[]

Tasarim degisti diye aglayan goygoycular

Ne zaman birsey olsa ortaya dokulup goygoy yapiyor bu adamlar ama hicbir seye el atip da duzeltmeye, cozum onerisi getirmeye kalkmiyorlar.

Kendi capimda birseyler yapip (bkz: eksinumarator), farklilik arayanlar icin cozum sunuyorum; onu da takmiyorlar. Acik kaynak kodlu bu projeye destek olun, yorum yapin, fikir belirtin diyorum; ona hepten eriniyorlar.

Su basit olay uzerinden insanlarin ne kadar da tuketme sevdalisi oldugunu, uretim icin hic caba sarfetmediklerini goruyor ve deliriyorum. Bunlar sadece internette degil, her yerde. Ozellikle is yerinde bulunanlari epey can sikiyor.

Uretmeyen adamlarla nasil basa cikiyorsunuz?

 
eksinumarator ile geri bildirim alamamışsın ama zamanında ekşi++ kullanmayan yok gibiydi. hakkında 48 sayfa entry var açtım baktım. direkt herkesi "goygoycu", "üretmeyen" diye yaftalamak da bence kolaya kaçmak. sıraya girsin o zaman herkes yorum yazmak için sen istedin diye.

demek ki eksinumarator o kadar da gerekli değilmiş, insanlar kurmak için ekstra vakit harcamak istememişler.
  • la noix  (28.02.16 06:18:46) 
zaten bahsettigim sey de cozumu varsa bile kurmaya erinecekleri, gerekli olmayan birsey icin bu kadar goygoy niye?

Sikinti yaptigim sey "niye kimse benim eklentimi kullanmiyor" degil.
  • gormemisin oglu  (28.02.16 06:30:00 ~ 29.02.16 13:50:05) 
bu arada yeni temayla ne zaman uyumlu olur. ben de patlıyor çünkü?


  • kalanlarin savasi  (28.02.16 06:32:03) 
ya ben kullanmıyorum bile artık sözlüğü ama sana gereksiz gelen goygoyun çıkış kaynağının değmek ilkesine dayandığı yönündeki şahsi görüşümü iletmek isterim.

"ben bununla mutluydum, bu zımbırtıları bize danışmadan neden yapıyorsunuz?" şeklinde bir eleştiri, bahse konu goygoyun bana kalırsa en haklı gerekçesi olur. halihazırda bildiğim user interface'inin değiştiği bu arada, yandaki başlığı biliyorum sadece, içine bile bakmadım.



neyse, böyle bir durumda senin işe yarar bir şey üretmen veya bu yöndeki fikrin, üretilen şeyi de indirmek ve yüklemek gerektiği gerçeğini değiştirmiyor. sanırım insanlar bunun bir gereksinim haline gelmesine gıcık oluyorlar. yani bir şey yapmak/seçmek zorunda kalmak; bir emrivaki olduğu hissiyatı, diyelim.

bir de şu var: mesela benim bilgisayar asus bıdı bıdı. bir sürü bloatware ile geldi. asus'un "bak nasıl warelarım var" diye gloat ettiği bloatları bir kastı bilgisayarımı bir kastı. bilgisayarcı olan adamlar, ben değilim. istediğim basit bir şey. iyi bir şey yaptıklarına inanıyorsalar seçenek olarak sunmalılar, bilgisayara kurmamalılar anlatabiliyor muyum? bunların gerekmediğini öğrenmenin kendisi zaten bir şeylere mal olmuş bir tecrübe oluyor. o maliyeti hiç gerekmiyorken yaşamak istemiyorum mesela.


bu örneği şunu diyebilmek için verdim: bilmek, görmek, öğrenmek istemiyorum/istiyorsam da benim bileceğim iş olur, kullanıcı kitlelerine genellenemez. düz yazmak/kullanmak istiyorum. devam edeyim: hayatımdaki her şey için uğraşıp durarak zaman kaybetmek istemiyorum. kaldı ki biz böyle anlaşmamıştık, diyorum. bunlar demek değil ki ben(x kişisi) salt tüketici olduğum gibi tüketmeyi destekliyorum; şu spesifik iş benim öğrenme önceliklerim arasında olmayabilir sadece.

ekşi'de bir anlaşma yok ama duygular sanıyorum ki bunlar. gereksizliğin çilesini çektirmek kaynaklı şeyler. insanlar, yapılan değişiklik artık nasıl bir şeyse, bunun gereksiz olduğunu düşünmüş olmalılar.

