Giriş
(6)

Bu kezbanlık mı ?

sorunvar
Erkek : evin okula yakın mı neredeKız : sanane benim evimden .Bana hadi bize gidelim takılalım mı diceksinPis terbiyesiz ırz duşmanı sapık !Yada evin uzak sizde mi takılcaz diceksin .Sapıksın sen sapık!
Erkek : evin okula yakın mı nerede
Kız : sanane benim evimden .Bana hadi bize gidelim takılalım mı diceksin
Pis terbiyesiz ırz duşmanı sapık !
Yada evin uzak sizde mi takılcaz diceksin .Sapıksın sen sapık!
0
sorunvar
(18.12.17)
Psikolojik rahatsızlık bence.
0
diffarentiationation
(18.12.17)
Psikolojik rahatsızlık. Eğer havadan nem kapıyorsa müthiş tepki göstereceği şeyler yaşamıştır. Kızmamak gerek zira psikolojisi hiç sağlıklı değil, sağlıklı da düşünemez şu anda. Kızmaktansa onu bi tedaviye yönlendirmek veya hiç değilse yarasınu sağaltmak gerekir. Eğer sevgi (sadece gönül işi olarak değil insaniyet olarak da sevgi) varsa tabii.
0
yaren
(18.12.17)
Kezbanlık değil, kadının psikolojik sorunları var.
0
elikası
(18.12.17)
öncesini bilmeden yorum yapamayız.
0
elorelia
(18.12.17)
Hastalık bu, ne kezbanlığı.

Susar ve arkama bakmadan uzaklaşırım.

Kadınım bu arada...
0
SiyamkedisiZorro
(18.12.17)
salaklık
0
evimin paspasi
(18.12.17)
(9)

Alzheimer hastası baba ile yaşayan anneyi kurtarmak için fikirler

teyzesidefterdarolanfaytonladamdadolasir
Herkese merhaba,Doktorların belirttiği teşhis olarak babam şu anda ileri derecede alzheimer hastası. sözlükte bununla ilgili entry girmiştim (bkz: #71918157). Bu duyuruyu yapma sebebim, olabildiğince fazla fikre ihtiyaç duyuyor olmam. çünkü artık 3 kişilik ailemizde aklı başında kalan 2 kişi olarak
Herkese merhaba,

Doktorların belirttiği teşhis olarak babam şu anda ileri derecede alzheimer hastası. sözlükte bununla ilgili entry girmiştim (bkz: #71918157). Bu duyuruyu yapma sebebim, olabildiğince fazla fikre ihtiyaç duyuyor olmam. çünkü artık 3 kişilik ailemizde aklı başında kalan 2 kişi olarak herhangi yeni bir fikir üretemez olduk.

başlıkta da belirttiğim gibi, alzheimer hastası babam ile yaşayan çok şükür ki sağlıklı bir annem var. ancak sağlığını kaybetmemesi veya psikolojik olarak çökmemesi için kendi özel hayatına da bazı zamanlar ayırması gerekiyor. ancak babam artık evde tek başına kalabilecek durumda değil. müthiş bir şekilde evden dışarıya adım atmama isteği var. evden çıkmaya biraz zorladığımızda müthiş bir öfke patlaması yaşıyor ki çok tehlikeli. bu annemi daha fazla yıpratıyor. ancak şu da bir gerçek ki, evden çıkıp programa dahil olana kadar bu öfkeler. programa dahil olduğunda, sanki 5 dakika önce küfürler yağdıran veya el kaldıran kişi o değilmiş gibi; hiçbir şey yokmuş gibi keyifli zaman geçirmeye başlıyor. ancak yıpranan yine annem oluyor. eğer ki dışarıya çıkılmazsa da sürekli uyuyor, uyumadığında da çok mutsuz. herhangi bir hobisi yok, arkadaşı da yok. aksi gibi eve kimsenin de gelmesini istemiyor. bu durumda da annemin kendi sosyalliğini tamamen rafa kaldırması gerekiyor. ancak bu, annemin de kaybedilmesi anlamına geliyor ki bu en olmaması gereken şey.

bir de, bir köpeğimiz var. aslında hayatta yaptığımız en iyi işlerden biri oldu özellikle bu süreç için. ancak gerek annem, gerek babam; köpeğimizi "kız çocukları" olarak görüyorlar ve bundan son derece mutlular. haliyle bunun en büyük zorluğu olarak da köpeğimizi evde yalnız bırakmaya kalktıklarında onun ağlamalarına dayanamayıp; onu da evde yalnız bırakamama yolunu tercih ediyorlar. şu anda en büyük dayanakları o çünkü neredeyse. köpeğimizin bu saatten sonra olmaması demek, onlar için en büyük yıkımlardan biri. bu da oluşabilecek fikirleri yönlendirebilecek ilave bir not.

gördüğünüz gibi birçok noktadan kilitlenmiş durumdayız. karşımızda konuşulanları, söylenenleri anlamayan, kabullenmeyen bir hasta var ve bir ton limitimiz var.

bir şekilde ayakta tutmam gerekiyor annemi. bu konuyla ilgili aklınıza gelen fikirleri paylaşabilirseniz, belki bir ışık olur bize. biz biraz tükendik...

teşekkürler herkese şimdiden.
0
teyzesidefterdarolanfaytonladamdadolasir
(15.12.17)
öncelikle çok geçmiş olsun, aynı illet rahmetli dedemde vardı.

dışarı çıkmaması ve eve kimseyi istememesi çok zorlaştırıyordur, aklıma şu geldi, eve iyi bir sinema sistemi ve duvara yansıtılan cinsten bir projeksiyon edinseniz, anne ve babanızın ilgisini çekecek filmler belgeseller yayınlasanız belki hem sürekli uyuma-hem de mutsuzluğu biraz önler.

ikinci olarak, evet bakımı ve ilgilenmesi var ama bir evcil hayvan daha edinseniz iyi mi olur kötü mü tam bilemiyorum, siz daha iyi bilirsiniz.

anneniz için babanızın uyuduğu saatlerde dışarı çıkarmak olur belki, babanız uyanıp sorarsa gelir şimdi mutfakta, balkonda filan dersiniz.

çok geçmiş olsun.
0
firemanjonny
(15.12.17)
Allah sabır versin öncelikle.

1 alzheimer anneaneyi huzurgahına yollamıs biri olarak ne kadar dengesiz olduklarını biliyorum.

Artık dengeli bir davranış aramamalısınız. Anneye gelince yıpranması normal. Kocası sonucta.


Tamamen kişisel dusuncem olarak bir yere yatırmayı dusunebilirsiniz babayı, bu gibi durumlar ıcın özel rehabilitasyon merkezleri var. Anne ve sizler istediğiniz an ziyaret edebilirsiniz...

Acımasızca görünüyor vefakat öyle değil.

Bu rehabilitasyon merkezlerine yatmış bir tanıdıgım var, biraz pahalı oluyor ama cok iyi bakılıyorlar. gerçekten çok iyi, hastalar kendi aralarında sosyallesiyorlar.

tuzla civarında böyle bir yer dusunurseniz bana ulaşın.
0
binder dandet
(15.12.17)
Alzheimer derneğini duydunuz mu bilmiyorum. İzmir'de çok verimli çalışmaları var. Bi arkadaşın eşi alzhemer, hasta yakını olarak destek alıyor, çok memnun.
Bazı belediyelerin hasta yakınlarına yönelik destek birimleri oluyor. İzmir'de var, belki bulunduğunuz yerde de vardır, bi soruşturun isterseniz.

Annenin kendine kalabileceği zaman dilimi için yardımcı bulmak iyi olur. Arkadaş toplantıları, kurs gibi yerler, ilgi duyduğu uğraş, sinema/film, konser, sergi, tiyatro... annenin zihnini babandan uzaklaştıracak herhangi bişey yapması iyi olur.

köpeğin ağlamasını durdurmak için köpeği almadan çıktığınız her sefer çıkmadan önce köpekle konuşun. "Bizim şimdi bi işimiz var, onu yapıp geleceğiz, sen güzel güzel bekle" tarzı şeyler söyleyin. gülümseyerek tabii. dönerken de hediye bişeyler getirebilirsiniz.
baban dışarı çıkma stresi yaşarken bu zor olacak farkındayım. bence babana da olumlu katkısı olabilir. o andaki evdeki enerji olumluya dönebilir. denemekte fayda var en azından.

Limitler aşılır, göğüslenir vs. Esas olarak önce siz kendi zihninizde durumu kabullenin. Bu bir hastalık durumu ve siz hastalıkla mücadele etmeyeceksiniz sevdiğiniz birine yardımcı olacaksınız.
Onu zihinsel durumundan çıkarmaya, yalnışlarını düzeltmeye çalışmayın. Zaman zaman siz onun zihinsel durumuna ayak uydurun. Mesela olmamış bişeyi olmuş gibi anlattığında düzeltmeyin, siz de olmuş gibi yorumlar yapın. Bu onu rahatlatır.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(15.12.17)
iyi dilekleriniz ve yorumlarınız için tümden teşekkür ederim.

@firemanjonny başınız sağolsun sizin de. sinema sistemi güzel fikir fakat annemin evden dışarıya çıkması gerekiyor zaman zaman ki bu negatif ortamdan bir süre uzak kalıp kafasını dağıtsın. her gün olmayacağının bilincinde ancak haftada 2 hadi olsun 3 sefer çıkabilse gündüz 4 5 saat, yeterli bir süre onun için.

ikinci bir evcil hayvanı düşündük biz de. doktorumuza sorduk bunu, almayın dedi. babamın evde ilave bir evcil hayvana alışmasının çok daha zor olacağını ve onun için iyi olmayacağını belirtmişti. fakat 4 ay önce falandı bu. şu an bir şeyler daha ilerlediği için, yakın zamanda doktora tekrar danışabilirim bunu.

son olarak annem zaten babam uyuduğunda çıkabiliyor ancak babam bazen uyanıp kontrol edip tekrar yatıyor falan. tam bir bağımlılık var anlayacağınız. ben de çalışıyorum hafta içi gündüz yokum evde. zaten ben olduğumda sorun olmuyor. ikisi evde başbaşayken derdimiz var.

@binder dandet, size de geçmiş olsun. yatırma işi hep aklımda ancak acımasızca gözüken bu düşünceyi henüz makul karşılayamıyoruz. bilmiyorum belki biraz daha zamanı var bunu karşılamamız için. bu olmadan neler yapabilirizi kovalıyoruz hep. ihtiyaç halinde sizi rahatsız edeceğim, teşekkürler.

@mor bembombom, her geçen gün biraz daha bahsettiğiniz "anlama"yı gerçekleştirebiliyoruz güç de olsa. bu süreç de bizi yıpratıyor ve bu yüzden özellikle annemin bu süre zarfında minimum etkilenmesi tek isteğim. sakinleştirici veya gece rahat uyumasını sağlayan ilaçlarını veriyoruz, gece sorunlarımız iyice minimuma indi. bakıcı da seçeneklerden biri ancak onu kabullenmesi ne denli mümkün olacak ciddi bir soru işareti. sanıyorum zaten şu an her şeye negatif bir yaklaşımı olduğu için bu yaklaşımı baz alarak değil de, biraz mecburiyet olarak görüp aksiyon almamız gerekiyor gibi hissediyorum. teşekkür ederim fikirleriniz için.
0
🌸teyzesidefterdarolanfaytonladamdadolasir
(15.12.17)
@shezo çok geçmiş olsun. henüz erken seviyedeyken olabildiğince sosyalleştirmeye gayret edin. nacizane tavsiyem.

ilaçları bırakmadık, gittiğimiz nörologlardan birinin bir süre önce alzheimer'dan sebep kaybettiği babasının son dönemlerinde vazgeçtiği bir yöntemdi, bunu örneklemiştim. boyama kitapları, mandala gibi hobileri çok koyduk önüne ama hayatı boyunca hiç haz etmediği için bilmiyorum hala etmiyor sanırım :)

@hayat aklini konusacak bir filozof uret, İstanbul'daki alzheimer derneğine 2 gün önce annem gitti, konuştu. haftaya randevu aldık. ancak onu, oraya nasıl götüreceğimiz hakkında hiçbir fikrimiz yok. evden çıkmamız çok büyük dert çünkü. zorlama, öfkeye dönüşüyor. annem aslında çok sosyal bir kadın babamın aksine. birçok arkadaşı, sevdiği hobileri var. ancak bunların limitlenme ihtimali onu çok yıpratıyor haliyle. köpeğimiz için belirttiğiniz yöntemleri denemelerini söyleyeceğim. umarım etkisi olur. teşekkürler çok.
0
🌸teyzesidefterdarolanfaytonladamdadolasir
(15.12.17)
Çok geçmiş olsun, Allah kolaylık versin.
Annemi bu sebeple kaybedeli neredeyse bir sene oluyor. Aynı sorunlar, aynı üzüntüler.
sizin annenize destek vermeniz çok önemli. Benim ablam ve babam bakıyorlardı anneme, ki ben son aylarda annemden ziyade ablamın hayatından endişelenmeye başlamıştım. Aynı evde değilsiniz diye anlıyorum. Muhtemelen çalışıyorsunuzdur. Annenin sosyal hayattan kopmaması lazım, yoksa bir değil iki hastayla uğraşmaya başlarsınız çok uzak olmayan bir gelecekte. Ya siz kendi vaktinizi ayırıp anneye gün içinde / hafta içinde boş zaman yaratacaksınız ya da bunu eve alacağınız bir bakıcıyla yapacaksınız. Çok özür diliyorum, umarım sizin başınıza gelmez ama bir süre sonra temel ihtiyaçlarını kendileri halledemez hale geliyorlar. 45 kiloluk annemi tuvalete oturtmak için iki kişi uğraştığımızı biliyorum. Dolayısıyla yardımcı arayışına şimdiden başlamanızı öneririm.
0
SiyamkedisiZorro
(15.12.17)
Alzheimer derneğinin bakım evleri hem babanıza hem kendinize yapabileceğiniz en büyük iyilik olur. Misal olarak Mersin deki bakım evi oldukça iyi.
0
cursor
(15.12.17)
@SiyamkedisiZorro, Başınız sağolsun. Hiçbir şekilde müdahale edemediğimiz bir süreç, çok zor gerçekten. Dikkate alacağım önerinizi. Zaten düşündüğümüz bir şeydi ama ne gibi seçeneklerimiz var, bütçeyi uydurabilecek miyiz..

@for day to break, koltuğundan kaldırmak mümkün olursa, haklısınız olabilir. ama işte şu an en büyük sıkıntımız annemin nefes alabilmesi zaman zaman..

@cursor, önümüzdeki hafta İstanbul'daki alzheimer derneği ile randevumuz var. oraya annem nelerle mücadele edip götürebilecek babamı büyük muamma. bakalım...
0
🌸teyzesidefterdarolanfaytonladamdadolasir
(15.12.17)
cursor +1
Farklı şehirlerde gündüz bakımevleri vs. var. Düşünülebilir.
0
038576
(15.12.17)
(4)

Evlendiğiniz kişi

sorunvar
Evlendiğiniz kişiyi nasıl buldunuz ? Kaç yıldır evlisiniz ?
Evlendiğiniz kişiyi nasıl buldunuz ? Kaç yıldır evlisiniz ?
0
sorunvar
(15.12.17)
Daha bulamadım, bulamıcam bu gidisle de..
0
binder dandet
(15.12.17)
facebook'ta bir fotoğraf yetti :)
0
silah taciri
(15.12.17)
Lise arkadaşı ama lise sevgilisi değil. Bir pilav gününde konuştuk, sohbet güzel geldi. 15 yıldır evliyiz.
0
SiyamkedisiZorro
(15.12.17)
Benim hocam, onun kuzeni tanıştırdı. 7 yıldır evliyiz.
0
duyond
(17.12.17)
(5)

Evde bebek ve kediyi birlikte büyütenlere soru

kaymaktutmayansicaksut
Özellikle kedili eve bebeğin gelmesi durumunu merak ediyorum. Kediniz durumu nasıl karşıladı? Alışması zaman aldı mı, aldıysa süreci kolaylaştırmak ve kısaltmak adına nelere başvurdunuz biraz bahsedebilir misiniz?
Özellikle kedili eve bebeğin gelmesi durumunu merak ediyorum. Kediniz durumu nasıl karşıladı? Alışması zaman aldı mı, aldıysa süreci kolaylaştırmak ve kısaltmak adına nelere başvurdunuz biraz bahsedebilir misiniz?
0
kaymaktutmayansicaksut
(12.12.17)
ben değil bir arkadaşım;

kedi doğrudan bebeğe alıştı. sadece ağladığı ve fazla gürültü yaptığı zaman ortadan yok oldu, başka odalara kaçtı. bebeğe kesinlikle bir zarar vermedi (çocuk neler yaptı neler, ben yapsam her yerim çizik içinde kalırdı). araları gayet iyi.
0
babilbaligi
(12.12.17)
arkadasin orta yasli kisir erkek iran kedili evine geldi. kedinin bir tepkisi olmadi.
ama kadin ekstra yoruluyor tuy temizlemekten.
0
jimicik
(12.12.17)
8 aylık bir kızım var bir de 2 yaş üstü bir kedim. kedi özellikle bana çok düşkündü gece birlikte yatar, akşamları kucağımdan kalkmazdı fakat hamileliğimden itibaren göbeğime aşırı bir ilgisi oldu yavrusunu çağırır gibi incecik ve kısık bir sesle miyavlar göbeğimi severdi. kızım eve ilk geldiğinde oto koltuğuyla yere koyduk ve uzun uzun koklamasına izin verdik. kokladı, tanıdı, ilgisini çekti. artık kızımın dadısı gibi oldu. aylar içinde kolik kızım ağladıkça avuç içlerini, saçlarını yalayarak sakinleştirmeye uğraştı. yeri geldi çıngırağını ağzına alıp kafasını sallayarak ses çıkartıp oyalamaya uğraştı, kızım hareketlenip emeklemeye başlayınca bir görünüp bir kaybolarak emekleme arkadaşlığı yaptı ona. en son kızım yürüteçteyken yürütecin arkasından ittire ittire yapma çiçeklerimin yanına götürdü ve onları nasıl yemesi gerektiğini öğretti mesela :) şimdi kızım tutuna tutuna bir kaç adım atıyor, o yürümeye çalıştıkça kedimiz de etrafında pervane, düşerse tutacakmış gibi hep bir adım gerisinde bekliyor. yatakta birlikte yatarlarken kızım çok uca gelip düşmesin diye hep onun döndüğü tarafa gider yatar, çok kenara geldiğini farkederse ittirir burnuyla. biz sevmeye kalktığımızda elimizi kolumuzu parçalayan hayvan kızım kaşla göz arasında seviyorum sanıp tüylerini yolduğunda, kuyruğunu yemeye çalıştığında falan asla zarar vermedi, kendi çocuğuymuş gibi korudu kolladı hep.

he biz bu süreci kolaylaştırmak için sadece kedimiz kızımıza yaklaştığında tepki vermemeye çalıştık. aman çocuğa gidiyo koş yakala falan deseydik muhtemelen kıskanıp tepki verirdi ama gözümüzü üstlerinden ayırmadan kaynaşmalarına izin verdik. artık birlikte yatıp, birlikte oynuyorlar.

ilk zamanlar arkadaşın da dediği gibi çok ağladıkça ortadan kaybolup kafa dinleyeceği yerlere saklanıyor ama zamanla ağlama sesi evin rutini haline geldiği için o da alışıp kendince çözümler üretiyor. bizim kedi kimselere vermediği oynamaktan paramparça ettiği ayıcığını getirir kızımın yanına bırakırdı mesela.
0
kakamelsokoban
(12.12.17)
Bizim Zorro iki kız büyüttü...
İlk çocukta Zorro'yu 3-4 ay annemlere göndermiştim aman çocuk tüy kapmasın filan diye, ikincide o da olmadı. Nihayetinde ben onlara gidiyorum, arada çocukları bırakıyoruz filan kedi çocuğa, çocuk kediye alıştı. Kakamel'in dediği gibi ben hamileyken göbüşle çok ilgiliydi, hep üzerime oturmak istedi. Çocuk doğduktan sonra da uyurken nöbet bekledi. Ayrıca çocuklarıma emeklemeyi öğreten de kendisidir.

Büyük kızım 12 yaşında şimdi, Zorro'cuğum da 13. En çok onun yanında yatmayı seviyor geceleri. Kapısı kapalıysa bağırığ "aç kız" yapıyor. Yerim o yakışıklı iyi huylu kedimi ben :)
0
SiyamkedisiZorro
(12.12.17)
bizim kedinin hiç umrunda bile olmadı. hayatına aynı devam ediyor.
0
sta
(12.12.17)
(11)

kahvaltılık zahter kullanımı hk.

benaslinda
selamlar,elimizde bayaa kahvaltılık zahter var. bunu zeytinyağının yanında sunmak dışında nasıl tüketebiliriz acaba? nelerin içine konabilir, ne yapılabilir vs..
selamlar,

elimizde bayaa kahvaltılık zahter var. bunu zeytinyağının yanında sunmak dışında nasıl tüketebiliriz acaba? nelerin içine konabilir, ne yapılabilir vs..
0
benaslinda
(12.12.17)
Peynirlere dokebilirsiniz. Lor, tulum, surmelik peynir vb guzel olur. Tereyagi ile harmanlayip ekmege surup firina verebilirsiniz.
0
mor oje
(12.12.17)
Gözleme yapabilirsiniz
0
MandMs
(12.12.17)
zahterin tadı çok kötü nasıl yiyorsunuz onu anlam veremiyorum.
0
naksidil
(12.12.17)
boğaça ununa katabilirsiniz.
krep hamuruna da yakışır, değişiklik olur.
çorbalar olabilir.
zahterli tuzlu kurabiye gibi şeyler yapabilirsinz...
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(12.12.17)
yanci olayim. ben de pazardan pazara zeytinyaginin icine koyup azicik tuketebiliyordum. peynire karistirmak iyi fikir gibi.

bir de belki cok baharatli corbalara ilave edilebilir, tarhana gibi.
0
jimicik
(12.12.17)
dün akşam bi restoranda ilk defa zahter yedim zeyinli salata yapılmıştı içine bolca nar ekşisi ve zeytin yağı koyulmuş çok hoşuma gitti.
0
ferrarimizolaydisatardik
(12.12.17)
Zahterin çayı da yapılıyor. Gaziantepte oldukça popüler bir içecek.
0
delicevat
(12.12.17)
Ekmek içine, salataya koyarım, çayını içerim.
0
SiyamkedisiZorro
(12.12.17)
Gözlemesini gördüm ben. Ayrıca peynir +1
0
kendi kendine yasayan yavrucak
(12.12.17)
arkadaşlar teşekkürler ama benim sorduğum zahter "kahvaltılık zahter" bu başka bir şey. sizin dediğiniz bitki olan zahter, zeytinle karıştırılan, çayı olan vs.. o gerçekten güzel.

çorba ve peynir mantıklı geldi, deneyeceğim.

teşekkürler.
0
🌸benaslinda
(12.12.17)
biz makarnaya koymuştuk.
makarnayı haşlandıktan sonra tencerede yağı kızdırın. zahteri hafifce kavurun. makarnayı da ekleyin hepsini harmanlayın.
dilerseniz peynir de ekleyebilirsiniz. afiyet olsun.
0
balik kraker
(12.12.17)
(15)

bu mu bayıldığınız tarkan?

Bruce
bu ne ya?https://www.youtube.com/watch?v=ZKtNB9jiHV0adam bildiğin mustafa ceceli şarkısı yapmış, hala kaldı mı "megastar" diye bayılan buna?
bu ne ya?
www.youtube.com
adam bildiğin mustafa ceceli şarkısı yapmış, hala kaldı mı "megastar" diye bayılan buna?
0
Bruce
(11.12.17)
Son albüm tam bir rezalet. Resmen 15 saniyeden fazla dinleyemedim şarkıları. Hele bu şarkı: korkuuunnnçç
0
lcha
(11.12.17)
Tam bir gelin-damat dans şarkısı olmuş.
Tarkan'ın şarkılarını zaten dinlemezdim ama kendisini seviyorum. O yüzden pek bir şey değişmedi benim açımdan.
0
peggy
(11.12.17)
Söz: Günay Çoban Müzik: Serkan İzzet Özdoğan

Tarkan sadece söylemiş. Bunun içi suçlayabiliriz evet.
Haa Tarkan şeyimde mi? Hayır.
0
teknikekip
(11.12.17)
Eski "p*ç" Tarkan artık yok. Adamın yaşı ilerleyince böyle duygusal bi herif oldu çıktı. Ben eski şarkılarının hatırı için hala seviyorum.
0
dissendium
(11.12.17)
Aleyna tilki>Tarkan
0
doxanikee
(11.12.17)
@teknikekip, zorla söyletmediler diye tahmin ediyorum. "bu ne amk koskoca megastarım ben, böyle bir şarkıyı nasıl verirsiniz bana" diye ortalığı birbirine katması lazımdı.

@dissendium, bence kendi gelişimiyle değil müzik dinleyen kitlenin değişimiyle ilgili. rüzgara yön veren olmak yerine kapılıp giden olmayı seçmiş. cukkasına bakacak tabii ki, bunu kınamıyorum ama tarkan'ın bundan ayrı bir misyonu ve vizyonu olduğunu düşünerek bayılıyordu bunca insan, ki aralarında standart türk pop müziği dinleyicilerinden daha yüksek standartlara sahip olanlar da vardı. ben de dinlerim zaten eski şarkılarını, bu kadar düşmesi şaşırtıcı.
0
🌸Bruce
(11.12.17)
tarkan'ı baya seviyorum ama taa temmuz ayında ilk kez radyoda duymuştum bu şarkıyı ve mustafa ceceli sanmıştım gerçekten, benzetmeniz baya isabetli : D
0
nevrochaotica
(11.12.17)
tarkan dudu albumunden sonra silah zoruyla album yapiyor gibi.
0
baldur2
(11.12.17)
Son albümü tırt - aldığıma yanıyorum.
0
SiyamkedisiZorro
(11.12.17)
2018 yılının resmi düğün şarkısını yapmış. Kusana kadar duyarız yazın.
0
jazzabel
(11.12.17)
Gel gel hiç acımayacak'tan bu günlere. Tey yavrum tey
0
nickini degistiren yazar
(11.12.17)
@nickini degistiren yazar, o da dandik bi şarkıydı bence. düdüklü şarkısından itibaren düşüşte. baktım şimdi albümün adı da metamorfozmuş, negatif kafkaesk bir dönüşüm olmuş abimizinki.
0
🌸Bruce
(11.12.17)
Bu yaz birkaç düğüne katıldım, ve hepsinde bu şarkı ile dans ettiler. Sonra dedim o dans şarkısını indirilerim ya kiminmiş o diye; cevap kahkahalarla tarkan oldu.

ben ki tarkan dinlemem normalde. (mustafa ceceli de dinlemem vurmayın)

yani herkes o şarkı için çok şaşkın ama millet de ben de beğenmiştim. En azından bende şarkılar ambiyans eşliğinde aklımda kalıyor yani dinlediğim anda ona bi' klip çekiyorum kafamda ve bu şarkı için güzel hikayeleri var beynimin.

tarkan benim gözümde hiçbir zaman megastar olmamıştır, zaten samimiyetsiz bulurum kendisini ancak başarılı olduğu çok aşikar. Yani, bayılan kaldımı sorusunun cevabı evet, hala büyük bir hayranlık devam ediyor ona karşı ve o da bu süreci çok iyi yönetiyor/yönettiriyor artık hangisiyse.
0
mete kudur
(11.12.17)
Evet bayıldığım Tarkan bu, şarkının Tarkan'la ilgisi yok. Açıkçası Tarkan ın bir tek Cuppa şarkısından nefret ettim ve bir kez bile oturup baştan sona dinlemedim, sözleri Sezen Aksu'ya ait. Bu albümü almadım, ve malesef eski şarkılarının tadı olmadığını biliyorum. Bunu Tarkan a şu anlamda bağlamıyorum, artık şarkı sözü yazarı yok, duygu yok, aşk yok, mesafe yok, ayrılık acısı yok, eskisi gibi yoğun hiçbir şey yok. Ancak atarlı giderli yahut düğün dansı şarkısı var. Sezen Aksu, Aysel gürel, yıldız Tilbe vs aklınıza diğer gelen iyi şarkı sözü yazarları dahi son şarkıları hep kötü, hep ruhsuz, hep yazılmış olsun diye. Tarkan olmasını sağlayan sözlerin sahipleri bile bu haldeyken aklınca küçümsemek neden, ki kendine ait Gülümse kaderine gibi gayet iyi şarkıları da vardır. Yeniden yorumladığı Firuze ve hatasız kul olmaz harikaydı, hakeza sanat müziği albümü de. Keşke kendine yakışan şarkıları bulmadıkça albüm yapmasa, bir tane bulursa bir şarkı çıkartsa, yoksa bana eski şarkıları bir ömür yeter.
0
mslny
(11.12.17)
ben sevdim. sevdiğim için anlamlı geliyor, güzel geliyor bana bu şarkı.
0
runagain
(12.12.17)
(10)

bireysel emekliliğiniz var mı?

dedim ben sana
kurun hızla artışı, altının bir inip bir çıkması beni aşırı tedirgin ediyor. bireysel emekliliğim yok. olsam mı diyorum acaba şu dönemde? emekliliği hak ettiğimde elime geçecek para bana o zamanın şartlarında iyi bir gelir olacak mı? yoksa sanki bireysel emeklilikteymişim gibi o parayı kenara ayırma
kurun hızla artışı, altının bir inip bir çıkması beni aşırı tedirgin ediyor. bireysel emekliliğim yok. olsam mı diyorum acaba şu dönemde? emekliliği hak ettiğimde elime geçecek para bana o zamanın şartlarında iyi bir gelir olacak mı? yoksa sanki bireysel emeklilikteymişim gibi o parayı kenara ayırmak mı daha mantıklı? sizin var mı bireysel emekliliğiniz? varsa hangisinden? katılmadan önce nelere dikkat etmeliyim?
0
dedim ben sana
(11.12.17)
Müslüman mahallesinde salyangoz satmaya çalışmak gibi geliyor bana nedense. Şöyle; son 15 yılda eğitimden yönetime, özel sektörden kamu kurumlarına, değişmeyen bir sistem gösterin, ben de size bundan 30 yıl sonrasının planını gönül rahatlığıyla yapabileceğiniz bir ülke göstereyim. Memlekette bırak yıllar sonrasını, yarın ne olacağı belli değil ki. Nedir; her şeye rağmen yaşlılığını büyük bir disiplinle planlayabilen bir insan, bireysel emeklilik gibi bir dıştan zorunlu güdüme ihtiyaç duymaz, kendi inisiyatifiyle planını, yatırımını yapar bence. Hatta biraz ticari zekası varsa bırak kendi yaşlılığını, çocuklarının gençliğini bile rahat geçirtebilir. Burada mesela bitcoin diye başımızın etini yiyorlar, o olur. O riskli geliyorsa döviz-altın yatırımı olur, tamamen atıyorum 50 bin liraya bir pazar yeri alınıp oradan gelecek kira biriktirilir, o kendini amorti edince bir pazar yeri daha belki. Ya da yine atıyorum 2 sene önce servis plakaları 200 bin liralardayken bugün 500 binin altına yok.

