Giriş
(4)

Full Metal Jacket'deki şişman

freedonia
Spoiler olabilir o yüzden izlemeyen gelmesin.Bu eleman zorunlu askerlikten dolayı mı orada? İlla Vietnam'a gidecek diye bir kural mı var? İlla Marine mi olmalı? Olmuyor işte niye kasmışlar bu kadar geri hizmete, mutfağa adam lazım değil mi hiç? 50 tane eyaletin var olum senin şaban pylea muhtaç mısı
Spoiler olabilir o yüzden izlemeyen gelmesin.

Bu eleman zorunlu askerlikten dolayı mı orada? İlla Vietnam'a gidecek diye bir kural mı var? İlla Marine mi olmalı? Olmuyor işte niye kasmışlar bu kadar geri hizmete, mutfağa adam lazım değil mi hiç? 50 tane eyaletin var olum senin şaban pylea muhtaç mısın sen? Tamam alt tarafı bir film ama bizde askerlik yaptık, çok abartmış ipneler diyen Sam amcalar çoğunlukta değil midir Amerika'da?
0
freedonia
(20.11.17)
başta yazdıklarına hak verdim "ama bizde askerlik yaptık" kısmına gelince dank etti, fikrim değişti...
evet biz de askerlik yaptık ve evet askerde mantık yoktu. ne yazık ki askerde her şey mümkün...
0
late viper
(20.11.17)
Filmde geri hizmete verilmesi gereken şişmanın başına gelen dram anlatılmıyor. Siz verilen mesajı anlamamışsınız.
0
anarche
(20.11.17)
hacı orada ölmeye adam yetiştiriyorlar, sen şişkosun cepheye değil mutfağa git derse o koğuşta adam kalır mı?
adamların koşarken söylediği şey,
what makes the grass growth
blood blood blood
what are you do for living?
kill kill kill
şeklindeydi.
şişkolar son kıtayı
cook cook cook
şeklinde mi söylesin?
0
dedim dedim de kime dedim
(20.11.17)
savaşa göndercekler, o adamları zorlamazlarsa ölüm fermanlarını imzalamış olur o eğitimi veren. stres altında kalmayı ve zorlamayı öğrenmeleri lazım; yoksa o iplere tırmanırken arkasından vietkonglar hücum ediyosa ölür hepsi.

ben filmi ve o sahnelerini bilhassa savaş karşıtı ya da savaşın pisliğini ve anlamsızlığını gösterir bir şey olarak okudum; salt antimiliter bir konseptten değil. zaten joker'ın absürdlüğü de orda. tamam şaban intihar ediyo diceksiniz ama; o eğitimdeki zorlama ve yaratılan baskı-stres ortamı geri kalanların da hayatını kurtardı; kaldı ki intihar etmeyip vietnama gitse kendi mangasını da ölüme götürürdü. ama ordaki eksikliklerden biri şabanın o hadde geldiğinin ayrımını yapabilcek bir çeşit ruhsal sağlık birimi.

filmi, filmin göstermekten imtina ettiği yerleri de katarak düşünün; sahneye hapsolmadan.

mesela platoon/müfreze filmine bir bakın. şaban intihar etmeseydi o ruh halindeki biri cephede nasıl ayakbağı lanet bişey haline geliyo görürsünüz filmin ortalarından itibaren.
0
dafaisss
(20.11.17)
(8)

Rakı İçmeye Çağıran İş Arkadaşı

auroraaurora
Merhaba,Daha önce de ayaküstü kahve içmeye davet etmişti. Yorgunum diyerek geçiştirmiştim. Hayır da diyemiyorum, beni Allah kahretmeye. Evet desem umut vermiş olacağım haliyle. Nasıl savsam?
Merhaba,
Daha önce de ayaküstü kahve içmeye davet etmişti. Yorgunum diyerek geçiştirmiştim. Hayır da diyemiyorum, beni Allah kahretmeye. Evet desem umut vermiş olacağım haliyle. Nasıl savsam?
0
auroraaurora
(20.11.17)
birisi hasta olsun, birisi evlensin, birisinin hayvanına bakılması lazım olsun. basit ve inanılmayacak bir yalan atarsan niyetin olmadığını anlar.
0
Bruce
(20.11.17)
aynı durumda ben kaldım en az 20 kere çağırmıştır her birinde bakarız ya, işim var ya, yorgunum ya dedim. geçen gün yine lafı geçti hadi ayarla geliyorum dedim. nerede içelim ne içelim ne yiyelim falan konuşuyorduk. dur bakayım işim bitince seni arayacağım dedi 2 hafta geçti hala aramadı.
0
kablelvuku
(20.11.17)
kahve sevmem
alkol kullanmıyorum

seni kahve veya alkolle görürse ve gelip sorarsa da o yüzsüzlüğün üzerine 'seninle içmeyi sevmiyorum.' cevabını haketmiştir.
0
elorelia
(20.11.17)
@acemi, @elorelia
Ümitlendirmeyeceğim; ama kırmak da istemiyorum. Israrcı, yapışkan biri değil kesinlikle.
0
🌸auroraaurora
(20.11.17)
bir arkadaşımı da çağırabilir miyim? diye sor zaten anlar.
ya da organizasyonu genele yay, şunlara da haber verelim hep birlikte güzel olur de.
0
nalmes
(20.11.17)
kahve sevmem, alkol kullanmıyorum demem ben kahveyi seviyor veya alkol kullanıyorsam
net olun, kırıcı olmaktan korkmayın,
seni arkadaş olarak görüyorum, senin beni bu şekilde görmediğini hissediyorum, bu davetleri o yüzden geri çeviriyorum
bitti gitti
0
superb
(20.11.17)
Dışarıda ayrıca görüşmeye gerek yok bence iş ortamı yeterli gibi bir şey de.
0
jazzabel
(20.11.17)
ne kadar da pislikçe davranmışsınız iyi biri gibi gözükmek adına, hayır diyemediğiniz için. ben sonra filan diyenlere hep inanıyorum çünkü :_((
0
dafaisss
(20.11.17)
(33)

Eski sevgili doğum gününde mesaj atmış, cevap vereyim mi?

noluyo yaa
Baya kalbimi kırmıştı, 1,5 aydır da konuşmuyoduk ben yavaş yavaş başka insanları görmeye başladım son haftalarda. Baya unutmaya başlamıştım yani.Şimdi mesaj atmış doğum günü ayağına, Sizce cevap vereyim mi, sadece teşekkürler mesela. Veya direk görmezden mi geleyim?PS: Bugün doğum günüm :)Edit: nası
Baya kalbimi kırmıştı, 1,5 aydır da konuşmuyoduk ben yavaş yavaş başka insanları görmeye başladım son haftalarda. Baya unutmaya başlamıştım yani.

Şimdi mesaj atmış doğum günü ayağına, Sizce cevap vereyim mi, sadece teşekkürler mesela. Veya direk görmezden mi geleyim?

PS: Bugün doğum günüm :)

Edit: nası ayrıldığımızı soranlar olmuş, baya baya beni aldattığı için ayrıldık.
0
noluyo yaa
(20.11.17)
Doğum günün mutlu olsun.
Cevap verip vermemek sana kalmış bir şey. Kendin karar ver. Tekrar birliktelik istiyorsan ver.
0
valarmurgulis
(20.11.17)
Doğum günün kutlu olsun. O yaşadıklarınıza bağlı, ve nasıl ayrıldığınıza. en iyi kararı sen verebilirsin.
0
Kusursuz dostlarin dort ayagi vardir
(20.11.17)
Adam soru sormuş cevaplara bak. -Ne yapayım ben?
-Sen bilirsin.

Cevap verme, görmezden gel. Eskimiş bitmiş, unutmaya başlamışsın. Kendini hatırlatmaya da hakkı yoktu hani.

Doğum günün kutlu olsun.
0
kendi kendine yasayan yavrucak
(20.11.17)
tesekkur ederim de. nezakete nezaketle karsilik verirsen daha iyi olur. illa seninle tekrar gorusmek istiyor anlami cikarmaya gerek yok.
0
baldur2
(20.11.17)
Mutlu yillar, nice saglikli ve huzurlu yaslari geride birakirsin umarim ^^

Bence bir tesekkur ile cevap ver.
0
lamira
(20.11.17)
Bir beklentisi olduğunu nereden çıkardın? Belki sırf kutlamak için kutladı. Teşekkür ederim der geçersin ya da cevap vermezsin. Ben olsa sallamazdım.

Mutlu yıllar.
0
teknikekip
(20.11.17)
herkese doğum günü mesajları için teşekkürler öncelikle :)

@ kendi kendine yasayan yavrucak, bence de yoktu, inşalla mesaj atmaz diyodum ama attı.

@kobuzchu kiz, aynen nezaketen teşekkür edeyim mi diye soruyorum zaten temelde.

@baldur2, bence tekrar görüşme gibi bi amacı yok. Benim canımı acıttığını biliyor, o yüzden kendini iyi hissetmek için attı diyorum ben.

@ teknikekip, beklentisi var demedim ki :) Ben kendi açımdan soruyorum soruyu zaten.
0
🌸noluyo yaa
(20.11.17)
nice yillara. tesekkur et ve baska bir diyaloga girme.
0
in vino veritas
(20.11.17)
Canını acıtan birine karşı nazik olmana da gerek yok. yani çirkefleşmekten bahsetmiyorum elbette siz beni anladınız zaten ama buna cevap verip kendinize haksızlık etmenize gerek yok.

Siz kalbinizi kırdığından bahsetmişken herkesin kibarlıktan bahsedip sizi toplumsal norma sokmaya çalışması sorunuzu okumadıklarını düşündürttü açıkçası bana.

Şimdi cevap vermen bir sonraki doğum gününde tekrar mesaj atma cesaretini verir. Kendini koruyacak olan sensin. Üzen birine de kibarlık kasılmaya çalışılmaz. Boşver bence.
0
kendi kendine yasayan yavrucak
(20.11.17)
Doğum günün kutlu olsun.

Ben nezaketen cevap vermiştim. Bir sonraki sene kutlamadıydı. Gerçi ben onunkini nezaketen de kutlamadım. Ayrılık sebebimiz benzer senle.

Sen de nezaketen teşekkür et. Kestir at.
0
Corrigan prefers beer
(20.11.17)
Aldatan adamin nezaketine (!) nezaketle karsilik vermesen de olur. Yazma hicbir sey bosver.
0
aquarium
(20.11.17)
@ aquarium, adam değil kadın ama olsun :)
0
🌸noluyo yaa
(20.11.17)
Cevap bile verme. Kafandan da sil. Aldatmak ne ya. Ugrasmaya degmez.
0
mor oje
(20.11.17)
Ben olsam cevap vermem
0
mutlusismankedi2015
(20.11.17)
görmezden gel.bugün senin özel günün.tadına bak.
0
since1907
(20.11.17)
İçinden ne geliyorsa onu yap nazik olmak zorunda değilsin; hayat senin hayatın ve cevap yazasın yoksa yazma. Ancak bence sen içten içe yazmak istiyorsun gibi; biraz sevindirk olmuşsun gibime geldi ancak bu güzel günün heyecanını sana değer veren insanlarla yaşa.
0
neferkitty
(20.11.17)
ben olsam cevap vermezdim.
0
sopiro
(20.11.17)
@ neferkitty, yok valla sevindirik olmadım. Sadece hayattan keyif alıyorum şu aralar, o da yazış şeklime yansımıştır.
0
🌸noluyo yaa
(20.11.17)
eski sevgililik bu günler için var deyip arkana yaslan.

hala üzgün değilsen, bir şey ifade etmeyecek ve aklını karıştırmayacaksa teşekkür et, nolacak.
0
yaraticinick
(20.11.17)
Hala içinde ufak da olsa bir kırgınlık varsa cevap verme, yoksa teşekkür et yeterli.
0
elikası
(20.11.17)
@ elikası, olmaz mı?! Hayatımın en zor zamanlarını yaşattı bana bu kız.

@ yaraticinick, hala üzgünüm ama kendisi pek bir şey ifade etmiyor.
0
🌸noluyo yaa
(20.11.17)
teşekkür bile etme derim. hiç cevap yazma
0
part time pollyanna
(20.11.17)
Normal şartlarda yani ayrılık sebebine göre bir teşekkür çok görülmemeli diye düşünürüm, aldattığı için ayrıldığım adama da teşekkür falan etmem, cevap yazmam.
0
mslny
(20.11.17)
mutlu yıllar
cevap verme
0
superb
(20.11.17)
Verme
0
kablelvuku
(20.11.17)
İki şıkkın var:
1)Hiç cevap vermemek
2)Kutlama mesajındaki canayakınlık tonunun altında bir cana yakınlıkta soğuk bir cevap.
0
turkuaz
(20.11.17)
Cevap vermemekle sağol demek arasında kaldım resmen. Neyse sikerler deyip geçicem artık herhalde.
0
🌸noluyo yaa
(20.11.17)
herkes verme diyor ama sende cevap atacak bir tip sezdim.
0
kleeberg
(20.11.17)
normalde gonul isleri sorularina bakmam ama sag tarafta gorunce hayir cevaplama demek icin geldim
0
jedilance
(20.11.17)
@ kleeberg, ahahha valla ben de o tipi seziyorum kendimde bazen. Bugün büyük ihtimal atmam ama belki birkaç güne :(

Kendimi tutamayıp allah ne verdiyse sallicam diye korkuyorum.
0
🌸noluyo yaa
(20.11.17)
doğum günün "kutlu" olsun dediyse ya da "mutlu" yıllar başkasıyla da oynaaşmış madem laf sokun işte fırsat bu fırsat. sen yokken ne kadar mutlu olabildiğimi farkettim gibi adasdfa ^^
0
dafaisss
(20.11.17)
45 gündür konuşmuyorsunuz.
son birkaç haftadır başkalarıyla görüşüyorsun.

yani toplamda 3 hafta falan boş durmuşsun zaten. onda da başkalarıyla görüşmek için altyapı hazırlanmıştır mesajlarla, instagram like'larıyla falan. dolayısıyla sen senin eski sevgilini zaten aşmış geçmişsin haftalar önce. "teşekkür ederim. iyi geceler," yaz mesaj olarak, yeterli.
0
sen git ben geliyorum
(20.11.17)
@sen git ben geliyorum, yok öyle değil. Ağustos başından beri ayrıyız, ben mal gibi ne zaman arasa açıyodum, sürekli onu düşünüyordum falan o başkalarıyla yatarken(evet mal gibi kendime yedirdim bunu).

en sonunda ekimde bi daha konuşmayalıma geldi olay yüz yüze görüştüğümüzde.
0
🌸noluyo yaa
(21.11.17)
(3)

İntihara kalkışan arkadaş

parcaliham
çok fazla arkadaş canlısı biri değilim. ali (diyelim ismine) ile tanıştığımızda ben lisedeydim, o üniversitede. ilk büyük aşk acımı yaşıyordum. benim okumak istediğim bölümde başarılı bir şekilde okuyordu. o dönem aşk acımı geçirmeme yardım etti. zaman geçti, ben de aynı bölüme girdim ve mezun oldum
çok fazla arkadaş canlısı biri değilim. ali (diyelim ismine) ile tanıştığımızda ben lisedeydim, o üniversitede. ilk büyük aşk acımı yaşıyordum. benim okumak istediğim bölümde başarılı bir şekilde okuyordu. o dönem aşk acımı geçirmeme yardım etti. zaman geçti, ben de aynı bölüme girdim ve mezun oldum. evlerimiz yakın olduğu için ayda 3-4 kere görüşürdük. bu görüşmeler uzun saatler süren sohbetler olurdu, ikimiz de keyif alırdık. bazen 2 ay hiç konuşmaz, tekrar konuştuğumuzda da eskisi gibi olurduk. aramızda mesafe vardı ama ne zaman görüşsek o mesafe erirdi.

bir süredir ali, mesajlarıma cevap vermiyordu. dün kız arkadaşını aradığımda hastaneye yattığını söyledi. buhranlı bir anında intihara kalkışmış, çok da yaklaşmıştı. psikolojik sorunlarından ve buhranlarından bana hiç bahsetmedi. odağımız hep işimiz, fikirlerimiz ve insan yaşayışıydı. yine de bahsetmemesi tuhaf.

intihar çabasını kesinlik içerisinde gerçekleştirmiş, kalbi durmuş ve tekrardan hayata döndürülmüş.

bugün kendisini hastanede ziyaret ettim. bahçede oturduk, konuştuk. 'ne oldu sana abi' demedim. havadan sudan konuştuk. üzerindeki sorumluluğu biraz almak adına, okulda onun verdiği dersi bu dönemlik biriyle beraber üstlendik. ancak ben şu an ne yapacağımı bilemiyorum, elim kolum bağlı hissediyorum.

bu durumda ne yapmamı önerirsiniz? biraz daha hastanede kalacak gibi görünüyor. haftada 2-3 gün ziyarete gidip, geçmişte de oynarken zamanın nasıl geçtiğini anlamadığımız bir satranç takımı mı götürsem? yoksa yeni bir proje yaratıp, onu da ortak edip birlikte yaratıcı bir sürece mi girsek?

ufak da olsa var mıdır bir öneriniz?
0
parcaliham
(20.11.17)
geçmiş olsun öncelikle.

birdenbire, bu intihar olayından sonra olağanüstü derecede olan ziyaretler ve muhabbetler sizi de sıkabilir, onu da. en iyisi iki tarafı da çok rahatsız etmeden arayıp sormalar, ziyaretler bence. tadında ilerleyen bir ziyaret süreciyle tavla da, yeni proje fikri de güzel.

biraz sheldon cooper gibi canlandırdım sizi gözümde. pek arkadaş canlısı olmamanıza ve muhabbetlerinizin de biraz entelektüel olduğu göz önüne alınınca.

geçmiş olsun tekrar. hastaya acil şifalar. dostluğunuz daim olsun.
0
runagain
(20.11.17)
bu cinsten bir ilgi azcık da olsa hissettirilirse suçlu ve daha kötü hissettirebilir arkadaşınıza. şimdiden paranoyaklaşmış alınganlaşmıştır bile zaten insanlar ne düşünüyolar ailemi sevgilimi de üzdüm bana acıyorlar mı acaba gibisinden. her napıcaksanız bunu da hesaba katın; hissettirmeden yapmak önemli. ölümüne ramak kalmış diyosunuz demek ki ilgi çekme amacı güden bir intihar teşebbüsü değil bu.
0
dafaisss
(20.11.17)
yukarıdaki ilk iki cevaba katılıyorum. biraz zaman verin, arada tabii ziyaret edin ancak o konuşmadan siz zorlamayın. sadece beraberken isterse konuşabileceği bir zemin yaratın ki mod değiştirerek moralinizi bozduğunu düşünmesin. bence o nedenle açık olun: "ben bu durumu seninle konuşmak isterim. tabii ki senin tercih ettiğin bir zamanda ve şekilde. yani konuşmak istediğinde, yalnız hissettiğinde yanında olduğumu hatırla ve bunu benimle paylaş. diğer zamanlarda da ortak aktivitelerimizi sürdürelim, kopartma kendini." gibi şeyler diyebilirsiniz bence baştan.

aslına bakarsanız sizin arkadaşınızla paylaştığınız şeyler benim samimi arkadaşlarımla paylaştığım şeyler. aylarca konuşmayıp buluştuğumda belli konulardaki fikirler, insan yaşayışı vs konuşabildiğim ama bunu yaparken de özel şeylerimi konuşabilecek kadar güvenilir ve dürüst olduğunu düşüdüğüm insanlar daha yakın geliyor ve çoğu durumda da herhalde biraz böyle olduğunu varsaydığımdan yukarıda yazdığım mealdeki şeyleri istediğiniz bir samimiyet derecesinde de söyleyebilirmişsiniz diye düşünüyorum. insan yaşayışını saatlerce konuşmuşsanız siz arkadaşınızla mesafe kırarak ilgilenebilirsiniz diyorum yani. tabii bu bahsettiğinizden anladığım doğru şeyse. siz zaten insanı ne x'e iter, ne y'ye iter... güdü ve saiklerle ilgilenen birisiniz çıkarımı yaptım kısacası.

edit: ziyaretiniz belki hislerini etkilemez. bu bir duygudurumu sorunu zaten biraz da. ancak dış kapının dış mandalı değilseniz ve gitmezseniz daha kötü hissedebilir. durum korumak da durumu iyiye götürmek kadar hatta ondan önemli olabiliyor. türkçe hataları için üzgünüm, biraz anlaşılmaz olmuş, gördüklerimi düzelttim.
0
godoşu beklerken
(20.11.17)
(6)

Üniversite eğitim artık yenilenmeli midir ?

sorunvar
http://www.egitimajansi.com/haber/abbas-gucluden-carpici-aciklamalar-haberi-61383h.htmlBurada şöyle bir ifade var "Artık yükseköğrenime olan talep bütün dünyada azalmaya başladı ve süre çok uzun. Mesela Avrupa 3 yıla indirdi süreyi biz hala 4 yılda direniyoruz. Şu anda 2 yıl tartışılıyor, deniliyo
www.egitimajansi.com

Burada şöyle bir ifade var
"Artık yükseköğrenime olan talep bütün dünyada azalmaya başladı ve süre çok uzun. Mesela Avrupa 3 yıla indirdi süreyi biz hala 4 yılda direniyoruz. Şu anda 2 yıl tartışılıyor, deniliyor ki; bu bilgi çağında 4 yıl, 3 yıl çok fazla, öğrenci öğreneceğini zaten bir yerlerden öğreniyor, üniversite farklı boyutlar, tartışma ortamı yatarır deniyor. Yani bilgiyi öğrensin gelsin, burada da kendini geliştirsin gözüyle bakılıyor. Yükseköğretim sadece Türkiye'nin sorunu değil, eğitimdeki sorunlar sadece bizde değil dünyada var ama onlar uzun uzadıya 3 yıl, 5 yıl, 10 yıllık periyodlar içerisinde projeler yapıp ona göre pilot uygulamalar yapıyorlar ondan sonra hayata geçiriyorlar, biz bir gecede değiştiriveriyoruz. "

Yani artık üniversite okumak meslek kazandırmıyor aksine inovatif fikirler daha değerli ve insanları girişimciliğe itiyor..
Katılıyor musunuz buna ?
0
sorunvar
(20.11.17)
bölümüne göre, evet katılıyorum. ama biz liseyi de gereksiz yere 4 yıla çıkarıyoruz. çünkü ne kadar genci eğitim sürecinde tutarsan umutları o kadar sömürmüş, işsizliği düşük tutmuş oluyorsun.
0
runagain
(20.11.17)
Katılmıyorum. Birçok temelsiz argüman var. Öğrenci öğrenebileceğini aslında hiçbir zaman öğrenmiyor. Türkiye'de bireysel gelişim çok zayıf. Birilerinden eğitim almadan, birileri yol göstermeden bir şeyler başarabilen çok az insan var. Binlerce İnternet kullanıcısı Google'da arama yapmayı bilmiyor. Erişilen bilgiyi kimse sorgulamıyor. Gündelik bilgilerde bile gerekli bilgiye ulaşmak zorken bilimsel bilgiye eğitici olmaksızın sadece İnternet ve kitaptan ulaşmak gelecekte bile pek mümkün bir olay değil. Ben üniversite eğitiminin tam tersine kısa olduğunu düşünüyorum. Üniversitelerde kazanım odaklı eğitim veriliyor ve o kazanımlar elde edilince lisans derecesi alınıyor. Örneğin bir makine mühendisliği öğrencisine bilgisayar destekli tasarım yapabilme becerisini vermek bir eğitimdir. Ama bu öğrenci sadece okuldan aldığı bilgiyle gidip bir otomobil, bir uçak tasarlayamaz. Neyi nasıl kullanacağını bilir ama ortaya bir ürün çıkarana kadar belki yirmi yıl daha okuması gerekir. Çünkü gerçek hayatta işler daha farklı yürüyor. Üniversite eğitimi bu açıdan çok yetersizdir. Üniversitede onlarca şey anlatılır ama bunlardan birçoğu iş hayatında hiçbir anlam ifade etmez. Girişimcilik de son zamanlarda abartılan bir kavram. Bardak mısır satmak teknik bir girişimcilik değil. Bunu bu kadar basite indirgersek dünyanın gelişimi durur. Girişimcilik derken aklımıza olabildiğince teknik bilgi içeren konular da gelmeli. Bu teknik bilgiye ulaşabilmenin yolu üniversiteden geçiyor. Üniversitedeki profesörün verebileceği bir eğitimi üniversite dışında kalan birinden almak gerçekçi değil. Bilgi toplumu olmanın özü üniversitelerin daha güçlü olmasında yatıyor. Meslek kazandırmıyor kısmı da gerçekçi bir yorum değil. Tıp, hukuk, mühendislik bölümlerinin çoğu doğrudan meslek kazandırıyor.
0
dissendium
(20.11.17)
üniversitelerin şu anki hali politik yaklaşım ve kaygıların uzantıları. runagain'in dediği gibi işsizlik oranını düşürüyo bir kere. içyüzünü bilmiyorum ama aşina olduğum kadarıyla bir de adına akreditasyon dedikleri iş de sorun olur. uluslararası üniversiteler arası bu tip anlaşmalar var, kabaca ders ve diploma geçerliliği ile ilgili. hani bu kısmının içyüzünü tam bilemiyorum ama hadi yapın denilse bile her halükarda akademisyenlere epey bürokratik iş yüklenmiş olur.

sonra önceye nazaran daha kısa sürede mezun verilmesi demek istihdam sağlanma gerekliliğini de getirir. bu zaten şu anda bir sorun. bir meslek edinmek için önlisans ya da lisans eğitimi şart gibi gösteren şartlar ve sosyal yapı hala varlığını sürdürüyor şu anda "hmm seninki iki yıllık mı! e olsun o da olur!" tepkisi etrafında örülü anlayışı kastediyorum en başta sosyal yapı derken.

linkini verdiğin yazı asgari ücretin 5000 lira yapılması lazım, yapılsa bizim için iyi olur gibi bişey olmuş, basmakalıp. nerden tutsan elinde kalıyo.

müzik sanat spor yabancı dil falan demiş de, kısmen de olsa paraya bakan şeyler bunlar. sosyoekonomik düzeyi düşük olan aileler için çocuğunun akademik başarısı sınıf atlama imkanı da demek; ki çocuğa da o süreçte böyle bir rol yükleniyo. kpss'yi kazanamadı intihar etti diye sunulan haberlerdeki vakalar bir mikdar bununla da ilgili.
0
dafaisss
(20.11.17)
Bazı bölümler kesinlikle 3 yıla düşmeli. Hatta 2 yıllıkların da bazıları 1 yıla indirilmeli. Türk dili, inkilap tarihi gibi derslerle öğrencilere gereksiz yük yaratılmamalı. Ortak zorunlu dersler ve birkaç ders daha çıkarıp onun yerine temel mesleki dersler öne alınarak kısaltma yapılabilir.
0
gölgede aynı
(20.11.17)
@dissendium, bireysel gelişim zaten türkiye'de ve eğitimde de teşvik edilen bir şey değil ki. sürüye uy, biat/itaat et yeter. bunu anlı şanlı kurumsal firmalar da istiyor, her ideolojiden siyasi partiler de; çomar da, entel de...

celal şengör, üstelik kendi alanında, çok az şey bildiğini söylüyor. dünyada sayılı adamlardan jeolojide! bilmenin sonu yok yani. üniversite "her şeyi bilen" adam mezun etmez ki... her, uçak mühendisliğini bitiren tasarım yapsa, uçak fabrikası açsaydı, oooo. nuri demirağ ne mezunuydu ki?

üniversite genel olarak memur/maaşlı çalışan yetiştirir ülkemizde. zaten "sen ağa ben ağa, inekleri kim sağa" diye bir laf var; her filan bölümü mezunu kendi işini kursa, kim çalışacaktı peki o işte?

girişimcilik muhabbeti de evet, bardak mısır, çiğköfte gibi saçma şeylere indirgeniyor; sözde melek yatırımcılık da malum ülkemizde. her şeyi "mış gibi" yapıyoruz.

sana yazmış gibi oldum hepsini ama genel bakışım, biraz parçalı da olsa.

bir de, sen eskiden paragraflara bölerdin yazıyı ya?

egitimajansi da masallah, türkçeyi katletmiş! eğitimle ilgili bir sitede bu kadar yazım yanlışı...
0
runagain
(20.11.17)
4 yıllıklar için eğitimi 3 yıla sıkıştırıp son yıl sağlam bir staj görmeli öğrenciler. 20 günlük, 30 günlük stajla olmaz bu iş. gerekirse bununla ilgili sınav olsun öğrenciler. o şekilde mezun edilsin.

mühendislikte de ben genel mühendislik eğitiminden ziyade her okulda olmasa da alanlara bölünmesi taraftarıyım. iş hayatımda hiçbir işime yarayacak x dersini ne yapayım ben? gereksizin önde gideni. ben y dersini almak istiyorum, bana y dersini ver.
0
blue eyes white dragon
(20.11.17)
(28)

Herkes evlenirken yüzde yüz emin mi?

pikapika
Açarken vicdan azabı duyduğum bir duyuruyla karşınızdayım. Yaş 26, 3 yıllık bir ilişkim var, erkek arkadaşımı çok seviyorum onun da beni cok sevdigini biliyorum. Ama şimdi işler ciddiye doğru gitmeye başlayınca bende bir huzursuzluk başladı. Gerçekten birbirimize uygun muyuz, evlenmeli miyim bilmi
Açarken vicdan azabı duyduğum bir duyuruyla karşınızdayım. Yaş 26, 3 yıllık bir ilişkim var, erkek arkadaşımı çok seviyorum onun da beni cok sevdigini biliyorum. Ama şimdi işler ciddiye doğru gitmeye başlayınca bende bir huzursuzluk başladı. Gerçekten birbirimize uygun muyuz, evlenmeli miyim bilmiyorum, önceden o kadar takmadığım bazı şeyler kafama takılmaya başladı.


En çok beni rahatsız eden şey şu, zamanını aşırı boş geçiren bir insan. Boş bir gününü saat 4te uyanıp saçmasapan youtuberların kanallarini izleyerek, telefonunda oyun oynayarak geçirebilir ve bundan rahatsız olmaz, yav napıyorum ben demez. Her gün böyle. Tamam hadi spesifik bir hobi edinme, acı ama Türkiye'nin yüzde 90ında yok zaten. Ama arada bir eline bi kitap al be adam:( sevgilimden öğrenecek tek bir şeyin bile olmaması çok canımı sıkıyor, karşılıklı birbirimize bir şeyler katabileceğimiz bi ilişki, birazcik hayran olabileceğim bir insan istiyorum.

Madem kültürlü insanlardan hoşlanıyosun, neden adamı x kişisiyken kabul edip y kişisine dönüştürmeye çalışıyosun derseniz anlarım. Ama başta beni etkileyen bir sürü iyi özelliği de var, sıcakkanlı,çok çekici, sadık, aile ve çocuklara düşkün, bu zamanda güvenebileceğim bi insan.

