Giriş
(15)

İştahınız nasıldır?

magni
Ben yemek konusunda aşırı iştahı açık biriyimdir. Öğün atlamam ve her öğünü kıtlıktan çıkmış gibi iştahlı ve zevk alarak yerim.Kardeşimin ise benle alakası yoktur mesela. O sadece karnını doyurup yaşamını devam ettirmek için iki lokma bir şeyler yiyip devam eder hep. Yemeğe çok özenmez, bir şeyler b
Ben yemek konusunda aşırı iştahı açık biriyimdir. Öğün atlamam ve her öğünü kıtlıktan çıkmış gibi iştahlı ve zevk alarak yerim.

Kardeşimin ise benle alakası yoktur mesela. O sadece karnını doyurup yaşamını devam ettirmek için iki lokma bir şeyler yiyip devam eder hep. Yemeğe çok özenmez, bir şeyler bulup yer falan. Bana da şaşırır, ben de ona şaşırıyorum :)

Sizin iştah durumlarınız nasıldır peki?
0
magni
(06.02.22)
İştahım iyi ama fazla yemek yemeye karşıyım. Tıka basa yemek yemem hiçbir zaman. Tam doymadan bırakırım.
0
dissendium
(06.02.22)
Yemek yerken -fast food değilse- keyif almam açıkcası. Ama günde sadece iki öğün yediğim ve if yaptığım için büyük porsiyonlar tercih ediyorum. Böylelikle üç saat sonra spor yaptığımda da açlık hissi yaşamıyorum. Ama dediğim gibi keyif almıyorum :(
0
ruhen hastayim ben
(06.02.22)
Valla senle kardesinin karisimi gibi biseyim. Birileri yemegi hazirliyorsa senin gibiyim oturur deli gibi yerim, yok ben yemegi yapacaksam da 'ne gerek var simdi ugrasmaya' der biseyler atistirir gecerim.
0
j r r tolkien hayrani
(06.02.22)
futbolla alakan var mı bilmiyorum ama eskiden fenomen ronaldo deyu bir amca vardı (cristiano ronaldo değil, gerçek ronaldo). efsane futbolcuydu. senin benim yaşasak mutfağa gidemeyeceğimiz diz sakatlıklarıyla herif her maç sahaya çıkıp 2-3 gol atardı. bu amca futbolu bıraktıktan sonra öyle bir şişmanladı ki ne zaman fotoğrafına baksak üzülür hale geldik, "olm naptın kendine" dedik... gerçi sanırım tiroid hastalığı vardı, onun da etkisi biraz.

ben işte ronaldo gibiyim. AYI GİBİ yiyorum. 19-20 yaşıma kadar tabanı yanık it gibi koşturduğum, spor yaptığım için bunun normal ve sürdürülebilir olduğunu düşünmüştüm, sonra obez olup çıktım.

iki öğün yerim ben. üç yapsam 600 kilo olurdum çünkü. ikiye rağmen şişkoyum. acı, tatlı, ekşi, tahta, hava, su, toprak... fark etmiyor. mütemadiyen yer ve içerim, büyük keyif alırım.

yemek için aç olmama gerek yok, hatta açıkçası öyle iki saat yemek yemeyince şekeri düşen, kendini halsiz hisseden biri değilim. gerekiyorsa 20 saat yemem, alışığım da öyle şeylere, çok koymaz.

ama yemeyi çok seviyorum işte, o yüzden aman biraz dengeli beslenmeyeyim... hemen bir hafta içinde nerede zararlı, pis şey var ayı gibi yer; vermiş olabileceğim bir kiloyu itinayla geri alırım.

tıp çaresiz, biyologlar sessiz... çözümü yok. cevabımı ünlü filozof sinan engin'in bir sözüyle bitirmek isterim,

"diyetisyenler lahmacunla zayıflama programı yapsın kardeşim. yemeyince ben zaten zayıflıyorum. önemli olan yerken sağlıklı olabilmek."
0
der meister
(06.02.22)
spor yaparken zirvede
yapmadığım zaman normal/kapalı
0
superb
(06.02.22)
Yemek yemeyi hiç sevmem, ama kilo almak için günde dört öğün dahi yiyorum, hatta son zamanlarda hiç aciktigimi hatirlamiyorum. Sabah uyandigimda tok hissediyorum yine de kahvaltı yapıyorum. Yatana kadar hiç açlık hissetmeden sürekli yiyorum.
0
sanguine
(06.02.22)
Ağzıma giren her türlü yiyeceğin içeceğin ince hesabını yaparım. Kötü yemek yersem moralim bozulur, kötü yemek yeme ihtimali bile kızdırmaya yeter. Kötü bir şey yiyeceğime biraz daha aç kalıp iyisini yemeyi tercih ederim.

Bu yüzden atıştırmam, yiyeceksem doğru düzgün yemek yerim. If düzeniyle beslenmeye çalışıyorum 4 senedir, bu anlamda da bana uygun bir düzen. Haliyle çok sık yemiyorum ama yedim mi iyi yiyorum.

İştahım sürekli açık olmasa bile güzel bir şey yenecekse her an hazırımdır yemeye. Yanımda biri yerken ne kadar tok olursam olayım ben de bişiler yerim en kötü kemiririm.

Kendimi dizginlemem gereken tek nokta tatlı oluyor çünkü if'i en çok zorlayan konu o. Onda da 10 günde 1den fazla yememeye çalışıyorum.
0
baba jo
(06.02.22)
Kitliktan cikmis gibi yemem. Ogun de atlarim. Is yerinde keyifle yemek yeme imkanim olmadigi icin mesela hic yememeyi tercih bile ediyorum. Keyif alma sartiyla, istahim var.

Istahsiz insanlari, yemekle oynayanlari, keyifli masalardan keyif almayanlari sevmem.
0
buf-e kür
(06.02.22)
sıfır. 42 kiloyum.
0
rose parks
(06.02.22)
genel olarak çok azdır. tüm gün yemek yemediğim ya da aramadığım olur. spordan sonra sağlıklı yemekleri daha iştahlı yerim. hafta sonu kahvaltısına özenirim. güzel masa hazırlarım. tek başıma ya da kalabalık farketmez.
0
gabe h coud
(06.02.22)
insanlarin benden beklemedigi kadar istahliyim. Ama dediginiz gibi kitliktan cikmis gibi yemem, fazla yemenin zararli oldugunu biliyorum zira. Ama cok acik degilim yeni seylere. Yani sebze falan denerim de, burada tavuk ayagi falan yeniyor cok, veya yumusak tofu falan, yememem halinde benim ve sevdiklerimin hayati tehlikeye girmeyecegi surece yemem.
0
sopiro
(06.02.22)
eğer tek başımaysam, kardeşin gibi karnımı en kısa şekilde doyurup yaşamıma devam etmeye bakarım. bir sevdiğim, eşim, dostumlaysam daha çok senin gibiyim. iştahım açılır, yemekten aldığım zevk artar vs.

nedenini ben de bilmiyorum. :)
0
taçsız kral pele
(06.02.22)
20-30 arası kadar çok değil
önceden öğlen ve akşam ayrı ayrı
çorba, sebze yemeği, et yemeği, patates, tatlı yiyebiliyorudm ve daha düşük kiloydum
0
bir soru sorcam
(06.02.22)
Ben çok istahli biri degilim genel olarak. Arada bir istahim hayvan gibi acilip yemege saldirdigim oluyor donem donem ama sureklilogo olmuyor genel olarak istahsizim. Senin gibi iştahı acik, zevkle yemek yiyenleri de kiskanirim. İstahli biri olmak isterdim valla, yemek yemek guzel sey.

Senin gibi bir arkadasim var ve ben ona o da bana sasiriyoruz karsilikli. Bana bir kere demisti ki yahu seni anlamiyorum nasil boylesin, ben su gordugun tencerenin tamamini rahatlikla yerim, yemiyor olmamin sebebi cok kilo alirim diye kendimi frenliyor olmam, yoksa tamamini oturup yerom rahatlikla demisti. Ben sasiriyorum tabii.

Ama böyle hayvan gibi yemek isterdim sahsen, cok yemek yediğim istahim acildigi zaman buyuk zevk aliyirum cunku. O zevki her zaman tadabilmek isterdim ve ayrıca hayvan gibi yesem spor salonunda da agirliga hayvam gibi abanirdim ne guzel olurdu. Araca cok yedigim oluyor dediğim gibi, o gunlerde spor salonunda da hayvan gibi abanabiliyurm enerjim oldugundan dolayi. Keske hergun boyle hayvan gibi yiyebilswm.

Kilo almaktan falan da korkmuyorum valla, kilomu kontrol edebilirim, gerektiginde az yerim ben yani yeter ki istediğmde fazla yiyebiliyor olayim:) zaten yedigom kadar spor da yapıyorum, cok yesem cok yaparım.
0
stavro
(06.02.22)
Sırf hayatı devam ettirebilmek adına yemek yiyen bir tipim çok zayıf da değilim gerçi ama yemek yemeyi bile unutuyorum çok iştahlı yediğim şey çok nadirdir.
0
esinikaybetmiscorap
(06.02.22)
(11)

Pazar günü planımız nedir

ikikerekac
Yatmak mı
Yatmak mı
0
ikikerekac
(06.02.22)
Şu an kahvaltımi bitiyorum 1 gibi spora ardından yüzmeye gidicem
0
sanguine
(06.02.22)
Valla plan falan yok büyük ihtimal "ne ara bitti hafta sonu" diye hayıflanmakla geçiririm günü.
0
j r r tolkien hayrani
(06.02.22)
ders çalışmak.
0
rakicandir
(06.02.22)
bime gitcem, çöp atcam, perdesiz bass kaydı yapıcam.
0
killerbee
(06.02.22)
hastayim, o yuzden sabahtan aksama kadar mac izlicem. gerci hasta degilken de farkli bir sey yapmiyorum ama olsun
0
der meister
(06.02.22)
Popomu kaldırabilirsem temizlik yapacağım.
0
peki madem
(06.02.22)
ikea gezmesi
0
ala09
(06.02.22)
tez için gerekli belgeleri okuyacağım. akşam bir film izlerim. arada da alış verişe çıkarım belki.
0
Mossy
(06.02.22)
yatmaktan başka çarem yok. covid pozitifim. dizi/film izlerim herhalde. daha başka neler yapabilirim diye düşüneceğim.
0
bitchesaintshit
(06.02.22)
Erken kalkıp kahvaltı eşliğinde online eğitim
Eğitim bitti uyku
Şimdi dev bir temizlik yapmam gerekiyor ama yatıyorum
0
megalomaniac
(06.02.22)
Yatmak istemiyorum ama yatıyorum. Gaza gelemedim
0
🌸ikikerekac
(06.02.22)
(4)

heyecan duygusunu sıklıkla yaşayanınız var mı?

kurcalamabozarsin
coşku duygusunu sıklıkla yaşayabilen? hayatımda coşku heyecan yok resmen yahu hemde cok uzun zamandır. bir tek yemek konusunda var, mesela fondü ya da hamburger yemeye gitsem falan oluyor onu da kilo almamak için yiyemiyorum. bütün aktiviteler eh fena değil tadında yaşanıyor, arkadaslarıma bakıyorum
coşku duygusunu sıklıkla yaşayabilen?

hayatımda coşku heyecan yok resmen yahu hemde cok uzun zamandır. bir tek yemek konusunda var, mesela fondü ya da hamburger yemeye gitsem falan oluyor onu da kilo almamak için yiyemiyorum. bütün aktiviteler eh fena değil tadında yaşanıyor, arkadaslarıma bakıyorum hepsi mutsuz.

günlerce düşündüm nasıl arıtırırım coşkuyu nasıl getirirm hayatıma, elimdeki imkanlarla bulamıyorum çözüm.
sizde nasıl durumlar?
0
kurcalamabozarsin
(03.02.22)
abi bu aslında biraz kişilik meselesi ve açıkçası hayatında coşku olmamasının kötü bir şey olduğunu düşünmüyorum. ben özellikle spor konusunda çok coşkulu, çocuk gibi hevesli bir insanım ama tanıdıklarıma hayatı zindan ederim sürekli mızıldanarak, depresif olarak vs... ben misal f1 yarışının olduğu pazar günleri uyanıp duvarları filan öpecek hale geliyorum, dünyanın en enerjik ve mutlu insanı oluyorum. benzer şekilde güzel maç filan varsa... ama genel olarak baktığında aslında "gerçek coşkunun yokluğundan dolayı coşkuyu beni doğrudan ilgilendirmeyen şeylerde" bulduğumu söyleyebilirsin.

o yüzden coşku bulma kaygısı olmaksızın hoşuna giden ya da gideceğini düşündüğün şeyleri yapmaya çalış derim. git ye hamburgeri mesela, aynı gün başka bir şeyden ya da öğününden kısarsın, bitti gitti... olmadı iki gün. bir hamburgerden kilo alınmaz. bunu genele yansıtmak istemem tabii ama eğer genel olarak böyle düşünüyorsan bazı şeylere çok temkinli yaklaştığını, dolayısıyla hep sonuç düşünme eğiliminde olduğunu varsayarım. böyle olunca insan keyif aldığı şeylerde bile olası zararı düşüneceği için kolay kolay coşku duyamaz. halbuki bir hamburgerden ne olacak yahu, ben yarım tonluk gövdemle yediğim halde kilo veriyorum, hadi aldın diyelim 1 kilo alırsın. ye gitsin. istediğin şeyi yapmıyorsun ki, yapsan belki coşku hissedeceksin.
0
der meister
(03.02.22)
Sevinç, anlık mutluluk ve coşku/heyecan arasında biraz fark var. Ben de yemek yerken duygusal açlık giderdiğim için hamburgerin verdiği duygunun heyecan ya da coşku olmadığını, zayıf kaldığını kendi adıma söyleyebilirim

Sanırım çooook sevindiren çook büyük bi olay çook uzun zamandır yaşamadım , unuttum bu hissi

En son yıllar önce ilk kez istanbula giderken hissetmiştim sanırım
0
photo85
(04.02.22)
Buna sebep olabilecek bir çok neden var. İnsanın yaş aldıkça heyecan duygusunun azalması, ekonomik sıkıntılar, pandemi dönemi özgürlüklerin kısıtlanması, arkadaşlarla bir araya gelememek gibi şeylerle beraber böyle hissedilmesi gayet normal. Bu arada çoğu kişinin senin gibi hissettiğine inanıyorum. Bir kaç kafadar bir araya gelir ve bir projeyi ortaklaşa yaparsa(ne olabileceğini bilemiyorum) ya da arkadaşlarla takım oyunlu bir spor yapılırsa o heyecan geri gelir diye tahmin ediyorum.
0
graphytube
(04.02.22)
Coskudan kasıt yaşama sevinciysee bende bolca var. İsteyen arkilere verem. Küçücuk şeylerden çok keyiflenebilirim. Bir cayirda yürürken bile mutluluktan aglicak gibi keyif alabilirim

Ama mesela duyacagim hiçbir şey beni sasirtmaz, heyecan yaratmaz. Biri gelip cocugumu kestim dese önce bı "hmm bı bakalım bu işe" derim

Bence de kişilik meselesi. Sonradan eklenebilen bir ozellik olduğunu sanmam. Belki daha bıcır bıcır arkadaslar edinerek bı nebze... Daha ters bile tepebilkr
0
abuzer
(04.02.22)
(8)

hangi operatör/paketi hangi fiyata kullanıyorsunuz?

baldan kaymak
kullandığım paketlerin tamamına zam gelmiş. merak ettim de belki hat değiştiririm.
kullandığım paketlerin tamamına zam gelmiş. merak ettim de belki hat değiştiririm.
0
baldan kaymak
(02.02.22)
istemeden vodafone geçtim 13 gb 55tl 2 gb hediye

turkcellden memnundum ama pahalıydı.
0
mikahakkinen
(02.02.22)
turkcell'deyim. gülümseten paket mi neyse öyle saçma isimli bir şey var, onu kullanıyorum. ay sonunda hangi paketi seçeceğimi o anki keyfim ve maddi durumum belirliyor açıkçası. genelde 50-70 arası bir şey ödüyorum, 14-20 cigorayt arası internet ve 1000dk konuşma. bana yetiyor, mevcut koşullarda pahalı da gelmiyor ne yalan söyleyeyim ben 2-3 sene önce daha pahalı buluyordum turkcell'i, her seferinde "ulan bu kadar para mı verilir buna" diyordum. şimdi biraz daha normal geliyor ama diğer operatörlerden haberim yok.
0
der meister
(02.02.22)
Bimcell daha ekonomik
0
komando kani var bende
(02.02.22)
mutlu firsat 25gb 95₺
faturali degiljm her ay baska paket cikabiliyor ortalama 20gb 90₺ oduyorum turkcell
0
ala09
(02.02.22)
Vodafone 18+2gb (+whatsapp, spotify, instagram vs ücretsiz) 82 lira.
0
kobuzchu kiz
(02.02.22)
en uygunu bimcell

15 gb + 750 dk 56 tl.

diğer operatörlerde uygun paket bulursun ama geçici olur. bimcell her zaman ucuz.
0
rose parks
(02.02.22)
15gb 1000dk 48. Tt
0
westblack
(02.02.22)
turkcell platinum star
- 16 gb net
- her yöne 2500 dk
- turkcell aboneleriyle sınırsız
- tv+ 5gb
- dergilik 1 gb
- lifebox 5 gb
- ilk ay 30 gb net
- bip 5 gb
- fizy 5 gb
- platinum üye ayrıcalıklı hizmetleri

aylık 130 tl.
0
makarnavodka
(02.02.22)
(6)

Kaslı antik yunan ve roma heykelleri cidden gerçek insanlar model alınarak

northern eagle
Mı yapılmış? Eğer öyleyse bu insanlar o çağlarda nasıl o kadar hacimlenmeyi başarmış? Misal herkül heykeli, bu vücuda sahip olmak için bu devirde bile proteine ek steroid kullanıyor insanlar. Değil mi?
Mı yapılmış? Eğer öyleyse bu insanlar o çağlarda nasıl o kadar hacimlenmeyi başarmış? Misal herkül heykeli, bu vücuda sahip olmak için bu devirde bile proteine ek steroid kullanıyor insanlar. Değil mi?
0
northern eagle
(02.02.22)
Onlar sipariş üzerine "olması gerektiği düşünülen" şekilde yapılıyor. Bak mesela penisleri de çok küçüktür hepsinin çünkü büyük penis bayalık sayılırmış o dönem.
0
Zaman Tamircisi
(02.02.22)
küçük bir akıl yürütme yaparsak, çağımızda en yaygın hastalık şeker/yağ/hareketsiz yaşama bağlı obezite. modern dünyada tüm işler hızlı ilerliyor, beden gücünü makineler almış durumda ve nüfusun yarısı obez, diğer yarısı kilo verme umuduyla gym’e gidiyor.
antik çağlarda yukarıda anlattığımın tam tersi bir yaşam şekli vardı. Kas kuvveti ile insanlar çalışıyorlardı. dolayısıyla yağ tabakasının olmadığı vücutta elbet kas kütlesi görünecekti. bana kalırsa o zamanki sanatçılar olağan durumu yüceltme adına mükemmeliyetçi bir tarz benimsemişlerdi. bu sebeple hacimli ve kaslı heykeller oluştu.
0
bugisme
(02.02.22)
abi bence o kadar hacimli değiller ya. kaslılar sadece. yani bugisme'nin dediği gibi sabah akşam amele gibi çalışan ve bugün tükettiğimiz bol şekerli besinlerin hiçbirini tüketmeyen (ya da tüketse bile onu yakabilen) adamlar zaten accuk protein yiyebiliyorsa (ki yiyorlardır herhalde hayvan etinden vs.) öyle vücutlara sahip oluyor. modern insan için bunu yapmak çok zor tabii ama hayatını ağır işle kazanan, marketten bisküvi filan almayan birisi için bu vücut zaten standart sayılır. inanılmaz emek ve fizik gücü var çünkü arkasında. öyle olmasalar tuhaf olurdu.

ha normalde olandan biraz daha hacimli yapmışlardır belki ama ben o heykellerin tamamen kafadan yapıldığını sanmıyorum, muhakkak gördükleri vücutları esas alarak yapmışlardır. hacimli deyince benim aklıma şişkin sporcular vs. geliyor mesela kolları kafam kadar, gövdesi almış gitmiş... bu heykellerdekiler öyle değil. zayıf adamlar. sadece yağ oranları çok az, kaslar ortada. atıyorum bi savaş cebeci değiller yani :)

bence eşek gibi ağır iş yapıp da zararlı yiyeceklerden uzak dursak, bol protein alsak hepimiz aşağı yukarı benzer vücutlara sahip oluruz. tuhaf olan antik yunan'da o vücudun yapılması değil bence, maalesef bizlerin bu kadar şüşko olması :(
0
der meister
(02.02.22)
hacimli değil o heykeller, aksine define, lean kaslılar. bence gerçek model ile çalışılmıştır. ablama sorayım istersen, antik yunan tarihinde doçenttir kendisi. hehe.
0
gabe h coud
(02.02.22)
Antik yunandaki o heykeller insan bedeninde tanriyi aradigi icin idealize edilip sekillendirilmis. Yani ortada bire bir ayni olculerde yasayan insanlarin olmasina gerek yok. Estetik anlamda guclu gordukleri gibi yapmislar
0
nax
(02.02.22)
hacimli olmamalarının yanında kaslı da değillerdir bence. çünkü heykeli yapılan adam tapınak inşaatında çalışan amele değil ki. sadece iyi beslenebilen bir adam. fiziksel aktivitesi düşüktür muhtemelen.
0
paintov
(02.02.22)
(2)

İspanyolca

dissendium
Akıcı İspanyolca öğrenmek ne kadar sürer? 5 yılı geçer mi? Her gün zaman ayrılacağını düşünün.
Akıcı İspanyolca öğrenmek ne kadar sürer? 5 yılı geçer mi? Her gün zaman ayrılacağını düşünün.
0
dissendium
(01.02.22)
İngilizcen biliyorsan öğrenmesi nispeten kolay. Ama anlaşması zor bir dil.
1 yıla yakın süre İspanya'da yaşadım herkes mi farklı konuşur bir dili. Listening çok çok önemli yoksa söyleneni anlamıyorum ama konuşuyoruma döner öğrenme sürecin.

der meister yazınca aklıma geldi. Bu subjuntivo denen lanet cidden mantıklı bir insanın kavrayacağı bir şey değil. Anadili ispanyolca olan arkadaşıma soruyorum neden bu durumda bu şekilde kullanıyorsunuz amaç ne? Adam bana "ben de bilmiyorum, ispanyolcayı ben 10. sınıfta anlamıştım sen çok kafana takma zamanla düşünmezsin diye cevap verdi.
0
catamenia
(01.02.22)
yok yav beş yılı geçmez. her gün en az bir saat verimli ve doğru çalışma yapacağını varsayarsak, belli bir noktadan sonra konuşma pratiğine de iyi vakit ayırdığını düşünürsek bence bugün başlasan 2 şubat 2024'te cayır cayır konuşursun. hadi olmadı 2025 de... üç seneden fazla sürmez. yalnız bu planla ilgili şunu parantez olarak eklemek lazım ki bu gerçekten zor iştir; kurs/mecburiyet vs. yoksa, masaya oturup kendin çalışacaksan çelik gibi irade ister... ha üç günde iki saat ispanyolca çalışarak da dil öğrenirsin ama bu saydığın biçimde hızlı ve verimli bir ilerleme olmaz elbette. o açıdan genel olarak "bu dilde çok iyi olacağım" kilometre taşını beş sene sonraya koymak aslında daha makul ve mantıklı olabilir, hem böylelikle iki sene sonra çok iyi seviyede değilsen moralini bozmazsın, "zaten daha fazla zaman alacağını biliyordum" diye düşünüp yoluna devam edersin.

ispanyolca başlangıç aşamasında çok zor değil. ingilizcen de varsa ufak tefek farklılıklarla bir sürü kelimeyi biliyor olacaksın zaten. yalnıııııız ispanyolcada subjuntivo diye bir bela var ki rusçaya filan rahmet okutur. ser, vivir filan gibi aslında göze gayet sempatik ve basit gelen fiiller öyle çekimleniyor ki "hadi lan bu aynı fiil değildir" diyorsun. her fiilin 30-40 tane çekimi olduğunu düşün.

şimdi genelgeçer düzeyde ispanyolca bilmek, az buçuk sohbet edebilmek için tabii ki subjuntivo bilmeye gerek yok ama sen akıcı demişsin. ben akıcı konuşmadan şunu anlarım: yeri geldiğinde sen ispanyolca, düşünmeden, belki yavaşça ama rahatlıkla her türlü şeyi kendi konuşabilmelisin. ana dilindeki kadar çok kelime kullanmazsın belki ama yine de kelime bilgin çok güçlüdür, gramer hatası ya yapmazsın ya çok nadiren yaparsın, hani ispanyol seni dinlediğinde "vay anasını adam çatır çatır konuşuyo lan" der.

bu seviye bence SIKI ÇALIŞMAYLA iki, bilemedin üç yılda görülür... ama harbiden acayip üstüne düşmen lazım. her gün çarşaf çarşaf ispanyolca okumak, dinlemek, yazmak gerek. kısacası dili aktif olarak devamlı kullanmak şart, yoksa istediğin kadar çalış ilerlemek bir noktadan sonra yavaş oluyor. ingilizcenin nispeten kolay öğrenilmesinin sebebi de aslında kolay olmasından ziyade erişilebilirliği... "ingilizcemi geliştircem" dersen o kadar fazla şey var ki yapabileceğin... en basitinden gir reddit'e yardır aga, sabah akşam oku ve yaz. altı ay sonra annenle konuşurken ingilizce düşünmeye başlarsın. uçar gidersin.

ispanyolcada ama mesela ne yapacaksın, fikrin var mı? her allahın günü sadece okuma değil aynı zamanda yazma, konuşma, dinleme gibi şeyler yapmak gerek. en azından "ben artık oldum tamam" diyene kadar. "yaparım" diyorsan üç yılda akıcı, beş yılda vatandaş, sekiz yılda valencia valisi, 15 yılda ispanya devlet başkanı olursun. hiç sorun değil.

gerçi valencia demişken, bu ispanyolların konuşması da bölgeden bölgeye farklılık gösterebiliyor. valencia'da, galiçya'da filan çok daha farklı ve hatta kendi ayrı dillerini konuşuyorlar mesela. katalanlara, basklara girmiyorum bile. bi' de güney amerika ispanyolcası avrupa ispanyolcasından daha farklı. bissürü ıncık cıncık iş.

hevesin varsa, yaparım diyorsan yardır gitsin, neden olmasın ama zor olduğunu bilerek gir derim, sonra motivasyon kaybı yaşama.
0
der meister
(02.02.22)
(14)

Olayları kafanızda büyütür müsünüz?

onyetele
Kafanızda bir olayı büyütür müsünüz?Mesela -ya amma da abarttın şunu diyenler oluyor mu? Haklı olduğunuz halde?
Kafanızda bir olayı büyütür müsünüz?

Mesela -ya amma da abarttın şunu diyenler oluyor mu? Haklı olduğunuz halde?
0
onyetele
(27.01.22)
Kafamın içindekileri deşifre etseydim derlerdi hatta korkup kaçarlardı.
0
ruhen hastayim ben
(27.01.22)
Kendi kendime diyorum ben ama dinlemiyorum da
0
kisa
(27.01.22)
Bazı şeyleri sırf toplum benden bunu ciddiye almamı bekler diye umursuyorum. Bana yapılan şey suç teşkil etmediği sürece pek umursamam.
0
eksisozlukokuryazari
(27.01.22)
hayır, üzerine uyurum, düşünürüm, sebebini, kaynak nedenini bulmaya çalışırım. kendi hatalarımı kendi kendime itiraf ederim. samimi bir şekilde düzeltmeye çalışırım.
0
gabe h coud
(27.01.22)
Hiç büyütmem, refleks olarak unutup bir daha üzerine düşünmeme moduna giriyor beynim. Hatta büyütmem gereken şeyleri de büyütemiyorum bu sebeple.
0
Bruce
(27.01.22)
Büyütmem, hiçbir şey büyütmeye değmez
0
lcha
(28.01.22)
Büyütmem, büyütemiyorum daha doğrusu.
0
juliette
(28.01.22)
İnsanlara anlatmadığım için "amma abarttın" diyen yok ama gereksiz şeyleri inanılmaz büyütme, sürekli argüman üretme ve geceleri uyuyamayacak kadar düşünme yeteneğine sahibim evet.
0
peki madem
(28.01.22)
hem de nasil.
0
durgunfoton
(28.01.22)
Bu konuda bir dünya markasıyım.
0
chihirovekohaku
(28.01.22)
Kaygı bozukluğundan muzdaripken inanılmaz büyütür, etrafımdaki insanlara da negatif enerji saçardım. Hastalıktan kurtulunca bakış açım da değişti, olayı büyütmem veya pişman olmam geçmişi değiştirmeyecek, geleceği olumlu yönde şekillendirmeyecek ne üzeceğim kendimi kafasına ulaşabildim. Büyük rahatlık.
0
tamam sakinim
(28.01.22)
aboov hem de nasıl. karşılıklı harala gürele mevzuu değil de genel olarak en ufak şeyi bile kafama takarım, dert olmayan şeyden dert çıkarıp içinde boğulurum. biraz aşama kaydettim sanki ama yeterli değil hala.
0
der meister
(28.01.22)
İnanılmaz derecede büyütüyorum. Karşı tarafın hiç haberi olmuyor ama ben kendimi bitiriyorum. Çok yorucu bir durum, son günlerde farklı yöntemler deneyerek odağımı başka yönlere çevirmeye çalışıyorum.
0
hayalhayal
(28.01.22)
Belki bu konuda dünyada rakibim yoktur. Maalesef...
0
izza
(30.01.22)
(11)

The Office

Zaman Tamircisi
Bu diziyi daha önce hiç izlemedim, izlesem mesela döneminde yayınlandığı gibi komik gelir mi yoksa zamanın ruhuna yenik mi düşer sizce? Misal Seinfeld dizisini çok severdim yayınlığı dönem çok da gülerdim ama bugün izlesem muhtemelen yapılan esprilere o kadar da gülmem gibi geliyor, siz ne diyorsunu
Bu diziyi daha önce hiç izlemedim, izlesem mesela döneminde yayınlandığı gibi komik gelir mi yoksa zamanın ruhuna yenik mi düşer sizce? Misal Seinfeld dizisini çok severdim yayınlığı dönem çok da gülerdim ama bugün izlesem muhtemelen yapılan esprilere o kadar da gülmem gibi geliyor, siz ne diyorsunuz? Teşekkür ederim.
0
Zaman Tamircisi
(25.01.22)
Seinfeld’e yine gülersin. Belli bir kalitede yapımlar zamandan bağımsız, kaliteli, o hissi hep veriyor.

The Office harika bir komedi. Hiç üzerinde düşünmeden başla derim.
0
gabe h coud
(25.01.22)
ben geçen yıl izledim ve aşırı güldüm. izlediğim en komik yabancı dizi.

ilk sezon 6 bölüm biraz sıkıcı gelebilir. diziye alışırken bu ne lan? diyebilirsiniz.
0
jelly bear
(25.01.22)
İzlemeye karar vermiştim ama biraz gaza geleyim dedim teşekkür ederim :)
0
🌸Zaman Tamircisi
(25.01.22)
ben ilk çıktığında her hafta izledim, geçen hafta 3 ya da 4. kez bitirdim.

the office zamanlar arası bir köprü. şimdi asla yayınlanamazdı ama ahahah.
0
passion rules the game
(25.01.22)
bundan 20 yıl sonra izlesem yine gülerim zamansız bir dizi, en sevdiğim komedi dizisi.
0
kendi dugunune gitmeyen kamber
(25.01.22)
Bu dizi dışında her dizi dönemine göre bugünün şartlarından daha komikti belki. Ancak izledikçe de anlarsınız bu dizinin zamana yenilmesi gibi bir durum söz konusu değil. Her daim ayı gibi komik olacak bir dizi.
0
zoque
(25.01.22)
Geçen yıl izlemeye başlayıp o zamana kadar izlemediğime pişman olmuştum. İlk 2-3 bölüm çok sarmayabilir ama sonrası çerez gibi üst üste izleme isteği uyandırır.
0
anatomik
(25.01.22)
94 doğumluyum, geçenlerde başladım ve altı sezonu devirdim, daha önce izlemediğim için pişman ve yakında bitireceğim için hüzünlüyüm.

kardeşim 2003'lü, o da başladı, daha ikinci sezonda ama maykıl aşağı maykıl yukarı çok severek izliyor.

seversin sevmezsin orası ayrı ama "şimdi izleyince gülünür mü, zamana yenik düşer mi" sorusunun cevabına bir ekleme de ben yapmış olayım böylelikle. şimdiden iyi seyirler, yeni başladığın için kendini şanslı hissederek ekstra keyifle izle :)
0
der meister
(25.01.22)
uk versiyonu fena değildi
0
ShadowOfMoon
(26.01.22)
valla seinfeld'i 10 yil sonra izlesem yine gulerim bence.
the office de zamanin cok otesinde bir dizi emin ol.
0
bay b
(26.01.22)
The Office'i yakın zamanda Amazon Prime'da bitirdim. Hayatımda izlediğim en güzel şeylerdendi.
0
pispinti
(26.01.22)
(9)

loser erkek filmleri

iste o bendim
Kalabalıklar içinde yalnız kalmış adam filmleri arıyorum.zeki demirkubuz, NBC tarzı.NAKED, kaybedenler kulübü gibi. loser filmleri.
Kalabalıklar içinde yalnız kalmış adam filmleri arıyorum.

zeki demirkubuz, NBC tarzı.

