Giriş
(1)

Ps3 kamera kayıt

hadi hadi
Selamlar,Ps3'ün kamerasını kullanarak video çekmemizi sağlayacak bir yazılım var mı? Çocuklarla oyun oynarken karşıdan kayıt yapayım istiyorum. Şimdiden teşekkürler.
Selamlar,
Ps3'ün kamerasını kullanarak video çekmemizi sağlayacak bir yazılım var mı? Çocuklarla oyun oynarken karşıdan kayıt yapayım istiyorum.

Şimdiden teşekkürler.
0
hadi hadi
(21.10.16)
o dediğin oyun kamerasıysa o video kaydı yapmıyo, sadece senin hareketlerini algılayıp oyuna aktarması için.
0
dafaisss
(21.10.16)
(11)

gerçekten mal mıyım ben ya? cidden bi mallık var mı bende?

pomaks
selam ulu romalılar;şimdi 30 yaşında hali hazırda askerliğini devireli 5 sene olmuş maliye mezunu(aöf) yine aynı zamanda adalet mezunu(aöf) ingilizcesi öyle çok über olmayan ama konuşabilen anlayabilen bi adamım. totalde 5 senelik bi iş deneyimim var 4 farklı firmada. şimdi benim derdim ben ciddi ci
selam ulu romalılar;

şimdi 30 yaşında hali hazırda askerliğini devireli 5 sene olmuş maliye mezunu(aöf) yine aynı zamanda adalet mezunu(aöf) ingilizcesi öyle çok über olmayan ama konuşabilen anlayabilen bi adamım. totalde 5 senelik bi iş deneyimim var 4 farklı firmada.

şimdi benim derdim ben ciddi ciddi gerçekten bi noktadan sonra kendi isteğimle ciddi anlamda hayatımı sonlandırmak istiyorum. hemen attention whore lan bu demeyin sebeplerim var;

birincisi çok geri zekalı bi hayat planlaması yapan bi ailem olduğundan ve tek çocuk olduğumdan yine çok salak bi okul okumak zorunda kaldım. yaptığım işleri hiç sevmedim muhasebecilik ya işte muhasebe tandanslı işler.

baktım böyle gitmeyecek hukuk okurum ben dedim. 2 kez dgs ye girdim artan oranlarda puanlar aldım mesela tekrar iibf okusam o puanla istanbul'a falan giriyorum ama kodumunun yerinde herkes hukuk okuduğundan yetmedi tabi. bu arada tabi işimden ayrıldım zaten verdikleri para 1450 lira maaş tek yaşayan biri olarak kiram olmamasına rağmen açıkçası yetmiyor yetemiyor.

sınavdan sonra ailemin yanına geldim, sınavdan önce gel bu bölgede ne iş yapmak istersen yap 3 kuruş paraya çalışma diyen ailem şimdi göt kadar bi ilçede ne iş yapacaksan yap yoksa evlenene kadar bu göt kadar ilçede yaşamak zorundasın diyor.

sürekli bi evlilik planları var. ortada kız bile yokken bu planlar var benim üzerimden fikir yürütülüyor yorum yapılıyor. nitekim ben de bu göt kadar ilçede yaşamak istemiyorum. 10 sene istanbul'da tek ama sürekli eksi bakiyede yaşadığım günleri köpek gibi özlemedim desem yalan olur.

ha bu arada ailem son 5 senedir hayvancılık yapıyor bu son 2.5 ayda bildiğin maraba gibi çalışıyorum. bayağı ırgat işçisi gibi çalışıyorum ki peder bey eski memur olduğundan sürekli komutla çalıştığından 25 küsür sene şimdi aynı şeyi kendi yapıyor ki bunu sadece bana yapıyor başkalarına öyle de kibar bi adam ama iş bana gelince o adam gidiyor emir kipiyle konuşan bi adam geliyor.

2.5 aydır böyle boktan bi hayat yaşıyorum. iş bulmam takdirde buradan gitmeme de izin vermiyorlar. illa çalışacaksan burada iş bul diyorlar.

sınava 275 gün kalmışken oturup çalışsam diyorum ama bu sefer de istanbul'da olan evi satıp bu göt kadar yerden ev alalım diyorlar. vakıf kazanırsan satarız satarız evi okursun diyorlar ki mal almak çok kolay mal satmak çok zor buralarda. ona da ben razı gelmiyorum.

ya benim hayatım neden bu kadar boktan arkadaş ya? gerçekten yani mallık bende mi yani nedir ben mi geri zekalıyım?
0
pomaks
(21.10.16)
Hocam ben 15 yaşında Anadolu ticaret meslek lisesi kazanmıştım, annem gitmem için baskı yaparken o yaşta annemle ve babamla tartışıp düz liseye gitme kararı almıştım. O yıllarda Anadolu meslek liseleri daha yeni yeni açılmaya başlamıştı. Ben yine de karakterimden ödün vermeyip istemediğim şeylere bulaşmadım. Eğer o okulda okusaydım şu anda mühendislik okumuyor olurdum. Sen 30 yaşında olmana rağmen daha annenle ve babanla belli bir kopuş yaşamamışsın. Önce bu sorunu çözmen gerek. Ondan sonra da ne istiyorsan onun peşinden git. Sınav için daha çok vakit var. Kazanabilirsin hukuku. Benim okuduğum bölümde Yıldız Teknik Üniversitesi'nden 90'lı yıllarda atılmış bir abi var. Adamla aynı derse giriyoruz. Teorik bilgisi sıfır ama bir şekilde geri dönmüş. Yaş olayını çok takma.
0
dissendium
(21.10.16)
cevabı kendin vermişsin
- 2.5 aydır böyle boktan bi hayat yaşıyorum. iş bulmam takdirde buradan gitmeme de İZİN VERMİYOLAR. illa çalışacaksan burada iş bul diyorlar.

bu tabi kafana göre hareket et demek değil,
tamamıyla uyduruyom ve basitleştiriyom ve abartıyom:
diyelim ki akşam dışarı çıkıcam
izin istiyosam:
- baba akşam dışarı çıkabilir miyim?
- nereye gitcen
- falancayla filan yere
- falanca kimdi ki
...
izin isteyen tonda konuşma uzar gider en sonunda
- tamam çok geç saate kalma'ya varır.

bir diğeri
- baba ben akşam dışarı çıkıcam, geç gelebilirim merak etmeyin ya da belli olmaz gece falancada kalırım yolu geri tepmeye üşenirsem (ki bunu bir dostunla aynı evde yaşıyosan da söylersin pekala)

yumuşatılmış hali üsttekinin benzeri
- baba ben akşam dışarı çıkıcam, geç gelebilirim merak etmeyin ya da belli olmaz gece falancada kalırım yolu geri tepmeye üşenirsem. dışarıdan ya da o taraflardan eve lazım bişey var mı alayım?

sen izin ister konumda tutarsan kendini; tabi baban da emir veren tonda konuşur, ya da öyle yapmıyosa bile; sen öyle sert algılarsın söylediklerini. çünkü nasıl olsa oğlum, abim, ablam, kardeşim... diye pekala gelsene, gitsene, yapsana, versene, şunu bana ver... diye konuştuğumuz olur. yani bizim oluyo ve emir veren tonda algılamıyom bunları, ben de söylüyom öyle.
0
dafaisss
(21.10.16)
@dafaisss

anlatmak istediğim öyle bi şey değil. zaten dediğin şekilde bi diyalog hiç olmadı olamaz da zira burası kırsal bi yer ve sadece tv ve internet var işte. onun dışında sabah akşam ırgatlık bi de hafta bir alıveriş için ilçeye gidiyoruz hatta ona da ben gitmiyorum.

anlatmak istediğim şey bi adam herkese ama herkese karşı aynı konuşup bana neden farklı konuşur hitap eder? üvey evlatmışım gibi hissediyorum. mesela asla bi dediği bi dediğini tutmuyor adamın. hani yapsam da yapmasam da suç oluyor bi şeyi. bunu söyleyince de ben ikizler burcuyum karakterim böyle deyip kestirip atıyor.

konuşma olayı öyle normal değil hocam işte. sürekli ya misal atıyorum sandalyede minder var minderi kaldıracak pomaks gel al şunu kaldır demesi bana abes geliyor. minder lan al koy bi kenara yani ben isviçre çakısı mıyım?

bi şey söyleyince benim konuşmam öyle hala alışamadın mı bik bik bik diye cevaplar alıyorum :/
0
🌸pomaks
(21.10.16)
anladım, ben olduğundan farklı anlamışım bir mikdar.
ama oradan gitmene izin vermemeleri nasıl oluyo onu anlamadım demek ki o zaman, napıyolar tehdit mi ediyolar bizi bir daha göremezsin diye, zorda kalırsan zırnık koklatmayız mı diyolar, yani kendini öldürmeyi düşünücek kadar öfkelendircek noluyo?

kırmadan dökmeden karşına almaya ihtiyacın var diye düşündüm ben. ya da gönülleri olsun kalpleri kırılır gibi mi düşünüyosun? bana açıklamasını gerek görmüyosan yazman şart değil de, kendine sorasın diye; soru şekliyle yazıyorum.
0
dafaisss
(21.10.16)
okudum yazmaya üşendim be kardeşim.
benim de benzer sorunlarım var onlara dayanarak konuşuacam. bence de hayatın kötü ya da güzel değil diyelim.
sende de mallık var tabi ki.
mutlu değilsen mutlu olabileceğin şeyler yapıp mutlu olacağın yerde olmalısın.

bunları düşünüp yazabiliyorsan mallığı aşabilirsin bence.
çözümlemeri yap hemen o bölgeden uzaklaş. sonra ileri hayatını inşa et.
0
Caaannn
(21.10.16)
@dafaisss

ya yok işte ben diyorum ki iş bulursam neresi olursa gider çalışırım yok illa burada kalacaksın. gidersen de git bi daha gelme diyorlar. ben zaten para pul istemiyorum ki bu zamana kadar hep kendi kendimi finanse ettim. bana sürekli istanbul işi bitti orayı kafandan sil evlenene kadar ilçede bi ev alırız orada yaşarsın diyorlar. lan ben orada yaşamak istemiyorum ki. bunu diyorum bu sefer yok gidip 3 kuruş maaş alıyorsun zaten zor geçiniyorsun diyorlar. ya ben geçiniyorum siz mi geçiniyorsunuz hayret bi şey para pul istemiyorum ben kendimi finanse ediyorum diyorum yok.

hayır ne alkolüm ne sigaram ne kahvem ne başka bi şeyim var işten eve evden işe giden adamım hani sicilim kabarık olsa diyeceğim haklılar eyvallah da yani çok saçma sekilde diretiyorlar.
0
🌸pomaks
(21.10.16)
Babanin söylediklerinden bu kadar alınmana bence artık çocuk olmaman sebep oluyor olabilir. Ama baban da seni hâlâ emir kipiyle bir şeyler yaptırabilecegi küçük oğlu olarak görüyordur. Yani sadece tahmin.

Bence gidersen bi daha gelme falan demeleri biraz lafta olabilir. Sen çıkıp gitsen cidden "tekrar bu eve gelme" moduna gireceklerini sanmıyorum. Ama tabi ki durumlari sadece yazdığın kadar biliyoruz, yanlış tespitler olabilir :/
Bence kendini intihar etme fikirlerinin içinden çıkar, odağında çözüm olmalı. Madem gitmek istiyorsun, onları ikna etmeye çalış, kendine hakli sebepler bulmaya çalışabilirsin, mesela sinava hazirlanacaksan, dersaneye gitmek istiyorum, orda daha iyi çalışabilirim vs gibi haklı sebepler bulursan ikna etmen daha kolay olabilir. Yok burdan ayrılmam mümkün değil diyorsan, bulunduğun yerde bir şeyler yapmaya çalış, ilçede bir iş bulmaya çalışabilirsin, dersnaye falan gidebilirsin, ne bileyim ne yapmak istiyorsan onu yapabilirsin. Bu tür durumlarda aileyle zıtlaşmak bence işleri daha kötü yapıyor, ikna etme politikasi daha iyi sanırım. Ama ikna etmek de kolay değil, dedigim gibi kendine sağlam bahaneler bulmalisın ki tezini çürütemesinler :)
0
turuncu tonlarda
(21.10.16)
@turuncu tonlarda

Hocam ben zaten son 2 senedir dersaneye gittim ama iş hayatıyla verimli olamadı maalesef tek yaşadığım için pek vakit ayıramadim. Yani dersane işi tutmaz o yüzden. Geçen sene sınavı kazanamadigimda mesela hayatında ilk defa beni kovmustu evden sakalımı bahane edip bu sene şükür kovmadi :) bana sunulan seçenek şu otur 9 ay sınava calis ya da gidersen bi daha gelme. Diyorum ya iş bulursam yine gidip çalışayım kendimi finanse ediyorum zaten ki bu zamana kadar dersane ücretlerimi bile ben ödedim yani para da istemedim ama yok illa burada kalacaksın. Ya ben burada yaşamak istiyor muyum diyorum evlenene kadar burada kalacaksın evlenince esin nereye isterse oraya gidebilirsin diyorlar.

Misal bi bayram gelmesem hemen tamam hiç gelme ya gelme yani bayramda gelmiyorsan hiç gelme diye hemen trip koyuyorlar. Anlatamıyorum ya benim de arkadaşlarım var benim de kendimce çevrem var yani ben de insanım yok arkadas.
0
🌸pomaks
(21.10.16)
Ben şunu anlamadım, hayatını sonlandırmaya cesaretin var da ailene rest çekip istanbul'a gitmeye mi cesaretin yok?? eğer seni daha çok mutlu edeceğine inanıyorsan ailene ciddi olarak kararını bildir, izin falan isteme ve git, sonra barışırsınız. Bu tür aile ile kapışmalar çok insanın başına geliyor, bi noktada yapman gerekeni yapmalısın. Senin hayatın ailene fazla bağımlı yaşadığın için boktan ve düzeltebilirsin.
0
mikro patlama
(21.10.16)
Evlensen de seni sana bırakmayacak, sürekli yönetmeye çalışacak, marazlı annelik denen türde anne içeren bir ailen var. 30 yaşındasın, hayat ne zaman bitecek bilinmez, kendini gerçekleştiremezsen bir gün sen bizzat kendin babanın 5 beteri olursun. Evet babana da bu hak tanınmamış ve o maalesef ailesinin yamacında kalmakla kendine yüklenip kalmış, sonucu sen çekiyorsun. Bi didikle bak aynen dediğim çıkar.

Aileni SEN karşına almak zorunda değilsin. Koskoca adamsın, istediğin yerde hayatını kurarsın, onların rızasını gerektiren bir durum olduğunu sanmıyorum. Çünkü hayat senin hayatın, ne kadar ailenin sende hakkı olsa da bu hayatı yönetmek senin hakkın. Onların değil.

Karşısına alan kişi sen olma, ""sizden izin istemiyorum, para da istemiyorum, sadece anlayış ve manevi destek bekliyorum, vermiyorsanız da canınız sağolsun yine benim anam babamsınız hürmetler eder ellerinizden öperim, her zor günde yanınızdayım"" şeklinde davranarak samimiyet ve kararlılığını, bir de hürriyetini ortaya koyabilirsin ve belki de ailen ilginç bir manevrayla sana daha çok güvenmeye başlar. Baban bence hiç de şapşik bi adam değil, bence o seni anlar ve destekler. Babanın ruhunun güzelliğine güvenerek hareket et.

Daha ilerde evlencen baba olcan... nasıl insan yetiştircen? Nasıl kocaman bir sülaleyle anlaşcan, insanlarla nasıl başarılı olmayı bilecen? Dimi?

E bunlar için intihara gerek var mı allaasen, intihar ancak sana olan güvenlerini azaltır, seni aklından zoru olan biri gibi gösterir. Hiç gerek yok.

Şimdiye kadar yaşadıklarını kendine birer hayat tecrübesi olarak al, inan çok işine yarayacak. Vaktin gelmiş senin, bence muhteşem bir doğuş yaşayacaksın. Azcık zorlanacaksın sadece, o da olur o kadar. Hadi görelim seni be, yaparsın.
0
yaren
(21.10.16)
Öncelikle sen ne yapmak istediğini bilmiyorsun ki.

İstanbul'da köpekler gibi süründüğün günleri yaşamak mı? Okumak mı? Yani bence senin sorunun mallık değil, ne istediğini bilmemek, hatta biraz şımarıklık.

Önce gerçekten ne istediğine karar ver. Sonuçları ne olursa olsun kabul edeceksen, ailene rest çek ve yapmak istediğini yap.
0
lcha
(21.10.16)
(12)

Aldatılmaktan korkmuyor musunuz?

cikmaz sokaktan cikagelen cocuk
Bahsettiğim şey sözle aldatılmak, kandırılmak.ve önemsediğiniz herhangi birini kapsıyor.birinin sizin hakkınızda farklı düşünmesine rağmen bunu dile getirmeyip çeşitli nedenlerle bambaşka davranıyor olma ihtimali kafanızı kurcalamıyor mu? gerçek çok üzücü olsa da, kandırılıyor hissine kapılmak daha
Bahsettiğim şey sözle aldatılmak, kandırılmak.

ve önemsediğiniz herhangi birini kapsıyor.

birinin sizin hakkınızda farklı düşünmesine rağmen bunu dile getirmeyip çeşitli nedenlerle bambaşka davranıyor olma ihtimali kafanızı kurcalamıyor mu? gerçek çok üzücü olsa da, kandırılıyor hissine kapılmak daha yıkıcı bana kalırsa.

benim isanlarla iletişim kurarken takıldığım en önemli konu bu. sizin "bana karşı samimi davranmıyor" dediğiniz kişiler oluyor mu, düşüncenizde haklı çıkıyor musunuz?

insanlar neden çoğunlukla net olmamayı seçiyor?
0
cikmaz sokaktan cikagelen cocuk
(20.10.16)
"bana karşı samimi davranmıyor" diye düşündüğüm insanlardan kaçıyorum ya da iletişim kurmuyorum. bu sebepten pek hatta neredeyse hiç insanım yok. böyle olunca pek düşünmek gerekmiyor.

hiçe yakın olanlar için aklıma böyle bir şey geldiğinde uygun bir yolla sormaya çalışıyorum beni tereddütte bırakan şeyi.


ama tabii bazen sorsan da arkasından koştursan da yapacağını yapan insanlar var.

net olmayan insanlar......... çok ayıp ediyorlar
0
yuvarlanantencereninkapagi
(20.10.16)
zaten konuşmak dediğimiz şeyi yalan söylemeden yapmak mümkün değil. bunu düşünüp pek de takılmıyorum, nasıl olsa yalan söylüyor nasıl olsa yalan söylüyorum, nasıl olsa bir kısmını söyleyemiyorum benle ilgili olanın, o da bir çeşit yalan söylemek.
0
dafaisss
(20.10.16)
evet, hep oluyor. başkalarıyla paylaştığımda ihtimal vermedikleri çok ekstrem düşündüğüm şeyler gerçek oldu. keşke olmasaydı, keşke olmasa, keşke sorun hep bende olsaydı da böyle düşünmekten vazgeçmiş olsaydım.

tabi samimiyetsizliğin sınırları var. her samimiyetsizliğin karşılığı zarar değil. ben de herkese karşı samimi ve net davranmıyorum. önemsediğim kişilere net ve samimi davranırım. ama o kişiyle çok yakın değilsek samimi, net davranmak yorucu geliyor.

kasti zarar veren, aldatan insanları anlamıyorum. çok bilinçli olmadan aldatan kişiler kendilerine net olamıyor. kendilerinin zayıflıklarının, isteklerinin, tembelliklerinin, bencilliklerinin onları aldatmaya yönelttiğini kabul edip kendilerini aldatan, samimiyetsiz diye tanımlamak istemiyorlar. onun yerine oyunbazım, ama o da şunu yaptı, her insan böyle yapar diye düşünüyorlar. kendini olduğu gibi kabul etmemek, olmak istediği kişi olarak kendini görmek, kendin gibi değil olmak istediğin kişi davranmak, davranışlarını sebeplendirmek samimiyetsizliğin kaynağı bence. kendilerine net olsalar aldatarak yaptığı şeyi, direkt göz önünde yaparlardı, aldatma olmazdı.
0
cikis yolu
(20.10.16)
Korkuyor muyum tam emin değilim. Aldatılmak istemem. Kimse istemez. Bu benle ilgili bir şey değil. Karşımdakinin karakteriyle ilgili. Onun karakterine müdahale etmek zaten mümkün değil. O yüzden çok takmam. Çünkü o aldatırsa ben de aldatabilirim. O beni yok sayıyorsa ben de onu yok sayarım. Sevdiğim biriyse üzülürüm.
0
dissendium
(20.10.16)
Boyle seyleri cok dusunmemek gerek haci, isin icinden cikilmiyo cunku. Ihtimaller her zaman olacak
0
baldur2
(20.10.16)
Kimseyi o kadar önemsemezsen böyle dertlerin olmaz.
0
arnold schwarzeneger
(20.10.16)
Hiç korkmam. Aldatılırsam o benim salaklığımdır karşımdakinin bile değil. Yanlış kişiyle birlikte olmaya karar vermişim veya yanlış kişiyi sevmişim demektir.

Hatamı kabullenirim, devam ederim.
0
chiper
(20.10.16)
ben bu tip insandan koşarak uzaklaşıyorum bayadır, en yakınım da olsa ufak bir yalan veya arkamdan farklı düşündüğünü hissedip sorgulamadan gidiyorum öneririm
0
tiredpanda
(20.10.16)
ailem dışında kimseye güvenmem. öyle bir şey olursa da zaten bekliyor olurum.
0
tute
(20.10.16)
Tute +1

Ailem dışında kimseye güvenmem ve kimseyi önemsemem. Diğer insanların bana karşı samimi olup olmamaları umrumda bile değil.
0
köstebek kurabiye
(20.10.16)
kimseye onlara muhtaç olmuşcasına bağlanmamak gerekiyor bunun için. esnek davranmak gerekiyor. bir tek sevgili hariç. sevgilide "tam aidiyet" bağı yoksa sevgililiğin de bir önemi olmuyor bence. yoksa şüphenin sonu yok. herşeyi şüphe ile kirletebilirsiniz. çok basittir bu. azcık düşünmek yeter. hızlıca yayılır zihne. bulanır kısa sürede. paranoyak olursunuz ama. olmayın.
0
matrix
(20.10.16)
3 ilişkimin ikisinde aldatıldım, şu an 4. deyim tırsıyorum hafiften. karşımdakine değer vermekten ziyade kendi değersizliğimden, özgüven eksikliğimden oluşan bi durum.
0
nice tnetennba
(21.10.16)
(3)

' gece yoğunlaşan hisler' li soru

yuvarlanantencereninkapagi
fark ettim ki ben bir boktan tat alamıyorum. bu insanlar nereden cıkıp cıkıp geliyorlar karşımıza. nasıl mutlu, neşeli, ' güleç' bir insandım ya..... duyuru müsaade etse aralara güzel küfürler serpiştiricem.size de böyle oluyor mu ' fazla bağlananlar' ? ben bir türlü kendimi toparlayamıyorum. dönüp
fark ettim ki ben bir boktan tat alamıyorum.

bu insanlar nereden cıkıp cıkıp geliyorlar karşımıza. nasıl mutlu, neşeli, ' güleç' bir insandım ya..... duyuru müsaade etse aralara güzel küfürler serpiştiricem.

size de böyle oluyor mu ' fazla bağlananlar' ? ben bir türlü kendimi toparlayamıyorum. dönüp dönüp tekrar düşünüyorum saçma sapan seyleri. beynimi yiyeceğim. ulan ben de öfkelenmek, ' iyi ki kıçına tekmeyi basmışım' gibi hissetmek istiyorum. neden olmuyor. çok karışığım. beynimi tatile çıkarmak istiyorum.

bu yazdıklarım genel seyler. tek bir ilişki için bunları söylemiyorum. ve her türden ilişki.

mesela ben bes yıl sonra da birinden ayrılsam ya da bir arkadasımla ilisiğim bitse aynı bu sekilde salakça davranırım. bu değişmez gibi. değişir mi?

böyle yapamadığım, yaptığım ve sinirimi bozan bir sürü sey var ve bunlar beni deli ediyor. yoruyor. düşünmek istemiyorum. ben de bırakabilen, tat alabilen bir insan olayım istiyorum. çok mu şey istiyorum!!!!1!!1

edit: bunu da buraya ekliyorum www.youtube.com
0
yuvarlanantencereninkapagi
(19.10.16)
Değişmez. Çünkü biz değişmemek için çaba sarf ediyoruz. Biz değişmiyoruz ki saçma sapan davranışlarımız değişsin.
0
pomknos
(19.10.16)
isyan ettiğim işkenceye dönüştürdüğüm de oluyo ama ben seviyom da böyle olmasını, hatta benim kadar yapan istisna bile derim. acaba bunu mu demek istedi bana laf mı soktu aslında o dediği geçen ay söylediği şununla bağlantılı gibiydi hmm o zaman böyle demek istedi, önce puzzle haline getirip sonra parçaları yerine koyuyorum sanki. ya da basit bakkal manav otobüs şoförü yol sorma diyalogları bile.

niye seviyom böyle olmasını emin değilim ama böyle oyun oynamak hoşuma gidiyo, sebebi de yok.

kendini bir şey yaparken, söylerken izlediğin oluyo mu? ya da yapmadan evvel onu yaparken hayal ettiğin?
0
dafaisss
(20.10.16)
ben de senin gibiydim sonra senin gibi olmamayı yaşdıklarımla öğrendim. bu dediklerin ilk başlarda olur belki ama biraz süreden sonra geçmeli. bir süre sonra umursama bence.
0
Caaannn
(20.10.16)
(4)

dünyanın en kötü tasarımı- minibüs koltugu

yuvarlanantencereninkapagi
gövdenin alt kısmının geleceği yer çukur, uste doğru tumseklesiyor, boyun kısmı iyice disarda. neden bunları düşünüyorum bilmiyorum ama bu tasarıma lanet olmasın mı?çok mu zor güzel biseyler üretmek ve bunların olağan olması. derdimi şey yapabilirsiniz. nedense bu durum beni çok dertlendirdidjfjjfj.
gövdenin alt kısmının geleceği yer çukur, uste doğru tumseklesiyor, boyun kısmı iyice disarda. neden bunları düşünüyorum bilmiyorum ama bu tasarıma lanet olmasın mı?

çok mu zor güzel biseyler üretmek ve bunların olağan olması. derdimi şey yapabilirsiniz. nedense bu durum beni çok dertlendirdidjfjjfj.

bu arada minibüs izmir' deki mavi- yesillerden. her yerde böyle mi?

ülke olarak konforumuza hiç önem vermiyoruz....
0
yuvarlanantencereninkapagi
(19.10.16)
üretenler ecnebiler
reise söyleyelim hadlerini bildirsinler adam gibi koltuk yapsınlar.

Not: Kısmen katılıyorum sana bazı şekillerde rahat ediyorum ama geneli rahatsız
0
basond
(19.10.16)
20 yaşındayım minibüse ilk kez bu yıl bindim. hatta kısa bir dönem aktif kullandım. her bindiğimde de lanetler yağdırdım. dediğin koltuğa yaslanabilmek için bildiğin pamuk prensesteki cadı gibi kambur durmak gerekiyor. ilk kez birisinin buna değinmesi beni mutlu etti çünkü "nasıl rahat ediyorsun" diye sorduğum yakınlarım "neden etmeyeyim ki?" dedi hep. düşündükçe o koltuklara olan nefretim daha da büyüyor...

edit: yaşımı niye yazmışım diye kısa bir süre düşündükten sonra hatırladım, sanırım bunun alışkanlıkla alakalı olduğunu, uzun süreli kullanımlarda etkisini yitirdiğini falan yazacaktım ama koltuk beni nasıl sinirlendirdiyse unutmuşum.
0
ruhen hastayim ben
(19.10.16)
Tasarım faciası.
Karsan J10 encrypted-tbn2.gstatic.com

Kafanı öne itiyor, belini doldurmuyor. Sırtın ya yukarı aşırı boşluğa ya aşağı çıkıntıya denk geliyor.
0
Lim5
(19.10.16)
hahaha buna ne güzel takılmışın, ben de bunlara hiç dikkat etmeyenleri amaan koltuk işte diyenlere gıcık oluyorum, tabi bu oturup dolmuş şoförüyle konuşulcak şey değil ama o kadarcık götümüzü koycaamız yere dair zevkimiz olmucaksa geriye ne kalır ki. bir de boyu uzunlara göre yapmıyolar dolmuşta cenin pozisyonu gidiyorum. bornova karşıyaka dolmuşlarının bazılarının koltukları fena değil ama yine de.
0
dafaisss
(19.10.16)
(11)

Arkadaşlarınıza nasıl teselli veriyorsunuz?

kitap arasında kalmış silgi tozu
Ben bu işi hiç beceremiyorum, odun gibiyim yav. Mesela bu aralar, her gün ev arkadaşımın platonik aşkını dinliyorum, zaman oluyor ağlıyor. Hiçbir şey diyemiyorum. Ne diyeyim?Özel olarak son günlerde sorun bu ama genel olarak da hiçbir insanı teselli edemiyorum. Hiç bişey demeden kalıyorum, çok rahat
Ben bu işi hiç beceremiyorum, odun gibiyim yav. Mesela bu aralar, her gün ev arkadaşımın platonik aşkını dinliyorum, zaman oluyor ağlıyor. Hiçbir şey diyemiyorum. Ne diyeyim?

Özel olarak son günlerde sorun bu ama genel olarak da hiçbir insanı teselli edemiyorum. Hiç bişey demeden kalıyorum, çok rahatsız edici bir his. Siz napıyosunuz?
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(19.10.16)
bir şey demeden dinle. ille yorum yap diye zorlarsa da yapma.
0
cekilmis gayfe
(19.10.16)
bu hissizleşme ile alakalı aslında, arkadaşlara teselli verememekten çok. donup kalma, olaylara karşı tepki verememe gibi. uzun zamandır bende öyleyim. yaptığım bir şey yok, alışkanlıkta olabilir yaşanmışlıkların değiştirdiği bakış açısı da olabilir.
0
normalbiadam
(19.10.16)
arkadasini da iyi taniman ya da gozlemlemen onemli aslinda. bazi insanlar teselli aramaz ya da bazen arar bazen aramaz, bazen sadece icip icip sarhos olup sumukler icinde aglamak isteyebilir, bazen sadece sessizce birlikte oturacagi birini ister, bazen olaylari sadece anlatacagi bazen de olanlari tartisabilecegi birini ister vs. vs. ona sorabilirsiniz bugun ne yapmak istersin icelim mi vs. diye, bir film vs. acip oradan muhabbete girip konusmasini saglayabilirsiniz -eger konusmak istiyorsa-, anlatmak ister misin diye sorabilirsiniz. doldur bir kadeh diyerek isi simarikliga vurup ortami yumusatip oradan girebilirsiniz. o bir konusmaya baslarsa oradan gelisir muhabbet.
0
kassiopeia
(19.10.16)
o konuşma şekliyle ilgili, biri sana dert anlatınca ya teselli ya çare bulma zorunluluğu sanki kendiliğinden geliyomuş havası oluşuyo. öyle olmak zorunda değil, tamamıyla susmak ya da birden başka konuya girmek kırıcı olur, ama dinliyomuş hissini vermek de iyi gelir.

ne bileyim arkadaşıma zırvalıyosun la yarım saattir de denebilir, bir de platonik aşka seviyosan git konuş, konuşmucaksan da git şiir yap bundan hikaye yaz falan denebilir; ne dicen ki?
0
dafaisss
(19.10.16)
Platonik aşıksa mutlaka teselli et. Başkasını bulursun falan de. Biz erkekler genellikle sana kız mı yok mk diyoruz. Zamana bırak da kurtarıcı bir laftır. Gel kafamızı dağıtalım diyerek beraber bir şeyler yapmak en iyisi.
0
dissendium
(19.10.16)
sabahattin ali'nin içimizdeki şeytan'da çok beğendiğim bir tespiti var ve çok severim:
-ancak teselli verilir… benim de ömrümde yapmadığım şey. ne kimse beni teselli etmeli, ne de ben kimseyi… riyakarlık tesellide son haddini bulur. bu anda çehrelerin aldığı yalancı teessür ifadesi, o biraz yukarı kalkıp birbirine yaklaşan kaşlar, o hafif hafif ve anlayışlı bir tavırla sallanan baş ve o derinden çıkarılmaya çalışılan matemli ses insanı deli eder.

normalde ben de teselli adamı değilim ama ancak bu tespitten sonra "harbi lan" dedim ve kimseyi teselli etmedim, etmeye çalışmadım. tek dediğim şey "zaten ne desem sen kendi içinde yine bunu kafaya takacaksın. benim 'boşver' dememle bir şey değişmeyecek." oluyor sadece ve o an neyi yapıyorsak ona devam etmeye çalışıyorum.
0
m e b
(19.10.16)
olmuş bitmiş şey için teselli ayrı, çok gerekli de değil bu tür ergen mevzularında. genelde duymak istediklerini kısa ve öz biçimde söyleyip onları konuştursan minnettar bile kalırlar.

Başarısızlık, şanssızlık vs. mevzularında harbiden kötü olmuş, hadi canım vs.nötral ifadeler iyidir eğer somut bir veri yoksa. tabii ki 90 alıp ağlıyorsa -sus lan dalyarak- denilebilir, ya da kafası basmadığı halde 8. kez sınava giriyorsa hacı gelsene senle bişi konuşçam diyip uçurumdan atılabilir. bunlar ortalamadan sapan olaylar

ölüm, kalım, hapis, sakatlık, büyük hastalık bu alanlarla bilumum tecrübe, olgunluk ve birazcık o konuya özel bilginin yanında sağlam irade ve gözlem yeteneği gerektirir. hatta bence apayrı uzmanlık isteyen şeyler bunlar. Bu açıdan doktorların mesela ölüm haberini vermesi bana hep yanlış bir uygulama gelmiştir. Yanlış demeyeyim aslında eksik, daha iyisi olabilir. Hem doktor, hem hasta yakınları açısından.