Düşünmüyorum ben yani.
0
onemoremile
(11.12.17)
2 yerden bireysel emekliliğim var. Birincisini ablam başlatmıştı, bana işe girdikten sonra devam ettirmesi kaldı. İşyeri de benim ödediğim kadar üzerine ödediği için devam ettiriyorum. İlki Anandolu Hayat ikincisi Garanti.
0
SiyamkedisiZorro
(11.12.17)
su anda hic bir yatirim araci verdigin paranin %25 ini sana garanti olarak kazandirmaz. %25 lik devlet katkisi denen bisey var ve bence cok cazip. ben bundan yaklasik 7-8 sene once girdim simdi ordan biriken parayi gorunce vay be iyi ki girmisim diyorum. maasimdan anlamayacagim kadar bi miktar kesip kendisi devlet katkisiyla biriktiriyor. Benim isime geliyor.
0
rentts
(11.12.17)
var ama tl olarak değil. koç hissesi/ döviz olarak tutuyorum.
0
sta
(11.12.17)
6 senedir var. Benim 6 senede biriktiremeyip çer çöp edeceğim bir parayı biriktirdiği için mantıklı buluyorum. Yatırım olarak bakmıyorum açıkçası. Kredi kartımdan otomatik olarak kesildiği için aklıma bile gelmiyor, sene sonunda bilmemkaç bin lira birikmiş oluyor, “aa” diyorum.
0
sopiro
(11.12.17)
3 (5 yıl üstü) tane vardı 2 tanesini ev alırken bozdurdum. 1 tanesi devam ediyor. usd olarak ödüyorum.
0
naksidil
(11.12.17)
Evet var.Grupama'da.
0
gunbatimi
(11.12.17)
Var ve yakında 10. yılını dolduracak. Doğruyu söylemek gerekirse 10. yılını doldurur doldurmaz, devlet katkısının bir miktarından da feragat ederek sistemden çıkmayı planlıyorum. Paramın değerlendirildiği fonların getirilerinin yetersiz olduğunu düşünüyorum.
0
loras
(11.12.17)
Var ama dondurdum, gereksiz geliyor bana da. Şimdi ödediğin para 10-20 yıl sonra cücük gibi kalacak (yüzde 25 katkıyı alsan bile bana çok avantajlı gelmiyor).
Ama başka türlü para biriktiremeyenler için hiç yoktan iyidir diyorum.
0
peggy
(11.12.17)
Yok. Devlete güvenmiyorum, katkısına da güvenmiyorum. Paramı TL'de tutmak çok saçma geliyor. Altın alıyorum her ay.
0
mutlusismankedi2015
(11.12.17)
(13)

odtü makine en alt tıp fakültesini 2'ye nasıl katlamış

mete kudur
üniversiteler ve kontenjanları konuşurken; odtü makine mühendisliğinin tıp fakültelerinden hala çok yüksek puanda olduğunu söyledi şimdi arkadaşım, ama ben piyasa dinamiklerinden yola çıkarak bunun pek mümkün olmadığını düşünüyordum.Meğer hakikaten öyleymiş, bunun temel sebepleri neler olabilir ? Pi
üniversiteler ve kontenjanları konuşurken; odtü makine mühendisliğinin tıp fakültelerinden hala çok yüksek puanda olduğunu söyledi şimdi arkadaşım, ama ben piyasa dinamiklerinden yola çıkarak bunun pek mümkün olmadığını düşünüyordum.

Meğer hakikaten öyleymiş, bunun temel sebepleri neler olabilir ?

Piyasayı ve o psikolojiyi bilen kişiler cevaplarsa sevinirim, yani sonuçta ''ee tabii, odtü'' diyecek arkadaşlara da birşey yapmıyoruz ama yine de aklınızla 3.parti ortamlarda dalga geçilmesine ön ayak olmak istemem.
0
mete kudur
(11.12.17)
“Ee tabii, odtu”

Tanidigim tum odtu makinacilar istedikleri alanda istedikleri sekilde kariyer yapabildi. Benim tanidiklarimin icinde akademide devam edenler alanlarinda sayili universiteleri hic zorlanmadan takir takir kazandi, okudu, tez calismalarinda oduller alip prestijli yayinlarla mezun oldu. Simdi cogu staj icin ozellikle odtu makina ogrencisi/mezunu tercih ediyor. Harika bir bag var donemleri arasinda. Idealizm de eklenince tum bunlarin ustune supersonik insanlar cikiyor bolumden.

Tanidigim tipcilara bakiyorum da istedigi alanda istedigi sekilde kariyer yapan gorece az. Yurtdisinda kariyer kovalayanlar hala sinavlar ve genelde avrupa tercih ettiklerinden dil ogrenimi icin calisiyor. En az alti yillik egitimin verdigi yorgunluk da var. Elbette memnunlar durumlarindan ama bir odtu makina degil mezun olduklari yer :p
0
lamira
(11.12.17)
Şimdi öncelikle ön elemeyi geçemediniz, onda bi' anlaşalım da; ''adam geldi, tanıdığım odtü makinacı bütün kişiler istediği alanda kariyer dedi hahahahah'' diye atıp tutacağız arkanızdan.

Onun haricinde, ya ikimizin sosyo-kültürel çevresi çok farklı; ya da benim odtü ve itüden mezun olup da bu mesleği icra ettiklerine şahitlik ettiklerim çok andaval insanlar.

Benim çevrem hakikaten başarısız insanlardan mı oluşuyor acaba, neyse.


Daha spesifik örneklerle gelmek lazım, yani; bütün odtü makinacılar denilirse eğer ben o yaklaşımı çat diye bozabiliyorum. istanbulda poposu ayazda donan kontrol ve uygulama mühendisleri var, antep de yapı imalatında gece 2 vardiyasında ayazda poşet kontrolü yapan var, ankarada proje ofisinde tatmin etmeyen ücretler alan var arabistandan dönüp de aynı iş görüşmesinde karşılaştığımız benden yaşça da büyük ülkede iş arayan adam var(eşi de varmış yine aynı durumda) ya da bizim tanıdığın ofisinde otogaz projesi çizen adam var. bunlar odtü ve itü mezunu insanlar, hatta bu tüpgazcılarla da yakında bi' tübitak projesi üzerine görüşmem gerekecek, onlara da bi' sorayım bu tıp durumunu.(ülkede tıp bitmiş şaka gibi)

Tıpçı yakın tanıdığım ise yok, zaten soruyu sorma noktam burada koptu. şimdi biz bu konuyu mühendis bir arkadaşla konuşmuştuk ve şöyleki onun tıpçı tanıdıkları var; 10k ücret bandını en kötüsü çok rahat aşıyor diyor. abisinin bir arkadaşı varmış okuldan -ki abisi 36 yaşında- 35 bin lira alıyormuş, biz eskiden manitaya gül alırken mesela kız 19 yaşındaysa 19 tane gül alır afili bi' not yazardık, bunun da patronu her yıla bin lira lan demiş diye eğlendik filan.

bunun eşi de doktormuş, yılda 1 taşınmaz alırlar diye de güldük.

Şimdi biz sohbete çalışma şartları ve maddi imkanlar açısından yaklaştığımız için, bu konuda tıp bize çok avantajlı gelmişti, hatta ve hatta biz köylü kafasıyla sohbete şöyle başlamıştık, ''abi bugün en baba mühendis kaç para alıyor ?'' sorusuna refleksle. çünkü o sohbetin öncesinde biz neden üniversite okuduk ömer koç neden okuduya kadar gittiğimiz için, meselede mesleki haz ya da kişisel tatmin olarak değil de, çevresel yaklaşımlar üzerinden ilerliyorduk. Ne boş insanlarız bu arada. neyse

bu yüzden bahsini ettiğin istedikleri alanda kariyer ne mesela, n'aptı bu arkadaşlar? aselsan bunlardan geçilmiyor, maaşları ve şartları ortada, tai'nin ortada havelsanın ortada. Ankaraya dair özelleri de konuşabiliriz zaten onlar bağırırcasına ortada.

bu dünyagöz hastahanesi var, ne kadar doğru yanlış bilmem de duyum bu anlatacağım; oradaki bi' göz cerrahının aylığı 100bine dayanıyormuş. ki bu eğer doğruysa( bu olmasa bile yukarıda anlattığım 35bin net doğru kesin bilgi ) -ki alalaede bir hastahanede doktor bunlar. benim maaşlı çalışıp da aylık 100k gelire sahip tanıdığım 1tane mühendis yok.

hatta tahmin ediyoruz şimdi, mesela türkiyede ki bi' kaç büyük projede üst kadroya bakıyoruz ve nacizane(uluslararası firmalar değil) diyoruz ki alsın alsın 30 alsın bu adamda. 40 alsın hadi -ki almıyordur. evini barkını altındaki arabayı biliyoruz adamların. bu opetin bi' yöneticisi vardı o adam hakkında mesela söylenti vardı ''35bin alıyormuş'' deniliyordu, yani 35 bin büyük bir rakam, adam yaşlı başlı bi' adam baya bi' zaman geçirmen gerekiyor sektörde.


haa tabi şimdi aklıma geldi, geçende benim kuzenim dedi; katarda sizin maaşlar 11bin dolardan başlıyor diye, onun komşusunun kızı gitmiş, bana sen neden gitmiyorsun dilin gelişir dedi; kalbini kırmak istemediğim için birşey demedim. dolar olmuş 4 lira, 11bin dolardan başlıyor diyor.

Lan ben yurtdışındaki ilanlara bakıyorum, adamlar beklenen ücreti ''10bin tl ve üstü'' kısmına kadar listeliyorlar. başlangıç diyor ücreti diyor 11bin dolar diyor.

Yani ya bizim ufkumuz ve çevremiz burada da yetersiz kaldı yine -vay arkadaş- ya da bi' değişik aksiyon var, illerin getirisi de olabilir diye biz düşünüyorduk ki sen dedin odtü makinacılar istedikleri şekilde kariyer sahibi.

Şu hava aydınlansın 1 tanesi istanbulda metro hattı zımbırtısında çalışıyor onu arayıp fırçalayacağım. Bütün beceriksizler benim çevremde mi toplanmış, bu nedir böyle.

edit: aklıma geldi, hatta neden tıp okumadık diye bi' sohbet anında ''biz köyde statü farkını anlayamadık doktorun çocuğu da aynı yerden gocuk alıyordu bizde aynı yerden gocuk alıyorduk'' diye bahsi geçti. yine bu sefer başka bi' köyde :) ''mimarlar aşağıda aç, sen de öğremen ol'' sözleri havada uçuşuyordu. tek çare tıp mış diye konuşuyorduk, hatta bi' ara sohbet 1.bölümden alan bu fizyoterapist mi ne var onun mezunu adam diyorki ben 2009 da 2600le girdim şimdikiler 2000 le giriyor. tıp öyle mi, beraber çay içtiğimiz bi' aile hekimi vardı, bu aile hekimliği için tus mus gerekmiyormuş, ücreti de kişi sayısı görev yaptığın konum gibi bazı şeylere bağlıymış, ona bağlı olarak 10bin alıyordu bu doktor arkadaşımız-bizden 2,3 yaş büyük. fotoğraf çekip geziyormuş :)

şimdi ben tecrübesiz mühendise 10bin veren bir yere ne şahit oldum ne de duydum. şu bizim katardaki 11bin dolar alan kuzenin komşusunun kızını saymazsak, o kızı da tr'de bi' denk getireceğim aklıma iyi geldi şimdi.
0
🌸mete kudur
(11.12.17)
Yurdumda uzun yıllardır devam eden bir mühendis fetişi var. Olacak olmayacak herkesi mühendis yapıyoruz, puanlar fırlıyor haliyle talepten. Öteki taraftan son geldiğimiz noktada tıp yazan çocuğun ensesinde tokadı patlatırım. Tıp bitti, köşeleri tutan yaşlı doktorlar bir süre daha iyi kazanmaya devam edecek ama yeni doktorlar hem sürünecek hem de hakettikleri parayı alamayacaklar.
0
cleric
(11.12.17)
tıp doktor olma arzusu olmayanların tercih ettiği bir bölüm değil genel olarak, hayali-amacı doktor olmak olan biri "anadolunun bağrı da olsa tıp okuycam" diyor genelde. ancak mühendislikte böyle bir idealizm durumu yok. sayısalcı bir öğrenci yüksek puan yaptıysa puanına yakın bir mühendisliği okumak ister ancak şehir-üniversite de önem kazanır. haliyle yüksek puanlı bir öğrencinin hedefi "en iyi okullar" oluyor, bu noktada da 2-3 seçenek kalıyor önünde. ya mühendislik dalını tercih edip bi tık aşağıyı seçicek ya da üst seviye okulu seçip dala pek bakmayacak. bu sebepten üst seviye okulların puanı uçmuş oluyor, zaten genel olarak "mühendislik" seçecek öğrenci sayısı daha fazla olduğu için rekabet de artıyor.
0
Bruce
(11.12.17)
aslında sorunun cevabı gerçekten "e tabii, odtü" ama açmak gerekiyor.

şöyle ki, öss taban puanını belirleyen kitle 17 yaşındaki bebeler olsa da, bu kişileri yönlendiren de bölümlerin uzun vadedeki başarısı, istikrarı, mezunlarının konumu gibi şeyler. genetik mühendisliği gibi bölümler saman alevi gibi parlayıp fos çıktıktan sonra puanları düşüyor. odtü makina gibi bölümler ise bu itibarını, kişiye verdiği kaliteli eğitimi, etiketi koruduğu sürece böyle bir risk yok.

insanların mutsuz, vizyonsuz olması da biraz puanın yüksekliğinden kaynaklanıyor. ne istediğini, ne olacağını bilerek bölüme giren adamın yanında "ya şurada tıp olmadı, burada elektronik olmadı bari odtü makinaya gireyim" adamları da var. bu kendileri ve bölüm için vizyon açısından şanssızlık olsa da, bir yandan da bölümün verdiği güvenin, etiketin kalitesinin işareti. böyle düşük motivasyonla gelen adam zaten bölümün zorluğundan da etkilenerek boşvermişliğe sürüklenebiliyor. eh, ne istediğini bilmeyen adamlara bir şey istetmek de odtü makinanın sorumluluğu değil.

bölümün eğitim kapsamı çok ağır, geniş olduğu için eleştiriliyor zaman zaman. unutulan nokta yine bölümün makina mühendisliği olduğu, bölümün kimseyi kontrolde, kompozitte, üretimde, termodinamikte, akışkanda uzmanlaştırma gibi bir iddiası, sorumluluğu yok. bunu isteyen kişi zaten teknik seçmelilerle ve lisansüstüyle istediğinden de fazlasını elde ediyor.

ben mesela, nickimden de bellidir, "foymuya biye gidicem odtü makinaya giyeyim" diye girdim. keko bir kız arkadaş mallığım yüzünden o hedefi daha lisanstayken neredeyse imkansız hale getirdim. bu yüzden etrafta "yaa adamlar f1e gidecem diye giriyo hidromekte buluyo kendini bu bölümün puanı nasıl yüksek olur" diye dolaşıyor muyum? dolaşmıyorum çünkü bunun bölümle alakası yok. mclaren'de aerodinamikte çalışan odtü makina mezunu olduğunu bilmesem, benden 1 yıl sonra mezun olan arkadaşım motogp'de çalışmasa kişisel vizyonuma bağlı olarak dolaşabilirdim. savunma sanayii işi de en yüksek maaşı onlar veriyor, çoğu kişi oraya gidiyor diye bir trend halinde. insanlar şehrini değiştirmeden, zaten en az 5 yılı ankarada geçirmiş oluyorlar, çok da zorlanmadan geçinip gidiyorlar. kişisel kararlar yine, bölüm kimseyi havelsana mecbur bırakmıyor. ben ne mi yapıyorum? hayatımın 1/3ten fazlasını odtü makinada geçirdikten sonra değişiklik isteyip yurtdışında doktoraya başladım tekrar. bulunduğum yer makina mühendisliğiyle son derece alakasız bir yer olmasına rağmen odtü makinada öğrendiklerim sayesinde yaptığım projeyi herhangi bir ek ders alma gereği duymadan rahat rahat sürdürüyorum.

bunun dışında mezunlarla ilgili örnekler için seçilen örnekler de örneği seçen kişinin içinde bulunduğu ruh halini, mental ortamı temsil ediyor gibi geliyor bana. özellikle akılla dalga geçilen 3. parti ortamlar nedense bana süper kompleksli bireylerden oluşuyor gibi geldi. yoksa odtü makinanın aman tadımız kaçmasın, kimse dalga geçmesin bizle diye bir problemi yok. bölümün sağlam kadrosu, geniş ve yeterince derin içeriği sürdükçe mezunları kişisel tercihlerine bağlı olarak istediklerini yapmaya devam edecek. bu da bölümün itibarını, dolayısıyla gelen öğrencilerin puanlarını yüksek tutacak.
0
ron dennis
(11.12.17)
''eee tabi odtü, harika onlar diyen için yaptığım küçük bir araştırma entryim var.

(bkz: #72188288)

keşke burada 1 aydan eski mesajlar silinmeseydi de odtü makine mezunu bir abiyi hatırlayıp biraz daha konuşabilseydim.
0
blue eyes white dragon
(11.12.17)
Türkiye'de en afili şirketlerde bile müdür koltuğunu tuttuğunuzda bile 25 bin tl brüt civarında takılıp kalıyorsunuz.TIP'ta daha çok kazanacağınız kesin ama soru şu: Bu kadar çalışmaya, ömrümü mesleğime adamaya hazır mıyım ? Mühendislik seçtiğinizde en zor üniversitede bile belirli bir zorluğu olsa bile bitiriyorsunuz sonrasında yoğunluk olarak kabul edilebilir mi iş-özel hayat dengesiyle hayata atılıyorsunuz ama TIP okuduğunuzda aynı zamanda mesleğinizle de evlenmek durumunda kalıyorsunuz.Bence insanların TIP yazarken temel korkusu bu.

Ben İTÜ mezunu bir mühendisim hep güzel yerlerde de çalıştım ama ileride çocuğumu Tıbbiye'ye yönlendirmeyi planlıyorum çünkü Türkiye'de montaj sanayii dışında gerçek bir sanayi yok.Sanayi olmayan yerde de Mühendislik olmaz
0
turkuaz
(11.12.17)
tıplar daha yüksek aslında. şırnak'ta vs okursandır anca o puanlar. o da bölümdeen değil şehirden.
0
danton
(11.12.17)
Tercih sırası tam bir felaket bence, sıralamaya göre meslek seçimi yapılması arkadaşların da söylediği gibi tam bir fiyasko. Meslek seçildikten sonra sıralamaya göre tercih yapılır.

Bende Yıldız mezunu bir mühendis olarak, çevremde aslında tıp eczacılık isteyip de puanı tutmadığı halde itü yada yildizda mühendis olmaya gelen arkadaşlarım vardı. Bu insanların maalesef başarılı olmasını bekleyemiyorum.

Aynı şekilde aslında mühendis olmak isteyip de aile yada rehber öğretmen ısrarı ile işte bu puan boşa gitmesin diye tıp eczacılık okuyan arkadaşlardan da maalesef pek umutlu değilim.

Bana rapor yazan doktorun, mühendis olduğumu öğrenince ben de mühendis olmak istemiştim demesi gözümün önünden gitmez. Bu adam nasıl başarılı olabilir ki şimdi?

Paraya gelince, Türkiye'de mühendislik içim üniversite bir etiket ODTÜ ile Gazi Üniversitesi aynı değil tabii ki. Ama tip fakültesi mezunu için hicbisi farketmiyor bana göre, idealist olmadıktan sonra 15bindeki tip da 300deki tıp aynı değerlendiriliyor bana göre
0
vhs kaseti
(11.12.17)
@danton, tabi aynı ildeki ezici çoğunlukla mühendislikten yüksek o konuda haklısınız ancak bizim beklentimiz hakkaride varsa tıp onun da herhangi bir mühendislik alanından yüksek puan ortalamasına sahip olmasıydı.

Ve zaten halihazırda en yüksek ve en alt puanlamaları değil de puan ortalamalarını merak edip konuşuyoruz.

@cleric seninle de aynı fikirde değilim pek, yani bütün meslekler bitti tıp da elbette bundan nasibini fazlasıyla almıştır, ama eskiden tıp'ın rakibi hukukmuş diyorlardı, şimdi hukukunun durumu ortada mesela. Öğretmenler atanamıyor, iibf mezunları bir işte tutunabilmek için birbirlerini kılıçtan geçiriyorlar. fen/edebiyat filan bunları hiç saymıyorum zaten; malumunuzdur.

@ron dennis naçizane tavsiyem boş zamanlarınızda biraz paragraf çalışmalısınız, okuduğunu tam anlama konusunda ufak tefek eksiklikler hatalar var.

yine elde kalanlarda, özellikle fukara anadolu halkı için bi' tıp bir de mühendislik kalıyor. onda da mühendislik için artık tepe okullar ve tepe bölümler. çünkü piyasa bu mühendislik dallarına da çok doymuş, yakında onlarda birbir bu konuda önlemlerini almaya başlarlar. keza kontenjanları ve okul fırsatlarını mesnetsiz arttırdıkları için; eğitim durumu da yerlerde, hadi eğitim durumu kötü olsun önemli değil iyi bir ölçme sistemi ile yeterliliğe öyle ya da böyle kendi çabasıyla ulaşamayanları da sistemden çıkartma diyeceğim o da yok, aynı dersi 2 farklı okulda bambaşka şekilde bitirebilen insanlar var. Yani tıp ne olursa olsun, ''ben daha ölmedim'' diyebilecek 2 tutar daldan en güçlü olanı gibi görüyorum ben.

üç aşağı beş yukarı genel fikirler ortada, şu da ilginç hakikaten davranışsal yaklaşım da ölçülebilir bir şeymiş, çünkü beklentiye uygun gerçekleşiyor refleksler genelde.
eskiden meslek kısmında toplumsal olayları yönlendirme gibi şeyler gördükçe şaşırırdık şaşırmamalıymışız.
Cevaplar için bütün yanıtlayanlara tek tek teşekkür ederim. Genel olarak fikir edinmemize yardımcı oldu. iyi eğlenceler.

edit: @cleric şimdi tekrar aklıma geldi; ben öğrenciyken ankara siyasal diye bi' efsane vardı; oradan mezun arkadaşlarımız şimdi ofislerde 1800 liraya kosgeb'e proje yazarak hayatlarını sürdürüyorlar(sürdürenler var diyelim-daha doğru bir yaklaşım olsun). Yani tıp da bazı şeylerini kaybetmiştir elbette ama, bu ankara siyasal benim hatırladığım kadarıyla demirden leblebiydi.
0
🌸mete kudur
(11.12.17)
Sanirim benim cevrem genelde basarili kabul edilebilecek kisilerden olusuyor :) Saka bir yana, odtü makina mezunu arkadaslarimi simdi stalk'ladim da su pozisyondalar: bir ohio state graduate researcher, bir stanford postdoc, bir ucsd postdoc, bir tu dortmund phd student, ikisi dresden'de endustriyel pozisyonda, bir de roketsan. Bunlarin istedikleri kariyeri sectiklerini dusunerek yorum yapmistim, hala gecerli ilk cevabimda soylediklerim.

Tip mezunlarindan sadece iki tanesi akademik arastirma icinde, ikisi de phd yapiyor amerika'da. Diger tanidiklarim (hacettepe, ankara, cerrahpasa ve ege mezunlari) ya uzmanliklari ya da uzmanlik sinavini kazanmak icin calisiyorlar.

Her sey maddi kazanc degil bence. Universite sinavina hazirlanirken ortaokulda ve lisede tubitak olimpiyatcisi olmamim da etkisiyle hep arastirmaya yonelik alanlar oldu hedefim. Tercihlerimi yaparken neden hacettepe tip yazmadigim defalarca soruldu, defalarca aciklama yapmak zorunda kaldim tip doktoru olmanin hedefim olmadigina dair. Iyi ki secmemisim diyemem su anki pozisyonuma baktigimda ama secimlerimden mutlu oldugumu soyleyebilirim :) Bir hekimden daha az kazaniyorum ama istedigim isi istedigim sekilde yapiyorum ve hayattan aldigim zevki hicbir maddi kazanc bana veremezdi.

Kisaca, aslinda demek istedigim, bir kisinin hedefi makina muhendisligi ise odtü makina secebilecegi en iyi okullardan birisi turkiye icinde. Kontenjani su anda kac bilmiyorum ama 50 diye kabul edersek turkiye'de makina muhanedisligi okumak isteyen ilk 100 kisinin odtü makina'ya girebilecegini de soyleyebiliriz. Bahsi gecen tip fakulteleri muhtemelen artik 2000 kontenjandan sonra sira gelen okullar oldugu icin boyle bir sonuc dogmus olabilir.
0
lamira
(11.12.17)
ya biraz oldu ama benim odtü makine ve diğer mühendisliklere yerleşen arkadaşlarımdaki mantık şu şekildeydi,
hacı ilkokul, ortaokul, lise ankara'daydı.
üni de ankara'da olsun. nereye gidicez? odtü. o zaman yaz baştan aşağıya tüm bölümleri.
yani en azından benim arkadaşlarımın özellikle makine diye bir tercihi yoktu. o puan diliminde veterinerlik olsa onu da yazarlardı. adam zaten ankara gibi yerde güzel imkanlarda okumuş iyi puan yapmış. odtü'de o puan diliminde kaç bölüm varsa sıralıyordu hepsini.
0
dedim dedim de kime dedim
(11.12.17)
Her mesleğin bir dip maaşı var. Evet Tıp doktorlarının dip maaşı bir ODTÜ makine mezunundan yüksektir ama tıp zaten herkesin isteyebileceği bir branş değil ki.
ODTÜ'lü olmanın bir anhtar durumu var, ama onu kişisel özelliklerinizle beslemediğiniz müddetçe piyasada ederiniz olmaz. Ederi olmayan kişisel özelliklerdir bu arada, mezun olunan okul değil.
Aynı şey Boğaziçi mezunu için de geçerli. BOUN Bilgisayar mühendisliği (hakikaten bilmiyorum) Hacettepe Tıp arasındaki puan durumu nedir? Bir kişi sırf puanı daha yüksek diye tıp isterken mühendisliği, mühendislik isterken tıbbı yazabilir mi?
Son olarak özetleyeyim; içini kişisel özelliklerinizle doldurabildiğiniz müddetçe "ismi olan" okuldan mezun olmak piyasada her zaman daha fazla tutar.
0
SiyamkedisiZorro
(11.12.17)
(21)

28 yaşınızı nasıl hatırlarsınız / 28 yaşında nerede olmayı hedefliyorsun

roket adam
geçen yılki sorunun aynısını yine sorayım.mutlaka yaşınızı da belirtin. yine insanları düşündürecek bir anketle karşınızdayım.28 yaş üzeri için --> 28 yaşına gelince neler değişmişti, o yılı ve o dönemi nasıl hatırlıyorsunuz?28 yaş altı için --> 28 yaşında nerede, nasıl olmayı hedefliyorsunuz? aklın
geçen yılki sorunun aynısını yine sorayım.

mutlaka yaşınızı da belirtin. yine insanları düşündürecek bir anketle karşınızdayım.

28 yaş üzeri için --> 28 yaşına gelince neler değişmişti, o yılı ve o dönemi nasıl hatırlıyorsunuz?
28 yaş altı için --> 28 yaşında nerede, nasıl olmayı hedefliyorsunuz? aklınızda neler var?
0
roket adam
(11.12.17)
hayatı çok da doğrusal görmemek lazım.

28 29 30 31 32 görmüş ve geçirmiş bir insan olarak, maddiyat olarak birçok değişiklikten bahsedebilirim fakat manevi, ruhani, spritüel vs. olarak mühim şeylerin çoğu sabit.

edit: anlatım bozukluğu.
0
ateyist_
(11.12.17)
rockçıların neden genelde 27 yaşında öldüğünü şimdi daha anlıyorum.

son 5-6 yılımı resmen uyutulmuş gibi hissediyorum..sonrası karanlık gelmeyin.
0
redeath
(11.12.17)
28 yaşındayım. Dört senedir çalışıyorum. Maddiyat açısından bakarasak birkaç hafta önce beş haneli bir maaşla üçüncü işime başladım. Fakat hala dört sene önceki hayat standardımda devam ediyorum. Enflasyon ve dolardaki artış sebebiyle çalışıp çalışıp hayatımda hiçbir şeyin değişmemesi beni psikolojik anlamda çok yıpratıyor. Anca kenara köşeye az bir miktar para atabiliyorsun ama kenara attığın anca para ufak tefek şeyleri finanse edecek kadar oluyor.

İş hayatında tam olarak istediğim yerde olamasam da iyi kötü ilerlemeye çalışıyorum. Önünüze hangi fırsatların çıktığı ve bu fırsatların size ne tecrübe kazandıracağı önemli olduğu için gelişim konusunda işin içine biraz da şans giriyor. Fırsatları bazıları erken yakalıyor, bazıları geç. Çok takmamaya çalışsam da yaşım itibariyle biraz daha tecrübeli olmam gerekiyordu.

Sosyal olarak da bitik durumdayım diyebilirim. Arkadaşım yok. Pek konuşkan biri olmadığım için yenilerini edinmekte zorlanıyorum. Edinsem de öyle eksikliği hissedilecek biri olmadığım için düzenli görüşmüyorum kimseyle. 10 sene önce çözmüş olmam gereken problemleri hala hasır altı ediyorum. Sebebi de ne zaman üstüne gitsem hüsranla sonuçlanması. O yüzden bu saatten sonra sorunları çözmek yerine bunları kabullenmeye çalışmayı planlıyorum. Zira bu saatten sonra karakterimde değişiklik olacağını zannetmiyorum.