NAKED, kaybedenler kulübü gibi.

loser filmleri.
0
iste o bendim
(25.01.22)
Inside Llewyn Davis
0
Tutkun
(25.01.22)
Brothers olabilir belki.
0
stavro
(25.01.22)
Animasyon ve dizi ama Bojack Horseman önerebilirim.
0
r_u_h
(25.01.22)
0
kanlakarisikyagmur
(25.01.22)
Call my lawyer sayılır mı?

Better call Saul olacaktı ya.
0
mezarkabul
(25.01.22)
Trainspotting

All These Sleepless Nights

The Big Lebowski

Uzak (Nuri Bilge Ceylan)

Fight Club

Dream With the Fishes

Moonlight Box

Joker

Aklıma bu filmleri getirdi verdiğiniz tanım.
0
old possum
(25.01.22)
leviathan'ı öneririm. en sevdiğim filmlerden biridir. zvyagintsev'in çektiği rus filminden bahsediyorum, başka da var sanırım aynı isimle. hatta şöyle söyleyeyim o filmdeki dayıtın yanında dünyanın en loser adamı rockstar gibi kalır.
0
der meister
(25.01.22)
mr nobody
0
karayel
(26.01.22)
he was a quiet man
0
put it in your appropriate place
(26.01.22)
(18)

Kar seviyor musunuz

dissendium
Artık yaştan mıdır nedir (28) kar yağdığını görünce "kar mı yağmış" deyip kafamı çeviriyorum. Hiç öyle yağarken izleyeyim falan demiyorum. Şu an yaz gelsin diye dua ediyorum. Temmuz, ağustos efsane aylar. Yazı acayip özledim. Siz karın keyfini çıkaranlardan mısınız yoksa iğrenerek mi bakıyorsunuz?
Artık yaştan mıdır nedir (28) kar yağdığını görünce "kar mı yağmış" deyip kafamı çeviriyorum. Hiç öyle yağarken izleyeyim falan demiyorum. Şu an yaz gelsin diye dua ediyorum. Temmuz, ağustos efsane aylar. Yazı acayip özledim. Siz karın keyfini çıkaranlardan mısınız yoksa iğrenerek mi bakıyorsunuz?
0
dissendium
(25.01.22)
Ben sevmiyorum. Fakire, sokak hayvanlarına yazık. Evsize yazık.
0
garylineker
(25.01.22)
Baharı ve yazı çok severim. Karı da severim. Üstünde yürüyüp iz bırakacak kadar olmalı, tam olarak bugünkü gibi.

İnce ince yağan yağmur ve beraberinde gelen çamurdan nefret ederim. İğrenç :)
0
gabe h coud
(25.01.22)
Klasik insan modu benimki, kar sıra dışı bişey değilken çok bayılmazdım. Ama hafta sonu baya kara maruz kaldım, eğlendim.

Ha, bu yüzden şu anda İstanbul'daki yağış beni çok etkilemedi koşmadım soğuğa ama izlemesi de güzel. Tabii evden çalışmıyor olsaydım bu kadar sempatik gelmezdi.
0
Bruce
(25.01.22)
Sevmem, seveni de sevmem :)

Kar romantizmini de hiç anlamıyorum soğuk nedeniyle zor durumda olan onca canlı varken.

Kartopu yaşım da çoktan geçti :)
0
dreamnesiac
(25.01.22)
ben su an kar magduruyum ama hayvan gibi karla oynuyorum bi yandan... asiri severim. cocukken hep yilbasi, kar manzarali kartpostallar biriktirirdim asiri temiz hava veriyor bi de. ama sadece yunusak kar
0
ala09
(25.01.22)
aşığım. 27 yaşındayım, üç yaşındayken de şimdi de aynı heves ve heyecanla bekliyorum.

tabii ki kimsenin sokakta kalmasını, başına iç gelmesini, işe gidip gelememesini vs. istiyor değilim ama bunu doğanın bir gerçekliği olarak görüyorum. insanların evsiz kalması veya işe gidememesi toplumsal bir problem daha çok. karda oynayan, mutlu olan insanlar da zaten "ohh sokak hayvanları ölüyor" diye filan sevinmiyor, o yüzden bazı insanların bu kar sevenleri teröristmiş gibi gösterme tavrını anlamsız buluyorum.

doğu'nun köyünde ya da sibirya'da kar yüzünden çok zorluk yaşamış birinin sevmemesini, tiksinmesini anlarım elbet ama ben trakya'da büyüdüm, ankara'da yaşadım, ukrayna ve letonya'da sıcaklığın -20'nin üstüne çıkmadığı yerlerde sokakta kaldığım ve "aa tüh ölcez galiba neyse" dediğim zamanlar gördüm ama yok abi manyak gibi seviyorum hala.

aşırı yağar misal ona bi şey yapamazsın elbet ama ben yarın bi gün arabam olsa hava durumunu zaten haftalar öncesinden takip ettiğim için ona göre kış lastiğimi, zincirimi hazır eder; arabanın karını buzunu nasıl kısa sürede temizleyebileceğime bakar, koşullara olabildiğince uyum sağlamaya çalışırım. uyandığında kar görüp "ulan hay böyle işin, kim uğraşacak şimdi bu angaryayla?" diyeni anlarım elbet ama ben işte o uğraşı bile ayrı severim, bıkmam.

zaten iklim öyle bozuldu ki finlandiya'daki adam bile artık kışın ne kadar kar göreceğini bilemiyor, şubat ortasında diz boyu kar varken 10 gün sonra hava 8 derece olabiliyor filan... bence bizim çocuklarımız filan karı çok nadiren görecek, o yüzden hazır hala arada yağıyorken ben tadını çıkarma taraftarıyım.

BEN <3 KAR
0
der meister
(25.01.22)
yasim cogunuzdan buyuktur. cocukken nasil seviyorsam bugun hala ayni sekilde seviyorum. gunlerdir kar bekliyorum desem yeridir bugun doydum nihayet. yaz ve sicagi hic sevmem. ilkbahar sonbahar severim, bir de kar. temmuz agustos benim icin iskence aylar. sicaga gunese tahammulum hic yok. sogukta giyinirsin isinirsin ama sicakta ancak derine kadar soyunabilirsin ve yetmez. klima ile cekilir oluyor sadece. hele disarida gunes tepende kan ter icinde kalmak vs. nefret ederim. kar oyle mi be ya...
0
robokot
(25.01.22)
İlkbahar > sonbahar > yaz > kış

Soğuk sevmiyorum.

Sadece güzel bir bungalovda, soba/şömine yanarken sevebilirim
0
abuzer
(25.01.22)
Ben de ilkbahar ve yaz insanıyım, soğuk ve karanlık havaları sevmem. Fakat karın yeri çocukluğumdan beri ayrı. İlk hava tahminleri ile birlikte gözüm dışarıdadır, yağınca da mutlu olurum. 7 aylık hamileyim, yine de dışarıda kardanadam yaptım dün, bugün yine çıkarım.

Devletin, patronun, görevlilerin işini düzgün yapmaması üzerine yemek siparişi verenleri, kar yağdı diye sevinenleri suçlayanlar da çok büyük mantık hatası içerisinde olduğunu düşünüyorum, eklemeden geçemeyeceğim.
0
gmzo
(25.01.22)
nefret ediyorum
0
passion rules the game
(25.01.22)
Sokak hayvanlarını düşününce kahroluyorum. Keşke bu konuda bi' farkındalık oluşturabilsek.
0
kumandanim
(25.01.22)
İlk 2 gün seviyorum. Eskişehirliyim ben, kar yağınca iki gün eğlenirim, sonra kaldırımlar ve ara sokaklar dev buz pistine dönüşür, caddeler çamurlu kar yığını olur ve ben kışın kalanını sürekli homurdanıp söylenerek geçiririm, dışarı çıkmaktan nefret ederim.

2007'de Antalya'ya kar yağdığında oradaydım, "nolmuş ya hiç mi kar görmediniz" diye uyumaya devam etmiştim. Ama yıllardır düzgün kar görmedim, özlemişim, pazar gecesi çıkıp yürüdük, sahile indik, tipinin ortasında kaldık, çok eğlendim. Bugün dışarı çıkmam lazım, tiksiniyorum.
0
kobuzchu kiz
(25.01.22)
Ben de Eskişehir'de 5 yıl kadar öğrencilik yaptım. Haftalarca karın yerden kalkmadığını hatırlarım. Ama her şeye rağmen seviyorum.

Dün 4-5 arkadaş Üsküdar yokuşlarında geç saatlere kadar amansızca kaydık:V
0
lüzumsuz adam
(25.01.22)
Her türlü doğa olayını uzun sürmediği sürece çok severim. Bir yazcı olarak kar özellikle favorimdir. Ama işe falan gitmek zorunda kalsaydım çok küfür ederdim şu an
0
roket adam
(25.01.22)
Kis bizim gibi gelismemis ulkelerde sefalettir ya. Bereket yonu tamam ama ben nefret ederim yagmur, camur, soguk vs.

Yaz olacak abi. Bi sort bi tshirt atacaksin kendini disari. Kapali mekana mahkum kalmayacaksin.

Yaz aksami kokusunu cekeceksin icine. Mis gibi ya.
0
celebi efendi
(25.01.22)
Aslında yağarken izlemeyi, sonrasında şehrin görüntüsünü falan aşırı seviyorum ama artık eskisi kadar saf bir mutluluk duyamıyorum çünkü aklıma gelen ilk şey sokaktaki hayvanlar oluyor.
0
ms brownstone
(25.01.22)
Hayir zerre sevinmiyorum. Bir yetiskin yanımda aaayyy kar yagiyor diye sevinemye basladiginda da uyuz oluyorum. Cunku kar yağışı demek yollarin kapanmasi demek. Trafigin artmasi ya da komple kitlenmeso demek. Yolda kalmak demek. Bir yere gidememek demek. Kar demek sikinti demek. Kar yağışı gelince benim aklima yollar geliyor, sevinmiyorum dolayısıyla.

Bembeyaz kar ortusunun görüntüsünü ben de pek severim sahsen ama sehre kar yağmasına sevinmenin alemi yok. Kis tatiline gideceksem eyvallah, bol bol yağsın bayilirim kara. Ama isim gücüm varken İstanbul'dayken karin bana zarardan baska seyi yok.
Kar Uludağ'da güzel erciyeste guzel efendime soyleyyeyim ilgazda guzel, isin gucun yokken tatildeyken guzel. Sehrin ortasinda kari ne yapayım ben?

Soguk havadan kistan da nefret ederim. Yazi ben de dort gozle bekliyorum yaz demek kolaylik demek. Daha fazla gun isigi, uzerinde 35kilo kiyafet yok, yaz meyveleri, acik hava konseri bilmemnesi, deniz tatili ne varsa yazsa var.
0
stavro
(25.01.22)
Kar seviyorum, oldukça sıcak bir memlekette büyümeme rağmen, kışları yaylalara gidip kar ile oynardık.

Elbette karın etkiledği durumlarda kalmak kötü ona katılıyorum ama soğukta kalan insanlar hayvanlar kısmına katılmıyorum.

der meister ilk paragraf +1 , çünkü her zaman her yerde zor durumda kalan insanlar var onları düşünürsek işin içinden çıkamayız.
0
ceketimi alip cikcam
(25.01.22)
(3)

spor sonrası bolu dağı'ndan geçmiş gibi olmak normal mi?

der meister
her zaman olmuyor bu. bazen. spor bittikten 3-4 dakika sonra başlıyor, 10-15 dakika sürüyor. mesela bulaşık yıkıyorum diyelim, bir tabak çarpıyor, kafamın içinde çok daha güçlü ama farklı bir ses duyuyorum. ani irtifa değişiminde olan tarzda, hani uçak inerken ya da otobüsle bolu dağı'ndan geçerken
her zaman olmuyor bu. bazen. spor bittikten 3-4 dakika sonra başlıyor, 10-15 dakika sürüyor. mesela bulaşık yıkıyorum diyelim, bir tabak çarpıyor, kafamın içinde çok daha güçlü ama farklı bir ses duyuyorum. ani irtifa değişiminde olan tarzda, hani uçak inerken ya da otobüsle bolu dağı'ndan geçerken kulaklara olan şeyden oluyor... o yüzden basınçla ilgili olduğunu düşündüm.

bu dikkate alınması gereken tehlikeli bir durum mu yoksa ağır fiziksel aktivite sonrasında kısa süreliğine olması normal midir? ağır dediysem benim için ağır, az buçuk hareket eden sağlıklı bir insanın tek ayak üstünde tamamlayabileceği egzersizlerden söz ediyorum.
0
der meister
(23.01.22)
Kulak çınlaması, kulak uğultusu durumundan bahsediyorsan yüksek tansiyon olabilir. Bunu hissettiğin an tansiyonuna bak.
0
dissendium
(23.01.22)
aynen tam olarak bundan bahsediyorum, başka bir şey yok. genel olarak gayet iyi hissediyorum ama yere bir çatal düşsün mesela kafamın içinde VOVUGFODFDFOF diye sesler çıkıyor. böyle kafama iğne batırıp fısss diye fazla havayı alasım geliyor.

iyi fikirmiş bu, hazır evde aleti de varken yarın bakacağım tansiyonuma hemen sonra.
0
🌸der meister
(23.01.22)
bi dönem fazla kardiyo yaptığım için spor sonrası şekerim düşüyordu benzer durumları yaşıyordum, bi paket jelibon yediğimde kendime geliyordum.
0
marlonbranda
(23.01.22)
(1)

Belarus-Beyaz Rusya

Zaman Tamircisi
Bu konu hakkında 2 sorum var. 1: Beyaz Rusya Belarus'un Türkçe çevrimi değil mi, biz neden Beyaz Rusya yerine Belarus diyoruz? Yani vatandaş bazında sormuyorum basında falan da Belarus diye geçiyor, bu sanki Mısır'a Egypt demek gibi bir şey bizim için yanılıyor muyum?2: Beyaz Rusya-Belarus vatandaşl
Bu konu hakkında 2 sorum var.

1: Beyaz Rusya Belarus'un Türkçe çevrimi değil mi, biz neden Beyaz Rusya yerine Belarus diyoruz? Yani vatandaş bazında sormuyorum basında falan da Belarus diye geçiyor, bu sanki Mısır'a Egypt demek gibi bir şey bizim için yanılıyor muyum?

2: Beyaz Rusya-Belarus vatandaşları anladığım kadarı ile kendilerine Beyaz Rus denmesini sevmiyorlar kendilerini Belaruslu olarak görüyorlar ama Belarus zaten Beyaz Rusya demek olduğuna göre bu beğenmemezlik biraz saçma değil mi?

Teşekkür ederim.
0
Zaman Tamircisi
(23.01.22)
ülke ismi neden yerel dildeki anlamına göre doğrudan çevrilsin ki? aynı mantıkla hollanda'ya "alçak topraklar", "denize sıfır memleket" filan dememiz gerekirdi.

kültürel olarak beyaz rusya ismi hem belarus'u rusya'nın uzantısı gibi gösteren hem de kafa karışıklığına yol açabilecek bir ifade; çünkü "beyaz rus" aynı zamanda rusya iç savaşı'ndan ve sosyalist devrimden kaçan insanları tanımlamak için de kullanılıyor. ha "belarus zaten rusya'nın uzantısı değil mi?" dersen orası tartışılır ama geçen seneki protestoları göz önüne alırsak belarusluların "rusun beyazı" olarak tanımlanmaktan pek memnuniyet duyacaklarını sanmıyorum... rusları kardeş olarak gören, ruslarla bir arada olmak isteyen çoğu insan dahi belaruslu kimliğinden vazgeçmek istemiyor; rusya'yı düşman olarak gören kesim zaten "beyaz rus" dersen kavga çıkarır, üzülür, kızar.

şahsen ben belarus'un daha ayırt edici nitelikte, ülke ismi olarak daha uygun olduğunu düşünüyorum... çünkü dediğim gibi beyaz rusya çeşitli sebeplerden kafa karışıklığına yol açabiliyor, ayrıca "direkt çevirirsek beyaz rusya olmuyor mu" bakış açısı da yanlış çünkü sadece hollanda değil böyle onlarca örnek var. o dilde ne anlama geliyorsa aynen çevirmek zorunda değiliz, bizim dilimize farklı geçebilir. kültürel ve yerel bir mesele çünkü bu.

ikinci sorunun cevabı da yine yukarıda saklı... tam doğru bir örnek olmayabilir ama şöyle düşün: türkçede "balık ekmek" ve "balık ve ekmek" ifadelerini duyduğunda aynı şeyi mi düşünürsün? arada çok küçük görünse bile fark var. belarusçada ülkenin adı belarus yine... köken olarak beyaz kelimesinden geliyor evet ama "beyaz rusya" değil. öyle olsaydı "belaya rus" olması gerekirdi.

kısacası kelime kökeni aynı olsa da adamlar "beyaz rus" değiller, belaruslular. belarus, beyaz rus kökünden türemiş ayrı bir isim. sözgelimi "rus" kelimesi de yanılmıyorsam "kürek çeken adam" anlamında eski bir nordik kelimeden türemiş ama sen bugün ruslara "nord" veya "viking" demiyorsun sonuçta. köken ayrıdır, mevcut isim/yapı ayrıdır.
0
der meister
(23.01.22)
(8)

Yeterli yiyeceğin olmaması

naksidil
Bu kadar insan için yeterli sebze-meyve-et üretiminin olmadığını düşünüyorum. Evet Türkiye için şu an biraz pahalı oldu her şey ama öncesinde her şey bol bol vardı. Bakıldığında Türkiye’de çiftçilik artık yapılmıyor. Tarım yapanlar ancak kendi ihtiyaçları kadar ekip dikiyor. Büyük çaplı üretim yapan
Bu kadar insan için yeterli sebze-meyve-et üretiminin olmadığını düşünüyorum. Evet Türkiye için şu an biraz pahalı oldu her şey ama öncesinde her şey bol bol vardı. Bakıldığında Türkiye’de çiftçilik artık yapılmıyor. Tarım yapanlar ancak kendi ihtiyaçları kadar ekip dikiyor. Büyük çaplı üretim yapan pek yok. Dünyada da durum pek farklı değil. Peki bunca insan ne yiyor? Sebze et diye yediğimiz şeylerin suni şeyler olduğunu düşünüyorum. Haksız mıyım? Suniden kastım plastik türü şeyler.
0
naksidil
(23.01.22)
Valla ben de markete gittiğimde özellikle son iki senedir pek de bir çeşit olmadığını düşünüyorum. Sadece sebze meyve değil ama ambalajlı ürün çeşitliliği de azaldı sanki.
0
prole
(23.01.22)
yoo haklısın. sebzeyle et yine EH İŞTE, nispeten düzgün beslenen ve çok sağlıklı olan insanlar biliyorum; yani sanırım hormonlu, antibiyotikli, zartlı zurtlu olmasına rağmen atıyorum brokoli, ıspanak, dana eti vs. yemek hâlâ market ürünlerinden daha iyi... ama dünyanın hemen her yerinde zenginler haricinde insanlar zaten ya kuş kadar yiyor ya da karbonhidrat bombası, saçmasapan şeyler tüketmek zorunda kalıyor. bilinç yok genel olarak, bilinç olsa para veya ürün yok.

"zengin" derken avrupa'da 3 bin euro maaş alan kişiyi de kastediyorum bu arada. çünkü avrupa'da vasat üstünü geçtim vasat yaşayan birisi bile muhtemelen dünyanın en zengin %10'u arasındadır. nispeten temiz, sağlıklı meyve/sebzeye erişimi vardır. bizim yok mesela, anca çok paran varsa doğal ürünlerin peşine kendin koşup araştırırsın ama onda da regülasyon filan hak getire, yumurtaya tavuk boku sürüp yanına saman ekleştirip organik diye satarlar; doğru mu, değil mi, bilemiyorsun.

son 20-30 yılda kalp hastalıklarının, obezitenin fırlaması sürpriz değil. standart diyet aşırı şeker ve çok fazla işlenmiş ürün içeriyor. ciddi ciddi corn flakes ve sütün sağlıklı ve yeterli bir kahvaltı olduğunu düşünen insanlar var mesela... medya yoluyla da insanların "normal" algısını değiştiriyorlar. öyle ya, bugün doğan bir çocuğun içinde yetişeceği reklam/sosyal medya ortamını düşün. bu bebe biraz açık gözlü değilse, kendisi araştırmazsa neyin sağlıklı olduğunu asla bilemeyebilir bile...

kısacası tüm para bir avuç zenginin elinde; geri kalan insanlar da elindeki üç kuruşu karbonhidrat deposu, sağlıksız besinlere vermek zorunda kalıp aynen o zenginlerin eline geri sayıyor :) hadi kamboçyalı bir çocuk "ben sağlıklı olacağım, haftada üç gün kırmızı et yiyeceğim, ketojenik diyet yapıp kafama gözüme zeytinyağı süreceğim" desin bakalım... bir ay çalışsın, üç günlük yemek masrafını anca karşılar. e ne yapıyor garibim, basıyor karbonhidratı. hadi o taraflarda en azından fakir oldukları için çok şişmiyorlar ama türkiye gibi, abd gibi fakirlerin kendini "potansiyel zengin" zannettiği topraklarda işte millet bol bol ucuz gıda ve sağlıksız gıda tüketebildiği için davul gibi şişiyor. bir örneği de benim.
0
der meister
(23.01.22)
uretilen yiyeceklerin neredeyse yarisinin cope gittigini dusundugumuzde haksizsin diyebiliriz rahatca.
0
baldur2
(23.01.22)
Söylediklerinizin yüzde 95'i yanlış. Tek tek çürütmeye üşendim. Sadece şunu yazayım. Hayvanlara alan açmak için Amazon Ormanları yok edildi. Amazon Ormanları dünyanın akciğerleri. Küresel ısınmaya neden en büyük etkenlerden biri de aşırı et tüketimi. Dünya et tüketiminin zirvesini yaşıyor. Gelecekte et tüketimi azalmak zorunda. Asıl bundan sonra yapay et yiyeceksiniz.
0
dissendium
(23.01.22)
www.tarimdunyasi.net

Muhtemelen ciftcinin devamli aglamasina inaniyorsun.
Almancilar,esnaf,ciftci devamli zarar ettiginden bahseder ama etmezler.

Herkese acik veriler var oturup senelik uretimlere bakip kendi kendini curutebilirsin.
Turkiye hayvani boyutlarda tarim yapiyor ama bizim sofraya kalitelisi gelmiyor.
0
divit
(23.01.22)
dissendium Biraz abartarak dalmış olaya Amazon ormanları dünyanın akciğeri değil tabii Amazon ormanları %20 oranında oksijen üretir onu da lokal olarak oradaki canlılar tüketir, dünyadaki oksijen ihtiyacının %70-80'ini okyanuslardaki algler üretir, yani amazon ormanlarının tamamı da yok olsa yapay et yemek zorunda kalmayız.
0
Zaman Tamircisi
(23.01.22)
Güncel teknolojilerle tarım, verimliliği yüksek bir alan haline geldi. Örneğin ABD'de 1800'lerde nüfusun %68'i tarımda istihdam edilirken şu anda bu oran %1.3. Çok daha az insanın çalışmasıyla çok büyük kitleler beslenebiliyor. Türkiye'de de, Antalya'nın ovalarını gezseniz örneğin, ne kadar büyük tarım potansiyelimiz olduğunu görebilirsiniz. Çiftçinin verimliliği, yerel üretim-satıştaki karlılığı ile ilgili sorun olabilir, bu anlamda gıdaya erişmekle ilgili sıkıntılar da yaşarız belki sektörü bilemiyorum ama yüksek verimlilikle yapılan tarımla çok insan beslenebiliyor onu biliyorum.

Hollanda'yı araştırırsanız topraksız hatta güneşsiz tarım yapan işletmelerle kısıtlı alanda, daha az su, daha az enerji tüketerek dünyanın en büyük sebze ihracatçısı haline geldiğini göreceksiniz. Bunu da teknoloji, inovasyon ve yüksek verimlilikle başarıyorlar. Bunun için yıllardır emek ve para harcıyorlar tabi.
0
asbeila
(23.01.22)
Efenim bi insanın peynir yemesine gerek yok.
Süt zararlı
Yapay et sağlıklı vs

Bu gibi haberler gıda kıtlığını topluma kabullendirme çabasının öncülleri sadece

Dünya ciddi gıda kıtlığının ve su kıtlığının eşiğinde. Türkiye acilen tarım ve hayvancılık yapmalı
0
photo85
(23.01.22)
(3)

Rusya-Ukrayna gerginliği nerden çıktı?

asaf
Fitili nerde yakıldı?
Fitili nerde yakıldı?
0
asaf
(22.01.22)
Yanılmıyorsam bir 10 yıl kadar önce Ukrayna nin NATO ya girme ihtimali ile gerilmisti ilişkiler. O günden sonra dikiş tutmadı. Gürcistan da aynı sorunu yaşamıştı. NATO ya yaklaşan yandı Rus Sınırında.
0
allah yazdiysa bozsun
(22.01.22)
hocam bunu istersen 9. yüzyıla kadar uzatırsın aslında ama son 10 yıllık süreci anlatayım.

öncelikle ukrayna, doğusunda ve güneyinde ciddi rus azınlık barındıran bir ülke. o taraflarda halkın %60-70'inin ana dili (ülke genelinde ise %50 civarı) rusçadır, yine büyük bir bölümü de kendini aslen rus olarak tanımlar. uzun yıllar "bir millet iki devlet" anlayışı hakim olduğu için (batı ukrayna hariç) halk bu ufak tefek ayrımlara hiç takılmamıştır; yani ukraynalı, rus, ukraynaca, rusça vs. pek fark etmemiştir.

2013'ün sonu, 2014'ün başı gibi o dönemin devlet başkanı yanukoviç, avrupa'yla siyasi işbirliği ve serbest ticaret içeren bir anlaşmadan vazgeçiyor. normalde imzalayacağını söylediği anlaşmada masadan çekiliyor.

böyle olunca 2014'ün başında zaten huzursuz olan ukrayna halkı sokağa iniyor, maydan protestoları başlıyor. amaç daha demokratik, daha şeffaf bir hükümet; aynı zamanda avrupa'yla daha yakın işbirliği istiyorlar. rusya bunu baskılamak için kendi tituşkilerini (balaklavalı, ölümüne dalan provokatör gibi düşün) ve hatta keskin nişancılarını filan gönderiyor. yüzlerce insan protestolarda ölüyor. yanukoviç daha fazla direnemeyip ülkeden kaçıyor.

bu arada rusya halihazırda kırım'daki varlığını kullanarak orayı kurşun atmadan ilhak ediyor. önemi ne diyecek olursan: kırım, rusya'nın sıcak denizlere açılan kapısı. barış döneminde zaten orada üsleri vardı ama sözleşme 2017'de bitiyordu sanırım... putin baktı bunlar eskisi gibi değil, batı'ya yanlamak istiyorlar; fırsattan istifade, kırım'ı direkt kendine bağladı. tüm bunlar yaşanırken ukrayna ordusu sovyet külüstürlerine sahip, savaş tecrübesi olmayan, fakir bir ordu. devletin başında kimse yok. üstelik kırım'da çok ciddi rus nüfusu var, %50-60'ı rustur en az. kırım tatarları ve ukraynalılar azınlıktır. zaten kırım'ın ukrayna'ya bağlanması da her iki ülke sovyetler birliği'nin parçasıyken, ta 1954 yılında idari sebeplerle gerçekleşmiş bir şeydir; kısacası gebze'nin istanbul'a bağlanması gibi, o dönem kimsenin üzerinde durmadığı bir olay. nasılsa halk aynı halk.

kırım ilhakıyla birlikte doğu ukrayna da kızışıyor. çünkü orası dediğim gibi rusların daha ağırlıkta olduğu, kendini rus görenlerin sayıca fazla olduğu bir bölge. yanukoviç'in gönderilmesini "darbe" olarak değerlendiriyorlar (rusya'nın pozisyonu da bu şekilde) yani seçilmiş liderlerinin kendi deyişleriyle "faşistler" tarafından görevden uzaklaştırıldığını iddia ediyorlar.

bundan sonra doğu ukrayna'da savaş patlak veriyor. donetsk, luhansk şehirleri ve çevresindeki köyler rus yanlısı ayrılıkçılar tarafından (rusya tarafından ciddi şekilde destekleniyorlar, hatta rus askerleri bile "gizli olarak" savaşıyor orada) ele geçiriliyor. bu savaş şu an nispeten sessiz sayılsa da düşük yoğunluklu olarak devam ediyor. 2014-15 döneminde ise basbayağı tanklı, füzeli bir savaştı. yakından takip etmeyenlerin pek haberi olmadı ama bildiğin her gün şehirler, köyler, kasabalar vs. el değiştirirdi.

şu an ne oluyor peki?

rusya, ukrayna'nın gördüğü destekten ve batı'ya yanaşmasından rahatsız. takdir edersin ki bu savaş ukrayna halkının görüşlerini ciddi anlamda değiştirdi... kendini rus görmeyen kesim haricinde herkes çok keskin biçimde "ukraynalı" kimliğine tutundu, kiev ve batısında rusça konuşan neredeyse kalmadı, ciddi bir milliyetçilik furyası başladı ve bu durum tabii ki ülkenin doğusunu da daha farklı bir noktaya itti.

rusya, nato ülkeleri tarafından çevrelendiğini düşünüyor. sınırında nato'yu istemiyor. baltık ülkeleri nato üyesi ama orası savunabilecekleri küçük bir alan, üstelik letonya'nın kalkıp rusya'ya saldıracak hali yok, kısacası stratejik açıdan savunma anlamında çok kritik yerler değiller. ukrayna ise hem rusya'yla binlerce kilometrelik sınırı olan, hem de rusya'nın tarihi olarak takık olduğu bir yer... kiev'i rus şehri sayıyorlar, kendi uluslarının kurulduğu yer kabul ediyorlar. çoğu rus şu an ukraynalıları küçümsüyor, ayrı bir ulus olarak dahi tanımlamıyor.

kısacası ruslar diyor ki siz bizim kankilerimizi bize karşı kışkırtıyorsunuz, bizi dört bir yandan çevreleyip füzelerinizi burnumuzun dibine getirmek istiyorsunuz, yarın bir gün savaş çıkacak olsa tanklarla, uçaklarla 10 dakika içinde rus sınırında biteceksiniz. ayrıca şu da var: putin, ukrayna'daki devrim başarılı olsaydı kendi iktidarını riske atmış olacaktı... ayaklanan, daha iyi koşullara kavuşan halkların varlığı şüphesiz rusları da uyandırabilirdi. ruslar, "ukraynalılar sokağa indi, hükümeti devirdi, şimdi çok daha güzel bir ülke oldular" deyip aynısını yapabilirdi. bundan korktuğu için etki alanında bu tip işlere kesinlikle müsaade edemezdi. bu da önemli bir detay.