Hepiniz evlenirken gözünüz kapalı mı evlendiniz, içimde şüpheler olmasi normal mi, kendimi suçlu hissediyorum:( kimse mükemmel değil deyip rahatlasam mı, yoksa şimdi böyleyse sonra daha mı kötü oluyor?
0
pikapika
(19.11.17)
Evlenince şu huyu nasılsa değişir diyerek evlenmeyin. Değişmiyor.
0
Kusursuz dostlarin dort ayagi vardir
(19.11.17)
kimse mükemmel değil deyip rahatla
0
dafuq
(19.11.17)
esimi okudum sanki ahahaha :D kimse mukemmel degil evet. ona sorsak ona gore de vakit kaybi olarak gordugu aliskanliklariniz, davranislariniz vardir elbet. evlenmeye karar verdigimde oncelikli onem verdigim sey sunlardi: bu kisiyle huzurlu bi hayat gecirir miyim? anlasabiliyor muyum? bana karsi davranislari, kafa yapisi ilerisi icin soru isareti birakiyor mu? gerisi benim icin ikinci planda. ha tum vaktini keske alkislarlayasiyorum izlemeyerek gecirseydi, ama demek ki zevk aliyor ne diyeyim :D ozetle, evlilik karsilikli katlanmaktir :)
0
pide
(19.11.17)
Sizin evliliğiniz yürümez İş ciddiye binmeden ayrılmamız lazım. Evlilikten önce şüpheniz varsa, o evliliğin yürümeyecegi şüphesizdir. Çok geç olmadan radikal bir karar vermen lazım Çünkü zaman geçtikçe ayrılma zorlaşıyor.
0
yarey
(19.11.17)
Sevgilin kafa adammış. Ben de spor yapıyorum, kursa gidiyorum, okula gidiyorum, elime kitap alıyorum ama dönüp dolaşıp yine YouTube'ta video izleyip, bilgisayarda oyun oynuyorum. Çok zengin bir insan olsam her gün öğlen uyanırım. Bunda yanlış olan bir şey yok. YouTube yerine göre ufuk açıcı bir yer. Oyun oynamak zekayı geliştirir. Bunlar küçümsenecek şeyler değil. Kimse karşısındakinden yüzde yüz olamaz ama en azından ben bu kişiyle bir hayat yaşayabilirim der. Sen bunu 3 yıla rağmen diyemiyorsan evlenme derim. Bir de tüm suçu sevgiline atmak yerine kendin onu teşvik edebilirsin. Sevgiline hiç kitap aldın mı? Sevgilini bir kursa davet ettin de sevgilin hayır mı dedi?
0
dissendium
(19.11.17)
3 yıldır beraberseniz bir hobi edindirebilir ya da kitap okumasını teşvik edebilirdin bence. ona şekil vermenden bahsetmiyorum ama şikayet ettiğin eksiklikleri onda varsa, sende de vardır, diye düşündüm.

3. paragrafta bahsettiğin özelliklerde bir adamı da bu devirde kolay bulamazsın. ki sen de farkındasın.

"ben de mükemmel değilim" diye rahatla bence.

mutluluklar...
0
runagain
(19.11.17)
@dissendium tabii ki tesvik ettim hic ugrasmadan icten ice sinir yapmadim yani:) ilgilenmiyor, degişik hobi seti maket vs bişiler aldim kutusunu bile açmadı, kurslar bulup laf arasinda söylüyorum ilgilenmiyor tamam olabilir deyip geçiyor. Sonucta anasi da degilim o istemeden elinden tutup kursa mi yazdirayim? Hic kitap almadim ama, bi de onu deniyim bari
0
🌸pikapika
(19.11.17)
evlilikten ne beklediğine bağlı biraz da.
"sıcakkanlı,çok çekici, sadık, aile ve çocuklara düşkün, bu zamanda güvenebileceğim bi insan"
evlilikten beklediklerin bunlar mı? senden bağımsız, genel olarak bir evlilikte olması gereken şeyler olduğu için "daha ne istiyorsun" denebilir ancak senin kişisel olarak, bu genelgeçer ve belki de standart olan kriterler haricinde olmazsa olmazların varsa sıkıntı yaratır. bunun mükemmellikle alakası yok, her insanın kendi için belirlediği ve istediği kriterler vardır. neticede bu insanla evlenmek zorunda değilsin, "daha iyisini" beklemeyi tercih edebilirsin.

bu noktada iş dallanıp budaklanıyor tabii. daha iyisini bulamayabilirsin, hatta böylesine bile denk gelmeyebilirsin. ileride yaşayacağın pişmanlık hangisi için daha büyük olacaktır, onu düşünmeye çalış. kriter diyip duruyoruz ama senin kişiliğine bağlı olarak eldekiyle yetinmesini bilmek de bir tercih olabilir. "varsın oturup iki çift edebiyat parçalamayalım, çocuklarıma iyi bir baba bana huzur olsun yeter" diyebiliyorsan, beklentilerini bu yönde şekillendirebileceğini düşünüyorsan yanlış adamdır diyemeyiz.

genel evlilikler senin bu kriterlerinden daha azına uyan insanlar arasında yapılıyor yalnız, onu bil. keşke seninki kadar uyanı bulsa insanlar ama bulamıyor ya da beklemek istemiyor, evlenmek bizde hala bir zorunluluk olarak görülüyor çünkü.

bence 3 yıl çok da uzun bir zaman değil, yaşın da genç; acele etme karar vermek için. adam kadar kendini tanıman da önemli, ne istiyorsun ne istemiyorsun onu tart bu sürede.

kendi düşüncem evliliklerin her zaman boka saracağı yönünde. boka saran bir evlilikte birlikte kitap okuyabiliyor olmanın bir değeri olmaz ama asgari seviyede saygı ve anlayış sahibi biri dibe vurmanın önüne geçebilir.
0
Bruce
(19.11.17)
Evlenirseniz adamı rahat bırakmayıp doğduğuna pişman edecekmişsin gibi bir izlenim aldım. Şimdiden böyle hissediyorsan evlenme.
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(19.11.17)
pikapika cok onemli bir yerden yakalamissin. evet, bir sey ogrenemeyecegin, hayatinda bir tutkusu olmayan kendini gelistirme derdi olmayan bir insan kadar sıkıcı bir hayat esi dusunemiyorum (erkek tarafiyim.) ve kisinin esine biraz "hayranlik" beslemesi gerektigini dusunuyorum. o hissi icinde en azindan bazi konularda uyandirabilmeli. uzun vadede bunlarin yoklugunun cok hissedilecegini dusunmusumdur hep. evet guven guzel, guvende hissetmek, stabil bir hayat istegi guzel ve dogal fakat karsindaki bazi ozellikleriyle icini biraz olsun pirpir ettiremiyorsa, sana ogretebilecegi, kendi ogrenip heyecanlanip sana anlatabilecegi bir sey yoksa beraber bir omur gecirmeyi hayal edemem. oyle birini bulmak da zor tabii, ben bulur bulmaz evlendim - oyle bir evlenme hevesim de yoktu (onun da yoktu) ama birbirimizi bulunca oldu iste. baska turlu de olmazdi bence.

ikinci onemli ozellik de baglilik ve sadakat ve saygı. bundan da emin olunmazsa karsilikli olmaz.

senden 1 yas buyuktuk birbirimizi buldugumuzda ilk.
0
robokot
(19.11.17)
Daha iyiye gitmeyecek. Kötüye gider mi? Kimse bilemez.

Bu durumla ne kadar yaşayabilirsin, bunu düşünerek karar vermeni öneririm.
0
fever
(19.11.17)
sevgilin kaç yaşında ki? o da 26 ise değişebilir bence ama yaşı daha büyük bi adamsa değişmez. hatta bence evlenip çocuklanınca iyice miskin ve sıkıcı bi tipe dönüşebilir. evlenmek için acele etmen gereken bir yaşta da değilsin ayrıca biraz daha duruma bakabilirsin. ama ben senin yerinde olsam bu kadar iyi özelliği olan adamı bırakmazdım, beraber bir şeyler yapmaya çalışırdım.
0
shin
(19.11.17)
o özellikler paket program olarak gelmiyor maalesef :/
kitap okumak hobi falan işin bahanesi gibi gözüküyo, sizin adını koyamadığınız tereddütleriniz var, bunu bulmuşsunuz. kitap okuma manyağı biri olsa belki de ya bana ilerde hiç vakit ayırmazsa bunlara gömülüp diye evhamlanıcaktınız.
0
dafaisss
(19.11.17)
Birkac sene sonra her sey rutine binip cinsellik eski heyecan ve tutkuyu vermemeye başladığında iki sevgili degil de arkadas olarak vakit gecireceginiz zamanlar icin hayattan beklentinin ne olduğuna gore degisir.
0
passive aggressive
(19.11.17)
kendini geliştirmeyen bir kişiyle bırak evlenmeyi, arkadaşlık bile kurmam şahsen ben. evlilik de büyük sorumluluk gerektiren bir şey bence. bilmiyorum aynı evde mi yaşıyorsunuz ama evlenip de aynı evde yaşayınca sanki bütün ev işlerini sen yapacakmışsın gibi bir izlenimi kapıldım. çocuk yapmayı planlayınca sorumluluklar daha çok artıyor, bir sürü şey okuyup öğrenmesi gerekiyor ebeveynlerin.
0
mr sherlock
(19.11.17)
Mantik evliligine dogru gidiyorsun. Sevgiliyken batmayan seyler evliyken de batmamali.
0
piremses
(20.11.17)
yahu üniversitede bölümünü seçerken yüzde yüz emin miydin?
işe girerken yüz de yüz emin miydin?
tatile giderken doğru lokasyon ya da otel sectıgıne yuz de yuz emın mısın?

hayatta ne konuda yuz de yuz emınsın ki?

yazdıklarını okumadım ama baslık bıle yettı.
0
hopp
(20.11.17)
Kafanda bu kadar çok soru işareti varsa en az birkaç yıl evlenme planını ertele. Evlenip boşananlar bunun travmasını hayat boyu yaşıyor.
0
iwasbornonamountainside
(20.11.17)
@shin 29 yaşında, hatta 30. Aslında değişir mi diye sormadim cunku degismez kimse biliyorum, değismeye calissa da bunu devamli yüzüme vurur ben senin icin cok taviz verdim vs vs. Benim sorum daha cok su, es adayinizin her seyi icinize sinerek mi evlendiniz yoksa ufak tefek soru isaretleri olsa da gidiyor mu bi şekilde
0
🌸pikapika
(20.11.17)
Bence çok kafaya takmamaya çalış. Yaşın genç diyenlere katılmıyorum. Hadi gençsin ama bu devirde ya bir daha onun kadar sadık evine düşkün çekici bir insan bulamazsın ? Seni de seviyor hem. Sen kendini geliştir o da bir süre sonra geride kaldığını görüp yetişmeye çalışır.

Ps bu devirde eş bulmak zor. Erkekler hep ıssız adam modunda. Bas nikahı gitsin
0
charlotte blanc
(20.11.17)
@datnet neden pardon? Arkadaş bir pesin hukumde bulunmus, benim anlattıklarimdan oyle bir sey cikmiyor kendi tahminde bulunmus. Telefonla vakit gecirmesini sevmiyorum elinden aliyorum, her gun agzina kalin kitapla vuruyorum falan mi dedim? Kendisinin basinin etini yiyor olsaydim zaten 3 yıllık bir iliskimiz olmazdi, sevdigimi ve sevildigimi de belirttim baska. Sacmasapan yorum yapmayin ya. Benden kurtulmak istese zaten zincire vurmuyoruz, umarim cevrendekiler kurtulur senden.
0
🌸pikapika
(20.11.17)
evlenirken gözü kapalı evlenen insanların genellikle mutsuz veya boşanmayla sonuçlanan evlilikleri oluyor. evlenince boş vaktinizi hep beraber geçireceğiniz için böyle boş beleş şeylerle zaman geçirdikçe bunalırsınız ve sorunlar da beraberinde gelir. ortak noktanız veya hobileriniz yoksa gerçekten boş zamanları beraber değerlendirmek karşılıklı eziyet olabilir.
iyi noktaları illa ki vardır ama bu gibi memnun olunmayan durumlar evlendiğinizde karşılıklı size daha da batabilir hale gelebilir. oturup iletişim kurun, anlatın ve dinleyin. bir çözüm yolu bulmaya çalışın. bulamıyorsanız, 3 yıllık ilişki ayıp olmasın demeyin. çok iyi baba olabilecek kriterlerine olması çok iyi eş olabilir anlamına gelmiyor. işi gücü var mı ki saat 4te uyanıp youtube gibi boş bir işle uğraşıyor onu da bilmiyorum. eğer yaşınız küçük daha askerliğini yapmamış, işi gücü elinde olmayan birisiyse zaten evliliği hiç düşünmeyin şu aşamada.

eğer ki bir ortak nokta buluşursanız yani neden olmasın? evlilik şans işi. yaptığınızda mutlu olup olmayacağınızı anlarsınız. sevgili olmaktan çok farklı bir durum olduğu için çok ciddi düşünüp taşınmak lazım.
0
vedderbaug
(20.11.17)
Ayrıl sen.

Ama şunu da bil, böyle biriyle sevgili de olmamalısın. Zamanını aşırı boş geçiren bir insanı tercih edersen, sonuç böyle olur.

Izdırap çekmeden, daha evlenmeden ayrıl. Önüne bak.
0
MaNOfTheYear
(20.11.17)
ayrılmayıp evleneceksen eğer. karşı tarafı sakın değiştirmeye çalışma. olmuyor. oldu zannediyorsun ama o içinde hep saklıyor ve bir gün gelip yüzüen vuruyor. ayrıca anladığım kadarı ile karşı taraf çalışmıyor. nasıl evleniyorsunuz?

ayrılmayacaksan da evlenmek için erken, senin kafan böyle karışıkken.
0
kablelvuku
(20.11.17)
icinde süphe olmasi normal degil. karsindaki insani iyisiyle, kötüsüyle, oldugu gibi kabul edip sevemiyorsan evlenme.
ha evde kalirim, belki daha iyisini bulamam diye korkuyorsan evlen gitsin.
0
pilav
(20.11.17)
benim içimde zerre şüphe yoktu valla,
çok fazla şey yükleme insan öyle ise öyle sev,
içinde şüphe nasıl var neden var? Ondan öğreneceğin şeyler diyorsun şimdi öğrendiğin şeyler varda 10 yıl sonra ne olacak? Her gün yeni şeylerle karşına gelemez bir süre sonra rutine binecek evlilik,

Bu şeyleri göz önünde bulundur, sana karşı saygısı, sevgisi, güven hissi varsa ve ileride ona gözüm kapalı güvenebilirim diyorsan daha fazla düşünme takma.

Bence çok fazla beklentin var ve bu seni zehirliyor.
0
basond
(20.11.17)
'sevgilimden öğrenecek tek bir şeyin bile olmaması çok canımı sıkıyor, karşılıklı birbirimize bir şeyler katabileceğimiz bi ilişki, birazcik hayran olabileceğim bir insan istiyorum.'

Bu düşüncenin sonu yok. Yine de (ideal olarak) daha aktif bir ilişkiniz olsa beraber bir şeyler yapsanız hayat daha bir çekilir olur. Ben benzer sebeplerden birinden ayrıldım. İlişkimize benim yaptığım yatırımı yapmadığını düşünüyordum. Bir süre sonra da bir kısır döngüye girdik tartışmalarımızda. Bana göre ideal bir ilişkide iki taraf da denk sorumluluklar almak zorunda, kendi ayakları üzerinde durmak zorunda.

Karşındakini kendine denk görmüyorsan ya bunu kafaya takmayıp özverili olacaksın ya da kafaya takıyorsan ayrılıp daha uygun birini bulacaksın.

Elbette hiçbir evlilik mükemmel değil, zira kimse mükemmel değil, ama yukarıda da birinin bahsettiği gibi evlilik, sevgililik büyük oranda katlanmaktır. Katlanabileceğine emin ol.
0
idexo
(20.11.17)
Onun sana göre saçma ve boş hareketleri olabilir çok normal. Önemli olan bu hareketlerle bir ömür geçirip geçiremeyeceğin; yani senin gözüne batıyorsa olmaz o iş bence.
0
neferkitty
(20.11.17)
(14)

Dövmelerdeki yeni anlayışı sevmeyen bir ben miyim ?

halen
Geometrik şekiller,üçgen içinde kare onun içinde beşgen üstünde bir palmiye ağacı,noktasal doğrular ordan bi ok işareti ya da minimalizm ( ki aralarında en hoşuma gidenler ) cücük kadar çiçek, fil yutmuş boa yılanı... Elbette herkesin estetiği kendine ama bu kadar popülerken ben neyi göremiyorum da
Geometrik şekiller,üçgen içinde kare onun içinde beşgen üstünde bir palmiye ağacı,noktasal doğrular ordan bi ok işareti ya da minimalizm ( ki aralarında en hoşuma gidenler ) cücük kadar çiçek, fil yutmuş boa yılanı... Elbette herkesin estetiği kendine ama bu kadar popülerken ben neyi göremiyorum da sevemiyorum? Ya da bir ben miyim bunları tırt bulan ?
0
halen
(18.11.17)
jenerasyon farkı olabilir mi?

yeni müzikleri beğeniyor musunuz?

yeni dizileri filmleri beğeniyor musunuz?
0
idexo
(18.11.17)
sana katılıyorum.

old school is the best school
0
Apocalypse
(18.11.17)
26 yaşındayım ama. Yeni müzik tarzı olarak da elektronik müzikten bahsediyosanız 6 7 seneden beri bilfiil dinleyiciyim. Dizi de gırla. :/
0
🌸halen
(18.11.17)
fakir işi dövmeler bunlar. dövmem olsun diye yaptırılanlar. dövmeci sayısı da artınca fiyat düştü tabii.
0
Delay Fuze
(18.11.17)
dövme diyince aklıma gelen ejderhalı melekli sarmaşıklı çiçekli falan böyle sırtı ya da bütün kolu ya da bacağı kaplayan cinsten şeyler. senin dediklerin "ihihi ben de dövme yaptırcam benim de dövmem olsun" cinsinden özentilikler gibi geliyo bana dışarıdan.
0
dafaisss
(18.11.17)
İşin uzmanı değilim kendi fikrimi yazacağı saçmsaysa vurabilirsiniz.

Dövme işi zaten temelde motif dizaynı üzerine kurulu bir sanat. Bu tarz bir işin artık günümüz dünyasında genel trendten çok da uzak kalabileceğini düşünemeyiz. Son zamanlarda firmaların veya spor kulüplerinin kendi logolarına yaptıkları değişikliklere bakalım ;

Juventus -- > i2-prod.mirror.co.uk

HP ---> www.underconsideration.com

Adidas ---> i.pinimg.com

Dolayısıyla motif, logo vs. gibi dizayn dünyasında genel olark böyle bir trend var şu an. Bu çizgiler, küçüleler, minimalist bakışlar ise daha hızlı yaşanan bir dünyayı, romantik bir bakıştan ziyade daha mekanik bir dünyayı tasvir ediyor diyebilirz.

Dövme de gelişen teknoloji ve temelde moda ile alakasından dolayı bu trendten uzak kalamazdı. Dolayısıyla bu zihniyeti yansıtan minimalist dotworkler, lineworkler moda olması gayet normal.

90larda ise bu yukardaki logolar ve dizaynlar daha farklıydı. O dönemde de tribal dövmeler daha modaydı mesela.

Dünya değişiyor, sanatçıların dünyayı okuyuşu da değişiyor ve her dönem kendi trendini çıkartıyor işte.
0
AlsterWasser
(18.11.17)
Bu daha iyi, kompleks ve ozgun. Kuru kafa, kilica sarilmis yilan falan gecin bunlari artik.
0
baldur2
(19.11.17)
önüne gelen dövmeci oluyor çünkü.
okulu mokulu yok. bence de tırt.
0
benaslindayohum
(19.11.17)
Katı olan her şey buharlaşıyor :(
0
🌸halen
(19.11.17)
Kompleks bulamıyorum işte ben nedense kompleksmiş havası yaratılıyor ve bunu anlamsız buluyorum. teknoloji çağındayız şuraya uzay zamanı simgeleyen bir doğru yapayım da dövme olsun sanat olsun bakış açısı bana saçma geliyor.
0
🌸halen
(19.11.17)
benaslindayohum +1
0
khiron
(19.11.17)
Old school forever \m/
0
Uncle Sam
(19.11.17)
AlsterWasser +1

Değişen ve minimalleşen tasarım dünyasının yansıması nihayetinde bu iş de.
Ben minik hayvan ya da bitki desenlerini beğeniyorum.
Hatta son zamanlarda eskiden yapılan standart portre dövmelerinin yerini şu tarz işler aldı ki çok güzel bence.
www.instagram.com
0
demoniclewinsky
(19.11.17)
Minimal tasarım severim ama anlamsız geometrik şekilli şüküllü şeyleri sevmiyorum. Old school çok hoşuma gidiyor ama renkli olanlar bana kirli gibi geliyor :/
0
jazzabel
(19.11.17)
(5)

kader

ucurumdanasagiyadogruyuvarlananyaprak
kadere inanıyor musunuz? ben inanıyorum.bir sorum var; unutkanlıklarımızla, dalgınlıklarımızla kaderimizi ne kadar etkileyebiliyoruz? mesela evden çıkacakken telefonu unutup geri dönüyorum bu sayede ileride köşedeki trafik kazasından kurtuluyorum vb.ya da birine bir haber vermem gerekiyor ama vermiy
kadere inanıyor musunuz? ben inanıyorum.

bir sorum var; unutkanlıklarımızla, dalgınlıklarımızla kaderimizi ne kadar etkileyebiliyoruz?

mesela evden çıkacakken telefonu unutup geri dönüyorum bu sayede ileride köşedeki trafik kazasından kurtuluyorum vb.
ya da birine bir haber vermem gerekiyor ama vermiyorum böylece o kişi sinirlenmiyor öfkeyle feci sonuçlara yol açmıyor vb.

bu örneklerdeki unutkanlıklar, olayların akışını değiştirmiş midir?
yoksa zaten kaderimiz mi böyle (unutkanlıklar sonucu değişikliğe uğramış şekilde) yazılmış?
bu konuyla ilgili varsa başka söylemek istediklerinizi de ilgiyle bekliyorum.
0
ucurumdanasagiyadogruyuvarlananyaprak
(18.11.17)
İnanmıyorum. İlk soruya olumsuz cevap verince diğer sorular mantıken alakasız oluyor cevap veremiyorum.
0
AlsterWasser
(18.11.17)
İnanıyorum ama senin dediğin şey islamiyet jargonuna göre kader değil kaza. Kaderde insanların bilinçli seçimleri vardır, kaza ise irade dışı gelişen ve kontrol edilemeyen olaylara denir. Senin kastettiğin şey biraz kazaya giriyor.
0
yaren
(18.11.17)
kaderi insanlar çok yanlış anlıyor. çok basit yorumluyor. bence var.
0
danton
(18.11.17)
ben şuna inanıyorum: insanın karakteri kaderidir.

bana göre kader dediğin önceden belli oranda kestirilebilir fakat dinamik bir olgu.


ek yapayım:
(bkz: özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir)


Olaylara, olgulara, durumlara dışarıdan bakınca sanki kendiliğinden öyle olmuş gibi görünüyor olabilir. Biz olaylara hakim olmadığımız için(yani ne olup bittiğini analiz etmediğimiz için) dışarıdan gördüğümüz kadarıyla biliriz. Oysa içi başka olabilir ki genelde olayların detayı sanıldığından çok başkadır.

Şans faktörünü de şöyle düşünüyorum: Bütün şartları yerine getirdiğin halde yine de başaramazsan, elinde olmayan olaylar yolunda gitmemiştir, senin dışındaki dinamikler(ortam) buna müsait değildir. Tam tersi de geçerli. Hiçbir çaba harcamazsın ama ortam o kadar müsaittir ki her şey yolunda gider.

Burada da mesele 'farkındalık'. Sen neyin ne olduğunun farkındaysan ona göre pozisyon alırsın, negatif etkiler seni diğerlerini etkilediği kadar etkileyemez...

Bana göre her şeyin mantıklı bir açıklaması var ama özellikle insan ilişkileri hiç de 'rasyonel' değil.
0
idexo
(18.11.17)
- mesela evden çıkacakken telefonu unutup geri dönüyorum bu sayede ileride köşedeki trafik kazasından kurtuluyorum vb.

bu olabilir ama öyle olup olmadığını bilemezsin, daha doğrusu teyit edemezsin. belki de o trafik kazası sadece senin orada olup olmamanla ilişkili bir şekilde olacaktır.

ben her şeyin tesadüf olduğuna inanıyorum. tanrı da tesadüfü de yaratabilir pekala, neden olmasın; hatta o yarattığı tesadüfler kaderimiz de olabilir pekala, neden olmasın.
0
dafaisss
(18.11.17)
(6)

hayatı sorguladım.

kosun lan mevzu var
geçenlerde mecidiyeköy'de bir işim vardı, hayatımın hatasını yaparak arabayla gittim. trafik kilit haldeyken insan arabanın içinde oyalanacak bir şey arıyor, örneğin ben genelde müzik dinlerim, torpido gözünde ne var ne yok diye karıştırırım, havalandırma kanallarını doğru yöne ayarlar, koltuğu yeni
geçenlerde mecidiyeköy'de bir işim vardı, hayatımın hatasını yaparak arabayla gittim.

trafik kilit haldeyken insan arabanın içinde oyalanacak bir şey arıyor, örneğin ben genelde müzik dinlerim, torpido gözünde ne var ne yok diye karıştırırım, havalandırma kanallarını doğru yöne ayarlar, koltuğu yeniden şekillendiririm ama bu kez bunları yapmadım.

dışardaki insanları seyrettim. hızlı hızlı yürüyüp gidiyorlardı.

genel olarak erkeklerde bir çökmüşlük, iç geçmişliği vardı
genç ya da yaşlı fark etmez, erkekler istisnasız mutsuz veya sıradan görünüyordu.

kadınlar ise oldukça mutlu, bazısının kulağında kulaklık, elinde tivit, hayat enerjileri mevcuttu. hatta bir tanesinin -kulaklıkla dinlediği şey ne ise- kendini o an prenses sandığına eminim. (bu motivasyonu ben de istiyorum)

neyse özetle;
kadınlar basit bir genelleme yapmanın çok daha ötesinde, erkeklerden çok daha heyecanlı ve enerjikler.

birden ortama girip "ayyyyh bugün ne oldu bil bakalım" diyen erkek duydunuz mu? ben öyle bir erkek tanımıyorum, ama bu tip heyecanlı lafları dile getiren güleç, etrafına neşe saçan bir milyon kadın bulursunuz.

erkeklere soru: neden böyle oluyor olm? biz neden içimizdeki o heyecanı kaybettik? evrimle mi alakalı? nedir bu yani?

kadınlara soru: bunu bize de öğretir misiniz?

tşklr.
0
kosun lan mevzu var
(18.11.17)
abi neden'e verebileceğim tek bir cevap yok da kendimden de ilhamla ihtimalleri sıralayayım; kadınlara bu mutlu olma halini verip de erkeklerde olmamasına sebep veren. senin gibi bir aydınlanma yaşamadım ama; toplu taşımadayken erkeklerin daha çoğunluğunun yüzleri asık gibi geliyo bana da.

- o gördüğün kadınlar, kadınlar içerisinde mutlu olan kısım zaten. mutsuz olanları pek dışarıda göremiyosun. yani kadınlar mutlu oldukça dışarıda oluyolar, dışarıda oldukça da mutlu oluyolar. hiç mutlu değillerse de dışarı çıkmıyolar. bu en yüksek ihtimal kanaatimce. ya da işyerinde/çalışıyor oluyolar ve yine dışarıda göremiyosun.

- bize yüklenmiş evin reisi rolü var. ne kadar inkar etsek ya da eşitlik falan desek de kafamıza filmidir kitabıdır çocukken ergenken yapılan telkinler kafamıza kodlanmış oluyo. ve ona erişemeyince ne kadar iyi zengin ve/veya hayatımızdan tatmin bulur halde olursak olalım bize yüklenmiş bir sorumluluğu yerine getirmemiş olmamın ezikliğini/mutsuzluğunu hissediyoruz. bir kadın için de bunu yapmasa bile her zaman kafasının bir kenarında yine erkeklerde olduğu gibi aynı yüklenmiş rol meselesinden ötürü eli yüzü düzgün iyi kötü hali vakti yerinde biriyle evlenir çocuk yaparım düşüncesi var/olabilir. çünkü biz avcıyız onlar av.
özetle bizi usta bir avcı olamamanın kaygısı sürekli içimizden dürterken, onların kafasının bir kenarında sürekli nasıl olsa av'ım bir avlayan olur demenin getirdiği rahatlık var.

- kadınlar arasındaki kadın kadına ilişkilere dair pek bir şey bildiğimi söyleyemem, ama biz erkek erkeğeyken homofobik algılanması kaygısından ötürü birbirimizi pek gazlamıyoruz; ama onlarda böyle bir kaygı olmasa gerek. rekabetleşmeleri de "sahip oldukları erkek" üzerinden yapma lüksleri var, biz yapsak iş gavatlığa dönüyo.

- kadınlar nasıl oluyosa alışveriş yapınca mutlu olabiliyo, biz olamıyoruz; zaten olsak da kadınlar kadar geniş bir alışveriş skalamız yok. kıyafet kombini için seçeneklerimiz kadınlarınkine nazaran pek az, zaten alışveriş yaparak rahatlamaya geçici de olsa mutluluk temin etmeye kalksan ya araba alcan/al-sat yapıp değiştircen; ya da aynı ceketin farklı renklerinden falan alcan.
0
dafaisss
(18.11.17)
o güleç kadınların çoğu bir ailenin geçim derdini tek başına üstlenmiyor olabilir.
benim gördüğüm tr de yaşayıp da bu kadar güleç ve enerjik kalabilen insanlat ya doğuştan ya da sonradan zenginler.
zenginlik ile bişi alabilme yetisi kazandığı için değil insanlar kendilerini günlük hayatın dertlerinden soyutlayabildiği için mutluluk getiriyor.
ekmeğe, benzine, meyve sebzeye gelen zam asgari ücretli mecidiyeköyde koşturan bir elemanın canını yakarken, cebi dolu olan adamın öyle tasaları olmuyor.
0
rentts
(18.11.17)
Bir de insan neden mecidiyeköyde mutlu gezer ki? Mutsuz kadın da çok ama Dafaisss in mutlu kadının sokakta olduğu tezine katılıyorum ben de.
Sorunun yanıtına gelince, kadınım ama bana da biri öğretse keşke.
0
Aman Sen de
(18.11.17)
Kadınlar erkeklerden çok daha iyi rol yapabiliyor. İçi kan ağlayan bir kadın şuh kahkaha atabiliyor. Biz yapamıyoruz/yapmıyoruz.
0
Kusursuz dostlarin dort ayagi vardir
(18.11.17)
baştan belirteyim; erkeğim.

çalışırken hep güleçtim ben. bilin bakalım bugün ne oldu, ne ki... iş yerinde sürekli espriler, olan bitenle ilgili konuşmalar filan... hani o zaman da çok mutlu değildim ve her şey yolunda değildim ama sürekli de pozitiftim, olumluydum. evet işte olup biten birçok şeye karşı da sinirliydim ama genel olarak çok konuşur, güler ederdik yani. ben içimdeki heyecanı her şeye rağmen kaybetmedim.
0
runagain
(19.11.17)
nedenini bilmiyorum ama tespitine katıldım, yaş farketmeksizin hem giyim hem tavır bakımından kadınlar şık ve özenli erkeklerde bıkkınlık tükenmişlik var

bunu kadınların derdi yoka bağlamıyorum tam tersi türkiyede onca şeyle uğraşmalarına rağmen bu enerjiyi özeni gösteriyorlar

bize de öğretin +1
0
freebird5406_2
(15.06.21)
(5)

Kitap Tavsiyesi

Kusursuz dostlarin dort ayagi vardir
tess gerritsen, ahmet ümit, grange, john verdon, Dashiel Hammettbu yazarların tarzında cinayet, seri katil vs. içeren kitap tavsiyesi istiyorum.agatha cristie, stephen king sevmiyorum. sherlock'u okudum. aslında bana, kitap değil de bu tarz yazan yazar önerirseniz,o da kabulum.ben bütün kitaplarını
tess gerritsen, ahmet ümit, grange, john verdon, Dashiel Hammett
bu yazarların tarzında cinayet, seri katil vs. içeren kitap tavsiyesi istiyorum.

agatha cristie, stephen king sevmiyorum. sherlock'u okudum.
aslında bana, kitap değil de bu tarz yazan yazar önerirseniz,o da kabulum.
ben bütün kitaplarını sırayla okurum.

bunlardan ayrı bir tür olarak , olasılıksız tarzı içinde bilim de barındıran kitaplara da açığım.
0
Kusursuz dostlarin dort ayagi vardir
(17.11.17)
Maxime chattam in kotu ruh karanligin solugu kara buyu uclemesi.
Henning mankell ve jo nesbonun butun kitaplari.sirasiyla okursan daha zevkli olur.
Yazarini hatirlamadigim kanli kartal kanli masallar gibi adlari olan 3 lu bir seri
0
a summer day
(17.11.17)
zar adam, ejderha dövmeli kız.
0
dafaisss
(17.11.17)
bahsettiğiniz yazarladan sadece ahmet ümit'in beyoğlu rapsodisini okudum.