Hayatım işe gidip gelmekle geçiyor. Tek başıma tiyatro, konser gibi etkinliklere katılmaya çalışsam da onları yapmaktan da sıkıldım artık. Evden çıkasım gelmiyor. Hayatta hiçbir şeyden zevk almıyorum, hiçbir şey beni heyecanlandırmıyor. ölmek istememek ama yaşamaktan da zevk almamak durumunu oldukça uzun süredir yaşıyorum. çok sıkıldım gerçekten.
0
kakaolu kremali biskuvi
(11.12.17)
Yaş 24.
Şu an ki işimin en azından 3 katı maaşa sahip olmak ve düzenli bir ilişkiye başlamış olmak hedefim. Hatta evlenmeye bile karar verebilirim ilişkimin geçmişine göre.
0
bigcaptain
(11.12.17)
Kadın 40+
28 yaşımı çok güzel hatırlıyorum. 25 yaşında işe başladığım düşünülürse ben ilk hedefimi 30 yaş için koymuştum. Yurtdışı iş tecrübem olsun istiyordum. Tam 30 yaşında expat oldum. Ondan sonra ülkenin durumu vs. 35 yaş hedefimi ancak 40'ından sonra gerçekleştirdim.
Bundan neyi çıkartıyoruz; hedef belirlemek iyi, ama gerçekleşmezse moral bozmak yok, devam...
0
SiyamkedisiZorro
(11.12.17)
30 yaşıma gireli 3 hafta oldu. acayip bir şekilde 27-28den sonra fiziksel olarak yorulmaya başladım. hem de belirgin bi şekilde. gün içinde fiziksel aktivite olarak yorucu işler yapmasam da eve yorgun olarak geliyorum. en çok da bu canımı sıkıyor. 28 yaşıma kadar görmek istediğim yerleri belirlemiştim. 1 tanesini geçen ocakta olmak üzere hepsini gerçekleştirdim. sırada görmeyi istediğim yerler var ama onlar hakkında şu an plan yapamıyorum. iş olarak üst kıdeme geçtim ama parasal olarak asla tatmin etmiyor. belki tekrar eski pozisyonuma geçebilirim bilmiyorum. dünya görüşüm de aman aman değişmedi ama artık olaylara daha az şaşırıyorum ya da hiç şaşırmıyorum. önceden bana yapılanlara çok takılırdım şimdilerde pek umursamıyorum. sosyal çevrem yok denecek kadar az öncesinde de öyleydi. yakım çevremde çok kalabalık insan olmasını sevmiyorum zaten. 28 yaşında hiç görmediğim, hiç bilmediğim bir şehre taşınarak sıfırdan başladım her şeye. yeni bi düzen kurdum kendime. şu anki halimden de yaşadığım şehirden de memnunum. kendime daha çok değer vermeyi öğrendim. hayatta istediklerimi nakit ve vakit olduğu müddetçe ertelemiyorum artık.
0
dedim ben sana
(11.12.17)
şu an 38,99 yaşındayım :)

ilk kez yurt dışına çıktım. uzun yıllar çalıştığım (9 yıl) ve artık bunalımlara girdiğim işten ayrıldım ve nefes almaya başladım. mali müşavirlik stajımı yapıyordum o yıl ayrıca. ufak ufak siyasetle ilgilenmeye başlamıştım.
0
naksidil
(11.12.17)
28'e 1 senem kaldı.

valla ben genelde pozitif bir insan olduğumdan mıdır bilmiyorum ama keyfim çok yerinde. geçmişte yaşadığım kısa süreli bir-iki sıkıntılı dönemi saymazsak bu hep böyleydi. hayattan ne istediysem oldu. atla deve bir şey de istemedim gerçi, çok kanaatkar bir insanım genel olarak. iyi insanlarla karşılaştım; bu büyük bir şanstı. beni bulunduğum konumdan yukarıya taşıyan, bana huzur veren, mutlu eden insanlar. şu 27 yıl içinde yaptıklarımla gurur duyuyorum. bir kez daha hayata gelsem bu kadarını başarabilir miydim bilmiyorum.

gelmiş olduğum yerden memnunum kısacası. sevdiğim adamla, 2 kedimle, hafif çılgın ev arkadaşımla, en çok yaşamak istediğim semtte oturuyorum. severek yaptığım bir işim, iyi yöneticilerim var. çalışma arkadaşlarım yükselme hırsından gözü dönmüş tipler değiller. zaten benim de "ceo olayım milyor dolarlar kazanayım" gibi bir hedefim yok. şirkette yükselip daha fazla iş sorumluluğu alıp rahatımı bozmayı kesinlikle istemiyorum. aslında maaşım fazla değil ama gereksiz harcamalarım pek olmadığı için bana yetiyor. sık sık kamp yapıyoruz, doğada olmak çok iyi geliyor. düzenli olarak yoga yapıyorum. ideal bağyanlara göre biraz tombiğim. boğzıma düşkünüm, yoga da kiloya fayda etmiyor ama neyse ki erkek arkadaşım böyle seviyormuş ^^ yarım dünya olduğumda da "böyle seviyorum" der mi acaba.

28 yaşım için de hedefim şu anki hayat standardımı korumak. belki ufak tefek iyileşirmeler yapılabilir.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(11.12.17)
yaş 27.

1 buçuk senedir anksiyete ve majör depresyonla başa çıkmaya çalışıyorum. çok yorgunum. ruhsal olarak o kadar yorgunum ki hiçbir fiziksel aktivite yapmasam da yorgun hissediyorum. iş konusunda zor bir sene geçirdim.

28'le ilgili hiçbir planım yok somut olarak. biraz akışına bıraktım sanırım. hayalim de yok. hayal kurmayı elinden alan bir hastalıkmış bu. herhangi bir sağlıklı insanı çok mutlu edecek şeyleri gözünün görmemesiymiş. 28'le ilgili planım yok. daha beteri beklentim var. şu lanet hastalıktan kurtulmak istiyorum. mutlu geçirdiğim günüm olsun istiyorum. başından sonuna mutlu olduğum, huzurlu olduğum bir gün. tek beklentim iyileşmek.
0
kulakligin calismayan teki
(11.12.17)
Kadın, 23'e 2 hafta kaldı.

Daha yolun başında bile değilim gibi geliyor bazen. Okul bitti iş güç bir şeyler yapmaya başladık işte. 28'e 5 yılım var. Bence bu her yaşın önündeki 5 yıl'lar hedef koymak ve gerçekleştirmek için ideal bir zaman dilimi. Çok uzun vadeli değil fakat önünü görebileceğin kadar da yakın. 28'ime geldiğimde mesleğin ilk yıllarında kendini kanıtladı olarak anılmak istiyorum. Birçok yeri gezmiş görmüş, kendini daha da geliştirmiş, kendi kazandığını dilediği gibi harcamış ve hala bekar kalabilmiş biri olarak kendimi hayal ediyorum. Hayatının en güzel günlerini yaşamış biri olarak 30'larıma adım atmak istiyorum.
0
principlei
(11.12.17)
30 yıl geçti üstünden, yine de çok net hatırladığım yaşlardan biri 28 yaşım.
Evli ve iki çocuk annesiydim, çalışıyordum. Büyük kızım o yıl okula başladı, iş hayatımdan memnuniyetim zirveye yakınsadı, güzel olaylar oldu... Aynı zamanda annemin rahatsızlığı yıl sonunda vefatıyla hayatımın o zamana kadar en büyük üzüntüsünü ve acısını yaşadım.

İçsel olarak çok kuvvetli, iyi hissettiğim yaşlardan biridir 28 yaş. Sanki öncesinde mutfaktaymışım da o sene sofrayı kurma zamanı gelmiş, tadını çıkarma zamanları başlamış gibiydi. Pek çok eksiğim, yapmak istediklerim vardı ve ben hepsini yapabilecek gücü hissedebiliyordum. O sene çarşaf gibi bi liste yapmıştım, 5 yıl sonra listedeki hemen herşey gerçekleşmişti. Gerçekleşmeyenler de zaman içinde vazgeçtiklerimdi.

Güzel bir yaş 28.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(11.12.17)
Şu an 26 yaşındayım. Ilkokuldan beri sadece 1 sene okumaya ara verdim. Artık şu okulları bitirmiş ve isg b sinifi uzman olup çalışıyor olmak istiyorum.
0
verbanadüşlerimi
(11.12.17)
28 yasimdan sonra evlenmek istiyorum, butun eyaletlerde storelarim olacagini dusunuyorum, kendi sirketimi marka yapmayi hedefliyorum, olur da 4 yil sonra bu entryi okursam, neler degistigini editleyecem 4 yil sonra :)
0
purple rain
(11.12.17)
23 yaşındayım.

28 yaşında olduğumda, iş yerinde yükselmiş ve sevgilimle evlenmiş olmak istiyorum.
0
mutlusismankedi2015
(11.12.17)
1 yil kaldi. Pek bir somut hedefim ya da hayalim yok.

28'e kadar kendime hedef koyma hedefi koydum. :)
0
rusyalı kozmonot
(11.12.17)
28'i azıcık geçtim.

27 kırılma oldu bende. aslında hayata dair yaptığım para, iş, kariyer vs. vs. planlarım iyi kötü yolunda gidiyordu. ama olmayan bir şeyler vardı, bilmediğim bir şeyler vardı, beni boğan bir şeyler vardı.

o zamana kadar, hayatı ve kendimi iyi kötü çözdüm, yolu da buldum güzel bir hızla gidiyorum diyordum.

aslında hiçbir şey çözmemişim. bunu çözdüm. 27 ve sonrasının bendeki en büyük etkisi budur.

mayış kaç katına çıkarmış, hatunla evlenir miymişiz filan... bunlar vakti nasıl geçirdiğimizle ilgili şeylermiş sadece :)
0
otonomo
(11.12.17)
hayatımı değiştirecek kararlar vermemi sağlayan yaş olmuştur.
Aynı zamanda ev-iş-ev-iş azıcık kalan zamanda arkadaşları görme ve sevgiliyi görmek için sehir değiştirmeceler derken kafayı yemeye başladığım, hayattan soğuduğum yaştır. iş yerinde yaşadığım zam alama/sorumluluk artışı/yükseltmeme
(1yılı geçkin süredir yok o müdür alınsın yok bu fabrika bölünsün yok holding kurulsun titlelar netleşsin diye oyalamalar) derken yurtdışına gitme kararı aldım. ailemin desteği ve o zamanki sevgilimin engel olmayışı sayesinde 28yaşımın sonuna doğru yurtdışına çıktım. sonuç: birlikte gelmeye karar verdiğim ex-sevgili gelemeyeceğini söyledi, prestijli işlerde çalışmak yerine daha az prestijli işlerde çalıştım ama net bir şekilde daha mutlu bir sene geçirdim. hatta hayatımda verdiğim en güzel karardı diyebilirim. o yüzden hiç bir zaman geç değildir ister 18 ister 38 olun sevmediğiniz bir döngüye girdiyseniz söylenen birisi olmayın. dur diyerek çözüm arayın.
0
part time pollyanna
(11.12.17)
28'e nereden baksan 4 ay kaldı.(kadın) Krediyle araba aldım şuan feci belim büküldü. Enflasyondu, kiraydı, faturalardı derken sürünüyoruz.Benim 4 ay sonrasından tek beklentim iyi anlaştığım, eğlendiğim, düzenli bir ilişkimin olması, bir de şu lanet hayatta yalnız kalmamak o kadar...
0
kismisolungac
(11.12.17)
28 oldum sayılır.

Daha evvel iyi bir iş iyi bir eş ve 2 çocuk olan hedefim gerçekleşmiş durumda.

Hedef degiskenlige uğradı ülkenin mevcut durumundan ötürü.

Şu anki hedefim önümüzdeki yildan itibaren Almanya'da çalışmaya devam edip master yapmak. Bu hedefime çok yakınım. Hali hazırda zaten çalışıyorum. Almanca ogreniyor ve master için şartları oluşturuyorum. İş kendiliğinden olacak gibi. 33 yaşımda çok iyi bir pozisyon yakalamayi ve artık maddi konuları dert etmeyi bırakmayı hedefliyorum. Çocukların gelecegi bu anlamda benim icin hedef belirlerken ilk kıstas oldu. Yoksa şu an gayet rahatım. Arada türkiye deki sacmaliklardan bunalsam da eşimle beraber maasimiz 5 haneye ulaştı sayılır. Bu da çocukları dusunmesem bana yeter. Ama olmuyor. Herşey Almanya da bu kadar iyiyken neden olmasin?
0
lion de la Turquie
(11.12.17)
28 yaşıma birkaç gün kaldı. sanırım 28 yaşımı tamamlayamayacağım diye hissediyorum.
0
tchuck
(11.12.17)
28 yaşındayım.

25 yaşında doktoraya başlamak yerine sıfırdan yeni bir kariyere başladım. yaşıtlarımın yarısı kadar maaş alsam da ben kendi seçimim olduğu için isyan etmiyorum. geçen hafta hayatımı değiştirecek bir teklif aldım ama sıçtım batırdım. dünyanın en büyüklerinden birinde çalışabilirdim. şu an paralel evrende olmuştur inşallah diye düşünüyorum.

özet: yine de allahtan ümit kesilmez
0
bir yudum
(12.12.17)
(8)

Pilavın Yanında?

aradaki uzaklik
Selamlar, günaydınlarTam bir pilav manyağıyım, yanında en çok tavuk seviyorum haliyle, ancak artık yeni bir şeyler denemek istiyorum. Ciğer, Kuşbaşı Et ve Haşlama denedim. Başka ne deneyebilirim?Siz pilavınızı nasıl yersiniz, yanında ne yiyorsunuz? "Pilavın yanında şu da olmalı" dediğiniz ne var?
Selamlar, günaydınlar

Tam bir pilav manyağıyım, yanında en çok tavuk seviyorum haliyle, ancak artık yeni bir şeyler denemek istiyorum. Ciğer, Kuşbaşı Et ve Haşlama denedim. Başka ne deneyebilirim?

Siz pilavınızı nasıl yersiniz, yanında ne yiyorsunuz? "Pilavın yanında şu da olmalı" dediğiniz ne var?
0
aradaki uzaklik
(08.12.17)
karnıyarık+cacık
0
dedim ben sana
(08.12.17)
musakka+yoğurt/ayran/cacık
salçalı, domatesli cillop gibi tas kebabı :)

not: sabah sabah canım çekti...
0
silah taciri
(08.12.17)
mantarlı et
barbunya pilaki
Patlıcan musakka
0
SiyamkedisiZorro
(08.12.17)
+
kuru fasulye, nohut, nohutlu pilav...
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(08.12.17)
Ben şey gibi yiyorum, ne deniyor ona, hani meal in a bowl olayı vardır ya. Ben aşağı yukarı kendi pişirdiğim bütün yemekleri öyle yiyorum. Cem Yılmaz'ın deyimiyle -pilav yiyorsam, pilavdan altlık yaparak üstüne/yanına sebze yemekleri koyuyorum, zira vejeteryan olma denemelerindeyim. Kabaklı, garnitürlü bir sebze yemeği yapıyorum, en çok onunla beğeniyorum.
0
sopiro
(08.12.17)
Migros'ta hazır döner satılıyor. Onlardan al, tavaya at, domates ekle. 10 dakika suyu karışacak. sonra pilav yanında mis.
0
teknikekip
(08.12.17)
Ben et yemediğim için denediklerine benzer bir örnek veremiyorum ama patlıcanın her türlüsü çok yakışıyor bence pilava. Bir de tabii ki nohut ve kuru fasulye.
0
ms brownstone
(08.12.17)
patlıcan musakka
çoban salata
0
tok oldugumuz halde yaftalar yiyoruz
(08.12.17)
(12)

camilere giriş izni verilmesi hk.

karlmarx
merhababugün caminin önünden geçerken aklıma geldi. deneysel bir sorudur.diyelimki bir ülkede yaşayan insanların tamamı camilere gidip vakit namazlarını kılmak istiyor. ama yeterince cami yok. olan camilerin kapasiteleri yetmiyor. ve insanlar arasında vakitlere göre paylaşım yapılması lazım. giriş ç
merhaba

bugün caminin önünden geçerken aklıma geldi. deneysel bir sorudur.

diyelimki bir ülkede yaşayan insanların tamamı camilere gidip vakit namazlarını kılmak istiyor. ama yeterince cami yok. olan camilerin kapasiteleri yetmiyor. ve insanlar arasında vakitlere göre paylaşım yapılması lazım.

giriş çıkışlar nasıl düzenlenir. hangi vakitler hangi yaş grubuna verilir.

ek cami yapmak için yer yok. cami sayısı sabit.

hayal gücümüzle yanıtlayabileceğimiz bir soru.

camiyi bilinen tüm ibadethanelerle değiştirebilirsiniz.

teşekkürler
0
karlmarx
(06.12.17)
Sabah50+
Yatsı 30-

Gibi bir cevap mı mesela?
0
karamaleksey
(06.12.17)
İbadet özelinde bakacaksak illa camiye/ibadethaneye özel olmadığından dolayı yani temiz olan her yerde ibadet edilebildiğinden dolayı zaten böyle bir problem oluşmaz.
Geçersiz soru.

Ha sorun sabit sayıdaki binaya herkesin girmesi gerektiği problemiyse sorunu ayrıca o şekilde açabilirsin. Soru o şekilde geldiğinde tartışırız.
0
kendi kendine yasayan yavrucak
(06.12.17)
birinden hiç "abi cami çok kalabalıktı geri döndüm" gibi bişey duymadım ^^
yeryüzü allahın mescididir der işin içinden çıkardım ben ^^
0
dafaisss
(06.12.17)
insanlar illaki minaresi olan yerde kılmak istiyor. temiz de olsa pak da olsa başka yerde kılmayacağız diyor. camiler bizimdir diyor. camileri nasıl paylaştıracağız. bina girişiyle ilgili değil sorum.
0
🌸karlmarx
(06.12.17)
bir binaya en fazla sayida insani nasil sokariz gibi bir deneysel soru olmus. birbirlerini yerler, yapacak bir sey yok baska, illa gireceklerse.
0
baldur2
(06.12.17)
yeryüzü mescid zaten. camiye, minbere, mihraba, minareye gerek de yok. öyle cafcaflı süslemelere, ahşap/çelik işlemeli kapılara, mermerden falan filanlara...

dediğin gibi bir durum tarih boyunca olmadı, olacağını da sanmıyorum. bayram ve cuma namazları haricinde ve kandil akşamları haricinde genelde boş zaten camiler. o kadar halı, ısıtma tertibatı, klima...

memlekette, mahallemizdeki caminin bir sürü borcu varken (oraya taşındğımızda daha temeli bile yoktu, inşaatına yardım da ettik, çalıştık da), üç beş kişi oturup doğalgaza geçme kararı alıyor ve "hadi cemaat para...". bir de cemaat hep şikayetçi ısınamamaktan. 60 bin civarı gibi bir rakama mal olmuştu. filanın dediği gibi, "bana mı sordunuz doğalgaza geçerken?"

geceleri ışıklarının yanması, her yıl bir yerlerinin yıkılıp yeniden yapılması...

en son rakam bildiğim kadarıyla 81 bin. türkiye'de Allah'ın 81 bin evi olup da, sokakta bir (1) tane evsiz olması benim kanıma dokunuyor, vicdanımı rahatsız ediyor.

iki yıldır falan ne bayram ne cuma namazına gitmiyordum. bir on-on beş kez sabah namazına gitmişimdir. o vakti seviyorum. berkinime laf edince cemaat; camiden de, cemaatten de... soğudum. bir buçuk ay kadar önce bir cuma namazına gittim sadece, abdestim duruyorken sabahtan.

din de sadece din değil maalesef. bak cahil cuhela yakıp yıkar demiyor, "black friday"e özel hutbe yazıyor diyanet. o kadar zulüm varken memlekette; rüşvet, yolsuzluk, rant falan filan... işleri güçleri köylü kafasıyla ayar vermekte.

şimdi hani, o cihadistlerin "din yalnızca Allah'ın oluncaya kadar, onlarla savaş" ayetini kan dökme olarak algıladığı gibi; ben de bu gerici, yobaz zihniyetle mücadele olarak algılasam, çok doğru yapmış olurum ama kanla, kılıçla değil. lafla, sözle... sözün de hükmü yok bu devirde. Allah'a değil adamına tapıyor; paraya, güce tapıyor insanlar.

hangi birini diyelim ki... herkesin gördüğü bildiği gibi, maşallah(!)... pek bir geniş mideler, vicdan sıfırın altında.

artık susuyorum daha çok. deli gibi sağa sola yazar çizer, her yerde konuşurdum. bir halt ettiğimi sanırdım, meğer boşa çaba... kendimi yorduğumla kaldım.

dediğinle ilgili de bir şeyler demiş olayım. caminin cemaati kaldırmamasından değil de, sözde güvenlik sebebiyle israil yapıyor bunu. mescidi aksa'ya -sanırım- 60 yaşın üstündekiler alınıyor sadece.

güldü, konuştu, oyun oynadı diye bir çocuğun; elini farklı/yanlış bağladı vs kalbi kırılacaksa, dinle/camiyle arasına mesafe girecekse o cami de, o cemaat de olmasın zaten. o namaz da namaz değil.

hep şekil, hep şekil... eski camilerde bir huzur var, yenileri beton ve süslü yapılar sadece. çoğunda o manevi huzur hissedilmiyor.

gittim mi, gittim diye de camiye gidilmez ki...

beraber oturup içtiğin adam bile; kendi çapında hırsızından, büyük götürene kadar din polisi oluyor birden, bu meseleleri konuştuğunda. hemen aforoz, hemen "atayist, komonist" bilmem ne yaftaları...

çok sevmiyorum bu din/cami muhabbetlerini. iki yüzümüz de sırıtıyor görebilene, kabak gibi.
0
runagain
(06.12.17)
first in first out sistemi uygulanır. camiiye giren her zaman mümkün olan en ön safta namaz kılmak zorunda olur. arka kapıdan girilip önlere geçilerek, namaz bitince ön kapıdan çıkılır. böylelikle 2 vakit arasında günün her dakikası, giriş kapısında yığılma olmadan bir sirkülasyon sağlanır.
0
onemoremile
(06.12.17)
Ben yaş grubuna değil sadakate göre bir ayarlama yapardım. Ezandan sonraki ilk 20 dakika sadakati en yüksek gruba (camiye en sık gidenler), sonraki 20 dakika sadakati daha az gruba.
Ama Cuma ve bayram namazlarında tıkanırsın her türlü, yaş mevzuu da kurtarmaz.
0
SiyamkedisiZorro
(06.12.17)
Zaten her vakit arası en az 2 saat olduğunu düşünürsek, 20 dk'da yeni bir cemaat ile namaz kılınabilir.Bu hesaba göre kafadan 6 seans da bir vakit kılınabilir.O bile yetmiyorsa müsait olan her yerde kılınabilir. (spor salonu -stadyum - okul - yol - kahvehane ....)
0
josefen
(06.12.17)
Kıl geç 5 dk! Kapıya birini koyarsın kılan çıkar arka kapıdan.
0
insomnia
(06.12.17)
'' yani temiz olan her yerde ibadet edilebildiğinden dolayı zaten böyle bir problem oluşmaz. ''

yav camilerin kendisi pis değil mi zaten :/ , ayak kokusu, ayakkabılıkların ordan gelen koku, insanların kokusu
0
kleider
(06.12.17)
Caminin kapasitesinin yetmemesi cemaatle namaz kılmaya engel değildir. Kaldı ki cemaatle namaz kılmak tek başına namaz kılmaya göre 27 kat daha faziletlidir. Bunu bilen bir müslüman zaten vakti de geçirmemek adına her zaman cemaatle namaz kılmaya önem verir. O nedenle cemaatin yer darlığı nedeniyle bölünmesinin söz konusu olacağını sanmıyorum.

(Eshab-ı kiram zamanında o kadar sık saf tutulurdu ki elbiselerinin omuz kısımları estirdi.)
0
1adam
(06.12.17)
(7)

düdüklü tencere önerisi?

mikahakkinen
bayanlar baylar yemekten yemek yapmaktan anlamam ama önerinize ihtiyacım var.Karacadan 2 sene önce evlenirken aldığım düdüklü bozuldu. Kilit mekanızması bir anda bozuldu. Daha sonra tamir oldu geldi ve 6 aydır kullanıyorduk. Hiç bir şey yokken mekanizma tekrardan yerinden çıktı gitti. Zaten haşlama
bayanlar baylar yemekten yemek yapmaktan anlamam ama önerinize ihtiyacım var.

Karacadan 2 sene önce evlenirken aldığım düdüklü bozuldu. Kilit mekanızması bir anda bozuldu. Daha sonra tamir oldu geldi ve 6 aydır kullanıyorduk. Hiç bir şey yokken mekanizma tekrardan yerinden çıktı gitti. Zaten haşlama yaparken yanlarından su kaçırıyor gibi ve güvensizdi.
Şimdi yeni bir düdüklü tencere alacağım ama tecrübem ve bilgim yok.

Fissler,Tefal gibi iyi markalar mevcut öneriniz nedir?
0
mikahakkinen
(05.12.17)
tefal clipso+ teyzeme ve anneme aldım harikalar. 300 liraya almıştım fakat. şimdi ne kadar bilmiyorum
0
kablelvuku
(05.12.17)
fissler almistim, cok ama cok memnunum (nette uygun kampanyalar olunca oldukca uygun fiyata geliyor)
0
kamyonsans
(05.12.17)
Fissler de tefal clipso da güzel markalar. Hangisi içine sinerse onu alabilirsin.
0
yaren
(05.12.17)
Wmf kullanıyorum, tavsiye ederim.
0
peggy
(05.12.17)
fissler kullanıyorum, daha memnun olamazdım.
0
ozgur bir kusun hatirati
(05.12.17)
wmf perfect pro
0
bordeaux
(05.12.17)
Tamamen bütçe meselesi. Bende Tefal var, ikisi de hediye. Ama WMF bu aletlerin Porsche'si gibi bir şey...
0
SiyamkedisiZorro
(05.12.17)
(11)

Bakici mi kres mi?

uzun kulaklı yalnız tavşan
Soru biraz ileri vadeli. Eylul ayinda ise baslamak zorundayim. Oglum 30 aylik olacak ve bakabilecek kimse yok. Kac gundur evde yazmaktan cizmekten bi hal oldum. Hepsinin kendisine gore artisi ve eksisi var. Bu yas grubunda cocugu/yegeni vs.olanlar sizde durumlar nasil? Ne yapiyorsunuz?
Soru biraz ileri vadeli. Eylul ayinda ise baslamak zorundayim. Oglum 30 aylik olacak ve bakabilecek kimse yok. Kac gundur evde yazmaktan cizmekten bi hal oldum. Hepsinin kendisine gore artisi ve eksisi var. Bu yas grubunda cocugu/yegeni vs.olanlar sizde durumlar nasil? Ne yapiyorsunuz?
0
uzun kulaklı yalnız tavşan
(04.12.17)
bence kreş ama iyi araştırılmış bir kreş. sosyalleşmesi açısından daha iyi olacağını düşünüyorum.
0
sta
(04.12.17)
seneye için düşünüyorsunuz bence tuvalet eğitimini kazandıktan sonra iyi bi kreşe gidebilir. 3,5 yaş için bakıcıdan çok fazla verim alamazsınız. sadece yedirir içirir uyutur. ama o yaş çocuğunun sosyalleşmesi ve akranlarıyla da yavaş yavaş birlikte olması gelişimine katkı sağlar. şartlarınızı bilmiyorum ama ben iyi öğretmenli bir kreşi tercih ederdim.
0
dedim ben sana
(04.12.17)
kreş iyidir, sosyalleşir, arkadaş edinir, oyun oynar.
0
veritaslibertas
(04.12.17)
@dedim ben sana 2.5 yasinda olacak aslinda. Tuvalet egitimi bitmemis bile olabilir. Bir de tam gun kres bu yas grubu icin cok fazla olmaz mi? Yataktan kaldirmak sabahin korunde birakmak, evden ayirmak bilemiyorum.
0
🌸uzun kulaklı yalnız tavşan
(04.12.17)
Kres ve sosyallesme fikrine tamamen katilmakla birlikte tum gun ne yapar sorusu kafami kurcaliyor..
0
🌸uzun kulaklı yalnız tavşan
(04.12.17)
kreş +1
0
pinkpeony
(04.12.17)
30 aylıksa kesin kreş. artık tam oyun çağı çocuğu, evde tutmanın anlamı yok.

artık eskisi gibi değil, çok güzel kreşler var.

kızım 35 aylık, 8 aylıkkenden beri tüm gününü kreşte geçiriyor. bütün gün oyun oynuyor, dans ediyor, arkadaşları ile itişip birirlerine vuruyorlar, 2 saate yakın uyuyor, ayda bir kreşte tiyatroya gidiyor, yazları haftada bir havuza giriyor (evet kreşte havuz da var. her gün farklı bir bilgi edinip eve dönüyor. defne bana şunu dedi, arda burnunu karıştırdı biz ona "pis" dedik, ev yaptık çatısına parça parça bişeyler yapıştırdık falan.

bazen oyuncak gönderiyoruz, çantasından çıkarıp oynamaya vakit bulamıyor. rahat olun, bir hafta sonra kreşin girişinden koşa koşa gider.
0
babilbaligi
(04.12.17)
aynı dönemlerde çok yakın bir arkadaşım kreşe göndermeye başladı sizin gibi sebeple.
kız ilk başta gitmek istemedi (1-2 hafta) ancak ondan sonra akşamları alamadılar kızı kreşten :)

kreşe alışacaktır merak etmeyin.
uyku konusunda da kreşten geldiğinde uykusu geleceğinden sabah kalkmakta sorun yaşamaz.
Ancak servisten ziyade sizin bırakmanızı tavsiye ederim.
0
teritori
(04.12.17)
Merhaba, öncelikle hayırlı olsun. Ve biz burada ne yazarsak yazalım iyisine denk geldinizse doğru, denk gelmediyseniz yanlış olacaktır.

* Büyük kızımı 3 yaşında anaokuluna yarım gün başlattım. Tuvalet probleminin çoğunu çözmüş gibiydi. O sorunun tümden çözülmesine yardımcı oldular. Arkadaştan görerek çok şeyi "sorun" haline getirmeden çözebiliyorlar.

* Kendisinden daha girişken çocukların zorbalığına maruz kaldı. Öğretmenler ne yazık ki "hayat becerilerini öğrensin" diye çok da karışmıyorlar. Bu kızımda travma olmadı belki ama hala daha aklına tam yatmayan bir arkadaş grubu olduğunda yanlız kalmayı tercih ediyor.

* Kaç yaşında başlarsa başlasın çocuklar ilk okul senesinde deli gibi hasta oluyorlar. O yüzden siz kreşe çocuğu verip işe rahat rahat başlayamayacaksınız. O çocuk illa ki hasta olacak, kreşe gidemeyecek.

* İdeali haftanın iki günü oyun grubu + bakıcı, ama maddeten bunu karşılayamam diyorsanız bakıcı diyorum.
0
SiyamkedisiZorro
(04.12.17)
o yaş grubu çocuklar genelde erken uyanır zaten. uyku düzeniniz yoksa başlarda biraz zorlar ama daha sonrasında gün boyu hareketli olacağından akşama eve perti çıkmış bi vaziyette gelip uyumak isteyecektir. tuvalet eğitimi tam oturmamış olursa da sınıflarda özbakım becerilerine yardım edecek personel ya da yardımcı abla var mı diye sorarsanız daha sağlıklı bilgi edinebilirsiniz. hatta çocuk sayısı az oluyorsa öğretmenleri bile ilgilenebilir. çağın çocukları bazı şeylere evet mecbur kalıyorlar ama inanın bu onlar için daha iyi. aksi halde dil gelişimi, sosyal normları öğrenmesi, toplu yaşama kurallarına uyum sağlaması hep daha geç olacaktır.
0
dedim ben sana
(04.12.17)
"tum gun ne yapar"

cocuk tüm gün evde ne yapiyorsa kreste de onu yapiyor, oyun oynuyor. bizde esim part time calisiyor. sabah ben birakiyorum, öglen yemegini yedirip uyutuyorlar, uyanmasina yakin esim gidip aliyor (bir bucuk yasindan biri gidiyor, simdi 28 aylik). tuvalet egitimi henüz yok, orda altini degistiriyorlar. ama mesela aylar öncesinde daha bizim evde hic bir lafi gecmezken kreste tuvalet lafini ögrenmisti. sanirim bu gidisle ordaki cocuklardan görüp söylemeyi de ögrenecek.

ayrica servis yerine siz birakin +1. biz hava güzelse yürüyerek gidip geliyoruz. kres yolunda bile o kadar cok sey ögreniyor ki. bizimki bir de araclara epey merakli. hele bir de polis arabasi veya ambulansa falan denk gelirsek cok mutlu oluyor. bir de simdi yavas yavas renkleri ögretmeye calisiyoruz. artik yaya gecidinde kirmizi yaniyor duralim, yesil yaniyor gecelim demeye basladi. 10 dakikalik yolda bunlari ögrenen cocuk kreste neler ögrenmez.
0
pilav
(04.12.17)
(6)

Bagajda laptop birakayim mi?

mor oje
Arabayi 2 gun Sabiha Gokcen'deki isg otoparkina birakicam. Is laptop'ini bagajda biraksam bisey olur mu?Ne dersiniz?
Arabayi 2 gun Sabiha Gokcen'deki isg otoparkina birakicam. Is laptop'ini bagajda biraksam bisey olur mu?
Ne dersiniz?
0
mor oje
(01.12.17)
olmaz
0
sizofren06
(01.12.17)
Olmaz bence de.
0
ekaterina
(01.12.17)
Araba şirket arabasıysa / kiralık arabaysa olabilir.
0
SiyamkedisiZorro
(01.12.17)
Degil, birakmiyorum o zaman :)
0
🌸mor oje
(01.12.17)
ben kendi laptopumu çokça bırakıyorum bu şekilde, ama iş laptopunda içim rahat etmezdi.
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(01.12.17)
bırak bence.kim bilecek?
0
since1907
(01.12.17)
(14)

verdiginiz rusvetler..

alttaraf
merhaba, malum bu ara rusvetten baska birseyk konusamaz olduk, merak ett aramizda kim kime ne kadar ne icin rusvet verdi?kendi adima hic denk gelmedi," anneme evden kacmak icin 10 lira verdim" tarzi esprili cevaplar simdilik beklesin..
merhaba, malum bu ara rusvetten baska birseyk konusamaz olduk, merak ett aramizda kim kime ne kadar ne icin rusvet verdi?
kendi adima hic denk gelmedi,
" anneme evden kacmak icin 10 lira verdim" tarzi esprili cevaplar simdilik beklesin..
0
alttaraf
(01.12.17)
Hic rusvet vermedim, belki de oyle bir ortamda bulunmadim diyedir. Bir kere tapuda hazirlamistim ama gerek kalmadi, isimi hallettiler hizlica :)
0
crown
(01.12.17)
İş arkadaşlarımdan birine susması ve gün içinde bana daha az dırdır etmesi için bisküvi-çikolata ikram ediyorum. (Kısmen işe yarıyor)
0
chihirovekohaku
(01.12.17)
ehliyetsizken bir kere 50 tl en büyük banknot iken trafik polisine vermiştim.
0
shenergy
(01.12.17)
bulgaristan sınırından geçerken eski ehliyet vardı. sınırdaki polis ruhsatı verdi bir çorba parası verin dedi 30 euro mu ne vermiştik. (biraz fazla vermişiz sonradan farkettik aşsldl)
0
sta
(01.12.17)
bildiğim kadarıyla hayır.