şimdi ukrayna hem nato hem ab ülkelerinden çok ciddi silah yardımı alıyor ve nato da rusya'nın "huooovv geri bas la!" isteğine yanıt vermiyor... daha büyük bir savaş çıkar mı bilinmez ama şu an için rusya 120 binden fazla asker yığmış durumda sınıra (belarus'u da dahil ediyorum). belki bunu koz olarak kullanıp avrupa'dan bir şey koparmaya çalışırlar, belki gerçekten saldırırlar. onu şu an kestirmek zor.

onun dışında kırım'ın su sorunu gibi detaylar da var. kırım'a su kuzey kırım kanalı'ndan geliyor. onun kontrolü de ukrayna'da. kesmişlerdi suyu zamanında. şu an kırım ile rusya'nın bağlantısını tek köprü sağlıyor ki onu da birkaç yıl önce yapmışlardı. bu açıdan kırım ile donetsk'i karadan bağlamak da fikir olabilir; hem rus yanlısı insan çokluğundan dolayı daha az dirençle karşılaşabilirler hem de ukrayna'nın denizle bağlantısını çok ciddi anlamda kısıtlamış olurlar. hem kırım'ın su problemi çözülür.

yani böyle irili ufaklı bir sürü farklı sebep/detay sunmak mümkün ama genel hatlarıyla mesele bu.
0
der meister
(22.01.22)
Ukraynanin batıya yanasmasi, nato ve ab ye girme ihtimali. Natoya girerse rusyanin dibine kadar gelmis olacak nato, yani rusyayo cevrelemis olacak. Rusya da natonun kendini cevrelemesini istemiyor bu yuzden ukraynanun batıyla yakinlasmasi rusya icin sorun.
0
stavro
(23.01.22)
(22)

Haftalık kaç saat çalışma?

plutongezegendegilmi
Elinizde 3 opsiyon var:1- Haftada 20 saat çalışıp, X lira kazanmak.2- Haftada 40 saat çalışıp, 1,5 X kazanmak.3- Haftada 60-80 saat arası çalışıp, 3X - 4X kazanmak. Ama iş harici bir şeye pek vakit kalmıyor.X = hayatınızı minimumda sürdürmeye yeten miktarın 2 katı. Yani yarısını biriktirmek mümkün g
Elinizde 3 opsiyon var:

1- Haftada 20 saat çalışıp, X lira kazanmak.
2- Haftada 40 saat çalışıp, 1,5 X kazanmak.
3- Haftada 60-80 saat arası çalışıp, 3X - 4X kazanmak. Ama iş harici bir şeye pek vakit kalmıyor.

X = hayatınızı minimumda sürdürmeye yeten miktarın 2 katı. Yani yarısını biriktirmek mümkün gereksiz harcamalar yapmazsanız.

Hangisini tercih ederdiniz? Neden?
0
plutongezegendegilmi
(22.01.22)
3.
Çünkü henüz gençsiniz.

Bir süre sonra daha az saat çalışarak 3X-4X kazanmanın yolları da açılacak böylece.
0
michael_knight
(22.01.22)
3 kesinlikle. Önce save le sonra live.
0
baldan kaymak
(22.01.22)
Gittiği yere kadar 3, burn out olunca, vites küçültüp 2.
0
gabe h coud
(22.01.22)
1 derdim. Hayat bir kere yaşanıyor. İhtiyaçlarımı karşılayabiliyorsam sorun olmaz.
0
mysticriver
(22.01.22)
2. Çünkü madem çalışmaya başladım, başlamışken tam çalışayım. 40 saat uygun. Ama süre 20'den 40'a çıkarken ücret niye x'ten 2x'e çıkmıyor, ona takıldım.
0
dissendium
(22.01.22)
gabe h coud +1

akarken doldurmak mantıklı.
üstelik yaş gençken, iş performansı iyiyken daha da mantıklı.
yaş ilerleyince o performansı istikrarla sürdürmek zaten pek mümkün olmayacak.
0
blatta hiberna
(22.01.22)
1.

hayatımı minimum sürdürmeme yeten paranın iki katı ortalama bir hayat sürmeme yetecektir. haftada sadece 20 saat çalışarak bu parayı kazanan yetişkin insanın yanakları al al olur, saçları ahenkle dans eder. sağlığına dikkat eder, yemeğini kendisi hazırlayabilir, kitap okumak istiyorsa sabahlara kadar okur, ne bileyim çok masraflı olmayacak her türlü hobi ve aktiviteyle dilediğince ilgilenebilir... kaldı ki bazı iş kollarında freelance olarak ek gelir elde etmek de mümkün olabilir; yani atıyorum çevirmenlik yapabilecek biriyse çok lazım olursa öyle de para kazanabilir.

eğer arada kayda değer bir gelir farkı oluşacaksa veya belli planlarım varsa 2'yi de düşünebilirim ama 3 asla olmaz. başka çıkış yolumun olmaması lazım onun için, mecbur olmam lazım. kendi işim değilse haftada 60 saat çalışmaya asla rıza göstermem.

bu hustle kültüründen nefret ediyorum açıkçası. ben her saniyeyi aktif geçirmek, kendimi geliştirmek, daha çok kazanmak, daha çok öğrenmek vs. istemiyorum abi. bazen parkta yürüyüp kuşları muşları izlemek, bazen evde yatıp tavana bakmak, hiçbir şey yapmamak filan şahane özgürlükler. maaşlı olarak haftada 60 saat çalışmam. gerçi böyle diyorum da üç sene sonra "abi yeter ki işe alın bkunuzu yiyim gerekirse ofiste yatarım" demeye başlarım, garibanın suyunu sıkmadan bırakmayacak zenginler, nasılsa her geçen gün daha da zenginleşiyorlar, yakında biz fakirlerin/işçilerin elinde koz da kalmayacak hehe.
0
der meister
(22.01.22)
3u kesinlikle tavsiye etmiyorum. Paraya cok ihtiyaciniz vardir vs o ayri. Insan bunaliyor, hayati kacirma hissi, asosyallik, kulturel, sanatsal aclik ot gibi bir yasam kisaca. Trafigi, yolu da vardir onun. Gencligi harcamaya deger mi, firsat maliyeti kurtariyor mu supheli. O degil oran-oranti onemli konu lisede dinlemediniz galiba:) Garip garip farkli saatlere farkli maaslar falan
0
neverletyougodown
(22.01.22)
Şu anda tam olarak içinde bulunduğum durum, sayılar ile açıklayalım:

5 yıl önce başladığım gemi adamlığında (cruise sektörü) kontratlarım 6 aydı ve maaşım 10x kadardı. Gerek işimde yeni olmam, gerekse de iş yoğunluğu sebebiyle bu süreç zorlayıcı geçti ama yukarıda yazıldığı gibi yaşın genç olması, motivasyonun yüksek olması vb. ile yıpratıcı olmadı.

1 sene önce terfi aldım, kontratım 4 aya düştü, maaşım ise 16x'e çıktı. Zaten deneyimim, iş becerim arttığı için artık çok daha verimli çalışıyordum. Şimdi olgunluk dönemindeyim.

Bu terfinin kattığı yan avantajlar sayesinde tasarruf ve yatırım imkanlarım arttı, çeşitlendi. Önümüzdeki 4-5 yılı daha böyle geçirip sonrasında yavaş yavaş kontrat aralıklarımı açmayı planlıyorum. Hayat bir kere yaşanıyor kısmına katılıyorum ama akarken doldurmak da önemli. Genç, verimli yaşımda gece gündüz parti mi yapacağım? İşimde, gücümde yaşayıp kendime ait zamanı kaliteli değerlendirmeyi tercih ediyorum. Zaten evde dursam çok sıkılırım. Muhtemelen bir yaştan sonra insan zoraki olarak işe gitmek istemeyecek, yük olacak. Şimdilik böyle devam etmek daha uygun geliyor bana.
0
burka
(22.01.22)
@dermeister
3X kazanan bir insan 10 yıl çalışıp, doğru yatırımları da yapıp emekli olabilir ve yapmak istediğin bu aktiviteleri çok daha uzun yıllar yapabilir.
X kazanan bir insan 30 yıl çalışır ve aynı yatırımları, emekliliği yapabileceği şüpheli.

Ayrıca arada işsiz kalmak, hasta olmak gibi öngöremeyeceğimiz durumlar ortaya çıkabilir.
O yüzden gençken, sağlık varken doldurdukça doldursun derim.

Ama elbette tercih meselesi, diğer seçeneklere yanlış diyemem.
0
michael_knight
(22.01.22)
cok net 1

baskasina calisarak zengin olunmaz
0
foster
(22.01.22)
Ben sahsen gunde 10dk calisarak X kazanmayi sectim.

Belirli bir birikimin varsa arabani falan aldiysan her turlu 1 numarayi secerim.

Araba yoksa 3 secerim 2 sene kafayi kirarim.
Bu sekilde 2 sene gecirip iyi bir servet edinmistim. Sonra 6 ayri doktora falan gitmem gerekti :)
0
divit
(22.01.22)
@michael_knight,

abi ben yapacak hiçbir şeyim olmasa zaten kafama sıkarım. asosyal adamım. kaldı ki sadece türkiye değil, dünyanın ekonomik gidişatına bakarsan şurası çok açık: bizim neslimiz (90 sonrası doğanlar diyeyim) muhtemelen emekli olamayacak. temel ihtiyaçta sorun yok ama şu an en varlıklı ülkelerde bile gençler iş bulmakta, ev almakta vs. zorlanmaya başladı... daha da zorlaşacak bu.

doğru yatırım yapmak kolay bir şey değil, yatırdığım paradan fayda sağlayacağım kesin değil. tabii ki birikim yapmak, yatırım yapmak har vurup harman savurmaktan çok daha mantıklı ama 3x parayla 10-15 yılda emekli olmak hele ki ülke şartlarında bence imkânsız. burada x lirayı 8-10 bin lira olarak kabul ediyorum, hadi 15 bin diyelim... ayda 60 bin kazansam bile 10-15 yılda emeklilik parası çıkaracağımı sanmıyorum. bu durumda ne olur? 30-45 yaş arasını köpek gibi çalışmış olarak geçiririm; geri kalan 30-40 senemi ise hep tutumlu olarak, daha az harcayarak ve "yatarak" geçirmem gerekir.

o yüzden ben mümkünse 70-75 yaşıma kadar çalışmak, her zaman aktif kalmak ama sürdürülebilir bir iş yüküne sahip olmak isterim açıkçası... günde beş saat çalışmakla insana hiçbir şey olmaz. ne yorulurum, ne sıkılırım. gençliğimde de, yaşlılığımda da keyif alırım diye düşünüyorum.

bu tabii ki benim şahsi fikrim, kendi düşüncemi açıklıyorum sadece. başkası için 3x çok daha makuldur, ona bir şey diyemem. kendi adıma ama saçmalık olarak görüyorum, haftada 60-70 saat çalışmak zorunda kalsam muhtemelen 3-5 yıla intihar ederdim, akıl sağlığımı koruyamazdım.
0
der meister
(22.01.22)
@dissendium, @ neverletyougodown, oran orantı olmama sebebi, opsiyonların farklı çalışma şekilleri olması :) Biri danışmanlık, öbürü freelance vs. gibi.
0
🌸plutongezegendegilmi
(22.01.22)
Ben 2 diyorum. 32 yaşındayım, para bir şekilde kazanılıyor ama zaman geçtikten sonra insanın gözüne gitmediği tatiller çok daha fazla batmaya başlıyor. Haftada 60-80 saat ayrıca bilişsel işlerde sürdürülebilir değil, uzun vadeli kariyer hedefleyen biri olarak burnout riski çok yüksek. Yaşamadıktan sonra, stresler içinde uyuyamadıktan, sağlığımı arkadaşlarımı ailemi ihmal ettikten sonra benim için kazandığım paranın hiç bir önemi yok.

Bir de şu da var, ben şimdi deli gibi çalışayım 40 yaşında emekli olayım kafasında değilim çünkü çalışmayı seviyorum, ilerledikçe tempoyu düşüreceğim ama yine de çalışacağım. Şu an aşırı çalışıp erken emekli olmak da bi model ama benim hoşuma gitmiyor, her yaşın ayrı güzelliği var o güzellikleri çok kaçırmış oluyorsun o şekilde. Ya da mesela zaten hayatın yoksa (ailesiyle görüşmeyen, arkadaşı olmayan, hayattan tat almayan çok insan var vs), o zaman da bari deli gibi çalışayım da sonra hayatın tadını çıkarırım, parayla saygınlık kazanırım diyen insanlar olacaktır, buna da saygı duyuyorum.
0
roket adam
(22.01.22)
üçüncü seçenek
parasını versinler 7-24 çalışırım, hiç dert değil
zaten 20 saat çalışsam, arda kalan zamanda deliririm herhalde sıkıntıdan
0
rain when i die
(22.01.22)
İkinci seçenek

@dermeister +1
0
put it in your appropriate place
(22.01.22)
bu durumda 3 diyenlere anlam veremedim vallahi.
1 veya 2. 2 ile belki biraz de dogru yatirimlarla orta vadede erken emeklilik-finansal bagimsizlik bile kazanabilirsin.

3'e gelirsek biraz kasayim, 40 yasinda hic calismama gerek kalmaz, ondan sonra her seyi yaparim diyorsan o biraz zor. atiyorum 40 yasindan sonra mesela ne kadar clubbing yapabilirsin, veya konser insani olabilirsin, basketbol oynayabilirsin, vucut gelistirme yapabilirsin, yeni bir dil veya muzik aleti calmayi ogrenebilirsin? bunlar icin azmin ve istegin kalmayabilir mesela? o yuzden bazi seyleri yasinda yasamak daha mantikli. o yuzden denge onemli bence.
0
baldur2
(23.01.22)
3 - direk elenir,3-5 ay icinde burnout olursun, o sekilde yasanmaz.
2 - 1.5x veriyor ama 40 saatini kapatiyor, seni yine kitliyor. 20 saatini 0.5x'e satmak mantiksiz.
1 - ben bunu secerim, cunku senin 20 saatini bosa cikariyor ve bu zamanda sana 10x kazandiracak bir is kovalayabilirsin.
0
cooperr
(23.01.22)
1'i seçip ek uğraş / iş (mümkünse tamamen kendime ait) yaratırım.
0
gmzo
(23.01.22)
60 saat calisip 3X. Haftada 40 saat calisiyorum su an ve bos zamandan bol seyim yok. Ozellikle evdeysen (yolda vakit kaybi yok)
0
hot potato
(23.01.22)
ben biraz tembel olduğumdan 1>2>3

ama ortalama bi insan için 2>1>3. hem anlattığına göre iyi bir para kazanıyorsun hem de fazla çalışmaktan yorulmuyorsun. fazla çalıştıkça verimin düşer. üstelik kazandığın parayı harcayacağın yaşında hala çalışıyor olmak iyi değil.
0
paintov
(23.01.22)
(4)

Ukrayna-Rusya Gerginliği

bitchesaintshit
Tamam Rusya çok güçlü bir ülke ama bugüne kadar hangi Ukraynalı ile konuşsam hepsi Rusça konuşuyor. Neden Ukraynaca konuşmuyorsun deyince de Ukrayna ve Ukraynaca bir hiçmiş gibi davranıyorlar. Ülkelerine zerre önem vermiyorlar(biraz abartı tabi bu)Geneli böyle mi halkın? Kendi halkı böyleyken Ukrayn
Tamam Rusya çok güçlü bir ülke ama bugüne kadar hangi Ukraynalı ile konuşsam hepsi Rusça konuşuyor. Neden Ukraynaca konuşmuyorsun deyince de Ukrayna ve Ukraynaca bir hiçmiş gibi davranıyorlar. Ülkelerine zerre önem vermiyorlar(biraz abartı tabi bu)

Geneli böyle mi halkın? Kendi halkı böyleyken Ukrayna'nın ne kadar şansı olabilir ki!
0
bitchesaintshit
(21.01.22)
geneli oyle degil. ayrica ukraynacayi alisik olmadigi icin rahat konusamayan, ana dili rusca ve hatta kokeni rusya olan ama ukrayna vatandasi olup rusya'dan nefret eden cok insan gordum.

ukrayna'da ciddi rus etkisi var, kendini rus olarak gorenler var ama bunlarin orani %30'u gecmez. ayrica savas oncesinde rusya'dan nefret eden kucuk bir kesimdi, agirlikli olarak bati ukraynalilar. savas, kirim'in ilhaki, donbasa'ta yasananlar vs. derken ukrayna'da dogup buyumus cok fazla insan etnik kokeninden bagimsiz olarak ukraynali kimligini benimsemeye basladi.

ha bu neyi degistirir, orasi tartisilir. bakma avrupa'nin destek ayagi yaptigina, hepsi lafta. ukrayna'nin kendine faydasi yok. yarin savas ciksa bati tarafindan da polonya'yla macaristan birer parca koparmaya bakar.
0
der meister
(21.01.22)
Halk 2 dilli büyüyor, Ukraynalı yakın bir arkadaşım günlük hayatta sadece Rusça konuşuyor, Ukraynaca sadece işteyken. Ama sorsan Rusya’yı hiç sevmiyor. Dil o kadar iç içe geçmiş ki herkesin uzman bir dili var ama herkes iki dili de iyi kötü konuşabiliyor.
Ayrıca hiç “a Rusya şöyle böyle ben Rusça konuşmayayım” diye garip bir düşüncesi yok. Hangi dilmiş pek önemli değil konuştukları.

Ukrayna’da iktidardaki Nazi’lerin sadece Ukraynaca konuşma kampanyaları var ama batıdaki milliyetçi/gerici Ukraynalılar hariç pek geçerli olmuyor.
0
patronaj1
(21.01.22)
Rusya'nın etki alanı geniş. Daha bu yakın zamanda olan şey :
www.dailymotion.com
Yüksek ihtimal Rusça konuşmayı isteyerek tercih etmemiştir.
Ayrıca Rusya, Türki cumhuriyetler arası dil birliği olmaması için bu devletlerin alfabe meselesine dahi karışmıştır.

Ukrayna'nın Rusya karşısında doğrudan bir şansı yok. Ama arkasındaki desteğe güveniyor.

Diğer yandan oldu ki bir savaşta Ukrayna yenilirse,
-NATO neye yarar? sorusu akla gelecek.
Rusya yenilirse Libya, Suriye gibi devletlerde bulunmanın da bir anlamı olmaz Büyük bir karizma çizilmesi söz konusu olacak.
0
Erva
(21.01.22)
ya zaten rusça ile ukraynaca arasındaki fark türkçe ile azerice gibi bildiğim. rusları sevmeyen ukraynalılar ukraynaca konuşmayı tercih ediyor genelde.
0
kelepir
(22.01.22)
(5)

İngilizce diyalog

Janisser
Merhaba,Arkadaş Türkiye'ye gelmiş kısa süreliğine. Daha öncesinde geldiğinde görüşeceğimizi kararlaştırmıştık. Uzun süre kalacaktı ama plânı değişmiş. Bir kaç gün kalıp dönecekmiş Mart'ta tekrar gelecekmiş uzun süreliğine.Geldiğini söyledi dün ve nerede olduğumu sordu."We will have to meet soon". de
Merhaba,
Arkadaş Türkiye'ye gelmiş kısa süreliğine. Daha öncesinde geldiğinde görüşeceğimizi kararlaştırmıştık. Uzun süre kalacaktı ama plânı değişmiş.
Bir kaç gün kalıp dönecekmiş Mart'ta tekrar gelecekmiş uzun süreliğine.
Geldiğini söyledi dün ve nerede olduğumu sordu.


"We will have to meet soon". derken 'gitmeden bir an önce görüşelim.' mi diyor yoksa 'şimdi görüşme imkanımız yok, yakında tekrar geleceğim, o zaman görüşürüz' mü?
0
Janisser
(16.01.22)
bir sonraki ziyarette muhakkak görüşelim demek istemiş bence. will olmasaydı gitmeden muhakkak görüşelim anlamı cikardi,
0
dokunmakalbime
(16.01.22)
Kendisine sorsanız çok mantıklı olmaz mı?

ekleme: İngilizce olmasından bağımsız ne demek istediği tam anlaşılmıyor büyük olasılıkla mart diyor, bizim yapacağımız yorumlar da tahminden öteye geçemiyor. Bu yüzden kendisine sormak bu durumda en mantıklı çözüm gibi.
0
archmage mahmut
(16.01.22)
mart'ta görüşürüz demek istiyor bence. yani bu sefer olmadı, sonrakinde görüşmemiz gerekecek gibi.
0
der meister
(16.01.22)
mart'ta görüşmek durumundasınız.
0
sparkle kiddle
(16.01.22)
bulusacaksak bir an once gorusmek zorundayiz diye anliyorum ben. mart soon degildir. diyalogun daha buyuk bir kismini verirsen garanti olur.
0
robokot
(16.01.22)
(3)

Helikopter helikopter

naksidil
Nedir bu Twitter da görüyorum. Nedir mevzu?
Nedir bu Twitter da görüyorum. Nedir mevzu?
0
naksidil
(16.01.22)
himmet dayi
(16.01.22)
fazlija diye bir şarkıcının helikopter adlı şarkısı var. helikopter pervanesi sesiyle başlıyor TU TU TU TU diye. r/2balkan4you takipçileri olarak bizim çoktan tükettiğimiz bir meme ama peasant'lar yeni keşfetti hehe
0
der meister
(16.01.22)
bi de uzi'nin krvn şarkısında

al bunu geri gönder
kardeşim helikopter (pat pat)

diye bi kısım var, o da çok popüler son aylarda.
0
nundu
(16.01.22)
(11)

çok kötü beslenmenin sonu

tuborg yesili
kilo almak dışında ne olabilir? yoğunluk hastalık ve üşengeçlikten son 1 haftadır özellikle rezalet besleniyoruz. makarna pizza hamburger ve genelde dışardan, bir 3,4 gün daha böyle devam edecek. kilo almanın dışında geri dönülmez herhangi bir zararı var mı bunun?
kilo almak dışında ne olabilir? yoğunluk hastalık ve üşengeçlikten son 1 haftadır özellikle rezalet besleniyoruz. makarna pizza hamburger ve genelde dışardan, bir 3,4 gün daha böyle devam edecek. kilo almanın dışında geri dönülmez herhangi bir zararı var mı bunun?
0
tuborg yesili
(15.01.22)
herşey olur. her şey beslenme ile alakalı zaten

bağışıklık sistemi zayıflar kolay hasta olunur
iç organlarda hastalık olabilir. karaciğer böbrek falan
hatta kanser bile olunabilir sürekli fast food yenirse

ama on günde olacak olan şey bağısıklık sistemi zayıflaması olur. bir de kabız
0
dafuq
(15.01.22)
Bende olanlar özetle:
Ülser mi gastrit mi ne adı tam bilmiyorum. O hastalık. Göğüs arkasında yanma, mideden ağza su gelmesi, ağız kokusu, diş etinde çekilme ve kanamalar.
0
saturn
(15.01.22)
2 hafta makarna pizza hamburger ile kanser olunuyorsa beni 100 defa gömmeniz lazımdı.

Sağlıklı değil elbette ama 'o kadardan bir şey olmaz'.
0
himmet dayi
(15.01.22)
1 haftada olmaz ama bunlar. Birkaç ayda olur. Bende 3 ay somunda olmaya başladı.
0
saturn
(15.01.22)
Kimse bi hafta boyunca salata yediği için hemen sağlıklı olmuyorsa bi hafta sadece pizza yerse de büyük bir zararı olmaz diye düşünüyorum

Bence en büyük zararı insan kolay olana çabuk alışıyor, bunun sırf öğün geçiştirmek için akla gelen ilk seçeneğe dönüşmesi ve düzenli hale gelebilme riski, bu börek, pizza, pide, tost gibi şeylerin de tadı bi güzel ki...
0
freebird5406_2
(15.01.22)
damar tıkanıklığı > pıhtı atması > beyin kanaması yaşayıp yatalak kalmak ya da kalp krizi geçirip ölmek.

kanserde genetik faktör de var.
0
false pretension
(15.01.22)
Toksik bir şey yemiyorsan, bir şey olmaz. Günde yarım saat de olsa yürüyüş, koşu gibi aktivite yaramaz mısınız?

Sorunun cevabı %99,9 bir şey olmaz. Ama böbrekler zaten iflasın eşiğindedir, bir haftada geri dönülmez hasar olur, gibi.
0
gabe h coud
(15.01.22)
ibs
hemoroid
0
senbensennedenbenlen
(15.01.22)
(bkz: supersize me)
bu belgeseli izle
0
orpheus
(15.01.22)
1 hafta 1 ay 1 yıl kötü beslenince ölseydik insan evrimi bugüne kadar devam etmezdi. Evet kan değerlerinde ve organlarda akut etkiler görülse de bunlar herhangi bir tıbbi destek almadan bile temiz beslenmeye geçtiğinde kendiliğinden düzelir.
0
Zaman Tamircisi
(16.01.22)
yedi yıldır filan olabilecek en kötü şekilde beslenen, sadece uyuşturucusu eksik birisi olarak duyuruyu okuyunca kahkaha attım tuborg kusura bakma :( ben aktif olarak kendimi yok etmeye çalışmama rağmen sadece 10 gün filan dikkat etsem hayat kalitemde ve kan değerlerimde ciddi düzelmeler görüyorum, normalde düzgün yaşayan bir insan 10 gün pizza yedi diye en fazla 2-3 kilo alır (ki normale dönünce aynı hızla kaybeder onu) ve kendini daha yorgun ve keyifsiz filan hisseder. kısacası bi halt olmaz.

önemli olan rutinin sağlıklı olması. robot değiliz sonuçta. sağlıklı yaşamın genel kriterleri bellidir. bunları %70-80 oranında takip ediyorsan ne ala. %100 olması zaten neredeyse imkansız. yoksa yerine göre cuvara içen adam bakıyorsun 90 yaşında senden benden dinç... genel olarak doğruları yaptıktan sonrası büyük ölçüde genetik, şans filan. bak her allahın günü pizza yersin, pizza yemeyince mutsuz oluyorsundur, 10 kilo almışsındır o zaman büyük sorun tamam ama "çok yoğunum, yemek yapacak vaktim yok, pizza söyleyeyim" dedin ve bunu son bir sene içinde 8-10 kere yaptıysan ohoo aksine mutlu olman lazım oh ne güzel pizza yedim diye.

10 gün pizza yemek geri dönülmez zarara yol açsa şu an ben bu satırları yazıyor olmazd
0
der meister
(16.01.22)
(11)

Kar lastiği olmadan istanbul'dan ankara'ya gidilir mi?

liberal
Çok mu tehlikeli?bolu'daki kar durumunu öğrenebileceğim bir yer var mıdır?
Çok mu tehlikeli?

bolu'daki kar durumunu öğrenebileceğim bir yer var mıdır?
0
liberal
(14.01.22)
tehlikeli evet ama ondan önce çevirmeye takılırsın.
edit: istesen de gidemezsin yani.
0
lazpalle
(14.01.22)
Çevirmeyi boş ver çok tehlikeli. Şehirlerarası yollarda çok fazla gizli buzlanma var. Alınmayacak bi risk.
0
mg3929
(14.01.22)
Evet çok tehlikeli. Kar yağmıyorken bile kaya kaya gidersin, olası bir acil durumda kaza yapma olasılığın yüksek.
0
roket adam
(14.01.22)
kar lastigi ticarilere zorunlu değil mi? ben ticari değilim ki neden trafik çevirmesine takılayım.
0
🌸liberal
(14.01.22)
çevirmeye takılmaz evet ticariye zorunlu.
0
jelly bear
(14.01.22)
Çevirmeye takılmazsın ama çok tehlikeli. Gizli buzlanma var
0
mey17
(14.01.22)
Gidersin bir sey olmaz zaten zorunlu da degil.
Eskiden kar lastigi mi vardi daga cikiyorduk.
Yanina zincir al.

Kar yagdiysa ankara icinde yokuslarda sikinti olabilir.
0
divit
(14.01.22)
su an cok tehlikeli olur cunku ankara gercekten sogudu, geceleri -10'a yaklastigi oluyor bazen, gunduz de sicak degil. bolu filan daha fenadir muhtemelen.
0
der meister
(14.01.22)
Kesinlikle gitmeyin, Bolu ve civarı, bir de Gerede'yi geçtikten sonra gelen Cankurtaran geçidi kar ve buzlanma konusunda sorun yaratacaktır.
Gitmek zorunda kalırsanız da yanınıza zincir, çekme halatı ve eldiven (işçi eldiveni lastiğe zincir takarken lazım olacak) kesinlikle alın.
İyi yolculuklar şimdiden.
0
Asicanavar
(14.01.22)
Ankara'da bugün -7'yi gördüm, sabah kalkan arkadaşlarım -11 görmüş.
Kış lastiğiyle bile temkinli olmak lazım.
0
marla is in my head
(14.01.22)
Çarşamba günü arkadaşım gitti. Cankurtaranda kar-buzlanma vardı dedi. Kış lastiksiz gidilmez
0
housedaki topal doktor
(14.01.22)
(11)

En son ne zaman subway yediniz?

floydian
Bi video izledim subway amerikadan adam ne yaparsa yapsin malzeme dolduruyor bizde niye boyle peki? En son gecen hafta yedim baya baya 4 dilim salam atip yollamislar. Komik degil mi hele.bu fiyatlariyla?
Bi video izledim subway amerikadan adam ne yaparsa yapsin malzeme dolduruyor bizde niye boyle peki? En son gecen hafta yedim baya baya 4 dilim salam atip yollamislar. Komik degil mi hele.bu fiyatlariyla?
0
floydian
(14.01.22)
3 sene olmuştur. ondan bir önceki de 5 sene öncedir. evde 2 dkda hazırlanabilecek bir şey olarak görüyorum ve malzeme kalitesi eve aldığımız ürünlerden düşüktür kesin.
0
gabe h coud
(14.01.22)
80-95 TL arasi gorunuyor su anda 30cm menuler. 2 yil olmustur yemeyeli, fiyatlardan dolayi. lezzetli ve saglikli buluyordum ama sagligimdan feragat edebilirim bu fiyattansa :d
0
hjarteblod
(14.01.22)
Yakın zamanda yedim.
Her menü ve boyda kaçar adet konacağı belli. Amerika'da sanırım ekstralı filan alıyor insanlar baya. Alım gücüne göre daha kolay olabilir böyle hareketler.

Son dönemlerde fiyatı hayli coşmuş.
0
burfak
(14.01.22)
valla 10 sene oldu galiba, ilginç bir şekilde o da küçük bir ilçedeydi. hayatında 100 bin kazanmışsa bunun 90'ını yemeğe vermiş insanım, bir sürü şehir ve ev değiştirdim, herhangi bir sitede Subway gördüğümü hatırlamıyorum. sokakta filan da görmedim hiç. olsa da çok tercih etmezdim ama... dışardan söyleme motivasyonum genelde kendi kendime yapamayacağım lezzetli bir şey yeme isteği. eppek arası kendim de yaparım gerek yok.
0
der meister
(14.01.22)
Bir ay önce falan yedik, daha önce hiç yememiştik.

