Giriş
(5)

ryan adında zenci olmasının nesi garip?

birmilyonunvarmi
stephen curry'nin kızının adı ryan'mış. twitin altında amerikalılar ilk defa ryan adında zenci duydum, hiç zenci ryan duymamıştım falan yazmışlar. olay ne? neden zenci ryan olmuyor bilen var mı?
stephen curry'nin kızının adı ryan'mış. twitin altında amerikalılar ilk defa ryan adında zenci duydum, hiç zenci ryan duymamıştım falan yazmışlar. olay ne? neden zenci ryan olmuyor bilen var mı?
0
birmilyonunvarmi
(28.04.22)
ryan donk
ryan babel ???
0
tantunisultansuleyman
(28.04.22)
he yav valla donkla babel var. ryan'a niye şaşırmış ki bunlar?
0
🌸birmilyonunvarmi
(28.04.22)
zenciden ziyade kız olması daha değişik geldi bana.

ryan ibranice küçük kral demekmiş, şimdi baktım. hristiyan kültüründe "white boy" ismi olarak yerleşmiş olabilir. çünkü baktığın zaman çok değil bundan 60-70 yıl önce bile siyahilerin hakları sözde özgür olmalarına rağmen fazlasıyla kısıtlıydı. belli isimlerin belli zümrelerce tercih ediliyor olması bu tarz kalıpların yerleşmesine yol açmış olabilir. şey gibi hani örneğin emekli bir amcanın adı kâzım olduğunda garipsemiyoruz (rip kazım ulutaş dede, yattığın yerde wifi incitmesin) ama birinci sınıfa giden bir kâzım görsek tuhaf buluruz... yahut eymen, aleyna gibi isimleri genelde nasıl tanımlayacağımı aslında bilemediğim "yeni nesil dinibütün" aileler tercih eder; dindar bir ailenin çocuğuna taylan adını verdiğini pek duymayız.

bence biraz onun gibi bir şey. öyle çok tuhaf olduğundan değil de kültürde yerleşmiş kalıplardan dolayı, stereotype dedikleri mevzu. ekşi'de çok güldüğüm bir entry var mesela marcus rashford başlığında, "nba'de tutunamayıp tbl'ye gelmiş kısa forvet ismi var çocukta ama halbuki futbolcu" gibisinden. o kadar iyi oturuyor ki gerçekten okuyunca kahkaha atmıştım. yoksa marcus rashford diye futbolcu olmaz şeklinde kaide mi var? yok. ama bu ismi duyunca insan cidden basketbolcu düşünüyor.

bu tabii ki tamamen şahsi görüşüm, belki alakası bile yoktur bilmiyorum ama işte zenci dediğin jamal olur eğer nijeryalıysa passion, fashion, bright filan gibi değişik isimleri olur; ryan'mış elizabeth'miş filan bunlar white boy/girl ismidir.
0
der meister
(28.04.22)
Ryan dini olmayan milli bir isim, irlanda kökenli.

Dini isimler genel kullanıma sahip, örneğin david, josef, michael vs. Hatta bunların türkçe karşılıkları bile var davut, yusuf ve mikail gibi.

Ancak siyahi bir ryan beyaz türk bir botan ya da baver gibi. Ya da kürtler görkem, gökçe gibi orjinal türkçe isimleri kullanmaz çok, art niyet olmasına gerek yok kültürde yok bunlar.

Haliyle şaşkınlık yaratabiliyor, çünkü alışılmadık.
0
akhenaten
(28.04.22)
Kızın adının Ryan olmasından dolayı bir espri olabilir. Hani Ryan kız için o kadar tuhaf bir isim ki ona değil de zenci olmasına dikkat çekiyorlar şeklinde.
0
mantheman
(28.04.22)
(7)

Ne olacak bu BundesLiga'nın hali?

Kaleci Saçlı Forvet
Beyern üst üste 10. defa şampiyon oldu, biz kendi ligimize kalitesiz diyoruz ama bu da kalitesizlik değil mi, yani bi Alman neden bu ligi takip etsin ki sonuç belliyken belli ki bi 10 sene daha böyle gidecek. Haksız mıyım? Teşekkür ederim.
Beyern üst üste 10. defa şampiyon oldu, biz kendi ligimize kalitesiz diyoruz ama bu da kalitesizlik değil mi, yani bi Alman neden bu ligi takip etsin ki sonuç belliyken belli ki bi 10 sene daha böyle gidecek. Haksız mıyım? Teşekkür ederim.
0
Kaleci Saçlı Forvet
(24.04.22)
guzel futbol oldugu icin takip ediyorlar. dikkat edersen stadyumlar hep dolu. turkiye'deki 35 milyon taraftarli takimlar da 20-30 bin ortalamaya ancak oynuyorlar, 20 milyonluk sehirde. turkiye'de de her sene farkli takim sampiyon oluyor. hangisi daha fazla takip ediliyor sence?
0
baldur2
(24.04.22)
Abi ben bizim ligi kıyas için vermedim aslında tabii ki Alman ligi ile bizi kıyaslamam ama bu ligler lokal ligler değil artık kendi seyircisi tabii ki izleyecek ama uluslararası olarak Alman liginin kalitesini düşürmüyor mu bu? Yani bi Avrupalı neden Alman ligini takip etsin ki sonuç aşağı yukarı belli, ben misal İngiliz ligini izlerim İspanya'yı izlerim İtalya bile Alman liginden daha heyecanlı mesela ki orada da Juve 9 sene şampiyon oldu ama orada bile başka takımların "acaba şampiyon olabilir miyiz" umudu oluyordu, Alman liginde o da yok herkes biliyor ki her sene Bayern şampiyon olacak, bu çok saçma.
0
🌸Kaleci Saçlı Forvet
(24.04.22)
almanya'da futbol kültürü çok farklı. insanlar takımlarını şampiyonluk için tutmuyor. olursa daha fazla seviniyorlar sadece. en başta 50+1 kuralı var mesela: kulüplerin maksimum %49'u yatırımcılar tarafından satın alınabiliyor (leipzig gibi kuralın etrafından dolaşan takımlardan da nefret ederler, dortmund kendi maçlarında statta leipzig'in logosunu bile koymuyordu skorborda) ve bu da kulübün her zaman taraftarlarına ait olacağı anlamına geliyor. gidip üye olabiliyorsun ama bizdeki kongre üyeliği gibi düşünme. daha ucuz, herkes için daha erişilebilir. bazı takımlarda mesela kulüp üyeliğin yoksa bilet dahi alamıyorsun çünkü talep o kadar yüksek.

almanya'da onlarca köklü kulüp var. ülke futbolunu yakından takip etmeyenlerin muhtemelen adını bile duymadığı mannheim'ından tut da rot-weiss essen'ine kadar yerine göre 3. veya 4. ligde 8-10 bin seyirci ortalamasını bulabilen takımlar var. keza eskinin devi kaiserslautern geçenlerde 3. ligde 40 bin seyirciye oynadı.

diyeceğim o ki bayern dominasyonu genel olarak ligin pazar değerini, uluslararası arenadaki konumunu vs. etkileyebilir ama bir augsburg'lu zaten bundesliga'yı bayern için değil kendi takımı için izliyor. taraftar kültürü çok güçlü. o yüzden ilgi hep var. kölnlü adam gladbach derbisinin derdinde mesela, bayern kazanmış ya da kazanmamış en fazla "yine mi bunlar?" deyip geçer.

türkiye gibi taraftarlığın güçlüden yana olma, kendini bir kitleye ait hissetme, payının olmadığı başarılarla övünme gibi kavramlarla bağdaştırıldığı ülkede bundesliga'yı anlamak kolay değil. bizde yoldan çevireceğin 10 adamdan 9'u istanbul'un yakınından geçmemiştir ama istanbul takımı tutar, iki sene kupa alamayınca "sevinmek için sevmedik" filan der jfjdjf almanya futbol konusunda farklı bir dünya.

***

özetle almanlar futbolu kendi takımları için izliyor. 20-30 farklı kulübün çok fazla taraftarı olduğu için de ilgi canlı kalıyor. şampiyonluk mesele değil. sürekli bayern'in kazanmasına tabii canları sıkılıyordur ama bayern şampiyon oluyor diye dortmund'da yaşayan birisi kendi takımını takip etmekten vazgeçmiyor işte veya bir duisburg taraftarı "buli'yi de hep bayern alıyor yav" deyip real madrid'i tutmuyor.
0
der meister
(24.04.22)
Futbol öldü maalesef. UEFA, FIFA, büyük kulüpler el ele verip makası açtılar ve doyumsuzlukları bitmek bilmiyor. Büyük kulüplerin kendi liglerinden ayrılıp bir Süper Lig kurma fikri boşuna değil. Futbol kalitesini Türkiye'de oynanan ile kıyaslamanın doğru bir çıkarım olduğunu düşünmüyorum ben. Türkiye'nin sorunları çok başka, siyaset iliklerine kadar işledi, o yüzden Türkiye'yi bu denklemin dışında tutmak gerek. Fransa'da PSG, İtalya'da Juventus, Almanya'da Bayern, İspanya'da Barça-Real ve İngiltere'de City hegemonyası mevcut. Almanya Futbol Federasyonu da sorunun farkında ki önümüzdeki yıllarda lige playoff sistemi getirmeyi düşünüyor. Tabii bunların hepsi geçici çözümler. Devrim lazım futbolda.
0
ultranil07
(24.04.22)
Abi bu arada ben "Kendi takımları için izliyorlar" teorisine çok katılmıyorum. Bu bir rekabettir ve rekabetin amacı bellidir bu insanın doğasında var; ben şampiyonluk adayı 5 takımdan biriysem ve 10 senedir aynı takım şampiyon oluyorsa ben bi abi biz ne yapıyoruz diye düşünürüm bence. Ha dediğim gibi seyirci tabii gider izler izlemeyip ne yapacak Uganda ligindeki adam da gidip izliyor ama bence bu Alman liginin "çekicilik" kalitesini Fransa ligi düzeyinde tutuyor en fazla, adamlar tekel olmuş 10 sene şampiyon oluyor, başka bi takım biraz palazlansa gidiyor en iyi futbolcusunu alıp çökertçyor takımı, aynı zamanda ortada ahlaki olmayan bir durum da var bence. Bunu yıllardır yapıyor. Yani konu sadece "abi adamlar mutlu böyle" gibi değil bana kalırsa.
0
🌸Kaleci Saçlı Forvet
(24.04.22)
yoo o konuda haklısın, ben sadece ilginin yüksek kalmasını ve çok sevilmesi kısmını açıklamaya çalıştım. yoksa evet almanlar da kızıyor bu duruma ama geleneklerine çok bağlı oldukları için anladığım kadarıyla pek çıkar yol göremiyorlar işin açığı. rekabeti sağlamanın yolu nedir? kulüplerin zenginleşmesi. mevcut düzende bu imkansız. ne olacak? kulüpler satılacak. bu olursa ne olur? almanlar ülkeyi yakar. leipzig, hoffenheim, kısmen wolfsburg ve leverkusen, yerine göre ingolstadt... bu takımlara ciddi antipati söz konusu. yahu adam leverkusen'e bile uyuz oluyor bayer'in işçilerinin takımı diye, neymiş şirket kurmuş bu takımı. adamlardaki takıma bağlılık düzeyini sen anla. şimdi bu adamlara bir arap şeyhi gelip "sizin takımınızı satın alacağız, her sene 4-5 şampiyonluk adayı olacak" dese ne değişir? en fazla şeyhi döverler. yaşanmış bir olay: lokomotive miydi chemie miydi emin değilim, red bull'un leipzig taraflarında kulüp satın almaya çalıştığı dönemde bu takımlara teklif götürülüyor. bu saydığım takımlar şu an 4. ligde. istemiyor taraftarlar. red bull şöyle edelim böyle edelim diye direttikçe diretiyor. en sonunda taraftar gruplarının "şirketinizi bombalarız, yöneticinizin arabasına bomba koyarız" gibi tehditlerinden sonra vazgeçiyorlar.

bu yüzden şu anki sorunun çözümü yok. en azından şimdilik. almanlar da tabii ki çok daha eğlenceli bir lig izlemek isterdi ama bunun tek yolu ya bayern'in bacağını kırmak ya da kulüpleri satmak. ikincisi imkansız, belki 10-15 sene sonra yeni nesille gerçekleşir. ilkini de almanya'da açıkçası kimse istemez çünkü bayern sevilmese bile önemli marka. dortmund'la kaiserslautern'i yok olmaktan kurtardılar neredeyse topladıkları yardım parasıyla örneğin.

ondan dolayı biraz kabullenmişlik hali var diye düşünüyorum. ayrıca dediğim gibi sıradan bir almanın ligin kalitesiyle (kendisi izlediği futboldan memnun olduktan sonra) çok alakası yok; türkiye'deki bir adamın bundesliga hakkında ne düşündüğüyle ilgilenmiyorlar, spor anlayışları bize kıyasla çok daha yerel. yine başa dönmüş olacağım ama bu durum gerçekten böyle. cumartesi öğleden sonra eşiyle, arkadaşıyla, ailesiyle vs. takımını statta izleyerek yıllarını geçirmiş bir magdeburglu mesela 100 tane bayern şampiyonluğu görse de kendi takımını, ligini vs. bırakmıyor. çok sevdiğin bi arkadaşının bir huyuna gıcık olmak gibi işte bayern şampiyonluğu - olmasa daha iyi ama var diye senin için büyük anlam ifade eden bir arkadaşlığı silmezsin.
0
der meister
(24.04.22)
der meister tam olarak anlatmak istediğim buydu. Abi ben oldum olası Alman ligini izlerim valla çok üzülüyorum bu duruma ve çözümü de yok. Yani geçmişte Eintracht Frankfurt'un Kaiserslautern'in Mönchengladbach'ın falan şampiyonluğa oynadığı günleri hatırlıyorum da bugünler o nedenle moralimi bozuyor, yoksa ben de Almanlıktan aldığım tadı hiçbir şeyden alamayanlardanım :)
0
🌸Kaleci Saçlı Forvet
(24.04.22)
(10)

Kafa dağıtmak için izlenecek komedi dizisi tavsiyesi

mantheman
Bu aralar biraz sıkıntılıyım. Gün içerisinde kendimi sık sık uzak durmam gereken düşüncelere dalmış buluyorum. Elimin altında gerçekten eğlendirecek ve saracak bir dizi olursa açıp açıp ona bakarım, hem neşem yerine gelir, hem de kafam dağılır.Always Sunny in Philadelphia OfficeParks and RecreationB
Bu aralar biraz sıkıntılıyım. Gün içerisinde kendimi sık sık uzak durmam gereken düşüncelere dalmış buluyorum. Elimin altında gerçekten eğlendirecek ve saracak bir dizi olursa açıp açıp ona bakarım, hem neşem yerine gelir, hem de kafam dağılır.

Always Sunny in Philadelphia
Office
Parks and Recreation
Big Bang Theory
Friends

Bu tarz dizileri izledim bitirdim ne yazık ki.

Şimdiden teşekkürler.
0
mantheman
(23.04.22)
brooklyn nine nine
0
lancelot du lac
(23.04.22)
himym
0
naksidil
(23.04.22)
ben henüz izleyemedim ama peep show'u çok önerdiler. izlediklerimden de the it crowd ve black books'u önerebilirim İngiliz seviyorsanız.
0
der meister
(24.04.22)
seinfeld
0
baba553
(24.04.22)
Community
0
inheritance
(24.04.22)
will and grace
modern family
schitt's creek
0
blatta hiberna
(24.04.22)
Avrupa yakası
0
megalomaniac
(24.04.22)
izlemediyseniz (bkz: coupling)
0
jepa
(24.04.22)
Dİzi değil ama Aker Kartal Kpss videoları çok komik.
0
geçerkenugradım
(24.04.22)
modern family +1 kesinliklee
0
chanandler bong
(27.04.22)
(7)

Ekonomik krizden önce 2.5x asgari ücret alan birinin yaşam kalitesi

maraz alinin sag kolu
Misal 2010 yılında bu kişi rahatça c sınıfı araba alıp 1+1 rezidansta kirada yaşayabiliyor muydu, sadece maaşıyla?
Misal 2010 yılında bu kişi rahatça c sınıfı araba alıp 1+1 rezidansta kirada yaşayabiliyor muydu, sadece maaşıyla?
0
maraz alinin sag kolu
(23.04.22)
uzun vadede planlama yapabiliyor kredi ile ödemelerini düzenleyebiliyordu.

şöyle diyeyim 2007 yılında biz okurken bize büyüklerin verdiği en büyük nasihat 30'a gelmeden ev ve arabanızı alındı.

yani normal bir üni mezunu 30'a gelmeden istanbul'da ortalama bir yerden ev ve araba kredisine girebiliyor, bunları ödeyip yazında italya'da tatilini yapabiliyordu.
0
duyurukullanıcısı
(23.04.22)
2010'da hatırladığım kadarıyla devlette ortalama bir nitelikli kişi vs maaşı asgarinin 4 katı olan 2200 civarıydı. o parada zaten 1800$ falandı. o zamanlar kira ödeme problemi yaşayan görmedim duymadım hiç bu maaş civarında. 3-5 ay çalıştıktan sonra sıfır araba kredisine de giren elini kolunu sallaya sallaya alabiliyordu.
0
avatar is back
(23.04.22)
1+1 mi? Eskiden 1+1 fakir işiydi. Öğrenciler, tek yaşayanlar tercih ediyordu. O yıllarda krediyle iki katlı, site içi daire alan insan tanıyorum.
0
dissendium
(23.04.22)
Yorumlar doğru evet ama zaten bugünkü krizin sebeplerinden bir tanesi de o zamanki ekonomik koşullar, popülist politikalar. Türkiye'nin gdp'si belli, kişi başına düşen milli geliri belli. Twitter'dan sevdiğim bir twiti bırakayım.
twitter.com

2008 TL-Dolar kuru 1.15
TR: GDP per cap 11.000 Dolar
İtalya: GDP per cap 41.000 Dolar
TR: Öğretmen maaşı 1334 TL yaklaşık 1150 dolar
İtalya: Öğretmen maaşı yaklaşık 1650 dolar.
Allah aşkına bu normal mi sizce? İnsanlar GFC öncesi dönemin bir rüya olduğunu anlamalı.
0
ted
(23.04.22)
abi şöyle söyleyeyim o zamanlar benim lise dönemime denk geliyor ve yakın olduğumuz bir hocamızın ev aldığını, kafası rahat bir şekilde çocuk sahibi olduğunu, yurtdışı tatili için planlar yaptığını vs. hatırlıyorum. özeniyorduk çünkü. biz yabancı dilciydik. o da öyle babadan varlıklı filan olmayan, üniversite okuyup öğretmen olmuş bir adamdı, "10 sene sonra onun gibi olsak ne güzel olur" diye düşünürdük. çok detaylı bakamadım ama 2010 için öğretmen maaşı 1900 görünüyor. hadi özel ders filan da veriyor olsun, 2750 lira de. bulabildiğim en erken euro verisi ise 2012'nin ortalarından 2.30 küsür... hadi iki sene önce daha fazla say (düşüktür muhtemelen) ve 2.50 de, adamın maaşı €1100 filan yapıyormuş.

kısacası zengin edecek bir para değildi ama genç, işinde gücünde bir insanı rahat ettirirdi. kendi ailem için de böyleydi bu durum. iyi hatırlıyorum, buz hokeyini çok sevdiğim için toronto maple leafs kapşonlu şeysi almak istiyordum. 60 dolar mıydı neydi. haftada 20 lira harçlığımı birkaç ay biriktirsem liseli halimle onu alacak maddi gücüm vardı. anamdan babamdan 50-60 lira çıkmalarını rica etsem bir ayda bile olurdu. ki o zaman 20 lira haftalık düşüktü, ben standart anadolu lisesi öğrencisiyim, durumu en kötü olan arkadaşımız bile hiç değilse benim kadar alırdı ailesinden ama o para biriktirip amerika'dan dolarla ürün getirtmeye yeterdi.

şimdi baktım benzer ürün 75 dolar olmuş, 1100 lira yapıyor. sevdiğin takımın donunu almak istesen asgari ücretin 1/4'ünü vermen lazım.

kısacası viski içirip şuh kahkahalar attıracak bir para değildi ama şu ankinden milyon kat iyiydi, avrupa birliği'nin vasat altı ülkelerinden muhtemelen iyi yaşıyorduk. şimdi ucuz diye bulgarlar bizi yağmalıyor işte düşün.
0
der meister
(23.04.22)
Şehre göre değişir bu. Şu anda da istanbul dışında yapılabilitesi var.
0
seaman
(23.04.22)
ev olayı eskinden de o kadar kolay değildi fakat o yıllarda araba almak gerçekten çok kolaydı. yeni mezun birisi 6 ay sonra ikinci el araba bakmaya başlardı, 2-3 sene içinde 0 araba alabilirdi.

hatırlıyorum şirkette primler yatınca cogunluk arabasını yenilerdi. şimdi primler yatınca ancak arabanın ağır bakımlarını kasko sigorta v.s. yaptırabilirsin, biraz da benzin parası kalır.
0
nuisance
(23.04.22)
(12)

1 milyon tl ev vs 1 milyon tl faiz

birmilyonunvarmi
Siz olsaydınız yatırım amaçlı hangisini seçerdiniz? 1 milyon tllik evin kira getirisi max 5 bin lira, 1 milyon tl faizin aylık getirisi minimum 15 bin lira.
Siz olsaydınız yatırım amaçlı hangisini seçerdiniz? 1 milyon tllik evin kira getirisi max 5 bin lira, 1 milyon tl faizin aylık getirisi minimum 15 bin lira.
0
birmilyonunvarmi
(22.04.22)
bir milyonluk ev seneye daha fazla edecek ama bir milyon o kadar fazla etmeyecek
0
ceketimi alip cikcam
(22.04.22)
ev. faiz enflasyon karşısında hergün eriyecek ama ev daha da kıymetlenecek.
0
rose parks
(22.04.22)
ev tabii ki. bu enflasyonda parayi tutmanin, faiz beklemenin manasi yok. ev bos yatsa bile her turlu uzun vadede daha degerli.
0
der meister
(22.04.22)
Ben ev almakla uğraşamam. Faizi seçerim. Evin yeri önemli bir de. Her evin değeri çok artmıyor. Ev alırken İstanbul ve diğerleri diye ayırmak lazım.
0
dissendium
(22.04.22)
1 milyon tl'yi peşinat olarak kullanıp alabileceğim max en uzun kredi ile tl bazında 1.29'dan konut kredisi çekerim.
bu arada kira getirisi 5 bin olan 1 milyonluk ev bulduysan iletirsen çok sevinirim :)
0
roket adam
(22.04.22)
bi kere mevduat faizi = paranın erimesi demektir.
bu seçeneği unutun.

konuta gelirsek, artık konut fiyatları reel olarak ve dövize karşı pahalı. konutu peşin almak bu acıdan zarar ettriri.
eğer aylık ödeme gücünüz varsa 250bin peşinat verip 1 milyonluk evi kredi ile alırdım.

geri kalanı ile de eğer hisse ile ilgileniyorsanız sağlam sanayii hisseleri + altın. ya da komple altın alırdım.

edit: paraya uzun süre dokunmayacaksanız eurobond ta değerlendirilebilir.
0
nuisance
(22.04.22)
1 milyon TL'lik çöp almak >>>>>>>>>>>> 1 milyon TL'yi bankaya faize yatırmak. Ev de bu arada artık yatırım aracı değil. Yani kredi ödemeyeceksen yine bir nebze de oradan gelecek 3 kuruş için kiracıyla uğraşacağına konuya çalışıp borsaya at kendini. Ha diyorsan ki ev kira getirisi için değil, al sat için. O başka.
0
nawar
(22.04.22)
İnancım gereği faiz haram olduğu için, ev alırdım.
0
el conquerador
(23.04.22)
ikiside paranızı çöp eder.
dünyada modern ülkelerde ev alayım kiraya vereyim diye bir yatırım yok. bunu yapan binde bir bile değil.
size tavsiyem abd borsasından sp 500 etf alın (hisse sepeti fonu).
son 17 senede dolar bazında %11 kazandırmış (dolar enflasyonu düştükden sonra).
türkiyede ev arsa borsa faiz hiçbir yatırım aracının bu kadar stabil ve uzun süre getiri vermemiş gelecektede verme ihtimalini görmüyorum.
0
aslindasorunumpsikolojik
(23.04.22)
Kafa rahatlığı >>> her şey

Faize at. Paran çöp falan olmaz, TL olarak şu an her şey tavan yapmış durumda zaten.
0
kanlakarisikyagmur
(23.04.22)
şu anda işten anlayanlar parayı bankaya yatırır gibi ev alıyor.
abd’de enflasyon %6 olarak açıklandı, avrupa genelinde keza 3-5 aralığında enflasyon var
yani paranı dövizde tutsan da her sene yüzde 6 eriyecek aslında (tl nin değer kaybı dışında konuşuyorum)
o yüzden şu an için mantıklı olan şey ekstra paran varsa ev almak.

ayrıca 1 milyon 15 bin faiz getiriyor diyelim 1 senede o para ne olacak 1.180.000
faizi hiç yemediğinizi düşünerek söliyorum.
sene sonu dolar kuru 16-17 tahmin ediliyor. yani bu faizin bir kısmı dolar karşısında erimiş olacak bile.
peki 1 milyonluk ev alsan 1 sene sonra kaçtan satılır en az 1.250 deno da en az yani.
0
rentts
(23.04.22)
el conquerador +1
0
levent bilgen
(23.04.22)
(7)

Direksiyon, pedal, vites seti zevk veriyor mu?

ananiyimioguz
Araba yarışlarını severim ezelden beri fakat hiç direksiyon ile oynamadım.Alınıp kenera atılacak bir şey mi yoksa evde uzun süre keyifli zaman geçirmemizi sağlar mı?Marka olarak thrustmaster veya logitech bakıyorum.
Araba yarışlarını severim ezelden beri fakat hiç direksiyon ile oynamadım.
Alınıp kenera atılacak bir şey mi yoksa evde uzun süre keyifli zaman geçirmemizi sağlar mı?

Marka olarak thrustmaster veya logitech bakıyorum.
0
ananiyimioguz
(21.04.22)
Tır kullanmıştım. Keyifli sayılır. Malı yetiştiremedim, kaza yaptım diye dert sahibi olacak kadar ciddiye alınca keyif almak zor.
0
dissendium
(21.04.22)
2013'te ikinci el aldığım logitech driving force gt ile hala tır sürüyorum. hatta şöyle söyleyeyim eve dönmeyi iple çekiyorum çünkü direksiyonum orada kaldı, eve gider gitmez ilk işim euro truck simulator başına oturmak olacak, malmö'den berlin'e yüküm vardı jdfdk.

direksiyonla araba yarışı oynamak biraz teknik bilgi gerektirebiliyor. ben o yüzden çok keyif alamamıştım. f1 oynarken mesela aracı yolda tutmakta zorlanıyordum. diğer taraftan iyi bir araba yarışı oyununu bilerek oynamak muhtemelen müthiş keyif veriyordur, tır sürmekten daha eğlencelidir.

ben kendi aldığım direksiyonu 28 yıla yaklaşan hayatımın en iyi yatırımı sayıyorum öyle söyleyeyim. hele thrustmaster filan alırsan abooov, bilgisayar başında zevkten kafayı yersin muhtemelen. ama işte neyi nasıl oynayacağını bilmek lazım. ben assetto corsa, f1 vs. oynamayı beceremiyorum. çok karmaşık geliyor. istanbul'da koy ama tıra izlanda'ya kadar giderim.
0
der meister
(21.04.22)
Ben de logitech driving force gt aldim ama beni sarmadi acikcasi sonra saldim.
0
mirafiori
(21.04.22)
Uzun yıllar hem logitech g27 yi hem de driving force gt yi kullandım,inanılmaz zevkli.Ama bunların daha ucuzu aynı zevki vermiyor.
Alıp kenara atılmaz zira 2.elleri çok hızlı satılıyor,anında elden çıkarabilirsin.
0
arenas
(21.04.22)
Araba kullanan adama tuhaf geliyor bence, beni hic sarmadi acikcasi.

Oyunun zevki kaza yapmaktan asiri seyler yapmaktan geliyor ama bu alet gerceklik veriyor.
Gercek arabayla da kaza yapmak istemiyorsun beynin salmiyor.
0
divit
(21.04.22)
Eğer yarışlara ve gerçekçiliğe ilginiz varsa çok keyifli bir hobiye dönüşme potansiyeli yüksek ürünler, senelerdir yerli ve yabancı komunitelerde yarışlar yapıyorum, simulatöre oturduğumda kafamda başka hiç bir şey kalmıyor, hobi vasıtasıyla tanıştığım arkadaşlarımla yeri geliyor 12 saatlik pilot değişimli yarışlara katılıyoruz, öncesinde antrenman seansları/setup ayarlama derken neredeyse her akşam bir iki saatimi ayırıyorum. Artık başka oyun oynamaz hale geldim, o kadar söyleyeyim.

Hobinin tek handikapı ekipman işi gerçekten dipsiz kuyu, zamanında Logitech G25 ile başladım, seneler sonra Simucube 2 Pro base, Heusinkveld pedal seti vs derken binlerce euroluk harcama yaptım. Ancak bu harcamayı saate bölsem birim zamanda harcadığım miktar gayet ucuza geliyor. Uygun fiyatlı ekipmanla da gayet tat alınabilir elbette ama eğer hobi sizi cezbederse cüzdanı hazır etmekte fayda var.

Yukarıda da söylenmiş ben de ekleme yapayım, genelde absürd fiyat istenmedikçe 2. elde hızlıca elden çıkarılabilecek ürünler bunlar, hatta siz de 2. el alabilirsiniz, sevip sevmeyeceğiniz belli olmayan bir şey için sıfırına bir ton para dökmeye gerek yok.
0
diabolus79
(21.04.22)
Arkadaştan aldım denemelik, 1 ay takıldım. Yukarıdaki yorumlara katılıyor ve ekliyorum: seti kuracağın sabit bir ortam yoksa tüm zevki kaçıyor.

Bi kere ergonomi önemli, direksiyon yüksekliği, pedalların mesafesi, vitesin yeri konforu çok etkiliyor. Ben masaüstüne taktım ilk başta, direksiyon harici bilgisayar iptal oldu. Sök tak zaten ayrı dert.
Direksiyon sana yakın olsun istiyorsun dibine giriyorsun, bu sefer pedal çok yakında kalıyor eğer masanın genişliği fazla değilse. Pedala bükük dizle basmak konfor katili.

Ama en büyük sorun manuel vites. Hele ki yarış oynuyorsan hızlı hareket etmen lazım, direksiyonun yanına takınca yine konfor katili.

Çözümü ütü masasında ve taburede buldum, direksiyon ütü masası vites taburede. Yüksekliği ayarla, kendine çek, altına pedal; istediğin gibi. O konforu sağlayınca saatlerce kalkmıyorsun başından, öbür türlü yoruyor insanı
Tabii bunu kasayı oturma odasına taşıyıp tv karşısında yapabildim, bu da ayrı bir dert zaten. Masayı kaldırdın ettin diyelim, pedal ağır, kabolar sök tak...

Logitech g920'yleydi benim tecrübem ama hepsi için benzer olsa gerek. Kalıcı setup'sız olmaz, yoksa ayda 1 kullandığın bir şey haline gelir.
0
Bruce
(22.04.22)
(9)

hayal ettiginiz hayatı yaşamak için

Stoneface
aylık ne kadarlık bir kazancınız olması gerektigini düşünüyorsunuz?
aylık ne kadarlık bir kazancınız olması gerektigini düşünüyorsunuz?
0
Stoneface
(09.04.22)
50k kazansam güzel yaşardım
0
mg3929
(09.04.22)
valla ayda €5000 gelirim olsa ben gayet iyi yaşarım ya. hayalimde çünkü maddi kaygımın pek az olduğu, nispeten gelişmiş bir ülkede sessiz sakin bir hayat sürmek var. avrupa'da yaşamak istediğimi düşünürsek belki iskandinavya dışında her yerde rahat ederdim bununla. berlin olur, riga olur, tallinn olur... anneme ve kardeşlerime biraz daha güzel koşullar sağlayabilsem, cebimde kaç para olduğunu düşünmek zorunda kalmasam yeterince iyi hissederdim sanırım.

kırmızı şortli'deki dayının da dediği gibi "o kadar maceralı bir insan değiliz". ha ne kadar kazansan iyi/mutlu hisseder, havalara uçarsın desen bunun için €2000 de yeter açıkçası.
0
der meister
(09.04.22)
Ulaşılabilir hayallerden mi bahsediyoruz yoksa xxxxx miktar param olsa şunları alıp, şöyle yaşar, böyle yaparak deneyimlerdim bu hayatı gibisinden mi? .

İlk kısmı için, şuan az çok hayal ettiğim hayatı yaşıyorum çok şükür. Hem maddi hem de manevi.