Ha misal sen beceremiyorum demişsin, beceremeyiver derim. herkes herşeyi beceremiyor.

Mesele insanların zor anlarında senden kaçmaları, sana gelmemeleri ve bunun sonucu olarak seninle yakın bağ kuramamaları falansa eğer samimi ol. keyifli bir anınızda ulan ben de ne malım bu konuda falan haa de. hem sen gerilmezsin, hem kimse beklentiye girmez.

ps. olmuş bitmiş şey için teselli ayrı, süregiden şey için konuşmak ayrı diye ayrım yapacaktım, iş başka yerlere gitmiş. bununla idare edelim.
0
Zeth
(19.10.16)
ben de yapamıyorum. olmuyor.

onun üzüldüğünü görünce de ' cnm ya üzülme :/ ' falan diyorum.
0
yuvarlanantencereninkapagi
(19.10.16)
Ben de veremiyorum ama sorunu boyunca sürekli arayıp yanında olduğumu hissetirmeye çalışıyorum ya. Da görüşüyorum. Konışmasını sağlıyorum üzülme filan deyip birkaç şey söylüyorum. Normalde ben de odun gibiyim
0
cemallamec
(19.10.16)
Eskiden empati kurar yardımcı olurdum, bütün enerjimi tükettiklerini fark ettim. Hele bazıları kronik olarak sorunlular, bitmiyor dertleri. Resmen mutlu olmamak için özel çaba sarf ediyorlar. Hiçbir dertleri olmasa bile bu sefer de rahat batıyor.

Değer verdiğim, kronik olarak arızalı olmayan arkadaşlarıma ise dertlerini dedektif gibi sorar bütün detayları öğrenirim, terzi kendi söküğünü dikemez misali göremedikleri ayrıntıları yüzlerine çarparım. Zaten zekiyse sıkıntının kaynağını bulur, çözmek için adım atarsa ne ala, eğer gelip aynı sebepten sızlanıyorsa da umursamam.

"yaa abi boş ver canını sıkma" diyenlerdensen hiç uğraşma bence.
0
kimlanbu
(19.10.16)
ben mızmız insanlarla katiyen uğraşamıyorum
0
superb
(19.10.16)
(21)

üç harfliler ile ilgili yardım

legolas_21
iyi geceler beyler ve bayanlarTtnet’in borçlu kuluna verdiği 256 bitten sesleniyorum size, Hiç alakadar olmadığım, hep yalan diye üffleyip püfflediğim üç harfli konusunu pek yakın bir abimden akşam boyu dinleyince şimdi uykusuzluk tuttu. Ben halen yapma, etme abi yok böle şeyler, doktora gidelim ist
iyi geceler beyler ve bayanlar

Ttnet’in borçlu kuluna verdiği 256 bitten sesleniyorum size,
Hiç alakadar olmadığım, hep yalan diye üffleyip püfflediğim üç harfli konusunu pek yakın bir abimden akşam boyu dinleyince şimdi uykusuzluk tuttu. Ben halen yapma, etme abi yok böle şeyler, doktora gidelim istersen felan dedim. Yok çekti. Size de danışam dedim. Birkaç olay anlattı sıralıyorum şimdi;

Kronolojik bir sıra tutmicam aktarıcam. Kendisi bizim kapıcı oluyor. Ondan önce biz kapıcıydık. Binadakileri dedikodulaşıyoruz. Evi, kazan dairesi ile bitişik. Bodrum(Kazan dairesi)’da tavuk tutuyor. Gece geç saatlerde (2-3 gibi) ses duymuş. Kontrole gitmiş, kömür torbalarının arasında kara iki göz görmüş, bi süre bakmış, kalbi buz kesilmiş korkudan. Sabaha kadar yatamamış. Bu uykusuzluk bundan önce de çok başına gelen bi durum. Dedim burada bitirir fikrimi söylerim; “abi kedi felandır fazla büyütüyorsun” demeye bırakmadan, eve taktırdığı çoğu sıfır ampullerin aynı gün veya 2,3 günde bir bozulduğunu söyledi. 5 çocuğu var, en büyüğü 12 civarında. Olayın bir hafta ardından gündüz vakti dama çıkıyor asansör arızasından orada aynı cismi görüyor (amk ne desem bilemedim ama şeytan diyip duruyor). Yine aynı mevzuat, tutkulu bakışlar ve Mehmet abim’in kalbinın buzlaşması vs. Ona göre huzursuz bir ruh binada veya arsa üzerinde olabilir.

Gelgelelim bu tek mevzu olsa …

Antep’te başına başka bir olay gelmiş. Eşinin ablası ve çocuğu ölüyor (sebebini sormayı unuttum). Antep’te pencereleri bahçeye bakan bir evde cenazeyi hazırladıktan sonra çıkarkene ölen çocuğun kendisine seslendiğini duyup yere yıkılıyor. Sesin çok net çıktığını ve ölen kişinin sesi olduğuna yemin billah ediyor.

Varan dörde gelelim, bir gece vakti eşinin çığlıklarıyla uyanıyorlar ve eşi, Mehmet’in onu boğduğunu söylüyor. Tek bu olsa hani aynı zamanda Mehmet abim geceleri belli bir aralıkta evinin içinde birşeylerin varlığını kalbinden hissedip uyanıyor ve bir daha yatamıyor. Gece 1 veya 5 arasında, haftada 3, 4 kez. Tuvalete giderken bazen eşini de çağırıyor. Sabaha kadar dini şeyler izliyor.
İman loading ...

Buraya kadar okuyorsanız teşekkür ediyorum. Başka bir günde sabah erken vakitte işe gidiyor etraf karanlık biraz, caddeye çıkmak istiyor, etrafta esrarcılara rastlamadan huzurlu gidebilmek için. Bisikletle gidiyor, yolda caddenin ortasında köşeden uzun bir gölge geliyor frene basıyor çarpmamak için fakat gölge geçiyor ama kimse yok.

Bir diğer olay Mehmet’in kardeşinin eşiyle evlerinde kaldığı bir zamana denk geliyor. Mehmet abinin evinin kapıları şu altı tahta üst cam olanlardan. Camları kırık olduğundan perde ile kapatmış Gece vakti yatağa girmişlerkene bu abimin kardeşi evin içinde kapının perdesinin aralandığını ve yaşlı bir süretin evdekilere bakıp çıktığını söylüyor.

Hatırladığım bunlar arkadaşlar… Nasıl yardımcı olabilirim abime, dini olsun, psikolojik olsun. Fakir ve eğitimsiz oldukları da var. Ama Mehmet abi çok görmüş biri kanımca.

Hasılı; Yakın bir abim üç harfli rastlantılarını pek sık yaşıyor son zamanlarda, kendisine nasıl yardımcı olabilirim.
0
legolas_21
(18.10.16)
gir koluna bir gece bakalım neler olucak. sen de görürsen ona göre, yok görmezsen niye sadece ona gözüküyo onu konuşursunuz.
0
dafaisss
(18.10.16)
bunların hepsine inandım deme :/
bazı insanların hayal dünyası çok geniş ve halüsinasyon diye bir olgu var literatürde :)
0
cekilmis gayfe
(18.10.16)
@cekilmis gayfe şüpheciyim hocam, dindar yönümde var. Hani pek de boşlayamıyorum. Yardımcı olmak istedim abime ne tür olursa.
0
🌸legolas_21
(18.10.16)
1. Harama (kul hakkı dahil) hiç el uzatmayacak, asla.
2. Kirli gezmeyecek, asla.
3. Yalan söylemeyecek, asla.
4. Bol bol felak-nas okuyacak. Aklına geldikçe okuyacak. İnanmıyorsa bile okusun. Bi de lütfen Türkçesini hatta tefsirini okusun. Bayraktar Bayraklı'nın geçen haftalarda YouTube'da yayınlanmış tefsiri var, can kulağıyla dinlesin.

İlk üç maddeyi uygulamazda dua falan etmesin. Allaha falan inanmıyor demektir.
0
yaren
(18.10.16)
@yaren +1 Ayet'el Kûrsî
0
pomknos
(18.10.16)
Allah yok, cin yalan.

Yapabileceğin en isabetli şey 1400 yıllık Arap mitlerini kendi kendine mırıldanmak değil bu tanıdığını bir psikyatra götürmek, belli ki bu şahıs ciddi bir psikolojik sıkıntı içerisinde.
0
once
(18.10.16)
Cin değil cehalet çarpar. aklında bulunsun.
0
mytituaEd Yourvenom
(18.10.16)
altta bir duyuru var, psikolog-psikiyatr sıkıntısı üzerine. :/ geçmiş olsun.
0
bir ileti paylastim
(18.10.16)
Varan 1:Bu cinler izlanda da niye yok?

Varan 2: İzlanda futbolu bu seviyeye nasıl geldi?


Ps: once+1 olmakla beraber, kişinin doğduğundan beri öğrendiği ve artık bilincine kök salmış öğretiler psikolojik bağlamda kısa dönemde kurtarıcı olabilir. Ör, dua etmek. Ör, namaz kılmak. Benim alakam kalmadı dinle kitapla. Ama çok bunaldığım zaman telefondan iki sure açıp okuyorum. İnanıyor muyum? Hayır. İnanmadan okumama rağmen bilinç daha önce işlenmiş güvenli bölgeye girdiğini anlayınca durulmaya başlıyor. Kaç yaşına gelmiş herife metafizik anlatamazsın, anlamsızlığını gösteremezsin. Semptomlarını gidermek için çözüm üretirsin ancak.
0
mimimi
(18.10.16)
1) Apartmanların bodrum, kiler vb. katlarına giren şey ya lağım faresidir ya da gelincik dediğimiz yaratıktır. Bu hayvanlar korkunca buldukları en yakın kovuğa kaçarlar. gözleri de kedi gözü gibi parlar. o abi aşağı indiğinde süreli otomatik ışık yandı ve ondan gelen ışık yansıdığı için gördüğü göz bu gözler.
Kapcı dairelerinde müteahhitler her türlü masraftan kaçarlar. O dairelerde kullanılan malzemelerin çoğu standart dairelerde kullanılan malzemelerden daha kalitesizdir. Elektrik tesisatı ve elemanları da dahil. sigortanın da dandiği olduğu için tesisatla ilgili en ufak bir problemde ampuller kütür kütür gider.
2) Antep de yaşadığı olay tamamen büyük bir üzüntüye bağlı travma. o anlık bir halüsinasyon.

3) o abi korkuyu din edinmiş. cinleri allah yerine koymuş, cinleri allahtan daha güçlü ve başına buyruk hareket edebilen varlıklar diye tanımlamış. musallat vb. vakalarda süreç bu şekilde işlemez. Önce bir psikoloğa görünsün diyeceğim ama o tür insanlar bunu yapmaz. Ankara'da bazılarının sahtekar diye atıp tuttuğu türden insanlardan birine görünmek, muayene olmak isterse isim ve adres verebilirim.
0
AWD
(18.10.16)
cevabım: önce psikiyatriste, düzelmezse hocaya götürün bu işi bilen. hoca para alıyorsa, süryanice şeyler falan okuyorsa bilmiyodur. oranın köylerinde bilen eden vardır mutlaka.

@once mit diyeceksen 1400 yıllık arap miti değil, binlerce yıllık mit. sümerlerde bile var cin.

@mimimi dünyada cinlere en çok inanan halk izlanda halkı olabilir. google: kayalık cini
0
jangbogo
(18.10.16)
@AWD+1 Son paragraf çok çok doğru. Korkuyu din edinmiş evet. Fakat bu adam doktorlara inanabilecek mi güvenebilecek mi, doktorun yaklaşımı içine sinecek mi, manevi doyum yaşayacak mı... Bunlar hep birer alengir, garantisi yok. Onu en çok rahatlatacak şey konuya algılarının çalıştığı yönden yaklaşmak. Allah'ı tanımaya çalışsa keşke, biraz okur sorgular hiç olmazsa.
0
yaren
(18.10.16)
mehmet abin ya kolpada cigir acmis bir troll ya da ciddi psikolojik sikintilara sahip. doktora gotur.
0
der meister
(18.10.16)
ya anlattıkların bir üç harfli çağrıştırıyor ama o da cin değil. :( belki de amcanın ruhlarla (ya da fiziksel olmayan herhangi bir varlıkla) bağlantı kurabilen 5ten sonraki tüm hisleri açık bir bünyesi var? ölen kişilerin sesini duymak gölgeler gözler görmek falan korkutucu olsa da zarar veren bi şey olmamış daha rahata salınabilir. şeytan falan diyor, zararsız amcalar falan ziyaret etmiş halbuki, şeytan dediğin çarpar, bedeni ele falan geçirir vs. belki biraz holuvud korku filmi izlerse işleri normalleştirir ve şeytan veya cin etkisinde olmadığını anlar. ayrıca böyle şeyleri aramayıp kendisini bu tarz iletişimlere açık tutmazsa zaten görmeyeceğini düşünüyorum.

tabii kısmet.
0
freya
(18.10.16)
Sayin arkadaşım
Beyindeki kimyasallarin degismesi bir cok sanriya yol acar
Keske caktirmadan düzenleyici bir seyler icirilse.
Doktora gitmez bu dayi diye düşünüyorum.
Kisisel fikrim bu tarz deneyim yapay olarak yasansa sorun kalmaz ama onu da yapmaz.
O yuzden doktor + 1.
Cin yok + 1
0
kingcyrax
(18.10.16)
Bu cinler kendini hic akli basinda, bilincli, okumus etmis insanlara gostermiyor nedense. Ya koylerde gosteriyorlar kendilerini ya da buyuk sehirlerde yasayan koylu vatandaslara.
Ne bileyim, cin goren universite hocasina hic rastlamadim mesela.
0
stavro
(18.10.16)
Gördüğünü sanıyor, hayal görüyor. Çünkü kafayı bunlara takmış durumda. Psikiyatriste gitmeli +1
0
peggy
(18.10.16)
Psikiyatri +1

Fazla dindar olunca ister istemez kafa o tip halusinasyon görme eğiliminde oluyor. Ayrıca uykusuzluk da büyük etken.

@stavro'ya görenler konusunda katılıyorum ama görmeyenlerde değil. Sanırım Camel'in Camel olduğu zamanlar geçtiğine ithafen, üniversite hocalarının eğitimli, kalifiye bireyler olduğu zamandan bahsediyor :)

Cin konusu inanan, inanmayan herkeste etkili çünkü çocukluktan beri korku hikayeleri dinledik. O yüzden her zaman derim, şeytan gelmiş, vampirmiş, kurtadammış falan bizi ben korkutmuyor. Cin konusuna yürüsek çok güzel korku filmi çekeriz ama düşük bütçeli dabbeler dışında pek bir olay yok maalesef.
0
nawar
(18.10.16)
konunun cinlerin gerçekten olup olmadığıyla uzaktan yakından alakası yok. iki durumda da dayı açısından çözüm aynı.

cinler varsa, x duası okunacak. (ya da gitmesi için ne yapılırsa o)
cinler yoksa, dayı inandığı için yine x duası okunacak. psikolojisi rahatlayacak.

ben de kendisinin ciddi psikolojik sorunları olduğunu düşünüyorum. yukarıda anlatılanların hiçbir gizemli yanı yok benim için.
0
cikmaz sokaktan cikagelen cocuk
(18.10.16)
(bkz: psikoz)
0
hurt
(18.10.16)
@nawar
Dusun iste, simdiki hocalar bile gormuyor:)
0
stavro
(18.10.16)
(26)

Dolunaydan etkileniyor musunuz?

buff
Benim resmen altım üstüme geliyor ya. Ruh halim dolunay olduğu günde normalx100 falan daha uca sürükleniyor. Mutluysam mesela patlıyorum, melankoliksem resmen intiharın eşiğine geliyorum. Bu son dolunayda ulan nası böyle deliricek gibi moralim bozuk, balkonda oturuyorum ama içimden resmen bi şey çek
Benim resmen altım üstüme geliyor ya. Ruh halim dolunay olduğu günde normalx100 falan daha uca sürükleniyor. Mutluysam mesela patlıyorum, melankoliksem resmen intiharın eşiğine geliyorum. Bu son dolunayda ulan nası böyle deliricek gibi moralim bozuk, balkonda oturuyorum ama içimden resmen bi şey çekiliyor. Bi baktım dolunay var. Tamam dedim bunlar dolunaydan oluyor, sabret bugün de geçsin, başka gün öl (dünyanın en iyi isim çevirisi canım benim).

Siz etkileniyor musunuz? Etkileniyorsanız nasıl etkileniyorsunuz olumlu olumsuz?

Bu meselelere dair hiç inancı, itimadı olmayanlar cevaplamasın lütfen. Dolunay ne yeaa tadında cevap görmek istemiyore.
0
buff
(17.10.16)
ben etkilendiğimi hiç farketmedim, bissürü dolunay fotoğrafı çektim o vesileyle etkilendiğimi düşünmüyorum.
0
killerbee
(17.10.16)
Şeyi merak ettim ben. O etkilendiginiz günler dolunay oldugunu biliyor musunuz yoksa o gunu kotu gecirince aa dolunay varmis bu gun ondanmis demek gibi bir durum mu oluyor

Edit: pardon duyuruda cevabi varmış

Soruya cevap: etkilenmiyorum.
0
aquarium
(17.10.16)
bence tamamen paikolojik.

etkilenmiyorum.
0
avianthem
(17.10.16)
tam olarak cureforlove +1
0
shotgunwoman
(17.10.16)
deli etkileniyorum, dün gece 3 leş bırakmışım arkamda. hala tüy döküyorum
0
dannyb
(17.10.16)
en.wikipedia.org bu kadar insan yanılıyor olamaz. bana pmse yakın hisler geliyor göğsümde öküz oturuyormuş gibi.

editliyim, pmste olmadığım bir dönemde ise dolunay olduğunu %90 tutturuyorum, genelde "yav bugün dolunay mı ne var yeter artık gök hareketleri" diye saydırmaya başlıyorum gugıla sorup dolunay olduğunu görüyorum. tşk.
0
freya
(17.10.16)
@aquarium hayır ben kendi özelimde dolunay takvimini takip etmiyorum, dolayısıyla bilmiyorum. Zaten bu anlattığım durumda da fark etmemiştim, balkonda otururken dolunayı görünce dank etti.
0
🌸buff
(17.10.16)
etkilendiğimi düşünmüyorum ama bugünümün başından sonuna kadar tek kelimeyle iğrenç geçmesi dolunaydan mı kaynaklanıyor acaba
0
limoncello
(17.10.16)
benim ruh halim bozukken ulan acaba dolunay mı var demedim hiç, aklıma bile gelmedi. ama aa dolunay var kesin mutsuz olacam diye koşullanırsan mutsuz olursun tabi.
0
cekilmis gayfe
(17.10.16)
Bazen odam çok aydınlık oluyor. Açıp bakıyorum görebilirsem. Psikolojik olarak bir değişim fark etmedim.

www.dergikaradeniz.com

Şu makale ilginizi çekebilir.

Türklerde aya tapma inancı konusunda güzel şeyler içeriyor.

Belki kalıtsal olarak atalarımızdan bize böyle eğilimler geçmiş olabilir.
0
dissendium
(17.10.16)
Ben dolunayı çok severim, o nedenle olumlu etkileniyorum. Mutlu oluyorum. Işığına bakıp bakıp büyülenirim. Eski çağlarda filan olsam kesin Ay'a tapardım herhalde.
0
neferkitty
(17.10.16)
Bi saçmalıklar oluyo, karmaşa. Of diyorum,bi bakıyorum, dolunaymış. Bazen.
0
neynep
(17.10.16)
kadınlar pms'e dair neler tarif ediyolarsa bana da öyle şeyler oluyor.
0
dafaisss
(17.10.16)
yaa var ya... ne zamandır söyleyeceğim bunu ama dalga geçerler diye susuyordum. ben delicesine etkileniyorum dolunaydan. önceleri psikolojik falan sanıyordum ama dolunay olduğunu bilmediğim ya da çok sonradan fark ettiğim zamanlarda bile gözlemledim bu manyaklığı kendimde.

tıpkı senin dediğin gibi o dönem inanılmaz uçlarda yaşıyorum ben de ve bunun nedenini çok merak ediyorum. aslında ben senin o "dolunay ne yeaa" dediğin kişilerden biriyim. böyle olaylarla hiç alakam yok ama bahsettiğin şeyi çok ama çok uzun bir süredir kendimde bizzat gözlemliyorum ve hayret ediyorum.
0
köstebek kurabiye
(18.10.16)
Evet etkileniyorum, bazen olumlu bazen olumsuz. Şimdi fark ettim 2-3 gündür bunun bir etkisi olabilir üstümde, bu dolunay biraz olumsuz geldi sanki.
0
elikası
(18.10.16)
epeyce etkileniyorum.

günüm yok yere sıkıntılı geçerken, akşam tesadüfen dolunay görünce bundanmış diyorum. dolunay sırasında yaşadığım huzursuzluk, başka türlü huzursuzluklara benzemiyor. dolunaya has bir şey var ve her seferinde aynı kıvamda yaşıyorum bunu.
0
fever
(18.10.16)
aramızdaki kurt adamları fişlemek için güzel oldu bu soru. yardırın arkadaşlar çekinmeyin.

benim mesela 5 gündür kanamam var. pms değilim, erkeğim zaten. ruhsal olarak kanamam var, bunun dolunayla alakası olduğunu sanmıyorum. dolunay yokken de kanıyordum, dolunay olmayınca da kanamam devam edecek. eyyorlamam bu kadar.
0
cekilmis gayfe
(18.10.16)
Aralıkta doğduğum için dolunayda pipim kalkmıyor. Çünkü evren aralıkta doğanların da böyle bir özelliği olsun yav diye düşünmüş, öyle karar vermiş.

Edit: neferkittynin yorumunu kendim yazdım sandım :O

Etkileniyorum tabii ama astroloji temalı bir etkilenme değil malesef.
0
Adramelekhh
(18.10.16)
Askerde Şafak sayarken dolunay takip ederdim. Beş aylık dönemden başka sıkıntı yaratmadı şükür.
0
dokuzonbeş
(18.10.16)
Etkilendiğimi yeni fark ettim. Uykuya dalma konusunda sorun yaşıyorum, bildiğin yok yere keyfim bozuk, depresif oluyorum. Etkilendiğim günlerin dolunay olduğunu sonradan fark ediyorum.
0
dessy
(18.10.16)
hava açıksa güzelim dolunaya bakıp bir cugara yakıyorum, eskileri düşünüyorum. etkiliyor yani.

bu olar mı?
0
Apocalypse
(18.10.16)
beni de olumsuz etkiliyor. enerjim çkiliyor, mutsuz hissediyorum kendimi.
0
yue
(18.10.16)
Bana hicbir sey olmuyor. Bu dolunayda da hicbir degisiklik olmadi. Goruntusunu severim ama.
0
stavro
(18.10.16)
2 gün önceki dolunay çok iyiydi, hayran oldum resmen. Hava bulutlu olduğu için çok görünmedi.

Onun dışında etkilemiyor.
0
peggy
(18.10.16)
Öncelikle belirtmeliyim ki bu gibi doğal ve astronomi ile alakalı olayların insanları etkilediğine inanmayan biriy(d)im.
Genel olarak karamsar biri değilimdir fakat çocukluğumdan beri her ayın belirli dönemlerinde içimde bir sıkıntı olur, içime kapanırım. Bu duruma artık alışmış olarak yaşamaya devam ederken son iki yıldır içimi sıkan dönemlerdeki mutsuzluğum ve keyifsizliğimin beni daha yoğun etkilediğinin farkına vardım. Çok fazla üzerinde durmadan hayatıma devam ederken bu dönemlerin dolunay dönemlerine (bazı aylarda 2 gün öncesi veya sonrası olabiliyor) denk geldiğini farkettim. Kendimi şartlandırmamak için hiçbir zaman dolunay takvimine önceden bakmadım fakat ne zaman içimde o büyük sıkışmayı hissetsem, ay takvimine baktığımda dolunay dönemi olduğunu görüyorum. İçim sıkışıyor, insanların her hareketi batıyor, aşırı karamsar oluyorum hatta bu karamsarlık bana varoluşumu sorgulatarak ölümü düşündürmeye bile gidebiliyor. Bu sürecin sonrasında ise bir rahatlama ile daha mutlu şekilde hayatıma devam ediyorum ve istisnasız her ay bu durumu yaşıyorum. Konuyu araştırdığımda bu dönemde cinnet, intihar, cinayet gibi vakaların diğer günlere göre daha fazla yaşandığı ile ilgili bir çok yazı okudum. Konu daha fazla ilgimi çektikçe dolunay dönemlerindeki gazete haberlerine daha fazla dikkat etmeye başladım. Örneğin 20 Haziran 2016 dolunay gecesi ve aynı gecede, Türkiye'de birbiriyle alakasız üç şehirdeki üç lise öğrencisi intihar etmiş.(git:www.birgun.net) Dolunay tarihlerinde günlük gazeteleri takip ederseniz sıradan günlere göre bu gibi olayların daha fazla yaşandığını görebilirsiniz. Dev okyanuslarda yaşanan gel-git olaylarına yol açan dolunayın, insan vücudundaki su nedeniyle insanları bu denli etkilediği görüşü genel olarak hakim olsa da, bu etkinin nedeni bilimsel olarak tümüyle aydınlatılabilmiş değil maalesef.
0
voodoo
(25.11.16)
Hayır etkilenmiyorum, etkilenenleri de bilime davet ediyorum:
www.livescience.com
www.scientificamerican.com
0
chicha
(25.11.16)
(4)

Skyrim

bulamiyorum
bu oyunu oynayan var mı, oynuyorsanız zevkli mi hakkında düşünceleriniz nelerdir acaba? bir de hangi ırkısınız ve neden?
bu oyunu oynayan var mı, oynuyorsanız zevkli mi hakkında düşünceleriniz nelerdir acaba? bir de hangi ırkısınız ve neden?
0
bulamiyorum
(19.09.16)
Sanirim 200 saat oynama surem var steamde ki daha once korsan oynamisligim da var. Gayet zevkli ve zaman gecirilecek bir oyun. Iki karakter açtım biri elfti diğeri nord.
0
nundu
(19.09.16)
ateşle oynucaksan dark elf. ben hep ateşle oynardım
0
dafaisss
(19.09.16)
Ben de epey oynadım, nordic kadın warrior oynamıştım.

Sebebi havalı durması, başka bir şey değil :D
0
Adramelekhh
(19.09.16)
ben bayılıyorum. wood elf ile oynadım mage olarak. iki kere bitirdim. witcher serisinden daha iyi oyun bence.
0
bohr atom modeli
(19.09.16)
(4)

kulaklıkların bozulmasını nasıl engelleyebiliriz?

bardakigüneşgözlüğü
urbanearstan güzel bi model aldım baya da para verdim ama ben dandik kulaklıkmışçasına kullanıyorum. katlayıp kot cebine koyuyorum vs. garanti belgesi felan da var aslında ama kullanıcı hatası derler yollarlar kesin bi sorun olursa. ne yapabiliriz sizce? kulaklıklarınızı nası muhafaza ediyorsunuz?
urbanearstan güzel bi model aldım baya da para verdim ama ben dandik kulaklıkmışçasına kullanıyorum. katlayıp kot cebine koyuyorum vs. garanti belgesi felan da var aslında ama kullanıcı hatası derler yollarlar kesin bi sorun olursa. ne yapabiliriz sizce? kulaklıklarınızı nası muhafaza ediyorsunuz?
0
bardakigüneşgözlüğü
(19.09.16)
Urbanearslarin kulak ici modellerinde bi yerden sonra jak kisminda temassızlık cok oluyo o yuzden firma kullanici hatasi falan demeden garanti kabul ediyo. Yani internette boyle okumuştum. Benim de hafif basladi temassizlik yapmaya biras daha ilerlerse goturcem garantiye
0
nundu
(19.09.16)
makaralı almıştım ben bir tane ama sadece sonynin o modelinin uzunluğuna ve kulaklık uçlarına göre. elektrik bandıyla sarabilirsin, kablonun ortasında bir yeri içerden esneye esneye kopuyo ve sonra ne tamir ettirebilirsin ne de değiştirirler.
0
dafaisss
(19.09.16)
Urbanears iyi bir kulaklık değil.

Ek olarak, kulaklıkların içinden onları muhafaza edebileceğiniz kılıflar çıkar zaten, sırt çantası ile geziyorsanız sorun değil ama diğer türlü o kılıfları yanınızda gezdirmek zor olur.

i.imgur.com
0
sabirstone
(19.09.16)
Urbanears fiyat performans olarak gayet iyi bir kulaklik. 60 liraya kransen modelini almıştım diger markalarda bu performanstaki kulakliklar 150 kusur lira, ama iste kablo konusunda sıkıntı çıkarabiliyo sanirim o kötü yanı var
0
nundu
(19.09.16)
(7)

şarkı önerebilir misiniz?

emreorhan
soru başlıkta. ne isterseniz.
soru başlıkta. ne isterseniz.
0
emreorhan
(19.09.16)
nasıl bir şey istediğini de yazaydın keşke
0
bulamiyorum
(19.09.16)
freetakilir
(19.09.16)
freebird5406_2
(19.09.16)
dafaisss
(19.09.16)
graveyard-uncomfortably numb
buffalo springfield-i am a child
nick drake-one of these things first
0
vacigok
(19.09.16)
tiredpanda
(19.09.16)
nick dedigin
(19.09.16)
(6)

Kadının abazanı

bir3iki7
mı, yoksa erkeğin ki mi daha çekilmez, katlanılmazdır? Neden?Ve sizin için nedir bu abazanlığın tanımı? Her ortamda skorlarını söyleyen mi, kendini öve öve bitiremeyen mi, yoksa "iyi seksin hastasıyız" deyip sürekli partner, manita değiştirip aranan kadın-erkek mi?Biz şu an rakı masasında iki cins b
mı, yoksa erkeğin ki mi daha çekilmez, katlanılmazdır? Neden?

Ve sizin için nedir bu abazanlığın tanımı? Her ortamda skorlarını söyleyen mi, kendini öve öve bitiremeyen mi, yoksa "iyi seksin hastasıyız" deyip sürekli partner, manita değiştirip aranan kadın-erkek mi?

Biz şu an rakı masasında iki cins birbirimize gömmekten cevabı bulamadık da.
0
bir3iki7
(18.09.16)
bir3 otomobil konusunda efsanedir.

İkisi de katlanılmaz ama kadına daha fazla yakışmıyor.
Abazalık = tanım yapamam çok uzun bir liste olur.
Genel olarak dediklerin abazalık belirtisi.
0
basond
(18.09.16)
Bunu birini elde edememek ekseninden değerlendirirseniz sonuca ulaşırsınız. Erkek elde edemeyince maksimum bok atıyor, ötesinde bir şey çıkmaz. Kadın birini elde edemeyince baştan sona çileden çıkıyor, çıldırıyor yani. Ben bi kızdan neredeyse dayak yiyecektim sevişmek istemiyorum diye.
0
roket adam
(18.09.16)
Erkeğin abazanı daha çekilmez. Erkekler zaten çirkin varlıklar. (Ben de erkeğim.) Abazanlık yapan bir erkeğe denilebilecek bir şey yok. Bir şey diyemediğin için de onu dinlemek, onunla aynı ortamda bulunmak sıkıcı. Ama bir kız abazan olunca olaylar farklı boyuta ulaşabiliyor. Kendini öve öve bitiremeyen, hep seksli konuşan tipler abazanlıktan ziyade gerçek hayatta yetersiz ve silik kişiler. Böyle tiplere selam bile vermem. Gitsin egosunu başka yerde tatmin etsin.
0
dissendium
(18.09.16)
yakınlarımda abaza bi erkek bulunsun istemem. soluksuz yürüyüşü olsun, ısrarı olsun, muhabbeti olsun arkadaş olarak bunlara şahit olmak hiç çekilmiyor. ama bir kadın günde on farklı erkekle birlikte olmak istese olur biter bu kadar çırpınmaz. kadının abazası erkeğinkinden biraz daha makul.
0
buhebu
(18.09.16)
kadının abazanı leştir ama erkeği daha çok.

kadın gidip de "skine oturayım" diye laf atmaz erkeklere. laf atanı çok azdır, yok demeyeyim de. erkeğin abazanı sülük gibi, aşağılık kompleksli, özünde kadını aşağılayan bir tip olur. arkadaş da olunmaz. çok yavşak oluyorlar ben katlanamıyorum.
0
nice tnetennba
(19.09.16)
hangisi bilmiyorum kadın mı erkek mi ama abazan olmasına rağmen "ben abazan değilim, hatta ne bileyim sevişmeye de ihtiyacım yok o kadar nolcak ki"ciler beni ürkütüyor. sonra onun eksikliği başka davranışlarına yansıyor çünkü, ve bi sevişse bişeyciği kalmıycağını ANLATMAK MÜMKÜN DEĞİL öylesine.
0
dafaisss
(19.09.16)
(21)

Neden herkes evlenmek zorundaymisiz gibi davraniyor ?

Esinsin
Ekonomik ozgurlugu olan kadinlae batiyor mu bu kadinlara acaba ? Ne zaman kiz kiza toplansak ee sen ne zaman evlenceksin ? Yok mu evlilik ? Surekli abuk subuk sorular. Hayir yani evlenmek istemedigine de inanmiyorlar. Evlencek birini bulamadigin icin oyle konustugunu saniyorlar. Bunu yapanlar %99 ka
Ekonomik ozgurlugu olan kadinlae batiyor mu bu kadinlara acaba ? Ne zaman kiz kiza toplansak ee sen ne zaman evlenceksin ? Yok mu evlilik ? Surekli abuk subuk sorular. Hayir yani evlenmek istemedigine de inanmiyorlar. Evlencek birini bulamadigin icin oyle konustugunu saniyorlar. Bunu yapanlar %99 kadin. Hicbir erkegin neden evlenmiyosun evlen evlen dedigini gormedim, duymadim. Bence evli kadinlarin bazilari bekar kadinlari kiskandigindan boyle yapiyor belki de potansiyel tehlike goruyor diye dusunmeye basladim artik.

