıyor diye biliyorum.

shimano, parçaları türkiye'de daha rahat bulunduğundan ve servisi de çok olduğundan SRAM'den daha çok öneriliyor diye biliyorum.

v-fen, mekanik, hidrolik vs bunlar arasında ne gibi farklar olduğunu unutmuş durumdayım ama diğer frenlerin şişirildiği, v frenin hala en pratik olduğu yönünde şeyler okumuştum.

ben bisikletlerden çok anlamam ama kendim de bisiklet arayışına girmiştim bir süre önce ve okuduklarım bu yönde şeylerdi.

isterseniz bisiklet forumlarına bakın, kesinlikle buradan daha faydalı olur. üye de olmanız gerekmiyor, bana okuduklarım yetmişti. buraya sorduğum soru tamamen başka bir amaçlaydı.
0
godoşu beklerken
(13.03.16)
Şuan sedona 410 çok övülüyor
0
protrek
(13.03.16)
(16)

Müziği nerden dinlersiniz bilgisayarda?

Cursed Chico
Ben youtubeaı açıyorum. Belirli bir türe bağlılığım olmadığı için o gün ne denk geldiyse açıyorum yerl iyabancı. Bir şekilde autoplay sayesinde dolaşıp farklı farklı türleri açıyor zaten tyourtube. Ama arada gözüm vidyoya kayınca seyredesim geliyor ve dalıyorum vidyoya.RAdyo programı indirdim. BAktı
Ben youtubeaı açıyorum. Belirli bir türe bağlılığım olmadığı için o gün ne denk geldiyse açıyorum yerl iyabancı. Bir şekilde autoplay sayesinde dolaşıp farklı farklı türleri açıyor zaten tyourtube. Ama arada gözüm vidyoya kayınca seyredesim geliyor ve dalıyorum vidyoya.

RAdyo programı indirdim. BAktıpım kanallarda da aynı şarkıları döndürüyor bir sürwe sonra.

soundcloud vkde de belirli şarkılardan başka yok.

Hem eski, hem yeni şarkılar dinlenebilecek, bir kere açınca fazla uğraştırmayacak nasıl bir şey olabilir? Liste yaratmayı sevmiyorum ama başkalarının listeleri dinlerim.
0
Cursed Chico
(13.03.16)
spotify
0
king lizard
(13.03.16)
Winamp.
Youtube.
0
bigbadabum
(13.03.16)
spotify ve tunein üzerinden radyo dinliyorum.
0
murtiii
(13.03.16)
youtube
kendi arşivimi bsplayer vb şeylerle dinliyorum, program değişebiliyor.

keşif için uğraşmıyorum, dizi veya filmlerde kulak kabartmama neden olan bir sürü parça oluyor, yeni bir sürü grubu öyle duymuş oluyorum.

yıllardır eksen dinlemiyorum, geçen bir açtım, nonstop kuşağının yarısı 10 yıl önceki gibiydi mesela. ilgilendikleri ve pompaladıkları gruplar da yetersiz geliyor artık.
0
godoşu beklerken
(13.03.16)
spotify
0
superjax
(13.03.16)
ben yeni şarkıları tumblrdaki blogların playlistlerinden keşfediyorum youtubedan indiriyorum winamptan dinliyorum

al bide şarkı paylaşiyim www.youtube.com
0
freetakilir
(13.03.16)
torrent'den tüm discography'i indirip winamp
0
rygard
(13.03.16)
youtube un sagdan cikan onerileri hakikaten muthis. bazen kendim oradan seciyorum, bazen siradakine atlamasina birakiyorum. youtubeda insan sikilmadan saatler gecirebiliyor hakikaten..

onun haricinde kendi arsivimden winamp ile.

veya pandora.com. muthis site ama ne yazik ki turkiyede engelli.
0
baldur2
(13.03.16)
spotify
0
sanguine mcqaer
(13.03.16)
arşivim var oradan dinliyorum ama bazen bilgisayardan açıp uzaktan kontrol etmem gerektiğinde spotify'dan açıyorum telefondan kontrol ediyorum.
0
kuzey li
(13.03.16)
winamp
youtube
0
bartholomew87
(13.03.16)
soundcloud
youtube
spotify (her pazartesiyi iple çekiyorum yeni müzikler önerecek diye)

eskiden olsa stereomood derdim.
0
nice tnetennba
(13.03.16)
youtube'da yerli ve yabancı diye iki liste oluşturdum. sürekli yeni şarkılarla güncelliyorum ve oradan dinliyorum.
0
halitkin
(13.03.16)
Spotify/youtube.
0
stavro
(13.03.16)
"youtube un sagdan cikan onerileri hakikaten muthis.":
bir yere kadar. Ben nereden hareket edersem edeyim, ister isveç black metali, ister ted konuşması, ister 1 mayıs videoları. Youtube beni daime "songül karlı sütyensiz" videosuna doğru yönlendiriyor. Zannedersem bütün internet o videonun etrafına kurulmuş. O yüzden asla güven vermiyor.
0
rygard
(14.03.16)
(12)

Hala şu cemaate nasıl acıyanlar var ya?

enkolaykullaniciadi
Bu adamların yaptığı pisliklere şahit olmadık mı yıllardır? Ya sadece Safiye köten için yaptıkları rezillik bile bunların bu hale gelmesi için yeter be! Başlayacam bunlara destek veren muhalefete, iktidar zaten tırt.
Bu adamların yaptığı pisliklere şahit olmadık mı yıllardır? Ya sadece Safiye köten için yaptıkları rezillik bile bunların bu hale gelmesi için yeter be! Başlayacam bunlara destek veren muhalefete, iktidar zaten tırt.
0
enkolaykullaniciadi
(05.03.16)
zerre kadar acımıyorum!

zamanında çok can yaktılar, şimdi ettiklerini buluyorlar.
0
livaneli kadir
(05.03.16)
akitlere karşı olan nefret o kadar büyük ki, düşmanımın düşmanına geçici de olsa nötrüm şeklinde üstü kapalı bir anlaşma var.

bugün tayyip yok olsa, türkiye'deki sorunların en büyüğü ortadan kalkmış olur. akıl almaz bir pislik, yağcılık, ahlaksızlık, cehalet alıp başını gitmiş durumda ve buna dur diyebilen yok.

yani önce tayyip halledilmeli. geri kalanlarla bir şekilde savaşılır şeklinde düşünüyor herkes.
0
no christ requires
(05.03.16)
Bu meselede iki temel ayrım var:

1- "Adalet herkese lazım" deyip bugün operasyonun sebeplerini ve yöntemlerini doğru bulmadığını söyleyenler. Kayyum atamaları esnasında anayasanın çiğnendiğini dayanak noktası yapıp "bunun meşrulaşması yarın bizi de vurur" kaygısı taşıyor çoğunlukla bunu savunanlar. Haklı yanları var.

2- "Ne halleri varsa görsünler, bunlar güçlense yine gelir canımıza okur"cular. Bu duygusal ama çok da haklı bir tepki. Gezi zamanı "polisin bize şefaat tokatı attığını" söyleyen, Gezicilere "çürük çarık nesil" diyen Fethullah Gülen'e bugün kimse acımamalı.

Bu iki görüşün de temel noktası "cemaatten nefret etmeleri". O yüzden çok da şeyapmamak lazım. Yine de meseleye hukuk çerçevesinden bakılması gerektiğini düşünüyorum. Bugün hukuk, hukuksuzluklar yüzünden savunulması zorunlu bir mevzi halini aldı zira.
0
sevgikusunkanadinda
(05.03.16)
iyi eğlendik güzel eğlendik de
tv izledim bir süre
haber kanalllarında verilmedi bile bu kayyum atama olayı.
artık bundan sonra normal insanın (internet falan kullanmayan) hiçbirşeyden haberi olmayacak
0
titiraprap
(05.03.16)
'tomaya kafa tuttu ama...' şeklinde ki haber başlığı aklıma geldi onlar kendi binaları önünde tazyikli suyu yerken.

tuncel kurtizin lafını hiç unutmam; 'en ağır ceza onlara onlar gibi davranmaktır' demişti. ne eksiği ne fazlası. ve şimdi aynı kolluk kuvvetleri tarafından, aynı şekilde acıya tabi tutuluyorlar. bizim ağıtımıza onlar gülüyorlardı.

peki erdemli davranış nedir? zamanında sana kötülük yapanın ayağı çukura düştüğünde aldırmamak mı yoksa yine de üzülmek mi?

ben üzülüyorum kusruma bakmasın bakan varsada.
0
yamuklu sucurta
(05.03.16)
ben cemaati tc'deki en tehlikeli şey olarak görüyorum; örgütlenmesi çok eski, fonu var vs. bağlantılı olduğu için bugünkü sözde muhalefet partilerini de tehlikeli görüyorum. iktidardakinin işi zaten neredeyse bitti. en azından başındakinin. güya bundan kurtulurken onlara tutulacağız; uzun zamandır dönen hesap o. ilk kısım bitti; çok ciddi suçlar işlendi, yeni iktidarın önceki suçlarla alakası olmaması gerekiyor, bütün hepsi tek tarafa yığılmakta. çok pis bir hesap gerçekten. kaldı ki hakikaten beraber yürüdüler bu yollarda. istisnasız. 4 parti hep beraberdi.

aslında işin chp tarafına sızış da eski, baykal destek vermeseydi akp'nin yolu hiç açılamayacaktı çünkü. tek fark şu ki chp kimlik değiştirmemişti, tüzük gözetiliyordu. bu önemli bir farktı.

yani nasıl acıyanlar var diye sormak yerine neden acıyor olabilirler diye sormak belki şu saatte daha çok işinize yarar.
0
godoşu beklerken
(05.03.16)
acıyorum. zulüm zulümdür. bu alıştırma meselesi. bugün düşmanına, yarın nötr olduğuna, öteki gün sana gelir.
0
ya ben lan neyse
(05.03.16)
Yapilan haksizliklara hukuksuzluklara ragmen; inlerine girmesini temenni ediyorum. Memleket icin bu kadar tehlikeli ve en derine nufuz etmis orgutun baska turlu ortadan kalkmasi mumkun olmazdi zaten. Cemaat ve akp nin kavgaya tutusmadigini ve herhangi bir insanin bugun erdogan'in gulen iicn soylediklerini soyledigini dusunun. Ne ergenekonculugu ne birseyi kalirdi. Sol bir iktidarin inlerine girmesi pek olasi olmaz, din elden gidiyor diye galeyan olurdu. Iyi oluyor birakin inlerine girsin.
0
allah yazdiysa bozsun
(05.03.16)
zamanında ahmet şık'ın attığı twit benim düşüncemi özetliyor aslında. “Birkaç yıl önceki faşizm döneminin kudretli sahiplerinden Cemaat'in bugün yaşadığının adı da faşizmdir. Faşizme karşı çıkmak erdemdir”
0
luchetti
(05.03.16)
suç işleyen bir örgütle uğraşılması faşizm değil. buradaki korkutucu şey bu kimselerle uğrşanların bir zamanlar bunlarla ortak olmaları ve şu an "düşman"lar diye bunu yapmaları, hukuk işlesin diye değil.

zaten bir faşizmdeyiz. uzun zamandır. uyuyan güzel olmaya gerek yok. faşizm sadece başınızda şeklen bir parti olunca olmuyor. herkes satın alınabilince de faşizm oluyor, herkesin satın alınma, korkutulma noktası bulununca da öyle oluyor.


cemaatin işlediği suçlar için kaç kitap yazıldı ben bilmiyorum. yayın organlarını da bu iş için kullandı. zaten haksız ihale vs, bağışla zenginleşmişler. neresi doğru ki bu devenin.
0
godoşu beklerken
(05.03.16)
cemaate acımıyorum. ama zaman'da, bugün'de çalışan gazeteci arkadaşlarım vardı. benim gibi çocuklar. oturur içeriz hala buluştukça. ekmeğinin derdinde olan senin benim gibi adamlar bunlar.

bir sabah uyanıp işe gidiyorsun, elinden işinin alındığını öğreniyorsun. kurunun yanında yaş da yanıyor olayı değil bu. bir sabah işe gittiğinizde, işinizi kaybettiğini düşünün.

pek hoş olacağını sanmıyorum...
0
mermize
(05.03.16)
cemaat hiç ama hiç olmadığı kadar güçlendi.

5 sene içerisinde göreceksiniz. neredeyse tüm yurtdışı bağlantıları inanılmaz güçlendi.
tüm büyük ülkeler artık cemaatin arkasında yer alıyor. akp'nin terör destekçisi politikası yerine, daha ılımlı gözüken cemaati daha el üstünde tutuyorlar. 2013 öncesi, akp ve terör destekçisi hareketlerinin arkasında gözüken cemaatin imajı şuan bambaşka bir hal aldı.

yakında çok ama çok farklı olaylar olacak.
cemaat tüm faaliyetlerini yurtdışına aldı. şirketler, çalışanlar herkes yurtdışında. adamlar romanyada türkçe olimpyiatı yapıyor, tüm romanya siyasileri katılıyor bu olimpiyatlara. siyasi olarak inanılmaz güçlüler.

şuan dünyanın en ücra köşesinde bile saddamdan zerre farkı gözükmeyen rte ve tayfasının en ufak bir siyasi itibarı yokken,
cemaat onlardan doğan tüm boşlukları doldurdu.

ve türkiye gibi ezik bir ülkeyseniz eğer, bu yurtdışı bağlantılar geleceğinizi çok yakından belirler.
benim farklı beklentilerim var. muhtemelen yakında devleti yeniden cemaat teslim alacak, üstelik şuan akp'nin yaptığı temizlik onların yaptığının yanında bir "hiç" olarak anılacak.

cemaatle akp arasındaki en büyük fark da burada gözükecek zaten: akp, yalnızca rüşvet çarkıyla dönen bir düzen kurdu. cemaat ise biat kültürüyle yer alıyor. bunca yumruk yediler, farketmedi hiçbrisi birbirini bırakmadı sadece lokasyon değiştirdiler. akp'ye cemaat tarafından vurulan tek yumrukta akp liler çil yavrusu gibi dağılacak. çünkü aralarında çıkar ilişkisi dışında hiçbir aidiyet durumu yok.
0
tchuck
(05.03.16)
(8)

Size göre

duzsac
Alkolik olmanın belirtileri nelerdir?
Alkolik olmanın belirtileri nelerdir?
0
duzsac
(04.03.16)
çok içmek.
0
dedim dedim de kime dedim
(04.03.16)
Kahvalti dahil surekli alkol almak. Uyanik oldugun zamanin tamaminda alkollu olmak (malesef boyle tanidiklarim oldu).

Her aksam alkol aliyorsaniz bu alkoliksiniz demek degildir, alkolu seviyorsunuz demektir.
0
crown
(04.03.16)
yoksunlukta el titremesi, kızarık burun ve yanaklar, kalkar kalkmaz bir kadeh koymak vs
0
godoşu beklerken
(04.03.16)
sabah kahvaltıdan önce içmeye başlamak uyanır uyanmaz içmek
0
monkey
(04.03.16)
İçince normale dönmek.
0
bigbadabum
(04.03.16)
alkolik olmanın en basit şekli sarhoş olmadan uyuyamamaktır.

günün her saati alkol alamazsınız. vücut buna izin vermiyor zaten. her akşam içki içmek de alkolik olmanıza yetmez. ama akşamları uyuyamıyorsan sarhoş olmadan, o zaman alkolik oldun demektir.
0
m murphy
(04.03.16)
her akşam içmek. tatil günlerinde gündüz vakti içmeye başlamak akşama kadar devam etmek. çok içtiğini kabul etmemek. kredi kartı kullanarak / borç harç ile içmek.
0
hasmetizm 2046
(05.03.16)
içmeyince eksikliğini hissetmek.
("1 aydır içmedim arkadaşları toplayalım bi içelim" gibi eksiklik hissetmek bunun dışında tabii.)
0
rodriguez2
(05.03.16)
(23)

Sizce ahlaksızca bir durum mu?

things
Ben 3. tarafım, ama karar veremiyorum.Bir arkadaşım (erkek) uzun bir süredir bana sevgili bul falan diye ricada bulunuyordu. Biraz farklı bir tip, iyi eğitimli vs ama mizah anlayışı her kıza uyacak cinsten değil. Neyse ben buna ilkokul arkadaşımı yapmak istedim. Kız türkiyenin en yüksek puanlı bölüm
Ben 3. tarafım, ama karar veremiyorum.

Bir arkadaşım (erkek) uzun bir süredir bana sevgili bul falan diye ricada bulunuyordu. Biraz farklı bir tip, iyi eğitimli vs ama mizah anlayışı her kıza uyacak cinsten değil. Neyse ben buna ilkokul arkadaşımı yapmak istedim. Kız türkiyenin en yüksek puanlı bölümlerinden birinde okuyor. Bizimkinin fotoğraflarını falan beğendi. Kız da tip olarak standart biri; huyu harikadır. Neyse bizimki de kızı beğendi fotoğraflardan; üçümüz buluşacaktık gün belirlemek için vs bu beni bir türlü aramadı. Ben aradım sordum niye aramıyorsun oğlum diye; kızı stalklamış bu; sosyoekonomik olarak alt bir aileden geliyormuş, ben kendi seviyemde ailesi vs olan birini istiyorum kusura bakma dedi.

Sizce bu tercihe saygı duyulur mu yoksa bunu yapan birine "pislik" diyebilir miyiz?
0
things
(04.03.16)
pislik olmasa bile biraz görgüsüz ve avam biriymiş arkadaşın.
0
vecihi ile fikret
(04.03.16)
"pislik" çok hafif bir ifade olur.
0
Kovacic
(04.03.16)
onunla ilişkimi gözden geçirir, bir daha da kimseyi ayarlamazdım.
0
fakyoras
(04.03.16)
Arkadasin bayagi “got”mus.
0
jimicik
(04.03.16)
Biraz hakli. bu diyecek cihangirde kahvalti, kiz diyecek " ne gerek var ben sana yumurta kirarim" Bu şaka tabi, ama uzun vadede ekonomik farklılıklar çok fark yaratıyor. Çocukken nasıl yetiştiğin bile biraz ailenin maddiyatına bağlı.

Zaten isin icinde ask yok, mantik var. Adam hayır işlemiyor, sevgili arıyor. Birak da adam sevgili olacağı kızda kendi kriterlerini arayabilsin.
0
littlejack
(04.03.16)
kendi tercihidir.

benim değerlendirmem bu kişinin son derece yüzeysel biri olduğu. eğitim ve olanaklara rağmen buralarda takılı kalmış biriyle benim işim olmaz. geçerli bir sebebi olabilir; ağzı çok yanmıştır, işini garantiye almak istiyordur, önyargılarını verim adına kullanmak istiyordur, bilemem. ama görücüye çıkar gibi kız beğenen birinin oralara kadar ilerleyebileceğini de sanmıyorum açıkçası dolayısıyla bu ihtimaller bana konu dışında gibi geliyor.

bunlar bizle değil seninle alakalı. senin değer yargılarını ben bilemem. şahsen, etrafımda her telden çalan insan oldu ve ben bunun böyle olmasını çoğu zaman tercih ettim. bu kimselerden kısa bir süre sonra suratına bakmak bile istemediklerim her ekonomik durumdan da çıktı.

sosyoekonomik olarak alt tabakada yer alan bir kimse mecburen lümpen bir kültürde yetiştiği için, okuyarak veya deneyimle kendisini geliştirmediği sürece lümpen kalabiliyor; okuduğunda bambaşka hasretleri içerisinden canavar gibi çıkıp kişiyi yutabiliyor öyle ki çıktığı kabuğu beğenmez oluyor hatta inkar ediyor, vs...ya da bunların hiçbiri olmuyor, oluyorsa da dengeyi bulmadan önceki kısa dönemli ifrat-tefrit aşamaları olarak kalıyorlar ve başarılı bir hazım gerçekleşmiş oluyor.

sosyoekonomik olarak şanslı bir kesimden gelen kişi için de bir sürü olası durum sayabiliriz, açıkçası üşendim şu an.

ancak varmak istediğim yer şu: böyle durumlarda, kişinin özel hayatına ilişkin ve genellenemeyecek şartlar varsa, belki bunların bir kısmı erkek arkadaşının resimdeki konumunu da açıklar. ancak bunun ciddi bir açıklaması yoksa, bana göre, vurguluyorum bana göre, bu insandan hiçbir halt olmaz, ileride olacaksa da ben bekleyemem şahsen. arkadaş dediğin sana tümden uymayabilir ama önemli konularda, prensiplerde uyumlu olmayı beklerim ben, öteki türlü dünyadaki 3.5 milyar yetişkinle arkadaş olma potansiyelim olurdu.
0
godoşu beklerken
(04.03.16)
eh, sonradan cızırtı çıkartacağına baştan belirtmesi iyi olmuş diyebilirim.
0
rayde
(04.03.16)
Benim yapacağım bir şey değil ama kendi tercihidir. Atıyorum, birisi çirkin bir kızla buluşmak istemez, diğeri parasız olmaz değer, başka bir diğeri "Şu şarkıyı dinleyen biri ile birlikte olmam" der.

Buradaki tek pislik, stalk'laması değil ama stalk'ladıktan sonra kararı verip bu kararı sana bildirmemesi. Doğrudan "Ben bu kızı istemiyorum" dese sorun olmamalı bence. Bulduğunu beğenecek diye bir şey yok.
0
aychovsky
(04.03.16)
kız bul diye abazalık yaparken kriterlerini de belirtseymiş. görgüsüz bir arkadaşın var.
0
cekilmis gayfe
(04.03.16)
Bence de yanlış ve sana saygısızlık, yaptığı temel olarak yanlış olmayabilir yukarda belirtildiği gibi böyle kriterler doğal. Ama senin emek harcamana rağmen böyle iptal etmesi kötü olan. Hiç olmazsa bi kere de olsa ayarladığın buluşmaya gidip bu kararı sonra verebilirdi.
0
Haldamir
(04.03.16)
pislik diyebilirsin. adam kiz boyle olsugu icin bulusmam dediginden degil. bu kadar takiksa boyle seylere, sana bastan abi bu ayar bir kiz olsun bana su konuda uyumlu olsun diyecekti. olay kiza gittikten sonra boyle diyorsa hayvanligin onde gideni, kiza nasil aciklanir bir de.
0
ta leukippos
(04.03.16)
arkadaşın tercihine saygı duyarım.
kendim de saygı duyulacak bir tercih yapıp o arkadaşla muhtemel bütün iletişim yollarımı keserdim. sonuçta seveceği kişide önce maddiyat arayan birinin benimle neden iletişim kurduğu da az çok belli olur.
0
rakicandir
(04.03.16)
bence görgüsüzlük değil. pislik hiç değil. tercihi öyle, saygı duymak lazım.
0
dafuq
(04.03.16)
Haklı olabilir. O ekonomik fark gerçekten uzun süreçte kişilik oluşumuna, zevklere ve tercihlere etki edebileceği gibi ilişki içerisinde gidecekleri yerden yapacakları aktiviteye kadar sorun oluşturma potansiyeline sahip bir konu.

Asıl sıkıntılı olan konu "stalk" sonrası bunu konuşmak yerine kaçması, konuşmaması.
0
nawar
(04.03.16)
Bence kızı sonradan beğenmemiş yani kızı fiziksel olarak beğenmediği için böyle bir şey yaptığını düşünüyorum, tabii yaptığı çok ayıp kız kim bilir kendini ne kadar kötü hissedecek. Eğer gerçekten sunduğu neden doğruysa da en başta sen kızı gösterdiğinde bu durumu düşünüp kızın olaydan haberi olmadan bitirmeliydi, o zaman gayet normal olurdu, kimse kimseyi beğenmek zorunda değil.

Bencil bir insanmış, bir daha zaten birisini ayarlamazsın da uzun vadede pek güven veren birisi değil.
0
elikası
(04.03.16)
Bu çocuğa uygun bir kız arkadaşım var bence tanıştıralım sonra bizde onlardan kurtulalım!
0
geçerkenugradım
(04.03.16)
Eleman kızı beğenmemiş. Kızdan olumlu geri dönüş alınca bir tarafları havalandı muhtemelen.
0
turkuaz
(04.03.16)
arkadaşın yavşağın teki kusura bakma. pislik diyip kibarlaşamam, insanları ekonomik durumlarıyla yargılamak yavşaklıktır, daha da istediği hiç birşeyi dikkate almam o insanın, kendisi ahlaki olarak en alt seviyededir.
0
masa penisi
(04.03.16)
Sosyoekonomik durum ve aile kişinin yetişmesini, zevklerini, hayata bakışını, hatta kullandığı kelimeleri şekillendiren başlıca şey. Adam kıza bakıp muhtemelen "bu kızla uyum sağlayamayız" diye düşündü. Buraya kadar normal. Ama sana söylememesi ve kızdan söz aldıktan sonra yapması ayıp. Kız kırılabilir. Ama çok da kırılmasın. Bunlar hayatın gerçekleri. Erkekler bin tane sebepten en iğrenç şekillerde reddediliyor. Bir kız da yaftalanarak reddedildiğini açıkça hissetse karma buna kızmaz :)
0
i ve been mistreated
(04.03.16)
Kızdan uzak tut. Kıza iyilik etmiş olursun.
0
kalemdefter
(04.03.16)
insanları sosyoekonomik durumuna göre yargılamak ve "ben bununla anlaşamam" diye kestirip atmak hoş değil, güzel bir davranış biçimi değil. böyle insanlarla arkadaş olmak istemem. bunun dışında kendi tercihi tabii ki. tercihine saygı duyarım ama arkadaşlığımı bitiririm.
0
peggy
(04.03.16)
bu kadar kendini begenmis artistin tekiyse iki zahmet gotunu kaldirsin da kendi ayarlasin o zaman, niye sana soruyor ki? pazardan karpuz aliyor sanki yarram.
0
baldur2
(04.03.16)
Ahlaksızca değil ama yüzeysel. İki tarafı da kırmaya gerek yok, ilkokul arkadaşımın gönlünü alırdım. Ama bir daha da bu yavşağa arkadaş ayarlamazdım. Yüzüne de "yüzeyselsin oğlum, git kendine kendin gibi birini bul" derdim.
0
SiyamkedisiZorro
(04.03.16)
(8)

yataktan dayak yemiş gibi uyanmak

yue
son bir haftadır böyleyim. hele bu sabah eşim elimden tutup kaldırmasa yatakta doğrulamayacaktım bile. çok komikti halimiz sabah sabah :Dsırtım, kulunçlarım, bacaklarım sanki maraton koşmuşum gibi. öyle yorucu şeyler de yapmıyorum normalden farklı olarak. yalnız beyin olarak çok yoruluyorum bu arala
son bir haftadır böyleyim. hele bu sabah eşim elimden tutup kaldırmasa yatakta doğrulamayacaktım bile. çok komikti halimiz sabah sabah :D

sırtım, kulunçlarım, bacaklarım sanki maraton koşmuşum gibi. öyle yorucu şeyler de yapmıyorum normalden farklı olarak. yalnız beyin olarak çok yoruluyorum bu aralar iş yerinde. bir de adetim yaklaşıyor ondan mı acaba ama daha önce böyle olmazdı yaşlandım galiba.

sizde nasıl durumlar? var mı önereceğiniz bir takviye falan supradyn all day içiyorum bir işe yaramıyor.
0
yue
(04.03.16)
başığı okuyunca rahatladım gerçekten . daha bu sabah kendi kendime " acaba yaşlanıyor muyum ?" diyordum . halsizim bu ara ve uykuya doymuyorum . sabah saat çalınca yanlış çaldı diye kapatıp uyumaya çalıştım . sonra duvar saatine de bakınca sabah olduğuna ikna oldum .
işe gelirken yanımda kuru üzüm falan getirdim .tatlı birşeylere ihtiyacım var gibi hissettim .
0
devilone
(04.03.16)
12-2 arası uykuya daldığından emin misin?
0
aida bardak
(04.03.16)
ben kaç yıldır böyleyim bilmiyorum. sebepleri açık: sporu bıraktım, sigara içiyorum, etrafımı iyi havalandıramıyorum, az su içiyorum, düzensiz ve bazen sağlıksız besleniyorum, uykularım karabasanlı/kabuslu kısacası kalitesiz, eb önemlisi bu uzun zamandan beri böyle, psikolojik olarak da bir dağlardan inen heidi değilim.

kaç şey saydım bilmiyorum ama bunların neredeyse hepsi sırasıyla "benim" düzeltmem gereken şeyler.

esneme hareketleri yapmanı öneririm, 15 dk gün içerisinde 2-3 kez. çok yararlı.
0
godoşu beklerken
(04.03.16)
Yatağa çok tok bir şekilde girme. Muhtemelen kalitesiz uyku çekiyorsun.
0
arnold schwarzeneger
(04.03.16)
godoşu beklerken +1 muhtemel tüm sebepleri saymış
0
hasmetizm 2046
(04.03.16)
Yatış saatleri füzenli olmalı, 12den sonra yatağa girmemelisin.

atıyorum 11-7 olmalı ve düzenli olmalı.

Yatmaadan önce yattığın yeri havalandır, temiz olsun hava.

yatmadan 1 saat öncesinden ekran cep ekranı vb bakmayı bırak.

gün içinde bol su iç.

yatmadan önce bir şey yeme, tok karnına yatma.

mümkünse yatmadan evvel 15-20 dk ufak bir egzersiz yap.

gıda tüketimine dikkat et, daha sağlıklı bir tüketim yap.

6 saatten az 8 saatten fazla uyuma.
0
KaraSakall
(04.03.16)
imkanınız varsa 1-2 gün farklı bir yatak ve yastıkta yatıp sonuçları kıyaslayın. yatak ve yastık oldukça önemli.
0
hasnicktir
(04.03.16)
Sırasıyla;
Yatılan odanın havalandırılması,
Beslenme şekli,
Oda ısısı,
Yatak kalitesi,
Yaşam şekli (stres, sigara vb.)

konularında yanlışları düzeltme yoluna gitmeyi dene.
0
nawar
(04.03.16)
(2)

Tekrar tekrar izlediğiniz TED konuşmaları var mı?

yue
ya da çok sevdiğiniz diyelim. benimkilerhttp://www.ted.com/talks/brene_brown_on_vulnerability?language=tr ve devamı http://www.ted.com/talks/brene_brown_listening_to_shame?language=trbir de https://www.ted.com/talks/andrew_solomon_depression_the_secret_we_share?language=tr
ya da çok sevdiğiniz diyelim.

benimkiler
www.ted.com ve devamı
www.ted.com

bir de www.ted.com
0
yue
(03.03.16)
harvey
(03.03.16)
vilayanur ramachandran,amy cuddy ve martin seligman'ınkileri birkaç kere izledim ama en az bir yıldır hiçbirini tekrar etmedim.
0
godoşu beklerken
(03.03.16)
(19)

bir kişiye hangi kitabı okumamışsa oha dersiniz?

sanquis
sbherkes birkaç tane yazsa yeter.
sb
herkes birkaç tane yazsa yeter.
0
sanquis
(03.03.16)
cin ali
ayşegül serisi
0
komsu komsunun nickine muhtactir
(03.03.16)
Sefiller, Oha demem de okusan iyi olur derim.
0
turuncu tonlarda
(03.03.16)
tek kitap seç deseler, suç ve ceza.

kişisel olaraksa, kara kitap.
0
mermize
(03.03.16)
türkçe biliyorsa nutuk. bilmiyorsa küçük prens.
0
shenergy
(03.03.16)
kaşağı, bir dönemim çocukluk travması.
0
kuzey li
(03.03.16)
ben de oha demem, turuncu+1

1984, fareler ve insanlar, ailenin devletin özel mülkiyetin kökeni, insan nedir?, ücret emek sermaye, yeraltından notlar, sahip olmak ya da olmak, insandaki yıkıcılığın kökenleri, zeno'nun bilinci, aylaklığa övgü
0
godoşu beklerken
(03.03.16)
Dönüşüm.
0
pikrua
(03.03.16)
öyle bir şey demem asla. o da bana mala vurmayı bilmiyor musun senin gibilerin evlerini biz yapmasak ne bok yiyeceksiniz şeklinde oha diyebilir.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(03.03.16)
Şeker portakalı okunmadan gelen bir yetişkinliği kabul edemiyorum.
0
huzurolsun
(03.03.16)
Kurk mantolu madonna .
Popüler kültüre ragmen hala okumamissa oha derdim.
0
cabiday
(03.03.16)
Bu yaklasim gayet gerizekalica ve bizde aydin denen kesimin halkin uzerinde kitaplari gereksiz yere yuceltmesinin sonucudur.

Ustelik yukarida sayilan dunya ve turk klasikleri dahil, gerizekali yetistirmeye yarayan romantizm asilayan romanlar icin asla demem. (Sabahattin ali'nin eserleri de buna dahil,hepsini okudum bu arada)


Kitap okumak matah bir sey degil, uzun suren bir film gibi dusun, icerik ayni sadece yontem farkli. Ellerinin altinda twitter, televizyon, internet vs. Gunumuz iletisim araclari olmadigi icin herkes kitaba yumuluyormus.


Yani," hangi diziyi, filmi, internet sitesini, twitter kullanicisini takip etmezsem bana oha derler " demiyorsan, kitap icin de bunu soylemelisin. kitaplari okuyun ama fazla deger ve anlam yuklemeyin, tipki filmlere ve diger icerik saglayan iletisim kanallarina yaptiginiz gibi.