İkinci kısmı içinse, yaklaşık olarak 15 milyar Türk Lirası falan ancak yetiyor. Olur da bir gün hiç beklenmeyen bir yerden miras kalır ne bileyim şans oyunu tutar vs her şeyin planı kafamda hazır. Dikkat ettim de özellikle bu şans oyunlarında büyük ikramiyeyi kazananların neden dibe vurduğu çok açık. Hayatları boyunca beş saniye bile olsa o miktar da parayı hayal etmemişler. Bir anda da o miktarda ki para da aklî melekelerini bozuyor. Dolayısıyla parayı nasıl değerlendireceklerini bilemediklerinden dolayı da hiç ediyorlar.
0
skzr
(09.04.22)
Başlığı görünce 50 diye düşündüm, 30la idare edebilirim sanırım
0
neymis
(09.04.22)
Hayal ettiğim hayatı yaşayabilmem için gerekli zamanı sağlayan bir iş olması daha önemli benim için. Kendime ayıracağım 1 birim zaman için 5 birim çalışmak zorunda kalmamak gibi. İşin hayatı motive etmesi, hayattan çalmaması gibi bir faktör de var maddi getiriden daha önemli oluyor. Aksi takdirde 50k kazanıp gurbetçi gibi birikim yapmak ya da bir haftasonuna koştur koştur tatil sığdırmak anlamsız olur...
0
papa ikinci jambon
(09.04.22)
önceden 10bin kazansam yeter diyordum şimdi 10bin kazanıyorum ama kesinlikle yetmiyor, en az 30 bin olması lazım.
0
kendi dugunune gitmeyen kamber
(11.04.22)
Türkiyede 40k civarı sanırım. Başka ülkeleri bilemiyorum
0
alaimisema
(13.04.22)
6 haneli kazanıyorum. çalışarak 7 de yetmez. çalışmadan bu paranın gelmesi lazım.
0
gabe h coud
(13.04.22)
pasif gelir lazım.
0
kumandanim
(13.04.22)
(2)

ursula von der leyen kiev ziyareti

duyurukullanıcısı
savaş duruldu diyebilir miyiz? bu ziyaret sonrası?https://gazeteoksijen.com/dunya/abden-ukraynaya-yolunuz-burada-basliyor-152285
savaş duruldu diyebilir miyiz? bu ziyaret sonrası?

gazeteoksijen.com
0
duyurukullanıcısı
(09.04.22)
yoo daha once de kiev'e giden liderler olmustu. hatta onlar savas cok daha beterken, kiev bombalanirken gitmisti diye hatirliyorum. rusya dogu ve guneye odaklanacak, su an bir nevi firtina oncesi sessizlik. ukraynali uzmanlar bile "su ana kadar gordugumuz bir sey degil" diyor maalesef.
0
der meister
(09.04.22)
Duruldu diyemeyiz. Rusya hem ekonomik yaptırım hem de askeri olarak yıpratılmaya çalışılıyor. Bunun uzun vadede batı için avantajı var. Erkenden savaşın bitmesi batının şu an planına uymaz.
Olan sivillere oluyor yine.

Ortam daha müsait olduğu için suriyede yaptıklarına kıyasla Rusya Ukrayna'da biraz daha dikkatli hareket ediyor sanki.
Kayıplarına rağmen halen gerçek gücünü göstermişte değil.
0
Erva
(09.04.22)
(4)

Albert Camus'nun bu sözü hangi kitabında geçiyor?

japon balığı
“İnsanın parası varsa çalışmak zorunda kalmaz. Böylece zamanı satın alır. Bu kalan zamanda da kendini mutlu edebilecek şeyleri yapar. Yani para mutluluğu satın alır.”
“İnsanın parası varsa çalışmak zorunda kalmaz. Böylece zamanı satın alır. Bu kalan zamanda da kendini mutlu edebilecek şeyleri yapar. Yani para mutluluğu satın alır.”
0
japon balığı
(09.04.22)
Düşüş olması lazım.
0
herzan
(09.04.22)
@herzan
Pdf'inde aradım ama yok.
0
🌸japon balığı
(09.04.22)
çok sayıda farklı çevirisi vardır muhtemelen. para, mutlu, zaman, vakit, al vb. kelimeleri kullanarak deneyebilirsiniz ya da varsa başka yayınevlerinin pdf'lerine bakabilirsiniz.

aslında orijinaline ulaşmaya çalışmak lazım çünkü bazen çevirmenler kendilerinden bir şeyler katma işini bayağı abartıp tamamen farklı çeviriler sunabiliyorlar. esasında camus bunu bu şekilde ifade etmemiş dahi olabilir.
0
der meister
(09.04.22)
Mutlu Ölüm'de arattığımda şöyle bir çevirisi çıktı:

"Ah, zenginlerin çoğunda mutluluğun hiçbir anlam taşımadığını pek iyi bilirim! Ama bu sorun değil. Paraya sahip olmak, zamana sahip olmaktır. Bu görüşümde kararlıyım. Zaman satın alınır, her şey satın alınır. Zengin doğmak ya da zengin olmak; bu hak edildiğinde mutlu olmak için zamana sahip olmaktır."

Aradığım versiyonu bulsam iyi olurdu nitekim ona referans vereceğim.
0
🌸japon balığı
(09.04.22)
(4)

Şehirlerarası otobüslerin mazotu

15 yildir okurum da simdi ne yazacagim
Yine merak ettiğim acayip bir detayla karşınızdayım. Başlıktaki mesele, yani şehirlerarası otobüslerin motorin ikmali nerelerde yapılıyor? Öncelikle Aşti dışında iniş ve biniş alanları ayrı olan otogar görmedim ben (Esenler de öyledir belki ama orayı hiç görmedim). Yani çoğu garajda (özellikle de yo
Yine merak ettiğim acayip bir detayla karşınızdayım. Başlıktaki mesele, yani şehirlerarası otobüslerin motorin ikmali nerelerde yapılıyor?

Öncelikle Aşti dışında iniş ve biniş alanları ayrı olan otogar görmedim ben (Esenler de öyledir belki ama orayı hiç görmedim). Yani çoğu garajda (özellikle de yol üstüne denk gelen yerlerde, mesela bursa) otobüsler terminal önüne park edip yolcularını boşalttığı gibi bekleyen yolcuları almaya başlıyor. Kalkışa kadar orada bekliyorlar yani.

Yolüstü hadi otogarı geçtik, yakıtı mola tesislerinde alıyorlar desek, ara sıra tuvalet için bile inmeyen yolcular oluyor. Hiçbiri olmasa bile otobüs yine yerinden kalkmıyor, mola boyunca otoparkta yıkanıyor falan, öyle tesis önündeki benzin istasyonuna yanaşmıyor.

Peki tüm bu süreçte otobüslerin yakıtı ne zaman alınıyor? Yoksa bir depo mazotla tüm yolu baştan sona gidecek şekilde mi üretiliyorlar?
0
15 yildir okurum da simdi ne yazacagim
(26.03.22)
3. Paragrafın başındaki "yol üstü" kelimesi fazladan olmuş.
0
🌸15 yildir okurum da simdi ne yazacagim
(26.03.22)
ben şahsen kendi yolculuklarımda bildiğin normal araç gibi istasyonlara girip benzin aldıklarına çok şahit oldum. yolculuk süresi çok uzun değilse tek seferde ihtiyaç olmayabilir, size denk gelmemiştir ama yolda alıyorlar yani. hatta o aralarda kimseye sormadan etmeden sigara içmeye inip otobüsü bekleten yolcular da olur.
0
der meister
(26.03.22)
yolculuk sırasında +1 ve yerine göre yolculuk aralarında.
travego 480 lt alıyor, 100kmde 21 lt civarı yakıyor diye biliyorum. bu da 2000km civarı yapar.
0
mutlu yillar sana
(27.03.22)
yakıtı genelde sefer sonunda alıyorlar. ayrıca aracı da bu zamanlarda temızliyorlar. bazı otogarların icin de benzinlik var. bazen sefer sırasında da alabiliyorlar ama bu rota da mecburı degilse yaptiklari bir sey degil. yolcu tasiyorsan temel prensip olarak yolcuyu aractan ne kadar az indirirsen o kadar hizli gidersin.
0
helenart
(27.03.22)
(9)

Incel, normie, chad., Redpill, Blackpill.. Ne demek biliyor musunuz?

Coyote
Ne düşünüyorsunuz
Ne düşünüyorsunuz
0
Coyote
(26.03.22)
sadece redpill biliyorum ona da yorumum : her topal atın bir kör alıcısı vardır.
0
AlsterWasser
(26.03.22)
incel, blackpill, redpill biliyorum
0
olaylar olaylar
(26.03.22)
hepsini biliyorum ama özellikle üstüne düştüğümden değil de internette yaşadığım, meme kültürüne aşina olduğum için. gerçek anlamda düşünce veya öğreti olarak hiç üzerine düşmedim çünkü şahsen inanılmaz saçma olduğunu düşünüyorum.

ben ergenken mesela alfa malfa mevzuu hiç yoktu. yani vardı da hayvanlar için kullanırlardı bunu. sonra "alfa" erkekler ortaya çıktı, bir gecede beta kaldık. sonra sigmalar türedi filan. çok komik geliyor bana. yani şu dünyada yapacağımız şey belki mutlu bir yuva kurmak, belki 3-5 kişiyle sevişmek, dünyayı değiştirecek veya büyük iş yapacak motivasyonumuz yoksa öyle dandik dandik işlerle uğraşıp ölmek yani millet neden bu mevzularda bu kadar sinire kesiyor, kendini bir yerde konumlandırmaya çalışıyor inan hiç anlam veremiyorum. yav ben alfa olsam ne olur, omega olsam ne olur, incel olsam ne olur.
0
der meister
(26.03.22)
Biliyorum.

Toplumlar değişirken, böyle yeni kavramların çıkması normal. Yeni sistemin ezilenleri kendilerini tanımlarken yeni kavramlar üretiyorlar, mesela "kapitalist" ve "sosyalist" kelimelerinin ortaya çıkış süreçleri de benzer.

O açıdan seviyorum yani, tek kelimeyle bir sürü şey anlatıyorlar. Ama Türkçeye gelmedi bu kavramlar yine, direkt İngilizce'den alıp kullanıyoruz. Son yıllarda Türkçe'den İngilizceye geçen bi tek "derin devlet" -> "deep state" kelimesi var sanırım.
0
plutongezegendegilmi
(26.03.22)
Sadece red pill. Bence insanları dış görünüşe, birkaç davranışa göre sınıflandırarak adlandırmak büyük sığlık. Batı'nın sevmediğim taraflarından birisi bu. Hiç derinlik yok böyle şeylerde.
0
dissendium
(26.03.22)
Hiçbirini bilmiyorum.
0
sckxyss
(26.03.22)
Bana genelde mesaj atiyorlar oyle ogreniyorum.
Bu aralar incel demeye basladilar. Eskiden seksist diyorlardi, daha once fasist ve irkci diyen coktu.
Zaman degistikce hakaretler degisiyor.

Bi kiz bana redpill yapiyorsun demisti.
0
divit
(27.03.22)
redpill ile incel'i biliyorum da bunlari hayat felsefesi haline getiren, ciddi ciddi bagimlisi fanatigi olan insanlara da uzulmemek elde degil.
0
baldur2
(27.03.22)
Hepsini biliyorum. (blackpill haric, duymadim daha once)
Laura Bates'in "Men Who Hate Women" kitabinda da cok guzel aciklaniyor. Ne dusundugumu aciklamam cok uzun surer o yuzden atliyorum o soruyu.
0
sopiro
(27.03.22)
(5)

Üniversite sınavına 3 milyon 200 bin başvuru olmasının sebepleri?

duchess jessamine
Hani üniversite bitmişti. Hiçbir işe yaramıyordu. Askerliği tecil ya da indirimli ulaşım da bu kadar artırmaz diye tahmin ediyorum. Sebepleri nedir sizce?
Hani üniversite bitmişti. Hiçbir işe yaramıyordu. Askerliği tecil ya da indirimli ulaşım da bu kadar artırmaz diye tahmin ediyorum.

Sebepleri nedir sizce?
0
duchess jessamine
(25.03.22)
Napalim basvuralim bari oluyor olabilir. Yüzdelik olarak ne kadarına tekabül ediyordur bilemiyorum ama doğrudan lise mezuniyetinin sağladığı bir kariyer istihdam alanı, bir gelecek olasılığı yok çünkü.
0
encokbenisevinnolur
(25.03.22)
birincisi ülke nüfusu artıyor. ikincisi "üniversite hiçbir işe yaramıyor" değil, üniversite mezunu olmak bile sizi ayrıcalıklı kılmıyor... arada önemli fark var. nedense türkiye'de okumak zaman kaybıymış gibi bir algı yaratıldı ama bu ülkedeki ortalama vatandaş profili okumadığında daha iyi işler başaracak insanlardan oluşmuyor. iş kuracak, zanaat edinecek, yolunu bulacak bir kişiye karşılık okul olmadan iyi yerlere gelemeyecek binlerce insan var. sanki okumayan herkes süper yerlere gelecekmiş gibi bir algı var. bu yanlış.

okuduğunda bir yere gelemiyorsun tamam ama bu "okumazsan gelirsin" demek değil. tam aksine artık çaycılik için bile doktora diploması istendiği için okuyan şüpheli, okumayanın hiç şansı olmuyor...

bir de üniversiteye giriş sınavı yani neticede sırf kendini denemek için öylesine giren insanlar bile var. çok anlam yüklememek lazım diye düşünüyorum.
0
der meister
(25.03.22)
tek bir sebeple açıklanamaz elbette;

kültürel, ekonomik, sosyolojik bir sürü etken var. genç nesil her ne kadar okumak aslında o kadar da kıymetli değil dese de ebeveynler, okuyarak statü, para, itibar kazanmanın pik yaptığı yıllarda yetiştiği için tırnak içinde söylüyorum bir işe yarar adam olmanın olmazsa olmazı faktörlerinden başlıcası olarak görüyor. dolayısıyla üniversite eğitimi konusunda teşvik ediyorlar veya zorluyorlar.

ekonomik anlamda der meister gibi düşünüyorum, yani bizim insanımızın ezici çoğunluğu iyi ki üniversite okumadım çünkü üniversite okuyup karşılığını alamayıp ömrümü çürüteceğime şunu şunu yaptım şu an çok iyi durumdayım hikayelerini yapacak bir kitle değil. atıyorum üniversite'de öğretmenlik okuyup atanamayan adam bim'de kasiyer oluyorsa, lise mezunu artık oraya da giremiyor. yani lise mezununun, üni okuyup alakasız şu işi yapıp asgari ücret alan kişinin, işine girmesi için ön yeterliliği de olmuyor. hepsini geçtim, sırf belki bir yerde bir torpil buluruz da bizim oğlanı/kızı bir yere aldırırız diyebilmek için bile üniversite okumasını bekliyor ebeveyn veya kişi.

toplumun algısı da büyük oranda, piii üniversite bile okuyamamış, lise mezunu bomboş adam şeklinde. seveyim toplumun boş düşüncelerini diyebilirsiniz ama bireyler istisnalar dışında, toplum normlarına uymak ister.
0
wilhelmwasmuss
(25.03.22)
baraj kaldırıldı. canı sıkılan, evden kaçmak isteyen falan herkes üniversite okumaya gidecek. geçen sene mesele 700bin kişi barajı geçememiş. yıllardır baraj altı kalanlar artık üniversiteye gidecekler
0
avatar is back
(25.03.22)
Elbette sosyolojik sebepleri de var ama geçen seneki sıralama özürlü, saçma derecede sıkıntılı sınavı da hesaba katın derim her şeyden önce. Ufak bir yks 2021 araştırması yaparsanız görürsünüz.
0
not dark yet
(25.03.22)
(5)

yurtdışına çıkamıyor olmanın getirdiği kısıtlanma hissiyle başetme

iwillsee
iş güç durumlarından dolayı yurtdışına yerleşmem imkansız (aşırı istesem de buradaki işimi bırakıp benzer standartlarda medeni bir ülkede bir iş bulamam) kurdan dolayı da turistik seyehatler imkansız hale geldi. ben kendimi bildim bileli küçük bir çocuk olduğumdan beri yurtdışında yaşamak isteyen en
iş güç durumlarından dolayı yurtdışına yerleşmem imkansız (aşırı istesem de buradaki işimi bırakıp benzer standartlarda medeni bir ülkede bir iş bulamam) kurdan dolayı da turistik seyehatler imkansız hale geldi. ben kendimi bildim bileli küçük bir çocuk olduğumdan beri yurtdışında yaşamak isteyen en olmadı ara ara yurtdışını gezip görmek isteyen bir insandım ama tüm bu şartlarda bunu gerçekleştiremeyince şu an ülkenin de içinde bulunduğu malum hallerden dolayı kendimi kapana kısılmış hissediyorum. benzer hislerde olan var mı? nasıl başediyorsunuz?
0
iwillsee
(25.03.22)
Bende böyle bir his yok ama bilet fiyatları görece ucuz olan, vize olmadığı için vize masrafı olmayan, satınalma gücü de bizimkinden aşırı yüksek olmayan ülkelere 3-4 günlük geziler yapabilirsiniz belki. Makedonya, Karadağ, Sırbistan vs. 2015'te Makedonya'ya, 2018'de Karadağ'a gitmiştim. İlki aşırı ucuzdu, ikincisi de ucuzdu. Şimdi 2'şer kademe üste çıkıp biri normal, diğeri pahalı olduysa bütçenize uyabilir belki.
0
perferil
(25.03.22)
henüz öğrenciyim ama tam olarak bu sebepten okul bitince tır şoförü olmayı planlıyorum. çocukluktan beri hep istediğim bir şeydi zaten ama okuyup "büyük adam" olurum diye üzerine düşmüyordum. yaş ilerleyince herkese yetecek kadar beyaz yaka işi olmadığını, dil bilmenin ya da kendini geliştirmenin spesifik alanlar dışında yurtdışı açısından bir halta yaramadığını gördüm.

ha şoför olunca gideceğinin veya yerleşeceğinin yine garantisi yok ama en azından elinde geçerli ve spesifik bir meziyet söz konusu. açık da var.

zor meslek, herkese uymaz ama ben o açıdan da şanslı olduğumu düşünüyorum çünkü zaten asosyalin tekiyim. 70 yaşına kadar her akşam aynı dandik eve gelip ay sonunu düşünerek, makarna yiyerek yaşayacağıma bu ülke içinde kalsam dahi 7/24 gezip bir sabah Diyarbakır'da, bir sabah Malatya'da uyanarak yaşamak daha makul geliyor.

okula gitmemek için ayak sürüyordum mesela resmen çünkü bitince kendimi bu saçma girdabın içinde bulmak istemiyordum. şimdi bir an önce bitsin de işime bakayım diyorum. üç sene sonra belki pişman olurum onu bilmem ama şu an böyle düşününce kendimi kesinlikle daha sağlıklı ve mutlu hissediyorum.
0
der meister
(25.03.22)
Aynı hissin birebirini yaşıyorum. İş bul göç et zor geliyor, çıkıp gezmek de ekonomik olarak çok zor hale geldi. Kendi ülkemizde bile gezmek hayal oldu gerçi bir yandan da.
0
bigcaptain
(25.03.22)
gezi açısından ben de aynı durumdayım. kendimi çok eksik hissediyorum bu konuda. 29 yaşına geldim, kıbrıs dışında bir yer görmedim yurtdışı olarak:) askerde millet erasmus maceralarını anlatırken ağzım açık dinledim, utandım açıkçası. valla millet ne yapıp edip bir şekilde geziyor ya. bugünleri yaşayacağımızı bilsem yıllar öncesinden yurtdışı gezileri yapardım.
0
nothing in my way
(25.03.22)
Gocmus arkadaslariniz varsa kalma ve yeme icme konusunda onlardan yardim isteyin.

Biz vize ve ucagi halletmis arkadaslarimizi gezdiriyoruz burada. Yapabildigimiz ancak bu.
0
cleric
(25.03.22)
(7)

Duolingo Almanca

Mossy
Duyuruda arattım, çok fazla kötülendiğini gördüm uygulamanın. Bir aydır kullanıyorum en azından kelimelerin telaffuzlarını burası sayesinde iyi öğrendiğimi düşünüyordum. Bununla beraber yine burada önerilen https://static.nadirkitap.com/fotograf/287009/19/Kitap_2020081219220628700913.jpg şu kitaptan
Duyuruda arattım, çok fazla kötülendiğini gördüm uygulamanın. Bir aydır kullanıyorum en azından kelimelerin telaffuzlarını burası sayesinde iyi öğrendiğimi düşünüyordum. Bununla beraber yine burada önerilen static.nadirkitap.com şu kitaptan gramer çalışıyorum. Önerebileceğiniz başka kaynaklar var mı? Bugün giriş seviyesi için okuma kitabı almayı düşündüm. Duolingo'nun faydasızlığı hakkında duyuruda yapılan yorumları gördükten sonra uygulamadan da bir soğudum. Yine de telaffuz için kullanmaya devam etsem mi bilemedim. Vaktimin boşa gitmesini istemiyorum.

Kitap olur, youtube kanalı olur, uygulama olur her türden öneriye açığım. teşekkürler.
0
Mossy
(24.03.22)
geçen sene biraz bakıp devam etmemiştim, bir bakın isterseniz sistemi benim hoşuma gitmişti.

www.vhs-lernportal.de
0
kornisch
(24.03.22)
duolingo a1 seviyesinde dile aşina olmakta işe yarıyor. ama sonra vakit kaybı. "sinek kuşu yedi" gibi normal hayatta asla kullanmayacağın abuk sabuk cümleler ezberlemekle kalıyorsun. bir de alıştırmaları fazla oyunlaştırdığı ve basitleştirdiği için seni asla zorlamıyor, çoğunu düşünmeden yapıyorsun.

www.vhs-lernportal.de +1

ben de buradan çalışmanı tavsiye ederim.

youtube kanalı için de: www.youtube.com
0
sir gawain
(24.03.22)
Uygulamanın sadece aktiviteleri değil, webden girince konu anlatımlarını da kullanınca verimli.

Çoğu insan konu anlatımlarına bakmıyor o yüzden.
0
anten
(24.03.22)
en güzeli instagram hesapları. vaktinin bir kısmını instagram'da geçiriyorsan, 5-10 tane hesap ekle, en azından almanca öğrenmiş olursun. benim öyle bir hal aldı ki, instagram'da geçirdiğim zamanın yarısından çoğu almanca hesaplarının hikayelerini izlemekle geçiyor.
0
gabe h coud
(24.03.22)
Öncelikle kitabı görünce çok mutlu oldum. Çünkü ilk sırada o kitabı öneriyorum. Çok güzel bir kitap gerçekten :)

Kaynak olarak bu siteyi önerebilirim. Okul zamanımda bu siteden çok faydalandım.
mein-deutschbuch.de

Bunun yanı sıra şu Facebook ve Instagram sayfalarını da mutlaka tavsiye ederim:

www.facebook.com
www.instagram.com
0
inatciligin yeryuzundeki temcilcisi
(25.03.22)
kaynak öneremeyeceğim ne yazık ki ama duolingo'nun faydasızlığı konusunda ingilizce ve rusçası olan, eğitim hayatı dil öğrenmekle geçmiş (ne kadar başarılı, orası tartışılır gerçi) birisi olarak şunu söylemek isterim: duolingo telaffuzlar olsun, belli konseptleri pekiştirme olsun, oyun yöntemiyle motivasyonu koruma yönüyle olsun fayda sağlayabilecek bir site ama "dil öğrenmek" için kesinlikle işe yaramaz olduğunu düşünüyorum. sosyal medyayla birlikte insanlar kendilerini göstermek için farklı mecraları kullanmaya başladılar (fotoğraflar için instagram, diğer şeyler için twitter vs.); günümüzde bir trend haline gelmiş "dil öğrenme" işinin yüzü de duolingo oldu.

kimseyi yaptığı iş için yargılamak istemiyorum ama mesela bakıyorum adam duolingo'da isveççe kasıyor... öğrenince ne yapacaksın diyorum. en ufak fikri yok. hiçbir kaynağı yok. dili bilse ne yapacağını, nasıl geliştireceğini veya seviyesini koruyacağını bilmiyor. maksat "dedeme atom bombası attılar" gibi tuhaf cümleleri oluşturup, "seviye atlayıp" tatmin sağlamak çoğunlukla. o açıdan işe yaramaz buluyorum ben.

bir de almanca gramer olarak zor bir dil. biliyorum çoğu öğrenci sevmiyor bunu ama öğrenimin tamamı değilse bile bir parçası ne yazık ki oturup "eşek gibi" teori çalışmakla ilgili. öyle olmalı. akkusativ neymiş, dativ neymiş, mantığı neymiş, dönüşümler nasıl olurmuş vs. bunları bilmedikten sonra duolingo'da istediğiniz kadar cümle kurun; belki turist olarak birkaç şey söylemenize yardımcı olur ama dili öğretmez.

hele ki işte rusça filan gibi dillere hiç girmiyorum. bir arpa boyu yol alınmaz. onun size verdiği cümleyi tekrarlamış, 3-5 kelime öğrenmiş olursunuz ama odur yani. bir dili hakkıyla öğrenmek, belli seviyeye gelmek için duolingo BELKİ destekleyici araç olabilir ama önemli bir kaynak olarak düşünülmesi abesle iştigaldir.

siz belli alanlarda size katkı sağladığını düşünüyorsanız tabii ki bir yandan devam edin, pratiğin fazlasından zarar gelmez ama duolingo'dan dil öğrenmeye çalışmayın veya orada istediğiniz verimi elde edemezseniz moralinizi bozmayın. celal şengör'ün deyişiyle duolingo bir ZIRVAdır.
0
der meister
(25.03.22)
Duolingo'u özellikle Almanca dili için yoğun bir şekilde düzenli olarak kullanmış biri olarak söyleyebilirim ki yetersiz. Ben eğitim dilini İngilizce seçerek diğer dilleri öğreniyorum. Yani Duolingo beni İngilizce olarak eğitiyor, Türkçe değil. Bu yüzden içeriğinin dilimize nazaran daha zengin olacağını varsayabiliriz.

Konu anlatımları (ne nedir, dilbilgisi vb.) fena değil ancak iş pratik konuşma ve komplike kullanıma gelince ben yetersiz buldum. Öte yandan tekrar yapmak, hatırlatma ve yeni kelime/fiil öğrenme amacıyla kullanmak için bence gayet iyi. Ana eğitiminizi daha sağlam kaynaklardan alıp Duolingo'u da yardımcı araç olarak kullanırsanız daha faydalı olur. Örneğin ara verdiğiniz günlerde Duolingo'da egzersiz yapabilirsiniz çünkü oyun gibi ve motive edici. Ama ana öğretim kanalı olarak ben yetersiz buluyorum.
0
burka
(25.03.22)
(2)

Ukrayna uçak biletleri ucuzlar mı?

i am not an elephant
Son 3 senedir enflasyona rağmen gidiş dönüş 1000-1200 lira arasıydı. Savaş çıkınca fiyatlar 2000 liraya fırladı. Savaştan sonra düzelir mi sizce?Uçak fiyatlarının yükselme sebebi talebin az olması mı?
Son 3 senedir enflasyona rağmen gidiş dönüş 1000-1200 lira arasıydı. Savaş çıkınca fiyatlar 2000 liraya fırladı. Savaştan sonra düzelir mi sizce?

Uçak fiyatlarının yükselme sebebi talebin az olması mı?
0
i am not an elephant
(20.03.22)
ucuzlamaz. turkiye'de deli gibi enflasyon var ve havacilik dolarla doner. savas bittikten sonra demissiniz ama bu isin "tamam bitti hadi" denecek bir ayrimi olmayabilir. savas bittigi halde bazi bolgelerde catismalar, guvenlik sorunlari vs. devam edebilir. 1000 lira dediginiz 100 dolar bile yapmiyor, biletler hicbir zaman pahali degildi, aksine 5-6 sene once filan ucuzdu. sonra ukrayna cok sik tercih edilen bir destinasyona donusunce biraz sisti fiyatlar. simdi ise biz cok fakir oldugumuz icin pahali geliyor.
0
der meister
(20.03.22)
ucuzlaması imkansız. uçak dolusu insan geliyor Ukrayna'dan her gün, bu insanlar ara ara illa ki geri gidecekler.
0
roket adam
(20.03.22)
(2)

Monotonlaşma, durağanlıkla nasıl baş ediyorsunuz?

psmstc
Soru başlıktadır.
Soru başlıktadır.
0
psmstc
(18.03.22)
Bazen böyle olur. Bazen durur bazen harekete geçersin. Bunu kabullenip belamı aramıyorum diyerek baş ediyorum. Dizi, film, müzik, kitap iyi geliyor.
0
Corpsebridee
(18.03.22)
süre çok uzamadığı takdirde etmiyorum açıkçası, hayat bir parti değil neticede bazen rutin ve tekdüzelik iyidir bence
0
der meister
(18.03.22)
(12)

Eski bir sevgilinizi özleme atakları size de oluyor mu?

magni
Tamamen akıldan çıkaramamak, sürekli onu düşünüp hep özlemek şeklinde değil kastettiğim şey. Unutuyorsun, aklına bile gelmiyor uzun süre. Ama aylar sonra olmadık zamanda birden yeniden deli gibi aklına düşüyor, beraber geçirdiğiniz güzel anları düşünüyorsun saatlerce, günlerce. Sonra yine unutuyorsu
Tamamen akıldan çıkaramamak, sürekli onu düşünüp hep özlemek şeklinde değil kastettiğim şey.

Unutuyorsun, aklına bile gelmiyor uzun süre. Ama aylar sonra olmadık zamanda birden yeniden deli gibi aklına düşüyor, beraber geçirdiğiniz güzel anları düşünüyorsun saatlerce, günlerce. Sonra yine unutuyorsun, bir süre sonra yeniden aklına düşüyor falan.

Bende bu şekilde olan, hayatımda ciddi iz bırakmış bir ex var. Bu durumdan hiç memnun değilim. En son olarak da biriyle takıldığımın ertesi günü aklıma düşmüştü kendisi ilginç şekilde.

Benzer şekilde böyle özlem atakları gelen oluyor mu? Bu duygunun bir sonu yok mu?
0
magni
(17.03.22)
Olmuyor.
0
j r r tolkien hayrani
(17.03.22)
geliyor ama zamanla o da geçiyor. 5,5 yıl ilişki sonrası 7-8 ay arkasından ağlamış 39 yaşında adamım :) sonrasında sağlam bir tatil yaptım, hiç masraftan kaçmadım. tüm izinlerimi kullandım. çok fazla insan tanıdım. arkadaşlarım x3-x4 oldu neredeyse ve hepsine zaman emek harcadım şimdi de kanka diyebileceğim bir sürü insan var. yetişemiyorum :)

sonra ağlamalar ayda bire düştü, şimdi ise sadece belli şarkılarda ya da çok özel anıların tekrar yaşandığı durumlarda ama ağlama, kriz gibi değil, aklıma geliyor ve çok üzülmüyorum. eskiden fotoğraflarına, fotoğraflarımıza, yazdıklarımıza bakınca içimi hüzün kaplardı. şimdi baksam bile çok kötü hissettirmiyor. bazen yeni ilişkimde bir şey yaşıyoruz, bunun aynısı olduğunda nasıl davrandığım aklıma geliyor ve keşke falan diyorum. kısacası, her şey geçiyor. asla geçmeyecek herhalde derdim, hayatımı böyle sürdüreceğim. aslında aklım, mantığım geçeceğini bilirdi. vakti geldi ve geçti.
0
gabe h coud
(17.03.22)
oluyor bana. hatta ayrilik sonrasi ilk alti ay sadece sonuncuyu degil tum eski sevgililerimi ozluyorum jdkdkd sanirim ayni hisleri yasamak kafamda hepsinin baglantisinin olusmasina yol aciyor. devaminda da oluyor ama. bir keresinde hic unutmuyorum ayriligin ustunden dort yil gecmis, kizin yuzunu hatirlamiyorum ama gece ruyama girdi diye sabah kalkinca hungur hungur aglamistim. cabuk gecmisti ama tabii o. genelde yeni bir iliskim olunca eskilerin etkisi yok oluyor tabii ama sonra bu sefer sonuncuyu ozlemeye basliyorum, yine basa sarmis oluyoruz. birini ozlemeden, dusunmeden gecen gunum yok gibi. bir yil iliski, iki sene ozleme, sonra baska iliski, iki yil da onu ozleme seklinde gidiyor.

ozellikle introvert biriysen cok daha zor olabilir unutmak. bak gabe bissuru arkadas edindim filan yazmis. bende hic oyle seyler olmuyor, aksine daha cok yalnizlasiyorum. sonra bi de ask acisinin ustune ayni zamanda cok iyi bir dostumu kaybettim diye uzulmeye basliyorum.

ayrilali bir sene oldu mesela daha gecen gun bi meme gordum, sadece onun anlayip gulecegi turden, onu paylasamiyor olmak bile uzdu.
0
der meister
(17.03.22)
Ayrılalı 10 gün oldu her gün özlüyorum :(
0
Corpsebridee
(17.03.22)
Tam da şu son 4-5 gündür bana olan bu.
Epey şiddetli hatta mesaj atma derecesinde fln. Zor tutuyorum kendimi.
O yüzden normal diyebiliriz.

Bu arada ilginçtir, @der mesiter in yazdığı eskileri özleme durumuna benzer şeyler de oluyor. Açıkçası bunun arka planını çok merak ediyorum. Neden böyöe oluyor diye.

