@redheath 2 3 sene daha kesin olarak İstanbul'dayım. Sonra yurt dışına kaçabilirsem öyle kurtulacağım temelli ya da olmadı daha küçük bir yere. Çünkü İstanbul'da mutlu değilim, kalabalığı ve kabalığı kaldıramıyorum. Doğduğumdan beri burada yaşıyorum ama olmuyor cidden. Geçen gün herifin teki dirseğini kafama gömdü üst geçitte, dönüp "pardon kardeş" bile demedi. Belki küçük bir şey ama beni günde 150 tane böyle şey olunca (laf yemek, tacize uğramak, çöp atmaktan, yemek almaya, tuvalete girmekten, yürüyebilmeye herkesi beklemek zorunda olmak, sıraya kaynak yapan insanlarla debelenmek vs) artık yıpratıyor.
@icha valla ben de sırf sosyalleşebilmek için 50 liraya günde 12 saat çalışıyordum. Çok biliyorum arkadaşlarımın doğum günü olduğu zaman tüm günün parasını sırf huysuz insan olmayayım diye bir bira, bir yemek ve yol parası için harcadığımı.Çalışamadığım yoğun zamanlarda da dediğim gibi kyk'yla yaşıyordum. Üstelik geri ödemesi için yarısını ayırarak. 200 lira gibi bir parayla İstanbul'da özel bir üniversitede okudum ben . 4 sene bir kere bile okul kantininden bir şey almadan, bir kere bile starbuckstan kahve içmeden. O yüzden lütfen o şekilde değerlendirmeyelim. İtalya için de evimdeyken demedim bunu. Erasmus'taydım ve gidilecekse 3 günlüğüne gidilecekti, ne bileyim Çek'e, Macaristan'a gittim 3 günlüğüne ama sanatı din olarak kabul etmiş bir insanın İtalya'yı 3 günlüğüne kabul etmesini bekleme. Ne müzeleri gezebilir, ne mimariye bakabilirim. Tabii ki şimdi hastanede ana babam olsa ne bileyim evden atılsak falan bunları düşünmeye vaktim olmazdı. Ama bu "haline şükretmelisin" kısmına genelen pek katılamıyorum ben. Çünkü sağlık konusunda herhangi bir ciddi problem yok şu an kimsede "eyvallah" ama geri kalan şeyleri bu götürmüyor. En basitinden hayat görüşüm ailemle bir değil. Onlara göre klasik, oku, iş bul ve evlen. Ama ben bu "pattern"in insanların sahip olduğu tek hayatı mahvettiğine inanıyorum. 23 yaşındayım ve lise 2den beri çalışıyorum. Sadece şu an tam zamanlı bir işim yok ama rica ederim para bulmam ve çalışmam gerektiğini söylemeyin bana. Yıllarca "züppe"lerin içerisinde hayatta kalmaya çalıştım. Hocalarım 40ü kişilik sınıflarda 90 liralık ödev isterlerken (değerlendirdikleri şeyi sergi için istiyorlardı, notum vardı ama sisteme girmeyeceğini söylemişti) ben param yok diyince PARASI OLMAYAN OKUMASIN O ZAMAN dediler. Tam bursluydum yani bilmiyorum ne yapsaydım? Para kazanmayı da, parasızlığı da biliyorum. Okulum kep cüppe'yi kiralamadığı sattığı için ona bile gidemiyordum ben. Elbise almaya falan da param yoktu. Kısacası anlattığım kadarını biliyorsunuz hepiniz. Dediğim gibi sıkıntım çalışmamak değil, tembellik değil. Sadece hayatımı bu uğurda heba etmek. Aklımda başka şeyler varken sabah 6da kalkıp işe gidecek olmak.
@harvey biraz karamsar ve sabırsız bir insanım kabul ediyorum. İkisi birleşince de böyle bir şey çıkıyor ortaya. Ben de farkındayım bir şekilde gezilir edilir, annem de diyor mesela "güzel bir işin var adam gibi çalış 5-6 sene sonra 6-7 bin lira maaşın olacak o zaman her haftasonu çık git istediğin yere :)" diye ama bu benim hayat tarzımı karşılamıyor. En azından sokağa çıkınca mutlu olayım istiyorum ya da mutlu olmasam da mutsuz, huzursuz olmayayım bari. Ya da madem hayatımızı heba ediyoruz bari değsin diyorum ama 10bin de kazansan bu ülkede 100bin de kazansan yukarıda anlattığım gibi o dirseği kafana yiyorsun ve kimse özür dilemiyor.
@cikmaz sokaktan cikagelen cocuk ya ben küçükken oturduğum yerde sürüyordum bisiklet, dön dolaş aynı 1 km'in içinde koymuyordu. Sonra Erasmus için gittiğimde, ki Litvanya'ydı gittiğim yer hani Amsterdam falan değil, bisikletle her yere gidip gelmeye başladım, günde 40 km binmeye başladım. Zaten yollar falan son derece müsait, bir de kadın olduğun için suçlu değilsin orada. Ama buraya döndüğümüzde Halkalı'da yaşıyorum. (Bunu söylemem bile yeterli olmalı bence :D) Bisiklete binebilmek için bisikleti arabaya yükleyip 3 saat yol gitmek lazım ya Belgrad'a ya da Moda'ya falan. Onun dışında en yakın Yeşilköy var ama orada kiralanan bisikletleri bile sürmek mümkün değil insan akınından. Hele hele günlük yaşamda kullanmak imkansız. Mavi saçlı bir kadının e5 kenarından okula gittiğini düşünsene. Açık hedef yani. 2 güne kalmaz gazetelerde görürsünüz adımı. Korkuyorum ben bu ülkeden.
0