Bekar kadinlar sizde de durumlar boyle mi ?
0
Esinsin
(18.09.16)
bekarlar da yapıyor aynısını, merak etme. benim en yakın arkadaşlarım da yapıyor maalesef. duruma göre analiz edebiliyorum ama; aralarında -toplum normlarına göre- evliliğe en yakın olması gereken ben olduğum için bu şekilde davranıyorlar.
0
piremses
(18.09.16)
Kıskançlık+1 ve gerikafalılık
Sanki çok garip bi şey söylüyormuşsun gibi bakmalar vs.
Bunları söyleyenlerin genç olması da gerikafalı olduklarını değiştirmez
Toplumun onlara biçtiği rolü kabul etmişler sorgulamadan yazık onlara
Kıskançlık demiş miydim
0
limoncello
(18.09.16)
bir de evlilik toplumda bir statü oluşturmuş durumda, kariyer anlamında olumlu etkileri olduğunu düşünüyorlar ve seni buna itmek istiyorlar..
0
redeath
(18.09.16)
çünkü köylüler. amele zihniyeti bu başka bir şey değil. bir insanın hayatında sevdiği, bir şeyler paylaşmaktan hoşlandığı, harika anlaştığı, onsuz bir hayatı düşünmek istemediği, aşık olduğu biri varsa tamam evlensin. o konuda bir sıkıntım yok. ama hayatında daha eş adayı bile yokken evlilik telaşına girmek, "aman tanrım!!!! yaşım geldi hemen kör topal birini kapaklayıp evlenmeliyim .s.s.s" şeklinde tutuşmak tam bir vizyonsuzluk örneğidir bana göre. en belirgin çomarlık işaretidir.

benim evlilikle ilgili herhangi bir sorunum yok. yukarıda da dediğim gibi uygun koşullar gelişmişse eğer, hayatında ömrünü paylaşmak istediğin biri varsa evlenirsin ama hayatında böyle biri yoksa ve tüm yaşam hedefin bir an evvel evlenip üremekse kusura bakma ama sen tam bir köylüsün (sana demiyorum ha, üstüne alınma. cümle o şekilde aktı).

ben böyle insanlarla iletişimi kesiyorum direkt. daha geçen gün bir kadınla tanıştım. 23 yaşında apar toplar evlenmiş art arda iki çocuk yapmış. benden yalnızca 2 yaş büyüktü (29-30 yaşlarında yani) ama benim teyzem gibi görünüyordu. insanlıktan çıkmış bin kilo olmuş. evde kendini nasıl harap ettiğinden, eşinin ona ev işlerinde hiç yardım etmediğinden, çocuklarının çok yaramaz olduğundan, kendine hiç vakit ayıramadığından, kayınvalidesinin dırdırından şikayet etti durdu. sonra da bana sordu sen evli misin diye. hayır dedim. böyle hafiften küçümser gibi baktı ve "cınım evlen ama artık bak yaş geçince bazı şeyler daha zor olabiliyor" vs. dedi. e madem sen evlilikten bu kadar bıkmışsın, insan kılığından çıkmışsın benim niye başımı yakmaya çalışıyorsun? ben gayet rahatım, çatır çatır paramı yiyorum, istediğim an istediğim şeyi yapmakta özgürüm, bana ayak bağı olacak çoluk çocuk yok, tüm zamanımı kendime ayırıyorum, spor yapıyorum, müzikle uğraşıyorum, 3 dil birden öğreniyorum. keyfim yerinde yani, neden keyfimi kaçırmaya çalışıyorsun ki benim?

bence neden salt kıskançlık. benim hayatım evlenince kabus oldu diğer bütün kadınların da öyle olsun. ortada özgür, mutlu, fit kadın kalmasın istiyorlar. bu kadınları tehdit olarak görüyorlar.

bir kez daha söylüyorum, kafana uyan, içine sinen, seni tamamlayan, hayranlık duyduğun birisi ile evlilik çok güzel olabilir. fakat seni gerçekten seven, sana değer veren, evde iş bölümüne sıcak bakan, seksist olmayan birisine denk gelebilmek bu ülkede çölde vaha bulmak gibi bir şey. böyle birisi denk gelirse bana evlenirim, neden evlenmeyeyim? ama böyle birisi denk gelmezse de gayet hayatıma devam edebilirim. insanları apar topar evliliğe teşvik etmek, üzerlerinde baskı kurmaya çalışmak onlara yapılabilecek en büyük kötülüktür çünkü bir anda bütün hayatın kabusa dönüşebilir.

çok uzattım biliyorum, uzun lafın kısası takma bu aptal insanları.
0
köstebek kurabiye
(18.09.16)
çevremde mutlu evlilik yürüten insan yok, çoğu eşleri tarafından aldarılmış ve bunu sindirmekle kalmayıp üzerine bir çocuk daha yapan/yapmayı planlayan kadınlar. bana bu çok üzücü gelmekle birlikte böyle insanlar bana evlen derse önce kendi hayatını düzene sok ondan sonra akıl ver derim. aldatılmamış olanlar da ayrı yataklarda yatıyor, kendi annem babam dahil.

evlenmek bir başarı değildir onu idrak edelim önce. 24 yaşındayım, yakın zamanda ailemin yanından ayrılıp şehir değiştiriyorum, bekar hayatı yaşayacağım. kendi sevgilim de gideceğim şehirde. onla da eve çıkmam, bu şekilde rahatım ben.

umursama yahu. herkes kendi hayatına baksın.
0
nice tnetennba
(18.09.16)
Benim de çevremde var bu tip insanlar bir sürü, en yakın arkadaşlarım, patronumun karısı, arkadaşımın arkadaşı...
Ailem bu konuda sıkıntı çıkarmıyor neyse ki hatta annem aman evlenme boşver hiç bulaştırma beni o karışık işlere falan diyor sağolsun.

Başta istemiyorum, düşünmüyorum diyerek erteliyordum ama dediğin gibi inanmıyorlar.
Artık diyorum ki sizin gibi evlenip de başıma bela alacaksam evlenmem daha iyi. Evlenip bundan mutlu olan kimse yok çünkü etrafımda, herkes eşiyle bir dünya problem yaşıyor evlendiğine pişman adım gibi biliyorum ama evlen evlen diye tutturuyorlar.

En sonunda ben karar aldım, tam anlamıyla kafama uygun birini & ruh eşimi bulana kadar evlenmeyeceğim susun artık diyorum, tamam sen bilirsin ama yok öyle biri diyerek susuyorlar.
Yoksa evlenmem anasını satayım sanane.

Ayrıca köstebek kurabiye +1
0
mutekebbir
(18.09.16)
Köstebek +1000
Zaten okurken anlamıştım köstebek olduğunu
0
limoncello
(18.09.16)
Kocalarını ayartmandan korkuyor olabilirler. Gerisini zaten köstebek yazmış.
0
babilbaligi
(18.09.16)
sıkılıyolar
0
knut hamsun
(18.09.16)
Bana o tür soruları kimse sormadı. Soran olsaydı, sen ne zaman boşanıyosun cnm yhaa derdim.

Medeni durumuma saygı duymayan birinin evliliğine saygı duyamam maalesef. Bekar olmak kişinin özel hayatıyla ilgili bi durum.
0
mandalina kokusu
(18.09.16)
evet durumlar aynen böyle. şu bayram tatilinde yediğim lafın haddi hesabı yok resmen. ben de anlam veremiyorum.
0
gis
(18.09.16)
bence endişeleniyorlar. yaş ilerledikçe evlenmek zorlaşıyor. insan seçici oluyor. yalnız kalmanı istemiyorlar.
0
sttc
(18.09.16)
valla bana batan şey insanların evlenmemesi değil, evlilik kurumuna bok atması. bu da feminist-vegan işine döndü. ben kimseye evlenmiyorsun baskısı yapıldığını görmüyorum kendi çevremde ama nerede evlenmek isteyen ya da evlenen var, "yapılacak şey mi yea"cılar, evlilik hakkında siksok aforizma kasanlar anında bitiyor.

geçen bir duyuru vardı, evlenmeden yaşamanın avantajları diye. millet neler neler yazmış. yok sorumluluğun olmuyomuş, yok istediğinle sevişebiliyomuşsun. ulan hangi dünyada insanın sevgilisine karşı sorumluluğu yok? ya da derdiniz herkesle sevişebilmekse, bunu gayet evliyken de yapabilirsiniz?

evlenmek istemeyenlerle ilgili hiçbi şey düşünmüyorum, beni hiç ilgilendirmez ama evlilik düşmanlarının çoğunun ikiyüzlü ve ilişki konusunda hastalıklı fikirlere sahip insanlar olduğunu bizzat gördüm. görüyosun işte, sevgilisi için "sorumluluğum yok :))" diyor ama yarın imzayı attığı zaman o adama karşı sorumluluk hissedecek.

burada sorun imzada, evlilik kurumunda değil. tam olarak sizin zihniyetinizde, ikiyüzlülüğünüzde. evlenince ilişki başka bir boyuta geçmek zorunda değil. iki insan bir birlikteliği idare etmekten, kendi isteğinize göre şekillendirmekten tipler evlilik şöyle evlilik böyle diye bikbik yapıyor. (bu paragrafta sağlam rage yapıp saçmalamışım, toparlayamıyom da şimdi cümleyi ama ne demek istediğimi anladınız işte)

ha yaşlı insanların "neden evlenmiyosun" sorularına takılıyosanız da biraz büyüyün derim, bunları uzun uzun araştırmaya gerek yok. her söylenene bu kadar takılacaksanız işiniz var.
0
der meister
(18.09.16)
çünkü türkiye'de doğduğun anda hayatını nasıl yaşayacağın kararlaştırılmıştır.

erkek: lise, yüksek öğrenim ya da zanaat, askerlik, iş, evlilik, çocuk, emeklilik, ölmek.
kadın: lise, yüksek öğrenim ya da erken evlilik, iş ya da ev, çocuk, ölmek.

bu sıralamanın dışına çıkmaya çalştığın anda toplum denen bok yuvası seni yadırgar. bu yüzden herkes evlenmeni bekliyor.
0
sen git ben geliyorum
(18.09.16)
kadın veya erkek nerdeyse evli bütün arkadaşlarım eşleri ortamda yokken evliliğin kendilerini ne kadar körelttiğinden, özellikle kadınlar üstlerine binen sosyal roller ve yüklerden, eşlerinin asla ev işleri ve çocukla ilgili "yeterince" sorumluluk almadığından bahsedip şikayetleniyorlar. sonra hep birlikte yemek masasına oturunca sanki daha az önce evlilikten nefret eden onlar değilmiş gibi, başlarınıda hafifçe yan eğip, sahte bir şefkat ayarı yaptıkları ses tonuyla "ayyy phoebecim, hadi seni de evlendirelim artık" diyorlar. hatta biri bana bir defa evlenip ayrıldığım için bu evlilik fobinle ilgili uzmanla mı görüşsen acaba dedi, valla böyle dedi direkt. dedim ki fobim falan yok, sadece evlenmemeyi "tercih ediyorum" şu an için. ama nasıl tamamlanacaksın ki o zaman deyince, sen yanlış anlamışsın beni deyip konuyu kapattım.

bu arada evliliğe karşı falan değilim, belki 3 ay sonra evlenirim, belki hiç evlenmem, belki birlikte yaşarım, belki hemen nikahı basarım falan filan. şu an çok mutluyum, iç huzurum süper bir noktada. evlenmemiş olmak bunları olumsuz etkilemiyor. çocuk çok seviyorum ama çocuk sahibi olmadığım için kendimi eksik falan hissetmiyorum. ezcümle, bunların mecburiyet/statü/başarı vesaire olduğunu düşünmüyorum. bu tarz sorular ısrarlı/iğneleyici ve hatta küçümseyici bir üslupla söyleniyorsa (ki sizin bahsettikleriniz bu tipler) cevap dahi vermiyorum, hı hı napalım işte kısmet deyip masa da götümü dönüp başkasıyla sohbete devam ediyorum.
0
Phoebe
(18.09.16)
evlilerin bilinçaltında bekarlara katlanamamak diye bir şey var çünkü. :) bir an önce etraflarından katlanamadıkları bu kitleyi, kendi kitleleri içine çekmek istiyorlar.

bir de genel nedeni evliliği amaç olarak görmeleri. toplumun yani. onların mantığına göre bu en doğal ve en olması gereken şey. olmayınca error veriyorlar işte. yani "insan doğar, büyür, evlenir ve çocuk yapar" gibi bir şablona sahipler. bunun dışına çıkamıyorlar. oysa evlilik amaç değil sadece bir araçtır.
0
matrix
(18.09.16)
çünkü 30 yaşlarında hormonlar alarm vermeye başlayınca o "evlenmiycem ben" değişiyor, ama evlen evlen diyenlerin bunu hesaba katar mı katıyo mudur değişir o.
0
dafaisss
(19.09.16)
Sorular abuk subuk. Hiç olmazsa siz evlenmek istemediğiniz söylemişsiniz açık açık (inanıp inanmamaları mesele değil). Ben 32 yaşında evlendim. O zamana kadar çoook sınırlı ve mesafeli erkek arkadaşlarım olmuştu (uzak mesafeyi kasdetmiyorum, samimiyet derecesini kastediyorum). Bana böyle diyenlere, "yaa aslında ben de istiyorum ama kısmet işte" dediğim zaman herkes sus pus oluyordu. İkinci bir defa aynı soruyu sorana da "eee, söyledim daha önce, sen bana birini mi buldun ki" diye terslemiştim. Bu hatundan başka da bir daha soran olmamıştı.
Vakti geldi, sevdiğim adamı buldum, evlendim. Gereksiz sorular, gereksiz meraklar.
Potansiyel tehlike de var tabii. Çiftler çift olarak takılmak istiyor. Erkek arkadaşın bile olsa gelirken yanlız kalma istiyor da olabilir. Niyeti insanların gözünden anlarsınız zaten.
0
SiyamkedisiZorro
(20.09.16)
şu dünyada kadının kadına yaptığını kimse kimseye yapmaz yeminle.

muhtemelen "evde mi kaldın? hihihi" diye -kendilerince- dalga geçmenin başka bir yolu bu. yahu, evlilik dediğin şey asla ve asla insan doğasına uygun bir şey değil. tamamen zorlama, toplum normlarıyla dayatılan ve evli hiçkimsenin memnun olmayacağı bir kurum.

ben evliyim, eşimle gayet iyi arkadaşlarız, çok keyifli vakit geçiriyoruz ve yine biriyle sevgili olacak olsam onu seçerim. şanslı azınlıktanız, kendimize vakit ayırabiliyoruz yeterince.

amma ve lakin; evlilik insanlığın (özellikle de erkeklerin) doğasına aykırı. insanlar tek eşli değiller. kimse bana bunun aksini savunamaz, kalbini kırar gerçeklerle yüzleştiririm. ayrıca evlilik kurumu ne yazık ki aileleri de birleştirdiği için, ekstra zaman kaybının yanı sıra pek çok gerginlik ve strese de gebedir. bunu tüm evli insanlar bilir. "ay ben kayınvalidemle çok iyi anlaşıyorum." diyen yalancı velev ki samimi olsa dahi görümcesini öldürmek istiyordur.

ancak toplum ve yaşam şartları insan ırkını maalesef üremek için tek eşli "görünmeye" zorlamış. çocuk sahibi olmak isteyen biri için bunun dışına artık çıkmak imkansız. en azından çocuk sağlığı için.
0
lordoz
(20.09.16)
insanların çoğu evleniyor. evlenmemek marjinal kaldığı için de dikkat çekiyor, insanların garibine gidiyor. tabi ki evlenmeyi gözünde yücelten insanların tepkisi de can sıkıcı olabiliyor ancak bu tolere edilemeyecek bir şey değil.

potansiyel tehlike kısmı biraz fazla uç bir niyet okuma olmuş. milletin birbirinin nikahlı eşine atlayabildiği bir toplumdayız sonuçta :/ evlilik kurumuyla ilgili yapılan olumsuz tespitlerin de objektif olmadığı kanaatindeyim. kendi kontrolü dışında gerçekleşse bile ikili ilişkilerinde başarıyı yakalayamamış çok insan var. evlilikten nefret edip bunu paragraflarca yazıya döken insanlar, kategorik olarak insanları evlenmeye zorlayan kişilerle aynı yerde kanımca.

kafanı rahatlatacak olan şey sırf evlenmek için evlenilmeyeceğini belirtmen. "ilk bulduğum kişiyle nikahı basıp ömrümü mü çürüteyim ya, çok sevdiğim ve iyice tanıdığım biriyle olur ancak." gibi söylemler işini kolaylaştırır. başarılı ve huzurlu bir evlilik olmadıktan sonra hiç olmasın'ı anlayabileceklerini sanıyorum.
0
zgrydn
(20.09.16)
@der meister

eğer kimseye evlenmiyorsun baskısı yapıldığını görmüyorsanız ya çok izole bir çevrede yaşıyorsunuz ya da görmek istemiyorsunuz bu baskıları. kadının üzerinde baskı eksik olur mu toplumda? hele ki üzerinden bu kadar pirim yapılan evlilik hadisesinin baskısı eksik olur mu? bir an önce gerektiği daha çocuk doğar doğmaz işlenmeye başlıyor. evcilik oyunlarından tutun, okulda okumayı söktükten hemen sonra okutulan yazılara kadar. daha sonra anne olmanın kutsal olduğu dayatılıyor, çocuklara. türkiye'de kadınların ilk evlilik yaşı 23 yaş dolaylarında tüik'e göre. 23.8'den 23.1'e kadar düşmüş son 5 senede yanlış hatırlamıyorsam. erkeklerde ise bu 27 dolaylarında. hangisi erken hangisi değil siz karar verin.

sorumluluk gibi bir şeyden de bahsedilmiş. herhalde bir evde ortak yaşam sürüp, hayatın her anının beraber planlandığı; bir anlaşmaya bağlanarak sürdürülen evliliğin, ayrılıyorum artık seni istemiyorum diyerek sona erdirmenin mümkün olduğu sevgililik ile sorumluluklarının (eğer varsa) aynı olduğunu düşünmek, durumu tam olarak kavrayamamak kanımca. en basitinden şöyle düşünün, bir evlilik mahkeme kararı olmadan bitirilemiyor. öyle ben bıraktım demek ile olmuyor yani. sorumluluğu oradan hesap edin mümkünse.

sevişmekten falan bahsedilmiş. bunun türkiye'de nasıl bir tabanda olduğu yani sosyolojisi üzerine bir araştırma yok doğru dürüst. zira bu durum, bu toplumda konuşulabilecek bir şey bile değil. kız çocukları ilk defa regl olduğunda bunu gizlemek gerektiği gerçeğiyle yüzleşiyorlar. "halam geldi" gibi farklı şifrelemelerle dile getiriyorlar bunu. bakın bu anatomik bir durum üstelik. daha o zor konuşuluyor bu ülkede. bir toplumu düşünürken bizim mahallede böyle değil diyerek düşünmek yine durumu tam kavrayamamak.

evlenince ilişki başka bir boyuta geçmek zorunda. bu sosyolojik olarak zaten böyle. ama dediğim gibi ortada bir sözleşme var. hukuksal bir karşılığı var.

ben olayın bütün sosyolojisini çözdüm diyemem. tabi ki çözebilmiş değilim. ama anlamlandırabildiğime inandıklarım üzerinden de en azından birine iki yüzlü demiyorum.

olsun ama ne diyelim!
0
windowsguvenlikduvari
(20.09.16)
(10)

Annesi ile babası ayrılmış kişiler ve onların sevgilileri

qazaqwsx
Merhaba,Sizce annesi ile babası ayrılık yaşamış kişiler daha sonra sevgililerinden ayrılırken daha acımasız oluyorlar mı? Hani, benim annem babam neler yaşadı biz mi ayrılamayacağız düşüncesi oluyor mudur?Yoksa bir daha bu tarz şeyler yaşamamak adına daha bağlanan insanlar daha yapıcı sevgililer mi
Merhaba,

Sizce annesi ile babası ayrılık yaşamış kişiler daha sonra sevgililerinden ayrılırken daha acımasız oluyorlar mı? Hani, benim annem babam neler yaşadı biz mi ayrılamayacağız düşüncesi oluyor mudur?

Yoksa bir daha bu tarz şeyler yaşamamak adına daha bağlanan insanlar daha yapıcı sevgililer mi oluyorlar ?

bunların bir bağı olabilir mi var mı çevrenizden veya sizin tecrübeleriniz?
0
qazaqwsx
(15.09.16)
Ben hep ikinci ihtimalin daha yüksek olduğunu gözlemledim. Başlamaya çekiniyorlar ama başladıktan sonra bırakmak zor.
0
pomknos
(15.09.16)
ben de hep ikinci ihtimale tanik oldum. tesaduf mu bilmiyorum.
0
letheavendangered
(15.09.16)
ben üç yaşındayken boşanmışlar.
ben de ilişkilerim üzerinde bir etkisi olduğunu düşünmüyorum.
kendi hayatım için bir genelleme yapamadım.

fakat genelde boşanmadan etkilenmiş olan kişiler, kopmakta zorlanıyor benim bildiğim kadarıyla.
yani ilişki yerlerde sürünüyor, hatta belki psikolojik/fiziksel suiistimaller bile olabiliyor, ama ayrılma işini gerçekleştiremiyorlar.

bunun da çok fazla olduğunu düşünmüyorum ama.
yani yüzde 10 falandır belki.
0
blatta hiberna
(15.09.16)
çoğunlukla 2. verdiğin örnekteki gibi olur eğer bu ayrılık, özellikle çok küçük yaşlarda yaşanmışsa ve çocukta terk edilme şeması/korkusu oluşturmuşsa. Bir kız çocuğunu örnek verirsek bu kız çocuğu bilinçaltında babasının kendisini terk etmesi olarak yorumlar ayrılığı ve hatta benim yüzümden terk etti diye de düşünür ve değersizlik ve suçluluk inancı da oluşur, o ayrı. Eee baba ilerde olacak karşı cins partnerinin temsilidir ve bu kız da hayatına giren bütün erkeklerin onu terk edeceğine inanır ve ahtapot gibi ilişkiye ve adama sarılmaya başlar. Adamı kendinden uzaklaştırana kadar devam eder ve kendini gerçekleştiren kehanet olur.
Diğer türlü daha isyankar modda olan kişilerdeyse tam tersi bağlanamama, duygusal yoksunluk, yüzeysel ve tek gecelik ilişkiler yaşama, uzun süreli derinlikli ilişkiler yaşayamama şeklinde vuku bulur.

Ayrılık sürecini iyi şekilde yöneten ve çocukla maddi-manevi ilgilenen ailelerin çocukları da en az etkilenir ama genellikle anne ve baba bu süreci çok hatalı yönetiyor. Yani asıl mesele boşanmak değil, boşanma sürecinin yönetimi, yoksa bitmesi gereken bir ilişkinin zar zor devam ettirilmeye çalışmasında da çocuk olumsuz etkileniyor.
0
limoncello
(15.09.16)
Benim annemle babam geçen sene boşandı ve inanılmaz olaylıydı. Boşanmadan önce 6 yıllık sevgilim varken sonrasında değiştim ve s.kerler seni çekemem diyip terk ettim. Tartışma şekli babamı hatırlatıyordu. Sonrasında da kimseyle olamadım çünkü tahammülüm sıfır şu anda ve evet acımasızca bir ayrılık olmuştu. Bağlanmaktan çok yalnızlık daha tatlı geliyor bana. İkinci dediğiniz gibi de olan vardır mutlaka.
0
jazzabel
(15.09.16)
Her ikisi de oluyor gördüğüm kadarıyla. Ben boşanmış bir ailenin çocuğuyum. Ailemle mutlu zamanlar geçirdiğimi hatırlıyorum. 15 yıllık evlilik ve 2 çocuk sonrası biten bir evliliğe şahit olduktan sonra evet birinci düşünce ağır basıyor.
Ama ilişkimi umursamaz bir biçimde yaşamıyorum. Daha mantıklı düşünebiliyorum. İstesem de bir drama kraliçesi olamam yani. Şu ayrılsak sanırım bunu başka birine göre daha kolay atlatırım.
0
petekpare
(16.09.16)
Buna yek cevap vermek zor, ancak tam tersi bir durum olduğunu biliyorum.
0
mete kudur
(16.09.16)
hayır olmuyolar ama kim nerden çıkarıyosa böyle şeyleri dillendiriyolar birtakım zerzevat sepet kafalar

babası olmayan kız verici olur
boşanmış aile çocukları sorunludur
anne babası boşanmış olanla aile kurulmaz sen de boşanırsın
dul kadınla evlenilmez bir evliliği yürütememiş seninle nasıl yürütücek
vs. vs. tırıvırı
bunları doğrulayan bir iki örneğe rastlandı mı da ağzına ne gelirse genelle gitsin gırla. olmaz.
0
dafaisss
(17.09.16)
2. durumu tecrübe ediyorum. Erkek arkadaşımın ebeveynleri uzuuun zaman önce olaylı ayrılmış; kendisi kadar sevecen ve tatlı adam tanımadım.
0
piremses
(17.09.16)
2. si oluyor.
0
shotgunwoman
(17.09.16)
(13)

bu adamlar ne istiyor

yuvarlanantencereninkapagi
' genelleyici ve cinsiyetci' konusabilirim.güzel güzel seyler hissediyorsun, her seyini veriyorsun; açık, net, samimi oluyorsun. yine ' kaybeden', terkedilen sen oluyorsun. illa trip mi atalım, oraya gitme buraya gel mi diyelim, karmaşık karmaşık mı konuşalım. ne yapalım, şaşırdım hakikaten.......
' genelleyici ve cinsiyetci' konusabilirim.
güzel güzel seyler hissediyorsun, her seyini veriyorsun; açık, net, samimi oluyorsun. yine ' kaybeden', terkedilen sen oluyorsun.
illa trip mi atalım, oraya gitme buraya gel mi diyelim, karmaşık karmaşık mı konuşalım. ne yapalım, şaşırdım hakikaten.......
hiçbir şey istememiştim. sadece biraz güzel duygular ve sıcaklık, sevgi. samimiyet.

edit: bu dünya biz ' düz, oyunsuz insanlar' a göre değil.....
edit: tikler safiyene eleştiri ve hakaretvari sözcükler içermeyen, sırf yazmış olmak için yazılmamış, soruya gerçek bir cevap olan ve konuya bir nebze olsun açıklama getirebilen cevaplara atılıyor. nefretinizi kusacağınız yer burası değil.
0
yuvarlanantencereninkapagi
(14.09.16)
Adamlar çok şey istemiyor aslında, sadece o kadar güzel değilsiniz. hepsi bu.

edit: aslında uzun uzadıya anlatasım yok, güzellik bambaşka birşeydir, gerçekten güzel olsaydın bilirdiniz(hepiniz) zaten yorum yapmaktan çekinmezdin de, kişi kendisi hakkında yorum yapamaz demenin bile etkeni bu, neyse. onlar daha çok sevilirler daha kolay iş bulurlar, daha kolay yaşarlar . Bi' gülüşleri bile yeter karşısındakini mutlu etmek için. çok yerde konuşulmuştur zaten, bazı insanların ''bulunması'' yeterlidir yani orada olmaları kafidir, birşey yapmalarına gerek yok. güzellik tanrının tavsiye mektubudur demişti bi' kürt oyuncu. günümüzde telefonu yukarıdan tutup fotoğraf çeken, asansör aynası, tuvalet aynası ya da bilimum filtreleri kullanan sanırım kullanım yeri olarak uygun olacak olan kelime kezbanlara ''ben bunu varya evire çevire''ci abilerimizin talepleri ve birbirlerini pohpohlamaları yüzünden(çok güzel çıkmışsın burcucum) güzellik kişiden kişiye değişen bir kavrammış izlenmimi verdi. öyle değildir, aklıma geldi mesela bazen duyuruda ifşalar oluyor ve eğer kadınsa ifşanın altında ki yorumlara şöyle bi' göz at. kimisi ''çok güzel'' yazarken ötekisi ''siz de nasıl bir yokluk var abicim'' yazar, güzellik bu kadarda öznel bi' kavram değil. uzun uzadıya anlatasım yok demiştim de mi ben. neyse çok sıkıldım. yeşil çay içeceğim.
0
mete kudur
(14.09.16)
Erkekler bence seks kölesidirler. Bütün tatlı dilleri çabaları güler yüzleri hep seks için. Böyle olmayanı 100 binde 1 falandır bence. Elde ettikten sonra sıradaki gelsin dercesine başkalarına kayıyor dikkatleri, güya yaratılışları öyleymişmiş.

Sevgiyi elde etmek için kapris yapmak, çektirmek, süründürmek ve hatta dengeli bir şekilde para da harcatmak gerekiyor. Yoksa onların gözünde hiçbir kıymetin olmuyor. Yapıları böyle!
0
yaren
(14.09.16)
bu zihniyette biriyle ilişiğimin olmamasına hep özen gösteririm.
' güzel olmak' konusunda, insan kendisi hakkında yorum yapamaz ama çevremdeki insanlar bu muhabbetler açıldığında ' aaa ama sen çok güzelsin' falan diyor.
0
🌸yuvarlanantencereninkapagi
(14.09.16)
Yaren dogruyu soyluyor. Ama efendi adam bulursan soyledikleri gecerli degil . Efendi adam bul sana yaşattıklarının bin katini yasatir. Ama ne kadar eglenirsin bilemem
0
sen nasıl bir insansın
(14.09.16)
Ben efendi adam buldum gene tatmin olmuş değilim, tmm bana efendi de herkese de efendi aman ona ayıp bu üzülmesin diye hayatımızda gereksiz bir insan oluştu, her gün de konuşuyor bu kızla neymiş çok iyi niyetliymiş ben fesatmışım. Blablabla.
0
vavien
(14.09.16)
Aynı seyleri kadınlar için düşünüyorum bende.
Bazı insanlar kaybetmeye programlı , biz onlardan biriyiz sanırım.
0
ketcapli dondurma
(14.09.16)
her zaman ulaşılabilir olmamak lazım.

edit: telefonla ulaşmaktan bahsetmiyorum tabii ki. :)
0
blatta hiberna
(14.09.16)
oyun istiyor, hiçbir şey istememiştim demişsin ya bir şeyler istemeni istiyor
çünkü o güzel duygular sıcaklık sevgi dediğin soyut kalınca püff deyince uçar hale gelir, onları somutlamanı istiyor
olabilir
0
dafaisss
(14.09.16)
Bir başka ben her şeyi yaptım yaranamıyorum yaa sendromu daha.

Aynı bu durumdaki bir kız ile ilişkiye başladım ve 2 ay sonra çok değil 2 ay sonra bu halde ki kız gitti yerine "illa trip mi atalım, oraya gitme buraya gel mi diyelim, karmaşık karmaşık mı konuşalım. ne yapalım, şaşırdım hakikaten......." kızı geldi. Sonra ben terk ettim muhtemelen bir sonrakine yine aynı numarayı çekecek benim ne kadar berbat birisi olduğumdan bahsedecek.

Kadınlar da böyle abi kesin bir şey istemediniz trip atmadınız. kesin..
0
gozu acik sevisen yahudi
(14.09.16)
emekten memekten bahsetmiş miyim kardeşim? adam gibi okuyun su duyuruları. sonra saçma sapan cevaplar veriyorsunuz.
0
🌸yuvarlanantencereninkapagi
(14.09.16)
Kız burada bile işine gelen cevaplara tik atıyor işine gelmeyeni atlıyor ondan sonra ben trip atmam karmaşık olmam diye isyan ediyor :D kasdkas

Hepsi aynı abicim hepsi. Çocuk iyi kurtarmış yakayı valla.
0
gozu acik sevisen yahudi
(14.09.16)
Ne güzel, herkes birbirine lafları sokmuş, nefretini kusmuş.

Bunun adamı/kadını, genellemesi, cinsiyeti yok, olmayacak da. Olay, konu, kişiler umurumda değil. Ben şuna inanırım, bilirim; bir şey olacaksa olur, gerisi sadece bahanedir.
0
bir3iki7
(14.09.16)
Cevap cok basit amiyane tabirle yanlis ata oynamissin. Bes parmagin besi bir degil kendine gore dogru birini bulana kadar yanilacaksin. Oyunun kurali bu canims bende cok mutlu degilim bu durumdan ama boyle. Tek tavsiyem bu surec boyunca bu yazida oldugu gibi motivasyonunu kaybetmemen. Sonra mevzu gizli depresyona kadar gidiyor, ugras dur.
0
bruceandwayne
(14.09.16)
(9)

Bayramı yaşıyor musunuz?

Polaroid
Selam bu bayramda Cüneyt Asan olanlar. Gerçtekten bir bayram yaşadığınızı düşünüyor musunuz? Mesela ben gitmedim memlekete. Evi aradım, sevdiğim 3-5 akrabayı kapattım. Et yok mesela bende, buzluk boş. (İhtiyacım yok, malum burada gerçekten iyi insanlar var) Kapıya çocukların gelmesi olayı zaten yok.
Selam bu bayramda Cüneyt Asan olanlar.

Gerçtekten bir bayram yaşadığınızı düşünüyor musunuz?
Mesela ben gitmedim memlekete. Evi aradım, sevdiğim 3-5 akrabayı kapattım. Et yok mesela bende, buzluk boş. (İhtiyacım yok, malum burada gerçekten iyi insanlar var) Kapıya çocukların gelmesi olayı zaten yok. Ne olur olmaz 2-3 çocuk gelir diye para bozdurup, kapının yanına bıraktım kapıyı çalan da olmadı. Yan komşum desen 2 yılda 2 kere selamlaştık. O kadar.
Ne bileyim, içim buruk değil ama geçmiş geldi aklıma. Acaba gerçekten bu günleri bekleyip, elbiselerini giyinip, eşe dosta ciddi ciddi ziyaret için gidenler kaldı mı?