"rüşvet alan da veren de mel'un'dur." yani lanetlenmiş, yani şeytan! ama bu şeytanlar bir de din alır, din satarlar.

kiralık köpekleri; tuvalet kağıdına basılı paçavralarda yazan aşağılık yandaşlar, parası ödenmiş -sözde- hocaları, trolleri liderlerine taptığı için sorun değil; din ne demiş filan. bunlar geberip hesaba çekilince sorgu meleklerine de atar gider yaparlar herhalde. kafayı iyice sıyırmış durumdalar.
0
runagain
(01.12.17)
vermedim de almadım da
0
burya
(01.12.17)
Vermedim de almadım da. Polise rüşvet verdim diyen de son 7-8 yıl için söylüyorsa bunu yalandır hiçbir polis günümüz şartlarında her yer kamera iken cüret etmez edemez.

İsteyen olursa da birgün ima ederse biri falan, görmesin işimi memurdan çok ne var başkasına yaptırırım. İtin götüne sokarım direkt isteyeni de.
0
bos gezenin bos ustasi
(01.12.17)
Bir de irtikap var asıl bu problem. Polisten falan hesap istemezler bazı restoranlar falan. En sevmediğim harekettir. Bazı polisler de hesap isteten restorana gitmez zaten. Esnaf hadi salak da buna tama eden memura lanet olsun, mesleğin adını iki paralık ediyorlar.
0
bos gezenin bos ustasi
(01.12.17)
@bos gezen 4 sene once ehliyetsiz yakalandim 100 lira verdim. Adamlar yerini biliyor sen merak etme
0
sen nasıl bir insansın
(01.12.17)
Cevap yazan arkadaslarin pek isi dusmemis olabilir ama rusvet sanilanin aksine cogunlukla pek iki tarafli degil. Aslinda isini yapmasi gereken kilit memurun isini yapmak icin seni zorda tuttugu bir sey. Buna polisten para istemeyen esnaf da dahil. Para isterse ertesi gun isi dustugunde polis ilgilenmez cunku. Yani devletin denetimsizliginden kaynaklaniyor. Ben vermedim elbette arkadas anlatti.
0
dunal
(01.12.17)
@sen nasil bir insansin

Şerefini satacaksan da iyi paraya sat ucuza gitme diye bir laf vardır polisler arasında.

100 liraya satmış kendini, bir de riske atmış mesleğini gerizekalı eğer dediğin gibiyse.

Bana aynı şekilde teklif yapsa bir vatandaş ben onu da tutanağa bağlar trafik cezasıyla göndermem, tutkularım. Uğraşsın dursun sonra ibreti alem olur.

Biri cep telefonundan kaydetse hadi kayıt da olmasın rüşvet istediğini ima etti diye tarih saat mevki ve sicil no ile bimer'e versen bile çok başı ağrır o memurun.

Veren de suçludur tck'da bunu da unutmayın asla.
0
bos gezenin bos ustasi
(01.12.17)
dunal

Vatandaş haklarını ve limitlerini bilmediği için oluyor bu olay. 155'e düşen bütün ihbarlar değerlendirilmeye mecburdur. Polis eğer görevini savsaklıyorsa sicilini alıp şikayet edin. Tutup da polisle birebir mülaki olmayın. Polemiğe girip de benim vergimle maaş alıyorsun derseniz hata edersiniz ki bu haddini aşmak olur. Ama şikayet ederseniz uğraşır dururlar o memurla. İlgilenmek zorunda yani.

Şikayeti de şu isimli şu sicilli memur şeklinde yapmak lazım. Sicil kolda yazar İstanbul Ankara yazan kısımın üstünde. Memurun ismini soyadını sorun, söylemek zorunda ayrıca. Saat tarih ve açık adresle beraber verilen şikayetlerde kaçarı yok görev kağıdı, haber merkezi kaydı hepsi kabak gibi çıkar.
0
bos gezenin bos ustasi
(01.12.17)
Allah isini dusurmesin ne diyeyim. Ayrica memurun, vatanadasin vergisiyle maas aldigi gercek. Bunu belirtmek haddini asmak asla degil. Kendi aranizda hatali bir inanisa girmeyin.
0
dunal
(01.12.17)
İstediler vermedim:
- Bayram öncesi köprüden geçerken polis durdurdu. "Ehliyette yazdığı halde gözünde gözlük yok" dedi. Lensim var dedim. Olmaz, şimdi ne yapsak, dedi. Görevinizi yapın dedim. Öğrenciydim, kestiği ceza ondan bir şekilde çıkmıştır dilerim. Hiç olmazsa cebine girmedi.
- İş hayatımın başlarındaydım. Adana'da gümrükte yurtdışından gelen bir mühendisin alet edevatına el koymuşlar. Salak ATR belgesiz filan test cihazı sokmaya çalışıyor. Gittik adam aleni "ne yapsak, olmaz ki böyle" diyor. Tesis duruyor mühendisin mallığı ve de rüşvetçi memur yüzünden. En tepe müdürüne gittim, anlattım olayı. "Mal gümrükte beklemez" dedim, ya yurtdışına geri gönderirsiniz ya da evrakları tamamlayayım, çıkartın malı, tesis duruyor". Valla namuslusuna denk gelmişim. Evrakları hızla tamamladık, adam da cihazın girişini halletti. 25 yaşındaydım. Özgüven varmış o zamanlar.
0
SiyamkedisiZorro
(01.12.17)
(3)

Mevlana Batı Dünyasında bu kadar ünlü iken Yunus Emre neden değil?

portakal
sorum başlıkta.
sorum başlıkta.
0
portakal
(30.11.17)
Niyesi mi var? Mevlana farsca yazdi, Yunus Emre turkce.
0
common of demons
(30.11.17)
mevlana yazmis, yunus emre soylemis. yunus emre'nin denilen hic bir eserden emin degiliz bu yuzden, mevlana'nin eserleri, felsefesi daha elle tutulur.
0
lanc
(30.11.17)
Mevlana'yı new age'e bağladılar, Yunus Emre Anadolu Selçuklu kaldı.
0
SiyamkedisiZorro
(30.11.17)
(11)

motosiklet kazası... hata kimde sizce?

zunkatsar
https://www.youtube.com/watch?v=XsbrYSL6-j8burda hata kimde?motorcuda mı arabada mı?
www.youtube.com

burda hata kimde?

motorcuda mı arabada mı?
0
zunkatsar
(29.11.17)
araba sinyal vermiş mi göremedim. ama bence çoğunluğu motorda.
0
inheritance
(29.11.17)
Çok hızlı gidiyorlar çok.. O yol bu hızı kaldırmaz, bu hızla ani bir durumda (Köpek olur, çocuk olur, araba çıkar u dönüşü yapar..) refleks süresi + kurtulma hareketi yetersiz kalır.
0
bigfishar
(29.11.17)
Araç sola dönerken sinyal vermemiş evet, ancak yavaşlamış ve görünür şekilde sola meylediyor. Ben bu aracın arkasında olsaydım "bu şimdi sola sapacak" diye yavaşlardım zaten. Motor kullananlar "kenarından kaçıveririm" diye düşünüyor, hızını azaltmıyor, durmuyor, sonuç ortada.
0
SiyamkedisiZorro
(29.11.17)
İkisi de kusurlu ama hatanın çoğu motorda, hızdan ötürü. Ayrıca şehir içi böyle dar yolda öyle kafana estiği gibi sollama yapamazsın motorlu da olsan. Şu "yaya geçidi" tabelası ve yaya geçidi şeritleri ülkemizde işlevsiz de olsa, o ehliyeti aldıysan bilmen gereken şey oralarda hız düşürmek yaya olsun ya da olmasın. Kasksız olması da kazanın oluşumunu etkilemeyen ayrı bir kusur tabi. Sonuç olarak bu ülkede kimse şu araçları kullanmayı bilmiyor. Bakkallar ehliyet verse daha dikkatli ehliyet dağıtır.
0
tierra santa
(29.11.17)
motorcuyum. bu kazada motor büyük ölçüde hatalı.
1. o yol için fazla hızlı gidiyor.
2. sollama yapabileceği bir yer değil.
0
chavezding
(29.11.17)
durumum itibariyle videoyu izleyemiyorum ama genel olarak konuşucam. Yakın zamanda tam karşımda trafik kazası oldu. Motorcu yolunda giderken salak bir karı U dönüşü yapılmaması gereken yerde buna yeltendi ve motorcu duramayarak arabaya çarptı. Motorcu kendinden geçti, kolu arabanın çamurluğuna sıkıştı kaldı. Yolda giderken özellikle trafik yoğunsa sağ şeritten giderken yanımdan geçen motorculara özellikle yol veriyorum. Aslında böyle bir zorunluluğum yok ama dürüst olmak gerekirse kaza maza mevzusuna karışmak istemiyorum. Belki bir gün sırf bu yüzden solumdaki arabaya sürtücem trafikte.. Yollar ne arabaların ne de motorcuların..
0
silah taciri
(29.11.17)
bence burada 2/6 veya 3/5 gibi verirler orani. sinyal vermeme asli kusur sayilmiyormuş. hatanin buyugu motorcuda ama pikap da boş değil.
0
tukenmez adam
(29.11.17)
bir kac kere izledim. motosiklet kullaniyorum. motosikletin nasil hareket edebildigini, neler yapip yapamayacagini biliyorum.

hiz yazmiyor sanirim. araba yolun ortasindan giderken sola parketmeye karar veriyor ve hizini durma noktasina kadar dusuruyor. yani 50'yle falan giderken zort diye yolun ortasinda duran bir araba dusun. araba yavasladikca aralarindaki mesafe azaliyor ve motosiklet solundan gecerim bunun derken araba ayni anda sola park etmek icin manevra yapiyor ve kaza oluyor.

motosikletin hatasi, kendi Adina zibidi gibi korumasiz binmis olmasi. o yol icin yuksek hizi. onceki bir iki sokak birlesim noktasinda hic kontrollu gitmemis. gelen var mi diye kontrol etmiyor, bodoslama geciyor. onunde arabanin yavasladigini da fark edemiyor. takip ve manevra mesafesi birakmiyor kendine. ongorulu kullanmiyor.

araba ise yol babasinin maliymis gibi, yolda sadece kendi varmis gibi, sinyal falan vermeden, arkayi kontrol etmeden aniden yavaslayip sola kiriyor. dikizden bakmis olsa gormemesi mumkun degil.

trafikte hemen her kaza engellenebilir. kimse tamamen sucsuz olmaz. millet anlatirken hep adam ayi gibi geldi carpti fln der ama kendi hatalarini gormezler.

park ederken aynalardan trafigi kontrol etmek, sinyal vermek falan bunlar motosiklet suruculerine yapilan iyilikler degil, zorunlu hareketlerdir. hani dikizden bakmis olsa sinyal vermemesini gene anlarim da bu bildigin lomburt diye dalmis sola.

trafikte bir suru sigir var, kiro var. okumus cahil fark etmiyor. adam motosiklet dusmani. bunun psikolojik sikintilarini cozumlemek motorcunun isi degil. hicbir aracin kendini gormedigini var sayip o sekilde kullanirsa bu cehaletin icinde hayatta kalir. trafik yollarin sadece 4 tekerlere ait oldugunu dusunen, motosiklet kullanmayi simariklik gibi goren dingillerle dolu. kiziyor cunku adamin rahatini bozuyorsun, piknik yapar gibi kullanacagina daha dikkatli olmak zorunda kaliyor, aynaya bakmak, sinyal vermek zorunda kaliyor.
0
jimicik
(29.11.17)
ikisinin de gidişi acemi apaçi tarzı. ne yol okuma var ne önünü kestirmeye çalışmak var tamamen gaz açayım şurdan aradan geçeyim mantığına odaklanmış.
0
orpheus
(29.11.17)
Motosiklet sürücüsü olarak söylüyorum, motorcu neredeyse %100 hatalı.

Birincisi, kask yok.

İkincisi, öyle bir yolda nereden baksan 60'a çıktı. Belki daha da hızlı gidiyor. Çok gereksiz. Motosikletin fren mesafesi otomobil kadar kısa değil. Neden yavaş gitmeli? Böyle bir durum olduğunda zarar görmeden durabilmesi için.

Motosikletlilerin %100 güvenli ve emniyetli olması gerekiyor. Kendi sağlığı için.

Üçüncüsü, araç sinyal vermemiş olsa dahi, illa ki aracı geçecekse o konumda sağından geçmesi daha mantıklı. Çünkü solda zaten kocaman bir kamyonet var. Olası bir şerit değiştirmede böyle sıkışır, kaza olur işte.

Ben bir aracın yanından geçeceğim zaman kesinlikle kornayla "Bip bip" yapıyorum. Çünkü bizi görmüyorlar. Seçmiyorlar. Umursamıyorlar.

"ÖYLE ŞEY Mİ OLUR, GÖRMEK ZORUNDA BİZİ FARK EDECEK ARKADAŞ"

İyi de görmezse ona bir şey olmuyor, sen ölüyorsun.

Geçen gün motosiklet eğitimine gittim, oradaki eğitmen çok güzel bir şey söyledi.

"Haklı ve ölü olmaktansa, hakkı yenmiş ama sağlıklı, sağlam olmayı tercih ederim."

Bu olayı çok güzel özetliyor aslında.


Velhasıl, geçmiş olsun. Umarım ders olmuştur.
0
yirmisantim
(29.11.17)
motorcuda, orası tedbirsiz laps diye sollanacak bir yer değil, o hızla gidilecek bir yer hiç değil.
0
yuto
(30.11.17)
(6)

İmzamdan memnun değilim ama değiştirirsem ne olur bilmiyorum?

harry tuttle
Evet, tam bir hayalkırıklığıyım. Şimdi ben yıllardır bir imza atıyorum ama her seferinde aynı imzayı da atamıyorum. Bankaya gidince filan, sizin imzanız değişmiş deyip, yeni imzamı taratıp sisteme yüklüyorlar. Halbuki bilmiyorlar ki, o imzayı da atamayacağım daha sonra.Ama asıl konu şu; benim imza s
Evet, tam bir hayalkırıklığıyım. Şimdi ben yıllardır bir imza atıyorum ama her seferinde aynı imzayı da atamıyorum. Bankaya gidince filan, sizin imzanız değişmiş deyip, yeni imzamı taratıp sisteme yüklüyorlar. Halbuki bilmiyorlar ki, o imzayı da atamayacağım daha sonra.

Ama asıl konu şu; benim imza stilimde ismim yok. Yani ismimi imza olarak kullanmıyorum. Hatta ne baş harfini, ne soy isim baş harfini ne başka bir benzerliği var imzamın ismimle. Yani alakasız bir karalama yapıyorum. Normalde bakıyorum herkes ismini, baş harfini vs. el yazısıyla yazar gibi imzalıyor.

Ben ne yapmalıyım? Radikal bir karar alıp imzamı değiştirmeli miyim? Birdolu evrak imzalıyorum ki bunların işlemleri hala devam edeni de var. Yani işleyen süreci olan evraklar varken, imzadeğiştirmek de neyin nesi diyorum bazen kendi kendime. Olduğum yerde kalmalı mıyım?
0
harry tuttle
(28.11.17)
İlkokuldan beri imza çalıştım. Lisede oturttuğum imzam ünide pek az değişti. Hala aynı imzayı kullanıyorum. Ve çok beğeniyorum. Yaş kaç bilmiyorum ama belli ki yetişkinsiniz. Birkaç hafta çalışıp imzanızı oturtun. Olmadı Notere gidip onaylatın. Bu hali ile devam etmemeli.
0
SiyamkedisiZorro
(28.11.17)
bildiğim kadarı ile,
imza denilen şey isim ve soyisim yazılarak olur. el yazısı ile yazılır. bizlerin attığı karalamalar, yuvarlaklar, uzun çizgilerden falan oluşan imza dediğimiz şey aslında paraf.
siz de isim ve soyisminizi el yazısı ile yazarak imza atabilirsiniz. bu kalıcı olur sanırım.
0
veritaslibertas
(28.11.17)
işim gereği sürekli imza attığım için işe başlamadan önceki imzamla şimdiki arasında dağlar kadar fark var. 1 sene öncesiyle bile fark var. Bir şekilde bozuluyor, stabil durmuyor..
0
silah taciri
(28.11.17)
+1 ad soyad.

Sadece el yazınızla adınızı ve soyadınızı yazmanız yeterli. Sonuçta el yazınızın kendine has bir karakteri vardır (el yazısı derken sizin elinizden çıkan yazıyı kastediyorum. Güzel yazı dersindeki el yazısını değil). Estetik açıdan göze biraz daha hoş görünmesi için ve güvenlik açısından bol pratik yapın derim.
0
orient blue
(28.11.17)
Evlendiğim zaman soyadım değiştiği için imzamı da değiştirmiştim. Ben de senin gibi bi dolu evrak işinin göbeğindeydim, onlar bitse yenileri başlayacağı için beklemeden imzamı değiştirdim. Noterden yeni imzamla sirküler çıkarıp eski imzam olan dosyalar vs ne varsa yeni sirküleri ekleyip kaldığım yerden devam etmiştim. Çalıştığım bankalar bir süre eski imzamla düzenledğim vadeli çekleri bile ödemişti, bir süre iki imzalı gibi olmuştum. İmza değiştirmek çok büyük iş değil. İmzanla sıkıntı yaşayacağına değiştirmek uzun vadede rahatlık sağlar.

Yeni imzanı önceden çalışıp eline uygun bi imza belirlersen imzalar birbirini tutar, sıkıntı yaşamazsın.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(28.11.17)
İmzada ad soyad olması gerekiyor. Tek seferde atılan imzaların taklidi kolay oluyor. Kalem kaldırmak gerekli.
0
fallopian
(28.11.17)
(28)

paylaşımlı evde sizce?

runagain
evde iki kişi kalıyor. ev halkından biri, bir süreliğine şehir dışına gidecek. evde kalan tek kişi o süre içerisindeki faturaları tek başına mı ödemeli, yoksa yine ikiye mi bölünmeli?daha önce kaldığım evlerde ben ya da diğer ev arkadaşım bir aylığına dahi evde olmasa, yine de bölüşülürdü faturalar.
evde iki kişi kalıyor. ev halkından biri, bir süreliğine şehir dışına gidecek.

evde kalan tek kişi o süre içerisindeki faturaları tek başına mı ödemeli, yoksa yine ikiye mi bölünmeli?

daha önce kaldığım evlerde ben ya da diğer ev arkadaşım bir aylığına dahi evde olmasa, yine de bölüşülürdü faturalar.

paylaşımlı ev arkadaşlığı raconu/vicdan/şahsi fikirleriniz nedir?
0
runagain
(27.11.17)
Ödemek zorunda.
0
teknikekip
(27.11.17)
ödemeli
o zaman kirayı da ödemesin mesela
0
joepiscopo
(27.11.17)
Illa her sey mantik cercevesinde olacaksa, sabit miktsrlari odesin, kullanim bedellerini kullanan odesin.
0
baldur2
(27.11.17)
isterse 6 ay gitsin, yine de ödemek zorunda.
0
diffarentiationation
(27.11.17)
Yani bence ödememeli. Özellikle elektrik doğalgaz gibi kullanmadığı şeyleri ödemesi çok abes. Ama internet fix mesela, kullanımla artan bir şey değil, o ödenmeli.
0
noluyo yaa
(27.11.17)
başıma geldi böyle bişey. ev arkadaşım 8 aylığına başka ülkeye çalışmaya gitti. bu süre boyunca sadece kiranın yarsını ödedi. geri kalan tüm masrafları kendim karşıladım. bana göre böyle olması gerekiyor.
0
veys zimmer
(27.11.17)
Bölüşülür. Ama doğalgaz vs. gibi şeyler için %30-70 gibi bir oranda da anlaşılabilir. Bence 2 kişi konuşarak netleştirmeli.
0
lcha
(27.11.17)
en iyisi en basta konusulup kararlastirilmasi.

ama adil olan giden kisinin fatura odememesi bence. kira ile bir tutulamaz. sonucta esyalariyla evi isgal etmeye devam ediyor. ama faturada sabit bir tutar yok. 5 birim kullaniyorsun, 5 birim oduyorsun. sabit internet disinda evde kalan odemeli bence.
0
jimicik
(27.11.17)
iyi de faturaların sabit tutarları da var ki elektrikte vs fazla bunlar. bence onların yarısını ödemeli en azından.

bi de bir süreliğine nedir? tam bir fatura dönemi ise hesaplanabilir yukarıda dediğim gibi. ha yok 15 günlüğüne gidiyosa uğraşmaya değmez bence ödesin işte he zamanki gibi.
0
elorelia
(27.11.17)
bu, kaldığım paylaşımlı 5. evim. önceki ev/oda ilanlarını internetten bulmuştum. bu arkadaş tanıdık :) daha önce muhabbetim olmayan insanlarla böyle bir problemim olmamasına rağmen, bu arkadaş bu sabah bir de sert bir uslupla "şimdi bu faturaları ben olmadığım süre içerisinde de bölecek miyiz?" dedi. "evet" dedim gülerek, neyse ya...

tanıdıkla bir daha tövbe, çıkıyorum zaten bu evden de.

evde kalmak ya da bir süreliğine uzak kalmak senin tercihin. daha önce 3 ay evde kalmadığın olmuş, memleketine gitmişsin. ev sahibine diyormusun o süreyi düşelim diye?

hoş olmadı hasılı... buna da fazlasıyla odeyip çıkacağım.
0
🌸runagain
(27.11.17)
İkiye bölmek bana insafsız geliyor. Bir kısmı sabit bile olsa 20-30%'den fazla da ödememeli evde oturmayan taraf.
Örneğin
Elektrik - kullanan öder
Doğalgaz - bir odayı ısıtmasan da ortak kullanım alanlarının ısınması gerekiyor
Su - kullanan öder
0
SiyamkedisiZorro
(27.11.17)
her şekilde bölünmeli. mesela binada otursun oturmasın ev sahibi nasıl aidat ödüyorsa o şekilde.
0
gazozailacatmauzmani
(27.11.17)
apartman aidatiyla bir tutamazsiniz ki. apartmanda kim ne kadar sure evde kim disarda takip edilmesi mumkun degil.

evin kira parasiyla da ayni sey degil. cunku evi isgal etmeye devam ediyorsun.

fatura bolunmeliyse mutfak parasi da bolunsun mesela. adam gitsin 100tl alisveris yapsin. yesin icsin, yarisini da evde olmayana odetsin. olur mu oyle sey?
0
jimicik
(27.11.17)
yıllarca evimi paylaştım, hala paylaşıyorum ama hiç böyle bir durumda kalmadım. oyumu "evde kalmayan kişi faturaları ödemez" den yana kullanacağım sanırım. kirayı ödemeye devam edecek tabi çünkü kendisi gitse de eşyaları, yatağı vs hala odasında duruyor. o odayı "kullanıyor" yani. tutup başkasına kiralayamazsın. ama kullanmadığı elektriği doğalgazı niye ödesin?

sadece sabit miktarları ödemesi en mantıklısı olabilir belki ama onlar da kaç para tutar bilmiyorum. hesaplamakla uğraşmaya değmeyecek kadar az tutarlar bence. ben olsam hiç bu muhabbete girmezdim.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(27.11.17)
kendimden pay biçiyorum. öyle bir şehirdışı durumum olsa sadece kirayı ve sabitleri öderdim. örneğin apt. aidatını. onun dışında bişey ödemezdim. eğer ısrar ederse, faturalar benim üstümeyse elektrik su ve doğalgazı kapattırır tüm eşyamı çıkartır bir depoya kaldırtırdım. kendi naparsa yapsın iki gün uğraşsın elektrik suya.

dediğim gibi en mantıklısı kira artı sabit giderlerdir. faturaları paylaşmak insafsızlıktır. belki %10 sabit alabilirsin tüm faturalardan. o da geldiğindeki kullanım bedeli gibi olur.
0
hosein
(27.11.17)
Biraz da süreye bağlı, 1 haftalığına gidecekse fatura her zamanki gibi bölüşülür. 1-3-5 ay boyunca hiç eve uğramayacaksa kullanmadığı suyu elektriği ödememeli bence. Kirayı her türlü ödeyecek tabi evde hala yeri duruyor olacak.
0
capitatum
(27.11.17)
Elektrik faturasinin yarisi buzdolabi. 7*24 çalışıyor.

Evde kalan buzdolabını mi kapatacak? Tabii ki ödemeye devam edecek.

Belki su faturasını odemese olabilir ama ve fakat o da zaten diğerlerine göre cüzi miktarda.
0
fever
(27.11.17)
Ahahah gerçi düşündüm de ben de son 3 ayın en az yarısında evde yoktum, arkadaşlarla faturaları normal bölüştük gayet :D

Bilemiyorum altan..
0
capitatum
(27.11.17)
kaç aylık bir gidiş bilmiyorum da, doğalgaz yakıyorsanız kış ayları falan o evlat acısı gelebilir arkadaşa. orda bi pazarlık yapın bence.
0
kveldulv
(27.11.17)
orasi depo degil ev. ikiye bölünmeli yine.
ayrica fever +1.
ev arkadasi bir ay yok diye buzdolabinin sadece yarisini mi calistiralim, holün lambasinin voltunu mu düsürelim? ikinci kisinin kullanimi o kadar cok fark yapiyorsa o fatura o zaman zaten daha düsük gelir, yine daha az ödemis olur. yok ben ödemem diyorsa kusura bakmasin ama esyasini alip depoya kaldirsin, ben yeni ev arkadasi bulurum.
0
pilav
(27.11.17)
Hep, birilerinin evinde oda kiralamis biri olarak, daha once hic sorun olmamisti böyle bir sey. Muhabbeti bile olmadi.

Dediğim gibi ben de eski ev arkadasim da bir süreliğine durmadik evde. Bir ayi da bulmustur belki arada.

Mantiken, kullanmadigi suredeki faturalari odemesi sacma eyvallah, düşününce cok vicdani de durmuyor. Ama ben hep o sekilde odedim.

Gidecegi sure belirsiz ve tabii ki fatura donemlerine denk gelmiyor elbette.

Persembe sabahindan bugun oglene kadar elektrik yoktu 9 ay kacak kullandigi icin. Ben bunu mesele etmemisken...

Ayrica kombi su anda da calismiyor zaten isitma amacli. Ve o gidince kopuk partisi verecek degilim evde.

Neyse zaten boyle uc kurusun lafinin edildigi yerde durmam artik.
0
🌸runagain
(27.11.17)
ben ödetmezdim, ödememi de kimse istemedi fatura senin kullanımın doğrultusunda değişen bir şey bu sebeple sana ait diyorum.
Ama kira aidat ödemeli.
0
basond
(27.11.17)
bence senin yaklaşımın yanlış. "üç kuruşun lafını ediyor" diyorsun ama arkadaşın da aynı şekilde senin için "üç kuruşun lafını ediyor, kullanmadığım faturaları bile istedi" diyebilir. sonuçta sen bugüne kadar kaldığın evlerde, evde olmasan da faturaları hep ödemişsin. öyle alışmışsın. ama o da bugüne kadar evde olmadığı zaman faturaları ödememiş. böyle alışmış. gördüğün gibi duyuruda bile bir kısım insan "ödenmez" diyor bir kısım "ödenir" diyor. yani evde yokken faturaları ödemek istemiyor diye atar gider yapılacak kadar net bir konu değil bu. oturup konuşun aranızda anlaşın, olsun bitsin. "daha da bu evde durmam, parası neyse fazlasını veriririm çıkarım" diyip ego savaşına döndürme böyle küçük mevzuları.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(27.11.17)
@istanbul kanatlarimin altinda... tam tersine, bunu atarli giderli söyleyen, bu arkadas. Tamam ben oderim dedim nihayetinde.

Daha once hep tek basina kalmis bu arkadas. Bir yasamisligi yok yani. Dedigine gore 3 ay eve gelmedigi de olmus.

Ev sahibine bir yillik kira, apartmana 9 aylik aidat borcu vardi ben geldigimde. Aidati odedi, kira duruyor.

Elektrigi 9 aydir kacak kullaniyormus, bes gundur elektriksizdik.

Odamda ne bir yatak var, ne bir masa.

Geldigimde ben kendisine bayagi yardimci olmusken bu sartlari bilip de evet geldigimde, bugun damdan duser gibi ve atarli giderli muhabbetini yapmasi canimi sıktı sadece.

Uc bes kurus evet oderim nolcak.

Ben daha once de bunun mihabbetini yasamadigim icin duyurudaslarin fikirlerini ogrenmek istedim sadece.
0
🌸runagain
(27.11.17)
@ugpo, nerden bileyim ya. Eve girdikten sonra ogrendim ben de.
0
🌸runagain
(27.11.17)
şimdi ben olaya başka bir açıdan bakayım.

arkadaşın doğu kültürüyle yetişmiş biriyse kredi kartı numarasını falan al. sonradan yan çizmesin. doğu derken buralar yani. burada işin başında pazarlık çok önemsenmez. işin ortasında ya da sonunda hep yan çizilir. batıda işin kavgası baştan yapılır. ama sonra verilen sözler ne olursa olsun tutulur.

benim fikrim adam bir ay ve üzeri süre olmayacaksa doğalgaz hariç bir şeye karışmamalı. doğalgaz da iki oda arasında ısı transferi muhakkak olacağı için... doğalgazda da fifti fiftide hak geçer. 20-80'den aç pazarlığı 40-60 oranına kadar yolu var.
0
alperz
(27.11.17)
Ödemek zorunda ama bence doğrusu sabit olanlar bölüşülmeli, aidat, internet vs. Kullanıma bağlı değişken olan faturalar kullanan kişi tarafından ödenmeli.
0
insomnia
(28.11.17)
Düşündüm de, öncekiler bir tarafa... arkadasin da haklilik payı var. Ha, ona da oyle dedim zaten, tamam ben oderim dedim. Oderim de ne tutacak ki.