30 cm tavuklu bol malzemeli bir sandviç 55-60 liraydı, ticket geçtiği için çok şey yapmadım ama pahalı ve doyurucu değildi. Ama lezzetliydi hakkını vereyim ^^

Şu an 80 liraysa hiç bulaşılmaz, aç kaldığınla kalırsın.
0
chicha_v2
(14.01.22)
2018 gibi yedim sanırım en son. Dürümün içi boş gibiydi. 2016da avrupada birkaç farklı ülkede yedim malzeme içinden taşıyordu güzeldi. Türkiyede fiyat performans açısından çok kötü seçenek bence subway.
0
mg3929
(14.01.22)
5-6 yıl olmuştur yemeyeli. işyerime yakın olduğu için ara sıra tercih ediyordum, ama bence lezzetli olmasına rağmen hem doymuyordum hem de fiyatı pahalı geliyordu. daha uygun fiyatları olsa ve yakınlarımda olsa tercih ederdim.
0
isyankar tosbaga
(14.01.22)
sadece yurtdışında yiyecek yemek bulamayınca yiyorum. onda da içine bi ton doldurtup sonra pişman olup kendimden nefret ediyorum
0
roket adam
(14.01.22)
Bi ara çok sık yiyodum, son 2 yılda nadiren yiyorum. Fiyat performansı baya düştü bence de. 80 liraysa yuh yani asla değmez
0
nundu
(14.01.22)
belki de 10 yıl önce köfteli sandviçlerinden zehirlendiğimden beri yemiyorum.
0
reanarchy
(14.01.22)
valla gecen migrosta mr. no dardanel vs sandvic fiyatlari 30-35 liraydi ben gecen hafta yilllaaaarrrr sonra subway'de tavuk fileto sandvic yedim 30cm ve 36 lira falandi ve gayet de guzeldi.
0
bay b
(14.01.22)
(5)

ego cepte uygulaması isabetli mi? otobüs yok görünüyor

der meister
gitmeyeli uzun zaman oldu ama gölbaşı'nda yaşadığım dönemde birden fazla hat oradan kızılay'a gider gelirdi. şimdi bakıyorum hafta sonu için tek sefer dahi görünmüyor. bahsettiğim konumdan (üniversitelerin olduğu yer) kızılay'a ulaşım olmama ihtimali bence yok, orada hastane filan da var sonuçta.han
gitmeyeli uzun zaman oldu ama gölbaşı'nda yaşadığım dönemde birden fazla hat oradan kızılay'a gider gelirdi. şimdi bakıyorum hafta sonu için tek sefer dahi görünmüyor. bahsettiğim konumdan (üniversitelerin olduğu yer) kızılay'a ulaşım olmama ihtimali bence yok, orada hastane filan da var sonuçta.

hangi hattın saat kaçta nereden geçtiğine nereden bakabilirim? yok eğer ego uygulaması doğruysa skandal değil mi abi bu özel aracı olmayan kızılay'dan gölbaşı'na hafta sonu gidemeyecek mi yani aşırı saçma bence bir hata olmalı.
0
der meister
(14.01.22)
otobüs saatleri kesin de, durak numarası girince gelen otobüsleri gösteren şey kesin ve doğru değil her zaman.
0
jelly bear
(14.01.22)
abi nasıl ya hafta sonu göle gidemiyor muyuz o zaman, ne saçma iş
0
🌸der meister
(14.01.22)
hangi otobüs? belki başka hat vardır.
0
jelly bear
(14.01.22)
evet ben heyecan yapmışım, 106-1 değil ama 106-4 gidiyormuş mesela, ona dikkat etmemiştim. hafta sonu hatlarının isimleri farklıymış.
0
🌸der meister
(14.01.22)
Toplu taşıma Ankara'da öleli çok oldu
0
baal
(14.01.22)
(10)

Deliksiz uyuyabiliyor musunuz ?

garavel
Sb. Hiç yoksa gece 3-4 kere uyanıp bilinçli olarak sağıma soluma dönüyorum, oh daha sabah olmamış diyorum. İşe başladığımdan beri ( 3 ay ) neredeyse böyle deliksiz bi uyku çekemedim, sabah erken uyanıcağımı bilmek çok geriyor ( kafada başka düşünceler de var tabi salt iş değil )Sizde durumlar nasıl
Sb. Hiç yoksa gece 3-4 kere uyanıp bilinçli olarak sağıma soluma dönüyorum, oh daha sabah olmamış diyorum. İşe başladığımdan beri ( 3 ay ) neredeyse böyle deliksiz bi uyku çekemedim, sabah erken uyanıcağımı bilmek çok geriyor ( kafada başka düşünceler de var tabi salt iş değil )

Sizde durumlar nasıl ? Zamanla alışılır mı buna, bi çözümü var mıdır.
0
garavel
(12.01.22)
ben alkollü olduğum zamanlar hariç (ki o zamanlarda bile hiç uyanmadan uyumuşluğum yoktur) deliksiz uyuduğumu bilmem. çok yorgun olarak uyusam bile minimum 3-4 kez bazen daha da fazla uyanırım, dönerim, yastığın şeklini değiştiririm vs tekrar uyumaya devam ederim. 4 senedir evden çalışıyorum, erken kalkma gibi bir derdim de yok ama uyku bölünmesi durumu asla değişmedi.
0
hypathia
(12.01.22)
Kesintisiz uyuma konusunda çok iyiyim. Askerde bile çok nadir uyanmışımdır. Sadece stres varken dediğiniz gibi uyandım. Bu bence işe, sınava geç kalma korkusu nedeniyle oluyor. İki tane alarm kurmayı deneyebilirsiniz. Bir telefon, bir saat gibi.
0
dissendium
(12.01.22)
Çok hasta olup antibiyotik vs icmedigim müddetçe ben de deliksiz uyuduğumu bilmem. Hiç uyanmasam 2-3 kere yine uyanırım. Saate bakarım vs. Erken de uyansam geç de uyansam durum bu bende maalesef. Alıştım artık.
0
fraise
(12.01.22)
Kesintisiz uyuma konusunda çok iyiyim +1
0
harmanyeri
(12.01.22)
aynen dediğin gibi yaa sabah olmadı mı ne zaman olcak falan diyorum.
0
killerbee
(12.01.22)
asla. maalesef.

uyku düzeni, beslenme gibi faktörleri yoluna koyduğumda biraz daha iyi uyuyabiliyorum ama genel olarak uyuduğumu bile hissetmiyorum diyebilirim. 1-2 saat derin uykuduysam geri kalan 6-7'sinde istemsiz olarak bir şeyler düşündüğümü fark ediyorum, yani vücut tamamen kapanmıyor kesinlikle. böyle birkaç geceden sonra çooook yorgun düşünce artık belki 4-5 saat temiz uyuyabiliyorum.
0
der meister
(12.01.22)
normalde deliksiz uyku benim işimdi çok güzel uyurdum, evlilik ve çocuktan sonra hayal oldu artık.
0
Improbable
(12.01.22)
ayda yılda bir deliksiz uyuyorum.
ya terliyorum, ya tuvalete gidiyorum, ya ağzım kuruyor su içiyorum... bazen gürültü duyuyorum.

gürültüsüz bir yerde yaşasam da kulak tıkacı ile uyuyorum. komşum bazen ses yapıyor. tıkaç taktiğim zamanlarda uykumun kesilmesi daha zor.

zma denilen bir takviye var. onu bir araştırın belki hoşunuza gider.
0
dahinnotha
(12.01.22)
33 yasindayim deliksiz uyku ne demek bilmiyorum. Kundakta iken deliksiz uyudum en son. Belki kundaktayken de deliksiz uyumamisimdir.
0
stavro
(12.01.22)
Bir yattım mı 10 saat deliksiz uyuyabilirim
0
sta
(12.01.22)
(1)

afrika kupasını nerden izleyebilirim

semaforo de medianoche
arada bakmak istiyorum ama malum ülkede yayıncısı yok. ingiltere orijinli falan hd maç yayınlayan bir site vardır kesin bilmediğim var mı sizin bildiğiniz?bahis sitelerini söylemeyin zaten çoğu kupon yapma şartı koyuyor koymasa bile yayınlar küçücük ekranda oluyor
arada bakmak istiyorum ama malum ülkede yayıncısı yok. ingiltere orijinli falan hd maç yayınlayan bir site vardır kesin bilmediğim var mı sizin bildiğiniz?

bahis sitelerini söylemeyin zaten çoğu kupon yapma şartı koyuyor koymasa bile yayınlar küçücük ekranda oluyor
0
semaforo de medianoche
(11.01.22)
ben IPTV kullanıyorum ama ücretsiz isterseniz bildiğim en sağlam site burası, her maç için çok sayıda link oluyor genelde, afrika uluslar kupası için bakmadım ama: 24sport-1.ru

site rusça ama sayfayı çevir özelliğiyle ingilizce yaparsanız rahatlıkla iş görür.
0
der meister
(11.01.22)
(17)

harry potter'ın setini şimdi alsam sarar mı sizce? yaş 27

der meister
okumanın yaşı yok tabii ama kitapyurdu "çocuk ve gençlik kitapları" arasında listelediği için biraz bozuldum hehe.ben 11-12 yaşındayken filan bunu ta ortasından okumaya başlamıştım, melez prens'ti galiba yeşil olan. büyük keyif alıyordum okurken. yine çocuk yaşta kuzenle bir filmini de izlemiştik, h
okumanın yaşı yok tabii ama kitapyurdu "çocuk ve gençlik kitapları" arasında listelediği için biraz bozuldum hehe.

ben 11-12 yaşındayken filan bunu ta ortasından okumaya başlamıştım, melez prens'ti galiba yeşil olan. büyük keyif alıyordum okurken. yine çocuk yaşta kuzenle bir filmini de izlemiştik, hoşuma gitmişti. okuduğum kitabı da yengem almıştı bana, annem paramız yok diye almak istememişti, o yüzden aslında içimde uktedir baştan sona okuyabilmek ama bu yaştan sonra kurgusu sarar mı emin olamadım ya, az para da değil yani indirimde 230 küsür lira şu an.

tavsiye eder misiniz, almaya değer mi? en kötü ilerde 13-14 yaşında birilerine veririm diye düşündüm, baktılar ki hoşlarına gitti bir çocuğu/ergeni okumaya teşvik etmiş oluruz en azından.

bunun dışında farklı evrende geçen, kurgusu sağlam bu tarz seri önerebilir misiniz? george martin şüşkosunu okumak istiyordum da bunun bitireceği yok, yarım kalacak bir 5 bin sayfalık hikaye okumak istemiyorum açıkçası. asoiaf gibi var mı başka mesela öyle bi şeyler?
0
der meister
(11.01.22)
Hem de nasıl sarar, bak şimdi çok özledim:)
Harry Potter ile büyümüş şanslı kuşaktanım. İki sene önce (yaş 27'ken) açtım yeniden bitirdim mesela yedi kitabı, yine aynı heyecan ve keyifle okudum.

Eminim şu an açsam yine yedi kitabı arka arkaya okuyabilirim.
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(11.01.22)
Ben sarmayacağını düşünüyorum. Yaşım 30 şimdi açsam ben de okurum tekrar ama hiç okumamış olsam bu yaşımda okumazdım.

Set olarak değil de sadece ilk kitabı alıp okumak daha mantıklı olabilir.
0
nickimin hakkini veremedim
(11.01.22)
Ben kitap karakterleri ile aynı yaşta iken okuyordum ve adeta onlarla birlikte büyüyorduk. Çok keyifliydi ve bizi adeta girdap gibi içine çekiyordu. Aynı dönemde pek çok yetişkin de zevkle okuyordu Harry Potter kitaplarını.

Ben şimdi okusam aynı keyfi alır mıyım bilemem ama ilk defa okuyan kişi bence hoşlanabilir. Ayrıca; ilk kitaplar daha çocuksu seyrederken 3-4 ile birlikte daha karanlık ve grift bir yapıya bürünüyor. Hızlı okunur zaten.

Satın alma kısmını bilemeyeceğim. Kütüphanelerden ödünç alma imkanınız varsa öyle okuyun derim.
0
burka
(11.01.22)
28 yaşındayım. Daha geçen Harry Potter ve Felsefe Taşı'nın resimli kitabını okudum. Her canım istediğinde açıp okurum. Teyzemin çocuğuna da Harry Potter sevgisi aşıladım. Harry Potter koleksiyonu yapmaya başlamış. İnsanın elinin altında sevdiği birkaç kitap olması güzel bir şey. O yüzden seviyorsan tavsiye ederim ama hepsini almak zorunda değilsin. Benim okumayı en sevdiğim kitap Ölüm Yadigârları. En çok onu okudum, okuyorum. Sen de sevdiğin kitabı alabilirsin sadece. Sonra istersen zaten diğerlerini de alırsın. Ben şu an gidip de set almam çünkü koyacak yer yok. İndirimi kaçırmayayım diyorsan al ama yeni kapak tasarımlarını ben beğenmedim.
0
dissendium
(11.01.22)
Valla ilk kitaplar pek sarmayabilir belki anca sonradan oldukça sarar bence. İlk kitaplarda falan cidden atmosfer daha çok sanki masalsı ve çocuksu gibi. Sonraki kitaplarda kademe kademe atmosfer değişip daha bir rayına oturuyor ve o çocuksuluk gidiyor.

Başka seri için de herkese şiddetle tavsiye ettiğim fırtınaışığı arşivi serisine bak derim. Her kitap tuğla gibi olmasına rağmen herif resmen roman yazma makinesi gibi pat pat çıkarıyor kitapları.
0
j r r tolkien hayrani
(11.01.22)
Nerede indirimde ya, yeni kutulu sette benim de gözüm var, link atsana. :)

37 yaşındayım, bir buçuk yıldır sesli kitaplarını dinliyorum çünkü resmen özledim kitapları. Al tabii, çok keyifli seri.
0
kobuzchu kiz
(11.01.22)
@kobuzchu, kitapyurdu'nda indirimde görünüyor, eğer gerçek fiyatına bindirip geri indirdiyseler onu bilmiyorum tabii: www.kitapyurdu.com&filter_name=harry+potter
0
🌸der meister
(11.01.22)
Sarmama ihtimali var. İlk 2 kitap direkt çocuk kitabı. 3'te biraz olay ciddileşse de 4'ten öncesi zor. Ben (33) resmen Harry Potter ile büyümüş oldum. O yüzden şimdi gidip aynı hevesle ilk filmi de izleyebiliyorum ilk kitabı da okuyabiliyorum ama ilk kitabı okurken yorumum hala çocuk kitabı olduğu yönünde.

ASOIAF için %100 haklısın. 124214 yıldır ortada kaldık bekliyoruz ve bu can sıkıcı. Dune, Zaman Çarkı, Unutulmuş Diyarlar, Ejderha Mızrağı ve bunlara bağlı başka seriler var. Yüzüklerin Efendisi'ni okuyabilirsin bütün diğer kitapları ile.
0
nawar
(11.01.22)
Meh, Kitapyurdu'nu boykot ediyorum ben fakat YKY'nin kendi sitesinde de 236 lira, haberin olsun :)

(Mobilden edit yapamadım.)

Azmettim edit yapmaya. Eganba'da daha ucuz. www.eganba.com
0
kobuzchu kiz
(11.01.22)
Degmez. Bence alisveris yapasin gelmis. Bana da oluyor arada. Ortaokul/lisede okunacak kitaplar, yetiskin olarak para vermeye degmez. Bende kitaplarin bazilari var (4/5/6 sanirim), 30 sene bos kalsam tekrar acip okumam.
0
hot potato
(11.01.22)
Gecen sene sesli kitap ile ilk 3 kitabi tekrar bitirdim
Potter ile buyumedim 26 27 yaslarimda okumistum ilk, cokta keyif almistim.
0
eja
(11.01.22)
Abi filmleri izle gec vaktine yazik
0
floydian
(11.01.22)
Harry Potter o yaşta gayet de sarar eğer genel olarak ilgiliyseniz o türe. Filmleri de güzeldir ama kitapların yerini tutmaz.
0
salihdt
(12.01.22)
Ilk 25 yas civari okumustum ben de, gayet de sardi ama ilk iki uc kitap ve filmin cocuksu olduguna katiliyorum ben de. Onlari asarsaniz arkasi gelir yani.

Zaman Carki'ni deneyebilirsiniz, dizisi de var artik.

Edit: burada falan bir sorsaniz belki elden cikarmak isteyen veya odunc verebilecek kisiler vardir seriyi ya da bazi kitaplari.
0
sopiro
(12.01.22)
Ben de yeni okudum sayılır ve okuduğumda yaşım 39'du. Tüm kitapları çok kısa bir süre içinde yutar gibi okumuştum. Kitaplar da, Harry Potter büyüdükçe onunla birlikte büyüyor ve dili, anlatımı olgunlaşıyor.

Bazı kitaplar bazı mevsimlerle çok iyi eşleşiyor. Bence içinde bulunduğumuz aylar Harry Potter okumak için mükemmel seçim olurdu.
0
thracia
(12.01.22)
30 yaşındayım ve bu sene tüm serisini aldım ve okuyorum. gayet de sarıyor.
0
drako
(12.01.22)
Harry Potter her yaşta okunur. Her zaman sarar. Bence hiç geç değil. İlk 3 kitabın çocuksu olmasının sebebi bence Harry'den kaynaklı. O büyüdükçe kitaplar karanlık bir hal alıyor. Dili de sürükleyici. Güzel..
Yüzüklerin Efendisi olabilir başka. Dili Harry Potter kadar sürükleyici değil ama.
0
matilda
(12.01.22)
(11)

Odanızda tablo var mı

dissendium
Uyuduğunuz odada tablo var mı? Varsa nasıl bir tablo?Odam için şöyle iç açıcı bir poster, tablo almak geliyor aklıma bazen.Özellikle okyanus fotoğrafları.Şunlar nasıl.1. https://www.fekare.com/Uploads/UrunResimleri/buyuk/okyanus-kiyisi-no1-poster-5d09.jpg2. https://st2.myideasoft.com/shop/du/26/myas
Uyuduğunuz odada tablo var mı? Varsa nasıl bir tablo?

Odam için şöyle iç açıcı bir poster, tablo almak geliyor aklıma bazen.

Özellikle okyanus fotoğrafları.

Şunlar nasıl.

1. www.fekare.com

2. st2.myideasoft.com

3. www.posterkanvas.com

Hangisi daha iyi?
0
dissendium
(11.01.22)
1. begendim ben.
0
kismisolungac
(11.01.22)
Var. Sanat fakültesinden bir öğrenci mezuniyet sonrası ülkesine dönmeden önce çalışmalarını satıyordu, onları alıp astım.

Hiçbirini beğenmedim ama 1 daha iyi.
0
prole
(11.01.22)
kismisolungac +1

3. fazla windows duvar kağıdı gibi, pek hoş durmaz. 2. de pek iç açıcı gelmedi bana.
1. baya iyi.
0
mtfbwy
(11.01.22)
Ben bunları asmazdım ama içlerinden 1 daha iyi diğerlerine göre.

Sevdiğim ressamların tabloları asılı bende. Herkesin zevki farklı tabi.
0
not sure if serious
(11.01.22)
göçebe yaşadığım için tablo işlerine hiç girmiyorum ama kendi evim olsa birkaç tablo isterdim. guernica mesela bayıldığım, müthiş bir tablo. gerçi onu evimin salonuna asmak ister miydim bilmiyorum, bakınca bile çok üzülüyorum çünkü sürekli göz önünde olması ne kadar mantıklı bilmiyorum.

senin paylaştıklarından ilki sevimli geldi bana ama diğer ikisini beğenmedim. ikincisi korkunç geliyor (hatta "dalga dalga dalga dalga dalgalanıyor" diye ağlayan murat övüç geldi aklıma, abooov) ve üçüncüsü de windows wallpaper'ı gibi çok düz, ben bunun olduğu yerde uyuyamam ki ya ya ye koko cambo diye dans edesim gelir
0
der meister
(11.01.22)
Bence de 1 en güzeli

Bir de bazı müzelerin arşivleri open access olarak halka açık oluyor, oradan yüksek kalitede resimler indirerek kendiniz bastırabilirsiniz.

www.nga.gov

www.metmuseum.org

Büdüt: Benim odamda bir tane suluboya kuzey ışıkları posteri var Etsy'den almıştım dijital olarak, bir tane Henri de Toulouse-Lautrec posteri var, bir de şunun çıktısı var:

www.reddit.com
0
peki madem
(11.01.22)
2.

1 cok fos duruyor. Soluk ve belirsiz. 3 de fazla yapay duruyor.
He bana kalsa hicbirini koymam, güzel bir kaplan resmi koyarim buyuk bir tane.
0
stavro
(11.01.22)
"Tablo" yok ama ünlü ressamların meşhur resimlerinden biri puzzle olarak çerçeveli.

Bi de başka bi puzzle var.
0
invictae
(11.01.22)
Var. Iyi kalitede posterler. Chagall : www.marcchagall.net[image1]/0/

Evimde hep Chagall asili. Cok severim kendisini.
0
buf-e kür
(11.01.22)
benim odamda da deniz ve gemi temalı bir tablo vardı.

diğer soruna gelirsem 1 oldukça güzel, 2 olabilir, 3'ü beğenmedim.
0
noxell
(11.01.22)
Aivasovski'nin 9. Dalga'sı var benim uyuduğum odada
0
tcyx
(12.01.22)
(3)

schengen vize sorusu

charlotte blanc
benim schengen vizesi almam lazim. avrupaya gitmeyecegim. transit baska ulke ziyaret etmeyecegim. sadece bir iddia uzerine 1(bir) gun bile olsa shengen vizesi almam gerek. en kolay iki ulke fransa ve yunanistanmis.SORUM su: ben ocaktan beri bir yerde sigortali calisiyorum. daha once calismadim. bank
benim schengen vizesi almam lazim. avrupaya gitmeyecegim. transit baska ulke ziyaret etmeyecegim. sadece bir iddia uzerine 1(bir) gun bile olsa shengen vizesi almam gerek. en kolay iki ulke fransa ve yunanistanmis.

SORUM su: ben ocaktan beri bir yerde sigortali calisiyorum. daha once calismadim. banka hesaplarim aktif 5 aydir kullaniyorum ve 5 10 bin dolar surekli var harcama, para transferi etc.

istersem su an calistigim sirket de bana sponsor olabilir.

tek korkum ocak ayindan beri bir maas bordrom var. ve bu adamlar benim bildigim 3 ay istiyorlar.

sizce basvursam vizeyi verirler mi yoksa red mi yerim ? red yersem de diger shcengen denemelerimi zorlastirir miyim ?
0
charlotte blanc
(11.01.22)
ocak ayından beri dediğin sadece 11 gündür mü çalışıyorsun resmi olarak?
0
reanarchy
(11.01.22)
hem ret hem de aldığın vizeyi kullanmamak sonraki teşebbüslerinde sıkıntı yaratabilir. kesinlikle ret yemeye neden olur diyemiyorum ama işini zorlaştıracağı kesin.

bence böyle saçma bir iddia için masrafa girme, yarın bir gün gitmek istediğinde başın durduk yere ağrımasın. üstelik vize için zaten acayip para ödüyorsun, hiç yoksa €60 filan sırf başvuru masrafın olur. gerek var mı? üstelik covid var, normalde alabileceksen dahi şu an o yüzden vermeyebilirler, ki bildiğim kadarıyla şu an turist vizesi verilmiyor.
0
der meister
(11.01.22)
Daha önce reddedilmediyseniz, hesabınızda fena olmayan bir para varsa, mevcut şirketiniz de sponsor oluyorsa, sabıkanız ya da bir şekilde gözaltına alınma hikayeniz filan yoksa, askerlikle ilişiğiniz bulunmuyorsa, 30 yaşından büyükseniz Fransa'dan büyük ihtimalle alırsınız. Tabii ki bir garantisi yok, bir sebeple vize memuruna şüpheli görünürseniz işler değişir.

Kullanılmayan vize çok dert olmuyor.
0
kaptankedi
(11.01.22)
(2)

türkiye'de sanırım ilk kez basılan bir dergiyi arıyorum, savaş, gavga dövüş

der meister
geçenlerde insta'da reklam olarak çıkmıştı karşıma. sanırım dünya genelinde popüler bir dergiydi, üç ayda bir yayınlanıyordu, türkiye'deki ilk sayısı olacaktı ve ikinci dünya savaşı'yla ilgiliydi. aradım taradım fakat bulamadım. ismini, cismini bilen var mıdır?
geçenlerde insta'da reklam olarak çıkmıştı karşıma. sanırım dünya genelinde popüler bir dergiydi, üç ayda bir yayınlanıyordu, türkiye'deki ilk sayısı olacaktı ve ikinci dünya savaşı'yla ilgiliydi. aradım taradım fakat bulamadım. ismini, cismini bilen var mıdır?
0
der meister
(11.01.22)
history of war olabilir mi?
0
south park in kapusonlu uyesi
(11.01.22)
hay yaşa hocam
0
🌸der meister
(11.01.22)
(24)

bir aya kadar iş için izmir'den esenyurt'a taşınmam lazım.

duygudilan99
esenyurt'tan hiç iyi bahsetmemişler. kız başıma zorlanır mıyım?https://www.emlakyorum.com/yazi-detay/6292439
esenyurt'tan hiç iyi bahsetmemişler. kız başıma zorlanır mıyım?

www.emlakyorum.com
0
duygudilan99
(09.01.22)
işime yakın, o yüzden.
0
🌸duygudilan99
(09.01.22)
bayağı sert bir geçiş olmuş ama toplu ulaşıma yakın, merkezi, nezih bir apartman-dairede kalırsan sorun yaşamazsın diye düşünüyorum. Bir de neden esenyurt'a taşınman lazım ki? Başka bir semt olmuyor mu?
0
prole
(09.01.22)
Esenyurt'ta yaşayacak olsam İstanbul'a gelmezdim hayatta. En kötü yerlerden biri diyebilirim.
0
garylineker
(09.01.22)
Ben olsam İzmir'den esenyurt'a gitmezdim. Zorlanırsın.
0
çih
(09.01.22)
@prole yol parası olmadan yürüyerek gidebileceğim mesafede olması lazım.
0
🌸duygudilan99
(09.01.22)
Beylikdüzü tarafına tasinsaniz? Aradan bir cadde geçiyor ama resmen popülasyon değişiyor. Beylikdüzü'nde sorun yaşamazsınız.
0
fraise
(09.01.22)
iyi bir siteye taşınıp, yürürken kapşon bere ne varsa geçirmem gerekecek sanırım.
0
🌸duygudilan99
(09.01.22)
Kiptaşlara bak. En azından site içinde olursun. Dışarısı bayağı kötü. Araban olsa çok iyi olur bir de. Dolmuşlar çok bunaltıcı ve kalabalık oluyor Esenyurtta.
0
westblack
(10.01.22)
orta doğu'nun tamamı anlaşıp buraya göçmüş gibi. iran, ırak, suriye, kırgızistan, kazakistan, tataristan, afganistan vb. ülkelerin vatandaşlarının hepsini bir arada görebileceğiniz tek ilçe olabilir. izmir'den buraya gelmek hayatınızın en kötü kararı olabilir. gerekirse günde 30-40 dk yol çekin ama buraya taşınmayın bence. en iyi ihtimal iş yeri e5'e yakınsa metrobüs dibi bir yer olabilir ama burda da çok uçuk kiralar verirsiniz sanırım.
0
golgi aygıtı
(10.01.22)
eger yol parasinin bile hesabini yapmak zorunda kalacagin sartlarda calismaya esenyurta tasinacaksan izmirden, hayatinin hatasi olur. evet is piyasasi zor, is bulmak zor ama o kadar da degildir bence. tabii sartlarini bilmiyorum ama "ya bu is ya da sokakta kalacagim" gibi bir durum degilse olmaz yani.
0
robokot
(10.01.22)
Berbat bir yer. ist da kimse isine yakin oturmuyor, yani esenyurta tasinmayin
0
oscar
(10.01.22)
İstanbul'da bir ilçenin mahalleleri arasında bile bayağı büyük farklar olabilir. O yüzden ilçeyi değil, mahalleleri araştırın. Fırsatınız varsa komşu ilçelere taşınmayı deneyin. Örnek olarak Başakşehir, Arnavutköy daha iyi olabilir. Ev iyiyse zorluk azalabilir. Bunları düşünmeniz gerek.
0
dissendium
(10.01.22)
Ne Başakşehir'i, ne Arnavutköy'ü hocam ne alaka oralar? 10 dakika mesafede Beylikdüzü var. Adnan kahveci mahallesi gibi bir yer dururken Arnavutköy gibi çomar yuvasında ne işi var? Ayrıca Başakşehir'den kaç saatte gidilir Esenyurt'a haberin var mı? Ulaşım açısından aşırı ters yerler.

Esenyurt'un oturulabilecek tek yeri Marmara Park'ın bulunduğu hat. Yani E-5'in bi arka Caddesi üzerindeki site gibi binalar. Yine de oradan çok daha iyisi yolun karşı tarafı. Beylikduzu adnan kahveci ve cumhuriyet mahalleleri gayet iyidir.
0
himmet dayi
(10.01.22)
Izmir'in neresinden tasinacaksin? Bu soru Esenyurt'a tasiniyorum kadar onemli bir veri.

Izmir'de Konak Ege mahallesinde, Buca Mehtap mahallesinde ya da kadifekale'de yasiyorsan Esenyurt senden korksun aksjdhakjhds
0
darkrocq
(10.01.22)
Twitter'da TT olmuş bi bak istersen az fikir edinirsin
0
olaylar olaylar
(10.01.22)
esenyurt değil de beylikdüzü tarafına taşınmanı öneririm.
0
vadrigar
(10.01.22)
yasin daha genc diye tahmin ediyorum, bu kotulugu kendine yapma.
0
der meister
(10.01.22)
Esenyurt olarak geçse de bazı yerler yaşanır, çalışılır durumda. Tam yeri anlamak onemli
0
tum haklari saklidir
(10.01.22)
Yani izmir'deki rahatlığınızıla esenyurtta yaşamaya kalkmayın. Hava kararmadan dönün eve:)

Şöyle diyeyim, istanbul'un her ilçesinde eskiden sorunlu bölgeler mahalleler vardı. ARtan emlak fiyatları yüzünden buralarda yaşayanlar yavaş yavaş şehrin dışına gittiler. Çoğu da esenyurt civarına yerleşti.

Göçmenler, mülteciler de buraya dolunca istanbul'un gül gibi bir gettosu oldu.
0
anten
(10.01.22)
herkes kotu yorum yapmis ama sanirim olan olmus. moralini duzelteyim biraz. istanbulda yasayanlar asiri onyargili bazi semtlere karsi. diger ornegi ise bagcilar. o kadar cok espriye konu oldu ki, bagcilar denince hic gitmeyen biri bile dalga gecebiliyor. halbu ki bagcilar epey gelisti. ayni sey simdi esenyurt icin yapiliyor. hic gitmeyen biri bile hakkinda kotu yorum yapabiliyor. ha merkeze biraz uzak ama hayatinizi o semtte kuracaksaniz merkezde isiniz olmaz. kalkip kadikoyden esenturta tasinsan yapma derdim. ama izmirin neresindesin nasil bir hayatin var bilmiyoruz.
0
buenosdias
(10.01.22)
Bence de abartiliyor.
istanbul'da araban yoksa zaten artik guvenligin yok.

Bagcilar ve esenyurt geyigi bitmedi.
hele belediyecilikte ve guvenlikte bagcilar kadikoyu tokatlar.
Adamlar ters yonden girme diye her sokaga lastik patlatan tuzak koyuyor. En ufak sikayetini cozuyor.
Ben kadikoy belediyesine istek acinca cozum bulabildigim sikayetim sifir.

Daha bu ay kadikoy'de sokaga iseyeni uyardi diye dayak yedi adam.

Esenyurt'da duzgun bir sitede kaliyorsan sikinti olmaz.
Ama araban olacak cunku istanbul guvemli degil.
Artik izmir'in de guvenli oldugunu sanmiyorum.
0
divit
(10.01.22)
esenyurt'ta tam olarak nerde bilmiyorum ama ben beylikdüzü tarafına bakmanızı tavsiye ederim.
0
bay b
(10.01.22)
ahahah güldüm yukarıda yazılalara ama bazı kısımlara hak verdim ben esenyurtta yaşıyorum öncelikle esenyurtun neresi diye sormalıyım iş nerede tutacağın ev nerede bunlara göre cevaplar şekil alır.
0
basond
(10.01.22)
esenyurt'un bana göre en yaşanacak yerinde yaşıyorum. çok güzel süper öyle lüks vb olarak anlaşılmasın tabi (ben ekonomik bir sitede oturuyorum, buranın sakinleri yüksek oranda emniyet ve belediye personeli onun dışında normal düşük gelirli halk) esenyurt'ta bile lüks sayılabilecek siteler de var bu arada.

mesela otobüslere bindiğimiz durakta genelde oturarak gidebiliyorsunuz. 1 durak sonra ayakta gidiliyor, 2 durak sonra hiç binilmiyor, aynı şey inerken de geçerli

site içinde oturuyorum, dışardan elini kolunu sallayanı sokmuyolar, sitenin güvenliği oldukça iyi, her tarafta güvenlik kameraları var ama çocuk gürültüsü çok oluyor, sitede suriyeliler de var az da olsalar..

etrafında ilköğretim okulu, sağlık ocağı, a101, bim, şok, tekel bayii, yerel market, eczane ve biraz yukarısında avm var.

beylikdüzü vb gibi yerlere göre sanıyorum ki kirası ciddi şekilde fark yapar.