Bu yazdigimi ciddiye almayip "ne sacmaliyor bu?" diyorsan da, bunu bir kitapta okudugunj farzet, artik simdi daha makul ve inandirici gelmis olmali.
0
scars dont fade
(03.03.16)
pal sokağı çocukları

yani oha denmez böyle bir durumda ama her çocuğun okuması gereken bir kitap olduğunu düşündüğüm için şaşırırım.
0
icim urperiyor
(03.03.16)
hiçbiri için oha demem. edebi eserlerin özünde hikaye kitabı olduğunu düşünüyorum (ve biliyorum), insanların üzerinde bu konuda baskı uygulanmasını da saçma buluyorum. klasikler tabii ki bilinse iyi olur, dünyayı kavramaya, genel kültüre yardımcı olur ama kurgu hikaye okumaktan sıkılan ve romanın kurgusuna alışana kadar sıkılıp dikkati dağılan, "öff ne zaman başlayacak bu roman, yetti senin betimlemen de haa" diyen biri olarak tarih, yaşanmış olaylar, sıcağı sıcağına gibi programlar, gazete haberleri, gazete arşivleri, wikipedia, akademik makaleler, belgeseller daha fazla ilgimi çekiyor. kurgu, senaryo, hikaye okuyana saygım sonsuz, ama hikaye kitabı okumuyor diye de kimseyi yargılamam. bir sürü ağlak zırlak, aşklı savaşlı kitap bitirmiş tanıdıklarım var, genel kültürüm onlara fark atar. narratology'yi de iyi bilirim. çok güzel anlatı analizi yaparım :) ama sıkılıyorum işte, söylemek tabuysa da tabu, umurumda değil :)
0
i ve been mistreated
(03.03.16)
hiçbir kitabı.

herkes ilgisini çeken neyse onu okumalı
0
shedracon
(03.03.16)
Demem. Hic kitap okumamissa biraz oha diyebilirim belki.
0
rayde
(03.03.16)
Müslüman olduğunu söyleyip Kuran'ın meaili hiç okumamışsa derim.
0
animalman
(03.03.16)
kuran okumayan mümini çok fena rencide ediyorum ben, soruna cevap olabilir gibi geldi.
0
kargn
(03.03.16)
meslektasim ise belli kitaplar olabilir ama onun disinda genel olarak duzenli okuma aliskanligi olmayan veya bunu degistiremeye calismayan insanin benim icin fazla bir onemi yoktur zaten.
kitap okuma becerisini, internette gezinerek biraz oradan biraz buradan boluk porcuk bilgileri bir araya getiren hicbir onamdan gecmemis yazilarla karsilastirmak abesle istigaldir. edebiyati kucumsemek buyuk bir hata, ama en buyuk hata kurgu veya degil duzenli kitap okuyan insanlarda gorulen farkliliklara saygi duymamaktir. kitap okumak dizi izlemek veya televizyonda tartisma programi izlemekle ayni sey degildir. en bastan beyine dusen gorev miktari farklidir. siz bir kitap okudugunuzda daha cok mental yuk kaldirirsiniz, hayal gucunuze yaraticiliginiza faydasi vardir, zira hikayenin kurgusu disinda sizin icin bir goruntu yonetmeni degil siz kendiniz elinizdeki verileri kullanarak bir dunya insa edersiniz, zaten bu yuzden de her zaman bir hikayenin kitabi filminden daha iyidir, cunku kimse sizin kendi beyninizin yarattigi dunya ile yarisamaz. ayrica kitap okumak bir sebat edebilme gostergesidir. bir yolculuktur, yolun yarisinda bu hayal dunyasinda cikanlar biraz da hayata karsi kaybedenlerdir, yarin obur gun en basit engelde hayatta devam etmemeyi tercih edebilirler. lutfen kitap okumayi ironik bir sekilde romantiklestirip, internet uzerinden okunan cumlesi dusuk noktalamasi yanlis kisa kisa metinler ile kiyaslamayiniz. hatadir.
0
mavicorap
(03.03.16)
yelpaze çok geniş. "kitap" için böyle bir şey söylemek imkansız. adam belki 3 bin kitap okumuştur ama suç ve ceza'yı okumamıştır. ne diyebilirsin ki?

aynı doğrultuda görüş sunan arkadaşların çoğuna katılmakla birlikte, "kitap okumak abartılıdır" fikrine şiddetle karşı çıkıyorum. insanların canları sıkıldığı veya yapacak işleri olmadığı için kitap okuduğu fikri bence hastalıklı sayılabilecek kadar tehlikeli ve anlamsız. okumayan insan bunu zaten fark etmez ama düzenli olarak kitap (özellikle roman) okuyanlara soruyorum: bir ay kitaba el sürmeseniz, zeka seviyenizin ve kendinizi ifade etme kabiliyetinizin ciddi ölçüde azaldığını, adeta kısıtlandığınızı hissetmiyor musunuz? açıkçası ben hissediyorum. evet belki kimse için bir numaralı iş değildir roman okumak ama kesinlikle önemlidir. sen 500 kelimeyle hayatını sürdürebilirsin ama bazen bundan çok daha fazlasına ihtiyaç olur; hah o zaman bu işi ustalarından öğrenmen gerekir. iletişim temel ihtiyaçtır, sıva yapmaya benzemez. ben mala kullanmayı da, tuğla örmeyi de bilmem. bilmeme gerek yok çünkü, bunu ücreti mukabilinde yapacak, bu alanda uzmanlaşmış insanlar var. buna karşılık, kimse benim yerime iletişim kuramaz. kimse, benim söylemek veya üretmek istediklerimi benim yerime gerçekleştiremez.

işte bu yüzden hayvan herifler, daima okumak ve hem zihninizi hem de seviyenizi yüksek tutmak zorundasınız. yoksa hem cahil hem de sürekli EÖÖÖÖ diyen, iki kelimeyi bir araya getiremeyen, beynini neredeyse hiçbir eylem için kullanmayan hamur kekolardan olursunuz.

olum kitaplar, romanlar falan bunlar büyülü şeyler lan. al bi oğullar ve sevgililer miydi adını da unuttum şimdi lawrence'ın romanı yok mu, oku mesela onu, hooop sheffield'da nottingham'da yaşamış ol. bunlar süper şeyler.

dediğim gibi; kimseye herhangi bir kitabı okumadığı için "oha" demem, asla. yalnız bunu yaparken kitap okumayı değersizleştirmek de olmaz. ben kitap konusunda yargılayıcı bir insan değilim. hiç kitap okumayan birine "aa kodumun cahili" demem. yalnız kendim kitap okumuyorsam o zaman "pü gerizekalı" derim kendime. çünkü ben bunu ihtiyaç olarak addediyorum en başta. kitap okumazsanız güzel cümleler kuramaz, insanları manipüle edemez ve seks yapamazsınız.
0
der meister
(03.03.16)
(15)

Türkiye s.kimde değil. Normal mi?

grrrrrrrrrr
Artık siyaset, iktidar, muhalefet, zamlar, terör, şunlar bunları affedersiniz sikleyecek takatim kalmadı. Sadece yaşıyorum, Türkiye falan umrumda değil. Eğlenmeye bakıyorum. Hiçbir şeye hassasiyet gösteremiyorum.Normal mi?
Artık siyaset, iktidar, muhalefet, zamlar, terör, şunlar bunları affedersiniz sikleyecek takatim kalmadı. Sadece yaşıyorum, Türkiye falan umrumda değil. Eğlenmeye bakıyorum. Hiçbir şeye hassasiyet gösteremiyorum.

Normal mi?
0
grrrrrrrrrr
(02.03.16)
La belle indifference

Ben de cogunlukla oyleyim artik. Gazete tv uzun suredir yoktu, eksi tema degisikliginden o da yok pek artik. Gundemi favebooktan takip ediyorum :/
0
la noix
(02.03.16)
kaledekiyalnizlik
(02.03.16)
baktığın her yerde acı görüyorsan kendini kurtarma derdine düşüyorsun. normal.

ek: "takatim kalmadı" diyen insanın insanlığı sorgulanmaz bence. "takatim kalmadı" büyük bıkkınlık ve çaresizlik içerir.
0
devilred
(02.03.16)
normal.
0
thewizardofearthsea
(02.03.16)
Neye göre normal? Cevaplara bakılırsa genel algıya göre normal belli ki, ama bana göre değil. Çünkü umrunuzda olmayan şu durumda ülkeden öte insan oluyor. Ben kimsenin acısına sırtımı çevirmem, çeviremem.
0
gmzo
(02.03.16)
tamamen aynı kafadayım dostum. şimdi geliyorlar "yok tv de şu oldu, geçen de söyle bi haber gördüm falan" "ülke ne hale geldi falan" diyolar. biraz olsun umrumda değil, çünkü bişe olmaz. bu ülke zaten 500 yıldır böyle. haberler aynı öyle süpriz bişe yok.

başka şeylere yoğunlaşmak lazım. enerjiyi gerekli konulara harcamak lazım.

(bkz: mesleki uzmanlaşma)
(bkz: toefl)
(bkz: ielts)
(bkz: fitness)
0
it could be wrong
(02.03.16)
bence değil.

aksaray'dayım ben. bomba patlar endişesiyle sokağın kalabalık tarafından değil de en az insan neredeyse orasından gidiyorum. bazen kaldırım dururken manyak gibi yola iniyorum falan. ha tamam benimki de paranoya seviyesinde ama mesele ülke değil burada, en başta senin can güvenliğin. bu kadar boktan ve güvensiz bir ülkede, her şeyden önce kendin için endişelenmiyorsan, kusura bakma ama bence malsın biraz hehe.

eğlenmeye bakıyorum ne demek? ne yapıyorsun yani, 7/24 eğleniyor musun? ben o kısmı anlamadım. oturup ağlayalım demiyorum, benim de amacım ilk fırsatta siktir olup gitmek zaten yani oturup türkiye'ye ağlayacak değilim ama eğlenme kısmını anlamadım. normalde haftada bir eğleniyordun da ülke bu hale gelince sürekli eğlenmeye mi başladın?

insanlığımızı kaybetmeyelim plz tşk
0
der meister
(02.03.16)
bile bile saçma sapan adamlara oy verenler yada hiç oy kullanmayanlar, ülkenin hayrına bir tane çivi çıkmamış adamlar eziliyor ve dertli diye kendime sorun mu edeceğim bir de.

sonuna kadar normal.
sikimde değil^2
youtu.be
0
Kovacic
(03.03.16)
PKK'nın insanlığı öğretmekten
AKP'nin İslamlığı yaşatmaktan

bahsettiği bir ülke
ailem burada olmasa beş dakika durmam burada
insanlardan nefret eder oldum
0
Mulva
(03.03.16)
tam tahmin ettiğim gibi bazılar populizmin gariban edebiyatının dibine vurmuş.

iyi madem. ben de başliim. ben tuncelide askerdeyken hanginizin sikimdeydim? gelmiş bomba falan falan diye anlatıyorsun! herkes kendi çaresine baksın beyler, birlikten bi sik olmadı
0
it could be wrong
(03.03.16)
tolkien+1, devilred+1 bunlar madalyonun iki tarafı.

ben hassasiyet göstermeden ipleyebileceğim bir hale girmeye çalışıyorum. yoksa ikisi de ayrı uç. hissizleşmeye başladığım hususlar olsa da umursamaya çalışıyorum yani. onu kaybetmek istemiyorum.
0
godoşu beklerken
(03.03.16)
asıl kötü olan sikinde olması gerekenlerin sikinde olmaması. siyasetçilerin hiçbirinin ülkeyi sikine taktığını sanmıyorum.
0
tute
(03.03.16)
normal değil ama bizim durumumuzda normal. Çok fazla kişi "artık önemli değil ko götüne" moduna girdi. En sonunda hepimiz etkilenicez o ayrı konu.

Ben mesela, Amerika'nın yeni başkanı Trump olsun biraz da batı böyle sorunlar yaşasın, sonra komple dibe batalım oradan çıkabiliyorsak çıkalım diyorum. Böyle şeyler gelmeye başladı aklıma.
0
rodriguez2
(03.03.16)
ülkede herkes aynı durumda zaten. sahi geçenlerde 28 kişi ölmüştü dimi.
0
nothing in my way
(03.03.16)
Ben de o evreye doğru gidiyorum. Geçen sene tüm açık oturumları takip ederdim kim ne düşünüyor ne olacak bu halimiz falan diye. Ama şimdi öfleyerek kanal değiştiriyorum ki gerçekten çok meraklıydım bu tür güncel siyasi meselelere. Toplumun psikolojisi bozuldu artık kutuplaşa kutuplaşa ortak nokta kalmadı. Seçimler atlatıldı ama toplum rahatlamadı çünkü iş artık kırılmaya doğru gidiyor.
0
desktopu
(03.03.16)
(41)

birilerine çok pis çatasım var

baba jo
ara ara geliyor böyle, giydiresim var birilerine. birkaç duyuruya provokatif cevaplar verecektim, zor tuttum kendimi. normalde böyle duyurular da açmıyorum ama belki buraya biri bişey yazar da anasından emdiği sütü burnundan getiririm o göteleğhöşsdld, öhöm evet.soru: size oluyor mu böyle arada huys
ara ara geliyor böyle, giydiresim var birilerine. birkaç duyuruya provokatif cevaplar verecektim, zor tuttum kendimi.
normalde böyle duyurular da açmıyorum ama belki buraya biri bişey yazar da anasından emdiği sütü burnundan getiririm o göteleğhöşsdld, öhöm evet.

soru: size oluyor mu böyle arada huysuzluk yapıp birileriyle kapışma isteği. illa bire bir kapışma olmasına da gerek yok gerçi, sağlam laf sokmak da olur. oluyor mu, hı?
(rahatlayınca silebilirim duyuruyu)
0
baba jo
(02.03.16)
oluyo
0
la noix
(02.03.16)
Olmaz olur mu jo
0
Atimi
(02.03.16)
duyuru fight club kuralım
0
la noix
(02.03.16)
@la noix, kılapta olan kılapta kalmaz ki, birine laf soksan ebedi kin bağlıyor her fırsatta bik bik.
0
🌸baba jo
(02.03.16)
Olmuyo
0
nick konusunda kararsizim
(02.03.16)
oluyo tabii ki olmaz mı, görmüyo musun herkese dalıyorum. SAVAŞ MI İSTİYORSUN KAMON

prntscr.com
0
der meister
(02.03.16)
hem de nasıl. geçen gün kezonun birine ana avrat düz gidecektim de zor tuttum kendimi.
0
nothing in my way
(02.03.16)
@nick konusunda kararsizim, i.hizliresim.com

sırf gıcıklık olsun diye hayır dediğini biliyorum ama tuzağına düşmiycem, herkese olur.
0
🌸baba jo
(02.03.16)
@der meister farketmedim değil şu ara baya atarlısın genç
ama çoğuna +1 yapmak istiyorum ahahah

@jo işte ondan dolayı süper. 3-5 düşman edindin mi diğerlerine kuşlar çiçekler olursun enerjiyi o 3-5e harcadıktan sonra
0
la noix
(02.03.16)
durup dururken olmuyor. pislik sezersem oluyor. küçük hesaplar. vs.

mesela senin gibi biri çatacak yer arıyor. beni buluyor. e ben de hissediyorum. o noktada film kopuyor, itin götüne sokoroloşşooğ senin deyiminle.

mesela bir soru sormuşum. hemen niyet okunuyor, psikanalizim yapılıyor. genel soruya şahsi cevap gelmeye başlıyor; neden diye sorulmuş ama nasılı anlatılıyor; böyle yumuşak gördüğüne falan girişmeye çalışıyor insanlar. bunu cici cici kılıflara sokmaya kalkıştıkları zaman o kılıfı çekip alıyorum sadece. elektron değilsin, öyle hem orada hem burada olamazsın, ya götsün, ya değilsin. pasif agresif tatlış kasmalar çok gıcık.

bir iki kere genel sinir bozukluğum yansıdı cevaplarıma. onda kişiden özür diledim açıktan, editle. iyi bir şey değil bence. sevmem ben. ne suçu var karşımdakinin.
0
godoşu beklerken
(02.03.16)
@der meister sen sempatique cocuqsun, dalışın bile öyle oluyor. la noix gibi benim de +1'leysim geliyor ama evet, aynen devam.
0
🌸baba jo
(02.03.16)
@godoş olm sen bi kere benim duyurumda niyet okumuştun asıl lan!! sonradan geri yapmıştın ama, affettim ben de haliyle...
@küçük tolkien, godoş ne diyor, pasif agresif kasılmalar çok tatlış. yerinde olsam tatlış lafını yemek istemezdim; dök içini o yüzden.
0
🌸baba jo
(02.03.16)
senin giderin benim hoşuma gider, atarın bana can katar.

bir şey daha vardı ama unuttum. karikatürü bulunca yapıştırırım buraya.

böyle 2-3 saniyeliğine oluyor, sinirleniyorum bazen ama o kadar. pek de umursamıyorum çünkü açıkçası. böyle kendince laf sokmalı atarlı cevaplara da dönmüyorum, mesajlara da cevap vermiyorum. sözlük de duyuru da bu tarz cevap vermediğim mesajlar var bol bol :)
0
nawar
(02.03.16)
ne dedin sen
ne dedin sen
çat

edit: bu duyuruyu silersen sana kin beslerim jo!
0
la noix
(02.03.16)
@baba jo: nerede yahu? hangi duyuru o? şakam kaka olmuş olmasın? şu an şaştım çünkü ben onu biri bana yaptığı zaman yapmaya başlarım. burada en sinir olduğum şey aslında.

benim niyet okuma örneklerim soru içermiyor, direkt infaz. ben soru sorarım. ya da "ise" gibi şartlı cümle bağlaçları kullanırım ki karşımdakini tanımadığımı bildiğimi belirtmiş olayım.

"seni tanımıyorum" falan diye girerim hatta cevaplarda. bayağı dikaktle yazmaya çalışıyorum ama bu dediğini gerçekten yaptıysam senden de özür diliyorum. demek ki kendi istemediğim şeyi birine yapmışım. ama yaptıysam, tabii :)

edit: şimdi gördüm de tolkien'e öyle dediğine göre, tolkien'in "birileri" diye bahsettiği ben mi oluyorum (konu dışı olmasın, editten devam) naaptım ben size ki alalalaa -- jeton sonraki baba jo cevabını okuyunca düştü :)
0
godoşu beklerken
(02.03.16)
@nawar, normalde ben de öyleyim inanır mısın. hemen yutup'tan video falan açıyorum kafa dağıtıyorum.
@konusma ben konusuyorum daha bitirmedim, sempatique cocuq yaptı aynısını be :(
0
🌸baba jo
(02.03.16)
@godoş, aynen öyle tolkien senin için şöyle böyle demek istiyor ama işte pasif agresif tatlışlıklar, napıcaksın...
0
🌸baba jo
(02.03.16)
@konusma ben konusuyorum daha bitirmedim, özrün kabahatinden beter. sen nickinle milleti default azarlarken iyiydi!!11

@tolkien'cı gardaş benle ne kavga ediyon, başka hangi duyuruyla derdin varsa git onla et. godoş'u da bulaştırdın işe zaten...
0
🌸baba jo
(02.03.16)
@jo yok işte aynı değil. Benim ekstra sakinleştiriciye ihtiyacım olmuyor. Her vak'ada da değil bazen oluyor. Eskiden ben sinirliydim, kontrol etmek falan zorunda kalıyordum. Sakinleşmek falan. Birkaç yıldır kafam çok rahat. Birkaç konu var. Onun dışında hiçbir konuyu ve sevdiklerim dışında hiçkimseyi canımı sıkacak kadar umursamıyorum. Eğer arkadaşça yaklaşım yoksa canım sıkılmışsa karşılık veririk aksi halde yoksayarım. Tavsiye ederim :)
0
nawar
(02.03.16)
la noix
(02.03.16)
@j r r tolkien hayrani, olm insan kavga edeceği adama hacı diye seslenir mi :( yok ben senin gibi naif bir adamla kavga falan edemem, geri alıyorum bütün atarlarımı.

@nawar, benim o olgunluğa erişmem için daha çok güneşte kalmam lazım. seni tebrikler...
0
🌸baba jo
(02.03.16)
Durup duruken olmuyor, godoş'unkı gıbı oluyor.
0
stavro
(02.03.16)
@j r r tolkien hayrani, sarılalım sıkı sıkı o zaman ^_^
0
🌸baba jo
(02.03.16)
bromance aldı başını gidiyor :D ilk görüşte aşka inanmaya başladım. nasıl da tatlı tatlı tartışıyorlar. sweet and dirty ahahah. uygulamalı örneğin uyamadığı an.
0
godoşu beklerken
(02.03.16)
Hayatimda ilk defa popcorn gif paylastim bi kavga icin buyuk heveslerle, onda da fos ciktiniz iyi mi
0
la noix
(02.03.16)
bence bu da patlamış mısırlık.
0
godoşu beklerken
(02.03.16)
@j r r tolkien hayrani, yabancıların önünde yaptığın oldu mu şimdi :(

huzursuzluktan, kavgadan hasetten beslenen kan emici vanpirler bizden uzak olsun pls..
0
🌸baba jo
(02.03.16)
@j r r tolkien hayrani, ya ben ne didim hacı! godoş başlattı sana pasif agresif tatlış diyerek!
0
🌸baba jo
(02.03.16)
@tolkien, jo: evet didim. vurabilirsiniz, sizi kavuşturacaksam buna katlanırım tatlışlar, 1 geri 2 ileri bak bu açıdan 10/10
0
godoşu beklerken
(02.03.16)
@tokien, tuzaklar düşmek, abiler kavuşmak için, yazı hazır da minibüs yok, arkası hiç yok.
0
godoşu beklerken
(02.03.16)
@j r r tolkien hayrani, godoş bu söyler, sen daha düşmanını tanıyamamışsın yazık......
0
🌸baba jo
(02.03.16)
bu soru cevap aşamasında baba jo'nun gizli görevi bana olabildiği kadar sık godoş demek, oysa ki ben sadece bir çöpçatanım, ama bir çatamadınız gitti. nerede tutku, nerede ihtiras, hemen hello kitty kıvamına geldiniz. demin ihtiras vardı şimdi 40 yıllık evli gibi oldunuz :(
0
godoşu beklerken
(03.03.16)
yahu siz sevişmeye benden önce teşneydiniz, ben sadece ortadki kıvılcımı harladım, yine başladın geri adımlara naza çekmeye merdo, olmadı, haşinlikte bıraktın olayı, oysa ki haşince kavga etmiyorsunuz, uluorta sevişiyorsunuz!!!
0
godoşu beklerken
(03.03.16)
@j r r tolkien hayrani bırak bu godoşu, aramızdaki çekimi kıskanıyor. baktı yüz vermiyoruz hemen fitne hemen fesat!
0
🌸baba jo
(03.03.16)
@j r r tolkien hayrani, bence godoşu dövmeye gidelim!
0
🌸baba jo
(03.03.16)
@aşıkla maşuka: külliyen iftira! kanıtlayın kendinizi de halel getirtmeyin o zaman kavganıza. kapıştınız da biz mi engelledik? ittifak yaparsanız dediğimi kanıtlamış olursunuz, sizi gülle bülbül, şemsle pervane, mecnunla ferhat, ben buradan anime bile yaparım, yürüyün koçlar birbirinize doğru köprü üzerinden efe efe hadi bakayım; bu uygulamalı örnek elinizde patlayacak yoksa :)
0
godoşu beklerken
(03.03.16)
hahayt, çatladı anam çatladı!! birilerinin oluyormuş böyle çatası demek ki, al bana uygulamalı örnek, oh!
0
🌸baba jo
(03.03.16)
ben klüpteki alter egoyum. bana hesap sormak yok, kuralları ben koydum, tamam 3,2, 1, fight!
0
godoşu beklerken
(03.03.16)
ben de grubun kendisiyim lan o zaman, alla alla!
7. kuralı uyguluyorum, hadi naş!
0
🌸baba jo
(03.03.16)
@la noix, al sana fight club ayrıca!
0
🌸baba jo
(03.03.16)
duyuru leylası olucaz zaten bu chatimsi şey yüzünden. size daha 40 fırın mana gerekiyor kavga edene kadar. agility 1, dexterity 0, strength 0, endurance 11, charisma yerlerde, diğerini de kaç yıl oldu oynayalı unuttum ulan. küstüm oynamıyorum.
0
godoşu beklerken
(03.03.16)
(4)

birlikte olunan kişi ve yalnızlığı kaybetme korkusu

kupigometa
böyle korkularınız oluyor mu? hayatınızda sürekli olarak birinin olduğunu düşünmek sizi tedirginliğe sokar mı?
böyle korkularınız oluyor mu? hayatınızda sürekli olarak birinin olduğunu düşünmek sizi tedirginliğe sokar mı?
0
kupigometa
(02.03.16)
hayır
0
Frederick Co
(02.03.16)
evet ve hayır. ama galiba ağırlıklı olarak evet.
0
godoşu beklerken
(02.03.16)
hem de fazlasıyla, kendi yalnızlığım en iyi dostum galiba...
0
arkburak
(02.03.16)
evet. nasıl da güzel ifade etmişsin
0
fallopian
(02.03.16)
(7)

ilk insanları konu alan film?

kivanc1
böyle efendime söyleyeyim ateşi bulsunlar, avlansınlar falan filan. var mı ilk insanları konu alan film izleyelim ağız tadıyla?biraz araştırdım quest for fire var, onu indiriyorum. başka varsa yazarsanız onlara da bakayım. teşekkürler.
böyle efendime söyleyeyim ateşi bulsunlar, avlansınlar falan filan. var mı ilk insanları konu alan film izleyelim ağız tadıyla?

biraz araştırdım quest for fire var, onu indiriyorum. başka varsa yazarsanız onlara da bakayım.

teşekkürler.
0
kivanc1
(02.03.16)
www.imdb.com

şu var ama izlemedim ben de henüz. quest for fire da çok sıkıcıydı.
0
lucky strike
(02.03.16)
sen de git sen de unut
(02.03.16)
Rrrrrr
Var.
0
fakyoras
(02.03.16)
AROG var :P
0
KidLazer
(02.03.16)
Film degil ama sapiens diye bi kitap cikmis yeni
0
red g
(02.03.16)
merhaba. 10.000 bc.
0
libertine
(02.03.16)
www.imdb.com

salak bir filmdi diye hatırlıyorum ama.
0
godoşu beklerken
(02.03.16)
(16)

Sevdiginiz soundtrack

rayde
https://youtu.be/nqb2db0f_3ASunu yaklasik 1 aydir sapik gibi dinliyorum. Sizin de cok sevdiginiz soundtracklar varsa paylaşır misiniz?
youtu.be

Sunu yaklasik 1 aydir sapik gibi dinliyorum. Sizin de cok sevdiginiz soundtracklar varsa paylaşır misiniz?
0
rayde
(28.02.16)
www.youtube.com

bilgisayarda çalışırken arkada çalıyor saatlerce.
0
air
(28.02.16)
gummo, easy rider, ex drummer ve mulholland dr. filmlerinin soundtrack albümleri çok başarılı bence. durup durup dinlerim.

edit:

www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com

mulholland dr linkine tüm şarkıları koymadıkları için yazmıyorum buraya.
0
lesmiserables
(28.02.16)
Shrek's karaoke dance party
0
la noix
(28.02.16)
www.youtube.com

metrobüste dinlersen ağlatır :))
0
koskoca kirpi
(28.02.16)
freetakilir
(28.02.16)
Bunu bir ara çok dinlerdim, soundtrack deyince aklıma geldi.
www.youtube.com

Türkçelerden şunlar
www.youtube.com
Ne kadar Çiçek Abbas dese de Davaro
www.youtube.com


Ne kadar Arizona Dream'in film müziklerinde kullansalar da, bizim nesil bu şarkıyı çocukluğumuzda Star'da yayınlanan tatil köyü tanıtımlarının fon müziği olarak tanıdı
www.youtube.com

Soundtrack'se bu da soundtrack, alasından.
www.youtube.com

Bu da orijinalinden daha iyi cover'lardan
www.youtube.com

İki tane de şu olsun
www.youtube.com
www.youtube.com

Bunlar da eklensin
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com

İki yıllık küfür kotamı şununla dolduruyorum
www.youtube.com

Filmi çok sevmem ama The Devil Wears Prada'nın müziklerini çok seviyordum
www.youtube.com
0
aychovsky
(28.02.16)
Clint Mansell - Last snow. The Fountain'in soundtrack'i.
0
letheavendangered
(28.02.16)
youtu.be Fenaa...
youtu.be
0
bigbadabum
(28.02.16)
bigbadabum
(28.02.16)
bigbadabum
(28.02.16)
bigbadabum
(28.02.16)
film olmak zorunda değil ise Hotline Miami soudntrack öneririm.
0
eksisozlukokuryazari
(29.02.16)
Şarkıları da film kadar güzel.

www.youtube.com
0
obirkiuc
(05.03.16)
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com (eski ve harika bir şarkı, duvara karşı'da kullanıldı, hiç sevmiyorum filmi, kendi videosunu koydum)
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com


uzuyor gidiyor, durayım dedim. belki sonra eklerim :) silmezseniz güzel olur, biz de bakınırız, dinlemek isteyeceğimiz şeyler görürüz belki.
0
godoşu beklerken
(05.03.16)
japan
(05.03.16)
godoşu beklerken
(31.03.16)
(7)

Tasarim degisti diye aglayan goygoycular

gormemisin oglu
Ne zaman birsey olsa ortaya dokulup goygoy yapiyor bu adamlar ama hicbir seye el atip da duzeltmeye, cozum onerisi getirmeye kalkmiyorlar. Kendi capimda birseyler yapip (bkz: eksinumarator), farklilik arayanlar icin cozum sunuyorum; onu da takmiyorlar. Acik kaynak kodlu bu projeye destek olun, yorum
Ne zaman birsey olsa ortaya dokulup goygoy yapiyor bu adamlar ama hicbir seye el atip da duzeltmeye, cozum onerisi getirmeye kalkmiyorlar.

Kendi capimda birseyler yapip (bkz: eksinumarator), farklilik arayanlar icin cozum sunuyorum; onu da takmiyorlar. Acik kaynak kodlu bu projeye destek olun, yorum yapin, fikir belirtin diyorum; ona hepten eriniyorlar.

Su basit olay uzerinden insanlarin ne kadar da tuketme sevdalisi oldugunu, uretim icin hic caba sarfetmediklerini goruyor ve deliriyorum. Bunlar sadece internette degil, her yerde. Ozellikle is yerinde bulunanlari epey can sikiyor.

Uretmeyen adamlarla nasil basa cikiyorsunuz?
0
gormemisin oglu
(28.02.16)
eksinumarator ile geri bildirim alamamışsın ama zamanında ekşi++ kullanmayan yok gibiydi. hakkında 48 sayfa entry var açtım baktım. direkt herkesi "goygoycu", "üretmeyen" diye yaftalamak da bence kolaya kaçmak. sıraya girsin o zaman herkes yorum yazmak için sen istedin diye.

demek ki eksinumarator o kadar da gerekli değilmiş, insanlar kurmak için ekstra vakit harcamak istememişler.
0
la noix
(28.02.16)
zaten bahsettigim sey de cozumu varsa bile kurmaya erinecekleri, gerekli olmayan birsey icin bu kadar goygoy niye?

Sikinti yaptigim sey "niye kimse benim eklentimi kullanmiyor" degil.
0
🌸gormemisin oglu
(28.02.16)
bu arada yeni temayla ne zaman uyumlu olur. ben de patlıyor çünkü?
0
kalanlarin savasi
(28.02.16)
ya ben kullanmıyorum bile artık sözlüğü ama sana gereksiz gelen goygoyun çıkış kaynağının değmek ilkesine dayandığı yönündeki şahsi görüşümü iletmek isterim.

"ben bununla mutluydum, bu zımbırtıları bize danışmadan neden yapıyorsunuz?" şeklinde bir eleştiri, bahse konu goygoyun bana kalırsa en haklı gerekçesi olur. halihazırda bildiğim user interface'inin değiştiği bu arada, yandaki başlığı biliyorum sadece, içine bile bakmadım.



neyse, böyle bir durumda senin işe yarar bir şey üretmen veya bu yöndeki fikrin, üretilen şeyi de indirmek ve yüklemek gerektiği gerçeğini değiştirmiyor. sanırım insanlar bunun bir gereksinim haline gelmesine gıcık oluyorlar. yani bir şey yapmak/seçmek zorunda kalmak; bir emrivaki olduğu hissiyatı, diyelim.

bir de şu var: mesela benim bilgisayar asus bıdı bıdı. bir sürü bloatware ile geldi. asus'un "bak nasıl warelarım var" diye gloat ettiği bloatları bir kastı bilgisayarımı bir kastı. bilgisayarcı olan adamlar, ben değilim. istediğim basit bir şey. iyi bir şey yaptıklarına inanıyorsalar seçenek olarak sunmalılar, bilgisayara kurmamalılar anlatabiliyor muyum? bunların gerekmediğini öğrenmenin kendisi zaten bir şeylere mal olmuş bir tecrübe oluyor. o maliyeti hiç gerekmiyorken yaşamak istemiyorum mesela.


bu örneği şunu diyebilmek için verdim: bilmek, görmek, öğrenmek istemiyorum/istiyorsam da benim bileceğim iş olur, kullanıcı kitlelerine genellenemez. düz yazmak/kullanmak istiyorum. devam edeyim: hayatımdaki her şey için uğraşıp durarak zaman kaybetmek istemiyorum. kaldı ki biz böyle anlaşmamıştık, diyorum. bunlar demek değil ki ben(x kişisi) salt tüketici olduğum gibi tüketmeyi destekliyorum; şu spesifik iş benim öğrenme önceliklerim arasında olmayabilir sadece.

ekşi'de bir anlaşma yok ama duygular sanıyorum ki bunlar. gereksizliğin çilesini çektirmek kaynaklı şeyler. insanlar, yapılan değişiklik artık nasıl bir şeyse, bunun gereksiz olduğunu düşünmüş olmalılar.

böyle bir durum varsa şayet, gerici hap düşkünlüğü falan yok, makul bir istek var. son olarak, konu ayrı bir yana, içinde bulunduğun ortama katkı sağlamak istemen ve bu yönde uğraşman ve bunu duyurmaya çalışman bence çok güzel bir şey zaten.
0
godoşu beklerken
(28.02.16)
(bkz: ağlama melis)

insanlar beğenmek zorunda değiller, buna goygoyculuk denemez. şu an "eklentimi indirmediler nankörler" diyerek goygoyu sen yapıyorsun.
0
she is gone
(28.02.16)
sana da tanıtım için gün doğmuş.

aychovsky'nin uyrası sonrası zorunlu edit: dünyadan senin saçma sapan eklentinle zevk almak istemediğim için "goy goy" yapıyorum. eklentilerle sorunu çözmüyor sadece halının altına itiyoruz, biz sorunu halının altına saklamak değil çözmek istiyoruz.

sen galiba anlamadın şiklayetimiz sadece rengin, puntonun, tasarımın değişmesi değil. bir anda bunun bize dikte edilmesi, onlarca hatanın olmasına rağmen hala ne zaman düzeleceğinin söylenmemesi. tasarmı beğenmediğimiz doğru ama asıl sorun bu tema değişikliğinin darbe gibi birden bire olması. baka bir değişle; sorun sadece sözlük grisi değil sen hala anlamadın mı?
0
kuzey li
(28.02.16)
Cevap başına mod eki: Az sonra kullanıcılara hakaret/aşağılama içeren ve "soruya cevap değil" kategorisine giren cevaplar silinecektir. Bu nedenle, entry'lerinizi editlemenizi rica veya arz ediyorum.

aychovsky olarak cevap:

Ekşi sözlük kullanıcılarının, ki adı üstünde kullanıcı, bir anda habersizce gelen bu değişikliğe birden ateşli cevap vermeleri çok makul bir tepki. Zira, üzüntünün beş aşamasında da ilk önce inkar ve kızgınlık gelir. Başına kötü bir şey gelen insan, ilk önce "Hayır, olamaz" der ve olduğunu kabullendiği anda "Nasıl olur, nasıl yaparsınız" diyerek bela okumaya geçer. Tabii, burada yakını ölmüş ya da öldürücü bir hastalık haberini almış birinden bahsetmiyoruz; alt tarafı sözlük teması değişti ama kullanıcılar eski halinden memnunken ve bir değişiklik talep etmemişken, tamamen durduk yerde ve habersiz her şeyin değişmesine tepkili olmakta haklılar. Dahası da bu yeni temada sub-etha sayfası açılmıyor, uzun entry'lerde belirli bir satırdan sonrası görünmüyor, badilere ekleme kısmı server hatası veriyor ve ben hala oylama ve favori yerlerini bulamadım. Ortada bir iyileştirme yok ki! Bu durumda, erk sahibinden eskiyi talep etmemek yerine çözüm arayışına gitmek şuna benziyor: Diyelim ki açık kaynaklı bir yazılım kullanıyoruz, seviyoruz ve alıştık. Sonra oluşturan kişi geliyor, "Yazılımın şu şu özelliklerini artık premium yaptım". O premium özelliklerin crack'ini çıkarmak çözüm odaklıdır tabii ki ama temelden bir çözüm değildir. Önce "Neden paralı yaptın, derdin ne" diye sorgularsın, çünkü temel çözüm bu. Temel çözüm bulunmazsa, ileride başka sorunlar çıkar ve onların üstünü crack gibi yamalamalarla kapata kapata ilk baştaki sevdiğin şeyle ilgisi olmayan bir ürün ile oturur kalırsın. Eğer durumu eskiye döndürememişsen uğraşlar sonucu, o zaman kabullenir ve çaresine bakarsın. Yeni site tasarımı da şu anda kabullenilecek bir seviyede değil, daha çok yeni ve bir ton şey bozuk.

