ozgur bir kusun hatirati
12 gün önce 1200 kaloriyi aşmayacak bir diyete başladım. ekmek, tatlı, paketli gıda yok. kalori açığım kalırsa çiğ kuruyemiş yiyorum. örneğin bir günde yediklerim aşağı yukarı şöyle: sabah: 1 haşlanmış yumurta, peynir, 2-3 zeytin, hindi fümeara: 2 ceviz, 2 kayısı kurusuöglen: müsli veya bir önceki a
12 gün önce 1200 kaloriyi aşmayacak bir diyete başladım. ekmek, tatlı, paketli gıda yok. kalori açığım kalırsa çiğ kuruyemiş yiyorum. örneğin bir günde yediklerim aşağı yukarı şöyle:
sabah: 1 haşlanmış yumurta, peynir, 2-3 zeytin, hindi füme
ara: 2 ceviz, 2 kayısı kurusu
öglen: müsli veya bir önceki akşamdan yemek kaldıysa 3-4 kaşık yemek
ara: bazen yoğurt bazen hiçbir şey
aksam: sebze yemeği veya ızgara et, salata
ara: şeftali
porsiyonlarımı ölçüyorum, dev tabaklar yemiyorum, yani örneğin 20 gr peynir yiyorum. bir gün pilates bir gün jillian yapıyorum ağırlıksız. 2 lt’den az su içmemeye çalışıyorum.
sonuç olarak 12 gün sonra bugün tartıya çıktım ve 1 kilo dahi veremediğimi gördüm. neyi yanlış yapıyorum? çok daha gençken iki gün bir şey yemesem 3. gün 3 kilo vermiş olurdum, anladık metabolizma yavaşlıyor da insan bi 300 gr da mi vermez yahu?
yaş 31, 1.68 boy, 73 kilo.
sabah: 1 haşlanmış yumurta, peynir, 2-3 zeytin, hindi füme
ara: 2 ceviz, 2 kayısı kurusu
öglen: müsli veya bir önceki akşamdan yemek kaldıysa 3-4 kaşık yemek
ara: bazen yoğurt bazen hiçbir şey
aksam: sebze yemeği veya ızgara et, salata
ara: şeftali
porsiyonlarımı ölçüyorum, dev tabaklar yemiyorum, yani örneğin 20 gr peynir yiyorum. bir gün pilates bir gün jillian yapıyorum ağırlıksız. 2 lt’den az su içmemeye çalışıyorum.
sonuç olarak 12 gün sonra bugün tartıya çıktım ve 1 kilo dahi veremediğimi gördüm. neyi yanlış yapıyorum? çok daha gençken iki gün bir şey yemesem 3. gün 3 kilo vermiş olurdum, anladık metabolizma yavaşlıyor da insan bi 300 gr da mi vermez yahu?
yaş 31, 1.68 boy, 73 kilo.
0
haftada 1 kg vermek için yakman gereken ekstra kalori miktarı 7000'dir. Ekstra diyorum.
0
hesapladığımda 1800 kalori almam gerektiğini gördüm. 1200 kaloriye indirdim. 12 günde 7200 kalori açığı yapar, o halde vermiş olmalıydım.. üstelik düşük seviye olsa dahi spor da yapıyorum..
0
Düşük kalori alınca insanlar çok kolay kilo verebileceğini düşünüyorum ama düşük kaloriyle kilo veremezsin, bunu çok basit bir mantıkla anlatayım sana.
Elinde 10 birimlik bir enerji kaynağı var, bu enerji kaynağı senin hayatta kalmanı sağlıyor ve dışarıdan sana yeteri kadar enerji girişi olmuyor. Bu durumda sen enerjini nasıl kullanırsın; yarınlar yokmuşcasına mı harcarsın yoksa ufak ufak idareli mi kullanırsın? Her normal canlı gibi idareli kullanırsın, çabuk bitsin istemezsin,çünkü yaşamın buna bağlı. Fakat sana dışarıdan yeteri kadar enerji geliyorsa depodaki enerji kaynağını nasıl kullanırsın? Bol bol kullanırsın değil mi, nasıl olsa dışarıda sağlam bir kaynak var, sıkıntı yaşamam diye düşünürsün.
İşte insanın enerji sistemi de bu şekilde çalışıyor; vücut yağların senin depo enerjin, yediğin içtiğin de dışarıdan gelen de ekstra enerji. Sen 1200 kalori aldığında vücut "hımm dışarıda bi şeyler var ben depodaki enerjiyi (yağı) kullanmayayım, az az idare edeyim der, yağ yakmak kas kütlesi artırmak gibi vücut için gereksiz enerji harcaması olan eylemleri minimuma çeker, kilo veremezsin. O nedenle sana önerim, kilo vermek için alman gereken maksimum kaloriyi hesapla ona göre beslen. Bu erkekler için 2000-2200 kadınlar için 1700-1800 civarı oluyor, bunu hesapla, sonra ona göre enerji girişi sağla. Böyle dramatik enerji kesintisi yapma bunun faydadan çok zararı olur. Kilo vermek için kalori açığı bırakırsın ama bu 200-300 kalori olur, yüzlerce açık bırakırsan bu hem sürdürülebilir olmaz hem yağ yakmanı engeller hem de kas kaybı bağışıklık sisteminin zayıflaması gibi sıkıntılara neden olur.
Elinde 10 birimlik bir enerji kaynağı var, bu enerji kaynağı senin hayatta kalmanı sağlıyor ve dışarıdan sana yeteri kadar enerji girişi olmuyor. Bu durumda sen enerjini nasıl kullanırsın; yarınlar yokmuşcasına mı harcarsın yoksa ufak ufak idareli mi kullanırsın? Her normal canlı gibi idareli kullanırsın, çabuk bitsin istemezsin,çünkü yaşamın buna bağlı. Fakat sana dışarıdan yeteri kadar enerji geliyorsa depodaki enerji kaynağını nasıl kullanırsın? Bol bol kullanırsın değil mi, nasıl olsa dışarıda sağlam bir kaynak var, sıkıntı yaşamam diye düşünürsün.
İşte insanın enerji sistemi de bu şekilde çalışıyor; vücut yağların senin depo enerjin, yediğin içtiğin de dışarıdan gelen de ekstra enerji. Sen 1200 kalori aldığında vücut "hımm dışarıda bi şeyler var ben depodaki enerjiyi (yağı) kullanmayayım, az az idare edeyim der, yağ yakmak kas kütlesi artırmak gibi vücut için gereksiz enerji harcaması olan eylemleri minimuma çeker, kilo veremezsin. O nedenle sana önerim, kilo vermek için alman gereken maksimum kaloriyi hesapla ona göre beslen. Bu erkekler için 2000-2200 kadınlar için 1700-1800 civarı oluyor, bunu hesapla, sonra ona göre enerji girişi sağla. Böyle dramatik enerji kesintisi yapma bunun faydadan çok zararı olur. Kilo vermek için kalori açığı bırakırsın ama bu 200-300 kalori olur, yüzlerce açık bırakırsan bu hem sürdürülebilir olmaz hem yağ yakmanı engeller hem de kas kaybı bağışıklık sisteminin zayıflaması gibi sıkıntılara neden olur.
0
@angelus evet biliyorum bunu çok haklısın, o yüzden bir süredir kalorilerden kısa kısa geliyordum.
1800 kalori diye hesapladım. daha önce kilo verdiğimde 1200 kaloriye indirdiğimden yine oraya çektim ama bu defa olmadı..
1800 kalori diye hesapladım. daha önce kilo verdiğimde 1200 kaloriye indirdiğimden yine oraya çektim ama bu defa olmadı..
0
buradaki arkadaşların önerileri doğrultusunda çok güzel kilo veriyorum ben.
şimdi herkes gibi kilo vermeliyim diyerek uyandım bi sabah, çok değil bi temiz 30 kilo fazlam var.
zaten şeker kullanmazdım, tatlıyı yılda 2 3 defa verdim, öyle gofrettir ıvır zıvırdır bu tür market abur cuburlarını da 2 ayda bir belki çok canım çekerse alır yerdim.
ya dedim arkadaş, zaten şekerle aran yok, kes dedim karbonhidratı, kes dedim yağı ver kilonu bitsin gitsin.
karbonhidrat ve yağı kesince 1 hafta içinde 6 kilo gitti.
meğerse o kilo değilmiş, 1 gram karbonhidrat 7 gram su tutuyormuş, ben 2 ekmekten tost basıp yiyen adamım. oradan hesap et.
tabi bu arada yürüyüşlere başladım ama nasıl yürümek günde 2 defa sabah akşam toplam 15 km.
abi yemiyorum, yürüyorum, gram gitmiyor kafayı kırıcam, sonra diyetimi buraya yazdım, dediler ki bu kalori çok az, yağı da kestiğin için vücut yağlarını korumaya aldı.
sabah tereyağı, akşam zeytin yağı yemeye başladım hem de az falan değil bildiğin bol bol., diyetime 2 yumurta daha ekledim her gün 100 gram haşlanmış tavuk eti ekledim, bir de her akşam 250 gram yoğurt ekledim. yürüşlere devam ettim. 1 ayda şu an 9 kilo vermiş durumdayım ve ortalam günde 300 gram gidiyor.
kilo fazlam 30 kilo, çok olduğu için böyle, yarın öbürgün zorlaşacakmış arkadaşların demesine göre.
yani vücudunda bu beslenme rejim hareket dengesini kurup vücudunu savunmadan çıkardığın anda kilo verebilmen lazm. tabi bin tane hastalık varmış kilo vermeyi engelleyen öyle bişeyler de olabilir, mesela yine bırada duyduklarım trioid ile alakalı bişey, insülin direnci diye bişey , birisi hormanlar dedi vb. vb.
benim yürüyüşün kilo vermeye gram etkisi olduğunu sanmıyorum bu arada. yürüyüşümü sadece akşam yapıyorum, yokuşluk bi rota seçtim, 5 km hızla yürüyorum ve nabzım artık yükselmiyor bile, ve tek seferde 15 km yürüyorum.
yani nabız yükselmezse kiloya da faydası olmaz ama spor olsun diye yürüyorum işte heheh
şimdi herkes gibi kilo vermeliyim diyerek uyandım bi sabah, çok değil bi temiz 30 kilo fazlam var.
zaten şeker kullanmazdım, tatlıyı yılda 2 3 defa verdim, öyle gofrettir ıvır zıvırdır bu tür market abur cuburlarını da 2 ayda bir belki çok canım çekerse alır yerdim.
ya dedim arkadaş, zaten şekerle aran yok, kes dedim karbonhidratı, kes dedim yağı ver kilonu bitsin gitsin.
karbonhidrat ve yağı kesince 1 hafta içinde 6 kilo gitti.
meğerse o kilo değilmiş, 1 gram karbonhidrat 7 gram su tutuyormuş, ben 2 ekmekten tost basıp yiyen adamım. oradan hesap et.
tabi bu arada yürüyüşlere başladım ama nasıl yürümek günde 2 defa sabah akşam toplam 15 km.
abi yemiyorum, yürüyorum, gram gitmiyor kafayı kırıcam, sonra diyetimi buraya yazdım, dediler ki bu kalori çok az, yağı da kestiğin için vücut yağlarını korumaya aldı.
sabah tereyağı, akşam zeytin yağı yemeye başladım hem de az falan değil bildiğin bol bol., diyetime 2 yumurta daha ekledim her gün 100 gram haşlanmış tavuk eti ekledim, bir de her akşam 250 gram yoğurt ekledim. yürüşlere devam ettim. 1 ayda şu an 9 kilo vermiş durumdayım ve ortalam günde 300 gram gidiyor.
kilo fazlam 30 kilo, çok olduğu için böyle, yarın öbürgün zorlaşacakmış arkadaşların demesine göre.
yani vücudunda bu beslenme rejim hareket dengesini kurup vücudunu savunmadan çıkardığın anda kilo verebilmen lazm. tabi bin tane hastalık varmış kilo vermeyi engelleyen öyle bişeyler de olabilir, mesela yine bırada duyduklarım trioid ile alakalı bişey, insülin direnci diye bişey , birisi hormanlar dedi vb. vb.
benim yürüyüşün kilo vermeye gram etkisi olduğunu sanmıyorum bu arada. yürüyüşümü sadece akşam yapıyorum, yokuşluk bi rota seçtim, 5 km hızla yürüyorum ve nabzım artık yükselmiyor bile, ve tek seferde 15 km yürüyorum.
yani nabız yükselmezse kiloya da faydası olmaz ama spor olsun diye yürüyorum işte heheh
0
akşam ile öğlen yemeğini yer değiştir
daha fazla kalori harcatan sporlara yönel bu biraz daha yemek yedirir hatta kilon artar ama beden olarak zayıflamış olursun
en az 1 ay sabret
daha fazla kalori harcatan sporlara yönel bu biraz daha yemek yedirir hatta kilon artar ama beden olarak zayıflamış olursun
en az 1 ay sabret
0
@zaoaratu tartıp uygulamaya kaydediyorum, genellikle açık kalıyor. ama sonuç ona işaret etmiyor tabi..
@hem şişko ne güzel.. zeytinyağı kullanıyorum ben de, kesmedim. vücudu savunmaya alacak kadar kalori azalışı da olmadı. proteini fazlalaştırmaya çalışıyorum ben de bakalım.
@hem şişko ne güzel.. zeytinyağı kullanıyorum ben de, kesmedim. vücudu savunmaya alacak kadar kalori azalışı da olmadı. proteini fazlalaştırmaya çalışıyorum ben de bakalım.
0
çok az kalori +1
bahsedilen 7000 küsur kalori 1 kg yağ yakmak için. burda kilo verememenin asıl sebebi vücudun " eyvah beslenemiyorum" endisesi
bahsedilen 7000 küsur kalori 1 kg yağ yakmak için. burda kilo verememenin asıl sebebi vücudun " eyvah beslenemiyorum" endisesi
0
bu dediğine göre kilo vermen lazım? kan değerlerini ölçtürüp bir diyetisyenden yardım almanda fayda var. arka planda senin bilmediğin fiziksel bir neden olabilir.
0
yeni farkına vardığım muhteşem bir sebze var.
bu hiç birimizin sevmediği kabak. evet kabak. tatsız tuzsuz , 40 yıl olmasa kimsenin aramayacağı bişey.
gel gelelim negatif kalorili, yani yediğinde aldığından çok sindirmek için kalori yakıtraın bi besin.
bak 1 haşlanmış yumurta çok az.
ben nasıl yapıyorum, sabah gidip 3 tane kabak rendeleyip tencerede su ilavesi ile haşlıyorum bunları.
sonra tavaya tereyağı, üzerine 1 soğan doğrayıp kavuruyorum, üzerine bu haşlanmış kabakları ekleyip bildiğin omlet için çırptığım yumurtaları döküp altlı üstlü çevirip omlet yapıp yiyorum. karnım doyduğu için psiklojim rejim psikolojisinde olmuyor bu çok büyük bi olay.
sonra akşamları fırında zaeytinyağı ile karıştırıp kızartıyorum, veya diyelimki çorba yaptım içine mutlaka 2 3 kabak rendeliyorum, baskın bir tadı olmadığı için mercimek çorbası gibi şeylerde hiç belli olmuyor kalorisi az olduğu için de istediğin kadar yiyebiliyorsun.
öte yandan ben sabah 4 yumurtadan omlet yapıyorum 4 yumurta bana çok geliyor, 1 gün omlet 1 gün yulaf ezmesi yiyorum(100 gram yulaf ezmesi 20 gram kuru üzüm 10 gram ceviz bol tarçın)
aklında olsun yani kabağı hayatına sokarsan çok rahatlarsın. bir de böyle 50 defa yemek yemiyorum ben sabah saat 10 da yiyorum, sonra akşam 6 da 2 öğün bana yetiyor, aralarda meyve çayları, yeşil çay, tarçınlı su ne bileyim kahve falan gidiyor ve acıkmıyorum. katiyen aç kaldım diyemem yani.
tabi çiğ sebzeleri de tüketiyorum salata olarak sabah akşam. vitamin ve protein konusunda eksiğim yok buna dikkatini çekerim. sağlıksız olduktan sonra hiç kıymeti yok kaldı ki ben geçmişte kan kaybından 2 haftada 20 kilo verdiğimi de bilirim.
karbonhidratı ve şekeri kestiğinde acıkmıyorsun, şaka gibi. ya diyorıum ya 2 ekmekten tost basıp yer 2 saat sonra gider yine ekmek arası yapar yerdim. öyle hayvandım.
senelerce şu yabancıların yemek yeme şekillerini eleştirdim, lan derdim adamlar tek yudum ekmek yemiyor nasıl doyuyor bunlar? yok lan film hilesidir öyle şey olmaz diyordum, meğerse vücut insülin salgılamayınca acıkılmıyormuş hehehe
bu rejim süresine pirinç, makarna, bulgur, sarı mercimek dışında bakliyatları çıkartıp sebze ve ihtiyacım karşılayacak gramda tavuk etine çevirdim beslenmemi.
bakliyatı hayatıma dahil edeceğim zamanları iple çekiyorum, hiç yemeden de nereye kadar? belki buraya danışırım bakliyat konusunu.
bu hiç birimizin sevmediği kabak. evet kabak. tatsız tuzsuz , 40 yıl olmasa kimsenin aramayacağı bişey.
gel gelelim negatif kalorili, yani yediğinde aldığından çok sindirmek için kalori yakıtraın bi besin.
bak 1 haşlanmış yumurta çok az.
ben nasıl yapıyorum, sabah gidip 3 tane kabak rendeleyip tencerede su ilavesi ile haşlıyorum bunları.
sonra tavaya tereyağı, üzerine 1 soğan doğrayıp kavuruyorum, üzerine bu haşlanmış kabakları ekleyip bildiğin omlet için çırptığım yumurtaları döküp altlı üstlü çevirip omlet yapıp yiyorum. karnım doyduğu için psiklojim rejim psikolojisinde olmuyor bu çok büyük bi olay.
sonra akşamları fırında zaeytinyağı ile karıştırıp kızartıyorum, veya diyelimki çorba yaptım içine mutlaka 2 3 kabak rendeliyorum, baskın bir tadı olmadığı için mercimek çorbası gibi şeylerde hiç belli olmuyor kalorisi az olduğu için de istediğin kadar yiyebiliyorsun.
öte yandan ben sabah 4 yumurtadan omlet yapıyorum 4 yumurta bana çok geliyor, 1 gün omlet 1 gün yulaf ezmesi yiyorum(100 gram yulaf ezmesi 20 gram kuru üzüm 10 gram ceviz bol tarçın)
aklında olsun yani kabağı hayatına sokarsan çok rahatlarsın. bir de böyle 50 defa yemek yemiyorum ben sabah saat 10 da yiyorum, sonra akşam 6 da 2 öğün bana yetiyor, aralarda meyve çayları, yeşil çay, tarçınlı su ne bileyim kahve falan gidiyor ve acıkmıyorum. katiyen aç kaldım diyemem yani.
tabi çiğ sebzeleri de tüketiyorum salata olarak sabah akşam. vitamin ve protein konusunda eksiğim yok buna dikkatini çekerim. sağlıksız olduktan sonra hiç kıymeti yok kaldı ki ben geçmişte kan kaybından 2 haftada 20 kilo verdiğimi de bilirim.
karbonhidratı ve şekeri kestiğinde acıkmıyorsun, şaka gibi. ya diyorıum ya 2 ekmekten tost basıp yer 2 saat sonra gider yine ekmek arası yapar yerdim. öyle hayvandım.
senelerce şu yabancıların yemek yeme şekillerini eleştirdim, lan derdim adamlar tek yudum ekmek yemiyor nasıl doyuyor bunlar? yok lan film hilesidir öyle şey olmaz diyordum, meğerse vücut insülin salgılamayınca acıkılmıyormuş hehehe
bu rejim süresine pirinç, makarna, bulgur, sarı mercimek dışında bakliyatları çıkartıp sebze ve ihtiyacım karşılayacak gramda tavuk etine çevirdim beslenmemi.
bakliyatı hayatıma dahil edeceğim zamanları iple çekiyorum, hiç yemeden de nereye kadar? belki buraya danışırım bakliyat konusunu.
0
Selam, benim kilo verememe nedenim tiroid insülin direnci ve d vit eksikliği idi.
D vit takviyesi + akupunktur ile verebildim.
Mutlaka bi baktırın
D vit takviyesi + akupunktur ile verebildim.
Mutlaka bi baktırın
0
Termodinamiğin 1. kanunu kavrayınca olay çok basit aslında. Ya daha fazla enerji harcayacaksın ya da daha az gıda tüketeceksin. Basit bi denklem.
0
yaptığınız diyet değil ve kardio yok.
bildiğiniz, dengeli beslenip ve kendinizi hiç sıkmamışsınız.
diyetisyen menüsü malesef.
bildiğiniz, dengeli beslenip ve kendinizi hiç sıkmamışsınız.
diyetisyen menüsü malesef.
0
samiabi19
Soru başlıkta....Not: Ve nekadar Para veriyorsunuz
Soru başlıkta....
Not: Ve nekadar Para veriyorsunuz
Not: Ve nekadar Para veriyorsunuz
0
ne için alacağıma göre değişiyor. favori mağazam damat ve tween outlet. ds damat değil.
bisse,lufian, pierre cardin, avva vs de alıyorum.
80-200 arası.
bisse,lufian, pierre cardin, avva vs de alıyorum.
80-200 arası.
0
geçen öyle denemek için birkaç tane gömlek aldım, tudors'dan. hakikaten çok kalitesizler ya.
spor gömlek alıyorsam genellikle mavi, ltb, colins, koton gibi firmaları tercih ediyorum. hem ucuz oluyor hem de spor fitleri de fena değil.
spor gömlek alıyorsam genellikle mavi, ltb, colins, koton gibi firmaları tercih ediyorum. hem ucuz oluyor hem de spor fitleri de fena değil.
0
ben gömleklerimi özen gösterdiğim için genelde internet sitesindeki indirimleri takip edip lacoste alıyorum. en son geçen ay 310 TL'ye satın aldım.
beymen club, nautica, tommy ve zara da plase.
beymen club, nautica, tommy ve zara da plase.
0
Günlük/spor gömlek için Nautica ve Dockers. Gömlek için vereceğim para 200-300 arasını geçmiyor şimdilik.
0
Aynı ülkede mi yaşıyoruz yoksa indirimleri iyi mi denk getiriyorsunyz anlamadım. Hatemoğlunda bile düz mavi gömlek 150 tl. Altınyıldız 200. Beymene falan bakmuyorum zaten çok pahalıdır diye. Geçen slim fit mavi gömlek aradım takım için. Bulamadım ucuza. Gittim tudorstan aldım 3 tanesi 100 tlye. Tırstsa tırt xd ucuz hacı yapacak bir şey yok.
0
resmi; geoerge hogg. fiyat-performansı hiç fena değil. bundan 6-7 yıl öncesinin fabrika gömlekleri ayarında diyebilirim. kampanya dönemlerinde: 80-130 bandında.
0
masumiyetkarinesi
Hayirli cumalar domalanlilar. Ufak ufak maasimdan biriktirmek istiyorum nasipse. Tavsiyeleriniz?
Hayirli cumalar domalanlilar. Ufak ufak maasimdan biriktirmek istiyorum nasipse. Tavsiyeleriniz?
0
Altın-dolar vs ile orta vadede birikim yapabilirsin ama çok uzun vadede arsa ve ev de düşünülebilir. Krediye girmeden, para biriktikçe, sana da uygun lokasyonlardan...
0
bir soru sorcam
spor öncesi yemek yiyorum da bazen bu alışkanlıkla dinlendiğim günlerde de fazla yediğim oluyoryürüyüş dışında eritmek için ne yapılabilir
spor öncesi yemek yiyorum da bazen bu alışkanlıkla dinlendiğim günlerde de fazla yediğim oluyor
yürüyüş dışında eritmek için ne yapılabilir
yürüyüş dışında eritmek için ne yapılabilir
0
çok kafaya takmamak gerek,ertesi gün bunu telafi ederek açığı kapatabilirsiniz.
0
duyuru
parmak arası sevmiyorum. böyle çok hafif oluyor bazı terlikler onların bi adı var mı, öyle de olabilir. nerden bakmak lazım, nokta atışı öneriniz varsa o da olur. erkekim.
parmak arası sevmiyorum. böyle çok hafif oluyor bazı terlikler onların bi adı var mı, öyle de olabilir. nerden bakmak lazım, nokta atışı öneriniz varsa o da olur. erkekim.
0
bu da deri ya da deri gibi siyah filan, plajda giymelik gibi değil, bu tarzı sevmiyorum.
0
Gezer'in basit ama güzel modelleri var, şurdan bak:
www.hepsiburada.com
Bunu evde kullanıyorum ama parmak arası rahatsız ettiği zaman plajda da gider:
www.hepsiburada.com
www.hepsiburada.com
Bunu evde kullanıyorum ama parmak arası rahatsız ettiği zaman plajda da gider:
www.hepsiburada.com
0
m.defacto.com.tr
Parmak arası yazıyor ama değil, bir de magazadan deneyerek almanızı tavsiye ederim.
Parmak arası yazıyor ama değil, bir de magazadan deneyerek almanızı tavsiye ederim.
0
www.amazon.com.tr
gereksiz pahalı ama bu var tek parça olarak
bazı modellerin altı delikli bazılarının bağlantı yerleri var kum dolar
aslında f/p olarak en iyisi 10 liraya satılan banyo terlikleri
gereksiz pahalı ama bu var tek parça olarak
bazı modellerin altı delikli bazılarının bağlantı yerleri var kum dolar
aslında f/p olarak en iyisi 10 liraya satılan banyo terlikleri
0
Humanimal
Bugün aracı park ederken başka bir aracın ön tamponuna sürttüm. Ezik yok gibi sadece aracın boyası geçmiş. Bekledim biraz ama gelen olmadı. Acil işim var diye park edip araç başından ayrılmak zorunda kaldım. Geldiğimde araç gitmişti. Akıl edip numara bırakamadım o anki telaşla, şimdi vicdan yapıp be
Bugün aracı park ederken başka bir aracın ön tamponuna sürttüm. Ezik yok gibi sadece aracın boyası geçmiş. Bekledim biraz ama gelen olmadı. Acil işim var diye park edip araç başından ayrılmak zorunda kaldım. Geldiğimde araç gitmişti. Akıl edip numara bırakamadım o anki telaşla, şimdi vicdan yapıp ben bu aracı bulmak istesem ne yapmam lazım. Hadi benim aracı geçtim de kaçmış gibi olduk vicdan yaptım.
0
ufak tefek şeylere çok takılma bence benim arabama da sürttüler çok fazla hasar yoktu önemsemedim
0
Tampon sürtmesinden birşey olmaz. Kaporta göçmedikçe boya bırakması da sıkıntı olmaz. Bir şekilde sürtünme çıkıyor. Göçük, kırılma falan yoksa birşey olmaz...
0
Yeni araba aldım bir ayda 2-3 yerde farklı küçük küçük sürttürdüler farklı zamanda, kimse de haber vermedi. Sen de herkes gibisin..
0
Plakayı aldıysanız bulursunuz.
Ben bir kere öyle yaptım. Adam farketmemiş bile, böyle insanlar kaldı mı falan demişti. Ama benim içim rahat etti en azından.
Ben bir kere öyle yaptım. Adam farketmemiş bile, böyle insanlar kaldı mı falan demişti. Ama benim içim rahat etti en azından.
0
Plakayı aldım nasıl buldunuz varmıdır yolu yordamı tamamen içim rahat etsin derdindeyim araç sahibi belki benim kadar dert etmemiştir
0
Geçmiş olsun öncelikle...
Sigortacınıza verin plakayı,onlar ekranlarında görürler bilgilerini
Sigortacınıza verin plakayı,onlar ekranlarında görürler bilgilerini
0
solo
Merhablar,8 yaşında bir oğlum var, mesleğim gereği home office çalışıyorum şu ara, okullar tatil olduğu için oğlum da sürekli evde bazen xbox vb oyun konsolu ile zaman geçiriyor bazen netflixden çizgi film izliyor annesi pek dışarı çıkartmıyor ilgilenmiyor (eşimin kötü niyetinden değil oğlum biraz b
Merhablar,
8 yaşında bir oğlum var, mesleğim gereği home office çalışıyorum şu ara, okullar tatil olduğu için oğlum da sürekli evde bazen xbox vb oyun konsolu ile zaman geçiriyor bazen netflixden çizgi film izliyor annesi pek dışarı çıkartmıyor ilgilenmiyor (eşimin kötü niyetinden değil oğlum biraz babacı annesiyle pek zaman geçirmekten hoşlanmıyor)
Ben akşama kadar genelde işimle ilgileniyorum akşam da yemek, vs dedikten sonra uyku bastırıyor ve çoğunlukla oğlumla ilgilenemiyorum çocuk iyice asosyal oldu neredeyse dışarı hiç çıkamıyor (yaşadığımız ilde ve semtte öyle mahalle kültürü yok apartman yolun kenarında aşağı inmesi vs zor) Çocuğun bu durumuna üzülüyorum, ne yapabilirim nasıl bu çocukla ilgilenebilirim fikrinize ihtiyacım var.
8 yaşında bir oğlum var, mesleğim gereği home office çalışıyorum şu ara, okullar tatil olduğu için oğlum da sürekli evde bazen xbox vb oyun konsolu ile zaman geçiriyor bazen netflixden çizgi film izliyor annesi pek dışarı çıkartmıyor ilgilenmiyor (eşimin kötü niyetinden değil oğlum biraz babacı annesiyle pek zaman geçirmekten hoşlanmıyor)
Ben akşama kadar genelde işimle ilgileniyorum akşam da yemek, vs dedikten sonra uyku bastırıyor ve çoğunlukla oğlumla ilgilenemiyorum çocuk iyice asosyal oldu neredeyse dışarı hiç çıkamıyor (yaşadığımız ilde ve semtte öyle mahalle kültürü yok apartman yolun kenarında aşağı inmesi vs zor) Çocuğun bu durumuna üzülüyorum, ne yapabilirim nasıl bu çocukla ilgilenebilirim fikrinize ihtiyacım var.
0
Haftaiçi yoğun ve yorgun olmanız normal, ama haftasonları ev dışında etkinlik yapmaya çalışabilirsiniz.
Müzelerde çocuklar ve aileler için etkinlikler oluyor örneğin. İstanbul'da mısınız bilmiyorum ama Belgrad Ormanı gibi yerlerde, parklarda birlikte yürüyüşe veya bisiklete binmeye gidebilirsiniz. Çocuğunuzla zaman geçirdikçe ilgi alanlarını da tanırsınız, keza o da kendini böyle böyle tanıyacak (neleri sevip neleri sevmediğini). Örneğin doğa yürüyüşünden keyif alırsa birlikte fotoğraf çekmeye de başlayabilirsiniz, gibi.
Ayrıca çocuklara uygun tiyatrolar var ve etkinlikler yapan kitapçılar var (okuma ve oyun etkinlikleri gibi). Bunlara da birlikte gidebilirsiniz.
Ekleme: Evde yaptıklarına da (onun izin verdiği kadarıyla) dahil olabilirsiniz. Örneğin oyun konsolu veya televizyonda oynayıp izledikleri ile sorular sorun, sohbet edin, birlikte oynayın/izleyin.
Müzelerde çocuklar ve aileler için etkinlikler oluyor örneğin. İstanbul'da mısınız bilmiyorum ama Belgrad Ormanı gibi yerlerde, parklarda birlikte yürüyüşe veya bisiklete binmeye gidebilirsiniz. Çocuğunuzla zaman geçirdikçe ilgi alanlarını da tanırsınız, keza o da kendini böyle böyle tanıyacak (neleri sevip neleri sevmediğini). Örneğin doğa yürüyüşünden keyif alırsa birlikte fotoğraf çekmeye de başlayabilirsiniz, gibi.
Ayrıca çocuklara uygun tiyatrolar var ve etkinlikler yapan kitapçılar var (okuma ve oyun etkinlikleri gibi). Bunlara da birlikte gidebilirsiniz.
Ekleme: Evde yaptıklarına da (onun izin verdiği kadarıyla) dahil olabilirsiniz. Örneğin oyun konsolu veya televizyonda oynayıp izledikleri ile sorular sorun, sohbet edin, birlikte oynayın/izleyin.
0
Çok üzüldüm ve anneye baya bilendim. Yaz vakti anne-baba evdeyken bu ilgisizlik inanılmaz gerçekten..
Çocuğunuzla ilgilenmek istiyorsanız kendi lüksünüzden feragat edeceksiniz. Yemeği birlikte dışarıda yiyebilirsiniz, biraz daha geç uyuyabilirsiniz, akşamları yürüyüş yapabilirsiniz. İstedikten sonra evde bile çok eğlenebilirsiniz. Ama anladığım kadarıyla hem anne hem de siz çocuğu teknoloji bağımlısı yapıp başınızdan savma peşindeymişsiniz şimdiye kadar.