şimdi bu civarın dışında özellikle gece pek ara sokaklara girmedim, girdiğim yeler gayet normal mahalle arasıydı ha birbirini kılıçla kovalayan suriyeliler de varmış esenyurtta haberlerde görmüştüm.

yenikentten belediye kadar çok gittiğim oldu, son derece işlek, neredeyse bakırköy meydanı ayarında bi yer, onun alt sokaklarına da çok girdim çok derinlere girmemek kaydıyla orada da bişey görmedim ama sanıyorum ki bu hep haberlere çıkan kavgalar dövüşler olaylar falan olan da bir yeri vardır.

zaten ben kalkıp da gezmeye esenyurta çıkmam, cafe mafe ararsan heryerde var da onun dışında yapılacak bişey yok esenyurtta, istanbul uzak haliyle tabi, taksime tek otobüs var 1.5 saat çeker.

sabah saat 6 da bile yol kenarlarında, otobüs duraklarında işe gitmek için bekleyen çok sayıda insan görüyorum. öyle çok tekinsiz diyemem bu civar için ama genel olarak türkiye zaten tekinsiz.

aracınız olmadığını ve işinizin yakın olduğunu ekonomik şartlarda kimse karışmasın etmesin işe ev yapayım diye düşünürseniz evet ihtiyacınızı karşılar ama burasını istanbul olarak düşünmeyin istanbula en az 1 saat otobüs mesafesinde. öyle çok gezip tozabileceğiniz bi yer değil :) ev iş, işte ara sıra hafta sonları kaçamak genelde evcimen bi yaşam istiyorsanız size uyar.

hani istanbulu gezeyim tozayım derseniz bence işe değil gezmek istediğiniz yerlere yakın olsun veya en azından metrobüs hattına yakın olsun.

size mesaj attım, eğer bilgi almak isterseniz yazın.

burada yaşamayan arkadaşların yazdığı cevapları da abes buluyorum şaka maka 4 senedir buradayım.
0
killerbee
(10.01.22)
(21)

her konunun yurtdışına bağlanması sizi de çok bunaltmıyor mu?

der meister
en baştan belirteyim çocuk yaştan beri yurtdışında yaşamayı istemiş biriyim, imkanım olsa arkama bakmam.yalnız sosyal medyada istisnasız her ama her şeyin fakirliğe ve yurtdışına bağlanması acayip sinirime dokunmaya başladı. "okuma o zaman" diyeceksiniz ki aslında haklısınız, sosyal medyada vakit ge
en baştan belirteyim çocuk yaştan beri yurtdışında yaşamayı istemiş biriyim, imkanım olsa arkama bakmam.

yalnız sosyal medyada istisnasız her ama her şeyin fakirliğe ve yurtdışına bağlanması acayip sinirime dokunmaya başladı. "okuma o zaman" diyeceksiniz ki aslında haklısınız, sosyal medyada vakit geçirmek çok lüzumsuz ama insan ucundan kıyısından da olsa baksa görüyor bunları hep.

ya atıyorum bir maç var. başlığına giriyorum ekşi'de. "tribünde herkes birasını içiyor, ne güzel, biz burda fakiriz, bok gibi ülkede yaşıyoruz" temalı entry'ler hemen... her allahın günü bugün olduğu gibi "doktorluğu bırakıp isviçre'de kebapçı olan adam" tarzı hikayeler...

abi bu kafayla nasıl manyak olmuyor bu insanlar? b*k gibi yaşıyoruz eyvallah hiç itirazım yok da imkanım neye el veriyorsa onunla iyi hissetmeye çalışıyorum bazen. daha iyisini istiyor, bunun için mücadele ediyor ama bir yandan bugünümde de kendimi iyi hissedebilmek istiyorum şahsen.

bi insan maç izlerken tribünde bira gördü diye konuyu nasıl ülkenin boktanlığına bağlayabilir ya bir değil iki değil herkes aynı şeyi yazıp duruyor sürekli. hal böyleyken insan şu durumda mutlu olabileceği varsa bile yine olamıyor arkadaş, bir saniye aklımızdan çıkartmıyorlar dandik yaşadığımız gerçeğini.

bu durum sizi de etkiliyor mu mental olarak ya da kızıyor musunuz, üzülüyor musunuz? yauv arkadaş bak akşam oturmuşsun, maç izliyorsun, ne güzel. iki saat kafanı dinle, keyifli vakit geçir... yok. konu bi şekilde türkiye'ye bağlanıyor. lan böyle hayat mı yaşanır? ben mi abartıyorum, sizin görüşleriniz nedir?

hayır bu duruma ses çıkarsak ne olacak abi, sokağa çıksak hapisteyiz zaten. ben mesela, beni az çok tanıyorsunuzdur çoğunuz, allah aşkına ben mücadele edip kendimi geliştirsem ne olur? yılbaşı videosundaki dayı gibi, "şu adamın tipine bak allah aşkna bu nasıl yeni yıla girecek" hesabı, yani neyi kovalıyoruz bu kadar gerçekten anlamıyorum. neden hepimiz sanki €3000 maaş varmış da bize verilmiyormuş zihniyetiyle yaşayıp sinir hastası oluyoruz ki?
0
der meister
(08.01.22)
Evet, ben bu olaydan coktan biktim. Her gun "burada durulmaz ya" tipleri goruyorum. Ben muthis bir yer burasi demiyorum ama hepimiz bu ulkedeyiz, hepimiz bu ulkenin durumunu goruyoruz, biliyoruz, birebir yasiyoruz zaten. Daha neyi kime bininci defa anlatiyorsun? Herkes her seyin farkinda. Bildigimiz seyleri bininci defa duyunca mutlu olmuyoruz, anlayin artik. Hep sikayet, hep sikayet.
0
hlot
(08.01.22)
gören bilen insan ister istemez kıyaslıyor aslında üzüldüğünden ama o an için toksiklik oluyor biraz evet.

ama pek bilmeyen sallamayan insanlar zaten bunu yapmıyor. trde mutlu onlar. "başka ülkede yaşayamam" kafası.

emin ol onlarla da sen anlaşamazsın.

bilmenin laneti.
0
AlsterWasser
(08.01.22)
şöyle söyleyeyim. otuzlu yaşlarında işinde iyi yerlerde olan çiftiz. yaşıtlarımızın avrupa'daki yaşam standartlarını biliyoruz. her birimizin maaşı 1000 usd etmiyor şu an. hangi ülkede iyi üniversite mezunu, alanında iyi eğitim almış kalifiye gençler 1000 usd altında para alıyor? benim 2 dilim var, ikimiz de ingilizce biliyoruz. şu an avrupa'da hizmet sektöründe part time çalışan adamın maaşını alıyoruz. araba alamıyoruz, tatile çıkarken kırk kere düşünüyoruz. bu şartlar altında nasıl kıyaslama yapmayabiliriz ki?

daha yeni arkadaşımız almanya'ya gitti çalışmaya. burada karı koca it gibi çalışarak kazandıklarının iki katını sadece bir kişi çalışarak kazanıyorlar. bu reva mı bu gençliğe?
0
wild honey suckle
(08.01.22)
Güzel başlık olmuş. Gidebilen ya da gitmeyi tercih eden gidiyor zaten.

Bazı konularda "benchmark" gibi belirleyip kıyaslamak doğru olabilir gösterge açısından, atıyorum ülkelerin insani gelişmişlik endeksleri ya da gayri safi yurtiçi hasılalarını bu yeri gelen bir konuda genel fikir vermesi açısından kullanılabilir. Bazı konuların bizi zorladığı, hayat kalitemizin de düştüğü doğru çeşitli nedenlerle. Ama bunu sürekli "yurtdışı da şöyle süper, insanlar şöyle geziyor, şöyle partiliyor, şu kadar euro kazanıyor, herkes hep musmutlu, hayat da tozpembe" gibi argümanlarla savunmak bana da yüzeysel, amiyane tabirle de "goygoy" geliyor.
0
dreamnesiac
(08.01.22)
valla ben de biktim,
bizim sorunlarimiz var ama bunu cok dile getiren cevremdeki tipler, almanya'da falan sosyal yardim parasiyla gecinmeyi hayal ediyorlarmis gibi.

ya da bir doktorun burada durulmaz demesini anliyorum, hak veriyorum ama benim mal kuzenim almanya'ya gidecem ben de diyor, daha uyduruk özel üniversitesini bitirememis, kendine faydasi yok.
0
Coma
(08.01.22)
etkilemiyor. gençliğin verdiği çiğlikle konuştuklarını düşünüyorum.

23-24 yaşlarında ben de ülkede her şeyin berbat olduğunu düşünüyordum. türkiye'de asla mutlu olunamaz havalarındaydım. ya siyah ya beyazdı her şey. rigid karakter de diyormuş buna psikiyatrlar, olumsuz manada tabii. yaşlandıkça o sivri köşeler yumuşuyor.

türkiye gayet sorunlu bir ülke ama güneşli bir güne uyanmak ülkelerin sınırlarından bağımsız güzel. ya da dediğiniz gibi bira eşliğinde maç keyfi. ufak tefek anların kıymetini bilmek de yaş almakla gelişebilen bir özellik galiba.
0
adse
(08.01.22)
arkadaşlar bazılarınız beni yanlış anlıyorsunuz. kıyaslamayalım, iyisini istemeyelim demiyorum. inanın bu konuda en çok üzülen, bunu en çok kafasına takan insanlardan biri benimdir. sevgilim yabancıydı, en yakın arkadaşım yabancı, yani sürekli görüyorum bunları; üstelik türkiye'de de durumum iyi filan değil, belki mental olarak bundan en çok etkilenen gençlerden biriyimdir.

benim bahsettiğim şey bunun SÜREKLİ ön planda tutulması. oturup çay içerken bile konunun yabancı ülkeye gelmesi. benim anlamadığım kısım burası. la insan su içerken bile "isviçre dağlarından gelen suyu içiyor olabilirdik" der mi mesela? 7/24 buna maruz kalmak zorunda mıyız? ben bundan bahsediyorum. yoksa türkiye'de yaşayıp durumuna üzülmeyen gencin aklına şaşarım, orası ayrı mesele.
0
🌸der meister
(08.01.22)
Valla beni bunaltmiyor cunku haklilar. Hani mesele surekli bir kiyaslama meselesi degil sadece, ister istemez kafa ona gidebiliyor bazen.

'bi insan maç izlerken tribünde bira gördü diye konuyu nasıl ülkenin boktanlığına bağlayabilir '

Demissin mesela. Ben soyleyeyim, ulkede surekli olarak biraya/alkole zam geliyor. Bir kutu bira bile artik oldukca luks kategorisine girmis gibi. Hal boyle olunca yani neredeyse devamli alkole zam haberlerini duyunca ister istemez algida secicilik devreye girebiliyor bazen. Adam belki o kareye kadar mutlu mutlu maci izliyordu ancak o kareyi gordukten sonra istemsizce akli yine biraya, fiyatlara, vergilere, zamlara gidip en son o cumleyi kurar hale gelmistir.

Bir de o tur mesaji yazanlarin 7/24 sanki sikayetcilermis de hic zevk almiyorlarmis gibi yasadiklari sonucuna nasil vardin onu da anlamadim. Dedigim gibi adam da her seye ragmen oturup keyif almak icin maci izlemeye baslayip en son ister istemez o mesaji yazmis olabilir. Sirf o mesaji yazdi diye hemen sanki surekli ayni tutumu takiniyorlar gibi dusunmen yuzunden bence abartiyorsun.

Hatta sende de algida secicilik yine devreye girmis gibi. Sen de surekli olumsuz yorumlara odaklaniyor gibisin.
0
j r r tolkien hayrani
(08.01.22)
kesinlikle aynı fikirdeyim.

gavur okulu diye tabir edilen liselerden birinden mezunum.
yani "bilmeyen"lerden değilim kesinlikle.
birçok arkadaşım ülke bu hale gelmeden eğitim için yurt dışında okudu, bazısı kaldı, bazısı döndü.

"türkiye bir mühendis kaybetti, abd bir pizza delivery guy kazandı" temalı şeyleri gördükçe içime fenalık geliyor artık.
gitmek isteyen elbette gider ama her giden de bilmem kaç bin dolar maaşla, x şirketinde iş bularak gitmiyor.
diğer yandan, herkes gidip x bir ülkede servis şoförü ya da delivery guy olmak istemeyebilir, bunun bilmemekle alakası yok.

esg biraz eğitimli, ekonomik olarak orta ama sosyal-kültürel anlamda orta-üst sınıfta olan insanların yurt dışına akademisyen olarak bile gitse göçmen olduğunu ve bunun da çok tercih edilesi bir şey olmadığını söylediğinde linç yemişti, ki kendisini bazen antipatik buluyorum ama bu konuda haklı bence de.

belki yaşım gereği bazı şeyleri daha sakin karşılıyor da olabilirim ama hayat boyu bir ülkede göçmen olarak yaşamak o kadar da "muhteşem" bir şey değil.

lüzumsuz bir karşılaştırma trendi ve "yurt dışına gitmek lazım abi yea" havası var.

çocuğunun adını bile yurt dışına yollamak üzere türkçe karakterli koymamak falan...
sanki dünya şimdiye kadar türk adı görmemiş, kimse yurt dışıyla veya yurt dışında iş yapmamış gibi.

hayatımızın sonuna kadar bu şekilde yaşayacağız ve buna mahkumuz diye düşünmek genelde bu dönemde doğmuş ve/veya büyümüş insanlarda var.

afganistan gibi aşırı örnekler dışında, elbet her dönem geçer, yerine yenisi gelir.
ki afganistan için bile bu bir dönem, elbet bazı şeyler onlar için bile değişecektir.

biraz da soğukkanlı olabilmek lazım.
bunların anlamı yok, bunlar kendileriyle birlikte insanları aşağı çekmekten başka bir işe yaramıyor.

haklılar mı, evet?
ben de araba istiyorum, alamıyorum.
ama bu ülkede her ekonomik kriz çıktığında yurt dışına gitmeye kalksak, benim bu üçüncü olacaktı mesela.
bu sene alamazsın, iki yıl sonra alırsın.
bu durumu düzeltmek için toplum olarak doğru seçimler yapmak, sağlam durup psikolojiyi çok yıpratmadan sabırlı olmak dışında yapılacak bir şey yok şu anda.
çünkü bu işlerin toparlandığı bir dönem de gelecek, o zaman ne olacak?
"yaşasın, canım ülkem!" mi olacak?
bugünden şikâyet etmek güzel de, biraz da yarını düşünerek konuşmak lazım bence.
yani ülke yönetimiyle ülkenin kendisini karıştırmamak gerekiyor.
0
blatta hiberna
(08.01.22)
Haklı oldukları için onlara sonuna kadar katılıyorum. Sadece fakirlik de değil ülkenin sorunu. En kılcal damarına kadar kötülükle, insanların mutluluğuna karşı bi zihniyetle dolmuş durumda.

Ya en basiti, kaldırımda yürüyorsunuz biri gelip bıçaklayabilir. Ya da bir partinin gençlik kolları başkan yardımcısının arkadaşı size arabayla çarpar, ölürsünüz kendisi hiçbir sorun yaşamaz. Böyle boktan bir ülkede kim neden yaşamak istesin allah aşkına doğru değil mi bunlar?

Yurtdışına gitmemiş olmamın tek sebebi zaten haber falan izlemesem süper imkanlarımın olması ve şimdiki işimde kendimi geliştirme özgürlüğümün yüksek olması. Şimdi gitsem alacağım €60000 falan, seneye bir üst pozisyonda gidip çok daha fazla alırım diye bekliyorum.
0
aguen
(08.01.22)
Psikokulturel olarak asiri ice donuk, kendi toplumunu dunyanin merkezinde gorme egiliminde bir toplum olarak, iyi veya kotu her seyin sadece Turkiye'de oldugu sanrisi var. Surekli soyle seyler okuyorum:
- Ev fiyatlari cok yuksek. Bir ev almak icin 10 yil kredi altina girmen gerekiyor. Turkiye iste ah...
- Yurtdisinda doktorlar hic kaba degil, bir tek bizim doktorlarimiz boyle.
- Ulkenin esnafi sahtekar. Duzgun black friday indirimi yok. Once fiyarlari arttirip sonra dusuruyorlar, aslinda indirim falan degil.
- [Bunu direkt kopyaladim] bizim ticaret kültüründe gerekirse çöpe atılır mal. ama son kullanma tarihinden önce sikseler indirim yapmayı düşünmezler.
- [bu da direkt alinti] arkadaslar turkiye'de cevreniz kadar adamsiniz malesef

Dedigim gibi cok ice donuklukten ve/veya dunyanin geri kalanina asina olmamaktan olsa gerek her seyin en iyisi (ornek: yemekler. yemek kulturu bir tek Turkiye'de var) ve en kotusu Turkiye'de. halbuki ne alakasi var, yukarida yazdigim her sey tum ulkelerde yasanan seyler, ki bazilarinda Turkiye dunya ortalamasindan iyi bile olabilir. Yukaridaki cevaplarin bazilarinda da gene ahlaksizlik, sahtekarlik, yozlasmislik sanki bir tek turkiyedeymis gibi konusulmus.
0
hot potato
(08.01.22)
bunaltıyor da kendim gidemediğim için ve gitmek için daha çok çaba harcamam gerektiğini hatırlattığı için bunaltıyor. bir de sosyal medyada şöyle bir durum var, olumlu şeyler daha az yazılıyor bence. insanlar çevresindekilere sürekli şikayet edemeyeceğinden sosyal medyada yazıp rahatlıyorlar. benim hesabım öyle günlük hayatta sürekli bunu konuşmadığım halde. kısaca, onlar da haklı sen de haklısın.
0
curious mind
(08.01.22)
Bunaltıyor. Genelde bunları yazanlar Z kuşağı. Her şeyi kendilerinin bildiklerini sanıyorlar. Bilgiye tamamen kapalılar. En çok da doktorların yurtdışı muhabbetinden bıktım diyebilirim. Sanki dünyada ülke kalmadı da Almanya Türkiye'den gelmek isteyen bütün doktorları alacak. Başka Avrupa ülkelerinden tut Çin ve Hindistan'a kadar herkes en iyiyi istiyor.

Bir de gidebilen kişi zaten gider. Konuşmuş olmak için konuştuklarından bunaltıyorlar açıkçası.
0
garylineker
(08.01.22)
bunaltıyor. ek olarak ''x ülkesi yeni bir su ürünleri mühendisi kazandı'' muhabbeti de çok bunaltıyor.

15 sene kadar önce bir arkadaş grubuyla birlikte yurtdışına taşındık, aramızdan ara sıra türkiye'ye geri dönenler oldu ama memnun olmalarına rağmen resmen peer pressure yüzünden yurtdışına geri döndüler.''yurtdışından taşındım'' dediğinde bahsettiğin ülkeye 2 gün kahve içmeye gelmiş insanlar sana hayatının hatasını yapmışsın gibi davranıyorlar çünkü.

ve bu yorumlar insanları kötü etkiliyor, sadece türkiye'de yaşadıkları için mesleklerinde asla başarılı olamayacağını düşünen insanlar görüyorum. aynı şey herhangi bir uğraş, hobi, hayata dair bir hedef için geçerli.

son olarak bu tarz siyah-beyaz ayrım yapan insanların kafasında yurtdışı neresi onu da anlayamıyorum. sydney ve cagliari'deki hayatı aynı görecek kadar yüzeysel bakmak maalesef bu şehirlerden de zevk alamamakla sonuçlanır diye düşünüyorum.
0
william morris
(08.01.22)
Kesinlikle katılıyorum ben aşırı sıkıldım ve böyle düşündüğüm için kendimi tuhaf hissediyordum. Ancak burada aynı fikirde olanları görünce bir nebze rahatladım.

Genelde her konuyu yurtdışına bağlayan kişilerin yurtdışında uzun süreli hiç yaşamamış insanlar olduğunu farkettim. Yurtdışında ekonomik refah, düşünce özgürlüğü vs muhakkak daha fazla. Yurtdışında yaşamak kötü demeyeceğim gurbetçiler gibi. Ancak uzun süreli yaşamayan insanlar home sick olmanın, başka bir ülkede ne kadar oralı gibi olursan ol yabancı olmanın ne demek olduğunu tatmamışlar. Bu yüzdendir ki gözlerinde çok büyütüyorlar.

Bir de sürekli Avrupa'dan bahsedip kendini o standarda çekememiş insanlar var ki benim en ciddiye alamadığım kesim. Tribünde bira içmek istiyor fakat çöpünü muhtemelen yere atacak. Turist olarak gittiği yerde bile kendini belli ediyor ancak yurtdışında yaşamak istiyor. Önce burada faydalı olamamış ki yurtdışında olsun.
0
mysticriver
(08.01.22)
bazısının sıkıntıları var. konusu bile açılmadan, sana öfkelenerek, zaten ülkeden gideceğim diyenler var muayenehanede.

bazısı çoluk çocuk

ateşi ilk yakanlar da gazeteci/siyasetçi yanında çalışan çömezler heralde.
nihayetinde 3 kenar internet gazetesi aynı konuyu manşete çekti mi, o konu gündem de yer ediyor. bu yol su yemek olarak geri dönüyor muhakkak.
0
comp
(09.01.22)
dostum kesinlikle haklısın, bence bunun sebebi şu: eskiden insanlar yurtdışına çok daha kolay gidebiliyordu. yurtdışına öğrenci olarak, turist olarak vs gitmek çok daha kolaydı. giden insanlar, orada da insanların bir takım sıkıntılar çektiğini, oranın da kendine göre zorlukları olduğunu görüyor, tecrübe ediyordu, dolayısıyla evet burası zor ama orası da beni altın kaşıkla beklemiyor, orada da farklı bir zorluk var şeklinde bir tecrübe ediniyordu. şu anda insanlar gidemiyor, turist olarak bile tecrübe edemiyorlar. instagram'dan, youtube'dan edinilmiş bir yurtdışı tecrübesi var, içerik üreticileri de, paylaşım yapanlar da takipçi kasmak için her şeyin inanılmaz güzel olduğu bir hayali satıyor. yurtdışının zorlukları, kötü yanlarını gösteren bir video, genel narrative'a aykırı olduğu için izlenmiyor bile, arada kaybolup gidiyor. bir de yurtdışını gidip de bu ülkeden nefret eden insanlardan öğreniyorlar, ya adam gitmiş, burayla derdi bitmiyor. sal abi şu ülkeyi. evet burası bok gibi bir yer, sen de müthiş bir hayat yaşıyorsun. allah daha iyi etsin de sal kardeş şurayı.

tabii ki kıyaslanacak, tabii ki daha iyisi istenecek. tabii ki ülke olarak geliştirmek zorunda olduğumuz çok şey var. ama şu kuru kuruya "gidicem lan ben de gidecem, aslında siktir olup gitmek lazım abi" muhabbetinden ben de sıkıldım. burada akademisyen olacağıma orada dönerci olurum. ol kardeşim. ya ol ya da muhabbetini etme artık, yeter bıktık yani. bunlar kişisel tercihler, ülkem için giden tecrübe kazanan da iyi, gitmeyen kalan da iyi. ama bu kadar çok anlam yüklemek gerçekten bıktırdı.

bak mesela bir örnek vereyim; arkadaşlarla konuşuyoruz abi senin araba burada 500 bin tl orada 20 bin euro. evet kardeşim doğru. burada 3 sene kredi ödüyorsun aracının değeri döviz bazında bile benzer rakamlarda kalabiliyor. almanya'da 20 bin euroluk araç 3 sene sonra 5 bin euroya düşüyor. bu aracı sürmek için yılda 5 bin euro çöpe atar mısın? cevap, aa öyle miymiş. e işte diyorum ya, kolay olana inanmak dışında bir olayımız yok tc millleti olarak.

almanyaya göç etmeyi hayal ediyor adam. tamam çok güzel. yahu iki kelime almanca öğrenmemiş. lan internetten aç okursun, iki adım atarsın hayalin için di mi. yok abi. hasbelkader giderse de yerel halktan bağımsız bi getto kurmaya çalışıyor kendince. gittiğinde bile gittiği ülkeden izole kalmayı başabilen bir milletten ne bekliyorsun?

neyse yani insanlar özetle mutsuz. mutsuz olmakta haklı sebepleri var. bu sebeplerin bir kısmı ülke ve ülkenin yönetimiyle alakalı bu da %100 doğru. ancak bir kısmı da kişinin kendisiyle alakalı. insanların çoğu da suçu karşı tarafa atıp kendileri bir şeyleri iyiye götürmek için bir çaba göstermiyor. 20 ülkeden fazla gezmişimdir, mesela ben sokakta rastgele biri tarafından bıçaklanabileceğimi gerçekten kafaya taksam, anında psikoloğa giderim. bunun burası ile alakası yok, kendinde bir psikolojik problem var bunu çözmen lazım. ya da maddi olanaklar evet kısıtlı, daha çok kazanmak için ne yapabilirim? yabancı dilin var mı? yaptığın işin önü açık mı? kariyerin daha nereye gidebilir? bunları konuşmaktansa abi dönerci olacaksın var ya mustang'e bineceksin geyiği yapmak daha kolay oluyor, acı ama gerçek.
0
roket adam
(09.01.22)
Bu sinir bozucu olsa da normal bir davranış. Bugün 20'li hatta 30'lu yaşlarında olan insanlar kendilerinden önceki jenerasyonlardan farklılar. Türkiye'nin 2000'ler öncesi yaşadıkları ekonomik ve siyasi çalkantılarda, o dönemin gençleri şimdiki kadar imkana sahip değildiler, dertlerini çekerken Almanya'da, Amerika'da vb. nasıl hayatlar yaşandığını, akranlarının nasıl fırsatlara sahip olduğunu an be an görme imkanları yoktu.

Bugün ise haberlerle, sosyal medyayla, arkadaşları vasıtasıyla vb. dünyadan haberdar olmayan 35 yaş altı kimse kalmadı. Üstelik bu insanların tamamı 10-15 yıllık ekonomik büyüme dönemini, görece stabil döviz kuru zamanlarını yaşamış; bu sayede belki sosyal seviye atlamış, kariyer yapmış, yurtdışı görmüş hiçbiri olmasa yine evinde, cebinde interneti olan insanlar. Bir ekonomik ya da siyasi kriz yaşandığında kendi bilgileri dahilinde yurtdışındaki insanlara bakmaları, onlara öykünmeleri normal. Burada tabi ki bazı çıkarımlar çok yüzeysel ve "Yurtdışı" hiçbir sorunu olmayan, her şeyin mükemmel olduğu adeta mitolojik bir noktaya da çıkartılıyor ama insanların "Demek ki kaderimiz bu" demektense "Ulan millet ne güzel yaşıyor, bizim neyimiz eksik" demesi daha iyi, belki hemen olmasa da orta-uzun vadede bir şeyleri değiştirir.

Tabi diğer bir etken de insanların yorgunluğu. Bugün sokak röportajlarına bakarsanız 8 yaşında çocuklar bile dolar kurundan, faiz oranından falan bahsediyor. Bu gündem çok yorucu ve insanların olmayan umutlarını daha da tüketiyor. Bu noktada insanlara suç bulamıyorum çünkü bu yönetimsel bir tercih. Bugün güdülen siyaset partilerin kitlelerinin politize olması üzerine. İktidar istiyor ki tüm seçmen kitlesi konsolide olsun, her an her politikasını savunsun. Ha keza muhalefet de insanların tepkilerinin canlı kalmasını istiyor... Bu durumda her konunun siyasete çıkması, o tartışmaların da bir noktada "Ulan yurtdışına bak adamların kafası ne kadar rahat" seviyesine gelmesi bence normal. Ülke sadece ekonomik ve siyasi değil, mental açıdan da zor zamanlardan geçiyor.
0
salihdt
(09.01.22)
Ben de gitmeyi düşünüyorum ama başka çarem olmadığı için. Yazılımcı olmuş olsam, doktor olmuş olsam gitmeyi düşünmezdim. Uzman doktorun maaşına yakın bir para kazanabilmem mümkün değil mesela.

Dil bilmeyip falan gideceğim diyen tipler de var. Bunlarla muhabbet insanın modunu düşürüyor açıkçası. Evlenmiş, çocuk yapmış buna rağmen kafasında gitme hayalleri falan. Yapılmaz değil yapılır ama çok zor iş gerçekten.

Anadolu'da okumuş hiçbir dersi ingilizce almamış bir doktorun gittiği ülkenin dilini ana dili gibi konuşabilmesi lazım. Ayrıca gidilecek ülkede en azından bir diploma almış olmak çok önemli. Bu işleri araştırmış biri olarak söylüyorum bunları.
0
antropolog
(09.01.22)
Ben de imkanım neye el veriyorsa onunla iyi hissetmeye çalışırım hep ama sorun şurada imkanlar günden güne daralıyor, kendimizi birazcık iyi hissetmek için yapacağımız şeyler yine ülkenin durumu kaynaklı bir yerlere tosluyor.

Ben kendi adıma yurtdışında hiç yaşamadım, 1-2 haftalık tatiller dışında herhangi bir ülkeyi tecrübe etme şansım olmadı ama ben de ister istemez şöyle bir kıyaslama yapıyorum, 10 sene önce 20 sene önce son derece rahat yapabildiğim şeylere bugün ulaşamıyorum, sadece maddi anlamda da değil, zihniyet değişti, çevre değişti ve günden güne kendimi bu yeni insanların bulunduğu yere ait hissetmez oldum, sürekli bu durumla yüzleşmemek için hayatımı daraltmak durumunda kaldım, bu tutumun da bir maliyeti oluyor ve insan bunalıyor, bunalınca da içinden atmak istiyosun.

O nedenle bu tarz yazılara denk geldiğimde çok da bunalmıyorum ve anlıyorum yazan kişinin duygularını, zaman zaman olumsuzluk duymaktan sıkılsam da, ortada hiç sorun yokmuş gibi yaşayanlar, bir nevi mış gibi yapanlar beni daha çok bunaltıyor, ha gerçekten aşmış olanlara bir dediğim yok onlara ancak imrenirim ama ‘hep olumlu olmalıyız’ durumu da beni boğuyor.
0
(09.01.22)
Yani insanlar tükendiği ve inanılmaz mutsuz olduğu için anlayışla karşılıyorum, ama kendimi uzak tutmaya da çalışıyorum bu sohbetlerden.
Beni daha çok sinir eden şey bilmedikleri konularda yurtdışı guzellemeleri yapmaları insanların. “Ya zaten avrupada herkes X” “devlet Y yapıyor” falan gibi olmayan artık nerden de duyuldugu belli olmayan garip idealler yaratıyorlar. Bu memleketlerde taciz, tecavüz, ırkçılık, dolandırıcılık, suç, saçma politikacılar, cinsiyetçilik yokmuş gibi. Ha bizdekinden iyidir kötüdür bakın bununla ilgili bir şey demiyorum. Kastettiğim buraların masalsı harikalar diyarı olarak yansıtılması. Yani Amerikadan guzellikler diyarı diye bahseden birine “hmm, tabii orda da ırkçılık var” falan deseniz “ya bırakıcaksın ırkçılığı” diyorlar mesela. E bu nasıl bir arguman? Ne demek ki bu?

Konuyu değiştirmek gibi olmasın ama ben bu spektrumun diğer ucundayım. İki sene kadar önce Turkiyeden tasındım. Ustumdeki tek baskı “hayatın tadını cıkarma” konusunda. Herkes surekli “sen neyse ki kurtardın kendini” diyorlar, hep bir refah ve mutluluk baskısı. Türkiyedeki insanlarla olan iletisim dönüp dolaşıp “bizi de aldırsana ehuıehueh” şakalarına geliyor. “Bizim çocuk da biraz buyusun yanına gonderelim” gibi garip soylemler. Erkek arkadasım da bazen “beni de kurtar burdan ya” falan diyor yarı ciddi. Yahu evlenmeden oturma izni olmuyor yaşadıgım ülkede, insanların karısına kocasına bile vize çıkmadı iki senedir, e hadi getirdim buraya ne iş yapılacak? Vs derken birden kendinizi sırf yurtdışına gittiğiniz için hazır değilken evlenip çok da tanımadığınız iki çocuğun sorumluluğunu alma ihtimalini düşünürken buluyorsunuz. Olacak iş değil de, bahsettiğiniz sohbetin diğer yönünü anlatmak için soyledim. Kimse de fikrimi sormamıştı gerçi, sorry.
0
sopiro
(09.01.22)
(2)

devlet hastanesinde saat kaça kadar pcr yaptırabilirim?

veritaslibertas
sb
sb
0
veritaslibertas
(07.01.22)
her hastanede aynı mıdır bilmiyorum ama benim birkaç kez gittiğim devlet hastanesinde 7/24 çalışan pandemi polikliniği mevcuttu, gece 11'de bile sırada bayağı insan oluyordu.
0
der meister
(07.01.22)
rahatsızsanız 24 saat ama yurtdışı çıkış gibi ücretli olandan yaptıracaksanız bazı hastaneler onları belli saate kadar yapıyor. arayıp sorabilirsiniz o durumda.
0
hadsafhada
(07.01.22)
(8)

basit ingilizce sorusu - gözden kaçırdığımız bir şey mi var?

der meister
merhaba,erkek kardeşim lise son sınıf öğrencisi. deneme sınavında karşılarına altta yazacağım soru çıkmış, hocaları cevabın "anybody" olduğu konusunda ısrarcıymış. ben yabancı dil mezunuyum, yıllardır aktif olarak da kullanırım ingilizceyi; dolayısıyla hiçbir şekilde kafamda oturtamıyorum ama diğer
merhaba,

erkek kardeşim lise son sınıf öğrencisi. deneme sınavında karşılarına altta yazacağım soru çıkmış, hocaları cevabın "anybody" olduğu konusunda ısrarcıymış. ben yabancı dil mezunuyum, yıllardır aktif olarak da kullanırım ingilizceyi; dolayısıyla hiçbir şekilde kafamda oturtamıyorum ama diğer yandan bu işi meslek olarak yapan birinin bu soruya "anybody" demesi de acaba gözden kaçırdığım bir nokta mı var diye düşündürdü. çocuklar daha sonra diğer hocalarına sormuşlar, o da "nobody" demiş.

soru şu,

You can trust me with your secret, i will share it with...........

a) anybody
b) nobody

***

bebeler isyan ettiler, bana danıştılar. bence bu sorunun cevabı açık ve net biçimde nobody. anybody olamaz, olursa "kafama göre istediğimle paylaşırım" anlamı çıkmaz mı? ama işte hocalardan biri de bu kadar emin olunca (ki kardeşim kendisini çok sever, iyi bir öğretmen olduğunu düşünür) kafam karıştı.

o yüzden size soruyorum, burada herhangi bir evrende doğru cevabın anybody olması mümkün mü?
0
der meister
(07.01.22)
Kesinlikle haklısınız. Won't olsaydı anybody olabilirdi ama bu haliyle nobody olmalı bence de.
0
art pepper
(07.01.22)
ya hoca gerizekalı ya da kardeşin yanlış anlamış.

art +1
0
jelly bear
(07.01.22)
Bence hoca "yaa bu ikisini hep karıştırırım" durumu yaşayıp anlamlarını karıştırmış. Haklısınız.