Çünkü, son ayrıldığlım sevgilimin de, benden ayrıldıktan sonra, benden bir önceki sevgilisi ile iletişime geçmeye çalıştığını biliyorum.
0
saturn
(17.03.22)
Toksik bir ex ise ilk zamanlar bu ataklar normal
Zamanla köprünün altından çok sular geçtikçe geçiyor ve çivi çiviyi söküyor, kesin bilgi
0
mya
(17.03.22)
Oluyor, "bazen bana gelir gider seni dert etmeler" şeklinde tam da.
0
south park in kapusonlu uyesi
(17.03.22)
boşluğa düşmezsen olmaz.
0
orpheus
(17.03.22)
@orpheus Bu bahsettiğim durum direkt boşlukta olmakla bağlantılı bir hal değil ama. Aksine boşlukta değilken, birileriyle iyi zaman geçirdiğim dönemlerde de gayet aklıma düşebiliyor. Şu şekilde de bir detay paylaşmıştım mesela; "En son olarak da biriyle takıldığımın ertesi günü aklıma düşmüştü kendisi ilginç şekilde."
0
🌸magni
(18.03.22)
zaten bir adet eski sevgilim var. onun da sohbetini, beraber geçirdiğimiz ilk ayları ve bazı anları özlüyorum bazen. sonra son ayları ve ayrılık sonrası dönemi hatırlayınca o özlem de geçiyor hamdolsun
0
kimwexler
(18.03.22)
Geçecek diye umuyorum.:(
0
fidelity
(18.03.22)
Hicbirini ozlemiyorum. Iyi insanlardi ama aklima bile gelmiyorlar desem dogrudur.
0
sopiro
(20.03.22)
(6)

galatasaray - barcelona maci hakkinda moralimi bozan entry

buenosdias
gecenki beraberlikten sonra cok sevinmistim. sonra keyifle yorumlari okuyayum diye eksisozluge gireyim dedim. bir entry moralimi cok bozdu. adam sey yazmisti "hepsi tezgah. bahis baronlari boyle istedi. baronlar ilk macta parayi kaldirdi. 2. macta goreceksiniz" minvalinde birseylerdi. oranlara bakti
gecenki beraberlikten sonra cok sevinmistim. sonra keyifle yorumlari okuyayum diye eksisozluge gireyim dedim. bir entry moralimi cok bozdu.

adam sey yazmisti "hepsi tezgah. bahis baronlari boyle istedi. baronlar ilk macta parayi kaldirdi. 2. macta goreceksiniz" minvalinde birseylerdi. oranlara baktim ve terazinin bir tarafına barcelona berabere kalırsa kaybedeceklerini diğer tarafa berabere kalırsa kazanacaklarını koyunca biraz suphede kaldim.

inanmak istemiyorum. gercekten durum bu sekilde mi? bosuna mi izliyoruz maclari?
0
buenosdias
(16.03.22)
Uganda premier ligi mi abi bu olabilir mi böyle bir şey, büyük resmi gören tayfayı kafayı takıp dertlenme.
0
Kaleci Saçlı Forvet
(16.03.22)
bahis sektöründeyim. bu tarz saçmalıkları yazan adamları görünce dehşete kapılıyorum ve her gün görüyorum bunlardan. illuminaticilikten, aşı karşıtlığından farkı yok bunun.

sistemin nasıl çalıştığına dair en ufak fikirleri yok. yüksek hacme sahip bir bahis firmasının kendisine sorun çıkaracak ölçüde veya istikrarlı biçimde zarar etmesi MÜMKÜN DEĞİL. işin içinde matematik bilimi var. ayrıca o gün bir tane maç oynanmıyor. varsayalım barça o maçı 3-4 farklı kazanmıştı... eee? oradan zarar etseler diğer maçlardan kazanacaklar. hadi hepsini geçtim, bahis firması o gün 20 milyon zarar yazsın. ne değişir? yarın, sonraki gün yine kar yazacak.

futbolda şike yoktur demiyorum ama "bahis baronları" kimseyi karşısına alıp 1.07'lik oran için takım filan bağlamakla uğraşmaz. şikeyi de genelde hakem, bir grup futbolcu ya da takımın ekndisi yapar yani bahis baronuymuş şuymuş buymuş bunlar hikaye.

sistem/matematik zaten ne yaparsa yapsın bahis firmasının kazanacağı şekilde dizayn edilmiş, o yüzden skorların firma açısından hiç ama hiç önemi yok. sadece 300 milyon mu kazanacak 500 milyon mu kazanacak onu değiştirir.

hatta bazı maçlarda bir takımın oranının 1.90'dan yerine göre 1.30'a kadar gerilemesinin sebebi de budur: ortada bir denge mekanizması var, bir tarafa çoook fazla para yatırılırsa bahis firması o seçimin kazandıracağı parayı doğal olarak azaltır.

bunun daha kazanılabilecek üst limiti var mesela, sen istersen 1'e 100 milyon veren kupon tuttur, iddaa örneğin yanılmıyorsam 500 binden fazla vermiyor. hele ki illegal oynuyorsan filan zaten üç kuruşu bile vermeyebilirler çünkü itiraz edebileceğin bir merci yok.

kısacası bunlar safsata, öyle bir dünya yok.
0
der meister
(16.03.22)
geçmişte bir çok kulübün, sporcunun bahisciler tarafından ayartıldığının ispatları çıktı, çok büyük paraların döndüğü bir dünya, herşey olabilir ama ben bahis hilesi olduğunu sanmıyorum. Barcelona teknik direktörü ilk maçtan önce farklı bir şeyler deneyeceğini söylemişti, bahis değil bu sebepten de olabilir.
0
ravenudon
(16.03.22)
gayet doğru demiş.

real madrid'in sahasında şerif diye bir takıma yenilmesinin şikeden ve "bahis baronlarından" başka bir açıklaması olamaz. aynı şekilde barça'nın gs'yi yenememesi net şekilde bahis şikesi.

declan hill'in şike isimli kitabını okumanı tavsiye ederim. dünya kupasında bile patır patır nasıl şike yapıldığını anlatıyor.

milyar dolarlar dönen bir sektörün kendi halinde takılmasını bekleyecek kadar saf değilsindir umarım.

imza: hayatının en güzel yıllarını bahis sitelerinde heba eden, her türlü ama her türlü spor dalında şikelere şahit olmuş kişi.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(16.03.22)
saçmalık. frankie de jong'un şutu bilerek mi direkten döndü sence? depay o frikiği nasıl olsa pena çıkarır diye mi çekti, kerem bilerek mi eric garcia'nın ayağına çarptırdı? mümkün değil
0
birmilyonunvarmi
(16.03.22)
Sacmaliktan başkası değil.
Birmilyonunvarmi+1

Misal 7-8 tane gol atmayı anlarım da pena'nin şov yapacagi, direkten döneceği ne bileyim Galatasaray defansinin süper oynayacağı falan buna bahis baronu diyen kişiyi daha fazla dinlememek lazım.


Bahiste kirli işler var ama bunu görmek isteyen daha çok alt liglere baksın derim.
0
logisticsmanager
(16.03.22)
(2)

Intermittent fasting’te tokluk dönemi nasıl geçiriliyor?

psmstc
1- O saatlerde daha çok ne tüketilmeli? (yasaklar yiyecek var mı) 2- Tokluk süresinin başında ve sonunda iki öğün mü yenilir?3- Haftanın 7 günü mü yapılır
1- O saatlerde daha çok ne tüketilmeli? (yasaklar yiyecek var mı)

2- Tokluk süresinin başında ve sonunda iki öğün mü yenilir?

3- Haftanın 7 günü mü yapılır
0
psmstc
(15.03.22)
1. Yasak yok ama dozunu da kaçırma. Ramazanda 30 gün oruç tutup kilo alan dayılara dönme.
2. Keyfine kalmış.
3. Evet.
0
Mirket
(15.03.22)
1. intermittent fasting teoride bir beslenme biçimidir, diyet değil. dolayısıyla "kilo verdirme" iddiası, haliyle yiyecek kısıtlaması da yok. temel mantığı yeme saatlerini kısıtlayarak ekstra kalorilerin önüne geçmek, kan şekerini düzenlemek; bu sayede kilo vermeyi/sağlıklı kalmayı kolaylaştırmak. bu doğrultuda protein ve sağlıklı yağ ağırlıklı, karbonhidratın/abur cuburun kısıtlandığı bir diyet en uygunu olur. buna engel bir sağlık sorununuz yoksa bu tür beslenme tarzı IF'ten maksimum verim almanızı sağlar. ha siz sporcusunuzdur daha çok karb alırsınız, orası size kalmış. ama "yaptığım şey işe yarasın" diyorsanız kalorilerin bol protein ve sağlıklı yağdan gelmesine gayret edin çünkü karb acıktırır, kan şekerini oynatır, haliyle IF'in faydalarını azaltacağı gibi programınıza sadık kalmanızı zorlaştırır (çünkü karbonhidrata yüklendikten sonra 16-17 saat aç kalmak kolay değil).

2. bu konuda kısıtlama yok, nasıl rahat ederseniz. kimisi kahvaltıyı ve atıştırmayı sever mesela... 9'da kahvaltısını yapar, saat 2-3'e kadar atıştırır, 16-17 gibi son yemeğini yer. bense kahvaltıyı ve yemekle uğraşmayı sevmediğim için genelde öğlen gibi bir öğün, akşamüstü 6 gibi bir öğün daha yiyip kapatırım. tokluk süresi içinde ne yapmak istediğiniz size bağlı. bir üstteki noktada değindiğim mantık doğrultusunda nasıl rahat ediyorsanız ona göre şekillendirebilirsiniz.

3. bence bunu haftada üç gün yapıyor olabilmek bile hiç yoktan iyidir ama özellikle kilo vermek, bunu alışkanlık haline getirmek, istikrar sağlamak istiyorsanız en azından beş gün yapmalısınız diye düşünüyorum. çünkü IF yapmadığınız günün ertesinde düzeni sağlamak otomatikman çok daha zor olacaktır. sürekli girip çıkarsanız vücut adapte olmayacağı için açlık dönemleri zor geçebilir, bu da ya bırakmanıza ya da IF'in eziyete dönüşmesine yol açabilir. ben kendi adıma altı gün yapmayı en iyisi olarak görüyorum, haftada bir güncük akşam 10-11 gibi film izlerken cips yiyebilmek bana iyi geliyor mesela, daha istikrarlı olmamı sağlıyor. ha alışmışsınızdır, yapabiliyorsunuzdur o zaman hiç bozmayın gereği yok.
0
der meister
(15.03.22)
(13)

3. Dunya savasi?

hlot
Cikar mi diyorsunuz? Yorumcular bu ihtimalin arttigini soyledikce ben de korkmaya basliyorum :(Ek olarak, bu konuyu tartisan uluslararasi forum, reddit vs linki verebilecek olan var mi?
Cikar mi diyorsunuz? Yorumcular bu ihtimalin arttigini soyledikce ben de korkmaya basliyorum :(

Ek olarak, bu konuyu tartisan uluslararasi forum, reddit vs linki verebilecek olan var mi?
0
hlot
(14.03.22)
Çıkmaz. Ülkeler hiç olmadığı kadar birbirlerine bağımlı.

Reddit'te şu çıktı.

www.reddit.com
0
dissendium
(14.03.22)
hiç kimse bişey bilmiyor, herkes bizim gibi izliyor sadece.

olabilir de olmayabilir de.

mesela hindistan'ın pakistan'a kaza ile attığı gibi bi füze müze atılırsa rusyaya nükleer savaş bile çıkabilir yani.
0
killerbee
(14.03.22)
Çıkmaz. İnsanlar, halk savaş istemiyor. Eskiden Avusturya veliahtını vurunca savaş çıkıyordu çünkü adamın oğlunu vurursan o da sana savaş açar. Halk biz savaş istemiyoruz diyemiyordu o zamanlar. Şimdi totaliter devletler dışında böyle bir savaş açma durumu yok. Onların da savaşı sürdürebilecek kaynağı yok. Şimdi ABD savaş açabiliyor ama o da savaş sayılmaz. İstediğini girip alıyor, arada insanlar ölüyor.

Üçüncü dünya savaşı için birden fazla, büyük ihtimal iki taraf ve bu taraflar arasında bir güçler dengesi lazım. Şimdi bir tarafta ABD varsa ona savaş diyemiyoruz.

20 insan var bir köyde. İçlerinden bir tanesi Superman. Köyde kavga çıkıyor. Herkes birbirine vuruyor. Kavgaya Superman katılana kadar ya da biri yanlışlıkla Superman’e yumruk atana kadar bir kargaşa olur, evet. Sonrası malum.

Superman olmasın, tamam. Homelander olsun.
0
gabe h coud
(14.03.22)
@gabe h coud: rusya, çin ve iran ile ittifak kurarsa? çin'in askeri gücü çok yok diyorlardı ama bilemiyorum.
0
🌸hlot
(14.03.22)
cikmaz.

3-5 tane totaliter rejim kaldi onlara da demokrasi gelirse hayatta cikmaz.
0
baldur2
(14.03.22)
çıkmaz diye düşünmekle beraber çıkarsa şaşırmam. "nükleer var abi çıkmaz" deniyor, yanlış düşünce değil ama şunu da unutmamak lazım ki nükleer silah teknolojisi inanılmaz gelişti. artık attığın yerde 100 sene ot bitmeyen bombalar yok. ha yine korkunç bir yıkım ama çok şükür (!) temiz bombalar yaptılar, yani yerine göre nükleer savaşın dünyanın sonunu getirmemesi bile ihtimal dahilinde. burada sorun şu: iş o raddeye gelirse ülkeler birbirlerine "temiz" bomba mı kullanacak yoksa direkt haritadan silmeye mi çalışacak? termobarik bombalar var mesela. rusya, ukrayna'da kullandı. nükleerden tek farkı radyoaktif olmaması... o yüzden nükleerlere güvenip savaş çıkmayacağını düşünmek isabetli olmayabilir.

ha ben yine de çıkmayacağını düşünüyorum çünkü rusya'nın dünyaya savaş açacak gücü yok. iş nükleere dönerse kendileri de yok olurlar, o bir koz değil. putin her zaman yaptığı gibi brinkmanship'çilik oynuyor. kısaca "tehlikeli adam"ı oynuyor; batı'nın karşılık verip işleri kızıştırmak istemeyeceği yönünde yapıyor tüm bahislerini... nitekim bu şu ana kadar hep tuttu. batı "aman ağzımızın tadı kaçmasın" dedi.

bunun istisnası ukrayna oldu ama. batı bu konuda çok net biçimde tepki koydu. rus ordusu da ukrayna'da rezil oldu. bundan 7-8 sene önce kırım'ı kurşun atmadan vermiş ülkede 6-7 bin asker, onlarca uçak, yüzlerce tank kaybettiler. dünya savaşı çıksa neyle savaşacaklar?

korkmak ve gerilmek normal elbette ama ben bir şey çıkacağını sanmam.
0
der meister
(14.03.22)
Çıkarsa hiç şaşırmam.
0
Fusha
(14.03.22)
Çıkma ihtimali yok değil ama çok yüksek bir ihtimal olduğunu da sanmıyorum ülkeler arası bir dünya savaşının.
0
bartholomew87
(14.03.22)
Fragmandan bi kesit sadece bence bu. Asıl bölümlere daha çok var. Şu an çıkmaz gibime geliyor
0
photo85
(14.03.22)
ilk 2 tanesi niye cikti ona bakmak lazim.
Eskiden bunlara 1 ve 2. Petrol savasi diyenler vardi, sonra b laf unutuldu.

Birden bire enerji kaynagi kesfediyorsun belki ulkenin gelecek bin yili buna bagli.
Ulkendeki sirketler o alani almak icin butun dunyayi birbirine sokuyor.
Japonya mesela maden fakiri oldugu icin savasti.

Simdi de bu tarz madenlerin ustunde oturan devletler var, birisi rusya mesela.
Ondan once afganistan lityum kaynagi derlerdi sonra daldilar zaten.

Rusya'da nukleer olmasa ona da dalacaklardi ama ufak ufak isirik koparmayi sectiler.
0
divit
(14.03.22)
Çıkma ihtimali düşük ama birkaç hafta öncesine kadar Rusya Ukrayna'ya girmez diyenler şimdi 3. dünya savaşı çıkmaz diyor. Son durum ortada.

Savaş çıkar demiyorum. Ama çıkma ihtimali var. Özellikle Rusya'nın bu son hamlesinden sonra "savaşa girenin yanını kâr kalıyor" düşüncesi baş gösterebilir.
0
himmet dayi
(14.03.22)
abd, savaş çıkarmak istiyor gibi geliyor bana :( sürekli "büyük sonuçları olur", "çin, rusya'ya destek veriyor, böyle devam ederse büyük sonuçları olur" lafları var :(
0
🌸hlot
(14.03.22)
Son yıllardaki Çin / Rusya sıçramaları ortada. Özellikle Çin tarafında makas çok hızlı küçüldü ABD ile gerek ekonomik gerek askeri anlamda. Abd şu an hala her anlamda dünyayı başı çekiyor ama bu birinciliği 1 bu kadar süre daha götüremeyecek gibi. Ve birbirlerinden tamamen zıt ülkeler.

İşin özü önünüzdeki 20 yıl içinde savaş çıkıp bu ülkeleri alt edemezse 1 daha hiçbir zaman alt edemeyecek.

Bugün olmasa bile yarın savaş çıkacak diye düşünüyorum ben.
0
materyalist imam
(14.03.22)
(8)

Hangisi daha tuzlu Akdeniz mi Ege mi?

put it in your appropriate place
Hangisinin denizi daha tuzlu? İlkbaharda deniz tatili yapacağım daha tuzlu olanı lazım.
Hangisinin denizi daha tuzlu? İlkbaharda deniz tatili yapacağım daha tuzlu olanı lazım.
0
put it in your appropriate place
(12.03.22)
akdeniz diye biliyorum. kuzeyden güneye tuzlulaşıyordu sanki.
0
der meister
(12.03.22)
Akdeniz tabii ki
0
stavro
(12.03.22)
Ne kadar sıcak hava, o kadar tuzlu deniz
0
kaptankedi
(12.03.22)
Akdeniz. En tuzlusu Kıbrıs olur muhtemelen.
0
uvcray
(12.03.22)
Yani orta iki coğrafya sorusu. Kuzeyden güneye tuzlulaşıyor +1
0
Hallegadola
(12.03.22)
akdeniz
0
izuzuzi
(13.03.22)
ekleme: kuzeyden guneye tuzlulasma olayi yalnizca bizim (kuzey) yarimkure icin gecerli :)
0
reavelyn
(13.03.22)
Ekvator'a yaklastikca daha fazla tuzlu olur.
0
baldur2
(13.03.22)
(4)

Rusya'ya yapılan yaptırımların karşılık bulacağı tarih

put it in your appropriate place
Aslında sorum dünya genelinde ama en son Rusya'ya gerçekleştiği için Rusya özelinde soruyorum.Rusya, her gün bir yaptırım yiyor. Hem devletler arasında hem özel şirketler bazında. Bu tür yaptırımların karşılık bulması için ne kadar zaman geçmesi gerekiyor?Rusya'nın yatırım yaptınız ama ayaktayım vey
Aslında sorum dünya genelinde ama en son Rusya'ya gerçekleştiği için Rusya özelinde soruyorum.

Rusya, her gün bir yaptırım yiyor. Hem devletler arasında hem özel şirketler bazında. Bu tür yaptırımların karşılık bulması için ne kadar zaman geçmesi gerekiyor?

Rusya'nın yatırım yaptınız ama ayaktayım veya tamam ya ekonomi değil bitmek, kalmadı bile haydi gelin arkadaş olalım demesi ne kadar sürer?
0
put it in your appropriate place
(11.03.22)
Ekonomilerinin darbe aldığını zaten söylediler. Ama bunun dışında öyle bir tarih olmayacağını düşünüyorum. İran'a yıllardır ambargo uygulanıyor ama başlarındaki yönetim bugüne kadar çıkıp pişmanız demedi. Nükleer enerji çalışmalarına devam ediyorlar. Türkiye'de de ekonomi kötü durumda ama çıkıp ekonomi kötü diyorlar mı? Demiyorlar. Rusya da kendi halkına karşı yıkılmadık diyecek, sorun yok diyecek, hatta abartıp ekonomimiz büyüdü bile diyebilirler. Bu değişim yavaş yavaş ortaya çıkar. Küba'da nasıl 1950'den kalma otomobiller trafikte geziyorsa 20 yıl sonra Rusya dünyadan kopuk bir yer olabilir.
0
dissendium
(11.03.22)
yaptırımın etkisi her sektör için farklılık gösterir. bazılarının etkisini henüz ertesi gün hissetmeye başlarsın, bazısı stoklar tükendikten sonra üç ay veya bir yıl sonra ısırmaya başlar. kısa vadede rusya'da hayat çok değişmeyebilir aslında. oradaki arkadaşım bana her gün market fiyatlarını filan gösteriyor. 200 ruble olan şey 250 ruble olmuş. çoğunlukla (sivil halk için konuşuyorum) artış bundan ibaret. bizim son 2-3 yılda yaşadığımız keskin düşüşü belki bir yıl içinde yaşarlar ama işte nasıl desem alım güçleri düşmüş olur, daha kısıtlı yaşarlar ama ülke cehenneme dönmez kısa vadede.

rusya'nın global ekonomik düzende "yaptırım uyguladınız ama ayaktayım" deme ihtimali yok. tamamen çökmese bile iran gibi bir yer olur. modern dünyadan koparılır. bu kadar ciddi sonuçların görülmesi de bence en az 2-3 aydan başlar, yaptırımın ertesi günü hemen karanlık çağ'a dönmezler. uzun vadede de dönmezler ama senin benim yaşadığımız gibi de yaşayamazlar tabii ki.
0
der meister
(11.03.22)
putini düşürmeyi başardıklarında
0
Hallegadola
(11.03.22)
ne karsilik bulur soylemek kolay degil ama "gelin arkadas olalim" diyecekleri dusunulemez. agir yaptirimlardan bahsediyoruz. abd rusya ile buyuk oynuyor. ab ile, iran'la iliskilerine... cin'le ne cevirdiklerini bilmiyorum. petrol icin evvel gun filan suud uzerinden arzi artirmaya basladilar. baska ulkeler uzerindeki ambargolariyla da oynayabilir yeri gelince. ab derhal kopamaz rusya'dan ama hic kopamaz da degil. ukrayna direndikce ayrica kayiplari olacak. ha, dururlar mi, nasil dururlar, o oyle basit degil. onlarca ulkeyi ilgilendiren, bir suru para yolunu baglayan durumlar. oyle ki, millet dusmanlariyla dostluk tazeliyor su an.
0
e haliyle
(11.03.22)
(8)

instagram'da paylaşılan hikayelerdeki şarkılara bakıyor musunuz?

tabudeviren
spotify linki verilenler mesela...paylaşan kim olursa olsun ben hiç bakmıyorum..
spotify linki verilenler mesela...
paylaşan kim olursa olsun ben hiç bakmıyorum..
0
tabudeviren
(11.03.22)
ben bakıyorum, hatta güzelse playlistime ekliyorum. yeni şarkılar keşfetmeyi sevenler için birebir. öykülerdeki şarkılara bile bakıyorum iyiyse.
0
roket adam
(11.03.22)
bakmıyorum. hikayelere bakarım, müzikli paylaşılmışsa müziğini de dinlerim ama link filan verilince hiç gidip bakmıyorum yani bana manasız geliyor biraz açıkçası.
0
der meister
(11.03.22)
Instagram'ı komple sessiz kullanıyorum, videoları sessiz izliyorum, çok merak ettiğim varsa bir ara kulaklıkla izlemek üzere kaydediyorum. Sonra izlemeyi unutuyorum. Şarkılar dikkatimi bile çekmiyor.
0
kobuzchu kiz
(11.03.22)
Paylaşan kişiye göre değişiyor. Müzik zevkini beğendiğim birisi ise açıp dinlerim, merak ederim.
0
kucukne
(11.03.22)
eşim bile paylaşsa bakmıyorum
0
elorelia
(11.03.22)
Spotify linklerinden bazılarına bakıyorum; özellikle paylaşan kişinin müzik zevklerine guveniyorsam. Bu şekilde çok şarkı kesfetmisligim vardır.
0
fraise
(11.03.22)
bakmıyorum. çoğu demode ya da kötü şarkılar oluyor.
0
Hallegadola
(11.03.22)
Paylaşan biri olarak, ben bile bakmıyorum genelde. Baktığım çok nadir.
0
put it in your appropriate place
(11.03.22)
(7)

begendiginiz yabanci isimler ne?

ala09
kendi adinizi yabanci isim koymaniz gerekse hangisini isterdiniz? her dil olabilirkatherina, bertha, sasha(bu erkek ismi de oluyor ruslarda ama) bunlar benimkiler
kendi adinizi yabanci isim koymaniz gerekse hangisini isterdiniz? her dil olabilir
katherina, bertha, sasha(bu erkek ismi de oluyor ruslarda ama) bunlar benimkiler
0
ala09
(10.03.22)
james, william, lucas, henry, alex, logan, robert, ryan, jack. kadınlarda da victoria ve kate. "we have to go back, kate"
0
gabe h coud
(10.03.22)
saşa kadın ismi de olabilir. rusya'da kısaltma olarak kullanılıyor. erkek aleksandr, kadın aleksandra. ikisine de saşa diyebilirsin. rusça demişken kız ismi olarak anastasiya'yı çok beğeniyorum ben, annesi slav kökenli olursa kızıma koymak isterdim. ağızdan çıkışı bile bir ahenkli, dans eder gibi. çok tatlı. ruslar zaten nastya deyip geçiyor. artık msn filan da yok büyüdüğünde nasty_girl06 diye msn adresi alıp dünyamı başıma yıkamaz, o açıdan kafam rahat.

ben kendi ismimi seviyorum, kendim için hiç düşünmedim ama yine oğlum olursa adını gattuso paşamın hatrına IVAN GENNARO koymak isterim. slav coğrafyasının soğukluğuyla italyan defansının sertliğini birleştiren demir gibi bir velet olurdu hehe. onun dışında balkan memleketli eski sevgilime oğlumuz olursa zeljko koyalım adını diyordum, sinir oluyordu "60 yaşında mı doğacak bu çocuk" diye. çok eski oluyormuş. seviyorum ama ben. zeljko obradoviç var, zeljko bebek var... güzel isim bence.
0
der meister
(10.03.22)
En beğendiğim iki isim Andrew ve Matthew. Aslında kısalarını seviyorum Andy ve Matt. Ama ABD'de kendi ismimin onlar açısından telaffuzu zor olduğu için restoranlarda ya da starbucks'ta falan James diyordum :))

Bir de Isaac ismini severim Newton'dan ötürü ama kendime koymazdım.
0
himmet dayi
(10.03.22)
of çok zor bir soru. Mabel ve Violet isimlerini oldum olası çok severim bunlara ek olarak May de ekleyebilirim ama o mabel'ın kısaltması gibi de olabiliyor. o yüzden bedava ekstra bir gıda gibi düşünerek Mabel diyorum. son kararım.
0
evde liyakat kalmamis
(10.03.22)
Chris ismini çok beğeniyorum ama dini bir temele dayandığı için tercih etmem.
0
Deathrow
(10.03.22)
Stavro
0
stavro
(10.03.22)
Olivia
Edit: soruyu okumamışım başlığa cevabım üstte. İçeriğe cevabım nikte.
0
Bruce
(10.03.22)
(9)

izleyeceğiniz filmi nasıl seçiyorsunuz?

IncredibleMau
Canınız sıkıldı, bugün film izleme gününüz, güzel bir film bulup izlemek istiyorsunuz. Mutlaka yeni bir film olacak diye bir kaide yok. Eskiden izleyip sevdiğiniz filmi tekrar izlemek isteyebilirsiniz diyelim. Ama henüz ortada bir film yok.O filmi nasıl buluyorsunuz? Yeni bir filmse eğer hangi sited
Canınız sıkıldı, bugün film izleme gününüz, güzel bir film bulup izlemek istiyorsunuz. Mutlaka yeni bir film olacak diye bir kaide yok. Eskiden izleyip sevdiğiniz filmi tekrar izlemek isteyebilirsiniz diyelim. Ama henüz ortada bir film yok.

O filmi nasıl buluyorsunuz? Yeni bir filmse eğer hangi siteden araştırıyorsunuz? Yorumları önemsiyor musunuz?

Netflix'ten rastgele film seçenler duyuruyu pas geçebilir. Seçici arkadaşların formüllerini merak ediyorum ben.

ek : bir de tavsiye edeceğiniz bir film var mı?
0
IncredibleMau
(10.03.22)
İzleme listeme ekliyorum imdb'de, açacağım zaman oradan bakıyorum.

Birkaç hesap var instagram'da takip ettiğim, oralarda öneri gördükçe listeye ekliyorum.

Keza yakında çıkacak ya da çekime başlamış filmleri de sinemayla ilgili sayfalarda websitelerde görüp ekliyorum.

kriterlerimden biri yönetmen; takipte olduğum yönetmenler var, onların yeni filmlerini kafadan ekliyorum.

Festival seçkilerinden bakıyorum ilgimi çeken bir şey var mı diye, sonra da ödüllere ya da çektiği dikkate göre ekleyebiliyorum.

Blockbuster filmleri her yerde görüp duyuyoruz zaten, onlardan da uzak kalmamaya çalışıyorum.


Bu şekilde düzenli bir liste büyümesi oluyor, izleyecek bişey bulamama durumuna düşmüyorum haliyle.

Yorumları şöyle önemsiyorum; mesela bir film gördüm yukarıda anlattıklarımdan herhangi biri vasıtasıyla. imdb puanı düşük ama metacritic puanı yüksekse, ayrıca sevmediğim bir detayı olmadığı sürece, izleme listesine kesin ekliyorum. Korku filmiyse ve 6'dan yüksek puanı varsa ekliyorum mesela.
0
Bruce
(10.03.22)
Goreceli yeni olanlari festivallerde one cikan, begenilmis olanlardan seciyorum, zaten cokca duymus oluyorum filmleri ve bir merak uyandirmis oluyorlar.

Eski filmler genelde yonetmeni nedeniyle sectigim filmler oluyor ya da zamaninda cokca konusulmus ama benim bir sekilde seyretme firsati bulamadigim filmler.

Zevkine guvendigim kisiler tarafindan tavsiye edilen filmleri izliyorum.

Aklimda hic film yoksa Mubi'yi acip yonetmenine, konusuna, oyuncularina bakarak bir film seciyorum.

Son zamanlarda pek yapmadigim ama bir zamanlar tum sevdigim filmleri kesfetmemi saglayan bir baska yol da tvde sinema kanallarina bakıp hosuma giden filme takilmak, zamaninda Cine5 sayesinde az filmle tanismadim...
0
(10.03.22)
korsan sitelerine bakıyorum, bir film bütün korsan sitelerine düşmüş ise güzeldir diye bir ön kabulüm var, sonra korsan sitelerdeki puan'a bakıyorum, ardından korsan sitelerde ki izleyici yorumlarına bakıyorum. sonra artık nereden izleyebiliyorsam. orjinal kaynağı tercih ediyorum
0
selam
(10.03.22)
Daha önce izleyip sevdiğim bi film varsa yönetmeni kimmiş diye bakıyorum. Yönetmenin wikipedi sayfasına girip diğer filmlerine bakıyorum. İsmi güzel gelene tıklıyorum, afişine bazen bakarım bazen bakmam. Açıp izledikten sonra da ekşiden yorumlarını okuyorum. Yorumları okurken bazen başka bir tavsiyeye denk geliyorum bu film de iyi vs. gibisinden, sonra tekrar tekrar…
0
megalomaniac
(10.03.22)
tweet okur gibi synopsis okuyorum. ilgimi çekenleri listeme ekliyorum. zaman içinde listemden seçe seçe izliyorum. yönetmen de etkili.
0
kimwexler
(10.03.22)
ben internette gezinirken karşıma çıkan, ilgi duyabileceğimi düşündüğüm filmlerin listesini yapıyorum. google drive'da listem var. oraya atıyorum ismini. film izleyecek havamdaysam o an keyfime göre onlardan birini seçip indiriyorum hemen.

özellikle aradığım pek olmuyor açıkçası çünkü sık film izleyen, listesini çabuk bitirebilen birisi değilim. konu olarak ilgimi çekip çekmeyeceğini az çok zaten anlıyorum. imdb puanına bakarım (yüksek olması şart değil ama öyle olması olumlu), ekşi'de başlığı var mı ona bakarım biraz vs... kesinlikle öyle oturup rastgele film izleyen birisi değilim ama "bu izlenir gibi ya" dediğim filmler konusunda da çok seçici değilim açıkçası, genelde ne anlattığına bakıyorum sadece.
0
der meister
(10.03.22)
Eski yöntemim altyazı sitelerine veya en son bluray release'lerin olduğu yerlere bakıp ardından imdb'ye girip puanına bakıp izlemekti. 7 puan üstünü daha fazla araştırma yapmadan direk izlerim.