Bilmediğim şey hakkında ağır laflar etmeyi sevmem ama görünen durum bu. Bence anneyle de konuşup kendinizi toparlamanız gerekiyor. Sırf kendi keyfinizden çocuk yapıp sonra da kendi haline bırakmak korkunç bir bencillik ve kötülük.
Çocuğunuzla ilgilenmek istiyorsanız kendi lüksünüzden feragat edeceksiniz. Yemeği birlikte dışarıda yiyebilirsiniz, biraz daha geç uyuyabilirsiniz, akşamları yürüyüş yapabilirsiniz. İstedikten sonra evde bile çok eğlenebilirsiniz. Ama anladığım kadarıyla hem anne hem de siz çocuğu teknoloji bağımlısı yapıp başınızdan savma peşindeymişsiniz şimdiye kadar.
Bilmediğim şey hakkında ağır laflar etmeyi sevmem ama görünen durum bu. Bence anneyle de konuşup kendinizi toparlamanız gerekiyor. Sırf kendi keyfinizden çocuk yapıp sonra da kendi haline bırakmak korkunç bir bencillik ve kötülük.
0
yemegi gec yiyorsaniz biraz erken saate alabilirsiniz.
SPIDERMAN Stop Motion Action Video Part 1
yutupta sunun videosuna denk gelmistik yegenle. bayildi buna bizimki. sonra videonun devam serisi geldi. en sevdigimiz etkinlik videonun hikayesini canlandirmakti. ben venom oluyorum, o spiderman oluyor falan. slk slk oynuyoruz ama mutlu oluyo cocuk.
beraber deney videosu falan cekebilirsiniz. yayinlamazsiniz ama vakit gecer, hem de bir seyler ogrenir.
top alin disari cikin, iki top atin birbirinize. yol kiyisi da olsa bir kosede ufak ufak takilirsiniz.
SPIDERMAN Stop Motion Action Video Part 1
yutupta sunun videosuna denk gelmistik yegenle. bayildi buna bizimki. sonra videonun devam serisi geldi. en sevdigimiz etkinlik videonun hikayesini canlandirmakti. ben venom oluyorum, o spiderman oluyor falan. slk slk oynuyoruz ama mutlu oluyo cocuk.
beraber deney videosu falan cekebilirsiniz. yayinlamazsiniz ama vakit gecer, hem de bir seyler ogrenir.
top alin disari cikin, iki top atin birbirinize. yol kiyisi da olsa bir kosede ufak ufak takilirsiniz.
0
öncelikle çocukların anneci veya babacı olduklarına inanmam genelde. her ikisi de ilgileniyorsa ikisiyle de farklı vakit geçirebilir. örneğin 5,5 yaşındaki oğlumla ben spor aktiviteleri yaparız genelde. annesiyle de resim yapma, hamurla oynama vb. etkinlikleri yaparlar. yani öncelikle kendinize bakın...
önerilere gelince...
öğleden sonra mutlaka en az 1 saat dışarda vakit geçirin. spor en güzeli.
o 1 saati çocuğunuz uyuduktan sonra işe ayırabilirsiniz.
bunun dışında yaz spor okulları en ideal çözüm.
ek olarak meb yaz etkinlikleri için bir liste yayınlamıştı:
www.meb.gov.tr
önerilere gelince...
öğleden sonra mutlaka en az 1 saat dışarda vakit geçirin. spor en güzeli.
o 1 saati çocuğunuz uyuduktan sonra işe ayırabilirsiniz.
bunun dışında yaz spor okulları en ideal çözüm.
ek olarak meb yaz etkinlikleri için bir liste yayınlamıştı:
www.meb.gov.tr
0
sorunodegil
Nasıl başarıyorsunuz bunu? Sürekli aklıma geliyor. Neden öyle yaptım, neden öyle dedim diye kendimi üzüyorum. Mesela son bir haftadır üç ay önce aramızda flörtleşmeler olan bir adama karşı yaptığım bir şey geliyor aklıma, kafamı duvara vurmak istiyorum. Rezillikler nasıl unutulur ki dostlar?
Nasıl başarıyorsunuz bunu? Sürekli aklıma geliyor. Neden öyle yaptım, neden öyle dedim diye kendimi üzüyorum.
Mesela son bir haftadır üç ay önce aramızda flörtleşmeler olan bir adama karşı yaptığım bir şey geliyor aklıma, kafamı duvara vurmak istiyorum. Rezillikler nasıl unutulur ki dostlar?
Mesela son bir haftadır üç ay önce aramızda flörtleşmeler olan bir adama karşı yaptığım bir şey geliyor aklıma, kafamı duvara vurmak istiyorum. Rezillikler nasıl unutulur ki dostlar?
0
biraz yaşlanmak lazım, o zaman beyinde çok şey birikiyor, zaten bakıyorsun sen de dahil herkes 3 aşağı 5 yukarı aynı, öyle olunca yapılanların pek ayırt edici bir tarafı kalmıyor.
0
Gülüp geçmek lazım kendimize. Yaptığın son hata olmayacak, gelecekte de benzerlerini yapacaksın zaten. Birlikte gulebilecegin birini bulduğunda da doğru kişi olduğunu anlarsın.
0
varsa diğer suç ortaklarıyla buna deli gibi gülüp, sonrasında üreme organlarımız sağolsun diyerek
0
liberal
Soru sormak nasılsa parayla değil, o zaman soralım.Memnun olduğunuz çok pahalı olmayan deniz şortu neler var.300 TL'ye şort mu olur. Daha mantıklı şeyler olursa sevinirim.
Soru sormak nasılsa parayla değil, o zaman soralım.
Memnun olduğunuz çok pahalı olmayan deniz şortu neler var.
300 TL'ye şort mu olur. Daha mantıklı şeyler olursa sevinirim.
Memnun olduğunuz çok pahalı olmayan deniz şortu neler var.
300 TL'ye şort mu olur. Daha mantıklı şeyler olursa sevinirim.
0
decathlon a bakın, arkadaş almıştı ve çok memnun olduğunu söyledi ama modeli bimyiroum malesef
0
erkek arkadaşım decathlon'dan almıştı. 3 senedir aynı şortla geziyor. çok memnun.
0
Bütçe yüksekse (150 / 200 tl) quicksilver / billabong / o'neill gibi surf şortları
düşükse de decathlon temiz.
düşükse de decathlon temiz.
0
john frank'i tavsiye ederim. 4-5 yıldır kullanıyorum çok iyi şort. fiyatları 150 tl civarındaydı en son.
0
dusunceli
İyi günler. Fake hesabımla açtığım bir duyuru uzun yıllardır buralarda takılan birisiyim. Bir gönül işinde ne yapmam konusunda yardımlarınıza ihtiyacım var. Çok uzun o yüzden kusura bakmayın. TL;DR veremiyorum maalesef. Fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim. Üniversite 3. sınıfa geçtim ve sınıfımızd
İyi günler. Fake hesabımla açtığım bir duyuru uzun yıllardır buralarda takılan birisiyim. Bir gönül işinde ne yapmam konusunda yardımlarınıza ihtiyacım var. Çok uzun o yüzden kusura bakmayın. TL;DR veremiyorum maalesef. Fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim.
Üniversite 3. sınıfa geçtim ve sınıfımızda bir var. İkinci üniversitem olduğu için kızla aramızda yaş farkı da var. Kız güzel bir kız. Benim bir kaç lig üstümde kesinlikle. Enerjik, neşeli, hoş sohbet ve herkesle arası iyi olan birisi. Ben de benzer özelliklere sahibimdir neşeli ve insanlarla iyi anlaşan bir yapım var.
İkimiz de derslere değer veren insanlarız, okulun başlarında muhabbet genelde dersler üzerineydi ancak sonrasında hayatla ilgili her konuda ilerledi. Kız hayatında olan biteni ailesini, eski sevgilisini (biliyorum red flag) sürekli bana anlatırdı. Bildiğiniz BFF, kanka gibi bir duruma gelmiştik. Çoğu gün okulda, dışarıda arkadaş gurubuyla, projelerde birlikte falan görüşürdük. Günde belli bir süre de Whatsapp’tan konuşurduk.
Kız sürekli bir ilişkiye hazır değilim veya arkadaş olarak başladığım birisine sonradan aşık olamam gibi ortaya laflar söylüyordu ben de bunu üzerime alındım hep. Benimle sevgili olmak istemiyor diyerek. Hayatında ilgilenmem gereken bir takım sıkıntılı konular olduğundan ve aradaki yaş farkından ötürü de kıza bir türlü açılamadım. Ancak ona çok değer verdiğimi hep gösterdim. O kadar birlikte takılırdık ki beni gören onu sorar, onu gören beni sorardı.
Kız aynı bölümde olduğumuz ancak merhaba merhaba olduğumuz bir çocukla bundan 4-5 ay önce konuşmaya başladı. Bu sürede de bana olan ilgisinin azaldığını hissettim. Ama hala bir adım atamadım. Çocuk ona çok ilgili davrandı ve 2 hafta önce kıza açıldı, kız da kabul etti.
Bu olayları ikimizle de yakın olan birisine anlattığımda kızın sana ilgisi vardı eskiden ama sen göremedin sen açılsaydın seni reddetmezdi dedi ve bu beni bitiren şey oldu. Nasıl farkedemedim, niye denemedim, nasıl kaçırdım diye kendimi yiyorum sürekli. Ben onun bir ilişki aramadığını düşündüğümden yanlış anaşılmasın diye çok ilgili davranmıyor, etkinliklere 3. kişileri falan da çağırıyordum sürekli.
Ben ona çok değer verdiğim için açılırsam kaybederim korkusuyla açılamadım. Büyük hata olduğunun farkına şimdi varıyorum.
Kız diğer çocukla sevgili olduklarını ilk olarak gelip bana söyledi, kanka diyerek :( Ben de senin adına sevindim mutluluklar falan dedim. Ancak sonrasında kızla çocuğu el ele görünce içim cız ediyor. Sevgili olmadan bir önceki gün o çocuk için kahveye çağırdı ona gideceğim, sadece arkadaşız valla demişti. Ertesi gün sevgiliyiz dedi. Şu an çok kötü bir durumdayım. Hayatımda ilk kez bu kadar çok sevdiğim birisine duygularımı açamadım. Psikolojim yerlerde, sürekli uyuyasım geliyor, hayattan zevk alamıyorum artık ne yapsam bilmiyorum.
Geçenlerde 5-6 kişilik bir grupla hep birlikte oturduğumuz bir zamanda onları öyle görünce konuşamadım, normalde sürekli gülen herkesle takılan ben ağzımı bıçak açmadı.
Kız bir kaç saat sonra niçin böyle olduğumu niye tavır yaptığımı sordu. Ona sevgilisi olduğunu artık eskisi kadar samimi olamayacağımı söyledim. Yanlış anlaşılır falan dedim. O da ben mutluysam senin de arkadaşım olarak mutlu olmanı beklerdim dedi. İkimizin de sevgilileri olacak, bu sana yakın davranmayacağım anlamına mı gelir dedi. O çocuk da seni sever zaten ve arkadaşlığımıza karışmaz, o yokmuş gibi davranabilirsin vb. dedi. Ben de tamam o zaman falan dedim.
Kız sevgili olduktan sonra ona aşık mısın dedim, aşk değil ama bir şey hissediyorum zamanla aşık olabilirim, mezuniyete 2 yılımız var bakacağız birlikte dedi. O bana sevdiğini söyledi ama ben ona söylemedim daha dedi. Onu daha çok az tanıyorum, tanımam lazım dedi. Ancak son bir kaç gündür o da gördüğüm kadarıyla kendini kaptırıyor çocuğa.
Aramızda hala Whatsapp’dan muhabbet, komik resimler, hayatla ilgili şeyleri konuşuyoruz günlük olarak. Ortak derslerden ötürü de sürekli göreceğim birisi. Hatta son bir kaç ayda azalan muhabbetimizi, samimiyetimizi daha da arttırdı ama arkadaşça :( Ayrıca geçenlerde muhabbet esnasında erkek olsaydım sevdiğim kızın sevgilisi de olsa ona gider anlatırdım olmadı sinsilik yapar kızı yine kandırırdım falan dedi bana şakayla karışık. (Bunu ben yanlış bir şekilde kendime yoruyor olabilirim, kızın açılmayla ilgili düşüncelerini anlamanız için yazdım sadece. Yine de güvenemem bu lafa.)
Şimdi ne yapmam uygun olur?
Onu başkasıyla el ele görünce çok kötü oluyorum. Çocukla da arkadaşlığım var ama konuşasım gelmiyor. Ortamlarda da yapımın aksine çok sessiz kalıyorum bunu herkes de farkediyor. İçinde onların da olduğu 6-7 kişilik ortak arkadaş grubumuzdan kopuyor gibi oldum. Kızla da bu kadar samimiyken hiç bir şey demeden konuşmayı, ortak takılmaları azaltsam kötü anlaşılacak. Sanki mutsuzluğunu istiyormuşum gibi. Ama görünce de yapamıyorum.
Diğer ihtimal kıza açılayım böyleyken böyleydi, bilmenin gerektiğini düşündüm, ama şu an bir ilişkin var ve buna saygı duyuyorum diyip iletişimi niçin azaltmam gerektiğini söylemek. Ama bu sefer onu tamamen kaybedebilirim. Ve ben bir gün için dahi olsa içimde bir umut taşımak istiyorum. Beni çok üzse de.
Arkadaşlarım açılma, arkadaşlığını devam ettir diyor ama bilmiyorum. Konuşmamak görmemek beni rahatlatacak olsa da ruh ikizim diyebileceğim birisinden böyle bir anda no-contact durumuna geçmek beni çok yıpratacak. Denememiş, duygularımı ifade edememiş olmak da beni çok yıpratıyor ancak açılmanın da nasıl bir getirisi olabilir bilmiyorum.
Sizce ne yapmalıyım?
Üniversite 3. sınıfa geçtim ve sınıfımızda bir var. İkinci üniversitem olduğu için kızla aramızda yaş farkı da var. Kız güzel bir kız. Benim bir kaç lig üstümde kesinlikle. Enerjik, neşeli, hoş sohbet ve herkesle arası iyi olan birisi. Ben de benzer özelliklere sahibimdir neşeli ve insanlarla iyi anlaşan bir yapım var.
İkimiz de derslere değer veren insanlarız, okulun başlarında muhabbet genelde dersler üzerineydi ancak sonrasında hayatla ilgili her konuda ilerledi. Kız hayatında olan biteni ailesini, eski sevgilisini (biliyorum red flag) sürekli bana anlatırdı. Bildiğiniz BFF, kanka gibi bir duruma gelmiştik. Çoğu gün okulda, dışarıda arkadaş gurubuyla, projelerde birlikte falan görüşürdük. Günde belli bir süre de Whatsapp’tan konuşurduk.
Kız sürekli bir ilişkiye hazır değilim veya arkadaş olarak başladığım birisine sonradan aşık olamam gibi ortaya laflar söylüyordu ben de bunu üzerime alındım hep. Benimle sevgili olmak istemiyor diyerek. Hayatında ilgilenmem gereken bir takım sıkıntılı konular olduğundan ve aradaki yaş farkından ötürü de kıza bir türlü açılamadım. Ancak ona çok değer verdiğimi hep gösterdim. O kadar birlikte takılırdık ki beni gören onu sorar, onu gören beni sorardı.
Kız aynı bölümde olduğumuz ancak merhaba merhaba olduğumuz bir çocukla bundan 4-5 ay önce konuşmaya başladı. Bu sürede de bana olan ilgisinin azaldığını hissettim. Ama hala bir adım atamadım. Çocuk ona çok ilgili davrandı ve 2 hafta önce kıza açıldı, kız da kabul etti.
Bu olayları ikimizle de yakın olan birisine anlattığımda kızın sana ilgisi vardı eskiden ama sen göremedin sen açılsaydın seni reddetmezdi dedi ve bu beni bitiren şey oldu. Nasıl farkedemedim, niye denemedim, nasıl kaçırdım diye kendimi yiyorum sürekli. Ben onun bir ilişki aramadığını düşündüğümden yanlış anaşılmasın diye çok ilgili davranmıyor, etkinliklere 3. kişileri falan da çağırıyordum sürekli.
Ben ona çok değer verdiğim için açılırsam kaybederim korkusuyla açılamadım. Büyük hata olduğunun farkına şimdi varıyorum.
Kız diğer çocukla sevgili olduklarını ilk olarak gelip bana söyledi, kanka diyerek :( Ben de senin adına sevindim mutluluklar falan dedim. Ancak sonrasında kızla çocuğu el ele görünce içim cız ediyor. Sevgili olmadan bir önceki gün o çocuk için kahveye çağırdı ona gideceğim, sadece arkadaşız valla demişti. Ertesi gün sevgiliyiz dedi. Şu an çok kötü bir durumdayım. Hayatımda ilk kez bu kadar çok sevdiğim birisine duygularımı açamadım. Psikolojim yerlerde, sürekli uyuyasım geliyor, hayattan zevk alamıyorum artık ne yapsam bilmiyorum.
Geçenlerde 5-6 kişilik bir grupla hep birlikte oturduğumuz bir zamanda onları öyle görünce konuşamadım, normalde sürekli gülen herkesle takılan ben ağzımı bıçak açmadı.
Kız bir kaç saat sonra niçin böyle olduğumu niye tavır yaptığımı sordu. Ona sevgilisi olduğunu artık eskisi kadar samimi olamayacağımı söyledim. Yanlış anlaşılır falan dedim. O da ben mutluysam senin de arkadaşım olarak mutlu olmanı beklerdim dedi. İkimizin de sevgilileri olacak, bu sana yakın davranmayacağım anlamına mı gelir dedi. O çocuk da seni sever zaten ve arkadaşlığımıza karışmaz, o yokmuş gibi davranabilirsin vb. dedi. Ben de tamam o zaman falan dedim.
Kız sevgili olduktan sonra ona aşık mısın dedim, aşk değil ama bir şey hissediyorum zamanla aşık olabilirim, mezuniyete 2 yılımız var bakacağız birlikte dedi. O bana sevdiğini söyledi ama ben ona söylemedim daha dedi. Onu daha çok az tanıyorum, tanımam lazım dedi. Ancak son bir kaç gündür o da gördüğüm kadarıyla kendini kaptırıyor çocuğa.
Aramızda hala Whatsapp’dan muhabbet, komik resimler, hayatla ilgili şeyleri konuşuyoruz günlük olarak. Ortak derslerden ötürü de sürekli göreceğim birisi. Hatta son bir kaç ayda azalan muhabbetimizi, samimiyetimizi daha da arttırdı ama arkadaşça :( Ayrıca geçenlerde muhabbet esnasında erkek olsaydım sevdiğim kızın sevgilisi de olsa ona gider anlatırdım olmadı sinsilik yapar kızı yine kandırırdım falan dedi bana şakayla karışık. (Bunu ben yanlış bir şekilde kendime yoruyor olabilirim, kızın açılmayla ilgili düşüncelerini anlamanız için yazdım sadece. Yine de güvenemem bu lafa.)
Şimdi ne yapmam uygun olur?
Onu başkasıyla el ele görünce çok kötü oluyorum. Çocukla da arkadaşlığım var ama konuşasım gelmiyor. Ortamlarda da yapımın aksine çok sessiz kalıyorum bunu herkes de farkediyor. İçinde onların da olduğu 6-7 kişilik ortak arkadaş grubumuzdan kopuyor gibi oldum. Kızla da bu kadar samimiyken hiç bir şey demeden konuşmayı, ortak takılmaları azaltsam kötü anlaşılacak. Sanki mutsuzluğunu istiyormuşum gibi. Ama görünce de yapamıyorum.
Diğer ihtimal kıza açılayım böyleyken böyleydi, bilmenin gerektiğini düşündüm, ama şu an bir ilişkin var ve buna saygı duyuyorum diyip iletişimi niçin azaltmam gerektiğini söylemek. Ama bu sefer onu tamamen kaybedebilirim. Ve ben bir gün için dahi olsa içimde bir umut taşımak istiyorum. Beni çok üzse de.
Arkadaşlarım açılma, arkadaşlığını devam ettir diyor ama bilmiyorum. Konuşmamak görmemek beni rahatlatacak olsa da ruh ikizim diyebileceğim birisinden böyle bir anda no-contact durumuna geçmek beni çok yıpratacak. Denememiş, duygularımı ifade edememiş olmak da beni çok yıpratıyor ancak açılmanın da nasıl bir getirisi olabilir bilmiyorum.
Sizce ne yapmalıyım?
0
Kızın verdiği sinyallere bakılacak olursa hâlâ bir şansın var.
0
Kız seni friendzone sınırında bekletmis. O kızdan sana hayır gelmez hacı. Yine gelse yine friendzone olur. Karşılıklı diyalog, gezme tozma. Ama sevgili olmaz. Hamle zamanı önemliydi tabii ama en baştan sana hissettirmis friendzone olayını sen de kabul etmişsin. Böyle zamanlardan kızın senden daha samimi olduğu her şeyini anlattığı kız arkadaşa zarf atıp beklemek lazımdı. Bu olay için de geç kalındığına göre. Friendzonenlanmis moddan çık ve flört için birilerini kovala. Çevreni değiştir. Eski sevgiliden ayrıldığı an hamle yapsan yine olurdu.
Bu kızla da arayı aç fakat yoklari da oynama. Zaten doğru şeyi söylemişsin kıza. Zaten yeni elemanla bir araya geldiğinde vs. Hisseder muhtemelen gitme düşüncelinin yanına vs. Der.
Yeni birilerine bak. Kız zaten bir gün dönerse ilk yine sana dönecek. O zaman anlatırsın derdini. Tabii senin için bir anlamı kalırsa o güne kadar
Bu kızla da arayı aç fakat yoklari da oynama. Zaten doğru şeyi söylemişsin kıza. Zaten yeni elemanla bir araya geldiğinde vs. Hisseder muhtemelen gitme düşüncelinin yanına vs. Der.
Yeni birilerine bak. Kız zaten bir gün dönerse ilk yine sana dönecek. O zaman anlatırsın derdini. Tabii senin için bir anlamı kalırsa o güne kadar
0
o kız seni en başta friendzone'a koymuş.
ama sen öyle ya da böyle açılacaksın açılmazsan içine dert olacak. gün gelip kafayı çekersin yine açılırsın.
sonuç hüsran olur. sonra bir dargın bir barışık hayat devam eder.
belki çoook ileride ikiniz de hala bekar olursanız bir şeyler değişir.
(bkz: based on a true story)
not: benim hikayede taraflardan biri bekar kalmadığından hayıflanmakla kaldık.
ama sen öyle ya da böyle açılacaksın açılmazsan içine dert olacak. gün gelip kafayı çekersin yine açılırsın.
sonuç hüsran olur. sonra bir dargın bir barışık hayat devam eder.
belki çoook ileride ikiniz de hala bekar olursanız bir şeyler değişir.
(bkz: based on a true story)
not: benim hikayede taraflardan biri bekar kalmadığından hayıflanmakla kaldık.
0
karşı cinsle arkadaş olma fikrini kafanızdan silin hocam. şifanız buradan başlıyor.
cıvık ortamlardan da uzaklaşın. karşı cinsle mesafeli olun.
kız gelse de gelmese de, kendinize bu formatı atın.
cıvık ortamlardan da uzaklaşın. karşı cinsle mesafeli olun.
kız gelse de gelmese de, kendinize bu formatı atın.
0
Üniversitede tam da o yaşlarda herkesin ruh ikizi olduğunu düşündüğü bi karşı cins arkadaşı oluyor sanırım, ve onlar asla birbirleriyle sevgili olamıyolar:)
Bence kız zaten seninle sevgili olmayı hiç düşünmemiş. Eğer düşünseydi, kalabalık arkadaş grubunda olsanız bile bunu sana hissettirirdi, “onlar gelmese bu sefer ikimiz takılsak” falan diyebilirdi mesela. Eski sevgilisini anlatmış, bu da zaten senin friendzone’da olduğunun apaçık göstergesi.
Senin ondan hoşlandığını adı gibi biliyormuş, ilgin hoşuna gitmiş ve sana değer vermiş ama “arkadaş” olarak, yani senin istediğin şekilde değil.
Çocukla ilk görüşmesinde de “valla arkadaş olarak, aramızda bişey yok” demesi, senin ondan hoşlandığını bilmesi, en yakın arkadaş olduğunuzun farkında olması ve bu yüzden yeni sevgili yapmakta vicdan azabı çekmesi yüzünden bence.
Şimdi yine senin arkadaşlığını kaybetmeden diğer çocukla sevgili olmak istiyor ama bunun senin için ne kadar acı verici olduğu konusunu belli ki umursamıyor. Biraz bencil bi düşünce içerisinde bu kız. Sen kendini düşün, iyi hissetmiyorsan hiç onlarla takılma. Ama arkadaş grubunu onlar yüzünden tamamen terketme. Hatta herkesle daha samimi olup sadece o çiftten uzak dur ki söylediklerinle yaptıkların uyuşsun, bi anda hayata küsen genç rolüne girme.
Elbet bulursun yenisini... dertlenme bu kadar. Bu kız olsa olsa arkadaş olurdu sana, fazlası olmazdı besbelli.
Bence kız zaten seninle sevgili olmayı hiç düşünmemiş. Eğer düşünseydi, kalabalık arkadaş grubunda olsanız bile bunu sana hissettirirdi, “onlar gelmese bu sefer ikimiz takılsak” falan diyebilirdi mesela. Eski sevgilisini anlatmış, bu da zaten senin friendzone’da olduğunun apaçık göstergesi.
Senin ondan hoşlandığını adı gibi biliyormuş, ilgin hoşuna gitmiş ve sana değer vermiş ama “arkadaş” olarak, yani senin istediğin şekilde değil.
Çocukla ilk görüşmesinde de “valla arkadaş olarak, aramızda bişey yok” demesi, senin ondan hoşlandığını bilmesi, en yakın arkadaş olduğunuzun farkında olması ve bu yüzden yeni sevgili yapmakta vicdan azabı çekmesi yüzünden bence.
Şimdi yine senin arkadaşlığını kaybetmeden diğer çocukla sevgili olmak istiyor ama bunun senin için ne kadar acı verici olduğu konusunu belli ki umursamıyor. Biraz bencil bi düşünce içerisinde bu kız. Sen kendini düşün, iyi hissetmiyorsan hiç onlarla takılma. Ama arkadaş grubunu onlar yüzünden tamamen terketme. Hatta herkesle daha samimi olup sadece o çiftten uzak dur ki söylediklerinle yaptıkların uyuşsun, bi anda hayata küsen genç rolüne girme.
Elbet bulursun yenisini... dertlenme bu kadar. Bu kız olsa olsa arkadaş olurdu sana, fazlası olmazdı besbelli.
0
üşenmedim okudum.
duyuruda bile o kadar çok arkadaş kelimesi kullanmışsın ki yani friendzone voltranı gibisin. gelecekteki ilişkilerinde bile aynı hataya düşeceğini tahmin ediyorum. bir erkekle bir kadın nasıl bu kadar kanka, ahbap olur hala anlamış değilim. her neyse.
tavsiyemi istersen şu: kendine biraz çeki düzen ver saçına başına kıyafetine.. o kızla da iletişimi minimuma indir. online goygoyu bitir. meşgul olduğunu söyle uzak dur bir süre. illa ki merak edip gelecek yanına o zaman samimice içini dök. ne olacaksa olsun, böyle efkarla yaşanmaz, okulunu da etkiler.
fortune favors the brave; şans cesur olandan yanadır. unutma.
duyuruda bile o kadar çok arkadaş kelimesi kullanmışsın ki yani friendzone voltranı gibisin. gelecekteki ilişkilerinde bile aynı hataya düşeceğini tahmin ediyorum. bir erkekle bir kadın nasıl bu kadar kanka, ahbap olur hala anlamış değilim. her neyse.
tavsiyemi istersen şu: kendine biraz çeki düzen ver saçına başına kıyafetine.. o kızla da iletişimi minimuma indir. online goygoyu bitir. meşgul olduğunu söyle uzak dur bir süre. illa ki merak edip gelecek yanına o zaman samimice içini dök. ne olacaksa olsun, böyle efkarla yaşanmaz, okulunu da etkiler.
fortune favors the brave; şans cesur olandan yanadır. unutma.
0
üniversiteyi bitirmesini bekle, askerliği aradan çıkar
kız da diğer çocukla işi ilerlettikçe zaten senden soğuyacak konuşmalarınız azalacak
sen kabul eder miydin böyle bir durumu, sevgilinin erkek kankasını!
kız da diğer çocukla işi ilerlettikçe zaten senden soğuyacak konuşmalarınız azalacak
sen kabul eder miydin böyle bir durumu, sevgilinin erkek kankasını!
0
bence de açıl ve çektiğin eziyeti sonlandır.. ruh ikizimin arkadaşlığından mahrum kalmak istemiyorum diyorsun ama durumlar hoşlanmaya varmışsa o arkadaşlık bitince zamanla daha iyi hissediyor insan. kim bilir belki olumlu cevap da alabilirsin. ne şartlarda açılacağın konusunu @heidinin dedesi güzel açıklamış.
0
aga kusura bakma da aklıma tek bir şey geliyor, kız hepinizi donunda sallamış.
yaş farkı var diyorsun, kaç yaş anlamadım açılmana engel olacak kadar.
ama bu kadar yaşça büyük olduğun kızın basit oyunlarına gelmen senin için baya kötü bir durum. nasıl yedin yahu? çok basit kız taktikleri bunlar. en baştan beri senin ilginin farkında ve kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyor. onun niyeti olsa o sana açılırdı, o da yok. var gücünle uzaklaş bu saçma ortamdan. sana şu açılma devam et diyen arkadaşların da bu yaş grubuysa vay haline. çoluğun çocuğun maskarası olursun aman diyim. ver projeni dersini mezun olmaya bak.
yaş farkı var diyorsun, kaç yaş anlamadım açılmana engel olacak kadar.
ama bu kadar yaşça büyük olduğun kızın basit oyunlarına gelmen senin için baya kötü bir durum. nasıl yedin yahu? çok basit kız taktikleri bunlar. en baştan beri senin ilginin farkında ve kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyor. onun niyeti olsa o sana açılırdı, o da yok. var gücünle uzaklaş bu saçma ortamdan. sana şu açılma devam et diyen arkadaşların da bu yaş grubuysa vay haline. çoluğun çocuğun maskarası olursun aman diyim. ver projeni dersini mezun olmaya bak.
0
fragile lady
İş değiştirmem gerekiyor. Üniversitede okuduğum bölümle alakalı bir işe ne yazık ki giremiyorum. Yoğun şekilde ilgilendiğim hobimle alakalı iş ilanlarında da o hobinin üniversite bölümünden mezun olma şartı arıyorlar. Bu durumda da bana asistanlık, satış danışmanlığı, müşteri temsilciliği gibi işler
İş değiştirmem gerekiyor. Üniversitede okuduğum bölümle alakalı bir işe ne yazık ki giremiyorum. Yoğun şekilde ilgilendiğim hobimle alakalı iş ilanlarında da o hobinin üniversite bölümünden mezun olma şartı arıyorlar. Bu durumda da bana asistanlık, satış danışmanlığı, müşteri temsilciliği gibi işler kalıyor. Birkaç iş görüşmesine gittim ve insani olmayan şartlar sundular. Haftanın 6 günü, günde yaklaşık 10-11 saat çalışmamı ve asgari ücretle yetinmemi bekliyorlar. Ben gerçekten idrak edemiyorum. Kimse nasıl isyan etmez, bu ülke nasıl ayaklanmaz? İnsan hayatı gerçekten bu kadar kıymetsiz mi ya? Ben haftamın altı gününün neredeyse tamamını verip 2.000-2.5000 TL bandında bir işte çalıştığımda yaşamamın ne anlamı kalacak ki? Bir tek 10 saatlik çalışmanın üzerine akşamlarım ve pazar günlerim kalıyor. Halim kaldı bir şeyler yapacağım diyelim; bu paraya dandik bir tiyatro oyununa bile bilet alınmaz. İnsanlar nasıl yaşıyor bu şartlarda? Bunun adı yaşamak mı ya?
0
ne demiş wilde ? "yaşamak çok nadir rastlanan bir eylemdir, çoğu insan sadece var olur" bu gerçeği benimseyerek devam etmek lazım
0
taşı toprağı altın diye herkes istanbul'a taşınırsa olacağı bu. ne kadar çok insan yaşarsa, o kadar ucuz işgücü demektir. memleketine taşın, hobini işini evinde yap, internetten vergisiz kayıtsız sat, huzur içinde sakin, stressiz, trafiksiz, gürültüsüz, kavgasız, doğal besinlerle ve içeceklerle, tertemiz havada mis gibi yaşa. canın sıkılınca da atla git istanbul'a istediğin zaman..
0
Herkes niye kimse ayaklanmıyor diyor ama kimse de elini taşın altına koyup ayaklanmıyor. Sen başla kitleler arkandan gelsin.