çifte tazminat kitabını öneriyorum. kara film tadında. ancak oldukça yi.
0
EasyTiger
(17.11.17)
ben de jo nesbo kitapları demeye geldim.
0
rectoa
(17.11.17)
Hannah kent / ölü gömme törenleri
0
Phoebe
(17.11.17)
(13)

Devletin İnsanları Eşleştirip Evlendirdiği Sistem Kurmasını İster Misiniz?

gezegen olan pluton
Devlet dese ki, şu anki evlilik müessesi gelecek için yeterli sağlıklı ve akıllı nesiller yaratamıyor. Yeni nesilleri sağlıklı ve akıllı olması için isteyen insanları genetik özellikler ve sosyal statülerine göre eşleştirme sistemi oluştursa, bu konu hakkında ne düşünürsünüz? Olayı basite indirgerse
Devlet dese ki, şu anki evlilik müessesi gelecek için yeterli sağlıklı ve akıllı nesiller yaratamıyor. Yeni nesilleri sağlıklı ve akıllı olması için isteyen insanları genetik özellikler ve sosyal statülerine göre eşleştirme sistemi oluştursa, bu konu hakkında ne düşünürsünüz?



Olayı basite indirgersem, teklif edilen: şu anki görücü usulü evlenme olayını daha sistematik olarak devlet yapsa nasıl olur?
0
gezegen olan pluton
(17.11.17)
o iş ordan almanların üstün ırk geyiğine kadar gider ben şimdiden söyleyeyim de. olmaz, olmamalı, olması teklif dahi edilmemeli.
0
golgi aygıtı
(17.11.17)
Ureme ciftlikleri. Sarisin mavi gozlu bi nesil yaratti adamlar. Hey gidi.
0
brad pitt
(17.11.17)
10 numara olur ama olmaz
0
freetakilir
(17.11.17)
ya tanıştırılan kişiler evlenmez de flört ederse?

-devlet bunu sevmedi!

-sistem değişikliğine gidiyoruz.
0
runagain
(17.11.17)
distopik roman konusu olur.
0
japon askeri
(17.11.17)
Bana uyar.
0
Kusursuz dostlarin dort ayagi vardir
(17.11.17)
Sağlıklı ve akıllı nesillerin devletin işine geleceğini sanmıyorum. Halk ne kadar aptal ve hasta olursa o kadar iyi.
0
harvey
(17.11.17)
kafanızı çok sevdim baya iyi düşünce. zihnimi açtınız.
belli başlı problemleri beraberinde getirecektir zannımca. safkan tartışmaları, ötekileştirmeler, aşağılamalar, yüksek görmeler vb. götürüleri çok daha çok olan bi sistem olurdu.
0
karamaleksey
(17.11.17)
damızlık mıyız la biz derim.
0
dafaisss
(17.11.17)
lobster filmini çağrıştırdı bana, o yüzden bu durum da pek hoş gelmedi.

o zaman insanlar bağımsız olmaz, robot gibi yaşarlar. evlilik de bir göreve döner. ayrıca aşk duygusu nasıl göz ardı edilebilir ki!
0
duyond
(17.11.17)
De ki ben evlenmek istemiyorum, 40 yıllık kalkınma planımda evlilik yok. Ne olacak, zorla mı evlendirecekler?

Arkadaşların tanıştırması, 'blind date' konsepti bile bana 'Bu benim kedim, bu da senin kedin. Hadi çiftleştirelim' gibi sentetik ve rahatsız edici görünüyorken, hem görücü usülü olacak hem de evleneceğim, bir de devlet eliyle. I-ıh.
0
aychovsky
(17.11.17)
murat menteş'in korkma ben varim romanında var söylediginiz. bir işe de yaramiyor romanin sonunda.
0
eriksatie
(17.11.17)
George orwell sen misin? Böyle bir uygulama distopyanın başlangıcı olur. Sonrasında da devlet ticarete müdahale etsin hiç derdimiz kalmaz :)
0
tukenmez adam
(17.11.17)
(5)

mesajlara cevap vermeyen bazı bi takım çevreler

ssiradanbirigibi
mesela bi konu hakkında özelden bir soru soruyor eleman, faydalı olsun diye nispeten uzunca cevap veriyosun özenerek, sonrasında bir cevap veya teşekkür filan gelmiyor ya bazen, bigün birine feci söversem haksız mı olurum sizce? zaten bundan sonra özel mesalara he, yok, var, cık, bok filan diye ceva
mesela bi konu hakkında özelden bir soru soruyor eleman, faydalı olsun diye nispeten uzunca cevap veriyosun özenerek, sonrasında bir cevap veya teşekkür filan gelmiyor ya bazen, bigün birine feci söversem haksız mı olurum sizce?


zaten bundan sonra özel mesalara he, yok, var, cık, bok filan diye cevap vereceğim.
0
ssiradanbirigibi
(16.11.17)
Bazen unutulabiliyor. Biri bana emlak sorusu sormuştu özelden, silindi, nick'i de hatırlamıyorum. Görürse tekrar yazsın lütfen.
0
6 yasimdan beri metal dinliyorum
(16.11.17)
unutulabiliyor, görülmeyebiliyor. onun dışında, kesinlikle haklısın.
0
runagain
(16.11.17)
Ben de geç en bir soru sordum msj geldi arkadaşın tavsiyesi çok iyiydi ama o ara giremedim msj uçtu. Aslında cok tesekkur etmek istemiştim. Yani cvp veremeyen de üzülüyor gerçekten gündem yoğunluğundan giriş yapmamak da olabilir safi öküzlük değil her zaman.
0
corcinyo
(16.11.17)
yazılan şey işime yaramadıysa öyle yapıyorum. nihayetinde uzun uzadıya yazarken bana sormamış oluyo. ha işime yarasa bile, yüzyüze iletişimde de kimseye bir şey için teşekkür borcum varmış gibi hissettiğim olmadı.
0
dafaisss
(16.11.17)
Bu sitede o tiplerden cok var.cogu ezberimde cölde su lazim olsa vermiyorum o tiplere.bunun en kotu yani gercekten iyiniyetli nazik insanlara yardim etme ya da biseyi anlatma hevesini kaciriyor olmasi.is kurma konusunda yazilar yaziyorum sozlukte.duyuru ve sozlukten bir kac kisinin is kurmasina vesile oldum bu duyuldukca bisuru yazardan msj almaya basladim bana da anlat vs diye.bazilari futboldan bazilari siyasetten konusmayi sever veya becerir
Benim de uzmanlik alanim da bu, keyif aldigim konu da bu.ama sayfalar dolusu adim adim yol haritasi cizip anlattigim adamlardan ya tsk msji bile gelmedi ya bu kadar niye anlatiyorsun cikarin ne diye cevap geldi. Simdi kim hangi niyetle msj atarsa atsin sallamiyorum kafam rahat.
0
a r a m i s
(16.11.17)
(35)

herhâl dünya üzerinde bu botu beğenen, isteyen tek kişiyim?

mslny
Kime ne tatlı di mi diye sorsam yüzündeki ekşimeyi gördüm, 5 kuruş vermem lafını işittim, hepsine aşkolsun. Ayağımda çok sevimli durdu, onu geçtim giydiğim en rahat bot belki de. 2 yıl garantili, asla su geçirmiyor, tabii ki indirimi beklicem. Ve fakat sizce de fecaat mı?https://www.camper.com/tr_TR
Kime ne tatlı di mi diye sorsam yüzündeki ekşimeyi gördüm, 5 kuruş vermem lafını işittim, hepsine aşkolsun. Ayağımda çok sevimli durdu, onu geçtim giydiğim en rahat bot belki de. 2 yıl garantili, asla su geçirmiyor, tabii ki indirimi beklicem. Ve fakat sizce de fecaat mı?

www.camper.com
i.hizliresim.com
i.hizliresim.com
i.hizliresim.com
0
mslny
(15.11.17)
komikmiş. ama kıyafetle bakmak lazım, belki o zaman çok sırıtmıyodur.

beğendiysen giy, kime ne ayrıca.
0
sir gawain
(15.11.17)
bu haliyle güzel görünmüyor ama ufak tefek, minyon birinde hoş/sevimli durabilir.

edit: bu botun 549 lira olmasının sebebi nedir? merakımdan soruyorum sahiden. markası dışında bir sebebi var mı?
0
rahip janick
(15.11.17)
Oha! 549 lira nedir lan.

Tam bir tikky botu.
0
himmet dayi
(15.11.17)
50+ yaş itemi
0
dissendium
(15.11.17)
Genç için komik, yaşlı giyse sırıtmaz. Sorry.
0
suskun
(15.11.17)
güzel durmuyor. ama sen begendiysen ve ayagında guzel duruyorsa sorun yok. botu giyinmiş bir halde foto olsa ona göre de yorum yapardık.
0
runagain
(15.11.17)
beğendiyseniz ve fiyatı da sorun değilse alın tabii ki, kimseyi ilgilendirmez. giyecek olan sizsiniz. Satın alınan şeylerle ilgili başkalarından çok kendi iç sesinizi dinleyin. sizi mutlu ediyorsa takmayın başkalarını.
0
nickfury
(15.11.17)
çok kötü.
0
Kusursuz dostlarin dort ayagi vardir
(15.11.17)
Şu "başkalarını ilgilendirmez" olayını anlamıyorum. Bazı insanlar gerçekten sormaz ve canının istediğini alır. Bazıları da dışarıdan nasıl durduğunu önemser. Başkalarının ne düşündüğünü önemsiyor ki herkese sormuş. Dışarıdan bakınca bence bot olarak estetikten çok uzak ve kullanışsız. Kötü yani, ev botu olsa beğenirdim. Ayrıca yaşlılıkla ilgisi yok, aksine genç kız ayakkabısı.
0
aquarium
(15.11.17)
kanka bu 50 tane kedi besleyen 50 yas uzeri canki teyze ayakkabisi :D :D: D:D D:D: : D:D D: D:D :D
0
baldur2
(15.11.17)
fotoğraftaki haliyle ayaktaki hali bambaşka olur. denemek lazım.
549 lira etmez ama bana etmez. 549 lira sana çerez paraysa niye olmasın.
0
lazpalle
(15.11.17)
24-25 yaşlarında güzel,neşeli,sevimli,giydiğini yakıştıran, beyaz tenli, kilolu olmayan, en az 165 boyunda, max 38 numara ayakları olan bir kızsan bence yakışabilir.

hayalimde böyle bir kız canlı bu ayakkabıyı giymek isteyebilecek. onun haricinde direk bakınca tabii ki de kötü :)
0
mahone
(15.11.17)
bence kötü değil. oldukça sevimli buldum ben :) keşke fiyatı da daha makul olsaymış.
0
omonia
(15.11.17)
şantiye lastiğinden ve ugg'dan çirkin değil; sıra dışı şeyler giymeyi seven, mahone'nin belirttiği tipte biri için normal bir ayakkabı hatta. sadece çok pahalı buldum, yani gereksiz pahalı, değecek gibi değil. parasını sorun etmiyorsanız ya da daha makul fiyata bulursanız alınabilir.
0
Bruce
(15.11.17)
şirinmiş bence ama biraz çocuk botu gibi. minyon biriysen güzel durabilir ama taytla falan.
0
theseachange
(15.11.17)
evde bile giyeceğimi sanmıyorum.
0
elorelia
(15.11.17)
Ben beğendim. Bir botta olması gereken şeylere sahip gibi görünüyor. İnsanların beğenmemesi de normal, estetik budalası oldukları için bot konusunda bile çekicilikten vazgeçemiyorlar.
0
harvey
(15.11.17)
bulaşık süngerine benziyor olmasının dışında pek falsosu yok gibi, suyu emmiyceğinden eminsen al giy, kime ne :)
0
evde liyakat kalmamis
(15.11.17)
Bedava veriyoz al deseler küfür ederim.
0
England
(15.11.17)
şekil olarak kötü değil bence. ama o fiyat nedir arkadaş.
0
spirit crusher
(15.11.17)
Evde hanımın patiği var o bile daha iyidir bundan fonksiyonellik açısından.

Bak daha tipinden bahsetmedim, gerek de yok.
0
bos gezenin bos ustasi
(15.11.17)
Yorumlara çok güldüm, alemsiniz=) 60 yaş için dediniz lâkin 60 yaşındaki annem dahi fotodan beğenmedi, babam kriz geçirir demek, hele fiyatı görse=)
Açıkçası ben de ev ayakkabısı gibi göründüğünü düşünüyorum, tasarım amacı da budur belki ama inanın o kadar rahat ve bi o kadar da ayakta Şirin duruyor. Bu arada kesinlikle iri ve kilolu biri değilim, tarz olarak da "bana yakışmaz ama sana yakışıyor" lafındaki sana kişisiyim, en azından bunlardan yırtıyorum sanırım=) ancak fiyatı yüzde 50-70 indirime girerse alırım, Camper malesef fiyat açısından böyle ama kalitesine güvendiğim bir markadır. Sorma maksadım başkalarının düşündüğüne göre hareket için değildi elbette. sadece ciddi manada hep "bu ne ya" tepkisi alınca bir de size sormak istedim, size de aşkolsun o vakit, bulaşık süngeri demiş ya=)))
0
🌸mslny
(15.11.17)
valla ben çok beğendim. ama etrafımdakiler normalde de teyze gibi ayakkabı seçiyorsun diyor hep. ben dinlemeyip giyiyorum. ^^
0
rusyalı kozmonot
(15.11.17)
uzerine para alip evde giyeceksen olabilir:)
0
alttaraf
(15.11.17)
Ben begendim:) çok tatlı evet.

O marka pahalı da ondan pahalı herkes fiyatını sorgulamış. Ben de classic camperlarımdan çok memnunum ama aynı ayakkabının 1 yılda eskidigini iddia eden arkadaşım da var. Sanırım kullanıma bağlı. Su geçirip geçirmeme iddiasını da bir yetkiliden teyit ettiysen cidden güzel bot.

Hemen al bence tatlı bir şey evet. Hatta keşke taban renkleri nde de seçenek olsaymış. Kırmızı, sarı, yeşil, mor gibi. Ama bu renk de güzel :)
0
kendi kendine yasayan yavrucak
(15.11.17)
Aha, renk seçenekleri de varmış:)

m.camper.com&utm_term=tr-46646-032?utm_source=criteo&utm_medium=retargeting&utm_campaign=dynamicproductretargeting
0
kendi kendine yasayan yavrucak
(15.11.17)
bence o kadar kötü değil.
hatta giyenin tipine ve tarzına göre sevimli bile durabilir.
fiyat konusu çok sübjektif, yani kim ne dese boş.
parayı vermek istiyorsan verirsin, karşılayabiliyorsan karşılayabiliyorsundur.
camper için yüksek bile sayılmaz fiyatı.
0
blatta hiberna
(15.11.17)
@yavrucak, evet renk seçeneği var ama o cidden ev ayakkabısı gibi, fazla renkli o yüzden griyi sevdim tabanıyla=) bu arada ben de camper kullanıp memnun kalanlardanım. 2 ayrı mağazadan teyit ettim garantisiyle söylediler hem de=) ucuzlasa hemen alıcam inşallah=)
0
🌸mslny
(15.11.17)
Güzelsen yakışır
0
klar
(15.11.17)
Bence de çok sevimli. Fiyatı az olsa, ben bile gyrbilirdim ama çok twrzım da deil. Yin de giymekten çekinilecek bir ayakkabı değil. Sonuçta millet lastik çizme giyiyor. (Yağmur da ben de parlamayanından giyiyorum) Onların yanında kraliçe ayakkabısı gibi bile kalır.

Fiyatı pahalı ama Camper'ın kalitesi için normal. İndirim bekleyeceksen veya iyi kazanıyorsan alınır. Asgari ücretli isen ama hovardalık yapmak istiyorsan da, yine sana kalmış.
0
aychovsky
(15.11.17)
pazardan alınan ev pandufu gibi. :/
0
nice tnetennba
(15.11.17)
50 yasinda canki teyze botu :D :D :D

Dogru bence de :)
0
chitosan
(15.11.17)
güzeel. diğer kıyafetlerine de bağlı ama skinny kesimli bir pantolon ya da diz üstü etek/elbiseyle güzel durabilir mesela. ama bunu diyen bana etrafımdakiler diyo ki 70 yaşında gibi giyiniyosun.
0
dafaisss
(15.11.17)
klar+1
0
sttc
(15.11.17)
Cok güzelmiş. Bot alma fikrim olsaydi ben de gider alirdim. Ayrica arkadaslar bakin su geçirmiyor , sıcacık tutuyor ve aşırı rahat demis kız. Hala neden fiyatini abartiyorsunuz. Malesef kışlık sağlam birseyi cok ucuza almak gibi bir sansimiz yok. Sezon başı ve indirimsiz fiyat oldugunu da göz önünde bulundurursak vence fiyat çok normal. O uyduruk buz gibi ve ayagi suyun içinde bogan inci hotic. .vs markalarin fiyatlarina bir bakın isterseniz. Ne demek istedigimi anlarsiniz. Camper indirime giriyor mu fikrim yok ama giriyorsa indirimini kovala.indirimsiz alisverise 12 ay karsiyim ama kış baslangicinda daha da fazla karşıyım
0
apartman teyzesi
(15.11.17)
(13)

lana del rey'i nasıl bilirsiniz?

runagain
ölmedi, panik yok!04:14 itibariyle telefon görüşmelerim bitti. ortadoğu'ya barış gelecek; kim yong un da bıraktı nükleer, kimyasal falan. diyet yapacak falan filan......lana del rey demiştik,sizin için ne anlam ifade ediyor?en çok sevdiğiniz şarkısı hangisi?duruşunu, ses tonunu çok seviyorum. o, çok
ölmedi, panik yok!

04:14 itibariyle telefon görüşmelerim bitti. ortadoğu'ya barış gelecek; kim yong un da bıraktı nükleer, kimyasal falan. diyet yapacak falan filan...

...lana del rey demiştik,

sizin için ne anlam ifade ediyor?

en çok sevdiğiniz şarkısı hangisi?

duruşunu, ses tonunu çok seviyorum. o, çok da umursamadan okuyuşu çok güzel.

summertime sadness en sevdiğim.
0
runagain
(15.11.17)
born to die klibinde arabada sevistigi sahneler asiri otesi seksi. onun haricinde bana bir sey ifade etmiyor.
0
baldur2
(15.11.17)
güzel olmasının yanısıra feleğin çemberinden geçmiş bir ablaya benziyor
0
regardless of what they say
(15.11.17)
Ultraviolence albümünü ayrıca beğendim diğer şarkıları da gayet güzel, sümüklü popçulara benzemiyor
0
Uncle Sam
(15.11.17)
Bu ablamız biraz da açık sözlü. Bir ara müzik camiasından herkese verdim deyip dolanıyordu.

Öte taraftan güzel ses. Ama üretkenlik yok.
0
giovanne
(15.11.17)
Dudaklarını sevmiyorum, şarkıları hoş, kendi de hoş.
0
doxanikee
(15.11.17)
bi laf vardı, “ülkücülerin gizli sevdasıdır ahmet kaya” diye, lana del rey de benim için böyle bir şey, kurban olduğum.
0
vedatchilipeppers
(15.11.17)
Sesi güzel değil aslında, canlı performansları çok kötü.

Ama bazı şarkılarını çok seviyorum, west coast mesela.
0
peggy
(15.11.17)
Gerçek bir kadın. En sevdiğim şarkısı da Shades of Cool.
0
MaNOfTheYear
(15.11.17)
bi sebebi de yok ama gizli gizli dinleme ihtiyacı hissediyorum.
bir de video klipleri için iyi yönetmenlerle çalışıyo olsa gerek, bilhassa summertime sadness ile summer wine coverı için çekilen kliplerde renkler, kamera açıları ve ışıklandırma şarkılarıyla ve sesinin rengiyle acayip ahenkli.
0
dafaisss
(15.11.17)
I'm smoking while I'm runnin' on my treadmill
But I'm cutting up roses
Could it be that I fell for another loser
I'm crying while I'm cummin'
Making love while I'm making good money
Sobbin' in my cup of coffee
'Cause I fell for another loser

luuuuuuzırs, dinlemeyenler, hala
0
tiredpanda
(15.11.17)
Yürüyüş yaparken dinlemeyi çok severim.
Sesini çok beğeniyorum, kendisini de öyle.
Hemen hemen tüm şarkılarını severim Ultraviolence daha bi severim.
0
mutekebbir
(15.11.17)
rihanna'dan beri en komple albüm yapan amerikan popçu olarak bilirim. piyasaya çıktığından beri neredeyse her parçası kaliteli albüm yapan birkaç isim var o diyarda, son albümü hariç rihanna mesela. bu abla nasıl sağlam profesyonellerle çalışıyorsa çıkarttığı her albümde taş gibi 4-5 şarkı oluyor, geri kalanları da temeli sağlam gideri olan şarkılar(son albümünü hiç dinlemedim). özellikle albümlerinde bir tema çerçevesinde uyumlu şarkılar yapması enteresan, teklilerle ilerleyen piyasa için büyük başarı. zaten albüm zor çıkıyor, hele ki baştan sonra dinlemesi ayrı keyif vereni bulmak hiç kolay değil.

benim için cover'a remix'e müsait şarkı ayrıca başarılıdır, altyapısı kaliteli örülmüş şarkıların bir özelliğidir temeli üzerine farklı şeyler inşa edebilmek. bu açıdan da bereketli bir ablamız, şarkıları üzerinde oynamak ayrıca güzel.

kişiliğin pek bilemiyorum, biraz mıymıntı bir tipe benziyor ve canlı performansı çok başarılı değil ama çalma listemde 8 şarkısıyla bulunmayı başarıyor...
0
Bruce
(15.11.17)
ileride parti kurarsam, seçim otobüsünde summertime sadness çaldıracağım :) o derece.
0
🌸runagain
(15.11.17)
(9)

saatlerce bitmek bilmeyen telefon görüşmesi

runagain
bir saat kadar kardeşimle konuştuk, ardından yaklaşık bir buçuk saattir ev arkadaşımla telefondayız...bilen bilir, derdim başımdan aşkın...kardeşimle konuştuğumuz şeyler de; dün, önceki gün, daha önceki gün, geçen hafta, ondan önceki hafta konuştuğumuz şeyler... heeer şeyi tekrar tekrar konuşuyoruz.
bir saat kadar kardeşimle konuştuk, ardından yaklaşık bir buçuk saattir ev arkadaşımla telefondayız...

bilen bilir, derdim başımdan aşkın...

kardeşimle konuştuğumuz şeyler de; dün, önceki gün, daha önceki gün, geçen hafta, ondan önceki hafta konuştuğumuz şeyler... heeer şeyi tekrar tekrar konuşuyoruz. bitirmeye çalışıyorum, sürekli tekrar ediyoruz.

arkadaşla da muhabbetimiz daha sonra başladı. ben yaklaşık bir ay önce geldim bu eve. 5-6 ay önce kesilen elektriği kendisi açmış, aylardır da ödememiş fatura üstelik! ve bugün bununla ilhili savcılıktan tebligat gelmiş... hala konuşuyoruz. hala...

şimdi kocaman bir çığlık atmak üzereyim! bağırıcam şimdi, yeter yaaa...

tekrar tekrar aynı şeyleri söylüyorum. önce git şu tebligatı al sabah, sonra git bir avukata danış.

acaba öyle mi, acaba böyle mi, acaba bikbik bik... acaba acaba...

neden? neden bu kadar saatlerce konuşur insanlar...

ne yapıyorsunuz benzer durumlarda?

hala konuşuyoruz!
0
runagain
(15.11.17)
Benim büyük abim de çok konuşur. Bi başlar konuyu kendi kendine dallandırıp budaklandırır sora o dal budakları tek tek anlatır ve araya biçok parantez açar kapatır.

En ayar olduğum şey. Abi sus artık yaw. Söyleyince de küser.
0
ssiradanbirigibi
(15.11.17)
Sen ne hatırnaz bir insansın, ne kadar muhabbetlisin... bu huyun hiç tükenmesin emi... yönetebilirsin vaktini, azcık minicik bi müdahaleye bakar. Çok uykum var veya çok yorgunum yarın iş var gibisinden... ama bu özverin ne güzel...
0
yaren
(15.11.17)
devam konuşmaya...
0
🌸runagain
(15.11.17)
konuşma devam ediyor...

numaramı değişeceğim zaten, bu evden de çıkacağım.

editleyeyim: konuşma devam ediyor. saat 03:00 ...

devam... 03:30

bitti: 04:14

üniversitede okurken telefon kullanmamıştım. ne huzurlu günlerdi. kimse ulaşamazdı bana. ben kiminle görüşmek istiyorsam onu arıyordum. herkesin de numarası aklımdaydı.

sabah oldu be...
0
🌸runagain
(15.11.17)
Telefonu kapat şarjım bitti de, bu ne lan. Tam kendin bir şey söylerken kapat ki inandırıcı olsun.
0
i was made for you
(15.11.17)
sen cevap verdikçe devamını getirmesine müsait bir hava oluşturuyosun demek ki. hatayı sende aradığımdan değil de, bahsettiklerinin nasıl birileri olduğunu huyunu suyunu bilemediğim için senle ilgili kısmına dikkat çekiyom sadece. o hava oluşmasın diye nezaketi terketmeyi deneyebilirsin. sabrını daha erken taşırmayı.
0
dafaisss
(15.11.17)
aynı sorun bende de war.. lüzumsuz kibarlıktan bunlar hep.
0
shadowelves
(15.11.17)
Banyo yapicam de. Ben her seferinde oyle yapiyorum. Hahahaa
0
baldur2
(15.11.17)
Liseden beri görüştüğüm, sevdiğim de bir arkadaşım var. O zamanlar da çok konuşur, çok anlatırdı ve kimse sevmezdi çocuğu. Sonrasında tıp okudu, yine yalnız kaldı, derdi oldukça beni arardı. 3 saat, 4 saat konuşurduk her aradığında abartmıyorum. Doktor oldu, yine dertler sıkıntılar...

Önceden bu arkadaş aradığında birkaç saat boş vaktim varsa derin nefes alıp öyle açıyordum telefonu. Birkaç kez metroya bineceğim, arkadaşım geldi, yemek yapmam lazım diyerek yarım saatte falan bitirdim, epeydir öyle uzun konuşmuyoruz ondan sonra.
0
chicha
(15.11.17)
(11)

Bu adam hasta mí

ordinov
Evden ciktim gidiyordum, kaldirimda adamin teki durdurdu, gayet duzgun ingilizceyle "seni 20 dk once su caddenin kosesinde yine gordum, beni mi takip ediyorsun, mafya misiniz? ben tekim, niye beni 10 kisi takip ediyorsunuz" dedi. ben baska bi seyler sordum ama adam bu olaya takilmis sekilde ayni kon
Evden ciktim gidiyordum, kaldirimda adamin teki durdurdu, gayet duzgun ingilizceyle "seni 20 dk once su caddenin kosesinde yine gordum, beni mi takip ediyorsun, mafya misiniz? ben tekim, niye beni 10 kisi takip ediyorsunuz" dedi. ben baska bi seyler sordum ama adam bu olaya takilmis sekilde ayni konu uzerinden devam etti. adamin yuzu bana da yabanci gelmedi, onceden gormus gibiydim. adam duzgun giyimliydi. sizofrenlik belirtisi mi bu, nedir bu?
0
ordinov
(15.11.17)
Net hasta.
0
i was made for you
(15.11.17)
Net.
0
dunyatuhaf
(15.11.17)
hasta.
0
[GODDARD]
(15.11.17)
N
0
skayas
(15.11.17)
E
0
kentaçdiz
(15.11.17)
T
0
sylow
(15.11.17)
H
0
who cares wins
(15.11.17)
A
0
koruklu
(15.11.17)
S
0
🌸ordinov
(15.11.17)
belki şaka yapıyodur ^^ birini ürkütmek eğlenceli olabiliyo ^^
0
dafaisss
(15.11.17)
komboyu yapanlara selam olsun :)) güldüm sabah sabah
0
neynep
(15.11.17)
(8)

napsın bu duygusal insanlar? ölsün mü?

tamam onu da ben yaptım
gaddar insanlardan gına geldi, antidepresanlar, alkol, sigara, umursamamak hiç biri çözüm olmuyor.6 ay önce sigara içmeyen ben, izmarit sayıyorum.ya boş ver geçer gider diyorum, akşam oluyor dalıyorum.bıktım be duyuru.https://www.youtube.com/watch?v=kAhhCpgbMcQtam anlamıyla gönül işi değil bu soru,
gaddar insanlardan gına geldi, antidepresanlar, alkol, sigara, umursamamak hiç biri çözüm olmuyor.

6 ay önce sigara içmeyen ben, izmarit sayıyorum.
ya boş ver geçer gider diyorum, akşam oluyor dalıyorum.

bıktım be duyuru.

www.youtube.com

tam anlamıyla gönül işi değil bu soru, tüm insanlarla ilgili.

unut demeyle olmuyo unutulmuyo.
0
tamam onu da ben yaptım
(13.11.17)
kaşarlanmak işin sırrı. o noktaya gelmek zor ama kaşarlanınca hiçbir şey o kadar koymuyor ki, o rahatlık anlatılmaz yaşanır.
0
neil manke
(13.11.17)
kaşarlanmakta bana acı veriyor abi. insanlar nasıl bu kadar vurdum duymaz olabiliyor? nasıl umursamayabiliyorlar hayatı?
0
🌸tamam onu da ben yaptım
(13.11.17)
zaman sadece, birazcık zaman.
0
tabudeviren
(13.11.17)
sana ne abi insanlardan. başka insanlar yüzünden yaşadığını düşündüğün sorunların sebebinin %90'u falan sensin. bu sadece bahane. bir çeşit kaçış mekanizması. sınırları kendin koyacaksın. kendine hakim olacaksın. değerlendireceksin. kendin için en iyi olanı düşüneceksin. bu illaki herkesin üzerine basıp geçen şerefsiz biri olman gerektiği anlamına gelmiyor. sadece kendini korumayı, stabil ve dış etkilerden fazla etkilenmeyen bir insan olmayı öğrenmeye çalışacaksın.

unut demeyle unutulmuyorsa başka bir şekilde unutmaya çalışacaksın. acı da çekeceksin, bu normal. sadece acının seni yıkmasına, uzun vadede paramparça etmesine izin vermemeye çalışacaksın işte. yoksa kimsenin hayatı mükemmel değil, kimse haksızlığa uğramıyor değil. kendine ait bir "hayat"ın olduğu zaman her şey daha güzel olacak. bunun için çalış. bahane bulmak kolay.
0
der meister
(13.11.17)
seni çok iyi anlıyorum.

sildim dediğimde de silinmiyor, bitti dediğimde de gitmiyor.

gönül işi benimkisi ama evet bu her anlamda böyle. ilacım olsa başıma süreceğim, kelim o derece.
0
runagain
(13.11.17)
Karşı tarafın seni ne kadar umursamadığını hatırladıkca insan toparlanıyor. Ben öyle yaptım. Unutmadım hala anılar aklımda. Ya ama şu yaptığımız çok özledi ben bir daha oraya gidemem. Ya ama bu şarkıda çok güzel dans etti bir daha dinleyemem. Diyip duruyorum.

