Öncelikle belirtmeliyim ki bu gibi doğal ve astronomi ile alakalı olayların insanları etkilediğine inanmayan biriy(d)im.
Genel olarak karamsar biri değilimdir fakat çocukluğumdan beri her ayın belirli dönemlerinde içimde bir sıkıntı olur, içime kapanırım. Bu duruma artık alışmış olarak yaşamaya devam ederken son iki yıldır içimi sıkan dönemlerdeki mutsuzluğum ve keyifsizliğimin beni daha yoğun etkilediğinin farkına vardım. Çok fazla üzerinde durmadan hayatıma devam ederken bu dönemlerin dolunay dönemlerine (bazı aylarda 2 gün öncesi veya sonrası olabiliyor) denk geldiğini farkettim. Kendimi şartlandırmamak için hiçbir zaman dolunay takvimine önceden bakmadım fakat ne zaman içimde o büyük sıkışmayı hissetsem, ay takvimine baktığımda dolunay dönemi olduğunu görüyorum. İçim sıkışıyor, insanların her hareketi batıyor, aşırı karamsar oluyorum hatta bu karamsarlık bana varoluşumu sorgulatarak ölümü düşündürmeye bile gidebiliyor. Bu sürecin sonrasında ise bir rahatlama ile daha mutlu şekilde hayatıma devam ediyorum ve istisnasız her ay bu durumu yaşıyorum. Konuyu araştırdığımda bu dönemde cinnet, intihar, cinayet gibi vakaların diğer günlere göre daha fazla yaşandığı ile ilgili bir çok yazı okudum. Konu daha fazla ilgimi çektikçe dolunay dönemlerindeki gazete haberlerine daha fazla dikkat etmeye başladım. Örneğin 20 Haziran 2016 dolunay gecesi ve aynı gecede, Türkiye'de birbiriyle alakasız üç şehirdeki üç lise öğrencisi intihar etmiş.(git:
www.birgun.net) Dolunay tarihlerinde günlük gazeteleri takip ederseniz sıradan günlere göre bu gibi olayların daha fazla yaşandığını görebilirsiniz. Dev okyanuslarda yaşanan gel-git olaylarına yol açan dolunayın, insan vücudundaki su nedeniyle insanları bu denli etkilediği görüşü genel olarak hakim olsa da, bu etkinin nedeni bilimsel olarak tümüyle aydınlatılabilmiş değil maalesef.