"İnsanlar değişimi kabul etsin ve çözüm arasın" diyebilirsin. Ancak, değişimi kabul etmenin şartları var. Bu doğal afet değil, hastalık değil; dolayısıyla kabullenilmesine gerek olan bir şey değil. Birileri gelip bir şey değiştiriyor ve "Hadi anam, kabul et" diyor. Tepkili insan neden bunu kabullensin. Kanımca, en eski hali olan eski dandik site en iyisiydi; buna karşı da "goygoy" yapıldı bol bol ama işe yaramadı, ki yarayabilirdi de ve en güzeli insanlara seçenek sunmak olurdu. O hali olmadıktan sonra bana ekşi sözlük eski keyfi vermiyor; kullanmayı çok büyük oranda azalttım. Belki de bir iki değişimden sonra kullanmayı tamamen bırakacağım.

la noix'nın dediği gibi eksi++ çok kullanılan bir eklentiydi ama ilk eklentiydi. Ne yapsın insanlar; site yönetiminin her yırtığına yama yapmaktan bıktılar. Artık yama üstüne yama yaptıkları siteyi bu şekilde istemiyorlar. Bir gün geliyor "Bunu yaptık" diyorlar, ona bir yama yapıştırıyorsun; başka bir gün başka bir icraat geliyor, e onun da yaması var; niye insanlar bu siteyi yamalı bohça gibi kullansın. Çözüm "İsteyen hangi seçeneği istiyorsa, onu kullansın" olabilir; "Bu gitti, onu bununla kapa. Şu gitti, onu da şununla kapa" da bir çözümdür ama sadece problemin o anlık üstünü kapatır.

Sözlük kullanıcıların kaçta kaçı uygulamaların tekniğinden, altyapısından anlıyor ki, ne kadar katkı yapsın? Bu eklentinin çok kullanılmama nedenleri farklı farklı olabilir; çok gerekli görmemiş olabilirler, çok kapsamlı bulmamış olabilirler. Birçok seçenek var. Ancak eksi++ gibi kollektif bir çalışma ile geliştirilmiş bir eklenti varken "Hiç üretmiyorlar, katkı yapmıyorlar" demek çok doğru değil. Kano Modeli der ki, ürünlerdeki özellikler "Olması gereken/olmazsa olmaz", "Olsa iyi olan", "Olmayınca kötü olan", "Olsa da olur, olmasa da olur", "Olmasa iyi olur" diye ayrılır. Tüketicilerin tatminleri de buna göre şekillenir. "Olması gereken" bir özellik varken insanlar mutlu olmaz ama bu özellik yoksa insanlar tepki gösterir. Örneğin, telefon için konuşabilmek bu özelliklerden biridir. Kimse telefonla konuştuğu için "Aferin telefona, nasıl konuştum" demez çünkü bu olması gerekendir ama konuşması bölünür, koparsa sinirlenir. Ekşi Sözlük için sitenin tasarım özelliği de "olması gereken" özelliklerin içinde; normalde bu kimsenin üstüne katkı yapacağı bir şey değil; bekleneni bu. Ancak, onu ortadan kaldırdığın zaman insanlar bu gördüğün tepkiyi veriyorlar. Entry numaraları benim için "Olsa da olur, olmasa da olur" özelliğinde, entry numaralarını görmek benim için o kadar da önemli değil; başkası için belki "olması gereken" ya da "olsa iyi olur" özelliğindedir; o kişi indirir ve katkı yapar. İnsanların öncelikleri farklı olabilir ki bu öncelikler nedeniyle eksi++ kullanıldı bol bol. Bugün biri eski dandik siteyi getirse, benim için "olmazsa olmaz" grubuna girdiği için anında indirir kullanırım.

Bir yandan şu konuda hak veriyorum: Üretmeyip tüketmek istiyoruz. Bu zaten hayatın birçok aşamasında var; eve gelen temizlikçilerden tut, hazır yemek sevdasına kadar her yerde karşımıza çıkan bir şey. Ancak, bu durumda çözümü yaratan kullanıcılar olmamalı zaten. Site yönetiminin yediği bir halttan ötürü ilk tepki neden ona karşı bir şeyler geliştirmek olsun. Bu hayatın getirdiği zorluklardan biri değil ki, kabul edip yola devam edilsin. Yönetimin yaptığı saçmasapan bir işi neden ulema kapatmak zorunda kalsın? Tabii ki eğer o kadar goygoyla bir şey değişmiyorsa, paşa paşa eklenti indirilir ama her eklentiyle sitenin kendisi kullanıcılar için "olması gerekenler"den biraz daha uzaklaşıyor. Sadece o uzaklaşan şeyi kendi bildiğimiz haline yakın tutmak için bir çaba gösteriyoruz ama bu sitenin standarttan uzaklaştığı gerçeğini değiştirmiyor.
0
aychovsky
(28.02.16)
(14)

Gece Gece Aklıma Takılan İlginç soru

technicalte
ilkokulda gördük ya himalaya tavşanının sırtına buz kesesi bağlayınca tüyler siyah çıkıyor.peki norveçli bir grup çifti sahra altı bi afrika ülkesine göndersek. örneğin uganda.bu çiftler uganda'da 4-5 nesil yaşasa çocuk yapsalar ( beyazlarla beyazlar evleniyor düşünün), 4-5 nesil nerden baksan 300--
ilkokulda gördük ya himalaya tavşanının sırtına buz kesesi bağlayınca tüyler siyah çıkıyor.

peki norveçli bir grup çifti sahra altı bi afrika ülkesine göndersek. örneğin uganda.
bu çiftler uganda'da 4-5 nesil yaşasa çocuk yapsalar ( beyazlarla beyazlar evleniyor düşünün),
4-5 nesil nerden baksan 300--400 yıl
bu kadar süre sonunda bu insanların çocukları siyahi olur mu ? ya da kaç sene sonra olur.
bakın siyahi diyorum, survivora katılan elemanlar gibi bronzlaşan demiyorum. doğuştan siyah olacak.
bununla ilgili yapılmış bir deney/araştırma var mı?

cevap evetse, yani ırk 300-400 senede ya da olmadaı bin-2 bin sene sonunda siyaha dönüşüyorsa yani ten renginin sadece doğal çevre etmenlerine göre değiştiği açıksa neden siyahilere karşı ırkçılık var?
yani özellikle siyahilere karşı yapılan ırkçılığın kökenini bi türlü anlayamıyorum.
bununla ilgili kitap vs. önerirseniz o da olumlu.
gece gece marthur luther kinge bağladım kusura bakmayın

not: siyahi değilim.
0
technicalte
(28.02.16)
ben de ek yapiyim bazi surungenler ucmaya baslamis avlari yukarda diye yerde yiyecek yok diye. ayni durum iher canliya olsa ucar mi yuzbinlerce yil sonra??
0
partizan
(28.02.16)
insanda beyazdan siyaha dönüş olur mu emin değilim çünkü insanoğlu önce siyahtı sonradan beyaz olmuş. (bkz: ilk insanların afrika'dan gelmesi)
eğer bunun olmasını engelleyen genetik bir sebep yoksa olabilir ama bunu 10binlerce yılla ifade edebiliriz bence.

siyahilere yapılan ırkçılık direkt olarak renkleriyle alakalı değil. önce siyahlar gelişseydi ve beyazları köle alsalardı beyaz olmak kötü sayılırdı. olay renkte değil, o renge sahip insanların çağrıştıklarında. insanın kendinden olmayanı dışlama refleksi hep vardı ama siyahların köle olarak adının çıkması kadar derin bir ırkçılığa sebep olmazdı diye düşünüyorum.
0
baba jo
(28.02.16)
Şimdi şöyle bir örnek vereyim ancak birebir değil bunlar elbette, yanlış olabilir.
Soğuk ülkelere göç eden siyahileri (afro-amerikanlar misal) düşünüldüğünde, 2-3 nesil sonra dahi hala d vitamini eksikliği görülebiliyor (genler ve yeterli güneş ışığı alınmaması sebebiyle). Yani burada bir uyum söz konusu değil henüz. Belki 6-7 nesil sonra görülebilir, ya da daha fazla.

Çünkü neticede, göç yollarına bakılırsa ilk atalar zaten Afrika'dan köken alıyor ve kuzeye çıkıldıkça ten rengi açılıyor ve dolayısıyla güneş ışığına maruz kalma azalıyor ve neticesinde de d vitaminine olan gereksinim normal bir siyahiye göre daha az oluyor. Ancak ilgili süre göz önüne alındığında 2bin sene bile az.

Birebir değil demiştim, çünkü farklı genler etkili burada (d vitamini ve melanin(renk pigmenti) farklı genler). Ancak bu açıdan bakılabilir.

Dolayısıyla olaya tersten bakarsak, zaten kökenimiz siyahi, yani soğuk ülkedeki bir insanı alıp ten renginin değişmesine bakmaya gerek yok. Bu açıdan da siyahilere yapılan ırkçılığa gülüp geçmek işten bile değil. Kökeniyle alakalı çok bir bilgim yok açıkçası ama "Kemirgenlerden Sömürgenlere İnsanlık Tarihi-Alaeaddin Şenel" in kitabına bakabilirsin, bende yeni okumaya başladım ki bununla ilgili bir bölüm var diye hatırlıyorum şu an bakmaya üşendim.

ps: insan mitokondri geni sadece anneden yavruya aktarılır. Kapsamlı bir çalışmada insan mitokondri geninin kökenlerine inildiğinde antropolojik olarak çıkarılan göç haritasıyla uyumlu olduğu gösterilmiş. ilgili göç yolağı şu link üzerinde; www.jeffdonofrio.net
0
sefil
(28.02.16)
ilkokulda gördük ya dedikten sonrasını okuyamadım :D ben bir güün öncemi ünutuyorum :D
0
siyahtuval
(28.02.16)
Oncelikle, biyolojik olarak irk diye bir kavram yok. Kavram kargasasi yaratmamak icin o tartismayi bir kenara birakiyorum.

Sorunun cevabi olmaz. Cunku bunun icin 4-5 nesil degil, cok daha fazlasi gerekir. 4-5 nesil dedigimiz ortalama 150 bilemedin 200 yillik bir sure. Insanda ten renginin beyaz olmasina dair bulunan genlerden birkaci, ortalama 8 bin yil once dogal secilime ugruyor. Yani bu cok daha fazla nesil demek ki zaten buna gore bir hesaplama yapmak imkansiz. Cunku bunu kontrol eden tek bir gen yok. Dolayisiyla mutasyonun gerceklesmesi ve ortamda avantaj saglamasi gerekiyor, topluluk kucukse zaten bu da zor.

Irkcilik politik bir kavram. Her turlusu zararli ve embesilce. Herhangi bir sucu genlere atarak toplumdaki yapisindaki sorunlari cok guzel ortuyorlar. Cunku gerizekalilar.

Tavsan olayi bambaska. O cevrenin genler uzerindeki etkisini anlatmak icindi sanirim. Sicakliga bagli olarak, ilgili gen protein olusturuyor veya olusturmuyor (gen anlatiminin duzenlenmesi), o nedenle tavsanin rengi degisiyor.
0
evrim halkasi
(28.02.16)
@evrim halkası: dediklerinizi anladığımdan emin olamadım, ben de şunu sorsam:

kaç gen ile belirlendiklerinden bağımsız olarak, cilt rengindeki olası kategoriler ayrı birer dizilime tekabül ediyor ancak tavşan kürkünün renginin açılabilip açılamadığı şeklinde ifade edilebilecek özellik, dizilimi net olup hayvanda ya vardır, ya yoktur diyeceğiniz bir şey, doğru mu? yani bu uyum sağlamanın kendisi zaten ayrı ifadesi olan bağımsız bir gen doğru mu? (yani kimyasal değişimin olabilirliği de yine bir gen saysesindedir herhalde, varsayımını yapmış oldum bu noktada)

eğer doğru anladıysam ten rengine dışarıdan etki eden bu şekilde ikinci bir gen neden yok, onu merak ediyorum da, zamanınız varsa sormak istedim. yani bronzlaşabilme tam da buna tekabül eden bir özellik, kim demiş bunun olmadığını, diyecek olursanız, neden bronzlaşmayla gerçekleşen kararma siyahi kimselerdekinden bu denli farklı görünüyor dışarıdan, aynı koyuluğa varılamıyor?
0
godoşu beklerken
(28.02.16)
@godoşu beklerken: Kisaca soyle soyleyeyim.

1- Insanda deri rengini belirleyen bir takim genler var. Tavsanda kurk rengini belirleyen bir takim genler var.

2- Insanda deri rengini belirleyen genlerde zamaninda meydana gelmis olan mutasyonlar, Avrasya ikliminde avantaj sagladigi icin toplumda secilmeyi basarmis. Yani bu yeni mutant gene sahip bireyler saglikli bir sekilde ureyebilmis. Bu dogal secilim mekanizmasi, gen dizilimlerinde meydana gelen degisimler var.

3- Tavsandaki olayi en son on yil once falan gordum, tam hatirlayamiyorum ayrintilarini, yanlis bilgilendirmek istemem. Ama durum soyle bir sey olmali kabaca. Sicaklik 4 derece oldugunda, kurk rengini belirleyen genin protein uretmeyi durdurdugunu farz edelim. O zaman var olan tuy rengi degisecektir. Biraz daha karmasik bir mekanizma olabilir, ama net olan su: Burada gen diziliminde herhangi bir degisiklik yok. Cevre etkisiyle gen anlatimi duzenleniyor sadece. Dolayisiyla yukaridakinden tamamen farkli bir mekanizma.

Yarina kadar ayrintilarini yazan kimse olmazsa, akliselim bir kafayla teyit edeyim su tavsan olayini. Ayrintilariyla yazarim o zaman.
0
evrim halkasi
(28.02.16)
@godoşu beklerken, evrim halkasi; himalaya tavşanlarında olay sadece vücudun soğuk olan bölgelerinde pigment üretiminden sorumlu olan enzimin düşük sıcaklıkta katalitik aktivitesini kazanmasıyla alakalı. yani sıcaklık düşükse aktivite kazanıyor, sıcaklık yüksekse aktivitesini yitiriyor, genle alakalı bir (ne dizilim ne de ifade) değişiklik olmuyor.

buna aslında heat-shock genleri örnek olarak verilebilir. drosophila (meyve sineği)'da bulunan bu genler, eğer çevre sıcaklığı çok artıyorsa, kendilerini korumak için birtakım proteini üretmeye başlıyorlar ve kendilerini bu sıcaklıktan koruyup baskı altından uzaklaştırmaya çalışıyorlar.

bunu da yapma şekilleri şu; sıcaklık normalken genler "kapalı". yani dizi orada sabit ancak ifade edilmiyor, yani eyleme geçmiyor orada duruyor öyle. ancak sıcaklık sineğin dayanamayacağı boyuta ulaştığında bu genler "açılıyor". böylece ifade yapılabilir artık yani eyleme geçiyor ve genin ifadesi olan proteinler sentezlenmeye başlanıyor.

bronzlaşma da şu şekilde, her insanda renk pigmentleri farklı yoğunlukta sentezleniyor. güneş ışığıyla bunu belirli bir seviyeye kadar arttırabiliriz. genetik sınırlandırmalar diyebiliriz buna. o genin ifadesi için sadece güneş ışığının yoğunluğu değil başka şeyler de etkili olduğu için en çok bu raddeye gelebiliyor, boy uzunluğu gibi. dolayısıyla uyum sağlamanın kendisi ayrı bir gen değil, zaten o gen üzerinde ama o gen değişmiş, buna adaptasyon deniyor. drosophila'daki durum ise modifikasyon, yani o gen zaten var sadece çevre şartlarına göre değişiyor. bizdeki renk pigmentinin güneş ışığına maruz kalınmasıyla değişmesi gibi (ki eski haline geri dönüyor, renginiz açılıyor bir süre sonra). ancak asıl olay bunun zaman içerisinde kalıcı olarak gerçekleşmesi yani adaptasyon. bu da mutasyonlar sayesinde oluyor ve gelecek nesillere aktarılıyor.
0
sefil
(28.02.16)
himalaya tavşanının sırtına buz kesesi bağlayınca neden tüyler siyah çıkıyorki?
kamufle olmak için beyaz olması gerekmiyor mu?
0
eksimeksi
(28.02.16)
@evrim halkası, sefil: gerçekten çok, çok teşekkür ederim fakat bu adaptasyon ve mutasyondan sayılamayacak şeylerin gen ifadesinin düzenlenmesi olduğunu, kendilerinin de ayrı bir gen olmadığını söylemişsiniz ya, neyin ne şekilde, hangi ölçüde düzenlenmesi gerektiğini vücut nasıl anlıyor? spontan reaksiyonlar mı oluyor bu noktada?

yıllar evvel kazuo bilmem ne diye bir adamın yazdığı genetik zeka diye bir kitap okumuştum da bu hususta, canlılardaki gen açma/kapama özelliğinden bahsediyordu, yani sanırım tam da sizin değindiğiniz şeyden bahsediyordu. fakat işin kimya boyutuna gelince neden-sonuç sıralamasını doğru kavramaya çalışıyorum.


örneğin sefil "şu fiziksel şartlarda şu proteinler üretiliyor bunun yolu da o proteini üretecek enzimin o belirli fiziksel koşulda aktivasyonunun artması ve katalitik nitelik kazanmasıyla mümkün oluyor" mealinde bir açıklama yaptı ya, işte o noktada merak ettiğim:

bu enzim bir tek bu iş için kullanılan bir enzim diyelim, işte bu enzim 1. gerekli koşullar oluşana kadar ortalarda yok galiba? 2) enzimin üretimi için RNA'dan gelen kodlama emri yine DNA'da bir yere tekabül etmiyor mu?


3. hatırladığım kadarıyla "yaşam nasıl başladı" sorusuna iki farklı cevap veren hipotezler vardı. i) central dogma of science [ -dna->rna->protein sentezi], enzim ii) rna-world hypothesis

ii'de yaşamın başlamasının dünya yaşına göre aslında nispeten hızlı olma sebebinin aslında birtakım rna zincirleri ve enzimlerin aynı anda dna'dan önce ortada olup oradan ters transkriptaz yardımı ile ters transkripsiyon -öyle deniyordu galiba-, yapmaya başlaması ile açıklanabileceği gibi bir şey okumuştum ve o durumda bahsettiğiniz enzimlerin default olarak hücrede varolup ama yine de kendilerini yeniden sentezleyebilecek ilgili dna'yı rna'dan kodladığı gibi bir ihtimal oluyor anladığım kadarıyla ve sizin söylediğiniz gibi bir gene bir özelliği açtıran/kapatan, bir proteini sentezleten veya sentezletmeyen söz konusu enzimin başka bir gen olmadan varolabilmesi bu ikinci hipotezi doğrulamıyor mu?

yani o enzimi oluşturabilme yetisi, oluşturmak gerektiği bilgisi başka nasıl anlaşılabilir? bilgi az olunca kafa da gördüğünüz gibi karışıyor böyle; bağlamaya çalışıyorum bunları. zamanınızı almış oldum yine, dilerseniz nette git şunu oku diyin, oraya da bakarım.
0
godoşu beklerken
(28.02.16)
@eksimeksi, güneş ışığından daha çok faydalanmak için böyle bir modifikasyona gitmiş olabilir.

@godoşu beklerken,

1) aslında basit olarak gen ifadesinin düzenlenmesini modifikasyon gibi düşünebiliriz. neticede ortam şartlarına -geçici- olarak uyum için gen ifademizi düzenliyoruz. fakat, heat-shock genlerini düşünürsek; çevre şartlarına göre ifadesi değişiyor değil mi (değişkenlik)? bir de ikinci olarak çevre şartlarına ifadesinin değişeceğini gösteren bir kalıcılık (kalıtımsal olarak aktarılmış) var. peki bu nasıl gerçekleşiyor?

şimdi hangi genin açılıp kapanacağı yine aslında dna içerisinde belirlenmiş. bir gen başka bir genin de ifadesini kontrol edebiliyor. buna ilaveten hücrenin maruz kaldığı sinyaller de gen ifadesini değiştirebiliyor. klasik santral dogma'dan başlarsak;

dna aşamasında; dna metillemesi ile gen kapatılabiliyor, histon asetilasyon/deasetilasyonu ile genler kapatılabiliyor, transkripsiyonda görevli faktörlerin sayısı-yapısı-var olup olmamaları, inhibitör-aktivatörler vs vs. genin açılıp açılmayacağını bize söylüyor.

rna aşamasında; rna'nın kırpılması, sahibi olduğu dizi (kırpılmayla sıra değişiyor, alernatif splicing diye aratıp bakabilirsin), sitoplazmaya çıktığında mrna'yı ribozoma yönlendiren sinyal faktörleri, translasyondan sorumlu-aktive eden-inhibe eden proteinlerin varlığı vs bize rna'nın proteine dönüşüp dönüşmeyeceğini söylüyor.

protein aşamasında; protein translasyona uğrasa bile, çeşitli kimyasal modifikasyonlarla asıl haline kavuşabiliyor ya da gereksiz görülürse yıkılıp yok edilebiliyor.

yani burada görmemiz gereken büyük resim şu; ufak bir protein üretiminde dahi birçok değişken işin içine giriyor ve her bir değişken de ayrı ayrı kontrol edilerek büyük ölçüde her aşamada ayrı bir kontrol sağlanarak bu genin ifade edilip edilmeyeceği kontrol ediliyor. çok saçma bir örnek olacak ama göz önüne gelmesi için yazıyorum yoksa mekanizma böyle değil, mesela stres altındasın ve adrenalin salgılamaya başladın. adrenalin salgılayan hücrelerinde o salgıyla ilgili olan genler transkribe olmaya yani ifade edilmeye başladı. ancak daha tam rna'lar proteine dönüşecekken stres durumundan kurtuldun, artık adrenalin salgılamana gerek yok ve bununla ilgili bir sinyal geldi hücreye. işte tam o esnada protein yapımını durduruyor gibi düşün. yani her an değişen dinamik bir yapı var ve hücre anında hızlı bir cevap oluşturarak bunu yerine getirmeye çalışıyor.

2) dolayısıyla toparlama: o enzim hem ortada olabilir hem de olmayabilir. yani bu en ama en başta genin açık olup olmamasına bağlı. eğer gen açıksa rna sentezlenmiştir okey, ancak proteine çevrilmeden sitoplazmada bekliyordur, çevre durumuna göre çevrilecektir. ha ama gen kapalıdır (heat-shock örneği gibi) rna da yok ortada dolayısıyla, çevre şartı değişince bu sefer gen açılıyor sonra rna transkribe oluyor. yani bu durum özelliğe, karaktere, gene vs göre değişiyor. birinci ve ikinci soruları kapsıyor bu yazdığım.

3) bununla ilgili sözlükte bir entry yazmıştım ama sildim. aynen kopyalayıp yapıştırıyorum buraya;

şöyle ki, 2002 yılında paul&joyce arkadaşlar ribozimler (ribozim: enzimatik aktivitesi olan rna molekülleri) üzerinde çalışırlarken bir rna keşfettiler. bu rna, self-replicating bir rna olan r3c ligaz ribozom idi. bu rna, içerdiği baz dizisine göre 3d konformasyonu kazanarak kendi kendini replike edebilme özelliğine sahip. ve bu replikasyon aşamasında bu rna molekülü kendini stabil tutuyor. yani demek istediğim şu şekil üzerinde görülebilir. yani bu molekülün kendisi stabil değil, çünkü rna molekülleri tek zincirli olduğundan çabuk parçalanırlar, ancak replikasyon sonucu stabil oluyorlar çünkü çift zincirli hale geçiyorlar. işte bu molekül muazzam bir molekül. neden mi? çünkü dna da çift zincirli ve oldukça ama oldukça stabil bir yapı. dolayısıyla, rna'nın dna'dan daha önce ortaya çıktığı ve bu rna'daki bilginin daha kalıcı hale gelebilmesi için dna'nın oluştuğu, böylece bilginin depolanarak rna davranışının kontrolünün sağlanmasının gerçekleştirildiği düşünülmekte. elbette bu da bir teori. ancak sağlam bir teori olduğu bilim camiasında özellikle konuşma konusu.

peki, bu rna molekülü ortamda var diyelim. e bir şekilde kendini stabil hale getirmeye çalışıyor diyelim, tamam. ancak çevre denilen bir etmen var ortada. nasıl değişeceği bilinmeyen bir şey bu. dolayısıyla, bu rna molekülü çevreden korunmak isteyecek. kendini yaşatması için korunmak zorunda. bunu nasıl yapacak?

burada da keşfedilen bir şeyler var. bunlara protobiont deniliyor. bu yapılar biyolojik hayatın ilk prototipleri. bunlar şu şekil yapılar. yani bu tipler, dış çevreden izole bir ortam oluşturuyorlar kendi kendilerine. test tüplerinde dahi bunu gerçekleştirdikleri kanıtlandı. yani, rna molekülümüz bu prototipin içine girmiş ve çevre şartlarından korunmuş olabilir. bu da bize hücrenin nasıl oluştuğunu gösteriyor.

gelelim hücreye.

hücre hayatta kalmak isteyecek. bunun için çeşitli faaliyetler göstermesi lazım. bu faaliyetler özetle; yapılarda oluşan hasarların tamiri, yeni molekül sentezleme, gerekli moleküllerin ve enerjinin dışarıdan alınması, düşmanlara karşı savunma kimyasallarının salınması, hücre içinde üretilen kirleticilerin atılması vs vs.
hücre bunları başarıyla gerçekleştirdi evet fakat ölüm kaçınılmaz. uzun vadede tek çaresi kendinden bir kopya oluşturması ve böylece kendini yedeklemesi. neden? çünkü kopyalardan biri ölürse, diğeri hayatta kalabilir. peki bu yeni kopya, önceki hücrenin tüm faaliyetlerinin düzenlenmesi bilgisini nereden bilecek?

buradaki keşif: genetik materyal. hücre, genetik materyali ile bu faaliyetlerin düzenlenme bilgisini kopya hücresine aktaracak. ancak, bu kopyalama işlemi illa karbon kopya şeklinde mi olmalı?
hayır. niçin? çünkü çevre şartları öyle bir değişebilir ki hiçbir kopya yaşayamayabilir. bu sebepten hücre mutasyon geçirecek ki çevresel değişikliklere karşı uyum sağlanabilecek değişiklikler meydana gelsin.
çevre şartlarının nasıl değişeceğini hücre önceden kestirebilir mi?
tabii ki hayır. o halde ne yapacak; mutasyonlar rastgele oluşturulacak, mümkün olduğunda çok sayıda kopya alınacak. neden mi? çünkü, birbirinden farklı genetik materyale sahip kopya sayısı ne kadar fazlaysa değişen çevre şartlarından en az birinin hayatta kalma şansı yüksek olsun diye.
işte burada da evrimin başladığı noktaya geliyoruz.

son not: ayrıca bilginiz hiç de az değil, hiçbir şey bilmeyene anlatmak çok çok daha zor oluyor, nitekim zaten karışık bir mekanizma. benim bile kafam alamayabiliyor bazen:)
0
sefil
(28.02.16)
sefil cok cok guzel aciklamis hepsini. Ben sunu soylemeye geldim: Nasil anliyor diye sormussun ya anlamiyor! Cok net cevap bu. Bu kadar karmasik olaylar kimya ve fizik kurallari ile oluyor aslinda. Ornegin, bir enzimin hucredeki yogunlugu arttiysa, onun DNA'ya ulasma sansi artiyor. Soyle dusun, bir enzimin hucrede 10 molekulu olsun, bunlar hareken halindeyken surekli bir yerlere carpiyorlar, eger kimyasal olarak mumkunse hemen bag kuruluyor. 10 birim enzim bir nedenle 1000 birim olursa o carpmanin sikligi artacak baglanma bolgesine denk gelme ihtimali artacaktir. Baglandigi yer bir genin anlatimini durduran bir yer olabilir. Baska bir sey de olabilir. Bunu cok ustunkoru bir ornek olarak verdim, bundan cok daha farkli mekanizmalar da var tabii.

Bir de bunu sanki boyle surekli hatasiz ilerleyen bir sistemmis gibi anlatiyoruz ama aslinda oyle degil. Tum bu sureclerde inanilmaz hatalar oluyor. Yani ortada bir mukemmeliyet yok.
0
evrim halkasi
(28.02.16)
@sefil: :) :) çok teşekkür ederim.

sözlükten sildiğinizi söylediğiniz entry'nin olduğu kısımda proto yaşam formlarından bahsetmişsiniz: bunlar acaba phospholipid bilayer içerisinde şimşek çakması ile başladığı düşünülen kimyasal reaksiyonlar sonucu oluştuğu varsayılan, muhtemelen amino asitli ama dna'sız ilk hücre yapıları mı oluyor, daha doğrusu bahsettiğiniz deney urey-miller deneyi midir acaba?
0
godoşu beklerken
(28.02.16)
@godoşu beklerken, entryi direkt buraya kopyalıyorum :)

her şey ama her şey, evrenin ve termodinamiğin altın kuralı olan minimum enerji maksimum düzensizlik ile başladı. atomlar bu düzensizliği gösteren en küçük yapılar, elektronların enerjisi sebebiyle. bir atom daha fazla enerji harcamamak için elektronlarını verme-alma-paylaşma yoluna gider. bu yolla moleküller oluşur. moleküller de kararsız olabilir, yani daha az enerji harcamak isteyebilir. bu yolla da moleküller bir araya gelerek molekül komplekslerini oluşturur. sonrasında bu kompleksler bize hücreyi, hücreler organizmayı, organizmalar türü, tür ise ekosistemi önümüze getirir.

bundan 4,5 milyar yıl önce oluşan yeryüzünde ilk ortaya çıkan kimyasallar hepimizin bildiği üzere mineraller idi. peki, bu yolla dna, rna, protein, karbonhidrat, lipid, replikasyon, metabolizma nasıl oluştu ve gelişti?

burada herkesin bildiği, stanley miller-harold urey deneyi işin içine giriyor. bu iki deli bilim insanı ilk atmosfer koşullarını önümüze getirerek, temel yapıtaşlarının nasıl oluştuğunu bize gösterdiler. ancak bir sıkıntı vardı, bu yapıtaşlarının oluşması için atmosferin indirgeyici bir atmosfer olması şarttı. sonrasında buna sebep olabilecek şeyler henüz keşfedilemediğinden deneyin kabul edilemez olduğu söylendi. ancak ki, şu an yapılan ve teorize edilen araştırmalara göre (burada işin içine jeoloji giriyor), bu indirgeyici atmosferi oluşturan yapılarda gerekli olan metan ve amonyak kaynağının yanardağ çıkışlarının olabileceği öne sürüldü. aynı zamanda hala yeryüzünde var olan çamur volkanlarının ve derin deniz kaynaklarında meydana gelen patlamaların bu indirgeyici ortamı sağladığı özellikle düşünülmektedir. esasen, kuvvetli bir teori olduğu da yadsınamaz.

şimdii, buradan şuraya geliyoruz; tamam temel yapıtaşları oluştu. peki dna nasıl oluştu?

şöyle ki, 2002 yılında paul&joyce arkadaşlar ribozimler (ribozim: enzimatik aktivitesi olan rna molekülleri) üzerinde çalışırlarken bir rna keşfettiler. bu rna, self-replicating bir rna olan r3c ligaz ribozom idi. bu rna, içerdiği baz dizisine göre 3d konformasyonu kazanarak kendi kendini replike edebilme özelliğine sahip. ve bu replikasyon aşamasında bu rna molekülü kendini stabil tutuyor. yani demek istediğim şu şekil üzerinde görülebilir. yani bu molekülün kendisi stabil değil, çünkü rna molekülleri tek zincirli olduğundan çabuk parçalanırlar, ancak replikasyon sonucu stabil oluyorlar çünkü çift zincirli hale geçiyorlar. işte bu molekül muazzam bir molekül. neden mi? çünkü dna da çift zincirli ve oldukça ama oldukça stabil bir yapı. dolayısıyla, rna'nın dna'dan daha önce ortaya çıktığı ve bu rna'daki bilginin daha kalıcı hale gelebilmesi için dna'nın oluştuğu, böylece bilginin depolanarak rna davranışının kontrolünün sağlanmasının gerçekleştirildiği düşünülmekte. elbette bu da bir teori. ancak sağlam bir teori olduğu bilim camiasında özellikle konuşma konusu.

peki, bu rna molekülü ortamda var diyelim. e bir şekilde kendini stabil hale getirmeye çalışıyor diyelim, tamam. ancak çevre denilen bir etmen var ortada. nasıl değişeceği bilinmeyen bir şey bu. dolayısıyla, bu rna molekülü çevreden korunmak isteyecek. kendini yaşatması için korunmak zorunda. bunu nasıl yapacak?

burada da keşfedilen bir şeyler var. bunlara protobiont deniliyor. bu yapılar biyolojik hayatın ilk prototipleri. bunlar şu şekil yapılar. yani bu tipler, dış çevreden izole bir ortam oluşturuyorlar kendi kendilerine. test tüplerinde dahi bunu gerçekleştirdikleri kanıtlandı. yani, rna molekülümüz bu prototipin içine girmiş ve çevre şartlarından korunmuş olabilir. bu da bize hücrenin nasıl oluştuğunu gösteriyor.

gelelim hücreye.

hücre hayatta kalmak isteyecek. bunun için çeşitli faaliyetler göstermesi lazım. bu faaliyetler özetle; yapılarda oluşan hasarların tamiri, yeni molekül sentezleme, gerekli moleküllerin ve enerjinin dışarıdan alınması, düşmanlara karşı savunma kimyasallarının salınması, hücre içinde üretilen kirleticilerin atılması vs vs.
hücre bunları başarıyla gerçekleştirdi evet fakat ölüm kaçınılmaz. uzun vadede tek çaresi kendinden bir kopya oluşturması ve böylece kendini yedeklemesi. neden? çünkü kopyalardan biri ölürse, diğeri hayatta kalabilir. peki bu yeni kopya, önceki hücrenin tüm faaliyetlerinin düzenlenmesi bilgisini nereden bilecek?

buradaki keşif: genetik materyal. hücre, genetik materyali ile bu faaliyetlerin düzenlenme bilgisini kopya hücresine aktaracak. ancak, bu kopyalama işlemi illa karbon kopya şeklinde mi olmalı?
hayır. niçin? çünkü çevre şartları öyle bir değişebilir ki hiçbir kopya yaşayamayabilir. bu sebepten hücre mutasyon geçirecek ki çevresel değişikliklere karşı uyum sağlanabilecek değişiklikler meydana gelsin.
çevre şartlarının nasıl değişeceğini hücre önceden kestirebilir mi?
tabii ki hayır. o halde ne yapacak; mutasyonlar rastgele oluşturulacak, mümkün olduğunda çok sayıda kopya alınacak. neden mi? çünkü, birbirinden farklı genetik materyale sahip kopya sayısı ne kadar fazlaysa değişen çevre şartlarından en az birinin hayatta kalma şansı yüksek olsun diye.
işte burada da evrimin başladığı noktaya geliyoruz.