5 puan altını izlemem, 6-7 arasını ekşi'den vs yorumlarını okuyarak izlerim.

Şimdi zaten piyasada izleyecek film yok, eskileri döndürüp duruyorum.
0
kimlanbu
(10.03.22)
birkaç şekilde seçiyorum

- genelde güncel filmleri beğendiğim için best films of 2016 gibi aramalar yapıp senelik listelere bakıyorum ya da öyle senelik listeler görüyorum dün şunu gördüm mesela letterboxd.com

- www.icheckmovies.com buraya izlediğim filmleri kaydediyorum. sonra en beğendim filmler hangi listelerde diye bakıyorum (filmin kendi sayfasına gidince hangi listelerde olduğunu gösteriyor). mesela şu listede izleyip beğendiğim çok film var www.icheckmovies.com

- konusuna göre de seçiyorum. bir ara mahkeme filmleri izliyordum hep çok sevdiğim için. lgbt insanları anlatan filmleri seviyorum daha ezber bozan daha yenilikçi ve ilginç oldukları için ve en önemlisi gerçekliği daha açık anlattıkları için.

- benzer biçimde tür yönetmen oyuncu, bunlardan birine göre seçiyorum ya da sevdiğim bir film hakkında röportaj ya da benzer şeylere bakarken referans verilen bir film olabilir

- sosyal medyada hakkında bir şey görmüş oluyorum mesela şurada okumuş olabilirim www.reddit.com ya da criticker'da ilginç bir yorum okumuşumdur yorumu yazan kişinin profilindeki filmlere bakarım hemen izlemesem de o film ismiyle bir tanıdıklık oluyor başka yerde tekrar görünce izliyorum

kendi listemi yapmıyorum anlık karar veriyorum ya da 3-4 filmlik mini liste yapıyorum. o uzun listeler birikip göreve dönüşüyor yeni şeylerle karşılaşma ihtimalimi engelliyor gibi geliyor. puanlara bakmıyorum.

tavsiye film: letterboxd.com en baştaki listede gördüm bunu izlemeye niyetlendim ama henüz izlemedim. 2. tavsiye: Mad Max: Fury Road. bunu birkaç defa izledim.
0
curious mind
(10.03.22)
Film zevklerimizi yakın bulduğum bir eleştirmen var, onun yüksek puan verdiği filmlere bakıyorum.

Letterboxd'ta birçok eleştirmeni takip ediyorum, eleştirmen olmayan birçok kişi ile de takipleşiyorum. Genel olarak insanların yüksek puan verdiği filmler aklımın bir köşesinde oluyor.

Sevdiğim yönetmenlerin önerdiği filmlere bakıyorum.

They Shoot Movies, Don't They gibi iyi olduğunu düşündüğüm film listelerini takip ediyorum. Yine letterboxd'ta takip ettiğim çok liste var.

Criterion collection'daki filmlere ilgim var, bu collection'daki çoğu filmin iyi olduğunu düşünüyorum. Uzun dönemde (+10 yıl gibi bir süre) criterion collection'daki filmlerin en az yarısını izlemeyi düşünüyorum.

Film izleyeceğim zaman da aklımda birçok film olmuş oluyor bu sayede, ruh halime göre bu filmlerden birisini seçiyorum.
0
ted
(10.03.22)
(7)

Olası bir savaşta NATO bize yardım eder mi?

Fusha
Normalde bu soruyu sormak aklımın ucundan geçmez ama şu entryi okuyunca merak ettim;https://eksisozluk.com/entry/134574965bir örgüte üye olmanın şartları değişmişse o örgüte bağlı kalmanın da artık bir anlamı kalmamıştır. insanlar bu ayrımı yapamıyor. ne yaşadıklarının farkında değiller.bir nato ülk
Normalde bu soruyu sormak aklımın ucundan geçmez ama şu entryi okuyunca merak ettim;

eksisozluk.com


bir örgüte üye olmanın şartları değişmişse o örgüte bağlı kalmanın da artık bir anlamı kalmamıştır. insanlar bu ayrımı yapamıyor. ne yaşadıklarının farkında değiller.

bir nato ülkesine yapılmış saldırı hepsine yapılmış sayılır"ı sağlar dediğiniz nato, türkiye'nin meclisi bombalanırken o saldırıyı kendisine yapılmış saymadı. bombalayanlar bir nato ülkesine sığındı. bombalama emrini veren kişi başka bir nato ülkesinde ikamet ediyor. 2017 tatbikatında nato'nun düşman kuvvetlerinin liderleri listesinde mustafa kemal atatürk de vardı. sehven eklendiğini söylediler. 2006'daki bir nato tatbikatında türkiye'nin parçalanmış haritasını kullandılar. türk subaylar itiraz etti. genelkurmay başkanımız abd'nin genelkurmay başkanını aradı ve bunun kabul edilemez olduğunu söyledi. nato'nun en güçlü ülkeleri türkiye'nin düşmanı bir terör örgütüne binlerce tır silah gönderiyor.

bugün nato'nun türkiye'yi koruma iradesi var gibi mi görünüyor oradan? biz nato'ya rağmen kendini savunan bir orduya sahibiz. siz türkiye'yi nato'nun koruduğunu mu zannediyorsunuz? sizin deyiminizle sorayım. kara cahil, aptal, vatan haini misiniz

anlaşmada nato'dan çıkarma hükmü düzenlenmediği için türkiye'nin nato'dan çıkarıldığı ilan edilemiyor. "müttefik olarak görmediğimiz belli değil mi? daha nasıl ilan edelim?" diye de düşünüyor olabilirler.
0
Fusha
(08.03.22)
Çok fena uydurmuş. Türkiye'nin iç işleri Nato'yu niye ilgilendirsin? ABD'de Kongre baskını yaşandı. O zaman buna da Nato müdahale etseydi.

Türk ordusu Nato orduları içinde ilk 5'te. Nato'yu biri koruyacaksa ABD, İngiltere, Fransa sonrasında bu Türkiye olur.

Nato isterse Türkiye'ye yardım etmesin, Türkiye zarar görürse Avrupa'nın büyük bir kısmı zarar görür. Türkiye'nin zarar görmesi Ukrayna'nın zarar görmesine benzemez.
0
dissendium
(08.03.22)
Yalnız entry'de bahsettiği ülkenin İçişleri ile ilgili bir durum. Türkiye Nato'ya üye olduğundan beri 60 ve 80 darbeleri de yaşandı; NATO onlara da müdahale etmedi, zaten niye müdahale etsin? Başka bir ülkeden asker gelip bombalama yapmadı ki 15 temmuz'da, TSK askerleriydi bunu yapan. Dolayısıyla anafikrin çıktığı nokta hatalı. Öncelikle NATO nedir, ne değildir bunu okusaymis keşke.
0
fraise
(08.03.22)
entri baştan aşağı saçmalık. zaten arkadaşlar açıklamışlar. darbe ile natonun ne alakası var. darbeyi yapan da darbeye uğrayan da natocuydu zaten. aksi yaşanmadı ki. nato niye karışsın böyle bir iç mücadeleye.

ama natoda türkiyenin durumu gerçekten muallak. 2019 yılında londrada yapılan nato zirvesine bir bakın. zirve sonunda kraliçenin ev sahipliği yaptığı kokteyl videosunu seyredin. türk heyeti oraya yakışıyor mu, sizce onlar türk heyetini kendilerinden birisi olarak görüyorlar mı, bakın ve siz karar verin.
ayrıca rusya ile bu kadar yakın olan, bu kadar israil karşıtı olan ve suriyede natonun onaylamadığı işler çeviren bir ülke ile nato ne kadar müttefik olabilir düşünelim
0
dafuq
(08.03.22)
bilakis, tamamen bir ülkenin iç işleriyle ilgili olan darbe girişimi gibi durumlarda dışarıdan ülkelerin gelip "ne oluyor burda?!" demeleri garip olurdu.

ayrıca bu ülkelerden darbecileri barindirmamalarini isteme hakkı öncelikle içeride doğru bir sorgulama ve yargılama yapmayı gerektirir. hani nerde darbenin siyasi ayağı?

ilk sorgulanması gereken yer sorgulanmamışken başka ülkelere "darbecileri besliyorsunuz" demek de yine abesle iştigal efenim.

adama "ya Türkiye besliyorsa darbecileri?" diye sorarlar.
0
boyle buyurdum
(08.03.22)
Entry sahibi arkadaşın kafası karışık... Çok talî şeylerden bahsetmiş. NATO iyidir falan demiyorum ama 5. Maddeyi harekete geçirecek bir durum olmadı.
0
Ufuk
(08.03.22)
Ben anlamadım şimdi darbe girişiminde NATO ABD’yi mi bae’yi mi bombalayacaktı?

Bir de darbeler NATO tedrisatından geçmiş askerler tarafından yapıldı hep. Niye karşı olsunlar?

En önemlisi de içişlerine müdahale mi etsin napsın, 5. Madde böyle işlemiyor.

Türkiye-gkry-Kıbrıs yunanistan geriliminde de adamlar kendi aranızda çözün savaş çıkarmayın dedi, sonra biz ambargo uyguladılar. 5. Maddeyi bizim için öyle kolay kolay geçirmezler. 9/11 bile tartışmalı şu an neden o zaman geçirdik biz bu 5. Maddeyi diye düşünüyorlar.
0
Hallegadola
(09.03.22)
nato'da olmamızı bir gereklilik olarak görmekle birlikte nato'ya zerre güvenmiyorum. türkiye'yi meat shield olarak gördükleri için avrasya'ya kaptırmaktansa kendi saflarında tutmak istiyorlar. rusya bize saldıracak olsa bir şekilde kılıfına uydurup "ilk türkiye saldırdı" diyerek kıllarını kıpırdatmazlar diye düşünüyorum. böylelikle hem birlikteki diğer ülkeler nezdinde ağırlıkları azalmaz hem de türkiye için hiçbir şey yapmadan işin içinden sıyrılırlar. zaten savaşa girmiş, dağılmış bir türkiye nato'ya pek fayda sağlamayacağı için batı bloku kaybının büyük olduğunu da düşünmeyecektir.

entry'den bağımsız olarak başlıkta sorduğun soru hakkında şahsi görüşüm budur. kısacası biz bir yerimiz açıkta kalmasın diye nato'ya yanlamak durumundayız ama onlara güvenmek de bence manasız.
0
der meister
(09.03.22)
(2)

hem lisansa hem de doktoraya başvuracağım, aynı anda oluyabilir miyim?

mesajli
Yüksek lisans mezunuyum. Doktoraya devam edeceğim. Hem de YKSye girip ilgimi çeken bi lisans bölümünü tutturmaya çalışacağım. Her ikisinden de kabul edilirsem, aynı anda okuyabilir miyim? Resmi olarak mümkün müdür? Lisans örgün olacak.
Yüksek lisans mezunuyum. Doktoraya devam edeceğim. Hem de YKSye girip ilgimi çeken bi lisans bölümünü tutturmaya çalışacağım. Her ikisinden de kabul edilirsem, aynı anda okuyabilir miyim? Resmi olarak mümkün müdür? Lisans örgün olacak.
0
mesajli
(04.03.22)
emin degilim ama farkli seviyelerde mumkun olmasi lazim. benim arkadasim hem bizim bolumde (lisans) okuyor hem de ayni okulda baska bolumde yuksek lisans yapiyordu.

hani ayni anda iki orgun lisans olmaz ama doktora ve lisans olur sanirim, en azindan lisans ve yuksege bizzat sahit oldum kendim.
0
der meister
(04.03.22)
her ikisine de harç ödemeniz gerekecek sanırım.
0
ykyt
(04.03.22)
(13)

rus sivillere uygulanan yaptırımlar hakkında ne düşünüyorsunuz?

coldegezenkutupayisi
bir haftadır yaşananları şaşkınlıkla izliyorum. olayın iyiden iyiye freak show halini aldığını düşünüyorum.bir ülke zorbalık yapıp başka bir ülkeye saldırmış olabilir ama sivil halkın bu eylemde ne gibi bir kabahati var? şimdi atıyorum bizim yönetimimiz aynı şekilde bir savaşa girse ben ne yapabilir
bir haftadır yaşananları şaşkınlıkla izliyorum. olayın iyiden iyiye freak show halini aldığını düşünüyorum.

bir ülke zorbalık yapıp başka bir ülkeye saldırmış olabilir ama sivil halkın bu eylemde ne gibi bir kabahati var? şimdi atıyorum bizim yönetimimiz aynı şekilde bir savaşa girse ben ne yapabilirim buna karşı? ben zaten mevcut yönetime oy vermedim, girilen savaşı da onaylamıyorum. sokağa çıkıp protesto etsem ters kelepçe götürecekler. bugün rusya'da yaşananları savaş olarak tanımlayan bir televizyon kanalı kapatıldı misal. sokağa çıkan insana neler yapmazlar yani.

rus kedilerini bile organizasyonlardan men ediyorlar yav. sporcular, takımlar, çalışanlar. rusya'da yaşamayan insanlar bile işlerinden oluyor. iş post-modern etnik temizlik haline geldi iyice. hollanda'ya kızıp portakal bıçaklamaktan farksız geliyor bana bu durum.

kendimi şu an rusya'da yaşayan bir muhalif olarak düşünüyorum. freelance iş yapsam paypal kullanamıyorum. iş yapamadığım için müzik dinleyeyim diyorum kredi kartımla ödeme yapamadığım için spotify yok. ne bileyim netflix aboneliğimi yenileyemedim. kardeş tamam ben dünya vatandaşıyım bu cehennemde kalmak istemiyorum diyorum hayır sen rus olduğun için sana iş vermiyoruz, burada yaşaman için de vize alman lazım çalışma iznin olması diyorlar. ve yine rus olduğum için bunları da vermiyorlar.

sivil halka uygulanan bu yaptrımların muradı nedir? avrupa ve abd, halk baskısı olsun da putin vazgeçsin diye mi uğraşıyor? bu ne kadar mümkün? ukrayna halkı ve oradaki savaş gerçekten bu kadar umurlarında mı? yoksa mümkün olan en fazla silah yardımını yapalım, orada maksimum direniş olsun biz de bu boşlukta rusya ve rus vatandaşlarına izolasyon yapalım mı diyorlar?
0
coldegezenkutupayisi
(04.03.22)
maksat ruslar da isyan etsin putin'i içerden düşürsün.

edit: örnek:
twitter.com
0
do you remember me
(04.03.22)
evet putin'e baskı yapsınlar diye uğraşılıyor. valla ilk üç gün yaptırımları ben de destekledim ama gerçekten kedilerin yarışmadan men edilmesi filan artık bariz ırkçılık boyutuna ulaştı bu.

normalde yaptırım ruslara çok koymaz, şükredip devlete tapınma konusunda bizden beterler, o yüzden rusları en temelinden sarsmadan müdahale edemezsin. o açıdan izole edilmelerini anlıyorum ve açıkçası gerekli de buluyorum ama gelinen nokta aşırı absürt. ya zaten berlin'de yaşayan, belki de tam olarak putin'in rusyasında yaşamak istemediği için ülkeden kaçmış adamı legal olarak yaşadığı topraklarda restorana sokmamak filan bunlar inanılmaz ırkçı ve aptalca işler.
0
der meister
(04.03.22)
Öncelikle arkadaşlara katılıyorum. Halkın isyan edip putin’i baştan indirmesi için yapılıyor, buna eminim.

Öte yandan kız arkadaşım rus ve italyada yüksek lisans yapıyor. Durumların bir kısmı savaştan diğer kısmı da avrupanın bu tutumundan kaynaklı italyadan geri dönmeyi düşünüyor.
İtalyada rus bankasından gelecek parayı atmden çekmek istediğinde %30 komisyon oranına çıkartıyor. Bazı rus bankaları kartıyla para çekmeye de izin vermiyorlar.
Savaş nedeniyle ruble ciddi değer kaybetti ve italyadaki evinin kirasını ruble kazanarak euro ödemeye çalışan bir annesi var.
Annesi bir turizm acentesi sahibi fakat avrupayla olan turizm uçak seferlerinin iptali nedeniyle firması öldü.

Diğer yandan putine iyi diyen yok fakat aynılarını amerika yanı başında bile olmayan ırak’a yaptı. İsrail hala filistinlilere yapıyor. Afganistanı saymıyorum bile.
Ukraynaya yapılan kötü mü kötü. Ee? Irak ve filistindekiler insan değil miydi? Amerika ve israil mi yoksa bunlara susup rusyaya ses çıkaran avrupa mı rusyadan daha insancıl. Kimi kandırıyorlar alla sen.

Son olarak da şunu söyleyeceğim. Putin %80 oyla seçilen bir lider. %80 oy demokratik olarak alabileceği bir oy değil, bu mümkün değil. Adam diktatör, halk oy verse de seçim halkın değil. Ve “o diktatörü indirin” diyorsun. Bi tarafına nükleer yememek için içerideki halkın kurşunlanmasını sağlıyorsun.

Bi yandan hak veriyorum, putinin acilen iktidardan elini eteğini çekmesi gerekiyor fakat bu iş rus vatandaşlarına ağır bir fiyat çıkaracak.
0
filipis
(04.03.22)
büyük oranda abartılı ve batının savunduğu değerlere tamamen ters. warner bros filmlerini geri çekmiş olabilir en nihayetinde yapım şirketi, ama sen sporcuları turnuvalardan çekemezsin. dosoyevski'ye yasak koyamazsın. anna karenina'yı çekmemek senin kararın ama küçültücü bir karar.
bunların tek sonucu almanya'da olduğu gibi dükkanı taşlanan, arabası çizilen masum ruslar olur. maalesef artarak devam edecektir de.

özetle bizim sadece ortadoğuda olduğunu sanıp eleştirdiğimiz ilkellikler şu sıralar en medeni olduğu varsayılan ülkelerde yaşanıyor. kimsenin kimseden bir farkı yok.
0
bohr atom modeli
(04.03.22)
Bence az bile. Daha sert olmalı. Seçtikleri insanın yaptıklarının medeni dünyada yeri olmadığını anlamalılar.
0
gabe h coud
(04.03.22)
aptalligin, ikiyuzlulugun daniskasi bati kendini hatirlatti nazarimda. benim anlamadigim yillardir savas yoktu da ilk defa mi savas goruldu savas acan ilk ulke rusya mi komik komik yaptirimlar. ozetle ASAGILIK olarak goruyorum. aptal avrupa ve humanizmi
0
ala09
(04.03.22)
Iki seçenek var; top, tüfek savaş ya da böyle savaş. Lesser evil.
Rusların putin hastasi olmadığından eminim ama halk da artık başına seçtiği adamlarin sonuçlarına katlansin. Yani bu olayin halka dokunmadan olması zaten imkansiz. Hem ülkeye ekonomik zarar verip hep rus halkinin mutluluğunu korumak gibi bir şey yok.

Bazılarını tabiki ben de saçma buluyorum ama günümüz dünyasında böyle uç noktalara gitme var. Saçma ama böyle.

Ama bir taraf başka ülkeye giriyor, insanlar ölüyor, evcil hayvanlarindan oluyorlar, evlerinden, arabalarindan oluyor.
Diğer tarafta rus vatandaşı paypal kullanamıyor. Bankacilikta sıkıntı var, ekonomik çöküş oluyor. Vay be...

Uç örnekleri bir kenara atarsak (yok kitap yasaklanması yok rus vatandaşı restorana almayan restoran sahibi vs) öyle bir noktaya gelindi ki sanki nato komple rusya ile savaşa girse insanlar daha mutlu olacakmış gibi.

O yüzden gene uç örnekleri saymazsak en güzeli yapılıyor. Diktatör seven sonuçlarına katlansin. Türkiye'de insanlar oy vermese de başkalarının verdiği oylar sebebiyle sonuçlara katlanmiyor mu? Aynısı.
0
logisticsmanager
(04.03.22)
abd şuan tüm dünyada ulaşabildiği her yerde medya manplasyonu yapıyor. ssdece kısıtlama değil baya ak troll gibi sözlükte yanke troller bile olduğunu düşünmeye başladım umarım paronaya yapıyorumdur.
0
gregorpanpa
(04.03.22)
Rusya özgür bir ülkeyi istila etti. Gelecekte problem yaşama ihtimali olduğunu düşündüğü için bürokratik yollarla bu problemi bertaraf etmek yerine özgür bir ülkeye saldırmayı seçti.

Cevap olarak ruslara gelen yaptırımlar mantıksız değil çünkü rus halkını koruması, halkın çıkarını düşünmesi gereken kişi zaten devlet başkanı olarak putindi. Rus halkının taş yememesini sağlamakla yükümlü kişi putin zaten, diğer ülkeler değil. Putinin devlet başkanı olarak sorumluluğu zaten bu tip şeyleri bertaraf etmek. Ama o gidip özgür bir ülkeyi istila etmeyi seçti.

Mesela şuanda da bizim ekonomi kötü. Ülkeye artık kaliteli ürün girmiyor. Girse de halk alamıyor. Diğer ülkeler bize iyilik yapıp ithalat/ ihtacat kolaylığı getireyim demiyor. Yaparsa da bu anlaşma bürokratik olarak konuşulup yapılmıştır yapılır. Ama putin bürokratik yolları kullanmadığını zaten belli etti savaş başlatarak. Halk da bi zahmet seçmeyiverseydi. Şuan bizim ülkedeki krizden, müzik yasağından, saçma sapan her şeyden muhalifler de etkileniyor aynı oranda.

Ama işte ülke başkanlarının seçimini halk yaşıyor. Zaten ülke başkanı halk adına seçim yapmakla yükümlü biri. O yüzden iyi seçmek gerekli.
0
zimbirik
(04.03.22)
>> İsyan edip Putin'i düşürsün diye yapıyorlar.

Kesinlikle yanlış.

1- Konuyla ilgili literatür mevcut. Ekonomik yaptırım yüzünden hükümeti düşen ülke yok, demokratik olmayan rejimlerde hiç yok. İran'a yıllardır ekonomik yaptırım uyguluyorlar, düştü mü molla rejimi? Çin yönetimini çok sevdikleri için mi yaptırım uygulanmıyor? Erdoğan'ı çok demokratik olduğu için mi destekliyorlar?

2- Madem ekonomik yaptırımın etkisi yok, niye uyguluyorlar?

Bu soruya (Batı/kuzey ülkeleri) Avrupa ırkçılığını anlamadan cevap vermek zor. Yıllardır hemen her Avrupa ülkesinden birileriyle çalışmış biri olarak söylüyorum, ırkçılık "Avrupalı" kültürünün temel unsurlarından biri.

Bu ekonomik yaptırımların temel sebebi Putin'i değil, Rusları cezalandırmak. "Siz aptal Ruslara ne yapmanız gerektiğini yıllardır söylüyoruz, bizi dinlemediniz, üstüne kendi kafanıza göre iş yapıyorsunuz, ne haddinize, görün o zaman gününüzü, bunu hakettiniz" diyorlar. Bu yaptırımların halk nezdinde de bu kadar yaygın kabul görmesinin temelinde yatan sebep bu.

3- Virtue signalling. Muhtemelen maddi açıdan da bir havuç / sopa göstermişlerdir ama, "bakın en ahlaklı benim" diyebilmek için üniversite hocası dostoyevski yasaklıyor, film festivali rusları kovuyor falan. Kendi aklı ve vicdanını bir kenara koyup, rejime sadakatini açık açık belli edenler gelecekte ödüllendirilir. Maddi olmasa da sosyal kredisi yeter muhtemelen, çünkü zaten kaybettiği bir şey yok, mevzu Ruslarsa ırkçı olmasını kimse umursamıyor.

>> Putin agresif, diktatör, haketti vs.

Valla Ukrayna mevzusu 20 yıllık bi mevzu. Hiçbir ülke kendi sınırında, kendi güvenliğini tehdit eden düşmanın yerleşmesini istemez. Çin gidip Meksika'ya füze yerleştirse, ABD de Meksika'yı işgal eder. Joe Biden diktatör olduğu için öyle yaptı mı diyeceğiz o durumda da?

Akılcı / insanı çözüm, Ukrayna'yı tampon bölge olarak bırakıp, halkı rahat etsin diye ekonomik olarak desteklemek olurdu. Dünya'da bir sürü örneği de var, Moğolistan mesela, Rusya ve Çin arasında tampon bölge olsun diye kurulmuş bi ülke, iki taraf da ele geçirmeye çalışmıyor.

Ama savaş çıkarmak istiyorsan akılcı çözümleri dinlemez (ki Putin yıllardır bunu öneriyordu), karşı tarafı provoke eder durursun. Savaş çıkınca da votka bıçaklayıp, "ama sen diktatörsün" diye basarsın propogandayı, herkes de senin haklı olduğunu düşünür.

O bahaneyle de adamların paralarına, mallarına mülklerine çöker, silah falan satar cebini doldurursun. Sana muhalif olanları cancel'lar, sindirirsin. Süper iş valla.
0
plutongezegendegilmi
(04.03.22)
Bunun insan haklari ve ozgurluk adina yapildigini dusunecek olsam en iyi ihtimalle namertce bulurdum. Fakat iptal kulturunun kendi basina bir hezeyani degilse yeni bir kutup yaratma cabasi olarak goruyorum.
0
dunal
(04.03.22)
arkadaşlar ben amerika'nın ırak işgalini cnn ekranlarından canlı yayında izlediğimiz zamanları hatırladığım için mevcut durumda modern dünya fedailiğine soyunmuş ülkelerin samimiyetlerine inanmıyorum. yoksa çok isterdim ben de her zorbalığa aynı tepki verilsin, yanlış olanın karşısında yanlışı her kim yapıyorsa yapsın aynı kararlılıkla durulsun. o sebeple bu işgal acaba etnik temizlik için fırsata mı çevriliyor diye düşünüyorum. modern dünyada savaş olmamalı sevimliliğine inanmayı ben de çok isterdim ama her ülkenin savaş bütçesinin ne kadar olduğunu iki dakikalık araştırmayla bulabiliyoruz.

@plutongezegendegilmi noktası virgülüne kadar katılıyorum yazdıklarınıza.
0
🌸coldegezenkutupayisi
(04.03.22)
Bence şöyle bir sorun var, sanki tek bir elden “ sen Dostoyevski kitaplarını kaldır.” , “sen Rus kedilerle ilgilen”, “ bankalar birleşin Rusya ile ilişiği kesiyoruz” böyle emirler yağdırılıyor gibi düşünülüyor. Böyle bir şey yok. Şu an ekonomik olarak Rusya’yı zorda bırakacak tedbirler var ve evet uluslararası bu çapta krizlerde bu yaptırımlar her daim masada. Yani Lavrov gibi nükleer tehdit üstünden yürümesini tercih ediyorsanız bilemem. Ama şu an işlerin boyut atlaması öncesinde gerçekleşmesi gereken de mantıken bu. Ha bu noktaya gelmeden farklı hamleler alınabilir miydi ya da eğer daha önce neden bu yaptırımlar x ülkeye uygulanmadı diyorsanız sonuna kadar haklısınız. Ancak bugün bu koşullarda verilen resmî karşılıktan bahsediyoruz.
Rus takımlarının turnuvalara kabul edilmemesine gelince spor kesinlikle birleştirici olmalı ama böyle bir ortamda o turnuvada çeşitli güvenlik sorunları da doğabilir. Herkesin temiz oynadığı ideal şartlarda saçma ama şu sıcak ortamda belki anlaşılabilir.
Geriye kalan bütün fikir beyanına zorlamalar, kişilere yönelik hakaretler, dışlamalar ve hele Rus kültürüne yönelik eylemler saçmalık. Tarafını belli etmekten daha öteye gittiğini düşünüyorum ben de. Üstelik Ukrayna’daki drama hiçbir faydası yok. Bizde de portakal bıçaklayanları, dövecek Çinli arayanları biliyorsunuz. Tanıdık bir kafa.
Neyse diyeceğim savaş olmamalı sevimliliği değil bu. Evet. Kimsenin eli temiz değil. Bundan haksız kazanç sağlayanlar olacak kesinlikle. Ama Avrupa’nın savaş travmasını (ki haklı bir travma) tetikleyen ve bu yolu açan Putin. Bağımsız bir ülkeyi uzantısı olarak gören ve üçüncü dünya savaşını yüksek perdeden dillendiren bir ülke, haksız bir işgal ortada duruyor.
0
not dark yet
(04.03.22)
(10)

ukrayna'daki çatışmanın çok kıytırık durması

amsterdam otlu sigarası
yani rusya istese ukraynayı 2 günde dümdüz edip içinden geçer gider gibime geliyor. böyle sündüre sündüre gitmelerindeki sebep nedir? bir de sürekli "konvoylar vuruldu" diye haber çıkıyor. koskoca rusya konvoylarının güvenliğini nasıl sağlayamaz? bir sürü uçakları, hava savunma sistemleri var, bayra
yani rusya istese ukraynayı 2 günde dümdüz edip içinden geçer gider gibime geliyor. böyle sündüre sündüre gitmelerindeki sebep nedir?

bir de sürekli "konvoylar vuruldu" diye haber çıkıyor. koskoca rusya konvoylarının güvenliğini nasıl sağlayamaz? bir sürü uçakları, hava savunma sistemleri var, bayraktarları indirmek, konvoylara hava güvenliği sağlamak bu kadar zor mu?
0
amsterdam otlu sigarası
(02.03.22)
rusya'nın niyeti façasını çizmeden ve politik olarak çok zarar almadan o bağımsız bölgeleri toprağına bağlamak. bütün ukrayna'yı almak istediğini sanmıyorum. hükümeti değiştirip kolonize edecektir.
0
osmanyueksel
(02.03.22)
rusya'nın askeri yöntemle işgal etmeye çalıştığı ülke başka bir millet veya dine mensup değil, direkt kendi toplumu ve kültürüne dahil insanlar yaşıyor ukraynada. bu sebeple sivillere zarar vermeden bu işi yapmak zorunda yoksa ukrayna halkıyla arasındaki son kalan ipleri de kendi eliyle kesmiş olur.

kaldı ki sivil zaiyatın önemsenmediği körfez savaşında gördük ki dünyanın en büyük askeri gücü için bile bir ülkeyi "dümdüz etmek" o kadar da kolay değilmiş.
0
kent sakini
(02.03.22)
Suriye gibi istedikleri her yeri sorumsuzca darmadağın etmek ayrıca eleştiri/tepki konusu olur Rusya için.
Sosyal medyada da Ukrayna'dan çok Kiev konuşuluyor ki orayı Rusya'nın alması büyük psikolojik yıkım olur.
Vuracağız dedikleri yerleri de vuruyorlar zaten.
0
Erva
(02.03.22)
Türkiye Azerbaycan'a girip dümdüz edecek gücü olup bunu kullansa, T.C. vatandaşları mevcut yönetime nasıl bakar? Putin yaptığı saçmalıkla maalesef ülke içindeki kötü olan imajını daha da kötüleştirdi. Üstelik, Putin yüzünden Rusya vatandaşlarına uygulanan yaptırımlar da canını çok sıkacak. 2024 seçimlerinde bakalım nasıl bir durum olacak.
0
bartholomew87
(02.03.22)
her şeyden önce bu Avrupa’nın en kibar savaşı.
Hatırlatırım, daha birkaç sene önce 200-250 tane pkk’lı için bile birkaç mahalleden oluşan sur ilçesi tanklarla dümdüz edilmişti.
köy dahi olsa bir yerleşim yerini fiilen almak imkansıza yakın zorlukta.