Ama o şarkıyı da dinliycem oraya da gidicem. Aklıma geliyor yani özetle her şey. Ama acımıyor artık. Çünkü kendini bok gibi insanlar için üzmeye değmez.

Gideni tutma yol kana girer
0
kablelvuku
(13.11.17)
@neil manke Altina imzami atarim. Verilebilecek en gercek bilgi bu konuda.
0
perfectum
(14.11.17)
ölsünler. kendileri için "ühühühü ben duygusalım" deme kararını nasıl veriyolarsa bundan vazgeçsinler, çünkü duygusal insan ve duygusal olmayan acımasız insanlar ikilemi dünyayı algılamak için dar ve kısıtlı. birisi kendine acıyorsa bütün ilişkileri de acınan ve acıyan ikilemine hapsolur. çözüm: kendini acınası duygusal biri olarak görmemeye çalışmak.

hakeza, insan ilişkilerinde bu diyalektiğin yanında bir çeşit zihinsel konfor da esastır. zihnimiz bir yaşımızdan itibaren çeşitli ilişki şablonlarına alışmaya başlar. işte bu şablon beraber neler yapılabileceğini, muhabbet içeriklerini, ilişkideki mesafeleri ve daha bir sürü şeyi içerir. bunun sonucu da hep benzer insanlarla tanışmak takılmak arkadaşlık etmek ve nihayetinde sonu başından belli bir senaryoyu oynar olmaya çıkar.

unutmaktan ziyade, hatırlayın bilhassa. çünkü unuttuğunuz yaşantılardaki kendinizi de unutuyosunuz. ve duygusal olmaktan vazgeçin; ama balık burcu iseniz yapçak bişey yok maalesef. çünkü balık burcu olanlar sahiden duygusal.
0
dafaisss
(14.11.17)
(10)

ağlatacak film önerisi

anneboleyn
kriterim başrolde çocuk karakter veya hayvan olmaması. biraz saçma oldu ama sjsjsaşk filmi olabilir, ama şart değil. zaten kolay ağlayan biriyim ama bayaa ağlamak istiyorum. en son the life of david gale'de çok ağlamıştım, o tür bir şey olabilir.
kriterim başrolde çocuk karakter veya hayvan olmaması. biraz saçma oldu ama sjsjs

aşk filmi olabilir, ama şart değil. zaten kolay ağlayan biriyim ama bayaa ağlamak istiyorum. en son the life of david gale'de çok ağlamıştım, o tür bir şey olabilir.
0
anneboleyn
(13.11.17)
The Fault in Our Stars.
0
i was made for you
(13.11.17)
çocuk var bunda. ama dayanamadım. kendine gelmen için terapi gerekebilir :D
grave of the fireflies
0
güneyli çocuk
(13.11.17)
seni aglatir mi bilmem ama

changeling
0
blue eyes white dragon
(13.11.17)
@blue eyes bu filme 1 saat falan oturup ağlamıştım.
@i was izledim maalesef :(
0
🌸anneboleyn
(13.11.17)
Babam ve oğlum
0
taktikmaktikyokbambambam
(13.11.17)
- biutiful
- ondine
- 21 gram
- aurora
- the reader
- the english patient
0
dafaisss
(13.11.17)
flipped, room (2015)
0
egokalp
(13.11.17)
ougkour
(13.11.17)
Heavenly forest
0
Uncle Sam
(13.11.17)
o kadar sert vurur ki ağlarmısın bilemem "içimdeki yangın"
0
hapsuu cokyasa sendegor
(13.11.17)
(6)

işyerindeki odamı güzelleştirelim

dedim ben sana
bir duvar bomboş. bir duvar saati bir de güzel bi tablo asayım diye düşünüyorum. orijinal bişeyler olursa süper olur. önerilerinizi beklerim. link de verebilirsiniz.
bir duvar bomboş. bir duvar saati bir de güzel bi tablo asayım diye düşünüyorum. orijinal bişeyler olursa süper olur. önerilerinizi beklerim. link de verebilirsiniz.
0
dedim ben sana
(09.11.17)
lemmiwinks
(09.11.17)
zet.com'dan bakabilirsin.
0
fragile lady
(09.11.17)
her yanımız saat zaten, bilgisayardı telefondu; tasarım ögesini saat çerçevesinde aramaktansa farklı şekilde tablo/çizim/sticker vasıtasıyla araman daha mantıklı. yani sırf saat olsun diye güzel saat aramaktansa farklı şeyler düşünebilirsin.

tr.pinterest.com

www.google.com
0
Bruce
(09.11.17)
Şu tabloyu beğendim:
www.tablocu.com
0
peggy
(09.11.17)
pop-art koyardim ben, hani cerceveyi 4'e bolup ayni resmi 4 kere farkli renklendiriyorlar ya.
0
ezeriko
(09.11.17)
sevdiğiniz bir aile büyüğünüzün portresini yaptırın, onu asın.
0
dafaisss
(09.11.17)
(11)

cinsiyete göre psikolog

neynep
Er kişiler, psikolog seçimlerinizde kadın psikologla çalışmakta zorlanıyor musunuz? Erkek bi kişiye psikolog tavsiyesi bulmaya çalışıyorum ama erkek kişi mi aramalıyım acaba? Daha mı rahat olur acaba?
Er kişiler, psikolog seçimlerinizde kadın psikologla çalışmakta zorlanıyor musunuz? Erkek bi kişiye psikolog tavsiyesi bulmaya çalışıyorum ama erkek kişi mi aramalıyım acaba? Daha mı rahat olur acaba?
0
neynep
(09.11.17)
ben sosyal fobinin ve kadınlarla iletişimimin dibe vurduğu bir dönemde şaşırtıcı biçimde cesaret örneği göstererek psikiyatristimin ve psikoloğumun özellikle kadın olmasını istemiştim. çok faydasını gördüm. bu kişiden kişiye değişebilir elbette ama ben kendi adıma kadın psikoloğa gitmiş olmaktan dolayı çok memnunum. belki cinsiyetçi bir yaklaşım olacak ama konu ruh sağlığı olduğunda bir adamın karşısına geçip de dert anlatmak bana "profesyonel" gelmiyor pek, adam her an masanın altından iki bira çıkarıp "siktir et kankito yav o değil de geçen çelsi-yunaytıd maçı ne biçimdi beeee öyle değil miydi aga" diyecekmiş gibi hissediyorum eheh.
0
der meister
(09.11.17)
bu erkek olan arkadaşınız kadar psikologun tecrübesine bağlı, yani rahat olup olmaması. kaynağının fizyolojik olmadığı tescillenmiş olan erken boşalma gibi spesifik bir sorunu yoksa rahatlık sorun olmaz. ya da arkadaşınız psikolog olarak dişi bir uzmanı seçerseniz "aşık oldum uleen ya benimsin ya kara toprağın" diyerekten başını belaya sokcak cinsten biri değilse yine sorun olmaz.

rahatlık demişsiniz, sorun alanını bilemediğim için farazi dediklerim ama; erkek bir psikologta da rahatlık-rahatsızlık açısından bir rekabet durumu gelişebilir mesela; içinden "bana nasıl bunları der" cinsinden şeyler geçirir diyelim ve kendi konuşmasını engeller.

nihayetinde psikologun kabiliyeti ve tecrübesi ile ilgili yine de. verdiğim uydurma örnekler bile kabiliyetli/tecrübeli için zorlayıcı şeyler olmaz, olmayabilir.
0
dafaisss
(09.11.17)
kendi cinsiyeti daha iyi bence. seni daha ii anlıyor.
0
for day to break
(09.11.17)
Psikologa gitmedim hic ama sanirim erkege giderdim. Mesleklerim dolayisiyla gunde yuz kadinla muhatap olup 10 kadinla tanisiyorum. Psikologa gitmemi gerektiren bir kac sorunum var ama dunyanin en rahat adami olmama ragmen bu konularda kadin psikologa derdimi anlatmak istemezdim.
0
a r a m i s
(09.11.17)
ben kadina gitmistim daha iyiydi +1
istedigim zaman kufrediyordum ama yine de kadin olmasi ortama bir nezihlik katiyordu sanki kendime bir ceki duzen veriyordum kendimi topluyordum seans sirasinda
0
ezeriko
(09.11.17)
İşinin ehli olsun, kadin erkek olması cok farketmez.

Kişisel görüşüm, bu konuda kadınlar bi’tık daha iyi
0
fever
(09.11.17)
evet, cinsiyetten bağımsız olması en ideali tabii ki, en iyisi de her iki durumu da idare eder, ama, diyelim ki ideal şartları bulamadık;

toptan cinsiyetçilik olmasın, yanlışsam düzeltin ama kadınların yapısına biraz daha uygun bi iş gibi, detay vs. Ama insan sosyal varlık da olduğu için, karşısındakini izole ve cinsiyetsiz olarak göremiyor, kadına açılmak, zaten zor açılan, kapalı biri için daha zor olur gibi geldi. kapalı olduğu için sormak da kolay değil :)
@dafaisss dediğin de doğru olabilir, inatlaşır gibi bu tip. öyle şeyleri sorun olabilir hakkaten, düşününce mantıklı geldi. "bana ne konuşuyo bu lavuk" durumu olabilir savunma hallerinde.
bilemedim.

zor bi karakter.
öneriniz varsa çok sevinirim, iki cins de vereyim, kendisi seçsin.

teşekkürler ederim
0
🌸neynep
(09.11.17)
Valla ben her zaman kadınları tercih ediyorum. Erkekler sanki "ya derdini skeyim, gel iki bira içelim bir şeyin kalmaz" diyecekmiş gibi hissediyorum. Daha rahatım kadınların karşısında.
0
synesthesia
(09.11.17)
kadın ya da erkek olması bir şey değiştirmez.

''terapistlik kadınların yapısına daha uygun'' , ''erkek olunca 2 bira açacakmış gibi geliyor'' falan bunlar tabii ki saçmalık ve gerçek ile alakaları yok :)

ha siz ya da tanıdığınız muhafazakar veya utangaç biriyse, belki o zaman hemcinsi olması bir fark yaratabilir.
0
otonomo
(09.11.17)
@otonom, gerçek nedir?

terapi epeyce öznel bir mevzu ve insanlar öyle hissetmişlerse, onların gerçeği de oymuştur. niçün bu kadar tepeden baktınız ki?
0
fever
(09.11.17)
@fever

gerçek gerçektir. tepeden baktığım filan yok, siz öyle algılıyorsunuz.
0
otonomo
(09.11.17)
(11)

mean anlamı

diffarentiationation
sıfat olarak birsürü anlamı var. you are mean, why you have to be so mean, all you are is mean cümlelerinde ne demek mean? şarkılarda doğrudan geçiyor. anlamdan çıkmıyor.cimri, huysuz, ortalama, aşağılık, hangisini anlayacağız bunlardan?
sıfat olarak birsürü anlamı var. you are mean, why you have to be so mean, all you are is mean cümlelerinde ne demek mean? şarkılarda doğrudan geçiyor. anlamdan çıkmıyor.
cimri, huysuz, ortalama, aşağılık, hangisini anlayacağız bunlardan?
0
diffarentiationation
(09.11.17)
Kaba
0
rusyalı kozmonot
(09.11.17)
Taylor niye böyle kötüsünüz anlamında kullanıyor o şarkıda.
0
i was made for you
(09.11.17)
kaba degil, patavatsiz hic degil yahu. kotu demek iste. kotusun diyor. cimriyi huysuzu falan da karistirma.
0
hopeless
(09.11.17)
1. verilen anlamda mean kötü demek evet, hopeless +1. kırıcılık faktörü var burada. yani aslında "acımasız" demek, biraz da.

çok basit durumlarda da kullanılabiliyor ama. örneğin ayşe "yahu artık giysi kalıplarını da çok küçük yapıyorlar, giysi bulamıyorum" dediğinde fatma "yani 100 kilo olduğun için değil" dese ayşe fatma'ya "you're so mean" diyebilir.

veya ayşe fatma'ya telefonda "sizi ekmek zorundayım, hasta oldum" derken evden erkek arkadaşının sesi gelse, fatma da gülerek"hımm, dikkat et de ateşten ölme," dese, ayşe de kıkırdayarak "you're so mean" diyebilir.

2.diyelim ki adamın teki birini hunharca öldürmüş, olay mahallinde bir polissiniz, cesedin perişan halini görüp "the perp must be one mean bastard" dediniz.

veya adam gitmiş zaten yoksul insanları soymuş, yine mean diyebilirsiniz.



orada da bildiğiniz, basbayağı vile, vicious, evil anlamında kötülükten bahsediyorsunuz.
iki anlamda da ortak yan kötü niyet,kötü kalplilik. gülerek söylenen durumlarda tabii muzipçe, çocukça bir şeytanlık kastediliyor. hani verdiğim örnekte imayla laf çakmasına mean demiş oluyor.

verdiğiniz örnek "çok fenasın/çok kötüsün/acımasızsın" tarzı ifadelere tekabül ediyor denebilir.
0
godoşu beklerken
(09.11.17)
sen ortalama/cimri bir insansın nasıl deriz peki? benim aklım cimride kalmış hep o şekilde anlıyordum allah kahretmesin.
0
🌸diffarentiationation
(09.11.17)
ortalama için mediocre kullanabilirsiniz. cimri için mean kullandığınızda anlaşılır zaten bağlamdan ama stingy de diyebilirsiniz. (yine cimri için) başka kelimeler de vardı ama şu an aklıma gelmiyor.

edit: yalnız ortalama ve cimri arasına neden taksim koyduğunuzu anlamadım. yani kişiye bunları söylerken cimri olduğu için vasat bir insan olduğu ilişkisini mi kuruyorsunuz? yoksa sen tipik bir cimrisin mi demek istiyorsunuz?
0
godoşu beklerken
(09.11.17)
mean o kadar olmasa da "fuck" gibi nereye koysan oturan bir kelime, benim bildiğim kadarıyla "fuck"tan tek farkı sevinç nidalarında falan kullanılması abes kaçacak bir kelime.

bağlamdan çıkartacaksın. biraz tahmin biraz da sallıyorum ama, slang denilemese de yazın dilinde istatistiksel anlamı dışında kullanıldığını/kullanılabileceğini zannetmiyorum. slang olmasından ziyade joker kelime gibi sanki.

mesela "kaba" anlamında kullanıldı diyelim, aklıma ilk gelen yerine kullanılabilecek kelimeler: rude, impolite, indelicate. ve daha nokta atışı oluyo bunları koyunca kastedilen. mean aynı zamanda belirsizlik de doğurmaya müsait anlamları taşıyan bir kelime yani.

mesela rude desek; contexte göre yine değişmeye müsait sanki ama, daha spesifik olarak sertçe ve acımasızca yapılmış bir şey kastediyor oluruz.

impolite; e belli zaten polite olmak-olmamakla alakalı. çerçeveli bir alana işaret ediyor anlamı.

indelicate: ağzımızın tadını kaçırdın yine gibi bir şey.

bağlamı hesaba katarak çıkarsamaya çalışmadın mı; mean'den anlaşılabilcek tek şey "hmm kötü bi şey söylüyo sanki ama anlamadım ya" gibi abuk bir yere çıkıyo.
0
dafaisss
(09.11.17)
@godoş
sen ortalama bir insansın
sen cimri bir insansın

bunları kısa şekilde yazayım demiştim, ayrı ayrı yani :)
0
🌸diffarentiationation
(09.11.17)
you are a mediocre person/you are mediocre.
you are a mean person/you are mean. ama cimrilik spesifik bir şey olduğu için fakat bu cümle bağlamsız olduğu, basit kaldığı için burada stingy hatta ungenerous tercih ederseniz daha iyi olur. evet ungenerous en doğrusu gibi geliyor bana.
0
godoşu beklerken
(09.11.17)
cruel gibi anlamı, kötü kalpli
ama birine küfür olarak değil de sitem olarak kullanılıyor genelde
veya I don't want to be mean but... vs gibi
Yani doğrudan kaba bi küfür değil bence.
www.youtube.com
0
sadegazoz
(09.11.17)
Cimri için cheap ya da cheapskate kullanmak daha gündelik dile yakın olur, daha iyi olur.
0
kobuzchu kiz
(09.11.17)
(6)

Hepsiburada eskiden bütün ürünleri tek kargo gönderiyordu

utkumon
Şimdi birço ksatıcı çıkmış. Gittigidiyor gibi mi oldu? Farklı mağazalardan alınca farklı kargoyla mı geliyor ürünler?
Şimdi birço ksatıcı çıkmış. Gittigidiyor gibi mi oldu? Farklı mağazalardan alınca farklı kargoyla mı geliyor ürünler?
0
utkumon
(09.11.17)
Evet. Aynı mağazadan farklı ürünler alırsanız ve kargolama tarihleri yakınsa onlar belki tek kargoyla gönderilebilir bir ihtimal. Aldığınız ürün sayısı kadar kargoyla da karşılaşabilirsiniz.
0
hana bi
(09.11.17)
hepsiburada tüm siparişleri tedarikçiden önce kendi deposuna çekip, kontrol eder ve tek kargo ile yollar.

gittigidiyor ve n11'de ise siparişi verdiğin mağaza direk sana kargolar. yani ayrı ayrı kargo alırsın.
0
Fayfa
(09.11.17)
@Fayfa:

Bana son alışverişimde neden koli üstüne koli yapıp, aynı mağazadan aldığım 2. ürüne ayrı bir kargo bedeli daha eklediler acaba? Müşteriye özel kampanya? :)
0
hana bi
(09.11.17)
saçmalamışlar. müşteri hizmetlerine şikayet et. ''kargo maliyetini düşürmek için özellikle aynı mağazadan aldım ürünleri. ayrı ayrı kargo olacaksa gider daha ucuza n11'den alırım bir dahakine'' de. anında tutuşup telafi etme yoluna girerler.
0
Fayfa
(09.11.17)
@Fayfa
bir yanlış olmasın? dün iki ürün sipariş ettim, birisi direk hepsiburada deposundan gelirken diğeri doğrudan izmirdeki tedarikçiden kargolandı adresime...
0
luchetti
(09.11.17)
3 ay kadar önce bir şeyler satın almıştım, farklı mağazalardan. hepsi kargo ücretsizdi ya da belli bir mikdarı aştığım için ücretsiz sayılmıştı galiba.

ödeme sayfasında "kargolar birleştirilsin" seçeneği olduğunu hatırlıyorum. nasıl olsa beleş hem zaten ayrı şehirlerdeki ayrı mağazalar uzamasın geliş süresi diye işaretlememiştim. ama vardı yani o seçenek hatırlıyorum. benim alışverişe ya da aldığım ürünlere, ya da satıcıların hepsiburada ile anlaşmalarıyla alakalı bir şey olabilir mi? işte o kısmını bilemiyorum.
0
dafaisss
(09.11.17)
(10)

Mahalle kültürüne dair

denef
hatırladığınız,özlem duyduğunuz nüanslar var mı? mesela apartmandaki her kapının önünde anne terliklerini aramak gibi.
hatırladığınız,özlem duyduğunuz nüanslar var mı? mesela apartmandaki her kapının önünde anne terliklerini aramak gibi.
0
denef
(08.11.17)
Apartman önündeki çardakta çay keyfi :)
0
demoniclewinsky
(08.11.17)
çocukken akşama kadar dışarıda top oynamak, maç aralarında en yakın eve gidip su içmek ve hatta yemek yiyebilmek.

edit: bir de o kültür benim çocukluğumda kaldığı için çocukluğumu ve çocukluğumdaki sorumsuzluğu özlüyorum.

iflah olmaz bir romantiğim...
0
rahip janick
(08.11.17)
cok tatli bir mahallede buyudum. sabah okula yururken esnafla birbirimize "gunaydin!" derdik. esnaf babama "e* bu ara hep basi onde geciyor, sanki cani sikkin" derdi.

bir de, kimin odevi olsa, kitaba ihtiyaci olsa bize gelirdi.

simdi karsi komsum, ptt yeni kimligini bana verdi diye "sana nasil verdiler?" diyor. taniyorlar beni sikkafa... seni ptt'ye gitmekten kurtardim, tesekkur bile etmiyorsun...
0
e haliyle
(08.11.17)
kibar esnaf.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(08.11.17)
Her evde kim var bilirdik, top oynar komşu teyze den su içerdik. Ermeni teyze kurabiye verirdi başka komşu reçelli ekmek. Herkes herkesi tanır bilir sayardı.
0
Fritz-X
(08.11.17)
amcamların köy evinin önünde yanan sokak lambasının altında amca oğlu ve hala oğluyla top oynamak... çok huzur veren bir görüntü o benim için.

ilkokuldayken sokaktaki kadınların evlerinin önünü süpürmesi, kemal sunal'ın filmindeki gibi. herkes evinin önünü sular, süpürürdü.
0
runagain
(08.11.17)
Annelerimiz gece kapıda çay çekirdek yaparken bizde saklambaç oynardık Biri halı yıkadığında sabahın köründe ekmek arası bişeyler yapar izlemeye giderdik. Kamyon kasasına doluşup pikniğe veya suya giderdik. Sabahları okul servisini bakkalın içinde beklerdik tezgahın arkasındaki tüplü sobada ısınırdık müşterilerle ilgilenmek çok hoşumuza giderdi. Çarşıya indiğimizde yolda gördüğümüz komşuların poşetlerine yardım ederdik. Elektrikler kesilince kombimiz çalışmıyor diye evi sobalı olan komşumuz kızını bize yollayıp cocukları almadan gelme üşümesinler burda uyusunlar demişti sobalı odada yer yatağında uyumustuk. Kardeşim sünnet olduğu zaman tepsi tepsi baklava börek açmışlardı evi temizleyıp süslemişlerdi komşularımız. Güzel günlerdi şimdi alt komşumuzdan bihaberiz.
0
hernezıkkımsa
(09.11.17)
bir dönem sitede dahili hat vardı. dışarı çıkacağımız zaman ordan haberleşiyoduk, güzeldi. bi de mahalledeki birçok kişiyi tanımak hoş bir his, burası fazla kozmopolit; istanbul yani.
0
bruceandwayne
(09.11.17)
geceye doğru sokakta kalanlarımıza öcülü böcülü masallar anlatan bi abla vardı, o iyidi ya. abla dediğim işte, ben ilkokul 4'teyken o orta 2-3'te falandı gibi.

bilye ortaklıkları da güzeldi, yüzük kardeşliği gibiydi nerdeyse o denli önemli.

kızlarla seksek oynarken eteği açılır mı diye heycanlanıyoduk o da güzeldi. sonra "kanka sen ne gördün anlat hadi şimdi sen anlat" diye mal mal bunu konuşuyoduk bi de.
0
dafaisss
(09.11.17)
Çocuk grupları ile oyun oynamak dışında özlediğim hiç bir şey yok. Mahalle kültürü dediğin safi dedikodu, hasetlik, kıskançlık, etc.

Şu an 300 küsür dairenin olduğu bir sitedeyim, kafam acayip rahat. O ne yapmış bu kimle kavga etmiş çok şükür duymuyorum. Türk halkına fazla.
0
roket adam
(09.11.17)
(25)

bu kız kaşlarını almalı mı?

pinkpeony
https://hizliresim.com/qJy1lq
0
pinkpeony
(08.11.17)
Nein. Düzgün görünüyor.
0
cakabo
(08.11.17)
Bir paçoz olmak yerine efsane olmaya karar verdiği an almalı. Çünkü bu kızda potansiyel var. Dudakları, burnu, yüz hatları düzgün. Arkadaş bu neymiş diyebileceğim kadar kötü kaşları yok ama günümüzde daha belirgin bir yüz biçimi olanlar daha önde oluyor. Doğallık falan bunlar artık pek işlemiyor.
0
dissendium
(08.11.17)
alırsa çok ince olur,bence güzel.
0
denef
(08.11.17)
bence gerek yok
0
dedimmidemedimmi
(08.11.17)
oldukça düzgün, niye aldırsın ki?
0
fever
(08.11.17)
Böyle kaşım olsa hayatta aldırmam.

İdo tatlıses gibi kaşım olduğu için aldırıp, biraz rengini açtırıyorum. Zulüm bence, hele o minik minik çıkmakta olan kaşlar :(
0
kayranin kedisi
(08.11.17)
neresi düzgün ya, şu kaşa dokunmama modasının da şeyi de çıktı hani. kaş almak inceltmek demek değildir, bununkiler düzeltilebilir.
0
pamuk helvalar cebe
(08.11.17)
Doğallık her zaman kazanır, ben de kaşlarımı aldırmıyorum. Gayet düzgün duruyor kaşları.
0
sytemofadownmanyagi
(08.11.17)
almali diye bir sey yok, isterse ve kendini öyle mutlu hissediyorsa dokunmaz, hosuna gitmezse alir.

söyle olmali böyle olmali diyerek kendi güzellik anlayisimizla insanlari yorumlamak cok ama cok primitif.

hele pacoz gibi yorumlari okudukca gülüyorum.
0
kurnaz
(08.11.17)
Bence gayet güzel ve doğal
0
kismisolungac
(08.11.17)
Gayet güzel bence. Ama kız da çok güzel, o yüzden kaşlar olumsuz olarak göze çarpmıyor.
0
dostlarorkestrasi
(08.11.17)
Almalı almamalı diyemem. Ama boyle kaşım olsa hiç aldırmam denilecek güzellikte bir kaş degil. Biraz toparlanabilir. Normal, fazlaca daginik bir kaş tipi.
0
aquarium
(08.11.17)
kızın yaşını bilmiyorum ama yaşlı gösteriyo sanki kaşlardan ötürü. ya da daha anaç, yaşlı mı anaç mı emin değilim ama birini gösteriyo ve bu kaşlardan ötürü. ama kötü görünmüyo.
0
dafaisss
(08.11.17)
ben toplatırdım altlar çok dağınık, özellikle sonlara doğru.
0
cabiday
(08.11.17)
Kaşlar durmalı ama saçlar muhakkak uzamalı ki kaşların anlamı olsun. Bu saç modeli ile o kaşın havası kalmamış, ortaokul kızları gibi duruyor.
0
kaymaktutmayansicaksut
(08.11.17)
alsın bence.
0
elorelia
(08.11.17)
alsa güzel olur bence.
0
nawar
(08.11.17)
Azaltmadam toplanmalı ama şekil değiştirilmemeli.
0
medre
(08.11.17)
Alsin, almasın diyenler de yallah göz doktoruna.
0
doxanikee
(08.11.17)
Kızın dizideki karakteri, fiziği, hali tavrı ile falan kaşları uyumlu. Ben almasını istemezdim.

Bilmeyenler için kız bu;
www.imdb.com
www.instagram.com
0
gofs
(08.11.17)
Hayır gayet şekilli kaşları var.Alırsa çok incelir.böyle iyi.
0
demoniclewinsky
(08.11.17)
alsin, diyenlerin cogu erkek, eminim.

kaslara fazla dokunmuyoruz, cunku bazen alinan killar ebediyen bizi terk eyliyor. 25 yasinda mesele edilmeyebilir; 10 sene sonra aglamaya baslariz.

fotograftaki kaslar etraftan sarartilip farla, kalemle istenilen sekile getirilebilir. kas duzeltmenin tek yolunun onlari yolmak oldugunu zannetmek salaklik... zaten fondoten gecsek, etraftaki ince killar gorunmez olur.

kizin muhtesem kaslari var. farkinda ki, dokunmuyor.
0
e haliyle
(08.11.17)
almamalı, yapay kaş dağınık kaştan daha çirkin.
0
Bruce
(08.11.17)
almamalı.
0
balik kraker
(08.11.17)
Bu kızın yüzü çok doğal, güzel. Kaşları da olduğu gibi kalmalı.
0
l arrache coeur
(08.11.17)
(10)

Az yiyerek kilo verme diye bir şey olabilir mi?

damba
Arkadaşlar,Yaklaşık 3 aydır yediğime içtiğime dikkat ediyorum, iki tane diyetisyene gittim. Önce 1 ayda 1 kilo verdim, sonra 2 haftada 800 gr yağ verdim şimdi kontrolden geliyorum 3 haftada 300 gr yağdan almışım.Toplamda 3 ayda 3 kilo verdim.Bunun nedeni tabii ki benim. Yediklerime içtiklerime dikka
Arkadaşlar,
Yaklaşık 3 aydır yediğime içtiğime dikkat ediyorum, iki tane diyetisyene gittim. Önce 1 ayda 1 kilo verdim, sonra 2 haftada 800 gr yağ verdim şimdi kontrolden geliyorum 3 haftada 300 gr yağdan almışım.

Toplamda 3 ayda 3 kilo verdim.
Bunun nedeni tabii ki benim. Yediklerime içtiklerime dikkat edeyim derken elime yüzüme bulaştırıyorum çünkü genelde dışarda vakit geçirdiğim için tam olarak aradığım yemeği bulamıyorum, ya da yemekhanedeki yağlı yemekleri yemek zorunda kaldığım oluyor.

Öğrenciyim, ve bu sene mezun olmam gerektiği için çok yoğunum. Yemek hazırlamak vaktimi alıyor, ayrıca yediklerime harcadığım para canımı sıkmaya başladı-ceviz, fındık yok meyve sebze, yaşadığım yerde pahalı-

Öğünlerimi de evden getiremiyorum. Ara öğünlerimi yanımda taşıyabiliyorum ama.


Diyorum ki sadece sabah kalvaltısı ve hafif akşam yemekli ve ara öğünlü bir liste yapsam kendime, çok mu risk alırım?
Artık yemek yemek istemiyorum :(
Ayrıca vizeler is coming de, bu listelere hiç motive olamıyorum.

Vermem gereken 7 kilo var,
Öğle yemeğini yemesem ne olur yani?