(akılda şöyle bir soru olabilir; "mutasyonlar nasıl rastgele oluşabilir yahu?" diye. genetik materyal ne denli küçükse mutasyon geçirme olasılığı da o denli yüksektir. en basit örnek; çekirdek genomu daha az mutasyon geçirirken (yaklaşık 3300 megabazdan oluşur), mitokondri genomu (16,6 kilobazdan oluşur) daha fazla mutasyon geçirir. çünkü daha küçüktür. dolayısıyla, hücre kafasına göre ya şurada bi mutasyon oluşturayım diyecek zekaya elbette sahip değil, bu zaten süreç içerisinde, replikasyonun kendiliğindenliği sebebiyle gerçekleşen bir durum.)

buraya kadar tamamız sanırım.
devam ediyorum: şimdi hücre genetik çeşitliliğini arttırmak isteyecek ki uzun vadede kopyalarının yaşama şansı olsun. her birey diğerinden bağımsız olarak kendini kopyaladığından, her biri diğerinden bağımsız mutasyon oluşturur. e bizim genetik materyalimiz oldukça sınırlı. eğer hayati genlerde bir mutasyon olursa ne olacak?

bu genetik çeşitlilik üzerinde negatif bir etki. o zaman hücreler, genetik materyal değişimini gerçekleştirecek. bu şu demek; çiftleşme. yani hücreler genetik materyal alış-verişi yapacak. yahu olur mu öyle şey demeyin. hala oluyor. nasıl mı? buyrun size en basit e.coli'deki plazmit aktarımı, yani konjugasyon.

e şimdi, bu genetik çeşitlilik arttı, yeni yeni bireyler ortaya çıktı. fakat bireyler birbirinden çokça farklılaşırsa genetik alış-veriş mümkün olmayacak. bunun için hücre ne yapacak, bireyler ancak kendilerine genetik olarak yakın olan bireylerle genetik materyal alışverişinde bulunacak. dolayısıyla, bu hücreler özelleşecek ve tür dediğimiz şey ortaya çıkacak.

genetik çeşitliliği başka nasıl arttırabiliriz?
el cevap: eşeyli üreme, rekombinasyon, cinsiyet ayrımı. en basit şöyle anlatayım; insanda niçin erkek ve dişi diye iki ayrı birey var? ve erkekler niçin çok fazla sperm üretiyor da kadınlarda yalnızca tek bir yumurta var? tek yumurta tek sperm olsaydı olmaz mıydı? mekanizma basit; erkeklerde spermatogenez esnasında gerçekleşen çoklu sperm üretimi sayesinde, her bir sperm birbirinden oldukça farklı genotipe sahip. bu da mayoz bölünmedeki rekombinasyonlardan kaynaklı. dolayısıyla her sperm birbirinden farklı, yani genetik çeşitliliğe sahip. dolayısıyla, cinsiyetler ayrılıyor, bu da yetmiyor farklı farklı mekanizmalarla çeşitlilik daha da arttırılmaya çalışılıyor.

çeşitlilik tüm hızıyla artıyor diyelim. tür ve birey sayısı da artıyor. ama çevredeki kaynaklar sınırlı, kaynakları ve enerjiyi en iyi kullananın yaşama şansı artar değil mi? çözüm nedir?

çözüm yine evrenin altın kuralında. hücreler daha az enerji harcayarak daha fazla verimle işlevlerini gerçekleştirmeye çalışacak. kaynakları daha iyi kullanmak isteyecek. bunun için;

hücrelerarası görev paylaşımı: çok hücrelilik ortaya çıkacak. bir hücre bir işlevi gerçekleştirirken, diğer hücre başka bir işlev gerçekleştirerek bir arada bulunacaklar ve minimum enerji harcayarak çevredeki kaynakları daha iyi kullanacaklar.

bireyler arası görev paylaşımı: erkek-dişi cinsiyetin ortaya çıkması. böylece genetik çeşitliliği arttıracaklar.

türler arası görev paylaşımı: sosyal türlerin ortaya çıkışı, kompleks ekosistem ve birlikte evrimleşme. tüm canlıların hayattaki işbirliği ile yaşama şansı daha da artacak.

sonuç: ekosistemde çok sayıda farklılaşmış organizma ortaya çıkar, bütün türler birbirine bağlı hale gelir, türlerin beslenme-üreme ve diğer faaliyetleri birbirine göre düzenlenir. besin zincirleri oluşur. evren altın kuralı olan minimum enerji maksimum düzensizliği gerçekleştirir. böylece süreç işlemeye devam eder.

-------------------

hayır bahsedilen deney urey miller deneyi değil. ancak bağlantılı elbette, oradan köken almış denilebilir yani. protobiontlar şöyle yapılar: www.orionsarm.com
0
sefil
(28.02.16)
(7)

dexter'ı sevmedim.

dedim dedim de kime dedim
$$$spoiler$$$spoiler$$$spoiler$$$spoiler$$$spoiler$$$spoiler$$$spoiler$$$spoiler$$$spoiler$$$spoiler$$$spoiler$$$spoiler$$$spoiler$$$spoiler$$$spoiler$$$spoiler$$$3.sezona kadar izledim.oyunculuklar kötü. dexter ara ara iyi oynuyor. deb sadece yönetmen ne derse onu yapıyor daha önce bu kadar kötü kü
$$$spoiler$$$spoiler$$$spoiler$$$spoiler$$$spoiler$$$spoiler$$$spoiler$$$spoiler$$$spoiler$$$spoiler$$$spoiler$$$spoiler$$$spoiler$$$spoiler$$$spoiler$$$spoiler$$$

3.sezona kadar izledim.

oyunculuklar kötü. dexter ara ara iyi oynuyor. deb sadece yönetmen ne derse onu yapıyor daha önce bu kadar kötü küfreden bir karakter görmedim. kötü derken textte küfür var sanırım onu nasıl söyleyeceğini bilmiyor çok sırıtıyor.

3. sezon neredeyse sadece bir konu üzerinden gitti. ilk sezonda sapıkça görüntüler ile ilgi çekmeyi başardı dizi hala onun ekmeğini yiyor. ulan deb'e skyler'dan daha sinir oldum. ne dizi karakteri olarak ne oyuncu olarak bi s.ke derman olduğu yok cidden. oyunculuğu da kötü.

soundtrack anlamında pek bir şey yok olmasını da beklemiyordum zaten. yönetmenlik iyi ama.

yan hikaye diye bir şey yok neredeyse. saçma sapan vıcık vıcık ilişkiler falan var. en azından 3. sezonda deb bu yeni elemanla ilişkiye girmedi o zamam tam klişe olurdu.

sonradan toparlar mı bilemiyorum.

soru : ne buldunuz bunda bu kadar? bu yüzden dizi falan izlemiyorum ben.

şimdi vurabilirsiniz.
0
dedim dedim de kime dedim
(27.02.16)
bu zamana kadar sevemediysen kendini hiç yorma vaktini de boşa harcama. tek karakter üzerinden giden bir hikayesi var ve diğer sezonlar da benzer. bu dizi sana göre değilmiş demekki başka dizilere yönel.
0
jepa
(27.02.16)
Sadece 1 sezon izleyebildim ben. Zaten Dexter degil mesele, dizi denen seyin kendisi sacmalik. Sinema izleyeceksin. Dizi aptalca. Oturup bolum bolum takip etmek bana kendimi aptal gibi hissettiriyor.
Dexter da bir noktadan sonra sacmalamaya basladi, e bir olay bitiyor baska bir olay basliyor, bir sekilde bu basroldeki adamin seruveni devam ediyor, heyecanlanip bundan sonra ne olacak diye merak etmek anlamsiz gelmeye basladi bana.
0
stavro
(27.02.16)
breaking bad ile beraber izlediğim en iyi dizi. hangisi daha iyi bilmiyorum ama dexter unutulmaz. zevkler tartışılmaz sonuçta sevmek zorunda değilsin.
0
pembe baytar
(27.02.16)
yalnız değilsin dextera bende ısınamamıştım hiç.
0
kyha
(27.02.16)
dediklerinin neredeyse hiçbirini hissetmedim bu dizi için ancak dizi de kafamda sezon sezon yer etmiş değil.

benim sevmediğim tek karakter hannah idi çünkü onunla devreye giren hikayeyi çok gereksiz buldum ve mantıkta vıcık vıcıklık benim için o noktada oluştu.

ancak deb gayet benimsediğim bir karakter idi, o sinkaflı sözleri de ona gayet yakıştırmıştım. ayrıyeten dizide siyah-beyaz yaklaşımlar olmayışı benim için en büyük artı noktaydı.

en sevdiğim geçici karakter camargo'nun oynadığı ice truck killer idi, çünkü inandırıcı idi, başta gördük kendisini dolayısıyla tutarsızlıklara, zorlamalara mahal yoktu ve olay örgüsüne, dexter'ın ikilemlerini açıklamaya katkısı çok fazla idi. bu ikisini daha sonra hayırdaki şer, şerdeki hayır yani yin yang gibi görmeden edememiştim ve bu karakterin dexter'la alakasını çok tamamlayıcı bulmuştum. dexter'ın son bölümündeki deniz ortası tekne sahnesi ise şu an hala aklıma geliyor. dizinin orada bitmesi ise nokta atışı olmuştu bence. ancak araya hannah girmeden bunlar olsaydı çok daha fazla takdir edecektim. dexter'ın yalnızlığını ve bunun aldığı şekli anlatmaya abisi yetiyordu çünkü, benzer ortamlardan gelmiş zorlama bir sevgiliye hiç gerek yoktu, vurguyu zayıflattı.

oyunculuklar ağırlıklı olarak kötü gelseydi -bazen dexter'ınki kötü geldi açıkçası- sanırım bu noktalara dikkat edemeden izler, keyif alamaz ve bir yerden sonra da bırakırdım.
0
godoşu beklerken
(27.02.16)
Tüm çıkarımların şuraya götürüyor seni: "the wire".
0
crescendo
(27.02.16)
4. sezonu da izledim. tırt dizi izlemeyin. bir adamla bir sezon geçti resmen.
0
🌸dedim dedim de kime dedim
(02.03.16)
(6)

Ankara patlaması Suriye ye girmek için

Frederick Co
Tezgahlanmış olabilir mi
Tezgahlanmış olabilir mi
0
Frederick Co
(17.02.16)
Ben hukumetin bir patlama tezgahlayabilecek zeka ve beceriye sahip olmadigina inaniyorum. Planlayarak yaptigimiz en buyuk is; turbe kacirma operasyonu. Bu nedenle de herhangi bir patlamanin, saldirinin, suikastin hukumet tarafindan planlanamayacagi kanaatindeyim. Daha cok dusuncem su yonde; sinirlar islevini yitirmis, ulkede gezinir halde ne oldugu belli olmayan sayilari milyonlarla ifade edilen bir nufus var, her etnik ve dini kimlik birbirinden nefret ediyor. Tum bunlarin oldugu bir memlekette birilerinin planli bi kaosu yonetebilecegine inanmiyorum. Memlekette herkes kendi atini kosturuyor. Herkes kendi kurallarini uyguluyor. Allah sonumuzu hayretsin.
0
allah yazdiysa bozsun
(17.02.16)
Muhtemelen bu patlama obüslerle bombaladığımız ypg şerefsizlerinin intikamıydı.
0
delicevat
(17.02.16)
soru yanlış. her patlamanın maksadı türkiye'ye ayar vermek, yerinde dur, hareket etme, isimize karisma gibi ihtar içeriyor.
türkiye mecbur hareket edecek. adamların elinde türkiyenin yeni sınırlarla alt üst olmuş türkiye haritası var. suriye işin bahanesi.
0
1adam
(17.02.16)
evet öyle olduğunu düşünüyorum. false flag operation dahası bizim mi ondan bile emin değilim.

un dün mü ne bize suriye'de uçma yasağı getirdi.
ondan önce bizimkilerin suudilerle beraber suriye'ye girme planı yaptıkları yayınlandı falan. e ondan önce zavallılar düşürme emrini kendi vermedikleri bir uçağın yanaştıkları ülkeyi tam karşılarına getirişlerini izlediler.

burada a'ya karşı savaştığını söyler b'nin oyunu alırsın; orada a'ya yardım eder c'yi parçalarsın.

bir kere pyd ve ışid zaten "sen boşalt ben dolayım" gibi işliyor, ölenler bilmez gerçekten savaşır ama bu aslında her oyuncusu belli bir reality show'dur vesair.

şimdi dahi kuklalık devam ediyor. bunu kullanarak suriye'ye dalmak isteyecek veya rusya'yı işaret edecek şekilde suçlama yapmazlarsa bu yine tezgah olur da bizim olmaz. ama bu bir tezgah.
0
godoşu beklerken
(17.02.16)
ne tezgahı ya

1adam +1000
0
mysql34
(17.02.16)
Türkiye Suriye'deki cihatçı grupları yıllardır bu yüzden besliyor ancak istediğini alamayacak gibi duruyor. Zira orada işler iyice çetrefilleşti.

Saldırıyı yapan kişi IŞİD militanı çıktı: haber.sol.org.tr

Edit: TAK'ın da üstlendiğine yönelik haberler var ancak oldukça şaibeli bir örgüt oldukları için buna dair net bir şey söylemek zor gibi.
0
sevgikusunkanadinda
(18.02.16)
(3)

Hafif fıtığım var, bara asılmam işime yarar mı?

victum
Selamlar, mr sonucunuma göre hafif fıtığım varmış. yüzme iyi gelir demiş doktor. işlerim var diye ben gidemedim hastaneye, valideden rica etmiştim. doktor yüzsün, iyi gelir demiş. ona okeyim peki benim evde barfiks çekerken asıldığım bir bar var. ona asılsam, belimdeki fıtığa iyi gelir mi? Doktorlar
Selamlar, mr sonucunuma göre hafif fıtığım varmış. yüzme iyi gelir demiş doktor. işlerim var diye ben gidemedim hastaneye, valideden rica etmiştim. doktor yüzsün, iyi gelir demiş. ona okeyim peki benim evde barfiks çekerken asıldığım bir bar var. ona asılsam, belimdeki fıtığa iyi gelir mi? Doktorlardan yardım bekliyorum.. Teşekkürler şimdiden.
0
victum
(16.02.16)
Bel problemi yaşamış biri olarak söylüyorum.
Tabi burda ciddi bel problemi yaşamış arkadaşlar var isimleri aklıma gelmiyor şimdi.
Bütün absürt şeyleri denedim (tahteravalli tarzı bişeye bacaklarından asıldım, bar olayını denedim)
En kesinlikle yüzme derim.
Bel zaten çok kompleks bir yapı
Vakit kaybetmeden.
Bu arada yüce bilmeyen bir insanım.
İyi kötü yüzdük. Tedavi ile beraber. Elhamdülillah atlattık.
0
dunyatuhaf
(17.02.16)
m.facebook.com
Buradaki hareketleri deneyin. Not:doktor değilim.
0
prinz-frost
(17.02.16)
benzer bir soru sorduğumda aldığım bir iki cevap şu şekildeydi (git: 999613)
0
godoşu beklerken
(17.02.16)
(14)

Kumar Bağımlısı Oluyorum

yatagants
Yardım edin, online kumar siteleri çok sardım.Rulet, poker gerçek para ile oynuyorum. Kazanıyorum 50 liradan 500-600 liralara çıkıyorum, onları tekrar kaybediyorum.Son bir haftadır bu sitelelere her gün toplanda 300 tl yatırmışım, 200 tl çekmişim.Zararım büyğk değil, ama oynamıcam dedikçe para atıyo
Yardım edin, online kumar siteleri çok sardım.

Rulet, poker gerçek para ile oynuyorum. Kazanıyorum 50 liradan 500-600 liralara çıkıyorum, onları tekrar kaybediyorum.

Son bir haftadır bu sitelelere her gün toplanda 300 tl yatırmışım, 200 tl çekmişim.

Zararım büyğk değil, ama oynamıcam dedikçe para atıyorum. Ne yapmalı?
0
yatagants
(15.02.16)
aslında 1 hafta oynama bırakıyorsun.
bende iddaa oynuyordum tempobet üzerinden
1 hafta bıraktım sonra aklıma bile gelmedi.
0
hayvan herif
(15.02.16)
tum parani yatir, her seyini kaybet. sonra bir daha girmezsin :)
0
fakyoras
(15.02.16)
Direkt hesapları sil,

Siteleri engelle,

başka şeyler yap, sinema bPC oyunu vb gibi.

Bir kere sarıp bırakamazsan 200-300 20.000-30.000 olur
0
KaraSakall
(15.02.16)
Ben Bets10'a otuz atıp yüz yaptım kaybettim, bir otuz daha attım onu da yüz yapıp kaybettim (Stephen Curry'nin son saniye üçlüğü yüzünden), bu kadar az kaybetmiş olmama rağmen içime öküz oturuyordu, direkt mail atıp kapattırdım hesabımı bir daha da oynamadım.
0
i was made for you
(15.02.16)
Kitap al, oku. Dostoyevski, Kumarbaz.
Akıllı ol, o sitelerin hepsi net karla çalışır. Senin farklı bir şey yapıp, kazanma şansın yok zaten. Uzun vadede tüm kullanıcılar içeri girer.
0
kampaspe
(15.02.16)
Kaybetme, hep kazan, daha çok kazan.
0
noluyo yaa
(15.02.16)
kumar programlarında katakulli döndüğünü düşünmüyorum ben. yani zaten olasılıksal olarak kasanın kazanacağı şekilde oyunlar bütününe kumar deniliyor, sen şansını deniyorsun işte sadece. bunun haricinde adam çok kazanıyorsa hemen ona kötü eller dağıt da çok kaybetmeyelim tarzı bir mekanizma yoktur herhalde. böyle şeyler varsa bile online oyunlarda olduğu kadar fiziki ortamlardaki buzdolabı büyüklüğündeki makinelerde de aynı numaraları çevirmenin zor olmayacağı aşikar. ayrıca hiçbir fikrim yok ama nedense bu tarz sitelerdeki oyunların belirli kriterlere uygunluğu bir şekilde denetleniyordur diye düşünüyorum.
0
jack of hearts
(15.02.16)
Slot Machine oyunları programladım. Kesinlikle "Kazanıyorsa gidiyorsa kaybettir." diye bir mantık yok. Bu tip kumar oyunları için çok ciddi anlamda denetlemeler var. Oyunlar kendilerini "%5 ihtimalle, %10 ihtimalle kazandırır." şeklinde pazarlıyorlar hatta. Kontrollü rastgelelik diyebileceğimiz bir sistem ile çalışıyorlar. Yani gerçekten "şanslı"ysan kazanabilirsin.

Neyse bu ayrı cevaptı. Kendini farklı oyunlara vermeni tavsiye ediyorum. Ben de bir ara pokere sardım aynı senin gibi. Daha sonra 2 hafta boyunca bilgisayara iş dışında bakmadan geçirdim. Daha sonra direk oyunlara verdim kendimi. Dota beni pokerden kurtardı diyebilirim yani. Paranı bitir ve multiplayer bir oyuna başla derim ben.
0
Vicy89
(15.02.16)
sorun, oynamanda değil de, 5 liradan 500-600'e çıktıktan sonra elindekileri kaybetmendeymiş gibi okudum şikayetini. (bilgi, özneldir!)
imdi, yapmamız gereken, 500-600 liraya çıktıktan sonra zinhar dokunmamak o pc'ye. bu da nasıl olur?
iri kıyım bir arkadaşından rica et; 500 lira civarına erişince derhal seni kaldırsın pc'nin başından.
gerekirse güçte kullanabilir; lakin mevzunun o kadar uzuyacağını sanmam.
böyle, böyle çok sağlam birikim yapabilirsin.
elbette, birikimin bir kısmını da seni pc'nin başından kaldıran arkadaşa vermek(ya da en azından teklif etmek) iş ahlaki gereğidir.
0
pangea
(15.02.16)
Ben geçtiğimiz aylarda seninkine benzer bir sorundan dolayı hesabım olan tüm bahis sitelerindeki hesaplarımı tek tek kapattım, hatta bazılarını direk müşteri hizmetlerinden yapmam gerektiğinde neden kapattığımı sordular dedim "böbreği iddaa da kaybettim diğerini de kaybetmek istemiyorum" :) tabi bu işin şakası ama getiri ile götürü birbirini dengelese bile oynama bırak.

Eğer canın çok oynamak istiyorsa gerçek para olmadan oynanan ve karşılığında puan kazanılıp hediye alabileceğin siteler de var onlara gir oyna, en azından maddi olarak seni zarara uğratmaz ve manevi olarak tatmin edici olur.

Bu aralar yeni keşfettiğim bir tane site var onu deneyebilirsin, normalde bu tip şeylerden uzak duruyorum ama yabancı bahis siteleri sürekli sms atıp rahat bırakmadıkları için kendimi böyle dizginliyorum. Bu smsler için canlı desteğe bağlanıp numara sildirmek dışında çözümü olan varsa mesajlarını bekliyorum.

playfulbet.com (bu referans linkim)
playfulbet.com (bu da normal link)

Bunlar da puanla alınabilecek şeylerden bazıları;

i.hizliresim.com
i.hizliresim.com

Not: Site dili İspanyolca ama ayarlardan İngilizce yapılabiliyor hatta Chrome eklentileriyle Türkçe bile yapanlar olmuş :D
0
EkimBebesi
(15.02.16)
onların oyununu onların kurallarıyla oynadığını düşün ve soğu. kaybetmekten başka bir ihtimalin olsa idi o oyun ortada olmazdı.
0
tukenmez adam
(15.02.16)
oynama.
0
sparkle kiddle
(15.02.16)
hesapları, her şeyi sil. karasakal+1
0
godoşu beklerken
(15.02.16)
Kumarin matematigine calis. Ciddiyim. Uzun vadede kumardan (gazino oyunlarindan bahsediyorum poker falan degil) SADECE zarar edebilecegine ancak bunun matematiksel kanitina vararak ikna olabilirsin. Bu iknadan sonra bile alacagin yol var ama boyle bir baslangica ihtiyacin var.

Hic bir gazino bahis oyunu sana "edge" vermez. Yani turkcesi, oynadigin oyunu en temelinde bir yazi tura atma oyunu gibi gor; oyun HIC BIR ZAMAN sana %50 sans vermez. Matematiksel olarak oyunun dizayni boyledir. Sansin her zaman %50 nin altindadir. Bazi oyunlari KUSURSUZ teknikle oynarsan sansin %49'a kadar cikabilir, ama asla %50 ve ustune cikmaz.

Bunun anlami nedir?

Matematiksel olarak kolayca kanitlanabilir ki, her ne teknikle oynarsan oyna, %50 uzeri sansin olmayan bir oyunda uzun vadede ASLA kara gecemezsin. Kisa vadede kazanimlarin olabilir ufak tefek, aldigin risklere gore... Fakat oynamaya devam edersen, matematiksel olarak kesindir (bak sans demiyorum, matematik diyorum) ki butun karini kaybedip zarara gececeksin.

Yani Sana %50 sans veren, 1'e 2 veren bir oyun dusun. Yazi tura. Yazi gelirse 2 katini aliyorsun, tura gelirse koydugunu kaybediyorsun. Boyle bir oyunu, kucuk bahislerle (kasanin ne kadar buyuk olduguna gore) sonsuza kadar oynayabilirsin. Ne sen kazanirsin, ne gazino kazanir. Senin sansin %51 olsa, bu oyunu oynadikca, nasil bir teknikle oynarsan oyna istersen SADECE tura oyna farketmez, sen giderek kazanirsin, kaybetme ihtimalin yoktur. Ancak gazinolarda boyle bir oyun da yoktur. Hic bir zaman sansin %51 degildir. %50 bile degildir. %50'nin altina dusunce sansin (dedigim gibi oyunlarin dizayni boyle) NE YAPARSAN YAP para kaybetmeye mahkumsun. Oynamaya devam ettigin surece ara ara kazanacak, kazandigindan fazlasini kaybedeceksin.

Bilgisayar programlamadan anliyorsan, veya anlayan bir arkadasin varsa, ondan cesitli simulasyonlar yapmasini iste; bunlar basit simulasyonlardir. Program senin icin yazi tura oynasin, ancak senin sectigin yuzun (yazi veya tura) gelme ihtimali %50'nin altinda olsun (yani gercek bir yazi tura degil, klasik gazino oyunlarinin dizayni geregi sana verdigi sansi simule etsin). Goreceksin ki, her ne yaparsan yap, hangi teknigi uygularsan uygula, boyle bir duzenekten para kazanmanin / kara gecmenin hic bir metodu matematiksel olarak olamaz. Mumkun degildir. Tarihte tek bir insanin dahi basina gelmemistir.

Poker gibi, diger insanlarla oynanan oyunlarda durum degisir tabii ki, bu oyunlarda oyunu oynatan kazanip kazanmadiginla ilgilenmez; baska insanlara karsi oynarsin. Burada gazino pokeri (makinelere karsi oynanan) gibi oyunlardan bahsetmiyorum, onlarda da matematiksel olarak kara gecme ihtimalin yoktur. Insanlara karsi oynananlardan bahsediyorum. Bunlarda ise basari tam zamanli seneler suren bir calisma ve disiplin gerektirir, ancak bu yeterli degildir. Tum bunlardan sonra dahi isin sansa kalmistir.

Kumardan kar elde edecegine koseyi donecegine dair inancini kirman lazim. Ya bu, ya da dibe batip caresiz kalacaksin. Ikisinden biri, hangisini yapacagin sana kalmis biraz.
0
robokot
(15.02.16)
(7)

esad soruları

baba jo
esad aynı anda hem anti-emperyalist hem de anti-şeriatçı/anti-muhafazakar nasıl oluyor? mevcut ortadoğu düzeninde ya emperyal olucaksın ya da şeriatçı, öyle değil mi? esad ortadoğuyu muassır medeniyetler seviyesine çıkartacak lider profili midir? bütün bunların ışığında; a) esad'ın bazı güçler taraf
esad aynı anda hem anti-emperyalist hem de anti-şeriatçı/anti-muhafazakar nasıl oluyor? mevcut ortadoğu düzeninde ya emperyal olucaksın ya da şeriatçı, öyle değil mi?
esad ortadoğuyu muassır medeniyetler seviyesine çıkartacak lider profili midir?
bütün bunların ışığında;

a) esad'ın bazı güçler tarafından diktatör olarak lanse edilmesini yorumlayınız.
b) ortadoğu'da olup emperyal ya da şeriatçı olmanın dışında bir politika kabul edilebilir mi cevaplayınız.

istediğiniz sorudan başlayabilirsiniz, her soru kendi içinde puanlanacaktır.
0
baba jo
(12.02.16)
birinci soruda bir anlatim bozukluğu var.

b - edilemez. tarih boyunca inanç/din yönüyle kendini göstermiştir ortadoğu. dahası eski köye yeni adet olmuyor.

(Iraklılar da özgürlestirildi ve mutlular zaten (!) )
0
1adam
(12.02.16)
Evet Esad anti seriatci zaten Arabistan, Katar'in onu sevmemesinin nedenlerinden biri de bu. Ancak bir diktator oldugu da kesin. Her Musluman diktator seriatcidir diyemeyiz. Secimlere izin vermiyor gibi nedenler dusun. Benim kafami kurcalayansa su, diyelim secimde seriatcilar iktidar oldu bu durumda ben bir diktatoru mu tercih ederim seriatcilari mi?
0
Traveller
(12.02.16)
0
i ve been mistreated
(12.02.16)
öncelikle; suriye devlet başkanı doktor sayın beşşar esad diyelim arkadaşa :)

adamın diktatörlüğünü falan tartışmayacağım uzun uzadıya, fakat gerçeklik şu ki adam bildiğin dünyanın dört bir yanının pisliğiyle uğraşıyor. ayrıca ortadoğuda emperyal ya da şeriatçı olmadan da olunabilinir, niye olmasın. türkiye buna nispeten bir örnekti.

son olarak; şu savaşı bitirip ülkeyi temizlediklerinde muhtemelen sosyal olarak ortadoğunun en yaşanılabilir ülkesi olacaktır suriye.
0
re noreno
(12.02.16)
nası ya:) anti-emperyalist olmak ve anti-şeriatçı/muhafazakar olmak birbirini pek ala destekleyen kavramlar. aksi durumlar nadir ve ilginç örnekler aslında.

esad'ın suriye'si öyle bir suriye idi ve bunun mimarı babası hafız esad'dır, bizim atatürk'ümüz gibidir bu adam. beşar esad bunu sürdürmek için yeterli altyapıya sahip biri olduğunu bana kalırsa çoktan ortaya koydu.

a) emperyalist propaganda. renkli karşı-devrimler, latin amerika karşı-devrimleri hepsi bunu anlaman için kaos içerisindeki paterni görmeni sağlayacak durumlar. biz söylemeyelim. hepimiz eşit insanlarız. düşüncelerimiz gerçeğe yakınlık açısından eşit olabilir mi peki sence babajo? sence herkesin kendi görüşünün ayrı birer doğruyu temsil ettiği bir durum mu bu? aynı şeyler her yerde yapıldı. bakarsan görürsün. burada bunun neden emperyalist propganda olduğunu anlatmak için çok ama çok fazla şey söylenebilir. uzun şeyler zaten okunmuyor, ayrıca klişelerle mecburen doluyor ortalık.

onun yerine sana bir soru sorayım: dünyada benzer söylemlerle iç işlerine karışılan "egemen" devletler karışma sonrası "egemen" kalabilmişler mi?

yani öncesi ne, sonrası ne, elden ne çıkmış, ele ne geçmiş, bu ülkelerin ortak yanları varsa bunlar neler?

suudi arabistan'ın iç işlerine bu zamana dek karışılmayıp bundan sonra karışılırsa mesela neden olur?

ben beyin yıkama amacında değilim o nedenle artık dümdüz yazmak yerine sokrates modelini uygun görüyorum. sen bak, sen düşün, sen gör.

b) evet edilebilir, zaten tüm bu işlerin sonunda, ömrümüz görmeye vefa eder mi bilemeyiz, ama ortadoğu'nun rönesansı geliyor. temelinde kapitalist olan ama üretime dayanmaktan da çıkmış olduğu için beklenenden hızlı şişen bir ekonomi yüzünden ulus olmayan şirketlerin çıkarları için uluslar kendi ayaklarına kurşunu sıktılar ve batı gerici olarak kalmasını dilediği ortadoğu'nun devrimini artık yavaşlatamıyor, hızlandırıyor çünkü ortadoğu'da artık dünya dengelerinin de nato ve un'den brics, avrasya ve şangay birlikleri ve bunların bundan sonra oluşturacakları askeri kuvvetlere kaymaya başladığı bir sırada, bu birliklerde başat olarak gözetilen şeylerden biri ülkelerin egemenlikleri ve bağımsız ekonomiler olduğu için finans kapitalin ihtiyaç duyduğu sömürü maddesi elden çıkacak. çin'in parası da rezerv parası olmaya yaklaştığından ve bu olduğunda abd dış borcunun tahsiline başlanacağından avlananın avcı olduğu bir döneme girilecek.

siz sanıyor musunuz ki rusya ve çin kendilerinin ve kurdukları birliklerin kendi güvenlerini tehlikeye attığı bir ortadoğu hizalanmasına, yeni dünya düzeni'ne izin verir?

o nedenle uzun vadede türkiye'ye ne olacağını bilemem ama o kürdistan kurulmayacak, kurulamaz yani. fakat türkiye önünü görmemeye devam ettiği ve kukla olmayı sürdürdüğü sürece yine bölünebilir. ancak ortadoğu'nun parçalanması rusya'nın ve çin'in zamanla parçalanması demek. rusya ve çin de kucak açıp beklemedi. birlikler kuruldu. bu birlikteki ülkeler ulusal bağımsızlıkları en başta kabul eden ve buna dayalı olarak ticari anlaşmalar yapan ülkeler. bu olduğunda abd'yi sosyalist bir yönetim bekliyor, onu da söyleyeyim hatta.


yine uzun oldu... sonuç olarak: ortadoğu da ulusal egemenlikler ön planda, bu da empryalizmin maşası olan politik islamın artık izole olup eriyeceği bir dönemi beraberinde getirecek. bu çok belli de bu ne kadar zaman alır, onu da ben göremiyorum. esad gibileri zaten atatürk'ün oluşmasına ilham olduğu baas ekolünden geliyorlar. bizdeki ittihat ve terakki gibi. ortadoğu'da yok edilmek istenen bu grup idi çünkü petrolü millileştiren bunlardı. işte şimdi bu ülkeler baasçı yönetimleri olsun olmasın, büyük çoğunluk olarak bahsettiğim birliklere teker teker giriyorlar. suudi arabistan'ın da işi bitiyor bu arada, abd'nin suudilere tekmeyi koyacağı gibi haberler okuyorum bu aralar. ortadoğu'da dibe vuruldu, bundan sonra sadece yükseliş var ve esad'ın suriye'yi tek parça halinde tutması en kritik olaydı. bitti, esad ister yönetimden çıksın ister çıkmasın, bu savaşı kazandı.


benim gördüğüm bu. bunlara katıl demiyorum. ama ben sorular sorduğumda cevap olarak bunları görüyorum.
0
godoşu beklerken
(12.02.16)
godoş keke ben bu soruları objektif bir bakış açısıyla yazdım, yani benim düşüncelerimi içermiyorlar. retorik değil hiç biri, sağda solda okuduğum bilgileri ışığında ortalama bir insanın aklına takılabilecek şeyleri sormaya çalıştım. kendi görüşümden bağımsız değerlendirme istedim yani, benim fikrimi değiştirmek zorunda değilsin. kaldı ki ben de seninle aynı fikirdeyim anlattığın çoğu şeyde. tek katılmadığım taraf ortadoğunun gidişatı konusu, daha inilecek çok dip olduğunu düşünüyorum, olumlu bir beklentim yok yakın-orta gelecekte.

neticede, benim fikirlerimin bir önemi yok yani. uzun uzun cevap verdiğin için teşekkür ederim, sana puanım dohuz!
0
🌸baba jo
(12.02.16)
keke ne babaco keke ne?! seni tüm ciddiyetsizliğimle kınıyorum, uzun cevap okuduğun için benim sana puanım 10 (duygularım var).

benimki sütten ağzı yanma modu, habire disclaimer geçiyorum; bizim dediğimize bakmayın, kendi sağlamanızı yapın babında çünkü iki türlü de gördüm: bi bok bilmiyorsuncular, peki başka ne olacakçılar. yani tamamen doğru veya tamemen yanlış şeyler söylendiğini düşünecek kadar dogmatik ya da kafası karışık/telkine açık olanlar. aman dedim yani.

ortadoğu daha fazla kan gölüne dönebilir bu arada. netleştireyim, daha da karanlık bir çağa girmez, düşünce devrimleri geliyor bana kalırsa ve bütünlüğünü de uzun vadede koruyacak yani new world order gerçekleştirilemeyecek bence, söylediğim de o. yanlış anlatmış olmayayım da. yoksa bu dönemin insanı epey acı çekeceğe de benziyor zaten.
0
godoşu beklerken
(12.02.16)
(26)

Kötü Kedi Şerafettin tecavüzcü mü?

Traveller
Yaşımdan mıdır bilmem ama hiç okumadım. Sinemaya gelince onunla ilgili çok eleştiri duymaya başladım. Bu kedi sonuçta bir kedi değil bir insan canlandırması. (Ezop masalları gibi.) Dişi kedilere yani kadınlara tecavüz ederek komiklik yapmaya çalışıyor, doğru muyum?Peki böyle bir durum varsa bunun es
Yaşımdan mıdır bilmem ama hiç okumadım. Sinemaya gelince onunla ilgili çok eleştiri duymaya başladım. Bu kedi sonuçta bir kedi değil bir insan canlandırması. (Ezop masalları gibi.) Dişi kedilere yani kadınlara tecavüz ederek komiklik yapmaya çalışıyor, doğru muyum?

Peki böyle bir durum varsa bunun espirisinin yapılması iğrenç değil mi?

Birileri zor durumda oluyor tecavüz sırasında ve bunun komikliği olmaz. Ne bileyim savaşta yıkılmış bir ülkeyla ilgili de komedi yapamazsın (Hitler değilsen), fakir biriyle ilgili de fakirliği üzerinden komedi yapamazsın, peki tecavüze uğrayan kadınla ilgili nasıl komedi yapılıyor? Ve Türkiye'de tecavüz olayları kadınları aştı erkek çocuklarına kadar ulaştı. Yakında onlarla ilgili de mi komedi filmeri çekilecek!

İsteyen şu yazıları da okuyabilir:

www.cinsomedya.org

gaiadergi.com

www.radikal.com.tr

Düzenleme ve yanıt: Bir soru sordum "Öyle mi? Öyleyse iğrenç dedim." dedim. Önyargı yok, olsaydı gelip soru sormazdım, duyuru olarak açardım ve yanıt almazdım. Yorumlar da geldi "Tecavüz" ediyor dediler. Güvenilir yerlerde (Cinsomedya ve Gaia Dergi) okuyunca ve bir de Radikal'de ve burada sorunca düşüncem doğrulandı.

Filme neden gitmiyorum? Birilerine tecavüz edilirken kahkahalarla gülemem, dahası tecavüzü güldürü unsuru yapanlara da para kazandırmam. Birilerin ölümü ya da işkenceye uğraması bana göre komik değildir. Çünkü psikopat değilim.
0
Traveller
(09.02.16)
hacı okumamışsın yorum yapma bari.. yaz internete oku 5-6 hikaye anlarsın zaten..