Zaten Rusya’nın da baştan beri stratejisi toprak kontrollü işgal değil de Ukrayna yönetiminde kaos çıkarmak, muhalefetteki Rus yanlıları ve ordu gibi kritik yerlerdeki destekleri ile hükümet değiştirmek.
0
patronaj1
(02.03.22)
dün hulki cevizoğlu da tvde acayip acayip konuştu bu nasıl iş diye.

arkadaş savaş bu savaş. çatışma değil. hayatımızda kaç tane savaş gördük de bunu kıytırık buluyoruz? en son hatırladığınız savaştan bu yana savaş teknolojileri çok değişti. işler artık o kadar kolay da değil bak adamın haberleşme altyapısını hedef alıyosun amerikalı milyarder başka port açıyor. ayrıca daha 6-7 günlük bir savaş bu. 6-7 günde adamlar yaklaşık 2000 kmlik sınırı kontrol altına aldı. haberleri ukrayna kaynaklarından izliyoruz o yüzden rusyada "tokatlandı" imajı var ama bence pek de öyle değil. ayrıca işler hulki beyciğimin "ukrayna başkbakanı nerde? çıksın halkın arasında poz versin moral olsun" dediği kadar da basit değil. yüzlerce suikastçı göndermişler zelenskiyi indirmek için bir kurşuna bakar işlerin değişmesi. dünkü açıklamalarından sonra hulki beyciğime çok taktım sorry
0
KidLazer
(02.03.22)
harkiv'de bizdeki toki'ye benzer yapıları hedef ayırt etmeksizin füzelerle vuran rusya mı sivillere zarar vermekten kaçınıyor? geçiniz.

rusya muhtemelen gerçekten de ukraynalıların direnç göstermeyeceğini düşündü. tüm uçaklarını ve hava gücünü daha yerdeyken patlatırım, 3-5 bin askeri sokup kiev'de yönetimi ele geçiririm dedi. öyle olmadı.

rus askerleri savaşmak istemiyor. moral çok düşük. yoksa kadirov'un çeçenlerinden, kazakistan'dan, belarus'tan medet ummazdı putin.

uzun vadede rusya evet yine kazanır çünkü ukrayna'ya kıyasla ellerinde sınırsız denebilecek kaynak var. amaç kiev'i düşürmekse dünyaları kaybederler ama kiev'i yine alırlar.

rusya'nın son yıllardaki operasyonlarına bakın. kırım'ı kurşun atmadan aldılar. ukrayna'nın hükümeti bile yokken, öylece ortada sahipsizken donetsk ve luhansk'a daldılar. keza gürcistan aynı şekilde, gürcülerin külüstürlerine karşı 2-3 bin iyi eğitimli askerle oldu bittiye getirdiler.

ukrayna çok büyük bir ülke. orada lojistik desteği sağlamak kolay değil. rusya belli ki düşmanını küçümsemiş, dersine hiç çalışmamış. biz suriye'de operasyon yapacağımız zaman bile 5 gün bombalıyoruz oraları. bunlar bir saat füze attıktan sonra girdi. hava savunma sistemlerini yok etmişlerdi güya, hala her gün 3-5 uçakları düşüyor.

saydığın şeyler zor değil ama dediğim gibi rusya bunu öngörememiş, üzerinde durmamış. işin propaganda yönü de va elbet, işler batı'nın gösterdiği kadar ukrayna lehinde olmayabilir ama ruslar cidden aptal gibi "nasılsa vuramazlar" diye konvoy diziyor.

bir de dediğim gibi moral düşük. kurşun atmadan teslim olan adamlar var. tankları gidemesin diye kendi tankının benzinini çeken asker var.

tüm rus propagandasına rağmen sen ortalama bir rusa ukrayna'yla savaşmanın mantığını açıklayamazsın abi, adamlar istemiyor. böyle orduyla savaş kazanamazsın. taş üstünde taş bırakmaz, bomba üstüne bomba atar, ukrayna'nın direncini kırıp yerine göre annesini bile vurabilecek 3-5 bin psikopatı sürersin sahaya anca öyle. zaten işin sonunda olacak olan da bu. hayatında rusya'nın sınırına bile yaklaşmamış, zorunlu askerlik görevini yapan yakutistanlı çocuk ukrayna'da terminatör gibi savaşamaz. aynı şekilde halası, teyzesi, dayısı vs. ukraynalı olan bir rus genci de oralara girip canını riske etmek istemez.

o yüzden bir arpa boyu yol alamadılar.
0
der meister
(02.03.22)
instagramdan takip ettigim ukraynali hanfendiler var.
Kiev'de yasamalarina ragmen daha 1 tane savas fotosu paylasamadilar.
Paso siginaktayiz selfie'si atiyorlar siginak dedigi de kat otoparki. Bir tanesi 5 gun sonra tekerlekli askeri arac bulmus onla foto atti.

Muhtemelen okudugumuz tum haberler yalan.
Birisi cikip biz daha girmedik ulkeye dese ona da inanirim.
Ne yapiyorlar kimse gercekten bilmiyor.
Birini okuyorum 10000km konvoy geliyor diyor, digeri tek pilot 100bin araci vurdu falan yaziyor.
0
divit
(02.03.22)
Eğer Rusya’nın daha agresif davranmamasından işgal komplosu gibi bir sonuç çıkartacaksak işin içinde Rusya da var ki çıkıp kendileri bile “ne İşgali manyak mısın?” demiyor? Sadece daha fazla tehdit. Bağlanan öğrenciler, farklı ajanslardan gazeteciler hepsi tutarlı? Ukrayna yönetiminin elini daha güçlü göstermek için daha fazla zayiat açıklaması genel çerçeveyi değiştirmiyor.
Neyse cevap verilmiş zaten. Halklara rağmen oluyor bütün bunlar. Bu vesileyle Rus diye kafamda kodladığım ama Ukrayna-Rus asıllı olduğunu öğrendiğim insanlar var ve ilk günden Ukrayna’ya destek vermeye başladılar. Referans alıyorum kendi adıma.
0
not dark yet
(02.03.22)
bir arkadaş var yengesi rus. onunla konuştum rusyada ne konuşuluyor diye. maalesef rusyanın kiev'i almadan durmayacağı gündemdeymiş. işin özeti daha çok kan dökülecek ve bu müzakereler falan hep yalan
0
KidLazer
(03.03.22)
(4)

nükleer başlıklı füze nereye atılır

yonge and bloor
Ben bu nükleer bomba işini daha kısıtlı sanıyordum ama nükleer sahibi 8 ülkede yüzlerce nükleer başlık varmış. Bunların her biri hiroşimada kullanılan kadar güçlü değildir heralde?Asıl soru, diyelim ki gerilim tırmandı ve rusya yada amerika nükleer kullanmaya karar verdi, kullanımı nasıl olur? Rusya
Ben bu nükleer bomba işini daha kısıtlı sanıyordum ama nükleer sahibi 8 ülkede yüzlerce nükleer başlık varmış. Bunların her biri hiroşimada kullanılan kadar güçlü değildir heralde?

Asıl soru, diyelim ki gerilim tırmandı ve rusya yada amerika nükleer kullanmaya karar verdi, kullanımı nasıl olur? Rusya tutup beyaz saraya yollar ve etrafındaki milyonlarca insanla birlikte başkanı mı hedefler? yoksa askeri birlikler mi vurulur?
0
yonge and bloor
(28.02.22)
daha bilgili arkadaşlar etraflı bilgi verir de yanlış hatırlamıyorsam 45'te atılan atom bombası şimdikilerin yanında çerez gibi.
0
lazpalle
(28.02.22)
@lazpalle bu kadar sürede bombaların da etkilerinin gelişmesi normal ama bu şekilde olduğunu bilmiyordum.
0
🌸yonge and bloor
(28.02.22)
Güçleri konusunda yorum yapamayacağım ama hedef olarak Beyaz Saray ya da tahmin edilebilecek başka hiçbir stratejik noktayı (ör. Pentagon) seçeceklerini sanmıyorum. 10 bin km öteden beyaz sarayı vurmak o kadar basit olsa çoktan vururlardı. Hava savunma sistemleri vs. bi ton savunma ekipmanı var. Beklenmedik bir yeri ya da sabote edebildiği stratejik noktayı vurmayı hedefler. Bizim buradan tahmin edebileceğimiz kadar kolay değil yani. Söz konusu nükleer olunca "sadece askeri bölgelere zarar verir" demek de çok doğru olmaz. Binlerce km uzağa bile etki eden zararları var.
0
himmet dayi
(28.02.22)
öncelikle rusya isterse beyaz saray'ı vurur topol-m adlı arkadaşla, vuramaz değil. vurmamasının sebebi abd'nin elinin de armut toplamıyor oluşu. nükleer silah kullanırsan sen de kafana yersin, dünyanın sonu gelir. şu an için bu savaşta kazanan kimse çıkmayacağını bildikleri için kullan(a)mıyorlar.

çoğu ülkenin nükleer silahları da askeri ve stratejik hedefleri vuracak biçimde ön ayarlıdır. nükleer silolar, önemli askeri merkezler vs. öncelikli hedeftir. günümüz silahlarını hiroşima'ya atılanlar gibi düşünmeyin. modern olanlar hem çok daha güçlü hem de çok daha "temiz". yani düştüğü yerde 100 yıl ot bitmez gibi bir durum olmayan silahlar var. termobarik silahlar örneğin neredeyse nükleer etkisi yapar ama radyasyon yaymaz.

kısacası bir ülkeye 20 nükleer bomba sallayıp yüz binlerce insanı öldürebilir, ordusunu perperişan edebilirsin ve o bölge belki 8-10 sene sonra tekrar büyük ölçüde yaşanabilir hale gelir. bugün bile hiroşima ve nagazaki insanların yaşadığı büyük şehirler değil mi neticede o pislik bombalara rağmen?

ama işte sorun şu ki sen o bombaların düğmesine bastığın anda kendi kafana da yersin... nato ve rusya'nın karşılıklı 6 biner küsür nükleer başlığı var mesela. zaten nükleer saldırı yapan ülke öyle "ayağınız alışsın" diye numunelik 3-5 tane atmaz, onlarca veya yüzlerce gönderir. hatta soğuk savaş döneminde yanlış radar uyarılarına rağmen nükleer savaşın önlenebilmiş olmasının sebebi de bu öngörüdür: sovyetler birden fazla kez "VOINK VOINK VOINK AHA NÜKLEER FÜZE GELİY!" uyarısı almış, bu verileri işleyen birimler ise "yok yav atacak olsalar öyle iki tane atmazlar ki, bu işte bir iş var" deyip sovyet füzelerini ateşlemekten imtina etmiş ve nitekim haklı çıkmıştır.

sözün özü nükleer savaşı şu an engelleyen şey "mutually assured destruction" doktrinidir, kısacası "atarsak hepimiz yanarız" :) bugün abd'nin elindeki tüm nükleer füzelere bi' şey olsa mesela, onların yanıt veremeyeceği %100 kesin olsa rusya oraya atardı diye düşünüyorum.
0
der meister
(28.02.22)
(2)

Ruslara hava sahasının kapanması mevzuu

Mistyimage
Bugün Moskof Airport kalkışlarına baktım avrupanın birçok noktasına uçuş vardı. Şimdi Ab hava sahası Ruslara kapandığına göre gitmiş uçaklar nasıl dönecek?
Bugün Moskof Airport kalkışlarına baktım avrupanın birçok noktasına uçuş vardı. Şimdi Ab hava sahası Ruslara kapandığına göre gitmiş uçaklar nasıl dönecek?
0
Mistyimage
(27.02.22)
Dönemeyecek bence

twitter.com
0
ceketimi alip cikcam
(27.02.22)
geri dönmelerine müsaade edilir. bu yasaklar açıklandığı saniye devreye girmiyor zaten.
0
der meister
(28.02.22)
(5)

Almanlar neden nükleer santralleri kapatıp Rusya'ya mahkum oldular

mezarkabul
Sb teşekkürler
Sb teşekkürler
0
mezarkabul
(27.02.22)
schröder başta olmak üzere alman politikacıları yemledi ruslar. lobi faaliyeti kısacası. koydular hepsinin cebine parayı, "boşverin nükleeri" dediler. tabii ülke içinde nükleer karşıtı grupların olması ve protestolarla ciddi direnç göstermesi de etkili oldu. e aynı şekilde "temiz değil" diye kömür madenlerini de rahat bırakmadılar. sonra ne oldu hooop rusya'nın kucağındasın.
0
der meister
(27.02.22)
Greta'dan yedikleri azar etkili oldu sanıyorum, kolay değil...

Ciddi cevap: yeşiller yıllardır ciddi bir iktidar ortağı olduğu için. Siyasi partiler genel olarak kendilerini iktidara taşıdığı sürece, uyguladıkları politikanın ülkeye veya dünyaya zarar vermesini çok umursamıyorlar.
0
plutongezegendegilmi
(27.02.22)
Yıllardır devam eden bir nükleer kötü olayi var.
Aslında diğerlerini anlıyorum ama nükleer aslında temiz ve çok ciddi enerji sağlayan bir yöntem.

Misal Fransa kapatmadı aksine yenilerini yapacağız falan demisti bundan birkaç ay önce.

Biraz işte politikacilarin olaylari. Bu arada sadece petrol vs lobisi yok. Yeşil enerji lobisi de var. Yeşil enerji ile alakali üretim yapan bir sirketteydim, konusulan rakamlar cok ciddi. Ki daha bunun alt tedarikcileri vs de var.

Neyse yani her zamanki gibi bir lobicilik oldu, yesil enerji kazandi. Sonuç ortada.
0
logisticsmanager
(27.02.22)
yeni değil 30 sene önce olan biten bi olay nükleere veda etmek
"no new commercial reactors being built in Germany after 1989."
0
comp
(27.02.22)
Fizik doktoru ve dönemin Çevre Bakanı Merkel, o zaman faaliyette olan santralleri gezip, 'bunların hiç sorunu yok, hepsi çok güvenli.' dedi. O zamanlar ve uzun süre boyunca nicki 'Atomkanzlerin' olan Merkel, bu sevdadan iyi nedenleri oldugu icin vazgecti.

Acik ve net. Almanya nükleer cöpün nereye nasil gömülecegini iyi planlanmamisti.

Ayrica Fukushima sonrasi, son santrallerin kapatilmasi konusunda tüm parlemanto netti. Yukarida söylendigi gibi, cok ciddi bir antinükleerci halk cephesi vardi ve hala da var.

Bu sene, 'Kanzlerin olarak, geri dönebilseniz neleri farklı yapardınız?' sorusuna da, yeşil enerjiye gecisi daha hizli yapardik cevabi verdi.

Bir yere mahkumiyeti önlemek icin EEG (Yenilebilir enejiye gecis) yasası çıkarıldı. Rüzgar ve hidroelektrik, günes ve biyokütle enerjiler, toplam ihtiyacın yaklasık olarak yarısını, 2020 sonundaki veriye göre bu rakam 46%, karsılıyor.

2030 sonuna kadar da kömür santralleri kapatilacak. Bu savas nedeniyle muhtemelen son santralllerin kapatilmasi biraz ertelenecek. Almanya'nin elini daha hizli tutmasi gerekiyor.

Ayrica, bu soru cok baska da sorulabilir. 'Nicin Almanya simdiye kadar yeterince hizli davranip ve enerji dönüsümünde tam gaz ilerleyip, Rusya'ya bagimli olma defterini kapatamadı?'
0
buf-e kür
(27.02.22)
(9)

Sosyalleşmek için ne kadar aktifsiniz?

psmstc
Ne kadar enerji sarfediyorsunuz? (Arama, yazma vs) Ne kadarı dışarıdan teklifler geliyor? (Kahve, çay, hal hatır)
Ne kadar enerji sarfediyorsunuz? (Arama, yazma vs)

Ne kadarı dışarıdan teklifler geliyor? (Kahve, çay, hal hatır)
0
psmstc
(26.02.22)
Hiç hatta sıfır, teklif eden de yok. Erkek olarak bu çok zor kadın olsam teklif yağardı muhtemelen.
0
olaylar olaylar
(26.02.22)
sıfır. ben de etmiyorum, diğerleri de.

farklı şehirlerde olduğumuz birkaç arkadaş var. onlara yazıyorum, ben yazmasam onlar yazıyor vs. o açıdan güzel bir dengemiz mevcut ama o sosyallik sayılmaz sanırım aynı yerde olmadığımız için.
0
der meister
(26.02.22)
Dengeli tutmaya çalışıyorum, tek tarafın çaba gösterdiği ilişkiler yürümez. Beni sık sık arayıp soran bir arkadaşımı ihmal ettiğimi fark edersem bir süre biraz daha fazla çaba gösterebilirim. Sık sık arayıp sorduğum arkadaşım hiç aramazsa kendimi çekerim.
0
gmzo
(27.02.22)
Yazılı ve sözlü olarak günde ortalama 10 cümle filan kuruyorum.
0
huçi kuçi
(27.02.22)
Pandemi ile birlikte iyice pasiflestim, pandemi sureci bittikten sonra da devam etti pasiflik.

Disaridan cok da fazla teklof gelmiyor ama benden disariya giden tekliflerle karşılastirinca disaridan gelen teklif daha fazla net sekilde.
0
stavro
(27.02.22)
Pandemide resmen unutuldum :(
Önceden haftada bir iki kahve vs olurdu
0
photo85
(27.02.22)
Sıfır istek var içimde. Bir miskinlik bir atalet içerisindeyim. Evden dışarı çıkmak bile istemiyorum.
0
komando kani var bende
(27.02.22)
cuma ve cumartesi clubbing. pazar gunleri de disarda yeme icme, chill hesabi. ben de cagiriyorum beni de cagiriyorlar. farkli arkadas gruplariyla, kimse yoksa da kendim.
0
baldur2
(27.02.22)
Az enerji sarfediyorum. Sosyalleşme için isteğim mevcut ama sosyalleşince de canım sıkılıyor.
0
jjimyl
(27.02.22)
(3)

İyi Hissetmek ve Hayatı Yeniden Keşfedin Kitapları Hakkında

crimson man
Bu kitapları okuyup istifade edenlere sorum. Bu ikili çok öneriliyor, sözlükte de methediliyor. Siz ne diyorsunuz? Bir de daha çok önce İyi Hissetmek, sonra diğeri okunması tavsiye ediliyor sanırım. Bana diğeri, Hayatı Yeniden Keşfedin daha cazip geldi ilk etapta. Önce onu okumam akış açısından prob
Bu kitapları okuyup istifade edenlere sorum. Bu ikili çok öneriliyor, sözlükte de methediliyor. Siz ne diyorsunuz? Bir de daha çok önce İyi Hissetmek, sonra diğeri okunması tavsiye ediliyor sanırım. Bana diğeri, Hayatı Yeniden Keşfedin daha cazip geldi ilk etapta. Önce onu okumam akış açısından problem olur mu?
0
crimson man
(22.02.22)
iyi hissetmek'i okudum, digeri hakkinda fikrim yok. bana iyi geldi, yardimci oldu. en buyuk sikintilarimla ilgili yeni perspektif kazandirdi diyebilirim. kisacasi basima kotu bir sey geldiginde "vay senin suratina sifatina mal adam gerizekali beyinsiz" deyip kendimi dipsiz kuyulara atmak yerine "hop hemsehrim dur hele" demeyi ogrenebildim gibi sanki biraz. benim acimdan her seyin 0-1 ya da siyah-beyaz olmadigini idrak edip kafaya yerlestirme konusunda faydali oldu.
0
der meister
(22.02.22)
her ikisi de bence başucu kitabıdır. zaten self helping kitapları olarak geçiyor bunlar, aslansın kaplansın on beygir gücündesin türü klişe kişisel gelişim kitapları gibi düşünmeyin.

mor bembombom'un dediği gibi doğrudan çözüm sunmaz ama çözümsüz hissettiğiniz, sadece size oluyor sandığınız, doğruluğundan emin olduğunuz ama hayatınıza zarar veren pek çok konuda size başka başka bakış açıları olabileceğini gösterirler. bu kitapları alanlara default bağlanma/amir levine-rachel heller ve akış/mihaly csikszentmihalyi de öneriyorum ben.

şu an depresyonda hissediyorsanız sanki iyi hissedin öne alınabilir. ama sürekli aynı şeyleri yaşadığınız, neden hep benim başıma geliyor dediğiniz bir evredeyseniz hayatı yeniden keşfedin ilk okunabilir. ama bu söylediklerim şart değil, içinizden geldiği gibi başlayabilirsiniz de.
0
Phoebe
(22.02.22)
der meister +1

egzersiz tabloları özellikle bence çok yararlı (kendiniz yaptığınız zaman tabii). şunun gibi mesela imgur.com
0
curious mind
(22.02.22)
(35)

tır şoförü olma fikrimi olumlu ve olumsuz değerlendirir misiniz?

der meister
27 yaşındayım, normal şartlarda bir aksilik olmazsa rus dili ve edebiyatı bölümünden 2023 yazında (üç dönem kaldı) mezun olacağım. iyi derecede ingilizcem var. bölümümü severek ve isteyerek seçtim, bir nevi ilke meselesiydi benim için, sonrasında ne yapacağımı ekonomik anlamda açıkçası pek düşünmedi
27 yaşındayım, normal şartlarda bir aksilik olmazsa rus dili ve edebiyatı bölümünden 2023 yazında (üç dönem kaldı) mezun olacağım. iyi derecede ingilizcem var. bölümümü severek ve isteyerek seçtim, bir nevi ilke meselesiydi benim için, sonrasında ne yapacağımı ekonomik anlamda açıkçası pek düşünmedim. çocukluğumdan beri en büyük hevesim ve merakım EKONOMİK KOŞULLARDAN BAĞIMSIZ OLARAK türkiye'den ayrılmak, farklı kültürler ve çevreler görmekti; geldiğimiz noktada bir yetişkin olarak bunun zaten "romantizm"den çıkıp düzgün bir hayat için adeta "gereklilik" haline geldiğini düşünüyorum en azından kendi adıma.

tır ne alaka derseniz çocukluğumdan beri zaten tırları çok seviyorum. söylememe gerek yoktur, 10 yıldan uzun süredir (ilk oyunla beraber) iflah olmaz bir euro truck simulator hastasıyım. yapı olarak da işe uygun olabileceğimi düşünüyorum zira bayağı introvert, grup çalışmasına yatkın olmayan (hehe), sevdiği işte çok çalışabilen ama sevmediği şeye hiç dikkat vermeyen, insan ilişkileri pek gelişmemiş birisiyim. plaza ortamı, sürekli iş arama derdi, 4-5 bin lira için türlü türlü insanla muhatap olma vs. fikri beni inanılmaz korkutuyor. yapsam yine yaparım ama sevmiyorum, istemiyorum, içimden gelmiyor.

geçenlerde ekşi'den benzer yollardan geçmiş (no pun intended), ilk ehliyetini 29 yaşında almış ve sadece bir yıldır tır şoförlüğü yapan bir arkadaşla konuştum. telefonlaştık, sağolsun uzun uzun anlattı. adam sadece bir yıllık tecrübeyle belçika firmasıyla anlaşmış, direkt ab oturumlu olarak orada çalışacakmış. sektörde genel olarak zaten açık olduğunu biliyorum dünya genelinde. haliyle yabancı dilim de olduğu için ilk birkaç yılımda çok saçmalamazsam o taraflara gidebilirim diye düşündüm. avrupa içinde tır sürdükten sonra gitmesem de olur zaten, sonuçta 30 günümün 23'ü ab'de şoförlük yapmakla geçiyorsa bi hafta türkiye'de kalırım ne olacak.

bu zamana kadar neden hamle yapmadım? çünkü açık konuşayım "daha iyisini" yapabileceğimi düşünüyordum. egom "kamyoncu" olmak için çok büyüktü. yalnız sonra gördüm ki ülkenin gerçekliği farklı. üstelik "yeni nesil tırcı" diye bi şey var, çıtı pıtı kızlar heyvan gibi tırları sürüyor avrupa'da. ne toplum nezdinde kötü muamele görüyorlar ne başka bi şey... e sonuç olarak ben bu işi zaten çok seveceğimi düşünüyorum, mutlu olacak ve iyi kötü para kazanacaksam niye kendimi kısıtlayayım ki?

siz ne dersiniz, özellikle beni buradaki 10 yılımdan az buçuk tanıyan abilerimin/ablalarımın fikirlerini duymak isterim açıkçası. aslında olumludan ziyade olumsuz değerlendirmeleri duymak istiyorum, yani "yapma" diyorsanız neden diyorsunuz? bu sayede daha iyi bir değerlendirme yapabilirim belki, hani dikkate almadığım noktalar vardır vs...

örneğin, "arkadaşın şanslıymış, bir sene tır sürdü diye kimse avrupa'ya gidemez, o umutla girersin bölümden mezun arkadaşların moskova'ya yerleşirken sen samsun-konya arasında limon taşırsın" gibi fikirleri merak ediyorum, hele ki sektör içinden birileri paylaşırsa çok daha mutlu olurum.

ben şu an kendi adıma "niye olmayayım?" sorusuna net cevap bulamıyorum çünkü gerçekten. en kötü bir sene deneyip bırakırım yani ne olacak zaten 500 yaşına geldim, sonuçta doktorluğu bırakıp şoför olmuyorum ki, elimde şu an bir şey yok. diplomamla yapacağım muhtemel işleri 30 yaşında yapabiliyorsam 32 yaşında da yapabilirim sanırım, hatta belki cv'de tır şoförlüğünü görünce "bu adam kesin manyağın teki, değişik birine benziyo, bunu bi deneyelim" derler hehe.
0
der meister
(19.02.22)
Bu duyuru bana ETS2 açtırır. Şu cevabı yazayım sonra ben kaçar.

Yani bana mantıksız gelmedi. En başta anlatış tarzın bile bu işi severek yapacağını gösteriyor zaten. Severek yaptığın iş olduğu sürece negatif tarafları olsa da çok odaklanmana gerek kalmaz. Ama illa olumsuz taraflarını duymak istiyorsun diye yazayım aklıma gelenleri (ki bunlar benim tecrübelerim değil, tahminlerim). Gerçek hayat ETS gibi değil tabii bunu biliyorsun. Yani ben ETS'de 50 dakika süren bir teslimatta bile sıkılabiliyorum bazen. Şimdi o teslimatın 11-12 gün sürdüğünü düşün. İş gereği sürekli mobilsin. Yani "Avrupa'da geçireceğin 23 gün" Avrupa hayalini yaşıyor olmayacaksın. Zamanının çok az bir kısmını kendine ayırabilirsin. Sürekli yollarda olursun. Yani bu iş memur gibi ya da beyaz yaka gibi akşam mesaini bitirip evine gidip biranı açabileceğin, ayaklarını uzatıp keyif yapabileceğin bir iş değil. Günlerce yoldasın ve yalnızsın.

İnsanla muhatap olmamak güzel geliyor ama insanoğlu sosyal bir varlık. Bir yerden sonra insan sesine bile muhtaç olursun. Hiç insan görmezsin demiyorum tabii ama iyi bir ofis ortamında çalışırken ara verip 10-15 dk. geyik çevirebilirsin iş arkadaşlarınla.

Son olarak CV'de tır şoförlüğünü gören bir işe alımcı "bu adam kesin manyağın teki, bunu bi deneyelim" demez. Böyle bir dünya yok maalesef. Kariyer anlamında (eğer ilerde diplomanı kullanacağın bir mesleğe döneceksen) sana hiçbir katkısı olmaz. Hatta olumsuz tarafı olur. Ben şahsen iş hayatından kaçmayı tercih etmiş birini işe almazdım işe alım kararını veren biri olsam. Sen iş hayatından kaçıyorsun demiyorum ama senin özgeçmişin öyle görünecek. "Bu adam bir yıl sonra sıkılır burada durmaz" diye düşündürtür.
0
himmet dayi
(19.02.22)
@himmet dayı,

abi bak güzel bir noktaya değinmişsin, ben orayı atlamıştım. ben normalde spor hastası biriyim. bırak 7/24 maç izlerim. çok seviyorum. şu an bununla ilgili bir iş yapıyorum zaten (ama uzun vadede kazancımın artması mümkün değil, o yüzden tam zamanlı iş olarak değerlendirmiyorum). beni iş hayatıyla ilgili en çok korkutan şey kendime vakit ayıramama fikri... sabah 7'de uyan. akşam 6-7'ye kadar iş güç. temizlik, yemek, diğer sosyal işler vs. derken sana bir şey kalmıyor. ben İYİ KAZANSAM DAHİ böyle bir hayat istemiyorum. gece 11'de şampiyonlar ligi maçı varken "sabah işe kalkmam lazım tüh" diye yatağa gitmek istemiyorum mesela. düşüncesi bile psikolojik olarak yıpratıyor beni, özgür hissetmiyorum. ülkenin hali de ortada şimdi... ben çalışsam ne olacak? alacağım 5-6 bin lira. şanslıysam pazar günü boş olurum. terminatör gibi enerjim olmadıktan sonra ben ne biriktireceğim, nereyi göreceğim, hayatımın bana kalan süresini ayı gibi yatmak dışında nasıl bir aktiviteyle değerlendireceğim mesela? bunu kendim için söylüyorum tabii ki, yani kimi insan asgari ücretle bile çok dolu yaşayabilir ona itirazım yok ama ben kendi halimi tavrımı az çok biliyorum.

tır şoförlüğü ise tam olarak "maç varsa var olum napalım, işimiz gücümüz var, boş vaktimize denk geleni izleriz o zaman" dedirten bir iş bana. kısacası tır şoförü olma fikrinde hayatı kaçırma korkusunu yaşamıyorum, dolayısıyla yapmak için çok daha istekli ve motive olduğum bir meslek bu açıdan. kendimi kapana kısılmış, hayat boyu hiçbir şeye sahip olmayacak, bir şirketi zengin etmek için sinir stres sahibi olacak birisi gibi hissetmiyorum. ha baktığında tır şoförü de bunu yapıyor elbet, hatta çok daha stresli ve sinir bozucu bir iş ama dediğim gibi ben plazada yapamam derken tırda yaparım diyebiliyorum en azından.

avrupa'da geçirdiğim sürece hayali yaşamayacağım konusunda haklısın ama beni zaten en çok heyecanlandıran şey sürekli yolda olma fikri. yani 30 günün 4-5'ini evde geçirebiliyorsam gerisi sorun değil. ben zaten dediğim gibi maç izlerim, kitap okurum, internette sürterim vs. tırda da yapılır yani bu benim için problem değil :)

son olarak bir de şunu ekleyeyim, türkiye'de çalışırsam akşam evde ayaklarımı uzatıp bira içebileceğim bir hayatım olacağını düşünmüyorum. biraz da ondan bu kadar yöneldim zaten tır fikrine. avrupa'da €2500 kazanacağım bir ofis işi olsa mesela yine tır şoförlüğü düşünmeyebilirim... ama öyle bir dünya yok benim için ne yazık ki. en azından şimdilik.
0
🌸der meister
(19.02.22)
Belçika 5 yıl oturumu olana vatandaşlık veriyor. Oradan yürürsün zaten. Avrupa'da her türlü işte çalışılır hiç düşünme
0
spankenstein
(19.02.22)
almışsın narkozu hayırlı olsun. Yıl 2018 işten bıkmışın gittim tır ehliyeti aldım src 3 aldım. Dedim ilerde lazım olur ülkenin durumu kötü :) şimdi ce ehliyet cüzdanda kuzu kuzu yatıyor yine de aldığım için pişman değilim. Belki bir gün lazım olur. Ben bankacıyım, ben de terfi vb durumları olduğu için tırcı olma durumunu erteledim bakalım ilerde olur mu bilinmez, nasip. Yaş 33.
0
Kresto
(19.02.22)
Valla seni anlıyorum. Bu kadar istekliyken "yok o iş olmaz, boşver." demem zaten. Ben de herhangi bir konuda bu kadar hevesli olsam kesin şansımı denerdim.

Sadece eklemek istediğim bazı noktalar var. Birini zengin etmek uğruna sabah akşam çalışma fikri konusunda katılıyorum sana. Ama bundan kaçış tır şoförlüğü değil. Çünkü kaçtığın şeyin temelinde stres, emeğinin karşılığını alamamak, bir yere zincirlenmiş gibi hissetmek gibi olgular var. TIR şoförü olunca bunlar değişecek mi? En azından büyük bir kısmı hayır. Yani kendi kamyonunun olduğu ve ETS'deki gibi istediğin ülkedeki istediğin işi tıklayarak seçebildiğin bir hayat olsa belki daha özgür hissedersin kendini ama öyle bir şey seni beklemiyor (diye tahmin ediyorum). Yine bir şirkete bağlı şoför olacaksın. Bu kez gecen gündüzün belli olmayacak. 9 saat kamyon sür. Sonra dur, uyu. Sonra 9 saat daha sür falan. Şimdi sana çok heyecan verici geliyor olabilir ama bu iş de rutine bindikten sonra sıkıcı olacak. 1 yıl tecrübeli birinden ziyade en azından en az 5 yıldır falan bu işin içinde olan birilerini bulmaya çalış konuşmak için. Ama "işini seviyor musun?" gibi sorulardan ziyade seni zorlayabileceğini düşündüğün şeylere odaklan.

"Yarın iş var." diye 23.00'teki maçı izleyemediğin bir hayatı kötüleyip "benim işim zaten bu o yüzden maçı anca denk gelirsem izlerim" gibi bir hayatı benimsemen bana biraz anlamsız geliyor. Meslek uğruna özel hayatının büyük bölümünden feragat edeceğinin farkında değilsin gibi.
0
himmet dayi
(19.02.22)
Ben senin yerinde olsam kesin tır işine girerdim. YouTuberlik da yapabilir aynı anda. Alican diye biri vardı, rahmetli oldu, Almancı bir tır şoförüydü, aynı zamanda YouTube'a video çekerdi. Acayip keyifliydi izlemesi. Senin de muhabbetin satarsa milleti, YouTubedan da para kazanırsın.
0
mezarkabul
(19.02.22)
Önce B sınıfı manuel ehliyet al. B sınıfı manuel ehliyet ilkokul ise tır şoförlüğü doktoradır. Belki yeteneğin yoktur. Bu da bir olumsuz sebep.

youtu.be

Bu kız bayağı bilgi paylaşıyor.
0
dissendium
(19.02.22)
@himmet dayi, son kısımla ilgili: anlatmak istediğim şey şu abi, ben normalde ofis işi yaparken, her akşam eve gelirken falan kendi hayatımı istediğim gibi yaşayamadığım için üzülürüm. huzursuz olurum. tırda ise şartlar daha ağır olmasına rağmen o işi sevdiğim için "maçı da izlemeyiverelim ne olacak" diyebilirim. yani kar-zarar ilişkisi aslında biraz. ben kendime 3-4 saat ayırabileceksem, üç kuruş paraya öyle ot gibi bi ilçede/şehirde 30 sene yaşayacaksam maç izleyememek ve sevdiğim işlerle ilgilenememek beni üzer mesela. ama yok ben tır şoförüysem, sürekli yoldaysam o zaman özel hayatımdan feragat etmek daha az koyar, çünkü genel olarak daha mutlu ve iyi hissederim. demek istediğim buydu.