Kombi su an acik degil zaten, idare ediyoruz. Internet yok. Buzdolabi calismiyor.
0
🌸runagain
(28.11.17)
(13)

Emlakcinin kendisine ev satmak

a summer day
Sorum biraz sacma gelebilir ama gercekten bilmedigim icin soruyorum. Gayet guzel yuruyen bir ticari isim var.bizim iste elde nakit bulunmasi buyuk bir guc.pat diye bir düses mal cikiyor karsina.5 tlye aldigin 20 ye sattigin seyi onbin tane alirsan 3 tlye alma imkanin doguyor sinirli bir sure icinde.
Sorum biraz sacma gelebilir ama gercekten bilmedigim icin soruyorum. Gayet guzel yuruyen bir ticari isim var.bizim iste elde nakit bulunmasi buyuk bir guc.pat diye bir düses mal cikiyor karsina.5 tlye aldigin 20 ye sattigin seyi onbin tane alirsan 3 tlye alma imkanin doguyor sinirli bir sure icinde. Kazancimdan biriktirdigim 250 bin liram var, guzel bir kac da ev buldum.ustune 100 bin cekip ev alicam.aldigim evi de yazlik olarak kullanicam. Yani hayatim o evde gecmeyecek.fakat aniden karsima buyuk capli duses mal alma imkani ciktiginda iki gunde evi satabilmek istiyorum.gecen yaz boyle bir durum oldu.arabanin degeri 40 ti galeriye gittim ayni gun 36 ya verdim.bu sekilde kismen zararina pat diye ev satabilecegin guclu emlakcilar oluyor mu? Oluyorsa da galericilerdeki oranlara yakin bir makul zararla satilabiliyor mu? Evetse al sat islemleri kac gunde cozuluyor?
0
a summer day
(24.11.17)
emlakta aldığınız evi belli bir süreden önce satarsanız oldukça yüksek bir gelir vergisi ödeniyor. dolayısıyla araba gibi al sat işleri emlakta çok nadir görünüyor.
0
cedex
(24.11.17)
Tamam o sure ne kadar ve o gelor vergisi ne kadar.
0
🌸a summer day
(24.11.17)
Süre 5 sene diye biliyorum.
0
SiyamkedisiZorro
(24.11.17)
www.hesapkurdu.com

buradan hesaplayabilirsin
0
cedex
(24.11.17)
Öyle ha deyince satamazsın. Üstelik emlakçı gerçekten ihtiyacın olduğunu çok çabuk paraya çrvirmekmek istemenden anlayıp fiyatı daha da düşük tutar işine gelirse der. O noktada belki aldığın malla kafa kafaya gelir. Bu devirde nakit parayla kaç kişi iş yapıyor vadeli çalışmıyor musun? Nakit parayla çalışan için çok büyük avantaj, herkes az da olsa fiyatı düşürüp nakit verenle çalışmak ister. Evi o kadar kolay çeviremezsin. Bence farklı şekilde değerlendir.
0
[GODDARD]
(24.11.17)
Bizim iste hep nakit calisiliyor ama bazen buyuk imalatcilar yillardir 5 tlye verdigi urunu haber verip o hafta icin yuklu alirsam 3 tlden verecegini soyluyor.bu yuzde yuze yakin bir kazanc.ev satarken o oranda zarar olmaz herhalde.
@cedex verdigin linkten bir sene sonra 250 bine aldigimi 230 bine satiyor gibi hesapladim.vergi cikmaz sonucu cikti.
0
🌸a summer day
(24.11.17)
Bu aralar emlak piyasası sıkıntılı. Çok düşeş vermediğin zaman, 3-4 ay satamayabilirsin.

Böyle bir durum varsa, 1-2 bin TL verir, bir yazlık kiralarsın, almana gerek yok. Paranı sepet (döviz, altın...) yap, elinin altında dursun.


.
0
kartallar yuksek ucar
(24.11.17)
bankadan ipotek karşılığı kredi alma durumun nedir peki?
0
cliquot
(24.11.17)
Almaya alirsin ama bir gunluk bir alisveris icin senelerce kredi odemek istemem.doviz altin yerine evi secmemin nedeni de parayi harcamamak icin.bu konuda iradem kotu.yillardir kazandigimi yedim.bes tane ev parasini carcur ettim.iki senedir ilk defa para biriktirdim.ama bu aralar o iradeyi kaybetmek uzereyim.altin doviz olsa catir cutur gider o para.bu bahsettigim ucuza toplu mal alma durumlari sık sık olan bisey degil oldugunda da 20-30 bine tekabul eden paralarla cozulebiliyor genelde.ama yilda bir veya iki defa buyuk capli firsatlar cikiyor ve oncelik bende oluyor imalatcilarla olan iyi iliskilerimden dolayi.200 bin nakitle alinan mali nirmal fiyattan alsan 400bine cevireceksen bir anda 600 bine cevirme firsatini yilda bir de olsa kacirmak istemiyorum.su kismi yanlis anlasilmasin.200 bin liralik mali bir seferde bir gunde aliyorsun ama onun 600bine donmesi 6-8 ayi buluyor.aninda olan bisey degil yani.
0
🌸a summer day
(24.11.17)
Tapu işleri 1 günde de halledilebilir ancak ev bir haftada satılmaz. Hele yazlık hiç satılmaz. Müşterisi çıkmaz çünkü. Mal düştüğünde kredi çekmen daha kolay.
0
hildirim
(24.11.17)
Normal sartlarda satilmaz biliyorum ama galericiler gibi calisan emlakcilar var mi bilmek istedim.
0
🌸a summer day
(24.11.17)
Ben görmedim ama uygun değil zaten. Kazancağına yakınını verirsin. Al sat vergileri de cabası.
0
hildirim
(24.11.17)
Anladim tskler butun cevaplar icin.
0
🌸a summer day
(24.11.17)
(8)

kafe açmaya karar verilince ne yapılıyor

durbikonusucaz
para tamam diyelim. resmi işler var, onlar da tamam.mal nereden alınacak, mutfak nasıl kurulacak, menü oluşturulacak, mekanın tasarımı yapılacak...nasıl oluyor bu işler? tecrübe edeniniz ya da bileniniz var mı?sadece kafe değil farklı örnekler de olur.edit: soru kafe açalım mı değil, açmaya karar ve
para tamam diyelim. resmi işler var, onlar da tamam.
mal nereden alınacak, mutfak nasıl kurulacak, menü oluşturulacak, mekanın tasarımı yapılacak...

nasıl oluyor bu işler? tecrübe edeniniz ya da bileniniz var mı?

sadece kafe değil farklı örnekler de olur.

edit: soru kafe açalım mı değil, açmaya karar verilince gelişen süreç
0
durbikonusucaz
(23.11.17)
jamswety
(23.11.17)
iflasa gidecek süreçte ilk adım atılmış oluyor:)
0
yazar yazmaz yazan yazar
(23.11.17)
yazar+1
Henüz başlamadınız, hesap kitap işşindesiniz değil mi? Lütfen öyle olsun!
İlla bu işe gönül vermişsem birinin yanına yardıma girerdim herhalde.
Bir de RTL'de lokanta / kafe kuranlara yardımcı bir abi program yapıyordu.
0
SiyamkedisiZorro
(23.11.17)
Neyse ben bisey demiyorum:)
0
a summer day
(23.11.17)
Yahu arkadaş ne sormuş siz ne cevaplar vermişsiniz. Daha dün kafe açan arkadaşlarımı ziyarete gittim. Gayet mutlulardı. Evet batabilirler ama şu an mutlu ve heyecanlılar. Zaten hangi duygu durumunun garantisi var? Neyse.

Hazır alacağınız ürünler için tedarikçiler bulmanız gerekecek. Dondurulmuş gıda, pasta vs. Onlara ulaşırsanız mutlaka numune getirirler tatlarına bakmanız için. İzmir için konuşuyorum burada gıda çarşısı diye bir yer var. Gıda tedarikçimiz oradandı. Belli zamanlarda eksiklerimize göre arar sipariş verirdik getirirlerdi.Kurabiye için ayrı, pasta için ayrı, dondurulmuş gıda için ayrı vs vs pek çok tedarikçi lazım.

Menü işi hemen oturmaz diye tahmin ediyorum. Başlangıç için geçici bir menü hazırlayıp sonradan ilaveler yapabilirsiniz. Restorant gibi yemek çıkacaksa ustayı baştan bulup yemekleri onunla görüşmek mantıklı. Bir tavsiyem işletmenin başında duracak kişi her kimse mutfağa hakim olmalı. Çalışan kişi zor bulunuyor bir süre aşçısız kalsanız bile idare edecek kadar öğrenin mutfağı. Aklıma şimdilik bunlar geldi başka sorunuz olursa yardımcı olmaya çalışırım.
0
ofelia
(23.11.17)
Bunlarin tamami, personel dahil yardimci olabilirim. Istanbul.
0
runagain
(23.11.17)
Konuyla alakasızım ama böyle birşey izlemiştim.

www.youtube.com
0
Northern Mariner
(23.11.17)
benzer sorulara verdiğim yanıtlar şu şekilde;
www.eksiduyuru.com
www.eksiduyuru.com
0
Phoebe
(23.11.17)
(9)

yılbaşında ayder fikri nasıl sizce

superb
annem çok görmek istiyor karadeniz'i, uçak biletlerini aldık, aşağıdaki tura kaydolduk ancak ödeme yapmadımhttp://www.tamzaratur.com/tours/turkey/rize-turkiye/ayder-de-yilbasi-turusizce nasıl bir tur? gitmeli mi?
annem çok görmek istiyor karadeniz'i, uçak biletlerini aldık, aşağıdaki tura kaydolduk ancak ödeme yapmadım

www.tamzaratur.com

sizce nasıl bir tur? gitmeli mi?
0
superb
(23.11.17)
kışın yayla iyidir de, yakın arkadaşınla yayla evinde şömine başında rakı boğup, eski aşkları anacaksan iyidir, ayrıca yolların kardan kapanması da olası.
rizeliyim.
0
idris amil zula
(23.11.17)
Gidemeyebilirsiniz kardan. Karadenizi görmek istiyorsa yaz ayları daha uygun.
0
chavezding
(23.11.17)
Niye biletleri almadan sormadın :( bence gidilmez can sıkıcı olabilir yazın gitmek lazım
0
Nature Works
(23.11.17)
Yazın sepserin yaylalarda salınma fikri ne kadar kulak okşuyorsa kışın sert karadeniz kışına maruz kalma fikri de o kadar kulak tırmalıyor.

Biletler ekonomi değilse Uludağ'a gelin. Kayak, sucuk ekmek, sıcak şarap derken nasıl geçtiğini anlamazsınız bile.
0
onemoremile
(23.11.17)
ben yazın gitmiştim de donmuştum, kışın hiç gidilmez.
0
sta
(23.11.17)
karadeniz yaylalari icin guzel sezon yaz sonu olur. bilet aldiysaniz kiyilarda gezin madem.
0
jimicik
(23.11.17)
ekim ayında gittim. ayderin yolu baya güzel, ayrıca turist kaynıyor desek de yeridir bence ulaşımda sikinti olmaz. ayder öyle ıssız dağ başı huzur yeri diye düşünüyorsanız değil, bildiğiniz her yer işletme dolu.
0
kveldulv
(23.11.17)
ayder ve uzungöl araplardan geçilmiyor, ayder bi nebze hele uzungöl'e giderseniz pişman olursunuz. karadeniz'e gidilecekse artvin borçka karagöl mutlaka listenizde olsun. Bir de çıkılabiliyorsa pokut yaylası.
0
karpuzpeynirekmeksu
(23.11.17)
Ekim sonunda Ayder'e gitmiştim (10 sene oluyor). Tesislerin çoğu kapalıydı. Bir bungalov'da kaldık (iş gezisiydi, orada kalmamız gerektiğini bile düşünmemiştik). Yataklar & çarşaflar nemden sırılsıklamdı. Bütün gece üzerimdekilerle (kaban dahil) yatıp arada kalkıp elektirkli ısıtıcının içine giriyordum. Lütfen daha sıcak mevsimde gidin.
0
SiyamkedisiZorro
(23.11.17)
(3)

İşten uzaklaştırma, maaşa bloke koyma vs

zxcd
Geçen hafta pazartesi günü işyerinden disiplin soruşturması sebebiyle uzaklaştırıldım. İşe gelmediğim günlerin parası dahil maaşın ödenecek dediler. Bir arkadaş daha bu şekilde uzaklaştırıldı ve maaşına bloke koymuşlar. Benimde maaşım bloke olursa nasıl bir yol izlemek lazım?
Geçen hafta pazartesi günü işyerinden disiplin soruşturması sebebiyle uzaklaştırıldım. İşe gelmediğim günlerin parası dahil maaşın ödenecek dediler. Bir arkadaş daha bu şekilde uzaklaştırıldı ve maaşına bloke koymuşlar.
Benimde maaşım bloke olursa nasıl bir yol izlemek lazım?
0
zxcd
(21.11.17)
Disiplin soruşturmasının mali bacağı var mı ona bakmak lazım. Örneğin bahsettiğiniz kişinin durumunda şirketi kasıtlı maddi zarara sokmak ve bu yolla menfaat temin etmiş olmak vardır, sizin durumunuzda bu yoksa yapmazlar.
Maaşa bloke konmasına (maaşa bloke konmadan) maniş olmazsınız, sadece sonrasında avukatınız aracılığıyla haksız bloke için itiraz edebilirsiniz (bizim şirkette öyle yapıyorlar).
0
SiyamkedisiZorro
(21.11.17)
Ortada ispat edilmiş birşey yok ama maddi ayağı var tabi ki olayın. Ben kendi adıma kendimden eminim, ispat edebilecekleri hiçbir şey yok tamamen iftira şu an her şey. İspat edemeseler bile suçlayarak maaşı kesebilirler mi?
0
🌸zxcd
(21.11.17)
Maas yatmazsa noterden ihtar cek eger bi sorusturma varsa da vermek zorundalar senin maasın o ki kesmek isterlerse kesemezler dogan bir zarar varsa tutanak tutup rucü ederler ancak mahkeme yoluyla
0
steward
(21.11.17)
(7)

Dr. House ile aynı iş yerini paylaşsaydınız onu sever miydiniz ?

mete kudur
Samimiyet sorusu is (burada hangi tensi kullanacağız ? herneyse soru bu değil zaten)Dr. Gregory House gerçekten yaşayan bir karakter olsa ve onunla aynı hastahaneyi(ya da kendi sektörünüz herneyse işte o sektörde aynı iş yerini) paylaşmaktan memnun olur muydunuz ? Yoksa onun bu aksiyonuna gıcık olu
Samimiyet sorusu is (burada hangi tensi kullanacağız ? herneyse soru bu değil zaten)

Dr. Gregory House gerçekten yaşayan bir karakter olsa ve onunla aynı hastahaneyi(ya da kendi sektörünüz herneyse işte o sektörde aynı iş yerini) paylaşmaktan memnun olur muydunuz ? Yoksa onun bu aksiyonuna gıcık olur, onu sevmez ve yaftalara mı boğardınız.


Kırılmaca saklamaca filan yok, biz bizeyiz şurada.
0
mete kudur
(15.11.17)
House'u izlemedim ama çok başarılı insanlarla çalışmayı tercih ederim.
0
himmet dayi
(15.11.17)
dizi karakteri olarak bayılarak izledim kendisini ama çalışma alanıma, işime yapacağı "tecavüz" dolayısıyla sevmezdim diye düşünüyorum. kişisel olarak anlaşırsak katlanabilirdim gerçi, babasının hayrına ya da canı sıkıldığı için değil hasta kurtarmak için yapıyor neticede.
0
Bruce
(15.11.17)
Çekişe çekişe anlaşırdım.
İşini iyi yapan insanlara saygım var. Dr. House'a illa ki gıcık olurdum, şahsen sevmezdim de. Ama illa ki yakınlarında durur bir şeyler öğrenmeye ve kendim de bir şeyler yapıp onun saygısını kazanmaya çalışırdım.
Nafile çaba tabii, adam gıcık. O haliyle seviyoruz kendisini.
0
SiyamkedisiZorro
(15.11.17)
önceki iş yerimde müdürüm olan çok başarılı ve bilgili bir mühendis vardı. birebir ona bağlıydım.

ağzıma sıçardı. karakter olarak berbat biriydi. ama ne öğrendiysem ondan öğrendim. bazı sabahlar işe bile gitmek istemiyordum. onu görmeyeyim diye odama gitmiyordum. ama yine de on numara iş yapardı.
0
kablelvuku
(15.11.17)
İşini iyi yapan insana o kadar açız ki karakterinin sakat olmasına katlanabilecek seviyeye gelmişiz gerçekten.

Hayatım boyunca bir sürü acayip tipe adapte oldum, ona da olurdum heralde.
0
cleric
(15.11.17)
Altında çalışmak istemem. Ama etrafta işinde usta bi adamın ha bire millete bulaşmasından hoşlanırım. Bana da bulaşsın dert değil o kadar.
0
bos gezenin bos ustasi
(15.11.17)
izlerken iyiydi ama gerçek hayatta hem huyu hem işi iyi insanlar varken neden uyuz bir tipi sevip sayayım ki
0
fallopian
(15.11.17)
(7)

raporlu olunca işyeri tam maaş yatrmak zorunda mı

Cursed Chico
tam yatırırsa sgkden rapor parası da alabilyor muyuz aynı zamanda? yoksa işyeri almış mıdr
tam yatırırsa sgkden rapor parası da alabilyor muyuz aynı zamanda? yoksa işyeri almış mıdr
0
Cursed Chico
(15.11.17)
işyeri senin paranı alamaz diye biliyorum.

3 ihtimal var:

1. işyeri sana, çalışmadığın süre para vermez, sgk'dan alırsın.
2. işyeri sana, çalışmadığın süre para vermez, sgk'dan alırsın, aradaki farkı işyeri verir.
3. işyeri sana para verir, sgk'dan aldığını işyerine verirsin.

bizde 3. madde geçerli.
0
altinci nesil caylak
(15.11.17)
tam yatırmak zorunda değil. yatırırsa bile bu durum sgk'dan alacağın parayı ilgilendirmiyor, sgk'dan parayı her halükarda alıyorsun.

raporlu olunan 2 günü sgk ödemiyor, bazı işveren bu 2 günü ödüyor. 2 günden uzun raporlarda işçi parasını sgk'dan alıyor, tc kimliği ile ptt'ye gitmesi yeterli. işverenin bu parayı işçinin kendi rızasıyla, ptt'den alıp işverene vermesi haricinde alma imkanı yok.

bazı iş sözleşmelerinde işçinin 1 sene içinde raporlu olup gelmediği belirli sayıdaki gün için ücretli izin hakkı maddesi olabiliyor; örneğin sene içinde 14 günlük rapor ücreti kesilmeyecek maddesi gibi. ya da şirket politikası olabilir, tüm çalışanlarınki ödenir.

işverenin inisiyatifinde olan bir durum yani, isterse ücretini verir ama 1 ve 2 günlük raporlarda maaşın kesilmesi genel uygulamadır.
0
Bruce
(15.11.17)
tam yatirirsa aldigin rapor parasini gidip elden tutanakla vermen gerekiyor, dogrusu bu ama uygulayan az
0
kamyonsans
(15.11.17)
@kamyonsans, işçinin rapor parasını işverene vermesi gerekmiyor, bu kısmı düzeltmek lazım. bu işin asıl doğrusu çalışmayan işçinin ücretinin ödenmemesidir. raporlu işçinin rapor parası alması için işveren sgk'ya "raporlu olduğu günde çalışmamıştır" bildirimi yapıyor ki işçi o parayı alabilsin. hem sgk'ya çalışmadı diye bildirmek hem de çalışmış gibi ücretini ödeme yönteminin "doğru" olan bir kısmı yok. burada amaç işçinin mağdur olmamasıysa işveren o parayı işçiden istemez. isteyecekse sgk'ya rapor bildirmesinin bir anlamı yok. teamülde böyle olabilir, işçi de razıysa ücreti işverene verebilir ama böyle bir zorunluluk yok, vermezse işverenin yasal bir hakkı da yok; yani doğrusu bu demek yanlış, bu işin doğrusu kanunda yönetmelikte yazıldığı gibidir.
0
Bruce
(15.11.17)
Ben ameliyat olduğumda şöyle olmuştu:
- Ameliyat sebebiyle 7 gün rapor aldım
- Maaşım tam olarak ödendi
- Hesabıma rapor parası devlet tarafından ödendi
- O parayı şirkete iade ettim.
0
SiyamkedisiZorro
(15.11.17)
benim dilkçe verip almam mı grerkyr yoksa muhasebeci haledeblr mi
0
🌸Cursed Chico
(15.11.17)
@Bruce eger isveren iyiniyet gosterip tam yatiriyorsa, seninde aldigin rapor parasini iade etmen gerekir; dogrusu bu derken tam gosterilmesi durumunda olan dogrusu !
0
kamyonsans
(15.11.17)
(5)

cam filmi olayi ne?

nigeo
neden tartisiliyor bu?yasaklaniyor di mi? neden? tepkiler neden?sanirim tepkilerin parodisi olarak da tepki veriliyor sosyal medyada; dogru mu?
neden tartisiliyor bu?

yasaklaniyor di mi? neden? tepkiler neden?

sanirim tepkilerin parodisi olarak da tepki veriliyor sosyal medyada; dogru mu?
0
nigeo
(09.11.17)
terörle mücadele kapsamında yasaklanmis ki buna kargalar bile güler. meydanlarda bombalar patladiginda gece kulübüne silahla girip onlarca kisiyi öldürdügünde yasaklanmadi. bu sabah ntv deki haberde tayyip erdogan bu işe el atti cözecek diye haber vermisler. bu sabah arabam ince film yüzünden vizeden gecemedi, bir hafta sonra tekrar serbest olacak belki. bütün bir ülke, birileri iyi polis kötü polisi oynayacak ve halkın derdine cözüm bulan lider gibi görünecek diye oradan oraya savruluyoruz. önce vergi yok sonra kaldir, önce sınavi kaldirdim de sonra sinavi tekrar getir, önce yasakla sonra serbest birak. belediyelerin kaldirimlari söküp tekrar yapmasından farki yok, yönetimden anladiklari da bunlarin.
0
eriksatie
(09.11.17)
benim de anlamadığım, dün avm de dolanırken volvo standı vardı. arka camlar resmen kapkaraydı:) şimdi bu arabayı alan adam o camla da uğraşacak mı yine? cidden garip ve saçma.
0
hede hodo
(09.11.17)
Fabrika çıkışta zaten cam koyu renkli ise sorun olmuyor. Sırf bu yüzden terörle ilgisi yok diye düşünüyorum.
Aldıktan sonra film taktırırsan sıkıntı. Modifiyeciler bu işten ekmek yiyor, e zamanında yasak değilken taktırmış onca insan var, çocuk oyuncağı mı bu; seninki olur - seninki olmaz, şimdi olur - sonra olmaz diye ayırmak?
Terörden dolayı olsa bütün koyu renkler sıkıntı olurdu diye düşünüyorum.
0
SiyamkedisiZorro
(09.11.17)
serbest birakilmak uzereyken yasaklandi, sorun bu.
0
elbar
(09.11.17)
Rte'nin giderdiği suni bir sorun daha.
0
neymis
(09.11.17)
(2)

iş yeri ile tazminat konusunda anlaşma

jepa
çalıştığım işte 3 aydır maaş almadım. sıkıntılı bir süreç yaşanıyor. hem maaşımı hem de tazminatımı almak için bildiğim kadarıyla noterden ihtarname çekilmesi gerekiyor. ancak bu şekilde hem süreç uzayacak hem de yöneticilerle daha da kötü olma durumu var. elbette ipler koparsa bu şekilde yapacağım.
çalıştığım işte 3 aydır maaş almadım. sıkıntılı bir süreç yaşanıyor. hem maaşımı hem de tazminatımı almak için bildiğim kadarıyla noterden ihtarname çekilmesi gerekiyor. ancak bu şekilde hem süreç uzayacak hem de yöneticilerle daha da kötü olma durumu var. elbette ipler koparsa bu şekilde yapacağım.

Ancak benim sormak istediğim yöneticilerle anlaşabilmek. nasıl bir yol izlemeliyim? "3 aydır maaş alamadığım için sözleşmemi tek taraflı olarak fesh ediyorum" gibi bir dilekçe yazıp versem. daha sonra anlaştık ve hem biriken maaşımı hem de tazminatımı vermeyi kabul ettiler diyelim. Ancak bir süre sonra maaşı verip bordroyu imzalamı isterlerse ve kıdem tazminatı daha sonra derlerse kabul etmeyim mi? sonuçta imzalarsam tüm maaşımı aldım bir alacağım yok gibi görünecek. tazminatı almak için elimde bir resmi evrak olmayacak. maaş ve tazminatı aynı anda almam gerekiyor değil mi?

ihtarnameyi en son çare olarak düşünüyorum. amacım süreci uzatmadan hem maaşı hem de tazminatı alabilmek. ihtarnameyi en son düşünüyorum. ne yapmalıyım?
0
jepa
(09.11.17)
bir kere öyle elden alma falan olmaz, yatırsınlar banka hesabına.

tazminat için de konuş, eğer öderlerse sıkıntı yok. ama ödeme yapmazlarsa doğrudan avukata git, yasal yolu başlat.
0
babilbaligi
(09.11.17)
3 ayda tazminata hak kazanmış olur musun ki? Ne kadardır çalışıyordun?
0
SiyamkedisiZorro
(09.11.17)
(9)

bağdat caddesi'nde akşam yemeği

rajaz
nerede yenir? özel bir yemek değil, günlük sohbet eşliğinde bir yemek olacak.çok bilmiyorum oraları, o yüzden çok uçmazsak sevinirim :)
nerede yenir? özel bir yemek değil, günlük sohbet eşliğinde bir yemek olacak.

çok bilmiyorum oraları, o yüzden çok uçmazsak sevinirim :)
0
rajaz
(09.11.17)
Midpoint, cookshop, big chefs falan var. Standart bir yemek icin hepsi olabilir.
0
balpolen
(09.11.17)
happy moons +1
kirpi cafe, ot cafe
hepsinde de her fiyattan her çeşit yemeği bulabilirsin. mekanlar da güzel.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(09.11.17)
Brasserie polonez bence bir cogundan kaliteli. Happy moonsdan biraz daha pahali ama cok daha guzel yemekleri. Caddebostanda
0
red g
(09.11.17)
Yuakrıdakiler + ilaveten:

Suadiye Vapiano
Köşebaşı (Göztepe)
0
SiyamkedisiZorro
(09.11.17)
meksika yemekçisi var bi tane adını unuttum ya. bostancı tarafına yakın caddenin deniz tarafında. (cadde üzerinde)
0
tukenmez adam
(09.11.17)
Meksika yemekçisi kapandı sanki, Sushico açılmadı mı oraya?
0
SiyamkedisiZorro
(09.11.17)
rancheroya gitseniz? öneririm.
0
suicides underground
(09.11.17)
suadiye'den caddebostan'a giderken barış büfenin yanında Han var
tavsiye ederim
0
coldnick
(09.11.17)
coldnick +1
0
since1907
(09.11.17)
(17)

zeytinyağınızı nerden alıyosunuz?

contavolta
zeytinyağı kullananlar;1) zeytinyağınızı nerden alıyosunuz? (market, toptan satıcı, köy vb.)2) hangi marka?3) hangi çeşit?4) litre fiyatı nedir?
zeytinyağı kullananlar;
1) zeytinyağınızı nerden alıyosunuz? (market, toptan satıcı, köy vb.)
2) hangi marka?
3) hangi çeşit?
4) litre fiyatı nedir?
0
contavolta
(09.11.17)
www.semercioglu.com internetten almadım ama hiç, fuara geliyorlar bizim buraya hem zeytinleri hem zeytinyağları muhteşem. En son 5 lt'sini yanlış hatırlamıyorsam 125'e almıştık, ama yanılıyor da olabilirim. Bunun dışında Mut'taki zeytinyağı fabrikasından da her yıl tatil dönüşü yine zeytinyağı ve zeytin alıyoruz. Oradaki fiyatlar çok değişken, zeytini bazen kurmak için aldığımızdan ve toplu ödediğimizden fiyatını bilmiyorum. Hepsi de soğuk sıkım sızma zeytinyağı.
0
elikası
(09.11.17)
Şarköy den. Hanımın akrabaları sağolsun. 3 yıldır yağ ve zeytine para ödemedik.
0
oligomer
(09.11.17)
Burdan alıyorum: www.basaranzeytinleri.com
0
fever
(09.11.17)
www.hepsiburada.com
Annem bunu alıyor Migros Carrefour veya Metro’lardan.
0
karamaleksey
(09.11.17)
tr.nargourmet.com

Ben buradan alıyorum. Uluslararası ödüllü zeytinyağları var. Teneke alındığında fiyatları da makul.
0
sarap dumani
(09.11.17)
Kadıköy Kooperatif'inden alıyorum, 2 litrelik şişe 45 tl idi, izmir'den geliyor. www.facebook.com
0
kaset
(09.11.17)
İnternet/Kendi siteleri ya da N11
Pirgion www.pirgion.com
Özgün www.ozgunzeytin.com.tr
0
candanag
(09.11.17)
köy +1 annemin bir arkadaşı mersin'den getiriyor. 5 litreyi 100'e aldım galiba en son.

o bittiğinde yenisini beklerken idareten komili sızma alıyorum.
0
sir gawain
(09.11.17)
çanakkale'den geliyor. benim ailem ya da erkek arkadaşımın ailesi buluyor oranın yerlilerinden. markası yok, fiyatını bilmiyorum.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(09.11.17)
Tanıdık yer, senelerdir alırız.
Konyar Zeytin

www.facebook.com
0
SiyamkedisiZorro
(09.11.17)
www.zeytindukkani.com
canemre diye geçiyor sanırım markası
sızma
22 tl'ye geliyor. 2 tane 5 lt'lik alıyorum.
0
nodrap
(09.11.17)
1 arkadaşımdan
2 markasız direk üretici
3 gemlik
4 yılına göre değişiyor 20-25 arası.

zeytinyağında asid oranı önemlidir. bütük fabrikalar dengeleyici kullanıp dengeliyor bu iyi bir şey değil. şu an zeytinler yeni toplanıyor iyi zeytin yağları yeni yeni çıkar.
0
mikahakkinen
(09.11.17)
Kendimiz üretiyoruz başka yağ yiyemiyorum.
0
a darkness coming
(09.11.17)
i was made for you
(09.11.17)
zeytin iskelesi
0
kamyonsans
(09.11.17)
Zeytinyağını marketten alıyorum uygun fiyata ne varsa
Ama yeşil zeytini memleketten getiriyorum o da bozdu bu sene. Birçok yeşil zeytin denedim bulamıyorum istediğim gibi yağlı küçük çekirdekli asidi çok olmayan tası kuru olmayan
0
kararsızataletfilozofu
(09.11.17)
(20)

işe gitmek için kıta değiştiren insanlar

diffarentiationation
istanbul'u hiç bilmiyorum. millet neden çalıştığı yakadaki bir evde oturmuyor? anadolu çok ucuz, avrupa pahalı; köprüyü, vapuru çekmeye değer gibi bir şey mi?
istanbul'u hiç bilmiyorum. millet neden çalıştığı yakadaki bir evde oturmuyor? anadolu çok ucuz, avrupa pahalı; köprüyü, vapuru çekmeye değer gibi bir şey mi?
0
diffarentiationation
(09.11.17)
kadıköy'de yaşayıp bakırköy'de çalışıyorum işi bırakırım kadıköy' ü bırakmam
0
guitarissimo
(09.11.17)
Ev değiştirmek de çok pahalı çünkü. 2 kira depozito + taşınma masrafı + bilmemne, + işyerinde ne kadar kalacağın meçhul. Zor yani pis iş.
0
roket adam
(09.11.17)
yalnız yaşanmadığı zamanlarda bazen çoğunluğa yakın olan yerde oturulur ve yollar çekilmek zorunda kalınabilir.
0
karamaleksey
(09.11.17)
Abim avcilar-pendik.
Uyandi az obce, uzuluyorum bu cocuga :d
0
imelih
(09.11.17)
Vapura biniyorlar
0
nax
(09.11.17)
anadolu çok ucuz derken?
0
der meister
(09.11.17)
İstanbul’u gerçekten bilmiyorsun
0
nrmnm
(09.11.17)
vapur yolculugu yuruyerek ise gitmekten sonraki en rahat sey nerdeyse bu sehirde. eger tek vapurla ise gidip gelebiliyorsa cekiliyor. onun disinda ev degistirmek pahali, gonlune gore ev bulmak zaten milyonda bir falan sans. o yuzden mecbur kaliniyor. yoksa o lanet metrobus filan cekilir is degil.
0
in vino veritas
(09.11.17)
Cunku herkes aptal, Sen akillisin
0
baldur2
(09.11.17)
Silivri ya da tuzlada oturmuyorsan istanbuldaki bütün evler pahalı yalnız...