Siz ne yaptınız?
İyi bayramlar bu arada.
0
Polaroid
(14.09.16)
Yasamiyorum. İki gundur ablamla evde oturup arada kahve icmeye cik Yorum. Annem babam burda olsaydi yasardim ama
0
sen nasıl bir insansın
(14.09.16)
iyi bayramlar,

biz de evde yattık ama annemler filan bu geleneği sürdürüyorlar. şöyleki

köyde;
1.gün
-uyanış
-namaza gidiş
-cami sonrası sıra olup bayramlaşma
-kurban kesimi
-akşam en büyüğün evinde toplanmaca
2,3,4. günler
-ziyaretler ziyaretler

şehirde
bayram öncesi
-bayram esnasında asla durulmayacak olan evi temizlemece
1.gün
-uyanış
-namaza gidiş
-harçlık dağıtmaca(yaşınız kaç olursa olsun illa verirler, şaşmaz ne kadar kazanırsan kazan o 20-50 artık ne kadarsa onu alacaksın)
-kurban olayları
-akşam 1.dereceden 1 akraba ziyareti
-yatış
2. gün
-ulaşılabilenecek akrabaların tamamının ziyareti(ayrım yapmadan, mesela dayının eşinin üvey annesi,üvey annesinin oğlu gelini filan hepsi)
-ulaşılamayanları telefonla aramaca hal hatır sormaca
3.gün
- ankaraya ilk gelinen mahalleden başlayarak orada kalan komşuları kronolojik şekilde ziyaret
4.gün
-piknik

tüm bunların yanında o ziyaretlere gidilmeden öncede ziyaretçi kabulü yapma, ama böyle 10'ar dakika filan yani. sonra herkesin gideceği bir yer varmış gibi evden çıkılıyor.

ben en çok ev temizlenirken, kitaplar ve aldığım notlarla kıymelimis kalemlerimin bir kutuya haldır huldur doldurulmasına kızıyorum. evet. ama bayramlar güzeldir.
0
mete kudur
(14.09.16)
yaşamadık. gecen bayram bile böyle değildi. bu bayram iyice rezalet oldu.
0
yuvarlanantencereninkapagi
(14.09.16)
Ne yazık ki bayram demeye bin şahit ister
0
fragile lady
(14.09.16)
çocukluğumdan beri bayramlaşma akrabalardan sadece dedem yaşlarında olanlarla oluyodu. diğerleriyle mesela onların çocukları torunlarıyla bir bağımız oluşmadı. şimdi de yaşlılardan sıkılıyorum ve bayram harçlığı verenler hariç gitmiyorum ki gitmiyorum dediğim kapı komşum olanlar bile var onlara da. çünkü tanımadığım torunlarının okul ve iş başarılarından ya da hastalıklarından başka bir şey konuştukları yok sıkılmam da ondan. onlara sorsan yeni nesil bozdu falan diyen olabilir ama tam tersi kendileri sıkıcılar, bayram dediğini neşeli olur o da neşeli biriliriyle oluyo ancak. ziyaretler et vs. olsa da bana tat vermiyo.

onun dışında da birkaç arkadaş var onlarla da dışarda görüşüp bayramlaşıyoz ki bayrama özel bir şey değil.
0
dafaisss
(14.09.16)
Yasamiyordum ki bu sabah kalkinca gidip butun akrabalari ziyaret edesim geldi. Zaten neredeyse hepsi yurume mesafesinde oldugundan bir gunde hallettim. Guzel oldu valla.
0
zoghurt
(14.09.16)
Eskiden de yaşamıyordum şu an da yaşamıyorum. Sebebi akrabalarımın çoğunun yurtdışında olması, ömrüm boyunca yüzlerini 1-2 defa görmüşümdür.
Küçükken kıyafetlerimizi giyip apartmandaki konu komşunun elini öperdik, sonra eve gelip üstümüzü çıkarırdık kimse gelmez artık diye. O zamanlar üzücü gelirdi. Annem de ısrarla evde beklerdi belki biri gelir diye. Son yıllarda onun da beklentisi-hevesi kaçtı. Ailece yemeğe-sinemaya gidiyoruz, günübirlik geziler yapıyoruz. Tatil havasında geçiyor.
0
olabilir ya da olmayabilir
(14.09.16)
Arefe gününden itibaren non stop çalışıyorum . Yarın sabah 96 saatlik çalışmam bitecek . Halama gidip kavurma yemeği düşünüyorum.
0
uzman pratisyen
(14.09.16)
ruhen hastayim ben
(14.09.16)
(8)

İstanbul havası verecek detaylar

chipie
Hani dekorasyonla ah tam bir yunan havası aaa burası tıpkı alaçatı dedirten mekanlar oluyor ya o bölgelere ait orayı anımsatan detayları bir araya getirip o konsepti yaratıyorlar. Peki İstanbul dokusu yaratmak istersem evin bir kısmında ya da genelinde, hangi detaylarla yaratabilirim? Ne görseniz bi
Hani dekorasyonla ah tam bir yunan havası aaa burası tıpkı alaçatı dedirten mekanlar oluyor ya o bölgelere ait orayı anımsatan detayları bir araya getirip o konsepti yaratıyorlar. Peki İstanbul dokusu yaratmak istersem evin bir kısmında ya da genelinde, hangi detaylarla yaratabilirim? Ne görseniz bir evde alttan İstanbul'u hatırlatır, yaşatır size?
0
chipie
(13.09.16)
cumba
0
mavicorap
(13.09.16)
Galata Kulesi fotoğrafı var bende tablo şeklinde. Beyoğlu'ndan almıştım.
0
dissendium
(13.09.16)
hiçbir şey, apartman dairesinde yaşıyosan hiçbir şey.
0
dafaisss
(13.09.16)
istanbul eskiden bir sehirmis, kendi kulturu varmis artik herkes burali olunca istanbul kendi ozelliklerini kaybetmis. yerlesenler de gelip burada yozlasmislar.

mutlaka sana istanbul'u hatirlatsin istiyorsan bence istanbuldaki bir aninla ilgili bir nesneyi kullanabilirsin. bu bir kalem olur, zarf olur, ayakkabi olur...

goren herkes istanbul'u hatirlasin istiyorsan cok klise seyler olabilir. galata kulesi, kiz kulesi, tramvay biblolari gibi...

bence kasmaya degmez.
0
idexo
(13.09.16)
Kafe icin dersen mesela tuğla duvar şeklinde dekor bende oyle bi imaj birakiyor. Onun disinda sepya bir istiklal tramvay resmi falan da olabilir
0
nundu
(13.09.16)
galata kulesi, istiklal tramvayı, ayasofya, kız kulesi, boğaz... bunların kullanıldığı objeler
0
mutlusismankedi2015
(13.09.16)
yuksek tavan, 3e1 oraninda dusey surme dogramali ahsap pencere, almasik tas tugla orgu duvar, saksida lale.
ses olarak marti, vapur ve dalga sesi.
0
nax
(13.09.16)
Paşabahçenin istanbullu ürünleri var
0
ananassuyu
(14.09.16)
(7)

Göz rengi sorusu

faddist
benim gözler kahve baba kahve anne mavisevgilinin gözler ela anne ela baba kahveçocuklarımızın renkli gözlü olma olasılığı nedir?
benim gözler kahve baba kahve anne mavi
sevgilinin gözler ela anne ela baba kahve

çocuklarımızın renkli gözlü olma olasılığı nedir?
0
faddist
(13.09.16)
annemle babamın ve anneanne babaannelerin göz rengi dağılımı tam sen ve sevgilin şeklinde. ben mavi gözlüyüm sarışınım, kardeşim bronz tenli kahve gözlü. neden olmasın
0
dafaisss
(13.09.16)
o değil de evlatlık olmayasın? ;_;
0
shotgunwoman
(13.09.16)
@shotgunwoman :))
0
🌸faddist
(13.09.16)
1/2
0
Lim5
(13.09.16)
sen taşıyıcısın. çocuğun mavi gözlü olması için hem anneden hem babadan mavi gelmesi lazım. senden gelme olasılığı yüzde 50.

sevgilinin anne babada renkli göz yok ama taşıyıcı olabilir. olmayadabilir. sevgilinin anane babane dedeler filan bakmak lazım. biraz karışık.

çok küçük bir ihtimal de olsa mavi gözlü olma ihtimali var.
0
lapris
(13.09.16)
@lapris +1 ama başka bir ihtimal de annenin alakalı bir geninin(bu genin adını unuttum) bozuk olması olabilir. yani mavi göz geni olmadığı halde birtakım sorunlar yüzünden insanlar mavi gözlü olabiliyorlar. eğer böyleyse sen taşıyıcı olamazsın. mavi gözlü anne ve babanın bile bu yüzden kahverengi gözlü çocuğu doğabiliyor günümüzde. genler aslında üzerinde konuştuklarımızdan daha karmaşıklar.
0
ruhen hastayim ben
(13.09.16)
Dayım da yengem de yeşil gözlüdür; bir kızları kahverengi bir kızları mavi gözlü oldu. Tamamen gelişine olabilir....

İhtimal olarak her şey olabilmekle beraber kahverengi tabii ki dominant.

Yani kahve hep dominant olmakla beraber sizin durumunda hesaplayıcılar yüzde 25 gibi bir ihtimal verir...

eye colour calculator'lardan kardeş göz renginin ihtimallerdeki değişikliğini gösteren bile vardı internette
0
stratejisizsiniz
(14.09.16)
(4)

Takım çalışmasından nefret ediyorum.

mete kudur
Bahsini ettiğim şey ortaklaşa birşey yapmak değil, ya da birisine sorumluluk vermek değil. Bahsini ettiğim şey, tek bir olay üzerinde ki farklı dinamiklerde görev dağılımının senden bağımsız olması. Tam anlayamadınız biraz daha açayım;mesela lisede bir proje yapacaksınız, malum küme çalışması grubun
Bahsini ettiğim şey ortaklaşa birşey yapmak değil, ya da birisine sorumluluk vermek değil. Bahsini ettiğim şey, tek bir olay üzerinde ki farklı dinamiklerde görev dağılımının senden bağımsız olması. Tam anlayamadınız biraz daha açayım;

mesela lisede bir proje yapacaksınız, malum küme çalışması grubunuzda bi' tane spastik var ama bunu kabul etmiyor. çalışmanıza katılmıyor(bu şahane birşey) ama öğretmeniniz ona da bir görev vermiş, ve o kişi sorumluluğunda ki şeyin bilgisini sizinle paylaşmıyor. Hem yapamıyor hem de yapamadığını size bildirmiyor. Bildirse siz onun işini de yapmaya razısınız, yani onun olmaması değil mesele olması, hem yer işgal ediyor hem de uzlaşılmaz tavrı ile sizin ne yaparsanız yapın başarısız olmanızı sağlıyor. final günü gelip çatıyor ve geçmiş olsun bu dangalak için/yüzünden kaybettiniz.

Şimdi aynısını iş hayatına yoralım; bir proje üzerine çalışıyorsunuz, projeyi bulmuşsunuz fikri geliştirmişsiniz ancak agresif olduğunuz düşüncesi yüzünden proje bütün bir üretim ekibine dağıtılmış; kalite kontroller, teknik ofis hepsi olaya dahil olmuş ve vice ceo görev dağılımı yapmış buraya kadar sıkıntı yok, görev dağılımını kabul etmişsiniz. İş algoritmik olarak ilerliyor ancak size kadar gelen kısmında sıkıntı var, sürekli tekrar ediyor uyarıyorsunuz ilgileniliyormuş gibi yapılıyor ama ilgilenilemiyor, kapasitesi yetmiyor ancak uzlaşmacı bir tavırda sergilemiyor. Yapabileceğini düşünüyor fakat her toplantı da proje bu dangalak yüzünden bocalıyor, üretim aşaması olması gerektiği gibi sonlanmıyor, normal hayatta iyi niyetli insanlar olduğu için birşey de yapamıyorsunuz ama iş olunca alien gibi davranmaya başlıyor asla uzlaşmıyor, uzlaşmadığı gibi altından da kalkamıyor. en sonunda ekipten uzaklaştırılıyor. bunun üzerine zaten vasat olan ekibin geri kalanı da ''bizde uzaklaştırılırız korkusuyla'' işleri yapmayı değil de bahaneler üzerine çalışmaya başlıyorlar. geçmiş olsun, proje rafa kaldırılıyor. uygulanabilirliği yüzünden değil ''bu ekiple biz bunu yapamayız'' diye. kaybettiniz.

Oysa tek çalışsanız iş yükünüz artacak belki ama iş paylaşımı yüzünden aptalların aksattığı şeyler yaşanmayacak, geri dönüşü olmayan hatalar yapılmayacak daha da önemlisi lan bu dingil bunu yanlış yapar gidip bunun alt elamanıyla görüşelim onun haberi olmadan onlar yapsın kaygısı gütmeyecek, arkadaşınızın arkasından iş çeviriyor hissine kapılmayacaksınız, doğru danışmanlarla olayı götüreceksiniz fakat fikir ayrılığında karar mekanizması görevi elinizden alınınca herhangi bir kaybediş asabımı bozuyor.


Eskiden de sevmezdim bu takım oyunu şimdi de sevmiyorum, operatörlük işlerini yapıp kenara çekilmesi gereken andavallar sırf düşünebildiklerini zannedip ağzı var diye fikir beyan ediyor. Sonra senin baban prezervatif taksaydıda biz bu duruma gelmeseydik denildiğinde diyen kişi kaba oluyor. Ne ala memleket.


bu sadece iş hayatında da değil, piknik mesela; pikniğe gidilecektir ekip ayarlanır para toplanır ama kimse birşey almaya yanaşmaz, tamam lan biz alalım gelelim dersin o andan sonra telefon susmaz, şunu da alalım bunu da alalım diye. madem onları istiyordun neden başta söylemedin, yok ama başta söylemez

ya da bazen arkadaşlarınla buluşursun ve ''nereye gidelim'' sorusunu sorarsın kimseden ses seda çıkmaz, böyle mal gibi dururlar böm böm bakmalarını geçtim başka konu üzerine sohbete girişirler, ayakta 30 dakika bakarsın böyle yüzlerine, lan oğlum hadi bi' yere gidelim de oturalım dersin kimse fikir beyan etmez; sonra yürümeye başlarsın bi' iki mekan önüne gelirsin çatlak sesler çıkmaya başlar ''yok ya buraya girmeyelim, oraya gitmeyelim'' ee sen söyle nereye gidelim ''bilmiyorum ki'' ee napacağız böyle oturacakmıyız diye çıkıştığında da ''yok ya farketmez gidelim işte biyere'' denir, şaka gibi.


içinde başkalarının karar hakkının olduğu ve başarıya ulaşan tek bir iş görmedim, chp dahil bak abi akp'ye tek adamlık söz konusu çatır çatır sistemi işletiyorlar, iyi ya da kötü.

ya da online oyunlar mesela, takımda 1 tane dangoz çıkar uzlaşmazdır kendi kafasına buyruk ve ergen tavırlar içerisinde oyunu kaybetmenize sebep olur, söz dinlemez kendi birşeyin altından kalkamaz.

Takım oyunu dediğin şey berbat birşey, kesin messi de benim gibi düşünüyordur da millete yok ya futbol bir takım oyunudur filan diyordur.
0
mete kudur
(12.09.16)
tamamını okumadım çok uzun.

ama bende anladığım işleri projede başkasının yapmasını sevmem.

brainstorm ya da buna benzer şeyler farklı ama güvenmediğim ve işini sevmediğim adamlarla çalışamam.

bu altım üstüm, benden iyi yada kötü bilen herkes için geçerli.

işini sevdiğim adamlar başka, onlarla çalışmak zevkli ve rahat. ama yine de onlarında projesine bakarım bitince.
0
kurnaz
(12.09.16)
doğru söylüyosun,
genelleme mi olur böyle demek tam emin değilim ama, ben bu yüzden tek adam iktidarlarının da kaçınılmaz olduğunu düşünüyorum. kişi sayısı hele üçü beşi geçti mi kalkıp bakkala kadar gidip bir şeyler almak kadar basit bir şey bile hem işkenceye dönüşüyo don lastiği gibi uzuyo hem de istediğin gibi ve tam yapabilcek kabiliyetin varsa bile yanındakiler seni de aşağı çekiyo o dediğin "yok ya buraya gitmeyelim şöyle yapmayalım bu da olmasın" sesleri yüzünden.
0
dafaisss
(12.09.16)
Nefret ettiğimi söyleyemem ama ben de çok hayranı değilim açıkçası. Nazlı nazlı, mıyır mıyır, parmağının ucuyla iş yapan kişiye sinir olurum, bunun tek istisnası var. Gerçekten çalışılan ve güzel paslaşılan bir takımsa tadından yenmez.

Zaten bu da uzun süren bir tartışma konusu. Takım çalışması verimli olmuyor, bir kişi çalışıp beş kişi yatıyor ve herkesi ortak noktalara çekerek hayal gücünü öldürüyor. Bu özellikleri çalışmalarda bol bol var. Ancak, bir yandan da herkesin ne yaptığını bilmek gerekiyor, sinerji gerekiyor ve artık bazı işler tek kişilik boyutu yapabilecek noktayı geçiyor.

Takımın iyi çalışıp çalışmaması tamamen o takımdakilerin aynı siklette, aynı önceliklere sahip insanlar olup olmamalarına bağlı. Usain Bolt ile beni aynı koşu takımına koysalar, takımcak dünya sonuncusu bile olabiliriz. Takım çalışmasının olayı aradaki güzel paslaşmalar ve paslaşılacak kişi var, paslaşılamayacak kişi var. Üstelik ben bir kişi için paslaşılacak insanken, başka bir kişi için paslaşılmayacak insan da olabilirim.

Üniversitedeyken genelde proje grupları üç kişilikti. Bir arkadaşımla o kadar güzel çalışırdık ki, 10 saat sıkılmadan oturup deli gibi iş çıkarırdık. Biz çok iyi paslaşırdık ve yaptığımız işten çok zevk alırdık. Gruplar üç kişilik olduğundan üçüncü bir arkadaşımız vardı hiçbir şey yapmayan, bilerek onu seçerdik; 'Gelecek üçüncü kişi gölge etmesin, başka ihsan istemeyiz. Grup dinamikleri çok iyi şu an'' derdik. O üçüncü kişi de kendisine verilen kapak çıktısı alma, verileri düzenleme gibi işleri düzgün yapardıı. İkinci sınıftan mezun olana kadar her projeyi birlikte yaptık ama notlarımız iyiydi. İş yaparken 'Daha iyisini yapsam daha mı çok para verecekler, bu kadarı yeter' diye savsaklayarak ve sadece iş olsun diye yapan biriyle ya da tek başına kapanıp işi yarışmaya döken biriyle iki kişilik takım olabileceğimi sanmıyorum.

İşim gereği takım çalışmasının içinde olmak zorundayım. Şu zamana kadar da birçok kişi ile geçici takımlarla çalıştım. Tek başına yapılmıyor araştırma artık. Bazı kişilerle iyi paslaşamadım, bazı kişilerle ise birlikte çalışmalara, iş yapmalara doyamadım. Belirli bir zaman sonra kimin kiminle iyi anlaştığı ve çalışabileceği belli oluyor zaten. İşler grup grup güzel yapılabiliyor. Herkesin herkesle çalışabilmesi çok uygun bir şey mi, bilmiyorum. Benim için değil. Bir kere hiç konuşamadığım, hiç ortak noktamızın olmadığı iki kişiye denk gelmiştik ve bir tanesi 'Biliyorum, çok iyi anlaşmıyoruz ama bu iş bitene kadar kankayız. Yapacak bir şey yok' demişti. Onlarla da çok güzel çalışabildik ve sonradan da isteyerek birlikte çalıştık. Sonradan da yakın olmasa da arayıp soracak kadar arkadaş olabildik. En yakın arkadaşımla çalışıp boğazını kesmek ve rendelemek istediğim de oldu. İyi ki kan tutuyor. Hala yakın arkadaşız ama birlikte çalışmamaya özen gösteriyoruz.

Burada anahtar kelime esneklik gibi geliyor bana. Esneklik güzel bir şey, herkese uyabilmek çok güzel bir şey ama bir de yapılması gereken bir iş var; o arada nasıl oluyorsa bir denge var.

İş dışı konularda ise ben arkadaşlarına katılıyorum. Hayat hedef belirleyip o hedefe doğru adım attığım bir şey değil; yaşadıklarımı sindirdiğim, gözlemlediğim, eğlendiğim bir şey. Dolayısıyla planlı olmasını çok da sevmiyorum. Biriyle dışarı çıktık diyelim. 'Şuraya gidelim', 'Buradan çıkalım, şöyle yapalım'lı şeylerden ziyade, 'Hadi bir çıkalım, yapacak bir şey buluruz nasıl olsa' kısmı daha keyifli geliyor bana. Bir de ne istediğimi düşünmüyorum ki. Birisi bir yere gidelim dediğinde ucundan ne çıkacağını bilmiyorsun ki. Birlikte oturup laflandığı, muhabbet sardığı sürece ben orada 30 saat oturur ve aynı sandalyeden kalkmam, içim kurtlanmaz. Yerin orası ya da burası olması beni ilgilendirmez, beni yanında olduğum insan ilgilendirir. Tabii yolda şuraya gidelim deyince, gidilecek yerin beğenmediğim bir yanı varsa da söylerim. Şöyle anlatayım; yukarıdaki proje yaptığımız arkadaşla birlikte dışarı çıkardık. Acıkırdık, 'Hadi, bir şeyler yiyelim. Ne yiyelim' derdik. İkimiz de karar vermezdik. Sonra yarım saat yürürdük. Diğerimiz 'Ya biz oturacaktık, ne oldu' derdi; 'Bilmem, muhabbet sardı. Ne yapalım' derdik. Üç dakika sonra konu yine değişirdi; bir yarım saat sonra yine 'Ne yapalım' derdik. Öyle öyle bir şey yiyemeden, aç acına evlere dağıldığımız çok olmuştur. Muhabbet sarıyordu, ne yapayım ben kararı, gideceğimiz yeri, yemeği. Bir de ikimiz de 'Sen söyle', 'Olmaz, sen söyle' kibarlığında insanlar olduğumuz için. İkimiz de 3-4 yer sıralar, sonra onları ikiye indirip yazı-tura atardık. Üst üste çok kere aç kalınca kendimiz böyle bir yol geliştirdik. Bu da güzel bir takım çalışması işte; ortada bir sorun var, karar veremiyoruz ve çözüm saçma da olsa üretiliyor.
0
aychovsky
(12.09.16)
Yaaa iste asimetrik bilginin zararlari :/

En bastan iletisilse bu sorunlarin cogu yasanmayacak.

Ben de bildigim konulari baskasiyla paylasmayi vb sevmiyorum ama paylasmak zorundaydam bildigim-ilgilendigim projeyi bir sekilde liderligi ele almaya calisiyorum.

Ilgilenmiyorsam, ben o yonlendirilmis alakasiz kisisysem karismiyorum, denileni yapiyorum iste.
0
kuehles blondes
(12.09.16)
(29)

kiz ismi olarak "Nefes" nasil sizce?

kimse
yigenime isim düsünüyoruz. Benim begendigim bir isim. Hem fonetik acidan hem de anlam olarak hayatin kaynagi falan gibi geliyor.birkac kisi ismin erotik cagrisimlar yaptigini söyledi. sizce de öyle mi? koyalim mi bu ismi?
yigenime isim düsünüyoruz. Benim begendigim bir isim. Hem fonetik acidan hem de anlam olarak hayatin kaynagi falan gibi geliyor.

birkac kisi ismin erotik cagrisimlar yaptigini söyledi. sizce de öyle mi? koyalim mi bu ismi?
0
kimse
(10.09.16)
cok kotu...
nefes alsin yeter sakalarina hazir olun bunu koyarsanz
0
rentts
(10.09.16)
Bence de kötü.
0
siradam
(10.09.16)
evcil hayvan muamelesi yapmayın lütfen çocuklara değişik isim vereceğim diye. normal biri olsun normal isimli.
0
hasmetizm 2046
(10.09.16)
pavyon şarkıcılarının sahne isimlerini çağrıştırdı bana da.
0
signore
(10.09.16)
evet erotik çağırşımlar yapıyo, lisede falan olsa nefes nefesini keserim diye lafzen taciz ederdim, tabi ergendik o zaman; o da ergen olucak.

havva koyun illa "hayatın kaynağı" anlamını versin istiyosunuz madem. havva dediğimiz ibranice "hayat"tan geliyor, kelime kökü ve anlamı olarak bağlantılı.
0
dafaisss
(10.09.16)
çok kötü nefesin kokuyor diye dalga geçerler kızla.
0
gozu acik sevisen yahudi
(10.09.16)
Cok cok kotu bir isim.

Su bile daha iyi bir isim kaliyor bunun yaninda.
0
kuehles blondes
(10.09.16)
abi çok beğendim, iyi bence
0
güneyli çocuk
(10.09.16)
valla bunlarin hic biri aklima gelmemisti :( tabi ki tamamen vazgeciyorum an itibariyle.
0
🌸kimse
(10.09.16)
Çok kötü bence de.Irmak yada Nehir olabilir
0
beyaztenlikiz
(10.09.16)
Üniversitede Gülen diye bir kızcağız vardı; gittiği kafede pis pis "gülmeyin lan, gülenin amına korum!" şeklinde esprilere maruz bırakılan, güzelce bir kız idi. Aklıma onu getirdi nedense.
0
offred
(10.09.16)
Berbat. Daha kötüsünü duymadım herhalde şu ana kadar. Aklıma direkt ağız kokusu geldi.
0
köstebek kurabiye
(10.09.16)
Venüs koyun
0
birdposing
(10.09.16)
çok kötü. bar ismi olur ondan
0
cekilmis gayfe
(10.09.16)
duyduğum kız isimleri arasında bundan daha kötü olan tek bir tane var sadece; yarra.
0
jack of hearts
(10.09.16)
Çok kötü
0
chitosan
(10.09.16)
fatma emine falan daha iyi
0
exlibris
(10.09.16)
çok kötü +1
0
freetakilir
(10.09.16)
Çok kötü buldum
Espriye çok açık ve kulağa kötü geldi
0
basond
(10.09.16)
Çok kötü diyemem ama bende erotik buldum
0
all girls dream
(10.09.16)
bana cinsel bir cagrisim yapmadi fakat koyulacak isim degil cidden.
0
bollocks44
(10.09.16)
bana da erotik çağrışım yapmadı. ancak berbat bir isim. yeni neslin değişik isim koyacağım zorlaması gibi duruyor. tamam ayşe fatma emine rümeysa koymayın arap değiliz de, bunun bi orta noktası var nefes çok kötü isim.
0
jangbogo
(10.09.16)
allah aşkına isim koyarken şekil yapmayın. berbat. erotikten ziyade akla nefes kokusu geliyor.
0
sir gawain
(10.09.16)
Saçma da olsa nefes heves gibi isimler bende de erotikimsi bi çağrı yapıyor sanki konsomatris ismi gibi
Bu arada nefes alsın yeter şakaları+1
Özgü namal oğluna koymuştu galiba nefes ismini
0
limoncello
(10.09.16)
okulda falan çok pis dalga geçerler aman diyeyim.
0
hononu
(10.09.16)
çok kötü. nefes de heves de. off sıhhiyede yerlere saçılan travesti kartlarındaki isimler gibi ;_;
0
shotgunwoman
(10.09.16)
berbat, çocuk reşit olur olmaz mahkemeye gider benden söylemesi.
0
neferkitty
(10.09.16)
çok kötü :/ herkes dalga geçer istisnasız acımasızca hem de.
0
pushing up the daisies
(10.09.16)
nefes alsın yeter xdxdxd esprisi yapmaya geldim ama yapılmış bile :(

pavyonda assolist ismi +1

bence daha farklı alternatiflere yönelin. çocuğun hayatını karartmayın.
0
canercuxy
(10.09.16)
(13)

izmirli güzel insanlar

okiler
Eyy yardim sever guzel insanlar. Son zamanlarda bayagi sanssiz hissediyorum kendimi. Bakin bir ornek vereyim; bundan tam 2 ay evvel cok istedigim bir sey gerceklesti, izmire tayinim cikti. Ulan nasil sevindim anlatamam. Yok lan anlatabilirim dur; temmuz sıcağında evde boxerla uzanmis yatiyordum, hab
Eyy yardim sever guzel insanlar. Son zamanlarda bayagi sanssiz hissediyorum kendimi. Bakin bir ornek vereyim; bundan tam 2 ay evvel cok istedigim bir sey gerceklesti, izmire tayinim cikti. Ulan nasil sevindim anlatamam. Yok lan anlatabilirim dur; temmuz sıcağında evde boxerla uzanmis yatiyordum, haberi alinca big box yaparak lorke calaraktan kiralik sutudyo dairemde sutunlari tekmeleye tekmeleye halay cektim. Ust komsu uyarmaya geldi sokaga acilan dis kapimi yari ciplak halde actim, adami da iceri cektim ve ben halay basi, komsum halay uyesi olarak zorla halaya dahil ettim adami. Halayimdan memnun kalmis olacak ki o da kendini kaptirdi ve karisi gelip acik kapi araligindan "kamiilll" diye bagiranna kadar surdu bu cosku.

Iste boyle guzel duygular icerisindeyken tipki halayi bolen nesesiz dominant ust komsu nebahat abla gibi bir tatsizlik yasandi, darbe tesebbusu oldu.. Bizim tayinler de diger kamusal haklar gibi durduruldu, seneye kadar ertelendi dendi.

Bir cok calisma arkadasimiz gozaltina alindi, tutuklandi, ihrac edildi. Dolayisiyla is yukumuz de bir hayli artti. Normalde 1 hakime 2.5 personel duserken 2 aydir 1 personel basina 2.3 hakim ortalamasi ile calisiyoruz. Kaldi ki hakim egosu diye bir sey var, anlatsam duyabilir misiniz sesimi misralarimda..

Gel gelelim gunumuze; bu hafta itibariyle "tayinlerinizi tekrar actik, gidebilirsiniz naniikk" diye bir muzekkere geldi ve bizim planlar tersine donerek bir anda hizlanmak zorunda kaldi.

Istanbulun sicak kumlarindan izmirin serin sulatina atlamak tabii ki bulunmaz bir nimet ve kiymeti bilinmesi gereken bir sey -ki soz veriyorum izmirliler, vericem hakkini canim izmirin- lakin bu asamada vir sanssizlik daha yasadim. 2 ay once tayinim ciktigi zaman izmirde yasayan askerlik arkadasim rasimi aradigimda cok sevinmis, kendisine ait olan evde tek basina yasadigini belirtip burdan baska ev bakarsan kuser/darilirim, canimsin igde gozlum diyerek yuregime bir su serpmisti izmire gidince kalacak yer bulma konusunda. Benim de tam aradigim seydi bu teklif. Cunku ben hayatimin geri kalanini izmirde gecirmek, "ama izmirin neresinde gecirmek" sorusunu yanitlamak icin ise gereken zamani baska bir ev aramadan, zahmet cekmeden bulmus olacaktim.

Velhasil bugun rasimi aradim, "nediyon/noruyon"dan sonra "rasimcim tayinim onaylandi, geliyom oluummm" nidalariyla bir elimde telefon diger elimde sanki mendil varmis gibi ibrahim tatlises halayi cekerken rasimin o kadar da mutlu olmadigini anlamam halayin ikinci uc ayagina denk geldi. Bugulu bir ses tonuyla "ben evlendim devrem, bayramin dorduncu gunu dugunum var" diyerek sanssiz gecen gunlerimin noktalanmadigini ispatlamis oldu..

Ozet: rasim yalan olduguna gore, sizce ben izmirde yasamak istedigim yeri secene kadar nerede kalayim, basimi hangi taslara vurayim. Is biraz acile bindi, bayramdan sonra orada olacagim baska baska bir aksilik cikmazsa artik. Baskaca tavsiyeler de olur, nasihata guzel akla acigim.

Not: tayinim bayrakli adliyesine cikti.
0
okiler
(10.09.16)
hakim olaydın hakim evinde kalırdın xD

Şaka bir tarafa öncelikle bir misafirhane bul çeşitli kurumlarda. Sonra adliyeden bul birilerini işte. (yazması kolay yapması zor olabilir.)