@mezarkabul, yazdığını okurken istemsiz DÖŞE BAH DÖŞE diye bağırdım :) hala arada izlerim videolarını. ben ama kendim yutubırlık neyin düşünmüyorum hiç, becerebileceğimi sanmıyorum. bi de şu var: şimdi ben kendi tecrübelerini paylaşan insanlara minnettarım ama türkiye'de yaşayan bir genç olarak "isveç'te tır şoförüyüm bi günde 3000 kazanıyorum" gibi videoları izleyince depresyona giriyorum... yeterince içerik var zaten. onlar kötü niyetle yapmıyor belki ama ben oralara gidersem elime kamerayı alıp şu kadar kazanıyom, bu kadar kazanıyom diye konuşmak istemiyorum. en fazla burda filan hava atarım yani tüm dünyaya açılmak gibi bir isteğim yok. o yüzden ben yaparsam anca günlük tutup onu yayınlarım okumak isteyen olursa. yoksa vlogger'lık filan benlik değil, sevmiyorum. tutacağını da sanmam.

@dissendium, aga artistik patinajda olimpiyat madalyası alıcam demedim ki ne yeteneği? işin zorluğuna ayak uyduramazsın, sıkılırsın, bırakırsın vs. orası ayrı konu da fiziksel/zihinsel engeli olmayan birisi (hatta yerine göre olan biri bile) niye tır süremesin ne var onda. "bu iş yapılmaz" deyip pes eden adam vardır elbet ama ben sanmıyorum ehliyetini alıp işe başladıktan sonra "oha tır sürmek çok zor benim yeteneğim yokmuş" diye bırakan birisi olsun.
0
🌸der meister
(19.02.22)
YouTuber deyince yanlış anlaşıldım ama işte Alican gibi bir şeyler yap, adam YouTuber değildi ama YouTubea güzel bir renk katıyordu. Adamı profesöründen, hizmetlisine her kesimden izleyen vardı. Doğaldı. Sen de doğal doğal takıl bir yandan müzik dinle, bir yandan da sigaranı iç, üç beş bir şeyler anlat günün nasıl geçtiğine dair, tutarsa tutar tutmazsa sana anı kalır. Yap sen bu tır işini. Valla bak.
0
mezarkabul
(19.02.22)
Tırcılık iyi hoş güzelde. Millet henüz deneyimi olmayan birine milyon liralık mallarını emanet eder mi? Bir tırcının yanında staj gibi birşey yapmak mümkün mü? ya da bir tırcı bulup yanında gidip gelmek gerekir diye düşünüyorum.
0
komando kani var bende
(19.02.22)
Bu işi yapan bilen birine işin artısını eksisini, nasıl başlanacağını, merak ediyorsan yurt dışı imkanlarını sor. Bir eksisi yola çıkıp uzun süre evden uzak kalmak dolayısıyla aile ile ilgili olabilir. Bir artısı muhtemelen insanın mevcut sistemde en özgür ve kendi başına olabileceği işlerden biridir diye düşünüyorum. Yaşında bir sorun yok ama tavsiye almak için doğru yerleri bul.
0
osssy
(19.02.22)
@komando, konuştuğum arkadaşın bana söylediği iş bulmak ilk etapta çok kolay olmayabiliyor ama sektörde açık olduğu için ehliyetin, gerekli belgelerin vs. varsa bir şekilde tutuyorsun bir ucundan. hatta abd'de filan direkt eğitimi kendi veren, ücretini de sonra maaşından kesen firmalar var. onlarda aynen dediğin şekilde bazen altı hafta boyunca yanında bir eğitmenle birlikte gidiyorsun, sonra komple sana bırakıyorlar. türkiye'de nasıldır bilmiyorum.

yalnız erkan zey'in videosunda izlemiştim, yükün sigortalı olduğunu ve dolayısıyla o tip durumlarda sorun çıkmadığını söylüyordu. tecrübesizim tamam da sonuç olarak gerekli donanıma sahibim, atıyorum kendi salaklığımla 120 basıp tırı paramparça etmediğim sürece bir şey olmaz sanırım. hem firma için hem de benim için. bi' de tırın gittiği yolun %90'ı dümdüz zaten, dikkatli ve özenli bir şoför için olacak en kötü şey en fazla dorseyi çizdirmek olur sanırım çok ekstrem durumlar dışında. kağnı gibi araç sonuçta büyük zarar vermek için bile isteye uğraşmak lazım bence.
0
🌸der meister
(19.02.22)
romanya'daki çürük yolla sosyalliğin bence ilgisi yok, sosyal birisi olsam oradaki köyden tanıdıklarım mı olacak? ne yapılması gerektiğine dair prosedür bellidir, yabancı dilim zaten var. insanlarla aram iyi değil dediysem tırda sorun yaşayınca direksiyona kapanıp ağlarım, insanlarla kesinlikle muhatap olmam demedim ki. bu tarz sorunlar, beklenmedik durumlar her meslekte var zaten.

yani yanlış anlama ama bana bu spesifik örnek biraz zorlama geldi, romanya'da frenimin tutmamasıyla network'ün ne alakası var yani elimin altında teknoloji var yabancı dilim var mağaradan çıkmadık sonuçta. fren patlayınca network'üm mü gelip durduracak tırı sanki.
0
🌸der meister
(19.02.22)
sık sık tırcılarla muhatap olan biri olarak söyleyebilirim ki, ekseriyetle pek parlak değiller. iş yapılır bence ama bu tamamen kişisel bir konu. ben biraz daha sosyal açıdan değerlendireyim.

pek parlak değiller dedim ya, aslında daha kaba söylerdim de burada bu kadar oluyor. yani bir kere tırcılık kariyerine girdin mi geriye dönüşü zor olur.
0
floydian
(19.02.22)
@floydian, açık konuşmak gerekirse en büyük motivasyonu yurtdışına çıkma imkanı olması. gerek Türk firmasında uluslararası çalışarak gerekse oradan bir firmayla anlaşarak... Türkiye'deki imaj olumsuz ve kitle de GENEL OLARAK iyi değil, onun farkındayım ama son yıllarda benim gibi eli iyi kötü kalem tutmuş bir sürü insanın bu sektöre yönelmesi biraz yüreklendiriyor beni. belki bizim nesille biraz değişir ilerleyen yıllarda.
0
🌸der meister
(19.02.22)
Ben de sınırda yasiyom. Tircilarla iç içe sayilirim xd gorduklerimi yazayim.

Olumsuz;

*Günlerce arabanin içinde sıra bekliyorsun. Karda kışta, sıcakta sogukta günlerce tırın içinde bekliceksin. Sürekli 1-2 arabalik ilerle-dur şeklinde

*Aile hayatı ya da ilişki için çok işlevsel degil.

*O 3 gün bekledigin siralarda sürekli birileri öne falan gececek, saclarini yolacaksin.

*O sırada muhatap olacağın tircilar genelde o citi pıtı kizlarin profilinde olmayacak. Türlü mafyatik tipler...

*Arabanla ilgili yurt dışında bir sorun yasadiginda sektör icindeki biri kadar kolay halledemeyebilirsin baslarda.
0
abuzer
(19.02.22)
ya sana son söz olarak şunu diyeyim; adını sanını bilmediğim ama meşhur bir artiz de oyunculuğu bırakıp tırcı oldu abdde, yaprak dökümünde mi ne oynamıştı, o adam işte.
0
mezarkabul
(19.02.22)
Der meister selam. Seni buradan az çok tanıyan bir arkadaşın olarak bu hevesinin geçici olacağı kanısındayım. Bol şans.
0
but that was just a dream
(19.02.22)
playing star again'e katiliyorum. bu tarz durumlarda insan iliskileri masa basi ofis isinden cok daha kritik.

but that was just a dream'e de katiliyorum. yani bu kacinci duyuru/girdi bununla ilgili. acma demiyorum ama yapacak olan adam sessizce yapardi. sen daha cok geyigini yapmayi seviyorsun gibi gozukuyor. bu sebeptendir ki yapamazsin.
0
hot potato
(19.02.22)
avrupa'da çalışmak istesen de önce türkiye'de bir tır şoförü olacaksın. burada da şöyle bir durum var benim açımdan, türkiye'de tır şoförü olmak için ehliyet ve psiko-motor becerilerine ek olarak biraz yırtık ve açıkgöz olmak gerekiyor. yani bitirim bir tarafın yoksa hiç bulaşma derim.
0
makarnavodka
(19.02.22)
Hocam bu iş benim de ara ara ciddi hayalini kurduğum bir durum. Ama memleketteki sektör, çalışma koşulları, kendi araban yoksa kazanç işleri vb. çok tatsız maalesef. Üstüne, işveren altında o özgürlük hissinden uzakta çalışılıyor genelde. Fakat –büyük ihtimalle bir ukde olarak kalacak olsa da– birinci dünya ülkelerinde tırcı olma fikri içimi kıpır kıpır yapıyor.

Ben ideal koşullarda tırcılık yaparsan mutsuz olacağını düşünmüyorum bu arada. Tek ve belki de en büyük dezavantajı, sevdiğin/sevdiklerinden pratikte resmen ayrı bir hayat yaşıyor olmak.

Kısa vadede önerim de şöyle: yukarıda biri daha yazmış, nasıl yapılabilir emin değilim ama bir iki farklı araba bulup yan koltukta iki üç kez Samsun-Konya, Ankara-Antep yapmak lazım. En azından karar verme yolunda gerçekten fikir sahibi olmuş olursun. Bir de dediğin gibi, başladın baktın olmadı en kötü bir sene deneyip bırakmış olursun.
0
038576
(19.02.22)
Nazim diye bi elwman var fenomen tirci. Onu takip et.


Bu arada neden olmasin. 2 cocuklu 35 yasinda akademisyenim. Ben de tir ehliyetine kaydoluyorum bu ay.

Hedefim seninkine benzer ama sebebim baska. Yurtdisinda yasamak degil hedefim. Ama sebebim yurtdisi is garantisinin verecegi emniyet duygusu.

Neden mi? Hicbir siyasi parti ile alakam olmadigi icin 32 yasima kadar atanamadim. Freelance islerle gecindim. Hasbelkader liyakatle persinel alinacak bir kadro cikti ben de kazandim bilegimin hakkiyla. Simdi de x donemde atanan biri olarak kesin x'ci muamelesi gorup issiz kalma ihtinalim var ulkede olusabilecek cesitli siyasi degisikliklerde.

Olasi bir durum icin en azindan baslangic seviyeso gereklilikleri simdiden yerine getirmek istiyorum.

Olmayacak sey degil. Hedsfin buysa yuru. Imkansiz bir hedef degil.
0
celebi efendi
(19.02.22)
yalnızca başlığı okudum, gerisi çok uzundu.

cevabım şu: tır şöförlüğü en maskülen işlerden birisi. küçümsenecek bir iş değil. pelinsular falan bakmaz belki ama yine de iş yapar.

selvi boylum al yazmalımdaki kadir inanırı düşün :)

zor iş ama yapabilirsen bir erkek için en zevkli işlerden birisi bence. ben olsam ben de isterdim tır şoförü olmak. tır ile istanbuldan yükü alıp almanyadaki depoya teslim etmek. geliri çok iyi bu arada
0
dafuq
(19.02.22)
Ben onaylıyorum güzel fikir. Kanada bir ara tır şoförü arıyordu vatandaşlık vermek için ama 30 günün 23'ü yurtdışında geçtikten sonra 7 gün Türkiye'de yaşarım ne olacak diyorsanız vatandaşlık, oturum izni falan hiç önemli değil. Dediğiniz gibi AB ülkelerine mal taşır durursunuz. Tek bir noktaya dikkat etmenizi tavsiye ederim. Vaktinizin çoğu gelişmiş ülkelerdeki caddelerde sokaklarda geçmeyecek, gelişmiş ülkelerde hareket halinde olan bir tırın kabininde geçecek.
0
grgn
(19.02.22)
Ne var onda diyerek bence küçümsüyorsun. Neredeyse 15 metre uzunluğundaki bir aracı yönetmekten bahsediyoruz. Burada yetenek dediğim şey doğuştan gelen bir şey anlamında değil, beceri anlamında. Kimi insan çivi çakamaz, becerisi yoktur. Kimi insan da 10 metre ağaca tırmanıp ceviz toplar. Beceriyi tamamen yok sayamayız. Yapamazsın demiyorum, yapabilirsin, fikir güzel. Bence dene.

Aklıma bir olumsuz nokta daha geldi. Belki de en önemlisi. Taşıyacağın şeylerin sorumluluğu. Örnek olarak bir tır dolusu bakır telin maliyeti milyonlarca lirayı bulabilir. Tırı durdurup önünü kesebilirler. İşin güvenlik tarafı da var.
0
dissendium
(19.02.22)
mayster seni duyurudan bildiğim kadarı ile tanıyorum ve severim de.

sana tır mır vermem ben.

kızma bana ama güvenmiyorum.

¯\_(ツ)_/¯


ha başka işler olur yapar bu çocuk derim.

burda okul biterken arayış içine girip YouTube , ETS falan derken heveslenmişsin. güzel tabi bazı şeyler böyle başlar.

ama senin 1 ay sonra bunu unutup başka temalar ile bambaşka bir şeyi aşırısı istemene de şaşırmam.

ha gaza gelir beni yanıltırsın. üzülmem tabii. ne güzel.

tır işi de öyle çok dışardan göründüğü gibi değil.
0
AlsterWasser
(19.02.22)
Güzel fikir. Günümüzde artık diploma ile masabaşında iş bulmak dünyanın hemen her yerinde zor. Artık bu bu tarz işler hem daha çok para kazandırıyor hem de iş bulmak daha kolay.

Dezavantaj ise dikkat gerektiren bir iş. En basitinden gün içinde telefon ekranına bakmak bile zor olabilir.

Her koşulda senin gibi biri için mantıklı bir iş. Cv'de tır şöförlüğünün olumsuz etkisi olur falan demişler de alakası bile yok... Günümüzde zengin bir aileden gelip de avrupa'nın iyi okullarında okumamışsan, sağlam referansların yoksa, üst düzey yetenekli değilsen zaten Cv'ne bakan olmaz. Türkiye özel sektörü gerçekten çok kötü. İnsanların şirket dedikleri yer kurumsallığı zayıf sömürü merkezleri.
0
garylineker
(19.02.22)
3-4 sene sonra cl maçı izlemek umrunda bile olmayacak hayatına buna göre planlama
0
bir soru sorcam
(19.02.22)
@bir soru sorcam, neden olmasın ki? şimdi şöyle düşünebilirsin, işte yaşın ilerleyecek, eş-dost, çoluk çocuk vs... ama ben zaten 27 yaşındayım. şu an yaptığım iş de sporla ilgili. tabii ki daha az vakit ayırabileceğim tam zamanlı çalışırken, elbette hayatımı maçlara göre planlamam ama tam olarak bundan söz ediyorum işte: ofis işi, kariyer fikri vs. beni zerre heyecanlandırmıyor. "bunun için mi hayatımdan vazgeçiyorum?" diye düşünüyorum... işin içinde tır olunca ama her şeyi kenara koyabilirim gibime geliyor. yani emek ettiğime, özgürlüğümden feragat ettiğime değecek bir şey. en azından şu anki fikrim o yönde.

bunu o yüzden söylüyorum yani yoksa zaten "akşam maç var" diye çalışmayı reddedecek değilim ama biraz sabit kafalı ve uyuz olduğum doğrudur bu konuda. şımarığım da hatta. sevmediğim şeyi yapmak istemiyorum. bu çoğu insan için lüks... ama "tır sürerek mutlu olacağım diyorsan git sür madem" demeden de edemiyorum. böyle bir şansım varsa, böyle mutlu olacaksam niye değerlendirmeyeyim ki?
0
🌸der meister
(19.02.22)
seyretmek yerine direk spor yapabileceğin aktiveteler daha çok ilgini çeker
90 dk maç izlemenin "aptalca" olduğunu farkedebilirsin

yaptığın iş izlemeni gerektiriyorsa başka tabi
0
bir soru sorcam
(20.02.22)
ayrıca bu kadar tır şoförü fikrinin pompalanma sebebi 2 yıldır süren konteyner krizi.

temeli de çin vs. amerika bunun sebebi. ipler gerilirse iyice artar bu sorun ama bir diğer ihtimal de çözülür ve tır şoförleri yine değersizleşir(talep azalacağı için) ama bu sefer bir sürü gaza gelip tır şoförü olmuş genç kalakalır.

ha dersen ki 2 sene önceden tır şoförlüğü çok popiydi, ben hiç hatırlamıyorum valla.

şu an nakliyeciler/müşteriler full karayolu çalışıyorlar çünkü kimse konteyner ile uğraşmak istemiyor. bir de üstüne brexit ile iyice hype'landı ama UK EU vatandaşlarına 3 aylık çalışma vizesi vermeye başladı bile tır şoförü olarak.

son bir şey de, ekonomi her geçen gün high tech ürünlere kayıyor, tren ve gemi hatları gelişiyor, high tech ürünler hava yolu ile gönderilir hale geliyor. ben tır şoförlüğünün ölü yatırım olduğunu düşünüyorum.

bir de demişler zaten ama çok leş ya, mal yüklemeye gidersin 10 saat orada mahsur kalırsın. indirmeye gidersin 2 gün kalırsın. gümrük sırasında beklersin, evraklarda sıkıntı olur sıradan çıkarsın başkasının hatasının bedelini sen çekersin.

elektronik cihaz tamirciliği öğrensen yerel esnaf olarak ufak dükkan açsan da istediğin şeylere ulaşabilirsin.
0
floydian
(20.02.22)
@floydian,

abi valla inan 10 sene önce tır şoförlüğü düşündüğümde "yauuu teknoloji gelişecek, kendini süren tırlar olacak" diye vazgeçirmişti millet... her konuda aynı geyiği görüyorum. ha belki sen haklı çıkarsın, 10 sene içinde cidden tır şoförlüğü diye bir iş kalmaz ama ben her şeyi bu şekilde değerlendirip vazgeçmekten sıkıldım açıkçası kendi adıma. bak o zamanlar okul okumayıp şoför olsaymışım şimdi 7-8 sene tecrübem olurmuş, gördüğüm kadarıyla iş de var yani... böyle böyle en sonunda hiçbir şey yapmayacağım, o olacak.

elektronik cihaz tamirciliği nedir inan hiç bilmiyorum, hiç ilgim de yok açıkçası :/
0
🌸der meister
(20.02.22)
şey ya işte, sana tv kumandası getirecekler bu tuş basmıyor diye açıp bakacaksın belki devrede bir çipin bir ayağı kopmuş olacak lehimleyeceksin falan.

benim dediğim olay aslında kendini süren tır olacak değil, tır şoförü hep lazım olacak ama ihracat kg değeri denen bir şey var. ona bakmanı öneririm. benim bildiğim kadarıyla dünya trendi yükselişte. bu da şu demek oluyor, artık hafif mal para getiriyor ağır değil.
0
floydian
(20.02.22)
Benim dayım yurtdışından kesin dönüş yapıp tır şöförü oldu. Avrupa tarafına gidiyor genelde.
Zorlukları yukarda yeterince açıklamışlar. Benim dayımın en çok zorlandığı şey sevdiklerinden uzakta olmak ve başına bir şey geldiğinde yalnız olmak. İki ay önce tırın üzerinden düşmüş ayağı kırılmış. Fransadan o şekilde gelmiş. Yalnızlığı öyle anladım baya koydu diye dert yanıyordu.
Dayım gibi uzun süre araba kullanmayı ve yolcuğu seven kişiler deneyebilir bence.
0
jazzabel
(20.02.22)
Turkiye den avrupa ya giderken Tirin dorsesine multeciler kacak giriyor.
Yakiti calan hirsizlar.

Bunlar disinda problem yok. Turk tirci olmak hep oteki muamelesi gormek demek. Avrupa ici dolasirsan sikinti yok.
0
halk
(21.02.22)
(9)

ehliyet sürecini en başından anlatır mısınız?

der meister
merhaba,adım samuel, 27 yaşım. yazın ehliyetimi almak istiyorum. anladığım kadarıyla belli bir kuruma bağlı olarak faaliyet gösteren çok sayıda sürücü kursu var, bunlara gidip teorik/pratik eğitimi alıp sınavları da geçersek alıyoruz ehliyeti ama ben zaten üç beyin hücresiyle faaliyet gösterdiğim iç
merhaba,

adım samuel, 27 yaşım. yazın ehliyetimi almak istiyorum. anladığım kadarıyla belli bir kuruma bağlı olarak faaliyet gösteren çok sayıda sürücü kursu var, bunlara gidip teorik/pratik eğitimi alıp sınavları da geçersek alıyoruz ehliyeti ama ben zaten üç beyin hücresiyle faaliyet gösterdiğim için bu süreci yine de karışık buldum. soruları doğrudan geçip süreci anlatabilirsiniz ama ben soru olarak gitmek istiyorum yine de,

1) şu an b sınıfı ehliyet almak isteyen birinin cebinden çıkacak para toplamda ne kadar? 2022 yazı için düşünürsek?

2) kurs seçimi konusunda dikkat etmem gereken bir şey var mı yoksa hepsi üç aşağı beş yukarı aynı kalitede mi?

3) kurs ne kadar sürüyor? teorik ders olsun, direksiyon dersi olsun vs. toplamda ne kadar vakit geçiriyoruz? program nasıl oluyor? ne bileyim cumartesi-pazar günleri 10-14 arasında iki ay boyunca mı sürer mesela, toplamda ne kadar vakit/emek ayırmak gerekiyor?

4) daha önce babasının arabasını kaçırmamış, direksiyon başına hiç geçmemiş biri SIFIR ekstra destekle, sadece kursta öğrendikleriyle ehliyetini alıp trafiğe çıkabilecek yeterliliğe ulaşır mı? "ulaşamayacak olsa niye ehliyet versinler ulan" diyebilirsiniz ama ne bileyim burası türkiye sonuçta, boş yolda 20 metre sürdürüp dönerken sinyal verdim diye "ooo iyisin karşim :))" deyip vermesinler ehliyeti hehe sonra ölürüz filan neme lazım.

5) dediğim gibi daha önce araç kullanmışlığım yok fakat 10 yılı aşkın süredir logitech driving force gt ile bilfiil tır şoförlüğü yapmaktayım. debriyaj olmadığı için vites değiştirme eylemi sadece kolu ileri-geri ittirmekten ibaret tabii, yani oyunda tır sürdüm diye gerçek hayatta ralli pilotu olmayı beklemiyorum ama sizce bunun ufak da olsa faydasını görme şansım olur mu koordinasyon ve motor becerileri açısından, hani hayatında araba görmemiş birine kıyasla azıcık daha rahat hisseder miyim direksiyonda?

***

kısacası elinde bu işe ayırabileceği para olan birini ne bekliyor, bunun belli dönemleri mi var yoksa kafama göre gidip kayıt olabilir miyim vs. genel olarak bu süreci merak ediyorum. teşekkür ederim.
0
der meister
(18.02.22)
Ben ehliyeti alalı 10+ yıl oluyor, o yüzden sadece 3 ve 4'e cevap vereceğim.

3- Teorik derslere kimse gitmiyor. Kitaba 1-2 saat bakıyorsun geçiyorsun. Direksiyon dersi opsiyonel. Öğrenmek istiyorsan gidiyorsun, süresi de yine sana bağlı.

4- Eskiden her başvurana veriyorlardı ehliyeti, artık sınav zorlaşmış. Dolayısıyla ehliyet alıyorsan biraz daha iyi durumdasındır. Yine de bi 2-3 ay bilen biriyle trafiğe çıkmak lazım diye düşünüyorum. Araba kullanmayı bilmek başka şey, trafiğe alışmak başka.
0
plutongezegendegilmi
(18.02.22)
1. kurs ücreti + sınav ücretleri + ehliyet harcı. Ehliyet harcını, sınavları geçtikten sonra bir sene içinde yatırıp ehliyetini alabilirsin, acil değil. Herhangi bir kursa gidip "ehliyet elime geçene kadar cebimden ne kadar çıkacak" diye sorarsan tane tane anlatır zaten.

2. Direksiyon derslerinin sayısı ve süresi ne? 40 dk mı, 60 dk mı? Birer birer yapılabiliyor mu? Mesela toplamda 8 saattir, ama 2şer saatten 4 defa gidiyorsundur, bu kötü. Çünkü önemli olan 8 farklı günde gidip ders almak, o yetenekleri canlı tutmak. Bir de ard arda olunca hoca 2 saatlik dersi erken bitirmeye çalışabilir. Bir de direksiyon dersi senin saatlerine göre ayarlanabilecek mi, bir işin çıkarsa önceden haber vermek şartıyla başka bir güne aktarılabiliyor mu, bunları da sorabilirsin.

3. teorik derse kimse gitmiyor, direksiyon dersi yukarıda anlattığım gibi.

4. artık sınavlar zor ama yine de trafikte insanın sonradan öğrendiği birçok şey oluyor.

5. zannetmiyorum
0
vatanperver
(18.02.22)
1. Ehliyet işi pahalı hacı. Ben sadece kursa 1700 ödedim geçen sene. E sınav 100 TL'ydi. 3.'de geçtim direksiyon sınavını. Her sınav için sınav ücreti ve bir özel ders ücreti ödüyorsun. Sertifikamı aldım ama onu ehliyete dönüştürmedim acil ihtiyaç olmadığı için. O da şu an 1500 lira kabaca. Kısaca zamlarla beraber cebinden 3500 4000 arası para çıkar.

2. Kursun ilgili olması önemli. Bizim eski komşumuzdu. İlgi gösterdi her aşamada.

3. Teorik ders 5 gün. Akşam online olmuştu. O dersler kolay.

4. Buna güldüm. Komisyon üyeleri sınavdan para alıyor. Bu yüzden F1 pilotu olsan da bırakabilirler. Kardeş bura Türkiye ne bekliyon.

5. Benim ilk dersim kötüydü. Daha önce hiç kullanmamıştım. İkinci gün çağ atlamıştım. Debriyaj mantığını anlarsan kolay.
0
dissendium
(18.02.22)
ben de aynı şekilde sıfır olarak, 26 yaşımda bu sene aldım ehliyetimi. biraz yardımcı olayım. ilk kurstan önce araba kaldırmayı öğreneyim diye bir arkadaşın arabayla yarım saat kullandım öyle, çok bir katkısı olmadı ama varsa böyle bir imkan iyi olur. sorulara gelecek olursak;

1- bir arkadaş vasıtasıyla kursla epey ucuz fiyata anlaştım, 1100 tl verdim. sınavları tek seferde verirsen (yazılıyı verirsin) bu yaz için yaklaşık 2000-2500 civarı bir para sadece kurs + sınavlaraa gider. ayrıca kazandıktan sonra da bir harç ödemesi yapılıyor yaklaşık 1500 lira. 4000'e yakın diyebiliriz yani, ama 0 biri için ilk seferde geçmek zor. ben de, kardeşim de, kuzenim de aynı durumdaydık hiçbirimiz ilk seferde geçemedik direksiyon sınavını.

2- bence aynılar ama tabi biraz araştırma yapmak iyidir. dersleri çok sallayan, vermemeye/eksik vermeye çalışan kurslar oluyor.

3- teorikleri boşver hocam, uygulamalar var teorik sınav çıkmış sorular şeklinde. sadece 1 - 2 saat civarı bakarak rahat geçmiştim. direksiyon dersleri ise kurstan kursa değişebiliyor, anlaşacağınız paraya göre kimi 12 saat, kimi 14, kimi 16. alabileceğiniz kadar fazla saat alın bence, kalınca tekrar dersleri çok pahalı. yapabildiğiniz kadar pratik yapın. dersler genelde 2'şer saatlik belirleniyor, haftaiçi gündüzler boş. akşam ve haftasonuna çok talep oluyor. erken konuşup programı belirlemek gerek. toplam 6-7 sefer gidersiniz yani derslere.

4- sınavlar artık öyle düz yolda sürünce geçtin şeklinde olmuyor. l parkı, paralel parkı, ani freni, yokuş kalkışı gibi direkt yapılan uygulamalar var. youtube'da sürücü kurslarının videolarında görebilirsiniz. sinyal çok mühim, unuttuğun an çek sağa diyorlar, çok moral çökertici bir şey o cümle. :) ha tüm bu zorluklara rağmen ehliyeti aldım trafiğe çıkabilir miyim diye sorduğumda ben çıkamam dedim. ehliyeti alalı 2 ay oluyor ama daha hiç çıkmadım. çekiniyorum da açıkçası. aracım yok, bence en ideal öğrenme şekli bir araç bulup/alıp geceleri yollar boşken yakın çevrede arabayla turlaya turlaya alışmak-ısınmak. sonrasında da hafif hafif normal vakitlerde trafiğe çıkmak. 2 arkadaşım da bu şekilde denedi ve gayet iyi durumdalar şu an, şehirlerarası gidip geliyorlar.

5- oyunla ilgili hiçbir fikrim yok ama şöyle söyleyeyim, benim kursum dersimin ilk 2 saatini bu tarz bir konsolda simülasyon olarak vermişti. keyifli gelmişti ama faydası oldu mu emin değilim. tabi yıllarca oynamış olmak başka bir şey. faydası olur bence az da olsa.
0
furry burns
(18.02.22)
Sertifikayı aldıktan sonra ehliyeti almak için 2 yıl süreniz var aksi takdirde hakkınız yanar tüm süreci baştan alırsınız.
0
zoque
(18.02.22)
ben de aynen boyleydim ehliyete yazildigimda. ilk kursum sinifi surekli erteledi ben de baska bir sahtekar kursa yazildim. onlar da surekli oyaladi ama allem edip kallem edip aldim sonunda. fiyat konusunda pazarliga aciklar. yeni ehliyet alan bir tanidik varsa o faydali olabilir indirim konusunda "bak birini getirdim" babinda...

teorik ders ne kadar suruyordu hatirlamiyorum ama kursa teorik dersler icin hic gitmedim. giden de gormedim. bir kere simulasyonda araba surdum, bir de pratik dersler icin gittim.

dersleri yaptigimiz yer tirlarin gectigi bir yoldu ve dolayisiyla cok saglikli degildi. daha direksiyon, pedal hakimiyetim yokken aynalara bakmaya calistigim icin hep urkek sekilde surdum. (yani ok yolda da oyle olacak ama once bi hareketleri otomatige alayimdi di mi) zaten hocam surekli pedala abandi o acidan geri kaldim. direksiyon sinavinda 4 kisiydik sadece ben gectim. bence sordugu teorik sorular sayesinde oldu biraz. ona bile sevinemedim cunku diger kalanlar hep arkadasimdi...

yazili sinav darbe gununde oldugu icin 2 ay ertelendi, kursun da ertelmesi derken 1 yil rahat surdu kursum. yani sinavlar boyle ertelenebiliyor. kurs kafasina gore de erteleyebiliyor.

ben basili karti alamadan yurtdisina yerlestim. sansima burda da hicbir ise yaramiyor, hani yurtdisina yerlesme gibi bi fikrin varsa, aklinda olsun. ulke Yunanistan, burda sadece turist olarak o ehliyeti kullanabiliyorsun, yasiyorsan buranin ehliyetini alman gerekiyor. donusturme yok. diger bazi ulkeler de ayni... TR'ye ilk ziyaretimde aldim ehliyeti elime ama bir kere bile Turk ehliyetini kullanmis degilim. keske hic almasaydim cunku bana stresten baska hicbir faydasi olmadi Turk ehliyetinin...
0
supergirl
(18.02.22)
Bosver b sinifini. Nasil olsa bu neslin arabasi olmayacak. Tir ya da otobus ehliyeti al. Maas garantin olur.
0
halk
(19.02.22)
Kurs ücretleri 2500den başlayıp 5binlere kadar gidiyor. Tabii bu şu anki durum,2022 yazında ülkemizde o ücretler kalmaz gibi. Teori sınavı 160 sanırım,direksiyon sınavı da. Olur da kalırsanız her sınav için 500 daha ödüyorsunuz. Ehliyet çıkartmak için de 1500 ödüyorsunuz. Bunlar da her an değişebilir.

Manuel ya da otomatik diye ikiye ayrılıyor ehliyet. Başvururken iyi karar verin,sonra değiştiremiyorsunuz. Teori derslerinde genelde devamsızlık sorun olmaz derler ama benim kursa dil dökmem gerekmişti. Yani onu da baştan konuşun,devamsızlığı takan kurslar da var. Sanırım 7-8 gün,günde ikişer saatti teori dersleri. O sınavı geçince direksiyon dersleri başlıyor. 14 saat direksiyon dersi var,ders saati denilen 45 dakika. Blok yapıyorlar gibi düşünün,saatleri beraber ayarlıyorsunuz. Sınav eskiden çok kolaymış. Şu anki durum 0dan başlayan biri için çok kolay değil. Geri gitme,l park,paralel park,yokuşta kalkış,ani fren kısımları var. Sınavın %80ini yaparsam geçtim gibi bir durum yok ve esas insanı geren bu. Genelde ilk hatada sınav bitiyor. Kaportada bilmediğiniz bir şey olursa sınav devam eder ama sinyal,duba,yok tekrar manevra filan kırmızı hata olarak geçiyor.