Ben önceden 2 saat yol çekiyordum ama sadece metroyla gittiğim için koymuyordu.
0
jazzabel
(09.11.17)
Istanbullu olmayan bekar insanlar evlerini de iş yerlerine yakın olacak şekilde taşıyorlar zaten. özellikle de beyaz yakalılar.

Sorun istanbullu için var, adamın ailesi arkadaşları mahallesi vs.ni bırakması gerekiyor, bu trafik mevzusu yüzünden biten ilişkiler var buna rağmen insanlar bulundukları ortamı terk etmeye meyilli değiller.
0
selam
(09.11.17)
Selam +1 öncelikle.
Genelde evli olanlarda var ev ile işin uzak olması. Çünkü eşlerden birine yakın tutuluyor ev veya ikisine de orta nokta bulunmaya çalışıyor.
Sonra çocuğu olanlar annesi babasına yakın ev tutuyor ki çocuğu işe giderken bırakabilsinler.
Veya bir ev almış oluyor tuzladan, beylikdüzünden bir siteden. Aldığı evde oturuyor, bir dünya yol gidiyor işe.
Bu arada gerçekten istanbul’u bilmiyorsun sanırım :) esenyurttan işe gelen arkadaşımız (iş avrupada) tuzladan gelenden daha çok trafikte kalıyor.
0
irene
(09.11.17)
guitarissimo +1

ev kadıköy, şirket 4.Levent. istanbul'da oturacaksam kadıköy'den başka yerde yaşamak benim huzurumu kaçırır. kaldı ki şirketin servisi var zaten uyuya uyuya gidip geliyoruz.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(09.11.17)
Soruya İstanbul'u hiç bilmiyorum diye giren insana "herkes aptal, sen akıllısın" demeye gerek yok bence ya. Ben İstanbul'a geleli birkaç ay oldu, hâlâ buradaki bazı şeylere anlam veremiyorum ben de :(

Ben de her gün kıta değiştiriyorum; işime yakın yerlerde eski, leş gibi binalarda eşyalı odalara 1000+ tl istiyorlar. Anadolu'da yeni bina, pırıl pırıl evde oturuyorum, o leş odaya vereceğim parayı deniz otobüsüne verip trafiksiz gidip gelebiliyorum. Arada epey de yürümem gerekiyor ama trafik çekmekten iyidir. Avrupa'da oturan arkadaşım işten 6'da çıkarsa 9'da eve varabiliyor trafik yüzünden, ben 6'da çıksam 7.30'a doğru eve giriyorum. Deniz yoluyla gitmesem çekilmezdi tabii.
0
kobuzchu kiz
(09.11.17)
gazi mahallesinden ümraniye'ye gidip geldim bir yıl boyunca. sonraki yıl çekmeköye uzandım.

aile, ev taşımanın zorluğu, semtini terk etmek istememe gibi nedenleri var. benim sebep aileydi.

@imelih, o neymiş ya... harbiden, Allah kolaylık versin.

@unionall, evet o boğazdan her gün geçmek harikaydı. işe giderken günaydın derdim; dönüşte de iyi akşamlar, yarın görüşürüz :)
0
runagain
(09.11.17)
* Anadolu yakası ucuz değil, her iki yakada da daha ucuz ve daha pahalı semtler var
* Tarihsel olarak işyerleri daha çok Avrupa yakasında, özellikle bazı sektörler (bankacılık vs) komple Avrupa yakasında
* Anadolu yakasında şehirleşme daha geç başladı, o yüzden AVR yakasına göre nisbeten daha düzenli bir yapılaşmadan söz edebiliriz (bazen söz edemeyeceğimizi de düşünüyorum ama, kentsel dönüşümle s.tılar şehrin yapısına)
* Eğer işyeri vapur/deniz otobüsü ile ulaşılabilecek gibiyse lokum gibi olur, buna "çekmek" diyemeyiz.
* Genel sebep aileyi oluşturan herkesin İstanbul'un farklı bölgelerinde okuyor / çalışıyor oluşu.
0
SiyamkedisiZorro
(09.11.17)
İş ve ev aynı kıtada bile olsa bu şehirde trafik sorunu var, o yüzden normal karşılayabiliyor insanlar yol mesafesini, böyle tahmin ediyorum.
0
turuncu tonlarda
(09.11.17)
1 sene boyunca kita + sehir degistiriyordum. Istanbul avrupa yakasi eskiden sehrin bati siniri sayilabilecek bir ilcede yasiyorum, isyerim istanbul'un dogu sinirina komsu baska bir sehirdeydi. Evimi seviyorum, ailemle yasiyorum ve ailemle yasamayi seviyorum. Isimi de seviyordum. Servisim vardi. Dolayisiyla yolda okuyacak-izleyecek bir sey bulduktan ya da uyuyabildikten sonra cok da atla deve bir zorlugu yok. Ustune bir de gunde iki kere bogaci manzarasi. Daha ne olsun.
0
unionall
(09.11.17)
Aslinda bunun nedeni turkiyede bireylerin aileden kopamiyor olusu ve kendi ayaklari ustunde duramiyor olusu yatiyor.

Ilk olarak tr de 35 yasina gelmis bile olsa eleman hala aileyle yasiyor evli degilse. Buldugu is farkli kitada olsa bile evden ayrilmak aklinin ucundan gecmiyor.

Ikinci olarak evlerin yuksek fiyati engel oluyo, aile ile kalmak daha ucuza geliyor.

Ucuncu olarak gebelde bireyler pek mantikli kararlar vermiyorlar her gun 3 saat yolda gecirip 12 saatlik mesai ardindan eve gelip uyuyor, her gun ayni rutinden sanirim ayamiyor olaya.

Zamanin kiymetini bilmiyor kimse. Yolda gecen saatleri hesap etmiyor ya da edemiyor.
0
kurnaz
(09.11.17)
millet evine yakın iş bulamıyor, bekarsa zaten ailesiyle yaşıyor genelde, bir raddeden sonra da zaten işyerine yakın ama sosyal hayata daha yakın bi yerlere (beşiktaş, beyoğlu, kadıköy, mecidiyeköy, ortaköy vs..) taşınıyor. mevzubahis kadıköyse işyerine uzak olmasına da tahammül edebilen bir kitle de var.
0
yuto
(09.11.17)
(4)

Yurtdışı alışveriş

SiyamkedisiZorro
Şimdi yurtdışı sitelerden alışveriş ettiğimizde bir limit vardı, neydi unuttum ama epey az bir şeydi diye hatırlıyorum. Atıyorum 80-120 usd arasında bir elbise alsam gümrüğe takılacak. Bunun vergisini ödeyeyim de yerimden kalkmadan kapıya gelsin oluyor mu? Olursa nasıl oluyor? Tecrübe etmiş arkadaşl
Şimdi yurtdışı sitelerden alışveriş ettiğimizde bir limit vardı, neydi unuttum ama epey az bir şeydi diye hatırlıyorum. Atıyorum 80-120 usd arasında bir elbise alsam gümrüğe takılacak. Bunun vergisini ödeyeyim de yerimden kalkmadan kapıya gelsin oluyor mu? Olursa nasıl oluyor? Tecrübe etmiş arkadaşlar var mı?
0
SiyamkedisiZorro
(08.11.17)
30 avro şu an yurtdışı alışveriş limiti. Bunun üzerindeki ve yasaklı olmayan ürünler için ürünün %90 gümrüğe takılıyor ve gümrükten çıkması için bir miktar haraç vermeni istiyorlar.

Hesap şöyle: Satıcı AB üyesi ülkedeyse fatura tutarının %18'i, değilse %20'si vergi ödüyorsun. Sonrası normal alışveriş gibi kapına kadar geliyor.

Bazı siteler (Amazon) en baştan vergiyi vs. hesaplayıp senden tahsil ediyor, sen hiçbir şeye karışmıyorsun. Bazısı da gümrüğü sen halledersin diyerek hiçbir şeye karışmıyor.
0
chicha
(08.11.17)
bildiğim kadarıyla 30 euroluk limiti geçince uygulanan vergiyi ürün ptt'ye gelince oradan ödeyebiliyorsun.
Az bir miktarsa kapıda ptt görevlisi de alıyor denmişti bana zamanında.

Onun dışında na-kd diye bir siteden alışveriş yapmıştım. Orada gümrüğe takılınca ektra bir ödeme çıkarıyorlar ve verilen hesaba havale ile ürün yine direkt adresinize ulaşıyor.
Bu şekilde çalışan yerler olduğu gibi gümrük işlerini size bırakan siteler de var.
Ptt'yi arayıp bir sorabilirsiniz bu durumda ödemeyi size yapsam oluyor mu diye.
0
demoniclewinsky
(08.11.17)
Vergiyi gümrüğe gitmeden ödemenin yolu var mı?
0
🌸SiyamkedisiZorro
(08.11.17)
Yurtdışı gönderi PTT'ye teslim edilirse gümrüğe falan gitmene gerek yok, gelen kargo görevlisine ödüyorsun kapıda. Ne kadar vergi ödeyeceğin ise PTT kargo takip sitesinde yazıyor.

Ama mesela DHL teslim aldıysa sana kargonun gümrükte olduğuna dair bildirimde bulunuyorlar ve birkaç belge (kimlik fotokopisi, ürünün ne olduğunu ve tutarını gösterir ekran görüntüsü ve gerekirse kredi kartı ekstresinin ilgili kısmı) istiyorlar gümrükten çıkarmak için. Bu belgeleri gönderdiğinde şu kadar ödeme yapman lazım diyorlar, ödeme linkine tıklayınca kredi/banka kartıyla ödeyebiliyorsun.

Sonrası kapına kadar getiriyorlar.
0
chicha
(08.11.17)
(3)

Mahkeme kararıyla el konulan ehliyet hk.

zopcuk
Selam arkadaşlar,Daha önce yapmış olduğum trafik kazasında mahkeme kararıyla suçlu bulundum. Kararda ehliyetime 5 ay el koyma ve para cezası çıktı. Para cezamı ödedim fakat ehliyetimi ne yapacağım? Mahkeme çıkışı avukatıma hakime vb sordum fakat bilmediklerini söylediler.Götürüp trafik şubeye mi ver
Selam arkadaşlar,

Daha önce yapmış olduğum trafik kazasında mahkeme kararıyla suçlu bulundum. Kararda ehliyetime 5 ay el koyma ve para cezası çıktı. Para cezamı ödedim fakat ehliyetimi ne yapacağım? Mahkeme çıkışı avukatıma hakime vb sordum fakat bilmediklerini söylediler.

Götürüp trafik şubeye mi vermem gerekiyor?

Mahkeme kararı yaklaşık 3 ay önce verildi fakat ehliyet hala bende. bu geçen süre içinde ehliyetimi vermediğim için ekstra bir para cezası öder miyim?
0
zopcuk
(08.11.17)
Başıma gelmedi ama ehliyetine fiziken el koymuyorlar diye biliyorum.
0
SiyamkedisiZorro
(08.11.17)
peki sistem nasıl işliyor? çevirmeye girsem ehliyetsizlikten ceza yazarlar mı?
0
🌸zopcuk
(08.11.17)
bak şöyle bir şey var ;

www.baltaci.av.tr
0
delidir yakalayin
(08.11.17)
(6)

Kedimle ilgili sorular.

medre
8 aylık, erkek, sarman. Kilosu 5.2 Gayet atletik, çita gibi bir hayvan. Veteriner büyük ve uzun bir kedi olacağını daha 2 aylıkken söylemişti ama 8 aylıkken bu kilodaysa gelecek için korkmalı mıyım? İnternette yaş ve kilo cetvellerine baktığımda 5 kilo yetişkin kedi için ideal görünüyor. Bizimki dah
8 aylık, erkek, sarman. Kilosu 5.2

Gayet atletik, çita gibi bir hayvan. Veteriner büyük ve uzun bir kedi olacağını daha 2 aylıkken söylemişti ama 8 aylıkken bu kilodaysa gelecek için korkmalı mıyım?

İnternette yaş ve kilo cetvellerine baktığımda 5 kilo yetişkin kedi için ideal görünüyor. Bizimki daha kısırlaşmadan 5.2 oldu o yüzden tırsıyorum ama bakıyorum gayet çita yani.

Diğer sorum, yeni 8 aylık oldu ama bir azgınlık durumu yok. Ne mavlama ne sağa sola püskürtme. Ben memnunum bu durumdan, ne kadar geç kısırlaştırma o kadar iyi bir gelişim. Ama tut ki delirmeye başladı mav mav mav. Ne kadar sabredilir sizce? Hemen tutup götürmeli miyim kısırlaştırmaya?

Uslu, sakin, sevdiren bir kedi oldu şansımıza. İlerde bu değişir mi kısırlaştırınca? Manyağa bağlamasın sevdirmeyen aksi bir şey?

Evi hiç kurcalamıyor, sağı solu deviren bir kedi de değil. Bir sürü oyuncak, av şeklinde fareler, tüylü objeler, çeşit çeşit toplar, kutular, evde olan bir sürü ilgi çekeci şey veriyorum sallamıyor hiçbirini. Doğru oyuncağı mı bulamadım nedir? Videolarda türlü şirinlik yaramazlık yapan kedilerin yanında benimki sürekli sevilmek isteyen 8 aylık bir oturan boğa.
0
medre
(08.11.17)
içi catnip dolu oyuncak fareler oluyor bizim kedi onu çok sevdi. bizimki de 8 aylık erkek, 4.5 kilo. hareketli olsaydı endişelenmeyin derdim ama bu durumda daha çok hareket etmesini sağlamak lazım gibi geldi. bir de mamayı ölçülü vermeyi deneyebilirsiniz halihazırda yapmıyorsanız.
0
slow like honey
(08.11.17)
Çok şanslısınız, huyu çok güzel demekki sıpanın:) 5.2 gerçekten çok fazla, normal kedilere göre, ama türden dolayı olabilir işte. Bence veterinere danışın.
Ergenliğe girmiştir ama kızgınlık 10. ay gibi başlıyor genelde. Sabredilemez derecede oluyor:)) 30 gün boyunca gece uykunun en tatlı yerinde birinin sizi tepikleyerek uyandırdığını düşünün, aynı şey oluyor:))
Ama telaşa gerek yok, zararsız rahatlatıcı hormon iğneleri var. Kedi de rahatlıyor böylece.
0
artci sarsinti
(08.11.17)
Benim Siyam kedim 7 aylıkken 7 kiloydu ve o da henüz kısırlaştırılmamıştı. Veteriner dehşete kapılmıştı. Mamasını daha kontrollü vermeye başladık. Şimdi 13 yaşında ve 6 kilo. Uzun boylu, sırım gibi. Korkmaya gerek yok, ama kontrol iyidir.
Benim bildiğim kısırlaştırılınca bi sakinlik geliyor kedilere. Benimki küçükken de efendiydi, hala efendi, zerre şaşmadı çizgisinden.
0
SiyamkedisiZorro
(08.11.17)
catnip işe yarayabilir gerçekten, bir deneyin derim.
0
dedimmidemedimmi
(08.11.17)
Oyuncakların çoğunun içinde catnip oluyor zaten. Bizimki de hiç oyun oynamazdı, oynamayı bilmiyordu resmen hayvan. Sadece ve sadece lazerle oynuyordu. Arada lazerle oynatıp alıştırdık, sonra oyuncaklarla da oynamaya başladı.
Ama zararlı olduğundan sürekli lazerle oynatmamak lazım. Arada olabilir.
0
peggy
(08.11.17)
kilo konusunu bilmiyorum.
oyuncak olarak Bastet'in bayildigi sunger toplar var, onu onerebilirim. ben atiyorum, o pesinde biraz kosturup agzina alip getirip onume birakiyor. aha top bu;

tr.aliexpress.com

3. paketi bitirdi.

lazerin zarari kedinin onu bir turlu yakalayamamasinin verdigi sinir bozukluguymus.
0
jimicik
(08.11.17)
(34)

Düğün istemeyen kız

ya ben lan neyse
nerden bulunur? hangi sosyal çevrelerden?pat diye sordum ama bi arkadaşa lazım.
nerden bulunur? hangi sosyal çevrelerden?

pat diye sordum ama bi arkadaşa lazım.
0
ya ben lan neyse
(07.11.17)
Haha arkadasin evlilik kriteri bu muymus?
0
Traveller
(07.11.17)
evet. sünnet çocuğu gibi loş ışık altında patlak hoparlörden kulak zken ankara havasıyla menopozlu karıları eğlendirip tıraş köpüğü kıvamında pasta kesmek istemiyor arkadaş.
0
🌸ya ben lan neyse
(07.11.17)
Maddi manevi olarak mantıklı ve düzgün iletişim kurabileceğiniz insanlar bulursanız, evlilik yönteminiz üzerinde konuşup sağlıklı şekilde anlaşabilirsiniz. Çevrem geniştir, kimsenin illa da düğün olsun diye direttiğini şimdiye kadar görmedim.
0
roket adam
(07.11.17)
evlenip boşanmış ise yüksek ihtimal istemez. Sosyal çevre ile olmaz bu iş. Ya da hayalinde bir yabancı ülke falan vardır yaşayacağı, onu garantileyebilirsen falan konsoloslukta da bu işi bitirebilirsin. Allah kolaylıklar versin.
0
candanag
(07.11.17)
benim çevremdeki kızların yüzde 95'i düğün çomarlık diyor.
0
xu
(07.11.17)
bir3iki7
(07.11.17)
Türkiye' de var ama sayıları çok az. Bulursanız kaçırmayın sevin onu. ülke dışına çımya gerek yok. ama böyle saçma şekilde bulamazsın :D
0
yün prenses
(07.11.17)
Benim tanıdığım çoğu kadın da düğün istemiyor. Evlenenleri çok azı düğün yaptı. Çevremde 15-20 kişi evlendiyse, toplam 4 düğüne gittim son 7 yılda. Bir tanesi öğlen nikah, nikah sonrası aileyle yemek, akşama da arkadaşlarla karaoke barda eğlence yaptı. Barda içtiklerimizi de biz ödedik, onlara bırakmadık. Zaten ikisi de aileyle yaşıyordu, sıfırdan ev döşerken canları çıktı.

Biraz çevreni değiştirmeye çalışabilir arkadaşınız.
0
aychovsky
(07.11.17)
tanıdığım ve düğün isteyen/düşünen bir tane bile kadın yok açıkçası. Çevreyle ilgili bence de.
0
sopiro
(07.11.17)
vay be. nasıl çevreleriniz varmış. bana o çevreler iş evlenme raddesine gelince düğün isterler gibi geliyor.
0
🌸ya ben lan neyse
(07.11.17)
siz yapmiyorsunuz o yapmiyor bu yapmiyor. kim yapiyor lan o zaman bu dugunleri, ufak bi topluluk var onlar kendi aralarinda dugun treni mi yapiyor?
0
khiron
(07.11.17)
2.kez söz alayım bu konuda evlenme raddesi mevzubahis olunca.

Tamamen kişisel gözlemimdir, genele yansıtmak doğru olmaz, çok marjinal çevreleri-ortamları bir kenara koyarsak evlenmek isteyen 100 gencin (erkek ya da kadın fark etmez) 95'i düğün ister, 5'i istemez. 5 gencin 4'ü de anne-babaya ya da ailenin ileri gelen ve sözü-lafı kırılmayacak büyüklerine yenik düşer. Yani her şey uygun oldu falan filan da bir de bu %1'i bulacan işte.
0
candanag
(07.11.17)
ekşi sözlükte bulabilir
0
soyut park
(07.11.17)
Ben taniyorum oyle birini. Gercekten istemiyor. Ayrica baskalarinin dugunlerinde de kalkip oynamiyor,sıkıliyor, dugun sevmiyor sanirim. Parasiyla nikahtan sonra gezmek istiyor.Ayrica fazlalik da sevmiyor. 10 tane kahve takimi, 30 tane yemek takimi istemiyor mesela evde. Isyerinde de var benzer biri ama o istemiyorum diyor da emin degilim. Cevrenizi degistirin az ama bulunmaz degil. Bol sans.
0
whysoweird
(07.11.17)
o arkadaşına söyle çevresini değiştirsin.
0
mungojerry
(07.11.17)
biraz zor bulunur valla
her iki taraf istemese bile aileler diretir
0
red hot chili
(07.11.17)
İsten eve evden yuksek lisansa gidiyorum pek takildiim cevrem yok acikcasi.
Dugun dernek hepsini sadece masraf olarak goren bir insan olarak 1000 kisilik sarkicili zibilyon tane etkinlikli dugunle yakin zamanda evleniyorum.
Arkadasin cok takilmasin bir yerden sonra takmiyor insan..
0
cilekli pasta
(07.11.17)
Fatih pazarında vardı en son. İstanbul'daysa baksın derim. Neredeyse her tezgahta var ön tarafa koyuyorlar.
0
kendi kendine yasayan yavrucak
(08.11.17)
ben varım ama sevgilim kaptı XD.

valla benim fikrim bu yönde ama çevremdeki kızlar göbek atmaya çok meraklı. yakın arkadaşlarım olsa bile. evlenip düğün yapmayan görmedim kendi yaşıtlarım arasında.

yaş 23 bu arada
0
dedi ayca
(08.11.17)
30 yaş üstü eğitimli sosyal çevreden. etrafımda istemeyen insanlar var bana da şahsen itci geliyor armut gibi sağa sola çekiştirilmek
0
hopp
(08.11.17)
yurtdisindan (mesela afrika ulkeleri) bulunabilir.
0
for the record
(08.11.17)
Bulunur da tek kriter buysa mutluluk garantili değil.
0
SiyamkedisiZorro
(08.11.17)
Duyurudan.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(08.11.17)
Ben varım mesela. Ailelerin ne istediği de umrumda olmaz, düğün isteyen aile bireyleri boşansın bi daha evlensin o kadar düğün meraklısıysa :)
0
nesenbilneben
(08.11.17)
Düğün istemeyen kız çok var ama aileler dayatıyor. Kızı bulunca bir de aileyi ikna etmeniz gerekecek.
Aklı başında, mantıklı düşünen insanlarsa çok zorluk yaşamazsınız. Diğer türlü, gelin de damat da, istememelerine rağmen kendilerini bir halayın ortasında bulabilirler.
0
peggy
(08.11.17)
ben acaba buradan arayışa girmişim gibi mi görünüyorum. mesaj yoluyla öyle dedi bir arkadaş. o kadar düşmedik lan. varsa yol yaptığım çıksın söylesin. 10 senelik hesabımı sileyim. bu kadar paranoyak olmayın. arkadaşça bir şey sorduk lan :)
0
🌸ya ben lan neyse
(08.11.17)
@ya ben lan neyse yok hacı onu diyen duyurunun yürüme dinamiklerinden bihaber demektir. benim yürümediğim insan kalmadı bi kere de suçlanmadım böyle bir şeyle.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(08.11.17)
dugun kezbanliktir. dugun isteyen kiz kezbandir. bulamiyorsan sen de kezbansin.
0
thermodynamics of the heart
(08.11.17)
O etrafınızdaki kırmızı saçlı, piercingli kızlar, feminist geçinenler, modernliğin dibine vurduğunu iddia edenler, düğün ne ya öyle kıro işi diyen kızlar iş evlenmeye geldiğinde sizden evden kız çıkarma saçmalığı, beşi bir yerdeler dahil olmak üzere full+full paket düğün isteyecek arkadaşlar.
0
skooma
(08.11.17)
okumuş çevreden , ama çok okumuş
0
wishboneash
(08.11.17)
Türkiye dışından genellikle.
0
sen git ben geliyorum
(09.11.17)
biz bulduk da bize kadar var yani. söylemeyiz.
0
elorelia
(09.11.17)
Normalini buldun da düğün istemeyenini mi arıyorsun.

Ben daha hala evlenilecek kız nereden bulunur aşamasındayım mesela. Onu bulunca da evlilik isteyip istemediği aşamasına geçecem :)
0
orion
(09.11.17)
Şans eseri denk gelinir.

Benim tüm arkadaşlarım istiyor bir ben istemiyorum mesela. Hani sosyal çevreyle de öyle aşırı ilgili değil sanırım.
0
mojiziku
(13.11.17)
(7)

Bulaşıkları yıkamadan yemeğe başlayamıyorum?

asocial anchorman
Böyle olan var mı aranızda? Yemek yaparkenki oluşan bulaşığı yıkamadan yemeğe başlayamıyorum yemek soğusa da
Böyle olan var mı aranızda? Yemek yaparkenki oluşan bulaşığı yıkamadan yemeğe başlayamıyorum yemek soğusa da
0
asocial anchorman
(06.11.17)
yemeği soğutmak yerine yaparken bir yandan ortalığı toplayabilirsin. ben öyle yapıyorum. yemek hazır olduğunda ortada bulaşık kalmamış oluyor. kalmışsa da yapacak bi şey yok, yemeği yerim önce.
0
aquarium
(06.11.17)
ben yaparken temizliyorum, makineye koyuyorum. zamanla kazanılıyor o pratiklik.
0
zgrydn
(07.11.17)
Yaparken toparlıyorum bi yandanda sıkıntı olmuyor
0
hernezıkkımsa
(07.11.17)
Yemeği yaparken bir yandan işim biten ne varsa kaldırıyorum. Çalkalayıp makineye atıyorum, elimde yıkıyorum kaldırıyorum falan en son yemekler pişip tabaklara konacağında tezgah tertemiz oluyor evet. Üzerine bir de yediğimiz içtiğimiz bulaşık biriksin istemiyorum ben de.

Bu güzel de her bulaşıktan sonra tezgahın üzerindekileri indirip her yerleri cifleme huyum biraz şov bence.
0
teoridefeminist pratiktegeysa
(07.11.17)
Yemeği ocağa koyduktan sonra o esnada çıkanları topluyorum ama yemek olduktan sonra yemeği bekletmem bunun için.
Bulaşık sonra toplansa da olur. Yemeği zamanında ve sıcakken yemem daha önemli.
0
peggy
(07.11.17)
Bulaşık makinesi boşsa koyarım da çok da şeetmiyorum. Bazen akşam bulaşığı da bekler ertesi günü çok koku yapan bir menü değilse. Üstelik açık mutfağım var. Strese gerek yok.
0
SiyamkedisiZorro
(07.11.17)
yok ben yemek yer bulasik yikarim. ama ev daginiksa hayatta bir sey yapamam.
0
kurnaz
(07.11.17)
(3)

takıma hediye almam gerekiyor mu

mhmtt
yurtdışına eğitime gönderiliyorum. dönerken lokum tarzı bişey alıp tüm ofise dağıtırım diye düşündüm.Ama ekibimdeki kişilere ayrı olarak ufak tefek hediyeler alsam mı ? 4 kişiye almam gerekecek. alsam mı napsam
yurtdışına eğitime gönderiliyorum. dönerken lokum tarzı bişey alıp tüm ofise dağıtırım diye düşündüm.

Ama ekibimdeki kişilere ayrı olarak ufak tefek hediyeler alsam mı ? 4 kişiye almam gerekecek. alsam mı napsam
0
mhmtt
(02.11.17)
al tabi, güzel jest olur.
çifte kavrulmuş fıstıklı lokum. bayılıyorlar ipneler.

edit: pardon dönerken getirecem demişsin. ben giderken yabancılara götüreceksin diye anladım.
bizim ekip de 4 kişi ve yurtdışı seyahat dönüşü çoğunlukla magnet+çikolata gelir. gidilen ülke ucuz ise bardak vs. de gelir.
0
japon askeri
(02.11.17)
Bence gittigin ulkeden iyi bir cikolata cok daha iyi olur. eger hediyelik esya dukkaninda hosuna giden anahtarlik shot bardagi ya da buzdolabi magneti gibi bir sey olursa ekip arkadaslarina hediye edebilirsin.
0
lifeframe
(02.11.17)
Çok sık yurtdışı seyahate çıkıyorum, her seferinde illa ki bir çikolata vs. getirir ofiste herkesin alabileceği yere koyarım. Yurtiçine gitmişsem (örn. GAntep) baklava dağıtırım. Ama ufak hediyelere gerek yok, gerçi 4 kişi az ama magnet alsanız bile tanesi 2,5-4 EUR arasında. Dediğim gibi ben sık gittiğim için bütçede delik açar, sizi bilemedim.
0
SiyamkedisiZorro
(02.11.17)
(18)

arkadasimin beni tanistirdigi kisinin nisanli cikmasi

unicorn
gecen haftalarda bir arkadasimin vasitasiyla biriyle tanistim. bir kez gorustuk ve ben elimdeki verilere dayanarak bugun pat diye evli misin diye sordum. degilim ama sayilirim dedi. nisanliymis. niyetini anlayinca hmm peki gorusuruz deyip konuyu kapadim. sizce bu konudan bizi tanistiran arkadasima b
gecen haftalarda bir arkadasimin vasitasiyla biriyle tanistim. bir kez gorustuk ve ben elimdeki verilere dayanarak bugun pat diye evli misin diye sordum. degilim ama sayilirim dedi. nisanliymis. niyetini anlayinca hmm peki gorusuruz deyip konuyu kapadim. sizce bu konudan bizi tanistiran arkadasima bahsetmeli miyim?

kadin kisisi benim bu arada. bizi tanistiran arkadasim da ayni sekilde ama cok samimi degilim kendisiyle. o yuzden bahsetsem mi bahsetmesem mi kararsiz kaldim.
0
unicorn
(01.11.17)
Bahset tabi neyine kararsız kaldın?
0
Lim5
(01.11.17)
Niyeti neymiş ki?
Konuyu kapat bence ikisi ile de görüşme
0
benaslindayohum
(01.11.17)
Terbiyesiz
0
penquensiqer
(01.11.17)
bahset biliyo muydun de. belki nişanlı olduğunu saklayan bi tiptir o zaman tanıştıranın suçu yok. yok biliniyosa nişanlı olduğu o arkadaşla iletişimi kesersin.
0
rayde
(01.11.17)
rayde +1

belki araci da bilmiyor
0
cedex
(01.11.17)
bana pat diye soyleyen adam sanmiyorum ki gizlesin
0
🌸unicorn
(01.11.17)
Samimi olmadığın bi arkadaşın seni biriyle tanıştırmak istiyor ve sende kabul ediyorsun...