0070 cabbar baba vardı mesela ona ne diyeceksin?

bu arada doğru değilsin.
0
dedim dedim de kime dedim
(09.02.16)
geleni sikiyor kaçan kurtuluyor. kedi değil insan da sikiyordu. birkaç tane şeyini okumuştum teee sneler önce.
0
Alt4y
(09.02.16)
değil. ama filmi izlemedim. filmde de öyle bişey olduğunu sanmam. ama sözlü taciz benzeri şeyleri oluyor çizgiromanında. ama olayı o değil.
0
tepedeki psychedelic adam
(09.02.16)
daha çok kazanova bi karakter. tecavüz durumu yok. hatta 2. albümde bi hikayede bir kediyi tecavüzden falan kurtarıyodu yanlış hatırlamıyosam. zaten dişi kediler onunla çiftleşmek için can atıyo durumu var.
0
manuelka
(09.02.16)
evet tecavuzcu , kedi ulan bu , kurgu bir kedi karakter ne bekliyorsun ?

o zamanlar (90-2000) cok da duyar kasan ılık yoktu bu konularda gayet geyıgıne ılerlıyordu cızgı karakterler. arkadasına bıle kayıyordu yanlıslıkla serro . okuyanlar bılır , mart orgisi yaparken yanlıslıkla bır arkadasına kayıyor sonrakı bolumlerde bu kedı gay bı karakter olarak ıntıkm almaya bıle gelıyordu.

aklına gelebılecek tum hayvanlıkları yapan bır karakterdır sero .
0
kennym
(09.02.16)
Neyle ilgili komedi yapılacağına kim karar veriyor ki? Her şeyle ilgili komedi yapılabilir, en acı verici şeylerle ilgili bile olabilir, komik bulmazsan ilgi göstermezsin olur biter.

Bu arada Şerafettin tuttuğuna gömer, dikiş makinası gibidir, en istemeyeni hastası olur hatta orjinal hikayelerde.
0
diabolus79
(10.02.16)
late viper
(10.02.16)
eşim bu karakteri seviyor. çizgi romanları da evde var. ben de merak ettim bakayım dedim ve gerçekten tebessüm dahi edemedim. tecavüzün ve tacisin mizahı olmaz. bunu ancak bir erkek komik bulabilir.tecavüz bir dramdır ve bunu ister bir insan yapsın ister bir kedi ister bir kuş bu onu mizahi bir yere oturtmuyor. bunu bir erkeğe de asla anlatamıyorum. ya o bi kedi bla bla. ben belgeselde kaplumbağaların tecavüzünü izleyince de kötü oluyorum, yunusların köpekbalığı yavrularına sürekli tecavüz ettiğini öğrendikten sonra da artık sempatik bulmuyorum. içinde tecavüz hikayesi geçen herhangi bir şeye gülmek bir sorundur bence.
0
cilekli krep
(10.02.16)
kedinin tecavüzü özendirmesi bi yana rakı içen fare ve martı olduğunu duydum. çoluğumuz çocuğumuz var ya cihangire gitmeye korkar olduk.
0
libertine
(10.02.16)
bir de bu konuda mizah yapılmamalı da demiyorum. mesele böyle bir şeye gülümseyebilmekte.
0
cilekli krep
(10.02.16)
bir de kedi lan o kedi diye üstüne basa basa söylüyorlar ya. o kedi lan kedilerin bildiğin bir insan dişisi gibi memeleri ve poposu, kirpikleri vs. var. belgeselden bahsetmiyoruz burda. yarı insansı özelliklere sahip hayvanlardan bahsediyoruz.
0
cilekli krep
(10.02.16)
kötü kedi şerafettin falan ilgilendirmiyor beni ancak "şunların, şunların komedisi olmaz" diye bir şey olmaz asıl. şunu yapmayın. ya da yapın, bana ne tabii de saçma bir düşünce be abi.

bir metin yollamışsın, "tecavüz mizahının erkekler üzerinde etkisi var" diyor. neye dayanarak söylüyor bilinmez. yazı da tamamen boş laftan ibaret, okura herhangi bir şey kazandırdığı da yok. nitekim gayet meraklısı olduğum bir konu üzerine kurulmuş sitenin kendisi de pek doyurucu değil ne yazık ki. neyse, bu yazıyı yazan kişi mesela ingiliz mizahını görse demek, kafasını toprağa gömecek. bu kişi zamanında ingiltere'de yaşayıp chris morris'ten jam skeçlerini izlese adamın hapsini istermiş bence, var o potansiyel. bu politik doğruculuk sevdası genel olarak mizahın içine ediyor zaten. etliye sütlüye karışmayan, düz komedyen seinfeld bile belli yerlerde gösteri yapmayacağını açıklamıştı mesela, o ortamlardaki kitle her halta ırkçılık, cinsiyetçilik damgası vurduğu için. bırakın millet mizah yapsın, yapmaya çalışsın. bahsettiğin sorunlarda mizahın herhangi bir körükleyici etkisi yok. bu tip saçma düşünceler, bahsedilen sorunların kaynağında yer alan asıl problemlerin geri plana itilmesine sebep oluyor. yani şimdi, cinsomedya isimli sitede mizah eleştirisi var, toplumun tam da merkezine yerleşmiş dinle alakalı en ufak bir eleştiri yazısı yok. site cinsiyetçilik üzerine ve dinle ilgili yazılmış sadece birkaç yazı var, onlar da islamofobiyi eleştiriyor. böyle saçma bir şey olabilir mi? gelmiş kötü kedi şerafettin diyor. insan gülüyor artık.

kusura bakma bu arada, kötü kedi şerafettin ile pek bir ilgisi olmadı cevabımın, sadece senin genel komedi anlayışınla ilgili öyle kendimce bir şeyler yazasım geldi. siteyi de gezdiğimde sinirlendim biraz :) kuşkusuz iyi bir şeyler yapmaya çalışıyorlar ancak düşünce yapıları bana biraz ters geldi.
0
soso
(10.02.16)
bilgin olmadan fikrin olunca böyle oluyor demek ki.

filmde tecavüz yok.

karikatürlerinde vardı.
0
mattiadestro
(10.02.16)
@soso İngiltere'nin ne yaptığı beni ilgilendirmez. Onlar yapıyor diye iyidir diye bir kural yok. Seinfeld de Amerikan mı? O da beni ilgilendirmez. Ben Batı özentisi değilim. "Avrupa'da da oluyor" saçma türden kendini teselli cümleleri.

Ben komediye tanım yapmaya çalışmıyorum. İşkencenin komik olmadığını savunuyorum. Sence işkenceden komedi olur mu?
0
🌸Traveller
(10.02.16)
@Traveller, mizahta öyle bir kural var açıkçası. türk mizahını batı mizahından daha üstün görmenin tek açıklaması milliyetçilik falan olur herhalde. bazı konularda belli ülkeler üstündür işte. biz de yemeklerde üstünüz mesela ya da asker yetiştirmede iyiyiz. ancak mizahta aşırı başarısız bir ülkeyiz işte. dolayısıyla genel mizah eleştirisi yaparken batıyı dikkate almak zorundasın.

bu arada bence aklına gelebilecek her şeyden mizah olur.
0
soso
(10.02.16)
sen niye bu kadar ciddiye aliyorsun dunyayi, hayati haci?
0
baldur2
(10.02.16)
@peki soso diyelim öyle, küçük çocuklara tecavüzü de normal mi saymalıyız? Her şeyden mizah olabilir demişsin.
0
🌸Traveller
(10.02.16)
abi mizah derken gözünün önünde nasıl bir şey canlanıyor, çok merak ediyorum. mizah, işlediği konuları sadece desteklemek için değil, ona ya da onu araç olarak kullanarak başka bir konuya dikkat çekmek için de yapılır, hatta konuyu iyice abartarak sana tokadı da basar. mizah sırf güldürmek için falan yapılmaz.
0
soso
(10.02.16)
merhaba. bu vermeye çalıştığım ikinci, daha eli yüzü düzgün bi cevap olur umarım. öncelikle verdiğiniz ezop masalları benzetmesi yanlış karikatür/çizgi roman edebiyata yakınlığından daha fazla görsel yönden kuvvetli yani sinemaya, fotografa. oturup bel altı fıkra yazar gibi hikaye uydurmuyorlar baloncuklar olmasa da resimlere bakarak anlarsınız şerafettini, hilal'i, kunteper canavarını. hepsinde salt iyi yada safi kötü karakterler yok yani. şerafettini okurken tecavüzüne gülelim diye o kare çizilmiyo olay örgüsünün içinde yer alıyo ama şerafettinin yarı kedi, yarı insan olmasıyla alakalı. kedimde köpeğimde var hayvanlar birbirine yüksek müsademi istemeden temasta bulunuyorlar doğaları gereği. çizerin kendi kedisi de var (size spoiler olmayacak zaten herhangi bir mizah dergisi okumaya kapatmışsınız kendinizi) yani biliyordur neden bahsettiğini. amerika, ingiltere beni enterese etmez demişsiniz ben size bildiğim pişmiş kelle hıbırdan beri aklımda kalan türk çizerlerinin bazı çizgi karakterlerini anlatayım.

timsah (kadınlarla resmi nikahsız ilişkiye girer, bi daha aramaz sormaz arkadaşını üzer :((( ).
Robinson ve cuma ( cuma siyahi olmasından ötürü beyaz robinsondan küfürler ırkçı küfürler işitir, dayak yer ayrıca çizer cumayı abijim mabijim diye konuşturarak siyahi adamı aşağılamaktadır).
Hilal (okuldan kaçar, iblis bununla cimaa etmek ister, küfreder, döver, etekaltından külodunu memesini falan görürüz, anasına küfreder oraya buraya büyük abdestini birakır)
Kunteper canavarı (sizin naciz bedeniniz kaldıramaz anlatmayayım)
Hain evlat ökkeş (anasını bacısını döver)
Zıçan adam ( sence?)
Cihangirde bir ev (ışık evi, 28 şubat dönemi işkenceler ve ikna odaları diyeyim ne kadar yürek burtuğunu tahmin et)
Orospu çocuğu memo ( vergi kaçıran bir devlet memuru, esnafa borç takıp geciktiriyor)
Otisabi (eksisözlükte bir yazar)
ya var da var yani sen istiyosun ki hep "gönül adamı" olsun. zeytinle limonla başladım 32 yaşındayım batmadıkları sürece okurum kızım olsa yine aşıların bu bilinci "yaşımdan mıdır bilmem" diyerek bu kadar alakasız çıkarımlar yapmasın diye. bu son dönemde ki gereksiz hassasiyet kadar eğreti bisey görmedim. Kadına kadınsın desen seksist olduğun bir süreçten geçiyoruz kimse kimseyle konuşmasın arkadaş karşında ki gocunabilir. Kısacası 3 verdiğiniz 3 linkte ne yazıyor bilmiyorum ama aga KÖTÜ kedi şerafettin. Garfield değil tom değil.

Prenses kurbağayı neden öptü hayvan pornosu ön sevişmesi mi, kınıyorum okumayacağım!
0
libertine
(10.02.16)
Mizah yapılırken amaç bir soruna dikkat çekmek de olabilir, Economist dergisi bunu sürekli yapıyor. Hoşuma da gidiyor. Şerafettin'i bir gün çıkıp biri yasaklayalım derse ona da karşı olacağım. Ne mizahı olursa olsun, birilerinin düşüncesine/kutsalına/idealine karşı olacaktır. Bu da kabul. Mizah hataları gösteriyorsa bu harika bir şey olur. Ancak hataları iyi bir şeymiş gibi göstermesi... Örneğin dizilerde evlere temizliğe giden kadının başının eşarplı olması ve kadını cahil olarak göstermeleri, apartman kapıcılarının Kürt aksanıyla konuşmaları, fazla zeki olmayan karakterlerin Karadenizli olmaları ve bu karikatürde bakımlı kadınlara taciz edilmesi ve kedilere tecavüz edilmesi. Bütün bunlar bir kitleyi aşağılıyor. Kürtler ancak kapıcıdır, kadın eşarplıysa ancak ondan temizlikçi olur ama ana karakterler beyaz Türklerdir diğerleri ancak yardımcıdır; kadın açık(?) giyinirse bir kedi gelir onu taciz eder... Bunlar nefret söylemi olmuyor mu? Bir kesimi aşağılamıyor mu?

Bunu yapmayı sevmesem de şöyle düşünün. Bir Alman ya da Yunan dizisinde/karikatüründe bir Türk kötü(?) bir aksanla konuşuyor, fazla akıllı değil ve bu komedi olarak gösteriliyor. Bu bir algı oluşturmuyor mu? Her ulusu eleştirse o zaman haklı olabilir. Herkesin bir kötü tarafı olabilir. Örneğin Shameless Amerika'nın da kötü yanlarını gösteriyor, Myanmar'ın da. Ancak bir karakterin kadınlara taciz ve tecavüzden başka bir kimliğinin olmaması yanlış değil mi?
0
🌸Traveller
(10.02.16)
ya bu kedi bülent üstün'ün yani çizerin ölen kedisi. öldüğü sene karikatürüne başlıyor ve hayvanın sokakta yaptığı işleri canlandırıp ondan sonra kısmi olarak insanlaştırıyor.

yani mesela kedice hareketleri de var şero'nun. kedilerde kızgınlık döneminde blduğunun üzerine atlama olayı yani o, tecavüzü normalleştiren bir şey yok.

fakat karakter karikatürün ömrü içerisinde gitgide gelişiyor, insansı özellikleri olacağı baştan belirli ve seçili olmakla birlikte kedisel özellikleri sayesinde olaylar vuku buluyor aslında. yani o kedi cihangir damlarında gezip birkaç hatun kediyi kıstırdı mı gerçekte, kıstırdı. bir kısmıyla hayvanların yaptığı şekilde cinsel ilişkiye girdi mi girdi, bunlar karşılıklı olur alınarak mı oldu iki kedi arasında, hayır :)*, her zaman olmadı.


kedi sahibiyim ama dişi kediler güçlü bir erkek kedinin ısrarlı zorlamasını sonuna dek püskürtebiliyor mu, emin değilim. sanıyorum ilişki her zaman "consensual" olmuyor.


@kedi de olsa fark etmez diyenlere: eder, kedi "benim haklarım" diye bir şey bilmiyor, aslına bakarsanız bir kedi aynaya baktığında onun kendisi olduğunu en azından ilk başta fark etmiyor, hatta sonra da fark etmiyor büyük ihtimalle, sadece zararsız bir şey olduğunu biliyor.

ama bir insan ne yaptığını biliyor. benim de hoşuma gitmezdi karikatürün bu kısımları ama kedilerin the marmara'nın terasını kapatmaları çok komik gelmişti mesela. ikisi ayrı şey. adam kedisi adına insanların da okuyableceği bir şey çiziyor ve yazıyor. olay bu.
0
godoşu beklerken
(10.02.16)
Siz evet şerafettin tecavüzcü bir kedidir cümlesini duymak istiyorsunuz. izlemedikçe okumadıkça karakteri bilen insanların cevapları sizi kesmeyecek.

ya SPOILER ------ şerafettin bi kediye yelteniyo edemeden ölümüne sebep oluyo, başka bi kediyi de tecavüzden kurtarıp flört ediyo----- SPOILER bitti.

verdiginiz son örneklerden anca "kedi camiası zan altında kaldı, tüm kediler öyle degil" anlamı çıkıyor. kaç insan açıklamaya çalıştı kediler, köpekler karşı taraf rızasına bakmıyor, şero da yarı kedi yarı insan. kısırlaştırılıp tüm gün yumakla oynasın, kuma işesin düz kedi tekir olsun istiyorsunuz anlıyorum ama hayal gücü işte. çizer şeytana uymuş.
0
libertine
(10.02.16)
@libertine

Ben hakaret etmeyen herkese yanıt veriyorum, bir soru sordum ve aklımdaki diğer soruları konu dahilinde soruyorum ve bunda bir zarar görmüyorum. İstediğim kadar da sorarım. Yalnızca hakaret edenlerle tik atmıyorum, o kadar. Amacım hiçbir yazarı, çizeri aşağılamak değil.

Tekrar ediyorum: Bir soru sordum "Öyle mi? Öyleyse iğrenç dedim." dedim. Önyargı yok, olsaydı gelip soru sormazdım, duyuru olarak açardım ve yanıt almazdım.
0
🌸Traveller
(10.02.16)
Traveller her cevabın, her yazın düz mantık, captain obvious gibi adamsın. Bayıksın, sıkıcısın.

Kardeş kediler sgişirken izin almıyor. Arada sokağa çık.
0
i ve been mistreated
(10.02.16)
@libertine +1

Bazı konular doğası gereği ince çizgilerle cevrelenmistir.
Örneğin siyah ırktan birine
"siyahi" derseniz kabul görür.
"Zenci" derseniz hakaret olur.
"Çikolata renkli" derseniz iltifat olur.
Biz hala engellilere "sakat" "özürlü" "engelli" sifatlarindan hangisini kullanarak hitap edecegimiz konusunu bile netlestirebilmis degiliz.
Burada hitabimizin niteliğinden ziyade bunu söyleyiş tarzımız önemli.
Sen adamı köle olarak kullanırken siyahi desen de zenci desen de aynı.
Amaç ırkçılık, ayrımcılık yapmak ya da seksist yaklasmakta karsindakine kasinin üstüne gözün var diyerek yine yapabilirsin.

Ayrımcılığın, işkencenin, tecavüzün... pek cok şeyin mizahi yapilmayabilir.ama hayat dediğimiz bu kavramların toplamından ibaret. Özellikle bizim kültürümüzde aksine bu konuların sadece mizahi yapilabiliyor. Gercek hayatta çözüm önerilerine dair atılmış bir adım yok.

İşkencenin mizahi olmaz; ilk aklima gelen film organize işler.
Hırsızlık çetesinin eseknsudan gelinceye kadar dayak yediği, dişlerinin kırıldığı, kan revan bu halde aman diledikleri bir sahne vardı.
Olay bildiginiz işkence.(işkence sadece kamu otoritesinin sivil vatandaşa uyguladığı fiziksel ve sistematik şiddetten ibaret degildir) ama güldük eğlendik.
Ya da yine aynı filmde rus kadınlarla yapılan fuhusa atıfta bulunan sahneler vardı. Insan ticareti, fuhuş ticareti demedik? Bunun esprisi olmaz demedik.
Senelerce yasemince programında itilmiş ve kakilmisin maceralarını seyrettik. Adamın karısını dönmesiyle bitti her skeç. Ortalık ayaklanmadi, şiddetin mizahi olmaz demedik.
Hatta yeni nesil pek cok komedi filmimiz ana avrat küfürler üzerinden mizah yapiyor. Kufur bile (icerigine göre) tecavuzun farkedilmeden mesrulastirilmis ve sorgusuzca hayatımıza girmiş bir formu değil mi?
Her şeyin mizahi olur. Burada önemli olan olayın bütün örgüsünü gorebilmek ve yanlışları icsellestirmemek.
Siz filmde bir kadının rızası yokken, cebren tecavüze uğradığı bir sahneden bahsetseniz ve bunu komik bulmuyor olsanız haklısınız. Ama bu bir animasyon, baskahramnlari da kedi. Daha kurcalamaya gerek yok.
Üstelik 25 sene bilfiil kedilerle yaşamış biri olarak söyleyebilirim ki ne yazik ki onların dogasinda herşey rıza ile yürümüyor. Öyle iki erkek kavga ediyor, dışı kedi aralarından guclu olani seçiyor isi dogada uremenin temel mantigi. Ama isler her zaman bu esneklikte yurumuyor. Önce erkeginden dayak yiyip sonra tecavuz edilen pek cok kedi var. Daha iki gun once sokakta bir disiyi iki erkek kistirmis, yazik disi kedi kendini savunmak icin cirpinip duruyordu.

Not:mobildeyim. Yazım yanlışları ve devrik cümlelerin kusuruna bakmayın.
0
balik kraker
(10.02.16)
zenci hakaret degil, sunu ogrenemediniz bir turlu. siyahi bir futbolcuyu niye siyahi diye belirtiyoruz, asil ayrimcilik o bence. ben hic beyaz futbolcu diye bir kavram duymadim.
0
baldur2
(11.02.16)
(7)

Sözlükte nedeni belirtilmemiş editlenmiş entry'lere dikkat ediyor musunuz?

gezegen olan pluton
herkes edit yapatığında "edit:" şeklinde belirtiyor, entry'mizi değiştirdik diyelim, böyle bir ibare de koymadık, enrty altında değiştirme zamanı da yazıyor; bu noktada bu durum bir tereddüt oluşturur mu okuyan için; keza 1-2 imla hataları için böyle bir ibare koymak istemiyorum. Sanki böyle yapmayı
herkes edit yapatığında "edit:" şeklinde belirtiyor, entry'mizi değiştirdik diyelim, böyle bir ibare de koymadık, enrty altında değiştirme zamanı da yazıyor; bu noktada bu durum bir tereddüt oluşturur mu okuyan için; keza 1-2 imla hataları için böyle bir ibare koymak istemiyorum. Sanki böyle yapmayınca entry daha az beğeni ya da fav alıyor gibi bir algıya kapılıyorum, okuyan açısından bir güven problemi yaratıyor mu bu durum?
0
gezegen olan pluton
(05.02.16)
Editlendigini bile farketmiyorum cogu zaman.
0
rayde
(05.02.16)
"edit: imla" kadar salakça bir şey yok. entry senin abicim/ablacım, istediğin gibi düzeltebilirsin, bana ne senin imla hatandan.

birileri beğensin, favorilesin diye yazıyosan orada bi durup düşünmen lazım derim.
0
devilred
(05.02.16)
Birisi "Ak" yazdigini editleyip "Kara" yazabilir.

Ve sonra da alta "edit: imla" ekleyebilir.

Dolayisiyla "edit: imla" yazmasinin hicbir anlami yok. Bilakis edit: imla yaziyorsa ben art niyet ararim.
0
crown
(05.02.16)
Hic de belirtmedim edit diye. Genelde de imla hatalarimi duzeltiyorum.

Gerek yok dikkat edilmiyor zaten.
0
halitkin
(05.02.16)
yazdığım entry'nin daha sonra içerik açısından hatalı olduğunu fark etmişsem; yahut birisi mesaj atarak içeriğindeki bir bilginin yanlış olduğunu vs. belirtmişse "edit:" şeklinde not düşüyorum.

edit: imla saçma cidden.
0
historien
(06.02.16)
editin önemli ve gerekli olduğu tek durum, devam eden bir süreçle ilgili girilen entryde sürecin devamındaki gelişmeleri belirtmektir. belki yazdığınız yanlış anlaşılır vs o konuda açıklama yaparsınız ama yazım yanlışı vs gibi sebeplerle yapılabilecek editlere not düşülmesinin kimseye faydası yok.
0
tum haklari saklidir
(06.02.16)
ya bana imla nedeniyle edit ibaresi koymak çoğu zaman mantıksız geliyor ancak bir dönem orada yazarken de, şimdi bura bulunurken de virgülün yanlış yere konması yahut yanlış kelime tercihi gibi sebeplerden kaynaklanan olası anlatım bozukluklarını ancak yazıyı yazdıktan sonra fark etmişsem yazıyı düzeltip edit geçerek belirtme gereği duyuyorum. anlam değişmesi ihtimali oluyor çünkü.

onun dışında bir nedenden karşılıklı tartışmaya dönmüşse olay,birtakım faktörlerden dolayı düzeltmeleri genelde not düşüyorum ve benzer durumlara da dikkat ediyorum çünkü insanlar yazdıklarını bazen geri alıyor veya siliyorlar ve havayla tartışıyormuşsunuz gibi saçmasapan bir durum oluşuyor. bu yapıldığı zaman beni rahatsız ettiğinden bir başkasına da yapmak istemiyorum ve üşendiğim bazı zamanlar dışında o editi muhakkak nedeniyle koyuyorum, konmasını da bekliyorum.

biz burada sanal bir ortam paylaşıyor olsak da ve buna bağlı olarak kimliklerimizi farklı derecelerde ortaya koysak da sonuçta ağın diğer tarafında gerçek bir insan var. onu unutmak istemiyorum. çünkü ben de gerçeğim.
ne kadar kaçınsak da bazen bunu hatırlamamız gereken durumlar tecelli etmiyor değil.
0
godoşu beklerken
(06.02.16)
(7)

Bu soğuk muhabbeti ne?

ya ben lan neyse
neden internette -yeni deyimle sosyal medyada- herkes bulunduğu şehrin ne kadar soğuk olduğundan bahsediyor? "uff adam izmirde -2 derecede yaşıyor. helal." mi dememizi bekliyorlar?ben de 1-2 kere yaptım ama tek amacım bu yumuşak götülülere "ulan ben erzurumdayım sizin kadar ciyaklamıyorum." mesajı v
neden internette -yeni deyimle sosyal medyada- herkes bulunduğu şehrin ne kadar soğuk olduğundan bahsediyor? "uff adam izmirde -2 derecede yaşıyor. helal." mi dememizi bekliyorlar?

ben de 1-2 kere yaptım ama tek amacım bu yumuşak götülülere "ulan ben erzurumdayım sizin kadar ciyaklamıyorum." mesajı vermekti.

ki erzurumdayım ve resmen sefil perişan olduk soğuktan.
0
ya ben lan neyse
(27.01.16)
düzenli olarak istabulda kar yagdiginda, diger illerde oturanlar, bizde aylardir kar var vs der. ancak istanbulda 1 cm kar ile trafik felc olur, 5 cm ile okul tatil olur, normal degildir, bu sehir, altyapi, insani trafigi buna aliskin degildir.

seninle ayni nedenden ayni mesaji vermek icin yapiyorlar muhtemelen. sosyal medyada patladi mi öyle bir furya, bilmiyorum, ama cevremde denk geldiklerim hep sizlanmayin, bizde -15 derece seklinde muhabbetlerdi.

gecen persembe gözlük camimin buz tuttugunu, -17 gördügümü eklemek isterim. euhe euhe
0
aynadakiyabanci
(27.01.16)
liseler üniversiteler ara tatili oldu
son günlerdeki geyik patlamasının sebebi o bence
0
niye ama
(27.01.16)
abi tamamen liselilik ya. bak ilkokulda yara bandıyla gezme karizması (!) vardı. ortaokul ve lisede sabah 4'te uyumuş olmak ne hikmetse kuul yapıyodu adamı. sözlüğün kafa olarak 12 yaşını geçememiş tipleri de OOO BURASI ÇOK FECİ SOĞUK diye şekil yapıyor. sadece sözlükte değil yabancılarda da var bu. 9gag'de çok sık görüyorum. birisi burası -10 diyor, finlandiyalı çıkıp -25 diye hava atıyor falan ahaha.

bi çeşit içgüdüsel "biz daha güçlüyüz" düşüncesi oluşuyor herhalde hava soğudukça. benzer şekilde, hava aşırı sıcak olunca da döner aynı geyikler. "biz ekstrem işlerin adamıyız koçum" şeklinde minik bi ego ateşlemesi diyelim. ben böyle düşünüyorum.

ha yalan söylemeyeceğim, karda tişörtle gezsem ben de kendimi hafiften karizmatik hissederim. çoğu insanda var bu eğilim. karşına bi şeyi koyuyosun ve kendini ondan güçlü görmek istiyosun. bu yani.
0
der meister
(27.01.16)
ciyaklamak ihtiyacımız var. face vs yerleri kullanmıyorum ama ben de ulan nası soğuk ya bu diye homurdanıyorum/ciyaklıyorum iki gündür oradan biliyorum :) (bakkala dedim en son abi burası hep böyle buza mı kesiyor diye)

sibirya da erzurum'dan soğuk. yani sorun ciyaklamaksa nerede olduğunun önemi yok. ciyaklıyon. erzurum'dan bahsetmene gerek yoğ idi.

mevsim normallerinin epey altına düşüyorsa ortalık böyle bir hayal kırıklığı oluyor. istanbul'dan geldik izmir'e, yazın geberdim o yılış yılış sıcaktan, iyi bari dedim kışın daha rahat olur, soğuktan heykele dönecem dışarda. çöl mü kardeşim burası yazın cayır cayır kışın deepfreeze? ah izmir ah. naaptın.

demem o ki ciyaklayınca ısınıyorum şahsen :D çenem hareket ediyor, egzersiz oluyor.
0
godoşu beklerken
(27.01.16)
dışarıdan içeriye girdiğinde off bu ne soğuk dersinya işte telefonun ekranda o eksili dereceleri gördükçe içim üşüyor bu ne soğuk diye söyleniyorum. kimisi de bunu internette yazıyor.
herkesin hep bir ağızdan çok soğuk diye gezmesinin nedeni de gerçekten çok soğuk olması, geçen yıl bir kez mont giymedim, incecik bir deri ceketle yılı geçirdim. hatta uzun kollu tshirt bile giymedim ama bu yıl içlik alıp giymeyi düşünyorum.

özellikle bu cıyaklamaların izmir gibi sıcak yörelerden gelme nedeni ise insanlar soğuğa alışık değil ve bu soğuklar için yeterli kıyafetleri yok. yahu içliği falan geçtim benim montum yok düşün halimi, sokağa çıktığımda titreyerek yürüyorum. sonra bulduğum her yerde donuyorum diye ağlıyorum.
0
kuzey li
(27.01.16)
sen de aynısını yapıyorsun kenks.

''....
....
....

erzurumda'yım ve çok soğuk.''


erzurum'dan daha sıcak yerlerde soğuk yeaa muhabbeti yapılmasına bozulmuşsun sadece.
0
timmie
(27.01.16)
modern toplum tribi. o kadar zombileştiler ki konuşacak bir şey bulamıyorlar konu hep "havalar çok soğuk" oluyor. yazın da hava çok sıcak muhabbeti aynı şekilde.
0
neil manke
(27.01.16)
(6)

Dinlediğinizde tüylerinizi ürperten şarkılar var mıdır?

seindfeld
Tüyleri ürperten derken "korkmak" anlamında değil tabii ki :)Böyle eskileri hatırladığınız, duygulandığınız, yaşlandığınızı hissettiğiniz ama dinleyince hala ilk andaki gibi içinizde birşeylerin kıpırdağını anladığınız şarkılar.Benimkilerden bir tanesi bu mesela...Her ne kadar Lynyrd Skynyrd şarkısı
Tüyleri ürperten derken "korkmak" anlamında değil tabii ki :)
Böyle eskileri hatırladığınız, duygulandığınız, yaşlandığınızı hissettiğiniz ama dinleyince hala ilk andaki gibi içinizde birşeylerin kıpırdağını anladığınız şarkılar.

Benimkilerden bir tanesi bu mesela...Her ne kadar Lynyrd Skynyrd şarkısı olmasına rağmen bu versiyon ile tanıdım bu şarkıyı ve radyoda çalmasını saatlerce bekleyip kasede kaydetmişliğim vardır. Sonrasında ise harçlık biriktirip kasedini almıştım...Ne günlerdi...
www.youtube.com
0
seindfeld
(17.01.16)
tesadüf ben de no leaf clover diyecektim. pink floyd hey you var. aslında çok fazla var ama aklıma gelmiyor. mesela high hopes var, down - stone the crow var. pentagram şeytan bunun neresinde. sertab erener - yolun başı, sezen - küçüğüm, ahmet kaya - yakarım geceleri, hep sonradan

oha bu liste bitmez, iyi geceler (:
0
alm est
(17.01.16)
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com

çok bilindiktirler ama yaş aldığımı hissetme, nostalji anlamında ne zaman denk gelsem bi ürpertir bunlar. duygulandırır.

bi 10 yıl sonra da (şimdi olduğu gibi) şunlar tüylerimi diken diken edecek buraya da not düşmüş olayım döner bakarım:

www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com

Ben de bu duyuruyu bekliyormuşum resmenhfjghsjhgkajsd
0
kararsiz renk
(17.01.16)
hem lirikleri hem theremin yüzünden www.youtube.com
0
freya
(17.01.16)
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com


büyüklere hiç girmeyeyim, comfortably numb, epitaph falan. unforgiven klişe olabilir ama o sözler eskimez. aman zaten büyük küçük dolu. bu bir dilim olsun :)
0
godoşu beklerken
(17.01.16)
önceden atılmış olabilir linklere bakamadım duyuruyu takibe alıyorum daha sonra bakacağım :)

www.youtube.com

edit: abi valla öldürüp öldürüp diriltiyor. the grass was greener deyişi yok mu....
0
freetakilir
(17.01.16)
tool - vicarious, 10,000 days
dredg - lechium, bug eyes
pain of salvation - beyond the pale, a trace of blood, iter impius, kingdom of loss, the perfect element, in the flesh, undertow, ashes
opeth - black rose immortal, deliverance, ending credits, to bid you farewell, in my time of need, hours of wealth, atonement
blackfield- pain, epidemic, blackfield
porcupine tree - trains, heartattack in a layby, arriving somewhere but not here
riverside - reality dream 2, i turned you down, conceiving you
god is an astronaut - a deafening distance, fragile

daha cok var da yeter baba bu kadar :D
0
baldur2
(17.01.16)
(8)

bir şarkı vardı.

umutlarivarolankisi
itz alrayt alrayt alraaayt diye giden. bildiğin number one tarzı kanallarda çalan şarkılardan biri olması muhtemeldir. teşekkürler!
itz alrayt alrayt alraaayt diye giden. bildiğin number one tarzı kanallarda çalan şarkılardan biri olması muhtemeldir. teşekkürler!
0
umutlarivarolankisi
(16.01.16)
East 17 , it's Allright

edit : www.youtube.com
0
janavarorion
(16.01.16)
eet east 17 ama bazılarınız o zaman doğmuş muydu ki :P we are the new seeds of the new breed... bu da kazınmış kafaya. kavun kokulu salak hakan vs gökberk, servis anıları
0
godoşu beklerken
(16.01.16)
cevaplarınız için çok teşekkürler ancak aradığım şarkı bu değil ne yazık ki.
bahsettiğim şarkı viral bir şarkı, böyle clublarda çalacak tipten.
0
🌸umutlarivarolankisi
(16.01.16)
bu zamanının en viral parçalarındandı. internet yoktu* ama number 1'dan power'a, capital'a duymadan geçemiyordun.

müzik türünü bir belirtsene, hangi dönem çıktığını vs.


edit: o zaman cevab veremedim.
0
godoşu beklerken
(16.01.16)
bahsettğim şarkı yakın zamanlarda çıkmış olabilir. 2015 büyük ihtimal.