böyle bir durum varsa şayet, gerici hap düşkünlüğü falan yok, makul bir istek var. son olarak, konu ayrı bir yana, içinde bulunduğun ortama katkı sağlamak istemen ve bu yönde uğraşman ve bunu duyurmaya çalışman bence çok güzel bir şey zaten.
  • godoşu beklerken  (28.02.16 06:56:10 ~ 07:26:22) 
(bkz: ağlama melis)

insanlar beğenmek zorunda değiller, buna goygoyculuk denemez. şu an "eklentimi indirmediler nankörler" diyerek goygoyu sen yapıyorsun.
  • she is gone  (28.02.16 09:29:27 ~ 10:34:28) 
sana da tanıtım için gün doğmuş.

aychovsky'nin uyrası sonrası zorunlu edit: dünyadan senin saçma sapan eklentinle zevk almak istemediğim için "goy goy" yapıyorum. eklentilerle sorunu çözmüyor sadece halının altına itiyoruz, biz sorunu halının altına saklamak değil çözmek istiyoruz.

sen galiba anlamadın şiklayetimiz sadece rengin, puntonun, tasarımın değişmesi değil. bir anda bunun bize dikte edilmesi, onlarca hatanın olmasına rağmen hala ne zaman düzeleceğinin söylenmemesi. tasarmı beğenmediğimiz doğru ama asıl sorun bu tema değişikliğinin darbe gibi birden bire olması. baka bir değişle; sorun sadece sözlük grisi değil sen hala anlamadın mı?
  • kuzey li  (28.02.16 09:42:21 ~ 11:13:07) 
Cevap başına mod eki: Az sonra kullanıcılara hakaret/aşağılama içeren ve "soruya cevap değil" kategorisine giren cevaplar silinecektir. Bu nedenle, entry'lerinizi editlemenizi rica veya arz ediyorum.

aychovsky olarak cevap:

Ekşi sözlük kullanıcılarının, ki adı üstünde kullanıcı, bir anda habersizce gelen bu değişikliğe birden ateşli cevap vermeleri çok makul bir tepki. Zira, üzüntünün beş aşamasında da ilk önce inkar ve kızgınlık gelir. Başına kötü bir şey gelen insan, ilk önce "Hayır, olamaz" der ve olduğunu kabullendiği anda "Nasıl olur, nasıl yaparsınız" diyerek bela okumaya geçer. Tabii, burada yakını ölmüş ya da öldürücü bir hastalık haberini almış birinden bahsetmiyoruz; alt tarafı sözlük teması değişti ama kullanıcılar eski halinden memnunken ve bir değişiklik talep etmemişken, tamamen durduk yerde ve habersiz her şeyin değişmesine tepkili olmakta haklılar. Dahası da bu yeni temada sub-etha sayfası açılmıyor, uzun entry'lerde belirli bir satırdan sonrası görünmüyor, badilere ekleme kısmı server hatası veriyor ve ben hala oylama ve favori yerlerini bulamadım. Ortada bir iyileştirme yok ki! Bu durumda, erk sahibinden eskiyi talep etmemek yerine çözüm arayışına gitmek şuna benziyor: Diyelim ki açık kaynaklı bir yazılım kullanıyoruz, seviyoruz ve alıştık. Sonra oluşturan kişi geliyor, "Yazılımın şu şu özelliklerini artık premium yaptım". O premium özelliklerin crack'ini çıkarmak çözüm odaklıdır tabii ki ama temelden bir çözüm değildir. Önce "Neden paralı yaptın, derdin ne" diye sorgularsın, çünkü temel çözüm bu. Temel çözüm bulunmazsa, ileride başka sorunlar çıkar ve onların üstünü crack gibi yamalamalarla kapata kapata ilk baştaki sevdiğin şeyle ilgisi olmayan bir ürün ile oturur kalırsın. Eğer durumu eskiye döndürememişsen uğraşlar sonucu, o zaman kabullenir ve çaresine bakarsın. Yeni site tasarımı da şu anda kabullenilecek bir seviyede değil, daha çok yeni ve bir ton şey bozuk.