Tayinin hayırlı olsun adaletin en çok çalışan ama neredeyse yokmuşsun gibi davranılan insanı :)
0
infernalcadre
(10.09.16)
@infernalcadre
Su dunyada guzel insanlar da var bee.. cok sagol, adamsin
0
🌸okiler
(10.09.16)
çalıştığın yerden yere yakın ev bulmayı öncele ısrar et derim

dört senedir bornova-karşıyaka arası mekik dokuyorum, tamam metro otobüs var da günümün 3-4 saati yolda geçti, okulda dersler öğleden sonra 2-3 gibi bittiği için idare ediliyodu da çalışırken çekilir mi ne kadar çekilir emin değilim

başka ilçeden ev tutucaksan da ulaşım olaylarını öğren, ayrıca izmiri bilirim sorarsan söylerim nerde ne kadardır evler, orada eve çıkılır mı nasıl bir yer diye
0
dafaisss
(10.09.16)
@dafaisss
Dukkan bayraklida hacit, adet sarayi. onerilerine acigim. En dusuk memur maasi ile tek kisi nerden ev tutayim diye soruyu pekistireyim?
0
🌸okiler
(10.09.16)
bayraklıda yaşamadım ama yaşayanlardan pek hoş şeyler duymadım, yani bariz bir şey yok başlarına gelen ama muhiti insanını esnafını pek sevmemişler; bayraklıda da dur şu pazar günü çıkayım şuraya yürüyeyim diyebilceğin bir yer bilmiyorum

oraya yakın özkanlar'a bakabilirsin, orası aynı zamanda öğrencilerin de ekseriyetle ev tuttuğu bir yer, benim tanıdığım biri yok ama ilanla ev arkadaşı bulayım arayışına girersen orada ege öğrencileri de devreye giriyo

manavkuyu biraz daha pahalı ama senin dükkana daha da yakın özkanlardan.

yakın yerler böyle bildiklerim, 700-800'den aşağı bulamazsın tahmin ediyorum ki.

bornova erzene mah. ve kazım dirik mah.'de bakılabilir ama kiraların pek farkediceğini zannetmiyorum.

saydığım yerler bornova, adliyeye otobüsle gitmenin sıkıntı yaratmıycağı yerler.

atatürk mah. daha yukarıda, orada ekseriyetle aileler yaşar, müstakil evler ya da aile apartmanları var bildiğim kadarıyla, tabi karış karış bilmiyorum ama bana öyle intiba verdi şu ana kadar, orası demin dediğim yerlerden daha ucuza ev bulabilceğin bir yer. mesafe daha uzun ama dolmuş da işliyo adliyenin o tarafa.

senin en düşük kiraya isteğine o civardan en çok uyanı atatürk mah. bornovadakini kastediyorum tabi izmirdeki başka atatürk mahallelerine gitme ^^ hem senin dükkana hem merkezdeki çarşı pazara biraz uzak ama.
0
dafaisss
(10.09.16)
ha bir de şunu diyeyim: dükkana yürüyerek gidip gelebilceğin bir yerden ev kiralamakla, daha ucuza kiraladım diye düşündüğün yerden yol parasını da ekleyince masraf aynı kapıya çıkıyo, yol yorgunluğu da sana kalıyo
0
dafaisss
(10.09.16)
şimdi emin değilim yürüme mesafelerinden ama manavkuyu yürünebilcek mesafede demin saydıklarımdan sadece, sen haritadan bakıp emin olursun
0
dafaisss
(10.09.16)
Bayraklı adliyesi Bayraklı'da değil, Salhane'de.
İzban hattı üzerinde biir ev bakabilirsin. salhane durağına yakındır.
Adliye'nin Bornova tarafına doğru Manavkuyu taraflarında konutlar çok, yeni yapılandı oralar, çok eski konutlar değil çoğu.
Bayraklı'da oturan adliye çalışanları var, aile. Öyle çok kötü bir bölge değil. Çok eskiden beri göç alan bir bölge yukarılara doğru ilerledi. Alt kesimler daha tercih edilesi. Deprem riski en az, manzarası en güzel bölgelerden biridir Bayraklı.

Öğretmenevi, polisevi, tcdd misafirhanesi gibi misafirhanelerde kalıp yaşamak istediğin yeri seçebilirisin. eşyali günlük kiralanan konutlar da oluyor.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(10.09.16)
Bayraklı güzel yerdir. Çay Mahallesi tarafları kötü olabilir.

Atatürk Mahallesi'nde müstakil evler daha çoktur. Memura ev verirler ama. Adliyeye uzaktır.

Manavkuyu - Özkanlar tarafları en fazla 20-30 dakika yürüme mesafesindedir. Yüksek apartmanlar bulunur, evler yenidir ama zemini sağlam değil derler.

Bahçelievler (Karşıyaka) İZBAN hattı üzerindedir. Evler boldur ve muhit olarak güzel yerdir.

İzmir'de yardıma ihtiyacın olduğu her an buradan bana ulaşabilirsin. Hoş geldin.
0
teknikekip
(10.09.16)
Öncelikle hoşgeldin. Durumunun aciliyetine de bakınca öncelikle misafirhaneler ideal senin için. Orda kalırken de ev ararsın zaten. En düşük memur maaşıyla tek yaşamak biraz maddi sıkıntı yaratabilir. Ama bu biraz da senin evden beklentilerine bağlı. Doğalgaz olmazsa olmaz dersen İzmir'de ulaşımı da rahat olan yerlerde 1000tlnin altına ev bulman çok zor olur.

Nerelerde ev arayabilirsin diye bakacak olursak, bornova özkanlar önerisi bence makul olmaz senin için çünkü o bölgede senin şartlarınla uygun ev bulman baya zor. Bunun dışında Karşıyaka'da da bir nebze Demirköprü ve Şemikler nispeten özkanlara göre uygun ve daha yeni ev imkanı sunar. Izban da geçtiğinden işe ulaşımın kolay olur.
Ancak benim önerim ise, Bayraklı merkezde ev araman yönünde olur. O bölgede merkezi sistemli evler nispeten daha uygun olabiliyor, izbana da yakın olursun. İnsan profili açısından İzmir algını tam yaşatmayacak bir bölge olsa da ulaşım açısından rahat olur senin için.

Bunun dışında sormak istediğin bir şey olursa istediğin zaman mesaj atabilirsin dostum, elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışırım.
0
Tyler89
(10.09.16)
@Tyler89

Hatay'da oturuyorum. Metro durağından iki sokak aşağıda. Doğalgazım yok ve 750 lira kira veriyorum. Genelleme yaparken dikkat edelim.
0
teknikekip
(11.09.16)
@teknikekip

Orda dediğimi tam anlamadın galiba. Diyorum ki doğalgazı olan, ulaşımı iyi bölgede ve beklentini karşılayacak (beklentin orta ve üstü ise) düzeyde bir ev 1000tl altına çok zor.

Sen kalkmış bana doğalgazım yok 750tl'ye oturuyorum diyorsun. Doğalgazı olmayan evi örnek vermeni bi tarafa koyuyorum, halihazırda oturduğun için son dönemde kiraların İzmir'de ne denli arttığının farkında değilsin belli ki. 900tlye de doğalgazlı Üçyol'da, Hatay'da bulabilir ama beklentiye bağlı. Bayırda ve/veya eski bi ev beklentilerini karşılıyorsa bulabilir.

Bana bu durumu karşılayacak bir evi 1000tlnin altında bulursan haber ver lütfen. Ya ben taşınırım ya da bi arkadaşım taşınır mutlaka.
0
Tyler89
(12.09.16)
Hey yavrum hey. Atatürk mahallesi denmiş. Ben de şurdan kurtulmak için ekşi duyuruya ev arkadaşı için rutin kontrollerimden birini yaparken gördüm ilanı. Aynı durumda geldim biliyor musun izmir'e? Sadece bunu bu kadar uzun anlatacak enerjim yoktu.erkek olduğuna göre maazallah diye diye eleyeceğin semt sayısı izmirde sınırlı. Ama yine de Atatürk mahallesi ve üzeri olan evka4 ü önerebilirim. Benim kurtulmak isteme sebebim iş yerimin Karşıyaka da olması. Adliyeye direkt dolmuş var. Sakin sessiz muhit. Aşağıdaki meşhur izmir kokusu aksine burası mis gibi. Bi kaç derece de soğuk olur tabi. Müstakil evlerdeki salıncaklar çardaklara bakarken içlenirsin ya. İyidir yani. Hayırlı olsun ve Kolay gelsin.
0
yassa leyn
(16.09.16)
(9)

arızalı mıyım ben?-hatun sorusu da içerir

devilred
yirmili yaşlarımın başlarındayken neredeyse sadece otuz beş-kırk yaşlarındaki adamlar ilgilenirdi benimle; şimdi otuzlu yaşlarımın başlarındayım, sadece ama sadece benden yaşça küçük -bayağı küçükler de olabiliyor- erkekler ilgileniyor. arızalı mıyım ben de bu kadar ters bu iş? hatunlar, size soruyo
yirmili yaşlarımın başlarındayken neredeyse sadece otuz beş-kırk yaşlarındaki adamlar ilgilenirdi benimle; şimdi otuzlu yaşlarımın başlarındayım, sadece ama sadece benden yaşça küçük -bayağı küçükler de olabiliyor- erkekler ilgileniyor. arızalı mıyım ben de bu kadar ters bu iş?

hatunlar, size soruyorum; sizin de başınıza geldi mi/geliyor mu bu durum?
0
devilred
(09.09.16)
Özel bir durum değil, bizim hayat stratejimiz bu.
0
kargn
(09.09.16)
Yaşlı adam için genç kadın, genç erkek için de yaşlı kadın "kolay av" statüsündedir; seninle ilgili bir durum değil yani.
0
baba jo
(09.09.16)
mantıklı aslında olgun ve yaşlı erkek genç-çıtır, çıtır genç erkek olgun-milf arayışında. Çok abes değil tercih meselesi doğru da demiyorum
0
limoncello
(09.09.16)
Sorunun yarisina yanit vereyim 22 yasindayim ve evet yasca buyuk erkekler ilgileniyor. Kendi yas gruplarindaki kadinlarin evlenme isteginden cekiniyor olabilirler. Genelleme yapiyorum; yasca buyuk erkekler genc kadinlarin enerjisini ve rahatligini tercih ederken genc kadinlar da olgun erkeklerin maddi imkanlarini cazip buluyodur.
0
turuncu sufle
(09.09.16)
27 yaşında olan arkadaşlarım tatile gittiklerinde hep orta yaş "amca"ların ilgilendiklerini söylemişlerdi. yaşça küçük olanları duymadım.
0
şubatsonrası
(10.09.16)
Ben 25e basinca kendimden kucuklerle de ilgilenmeye basladim. (Ben k, ilgilendigim cinsiyet e)
Ama daha onceden dusunmezdim bile kendimden kucuk biriyle beraber olmayi. Hep en az 3 yas buyuklerleydim.

Yani olur oyle seyler :)
0
kuehles blondes
(10.09.16)
o değil de ben seni erkek sanıyordum devilred.......
0
yuvarlanantencereninkapagi
(10.09.16)
Ben su an 26 yaşındayım. Erkeğim. Hep kendimden büyük kadınlar ile birlikte oldum. En az 2 yaş büyük oluyordu. 30 a gelince de büyük ihtimalle çıtır hatunları götürmeye çalışacağım.
İlk cinsel ilişkimi 19 yaşında yaşadım hatun 28 yaşındaydı. Onun etkisi olduğunu dusunuyorum.
0
Polaroid
(10.09.16)
ne kadarı senle ilgilidir bilmiyorum, ama bu senden ziyade türkiyedeki kadınların haliyle ilgili. yirmili yaşlarda accık aklını peynir ekmekle yememiş bir erkeğin kendi yaşıtı bir kızla takılması için bir gerekçe hala bulamadım nerdeyse 25 olmama rağmen.
0
dafaisss
(10.09.16)
(12)

Ebeveynlerimize karşı sorumlu muyuz?

ordinov
Aileden aileye değişmekle birlikte, anne-baba genel olarak hayatlarını çocukları üzerine inşaa eden ve çocukları kendi ayakları üstünde duruncaya kadar sürekli bir şeylerden fedakarlık etmek durumunda kalan insanlar. Bu yaptıkları çocuk kişisini zor durumda bırakıyor ve omzunda taşımak istemediği bi
Aileden aileye değişmekle birlikte, anne-baba genel olarak hayatlarını çocukları üzerine inşaa eden ve çocukları kendi ayakları üstünde duruncaya kadar sürekli bir şeylerden fedakarlık etmek durumunda kalan insanlar. Bu yaptıkları çocuk kişisini zor durumda bırakıyor ve omzunda taşımak istemediği bir yükü taşımasına sebep oluyor. Siz ne düşünüyorsunuz bu konu hakkında, onlara karşı bir sorumluluk hissediyor musunuz?

Edit: Arkadaşlar anlatmak istediğim fiziksel bir sorumluluk değil, onların duygusal olarak feda ettikleri değerleri, kendilerinden çok çocuklarını sevmeleri gibi ahlaki konularda siz de onlara karşı bir sorumluluk hissediyor musunuz aynı şekilde?
0
ordinov
(07.09.16)
Sorumluluk hissediyorum tabi ki. Onların bize bakması sonrasında sıranın bize gelmesi neden üzerimizde bir yük olsun? Bu yasalarla güvence altına alınan bir şey değil ki. İsteyen bakar, istemeyen bakmaz. Sorumluluk almamak için bana bakmayın mı diyelim?
0
dissendium
(07.09.16)
Hayır. Onlardan beni doğurmalarını istemedim, karşılık beklemeleri saçma. Kendimi de onları memnun etmek zorunda hissetmiyorum bu nedenle. Zaten benim herhangi bir şekilde mutlu olmam onlara yetiyor olmalı.
0
rivulet
(07.09.16)
sorumluyuz net. bakıma muhtaç tüm canlılardan sorumluyuz. Sebebi insan olmamız. hissediyor olabilmemiz.
0
for day to break
(07.09.16)
@rivulet

çok bencil bir dusunce yapısı...

Tabiki sorumluyuz. kucukken bezimizi değiştirdiler, sıra bizde :)
0
anonymice
(07.09.16)
@dissendium Ekonomik bir sorumluluktan bahsetmiyorum, demek istediğim daha çokl ahlaki bir sorumluluk. Onları mutlu etmek veya ahlaki açıdan onları rahatlatmak gibi.
0
🌸ordinov
(07.09.16)
@anonymice ben onlar yaşlanınca onlara bakmam demedim. mesela benim x kişisiyle değil y kişisiyle evlenmemi istiyorlar, sırf onlar için x kişisinden vazgeçmem ya da sallıyorum üniversiteyi şehir dışında değil aynı şehirde okumamı istediler, istediğim yerde okurum. maalesef hayatını bu şekilde ailesine göre şekillendiren çok insan var. sebebi de güya vefa borcu. saçmalık. aile kurumu karşılık beklentileri üzerine kurulmamalı. olması gerektiği gibi saf sevgi ve saygı üzerine kurulu olursa da zaten ailenin yukarıdaki gibi dayatmaları olmaz.
0
rivulet
(07.09.16)
Hissediyorum. Onlar için ne yapsam yetersiz kalacak gibi geliyor hatta. Ama yakınmıyorum; varlıkları, hissettirdikleri şeyler harika çünkü.
0
innatedesire
(07.09.16)
hayatlarını benim için bana göre fedakarlık yaparak yaşamalarını kendim istemedim, nihayetinde çocukken hiçbirimize de sorulmamıştır diye tahmin ediyorum. bunu yapılması yani fedakarlık tavrı öyle allandırılıp ballandırılıyo ki sanki çocuk merkezli yaşamayınca ilgilenmiyomuş umursamıyomuş olucak, yoo hiç alakası yok.

en basitinden, lise çağına kadar zaman zaman (mesela ufakken de bayram harçlıklarını alırken) benim geleceğim için para biriktirdiklerini söylerlerdi. ama onların onayladığı şeylerin dışında para gereken bir şey olduğumda (mesela diyelim ufaktan ticarete girişmek istemek), bir anda yok oluyo o "benim için" biriktirilenler.

"fedakarlık" denilen şeyin de, çocuk dışında bir hayatı olmayanların palavrası olduğunu düşünüyorum.
0
dafaisss
(07.09.16)
ebeveynlerime karşı sorumlu hissediyorum, aksi biraz saçma ve insanlığa ters olurdu bence. ailem beni birey olarak, ismimle cismimle, fikirlerimle kabul ediyor, benden bana ait olmayan, benle ilişiksiz bir şey istemiyorlar. senin için şunu şunu yaptım bizim ailemizde geçerli bir argüman değil, tüm değerlerimiz farklı şekillerde kurulu. beni seviyorlar diye onları sevmek zorunda hissetmiyorum kendimi, sevdiğim için seviyorum. annem babam olmasalardı muhtemelen biraz uyuz olmakla birlikte yine de severdim. bizimkiler iyi ya. yine ailemi övdüm, gidiyorum.
0
evde liyakat kalmamis
(07.09.16)
ben de bu konuda çok arada kalıyorum, bir yandan @rivulet'in ikinci cevabı gibi düşünüyorum ama pratiğe geçiremiyorum bir türlü. benimkiler sinsi bir de. yani iyi niyetliler, iyi niyetleriyle öldürüyorlar beni. bir türlü kazık kadar yetişkin bir insan olduğumu kabul ettiremiyorum o yüzden tavsiye bile istemiyorum artık çünkü 5 yaşındaymışım gibi hemen işi elimden almaya çalışıyorlar. reddedince de ben kötü oluyorum ama. açıkçası bazen diyorum ki bu yüzden aramız bozulacaksa bozulsun, ben onlarsız ölmem, onlar bensiz ölmez nereye kadar. ama bir yandan da sürekli bir onları mutlu etme, benle gurur duymalarını isteme de var. iğrenç yani.

(şu an eve çıkmak için ev arama aşamasındayım da içim şişti bu konuda o yüzden duygularımı kustum biraz kusura bakmayın)
0
peki madem
(07.09.16)
Benim annemle çok kötü ilişkim oldu her zaman. çünkü aramızda tam 45 yaş var. şimdi çok yaşlı ama onu öyle görmek bana yetiyor, keşke onun için daha güzel şeyler yapabilsem. sözlükten psikolog bana annemi yalnızlığa itmemizin onu daha mutsuz kılabileceğini söyledi. o yüzden yanına gidince ilk işim ona haberlerden özetler vermek olur. dünyadan kopsun istemiyorum. Sen gelince annen canlanıyor derler bana. bazen yeğenlerim onu dışlarlar olayların içine katmak istemezler, annemle bir olur biz de fikrimizi belirtiriz. şu an muhtaç değil şükür, sadece kulakları duymaz. onun için ses çalışması bile yaptım. altını değiştirmek zorunda kalırsam her şeyin bi kolayı var eldiven giyer hallederim.
0
for day to break
(07.09.16)
Yazar fiziksel muhtaclik durumundan bahsetmiyor bu nedenle rivulet +1
Hatta kendi isteklerini bu sekilde hice sayan insanlar hayatlarini bosa geciriyorlar bence
0
kassiopeia
(07.09.16)
(4)

[Çizim] Cıbıldaklar

matrix
En az 5-10 yılı var bu çizimin. İlginç olan -ki şimdi farkediyorum- karakterlerin soldaki Dayyib'e, ortadaki de Abdullah-Kül'e benzemiş. çizdiğim dönemde ne o insanlar kendilerinden esinleneceğim kadar dikkatimde olan birileriydiler ne de zaten ben siyasilere ait çizimlerden hoşlanırım. o yüzden ilg
En az 5-10 yılı var bu çizimin.

İlginç olan -ki şimdi farkediyorum- karakterlerin soldaki Dayyib'e, ortadaki de Abdullah-Kül'e benzemiş. çizdiğim dönemde ne o insanlar kendilerinden esinleneceğim kadar dikkatimde olan birileriydiler ne de zaten ben siyasilere ait çizimlerden hoşlanırım. o yüzden ilginç geldi şimdi bana bu rastlantı. :)

Fakat sağdaki için bir benzetme yapamadım. Onu da siz duyurudaşların hayal gücüne bırakıyorum. Kimi andırıyor dersek bu üçleme tamamlanmış olur sizce?

i.hizliresim.com
0
matrix
(07.09.16)
Sağdaki hakan fidan
0
Adramelekhh
(07.09.16)
François Hollande : beninmondeinfos.com
0
pgup
(07.09.16)
deniz baykal
0
Frederick Co
(07.09.16)
soldaki zenciye benzemiş, sol kolu olması gereken şey eli belli belirsiz olduğu için başka bi şeye daha çok benziyo.

ortadaki de ismini hatırlamadığım arabada beş evde on beş cinsten şeyler söyleyen bir şarkıcı vardı ona benziyo.

sağdaki de jack nicholsın
0
dafaisss
(07.09.16)
(17)

Çok önemli soru

yuvarlanantencereninkapagi
Sarımsak yerine sarmisak diyenlere gıcık oluyorum. Siz ne yerine ne diyenlere gıcık oluyorsunuz?
Sarımsak yerine sarmisak diyenlere gıcık oluyorum. Siz ne yerine ne diyenlere gıcık oluyorsunuz?
0
yuvarlanantencereninkapagi
(07.09.16)
Saçma sapan bir soruyu çok önemli doru diye lanse edenlere gıcık olabilirim.
0
tum haklari saklidir
(07.09.16)
Türkçe karakterlerin yanlış kullanılmasına, Türkçe cümlelerin içine gayet keyfî bir şekilde yabancı dilde ifadeler yerleştirilmesine, imlâsız beton paragraflarla yazı yazılmasına, ne dediğini bilmeden konuşulmasına gıcık oluyorum.
0
yaren
(07.09.16)
ben içeriğe bakıyorum. adam sarımsağın hücre zarından insan epitel dokusuna nakil yapmayı anlattığı eserinde sarımsağa sarmısak demişse takılmam.
0
kurnaz
(07.09.16)
ben de böyle şeylere gıcık olanları gıcık etmeyi seviyorum, tabi işi espriye vurarak, iyi malzeme çıkıyo.
0
dafaisss
(07.09.16)
Ukranya.. Gıcık olmuyorum ama anlamsız bi rahatsızlık oluyor.
0
trejemu
(07.09.16)
Gunluk hayatinizda dikkat ettiginizde etrafinizda cok fazla insandan duyacaginiza emin oldugum "eyer" kelimesini duyunca ben bi' degisik oluyorum.

Tv, film, gosteri, ev, okul, is vs her yerde dikkat edin. Kimler kimler boyle konusuyor. Yazarken sorun yok. Bilgili gorgulu diksiyonu duzgun insanlar bile eger yaziyor ama eyer diyor.

Allahtan tek derdim bu degil. :)
0
isott
(07.09.16)
ŞarZ
0
qazaqwsx
(07.09.16)
Azerbeycan, instegram, konsantremi bozma, yaaarın, full dolu, nüans farkı, foseptik çukuru, puantiyeli, geri iade, cehape, açık e ile söylenen genç ya da elbise... Bi' de konu kısmında konu yerine çok önemli yazması : ) (özellikle e-postalarda)
0
stratejisizsiniz
(07.09.16)
Miğde, boğazların ağrıması, şarz, fotoğraf çekinmek.
0
passive aggressive
(07.09.16)
sarmısak +1
@stratejisizsiniz + 1.

bunlara ek:
-herkez
-hiç birşey
-herşey
-deymek (değmek)
-morel
-yapmağa (yapmaya) (hala kitaplarda böyle ifadeler var.)
-miğde
-barsak (bağırsak)
-vijdan
-çiğdem, gevrek gibi yöresel kelimelerin yöre dışında söylenmesine sinir oluyorum.
-ahçı (kullananı gebertesim geliyor)
-"benimlen/sizlen/onunlan/bizlen gelsene?"
-"poğaça"nın alternatifi olarak yazılan her türlü saçmalık abidesi.
-kiprik
-kirbit
-yalnış
-yanlız.

böyle kullananlardan ister istemez soğuyorum.

ekleme: eksiduyu.ru duyurumda da bahsettiğim gibi, türkçe iletilerde veya sohbetlerde araya ingilizce ifadeler sıkıştıran türklerin o cümlelerinin tamamına sinir oluyorum.
0
m e b
(07.09.16)
buyday
0
nedendir bilinmez
(07.09.16)
çarşanba günü bonbalar yağarken okşizenli şemşiye ile kalakalmak
0
exlibris
(07.09.16)
şarz
feyz (Facebook)
domatez
0
shotgunwoman
(07.09.16)
@isott, dogru okunusu "eyer" cunku.

ben daha cok anlamsizca kelimelerin uzatilmasindan rahatsiz oluyorum. bi de hatali acik e kullanimlari cok kulak tirmaliyor.

ha bi de evet şarz lafi beni sibiryaya itiyor resmen (takintiliysam demek ki)
0
in vino veritas
(07.09.16)
falan -> felan. kusmak istiyorum görünce veya duyunca.
0
freya
(07.09.16)
börek - bööğrek
-ta'nın - teee olarak kullanılması
r'lerin kaybolması, yapıyorum - yapıyom gibi
şarz beni benden alıyor
felan +1
0
mirty
(07.09.16)
@in vino veritas

"Eğer" kelimesinin okusunusu mu eyer? Anlamadim orayi pek.

Galiba sen bildigimiz eyer ile karistirdin. Yoksa eğer kelimesinin eyer diye okunmasi gerektigini ilk defa duyuyorum. O zaman beyenmek diye mi okumaliyiz?

Hic inandirici gelmedi ama merak ettim ne dusundugunu. :)
0
isott
(08.09.16)
(6)

Mazoşizm

siradam
Ciddi mazoşist biriyle karşılaştınız mı hiç? Yani ciddiyetten kastım kendini jiletlemek gibi şeylerden ziyade kendini kesmek, yakmak daha ciddi hasarlar vermek vs. Yoksa ben bu olayı çok mu yanlış anlamışım?
Ciddi mazoşist biriyle karşılaştınız mı hiç? Yani ciddiyetten kastım kendini jiletlemek gibi şeylerden ziyade kendini kesmek, yakmak daha ciddi hasarlar vermek vs.

Yoksa ben bu olayı çok mu yanlış anlamışım?
0
siradam
(06.09.16)
çok uçlarda arıyorsun örneklerini. biraz daha ortalamaya indirgersen cevaba daha çok yaklaşırsın.
0
bigbadabum
(06.09.16)
yanlış gelmişsin :)

Masoşizm terim olarak Leopold von sacher Masoch edebiyatından çıkmış bir kavram biliyorsun. Ordan gidersek ( en kötü venus in furs) eğer bu mazoşizm "oo acıyı çok seviyorum kendimi keseyim" diye olmuyor. Bu acıyı yaşatacak biri, o aşağılama birinden sana uygulanması gerekiyor vs. vs.


en.wikipedia.org
en.wikipedia.org

ayrıca:
en.wikipedia.org
0
qazaqwsx
(07.09.16)
@qazaqwsx
Kendi kendine yapılanlar değil yani. Baya yanlış gelmişim :)

Teşekkürler.
0
🌸siradam
(07.09.16)
Sadistim eğer merak ettiklerin varsa :)
0
sorumatik
(07.09.16)
o söylediklerin mazoşizmle ilgili değil. olayı yanlış anlamışsın. hatta birinin seni kesip biçmesi de şart değil, o ilişkide sen aşağılanan ezilen şiddet gören ve bundan zevk alan taraf olmalısın kabataslak tarifiyle sana mazoşist denilebilmesi için.
0
dafaisss
(07.09.16)
Mazoşistle karşılaştım ama senin dediğin formatta değil.
0
arnold schwarzeneger
(07.09.16)
(5)

Annemizi kırmadan nasıl bazı şeyleri değiştirebiliriz?

chipie
Burada babası ağız şapırdatanlar nasıl çözsek diyenler vardı benim de bu derdime çare buluruz belki dedim.Şöyle ki aramızdaki ilişki normal bir sıkıntımız yok pek çok aileden çoook çok daha iyiyiz ancak bu anne fevri ama acayip fevri. Kendi arkadaş çevresi dışında, çocuklarına annesine eşine kardeşl
Burada babası ağız şapırdatanlar nasıl çözsek diyenler vardı benim de bu derdime çare buluruz belki dedim.
Şöyle ki aramızdaki ilişki normal bir sıkıntımız yok pek çok aileden çoook çok daha iyiyiz ancak bu anne fevri ama acayip fevri. Kendi arkadaş çevresi dışında, çocuklarına annesine eşine kardeşlerine filan hep atar yapıyor. Misal vereyim; siz bir yemeğin nasıl yapılacağını biliyorsunuz tel bir şekli var ve o öyle yapmamış 'ya bu şu şekilde yapılıyor aslında' dediniz ve bittiniz. 'hayır gayet de böyle yapılır, ben böyle seviyorum, çok biliyosunuz siz, saçma sapan konuşma yeaaa' oluyor cevaplar. Resmen ergen bir annemiz var. Her an nasıl desek parlamaz ay şuna hiç yorum bile yapmayayım off başladı şimdi bağırmaya dedirtiyor.
Sosyal çevresi çok geniş her ortamda güzel güzel takılıyor ancak ben sıklıkla bir ifade sıkıntısı fark ediyorum kendisinde o da şu: 'Şey' diyor her şeye şey diyor. Bazen yanındayken bile işaret ettiği şeyi zor anlarken telefonda da şey diyor anlamıyorum şey ne şey? Hangi şey?
Kardeşime bu akşam mantı yemek ister mi diye soruyordu pat diye 'şeyi yer misin?' Dedi kardeşim 'neyi anne?' Dedi annem de 'şeyi ya işte şu şey içinde kıyma olan hamur' ben hata verdim bunu duyunca acaba kelimeleri mi hatırlayamıyor? Ya da aklı çok mu meşgul başka şeylerle konuşurken düşünemiyor mu? Hadi bu konuda kelime aklına gelmedi diyelim bir de herhangi bir konuya kıçından dalması var durup dururken 'şeyin annesi geldi mi?' Diyor. Kimin diyince offff şey ya yok mu işte ayşe'nin annesi diyor ayşe kim bilmiyorum annesi kim bilmiyorum nereden gelecekti ki bilmiyorum. Kafasında kendi bildiği ne varsa karşısındaki biliyor farzediyot anlamanı bekliyor ve anlamazsan sinirleniyor.
Uzun oldu ama ben en çok uzun konuları okumayı seviyorum, başka seven varsa onlar okur artık.
Ne yapayım? Nasıl bu durumun artık iletişimimizde sorun haline geldiğini anlatöaya çalışayım. Arkadaşlarıyla konuşurken de böyle lafa kıçından girip şey filan diyor bildiğiniz parantez içi bilgi veriyoruz karşısındakine anlamıyorlar yoksa.
Bu meseleyi hangi tartışmasız terslenmesiz yolla çözebilirim? Neden böyle bunu da merak ediyorum.
0
chipie
(06.09.16)
şey olayı nörolojik bişey olabilit. ikna edebilirseniz baktırmakta fayda var.
sabit fikirlilik olayı hepsinde biraz var, yaş ilerledikçe de zorlaşıyor. o kısmını bilemedim..
0
manuel mandalina
(06.09.16)
O kadar fazla düşünüyor ki... Bazen düşünceleri dışarıya kaçıyor o kadar yani. O ortadan girme olayını ben de çok yaparım sanki adama tüm konuyu anlatmış gibi konumun ortasından soru sorarım yanımdakine(Yanımdaki konuyu biliyorsa genelde anlar). Yani kısacası bu olayların temeli zihninde çok fazla düşünmesinden kaynaklanıyor. Sen dinleri araştırırken vikipedi de 3-5 dakika sonra 2016 saç modellerine bakmaya başlaman gibi o da konudan konuya atlıyor düşünürken...
0
bir peynir kutusu kibrit
(06.09.16)
Şey kısmı b vitamini eksikliği de olabilir, ya da demir eksikliği, hafızaya çok etki ediyor gerçekten.
0
hair freak
(06.09.16)
yazsam mı diye tereddüt ediyorum inşallah ters algılamazsınız diye ümit ediyorum:
annenizle babanız bilhassa hayriyetten ilgilensin, boşandıysa ya da vefat ettiyse babanız kendisine bir sevgili bulmanın yollarını arayın. sizin çabanızla olacak şey değil. ya da daha sert çıkıp yıldırıcaksınız ki o da hoş olmaz.
0
dafaisss
(07.09.16)
şey olayı için nörolojiye mutlaka götür.
0
shotgunwoman
(07.09.16)
(4)

sizce bu nedir?

nathanieltroy
kitaplığımda bir kitabın üzerinde buldum. kurumuş böcek kozası diye düşündük. yere düşünce kırıldı, normalde böyle kırık değildi. sonra tamamen kırdık, bi şey yoktu içinde.
kitaplığımda bir kitabın üzerinde buldum. kurumuş böcek kozası diye düşündük. yere düşünce kırıldı, normalde böyle kırık değildi. sonra tamamen kırdık, bi şey yoktu içinde.
0
nathanieltroy
(06.09.16)
Bence de terkedilmiş koza.
0
himmet dayi
(06.09.16)
bok olabilir, bir hayvanın kurumuş boku. çocukken oynardık sokakta bulduklarımızla dediğin gibi kırılıveriyodu.
0
dafaisss
(06.09.16)
aynen öyle hacı genelde ahşap yerlerde bu şekil yuva/koza yaparlar.
böcük yuva veya kozası o.
0
seyduna6687
(06.09.16)
bizim masanın altına yapmışlar böyle yuva. içinden ölü böcek çıktıydı. koza yani.
0
nice tnetennba
(06.09.16)
(8)

Psikolojideki adı nedir?

yaren
Maymun iştahlılık değil, çünkü aynı anda veya peş peşe envai çeşit işe sardırılmıyor. Ama bir şeye meraklanıyor başlıyor bir hevesle, sonra "heee ben bunu yapıyorum işte / yaparım" cinsinden bir duygu oluşup soğuyor, devam etme isteği olsa da başına geçemiyor, sürdüremiyor.Maymun iştahlılık değil. S
Maymun iştahlılık değil, çünkü aynı anda veya peş peşe envai çeşit işe sardırılmıyor. Ama bir şeye meraklanıyor başlıyor bir hevesle, sonra "heee ben bunu yapıyorum işte / yaparım" cinsinden bir duygu oluşup soğuyor, devam etme isteği olsa da başına geçemiyor, sürdüremiyor.

Maymun iştahlılık değil. Sebatsızlık dicem ama öyle bir arama çıkmıyor Google'da. Bunun psikolojide bir adı var mı varsa nedir. Hatta ilgilenen varsa bu problem neden olur tedavisi nedir? Arkadaş bence gizli depresyonda. Neşeli meşeli ama içi ölü. Değişik. Doktora veya psikoloğa gidemez, maddeten hiç uygun değil. Napsak?
0
yaren
(06.09.16)
Çalışmayı sevmiyor ya da egosu çok yüksek olabilir. Bu illa bir psikolojik rahatsızlığı var demek değil. Kendi rahatsız olmalı, kendi hakkında düşünmeli ki bu da sorununu çözmesi açısından zaten bir ilk adım olacaktır.
0
nilmiye
(06.09.16)
Başladığı ile düşündüğü farklı şeyler oluyor anladığım kadarıyla. Yani o iş onun kalemi değil.