Arkadaşın bu durumu bilmese de buluşman yanlış bence.
0
freetakilir
(01.11.17)
Utanmaz, arkadaşına söyle bence, ama adamın yaptığı çok terbiyesizce.
0
elikası
(01.11.17)
Söyle ve küfür et.
0
shenergy
(02.11.17)
sakin ol belki arkadasin da bilmiyordur ama bu saatten sonra bilse bile a bilmiyordum ayagi ceker eger biraz akilliysa.
0
baldur2
(02.11.17)
Arkadaşına kibarca bahset. Bu arada enteresan adam nişanlı ama biriyle çıkmakta sorun görmüyor (planlı bir buluşmaysa tabii). Öte yandan karşısındaki sorunca hiç gizlemeden nişanlı olduğunu da söylüyor.

Bence nişanlı arkadaşımız "ne olur ne olmaz bir afet çıkarsa kaçırmayayım diye buluşmuş ama nişanlısı size göre daha "güzel / hoş / kafa dengi vs." olunca vaz geçmiş.
0
SiyamkedisiZorro
(02.11.17)
siyamkedisizorro, onu da sordum adama. amacin ne dedim. aramizdaki arkadasligi bir sonraki etaba tasimak istiyormus. aldatma konusunda cok dikkatliymis ama nisanlisi ogrenirse de yapacak bir seyi yokmus.
0
🌸unicorn
(02.11.17)
arkadaşınız sizi niye böyle leş gibi bir insanla tanıştırmış, bence onu da bir sorgulayın. Kendisi de cok iyi tanımıyor ise, böyle işlere bir daha girişmemesini isteyin. Yani, "arkadaşıma söylesem mi" gibi bir sorgulamaya girmeniz bile gereksiz bence, söyleyin tabii.
0
sopiro
(02.11.17)
Bu öyle atlanacak bir mevzu değil. Mutlaka sorun ve nişanı biliyorsa, arkadaşlığınızı kesin.


.
0
kartallar yuksek ucar
(02.11.17)
bundan cikan sonuc, arkadasin senin icin soyle dusunuyor:

senden iyi fuckbuddy olur, bak bu arkadasimla sevisin; ama fazla ileri gitmeyin, nisanlisiyla arasi bozulmasin.
0
midilli35
(02.11.17)
SiyamkedisiZorro +1 anlat ve iletişimi kes bence.
0
foradream
(03.11.17)
arkadasina "herif nisanli, biz niye tanistirildik?" diye sor once bir. kafamizda kurmayalim.

cevaba gore cekeceginiz siktirlerin vurgusunu ayarlariz.
0
e haliyle
(03.11.17)
"Aldatma konusunda çok dikkatliymiş" lafı beni benden aldı.Bu lafın üzerinde devam edecek kadın var mıdır bilemedim, hayretler içindeyim.
0
SiyamkedisiZorro
(06.11.17)
(8)

Erkek icin evlenme yasi 30 gec midir ?

purple rain
evet, soru baslikta. 30 yasinda, isleri fazlasiyla yolunda giden, kariyerli ve sirket sahibi oldugunu varsayalim.gidip 20 yasinda biriyle evlense, dogru olur mu
evet, soru baslikta. 30 yasinda, isleri fazlasiyla yolunda giden, kariyerli ve sirket sahibi oldugunu varsayalim.

gidip 20 yasinda biriyle evlense, dogru olur mu
0
purple rain
(01.11.17)
Olması gereken hangi yaş ise o yaşta evleniverir. Önemli olan eş adayının gönüle sinmesi.
0
yaren
(01.11.17)
Erkeğin evlenme yaşı geç değil yalnız 20 yaşında biri olgun olmayabilir. evlilik evciliğe dönebilir.

edit: istatistikler

Türkiye: aa.com.tr

ABD: www.amerikaninsesi.com

Almanya: www.hurriyet.com.tr
0
idexo
(01.11.17)
benim gibi biriyseniz geçtir. ama sürekli takılacak kız buluyorsanız değildir.
0
qazedcsrfvtyhngujmkol
(01.11.17)
qazedcsrfvtyhngujmkol+1
0
nickini degistiren yazar
(01.11.17)
Bence erkendir.
0
ms brownstone
(01.11.17)
Erkek için 30 yaş geç değil, bence kadın için de geç değil. Ama 20 yaş çok çok çok erken. Üniversite bile bitmemiştir. Bana göre olmaz, ama belki siz öylesini istiyorsunuzdur, bilemem...
0
SiyamkedisiZorro
(02.11.17)
biz evlendiğimizde ben 20, eşim 34 yaşındaydı. 4 senedir çok mutlu ve huzurlu süren bir evliliğimiz var. eğer gerçekten doğru kişi olduğunu düşünüyorsanız ve gerçekten çocukça triplere girmiyor, yaşından daha olgunsa ve anlayışlıysa her iki taraf da neden olmasın ki ?

evlilik biraz evlendikten sonra anlaşılan bir şey. sevgililik gibi bir şey değil. iyi düşünüp taşınmak lazım. her gün ve senelerce birlikte zaman geçirmekte bir sakınca görüyor musunuz onu düşünün. anlık duygulara kapılıp gelecek planları yapmamak lazım. her şeyi karşılıklı oturup konuşmakta da fayda olabilir.
0
vedderbaug
(07.11.17)
20 ile 30 arasında çok fark var. hani 30 ile 40 olsa anlaşılır da 20-30? ben kendimden 10 yaş büyük biriyle evlenmezdim. adam en başta yaşlanmış oluyor, birçok şeyi deneyimlemiş, öğrenmiş. kadın ise yolun başında. dengesiz.
0
pinkpeony
(01.03.18)
(4)

çok aşık olarak evlenenler ...

ssiradanbirigibi
nasıl bir evlilik hayatı geçiriyorlar? özellikle 6-7 yıl gibi uzun -ve bol kavgalı- sevgililik dönemlerinden sonra olanları... mutlu oluyorlar mı çevrenizden edindiğiniz tecrübelere göre?
nasıl bir evlilik hayatı geçiriyorlar? özellikle 6-7 yıl gibi uzun -ve bol kavgalı- sevgililik dönemlerinden sonra olanları... mutlu oluyorlar mı çevrenizden edindiğiniz tecrübelere göre?
0
ssiradanbirigibi
(01.11.17)
dediğin gibi evlenip boşanmış birini tanıyorum. ama arada bir mevzu var bana dinlerken tuhaf geldi. kadın kişisinin üniversiteden beridir arkadaş olduğu biri adam var, bizim aşık evli abi kadına evlenmeden önce diyo ki bu herifte bir yanlışlık var sana bakışlarından, bize gidip gelmesinden hoşlanmıyorum. bir müddet kavga edip duruyolar bununla ilgili. neyse sonra sonra mevzu sönümlenmiş, daha yakından tanıdıkça arkadaş gibi olduk falan diyo abimiz o adamla. o arkadaşlığın öyle masum olmadığı yavaş yavaş kendini belli edince ayrılmışlar, ama ayrıntısını anlatmadı, ben de utandım sormaya.

kadın, eşiyle (şimdiki eski) ve üniversiteden arkadaşı olan kişiyle yakın zamanlarda tanışmış. hani ortada kırk yıllık arkadaşını sil benim için gibi bir mevzu da yokmuş.

tuhaf gelen, kadını da anlamadım. hani madem tanışıyolar bana bunu anlatan abiyle değil de o adamla evlenseymiş. bizim abiyi de anlamadım, hem rahatsız eden bişeyler olmuş öyle hissetmiş adamın bakışlarında; hem de sonra sonra muhabbetimiz uydu diye anlatıyo.

garip yani ama bu sorduğun sorunun konusuna göre epey istisna kalır; yani inşallah öyle kalıyodur.
0
dafaisss
(01.11.17)
Böyle tanıdığım çiftler var geneli gördüğüm kadarı ile memnun. Çok şükür ayrılan yok, standart evlilik işte kişi zaman tatlı kişi zaman acı yanlarını yaşıyorlar herkes gibi
0
gazozailacatmauzmani
(01.11.17)
Çok aşık olup bol kavgalı bir sevgililik dönemi olmaz - bence. Çok aşık olduğun zaman zaten karşındakinin gözüne batan yanlışını bile göremezsin. Bir de şartlar müsaitse sevgililiğin uzamasına gerek yok, evlenirsin ki onunla.
Anlattığınız tanıma uyan - çok aşık olduğunu sanan insanlar bir süre sonra ayrıldılar. Yorucu çünkü...
0
SiyamkedisiZorro
(01.11.17)
Benim gördüklerimin evliliği genelde pek mutlu değil. Adamın gözü dışarı kayabiliyor, normalde hiç o tarz bir insan değilken, çapkın değilken, gözü sevgilisinden başkasını görmezken, evlenince bi merak uyanıyor. ''keşke seni daha önce tanısaydım, mesela 7 sene önce'' falan diyebiliyor başka kadınlara.
Ya da ''senelerdir onu gördüm onu bildim, kardeş gibi hissediyorum sanki cinsiyetsiz gibi, tüm acımı sevincimi ona anlatmak istiyorum ama karşı cins gibi gelmiyor artık'' diyenler de var.

Bi de uzun süre sevgili olup cinsellik için evliliği bekleyenler birden boşanabiliyolar, böyle bi örnek de var 5 sene sevgili olup 4 ayda boşanan.
0
megalomaniac
(01.11.17)
(5)

Evinizde öğrencilikten kalan eşyalarınızı kullanıyor musunuz?

ms brownstone
Mobilya, mutfak eşyaları vs. soruyorum. Biz öğrencilikten kalanları kullanıyoruz. Zaten aynı evdeyiz hala ama mesela bazen güzel bir şey görüp beğeniyorum. Alsam mı diye düşünürken evdeki diğer şeylerin yanında sırıtacağını falan düşünüp vazgeçiyorum. Zaten ev de küçük, bir şeyler atılmadan yenileri
Mobilya, mutfak eşyaları vs. soruyorum.

Biz öğrencilikten kalanları kullanıyoruz. Zaten aynı evdeyiz hala ama mesela bazen güzel bir şey görüp beğeniyorum. Alsam mı diye düşünürken evdeki diğer şeylerin yanında sırıtacağını falan düşünüp vazgeçiyorum. Zaten ev de küçük, bir şeyler atılmadan yenilerine yer bulmak çok zor. Bazen de taşınınca evi komple yenileriz diye düşünüyorum ama bir yanım da eskiler hala kullanılabilirken yeni almanın gereksiz olduğunu düşünüyor.

Siz kullanıyor musunuz öğrencilik yıllarından kalma eşyalarınızı? Yoksa çalışmaya başladıktan sonra yenilediniz mi eşyalarınızı? Eskiler hala iş görürken yenilerini almak ne kadar mantıklı sizce?
0
ms brownstone
(31.10.17)
Evet ama yavaş yavaş değişiyorlar.
Arada almak istediklerimiz olunca alıyoruz.
0
fasulyek
(01.11.17)
Ooo öğrencilik değil ama evimde her telden eşya var. Mesela perdelerim ve halılarım resmen toplama. Eşimin öğrenciliğinden kalan kitaplık var. Biz evlenip bambaşka bir şehire yerleştik tayin olaylarından dolayı. Hesapta 1.5 sene kalacaktık ama 15 temmuz nedeniyle 3 sene oldu kaldık burda tayin çıkmadı. Eşya alırken çok sıkılmıştım yanımda eşim dışında fikir verecek kimse yoktu, yabancı bir şehir hiç arkadaş yok. Eşim de daralır zaten çok gezemez alışveriş yaparken. Primer mobilya takımlarını aldıktan sonra bana o kadar daral geldi ki, annemden köy evinin yedek perdelerini, fazla halılarını istedim. Kalıcı olacağımız bir şehire taşınınca değiştircem hepsini. İş görse bile perdeler ütü istiyor, sene olmuş 2017 ben hala perde ütülüyorum. Evi dekore etme hevesimi büyük şehire taşınacağımız zamana bıraktım. Bu şehirde kezban evi tarzı şeyler var, hiçbirşey alamıyorum.
0
curukturpkokusu
(01.11.17)
ben kullanıyorum. ki ben öğrencilikten beri 4 kere taşındım ikisi yabancı ülkede :) şimdi de 5. evdeyim ama bir evden diğerine götürebildiklerimi kullanıyorum. taşımak mantıksız veya imkansızsa mecbur dağıtıyorum eşyaları...

eşyalarımı seviyorum. eşyalarımla aramda duygusal bağ gelişiyor (benim sevme kapasitem yüksek biraz) işe yarar eşyayı neden durup dururken yenileyeyim bilmiyorum ? zaten taşınırken mecbur bir kısmını dağıttığım ve sıkılacak kadar süre 1 evde kalmadığım için bana öyle geliyor da olabilir ama genel olarak israf gibi sanki.
0
niye ama
(01.11.17)
Geçen babamın öğrencilikten kalma 2 koltuğunu attık. 80de üniversiteye gitmiş neredeyse 50 yıllık koltuklar. İlk maaşımla aldım ben onları ilk eşyalarım diyince annem kıyamamış yüzünü değiştirdik eskidikçe.
0
jazzabel
(01.11.17)
Öğrencilikten kalma çalışma masamı ve onun kütüphanesini kızım kullanıyor <3

Evimizdeki halılardan birini annem evlenirken çeyiz olarak getirmiş. Bunların her ikisi de yüzyıl geçse de değeri olan şeyler. Ama ben zaten genelde az ve öz alıp uzun süre kullananlardanım. Eskisi güzelse ve iş görüyorsa yenisini almam. Klasikçiyim.
0
SiyamkedisiZorro
(01.11.17)
(27)

İstifa edip iş kurmak

six packsiz
Var mı bunu yapan? siz veya tanıdıklarınız.Başarı oranları nedir? Ne iş yaptılar?
Var mı bunu yapan? siz veya tanıdıklarınız.
Başarı oranları nedir? Ne iş yaptılar?
0
six packsiz
(31.10.17)
Ben sayılabilirim kendi işimi kurdum. Başarılı değilim ama başarısız da değilim.
Ekşide büyükbaş hayvancılık yaptığını yazan biri vardı. Onun entrysi epeyce detaylı ve güzeldi.
Öncelikle hiç bilmediğiniz bir konuda başlamayın. En az bir yıl hiç gelir elde edemeyeceğinizi göze alın.
Moda'da yerim var ve o kadar çok açılıp kapanan dükkan gördüm ki. Hepsi üçüncü ayında taş çatlasın beşinci ayda battı.
Düzgün iş planları yoktu. Direk iyimserlik hakimdi. Üç ayda müşteri oturur dediler ama oturmadı.
En az bir yılda tanınıyorsun.
iyi bir iş planı lazım diğer türlü zor.
İyi örnekler de var tabi.
Tshirt canta vs tasarımı yapan bir arkadaşım var. Tekstil sektöründe çalışırken yandan yandan başlamış işine zamanla tam zamanlıya geçti.
İki tane dükkanı var. Giyimi yaşam tarzı değişti. Koleksion vs yapıyor. Müşterileri ile sürekli iyi bir ilişki kurmuş durumda.
Bir diğer örnekse el yapımı takılar yapan bir yer. Aile işletmesi üç kişi üretiyor ve iki tane de mağazada duran çalışanları var. 60bin civarında ciroları var. Onların sansı da iyi satış elemanları seçmiş olmaları. Satış elemanları ikna edici ürünü tanıyor ve seviyorlar. DüZgüm giyimliler, hafif tarzlar ama snop asla değiller. Yapılan ürünn özel olduğunu müşteriye de hissettiriyorlar.
0
fasulyek
(31.10.17)
Allah aşkına butik cafe kurmayın. Kaçıncı beyaz yakalı evin karşısındaki dükkana cafe açıp bir sene içinde batıyor. Günahtır.
0
SiyamkedisiZorro
(31.10.17)
Ben ve ortağım yaptık.

Aynı firmadan çıktık, aynı sektörde rakip olarak karşılarında yer aldık.

Başarı oranı olarak ta, bizi rakip olarak görmeleri bir gösterge. Kimseye Muhtaç olmadan geçen günleri de başarı olarak kaydediyorum.
0
kaosu
(31.10.17)
İyi olanların ortak özelliği işlerine gerektiğinde yatırım yapabilmiş olmaları. Çünkü işi büyütmek istiyorsanız. Param yok yapamam deme lüksünüz yok.
Ben işten kazandığımı yine işe yatıyorum. Cidden çok az parayla geçiniyorum. Bazen yandan freelance başka alanda iş yapıyorum. Atölyeye gittiğim günler dışarda yemek yemiyorum yanıma alıyorum mesela.
0
fasulyek
(31.10.17)
Var. İstifa... Sonra arkadaşımla güzel bir yerde şık bir Tobacco Shop açtık :) Hatta millet şurada fotoğraf çekilebilir miyiz bile diyorlardı:) İlk başlarda zor oldu ama sonra beklediğimizden fazla iş yapmaya başlayınca 2. şubeyi yeni açılan bi alışveriş merkezine açtık. Aralarında mesafe olunca zorlanmaya başladık. Birini kapatıp, diğerini harcadığımızdan 2 katı fazla paraya devrettik, güzel bi kiraya verdik. Şimdi ne açabiliriz diye düşünüyoruz. 9 aydır düşünüyoruz gerçi bakalım nolacak :))

Başarı oranı bence hırsına ve hesabına kitabına bağlı. Ben iş yerlerinde çok hırlanıyordum. 3 kuruş para verip sömürdükleri kadar sömürüyorlardı. O sıra manav bile olsa açacaktım ama ileride devrederiz mantığı ile tekel açtık işte :) İyi para kazandım, güzel eğlendim gezdim. Ama hiç değilse ne olursa olsun kendi işin. Bu güzel oluyor..

Bizim gibi esnaf olacacaksanız. açacağınız yer önemli, bi kaç aylık kirayı şimdiden ayırın, ilk aylar zor olacak dayanın. Öyle bu kesin tutar, bu işte para var diyerek açılan çoğu yer 1 senesini tamamlamadan patlıyor.

Bir başka arkadaşım reklam ajansında çalışıyordu. Ben sabahları kalkamıyorum abi zor geliyor ya, senin gibi yaşamak istiyorum diyip kendi ajans gibi bir şeyini kurdu. 3-4 oldu geçen hafta içerken abi ilk ay zordu ama geçen ay maaşımdan fazlasını aldım, hiç değilse kimseyle uğraşmıyorum dedi. Ama kendisi yabancı forum, ne kadar tasarım sitesi, yaratıcılık sitesi varsa hepsinde aktif saldırıyor. Suudi birini bağlamış, kafeci mi ne. Ona tasarım yapmak için hafta sonu Suudi Arabistan'a gidiyor. Bildiğiniz, kafanızın yattığı şeyi yapınca başarı olur. Neden olmasın.
0
eazy
(31.10.17)
Istifa degil ama ogretmenlik okurken ticarete atildim.okulun ucuncu senesi 20 okul arkadasim personelimdi. Okul bitince ogretmenligi hic dusunmedim. Bir kac farkli is yaptiktan sonra 15 sene once bir arkadasin telkiniyle bijuteriye basladim. Iste pismek icin pazarda isportada satis yaptim.sonra yazlik yerlerde stand kiraladim en zevjli ve kazancli kismi o zaman basladi.gunduz denizde gece tezgahtaydim.100 gunluk sezonda haziran eylulde gunluk 500 temmuz agustosta gunluk 1500 2000 topluyordum ve benim gibi ehlikeyf adam icin mukemmeldi.10 sene kadar oyle devam.etti karimi hep yedim sermayemi korudum.o ara hayatimin hatasini yapip tekstile bulastim hem psikolojim bozuldu hem her seyimi kaybettim. Bir sene bosluktan sonra bijuteriye borclanarak tekrar girdim. Ise daha ciddi daha kurumsal yaklastim.sezonu daha uzun yazliklari sectim. Daha kaliteli daha pahali ama arkasinda durabilecegim mallar sattim. 12 ay kazanabilecegim sistemi kurdum.ardindan al satla toptan dagitmaya basladim ufak ufak.instagramda satis yapanlara vermeye basladim.gulsahintakitezgahi,sepsekers gibi deli kazanan musterilerim oldu.sonra da isin en zahmetli kismina soyundum.imalat.o kismin henuz basindayim daha yorucu ama ben mutluyum.
0
a r a m i s
(31.10.17)
Amcamın oğlu var. Fabrikada bakım personeliydi. Kafası çalışan biriydi. Her gün işe gidip gelmek için 3 saatini harcamaktan bunalıp, oto sanayide kendi servisini açtı. En son bir tane Porsche'nin şanzımanını tamir ediyordu. Hatta bir kere bizim garaja da getirdi. İşi sayesinde bayağı çevre yapmış durumda. Zaten sadece Mercedes, BMW gibi kaliteli otomobillerle uğraştığı için angarya iş çok olmuyor ve gelen müşteriler zengin oluyor. Bu sayede sürekli müşteri akışı oluyor. Hatta bulunduğumuz ilde bu işi yapan tek yer olması nedeniyle bayağı avantajlı konumda. Bence girişimcilikteki en önemli etken, girişimcinin içinde yatan hazineyi fark etmesidir. Bir insan ben bu hayatı hak etmiyorum, daha iyisini yapabilirim diyorsa o kişi doğru adımlar attığı takdirde ve gerekli kişilerden akıl ve tavsiye aldığı sürece o kişinin önü açık olur. Kendilerini aşmaya çalışmayan insanlara da maşallah demek kalıyor bu durumda.
0
dissendium
(31.10.17)
Şu ekonomik ortamda çok riskli bir hareket. Şu üçünden birisi olursa, denenebilir:

* Hiç iş yapamasanız bile, sizi 6 ay-1 sene idare edecek paranız varsa.

* Sabit giderleri karşılayacak en az bir müşteriniz halihazırda varsa.

* İşi kapattığınız anda, çok kısa bir sürede eski işinize veya başka bir işe girebilecekseniz.


.
0
kartallar yuksek ucar
(31.10.17)
Şöyle başarı hikayeleri daha bir gaza getiriyor. Daha da bekliyorum yazmanızı :)
0
🌸six packsiz
(31.10.17)
Ben de dahil cevremde boyle cok insan var. Ben maasli isi birakip takı ve cuzdan satarak basladim cuzdanda cok hata yapinca sadece takiyla devam ediyorum.bir arkadasim da sahaf acti eskisehirde.bir sene hep zarar etti ama simdi turkiyenin en iyilerinden biri. Baska bir arkadasim da kardesi icin kendi sermaye verip tayt satmaya basladilar sonra kendisi de istifa etti.iki sene tayttan sonra gumus isine girdiler bes seneden fazladir da gumusculer.
0
zargana75
(31.10.17)
Ben yapim geregi zaten baskasinin isinde calisamam saniyorum.24 yasima kadar calistim tecrube icin.ama hep aklimdaydi is kurmak.24 umde kurdum 15 senedir de devam ediyor.kendimi ticaretin disinda bisey yaparken hayal edemiyorum.
0
terastaki havlu
(31.10.17)
Ticaret icin yaratilmis insanlar var bir de asla ticaret yapamayacak insanlar. Ticaret yapamayacak insanlardan olup da dogru ortaklik dogru projeye dahil olabilenler de var tabi
0
fatih in fedaisi
(31.10.17)
arkadaşım var
meslek lisesini bitirdiği günden beri aynı -teknik- işte satın almacıydı
20 yıla yakın çalıştı (16 yaşında başlayınca öyle oluor) kendi firmasını kurdu. aynı sektör. sadece maaşlı eleman olarak değil patron olarak çalışıyor. sadece ev-dükkan kredisine ayda 20bin lira ödediğine göre herhalde kazanıyor.

ben istifa ettim ama işyeri açmak değil freelance'a geçtim. bunun avantajı; tek sermayem beynim. 5 yılda 1 de bilgisyar gerekiyor :) başka masrafı yok.
0
niye ama
(01.11.17)
Ben. Herkesin en saglam en guzel seymis gibi davrandigi benim icinse cok bogucu meslegimi ilk gunden sevmedim.ilk sene de biraktim.alti ay garsonluk yaptim cevremdekilerin gozbebekleri buyudu. Kafayi kirdigimi sandilar.cunku etiket her seyleriydi.o 6 aylik garsonlukta ticaretin garsonluk disinde her alanda ise yarayacak her seyini ogrendim.cunku ticaret sermayeden degil bakis acisindan cesaretten ve iletisimden gecer. Ilk ikisi bende zaten vardi. Garsonlukta da utangacligimi kirdim. 7nci ayda ilk isimi kurdum. 2 sene resmen para bastim.yaptigim isle ilgili yasalar degisti ve yatirimimi baska alana kaydirdim bir sene o iste ortalama para kazandim is iyiydi ama yorucuydu sıkıldım. Ucuncu ve kalici meslegimi o ara kesfettim.600 lira ile basladim ilk gun sermayemden fazla satis yaptim 720 lira.bu is olur aga dedim. O gun bugundur meslegim degismedi 10 yildir. Onemli olan asla sermaye degil. Start verip cabalamak.para her zaman afili islerde degil kucumsenen islerdedir. Bu bahsettigim 3 is de oyle islerdi. Son asil meslegimde hala pazarin yuzde 90 i bosta ama bu islere uyanan kimse yok.herkes kafayi ayni ise yaramaz islere takmis. Yok cigkofteci yok donerci yok startup yapip voleyi vurmak yok butik acmak yok cafe acmak yok aliexpresten mal getirip satmak. Cogunun bunlari bile yapacak cesareti yok da bunlari yapanin da aklindan suphe ederim.
0
a summer day
(01.11.17)
bildiğin işi yaparsan olur. cesur ol. yolun açık olsun.
0
Apocalypse
(01.11.17)
Ben hikayemi yazdım ama tekrardan bi a summer day artı 1 demeye geldim :)

Ama butik konusuna katılmıyorum. Bizim cadde üzerinde 3 tane var deli gibi iş yapıyorlar. Şahsen benim Tobacco'dan sonra kafama yatan ikinci iş.. Kiraya verdiğim adam büyük ihtimalle nisan-mayıs gibi çıkacakmış. Hemen oraya şık, şöyle cool bir butik patlatacağım :)
0
eazy
(01.11.17)
Bizim iş yerinden ayrılıp, kendi işini yapan kişiler tanıdım. Hepsine eski patronları ayrılırken "sen yapamazsın, beceremezsin, öyle kolay değil bu işler" derdi. Hepsi gayet güzel kendi işlerini yaptı. Evini, arabasını aldı, dükkan alıp kiraya veren var. Koşturursan her şey olur. İnsanın kendi işi olunca daha çok emek harcaması gerekiyor yalnız.
0
arockm
(01.11.17)
@eazy is yapiyorlar da nerden ne alip satiyorlar biliyor musunuz? Cool butik tabelayla falan olmuyor.tekstille ugrasip psikolojisi yerinde olan bir kisi var mi hic arastirdiniz mi? Elli kiyafet deneyip hicbirini almayan kadinlarla ugrasmak ve hepsini tek tek katlamak da cool mu:) cafe restoran acip gece gunduz bayramda bile calismak isteyenlerri bir de dakka basi trend degisen deli gibi rekabet olan ve bedenlerin dortte biri elde kalinca zararina satilan butik islerini cazip bulanlari asla anlamicam. Uzaktan davulun sesine degil tokmagin altinda anasi aglayana da bakin arada bir.cicek kozmetik bijuteri saat hediyelik gibi kolay olumsuz hep karli isler varken bunlara donup bakilir mi.
0
a summer day
(01.11.17)
a summer day;

''Tekstille ugrasip psikolojisi yerinde olan bir kisi var mi hic arastirdiniz mi?''

- Annem var, manyak evet :)

''is yapiyorlar da nerden ne alip satiyorlar biliyor musunuz?''
- Evet biliyorum :)

Vazgeçtim. Hediyelik eşyacı açıyorum :))
0
eazy
(01.11.17)
:)))) @eazy mutlu olmak istiyorsan dogru karar.her sey para degil.
0
a summer day
(01.11.17)
Kanvas tablo isindeyim pazari kucuk ama zevkli is.yalniz bu bijuteri isi gercekten tatli is.zahmeti riski yok 1 e alip bese satiyorlar yukte hafif pahada agir. Nerden nasil baslanir bilsem ikinci is olarak ben de direk atlarim.
0
fatih in fedaisi
(01.11.17)
Baska basari hikayeleri ekleyen olsa da biz de feyizlensek.
0
a summer day
(02.11.17)
isott ekleyecekti ama vazgeçti sanırım.
0
🌸six packsiz
(02.11.17)
fasulyek
(02.11.17)
Bu basliktan dolayi sayisiz soru ve msj aliyoruz ama uzun uzun cevap yazdigimiz insanlar bir tesekkur mesaji bile atmiyor cevap olarak.bu cok heves kirici.
0
a r a m i s
(03.11.17)
buradaki gibi, uzun uzun, ince cevaplar yazilinca cok hisleniyorum...

fakat, alla'im burayi buyuk yazacagim: BASARI HIKAYELERI OKUMAK COK YANILTICI OLABILIR.

ben sorudaki isi aynen basardim; hala ilgili borclari oduyorum.

cunku is planimda aciklar vardi, pazara dair bilgim kitabiydi, insanlar hakkinda iyimserdim, para dusunmek huyum degildi, ve saire...

cok ogreticiydi de... cok mu lazimdi? bilmem... millet sana basarilarini anlatir. o oyle yapmis, bu boyle kazaniyormus, bilmem ne... kimse sana icmeden uyuyamadigini, aylardir kiyafetleriyle sizdigini, gunde kac agri kesici aldigini bilmedigini, bilmem nereden bekledigi paranin da gelmedigini, kirayi odemek icin nenesinden kalan bilezigi sattigini anlatmaz.

aman, diyorum.
0
e haliyle
(03.11.17)
Yok mu yahu daha yaratici seyler.
0
fatih in fedaisi
(09.11.17)
(4)

kendini savunmak ve beynin calisma hizi

mayeskuel
sabah sabah kafama takildi. atiyorum biriyke tartisiyorsunuz o hengame esnasinda sizin kabul etmeyeceginiz gaf yapiyor yada bisey soyluyor. saniyenin 10da biri kadar hizli olan bisey bu.siz bu gorusunun uzerine gidince dakikalarca aciklama yapiyor. yaptigi aciklamalar genelde uzerine bikac dakika du
sabah sabah kafama takildi. atiyorum biriyke tartisiyorsunuz o hengame esnasinda sizin kabul etmeyeceginiz gaf yapiyor yada bisey soyluyor. saniyenin 10da biri kadar hizli olan bisey bu.

siz bu gorusunun uzerine gidince dakikalarca aciklama yapiyor. yaptigi aciklamalar genelde uzerine bikac dakika dusunulecek seyler.

ben boyle durumlarda karsimdakini dikkate almiyor ve bunu caresiz bi ego cirpinisi olarak goruyorum. siz ne dersiniz bu konuda.

yani gaf yapmak 0.3 sn ama aciklamasi 3 dk. beynin calisma sistemine aykiri bence.
0
mayeskuel
(26.10.17)
Bence kesinlikle dinlemek gerek mantıklı açıklaması olabilir. Ben hep açıklama yapan biri olarak söylüyorum açıklama yapmak doğal olarak çok uzun sürüyor.