şu tarz: (git:www.youtube.com )
0
🌸umutlarivarolankisi
(16.01.16)
(git: www.youtube.com )

bu olabilir mi acaba?
0
cherokee rose
(16.01.16)
imany - dont be shy
0
eindaclub
(17.01.16)
angie aparo - its alright

geldi aklıma ama bu o kadar yeni değil
0
seferoglu suphi
(19.01.16)
(5)

Airlangga peder zickler vb eski toplar nerde simdi

we miss freddie mercury
Yazar olmamdan once sozlugu sistematik takip ederdim. Ancak son birkac yildir is su bu derken kacirdim bazi seyleri. Toplu moderasyon istifasinda da bircok kaliteli ve takip ettigim yazar ayrildi. Bunlar nerde su an napiyorlar
Yazar olmamdan once sozlugu sistematik takip ederdim. Ancak son birkac yildir is su bu derken kacirdim bazi seyleri. Toplu moderasyon istifasinda da bircok kaliteli ve takip ettigim yazar ayrildi. Bunlar nerde su an napiyorlar
0
we miss freddie mercury
(15.01.16)
twitterde 5bi takipçi falan işte. lagrima dengizik gibi favorilerimden biri en son sinopta villa yaptırdı, biri de kütahya simavda otogaleri açtıydı.
0
kargn
(15.01.16)
peder zickler okan bayülgende skeççi oldu tvye çıkıyor
zencinin de 360'da programı var pazar günleri
0
shedracon
(15.01.16)
www.facebook.com

peder zickler
0
mea maxima culpa
(15.01.16)
edit: trollere neden eski top dediniz merk ettim. yani en eskisi bilmem kaçıncı nesil de. (bunlar ilk troller. fakat bunların ciddi ciddi takipçileri oldu. troll taklitleri de çıktı.)
0
godoşu beklerken
(15.01.16)
troll değil bilakis kanaat önderi bu adamlar.
0
kargn
(16.01.16)
(9)

Kaşlarım devamlı çatık :(

pandispanya
Kaşlarım devamlı şu şekilde http://st1.uzmantv.com/videos/202/Z0dVL8Dq7ty/1_200.jpg ve orada artık kalıcı izler oluşmak üzere! Nedense farkında olmadan kaşlarımı çatmış halde buluyorum kendimi devamlı. Mimiğim de öyle alışmış. Konuşurken, düşünürken, sevinirken, üzülürken devamlı o hareketi yapıyoru
Kaşlarım devamlı şu şekilde st1.uzmantv.com ve orada artık kalıcı izler oluşmak üzere! Nedense farkında olmadan kaşlarımı çatmış halde buluyorum kendimi devamlı. Mimiğim de öyle alışmış. Konuşurken, düşünürken, sevinirken, üzülürken devamlı o hareketi yapıyorum galiba. Sorular şunlar:

1) kaş çatmaktan nasıl vazgeçebilirim? resmen kontrol edemiyorum oradaki kaslar devamlı çatılmaya programlanmış gibi; uyurken bile kaş çatıyorum.
2) şu anda var olan belli belirsiz izleri geçirmenin ve daha da ilerletmemenin/ilerlemesini geciktirmenin yöntemleri neler?

Böyle giderse o izler gittikçe derinleşecek çünkü. Botoks denen şey bunun için mi var mesela? Bi kere yaptırsam ne olur?

Teşekkürler.
0
pandispanya
(14.01.16)
1.Uyurken bile yapıyorsan, gece orana selobant yapıştır derdim ama evlencen iki gün sonra asdgadfg nası yabıştırcan bilmem.
0
mandalina kokusu
(14.01.16)
garip bir şekilde ara sıra bana da oluyor bu. alnına masaj yapıp kendini öyle durmamaya telkin edebilirsin.
0
who cares wins
(14.01.16)
sorularına cevabı bilmiyorum ama daha geçenlerde aynı şeyi düşünmüştüm. niye böyle dolaşıyorum ki şimdi filan diye. neden acaba.
0
tepedeki psychedelic adam
(14.01.16)
derin nefes almayla geçmiyorsa masajı da deneyebilirsin. kolay gele. silme olur mu, kalıcı bir çözüm öneren birileri çıkarsa biz de görürüz :)
0
godoşu beklerken
(14.01.16)
Çare boatox.

Ben de yaptırcam.
0
[silinmiş]
(14.01.16)
youtu.be
Bu teyze cok tatli. Ben de gecen gun agzimin ke arindaki cizgiler icin olan videosunu izledim.
0
innerbliss
(14.01.16)
youtu.be

Aklıma direk bu şarkı geldi :)
0
şapşiko
(14.01.16)
botox yaptır
0
shotgunwoman
(15.01.16)
Stres altındaysan onun etkisidir.
0
arnold schwarzeneger
(15.01.16)
(25)

Akademisyenlere Neden Yükleniliyor?

Frederick Co
Adamlar "barış" gelsin demiş.Bunu her insan evladı diyebilir ne var bunda?Nereyi atlıyorum?
Adamlar "barış" gelsin demiş.
Bunu her insan evladı diyebilir ne var bunda?
Nereyi atlıyorum?
0
Frederick Co
(14.01.16)
Çocuklar ölmesin dersen de terör örgütü propagandası oluyor.
Manyağız komple.
0
nedendir bilinmez
(14.01.16)
hee canım hee.

sözde bildiride bir kere "pkk" "terör" geçiyor mu? ona bakalım.
0
teknikekip
(14.01.16)
neyi söylediğin kadar nasıl söylediğin de önemli bence. sadece devlete suç atılıyor bildiride, pkk namına geçen bir şey yok.
0
buffy de vampir sayılır
(14.01.16)
teröre karşı çıktılar bildiride. ama akp'yi desteklemediler. yani hükümetin politikalarının yanında durmadılar diye bu yüklenme..
0
burya
(14.01.16)
anlamadım, koskoca akademisyenler pkk'yı mı muhatap alsın? akademisyenler ve barış isteyen herkes devleti muhatap alacak. pkk adı üzerinde bir terör örgütü ve erdeme ihtiyaç duymaz. ama devlet öyle değil. devletin yurttaşlar için belirli görev ve yükümlülükleri var.

barış çağrısını ve barışı getirebilecek güç de devlettedir (iktidarı kastetmiyorum). tüm bu çağrıların muhatabı ve hedefinin devlet olmasında şoka uğrayacak veya hee hee diye geçiştirilecek bir şey yok.

kaldı ki pkk adı geçmemesi bu işin arka planında bir propaganda malzemesi olmamasını da sağlıyor. akademisyenlerin pkk'ya çağrısı, sanatçılardan pkk'ya bildiri falan filan diye çıkan haberler sadece pkk'nın politik düzeyde ne kadar ciddiye alındığını gösterir ve alt metinde pkk kendisini bir bk zanneder. işe bir de bu tarafından bakın.
0
uuth
(14.01.16)
tarafsız olmak isteniyorsa hem devletin hem de pkk nın yaptıklarından bahsedilmeliydi.

açıklamayı okuyan; pkk'nın pasif direnişe geçtiğini ya da kendini savunmak için çırpındığını sanıyor.

ayrıca 30 yıllık pkk eylemlerinde bu akademisyenler hiçbir zaman pkk eylemlerinin durması için çağrıda bulunmadı.
0
kupigometa
(14.01.16)
devlet deli mi ki kendi kendine çatışsın? bugün bebeleri, kendi vatandaşını bombayla havaya uçuran devlet mi? devleti muhatap olarak alıyorsa hem eleştirecek hem de destek olacak. yakalanan terörist ifadesinde adres göstererek evden dışarı çıkmalarına izin vermedikleri yaşlı çiftin kurtulmasını sağladı. onları oradan sırtında taşıyan bu devletin polisiydi, askeriydi.

şu arkadaş çok güzel özetlemiş: (bkz: #57713825)
0
teknikekip
(14.01.16)
@uuth evet muhatap alacaklar. koskoca devlet muhatap aldı da onlar mı almayacak? laf ebeliği yapmayın.
0
kupigometa
(14.01.16)
Bildiri: www.diken.com.tr

Bu bildiride Türkiye İçin Akademisyenler'den: turkiyeicinakademisyenler.com
0
teknikekip
(14.01.16)
@kupigometa bunun laf ebeliğiyle ne alakası var? hayır elbette almayacaklar. devlet muhatap alır, akademisyenlerin devlet gibi karşısına terör örgütünü alıp konuşacak hali yok. bu sadece terör örgütünü kendi içerisinde yüceltir. terör örgütünün tek bir zerresi samimi olsa politik kanadını tüm bu süreçte ayaklar altına aldırmazdı.
0
uuth
(14.01.16)
ya arkadaş pkk çarşıda gezen askerin kafasına sıkıp öldürdüğünde (hem de hamile eşinin yanında) hükümet tepki bile vermemişti. bunu hatırlıyor musunuz? niye? çünkü iyi kötü işleyen bir süreç vardı. e şimdi süreç bitti, malum. hükümet tam bir savaş politikası izlemeye başladı. o gün barışsever olan ak gençler bugün faşolaşmaya başladılar.

omurga diyorum başka bir şey demiyorum. barış her zaman lazım. sadece siyaseten işimize geldiği zaman değil. pkk insan öldürüyorsa her ölüme karşı çıktığımız gibi ona da karşı çıkarız. ancak bunu yaparken ille de hükümetin yanında yer almamız gerekmez.

çünkü bu hükümetin dünü ve yarınının ne olduğu belli değil. rüzgara göre ayarlıyor yelkenleri. biraz da başkanlık sistemine göre.
0
burya
(14.01.16)
demokrasi, barış

bir de orwell'in newspeak'i.

bacak açan aşüfteye gelen çok olur. tapınmayı kessek artık. koskoca cumhurbaşkanı ve koskoca akademisyen aynı aklın diline gelen ifadeler.

ne olmuş yani? adam mı olunuyor öylelikle?


barış istiyoruz savaş çıkaralım, barış istiyoruz "esed"i indirelim, barış istiyoruz savaş çıkararak veya anayasa çiğneyerek hatta uygun anayasa düzenleyerek ülkeleri bölelim, barış istiyoruz demokrasi getirelim arap ülkelerine öyle ki dün laik olan bugün şeriatla yönetilsin...

barışın tanımını bu adamlar mı yaptı nedir? sizin tekelinizde mi abi bu kelime?


bu bence ortalığı ajite etmek için sorulmuş bir soru ama ciddi cevaplar almış. o zaman benim cevabım da bu.
0
godoşu beklerken
(14.01.16)
Devleti elestirebilirsin, sevmeyebilirsin. hatta bu sonuca gelinmesinde plansiz, esirikli halleriyle en buyuk payın devlette oldugunu dusunebilirsin. Ama bildiriyi dikkatli okursan, insanlarin evlerini bombalayan, kafalarina sıkan pkk degil de sadece devletmis gibi gosteriliyor.

Pkk lafi gecmesine gerek yok illa. Ama olay o kadar tek yonlu yazilmis ki bu olayin karsi tarafi yok sanki.
0
rayde
(14.01.16)
Kaçırdığın şeyler toplumsal histeriyle toplumsal şizofreni sebebiyle yaratılan straw man fallacies.

Yani toplum içindeki insanlar, o kadar vahşi olaylara ve söylemlere şahit oluyorlar ki (hem yapanı hem de yapılanı etkiler. Aynı durum, mesela, bireysel olarak, işkencede söz konusu) gerçeklik ilkesini kaybediyorlar. Buna toplumsal şizofreni deniyor. Bu durumdayken de, insanlar söylenmek isteneni değil, kendi istediğini gerçek kabul ediyor. Diyalog bı yüzden imkansız hal alır. Gerçeklik ilkesini sağlıklı bir hale getirmek en az 1 nesil alır. Ama her geçen gün yeni bir şok edici olay yaşandığından (mesela dün gece), toplumsal histeri giderek büyüyor. Bu yüzden, akıl oyunları filmindeki gibi metin okuması yapabiliyorlar. O niye yok, bu niye var gibi sorulara defalarca cevap verilmesi bir anlam ifade etmiyor.
0
protector
(14.01.16)
ortada bir paranoya ve ona dayanan bir fallacy falan yok, bunu diye diye toplumda bağışıklık mekanizması bırakmayacaklar. bunun neden paranoya olduğunu anlatmaya çalışmadan, kendi görüşünüzü ve tercihinizi tarihsel verilerle desteklemeden sosyolojik bir olguymuş gibi sunmaya, isim koymaya kalkmayın; iyi değil, itici.

*"there are times, when all the world's asleep, the questions run too deep, for such a simple man. won't you please tell me what we've learned, i know it sounds absurd, please tell me who i am"*
0
godoşu beklerken
(14.01.16)
Tarihsel verilere de dayanalım, çok sever insanlar okumadan karşısındaki edebiyat yapmakla suçlamayı: The Authoritarian Personality'de alman toplumundaki toplumsal şizofreniyi ve Sartre ile Camus'nün gazete yazılarından fransız toplumundaki toplumsal şizofreniyi okuyabiliriz. Daha yakın dönemde olan 11 eylül sonrası abd'deki toplumsal şizofreni aşikar ve kuzey irlanda sorununda oluşan ingiliz toplumsal şizofrenisi de incelenebilir. Bu son ikisi için spesifik kaynak aklıma gelmiyor. Bir de doğu toplumu için örnek verelim: Dariush Shayegan'dan islam coğrafyasındaki toplumsal şizofreniyi okuyabilirsin (Cultural Schizophrenia iyi bir başlangıç). Türkiye için murat paker'in psikopolitik yüzleşmeler kitabı güzel bir başlangıç olabilir. Teorik başlangıç istenirse Freud'un Group Psychology and the Analysis of the Ego kitabı çok rahat okunabilecek bir başlangıç olacaktır.

Yani şimdi konu hakkında en ufak bir okuma yapmadan, karşı tarafı tarihsellikten kopuklukla suçlamak ne kadar kolay. Hakkında aşırı büyük bir literatür var (çatışmalar, tartışmalar vb. yani bir bütün değil bu literatür). Sayısız vaka incelemesi var (türkiye dahil). Bunlardan haberinin olamaması, benim bu tartışmalara dayanarak bir şeyler söylememi engelleyemez. Zaten toplumdaki savunma mekanizmalarının, aynı bireylerdeki bazı savunma mekanizmaları gibi şizofreniye sebep olduğu söyleniyor. Aynı bireylerdeki gibi, hatalı savunma mekanizmaları 'hastalık' denen şeye yol açıyor. Gelip bütün savunma mekanizmaları gereklidir, onlardan kurtulmaya çalışıyorlar vb. demek abes. Terör, iç savaş vb. gibi; histeri ve şizofreniye sebep olabilecek toplumsal olaylardan geçen bazı ülkeler (almanya, bazı latin amerika ülkeleri vb.), sırf bu tartışmalara dayanarak yüzleştirme komisyonları kuruyorlar (benzer bir örnek twitter.com). Amaç, savunma mekanizmalarını engelleyip gerçeklik ilkesinin zarar görmemesini sağlamak.
0
protector
(14.01.16)
açıklamada beni rahatsız eden laflardan biri "başta kürt halkı..." denilen kısım, o nasıl olacak, böyle bir konuda bu laf yazılır mı cidden, ayrımcılık yapılan yere bak hele.

ayrıca yazıda rahatsız edici laflardan bir diğeri de "kasıtlı ve planlı kıyım.." kısmı, pardon? bunlar memuru olduğun devlete nasıl laflar canım, bu kadar rahatsız olduğun bir oluşum içerisinde hala çalışmak neden ya da, böyle sorsam daha iyi anlaşılır. katil ile işbirliğinde görebilirim o zaman bu yazıyı yazanların düz mantığı ile. çok komik laflar bunlar gerçekten, bana hiç ciddi ve tamimiyle ele alınmış bir yazı gibi gelmedi. muhatap devlet olacak tabi ama bir akademisyenin bu kadar boş konuşmasını da kaldıramıyor insan.

diğer yandan bu yazı devlete yazılmış bir yazı bu yüzden pkkya suç atmaması ve lafını geçirmemesi abes değil. geçirse de abes olmazdı ama.
0
omer haybo
(14.01.16)
akademisyen olmuşlar ama ezber konuşmayı bırakamamışlar
(bkz: #57637849)
0
la noix
(14.01.16)
isteyen istediğini söyler, bu kadar basit.

tarihsel örnekleri, farklı şartlarda farklı şekilde tezahür etmelerine rağmen her istenilen duruma empoze etmek yaygın bir teknik. hiçbir bilimselliği yok.

toplumlarda belli dönemlerde patlak veren tepki şekilleri için bir kere o toplumların içinde çok fazla tartışma dönmüştür. bunları üzerinde uzlaşıya varılmış birer teşhismiş gibi, 2 artı 2'nin 4 etmesi deterministliğinde her yere serpmek, okumayı bunları bir araç gibi kullanmak adına yapmak üzücü gerçekten.

toplum bir su değil, siz de falan basınçta şu kadar su şu kadar derecede kaynar der gibi konuşamazsınız.


uluslararası politikanın, global çıkar ilişkilerinin ülke siyasetlerini değiştirdiği yerlerde toplumlardan özerk oluşumlar gibi bahsetmek zaten çok komik. hatta olayı freud'a kadar indirmek daha da komik.


bir kere zaten uzun-dönem kısa-dönem karşılaştırmaları birbiri içerisinde girmiş. camus veya sartre'ın fransız toplumu üzerine düşüncelerini okuyup okumadığım hakkında varsayımda bulunmadan önce sosyolojinin tarihi/belgesel nitelikte olaylar ve paternlerden, çıkarımlardan yararlanmadan önce idiopatik teşhisler koymasının ne kadar mantıklı olduğunu kendinize sormanız daha iyi olur.

yoksa dün çok anlamlı olan ve bilim muamelesi gören astroloji bugün güldürü malzemesi, ne olacak.

tarihi neyi yönettiğine bakmadan, büyük resimleri dıştalayarak ayrıntılara inmek baktığınız olayı, nereden bakıyorsanız o şekilde etiketlemenize zaten cevaz verir.

burada bu akademik beyanatı bir kere politik olmayan bir olay gibi izole edebildikten sonra bunları söyleseniz hadi neyse. ünlü insanlar ve durumlara taktıkları isimler değil bunların konuşulan konudaki geçerliliği önemli olan. ne yani ben de şimdi edward said'den, samir amin'e, marx ve engels'den huntington'a isimler mi vereyim -ki kesinlikle daha fazla otoritesi olan kimseler, bir kere ekonomipolitikten muaf yorumlara girmiyorlar-. hoş verdiğim zaman da oldu ama böyle saçma sapan artistlik yapmak için değil, kaynak paylaşmak için. istediğinizi yazmanız zaten güzel bir şey ama bunları söylemeye engel değil.

son bir şey: "just because you're paranoid doesn't mean they're not after you" bu da bir edebiyatçıdan. dediğim çoğu şeyin özeti ve sosyolojik yaklaşımın neden eksik kaldığını düşündüğüme kısa bir özet. kaldı ki, önceden de belirttiğim üzere, kendi içerisinde ekoller olan bir sosyal bilim demeyeyim de bilgi alanından, olaya tek otoriteymiş gibi teşhis koymasını beklemek epey abes. size tepkim aslında duymaktan sıtkımın sıyrılmasına neden olan bir "sapatama"ya olan tepkim. 10 küsur yıldır toplumsal paranoya bunlar diye konuşanlar sayesinde bugünlere çok daha kolay gelindi. kısacası size, böyle yapanlara, karşıyım. ve bunu söylemek istiyorum.
0
godoşu beklerken
(14.01.16)
Sadece şuna itiraz yapayım, yaptığım açıklamada ve ya verdiğim örneklerin hiçbirinde tarihsel ya da toplumsal determinizm ileri sürmedim. Verdiğim örnekler çoğu zaman birbirleriyle uyuşmayan farklı teorik saptamalarla sonuçlanıyor. Yani topluma bilimsel bile yaklaşmadım. Sadece tartışmaların hangi kavramlar üstüne olduğunu göstermeye çalışıyorum. 'Hastalı' sözcüğünü tırnak işaretine almam ve savunma mekanizmalarının eksikliğinden bahsetmem tartışmanın benim yer aldığım tarafı. %100 gerçek, genel-geçer ve evrensel değil. Çünkü bu evrenselliğin değil sosyal bilimlerde, pozitif bilimlerde bile olmadığını düşünen birisiyim. Yapmadığım bir determinizm tanımı üzerinden vurmaya çalışıyorsun. Al sana bir örnek daha.

Burada türkiye'nin ve dünya'nın bu olaydaki spesifik konumlarını anlatmama gerek yok sanırım. Bunca ismi sıralamamın sebebi de, bu tip yazılarda tartışılmış olması. Okursun, öğrenirsin, akıl yürütürsün. Kaynak, karşıt görüşler ve tartışma oldukça bol bu konuda. Benden özetini çıkartmamı ve bütün kaynakları buraya sıralamamı bekleme. Fark ettiysen sadece isim sayıp bırakmadım, kaynak verdim. Daha da arttırılabilir, başlangıç tartışmaları muhtemelen bu kaynaklar. Freud'a gülünmesinin sebebini pek anlayamadım tabii.

Onun dışında eleştirinde bir karara da varman gerekiyor: başında söylediğin gibi tekil durumları genellemeyelim mi? yoksa, sonunda söylediğin gibi patternler bularak tekil durumları genelleyelim mi? Tümevarım eleştirisyle başlayıp, cevabın tümevarım olduğunu söylemişsin de. Beni determinizmle suçlayıp, tarihteki büyük resimlerden bahsetmeni söylüyorum.
0
protector
(14.01.16)
sizden özet çıkarmanızı istemiyorum. bir olayı, demek ki size değil bana öyle geliyor, paranoya olarak yorumlayabilmeniz için hiçbir kriterinizi göremedim. sebep olmadan sonuca varmak, nedensellik olmadan kesinlik iddia edebilme rahatlığına eşdeğer nazarımda. çünkü, burada örneğe dönmek zorundayım, "toplumsal paranoya dünyada olmayan bir şeydir" gibi bir cümle kullanmadım ben zaten. bu durumun nasıl böyle bir örnek teşkil ettiğini görmek istedim, zira yorumunuz o yönde. siz buna zaman vermeye uğraşamam dersiniz, tamam. ama o zaman ben de zaman vermeden karşı olduğumu söyleyip geçmek istiyorum.

duyuruda böyle şeyler konuşulduğu ve bu yapılmadığı zaman duyurunun özelliğini yanlış anladığıma dair hisler ediniyorum. özellikle birisi özel ilgisini bu yönde yargı vermek için kullandığı zaman. bunun anketten farkı kalmıyor.


edite karşılık edit: tekil durumlar genellenmez ki. genel durumdan patern çıkarılıp tekil durumun o genel duruma örnek teşkil edip etmediği anlaşılır. ikisi birbirinin tam zıddı. yani tutarsızlık yok. son bir şey daha: determinizm önemli bir şey ve ben sizi bununla suçlamıyorum, determinizme has bir iddiayla genelleme yapmanızı eleştiriyorum. farklı örneklerden farklı olmaları hatrına bahsedilmez ki; toplumsal paranoya yaratılmış bir kavram diyen yok ki, bu alakasız durumlara gerek yok zaten, bu neden yanlış cevap diye sorsam, öğretmenim olsanız "dünyada ilk yanlış cevap veren sen değilsin" mi diyeceksiniz. bu teğet geçmektir; konu sapar. (siz bana ben soruyorum diye kendinizi anlatmak zorunda değilsiniz, konuşmayın derken kastım o değildi, öyle anlattıysam benim hatam, amacım eleştiri yapmak)
0
godoşu beklerken
(14.01.16)
Toplumsal paranoyanın neden olduğuna ilişkin bir örnek vermiştim. Daha da açayım, çünkü eleştirinizi iyi anladım. Toplumsal şizofreni derken, kendimi daha fazla ifade etmem gerekiyor. Dış mihrak (elbette çeşitli çıkar grupları ve dış aktörlerin rolleri söz konusu; ancak ben dış mihrakın fetişleştirilmesi, tanrılaştırılmasını eleştiriyorum), büyük oyun, arkadaki güçler, faiz lobisi, yahudiler, çapulcular vb. gibi sadece boş gösteren olan, yani bir anlamı olmayan sözcüklerin arkasına sığınarak hedef göstermek, ideolojik yöneltme yapmak ve bunların işe yaraması toplumsal şizofreni örneğidir. Çünkü gerçeklik ilkesi bu tip durumlarda sapmıştır.Yani gerçek ile olmayan arasındaki konsensus bozulmuştur.

Akademisyenlerle ilgili örnekte şöyle bir açıklama yapabilirim toplumsal şizofreniye. Pkk sempatizanı olup, devlet görevlileri ya da sivillerin ölümüne sevinen kişiler var. Bir de, doğu'da siviller öldüğü zaman sevinenler var. Bu iki grup dışında üçüncü bir oluşum var (ingilizlerin silahları betona gömenler deyiminin de kapsadığı): sadece insanların ölmesine karşılar. Her ölümde ses çıkartıyorlar (dün geceki olaya da ses çıkarttıkları gibi). Ancak bu topluluk görülmüyor (mesela dünkü saldırıyla ilgili ekşi başlığına bak. Nerede o akademisyenler diye bir sürü entry var. Halbuki o akademisyenleri desteklediğini iddia edip, olayla ilgili açıklama yapan bir sürü entry var başlık içinde. Yani görülmüyorlar, yok sayılıyorlar, gerçekliğin dışına atılıyorlar). Ya terörist ya da devlete şirin gözükmeye çalışan 'sevgi pıtırcıkları' olarak kodlanıyorlar. Bu topluluğun söylemleri de, sırf bu yüzden bu iki kodlanmaya uygun şekilde okunuyor. Mesela metinde pkk eleştirisi olmamasını, bu insanların pkk'yı eleştirmemesi olarak okuyorlar. Halbuki, aralarından bireysel olarak tanıdığım (doğal olarak, listenin içinde yer alan en ünlü isimler tanınıyor genelde) 15-20 tanesine bakarak, bu insanların pkk eleştirisi yaptığına defalarca tanık oluyorum. Ancak silahlı, hukuki düzeni olmayan, uluslararası normlarla denetlenmeyen pkk'ya nasıl bir eleştiri yapılabilir ki? Pkk'ya ya da ışid'e, insanların tartışarak ve fikirlerini yarıştırarak sorunları çözebileceğine inanan bir kişi ne diyebilir?

Umarım bu olayda toplumsal şizofreninin ne demek olduğunu anlatabilmişimdir. İlk cevabımda da "insanlar söylenmek isteneni değil, kendi istediğini gerçek kabul ediyor. Diyalog bı yüzden imkansız hal alır" diyerek, bundan bahsetmiştim. Yani toplumsal şizofreni, karşı tarafın söylem ve eylemlerini, kendi istediğin gibi kurman ve karşı tarafı hiçe sayman ile açığa çıkar.
0
protector
(14.01.16)
tamam, çok teşekkür ederim, dediklerinizi anladım. ama katılmıyorum. buna zaman vermek ister misiniz, bilmiyorum. ben yine de sıralayayım:

*gerçeklik ilkesiyle kastınız freud'un tanımı ise bireyin tekil algısına yönelik bir tanımın gruplara genellenmesinde sorun görüyorum. bir kere tanım nörokognitif bile değil.

*gerçeklik ilkesine karşılık baudrillard'ın gerçeklik algısı üzerine söylediklerinden ve hyperreality'den, simulacra'lardan bahsedebilirim. bu durumda gerçeklik artık ortak algının -her zaman kontrol altında olmayan, bilinç tarafından varlığı henüz takdir edilmemiş olguların istemli veya istemsiz manipülasyonu eşliğinde- kendi gerçeğini yaratmaya başladığı bir hal alıyor; adeta bir matruşka gibi.

buna ek olarak okuduğum bir iki şeyden dilin, semantiğin bu gerçekliğin yaratımı sürecinde, olmayanın dil pratiği ile beyne hatıra olarak asimile olmasından,

reconstructive memory gibi kavramlardan bahsedebilirim.

* bunlardan konuşuyor olsaydık bahsettiğiniz yaftalama durumlarının gerçekten de hangi ortak algıya veya bundan farklı olarak yaratılmış ortak algıya girdiğini tartışabilirdik.

ama buna girmeye lüzum bile kalmadan, bu akademisyenlerin tekstlerinde benzer klişelerin, yaftaların, sloganlarla düşünmeye teşvikin çokça kullanımını görüyorum.

bu durumda yakın dönem gelişmeleri de aklıma getirmek durumundayım. neden bu grup bu bildiriyi suriye'ye girilirken ancak daha ışid ortada yokken, hatta el nusra, el kaide yokken ancak suk ve öso varken yayınlamadı? neden suriye halkı adına bir eleştiri yok; orada oluşmasını fişteklediğimiz vahşet çok daha büyükken?

neden, ölüme her halükarda karşı olmak bu bildirinin ortaya çıkmasındaki temel motivasyon ise, pkk'nın tüzel bir varlık olmayışının bir önemi olsun? "kürt halkı" derken hangi tüzel varlığa gereksinim duyulmuş? dahası buradaki temsil hakkı nereden geliyor? siz 20 tane haksızca yaftalanmış tanıdık akademisyen görüyorsunuz, ben de istemediği tarafından temsil edilen 20'yi aşkın kürt kökenli türk görüyorum. bunların bahsettiğiniz sonuca varmanızda kriter olması, bu haliyle, bana yanıltıcı ve yönlendirici geliyor. istemli veya istemsiz, bir imada bulunmuyorum yani.

* bildiride yapıldığı sayılıp dökülen işlerde ardı sıra iddia olması, daha olan olayın failinin bile tartışıldığı, bu dönem özellikle belge üretmek/belge gömmekle ünlenmiş bir ülkede, ne gibi bir ehemmiyet taşıyor? dünyadaki pek çok hükumetin hamasi söylemlerinden karakterce farkı nedir?

* gerçeklik ilkesini kaale alıyor olsaydık, sizin bu insanların kimisini özel olarak tanıyor oluşunuz ve "öyle ya da böyle" olmadıklarını bilmeniz diğer bireylerin gerçeklik ilkesindeki konumlarını nasıl değiştiriyor? bu genelleme sakat değil mi? gerçeklik algısının gerektirdiği, bu insanların temellerinin ne olduğunu bilmeden, ne dediklerine bakmak da olabilir pekala? herkesin biyografisini okuyarak, sonra o biyografiyi -o da yazılmışsa- yazanın nasıl biri olduğuna bakarak, mesela yanlı mı, yansız mı olduğunu anlamaya çalışarak kararlarımız alamayız. bu insanlar kendilerini böyle temsil etmeyi seçmiş oldular.

* "kürt halkı" ifadesi bile "elma sebzedir" gibi bir kabul içeriyor. ulus-devletler tanımında devleti oluşturan halk ile etnik kimlikler arasında net bir ayrım var. daha konuşurken bile yönlendirilen bir algı söz konusu. ben bunu bilmiyorsam, hiç düşünmemişsem, belki de kolay yönlendirilirim.

(toplum burada bir paranoya yaşıyorsa, söylediğim nedenlerden ötürü bu bildiriyi yayınlayanlar da yaşıyor demektir. eğer paranoya olmasından bağımsız olarak eleştiri yapılabilecek bir şey varsa bu bildiri neden eleştirilemesin? bir şeyin yaygılaşması ve içinin koflaştırılması onu her zaman geçersiz yapmadığı gibi yersiz olmayan şüpheye paranoya denebilir mi? bir sürü soru sorulabilir)

yani bu insanların beyanatlarını üzerinde konsensus oluşmuş bir gerçekliğe, olgular bütününe, diğerini de dayanaksız sanrılar içerisine sokan nedir diye soracak olsam hayli sübjektif cevaplar alacağım belli gibi.

işte bu nedenlerle söylediklerinize katılmıyorum, ancak cevap verdiğiniz için samimiyetle teşekkür ederim.

@protector: ben yazdığınızdaki içeriğe göre yorum yaptım. sanrıdan kastım geçersizlik, deyiminizle "kofluk, boşluk", yani ezberden ve dayanaksızca konuşmak. kısacası o bölüm neye göre, kime göre demek için var, yazıyı oraya doğru inşa ettim.
0
godoşu beklerken
(14.01.16)
İlk olarak toplumsal şizofreni hastalık değildir zaten. Öyle diyormuşum gibi bir algı oluşmuş. İkinci olarak madde madde cevapları pm olarak atıyorum.
0
protector
(14.01.16)
burada yazın ki biz de bilgilenelim.
0
🌸Frederick Co
(15.01.16)
(4)

İşitme Testi Hakkında

arkburak
Arkadaşlar Merhaba,Bugün bir özel hastanede işitme testine tabii tutuldum ve doktor tek bir frekansta işitme kaybım olduğunu, muhtemelen iç kulakta bir patlama olduğunu söyledi; adama ne kadar direttiysem de ne olduğunu öğrenemedim, ne işitme kaybı yani. Hiçbir şekilde yüksek sesli yerde çalışma ve
Arkadaşlar Merhaba,

Bugün bir özel hastanede işitme testine tabii tutuldum ve doktor tek bir frekansta işitme kaybım olduğunu, muhtemelen iç kulakta bir patlama olduğunu söyledi; adama ne kadar direttiysem de ne olduğunu öğrenemedim, ne işitme kaybı yani. Hiçbir şekilde yüksek sesli yerde çalışma ve böyle ortamlarda durma dedi, ama ayrıntı vermedi, çok önemli bir şeyi çok önemsiz bir tavırla söyledi arada kaldım, ne yapmak gerekir var mı böyle durumlar başına gelen? Hissedilir bir kaybım yok gibi aslında yeterince duyduğumu zannediyorum, bazen telefonla konuşurken tekrarlatıyorum karşımdakini, bazen de çok sessiz konuşan birini.

Not: Kulak yolu darlığından dolayı düzenli olarak kulak yıkama/vakumlama işlemi yapılıyor ve ben bu işitme sorununun ondan kaynaklandığını düşünüyorum, alakası var mıdır, yoksa?