0
evet insan hayatı malesef ucuz
daha da ucuz olsun diye istanbula 1 milyon suriyeli , afgan göçmen daha çektiler.
sen çalışmassan mutlaka bi çalışan bulacaklar.
girişimci ol derim.
daha da ucuz olsun diye istanbula 1 milyon suriyeli , afgan göçmen daha çektiler.
sen çalışmassan mutlaka bi çalışan bulacaklar.
girişimci ol derim.
0
hangi bölüm mezunusun? belki girmeni engelleyen şey konusunda sertifika vs. öne çıkaracak bir şey iş görebilir.
maalesef ülke bu durumda, insanlara yazık
maalesef ülke bu durumda, insanlara yazık
0
eger okudugum alanda is bulamazsam ya da bir aksilik olur mezun olmazsam sehirde yasamam. sehirdeki islerde de calismam. insaattir, efendime soyleyeyim, tezgahtarlik falan filan.
is bulamazsam baba meslegi ciftcilik yapacagim. yaylada belediyeden arsa kiralarim. devlet destekleri falan var bu konuda. ciftlik falan kurup tavuk, yumurta sut isleri ile ilgilenirim. kafamda bu dusunce var.
ya da sofralik bocek ciftligi kurar bocekleri yurtdisina gonderirim.
asgari ucrete kimsenin yaninda calisamam. yukselme yok bi sey yok. 2500 lira sehir hayatinda kime yetiyor? insani yerinde saydirir hayat boyunca.
mumkun degil. ineklerimin pisligi ile yasarim daha iyi. en azindan huzurum olur, mutlu falan olurum.
bence mezun insanimiz is bulamayinca ya da is begenmeyince is kurmaktan kesinlikle korkmasin. siz is yaratin.
devlet kim?
benim sensin odur. biz devletiz.
ve disardan birinin gelip agzimiza ekmek sokmasini ve akil vermesini bekleme huyundan vazgecmeliyiz. bu ulke bizim, belediye de, banka da, tesvikler de. kimseye ait degil. hepimize ait. yeri ve zamani geldiginde bunlardan en iyi sekilde faydalanmaliyiz.
bunlari disaridan yabancilarin gelip kullanacagina biz kullanalim.
senin durumdan memnuniyetsizligini cok guzel buluyorum. umarim guzel isler yaparsin.
is bulamazsam baba meslegi ciftcilik yapacagim. yaylada belediyeden arsa kiralarim. devlet destekleri falan var bu konuda. ciftlik falan kurup tavuk, yumurta sut isleri ile ilgilenirim. kafamda bu dusunce var.
ya da sofralik bocek ciftligi kurar bocekleri yurtdisina gonderirim.
asgari ucrete kimsenin yaninda calisamam. yukselme yok bi sey yok. 2500 lira sehir hayatinda kime yetiyor? insani yerinde saydirir hayat boyunca.
mumkun degil. ineklerimin pisligi ile yasarim daha iyi. en azindan huzurum olur, mutlu falan olurum.
bence mezun insanimiz is bulamayinca ya da is begenmeyince is kurmaktan kesinlikle korkmasin. siz is yaratin.
devlet kim?
benim sensin odur. biz devletiz.
ve disardan birinin gelip agzimiza ekmek sokmasini ve akil vermesini bekleme huyundan vazgecmeliyiz. bu ulke bizim, belediye de, banka da, tesvikler de. kimseye ait degil. hepimize ait. yeri ve zamani geldiginde bunlardan en iyi sekilde faydalanmaliyiz.
bunlari disaridan yabancilarin gelip kullanacagina biz kullanalim.
senin durumdan memnuniyetsizligini cok guzel buluyorum. umarim guzel isler yaparsin.
0
bunlar iyi günlerimiz.
asgari ücret daha $200 seviyesine gelecek.
belkide sonra $100 kusur seviyesine.
bu fakirliğin sebebi insan ortalamasının çok kalitesiz olması.
girişimci sayısı çok az, başaran siktirp olup gidiyor ülkeden.
zaten girişimcilikten para kazanıp yapıp bu ülkede kalmaya devam edecek salak olmak bir paradoks.
girişimcilerin ne ailesi, ne toplum ne devlet destekliyor.
en az 2-3 nesil bu kalitesiz insna ortalaması devam edecek.
asgari ücret daha $200 seviyesine gelecek.
belkide sonra $100 kusur seviyesine.
bu fakirliğin sebebi insan ortalamasının çok kalitesiz olması.
girişimci sayısı çok az, başaran siktirp olup gidiyor ülkeden.
zaten girişimcilikten para kazanıp yapıp bu ülkede kalmaya devam edecek salak olmak bir paradoks.
girişimcilerin ne ailesi, ne toplum ne devlet destekliyor.
en az 2-3 nesil bu kalitesiz insna ortalaması devam edecek.
0
isyan mı? arada kalmayacağından emin misin bu isyanda?
abartmaya gerek yok.
bak,ortalama üstü maaş alıp bankaları kullandıkları kredi kartı faizleriyle zenginleştiren(!) insanlar var. Yine para harcama temelli mutlu olan insanlar var bu ülkede. Cidden sadece kazandığınla satın alıp mutlu olacağını sanıyorsan o mutluluk gelmeyecek..
abartmaya gerek yok.
bak,ortalama üstü maaş alıp bankaları kullandıkları kredi kartı faizleriyle zenginleştiren(!) insanlar var. Yine para harcama temelli mutlu olan insanlar var bu ülkede. Cidden sadece kazandığınla satın alıp mutlu olacağını sanıyorsan o mutluluk gelmeyecek..
0
Üniversite okusan hatta üstüne yüksek lisans yapsan bile 2500 teklif ediyorlar. Üstelik haftada 6 gün ve günde 10 saat çalışmanı istiyorlar. Şu an diplomasız iş bulabilmek çok iyi bence.
kendini geliştirmeyip 2500 e razı olursan ömür boyu bu şekilde gider. Çünkü kendilerine köle istiyorlar. O paraya ev kirası ödemen, tatil yapman, gezmen mümkün değil. Sadece işsiz değilim dersin. Bu maaşlarla mutlu olabilmek bence de mümkün değil.
Geçen bir iş görüşmesinde mülakatta bana çay yapabilir misin diye sordular. Küfür edip mülakatın ortasında çıkacaktım
kendini geliştirmeyip 2500 e razı olursan ömür boyu bu şekilde gider. Çünkü kendilerine köle istiyorlar. O paraya ev kirası ödemen, tatil yapman, gezmen mümkün değil. Sadece işsiz değilim dersin. Bu maaşlarla mutlu olabilmek bence de mümkün değil.
Geçen bir iş görüşmesinde mülakatta bana çay yapabilir misin diye sordular. Küfür edip mülakatın ortasında çıkacaktım
0
herkes zengin olsaydı kimse kimseye iş yaptıramazdı
insanlık bu şekilde gelişiyor
öldüren ise insancıl olmayan çalışma şartları
insanlık bu şekilde gelişiyor
öldüren ise insancıl olmayan çalışma şartları
0
Evet ucuz. 1 oy değerindesin temelde bakarsan. Ama onu geç.
Bu ülkede senin kast ettiğin yaşamak şansla veya sahtekarlık yapmak ile doğrudan ilgili. Bulunduğun hayattan kopman, hayat seni buraya sürükleyerek getirdiği için zor. Hayatında değişim yapman da bu akıntıya karşı gelmek gibi bir şey oluyor haliyle. Bu yüzden çok zor. Akılla, zekayla ilgisi dolaylı bu şeylerin. Eğer bu işler akılla zekayla olsaydı, geçende burda başarı hikayelerini inandırıcılığını tartışıyor olmazdı insanlar. Çoğu insan kendi tercihlerini yaşadığı yanılsaması içinde bizim ülkede. Ama çok az bir kesim harici yaşamıyor. Bakma sen her şey senin kapasitene bağlıymis gibi alttan kendini övmeye çalışanlara.
Değişim istiyorsan bu mümkün. Ama dürüst insan için çok zor ve zaman alıcı. Bunu kabullen.
Bu ülkede senin kast ettiğin yaşamak şansla veya sahtekarlık yapmak ile doğrudan ilgili. Bulunduğun hayattan kopman, hayat seni buraya sürükleyerek getirdiği için zor. Hayatında değişim yapman da bu akıntıya karşı gelmek gibi bir şey oluyor haliyle. Bu yüzden çok zor. Akılla, zekayla ilgisi dolaylı bu şeylerin. Eğer bu işler akılla zekayla olsaydı, geçende burda başarı hikayelerini inandırıcılığını tartışıyor olmazdı insanlar. Çoğu insan kendi tercihlerini yaşadığı yanılsaması içinde bizim ülkede. Ama çok az bir kesim harici yaşamıyor. Bakma sen her şey senin kapasitene bağlıymis gibi alttan kendini övmeye çalışanlara.
Değişim istiyorsan bu mümkün. Ama dürüst insan için çok zor ve zaman alıcı. Bunu kabullen.
0
Bana da biri buradan kosgeb girişimciliklerinden yararlan, baba parası yeme demişti. Sanki ben çok meraklıyım. Girişimciliğe soyunanlar da batıyor, çünkü insanlar para harcamak istemiyor. Bu şartlar altında niye girişimcilik yapayım?
0
yazını okuyunca aklıma şu söz geldi "herkes bir kıvılcım bekliyor ama kimse yanan olmak istemiyor"
açıkçası ben de böyle düşünüyorum, bir isyan çıksa varımla yoğumla destek veririm ama yok işte çıkmıyor :) 6 aydır işsizim, ne bir gelecek umudu kaldı ne bir heves. allah sonumuzu hayır etsin.
açıkçası ben de böyle düşünüyorum, bir isyan çıksa varımla yoğumla destek veririm ama yok işte çıkmıyor :) 6 aydır işsizim, ne bir gelecek umudu kaldı ne bir heves. allah sonumuzu hayır etsin.
0
çevremde kimseye üniversite okumayı önermiyorum, gidin meslek öğrenin diyorum
kombici, muslukçu, klimacı, elektrikçi olun daha iyi.
bu bahsettiğim kişilerin en az 1 ev, 1 yazlık, bir lüks otosu var.
kombiciyi eve getirtemiyoruz amk o kadar yoğun.
dediğim kişilerin yaşı da daha 30 bile değil.
e tabi bu meslekleri yaparken instagramdan havalı fotolar atamassın, pelinsu'yu düşüremessin o başka.
kombici, muslukçu, klimacı, elektrikçi olun daha iyi.
bu bahsettiğim kişilerin en az 1 ev, 1 yazlık, bir lüks otosu var.
kombiciyi eve getirtemiyoruz amk o kadar yoğun.
dediğim kişilerin yaşı da daha 30 bile değil.
e tabi bu meslekleri yaparken instagramdan havalı fotolar atamassın, pelinsu'yu düşüremessin o başka.
0
kizsaniz da xportant'in dedikleri genel hatlari ile dogru.
bu "hem hayalimdeki isi yapiyorum hem de cuvalla para kazaniyorum" olayi 80lerde bitti. yurtdisinda da bu boyle. nufus artti, diplomali sayisinda asiri bir artis var, sektorler dolu. istisnalar tabiiki var ama cogunluk sizinle ayni durumda.
ben para pesinde olan arkadaslara hayal kurmayi birakip piyasa arastirmasi yapmalarini ve mumkun oldugunca az okuyup biran once hayata atilmalarini oneriyorum. okudukca hayatin gerceklerinden kopuyorsun, bu devirde eger akedemiden kovalamayacak isen kendine yapabilecegin en buyuk kotuluk "profesyonel ogrenci" olmak.
ne yapacagini bilemeyen arkadaslara onerim, boktan bir universite diplomasi alacaginiza lise mezunu olarak kalin ve 4 senenizi az bilinen bir yabanci dili cok iyi sekilde ogrenmeye harcayin. mezun olan arkadaslariniz 4 sene sonunda elinde diploma ile aval aval gezer iken siz coktan calismaya baslamais olur ve zengin olmasaniz bile ortalamanin ustunde para yaparsiniz.
bu "hem hayalimdeki isi yapiyorum hem de cuvalla para kazaniyorum" olayi 80lerde bitti. yurtdisinda da bu boyle. nufus artti, diplomali sayisinda asiri bir artis var, sektorler dolu. istisnalar tabiiki var ama cogunluk sizinle ayni durumda.
ben para pesinde olan arkadaslara hayal kurmayi birakip piyasa arastirmasi yapmalarini ve mumkun oldugunca az okuyup biran once hayata atilmalarini oneriyorum. okudukca hayatin gerceklerinden kopuyorsun, bu devirde eger akedemiden kovalamayacak isen kendine yapabilecegin en buyuk kotuluk "profesyonel ogrenci" olmak.
ne yapacagini bilemeyen arkadaslara onerim, boktan bir universite diplomasi alacaginiza lise mezunu olarak kalin ve 4 senenizi az bilinen bir yabanci dili cok iyi sekilde ogrenmeye harcayin. mezun olan arkadaslariniz 4 sene sonunda elinde diploma ile aval aval gezer iken siz coktan calismaya baslamais olur ve zengin olmasaniz bile ortalamanin ustunde para yaparsiniz.
0
sorunun en temelinde iş standartlarının oturmaması var. üniversite mezunu olmak olmamak değil aslında. devlet memuru değilseniz ya da boğaziçi mezunu olup kaymak bir şirkette çalışmıyorsanız işiniz zor. bugün bir inşaat mühendisi, mimar min. 60 saat it gibi mesai almadan çalışmamalı. devletin bunu denetlemesi lazım. türkiye'deki şirketlerin %90'ı kobi ve bu şartlara sahip. ama devlet bir şey yapmıyor. onun dışında alım gücü çok düşük. insanlar yaşamıyor sadece hayatta kalıyor. birçoğu da sorun etmiyor. herkesin derdi araba almak, ev almak, telefon almak. bir şekilde bunları 150 ay borçla alabiliyorlarsa daha fazlasını talep etmiyorlar.
0
ben de benzer şeyler yaşadım, bulduğum işten de pek memnun değilim maaşı dışında. yeni mezun/tecrübesiz işsizliği diğer işsiz kalan insanların durumundan çok daha farklı. herkes "bulduğuna şükret" diyor ezberlemiş gibi ama tüm bunların hayatta kalmak için geçici olduğunu düşünüp kendini avutabilirsin belki biraz. ben öyle yapmaya çalışıyorum. yoksa madenlerde vs. ne şartlarda çalışan insanlar var senin benim bulduğum iş ona kıyasla muhteşemdir belki ama herkesin hayattan beklentileri ve standartları farklı bana kalırsa altı gün çalışmak insanlık dışı iki gün dinlenmeden çalışmak berbat ama çoğu insan böyle çalışıyor, bu duruma alışmaksa en korktuğum ve hepsinden berbat gelen bir şey. tüm bunlar hayata geç yaşta atılmaktan ve ülkenin bu konuda en boktan dönemlerinden birini geçirmesinden dolayı. muhteşem bir combonun içine düştük bence.
yaşamak bu değil ama idare etmekten başka çaremiz yok şimdilik.
yaşamak bu değil ama idare etmekten başka çaremiz yok şimdilik.
0
başka bir duyuruya yazmıştım. aynen kopyaladım.
Herkes anasının karnından vizyoner doğmuş, kişisel gelişim gurusu olarak doğmuş haberimiz yok.
Gene her konuda olduğu gibi burada da insanımız nedeni sorgulamak yerine güçsüz olana, zaten ezilmiş olana yıkmış sorumluluğu.
Çok değil bundan 15 20 sene önce üniversiteye yeni girmiş adama kaç kişi kendini geliştir diye bomboş, ne ifade ettiği belli olmayan bir tavsiye vermiştir?
Bir kişinin girdiğini üniversiteden donanımlı olarak çıkamaması neden onun suçu oluyor?
Memlekette son 20 yılda nüfus 1/3 artmış, endüstri kavramı farklı aşamaya geçmiş ama bu konuda laf kalabalığından başka bir şey yapmayan ne yöneticiler suçlu ne başkası. Suçlu öğrenci, işsiz yeni mezun.
AB demiş şu yıla kadar şu yaş grubunda şu kadar yükseköğretim mezunu olsun demiş. Gene bakmış yarını düşünmeyen insanımız nasıl yapsak bunu diye her köşe başına üniversite açmış. Mis di mi hem şirketlere pr ve vergiden kaçınma alanı hem yönetici tayfaya işsziliği gizlice düşürme yolu.
Sadece İstanbul da 60 a yakın üniversite var. Ama suçlu kim, öğrenci. Memleketteki computer science phd sahibi elemanları birer birer dağıtsan bilgisayar mühendisliği bölümlerine yetmiyor ama olsun nitelik değil nicelik önemli. Yetmiyor zaten başlı başına sorunlu bir aöf sistemi varken diğer üniversitelerde aynı yola giriyor.
Bu kadar üniversite açmış peki başka ne yapmış? Hiçbir şey. Çimento tüketiminde ve işçi ölümlerinde liderliğe oynamaktan başka hiçbir şey ama sorun vizyonsuz öğrencilerde.
Yıllarca oku oku da böyle olma diye meslek aşağılandı bu ülkede sistematik olarak. Şimdi gene o aşağılanan meslekleri gösterip ama siz de iş beğenmiyorsunuz diyorlar.
Peki bu iş beğenmiyorlar diye gösterilen işlerde bu lafı söyleyenlerin kaçı az da olsa çalışmıştır o işlerde? Günde 12 13 saat haftada 6 gün asgari ücretten yarım sigortalı çalıştı mı tekstil atölyesinde bunu söyleyenler?
Ben bugün 9 saat yol yaptım.
Niye? Şeref yoksunu eski patronlardan biri piyasaya çıkmış gittik kavga dövüş 4 yıl sonra 2 bin lira aldık. Şimdi bu adam gene mekan işletiyor, ben gene işsizim ama sorsan iş beğenmiyoruz.
Kendi emeğinin sömürülmesini o kadar normalleşmiş ki adam ya ben yandım başkası yanmasın demiyor ben çok dayak yedim sen isyan etme sen de ye dayağını gel iki de ben vurayım diyor.bunu öylesine normalleştirmiş ki kendisinin yanlış yaptığını kabullenmektense başkalarını da yakmayı daha makul görüyor.
Memlekette 'network' olmadan 'referans' olmadan bir halt olmuyor, zorunlu stajda bile araya adam sokman lazım ama maşallah öğrenciden beklenen superman olması.
Yurtdışı görsün, staj yapsın, dil öğrensin - 1 tane de değil ha en az 2 - güzel bir ortalama ile güzel bir yerden mezun olsun.
Yeter mi yetmez bi de yl yapsın ne de olsa herkers lisans mezunu artık.
Nasıl olacak bunlar hele bir anlatın da bilelim.
O 'iyi' sayılan üniversitelerin aldığı öğrenci sayısı belli. Napsın dışarıda kalanlar var mı bir öneriniz?
Eğitimde fırsat eşitliği dediğinde diplerdeyiz.
Memleketin yarısı asgari ücretten kölelikten belki biraz iyi şartlarda çalışıyor. Bu insanlar çocuklarını zaten özel okula yollayamıyor. Kurs ücretleri 5 6 aylık asgari ücret en iyi ihtimalle.
Ya hadi her şeyi geçtim hiç açıp baktınız mı sınava hazırlık kitapları kaç para?
Kolay mı sizce anne baba ben odtü kazanana kadar sınava gireceğim demek? Memlekette son 15 yıldır liselerde İngilizce namına bir halt öğretilmiyor.
Ama İngilizce mühim, olmazsa olmaz. Ne yapacak kursa gidecek yetmez çünkü anasından native doğan birileri beğenmez onu illa bi yurtdışı görmesi lazım. Git desene bir 2000 lira maaş alan annene anne ben erasmus yapacağım ama hibe falan sıkıntı nasıl yaparız diye?
Her yerde o kadar çok var ki bu herkesi kendi ile aynı imkalara sahipmiş de diğerleri sırf gıcıklık şerefsizlik olsun işsizlik var denilsin diye işe girmiyormuş gibi yargılayan.
Hepsi vizyoner hepsinin kulağına adlarıyla birlikte geleceğin meslekleri okunmuş. Hiç sistemin, yönetenleri falan suçu yok ama. Suçlu bir umut ben okumadım o okusun diye çocuğunu iyi kötü bir üniversiteye sokmaya çalışan anada babada, onların kişisel gelişim gurusu olamayan evlatlarında.
İnsanlar işsizlikten parasızlıktan intihar ediyor ama işte vizyonsuzlar be abi hep onların suçu.
Herkes anasının karnından vizyoner doğmuş, kişisel gelişim gurusu olarak doğmuş haberimiz yok.
Gene her konuda olduğu gibi burada da insanımız nedeni sorgulamak yerine güçsüz olana, zaten ezilmiş olana yıkmış sorumluluğu.
Çok değil bundan 15 20 sene önce üniversiteye yeni girmiş adama kaç kişi kendini geliştir diye bomboş, ne ifade ettiği belli olmayan bir tavsiye vermiştir?
Bir kişinin girdiğini üniversiteden donanımlı olarak çıkamaması neden onun suçu oluyor?
Memlekette son 20 yılda nüfus 1/3 artmış, endüstri kavramı farklı aşamaya geçmiş ama bu konuda laf kalabalığından başka bir şey yapmayan ne yöneticiler suçlu ne başkası. Suçlu öğrenci, işsiz yeni mezun.
AB demiş şu yıla kadar şu yaş grubunda şu kadar yükseköğretim mezunu olsun demiş. Gene bakmış yarını düşünmeyen insanımız nasıl yapsak bunu diye her köşe başına üniversite açmış. Mis di mi hem şirketlere pr ve vergiden kaçınma alanı hem yönetici tayfaya işsziliği gizlice düşürme yolu.
Sadece İstanbul da 60 a yakın üniversite var. Ama suçlu kim, öğrenci. Memleketteki computer science phd sahibi elemanları birer birer dağıtsan bilgisayar mühendisliği bölümlerine yetmiyor ama olsun nitelik değil nicelik önemli. Yetmiyor zaten başlı başına sorunlu bir aöf sistemi varken diğer üniversitelerde aynı yola giriyor.
Bu kadar üniversite açmış peki başka ne yapmış? Hiçbir şey. Çimento tüketiminde ve işçi ölümlerinde liderliğe oynamaktan başka hiçbir şey ama sorun vizyonsuz öğrencilerde.
Yıllarca oku oku da böyle olma diye meslek aşağılandı bu ülkede sistematik olarak. Şimdi gene o aşağılanan meslekleri gösterip ama siz de iş beğenmiyorsunuz diyorlar.
Peki bu iş beğenmiyorlar diye gösterilen işlerde bu lafı söyleyenlerin kaçı az da olsa çalışmıştır o işlerde? Günde 12 13 saat haftada 6 gün asgari ücretten yarım sigortalı çalıştı mı tekstil atölyesinde bunu söyleyenler?
Ben bugün 9 saat yol yaptım.
Niye? Şeref yoksunu eski patronlardan biri piyasaya çıkmış gittik kavga dövüş 4 yıl sonra 2 bin lira aldık. Şimdi bu adam gene mekan işletiyor, ben gene işsizim ama sorsan iş beğenmiyoruz.
Kendi emeğinin sömürülmesini o kadar normalleşmiş ki adam ya ben yandım başkası yanmasın demiyor ben çok dayak yedim sen isyan etme sen de ye dayağını gel iki de ben vurayım diyor.bunu öylesine normalleştirmiş ki kendisinin yanlış yaptığını kabullenmektense başkalarını da yakmayı daha makul görüyor.
Memlekette 'network' olmadan 'referans' olmadan bir halt olmuyor, zorunlu stajda bile araya adam sokman lazım ama maşallah öğrenciden beklenen superman olması.
Yurtdışı görsün, staj yapsın, dil öğrensin - 1 tane de değil ha en az 2 - güzel bir ortalama ile güzel bir yerden mezun olsun.
Yeter mi yetmez bi de yl yapsın ne de olsa herkers lisans mezunu artık.
Nasıl olacak bunlar hele bir anlatın da bilelim.
O 'iyi' sayılan üniversitelerin aldığı öğrenci sayısı belli. Napsın dışarıda kalanlar var mı bir öneriniz?
Eğitimde fırsat eşitliği dediğinde diplerdeyiz.
Memleketin yarısı asgari ücretten kölelikten belki biraz iyi şartlarda çalışıyor. Bu insanlar çocuklarını zaten özel okula yollayamıyor. Kurs ücretleri 5 6 aylık asgari ücret en iyi ihtimalle.
Ya hadi her şeyi geçtim hiç açıp baktınız mı sınava hazırlık kitapları kaç para?
Kolay mı sizce anne baba ben odtü kazanana kadar sınava gireceğim demek? Memlekette son 15 yıldır liselerde İngilizce namına bir halt öğretilmiyor.
Ama İngilizce mühim, olmazsa olmaz. Ne yapacak kursa gidecek yetmez çünkü anasından native doğan birileri beğenmez onu illa bi yurtdışı görmesi lazım. Git desene bir 2000 lira maaş alan annene anne ben erasmus yapacağım ama hibe falan sıkıntı nasıl yaparız diye?
Her yerde o kadar çok var ki bu herkesi kendi ile aynı imkalara sahipmiş de diğerleri sırf gıcıklık şerefsizlik olsun işsizlik var denilsin diye işe girmiyormuş gibi yargılayan.
Hepsi vizyoner hepsinin kulağına adlarıyla birlikte geleceğin meslekleri okunmuş. Hiç sistemin, yönetenleri falan suçu yok ama. Suçlu bir umut ben okumadım o okusun diye çocuğunu iyi kötü bir üniversiteye sokmaya çalışan anada babada, onların kişisel gelişim gurusu olamayan evlatlarında.
İnsanlar işsizlikten parasızlıktan intihar ediyor ama işte vizyonsuzlar be abi hep onların suçu.
0
(bkz: ataması yapılmayan öğretmenler platformu )'a bakarsak baslik 2009'da acilmis, 11 ogretmenin intahar ettiginden bahsediliyor. 90'larda boyle bir proble oldugunu hatirlamiyorum, hatta ozel okullarin sayisi yeni yeni artmaya baslamisti, bu okullar devletteki iyi hocalari cektikleri icin devlet okullarinda hoca sikintisi vardi bir donem. dolayisiyla sikinti 2000lerin ortalarinda baslamis gibi ve katlanarak devam ediyor, isin boku cikmis durumda.
is bulamadigindan yakinan arkadaslarin mantigi ise su sekilde: ben bunu bile bile hayalimde ogretmenlik var diye catir catir ogretmenlik yazarim, okul bitince de devletin bana is bulma zorunlulugu var. madem is yok o zaman bolumu kapatsin.
ne desem bilemedim..
is bulamadigindan yakinan arkadaslarin mantigi ise su sekilde: ben bunu bile bile hayalimde ogretmenlik var diye catir catir ogretmenlik yazarim, okul bitince de devletin bana is bulma zorunlulugu var. madem is yok o zaman bolumu kapatsin.
ne desem bilemedim..
0
ya eğitim faşistliği tamam ben de katılıyorum ama adam marangoz olunca da dünyaları kazanmıyor ki? nerede o lüks arabası olan, bir evi bir yazlığı olan marangoz gösterin? bak yukarıda söylemiş mezun değilim iş başvurusu yapıyorum sömürüyorlar diyor. marangoz sanki kral gibi yaşıyor.
iki taraf da haklı. üniversitenin bi anlamı kalmadı, herkes sanki meslek garantili yaklaşır oldu ki ne alaka ((zaten şu öğretmenlik meselesini ayrıca saçma buluyorum, beni de atasın o zaman devlet çok daha yüksek puanlı bir yerden mezun oldum (ne alaka yani?)) ama üniversite okumamak da bir şey getirmiyor, iyice para kazanmak zorlaşıyor, asgari ücrete talimsin.
herkese hak verdim. şimdi bir de yüksek lisans konusu çıktı, apartman üniversitelerinde bile yüksek yapabiliyorsun, dandik kurul toplanıyor baştan savma karalanmış tez sunuluyor, ok bitti.
iki taraf da haklı. üniversitenin bi anlamı kalmadı, herkes sanki meslek garantili yaklaşır oldu ki ne alaka ((zaten şu öğretmenlik meselesini ayrıca saçma buluyorum, beni de atasın o zaman devlet çok daha yüksek puanlı bir yerden mezun oldum (ne alaka yani?)) ama üniversite okumamak da bir şey getirmiyor, iyice para kazanmak zorlaşıyor, asgari ücrete talimsin.
herkese hak verdim. şimdi bir de yüksek lisans konusu çıktı, apartman üniversitelerinde bile yüksek yapabiliyorsun, dandik kurul toplanıyor baştan savma karalanmış tez sunuluyor, ok bitti.
0
yardım ve tavsiye isteyen birine 'senin suçun' demek de bizim ülkeye özgü bence. reddit'te takılıyorum. cevabı en basit bir google aramasıyla sorulan sorulara bile düzgünce cevap veriyorlar (olması gereken de bu). çok üzücü bi durum bizde aynı kültürün olmaması. bu iletişim bozuklukları çok önemli ve ülkenin durumunun da özeti.
buna uymayan bi sürü kişi var ama kötüler iyiden daha çok göze batıyor işte.
buna uymayan bi sürü kişi var ama kötüler iyiden daha çok göze batıyor işte.
0
gulbatur birinci sahbatur sondan geliyor
Nasil erimiyor? O da demirden yapilma degil mi sonucta? İcine konan demir eriyorsa o potanin da erimesi lazim. Baska bir malzemeden mi yapilmis yoksa?
Nasil erimiyor? O da demirden yapilma degil mi sonucta? İcine konan demir eriyorsa o potanin da erimesi lazim. Baska bir malzemeden mi yapilmis yoksa?
0
Demİr değil tabi ki
Simdi arttığında grafit falan yazıyor. Çeşitli model ve alasimlari vardır muhakkak
Simdi arttığında grafit falan yazıyor. Çeşitli model ve alasimlari vardır muhakkak
0
rahip janick
Merhabalar,Dört gündür hamur işi ve abur cubur gıdaları tamamen kestim. Üç gündür yürüyorum. İlk gün 10.4 km, ikinci gün 5, üçüncü gün 13 km yürüdüm. Bu akşam yürümeyeceğim. Yarın 10+ km yürüyeceğim. Bu şekilde gün aşırı 10+ km yürümeyi planlıyorum. Bu şekilde kilo verir miyim? Bir de, bir gün 10+ y
Merhabalar,
Dört gündür hamur işi ve abur cubur gıdaları tamamen kestim. Üç gündür yürüyorum. İlk gün 10.4 km, ikinci gün 5, üçüncü gün 13 km yürüdüm. Bu akşam yürümeyeceğim. Yarın 10+ km yürüyeceğim. Bu şekilde gün aşırı 10+ km yürümeyi planlıyorum. Bu şekilde kilo verir miyim?
Bir de, bir gün 10+ yürüyüp bir gün hiç yürümemek mi yoksa bir gün 10+ yürüyüp bir gün 5 km falan yürümek mi?
Spor yapmak istemiyorum. :/
Dört gündür hamur işi ve abur cubur gıdaları tamamen kestim. Üç gündür yürüyorum. İlk gün 10.4 km, ikinci gün 5, üçüncü gün 13 km yürüdüm. Bu akşam yürümeyeceğim. Yarın 10+ km yürüyeceğim. Bu şekilde gün aşırı 10+ km yürümeyi planlıyorum. Bu şekilde kilo verir miyim?
Bir de, bir gün 10+ yürüyüp bir gün hiç yürümemek mi yoksa bir gün 10+ yürüyüp bir gün 5 km falan yürümek mi?
Spor yapmak istemiyorum. :/
0
bence 10 km yürüyeceğine 15 dakika koş canik, daha efektif olur kilo verme açısından.
tek derdin kilo vermekse ketojenik diyet+intermittent fasting öneririm. yanında da ara sıra koşuya çıkarsan çok hızlı kilo verirsin.
tek derdin kilo vermekse ketojenik diyet+intermittent fasting öneririm. yanında da ara sıra koşuya çıkarsan çok hızlı kilo verirsin.
0
Podcast açıp yürüyün. Ben en az 1 saat yürüyerek 1 ayda 8 kilo verdim. Abur cuburu ve fazla yemeyi kestim. Pilavı falan 1 kaşığa düşürdüm çoğu zaman yemedim. Ekmek 1 2 dilim maksimum. Çok acıkırsam leblebi yedim midemi bastırıyor benim. Yürüyüşten gelince yoğurt falan yedim. Spor yapmayı sevmiyorum ama hedefin olunca yürünüyor. Her gün tartılıyordum ben. Normalde yanlış ama zayıfladığını görmek motive ediyor.
0
vücudun ter atmaya başladığı an temponu yükselt. bu tempoda 20-25 dakika devam et sonra da yavaşlayarak vücudu soğut. tempo arttırdığında hafif tempo koşu yaparsan daha iyi olur. oldukça yüksek yağ yakımı olur.