Tabi bu düşünceye göre değişir ama ben kendimi etik olarak en olması gerekene yakın gördüğümden insanlarda toplumda her şeyde baktığımda hemen aklımda en mantıklısı beliriyor. En kolayda insan ilişkilerinde beliriyor. O yüzden bir şeyin kısa anlatımının yanında uzunu da hep oluyor. Yani bir şeyin kısa anlatımında yanılsam da uzunca anlatınca o durum düzelebiliyor. Tabi bunu ego çırpınışı gibi görenlere kesinlikle açıklama yapmıyorum :D

Bu olayın en içinden bildirdim.
0
freetakilir
(26.10.17)
Söz gümüşse sükut altindir
0
moderniko
(26.10.17)
Yapılan gaf çoğunlukla kişinin aslında düşündüğü fikrin (filre edilmeden) ortaya saçılmış hali. Dolayısıyla genellikle karşındaki/ karşımdaki kişinin özrü o lafı düşünmediği için değil söylediği için oluyor, ve ben de çoğunlukla dikkate almıyorum.
Dil sürçmeleri konumuzun dışındadır.
0
SiyamkedisiZorro
(26.10.17)
Edit: benim anlattığım durum gaf olarak ortaya çıkmıyor. Gafın @siyamkedisinin dediği gibi bir olayı var. İstenmeden söylenen gerçek düşünce olma özelliği. (Doğru yanlış ayırdı yapmadım çünkü doğru olsa gaf şeklinde ifade edilmezdi ve böyle de anlatılmazdı.)

Söylediğini sadece gaf olarak alırsak büyük bir ihtimal sırf bu anlatımdan dolayı kabul görmezdik.
0
freetakilir
(27.10.17)
(12)

hangi ofis ayakkabisi

jimicik
guzel sizce?https://www.hotic.com.tr/p/19518/vikot-siyah-kadin-topuklu-bothttps://www.hotic.com.tr/p/19414/balzan-gri-kadin-topuklu-bothttps://www.hotic.com.tr/p/19423/cilp-siyah-kadin-duz-bothttps://www.hotic.com.tr/p/19219/adios-haki-kadin-duz-ayakkabi
0
jimicik
(24.10.17)
İlla seçenekler bunlarsa Vikot. Diğerleri çok kötü
0
matilda
(24.10.17)
aralarında en güzel 1. diğerleri çirkin.

şunlar daha güzel bence;
www.hotic.com.tr
www.hotic.com.tr
0
elorelia
(24.10.17)
kesinlikle 1. diğerleri hiç hoş değil.
0
curukturpkokusu
(24.10.17)
ben de vikotu sevdim ama korkuyorum topuklu ya, vurur ayagima diye.
bir de o bot 39 Numara ince ama uzun ayakta nasil durur sizce? yani palet gibi mi olur :(
0
🌸jimicik
(24.10.17)
kesinlikle 1. bende digerlerini hic sevmedim. hatta 1 ide pek sevmedim. o tarzda daha güzelini bulursun.
0
kismisolungac
(24.10.17)
1. si içlerinde en iyisi gibi ama o da hiç 255 tl'Lik ayakkabı değil,ucuz duruyor.
3'ün modeli iyiymiş ama kırmızı tabanı bozmuş.

Ben geçen hafta İnci'nin bir botunu aldım Trendyol'dan.çok daha uygun ve şık modeller var.inci'ye de bakın bence.

www.trendyol.com
www.trendyol.com
0
demoniclewinsky
(24.10.17)
Açık ara 3 numara.
0
harvey
(24.10.17)
3. dışınmdakileri hiç beğenmedim.
3 numara, açık ara en tarz ve şık duran içlerinde.
0
pangea
(24.10.17)
Eloria'nın Trista'sını daha çok beğendim, seninkiler içinde de Vikot. Topuklu diyebileceğin bir şey değil bence.
0
SiyamkedisiZorro
(24.10.17)
bence hiçbiri. belki 1
0
aquarium
(24.10.17)
ilk kez bunu diyorum şurda: hepsi kötü.

Ama vikot'u giyene karşı önyargım olmaz.
0
lcha
(24.10.17)
vikot diğerleri çöp.
0
dedim ben sana
(24.10.17)
(13)

En sevdiğiniz 80'ler şarkıları hangileri?

iwasbornonamountainside
80'lerden bir playlist hazırlıyorum. Bütün önerilerinize açığım :)
80'lerden bir playlist hazırlıyorum. Bütün önerilerinize açığım :)
0
iwasbornonamountainside
(18.10.17)
Iron Maiden - 2 Minutes to Midnight www.youtube.com

bütün önerilere açığım dedin \m/
0
AlsterWasser
(18.10.17)
self control'suz 80'ler listesi eksik olur bence

www.youtube.com
0
der meister
(18.10.17)
Taylor Dayne de olsun orda.

tell it to my heart -- > www.youtube.com

I'll be your shelter --> www.youtube.com
0
AlsterWasser
(18.10.17)
sweet child of mine
(klişeden öldü)
0
istanbul kanatlarimin altinda
(18.10.17)
yes-owner of a lonely heart
cheri cheri lady, you're my heart/soul, brother louie - modern talking
toto - hold the line
0
Bruce
(18.10.17)
Another day in paradise
Boat on the river
Jeanne
Ice ice baby
Lambada
0
a r a m i s
(18.10.17)
burn in hell - twisted sister
youth gone wild
quicksand jesus
i wanna be somebody - wasp
child in time
0
skid row
(18.10.17)
abba - the day before you came
starship - nothing gonna stop us now
starship - we built this city
survivor - burning heart
robert tepper - no easy way out
alphaville - forever young
bananarama - cruel summer
bananarama - venus
dead or alive - you spin me round
the jacksons - can you feel it
men at work - who can it be now?
cyndi Lauper- time after time
bonnie Tyler - total eclipse of the heart
0
sporty
(18.10.17)
Top Gun müziği- Take my breath away yoksa o 80'ler eksiktir ;)

www.youtube.com
0
orion
(18.10.17)
Depeche mode - lie to me / strangelove / behind the wheel / never let me down again
0
EasyTiger
(18.10.17)
Toto - Hold The Line denmiş, + on milyon yapıyorum.
A-ha - Take On Me
Journey - Don't Stop Believing ile Separate Ways
Alice Cooper - Poison
Phil Collins - Against All Odds
Bon Jovi - Livin' On A Prayer
Simply Red - Stars
Hall & Oates - Maneater
Billy Ocean - Caribbean Queen ile Suddenly
Michael Sembello - Maniac
Whitesnake - Is This Love
Cutting Cree - I Just Died In Your Arms
Culture Club - Karma Chamelion
Def Leppard - Love Bites
Duran Duran - Come Undone
Bir de Guns 'N Roses - Don't Cry
0
aychovsky
(19.10.17)
madonna - la isla bonita ilk ezberlediğim şarkıydı
falco - jeanny
modern talking - brother louie
0
devilone
(19.10.17)
MJ- Billie Jean, beat it, neredeyse bütün şarkıları
Madonna: La isla bonita
Eurythmics - Sweet dreams
kim söylüyordu hatırlayamadım ama footloose
Cyndi Lauper - Girls just want to have fun
Rocky'de çalan Eye of the tiger
Nena -99 Luftballons
0
SiyamkedisiZorro
(19.10.17)
(11)

istanbul'un ideal nufusu sizce ne olmali?

mayeskuel
soykirim oncesi kamuoyu yoklamasi gibi oldu; ama merak ettim.
soykirim oncesi kamuoyu yoklamasi gibi oldu; ama merak ettim.
0
mayeskuel
(18.10.17)
7 milyon.
0
mezarkabul
(18.10.17)
3 milyon avrupa 1.5-2 milyon anadolu
0
la noix
(18.10.17)
şu an 20 milyon ya, 10 bile olsa cennete döner yeminle. 5-6 olursa düşünemiyorum.
0
bohr atom modeli
(18.10.17)
10
0
glamdr1ng
(18.10.17)
2 milyon max. ama şehirleşme yüzölçümü hemen hemen aynı kalmalı.
0
captainobvious
(18.10.17)
5 milyon falan.

Bayramda seyranda hemen hemen o seviyeye geliyordur herhalde, mis gibi oluyor valla ne trafik ne de başka bir dert kalıyor.
0
chicha
(18.10.17)
son on-on beş yılda türeyen abuk sabuk uydukentleri, "yarakkentte yeni bir yaşam yükseliyor" reklamlarına konu olan yerleri falan dışarıda bırakıp sadece gerçek şehri bırakacaksın, nüfusu da maksimum 2 milyona indireceksin mis gibi olur.
0
sir gawain
(18.10.17)
İstanbul 5 milyondan ötesini kaldıramıyor. İnsan gibi yaşamak için 5 milyonluk İstanbul.
1985'de 5 milyon civarındaymış şehir. O zaman bile Bköy-Taksim rotası için 1 saat hesaplamak zorundaydık, ama 20 dk'da da gittiğimizi hatırlıyorum.
0
SiyamkedisiZorro
(18.10.17)
1 milyon, ayrıca istanbul'a pasaportla girilmesi lazım, ankara ötesini kastediyorum buradan.
0
killerbee
(18.10.17)
plastic_angel
(18.10.17)
10 milyona dayandığında, bunun konuşulduğunu hatırlıyorum o zamanlar. Hakikaten belli bir kalabalık da olmuştu. Tabii, o zaman şehirleşme mutlaka daha ufak bir alandaymış. Bugünkü şehirleşmiş alana göre söyleyecek olursak 7-8 milyon iyi olurdu muhtemelen.
0
skooma
(18.10.17)
(2)

Sebze yikama makinesi kullanan var mi?

Traveller
Hangisini kullaniyorsunuz? Yikama icin soruyorum
Hangisini kullaniyorsunuz? Yikama icin soruyorum
0
Traveller
(17.10.17)
Yıkama mı yoksa kurutma mı?
0
fasulyek
(17.10.17)
Sebze yıkama makinesi nedir acaba. Ben salata kurutma aletini biliyorum. Büyük salata yapacaksam kullanıyorum.
0
SiyamkedisiZorro
(17.10.17)
(9)

kayısı yağı kullanan var mı

Sour
özellikle saçları için kullananlar var mı? nasıl bir sonuç aldınız?
özellikle saçları için kullananlar var mı? nasıl bir sonuç aldınız?
0
Sour
(16.10.17)
Ben yıllar önce dirseklerim kuruyor diye aktardan almıştım. (Kanıyordu bildiğin) o çok iyi gelmişti. Saçıma sürmedim ama yağ sektöründe olduğum için bilgim var. Saçı besliyor bayağı. Kepeğe de iyi geliyormuş.
0
ismira007
(16.10.17)
Saça ne amaçla kullanacaksın?
0
ismira007
(16.10.17)
Bir ara almıştım ayakkabılarıma kullanmak için ayakkabı boyası + kayısı yağı ise yarayıp yaramadığını gözlemleyemedim.
0
scorpion37
(17.10.17)
@ismira007 dökülmesini önlemek ve güçlendirmek.
0
🌸Sour
(17.10.17)
arkadaşımla kardeşinin böyle saç derilerinde genetik bir problemleri vardı, habire kuruyup kanayıp duruyordu, yara oluyordu sürekli, onlar da kullanıyorlardı kayısı yağı çok memnun kalmışlardı. kepeğe iyi geliyorsa hemen ben de gidip alıyorum.
0
pasp
(17.10.17)
Coconut yağı da alabilirsin dökülmemesi için.
0
ismira007
(17.10.17)
@ismira bu coconut yağı da bitkisel organik falan değil mi? ben normal şampuanları da kullanmıyorum. parabensiz vs. kullanmıyorum.
0
🌸Sour
(17.10.17)
Kayısı yağını saç için hiç duymamıştım. Saç için çam terebentin ve hindistancevisi yağını daha çok söylerler. Kayısı yağı kuru cilde iyi gelir.
0
SiyamkedisiZorro
(17.10.17)
Cold press (soğuk sıkım) yazanlar katkısız saf yağ. Organik olanları da vardır satan biryerler.
0
ismira007
(17.10.17)
(4)

eski sevgili sorunu

neymiş
merhaba ahali.şimdik durumu şöyle özetlemek istiyorum. 5 yıldır birlikte olduğum sevgilim vardı. anlaşamıyorduk aldatıldım vs. ayrıldık haziran ayında. daha sonra kendisi yurt dışına gitti 2-3 aylığına hiç bir diyaloğumuz olmadı. bu esnada bende hem fiziksel olarak hemde kafa olarak çok beğendiğim b
merhaba ahali.

şimdik durumu şöyle özetlemek istiyorum. 5 yıldır birlikte olduğum sevgilim vardı. anlaşamıyorduk aldatıldım vs. ayrıldık haziran ayında. daha sonra kendisi yurt dışına gitti 2-3 aylığına hiç bir diyaloğumuz olmadı. bu esnada bende hem fiziksel olarak hemde kafa olarak çok beğendiğim bir beyle telefon üzerinden görüşmeye başladım velhasıl kelam dün akşam görüştük. her şey çok güzeldi. feekaat gittiğimiz mekanda benim eksi arkadaşımda vardı yurt dışından gelmiş karşılaştık. ben oturduktan sonra farkettim. kalkıp gitmeyi istedim ama çok saçma bir durum olacağından gerek duymadım. daha sonra benim bu çok hoşlandığım bey wc ye gitti arkasından 20 dk filan gelmedi. çünkü dangoz eski erkek arkadaşım abuk subuk konuşmuş mevzuyu tam anlatmadı ama anladığım kadarıyla ufak bir münakaşa geçmiş aralarında. daha sonra kalktık beni eve bıraktı her şey güzeldi. beni eve bıraktıktan sonra dangoz olan eski arkadaşım bu çocuğu takip etmiş. evlerinin önünde tartışmışlar.

şuan çok utanıyorum. yaptığı şey için. defalarca özür diledim hoşlandığım beyden. ama bu kadar çoluk çocuk muhabbetleri çekmek zorunda değil tabi ki. mesaj attım bu konu üzerinde çok konuşulmaması gerektiğni söyledi. ve tavrı çok değişti ona hak veriyorum. şuan mesaj atmak istiyorum sizce atmalı mıyım? çünkü pek görüşmek istiyormuş gibi bir tavrı yok. bu olaydan benim yanlışım nerededir?
0
neymiş
(16.10.17)
Senin yanlışın yok. Ama bu beyefendiye artık mesaj atma. Birsürü sebebi olabilir, düşünmek istemiş olabilir. Senin zaten bu kişiden özür dilemene bile gerek yoktu, sadece durumunu kısaca anlatman yeterli. Ama ilk gereksiz adamı bir ara ve a.s.
0
SiyamkedisiZorro
(16.10.17)
senin bi yanlışın yok. böyle bi adamın çirkinliğini 5 senede farkedememek gafleti olmuş sanırım.

geçmiş olsun.

gerçekten çocukça ve saçma. yerin dibine girmelik bi olay ama ne yapabilirdin ki. şu yeni beyi kendi haline bırak. olacağı varsa o döner bence de. olmayacaksa da senin zorlamanla olmaz. özrünü dilemişsin başka yapacak bişey yok. mesaj attın, özür diledin, konuştunuz vs. bunun üzerinden tekrar sen mesaj attıysan şimdi yeniden mesaj atma. o atsın.

eski sevgiliden kurtulmaya bak ama.
0
elorelia
(16.10.17)
5 yıl öyle biriyle sevgili olmak senin hatan.
0
austra
(16.10.17)
senin yanlışın 5 yıllık sevgilinden ayrıldıktan hemen sonra yeni sevgililer edinmeye çalışmış olman. ki muhtemelen zaten siz sevgiliyken de şimdiki eleman senin aklındaymış. ama eski sevgilin de seni aldatmış. ikiniz de birbirinizden haksızsınız. he ben eski sevgilinin yerinde olsam, (ama aldatMAmış olsam), hele bi de içimde bi şeyler bitmediyse, ben de böyle bi durumda buluştuğun kişiye salça olurdum. 5 yıldan bahsettiğine göre ortada ciddi bi ilişki var.

he salça olmam mantıklı mı değil. ama zaten bu iş mantıksal değil duygusal bir konu.
0
ssiradanbirigibi
(18.10.17)
(5)

İstanbul içi gezme rotası oluşturmaca

jazzabel
SelamEylülde mezun oldum. İş bulana kadar kendimi gezmelere vereyim diyorum ama nereleri gezsem bilemedim. Önceden yabancıları gezdirdiğim için klasik turistik mekanlara baya gittim. Belki son defa daha giderim ama pek bilinmeyen yerleri merak ediyorum. Kuzguncukta x köşkü, y ilçesinde z çeşmesi, ko
Selam

Eylülde mezun oldum. İş bulana kadar kendimi gezmelere vereyim diyorum ama nereleri gezsem bilemedim. Önceden yabancıları gezdirdiğim için klasik turistik mekanlara baya gittim. Belki son defa daha giderim ama pek bilinmeyen yerleri merak ediyorum. Kuzguncukta x köşkü, y ilçesinde z çeşmesi, konağı, parkı gibi mutlaka git diyeceğiniz yerler var mı?
0
jazzabel
(16.10.17)
Florya sahile gidip çimlere uzanarak son yaklaşmadaki uçakların üstünden geçmesini izle.
0
catch the arrow
(16.10.17)
Anadolu Feneri, Polonezköy, Aydos gölü.
0
harvey
(16.10.17)
Sanatla ilgileniyorsanız 1 ay kadar daha bienal devam ettiği için bienal mekanlarını gezebilirsiniz.
15b.iksv.org

Fotoğrafla ilgileniyorsanız, en son önünden geçerken inşaat vardı, sanırım otel fln yapılıyormuş ama yıkılmadıysa henüz ve izin veriyorlarsa yedikule cer atölyesi (yıkıntıları:/ demek lazım tabii) çok güzeldi.pek turistik bir mekan değil,tekinsiz bir yer, tinerciler vs,3-5 kişi gitmek lazım ama ben çok sevmiştim.
scontent.cdninstagram.com
scontent.cdninstagram.com

araçla giderseniz şile ağva arasında imrenli'de mavi koy var.güzel bir tesis var robinson cafe diye.yaz kış açık.baya seviyorum, denize karşı kumlarda bira içmece.
bi de inanılmaz bir papağanları var,anlatılmaz :D
mavikoysitesi.com
0
demoniclewinsky
(16.10.17)
Tarihçilerin düzenlediği gezi rotaları var. O gezilere gitmeseniz de rotaları kullanabilirsiniz.

www.sacred7travel.com

Biz lise grubuyla gezi düzenliyorduk. Beyoğlu hanları, Galata'da sur kalıntıları, eski apartmanlar, Kariye ve çevresi, Unkapanı ve çevresi, Samatya, Gedikpaşa ve çevresi...
0
SiyamkedisiZorro
(16.10.17)
Gezi rotasını belirledikten sonra ön araştırma yapmalısınız. O araştırma sırasında birer birer çıkar rota üzerinde hangi köşk, çeşme vs. olduğu.
0
SiyamkedisiZorro
(16.10.17)
(11)

Annem

parcaliham
Hiç doğduğunuz için annenizin hayatını bir şekilde kötü hale getirdiğinizi düşündünüz ve içiniz daraldı mı? Benim arada bir daralıyor. Annem, dışarıdan modern görünen ama baskıcı bir koca (ki babam oluyor işte) ile evlendiğinde 18 yaşındaydı. Çocuklarının ardından kendisine pek yaşayacak hayatı kalm
Hiç doğduğunuz için annenizin hayatını bir şekilde kötü hale getirdiğinizi düşündünüz ve içiniz daraldı mı? Benim arada bir daralıyor. Annem, dışarıdan modern görünen ama baskıcı bir koca (ki babam oluyor işte) ile evlendiğinde 18 yaşındaydı. Çocuklarının ardından kendisine pek yaşayacak hayatı kalmadı. Şu an bile halen sadece ev işleri ile uğraşıyor. Geçen gün baş başa kaldığımız anların birinde, yapmak isteyip de yapamadıklarından bahsetti ve içim acıdı. bir diğer durum da, onunla çok fazla zaman geçiremiyor oluşum. bir türlü olmuyor. olduğu zaman da ufak hareketleri beni sinirlendiriyor. böyle söyleyince saçma durduğunun farkındayım ama ailede herkes, ben de dahil olmak üzere onu eleştiriyoruz, yargılıyoruz sürekli.

ve ben gecenin bazı saatleri kendi evimide bulaşık yıkarken bu anları düşünüp o kadar pişman oluyorum ve o kadar çaresiz hissediyorum ki belki beni hiç doğurmasa ve belki evlenmese daha güzel bir hayatı olabilirdi diye düşünüyorum.
0
parcaliham
(16.10.17)
sen doğmasan başkası doğacaktı değişen bir şey olmayacaktı. annenin bu durumunu değiştirmek senin elinde. hayallerini gerçekleştirmesine yardımcı olabilirsin, kadını alıp gezmeye, tatile götürebilirsin vs.
0
sta
(16.10.17)
Benim de annemle ilgili çok derin yaralarım var, seninkilere benziyorlar. Annelerimiz erken yaşta evlenip çocuk sahibi oldular ve evet bir daha geri gelmeyecek gençliklerini hiç yaşayamadılar. Bu düşünce beni de çok fazla üzüyor. Ancak senden farklı olarak burada kendimi sorumlu hissetmiyorum. Benim gözümde annemin gençliğini çalan sorumluluar; babam ve anneannem/dedem. Hiçbirisini de sevmem. Eğer ben olmasaydım annem bugün daha mutsuz ve korumasız olurdu, ben böyle düşünüyorum. Ben annemi bugün koruyorum ve onu mutlu etmeye çabalıyorum. Annemin gençken yapamadıklarını onunla yapmaya çalışıyorum. Misal bu yıl çok fazla yer gezdik gördük. Bu benim annemin gençken yapmak isteyip yapamadığı bir şeydi ve annem çok mutlu oldu. Bundan sonra da böyle devam etmeyi düşünüyorum. Eğer ben olmasaydım annemi bu yaşında bile koruyan ve cidden önemseyen birisi olmazdı, onu mutlu etmeye çalışmazdı ve annem tamamen yalnız olurdu. Sen de böyle düşünüp anneni mutlu etmeye çabalarsan iyi olur.
0
shin
(16.10.17)
"Geçen gün baş başa kaldığımız anların birinde, yapmak isteyip de yapamadıklarından bahsetti ve içim acıdı."

bunu külliyen üzerine alınıp kendini suçlamışsın, sonra da ben olmasam daha iyi gibi gitmiş düşüncelerin. şimdi olsa fazla düşünmem üzerine muhtemelen ama, daha küçükken benzer konuşmalar geçtiğinde ismini koyamadığım bir suçluluk hissederdim, hani senin dediğin gibi "ben doğmasam annem daha iyi olurmuş sanki"ye kadar gidiyodu aklımdan geçenler.

düşüncesi bile acımasızca gelebilir ama, sen doğana kadar bir sürü şey yapabilirdi yapamadığı neyse onlarla ilgili, "sen doğdun da okula devam edemedim/gidemedim" "şu işi yapmak, şuraları gezmek isterdim" gibi şeylerse engel olan sen değil akrabalarınız anneanne babaanne dede amca teyze kim varsa başka ve aralarındaki ilişkilermiş diye düşünmeye başladım bir aşamada ben (annem tarif ettiğine benzer konuşmaları çokça yaptı bana, bir de üstüne babaannem yaptı çünkü annem çalışırken babaannem bakardı bana).

isteyip de yapamadığı neymiş annenin yazmamışsın annenin, saçma örnekler veriyosam mazur gör, aklıma ilk gelenleri yazıyom: mesela 1 haftalığına madrid'i görmek istiyosa bu işin içinde baban var, "hanım gel ufağı da alalım gidelim" demiyosa ve maddi bir engel de yoktuysa; ya da "hanım parcaliham'i annemlere/annenlere bırakalım gidelim ben de izin alırım" demediyse olmamıştır tabi.

okul, meslek vb. şeyler için de geçerli bunlar. annenin babanla evlenmiş olmasında da 18 yaşında evlenmiş olmasında da senin zerre etkin yok.
0
dafaisss
(16.10.17)
Evet bence de ,geçmişi düşünme ve geleceğe odaklan.Doğmasaydım diceğine hayallerine ne kadar katkıda bulunabilirsin bunun yollarını ara bence. Benim annemde çok çok zeki biridir,dedem ölünce evlendirmişler,okuyayamamıs.Okusa eminim çok iyi yerlere gelirdi.Bizi okuttu,ablamın şu an çok iyi bir işi var,benim de olucak kısmetse.Ve biz de zamanımızın çoğunu annemle geçiriyoruz,onu mutlu etmeye çalışıyoruz,seyahatlere götürüyoruz.İmkanları zorlayarak gerekirse ve içimizden geldiği için yapıyoruz bunları.
0
maria puder
(16.10.17)
evet oluyor. çalışıyorken ben doğunca bırakmak zorunda kalmış. (patronu iğrençmiş benim 40ım bile çıkmadan iznini bitirmiş. annem lavaboda sütlerimi sağardım ağlaya ağlaya diyor) senelerdir aynı iş hikayelerini anlatır durur, çalışmayı o zaman çok sevdiğini söyler. beni yuvaya vermeyi düşünmüşler ama o zaman çok fazla çocuk dövme, gazla uyutma haberleri falan çıkıyormuş güvenememişler. benim yüzümden işten çıkmış yani.

belki ben doğmasam kadın çalışıp mutlu olacaktı, şimdi sürekli evin içinde, hani fakir değiliz ama sürekli gezebilecek kadar paramız da yok o yüzden kadın kısılıp kalmış bir şekilde. bir keresinde söylemiştim bana saçmalama falan diyip kızmıştı. ben de annemi çok seviyorum ama bunu dile getirmiyorum, ya da sürekli tartışıyoruz vs.
(en basitinden geçen gün çalışmak kölelik, başkasına para kazandırmak falan dedim hemen celallendi işte ÇALIŞMA O ZAMAN GENÇLER NİYE BÖYLE ANLAMIYORUM BEN şeklinde daha da uzatarak konuyu bağrındı. ben de bebek olmadığımdan dolayı cevap veriyorum iş uzuyor, gereksiz gerginlik) ama dediğin gibi bazı bu tarz şeyleri düşündükçe çok üzülüyorum
0
dedi ayca
(16.10.17)
ya gece gece çok dertlendim şimdi ben de :( vicdanım rahatsız, gözlerim falan dolu dolu oldu :(
0
dedi ayca
(16.10.17)
Ne yazık ki bu coğrafyada genelde başka seçenek olmuyor kadınlar için.
Evlense doğurmasa, kısır diyecekler daha beter baskı altına alacaklar, belki boşanacak çevreden dul kadın baskısı görecek.
Hiç evlenmese, kendi ailesi habire sıkıştıracak "bak biz öleceğiz sen tek kalacaksın haydi haydi" diye.
Sen olmasan da başka bir çocuk getirecekti dünyaya, işler o şekilde yürüyor.
Yukarda da yazmışlar, yapabileceğin tek şey elinden geldiğince hayallerinin elinden tutmak. Görmek istediği yer varsa götür, ekonomik bağımsızlık istiyorsa ozel günlerde altın al ne bileyim...
0
Sulfoxaflor
(16.10.17)
senle alakası yok olayın, toplumda kadının yeriyle ilgili. sen doğmasan başka bi tane doğurup yine aynı noktaya varacaktı annen. ama elinden bişey geliyorsa ve yapmıyosan o senin eşekliğin oluyor biraz.
0
elorelia
(16.10.17)
Seninle alakası yok +1
Annem babası çok küçük yaşta ölünce annesi onu okuldan almış, bana yardım edersin demiş. Babamla evlendiklerinde çok çok genç değilmiş, bu sebeple kendi annesine çok hıncı, kızgınlığı vardı. Babam da çok ezmiş, bir de çapkınlık yapmış. Annem hayatı boyunca bu iki sebepten dolayı hayata kızgın ve kırgın oldu. Bizi - çocuklarını - gözünden sakındı. Ama bu travlamalar Alzheimer'a sebep oldu. Geçmişte olan geçmişte kalmalı. Şimdiki zaman önemli. Ne zaman aklıma geçmişte yaşadığım bir haksızlık gelse, derin bir nefes alıp kendimi ve buna sebep olduğunu düşündüğüm kişiyi affediyorum. Çünkü bu yükü taşıyacak gücüm / enerjim yok. Şu hayatta mutlu şeylere odaklanmak gerek.
0
SiyamkedisiZorro
(16.10.17)
Herkes yaptıklarından kendi sorumludur. Annenin evlenmesi, cocuk yapmaya karar vermesi ve seni dogurmasi onun verdiği kararlardi. Değiştirmek isteseydi değiştirebilirdi. Insan pişman olabiliyor ancak pişman olmasi aldığı kararlarin sorumlulugunu baskasinin uzerine alabileceği anlamina gelemez. Dünyaya gelmek icin sen karar vermedin, o karari annen verdi. Cok basit dediklerim ama böyle.
0
coca cola
(16.10.17)
Senin doğumunla ilgili değil o durum. Çocuğu olmasaydı da benzer bi hayat yaşayacaktı ve büyük olasılık şimdi daha mutsuz olacaktı. Senin varlığın ona yaşama sevinci veriyordur. Sen iyi olmaya bak, sen iyi oldukça o da iyi hisseder.
Bir de çocuklar biraz büyüyünce kendimizle ilgili düşünme fırsatımız oluyor. Aynısı bende de oldu. İsteklerini yapmak için geç kalmış değil. Ben 58 yaşındayım, hâlâ her sene kendime bi hedef belirliyorum, bazen iki üç hedefim oluyor. O yıl bitmeyeni sonraki yıllarda devam ettiriyorum. Annene bu yönde destek olabilirsin.
İleri yaşlarında büyük işler yapabilen insanlar var, eh malum artık internet sayesinde örnek bulmak da kolay. Google amcaya sor, bir çok örnek bulabilirsin.
Manken dede var bir tane mesela, veya teknesiyle dünya turu yapan bi teyze var. Zaten belli başlı isler fatihSultan değilsen biraz daha geç yaşlarda yapılıyor genel olarak. Adı bu güne kadar gelebilmiş insanların çoğu buna örnek esasında. Yani geç değil tam vakti de olabilir annen için. Bunu fark edebilirse tabii. Farkındalık da senin yardımınla gelişebilir pekala :)

Çok zaman geçirme belli bi yaşa kadar olur, sonrası çok sağlıklı değil. Vaktin miktarı değil niteliği önemli, nitelikli zaman geçirmeye bakın.

Eleştirmeyi yargılamayı kesersiniz sanırım. Madem fark etmişsin, daha da yapmazsın, yapılmasına meydan vermemeye çalışırsın diye düşünüp bu konuda bişey demiyorum.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(16.10.17)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.