Giriş
(4)

Mevlana geçim kaynağı neydi

bana her yer cehennem
SBŞimdi günümüzde bir sürü tarikat vs var. Bunlar para topluyor dernek vs kral gibi yaşıyorlar. Oradan aklıma geldi
SB

Şimdi günümüzde bir sürü tarikat vs var. Bunlar para topluyor dernek vs kral gibi yaşıyorlar. Oradan aklıma geldi
0
bana her yer cehennem
(16.11.18)
Mesleği müderrislikti, yani günümüzün üniversite öğretim görevlisi/profesörlük ünvanına denk düşüyor. Fakat tabii babası normalde kendisinden daha eğitimli daha yüksek ünvanlara sahipti, haliyle oradan da iyi bir para kalmıştır kendisine.
0
angelus
(16.11.18)
Yaşanılan zamanı düşündüğünüzde geçinmek için pek de bir şeye ihtiyacınız yok ayrıca, kaldı ki bu insanlar yemeği bile az yerler.
0
John Bloor
(17.11.18)
atadan gelme vakıf vardı. o vakıf çalışanıydı. ayrıca imamlık, vaazlık, müderrislik yapıyordu.

o dönemde şimdiki gibi diyanet yok, insanlar bu imam, vaazlara vs. sevabına yardımda bulunuyordu (zekat, sadaka vs.). ayrıca dönemin hükümdarları kendi ideolojileri doğrultusunda yıllık yardımda bulunuyordu ki bu yardım dediğiniz şey ufak çaplı bir servetti. benim bildiklerim bu kadar, onun dışında mutlaka hayvanları, ekip biçilen topraklar vs. (vakıf malı olsa da) vardır mutlaka.
0
yemrem
(17.11.18)
O zamanlar durum biraz farklı. Çoğu bu gibi Şeyhlerin tarlası falan oluyor bazı talebelerde buralarda çalışıyorlar. Elde edilen ürün satılıp parası dergahta kullanılıyor. O zamanın devlet adamları altın, akçe gibi hibelerde bulunuyorlar.
0
komando kani var bende
(17.11.18)
(4)

1 saniyelik tek taraflı çok şiddetli baş ağrısı

la lykia
zaman zaman başımın bir tarafına 1-2 saniyelik çok kuvvetli bir ağrı giriyor ve hemen geçiyor. bazen sağ yarım küreye, bazen sol yarım küreye giriyor.Trigeminal nevralji ile ilgili şeyler okudum ama benim ağrım kesinlikle yüzde, gözde, dişte değil. görme ile ilgili de bir sorun yok.bir kez doktora g
zaman zaman başımın bir tarafına 1-2 saniyelik çok kuvvetli bir ağrı giriyor ve hemen geçiyor. bazen sağ yarım küreye, bazen sol yarım küreye giriyor.

Trigeminal nevralji ile ilgili şeyler okudum ama benim ağrım kesinlikle yüzde, gözde, dişte değil. görme ile ilgili de bir sorun yok.

bir kez doktora gitmiştim, damarsal bir ağrıya benziyor, olmayabilir de, çok artarsa gel dedi sadece.

benzer bir ağrı yaşayan, nedir ne değildir bilen var mı acaba?
0
la lykia
(14.11.18)
aniden bırakılan antidepresan ilaçlardan sonra olabiliyor.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(14.11.18)
Aynı şeyden mi bahsediyoruz bilmiyorum ama çocukluğumdan beri, çok uzun aralıklarla, genelde boynumun sağ ve ya sol arka üst tarafından bahsettiğiniz türden aşırı şiddetli, anlık bir ağrı yaşıyorum. Bu şey çok anlık ve iki - üç saniye başımı hareket ettiremez hale geliyorum.

Ne olduğundan ben de emin değilim.
0
rahip janick
(14.11.18)
bende de beyindeki kılcal damarlarda tıkanıklık çıkmıştı. hatta beynin bir bölümünde kemikleşme görülmüştür diye bir şey söylemişlerdi. ölen kısım kemikleşmiş sanırım.
0
yemrem
(14.11.18)
Aynı ağrı bende de oluyor max 3 saniye sürüyor. Önemsememiştim hiç.
0
sacrilegious
(14.11.18)
(15)

kısık ateşte pişirmek vs. yüksek ateşte pişirmek

kibritsuyu
duyurunun fizik üstatlarına soru geliyor.tencerede sulu yemek var, ateş yüksek, kapağı açık, ocağın üstünde fokur fokur kaynıyor.başka bir tencerede yine sulu yemek var, altı çok kısık, kapağı açık, o da ocağın üstünde ama tıkır tıkır kaynıyor.bu ikisi de kaynama noktasında di mi? yoksa altı açık ol
duyurunun fizik üstatlarına soru geliyor.

tencerede sulu yemek var, ateş yüksek, kapağı açık, ocağın üstünde fokur fokur kaynıyor.

başka bir tencerede yine sulu yemek var, altı çok kısık, kapağı açık, o da ocağın üstünde ama tıkır tıkır kaynıyor.

bu ikisi de kaynama noktasında di mi? yoksa altı açık olan daha sıcak, altı kısık olan daha mı soğuk?

ikisi de kaynama noktasında ise madem, kısık ateşte pişirmekle yüksek ateşte pişirmenin ne farkı var? ikisi de kaynama noktasında işte. altından ejderha ile üfürsen kaç yazar?

yok kısık ateşteki daha soğuksa niye fıkırdıyor peki?
0
kibritsuyu
(13.11.18)
depoladıkları ısı miktarı değişiyor. kısık ateşte pişen daha fazla ısı depolarken diğeri bir anda ısınıp daha az ısı depoluyor.
0
biergarten
(13.11.18)
mesela nohut pişiriyorsun. kısık ateşte uzun uzun haşlandı, nohut lokum gibi oldu. ateşi aşırı harlandırsaydın su hemen kaynayıp uçup gidiverecekti. sen de elinde takır takır pişmemiş nohutla öyle kalacaktın. haşlanma süresi önemli.
0
zgrydn
(13.11.18)
ikisi de kaynama noktasına gelmiştir, ikisi de 1 atm basınç altında iken 100 derecededir. 100'ün üzerine çıkamamasının sebebi, suyun buharlaşarak sistemden enerji götürmesi ve kaynama noktasında sıcaklığı dengelemesidir. Tencere sıcaklığını daha yüksek sıcaklıklara çıkarmak için basıncı artırıp, kaynama noktasını yükseltmeniz gerekir (düdüklü tencere). Bir tenceredeki yemek yüksek ateşte fokurdarken daha çok su buharlaşır, diğer tenceredeki kısık ateşte tıkırdarken daha az su buharlaşır. pişme süresi aynı malzemeler için değişmez. yemek tariflerinde kısık ateşte pişirme tavsiyesinin sebebi, su miktarının belirli bir zaman aralığında "çok azalmasına" fırsat vermeden yiyeceklerin "yüksek sıcaklıkta" (~100 derece) durması gerektiğindendir. yiyecekleri daha kısa sürede pişirmek için daha yüksek sıcaklığa çıkarmak gerekir, bu da ancak basıncı artırmakla yani düdüklü tencere kullanmakla olur.


@biergarten: depolanan ısı miktarı değişmez. kütle değişmedikçe depoladığı ısı miktarı da değişmez. hatta yüksek ateşte pişenin içindeki su daha çabuk buharlaştığı için kütlesi daha çabuk azalır, depoladığı ısı bir t süresi sonunda daha azdır.
0
typhoon r
(13.11.18)
Sanirim kaynama noktasindan sonra isiyi arttirdikca daha hizli buharlasmasini sagliyorsun. Yani birim zamanda buharlasan su miktari daha fazla. Bu da pisme sekline etki ediyor.
Alttan ejderha ile uflesen aninda buharlasip ucar gider yemegin suyu.

Daha fazla enerji uyguluyorsun, su ayni isida sabit. Bu enerji ne olacak? Bor yere gitmesi lazim. Buharlasmaya harcaniyor. Tencerenin kendisinin absorb ettigi isi enerjisi de var tabii ama konumuz degil.
0
stavro
(13.11.18)
işin püf noktasını kaçırıyorsunuz.

öncelikle deniz seviyesinde N.Ş.A.'da saf su 100 derecede kaynar ve bu süreç boyunca ısısı sabit kalır. ancak suyun/yemeğin içine başka maddeler ekledikçe (özellikle tuz, diğer malzemeler ve baharatlar ve bunların içindeki mineraller) kaynama noktası 100 derecenin üzerine çıkar. şimdi buradan hareket edersek:

harlı ateşte yemeğin uyu x süresinde buharlaşacak ve yemeği ısısı x süre için atıyorum 110 dereceye kadar çıkabilecek ve yemeğin kıvamı geldiğinde veya suyu bittiğinde pişirme eylemi de bitecek.

kısık ateşte ise yemeğin suyu 3x süresinde anca buharlaşabilecek ve yemeğin ısısı 3x süresince "en az" 110 derece sıcaklıkta kıvam alana kadar veya suyu bitene kadar bekleyecek. böylelikle daha uzun pişirme süresiyle (ve muhtemelen daha yüksek sıcaklıkla) yemekler daha iyi pişmiş olacak
0
yemrem
(13.11.18)
yani tek fark suyun buharlaşma süresine yaptığı etki öyle mi?

deneysel olarak; suyunu yemeğin pişme süresinde buharlaşıp bitmeyecek kadar çok koysam, altı kısık olan da, açık olan da aynı sürede pişer yani di mi? altı açık olan fazla pişmez?

sadece pişme işlemi bittiğinde altı açık olanın suyu, kısık olana göre biraz daha az kalmış olur.

doğru mu anladım?
0
🌸kibritsuyu
(13.11.18)
@yemrem: hem ikisi için de tuz, vs. eklenerek 110 dereceye gelecek, sadece bu sıcaklığa geldiğinde ve suyu bitene kadar geçen süre değişecek diyorsun, hem de kısık ateşteki daha yüksek sıcaklıkta pişecek diyorsun. malesef "muhtemel" sözcüğünü burada kullanamayız. aksi belirtilmediği için her iki tencere de aynı başlangıç koşullarının sağlandığını sadece birinin yüksek ateşte diğerinin kısık ateşte bekletildiğini görüyoruz. bu yüzden çözüme tuz da eklesen, ikisinde de tuz olacak.


@kibritsuyu: doğru anlamışsın. pişme süresi aynıysa, kapaklar açıksa, biri yüksek ateşte diğeri kısık ateşteyse, her iki tenceredeki su da kaynama noktasındaysa, pişme süreleri aynıdır. birine daha çok enerji vererek sadece daha fazla su buharlaştırıyorsun, ne ekolojik ne de eknomik bir yol. pişme süresini kısaltmak için sıcaklığı daha çok artırmak, yani kaynama noktasını yükseltmek gerekir.
0
typhoon r
(13.11.18)
Su 1 atm basınç altında 100 santigrat derecede kaynar.

Kaynamakta olan su 100 derece.

Ama tencere 100 derece değil, daha yüksek. Ocak ateşindem tencereye ordan da suya ısı iletimi oluyor. Tencere 100 derece olsa su kaynamaz zaten.

Yine de buharlaşma her derecede olur. Kaynama; buhar basıncının atmosfer basıncına eşitlenmesi olayıdır. Vakum ortamda su direkt kaynar buhara dönüşür, sıvı formda kalamaz.

Aşırı yüksek ısı verirsen tüm su anında buharlaşır sıcaklığı 100 derece üstünde buhara dönüşür.

Tıkır tıkır kaynarken daha az buharlaşma olur. Fokur fokur kaynarken daha hızlı buharlaşma olur. Tencerenin metal tabanındaki ısı da farklı olur.
0
bos gezenin bos ustasi
(13.11.18)
@typhoon, yanlış anlamışsınız. ben tuz, mineral, kuru madde vs. den oluşan karışımın kaynama noktası 100 derecenin üzerinde olacak (101 derece de olabilir 130 derece de) dedim. karışım 100 dereceye gelince su hızla buharlaşmaya başlayacak ve karışımın içindeki sıvı bitene kadar ocağın üzerindeki karışımın sıcaklığı yavaş yavaş artacak ve atıyorum 110 dereceye kadar gelebilecek. daha fazla sıvı olsaydı içinde bu derece karışımın kaynama noktasına (101 derece de olabilir 130 derece de) kadar yükselecekti diyorum.

belki ben yanlış mantık kurdum
0
yemrem
(13.11.18)
yemekle tuzla şekerle falan olayı komplike hale getirmeyelim. konu amacından sapıyor.

özdeş tencerelerle, deniz seviyesindeki aynı miktarda saf suyun içinde yumurta haşlayalım, bırakalım yemeği. tuz şeker dedikçe iş karıştı.

her iki tencereyi de ocağa koydum, ikisini de kaynama noktasına getirdim, fokur fokur kaynıyorken sağdakinin altını kıstım. altı açık olan fokur fokur, altı kısık olan tıkır tıkır kaynıyor. sular da buharlaşıp bitmeyecek kadar bol.

ikisine de aynı tavuğun götünden çıkmış özdeş yumurtaları aynı anda attım.

ikisi de aynı anda aynı ölçüde mi pişer, altı açık olan daha mı hızlı pişer?
0
🌸kibritsuyu
(13.11.18)
Aynı ölçüde pişer.
0
bos gezenin bos ustasi
(13.11.18)
@bos gezenin bos ustasi: dediklerin doğru olmakla birlikte aşağıdaki cümlende ufak bir sorun var:

"Tencere 100 derece olsa su kaynamaz zaten."

bu cümle yanlış. geri kalanı doğru.

@kibritsuyu: aynı ölçüde pişer. :) adamı delirttik tuzdu ottu boktu derken.


@yemrem: mantık kendi çerçevesinde doğru ama burada @kibritsuyu'nun da çileden çıkmasını sağlayan nokta iki tencerenin de aynı başlangıç koşullarına sahip olması. biri tuzlu, diğeri tuzsuz olursa, yani parametrelerden biri değişirse durum da değişir. ama kibritsuyu'nun dediği gibi özdeş iki durum; adamın/kadının merak ettiği "harlı ateşte kısık ateştekine göre daha mı çabuk pişer". bu yüzden cevap verme gereği duydum.
0
typhoon r
(13.11.18)
altı kısık olan tencere tıkır tıkır ettiği halde 70-80 dereceye düşmez yani di mi?
0
🌸kibritsuyu
(13.11.18)
kısa cevap: hayır, düşmez.

uzun cevap: coğrafi koşullara bağlı olarak atmosfer basıncı 1 atm ise 100 derecededir. rakım daha yüksekse, atmosfer basıncı daha düşüktür, bu da kaynama noktasını 99'a 98'e çeker ancak suyun 75-80 derecelerde kaynaması için ya bayağı yükseğe çıkmak gerekir (ne kadar yükseğe bilmiyorum, belki de deniz seviyesinden kilometrelerce yükseğe) ya da vakum uygulamak gerekir.
0
typhoon r
(13.11.18)
Yüksek ateşte fokur fokur kaynayanin muhtemelen her yerinde sıcaklık 100C değildir. O yüzden her daim kısık ateşte pişen daha randımanlı ısınır.
0
turka locuma
(13.11.18)
(9)

Yirmilik diş çekimi sonrası

denef
Yirmilik dişim çıkamıyormuş korkunç ağrıyor. Perşembe günü ameliyatla alacağız dedi. Bu işlemde bana birisinin refakat etmesi gerekiyor mu? İşlem bittikten sonra yalnız eve dönebilir miyim mesela?
Yirmilik dişim çıkamıyormuş korkunç ağrıyor. Perşembe günü ameliyatla alacağız dedi. Bu işlemde bana birisinin refakat etmesi gerekiyor mu? İşlem bittikten sonra yalnız eve dönebilir miyim mesela?
0
denef
(13.11.18)
Eve dönmek iki üç saat sürmeyecekse kendi başınıza donersiniz. Yanınızda ağrı kesici götürmenizi öneririm. Uyuşuk ağızla içmek zor olacak ama çok faydası görülüyor.
0
zxcd
(13.11.18)
refakatçiye gerek yok.
0
zgrydn
(13.11.18)
gerek yok. doktor zaten sonrasında gerekli şeyleri size anlatacaktır. şişlik olur, hafif ağrı olabilir, tampon yapacaktır oraya.. umarım sorunsuz geçer, şimdiden geçmiş olsun. ameliyat sonrası ağız hijyeninize bi süre dikkat edin.
0
barankovan
(13.11.18)
4 gün önce benimkini de ameliyatla aldılar.

ben tek başıma döndüm. yalnız ameliyat bitince hemen kalkmayın, biraz dinlenebilir miyim diye rica edin, koltuğu tam yatar duruma getirsinler, 5 dakika kadar öyle bekleyin, sonra kalkın gidin. yoksa tansiyonunuz düşebilir.

yanınıza ağrı kesici almayın, zaten ağrıyacak olan yeri uyuşturuyorlar. uyuşukluk3-4 saat sonra geçiyor, ondan sonra ağrı kesici alabilirsiniz ihtiyaç duyarsanız, ki duyacaksınız.

sizi kuacağında taşımayacaksa veya aracıyla sizi eve bırakmayacaksa refakatçiye gerek yok bu arada.

başka sorunuz varsa cevaplayabilirim, şimdiden çok geçmiş olsun.

ah bir de karnınızı doyurup gidin, sakın aç gitmeyin.
0
yemrem
(13.11.18)
agri kesiciye gerek yok.
ama operasyondan sonra hemen cikma, orada biraz dinlen. başın donebilir.
0
tabudeviren
(13.11.18)
Uyuşukluk yavaştan geçerken görürüm ağrı kesici gerek yok diyenler. Hey yavrum hey.
0
zxcd
(13.11.18)
Muhakkak tok karna git. Ameliyattan sonra düzgün yemek yiyemeyeceksin bir süre.
0
chitosan
(13.11.18)
şimdi arkadaşla (zxcd) atışma gibi olmasın ancak, 4 gün önce sol alt yirmilik dişini ameliyatla aldırmış ve şu an yanına almayı unuttuğu ağrı kesici nedeniyle kafasını duvarlara vurmak üzere olan biri olarak yazıyorum :)

ameliyatlı çekimlerde operasyondan sonra en az 3-4 saat süresince o bölge uyuşuk duruyor zaten. o süre zarfında ağırı kesiciye ihtiyacınız yok. ki operasyondan 3-4 saat sonrasına kadar yara bölgesinin pıhtıyla kapanıp kanın biraz durması için bir şey içmeniz kesinlikle yasak.

hadi inat ettiniz illa da illa ağrı kesici içecem dediniz diyelim (ki dediğim gibi uyuşukluk geçene kadar fizyolojik olarak ihtiyacınız yok), ameliyatlı çekimlerde doktor zaten operasyon sonrası ağrı kesici, antibiyotik tarzı bir ilaç ve antibakteriyel ağız gargarası reçete ediyor. çıkınca ilaçları alacaksınız. ayrıca ağrı kesici yanınızda götürmenize gerek yok yani.
0
yemrem
(13.11.18)
Refakatçi, kendini iyi hissetmiyorsan önemlidir. Ben, diş hekimi arkadaşıma gitmek için 200 gidiş 200 geliş 400 km yol katettim araba ile. Hepsinde de yalnızdım. Eğer kendine inancın yoksa, en azından seni biri alsın muayenehaneden.
Sonrasında ise ağrı kesici götür diyenlere katılıyorum. Ben götürmedim hiç. Ağrı eşiğimin yüksek olduğunu söylemişti arkadaşım. O yüzden rahat ettim. Ama istersen ağrı kesiciyi fazla vurmalarını isteyebilirsin bünyen kaldıracaksa. Fakat ben de ameliyat olan bölgeye bastırmak için soğuk jel alıp dondurmanı tavsiye ediyorum. Evde dondurup muayenehaneye götürebilirsin. Koltuktan kalktıktan sonra buz gibi termo jeli ameliyat olan yere basarsan ve çekersen çok daha rahat atlatıyorsun ağrı sürecini. Eczanelerden alabilirsin. Ayrıca diş hekimine gitmeden önce ağzını açma çalışmaları yap. ne kadar açarsan o kadar rahat edecek doktor. Ve sende tabi. O yüzden ayna karşısında ağzını aç ki yarına egzersiz olsun. Ben üçüncü gömülü ameliyatım sonrasında keşfettim bunu.
0
ceyhan prensi adana
(14.11.18)
(11)

French press (bitki çayı için)

kusmakla kusamamak arasindaki ince cizgi
Önerileriniz lazım. Hastalığım sebebiyle bitki çayı içebiliyorum artık sadece. Ama french pressiz işkence. Orta halli, paslanmayacak bir marka önerebilir misiniz? “Bodum” deniliyor ama, bu kahveciler için sanırım; o yüzden pahalı.
Önerileriniz lazım. Hastalığım sebebiyle bitki çayı içebiliyorum artık sadece. Ama french pressiz işkence. Orta halli, paslanmayacak bir marka önerebilir misiniz? “Bodum” deniliyor ama, bu kahveciler için sanırım; o yüzden pahalı.
0
kusmakla kusamamak arasindaki ince cizgi
(13.11.18)
urun.n11.com

Uygundur. Yıllardır kullanırım bi sıkıntı çıkmadı henüz.
0
kablelvuku
(13.11.18)
@kablelvuku, gösterdiğiniz ürünün görseline sahip o kadar farklı marka var ki. Aynı deseni, aynı ürün ölçülerini kullanan birçok farklı üreticisi var bu tipteki low-end (düşük seviye) ürünlerin. (Üzülerek söylüyorum ki, ben de kopyaladım eski iş yerimde; bir tasarımcı olarak. Tabii bu topraklarda bunun adı hırsızlık değil, “tersine mühendislik/tasarım”). Daha orta halli bir şeyler bakıyorum.
0
🌸kusmakla kusamamak arasindaki ince cizgi
(13.11.18)
Bence french press daha işkence. Cezvede kaynatıp süzgeçle süzmek daha kolay geliyor bana. Neden fp istiyorsun?
0
diffarentiationation
(13.11.18)
Fp daha iskence ya bitki cayi icin. Elini icine sokup o bitkileri falan cikarmasi zor cezvede demle suzgecle bardaga bosalt. Yok ben illa french press istiyorum dersen en ucuzunu al gec hic fark etmez hepsi ayni senin icin
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(13.11.18)
(git:urun.n11.com )

ben bitki çaylarımı böyle demlikte yapıyorum. temizliği de çok kolay. fikir olsun diye şeyettim.
0
isyankar tosbaga
(13.11.18)
şu tarz bir şey de yapmak french press ten daha kolay (temizlik ve sonrasında ocakta ısıtabilme açısından): www.dekorazon.com

onun dışında marka olanlara çok para vermeyecekseniz her hangibir french press işinizi görür. ne olsa hepsi bir süre sonra ufaktan paslanmaya başlıyor.
0
yemrem
(13.11.18)
@diffarentiationation, konu hakkında pek bilgi sahibi değilim ama, bitki çaylarını kaynatmak pek önerilmiyor. Kaynar su koymayın diyen bile var. Ben bardağa kaynamış suyu ve bitkileri koyup, demlene kadar işime gücüme bakıyorum (yemek hazırlamak genelde) ve bu süre sabit değil. Zaten aşırı sıcak içmek de yasak bana. Süzgeçle süzmek daha pratik olabilir ama, anlattığım sebeplerden dolayı, bana yine ayrı bir kap gerekecek. Hatta bu kabın ağız kısmı da olması lazım. Ama metal veya plastik de olamaz bu kap (metal ısı yüzünden, plastik sağlık açısından). Sonuçta, tek çare french press oluyor.
@proletarier, paslanma problemi yüzünden en ucuzunu alıp geçemiyorum. Dandik mal alabilecek kadar zengin değilim :/
@isyankar tosbaga, fikrin için teşekkürler. Ama ben genellikle bir bardaklık demliyorum.
0
🌸kusmakla kusamamak arasindaki ince cizgi
(13.11.18)
@yazarken ellerini birakan herif, benim de aklıma en fazla yatan bu modeldi (0.4 lt olan). Parasına oranla,ikea’nın dandik ürününe pek denk gelmediğim için. Ayrıca ikea’nın sitesinde daha ucuz ve 1 litrelik alternatifi de var.
0
🌸kusmakla kusamamak arasindaki ince cizgi
(13.11.18)
Ben Tchibo'dan şöyle bir şey almıştım. Şimdi galiba satışta yok. Ama ara ara geldiğini biliyorum.

media4.tchibo-content.de

Bu arada Tchibo'nun french press'leri de makul. Kaç senedir kullanıyorum paslanmadı, sorun çıkarmadı.

Edit:
Link media2.tchibo-content.de
0
SiyamkedisiZorro
(13.11.18)
bir de şu var. www.ikea.com.tr bununla da hazırlaması kolay. bulaşık-temizleme derdi de yok.
0
yemrem
(13.11.18)
@ yemrem, evet böyle bir süzgeç vardı bir aralar bizim öğrenci evinde. Tamamen unutmuşum. Teşekkürler ^^

İlgilenen herkese teşekkürler. İkea’dan UPHETTA ve yanında IDEALISK alacağım. İkisinden biri veya ikisi de işimi görür umarım.

edit: ikisi de işlevsel, ikisi de işimi gördü. Yalnız french pressin süzgeci tabana kadar gitmiyor, 2cm yukarıda duruyor. Bitkileri iyice sıkmak gibi bir takıntınız yoksa, problem değil. Varsa da, tepedeki tutamacın plastik tamponunu keserseniz, kestiğiniz kadar aşağı inebiliyor süzgeç. ben 5mm kadar kestim, problem olmadı.
0
🌸kusmakla kusamamak arasindaki ince cizgi
(13.11.18)
(22)

elma yemek neden günah değil

Sour
şimdi elma yerken aklıma geldi. yasaklı meyve değil mi sonuçta, neden kültürel açıdan böyle bir şey gelişmemiş hayret. bugün bu konu hakkında düşüneceğim.
şimdi elma yerken aklıma geldi. yasaklı meyve değil mi sonuçta, neden kültürel açıdan böyle bir şey gelişmemiş hayret. bugün bu konu hakkında düşüneceğim.
0
Sour
(12.11.18)
elma metafor çünkü
0
hıkmıkzık
(12.11.18)
neyi temsil ediyor acaba
0
🌸Sour
(12.11.18)
yasagi
0
stavro
(12.11.18)
@stavro o zaman yasak yememiz neden günah değil?

edit: s değil r olacaktı pardon .s
0
Bruce
(12.11.18)
@stravo diğer yasakları metafor olarak almamışız ama.