"İnsanlar değişimi kabul etsin ve çözüm arasın" diyebilirsin. Ancak, değişimi kabul etmenin şartları var. Bu doğal afet değil, hastalık değil; dolayısıyla kabullenilmesine gerek olan bir şey değil. Birileri gelip bir şey değiştiriyor ve "Hadi anam, kabul et" diyor. Tepkili insan neden bunu kabullensin. Kanımca, en eski hali olan eski dandik site en iyisiydi; buna karşı da "goygoy" yapıldı bol bol ama işe yaramadı, ki yarayabilirdi de ve en güzeli insanlara seçenek sunmak olurdu. O hali olmadıktan sonra bana ekşi sözlük eski keyfi vermiyor; kullanmayı çok büyük oranda azalttım. Belki de bir iki değişimden sonra kullanmayı tamamen bırakacağım.

la noix'nın dediği gibi eksi++ çok kullanılan bir eklentiydi ama ilk eklentiydi. Ne yapsın insanlar; site yönetiminin her yırtığına yama yapmaktan bıktılar. Artık yama üstüne yama yaptıkları siteyi bu şekilde istemiyorlar. Bir gün geliyor "Bunu yaptık" diyorlar, ona bir yama yapıştırıyorsun; başka bir gün başka bir icraat geliyor, e onun da yaması var; niye insanlar bu siteyi yamalı bohça gibi kullansın. Çözüm "İsteyen hangi seçeneği istiyorsa, onu kullansın" olabilir; "Bu gitti, onu bununla kapa. Şu gitti, onu da şununla kapa" da bir çözümdür ama sadece problemin o anlık üstünü kapatır.

Sözlük kullanıcıların kaçta kaçı uygulamaların tekniğinden, altyapısından anlıyor ki, ne kadar katkı yapsın? Bu eklentinin çok kullanılmama nedenleri farklı farklı olabilir; çok gerekli görmemiş olabilirler, çok kapsamlı bulmamış olabilirler. Birçok seçenek var. Ancak eksi++ gibi kollektif bir çalışma ile geliştirilmiş bir eklenti varken "Hiç üretmiyorlar, katkı yapmıyorlar" demek çok doğru değil. Kano Modeli der ki, ürünlerdeki özellikler "Olması gereken/olmazsa olmaz", "Olsa iyi olan", "Olmayınca kötü olan", "Olsa da olur, olmasa da olur", "Olmasa iyi olur" diye ayrılır. Tüketicilerin tatminleri de buna göre şekillenir. "Olması gereken" bir özellik varken insanlar mutlu olmaz ama bu özellik yoksa insanlar tepki gösterir. Örneğin, telefon için konuşabilmek bu özelliklerden biridir. Kimse telefonla konuştuğu için "Aferin telefona, nasıl konuştum" demez çünkü bu olması gerekendir ama konuşması bölünür, koparsa sinirlenir. Ekşi Sözlük için sitenin tasarım özelliği de "olması gereken" özelliklerin içinde; normalde bu kimsenin üstüne katkı yapacağı bir şey değil; bekleneni bu. Ancak, onu ortadan kaldırdığın zaman insanlar bu gördüğün tepkiyi veriyorlar. Entry numaraları benim için "Olsa da olur, olmasa da olur" özelliğinde, entry numaralarını görmek benim için o kadar da önemli değil; başkası için belki "olması gereken" ya da "olsa iyi olur" özelliğindedir; o kişi indirir ve katkı yapar. İnsanların öncelikleri farklı olabilir ki bu öncelikler nedeniyle eksi++ kullanıldı bol bol. Bugün biri eski dandik siteyi getirse, benim için "olmazsa olmaz" grubuna girdiği için anında indirir kullanırım.

Bir yandan şu konuda hak veriyorum: Üretmeyip tüketmek istiyoruz. Bu zaten hayatın birçok aşamasında var; eve gelen temizlikçilerden tut, hazır yemek sevdasına kadar her yerde karşımıza çıkan bir şey. Ancak, bu durumda çözümü yaratan kullanıcılar olmamalı zaten. Site yönetiminin yediği bir halttan ötürü ilk tepki neden ona karşı bir şeyler geliştirmek olsun. Bu hayatın getirdiği zorluklardan biri değil ki, kabul edip yola devam edilsin. Yönetimin yaptığı saçmasapan bir işi neden ulema kapatmak zorunda kalsın? Tabii ki eğer o kadar goygoyla bir şey değişmiyorsa, paşa paşa eklenti indirilir ama her eklentiyle sitenin kendisi kullanıcılar için "olması gerekenler"den biraz daha uzaklaşıyor. Sadece o uzaklaşan şeyi kendi bildiğimiz haline yakın tutmak için bir çaba gösteriyoruz ama bu sitenin standarttan uzaklaştığı gerçeğini değiştirmiyor.
  • aychovsky  (28.02.16 10:26:15 ~ 10:33:02) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.