Teşekkürler.
0
damba
(08.11.17)
Kilo kaybı olur ama yağ kaybı bir noktaya kadar az, sonrasında hiç olmaz.
0
angelus
(08.11.17)
evet. az yiyerek bir yere kadar kilo verilebiliyor. ben 4 kilo vermiştim bu şekilde 3 ayda.
0
dedimmidemedimmi
(08.11.17)
yapman gereken tek sey kalori saymak. yedigin seyin miktari degil kalorisi onemli. dengeli bir beslenme icin dikkat edilmesi gereken cok sey var ama kilo vermek oncelikse ne yersen ye isterse yagli olsun isterse tuzlu olsun kalirisini hesaplamaya calis ve gunluk limitinin ustune cikma, sandalyenden kalkmasan bile kilo verirsin.
0
robokot
(08.11.17)
et yemiyorsan rejim yaparken bu şekilde beslenmek zorunda kalıyorsun zaten. beslenme dedikleri protein yemek.
0
pinkpeony
(08.11.17)
cureforlove'ın dediği konulara odaklanan bir diyetisyenle çalış ve kendin de araştır.

diyetin yanında bir parça da hareket edersen hedeflediğinden daha iyi noktaya gelirsin.
0
fever
(08.11.17)
az yiyerek kilo vermektense spor ile bunu harmanlayin.

spor en önemli sey insan vücudu icin, beslenme ile desteklerseniz hayat kaliteniz ciddi artiyor. cok degil haftada 3-4 gün gitseniz bile 1,5 saatten farkeder.

bu sekilde ben 15 kilo verdim gecen seneden bu yana.
0
kurnaz
(08.11.17)
hiç fazladan spor yapmadan, sadece az ve sağlıklı yiyerek 3-4 ayda 76 kilodan 63 kiloya indim. kendimden yola çıkarak, sorunun cevabı evet.
0
sir gawain
(08.11.17)
bünyeye göre de değişiyo o. bende bir aşamada sanırım bedenim direnç gösteriyo. ama vereni de biliyorum bizzat. iki öğün de olur niye olmasın. ama ben üçgen vücut olcam fit olcam diyosan altyapı ve öncesi yoksa zor o iş.
0
dafaisss
(08.11.17)
Sıfır spor ile 4 ayda 22 kg verdim.
Ancak, ben o zaman 128 kiloydum tabi. Daha az kilolarda işe yaramayabilir.
0
liriamer
(08.11.17)
Öğlen 12- akşam 8 arası, 2 öğün yemek yiyerek (saat 3-4 gibi kahve,çay içmeli) 15 kilo verdim. ( intermittent fasting ) - 65 kg'den düştüm bu arada, daha yüksek kilolarda daha hızlı gider.
hem sabah kahvaltım hem de akşam yemeğim baya dolu doludur hep.

ben spor da yaptım ama kilo vermenin yolu büyük oranda beslenmeden geçer. O yüzden düşük karbonhidratlı bir diyet ve 2 öğün olayı bence gayet güzel işler, bende öyle oldu en azından.
0
demoniclewinsky
(08.11.17)
(2)

kötü olayları hemen unutuyorum

istanbul kanatlarimin altinda
aslında tam olarak başlıktaki durum geçerli. mesela lisede en yakın arkadaşımla kavga etmiştik. o günden sonra bir daha barışmadık ve konuşmadık. günlerce ağlamıştım. ne olmuştu da kavga etmiştik acaba? kim suçluydu? ben mi bişey dedim o mu bişey yaptı? hiçbir şey hatırlamıyorum. oysa kızı hatırlıyo
aslında tam olarak başlıktaki durum geçerli. mesela lisede en yakın arkadaşımla kavga etmiştik. o günden sonra bir daha barışmadık ve konuşmadık. günlerce ağlamıştım. ne olmuştu da kavga etmiştik acaba? kim suçluydu? ben mi bişey dedim o mu bişey yaptı? hiçbir şey hatırlamıyorum. oysa kızı hatırlıyorum. bir sürü anımızı, evlerine gidip kaldığımı, gizli gizli içip sarhoş olduğumuzu falan.

sonra üniversitede bi çocuk yüzünden çok üzülmüştüm. bu daha 4 sene önceki olay olduğu için biraz daha net hatırlıyorum. çocukla dışarıda içtik ettik, sonra bize gittik işte sevişecektik sözde ama sonra evdeyken ben ona bir sebepten dolayı çok kızdım. oysa onunla olmayı baya istiyordum. tam olarak ne olmuştu? böyle basit bi olay da değil, tam bir sene ağladım ben sonra bu çocukla niye olmadı diye. ama sebebi neydi?

şirkette müdürümle yaşadığım bi tartışma var sonra. şimdi adamla çok yakınız aramızdan su sızmıyor. bazen aklıma geliyor ne diye tartışmıştık acaba diye, o olayı hatırlayamıyorum bir türlü.

buna benzer bir sürü örnek anlatabilirim. oldukları zamanda beni çok mutsuz ettiklerini hatırlıyorum, hayatımı çok etkilediklerini, nasıl da üzüldüğümü, ağladığımı, depresyona girdiğimi, bir daha hiç mutlu olamayacakmışım gibi hissettiğimi falan çok net hatırlıyorum. ama olayların detayları silinmiş.

acaba insanın kendini koruma mekanizması mı bu? ya da bir bende mi oluyor?
0
istanbul kanatlarimin altinda
(07.11.17)
Bende de oluyor. Geçmişte aramın bozulduğu kişilerle ne geçti aramda hatırlamıyorum, bazen hissettiğim duyguları hatırlayabiliyorum, incindiysem kırıldıysam. Ama üstünden zaman geçince anlamsız ve önemsiz geliyor. Kin tutamayan bi insanım zaten. Bugün mesela ben herşeyi unutmuşken o kişi hala kin güdüyorsa saçma buluyorum. Belki de öyle olmak lazım ama kötü olayları geviş getirir gibi hatırlayıp hatırlayıp kendime eziyet etmeyi yersiz buluyorum.
0
curukturpkokusu
(07.11.17)
birine/birilerine yoğun anlatmadıysanız; daha doğrusu sadece anlatmak da değil de; etkileşim ve bunun yoğunluğuyla alakalı bir şey. o ne kadar yoğunsa kopmak o denli zor oluyo, nasıl diyeyim yapışık ikiz gibiyseniz ve rutine de bağlamadıysanız. bana da oluyo.
0
dafaisss
(08.11.17)
(4)

[Müzik Önerileri Lazım] Konsept Bir Cafe için Playlist Oluşturuyoruz.

mete kudur
İnsanların çalışmak ya da dinlenmek için gelecekleri; tıkış tıkış bir oturma düzeni bulunmayan, çizgilerle belirtilmese de herkesin kendisine has alanının iç mimari ile oluşturulduğu güzel bir kütüphane-ofis cafe konsepti için; playlistler oluşturuyoruz. Hadi.Mekan kafanızda daha da iyi canlansın di
İnsanların çalışmak ya da dinlenmek için gelecekleri; tıkış tıkış bir oturma düzeni bulunmayan, çizgilerle belirtilmese de herkesin kendisine has alanının iç mimari ile oluşturulduğu güzel bir kütüphane-ofis cafe konsepti için; playlistler oluşturuyoruz. Hadi.

Mekan kafanızda daha da iyi canlansın diye; resimdeki gibi çalışma ortamlarının oluşturulacağı, ve ayrıca etrafı kapatılmadan büyük yek ağaçtan toplantı masalarının da var olduğu ve serpiştirilmiş şekilde yine geniş, rahat koltukların olacağı duvarlarında müstehcen tabloların bulunduğu tabiri caizse içinde tasarım defterler, güzel kalemler, bardaklar v.s'nin bulunacağı biraz samimi biraz kasvetli. Can Manay'ın ilk evi gibi.

Yani, bardağın içindekini değil de o ambiyansı satacak mekan. Öyle 2-3 cakcak kızın gelip dedikodu yapamayacağı, gürültünün olmadığı bir yer. toplantısını yapan da edebiyle yapsın ! değil mi

Şimdi böyle bir yer için şarkı seçiyoruz. Biraz iç açıcı olabilir, biraz klasik olabilir, biraz fransızca olabilir. İşte bu şarkılardan lazım.

Ben şunlarla başladım ve orada da kaldım; bu olur şu olmaz filan da diyebilirsiniz.
youtu.be Notre Dame de Paris - Belle
youtu.be Mazde - Pitch Black (feat. LissA)
youtu.be Emre Altuğ - Adını Söylerdim
youtu.be Amelie Veille - Mon coeur pour te garder
youtu.be Les Yeux D'la Tête - Muzika !
youtu.be Ahmet Aslan & Cem Adrian - Sarı Gelin
youtu.be Hayley Sanderson i'm Yours


Lan benim bildiğim en alengirli mekan starbucks(onun da nasıl yazıldığını bilmiyorum) gerisini varın siz düşünün.
0
mete kudur
(03.11.17)
emre altuğ çalarsanız 2-3 cakcak kız gelip dedikodu yapar, o yüzden çalmayın, bunu çalın:
www.youtube.com
0
dedimmidemedimmi
(03.11.17)
emre altuğ out, lounge müzik in. spoti'de güzel çalma listeleri var.
lounge çok arka plan gelirse ludovico eunadi gibi modern zaman klasiklerine bakabilirsin.
0
Bruce
(03.11.17)
örnek verdiğin şarkılar berbat, hiçbirini kullanmayın derim ben.

isim olarak aklıma gelenler:
nawel ben kraiem
florence and the machine
azam ali
nym
gaye su akyol :))
massive attack
the xx

genre olarak:
neo-psychedelia
trip hop/alt. hip-hop
neo-tango
nu-jazz (bu bayabilir biraz ama yine de bir bak)
drum n bass (dediğin gibi bir yer için ritmi epey yüksek ama yine de bir bak)
0
dafaisss
(03.11.17)
Örnek verilen ilk entrydeki müziklerle konsept kafamda hiç uyuşmadı açıkçası, bilemiyorum ben mi bu konsepti yanlış anladım. Benim aklıma bu tip konseptler için ilk gelen müzik türleri soul, blues ya da indie. Spotify'da harika müzik listeleri var, incelemeni öneririm. (soul listesi örneği)

Onun dışında tavsiyelerim:
james bay - need the sun to break / hold back the river
london grammar - strong
george ezra - listen to the man

imagine dragons, bastille gibi gruplar. aşırı british oldu belki ama kafamda bu konsepte bunlar gidiyor. seçecek olan sizlersiniz. :)
0
tierra santa
(03.11.17)
(3)

10 milyon kişinin hayatı nasıl kurtarılır?

youshookmeallnightlong
Merhaba sevgili duyuru ahalisi. Diyelim size her türlü imkan sağlanıyor (para, reklam, üretim vb.), ancak sadece fikri ortaya atmanız bekleniyor. Teknik bilginize bile ihtiyaç yok. Nasıl bir proje sunarsınız da bu 10 milyon insana yararınız dokunur? Her türlü değerli fikirlerinize açığım, konu özell
Merhaba sevgili duyuru ahalisi. Diyelim size her türlü imkan sağlanıyor (para, reklam, üretim vb.), ancak sadece fikri ortaya atmanız bekleniyor. Teknik bilginize bile ihtiyaç yok. Nasıl bir proje sunarsınız da bu 10 milyon insana yararınız dokunur? Her türlü değerli fikirlerinize açığım, konu özellikle "enerji kaynakları" ile ilgili olursa da ayrıca sevinirim.

@dafaisss'in uyarısı üzerine ekleme (uyarı için teşekkürler): aynı verilen 'bina aydınlatmaları kapatılsın' gibi spesifik, bir veya birden fazla yoksul durumdaki toplumlara büyük derecede maddi kar dolayısıyla geçim sağlama ihtimali bulunan bir proje fikri aramaktayım. mesela bu fikir 'bina aydınlatmalarının gereksiz kullanımını engelleyecek bir yazılım' şeklinde daha inovatif bir hale getirilebilir. veya çok alakasız ve basit kaçacak ama konuyu açıklığa kavuşturmak için yazayım, bir internet sitesi veya cep telefonu uygulaması yapılır ve biz her kullandığımızda açlık sorunu yaşayan bir ülkeye yemek sağlanır gibi fikirler aramaktayım.
0
youshookmeallnightlong
(02.11.17)
hayatını kurtarmak derken, enerji üretimi konusunda mı, birilerine istihdam sağlama konusunda mı (hayatım kurtuldu tabiri sağlam bir iş bulunduğunda, bulan biri için de kullanılıyor çünkü), ya da iş güvenliği sağlanmaması sebebiyle öldürülmüş olan işçiler mi; hayatını kurtarma dediğini daha spesifik hale getirir misin?
0
dafaisss
(02.11.17)
Bina aydinlatmalari kapatilsin. İsikli reklam tabelasi da yasaklansin.
0
ykyt
(02.11.17)
Öncelikle bu projenin bir anda değil de sıralı, yani bir nevi kelebek etkisi formunda olması gerektiğini düşünürdüm.
(ama 90lı yıllardaki saadet zincirleri meselesine dönüşmemesi tavsiye edilir)
0
1adam
(02.11.17)
(3)

win 7 capsli

advest
win 10 kullanıyorum.bilgisayarda win7'ye geçme durumum var. daha doğrusu öyle bir düğme belirdi. win7'ye geçsem daha rahat olur mu ki bilgisayar. siz olsaydınız win10 dan win7 ye döner miydiniz?
win 10 kullanıyorum.bilgisayarda win7'ye geçme durumum var. daha doğrusu öyle bir düğme belirdi. win7'ye geçsem daha rahat olur mu ki bilgisayar. siz olsaydınız win10 dan win7 ye döner miydiniz?
0
advest
(02.11.17)
geçme. windows 10'un yanında yavan bence.
0
vayezikhan
(02.11.17)
win8 olsaydı olurdu da; win 10 iyi boşver. kullanımı daha pratik, gözüme daha hoş da geliyo win7'ye göre. win7'yi tercih etmek için özel bir sebep yoksa boşver.
0
dafaisss
(02.11.17)
o win 7 ye dönmek için değil. win 7 deki bi yedeğini win 10'da kullanabilmen için. çıktığı günden beri win 10 kullanıyorum. senelik 20000 tl veren olursa win 7 ye dönerim.
0
washe
(02.11.17)
(21)

keşke senin gibi sevgilim olsa

Bruce
diyen kadının yazıyor olma ihtimali üzerine neler söylemek istersiniz?normal şartlarda yazdığını düşündürecek söylemleri yok gibi ama bazen ufak temaslarda bulunuyor; bilgisayardan bir şeyler gösterirken omza dokunmalar, espri yaptığımda gülerken kola dokunmalar, saçları değdirmeler...en son "yaa ke
diyen kadının yazıyor olma ihtimali üzerine neler söylemek istersiniz?

normal şartlarda yazdığını düşündürecek söylemleri yok gibi ama bazen ufak temaslarda bulunuyor; bilgisayardan bir şeyler gösterirken omza dokunmalar, espri yaptığımda gülerken kola dokunmalar, saçları değdirmeler...

en son "yaa keşke senin gibi sevgilim olsa" dedi, ne hakkında olduğunu söylemeyeyim, görebilir burayı. gezme-yeme-içme konuları diyeyim, öyle romantik erkek-beyaz atlı pirens ayakları da değil yani.

bence bu laf illa yazmak amaçlı söylenmez ama bu kadının ağzından çıkacak bir laf da değil aslında; herkesle çok samimi olmayan, seviyeyi korumayı seven bir tip.

yazıp yazmaması çok bişey değiştirmez de, merak ettim yani, yazıyosa götüm kalkıcak biraz sadece, eki eki.
0
Bruce
(02.11.17)
götün kalksın bence, yazıyor.
0
ilkot
(02.11.17)
yazıyor %80 diyorum
çünküsü aynısının benzerini yaşadım. bi ara buraya anlatırım yakın arkadaşım inceden yürüyor gibi hissettim mesafe koyduk :(
0
antik depresan
(02.11.17)
yedek kulubesine birileri lazımmış/
0
evimin paspasi
(02.11.17)
@evimin paspasi, as takım yok ki yedek olsun. hem olsa bile; biz bilgisayarda bile yedek almaya gerek duymayan bi çeşit deliganlıyıh, ayıboluyo.

@for day to break, bu çok mantıklı bir tespit, haklısın. belki 1-2 kere daha farklı bir konu hakkında derse o zaman kaldırayım en iyisi :/
0
🌸Bruce
(02.11.17)
Yazma olduğunu sanmıyorum. Sadece samimi bulmuş ve güvenmiş. Seviyeyi korumayı seven kadın yazacağı zaman dokunmaz veya bu tarz laflar etmez. Daha bi örtülü gizemli konuşur. Bu sadece samimiyet.
0
yaren
(02.11.17)
Açıkça konuşsana, çaya, kahveye, yemeğe davet et, yok gönlün yoksa da kadını boşa oyalama, niyetinin olmadığını belli et.
0
elikası
(02.11.17)
bak onun devamı gelir demedi deme. yazmıyor da olabilir ama benim başıma %80 yazıyor olarak geldi.
hatun kişiyim manita ben arkadaş buluşçaz benim işim var geç gideceğim manita da sen gelene kadar kızı alayım ne de olsa size geleceğim seni almaya ters rotalara gitmeyeyim diye yol üstünde kızı alıyor, sohbet muhabbet o gün galiba keşke senin gibi sevgilim olsa diyo. üstüne başına dikkat etmez dekolte verir ama malum bi avuç mutluluk olası mutluluk kısmı yok. takmıyor yani açılsın açılmasın. bi kaç kere daha dekolte verdiğini gördüm benimkinin yanında hani benimki bakmaz diyemem baktığını da görmedim ama sonuçta ama göbek deliğine kadar da açmak olmaz.
onun ex manita geldi uzun bi ilişkiydi işte, yol yorgunu diğer eleman ben de uykusuz kalmışım tlf la konuşuyoruz e sen yat benimkiyle ben de seninkiyle gezeyim dedi. tamam dedim olay bitmiştir.

böyle bişeye de çıkabilir vs vs.
0
antik depresan
(02.11.17)
@elikası, ben bişey yapmadım ya, oyalamak falan yok. niyeti varsa gelsin açılsın ben de reddediyim, kezban gibi tribe girip durup dururken "seni arkadaşım olarak görüyorum ben yaağğ" mı diyim???
0
🌸Bruce
(02.11.17)
nickimin hakkini veremedim
(02.11.17)
Hafif yürümüş seni yoklamış. Senden cevap beklemiş. Medet ummuş. O öyle söylenip geçilicek bi söz değil çünkü.
0
freetakilir
(02.11.17)
@freetakilir, ben sonrasında gözlüklü smiley havasında "o zaman söyle bekar arkadaşlarına, bir kıyak yapmış olursun kızlara" dedim. "hahah sanki çok bekar arkadaşım var da, hepsi evlendi be" dedi. umduğu medeti vermedim diye düşünüyorum, bakalım...
0
🌸Bruce
(02.11.17)
Gezme yeme içme ile ilgili söylediyse "eli açık, bol para yedirecek biri olsa keşke" demek istemiştir. Seni öyle biri olarak görmüştür.
0
patty duke
(02.11.17)
erkeklere sinyal vermeye çalışan kadınların şu piste uçak indiren elinde ışıklı çubuklar olan adamlardan tutması lazım derdini anlatmak için.
0
idexo
(02.11.17)
@idexo asdfghj güldüm, doğru diyorsun. ama daha önce sinyal aldığımı sanıp hamle yaptığımda yanıldığım da oldu. bazı kadınların o ışıklı adamları göndermemiş gibi "soğuk" hareket etmesine de şahit oldum, söz konusu kadın sinyali olunca temkinli olmak gerektiğini düşünüyorum.
0
🌸Bruce
(02.11.17)
anlık bi tepki karşılık verseydiniz emin olunabilirdi. şu haliyle "hıh ne de güzel iltifatlar alıyorum hahah" diye kendinizi şımartmanız yeterli. yazılıyosa tek bir cümlede bırakmaz herhalde; şimdi bu cümleye binaen bahsettiğiniz cinsten hareketlerini de bana yazılıyoya yormaya gerek yok.

bir de ayrıntı vermemişsiniz ama bu yazılma işlerinde hafif sinsilik taşıyan bir kadın canlandı gözümde.
0
dafaisss
(02.11.17)
@dafaisss, sinsi değil de, soruda bahsettiğim gibi insanlarla arasında belirli bir seviye oturtmaya çalışan bir kadın olduğu için ilgisini açıkça belli etmeyeceğini düşünüyorum ben. muhtemelen biraz samimiyet gösterdiği her erkek buna asıldığı için(yüz güzelliği ortalamanın bi tık üstü ama fiziği direkt manken, dikkat çekiyor) böyle bir yol geliştirmiş olabileceğini düşünüyorum. ama ilgisi olan bir erkeğe nasıl davranır görmediğim için yorum yapamıyorum.

bir yandan da onun bana yazdığını düşünmemi isteyip ona açılmamı mı sağlamaya çalışıyor diye düşünüyorum. belki de beni kolay lokma sanıyor, ha ha ha; en iyisi ona kiminle dans ettiğini göstermek olucak!
0
🌸Bruce
(02.11.17)
kız leş.
0
petek
(02.11.17)
sinsi derken kastetmeye çalıştığımı siz daha isabetli ifade etmişsiniz "bir yandan da onun bana yazdığını düşünmemi isteyip ona açılmamı mı sağlamaya çalışıyor diye düşünüyorum." diyerek, işte onu demeye çalışıyodum.
0
dafaisss
(02.11.17)
' ama daha önce sinyal aldığımı sanıp hamle yaptığımda yanıldığım da oldu.'

Yanılmamışsındır. Japonların bir sözü var: 'aki no sora, onna gokoro': 'sonbaharda gökyüzü, kadın kalbi' diye minimal bir söz. Anlayacağın üzere 'kadınların duyguları bir öyle böyle değişir' diyor.

Kadınların gönlü vardır ama aklı da vardır. Ne kadar istese de, durumun, ortamın, şartların müsait olmadığına kanaat getirmiş olabilir. Durumu da anlayıp ikna etmek yine sana düşüyor. Doğru noktalarda doğru hisleri uyandırmak yetmiyor, doğru altyapıları da hazırlayıp ikna etmen lazım.

Yerine göre, zamanına göre, kişiye göre sonuçlar sebepler değişir de dinamikler olduğu yerde duruyor. İlişkiler de salt duygusal değil.

Kolay gelsin.
0
idexo
(02.11.17)
net yürüyor.
0
beyteper canavari
(03.11.17)
%100 yazıyor. Ufaktan iltifatlar ile başla, sonra yürü ciddi düşünüyorsan.
0
hasansabbah
(15.11.17)
(4)

çok aşık olarak evlenenler ...

ssiradanbirigibi
nasıl bir evlilik hayatı geçiriyorlar? özellikle 6-7 yıl gibi uzun -ve bol kavgalı- sevgililik dönemlerinden sonra olanları... mutlu oluyorlar mı çevrenizden edindiğiniz tecrübelere göre?
nasıl bir evlilik hayatı geçiriyorlar? özellikle 6-7 yıl gibi uzun -ve bol kavgalı- sevgililik dönemlerinden sonra olanları... mutlu oluyorlar mı çevrenizden edindiğiniz tecrübelere göre?
0
ssiradanbirigibi
(01.11.17)
dediğin gibi evlenip boşanmış birini tanıyorum. ama arada bir mevzu var bana dinlerken tuhaf geldi. kadın kişisinin üniversiteden beridir arkadaş olduğu biri adam var, bizim aşık evli abi kadına evlenmeden önce diyo ki bu herifte bir yanlışlık var sana bakışlarından, bize gidip gelmesinden hoşlanmıyorum. bir müddet kavga edip duruyolar bununla ilgili. neyse sonra sonra mevzu sönümlenmiş, daha yakından tanıdıkça arkadaş gibi olduk falan diyo abimiz o adamla. o arkadaşlığın öyle masum olmadığı yavaş yavaş kendini belli edince ayrılmışlar, ama ayrıntısını anlatmadı, ben de utandım sormaya.

kadın, eşiyle (şimdiki eski) ve üniversiteden arkadaşı olan kişiyle yakın zamanlarda tanışmış. hani ortada kırk yıllık arkadaşını sil benim için gibi bir mevzu da yokmuş.

tuhaf gelen, kadını da anlamadım. hani madem tanışıyolar bana bunu anlatan abiyle değil de o adamla evlenseymiş. bizim abiyi de anlamadım, hem rahatsız eden bişeyler olmuş öyle hissetmiş adamın bakışlarında; hem de sonra sonra muhabbetimiz uydu diye anlatıyo.

garip yani ama bu sorduğun sorunun konusuna göre epey istisna kalır; yani inşallah öyle kalıyodur.
0
dafaisss
(01.11.17)
Böyle tanıdığım çiftler var geneli gördüğüm kadarı ile memnun. Çok şükür ayrılan yok, standart evlilik işte kişi zaman tatlı kişi zaman acı yanlarını yaşıyorlar herkes gibi
0
gazozailacatmauzmani
(01.11.17)
Çok aşık olup bol kavgalı bir sevgililik dönemi olmaz - bence. Çok aşık olduğun zaman zaten karşındakinin gözüne batan yanlışını bile göremezsin. Bir de şartlar müsaitse sevgililiğin uzamasına gerek yok, evlenirsin ki onunla.
Anlattığınız tanıma uyan - çok aşık olduğunu sanan insanlar bir süre sonra ayrıldılar. Yorucu çünkü...
0
SiyamkedisiZorro
(01.11.17)
Benim gördüklerimin evliliği genelde pek mutlu değil. Adamın gözü dışarı kayabiliyor, normalde hiç o tarz bir insan değilken, çapkın değilken, gözü sevgilisinden başkasını görmezken, evlenince bi merak uyanıyor. ''keşke seni daha önce tanısaydım, mesela 7 sene önce'' falan diyebiliyor başka kadınlara.
Ya da ''senelerdir onu gördüm onu bildim, kardeş gibi hissediyorum sanki cinsiyetsiz gibi, tüm acımı sevincimi ona anlatmak istiyorum ama karşı cins gibi gelmiyor artık'' diyenler de var.

Bi de uzun süre sevgili olup cinsellik için evliliği bekleyenler birden boşanabiliyolar, böyle bi örnek de var 5 sene sevgili olup 4 ayda boşanan.
0
megalomaniac
(01.11.17)
(6)

Gözlerim neden yorgun görünüyordur

Vse budet horosho
Nerdeyde her gün “keyfin yok gibi canın mı sıkkın, solgun gibisin hasta mısın, yorgun görünüyorsun” vs deniyor. Düzgün saatlerde kalkıp düzgün saatlerde kalkıyorum ama millet böyle deyince bi aynaya bakıyorum gidip. Hafif göz altı morarması dışında bir şey yok gibi. Yorgun değilim ben!! :)
Nerdeyde her gün “keyfin yok gibi canın mı sıkkın, solgun gibisin hasta mısın, yorgun görünüyorsun” vs deniyor. Düzgün saatlerde kalkıp düzgün saatlerde kalkıyorum ama millet böyle deyince bi aynaya bakıyorum gidip. Hafif göz altı morarması dışında bir şey yok gibi.

Yorgun değilim ben!! :)
0
Vse budet horosho
(31.10.17)
psikolojik olmasın. keyifsizsindir, canın sıkkındır belki, yüzüne vuruyordur. ben de çok olur bu, direk yüzüme yansır.
0
issiz karga
(01.11.17)
o cümleleri seninle ilgilendiğini nezaketen belli etmek için kuranlar var galiba, ya da ben öyle düşünüyorum diyeyim. hani ketum birisindir ya da öyle değilsen bile iş yerinde işin gerektirdiği kadar konuşuyosundur; e iletişime açık kalan en kolay kanallardan biri de bu oluyo ^^
0
dafaisss
(01.11.17)
etrafındaki herkes full makyaj geziyosa göze batıyosundur. Boşver. Nasıl hissediyosan en doğrusu odur.
0
megalomaniac
(01.11.17)
az su içiyor olabilir misin ? böbrek ile ilgili bir şey olabilir mi ?
0
kararsızataletfilozofu
(01.11.17)
böbrek üstü bezleri, yorgunluk, stres, sağlıksız beslenme, uykusuzluk temel sebeplerden
0
nucleon
(01.11.17)
Çok fazla ekrana (bilgisayar, telefon vb.) bakıyor olabilir misin?
0
i m cool with that
(01.11.17)
(11)

Garip bir duygudurum sorusu

pastörizesüt
Gün içinde öyle neşeliyim ki herkese şakalar yapıyorum esprili konuşuyorum gülüyorum eğleniyorum modum çok yüksek, herkes zaten sorsan neşeli ve enerjiksin der bana, ama gel gelelim eve gelince yalnız kalınca öyle melankolik ve hüzünlüyüm ki gözlerim doldu dolacak şeklinde dolanıyorum evin içinde. Ç
Gün içinde öyle neşeliyim ki herkese şakalar yapıyorum esprili konuşuyorum gülüyorum eğleniyorum modum çok yüksek, herkes zaten sorsan neşeli ve enerjiksin der bana, ama gel gelelim eve gelince yalnız kalınca öyle melankolik ve hüzünlüyüm ki gözlerim doldu dolacak şeklinde dolanıyorum evin içinde. Çok keyifsiz ve bitkin oluyorum uzun zamandır bu böyle. Spora başladım bi değişim yok akşamları arada sosyal aktivite yapıyorum onlarda da yine enerjik ve mutluyum eve gelince yine aynı. Depresyonda mıyım ben şimdi böyle depresyon da olmaz ama bu nedir ki var mı bunun gibi bi şey yaşayan? Bir de bu ikisini nasıl aynı anda yaşayabilirim ben neşeli eğlenceli olan mıyım depresif melankolik olan mıyım kendimi mi kandırıyorum napıyorum?
0
pastörizesüt
(31.10.17)
Bu tariflediğinizi yaşayan bir arkadaşım var, duygu geçişleri çok hızlı ve pik gerçekleşiyor. Çokcana enerjik etrafa enerji saçıyor hatta saçmalıyor kontrol edilmesi çok zor hale geliyor ama ne zaman uzakta kalsa telefonla konuşsak mesajlaşsak depresif. Sürekli mutsuz, sonra bunu ciddiye alıp yanına gittiğimizde yine çok neşeli, hareketli ve heyecanlı. Yani bunun psikiyatride kesin bir tanımı ve adı vardır. Çünkü kişisel birşey değil.

enerjisini dıştan alan içten alan diye 2 tip insan var zaten normalde ama sizin bu yaşadığınız uç seviyede dıştan alan oluyor sanırım. (bkz: extrovert)
0
mete kudur
(31.10.17)
gizli depresyon olabilir.
0
patty duke
(31.10.17)
@ Mete kudur borderline kişili bozukluğuna bir parça uyuyor ama insanın kendi kendine psikiyatrik teşhis koyması çok saçma psikiyatriste gitmeyi de hep erteledim ama sanırım en iyi yol bu
0
🌸pastörizesüt
(31.10.17)
Sen neysen ben de oyum
Spor değiştirdi biraz beni
Ben bir de aeviglimle aynı evdeyim falan
0
benaslindayohum
(31.10.17)
sevgilisizlik, net.
0
petek
(31.10.17)
Ruhsal bir problemin olduğunu sanmıyorum. Yalnız yaşadığın için böylesin. Ben de bir kez 5 gün kadar yalnız kaldım. Bayağı sıkılmıştım.
0
dissendium
(31.10.17)
Biraz daha intovert'e kayan bir insan olarak ben de yaşıyorum bunu ama 'Gözlerim doldu dolacak' kadar değil. İki durumda yaşıyorum bunu. İkisi birlikte olmuyor genellikle.

İlki eğer gerçekten kötü bir durumdaysan, üzüldüğün ve seni yıpratan bir şey varsa ve böyle davranıyorsan, o zamanları ilgilendiriyor. Kötü bir dönemden geçiyorsam veya kaygı, mutsuzluk, vb. varsa zaten onlar hep üstümde. Hazır yanımda insan varken iki lafın belini kırayım. Zaten o kötü duygu neyse zebellah gibi, helikopter ebeveyn gibi o süreçte sürekli tepemde; bari dışarıdayken iki dakika arkadaşımla eğleneyim, laflayayım. O yüzden, dışarıda veya birileri ile konuşurken 'Ay şimdi uğraşamam anksiyeteyle, mutsuzlukla, ıvır zıvırla' oluyorum. Hatta, bir ara çok kötüydüm, arkadaşlar 'Hadi, seni dışarıya çıkaralım' dediler; sonra millet 'Seni eğlendirmek için geldik. Sen bizi eğlendiriyorsun' dedi. Dışarıda neşeli olmak demek mutlu olunduğu anlamına gelmiyor ya da 'Yalnız kalınca ağlamıyorum' demek değil. İşin kötüsü, psikologla da aynı şeyi yaptım. Ben insan görünce 'Anaaa yaşasın, insan!' diye gülmeden duramıyorum ki, artık refleks olmuş. Bir de psikoloğa 'Valla bak, iyi değilim. Akşam eve gidince bundan eser kalmayacak' diye inandırmaya çalıştım. İnsan görünce cidden çok seviniyorum. Kokrudur, endişedir; bunlara eve değerli bir misafir gelince odaya tıkılan çocuk muamelesi yapıyorum. Derdimi anlatıyorum, hiçbir zaman kapalı bir insan olmadım ama gülerek anlatırım. İnsanların yanında kötü hissetmekte çok zorlanıyorum.