@bruce'un dediğine geliriz ve aristotalian logic akar.
0
🌸Sour
(12.11.18)
havva neden elma yerine yilani yememis diye dusunuyorum ben de.

sorunun cevabini bilmiyorum. elma gunah olsa, musluman ulkelerde elma agaci yetistirmek gunah sayilirdi. agacin dunya'ya ve insanlara ne zarari olabilir ki? bu durum mantiksiz oldugundan gunah kategorisinde olmamis olabilir.

edit: dinde mantik aranmaz. yok cunku. sorry. gec oldu yatayim.
0
Leonardo~Da~Vinci
(12.11.18)
@leonardo, caner taslaman gibi adamsın. mantığa aykırı olduğundan değildir. elma ağaçları, arkamızda yahudi saklanıyor diye bağıracaktı sanırım. o yüzden günah olmayabilir.
0
🌸Sour
(12.11.18)
ne bileyim olm kitabi ben mi yazdim.
0
stavro
(12.11.18)
Elma yemek cennette yasakti. Bizi dunyaya postaladilar. Burada yasak degil.
0
dont eat me
(12.11.18)
@dont eat me ölünce cennete gittiğimizde yine yasak mı olacak? tekrar yiyip geri döner miyiz dersin? :D bug buldum.
0
🌸Sour
(12.11.18)
@sour sen cennete gidemeyeceksin cunku cok sorguluyorsun. Dinden cikmissin zaten. :D
0
dont eat me
(12.11.18)
Hiçbir dini metinde yasaklı meyvenin elma olduğu yazmaz.
0
adwokat
(12.11.18)
@adwokat gerçekten de öyleymiş. elma dolaşıma neden ve nasıl gir acaba
0
🌸Sour
(13.11.18)
Elma SEx metaforudur. Elma yemiyeceksin yani cima etmiyeceksin denilmiştir ama zaafli Adem ve Havva yani insanoğlu nefsine yenik düşmüştür

Elma yani cinsellik yasaktir Ortadoğu dinlerinde.
0
mertozkoy
(13.11.18)
yanlis bilmiyorsam kuran'da dogrudan elma olarak bir kullanip yok. yasak agacin meyvesi olarak gecer(bakara 36, araf 20, taha 121). bana gore bu bi metafor. yasak agaci ve meyveyi, sehvet ve zina bana gore. yasak meyvenin yenmesinden sonra edep yerlerinin acilmasini bu sekilde yorumluyorum.
www.kuranmeali.org
www.kuranmeali.org
www.kuranmeali.org

diyelim ki gercekten elma idi. elma cennette yasakmis, bu dunyada yasak olduguna dair bir sey yok. bu dunyadaki yasaklar: alkol, zina, yalan, domuz, faiz vs vs.
0
crucio
(13.11.18)
Eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürme, yasak edecekler şimdi..
0
insomnia
(13.11.18)
İncil'de "iyiliği ve kötülüğü bilme ağacı" olarak geçiyor yanılmıyorsam. Sadece cinsellikle alakalı olmaması lazım.
0
auroraaurora
(13.11.18)
@kartallar

şeytanın kovulması hadisesi kuran'da da var. şeytana insana secde etmediği için allah huzurundan kovuyor. bunun üzerine şeytan "görürsün sen. ben senin kullarını kışkırtacağım." diye ant içiyor.
0
nickini degistiren yazar
(13.11.18)
Elma gene iyi, Muhammed Suresi 15. Ayet'de cennetteki şarap ırmağından bahsediliyor. Sorguladıkça dinden uzaklaşılması da bu yüzden. Biri çıkıp diyecek "ama orada şöyle denmek istemiş". şimdiden cevabım : "he"

Ben baştan sona okudum, bi allah a inancım kaldı, din, kitap, peygamber gitti.
0
kimlanbu
(13.11.18)
hiçbir dini metinde elma diye bir şey geçmiyor zaten. bilgelik meyvesi diyen de var, yasaklı meyve de, ancak elma lafı geçmiyor.

elma metaforunu avrupalı bi ressam kullanıyor ilk defa, şimdi ismini hatırlayamadım. o sahneyi resmederken yasak meyveyi elma olarak tasvir ediyor (belki elmayı çok seviyordu ressam, veya hiç sevmiyordu, belki de elmayı güzel resmedebildiği için onu tercih etti, bilmiyoruz). ondan sonra elma diye yayılıyor, yoksa işin orijinalinde elma diye bir şey yok.
0
yemrem
(13.11.18)
@yemrem işte gerçek bir entelektüel. nasıl bulacağız? ne yaptıysam bulamadım. ressamı değil, konuyla ilgili herhangi bir yazı.
0
🌸Sour
(13.11.18)
Cevap: Albrecht Dürer 1507
www.wikizeroo.net
0
dilemma of subscribtionability
(03.12.18)
(7)

Hırsızlar kameralara ve güvenlik önlemlerine rağmen nasıl cüret bulabiliyor

levent bilgen
Kameraların ve güvenlik önlemlerinin olduğu apartmanlara, sitelere, dükkanlara yakalanma ihtimalleri yüksek olduğunu bile bile nasıl bu kadar rahatça girebiliyorlar?Gelecekten ümidi olmayan, ipsiz sapsız bir kısmı küçük suçlar işleyip kışı hapiste geçirmeye çalışıyor ya güya; peki ya diğerleri? Bir
Kameraların ve güvenlik önlemlerinin olduğu apartmanlara, sitelere, dükkanlara yakalanma ihtimalleri yüksek olduğunu bile bile nasıl bu kadar rahatça girebiliyorlar?

Gelecekten ümidi olmayan, ipsiz sapsız bir kısmı küçük suçlar işleyip kışı hapiste geçirmeye çalışıyor ya güya; peki ya diğerleri?

Bir de girdikleri ev ya da dükkanlarda gözü kara birine denk gelip yaralanmaktan ya da ölmekten korkmuyorlar mı?
0
levent bilgen
(12.11.18)
suratini kapatiyorlar.
Etraftakiler icin de onlem aliyorlar gozculeri oluyor disarida falan. Her turlu senoryaya da hazirlar, hepsine planlari var inanamazsin.
ve hepsinden sonra da cesaretliler zaten cesaretli olmasa o ise girismezler.
0
stavro
(12.11.18)
Çünkü geçerli bu cezası yok. Eve hırsız girdi polis tutanak bile tutmadı. Bulsakta geri birakicaz dedi.ne polis uğraşmak istiyor nede yakalasa cezası yok.

Yani hırsızlarda bunun rahatlığı var.
0
brnbrs
(12.11.18)
es kaza nüfuslu birinin evine girmedikçe bir şey olmuyor da ondan

polis lojmanlarının, bak polis lojmanı hem de ankarada müdavimi olan hırsızı bile yakalamadılar. polis eşleri dalga geçiyor birbiriyle "tanıdık polis de yok, ne yapsak" diye...
0
niye ama
(12.11.18)
Çünkü cezası yok, en baba 2-3 ay yatar çıkarlar herhalde.

De bakalım "hırsızlık yapanın kolunu keseceğim" diye, kaç kişi yapmaya cesaret edecek görelim?
0
John Bloor
(13.11.18)
o yüzden buradaki benzer sorularda hep diyorum ya, kameraymış, yok efendim merkezi haber almalı, polisi arayan abonelikli alarm sistemleriymiş bilmemneymiş hepsi traş diye.

nereden cesaret buluyorlar? tabii ki yakalayacak adam yok. polis yok polis. 2014 yılında babamın evine hırsız girdi. 4 kişi, 4 tane kadın. apartman kamerasından hem girişte hem çıkışta dördünün de görüntülerini polise verdik, 4 yıl geçti, tıss.

show habere falan göndermezseniz ya da 100k falovırı olan tivitır fenomenine yayınlatmazsanız, götürüp polise verirseniz o kameradan bi bok çıkmıyor arkadaş. o hassasiyet sadece arka sokaklar ve rıza baba'nın ekibinde kaldı.

yaralanmaktan ölmekten korkan hap atıp öyle giriyor. korkmayan evi dikizleyip evdeki çıkınca giriyor. iyice korkan adam da zaten hiç bulaşmıyor.

hırsızı caydırmak istiyorsanız yapabileceğiniz en güzel şey öncelikle sağlam bir kilit ve kapı. sonralıkla da hırsızı algıladığında cayır cayır ötüp bütün mahalleyi ayağa kaldıracak bir alarm. sadece ötse yeter.

alarm şirketlerinin yok efendim alarmımız şöyle güvenli, yok aküsü vari, yok enerjisi bilmemne, yok ayda 30 dolara haber alma merkezini arıyor polis göndertiyor falan. boşa para. kamera desen anca komik görüntü falan yakalar, oynat bakalım'a malzeme çıkarırsınız.

cakcakcak diye öten 5 liralık kapı alarmı hepsini tokatlar.
0
kibritsuyu
(13.11.18)
Polislerde yılmış yakalamaktan. "Ben yakalıyorum, hırsız adliyeden benden önce çıkıyor" diyorlar. Haklılar da...

Suç, poliste değil. Yeterince ceza veremeyen hukuk sisteminde. Adam yakalamak için bir sürü uğraşıyor, adliyeye girip çıkması bir oluyor. Çıkınca da polisi tehdit ediyor üstüne. Yüzlerce hırsızlık davası olan kişiler, elini kolunu sallayarak geziyor.

Polisin tek fonksiyonu sigorta varsa, tutanak tutuyorlar. Ağır bir abi değilseniz, o hırsızı yakalamak için kıllarını kıpırdatmıyorlar.


.
0
kartallar yuksek ucar
(13.11.18)
çünkü kanunen caydırıcı bir yaptırım yok.

bizim eve de hırsız girmişti. hem de alarm takılı eve. hırsızlar evi tarumar etmişti. sonra polis geldi her yeri bi toza buladılar güya parmak izi alacaklarlar. bi de onlar evin içine ettiler. gittiler. sonuç: 0
0
yemrem
(13.11.18)
(5)

bu konuda fikirleriniz lazım

darkwizard
ders için 3d kilden tasarım yapacağız, seramik dersi.illa nar olmayabilir, güzel dokusu olan soyut bir formda da kullanacağim, şeyler de olabilir. mesela ahtapot kolundan bir form yapmak, vazo gibi ama eğri dayanak noktam çıkış noktam nar, ben el bombası ile birleştirdim, fikirsel olarak da hocaya s
ders için 3d kilden tasarım yapacağız, seramik dersi.
illa nar olmayabilir, güzel dokusu olan soyut bir formda da kullanacağim, şeyler de olabilir. mesela ahtapot kolundan bir form yapmak, vazo gibi ama eğri
dayanak noktam çıkış noktam nar, ben el bombası ile birleştirdim, fikirsel olarak da hocaya söyledim ama o, daha fazla şeyler eskiz olarak tasarlamamı söyledi? sizce nar ile neyi ilişkilendirebilirim, ya da aklınızda güzel bir fikir varsa diyelim ki doğadan bir obje onun dokusu şekli ile başka bir şeyin üzerinde değişim soyut da olabilir mesela andırabilir şekli ama soyutsal.
0
darkwizard
(12.11.18)
Nar ile insan kicinin kenari.
0
stavro
(12.11.18)
@stavro hocaya vereceğim, adam beni oturtur narın dalına sonra:)
0
🌸darkwizard
(12.11.18)
nar-kalp
nar-insan beyni
nar-ananas (elbombasına benzediği için)
nar-göz (gözümün nuru/narı)
nar-domates
0
yemrem
(12.11.18)
selale
0
jimicik
(12.11.18)
Narın iç yapısı=bal peteği
0
SiyamkedisiZorro
(12.11.18)
(12)

Öğretmenlik "avam"laştı mı?

mimarbasi
Ya soruyu nasıl soracağımı da bilmiyorum ama en karşılayan tabir avam bence. öğretmen arkadaşlar daha rahat cevap verebilir. Klasik "şimdiki nesil, bizim zamanımızda blabla" geyiği de yapmak istemiyorum.Sosyal medyada öğretmen olmuş bir kaç arkadaşımı takip ediyorum ya da yine instagram keşfet sayfa
Ya soruyu nasıl soracağımı da bilmiyorum ama en karşılayan tabir avam bence. öğretmen arkadaşlar daha rahat cevap verebilir. Klasik "şimdiki nesil, bizim zamanımızda blabla" geyiği de yapmak istemiyorum.

Sosyal medyada öğretmen olmuş bir kaç arkadaşımı takip ediyorum ya da yine instagram keşfet sayfasından bazen öğretmenlere denk geliyorum. Öğretmen isminin yakıştığı oturaklılık, alçakgönüllülük ve hayat görüşü yerlerde. Özellikle kadınlarda durum daha da fena. Nargile cafeden çıkmayan, sosyokültürel seviyesi düşük ne kadar kız varsa kızın profilinde "okul öncesi öğretmenliği", "bilmem ne teacher" falan yazıyor; gramer ve yazım kuralları dahi bilmiyorlar.

bizim zamanımızda da öğretmenlerin maddi durumu iyi değildi ancak bir ağırbaşlılıkları ve dünya görüşleri vardı. nasıl öğretmen oluyor bu insanlar allah aşkına? sadece mevcut siyasi iktidarın etkisi ile açıklanabilir mi yoksa işin temelini sarsıcı değişiklikler mi yapıldı?
0
mimarbasi
(12.11.18)
@avianthem hiç bunu düşünmemiştim, doğru aslında. belki de biz özel hayatlarına şimdiki kadar tanık olmadığımız için saygınlıkları daha üst düzeyde oluyordu. perde kalkınca onların da en leş hallerine tanık olmaya başladık.
0
🌸mimarbasi
(12.11.18)
Öyle öğretmenler tanıyorum ki ben veli olsam ve o kişi çocuğumun dersine girecek olsa, çocuğumu okuldan alırım daha iyi. (Ben de 15 senelik öğretmenim.)

Ben avamlaştığını düşünmüyorum. Aksine IB, AP vs gibi uluslararası müfredatların Türkiye’de de kullanılmasıyla kendinizi yenileme, geliştirme gereksiminiz daha da artıyor. Ama insanlarda genel olarak bir basitlik, kritik düşünme yoksunluğu, sadece anlık şeylere yoğunlaşabilme, fiziksel olana önem verme gibi trendlere eğilim olduğundan aklıbaşında, olgun, entelektüel insanlarla yukarıda bahsettiğim eğilimlerdeki insanlar arasındaki fark daha da açılıyor. Bu kişiler hangi işi yapıyorsa, o işi basitleştiriyor olabilirler haliyle.

Ben de kendi eğitim hayatımda ancak bir veya iki saygı duyduğum, rol modeli öğretmen hatırlıyorum.
0
sopiro
(12.11.18)
Bence kutsallastirmaya gerek yok. Ogrenmenlik de bir meslek en nihayetinde.
Isini iyi yapıyorso sosyokulturel seviyesinin dusuklugunun bir onemi yok brnce. "ogretmen" olayini o kadar abartmaya gerek yok.
0
stavro
(12.11.18)
çok iyi öğretmenler mutlaka var, ama idealist denen öğretmenler ne yazık ki azınlıkta. idealist olanları da sistem tarafından bezdiriliyor, sindiriliyor, sıradanlaştırılıyor.
var
ayrıca öğretmen dediğimiz adamlar da senin benim gibi adamlar, bizim standardımız ne ki onlardan ne bekliyoruz.

ve ayrıca söylemesem içimde kalır. hani övdüğümüz köy enstitüleri öğretmenleri var ya (iyileri tenzih ederim), geçen annem öğrencilik zamanını anlatıyor. köyde okula giderken devletin çocuklara dağıtılsın diye yolladığı fındık, üzüm, incirleri kutu kutu öğretmenlerin kendi aralarında paylaşıp evlerine götürdüğünü, hazırlayıp dağıtmaları gereken süt tozlarını çocukların eline verip altı yanan kazanın başına dikip üstünkörü hazırlatıp onlara dağıttırırken kendilerinin içerde çay keyfi yaptığından vs. bahsettiydi.

bu arada abim, yengem, eniştem, kuzenim, onun eşi öğretmen. ben de ucundan öğretmen sayılırım. öğretmenlere karşı özel bir ön yargım yok yanlış anlaşılmak istemem.
0
yemrem
(12.11.18)
@stavro çok katılmıyorum. dünya klasiklerinden, eğitim metotlarından bir haber; opera, baleyi geçtim tiyatroya hiç gitmemiş bir öğretmen çocuklara hangi bakış açısını aşılayabilir? Toplumlarda yaptığı görevle tüm gelişimi etkileyen bir kaç kritik meslek-kurum var. Siyaset, aile, öğretmen, akademisyen vb. Bunlarda topluca bir yozlaşma olduğunda tüm toplumu etkiliyor. Çünkü doğrudan bir neslin ve temel gelişiminin üzerinde etkili olan meslekler.

Sosyokültürel seviyenin düşüklüğünde işini iyi yapamayacağını düşünüyorum. Kastettiğim özellikle "fakirlik" olmadığı için "avamlık" kelimesini kullandım. Fakirlikten bağımsız bir kapalılık varsa o kişide, çocuğun tüm hayatını etkileyebilecek bir felakete dönüşebilir.
0
🌸mimarbasi
(12.11.18)
İlkokuldaki iki öğretmenim üzerinden gideceğim.

1-3 arası : Kadın öğretmenimiz vardı, psikopatın vücut bulmuş haliydi, sürekli bizi döverdi, sınıfı 3 sıra şeklinde ayırır, çalışkan, orta, tembel şeklinde sınıflandırırdı. Kekeme arkadaşıma okuma sırası gelince, "bırak sen okuma tamam" der, geçiştirirdi. Fakir ve zengin ayrımı yaptığını da çok gördüm.

4-5 arası : Erkek öğretmenimiz; alemin kralıydı. Kendi zamanından feragat eder, öğleden sonraları bize ders verirdi, biz isyan ederdik o ayrı (anadolu liselerine hazırlık). Kekeme olan arkadaşım için özel alıştırmalar getirirdi. (ki 90'lar, internet falan hak getire). Yine aynı kekeme arkadaşım bir parça okuduğunda sonuna kadar beklerdik. Sporu (güreş) ve müziği(saz) bize sevdirmek için çok çaba sarf etmişti. Üzerimizde emeği çoktur. Sayesinde daha iyi eğitim alma şansına eriştim. Bu arada kendisinin tokat attığı tek kişi de benim, onu da hak etmiştim.

Hülasa iyi ve kötü her zaman var, olacaktır da, ama bu oran çağımızda maalesef, kötüden yana gibi.
0
De facto
(12.11.18)
bir öğretmenim sayesinde ortaokul yıllarında klasiklerle tanıştım. hala da kendisini iyi anarım. üzerimde çok emeği vardır. maalesef büyük kısmı devlete kapak atıp yatma derdinde. tanıdığım bir öğretmen, heyetten rapor ala ala yarım dönem okula gitmedi. kötüleri çoğunlukta diye düşünsem de okullarda dağıtılan kitaplar ne ki verilen eğitim ne olsun, o da var. yalnızca öğretmende bitmiyor iş. öğrenciler de eğitim sistemi de berbat.
0
nice tnetennba
(12.11.18)
Sosyal medya yoktu, bu yüzden haklarında bilgi sahibi değildik +1

Yoksa geçmişte de öğretmen kalitesi yüksek değildi, memleket ortalamasına bakın, bunları o eski öğretmenler yetiştirdi işte!
0
John Bloor
(12.11.18)
Devlet okullarinda 11 sene, devlet universitesinde(yuksek lisansi sayma hadi) 4 sene okumus biri olarak MEB bunyesinde calisan herkesin avam oldugunu, universite hocalarinin da en az yarisinin cahil cuhela torpilci oldugunu dusunuyorum. 87 dogumluyum, yani yeni bir dusunce degil bu. Her seyin kotuye gittigi son 10 senede muhtemelen avamlik katsayilari 100 katina cikmistir.
0
bos gezenin bos ustasi
(12.11.18)
Öğretmen lisesi mezunuyum. bizim okulda bir tabir vardı, hiçbir şey olamazsam öğretmen olurum. Gerçekten de öyle oluyordu okulda ne kadar başarısız öğrenci var ise hepsi şuan öğretmen.
0
belkider
(12.11.18)
bence (83lüyüm) avamlık artmış olmakla birlikte ayrıca ekonomik durum olarak daha iyiler.yani sadece sosyal medyada göze sokmak değil..önceden bu kadar gezecek edecek para kazanmıyorlardı ki. ha gezse nargile kafe derekesinde mi olurlardı? orası muamma.
nasıl yaniiii! diyeceksiniz de benim sülalem memur, babam da dahil.
90'larda mesela öğretmen 2 milyon lira maaş alıyorsa (15 senelik sınıf öğretmeni diyelim, ek dersi azdır fazladır yok meslek lisesi/pansiyonlu okulda hocalar fazla alıyor filan bunları hiç katmayalım) babamlar 3,5 alıyordu (bir KİT, yani devlette üniversite mezunu teknik memur) Şimdi sınıf öğretmeni 4 bin alıyor. Aynı KİTin aynı memuru 3,7 filan...öğretmenler çalışma saatlerine göre, diğer memurlara ve eskiye kıyasla çok güzel para alıyor. ayrıca okulda öğretmene çay vermesi için adam tutup onun parasını veliden topluyor filan...yani eskidendi o sınıfta soba yakan öğrencisinin saçını toplayan filan öğretmen. şimdikiler 1 dakika fazla iş yapmıyor.
AKP 1-öğretmen 2-imam 3-polise çalıştı 15 senedir. bu mesleklerde profil zaten düşüktü (öğretmenler nispeten daha iyiydi tabi) şimdi iyice leşleşti zira hiçbir şey yapmayıp 68lerle filan atanmak mümkün olan branşlar oldu senelerce. "devlete atanayım, ömür boyu yatayım" zihniyetinin tamamı da öğretmen oldu, haliyle. hatta 3 matematik yapmak için 2 sene kursa gittiler, yine yapamadılar... şimdi sistem tıkandı ya mesela bi dolu mezun var...başka bölümden mezun olanlar gidip çalışıyor. öğretmen olanlar bekliyor 2-3 sene atanana kadar.
0
niye ama
(12.11.18)
Avamlik demek kibar olur, ben sifat koysam siteyi kapatirlar.

Eskiden ogretmenin topluma ornek bir durusu agirligi olurdu, okuzu psikopati coktu ama civiyan ogretmen hatirlamiyorum. Alim kriterleri o zaman da bozuktu ama girdikten sonra duzgun durmaya calisiyorlardi. Simdikiler lise ogrencisi gibi davranis icinde.

Zaten butun meslekler icinde kendini bozamayan sadece muhendisler kaldi.
0
acemi
(12.11.18)
(12)

Öksürük Belası

maryjane
Selamlar, geçtiğimiz hafta nezle olmuştum. Şimdi bitmek bilmeyen bir öksürüğüm var. Ofiste, yolda, evde sürekli öksürmekten yoruldum. Bir de akşam sinemaya gideceğim, umarım dışarı atmazlar. Nasıl kesebilirim bu öksürüğü?
Selamlar, geçtiğimiz hafta nezle olmuştum. Şimdi bitmek bilmeyen bir öksürüğüm var. Ofiste, yolda, evde sürekli öksürmekten yoruldum. Bir de akşam sinemaya gideceğim, umarım dışarı atmazlar.

Nasıl kesebilirim bu öksürüğü?
0
maryjane
(12.11.18)
Nane limonlu bitki çayı
Kesmiyor ama bir süre balgam kurutuyor. Yarım limonu sıkıp kabuğu içine atın demlensin

Çaylı bal

Çav Bella
0
zxcd
(12.11.18)
Direkt 1-2 saatliğine kesmek için >> süte bolca karabiber atıp, karıştırıp iç
0
podrostok
(12.11.18)
çok sıcak ya da çok soğuk içmeyin. genelde öksürük ya da boğaz şişmesi gibi şeylerde çok sıcak içme hatası yapılıyor. sıcak hem tahriş ediyor hem de orada mikrop üreme riskini çoğaltıyor.

ılık ballı bitki çaylarının yanında tantum gargarayı öneririm bana baya faydası olmuştu. bir de sinemaya gitmeden önce göğsünüze vicks sürebilirsiniz, rahatlatıyor.
0
muslugubozukhayrat
(12.11.18)
sırta ve özellikle göğse havlu koymak hafifletiyor.

bitki çayı olarak da 3-4 halka taze zencefil, 1-2 çubuk tarçın, 3-4 karafil, dilimlenmiş yarım limon ile birlikte demlikte 5-10 dakika kaynatıyorsun, sonra kuru maddeleri süzüp mümkünse balla karıştırıp içiyorsun. kuru maddeleri süzmessen 10 dakkadan sonra içecek acılaşıyor içilmiyor.

geçmiş olsun
0
yemrem
(12.11.18)
Geceleri filan gogsunuze ve sirtiniza viks surun bir de eczaneden -eger kuru oksurukse- bunun iicn bi ilac alin ya da aile hekiminize yazdirin.