Doktora da pek güvenemedim, abuk subuk biriydi, şöyle adam gibi bir KBB tavsiyesi yapacak biri varsa da makbule geçer (devlette olursa iyi olur)

Yer:İstanbul
0
arkburak
(13.01.16)
bakırkoyde ent tavsiye ederim.
0
all girls dream
(13.01.16)
başka bir doktora gidin. tam nedenini bilmiyorum ama özel hastanelerde özellikle bu kulak mevzusunda çok laubali bir tavır var. kota mı dolduruyorlar nedir anlamadım.

sapasağlam bile olsanız illa ki şu testi şu röntgeni şu bilmem neyi yaptırmak lazım yoksa şöyle olur böyle olur diye korkutuyorlar. bir başka uzman ise hiçbir şeyin yok diyerek yollayabiliyor.

benim ve birkaç tanıdığımın başına daha geldi böyle özel hastanede kulak örneği. şimdi sizinki de bu örneklere benziyor.
0
elestirman
(13.01.16)
@elestirman özel hastanelerin çoğu ticarethaneye dönmüş durumda; aynı tavrı göz için de çoğu yerde görüyorum.
0
🌸arkburak
(13.01.16)
özel hastaneler grubunda bir tek acıbadem hastanesi'nin sefaköy'e yakın ata bilmemne şubesindeki güven güvenç'i tuttum istanbul'da.

ya bana 3 farklı seviyede fısıldayarak işitme testi yapan özel hastane doktoru da olmuştu ahahah. g.güvenç ise kendi hastanesindeki diğer doktordan bile farklı olarak bir kere kulağımı görüntüledi, sonra da gerçek bir işitme testi yaptırdı. dalmak yasak görünüyor bana. bakalım. kulağım delinip kapanmış. "hiçbişeyin yok hadi sktr git"ten bu muhabbete geçince kimi doktora mancınıkla okyanus aşırtasınız geliyor. bu doktor çok kibar bu arada; sorduğunuz her şeyi cevaplıyor.

sanırım güven güvenç gittiğim 4. doktordu. ilk ve son gidişim arasında ise rahat 5 sene var.
0
godoşu beklerken
(13.01.16)
(13)

bildiğimiz varlıkların dışında kurgu yapmak

diffarensiyel
neden olmuyor? kurguların en ünlüsü yüzüklerin efendisi mesela, onda da ateş, gölge, boynuz, dev, cüce yani aslında olan şeylerle yeni bir dünya kurulmuş. harry potter desen büyü, uçmak, yaratıklar ki bu yaratıklar da bildiğimiz insan veya hayvan formunda yani baş, gövde, kollar, bacaklar ve türevle
neden olmuyor? kurguların en ünlüsü yüzüklerin efendisi mesela, onda da ateş, gölge, boynuz, dev, cüce yani aslında olan şeylerle yeni bir dünya kurulmuş. harry potter desen büyü, uçmak, yaratıklar ki bu yaratıklar da bildiğimiz insan veya hayvan formunda yani baş, gövde, kollar, bacaklar ve türevleri.
mesela ben düşünsem böyle fantastik bir canlı, olmuyor. mutlaka kafa, el, kol, göz falan olmalı.
bu dediğim olay, yokluğu düşünememek gibi bir şey mi? hiçliği hayal bile edemiyoruz mesela. böyle eli kolu kafası olmayan yaratıklar, dağı suyu ateşi ağacı olmayan mekanları düşünememek de aynı sebepten mi sizce?

yoksa anlattığım gibi şeyler var da ben mi bilmiyorum?
umarım kafamdakileri anlatabilmişimdir.
0
diffarensiyel
(13.01.16)
tolkien denen adam 140IQ'ye sahip 14ten fazla dil geliştirmiş bir adam. bırak da bizden farklı görsün bizden farklı şeyler yaratsın :) bence olay yokluğu düşünememek değil. bazı insanlar farklı görüyor işte olayı. ayrıca tolkien dediğimiz abinin tarih bilgisini yoğunlaştığı dil kökenlerinden anlayabiliriz. hal b olunca kafada kurgulaması da ona göre daha kolay oluyordur.
0
KidLazer
(13.01.16)
Joseph Campell'ın Kahramanın Sonsuz Yolculuğu adlı kitabındaki şablonu takip ediyor fantastik kurgular da... Yüzüklerin Efendisi de bu şablonla yazılmıştır. Harry Potter, Şimşek Hırsızı, Herkül vb. Onlar da bu şablonu takip eder.
0
kalemdefter
(13.01.16)
belki tarvkoski filmleri (özellikle stalker ve solaris) bir nebzeye kadar derdine derman olur.
0
lesmiserables
(13.01.16)
kalemdefter e katılmakla birlikte diffarensiyelin sordugu soru yaratılan dunyaların da karakterlerin de bildiğimiz dunyadan olması yada esinlenilmesinin sebebi sadece bildiğimiz/tahmin-hayal edebildiğimiz kadarıını mı yaratabiliyoruz diye anladım ben ve baslıgı takipteyim bu bi donem benim de kafamı cok kurcaladı cunku.
0
slalom
(13.01.16)
orson scott card'ın ender serisi var. yani belki fiziksel olarak değil ancak kültür ve bilinç seviyesi olarak buradaki uzaylı türleri alışık olduklarımızdan biraz daha farklı gelmişti bana.
0
green panda
(13.01.16)
Yüzüklerin efendisi örnediği verirken o da bildiğimiz şekilde demek istedim, tolkien'in dahiliğiyle ilgili değil. Tolkien şimye kadarki en uç noktaya getirmiş olabilir popüler olarak ama dediğim gibi onun dünyasında da canlılarda el, kol, kafa var, mekanlarda ateş, su, dağ, ağaç var. Bunun ötesinde diyorum ben.
0
🌸diffarensiyel
(13.01.16)
Clive Barker in öykü& romanlarına, çizimlerine, filmlerine bakabilirsin. Filmlerden umduğunu bulamayabilirsin, çizimlerinde de belirgin bir yüz ifadesi kullanıyor (onun dışında bildiğimiz gerçekle bi alakası yok) ama kitapları muazzam. Aslında bu tarz deneyimler yaşamak istiyorsan daha çok kult fantezi & korku kitaplarına yönelmen lazim. Lovecraft, Poe vs. Kitap ne kadar zengin içerikli, ucuk kaçık olsa da filmlestirildiginde saçma sapan, kitsch bi şeye dönüşüyor. Clive Barker i bi araştır
0
damdanakan
(13.01.16)
@yadigar, varlığı tanımlayan kavramlar öğrenilebilir bence eğer bunu anlatmak istiyorsan. kolumuza nasıl kol dediysek, başka varlığa ait bilmediğimiz uzva da atıyorum xyzasd diyip öyle kabul edebiliriz. ama bununla kim uğraşacak, hazırı var zaten diyorsun ve haklısın. zor geldiği için kurgulan-a-mıyor olabilir.
0
🌸diffarensiyel
(13.01.16)
anlattığına bire bir uymuyor ama bi ihtimal www.goodreads.com
0
freya
(13.01.16)
kurgularımızı hayal edebildiğimiz ölçüde sınırlandırırız. hayal gücümüz de maalesef sınırlı. ahtapotu ve kamufulaj yeteneğini hiç gözlemlememiş biri buna benzer bir örnek üretebilir mi? sanmıyorum.

robot üretiriz insana benzetiriz, put yaparız insana benzetiriz, uzaylı da keza öyle...
0
plastic_angel
(13.01.16)
düşündüğümüz her şey öğrendiğimiz, beynimizde var olan şeylerin bir kombinasyonu. fantastik olsa hatta söylediğinin aksine kafasız gözsüz olsa bile. mesela ulan demiş birisi, yine senin gibi, niye şimdiye dek illa hep kafa, göz düşündük yaratıkalrda? sonra gidip kafasız gözsüz bir şey tasarlamış. var böyle fantastik yaratıklar da şu an aklıma gelmiyor. onlarda bile mesela kafa, göz değil de formlar aşina oluyor.

aynen dediğin sebepten. beyne, duyulara girenlerden başkasını düşünüp kombinasyon yapamıyorsun. yani yapıyorsan da izafi olarak hareket noktan yine bu duyular oluyor. yukarıdaki örnekteki gibi. kafa, göz gördüğün için olmasa ne olurdu diyorsun.

ama uzayda daha hiç görmediğimiz x bir şey var, diyelim, o x'i bilmeden "x olsa/olmasa nasıl olurdu?" diye düşünemiyoruz. gördüğümüz her şekil, dokunduğumuz her doku, kokladığımız her koku vs... duyularımızdan gelenlerin kombinasyonlarından ötesini tasarlayamıyoruz. bunların hani logic'teki gibi bir "değil"i varsa bile o "değil" bir küme yani spesifik, hayal edilesi bir canlı değil.

bilmediğimizi kullanamıyoruz. tipik uzaylı tasavvurları da tam anlattığını gösteriyor bence. hatta ileriye gideyim; inancı ele alalım.

insanların tasavvur ettikleri tanrılar insanlara çok benzemiyor mu? kızıyor, öfekeleniyorlar falan. sidik yarıştırıyorlar, kin besliyorlar, korkunç aç bir egoları var vs. bana bunlar hep aynı geliyor; yani dediğinle alakalı buluyorum. inançsız biri olarak en takıldığım nokta değil bu; olayın bilimdışı oluşu daha önemli geliyor. ama işin bu yanının da sorunla çok alakalı olduğunu düşünüyorum. umarım canını sıkmamışımdır, yani tanrı kavramı ile ilgili konumunu bilmiyorum. düşüncemi yazmak istedim yalnızca.

özetle girdiden muaf bir çıktı söz konusu olamıyor ve bu da yine bilimsel ve sevilesi bir gerçek bana kalırsa.

@differansiyel: bana da soru çok güzel geldi, insanlar bunu ara ara düşünseler de pek konu etmezler; ben teşekkür ederim yani :)
0
godoşu beklerken
(13.01.16)
@godoş süper anlatmışsınız elinize sağlık.
0
🌸diffarensiyel
(13.01.16)
solaris'e ben de oyumu veriyorum, beklentine yanıt verecek bence. ben filmi izlemedim yalnız, lem'in orijinal eserini okudum. tarkovski ile lem'in araları bozulmuş biraz filmden dolayı. (sebep -lem'in dediğine göre- gereksiz romantizm vs. kasışları ve eserin aslına sadık kalmama)
0
boshi
(13.01.16)
(8)

Evrenin ödüllendirme sistemi

matilda
Gercekten bunun olduguna inandim. Tabii müslüman oldugum icin Allah'in bi ödüllendirme sistemi oldugunu dusunuyorum ama gercekten icten bir sekilde yaptiginiz iyiliklerin karsiliginda ödüllendiriliyorsunuz bence. Ben bunu yasadim bugun. Buna siz de inaniyo musunuz? Ben yasamasaydim boyle biseyi "öbü
Gercekten bunun olduguna inandim. Tabii müslüman oldugum icin Allah'in bi ödüllendirme sistemi oldugunu dusunuyorum ama gercekten icten bir sekilde yaptiginiz iyiliklerin karsiliginda ödüllendiriliyorsunuz bence. Ben bunu yasadim bugun. Buna siz de inaniyo musunuz? Ben yasamasaydim boyle biseyi "öbür tarafta" ödüllendirilecegimi dusunurdum ama bu tarafta oldu :)
0
matilda
(13.01.16)
Karmaya inanıyorum ama Allah'ın bu tür işlere gireceğini sanmıyorum. Onun olayı bu dünya ile ilgili değil sanırım. Yani sen iyi bir şeyler yaptın diye Allah seni bu dünyada ödüllendirmez.
0
angelus
(13.01.16)
evrenin ya da herhangi güç sahibi bi oluşumun bizi ödül ceza yöntemiyle eğittiğini düşünmüyorum malesef :/ ama bi butterfly effect tabi ki var. hem fiziksel olarak hem de olaylarda nedensellik olarak.(aslında bu fiziksel kısmı da açıklıyor neyse)
0
ghilleinthemist
(13.01.16)
Iyilik yaptigin zaman kendi kendini onaylamis oluyorsun ve senin de iyi seylerle karsilasmaya layik oldugunu dusunuyorsun. Yani bir sekilde bunu hakettigini dusundugun icin iyi seylere izin veriyorsun bence.
ayni sekilde bence kotuluk yapan insanlar zamani gelince yaptiklari kotulukler icin kendi kendilerini istemeden de olsa cezalandiriyorlar. Sabote ediyorlar kendilerini.
ben boyle bir aciklama getiriyorum bazen. Ama butun isleyis sadece bundan ibaret degil.
0
innerbliss
(13.01.16)
birkaç sene önce arkadaşımla onun arabasında giderken yaşlı bir amca otostop çekmişti. acayip de bir kar yağışı vardı o gün. gideceģi yere kadar bıraktık. amca inerken dua ede ede inmişti arabadan.

2 ay sonra bu arkadaş başka bir arkadaşının arabasında kaza geçirdi. karşıdan gelen arabayla çarpıştılar. içindekilerden biri yola fırlamış, nasıl olduğunu kendisi de hatırlamıyor. çarpışmanın etkisiyle araba takla attı. açılan kapıdan düştüm sanırım diyordu. emniyet kemeri bağlı değilmiş. kendine gelince arabadan duman çıktığını görüyor. arabanin içinden bizim arkadaşı da çıkartıyor. şoförü çıkartacaklerken araba alev almış.

o kazadan kurtulmasını ben hep o yoldan aldığımız amcanın ettiği dualara baglarım.
0
montauq
(13.01.16)
ödüllendirmesini değil de cezalandırmasını gördüm. abv boyle sistemin asgfdasgda
0
slalom
(13.01.16)
ne kadar içten iyilik yaparsam yapayım bazen oluyor bazen olmuyor :)
0
dieselsingle2
(13.01.16)
(bkz: algıda seçicilik)

(bkz: loto)

(bkz: causality)

evrenin umrunda değiliz. varız veya yokuz. hareket ediyoruz veya etmiyoruz. şartlar ve sonuçları var. toplumyaşayışı için geliştirdiğimiz etik, ödülledirme vs evrende yok. evrenin benliği falan yok, egosu da yok, kırbacı da yok.
0
godoşu beklerken
(13.01.16)
evren kişiliği olan ve bu kişiliği yöneten birşey değil. ayrıca evrene genel olarak baktığın zaman toz zerresinden küçük boktan bir gezegende (yıldızda bile değil) yaşayan, yaşadığı gezegenin dışından görüntüyle seçilmesi imkansız minicik bişeyi evren niye ödüllendirsin?

kendinizi o kadar büyük görmeyin, güneş sisteminin dışından bütün dünyanın görüntüsü penceredeki toz zerresi, o bile çok büyük.

al sana resmi, i.dailymail.co.uk o boktan bokta var ya, işte onun üzerindeyiz.

koca evrenin işi gücü yok, seninle mi uğraşacak?
0
eksi sozluk e bir daha geldim
(13.01.16)
(9)

ne çizeyim sorusuna kökten çözüm

safepassage
Merhabalar, bilen bilir ben resim yaparım. (mimar sinan heykelde okuyorum fakat okula gidemiyorum) Sorum şu: Ne çizeceğim konusunda yönlendirecek bir kaynak arıyorum.Yani manzara resmi yapmak istemiyorum, ama böyle en azından artık komple hayalden ilerleyebilecek seviyeye gelene kadar yön gösteren,
Merhabalar, bilen bilir ben resim yaparım. (mimar sinan heykelde okuyorum fakat okula gidemiyorum)

Sorum şu: Ne çizeceğim konusunda yönlendirecek bir kaynak arıyorum.

Yani manzara resmi yapmak istemiyorum, ama böyle en azından artık komple hayalden ilerleyebilecek seviyeye gelene kadar yön gösteren, al hacı her gün burdan birini çiz vs. gibi illüstrasyonların falan olduğu bir kaynak arıyorum. Kitaplarımdaki çizeceğim tüm şeyler bitti. Yani el ayak figür, portre hepsi tükendi. Daha çok digital painting yapıyorum ve fantastik tarafa doğru kaymayı düşünüyorum.

Ne istediğimi tam olarak anlatabildim mi bilmiyorum ama benim gibi günlük çizim yapan varsa nerelerden besleniyor? Moda dergileri falan mı? Vallahi tıkandım kaldım.
0
safepassage
(11.01.16)
şurası nasıl?
reference.sketchdaily.net

ya da şurası?
www.quickposes.com
0
loveinaflipbook
(11.01.16)
Şunu da kontrol edebilirsiniz;

www.reddit.com
0
spadram
(11.01.16)
ben bu soruyu daha önce de sormuştum ve @loveinaflipbook aynı cevabı vermişti gibi hatırladım birden.

ilk linki deniyorum ara sıra ama öyle değil, bunlar sadece figür için. Mesela konu verecek bir şeyler arıyorum. Maviturta eskiz günleri var facebookta, ama o da her zaman vermiyor. Verdiğinde bana uymuyor. Her gün düzenli yapan bir yer arıyorum.
0
🌸safepassage
(12.01.16)
@spadram ben bu redditi kullanmayı beceremiyorum ya burayı takip mi edicez şimdi?

çok eğlenceli bi site evet ama ulaşmak istediğim yerleri hep kaybediyorum. bunu da bookmarka ekledim şimdi.
0
🌸safepassage
(12.01.16)
Üyelik açarsan daha rahat takip edebilirsin. beğendiğin gönderileri kaydet dediğinde profilindeki "kaydettiklerim" bölümüne atıyor. bu şekilde tekrar dönüp inceleyebilirsin.
0
spadram
(13.01.16)
imgesel istiyosun yani. imgesel konularını toplu bir şekilde bulamam fakat amacın ne?

yıllar önce gsf atölyesinde çalışırken sıradan bir konuyu bile sıradışı anlatan çocuklar vardı. sıradışı bir konuyu ise dümdüz anlatacaksan, aykırı konular bulmayalım sana.

mesela bugün; japonya'da katananın eğitimini veren bir ustanın çıraklarıyla olan eğitimini yap.

sana hergün böyle konu verebilirim.
0
kupigometa
(13.01.16)
rüyalarınızı hatırlıyor musunuz? rüyalarınızı çizmeyi deneyebilirsiniz. bu bence kökten çözüm ilhama. çizmek istediğim rüyam çok ama altından kalkamayacağım için denemedim.

şarkılar sonra. ben bunu kendim bir gün çizeceğim ama sizle de paylaşayım: jeff buckley, dream brother. www.youtube.com

o kuşu o pencerede, az sonra birini kaldırıp pençelerinde götürecekmiş gibi ya da bir felaketi bekler gibi ikizlere bakarken çizmek istiyorum.

çizmelik değil mi ama?
0
godoşu beklerken
(13.01.16)
@godoşu beklerken ben çok nadir rüya görürüm :/

videoda kuş falan mı var? ben işyerinden pek göremedim de, thumbnaillerine bakınca yok gibi. sözleri anlatıyorsa bilemem ama şarkıyı çizmek biraz daha zor geldi. çünkü genelde ben şarkının sözlerini değil melodisini dinlerim. sözlü şarkı da dinlemem aslında pek.
0
🌸safepassage
(13.01.16)
videosu yok; varsa da ben 18 küsur yıldır bilmiyorum. sözler şöyle başlıyor ama:

bir çocuk ikizinin yanında uyumakta,
hatıralar rüzgar gibi geçiyor hızla
o kara melek gıdım gıdım giriyor içeri
siyah kanatları açılmış, izliyor onları

(gerçekte kuş yok benim imgelemimde o hep dev gibi bir kuş ve bunu başta belirtmedim çünkü lyricleri aklıma getirmedim, hep gözüme gelen şekliyle yazdım zaten günde 5-10 kere falan dinlediğim zamanlarda parçanın rüyasını böyle görmüştüm - kusura bakmayın-)


tam çevirmedim, ama jeff buckley buradan nakaratta babasının ölümünden dolaylı bahsettiği bir şarkıya giriyor, şarkı imgelem dolu zaten ancak hakim his uğursuzluk beklentisi, terk edilmek, mahkum edilmek ve yine de terk veya mahkum edeni sevmek, onu anlamak. hepsinin aynı anda olması.


edit: özel bir hastalık yoksa herkes rüya görür, demek ki hatırlamıyorsunuz. oysa ben rüya kadar çılgın ve ilham verici bir şey bilmiyorum. umarım bir gün hatırlamaya başlarsınız.
0
godoşu beklerken
(13.01.16)
(6)

Bu müzik hakkında ne düşünüyorsunuz?

kalyanschik
Burada küçük bir Alla Beni Pulla Beni sample'ı var. Muhtemelen bir rap parçası olacak. Fikirleriniz? (Parça Kendimin)https://soundcloud.com/nayablake/alla-beni-pulla-beni-remade
Burada küçük bir Alla Beni Pulla Beni sample'ı var. Muhtemelen bir rap parçası olacak. Fikirleriniz? (Parça Kendimin)

soundcloud.com
0
kalyanschik
(10.01.16)
mükemmel
0
giggs
(10.01.16)
çok çok başarılı :)
hatta bu sözsüz halini bir şekilde kullanmam mümkün olabilir mi? sinema öğrencisiyim de çektiğimiz işlerde yani. kabul edersen de daha ileri gidip işlerimize müzik yapabilir misin diye teklif edicem. böyle çok mu beleşçi oldum bilmiyorum ama sanki kolektif bir şeyler yapmak isteyebilirsin gibi hissettim.
0
çaykovski
(10.01.16)
adımı yazarsanız kabuldür :) yardımcı olurum. yeşiller beklenir.
0
🌸kalyanschik
(10.01.16)
bence de güzel olmuş ama son bölümünde sanki bi kayma var gibi. yani klavye ritmin gerisinden geliyo sanki.
0
himmet dayi
(10.01.16)
buna rap koyma bence ille bir şey koymak istiyorsan tricky/massive attack tarzı trip hop vokal koy, sen ambient bir şey yapmışsın ebonics konuşan rap vokal içine eder.
0
godoşu beklerken
(10.01.16)
teşekkürler :) zaten rap'ten ziyade daha derin ve güçlü erkek vokali şeklinde olacak.
0
🌸kalyanschik
(10.01.16)
(4)

ing. mâl olmak

humancentipad
bu nane 6 kıtaya mâl olmuş bir nanedir. bu maydonoz, tarihe mâl olmuş bir maydonozdur.
bu nane 6 kıtaya mâl olmuş bir nanedir.
bu maydonoz, tarihe mâl olmuş bir maydonozdur.
0
humancentipad
(10.01.16)
"this is a parsley that made history" :P

"to make a mark on the world" kalibi de olur bence, yakin.
0
common of demons
(10.01.16)
this mint, is a mint which made a mark on the six continentals!
0
bohr atom modeli
(10.01.16)
:) kimin sözü bu, ibrahim saraçoğlu'nun mu acaba :) böyle şirin bir şeyi de çevirmek zor. ancak common ve bohr'un dediği gibi olur herhalde. ben gördüğümde "cevab veremedi" moduna geçtim :D çok dile özgü bu kullanım. direkt mal olmak o şekilde yok ingilizce'de. go maydonoz go!!

@humancentipad: kusura bakmayın gülme aldı beni, öyle dummy bir cümle koyduğunuza kafam basmadı, "yüce allah'ım, maydanoz yok mu o maydonoz, tarihe mal olmuştur o maydonoz" direkt saraçoğlu temsilindeki insanlar kümesi, kurabiye canavarı falan ne bileyim aklıma bunlar geldi.
0
godoşu beklerken
(10.01.16)
söz kimsenin değil yahu. aradığım kelime mal olmak. nane ve maydonozu şimdi uydurdum öylesine.

x tarihme mal olmuş bir kişidir mesela gibi.
0
🌸humancentipad
(10.01.16)
(16)

Biyokimya, moleküler biyoloji genetik alanından kimler var?

intihar etsem de kendime gelsem
Arkadaşlar tıbbi biyokimya, fen, veterinerlik biyokimya, moleküler biyoloji ve genetik ya da ilgili diğer alanlarda olan kimler var? Aklınızda ne gibi projeler var?Çalışma alanlarınız neler?Hangi kaynakları dergileri takip ediyosunuz?Duyuru sürekli takipte.
Arkadaşlar tıbbi biyokimya, fen, veterinerlik biyokimya, moleküler biyoloji ve genetik ya da ilgili diğer alanlarda olan kimler var?
Aklınızda ne gibi projeler var?
Çalışma alanlarınız neler?
Hangi kaynakları dergileri takip ediyosunuz?

Duyuru sürekli takipte.
0
intihar etsem de kendime gelsem
(09.01.16)
ben varım, henüz bir çalışma alanım yok ama aklımda olan bir kısım var. hocayla da uyum sağlayabilirsek o alanda çalışmayı istiyorum. science direct dosttur bu konuda.
0
devilred
(10.01.16)
ben varım.
Diğer Genetikciler gibi işsizim.
Aynı zamanda işletme ve dış ticaret lisansına sahibim.

ne p.k yediğim belli değil.

Millet genom projesi yapıyor ya... hah...


bizde de duble yollar var:)
0
anonymice
(10.01.16)
Ben varım.

Boğaziçi mbg 15 mezunuyum. Ortalamam 2.7 olduğu için amerika'da doğru düzgün doktora programı bulmaya hiç kasmadım. Türkiye'nin de a.q olduğu için yüksek lisans yapma gereği görmeyip iş aradım. Bilim yapmayı şifa getirmekten çok para kazanmak için istediğim için olmadı belki de. Torpille inanılmaz alakasız bir sektörde çalışıyorum şu an. Yine de bunca bilgi excel için miydi demeden edemiyorum. Biyoteknolojiyle ilgili bir master yapıp sonrasında endüstriyel maya üretiminde ciddi para olduğunu düşünüyorum.
0
gates
(10.01.16)
Moleküler biyoloji ve genetik mezunuyum. Özel bi genetik tanı merkezinde çslışıyorum. Ben bence eşşeğin kuyruğundan beterim uzamıyorum ama kısalıyorum ya. Bi ara biyoteknoloji masterı mı yapsam diorum teknokentlerin birine girerim belki, kpss var bu sene onu mu denesem acaba diye düşünüyorum sonra da. Geçen annem araştırmış sizin meslek Almanya'da iş yapıyo bence sen oraya git dedi
0
umutsuzevjınıkı
(10.01.16)
ben 2005 mezunuyum bilkent MBG
benim hikaye uzun, kısa kesersem önce yurtdışında takıldım ama doktorayı bıraktım
şimdi akademik dünyanın diğer tarafndayım klinik arştırma yapmıyorum: yapılmış olanları raporluyorum, makele yazmıyorum yazılmış olanları derliyorum, çeviriyorum, düzeltiyorum vb. okurken bilmediğim bi sürü şey varmış bu işe girince öğrendim.

wet-lab'çıyken hep hücre biyolojisinde kaldım kanser yolakları filan çalıştım (aslında genetikçi değil mol. biyoloğum daha çok)
şimdi Allah ne verdiyse oldu biraz konular genişledi.
Tekrar master doktora yapmak aklımın bir köşesinde hep var ama wet-lab bişey yapamam gibi, lab'a giremiyorum (hastayım ben böhüü)
biyoetik, tıbbi bilişim, en olması biyoinformatik/istatistik filan gibi bişeyler olur sanırım. değilse yurtdışında scientific writing/management vb. programları düşünüyorum.
acıbademde biyoetik programı 20bin lira olmayaydı geçen sene ona oraya gidecektim Cengiz hocaya sitemlerimi iletiyorum :(
0
niye ama
(10.01.16)
@gates: dönem mi değişmiş nedir bilmiyorum ama en azından bu'de sizin ortalamaya sahip fizikçileri uni. of illinois at urbana-champaign gibi yerlere direkt MSc'a alıyorlardı, oradan da doktora yapıyordu millet. boğaziçi'nde temel bilimlerde öyle çok yüksek notlu olmanız gerekmiyordu böyle yerlere girmek için. özellikle mbg'te durum başkaysa bilemem, yine de keşke bir deneseydiniz. belki de bilim yapmayı istemekle ilgili söyledikleriniz ayaklarınızı geri geri itmiş.


neyse biri bir çeviri sormuştu, kimse bakmamıştı, ondan hadi deneyeyim dediydim ama jargon vardı, upregulate'in türkçesi nedir bilen varsa dil kısmındaki dkk geni ile ilgili çeviri kısmına bir el atar belki www.eksiduyuru.com hücre reseptör sayısının artması imiş, bunun için türkçe'de biyolojik tek bir terim var mı, biliyonguz mu?


@niye ama: eyvallah ben bunları bilmem zaten; sizler yoktunuz, elemanın sorusu ortada duruyordu, ben de oralarda geziniyordum ;)

ancak uyarınızdan bunu da eklemem gerektiğini anlıyorum, teşekkür ederim, biraz kişisel merakımı da giderdim bu arada, duyuru güsel bir yer (sadece receptorlar için geçerli olmadığını eklemiş durumdayım)
0
godoşu beklerken
(10.01.16)
hücre reseptör sayısının artması imiş,

dediğiniz şey tam doğru değil, evet bu bir upregülasyon örneği ama genel olarak herhangi bir uyaran (hormon, toksin, başka maddeler) sayesinde (ya da bu sayede oluşan bir ihtiyacı karşılamak için), sayıca çoğalma yönünde yapılan herhangi bir düzenleme demek .reseptör sayısı artabilecğei gibi, RNA sayısı, enzim miktarı, gen expresyonu vs. de artabilir.
türkçesi yok upregüle olan deniliyor
0
niye ama
(10.01.16)
Ben varim. Turkiye'de yuksek lisans yaptim, antik DNA calismaya calistim. Simdi yurtdisinda doktora yapiyorum, insan populasyonlarinin karismasi, insanin goc yollari ve populasyon tarihi, genetik-linguistik evrimin kolerasyonu uzerine calisiyorum. Calistigim projelerden birinde Sibirya populasyonlari ve Amerika'ya gecisleri calistim, o calismanin ilk yayini gelmek uzere ama devam edecek. Doktora tezim Tayland populasyonlari ve Austroasyatik dil ailesinin gocleri gibi bir sey olacak. Bir baska projede ise yine Tayland'taki ilginc bir populasyonun tarihini arastiracagim.

Bu kadar cok proje olmasinin sebebi doktorayi bitirmem icin en az 3 farkli yayin yapmis olmam gerekiyor.

Google scholar'da alarmlar kurdum, Twitter'dan Nature, Science gibi dergileri takip ediyorum. Yine ayni dergilerin haftalik icerikleri mailime geliyor. Arada Science Daily gibi sitelere bakiyorum.

Operim.
0
evrim halkasi
(10.01.16)
Cvplar çok güzel.İşin içinde olduğum için demiyorum ama bu alanlar çok önemli alanlar. Arkadaşlar lütfen yılmayın çalışın. Malesef ülkemizde gereken değer verilmiyor hem maddi hem manevi. Belki burda küçük çaplı bile olsa bi şekilde iletişimde olabiliriz.
Var mı fikirleri olan?
0
🌸intihar etsem de kendime gelsem
(12.01.16)
eksici biyolog'lar adi altinda grup kurup, orgutlenelim :) saka bir yana, boyle bir olusuma gidersek hem beyin firtinasi yaratilir hem de benzer konularda calisanlarin birbiriyle isbirligi yapmasi saglanabilir. bilimsel gelismeleri tartisacagimiz bir ortam olsa fena mi olur? :)
0
evrim halkasi
(12.01.16)
Takibe almışım yazarım diye şimdi gördüm.

Master yapmaya çalışıyorum hala şu sıralar. Okuldaki mali sorunlar nedeniyle 1 senedir bekliyorum ve hala bir şey olacak gibi görünmüyor. Çok çok emek harcadığım ve yapmayı gerçekten çok istediğim tez konumdan vazgeçme eşiğindeyim, basit bir şeyler yapıp mezun olmaya çalışabilirim ya da hala daha bekleyebilirim. Bilmiyorum kafam şu an bu konuda çok karışık açıkçası.
Şizofreni üzerinde epigenetik değişiklikler çalışıyorum. Phd için de behavioral neuroscience istiyorum, bakalım. Tr'de bilimle uğraşmak gerçekten zor. 1 senedir malzeme bekler mi bir insan ya. Sırf bu sebepten iş de bulamıyorum, parasız pulsuz öyle kendi kendimi geliştirmeye çalışıyorum kısaca. Aklımdaki fikirleri anlatabilsem, çalışabilsem öyle güzel olur ki ama olmuyor olamıyor ne yazık ki.

Kaynaklar açısından da schizophrenia research forum, nature (molecular psychiatry), elsevier üzerinden de psychiatry research takip ediyorum. Bir de app olarak science news var, o da güzel.

Ayrıca evrim halkasi'na katılıyorum. Oluşum içerisine girilse ne güzel olur.
0
sefil
(27.02.16)
Ben unutmusum bu meseleyi. Cidden bir adim atmaya ne dersiniz? Hicbir sey yapmasak oturur bir mail grubundan bilim tartisiriz. Hatta tartismalari metin haline getirip, ekside yayinlariz. Kaliteli bir seyler cikabilir. Olur derseniz, bir google grubu olusturabilirim.
0
evrim halkasi
(27.02.16)
@evrim halkasi, bence çok güzel olur. Yapılsın hadi. :)
(maksat up olsun)
0
sefil
(27.02.16)
Tamam o zaman, katilmak isteyenler bana mail adresi yollasin. Anonim kalmak isteyenler, isimleri olmayan mail adresi yollayabilir. Hatta bir duyuru daha mi acsak? Bunu gormeyenler de gelsin.
0
evrim halkasi
(27.02.16)
Suraya bi' bakiverin. (git: 1052584)
0
evrim halkasi
(27.02.16)
selam meslektaşlar, ben de biyologum. Şu an resmiyette ağır işsizim ama birkaç aydır freelance çalışmaya başladım şükürler olsun. Mücbir sebeplerden dolayı aktif çalışma hayatıma biraz ara vermek zorundayım. İşkolik olduğum için yeniden çalışma hayatına dönmeyi iple çekiyorum. yine de boş durmayıp birşeyler buldum neyseki uğraşacak
0
curukturpkokusu
(02.03.16)
(1)

çeviri yardımı

dieselsingle2
DKK1 is one of the most upregulated genes in androgen-potentiated balding, with DKK-1 messenger RNA upregulated a few hours after DHT treatment of hair follicles at the dermal papilla in vitro. Neutralizing body against DKK-1 reversed DHT effects on outer root sheath keratinocytes.[8] DKK-1 expressi
DKK1 is one of the most upregulated genes in androgen-potentiated balding, with DKK-1 messenger RNA upregulated a few hours after DHT treatment of hair follicles at the dermal papilla in vitro. Neutralizing body against DKK-1 reversed DHT effects on outer root sheath keratinocytes.[8] DKK-1 expression is attenuated by L-threonate in vitro, with the latter a metabolite of ascorbate

cümle uzayınca kelimeleri bilmeme rağmen kafam karışıyor -_-
şimdiden teşekkürler
0
dieselsingle2
(09.01.16)
Androjenle tetiklenen kelleşmede en sık upregüle* olan genlerden biri, dermal papiladaki kıl köklerine in vitro DHT uygulanmasından birkaç saat sonra mRNA'sı upregüle olan DKK1'dir**.


Vücudu DKK-1'e karşı nötralize etmek dış kök kılıflarındaki keratinositlerdeki DHT etkisini tersine çevirdi. Askorbatın metabolitlerinden biri olan L-threonate ile DKK-1 (gen) ifadesi in vitro azaldı/zayıfladı.

*niye ama'ya teşekkürler: upregulate direkt upregüle imiş.

bir de kelime anlamı niye ama'nın sözleriyle: "genel olarak herhangi bir uyaran (hormon, toksin, başka maddeler) sayesinde (ya da bu sayede oluşan bir ihtiyacı karşılamak için), sayıca çoğalma yönünde yapılan herhangi bir düzenleme demek .reseptör sayısı artabilecğei gibi, RNA sayısı, enzim miktarı, gen expresyonu vs. de artabilir." (kendisi bayağı güvenilir bir kaynak, yani ona sormıcanız da kime sorcanız durumu var ;) )

** mrna'sının bu şekilde upregulate olmasıyla kendi upregulate olan babında sanırım, oradaki with'in fonksiyonundan -nedensellik var mı spontan ve doğrudan bağlantılı olmayan iki durum mu var anlamında- emin olamadım, onu siz anlarsınız alanınız ise
0
godoşu beklerken
(09.01.16)
(8)

herşeye küçümseyerek bakan insan tipi

cenkist
Bugun biriyle tanıstım ama herşeye öyle küçümseyerek bakıyor ki çok tiksinç geldi.Mesela konu seyahet etmek falan ,ben pragı beğendim falan diyorum.O da diyor ki oranın nesini beğendin.Iyhh sen londrayı görmemissin.Ayın 30 una aldım biletim aldım gdiyorum ( öyle bakıyor ki sanki pis fakir diyecek
Bugun biriyle tanıstım ama herşeye öyle küçümseyerek bakıyor ki çok tiksinç geldi.
Mesela konu seyahet etmek falan ,ben pragı beğendim falan diyorum.O da diyor ki oranın nesini beğendin.Iyhh sen londrayı görmemissin.Ayın 30 una aldım biletim aldım gdiyorum ( öyle bakıyor ki sanki pis fakir diyecek :))) Neyse sonra diyor ki toefldan su kadar aldım .Ben de diyorum ki ieltse bile girmedim.İngilizce idare eder falan.O da sanki ayh acıdım zavallı tek dili bile zor biliiyor bakısı atiyor.Sonra diyor ki yılın 6 ayı avrupalardayım.1 yıl isviçrede yaşadım ayda 10 000 tl harcıyordum en az falan ..