0
Yüksek veya orta tempolu bir yürüyüş koşmaktan daha fazla yağ yaktırıyor. Doğru yoldasın. Kilo vermeye yürümek lazım,koşmamak lazım.
0
Yürüyün. Her gün yürüyün. Tempolu yürüyün. Yağmur çamur dağ tepe demeden yürüyün.
Doğru yoldasınız.
Doğru yoldasınız.
0
Kanka. Cuma cts pazar 1, 1.30 saat yürüdüm 2 ay. Dediklerini kestim ben de. Pilav makarna tatlı ve abur cubur. Geri kalanı da yedim. Hiç aç kalmadan yedim he hem de. 10 kilo verdim. Ben de spor sevmiyorum. Tamamen aynıyız.
0
verirsiniz. açıkçası ben de salonda spor yapmayı sevmediğim ve hayatım boyunca devam ettirebileceğimi düşünmediğim için yürüyüş yaparak 11 kilo verdim. benim düzenim haftanın 6 günü ortalama 6 km şeklinde. ama dediğiniz şekilde de olabilir diye düşünüyorum.
şu anda istediğim kiloda olsam bile düzenimi bozmuyorum çünkü gerçekten iyi hissettiriyor.
şu anda istediğim kiloda olsam bile düzenimi bozmuyorum çünkü gerçekten iyi hissettiriyor.
0
Ramazanda iftar sonrası yürüyüşle 5kg verdim.
Şimdi spor yapmayı sevmeyen ben motivasyonumu artırıcı düzgün bir salona yazıldım. Diyarbakırın en iyisi diyebilirim. Pilates, yoga ve grup dersleriyle sıklaşmayı düşünüyorum. Aletlerle fitness yapmak bana göre de değil. Bir de dediğimi deneyin isterseniz
Şimdi spor yapmayı sevmeyen ben motivasyonumu artırıcı düzgün bir salona yazıldım. Diyarbakırın en iyisi diyebilirim. Pilates, yoga ve grup dersleriyle sıklaşmayı düşünüyorum. Aletlerle fitness yapmak bana göre de değil. Bir de dediğimi deneyin isterseniz
0
aylar sürer ama verirsin
2-3 günde bir spor ile desteklersen daha iyi olur
gym, basketbol, yüzme, futbol seç birini
2-3 günde bir spor ile desteklersen daha iyi olur
gym, basketbol, yüzme, futbol seç birini
0
teritori
merhaba,yıllar yıllar sonra potalara dönme kararı aldım ve artık her akşam oynuyorum.ama aklım çıkıyor bir yerime bişe olacak diye. zira senelerdir spor yapmadım, vücudum muhteşem ham ve kiloluyum. geçmişte profesyonel düzeyde diyebileceğim seviyede basketbol oynadığım için kendimi sakınmayı biliyor
merhaba,
yıllar yıllar sonra potalara dönme kararı aldım ve artık her akşam oynuyorum.
ama aklım çıkıyor bir yerime bişe olacak diye. zira senelerdir spor yapmadım,
vücudum muhteşem ham ve kiloluyum. geçmişte profesyonel düzeyde diyebileceğim seviyede basketbol oynadığım için kendimi sakınmayı biliyorum ama ekstra bir şey yapmam gerekir mi acaba?
boy: 1.80
kilo: 100
en az yarım saat ısınıyorum.
yıllar yıllar sonra potalara dönme kararı aldım ve artık her akşam oynuyorum.
ama aklım çıkıyor bir yerime bişe olacak diye. zira senelerdir spor yapmadım,
vücudum muhteşem ham ve kiloluyum. geçmişte profesyonel düzeyde diyebileceğim seviyede basketbol oynadığım için kendimi sakınmayı biliyorum ama ekstra bir şey yapmam gerekir mi acaba?
boy: 1.80
kilo: 100
en az yarım saat ısınıyorum.
0
@snowman: geçtiğimiz sene diyetisyenimin verdiği diyet programına geri döndüm.
0
@onb: :)) eskidendi onlar. şimdi smacı geçtim, çembere parmak ucuyla anca değebiliyorum :))
0
gulbatur birinci sahbatur sondan geliyor
Ornegin eski bakan cumali gergef diye biri olsun. Emekli oldu ve icisleri bakaniydi. Devlet buna surekli yaninda duracak 2 polis koruma verse ve bunlar sekizer saatten gorev yapsa 24 saatte 6 farkli polis demek. Eski bakan Cumali bey emekliligin ve kiyak maasin keyfini manisa'da suruyor diyelim. Bu
Ornegin eski bakan cumali gergef diye biri olsun. Emekli oldu ve icisleri bakaniydi. Devlet buna surekli yaninda duracak 2 polis koruma verse ve bunlar sekizer saatten gorev yapsa 24 saatte 6 farkli polis demek. Eski bakan Cumali bey emekliligin ve kiyak maasin keyfini manisa'da suruyor diyelim. Bu kisi kayseri'ye bir hafta tatile gitse o 6 polis de mi onunla gidiyor? Bu emekli bakan kayseride kayinpederinde kalacak diyelim. O koruma polisleri 7/24 o evin disinda sogukta/sicakta mi duracak? Sivil koruma ekip aracinda mi kalacaklar?
Binlerce boyle emekli vekil, bakan vs varsa buna butce mi yeter yav? Bu em. bakan paris'e tatile gitse yaninda polisler de mi gidiyor?
Binlerce boyle emekli vekil, bakan vs varsa buna butce mi yeter yav? Bu em. bakan paris'e tatile gitse yaninda polisler de mi gidiyor?
0
hiç bakan tanıdığım yok. ama emniyet müdürü tanıdığım var dediklerinizin birebiri oluyor. beraber geziyolar.
0
benim tanıdığım biri var. hem şöförlüğünü hem korumalığını yapan sivil polis tarzı bir polis var. emekli maaşı veriyorlar giderlerini oradan karşılıyor.
0
Ahmet Necdet Sezer'in bir tane koruması var bi kaç yıl önce görmüştüm. Emekli vekile yoktur sanıyorum. Bundan başka, emekli vali akrabamızın koruması yoktu mesela.
0
emekli vekilin koruması yok.
mevcut bakanların eşleri, çocuklarına tek tek ayrı araç tahsis ediliyor ve 2 polis (sivil)
birisi aracı kullanıyor, diğeri yanda oturuyor
mevcut bakanların eşleri, çocuklarına tek tek ayrı araç tahsis ediliyor ve 2 polis (sivil)
birisi aracı kullanıyor, diğeri yanda oturuyor
0
Soyle oluyor. Doguda gorev yapan bazi generallere fln da koruma veriliyor. Mesela kayseriye gitti, kendi korumalari gitmiyor, kayseri emniyetinden koruma veriliyor. Aynen disarda arabada bekliyorlar. ama mesela abdullah gul kayseriye gidince kendi cekirdek koruma ekibiyle gidiyor. Koruma mudurleri oluyor onlar ve cekirdek ekip, gittigi sehrin emniyet mudurlugu de takviye sagliyor.
0
orgenerallerin boyle korumalari var ve ozel kuvvetten bir sekilde geri hizmete alinmis personelden olusuyor. onun disinda onemli gorevde bulunmus generallere de verilebiliyor, orn osman pamukoglu'nun da zorunlu olarak vardir diye tahmin ediyorum. 7/24 beraberler, tatile de beraber giderler. alisverisini vb de yaparlar. gecmiste yoktu boyle birsey ama suikastle birkac general olduruldukten sonra bu tur bir onlem alindi.
adam israfi olarak bakilabilir ancak gerekli.
adam israfi olarak bakilabilir ancak gerekli.
0
yurtiçinde yakın koruma verilir. genelde önemli bir kişi değilse, güvenlik riski yoksa iki koruma polisi verirler. beraber takılır. kapı önünde bırakılmaz, bakan evinin bir odası koruma polislerine tahsis edilir. ihtiyaç varsa kapı önüne klübe konur.
valiyi falan kimse fazla sallamaz, emniyet genel müdürlüğünden emekli bir kişi için de benzer prosedür uygulanır.
bakan, genel müdür, milletvekili, cumhurbaşkanı gibi unvanlar görev bittiğinde kaybedilmez, böyle yapılmazsa terör örgütlerine operasyon yapan içişleri bakanı 'lan emekli olunca götümü keserler mi' diye düşüneceği için yapılıyor. mesela emekli bir genelkurmay başkanı binbir yerden tehdit alabilir, korunması devlet geleneği açısından şarttır.
yurtdışında ciddi bir durum yoksa buradaki koruma götürülmez, konsolosluktan koruma istenir. ya konsolosluk verir, genelde de karşı devletin polisi kullanılır.
valiyi falan kimse fazla sallamaz, emniyet genel müdürlüğünden emekli bir kişi için de benzer prosedür uygulanır.
bakan, genel müdür, milletvekili, cumhurbaşkanı gibi unvanlar görev bittiğinde kaybedilmez, böyle yapılmazsa terör örgütlerine operasyon yapan içişleri bakanı 'lan emekli olunca götümü keserler mi' diye düşüneceği için yapılıyor. mesela emekli bir genelkurmay başkanı binbir yerden tehdit alabilir, korunması devlet geleneği açısından şarttır.
yurtdışında ciddi bir durum yoksa buradaki koruma götürülmez, konsolosluktan koruma istenir. ya konsolosluk verir, genelde de karşı devletin polisi kullanılır.
0
in vino veritas
uzun tatillerde bildiginiz gibi istanbuldan tum turkiyeye kara yoluyla kavimler gocu yasaniyor, fakat osmangazi koprusunun fiyatlari malum, bu trafik kopruye de yansiyor mu? durumu nasil oluyor tecrube eden oldu mu? yoksa trafige takilmamak icin herkes orayi tercih edip daha da mi yogunlastiriyor?bi
uzun tatillerde bildiginiz gibi istanbuldan tum turkiyeye kara yoluyla kavimler gocu yasaniyor, fakat osmangazi koprusunun fiyatlari malum, bu trafik kopruye de yansiyor mu? durumu nasil oluyor tecrube eden oldu mu? yoksa trafige takilmamak icin herkes orayi tercih edip daha da mi yogunlastiriyor?
bi de bayramin hafta sonuyla birlesip birlesmeyecegi ne zaman belli olur ki?
bi de bayramin hafta sonuyla birlesip birlesmeyecegi ne zaman belli olur ki?
0
Bir iki bayramda kullandım, normalde üç dört araba görüyorsam bayramda yedi sekiz oluyor.
Kısacası bomboş oluyor bayramlarda.
Kısacası bomboş oluyor bayramlarda.
0
avianthem
istanbul'un her yerinde eimamoğlu'nun resmi ve pankartlar var. merak ettiğim, imamoğlu bu pankartları kendi cebinden mi (seçim bütçesi) yaptırıyor, yoksa ibb bütçesinden mi?ibb bütçesiyle yapılıyorsa, imamoğlu tasarruf ve israf konusundaki söylemleriyle ters düşmüş olmuyor mu?ne diyorsunuz?
istanbul'un her yerinde eimamoğlu'nun resmi ve pankartlar var.
merak ettiğim, imamoğlu bu pankartları kendi cebinden mi (seçim bütçesi) yaptırıyor, yoksa ibb bütçesinden mi?
ibb bütçesiyle yapılıyorsa, imamoğlu tasarruf ve israf konusundaki söylemleriyle ters düşmüş olmuyor mu?
ne diyorsunuz?
merak ettiğim, imamoğlu bu pankartları kendi cebinden mi (seçim bütçesi) yaptırıyor, yoksa ibb bütçesinden mi?
ibb bütçesiyle yapılıyorsa, imamoğlu tasarruf ve israf konusundaki söylemleriyle ters düşmüş olmuyor mu?
ne diyorsunuz?
0
bal gibi de israf
valinin astığı istanbula hizmet israf değildir pankartlarının bile bir anlamı vardı
2. noktada kendi ismini resmini kullanması belediyenin bir kurumsallığı olmalı
akp de bu afişlerden puan kaybetmişti kaybettiği seçime teşekkürler istanbul yazarak
e5 de salak salak yerlere seçim afişleri bastırarak (belediye özel reklam yeri hazırladı cevizlibağda yeşil alanı peyzajı rezil etti: üstelik bu masraf belediye bütçesinden karşılanmıştır)
ama levhalara asılan pankartlar büyük ihtimalle akp nin seçim bütçesinden karşılandı
bunları seçim bütçesinden bastırmadıysa eksi puan
valinin astığı istanbula hizmet israf değildir pankartlarının bile bir anlamı vardı
2. noktada kendi ismini resmini kullanması belediyenin bir kurumsallığı olmalı
akp de bu afişlerden puan kaybetmişti kaybettiği seçime teşekkürler istanbul yazarak
e5 de salak salak yerlere seçim afişleri bastırarak (belediye özel reklam yeri hazırladı cevizlibağda yeşil alanı peyzajı rezil etti: üstelik bu masraf belediye bütçesinden karşılanmıştır)
ama levhalara asılan pankartlar büyük ihtimalle akp nin seçim bütçesinden karşılandı
bunları seçim bütçesinden bastırmadıysa eksi puan
0
@hep mutlu olmak istedim
haziran seçimi öncesi ibb'nin "israf değil icraat yaptık" konulu pankartlarına "israf devam ediliyor." demişti imamoğlu. o nedenle israf dedim.
yine de bir çelişki var gibi geliyor bana. yok mu artıran, başka sözü olan?
not: bu arada istanbul'da ekrem imamoğlu görmek o kadar keyif veriyor ki, anlatamam. sadece kafama takıldı bu iş.
haziran seçimi öncesi ibb'nin "israf değil icraat yaptık" konulu pankartlarına "israf devam ediliyor." demişti imamoğlu. o nedenle israf dedim.
yine de bir çelişki var gibi geliyor bana. yok mu artıran, başka sözü olan?
not: bu arada istanbul'da ekrem imamoğlu görmek o kadar keyif veriyor ki, anlatamam. sadece kafama takıldı bu iş.
0
ortada efektif bir harcama yok aslında bu tip pankart afişler için. ha parasla bi eksisi olsa bile bu işin yapacağı tassarufların yanında küsürat olarak bile tutmayacak bir icraat. hafta sonu nekadar araç kiralanmış göreceğiz mesela yenikapıda
0
hocam istanbul butcesinin yaninda pankartin cidden lafi olmaz.
koprulerde vb cin keranesi gibi her turlu pankarta karsi olsam da varsa bir yolsuzluk vb carsaf carsaf assin yayinlasin. cunku millet de gormek istiyor.
koprulerde vb cin keranesi gibi her turlu pankarta karsi olsam da varsa bir yolsuzluk vb carsaf carsaf assin yayinlasin. cunku millet de gormek istiyor.
0
bugün konyadaydım her yer vakıf cemaat iktidar tüm parasını buralara aktarıp çatır çatır para kaçırıyor. muhalefet 25 yıl sonra istanbulu almış 2 3 afiş mi batıracak istanbulu. pr reklam önemli şeyler.
0
O reklam panolari IBB'nin degil mi zaten? Yanlissam duzeltin ama disari reklam vermis olmuyor bu sekilde. Yani bir binanin dis cephesini kiralayip afis asarsin o tamam.
0
put it in your appropriate place
Merhaba. Bu konuda çok cahilim. Saçma sapan sorular sorabilirim.Bugün iş çıkışı spora gideceğim. Eve gelmem 18.10 civari. Ofiste yemeği 12.00 - 13.00 yiyiyorum.Niyetim eve gelip, hemen çantamı alıp spora gitmek ama aç karnına kardiyo yapmak ne kadar mantıklı? Spor önce neyi ne kadar yemem gerekiyor?
Merhaba. Bu konuda çok cahilim. Saçma sapan sorular sorabilirim.
Bugün iş çıkışı spora gideceğim. Eve gelmem 18.10 civari. Ofiste yemeği 12.00 - 13.00 yiyiyorum.
Niyetim eve gelip, hemen çantamı alıp spora gitmek ama aç karnına kardiyo yapmak ne kadar mantıklı? Spor önce neyi ne kadar yemem gerekiyor?
Bugün iş çıkışı spora gideceğim. Eve gelmem 18.10 civari. Ofiste yemeği 12.00 - 13.00 yiyiyorum.
Niyetim eve gelip, hemen çantamı alıp spora gitmek ama aç karnına kardiyo yapmak ne kadar mantıklı? Spor önce neyi ne kadar yemem gerekiyor?
0
aç karnına kardiyo yapılabilir. ağırlık antremanları aç karnına biraz daha zordur.
illa bir şey yiyip içecekseniz, 1 muz + 1 sade kahve.
illa bir şey yiyip içecekseniz, 1 muz + 1 sade kahve.
0
Tears of Devil
En sağlıklı ve en ucuz maliyetle hangi ekmek yapılabilir? İnternette keten tohumlu bir tarif buldum ama bazı ülkeler yasaklamış vb içime sinmedi. Badem unlu tarifler var bu sefer de tek bir ekmeğin maliyeti ıvırı zıvırıyla (500 gr hesabıyla) 60 lirayı geçiyor. İçine beyaz un koymadan yapılabilecek “
En sağlıklı ve en ucuz maliyetle hangi ekmek yapılabilir? İnternette keten tohumlu bir tarif buldum ama bazı ülkeler yasaklamış vb içime sinmedi. Badem unlu tarifler var bu sefer de tek bir ekmeğin maliyeti ıvırı zıvırıyla (500 gr hesabıyla) 60 lirayı geçiyor. İçine beyaz un koymadan yapılabilecek “nispeten” sağlıklı bir ekmek tarifi bilen varsa sevinirim. Ekmek makinem var veya elde de yapabilirim. Hiç yememek en iyisi ama arada sucuklu yumurta yiyesim geliyor ekmeksiz eksik hissediyorum.
Okuduğunuz için teşekkürler.
Okuduğunuz için teşekkürler.
0
Kepekli un veya tam buğday unu satılıyor marketlerde, onlardan alıp deneyebilirsiniz. Ancak tabi ne derece hakiki falan bilemiyorum, beyaz undan daha sağlıklı diye revaçtalar ama satılan kepekli ekmek/ tam buğday ekmeğinin içine kakao tozu vs konuldugunu duydum sadece. Gene de deneyebilirsiniz makineniz varsa.
İçine yulaf, ayçiçeği çekirdeği falan da koyuyorlar; hatta chia, kinoa falan koyan da vardır sanırım.
İçine yulaf, ayçiçeği çekirdeği falan da koyuyorlar; hatta chia, kinoa falan koyan da vardır sanırım.
0
sağlıksız ekmek diye bir şey yok ki sağlıklı ekmek olsun. ekmeğin içinde buğday kabuğu ya da 2 tane keten tohumu olunca o yiyecek seni enstein yapmayacak ki, buğday kabuklu 2 keren tohumlu ekmek olacak.
tüm yiyecekler sağlıklıdır, onlar olmasa yaşayamazdık. senin öğrenmen gereken hangi yiyecekten ne kadar yemen gerektiği.
tüm yiyecekler sağlıklıdır, onlar olmasa yaşayamazdık. senin öğrenmen gereken hangi yiyecekten ne kadar yemen gerektiği.
0
valla sucuklu yumurtanın yumurtasını patlatmak ve lokmayı ağza götürmek kadar zevkli şu hayatta ne var dersen bir duraksarım. Benzer düşüncelerle daha dün yani Pazar sucuklu yumurtanın yanına keto ekmeği yaptım badem unundan. İnternette kilo olarak görece daha uygun fiyatlarla satılanları mevcut badem ununun tavsiye ederim ben öyle yapıyorum, yine normal ekmeğe göre baya pahalı ama ne bileyim piyasada sağlıklı diye karşılaştığımız dinkel ekmeği ya da siyez ekmeklerinden daha ucuza geliyor evde bence. deneyecek olursan Diet doctor keto tarifi en iyilerinden ve görece yapımı basit, fırında baya iyi oluyor.
0
ben şöyle yapıyorum
halk ekmek organik buğday unu
zeytinyağı
su
tuz
süt
yoğurt
sirke
kekik
karabiber
zerdaçal
keten tohumu
çörek otu
2 paket instant maya
20 dk yoğuruyorum, hamur baya ıslak olacak (suyu bol olacak)
1 saat sonra kabarıyor
8 parçaya bölüyorum
30 dk 200C de pişirince 1 haftalık ekmek çıkıyor
tuzu fazla kaçırma yeter
halk ekmek organik buğday unu
zeytinyağı
su
tuz
süt
yoğurt
sirke
kekik
karabiber
zerdaçal
keten tohumu
çörek otu
2 paket instant maya
20 dk yoğuruyorum, hamur baya ıslak olacak (suyu bol olacak)
1 saat sonra kabarıyor
8 parçaya bölüyorum
30 dk 200C de pişirince 1 haftalık ekmek çıkıyor
tuzu fazla kaçırma yeter
0
illa kendim yapacagim demezseniz ve o kadar az yiyecekseniz halk ekmek organik tam bugdayli ekmek alabilirsiniz, 'saglikli' ve ucuz.
0
Söyle bir tarif var, fakat ben hiç yapmadım o yüzden nasıldır bilmiyorum.
www.instagram.com
www.instagram.com
0
Mercimek, nohut, fasulye, pirinc, misir, badem, teff, keten tohumu, yulaf unu... gibi birsuru un cesidinden istediklerinizi secerek/deneyerek ekmek yapabilirsiniz aslinda. (Unlari da kahve ogucude yapabilirsiniz). Ben mesela:
1.5 su bardagi un+ 1 cay kasigi kabartma tozu+2 cay kasigi limonsuyu+tuz+ 1 su bardagi su.
Zeytin yaglanmis tavada kapakli 6 dk bir tarafi 6dk diger tarafı ceviriyorum.
Firin ekmekleri gibi pufuduk olmuyor (firinda yapilirsa daha benzerleri yapilabilir tabii) ama yuksek besin degerli, doyurucu, katki maddesiz, glutensiz, vegan, mayasiz, pratik... ben bile usenmiyorum:)
1.5 su bardagi un+ 1 cay kasigi kabartma tozu+2 cay kasigi limonsuyu+tuz+ 1 su bardagi su.
Zeytin yaglanmis tavada kapakli 6 dk bir tarafi 6dk diger tarafı ceviriyorum.
Firin ekmekleri gibi pufuduk olmuyor (firinda yapilirsa daha benzerleri yapilabilir tabii) ama yuksek besin degerli, doyurucu, katki maddesiz, glutensiz, vegan, mayasiz, pratik... ben bile usenmiyorum:)
0
panamera
Merhaba,1.5 yıldır kullandığım arabamın 2 yıllık garantisi gelecek martta bitiyor. Şimdi 1000 liraya +2 yıl veya 100 bin km'ye kadar uzatalım diye teklifte bulundular. Çok km yapmıyorum. 4 yılın sonunda ancak 50bin km'de olurum herhalde. telefon laptop gibi şeylerde garanti uzatma teklifleri bana he
Merhaba,
1.5 yıldır kullandığım arabamın 2 yıllık garantisi gelecek martta bitiyor. Şimdi 1000 liraya +2 yıl veya 100 bin km'ye kadar uzatalım diye teklifte bulundular. Çok km yapmıyorum. 4 yılın sonunda ancak 50bin km'de olurum herhalde. telefon laptop gibi şeylerde garanti uzatma teklifleri bana hep para tuzağı gibi gelirdi ama arabada mantıklı gibi. Ne dersiniz?
1.5 yıldır kullandığım arabamın 2 yıllık garantisi gelecek martta bitiyor. Şimdi 1000 liraya +2 yıl veya 100 bin km'ye kadar uzatalım diye teklifte bulundular. Çok km yapmıyorum. 4 yılın sonunda ancak 50bin km'de olurum herhalde. telefon laptop gibi şeylerde garanti uzatma teklifleri bana hep para tuzağı gibi gelirdi ama arabada mantıklı gibi. Ne dersiniz?
0
garantiyi nasıl uzatıkkları önemli, mesela porsche'de teklif ettikleri şeyler çok saçmaydı, motor bloğunun çatlamasına karşı garrantiyi uzatıyoruz falan diyorlar. lan çatlarsa lanet olsun sizin markanıza zaten.
mercedeste de teklif ettiler, düzenli bakımlarını yaptırdığında 1 yıl hediye ediyorlar. üzerine para vermediğin için mantıklı mesela.
kapsamı önemli yani. her şeye karşı garanti aynen devam edecekse bence 1000 tl bir şey değil ben uzatırdım.
mercedeste de teklif ettiler, düzenli bakımlarını yaptırdığında 1 yıl hediye ediyorlar. üzerine para vermediğin için mantıklı mesela.
kapsamı önemli yani. her şeye karşı garanti aynen devam edecekse bence 1000 tl bir şey değil ben uzatırdım.
0
bence değmez. arabanın garantiden değişen en pahalı parçası o kadar değil, 1000 lirayı çöpe atmış olursunuz.
0
motor yağı değiştiemeye enayi gibi 2000 lira isteyeceklerse başlarına çalsınlar o garantiyi. 5 yılda 10bin lira bakım parası veriyorsun zaten. sıfır araç almışsın neresi bozulacak da 10 bin liradan fazla masraf çıkaracak? olsa olsa silecek kolu bozulur.
0
Jux
üretimden çıkan giysiler belirli bir temizlikten geçiyordur diye tahmin ediyorum ama gerek taşırken, gerek rafta, vitrinde; gerekse online siparişler için depoda tutuldukları sırada ne seviyede kirleniyorlardır? ya da üretimden sonra hiç mi yıkanmıyorlar?hem yıkayıp yıkamadığınızı hem de süreçte tem
üretimden çıkan giysiler belirli bir temizlikten geçiyordur diye tahmin ediyorum ama gerek taşırken, gerek rafta, vitrinde; gerekse online siparişler için depoda tutuldukları sırada ne seviyede kirleniyorlardır? ya da üretimden sonra hiç mi yıkanmıyorlar?
hem yıkayıp yıkamadığınızı hem de süreçte temizlik oluyor mu, bilginiz varsa onları paylaşabilirsiniz; teşekkürler...
hem yıkayıp yıkamadığınızı hem de süreçte temizlik oluyor mu, bilginiz varsa onları paylaşabilirsiniz; teşekkürler...
0
Mağazadan aldıysam kesin yıkıyorum. Başka birisinin denemiş olma ihtimali var. Tanımadığım birinin giydiği şeyi giyme fikri kötü geliyor.
0
kot pantolon ise yıkamıyorum. gömlek, tshirt, fanila vs. yıkıyorum.
0
Hepsini yıkayın.
Moda tasarımcısı olan, bir çok yerde çalışan bir tanıdığım anlattı. O kıyafetler çok pis ortamlardan geçiyor diye.
Artı kullanılan kimyasalların kalıntısı da kalmış olabilir. Belki yıkamak bir miktar uzaklaştırır.
Moda tasarımcısı olan, bir çok yerde çalışan bir tanıdığım anlattı. O kıyafetler çok pis ortamlardan geçiyor diye.
Artı kullanılan kimyasalların kalıntısı da kalmış olabilir. Belki yıkamak bir miktar uzaklaştırır.
0
Yıkamıyorum. Yeni kıyafet giyme hissi yıkayınca gidiyor bende. O kumaş boya kokusu gelecek para verdiysem
0
yıkamak lazım aslında ama ben de yıkamıyorum. Yeni yeni giymek hoşuma gidiyor.
0
Asla yıkamadan giyemem. İnsanlar sadece giyip çıkarırken kirletmiyorlar o kıyafetleri, deneme kabininde yere serip ayakkabıları çıkardıktan sonra üstüne basmak için kullanan davarlar var. Gerçi üretim aşaması ayrı leş, depolama aşaması ayrı leş, mağaza süreci ayrı leş. Asla giyemem.
0
Bir arkadaşın ablası ünlü bir markaya fason üretim yapan bir tekstil şirketinde bilmem ne müdürüymüş, ona sordum.
Ürünler o kadar yüksek sıcakta yıkanıyormuş ki boyadan sonra, bir pisliğin yaşaması mümkün değilmiş. Sonrasında temizlik konusuna dikkat edilerek poşetleniyor ve taşınıyormuş ama mağaza kısmında ne oluyor bilmiyorum dedi.
Denenmiş olması, kabinde çeşitli muameleye uğraması konusu bence de problem. Terli deneyen de olur, sağa sola atan da. Bunun önüne geçmek için online alınabilir belki.
Çünkü ben de alır almaz yıkamayı çok sevmiyorum çünkü yıkama işi ne kadar kaliteli kumaş olursa olsun zarar veriyor. Belki düşük sıcaklıkta, elde yıkama kısmında bi durulama gibi bişey olabilir.
Ürünler o kadar yüksek sıcakta yıkanıyormuş ki boyadan sonra, bir pisliğin yaşaması mümkün değilmiş. Sonrasında temizlik konusuna dikkat edilerek poşetleniyor ve taşınıyormuş ama mağaza kısmında ne oluyor bilmiyorum dedi.
Denenmiş olması, kabinde çeşitli muameleye uğraması konusu bence de problem. Terli deneyen de olur, sağa sola atan da. Bunun önüne geçmek için online alınabilir belki.
Çünkü ben de alır almaz yıkamayı çok sevmiyorum çünkü yıkama işi ne kadar kaliteli kumaş olursa olsun zarar veriyor. Belki düşük sıcaklıkta, elde yıkama kısmında bi durulama gibi bişey olabilir.
0
yeni pantolon, etek, çorap, ceket veya mont aldıysam giymeden önce yıkamaya çok dikkat etmem ama geri kalan her şeyi yıkamadan asla giymem. atkı, şal aldığım zaman da yıkıyorum ağzıma burnuma değiyor diye.
0
Geçmişte tekstilde çalışmıştım genç iken. o elbiseler ayak altında... Deri hastalığı olup giyenler mi dersin, Tuvaleten çıktıktan sonra giyenler mi dersin... Çok pis ortamlardan geçiyor onlar.. Birde o mağazada 100 kişi giyip çıkartıyor o kıyafetleri...
Yıkamadan giymek akıl karı değil...
Yıkamadan giymek akıl karı değil...
0
stewie
kızlı erkekli 2 kişiyiz.İstanbul'dayız. E sınıfı geniş bir sedan araç var. bagaj hacmi 600 lt.Bütçe 5-6k TL. +2k TL daha esneyebilir. Yakıt hariç.1 hafta - 10 gün tatil planlamak istiyoruz.ne arıyoruz?ilk hedefimiz akdeniz veya ege.disko disko partizani değil, az köpük çok huzur, az kalabalık çok sa
kızlı erkekli 2 kişiyiz.
İstanbul'dayız.
E sınıfı geniş bir sedan araç var. bagaj hacmi 600 lt.
Bütçe 5-6k TL. +2k TL daha esneyebilir. Yakıt hariç.
1 hafta - 10 gün tatil planlamak istiyoruz.
ne arıyoruz?
ilk hedefimiz akdeniz veya ege.
disko disko partizani değil, az köpük çok huzur, az kalabalık çok sakinlik, bol bol dinlenme, güzel yemek, spor, deniz. arabayla otel motel airbnb gezebiliriz, tatil yerinde kiralayabiliriz vs vs.
var mıdır tavsiyeniz? şuraya gidin, şuraya da yolda uğrayın, 2 gün burada 3 gün orada takılın. aman şurada arap vardır, şurası kalabalıktır uzak durun.
tikler garanti.
İstanbul'dayız.
E sınıfı geniş bir sedan araç var. bagaj hacmi 600 lt.
Bütçe 5-6k TL. +2k TL daha esneyebilir. Yakıt hariç.
1 hafta - 10 gün tatil planlamak istiyoruz.
ne arıyoruz?
ilk hedefimiz akdeniz veya ege.
disko disko partizani değil, az köpük çok huzur, az kalabalık çok sakinlik, bol bol dinlenme, güzel yemek, spor, deniz. arabayla otel motel airbnb gezebiliriz, tatil yerinde kiralayabiliriz vs vs.
var mıdır tavsiyeniz? şuraya gidin, şuraya da yolda uğrayın, 2 gün burada 3 gün orada takılın. aman şurada arap vardır, şurası kalabalıktır uzak durun.
tikler garanti.
0
çanakkale - assos, kadırga koyu ve bozcaada
badavut ve sarımsaklı plajı
gümüşlük
akyaka (azmak nehrine uğranabilir)
datça
marmaris- içmeler/turunç/selimiye/kız kumu
dalyan (tekne turu yapılabilir)
dalyan iztuzu plajı
göcek
ölüdeniz
kaş
adrasan - çıralı - olympos
bu güzergah isteklerinizi karşılıyor. kendinizce rota belirleyip istediklerinizde konaklayarak seyehatinizi oluşturabilirsiniz.
badavut ve sarımsaklı plajı
gümüşlük
akyaka (azmak nehrine uğranabilir)
datça
marmaris- içmeler/turunç/selimiye/kız kumu
dalyan (tekne turu yapılabilir)
dalyan iztuzu plajı
göcek
ölüdeniz
kaş
adrasan - çıralı - olympos
bu güzergah isteklerinizi karşılıyor. kendinizce rota belirleyip istediklerinizde konaklayarak seyehatinizi oluşturabilirsiniz.