Siyah turp icine bal koyup sonra onun suyunu icmek de iyi oluyor.
0
kuehles blondes
(12.11.18)
aynı durum su an bende de mevcut. gripten sonra kaldı geçmedi henüz:/ bir de ne yazıkki sigara da iciyorum.

gecen sene yine böyle grip sonrası öksürugum icin bitki cayına(süt daha iyi olur sanırım) zerdecal, zencefil, biraz tarcın ve bal ekleyip icmiştim. iyi gelmişti, biraz rahatlatmıştı.
0
gunbatimi
(12.11.18)
Öksürük ve solunum yolu rahatsızlıkları için kullanılacak bitki tıbbi hatmidir. Beyaza yakın uçuk pembe renkli küçük çiçeklerdir, aktarda bulabilirsiniz ama bulamazsanız gulhatmi de (buyuk, farklı tonlarda pembe, bordo çiçekli) olur. Demleme şeklinde çay (günde 1 fincanı gecmeyin) ya da gargara yaparak (öksürük kaynaklı tahrişi azaltır) tüketebilirsiniz. (Musilaj etkisi de vardır bilginize)

Bunun haricinde toz zencefil (soguk algınlığı için) ve zerdeçal (antiviral) ve bal karistirarak arada bir pastil gibi çay kaşığı gibi ölçülerle alıp boğazınızı da rahatlatabilirsiniz. Tadi biraz acı olduğu için balla mümkün olduğunca seyreltin.
0
beetlejuice
(12.11.18)
keçi boynuzlarını ikiye kırıp kaynatırsan, tatlı ve öksürüğe çok iyi gelen bi içecek elde edersin. kronik öksürüğe gayet iyi geldiğini görmüştüm.
0
hasmetizm 2046
(12.11.18)
nar da iyi gelir.
0
jimicik
(12.11.18)
kara turp + bal (tecrübeyle sabittir)

tarifi şuradan:

www.youtube.com
0
hushhush
(12.11.18)
Herkese çok çok teşekkür ederim. Bilmediğim şeyler varmış, uygulayacağım. Bu arada başlık açmadan önce bitki çaylarından ıhlamur, nane limon, zencefil vs bolca tükettim ama bir ilerleme olmadı.. Yakında ben bitkiye dönüşeceğim. :)
0
🌸maryjane
(12.11.18)
umca kesin çözüm.
0
sam stranger
(13.11.18)
(8)

ofiste-yolda ne yiyelim, listesi yapalım mı?

datnet
Selam,çiğ badem, fındık, kaju yemekten sıkıldım. bunların yanında sürekli muz, elma taşırım sırt çantamda. Bunları yemenin dur noktasına geldim.Kalori açığını kapatmak için gün içinde yiyorum ama "artık yeme" diyor midem. çekmeceme, çantama neler doldursam fitler?
Selam,

çiğ badem, fındık, kaju yemekten sıkıldım. bunların yanında sürekli muz, elma taşırım sırt çantamda. Bunları yemenin dur noktasına geldim.Kalori açığını kapatmak için gün içinde yiyorum ama "artık yeme" diyor midem. çekmeceme, çantama neler doldursam fitler?
0
datnet
(06.11.18)
Kendi granolanızı yapın, ondan atın çantaya.
0
kobuzchu kiz
(06.11.18)
granola +1
0
a340
(06.11.18)
güzelinden hurma
0
antikitleruhlu
(06.11.18)
içinde şeker olan şeyler yemekten kaçının derim.
granola bunların başında geliyor.
tatlı ihtiyacını (varsa) abartmadan meyvelerle karşılamak daha sağlıklı.
havuç mesela iyi bir alternatif olabilir. biraz gürültü çıkarır yerken ama tadı güzel en azından.
0
rentts
(06.11.18)
zeytin
0
jimicik
(06.11.18)
zuber var super, icinde seker yag ekstra olarak yok, hicbir suni madde eklememisler, kuruyemisciden alacagin seyleri dogru oranda harmanlamislar ama ortaya bambaska tadda birsey cikmis. kesinlikle tavsiye derim. misal protein bari var, cilkeli olani var, bunlar hep zuber. migroslarda var.
0
mavicorap
(06.11.18)
haşlanmış nohut. isterseniz haşladıktan sonra baharatlarla çeşnilendiredebilirsiniz.
0
yemrem
(06.11.18)
Jelibon
0
stavro
(06.11.18)
(8)

Tehdit edilmek- şikayet

zimbirik
Merhaba, dün akşam yan komşum tarafından tehdit edildim. Yasal süreçle alakalı bilenler cevaplayabilir mi ?Olay şöye oldu. Yan komşum sürekli apartmana çöp bıraktığı için şikayetçiydim. Ara ara çöpünü alması için kapıyı çalıyordum. Çöpe böcek gelip kapının altından eve giriyordu. Ve apartmanda kapıc
Merhaba, dün akşam yan komşum tarafından tehdit edildim. Yasal süreçle alakalı bilenler cevaplayabilir mi ?

Olay şöye oldu. Yan komşum sürekli apartmana çöp bıraktığı için şikayetçiydim. Ara ara çöpünü alması için kapıyı çalıyordum. Çöpe böcek gelip kapının altından eve giriyordu. Ve apartmanda kapıcı yok. Bu insanlar çöplerini mutfaklarında biriktirmek yerine dış kapının önünde biriktiriyor.
Dün akşam 3 gündür atmadıkları çöplerini atmalarını söylemek için kapıyı çaldım. Çıkan beyefendi bir daha benim kapımı çalma senin kafanı gözünü kırarım diyerek üzerime doğru bir iki adım attı, elini kaldırdı mı hatırlamıyorum. Seni döverim gibi cümleler kullandı. Konuşmanın sırasına şuan çok hakim değilim.
Ben bu olay üzerine yöneticiye gidip yan komşumun kapısına çöp bıraktığını, uyarılarıma aldırış etmediğini ve benim üzerime yürüdüğünü ifade ettim.
Bu konu ile alakalı başka bir durum olmadı.

Ben bu kişiyi şikayet edebilir miyim? Ne olur edersem? Daha önce bu tip işlerle hiç bulaşmadım süreci hiç bilmiyorum. İşe yarar mı?

konu hakkında bilgisi olan, daha önce başına gelmiş olan varsa yprum bekliyorum.
0
zimbirik
(06.11.18)
arkadaş elin etnik kökeni malum insanlarıyla uğraşılır mı. insan dedim ama sen anladın tabi olayı. yerinde olsam en büyüklerden kapaklı bi çöp kovası alırdım. koyardım kapısının önüne. böcek geliyor bunu aldım size diye. havlayan köpeğe taş atılmaz. seveceksen sonra gelecek dibine köpekliğine devam edecek.
0
hasmetizm 2046
(06.11.18)
şikayet etsen de çözüm bulamazsın uğraşırsın boş yere düşman edinirsin. bu devlet seni hiç bir zaman korumayacak, insanı insana ezdiren bir sistemde sen duyarlı olursan çok bilmiş takıntılı yaftası yiyorsun. onun yerine çöpe bir tekme at tüm apartmana yayılsın, herkes bkunda boğulsun.

nezip bir semtte nezih ve eğitim seviyesi yüksek bir apartmanda oturuyorum. çöplerinizi sabah çıkarın diye yazı asılmasına rağmen her akşam standart çöpünü dışarı koyuyor.
0
mikahakkinen
(06.11.18)
çöpü açıp kapısnın önüne dökebilirsiniz. bu insanlar bundan anlıyorlar. her gördüğünüzde açın dökün, temizlesinler.
0
benaslinda
(06.11.18)
Yönetici öözüm taraftarı değil mi? Tekrarlıyorsa siz de tekrar yöneticinin başına ekşiyin. Olmadı her katın duvarına kapının önünde çöp bırakmayın yazısı falan astırın. Apartman toplantılarına katılıyorsanız orada da durumdan bahsedin. Toplu karar alınsın.
0
ninotevtidze
(06.11.18)
Seneler önce 'komşum' apartman boşluğunda saldırmıştı bana. Adli süreçten bir halt çıkmadı.
Keşke en başından muhatap olmayıp yöneticiye şikayet etseydiniz. Laftan sözden anlayan insanlar olsa kapının önünde biriktirmez zaten çöpünü. İfadeye çağırılsa taciz ettiğinizi, küfrettiğinizi vb. söyleyip işin için sıyrılması da çok kolay. Haklıyken haksız duruma bile düşebilirsiniz.
mika ve benaslında'nın dediği gibi çöpü bütün apartmana yaymak geçiyor insanın içinden.
0
auroraaurora
(06.11.18)
şikayet edersin, en iyi ihtimalle adamı ifadeye çağırırlar karakola, sonra hadi git bi daha olmasın derler. bu adamda nasıl bir etki yapar bilmiyorum.

az önce bir haber okudum, izmirde 2 kişi adamın önünü kesip haraç istiyor. bu adam da savcılığa gidip bu iki kişi hakkında şikayetçi oluyor. savcı bunların ifadesini alıp serbest bırakıyor. bunlar da sen bizi nasıl şikayet edersin diyip adamın evini sopalarla basıp evinde adamı dövüyorlar. kolunu burununu kırıyorlar. sonra savcı yine bunların ifadesini alıp serbest bırakıyor.

şimdi sen düşün adamı şikayet edersen bir şey çıkar mı diye.

aha da haberin linki www.milliyet.com.tr

aklıma gelen tek çözüm adamı belediyeye veya zabıtaya şikayet etmek. hani toplum sağlığı diye çöp evleri basıyorlar ya, oradan bir şey çıkabilir belki. adamların kapı önüne yığdıkları çöplerden dolayı apartmanı böcek bastı, uyarınca da üzerime yürüdü falan diye şikayet edin.
0
yemrem
(06.11.18)
bence copu apta dokene kadar, adamin kapisinin onune her akliniza geldiginde sise sise camasir suyu dokun. parasini da aidattan kesin, yoneticiye temizlik parasi almadigima sukredin, sadece malzeme parasini kestim diyin.
0
mavicorap
(06.11.18)
gözüne kestiyorsan sen onu döv, yok tırsıyorsan bir iki kişi bul dövdür. bu chomarium lar dayakla eğitilir.
0
ravenudon
(06.11.18)
(4)

Teleskop, Dürbün, Tripod tavsiyesi

aksiyom
Şimdi sevgili gençler, amatör olarak bir hevesle gökyüzü gözlem olayına merak saldık. Her yerde yazan klasik söylemleri de, teleskop ya da dürbün aldığımızda nasıl bir manzarayla karşılaşacağımızı da biliyoruz. teleskop yerine dürbünle başlamak daha mantıklı, işlevsel ve geri dönülebilir görünüyor.
Şimdi sevgili gençler, amatör olarak bir hevesle gökyüzü gözlem olayına merak saldık. Her yerde yazan klasik söylemleri de, teleskop ya da dürbün aldığımızda nasıl bir manzarayla karşılaşacağımızı da biliyoruz. teleskop yerine dürbünle başlamak daha mantıklı, işlevsel ve geri dönülebilir görünüyor.


Gözüme çarpanlar arasında, başlangıç için fiyat olarak bizi yormayacak ama işimizi de görebilecek olympos'un 10*50'lik şu modeli mevcut.
amzn.eu
fiyat olarak en makulu bu. bunun yanına şu tripodu da almak istiyorum ben.
amzn.eu

sorum ise şu olacak, bu tripod denen aletler her şeye uyumlu mu oluyor. dürbünü tripoda bağlayacak bağlantı noktaları var mıdır, yoksa ekstra başka şeyler de almak gerekir mi?

hem tripod hem de dürbün için; bilen, kullanan ya da farklı tavsiyesi ya da yorumu olanlara açığım. (Zaman olarak, azami 3 gün içerisinde almam gerekiyor bu arada. )

teşekkürler.. :)
0
aksiyom
(05.11.18)
bak bu dürbünü hep önden bağlamışlar

i.ytimg.com
www.cloudynights.com
www.cloudynights.com


ama normal halinde böyle bir bağlama yeri var mı yoksa dürbüne ek bir aparat mı takıyolar bilmiyorum. belki de oradaki kapak sökülünce içinde vida dişi vardır. şimdi bızıklamadan fotoğraflara bakamadan bilemedim ben.


bak orjinali de bu

www.fotomalzeme.com

ikinci olarak yine fotoğrafa bakarsan fotoğraf makinası tripdundan farklılık gösterdiğini görebilirsin, yani alacağın tripod vida dişi olarak uysa da dürbünün iki merceği arasına sığmayabilir.

bir de askerde ben şunun askeri versiyonunu kullandım.

www.amazon.com

ha buna tripod lazım oluyor evet ama senin dürbünde ihtiyaç olacak mı bilmiyorum.
0
killerbee
(05.11.18)
eyvallah, killerbee. alınca göreceğiz artık.
Sorusu olanlara yardımcı olurum ilerleyen zamanlarda.
0
🌸aksiyom
(06.11.18)
Merhaba.
Şu yazıma bir göz atabilirsiniz:
kelimelerbenim.com
0
işimdeyim gücümdeyim
(06.11.18)
10*50 çok matah bir dürbün değil. geçtim gökyüzüne bakmayı etrafa bile onunla bakmıyorum. 10*50'den beklentiniz büyük olmasın. en az 20*60 dan başlamanızı tavsiye ederim. şöyle örmek vereyim 10*50 ile dolunaya baktığınızda gözünüz çok kamaşır, biraz daha fazla detay görürsünüz. 20*60 ile baktığınızda ayın kenarlarınındaki girnti çıkıntıları az da olsa fark edersiniz. vay anasını orda da dağlar varmış dersiniz:)

normalde dürbünlerin altında tripoda sabitleme yeri yok. ben çocukken don lastiği, tutkal, demir plaka ve somunla kendim yapmıştım tripoda bağlama aparatını. şimdi mutlaka öyle bir aparat yapıp satıyorlardır ancak hiç aramadığımdan görmedim öyle bir şey.

tripodda alırken özellikle dikkat etmeniz gerek şey kafasının çabuk yalama olmayacak şekilde kaliteli olması. yoksa dürbün veya teleskopu üzerine takınca aleti sabitleyemiyor zamanla yavaş yavaş aşağıya doğru kayıyor.
0
yemrem
(06.11.18)
(4)

Fiyat Performans Oranı İyi Olan Koşu (ve Günlük Kullanım ) Ayakkabısı

sevgikusunkanadinda
Bir süredir hafif diz ağrıları çekiyordum, doktor ayaklarımda ve dizlerimde sorun olmadığını fakat hafif düztaban olmam sebebiyle ortopedik tabanlık kullanmam gerektiğini söyledi.Şimdi bir tane koşu, bir tane de günlük kullanım ayakkabısı almak istiyorum. Skechers tam bir hayal kırıklığı, verdiğimiz
Bir süredir hafif diz ağrıları çekiyordum, doktor ayaklarımda ve dizlerimde sorun olmadığını fakat hafif düztaban olmam sebebiyle ortopedik tabanlık kullanmam gerektiğini söyledi.

Şimdi bir tane koşu, bir tane de günlük kullanım ayakkabısı almak istiyorum. Skechers tam bir hayal kırıklığı, verdiğimiz paraya bir gram olsun değmedi. Siz hangilerini kullanıyorsunuz, neler tavsiye edersiniz?

Son olarak, Decathlon'dan koşu ayakkabısı alırsam pişman olur muyum? İçine tabanlık koyarak kullanacağım.
0
sevgikusunkanadinda
(31.10.18)
Kalenji almistim 40 liraya, 5 senedir kosu,bisiklet,is guc her seye kullandim sifir gibi duruyor. Agirligi da yok gibi.

Ama o modelden satmiyorlar tipi degismis, yeni modellerini bilmiyorum decathlon kaliteyi dusurdu 1 senedir. Yenilerin yorumlarini okuyup bakmak lazim.
0
acemi
(01.11.18)
valla kalite olarak bilemiyorum ama önümüzdeki cuma bim'e 50 liraya kappa marka spor ayakkabı gelecek. ben alacağım sanırım.
0
ya ben lan neyse
(01.11.18)
işin içine fiyat performans dengesi giriyorsa adidas, nike falan alınmaz zaten. 600 lira verdiğim ayakkabının beni usain bolt yapması lazım, başka türlü o dengeyi yakalayamaz.

kalenji ben de kullanıyorum 2 senedir, sporda giyiyorum; tipi düzgün olsa sokakta da giyerdim. dengeli basma konusunda yan ve arkadaki çıkıntılı tabanının faydasını gördüm kesinlikle, hızlı koşuyorsan farkı hissediyorsun normal tabanlara göre. mağazada denemeden alma ama, beden konusunda standart değil.
0
Bruce
(01.11.18)
kesinlikle kalenji.
0
yemrem
(01.11.18)
(11)

atış serbest

yemrem
Yurtdışında pahalı olup turkiyede ucuz olan ne var? Aklınıza ne geliyor?
Yurtdışında pahalı olup turkiyede ucuz olan ne var? Aklınıza ne geliyor?
0
yemrem
(25.10.18)
eskiden gümüş ve altın takılardı ama şimdi son durumu bilmiyorum.
0
whoosie
(25.10.18)
Bu aralar sacma olan dolar/euro kurumuzdan dolayi bazi seyler yurt disindan daha ucuz oluyor.

Mesela telefonumdaki spigen kilif aldigim zaman amazonda 25 dolar falandi. Ama ben 30 liraya aldim

Netflix falanda daha pahali guncel dolar kuru ile carpinca.
0
bir3iki7
(25.10.18)
deri mamul sat deri
0
komnoktatere
(25.10.18)
Bize gore yurttisinda pahali olup bize ucuz olan mi yoksa soz konusu ulkede yasanlara gore kendi ulkesinde pahali olup bizde ucuz olan mi?

Ya da relative olarak degil de dogrudan rakam olarak bizde dusuk fiyatli olanlar mi? Eger oyleyse su donem otomobil haric her sey oyle neredeyse.
Tatil, toplu tasima, icme suyu, ekmek, tornavida, corap, dondurma...
0
stavro
(25.10.18)
Abd-türkiye için: Sağlık ve eğitim. ABD'de çok saçma bir şekilde paraya dayalı sağlık ve eğitim sektörü var.

@Kobhuzcu Aslında bu olay alım gücü kaynaklı. Yani burda yaşayan kazanan Türk'e ucuz değil o hizmetler. Batıda yaşayıp burda harcayana ucuz. Misal, x işi yapan danimarkalının saç ektirmesi maaşının danimarkada yarısı ederindeyse türkiyede x işi yapan türk'ün türkiye'de saç ektirmesi maaşının üç katı, gibi.
0
farabi
(25.10.18)
hollanda için konuşuyorum

sağlık: pahalı, buradaki vatandaş için de pahalı. nominal olarak da göreceli olarak da türkiye'dekinden pahalı sağlık harcamaları. 20'lik dişin cerrahi çekimi için 350 euro istediler benden, bayılacaktım az kalsın...

hizmet: bir evin badanası için 6-7 bin euro fiyat istiyorlar. çilingir çağırmak 200 eurodan başlıyor. bisikletin lastiğini işçilik dahil 90 euroya değiştiriyorlar.

giyim de pahalı ama yukarıdaki kadar kötü değil.

oyunlar: steam'de 10-20 liraya alabileceğiniz oyuna burada 35 euro fiyat çekildiğini gördüm.
0
reavelyn
(25.10.18)
Stavro hakli, Olay alim gucuyle dogrudan alakali. Kucuk sise sure 1 dolar mesela. Bi fast-food 10 dolar. Matematiksel olarak daha pahali ama alim gucu yuksek oldugu icin karsilanabilir durumda.

Bunlarin disinda insan gucune dayali hemen her sey, iscilik gerektiren seyler ve yerli uretimi olan seyler genel olarak Fark ediyor. Tekstil, deri, meyve-sebze gibi, veya araba tamiri, duvar ördürme, ne bileyim disciye gitme, ayakkabi yaptirma vs. vs. gelismis ulkelerden daha ucuz turkiye'de. Ama afrika'da veya asya'nin dandik ulkelerinde bunlar da turkiyeden daha ucuz.
0
icim urperiyor
(25.10.18)
Kucuk sise su*

Mobildeyim editleyemiyorum.

Bi de paket service ucretsiz turkiyede, yurtdisinda en az 5-10 dolar da paket servise verirsin disardan yemek siparis edersen.
0
icim urperiyor
(25.10.18)
asgari ücretlere(yerel) oranlayarak bakarsak hiçbir şey. şimdi gelip de ekmek demeyin ama mesela, ekmeğin kalitesine de bakmak gerekir çünkü bu durumda.

edit: varsa merak ediyorum ben de ama gerçekten
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(25.10.18)
herkese cevapları için teşekkür ediyorum. peki bunun bir adım sonrasını düşünürsek yurtiçinden alıp yurtdışına ne satabiliriz?
devamı:www.eksiduyuru.com
0
🌸yemrem
(25.10.18)
spotify
0
captainmrg
(25.10.18)
(9)

KOSGEB- parayi ne zaman veriyor?

damba
Diyelim bir girisimcilik projemiz var.KOSGEB'e gittik basvurduk, proje onaylandi.Parayi once mi yatiriyorlar sen projeni hayata geciriyorsun,Sen projeni hayata gecirdikten sonra mi yatiriyorlar?Ben sonra veriliyor diye duydum da, baska bir arkadas degisti o dedi, emin olamadik.Tesekkurler.
Diyelim bir girisimcilik projemiz var.
KOSGEB'e gittik basvurduk, proje onaylandi.
Parayi once mi yatiriyorlar sen projeni hayata geciriyorsun,
Sen projeni hayata gecirdikten sonra mi yatiriyorlar?

Ben sonra veriliyor diye duydum da, baska bir arkadas degisti o dedi, emin olamadik.

Tesekkurler.
0
damba
(22.10.18)
Bunu internetten araştırıp bulamayan adam iş kurmasın bir zahmet. batar.
0
binder dandet
(22.10.18)
Kosgeb sana peşin oara vermiyor al iş kur diyerek. Neyse anlatıcaktım da öok üşendim.

Binder dandet +1
0
mahone
(22.10.18)
kosgeb sen daha projeyi anlatırken parayı saymaya başlıyomuş abi, sonra hemen veriyomuş zaten. ama sen dükkanı açtıktan sonra hep beraber dükkana gelip 2 şer bardak çay içiyolarmış. bu soruların cevabı google'da veya kosgeb'deki temsilcinizde olmadığı için ben cevap verme gereği duydum. saygı göstermenizi diliyorum.

not: çayları tek şekerli verin.
0
Tears of Devil
(22.10.18)
abi duyuruya cevabı da hemen vermiyoz işte. önce projen onaylansın, en son cevap vericez. şu an senin projeyi onaylamadık daha. çünkü çok saçma geldi bize.
0
Tears of Devil
(22.10.18)
Eyvallah @tears of angel :)
0
🌸damba
(23.10.18)
önce girişimcilik kursunu alman gerekiyor. tabi kursu alabilirsen...
0
farrytikki2
(23.10.18)
Allah’tan proje sahibine direkt linki atmadım. Siz minik bir çocukken ailenşz size güvenmedi diye mi bu tarz demotivasyonlara başvuruyorsunuz? Bırakın da ona KOS-GEB karar versin.
0
🌸damba
(23.10.18)
Önce kursu tamamlaman gerekiyor. Sonra neyse kısaca tüm yatırımı yapıyorsun. İş yerini kurarken ufak bir meblağ veriyorlar. Asıl büyük kısmı sen harcamayı yaptıktan en az 2 ay bazen 1sene sonra veriyorlar.

Başka bilgisi olan varsa dinlemekten memnuniyet duyarım
0
yemrem
(23.10.18)
Uygulamalı girişimcilik eğitimi almanız gerekiyor önce. Sonra projenizle başvuruyorsunuz. Kabul edilince işi kuruyorsunuz. Bütün harcamaları banka üzerinden yapmanız gerekiyor. İkinci el ürün kabul edilmiyor. Size tanımlanan bir kullanıcı hesabı ile kosgeb sisteminde ödeme talebi oluşturuyorsunuz. Farklı farklı kalemler var. Dekont ve faturayı ilgili bölüme yüklüyorsunuz. Sonra o ödeme talebi ilgili kosgeb uzmanı tarafından onaylanıyor ya da bir eksiklik varsa revizyona açılıyor. Düzeltme yapıyorsunuz revizyona açıldıysa. Uzman onaylayınca ilgili kosgeb müdürlüğü de onaylanıp ankara merkezde ödeme sırasına alınıyor. Bir ayda da aldığınız oluyor on ayda da. Standart bir süresi yok.

Arkadaşımızın söylediği şeyi ben de duydum ama hiç mantıklı gelmedi bana.
0
Phoebe
(23.10.18)
(3)

Yine yurtiçi kargo ve evde bulamama

marowak
Eganbadan kitap aldım. Tüm gün evde olduğum halde bu malum kargo şirketi çalışanları evde bulamadık ayağına yatıyorlar. Çok gıcık oldum bu duruma. Yarın bunları arasam süreç nasıl işler? İnat edip siz getirin yoksa almıyorum desem nolur? Kargom bunlara saat 10 gibi ulaşmış, 16:50 de dağıtıma çıkmış,
Eganbadan kitap aldım. Tüm gün evde olduğum halde bu malum kargo şirketi çalışanları evde bulamadık ayağına yatıyorlar. Çok gıcık oldum bu duruma. Yarın bunları arasam süreç nasıl işler? İnat edip siz getirin yoksa almıyorum desem nolur? Kargom bunlara saat 10 gibi ulaşmış, 16:50 de dağıtıma çıkmış, 19:08 de evde bulamadık diye internet takip sayfası güncelleniyor ve 20:00'da ise de evde bulamadık mesajı geliyor.
0
marowak
(19.10.18)
ben artık yurtiçi kargo ile çalışan firmaları tercih etmiyorum.
mecbur kalırsam da iş adresimi veriyorum.

özellikle belirtirsen muhtemelen teslim ederler yarın.
eğer yine etmezlerse siparişini iptal et ve sebebini de söyle.
0
teritori
(19.10.18)
benim de başıma geliyor sürekli bu, olan şu tahminimce, bunlar belirli bir düzene göre dağıtım yapıyorlar, mahalle mahalle, sokak sokak. hatırladığım kadarıyla 17 yada 17.30 mesai bitimleri. eğer teslim adresi dağıtım sırasında sondaysa ve mesai saati bitimine yakınsa hiç gelmiyorlar evde yoktu deyip teslim etmiyorlar.