Aslında gayet normal birşey, deneye deneye ideal iş bulunur.
0
thunderlips
(06.09.16)
Benzeri bende de var. Bir psikoljik rahatsızlık olduğunu düşünmedim. Kendimi şöyle gözlemledim:
önemli olan işin yapılmasından ziyade benim yapıp yapamayacağımı anlamam. Eğer işe başlayıp, tamam ben bunu yaparım moduna giriyorsam işin heyecanı kalmıyor. Fethetme arzusu yok olunca keyif vermiyor o iş ve bırakmak istiyorum.

Kendine güvenden de kaynaklı olabilir, içten içe kibir de olabilir. Ya da kendini kanıtlama isteği var daha derinde.

Kendimce cozüm ise başlarken plan yapıp, yapabileceğini görmenin henüz isin başı olduğunu kabul etmek ve daha başlamadan orada bırakmamaya kendini şartlamak.
0
dahinnotha
(06.09.16)
Tam anlatamadım sanırım.

Yani bir sanata veya yürüyüşe veya işte dambılla kol-göğüs kası çalışmaya meraklanıyor, bir iki yapıyor ama devamı gelmiyor. Namaz kılmak istiyor mesela, günde 1 vakti bile devam ettiremiyor. Düzenli uyku düzenli yeme asla beceremiyor. Hayatımı düzenli yaşamaya başlayınca delleniyorum diyor.
0
🌸yaren
(06.09.16)
sırf bu kadarıyla psikolojide bir adı yok bunun. ama dehb'nin tezahürlerinden biri olabilir, ama o kişiyle ilgili sırf yazdığın kadarı üzerinden dehb de denemez.
0
dafaisss
(06.09.16)
bunun adı yaylık veya yengeçlik olabilir, haritasına baksaydınız :(

herkes hobilerinde - işinde koşuşturacak başarılı olacak diye bir şey yok ki, herkes istediğini istediği kadar yapmasın bırakın.
0
freya
(06.09.16)
İkizler olabilir. :D

bende de benzer durumlar var. bunun adı dikkat dağınıklığı ve fazla düşünmek.

Bir dostum bana demişti ki, büyük hedefler koyuyorsun ve bunlara ulaşamamak canını sıkıyor.

Örneğin, mevzu namaz kılmaksa önce sadece farzlarla başlayabilir. Minik hedefler, minik mutluluklar. Sonra süreklilik.
0
pomknos
(06.09.16)
Aslan+kova+boğa (Güneş burcu yükselen burcu ay burcu sırasıyla yazdım). Aslında gayet sabit bir yapıda olması lazım ama değişken seyirde bu arkadaş. Tuhaf.
0
🌸yaren
(06.09.16)
(10)

kelimelere dökemediğim hislerim

bardakigüneşgözlüğü
herhangi bir konuda ne demek istiyorsam, istediğim kelimeleri bulamıyorum ve kendimi istediğim gibi ifade edemiyorum. kendimi ifade etmekte ısrar edersem farklı kelimelerle ifade ettiğimden anlatmak istediğim şeylerden uzaklaşıyorum.o kadar çok düşünüyorum ki bazen düşüncelerim bedene bürünüp üstüme
herhangi bir konuda ne demek istiyorsam, istediğim kelimeleri bulamıyorum ve kendimi istediğim gibi ifade edemiyorum. kendimi ifade etmekte ısrar edersem farklı kelimelerle ifade ettiğimden anlatmak istediğim şeylerden uzaklaşıyorum.o kadar çok düşünüyorum ki bazen düşüncelerim bedene bürünüp üstüme üstüme gelcek zannediyorum. öneriniz var mı? kitap okumayı bırakalı çok oldu. kışın başlamayı düşünüyorum.
0
bardakigüneşgözlüğü
(06.09.16)
iletişim adında fakülte var, kolay birşey olduğnu kim söyledi ? İnsanların varlığı üzerinde baskı oluşturuyor, adına enerji de başka birşey de önemi yok. Kendi kendine konuşmayı dene, öyle anlar gelecek ki kendini çok iyi ifade ettiğini göreceksin, Ama bir başka varlığın varlığı ya da ihtimali seni tedirgin edecek ve yine aynı duruma düşeceksin.
0
mete kudur
(06.09.16)
kolay bir şey olduğunu savunmadım. insanların varlığı olayında da sana katılıyorum. kendi kendime konuşmayı da denedim ama kendi kendimi kendime ifade edemiyorum. aslında kendimi kendime ifade etme gereği duymuyorum. çünkü ne hissediyorsam sadece hissediyorum bunu kelimelere dökmeye ihtiyaç duymuyorum kendim olunca. bir başka varlığın olması benim için sorun değil kendi kendime sesli olarak konuşmayı da severim
0
🌸bardakigüneşgözlüğü
(06.09.16)
ah şu egolar, , insan kendi kendine de olsa kelimelere ihtiyaç duyar. beyin kelimelerle düşünür çünkü. o konuşmadan anlaşmak küçük oyunların büyük tiratları sadece. beyin gevezedir, durmaz ve senden bağımsız olarak çalışır. kendi kendisini yaşatır, ona hükmedemezsin. ve bunu kelimelerle yapar, kullandığın dil ailesinin bile düşünmende etkisi var, sen hala hissediyorum de. hee hissediyorsun.

ilaç arıyorsan o elimde şimdilik yok, ama senin olayın bu.
0
mete kudur
(06.09.16)
düşünmek için kelimelere mecbur değilsin,
en.wikipedia.org

öneri: şiir oku, roman okuma, çıtır çerez diziler filmler seyretme
0
dafaisss
(06.09.16)
@mete kudur zaten kendimi ifade edebilsem burdaki sorun gibi bi sorun da olmayacak

edit:aslında olay ego filan değil. konuşmadan anlaşmak da "küçük oyunların" büyük tiratları değil.küçük olan sensin küçük olan senin düşüncelerin.
0
🌸bardakigüneşgözlüğü
(06.09.16)
bakmayın aslında iletişim bir mucizedir. kastettiğin şeyi epey bir anladım aslında da ne anladığımı aktarabilmek için benzer bir his yüzünden bunu beceremeyeceğim şu anda. saatten ötürü enerjim de epey bir düştü. belki gündüzün enerjisi ile tekrar bir denerim. :)
0
matrix
(06.09.16)
sorunumu çözdüm sanırım bende kelime dağarcığı yok pek o yüzden istediğim kelimeyi bulamıyo olabilirim ama yine de hissettiklerimin kelimelere dökerken kayıp yaşandığını düşünüyorum.
0
🌸bardakigüneşgözlüğü
(06.09.16)
yazmayi deneyebilirsiniz. bir de cizmeyi. kelime dagarcigi eksiginizi giderene kadar kendinizle kurdugunuz iletisim gelisir.
misal en basit cizim egzersizi simdiki sizi ve hayatinizdakileri cizin, sonra da hedeflerinizi hayallerinizi cizin.
gunluk gibi degil ama sadece bodoslama o anda sizin ustunuze ustunuze gelen hisleri de yazabilirsiniz. kitap okumak zaten benim icin nefes almak gibi.
yine kelime hazinenizi genisletecek diger bir olay ise yabanci dil ogrenmek, baska bir dili ogrenirken insanlar kendi dillerinde ne kadar yetkin olduklarini da degerlendirebiliyorlar.
0
mavicorap
(06.09.16)
Kedime sesli kitap okumaya başladığımda daha akıcı konuşmaya başladığımı farkettim.
Yani olay kitap okumak değil sesli okumak bence, vurgular vererek vs.
0
sadegazoz
(06.09.16)
biriyle diyaloğa girdigimde merak ettigim bisey varsa "ne, noluyo" yerine sadece soru isareti dolu gözlerle karsimdakine bakiyorum. mete kudurun söylediginin aksine dusunmek ve kelimelerle de alakasi yok aslında. aslında
0
🌸bardakigüneşgözlüğü
(06.09.16)
(11)

özgüven nasıl yükseltilir?

limoncello
Özellikle kısa vadede, uzun vade için de tabii özgüven nasıl yükseltilir sizce?
Özellikle kısa vadede, uzun vade için de tabii özgüven nasıl yükseltilir sizce?
0
limoncello
(05.09.16)
öncelikle özgüvenini kıran şeyleri teşhis ederek. Sonrası kolay, hallederiz.

Ama kabaca tavsiyeler hep şu şekilde gelecektir;
giyiminize kuşamınıza dikkat edin,
şu günlerde başarılı olabileceğinizi bildiğiniz (elit olduğunuz konular) üzerinde çalışın
insan ilişkilerinize biraz özen gösterin(o kendiliğinden gelişecektir zaten)

eksisozluk.com
0
mete kudur
(05.09.16)
Kısa vadede telkin ile, sabah akşam kendime güveniyorum diye tekrarlayın, spor olarak bacak çalışın mesela squat çok işe yarıyor özgüven için:

Uzun vadede kilo verin yani yağ oranınız %15'in altına indirin, özellikle şeker ve karbonhidratı bırakın
0
gezegen olan pluton
(05.09.16)
başarılı olarak.
0
kurnaz
(05.09.16)
Kişisel bir anayasa yaparak bu sorun aşılabilir. Özgüven benlikle doğrudan ilgilidir. 1. madde "Kimsin?" sorusuna cevap olmalı. 2. madde "nasıl yönetiliyorsun?" sorusuna, 3. madde "kim yönetiyor?" sorusuna ve 4. madde de "2 ve 3. maddeler arasında sorun oluşursa nasıl bir vicdanla çözersin?" sorusuna cevap olmalı. Diğer maddeler de öyle şekillenip gidebilir. Süreç boyu bir çalışma bu.
0
zagem
(05.09.16)
Ilk asama kendini tanimak bence. Iyi ve kotu oldugun seyleri bilerek, ne istediginin farkina vararak, hedefler koyarak ve bu hedeflere ulasarak. Bi nevi basararak yukseltilir.
0
turuncu sufle
(06.09.16)
kendini aşağılayarak, olmasından korktuğun tedbirler aldığın şeylerin olmasına izin vererek, suratına tükürene yarappi şükür diye

mesela
www.youtube.com
0
dafaisss
(06.09.16)
Sonradan kazanılan özgüvenin biraz geçici olduğunu düşünüyorum. Belki de bende durum böyle bilmiyorum ama 3 sene öncesine kadar özgüvenim 1 ile 10 arası 3-4 iken, geçen sene 8-9 derecesine kadar yüksekti. Ama şu sıra 2-3-4-5-6 arasında her gün değişmekte. Genel olarak da berbat hissediyorum. Dönemsel mi bilemiyorum ama doğuştan özgüvenli olmakla sonradan kazanmak arasında uçurum bir fark olduğunu kesin.
0
Golden Ratio
(06.09.16)
Para
0
hasmetizm 2046
(06.09.16)
Götünü kaldırıp çalışarak.
0
arnold schwarzeneger
(06.09.16)
Eminönü taksim gibi kalabalık bi yerde durduk yere birol diye bağır.
0
unseal
(06.09.16)
0
cptxxx
(06.09.16)
(4)

şu videoda sokulan lafı anlamadım (ingilizce)

deletesystem32
https://www.youtube.com/watch?v=fbqiN9hHyJo3:50 den sonra jimmy fallon "can you read?" şeklinde bi şaka yapıyor ardından da çocuk "can you host?" diyor ve sanırım orda bi laf sokuyor ama anlamadım. can you host değil de başka bir şey mi diyor yoksa?
www.youtube.com

3:50 den sonra jimmy fallon "can you read?" şeklinde bi şaka yapıyor ardından da çocuk "can you host?" diyor ve sanırım orda bi laf sokuyor ama anlamadım. can you host değil de başka bir şey mi diyor yoksa?
0
deletesystem32
(01.09.16)
"to host" "to host a talkshow" şeklinde kullanılışında programı sunmak, konuğu ağırlamak anlamına geliyor ya, jimmy de sunucu ya, muhtemelen çocuk "peki sen program sunabiliyor musun?" demiş. Videoyu izlemedim.
0
shadowcat
(01.09.16)
'can you read' diyor, hani çok basic bişeyi yapıp yapamadığını soruyor, aşağılıyor gibi oluyor. o da 'can you host' (yani 'sunuculuk yapabiliyor musun') diyor. işte eyle.
0
manuel mandalina
(01.09.16)
bağlamdan "okusam anlayabilcek kabiliyetin var mı sanki?" diye anladım ben; program sunmayı kastından daha ağır bir laf sokmuş.
0
dafaisss
(01.09.16)
manuel +1

yalnız adamın kötü bir niyeti yok. çocuk zevzeklik etmiş.
0
bohr atom modeli
(01.09.16)
(21)

Yikanmadiginiz en uzun süre araligi

anonymice
Banyo da denebilir tabi.Benimki 1.5 aydı. Askerde arazideydik. 1.5 ay sonra suya girdiğimde bu nedir ya olmuştum.
Banyo da denebilir tabi.

Benimki 1.5 aydı. Askerde arazideydik. 1.5 ay sonra suya girdiğimde bu nedir ya olmuştum.
0
anonymice
(01.09.16)
Benim 10 gun. Küçükken kabakulak olmuştum; igne de oluyordum bir yandan. Kisti. Annem hasta olmayayim diye yaptirmamisti. İğneler biter bitmez banyoya soktu; abartisiz derimi kazimisti.
0
fraise
(01.09.16)
20 gün acemilik de oldukça ilk gün banyo yaptık sonra 824 kişi olduk ve bir daha yemin törenine kadar banyo yoktu. İzmir de oluyor bu ha. Soğuk su ile alırsan var tabi tuvaletlerde.
0
gozu acik sevisen yahudi
(01.09.16)
küçüklüğü hatırlamıyorumda, son 15 seneden, yakın zamandan 1 hafta, hastanedeyken. onun dışında 1 gündür maksimum.
0
kurnaz
(01.09.16)
8 gun. Asiri depresif bir donemimdi ve sakatligimdan dolayi hareketlerim kisitliydi. Dusakabinin o azcik yukseltisini bile cikamiyordum.
0
kuehles blondes
(01.09.16)
15 gün falan. bende ustabirligindeydim
0
all girls dream
(01.09.16)
1.5 ay olmuştur benim de. herhangi bir nedeni yok.
0
oxibrinth
(01.09.16)
ameliyattan dolayı 20 gün mü ne yıkanmak yasaktı :/
0
sen de git sen de unut
(01.09.16)
tam 3 ay yazıcak gibi oluyorum aklıma şu karikatür geliyo:
karikaturistan.files.wordpress.com
aşağı yukarı 3 ay olmuştu bir defa, yıkanınca deniz kenarına çıkmışım da rüzgar çarpmış gibi mayıştım
0
dafaisss
(01.09.16)
ben de askerde diyeyim de askere gitmemiş arkadaşların endişelerini canlandıralım asddfsas. tam günü hatırlamıyorum ama 20 gün içinde bi kere banyo yapmıştım. karakol şartları + ocak ayı soğuğu + günde en az 16-17 saat ayakta olmak dolayısıyla sokarım banyosuna deyip yatağa koşmak. o banyoyu yaptığıma da pişman olmuştum.
0
bruges
(01.09.16)
15 gün falan, askerlik.
0
sabirstone
(01.09.16)
1.5 ay yıkanamadım askerde kışladaydık, o sene aşırı soğuk oldu,sular falan donmuştu, banyo çalışmadı 1.5 ay, tuvalette su vardı. 1.5 ay durdum sonra şubat ayında yerde 1 metre kar varken, soğuk suyla tuvalette yıkanmıştım. çok fenaydı.

tabi sıcak su olmayınca kaloriferler falanda çalışmadı, bide gündüz habire eğitim.
0
killerbee
(01.09.16)
8 gün.
0
zgrydn
(01.09.16)
1 ay. ameliyat olmuştum yasaktı yıkanmak.
0
England
(01.09.16)
9 gün. ben de bir kaza geçirmiştim hem dikişlerime su değmemesi hem de ayağımdaki alçıyı oynatmamam gerekiyordu. yine de 1 ay boyunca 9ar gün arayla almıştım duşumu.

edit: böyle yazınca çok pis durdum. normalde iki günü geçmiyor :(
0
ruhen hastayim ben
(01.09.16)
askerde. 3 hafta.
0
sir gawain
(01.09.16)
benim de 21-22 gün civarı. ameliyat nedeniyle benimki de. dikişler alındıktan sonra da 3-5 gün izin vermemişlerdi. ama bu esnada kuru şampuan bonesi ve hasta yıkama bezleri ile hijyen sağlamaya çalışmıştık yine de.
0
vejeteryanvampir
(01.09.16)
tam olarak hatırlamıyorum. zaman kavramının öneminin kalmadığı bir dönemdi. 2-3 ay arası olmalı. uzun süre yıkanmamış olmak orta-alt sınıflıktan düşürmüş müdür beni acaba.
0
misterturist
(01.09.16)
galiba 10 gün. seyahat filan yüzünden o da.
0
yoggi
(01.09.16)
1 hafta. Lisede izci kampına gitmiştik duş yoktu, deniz vs. de yoktu.
Ten rengim değişmişti asfghjl nasıl 1-2 ay duran olmuş!
0
megalomaniac
(01.09.16)
insanı pislik öldürmüyor demek ki.

4 gün maksimum.
0
bir ileti paylastim
(01.09.16)
manyak mısınız lan? nasıl askerlikmiş bu. 1 ay ne ya. sanki kurtuluş savaşı yav.
0
aklimdakisorular
(01.09.16)
(9)

ifşa

siyahbeyaz1903
bu ilk ifşa.beni fazla tanımazsınız ama yorumlar serbest.
bu ilk ifşa.beni fazla tanımazsınız ama yorumlar serbest.
0
siyahbeyaz1903
(01.09.16)
sempatik temiz yüzlü bi adam görüntün var.
0
mahone
(01.09.16)
Butun sokaklar soyle agacli olsa ne gizel olur
0
Batuhanolabilir
(01.09.16)
Kpss kursundaki eski matematik hocama benzettim seni. İyi niyetli bir tipe benziyorsun.
0
köstebek kurabiye
(01.09.16)
caner erkin'in nesi oluyorsun abi?
0
Apocalypse
(01.09.16)
kız olsam 30'uma kadar yüzüne pek bakmaz ya da arkadaş mevziinde bırakır 30'um geçmeye başlamışsa da senle evlenmek isterdim.
0
dafaisss
(01.09.16)
@mahone teşekkürler
@batuhanolabilir +1
@köstebek kurabiye teşekkür ederim
@apocalypse hiç bir şeyi olmuyorum :)
@dafaisss bekarım henüz :)
0
🌸siyahbeyaz1903
(01.09.16)
bir de neye göre söylediğimi bilmiyorum ama tam bir beşiktaş taraftarısın,
beşiktaş taraftarı diyince saçı sakalı giyimi kuşamıyla neden bilmem senin gibi birisi canlanıyo gözümde ^^ niye olduğunu bilmiyorum ama bu da tuhaf şey
0
dafaisss
(01.09.16)
@dafaisss doğru bildin.fanatik beşiktaşlıyım.hatta fotoyu bilerek atmadım itici kaçar belki diye.beşiktaşlı adam klas adamdır ayrıca o yüzden öyle düşünmüş olabilirsin.:)
0
🌸siyahbeyaz1903
(01.09.16)
yazmayayım demiştim de @dafaisss yazınca kendimi tutamadım görür görmez kesin beşiktaşlı dedim fotoğrafı kapatınca nicki fark edip gülümsedim, bu nasıl bir beşiktaşlılık ki hemen fark ediliyor. tebrikler ne diyim :)
0
sen de git sen de unut
(01.09.16)
(5)

askere gitmek istenildiğinde süreç nasıl işliyor.

Caaannn
örneğin dün başvurdum kasım ortasında gitmem gerekiyor tarih olarak öyle denk düşüyor.peki bundan sonra acemi birliğinin nerede olacağı falan ne zaman öğreniliyor?
örneğin dün başvurdum kasım ortasında gitmem gerekiyor tarih olarak öyle denk düşüyor.

peki bundan sonra acemi birliğinin nerede olacağı falan ne zaman öğreniliyor?
0
Caaannn
(01.09.16)
e devletten ögreneceksin. ekim ayında falan acıklanır
0
all girls dream
(01.09.16)
2014 kasım celbi 24 ekim günü açıklanmıştı. hemen hemen yine benzer tarihlerde olacaktır. e-devlet şifreni elinde tut. celp dönemi ile ilgili forumdonanımhaber konularını takip et.
0
rain when i die
(01.09.16)
27 ekimde en geç belli olur dediler bana, e devletten. onu beceremezsen de gel söyleriz dediler.
0
dafaisss
(01.09.16)
Tepelerde asker tanıdığın varsa ona sor sisteme baktırsın. Çok önceden belli oluyor öyle şeyler.
0
kupigometa
(01.09.16)
1-2 yıl önce azteklik için sınav vardı ama kalktı o sanırım. yoksa ona gidecektin.

şimdi açıklanma tarihini bekleyeceksin herhalde. o gece de site kitleniyor filan sabaha karşı anca öğrenirsin zaten.
0
eindaclub
(01.09.16)
(18)

1. geleneksel anonymice ifşası

anonymice
Bu mutlu günümüzün hayırlara vesile olmasını hakk'tan diliyor ve ilk ifşamı yapıyorum.not: fake söz konusu değil, fotograf yuzde 101 benim.
Bu mutlu günümüzün hayırlara vesile olmasını hakk'tan diliyor ve ilk ifşamı yapıyorum.

not: fake söz konusu değil, fotograf yuzde 101 benim.
0
anonymice
(31.08.16)
aha tanıyorum valla.
0
mahone
(31.08.16)
aha ben de tanıdım. cool bro
0
kupigometa
(31.08.16)
Genç bir baba tipi var.
0
tosiba
(31.08.16)
@amsterdam karıstırma oraları:)
0
🌸anonymice
(31.08.16)
o değilde ben seni troll sanıyordum. hani troll de değil, nasıl anlatsam. işte böyle çok boş beleş birisi falan diye hayal ediyordum. halbuki bildiğimiz insanmışsın.

niye öyle sanıyordum bilmiyorum ama.
0
mahone
(31.08.16)
@mahone

abi beyin yapım troll'e yakınsıyorsa benim suçum ne:( Allah baba böyle yaratmış :(
0
🌸anonymice
(31.08.16)
ben seni ergen sanıyordum. sende bayağı aile babası tipi varmış.
0
köstebek kurabiye
(31.08.16)
@köstebek

Teşekkür ederim, iyi bir sey oldugunu varsayıyorum :)
0
🌸anonymice
(31.08.16)
gulen gozler 2016, raki masasinda kihkih gulup kritik anlarda beklenmedik sakalar yapiyosun di mi?
0
evde liyakat kalmamis
(31.08.16)
@ evde liyakat

aa nerden bildinn??? :)
0
🌸anonymice
(31.08.16)
ben de seni troll sanıyordum değilmiymişssin iyi iyi güzel bu da
0
limoncello
(31.08.16)
@limoncello

duyuruda illa torontoda yenilecek içilecek yer mi sormamız gerekiyor troll olmamak için?

Yani azcık ilginç şeyler yapınca hemen troll damgası...anlamlandıramıyorum..
0
🌸anonymice
(31.08.16)
bakışların sinsiliğinin tatlılığı
0
jonestown
(31.08.16)
Ya boyle gulmekten konusamayacakmisiz gibi hissettim bakinca :D
0
kuehles blondes
(01.09.16)
@kuehles blondes

ben ciddi bir müesseseyim :p
0
🌸anonymice
(01.09.16)
ben seni minnak bi kız sanardım. sen acun ılıcalı çıktın.
0
qazedcsrfvtyhngujmkol
(01.09.16)
@piukh teşekkür ederim.ama neden sildin?

@qazed/ abi kaderimizde benzese Acunla super olacak
0
🌸anonymice
(01.09.16)
anonym kısmı tamam da mice ı ıh
fotoğraf dile gelse:
- bakmayın sıradan görünüyom ama ona göre haaa!
0
dafaisss
(01.09.16)
(3)

osmanlıca bilmek

qazedcsrfvtyhngujmkol
arap ve fars diline ilgisi olan her türkün otomatikman edindiği bir kazanım lakin çoğumuzda yok. tekabüle tekamül diyen mi ararsın bir sürü var. arap ve farsçaya fazla girmeden nasıl bu eski kelimelerin anlamını kavrarım kullanmasam bile. hangisinin doğru olduğunu bileyim en azından ya. türk sanat m
arap ve fars diline ilgisi olan her türkün otomatikman edindiği bir kazanım lakin çoğumuzda yok. tekabüle tekamül diyen mi ararsın bir sürü var. arap ve farsçaya fazla girmeden nasıl bu eski kelimelerin anlamını kavrarım kullanmasam bile. hangisinin doğru olduğunu bileyim en azından ya. türk sanat müziği falan dinlesem belki az bişey anlarım başka önerisi olan var mı.
0
qazedcsrfvtyhngujmkol
(30.08.16)
elifba öğren, sonra kelimelerin birbirleriyle alakalarını öğren.
mesela
tekamül: kamil, kemal ile alakalı. (kökü kef-mim-lam)
tekabül: kabul, mukabil, makbul, istikbal birbiriyle alakalı. (kökü kaf-be-lam)
yani elifbayı öğrenmesen bile birbirleriyle anlam bağı olanları öğrendin mi karıştırmazsın, öğrenirsen de daha kavi hale gelir.
0
dafaisss
(30.08.16)
Yabancı dil öğrenirken olduğu gibi kitap okuyacaksınız bol bol. Türk sanat müziği dinlemek yetersiz olması yanı sıra yanıltıcı da olabilir. Sözgelimi "Seni ben ellerin olsun diye mi sevdim," diye şarkı var. Halbuki "Seni ben ellerin olasın diye mi sevdim," demek gerekiyor. Edebiyat okuyacaksınız. Bir de zamannında anımsamadığım zatın biri Atatürk'ün Nutuk'u için "Osmanlıcanın son büyük eseri" gibisinden bir söz etmişti. Sadeleştirilmiş değil ama özgün metni (YKY baskısında hatalar falan da düzeltilmişti) okursanız faydasını görürsünüz. Bir de tabii eski şairlerimizin, Yahya Kemal, Tevfik Fikret vb. şiirlerini okursanız büyük faydasını görürsünüz. Okuyacak, anlamını bilmediğiniz şey çıktıkça Osmanlıca sözlüğe bakacaksınız.
0
microfiction
(30.08.16)
roman okuyarak. Ahmet Hamdi Tanpınar, Reşat Nuri Güntekin vb.
0
anten
(31.08.16)
(2)

eksik'li şiir

duseyazar
mümkünse ikinci yeniden, eksik temalı şiir önerisi olan var mı?
mümkünse ikinci yeniden, eksik temalı şiir önerisi olan var mı?
0
duseyazar
(29.08.16)
Umit Yasar Oguzcan, Ikinci Mektup
Bir kuple;

Yine de bir yerin eksik kalmali
Yeniden yollara dusmeliyim, onu aramaliyim
Ve tam seni tamamladigim anda olmeliyim.
0
yuzır
(29.08.16)
turgut uyar - alıntılarla
0
dafaisss
(29.08.16)
(2)

Revolver filmini anlamadım :/

pasaklıpepee
Filmi az önce bitirdim, sözlüklte yorumları falan da okudum ama anlamadım.Bu araca acayip beğendim sürükleyiciydi.Anlamama yardım etsenize :(
Filmi az önce bitirdim, sözlüklte yorumları falan da okudum ama anlamadım.

Bu araca acayip beğendim sürükleyiciydi.

Anlamama yardım etsenize :(
0
pasaklıpepee
(28.08.16)
anlatılcak bir tarafı yok ki,
şu sahneyi bir daha bir daha seyret
www.youtube.com
0
dafaisss
(28.08.16)
bir de bu sahneyi:
www.youtube.com
0
dafaisss
(28.08.16)
(12)

Boykot/Tercih Ettiğiniz Markalar

Batuhanolabilir
Boykot ettiğiniz markalar var mı? Ne gerekçe ile etmektesiniz?Büyük canavarlara direnen küçük yerel sermaye sahiplerini korumak maksatlı boykot ettiğim markalardan ikisi ülker ve kipa. UNO(Ülker) İzmirli ekmek üreticisi Karmez'i piyasadan silmeye epey yaklaştı.Yeşil sermayeye direnen Karmez'i özelli
Boykot ettiğiniz markalar var mı? Ne gerekçe ile etmektesiniz?

Büyük canavarlara direnen küçük yerel sermaye sahiplerini korumak maksatlı boykot ettiğim markalardan ikisi ülker ve kipa.


UNO(Ülker) İzmirli ekmek üreticisi Karmez'i piyasadan silmeye epey yaklaştı.
Yeşil sermayeye direnen Karmez'i özellikle tercih ederim.

Ayrıca Kipa da Pehlivanoğlu'nu bitirmeyi kafaya koymuş. Pehlivanoğlu'nu satın alamayınca finansal olarak tehdit etmiş. Pehlivan <3

Aydın doğan'ı sevmediğim için D&R'dan gıcık olduğum için de idefix'ten alışveriş yapmam
0
Batuhanolabilir
(27.08.16)
Nestle'yi boykot ediyorum, icme suyuna yaklasimi ve eskiden afrika'da yaptiklarina binaen.

Onun disinda avusturya'da bi yerellik vurgusu vardir hep. Param oldugu surece viyana ya da yakininda yetismis sebze-meyveleri alirim. Param bitince italyan domatesine talim tabi :D

Onun disinda turkiye'deyken de yerel markalar kullanirim istanbul disindaysam. Antalya'daki eve saka su vb yerine sural su filan.
Istanbul'da anca migros yerine ufak marketlerden aliyorum. Gerci o da cok yok ama olsun.
0
kuehles blondes
(27.08.16)
Hotiç ve Zeki Triko. Aşırı pahalı ve kalitesiz geliyor bana. Kendi çapımda tavırlıyım, almam.

Bu arada yer bulmuşken söyleyeyim Piyale marka makarna almayın.

29 yasındayım bu yaşa kadar bu kadar kötü makarna yemedim. Aldente yapmak mümkün değil, nasıl pişirirsen pişir lapa gibi,içi pişmemiş garip bir hamurumsu oluyor. Almayın başka bi şey demiyorum.
0
buzbebek
(27.08.16)
ohannesburger - 4-5 senelik müşterileriydim, önce zam yaptılar (eyvallah bunu yapabilirler) sonra "MÜŞTERİLER TABAKTAKİLERİ BİTİREMİYOR" diye menüden otu boku çıkardılar, çıkardıkları yetmiyomuş gibi ekstra ücretler istediler her şeye, böyle facebook'ta müşteri severiz samimiyiz tarzı paylaşımlar yapıp adam *** yerleri hiç sevmem. uzun zamandır da gitmiyorum.

mado - akp ile iç içe oldukları için
0
nice tnetennba
(27.08.16)
et-süt ürünleri satan büyük markalar pınar, sütaş.sütü haricinde diğer ürünleri yoğurt peynir ısıl işlem görmüş sucuk vs almıyorum.ülker'i almamaya çalışıyorum.torku ve yerel markaları almaya gayret gösteriyorum.mesela, diğer bölgelere yayıldı mı bilmiyorum ama izmir'de tiresüt hem yoğurt hem süt için favorim.
0
mungojerry
(27.08.16)
torku tayyipci degil mi ya?
ankara'da elizinn'e kimse sokamazdi beni
yorsan almazdim sendiklari iscileri isten atiyorlar
ataturk orman ciftligi butun urunleri her daim tercihim ayrica ankara'da ankara univ. ziraat fakultesinin urunleri satiliyor onlari almaya calisirdim.
h&m almiyorum, cocuk isci calistiriyorlar, zaten alan da ne aliyor bilemiyorum her sey polyester.
0
kassiopeia
(27.08.16)
Apple almamaya çalışırım. Kendi ekosistemi dışında hiç bir şeye değer vermeyip yokediyor.

türkiyede
migros - mağazasının içerisinde yumruk yedim. hiç bir şey yapmadılar.
0
kurnaz
(27.08.16)
Mado. Gezi olaylarından beri gitmedim; gitmem.
0
fraise
(27.08.16)
su: saka.
abur cubur için sırasıyla: ülker, eti ve torku.
içecekler: önce yerli malı, eğer yerli malı hiç yoksa yabancı markalar.

kendimce boykot ettiğim mekan: starbucks gibi özenti cenneti olan herhangi bir mekan. bir köşede mado, diğer köşede starbucks varsa, koşa koşa mado'ya girerim ille de girmem gerekiyorsa.
0
m e b
(27.08.16)
Mado - Kızılkayalar
0
amelie poulain
(28.08.16)
hepsini boykot ediyorum 6-7 sene oldu yeni kıyafet ve ayakkabı almadım, terzilerin ve ayakkabı tamircilerinin müptelasıyım, hayriyetten olur da denk gelirse çöpe atılmış kullanılabilcek cinsten kıyafetleri de tercih ettiğim oluyo

ayran ve su dışında paketli içecek içmem, onların da hepsini boykot ediyom
0
dafaisss
(28.08.16)
Pınar yoğurt almamaya çalışıyorum. Adamlar kendi kendini yok eden yoğurt yapmışlar. Kaseye döktüğün an yoğurt suya dönüşmeye başlıyor. Doğal ürün ayağına yenmeyecek şeyleri satıyorlar. Yoğurt dediğin hafif yoğun olur. Kipa'yı boykot etmem. Yaşadığım yerin çok yakınında var. Kuru pastaları çok iyi.
0
dissendium
(28.08.16)
Suta$. Iscilerine yaptigi zulmü unutmuyorum.
0
jedilance
(28.08.16)
(6)

Kedi buldum ama yardım

veritaslibertas
Eve yuruyorduk br yavru atladi onumuze. Sirnasti durdu cok tatli bir sey. Dayanamdim eve cikardim simdi.1 aylik değildir daha bence. Cok küçük. Nasil bakarim ben buna?Yikadim simdi bi ama gozlerinde de cok capak vardi bi de bi gozu kayik gibi. Hastalik mi var acaba ona da tedirgin oldum.Bir de aşı y
Eve yuruyorduk br yavru atladi onumuze. Sirnasti durdu cok tatli bir sey. Dayanamdim eve cikardim simdi.1 aylik değildir daha bence. Cok küçük.
Nasil bakarim ben buna?
Yikadim simdi bi ama gozlerinde de cok capak vardi bi de bi gozu kayik gibi. Hastalik mi var acaba ona da tedirgin oldum.
Bir de aşı yaptirmak gerektir buna ne kadar aşıları. Tuvalet aliskanligi da ogretilmesi lazim. Panik oldum simdi geri mi biraksam besleyip bshcede mi baksam.
Daha once hic kedim olmadi bi akil pls
0
veritaslibertas
(27.08.16)
Lan kolay lan..
Göz için tobrased veya muadili pomad.
Pire varsa düşük doz damla.
İç parazit için vet'e.
1 aylık olamaz; 2-3 arasıdır. Süt ver, suyla karıştır. Motoru bozarsa milupa devam sütü ucuz ve etkili, açık ayran kıvamında sulandırır verirsin en ufağın bi büyüğü bir şırınga ile.
0
kargn
(27.08.16)
anasından ayırmış olma da...
0
sutlu nescafe
(27.08.16)
tuvalet alışkanlığı için, kumunu takıldığı yerlerin yakınına koyun güvende hissedeceği bi köşe olsun, sonra alın kediyi, kuma koyun, patilerini tutup kumu eşeletin kumunu tanısın. sonra oraya yapması lazım tuvaletini. günde 1 kere de temizleyin.

kargn'ın dediği gibi 1 aylık olamaz, 2 3 arası birşeydir. 1 2 resim at bari :(
0
mhe guevara
(27.08.16)
önce bir veterinerle görüşün. eğer çok küçükse özel sütle beslenmesi lazım (sakın inek sütü vermeyin. veterinerlerde anne kedi süt tozu var. onu kullanın). tuvalet alışkanlığından önce tuvaletini yapıp yapmayı biliyor mu onu öğrenin.
kısaca hemen bir veterinere gösterin ufaklığı. kaç aylık, nelere ihtiyacı olur, neler yapmak gerekir, hepsini söyler.
not: annesinden ayırdıysanız anne onu tekrar kabul etmeyecektir. sizin bakmanız lazım.
0
tururo
(28.08.16)
sütü biberona koyun öyle verin, dediğin kadar küçükse daha yalayarak içmeyebilir.
bazısı biberonu ağzına dayayınca da içmiyo, ben bebek gibi kucağıma alarak içirmiştim yavru kedinin birine öyle, sanırım kalp atışını takip ediyo ondan. yani kucağınızda besliceniz. sonra büyüdükçe bildiğin kedi olcak zaten.
0
dafaisss
(28.08.16)
Selamlar,
Sagolun yanitlar icin yazamadim. Kedilerden anlayan bir dostumuza gosterdik 4-5haftalik anca dedi. Sutu kendi icebiliyor, sulandirip verdik. Mama aldik. Saldirarak yedi cok sevdi. Kum da aldik bir kere gosterdim islak peceteyle yaptirtmaya calistim bir kerede alisti, kendi gidip yapiyor. Inanilmaz oyuncu durmadan ayaklarimiza saldırıyor. Cok akilli bi kedi bence.
Goz damlasi da aldik iki tane gozleri de hemen kendine geldi. Duzenli kullaniyoruz simdi. Velhasil mutluyuz alistik bile:)
Veteriner kapaliydi bugun, goturemedim hafta ici goturecegiz hemen.