0
23 Haziran'dan sonra gidiyoruz. Temmuz ortası ya da Ağustos. Olmadı Eylül ortası.
0
Gece hayatı aramıyorsan ayvalık'a git demişlerdi bana. Bir araştırın. İzmir mordoğan da olabilir.
0
direk datçaya git 2 gün yap. 1 gün hayıkbükü, 1gün palamutbükü. marmarise geç turunç selimiye 1 gün takıl 1 gün diğer koylar 1 gün akyaka gökova. geç fethiye ölüdeniz 2 gün 8 gün gitti. 2 günde kaşta takıl 10 gün.
0
Çanakkale'den başlayın, meşhur peynir helvasını tatmadan uzaklaşmayın. Oradan ufak ufak Ayvalık'a gider, iki tur atıp balık yersiniz. Ayvalık'tan direkt İzmir'e. Foça da olur ama tavsiyem Çeşme. Sakın Alaçatı veya Ilıca'ya girmeyin, istikameti direkt Altınkum'a çevirin. Türkiye'deki en temiz ve en güzel kumlu plaj burada. Tabii henüz kirletmediler ise. Çok sakin ve güzel oluyor ama suyu biraz soğuk. Şezlonglar epey ucuz Ilıca ve diğer beach club'lara göre.
Denize doyduktan sonra oradan Selçuk'a gidip Efes Antik Kenti'ni dolaşabilirsiniz. Bir gün sadece buraya gider. Tapınak ve Kiliseler derken vaktin nasıl geçtiğini anlayamazsınız. Sonra en yakın olan lokasyona yani Kuşadası'da gidebilirsiniz. Oradan da Didim, Bodrum, Akyaka, Marmaris veya Fethiye şeklinde devam edebilirsiniz. Mis.
Denize doyduktan sonra oradan Selçuk'a gidip Efes Antik Kenti'ni dolaşabilirsiniz. Bir gün sadece buraya gider. Tapınak ve Kiliseler derken vaktin nasıl geçtiğini anlayamazsınız. Sonra en yakın olan lokasyona yani Kuşadası'da gidebilirsiniz. Oradan da Didim, Bodrum, Akyaka, Marmaris veya Fethiye şeklinde devam edebilirsiniz. Mis.
0
söğüt iyidir bence de...
tam kafa dinlersiniz.
bu yaz hayatımda yediğim en iyi balığı "esinti" diye ufak bi restoran var sahilinde orda yedim.
tavsiye ederim...
bu arada bozburun kesinlikle tavsiye etmem, aşırı sıcak, denizi söğütünkü kadar iyi değil ve fiyatlar söğüte göre pahalı.
tam kafa dinlersiniz.
bu yaz hayatımda yediğim en iyi balığı "esinti" diye ufak bi restoran var sahilinde orda yedim.
tavsiye ederim...
bu arada bozburun kesinlikle tavsiye etmem, aşırı sıcak, denizi söğütünkü kadar iyi değil ve fiyatlar söğüte göre pahalı.
0
datçaya gidin ucuz yollu arıyorsanız.
kop kop istiyorsanız bi gün feribotla bodruma geçersiniz. ya da marmaris.
sedir adası var marmaris datça arası güzel bi gün geçirilebilir. bayramda kalabalık olur ama normal vakitlerde kısmen daha az kalabalık.
bence şöyle yapın sabah erkenden istanbuldan çıkın, izmirde ya da selçukta kalın, ucuz otel pansiyon bulursunuz. izmirdeyseniz izmiri, selçuktaysanız efesi gezin. sonra datça, sonra marmariste 2 gün. dönüşte de izmir ve selçuk hangisinde kalmadıysanız orda kalın. sonra istanbul.
4 gün datça 2 gün marmaris 2 gün izmir - selçuk.
kop kop istiyorsanız bi gün feribotla bodruma geçersiniz. ya da marmaris.
sedir adası var marmaris datça arası güzel bi gün geçirilebilir. bayramda kalabalık olur ama normal vakitlerde kısmen daha az kalabalık.
bence şöyle yapın sabah erkenden istanbuldan çıkın, izmirde ya da selçukta kalın, ucuz otel pansiyon bulursunuz. izmirdeyseniz izmiri, selçuktaysanız efesi gezin. sonra datça, sonra marmariste 2 gün. dönüşte de izmir ve selçuk hangisinde kalmadıysanız orda kalın. sonra istanbul.
4 gün datça 2 gün marmaris 2 gün izmir - selçuk.
0
eylulde ozellikle okullar acildiktan sonra giderseniz her yer muhtesem olacaktir, o zaman icin kas'i oneririm. ama su anda cehennem sicagi icinde yanarsiniz (bence). eger imkaniniz varsa eylulu bekleyin.
0
jacque
Başlık biraz tuhaf oldu ama merak ettiğim şey de bu.Birkaç gündür iş yerine çalışanların çocukları geliyor. Bunlar asla öğle yemeğinde çıkan yemekleri (dolma, ıspanak vs.) yemek istemiyorlar.Çocuklar neden böyle şeyleri yemez istemez? Tatları kötü mü geliyor?Onlar yemedikçe de millet birleşip ısrar
Başlık biraz tuhaf oldu ama merak ettiğim şey de bu.
Birkaç gündür iş yerine çalışanların çocukları geliyor. Bunlar asla öğle yemeğinde çıkan yemekleri (dolma, ıspanak vs.) yemek istemiyorlar.
Çocuklar neden böyle şeyleri yemez istemez? Tatları kötü mü geliyor?
Onlar yemedikçe de millet birleşip ısrar ediyor hadi ye, yemezsen bilmem ne yapamazsın, o yemek bitmeden masadan kalkmak yok vs. şeklinde.
Şimdi, çocuk öğle yemeğini yemese er ya da geç acıkacak. Acıkmasını bekleyip yedirseler ne olur ki? Yoksa çok acıksa bile yine de dolma yemez mi bunlar? Disiplin oluşturmak için mi bu kadar ısrar ediliyor?
Birkaç gündür iş yerine çalışanların çocukları geliyor. Bunlar asla öğle yemeğinde çıkan yemekleri (dolma, ıspanak vs.) yemek istemiyorlar.
Çocuklar neden böyle şeyleri yemez istemez? Tatları kötü mü geliyor?
Onlar yemedikçe de millet birleşip ısrar ediyor hadi ye, yemezsen bilmem ne yapamazsın, o yemek bitmeden masadan kalkmak yok vs. şeklinde.
Şimdi, çocuk öğle yemeğini yemese er ya da geç acıkacak. Acıkmasını bekleyip yedirseler ne olur ki? Yoksa çok acıksa bile yine de dolma yemez mi bunlar? Disiplin oluşturmak için mi bu kadar ısrar ediliyor?
0
Cocujlugumu iyi hatirlarim. Evet tatlari berbat geliyor. Kendi adima konusursam acliktan kivransam da kalkip pirasa, patlican, dolma vs yemezdim.
Gerci 31 yasindayim hala da yemem.
Gerci 31 yasindayim hala da yemem.
0
Yemek seçmeye alışırsa ilerde kötü olur. Küçük yaşta her yemeğe çocuğun alışması lazım. Aç kalırlarsa o yemekleri yemek zorunda kalırlar, alternatif sunulmazsa. Düzensiz beslenmek de iyi değil tabi.
0
nedeni türk aileleri bence. çocuklara çok ısrar edildiği ve daha da kötüsü kandırılarak; uçak geliyormuş, kuş geçiyormuş vs gibi yalan dolan cümlelerle yemek yedirildiği için böyle oluyor. çocuktur anlamaz sanıyorlar ama anlıyor işte ve bunu reddediyor. başından beri kendi haline bıraksalardı, yemek yemeyi bu kadar büyük bir olay haline getirmeselerdi bugün her şeyi yerdi.
yabancılarda genelde gördüğüm şey, yemek ye bile demiyorlar çocuklarına. çocuk oynuyor, koşuyor, yoruluyor, gelip acıktım diyor, ne verirlerse yiyip gidiyor. hatta yabancı çocuklar bu saydığınız türk yemeklerine özellikle bayılıyorlar. ablamın da çocuğu var ve o da böyle örneğin. annem geldiğinde çocuğun ağzına köfteler tıkmaya çalışır hep. oysa bıraktığında zaten her yemekten kendi istediği kadar yiyen bir çocuk. gayet de sağlıklı, hatta biraz tombik. ama annem onun yediğini hep az buluyor.
bence çocuğa her canı istediğinde cips mips almazsan, iki günde bir sırf onu seviyor diye köfte patates yapmazsan, sofraya sağlıklı yemekler koyarsan çocuk her türlü buna alışır ve yer o dolmaları ıspanakları.
yabancılarda genelde gördüğüm şey, yemek ye bile demiyorlar çocuklarına. çocuk oynuyor, koşuyor, yoruluyor, gelip acıktım diyor, ne verirlerse yiyip gidiyor. hatta yabancı çocuklar bu saydığınız türk yemeklerine özellikle bayılıyorlar. ablamın da çocuğu var ve o da böyle örneğin. annem geldiğinde çocuğun ağzına köfteler tıkmaya çalışır hep. oysa bıraktığında zaten her yemekten kendi istediği kadar yiyen bir çocuk. gayet de sağlıklı, hatta biraz tombik. ama annem onun yediğini hep az buluyor.
bence çocuğa her canı istediğinde cips mips almazsan, iki günde bir sırf onu seviyor diye köfte patates yapmazsan, sofraya sağlıklı yemekler koyarsan çocuk her türlü buna alışır ve yer o dolmaları ıspanakları.
0
çocuk o yemeği yemek istemiyor, çünkü yemediği zaman ilgi göreceğini biliyor. yemiyor, ilgi odağı oluyor.
yemezse bir halt olmaz. akşama kadar aç kalır, akşam it gibi yer. ben şahsen kendi çocuğumu yemediği bir gün masadan kaldırıp akşama kadar yemek vermedim, o gün bu gündür "ye" demedim. 3 sene geçti, hala hatırlar o günü.
önemli olan çocuğun yemek seçmemesi, yemek düzenine alışması, kendi yemesi, bunu sorumluluk olarak taşıması. yiyip yememesi hiç önemli değil.
bu kadar ısrar edilmesinin tek sebebi var, manyaklık.
yemezse bir halt olmaz. akşama kadar aç kalır, akşam it gibi yer. ben şahsen kendi çocuğumu yemediği bir gün masadan kaldırıp akşama kadar yemek vermedim, o gün bu gündür "ye" demedim. 3 sene geçti, hala hatırlar o günü.
önemli olan çocuğun yemek seçmemesi, yemek düzenine alışması, kendi yemesi, bunu sorumluluk olarak taşıması. yiyip yememesi hiç önemli değil.
bu kadar ısrar edilmesinin tek sebebi var, manyaklık.
0
Olması gereken: peki, acıkınca yersin.
Bizde olan: yavrum ye, gözünü seveyim ne olur ye. Peki, başka şey yapayım sana. Canın ne ister?
Bizde olan: yavrum ye, gözünü seveyim ne olur ye. Peki, başka şey yapayım sana. Canın ne ister?
0
alıştırılmadığından yemeyen de var da
bizim tat alma duyumuz bozulmuş. çocuklar daha hassas bu konuda; kötü, lezzetsiz yemeği ayırt edebiliyorlar
bizim tat alma duyumuz bozulmuş. çocuklar daha hassas bu konuda; kötü, lezzetsiz yemeği ayırt edebiliyorlar
0
@ cemallamec: hayır. olması gereken "bir sonraki yemek akşam, akşama kadar başka yemek yok. sen bilirsin." demek ve akşama kadar bir tek lokma yemek olmaması.
0
Genelde asiri tuz-asiri seker ve yag, hazir gida ile yemek aliskanliklari bozuluyor cocuklarin. Yemek yemezse, cikolata, dondurma, borek vs. yemesinde sorun gorulmuyor. Cocuk biraz cilizsa, daha da kotu besleniyor, ac kalmasin diye bir ton sacma sey konuluyor onune.
Evet tatlari kotu geliyor, sagliksiz alternatiflerin yaninda cok da cekici bir sey gibi gelmiyor. Ben topraktan cikan her yesili, sebze ve meyveyi cok severek yiyen bir insanim, veganim senelerdir. Kucuklugumde makarna-pilav, bol ketcapli doner ve birkac meyve disinda cok sey yememisimdir. Hic sebze yedigimi hatirlamiyorum kucukken. Duzelir yani, o kadar israra gerek yok.
Bizde ne arar disiplin? Ama israri severiz, taciz etmeyi, orasi ayri.
Evet tatlari kotu geliyor, sagliksiz alternatiflerin yaninda cok da cekici bir sey gibi gelmiyor. Ben topraktan cikan her yesili, sebze ve meyveyi cok severek yiyen bir insanim, veganim senelerdir. Kucuklugumde makarna-pilav, bol ketcapli doner ve birkac meyve disinda cok sey yememisimdir. Hic sebze yedigimi hatirlamiyorum kucukken. Duzelir yani, o kadar israra gerek yok.
Bizde ne arar disiplin? Ama israri severiz, taciz etmeyi, orasi ayri.
0
@babilbaligi nin dediklerini dogumdan sonra her anne babanin eline bir zarf icinde vermek gerekir.
ozellikle 2 yasindan sonra cocuklarda cok guclu bir sekilde kendi iradesini ortaya koyma hissi oluyor. kendini kabul ettirmek icin otoriteye karsi cikma, ya da tehlikeli birsey varsa israrla yapmaya calisma, inat etme seklinde oluyor. cocuk aslinda acikiyor, yemek yemek istiyor, ama yemek ye denilince bu otoriteye karsi koyma hissi galip geliyor ve tam tersini yapmaya calisiyor. Israr ettikce de bu iyice pekisiyor ve aliskanlik haline geliyor.
bu durumda da aileler bunu birkac sekilde cozuyor, bazilari siddetle baskilayarak, kizarak cocugu sindiriyorlar. bu cocuk ilerde ozguven problemi yasar. bazilari da mukafatlandirarak asmaya calisiyorlar, yemegini yersen bu oyuncagi alirim diyerek. bu durumda da cocuk ilerde kendi iradesi ile birsey yapmaz, hep mukafat bekler, simarik bir cocuk olur.
ideal olan kendi haline birakmak, yemek yemeyince sofrayi kaldirip bir sonraki ogunu beklemek. cocuk acligi tatsin, aclik nedir bilsin ki bir sonraki ogunde yemegin tatini iyi alsin, damak tadinin ne oldugunu bilsin. elbette cocuklar devamli ac birakilmasin ama aclik nedir bilen bir cocuk o disiplini edinmis olur, yemek yemenin otorite koyma, iradeye karsi durma gostergesi degil de kendisinin bir ihtiyaci oldugunu bilmeli. zaten aclik ic gudusel birsey, acliga karsi koymak zor. ama cocuklardaki irade koyma hirsi bunun onune geciyor.
o nedenle cocuklari direktiflerle, emirlerle egitmek yerine, bazi seyleri iyi kotu hayatlarini riske atmayacak sekilde deneyimleyerek ogretmek cok daha iyi bir yontem. biz bile bu yaslarda sirf biri bize emrettigi icin once yapmak istesek bile sirf emredildigi icin veya zorunlu oldugu icin yapmadigimiz seyler oluyor.
ozellikle 2 yasindan sonra cocuklarda cok guclu bir sekilde kendi iradesini ortaya koyma hissi oluyor. kendini kabul ettirmek icin otoriteye karsi cikma, ya da tehlikeli birsey varsa israrla yapmaya calisma, inat etme seklinde oluyor. cocuk aslinda acikiyor, yemek yemek istiyor, ama yemek ye denilince bu otoriteye karsi koyma hissi galip geliyor ve tam tersini yapmaya calisiyor. Israr ettikce de bu iyice pekisiyor ve aliskanlik haline geliyor.
bu durumda da aileler bunu birkac sekilde cozuyor, bazilari siddetle baskilayarak, kizarak cocugu sindiriyorlar. bu cocuk ilerde ozguven problemi yasar. bazilari da mukafatlandirarak asmaya calisiyorlar, yemegini yersen bu oyuncagi alirim diyerek. bu durumda da cocuk ilerde kendi iradesi ile birsey yapmaz, hep mukafat bekler, simarik bir cocuk olur.
ideal olan kendi haline birakmak, yemek yemeyince sofrayi kaldirip bir sonraki ogunu beklemek. cocuk acligi tatsin, aclik nedir bilsin ki bir sonraki ogunde yemegin tatini iyi alsin, damak tadinin ne oldugunu bilsin. elbette cocuklar devamli ac birakilmasin ama aclik nedir bilen bir cocuk o disiplini edinmis olur, yemek yemenin otorite koyma, iradeye karsi durma gostergesi degil de kendisinin bir ihtiyaci oldugunu bilmeli. zaten aclik ic gudusel birsey, acliga karsi koymak zor. ama cocuklardaki irade koyma hirsi bunun onune geciyor.
o nedenle cocuklari direktiflerle, emirlerle egitmek yerine, bazi seyleri iyi kotu hayatlarini riske atmayacak sekilde deneyimleyerek ogretmek cok daha iyi bir yontem. biz bile bu yaslarda sirf biri bize emrettigi icin once yapmak istesek bile sirf emredildigi icin veya zorunlu oldugu icin yapmadigimiz seyler oluyor.
0
gerçekten acıksalar dolma da yerler, ıspanak da yerler. canlıdan bahsediyoruz sonuçta. acıktığında hayatta kalmak için kakasını bile yer.
çocuğum olsa muhtemelen nazi gibi yetiştiririm. yemeği yemezse peki der tabağını kaldırırım, bir sonraki öğüne kadar da bir lokma ekmek vermem. herhalde birkaç güne ne yapası gerektiğini öğrenir. kedi/köpek bile öğreniyor.
çocuğum olsa muhtemelen nazi gibi yetiştiririm. yemeği yemezse peki der tabağını kaldırırım, bir sonraki öğüne kadar da bir lokma ekmek vermem. herhalde birkaç güne ne yapası gerektiğini öğrenir. kedi/köpek bile öğreniyor.
0
Ben olsam bu yemekleri yemiyorsa ısrar etmem belki yeterince acıkmamıştır diye. Sonra yine yemezse bu yemekler var başka yemek yok derdim. Çocukların sevmedikleri sebzeler farklı şekillerde de çocuklara sunulabilir aslında mesela ıspanak yemeği değil de ıspanaklı börek şeklinde yapılabilir ya da ilgisini çekmek için sebzelerden figürler yapılabilir.
0
çocuğum yok ama yakın çevremde gözlemlediğim şöyle bir durum var; çocuk bu ıspanak, kereviz vesaire zaten sevmez ki diyerek her şeyi birbiri ile karıştırıp blenderdan geçirip yediriyorlar çocuklara, sonra ilkokula başlamaya yakın sadece ıspanak yedirmeye çalışıyorlar, o zamanda çocuğa tadı çok farklı ve tuhaf geliyor. çocuğa sakatat yedirmek için kakaolu ev pudingi yapıp içine sakatatı karıştıran ebeveynler var. ya da 8. sınıftaki çocuğa meyveyi soyup, dilimleyip çatalla yedirenler var. çocuklarda bir yemek yeme kültürü / alışkanlığı gelişemiyor. sadece bunlardır demiyorum ama bunlarında bir sebep olabileceğini düşünüyorum.
bir de en yakın arkadaşım okuduğu bir şeylerden yola çıkarak evet hayır sorusu sormuyordu çocuğa, yani ıspanak/yemek yer misin değil, ıspanak ve tarhana çorbası var, hangisini istiyorsun şu anda şeklinde soruyordu.
bir de en yakın arkadaşım okuduğu bir şeylerden yola çıkarak evet hayır sorusu sormuyordu çocuğa, yani ıspanak/yemek yer misin değil, ıspanak ve tarhana çorbası var, hangisini istiyorsun şu anda şeklinde soruyordu.
0
Bizim oğlan 4 yaşında ciddi bir yeme sıkıntısı yok ama biz de yemeğe oturttuğumuz zaman yemez ise ısrar edip uğraşıyoruz çünkü öğünü kaçırırsa özellikle dışarıda enerjisi düşüyor, bazen hırçınlaşabiliyor, daha kötüsü az biraz üşürse veya kreşten kaptığı bir bakteri veya virüsle mücadele halinde ise hasta olabiliyor. Akşam eve döndüğümüzde ona uygun bir yemek hazır olmayabiliyor. Yemek masasında oturup önündekileri yeme alışkanlığı kazanmasını ve herkes ile birlikte yemesinin doğru olduğunu düşünüyoruz. Ne yazık ki çocuk söz konusu olduğunda biraz ısrar gerekli oluyor çoğu zaman.
0
WhyDoesLoveGotToBeSoSad
Ankara’ da 3 yıldır savunma sanayi sektöründe bir firmada idari ve mali işler müdürü olarak çalışıyorum. Son bir kaç ayda hayatımda bir çok değişiklik oldu ve kendimi mutlu olmak için yaşamaya adadım diyebilirim. Son bir iki ayda İstanbul’a iki ziyaretim oldu ve kendimi çok daha iyi hissettim. Turis
Ankara’ da 3 yıldır savunma sanayi sektöründe bir firmada idari ve mali işler müdürü olarak çalışıyorum. Son bir kaç ayda hayatımda bir çok değişiklik oldu ve kendimi mutlu olmak için yaşamaya adadım diyebilirim. Son bir iki ayda İstanbul’a iki ziyaretim oldu ve kendimi çok daha iyi hissettim. Turist gibi gezdiğimi biliyorum ama iş hayatımı da İstanbul’da sürdürmeye kararlıyım. Sizin fikirlerinizi alabilir miyim? İş olarak alanımla ilgili nerelere başvurmamı tavsiye esersiniz? Trafik vs zorluklarını göze aldım. İlk olarak düzenim oturana kadar da Kartal’da bir akrabamın boş bi evi var orada kalmayı planlıyorum iş vs. gelişmeler dahilinde.
Fikirlerinizi almak istiyorum:)
Fikirlerinizi almak istiyorum:)
0
İstanbul uzakta güzel. İstanbul'da çalışsaydın bu kadar zevk alamazdın.
Trafik vs bi sürü problem var, üstelik bunlar sabah ve akşam işe gidiş-dönüşlerde de çok yaşanıyor
Trafik vs bi sürü problem var, üstelik bunlar sabah ve akşam işe gidiş-dönüşlerde de çok yaşanıyor
0
buradan ne umuyorsun bilmiyorum ama yanıldığına eminim. yine de aylık kazancın asgari 10 - 15k civarındaysa bi denenebilir.
0
@Dimitry olumsuz yönleri göze aldım trafik kalabalık vs.
@teorikadam İzmir ve Antalya'da iş imkanları İstanbul kadar çok değil sanırım.
@zgrydn o kadar yüksek bir gelirim yok çoğu insanın gelir düzeyi belli ülke şartlarında. Uzun yıllardır Ankara'da yaşıyorum burda katlandığım bir çok şey var yaşadığım bu süreçte uzaklaştım ama özetle şehir değiştirmenin daha mantıklı olduğunu düşünmeye başladım.
@teorikadam İzmir ve Antalya'da iş imkanları İstanbul kadar çok değil sanırım.
@zgrydn o kadar yüksek bir gelirim yok çoğu insanın gelir düzeyi belli ülke şartlarında. Uzun yıllardır Ankara'da yaşıyorum burda katlandığım bir çok şey var yaşadığım bu süreçte uzaklaştım ama özetle şehir değiştirmenin daha mantıklı olduğunu düşünmeye başladım.
0
trafik ve kalabalığı göze aldım demekle olup bitmiş olmuyor iş ama sen bilirsin. kaos benim karakterimdir diyebiliyorsan gel.
0
işi halletmeden gelme bence. param ve zamanım var dersen sen bilirsin elbet. istanbul paran ve işin varsa yaşamak için güzel bir şehir aslında.
eğer her gün kartaldan beylikdüzüne iş için gideceksen hiç bir anlamı yok. yada merkez denilebilecek noktalar dışında yaşayacaksan yine anlamı yok.
özetle para para para.
eğer her gün kartaldan beylikdüzüne iş için gideceksen hiç bir anlamı yok. yada merkez denilebilecek noktalar dışında yaşayacaksan yine anlamı yok.
özetle para para para.
0
istanbul uzakta güzel +1
istanbulda 5. yılımda neredeyse hiç çıkmıyordum. gezmeye gelen arkadaşlarım ne güzel şehir falan diyorlardı 2 hafta sabah akşam gezip geri gidiyorlardı. ama günlük 3 saat serviste popom dümdüz olana kadar yolculuk yapan bana hayat hiç güzel değildi. iyi bir muhitte, metroya falan yakın bir yerde 3+1 evde oturuyordum bu sırada. ankara sıkıcı olabilir ama ülkenin her yerine yakın.
ayrıca istanbul paran varsa da güzel değil. geçen gün mecburiyetten yolum düştü ve 10 km yolu 1.5 saatte gittim. önümde arkamda range, bmw'ler falan vardı. adamlar zengin ama trafikte kalıyor. her yer insan dolu, her yerde kaos, her yerde keşmekeş var. iyi ki bu şehri terk etmişim diyorum halen. o sebeple bence gezmeye gel ve tadı damağında kalsın.
istanbulda 5. yılımda neredeyse hiç çıkmıyordum. gezmeye gelen arkadaşlarım ne güzel şehir falan diyorlardı 2 hafta sabah akşam gezip geri gidiyorlardı. ama günlük 3 saat serviste popom dümdüz olana kadar yolculuk yapan bana hayat hiç güzel değildi. iyi bir muhitte, metroya falan yakın bir yerde 3+1 evde oturuyordum bu sırada. ankara sıkıcı olabilir ama ülkenin her yerine yakın.
ayrıca istanbul paran varsa da güzel değil. geçen gün mecburiyetten yolum düştü ve 10 km yolu 1.5 saatte gittim. önümde arkamda range, bmw'ler falan vardı. adamlar zengin ama trafikte kalıyor. her yer insan dolu, her yerde kaos, her yerde keşmekeş var. iyi ki bu şehri terk etmişim diyorum halen. o sebeple bence gezmeye gel ve tadı damağında kalsın.
0
howfaristhesky
Lens markete bakiyorum, onerileriniz nedir?1DAY ACUVUE® MOIST 30 lu KutuBausch & Lomb SoflensBausch & Lomb BioTru1DAY ACUVUE® TruEye 30 lu Kutu1DAY ACUVUE® MOIST for ASTIGMATISM 30 lu Kutu
Lens markete bakiyorum, onerileriniz nedir?
1DAY ACUVUE® MOIST 30 lu Kutu
Bausch & Lomb Soflens
Bausch & Lomb BioTru
1DAY ACUVUE® TruEye 30 lu Kutu
1DAY ACUVUE® MOIST for ASTIGMATISM 30 lu Kutu
1DAY ACUVUE® MOIST 30 lu Kutu
Bausch & Lomb Soflens
Bausch & Lomb BioTru
1DAY ACUVUE® TruEye 30 lu Kutu
1DAY ACUVUE® MOIST for ASTIGMATISM 30 lu Kutu
0
oasys ve biofinity vs diğer lensleri kullandım, en rahatı biofinity gelddi bana
0
oasis biofinitye göre daha sağlam, biofinity hemen yırtılıyor, yoksa çok rahat bir lens.
0
Yıllarca oasis sonrasında biofinity ve oasis kullandığım yıllarıma acıyorum.
Astigmatspor
Astigmatspor
0
acuvuve oasys kullandım, memnun kalmadım +1
kesinlikle "air optix plus - hydraglyde" ı denemelisin. gece gündüz, haftalarca gözümden çıkarmıyorum. şimdiye kadar hiç yanma/batma yapmadı. müthiş rahatlık.
--
HyrdaGlyde, kullanım konforunu arttıran Moisture Matrix (nem matrisi) ile üretilmiştir. Bu sayede normal lenslerden daha fazla oksijen geçirgenliğine sahiptir. Air Optix Plus HydraGlyde Silikon Hidrojel kontak lensler, gece ve gündüz gözlerinizde kalarak rahatlıkla uyuyabileceğiniz ender lenslerden biridir.
--
kesinlikle "air optix plus - hydraglyde" ı denemelisin. gece gündüz, haftalarca gözümden çıkarmıyorum. şimdiye kadar hiç yanma/batma yapmadı. müthiş rahatlık.
--
HyrdaGlyde, kullanım konforunu arttıran Moisture Matrix (nem matrisi) ile üretilmiştir. Bu sayede normal lenslerden daha fazla oksijen geçirgenliğine sahiptir. Air Optix Plus HydraGlyde Silikon Hidrojel kontak lensler, gece ve gündüz gözlerinizde kalarak rahatlıkla uyuyabileceğiniz ender lenslerden biridir.
--
0
uzun zamandır biofinity kullanıyorum hiç yırtılma da olmadı ilginç. belki tırnaklarım kısa diye bilmiyorum.
ben çok memnunum..
ben çok memnunum..
0
dalaylamaninkabri
bu kartla açılıp kapanan kapılar için soruyorum. diyelim siz kapıyı açtınız, içeri girdiniz ve kapadınız, kapı da kitlendi. kart da odaya enerji vermesi için tuvaletin yanındaki yere takılı vaziyette. bu karta sahip bir başka birisi (örneğin otel görevlisi) siz içerideyken ve odaya enerji verilirken
bu kartla açılıp kapanan kapılar için soruyorum. diyelim siz kapıyı açtınız, içeri girdiniz ve kapadınız, kapı da kitlendi. kart da odaya enerji vermesi için tuvaletin yanındaki yere takılı vaziyette. bu karta sahip bir başka birisi (örneğin otel görevlisi) siz içerideyken ve odaya enerji verilirken kapıyı açabiliyor mu? eğer sistem böyleyse sizce de bu bir güvenlik açığı değil mi?
0
Odaya enerji verilirken ve sen içerdeyken kapının açılmamasını sağlayan fiziksel kilit oluyor arkada, onu çevirirsen açamaz kimse. Veyahut rahatsız etmeyin kartı da asabilirsin.
0
Odaya enerji verilirken kapının açılması mümkün müdür bilmiyorum ama açılacağını pek zannetmiyorum.
Neden zannetmiyorum dedim, çünkü böyle bir sistem geliştirmesi çok kolay da ondan. Donanımsal olarak bir "logic gate" ya da yazılımsal olarak MCU'ya gömeceğin bir if döngüsüne bakar. Eğer açılabiliyorsa bana göre bu bir güvenlik açığıdır.
Muhtemelen otel görevlilerinin kartları müşterilerinkilerden farklıdır. Farklı bir sorgulama sinyali gönderiyordur. Dolayısıyla tek bir kartla bütün kapıları açabilirler. Ben müşterilere verilen kartın birebir aynısı ile açılmaya çalışılırsa kapının açılmayacağını düşünüyorum. En azından ben böyle bir sistem tasarlasam böyle yapardım.
Edit: Açılıyormuş ama dediğim gibi ben böyle bir sistem tasarlasam açılmasına izin vermezdim.
Neden zannetmiyorum dedim, çünkü böyle bir sistem geliştirmesi çok kolay da ondan. Donanımsal olarak bir "logic gate" ya da yazılımsal olarak MCU'ya gömeceğin bir if döngüsüne bakar. Eğer açılabiliyorsa bana göre bu bir güvenlik açığıdır.
Muhtemelen otel görevlilerinin kartları müşterilerinkilerden farklıdır. Farklı bir sorgulama sinyali gönderiyordur. Dolayısıyla tek bir kartla bütün kapıları açabilirler. Ben müşterilere verilen kartın birebir aynısı ile açılmaya çalışılırsa kapının açılmayacağını düşünüyorum. En azından ben böyle bir sistem tasarlasam böyle yapardım.
Edit: Açılıyormuş ama dediğim gibi ben böyle bir sistem tasarlasam açılmasına izin vermezdim.
0
Diyelim odadaki misafir iki gündür çıkmadı, kalp krizi geçirip ölmüş olabilir. Bu durumda hazır kapıyı mi kırıp giriyorlar?
0
açabiliyor. odaya girerken 2 kart alıyoruz mesela, bir kişi içerdeyken diğeri kartını basıp girebiliyor. güvenlik açığı değil.
0
odaniza siz istemediginiz surece girilmez, bunu da siz kapiniza rahatsiz edilmek istemediginizi belirten uyariyi asarak ya da kapiyi icerden kilitleyerek yapabilirsiniz. eger bu ikisini de yapmazsaniz siz odadayken bir gorevli iceri girecekse mutlaka kapiyi calacak ve seslenecektir.