şimdi siparişi verdin eğer teslim etmezlerse 3 gün sonra kargo geri gider. eee sonra? baka bir yerden sipariş edip bir de onu bekleyeceksin. yani ben genelde kitap siparişlerini çocuk gibi helecanlanarak beklediğim için beklemeyi sevmiyorum o yüzden dalaşmak yerine gidip alıyorum. bu adamlar bunu hep böyle yapıyrlar, istediğimiz kadar bağırıp çağıralım düzelmeyecekler. o yüzden -naçizane tavsiyem- hiç bekleme, eğer getirmezlerse git kendin al.
0
issiz karga
(20.10.18)
Yurtiçiyle gönderen yerlerden almıyorum. O siteye de sizden alacaktım ancak yurtiçi kargoyla yollayacağınız için vazgeçtim diye iletişim kısmından mail yolluyorum.
0
yemrem
(20.10.18)
(8)

Türkiye ve Mafyalar

levent bilgen
Türkiye’de 90’lı yıllardaki anlamıyla hala “mafya” var mı? Siyasilerin araçsallaştırdığı ya da kendileri için baskı unsuru olabilen, parasal güce ve derin siyasî ilişkilere sahip, eli silahlı adamları olup kendince infazlar yapan, adam kaçırma, tehdit, şantaj vs. gibi çeşitli eylemsel karşılıkları o
Türkiye’de 90’lı yıllardaki anlamıyla hala “mafya” var mı?

Siyasilerin araçsallaştırdığı ya da kendileri için baskı unsuru olabilen, parasal güce ve derin siyasî ilişkilere sahip, eli silahlı adamları olup kendince infazlar yapan, adam kaçırma, tehdit, şantaj vs. gibi çeşitli eylemsel karşılıkları olan bir yapılanmadan bahsediyorum.

Ya da siz var diyorsanız gücünün eylemsel karşılığı ve toplumsal iktidarı var mı bunların?
0
levent bilgen
(19.10.18)
Feto bir mafya değil miydi mesela? Polis ve asker de silahlı gücü değil miydi? Şu an mafya yapılanmalarına rahmet okutacak durumdayız.
0
bos gezenin bos ustasi
(19.10.18)
Toplumun dinamiğini bozan şeyler yasaklanıyor, bu yasakları delmek de para kazandırıyor. Uyuşturucu ticareti, fuhuş, insan kaçakçılığı, piyasaya sahte para sürme... Mafya'dan kasıt bu işleri örgütlü bir şekilde yapan topluluklarsa tabi ki vardır. İllegal iş yapan adam devletin kendisini korumasını bekleyemeyeceğine göre kendini ve çıkarlarını korumak için adam besler, silahı ve askerleri olur, içinde bulunduğu süreçler rakiplerini ortadan kaldırmasını gerektirir, politikacılarla aynı masada oturur, çıkar ilişkileri kurar...
0
salihdt
(19.10.18)
ismini verip yeğenlerinin hışmına uğramak istemediğim şahsı tarif etmişsiniz (öyle de korkağım).
açık havada konuşma yapıp yüzlerce kişiye dinletebilen birinin toplumsal iktidarı ve bu iktidar sonucunda eylem gücü olması beklenen bir sonuçtur.
0
g7mor
(20.10.18)
90'lı yıllardaki gibi çok ve büyük ölçekte yok, o zamanlar (ve o zamanlara kadar) birbirinden farklı ve birbirine rakip bir çok babanın kendi örgütü vardı. Yanlış hatırlamıyorsam sadettin tantan zamanında bir çoğu çökertildi, akp iktidarı ile birlikte de neredeyse isim soyisim anlamında mafya babası kalmadı.

90'lı yıllardan beri mafya babaları bitirildi ama ciddi örgütlenen adları hepimizce bilinen bazı örgütlerin gücü bölgesel olarak hala devam ediyor.

İstanbul'da belirli bazı bölgelerde sevgi pıtırcığı olan ve siyasi partileri de bulunan bu arkadaşlara haraç vermeden ticaret yapabilmeniz çok zor.

Adına haraç demiyorlar ama, küçük esnafı gazete abonesi yapıyorlar, dergi satıyorlar. Büyük tüccarlardan da doğrudan "partiye bağış" adı altında yüklü ödeme alıyorlar.
0
John Bloor
(20.10.18)
Var. ORnek cete lideri Sedat Peker.
0
stavro
(20.10.18)
fetö mafyaysa tayyip marul heralde. fetö şamaroğlanından başka hiçbişey değildir. gerçek anlamda mafya yok, mafyalaşmış devlet var. İnfazlar yapan, adam kaçırma, tehdit, şantaj vs. hepsi iktidar tarafında icra ediliyor, bayağı da ustalaşıyorlar artık. Ak Parti sağolsun mafya ya gerek kalmadı yerli ve milli mafya olarak oraya da kendilerini atadılar. hayaldi gerçek oldu.
0
firemanjonny
(20.10.18)
90'lardaki anlamıyla yok. akp neredeyse hepsiyle anlaşıp gelirlerinin belirli ölçüde kaybolmayacağı garantisi karşılığında faaliyetlerini durdurmasını sağladı. anlaşamadıklarını pasifize etti, ellerini kollarını bağladı. bir kısım sonradan akp ile anlaşmak durumunda kaldı, diğerleri elini eteğini çekmek zorunda kaldı.

kısmen istanbul, doğu marmara, batı karadeniz ve eskişehir bölgeleri için konuşacak olursam; gerek büyüdüğüm çevrede gerekse akrabalık ilişkilerinde ülkenin en babalarıyla bağlantısı olan insanlar oldu hep. zaten bu adamlar çekirdekten büyüyüp yetiştiği için bilinen noktalara gelene kadar çok insanın işini görmüş, sosyal bağlantılar kurmuş ve bu sayede etki alanlarında saygı görmüş insanlar. mafyaları bitirmek de bu yüzden kolay değil, en tepesini içeri atınca faaliyetler durmuş olmuyor. haliyle akp işi kökten çözmek için halihazırda teşkilatlanmış ve çoğunluğu sağcı-muhafazakar olan bu kesimleri kendi "davasına" katmaya çalıştı. akp kendi başına güçlü bir teşkilat olunca bir kısım mafyöz teşkilatlar akp'ye yanaşmakta bir sorun görmediler. akp gerek tatlılıkla gerekse devletin gücünü kullanarak bu teşkilatları yavaş yavaş içten çözdü. tabii bu sırada ekmeğinden ve gücünden olan babalarla masa başında anlaşmalarını yaptı. açıkçası çoğu akp'nin maşası olmayı bırak, adlarının yanında anılmasını bile istemedi. tabii bahsettiğim bu tipler daha önceden de hükümetlerle birlikte çalışmış insanlar değil, bağımsız mafya diyebiliriz.

herkesin bildiği sedat peker var işte akp'ye yanlayan, onun haricinde benim gerçek hayattan bildiklerimden kimse açıkça yanında durmadı. zaten çoğu mafya usulünün eskisi kadar rahat yürümeyeceğinin farkındaydı. büyükleri hapiste ölümü bekledi, nispeten küçükleri etki alanlarını ve sosyal bağlarını kullanarak "esnaf" ya da "iş adamı" oldular. kafe işletmecisi olup çoluk çocuğa karışanı bile var.
0
Bruce
(20.10.18)
Eskinin mafyaları bugünün müteahhitleri, faktoring şirketi sahipleri, buralardan kazandıkları parayla futbol kulübü başkanı vs. oldular. İşlerini kılıfına uydurdular. Eski fedailerinin adı silahlı yakın koruma oldu.
0
yemrem
(20.10.18)
(7)

Anadolu yakasında balıkçı

monogram
Selamlar,İstanbul Anadolu yakasında salaş diye tanımlanabilecek bir balık lokantası bilen var mı? Şirin olsun, salaş olsun, fiyat çok yüksek olmadığı sürece önemli değil.Teşekkürler.
Selamlar,

İstanbul Anadolu yakasında salaş diye tanımlanabilecek bir balık lokantası bilen var mı? Şirin olsun, salaş olsun, fiyat çok yüksek olmadığı sürece önemli değil.

Teşekkürler.
0
monogram
(18.10.18)
Bulgurlu caddesinde Hamsilos var.
0
datnet
(18.10.18)
tuzla balıkçısı, fakat alkol yok diyolla
0
ben hastayim
(18.10.18)
salaş yer istiyorsan anadolu kavağında birkaç yer vardı.
0
yemrem
(18.10.18)
tuzla balıkçısı +12335648351
0
kablelvuku
(18.10.18)
anadolu yakası denmiş ama millet utanmasa gebze diyecek. :) arkadaşlar sizin mantığınıza göre hakkari'ye kadar anadolu.

beykoz merkeze yakın sahil kesiminde bir sürü salaş balıkçı var, teknede olsun, yol kenarında olsun. illa isim olsun dersen beykoz gül balık.
0
esmer
(18.10.18)
Ayrıca salaş balıkçı önerisi olarak, Tuzla balıkçısı diyenler hiç gitmeyenler galiba. :)
0
datnet
(18.10.18)
bostancı tren istasyonu civarında bostancı balık ve yıldız yakamoz ikiside iyi iş yapar fiyatlar cep yakmaz.
0
jamswety
(18.10.18)
(28)

Parkta çocuğa çikolata verdim diye polis geldi

denizaya
Bugün istanbul yeşilpınar'a gittim bi arkadaşıma sürpriz yapmak için. yanımda doğumgünü hediyesi büyük peluş hellokitty oyuncak vardı. süpriz osun diye arkadaşı aramadım..işten eve geldiğinde arkasından çıkacaktım..o gelene kadar evin karşısında çocuk parkında oturup bekliyim dedim..karşıdaki mobily
Bugün istanbul yeşilpınar'a gittim bi arkadaşıma sürpriz yapmak için. yanımda doğumgünü hediyesi büyük peluş hellokitty oyuncak vardı. süpriz osun diye arkadaşı aramadım..işten eve geldiğinde arkasından çıkacaktım..o gelene kadar evin karşısında çocuk parkında oturup bekliyim dedim..karşıdaki mobilyacılar tip tip bakıyordu resmen bakışları ile taciz ettiler, arkadaşımın mahallesi diye görmezden geldim yoksa gidip hayırdır derdim neyse..

Banka oturdum torbaya 3-4 tane cocostar çilota atmıştım, birini açıp yerken yanıma yaklaşan çocuklara diğerlerini ikram ettim.

10 dakika sonra polis geldi, arabaya bindirdiler, kimsin, işin ne, neden çocuklara çikolata verdin diye soru sordular. kimliğime bakınca karakola bile götürmediler yolda indirdiler..

ama sinirim bozuldu. çocuklara ikramda yapmicaz artık. kesin o şerefsizler aradı polisi, sabah olunca yanlarına gitmek istiyorum, hala aklımdan çıkmadı bu kaç saat geçti aradan.

edit: arkadaşlar dün yatıp uyanınca sinirim geçti, birde başka bir şehirden hediye için gitmiştim şehre, yeşilpınar'ı falanda bilmiyorum, polis beni mahalle içinde bırakınca mecburen arkadaşı aradım süpriz bozuldu, o da sinirimi bozmuştu. arkadaşım vatan caddesinin üzerindeki ünlü bir caddede çalışıyordu, bana tarif etti oraya gittim buluştuk, ertesi sabah kendi şehrime döndüm. iri kıyım erkek olduğum için dövme cesareti göstermemiş olabilirler. ama birisi yalandan yere halkı galyana getirip durduk yere linç yiyebilirdim Allah korumuş. ben arkadaşa süpriz olayını aklımda canlandırıp hep o anı aklımda yaşadığımdan hiç aklıma gelmemişti çocuk kaçırma, taciz falan. ben zaten çocuklara çikolata verip, birisine aranızda karşı apartmanda oturan biri var mı falan diye sormuştum hepsi bu. ya çok sinir bi durumdu neyse kendi şehrimde, kendi evimdeyi şimdi.
0
denizaya
(16.10.18)
Geçmiş olsun. Unutmaya çalışın.
0
birdenbire
(16.10.18)
sevme kardeşim çocuk falan, millet yanlış anlıyor.
0
[GODDARD]
(16.10.18)
Siz iyi niyetlisiniz fakat kötü niyetli biri çikolata verip sonrasında işler farklı gelişebilirdi. esnafın gözü açıklığını ve polisin çabukluğunu takdir ettim. Üstünüze alınmayan, onlar doğru olanı yapmış, ortalık sapık kaynıyor.
0
mslny
(16.10.18)
ne yazık ki çocuk kaçırmaları ve tecavüzleri bu noktaya getirdi toplumu. ben o parktaki çocuğun babası olsam kızarım niye tanımadığın birinden çikolata alıyosun diye. 30'uma merdiven dayadım, ben bile tanımadıklarımdan yiyecek vs. almıyorum. mantıklı mı sizce sizden almaları? yada siz olsanız alır mısınız tanımadığınız birinden yiyecek vs.? yada çocuğunuzun almasını ister misiniz?
0
trajikomix
(16.10.18)
asla bir çocuga çikolata vermem.
süt bile vermem, belki alerjisi var belki şeker hastası, belki ailesi yedirmiyor çok hassaslar bu konuda.
avrupada bunu yapsan başın belaya girerdi.

bizim ülkede alerji yüzünden bogulma riski olan çocukların aileleri böyle durumlar yüzünden cocuklarını eve kitlemek zorunda kalıp cok zorluk çekiyorlar.
bir daha asla yapmayın bunu.

onun dışında da tabi sizin açınızdan hiç hoş değil iyi niyetle davranmıssınız ama bu ülkede tacize ugrayan cocukları dusunup sevınmenız gerekır bu gıbı guvenlık onemlerıne.
0
speranza
(16.10.18)
Sıkma canını kardeşim. İnsan bilemiyo ki kim iyi niyetli kim kötü niyetli
0
Delay Fuze
(17.10.18)
Esnafı ve polisi tebrik etmek lazım. İşin taciz tecavüz hassasiyetini geçtim, benim çocuğumu seveceksen uzaktan sev kardeşim. Temas etme, çikolata, şeker falan verme. Ben kedime bilmediğim bi mama verildiği zaman bile geriliyorum.
0
kaderimse np
(17.10.18)
Aynen hocam, ben de esnafa hak veriyorum. Sen her ne kadar iyi bir şey yapsan da insanlar bunu bilmiyor. Anlayışla yaklaşmak lazım.
0
Nature Works
(17.10.18)
haklılar. tanımadığınız çocuklara ikramda bulunmayın. mesafenizi koruyun. polis doğru olanı yapmış, o çikolatanın içinde ne olduğunu bilemez.
0
babilbaligi
(17.10.18)
Tanımadığınız bir çocuğa çikolata veremezsiniz, tanıdığınıza bile vermeden anne babasının iznini almanız gerekir, belki alerjisi var, bir hastalığı var evet ama belki de ailesi çıkolata yemesine izin vermiyor ve siz düzenini bozuyorsunuz.

Çocuk da olsa o bir birey, nasıl sokaktan geçen bir yetişkine çikolata vermiyorsanız ona da vermeyeceksiniz. Çok basit.
0
kullanıcıadımbuolsun
(17.10.18)
bir genel görgü kuralı söyliyeyim.

yanında çocuk olmayan hiç kimse çocuk parkında oturmamalı ve oturamaz da zaten.

sen iyi niyetli olabilirsin ama bu kadar çok pedofili vakası var ki, saymakla bitmez.

ikinci olarak anası babası yanında olmayan hiç bir çocuğa dokunamazsın, bişey ikram edemezsin ve konuşamazsın.

nerden biliyorsun çocuğun diabet olmadığını ya da bazı şeylere alerjisi olmadığını? sordun mu anne babasına? izin istedin mi çukulata verebilirmiyim diye?

polis az bile yapmış. ben onların yerinde olsam direkt alırdım içeri.

bu senaryoda özlemini çektiğim tek şey eksik kalan esnaf dayağı olmuş.

insanların az da olsa bilinçlenmesi güzel olmuş.
0
killerbee
(17.10.18)
Mal mal agresif yorumlayan arkadaşı hariç tutuyorum ve genel olarak söylenenlere katılıyorum.

Sen iyi niyetli olabilirsin ama etraf öyle değil.

Düşünsene, evinin karşısındaki parkta hiç tanımadığın birisi oturmuş, elinde kocaman bir oyuncak ve çocuklara şeker çikolata veriyor. Bi noluyo lan demez misin?

Bence esnaf da polis de doğru olanı yapmış. Esnaf burada kendileri sana saldırsaydı hatalı olurdu ama polise haber vermişler işte. Aferin esnaf.
0
teritori
(17.10.18)
bilincli esnaf, hizli polis. takdir ettim.

elinde pelus ayiyla cocuk parkinda cikolata dagitmak niye hocam :) noel baba misin sen :D
0
brkylmz
(17.10.18)
arkadaşlar vurmayın adam öldü
0
güneyli çocuk
(17.10.18)
geçenlerde MIGROS'tan çıkarken elimdeki bisküvi paketini açıyordum ki karşıma ufak bi çocuk çıktı.. çocuk elimdeki pakete bakıyordu.. hemen arkasında da annesi vardı.. önce annesinden izin aldım sonra da ufaklığa bir tane bisküvi verdim.. sonra da kendi yoluma gittim.. bence en mantıklısı bu..

hiç tanımadığınız çocukların anne babası yakınlardaysa önce onlardan izin alın.. etrafta anne baba yoksa çocuklara birşey verirseniz orada kalmayın kendi yolunuza gidin..

bu da tedirgin bakışları rahatsız etmeyecektir..
0
strobist
(17.10.18)
Seninle alakası yok, bence esnaf ve polis böyle bir Türkiye'de doğru olanı yapmışlar. Senin gibi iyi niyetli birisi yerine bir sapık da olabilirdi.
0
kimlanbu
(17.10.18)
bence o esnafın yayına gidin. olayı anlatın, niye orda olduğunuzu falan. sonrasında mahallenin çocuklarına göz kulak oldukları için, bu konuda duyarlı davrandıkları için teşekkür edin onlara.

not: yazdıklarımda hiçbir ironi bulunmamaktadır
0
yemrem
(17.10.18)
Yani yeteri kadar yorum yazılmış da, elinde hello kitty peluş oyuncağı ile parkta oturup çocuklara çikolata vermek... İyi cesaret. Dayak yemediğinize dua edin derim.
0
whoosie
(17.10.18)
esnafı takdir ettim
0
elorelia
(17.10.18)
kimlik sorgulaması yapıp uyarıp gitse polis daha iyi olurmuş ama polis aracına bindirip götürmek abartı olmuş hadi 2. kez yapsan neyse de ilkinde uyarı alman daha doğru olurdu.

türkiye gibi bir ülkede çocuklarla anne babalarının yanı harici selam sabahı kesmek gerekiyor. sadece tanıdığım komşuların çocuklarıyla arada konuşuyorum o bile yanlış şu dönemde maalesef tepkilerinde haklı insanlar ortalık sapık adi şerefsiz kaynıyor. hatta çocuk parkında atletle sürekli spor yapan bir adam var o geldi aklıma bir daha görürsem polis e şikayet edeceğim.
0
kureseltikinma
(17.10.18)
Siz iyi niyetli olabilirsiniz ama düşünsenize çocuk parkında yabancı bir adam, yanına kocaman peluş oyuncak almış, çocuklara çikolata dağıtıyor. Cidden "creepy" bir görüntü.
Yalnız çocukların yanlarında ebeveynleri yok muydu merak ettim.

Yaşadığınız gerçekten sinir bozucu ama o insanların tarafından bakmaya çalışın, sinir yapmayın ve hiçbir çocuğa ebeveyninden izin almadan ikramda bulunmayın.
0
peggy
(17.10.18)
kocaman oyuncak ayısı ile çikolata dağıtan kadın olsaydı durum creepy veya şüpheli olarak algılanmazdı. hatta sarışın güzel yüzlü bir turist erkek olsa da öyle algılanmazdı bence bizim memlekette. ama aile izni olmadan bi şey vermek yanlış bence de. ben de sürekli çanta taşıdığım için şeker falan alıp vereyim çocuklara veririm otobüste metroda diyorum. sonra tr'de yaşadığım aklıma geliyor vazgeçiyorum.
0
hasmetizm 2046
(17.10.18)
killerbee +1

Bir baba olarak soyluyorum, cocuguma tanimadigi, tanimadigim birinin cikolata, seker vs. vermesini gectim, konusmasini bile istemem. bu konu cok net. hele ki cocuk parki gibi ortalik bir yerde bunu yapiyorsun, cevredeki kimse seni tanimiyor yani bir "yabanci" durumundasin.

normal sartlarda esnafin seni cok saglam dovmesini beklerdim (dogru oldugu icin degil, genel davranis bu sekilde oldugu icin).

simdi o esnafin yanina gidip "hede hödö" yaparsan kuvvetle muhtemel dun yemedigin dayagi bugun misliyle yersin.
0
a340
(17.10.18)
Esnafı da polisi de takdir ettim, olumlu anlamda beklenmedik bir son olmuş.
0
testis agrisi
(17.10.18)
son olarak yanında çocuk olmadan çocuk parkında oturan kişileri(kadın erkek farketmeksizin) 155e ihbar edin diye bir sürü bildiri gördüm ana haber bültenlerinde.
0
killerbee
(17.10.18)
Esnafı da polisi de takdir ettim. Doğru olanı yapmışlar.
Siz iyi niyetlisinizdir ama artık devir öyle değil. Birileri aynı yöntemle çocukları istismar etmeye çalışıyordur.
0
chitosan
(17.10.18)
Böyle bir olaya 10 kez şahit olsam 10'unda da polisi arardım. Çevredekilerin davranışı da şerefsizlik değil, vatandaşlık bilincidir. Bunun yarısını yapsanız linç edilebileceğiniz mahalleler vardır.

Bu kadar uzak olmayın yaşadığınız toplumdan.
0
dersaadet vapurlari kadrolu isportacisi
(17.10.18)
edit: arkadaşlar dün yatıp uyanınca sinirim geçti, birde başka bir şehirden hediye için gitmiştim şehre, yeşilpınar'ı falanda bilmiyorum, polis beni mahalle içinde bırakınca mecburen arkadaşı aradım süpriz bozuldu, o da sinirimi bozmuştu. arkadaşım vatan caddesinin üzerindeki ünlü bir caddede çalışıyordu, bana tarif etti oraya gittim buluştuk, ertesi sabah kendi şehrime döndüm. iri kıyım erkek olduğum için dövme cesareti göstermemiş olabilirler. ama birisi yalandan yere halkı galyana getirip durduk yere linç yiyebilirdim Allah korumuş. ben arkadaşa süpriz olayını aklımda canlandırıp hep o anı aklımda yaşadığımdan hiç aklıma gelmemişti çocuk kaçırma, taciz falan. ben zaten çocuklara çikolata verip, birisine aranızda karşı apartmanda oturan biri var mı falan diye sormuştum hepsi bu. ya çok sinir bi durumdu neyse kendi şehrimde, kendi evimdeyi şimdi.
0
🌸denizaya
(17.10.18)
(5)

fare kapanı düzeneği iyileştirme

pide
eve küçük bir fare girdi. ben de böyle bir kapan aldım. https://i.resimyukle.xyz/AaQP8U.jpghttps://i.resimyukle.xyz/cyyNRa.jpgucuna takılan yiyeceği fare yerken uyguladığı kuvvetle kapanın yukarısındaki tahtayı serbest bırakacak, bu da kapıyı kapatacak. mantık bu. ancak fare çok küçük olduğundan uyg
eve küçük bir fare girdi. ben de böyle bir kapan aldım. i.resimyukle.xyz
i.resimyukle.xyz

ucuna takılan yiyeceği fare yerken uyguladığı kuvvetle kapanın yukarısındaki tahtayı serbest bırakacak, bu da kapıyı kapatacak. mantık bu. ancak fare çok küçük olduğundan uyguladığı kuvvet hiçbir işe yaramıyor. iki gecedir telden peynirini yiyip gidiyor. bu düzeneğe nasıl bir ayar çekeyim ki kapı hemen kapansın?

not: fareyi öldüren ya da ona zarar verecek yollar seçenek dışı
0
pide
(15.10.18)
peyniri çıkarmadan telden kemiriyor sanırım. telde peynir bırakmış dünden
0
🌸pide
(15.10.18)
@momento bu şekilde de hava alamayacak. gece yakalandığında sabah göreceğim için o saate kadar boğulur orda.
0
🌸pide
(15.10.18)
peyniri telin ucuna değil de telin üstüne bir yerlere tak, bu sayede ya tele tırmanacak ya da teli bir şekilde oynatacak.
0
John Bloor
(15.10.18)
momentonun gösterdiği düzenekteki pet şişeye ufak hava delikleri açarak boğulmasını önleyebilirsiniz.

ayrıca John bloor +1
0
yemrem
(15.10.18)
bi takım insanlar +1
mandalın kolay düşmesi için onu tutan tahta parçayı biraz kısalt törpüle. çok mesafe var. en ufak kıpranışta düşmesi lazım
i.resimyukle.xyz
0
esref
(15.10.18)
(9)

Üniversite hayatı

tulumba
Üniversite hayatınızda okul haricinde ne yaptınız/yapıyorsunuz?(öyle cafelerde,avmlerde takılmak yazmayın lütfen)
Üniversite hayatınızda okul haricinde ne yaptınız/yapıyorsunuz?(öyle cafelerde,avmlerde takılmak yazmayın lütfen)
0
tulumba
(10.10.18)
farklı üniversitelerde yapılan mesleğimle azıcık alakası olan ama pratikte asla işime yaramayacak(akademisyenlik haricinde) ve bana arkadaşlık dışında birşey katmayacak sempozyumlara katıldım, sunum falan yaptım.

özel ders verdim.

denk geldiğim tüm eylemlere katıldım :D
0
dialecticchaos
(10.10.18)
benim en verimli dönemim 3. sınıfta alanımla ilgili staj yaptığım dönemdi. Daha sonra link olarak geri dönüş sağladım. Geliştim. Bir sürü resmi ortama, iş toplantılarına vs katılma fırsatı buldum. Mesleği tanıdım. Meslekle alakalı linkler edindim. Bir sürü insanla tanıştım.