Bir de bir sey soracagim tuyleri ister istemez az az dökülüyor. Biraz da tuylu bir kedi. Ben de sanki bogazima tuy kacmis gibi hissediyorum hep sabahtan beri. Aşı falan da yaptiramadik daha. Bir sey bulasmaz bize degil mi tuyunden falan ne olabilir? 3 ayliga kadar asi yapilmazmis zaten sanirim
0
🌸veritaslibertas
(28.08.16)
(8)

türkiye mutfağı şöyle böyle...

sanat guresi
"türkiye mutfağı aslında (oldukça, sanıldığından) zayıf bir mutfaktır." iddiasında bulunan kişi ya da kişiler bu iddialarını nasıl temellendiriyor? siz bu fikirdeyseniz neden böyle düşünüyorsunuz?umarım meramımı anlatabilmişimdir. "hayır abi olur mu türk mutfağı süperdir çünkü..." diye gelmeyelim lü
"türkiye mutfağı aslında (oldukça, sanıldığından) zayıf bir mutfaktır." iddiasında bulunan kişi ya da kişiler bu iddialarını nasıl temellendiriyor? siz bu fikirdeyseniz neden böyle düşünüyorsunuz?

umarım meramımı anlatabilmişimdir. "hayır abi olur mu türk mutfağı süperdir çünkü..." diye gelmeyelim lütfen.

düzeltme: jangbogo'nun cevabı üzerine soruyu "türkiye mutfağı" olarak güncelliyorum. söz konusu bu insan güneydoğu mutfağı da dahil olmak üzere türkiye sınırları içerisinde gördüğümüz mutfağın zayıf olduğunu düşünüyor. niye?
0
sanat guresi
(27.08.16)
cogu yemegin temelinin yag sogan ve salcaya dayandigi icin olabilir.
0
nax
(27.08.16)
yemeklerde kullanılan etler çoğunlukla atık parça ve sıyırma etlerden oluşuyor. kıyma vb. etler de baharatlarla kötü kokularından arındırılıp et dye ekmekle harmanlanıp iteleniyor. güzel mi güzel. köfte patates pilav dünyanın en güzel yemeği. karşıdan bak dediğin için böyle yazdım.
0
karlmarx
(27.08.16)
türk mutfağı derken güneydoğu'yu daha doğrusu mezopotamya (kürt-türk mevzusundan bahsetmiyorum) mutfağını ayrı tuttuğunu varsayarak söylüyorum.

türkler göçebe bir millet, zira yakın zamana kadar anadolu da öyle, pek şehirleşme yok. bu da mutfak kültürünü kolaycılığa hapsediyor. yazın başka kışın başka yerde yaşayan veya sürekli konan göçen adam hayvanı kesip yiyecektir veya tuzlayıp saklayacaktır. değişik sebzeler ve baharatlar elde etmeye vakti ve de imkanı olmayacaktır. dikkat edersen zengin mutfaklar genelde yerleşik kültürlerden çıkıyor, çin, hint, mezopotamya, fransız, meksikalı vs.
0
jangbogo
(27.08.16)
türk mutfağı dediğimize dışarıdan bakalım:
kebap lahmacun lahmacun kebap adana kebap iskender kebap lahmacun
kimsenin haberi yok, zira birbirimizden de haberimiz yok, mardinlilerin türlü acayip lezzetli yemekleri var ama mardinli bir arkadaşım var o olmasa duyma imkanım olabileceğini zannetmiyorum
siz türkler nasıl derler: piar çalışması eksikliği bile değil yokluğu
0
dafaisss
(27.08.16)
turk mutfagi ya da anadolu mutfagi, diger akdeniz ulkelerinin mutfagi kadar zengindir. pekcok kisi, italya diyince makarna ve pizza disinda adamlarin yemeklerini pek bilmez. yurtdisinda bulunan birisi de sadece donercileri ziyaret ettiyse, bizim yemeklerimizi bilmez. yoreden yoreye farkli yemekler var, her yorede guzel yemekler var. Diyarbakir'in, mardin'in yemekleri ayri guzel; antep'in adana'nin ege'nin yemekleri ayri guzel. suanki kendini turk kabul edenlerin cogu, turkler anadolu'ya gelmeden once bu bolgede yasayanlarin torunlari. bu da anadolu'daki pekcok lezzette onlarin payini da gosterir. ve sunu unutmamak gerekir, gunumuzdeki yemekler 15-16.yy sonrasi yaratildi diyelim de o zaman herkesin anadolu yemeklerinde biraz da olsa katkisi oldugunu anlatmis olalim.
0
ubi dubium ibi libertas
(27.08.16)
Meshur ispanyol mutfagi da sarimsak, domates, zeytinyagindna olusur ve cogunlukla isci yemekleridir. O nedenle turk mutfagini asagilayanlari anlamiyorum. Hatta bir riavyete gore david backham'in ispanya'dan ayrilmasinin sebebi victoria'nin sarimsak kokusundan artik tiksinmesiymis

Adana kebaba bok atanlar benc ebir osmanli sarayinda neler pisiyormus baksinlar. Turk mutfagi 3-5 kebaptan ibaret degil. Osmanlilar bunu kayit altina almadigindan su anda tam olarak tarifleri bilemiyoruz ve pazarlayamiyoruz. Esas sebebi budur. Yoksa tartare'dan cok daha sofistike yemeklerimiz var
0
la noix
(27.08.16)
evet, tam vermeyin dediğim cevabı vermişsiniz. hadi "tanınmıyor, bilinmiyor" savunması bir nebze de ne siyaseti arkadaş? jangbogo'nun cevabı oku. bu arada lahmacun nedir mesela? at üstünde mi o da gelmiş orta asya'dan?
0
🌸sanat guresi
(29.08.16)
nax'ın dediği şekilde söylediler bana. 'Çoğu yemek soğanla salçayı kavur, üstüne yemekle suyunu ekle' şeklinde karşı çıktılar. Açıkçası ben de çok bilgili değilim zaten bu konuda; çok fazla argüman bulamadım. Sadece 'Gaziantep'in yüzlerce yöresel yemeği olduğunu söylüyorlar. Mantı, lahmacun, kısır, vb.' dedim. Gerçekten de Gaziantep'te 250'den fazla yerel yemek varmış. 'Türkiye mutfağı fakirdir' demek biraz haksızlık olur ama o zenginliği ben kendi adıma pek tanımıyorum. Bir arkadaşım bir Hatay sofrasına götürdü. Kerebiç diye bir şeyi ilk defa orada gördüm mesela. Beğenmedim tadını ama kim bilir yemediğim ve kaçırdığım neler var. Ben de dafaisss'e hak veriyorum bu noktada. Yemek varmış ama biz tanımıyoruz. Bu kadar kültürün kesişim noktasındaki bir yerin mutfağı çok da fakir olmasa gerek.
0
aychovsky
(29.08.16)
(2)

sürekli ismini unuttuğum balkan filmi

dafaisss
fransız bir kız hangi ülkeden unuttum fransadayken tanışıp aşık olduğu balkan erkeğinin peşinden onun ülkesine gidiyo arkadaşıyla, hamile kalmış bir de o adamdan.filmde ölüler karnavalı minvalinde geçit töreni vardı, herkes ölüleri zombileri anıştıran çağrıştıran maskeler takmış dans falan ediyodu v
fransız bir kız hangi ülkeden unuttum fransadayken tanışıp aşık olduğu balkan erkeğinin peşinden onun ülkesine gidiyo arkadaşıyla, hamile kalmış bir de o adamdan.

filmde ölüler karnavalı minvalinde geçit töreni vardı, herkes ölüleri zombileri anıştıran çağrıştıran maskeler takmış dans falan ediyodu ve kız o sahnede kalabalğın arasında savurup duruyodu kendini.

neydi ismi neydi?
0
dafaisss
(27.08.16)
gadjo dilo mu? erkek fransız ama? izlemedim de.
0
sanat guresi
(27.08.16)
o değil ama tony gatlif söylemenle hatırladım
transylvania
0
🌸dafaisss
(27.08.16)
(10)

alkol vs. sex

nicky nick
Alkol almadan karşı cinsle birlikte olamıyorum. Bildiğin iğreniyorum. Öpüşmek bile iğrenç geliyor. Konuşmaları bile beynimi ütülüyor. Bu durumu aşmak için ne yapmak lazım? Psikiyatr mı?Not: Er kişisiyim.
Alkol almadan karşı cinsle birlikte olamıyorum. Bildiğin iğreniyorum. Öpüşmek bile iğrenç geliyor. Konuşmaları bile beynimi ütülüyor. Bu durumu aşmak için ne yapmak lazım? Psikiyatr mı?
Not: Er kişisiyim.
0
nicky nick
(26.08.16)
sevişmemek.kesin çözüm.
0
mungojerry
(26.08.16)
gay olabilirsin
aseksüel olabilirsin
cinsel yönelim bozuklukların da olabilir. objelere vs
psikiyatra git.
0
shotgunwoman
(26.08.16)
hiç aşık oldun mu? evetse onunla nasıldı? hayırsa belki hissiz sevişmeler sana göre değildir.
0
eksi sozlugun tatli insani
(26.08.16)
karşındakini normalde çekici bulmuyor olabilirsin. bazı konularda aletimizin sesine kulak vermeliyiz.
0
zgrydn
(26.08.16)
Çekici gelenden, bulmak istediğin, yatmak istediğin, etkilendiğin kızlardan farklı tiplerle, kendi deyiminle patateslerle yattığın için olabilir mi?
0
awareim
(27.08.16)
alkol almadan seksi ben de sevmiyorum. alkollü olunca her şey daha rahat, daha çekici geliyo bana. hareketler daha rahat filan.

sabah seksini tenzih ederim. şüphesiz ki o sekslerin en iyisidir.
0
spirit crusher
(27.08.16)
ben de çekiniyorum galiba.
0
qazedcsrfvtyhngujmkol
(27.08.16)
hemen söyleniveren eşcinsel aseksüel vsvs'lere takılma.
benim tahminimse:
erkekliğin erilliğin o kadar baskılı engelli ki, ki sana has da değil kadınları koruycaz kadın hakları kadınlar rahatça her istediklerini giyebilsin derken utanmasalar hadım edicekler,
aha işte hastalık üreten bu tavra örnek
gaiadergi.com
sende bundan öyle böyle nasibini almışsın; sonucu da mesela dediğin durum oluyo.

psikiyatrı bilmem ama kendine serseri hoyrat hatta hödük tavırları olan bir arkadaş bul, gidin orda burda kızlara laf atın öküz öküz laflar atın ama gaza gelip kimseyi de elleşmeye falan kalkmayın; öyle öyle değişirsin.

neye atfen söyledim, dayanağım:
(bkz: sistematik duyarsızlaştırma)

böyle böyle o baskılanmayla cinsellikten iğrenen yanını bir kozayı terkedermişçesine terkediceksin.
0
dafaisss
(27.08.16)
bakterisel saçmalıkları da ciddiye alma derim. :) ona kaldıysa işimiz yerimizden kıpırdamamamız lazım. mutfakların bile banyodan daha çok bakteriye sahip olduğu bilinir çünkü. ya kendini sorgulayacaksın ya da bunun için yardım alacaksın, aynen.
0
matrix
(27.08.16)
Belki de alkol fetişi gibi bir durumun vardır. Alkol yükseltiyordur seni.

Soruna cevap; evet kesinlikle psikiyatr. Özellikle cinsel terapide uzmanlaşmış biri.

Not: Kadınlardan bahsediyorsan, çok büyük bir kısmı gerçekten insani olarak iğrenç, konuşmaları gerçekten beyin yakacak düzeyde. O konuda sorun yok da birlikte ol-a-maman problem :)
0
plajda baretle dolasan muhendis
(27.08.16)
(13)

bilimli film önerisi

uyusam iyi olur
bilimli, atomlu, elektronlu veya karadelikli film izlemek istedi canım. önerilerinizi bekliyorum
bilimli, atomlu, elektronlu veya karadelikli film izlemek istedi canım. önerilerinizi bekliyorum
0
uyusam iyi olur
(26.08.16)
Powder - www.imdb.com
0
conrad moricand
(26.08.16)
@conrad maalesef izledim
0
🌸uyusam iyi olur
(26.08.16)
hasmetizm 2046
(26.08.16)
The Thirteenth Floor (1999)
0
RedGoldGreen
(26.08.16)
bilindik bi film ama yine de önereyim, contact
0
mungojerry
(26.08.16)
primer vardı ama?
bir de i origins.
0
sanat guresi
(27.08.16)
Thirteen floor, primer izledim bu filmleri. Contact filmini izlemedim ama nedense dandikmiş gibi geliyor.
0
🌸uyusam iyi olur
(27.08.16)
abi bence uyusan iyi olur :P

midnight speacial
0
eksi sozlugun tatli insani
(27.08.16)
Contact'a dandik diyen adamı Kozmos çarpar.

Bilime meraklı insanların kaçırmaması gereken çok iyi bir film.
0
himmet dayi
(27.08.16)
Contact filmini izleyeyim o zaman olumlu yorumlar yapmışlar.
0
🌸uyusam iyi olur
(27.08.16)
inceden sırlar dünyası hissi veriyo ikaz edeyim ama ben yine de sevmiştim:
I origins
0
dafaisss
(27.08.16)
Sphere
0
kreatin
(27.08.16)
Contact +1 powder +1
0
arph
(27.08.16)
(7)

bu söz kime ait? orijinali hangi dilde?

Yochanan
..Lisana hâkim olan kelimelere de hâkim olur, kelimelerin hükümdarı onların tarif ettiği kıssaların da sahibidir elbet...Teşekkür ederim
..Lisana hâkim olan kelimelere de hâkim olur, kelimelerin hükümdarı onların tarif ettiği kıssaların da sahibidir elbet...

Teşekkür ederim
0
Yochanan
(26.08.16)
uydurmadır.

bende öyle arada sosyal medya hesaplarımda 5 dakika önce kendi yazdığım sözlerin altına "mevlana", "che", "charles darwin", "albert einstein" filan yazıyorum.
0
kurnaz
(26.08.16)
bu arada böyle sözlerin %99 u uydurma.

benim aklıma hep şu geliyor böyle sözlerde, ve varolduğu söylenen diyaloglarda.

www.uludagsozluk.com
0
kurnaz
(26.08.16)
platon olabilir sankim.
edit:
devlet'te okumuş olabilirim.
edit2: şimdi pdf sini bulup baktım da, platon devlet değilmiş.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(26.08.16)
eflatunu anıştırdı bana da ama devlet değil, kratylos isimli diyalogu
0
dafaisss
(27.08.16)
Cevaplariniz icin cok tesekkur ederim.

Bu sozu 2014 Temmuz'unda Facebook sayfamda paylasmisim. Buyuk ihtimalle o gunlerde okudugum Turkce bir kitapta Ingilizce, Fransizca ya da Latince bir giris cumlesiydi. Cunku oturup (ya kendi kendime Ingilizce'den, ya da internet yardimiyla baska bir dilden) tercume ettigimi, "dil" yerine "lisan", "hikaye" yerine "kissa", "sozcuk" yerine "kelime" deyislerini sectigimi cok net hatirliyorum. Bir de aslini bulabilsem.

Belki de evdeki nadir ve buyuk Quotation kitabindir. Maalesef kitaptan kilometlerce uzagim. Bir bulunursa orijinali cok memnun olacagim.

Tesekkurler
0
🌸Yochanan
(27.08.16)
Sen Quotation kitabından almış olsan da başka bir yerden alınmış sonuçta. Cümleyi ben de hatırlıyorum. Kelimesi kelimesine değil, anlam olarak. Platonu 25-30 yıl kadar önce okumuştum, çok emin değilim haliyle ama görüş onun gibi geliyor bana.
dafaisss yazdıktan sonra evet orada olmalı devlet ne alaka demiştim kendi kendime. o kitaba baktın mı? pdf sini bulamadım nette bulsam bakacaktım.

belki de bir dil eğitim broşüründe ya da internet sitesinde okuduk...
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(27.08.16)
Kratylos'a bakacagim. Cok tesekkur ederim.
0
🌸Yochanan
(27.08.16)
(6)

Kişisel Eşyalarınızı Nasıl Taşıyorsunuz?

mertozkoy
Merhabaİki cep telefonum var. Pantolan cebine sığmıyorlar haliyle elde taşımak zorunda kalıyorum.Ufak el çantaları var biliyorum ama bir yerde unutacağımdan eminim o nedenle kullanmak istemiyorum. Sırt çantası da bombacı gibi dikkat çektiriyor.Siz kişisel eşyalarınızı nasıl taşıyorsunuz acaba?Saygıl
Merhaba

İki cep telefonum var. Pantolan cebine sığmıyorlar haliyle elde taşımak zorunda kalıyorum.

Ufak el çantaları var biliyorum ama bir yerde unutacağımdan eminim o nedenle kullanmak istemiyorum. Sırt çantası da bombacı gibi dikkat çektiriyor.

Siz kişisel eşyalarınızı nasıl taşıyorsunuz acaba?

Saygılar
0
mertozkoy
(25.08.16)
anlatımından erkek olduğun sonucuna varıyorum. ben küçük bir yan çanta kullanıyorum. yan çanta hayat kurtarır :)
0
re noreno
(25.08.16)
cebe sığmayan cep telefonu varlık amacına ters.
telefonu değiştir.
cüzdan ile her şeyi halletmeye çalış, alış
0
zugas
(25.08.16)
taşınabilir olacak şekilde alıp kullanıyorum
0
lonelyman
(25.08.16)
Bende sırf bu sebepten ötürü note 4 satıp iphone se aldım. Cüzdanı da ufak bir kartvizitlik tarzında bir şey ile değiştirdim. Yanımda max. 50 TL taşırım fazlasını taşımam. Anahtar göt cebine telefon sağ cüzdan sol. Sol göt cebime de bozukluk olursa.
0
gozu acik sevisen yahudi
(25.08.16)
kargo pantolon, galiba ismi buydu bacağında bissürü cebi olanından
0
dafaisss
(25.08.16)
Ben de çanta taşıyordum ancak bir süre sonra sıkıldım, iş yerim yakın olduğu için telefon ve anahtarı elime alıyorum, gayet iyi oluyor. zaruri kartlarımı da cüzdansız cebime koyup gidiyorum.
0
va
(25.08.16)
(9)

[Çizim] Sürreal algılarımdan esinlenme

matrix
http://i.hizliresim.com/Y4JD6E.jpgbu arada her gün 1 çiziktirme yükler oldum şaka maka. bu durum oy çoğunluğu ile "çok fazla" olarak algılanırsa 2-3 günde bir yükleye de bilirim. malum halkımız pek bir gergin. (bkz: neden ifşa yapılıyor? neden bu kadar sık ifşa yapılıyor? şeysi.. hehe..)
i.hizliresim.com

bu arada her gün 1 çiziktirme yükler oldum şaka maka. bu durum oy çoğunluğu ile "çok fazla" olarak algılanırsa 2-3 günde bir yükleye de bilirim. malum halkımız pek bir gergin. (bkz: neden ifşa yapılıyor? neden bu kadar sık ifşa yapılıyor? şeysi.. hehe..)
0
matrix
(25.08.16)
aklı uçkuruna kaçmış adam tasviri ile @matrix'i kutluyorum, mükemmel bir çalışma :)
0
tosiba
(25.08.16)
@tosiba;

eyvallah^^

@üğpoıuy:

ne bırakacağım be. sanki bundan ekmek yiyoruz. ya da birilerinin parasını alıyoruz. marvel'de mi çalışıyorum ben ehuehue. hobi bu hobi. en başta ben beğeniyorum zaten. maksat paylaşım. yoksa yıllardır "ya sen neden güzel sanatlara gitmedin ki" demelerine rağmen hiç oralı da olmadım hani. bir gün çok efsane şeyler çizdiğim zaman bu paylaşımlar "tey tey teyy nerden nereyeeee" dedirtecek, egomu okşayacak alaaddin'in sihirli lambasını okşar gibi tatlı tatlı.
0
🌸matrix
(25.08.16)
neden gösterme gereği duyuyorsun? sadece merak ettim.
0
sir gawain
(25.08.16)
Pascal Nouma'yı hiç sevmem. Böyle robotik bir adama böyle sade bir don hiç olmamış.
0
dissendium
(25.08.16)
eğer bu sensen güzel olmuş, sen değilsen güzel olmamış ^^
0
dafaisss
(25.08.16)
@sir gawain:

bu soru güzel bir soru aslında. kişisel gelişimde insanın kendini ve evreni sorgulamasına kadar götürebilir işi araç olarak. neden x görünüşte ve renkte bir tişört giyip sokağa çıktığımızla da alakalı olabilir bunun cevabı. tek mutlak bir cevabı var mı inan bilemiyorum. galiba etkileşim sağlayabildiği için benimkisi. domino taşı gibi. ben ortaya bir taş koyup devirmiş oluyorum ve sonrasında olacakların gözlemi gibi. bir tür "merak" alanı yaratmış oluyorum sanırım hayatımın içinde.

@dissendium:

futboldan hiç anlamam. tanımam da futbolcuları. çizerken hiç aklımda değildi o, ama benzemiş olabilir rastlantısal olarak. :) seneler önceki çizimler bunlar zaten. hele ki sonraki paylaşımlarda bir tane çizim atacağım ki şaşırdım oradaki benzerliğe. 3 adam çizmişim. birisi dayyip'e, diğeri abdullah kül'e benzemiş. 3.yü benzetemedim. onu sizlerden isteyeceğim :)

@dafaisss:

:) o zaman olmamış. ben daha kıllı biriyim. saç sakal. bir de solağım.
0
🌸matrix
(25.08.16)
yok aslında kendini böyle algılıyosan ve onu çiziyosan, demek istemiştim eğer sensen derken :)
0
dafaisss
(25.08.16)
@üğpoıuy:

ilkokul değil de ilk olarak orta okul öğretmenimiz demeye başlamıştı. sonrasında da epey bir kişi dedi işte. hatırlatmış oldun bu arada, ahh ahh ne kadındı ama orta okul öğretmenimiz. hükümet gibi bir kadındı ama aynı zamanda çok duru bir şeydi. ne çizdiysem hepsini aldı, o günlerden bir tane bir şey kalmadı. su testisi boyadık mesela vernikli falan onu bile aldı. sınıftakilere anlatırken hep benimkiler üzerinden gösterim yapıyordu falan. okşanan egomu seviyorum bu arada. çünkü o okşandıkça su yüzüne çıkmış oluyor ve benim de onu tokatlamam çok daha kolay oluyor. iyice şamar oğlanına dönüştürdüm onu. köpeğim gibi böyle atıyorum topu "oğlum fiyuu fiyuu yakala getir" falan diyorum, her seferinde de kanıyor bunlara şapşik.

@dafaisss:

hıı şimdi oldu. başlıktan ötürü. o şu şekilde. baktığım gerçekliği bozmayı seviyorum genelde. onunla oynamayı. mesela az önce mutfaktaki çaydanlık ayaklandı geldi yanıma kadar, bıyıkları falan da vardı böyle. olm dedim, madem 40 yılın başı mutfaktan ayaklanıp geleceğin tuttu, neden ekmek arası bi peynir falan bir şey getirmedin dedi. iyi de abi sen kendin diyorsun işte, ayaklandım ben sadece, ellerim olmadı ki dedi. tamam şimdi gidebilirsin, bir daha olmasın dedim. çay demi dökmüş kedi gibi boynunu büküp gitti. bu çizimi de sokakta donuyla dolaşan ağlayan bir çocuk görüp esinlenmiştim. çocuk bir anda büyüse nasıl görünür acaba? dyerekten. neyse uzattım biliyorum. gideyim de mutfağa çaydanlığın gönlünü alayım. belki o zaman bana bir bardak çay verir hem, belli mi olur? ^^
0
🌸matrix
(25.08.16)
Geneline bakınca amatör görünse de detaylarda gayet başarılı noktalar var. Onedio'da ara ara koyuyorlar, iyi çizerlerin aynı nesne yada sahneyi beş/on yıl önce ve sonra nasıl çizdiğini, sonuçlar müthiş çoğunlukla. Özetle çizmeye devam etmelisin bence.
0
manuel mandalina
(25.08.16)
(12)

determinizm

yasli ateist
Aşağıda benzer bir soru vardı, oradan aklıma geldi sorayım dedim.Kuantum mekaniğinin birçok yorumu var ve bunların çoğuna göre deterministik olmayan bir yapıya sahip bir evrendeyiz. Bu sonuç çıkarılırken genelde üzerinde durulan nokta gözlem. Heisenberg belirsizlik ilkesi gereğince yaptığımız gözlem
Aşağıda benzer bir soru vardı, oradan aklıma geldi sorayım dedim.

Kuantum mekaniğinin birçok yorumu var ve bunların çoğuna göre deterministik olmayan bir yapıya sahip bir evrendeyiz. Bu sonuç çıkarılırken genelde üzerinde durulan nokta gözlem. Heisenberg belirsizlik ilkesi gereğince yaptığımız gözlemler, gözlemlediklerimiz üzerinde etki yarattığından olaya müdahil olmuş oluyoruz ve ortaya sadece bir olasılık kuşağı çıkıyor.

Evet bu durum geleceği tahmin etmemizi imkansız kılıyor. Ama gelecek orada duruyor. Demek istediğim şey, her ne kadar geleceği tahmin edemesek de, gelecekte olacak şeylere neden olacak şeyler şu an burada ve geleceği şekillendirecek şeyler onların ta kendisi. Yani ortada bi nedensellik var. Ben gözlemleyemesem de, şu anki olan şeyler, geleceği biçimlendiriyor. Bu durumda ortada bir kaderin olduğunu söylemek ne kadar yanlış olabilir ki? Nedensellik yoktur diyebilir miyiz? Diyebilirsek neye göre?

Hadi terminolojiye popüler bilim kitapları seviyesinde hakimim, ufak bir açıklamayla beraber linklerinizi bekliyorum.
0
yasli ateist
(24.08.16)
@üğpoıuy, neden ki? Bence tam oturan bir kelime. Elbette dinlerdeki seçim bazlı kader sisteminden bahsetmiyorum. Nedenselliğin getirdiği kaderden bahsediyorum.
0
🌸yasli ateist
(24.08.16)
Olayın gelecekle ilgisini anlamadım. Belirsizlik durumuna ölçme yöntemi neden oluyor diye biliyorum. Bir gün parçacığın doğasına etki etmeyen bir ölçme yöntemi bulunursa bu durum değerini yitirebilir.
0
dissendium
(24.08.16)
bu teolojik bir konu. determinizm dediğimizin zuhur edişi de öyle.
sonra kader demişsin, bizim kader dediğimizin gavurlardaki determinizm ile nedensellik ile doğrudan alakası yok, onlar olaya "predestination" olarak ele almışlar, onlar dediğim protestanlar, mesela katoliklerin teolojisinde "kader dediğimiz" neye tekabül ediyor bilmiyorum. ama predestination senin bütün yaşayacaklarını harfiyen planlamış tanrı demek, sen adeta sana yazılmış bir senaryoyu oynuyosun.

kısacası, bu mevzular teolojik tartışmalar ve esaslı bir okuma peşindeysen hristiyanların teolojilerini dönem dönem okumak lazım bugüne değin. sonra onların felsefedeki karşılıkları ve uzantıları.
0
dafaisss
(24.08.16)
rastgelelik denebilir sanki.
0
mungojerry
(24.08.16)
Konuya teorik fizikten girildiğine göre, tipik bir felsefi tartışma olduğunu unutmamak gerekir. Fizik hakkında bilgilerim oldukça kısıtlı, 1-2 felsefi noktalaya değineyim. a => x şeması nedensellik. Ancak a-b-c-d-e-(...) => x ise nedensellik değil contingency. Yani bugün gerçekleşen olaylar gelecekteki yapı ve olayları oluşturur ancak bu oluşturma sürecinin sonucunda zorunlu nedensellik (bütün nedenlerin ve nedensellik ilişkilerinin açığa çıkartılması) ortaya konamaz. Yani senin neden ya da nedensellik olarak sunduğun şey sadece bir perspektiften ibarettir. Hiçbir zaman onu evrensel ve genelgeçer kılamazsın; öyleymiş gibi davransan bile.

Burada kader var diyemeyiz, çünkü şu anda olan olayların gelecekte hangi bileşimleri oluşturacağını kestiremiyoruz. Üstelik eğer bu olayların birer bilinçleri olsaydı (ki bazı aktörlerin bilinçleri var) onlar da neyle sonuçlanacağını kestiremezlerdi (tarih amaçlar ile sonuçlar arasındaki uyuşmazlığın tarihidir neredeyse; hem bireysel hem de toplumsal düzeyde). Bahsedilen düşünce, yani bugünün olaylarının geleceği şekillendirmesi sadece formal bir tanım. Yani dili düşünürsen bir gramer gibi işliyor. Sadece sınırları çiziyor ancak hiçbir anlamı yok. Bu sebeple bu durum bir zorunluluk değildir. Zorunluluk içeriğin belirlenmesine ilişkindir, formun değil. Olayların şekillendirme sürecinin forma ilişkin olmaması (ki nedensellik içeriğe ilişkindir der) kaderin reddine bizi tekrar götürür.

Umarım anlatabilmişimdir. Ana sorun nedensellik kavramı ile neyin kast edildiğinin farkına varılmasıyla çözülüyor. Felsefe ve sosyal bilimler içinde kalınacaksa contingency/determinism, bireyselcilik/yapısalcılık gibi tartışmalara bakılabilir. Teorik fizikten devam edilecekse, fizik hakkında derin bilgilere sahip olmayanlar için yazılmış hawkings'in a brief history of time ile einstein'ın relativity kitapları okunabilir. Bu iki eser de contingency fikrinin içinde yer alan; sonucun aslında nedenden önce gelebileceği (sonucun kendi nedenini tayin etmesi- ki kaderin reddi için bir başka gösterge) fikrine bolca başvurmakta. Konu felsefenin ve fiziğin en ağır konularından biri. Kısa paragraflarda anlatmak ister istemez yazdıklarımda anlaşılmazlığa sürüklüyor. Ancak özellikle tartışmalardaki anahtar kelimeleri kullanmaya çalıştım, belki bu da bir işe yarar.
0
protector
(24.08.16)
çekilin fizikçi geldi.