İkincisi, eğer rahatsız eden bir durum yoksa ve normal günler böyle geçiyorsa kısmı. Normalde evcimen, evcil bir insanım. Evden çıkmasam çok da aramam uzun süre ama ne zaman arkadaşlarla buluştuktan ya da bir eğlenceden sonra eve gelsem, ev çok tatsız, tuzsuz, yavan, boş görünüyor. Sanki, İbiza'daki tatilden dönmüşüm de yarın da pazartesiymiş gibi bir his kaplıyor içimi ya da sevgiliden ayrılınca düşülen boşluk var ya, onun gibi bir rahatsızlık oluyor. Duvarların falan çok farkında oluyorum. Her şey birden aşırı sessiz geliyor ve boğuyor.

Bir de son 1 aydır 'Depresyonun yüzü yoktur' kampanyası çıktı. Linkin Park'ın solisti Chester Bennington'ın intiharından sonra eşi intiharından 36 saat önce çocuklarıyla ne kadar çok eğlendiğini gösteren bir video attı.
www.rollingstone.com
Bunun üzerine, sosyal medayada 'Depression has no face' hashtag'i ile insanlar depresyon sorunu olan intihar eden veya intihar girişiminde bulunan yakınlarının günlük hayatta çok neşeli insanlar olduğunu, çok eğlendiklerini ve mutlu göründüklerini gösteren videolar, resimler göndermeye başladılar.
www.rearfront.com

Dolayısıyla, arkadaşlarınızla eğlenmeniz ve bol kahkaha atmanız depresyonla ilgili bilgi vermez. Bununla ilgili, belirli bir farkındalığınız vardır ya da psikoloğa gittiğinizde bu tanıyı koyabilir. Sadece boşluktan da bu şekilde hissedebiliyorsunuzdur. Belki depresondasınızdır, bunu gülmenizden veya ağlamanızdan bilemeyiz.
0
aychovsky
(31.10.17)
palyaço sendromu. dışarıda rol yapıyorsun; hüznünü, derdini, stresini içine atıp dışarıya karşı sürekli çaktırmaz halde olmaya kastığın için doğal ortamına gelince çöküyorsun. hayatında kötü gittiğini düşündüğün ne varsa paylaşmaya çalış birileriyle. insanların morallerini boz, derdini dinlemelerini sağla, onlara yük ol. gevşemen lazım.
0
Bruce
(31.10.17)
Bir şehirdışı yap haftasonu filan. İyi gelebilir. Belli ki bunalmışsın genel olarak düzenden. İlaveten, mevsim geçisi vs. de olabilir. Geçtiğimiz iki gün resmen güneş doğmamıştı, bayağı olumsuz etkilenmiştim ben de.

Editleyip biraz ilave ederken tik atmışsın, ellerin dert görm... O yüzden yazayım dedim birazcık daha detaylı. Bence geçici bir durum özetle. Yeni veya farklı bir şeyleri "oldurmak" için uğraşmamalısın bence.
0
skooma
(31.10.17)
@aychovski her zamanki gibi muhteşemsin :) ya ben de derdimi hiç anlatmıyor değilim ama aynı dediğin gibi gülerek olayı küçümseyerek dalga geçerek anlatıyorum ama aslında gerçekten üzülüyorum o duruma. O dediğin akımı da gördüm ama bize öğretilen depresyon için temel semptom olarak çökün ruh hali ve sorumluluklarını aksatmak şeklindeydi bende bu ikisi de yok ondan bilemedim ama en doğrusu psikiyatriste gitmek gibi :/
0
🌸pastörizesüt
(31.10.17)
neşeliyim diye tarif ettiğin zamanlarda kafanı bozan şeyleri espriye vurup geçiştiriyor, ya da bozulsan da umursadığını göstermeyi gereksiz bulduğun, çocukça bulduğun vs. için de böyle yapıyo olabilirsin; yapıyo olabilirsin derken bu alışkanlık haline gelmiştir ve kasten yaptığın bişey değildir, üzerine düşünmemişsindir farketmemişsindir.
0
dafaisss
(01.11.17)
(8)

Felsefede "doğru" nasıl tanımlanıyor?

gezegen olan pluton
SB.
SB.
0
gezegen olan pluton
(31.10.17)
"adam diyorsa dogrudur koca profesorden iyi mi bileceksin?"

seklinde.

saka bir yana, "dogru" tanimi felsefede en cok tartisilmis konulardan biridir, cok cok genis bir alan ve farkli akimlar var. "boyle tanimlaniyor" demenin mumkunu yok kisaca.
0
robokot
(31.10.17)
kime gore dogru ya? bu ne genis bir soru. aristoteles'e gore mi? bergson'a gore mi vs vs
0
mula
(31.10.17)
ooooohoooo.

öncelikle bu linkteki yazının sana epey yardımı dokunacağını düşünüyorum

pbs.twimg.com

sonralıkla o sorunun cevabını okuyarak bulman lazım. bunun için pusula benzeri bir yöntemle yazılmış kitaplara (ya da makaleler de olabilir emin değilim hangisi) rastlamıştım. şöyle başlıklar vardı (başlıkları uyduruyorum şu an):

- antik yunan felsefesinde doğru kavramı
- postmodern dönemde doğruluk ve anlamlılık

kısacası, alcan okucan kim ne demiş neye göre demiş.
0
dafaisss
(31.10.17)
dogrunun taniminin olmadigi dogru mu?
0
robokot
(31.10.17)
Hangi doğru?
0
fever
(31.10.17)
Epistemoloji incelemen konu ..
0
sonhakan
(31.10.17)
Felsefe esas itibarıyla doğruluğu arama çabası.
Felsefe hangisi doğru diye yaklaşmaz, doğruluğun ne olduğunu, doğruluğun niteliğinin doğasını araştırır.
Eskiden iki ayrı açıdan ele alınıyordu, varlıkbilgisel ve bilgikuramsal şeklinde. Varlık konusu elendi şimdi genel kabul gören görüş bilgi.
Bilgi inançtan farklı olarak önermelerin kuramların vb. bir niteliğidir ve doğrulanabilir veya yanlışlanabilir olması gerekir deniyor.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(31.10.17)
(bkz: tutarlı)
0
sarper361
(31.10.17)
(10)

Nasıl indireceğim ben bunları?

devilred
Fotoğraftaki saçı görüyorsunuz değil mi? Hah işte, o kakül ne zaman duştan çıksam öyle. İndiremiyorum bi türlü. Fön makinesi, düzleştirici, fırçalı düzleştirici... Hiçbiri işe yaramıyor, kakülün de anlamı kalmadı böyle. Sprey filan kullanmadan nasıl indiririm ben bunu?
Fotoğraftaki saçı görüyorsunuz değil mi? Hah işte, o kakül ne zaman duştan çıksam öyle. İndiremiyorum bi türlü. Fön makinesi, düzleştirici, fırçalı düzleştirici... Hiçbiri işe yaramıyor, kakülün de anlamı kalmadı böyle. Sprey filan kullanmadan nasıl indiririm ben bunu?
0
devilred
(31.10.17)
saçının çıkışı muhtemelen ters yönde. olmaz o yüzden. denemişsin zaten deneyebilecklerini. eğer yapmadıysan, krem,jöle, sprey vs dene.
0
mahone
(31.10.17)
Aynen bence de ters çıkış. Benim saçımın bir yerinde de ters çıkış var ve o bölge fön çekilse bile hafif kalkık durur hep, kesen kuaförün buna dikkat etmesi lazımdı aslında. Bu aşamada uzayasıya kadar saç kremi ya da saç yağları ile orayı biraz daha yumuşak tutmaya odaklan böylece daha inik durur. ondan sonra kesimi tekrar düzenlettirirsin.
0
neferkitty
(31.10.17)
Duşta kaküllerine saç kremi sürüyor musun? Çünkü ben kaküllerimin uçlarına azcık sürduğümde bile baya havalanıyorlardı:) Sonra da saçın içine doğru fön çekiyordum. Öyle düzleşiyordu.
0
yineiyisinoxford
(31.10.17)
Bir fotoğraf daha ekledim. Ters çıkış olduğunu sanmıyorum, her bölgesi aynı zira.

Saç kremi ve maske sürüyorum, o mu yapıyor acaba sahiden de?
0
🌸devilred
(31.10.17)
kesimle ilgili olabilir mi? ne kadar zaman önce kesildi hep böyle mi oluyodu bilemediğim için soruyorum
sanki kahkülün de saçın bir parçası olacağı hesaba katılmadan kesilmiş de ondan oluyomuş gibi gözüktü gözüme
0
dafaisss
(31.10.17)
Kesimde sıkıntı yok, sadece uçlar kalkıyor.
0
🌸devilred
(31.10.17)
benim saçlar düz ama duştan çıkınca kabarıyorlar ben de kurutmak yerine bağlamadan kafamın üstünde havluyla dolaşıyorum bi süre. o zaman kabarmıyor. ağırlık yapsın kısaca saçının üstünde belki olur ama görüşünü kapar mı bilemedim ya da uçlarına dambıl bağla adadsff.
0
bass solo take one
(31.10.17)
saç ıslakken büyük fön fırçasına dolayıp kendiliğinden kurumaya bırakın. sonra düzleştiriciyle şekil verin. :)
0
psikolog sulugoz
(31.10.17)
şöyle birtakım çözüm yolları önerebilirim;
-duşta saçınızı yıkarken kakülü arkaya doğru değil alnın üstüne doğru yapıştırarak yıkayın.
-duştan çıkıp saçları havluyla sardığınızda yine diğer saçlara katmadan önden çıkarın dışarda kalsın.
-kuruturken tam kakülün tepesinden dik olarak aşağı doğru tutun makinayı. bi taraftan da elinizle diplerine yer yer baskı yapın kalkmaması için.
-son işlem olarak düzleştiriciyle uçlarını hafif içe kıvırarak şekil verebilirsiniz.

ek olarak; eğer tüm bu işlemlerden sonra hala kalkıyorsa saç bandıyla yapıştırın bi süre kalsın öyle dışarı çıkana kadar.
0
bol kepce
(31.10.17)
Düzleştirici zaten kahkülleri kaldırıyor, düzleştirici kullanma. Ben duştan çıkınca sadece yukarıdan aşağı doğru kurutma makinesi tutuyorum, doğal şeklini alıyor.
0
peggy
(31.10.17)
(15)

Üniversite hani güzeldi???

sack jparrow
Geldik 2. aya gireceğiz. Isınma evresi mi uzun sürüyor? Nedir bunun ilacı, alışamadım gitti. Lisenin ilk zamanları gibi değil anlayacağınız. Ayrıca asosyal çıkarımı yapıyosanız bi zahmet sizi uzaklara alalım.
Geldik 2. aya gireceğiz. Isınma evresi mi uzun sürüyor? Nedir bunun ilacı, alışamadım gitti. Lisenin ilk zamanları gibi değil anlayacağınız. Ayrıca asosyal çıkarımı yapıyosanız bi zahmet sizi uzaklara alalım.
0
sack jparrow
(31.10.17)
üniversite ne ?
0
AlsterWasser
(31.10.17)
seni kim kandırdı güzel kardeşim?
0
fragile lady
(31.10.17)
küçük bir şehirde ya da boktan bir üniversitede okuyorsan göreceğin sadece çomarlık olacak. fazla beklentiye girme.
0
empedokles
(31.10.17)
@empedokles ilk 5 te sayılan bi üniversite.
0
🌸sack jparrow
(31.10.17)
he bu, ilk sene sac sakal uzatirsin, sonra normale donersin. kizlar falan da teklif etmiyor ayrica.
0
baldur2
(31.10.17)
ailesinden ilk kez uzaklaşıp özgürlüğün tadını çıkaranlar
ailesinden para alan ve okuduğu sürece çalışmak zorunda kalmadan bu parayla geçinenler
rahatça kızlı erkekli ortamlar görmeye başlayanlar

seviyor genellikle üniversiteyi. bunlar senin için anlamlı değilse ''e bu muydu?'' moduna girmen normal.
0
soft
(31.10.17)
Valla karakter meselesi. İlk haftadan at gibi kızla sevgili olup şehirdeki tüm kafeleri keşfeden de var, son sınıfa gelip sınıftakilerin adını bilmeyen de var. Üniversite büyülü bir yer değil ama öğrenciliğini yaşayacağın son yer. Bunun hakkını veren de var, veremeyen de. Güzellikten ne anladığına bağlı.
0
dissendium
(31.10.17)
bir yeri güzel yapan da kötü yapan da insandır çoğunlukla.
0
testis agrisi
(31.10.17)
Üniversite asıl mezun olup da iş hayatında köleliğe başladıktan sonra güzel geliyor bence. İçindeyken çok bir şey anlamıyorsun.
0
ms brownstone
(31.10.17)
Bu yargı genel bir yargı değildir, kişiden kişiye göre fazlasıyla değişiklik gösterebilir. Bazılarına üniversite zulüm gibi gelir, bazıları için hayatlarının en güzel çağıdır. Tamamen senin beklentilerine, yaşam tarzına, ailevi durumuna, çevrene, ortama, üniversiteye ve arkadaşlarına bağlı. Üniversite hayatına çok büyük manalar yükleme yani uzun lafın kısası, akışına bırak. Bu arada tam olarak sorunun ne olduğunu da söylememişsin. Yani biraz aç beklentin neydi ne buldun ona göre daha sağlıklı cevaplar verebilelim.
0
tierra santa
(31.10.17)
hazırlıktayken ben de böyle hissetmiştim. sonra düzeldi. hazırlık lise gibiydi çok bunalmıştım. sonra dersler ilerledikçe ilgi alanıma doğru yol aldığımı hissettim daha güzel olmaya başladı.
0
ruh i tibbiye
(31.10.17)
bana güzelliği aylaklığa bahane olmasıydı, senin beklentin neydi yazmamışsın.

ilk senenin ilk dönemi 2, diğer dönemlerde 1-1,5 gün boşluk vardı programda. bolca kafama ne nasıl esiyosa yapmaya okumaya konuşmaya vaktim oldu, 2 senesinde falan yaklaşık part-time çalıştım yine de vaktim vardı. evden iyi kötü para geliyodu nasıl geçincez kaygısı da yoktu.

geri kalan güzelliğini sen bulcan. sınıfta takılı kalırsan bi numara olmaz ama.
0
dafaisss
(31.10.17)
lise bittiği gün hayatının en güzel dönemi bitmiş oldu. bundan sonra her geçen yıl hayatın daha kötüye gidecek.
0
sen git ben geliyorum
(31.10.17)
daha ilk ay bitimiş, çok erken. belli bir ortamın olduktan sonra eğlenmeye başlarsın. çoğu insan ilk dönemin sonunda bir arkadaş çevresi yapar ve herkes herkesin adını tipini huyunu bilecek kadar tanır birbirini. ikinci dönem de içlerinden sana uyan bir grupla spring break'e falan gidersen baya eğlenirsin :D o olmadı dersi ekip bira içmeye gidersiniz o da olumlu.

bir de bizde hep şöyle oldu, ilk sene beraber takılanlar ikinci-üçüncü senelerde bambaşka gruplarla takılmaya başlayıp onlarla devam ettiler. bu ortamlar çok çabuk değişebiliyor yani sen insanları ve kendi zevklerini tanıdıkça. o yüzden şu anda herkese bi şans ver, bir de itüdeysen ful erkek ve sürekli ders çalışan gruplarla takılma :D

ben şahsen gayet keyifli bir üniversite hayatı geçirdim ama ilk başlarda hiç arkadaşım yoktu ve senin gibi düşünüyordum. bir de muhteşem bir liseden çıkıp üniversiteye girince lisedeki ortamı burada devam etmediği için insan bi afallıyor. insanları tanımaya başladıkça güzelleşir ama.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(31.10.17)
üniversitenin tek güzel tarafı oldukça boş zamanın olabilmesi. türkiye'deki üniversitelerden bi şey beklemek manasız. kendini geliştir. güzelliği orada.
0
empat
(31.10.17)
(27)

Hüzünlü film önerisi

tahaaaa
Merhabalar, Sizi en çok ağlatan filmleri yazabilir misiniz?Teşekkür ederim.
Merhabalar,

Sizi en çok ağlatan filmleri yazabilir misiniz?

Teşekkür ederim.
0
tahaaaa
(30.10.17)
the stoning of soraya m.

the elephant man

edit: babam ve oğlum +1 ama bunda babamla yaşadığım problemlerin etkisi büyüktü tabii. aksi durumda gözlerim dolar mıydı bilmiyorum.

edit 2: screw ya guys i'm goin' home.
0
rahip janick
(30.10.17)
Benim dünyam

Ben ağlamadım ama kasvetliydi.
0
qazedcsrfvtyhngujmkol
(30.10.17)
big fish.
0
oxibrinth
(30.10.17)
@rahip, dear, qaze, oxibrinth

Hepsini izledim. Teşekkür ederim yine de :)
0
🌸tahaaaa
(30.10.17)
www.imdb.com

Bildiğin hüngür hüngür ağladığım tek film.

Ağlamamış olsam da (o anki psikolojim el vermemiş olabilir) şu film de çok ağır izlemediysen eğer.

www.imdb.com
0
i was made for you
(30.10.17)
En çok ağladıklarımdan biri: La Vita è Bella

Edit: i was made for you +1, Manchester by the Sea
0
l arrache coeur
(30.10.17)
canım kardeşim.

müziği yetiyor ya. www.youtube.com
0
sen git ben geliyorum
(30.10.17)
@i was made for you

Teşekkür ederim izledim. Benim aklıma gelen hüngür hüngür ağladığım film/anime: Hotaru no haka. Bu kadar olmasa da senin dediğine benzer olarak da me and earl and the dying girl'ü de önerebilirim eğer izlemediysen.
0
🌸tahaaaa
(30.10.17)
- biutiful
- ondine
- 21 gram
- aurora
- the reader
- the english patient
0
dafaisss
(30.10.17)
@sen git ben geliyorum Canım kardeşimi yıllardır bir türlü izleyemedim:)
@dafaisss çoğunu izlemedim. Not alıyorum teşekkür ederim.
0
🌸tahaaaa
(30.10.17)
Ben de Me and Earl and the Dying Girl'i izledim. :)

Büyük ihtimalle bunu da izledin ama şansımı deneyeyim.

www.imdb.com
0
i was made for you
(30.10.17)
srpski film???

bir de şey var, bunu ben izlemedim ama çok övüyorlar, her izleyen ağlamaktan helak oldum diyor: grave of the fireflies. anime.

edit: okay, that does it! screw you guuuuyz, i'm goin' höööme... screw ye guyz höme!
0
rahip janick
(30.10.17)
@i was made for you izledim ve onu da sevdim :) Yalnız Hotaru no haka'yı şiddetle tavsiye ederim.
@rahip janick Açıkçası cesaret edemedim ben srpski film'i izlemeye :) O anime aynen dediğin gibi. Orijinal adı da hotaru no haka. Güzel denk gelmiş:)
0
🌸tahaaaa
(30.10.17)
Gegen die Wand izleyiniz.
0
l arrache coeur
(30.10.17)
@l arrache coeur, en kısa zamanda izleyeceğim, teşekkür ederim. Duyuruya cevaplar geldikten sonra yazmak geldi aklıma ama aradığım film ya grave of the fireflies gibi ciğerimi söksün ya da big fish veya a man called ove gibi olup ağlatırken gülümsetsin isterim. Zor gibi ama bakalım :)
0
🌸tahaaaa
(30.10.17)
hachiko
0
sta
(30.10.17)
The Fall
Tamam mıyız?
Le Temps Qui Reste
The Cut
Sonbahar
0
totkymotky
(30.10.17)
Heavenly forest, dağıldım resmen.
0
Uncle Sam
(30.10.17)
The green mile
0
baldur2
(30.10.17)
About Time
Interstellar

Bir de şu yeni Türk filmi Ayla'yı izlersem çok ağlayacağımı tahmin ediyorum.
0
sopiro
(30.10.17)
Dancer in the dark.
0
old possum
(30.10.17)
Hotel Rwanda
0
nopnog
(30.10.17)
Can dostum (intouchables)

imdb 8.6
0
ismayil
(30.10.17)
Eski kız arkadaşımı epey ağlatmıştı: Room.
0
iwasbornonamountainside
(30.10.17)
like crazy beni ağlatmıştı, baş roldeki çocuk öldü bir de gerçek hayatta, walla üzüldüm.
bir de in the mood for love, yük (güney kore) gibi filmler de ruh haline bağlı olarak ağlatabiliyor.
sırf sulu zırtlak ağlayacağım diyorsan tabi ki hachiko.
0
tiny penny
(30.10.17)
Herkese teşekkür ederim tekrardan. Benim de en azından gözümü dolduran şu filmleri izlemek isteyebilirsiniz: eksisozluk.com
0
🌸tahaaaa
(30.10.17)
alabamaclarence
(30.10.17)
(7)

ev sahibi?

sanat guresi
evde bir seneyi yeni doldurdum. bu bir sene zarfında ev sahibi hiç aramadı beni. ben de sektirmemeye çalıştım ödemeleri. kendisinden memnunum ama bu sene aynı apartmandaki dairelere benden daha ucuza giren kiracılar olduğunu da ekleyeyim.şimdi bu seneki zam için telefon açmasını bekliyorum. eğer açm
evde bir seneyi yeni doldurdum. bu bir sene zarfında ev sahibi hiç aramadı beni. ben de sektirmemeye çalıştım ödemeleri. kendisinden memnunum ama bu sene aynı apartmandaki dairelere benden daha ucuza giren kiracılar olduğunu da ekleyeyim.

şimdi bu seneki zam için telefon açmasını bekliyorum. eğer açmazsa ben arayayım mı? bir bilene sordum, dedi ki "sen ararsan daha insaflı davranabilir". ne yapmalı?
0
sanat guresi
(30.10.17)
arama bence. ev sahibi ararsa da binadaki kiracıların daha ucuza oturduğunu (ev özellikleri aynıysa tabi) zam istemediğini söyle. çok ısrar ederse belirttiği zammın yarısında anlaşın
0
kutukcu
(30.10.17)
insaflılığından değil de, sen ararsan koz elinde olur; derim ben.
0
dafaisss
(30.10.17)
Arama zam için ararsa cıkabilirim daha ucuz evler var de
0
steward
(30.10.17)
Normalde sözleşmeniz varsa, ev sahibi ile her ay görüşmenize gerek yok.

Kira artış oranları enflasyona bağlanmıştır. Eğer aranızda özel bir şey konuşmazsanız standart orandan zam yapmanız lazım. Oranı araştırırsınız.

Bence arayıp, bir hal hatır sorun. Durumu izah edin, diğer kiralardan örnekler verin ve "bu sene zam yapmayalım kiraya" deyin. Bence en uygunu bu.


.
0
kartallar yuksek ucar
(30.10.17)
zammı kendiliğinden yap. yoksa başın ağrır.
0
dramadi
(30.10.17)
sözleşmemiz yok. işlerin kağıt üzerinde değil de daha çok hatır, gönül, sözle yürüdüğü ufak bir ilçede yaşıyorum. geçen sene de zam hakkında bir şey konuşmadık eve ilk geçerken.

aramamasından kastım, telefon açıp da "bu ay kirayı geciktirmeyelim" vs. türü konuşmalar yapmadı. evet, bu iyi bir şey.
0
🌸sanat guresi
(30.10.17)
üfe ye göre yapman gereken zammı hesapla ve yeni dönemde kirayı o kadardan yatırmaya devam et, apartmandaki diğer kiracılar seni ilgilendirmez, serbest piyasa...
0
patty duke
(30.10.17)
(3)

sayın aristolar

yün prenses
türkçe olduğu halde anlamadım anlayan anlatsın hele ne diyor bu metin?https://kavramveduyum.blogspot.com.tr/2014/02/rizom-koksap-nedir-felicity-j-colman.html
türkçe olduğu halde anlamadım anlayan anlatsın hele ne diyor bu metin?

kavramveduyum.blogspot.com.tr
0
yün prenses
(30.10.17)
Google translate ile çevirip yapıştırmışlar gibi.
0
Aerdem
(30.10.17)
testis agrisi
(30.10.17)
anlaşılması için deleuze-guattari'ye aşinalık lazım. kitap ismi de vermiş zaten de satır aralarından atıflar da var. bir de üstüne niçe eklemiş onların; mevzuya epey emek vermiş öyle böyle değil acayip emek vermiş okumuş etmiş uğraşmış bir okura hitap ediyor bu yazı.

hem şu da var ki, mesela arzu demiş değil mi, deleuze'ün felsefesinde benim anlayabildiğim kadarıyla yapmaya çalıştığı arzu kavramını şimdiye kadar anlamlandırıldığı tüm anlamlardan sıyırıp ters yüz etmek. şimdi anlaşılması için senin aynısını yapmış olman gerekir demeyeceğim tabii ^^ ama arzu nedir nasıldır niyedir'a ilişkin uğraşıların olması lazım, ben arzuyu böyle anlıyorum yok sözlükten baktım buymuş işteyle olmaz o iş. kaldı ki yazının alakadar olduğu ve benzer şeylere ilgi arkaplan gerektirir.

niye okuyosun bunu, ne öğrenmek istiyosun bahsetmiş olsan "şunlara şunlara bi bak, bu yazıda bahsedileni kavraman için işine yarar, döner bir daha okursun" derdim ama belirtmemişsin. olsun, okumak okumanın rehberidir ^^
0
dafaisss
(30.10.17)
(8)

bir başka yaş farkı sorusu

Stoneface
erkek 26 / kız 20 - kağıt üzerinde çok büyük bir fark durmasa da, daha önce böyle bir yaş farkını test etmiş kişiler ne düşünüyor acaba? benim "erken yirmi" dönemindeki enerjim pek yok, biraz daha duruldum. kızdaki enerji ve merak ilgimi çekse de ileride çocukça şeyler yapacak diye endişeleniyorum.
erkek 26 / kız 20


- kağıt üzerinde çok büyük bir fark durmasa da, daha önce böyle bir yaş farkını test etmiş kişiler ne düşünüyor acaba?

benim "erken yirmi" dönemindeki enerjim pek yok, biraz daha duruldum. kızdaki enerji ve merak ilgimi çekse de ileride çocukça şeyler yapacak diye endişeleniyorum.
0
Stoneface
(30.10.17)
çekilmez.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(30.10.17)
Önümüz kış. Sevgili yapmak için ideal dönem. Kendin dene ve gör.
0
dissendium
(30.10.17)
akik yasta degil basta?
0
the beste
(30.10.17)
onay verdim gitti
0
burya
(30.10.17)
olmaz. kız çocuk daha.
0
sen git ben geliyorum
(30.10.17)
Çekinme, devam et.
0
skooma
(30.10.17)
en kötü ihtimal yürümez ayrılırsınız. evleniyo ya da evlencek olsanız tamam da, daha başından olur mu diye düşünmenin alemi yok derim ben. kaldı ki, kendi akranın biriyle sevgili olsanız yine aynı: en kötü ihtimal ayrılırsınız.
0
dafaisss
(30.10.17)
Yaşın bir önemi yok mutluysan devam et
0
wishboneash
(03.11.17)
(8)

kendinize, sizi üretken hissettirecek ne tür hedefler koyuyorsunuz?

aslan burcu kadini
işe girmeden, para kazanmaya başlamadan önce hayata dair en büyük motivasyonlardan biri para kazanmak. küçüklükten beri bu hedefe doğru koşuyoruz. para kazandıktan sonra insanlarda koşacak bir hedef kalmadığı için çoğu kazandığını tüketiyor ve değer üretmeden ömrü bitene kadar öylesine yaşıyor.ilk 2
işe girmeden, para kazanmaya başlamadan önce hayata dair en büyük motivasyonlardan biri para kazanmak. küçüklükten beri bu hedefe doğru koşuyoruz. para kazandıktan sonra insanlarda koşacak bir hedef kalmadığı için çoğu kazandığını tüketiyor ve değer üretmeden ömrü bitene kadar öylesine yaşıyor.

ilk 25 yıl iyi kötü bir üretim içindeyken bundan sonraki yıllarda üretim düşüyor hayatımızda. zaten çoğumuzun girdiği işler üretmeye yönelik değil, bizden öncekilerin yaptıkları şeylerin tekrarı. saat 7'de evden çıkıp, akşam 7'de eve gelip, geri kalan 4-5 saatte yemekle, çoluk çocukla, temizlikle uğraşmayı hayatı yaşamaya dair motive edici sebepler arasında göremiyorum.

hayatında motivasyon sağlayacı amaçların peşinden gidenlerin kendilerince belirledikleri hedefleri neler?

mesela 40 yaşında adam tıp fakultesini kazanıyor. kendince yaşamaya dair bir motivasyon sebebi yaratıyor. bir değer ürettiğini düşünüyor.

sadece para kazanmak ve bunu tüketmek dışında yukarıda verdiğim örnekteki gibi sizi yaşamda motive eden hedefleriniz var mı?

belirlediğiniz o hedefleri, neden seçtiğinizi de açıklayarak paylaşır mısınız?
0
aslan burcu kadini
(28.10.17)
yararım yok bari zararım olmasındır benim için hiçbir şey yapmadığımı düşündüğün anlarda. ayrıca ütopik bir düşünce dünyan var.
0
heves mi sandin
(28.10.17)
yapmayı, yemeyi, içmeyi, izlemeyi, dinlemeyi, okumayı sevdiğim şeyler var; severek yaptığım bir hobim var. normalde o kadar basit şeyler ki bunlar, bahsettiğin gibi günümüzün çoğunu zorunluluklara harcamasak belki de bu kadar değerli olmayacaklardı.

değer üretme işini biraz fazla ciddiye alıyor olabilirsin gibi geldi. hayat sürekli ilerlemenin, bir şeyler üretmenin, kendini motive hissetmenin zorunlu olduğu bir süreç değil bence. yaşamaya dair motivasyon; tamam. ama insanları yaşamaya motive eden şeyler vapurda simit yerken sevdiği müziği dinlemek de olabiliyor. sevdiği insanlarla iki bişeyler içip eski günleri yad etmek olabiliyor. bunlar tek tek motivasyon sebebi olmaz belki ama bu tip şeyleri yaparak hayattan zevk almak, bir nevi yaşamak zorunda olduğumuz anları değerli kılmak da bir motivasyon.

bahsettiğin manada elle tutulur, somut, nokta atışlı hedeflerim yok. açıkçası beni hayata motive eden bir şey yok; bir şekilde elimden geldiğince huzurlu vakit geçirmeye çalışıyorum. sıkıntıdan ölmemeye çalışmak belki de tek motivasyonum diyebiliriz bu durumda.
0
Bruce
(28.10.17)
Bir mühendis adayı olarak fabrika kurmak istiyorum. Benim için üretmek kavramı bu kadar somut.
0
dissendium
(28.10.17)
bruce hocam dediklerinde çok haklısın. o saydıkların, hayatın her şeye rağmen yaşanabilir olduğuna küçük kanıtlar.

ama hayatında hiçbir amacı olmayan, "ölene kadar yaşarım aga" kafasında olan bir insan da bu dediklerinden zevk alıyor. bunlar hayatın küçük jestleri. görmek isteyen herkese var. amacı olan, olmayan.