Onun dışında sosyalleşmeye bak. Bu dediğim kızlı erkekli cafede oturmak değil. Saçma salak bir sürü öğrenci topluluğu varken aklı başında olan öğrenci toplulukları da var. Katıl onlardan birine. Yani basit saçma bir şey bile olsa topluluğun ortak amacına hizmet et, kendinden bir şeyler kat. Bu hem başarma hissini kuvvetlendirecek hem de seni geliştirecek.

İş hayatına girince ya da iş ararken anlıyorsun ki sosyallik, kendini ifade etme becerisi, benlik saygısı, insan ilişkileri, ilişkileri idare etme ve yönetim becerileri ; not ortalamasından, diğer mesleki zamazingolardan daha önemli.

Literatür olarak konuşacak olursam. Goleman'ın dediği sosyal zeka olayı 4.00 ortalamadan daha önemli iş hayatında. akademik hayat içinse evet 4.00 önemli.
0
westblack
(10.10.18)
Okula çok az gittim. Kütüphane, sempozyum, konferans, gönüllüluk, tiyatro, sinema ve gezmek ile geçti.
Edit: Arada yaptığım part time işler de oluyordu.
0
Amaranta ursula
(10.10.18)
ben istisna sayılırım çünkü 23 yaşımda başladım üniversiteye. lise sonrasında herhangi bir mezuniyetim, meziyetim, özelliğim vs. olmadı - yeni başlamış adamlardan (bir sene hazırlık okumak dışında) farkım yok akademik açıdan.

ilk sene hazırlıkta haftanın 5 günü günde 5 saat ders vardı. internet üzerinden çalışıyordum. ders programı belliydi. genelde 8-16 arası okulla geçerdi. bazı akşamlar basket oynuyorduk, bazen yakındaki kafede bilardo-okey-pişti, bazen benim evde pişti, bazen toplanıp içmece vs... genelde ise ben eve gelince uyur, gece kalkıp kah ders çalışır kah işimi yapar, sabah okula uyumadan gider; dönünce sızardım. sosyal aktivitem de çoğunlukla yukarıda saydıklarımdan ibaretti.

bu sene yine 5 gün ders var ama haftanın üç günü 1.5, iki günü 3 saat toplamda. bu ara yoğun çalıştığım için açıkçası okula gidip gelmek ve iş yapmak dışında hiçbir şeyle uğraşmıyorum desem yeridir. en fazla ev arkadaşımla oturup çay may içip kağıt oynuyom.

param olursa yazları ve kışları birer kez ukrayna'ya gitmeye çalışırım, hem rusça pratiği olsun hem kendi çapımda fakirli yurtdışı tatili yapmış olayım diye. açıkçası bunun ötesine zaten ne param ne de enerjim yeter. şu an iyi notlara sahip olmak ve cebimde para olması benim için en önemlisi. şükür arkadaşlarım var, ortamım fena değil, günlük hayatımın yeterince aksiyonlu olduğunu düşünüyorum, canım sıkılmıyor pek. iş-okul-ara sıra dışarı çıkma-içme dışında bir şey aramıyorum zaten şu an.
0
der meister
(10.10.18)
lise hayatım üniversite gibi geçtiğinden üni de bu muymuş dedim.. aynı şeyi tüm lise arkadaşlarım da dedi. o yüzden asosyal biri oldum ünide ders calistim biraz da finansla uğraştım alanım dışında olmasın rağmen.
0
lata
(10.10.18)
Amerikan futbolu takımı kurduk. Hey gidi günler. İlk idman hala aklımdadır. Gününü bile unutmam. Ekipmanlar geldiğinde çocuk gibi sevinmiştik. Kolumda dövmesi var hatta takım logosunun. O kadar anlamlıdır benim için. Sıfırdan birçok emek vererek var ettiğimiz bi takımdı.

İnsan özlüyor bazen eski zamanları. :)
0
Delay Fuze
(11.10.18)
altın portakal'da çalıştım, fotoğrafçılık ve kameramanlık yaptım.
0
nice tnetennba
(11.10.18)
- Film, tiyatro festivallerinde gönüllü olup, güzel güzel ücretsiz film, tiyatro izledim. Oradan sosyal çevre de edindim, bölümden arkadaş edinemedim, sosyal hayatları sıfırdı çünkü. AVM, kütüphane ve ev üçlemesinde yaşıyorlardı.

- Başka bir üniversitenin ekoloji grubunda aktif oldum. Sonra oradan yeni fikirlerimi gerçekleştirebileceğim doğru insanla tanıştım. Onla bir insiyatif kurduk. Grup büyüdü, gelişti, şimdi ben başında değilim; toplantılarına arada gidiyorum. Ama hala ayakta ve kendini geliştiren, yeni projeler üreten bir grup haline geldi. Gurur verici.

- Farsça öğrendim (Maalesef şu an çok geride kaldım, pratik yapmadığımdan.). Almanca öğrenmeye başladım 4. sınıfta, hem de tez yazma aşamasında.

- Son senemde hiç sportif olmamama ve tüm beceriksizliğime karşı, düzenli spor yaptım.

- 3. sınıfta Avrupa'da gezdim. Uzunlu, kısalı turlara çıktım.

- Bisiklet sürmeyi öğrendim.

- Bir İstanbullu olarak, doğayı ve doğada vakit gecirebilmeyi öğrendim. En zoru buydu sanırım.
0
buf-e kür
(11.10.18)
her yaz farklı bir sektörde staj yaptım

okulda kulüp kurduk, anca televizyondan izlediğimiz bir sürü önemli(!) kişiyle doğrudan bağlantı kurup kariyer günleri falan düzenledik.

yardım kuruluşlarında gönüllü çalıştım

sosyal sorumluluk projeleri yürüttük

ebru öğrendim, ders verme teklifi alacak kadar uzmanlaştım

özel ders verdim

iş adamlarına, gazetecilere, elçilere iş toplantılarında simultane çeviri yaptım

tur rehberliği yaptım

dergi editör yardımcılığı yaptım

maddi durumu yetersiz öğrencilere ders verdim

almanca temelimi yıldız tekniğin kursunda ilerletmeye çalıştım

not: vestelin manisada fabrika müdürü şöyle demişti: her yıl üniversite mezunu binlerce aday iş için başvuruyor. hepsinin elinde diploma var. biz 4 yıl süresince okul dışında neler yapmış ona bakıyoruz demişti. öğrenciler farkında değil ama okul dışı faaliyetler çok çok önemli
0
yemrem
(11.10.18)
(3)

Kredide indirim

senolll
Merhaba,Albayrak'ın açıklamalarını dinlemedim ancak kredilerde indirimden söz ediliyor sözlükte, bu konuda bilgisi olan var mıdır? Ben de 1 ağustos sonrası kredi çekmiştim de merak ettim nasıl bir şey olacak.Teşekkürler
Merhaba,

Albayrak'ın açıklamalarını dinlemedim ancak kredilerde indirimden söz ediliyor sözlükte, bu konuda bilgisi olan var mıdır? Ben de 1 ağustos sonrası kredi çekmiştim de merak ettim nasıl bir şey olacak.

Teşekkürler
0
senolll
(09.10.18)
Ben inanmiyorum tuketici kredileriyse sozkonusu. Bu enflasyonda mumkun degil o.
0
stavro
(09.10.18)
uygulama nasıl olacak şu an kimse bilmiyor. bankacılar da bilmiyor. birkaç güne genel hatları belirlenir.

benim merak ettiğim nokta da şu: kredi kartı yapılandırması da bu kapsama giriyor mu acaba? sonuçta kart borcu kadar bir nevi kredi kullandırıyorlar.
0
yemrem
(09.10.18)
Ticari krediler için değil mi indirim? Bireyselleri etkilemez tahminim.
0
John Bloor
(09.10.18)
(15)

Az sermaye gerektiren, kolay başlanabilir bir iş önerisi arıyorum

doguscay
Merhaba arkadaşlar. Çok fazla sermaye yatırmadan, risk oranı düşük, başlaması kolay bir iş fikri aramaktayım. Mesela bir çiğköfte bayiliği almak gibi bir işten bahsediyorum. Bu işi annem için açmak istiyoruz, yani amaç hem gelir elde edip, hem de annemin zamanını değerlendirebilmesi.Aklımda bulunan
Merhaba arkadaşlar. Çok fazla sermaye yatırmadan, risk oranı düşük, başlaması kolay bir iş fikri aramaktayım. Mesela bir çiğköfte bayiliği almak gibi bir işten bahsediyorum. Bu işi annem için açmak istiyoruz, yani amaç hem gelir elde edip, hem de annemin zamanını değerlendirebilmesi.

Aklımda bulunan fikirler;
1) Çiğköfte ya da bu tarz hızlı hazırlanabilir bir fastfood bayiliği
2) Petshop ( Hayvan satılmayacak, sadece hayvan gıdası ve ürünleri )

Yukarıda ki iş fikirleri hakkında tecrübesi, önerileri olan varsa beklemekteyim. Aynı zamanda başka iş fikri önerileriniz varsa, lütfen benimle paylaşın. Teşekkürler.
0
doguscay
(08.10.18)
Su bayi.
0
sta
(08.10.18)
@sta, hocam işin başında annem duracak. Su taşımacılığı için ekstra bir sürü eleman çalıştırmak gerekir, o iş olmaz yani.
0
🌸doguscay
(08.10.18)
bi üniversite yakınına tütüncü olur.
0
barankovan
(08.10.18)
en azından fikir verir,
bayimolurmusun.com.tr
0
teritori
(08.10.18)
çiğköfte iyi. batsan da fazla zararın olmaz.
0
prasinos
(08.10.18)
yer neresi? ona göre çiğ köfte iyi bir seçim olabilir.
0
retiredcolonel
(08.10.18)
@retiredcolonel, yer İstanbul - Beylikdüzü Avcılar civarları
0
🌸doguscay
(08.10.18)
Yahu cigkofte dediginiz is sabah baslayip gece 1 e kadar suruyor. En az da 3 kisi calismak gerekiyor. Bizim millet tutturmuş bir çiğköfteci ile oto yikamaci diye gidiyor. Ne kadar zor isler bir fikriniz var mi? Annem isletecek diyor. Keyifle, yipranmadan eisksiz kazancli isler varken insana nefes bile aldirmayan üstüne 3 kurusun zor kazanildigi, bayrami seyrani olmayan islere ne kadar meraklisiniz.
0
a summer day
(08.10.18)
ev yemeği yapıp çevredeki iş yerlerine satmayı deneyebilir. lezzetli ve sağlıklı yiyecek piyasası istanbulda var. hem riski de çok az. hergün tadımlık yemeklerle birkaç iş yeri gezip isterseniz yapı getirebilirim diye müşteri araması lazım. ve istenen yemekleri istenen saat civarında teslim edilmeli.
0
yemrem
(08.10.18)
Arkadaşlar yok mu başka fikirler ?
0
🌸doguscay
(08.10.18)
Kucuk bir sutlu tatlici dukkani. Lezzetli yapar ve sirin bir dekor yaparsaniz ozellikle ogrencilerin bol oldugu bir yerde tutturabilirsiniz.
0
stavro
(08.10.18)
Abi gözleme pasta börek filan yapsa ya
Artık kadınlar günlerde bile kendileri hazirlamiyorlar, hazır alıyorlar. Bir iki çeşit annene özgü yöresel bir ev yemeği de koydu mu yanına tamamdır
0
etna
(08.10.18)
avcılar Beylikdüzü civarı ofis cenneti. ev yemeği yapıp dağıtın. hem küçük sermeye ile başlanır, hem temiz para bırakır.
0
babilbaligi
(08.10.18)
börekçi. her şey hazır gönderiyorlar siz ısıtıp servis ya da paket yapıyorsunuz.

basit iş.
0
jugador
(08.10.18)
bursa'da olsa besaş bayii diyeceğim. ekmek yanında besaş'ın diğer ürünleri de satılıyor bu bayiilerde. belki muadili istanbul'da da vardır diye yazdım. tam annelik bir iş. sadece sabah biraz erken açmak gerekebiliyor bölgesine göre. akşam 5 gibi iş ekmek bitince kapatıp evine gelir. pazar da ekmek çıkmıyor. mis gibi iş. emekliliğimde ben açacağım. kapıya da bir tabure atıp çayımı içerim. :)
0
naksidil
(08.10.18)
(12)

Çiğ Köfte vs Pilav [4TL Yemek Kapışması]

ipmus90
Arkadaşlar günlerdir karar veremediğim çok önemli bir konu var.Büyük boy pilav tabağı 4tl ve çiğ köfte dürüm çoğu yerde 4 tl ye satılıyor.Diyelim ki çok açız. Hangisinden alıp yemek daha mantıklıdır? Yıkanmamış domates kabuklu maydonozlu ekmekli bulgurlu nar ekşili ve acılı baharatlı çiğ köfte dürüm
Arkadaşlar günlerdir karar veremediğim çok önemli bir konu var.
Büyük boy pilav tabağı 4tl ve çiğ köfte dürüm çoğu yerde 4 tl ye satılıyor.

Diyelim ki çok açız. Hangisinden alıp yemek daha mantıklıdır? Yıkanmamış domates kabuklu maydonozlu ekmekli bulgurlu nar ekşili ve acılı baharatlı çiğ köfte dürüm ile karın doyurmak mı, yoksa nasıl bir ortamda yıkanıp pişirilip nasıl bir yağ ile kavurulduğu belli olmayan büyük boy nohutlu pilav tabağından almak mı?

Ciddi soruyorum geceleri yemek yemek istediğimde karar veremiyorum. 4tl bütçeye daha iyi yemekler biliyorsanız paylaşırsanız sevinirim.

NOT: veganım.
Not2: yemek pişiremiyorum mutfağım yok :(
0
ipmus90
(07.10.18)
pilav doyurur.
0
ozdek
(07.10.18)
Yalnız pilavcıların çoğu et suyu ya da bulyon kullanıyor diye biliyorum ben. Çiğ köftecilerde de durum aynı hatta. Komagene sürekli vegan olduğunu vurguladığı için sadece ordan çiğ köfte yiyebiliyorum ben bu kapışma içinde.
0
ms brownstone
(07.10.18)
Merhaba, ben de veganım. Böyle durumlarda hemen iki dakikada bulgur pilavı ya da makarna yapıyorum. İkisine de patates ve domates koyuyorum. Hakikaten çok güzel oluyor.

Üşenmezseniz tek seferde en az 3-4 günlük çiğ köfte yapmak da çok kolay, bazen öyle yapıyorum. Çok da az bir malzemeyle 20-30 dakika gibi bir sürede hazır oluyor, günlere bölüp işe götürüyorum.

Sorunuza cevap vermedim: bana pirinç daha sağlıklıdır gibi geliyor. Ancak ikisi de çok maliyetli yemekler olmadığından sanmıyorum ki çiğ köfte de çok sağlıksız olsun. Sadece pişmemiş olduğu için temiz şekilde hazırlanmazsa sorun yaratabilir. Yalnız ikisinde de vegan olup olmadığını özellikle sormanız gerekiyor. Özellikle pilavda vegan seçeneğin çok fazla olduğunu sanmıyorum.
0
cepeuc
(07.10.18)
pilavcilar genelde bulyon kullaniyor. vegan olunca disar pilavindan uzak durmak lazim.

geriye cigkofte kaliyor. yoksa pilav her turlu daha doyurucudur.
0
fakyoras
(07.10.18)
Pilavin kalorisi daha yuksek, daha doyurucu olur.
Cigkofte kisa sure icin tok hisettirir, ardindan yine aclik hissedersin.
Ayrica ikisinin de ciddi bir hijyen problemi oldugunu falan dusunmiyorum disarida yiyecegin diger gidalara kiyasla.
0
stavro
(07.10.18)
3-4 liraya satılan noodle lardan alabilirsiniz. Kaynar suyla 3 dakikada hazır, çatalı da içinden çıkıyor, bulaşık derdi yok. Size çeşit olmuş okur ayrıca. Sırayla çiğ köfte, sebzeli noodle, pilav, körili noodle vs. Yersiniz sıkılmazsınız hem.

Ayrıca pilavcılar haşladıkları tavukların suyunu pilavda kullanıyorlar. Hem tavuğu haşladıkları su boşa gitmiyor hem de pilava lezzet veriyor. Veganım demişsiniz ya bilin istedim
0
yemrem
(07.10.18)
veganliktan bagimsiz cig kofte daha doyurucu olur cunku hem lavasi var. hem de bulgur yiyorsun. ustune su ictin mi o bulgurlar midende oyle bi siser ki ne yedim ben bu kadar dersin.
0
crucio
(07.10.18)
pilav doyurmaz doyurmuş gibi yapsa da 1 saat sonra geri acıkırsın. çiğköfte diyorum.

bu arada çoğu çiğköfteci de bulyon kullanıyor.
0
yuto
(08.10.18)
kaloriyle yemeğin doyurucu olmasının ne alakası var? o zaman cheesecake hepsinden doyurucu. üstüne de gofret cilası yapınca iki gün acıkmazsın.

***

soruya cevab: vegansan pilav riskli. onun haricinde 4 liram ve bu iki seçeneğim olsa pilav yerim. çiğ köfte benim için acıkınca yenecek bir şey değil, onu özellikle canım çekerse "ekstra" olarak, keyif almak için yerim. yani alternatifi brokoli bile olsa "açım, yemek yemem lazım" diye düşündüğümde çiğ köftedense brokoliyi tercih ederim. bana hiç doyurucu gelmiyor. bir de psikolojik olarak "yemek" diyemiyorum kendisine, onun da etkisi var sanırım. pilav öyle mi? mis. tok tutma ya da zarar açısından bi' şey diyemem, benim gözümde ikisi de sağlıksız ve tok tutmayan şeyler.
0
der meister
(08.10.18)
çiğ köfte.

bulgur pirinçten daha uzun süre tok tutar.
0
babilbaligi
(08.10.18)
geçen gün pilav sordum 10 TL dedi yahu. nerede 4 lira?
0
tantunisultansuleyman
(08.10.18)
zincir çiğ köfteciler leş, pilavcılar da çok sağlıklı değiller.
pilav daha doyurucu, çiğ köfte de yeşilliği vs sebebiyle daha faydalı.

metro marketlerde ve bazı migroslarda bu yeni tip hazır noodlalardan bi marka çıkmış. içinde (tavuk aromalı hariç) hayvansal ürün yok, monosodyum glutamat da bulunmuyor. markası banetti. eşim de vegan, acil açlık durumunda ona yöneliyor bu ara.
0
barankovan
(08.10.18)
(14)

Oğlum 2.5 yasinda ama konusmuyor

demirr
Merhabalar. Oglum 2.5 yasina geldi fakat hala anlasilir konusmuyor. Anne,baba,dede,babaanne,anane den baska bisey soylemiyor.oyle ki su bile demiyor yani. Asil problemimiz ise konusmayi reddediyor. Tesvik ediyoruz konusmaya fakat o istemiyor. Sizden ricam cocugu konusmaya tesvik edici aktivite oneri
Merhabalar. Oglum 2.5 yasina geldi fakat hala anlasilir konusmuyor. Anne,baba,dede,babaanne,anane den baska bisey soylemiyor.oyle ki su bile demiyor yani. Asil problemimiz ise konusmayi reddediyor. Tesvik ediyoruz konusmaya fakat o istemiyor. Sizden ricam cocugu konusmaya tesvik edici aktivite oneriniz varsa verebilir misiniz? Reddettigi aktiviteler:

- kitap okumamiza tahammulu yok sanki. 1 dk bile dinlemiyor
- bazi kelimeleri soylemesi icin onden tesvik ediyoruz bundan da rahatsiz oluyor,kesinlikle tekrar etmiyor

Anlama noktasinda hicbir sikinti yok. Gorsel ogrenmesi cok iyi. Sayi ve harfleri eslestirebiliyor, hayvanlari taniyip seslerini taklit edebiliyor vs vs vs.
0
demirr
(07.10.18)
Hassas bir konu, aynısı bir akrabamın çocuğuna da olmuştu. Profesyonel yardım aldılar. Bu gibi konular çok hassas lütfen bir doktor-terapist yapın.

Akrabamın çocuğu bir süre terapi gördü, şimdi manyak gibi:))
0
binder dandet
(07.10.18)
ikiz oglum var. ikisi de 3 yasina kadar konusmadi. tecrube konusuyor.
kesinlikle konusma terapisi +1
0
ezeriko
(07.10.18)
öncelikle evet hemen doktora gidin. mühim bir şey var diye demiyorum ama varsa hemen önüne geçip sorunu başından halletmeniz için.

bir de çocuk konuşmasa dahi siz yanında konuşun ona karşı bol bol. özel eğitim öğretmenlerini falan boşverin dil terapisti ve doktora danışın. ama önce doktor.
0
ruh i tibbiye
(07.10.18)
doktor +1
bir de duyduğum kadarı ile bazı çocuklar birden konuşmaya başlıyorlarmış
şunun gibi ;
www.egonomik.com
0
dedim dedim de kime dedim
(07.10.18)
yegenim - ablamın oğlu -3 yaşına kadar dediğiniz gibi çok az kelimeyle konuşuyordu, biz de tedirgin olmuştuk ama erkek çocukları daha geç konuşmaya başlıyor sanırım ve zamanla açılıyorlar. şimdi 3,5 yaşında susturamıyoruz gayet akıllı akllı konuşuyor.
0
euteamo
(07.10.18)
kesinlikle doktorluk bir durum yok. 4-5 yaşına kadar sürebilir konuşması. 4 yaşında anne baba diyemeyen erkek çocuklar gördüm, birden açılıyorlaar. kız çocuklar ise 1,5 yaşında anlamlı cümle kurmaya başlıyor. tavsiyem tabiatına uygunsa şarkılı videolar ile şarkı söylemeye, eşlik etmeye yönlendirmeniz.
0
ensar
(07.10.18)
Oyun grubu, kreş tarzı bir yere gönderin yaşıtlarıyla zaman geçirsin. Tv, tablet, telefon kullandırtmayın.
0
sta
(07.10.18)
ben aynı sorunla 2.5 yaşında kreşe verdim. sorun çözüldü.
0
adivar
(07.10.18)
oncelikle bu isin uzmani degilim ama ben 3.5 yasinda konusmaya baslamisim. o yuzden illa bir sorun olmak zorunda degil. yigenim de 2.5-3 yasina kadar hic konusmuyordu. ustune ismiyle seslendigimizde falan da hic tepki vermiyordu goz temasi kurmuyordu.teyzemin cocuk doktoru olmasi sebebiyle muayene edildi ve otizm tespit edildi. erken yasta tespit edildigi ve dogru tedavi/egitim aldigi icin su anda hicbir sikintisi yok cok sukur(13 yasinda normal okula gidiyor). o yuzden yapmaniz gereken ilk once endiselenmemek tamamen dogal bir surec olabilir. ikincisi cocuk doktoru/psikologuna goturup bir sorun olup olmadigini tespit ettirmek.
0
crucio
(07.10.18)
erkek cocuklari genelde gec konusuyor. kuzenim 4 yasinda zor cumle kuruyordu. simdi 10 yasinda susturamiyoruz. tabi icinizin rahat etmesi icin doktora gitmek istiyorsaniz gidin ama nacizane fikrim hicbiseyi yok:)
0
art vandaley
(07.10.18)
Eğer sizin söylediklerinizi anlıyorsa çok endişelenmeyin demişti doktor. Kreşe verilmesini tavsiye etmişti. Yaşıtlarının olduğu ortamda birkaç ay geçmeden konuşması düzelmişyi çocuğun
0
yemrem
(07.10.18)
doktora muhakkak götürmüşsünüzdür diye düşünüyorum. doktor herhangi bir sorun olmadığını söylüyorsa sıkıntı yapmayın derim. birincisi bazı erkek çocukları çok geç konuşuyor. ikincisi de benim yeğenimde başımıza gelen bir olay var. çocuk çok fazla ingilizce çizgi film ve eğitici videolar izliyordu. aslında anladık ki çocuk konuşuyormuş :) ama biz anlamıyormuşuz. çocuk yarım yamalak ingilizce konuşuyor anlaşılamadığı için huysuzlaşıyormuş.

sizin oğlunuz konuşmuyorsa geç konuşacaktır. ama endişeleriniz varsa doktor yardımı alın.
0
naksidil
(08.10.18)
Bencede terapi için erken olabilir. ama Psikolog arıyor iseniz önerim olabilir. Gerçi şehiride yazmamışsınız. Aşağıdaki adreslerden iletişime geçebilir siniz.

www.ozlemdurhat.com
www.samsunterapi.com
0
angaraydin
(15.03.19)
Kesinlikle doktora götürün.
Bizim bir yakinimizin cocugu da böyle gec konusuyordu. Erkek cocugu gec konusur, bir anda konusmaya baslar diye düsünmüs onlar da. Sonra cocukta otizm cikti.
Simdi otizm icin ayrica özel bir egitmenle calisiyor.
0
chitosan
(15.03.19)
(5)

üniversite çakışan dersler

nick bulamadim
ders seçimi yapıcaktım ama 2 zorunlu ders çakışıyor. ikisinde de 1 şube var ve 1 saati çakışıyor. ne oluyor bu durumda? benlik bir sorun değil sanırım.
ders seçimi yapıcaktım ama 2 zorunlu ders çakışıyor. ikisinde de 1 şube var ve 1 saati çakışıyor. ne oluyor bu durumda? benlik bir sorun değil sanırım.
0
nick bulamadim
(05.10.18)
Sistemden alabiliyorsanız sıkıntı yok. Çakışma olduğunda sistem vermiyorsa bölümle konuşacaksınız.
0
monogram
(05.10.18)
öğrenci işlerine gidip form doldurmanız gerekecek muhtemelen.
0
canimnicknameyazmakistemiyor
(05.10.18)
şöyle bir yol izleyebiliyorlar: bir dersi I. öğretimle diğerini II. öğretimler birlikte alabilirsin diyebilirler. durumunu danışmanınla görüş, bir yol gösterecektir. ancak sen peşine düşmezsen kimse düşmez.
0
yemrem
(05.10.18)
herhalde sistemde öyle görünüyordur. çünkü tüm bölümün alması gereken temel dersler. herkesi etkiliyor.
0
🌸nick bulamadim
(05.10.18)
bölüm içinde hocalar yardımcı oluyordu bizde öyle durumlarda, hatta mümkünse program değişirdi. ilk haftalarda olabiliyor bu tarz sıkıntılar.
0
aydogank
(05.10.18)
(8)