Kurstan kursa da değişiyordur ama esas hocadan hocaya değişiyor. Sabrı,ciddiyeti,yaklaşımı etkiliyor.
0
asteriks
(19.02.22)
@halk, benim isteğim zaten mezun olduktan sonra tır şoförlüğünü denemek. şu an ne arabam var ne de alacak imkanım, B sınıfıyla önümüzdeki 6-7 sene işim olacağını sanmam.

yalnız tır şoförü olabilmek için önce B, sonra C, en son CE almam gerekiyor. haliyle önce minnak binek arabaları sürebilmem lazım. sonrasında C ve CE'yi sadece direksiyon sınavıyla alabiliyormuşuz.

1.5 sene sonra mezun olacağım. baktım alanımla ilgili bir şey bulamadım, tır işine gireceğim direkt. zaten çocukluk hayallerimden biriydi.

bir sene çalışıp Belçika'ya yerleşen bir sözlükçü tanıyorum mesela. ben yıldım artık o kadar okuduk bir halt olmuyor yani açıkçası, plaza hayatı filan da hiç benlik değil, en azından bir alternatifim olsun diye bu yolu denemek istiyorum. ilk 1-2 senede ölmezsem yurtdışına yerleşme şansım da olur hem.
0
🌸der meister
(19.02.22)
(16)

Arkadaş olacağınız kişinin siyasi görüşleri sizin için önemli midir?

norules
Sizinle tamamen zıt siyasi görüşlere sahip olan, bu görüşlerini dile getiren, savunan biriyle yakın arkadaşlık ilişkisi kurmayı tercih ediyor musunuz? Arkadaşlık yürüteceğiniz kişide etkiliyor mu sizi böyle detaylar, yoksa umurumda olmaz noktasında mı olursunuz?
Sizinle tamamen zıt siyasi görüşlere sahip olan, bu görüşlerini dile getiren, savunan biriyle yakın arkadaşlık ilişkisi kurmayı tercih ediyor musunuz?

Arkadaşlık yürüteceğiniz kişide etkiliyor mu sizi böyle detaylar, yoksa umurumda olmaz noktasında mı olursunuz?
0
norules
(17.02.22)
Etkiler. Umrumda olur. Manasız, takım tutar gibi fikir savunsa canımı sıkar sadece siyaseten değil.
0
karacigerim vur kadehlere
(17.02.22)
Siyasi görüş bir manada yaşama bakış açısını gösterdiği için aynı pencereden bakamadığım biriyle yakınlık kurmam çok düşük ihtimal. Fakat Siyasi görüşünden de önemlisi, siyasi fanatizm ve bağnazlık düzeyi benim için.
0
tamam sakinim
(17.02.22)
benim için önemli ya. etkiliyor. şöyle tabii fikir ayrılığımız olmasın, aynen benim gibi birisi olsun filan değil bahsettiğim. çok zıtsak, hele ki bazı konularda keskin fikirlerimiz varsa pek anlaşamayız diye düşünüyorum. bi de bu maalesef biraz türkiye'yle ilgili... şimdi açık konuşayım ben akp'yi seven biriyle mecburiyet haricinde muhatap olmak istemem ama almanya vatandaşı olsam (şimdi olmaktan bahsediyorum, sonradan) ve atıyorum yeşillere oy versem, başka partiye oy veren biriyle daha rahat anlaşabilirim.

çünkü orada her şey verdiğin oya bağlı değil, siyasetin etkileri buradaki gibi yıkıcı ve çok büyük olmuyor. haliyle aynı ölçüde kutuplaşma söz konusu değil. burda ben tartışmaya dahi girmiyorum çünkü kavga çıkarmaktan, birilerine zarar vermekten korkuyorum. orda arkadaşımla "yaaa oğlum hadi ordan, yanlış düşünüyon" vs. diye efendi gibi tartışıp arkadaşlığımı da koruyabilirim. çünkü o kadar agresif ve keskin olmaya gerek yok.
0
der meister
(17.02.22)
Siyasi görüş hayata bakış açısıdır. Hayata bakış açısı da yaşantıyı etkiler. Önemsiz diyen insanlar genel olarak sadece kafalarında kendilerine alternatif gördükleri ana akım bir iki görüş üzerinden düşünüyor bunu sanırım. Ya da kafalarında hayali, zıt siyasi görüşe sahip olmasına rağmen kendileriyle iyi anlaşma niyeti taşıyan insanlar yaratıyorlar.

Gerçekte siyasi görüşü farklı olan insanlarla çoğu zaman arkadaş dahi olmayız. Çoğu zaman ilgi alanları uyuşmaz çünkü. Siyasi görüşü farklı insanlarla genelde iş ortamında karşılaşırız ve malum, zoraki katlanırız bu kişilere.
0
akhenaten
(17.02.22)
Hiç umrumda değil.
Ne yapabileceğimize bakarim tamamen.
Ancak toplumda gördüğüm herkesin bunu umursadigi veya bir şekilde referans aldığıdir. Misal birlikte çalıştığım arkadaşlara hiç hesapsız onca iyilik yapar hic adaletten, hakkaniyetten sapmam ama onlar bana hep bir rezerv koyarlar. Bu benimle veya benim herhangi bir zaafimla ilgili değil tamamen onlarin gecmis deneyimlerinden kaynaklaniyor. Bizatihi itiraf ediyorlar bunu doğrusu.
0
fempusay
(17.02.22)
evet, benim için önemlidir. ha direkt olarak muhabbeti kesmem belki ama mesafeyi hep belli bir seviyede tutarım.
0
taçsız kral pele
(17.02.22)
Etkiliyor evet. Siyasi görüş birçok konuda fikir veriyor. Zıt görüşte biriyle farklı pencerelerden bakıyoruzdur. Arkadaşlık kurabileceğimi düşünmüyorum.
0
pink cadillac
(17.02.22)
Boyle bir arkadasim vardı. Hiçbir zaman politik konulara girmezdik. Birbirimizin siyasi gorusunu biliyorduk ve hic o konulara girmiyorduk.
0
stavro
(17.02.22)
türkiye'de yaşıyorsam %100 etkiler.
0
kanasla intihar eden adam
(17.02.22)
turkiyede etkiler+1 ama cogu arkadasim ozellikle is arkadaslarim. asiri terso olanlari hafiften fitliyorum dogru yolu gosterme gorevi... sadece siyasi gorus degil butun hayat tarzi bana ters olan ama hayvan gibi eglendigim bi arkadasim var. arada tartisitken ikileme dussem de vazgecemiyorum kendisinden. etkilemesi ilisigimi kesmesine neden olmuyor
0
ala09
(17.02.22)
siyaseten uç fikirlere sahipse ve her konuyu siyasete bağlayan bir tipse hiç istemem.
0
dafuq
(17.02.22)
Türkiye'deyse doğrudan etkiler. Türkiye'de siyaset çok keskin, hayatın her alanına yansıyor. Yabancı arkadaşlarımın çoğunun siyasi görüşünü bilmiyorum, ilişkimizi etkileyen bir durum olmuyor.
0
asteriks
(17.02.22)
akp'liyse ve hala akp'yi savunuyorsa yakını geç, arkadaşlık bile kurmam. tanıdık biri olarak kalır sadece.
0
himmet dayi
(17.02.22)
Siyasi görüşleri arkadaş olacağım kişiden daha önemli valla, siyasi görüşünü anladığım turşucuya bile gitmiyorum ben. Kutuplaşmanın merkezinden iyi akşamlar diliyorum.
0
turk kizi
(17.02.22)
Selamini bile almam
0
zimbirik
(18.02.22)
eskiden onemli degildi; ama artik ozellikle akp ve mhpli tayfanin kendinden olmayanlara neler yapabilecegini gordukten sonra, bunlarla arkadasligi kestim. hicbir akp ve mhp secmeniyle arkadas olmam, selam vermem, yardim etmem..benden uzak allah'a yakin olsunlar..
0
ubi dubium ibi libertas
(18.02.22)
(2)

Almanca soru

dissendium
Wir danken für Ihre schnellstmögliche Lieferung.Burada Lieferung için İngilizcede delivery ve shipment kelimelerinden hangisi daha uygun?
Wir danken für Ihre schnellstmögliche Lieferung.

Burada Lieferung için İngilizcede delivery ve shipment kelimelerinden hangisi daha uygun?
0
dissendium
(17.02.22)
Lieferung icin delivery kullaniliyor. ama niye shipment kullanilmiyor dersen fikrim yok.
0
helenart
(17.02.22)
delivery ile shipment aynı şey değil. delivery belli bir adrese belli bir şeyin ulaştırılmasıyla ilgili, shipment ise anlam olarak sonuçtan ziyade taşıma işiyle ilgili. kısacası bir şeyi "ship etmiş" olabilirsin ama bu onun henüz "deliver edildiği" anlamına gelmez. bu iğrenç türkilizce için özür dilerim ama daha farklı ifade edemedim. almancam pek yok ama shipment için farklı kelime kullanılıyordur diye tahmin ediyorum, aratınca sendung çıktı mesela karşıma.
0
der meister
(17.02.22)
(7)

intermittent fasting ile ilgili

karayel
Bu orucu bir gün 18 saat bir gün 14 saat tutsam bir zararı olur mu?
Bu orucu bir gün 18 saat bir gün 14 saat tutsam bir zararı olur mu?
0
karayel
(17.02.22)
Allah kelamı değil abi bu ne zararı olacak, zaten amaç seni besinden uzak tutup kalori açığı verdirmek yoksa 18 saat aç kalınca bi mucize olmuyor.
0
Zaman Tamircisi
(17.02.22)
zarari olmaz elbet. ustteki arkadasin bahsettigi kadar basit bir durum da yok ama. saglikli yasama, uzun yasamanin anahtari da bu diyette. biraz arastirirsaniz alti ustu basit bir diyet olmadigini goreceksiniz.
0
buenosdias
(17.02.22)
bir not: düşük bağışıklığınız, kalp ve sinir gibi problemleriniz, tansiyon, şeker gibi kronik hastalıklarınız vs varsa internetten size yap yap bir şey olmaz diyenleri ciddiye almayın.

yoksa eğer yeterli besinleri, ihtiyacınız olacak proteini, karbonhidratı, yağı, vitamini alıyorsanız çok sorun olmaz.
0
patronaj1
(17.02.22)
IF ile ilgili bazı yanlış bilinenler var amaç aç kalıp kalori açığı oluşturmak değil.
Birinci dikkat etmeniz gereken durum son öğününüzü yatmadan en az 4 saat önce yemiş olmanız gerekir. saat 20'de yemek yiyip saat 22'de yatmaya gidiyorsan olmaz.
İkincisi yine uyandıktan sonra min. 2 saat üzeri açlık olması gerekir (Yağ yakımının daha efektif olduğu süre 3-4 saat üzeri)

şayet 14 saat açlığı bu 4+4 sistemine adepte edebiliyorsan bir sorun olmaz.
0
catamenia
(17.02.22)
ben 20-4 22-2 civarı tyapıyordum hatta aç aç spor yapıyordum. sıkıntı olmadı. bazı günler 18-6ya düşürüyordum.
bende olmadı bir şey
0
ShadowOfMoon
(17.02.22)
Dişi bireyseniz 18-6 yapmak pek önerilmiyor, regl düzensizliği hatta hiç olmama olabilir.
0
kaptankedi
(17.02.22)
if'in amacı sadece kalori açığı verdirmek değil, vücudun açlık modunda yaşadığı pek çok değişim söz konusu. 18 saat oruç tuttuktan sonra 6 saat içinde iki tane pizza gömsen if'nin bir anlamı kalmaz.

14 saat hiç yoktan yine iyidir tabii ama if'in faydalarını elde etmek için genelde en azından 16 saat yapılması tavsiye ediliyor. yapabiliyorsan 18-14 dene, zor geliyorsa 14 olanı hiç yapmayıp biraz daha erkene çekebilirsin belki ama düzenli olarak yapmak istiyorsan 18'i hiç karıştırmayıp her gün (ya da olduğu kadar) 16 yapmanı tavsiye ederim.

kısacası 14 de 8-9'dan iyidir her türlü ama IF denen olayın faydalarını görmek, daha iyi sonuç almak için genelde en az 16 tavsiye edilir.
0
der meister
(17.02.22)
(5)

28 yaş hiç romantik ilişki deneyimi yok, bundan sonra mümkün olmaz mı?

ruh i tibbiye
soru başlıkta. hayat maalesef bazı insanları daha izole yaşamak zorunda bırakıyor. belli bir dönemden sonra sosyalleştim ama sanki o treni çoktan kaçırmışım gibi hissediyorm. imkansız mı? bundan sonra yalnızlığa mahkum muyum sizce? deneyimlerinizi paylaşır mısınız?ciddiyim!
soru başlıkta.

hayat maalesef bazı insanları daha izole yaşamak zorunda bırakıyor. belli bir dönemden sonra sosyalleştim ama sanki o treni çoktan kaçırmışım gibi hissediyorm. imkansız mı? bundan sonra yalnızlığa mahkum muyum sizce? deneyimlerinizi paylaşır mısınız?
ciddiyim!
0
ruh i tibbiye
(13.02.22)
Yoo neden olmasın. Her zaman olabilir
0
olaylar olaylar
(13.02.22)
Elbette imkansız değil ama şans faktörü gerçekten büyük.
Ancak bir de buna hazır olma durumu var ama bunu olcemeyiz.
İmkan varsa terapi her zaman için çok faydalı bir şeydir. En azından karşınıza çıkan şansı görmeye ya da buna hazır olmaya yardımcı olur.
0
kisa
(13.02.22)
Usttekiler+1
Tabii terapi önerisi hariç. Bence terapilik bir durum yok ortada. Durumun da öyle treni kaçırmışsın gibi hissettirecek bişey değil bence. Yarının ne şekilde olacağı belli olmaz.
0
j r r tolkien hayrani
(13.02.22)
bu konularda imkansız diye bir şey yok. şöyle düşünün: çok iyi anlaştığınız birisi çıkar karşınıza, belki bir ömür mutlu olursunuz. hayatınıza öyle birisi girse, "tüh ben 28'ime kadar hiçbir şey yaşamadım" diye üzülür müsünüz mesela? bu işin matematiği gerçekten yok. sadece alabileceğiniz belli tavırlar var, o da insanlara (veya insanların size karşı muamelesine) nasıl reaksiyon vereceğinizi belirler; doğrudan ilişkiye sokma ya da ilişkiden uzaklaştırma konusunda pek çalışmaz.

o yüzden "bir daha asla!" diye düşünmeyin. bu hem gerçekçi değil hem de negatif bir tutum. şöyle düşünün mesela... ben bulutların arasındayım, her hareketinizi izliyorum, kafanıza tükürmek için fırsat kolluyorum. gerçek dışı, saçma gelmedi mi kulağa? bunun için üzülür müsünüz, bunu düşünür müsünüz ya da kendinizi kötü hisseder misiniz? "asla sevilmeyeceğim, asla hayatıma biri girmeyecek" düşüncesi de böyle aslında. örnek saçma gelmiş olabilir ama peşin hükümlü olmak da aslında aynı ölçüde saçma.

kendinizle mutlu olmaya çalışın, kendinizi sevmeyi öğrenin. mutlu olduğunuz bir romantik ilişki olursa ne ala. olmazsa da bunun hayatınızı etkileyecek kocaman bir yara olmasına müsaade etmemeye çalışın. sizi üzen, canınızı sıkan bir konu olabilir ama siz aşktan, sevgiden, başka bir adamdan/kadından yahut onun ilgisinden ibaret değilsiniz.

"çiçek koklayın, spor yapın, güneşin doğuşunu izleyin" diyen kişisel gelişimci gibi yazdım biraz ama sanıyorum ki psikoloğa, psikiyatriste gitseniz duyacağınız yine bu olacaktır. hem deneyimimden hem de düşüncemden yola çıkarak söylüyorum ki elbette imkânsız filan değil. millet 60 yaşında hayatının aşkını buluyor yahu tontik tontik bastonlarla geziyorlar, gencecik insansınız daha. sanki 23 yaşında ilişki yaşayanların kaç tanesi "aşk" bulmuş oluyor? 100 ilişkiden belki 10'u ölünce bitiyor, geri kalan 90'ı daha önce... sevmek, sevilmek filan çok güzel şeyler ama çok anlam yükleyip negatifleştirmemek lazım.
0
der meister
(13.02.22)
Bu arada netleştirmek isterim. Bu konu özelinde terapiye gerek var demek istemedim. İmkan varsa terapi mutlaka hayatına olumlu etki edecektir.. şayet, böyle bir duygusal ilişkiye şans vermene engel bir şey varsa o konuda da yardımı olur, yoksa başka şeylerde yardımı olur.
0
kisa
(13.02.22)
(19)

İşinizi seviyor musunuz?

dissendium
İşinizi seviyor musunuz? İşinizde rahata hemen mi ulaştınız? Hemen ulaşmadıysanız ulaşmanız ne kadar sürdü? İşinizde rahatlık, maaş anlamında sıçramayı ne kadar süre sonra yaptınız?
İşinizi seviyor musunuz? İşinizde rahata hemen mi ulaştınız? Hemen ulaşmadıysanız ulaşmanız ne kadar sürdü? İşinizde rahatlık, maaş anlamında sıçramayı ne kadar süre sonra yaptınız?
0
dissendium
(13.02.22)
İşimi eskiden çok seviyordum. Kişisel sıkıntılarımdan oturu artık sadece maas aldigim yer olarak goruyorum. İsimde rahata ulasmak icin 2 kere is degistirdim. Toplamda 3 yildan biraz kisa sürdü. Maas ise yine 3 sene.
0
zor azizim zor
(13.02.22)
Yapılacak iş değil. Para kazansam bi nebze severdim o da yok.
0
photo85
(13.02.22)
Küçük bir şirkette belirli olmayan bir pozisyonda çalışıyorum, maaş, ortam ve sorumluluklarımın net olmamasından memnun değilim, geleceğim olduğunu da düşünmüyorum fakat tepeme binen yok, saatleri iyi, evim yakın, ayrı odam var ve kendi çalışma düzenimi kendim ayarlıyorum bu açıdan da memnunum.
0
alicek
(13.02.22)
Valla bir iş ne kadar sevilebilirse o kadar seviyorum. Gönül isterdi ki hiç çalışmadan yaşayabileyim ancak o da mümkün değil.

Işte rahata erişmek de anca işi çok sallamayinca olur bence, yani yukselmek ve birilerinin gozune girmek için çabalamamaya başladığın an rahatlarsın. Bu da usengeclik sağolsun bende zaten doğuştan var olan bişeydi.
0
j r r tolkien hayrani
(13.02.22)
Seviyordum. Ama artık money talks. 45 gün için muş gibi yapıyorum.
0
baldan kaymak
(13.02.22)
mevcut işimi çok seviyorum. daha çok seveceğim bir iş de düşünemiyorum açıkçası. sorun şu ki el oğlunun deyişiyle dead-end bir iş, ilerleyebileceğim bir alan yok. öğrencilik için müthiş. çok büyük vakit harcamadan, büyük oranda hem zamansal hem fiziksel serbestiyle kendi çapımda iyi kazanıyorum (iyi dediğim harcadığım zamana kıyasla) ama 35 yaşında yapabileceğim, kariyer hedefleyebileceğim, yarın bir gün atıyorum evlenirsem aile geçindirip çoluk çocuk bakabileceğim bir iş değil.

o yüzden mezun olduktan sonra tır şoförü olma fikrini ciddi ciddi değerlendirmeye başladım açıkçası, plazadır toplantıdır kariyerdir vs. bunlar bana inanılmaz ters şeyler, yapamayacağımı düşünüyorum. içinde futbol ya da yolculuk olmayan bir şeyi tutkuyla, severek yapacağımı pek sanmıyorum maalesef. o yüzden tır sürcem.
0
der meister
(13.02.22)
genel olarak seviyorum. calisma arkadasim iyi. bundan iyisi zor bulunur. parasi az ve kolay kolay artmayacak, o kismi sikinti.
0
hot potato
(13.02.22)
İşim güzel ama sektörde maaşlar uçtuğu için kim çok verirse orayı daha çok severim :)

Mevcut işimde 1.5 sene falan sürdü; bir yandan kendimi kanıtlamam gerekti ki sonra hakkımı savunduğumda insanlar ignore edemesin saygı göstersinler.
0
aguen
(13.02.22)
isimi seviyorum, isim de oldukca zor baya baya zor oyle diyim. meslegimde de ancak bir seyler bana yetmiyor. beni kesmiyor artik. basit kaciyor bunlar. sanki buralarda zayi oluyorum cok daha onemli, dunyayi kurtacak seyleri yapabilecek potansiyelim var da cercople ugrasiyorum gibi. su siralar boyle bi ziyan olma hissindeyim.
dunyaya bedava elektrik sunma ne bileyim covidi komple bitirme gibi bir seyleri basarmam lazim. benim bir seyler yapmam lazim bu dunyaya adimi kazimam lazim ammaaa ne yapmam lazim.
0
turbo sadık
(13.02.22)
işimi acayip seviyorum ama (elbette herşeyde bir "ama" vardır) bazen gerçek hayattan uzakta kalıyormuş gibi hissediyorum (gemide çalışıyorum). Bazen de "Ulan bu nasıl iş ya, o kadar uğraş edin ne için...? Dünyaya hiçbir fayda olmadan geçinip git" diyorum. Tabi bunlar hep anlamsal, varoluşsal sorgulamalar.

Gelir, imkan vb. kısmına gelirsek; tekrar söylemek adına gerçekten mutlu olarak çalıştığım bir iş. Maaş anlamında iyi bir ücret ile başlamıştım, bunu düşünmüyordum zaten hiç ancak terfi alınca iyi bir artış ile birlikte güzel yan haklar kazandım. Rahata ulaşma kısmına gelirsek 3 sene kadar sürdü. Pandemiye kadar ilk girdiğim pozisyondaydım ve konforsuz konaklama, uzun kontrat süreleri alıyordum. Ama tabi karşılaştırma imkanım olmadığından diğer imkanları hiç bilmiyordum. Şimdi terfi alınca aradaki farkı rahatlıkla görebiliyorum ama o zamanlar hem bilmiyordum hem de umursamıyordum işin aslı. Gerçi ben hiçbir zaman konformist bir insan olmadım da pek.

Uzun sözün kısası arada sırada her insanda olduğu gibi "Lan napıyorum ben, noluyoruz..." gelgitlerim olmakla birlikte ideal mutluluğa ulaşmışım galiba diyebiliyorum. Çok garip ya. İyi ki bu soruyu sordunuz aslında. Size açıklama yaparken kaç zamandır aklımda olan şeyleri de kendime izah etmiş gibi oldum :)
0
burka
(14.02.22)
İşimi seviyorum. Rahata 10 sene sonra ulaştım
0
alaimisema
(14.02.22)
Isimi seviyorum, meslegimi de seviyorum. Ama mesela, birden milyonlar kazanip isi birakabilecek hale gelseydim 'aa yine de yaparim' demem veya ozlemem. Son birkac senedir is hayatina 'hayatima sponsor olan sey' olarak bakiyorum, bana iyi para verdikleri icin yapiyorum, sirket de ben bu isi iyi yaptigim icin bana para veriyor. Daha fazla anlam yuklemek gereksiz.

Isimde neredeyse her yil bir oncekinden daha iyi imkanlar olacak sekilde devam ettim. Son iki uc yilda da asagi yukari olabilecek en iyi durumda diyebilirim. 16 yildir yapiyorum.
0
sopiro
(14.02.22)
10 yili askin ogretmenlik yapiyorum. Is sahane ama bu sartlarda 1 dakika daha yapilmaz. Parasi mesaisi iyi. Baska bi numarasi yok. Keyif ya da tatmin yok. Takmiyor devam ediyorum.
0
halk
(14.02.22)
evet
0
nuisance
(14.02.22)
hiçççççççççççç sevmiyorum keşke biri bana çalışmadan maaş verse bi gün bile gitmem işe.
0
sizofren06
(14.02.22)
işimin parası çok ama stresi bol, eskiden daha az kazanırdım ama stresi onda biri kadardı.

çok para çok sorumluluk artık yoruldum (34 yaşındayım-yazılım işleri) denk getirebilsem bu işleri bırakıp stressiz bi iş yapmayı 7/24 yaşamayan sistemleri olan bir dünyayı tercih ederdim.
0
prezarlatif
(14.02.22)
işimi sevmiyorum, hatta genellemek gerekirse çalışma fikrini sevmiyorum. işimi sevmem de gerekmiyor, birtakım ihtiyaçlarımı karşılamak için çalışıyorum. bu ihtiyaçlarım karşılandığı sürece mutsuz olmam.

şu anki işimde rahata ulaşmam 2 seneye yakın sürdü, ilk altı ayında sevmem bu benzetmeyi ama it gibi çalıştım. ofiste sabahladığım, eve gittiğimde de kalan enerjimle duş mu alsam yemek mi yesem ikileminde kaldığım çok oldu, hiç abartmıyorum bazen yorgunluktan ağlardım. buna paralel olarak o dönem iyi para kazandım sayılır, yine de çevremde çok daha az çalışarak çok daha iyi para kazanan fazlaca insan vardı. o dönem o insanlara çok imrenirdim :)

bu aralar rahatım, çoğunlukla ufak tefek işlerim oluyor ve evde vakit geçiriyorum. programımı kendim oluşturuyorum. yoğunluk olduğu zamanlar olmuyor değil, oluyor. bazen akşam saatlerinde çalışmam gerekebiliyor ama genelde vaktimi istediğim gibi yönettiğim için hiç üzmüyor bu beni. sıçrama konusuna gelince, iyi mi kazanıyorum? hayır. arkadaşlarım benden çok daha fazla para kazanıyorlar. benim sıçrama kriterim yalnız başıma kimseye ihtiyaç duymadan yaşamak. ortalamanın üstünde bir maaşım olması bir şey değiştirmiyor bu anlamda, dolayısıyla hala sıçramış sayılmam. devam ediyorum.
0
evde liyakat kalmamis
(14.02.22)
patron yanlış hatırlamıyorsam senin aynısının tıpkısı bir duyurun daha vardı.

işi sevmek çok az kişinin şansı. benim işimin sorumlulukları çok büyük. eskiden çok büyük ekipleri olan şirketlerde çalıştım. örneğin orada bir vergi incelemesi geldiğinde 20 kişi birden ortak olur. şimdi sadece benim sırtımda bir yük. benim performansıma direkt bağlı. eskiye göre çok büyük stres altındayım ama aynı zamanda rahat bir iş. parası, benefitleri çok iyi. 15 senedir çalışıyorum. ilk 5 senesi kölelik. sonraki 5 senesi yatış. sonraki 1 senesi kölelik, ondan sonraki 4 senesi de ilk anlattığım durum. çok büyük sorumluluk ama çok ciddi parası, imkanı var. 6 haneli maaşım var. 2,5-3 maaş prim. araba, şoför.
0
gabe h coud
(14.02.22)
İşimi seviyorum fakat bu dönem dönem değişiyor, çünkü yapmak istediğim ile yapmak zorunda olduğum işler arasında farklar var. Yapmak istediğim işe her zaman zorunda olduğum işler engel oluyor. Rutini yaşamayı sevmediğim için de bu dönemlerde hep işime söverim.

İşimde rahata hiç ulaşmadım ulaşacağımı da zannetmiyorum çünkü yaptığınız işte rahatsanız ya mükemmel bir işyerinde çalışıyorsunuzdur ya da yeteri kadar çalışmıyorsunuzdur. İlk söylediğim TR'de hatta bence genel olarak imkansız gibi bir şey.

Maaş anlamında sıçramayı zam oranları bazında bakarsan geçen sene hariç 3 senedir yakaladım. Bunda yaptığım iyileştirmeler, kazanımlarım, kazandırdıklarım çok etkili.
0
kablelvuku
(14.02.22)
(5)

Yarın sababh lviv'e uçağım var hafta sonu için gidiyorum gitmemeli mi?

alkolik imam
Yarın sabah lviv'e gideceğiz 5 arkadaş. Fakat bu akşam olan olaylardan sonra herkeste bir soru işareti oluştu. Sabah 8 uçağıyız fakat sizce iptal mi etmeli?
Yarın sabah lviv'e gideceğiz 5 arkadaş. Fakat bu akşam olan olaylardan sonra herkeste bir soru işareti oluştu. Sabah 8 uçağıyız fakat sizce iptal mi etmeli?
0
alkolik imam
(11.02.22)
Lviv sıkıntılı bölgelere çok ama çok uzak, iptal etmeyin.
0
kaptankedi
(11.02.22)
lviv'e bir şey olmaz ama oranın doğusuna gitmeyin.
0
der meister
(11.02.22)
gidin tabii ki
sorunlu bölgeye uzak
0
megacracker
(11.02.22)
Ulkedde katliam olsa lvivde farketmezsin. İyi eglenceler.
0
stavro
(12.02.22)
lviv,odessa buralara bişey olmaz kardesim
0
smokee
(12.02.22)
(9)

bahsedildiği gibi savaş çıkar mı?

tmnslp
rusya'nın ukraynayı kafaya takması, abd'nin "bak sakın ha, savaş çıkar valla" tutumu sonucu savaş çıkma ihtimali hakkında neler düşünüyorsunuz? iş baya ciddileşti gibi.
rusya'nın ukraynayı kafaya takması, abd'nin "bak sakın ha, savaş çıkar valla" tutumu sonucu savaş çıkma ihtimali hakkında neler düşünüyorsunuz? iş baya ciddileşti gibi.
0
tmnslp
(11.02.22)
Ateş olmayan yerden duman çıkmaz diyorum. Norveç de vatandaşlarına Ukrayna'dan ayrılın uyarısı yapmış. Bunlar basit bir ihtimalden çok istihbarat sonucu kararlardır diye düşünüyorum.
0
himmet dayi
(11.02.22)
rusların sağı solu belli olmaz, sonuçta tek adam ile idare ediliyolar. putinin kafasına eser atom bombası bile atar.

tamamen random yani.
0
killerbee
(11.02.22)
Cikmaz derdim ama aktorlerden biri Rusya olunca iş değişir, cikmaz diyemem. Kimse de cikmsz diyemez. Çünkü Rusya.
Soz konusu Rusya olunca "yahu sicak savasa girmezler cunku falan filan su bu" denilemez. Rusya sagi solu belli olmayan, diplomatik iliskilerde cok güvenilmeyecek bir aktor oldugunu tarihte defalarca kanıtlamıstir.

Bir sabah ansizin Rus birliklerini Ukrayna topraklarında dolasirken görebiliriz gayet. Gurcistana cat diye girdigi gibi.
0
stavro
(11.02.22)
Şu haber tek başına savaş çıkacağını garantiler nazarımda tr.sputniknews.com
0
uvcray
(11.02.22)
çıkmaz.

yıllarca suriye konusunda da sert politikaları olan rusya oraya ne tr ne de abd kadar asker göndermedi. ruslar, başta putin olmak üzere, askeri operasyonlara karşı hep mesafeliler. abd işi fitilledikçe rusya da gözdağına devam ediyor. savaş çıkmayacak ama gözdağları artacak. en fazla boş bir araziye füze sallar rusya işler kızışınca o kadar.
0
avatar is back
(11.02.22)
cikmaz. ytd.
0
hot potato
(11.02.22)
@avatar is back

bu olaylar 2014'ün devamı aslında. orada başlayan gerilim zamanla azalmış olsa da aynı gerilimin artmış hali bu sadece.