"gelecekte olacak şeylere neden olacak şeyler şu an burada ve geleceği şekillendirecek şeyler onların ta kendisi"

bu yanlış işte. geleceği şekillendirecek atomaltı parçacıklarının davranışlarından bazıları, tamamen rastgele. ölçümden bağımsız, gözlemden bağımsız.

mesela dengesiz ve hareket etmeyen bir parçacığın, kendiliğinden parçalandığı anda ortaya çıkacak yeni ve küçük parçacıkların hareket yönü, tamamen rastgele oluyor. zamanında Einstein bile buna karşı gelmişti, "tanrı zar atmaz" diyerek. bir süre, bu "belirsiz" durumların, aslında bizim bilmediğimiz veya gözlemleyemediğimiz ufak değişkenlere bağlı olduğu, parçacığın tüm detaylarını tam olarak bilirsek ve gözlemlersek, dağıldığı anda ortaya çıkacak parçacıkların ne tarafa ahreket edeceğini bilebileceğimiz zannediliyordu. Bunun adı da "gizli değişken teorisi" idi:

en.wikipedia.org

Ancak artık bu teori çürütüldü, kuantum mekaniğinin belirli kısımlarının tamamen rastgele olduğu; gizli değişkenlere, yani ölçülebilir veya ölçülemez ön koşullara bağlı olmadığı kabul edildi.

Büyük olaylarda bu olasılıklar converge ediyor (türkçesi yakınsamak sanırım). Yani bir topa bi taraftan vurunca topun nereye gideceği belli. Ancak bir pozitrona bir elektronla vurunca, ortaya çıkacak fotonların hareket yönü, ölçümden veya ön koşullardan bağımsız olarak, rastgele oluyor.

özetle, doğanın kendisi bile bir saniye sonra ne olacağını bilmiyor. o yüzden kader diye bişey yok.
0
harzem
(24.08.16)
@harzem, güzel cevabın için çok teşekkürler fakat takıldığım noktalar var.

"mesela dengesiz ve hareket etmeyen bir parçacığın, kendiliğinden parçalandığı anda ortaya çıkacak yeni ve küçük parçacıkların hareket yönü, tamamen rastgele oluyor."
ilk defa böyle bir şey duyuyorum, bunu anlatan herhangi bir link var mıdır acaba? çünkü şu ana kadar okuduğum şeylerde hiç "tamamen rastgelelik" kavramına rastlamadım. evet, "gizli değişken teorisi"den haberim var fakat bu teori belirsizlik ilkesine karşı çıkıyor. yani bizim bilmediğimiz bazı değişkenler var ve bunları da katarsak hesaplamamızı yapabiliriz diyor. diğer yandan da "indeterminism" ile "unpredictability"i aynı şey olarak sayıyorlar. fakat benim bahsettiğim şey, biz tam olarak "predict" edemesek de, şu an olan şeylerin sonucunda, meydana gelecek şeyler kesin. tabii ki, bazı şeylerin tamamen rastgele olduğu tam anlamıyla bir gerçekse dediklerimin hepsi çöp olur.

kavramsal hatalarım olabilir, mazur gör.

@protector, hocam gerekli araştırmamı yapıp sana döneceğim,çok fikrim olmadan konuşmak istemiyorum. verdiğin kavramlar ilgi çekici.
0
🌸yasli ateist
(24.08.16)
Kesin konusmak ne kadar dogru olur bilmiyorum ancak net olan bir sey var. Gelecek gecmisten bagimsiz degil. Yani gecmis, gelecegi etkiliyor. Tartismalari saniyorum bu etkinin gucu ile ilgili bir cerceveye oturtabiliriz. Benim kucuk gozlem kabiliyetime gore %100 nedensellik olmasi onemli degil. Deterministiktir diyebilecegim kadar bariz bir sekilde hayattaki olaylar rastgele degil.
0
f_d
(24.08.16)
@f_d, güzel nokta. bu nedenselliğin etkisini bulmak lazım. peki biraz ileri götürüp şunu desem: evrenin ilk anından, nedensellik sonucu, son anına kadar her şey belli olmuştu. bu derece bir etkiden söz edebilir miyiz? sonuçta zincirleme olaylar oluyorsa ve bu olayların bir başlangıcı varsa, aynı zamanda da bu olayların geçtiği sisteme dışarıdan müdahale olmuyorsa, sistemin ilk anı, aynı zamanda sonunu da belirlemez mi? ya da sonunu belirlemek iddialı oldu, sonuna kadar olacak her şeyi belirlemez mi?

devam ediyorum:
dış ortamdan yalıtılmış bir sistem olsun elimizde. sistem iki bilyeden oluşuyor. bu sistemin ilk anınında, bir bilye diğerine doğru x hızıyla gidiyor. eğer sistemle ilgili her şeyi bilirsek, klasik fizik bazında sistemin geleceğini tahmin edebiliriz. fakat atomaltı seviyede, belirsizlik ilkesi yüzünden, sistemin her değişkenini bilemeyeceğimizi biliyoruz. dolayısıyla geleceği tahmin edemeyiz. fakat sonuç olarak bu sistem, ilk andaki değişkenlere göre kendi geleceğini geliştirecektir. yani kısaca diyorum ki, gelecek belli, fakat biz asla bilemeyeceğiz. sanki daha açıklayıcı oldu anlatmak istediklerim.
0
🌸yasli ateist
(24.08.16)
"fakat sonuç olarak bu sistem, ilk andaki değişkenlere göre kendi geleceğini geliştirecektir. yani kısaca diyorum ki, gelecek belli, fakat biz asla bilemeyeceğiz."

hayır, bakınız benim üstteki cevabım. ilk andaki değişkenlerin yanında, henüz var olmayan ve rastgele ortaya çıkan değişkenler de var.

quantum teorisindeki probability fonksiyonunun temeli bu zaten. ilk değişkenler "biz bilemeyiz" değil, "yok".
0
harzem
(24.08.16)
bence hiçbir şey (esasında) rastlantısal değildir.
bir olay rastlantısal gibi gözüküyorsa, işin içinde bilmedeğimiz ya da ölçemediğimiz
etkenler var demektir. ilerde bunu çözebiliriz belki de çözemeyebiliriz.
ama bence teorik de olsa geleceği tahmin etmek mümkündür.

klasik fiziğin çözemediği şeyleri kuantum fiziği açıklıyor.
onun da açıklayamadığı şeyleri açıklayacak bir fizik bulunur elbet :)
0
titiraprap
(24.08.16)
Ben de devam edeyim, benim nedensellikten kastim daha iyi anlasilacaktir. Benim yazdigima devamen sordugunuz sorularin cevabini protector onceden isabetli sekilde vermis.

Gelecegi gecmisten ayiran sey degisimdir. Bir degisimden bahsediliyorsa bu, gecmise goredir. Yani gecmise bagimlidir. Yani gecmis gelecegi etkiler. Fakat gecmisin gelecege gerceklesmis etkisinin, gerceklesen sekilde olmak zorunda olup olmayacagi sizin varsayiminiz. Diger yandan, bu etkiler bizim algimiza gore gayet kucuk. Cunku yer ile gok kafasina gore yer degistirmiyor, bacagimiz da farkli noktalara durduk yere isinlanmiyor. Diger bir deyisle, degisim icerisinde baslangic noktasindan hic de uzaga gidemiyoruz. Bahsettiginiz klasik fizik kurallari genelgecer olmasa da bizim icin genelgecer. Bu, hic rastgele degil.
0
f_d
(24.08.16)
(24)

İzmir sizce de abartılmış bir balon değil mi?

portakal
Evet ise neden, hayır ise neden lütfen. Cevap verenlere teşekkürler şimdiden :)
Evet ise neden, hayır ise neden lütfen. Cevap verenlere teşekkürler şimdiden :)
0
portakal
(23.08.16)
başka nereleri gördün, yaşadın? yaşın kaç? bunlar da etkili sana vereceğimiz cevap için bence. kimineg öre balondur, kimine göre çok başka şeyler ifade ediyor olabilir.
0
mahone
(23.08.16)
kesinlikle öyle. açık görüşlü olduklarını iddia ederler ama kendi toplulukları dışında kimseye iyi gözle bakmıyorlar, dedikodunun aşırısını izmir'de gördüm, birbirinin arkasından iş çevirenler filan gırla. açıkçası izmir'den çıkan düzgün karakterde çok az insan gördüm.
0
devilred
(23.08.16)
Rahatlik evet. Izmirin tek olayi bu. Gercekten insanlarin birbirini bu kadar umursamadigi bir yer yok gibi.cok tehlikeli bir sehir degil. Birkac mahalle disinda olaya kavgaya gurultuye pek rastlamiyorsun. Ama gorsel guzellik acisindan balon evet. Guzel izmir olayi hikaye bence. Izmir modern sehir gorunumune bile bir turlu kavusamamis bir yer. Kordon disinda bakinca icinin açıldigi bir yeri yok.Trafigi yollari altyapisi berbat. Cok pahali bir sehir degil yeme icme ucuzdur baska buyuk sehirlere nazaran.

Izmir insaninin iyiligi samimiyeti de yalan. Izmir insani kibirlidir kendisinden olmayani dışlar ve bağlilik misafieperverlik duygusu yoktur. 2 den fazla orta yasli izmirlinin sohbeti bir yerden sonra mutlaka izmirlilikle övünmeye baglar ve kusmak istersiniz. Ha sicakkanlidir kibardir o ayri.
0
aquarium
(23.08.16)
türkiye'de daha iyisi olmadığı için en iyisi bu.

yaz aylarında bakıyorum, izmir dizileri çoğalıyor. izmir oralarda anlatılan gibi bir yer idiyse, ben nerede yaşadım merak ediyorum. yok izmir insanı şöyle rahattır, böyle cool'dur. önce bu salak dizileri bir kenara atalım.

izmir büyükşehir avantajlarına sahip olarak; kalabalık olmayan, trafiğin olmadığı, gezilecek, istanbul kadar pahalı olmayan güzel bir şehir. ama kime göre neye göre?

istanbul her nasıl sadece taksim, beşiktaş, eminönü vb. havalı mekanlardan olmuşuyorsa, izmir de karşıyaka, alsancak, konak vb. yerlerden oluşmuyor. arka planda her büyükşehirde olduğu gibi gecekondular, çingeneler(bizim evin arkasında her gece birbirlerinin üstüne cam şeyler atarlardı), refah seviyesi düşük hayatlar var.

burada yaşamak isteyen insan bunun neresinde, ona bakması lazım.

çocukluğum hep karşıyaka'da geçti. şimdi istanbul'dayım.

izmir'de bir yere gitmek 3-4 saat harcamazdım. en kötü bir otobüsle bile gidilecek yere rahatça varılırdı. ama istanbul'da arabayla bile trafik de varsa eğer, neler olduğu malum. ceset çıkıyor adeta yolun sonunda.

izmir'de işe gidiş saatlerinde ve dönüş saatlerinde şimdi adını hatırlayamadığım bir yer vardı, karşıyaka'ya dönülüyordu sağa sapıp, bi orada en fazla 10-15 dakika trafik olurdu. onun dışında da kaza falan yoksa çok görmedim ben.

istanbul'a göre sakin demek her yer için doğru değil. mesela anadolu yakası çok sıkıcı ölçüde kalabalık değil. bazen karşıyaka çarşı inanılmaz sıkıcı ölçüde kalabalık oluyordu, bazen sakin. gibi gibi..

ve evet, izmir çok sıcak.

izmir'in bence en büyük eksiği ve hatası, yıllardır chp'yi ısrarla, inatla başa geçirmesi, hem de her ilçede.. izmir'in en büyük eksiği belediyesi bence. karşıyaka'da 2-3 ayda bir sürekli kaldırım yeniliyorlardı.. bunu iyi hatırlıyorum ama :) bir kere de zübeyde hanım parkı'nda cevat durak ile konuşmuştum.. ama neler oldu tam hatırlamıyorum. öyle anlatayım istedim. :))

e: 'e tamam chp gitsin de kim gelsin' mesajları alabilirim.. kişiler mi yanlış, parti mi yanlış bilmiyorum. kişileri seçen partiyse, belki de hepsi yanlıştır.
0
tosiba
(23.08.16)
kimse birbirine karışmıyor rahat evet, ama bu başına kötü bir şey geldiğinde de geçerli. yine kimse karışmıyor. normal etliye sütlüye karışmayan birilerine göre şehir.
0
dafaisss
(23.08.16)
evet hem de çok büyük bir balon..

ne izmirmiş be; bir patlatamadınız gitti :D
0
redeath
(23.08.16)
Alsancak-Bostanlı hariç boş bi şehir eski püskü esenlerden hallice mahalleler ancak gel gelelim ki insanları cidden medeni esenler gibi görünen mahallede dolaşırken erkeklerin mini etekli kızları kesmeyişinden bile anlayabiliyorsunuz. İstanbul'daki mahallelerin yüzde 50sinde bileği gözüken kıza yol üstünde 31 çekecek tipler ağırlıkta.

Neden Esenlere taktım bilmiyorum ama ilk o aklıma geldi asdfghjs.
0
Mcfly
(23.08.16)
@mcfly

karşıyaka'da, örneğin alaybey 40+ binalarla dolu. ama eski püskü, esenler, yanlış ifadeler.. dar sokaklar, eski evler var olsa da illa ki bir yerlerden denize, yeşil parklara çıkıyorsunuz. tabi diğerlerini bilemeyeceğim.
0
tosiba
(23.08.16)
izmir güzelse sebebi Karşıyaka'dır.
0
erty_ksk
(23.08.16)
@sour

çingeneleri dışlamak için söylemiyorum ama, bu insanlar gayet de şehrin merkezinde yaşıyor. yaşadığım ev tam karşıya merkezde, sahile bir sokak ötedeydi, arka sokakta çingene doluydu. ilginç insanlardı, orası ayrı. değişik sebeplerle kavga ediyorlardı.

istanbul'da örneğin bu sınıf ayrımı daha keskin. ataşehir örneğin. bir yanda plazalar, rezidanslar yükselirken, yolun öte yanında gecekondular duruyor. herhalde en bariz örneği istanbul'da burası.

ama izmir'de bu kadar keskin değil bana kalırsa.

ki kötü özellik olarak gösterilemezler elbette. kast ettiğim şey yanlış anlaşılmış; izmir'in de televizyonlarda, filmlerde abartıldığı yerlerinin yanında, gösterilmeyen bir perde arkasının olduğu dikkat çektim.
0
tosiba
(23.08.16)
medeni olduklarına, kadınların rahat hareket edebildiğine dair fikirlere de daha bir hafta öncesinden şöyle aksi bir örnek vereyim:

bir arkadaşım ziyaret için gittiği izmir'de, bindiği otobüste gayet hoş göründüğünü söylediği bir erkek tarafından taciz edilmiş. söz konusu erkek, boş otobüste arkadaşımın tam karşısına oturup arkadaşıma baka baka kendi cinsel organını okşamış uzun süre. izmir'de yaşadığım dönemlerde böyle birçok hikaye daha duydum, gördüm. bu mu medeniyet?
0
devilred
(23.08.16)
Bostanlı foça çeşme narlıdereyi çık izmirin uşaktan bilecikten farkı yok

belki oralarda altyapı daha sorunsuzdur
0
Batuhanolabilir
(23.08.16)
güzel bakan güzel görür.

bence artık izmir abartılıyor demek abartılıyor.
0
aydogank
(23.08.16)
@karakteristik

mesela yaşanabilir olmak veya olmamak değil.

burada bir tepki var; izmir'in insanları şöyle rahattır, böyle saygılıdır vb. ifadeler kullanan insanlara karşı.

insan davranışları genellemeye uygun şeyler değiller.

izmir'de alsancak'ta şarap içerken, bir diğer yanda kapalılara öcü gibi bakanlar da var. yahut şarap içenlere de.. bunlar elbette izmir'e has değiller.

ama benim kızdığım şey de bu.

ya arkadaş izmir'in insanının medeni olduğunu nereden çıkarıyorsun? ben buna çok kızıyorum. insanlar rahat, insanlar medeni, insanlar saygılı..

herkesin saygı konusunda, medeniyet konusunda hep işine gelmeyeni göz ardı ettiği noktalar var. izmir'de de bu böyle, türkiye'nin x şehrinde de bu böyle.

izmir'in insanı da pekala türk insanı. asıl insanların abartılmaması gerekiyor. şehrin güzelliklerini buyrun hep beraber abartalım.
0
tosiba
(23.08.16)
hiçbir sosyo-kültürel aktivitenin olmadığı;

alsancak-bostanlı arasına sıkışmış ciddi anlamda vasat bir şehir.

25 yıl yaşadım ordan biliyorum.
istanbul'u geçtim, kadıköy'ü bile geçtim, kadıköy'ün sırf caddebostan bölümü bile izmir'den daha büyük ve "aktif" bir bölgedir.
0
tchuck
(23.08.16)
@tosiba, Karşıyaka'da romen mahallesi var da ben mi bilmiyorum acaba?

Yıllardır İzmir şöyle İzmir böyle yazılıp çiziliyor. Olumlu, olumsuz... Herkes kendi penceresinden görüyor çünkü herkes farklı şeylere öncelik veriyor.

Ben eksisiyle artısıyla İzmir'de yaşıyor olmaktan memnunum. Çünkü olumlu yanları olumsuz yanlarından daha çok, oldukça çok.

Çingenesiyle, aldığı göçlerle, yerlisiyle bütün olarak baktığımda göçlerin dengeleri epeyce zorladığını söyleyebilirim. Belediye kardeş aile, abla kardeş projeleri gibi projelerle, stk'ların göç alan bölgelerde özveriyle yaptığı çalışmalarla yerlisi ve yeni geleni birbirine yakınlaşıyor. Ben de göç almış bölgelerdeki çalışmalara katkıda bulunuyorum. Bir İzmirli olarak anadoludan gelen insanlarla farklarımızı bu çalışmalar sırasında gözlemliyorum. Bazı bölgeler var ki pek farkımız yok, bazı bölgeler ise çok çok farklı.
Beni en rahatsız eden unsurlar; çocuklarını sürekli dövmeleri, sürekli bağırmaları, kız çocuklarına aşırı baskı uygulamaları, okuldan alıp evlendirmeleri, çöplerini arkalarında bırakmaları, kadınlarına yaptıkları ...
Biz burs verdiğimiz çocukları sanatın her yönüyle tanıştırıyoruz. Sinema, tiyatro, fotoğraf, seramik, kitap... adam kızını sinemaya yollamıyor. Sinemayı kapatmışız, sadece kız öğrenciler olacak, otobüsle alıp otobüsle yerleşim yerine bırakacağız. Yollamıyor.
Yaz okulunun son günü deniz gezisi düzenledik, anneler kardeşler geldi. Foça'da ağaçlık bir yer bulduk, banklar maslar var. Kadınlar kilim falan getirmişler masalara oturan olmadı. Yendi içildi denize girildi, tabii çocuklar girdi, kadınlar girmedi. Dönme vakti geldi, yaygılarını topladıkları gibi doğru otobüse yollandılar. Arkalarında çocuk bezleri dahil yığınla çöp bırakarak. İçlerinden sadece biri geriye dönüp baktı ve çöpleri toplamaya geldi. O masaya otumuştu ve kendine ait çöpü torbaya koyup çöpe atmıştı. Ve sürpriiz, o da bir izmirliydi.
Bu grup işte o çok çok farklı bölgeler var dediğim grup. Zor öğreniyorlar. 3.4. sınıfa gelip okumayı sökemeyenler var içlerinde.

Yolunuz düşerse Karşıyaka'ya gelirseniz esnafına bir bakın. Dışarıdan gelen esnafla yerli esnafı hemen ayırt edebilirsiniz. Sokağın başında durun, sokaktan geçen kadınlara yiyecek gibi bakanlarla işine gücüne bakanları ayıracaksınız. Üşenmeyin sohpet edip nereli olduğunu öğrenin. İşine gücüne bakanlar yerlisi çıkacak.
Sahilde yürürken köpeğiyle gezenlerin köpek kakası için torba taşıdıklarını göreceksiniz. Arkadaşların dediği gibi türbanlısı, anadolu tipi baş örtülüsü, yazmalısı, mini şortlusu sahilde yan yana oturup serinler, kimi çay demler kimi bira içer. kelimelik oynar, kitap okur. Yalnız bişey diyeyim mi, izmir türbanlıların ezici çoğunlukta olduğu bir yer değil. Umarım olmaz ama olursa sahilde artık o her kıyafetten olan insanları bir arada huzur içinde akşam keyfi yaparken göremezsiniz. O zaman laf atmalar sataşmalar, ve hor görmeler başlar.
İşte İzmir'in en güzel yanı bu. Hoşgörü. Başka yaşam tarzlarına "kendi seçimidir" diyebilmek. İnsana insan olduğu için değer vermek, saygı duymak.

edit: göçle gelenler hakkında olumsuz gözlemlerimi yazdım, yanlış anlaşılmasın çünkü eksik oldu. Çalışmalar sırasında çok güzel insanlarla tanıştım, dostlar edindim, onlardan çok şeyler de öğrendim.

Herkes bir değil, binbir çeşit insan var arkadaşlar. Mesele çoğunlukta. İnsan çevresindeki 5 kişinin ortalamsı deniyor ya, ya da üzüm üzüme baka baka kararıyor. Çoğunluk nasılsa ona dönüşüyoruz ya da yakınsıyoruz hepimiz.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(23.08.16)
@hayat

hayır, roman mahallesi değil. tersane'nin ordaki parkın karşısından birkaç sokak arkada, eski apartmanların arasında sıkışmış küçük birkaç katlı evlerden oluşan çıkmaz bir sokaktı. ki bunlar tek de değildi. bunlardan istanbul'a geldim geleli henüz bir benzerini göremedim. insanlar adeta sınıflara ayrılmış gibiler burada.

ki benim bahsettiğim şey de insanların istanbul'daki gibi sınıf sınıf yaşamadığıydı zaten, ataşehir örneğindeki gibi. bu insanlar alaybey'in belki de en güzel yerinde, geçerken hiç dikkat bile etmeyeceğiniz ölçüde küçük bir yerde, önündeki apartmanların gölgesinde kendi hallerinde yaşıyorlar.

tabii siz ne çıkardınız bilemiyorum yazdıklarımdan.

e: önceki yazımı okudum, yanlış anlaşılmasın diye açmak istiyorum.

iki önceki yazımda anlattığım şey, benim bakışımdan gördüğüm karşıyaka'da insanların 'mahalle mahalle' değil, ki 'mahalle mahalle' kavramını istanbul'da örnek göstermişim, insanların iç içe yaşadığıydı. dedim ya, öyle ansızın karşınıza çıkan bir yerdi o roman sokağı.. ufacık bir örnek yani. benim her gün şahit olduğumdu.

alaybey'de bir yanda maddi durumu iyi olmayan insanlar da varken aynı sokakta, bir yanda gerçekten zengin insanlar da vardı. istanbul'da bu böyle mi? aynı mahallede de bu böyle değil, aynı ilçede de.. çoğunlukla hayır bence yani. istanbul'da bu çizgiler daha keskinken, izmir'de, veya karşıyaka diyeyim, bu çizgiler daha yumuşaktı.

belki güzel olmasına ufak da bir katkı vardı. çünkü sınıfsal ayrım olmadan her türden, her memleketten insanın bir arada olması bana karmaşayı değil, onlara zamanla saygıyı öğrettiğini düşündürüyor. oysa istanbul'da insanlar aynı ilçede farklı semtlerde(aslında dünyalarda) yaşıyorlar ve hepsi ilçe merkezine geldiğinde haliyle bir karmaşa oluşuyor.
0
tosiba
(24.08.16)
izmirliyim istanbulda yaşıyorum. Başka şehirlerde de yaşadım.

izmir denildiği gibi kötünün iyisi. İstanbulda erzurumlu erzurumlu gibi yaşar, karadenizli biri karadenizli gibi yaşar, mardinli mardinli gibi yaşar ancak izmir'de izmirli gibi yaşanılır. İzmirde aynı evde kadın erkek sevgili çift rahatça kalabilir. Bekar biri aile apartmanında rahatça oturabilir ancak istanbulun çoğu yerinde böyle değil. İstanbul gibi bir şehirde öğrenciye ev verilmeyen semt dolu.

Eskisi gibi olmasa da izmirde çomar sayısı halen az. Ama eskiden daha güzeldi. Ancak istanbul gibi maganda ve barzo tipler oldukça az. Kadınlar neredeyse şehir içinde bikiniyle gezecekler. İstanbulda çoğu yerde böyle dışarı çıkamazlar.

istanbulun belli başlı birkaç yeri dışındaki yerlerin anadoludan farkı yok. Bekar ya da öğrenciler istanbulda 3-4 aynı evde kalıp zor geçiniyor. Ancak izmirde 600-700 liraya ortalama bir evde ve iyi bir semtte yaşanılıyor.

peki izmirde kötü olan ne ? bikere tarih yok ve sosyal imkanlar kısıtlı. Gece çıkıp gezebileceğin yerler sınırlı. İzmirin bazı yerleri var ki ( torbalı, ödemiş, tire, menemen, kiraz, kınık, kemalpaşa gibi) anadolu köyleri gibi.

Aylık 9-10 bin kazanmıyorsan, aylık 2500 den fazla ödeyemeyeceksen istanbulda yaşamak sıkıntı. Parası olmayana istanbul cehennemdir.

istanbulda insanlar birbirini kazıklamak, dolandırmak derdinde çünkü değirmen başka türlü dönmüyor. İzmirde böyle sıkıntılar yok.

kısacası istanbulla kıyaslanıdığında iyi yanları da var kötü yanları da...iş parada bitiyor.
0
ıch will
(24.08.16)
yazlık kültürünün olması bile yeterli izmir i sevmek için
düşün 5 de işten çıkıp max 6 buçukta müstakil evine gidiyorsun mayonu giyip hayda denize deniz istemiyor musun bahçe de yak mangalını ya aç biranı gece 12ye kadar bahçelerde sohbet et aile ve komşularınla
0
fasulyek
(24.08.16)
akşam cevapların hepsini okumamıştım, şimdi baktım bir ikisi için diyeceklerim var.
@devird;
arkadaşın boş bir otobüste bir erkeğe çok hoş döründüğünü söylemiş. sonra da onun karşısında kalıp yaptığı hareketi izlemeye devam mı etmiş?
yapması gereken şuydu bir daha aynı şey olursa aklında olsun: otobüs şoförüne tacize uğradığını söyleyip bir karakola çekmesini isteyecek. şoför hiç bir durakta durmadan kapıları açmadan karakola gitmek zorunda.
Ayrıca başka bir ilde mesela İstanbul'da mesela Ankara'da veya Eskişehir'de, Çanakkale'de bu anlattığın olayın yaşanma olasılığı var mı yok mu? Yozgat, Konya demiyorum bak. Allah muhafaza son gidişattan sonra o karadla da kalmayabilecek çok bölge var hepimiz biliyoruz.
İzmir'de yaşadığım dönemde buna benzer çok olay gördüm yaşadım demişsin. Yaşamışsındır bir diyeceğim yok ona. Ben de 56 yıldır bu şehirde yaşıyorum. Öyle bişey yaşamadım, yakın uzak çevremde de bu boyutta bişey yaşayan olmadı. Bu da bizim şansımız olsa gerek. Ha ne olur, toplu taşıma gibi bayram öncesi kalabalıklaşan kemeraltı gibi yerlerde sıkışıklıktan istifade edip koluna popona vs değmeğe çalışanlar olabilir. Onlar da ya dirseği yer ya bütün otobüs/çarşı onun yapmaya çalıştığını öğrenir ve tepki gösterir. Sen ses çıkardığında yanında olanların çokluğunu göreceksin.
Son zamanlar için aynı rahatlıkla söyleyemesem de en azından İzmir'de ve hatta ege köy ve ilçelerinde hala görebilme oranın çok yüksek.

@ aquarium, "2 den fazla orta yasli izmirlinin sohbeti bir yerden sonra mutlaka izmirlilikle övünmeye baglar ve kusmak istersiniz" demişsin. Dışarıdan öyle görünüyor olabilir. Sormak lazım "neden" demek lazım.
Misal; eve tadilat için usta çağırıdm. adam doğulu. eve geldi gözleri ferfecir okuyor. kızların odasının kapısı aralık , ben işi anlatıyorum onun gözler kapının aralığına kayıyor. işi anlatmayı bıraktımp sonra ararım deyip nasıl yolladığımı bilemedim. ardından başka birini çağırdım, bu seferki ege ilçelerinden. adam geldi işe baktı, konuştuk işi verdim ve hiçbir rahatsızlık vermeden işi yaptı gitti.
Biz burada yolda birbirimizle çarpışınca gülümseyerek özür diliyoruz höt zöt etmiyoruz. Sıraya kaynak olan izmirli var mı bilmiyorum ben hiç görmedim. dışarıdan gelenler yapıyor ama. Biz sabah yürüyüşünde birbirimize gülümsüyoruz, günaydın diyoruz, kolay gelsin diyoruz, hayırlı kazançlar diliyoruz, teşekkür ediyoruz lütfen diyoruz. Çoğunluk böyle. İstisnalar var elbette. Günlük yaşam kalitesini arttıran bu ve benzerl olguların istisna olması değil genel karakter olması İzmir'in farkı.

Bunları İzmir'i övmek için yazmıyorum. İzmir'e akın başladı, gelmek isteyen gelsin yine de ama daha iyisi herkesin yaşadığı yere olumlu dokunuşlar yapmaya çaba göstermesi. Sağlıklı olan bu çünkü.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(24.08.16)
@hayat aklini konusacak bir filozof uret

öncelikle nickim devilred. arkadaşım adamın çok hoş göründüğünü bana söyledi elbette, olayı dinleyen kişi olarak anlattığım ortada.

"Ayrıca başka bir ilde mesela İstanbul'da mesela Ankara'da veya Eskişehir'de, Çanakkale'de bu anlattığın olayın yaşanma olasılığı var mı yok mu?"

ben de tam olarak bunu diyorum işte, özel değilsiniz. ülkenin geri kalanıyla aynısınız, sadece kendinizi özel görüyorsunuz. açıkçası onca paragraf döşeyince izmir çok süper bir yer olmuyor, sadece onca paragrafı döşeyen kişi, gereksiz bir savunma çabası içine girmiş bahsedilen o kibirlilerden oluyor. bu kadar.
0
devilred
(24.08.16)
@devilred, kullanıcı adını klavyenin tuşlarındaki sıkıntı nedeniyle eksik yazmışım, çoğunluk geri dönüp kontrol ediyorum bazen de böyle gözümden kaçanlar oluyor, bunun için özür dilerim :)

Arkadaşının ifadesiyle ilgili yorum yapmadım zaten ben, sana söylemiş, oğlana söylemiş değil konu. Önemli olan; orada bir taciz olması, taciz durumunda arkadaşının ne yapacağını bilmeyişi Şimdi o oğlan dersini aldımı mı, almadı. Bir dahaya deneyecek mi, büyük ihtimal. Ne zamana kadar deneyecek, taa ki başı bu nedenle derde girene kadar. Bu sırada taciz çoğalmış olacak mı, olacak.
"izmir'de yaşadığım dönemlerde böyle birçok hikaye daha duydum, gördüm. bu mu medeniyet?" diyorsun. Peki sen ses çıkardın mı, duyduğun, gördüğün hikayelerde tacize uğrayanlar ne yaptılar peki? O zaman ben de şunu sorabilirim; gördüğü yanlış muameleye sessiz kalmak mı medenilik?
Halkaların boyutunu görebiliyor musun?
Ses çıkarın kadınlar, ses çıkarırsanız kazanırsınız. Cezaevlerinde tecavüzcülere yapılanlar sizin ses çıkardığınızda yanınızda olacak insanların varlığının kanıtı. Kanıta da gerek yok, zaten ses çıkardığınızda kendiniz de göreceksiniz.

Erkekler, babamın bana 13-14 yaşımda öğrettiği gibi siz de kız çocuklarınıza ses çıkarmaları gerektiğini öğretin. onları en iyi bu şekilde koruyabilirsiniz.

devilred, kendimizi özel gördüğümüz filan yok. bizden ne isteniyor anlamıyorum gerçekten. olmuyor öle şeyler pis kaka burası mı diyeyim. işime gelir aslında, yukarıda yazdığım nedenlerle...
soru soruluyor, deneyimlerimi yazıyorum çok yazdın savunuyorsun oluyor, birkaç yıllığına buraya gelenle bir ömrü burada geçiren biriinin tecrübeleri bir olur mu allasen. tabii ki çok yazabilirim, hatta kitap bile yazabilirim burayla ilgili. yarım yüzyıldır yaşadığım yer burası benim. köklerim burada. iyisini, kötüsünü yaşadım, yaşıyorum. çocuk yetiştirdim, torun yolu gözlüyorum. torunlarımın daha iyi bir hayat yaşamaları için çabalıyorum, öte yandan vaktimi ayırıp yaşadığım yerin olumlu olumsuz yanlarını dilim dödüğünce paylaşıyorum ki başka insanlar, onların çoluk çocuğu torunu torbası da faydalansın, onlar da şehrimizin güzel yanlarını hayatlarına geçirsinler, kötü yanlarından sakınsınlar.
Kibir buysa ben kibirli olmaya devam edeceğim demek ki. Yapçak bişe yok. Çünkü ben buyum.
Peki sizin oralarda durumlar nasıl?
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(24.08.16)
yaşamımın büyük kısmını izmirde geçirmiş biri olarak şu benzetmeye çok katılırım:

"emekli ve öğrenci şehri"

iyi iş imkanı, çeşitli zevkler, deli dolu yıllar için tam tatmin sağlayacak bir yer değil. ama yine de daha ucuz yaşam ve daha huzurlu ortam açısından evet iyidir. yine de dediğim gibi orta yaş ve 20lerin sonları için pek tercih edilecek bir yer değil bence.
0
kirazıseviyorum
(24.08.16)
sevmeyin (zorunda değilsiniz)

gelmeyin (zaten biz bize yetiyoruz)

abartmayın (denizi güzel, kendi halinde ve baş yiğidolar tarafından dışlanmış bir şehir işte)
0
redeath
(24.08.16)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.