benim bahsettiğim şey, kişinin hayatı içindeki tüketime dayanan değil üretime dayanan bir dinamizm. senin verdiğin örnekler; parasını kazanıp bunu huzurla boş zamanlarımda yiyip vakit öldüreyim diyen, arada hayatın jestleriyle karşılaşan tüketici odaklı bir dinamizm. bu yaşam bir başkası için on numaradır belki ama benim için değil. beni bu hayat bu şekliyle değerli ve üretken hissettirmiyor. daha başka şeyin arayışı içindeyim. bunun için doğru sorular mı soruyorum bilmiyorum.
0
🌸aslan burcu kadini
(28.10.17)
kızmayın lütfen ama "üretim"den kastettiğiniz şeyi bilhassa da "ilk 25 yıl iyi kötü bir üretim..." kısmından ötürü anlamadım, yahut bana mı ters geldi, ve kızmayın dediğim de sorunuzu saçma bir hale getiriyor bu. ben öğrenciyken bilhassa da öğrenciyken hiçbir şey ürettiğimi düşünmüyorum. istisnası var mıdır vardır ama çoğu öğrencinin de bir şey ürettiğini düşünmüyorum. benim anlayış kıtlığımdansa mazur görün; hani sanki "başarı, elde etmek" gibi bir şey demek yerine üretim demişsiniz. velhasılıkelam demek istediğim birisi tıp fakültesi ya da başka bir bölüm üniversitede kazanınca bir şey üretmiş olmuyor. bölümü bitirince de bir şey üretmiş olmuyor. zaten edindiği mesleği ifa ederken bir şey üretmiş olmadığını siz de söylemişsiniz.

neyse uzatmayayım, bu nazirevari yazdıklarıma kıyasla cevabım daha kısa ve soyut.

bir şeyi tüketilebilir kılan, bizim onu algılayışımızdır. ha bir de sayısallaştırmamız ve ölçüp biçmemiz. bir şey ölçülebiliyorsa tüketilebilir de.

misal, cv'ye yazmak için farsça öğrenirseniz, işinize yarıyacağı kadar öğrendiğinizde motive eden yine benzer bir şey olmadığında bırakırsınız. yok zaten daha aklınıza geldiğinde "yahu ben leyla vü mecnun'u ilk metninden okumak, fuzuli ne dediyse olabilidğince dokunmak istiyorum ona; hatta o nasıl tat alıp koklayıp nefes alıp dünyayı algılıyosa; o duyumsamayı ben de istiyorum; bu yüzden farsça öğrenicem" diye girdiyseniz işin içine; sizi teşvik eden şey demin yazdığım gibi "ölçülebilir" olmadığı için tüketilebilir bir şey olmaz. inşallah anlatabilmişimdir.
0
dafaisss
(28.10.17)
dafaisss hocam, ilk 25 yıl diye bahsettiğim süreç bilgiyi alıp işleme süreci. başarı elde etmekle üretimi kesinlikle bir tutmadım. ben bilgiyle üretimi bir tuttum. fakulteyi kazanmak bir sonuçtur, oradaki 4-6 yıl ise bir süreçtir. o süreç içerisinde ilgili veya ilgisiz olunan meslekle, herhangi bir ilimle ilgili araştırma yapmanın hatta sadece ve sadece okuma yapmanın bile üretim olduğunu düşünüyorum.

aman işte herkes gibi fakulte bitirmiş dersek o meslekle ilgili hiç okuma yapmamış adamla yapmış adamı bir tutmuş oluruz. buna sadece bir fakulteyi kazanmak gözüyle bakarsak üretim sıfır. ama fakulte sürecinde öğrendikleriyle, okuduklarıyla fikir üretmeye başlamış adam olarak bakarsak bu bir üretimdir. fikir üretiyor ya da buna hazırlanıyor en azından.

pratikte türkiye'de bu süreç çok verimli değil. kaliteli hoca sayısı ya da okuma yapmayı seven öğrenci sayısının azlığından ya da başka nedenlerden. iyi kötü yapılıyor deme sebebim de bunlardan dolayı.

türkiye'de çalışma koşullarının insancıl olmamasından dolayı, hayatımıza kattığımız zaman alıcı sorumluluklardan(evlilik,çoçuk vs) dolayı iyi kötü bir okuma zamanımız varken önceden, bu da 25'ten sonra elimizden gidiyor.

kısaca 25'ten önceki dönemde okuma araştırma yapma fırsatımız çok fazla. sürekli okuyup, bilgi öğrenip bunu işleyen insan, bunu yapmayan ötekine göre daha değerli. bilgiyle bilgisizlik bir olmaz. bilgili olan adam da daha üretken olur. işte 25'ten sonra bunu kaybediyoruz.

son paragrafa aynen katılıyorum. benim sorduğum bu tür hedefler zaten. bir bilgiyi, kendini herhangi şey üzerinde geliştirmek için kullanırsam üretken hissederken zorunluluktan öğrendiğimde kendimi tüketen olarak değerlendiriyorum.

üretken hissetmek için, şurada kullanmak üzere dil öğrenmek olabilir diye cevapladınız sorumu. tam soruma karşılık bir cevap olduğunu düşünüyorum. teşekkür ederim.
0
🌸aslan burcu kadini
(28.10.17)
geçtiğimiz 3-4 sene içerisinde 2 tane yeni dil öğrendim(birini çok iyi seviyeye getirdim), farklı sporlar yaptım, sıfırdan enstrüman çalmayı öğrendim, çok ülke gezdim, yabancı arkadaşlar edinerek yeni kültürler öğrendim ama tüm bunlardan sonra hayatımda yine de somut bir amaç yaratamadım. bu konuyu senin gibi ben de çok düşünüyorum ve çözümün evlenip çocuk yapmak olduğuna inanıyorum.
0
japon askeri
(28.10.17)
hocam sen evlenip çocuk yapmaktan daha tatmin edici şeyler yapmışsın kendin için. onlar bile sana cevap olmadıysa cevabı evlenmekte, bebede hiç arama.

bizi doyuracak başka şeylere ihtiyacımız var. evlen yine, çocuğun olsun tabi de bunlar olduğunda da sorgulaman bitmeyecek diye düşünüyorum.
0
🌸aslan burcu kadini
(28.10.17)
(10)

kışı kabanın içine tişörtle geçiren var mı?

diffarentiationation
uzun kolu hiç sevmiyorum. dışarıda kabanla, içeride tişörtle gezsek nolur? bu mevsimde napıyor bu der misiniz görseniz?
uzun kolu hiç sevmiyorum. dışarıda kabanla, içeride tişörtle gezsek nolur? bu mevsimde napıyor bu der misiniz görseniz?
0
diffarentiationation
(28.10.17)
var görüyorum ve bu adamlar yazın uzun kollu şeyler giyiyorlar. normal değiller.
0
heves mi sandin
(28.10.17)
gün içerisinde sıcak yerlerde bulunacaksam öyle yapıyorum ben. ya da en kötü tişört üstüne ince bir sweatshirt, sıcak bir yere girdiğimde çıkarıyorum. yıllardır kışları öyle geçiririm.
0
rahip janick
(28.10.17)
Gün içinde girilecek mekana bağlı. Kazak giymeyi çok sevsem de günümü iç mekanda geçireceksem daha ince giyiyorum içimi. Tüm gün kazakla terlemek çok can sıkıcı çünkü.
0
voyager 1
(28.10.17)
şu içi tüylü acaip ısıtan montlar tam da bu iş için bence. eskiden vardı bende. sadece bir gömlek giyer üstüne de bu montu giyip dışarı çıkardım. ya da tişört.

ama montu çıkarınca etraftaki insanlar bi "bu ne hımnyskim" diyebiliyor içinden. uzun kollu incecik sweatshirt ler var. onlardan giy en azından. millet deli demesin.
0
mahone
(28.10.17)
bugun öğlen bunu düşündüm ben de...

genel olarak bu kış amacım: kışın üşümemek değil terlememek. zira yola kışlıklarla çıkıp toplu taşımaya girince araç içinde afakanlar basıyor.

t-shirt + mont/kaban, çantada ince hırka-sweatshirt ile defans yapacam.
0
qobel
(28.10.17)
O arkadas benim.ayip olmasin diye kaban,palto vs var ama hepsi alinica bir sefer giyilmis seyler,kisinda bagajda ne olur ne olmaz diye duruyor.tshirt-polar,tshirt-yun hirka kombosuyla takiliyorum.kapali yerlerde genelde tshirtleyim yada hirka,polarin onu acik geziyorum.
0
duptıs
(28.10.17)
Benim bu. Çok da eskimo montu gibi değil ama nedense ben pek üşümüyorum. Şu an dışarısı 4 derece mesela.
0
bos gezenin bos ustasi
(28.10.17)
Yaaa yalnız değilmişim bi' rahatlama geldi! Uzun kollu, kalın, boğazlı kıyafetler boğuyor beni giyemiyorum. Çok üşürsem ince bir hırka üstüne mont giyerim.
0
totkymotky
(28.10.17)
ben demem.
kısa kollu tişört + yelek
kısa kollu tişört üstüne güzlük baharlık bir hırka
ince bir gömlek üzerine yine hırka ya da yelek
giyerim nerdeyse hep kışları
kaban falan ağır geliyo dediğini hiç yapmadım ama yadırgancak bir tarafı yok.

ilk defa öyle bi kombinasyon giyceksen tuhaf geliyodur sadece belki, hani kendi alışıldığımın dışında bir şey giyince herkes bana bakıp içinden yorum yapıyomuş gibi gelir bana. öyle bişey.
0
dafaisss
(28.10.17)
Görsem yalnız değilmişim diye sevinirim. :)

Kışları evde şort tişört ile geziyorum, ayaklarım üşümesin gerisi önemli değil.
0
md11
(28.10.17)
(20)

haksız mıyım?

dedi ayca
Bugün "işlerin çok güzel çok beğendim gerçekten ama tecrübeli adam lazım biraz sıkışık bir zamandayız,eleman yetiştirecek vaktimiz yok" temalı bir iş görüşmesi yaptım. Alanımla ilgili başvurmadığım ilan yok ama artık haber beklediğim bir yer de yok kimse açıp bakmıyor bile cv'me. Az önce de anneme "
Bugün "işlerin çok güzel çok beğendim gerçekten ama tecrübeli adam lazım biraz sıkışık bir zamandayız,eleman yetiştirecek vaktimiz yok" temalı bir iş görüşmesi yaptım. Alanımla ilgili başvurmadığım ilan yok ama artık haber beklediğim bir yer de yok kimse açıp bakmıyor bile cv'me. Az önce de anneme "1 ay daha bir şey çıkmazsa avrupa gönüllülük hizmetlerine bakıcam" dedim ne olduğunu sordu "işte ne bileyim engellilere gönüllü olarak yemek dağıtıyorsun, kimsesiz çocuklarla resim falan yapıyorsun. şirket de uçak paranı, yemeğini, konaklamanı karşılıyor. burada dayanamıyorum artık ben"dedim ve delirdi gerçekten. SANA DA O YAKIŞIR ZATEN GİT HİZMETÇİLİK YAP ELALEME dedi. (??) Anlatamıyorum, anlaşılamıyorum. Delirmek üzereyim. Siktir olup gitmek istiyorum ama ne yerim var ne param.

Mantıklarına göre işe girip ardından da evlenmeliyim. Herkesin kendi hayatı ve benimkini kontrol edemeyince deliriyor. Hayat görüşümüz aynı olmak zorunda değil. İnanılmaz uzaklaşıyorum böyle olduğu zaman her şeyden. Şu an cidden içinde olduğum psikolojiyle ölesim var. Tahammül edemiyorum.
0
dedi ayca
(27.10.17)
haksız değilsin ama içinde bulunduğun hisleri abartıyorsun, günaşırı benzer duyurularını görüyorum. biraz derin nefes alarak sakinleşmeyi deneyebilirsin.
0
evde liyakat kalmamis
(27.10.17)
anne haklı, sen haksızsın.
0
heves mi sandin
(27.10.17)
@tncserap zaten seçilmek kolay değil de ben fikrimi söylediğim anda sanki bileti almışım kapıdan çıkıyormuşum gibi davranmanın mantığı nedir?
0
🌸dedi ayca
(27.10.17)
Dedi sigir Adam
Saka bi yana annen hakli. Kolelik yapiyosunuz sonra avrupa gordum diye tinder'a fotograflarini koyuyorsunuz.
0
baldur2
(27.10.17)
@baldur2 ? diye genelledi sığır adam. Çünkü, Tinder'ım yok ve 1 sene Avrupa'da yaşadım zaten. Amacım Avrupa görmekten çok içinde olduğum sikko durumu atlatmaya çalışmak ve yurt dışında kalıcı bir iş bulmak.
0
🌸dedi ayca
(27.10.17)
@mavijojobatanecigi neden peki?
0
🌸dedi ayca
(27.10.17)
yurt dışında kalıcı iş kısmı bürokratik biraz. vize istemeyen bir ülkeye gidip 2-3 ay denenebilir bişeyler. güney amerikayı çalışarak gezen insanlar var.
0
bruceandwayne
(27.10.17)
@bruceandwayne ahaha bunu söyleyip "yapmak istediğim esas şey bu, hayat böyle bir şey, plazada 10bin lira maaş kazanıp da haftasonu ne yapacağını bilemez halde "evde mi kalsam dışarda sosyalleşsem mi" ikileminde kalmak değil. " dediğimde yine bir sürü hakaret işitmiştim.
0
🌸dedi ayca
(27.10.17)
hem haklısın, hem haksızsın.

haklısın çünkü ben de senin gibi düşünüyorum. agh'yi de hizmetçilik gibi görmüyorum. çok değerli arkadaşlıklar edinilip güzel anılar biriktirilebiliyor. ama oradaki tecrübeyi başka bir yerde işe yarar hale getirmek kolay mı, şans işi mi bilmiyorum.

haksızsın çünkü hislerini anlamayanla, hislerini anlasa da sahip olduğun/olmadığın imkanları tanımayanlarla aynı şeyleri konuşmak makul değil.

yani eğer annenin istediği gibi olmak istemiyorsan, ona "senin istediğin biri gibi olmayacağım" deme. ona "olur, düşünürüz" gibi cevaplar ver -yani hee de geç.-, ve bildiğini yap.
0
dahinnotha
(27.10.17)
@dahinnotha genelen bunu yapabilen bir karakterim yok benim ama bunun dışında "senden bir bok olmaz zaten" falan gibi şeyler de ekleyerek beni kışkırtıyor. sanki adam öldürüp onun üstüne atmışım, öyle bir sinir. anlam verilemeyecek şekilde.

agh'yi başka şeye çeviremeyecek olsam bile, içinde olduğum durumdan kurtulurum, 4-5 ay neyse kafam rahatlar, farklı şeyler yaşarım ne bileyim işte psikolojim düzelir hiç yoktan. cidden inanılmaz büyük bir kırılma noktasının ortasındayım ama farkında değiller.
0
🌸dedi ayca
(27.10.17)
kim haklı kim haksız hangisi ne kadar haklı bir tarafa, annene kızmışsın tamam. ama yurtdışına gitmeyi istiyosan bile bunu annene kızmanın karşılığı olarak, onunla inatlaşırcasına eyleme dökmen olayın mahiyetini değiştirir, senin için değiştirir. naparsın bilemem ama bu tip şeyleri birbirinden ayırmakta fayda var derim ben.

aynısı boş kalmanla iş bulamamış olmanla ilgili de geçerli. bir müddet iş arayıp bulamamak ayrı, yurtdışına gitmek istemek ayrı, yurtdışında çalışmak istemek ayrı. hepsini aynı potada eritirsen hayal kırıklığı olur, başka da bişey olmaz.

sen durumu, "bir şey olsun, hepsi de beraber olsun, hem iş bulayım, hem ben zaten yurtdışına gitmek istiyodum yurtdışında olsun o zaman, hem ben şimdi bugün anneme de kızdım ondan da uzaklaşmış olurum şurama kadar geldi zaten" gibi bir hale getiriyosun. olmaz ki, olmaz yani.

olsa bile, hadi oldu diyelim, bu kadar şey aynı potada eridiği için beklenti de epey yüksek, tat alamazsın, istediğin gibi olmamış bir şey eksikmiş hissi gelicek beraberinde olduğunda.
0
dafaisss
(27.10.17)
@umutko erasmus'a gitmek istediğimde de çok konuştular sonra annem sağda solda KIZIM YURT DIŞINA GİTTİ muhabbeti çevirdi. deliriyordum ama bir bok da diyemiyordum, çünkü hem gereksiz tartışma olacak hem de kesinlikle söylediğim şeyi kabul etmeyecekti. Bazı şeyleri görmezden gelmeyi öğrendim ama bu tarz şeyleri yapamıyorum. En basitinden geçen gün bir arkadaşımı anlattım, kız çok zeki, kültürlü falan ama memnun olmadığı işinden kaba götünü kaldırıp da çıkamıyor, normalde aldığı maaşın 3 katını falan alabilecek bir potansiyeli var ama uğraşmıyor, bir sevgilisi olmuş haziran ayında, çocuk şimdi askere gitti gelince de evlenicez diyor (sevgili oldukları zaman tanışmışlar zaten yani çok kısa bir süre) sebebi de annesinin inanılmaz baskı kurup sürekli neredesin vs. şeklinde delirtmesi, bunu anlattım anneme dedim yazık çok üzüldüm, hayatını ne kadar farklı çizdi falan dedim bana cevap olarak "o da sana üzülüyordur belki 5 senedir birlikteler ve evlenmedi diye" dedi. şimdi bu kadın cahil değil, bu kadın okumuş etmiş ama nasıl düşünemiyor;
-bu haziranda mezun olduk
-benim işim yok
-erkek arkadaşımın işi yok
-23 yaşındayız (çok genciz evlenmek için??)
-bu çocuk yurt dışında yüksek lisans yapacak
-askerlik mevzusu var
her şey belirsizken bana bu şekilde laf sokması çok saçma.
kendisi evlenmiş 21 yaşında,24ünde de beni doğurmuş. zaten 19 yaşında mı ne işe girmiş sanırım aynı zor şartlarla yaşayayım istiyor çünkü aklında olabilecek başka bir yaşam tarzı yok.

ha yine şükürler olsun giydiğime, gittiğime, görüştüğüme karışmıyor kimse. ama bu hayatımı kontrol etme manyaklığı beni delirtiyor. sanki ben de "oku, iş bul, evlen" hayat düzenine hak vermek zorundayım. ben belki bisikletle dünyayı gezmek istiyorum, belki kanada'da pizzacıda çalışmayı burada 10 bin lira maaş alıp saçma sapan tacize uğramaya yeğliyorum, belki de okumama rağmen çalışmayıp ev kadını olucam. hani tepkiler o kadar abartı ki sanki "ben artık striptiz kulübünde çalışıyorum bb" demişim gibi. (kaldı ki onu da yaparım. bana zarar vermedikten sonra her şeyi yapabilmekte özgür olmalıyım bence. anca "aha ölecen öyle yaparsan bir dur" denmeli.)
0
🌸dedi ayca
(27.10.17)
Annen haksız değil.

Sen de yaşın itibariyle haksız olmamakla birlikte hislerini abartma. Çoğu kimse bunların çok daha ağırını yaşıyor. Kendi içinde bulunduğun durumla ok olmayı öğrenmelisin bence.
0
kendi kendine yasayan yavrucak
(27.10.17)
ayça seni severim, biliyon. az buçuk samimiyetimize güvenerek dürüst olacağım. içinde bulunduğun durumu belki en iyi ben anlarım; senin mezun dahi olmamış halinim çünkü. okuldan dönerken, "lan 3'te çıktım ne güzel, çalışacağım zaman 7'den önce çıkamam. iyisi mi 16 sene okuyayım, simit yiyerek yaşayayım" deyip üzülecek kadar nefret ediyorum iş hayatı cenderesinden.

gelgelelim, bu konudaki tutumunu fazlasıyla naif ve ciddiyetsiz buluyorum ben. ya annem tamam kimse sabah 7 akşam 7 çalışıp zombiye dönüşmek istemez de tutturmuşsun bi güney amerika gezicem, bi kanada'da pizzacı olucam ya arkadaş okumuş etmiş kızsın sen, vizyonun bu mu? yine özgür ol, yine mutlu ol ama bunu daha donanımlı bi şekilde yap. kanada'da pizzacı olacaksan 23 yaşına kadar niye okudun. türkiye'de yaşamaktan ben de nefret ediyorum. kadın olarak nelere maruz kalmış olabileceğini, burada ne kadar sıkılıp bunaldığını sadece tahmin edebilirim. yurtdışına gitmek istemende, daha özgür ve rahat yaşamak istemende vs. hiçbi sıkıntı yok ama mevcut vizyonun ve hayat görüşün bunu yapabilecek kapasitede değilsin gibi duruyor açıkçası. yani ben eminim ki kimse kanada'da pizzacıda çalışmayı tasarlayarak daha özgür ve mutlu olmamıştır.

ne yaparsın bilmiyorum ama ALLAH İÇÜN sakinleş. kendin de söylüyosun zaten çok bunaldım, zor bi dönemdeyim diye. bi süre bunları düşünmemeye, en azından birkaç ay kafanı dinlemeye çalış imkanın varsa. param yok işim yok diyosun, otur evde dizi film izle yani ne yapabiliyosan onu yap, imkanın el verdiği ölçüde. çünkü şu an cidden sağlıklı ve normal düşünmüyosun bence.

bak illaki sktir olup gideyim diyosan benim önerim ukrayna'ya gitmen. ekonomik ve gelecek anlamında türkiye'den daha iyi bi yer değil, hatta daha kötü. ama niyetin varsa gidip kalırsın yani kaçak göçek bi şekilde hallolur. gece 5'te sokakta yürüyebilirsin, kimse bi şey demez, yapmaz, yapamaz. ama ben neredeyse eminim ki öyle bi hayat da seni memnun etmeyecek. belki az çalışacaksın, kafan rahat olacak ama hep "e iki sene sonra napıcam?" gibi bi düşünce olacak kafanda. çünkü istediğin yaşam tarzı kendini geliştirmen, uzun vadede üzerine koyabilmen için bir şey vermeyecek sana. güney amerika'yı dolaşmak sana vizyon kazandırır, güzel anılar verir ama bunlar üzerine koyduğun zaman anlamlı olur. ben "gir asgari ücretle çalış, sevgilinle de evlen sığır gibi yaşa" demiyorum. gidebiliyosan bi saniye bile durma. gez, dolaş, istiyosan pizzacıda çalış falan ama demek istediğim şu: bunlar senin sorununun çözümü değil.

ne yapabileceğin, ne yapman gerektiği konusunda maalesef hiçbi şey söyleyemiyorum çünkü bilsem ben kendim yaparım ama yolun yol değil, sen bundan daha iyisini yapabilirsin :(
0
der meister
(27.10.17)
Ya şu an cevaplarını da okudum da tepkilerin çocukça. Biraz kendine uzaktan bakmayı dene.

Bence yurtdışı meselesine olduğundan çok daha fazla anlam yüklemişsin. O anlam ne onu sorgula bi.
Annenin evlilik meselesine karşı tavrını sen de yurtdışına gitmek ve "özgür olmak" kavramlarına karşı sergiliyorsun. Eleştirdiğin şeyi yapıyorsun.

Ayrıca ilişkin kısa olmayacak bir süredir varsa 23 yaş erken değil. Ama iş, askerlik konuları engelse bu konularda haklısın. Onların hallolması gerek. Ama yaşı sıkıntı ediyorsan yetişkin olmaktan kaçınan çocuk gibisin derim.

Şu an işin yoksa, ailenle yaşıyorsan veya onlardan maddi anlamda destek görüyorsan bir noktada ailene bağlı olmak zorundasın. Çünkü sen onların kuralları içinde doğdun ve senden çok daha tecrübe sahibiler. Tam bağımsızlığını saglamadiysan hiç karışmamalarını beklemek abes. Bundan da öte sana o kadar emek veren ebeveynlerden bir yaştan sonra sana hiçbir şekilde müdahale etmemeleri beklemek hafif tabiriyle şımarıklık. Kaldı ki çok ciddi bir müdahale yok ortada sadece laf söylemiş.

Kısacası artık yetişkin olmaya çalışabilirsin.
0
kendi kendine yasayan yavrucak
(27.10.17)
Anne bu, der yani. Nedir ki? AGH'de dogru duzgun bir proje bulabilecegini sanmiyorum. Kendi aralarinda paslasiyor avrupa ulkeleri, non-eea istemediklerinin notunu dusuyorlar. Hos dogu avrupa dersen olabilir.

Bir de cidden tepkilerin cocukca. Bir anda alip basini gidemezsin, hele ki paran yoksa bir hicsin. Boyle sktir olup gidicem naralari atarsan insanlar sana lafinin arkasinda duramadigin icin saygi da duymaz. Adam gibi planlar kur, gerceklestir millet de izlesin.
0
perfectum
(27.10.17)
bahaneciliği bırakıp somut şeylere odaklan. herkesi ikna etmek zorunda değilsin. annen kararlı olduğunu ve kararını olgun bir şekilde hesaplayarak verdiğini anlarsa önünde duramaz zaten.

evs sana dil ve hayat tecrübesi kazandıracak, zaman kaybettirecek. büyük ihtimalle mesleğinle ilgili dil dışında daha kalifiye hale getirmeyecek. orda iş bulman burda iş bulmandan daha kolay mı mesela?

bak tekrar ediyorum, annenin senin için ne düşündüğünü düşünmeyi bırak. iş mevzusunda da beklentini düşür. gerekirse idareten düşük profilde bir işe gir, o da olmazsa stajyer olarak gir. vaktini evde annenle harcayıp psikolojini bozma.
0
zgrydn
(27.10.17)
üniversitede psikoloji okumak istiyordum ama ailem "garanti" bir işim olsun diye beni zorla işletme/iktisat gibi bölümlerde okumamı istedi ve zorla da olsa başardılar.. Şu anda elini sallasan 10 üniversite mezunundan 7'si İ.İ.B.F. mezunudur ve s.kko bir işte s.kko bir maaşla çalışıyorum 32 yaşımda.

Hayatın bir yanlışın içinde olacaksa bırak kendi tercihin olsun. En azından kendi kararın için pişmanlık duyarsın.
0
silah taciri
(27.10.17)
Anne anneligini konusturmus, onda bir sikint yok. Tersini söylese garip gelirdi zaten.

Benim bir arkadasim Avrupa Gönüllülük Hizmeti'yle Almanya'ya geldi. 1 sene calistiktan sonra alaniyla ilgili Master'a basvurdu. Su anda doktora yapiyor. Bos calismak (!) evde bos oturmaktan iyidir.
0
chitosan
(27.10.17)
Haklı mısın haksız mısın bilmiyorum ama sana tek tavsiye verebilirim;
Anne/baba rızası olmadan hiç bir işe kalkışma.
0
etna
(27.10.17)
(14)

mutsuzluklarınız sizi nasıl delirtmiyor

dedi ayca
Duyuruda hep depresif gittiğimin farkındayım ama şu hayatta sanırım iki büyük tutkum var; bisiklet ve seyahat. İkisini de yapamadığım bir hayata sahibim. Çünkü param yok, çünkü işim yok, çünkü daha 23 yaşındayım <3 Ama durup düşününce boğulacak gibi oluyorum. Bu düzen, bu hayat bana uygun değil. Ban
Duyuruda hep depresif gittiğimin farkındayım ama şu hayatta sanırım iki büyük tutkum var; bisiklet ve seyahat. İkisini de yapamadığım bir hayata sahibim. Çünkü param yok, çünkü işim yok, çünkü daha 23 yaşındayım <3

Ama durup düşününce boğulacak gibi oluyorum. Bu düzen, bu hayat bana uygun değil. Bana kalsa başlarım Güney Amerika'dan ufak tefek işler yapa yapa iki gün konaklamaya, 15 dolara, yatacak yer+yemeğe vs. dünyayı gezerim. Belki sponsor da bulurum kim bilir (burada küçük bir gökkuşağı var.). Ama bu söylediğimi gerçekleştirme ihtimalim milyonda bir olduğu için eliyoruz. Geriye kalan seçenek de yaklaşık olarak 30 yıl çalışıp her şeyin sonunda dünyayı gezebilecek paraya sahip olmak <3 Yarın ne olacağımız belli değilken şu hayatta bu kadar çok istediğim bir şeyi (eminim benim gibi olanlar vardır içinizde.) erteliyorum.

Bazen şeytan diyor kariyeri falan siktir et gir bir işe al paranı, biriktir çık git interrail'e oradan kaptır bir şekilde. Ama sonra neden olduğunu bilmediğim bir şekilde mantıksız buluyorum. Halbuki mantıksız değil çünkü hepimizin çalışma amacı hayatı istediğimiz şekilde yaşamak.

Ben müthiş mükemmel kariyer sahibi olup da yaşamaya fırsatı kalmayan insanlardan olmak istemiyorum. Ya da mesleğim mesela son derece elverişli yurtdışı seyahatlerine ama kısa süreli turistik şeyler istemiyorum. En basitinden Erasmus zamanında "3 günde İtalya mı gezilir hiç gitmem daha iyi" diyip gitmemişliğim var. Yani aradığım şey uzun soluklu, buna hiç sahip olamayacağımı bilerek hayatta kalıyorum. Şimdi gelip "hem pastam dursun hem karnım doysun diyorsun sen" diyeceksiniz, buyrunuz diyiniz. Saatlerdir youtube'dan tren yolculukları videoları izleyip izleyip hüzünleniyorum.
Ben trenle Hallstatt'a giderken manzaranın güzelliği karşısında oturup ağlamış insanım. Bu kadar çirkin bir hayata minik masum kalbim dayanmıyor sanırım </3

Sürekli aklımda bir yere gitmek var, bunu düşündüğümde de yapamayacağımın farkına varıyorum (bordo pasaport+parasızlık=müthiş ikili) ve resmen hayatı kendime zehir ediyorum. "Hayatımın sonuna kadar köle gibi çalışıp mutsuz öleceğim" diyorum ve cidden 23 yaşında olmama rağmen kendimi 78 yaşında gibi hissediyorum. Erkek arkadaşıma yakındığımda bana "kötü şeylere ve yapamadıklarına odaklanıyorsun" diyor da şu an dönüp bakınca yaptığım ne var? Yalnızca evdeyim, görüşülecek zaman da en yakın yer olduğundan dolayı Bakırköy'e gidiyoruz. Taksim iğrenç, Kadıköy uzak, eve dönüş problemli vs.

İstanbul'un kalabalığı ve insanların iğrençliğinden bahsetmeyeceğim burada çünkü kitap yazarım hislerim/uğradığım tacizler/ayılıklardan yola çıkarak.