0
kapi ile enerji sisteminin bir baglantisi bulunmuyor. birbirinden bagimsiz sistemler. iki kisi kaldiginizda birinizin karti enerji guvenlik kutusuna takiliyken diger kart ile kapiyi acarak bunu onaylayabilirsiniz. gorevlilerde butun kapilari acan master kartlar olur genelde. onlar bu kartlar ile istedikleri odaya girebilirler evet. guvenlik acigi pek degil. sistem bu sekilde tasarlaniyor cunku. ekaterina'nin dedigi gibi kapilarin ic tarafinda fiziksel kilit olur. eger icerideyken birisinin odaya girmesinden endise ediyorsaniz fiziksel kilidi kullanabilirsiniz.
0
Fiziki kilit ile kilitlenmediği sürece başka personeldeki master card ile kapı açılır. Sabah odayı boş sanıp giren personele denk gelmiştim
0
Otel kapı kilidi ve enerjiyi kontrol eden enerji saver denilen cihaz birbirinden bağımsız çalışır.
Otel kapı kilidi kartla açılıp içeri girdikten sonra odanın iç tarafındaki emniyet mandalı çevrildiğinde o kilidi kat görevlileri açamaz, sadece resepsiyonda bulunan acil durum kartı ile açabilirler veya odanın metal anahtarı ile.
Odanın iç kısmındaki mandalı çevirmediysen kat görevlisi lönk diye odaya girebilir.
Otel kapı kilidi çalışma mantığı ile ilgili en detaylı bilgiler otelsistemleri.com sitesinde mevcut.
www.otelsistemleri.com
Otel kapı kilidi kartla açılıp içeri girdikten sonra odanın iç tarafındaki emniyet mandalı çevrildiğinde o kilidi kat görevlileri açamaz, sadece resepsiyonda bulunan acil durum kartı ile açabilirler veya odanın metal anahtarı ile.
Odanın iç kısmındaki mandalı çevirmediysen kat görevlisi lönk diye odaya girebilir.
Otel kapı kilidi çalışma mantığı ile ilgili en detaylı bilgiler otelsistemleri.com sitesinde mevcut.
www.otelsistemleri.com
0
mikahakkinen
S.b himalaya için kanser yapan yapıcı elementler içerir vs deniyor, rafineri tuz işleniyor vs deniyor önerileriniz nedir?
S.b himalaya için kanser yapan yapıcı elementler içerir vs deniyor, rafineri tuz işleniyor vs deniyor önerileriniz nedir?
0
Islenmis demek kotu demek degil. Tuzun islenmis olmasi daha saf oldugu anlamina geliyor, dolayisiyla standart tuz iste, en ideali o.
0
simdi nacl nacl dir. tuz nacl dir.
kirlilik olmayan bir yerden alacağın tuz sağlıklı olur. denizde mesela mikro plastik parçaları vardır. harbi himalaya ise ben himalaya derim. ki ben de onu kullanıyorum.
kirlilik olmayan bir yerden alacağın tuz sağlıklı olur. denizde mesela mikro plastik parçaları vardır. harbi himalaya ise ben himalaya derim. ki ben de onu kullanıyorum.
0
himalaya kanser yapıyor diye şeyler ortalıkta dolaşıyor.
normal market tuzları ise akışkan olsun diye içine aliminyum falan katılıyormuş,
en iyisi çankırı kaya tuzu almak. zaten kaya tuzu alınca akışkan olmadığını görürsünüz.
normal market tuzları ise akışkan olsun diye içine aliminyum falan katılıyormuş,
en iyisi çankırı kaya tuzu almak. zaten kaya tuzu alınca akışkan olmadığını görürsünüz.
0
everythingok
uzun zamandır almak istediğim bir ayakkabı ultraboost. adidas 2 gündür bi kampanya yapmış. 3 ürüne sepette %33 indirim veriyor. yanına 20 tl gibi fiyattan 2 de çorap ekledim sepet tutarı 870 tl falan oldu. normal satış fiyatı 1299 tl, ultraboost parley.yani sizce almalı mıyım yoksa çok mu abartı rak
uzun zamandır almak istediğim bir ayakkabı ultraboost. adidas 2 gündür bi kampanya yapmış. 3 ürüne sepette %33 indirim veriyor. yanına 20 tl gibi fiyattan 2 de çorap ekledim sepet tutarı 870 tl falan oldu. normal satış fiyatı 1299 tl, ultraboost parley.yani sizce almalı mıyım yoksa çok mu abartı rakam? biliyorum tabi ki pahalı ama bazen insan birşeyi çok almak ister ya benimki de öyle. bu heves içimde kalmasın istiyorum. sizce?
0
ayakkabının fiyatı çok pahalı, bakınca özel bir çizgisi bir tasarımlık hali de yok (bence). bilemiyorum, ben almazdım.
0
Vee ben dee almazdimmm. En basta;geliri belli bir ulke olarak oyle bir parayi bir ayakkabiya vermeyi dogru bulmuyorum.
0
Bu ayakkabı 300 lira olsa para verip almam. 1.299 liraya alanlar paranın nerden geldiğini bilmiyordur.
Bu arada ayakkabı deyince kaliteli olmasına dikkat ederim. 20 yıldır falan adidas, nike alırım hep.
Bu arada ayakkabı deyince kaliteli olmasına dikkat ederim. 20 yıldır falan adidas, nike alırım hep.
0
300 lira olsa almam +1
Artık ucuz bir şey yok, kabul. Ama bu gerçekten pahalıymış.
Artık ucuz bir şey yok, kabul. Ama bu gerçekten pahalıymış.
0
çok çirkinmiş ya. 1 yıl sonra yanakları patlayacak zaten çok yazık parana.
0
abi hangi ayakkabı bu link var mı? ultraboost parley diye arattığımda 800 liradan da daha ucuza çıkıyor da?
0
instagram butiklerinde 50 liraya bulunur. al giy hevesini al. 800 lira verme bu ayakkabıya.
0
abi iki yagmur veya uzun sureli gunluk kullanim gorse anasi sikilecek turden bi ayakkabi bu, fileli modeller hassas oluyor, uzulerek degmez diyecegim ben de :(
0
nikedan beğendiğin bir model seçmeye bak, kullanım ömrü daha uzun verdiğin para boşa gitmez
0
Valla ben giyilecek içilecek be yenilecek şeylere abuk sabuk paralar harcayan biri olarak seni desteklemeye geldim.
İçinde kalacağına al gitsin. Bir kere geleceğin dünyada imkanın varsa paranı harcayacaksın.
İçinde kalacağına al gitsin. Bir kere geleceğin dünyada imkanın varsa paranı harcayacaksın.
0
hepinize teşekkürler gencolar. benim de soruda belirttiğim gibi tabi ki çok pahalı. bununla birlikte kalitesine laf söyleyenin de çarpılacağını düşünüyorum. hem boost teknolojisi hem de koşu performansnın kalitesi belli. yani adidas giyiyorum ama bu ayakkabı olmaz diyen adama da gülerim. bir de tabi ki asgari ücret ile çalışmıyorum aylık faizle 5+ gibi bi rakam elime geçiyor. gerçi çok da alakası yok ama olsun.
sonuç: şimdilik rafa kaldırıldı. pure boost go ile devam. fiyat takip edilecek.
sonuç: şimdilik rafa kaldırıldı. pure boost go ile devam. fiyat takip edilecek.
0
nike modelleri çok çirkin ya, pro koşu falan tamam da günlük kot altına falan giyilecek ayakkabı bulamadım
0
bir soru sorcam
kabine alırlar mıikisi de normal ölçülerde
kabine alırlar mı
ikisi de normal ölçülerde
ikisi de normal ölçülerde
0
nereden nereye giderken
hangi havayoluyla
hangi sinif biletle
bavul olculeri neler, agirligi nedir
sirt cantasi olculeri neler, agirligi nedir
hangi havayoluyla
hangi sinif biletle
bavul olculeri neler, agirligi nedir
sirt cantasi olculeri neler, agirligi nedir
0
merhaba. ben de pegasus için yurtdışı 8 kg kuralını kurcalıyodum, en katı onlar. şöyle tablo var.
www.flypgs.com
kıbrıs+ yurtiçi uçuşlarda pegasusta kabinici valiz + sırtçantasıyla uçtum. çantamı sırtımdan çıkarttırıp tartmadılar.
www.flypgs.com
kıbrıs+ yurtiçi uçuşlarda pegasusta kabinici valiz + sırtçantasıyla uçtum. çantamı sırtımdan çıkarttırıp tartmadılar.
0
pegasus ile almanya'ya ecoflex mi ne onunla uçtum geçen ay. sadece kabin bagajı hakkı olan ucuz paketten. sırt çantamı kabul etmişlerdi check inde gösterince.
0
Jeckson
Gelişmiş ülkeler de bile insanlar daha çok karbonhidrat bazlı besleniyor. 5 yıldızlı otellerin kahvaltıları bile karbonhidrat bombası. Fakir halkı zaten söylemiyorum ekmek makarnadan başka birşey yiyemiyor garipler.Tamam protein kaynağı pahalı gibi ama bu karbomh,drat meselesi paradan daha başka bir
Gelişmiş ülkeler de bile insanlar daha çok karbonhidrat bazlı besleniyor. 5 yıldızlı otellerin kahvaltıları bile karbonhidrat bombası. Fakir halkı zaten söylemiyorum ekmek makarnadan başka birşey yiyemiyor garipler.
Tamam protein kaynağı pahalı gibi ama bu karbomh,drat meselesi paradan daha başka bir nedene bağlı gibi.
Siz ne düşünüyorsunuz?
Tamam protein kaynağı pahalı gibi ama bu karbomh,drat meselesi paradan daha başka bir nedene bağlı gibi.
Siz ne düşünüyorsunuz?
0
6-7 aydır bir kaç gün hariç hayatımdan karbonhidratı çıkardım mekana gidiyoruz onlar pizzaya ben Sezar salataya, kahvaltıda sucuğa ekmek banıyorlar ben çatalla. Ramazandaki pideleri saymazsak baya kestim yani. Doymuyormuş gibi bir his oluşuyordu mide küçüldükçe o da azaldı. Öyle işte. Alışkanlık bence.
0
Tadı güzel +1
ayrıca hızlı ve kolay metabolize edilen enerji sağlıyor. Mesela bir yağ molekülünden enerji sağlamak zorken karbonhidrattan gayet kolay.
ayrıca hızlı ve kolay metabolize edilen enerji sağlıyor. Mesela bir yağ molekülünden enerji sağlamak zorken karbonhidrattan gayet kolay.
0
Yedikçe yersin. İnsanlar yemekten zevk alıyo. Karbonhidrat ağırlıklı beslenirsen deli gibi yiyebilirsin. Çabuk acıktırır çünkü. Tadı da güzel +1
Bence tokluk hissi verdiği için olamaz. Karbonhidrat tok tutmaz.
Bence tokluk hissi verdiği için olamaz. Karbonhidrat tok tutmaz.
0
ucuz ve lezzetli. ayrıca bazı karbonhidratlar çabuk doyuruyor. örneğin ekmek.
0
çünkü enerji lazım, protein ya da yağdan önce karbonhidrata yönelmek vucud için de daha sağlıklı eğer fiziksel aktivite yapacaksak
güne karbonhidratla başlamanın da bir mahsuru yok akşama kadara o kalori harcanır
öğlen ve/veya akşam kararınca et yenerek kaslar desteklenir
yağ, meyve, sebze, kuruyemişle diğer eksikler tamamlanır
güne karbonhidratla başlamanın da bir mahsuru yok akşama kadara o kalori harcanır
öğlen ve/veya akşam kararınca et yenerek kaslar desteklenir
yağ, meyve, sebze, kuruyemişle diğer eksikler tamamlanır
0
isvicre rakisi
aranızda bunu başarıyla yapan erkekler var mı?nasıl yapıyosunuz?viyana'dayım ve berber bulmuştum bi tane adam camiye çay içmeye çağırdığından beri kestim ilişiğimi. goadjnmgsdaşimdi yeni bi yer arıyorum.ama bulamadığımdan kendim mi kessem acaba diyorum
aranızda bunu başarıyla yapan erkekler var mı?
nasıl yapıyosunuz?
viyana'dayım ve berber bulmuştum bi tane adam camiye çay içmeye çağırdığından beri kestim ilişiğimi. goadjnmgsda
şimdi yeni bi yer arıyorum.
ama bulamadığımdan kendim mi kessem acaba diyorum
nasıl yapıyosunuz?
viyana'dayım ve berber bulmuştum bi tane adam camiye çay içmeye çağırdığından beri kestim ilişiğimi. goadjnmgsda
şimdi yeni bi yer arıyorum.
ama bulamadığımdan kendim mi kessem acaba diyorum
0
Ben bi tek enseyi kendim alıyorum. Keşke becerebilsem büyük kolaylık olur.
edit: enseyi yaparken facetimedan kendimi arıyorum. telefonu enseye tutup ipadden bakıyorum :D öyle öyle çok sürmeden halloluyor.
edit: enseyi yaparken facetimedan kendimi arıyorum. telefonu enseye tutup ipadden bakıyorum :D öyle öyle çok sürmeden halloluyor.
0
10 yıldır kendim kesiyorum. Hep 4 numara kestiğim için cart diye dalıyorum. Enseyi de bir elimde küçük bir ayna tutarak, büyük aynanın karşısında düzlüyorum sıfırla. Bazen yamuk oluyor ama dert etmiyorum pek :) Bazen de o sırada yanımda kadın, erkek kim varsa yaptırıyorum. Tüm saçı belli bir numarayla kesmek basit, bir olayı yok. Sadece ense kısmı zorlayan, onu da her tarafı bitirip makinenin sıfır bıçağıyla yanınızda kim varsa düzlettirebilirsiniz. Size yapan kolayca hallediyor zaten, usta olmasına gerek yok. Benim taktiğim böyle, ortalama 1 ile 2 ay arasında gibi tekrarlıyorum.
0
Viyana’da berber bulamayan adam kendi saçını kesemez. Var mı artıran?
0
Şekilli kesmek istiyorsanız değmez uğraşmaya. Makinaya vuracaksanız olur.
0
sordum soruyu
Kimse de konuşmuyor benimle. 8-9 saat burda kalmak zorundayım. Hangi sitelere girebilirim. Neredeyse yaz boyu böyle geçecek gibi. Bilgisayarım video izleyince kasıyor. İngilizcem iyi seviyede tavsiyelerinizi bekliyorum. Bilgisayar dışında yapılabilcek önerilerinizi de söyleyebilirsiniz.
Kimse de konuşmuyor benimle. 8-9 saat burda kalmak zorundayım. Hangi sitelere girebilirim. Neredeyse yaz boyu böyle geçecek gibi. Bilgisayarım video izleyince kasıyor. İngilizcem iyi seviyede tavsiyelerinizi bekliyorum. Bilgisayar dışında yapılabilcek önerilerinizi de söyleyebilirsiniz.
0
Ne yaparsan yap sıkılacaksın kardeşim. İyisi mi kendine yeni işler bul kasan bilgisayardan. Ömür geçmez öyle. Hem biliyor musun boş oturmak kadar yorucu iş yok. Allah telle tuale tü yardımcın olsun.
0
hocam
senin üstün vardır
o üstüne ne yapabilirim diye sor
video / oyun olayına girme
iş yeri ne üzerine
imalat vs. ise yöneticine söyleyip ingilizcem iyi malı yurtdısına pazarlamaya calısabilirim diyebilirsin
senin üstün vardır
o üstüne ne yapabilirim diye sor
video / oyun olayına girme
iş yeri ne üzerine
imalat vs. ise yöneticine söyleyip ingilizcem iyi malı yurtdısına pazarlamaya calısabilirim diyebilirsin
0
zaman en kıymetli şeyimiz. öyle okuyup geçmeyin bunu.
yeni birşeyler öğrenmeye her gün birkaç saat ayırabilecek gibiyseniz çok şanslısınız
yeni birşeyler öğrenmeye her gün birkaç saat ayırabilecek gibiyseniz çok şanslısınız
0
finansal piyasalara dair tonla ücretsiz kaynak var internette. oku, öğren. hem vakit geçirir, hem de kendini geliştirirsin.
0
Bölüm değiştirmeyi düşünüyorum. Kurumsal bir şirket olduğundan amire öyle diyemem zaten iş olmadığının o da farkında. Telefondan paket bitmesin diye video izlemiyorum. Kampüs iyi ama öğle molası dışında tek basina dolasinca açık hedef gibi hissediyorsun. Fazla ciddi şeyler okuyunca canım sıkılıyor Öğretirken eğlendiren şeyler lazım.
0
superb
bende kalkar kalkmaz fırçalama dürtüsü oluyor sizde nasıl?
bende kalkar kalkmaz fırçalama dürtüsü oluyor
sizde nasıl?
sizde nasıl?
0
Kalkar kalma yuzumu yıkadiktan hemen sonra
Temiz agizla gune baslamak gibisi yok
Gece boyunca agizda bakteri biriktigi icin once fircalamak daha mantikli
Temiz agizla gune baslamak gibisi yok
Gece boyunca agizda bakteri biriktigi icin once fircalamak daha mantikli
0
Ek
Yumurta gibi kokan bir sey yesiysem kahvaltidan aonra da bir kez daha fircalarim
Yumurta gibi kokan bir sey yesiysem kahvaltidan aonra da bir kez daha fircalarim
0
ben ikisini de yapıyorum. sabah nefesi denen şey çok rahatsız ediyor öncelikle ondan dolayı nefes temizlemek amacıyla diş fırçalayıp gargara yapıyorum daha sonra da kahvaltı sonrası dişlerim üstünde tabaka var hissinden kurtulamıyorum eğer fırçalamazsam.
0
kalkar kalkmaz fırçalıyorum, kahvaltıdan sonra rahatsız hissediyorsam yine fırçalıyorum
0
İş günü hem öncesinde hem sonrasında fırçalıyorum çünkü evde kahvaltı yapmıyorum. Hafta sonu öncesinde fırçalama gereği duymuyorum genelde.
0
Sabah uyandığım gibi elimi yüzümü yıkar dişimi fırçalarım, kahvaltıdan sonra ağzımı çalkalarım
0
önce fırçalamak size kalmış fakat sonrasında muhakkak fırçalayın ki diş sağlığınız için bir şey yapmış olun.
genelde sonra fırçalıyorum, bazen kahvaltı yapmıyorum.
genelde sonra fırçalıyorum, bazen kahvaltı yapmıyorum.
0
Sonra. Önce fırçalamanın hata olduğunu düşünüyorum. Çünkü sonra da fırçalamak gerekecek. Diş fırçalamanın amacı dişin arasına giren yemek kalıntılarını ve diş yüzeyinde kalan bakterileri çıkarmak. Zaten diş macunlarının üzerinde de günde 3 kereden fazla fırçalamamanız önerilir gibi ibareler bulunur. Ek olarak yatmadan hemen önce diş fırçalanırsa, sabah kalktığında diş fırçalamaya da gerek kalmaz. Macun zaten dişi ferah aromasından dolayı temizleyen bir şey değil. Hatta çoğu oldukça zararlı.
0
konunun uzmanı değilim ama benim kahvaltıdan önce fırçalamamın nedeni konu hakkında internette okuduklarımdı. tabii ki onların da güvenilirliğini ölçemem ama farklı kaynaklarda okudum aynı şeyi.
özetle şunu diyor: uyurken daha az tükürük salgıladığımız için plaklar daha hızlı oluşacak ortamı bulur. biz uyurken de ağzımızdaki bakteriler, efendime söyleyeyim itler serseriler ağzımızın içine etmeye devam ediyor. bu yüzden uyanır uyanmaz fırçalayınca ağza tekrar reset atmış, ağzımızı temizlemiş oluyoruz. ha sonra kahvaltı yapıyor, 1-2 öğün daha yiyor ve geceye kadar öyle devam ediyoruz ama gün içinde salgılar da daha aktif olduğu için sanırım nispeten etkili bir şekilde mücadele edebiliyorlar dıj güçlere karşı.
yatmadan önce bi' kere daha vuruyoruz fırçayı, hooop yine temiz. kendi adıma ben "yatmadan önce son iş, uyandıktan sonra ilk iş" yöntemini etkili buluyorum. faydasını gördüm. çok daha temiz, güzel, kokusuz, misler gibi hissettiriyor.
dediğim gibi hangisi doğrudur bilemem, sadece mantığını paylaşıyorum. "yedikten sonra fırçalayın" diyenlerin de kendince argümanları var elbette ama "yemeden önce fırçalamanın anlamı ne ki" de denmesin yani. gece boyunca lağıma dönüyor ağız, ben o pis haliyle ağzıma yemek sokma fikrinden tiksiniyorum mesela.
özetle şunu diyor: uyurken daha az tükürük salgıladığımız için plaklar daha hızlı oluşacak ortamı bulur. biz uyurken de ağzımızdaki bakteriler, efendime söyleyeyim itler serseriler ağzımızın içine etmeye devam ediyor. bu yüzden uyanır uyanmaz fırçalayınca ağza tekrar reset atmış, ağzımızı temizlemiş oluyoruz. ha sonra kahvaltı yapıyor, 1-2 öğün daha yiyor ve geceye kadar öyle devam ediyoruz ama gün içinde salgılar da daha aktif olduğu için sanırım nispeten etkili bir şekilde mücadele edebiliyorlar dıj güçlere karşı.
yatmadan önce bi' kere daha vuruyoruz fırçayı, hooop yine temiz. kendi adıma ben "yatmadan önce son iş, uyandıktan sonra ilk iş" yöntemini etkili buluyorum. faydasını gördüm. çok daha temiz, güzel, kokusuz, misler gibi hissettiriyor.
dediğim gibi hangisi doğrudur bilemem, sadece mantığını paylaşıyorum. "yedikten sonra fırçalayın" diyenlerin de kendince argümanları var elbette ama "yemeden önce fırçalamanın anlamı ne ki" de denmesin yani. gece boyunca lağıma dönüyor ağız, ben o pis haliyle ağzıma yemek sokma fikrinden tiksiniyorum mesela.
0
chatias
Merhaba, Aslında böyle bir şey var mı İstanbul'da bilgim yok ama bir ümit sormak istiyorum. Şimdi ben istiyorum ki, mekana ben etimi tavuğumu alıp gideyim, tabak çanak, sarf malzemeleri mekandan olsun. Mangal önüme hazır yakılmış gelsin. Ben malzememi atayıp çıtır çıtır kendi kendime mangalımı yapay
Merhaba,
Aslında böyle bir şey var mı İstanbul'da bilgim yok ama bir ümit sormak istiyorum.
Şimdi ben istiyorum ki, mekana ben etimi tavuğumu alıp gideyim, tabak çanak, sarf malzemeleri mekandan olsun. Mangal önüme hazır yakılmış gelsin. Ben malzememi atayıp çıtır çıtır kendi kendime mangalımı yapayım. Yiyecek içecek her şeyi ben dışarıdan kendim getirebileyim. İşim bitince de hizmet bedelini verip ayrılayım, döküntüyle uğraşmayayım. Tahmin ediyorum ki, piknik/mesire alanı tarzında bir yer olur burası.
istanbul'da bunun gibi bir yer var mı? Anadolu/Avrupa farketmez.
Aslında böyle bir şey var mı İstanbul'da bilgim yok ama bir ümit sormak istiyorum.
Şimdi ben istiyorum ki, mekana ben etimi tavuğumu alıp gideyim, tabak çanak, sarf malzemeleri mekandan olsun. Mangal önüme hazır yakılmış gelsin. Ben malzememi atayıp çıtır çıtır kendi kendime mangalımı yapayım. Yiyecek içecek her şeyi ben dışarıdan kendim getirebileyim. İşim bitince de hizmet bedelini verip ayrılayım, döküntüyle uğraşmayayım. Tahmin ediyorum ki, piknik/mesire alanı tarzında bir yer olur burası.
istanbul'da bunun gibi bir yer var mı? Anadolu/Avrupa farketmez.
0
Ben hiç böyle bir şey görmedim. Var ama eti/içeceği de onların verdiği yer var.
0
Arnavutköy taraflarında bakın hocam. Mekan isimleri aklıma gelmedi ama oralarda var.
0
Anadolu yakasında Aydos ormanında var böyle 1-2 yer. tam tarif ettiğin gibi. rakını bile dışarıdan getirebiliyorsun.
0
Techsavvy
verecek misiniz? bakış açınız nedir?Ben dinlerden bağımsız olarak yardım etmenin evrensel iyiliğine inanıyorum mesela. adı zekat olsun ya da charity olsun.
verecek misiniz? bakış açınız nedir?
Ben dinlerden bağımsız olarak yardım etmenin evrensel iyiliğine inanıyorum mesela. adı zekat olsun ya da charity olsun.
Ben dinlerden bağımsız olarak yardım etmenin evrensel iyiliğine inanıyorum mesela. adı zekat olsun ya da charity olsun.
0
bireysel olarak yardım yapılmasına karşı değilim fakat dini açıdan bakınca "malınızın 40'ta birini fakire verin" tavrını sağlıksız buluyorum. dinin iktidarı ve parayı kontrol etme mekanizması olarak tasarlandığına dair inancımı destekleyen bir konu. fakirliğin ortadan kaldırılmasına, emek sömürüsünün sonlandırılmasına, adaletin tesis edilmesine yönelik uygulamalar yerine "zengin, kazandığından birazcık fakire versin" temelli sadaka anlayışını toplum açısından sağlıksız buluyorum.
parası olanın, olmayana yardım etmesi bireysel açıdan güzel ama bunun toplumda norm haline gelmesi bence sağlıksız. onun yerine insanlar zekata muhtaç olmasa, sosyal devletimiz olsa daha güzel olmaz mı? çalışmasına engel rahatsızlığı olan insanlar destek alsa, fiziksel ya da zihinsel engeli olmayan insanlar iş bulabilse, asgari ücret insanca yaşamak için yeterli olsa? neblim asgari ücret 2000 liraysa kira+faturalar+mutfak masrafı 1200-1300 lirayı geçmese?
yardım etmek güzel bir şey, ayakkabısı olmayan çocuğa sosyal devletten bahsetmek yerine bir çift ayakkabı almak dünyayı daha güzel bir yer yapacaktır ama toplumsal açıdan bakarsak zekât bence sıkıntılı bir uygulama.
parası olanın, olmayana yardım etmesi bireysel açıdan güzel ama bunun toplumda norm haline gelmesi bence sağlıksız. onun yerine insanlar zekata muhtaç olmasa, sosyal devletimiz olsa daha güzel olmaz mı? çalışmasına engel rahatsızlığı olan insanlar destek alsa, fiziksel ya da zihinsel engeli olmayan insanlar iş bulabilse, asgari ücret insanca yaşamak için yeterli olsa? neblim asgari ücret 2000 liraysa kira+faturalar+mutfak masrafı 1200-1300 lirayı geçmese?
yardım etmek güzel bir şey, ayakkabısı olmayan çocuğa sosyal devletten bahsetmek yerine bir çift ayakkabı almak dünyayı daha güzel bir yer yapacaktır ama toplumsal açıdan bakarsak zekât bence sıkıntılı bir uygulama.
0
Zekat vb dini inanc kaynakli bagislarla zaten alakam yok ama bagis olayi iyilik gibi gorunse de bayagi tartismali bir sey aslinda, ozellikle uluslararasi capta yapilanlari.
Ornegin eski kiyafetleri bir kuruma bagisliyorsunuz. Tamam da bir ton eski pusku kiyafetin kanser vakfina faydasi ne? Bu kiyafetler yoksul ulkelere gonderilip yok pahasina satiliyor, buradan saglanan para ile kanser vakfina gelir elde ediliyor. Lakin soyle bir sey var: o ulkelerdeki olasi bir tekstil endustrisini tamamen oldurmus oluyorsunuz cunku o ureticilerin badavaya gelmis olan eski kiyafetlerle rekabet etmesinin imkani yok.
Ote yandan atiyorum bir ucuncu dunya ulkesinde bir afet gerceklesti, genel olarak fakir ulkeler baskici, yolsuz ve zorba yoneticilere sahiptir. Bu yavsak surusu, gonderdiginiz her yardimdan pay alir. Yani insanlara yardim edecegim derken aslinda diktatorleri zengin edersiniz.
Ornegin eski kiyafetleri bir kuruma bagisliyorsunuz. Tamam da bir ton eski pusku kiyafetin kanser vakfina faydasi ne? Bu kiyafetler yoksul ulkelere gonderilip yok pahasina satiliyor, buradan saglanan para ile kanser vakfina gelir elde ediliyor. Lakin soyle bir sey var: o ulkelerdeki olasi bir tekstil endustrisini tamamen oldurmus oluyorsunuz cunku o ureticilerin badavaya gelmis olan eski kiyafetlerle rekabet etmesinin imkani yok.
Ote yandan atiyorum bir ucuncu dunya ulkesinde bir afet gerceklesti, genel olarak fakir ulkeler baskici, yolsuz ve zorba yoneticilere sahiptir. Bu yavsak surusu, gonderdiginiz her yardimdan pay alir. Yani insanlara yardim edecegim derken aslinda diktatorleri zengin edersiniz.
0
www.yenisafak.com
Bir kere şu… Zekâta taalluk eden fıkhi hükümlerin baştan sona yenilenmesi modern zamanlar için kaçınılmaz bir zorunluluktur. “Neyin zekâta konu olduğu” meselesi cesaretle, üzerine üzerine gidilerek adam gibi tanımlanmalıdır İslam âlimleri tarafından. Mesela şu “binek” meselesi… Ortalama bir bineğin 10 katı fiyatla bir arabaya binen Müslüman’ın o araç için kesinlikle zekât vermemesi gerektiğini ispat etmek için çırpınan hocalarımıza benden bir dost tavsiyesi. “Devletin temin ettiği toplu taşıma araçlarını ‘binek’ sayabiliriz” diyen yenilikçi ve cesur iktisat âlimlerine bir baksınlar.
MAKALEYİ SESLİ DİNLEMEK
İÇİN TIKLAYIN
Söylemiştim. Sizi kızdırmaya çalışıyorum.
100 milyon liralık malı olan mümin, kıyıp da (en az) 2,5 milyon lirasını zekât veremiyor diye “ticari borçlar, birinci binek, birinci ev, pırlanta” v.d. gibi bir dünya “zekât vermeme formülü” ihdas edenlerin değil “yahu mübarek insan. Yahu güzel Müslüman. 2,5 yerine 5 ver ki, 10 ver ki malın artsın, bereketin çoğalsın” diyecek hocaların dizinin dibine çökelim. “Verince azalmayacağına” herkesi ikna edecek gül yüzlü adamlar bulalım. Dünyaya yeniden bir “ekonomik kalkınma modeli” öneren zatların peşine düşelim. Gösterin, bulalım onları neredeyseler.
Henüz kızmadınız mı bana? Hadi biraz daha deneyeyim şansımı.
Zekâtın en büyük sosyal amacı “bu yıl zekât verdiğin insanın gelecek yıl zekât verebilecek duruma gelmesi” değilse nedir? İslam ekonomisinin kalbi, İslam ekonomisinin kalkınma fikri burada değilse nerededir?
“Bu yıl da kendi cemaatimize verdik zekâtımızı çok şükür” cümlesindeki yanlışın bir an olsun farkına varmayacak mıyız? Cemaat içinde kalan zekât “sosyal kalkınma” değil “iktidar alanı güçlendirmesi” oluşturur. Tecrübemiz bununla sabit değil mi?
Nerede bizim topladığı zekât fonunu karşılıksız mikro kredilere çevirip insanların hayatını kökünden değiştirecek kurumsal yapılarımız? Tüm dünyada sadece 4 (yazıyla dört) kurumumuz var yahu bu alanda çalışan. Bu utanç da bize yeter.
Daha da mı kızmadın? O zaman devam.
Bugün 100 bin lirası olsa bütün geleceğini yeniden kuracak on binlerce köylümüz, esnafımız, genç girişimcimiz yok mu? Sen zekâtınla onun hayatını değiştirebilecekken yardım kolisi uzatıyorsun ona. Oysa o hayatını kurtarsa çevresindeki pek çok insanın “mutlak yoksulluğu” istihdamla, iş alanıyla, ekonomik genişlemeyle kurtulacak. Müslümanlar bunu böyle yapmadı mı? Övünüp durduğumuz Asrı Saadet’in, anlata anlata bitiremediğimiz Osmanlı’nın iktisat yaklaşımı “ortalamayı tutturmak” değilse neydi? Sermayenin belirli ellerde toplanıp fakirlere de yardım kolisi dağıtmanın neresi tam olarak İslam iktisadı, bana bir tane tane anlatsana. Belki ikna olurum.
Daha da mı kızmadın bana?
O zaman şu: Daha çok külliyeyle, daha çok camiyle, daha çok ilahiyat fakültesiyle gelmiyor din şehre. Bunu anlamak için kaç tane 20 yıl daha geçmesi gerekecek? Kaç tane daha ilahiyat açacağız? 110 bin ilahiyat öğrencisi yetmez mi? 500 bin daha mı lazım?