Şehitlerimiz ve tepkisizlik-hissizlik

binder dandet
7 kişi şehit oluyor ve 7 dakika bile haber olmuyor. Haber olmasını geçtim, dehumanize ediyorlar- sadece bir isim olarak kalıyorlar ve biz hayatımıza devam ediyoruz. etmeliyiz de. Ama bunun adı nedir? vefasızlık mı? psikolojik bir oyun mudur bu?
7 kişi şehit oluyor ve 7 dakika bile haber olmuyor. Haber olmasını geçtim, dehumanize ediyorlar- sadece bir isim olarak kalıyorlar ve biz hayatımıza devam ediyoruz. etmeliyiz de. Ama bunun adı nedir? vefasızlık mı? psikolojik bir oyun mudur bu?
0
binder dandet
(05.10.18)
İnsanların annesi babası eşi çoluğu çocuğu ölüyor, onlara da alışılıyor bir zaman sonra, gayet olağan bir durum bu. Bir de 40 yıldır süregelen bir durum içinde insanların artık bu olayları kanıksaması bana normal geliyor.
0
angelus
(05.10.18)
Aynı şeyi ben de düşündüm dün ya. Sadece şehitler değil her konuda deli gibi tepkisiz olduk ve bu durumda ne yapmalıyız hiç bilmiyorum. Devlet gelip yüzümüze iki üç tokat atsa yarappi şükür diyip oturucak hale geldik.
Küçüktüm çok net hatırlamıyorum ama susurluk olaylarında bile her gün tencere tava çalıp, belli saatlerde ışıkları kapatıp açıyorduk ve o tepkiler bile ne kadar işe yaramıştı. Ya da yine bir krizde vatandaş yazar kasasını meclise fırlattığında nasıl gündem oynamıştı. Ben anlamıyorum şuan hiç bir şey yapamaz haldeyiz. Biri of dese soruşturma başlatılacak.
Aslında düşününce acayip korkutucu bir distopyanın içinde yaşıyoruz.
0
kismisolungac
(05.10.18)
Medya algı oluşturuyor.
0
[GODDARD]
(05.10.18)
Alışmak
0
le jeune turc
(05.10.18)
acı ve tepki eşiğimiz arttı. 7 az geliyor artık.
0
diffarentiationation
(05.10.18)
alışmışlık, vereceğin tepkinin hiçbir işe yaramadığını defalarca görmekten gelen çaresizlik
0
yemrem
(05.10.18)
ülkenin geldiği son durumda herşeyin kanıksanmış olmasından kaynaklıdır. zaten hükumetin de istediği budur, dolar şu anda 8 lira olsa, aynı anda 20-30 şehit versek de çoğu kişi umursamız bile her türlü olumsuzluk bu vurdumduymazlık politikası ile bertaraf ediliyor.
0
kureseltikinma
(05.10.18)
Böyle olması bizim suçumuz değil.
Bu şekilde olması isteniyor ve süreçleri ona göre yönetiyorlar

Ne anladıysan o
0
bana her yer cehennem
(05.10.18)
(10)

Saat yorumlama

pinkman1
https://www.1v1y.com/urun/burberry-60593-erkek-saat-bu9010-karma-12074635Şu saati fiyattan bağımsız olarak yorumlarsanız kaç verirsiniz 10 üzerinden? Dandik mi sizce? Bana hoş geldi rengi. Birine hediye almam lazım onun için bakıyorum.
www.1v1y.com
Şu saati fiyattan bağımsız olarak yorumlarsanız kaç verirsiniz 10 üzerinden? Dandik mi sizce? Bana hoş geldi rengi. Birine hediye almam lazım onun için bakıyorum.
0
pinkman1
(05.10.18)
6/10. renk çok açık bence erkek saati için.
0
dedim ben sana
(05.10.18)
rengi erkek için uygun değil bence. kadına gider sanki.

fiyattan bağımsız demişsin ama söylemeden geçemem, çok pahalı.
0
elorelia
(05.10.18)
Bir erkeğin her zaman kullanabileceği bir saat değil. Çok iddialı yani. Sevmedim.
0
arockm
(05.10.18)
ben takmam.
etrafımda da takacak arkadaşım olduğunu sanmıyorum.
0
teritori
(05.10.18)
4/10
İşportacılarda dolu bunlardan
0
bana her yer cehennem
(05.10.18)
fazla basit.
0
mhm
(05.10.18)
Kadın saati zannettim. Meğer erkek saati diye satılıyormuş. Rengi sebebiyle günlük kullanıma gitmez bence. Çok spesifik giyinmek lazım bunun için, yoksa sırıtır.

3/10 diyorum en fazla.

Ayrıca, işportacılarda bunlardan dolu +1
0
skooma
(05.10.18)
2/10
0
alaimisema
(05.10.18)
2/10

Hediye gelse aldığım gün satılığa çıkarırım.
0
chicha
(05.10.18)
kadın ve feminen erkek için güzel, erkek için ı-ıh
0
yemrem
(05.10.18)
(13)

Yeni doğum yapmış anneye ne hediye alınır?

al-se
çok samimi değiliz ama bebeğe hediye almaktansa (herkes bebeğe hediye alacak) anneye bir şey almak istiyorum. Hamilelik süresi çok kolay geçmedi. Biraz mutlu olsun istiyorum. Çok sevdiğim iş arkadaşımın eşi. Birincisi saçma mı? İkincisi ne alınır? (Bebek kıyafetlerine o kadar para vermek de asabımı
çok samimi değiliz ama bebeğe hediye almaktansa (herkes bebeğe hediye alacak) anneye bir şey almak istiyorum.
Hamilelik süresi çok kolay geçmedi. Biraz mutlu olsun istiyorum.
Çok sevdiğim iş arkadaşımın eşi. Birincisi saçma mı? İkincisi ne alınır?

(Bebek kıyafetlerine o kadar para vermek de asabımı bozuyor açıkçası)
0
al-se
(04.10.18)
shop.cherrye.com.tr

Bunlara bir göz atın. Sıcak su torbası riskli ama gerek oluyor kesinlikle bebek için ve hatta anne için de. Klasik hediye oldu benim için bu son zamanlarda yeni doğanlara, kime önerdiysem de memnun kaldı.
0
kullanıcıadımbuolsun
(04.10.18)
anneye bi şey almayın, bebeğe alın bence. yeni doğum yapmış anneden ziyade, bebeğe hediye alınır. bebek battaniyesi gibi hediyeler risksizdir. :D
0
nice tnetennba
(04.10.18)
Hande Birsay'dan Hihievet adli kitap.
0
chitosan
(04.10.18)
Bebek bezi aliniz en temizi bu olur.
0
ferr
(04.10.18)
Doğrudan anneye hediye almak en güzel fikir. Ben böyle durumlarda anneye bir "keyif paketi" yapıyorum zevklerine göre. İçine öykü kitabı, el kremi, vücut losyonu, kolonya, mum gibi şeyler koyuyorum. Bazen de küpe, bilezik gibi hoşuna gidebileceğini düşündüğüm şeyler. Şimdiye kadar geri dönüşler hep çok güzel oldu, zira annelerden ziyade bebekler ilgi görüyor o süreçte.
0
fotrsapka
(04.10.18)
0
jamswety
(04.10.18)
5 yıldızlı bir tesiste masaj ve spa paketi satın alın.
0
iwasbornonamountainside
(04.10.18)
Sallanan sandalye
0
yemrem
(04.10.18)
fotrsapka + 1
0
Phoebe
(04.10.18)
Bebek ve annelikle alakasız bişi alın
Parfüm krem saç maskesi vs
0
photo85
(04.10.18)
Sutlu tatli goturebilirsiniz.
0
nax
(04.10.18)
Emzirme sutyeni, Shea butter krem (Catlaklar icin), emzirmeye elverisli bluz, sut yapan gidalardan olusan hediye sepeti
0
cossecant
(05.10.18)
@fotrsapka sayesinde güzel bi paket yaptım, övgüleri kaptım :)
0
🌸al-se
(06.10.18)
(10)

Ev hediyesi

helena
İki arkadaşım eve çıktı. Öğrenciler tabi. Evlerine bir kez gittim ancak doğru düzgün bir hediye alamadım. Öğrenci bürçesine uygun ayrıca arladaşlarımın kullanışlı biçimde yararlanacağı be alabilirim?not: yakınlarda ikea var gidebileceğim
İki arkadaşım eve çıktı. Öğrenciler tabi. Evlerine bir kez gittim ancak doğru düzgün bir hediye alamadım. Öğrenci bürçesine uygun ayrıca arladaşlarımın kullanışlı biçimde yararlanacağı be alabilirim?

not: yakınlarda ikea var gidebileceğim
0
helena
(03.10.18)
kettle ı var mı tost makinesi var mı bunlara bak. www.googleadservices.com Şöyle güzel bir şey alabilirsin onların işine çok yarayacaktır. durumun çok iyiyse dolan kartuşlu bi yazıcı alabilirsin, mutfak alışverişi yapabilirsin. aklıma bunlar geldi.
0
kanaat onderi
(03.10.18)
mini fırın
0
alwayschargeneverbend
(03.10.18)
Tost makinesi +1
Plase: Döküm tava
0
gonion
(04.10.18)
Düşük bütçeli : Mısır Patlatma Makinesi
Orta Bütçeli : Mikrodalga Fırın
0
talasas
(04.10.18)
Temel eşyaları var açıkçası
Zaten o nedenle bilemedim ne alsam :(
not: ayrıca ben de öğrenciyim bütçemi fazla zorlamasa çok iyi olur
0
🌸helena
(04.10.18)
Kupa alabilirsiniz klasik. Vardır o diyorsanız çevrenizde rosmann varsa domol marka temizlik islak mendilleri var 6-7 lira bi şey ondan alın bir iki tane, paket yapıp size biraz kolaylık hediye etmek istedim diye not yazın verin, bağımlısı olacaklar. Evet kalıcı değil ama temel şeyler varsa en güzeli tüketilebilir şeyler almak. Bi şarap alıp gidilir genelde bi üst versiyonunda.
0
kullanıcıadımbuolsun
(04.10.18)
nevresim takimi veya battaniye. bizde az vardi, birileri kaldikca cok zor oluyodu sirkulasyonu saglamak.
0
telaffuzu cok tatli fransizca kelime
(04.10.18)
evde eksik olup gözüne batan bir şeyler alabilirsin, tost makinesi, ütü, dik elektrik süpürgesi, tava vs.

veya onlara ihtiyaçları yoksa, ev ahalisinin sayısına veya gelen giden arkadaşlarının yoğunluğuna göre tavla veya okey takımı alabilirsin

veyahut onların istediği bir zamanda eve temizlikçi çağırıp parasını sen ödeyebilirsin
0
yemrem
(04.10.18)
polar battaniye
filtre kahve aparatlari (ogutucu, French press, kagit, cekirdek kahve, chemex vs)
termossal urunler (kahve-yemek saklama, tasima)
duduklu tencere
pufuduk terlikler
kutu oyunu
0
jimicik
(04.10.18)
ikea üzerinden gidersek;

tablo
sehpa
paspas
ayaklı aydınlatma
cansız bitki
0
givemesomesubstance
(04.10.18)
(23)

Keyif yapmak icin ne yiyip içiyorsunuz?

stavro
Keyif veren, zevk veren yiyecek icecekler.
Keyif veren, zevk veren yiyecek icecekler.
0
stavro
(03.10.18)
patates kızartması+ayran

meyveli yoğurtlarla kendini şımartanlardanım.
0
noraliya
(03.10.18)
Çikolata (maximus ve eti browni)
Dondurma (twister orman meyveli)
0
Amaranta ursula
(03.10.18)
türk kahvesi
0
silver apple
(03.10.18)
salçalı makarna, mantı, ev köftesi+patates kızartması+pilav ilk aklıma gelenler.
0
nick konusunda kararsizim
(03.10.18)
Kabuklu fistik. Tek gecerim.
0
superfluid
(03.10.18)
Şarap, kırmızı et, çikolata.
0
pike
(03.10.18)
americano
kaju, çiğ badem, çiğ fındık
beyaz çükolata
0
cedex
(03.10.18)
Negro'nun şu yeni çıkan büyük boy paketini şu sıralar hunharca tüketiyorum. Çay ile birlikte antidepresan görevi görüyor resmen
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(03.10.18)
eti kurabi.
0
ya ben lan neyse
(03.10.18)
cheeseburger, baharatlı patates kızartması, kola üçlüsü.
0
nice tnetennba
(03.10.18)
Muzu fıstık ezmesine banıyorum
0
Delay Fuze
(03.10.18)
kaliteli bir yaş pasta (muzlu+çikolatalı)
cips
0
aquarium
(03.10.18)
sağlıklı besleniyorsam:
siirt fıstığı, armut

sağlıksız ise:
baklava + burger menü
0
gezegen olan pluton
(03.10.18)
Yediğim her şeyden keyif alıyorum :(
0
pastörizesüt
(03.10.18)
hamburger + bira
fıstık ezmesi kaşıklama eylemi
bal kabağı + tahin

en en en keyif aldıklarım bunlar. hepsi kalori bombası olduğu için oldukça nadir yiyerek daha değerli kılıyorum:D
0
muslugubozukhayrat
(04.10.18)
misir patlatmasi
cekirdek
kahve
0
jimicik
(04.10.18)
dün akşam koşudan sonra sağolsun eker meyveli kefir göndermiş onun çileklisini içtim bayaa bi şımarttı beni. :)

ama bana en keyif veren şeyler, kaju, az şekerli türk kahvesi, otlu poğaça, cantık, pideli köfte, bitter çikolata, biskolata pia (frambuazlı), babaroski, karyoka. şimdilik aklıma gelenler bunlar. (evet bursalıyım)
0
naksidil
(04.10.18)
coca cola zero (beşiktaşın maçlarını evden izlerken bazen içiyorum)
antep fıstığı (en son geçen yıl yemiştim)
tuzlu fıstık (en son 3-4 ay önce yemişimdir)
ekler (en son 3-4 ay önce yemişimdir)
doritos alaturka ( en son beşiktaşın avrupa kupası ön eleme maçlarında yemiştim)
bütün fındıklı karamelli milka (yurtdışından gelmişti, bitince peşine düşmedim daha)
şöbiyet (en son ramazan bayramında yedim)
albeni (en son ne zaman yediğimi hatırlamıyorum)
orta şekerli türk kahvesi (en son dün akşam ödevlerini yapmakta olan kızımın yanında bilim ve teknik (eskiden çok daha iyiydi, o da bozdu beya) okurken içtim)
sade filtre kahve (şimdi içiyorum)
0
yemrem
(04.10.18)
Türk kahvesi
Lindt portakalli cikolata
Kessel baharatli cips
0
chitosan
(04.10.18)
ekmek. bulamazsam pasta.
0
Neill
(04.10.18)
benim için dondurma, cici bebe ve patates kızartması olan yiyeceklerdir. keyif içeceği de şampanyadır fakat ayda yılda bir gelen tek kadehlik keyfe dünya para vermemek için bulabilirsem cider içiyorum.
0
evde liyakat kalmamis
(04.10.18)
pastırma
0
tamamhosdiyonda
(04.10.18)
bira çekirdek.
0
tantunisultansuleyman
(04.10.18)
(19)

sevgilinizden/eşinizden maaşınızı gizliyor musunuz?

zgrydn
önce bir arkadaşımın eşine mayışını eksik söylediğini öğrendim. merak edip farklı arkadaşlarıma da sordum. yarıdan fazlası farklı söylüyor ya da hiç söylemiyormuş. hadi arkadaş ortamında mayışını söylemezsin, ben de sormam zaten. ayıp. ama ne bileyim, gerektiğinde beraber oral segs eylemine giriştiğ
önce bir arkadaşımın eşine mayışını eksik söylediğini öğrendim. merak edip farklı arkadaşlarıma da sordum. yarıdan fazlası farklı söylüyor ya da hiç söylemiyormuş. hadi arkadaş ortamında mayışını söylemezsin, ben de sormam zaten. ayıp. ama ne bileyim, gerektiğinde beraber oral segs eylemine giriştiğin insandan bile gizlemek saçma değil mi? ikili ilişkilerde güven sorunu bu kadar yaygın ve derin mi?
0
zgrydn
(03.10.18)
Saçmalık...
0
lcha
(03.10.18)
3 aylık kız arkadaşından gizlersin anlarım da. Evli adam karısından maaşını gizlerse anlamam aga. Evlilik ekonomik bir ortaklıktır aynı zamanda.
0
bos gezenin bos ustasi
(03.10.18)
Hayır tabii ki.

O bilmeyecek de kim bilecek yahu.
0
chicha
(03.10.18)
gizlemem ama sorulmadıkça söylemem de.
0
datnet
(03.10.18)
Maaşımı bile bilmesine güvenmediğim kişiyle niçin evleneyim? Ne saçma insanlar evleniyor ya arkadaş...
0
ninotevtidze
(03.10.18)
gizlemiyorum. samimi olduğum herkese çekinmeden söylerim.
0
washe
(03.10.18)
hayır, aynı eve ekmek getirdiğin birinden maaş gizlemek koca bir saçmalık.
0
evde liyakat kalmamis
(03.10.18)
oral seks ne alaka? sırf oral yapıyor diye maaş mı söylenmeli?

bazı şeyler gizli/özel kalabilir.
0
MaNOfTheYear
(03.10.18)
gizlemem ama sormazsa konuyu oraya getirmem.
Evlilerin saklaması saçmalık.
0
sopiro
(03.10.18)
Gizlerim.
Gizli tuttugun seyi gerektiginde aninda aciga cikarabilirsin ama aciga cikmis olan seyi bir daha gizleyemezsin.
0
stavro
(03.10.18)
yeri gelince soylerim, durup dururken soylemem.

gizlemem yani
0
fakyoras
(03.10.18)
henüz oturmamış ilişkide sevgilimden gizlerim ama uzun vadeli sevgili - evlilikte gizlemem.
0
damla sakızlı dondurma
(03.10.18)
Bu soru neden sorulsun eğer birlikte yaşanmıyor ve maddi durumla ilgili birlikte kararlar alınmıyorsa? Ben de bunu anlamadım.

Hiçbir şey gizlemeyi doğru bulmam ama ciddi aşamaya gelmemiş bir ilişkide bu konuların açılmasını yadırgarım.
0
monogram
(03.10.18)
hayır kuruşu kuruşuna hepsini doğru şekilde söylerim
0
basond
(03.10.18)
ikinci çeyrekte sanırım söylemiştim de niye söylediğimi hatırlamıyorum yani atla deve bişey de değildi şekil yapayım. onunkini de biliyordum ama sorduğumu hatırlamıyorum. böyle işte.
0
ilkot
(03.10.18)
@datnet +1
0
superb
(04.10.18)
eşimden niye saklayayım amk? sevgiliden belki.
0
dieselsingle2
(04.10.18)
yaşlı bir nineden şöyle bir tavsiye duymuştum: 10 alıyorsan 9 söyle, o 1'i kenara koy.
0
yemrem
(04.10.18)
önce şunu şuraya bırakalım -kadının yaşı, erkeğin maaşı sorulmaz-

Evliyim ve eksik söylüyorum, sebebi de onun bilmediği borçlarım olması, borçların büyük kısmı ikimiz yada evimiz için girdiklerim, bana belirlediğimiz bi harçlığım var, o benim harçlığımdan bile 1/5 harcayabildiğimi bilmiyor. Borçlar bitince de araba alıcam ona hediye olarak.

Not: Karım çalışmıyor.
0
firemanjonny
(10.10.18)
(11)

Kendimizi çok mu abartıyoruz? Mckinsey, ekonomi, sanat ve bilim üzerine...

levent bilgen
1)80 milyona varan nüfusun olduğu ülkemizde mevcut ekonomik durumla ilgili danışılabilecek, söz söyleyebilecek, durumun nasıl iyileştirilebileceğine dair esaslı kanaatlere sahip, eğitimli, yetkin, dünya ve ülke ekonomisine hakim 20 insan yok mudur?2)Var da siyaseten başka mahalleden diye mi konuya d
1)80 milyona varan nüfusun olduğu ülkemizde mevcut ekonomik durumla ilgili danışılabilecek, söz söyleyebilecek, durumun nasıl iyileştirilebileceğine dair esaslı kanaatlere sahip, eğitimli, yetkin, dünya ve ülke ekonomisine hakim 20 insan yok mudur?

2)Var da siyaseten başka mahalleden diye mi konuya dahil edilmediler?

3)Bu konu dışında biz hakikaten kendimizi dev aynasında mı görüyoruz? Edebiyatta, sanatta, bilimde sadece son 15-20 yılda değil, hiçbir zaman dünyada ses getirecek ve varlığını sürdürücek bir kültür oluşturamadık.

Her konuda dış kaynaklı şikayeti de yersiz buluyorum. Devlet bireye her imkanı sağlamalıdır ideali dünyada çok az ülkede var olan bir olgu. Bence gerçekten isteyen ve kabiliyeti olan biri için bunlar birer detaydan ibaret şeyler.

Siz ne düşünüyorsunuz?
0
levent bilgen
(02.10.18)
Yetkin insanların önce partisine cenahına bakıldığından bence. Yöneticiler kendi sözlerinden çıkacak kimseye tahammül edemiyor, ekonomi de öyle ben dedim olduya gelmiyor sonuçta. Eğitimli insanlar uzun ve tayfasıyla çalışmak istemiyor çünkü kellen alınıyor herhangi bir şeye karşı çıkarsan.
0
whoosie
(02.10.18)
McKinsey Türkiye ofisi de var, bir sürü çalışanları da var. Onlar da çalışıyordur elbette bu projede. Fakat uluslararası bilgi birikimi ve tecrübe başka bir şey.

Ayrıca ABD şirketi dendiğine bakmayın, dünyanın her yerinden adam alıp dünyanın her yerine iş yapıyorlar.
0
captainobvious
(02.10.18)
Evet.
0
sopiro
(02.10.18)
Mckinsey'i aracı gibi düşün. Vericekler 20-30 milyon dolar danışmanlık ücreti TR iyidir hoştur diye rapor yazıcak +kredi +yatırım imkanı şansın olucak.

senin para birimin yarıya düşmüş. faiz olmuş %27. Mckinsey rapor yazmasa kim yatırım yapar sana?

''ülke ekonomisine hakim 20 insan yok mudur?''
elbette var ama bu insanlara görev verse tüm hatalar ortaya çıkacak. verir mi adam görevi? üç gün önce kriz falan yok demedi mi bu adam?
Mckinsey ile bir NDA yaparsın verirsin parasını sır gibi tutar senin açıklarını senin ülken için. kendi kullanır tabi.
0
dedim dedim de kime dedim
(02.10.18)
1- var.
2- evet.
3- oluşturmak bir yana sahip olduğumuzu da kaybettik.

iktidarı elinde bulunduranların sorunu kibir ve bilgi - iyi niyet eksikliği. genel anlamda gerçekliğe karşı bir mücadele yürütülüyor. dış politikadan ekonomiye kadar çeşitli alanlarda deneme yanılma yöntemiyle hareket ediliyor. genel geçer doğruları yaşayarak ve bize de sonuçlarını yaşatarak öğreniyorlar.
0
zgrydn
(02.10.18)
o değil de şu mckinsey ne para kaldıracak. 20-30 milyon ne demek? 3 yıl sanırım. 3 ayda bir denetim. yılda 10 milyon proje başına ortalama 2.5 milyon dolar. partner falan ne para kazanıyor.
0
nick bulamadim
(02.10.18)
1- mckinsey bir marka olduğu için tercih ediliyor sanırım.

2- olabilir ama akp içinde de kalifiye insanlar var zaten.

3-katılıyorum. hiçbir zaman dünya'da ses getirecek bir şey yapamadık tek tük istisnalar dışında bunun akp ile de alakası yok. ama bu kötü olduğumuz anlamına gelmez. ürettiğin kültürü dünya'ya satabilmek başka bir şey. bunun için de güçlü bir ülke olmalısın ki insanlar seni takip etsin.
0
nick bulamadim
(02.10.18)
mckinsey bir nevi üst düzey kalite standardı. bir proje veya incelemenin altında imzaları varsa uluslararası camiada o iş itibar görür. yoksa değil 20 tane nice 20ler çıkar.

3. ne doğulu olabildik ne batılı, ne doğulular bizi doğulu olarak gördü ne de batılılar batılı gördü. biz de hem kültürel hem sosyoljik olarak arada kaldık, verdiğimiz sanatsal ürünler de bu nedenle piç kaldı.

ve son paragrafınız hakkında ise: devlet herkese asgari düzeyde eşit şartlar sunmalı. mesela eğitime bakacak olursak, evime 200 metre uzaktaki okulda 1. sınıfların mevcudu 55 kişiyken 4 km uzaktaki okulda sınıf mevcudu 31 kişi. devlet okullarında ek kaynak kullanımı yasak iken (bizim meb yayınları yeterli diyorlar ama keşke yeterli olsaydı) özel kolejlerde sınırsız ek kaynak kullanabiliyorlar.
0
yemrem
(02.10.18)
1- vardır.
2- şu anki siyasilere akıl vermeye kalkarlarsa ilk zıtlaşmada ne olacağını herkes adı gibi biliyor. kimse o sulara girmez.
3- bence biz kendimizi fazla küçümsüyoruz. birçok konuda güçlü olmamıza rağmen güçlü yanlarımızla ilerlemek varken macera arıyoruz.

eğitimin içine sıçarsan, geri kalan her şeyin içine sıçmış olursun. bunu düşünüyorum.
0
babilbaligi
(02.10.18)
1) 20 degil cok daha fazla vardir.

2) AKP'li olmayan sen ben memur bile olamiyoruz. Böyle adamlar hak ettikleri yerlere gelebilseydi zaten mevcut durumda ekonomi, sanat, bilim bu durumda olmazdi.