Nobody olmalı.
0
akhenaten
(07.01.22)
art pepper'ın dediği gibi. "won't" olsaydı, anybody olacaktı.

bu halde, nobody olacak. tereddüt yok.
0
kaptankedi
(07.01.22)
Okul hangi okul bilmiyorum ama "hoca yanlış bilmez ya" kafasına girmeyin hiç, her meslekte bu böyle :)

Ortalık bilgisiz "profesyonel"lerle dolu. Kesinlikle nobody cevap.
0
savidan
(07.01.22)
Yalnız şöyle bir şey var. Can't olursa anybody olabilir. Belki öğretmen can't yazdığını düşünüyordur ama can yazmıştır. Çocuklar deftere can diye yazmıştır. Böyle bir ihtimal de var.
0
dissendium
(07.01.22)
deftere yazmalık bir şey yok, deneme sınavı bu.
0
🌸der meister
(07.01.22)
Bu şekliyle net nobody. İngilizce öğretmenlerini çok iyi bilen biri olarak (ELT mezunuyum) o öğretmenlerin çoğu İngilizce bilmiyor.
0
hadi ya la
(07.01.22)
(7)

protein diyeti ama tatlı

duyurukullanıcısı
protein ağırlıklı sıfır karbonhidratlı beslenmeye başladım ama canım öyle tatlı çekiyor ki bazen boğazdan mideye catlayacakmış gibi hissediyorum.kuruyemiş falan diyorum ama olmuyorne yapmalı?
protein ağırlıklı sıfır karbonhidratlı beslenmeye başladım ama canım öyle tatlı çekiyor ki bazen boğazdan mideye catlayacakmış gibi hissediyorum.

kuruyemiş falan diyorum ama olmuyor

ne yapmalı?
0
duyurukullanıcısı
(06.01.22)
günde 1 tane yeşil elma, 1-2 tane kuru kaysı olabilir.
0
himmet dayi
(06.01.22)
Hocam tatlı yememeniz sağlık sorunları nedeniyle değilse bence yarım porsiyon yiyin. Diyetin sürdürülebilir olması açısından. Çünkü kuru kayısıyı yiyince tatmin olmayacaksınız üzerine bir de tatlı yiyeceksiniz. Gereksiz.
0
ruhen hastayim ben
(06.01.22)
paranız varsa stevialı eritritollü tatlılar alın. maltitollüler işe yaramıyor. aroha'nın stevialı fındık kremaları var nutella tadında. ya da stevia alın evde kendiniz badem unlu, hindistan unlu kek falan yapın. badem de pahalı olduğu için çok yapmayın ufacık bi şey yapıp yiyin mesela. ketojenik diyet tatlılarını araştırın.

bir iki hafta sonra canınız çekmeyecek bu kadar zaten. ağzınıza bi süre karbonhisratı bol meyve falan sürmeyin. çilek böğürtlen belki. şu anda vücut adapte olmaya çalışıyor.

iyi şanslar :)
0
durme
(06.01.22)
alperz +1, kalori az gelince olabiliyor bu. bir de ilk gunlerde normal, yapacak pek bir sey yok maalesef, irade gostermek gerekiyor. onun disinda intermittent fasting deneyebilirsiniz yapmiyorsaniz, o da kan sekerine "hop hemsehrim nereye" deme ozelligi olan bir stil olmasindan kelli karbonhidrat krizlerini cozmede ise yarayabiliyor.

gercek su ki karb tuketimi daha cok istemeye yol aciyor ama ben kendi adima tamamen kesmek yerine azaltip ara ara kacamak yapmayi kendi adima daha basarili buldum. bir ayda 10 kilo verip sonra geri alacagima bu sekilde daha surdurulebilir bir duzen oturtup daha yavas ama istikrarli ilerliyorum, ara sira olculu sekilde tuketince ve genel olarak if + protein agirlikli beslenince cok sarsmiyor, sakin sakin devam ediyorum.

"ben kilo vermek icin yapmiyorum ki" diyorsaniz daha bile iyi zaten, cok endiselenmeniz gereken bir durum degil.
0
der meister
(06.01.22)
Protein bar yenir ya 8-9 gram şeker oluyor. Züber, fellas vs.
0
signore
(06.01.22)
diyetisyen kontrolüyle mi başladınız buna? çünkü sıfır karbonhidrat da biraz iddialı. Benim tanıdığım beslenme uzmanlarının çoğu ufak miktarda da olsa karbonhidrat da almak gerek diyor.

Bu arada robot olmadığımız için öyle katı beslenme kuralları çalışmayacak asla. Aksine bir anda aşırı tatlı yemeye başlayabilirsiniz diyeti sallamadan. O yüzden her istediğinizde değil ama haftasonu mesela 1 öğünde yemekten alıkoymayın kendinizi.

Yoksa bu diyet sürmez.
0
anten
(07.01.22)
Gkfkkfkfk sıfır karbonhidrat dediğinizde bana bi gülme geliyor abi kusura bakmayın. Sen dışarıdan sıfır şeker alayım hiç karbonhidrat tüketmeyeyim dediğinde vücudun şeker dönüştürülebilir aminoasitleri yıkıp onu kullanıyor durduk yere kas kaybediyorsun yapmayın böyle. Karbonhidrat senin düşmanın değil düşmanın olan dandik karbonhidrat seçimi olabilir en fazla. Kendinizi bu kadsr kısıtladığınızda böyle etkileri oluyor, yapmayın.
0
Zaman Tamircisi
(07.01.22)
(5)

beylikdüzü neden bu kadar ucuz?

birmilyonunvarmi
sahibindende satılık evlere bakıyorum. beylikdüzünde 1+1 150 bin liraya 0 ev ilanı koymuşlar. daha ucuza da var. sadece uzaklıktan dolayı bu kadar ucuz olamaz değil mi?
sahibindende satılık evlere bakıyorum. beylikdüzünde 1+1 150 bin liraya 0 ev ilanı koymuşlar. daha ucuza da var. sadece uzaklıktan dolayı bu kadar ucuz olamaz değil mi?
0
birmilyonunvarmi
(03.01.22)
O ilanlar gerçek evlere ait değil. Gerçek eve ait olanlar için de evin konumu Esenyurt'un iç kısmında.

İlan için emlakçıyı arayınca "abi o ev artık yok da şunlar var" diye portföydeki diğer evleri itelemeye çalışıyor.
0
himmet dayi
(03.01.22)
1-Taksim, mecidiyeköy gibi yerlere uzak.
2-Beylikdüzü değil de gürpınar ve kavaklı gibi yerlerdir oralar, aslında beylikdüzü değildir.
0
liberal
(03.01.22)
evden çıktın diyelim. arabayla dahi medeniyet yahut toplu taşıma aracı/durağı görebilmek için 20 dakika gitmen gereken yerler oralar. gerçek beylikdüzü'nde o fiyatlara ev bulabilirdin ama sene 2010-2011 filandı o zamanlar... 150 yine ucuz da istanbul'un gerisinde 300'den aşağı ev yokken beylikdüzü'nde yeni yapılmış, mis gibi 2+1'ler filan 200 civarı olabiliyordu misal. keza kira açısından da merkezi yerde harabeye 1000 lira çekilirken beylikdüzü'nde tertemiz, güvenlikli sitede aidatla birlikte 600-700'e kapatabiliyordun.

sonra beylikdüzü öldü, yerine yossi kohen geldi, şimdi orada 1 milyondan ucuza ev olduğunu sanmıyorum. ben iki sene aralıkla gittiğimde bile tanıyamamıştım eski yaşadığım yeri, o kadar hızlı gelişti ve büyüdü ki... bu dediğim lokasyon metrobüse 10-15 dakika yürüme mesafesinde ve gerçekten beylikdüzü'ydü bu arada.

diğer duyurucuların dediği gibi senin gördüğün o evler gerçekse bile ya esencılıs tarafında suriyelinin en saykosuyla komşu olacağın bölgede ya da merada, tarlada, bayırda filandır. yalnız yaşayayım desen sarmaz, evli çift olsan daha bile beter.
0
der meister
(03.01.22)
Bununla ilgili sanıyorum ayda bir kere duyuru açılıyor.

1. O ilanların geneli sahte, aradığınız zaman 'o ev yok ama şunu gosterelim' diyorlar.

2. Ev gerçekse bile ya Esenyurt tarafında ya da Yakuplu vs gibi Beylikdüzü'nun bile ücra sayılan ve popülasyonu hiç hoş olmayan yerinde oluyorlar.

3. İskan problemi olan evler geneli aynı zamanda.

Yoksa ben de Beylikdüzü'nde oturuyorum; şu anda bizim oturduğumuz bölgede 2+1 750000 liradan aşağıya ev yok, onlar da 20 yıldan eski binalar genelde. Yeni evlerde 2+1 küçücük evler milyondan başlıyor. Aylardır düzgün lokasyonda ev arıyoruz, bulamıyoruz.
0
fraise
(03.01.22)
baldur2
(03.01.22)
(19)

londra, paris, berlin

antikadimag
yasama firsatiniz olsa hangisinde yasardiniz? neden?
yasama firsatiniz olsa hangisinde yasardiniz? neden?
0
antikadimag
(03.01.22)
1- paris. içlerinde tahminime göre en iyi mutfak pariste.
2- berlin. harika bi gece hayatı var, kültürel açıdan apayrı bi yer.
3- londra. pahalı diye sona attım.
0
barankovan
(03.01.22)
Ben berlin seçiyorum, gece hayatı ve ortamlarından dolayı. Yaşım biraz daha geçerse londra seçerim param varsa.
0
mg3929
(03.01.22)
Londra cunku ingilizce biliyorum. Is olanaklarim ve sosyal cevrem daha genis olur.
0
hot potato
(03.01.22)
londra. çünkü diğerlerine göre daha kozmopolit. Ayrıca çok kültürlülü çok dilli bir yapısı var.
0
emininsel
(03.01.22)
Para sorun ddgilse londra
0
dedim ben sana
(03.01.22)
Londra.

Dilini biliyorum +1
0
himmet dayi
(03.01.22)
1. londra
2. londra
3. paris
0
erenderk
(03.01.22)
londra tabi ki. çünkü ingilizce.
0
nothing in my way
(03.01.22)
Berlin - Almanca bilmiyorum ama artık o kadar çok Türk var ki sanki memleketten hiç ayrılmamış gibi hissediyorum :-P

Londra
Paris son tercih olurdu benim için sanırım
0
euteamo
(03.01.22)
Para sorun değil beybisi dersek;
Londra/paris kapisir çünkü ben zaten Fransızca konuşuyorum. Ama konusmasam londra.

Paris'te parasi olan için güzel hayat var. Her yer sanat, tarih dolu.
Misal vincennes bölgesinde yasarsan, toplu taşıma ile hayatini harcamiyorsan yaşarım.
0
logisticsmanager
(03.01.22)
Londra imkanları dahilinde diğer herhangi bir şehirle mukayese edilemeyecek kadar büyük, Avrupa'daki California diyebiliriz.
Berlin'de yaşıyorum, gece hayatına hakimim, koca bir şehirde yaşamak için ayda yılda bir gideceğin rave'in temel karşılaştırma unsuru olamayacağını her aklı selim insanın bilmesi gerek, önünde daha çok başka kriterler var.
Paris leş bi yer listeye bile giremez. (Tabi bu üçü içerisinde tutupda İstanbulla karşılaştırırsak ayrı)
0
wiekannich
(03.01.22)
berlin.

alman muhipleri cemiyeti üyesiyim. bu üç şehir de kozmopolit yapısı dolayısıyla esasen bulunduğu ülkenin kültürünü çok yansıtmıyor ama içlerinde en sevimlisi bence yine berlin. hem kendi tarihiyle hem göçmenlerin getirdikleriyle ben orada daha iyi ve mutlu hissedebileceğimi düşünüyorum. londra ve paris kadar "elit" değil mesela en başta; koskoca almanya'nın başkenti, istediğim her şeyi bulurum muhtemelen ama bu saydığım şehirler kadar göz korkutucu gelmiyor insana. şehrin dışında, tren yahut piskiletle merkeze yarım saat 45 dakikada gidebileceğim bir muhitte yaşasam (param olsa bile böyle yapmak isterim sanırım, şehir merkezi kalabalığını çekemem) güzel olurdu. her hafta sonu berghain'e girmeye çalışırdım.
0
der meister
(03.01.22)
Berlin'i bilmiyorum ama Londra Paris arasında kesinlikle Londra.

1- Dilini biliyorum.
2- Kozmopolit (ve dilini bilmesen de trip yemezsin)
3- Kültür-sanat-eğlence ortamları (bence) daha iyi. (-ki dili bildiğim için daha çok hitap ediyor olabilir)
4- Daha güvenli.
5- Entegre olamamış göçmen daha az.
0
kaptankedi
(03.01.22)
Londra kesinlikle. Daha kozmopolit, avrupaya kıyasla daha az ırkçı, dilini biliyorum, yabancı olarak iş hayatında önüme daha az engel çıkacağını tahmin ederim.
0
chavezding
(03.01.22)
Paris
Londra
Berlin


Yasadigim sehirler, Istanbul, Cordoba(es), Buenos Aires, Paris.

Paris cunku sosyal ve politik dinamizmi etkileyici... bende bu ilizyon(romantizm de diyebiliriz yer yer) olmasa Londra ve Paris kafa kafaya olabilirdi benim icin, Berlin'e her zaman 1 senelik gitmek istedim ama daha uzun sure sanmiyorum. Paris'te kendime ve topluma potansiye faydam daha yuksek olabilirmis gibi geliyor. Berlin ile ilgili tek derdim yuksek turk/kurt nufusu. Paris bile bana cok geliyor berlin'i hayal edemiyorum.

Ama muthis farklar oldugunu sanmiyorum bunlarin arasinda, hepsi buyuk avrupa sehirleri.

Ote yandan buyuk sehir olmalari acisindan ulkenin geri kalaniyla ve kulturuyle cok alakalari yok tabi. Mesela ilk yazan arkadas mutfaktan bahsetmis, 2022 yilinda boyle avrupa metropollerinde tum dunya mutfagi bulunuyor zaten. Koyde yasasak ok de Paris sana londra ne veriyorsa verir asagi yukari...
0
hewit
(03.01.22)
Kısa süreli yaşam dışında hiçbirini tercih etmezdim. Paris ve Londra'da kiralar uçuk. Para sorun olmasaydı

-Paris
-Londra
-Berlin

derdim. Ama gerçekte hiçbirinde yaşamak istemem. Bu tip metropollerde yaşam kalitesi çok düşük. İnsanın potansiyelini ortaya koyabilmesi zor. Hobilerine, kendine vakit ayırman zor. ALım gücü düşük.
0
garylineker
(03.01.22)
paris çünkü paris'in etrafı londra'nın etrafından daha güzel. diğer birçok konuda birbirlerine üstünlükleri olsa da ayırt edici şey lokasyon bence. avrupa'da yaşıyor olmanın keyfi kıta avrupasında çıkar. ispanya'ya git belçikaya git cote dazure yap...

paris zamanıda aldığı payeler sonrası overrated olmuş, sonrasında ise overgömülmüş bir şehir. paris'e bok atmanın moda olduğu zamanlarda olduğumuz için "paris memleket mi len" modası var biraz. halbuki istanbul'da yaşamaya alışmış insanları avrupa'da "küçük şehre düşmüş" hissettirmeyecek 2 şehirden biri. diğeri de londra. ama lokasyonu kötü.
berlin neresi, balkan kenti mi?
0
Bruce
(03.01.22)
Ben Londra tercih ederdim (İngiltere'de 1 yıl yaşadım da) ama iyi bir maaşım varsa tabii.

Gece hayatı sevenler veya belli bi sanat çevresi olanlar Berlin diyor sanırım.

Her ülkenin ayrı kuralları var mesela bir arkadaşım Paris'te yaşayamıyor şu an, ev sahipleri kira için sigorta yaptırıyormuş ve kira çarpı 3 maaş görmek istiyorlarmış bu sebepten ev vermiyorlar. Hiç ummadığın şeyler çıkabiliyor yani. Eğer hepsinden iş bulduysan onu düşünüyorsan böyle şeyleri de düşün :D
0
nhk ni youkosu
(03.01.22)
londra'yi sectim, mutluyum. berlin'de daha cok arkadasim var orasi da iyi olabilirdi.
0
fakyoras
(03.01.22)
(25)

Baklavayla çay mı kola mı?

meraklitursucu
Hangisini tercih ediyorsunuz?
Hangisini tercih ediyorsunuz?
0
meraklitursucu
(31.12.21)
Varsa ayran yoksa çay.
0
Amaranta ursula
(31.12.21)
Ayran
0
freebird5406_2
(31.12.21)
Sadece baklava
0
birmilyonunvarmi
(31.12.21)
süt
0
dafuq
(31.12.21)
Çay
0
dissendium
(31.12.21)
sadece baklava.
yanında değil ama sonrasında maden suyu olabilir.
0
blatta hiberna
(31.12.21)
yanina ille bi sey icecek olsam cay icerim
0
fakyoras
(31.12.21)
inanılmaz miktarda şeker tüketen biriyim ve sadece soruyu okumak bile şeker komasına girmeme yetti. baklavanın yanında istesem bile fiziksel olarak kola içmem mümkün olmaz muhtemelen. şekersiz çay ya da süt.
0
der meister
(31.12.21)
dudak yakan açık çay
0
gabe h coud
(31.12.21)
Çay, NET.
0
msb
(31.12.21)
sekersiz cay ama benim tercihim kahve
0
Ley
(31.12.21)
Çay
0
chavezding
(31.12.21)
Çay
0
ms brownstone
(31.12.21)
Yoğurt.
0
Bruce
(31.12.21)
Çay
Ayranla da gidiyor ama kolayı konduramadım ben.
0
cilekli pasta
(31.12.21)
Ayranla mükemmel oluyor
0
hrvl
(31.12.21)
Şerbetli tatlılarla her zaman çay.
Umarım hayatım boyunca herhangi bir tatlıyla ayran içen biriyle karşılaşmam.
0
pena34
(31.12.21)
Baklavanın yanında en son tuketecegim sey kola olur. Gayet de seker tüketen adamin ama bakvala tatli o kola tatli aman aman dusuncesi bile mahvetti beni. Ne baklavadan bir sey anlarim ne koladan o durumda.

Cay ya da su. Bana kalsa sadece baklava, yaninda bir sey içmem.
0
stavro
(31.12.21)
sade. biri olacaksa çay.
0
ya ben lan neyse
(31.12.21)
kola. asitli içecek iyi gider
0
all girls dream
(31.12.21)
Baklavanın üstüne buz gibi su içerim. Mis.
0
dadasalon
(31.12.21)
Kola.
0
j r r tolkien hayrani
(01.01.22)
demli bir cay, yoksa su.
kola ile seker^3 yapiyorsun gerek yok.
ayran icersem cikartirim herhalde..
0
cooperr
(01.01.22)
yazın kola kışın çay
0
baba553
(01.01.22)
baklavanin yaninda kola icilen ulke erdogan'in yonetmesini hakediyordur.
0
hewit
(01.01.22)
(19)

2021 nasıl geçti?

olimpia
Ülke gündemini bir tarafa bırakırsak 2021 yılı sizin için nasıl geçti?
Ülke gündemini bir tarafa bırakırsak 2021 yılı sizin için nasıl geçti?
0
olimpia
(31.12.21)
yasadigim en berbat seneydi daha yeni kendime geliyorum ama cok sey kattigini dusunuyorum bu yilin. huzurluyum
0
ala09
(31.12.21)
bayağı kötüydü ya, hayatımın en kötüleri arasında yerini alır. bomboş, çoğu şeyin elimden kayıp gittiği, son yıllarda elde ettiğim kazanımların büyük bölümünü kaybettiğim, pek çok konuda başa sardığım saçmasapan bir yıl oldu. eğer dolmuşa binmeye çalışan bir yolcu olsaydı 2021'i kapıdan aldığım güçle çift depikle aşağı iterdim.
0
der meister
(31.12.21)
Bomboş.

Hala aynı yerimde sayıklıyorum. 2020 de 2021 de bok gibi geçti. 2022'den de pek bir beklentim yok.
0
deveyidiken
(31.12.21)
maddi olarak iyi geçti.
sağlık olarak berbat. bel fıtığı yaşama sevincimi yok etti. 2022 ameliyatlar senesi olabilir.
0
lazpalle
(31.12.21)
bu sene başında bu sene kendimi geliştirecek hiç bir şey yapmayacağım, birikim yapmayacağım, geleni harcayıp kafama göre gezeceğim, birikmiş izinlerimi kullanacağım demiştim. tam olarak öyle yaptım. iş açısından nispeten sıradan bi sene geçirdim yani kendi standartlarıma göre. malum sıkıntılı geçen bi 2020'den sonra iyi geldi bu boşluk.
0
roket adam
(31.12.21)
2020'nin nasıl geçtiğini anlamamıştım. 2021 de öyle oldu.
Tam bir "rat race".
0
pro9it9is9
(31.12.21)
daha demin 2019'daydım. öyle diyebilirim.
0
floydian
(31.12.21)
Ben biraz pişmanlık hissettim geçmişe doğru hep. Keşke üniversitede kendimi daha çok geliştirseydim dedim. Aslında üniversiteyi de it kopuk gibi geçirmedim ama niye böyle oldu bilmiyorum. Hep "yapılacak daha çok şey var" psikolojisi içindeyim.

Güzel şeyler tabii ki var ama Covid olduğu sürece normal kabul etmiyorum hiçbir yılı.
0
dissendium
(31.12.21)
37 yaşındayım, 35 yaşıma kadar toplamda en fazla 1 hafta tatil yapmışımdır.

2021’de tüm izinlerimi bitirdim, efsane tatiller yaptım. İnsanlarla tanıştım, gezdim, gezdim. Mayıs’ta aldım yeni arabayı, home ofis olmamıza rağmen 20 bin km’yi geçtim. 15 bini tatildedir.

Kasım’dan itibaren ülkenin batmasıyla ben de finansal olarak etkilendim ama hala umudum var.
0
gabe h coud
(31.12.21)
8/10
0
hayirsiz
(31.12.21)
Maddi olarak kötüydü. İnşallah 2022 daha iyi olur.
Sosyal olarak da kötüydü, sosyal çevremden arkadaşlarımdan kendimi soyutladığım bir yıl oldu.
0
pena34
(31.12.21)
Valla oldukca normal bir yildi. Gerci su korona olaylari normalligin tanimi da degistirdi de yine de normaldi sanirim. Oyle cok ekstrem seyler olmadi.
0
j r r tolkien hayrani
(31.12.21)
köpek gibi calisarak gecti,
makalem icin ilk basta üzülüyordum, bu cok az diye ama simdi cok güzel bir yayin olacak ins.
kilo veremedim,
bana irkcilik ve mobbing yapan fransizlari, sinci planci ve kindar bir insan olarak en güzel sekilde hocanin önüne attim, özür dilettim, sonra da kovdum.. 'icimin yaglari eridigi icin kilo vermis olabilirim'. ve artik hoca herseyi bildigi icin bu bana onlara kötü davranma özgürlügünü verdi, aksi halde ben agresif olan olacaktim.
bir iki yer gezdim.
para birikitiremedim.
dil ögrenemedim.
ama ne ögrendim, hic kimseyi dislamayacakmissin. ne ekersen onu bicersin lafi cok dogruymus.
0
Ley
(31.12.21)
Her anlamda berbat bir yıldı. Kendimi kaybolmuş, boşa uğraşan ve beceriksiz hissettiğim başka bir sene daha olmamıştı.
Tüm yıl böyle bebek gibi mızmızlanarak geçti ona da ayrıca ayar oldum.
Şu halde bekliyorum yeni yılı
encrypted-tbn0.gstatic.com
0
Bruce
(31.12.21)
Kendi halinde.

Dün ve bugün, ne kadar karakterli, ahlak anlayışına sahip, birey olmayı başaran biri olduğumu anladım. Bu açıdan güzeldi.
0
put it in your appropriate place
(31.12.21)
zor başladı, çok sıkıştırdı, ikinci yarıda biraz rahatlattı, sonu da sürprizli oldu.
çok çalıştım, çok yoruldum.
yılın son günü, bu saatte bile çalışıyorum hatta.

2022 daha iyi olacak gibi, hadi bakalım.
0
blatta hiberna
(31.12.21)
Güzel geçti benim ya, çocukluğumdan beri ilk defa ailemle birlikte yaşadım bi süre.
0
antihero
(31.12.21)
İyiydi ya kafamda olan baya bir şey vardı çoğunu yaptım. Böyle devam.
0
jazzabel
(31.12.21)
Fena degildi. En azindan sevdigim kimse ölmedi. Babam kalp krizi gecirip iyilesti. Senenin basinda teyzem kalp krizi gecirdi iyilesti. Diger teyzem kanseri atlatti. Korona falan olmadim hatta grip bile olmadim. Mide krambimi saymazsak hasta da olmadim. Umarim 2022 daha guzel olur en azindan sosyal anlamda. Ve umarim artik bir sekilde İstanbul'dan Ankara'ya tasinabiliriz artik
0
matilda
(01.01.22)
(5)

Deliriyor muyum?

sakince
Sürekli başkalarını düşünüyorum. Empati duygum iyice hat safhada. Bunu takip eden, başkaları benim hakkımda ne düşünüyor? Düşüncesi. Ofisin içinde kafamdaki sorular: 1-Diğerleri ne yapıyor? 2-Nasıl böyle kendilerini oyalayabiliyorlar? 3-Benimde amaçlarım var ama niye amaçlarıma odaklayamıyorum? 4-Bi
Sürekli başkalarını düşünüyorum. Empati duygum iyice hat safhada. Bunu takip eden, başkaları benim hakkımda ne düşünüyor? Düşüncesi. Ofisin içinde kafamdaki sorular:
1-Diğerleri ne yapıyor?
2-Nasıl böyle kendilerini oyalayabiliyorlar?

3-Benimde amaçlarım var ama niye amaçlarıma odaklayamıyorum?

4-Bir şeyler yapsam basit bir hareket dahil başkaları benim hakkımda ne düşünür? Şöyle davransam o ne düşünür?

5-aklımı mı kaybediyorum yoksa? (özellikle bu düşünceye kapıldım mı depresyon zamanları aklıma geliyor. Bir kere yaşadım 3 sene önce travma sonrası stres bozukluğu mu nedir?

Sonra geçiyor tabi sınav zamanları diye mi böyle anlamadım. Böyle arada bir modum düşüyor. Kendimi şu sanal dünyanın zamanına oynuyorum gibi hissediyorum. Sanki yaşama amacım elimden alınıyor gibi ne işim var olduğum yerde diyorum.

Özetle hislerimi dökmek istedim. Bu sürekli olan değil ama döngüler içinde olan bi durum. Birde kimi dinlersem dinleyeyim herkesle aşırı empati kuruyorum. Maç izliyorum örrneğin rakip takımın yenilmesine bi süre sonra üzülmeye başlıyorum. Kaleciyi düşünüyorum adam şimdi nasıl üzgündür vs.

Ulen böyle yazınca kendimden şüphe ediyorum. Not: Er Kişiyim.
0
sakince
(31.12.21)
(bkz: ders çalışmamak için yapılan anlamsız hareketler )
Valla sadece sinav zamanlarinda ortaya cikan biseyse takilma bu kadar. Hepimiz o donemlerde ders calismamak adina ne gerekiyorsa yaptik. Sende de kendini boyle gosteriyor demek bu durum.
0
j r r tolkien hayrani
(31.12.21)
abi sıkıntı olduğu kesin de delirmiyorsun. her insanın başına gelebilecek, muhtemelen çözümü olan psikolojik/ruhsal sıkıntılar bunlar. deliren adam kendisine "deliriyor muyum?" diye sormaz çünkü, hasan mezarcı gibi 25 aralık'ta ben cizısım deyu doğum günü partisi filan düzenler. senin gerçeklik algında sorun yok; varsa bile bunu idrak edebilecek noktadasın, delirmek öyle kolay bir şey değil.

belli zaten canın sıkılmış, üstüne bir de deliriyor muyum diye gereksiz stres yaratma kendi üstünde. "şu an kontrol etmekte zorlandığım bazı duygu ve düşüncelerim var" diye düşün, mücadele etmesi de daha kolay olacaktır.
0
der meister
(31.12.21)
wellcome to the okb club. obsesif kompulsif bozukluk.
0
vizivozo
(31.12.21)
okb sadece takıntı olarak biliyordum. Kendimle ilgili arada gelen "ne yapıyorum ben" hissi garip. Ofiste işi olmadığı halde oyalanabilen insanları kıskanıyorum. Ben boş zamanımda sadece ofiste olduğum için hobilerime bile odaklanamıyorum. Keşke hemen eve ışınlansam diyorum. Sonra huzursuzluk kaplıyor içimi. kendimi gereksiz işlere veriyorum ve biraz rahatlıyorum. Benle dertleşen insanların kendisinden daha çok dertlendiğim içselleştirdiğim oluyor. Bu gereksiz empatiden kurtulmak istiyorum. Şimdi yazdıkça aklıma geliyor. Yaşıtlarım olan tanımadığım kızlar ortama girince extra kasıyorum kendimi bu da beni huzursuz yapıyor. Kasmaktan kastım durgunlaşıyorum. beğenilme arzusunun verdiği ilkel tepkiler mi anlamadım. Sanırım beni en çok korkutan şey davranışlarımın nedenlerini bilememek. Teşekkür ederim cevaplar için.
0
🌸sakince
(31.12.21)
benim bildiğim, okb, genellikle olumsuz düşünceleri kafadan atamamak, kafanın bu düşüncelerle boğulması, oluyor. sadece belli fiziksel şeylere takıntı yapmak olmuyor.
0
vizivozo
(01.01.22)
(4)

Ankara en hızlı Covid testi

anatomik
Ankara'da sonucu en hızlı alabileceğim Covid testi yapan neresi var?Hafif baş ağrısı, halsizlik ve hafif öksürük var akşam saatlerinden beri. Üşüme yok. Ateş var mı bilmiyorum evde derece yok. Yarın da işe gideceğim normalde.Sabaha kadar sonucu alabileceğim bir yer var mı?Ankara Esat tarafındayım, b
Ankara'da sonucu en hızlı alabileceğim Covid testi yapan neresi var?
Hafif baş ağrısı, halsizlik ve hafif öksürük var akşam saatlerinden beri. Üşüme yok. Ateş var mı bilmiyorum evde derece yok. Yarın da işe gideceğim normalde.
Sabaha kadar sonucu alabileceğim bir yer var mı?

Ankara Esat tarafındayım, bir çok hastaneye yakın sayılırım.
0
anatomik
(28.12.21)
şu an yaptırırsanız sabaha alırsınız zaten. geçen gün onkoloji'de 22:30 gibi verdiğim testin sonucu 6'da çıkmıştı. özeller sanırım daha hızlı verebiliyor ama paralı galiba onlar.