Şehre din, ürettiği sosyal yapıyla, önerdiği iktisadi düzenle, savunduğu adaletle gelecek gelecekse. “Şu kadar öğrencimiz var muhterem, aman onların eğitimi” diyerek gelmeyecek. Öyle olsa yetiştirirdin hayalini kurduğun dindar nesli. Yetiştiremedin. Etrafına toplanan 100, 200, 500 gencin oluşturduğu “Asrı Saadet simülasyonuna” tavsın. Bir akşam Bağcılar’a, Moda’ya, Karaköy’e akalım da göstereyim sana durumu. Hayrıma.
Aha dün öğrendim. Tıp öğrencisi dindar talebe diyor ki “yahu ben daha çok puanla girdim üniversiteye. Namazımda niyazımda aksaklık yok. Ekonomik durumum berbat. Benden 1.000 lira yurt parası alıyorlar, ilahiyat öğrencisi oda arkadaşımdan yurt parası almadıkları gibi ona bir de 500 lira burs veriyorlar.”
Ne yapıyoruz yahu biz? Samimiyetle soruyorum bunu. Ne yapıyoruz biz? Hangi toplumsallığı, hangi ahlaki düzlemi, hangi adalet anlayışını öneriyoruz topluma? Hala burs mülakatlarında “hangi kitapları okuyorsun?” iğrenç sorusunu dayatarak mı kuracağız geleceğimizi? “Aman şükürler olsun, şu taş yığınımız da bitti. Demek ki daha çok iktidar alanı açabileceğiz kendimize” yaklaşımından bir gram öteye geçemeyen STK’larımızla mı, cemaatlerimizle mi, camialarımızla mı “yeniden Asrı Saadet?” Güldürmeyin beni.
Toplum yanıyor hacılar. Toplum kaynıyor. Sen gözünü kapatınca sorunun ortadan kalkacağını düşünüyorsun, kendi içine daha çok kapanınca bir “mikro Asrı Saadet” üretebileceğini düşünüyorsun. Ama kazın ayağı öyle değil. Sen STK’nın has odasında kendini “Hicretin 10. yılında” sanıyorsun, toplumun vasatı “Nübüvvetin ilk yılı.”
Sen “aman zekâtı mutlaka bizim cemaate verelim” derken aslanlar gibi 1 milyon, 2 milyon, 5 milyon insanı çatır çatır kaybettik. Toplumsallık üretme şansımızı kaybettik. Kızın feminist, oğlun seküler oluyor hacı abi sen Asrı Saadet hayalleri kurarken. Dahası senin yanında dindar, sokakta çılgınlar gibi seküler bir ikiyüzlülükle yapıyor bunu. Hayatı inkâr ederek ürettin. Müdahale edemeyerek ürettin. Çözüm öneremeyerek ürettin. He bekle. Bekle ki cemaatin 5.000 tane talebe daha yetiştirince buralar çok değerlenecek. TOKİ’ye rica edersin de üzerine “din” kurarsın.
Bir kere şu… Zekâta taalluk eden fıkhi hükümlerin baştan sona yenilenmesi modern zamanlar için kaçınılmaz bir zorunluluktur. “Neyin zekâta konu olduğu” meselesi cesaretle, üzerine üzerine gidilerek adam gibi tanımlanmalıdır İslam âlimleri tarafından. Mesela şu “binek” meselesi… Ortalama bir bineğin 10 katı fiyatla bir arabaya binen Müslüman’ın o araç için kesinlikle zekât vermemesi gerektiğini ispat etmek için çırpınan hocalarımıza benden bir dost tavsiyesi. “Devletin temin ettiği toplu taşıma araçlarını ‘binek’ sayabiliriz” diyen yenilikçi ve cesur iktisat âlimlerine bir baksınlar.
MAKALEYİ SESLİ DİNLEMEK
İÇİN TIKLAYIN
Söylemiştim. Sizi kızdırmaya çalışıyorum.
100 milyon liralık malı olan mümin, kıyıp da (en az) 2,5 milyon lirasını zekât veremiyor diye “ticari borçlar, birinci binek, birinci ev, pırlanta” v.d. gibi bir dünya “zekât vermeme formülü” ihdas edenlerin değil “yahu mübarek insan. Yahu güzel Müslüman. 2,5 yerine 5 ver ki, 10 ver ki malın artsın, bereketin çoğalsın” diyecek hocaların dizinin dibine çökelim. “Verince azalmayacağına” herkesi ikna edecek gül yüzlü adamlar bulalım. Dünyaya yeniden bir “ekonomik kalkınma modeli” öneren zatların peşine düşelim. Gösterin, bulalım onları neredeyseler.
Henüz kızmadınız mı bana? Hadi biraz daha deneyeyim şansımı.
Zekâtın en büyük sosyal amacı “bu yıl zekât verdiğin insanın gelecek yıl zekât verebilecek duruma gelmesi” değilse nedir? İslam ekonomisinin kalbi, İslam ekonomisinin kalkınma fikri burada değilse nerededir?
“Bu yıl da kendi cemaatimize verdik zekâtımızı çok şükür” cümlesindeki yanlışın bir an olsun farkına varmayacak mıyız? Cemaat içinde kalan zekât “sosyal kalkınma” değil “iktidar alanı güçlendirmesi” oluşturur. Tecrübemiz bununla sabit değil mi?
Nerede bizim topladığı zekât fonunu karşılıksız mikro kredilere çevirip insanların hayatını kökünden değiştirecek kurumsal yapılarımız? Tüm dünyada sadece 4 (yazıyla dört) kurumumuz var yahu bu alanda çalışan. Bu utanç da bize yeter.
Daha da mı kızmadın? O zaman devam.
Bugün 100 bin lirası olsa bütün geleceğini yeniden kuracak on binlerce köylümüz, esnafımız, genç girişimcimiz yok mu? Sen zekâtınla onun hayatını değiştirebilecekken yardım kolisi uzatıyorsun ona. Oysa o hayatını kurtarsa çevresindeki pek çok insanın “mutlak yoksulluğu” istihdamla, iş alanıyla, ekonomik genişlemeyle kurtulacak. Müslümanlar bunu böyle yapmadı mı? Övünüp durduğumuz Asrı Saadet’in, anlata anlata bitiremediğimiz Osmanlı’nın iktisat yaklaşımı “ortalamayı tutturmak” değilse neydi? Sermayenin belirli ellerde toplanıp fakirlere de yardım kolisi dağıtmanın neresi tam olarak İslam iktisadı, bana bir tane tane anlatsana. Belki ikna olurum.
Daha da mı kızmadın bana?
O zaman şu: Daha çok külliyeyle, daha çok camiyle, daha çok ilahiyat fakültesiyle gelmiyor din şehre. Bunu anlamak için kaç tane 20 yıl daha geçmesi gerekecek? Kaç tane daha ilahiyat açacağız? 110 bin ilahiyat öğrencisi yetmez mi? 500 bin daha mı lazım?
Şehre din, ürettiği sosyal yapıyla, önerdiği iktisadi düzenle, savunduğu adaletle gelecek gelecekse. “Şu kadar öğrencimiz var muhterem, aman onların eğitimi” diyerek gelmeyecek. Öyle olsa yetiştirirdin hayalini kurduğun dindar nesli. Yetiştiremedin. Etrafına toplanan 100, 200, 500 gencin oluşturduğu “Asrı Saadet simülasyonuna” tavsın. Bir akşam Bağcılar’a, Moda’ya, Karaköy’e akalım da göstereyim sana durumu. Hayrıma.
Aha dün öğrendim. Tıp öğrencisi dindar talebe diyor ki “yahu ben daha çok puanla girdim üniversiteye. Namazımda niyazımda aksaklık yok. Ekonomik durumum berbat. Benden 1.000 lira yurt parası alıyorlar, ilahiyat öğrencisi oda arkadaşımdan yurt parası almadıkları gibi ona bir de 500 lira burs veriyorlar.”
Ne yapıyoruz yahu biz? Samimiyetle soruyorum bunu. Ne yapıyoruz biz? Hangi toplumsallığı, hangi ahlaki düzlemi, hangi adalet anlayışını öneriyoruz topluma? Hala burs mülakatlarında “hangi kitapları okuyorsun?” iğrenç sorusunu dayatarak mı kuracağız geleceğimizi? “Aman şükürler olsun, şu taş yığınımız da bitti. Demek ki daha çok iktidar alanı açabileceğiz kendimize” yaklaşımından bir gram öteye geçemeyen STK’larımızla mı, cemaatlerimizle mi, camialarımızla mı “yeniden Asrı Saadet?” Güldürmeyin beni.
Toplum yanıyor hacılar. Toplum kaynıyor. Sen gözünü kapatınca sorunun ortadan kalkacağını düşünüyorsun, kendi içine daha çok kapanınca bir “mikro Asrı Saadet” üretebileceğini düşünüyorsun. Ama kazın ayağı öyle değil. Sen STK’nın has odasında kendini “Hicretin 10. yılında” sanıyorsun, toplumun vasatı “Nübüvvetin ilk yılı.”
Sen “aman zekâtı mutlaka bizim cemaate verelim” derken aslanlar gibi 1 milyon, 2 milyon, 5 milyon insanı çatır çatır kaybettik. Toplumsallık üretme şansımızı kaybettik. Kızın feminist, oğlun seküler oluyor hacı abi sen Asrı Saadet hayalleri kurarken. Dahası senin yanında dindar, sokakta çılgınlar gibi seküler bir ikiyüzlülükle yapıyor bunu. Hayatı inkâr ederek ürettin. Müdahale edemeyerek ürettin. Çözüm öneremeyerek ürettin. He bekle. Bekle ki cemaatin 5.000 tane talebe daha yetiştirince buralar çok değerlenecek. TOKİ’ye rica edersin de üzerine “din” kurarsın.
0
din, inanış vb çok önemli değil, hayatta birçok şey paylaştıkca çoğalır ve paylaştıkca güzeldir. zenginlere bakıp iç geçirirsiniz, pezevenge bak ne yiyo içiyo ,ne arabalara biniyo dersiniz, ama sizden çok çok fakirin de size öyle baktığını düşünmezsiniz.
yok % bilmemkaçıymış falan hesap yapmayın, dini düşünmeyin gönlünüzden geçeni, aylık elinize geçen paranın küçük bir kısmını sürekli farklı yerlere bağışlayın, yardımlar yapın. görün bakın mutlu olacaksınız. ve de size geri dönecek onlar.
yok % bilmemkaçıymış falan hesap yapmayın, dini düşünmeyin gönlünüzden geçeni, aylık elinize geçen paranın küçük bir kısmını sürekli farklı yerlere bağışlayın, yardımlar yapın. görün bakın mutlu olacaksınız. ve de size geri dönecek onlar.
0
ferganavadisi
Günlük hayatta uymaya gayret ettiğiniz, hassas olduğunuz kul hakkı kapsamına giren neler var? Örnek olarak kendiminkileri yazayım. Tabi bazıları çok öznel olabilir. Yani sizin kul hakkı kabul ettiğiniz şeyi başkası o kapsamda görmeyebildiği de oluyor. Toplu taşıma araçlarında telefonla konuşmuyorum
Günlük hayatta uymaya gayret ettiğiniz, hassas olduğunuz kul hakkı kapsamına giren neler var? Örnek olarak kendiminkileri yazayım. Tabi bazıları çok öznel olabilir. Yani sizin kul hakkı kabul ettiğiniz şeyi başkası o kapsamda görmeyebildiği de oluyor. Toplu taşıma araçlarında telefonla konuşmuyorum hatta sessize alıyorum cihazı. Lokantaların kaldırımda, yola bakan masalarında yemek yemiyorum. Herhangi bir sıra kuyruğuna girerken sıraya riayet ediyorum. V.s. gibi...
0
Aklıma ilk gelen, şehirlerarası yolda yolculuk saatine göre koltuğu yatırma seviyesi. gece yolculuğu dışında ölümüne yatırmıyorum. Az bile yatırmak istesem haliyle izin isteyip yatırıyorum.
0
kesinlikle sana katılıyorum. artı olarak.
toplu taşıma da yaşlılara yer vermeye çalışıyorum.
kapımın önüne çöp saatleri dışında çöp bırakmıyorum.
garson azarlayamıyorum, sen dili kullanıyorum garsonlarla. aklıma gelenler bunlar.
toplu taşıma da yaşlılara yer vermeye çalışıyorum.
kapımın önüne çöp saatleri dışında çöp bırakmıyorum.
garson azarlayamıyorum, sen dili kullanıyorum garsonlarla. aklıma gelenler bunlar.
0
İsyerindeki printerdan millet kitap bile basar ben kisisel isim icin kullanmam.
Korsan/çakma mal almam.
Çan var diye üniversite boyunca kopya çekmedim.
Aç kalacağımı bilsem de torpile başvurmam.
Korsan/çakma mal almam.
Çan var diye üniversite boyunca kopya çekmedim.
Aç kalacağımı bilsem de torpile başvurmam.
0
jorah the andal
merhaba, pierre cardinden gömlek beğendim ancak %55 pamuk %45 polyester karışımıymış gömlekler, çok mu terletir ? 60,70 TL civarı gömleklerin hepsi böyle karışımlara sahip %100 pamuk olanlar 120 TL üstü en ucuz. %100 pamuk gömlek ütü sıkıntısı çıkarır diyorlar ne yapsam sizce ? karışımlı gömlek kull
merhaba, pierre cardinden gömlek beğendim ancak %55 pamuk %45 polyester karışımıymış gömlekler, çok mu terletir ? 60,70 TL civarı gömleklerin hepsi böyle karışımlara sahip %100 pamuk olanlar 120 TL üstü en ucuz. %100 pamuk gömlek ütü sıkıntısı çıkarır diyorlar ne yapsam sizce ? karışımlı gömlek kullanıp memnun olan var mı ?
0
Terletme değil de çok yakıyor. İyi bir Boyner indirimi denk getirip toplu al. Ben öyle almıştım. Bazısı Altınyıldız bazısı network öyle çok ucuza geldi
0
Normalde hep Damat'tan alıyorum beyaz gömlekleri, geçen gidip Tudors'tan senin dediğin gibi bi gömlek aldım. İsmail Türüt gibi terliyorum gittiğim her yerde, üstüme yapışıyor gömlek. Damat'tan aldıklarımda hiç böyle bir şey yok, arada çok ciddi fark var.
0
matilda
Merhaba, Başka insanların derdini kendi derdim gibi sahipleniyorum. Geçen gün eşimin iş yerine biri görüşmeye gitmiş, eşi de işsizmiş ama kızın deneyimi az diye olumlu bakmamışlar falan. Ne yiyip ne içecekler diye rahat 1 saat ağladım. Hep böyleyim, insanların, hayvanların derdini kendi derdim gibi
Merhaba,
Başka insanların derdini kendi derdim gibi sahipleniyorum. Geçen gün eşimin iş yerine biri görüşmeye gitmiş, eşi de işsizmiş ama kızın deneyimi az diye olumlu bakmamışlar falan. Ne yiyip ne içecekler diye rahat 1 saat ağladım. Hep böyleyim, insanların, hayvanların derdini kendi derdim gibi sahipleniyorum. Bu durum artık ciddi yormaya başladı beni psikolojik olarak. Çünkü mütemadiyen ağlıyorum . Saçma ve komik göründüğünün farkındayım sanki derdim yokmuş da dert edinmeye çalışıyormuşum gibi geliyor dışarıdan bakınca ama öyle değil aslında.
Biraz olsun umursamaz olmayı nasıl başarıyorsunuz? Bunu kendi başıma yapabilir miyim yoksa psikolojik destek falan mı almam lazım?
Başka insanların derdini kendi derdim gibi sahipleniyorum. Geçen gün eşimin iş yerine biri görüşmeye gitmiş, eşi de işsizmiş ama kızın deneyimi az diye olumlu bakmamışlar falan. Ne yiyip ne içecekler diye rahat 1 saat ağladım. Hep böyleyim, insanların, hayvanların derdini kendi derdim gibi sahipleniyorum. Bu durum artık ciddi yormaya başladı beni psikolojik olarak. Çünkü mütemadiyen ağlıyorum . Saçma ve komik göründüğünün farkındayım sanki derdim yokmuş da dert edinmeye çalışıyormuşum gibi geliyor dışarıdan bakınca ama öyle değil aslında.
Biraz olsun umursamaz olmayı nasıl başarıyorsunuz? Bunu kendi başıma yapabilir miyim yoksa psikolojik destek falan mı almam lazım?
0
umursamamayi basarmaktan ziyade, neden aglama krizlerine girecek kadar kafaniza taktiginiza yogunlasmalisiniz. eger ortalama bir 'kafaya takiyorum, uzuluyorum bu insanlara' durumu olsaydi farkli olabilirdi ama sizinki daha travmatik.
gercekten derdiniz olmayabilir, kendi dertlerinize odaklanmak istemediginiz icin baskalarinin dertlerine odaklaniyor olabilirsiniz, odaklandiginiz dertler sizde bir travmayi tetikliyor olabilir, aslinda icinden cikamadiginiz bir travma yasamis olabilirsiniz (postpartum, taciz, agir depresyon vs.) ya da yalnizlik ve gorunmezlik hissiniz mevcuttur ve baskindir ve bu sekilde baskalarinin bu anlarda size ilgi gostermesi ile bu histen kurtuluyorsunuzdur. bir suru sebebi olabilir yani. neden oldugunu bulmadan 'umursamiyorum' demekle olacak sey degil.
gercekten derdiniz olmayabilir, kendi dertlerinize odaklanmak istemediginiz icin baskalarinin dertlerine odaklaniyor olabilirsiniz, odaklandiginiz dertler sizde bir travmayi tetikliyor olabilir, aslinda icinden cikamadiginiz bir travma yasamis olabilirsiniz (postpartum, taciz, agir depresyon vs.) ya da yalnizlik ve gorunmezlik hissiniz mevcuttur ve baskindir ve bu sekilde baskalarinin bu anlarda size ilgi gostermesi ile bu histen kurtuluyorsunuzdur. bir suru sebebi olabilir yani. neden oldugunu bulmadan 'umursamiyorum' demekle olacak sey degil.
0
Aslinda umursamamaktan cok burqda sinirlarin ic ice gecmisligi var. Saglikli sinirlara sahip degilseniz, otekiyle bir ic ice gecme hali yasiyorsaniz, sizin nerede bitip nerede basladiginiz belli olmazsa bu tarz karmasalar yaşanabilir, yoksa tabii ki diger insanlarin dertlerine uzulmek normal bir sey bir cogumuz uzuluyoruz ama bunu kendi hayat olayimizmiscasina agir yasamiyoruz. Ama bunun icin ne yapmak gerekir derseniz, saglikli sinirlar insa etmek cok muhim ve kallavi bir mesele, ona odaklanacak seyler okumakla baslayabilirsiniz belki.
0
black mamba
bugün hastaneye gittim. saat 16:30'da muayeneler bitti. neden bu kadar erken bitiyor?
bugün hastaneye gittim. saat 16:30'da muayeneler bitti. neden bu kadar erken bitiyor?
0
neden bitmesin? kaça kadar sürsün?
bazı hastanelerde mesai dışı randevuları oluyor. ücretli muayene ediyorlar.
bazı hastanelerde mesai dışı randevuları oluyor. ücretli muayene ediyorlar.
0
neden bitsin? devlet daireleri 17'ye kadar açık. mesai dışı randevu nedir?
0
16.30'da muayene bitince her doktor eve gitmiyor. servise çıkıp oradaki hastaları kontrol ediyorlar. gece nöbete kalacak doktorlara ve/veya hemşirelere hastalar hakkında bilgi verip emanet ediyorlar.
mesai dışı demek de mesai dışı işte. saat 17den sonra ve haftasonları gidip muayene oluyorsun.
örneğin: randevu.bezmialemhastanesi.com
mesai dışı demek de mesai dışı işte. saat 17den sonra ve haftasonları gidip muayene oluyorsun.
örneğin: randevu.bezmialemhastanesi.com
0
bunu yapan doktor kaç kişi? ciddi bir şekilde boşaldı hastane. nöbetçi olmayan, servise çıkmayan doktorlar gayet hasta bakabilir.
0
devlette poliklinikler günde 8 saat çalışıyor işte sabah erken başlıyor muayeneler
0
yataklı servislere çıkıp doktor peşinde dolanmıyorsanız görmezsiniz, boşalmış gibi gelir.
mesai sadece poliklinik demek değildir. ameliyathane, servis, görevlendirme, heyet vs. birçok iş var.
mesai sadece poliklinik demek değildir. ameliyathane, servis, görevlendirme, heyet vs. birçok iş var.
0
erty_ksk
Geçmiş yıllarda 2-3 yıl üstüste fethiye maceralarım oldu, geçen yıl da kaş’ta geirdik. Bu yıl kafamda datça falan var ama emin olamadım. Geçen yıl kaş’ta yaşadığım kalabalığın ardından çok da insanların yoğun olduğu yerlerde olmak istemesem de malum yaz ve tatil dönemi heryer kalabalık olacak.Uygun
Geçmiş yıllarda 2-3 yıl üstüste fethiye maceralarım oldu, geçen yıl da kaş’ta geirdik. Bu yıl kafamda datça falan var ama emin olamadım. Geçen yıl kaş’ta yaşadığım kalabalığın ardından çok da insanların yoğun olduğu yerlerde olmak istemesem de malum yaz ve tatil dönemi heryer kalabalık olacak.
Uygun fiyatlı, çok insan kalabalığı olmayan, küçük salaş yerler hk önerileriniz varsa alabilir miyim.
İzmirden arabayla gideceğiz, tahmini gidiş tarihi ağustos başı, herşey dahil otel istemiyoruz oda kahvaltı olsun temiz yatak wc olsun, uygun fiyatlı olsun yeter. Odaya yatmaya geleceğimiz için otelin sunduğu ekstra hizmetlere ihtiyacımız yok(havuz vs..)
Değerli tecrübelerinizi paylaşır mısınız?
Uygun fiyatlı, çok insan kalabalığı olmayan, küçük salaş yerler hk önerileriniz varsa alabilir miyim.
İzmirden arabayla gideceğiz, tahmini gidiş tarihi ağustos başı, herşey dahil otel istemiyoruz oda kahvaltı olsun temiz yatak wc olsun, uygun fiyatlı olsun yeter. Odaya yatmaya geleceğimiz için otelin sunduğu ekstra hizmetlere ihtiyacımız yok(havuz vs..)
Değerli tecrübelerinizi paylaşır mısınız?
0
datça da o tarz otel az pansiyon kafası sadece geceleri merkez kalabalık oluyor. araba varsa bir sürü denize girecek yer var. palamutbükü hayıkbükü vb kalabalık olur ancak bir bodrum marmaris kadar olmaz.
0
benim için tüm bunların karşılığı : palamutbükü. datça'dan 1-1.5 saat mesafede. knidos'un dibinde. huzur kaynağı bir yer. apart oteller var, yatmadan yatmaya gayet yeterli olacaktır.
0
Geçen sene biz İzmir'den Datça'ya gittik.
Şurada kaldık: goo.gl Gayet temiz bir hoteldi.
Bir günün tekne turunda geçer zaten, tavsiye ederim.
Şurada kaldık: goo.gl Gayet temiz bir hoteldi.
Bir günün tekne turunda geçer zaten, tavsiye ederim.
0
dediğiniz yere uygun olan sadece 2 yer kaldı galiba. biri finike diğeri ise demre. finikenin merkezdeki denizi çok iyi değildir ama finike demre arası ile demrenin denizi güzeldir. koylarda falan tesis de yoktur oralarda ama doğrudan doğa ve sen varsın. handikapı ise gerçekten ulaşımın zor olması.
0
jacque
Çalıştığım yerde odadan bozma bir yerde yemeklerimizi yiyoruz. Her biri 6 kişilik olan 3 masa var. Ben genellikle yemeğimi alıp, kimsenin olmadığı masaya gidiyorum. Ya da sağımda solumda birileri otursa bile yemek yerken kulaklığımı takıp, telefondan bi şeyler izliyorum.1) Acaba bu yaptığım tuhaf mı
Çalıştığım yerde odadan bozma bir yerde yemeklerimizi yiyoruz. Her biri 6 kişilik olan 3 masa var. Ben genellikle yemeğimi alıp, kimsenin olmadığı masaya gidiyorum. Ya da sağımda solumda birileri otursa bile yemek yerken kulaklığımı takıp, telefondan bi şeyler izliyorum.
1) Acaba bu yaptığım tuhaf mı veya saygısızlık mı? Burada çalışmaya başlayalı 3 hafta oldu ve büyük-küçük herkes sizli bizli konuştuğu için kimseye ısınamıyorum. Normalde de girişken olmayan, soğuk bir tipim ve sadece çok girişken, canlı insanlarla anlaşabiliyorum. Yani yemekte video izlemesem de gidip kimseyle konuşmam o esnada. Eğer kendi arkadaşlarımla değilsem, başkalarıyla yemek yemeyi hiç sevmem çok kasılırım. Yani çok da buraya özgü bir durum değil aslında.
2) Rahat hissetmediğim yerlerde yemek yerken gergin olmamın yanı sıra bu tip yerlerde tuvalete de giremiyorum (ör; iş yerleri). Vücuda giriş ve çıkışta böyle sıkıntılar yaşamanın psikolojide bir karşılığı vardı diye hatırlıyorum. Bilen aydınlatsın lütfen.
3) Alakasız olarak; çorbayı nasıl içiyorsunuz? Damlamaması veya dökülmemesi için kaşığı daldırıp çıkarırken tabağın kenarına sürüp, fazlalığını alıyor musunuz her seferinde?
1) Acaba bu yaptığım tuhaf mı veya saygısızlık mı? Burada çalışmaya başlayalı 3 hafta oldu ve büyük-küçük herkes sizli bizli konuştuğu için kimseye ısınamıyorum. Normalde de girişken olmayan, soğuk bir tipim ve sadece çok girişken, canlı insanlarla anlaşabiliyorum. Yani yemekte video izlemesem de gidip kimseyle konuşmam o esnada. Eğer kendi arkadaşlarımla değilsem, başkalarıyla yemek yemeyi hiç sevmem çok kasılırım. Yani çok da buraya özgü bir durum değil aslında.
2) Rahat hissetmediğim yerlerde yemek yerken gergin olmamın yanı sıra bu tip yerlerde tuvalete de giremiyorum (ör; iş yerleri). Vücuda giriş ve çıkışta böyle sıkıntılar yaşamanın psikolojide bir karşılığı vardı diye hatırlıyorum. Bilen aydınlatsın lütfen.
3) Alakasız olarak; çorbayı nasıl içiyorsunuz? Damlamaması veya dökülmemesi için kaşığı daldırıp çıkarırken tabağın kenarına sürüp, fazlalığını alıyor musunuz her seferinde?
0
Yaptığın tuhaf. Kimsenin olmadığı masaya gitmende sıkıntı yok da yanına biri gelince kulaklık takmak falan. Acayipsin. Isınamama sebebin bu olabilir mi? İnsanlara kendini açman lazım önce. Kendini kapatıyorsun sonra da ısınamadığını söylüyorsun garip.
Her seferinde fazlalığı alıyorum
Her seferinde fazlalığı alıyorum
0
@kablelvuku
Isınamamak bir problem değil ki, tercih. Yine de dışarıdan tuhaf ve asosyal gibi görünmek istemem. Bir de yanıma biri gelince takmıyorum, hatta bazen mecbur çıkarıyorum kulaklığı. Ama birden fazla kişi varsa iyi onlar takılsın kendi aralarında deyip geri takıyorum.
Isınamamak bir problem değil ki, tercih. Yine de dışarıdan tuhaf ve asosyal gibi görünmek istemem. Bir de yanıma biri gelince takmıyorum, hatta bazen mecbur çıkarıyorum kulaklığı. Ama birden fazla kişi varsa iyi onlar takılsın kendi aralarında deyip geri takıyorum.
0
"Yine de dışarıdan tuhaf ve asosyal gibi görünmek istemem" bu davranışlarınızla bu şekilde gözüküyorsunuz.
0
Yemek yerken telefonda kulaklıkla bir şeyler izlemen tuhaf bence. Rahatsızsan bu durumdan önce bu alışkanlığından vazgeç. Daha sonra otururken ve kalkarken insanlarla diyalog kur. Afiyet olsun de mesela. Nasıl yemek yediğine çok takılma. Elbette adabına dikkat et ama çok inceleme. Döksen ne olur yani. Rahat ol.
0
Kanka istersem yemek yerken müzik ya da podcast da dinlerim kimse sikimde olmaz açıkçası. Ama kendini tuhaf hissediyorsan tuhafsındır zaten, zaten bu yorum yapan arkadaşlar da senin bakış açına göre yorum yapıyorlar. Ne istiyorsan öyle yap. Çorbayı da istersen kaseyi tek elinle tutarak tepene dik, öteki elini de başının üzerine koy Adile Naşit gibi.
Ama işe yeni başlamışsın bence millete bi afiyet olsun deyiver, kulaklığı çıkar gerisi gelir.
Ama istiyorsan tabi.
Ama işe yeni başlamışsın bence millete bi afiyet olsun deyiver, kulaklığı çıkar gerisi gelir.
Ama istiyorsan tabi.
0
ben de karakter olarak senin gibiyim. yemeklere de genelde tek giderim ama bu takima alismani vs engelliyor ve aslinda etkilememesi gerekse de isi ve profestonel iliskilerini de etkiliyor. o yuzden ozellikle hergun beraber calistigin kisilerle belli bir dialog kurmaya calismalisin bence. yemege giderken, takimdakilere yemege gidiyorum gelmek isteyen var mi diye ortaliga bir davet atsan, konuskan, girisken olanlar direk gelir zaten. yemege beraber gidince de yemek yerken ilk once havadan sudan konusup aradaki buzlari atabiliyorsun. gerisi de daha kolay oluyor.
0
Yemek yerken telefonda bir şeyler izlemek ya da kulaklık kulağında olmasi hoş değil. Çorbaya gelince her seferinde tabağa surtmene gerek yok
0
yemekler güzel mi
insanlar yemek yerken mutlu olurlar, en rahat diyalogu o zaman kurarsın
tabi yemek yerken konuşulmaz da dengeyi ona göre kurmak lazım
insanlar yemek yerken mutlu olurlar, en rahat diyalogu o zaman kurarsın
tabi yemek yerken konuşulmaz da dengeyi ona göre kurmak lazım
0
Soruların cevabı senin ne istediğine bağlı. İnsanlarla iletişim kurmak istemiyorsan yaptığın şeylerde bir tuhaflık yok. Ama amaç iletişimse ben sohbet ortamında senin gibi birisiyle muhabbet açmaya yanaşmam, çünkü tavırların iletişime kapalı insan tavırları. Çoğu insana tuhaf görünür evet ama dediğim gibi insanların düşüncelerini ne kadar önemsediğine bağlı. Yaptığın kesinlikle saygısızlık falan değil.
0
Gerekli cevaplar verilmiş zaten.
jacque sana bir tavsiye;
bu akşam /if performance hall beşiktaş'ta/ ""sepultura"" konseri var oraya git ve kafanı dağıt bence. yarın zaten resmi tatil.
bira içmeyi de unutma.
jacque sana bir tavsiye;
bu akşam /if performance hall beşiktaş'ta/ ""sepultura"" konseri var oraya git ve kafanı dağıt bence. yarın zaten resmi tatil.
bira içmeyi de unutma.
0
Kulaklik hariç bir tercih olarak yapıyorum ben bunu,is arkadaşlığının dünyanın en kolpa seylerinden biri olduğunu düşünürüm.
Ama direkt bu görüntüyü de vermem. Gayet sosyal bir sekilde karışırım aralarina ilk, aktif bir şekilde. Sonra hacılar kusura bakmayin sallamıyorum sizi olayina bağlıyorum inceden.
Kafadan bu tercihi koyduğun zaman "manyak herhalde" düşüncesi doğar çünkü ve o beni feci rahatsiz eder.
Ama direkt bu görüntüyü de vermem. Gayet sosyal bir sekilde karışırım aralarina ilk, aktif bir şekilde. Sonra hacılar kusura bakmayin sallamıyorum sizi olayina bağlıyorum inceden.
Kafadan bu tercihi koyduğun zaman "manyak herhalde" düşüncesi doğar çünkü ve o beni feci rahatsiz eder.
0
marifet
Nusretin 1 milyar TL'si var mıdır? Gayrimenkuller dahil. Daha mı fazladır?
Nusretin 1 milyar TL'si var mıdır? Gayrimenkuller dahil. Daha mı fazladır?
0
Siz hic 1 milyar tl nasi bir sey dusundunuz mu ? 1 milyar tl ile bu ulkede dolar kuru oynuyor. Bankalar ydisindan o kadar destek kredisi aliyorlar
Adamin 2018 cirosu 180 milyon dolarmis, ki 3 ortak flnlar. Ki ciro bu!