3) Diger alanlari bilmem ama bilimde ses getirebilecek calismalari yapanlar bizden de cikabilir eger yeteneklerini köreltmeyip onlari iclerindeki cevheri cikartmaya tesvik edebilirsek. Benim okudugum üniversiteden yurtdisina giden ögrenciler hep el üstünde tutuluyor gittikleri arastirma grubunda. Doktorasini Avrupa'da alaninda en iyilerden olan bir arastirma labinda yapip Amerika'ya giden Post Doc. arkadaslarim var.
Biz elimizdekini degerlendirmeyi bilmiyoruz ve hak eden insanlar o pozisyona gelmiyorlar genelde. Bir arkadasim anlatmisti Ankara Üniversitesi Biyoloji departmaninda Evrim'i reddeden bir profesör hocalari varmis :O
0
chitosan
(02.10.18)
1. Vardır da onlar da biatçı değilir. Kaldı ki ekonomiden anlayan iktisatçımız çok ama mesele bu değil.
2. Şu an ekonomimizi yönetenlerin bilgisi olsa dahi ekonomiyi de Erdoğan yönetiyor. O nedenle bu haldeyiz, sistem bozuk.
3. Türkiye büyük bir ülke nüfusuyla, askeri gücüyle, ekonomisiyle. Dünya siyasetine etki eden de bir ülke. Ama bilim, kültür, sanat vb konularda evet kendimizi dev aynasında görüyoruz. 20 sene önce de çok iyi değildik ama iyi olmak için çırpınıyorduk. Niyetimiz iyiydi. Şimdi hem niyetimiz bozuk, hem zaten kötü durumdayız.

Kendi haline bırak Türkiye'yi, hani bir Macaristan gibi, Yunanistan gibi, İspanya gibi takılsın yani kendi kendine zaten Avrupa'da bu nüfusa sahip üç büyüğün arkasından İtalya ile beraber geliriz seviye olarak. Globalleşmeye karşı biz içimize kapanıyoruz.

Rahat bırakacaksın insanları, teşvik etmesen de olur. Çıkar bikaç birileri yine içimizden. Ama şu an o potansiyelin kırıntısına sahip olan herkes basıp gidiyor. İran olduk.
0
bos gezenin bos ustasi
(02.10.18)
(7)

Baza yatak başligi uyumsuzlugu

eja
Nerdeyse bir 10-15 senelik idaş yatak bazasina yatak basligi almak istiyorum ama gittigim subedeki gorevli kadin uymaz civilerin girecegi yerler yoktur dedi. Bugun baktim her bazada bir tane civi yeri var basliga uyarmi bilemedim ama nereden yatak basligi alsam, baska bir idas subesine mi gitsem, do
Nerdeyse bir 10-15 senelik idaş yatak bazasina yatak basligi almak istiyorum ama gittigim subedeki gorevli kadin uymaz civilerin girecegi yerler yoktur dedi. Bugun baktim her bazada bir tane civi yeri var basliga uyarmi bilemedim ama nereden yatak basligi alsam, baska bir idas subesine mi gitsem, dolapli istemiyorum kumaş düz yatak basligi istiyorum sadece. daha once eski bazasina baslik alan var mi?

i63.tinypic.com
0
eja
(02.10.18)
Bazanin baslik takilan kisminin fotosu varsa bakalim. Buyuk ihtimalle idastan alirsan olmaz demek istemistir baska yerden alacaksin sonra ona uygun sekilde delefeksin veya deldirip takacaksin
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(02.10.18)
Aynı model yatak ve başlığın bile birbirine uyması problem olabilir, dert değil ama basit bir mekanizması var alır vidalarsınız.
0
John Bloor
(02.10.18)
i63.tinypic.com

resim linki, aynı model bile birbirine uymuyorsa işim çok zor o zaman :(
0
🌸eja
(02.10.18)
genelde uyar ama sen yiende ölçüsünü al vida yerlerinin..
bu arada bir de yıkatsan ya şu yatağı..
0
jamswety
(02.10.18)
@jamswety çıkmıyor ya o leke kaç kere silindi yıkandı yağ çözücü bile sıkıldı bir önceki başlığın rengi çıktığı için öyle duruyor
0
🌸eja
(02.10.18)
ben basligi dosemecide yaptirip, duvara yaslamistim direkt. yatagin bas tarafi zaten duvara dayali oldugundan dolayi sorun olmamisti ve hazir basliklardan cok daha ucuza gelmisti:)
0
65 derece
(02.10.18)
uymasa bile çok takmayın, ufak bir aparat yardımıyla , hiç olmadı uzun bir vidayla bile, başlığı sabitleyebilirsiniz. delinecek yer altta ve duvara dayanacağından görsel olarak da rahatsız etmez
0
yemrem
(02.10.18)
(44)

Sabah Kaçta Kalkıp, Hazırlanıp, İşe Gidiyorsunuz?

arockm
Merhabalar;1. Sabah kaçta uyanıyorsunuz?2. Evde kahvaltı yapıyor musunuz?3. Kaçta evden çıkıyorsunuz?4. İşe kaçta başlıyorsunuz?
Merhabalar;

1. Sabah kaçta uyanıyorsunuz?
2. Evde kahvaltı yapıyor musunuz?
3. Kaçta evden çıkıyorsunuz?
4. İşe kaçta başlıyorsunuz?
0
arockm
(02.10.18)
Ben öğrenciyim ama eşim için konuşayım:

1. 6'da kalkıyor.
2. Evde kahvaltı yapıyor.
3. 6:50'de evden çıkıyor.
4. İşe 7:30'da başlıyor.
0
Thredith
(02.10.18)
1- 6:30
2- nö
3- 6:50
5- 8:30
0
datnet
(02.10.18)
7.30 da uyanıp 7.45'de evden çıkıp 8.00 da işbaşı yapıyorum. işyeri çok yakın ama maddi durumlardan dolayı bu rahatım yeni iş arayışıyla sonlanabilir.
0
kureseltikinma
(02.10.18)
1. 6.45 kalkış
2. hayır
3. 7:20
4. 8:15
0
ninotevtidze
(02.10.18)
1. 8:00
2. hayır
3. 8:30
4. 9:00
0
peggy
(02.10.18)
1. 06:30
2. Evet
3. 07:20
4. 08:00
0
SiyamkedisiZorro
(02.10.18)
7'de kalkıyorum, kahvaltı yapmıyorum, 7 buçukta evden çıkıyorum, 8'de mesaiye başlıyorum.
0
Bruce
(02.10.18)
1. 7de
2.hayır
3. 7.45te
4. direkt işe gidersem; aracımla 8 olmadan, toplu taşıma+yürüyerek 8.15'te sadece yürüyerek 8.45te iş yerine varıyorum.
0
yemrem
(02.10.18)
7:45te uyanıyorum
hayır
8:15te çıkıyorum
9:30da işteyim
0
evde liyakat kalmamis
(02.10.18)
1. 7.15 ile 7.40 arası.
2. 7.15 te kalkarsam özenle güzel bi tost yahut sandviç hazırlıyorum.
3. genelde (eşimle beraber çıkmayacaksam) 7.50 gibi evden çıkıyorum.
4. mesaim 9 da başlıyor.

kadıköyden motorla karşıya geçiyorum, sonrasında da eminönünden 10 dk otobüs yolculuğum oluyor. 8.10 da evden çıkıp, 8.20 motoruna da binsem yetişirim ama rahat rahat gevşek gevşek işe gitmek istediğim için 8.05 vapurunu kullanarak tahmini 8.50 gibi işte oluyorum.
0
barankovan
(02.10.18)
1. 05:55
2. Hayır
3. 07:05
4. 08:00
0
monogram
(02.10.18)
1. 5:30
3. 6’da spora gidiyorum. Spora gitmezsem 6:20’de kalkıp 7:20’de çıkıyorum.
2. Evet, yulaf ve meyve
4. 8:00 ama ben 7:45te ofisteyim
0
sopiro
(02.10.18)
1. 05:45
2. Hayır
3. 06:30
4: 07:30
0
archery
(02.10.18)
1- 6:15
2. Evde hazırlıyorum, işte yapıyorum.
3) 7:00
4: 7:40 gibi işte oluyorum, kahvaltı yap diş fırçala falan derken 8:10 - 8:15 gibi iş başlıyor.
0
inheritance
(02.10.18)
1. 7.30
2. 8.00
3. 8.15
4. 8.30

memur. büyük bir anadolu ilçesi için.
0
mikahakkinen
(02.10.18)
1. 6:26
2. Hayır
3. 6:58
4. iş 7:45te başlıyor ama servis sayesinde 7:15te şirkette oluyorum
0
dedi ayca
(02.10.18)
1. 7:00
2. Hayir
3. 7:40
4. 7:50
0
dedim ben sana
(02.10.18)
Şu an çalışmıyorum ama son işimde,
7.45
Genelde evet
8.15
8.30
Güzel günlerdi...
0
pastörizesüt
(02.10.18)
1 - 7:20 - 7:30
2 - Hayir
3 - 7:40
4 - 8:30 - 8:45

Saat 10da isyerinde kahvalti yapiyorum. Nadiren de 8:30 gibi yine isyerinde.
0
stavro
(02.10.18)
1. 6:30
2. hayir
3. 6:50
4. 7:00
0
ben de
(02.10.18)
1.6:50
2.bazen sabah psiklojisine bağlı
3.7:38
4.8:30
0
prezarlatif
(02.10.18)
1 - Duş alacaksam 7 de almayacaksam 7.20 de kalkıyorum
2 - 7.55 e kadar evde kahvaltımı vs yapıp giyiniyorum.
3 - Giyeceğim şeyler dün geceden belli olmak kaydı ile.
4 - 7 dakika yürüyüp arkadaşın arabasıyla işe geliyorum
5 - Mesai 8.30 da başlıyor bazen 8.45 gibi giriyorum trafik vs.

____

Arkadaşın arabası ile gitmezsek

1 - 7 de kalkıyorum
2 - 7.30 da evden çıkıyorum.
0
KendineAteist
(02.10.18)
1- Sabah 8'de uyanıyorum net olarak.
2- Evde kahvaltı yapıyorum.
3- Evden 8-45'de çıkıyorum.
4- İşe 9:30'da başlıyorum.
0
windowsguvenlikduvari
(02.10.18)
1- 6.40
2- heyir
3- 7
4- 8
0
fakyoras
(02.10.18)
1- en erken 8.15
2- bazen evde bazen işte yapıyorum
3- 8.40-8.45
4- 9.30 gibi işte oluyorum
0
aquarium
(02.10.18)
6:20 de kalkıyorum. Kahvaltıyı yolda yürürken yapıyorum. 6:45de evden çıkıyorum. Is 8:30da başlıyor. Evden işe gidene kadar trafikte heba oluyorum.
0
superfluid
(02.10.18)
08:15
Hayır
09:10
09:30
0
cakabo
(02.10.18)
1.7:22
2. Hayır, ofiste yulaf meyve yiyorum.
3. 8'de evden çıkıyorum.
4. 9.40 gibi
0
muslugubozukhayrat
(02.10.18)
1. alarmım 7:15'e kurulu.
2. evet, sabah sabah iştahımız almasa da kahvaltısız çıkmayız hiçbirimiz.
3. 7:45 gibi.
4. 9'da ama ofise hep 8:30 gibi gelmiş oluyorum.
0
m e b
(02.10.18)
Arkadasim alacaksa

6:40
Evet
7:30
8:30

Evden arabayla gideceksem

7:00
Evet
8:00
8:30

Toplu tasima kullanacaksam
6:10
Evet
7:10
8:30

Kahvalti yapmıyorsam kalkma saatim + 30 dk
0
passive aggressive
(02.10.18)
1. 06:50'de uyanıyorum.
2. Kahvaltı yapıyorum.
3. 07:45'te evden çıkıyorum.
4. 08:30'da işe başlıyorum.
0
fotrsapka
(02.10.18)
1- Akşam duş almışsam 7.30, sabah duş alacaksam 6.40.
2- Birkaç ay öncesine kadar yapıyordum ama artık yapmıyorum çoğu zaman.
3- 8.10-8.25 arası.
4- 8.30-8.45.
0
ms brownstone
(02.10.18)
1. Sabah duş alacaksam 6.40 yoksa 6.55
2. Hayır yanımda götürüp iş yerinnde yapıyorum
3. 7:15
4. 8:00
0
xdenizx
(02.10.18)
1.07:20
2.evet
3.08:10
4.08:30
0
veritaslibertas
(02.10.18)
1- 6:45'te uyanıyorum yataktan çıkmam 6:55'e kadar yataktan çıkmıyorum.
2- Hayır.
3- 7:10 gibi.
4- 7:45
0
chicha
(02.10.18)
1. 8.40
2. Kahvaltı yapmıyorum.
3. 9.10
4. 10.00
0
fragile lady
(02.10.18)
5:20
hayir
5:52
6:38
0
lifeframe
(02.10.18)
1. 08:00
2. hayır
3. 08:30
4. 09:00
0
rosey
(02.10.18)
1. 08.30
2. hayır
3. 08.55
4. 09.00
0
buiret
(02.10.18)
1-6.15
2-hayır
3-6.25
4-7.00
0
t joe
(02.10.18)
5.38
hayır
5.50
7 de işte olup 8 de başlıyoruz
0
eja
(02.10.18)
12:40 kalkış
12:50 işr gidiş
12:54 varış
13:30 a kadar ofiste kahvaltı
20:00 de çıkış

bisikletle gitmek 53 saniye amk

yer: kadıköy
0
gadlemler
(05.10.18)
06:45 kalkış 07:30 evden çıkış 08:10 işe varış
kahvaltı var ama eşim 06:30 da kalkıp hazırlıyor onu da
0
burya
(05.10.18)
1. 6:20
2. hayır
3. 6:50
4. servis 7:20 de iş yerinde oluyor. iş 8:00 de başlıyor. bu arada kahvaltı ediyorum.
0
zozjotejmnk
(05.10.18)
(5)

üniversite katkı payı

nick bulamadim
katkı payı harç mı? harç kalkmadı mı? çok değil 150 lira falan. bunu ödemeden ders kaydı yapılamıyormuş. var mı hala bu?
katkı payı harç mı? harç kalkmadı mı? çok değil 150 lira falan. bunu ödemeden ders kaydı yapılamıyormuş. var mı hala bu?
0
nick bulamadim
(02.10.18)
artık yıl öğrencisi, 2. öğretim veya açık öğretim iseniz bu harç kalkmadı.
0
belkider
(02.10.18)
normal öğrenim süresi içinde olan I. öğretim öğrencileri ödemiyor. diğerleri ödüyor (diğerlerinden kastım okulunu uzatanlar ve II. öğretim öğrencileri)
0
yemrem
(02.10.18)
yok harç değil aslında. 1 seferlik katkı payı sanırım. daha önce açıköğretimden önlisans kaydım vardı. ancak onun dışında ilk defa başlıyorum örgüne.
0
🌸nick bulamadim
(02.10.18)
Hayır bir seferlik değil. Okulunu uzatanlar olarak (2. Öğretim öğrencileri de dahil) her dönemin başında bu ödemeyi yapıyoruz malesef. Aksi takdirde ders kayıt sistemi açılmıyor bize.
0
cherokee rose
(02.10.18)
yok ben okulu uzatmadım. bu yıl başlıyorum ve ilk örgün eğitim. sadece daha önce bitirmediğim aöf var. o da önlisans ve 1 yıl bitti. o yüzden çıkmasına şaşırdım.
0
🌸nick bulamadim
(02.10.18)
(7)

Fren balatası seçimi

onune3012
Selamlar,Az önce ikinci el aracımı yetkili servise götürerek 30.000km bakımını yaptırmak için teslim ettim. İlk muayenede ön balataların ömrünün dolduğunu değiştirilmesi gerektiğini söylediler, şu an araçta orjinal ilk balatalar duruyormuş. Adamlar bana iki seçenek sundular, yine orjinal balata takt
Selamlar,

Az önce ikinci el aracımı yetkili servise götürerek 30.000km bakımını yaptırmak için teslim ettim. İlk muayenede ön balataların ömrünün dolduğunu değiştirilmesi gerektiğini söylediler, şu an araçta orjinal ilk balatalar duruyormuş. Adamlar bana iki seçenek sundular, yine orjinal balata taktırırsam 650TL, fabrikanın ürettiği balatayı taktırırsam 130TL. Arada baya fiyat farkı var.. Kalite/Performans olarak sadece ucuz balatanın ses yapabileceğini belirttiler başka bir farkı yokmuş. Soru basit.. Hangi balatayı seçmeliyim?
0
onune3012
(02.10.18)
Asbest kullanimi yasaklandigindan beri fabrikanın ilk koydugu balata disinda koyulan tum balatalar ses yapar artik.

Kale vb. yerli marka balatalarin yabanci menseli balatalardan asahi kalir hicbir yani yok. Gonul rahatligiyla alabilirsiniz. Servislerin yok orijinal, yok fabrika uretimi demesine kanmayin.
0
deveyi diken adamin ta kendisi
(02.10.18)
Balata sarf malzemesi. Araba japonsa Made in Japan bi balata değilse Çin malı olmayan en ucuz seçenek iyidir.
0
bos gezenin bos ustasi
(02.10.18)
Orjinal balatayı da zaten arabanın fabrikası üretmiyor, yine işi balata olan bir firma üretiyor.

Yerli ya da ithal farketmez, herhangi bir balatayı seçebilirsiniz.

Ama tavsiyem balata değişimini serviste değil de frencide yapman, çünkü ihtiyaç varsa disklere yüzeysel bir torna yapıp temizlenmesi gerekebilir.
0
John Bloor
(02.10.18)
bu fabrikanın ürettiği balatanın markası nedir acaba onu öğrenirsen daha rahat seçim yapılabilir. zaten orjinal balata da piyasadaki firmalardan birisine fason olarak üretilir sadece araç markası basılır. ben aracıma piyasada bilinen bir markanın balatalarını taktırdım gayet memnunum. yani hangi marka olursa olsun bir araştır eğer marka tavsiye ediliyorsa ona göre taktır.
0
kraldan cok kralci
(02.10.18)
john bloor'ın son cümlesini biraz açayım çünkü önemli: disk yüzeylerinin yanı hafif bombe yapabiliyor. frenci onu traşlatayım abi diyor 20 dakkada hallediyor. servis ise bu disklerin değişime ihtiyacı var, sonra başınıza bir şey gelirse sorumluluk almayız(başınıza bir şey gelmez) deyip durduk yere disk ücretini de alıyorlar (en ucuzu 700 lira civarından başlıyordu bir ara)
0
yemrem
(02.10.18)
Çok teşekkürler valla büyük aydınlanmalar yaşadım. Kocam daha çok yetkili servis yanlısı ama bundan sonra her sorunda koşa koşa yetkili servise gitmeyeceğim en azından onu öğrendim.
Orjinal ürünün markası Lancia fabrika ürününün ise Opar'dı. Fabrika ürününü taktırdım.
Yanıtlar için tekrar teşekkür ederim.
0
🌸onune3012
(02.10.18)
ortalama 30 40 bin arası değişir. markaya göre balata fiyatları değişiyor. yetkili servisler çok çıkarıyor. 130 değilde 200 300 tllik olanları varsa onu taktır.
0
mikahakkinen
(02.10.18)
(21)

Silaha merak nedir ya?

perfectum
Selam, silahi olan var mi aranizda? Yazarken bile gerildim. Nedir bu silaha merak olayi. Bir arkadasim var boyle manyak bir meraki var, poligona gidip desarj oluyormus, 3-4 tane silahi var birisi de arabadaymis. Neyse guya hobi ama bana bir tuhaf geldi. Silahi olan birisi sinirlenince cekip vurabili
Selam, silahi olan var mi aranizda? Yazarken bile gerildim. Nedir bu silaha merak olayi. Bir arkadasim var boyle manyak bir meraki var, poligona gidip desarj oluyormus, 3-4 tane silahi var birisi de arabadaymis. Neyse guya hobi ama bana bir tuhaf geldi. Silahi olan birisi sinirlenince cekip vurabilir mi birisini?
0
perfectum
(01.10.18)
ben severim silahları ama tüfekleri severim uzun namlulu olanları
tabancalardan pek haz etmem
0
basond
(01.10.18)
Severim silahları, vardı bi silahım avuç içi kadar süper bişeydi. Bi gece rüya görmüştüm sonrasında silahı parçalayıp attım.

Trabzonlu arkadaşım var 3-4 tane silahı var. Tüfekleri vs var seviyor uğraşmayı onlarla...
0
Boris
(01.10.18)
Ben seviyorum ama asla almam. Atmışlığım var. Benim merakım sadece sevdiğim modellere netten bakmak

Şunlara baksana tam bir problem solver. Canlarım <3:
www.specshop.pl

image.sportsmansguide.com
0
eazy
(01.10.18)
3000 civarı atışı olan, pöh kursuna gidip bırakmış biri olarak sevmiyorum.
Evde tabanca olması, üstünde tabanca taşımak zaman zaman iyi hissettirse de aslında hiç iyi bir şey değil.

Silahım yokken kendime daha çok dikkat ediyorum. Silahım belimdeyken geçmişte en bok sokaklara girerdim korkusuzca, biri bakınca dik dik bakardım götün yiyorsa ne bakıyon diye gel diye düşünürdüm içimden. Boş yere başıma bela açmama sebep olabilirdi bu tip davranışlar.

Sinir krizi de ayrı bir şey. Kafama dayadığım oldu bir defa Diyarbakır'da çok baskı altında.

Atış yapmak başlarda zevkli tabi. Ama artık öyle bir noktaya geliyorsun ki profesyonel düzeyde zevki kalmıyor. Gidiyorsun kadro atışında mp5 oyuncak gibi zaten atıp geliyorsun. Bitse de gitsek diyorsun.

Hoşuma giden tek şey yeni silah alan hakim avukat savcı arkadaşlarının silahlarını denemek test etmek oluyor. Adamlarda para var sig, Glock vs alıyorlar deniyorsun falan hee iyiymiş diyorsun.

Boş işler.
0
bos gezenin bos ustasi
(01.10.18)
Açık olmak gerekirse belinde silah varsa allaha bile gider yaparsın.

Durup dururken insanlara bile çatasın geliyor:)
0
Boris
(01.10.18)
Ağır prensipleri varsa ve bu prensipleri uyguluyorsa silahsız bir insan kadar zararlıdır.

1-) Silah her zaman doludur. Fabrikadan yeni çıkmışsa, hiç içine mermi sürülmediyse bile doludur. Bu prensip silahı temizlerken ve "şaka" yapmaya yeltenecekken daima hatırlanmalıdır.

2-) Belli başlı koşullar oluşmadan ateşli silah çekilmez. Bu, kişinin kendisinin veya bir başkasının canının/vücut bütünlüğünün ciddi tehlikede olması dışında bir şey değildir.

3-) Silah çekildiyse ateş edilir, ateş edilmeyecekse silah çekilmez. Sakin kafaylayken bu prensip bellenirse tabancanın ölümcül olduğu iyice bellenir ve 2. aşamadaki prensibin sınırları gerektiği ölçüde daraltılır.

4-) Ateş, hasmın kesin olarak öleceği ön kabulüyle edilir. Bilindiği üzere bacağına mermi saplanan birinin dahi kan kaybından ölme riski vardır. Bu prensip de kişinin elindekinin oyuncak olmadığını bellemesine yardımcıdır.

Maalesef ki Türkiye'de ateşli silah sahiplerinin pek az bir kısmı bu eğitime sahiptir.
0
farabi
(01.10.18)
silahım yok. günlük hayatta görsen belki ne kadar kibar, ne kadar sempatik, kedi gibi çocuk dersin. öte yandan silahlara çok büyük ilgim var. sadece silah değil tank, tüfek, nunçaku, kavga-dövüş vs.

ha hem maddi yetersizliklerden hem de tembellikten dolayı yer almıyorum ama ak-47 söküp takabilmek, düzenli olarak atış talimi yapabilmek, dağ-bayır tırmanıp "self defense militia" tarzı bir organizasyonda yer alabilmek vs. çok isterdim. türkiye'de olsa katılırdım hatta. iki haftada bir hafta sonları toplanılsa mesela iki günlüğüne ormanda. tank kullanmayı öğrensek, atış talimi yapsak, EL BONBESİ atsak vs.

silahım yok ama olsa da çekip vurmam birini. öyle bir şey geçmez aklımdan. öldürecek olsan başka şeyle de öldürürsün sonuçta. tartıştım ya da canım sıkıldı diye asla silahıma davranmazdım şahsen çünkü ters bir hamlede kaybedersen adam senin kafana sıkar. canım tehlikede olmadığı sürece silahı hiçbir şeye karıştırmam. "silahım var" düşüncesi tehlikeli. ona güvenmemek lazım.
0
der meister
(01.10.18)
Bende cok fena var knk. Kimseyi cekip vurmam ama silah severim cok fena. Nesini seviyorsun dersen seviyorum iste o namludan cikam gucu. Imkanim olsa makineli tufekle bos alanlara gidip yaylim atesi acardim:)

Silahi gectim tank top falan seviyorum ben komple. Ultra zengin olsam tank koleksiyonu yapardım. Hatta her turlu ucaksavar, roket, antitank, flak falan ne varsa toplardim koleksiyonuma.
Seviyorum yani. Kimseye zarar vermem, silahin kendisini seviyorum knk.
Yanımda silah tasimayi falan dusunmuyorum ama. Gtume mi sokacagim yanimda tasiyip ne yapayım. Kavga falan cikar insan kendini kaybeder falan hani o derece kendimi kaybetmem ama ne gerel var yani yaninda tasimaya.

Imkanim olsa agir makineli silah doldururdum garaji ama.
0
stavro
(01.10.18)
silahım olmasını isterim ama silahım olsa çok adam öldürürüm bundan eminim. Alamıyorum o sebeple
0
barbo
(01.10.18)
Silahların mühendisliğine bayılsam da sevdiğim söylenemez. Tüfekle bi tane bile fotoğraf çektirmedim mesela askerde. Ama periskop benzeri 3 ayaklı gözetleme dürbünüyle vardır.