şimdi giderseniz en geç yarın öğlen, muhtemelen sabah 8'den önce alırsınız sonucu. geçmiş olsun.
0
der meister
(28.12.21)
En hızlı sonucu şehir hastanesinden alırsın ancak.
0
giovanne
(28.12.21)
kendi laboratuvarı olan (yani testi alıp başka yere göndermeyen) özel hastanelerden de çabuk alırsınız. ama hangi hastanelerde bu imkan var bilemiyorum.
0
kibritsuyu
(28.12.21)
çukurambar koru hastanesi 45dk da veriyor
0
sarlatan
(29.12.21)
(8)

37 yaşında erkek, 26 yaşında kadın

Berck
Buradaki erkek tarafı ben oluyorum.30'umdan itibaren hep yaşı kendime yakın, 30+ kadınlarla ilişkilerim oldu. Şu an ilk kez böyle bir durum denk geldi ve ben 37'mdeyken aramızdaki bu 11 yıllık yaş/yaşanmışlıklar farkı biraz kafamı karıştırıyor.Kendisi bir şeyler için gayet istekli ve bunu hissettirm
Buradaki erkek tarafı ben oluyorum.

30'umdan itibaren hep yaşı kendime yakın, 30+ kadınlarla ilişkilerim oldu. Şu an ilk kez böyle bir durum denk geldi ve ben 37'mdeyken aramızdaki bu 11 yıllık yaş/yaşanmışlıklar farkı biraz kafamı karıştırıyor.

Kendisi bir şeyler için gayet istekli ve bunu hissettirmekten de hiç geri kalmıyor. Mutlu hissettiğini, bu derece çabuk alışmasına şaşırdığını sık sık dile getiriyor, güzel duygularını paylaşıyor. İleride şöyle yaparız, böyle yaparız diye uzun vadeli planlar yapıyor. Bunlar şu an hoşuma giden kısımlar.

Ama mesela daha önceki deneyimlerime nazaran farklılıklar gördüğüm bazı detaylar da oluyor şu an. Kendisi gün içerisinde yoğun iletişimde olmak istiyor. İş vakti olsun, gece olsun, birçok kez telefonla arıyor. Tabii ki konuşulur edilir ama zaten aktif iletişimde olunan whatsapp seçeneği de var yani. Bana fazla geldi bu iletişim yoğunluğu. Bu konuda bir şey desem bozulacağını da biliyorum, şimdilik demiyorum. Veya bazen samimiyet-dobralık-patavatsızlık arasında kalan pat diye söylediği sözleri oluyor, bir durup kalıyorum. Bunlara benzer dikkatimi çeken bir takım farklılık noktaları oluyor yani...

Dediğim şekilde ben hayatımda hiç bu seviyede bir yaş farkıyla bir şeyler deneyimlemedim ve içerisinde bulunduğum yeni durumla ilgili kafam karışık. Daha yolun başı, bu yolda ilerleyip de sonradan onu üzmek istemem, duygusal ve iyi bir kız.

"Yaşa ve gör, akışına bırak işte" mi, yoksa "Bu yaşlardaki 11 yaş fark sıkıntılı bir durum" mu? Ne dersiniz?
0
Berck
(28.12.21)
arkadasim yasadi benzer durumu. enerji seviyesi farkli dedi. sonra patladilar. bence kafalar uyuyorsa sorun yok. yasa ve akisina birak derim
0
camussar
(28.12.21)
19 - 30 deseniz epeyce bir fark olacaktı; üniversiteye yeni başlayan <-> artık işini gücünü eline almış gibi. 26 ise epeyce artık olgunlaşmış ya da olgunlaşılmış olması gereken bir yaş.

Bu bakımdan elbette farklılıklar olur ama eğer karşılıklı olarak güçlü duygular varsa, ve bu doğrultuda taraflar birbirini anlamaya ve uyum sağlamaya gayret ederse olur gider.

Mesela yoğun iletişim beklentisini yaşıyla değil de kişiliğiyle değerlendirmek daha yerinde olabilir. Bazı insanlar daha yoğun iletişmek, daha çok dokunmak, sarılmak vesaire isterken bazıları öyle değil. Yaşla çok ilgisi olmayabiliyor.

Bir başka örnek, siz bir ilişkinin içinde pat diye uzun vadeli planlar yapmaya girişmeyen biri olabilirsiniz. Ama karşınızdaki daha ilk görüşmeden gelinlik modelleri düşünmeye başlayan biri de olabilir.

Sizi çok rahatsız eden konuları açıklıkla konuşmanızı öneririm. Tabii açıklıkla deyince de keserle kafasına vurmayın, uygun bir üslupla konuşun :)

Biraz da akışına bırakırsanız ne güzel olup gider.
0
kaptankedi
(28.12.21)
tavsiye etmem, biz yapamadık.

akışına bırakma, başarılı olma ihtimali daha düşük bir ilişkiye emek verme, geriye alınmaz bu zamanlar.
0
gabe h coud
(28.12.21)
26 37 gayet normal, hiç takılmayın. olursa olur, olmazsa olmaz, aynı diğer tüm ilişkiler gibi. yaş farkınızın hiç bir önemi yok.
0
killerbee
(28.12.21)
klasik, sıkıcı "önemli olan sizin uyumunuz" cevabını vereceğim en başta ama bence böyle bir ilişkinin uzun vadede yürümesi zor. yapan yapar, asla olmaz diye bir kaide yok ama bence kolay değil.

kadınlara bakmayın, onlara kalsa zaten hepsi analarının karnından 70 yaş tecrübesi ve bilgeliğiyle çıkıyorlar... 26 dediğiniz yaş bugün üniversite, yüksek lisans yaşı. çoğu insan 30'una kadar doğru dürüst kariyer veya hayat planı bile çizememiş oluyor kendine. çok genç. kaldı ki ilişkilerim hep yakın yaş aralığında oldu diyorsunuz.

birbirini hoş bulan, iyi anlaşan insanların arası başlangıçta her zaman iyi olur zaten. bu bence çok ciddiye alınacak bir kriter değil. yani şöyle düşünün daha ilk günden aranız bozulacak olsa görüşür müydünüz? arada hoşlantı varsa ilk dönemler zaten hep iyi olur, yaşlar 25-50 olsa da aynısı olurdu. mesele bunun devamında böyle gidip gitmeyeceği. iş ciddiye bindi diyelim, uzun süreli ilişkiniz oldu, kadın 30'ların ortasına gelmemişken siz 50'ye yaklaşmış olacaksınız. bilmiyorum, ben erkek olarak çok rahat hissedemezdim böyle bir ilişkide, karşımdaki dünyanın en iyi insanı da olsa gözden çıkarılmaktan korkardım. siz yaşlı değilsiniz ama o çok genç. şahsi düşüncem 30-35 yaş altındaki neredeyse herkesin (kendim de dahil) gerizekalı olduğu. 37 yaşında olsam 31-32 yaş altıyla duygusal ilişkiye hiç bulaşmazdım sanırım.
0
der meister
(28.12.21)
11 yaş büyütülecek bir fark değil bence. Bahsettiğiniz şeyler yapı meselesi, yaş ile bir ilgisi yok.
0
ruhen hastayim ben
(28.12.21)
@ruhen hastayim ben Ya bence bu tip detayların yaşla da kesinlikle bağlantısı oluyor.

Kendi üzerimden gideyim; 26 yaşındayken ikili ilişkilerimde yaptığım bir sürü şeyi bugün yapmıyorum. Fevri olmamayı, yeri gelince yutkunabilmeyi öğrendim. İlişkide birbirine konfor alanı bırakabilmenin önemini, baskılayıp da bunaltmamayı öğrendim. Yıllar, yaşanmışlıklar, türlü tecrübeler, insanı bir miktar değiştirebiliyor. Demleniyorsun kaçınılmaz bir şekilde...
0
🌸Berck
(28.12.21)
önceki ilişkileri yüzünden sana ihtiyaç duyup ilgi manyağı yapmadıysa sorun olmaz bence

"Bana fazla geldi bu iletişim yoğunluğu. Bu konuda bir şey desem bozulacağını da biliyorum"
ayrıca şu an kız seni üzüyor ama farkında değilsin
0
bir soru sorcam
(28.12.21)
(11)

"Erkek arkadaşım olmasaydı seni tanımak isterdim" ?

jonas
Merhaba duyuru.Bugün Instagram'da tesadüfen denk geldiğim bir hanımefendi ilgimi çekti, kendisine bir mesaj göndermek istedim ve gönderdim. Onun profili açıktı, ben de beni görebilsin diye profilimi açtım. "Selam, nabers" tarzında basit bir mesaj yerine, kendisini tanıma isteğimi ve bu amaçla bir il
Merhaba duyuru.

Bugün Instagram'da tesadüfen denk geldiğim bir hanımefendi ilgimi çekti, kendisine bir mesaj göndermek istedim ve gönderdim. Onun profili açıktı, ben de beni görebilsin diye profilimi açtım. "Selam, nabers" tarzında basit bir mesaj yerine, kendisini tanıma isteğimi ve bu amaçla bir iletişim başlatabilmemiz isteğimi özenli bir dille ifade ettim.

Kendisi mesajıma kısa sürede döndü. Erkek arkadaşı olduğunu söyleyip teşekkür etti. Ben de olması gerektiği tarzda bir cevap yazıp, iyi günler diledim, o da bana diledi. Diyalog bittikten bir 20 dakika sonra ise "Erkek arkadaşım olmasaydı seni tanımak isterdim" şeklinde bir mesaj gönderdi. Çok anlam veremedim ve yazacak bir şey bulamadım.

Bu neydi şimdi? Böyle bir mesaja ne yazılır ki şimdi, ne diyorsunuz?
0
jonas
(27.12.21)
başvurun reddedilmiş ama cv'n ileride oluşabilecek pozisyonlarda değerlendirilmek üzere kaydedilmiş.
0
tabudeviren
(27.12.21)
nasip ;) veya kısmet ;) veya "ne yazıldıysa o" diyip bırakabilirsin sonuçta bu işler nasip kısmet alın yazısı meselesi :)
0
selam
(27.12.21)
pohpohlanma ve ego ihtiyacım insta'da profilimi görüp "tanışmak istiyorum" yazan adama meyledecek kadar yüksek, üstelik ikiyüzlü ve çirkin karakterli birisiyim; bu yüzden kötü görünmek istemiyorum, aklımı çelemezsen zaten sorun yok ama çelebilirsen de sana çamur atıp kendimi bu işten sıyırırım diyor işte.

senin ilgini çekmiştir, mesaj atmışsındır filan ona bir şey diyemem ama böyle cevap veren bir kadından saniyesinde uzaklaşmak lazım diye düşünüyorum. yarın aranızda güzel bir şey yaşansa başka erkeklere aynı mesajı atmayacağına inanıyor musun cidden? "bi şey olmasına gerek yok sevişelim yeter" diyorsan da ilişkisi olduğunu söyleyen bir kadınla bu işlere girişmek çooook lüzumsuz bir risk. sevgilisinin nasıl bir tip olduğunu bilmiyorsun, durduk yere başına bir dünya iş alabilir hatta daha kötüsüyle karşılaşabilirsin.

"ilgin için teşekkür ederim ama bir ilişkim var, bu nedenle ilgilenmiyorum" veya "tanışalım kankito" işin doğrusudur bence, bunun ortası yoktur; öyle istemem yan cebime koy ayağı yapan sinsilerden hayır gelmez hiçbir zaman, hiçbir şey için.
0
der meister
(27.12.21)
ah, tabudeviren'in cümlesini yazacaktım geç kalmışım.

yani cv'ni açmışsın, ön yazını eklemişsin, karşındaki de seni havuza atmış. allah bilir havuzda kaç kişi var. 10 mu 100 mü. gülüp geçmen lazım. dönmüyorlar zaten.
0
tey tey
(27.12.21)
Instagram'dan erkek arkadaşının kim olduğunu bulup bu postu ona göndermeni istiyor
0
kisa
(27.12.21)
Sevgilisini seven bir kız mesaj isteklerini kabul etmez, anında siler, cevap yazmaz. Kız açısından bunun doğrusu mesaj isteğini silmekti. Kızın sana erkek arkadaşı olduğunu söylemesi gereksiz. Teşekkür etmesi de saçmalık. Gözü dışarıda olan biri işte. Ben bunu aldatma olarak da görüyorum aynı zamanda.

Senin açından bana göre doğrusu sevgilisi olduğunu bildiğin bir kızla iletişimi kesmek.
0
dissendium
(27.12.21)
dissendium +1

ne açıklama yapıp rapor sunuyor ki? saçmalık.
bugün sevgilisi varken sana rapor sunuyorsa, yarın sen sevgilisi olduğunda da başkasına rapor sunacak.

(bkz: hipergami)
0
tabudeviren
(27.12.21)
Gel de aldatalim diyor ne diyecek.
Fotonda araban falan varsa hosuna gitmistir.
0
divit
(27.12.21)
20 dakikalık bir scouting (stalk) aktivitesinden sonra yedek kadroya girebileceğine kanaat getirmiş.
0
himmet dayi
(27.12.21)
"Beni ikna edebilirsen, erkek arkadaşımı seninle aldatabilirim, çünkü seni beğendim." diyor.
0
ilgeru
(28.12.21)
İlgilenirsen sevgilimi seninle aldatabilirim diyor, böbrek.avi olabilir.
Sevgilisi mesajları görüp kendisi yazıyor ve buluşmaya gidersen dövecek de olabilir :D
0
r_u_h
(28.12.21)
(21)

Keşke farklı şekilde yapsaydım dediğiniz şeyler

dissendium
Keşke farklı şekilde yapsaydım dediğiniz şeyler var mı, varsa neler?Biraz daha açıklamaya çalışayım. Üniversitede seçmeli dersler vardı zorunlu. Ben de gidip birkaç dersi enerji alanından seçmiştim. İklimlendirme dersi gibi. Şimdi o alanda çalışmak istemiyorum. Keşke o dersi seçmeseydim, başka bir d
Keşke farklı şekilde yapsaydım dediğiniz şeyler var mı, varsa neler?

Biraz daha açıklamaya çalışayım. Üniversitede seçmeli dersler vardı zorunlu. Ben de gidip birkaç dersi enerji alanından seçmiştim. İklimlendirme dersi gibi. Şimdi o alanda çalışmak istemiyorum. Keşke o dersi seçmeseydim, başka bir dersi seçseydim diyorum. Daha iyi olabilirdi.

Sizin de böyle küçük ya da büyük pişmanlıklarınız var mı? Puanınızın yetmesine rağmen tıp tercih etmemek gibi şeyler de olabilir.
0
dissendium
(27.12.21)
İlk senemde ben kendime geleyim diye beni ana dal dersim olan Gitardan bıraktılar. Oysa fakülte içi geçişler çok kolaydı ve risksizdi Ses Teknolojileri bölümüne geçebilirdim. Gitar çalmaktan bezmiş bir hale gelmiştim emeğimin karşılığını vermeyen bir enstrümandı ve ortam gereği üzerimizde inanılmaz bir baskı vardı. Hem sosyal hayatımdan oldum, hem de panik atak hastası oldum. Günün sonunda sadece klasik müzik gitaristi oldum ve o da para etmiyor. Oysa müzikten anlamak bir tarafa dursun elektronik, coding ve donanım benim zaten nerd ü olduğum bir şeydi yerim tamimiyle Ses Teknolojileriydi. Bunun yanında mutsuzca sırf alışkanlık olduğu için süren ilişkim. Ailemin benim hayatıma karşı olan vurdum duymazlığı. Neyse gece gece açtı kutuyu zor kapanır.
0
guitarissimo
(27.12.21)
Ohoooo nereden başlasam

* AFL'yi kazanınca zekiyim ben yaparım her şeyi tanrıyım ben diye dolandım 1.5 sene, sonra kurtaramadım tabii.

* Yine de h*cettepe yerine yarı burslu da olsa bilkent gitmeliydim

* İlkokulda ailem gitar hocasıyla tanış bi, istersen ders aldıralım dediğinde gidip meh diyip reddetmem büyük hataydı.

* Anksiyete sahibi ama extrovert biriyken yıllarca kendimi introvert sanıp kandırmam da gelişimime zarar verdi.

* Yine korkup sevgili edinmeye uzun yıllar uğraşmadım. Sonra olaya acemi olduğum için ilk sevgilime çok aşırı abartılı sevgi gösterdim, bunaldı gitti; sonraki ilk ciddi ilişkimde de sevgimi yansıtamadım istediğim kadar, ondan gitti. Şimdi çözdüm gibi bilmiyorum.

* Yine lisede beden eğitimi dersi yerine kesinlikle müzik seçmeliydim.

* Ha bir de sivilcelerimle oynamamalıydım izler iyileşti bayağı ama psikolojik olarak hala o eski halindeler kafamda hkgfdlh
- - -

Sanırım büyük pişmanlıklarım bir tek ilişkiler konusunda. Diğer her şey yoluna girdi.
0
aguen
(27.12.21)
spor abi spor. çocukken hem futbolu hem basketbolu şahane oynardım, kulüplerden teklif almıştım ki basketbolda o zamanki Ülkerspor'un altyapı sorumlusu tarzı birisi ilgilenmişti ama ailem ne yazık ki hiç üstüne düşmedi. atlattık artık tabii ama ne zaman düşünsem çok üzülürüm. ben çekingen çocuktum, fazla yırtık değildim, o yüzden kendi başıma o işlere girişip kulübe yazılmak ve bu yolu zorlamak akıl edebildiğim bir şey değildi. bir de hoca kontrolünde oynamayı sevmiyordum, o yüzden kaçtım biraz.

annem babam bu yeteneğimin farkındaydı aslında. evde akşamları haber yerine basketbol maçı izlenirdi ki babam ters adamdır, normalde böyle şeylere kızar. akşam izlemeyi geçtim bazen ben rica edince gece 3'te nba maçına bile kaldırırdı, uyandırmazsa ertesi gün çok üzülüyorum diye kıyamazdı, "iyi madem ben gece uyumıcam boyum kısa kalıcak gelişemicem diyorsan izle pezevenk bana ne" derdi kdkdkdld. evde bile potam vardı, okulda zaten hep oynuyordum ama okul yoksa sürekli alıp götürürlerdi ya okula ya başka potaya, sürekli oynardım yani.

kısacası ben bilinçsizdim ve ailem de bu tutkumu profesyonelleştirmem için yardımcı olmadı, hiç "oğlum emeksiz başarı olmaz, koçla da oynaman lazım, canını dişine takıp bol bol azar yiyip her şeyin üstesinden gelmen lazım" demediler. halbuki çocuğum ben, ne kaba soksan onun şeklini alacağım zaten ama yok abi, biraz fazla serbest bıraktılar, maymun gibi herif oldum çıktım sonra.

bazen "sen o disipline gelemezdin, takıma soksalar da profesyonel oynayamazdın, karıya kıza uyuşturucuya düşerdin, hem zaten boyun uzun değil" diye avutuyorum kendimi...

ama diğer taraftan... belki çocuk yaşta kulüpte disipline edilseydim farklı bir gelişim süreci (hem mental hem fiziksel) geçirebilirdim. bunu hiçbir zaman bilemeyeceğiz.

şu an ayakta zor duran bir şişkoyum. iki üç sene önce okuldan arkadaşlarla biraz oynamıştım bir gün. çok şaşırdılar. oha aq sen 10 dakika yolu üç saatte yürüyen adamsın, nasıl böyle oynuyorsun, babam böyle pasta yapmayı nerden öğrendi muhabbeti olmuştu. gururum okşanmıştı, çok mutlu olmuştum ama eve geçince ağlayacaktım neredeyse.

bi jordan olmazdık belki ama royal halı gaziantep'te rotasyona girerdik be abi. yazık oldu. ailem hep sevdiğim şeyler için beni destekledi ama yönlendirmedi... olm ben 8 yaşındayım desenize oğlum seni kulübe verek, gitmiyorsan kurşuna dizeriz gitmen şart diye. anca "oo kralsın kamki yapıyosun bu işi haa" diye gazlayıp öyle kenardan izlediler. ünlü filozof uğur ışılak'ın da söylediği gibi... bu kafayla kurulamaz koalisyon.

kısacası çekingen olsam bile şu ana kıyasla çok daha az ürkek olduğum, dünyayı tanımayan bir çocuk olduğum dönemde cesaret edip "koç boyunduruğu" altına girme konusunda direnç göstermemiş olsam belki şu an her şey farklı olabilirdi. en büyük pişmanlıklarımdan, "acaba nasıl olurdu"larımdan biri, belki de en derini budur.
0
der meister
(27.12.21)
keske o evlilik teklifini kabul etseydim. en buyuk pism. bu.

keske bana mobbing yapan kadini sikayet etseydim isten stifa edecegime.

keske o arkadasimla kusmeseydim.

keske bana ortalama ustu kazandiracak o isi kabul etseydim birkac yil once. is kolaydi da basarisiz olmam mumkun degildi. bu is bircok derdime kisa vadeli uzun vadeli dermandi.
0
Kittie
(27.12.21)
Keşke sarışın kıza evlenme teklifinde bulunsaydım. Şimdi çoluğa cocuğa karışmıştım. Swh.

İşin aslı, böyle büyük bir keşkem yok. Çünkü keşke demeyeceğim şeyleri yaptım ve her fırsatı değerlendirip, denemeye gayret gösterdim. Bir ihtimal son ciddi ilişkimin böyle uzun sürmesine izin vermeseydim diyebilirim. Ama herşey bazan senin elinde olmuyor.

Düşünüyorum artık çember daraldı. 1 yıl içerisinde ya çok keşkem olacak ya da bu başlığı okurken gülümseyeceğim.
0
baldan kaymak
(27.12.21)
Yani bu butterfly effect olaylari biraz karisik. Ben de sorsan "keske 5 sene once ayrildigim sevgilime karsi daha ilgili davransaydim, daha fazla cabalasydim" diyorum ama o 5 sene icinde cok iyi arkadaslarim oldu, muhtemelen sevgilimin cevresinde kalsaydim muhtemelen onlarla tanismazdim. Ayrilmamin hayatima net olarak pozitif etkisi oldu sanirim ama ote yandan o zamandan beri tek bir iliskim bile olmadi, bir daha da ne zaman olur bilmem.

Gene klasik, universitede tip veya bilgisayar muhendisligi gibi dise dokunur bir sey okusaydim diyorum. 20'li yaslarimda hic zora gelemeyen bir yapim vardi, simdiki aklim olsa buyuk resme odaklanirdim hehe.

Diger yarismacilar gibi zamaninda bir spor ogrensem fena olmazdi. Yani hala gec degil de sifirdan baslamamis olurdum.
0
hot potato
(27.12.21)
o kadar çok var ki. hayatı baştan alsaydım daha iyi olurdu.

bir kaç tanesini yazayım:

üniversite sınavında derece yaptım, herhangi bir okulun herhangi bir bölümüne gidebilirdim ama saçma bir yere girdim. Girdikten sonra çok sevdim, okulu ve arkadaşlarımı ama başka bir yerde de oranın insanlarını ve ortamını severdim.

iş hayatında yaptığım yanlışlar var. 25 yaşındayken büyük bir bankanın iştiraklerinden birinde mali işler direktörlüğü görevini yaşım ve tecrübem yetmez diye geri çevirmiştim. aşırı saçma bir hareket.

2009'da fransız bir kız arkadaşın ilişki teklifini reddetmiştim: bu işlerde o kadar saçmayım ki, kız bana "beni lütfen incitme, çok incindim" dediğinde aslında ilişkimizin çoktan başladığını düşünmüş. ben sadece türkiye'de iyi vakit geçirmesi için empati yaparak ona destek oluyordum ama yanlış anlamış. uzak ilişki bana göre değil diyip hızlı bir şekilde çözdüm olayı ve kız da garip bir şekilde aynı gün dostluğa çevirdi ilişkiyi. ilişki mi, ne ilişkisi :) neyse öyle saçma bir şey. şimdi çok sevdiğim bir insan, evli ve 3 kız annesi, kızlar inanılmaz olağanüstü şirin şeyler ama bizim olabilirdi o kızlar. bizimki belki o kadar sarışın olmazdı :) ama güzel olurdu. ondan sonra yaşadığım o kadar dramaya da gerek olmazdı belki. ama aşık değildim, ilişki aklımdan bile geçmiyordu.

sonra sözlükten biriyle tanıştım, çok kültürlü biri, benden çok daha fazla kültürlü, bilgi birikimi olsun, zekası olsun, pırlanta gibi. profesyonel voleybolcu. benden epey uzun ve çok daha güçlü :) bi baldır var, benim koşucu baldırımın iki katı. ama kötü durmuyor, orantılı. yere öyle sağlam basıyor ki, iki kolumla kaldırmaya çalışıyorum ama ayağını santim hareket ettiremiyorum. aynı zamanda biontech kurucuları gibi araştırmalar yapan doktor. yurtdışında üniversitelerde araştırmalar yapıyor. adını koymadığımız bir kaç ay süren ilişkimiz oldu. sonra görüşmeyi kestik. orada minik bir keşkem var. bir sene sonra tekrar gördüğümde obez olmuştu. en az 30-40 kilo almıştı. tabii ki, benden kaynaklı diyecek egom yok ama belki bir şeyler yaşadı ve ben destek olabilirdim derim hep.
0
gabe h coud
(27.12.21)
Seo,dijital marketing, google analytics gibi konularda tum dunyanin cahil oldugu bir donem vardi.
Ben bunu daha amerika'da moda olmadan kesfetmistim. Google bile olayi anlamayip bedava veriyordu datayi.
Hatta google hesabim cok eski oldugu icin su an menuler bile calismiyor, google benim hesabi bozdu komple bug'da kaldi hesap.

O donem bu isten para kazanmayi kendime yediremedim.
Muhendisim illa kod yazicam diye dusunuyorum.
Cok aptalca ve cok basit geldi, menuden 2 tane degiskenle oynayip google'da onemli bir konuda ilk siraya geliyordum.

Benden 100 kat cahil arkadaslara gosterdim, simdi onlar silikon vadisinde villada yasiyor. yesil cimlerini bicip, sonra karisi jessica'yi opuyor.
haftasonu cocuklarinin beyzbol macini konusuyorlar.

Turkiye'de kalanlarin da 2 milyonluk arabalari 100bin tl maaslari var.
Ve bu heriflerin hic calismasi gerekmedi sadece menuden 2 yere tiklayarak head of marketing oldular.
0
divit
(27.12.21)
dogduguma pismanim diyebilirim ehehehhw
0
ala09
(27.12.21)
yazılanları okudum hayatımı gözden geçirdim ve hiç bulamadım. :) hiç yok. hep ortalama bir hayatım oldu. ne en önde oldum ne sona kaldım. hep ortalarda oldum hayatım boyunca. :)))
0
naksidil
(27.12.21)
4 ay önce birine bir şey söyledim, üstelik 4/5 alternatifi düşündükten sonra en kötü seçeneği seçtim. bu sıralarki en büyük pişmanlığım. genel olarak hayat pişmanlıkları içerisinde pek bir şey yok. genel olarak böyle iyiyim. sadece bazen liseyi bırakmasaydım sosyal yeteneklerim çok daha iyi olurdu diye düşünüyorum o konuda ufak bir pişmanlığım var ama bu sadece sosyal zeka ve becerilerim için geçerli mesleki anlamda elbette faydası olurdu ama bu o kadar da önemli değil, internet lebiderya bilgi konusunda.
0
selam
(27.12.21)
İş hayatında daha "talepkar" işlere kariyerimin ilk yıllarında atılmaya çalışırdım. Aile firmalarında çok vakit harcadım.
0
trixi
(27.12.21)
Her şeye rağmen okumak için İstanbul'da kalmak yerine Ankara'ya gitmeyi göze alsaydım.

4 Haziran 2013'ü tekrar yaşayıp o gün verdiğim kararların tam tersini yapsaydım.

Bu ikisi şimdilik yeterli gibi.
0
south park in kapusonlu uyesi
(27.12.21)
Birkaç keşke de benden gelsin:

- Lisede ve üniversitede 2. bir dil öğrenme şansım vardı keşke üzerine eğilseydim.
- Ailemden başka şehirde üniversiteye gitseydim.
- Bir arkadaşım ile kötü ayrıldık keşke öyle kesip atmasaydım.
- Ülkeden ayrılmak için daha erkenden çaba harcasaydım.
0
peki madem
(27.12.21)
aslında ciddi anlamda yok öyle ah keşke dediğim şey ama soruyu okuyunca lisans son sınıftayken bi hocamın bana ve en yakın arkadaşıma "gpa'iniz yüksekmiş, amerika'da bütünleşik doktoraya başvurabilirsiniz. bunu bi düşünün." dediği an aklıma geldi. demek ki içten içe öyle yapsaymışım diyorum.
0
erenderk
(27.12.21)
yıllar önce çok samimi olduğum bir arkadaş grubu ile saçma sapan bir olaydan dolayı iletişimimi sonsuza dek kopardım. bende de onlarda da hata vardı. keşke o zaman krizi daha düzgün yönetseydim.
0
iwillsee
(28.12.21)
Yurtdışında kalmaya kassaydım keşke. 1 sene bitti mal gibi döndük hemen.
0
d max
(28.12.21)
bir cocuk vardi, bir is toplantisinda tanistik, bana yürümedi, kostu. Ben de cok rahatsiz olmustum, napiyo bu ya? sapik mi bu ? diye söylenip durmustum, daha sonra yine konusmaya calisti, teklif etti ama ben tanimadigim icin de kactim.
bu bugünlerde oluyor, o yüzden pismanligim, baska bir arkadasimla fotografini görünce ona sordum megerse tam benlik biriymis.
0
durgunfoton
(28.12.21)
sıgaraya hiç başlamamalıydım.
0
marul hirsizi
(28.12.21)
hangi birini sayayım.
arkadaş ilişkilerim,
üniversite tercihim,
kpss tercihim,
off offf
0
sizofren06
(29.12.21)
Valla pişman olduğum bazı şeyler var ama halen ne olduğunu tam olarak belirlemedim bir türlü.

2007 senesinde üniversite eğitimini İngilizce olarak seçmem, hayatımın en doğru kararıydı. Hazırlık sınıfını geçip, birinci sınıfa başladığımda iyi kötü bir İngilizce altyapısı vardı.

- Mallığım bu pişmanlığın üstüne koymamaktır. Ulan İngilizce seçmişsin, üstüne koysana mal mısın?

- Üniversite geçirdiğim 4+1 seneleri bir insan anca bu kadar boş geçebilir. Gerçi İngilizce ile ne kadar utangaç biri olduğumu hazırlıktayken fark etmiştim. Bu açından olumlu tabii ama bugün düşünce ne kadar mal olduğumu görebiliyorum. Dönüp dönüp ne kadar malmışım diyorum sürekli.

Daha fazla sinemaya gitseydim, daha fazla kitap okusaydım. Bir şeyler yapsaydım keşke.