Genel olarak çok mutsuzum ve artık ben bunu kaldıramıyorum. Etrafımdakiler de "iş bulamıyon ya ondan" diyor bana ama altında yatan esas neden özgür olmadığımı ve olamayacağımı düşünmem. Bu kadar konuşmaya bir şey değiştiremiyorum belki ama "içimdeki çocuk" gerçekten çok huzursuz.
0
dedi ayca
(25.10.17)
okumadım çok uzun.

soruya cevap: mutlu olacağım günleri düşünüyorum. bir umuttur yaşatan insanı.
0
diffarentiationation
(25.10.17)
etrafındakiler dediğini söylediğin şeylerin içini nasıl dolduruyolar, kasıtları ne laf sokma amaçlı mı söylüyolar... bilemiyorum. ama "iş bulamıyon ya ondan" kısmı evet kısmen doğru.

nihayetinde çalışıcaksın bir işte. bir ihtimal birkaç yere girip çıkıcaksın. kabaca söylüyorum hem çalışıp hem parça parça dünyanın çeşitli yerlerini gezmek de oluyo mu nasıl oluyo hayallerindkine ne kadar yaklaşıyo görmüş olcaksın.

hani demek istediğim bir belirsizlik durumu var ve sen de onu evhamla dolduruyosun.

giriceğin iş illa ki seni etkiliyecek, hiçbir şey olmasa bile gününün belli saatlerini ona vericeksin, ama nihayetinde bütün hayatını belirleyen bir şey olmuycak ki. hani kpss--> memuriyet değilse ve iş arayan biriysen olmadı çıkma imkanın da var. ki boş durabildiğine ve söylediklerinden anladığım kadarıyla harıl harıl kapı kapı gezip iş aramadığına göre borç harç sıkıştıran bir şey de yok demek ki.
0
dafaisss
(25.10.17)
@dafaisss aslında borç harç yok (kyk'yı saymıyorum...) hala ailemle yaşıyorum. yakında evlilik yok ne bileyim işte kiramı nasıl ödeyeceğim derdi yok. ama liseden beri babamdan para istemediğim için ve elimde kalan tek para da kyk'dan biriktirdiğim üç kuruş şey olduğu için aslında düşünülenin aksine kapı kapı gezip iş arıyorum. HEM DE ANLATTIĞIMIN TERSİNE KARİYER İÇİN. Yeni mezun olduğum için henüz işim yok, babadan zengin olduğum için değil yani. Ben de dünyanın geri kalanı gibi işe girip çalışacağım, işe girmek ve çalışmakla ilgili bir problemim yok aslında üniversitedeyken sürekli çalıştım, garsonluk yaptım, küçük freelance işler aldım, dergide yazdım vs.vs. ama hepsi hayatımı destekleyen ve beni öldürmeyen şeylerdi. Yani şöyle ki freelance işe 2 gün ayırıyorsam bir sonraki gelene kadar boştum. O parayla da yemek mi yerim ya da artık okula malzeme mi alırım neyse, günlük hayatımı rahatlatıyordu. Ama şimdi 8 saat 5 gün olacağı için PARAM OLACAK AMA HARCAMAYA VAKTİM OLMAYACAK kafasındayım. Çünkü eğlence ya da kafa dağıtma anlayışım avm'ye gidip kocişkomla salına salına yürümek değil. Doğada olmak, yeni yerler keşfetmek, trene falan binmek istiyorum. Kulağa inanılmaz şımarık geldiğinin farkındayım, okuyanlar da "ne toy bu" diyordur ama inanın çok samimiyim. Orta direğin de altından gelen bir ailedeyim dediğim gibi işe girmezsem herhangi bir maddi dayanağım yok. Olay çalışmak istememek değil, çalışıp hayatımızı heba ettiğimizi düşünmem.

Ama dediğin gibi belki de hiç tam zamanlı çalışmadığım için böyle düşünüyorum.
0
🌸dedi ayca
(25.10.17)
instagram çıktı çıkalı çoğunluk özellikle de kadınlar hep senin ruh halinde. Bir gezme isteği dağcılık, bisikletçilik felan. Eskiden millet kpss kasıp msn karşısında sigara tüttürerek mutlu oluyordu.
0
empedokles
(25.10.17)
güzel hayallerin ve masum bir kalbin var belli ki ama burası türkiye piremses ☪

bende aynı senin erkek halindim bi ara.artık senin gibilere bakarken acıyorum(yanlış anlaşılmasın) bu bir içgüdü çünkü.güçlü güçsüze acır.

türkiyede yaşamak için öldürmen lazım.o kalbi çıkart at yerinden tr de yaşamak istersen.tek önerim budur.zaten tr de mutlu da olamazsın hele ist de

saygılarımla
0
regardless of what they say
(25.10.17)
bu ülkede yaşama, güney amerika ülkeleri tam senlik.. 3-5 yıl part time işlerle gez dolaş.. ne güzel işte heyecanların isteğin var..

*ama devam edeceksen de istanbulda bir iş bul hayallerinin üzerine çimento falan dök yeni hayatının temelini at ev borcuna gir.
0
redeath
(25.10.17)
Kızacaksın belki biliyorum ama bence senin gerçek derdin yok bu mutsuzluklarının tek sebebi bu.

"3 günde İtalya mı gezilir diye İtalya'ya gitmedim" cümlesinin nasıl bir şımarıklık olduğunun farkında mısın mesela? Ben sırf arkadaşlarımla sosyalleşebilmek için bile bir yandan çalışıp para kazanmak zorundaydım.

Başlığı görünce "çok acı var dayanamıyorum" naifliğinde bir içerik göreceğimden o kadar korktum ki ama altında koccaman ergenlik sancıları olan bir kız çocuğu çıktı. Büyüyünce geçer üzülme sen.
0
lcha
(25.10.17)
Icha +1
0
Aman Sen de
(25.10.17)
soruyu okumadım ama bu aralar mutsuz olanlara echart tolle şimdinin gücü kitabını öneriyorum. bi okuyun bana hak vereceksiniz. pambık gibiyim şu an.
0
for day to break
(25.10.17)
Genel olarak haklısın, özellikle çalışma hayatı hakkındaki düşüncelerin. Çalışmaya başladıktan sonra daha kötü düşüncelere de varabilirsin. Fakat yine de bu derece mutsuz olman biraz da bakış açınla alakalı. Sıfır noktasındayken sürekli 100'ü düşünürsen doğal olarak mutsuz olursun. Sen önce 10ları 20leri düşün ve ulaş sonra zamanı geldiğinde yine yukarıları düşünürsün. Mesela bisiklet senin için büyük bir zevkse ve bisiklet alacak paran yoksa 1-2 günlüğüne kiralayabilirsin. Ülke ülke gezme şansın olmayabilir fakat ülke içinde birkaç şehirden oluşan bir seyahate çıkabilirsin. Bunun için hazırda paran yoksa 1-2 ay çalışıp işten çıkarak yapabilirsin. Yaşadığın şehir seni mutsuz ediyorsa birkaç yıl içinde daha kolayca mutlu olabileceğin bir şehre taşınma planları yapabilirsin. Tabi uzun vadede bir işe girip en azından 3-5 yıl dişini sıkman gerekiyor farklı bir hayatı mümkün kılmak adına. 3-5 yıl çok uzun dersen gerektiğinde 1-2 aylık aralar verirsin kendine. Sonuç olarak sahip olmadığımız şeyler için huzursuzluğa mahkum olmaktansa şartlar dahilinde bir şeyler denemek, iyi kötü sonuçlarını görmek hevesi diri tutmak adına daha mantıklı.
0
harvey
(25.10.17)
@Icha'nın bakış açısı yanlış olmasa da tam olarak öyle de değil.

Bir insanın canının istediği bir şey varsa ve onu yapamıyorsa mutsuz oluyor. Yıllar geçtikçe de bu mutsuzluk hafiflemiyor, sadece kabulleniliyor.

Yalnız gerçekten de tam zamanlı çalışıp kendine ufak geziler ayarlamalısın.

Bisiklet detayını vermemişsin, onu da yapmıyorsan tam dayaklıksın çünkü mazereti yok.
0
cikmaz sokaktan cikagelen cocuk
(25.10.17)
Yarisini okuyabildim ancak ama yapacak bir sey yok yani ben de 23 yasindayim ve dertlerim var bu dertler de su an hayallerimi isteklerimi gerceklestirmeme engel oluyor. O yuzden su anda mevcut guzel seylere odaklaniyorum ve ileride yapabileceklerime odaklaniyorum.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(25.10.17)
@redheath 2 3 sene daha kesin olarak İstanbul'dayım. Sonra yurt dışına kaçabilirsem öyle kurtulacağım temelli ya da olmadı daha küçük bir yere. Çünkü İstanbul'da mutlu değilim, kalabalığı ve kabalığı kaldıramıyorum. Doğduğumdan beri burada yaşıyorum ama olmuyor cidden. Geçen gün herifin teki dirseğini kafama gömdü üst geçitte, dönüp "pardon kardeş" bile demedi. Belki küçük bir şey ama beni günde 150 tane böyle şey olunca (laf yemek, tacize uğramak, çöp atmaktan, yemek almaya, tuvalete girmekten, yürüyebilmeye herkesi beklemek zorunda olmak, sıraya kaynak yapan insanlarla debelenmek vs) artık yıpratıyor.

@icha valla ben de sırf sosyalleşebilmek için 50 liraya günde 12 saat çalışıyordum. Çok biliyorum arkadaşlarımın doğum günü olduğu zaman tüm günün parasını sırf huysuz insan olmayayım diye bir bira, bir yemek ve yol parası için harcadığımı.Çalışamadığım yoğun zamanlarda da dediğim gibi kyk'yla yaşıyordum. Üstelik geri ödemesi için yarısını ayırarak. 200 lira gibi bir parayla İstanbul'da özel bir üniversitede okudum ben . 4 sene bir kere bile okul kantininden bir şey almadan, bir kere bile starbuckstan kahve içmeden. O yüzden lütfen o şekilde değerlendirmeyelim. İtalya için de evimdeyken demedim bunu. Erasmus'taydım ve gidilecekse 3 günlüğüne gidilecekti, ne bileyim Çek'e, Macaristan'a gittim 3 günlüğüne ama sanatı din olarak kabul etmiş bir insanın İtalya'yı 3 günlüğüne kabul etmesini bekleme. Ne müzeleri gezebilir, ne mimariye bakabilirim. Tabii ki şimdi hastanede ana babam olsa ne bileyim evden atılsak falan bunları düşünmeye vaktim olmazdı. Ama bu "haline şükretmelisin" kısmına genelen pek katılamıyorum ben. Çünkü sağlık konusunda herhangi bir ciddi problem yok şu an kimsede "eyvallah" ama geri kalan şeyleri bu götürmüyor. En basitinden hayat görüşüm ailemle bir değil. Onlara göre klasik, oku, iş bul ve evlen. Ama ben bu "pattern"in insanların sahip olduğu tek hayatı mahvettiğine inanıyorum. 23 yaşındayım ve lise 2den beri çalışıyorum. Sadece şu an tam zamanlı bir işim yok ama rica ederim para bulmam ve çalışmam gerektiğini söylemeyin bana. Yıllarca "züppe"lerin içerisinde hayatta kalmaya çalıştım. Hocalarım 40ü kişilik sınıflarda 90 liralık ödev isterlerken (değerlendirdikleri şeyi sergi için istiyorlardı, notum vardı ama sisteme girmeyeceğini söylemişti) ben param yok diyince PARASI OLMAYAN OKUMASIN O ZAMAN dediler. Tam bursluydum yani bilmiyorum ne yapsaydım? Para kazanmayı da, parasızlığı da biliyorum. Okulum kep cüppe'yi kiralamadığı sattığı için ona bile gidemiyordum ben. Elbise almaya falan da param yoktu. Kısacası anlattığım kadarını biliyorsunuz hepiniz. Dediğim gibi sıkıntım çalışmamak değil, tembellik değil. Sadece hayatımı bu uğurda heba etmek. Aklımda başka şeyler varken sabah 6da kalkıp işe gidecek olmak.

@harvey biraz karamsar ve sabırsız bir insanım kabul ediyorum. İkisi birleşince de böyle bir şey çıkıyor ortaya. Ben de farkındayım bir şekilde gezilir edilir, annem de diyor mesela "güzel bir işin var adam gibi çalış 5-6 sene sonra 6-7 bin lira maaşın olacak o zaman her haftasonu çık git istediğin yere :)" diye ama bu benim hayat tarzımı karşılamıyor. En azından sokağa çıkınca mutlu olayım istiyorum ya da mutlu olmasam da mutsuz, huzursuz olmayayım bari. Ya da madem hayatımızı heba ediyoruz bari değsin diyorum ama 10bin de kazansan bu ülkede 100bin de kazansan yukarıda anlattığım gibi o dirseği kafana yiyorsun ve kimse özür dilemiyor.

@cikmaz sokaktan cikagelen cocuk ya ben küçükken oturduğum yerde sürüyordum bisiklet, dön dolaş aynı 1 km'in içinde koymuyordu. Sonra Erasmus için gittiğimde, ki Litvanya'ydı gittiğim yer hani Amsterdam falan değil, bisikletle her yere gidip gelmeye başladım, günde 40 km binmeye başladım. Zaten yollar falan son derece müsait, bir de kadın olduğun için suçlu değilsin orada. Ama buraya döndüğümüzde Halkalı'da yaşıyorum. (Bunu söylemem bile yeterli olmalı bence :D) Bisiklete binebilmek için bisikleti arabaya yükleyip 3 saat yol gitmek lazım ya Belgrad'a ya da Moda'ya falan. Onun dışında en yakın Yeşilköy var ama orada kiralanan bisikletleri bile sürmek mümkün değil insan akınından. Hele hele günlük yaşamda kullanmak imkansız. Mavi saçlı bir kadının e5 kenarından okula gittiğini düşünsene. Açık hedef yani. 2 güne kalmaz gazetelerde görürsünüz adımı. Korkuyorum ben bu ülkeden.
0
🌸dedi ayca
(25.10.17)
ben de sadece ilk paragrafı okudum, sorry :-/ cok sevdiğin bir şeyi yapmak için 30 sene çalışıp para kazanmayı beklersen o para hiç bi zaman gelmez, istediğin şeyi de asla yapamazsın. hemen yola çıkmak lazım
0
euteamo
(25.10.17)
(2)

Parmak kırığı iyileşmesi sırasında acı normal mi?

Cursed Chico
bir hafta oldu kırılalı ama hala sızı var çoğu zaman. parmağa atel taktı doktor.
bir hafta oldu kırılalı ama hala sızı var çoğu zaman. parmağa atel taktı doktor.
0
Cursed Chico
(24.10.17)
neresi kırıldı? eklem-kemik kırığında farklı oluyodur belki diye sordum. benim başparmak eklemim kırılmıştı ve atel takıldı, sızlaması geçmemişti bir süre. o aralıkta kontrole çağırmadı, daha doğrusu 1 ay falan sonra gel bi bakalım demişti. ben de sızlıyo ama dayanılmaz olmadığı için öncesinde gitmemiştim. sonra sordum baş parmak daha aktif olduğu içinmiş, hani o parmağa yüklenmesem bile elimi kullanırken hareket ediyomuş diyeymiş.

ama emin olmak için yine de bir sormak lazım hekime. seninki farklı olabilir nihayetinde.
0
dafaisss
(24.10.17)
işaret parmak. tırnağın ordaki 2 eklem arasıbağp kopmuş ve biraz da kemik parmktan.

parmağın ön kısmı yani tırnağın oldugu kısım yamuktu, bastırıp atel taktı ki tekrar bağ oluşsun. yani gerdi aslında.

rengini göremiyorum atel var. ucunu görüyorum sadece.moer ya da beyaz degil.


diğer prmkları ya DA kolumu oynatmıyorum.

cuma çağırdı 1 haftaolacak. bir de bir ay snra

şu an geçti mesela sızı.

kol kırılmışgibi bağladım boynuma jhareket etmesin diye
0
🌸Cursed Chico
(24.10.17)
(3)

Türkiye Tarihi üzerine kitap önerileri

hophophoba
Sevgili eksiduyuru sakinleri, Türkiye'nin (Osmanli'nin ve genel olarak bu bölgenin) yakin gecmisini anlamak icin önereceginiz kitaplar nelerdir acaba? Dünyada farkli bölygelerin yakin tarihi icin de öneriler yapabilirsiniz. Cok tesekkürler.
Sevgili eksiduyuru sakinleri, Türkiye'nin (Osmanli'nin ve genel olarak bu bölgenin) yakin gecmisini anlamak icin önereceginiz kitaplar nelerdir acaba? Dünyada farkli bölygelerin yakin tarihi icin de öneriler yapabilirsiniz. Cok tesekkürler.
0
hophophoba
(24.10.17)
Modernleşen Türkiye'nin Tarihi - Erik Jan Zürcher

bu kitaptan başlaman gerekiyor, tartışmaya kapalı bir konu bence.
0
captainobvious
(24.10.17)
Erik Jan Zürcher'in Modernleşen Türkiye'nin Tarihi kitabını sevmiştim ben. 3. Selim zamanından günümüze kadar olan dönemi anlatmış. Atatürk eleştirileri de iyiydi bence.

Arap Halkları Tarihi var İletişim Yayınları'ndan çıkma. O da belki okunabilir. Bernard Lewis ve Edward Said külliyatı da olabilir.
0
efreet sultan
(24.10.17)
niyazi berkes - türkiyede çağdaşlaşmanın tarihi
0
dafaisss
(24.10.17)
(14)

Kendimi çok kötü hissediyorum

yaren
Selam...Sevgi konusunda korkağın tekiyim. Öyle korkuyorum öyle geriliyorum ki, karşımdakinin çok bariz olan hal ve hareketlerini anlamıyorum, algılamıyorum bile. Bu -mıyorumlar tepki şeysi değil, aklımın merkezine kadar girip oturan sevilme alarmının çok çeşitli korkularım tarafından daha çalmadan k
Selam...

Sevgi konusunda korkağın tekiyim. Öyle korkuyorum öyle geriliyorum ki, karşımdakinin çok bariz olan hal ve hareketlerini anlamıyorum, algılamıyorum bile. Bu -mıyorumlar tepki şeysi değil, aklımın merkezine kadar girip oturan sevilme alarmının çok çeşitli korkularım tarafından daha çalmadan kapatılması -mıyorumları. Yoksa zekâ geriliğim falan yok.

Napıcam bilmiyorum. Kendimi çok kötü hissediyorum.
0
yaren
(24.10.17)
neyden korktuğunu anlatman lazım, ben anlamadım şahsen.
0
ilkot
(24.10.17)
yaşlı evinde okey çeviririz hep beraber. yapacak bişi yok bari sen sevdiğine bişiyler de yada belli et
0
selam
(24.10.17)
Korkarsan yine kaybedeceksin. Korkmazsan kazanma şansın var. Sonuç bu kadar belliyken kafanın içindekilere değil, karşındaki kişiye odaklan. Dışa dönük ol.
0
dissendium
(24.10.17)
korkma. korkak olma. ben şişmanım deme.
0
MaNOfTheYear
(24.10.17)
Dışarıdan kıytırık bir endişe gibi görünüyor ama içimde kapkaranlık bir karadelik bütün umut ve olumluluk hislerini müthiş bir gürültüyle yiyip kendi içine doğru çökerek kayboluyor ama aynı anda var da oluyor. Kafayı yicem. Bu facia nasıl yok edilir öğrenmek istiyorum...
0
🌸yaren
(24.10.17)
haydaaa!

alarm caldiginda bize yaz. biz soyleyelim seviyo mu arkadasca mi yaklasiyor.
0
jimicik
(24.10.17)
geçmişte yaşadıklarının ekisi var mı böyle hissetmende. büyük ihtimal vardır. önce onlarla yüzleş. boş sandalye tekniği diye bir şey var. ben bazen yaparım. takıntılarımda işe yarıyor.
0
for day to break
(24.10.17)
felsefe sorusu gibi olmuş yaren. anladığım kadarına cevap vereceğim ama bambaşka bir şey sormuş da olabilirsin, kusura bakma şimdiden.

sende nasıl çalışır bilmem, ama bende şöyle oldu. 25 yaşıma kadar "sevdim sevilmedim, seveni sevemedim" modunda gezdim. hiç sevgilim olmadı. ama bu durumu o kadar sallamıyordum ki. hayatım boyunca hep "beni çok seven biri çıkacak ve öyle çok sevecek ki, diğer her şey önemsiz kalacak.." konulu hayaller kurdum. bil bakalım ne oldu. en ummadığım, en gitmek istemediğim ve gerçekten de zorla gittiğim yerde biriyle tanıştım, ve ilk görüşte karşılıklı aşk gibi bir şey oldu. işte öyle biriyle karşılaştığında anlıyorsun ki, bu sevgi çok başka. kafan bu işlere hiç basmasa da, bu güne kadar hiç tecrüben olmamış olsa da, nasıl sevilir ya da sevilmek nasıl bir şey hiç bilmesen de gördüğün yerde anlayacağın, hissedeceğin kadar büyük bir şey. o yüzden şimdi "anlayamıyorum, niye sevilemiyorum, niye sevildiğimi fark edemiyorum" falan diye üzülme, demek ki daha o'nunla tanışmadın. bir gün karşına "o" çıkınca her şey rayına oturacak.

sevgiler.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(24.10.17)
Bende de var o. Aleni yürüyen adamı kankam görüyorum. bu nedenle çevremdeki kızlar bana kim için "bu sana yürüyo" deseler, doğru çıkıyor.

Kendini kötü hissetmeni anlayamadım sadece. Bu kadar mutsuz eden bir şeyle savaşıp aşman gerekirken kendini korkuya ve mutsuzluğa teslim etmenin anlamı yok. Bu konuda kendinle savaş, başaramıyorsan da destek al.
0
lcha
(24.10.17)
Gecmisteki kotu tecrubeler + 1
@istanbul kanatlarimin altinda ve @lcha da +1
0
runagain
(24.10.17)
kendi beğenmediğin, rahatsız olduğun özelliklerini o aklından geçiriyomuş gibi düşünüyo olabilir misin? uyduruyorum çenende hafif bir yamukluk vardır bu da kafana taktığın bir şeydir, karşındakine zihninde "üff çenesi yamuk ne çirkin" dedirtiyosundur muhayyilende ama aslında onu diyen sensin. ve sonra da korkmaya başlıyosun. korktuğun da böyle bir şeyle, ya da başka bir şekilde reddediliş/karşılıksızlık'la karşılaşmak.

yani korktuğun sevilmek değil kırılmak, gururunun hassaslaşmış olması, ha kırıldım ha kırılcam hissi. o da seni kör sağır yapıyo. yine kırılırsam toparlayamam kendimi korkusu bir ihtimal biraz da. çözüm öneremedim ama bilmem işine yarar mı dediklerim.
0
dafaisss
(25.10.17)
sevildiğini anlaman gereken için çalan alarmı hangi korkular engelliyor hocam?
0
regardless of what they say
(25.10.17)
Kullanılma korkusu @regardless.

@dafaisss aslında sevilmekten değil sevilmemekten + kullanılmaktan + kan/dır/ılmaktan korkuyorum. Buldum. Hepinizin yardımıyla... var olun...

Bu korkular içime nasıl işlemiş merak ettim...
0
🌸yaren
(25.10.17)
@yaren kullanılma korkusu normaldir hocam.akışına bırakıp insanları tanıman lazım ne diyebiliriz ki :)
0
regardless of what they say
(27.10.17)
(5)

sorun bilgisayarda mı modemde mi (wifi bağlantısı)

dafaisss
kablosuz modemle laptop arasında iki oda, yaklaşık da 5 metre falan var. sinyali zayıf almıyo bağlıyken. ama wifi bağlantısı ikide bir kendiliğinden kesiliyor, otomatik bağlanacak şekilde ayarlı olmasına rağmen manuel olarak bağlan komutu vermedikçe de tekrar bağlanmıyor. evin laptopu kullandığım kı
kablosuz modemle laptop arasında iki oda, yaklaşık da 5 metre falan var. sinyali zayıf almıyo bağlıyken. ama wifi bağlantısı ikide bir kendiliğinden kesiliyor, otomatik bağlanacak şekilde ayarlı olmasına rağmen manuel olarak bağlan komutu vermedikçe de tekrar bağlanmıyor.

evin laptopu kullandığım kısmında bir tane de ps3 var. onda böyle bir kesinti olmuyor, o da modeme kablosuz bağlanıyor.

ben sorunun bilgisayarda olduğunu düşündüm ama somut bir şey de yok ortada. hardware sorunu olsa hiç bağlanmaması lazım; yanlış mı biliyorum? güncellemelerde falan eksik yok. telefonu wifi kaynağı haline getirince böyle bir sorun olmuyo mesela.

napılabilir? ya da sorunun kaynağının tespiti için kendi yapabileceğim bir şey var mı aklınıza gelen?
0
dafaisss
(24.10.17)
laptopu modem ile aynı odada kullandığınızda kesinti oluyor mu? tekrar bağlanmaması bana driver sorunu gibi geldi.

ya da sinyali bölen bir şeyler olabilir aynı kanal da.
0
kobretti
(24.10.17)
Yok hayır, başka bir bilgisayar bölmez. Aynı frekans kanalında çalışan etrafta yayın yapan çok SSID var ise sizin wireless sinyalinizin kalitesi düşebilirdi ama zaten böyle bir durumda diğer cihazlarda da hissedilirdi.

Bana driver sorunu gibi geldi, isterseniz bir güncel driver paketine bakın.
0
kobretti
(24.10.17)
bilgisayardaki wireless kartının güç seçeneklerinde "bilmemnekadar süre kullanılmazsa devre dışı bırak" gibi bir şey var. neredeydi bu ayar tam hatırlayamadım ama eğer öyle bir güç koruma seçeneği açıksa, wireless bağlantının kullanılmadığı bir süreçte güç koruma hesabına devre dışı bırakıyor falan olabilir.

edit: buldum yerini. aygıt yöneticisinde wireless karta sağ tıklayıp özellikler diyorsunuz. orada güç yönetimi sekmesinde: i.hizliresim.com

bunun dışında wireless kartın kendi yazılımında falan da böyle bir ayar olabilir, onlara da bir bakın.

bazen ben de ofisteki bilgisayarı açık bırakırım, ertesi sabah gider bakarım sarı ünlem çıkmış. torrent açıp seed'de bırakırım kullanılsın diye, o zaman sarı ünlem çıkmaz.
0
kibritsuyu
(24.10.17)
Bir de şu ayarlara bakın:

Denetim Masası > Güç Seçenekleri > "Plan ayarlarını değiştir" (seçili olan güç seçeneğinin yanındaki)
Gelişmiş güç ayarlarını değiştir > Kablosuz Bağdaştırıcı Ayarları > Güç tasarrufu modu >
Pilde > En Yüksek Performans
Prize Takılı > En Yüksek Performans
Uygula > Tamam
0
clia
(25.10.17)
hepsini yaptım, sorun ortadan kalktı ama salt biri mi işe yaradı yoksa hepsi mi emin değilim. hepinize teşekkür ederim.
0
🌸dafaisss
(27.10.17)
(9)

Bir kızla tanismak için nasıl bir sinyal beklenmeli?

ceann deas
Mesela hoşlandığınız bir kız var, bu kızla haftada bir sınıf, iş yeri veya kurs gibi bi yerde ayni ortamdasiniz ama tanışmışlığınız yok çünkü kız o ortama geleli bi kac hafta olmuş. Bu kızla tanışmak için ondan nasıl bir hareket beklersiniz? Bi kaç kere göz göze gelmek yeterli midir? Ne yapmalıyım?
Mesela hoşlandığınız bir kız var, bu kızla haftada bir sınıf, iş yeri veya kurs gibi bi yerde ayni ortamdasiniz ama tanışmışlığınız yok çünkü kız o ortama geleli bi kac hafta olmuş. Bu kızla tanışmak için ondan nasıl bir hareket beklersiniz? Bi kaç kere göz göze gelmek yeterli midir? Ne yapmalıyım?
0
ceann deas
(24.10.17)
abi tanışmak için niye sinyal bekliyorsun, git tanış. aralar oluyordur o ortamlarda, ortak alanda geçirilen bir konudan giriş yaparak başlayıp gider işte.
0
senolll
(24.10.17)
bu dediklerin olduktan sonra; top şekilli smiley mesajı atıyorum. üzerine pardon topum dm'nize düştü deyip yürüyorum.
0
heves mi sandin
(24.10.17)
Simdi ben bu kizdan ciddi hoslaniyorum ama onun da benden hoslandigini anlamam gerekiyor tanismam icin. Sonra friendzone a dusmek istemiyorum.
0
🌸ceann deas
(24.10.17)
Sen kız değil miydin ya. Eski duyuruların da kız olduğunu kanıtlıyor. Adam seni güzel bulduysa fark eder. Sinyal olarak, karşılaşınca gülümse, günaydın de, bir şeyler sor.
0
dissendium
(24.10.17)
Bu hesabin sahibi kiz evet. benim hesabim yok arkadasimdan rica ettim ondan yaziyorum.
0
🌸ceann deas
(24.10.17)
Ondan bişi bekleme.
Esprili bi konuşma ortamı bul arkadaşça davran
0
photo85
(24.10.17)
selam bağyan tanışalım mı de. friendzonea düşmekten korkma belki sevgilisi var alala
0
kveldulv
(24.10.17)
tanışmak friend zone'a düşmek değildir abi naptın. hoşlanmıyosa tanışmıcak mısın? hoşlanmıyor olması hoşlanmıyacağı anlamına mı gelir? ki tanışmadığı birinden hoşlanma olasılığı çok çok daha düşük. über yakışıklıysan belki hani.
0
klar
(24.10.17)
kız hödük değilse ve yalnız yakalamaya çalışıp ürkütmezsen örnek verdiğin gibi bir ortamda, üsturuplu bir selamlaşmaya akabinde muhabbet çabasına hayır demez ki. yani diyosa ya hödüktür ya da sende bir yanlışlık vardır, sen hödüklük etmişsindir vs. sonrası da aranızda oluşucak/oluşturacağın muhabbete bağlı. sinyali falan olmaz ki bunun. bir de, örnek olsun diye yazayım; hödüklük olarak tarif ettiğim şey merhaba tanışalım mı diye girmeye çalışmak mesela.
0
dafaisss
(24.10.17)
(5)

Sanal gerçeklik teknolojisi

Domuz
Merhaba vr teknolojisi sizce yıllar sonra hangi sektörlerde kullanılıyor olabilir? Nasa yıllardır astronotları eğitmekte kullanıyormuş mesela. Bu ilerde oyunlar dışında başka alanlarda da kullanılır mı sizce?
Merhaba vr teknolojisi sizce yıllar sonra hangi sektörlerde kullanılıyor olabilir? Nasa yıllardır astronotları eğitmekte kullanıyormuş mesela. Bu ilerde oyunlar dışında başka alanlarda da kullanılır mı sizce?
0
Domuz
(22.10.17)
eğitim sektöründe zaten yıllardır kullanılıyor. iş güvenliği sağlığı alanında...
hatta bizim şirket bu şekilde verdi eğitimi.
bir de malum bir kullanım alanı var tabi, thaim edeceğin üzere.
0
benaslindayohum
(22.10.17)
Kullanılmayacağı sektör olabilir mi, belki onu düşünmek lazımdır.

Olabileceklerden bazıları:

- Eğitim
- Tüm iş teknolojileri (Toplantılar vb)
- Sağlık(Ayakta tedavi gerektiren muayeneler vb)
- Tasarım
- Sahne Sanatları
- Müzik
- Turizm (Gezi turları vb.)
- Müzeler vb.
0
hana bi
(22.10.17)
Gerçeğini yapmaya halihazırda imkanımız mevcut olmayan/gerçeğini yapmasinin çok pahalı olduğu şeylerin gerçeğini yapıyormuş hissine yakın yapmaksa sanal gerçeklik.mesela seks makinesi olarak karşımıza çıkabilir. İnşaat olarak karşımıza çıkabilir. Oyun sektörü zaten var. Evde yanlızlık çekenlere yönelik zimbirtilar icat edilebilir.
0
scorpion37
(22.10.17)
Bence bir bekleyip görmek lazım, google glass, xbox kinect de ilk çıktıklarında neler neler vadediyorlardı.

Bu VR'da en önemli sorun bence yürüme ve hareket etme olayının olmayışı, o yüzden bir türlü oyunlara entegre olamıyor.
0
gezegen olan pluton
(22.10.17)
pazarlama.
0
dafaisss
(22.10.17)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.