Ben diyorum ki ayda 5000 TL bana yeter falan o da diyor ki vizyonun çok dar ben 3 gün çalısarak ayda 15 20 k dolar kazanacığım .Auh su babacığımı arıyayım kendisi çok iyi doktor . falan :)))

Ne düsünürsünüz bu insan hakkında ?
0
cenkist
(09.01.16)
Kıskanmışsın veya özenmişsin ki gelip buraya yazıyorsun. Dünyada milyon çeşit insan var, bu da onlardan biri. Önemsemesen he der geçersin. Önemsemeyin bu kadar başka insanları.
0
metaforian
(09.01.16)
Arkama bakmadan kaçarım.
0
gezgin rocker
(09.01.16)
tanıyorum böyle insanlar. akraba olmasa bi daha yüzüne bakmam.
0
sttc
(09.01.16)
Akraba da olsa yüzüne bakmam. Pis karaktersizler.
0
amelie poulain
(09.01.16)
kendisinin vereceği selamın başımla dahi almaz. göz göze gelmezdim.
0
karlmarx
(09.01.16)
Narsistdir. Var böyle insanlar. Mecbur olmadıkça ne konuşun ne de arkadaşlık yapın.
0
chitosan
(09.01.16)
ahahahah birileri geldi aklıma... şunu düşünürüm:

sen tekerleğinde dönen bir hamster'san bana verecek bir tavsiyen olamaz. ama onun suratına söylemem. eskiden söyleme hatasında bulunuyordum. şimdi def edemezsem öyle oluyor.


nereye kadar? sen bir rotschild'ı geç, sonra gel, ondan sonra bana nereye kadar olduğunu söyle. bela okuduğum insan tipi, zekasını seçici kullanan, kendisinden çok olduğu için trendleri* belirleyerek hayatı herkese zehir eden, neyi niye yaptığını bilmeden yapmaya başlamış ama bilmek de istemeyen ve öyle devam eden, böyle meee meee aman abi benden uzak olsun.

sadece düşüncem yok bu insan tipi hakkında hislerim de var gördüğün gibi :D
0
godoşu beklerken
(09.01.16)
Herkes pür dikkat tv izliyorken yaptığı resmi onlara göstermek isteyen ama kimsenin istediği kadar onunla ilgilenmediği, ilgiyi kazanmak için çeşitli dans figürleri deneyen, baktı olmuyor ağlayan, o da olmayınca gidip tvyi kapatan çocuk hikayesi yabancı değildir hiçbirimize. Genellikle kız çocukları olurlar onlar. Bazen de büyüyünce böyle olurlar. Sevilmeye çalışıyor sadece. Birazcık altını kazısak başını okşatmaya çalışan bir kız çocuğu çıkar altından. Ne yapacağını, yolu yordamı bilmiyor diye düşünüp, hoşgörürüm.
0
buraya yalniz uyanmak icin geldim
(09.01.16)
(3)

Kurban ve Ramazan Bayramları Müslümanlara ayrıcalık mıdır?

seindfeld
Neden diğer dinlere böyle ayrıcalıklar tanınmıyor? Cuma namazı ayrıcalığı olunca "mahalle baskısı" yapılmış oluyor da neden bu bayramlarda kimsecikler demiyor ki "zorla bayram kutlatıyorsunuz müslümanlığın adetini kutlatıyorsunuz" diye.Cevabı bence bu bayramlarda herkes tatile gittiği için mutlu olu
Neden diğer dinlere böyle ayrıcalıklar tanınmıyor? Cuma namazı ayrıcalığı olunca "mahalle baskısı" yapılmış oluyor da neden bu bayramlarda kimsecikler demiyor ki "zorla bayram kutlatıyorsunuz müslümanlığın adetini kutlatıyorsunuz" diye.

Cevabı bence bu bayramlarda herkes tatile gittiği için mutlu oluyordur. Bayram kutlamayanlar için de bir güzellik yapılmış oluyor sonuç olarak.

Cuma vaktinde verile izin de namaz kılmayanlar için fazladan 2 çay 2 sigara 2 muhabbetin belini kırmak olamaz mı?
0
seindfeld
(08.01.16)
Hayır canım, mahalle baskısı olur, tatil olmaz. Ben namaza gitmediğimde benimle eşit performansa sahip namazlı niyazlı kişi terfi alıyor, bana boktan sebeplerle sarı zarflı soruşturma geliyorsa, bu işte bir sıkıntı var demektir. Kurtulun şu Sünni odaklı düşünen "ne var canım bunda yani" kafanızdan.
0
sevgikusunkanadinda
(08.01.16)
Bu ulkede yillarca azinliklar ezildi ama magdur numarasini hep Sunni Muslumanlar yapti. Bu nedenle anlamayacaklar. Her seye (erkek cocuklarina tecavuze bile) bir bahaneleri var. Bu nedenle onlara laf anlatmaya hic gelmez. Cahil olanlari hep cahil kalacak. 40 tane peygamber de gelse onlara bildiklerinden sasmayacaklar.
0
Traveller
(08.01.16)
ayrıcalık, evet. herkesin inancı ve inançsızlık için bayram olmadığına göre, öyle.

bütün bunlar yerine yılda bir hafta "herkesin bayramı" diye bir bayram olsa ve isteyen istediği gibi kutlasa hiç sorun olmazdı.

ama nerede.
0
godoşu beklerken
(08.01.16)
(7)

Dini konularda herkesin kafasından sallayarak konuşması

seindfeld
Sebebi nedir çok merak ederim. İnsan nasıl araştırmadığı konu hakkında "sallamasyon" konuşur. Ben ortaya bir iddia atıyorsam yada "kesin" diyorsam bir çok kaynaktan araştırıp bunları söylerken bu kadar kolay bilgi kirliliği yapabilmek araştırmadan beynindeki harflerden anlamlı ve doğru kelimeleri ağ
Sebebi nedir çok merak ederim. İnsan nasıl araştırmadığı konu hakkında "sallamasyon" konuşur. Ben ortaya bir iddia atıyorsam yada "kesin" diyorsam bir çok kaynaktan araştırıp bunları söylerken bu kadar kolay bilgi kirliliği yapabilmek araştırmadan beynindeki harflerden anlamlı ve doğru kelimeleri ağzından çıkardığını düşünmek ne büyük gaflettir.

Ek olarak genelde dini "küçük düşürme" amaçlı alaycı konuşmaları çok görüyorum. Nedir derdiniz arkadaşım? İnanmayan inanmaz ama saygı gösterir.

Birisi diyor "muhammed misvak kullandı diye misvak kullanıyorlar diş fırçası varken" arkadaş bi araştır bakalım elinin altında internet var misvağın içeriği nedir? faydalı mıdır gerçekten?

Biri diyor "okuma yazma bilmemek sünnet mi?" bu kadar mı cahil olduk araştırmaz olduk.
0
seindfeld
(07.01.16)
muhammed misvak kullandı diye misvak kullanan var demiş işte. araştırıp gerçekten yararlı diye kullanmıyor ki, muhammed kullandı diye kullanıyor. ne var bunda alınacak?
peygamberin yaptıkları sünnetse, okuma yazma bilmemek de sünnet kapsamında değerlendirilir mi demiş başka birisi de. ben burada da ofansif bir tavır görmedim.
0
cekilmis gayfe
(07.01.16)
Bir kez camiye git, imam dua edecek...

-Allah'ım bize şunu şunu ihsan eyle
-Amin
- AllahIm bizi kötülüklerden kore
-Amin
- Safları sıkı tutalım
-Amin

İnsanlar imamı dinlemiyor bile

Siz camide check-in yapanı görmediniz mi?

Elinde zikirmatik diye bir alet taşıyan ve günde 5 milyon kez anlamadığı (dua bile olmayan) bir söz söylerse kesin cennete gideceğini düşünen kimseyi...
0
Traveller
(07.01.16)
bu topraklardaki ateizmin anlamı, tamamen islam karşıtı olmaktır. oysa aynı kişi diğer dinlere saygılıdır, hümanisttir, rasyoneldir. adından başka pek bir şey bilmediği şamanizmi, budizmi incelemeye ve araştirmaya değer görür.
yine bazıları için islam, çölde deve üstünde gezenlerin ve böyle hayat sürenlerin dinidir. avrupa'ya bu kadar yakın olan bir ülkede bu kabul edilemez bir şeydir, o nedenle ayıplanır. avrupanın takdirini almak, vize alarak her yere sorunsuz seyahat edebilmek için kimlikte din hanesinin olmaması gerektir. avrupaya benzemek lazımdır kimileri için.
medeniyet ve yenilik demek, müslüman olmamaktır kimileri için.
neyse ölene kadar bu serzeniş ve sızlanmalar devam edecektir.

duyuruda aylardır sürüden örneğini açılan konularla birlikte gördüm.
dinden uzak durmayla beraber din karşıtlığı nasıl yapılır? ın görülebileceği yerden biridir burası. ya zaten kabul etmediğin bir şey sana sorulmuyor ilgilisine (burada müslümana) soruluyor.
ve sana nooluyor da cevap verme gereği duyuyorsun ki?
yok ama cevap verecek vermezse olmaz :)

ama psikolojide var bu olay. nedir bu peki ?
- uzak durduğun ya da kaçındığın insan, din ve ya bazı korkular aslında
- senin için - önemlidir.
-----------------------

İslam garip başladı, başladığı gibi (bir hale) dönecektir. Ne mutlu gariplere!”

( el-Cami‘ li Ahkamil-Kuran IV, 172, Ayrıca bk. Sahihu’l-Müslim 232, 251. Hadisler, Sunenu İbn-i Mace II, 1319 (no: 3987, 3988). )
0
1adam
(07.01.16)
küçük görenlerdenim ben de ama böyle bir soruyla karşılaşmadıkça kalkıp söylemem. büyük görsem dindar olurdum herhalde? politik doğruculuk karışmamış mı burada soruya?


neden küçük görüyorum: "kafalarından sallayarak konuşuyorlar". dediler diye öyle. öyle olduğu için demiyorlar.

bu kadar dayanaksız ama bu kadar saygı gören ve bir o kadar da saygı duymayan ve saygı duymamayı öneren bir şey din. kendi kümesi dışındakileri a bölümünde hoşgörürken, b bölümünde cezalandırmayı salık verebilen veya reva gören bir şey.

yoruyor artık. çok saçma bulduğun ve teoride duymak zorunda olmadığın bir şeyi her gün sektirmeden duymak zorunda kaldığını ama tatsız bir tane yorumu bile boktan bir karşılık görmeden yapamadığını buna eklersen "bu da cabası" diyecek çok şey var...
0
godoşu beklerken
(07.01.16)
Türk ateistinin özgüveni bitik de ondan.
0
arnold schwarzeneger
(08.01.16)
din adamları bile fikir birliğine varamıyorken, ne olacağıdı?
0
violence
(08.01.16)
ya bir şey soracağım. özgüven demiş birisi yarıldım artık, yarıyorsunuz.

kim dinle ilgili hangi kaynağı gösterebilir?

onu bırakın tarihi kaynakların kaynak olduğu ile ilgili otoriteniz ne ki?

ne kaynağı ya? sosyal bilimler figure of speech o kadar. bilim değil bu. aslına bakarsanız mesela 11 eylülde binaların kontrollü patlatılmadığınız söyleyen 5 tane ayrı raporun hepsinden kıllanıp farklı şirketlerden aynı adamlarca yazıldığını göremiyorsanız mesela sizin kaynak düşkünlüğünüz bir boka yaramaz.

o nedenle bilim bile bilim değil. monsanto laboratuarlarından çıkan sonuçlara edeyim oldu mu.

ateizmi din haline getirip formata içerikten fazla anlam yükleyene de.

bu kısıtlı kafaya kurban edecekseniz kendinizi, edin kardeşler. ama ne özgüven böyle bir şey ne de bilgi kaynağı tapılması gereken bir şey.

acı gerçek o ki artık bilginin bilgi mi olduğunu sorgulamanız gereken bir çağdasınız.

ateizm zart veya zurt bir kariyer değil. düşünme şeklinin insanı bazen vardırdığı bir sonuç. lütfen bunu da salak sıfatlardan ötesine mazhar olamayan kof vbir kişisel dekorasyon öğesi haline getirmeyin.

seindfeld: inananlar inanmayanları, inanmayanlar da inananları bazı konularda küçük görürler. bunda şaşılacak hiçbir şey yok.

çünkü saygı duyduğun bir şeyi önce sen yaparsın, anlatabiliyor muyum?


günlük hayatta birbirimizi taciz etmeyiz ama içimizden "ne saçma ulan" demeye devam ederiz. diyesimiz gelmeseydi biz ateist, dindarlar dindar olmazdı.

binde birlik hata ölçmeye çalışan objektif profesör edasından bir kurtulun çünkü konu ölçebileceğiniz bir şey değil, kategorik bir şey. ve bir either/or durumu dayatıyor.

bunu ne sorunu olarak görüyorsunuz bilmiyorum ama herkes "kaynak" dediğiniz şeye sizin kadar saygı duymuyor.

din konusuna gelince, ateistin din hakkında dinin bir yerde bilinçli bir yaratıcı olduğunu iddia etmesi dışında bilmesi gereken hiçbir şey, okuması gereken hiçbir kaynak yok. yok yani, uğraşmayın. böyle bir zorunluluğu olduğunu sanan ateist daha ateizmin ne olduğunu bilmiyor demektir. inanmak off ateistte. bu kadar basit bir şeyi böyle komplike bir hale getirmekteki amacınız ne?
0
godoşu beklerken
(08.01.16)
(17)

Su anda ne dinliyorsunuz?

bosch kalfa
bilelim ki kozmik bir enerji sekli yapalim... :)
bilelim ki kozmik bir enerji sekli yapalim... :)
0
bosch kalfa
(06.01.16)
bizimkiler dizisi'nin 176. bölümünü dinliyorum.
0
kibritsuyu
(06.01.16)
rayde
(06.01.16)
hpkhga
(06.01.16)
tepedeki psychedelic adam
(06.01.16)
better call saul'da keşfettim, loop'a aldım 6 saattir==> Chris Joss - Tune Down
www.youtube.com
0
ukde
(06.01.16)
kuzey li
(06.01.16)
Makine gürültüsü, kompresörlü hava sesi.
0
bigbadabum
(06.01.16)
Otilia - Bilionera
0
kakao
(06.01.16)
godoşu beklerken
(06.01.16)
tepedeki psychedelic adam
(06.01.16)
Dinlediğim çalma listesinde şu çalıyor:
Zorba The Greek - John Murphy & David Hughes www.youtube.com
0
pike
(06.01.16)
passive aggressive
(06.01.16)
lesmiserables
(06.01.16)
bedbed
(06.01.16)
tasliyol
(06.01.16)
Bloomberg tv de piyasalarda one cikanlari dinliyorum.
0
jimicik
(06.01.16)
AWD
(06.01.16)
(13)

ateist olup kız düşürmek

sarhosken alinan hesap
aranızda sadece ateist olduğu için kız düşüren var mı lan? insanlarda hala "kız düşürmek için ateist olmuş" gibi bir fikir var. liseden beri inançsız bir insanım ama bırakın bununla birisini etkilemeyi ilişkide olduğum bütün kızlar için sorun oldu bu durum. kaç tane ilişkim başlamadı bu sebeple, iri
aranızda sadece ateist olduğu için kız düşüren var mı lan? insanlarda hala "kız düşürmek için ateist olmuş" gibi bir fikir var. liseden beri inançsız bir insanım ama bırakın bununla birisini etkilemeyi ilişkide olduğum bütün kızlar için sorun oldu bu durum. kaç tane ilişkim başlamadı bu sebeple, irili ufaklı ilişkilerim bitti. halbuki öyle fanatik birisi de değilim bu konuda. hatta müslüman olsaydım şimdikinden kat kat fazla ilişki yaşamıştım. nedir bu işin aslı astarı tam olarak?
0
sarhosken alinan hesap
(05.01.16)
en az 5
0
mrvengeance
(05.01.16)
gerizekalı oldukları için öyle söylüyorlar, başka bir sebebi yok. akılları sıra çıkar ilişkisi temelli gösterip aşağı görmeye/ göstermeye çalışıyorlar.

edit: düşündümde fazla bile yazmışım. net gerizekalı oldukları için öyle söylüyorlar yoksa bir şey temelli filan gösterdikleri yok. zira herhangi bir şey gösterebileceklerini düşünmüyorum.
0
air
(05.01.16)
anlamıyorum ki ateist olan kız düşürür derler, sosyalistler kız düşürür derler, bir gıdım entelektüel birikimi olan, edebiyatla felsefeyle alakası olanın elinin altından geçmeyen yok derler. bir faydasını görmüşlüğüm yok.
0
dinsiz adam
(05.01.16)
@godoşu beklerken

toplumdaki tepkiden bahsediyorum daha çok. sevgili olduğum kızların hepsi de süper zeka değildi. aşırı gerizekalısı da vardı zekisi de. yani hepsinde ters tepti durum. bunun için ateist olsaydım zaten dönüp direkt müslüman olmuştum. yani kim çıkartıyor lan bu karı kaldırmak için ateist olmak kalıplarını? ne alakası var ben de onu soruyorum.
0
🌸sarhosken alinan hesap
(05.01.16)
ben sana bir şey demedim ki, bahsettiğin olasılıkla ilgili yorum yaptım.

işte bence alakası yok ve gerzekler çıkarıyor o kalıpları :)
0
godoşu beklerken
(05.01.16)
Abi günlük hayatta konuyu inancınıza nasıl getirmeyi başarabiliyorsunuz? Yani nelerden bahsederken konu sizin "ateist olmanıza" geliyor?

Ne bileyim, tekin olmayan bir sokağa girdiğinizde kız "La tahzen! İnnalahe meana!" diye bağırmaya mı başlıyor? Sonra da sen "kimle konuşuyorsun cici kıs ;)" filan mı diyorsun?

Gerçekten, çok ciddiyim, bir açıklasana konu senin ateist olmana nasıl geliyor?
0
pulsartgr
(05.01.16)
Ben inanç denilen şeyin sadece din olmadığını herşeye karşı olduğunu düşünüyorum.

Sevgilimin ya da arkadaşımın inançsız olması beni uzaklaştırır.
0
EXXE01
(05.01.16)
ya dindarların, kendi yaşamak isteyip yaşayamadıkları hayatları ateistlerin, ne bileyim sosyalistlerin falan, kendilerine uzak gördükleri tiplerin yaşadıklarını sanmalarından kaynaklanıyor. sanıyor ki biz tüm gün sevişiyoruz falan, öyle bir hayal dünyası var, içten içe o da istiyor falan.
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(05.01.16)
aytaç ars var.
0
mermize
(05.01.16)
olm kim diyorlan bunları. ben daha önce hiç böyle bir şey duymadım.

bu arada @sarhosken alinan hesap 20:50:03 de dediğine aynen katılıyorum. fakat ben sevgilim ya da yakın arkadaşım değil isem din mevzusunu es geçiyorum. dinsiz olduğumu hemen hemen hiç bir yerde belirtmiyorum. ne gerek var.
0
belkider
(05.01.16)
birde şu ''abi günlük hayatta konuyu inancınıza nasıl getirmeyi başarabiliyorsunuz?'' sorusuna cevap yazayım;

şimdi genel olarak inançlı insanlarda (din belirtmedim) inançlarını gösterme, belirtme, belli etme eğilimi var. hatta bu kimi zaman göze sokmaya kadar gidiyor. e belli bir süre sonra ister istemez yapan ve yapmayan ayrılmaya başlıyor. kaldı ki, özellikle müslümanlarda denk geldim bu duruma, kitaplardan bahsedip, felsefeye ilgini belli ettiğin zaman hemen soruyorlar ''atayiz misin yohsa keh keh''. hani bunu gayet normal bir şeymiş gibi, haklarıymış gibi soruyorlar. tabi buna hristiyanlarda da (özellikle katolik olduğunu düşündüğüm insanlarda da) gördüm ama tabi bir müslümanın yarattığı gergin ve saçma ortamı yaratmıyorlar.

neyse uzun lafın kısası, yukarıda da gördüğünüz gibi, bizim herhangi bir çaba harcamamıza gerek kalmadan gayet konu kolay bir şekilde inançlara geliyor.
0
air
(06.01.16)
@air
Dediğiniz konuyu anlayabiliyorum, haklısınız. Peki neden bu insanlarla konunun derinliğine girmeye çalışıyorsunuz? Müslümanı, Hristiyanı, Ateisti, inancından bağımsız olarak bunu yapan adamın karakteri bellidir. Yani felsefe konusu açıldığında "atayiz misin mehehe" diyen adamla neyi tartışıyorsunuz?

İkincisi, farkında olmadan siz de aynı şeyi yapıyorsunuz. Son cümlenizde "bizim bir şey yapmamıza gerek kalmıyor" diyorsunuz mesela. Neden "bizim" ifadesini kullanma gereği duydunuz? İşte anlaşılması gereken diğer nokta da bu. Aslında "inancınızı" paylaşmadan da muhabbete devam edebilirdiniz. Ama etmiyorsunuz. Aynı durum birkaç kez daha tekrarlanınca da insanlar "prim yapmaya çalışıyor" diye yorum yapıyorlar. Olay bundan ibaret.
0
pulsartgr
(06.01.16)
1. konunun derinliğine girmeye çalışmıyorum?
birde ilk verdiğim örnekte herhangi bir zorlama da yok. hani hiçbir zaman arkadaşlarımı inançlarına ya da herhangi bir kimlik bilgilerine göre belirlemedim. dediğim gibi bir süre sonra yapan ve yapmayan ayrılıyor. hani örneğin korktuğunda istavroz çıkaran ya da bir şeylere başlarken besmele çeken birinin yanında bunların hiçbirini yapmayınca az çok muhabbeti açılmaya başlıyor.

2. burada hali hazırda bir taraflar ayrılığı ve dinsel belirlenme yaşandı. ben burada konuşurken belli bir taraftan görüş ve gözlem bildiriyorum. işte bu noktadan bakacak olursak benim 'bizim' demem konuyu netleştirmek haricinde herhangi bir anlam taşımıyor. gayet ortalama bir zekaya sahip bir birey, benim 'bizim' derken prim yapmak ya da benzeri herhangi bir çabada olduğumu düşüneceğini sanmıyorum.
Olaya bu yönden baktığınızda argümanınızın geçersiz olduğunu göreceksiniz.

Şöyle de bir şey var; tüm bunları söylemedim diyelim, tekrar baktığımızda da argüman geçersiz. Şöyle ki insanlar inançlarını gizlemekte olduğu kadar belirtmekte de özgürler. Ancak dikkat, belli etmek diyorum, göze sokmak ya da dayatmak değil. Neyse, işte bu yönden bakarsak dahi bir konuşma içerisinde bir kişinin inancını belirtmesi, onu dinleyen, duyan, tanık olan kişiye onu yargılama, suçlama hakkı vermez. Yani hiçbir şekilde ben inandıklarım ve bu inandıklarımı bir şekilde belirtmem nedeniyle 'prim' yapıyor eleştirisini almayı hak etmiyorum.
0
air
(07.01.16)
(12)

film tavsiyesi

galandar kostumu
ne kadar zor bu işler ya. kötü film gorunce hayattan soguyor insan utanmasa, hele ki yarıda bırakma adeti olmayanlar için.aradıgım insana dair, kesinlikle hollywoodvari bir yapım olmayacak, gerçekci bir film. bu kategoride begendiklerim, 2 gun ve 1 gece, incendies, force majeure(bunu digerleri kadar
ne kadar zor bu işler ya. kötü film gorunce hayattan soguyor insan utanmasa, hele ki yarıda bırakma adeti olmayanlar için.

aradıgım insana dair, kesinlikle hollywoodvari bir yapım olmayacak, gerçekci bir film. bu kategoride begendiklerim, 2 gun ve 1 gece, incendies, force majeure(bunu digerleri kadar begenmedim). illa depresif olmasına da gerek yok, hatta umut dolu olursa daha iyi olur ama vıcık vıcık olmasın; en önemli kriter gerçekcilik. leviathan'a basladım ama şu anki psikolojim uygun diil, daha soft bişey lazım.

danke schon efenim
0
galandar kostumu
(02.01.16)
The skin i live in
0
Sskywalkeremre
(02.01.16)
nothing in my way
(02.01.16)
c.r.a.z.y
0
in vino veritas
(02.01.16)
buffalo 66
beş vakit
kosmos
beregis avtomobilya
ida
on the waterfront
sunset boulevard
eraserhead
conspirators of plesure
la jetee
onibaba
bunny lake is missing
autumn sonata
europa
gummo


hollywood'dan "golden age hollywood" filmleri iyidir.

taxi driver
easy rider gibi filmler iyidir bu kategoriden.
0
lesmiserables
(02.01.16)
Salla softu yardır gitsin:

Tarkovsky- offret

İzlerken yer yer küfredersin bana ama sonunda farklı,derin,yüzeysel olmayan bir şey izledim oh be dersin.Ben de bu gün izledim tadı hala damağımda. Sorumluluk kabul etmem ama dediğim gibi bu türü sevmiyorsan bayağı saydırırsın bana.
0
turkuaz
(02.01.16)
merhaba. şu filmi kimse kimseye önermiyo ya çok garip geliyo bana "carnage". oyunculardan dolayı hollywoodvari diye düşünebilirsin de kötü bişey olmadığını düşünüyorum hollywoodun. sinema/tv bölümünü yeni kazanan öğrenci gibi hollywood hep aynı yea ben iran sineması seviyorum demeyelim bence. bahsettigim film de umut vaadedilmiyor ama diyaloglar o kadar doğal ki izlerseniz umarım seversiniz.
0
libertine
(02.01.16)
hollywood olmasın demiyor ki -vari olmasın diyor. yani hollywood olabilir ama stereotipe uymasın diyor, ben öyle anladım

yav çünkü yazdıklarımın bazıları hollywood yapımı, durum buysa ben de sileyim onları o zaman. soruyorum yani galandar, bu mudur?
0
godoşu beklerken
(02.01.16)
muhtemelen ben yanılmışımdır. babam hollywoodda set iscisiyken öldü bazen gereksiz hassaslaşabiliyorum bu konuda.
0
libertine
(02.01.16)
:( başınız sağolsun, bilmeden dokunmuş oldum, üzgünüm.
0
godoşu beklerken
(02.01.16)
tesekkur ederim, bi gittim baya cosmus burası. hollywooddan anladıgım zorlama hikayeler, dandik oyunculuklar falan. o yuzden godoş'u bekleyen arkadasım önce dedigin filmlerin en azından fragmanına bi bakıp öyle cevab verebilirim sana.

ayrıca libertine dalga geçmemiş mi? dalgadır umarım o_O

bu arada copie conforme'ye baslamıs bulundum, dk 15 ve sergenle sıkıntı var gibi. bakcez
0
🌸galandar kostumu
(02.01.16)
geyik yaptım beya gülücük koymayınca belli olmuyo tabi, hassasiyetiniz için sağolun. "güneşli pazartesiler"de çok güzeldi bu arada izlemediyseniz.
0
libertine
(02.01.16)
önce dizi tavsiye edicem: black mirror (bunun her bölümü zaten birbirinden bağımsız, ayrı ayrı filmler gibi)

tek mekanlı: carnage +1

sosyolojik deney vari: jagten

felsefi, kara mizahlı: the lobster

umut dolu: the station agent

tek mekanlı tek oyunculu: locke

ilişkiler üzerine: closer

depresif: shame

karanlık da masalsı da: ondine

hırs, güç, öfke: there will be blood

zaaflar: seven
0
whimsical
(04.01.16)
(6)

insanlar neden bu kadar yalama?

Alt4y
cidden nokta kadar menfeat için eğilen adamlar var yaw.yazık ulan insanlar acayip karaktersiz olmuş.
cidden nokta kadar menfeat için eğilen adamlar var yaw.
yazık ulan insanlar acayip karaktersiz olmuş.
0
Alt4y
(31.12.15)
Örneğin sen de benim için karaktersiz biri gibi görünebilirsin. Bu durumda kendini de karaktersiz ve yalama olarak kabul edebilecek misin? Öyle düşünmüyorum elbette. Ama belki de iyi ve kötü insan yoktur yalnızca fikir ayrılıkları vardır. Olaya bir de buradan bak.

Herkes kendini dik durabilen ve oynak, yılışık, uyuz, yalaka değilmiş gibi görür. Aslında öyle biri de olabiliriz ama kendimizi tam tanımıyoruz.
0
Traveller
(31.12.15)
Sonucu ne olursa olsun dik duracak insan, oynak olmayacak, yılışık olmayacak, uyuz olmayacak, yalaka hiç olmayacak.
0
ssiradanbirigibi
(31.12.15)
Bazıları muhtaç durumda olduğundan bazılarıysa daha kısa sürede daha büyük kazançlar elde etmek için.
0
harvey
(31.12.15)
ya insanın bazen bir soruya anca başka cevapları görünce cevap veresi geliyor, bu soru benim için onlardan. traveler'ın dediğine pek katılmıyorum.

doğrudur, insanlar kendilerini kendi şartları içerisinde değerlendirip hareketlerinin ardındaki nedenlere odaklanırken başkalarında aynı çabayı göstermediklerinden kendilerini bu tür konularda hep başka görürler. genel olarak bu şekilde.

ancak kol gibi bedel ödeyen adam vs yağ üzerinde kayan adam çatışması var.

o kadar basit bir iş değil bu, "bakış açısı", "fikir ayrılığı" gibi birkaç kelimeden ibaret ifadelerle koca hayatları görmezden gelmekte mutlaka bir rahatlık vardır ama sözlük tanımı net bir kelimenin içeriği, "o portakal yesin, ben elma" dercesine tercih olgusu içerisine devşirilemez.

örnekse aziz nesin yalama değildir, adama sen ne yaptın diye sorarlar.
0
godoşu beklerken
(31.12.15)
Aziz Nesin kendi alanında iyiydi ama her alanda iyidir diyebilir miyiz? Belki de bir alanda çok başarılı bulduğumuz bir kişi birkaç karakter özelliği açısından yerlerdedir. İyi bir ekonomi bakanı olabilen örneğin ama kadınlar erkeğin kölesidir diye açıklamalar yapan kişiler var. Aynı şekilde büyük bilim insanları var, birçok buluş yaptılar ama bunları insanlığı yüceltmek herkese yararlı olmak için değil de para kazanmak için yapanlar da var, örneğin birçok ilaç şirketi.

Bütün bunların özeti: Dünyada herkes kendini çok iyi görür ve başkalarını eleştirir. Bir kişi yalakaysa sen de tembelsin. Ama o kişi çalışkan ve sen yalaka değilsin. Olabilir bütün bunlar. Ama kişi kendini yalnızca yalaka olmayan biri olarak görür.
0
Traveller
(31.12.15)
siz biraz skor eşitlemek gibi bakmışsınız bence olaya.

tembel bir insan, kendi pahasına tembel olduğu sürece, yalaka bir insandan -o insan ister çalışkan olsun ister olmasın- çok daha yüksek bir yerde benim gözümde. çünkü açık ki topluluğun menfaati kendini topluluğun üstüne çıkarmayanlarca korunur. bencil bir bilim adamı, yeri doldurulamaz bir adam değildir, gelişmeler yığılır, bir eşik noktasına varırlar ve biri illa bir keşif yapar. leibniz ve newton'ın birbirlerinden habersiz calculus'u bulması gibi. o zaman madem bir şey er ya da geç olacak, işlerin icra edilmesi ve ilişkilerdeki özgeci kültürü koryanlar topluma daha fazla yarar sağlıyor demektir.

sorudaki duruma dönersek, yalama olmuş, duyarsızlaşmış, hissizleşmiş ve bunun sonucu başkalarına zarar veren biri, aynı durumda zarar vermeyen birinden keza çok farklıdır.


o şöyleyse ben de böyleyim yok. çünkü soru "yalama olmak filan durumdaki tek kriter midir?" değil kasıt işteki ehliyet vs değil, yordam.

şimdi propaganda yapmak istemiyorum ama 14 yıl hapiste yatmış bir adam var bu ülkede, herkes de kalleş olmakla suçlar. her dönem tutuklanan, her dönem hapse atılan bir adam. yazdığı, çizdiği, söylediği yüzünden.


ne zoru vardı? yerdi rüşveti otururdu yerine. ben o kadar cesur olabilir miyim bilmiyorum mesela. başıma ne geleceğini bile bile korkmadan bir şey söyleyebilir miyim bilmiyorum. özgür, eyersiz*, gemsiz atlar gibidir böyle insanlar. öyle olamıyorum diye haklarını yiyemem, ayrıca bir gün o hale gelebilmeyi de isterim.

sadece misal bu yukarıdaki. abartı sona doğru bir değere tandansı olan şeylerde durumu portrelemek için iyi bir araçtır. o yüzden uç örnekler verdim burada.


ancak gerçek şu ki kadıköy rıhtım'a inerken cadde boyu akan insan seli içerisinde iki tür var. 1 veya 0. bu söylediğim bazen en önemsiz olaylarda bile görülebilen bir şey, hapse girmek, martyr olmak vs gerekmiyor. yani hava 5 C olsun veya 40 C, ölçütüğün şey hala sıcaklık.
0
godoşu beklerken
(31.12.15)
(7)

torpil nedir?

devilred
sizin için torpilin anlamı nedir? atılan torpilden bahsetmiyorum tabii ki, yapılan torpilden bahsediyorum. hiçbir altyapın/deneyimin olmadan doğrudan tepeden başlamak mıdır, yoksa altyapı/deneyim sahibi olup da hakkın olanı alabilmek için atılan bir adım mıdır? ben ilkini torpil olarak görüyorum.
sizin için torpilin anlamı nedir? atılan torpilden bahsetmiyorum tabii ki, yapılan torpilden bahsediyorum. hiçbir altyapın/deneyimin olmadan doğrudan tepeden başlamak mıdır, yoksa altyapı/deneyim sahibi olup da hakkın olanı alabilmek için atılan bir adım mıdır? ben ilkini torpil olarak görüyorum.
0
devilred
(29.12.15)
her ikisi de torpildir bence.2. durumda senin hakkın olduğuna kim karar veriyor ? Sen kendi hakkın olduğunu düşünüyorsun ama belki diğer kişi ya da kişilerin hakkı .
0
tosunpasa
(29.12.15)
ikincisinde orasının bizim hakkımız olduğuna yine biz karar veriyoruz, bunu tarafsızca ölçebilecek bir yöntem yok

aşağı yukarı eşdeğer eğitime ve yeterliliğe sahip iki aday düşünelim, bunlardan birinin amcası adaylardan birinin çalışmak istediği şirket patronunun arkadaşıysa ve iş için bu bağı kullanıyorsa torpildir bence
0
freebird5406_2
(29.12.15)
bir iş, oluş, durum için gerekli olmayan niteliklerin/niceliklerin değerlendirilerek hatta gerekli olmayan bu niteliklere/niceliklere gerekli olanlardan daha fazla önem vererek bir kişinin veya kurumun öne çıkarılması diyerek toparlayalım.
0
icim urperiyor
(29.12.15)
bırakın tarif ettiklerinizi, söz konusu işte geçersiz herhangi bir pozitif eğilim veya önyargı yüzünden veya ileride kendi çıkarına olacak bir durumu yaratabileceğine inandığı için herkesin eşit olması gereken bir ortamda birine avantaj sağlayan torpilci, avantaj ise torpildir bence.

yani öğrencisini pozitif ayıran kimi hoca bile bence torpil yapıyordur. aynı hata için daha az not kırmak bile torpildir örneğin. torpil haksızca kayırmak demek oluyor ne de olsa bir yerde.


sürekli torpil yapılan bir ortamda herkesle eşit olabilmek için torpil arayanı anlayabilirim bir tek. bazı yerlerde böyle şeyler de var. o kadar norm oldu ki.


ileriye götüreyim referans mektupları bile torpildir bence. abicim, iş ortada, paperlar ortada. niye recommend ediyorsun, ayrıcana cümle yazıyorsun? bu bana göre şu demek: işi nasıl yaptığınız yetmez, karakteriniz de notlandırılıyor. sistem bunun üzerine dönüyor. insan karakterine böyle hükmedilememeli. kusura bakmayın, özel ders verdiğim zamandan gördüğüm/duyduğum birkaç hikaye yüzünden aklıma eğitimle ilgili durumlar geldi.
0
godoşu beklerken
(29.12.15)
ilki torpildir.
ikincisi liyakat tanimina daha uygun ama liyakat karsi tarafin ya da kural/kanunlarin, alaninda yetkin olan kisiye verdiği bir imkandır.
0
1adam
(29.12.15)
@godoşu beklerken

"sürekli torpil yapılan bir ortamda herkesle eşit olabilmek için torpil arayanı anlayabilirim bir tek. bazı yerlerde böyle şeyler de var. o kadar norm oldu ki."

hakkın olanı almaktan kastım bu zaten, şartların getirisi olan hak arayışı diyelim.
0
🌸devilred
(29.12.15)
Torpil itfaiye eri ararken oglunu yerlestirmek icin felsefe mezunu olmasi sartini koymaktir.
0
baldur2
(29.12.15)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.