Adamin 2018 cirosu 180 milyon dolarmis, ki 3 ortak flnlar. Ki ciro bu!
0
Daha dogru soru Nusret'in net varliklari artida mi olurdu bence. Dogus grubu sikintida. Oteli de Dogus satti zaten. Nusret kisisel olarak ne kazaniyor bilemiyoruz tabii.
www.bloomberg.com
www.bloomberg.com
0
çok fazla yatırım yapıyor nakit olarak zaten yoktur
dükkanları da kiralıktır herhalde
dükkanları da kiralıktır herhalde
0
1 milyar korkunc bir servet mumkun degil. milyonlarla oynuyor ama 1000 milyon cok para
0
180 Milyon $ =~ 1 Milyar TL. Yıllık cirosu bu. Daha önceki yıllarında toplam 200 Milyon $ ciro yapmış olsa, gider düşüldükten sonra kâr olarak bu adamın eline %30 gibi bir rakam kalsa yaklaşık 130 milyon $ ediyor. Yatırımlar da bu rakamı 180 Milyon $'a tamamlarsa oldu sana 1 Milyar TL. Uçuk olan 1 Milyar TL değil 1 Milyar $. Bence vardır TL olarak.
0
applebite
Merhaba. YDS'ye kendim hazırlanmayı düşünüyorum. İlk deneyimim olacak. Bu doğrultuda piyasada kabul gören, güncel, iyi kaynak önerilerine ihtiyacım var. Seviyemi, intermediate-upper intermediate olarak konumlandirabilirim gayri resmi olarak. Daha çok kelime eksiğim var. Gramer ve reading için de tek
Merhaba. YDS'ye kendim hazırlanmayı düşünüyorum. İlk deneyimim olacak. Bu doğrultuda piyasada kabul gören, güncel, iyi kaynak önerilerine ihtiyacım var. Seviyemi, intermediate-upper intermediate olarak konumlandirabilirim gayri resmi olarak. Daha çok kelime eksiğim var. Gramer ve reading için de tekrara ve yds yapısına bağlı olarak tekrarlara ihtiyacım muhakkak olacaktır. Sınav hedefi, mümkün olabildiğince en fazlayı yapmak. Şimdiden teşekkürler.
0
İrem yayıncılık kitapları iyi bence reading için. Vocibook ta olabilir. Akın sevmedim
0
anahtarr
Faizle borç vermek haram fakat faizle borç almak neden haram olsun ki? Bu konuda bilgisi olanlar cevaplayabilir mi?
Faizle borç vermek haram fakat faizle borç almak neden haram olsun ki? Bu konuda bilgisi olanlar cevaplayabilir mi?
0
Faiz alan da veren de cehennemliktir deniyor. Alan kişi herhalde vereni günaha sokuyor ondan mı aceba?:/
0
Çünkü yine faiz çarkını döndürmüş oluyorsun. Haram olan şey sadece faiz almak veya sadece vermek değil; direkt olarak bu faiz çarkının kendisi.
0
Faizle borç aldığında birini faizden para kazandırmış oluyorsun. Örneğin ben :)
0
faiz yemek kesin olarak haram (ayetler)
faizle borç almanın haramlığı ise hadislere dayanıyor
faize bulaşmamak açısından düşünüldüğünde emeklilik sistemi, sigorta sistemi hatta sağlık sigortası, devlet ekonomisinin faize bulaşması hepsi haram
hesabını nasıl vereceğiz bilmiyorum
faizle borç almanın haramlığı ise hadislere dayanıyor
faize bulaşmamak açısından düşünüldüğünde emeklilik sistemi, sigorta sistemi hatta sağlık sigortası, devlet ekonomisinin faize bulaşması hepsi haram
hesabını nasıl vereceğiz bilmiyorum
0
lenin benim amcam olur
ağustosta kız arkadaşımla belgrad'a gideceğiz. çocukluğumda sürekli uçaklı korku filmleriyle haşır neşir olduğum için -final destination ile başladı bu mevzu- yılda birkaç kere kesin uçak kazalı rüya görüyorum. bugüne kadar altı kere uçakla yolculuk ettim. yine geriliyordum ama en son seferdeki inan
ağustosta kız arkadaşımla belgrad'a gideceğiz. çocukluğumda sürekli uçaklı korku filmleriyle haşır neşir olduğum için -final destination ile başladı bu mevzu- yılda birkaç kere kesin uçak kazalı rüya görüyorum. bugüne kadar altı kere uçakla yolculuk ettim. yine geriliyordum ama en son seferdeki inanılmaz türbülans yüzünden uzun süredir binmiyorum uçağa. bilet aldık, ağustostaki yolculuğa şimdiden gerilmeye başladım. bu korku nasıl yenilir, tecrübelerinizi dinlemek isterim.
0
ben de dinlemek isterim gerçekten. aynı dertten muzdaribim.
benim düşüncem bir sonraki uçak seyahatine sarhoş çıkmak.
benim düşüncem bir sonraki uçak seyahatine sarhoş çıkmak.
0
air crash Investigation izlemek olabilir.
bende de vardı, bine bine alıştım ben. daha sonra bu belgeseli izlemeye başladım. uçakların düşmesinin ne kadar zor olduğunu görüp iyice korkumu yendim.
yine binince yusuf yusuf olunuyor biraz ama kalktıktan sonra uyuklama başlıyor bende artık. (:
bende de vardı, bine bine alıştım ben. daha sonra bu belgeseli izlemeye başladım. uçakların düşmesinin ne kadar zor olduğunu görüp iyice korkumu yendim.
yine binince yusuf yusuf olunuyor biraz ama kalktıktan sonra uyuklama başlıyor bende artık. (:
0
thy'nin bildigim kadariyla bunun ile ilgili bir programi var gidip katiliyorsunuz maket ucak icersinde.
2 duble viski her zaman ise yarar. kalkisi inisi bilen, ucak ne zaman neden sallanir bosluga dusmesi nasil olur yaninizda aciklayabilecek birisi ile ucmak rahatlatir
2 duble viski her zaman ise yarar. kalkisi inisi bilen, ucak ne zaman neden sallanir bosluga dusmesi nasil olur yaninizda aciklayabilecek birisi ile ucmak rahatlatir
0
benim de ileri seviyede korkum vardı. korkudan başıma ağrı giriyordu. sonra erasmus yaparken en merak ettiğim 2 şehre ryanair ve easyjetten bilet aldım. bunlar avrupanın low-cost firmaları. pegasus ayarında diyeceğim ama bence daha kötüsü. bu deneyimleri yaşayınca uçak korkum bıçak gibi kesildi. şimdi zevk alıyorum.
ben panik yaptığımda konuşmayı seviyorum. eski uçuşlarımda sağımdaki solumdakilerle konuşarak aşıyordum korkuyu. kaldı ki siz yalnız da değilsiniz, tablet veya telinize bi film dizi ya da cem yılmaz indirin. ben cem yılmaz izliyordum vakit su gibi akıyordu.
diğer yandan bazı mantıki durumlar var uçağın kara ulaşımına göre kat ve kat çok daha güvenli olduğuna dair. flight24'e takılın biraz. hava trafiği acaip yoğun ama bir uçağın başına kötü bir şey gelme ihtimali çok zayıf...
ben panik yaptığımda konuşmayı seviyorum. eski uçuşlarımda sağımdaki solumdakilerle konuşarak aşıyordum korkuyu. kaldı ki siz yalnız da değilsiniz, tablet veya telinize bi film dizi ya da cem yılmaz indirin. ben cem yılmaz izliyordum vakit su gibi akıyordu.
diğer yandan bazı mantıki durumlar var uçağın kara ulaşımına göre kat ve kat çok daha güvenli olduğuna dair. flight24'e takılın biraz. hava trafiği acaip yoğun ama bir uçağın başına kötü bir şey gelme ihtimali çok zayıf...
0
@avianthem +1, Her ne kadar konusu uçak kazaları olsa da Air Crash Investigation bir uçağın düşebilmesi için onlarca şeyin aynı anda kötü gitmesi gerektiğini gösteriyor insana, yani bindiğin otobüsün kaza yapma olasılığı bir uçağın düşme olasılığı ile kıyaslandığında otobüsün ne kadar güvensiz olduğunu görüp belki otobüse bile binmezsin.
0
Abi gözünde çok büyütme. Büyüttükçe daha çok korkarsın. Alkol kullanıyorsan 1-2 kadeh bir şey iç öyle bin. Türbülanstan neden korkuyorsun ya bırak sallansın uçak nolcak, uçağı uçuran düşünsün :) sen yaslan arkana keyfine bak.
0
ölümü uzak görme uçaktan inince de başına bir kaza gelebilir
ahiret için hazırlık yapmış olmak önemli
ahiret için hazırlık yapmış olmak önemli
0
Uçak kazasında ölme ihtimalin 10 milyonda 1. Hayatın boyunca evden çıkmadan yaşasan bile ev kazalarıyla, hastalıklarla veya doğal felaketlerle ölme ihtimalin çok daha yüksek. Youtube’dan bol bol kokpitten çekilmiş uçak yolculukları izle, geçer.
0
dont eat me
GOT izlemek için üyelik başlatayım diyorum. mantıklı olur mu? 6 bölümmüş zaten. dizi bitince iptal etsem üyeliği? torrentle uğraşmak istemiyorum, pc müsait değil pek.12,90 tl diyor.netflix gibi mi bu site de? gece 2 gibi gelecek galiba digiturk'e di mi?hıı?
GOT izlemek için üyelik başlatayım diyorum. mantıklı olur mu?
6 bölümmüş zaten. dizi bitince iptal etsem üyeliği? torrentle uğraşmak istemiyorum, pc müsait değil pek.
12,90 tl diyor.
netflix gibi mi bu site de?
gece 2 gibi gelecek galiba digiturk'e di mi?
hıı?
6 bölümmüş zaten. dizi bitince iptal etsem üyeliği? torrentle uğraşmak istemiyorum, pc müsait değil pek.
12,90 tl diyor.
netflix gibi mi bu site de?
gece 2 gibi gelecek galiba digiturk'e di mi?
hıı?
0
ha tamam saat olayını şimdi anladım! :D
türkiye saati ile sabah 4 de ayın 15'i oluyor. digitürk sitesinde ayın 15 diye yazmışlar. ayrıntılı bilgi yok.
torrent kadar beklersem yeni bölümü üyelik alayım, ama daha fazla bekletir mi acaba?
sabah bölüm yayımlanır da digitürk'e 20 saat sonra düşerse saçma olur.
türkiye saati ile sabah 4 de ayın 15'i oluyor. digitürk sitesinde ayın 15 diye yazmışlar. ayrıntılı bilgi yok.
torrent kadar beklersem yeni bölümü üyelik alayım, ama daha fazla bekletir mi acaba?
sabah bölüm yayımlanır da digitürk'e 20 saat sonra düşerse saçma olur.
0
kaynak yapmak isterim, amerika'yla aynı saatte gerçekleşecek olan yayın türkçe altyazılı mı? benim de ev arkadaşım almayı düşünüyor ama sadece "abd'yle aynı anda" denmiş, türkçe altyazılı kısmını göremedim.
soruna cevab: netflix kullanmadım ama digiturkplay'in mantığı basittir. satın aldığın üyelik belli kanalları kapsar. istediğin zaman iptal edebilirsin. ben kullanırken şöyleydi: bugün aldın diyelim, ödedin 13 lirayı. aynı gün tak diye iptal edip bir ay daha kullanabilirsin, bir ay dolduğunda üyeliğin bittiği için kanallara erişimin de sona erer.
yani evet ayda 13 lira vererek digiturk'ten izleyebilir, dizi bittiğinde de üyeliğini iptal edebilirsin. dizi iki ay sürerse 26, üç ay sürerse 39 lira vermiş olursun. herhangi bir hinlik durumu yok, digiturkplay o açıdan iyidir, hesap düz.
soruna cevab: netflix kullanmadım ama digiturkplay'in mantığı basittir. satın aldığın üyelik belli kanalları kapsar. istediğin zaman iptal edebilirsin. ben kullanırken şöyleydi: bugün aldın diyelim, ödedin 13 lirayı. aynı gün tak diye iptal edip bir ay daha kullanabilirsin, bir ay dolduğunda üyeliğin bittiği için kanallara erişimin de sona erer.
yani evet ayda 13 lira vererek digiturk'ten izleyebilir, dizi bittiğinde de üyeliğini iptal edebilirsin. dizi iki ay sürerse 26, üç ay sürerse 39 lira vermiş olursun. herhangi bir hinlik durumu yok, digiturkplay o açıdan iyidir, hesap düz.
0
@der meister
teşekkürler.
ve evet, aynı anda türkçe altyazılı yayımlanacakmış. yalnız sansürlü olup olmadığı muamma. iletişime geçtim, cevap bekliyorum. buraya da eklerim cevap gelirse.
teşekkürler.
ve evet, aynı anda türkçe altyazılı yayımlanacakmış. yalnız sansürlü olup olmadığı muamma. iletişime geçtim, cevap bekliyorum. buraya da eklerim cevap gelirse.
0
Bence hiç kendini yorma. Popcorn time kur ve izle. Ekşi’de konu ile ilgili entry’m var
0
sansürsüz, altyazılı ve eş zamanlı yayınlanıcak digitürk'ten. digitürk play kısmını bilmiyorum ama içeriği farklı mı oluyor, bein connect'teki gibi canlı bi şekilde digitürk kanalları izlenebiliyor mu vs. emin değilim onu araştır. bi de pazartesi akşama falan gelebilir oraya gelirse bile.
0
yazar yazmaz yazan yazar
erkek,30, düzenli spor, sağlıklı beslenme, fit vücutson 1 sene ağırlıkta olmak üzere epey süredir kızlara karşı fevkalade isteksizlik var. sanal alemde olsun gerçek yaşamda olsun kimseye yürümüyorum etmiyorum. "amaaaan ne gerek var yaa" kafasındayım hep.bıkkınlık var, tecrübeler var, biraz kızlara t
erkek,30, düzenli spor, sağlıklı beslenme, fit vücut
son 1 sene ağırlıkta olmak üzere epey süredir kızlara karşı fevkalade isteksizlik var. sanal alemde olsun gerçek yaşamda olsun kimseye yürümüyorum etmiyorum. "amaaaan ne gerek var yaa" kafasındayım hep.
bıkkınlık var, tecrübeler var, biraz kızlara tepki biraz da tercih meselesi gibi ama tam olarak da öyle değil. şöyle açayım; dışarıda bana göre "seksi" bir kız gördüğümde cinsel istek uyanıyor ama hepsi bu ötesi yok. ötesine geçmeye çalıştığım an üşengeçlik başlıyor.
örneğin spor salonunudan bir kızla flörtleşiyorum şu aralar. kız ağzımın içine bakıyor buluşalım diye ama hiç içimden gelmiyor. cinsel çekim var ama üşeniyorum resmen buluşmaya bile. işin kötüsü kadınlara karşı bir nefrete dönüşmeye başladığını hissettim en çok da bundan korkuyorum.
son 2 sevişmemde boşalamadım mesela alkol, geciktirici olmamasına rağmen. keyif alamadığımı fark ettim çünkü ve odaklanamayıp ereksiyonumu kaybettim.
kılda tüyden sebeplerden bir şekilde soğuyacak bir şey buluyorum illa ki. belki de yalnızlığı seviyorum belki bu üşengeçliğime kılıf arıyorum bilemedim.
normal midir bu yaşlarda bu olaylar? sizlerde durumlar nasıl?
son 1 sene ağırlıkta olmak üzere epey süredir kızlara karşı fevkalade isteksizlik var. sanal alemde olsun gerçek yaşamda olsun kimseye yürümüyorum etmiyorum. "amaaaan ne gerek var yaa" kafasındayım hep.
bıkkınlık var, tecrübeler var, biraz kızlara tepki biraz da tercih meselesi gibi ama tam olarak da öyle değil. şöyle açayım; dışarıda bana göre "seksi" bir kız gördüğümde cinsel istek uyanıyor ama hepsi bu ötesi yok. ötesine geçmeye çalıştığım an üşengeçlik başlıyor.
örneğin spor salonunudan bir kızla flörtleşiyorum şu aralar. kız ağzımın içine bakıyor buluşalım diye ama hiç içimden gelmiyor. cinsel çekim var ama üşeniyorum resmen buluşmaya bile. işin kötüsü kadınlara karşı bir nefrete dönüşmeye başladığını hissettim en çok da bundan korkuyorum.
son 2 sevişmemde boşalamadım mesela alkol, geciktirici olmamasına rağmen. keyif alamadığımı fark ettim çünkü ve odaklanamayıp ereksiyonumu kaybettim.
kılda tüyden sebeplerden bir şekilde soğuyacak bir şey buluyorum illa ki. belki de yalnızlığı seviyorum belki bu üşengeçliğime kılıf arıyorum bilemedim.
normal midir bu yaşlarda bu olaylar? sizlerde durumlar nasıl?
0
hormonlarda bozukluk yoksa 2-3 yıl sonra evlenmeye çalışırken normale dönersin
0
Aseksüellik de diğer tüm yönelimler kadar normaldir. Herkes kendi normal algısını normal olarak tanımlar ama bu durumda ayrıştırma yapmak manasız.
Üşengeçlik bende de var. Geçmiş tecrübelerden dolayı artık psikolojim için daha sağlıklı şeyler yapmak istediğimi fark ettim. Bu bahane ile çok muhteşem bir ilişki olanağını belki geri tepiyorumdur bilemem fakat kendi içimde rahata kavuşmadan kimseyi kendi karmaşıklığımı çözmesi için hayatıma sokmak da istemiyorum.
Normal hocam. Her şey normal. Günün şartları neyi gerektiriyorsa o şekle bürünüyoruz.
Üşengeçlik bende de var. Geçmiş tecrübelerden dolayı artık psikolojim için daha sağlıklı şeyler yapmak istediğimi fark ettim. Bu bahane ile çok muhteşem bir ilişki olanağını belki geri tepiyorumdur bilemem fakat kendi içimde rahata kavuşmadan kimseyi kendi karmaşıklığımı çözmesi için hayatıma sokmak da istemiyorum.
Normal hocam. Her şey normal. Günün şartları neyi gerektiriyorsa o şekle bürünüyoruz.
0
9kuyruklukedi
hiç yaptınız mı? ben yapmadım. kişisel challenge'larımdan biri olarak görüyorum. en basitinden sırtıma kim yağ sürecek falan diye düşünüyorum ve bu kaygılarımdan en basit olanı :) sizin tek başına tatil deneyiminiz nedir? size göre artıları eksileri neler? teşekkürler.
hiç yaptınız mı? ben yapmadım. kişisel challenge'larımdan biri olarak görüyorum. en basitinden sırtıma kim yağ sürecek falan diye düşünüyorum ve bu kaygılarımdan en basit olanı :) sizin tek başına tatil deneyiminiz nedir? size göre artıları eksileri neler? teşekkürler.
0
bence güzel birşey. arkadaşlarla başka zevkli, tek başına tatil bambaşka zevkli. en başta kendini tanıyor insan. dışa açık mısın içe dönük müsün? bunu en iyi testi yalnız çıktığın tatilde anlarsın.
0
geçen yaz yaptım ama öyle denize girmeli, plajda yatmalı tatil değildi. bolca gezdim, dolaştım. tek başına olmayı problem etmeyen bir insan olduğum için gayet keyifli bir tatil oldu. tek eksisi akşam eğlenme kısmı. gidip hep barda oturup biraz bişeyler içip kalktım. arkadaşların olduğu zaman muhabbet falan derken gece akıp gidiyor. onun dışında her şey güzeldi. istediğim yerde istediğim kadar vakit geçirdim. her şey sen nasıl, ne zaman istersen o şekilde oluyor. her karar için bir uzlaşma gerekmiyor. güzel kısmı o
bu yaz tekrar gidicem sanırım, hadi bakalım.
bu yaz tekrar gidicem sanırım, hadi bakalım.
0
6 günlüğüne gittim. gayet de iyi oluyor. bazen bir şeyler olduğunda biriyle paylaşmak istiyorsun ama. yeme içme oraya mı gitsek böyle mi yapsak sıkıntı yok. istediğin zaman otur yürü kalk yat vs.
hatta birileriyle tanışma ihtimalin daha da yüksek bence :)
hatta birileriyle tanışma ihtimalin daha da yüksek bence :)
0
bence denemelisin hatta yurtdışı planla
çok özgür çok rahat hissedeceksin . benim en çok sevdiğim tatil şekli . biriyle gittiğim zaman kendimi kısıtlı kalmış gibi hissediyorum .
çok özgür çok rahat hissedeceksin . benim en çok sevdiğim tatil şekli . biriyle gittiğim zaman kendimi kısıtlı kalmış gibi hissediyorum .
0
tek başına yemek yemek sıkıcı olur
yüksek yerlerden denize atlama bir de
sprey güne kremi kullanacaksın, ayrıca güneşlenmek tarihe karışmadı mı gölgede takılırsın
yüksek yerlerden denize atlama bir de
sprey güne kremi kullanacaksın, ayrıca güneşlenmek tarihe karışmadı mı gölgede takılırsın
0
Benim gecmiste en cok zevk aldigim tatiller tek basima yaptigim kultur tatilleri. Genelde kendi zevklerime ve begenilerime uygun bir yol arkadasi bulamam kultur tatillerinde.Bazen bir muzeye girip 3-4 Saat gezmek rahatsiz edilmemek isterim.Bu tek basina mumkun degil.
0
en huzurlu ve keyifli tatilimi tek başımayken yaptım.
istediğim saatte uyandım, istediğim saatte hazırlandım, denize gittim, istediğim kadar yüzdüm, gezilecek görülecek yerleri kendime göre ayarladım, o bir başına olma hali ve özgürlük hissi bana çok iyi geldi, en unutamadığım tatillerimden biridir, çok huzurluydu..
ilk fırsatta yine böyle kaçmayı planlıyorum bir yerlere :)
istediğim saatte uyandım, istediğim saatte hazırlandım, denize gittim, istediğim kadar yüzdüm, gezilecek görülecek yerleri kendime göre ayarladım, o bir başına olma hali ve özgürlük hissi bana çok iyi geldi, en unutamadığım tatillerimden biridir, çok huzurluydu..
ilk fırsatta yine böyle kaçmayı planlıyorum bir yerlere :)
0
cay koy geliyorum
Merhaba gordon ramsaylerhttps://www.youtube.com/watch?v=q5Dj5G1kaqIYalnız yaşıyorum ve akşam yemekleriyle bir sorunum var. İtalyan mutfağının ılık esintilerini saçlarımda hissederek, beyaz et ile dans ederek geçiyor bütün akşamlarım. Evet, makarna ve tavuktan başka hiçbir şey yapmıyorum.Bundan bir k
Merhaba gordon ramsayler
www.youtube.com
Yalnız yaşıyorum ve akşam yemekleriyle bir sorunum var. İtalyan mutfağının ılık esintilerini saçlarımda hissederek, beyaz et ile dans ederek geçiyor bütün akşamlarım. Evet, makarna ve tavuktan başka hiçbir şey yapmıyorum.
Bundan bir kaçış olarak dışarıdan yemek söylemek yerine yine evde yapayım ama farklı bir şeyler yapayım dedim ve hevesle markete gidip alışveriş yaptım. Geldim eve, bu sefer de "bu malzemelerle ne yapılır ki lan" diye düşünüp patatesli yumurta yaptım.
Bu gidişata artık bir dur demenin vakti geldi.
Şatobiryanlar, ne bileyim başka havalı ismi olan yemekler yapayım peşinde asla değilim. Şöyle pratik, yapması 85 saat sürmeyen yemek ne yapabilirim ben? Fırın poşetiyle yemek yapmak diye bir olay varmış mesela, o işime yarayabilir gibi geliyor.
Yemek ismi, tarif falan yerine bir internet sitesi, ne bileyim youtube kanalı falan tavsiye ederseniz o da makul.
www.youtube.com
Yalnız yaşıyorum ve akşam yemekleriyle bir sorunum var. İtalyan mutfağının ılık esintilerini saçlarımda hissederek, beyaz et ile dans ederek geçiyor bütün akşamlarım. Evet, makarna ve tavuktan başka hiçbir şey yapmıyorum.
Bundan bir kaçış olarak dışarıdan yemek söylemek yerine yine evde yapayım ama farklı bir şeyler yapayım dedim ve hevesle markete gidip alışveriş yaptım. Geldim eve, bu sefer de "bu malzemelerle ne yapılır ki lan" diye düşünüp patatesli yumurta yaptım.
Bu gidişata artık bir dur demenin vakti geldi.
Şatobiryanlar, ne bileyim başka havalı ismi olan yemekler yapayım peşinde asla değilim. Şöyle pratik, yapması 85 saat sürmeyen yemek ne yapabilirim ben? Fırın poşetiyle yemek yapmak diye bir olay varmış mesela, o işime yarayabilir gibi geliyor.
Yemek ismi, tarif falan yerine bir internet sitesi, ne bileyim youtube kanalı falan tavsiye ederseniz o da makul.
0
fırında çok güzel balık yaparsın.
1 levrek veya çipura al. fırın tepsisine yağlı kağıt ser, balığı üzerine koy. sonra balığı zeytinyağı ile marine et. yani sağına soluna içine yağ sür (ne çok vıcık vıcık olsun, ne de kuru kalsın). kırmızı toz biber, tuz ve karabiber sür sonra üzerine biraz. bunu yapman maksimum 5 dk. at fırına 180 derecede pişir, yaklaşık 25-30 dk sonra enfes balık yersin.
1 levrek veya çipura al. fırın tepsisine yağlı kağıt ser, balığı üzerine koy. sonra balığı zeytinyağı ile marine et. yani sağına soluna içine yağ sür (ne çok vıcık vıcık olsun, ne de kuru kalsın). kırmızı toz biber, tuz ve karabiber sür sonra üzerine biraz. bunu yapman maksimum 5 dk. at fırına 180 derecede pişir, yaklaşık 25-30 dk sonra enfes balık yersin.
0
balikla bir de balik corbasi olabilir.
yutup kanali olarak refika ve cakal lezzetler
hazir manti (markette kuru olarak satilan degil de sarkuteri gibi yerde kilo ile satilanlar)
lavas ile delirmeceler (cakma pizza, cakma lahmacun vs.)
hazir yufka ile tava boregi
yutup kanali olarak refika ve cakal lezzetler
hazir manti (markette kuru olarak satilan degil de sarkuteri gibi yerde kilo ile satilanlar)
lavas ile delirmeceler (cakma pizza, cakma lahmacun vs.)
hazir yufka ile tava boregi
0
patates, soğan, kırmızı biber, havuç (veya arzu ettiğiniz başka şeyler). bunları iri iri doğrayıp bir kaba alın, üstüne 2-3 kaşık zeytinyağı, bilimum baharat ekleyip karıştırın, sonra bir tepsiye yayın. aralarına ltavuk goğüs, dana bonfile, kuzu külbastı, somon, levrek, ıstakoz, artık hangi ete erişiminiz varsa alıp yerleştirin. 200 derecede fırına verin, 40dk sonra Fırında Sebzeli X isimli yemeğiniz hazır.
0
Koskoca İtalyan mutfağını tavuk ve makarnaya indirgemiş olmandan başla bence.
0
açken sen sen değilsin. öncelikle karnını doyur ve önümüzdeki 3 gün için en az 4 çeşit zeytinyağlı yap. hepsi pişme süresi dahil 2 saati geçmez. üstelik zeytinyağlı yemekler bekleyince daha lezzetli olur. pırasa, enginar, yoğurtlu havuç, kabak borani, mücver, bakla, pazı gibi gibi. şu an tam zamanı olan bu ve benzeri sebzeden müthiş lezzetli zeytinyağlı yemekler yapar akşamları zevkin doruklarına çıkarsın.
0
pastörizesüt
Bir süre burayı soruya boğabilirim şimdiden uyarayım.İş seçme arefesindeyim kafam çok karışık.Sizce rahat bir iş ortamı ve yılda bir ay ekstra izin, az-orta maaş, düşük prestij miYoğun ve stresli çalışma, manevi tatmin yüksek, orta-iyi maaş, ilerde bireysel çalışma ihtimali olması, yüksek prestij mi
Bir süre burayı soruya boğabilirim şimdiden uyarayım.
İş seçme arefesindeyim kafam çok karışık.
Sizce rahat bir iş ortamı ve yılda bir ay ekstra izin, az-orta maaş, düşük prestij mi
Yoğun ve stresli çalışma, manevi tatmin yüksek, orta-iyi maaş, ilerde bireysel çalışma ihtimali olması, yüksek prestij mi
Bir yolu seçince artık ömrüm boyunca değiştiremeyeceğim, şu an 26 yaşında 2. Seçenek daha cazip geliyor ama 40 yaşında aman ilk seçeneği seçseydim uğraşmasaydım der miyim
İş seçme arefesindeyim kafam çok karışık.
Sizce rahat bir iş ortamı ve yılda bir ay ekstra izin, az-orta maaş, düşük prestij mi
Yoğun ve stresli çalışma, manevi tatmin yüksek, orta-iyi maaş, ilerde bireysel çalışma ihtimali olması, yüksek prestij mi
Bir yolu seçince artık ömrüm boyunca değiştiremeyeceğim, şu an 26 yaşında 2. Seçenek daha cazip geliyor ama 40 yaşında aman ilk seçeneği seçseydim uğraşmasaydım der miyim
0
Işin içinde manevi tatmin varsa bence butun zorluklara deger. 2.si diyorum.
0
rahat bir iş ortamı ve yılda bir ay ekstra izin, az-orta maaş, düşük prestij
tek seferlik seçim şansın varsa, değiştiremeyeceksen bu.
tek seferlik seçim şansın varsa, değiştiremeyeceksen bu.
0
Bu durumda insan cevabı kendi yapısında aramalı, nasıl bir insan olduğunu bilmeli ona göre karar vermeli bana göre.
mesela ben iş yaşamımda ( ki 20 yıla dayandı) çoğu zaman paradan feragat ederek bol zaman ve huzurlu bir ortamı seçtim.
Tabii bazen keşke seçmediğin şıkkı seçseydim diye düşüneceksin. 2. de bunaldığında keşke 1, 1. de örneğin diğer yüksek mevkili arkadaşlarını gördüğünde keşke 2 diyeceksin. bunlardan kaçılmıyor.
son olarak ömrüm boyunca değiştiremeyeceğim şeklinde düşünme bence, yaşamın neler getireceği hiç belli olmaz.
mesela ben iş yaşamımda ( ki 20 yıla dayandı) çoğu zaman paradan feragat ederek bol zaman ve huzurlu bir ortamı seçtim.
Tabii bazen keşke seçmediğin şıkkı seçseydim diye düşüneceksin. 2. de bunaldığında keşke 1, 1. de örneğin diğer yüksek mevkili arkadaşlarını gördüğünde keşke 2 diyeceksin. bunlardan kaçılmıyor.
son olarak ömrüm boyunca değiştiremeyeceğim şeklinde düşünme bence, yaşamın neler getireceği hiç belli olmaz.
0
bize sorma tamamen kendi istediklerinle ve hayattan beklentinle alakalı. 1 ay esktra izin falan kulağa çok iyi geliyor ama 10 yıl sonra kendini dünyaya hiç bir şey katamamış gereksiz biri olarak mı hissedeceksin? aldığın az maaşla o 1 ay evde oturup tatile gidemeyeceksen ne anlamı kaldı?
daha çok para kazanıp yurt dışını gezme şansın olabilir, yıllar sonra dönüp baktığımda 10 yıldır aynı şeyi yapıyorum boşa zaman harcamışım demeyeceğin işi seç
daha çok para kazanıp yurt dışını gezme şansın olabilir, yıllar sonra dönüp baktığımda 10 yıldır aynı şeyi yapıyorum boşa zaman harcamışım demeyeceğin işi seç
0
Senin yaşından sonra 10 iş falan değiştiren adam tanıyorum. Cevap bizde değil kendinde saklı. Hırslı bir insan ikinciyi seçer. Diğerini seçecek olan kişi kedi falan olabilir ancak. Ama seveni vardır bilemem.
0
tek bir an düşünmeden 2. yi seçmeni tavsiye ederim. parası prestijinden ziyade, koşturmacanın uğraşın verdiği zevk hiç bir şeyde yok
0
Manevi tatmin, yüksek prestij ve yüksek maaş olan bir iş buluyorsun ve tereddüt ediyorsun öyle mi? Hakikaten enteresan. Aileden varlıklı isen ilki belki olabilir. Ya da yanlış anlama ama zora gelmeyen, tembel biriysen kesinlikle ilkini seç. Yok değilim diyorsan ikinci seçenek için tereddüt etme. Ama seni senden iyi tanımamıza imkan yok. En iyi kararı yine sen verirsin.
0
Yogun stresli isi yapmak cok cok zordur psikolojik olarak yipratir insani hazirsan 2 tabi ki ama hazir degilsen 1 kafan rahat olur 3 5 az kazanirsin.
0