Operasyona mesafeli dediğin rus askeri 2014'te Kırım'ı ihlak etti. Putin de "Ukrayna NATO'ya katılırsa Rusya ile NATO arasında savaş çıkar" dedi.

tr.euronews.com
0
himmet dayi
(12.02.22)
çıkmaz. putin'in derdi şu an muhtemelen batı karşısında salak konumuna düşmeden o kadar yığınağı nasıl geri çekeceğidir. savaşı isteyen abd, rusya değil. abd kaşla göz arasında finlandiya'ya uçak satmış bile jfjdks
0
der meister
(12.02.22)
Sanmiyorum ama savas cikacakmis gibi yapilmasi petrol ve gaz ureticisi ulkelerin isine geliyor. Dolayisiyla surec ne kadar uzarsa onlar icin o kadar iyi. 2014, 2018 de de benzer isler olmustu.
Ha, istedikleri kari elde etmezlerse isler cirkinlesebilir tabi, bu da her zaman bir olasilik.
0
kartonpiyer
(12.02.22)
(10)

iki basketbol faul sorusu

der meister
artık eskisi kadar sık değil ama çocuk yaştan beri basketbol izleyicisiyim, genel olarak kurallara hakim olduğumu düşünüyordum. az önce olympiakos-efes maçını izlerken şaşırdım, tövbe estağfurullah. singleton rakibin hücum süresi 0.4 saniyeyken faul yaptı. tekrar 14 saniye aldı adamlar... e normalde
artık eskisi kadar sık değil ama çocuk yaştan beri basketbol izleyicisiyim, genel olarak kurallara hakim olduğumu düşünüyordum. az önce olympiakos-efes maçını izlerken şaşırdım, tövbe estağfurullah. singleton rakibin hücum süresi 0.4 saniyeyken faul yaptı. tekrar 14 saniye aldı adamlar... e normalde takımlar faul hakları varsa son hücumlarda filan oyunu bozmak için faul yapıyor. orada sürenin artmamasının sebebi zaten 14 saniyeden az kalmış olması mı? hani ayakla müdahalede 14 saniyeye çıkıyor onu biliyorum ama faulde de mi oluyor bu, daha önce hiç fark etmemiştim ben.

ikinci sorum yıllar öncesinden içimde kalan bir ukte. arkadaşlarla basket oynuyoruz. ben hareketsiz durdum. top elinde olan arkadaş çarpıp düşürdü beni. hücum faul dedim, ver topu. itiraz etti. kuralı açıkladım. "e iyi o zaman herkes yolda dursun, dokunursak faul olsun" diye ters yaptı. o gün tartışmak istemedim, iyi senin dediğin olsun dedim ama gördüğünüz gibi yıllar sonra hala aklımda. sinir oldum.

hücum faul değil mi abi bu? mantık tam olarak o zaten: önünde durup senin hareketini bozmak. ben zaten hareketsizim, sana hiçbir müdahalede bulunmuyorum. benim avantajım seni farklı hamleye zorlamak, senin avantajın da benim sana karşılık verme şansımın olmaması... iki ayağını yere yerleştirmiş, sabit duran adama çarpıp devirmek hücum faul değil mi? bu değilse ney?
0
der meister
(10.02.22)
14 saniyenin altında faul olursa 14 saniyeye tamamlanıyor hucüm süresi.

son saniyelerde yapılan faul aslında atış kullandırıp hucüm sırasını almak, serbest atışı kaçırmalarını beklemek (faul hakkı dolduysa ya da doldurma amaçlı)

ikinci soru 3 saniye sabit kaldıysan ve rakip sana çarptıysa evet hucum faul. ama potanın hemen altında bulunan yarım çember içindeysen hucum faul olmaz.
0
a darkness coming
(10.02.22)
yok pota altında değildim, perdede gibiydim biraz. yani benim takım arkadaşımı geçti, ben de oradan geleceğini bildiğim için orada duruyordum kazık gibi, bana tosladı. tamamen hareketsizdim. hücum faul olmadığını iddia etti kdjfdjfd çünkü öyle duruyormuşum... hey allahım. ulan keşke savunsaymışım hakkımı, aman ağzımızın tadı kaçmasın diye mis gibi topumuzu vermişiz.

son saniyelerde topu geri almak için rakibi serbest atışa zorlamayı biliyorum ama bahsettiğim o değil. hatta bu dediğim şeyi önde olan takımlar yapıyor zaten. misal 9 saniye kalmış periyodun bitmesine (maç sonu olmak zorunda değil). savunan takımın faul hakkı var. iyi paslaştılar diyelim, hani 1-2 top sonra boş atış bulacak gibiler, hop savunan takım kafa göz dalıp (faul hakkı varsa) faul yapıyor ki tekrar kenardan sokmak zorunda kalsınlar, hücumları bozulsun.

ama soruyu sorarken fark ettim ben de... periyodun bitmesine 4 saniye kalmışsa adamlara nasıl 14 saniye hücum hakkı vereceksin ki. kafa zehir.
0
🌸der meister
(10.02.22)
İkinci soru; a darkness coming +1 fakat potanın hemen altında bulunan yarım çember içindeysen hucum faul olmaz kısmını bilmiyorum.

Birkaç defa denk geldim. Hücum oyuncusu dribbling yaparken (ya da başlayacakken), defans oyuncusu çat diye kazık gibi duruyor. Gayet bilinçli yaptığı açık.
0
put it in your appropriate place
(10.02.22)
Bir soru da ben sorayım. Eskiden her çeyrekte 5 faul hakkı vardı diye hatırlıyorum. Maç yayınlarında faul kısımlarında 5 çizgi oluyordu. Şimdi 4 faul hakkı diyorlar yine 5 çizgi var. Beşinci faulle birlikte her faul sonrası atış oluyor. Bu durumda bir mantık hatası yok mu? Dört faul hakkı varsa niye 5 çizgi var?
0
bayc
(10.02.22)
0.4 saniye de faul yapıldığında süre 14 saniyeye tamamlandı sebebi şu. 2 atıştan biri girmezse ve ribaundu şutu atan takım atıyorsa hücum devam eder, eskiden 24 sn yenileme süresi 14 sn oldu. eğer kalan süre 14 sn üstünde olsaydı örneğin 16 sn , o zaman 16 sn hücum tabelasında yazardı.

çizgili alanda 5 sn kuralı vardır. sen kafana göre içerde sabit durup beklersen 5 sn hareketsiz kalma süresini bozmuş olursun. yani 5 sn içinde boyalı alanı terkedip tekrar girmen lazım. rakip oyuncu turnikeye başladıktan sonra sen sabit durursan bu hareketi bozmak olarak algılanıyor.

sabit durmanın kuraları var belli sn önce başlamış ve kuralları uygun olması gerekir. yani savunmak varken sabit durmak bence çakallık. her önüne gelen sabit dursun o zaman.

@bayc sorusunun cevabı: 4 çizgi yandımı artık her faul serbest atış çizgisine gitmek anlamına geliyor. 4 faul serbest atış artık.
0
mikahakkinen
(11.02.22)
ilk soruyu herkes açıklamış zaten.

ikinci soru;
faule siz karar verdiğinize göre sokakta oynuyordunuz. sokakta öyle hücum faul olmaz. sokak basketbolunda hücum faul demek için çok bariz bir faul olması lazım, o da pota altında anca. akan bir set hücumunda zaten kimse hücum faul kovalamaz. bahsettiğin hğcum faul profesyonel maçlarda bile kolay kolay çalınmıyor. yani bizim zamanımızda (20 sene önce) öyleydi :)

@bayc: 4. faule kadar (4. faul dahil) atış yok(faul atış pozisyonunda yapılmadıysa tabi). 4. faulden sonraki her faulde serbest atış kullanılır.
0
teritori
(11.02.22)
@mikahakkinen, @teritori cevaplar için teşekkürler ama benim anlamadığım o zaman niye 5 çizgi var :) 4 çizgi olsa ve hepsi yandıktan sonraki faullerin hepsinde atış yapılsa daha mantıklı sanki :)

Ayrıca eksiden maç yayınlarınde 5 faul hakkından bahsediliyordu şimdi 4 faul hakkı diyorlar. Değişen bir şey yok aslında ama kafama takıldı. Gereksiz soru için kusura bakmayım. @der meister senin soru başlığını sabote etmiş gibi oldum kusura bakma :)
0
bayc
(11.02.22)
14 saniye veriliyor. evet doğru.

hücum faul için savunmanın hareketsiz olması lazım. hatta şöyle bir şey de var, teması kimin sağladığı da artık önemli olmaya başladı. yani savunma hareketli olsa bile, hücumcu "aaaa bu adam hareketli ben buna toslayayım faul alayım" diyemiyor artık. hücumcunun hareketi hücum etmeye yönelik DOĞAL bir hareket olmalı.
0
co2s2
(11.02.22)
bahsettiğin 5. çizgi farklı renktir. aşağıda oyuncular için bir örnek var bak.
onun aynısı veya benzeri masa hakemlerinin oturduğu masa da var ama sadece bir tane.

hatta sen oyuncu faul sayısı ile takım sayısını karıştırıyor olabilirsin :)

www.adenspor.com
0
teritori
(11.02.22)
Takımların bir çeyrek 4 faul yapma hakkı bulunur. Ardından gelen her faul serbest atış olarak değerlendirilir.
0
mikahakkinen
(11.02.22)
(9)

açık lise tam olarak nedir acaba? kardeşim kaydolmuş, delircem

der meister
konuya vakıf değilim, bilen birisi varsa sistemi açıklayabilir mi?erkek kardeşim lise son sınıf öğrencisi. son dönemi. çok tembel. online derslerle zaten hiç işi olmadı, açıldığından beri de annem zorla gönderiyor okula. anca cips yiyip lol izlesin. okula dair hiçbir isteği, hedefi yok. dil okuyor,
konuya vakıf değilim, bilen birisi varsa sistemi açıklayabilir mi?

erkek kardeşim lise son sınıf öğrencisi. son dönemi. çok tembel. online derslerle zaten hiç işi olmadı, açıldığından beri de annem zorla gönderiyor okula. anca cips yiyip lol izlesin. okula dair hiçbir isteği, hedefi yok. dil okuyor, kazanmak istediği yerler/bölümler var ama sıfır çaba; ayrıca ingilizcesi sandığı kadar iyi değil.

birkaç arkadaşı açık liseye kaydolmuş, bizim eleman zaten ısrar ediyordu, "burda kalırsam kafayı yicem" filan diye aramış annemi sanki hapis hayatı yaşıyor hıyar. annem de iyi ne halin varsa gör dedi, çok üstelemedi ama üzülüyor hiç değilse okula gidiyordu şimdi yatacak akşama kadar diye.

bunun bir avantajı, dezavantajı var mı? çocuklar niye böyle hevesle açığa geçmeye çalışıyorlar, okula gitme zorunluluğu ortadan kalkacağı için mi? diplomayı nereden alacak mesela şimdi bizim oğlan, mis gibi ilçenin anadolu lisesi dururken açıktan mı alacak? annem ona kızıyor zaten, "oğlum ben okuyamadım, açık liseyi 40 yaşında bitirdim, sen niye efendi gibi kendi okuluna gidip lisenden mezun olmuyorsun da benimle aynı diplomayı alıyorsun" diye.

bunun haricinde biraderimle neler yapabileceğimize dair fikriniz varsa onları da seve seve alırım. geçenlerde ankara'ya geldi yanıma. behzat ç'den dolayı çok seviyor ankara'yı. e ben de oradayım. kaleye gittik, müzeye gittik, kızılay'da takıldık, gençlerbirliği maçına gittik... dedim belki biraz heveslenir, ankara'da okul kazanayım der.

yok abi yok. sıfır. adam sabah yataktan kalkıp okula gitmiyor ya. depresyonda filan olduğunu düşünmüyorum. güzel bir arkadaş grubu var. her türlü etkinliği de sever, benim gibi sessiz sakin bir çocuk filan olmadı hiçbir zaman. okulda zorbalığa maruz kaldı ondan mı istemiyor diyorum ama hiç sanmam, tam aksine öyle bir durum varsa bu zırtapoz "bully tayfa"dandır kesin, hem aramız iyidir öyle bir şey olsa paylaşırdı diye düşünüyorum.

kendi haline bıraksak iyice mal olacak, bu sene kazanamayan adam daha hiç kazanamaz. ne yapacağımızı şaşırdık. en çok üzüldüğüm şey de boş çocuk olmaması. yani ne bileyim tarihi çok sever mesela. çoğu konuda az buçuk bilgisi vardır, iyi kötü bir ergen için vizyonu olan, düzgün eğitilse ve bir şeylerin üstüne düşse iyi işler başarabilecek, mutlu olabilecek birisi ama adam herhangi bir şey için ekstra bir nefes dahi almak istemiyor. yıldık cidden.
0
der meister
(10.02.22)
bu aralar ben de çok sık duyuyorum bu tür şeyleri. hatta baldızın oğlu da aynı macera peşinde. benim konuşup ikna etmemi istiyorlar. dayısı ile ticaret işlerine takılıyor bir yandan. para da tatlı gelince okuma hevesi hepten kaçtı. son sınıfı açıktan okuyacağım diye baldızın kafasını şişiriyor her gün. okumaya gönlü olmayanlar için fırsat kapısı. çocuklar birbirinden duyuyor muhtemelen.

diğer yandan okuyup işsiz kalanların halini de kendilerine dayanak yapıyorlar.
bizim zamanımızda okumak level atlamanın birinci koşuluydu. şimdi çok zorlaştı.
0
lazpalle
(10.02.22)
Konuya hakimim. Meslek lisesi mudur yardimcisiyim. Acik liseye çok ogrenci gönderiyoruz. Söyle ki, bu dönem zaten açık liseye kayıt yaptıramaz. Kayit donemi geçti. E zaten son sinif. Su an okuduğu okulda bitirmekten başka alternatifi yok zaten.
0
wilhelmwasmuss
(10.02.22)
köy den mezun ol açık liseden olma. cv sini ortaya koyduğunda açık lise diye burun kıvıran yöneticileri görünce ileride çok pişmanlık duyar.
0
jamswety
(10.02.22)
üniversitedeki açıköğretimin lise versiyonu. yılda iki defa gidip sınavlara girer o kadar.
anlattığın durum pek iç açıcı değil. benzer hedefsizlikte öğrencilerim oldu. aile için gerçekten zor bir durum.
pedagog veya artık yaş gereği normal psikolog ile görüşülmesini ısrarla tavsiye ederim.
o kadar amaçsızlık hiçbir zaman sağlıklı bir durum değil.
sabır diliyorum.
0
d e j i n
(10.02.22)
Yukarıda artık geçemez denmiş ama yanlış bilgi, 11 şubat mesai bitimi itibari ile örgünden açığa geçiş sonlanıyor. Yani eğer isterse geçebilir. Ara dönemde de geçiş mümkün, geçen öğrencilerim var.

Benim öğrencilerimden bahsettiğim gibi (12. sınıf) bu sene başında ve bu ara dönemde geçenler oldu, fakat bu öğrenciler halihazırda sınava hazırlanan dershaneye kayıtlı devam eden başarılı öğrencilerdi, ve argümanları da okulda farklı branş derslerinin sınavları ve okul yoğunluğunun yorgunluğu ile verim alamayacak olmalarıydı. Bence mantıklıydı da, eğer çalışan, disiplinli bir öğrenci olsa idi kardeşiniz ya da devam ettiği bir dershanesi/ kursu vs. olsaydı üzerine düşünülebilirdi. ( fakat sizin söyledikleriniz tam aksini işaret ediyor.)

Açık liseye geçtiklerinde almaları gereken kredi çok çok daha az oluyormuş, sadece zorunlu ortak dersleri alıp bitirecekler, hatta bu sene başında geçen öğrencim kendisinin mezun olma kredisini bile doldurduğunu söylemişti, sadece bu yıldaki zorunlu ortak dersler ( TDE, Mat, ing, anımsayamadığım bir kaç ders daha) sınavlarını verecekti. Ki bunlarda okul sınavlarına kıyasla daha az zorlayıcı. (hatta bu sene online sanırım)

Yanlış bilgi vermiş olmayayım ama sanırım diplomasını da Halk Eğitim Merkezinden alacak, orada gerekli bilgiyi verirler diye düşünmekteyim.
0
kucukne
(10.02.22)
yazar başlıkta "kaydolmuş" demiş. Altta kaydolabilir mi tartışması dönüyor.
Konuya dönersek, öğrencilerde moda oldu açık liseye geçme hadisesi. En başta başarılı öğrencilerin sınava daha çok vakit ayırabilmek amacıyla başlattıkları bir akımdı. Fakat gördüğünüz üzere evde yatayım, kim gitçek sabahın köründe tayfası da akıma dahil oldu.
Bence bu saatten sonra sizin müdahaleniz yeterli olmaz. Yaratılış, yetiştirilme tarzı ve çevre faktörü buraya getirmiştir. Gerekirse sene kaybeder, arkadaşları üniversite kazanır, gruptan elenir; o da yeni bir yol çizmek için motive olur. Bu durumun daha az enerji ve emek harcamalı varyasyonu ise özel üniversite talebi olacaktır.
0
adivar
(10.02.22)
Lise diplomasının kendisi pek etkili değil artık biliyorsunuz. Onun için nereden alındığının pek bir önemi olmasa gerekir. Robert ve Galatasaray gibi diplomalara değer veren özel sektör firmaları belki vardır, ancak geri kalanının sizce bir önemi var mı? CV'sine okuduğu liseyi zaten yazmayacaktır bile.

Ancak esas problem kardeşinizin eğitim hevesindeki kırılmada sanırım. Bence lisesinden çok bu konuya eğilseniz daha iyi gibi. Evet iyi bir eğitim görmüş kimseler şu sıralar hak ettiği değeri hissedemiyor olabilir, ancak bu bir kriz durumu. Normal şartlarda bu böyle olmamalıydı. Gelecekte de bu böyle kalmayacaktır, kalamaz. Bunu anlamasını sağlayın bence.

Eğitim hevesi yerindeyse, açık ya da örgün çok fark edeceğini sanmıyorum ben.
0
akhenaten
(10.02.22)
Acik lise 2.donem ilk kayıt basvuru suresi bitti. İsteyen herhangi bir halk eğitim merkezi müdürlüğünü arayıp kolaylıkla teyit edebilir.
0
wilhelmwasmuss
(10.02.22)
arkadaşlar kaydolmuş yazmışım ama kaydolmamış daha. onu düzelteyim. okuldan transkript almış. yarın halk eğitim merkezine gidecek. bu duyuruyu gösterdim, bak dedim süresi geçmiş diyorlar, "yoo bizimkiler hala gidiyo" dedi. bilmiyorum artık nasıl olacak ya da olacak mı...

ama sanırım üç aylığına da olsa dershaneye yazdıracak annemler. arkadaşları da orada olduğu için biraz heveslenmiş görünüyor. bugün eve gelince kendisi direkt gelip bana çalışacağını söyledi. hatta bizim okula girmek için kaç net gerektiğini hesaplamış; aslında çok uzak olmadığını, çalışsa yapacağını anlayınca gaza gelmiş gibi biraz... hadi inşallah.
0
🌸der meister
(10.02.22)
(4)

ara vermeden film izlemek odaklanma becerimi geliştirir mi?

hakikatler bosluga bakan aynalar miydi
gülmeyin, gerçekten film bile izleyemiyorum. 3 dakika izleyip, sıkılıp, ara veriyorum. oldum olası böyle biriyim, her işte. "şimdi bu filmi hiç durdurmadan 30 dakika boyunca izleyeceğim" gibi mini görevler versem kendime, odaklanma-dayanma becerimi geliştirir mi sizce?
gülmeyin, gerçekten film bile izleyemiyorum. 3 dakika izleyip, sıkılıp, ara veriyorum. oldum olası böyle biriyim, her işte. "şimdi bu filmi hiç durdurmadan 30 dakika boyunca izleyeceğim" gibi mini görevler versem kendime, odaklanma-dayanma becerimi geliştirir mi sizce?
0
hakikatler bosluga bakan aynalar miydi
(10.02.22)
Gelişir elbette. Aynısı kitap için de yapılabilir, 10 sayfa 20 sayfa diye gider.
0
signore
(10.02.22)
spesifik olarak film izlemeye çalışıyorsanız işe yarayabilir ama film "bile" izleyemiyorum dediğiniz için genel olarak bir sıkıntı yaşadığınız varsayımından hareketle şunu söyleyeceğim: bunu kitap okumayla daha etkili biçimde yapabilirsiniz. uyaran sayısı ne kadar azsa, o şekilde ne kadar uzun vakit geçirebilirseniz o kadar "temizlenmiş" olursunuz.

insta'da iki parmak hareketiyle 10 farklı şey görebildiğimiz, her an bildirimlere ve haberlere maruz kaldığımız bir dünyada yaşıyoruz. hal böyleyken beynin kendini ağır moda alıp sakinleşmesi, herhangi bir şeye odaklanması zorlaşıyor. o yüzden ona bu imkanı sağlayabilecek "uyaran detoksu"nun her türlüsü iş görür diye düşünüyorum. film bu amaca hizmet etse bile bence çok verimli olmaz çünkü filmde de her saniye bi' şey oluyor, düşünmek ya da hayal etmek yerine onun bize sunduğunu tüketiyoruz. hiç yoktan iyidir tabii yine.
0
der meister
(10.02.22)
insanın dikkat aralığını, odağını artıracak uğraşların; hızlı, akıcı(film dahil), sürekli yenilenen şeylerde değil de, yavaş, sakin, tane tane, cittaslow felsefesi gibisinden şeylerde olduğuna dair kuvvetli kanaatim var.
şeylerde mi
evet şeylerde
0
comp
(10.02.22)
Aynısı bende vardı, ya herro ya merro dedim Mubi'den üyelik aldım. Onların her gün 1 film vizyona sokma mottosu var, çoğu da sanat sepet ya da kült filmler. 1 ay dedim her akşam oturacağım izleyeceğim. İlk 1 hafta zordu ama sonra rutinim oldu artık :)) Tavsiye ederim.
0
koskoca kirpi
(10.02.22)
(10)

Spor salonuna hergun gelip sadece masa tenisi oynayan kitle

stavro
Dikkatimi cok cekiyor. Bazi dayilar bunlar her allahin gunu orada ve bir kez olsun spor yaptiklarini gormedim. Gelip birkac saat masa tenisi oynayip gidiyorlar sadece. Koca salona para verip sadece masa tenisi oynamak, ne bileyim tuhaf geliyor bu dayilarin olayi nedir?Gidip dayi sizin olayiniz nedir
Dikkatimi cok cekiyor. Bazi dayilar bunlar her allahin gunu orada ve bir kez olsun spor yaptiklarini gormedim. Gelip birkac saat masa tenisi oynayip gidiyorlar sadece. Koca salona para verip sadece masa tenisi oynamak, ne bileyim tuhaf geliyor bu dayilarin olayi nedir?
Gidip dayi sizin olayiniz nedir yav diye sormuyorum haliyle de merak ediyor insan.
Olayi ne olabilir bu kitlenin? Kiz düşürmek falan midir? Belki duser diye yillik 2bini gozden cikarmak para sikintisi da yoksa. Kız dusurmek olsa da yine fitness kisminda takilir insan diye dusundum ama.

O kadar para verip ne bir kosu bandına cikip ne bir havuza girip sadece masa tenisi oynamayo anlamadiramadim cunku. Sadece masa tenisi icin spora giden tanidiginiz oldu mu? Bana kimse bunu yapmaz gibi geliyor.
0
stavro
(09.02.22)
Sadece masa tenisi için masayı kiralamak mümkün değil mi? Belki o şekilde geliyorlardır.
0
himmet dayi
(09.02.22)
Adamın parası var demek ki koymuyor, spor salonuna gelip 5 dakika 1,5 kiloluk dumbbell indirip kaldırıp yarım saat instagram'da takılanlar da var onlar da oara veriyor, bunlar hiç değilse masa tenisi oynuyor.
0
Zaman Tamircisi
(09.02.22)
Öncelikle yıllık 2000 spor salonu için ya da sevdiğin bi aktiviteyi haftada bikaç gün 2 saat yapmak için yüksek bi tutar değil.
Herkesin amacı farklı olabiliyor. Masa tenisi maalesef küçümsenen bi spor ama hakkını vererek oynanırsa yaşını başını almış biri için ağırlık kaldırmadan daha eğlenceli ya da cardiodan daha verimli olabilir.
Özetle burada garipsenecek hiçbi şey yok oyna devam.
0
mg3929
(09.02.22)
Masa tenisinden hoşlanıyor, ve bir yıl boyunca bunu özgürce oynayabiliyorsam 2000 bin lirayı görmezdim.
0
msb
(09.02.22)
çoğu spor salonunda yok. olsaydı ve sadece masa tenisi haftada bir / 1 saat hizmeti satsaydı alırdım valla ...
0
ankarakecisi
(09.02.22)
sadece masa yetmiyor oynamak için, rakip de lazım.
Spor salonu onlara rakip ve muhabbet de sağlamış oluyordur belki böylece. O yaşa gelene kadar üyelik parasını dert etmeyecekleri bir gelirleri de olmuş olabilir.

Ayrıca mesela belki eski sporcudurlar ve kendilerini iyi hissediyorlardır.
0
michael_knight
(09.02.22)
bazı insanlar masa tenisi oynamayı özellikle seviyor. o nedenle bana garip gelmedi. çoğu spor salonunda bu imkan yok galiba.
benim de gittiğim spor salonunda olsaymış müthiş olurmuş.
0
elma
(09.02.22)
Uluslararası federasyonu olan, olimpik bir spordur.

Muazzam bir kondisyon ve sürekli antrenman gerektirir.

Sosyalleşmek için ideal çok eğlenceli bir spordur.

Yağ yakmak için spor yapanlara tavsiye ederim. Koşu bandından falan çok daha faydalıdır.
0
Mirket
(09.02.22)
bana garip gelmedi. masa tenisini cok seviyorum ama yillardir ortam olmadigi (oynayacak biri de yok) icin oynayamiyorum. yillik verecek 2 bin liram ve partnerim olsa hic acimazdim ben. baska yerde ucretsiz yapabilecekleri bir sey degil ki sonucta, cok az yerde var masa tenisi.
0
der meister
(09.02.22)
1) kahveye gitmek gibi dusun. herkesin evinde cay var ama gidiyorlar zira evde oturmak sikici.
2) birisi elinden tutup gostermedikce fitness, agirlik falan cok kafa karistirici ve urkutucu seyler. dolayisiyla gidip sadece pinpon, yoga falan seklinde takilmak (veya hic gitmemek) nadir gorulen seyler degil.
3) soylendigi gibi bir cok kisi parasinda olmayabilir.
0
hot potato
(10.02.22)
(3)

Neden bazı devlet dairelerinde bilgisayar ekranları pembe?

akhenaten
Bazen rastlıyorum, bir vergi dairesine gidiyorum örneğin bilgisayar ekranı fosforlu pembe olarak ışık veriyor. Ben birkaç saniye bakamıyorum ekrana ama insanlar hiç umursuyor gibi görünmüyor.Sebebi ne bunun özel bir durum mu yoksa fakirlik mi?
Bazen rastlıyorum, bir vergi dairesine gidiyorum örneğin bilgisayar ekranı fosforlu pembe olarak ışık veriyor. Ben birkaç saniye bakamıyorum ekrana ama insanlar hiç umursuyor gibi görünmüyor.

Sebebi ne bunun özel bir durum mu yoksa fakirlik mi?
0
akhenaten
(09.02.22)
muhtemelen f.lux gibi parlaklığı azaltan veya gözü daha az yoran bir program/fiziksel nesne kullanıyorlardır. sabahtan akşama kadar bilgisayara ve sayılara bakarak çalışıyorlar sonuçta, gözleri çok yorar. ben de sürekli bilgisayarda olmama rağmen flux'a hiç alışamadım mesela kullanmıyorum ama alışabilene muhtemelen büyük rahatlık sağlıyordur.
0
der meister
(09.02.22)
f.lux +1
artık windows 10da da yerleşik geliyor bu özlelik gece ışığı diye.
ben de öyle kullanıyorum iş yerinde. arada bir f.lux'u kapatınca ekrana bakamıyorum gözümü alıyor.
0
veritaslibertas
(09.02.22)
Bence flux veya mavi filtresi değil o. Bozuk kablolar yüzünden rgb’den birinin olmadığı projektörler ve ekranlar gördüm çeşitli okullarda mesela. Pembe veya tam tersi kırmızının olmadığı mavi yeşil tonlarda garip görüntüler oluyor öyle.
0
nhk ni youkosu
(09.02.22)
(8)

Tinderdan sevgili bulunur mu?

Off the record
Yeni insanlarla tanışacak ortamım yok. Tinderı da pandemi de bir defa indirip kimseyle konuşmadan sildim. Kullanıcılar hep tek gecelik ya da takılamalık birini arayanlardan mı oluşuyor? Böyle bir amaçla girersem kezban durumuna mı düşerim.
Yeni insanlarla tanışacak ortamım yok. Tinderı da pandemi de bir defa indirip kimseyle konuşmadan sildim. Kullanıcılar hep tek gecelik ya da takılamalık birini arayanlardan mı oluşuyor? Böyle bir amaçla girersem kezban durumuna mı düşerim.
0
Off the record
(08.02.22)
bulunur da ben bumble öneririm. daha kaliteli insanlar var. tinder çok leş kalıyor. okcupid de olur.
0
jack lupino
(08.02.22)
okcupid dene. tinderdan biraz daha kaliteli bir yer.
0
false pretension
(08.02.22)
benim eski ev arkadasim sevgilisiyle tinder'dan tanismisti. basta arkadas olarak muhabbet ettiler, iyi anlastilar, sonra sevgili olmuslardi. hatta benim tinder on yargimi kiran sey (kendim kullanmasam da) onlarin iliskisi olmustu: gayet akilli, donanimli, tatli insanlarin da bu uygulama vesilesiyle birbirlerini bulabileceklerini gormus oldum.

ha bunun olma ihtimali bence tinder'da cok dusuk, orasi ayri. bence "sevgili aramak" da sacma. sevismek icin, sohbet etmek icin, hayatinda birileri olsun diye istek duymayi anlarim da "birileriyle tanisayim ve sevgili olalim" dusuncesi sagliksiz geliyor bana. bunun dogal gelisen bir surec olmasi gerekmez mi? o yuzden simdilik iyi anlasabilecegin kafa dengi birini bulmaya calismak daha mantikli sanki, sonrasina bakarsiniz zaten.
0
der meister
(08.02.22)
%99 ihtimalle one night stand ya da hayatının aşkını arıyor gibi davranıp 3 gün sonra ghosting yapacak tiplerden oluşuyor tüm uygulamalar. Ancak, %1 ihtimalle düzgün birine de denk gelebilirsin.
0
lcha
(08.02.22)
o uygulamaların çoğunda kültür ve eğitim düzeyi düşük insanlar fink atıyor. bir tane düzgününe denk geleceğim diye 99 tane nargile kafe müdavimi kısa paçalıyı elemek zorunda kalırsınız, zamanınıza yazık. hiç mi arkadaşınız yok, sizi, anlaşabileceğinizi düşündüğü birileriyle tanıştırsın? böylesi çok daha güvenli
0
adse
(08.02.22)
her şey her yerde bulunur ve bulunmaz.

sevgili arıyorum diye ortalarda dolaşırsan karşına seni dolandıracak 100 kişi çıkar bunun suçlusu da uygulama yada senin tecrübelerinden oluşan belirli bir kitle olur.

hiç bir şey aramıyorum karşıma ne gelecek hayat ne getirecek dersen önüne bir sürü iyi insan çıkar, kimiyle sevgili olursun, kimiyle sevişirsin kimiyle arkadaş olursun.
0
selam
(08.02.22)
Biz tinderda tanışıp evlendik ama 5 sene önceydi. Güncel durumunu bilmiyorum uygulama ortamının :)
Hiç de kezban demedik birbirimize aahahsj
0
somethinginthewayshemoves
(09.02.22)
Tinder değil de bumble ya da okcupid diyorum. Benim şu anki sevgilim bumble’dan tanıştığım bir kişi, sevgili bulma niyetiyle bile girmemiştim. Tinder’dan tanışıp evlenen arkadaşım da var, başta gayet takılıyorlardı bir de. Olabiliyor yani kezban vs böyle kalıplara sokmayın kendinizi:)
0
rebecca
(09.02.22)
(3)

ukrayna'ya gidis

in vino veritas
malum su anda karisiklik var rusya'yla olan durumlardan. bu yaz gibi ukrayna'ya gidilir mi sizce? basimiza bir sey gelir mi?lviv mi kiev mi yoksa ikisi de mi? toplam 4 veya 5 gun gibi dusunuyoruz.en guzel donemi ne zamandir, ne zaman gitmeli? cok soguk olmasini tercih etmiyoruz ve 1.5 yas bebesiyle
malum su anda karisiklik var rusya'yla olan durumlardan. bu yaz gibi ukrayna'ya gidilir mi sizce? basimiza bir sey gelir mi?

lviv mi kiev mi yoksa ikisi de mi? toplam 4 veya 5 gun gibi dusunuyoruz.

en guzel donemi ne zamandir, ne zaman gitmeli? cok soguk olmasini tercih etmiyoruz ve 1.5 yas bebesiyle gezecegiz.
0
in vino veritas
(07.02.22)
mart sonuna kadar kesinlikle gitmeyin derim. hem çok soğuk olur hem de savaş riski var. ha bana sorarsanız hiçbir şey çıkmayacak ama netice itibariyle rusya'nın sınıra 200 bin küsür asker yığdığı, çin sınırını filan boş bırakıp elindeki her şeyi ukrayna sınırına getirdiği bir durumdan söz ediyoruz. risk almaya değmez.

ortalık yatışırsa mayıs-haziran güzel olur diye düşünüyorum ama akşamları yine serin olur, bebeyi lahana gibi sarmak gerekebilir. 5 güne iki şehri de sığdırabilirsiniz diye düşünüyorum, lviv'i kesinlikle görmenizi tavsiye ederim. kutu gibi minnak şehir zaten, taş çatlasa iki günde altını üstüne getirirsiniz.
0
der meister
(07.02.22)
Bence bu sene ukrayna oldukça riskli.
Bir çatışma durumunu önden haber vermeyeceği için kimse, bir anda gece uyurken ukrayna'da mahsur kalmış bulabilirsiniz kendinizi.
0
anten
(07.02.22)
basınıza bir sey gelebilir evet. kievde 1 gün geçirmek yeterli o yüzden plana hiç dahil etmeseniz bile olur. ya da gidişi kieve yapıp bir gece kalıp ertesi gün trenle lvive gidebilirsiniz(denendi bu) ben kievi çook sevdim ama gezilecek bir yer yok diyebilirim lviv çok daha keyifli mekanlar açısından, sokaklar, gezmelik yerler
0
ala09
(07.02.22)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.