- Valla bilmiyorum cidden. Ortada bir pişmanlık var ama çözemedim. Dur bakayım, halledeceğiz inşallah.
0
put it in your appropriate place
(29.12.21)
(4)

Direksiyon setiyle Euro Truck Simulator 2 nasıl?

istambul
Ehliyeti aldım 2 sene oldu araba alacak para yok, hiç de olmayacak bu gidişle. Araba süremiyoruz hiç olmazsa oyununu oynayayım diyorum. Bu Euro Truck Simulator 2 oyunu indirime girmiş Steam'de. Youtube'da falan görüyordum ama hiç oynamadım. Oyuncak direksiyon alıp bilgisayarda oynasam keyif verir mi
Ehliyeti aldım 2 sene oldu araba alacak para yok, hiç de olmayacak bu gidişle. Araba süremiyoruz hiç olmazsa oyununu oynayayım diyorum. Bu Euro Truck Simulator 2 oyunu indirime girmiş Steam'de. Youtube'da falan görüyordum ama hiç oynamadım. Oyuncak direksiyon alıp bilgisayarda oynasam keyif verir mi? Ondan daha iyi oyun önerisi varsa o da olur.
0
istambul
(24.12.21)
logitech g29 altı bi ürün alacaksan hiç almayın direksiyon simidi sipariş edin hayalinizde vın vın sürün daha tatmin edici olur, ciddiyim. ets sürüşten ziyade deneyim odaklı bir oyun. araç sürme tadı arıyorsanız asetto corsa tavsiye ederim o da uygun fiyatlı şu an. tabi direksiyon şart simülasyon çünkü ikisi de.
0
marlonbranda
(24.12.21)
Ben logitech driving force gt aldım. g29'un dedesi sayılır, yine 900 derece dönüyor force feedback falan. Ama native desteği yok diye mi nedir bilmiyorum bir de force feedback olması işi zorlaştırdı, buton konfigürasyonunu kendim yaptım (hadi bu neyse), ama çok sertti ve tır sürerken insan direksiyonu döndür babam döndür yapmak istiyor, onu yaptırmıyor adama. Zevk vermedi açıkçası. Yani maksimum dönme açısı düşürünce tabi çeyrek tur döndürünce tam dönüyor, ama dediğim gibi zevk vermiyor.
0
mirafiori
(25.12.21)
abi hani bazı oyunlar vardır, seveni için bambaşka bir evrendir ama sevmeyeni de hiç tahammül edemez ya, benim gözümde ets öyle bir şey. eğer direksiyon başında bir yerden bir yere mal taşıma fikri hoşuna gidiyorsa şans ver derim, en kötü canın sıkıldığında filan kafanı boşaltmak için açar sürersin bir saat.

kendi tecrübemi paylaşacak olursam benim hayatımda yaptığım en mantıklı yatırımdı direksiyon seti. sene 2013 olması lazım. öğrenci evinde kalıyorum. 350 filan kira veriyordum sanırım, gelirim de bundan çok fazla değildi yani. ona rağmen manyak gibi gidip 250 liraya ikinci el logitech driving force gt almıştım.

aradan 8 sene geçti, hala o direksiyonu kullanıyor ve ets oynuyorum. f1 bile oynadım hatta.

ets 2 satın alacak olursan promods eklentisini kesinlikle öneririm. oyunun kendi yaptığından çok daha kaliteli ve kapsamlı bir mod. bütün avrupa'yı, hatta orta avrupa'nın (özellikle polonya) küçük şehirlerini bile içeren efsane bir mod. onsuz oynamıyorum ben, harita çok boş geliyor.

radyoda rammstein çalıyor, tankerle günün ilk ışıklarında berlin'e giriyorsun... şerefsizim şu tek cümle bile öyle heyecanlandırıyor ki beni gidip yine oynayasım geldi. dediğim gibi ets başka bir kafa; seveni çok seviyor, sevmeyen de "sen salak mısın iki saat bunun başında oturup boş yolda gidiyosun?" diyor. bence şans ver. pişman olacağını düşünmüyorum. ets olmaz başka bi şey oynarsın, direksiyon olduktan sonra her türlü araba oyunu çok daha keyifli oluyor.
0
der meister
(25.12.21)
Ets'nin fiyatı gerçek bir direksiyonun yanında kuş yemi kadar kalır. Ben de çok istiyorum direksiyon ama şu dönemde 3500 tl vermek çok mantıklı gelmiyor. Bir de iyi bir monitör ya da tv ve sehpa filan lazım. Epey pahalı bir hobi yani. En azından ülkemiz için.
0
robin one persie
(26.12.21)
(9)

Ankara, kira

dissendium
Çok genel bir soru ama Ankara'da kiralar İstanbul'a göre ne durumda? İstanbul'a yakın mı? Merkezî yerlerde 1+0, 1+1 kiraları ne durumda? Direkt ilçe, evin özellikleri, kira (varsa aidat) paylaşabilen olursa daha açıklayıcı olur. Teşekkür ederim cevap veren olursa.
Çok genel bir soru ama Ankara'da kiralar İstanbul'a göre ne durumda? İstanbul'a yakın mı? Merkezî yerlerde 1+0, 1+1 kiraları ne durumda? Direkt ilçe, evin özellikleri, kira (varsa aidat) paylaşabilen olursa daha açıklayıcı olur. Teşekkür ederim cevap veren olursa.
0
dissendium
(24.12.21)
çankayada 3+1 içi çoook eskice ama muhiti iyi apartmanda pandemi öncesi eski kira 2400 tl pandemiden sonra taşınanlarda kira 4500 tl. aidat 1000 tl ama yakında 1500 olacakmış. burada 1+1ler 3+1lerden daha ucuz olmuyor genelde. onlar da en az 3000 ve üzeri.
0
photo85
(24.12.21)
Çayyolu 1.5+1, havuzlu otoparkli site içinde, 1.kat.
2000 kira
800 aidat
0
kaptan maydanoz
(24.12.21)
Ayrancı giriş kat içi temiz 3+1’e 2020 Kasım’da 1600’e girdim, Kasım 2021’de 1800 oldu. Aidat 350 idi 450 falan olacak galiba, bina eski. Sokakta da 2300-5000 arası değişiyor ev kiraları bina durumuna göre.
0
inanna
(24.12.21)
@aloha snackbar, iş durumları için sormak istedim. İlçe değişiyor maalesef. Her yer olabilir. O yüzden genel sordum.
0
🌸dissendium
(24.12.21)
eryaman şehrin çok dışı göl gören evler 4 bin tl 2 artı 1ler.
0
mikahakkinen
(24.12.21)
bölgeden bölgeye çok değişebiliyor ama her türlü istanbul'dan daha ucuz. ehonomi çohey olduğu için artık geçen senenin fiyatları bile anlamsız kalıyor ama yine de fikir vermesi açısından ben sana kendi yaşadığım yerler için yazayım,

sene 2017. gölbaşı'nda yeni yapılı binanın zemin katında eşyalı 1+1 daireye 800 lira veriyordum. hiçbir sorunu yoktu, tertemizdi. iki adım ötede hastane (abartı değil, cidden iki adım), hemen yanında restoran, 3-5 dakika mesafede durak ve süper market, 10-15 dakika mesafede de ankara üniversitesi'nin gölbaşı kampüsü ya da adı ne haltsa orası vardı. sokağın başına çıktığında mogan gölü'nü filan görüyordun, park vardı. duraktan geçen otobüslerle 40 dakikada kızılay'da olurdun.

sene 2018. cebeci'de 3+1 eşyalı ev 1000 liraydı. eski evdi doğal olarak ama benim gibi bir piremses bile mutlu mutlu yaşadı orada, hiç fena değildi. iki sokak altımız ana caddeydi, kızılay yürüyerek 30-35 dakikaydı.

sene 2021. yenimahalle'de kalıyorum şu an, yanında kaldığım arkadaş evin sahibi, benden tüm faturalar dahil toplam 700 lira istedi. evin anıtkabir'i, külliye'yi gören manzarası var. metro yürüyerek 10-15 dakika, oradan kızılay'a çıkayım dersen 3-4 durak filan.

***

son yıllarda piyasa değiştiyse bilmiyorum ama gördüğün gibi ankara aslında bence 5 milyon nüfuslu bir başkent için saçma derecede ucuz. istanbul'da 2012 senesinde dahi yurt odalarına 800-900 vermek zorunda kaldığımı hatırlıyorum. yemekhanesi bile olmayan, kendi yemeğini de pişiremediğin, başkasıyla paylaştığın ODA için kapıyı 600-700'den açıyordu adamlar, bak dokuz sene öncesi diyorum.

fiyat çok sayıda faktöre bağlı olarak muhakkak değişiklik gösterir, şimdi bağlum'da oturmakla eryaman'da oturmak aynı şey değil elbet ama diyeceğim o ki istanbul'la kıyas dahi kabul etmez ankara, çok daha rahat ve konforludur gayrimenkul açısından.

üstelik ankara'da "allah'ın unuttuğu yer" olarak kabul edilen yerlerden merkeze ulaşım sağlamak, istanbul'da mahalle değiştirmekten daha az vakit alır. ben ilk geldiğimde buraya "gölbaşı çok uzak ya, yarım saat sürüyor en az" dediklerinde afallamıştım, "anaaa herifler 40-50 dakika yola yakın diyo lan??" diye. istanbul'da o sürede sokaktan çıkamıyorsun.
0
der meister
(24.12.21)
Eskiden olduğu gibi, İstanbul'a göre ucuz. Eylül'den itibaren bariz bir artış oldu ama uygun yerler bulunuyor yine de. Cebeci-Kurtuluş civarında 2000-2500 liraya caddeye yakın sorunsuz 2+1, 3+1 evler bulmak mümkün. Tabiî bölgedeki evler genellikle eski, ama satılık değil kiralık arıyorsanız önemi yok. İstanbul'dan bahsettiniz diye yine onu ölçü alıyorum. Taksim'e, Boğa'ya, Beşiktaş Çarşı'ya falan 20 dakika yürüme mesafesi olan bir yerde bu paralara kiralık ev değil oda bulunur belki.
0
istambul
(24.12.21)
Kuzenim Ankaraya atandı. Cebeci'de 2+1 ev tuttu 2500 liraya.Ev merkezde,yakınından metro, tren vs geçiyor. Bence iyi bir rakam.
0
bbb_1
(24.12.21)
Demirlibahçe 1+1 (60m2) evi 600-TL ye kiraya verdi arkadaşım.
0
ankarakecisi
(25.12.21)
(9)

Kolon kanseri olabilir miyim?

Kayzer1919
Öncelikle "doktora gidin" diyecek olanlar demesinler çünkü şu an için çok mümkün değil. Doktora öğrencisi olduğum için işsiz, dolayısıyla sigortasızım. Kolonoskopi ücretini denkleştirene kadar 5-6 aylık bir süre içinde doktora gitmem mümkün olmayacak (ülke ne kadar iyi değil mi? Doktora yapıyorum am
Öncelikle "doktora gidin" diyecek olanlar demesinler çünkü şu an için çok mümkün değil. Doktora öğrencisi olduğum için işsiz, dolayısıyla sigortasızım. Kolonoskopi ücretini denkleştirene kadar 5-6 aylık bir süre içinde doktora gitmem mümkün olmayacak (ülke ne kadar iyi değil mi? Doktora yapıyorum ama kanser olup olmadığımı anlayabilecek imkanım yok).

O nedenle şu an tek ihtiyacım olan belki biraz içime su serpecek öneriler almak. Konu hakkında deneyimi/bilgisi/eğitimi olan yardımcı olabilirse durumum şöyle:

Şu an 29 yaşındayım (erkeğim), 17-18 yaşımdan beri hem iç hem dış hemoroidim var. 2 senede bir, bazen senede bir azar, onun dışında ağrılı şekilde her an varlığını hissetmem. Bir ilaç kulanmıyorum, temiz tutuyorum ve oynamıyorum. Çoğunlukla stresli olduğum ve/veya fazla hareketsiz olduğum dönemlerde varlığını hissettirir,

Yakın zamanda babamı kolon kanserinden kaybettim. 60 yaşındaydı. Ailede var yani.

Son 4-5 senedir bağırsaklarımda farklı bir hareketlilik mevcut:

1. Ara ara ishal oluyorum. Ancak bir iki kez bozuk birşeyler yemekten kaynaklı da bunu yaşadım. Mesela evdeki uzun zamandır kullandığım arıtma cihazının filtresini değiştirdikten sonra bir daha ishal olmadım ama hala çok seyrek şekilde ara ara açıklayamadığım şekilde ishal oluyorum.
2. Son 4-5 seneden daha da uzun süredir çok fazla gazım var. Afedersiniz osura osura bir hal oluyorum.
3. Bağırsaklarımdan bazen sürekli olarak sesler geliyor.
4. Ara ara sanki boşaltım yapıp rahatlamam gerekiyormuş gibi ama hafif karın ağrım oluyor. Bunlar hafif ağrılar ama. Sadece orada varlığını hissediyorum.
5. Ara ara ve özellikle (ki bunun altını çiziyorum, çok dikkat ettim) yoğun stres altında olduğum sıralarda kanama oluyor. Hemoroid azdığında da kanamalarım oluyor tabi ama stresli zamanlarımda azma olmadığı ve bazen hiçbir ağrı hissetmediğim halde damla damla kanama oluyor. Kanamalar parlak kırmızı renkte. Koyuluk yok.
6. Bazen tuvalet kağıdında mukus görüyorum.

Çoğunlukla dışkı rengi ve yoğunluğu anormal değil. Bir iki defa sarıya çok yakın olduğunu gördüm ama uzun zamandır görmedim. Dışkıda kan olduğunu da hiç görmedim. Dışkılama sırasında kanama mevcut ama dışkıyla karışık kan olmadı.

Bütün bu söylediklerim yaklaşık 2017'den beri var. Oldukça stresli bir yaşamım var. Sürekli gelecek ve para kaygısının yanı sıra yaptığım iş de çok stresli.

Tüm bu belirtiler hemoroidle ilişkili olabilir mi? Stresten dolayı hemoroidin yanı sıra huzursuz bağırsak sendromu da yaşıyor olabilir miyim? Yoksa kanser mi sizce?
0
Kayzer1919
(23.12.21)
basiniz sagolsun. hem ailede olmasi hem de mevcut saglik sorunlariniz nedeniyle imkan oldugu zaman tetikte olmakta, ara ara belki kontrole gitmekte fayda olabilir elbette ama bence kanser degilsinizdir, bunu dusunup kendinizi daha cok strese sokmayin.

stresli yasam tarzinda hemoroid de varsa boyle durumlar zaman zaman yasanabilir. hele ki beslenme konusunda dikkatli degilseniz, aktif yasantiniz yoksa zaten su an agirlikli olarak tukettigimiz besinlerle mide-bagirsak sorunlari yasamamamiz mucize.

kansere gelene kadar cok daha cesitli ve basit sebepleri olabilir. kulaga korkunc geliyor belki ama kanser olsaydiniz anlardiniz diye dusunuyorum, hayatimda hic "aa kanserim lan galiba!" diye dusunup de gercekten kanser olan birini duymadim.
0
der meister
(23.12.21)
Bir kaç basit, denenmiş, gözlenmiş önerim var. Arıtma su içmeyi derhal bırakın. İyi kalite kaynak suyu içmeye başlayın. bir hafta sürecek aç karnına bir çay bardağı olacak şekilde kefir kürü yapın, ayda bir tekrarlayın. Dışkılama saatinizi sabit tutmaya çalışın. Mümkünse stresi hafifletecek tıbbi yardım alın.
0
olivia
(23.12.21)
bahsettigin seyler huzursuz bagirsak + hemoroid ile aciklanabilecek seyler. anksiyete / stres bazi kisilerde bu duruma gayet kolay sebep olabiliyor.

ama baska bir sey de tabii ki olabilir. sirf bu korkunun kendisi bile bu duzensizligi ve sorunlari besleyebilir, oyle bir feedback loop olusabilir. bu verileri sozlu olarak alaninda uzman ustu uzman bir doktora versen bile "kanser mi sizce?" sorusunun cevabini veremez, tetkik gerekir.

su anda turkiye'de "sigortasiz" diye bir sey yok. sigortali ama gss borcu olan biri olabilirsin en fazla. bu saglik hizmeti almana engel olmuyor bildigim kadariyla en fazla 5-10 lira para aliyorlar diye biliyorum. herkes bu hizmeti catir catir aliyorken sen de kacinmamalisin bence, git randevunu al. sistem direk gastro randevusu almana izin vermez sanirim, once ic hastaliklari doktoruna falan alman gerekir (veya aile hekiminden alabilirsin) onlar seni gastroya sevk eder, sistemde gastro randevu alma hakkin acilir, oradan devam edersin.

gecmis olsun.
0
robokot
(23.12.21)
Çok geçmiş olsun öncelikle. aileden gelebileceğine inandığın bir rahatsızlıktan endişe duyuyorsanız özel sağlık sigortası kapsamında ömür boyu yenileme garantisini mutlaka kazanmaya çalışınız. sigorta şirketleri arasında bazı ufak nüans farklılıkları olsa da eğer rahatsızlığınızın ilk poliçe ve garanti hak kazanım döneminden önce teşhis ve tedavisi yoksa ömür boyu yenime garantisine ortalama 3 yıl içinde sahip oluyorsunuz. akabinde rahatsızlıklarınızdan kaynaklı tüm teşhis ve tedavileri özel sağlığınızdan karşılatabilirsiniz. üstelik yıl geçince de yeni poliçenizde artık bu hastalık istisna tutulamaz. sigortasızım demişsiniz yine de böyle önemli bir konuda, ailede hastalık geçmişi de varken, yılda maks.2-3 bin tl ayırabileceğinizi umuyorum. elbette maddi imkanlar dahilinde.
özel sağlık sigortaları konusunu farklı algılamamız neticesinde bizlere hep gereksiz gelmiştir. Ancak yakınlarının ya da kendi başından kanser vb. hastalıklar geçmiş bu süreçleri ve maliyetleri iyi bilen kişiler hak verecektir ki hayatın en kötü döneminde sizi ayakta tutan temel unsurlardan biri oluyor.
rahatsızlığınızın teşhisini ve tedavisini de buradan öğrenip uygulama yoluna da gitmenizi tavsiye etmem. en kısa zamanda bir uzmana görüşmeniz şart. tekrar çok geçmiş olsun.
0
erty_ksk
(23.12.21)
belediyelerin saglik merkezleri var mesela benim bildigim maltepe belediyesini var. ya da kizilay merkezleri var. muayene ucretleri cok cok dusuk, belki durumunuzu anlatsaniz ucret bile almayabilirler. ben olsam bir gider gorusur arastiririm ya da.
0
oscar
(23.12.21)
Tek tecrübe ettiğim gaz kısmı. Ben de tez yazıyorum stres aşırı gaz yapıyor. Çorbalara kimyonu basıyorum, kimyon çayı içiyorum iyi söktürüyor. Sizin gaz da tez gazıdır muhtemelen kimyon kullanın.
Umarım diğer sıkıntılar da strestendir ama genlerinizden ötürü ilk dr fırsatını değerlendirin.
0
cilekli pasta
(23.12.21)
Stresli ve hareketsiz bir yaşamın getirileri bunlar.

- Bol yeşillikli, bol sulu bir diyet.
- Günde en az 1 saat hareket.
- İşlenmiş, hazır yemek ve abur cuburdan uzak bir yaşam.
- Ekmek tüketimini limitleme.
- Alkol ve baharat tüketiminde azaltım.


Denendi, uygulandı, olumlu sonuç alındı.
0
BuddyGuy
(23.12.21)
Benzer şeyler yaşadım (karın bölgesinde ses, dışkıda mukus, ağrı, sıkışıklık ve engel hissi, farklı renklerde dışkılama, basur kaynaklı kanama), kolonoskopi ve dışkı testi yaptırdım, herhangi bir sorun görülmedi ve stres kaynaklı olduğu söylendi
0
salihdt
(23.12.21)
Ülseratif kolit olabilir. Calprotectin gaita testi yaptırın, oradan az çok ipucu belli olur.
Onun dışında tavisyem 8 hafta kadar, glutensiz, laktozsuz ve low fodmadp bir diyet deneyin
0
spankenstein
(23.12.21)
(4)

nba'de ki oyuncuların hepsi bir anda nasıl covid oldu?

kanasla intihar eden adam
https://www.cbssports.com/nba/injuries/listeye bakıyorum 1 haftadır lideki oyuncuların yarısı covidden dolayı oynamıyor. hepsi aynı dönemde nasıl covid oldular yaw? bir açıklama filan okudunuz mu hiç?
www.cbssports.com

listeye bakıyorum 1 haftadır lideki oyuncuların yarısı covidden dolayı oynamıyor. hepsi aynı dönemde nasıl covid oldular yaw? bir açıklama filan okudunuz mu hiç?
0
kanasla intihar eden adam
(21.12.21)
Bir sey okumadim da surekli birbirleriyle temas halindeler. Yeni varyant daha bulasiciysa cok normal.
0
hot potato
(21.12.21)
www.bbc.com

"Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CFDC) tarafından paylaşılan verilere göre Omicron, ABD'de geçen hafta kaydedilen yeni enfeksiyonların yüzde 73'ünü oluşturdu. Delta varyantının oranı ise yüzde 26,6 oldu.

Bir hafta öncesine kadar ise baskın varyant olan Delta yeni vakaların yüzde 87'sini oluşturuyordu. Omicron'un yeni vakalardaki oranı sadece yüzde 12,6 idi."

Yeni varyant cok bulasici diyorlar ya :/

Ama nasil boyle bir tablo oluyor, onu da anlamadim. Bir haftada boyle oluyorsa bir ayda 5 milyar insanin covid olmasi lazim.
0
hlot
(21.12.21)
benzer durum futbolda da yasaniyor, son gunlerde vaka ve erteleme sayisi cok artti. omikronun isi muhtemelen. aylardir tek macin ertelenmedigi, neredeyse vaka cikmayan premier lig'de sadece bir hafta icinde dort mac ertelendi mesela, her takimda 10-15 vaka cikti. basketbolda kapali alan ve daha yakin temastan dolayi muhtemelen daha kolaydir virusu kapmak.
0
der meister
(22.12.21)
nasıl olmasınlar adamlar antremanda akşam test covid çıkan döngüden çıkıyor. diğerleri temaslı sayılmıyor. premier lig ve nba toplandı devam kararı aldı. olay saçmalaştı iyice.
0
mikahakkinen
(22.12.21)
(10)

film önerisi

pikap
gece film izleyeyim diyorum arayip bulana kadar bir sürü vaktim geçiyor. bu sefer buradan sorayim dedim.yılbaşı, noel, kar temali bir film olabilir. (ucuz romantik filmlerden değil ama)orijinal senaryosu olan ama çok kafa karistirmayan bir film olabilir.kült filmlerden biri olabilir. (henuz izlemedi
gece film izleyeyim diyorum arayip bulana kadar bir sürü vaktim geçiyor. bu sefer buradan sorayim dedim.

yılbaşı, noel, kar temali bir film olabilir. (ucuz romantik filmlerden değil ama)

orijinal senaryosu olan ama çok kafa karistirmayan bir film olabilir.

kült filmlerden biri olabilir. (henuz izlemedigim çok film vardir eminim)

farklı bir tarzda alisilmisin disinda çekilmiş bir film olabilir. (dogville gibi)

görsel şölen ve/veya müzikal şölen yaşatacak bir film olabilir.
0
pikap
(19.12.21)
Summer 93 (2017)
0
Amaranta ursula
(19.12.21)
izlemişsindir, the holiday. tüm istediklerin var. her sene bir kere izlerim.

şunlar da opsiyon olsun;

love actually
little women
bridget jones
winter's tale
snow white and the huntsman
the family stone
home alone
christmas perfection
a christmas prince
the christmas chronicles
grumpy old men
bad santa
0
gabe h coud
(19.12.21)
12 kızgın adam.
Fiks tavsiyem:)
0
kisa
(19.12.21)
wes anderson un son filmi french dispatch malum ortamlara düştü, fakat izlemediysen grand budapest hotel karlı ortamlarıyla aradığına daha uygun bir seyirlik
0
freebird5406_2
(19.12.21)
Korkunc bir film 1.
0
j r r tolkien hayrani
(19.12.21)
orjinal senaryo ama kafa karistirmayan: caliber
0
Kittie
(19.12.21)
Kar kış ve sağlam senaryo
A Simple plan
Fargo
0
deer hunter
(19.12.21)
noi albinoi
0
marul hirsizi
(19.12.21)
kraftidioten
0
der meister
(19.12.21)
La la land
0
lafacukur
(20.12.21)
(17)

Sitcom tavsiyesi?

coder85
FriendsSeinfeldHIMYMTwo man half ManCouplingBunlar dışında tavsiye edebilceğiniz komi sitcom dizileri önerir misiniz?
Friends
Seinfeld
HIMYM
Two man half Man
Coupling

Bunlar dışında tavsiye edebilceğiniz komi sitcom dizileri önerir misiniz?
0
coder85
(18.12.21)
Onlar gibi değil ama daha kaliteli; Fleabag.
0
Bruce
(18.12.21)
Modern family. En sevdiğim, canım dizim.
0
fraise
(18.12.21)
the office
0
ala09
(18.12.21)
Peep Show.
0
Amaranta ursula
(18.12.21)
spaced
0
erenderk
(18.12.21)
black books
0
erenderk
(18.12.21)
black books, the it crowd, the office.

şu an office'i izliyorum ve genel olarak çok keyifsiz olmama rağmen bu diziyi izlerken çıldırıyorum resmen. bu zamana kadar izlemediğim için kızıyorum.

kendine bir iyilik yap ve michael scott'la tanış, onun deyişiyle bir ignorant slut olma dmkdkld
0
der meister
(18.12.21)
the it crowd.
0
false pretension
(18.12.21)
Black Books +1
How not to live your life
0
Tam1Hi0n3
(18.12.21)
adettendir curb your enthusiasmi da yazmış olayım
bir de veep
0
erenderk
(18.12.21)
louie
after life
horace and pete
0
erenderk
(18.12.21)
brooklyn 9-9
0
hot potato
(18.12.21)
bu listenin standardinda bir de the big bang theory olur baktim yok, onu ekleyebilirim sanirim. bir de married with children var ama nereden bulunur bilmiyorum
0
in vino veritas
(18.12.21)
MOdern family güzeel
0
izmitcan
(18.12.21)
Modern family çok iyi
Big bang theory de baya iyi
Bigbang den sonra young sheldon olur
Brooklyn 99 eh işte.
0
zimbirik
(19.12.21)
community
freaks and geeks
you're the worst
silicon valley
new girl
marvelous mrs. maisel
fleabag
the good place
catastrophe
0
vacigok
(19.12.21)
will & grace
schitt's creek
fleabag
modern family
0
blatta hiberna
(19.12.21)
(14)

zıt bölümlü şarkılar

pikap
mutlu neşeli veya hareketli ilerleyip birden tam tersine hüzünlü agresif veya slow melodiye geçen yerli yabancı sözlü veya sadece enstrümantal hangi şarkilar akliniza geliyor? hizli bir melodi değişimini kastediyorum.şarkinin kisa bir bölümünde geçmesi yeterli.çok toparlayamadim ama anlamissinizdir.
mutlu neşeli veya hareketli ilerleyip birden tam tersine hüzünlü agresif veya slow melodiye geçen yerli yabancı sözlü veya sadece enstrümantal hangi şarkilar akliniza geliyor? hizli bir melodi değişimini kastediyorum.

şarkinin kisa bir bölümünde geçmesi yeterli.

çok toparlayamadim ama anlamissinizdir.
0
pikap
(17.12.21)
0
j r r tolkien hayrani
(17.12.21)
puppe

www.youtube.com

bu yavaş başlayıp coşuyor ama. melodi değişimi kriterine uyuyor da hiçbir bölümü mutlu değil.
0
der meister
(17.12.21)
Opeth'in çoğu şarkısı bahsettiğiniz gibi:

www.youtube.com
www.youtube.com
0
plutongezegendegilmi
(17.12.21)
çok tesekkurler cevaplar için sanirim daha farkli bir sey ariyorum bunlar ağir kaçti gibi.
0
🌸pikap
(17.12.21)
Roisin Murphy - House of Glass www.youtube.com
0
hot potato
(17.12.21)
Dediğinin tersi olabilir bu youtu.be
0
olaylar olaylar
(17.12.21)
Çok sevdim yalan oldu
youtu.be
0
el conquerador
(17.12.21)
bohemian rhapsody
olümün uğradığı ıssız ev
0
in vino veritas
(17.12.21)
youtu.be

ilk dokuz saniyesi gibi bir şey aslinda aradiğim müzik.

@in vinto veristas evet bu şarkida da var öyle bir bölüm.
0
🌸pikap
(17.12.21)
barış manço - lahburger

www.youtube.com

05:23'te geçiyor.
0
tabudeviren
(17.12.21)
youtu.be

2.20 de ilk degişim sonra 4.50 de.
0
duptıs
(18.12.21)
enstrümantal dediğinize klasik müzik dahilse vivaldi olabilir. 4 mevsim yaz başı.

Evanescence my immortal sona doğru daha sertleşen bir hava var.

haggard per aspera ad astra girişte yaylıdan sonra gitar giriyor.
0
herzan
(18.12.21)
metallica the memory remains
0
cekcekli
(18.12.21)
@herzan çok tesekkurler sonuncusu istedigim gibi
0
🌸pikap
(18.12.21)
(3)

ferrari ve carlos seinz

tempor
formula 1'le ilişkim hakkinen zamanından beri denk geldikçe yarışları takip etmek ve hakkındaki belgesel (netflix şahaneydi) ve haberlere kısaca göz atmak.dolayısıyla bu dünyaya süper hakim değilim ve şunu anlayamıyorum, nasıl olur da üretici bir firma olan ferrari bu kadar geride kalabilir?geçmiş y
formula 1'le ilişkim hakkinen zamanından beri denk geldikçe yarışları takip etmek ve hakkındaki belgesel (netflix şahaneydi) ve haberlere kısaca göz atmak.

dolayısıyla bu dünyaya süper hakim değilim ve şunu anlayamıyorum, nasıl olur da üretici bir firma olan ferrari bu kadar geride kalabilir?

geçmiş yıllarda araçlarında yaptıkları ve yönetmeliği zorlayarak yürüttükleri işlerle hayli hızlıydılar ve bunda geri adım atmalarından sonra bir daha toparlanamadılar.

burada beni üzen şeyse carlos seinz gibi, benim gözümde tam bir efsane (olan) olacak bir pilotun harcanıyor olması da cabası (leclerc bence kimsenin umrunda bile değil).
0
tempor
(16.12.21)
Yeni kurallar, sponsorlar ekibin değişmesi çok parametre var. Daha ayrıntılı açıklayacak arkadaşlar olacaktır.
Leclerc öyle bahsettiğiniz gibi bir pilot değil. Sizin düşüncenizin tam tersini düşünen kişi sayısı daha fazla olabilir. Seneye Ferrari yükselişi bekleniyor. 2019 monza izlemenizi tavsiye ederim.
0
intihar etsem de kendime gelsem
(16.12.21)
abi f1 öyle bir olay ki yani belki binlerce milimetrik hesap yapıyorsun (ki bu sadece hesap değil aynı zamanda üretilen parçayla da bağdaşmalı, yaptığın hesaba uyacak somut ürünü ortaya koyabilmelisin) ve bunlardan bir tanesi bile yanlış olsa traktör gibi araba geçiyor eline. her milisaniye kıymetli olduğu için çok çok ufak farklar bile pilotajla, pit stratejileriyle vs. birleştiği zaman arada ciddi fark oluşturabiliyor. ferrari'nin batırmasını açıklamak zor ama binotto'nun payı olduğunu düşünüyorum, çok iyi mühendis ama takım yönetimi konusunda becerikli değil. işin içinde çok fazla şey olduğu için "ferrari bu yüzden iyi değil" demek zor, çünkü aslında ferrari kötü bile değildi bu sezon, pit stratejisinde saçmaladıkları çok yarış oldu, hem ekler hem sainz tuhaf kazalar yaptı, red bull ve merc zaten apayrı bir seviyedeydi vs... aslında toparlanmış hallerini görüyorsun yani şu an.

önümüzdeki sezon yepyeni kurallar geliyor. araçlar değişecek. yani değişen regülasyonlara göre tekrar en baştan araba yapacaklar. simülatör verilerinde ferrari'nin çok iyi olduğunu okumuştum. hem merc hem red bull bu sezon şampiyonluğa çok yatırım yaptığı için önümüzdeki sezonun aracında aynı seviyeyi bulamayabilirler ve belki ferrari'nin tekrar zirve adayı olduğunu görebiliriz. şu an için ümit var gibi duruyor ama sezon öncesi testleri görmek lazım tabii şimdi bir şey söylemek doğru olmaz.

sainz konusunda da sana %100 katılıyorum, smooth operator abim hak ettiği değeri kesinlikle görmüyor. ben iddia ediyorum ki ferrari en iyi arabayı yapsın şampiyon lökler değil sainz olur. gerçi muhtemelen ikisi de saçmasapan kaza yaptığı için sonunu getirebildikleri yarışlarda 1-2 olurlar ama çok fazla dnf oldukları için sezon sonu şampiyon olamazlar jkdfk
0
der meister
(16.12.21)
carlos sainz jr. öncelikle. formula 1 deki bu farkın sebebi araçların hybrid destekli olması. ferrari çatır çatır v16 v10 v8 motor kullanan bir firma. yani honda mercedes gibi firmalar güncel üretimlerinde turbo hybrid motorları zaten kullanıyorlar. ferrari bu sektöre girmediği ve ingiliz mühendislere karşı dirençli olmasından dolayı bu halde. bu işte başarılı olmak istiyorsan ingiliz lobisinde olman ve f1in anavatanı olan ingilterede farbrika kurman lazım.

carlos sainzın veya herhangi bir pilotun iyi olduğunu anlamak için iyi araçlara oturtmak ya da kötü araçlarda aldığı sonuçlara bakmak lazım. bence f1de pilotajın önemi eskiye göre daha az şu an. ama saf pür pilotajı iyi pilotlar aranıyorsa bunlar raikkonen alonso gibi eski pilotlardı. araçtan gerçek verim alanlar arasında göze çarpan russell ve verstappen. diğer pilotların farkı varsa kalıcı ve sürekli olmalı bu durum. ben 99dan beri izliyorum. gerçekten iyi pilot arabayı verimli kullanandır. yani hamilton çok dengeli bir pilot ancak bana göre aynı araçlarla vers alonso raikkonenle yarışsa pilotaj anlamında geride kalır.
0
mikahakkinen
(17.12.21)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.