@üğpoıuy:
ilkokul değil de ilk olarak orta okul öğretmenimiz demeye başlamıştı. sonrasında da epey bir kişi dedi işte. hatırlatmış oldun bu arada, ahh ahh ne kadındı ama orta okul öğretmenimiz. hükümet gibi bir kadındı ama aynı zamanda çok duru bir şeydi. ne çizdiysem hepsini aldı, o günlerden bir tane bir şey kalmadı. su testisi boyadık mesela vernikli falan onu bile aldı. sınıftakilere anlatırken hep benimkiler üzerinden gösterim yapıyordu falan. okşanan egomu seviyorum bu arada. çünkü o okşandıkça su yüzüne çıkmış oluyor ve benim de onu tokatlamam çok daha kolay oluyor. iyice şamar oğlanına dönüştürdüm onu. köpeğim gibi böyle atıyorum topu "oğlum fiyuu fiyuu yakala getir" falan diyorum, her seferinde de kanıyor bunlara şapşik.
@dafaisss:
hıı şimdi oldu. başlıktan ötürü. o şu şekilde. baktığım gerçekliği bozmayı seviyorum genelde. onunla oynamayı. mesela az önce mutfaktaki çaydanlık ayaklandı geldi yanıma kadar, bıyıkları falan da vardı böyle. olm dedim, madem 40 yılın başı mutfaktan ayaklanıp geleceğin tuttu, neden ekmek arası bi peynir falan bir şey getirmedin dedi. iyi de abi sen kendin diyorsun işte, ayaklandım ben sadece, ellerim olmadı ki dedi. tamam şimdi gidebilirsin, bir daha olmasın dedim. çay demi dökmüş kedi gibi boynunu büküp gitti. bu çizimi de sokakta donuyla dolaşan ağlayan bir çocuk görüp esinlenmiştim. çocuk bir anda büyüse nasıl görünür acaba? dyerekten. neyse uzattım biliyorum. gideyim de mutfağa çaydanlığın gönlünü alayım. belki o zaman bana bir bardak çay verir hem, belli mi olur? ^^
0