Biraz ergen işi bence. Silah tehlikeli bi şey. Sadece vurduğu canlıya değil kullanana da zarar veriyo. Böyle bi şeye kişisel olarak sahip olmak aptalca.

Bi yandan da eğer üzerinde silah varsa hiç zarar almadan kurtulabileceğin tehlikeli durumlar oluyo. İşte orada silah hayat kurtarıyo ama silahın sahibinin nlyeti, neyi nerede nasıl kullanması gerektiğini bilip bilmediğini denetleyebilecek bir mekanizma yok. Keşke olsaydı.

Bence tabanca saçma sapan bi silah. Tahir elçi suikastinde önlerinde koşan saldırganı vuramayan polsileri görmüşsündür. Bu adamlar kötü nişancı olduğu için değil, tabancayla birini 10 metre uzaktan vurmak çok zor olduğu için vuramadılar adamı.

Tabancayla yaralama/öldürme olaylarının da çok yakın mesafeden ateş edilerek yapıldığını görüyoruz. Bu durumda tabancanın mantığı ne? Korku vermek. Yoksa zaten adamın dibine kadar giriyosun. Bıçakla da öldürebilirsin. Biraz daha fiziki mücadele gerektirir.

İnsana boş bir güven veriyo. Belinde silah var diye hiç olmadık olaylara girebiliyo bazı dangalaklar. Her türlü bela çekiyo yani.

Tamam deşarj ediyodur da bi gün arabasındaki tabanca yüzünden bataryasını değiştirebilirler arkadaşının. O hoş olmaz. Yedek batarya da alsın 3-4 tane.
0
Delay Fuze
(01.10.18)
Silahlara büyük ilgim var. youtube her zaman silah videosu izlerim ama cesaret edip alamadım. kendime hakim olamamaktan korkuyorum. araba da sopa taşırdım. bir keresinde sopa ile bir adamı dövmüştüm. silah olsaydı belki de vurmuştum adamı.
0
komando kani var bende
(01.10.18)
Bir de ates etmek ve vurmak hatiri sayilir bir haz veriyor. Bu da silahi sevdiren bir sey. Iyi aticiyimdir sahsen:) Tetige basar ve vururum. Sonra pis pis gulerim. Gece karanliginda kosan fareyi vurmuslugum var iddaa uzerine. (bunu da her yerde anlata anlata bkunu cikardim)
0
stavro
(01.10.18)
@perfektum hata bendeydi özür diledim ama önce bağırdı çağırdı alttan aldım ama bu sefer ana avrat küfür etti bende dayanamadım.
0
komando kani var bende
(01.10.18)
Aynı fikirdeyim, acayip bir ilkellik. Silah sevenlerde bir ürkeklik var gerçekten. Korkudan böyle şeylere sarılıyorlar hobi falan değil.
0
roket adam
(01.10.18)
Ayrıca, bence bi insanı öldürebilmek bu kadar basit olmamalı. Bu yüzden tüfek icat oldu, mertlik bozuldu diyolar.

300 yıl önce adamı öldürürken fiziksel bi efor sarfederdin. Bıçak, kılıç vs kullanırken adamın dibine kadar giriyodun. Boğuşuyodun. Nefesini hissediyodun. Kanı üstüne sıçrıyodu. Şimdi kilometrelerce uzakta hayatında hiç görmediğin, iyi mi kötü mü bilmediğin birini birkaç saniyede çok basitçe öldürebiliyorsun. Böyle bi saçmalık olabilir mi?

Dağı taşı vurursun, teknolojisinden yararlanırsın ama insan öldürmek için bu tio silahların kullanılması insanlık suçu bence. Kim yaparsa yapsın.

Asker veya polis değilse ben sivil hayatta bellnde silah olab biriyle aynı ortamda bulunmamak için elimden geleni yaparım. Hele ki böyle sığır gibi dışarıdan belli olacak şekilde taşımıyolar mı... ayar oluyorum. Polis arkadaşım var, herif boynunda çantayla geziyo silah taşıdığı belli olmasın diye. Ondan bile rahatsız oluyorum. Dalgınlığına gelse de çantayı çıkarıp bi yere koysa, silahı alan lavuk birini vursa falan...

Evlerden ırak.

Mafya değilsen, asker-polis değilsen, tehlikeli veya kritik konumda bi insan değilsen silah taşımak bence büyük ahmaklık.
0
Delay Fuze
(01.10.18)
şuan askerdeyim. askerden önce silahı dünyanın en gereksiz şey olarak görürdüm. hatta silah tüccarları yüzünden dünyanın koca bir bok çuvalı olduğunu düşünürdüm. hala da öyle düşünüyorum gerçi ama konumuz bu değil.

askerde elime silah verdiklerinde ve kullandığımda (tabanca, mp5 ve ak47 kullandım) aldığım hazzı anlatamam. o barut kokusu ve heyecanı inanılmaz bir şey. yıllardır oyunlarda yaşadığım şeyleri gerçek hayatta tadımlamak.. çok pahalı bir spor olması nedeniyle askerden sonra muhtemelen bir daha silah elime almam. ama param olsa alırım çünkü gerçekten desarj ediyor insanı.
0
trajikomix
(01.10.18)
Benim av merakım vardır. Dolayısıyla silahlarla, daha çok av tüfekleriyle ilgilenirim az buçuk. Severim yani. 1 tanesi dededen kalma bayard, 3 tane av tüfeğim var.

Arabamda tabanca tüfek taşımadım taşımamda. Taşıyana da iyi gözle bakmam. Ya gerçekten adam vurma yaralama kapasitesi olan kriminal tiplerdir ya da ego tatmini yapan artistlerdir. Günümüzde çok komik rakamlara internetten herhangi birşey alır gibi tüfek alınabiliyor. Sonra biraz özgüven patlaması yaşayan terör estiriyor.
0
battal gemalmaz
(01.10.18)
Çekilin ben uzmanıyım :)

Taşıma ruhsatlı tabancam var, yanımdan ayırmam. Ama asla lazım olmaması için de dua ederim, silahın insana ne zaman lazım olacağı belli olmaz. Belki de ömrün boyunca hiç lazım olmaz. Ama lazım olduğunda fiziksel gücünün yetmeyeceği bir durumda belinde bir kurtarıcının olduğunu bilmek güzel bir duygu.

Sanırım bir filmdi, çok güzel bir replik vardı, aşağı yukarı şöyle bir şeydi;

- Neden silah taşıyorsun, ne zaman lazım olacak ki?
+ Ne zaman lazım olacağını bilsem, silah taşımama gerek kalmaz.

Av tüfeklerim de var, ama hedef atıcılığı yaparım. Asla bir av hayvanı vurabileceğimi sanmam.

Kılıçları da çok severim mesela, ama yasal yoldan edinmek ve taşımak tabanca kadar zor. Yoksa alır sırtıma takarım herhalde :)

Bakın insanların silahlanma hakkını ellerinden almamalıyız, insanlardan kastım aklı başında düzgün vatandaşlar.

Yoksa zaten yavşak olanlar kimseye sormadan üç kuruşa silahlanıyor, e siz diyorsunuz ki;

"kolayca silahlanan bu yavşaklar karşısında sana engel olmak istiyorum düzgün vatandaş, sen silah alma. Çünkü öbürüne engel olamıyorum bari sana engel olayım"

Kişi kendinden de şüphe ediyorsa silahlanmasın zaten, yine aklı başında olan adam "lan ben sinirli adamım, silah taşıyamam, bu sorumluluğu alamam" der kendine.

Mesela @bos gezenin bos ustasi asla silahlanmaması gereken bir adam, çünkü silah taşıyan aklı başında adam beladan uzak durur, kavgaya karışmaz. Çünkü bilir ki sonu gelmeyen bir sürece girdiğinde kendini koruması için taşıdığı silah, boktan bir sebep yüzünden hayatını karartabilir.

Aklı başında her insanın üstünde taşımasa da evinde en az bir tüfek bir tabancası olmalı, ve hatta bunları kullanmayı 10 yaşından büyük çocuklarına ve kadınlara mutalaka öğretmeli.

Güvenlik ile ilgili eğitim vermeli, zaten çok basit olan 4 kuralı ezberletip uygulayınca da bir problem kalmaz.

"Silahları sevmiyorum ya, silah da neymiş" diyen arkadaşları Bosna Hersek'e alalım. Boşverin erkekleri, kadınlara sorun bakalım silahsızlanmak neymiş?

Burası Ortadoğu gençler, Danimarka, İsveç ya da İsviçre değil.

İsviçre demişken ;
www.gun-shots.net
0
John Bloor
(02.10.18)
Düşününce ben geriliyorum. Silah taşıyan biriyle bırak arkadaşlık yapmayı, yanına bile yaklaşmaya çekinirim.
0
peggy
(02.10.18)
evdeki karıncayı, güveyi, sineği, örümceği bile öldürmeden evin dışına atabilmek için elli takla atan ben, Türkiye şartlarında kendimi ve ailemi koruyabilmek için ciddi ciddi silahlanmayı düşünüyorum. dış kapıya yakın yere beyzbol sopası zulaladım.

kendimi güvende hissetmiyorum ve kim bana evham yapıyorsun veya bu konuda psikolojik olarak sıkıntıların var diyebilir?
0
yemrem
(02.10.18)
bir insanın sinirlenip silahla birine zarar verebileceği durum sayısı silah taşımadığı için zarar göreceği durum sayısından kat kat fazladır. insanların birini öldürmektense dayak yemeyi göze alması lazım, sözde delikanlı türk insanının bunu kabul etmesi gerek. burası orta doğu olduğu için silah taşınmamalı zaten, silahı taşıyan da orta doğulu çünkü. kimse kendini übermensch sanmasın ya da "ben her zaman doğru kararı veririm" diye düşünmesin; eline güç geçen her insan o gücü elbet kullanacaktır. hadi sen kontrollüsün ben kontrollüyüm, rantın bu kadar yüksek olabileceği bir konuda kimin kullanmaya müsait olduğuna karar vermek asla toplumun yararı gözetilerek yapılmaz. bir başlandı mı o silah herkese verilir. şu anda da böyle aslında, bürokrasisini geçince hiç zor değil.

soruya cevap evet, belinde silah taşıyan birinin her an sinirlenince birini çekip vurma ihtimali vardır.
0
Bruce
(02.10.18)
(4)

Sürekli karın ağrısı

elloweeth
Dönem dönem yaşadığım karın sancıları oluyordu. Bir seferinde kum doktugum söylendi, ilaçla azaldı falan. Ama genel olarak uzun süreler hissettiğim sancılarım oluyor genellikle sabah saatlerinde daha yoğun. Gaz sancısı ile beraber olduğunu sanıyorum ve bu bana büyük rahatsızlık veriyor. Gün icinde d
Dönem dönem yaşadığım karın sancıları oluyordu. Bir seferinde kum doktugum söylendi, ilaçla azaldı falan. Ama genel olarak uzun süreler hissettiğim sancılarım oluyor genellikle sabah saatlerinde daha yoğun. Gaz sancısı ile beraber olduğunu sanıyorum ve bu bana büyük rahatsızlık veriyor. Gün icinde de sancı devam ediyor, belki 1 hafta bu şekilde geciyor diyebilirim. Stres kaynakli da olabilir ama başka bir şey de. Sizce neden kaynaklanir bu tarz bir sanci?
0
elloweeth
(01.10.18)
Bakliyat-tahıl ağırlıklı besleniyorsan ya da dönem dönem tüketip gluten-lektin hassasiyetin varsa o neden olabilir fakat daha ciddi bir şeyler de olabilir tabii.
0
angelus
(01.10.18)
bir besine karşı alerjiniz varmış gibi geldi bana. bir hastanenin alerji bölümüne gidin. testler arasında süre geçmesi gerektiğinden 1-2 ay sürebiliyor testler ama öğrenmiş olursunuz.

geçmiş olsun.

ayrıca gaz ile ağrılar artıyorsa gaz için rezene çayı iyi geliyor. veya çay seven biriyseniz her bir bardağa birkaç yaprak nane atınca da iyi geliyor
0
yemrem
(01.10.18)
Hocam çölyak bile olabilir. Doktora görünün mutlaka.
0
lcha
(01.10.18)
fmf hastalığını araştırmanızı tavsiye ederim.
0
nick konusunda kararsizim
(01.10.18)
(16)

çocukta okuma yazma merakı

babilbaligi
gençler,bizim bir sıpa var. normal, ortalama, sümüğünü yiyen bir çocuk. yakında 4 yaşına girecek. şimdi buna son 1-2 ayda bir haller oldu, böyle tesadüfen karşısına çıkan bir planeteryumdan (kreşlerine gelmiş) bir uzay merakı, sürekli antin kentin sorular falan derken okumaya ve yazmaya merak saldı.
gençler,

bizim bir sıpa var. normal, ortalama, sümüğünü yiyen bir çocuk. yakında 4 yaşına girecek.

şimdi buna son 1-2 ayda bir haller oldu, böyle tesadüfen karşısına çıkan bir planeteryumdan (kreşlerine gelmiş) bir uzay merakı, sürekli antin kentin sorular falan derken okumaya ve yazmaya merak saldı.

şimdi biz biraz ikilemde kaldık. çocuk soru sorduğunda basit bir dille cevap veriyoruz. yazmak istediği harfler olunca soruyor, gösteriyoruz. mesela dün adının baş harfini yazmak istedi gösterdik yazdı. sonra hoşuna gitti, 50 kere falan yazdı. muhtemelen bu böyle devam edecek, bizim kitaplarda resim olmadığını fark ettiğinden beri böyle.

acaba bu sıpa bu yazma işinde böyle giderse bir sakıncası olur mu? okumaya da merak salacak gibi, onu da göstermenin bir sakıncası olur mu? yarın okulda falan başımıza iş alır mıyız? yoksa bırakalım aksın gitsin mi?

bu konuda okul pedagoğu ile görüşmeden önce fikirlerinizi merak ediyorum.
0
babilbaligi
(01.10.18)
Ben okula başlamadan önce okumayı öğrenmiştim 4-5 yaşlarında. Siz pedagoğa sorun ama bence sakıncası yok.
0
monogram
(01.10.18)
Ben de o yaşlarda bazı şeyleri okuyup yazabiliyordum sonrası iyi gitmedi:)
0
bos gezenin bos ustasi
(01.10.18)
yanlış bilgi vermeyeyim ama kreş ve anaokulunda okuma ve yazma öğretilmiyor. çünkü ilkokula geçtiklerinde zorlanıyorlarmış. sonuçta öğretmenin bi stili olacak ve çocukta yerleşmiş bi bilgi olacak, çatışabilir. ya da okuyor diyelim, akranlarından önde olacak derslerde sıkılacak vs. bi ilkokul öğretmenine sorsanız aslında.
okul.com.tr
0
elorelia
(01.10.18)
3 yaşında okuma yazma öğrenmiş biri olarak cevap veriyorum. okula başladığında kendisi okuma yazma biliyor olacak ama sınıf arkadaşları yeni yeni öğreniyor olacak, tabi herkes aynı hızla öğrenemiyor, yavaş öğrenenler olacak. bu çocuğumuz sınıf arkadaşlarının salak olduğunu düşünecek, kendini onlardan üstün görecek vs. sonra birinci sınıfta bir sayfa düz çizgi çiz, yok efendim bir sayfa bilmemne çiz, şu harfi yaz gibi ödevler veriliyor ya, bu ödevleri çok saçma bulacak, ben zaten okuma yazma biliyorum bu ne ki diyerek ödevleri annesine/babasına veya yakınındaki birine yaptıracak.
ben durumdan gayet memnundum ve çocuğun ilgisi de varsa okula başlamadan gösterilmesi gerektiğini düşünüyorum aslında. ama şu yaşıma geldim, hala o sınıf arkadaşlarımı hepsi salaktı diye hatırlarım, hoş bir şey değil.
0
pati
(01.10.18)
4 yaşinda okumayı öğrenmiştim ben baya normal şekilde. Yazi yazmayi sevmiyodum ama kalem tutmayi sevmediğim için dhdhdh

Bi sorun olmadi bence ya, 1. Sinifta millet okumayi ogrenirken ben rahattim yani. Erken okumayı öğrenmek iyi bence, oğretin diyorum ben.
0
nundu
(01.10.18)
okul öncesinde okulda öğretilen şeyleri öğrenen çocuklar okuldayken sıkılıyorlar. diğer arkadaşları ilk kez öğrenirken onlar zaten biliyor olacaklarından sıkılıyorlar. bu sıkılganlık hali sonrasında genel olarak okul hayatına yansıyabiliyor.

okul öncesinde okuma-yazma öğrenen arkadaşlarım, tanıdıklarım şimdi atomu parçalamıyorlar bilakis okulda nefret etme düzeyindeler
0
yemrem
(01.10.18)
Eğitimciler kesinlikle okul öncesinde okuma/yazma öğretilmemesi gerektiğini, çocuğun ilk okulda uyum problemi yaşayacağını söylüyorlar. Şu an durum bu şekilde olabilir işler hızla değişiyor. Her çocuğun elinde birer tablet var. 5 sene içinde okumayı bilmeden okula gelen kalmaz diye düşünüyorum.
0
zombi
(01.10.18)
Ben okumayı üç buçuk yaşındayken öğrenmiştim. Okula başladığımda da daha altı yaşıma girmemiştim. Orada geçen sürede sürekli pek bir şey anlamasam da gazete okuyordum kitap okuyordum vs. Yukardaki arkadaşın da dediği gibi okula başladığında herkesin geri zekalı olduğunu düşünmüştüm. Ne yazık ki bu düşünce geçmedi. Halen insanların büyük bir kısmının geri zekalı olduğunu düşünüyorum xd. Muhtemelen eğer okumaya devam ederse genel kültür konusunda Özellikle ilgilendiği konularda Yaşıtlarının ve muhtemelen kendisinden birkaç yaş büyüklerin de bayağı önünde olacak. Ama bir yandan da yine yukarda dendiği gibi ödevleri yapmaya üşenen biri olabilir, okuldan sıkılabilir, arkadaşlarını yüzeysel bulabilir. bir de erken başlatırsanız büyüklerin arasında ezilebilir. Bence kontrollü giderseniz sorun yok. Edebi ürünlerle de besleyin. çocuk klasikleri verin hevesi varken okusun. Sorularını cevapsız bırakmayın. Ben anneme soru sormayı bıraktığımda 6 yaşındaydım. Sürekli bilmiyorum cevabı almak beni kendi cevaplarımı bulmaya yöneltti. Siz cevabı bilmiyorsanız en azından bulacağı yere yönlendirmeye çalışın. Bir de okumayı biliyordum ama ben yazı yazmayı bir türlü beceremedim. Çok sıkıldım 1. Sınıftayken. Halen kalemi yamuk tutuyorum ve yazım çok kötü. Bu konu önemli. Dikkat edin bence. İyi yönlendirirseniz bu çocuk atom mühendisi bile olabilir. Ne seviyorsa onu okutun. Ne okusa ne öğrense kâr bu yaşlarda.
0
i ve been mistreated
(01.10.18)
Ben 2,5 yaşında okumayı öğrenmiş bir insanım ama benim nasıl bir insan olduğuma bakılarak, "aman kalemi kağıdı uzak tutalım" deme ihtimaliniz yüksek sanırım.

Cevap: aksın gitsin.

Daha ciddi cevap vereyim ben de: Bence de okumayı öğrendiği zaman öğrensin, engellemeyin, istediği şeyleri okusun. Benim kendi hayatımda gördüğüm tek dezavantajı şu oldu; okumayı bilen bir çocuk olarak kitap okumak hep ilk tercih ettiğim şey oldu. Küçük bir yaşta kendimi oyalamayı öğrenmiş oldum yani. Böylelikle de başka kimseye ihtiyacım olmadı. Teneffüste de kitap okudum, okuldan sonra da, hafta sonu da. Biraz uzaklaştırdı yani insanlardan. Şu an 34 yaşındayım, hala bir grup insanla vakit geçirmek yerine, kitap okumayı tercih ederim. Başka insanları da bu sebeple biraz tahammül edilmez buluyorum, biriyle uyumlu bir denge tutturmak nadir ve zor oluyor. Ben şahane olduğumdan değil yani, garip olduğumdan.

Ayrıca yukarıda da dendiği gibi, okulda hep en küçük yaştaki kişi ben oldum. İlkokula 4 yaşında başladım, birinci sınıfı yaşım geçsin diye iki defa okudum. Liseyi 16 yaşında bitirdim, üniversitede de hep sınıf arkadaşlarımdan genç oldum. Öğretmenliğe başladığımda 21 yaşındaydım. Bu benim için bireysel bir sorun olmadı ama, sizin çocuğunuz böyle durumlarla nasıl başa çıkar onu önceden kestirmek zor olur tabii. Hatta kardeşi olup olmaması falan da böyle şeyleri (dışa dönüklük vs) etkiler.

Belirli bir yaştan sonra artık yaşın önemi kalmıyor bence. Yani mesela 30lu yaşlardan sonra artık ne iş yaparsanız yapın "çok fazla genç olmak" gibi bir durum olmadığından bu tarz detaylar da önemini yitiriyor diye düşünüyorum ben, o yüzden ergenliği atlattıktan sonra çok da sorun edilmez herhalde. Okulda canı sıkılırsa, siz evde desteklersiniz. Yanında hep çalışacak bir materyali olur, öğretmenine daha zor çalışma konuları vermesini, belki daha araştırmaya yönelik çalışmalara yönlendirmesini söylersiniz.

Özellikle desteklemeseniz de önünü kesmeyin demek istiyorum yani, bir de rol modeli olmanız önemli. Ben çocukken kitap okumaya özendim çünkü annemi ve benden büyük kardeşlerimi sürekli ellerinde kitapla görürdüm. Normal vakit geçirmek öyle yapılır sanıyordum. Söyleyeceklerim bu kadar. :)
0
sopiro
(01.10.18)
Aksın gitsin +1 (kendimden örnekleyeceğim)

Sebep?

Ben de okuma yazmayı erken öğrendim. Okulda sınıfta 3 kişiydik okumayı erken söken. Ve 3müz de şu an çok iyi üniversitelerde ve bölümlerde okuyoruz. Bana hep okumayı erken sökenler daha zeki gelmiştir.

Ne güzel işte. Çocuk sordukça yanıtlayın, yardım edin.

Okul hocası zaten iyi bir öğretmense çocuğunuza fiş değil hafif metinler, kitaplar verir. Sağ olsun bizim hoca öyleydi. Çok da faydalı oldu. En azından küçüklükten kazandım okuma alışkanlığımı.
0
helena
(01.10.18)
ogrenip giderse okulda sikilir deniyor da, ogrenmeden giden cocuk da okuldan sikiliyor. okuldan sikilma konusunun okumayi biliyor olarak gitmekten bagimsiz bir konu oldugunu dusunuyorum. kimi cocuk okulu seviyor, kimi de sevmiyor.

cocugunuzu ukala ve kendini olmadigi bir sey sanan bir birey olarak yetismesi sizinle ilgili.

cocugun icinden gelen okuma durtusune engel olmak bana dogru gelmiyor. 3 yasinda resim yapmak istese hayir mi diyeceksiniz?
0
jimicik
(01.10.18)
ilkokula başladığında çeşitli sorunlarla karşılaşabilir. öğretmen burada çok önemli aslında. herkes öğrenirken normalde sıkılabilir, derslerden soğuyabilir. benim oğlan okuma/yazma biliyordu, öğretmeni arkadaşlarına harf öğretirken bizimkine kitap okutuyordu. hala da öyle, bildiği bir şeyi tekrar etmek angarya geliyor sıpaya.
0
altinci nesil caylak
(01.10.18)
Aksın gitsin +1
Benim küçük kızım bu şekilde 4 yaşında okuyabiliyordu. Tavsiyem iyi bir okul. Bazı okullarda bu çocukları toplayıp bir sınıf yapıyorlar. Diğer normal çocukları eziklemek yerine kendileri gibi bir miktar daha ileriden gidenlerle beraber olur, sıkılmaz.
0
SiyamkedisiZorro
(01.10.18)
önceden okumayı söken çocuğun 1. sınıfta sıkılma olasılığı çok yüksek, genellikle sonrasında okul hayatı boyunca etkilerini yaşıyorlar.
hevesini kırmadan ilgisini başka yönlere kaydırabilirseniz iyi olur. resim, müzik, kukla vs. başarma duygusunu tatmin edecek başka bişeyler bulmaya yönelin.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(01.10.18)
Yeğenim okula gitmeden gazete okumaya başlamıştı ama şimdi istediği bölüme gidemiyor. İl birinciliği bekliyorlardı. Lakin şu sıralar sorunlu haşarı biri oldu diyebilirim. Asla benim çocuğum akıllı diye şımartmayın.
0
for day to break
(01.10.18)
sisteme uyumu zorlaşır gibi sıkıcı bir argümanla çocuğun biricikliğini bastırmayın/törpülemeyin bence. herkesin bir ritmi vardır. demek ki zamanı gelmiş, insanın hayatta merak sahibi olması ve onu tatmin etmesi kadar güzel şey yok. okul çağında da diğerleri çocuğunuzun seviyesine gelinceye kadar daha esnek bir düzen izleyebilirsiniz. flexi-schooling gibi.
0
evanka
(01.10.18)
(6)

IKEA mobilya kurulum

telaffuzu cok tatli fransizca kelime
geçen sene kendimiz kurmuştuk ama bir takım bağlantı noktalarını çok önemsemedik şuan yataksız kalmak üzereyim hahahah. matkap olsa halledicektik de, matkap yok. armut tarzı uygulamalar var mıdır? veya armut bu konuda servis veriyor mu? lokasyon: beşiktaş şimdiden teşekkürr
geçen sene kendimiz kurmuştuk ama bir takım bağlantı noktalarını çok önemsemedik şuan yataksız kalmak üzereyim hahahah. matkap olsa halledicektik de, matkap yok.


armut tarzı uygulamalar var mıdır? veya armut bu konuda servis veriyor mu?

lokasyon: beşiktaş

şimdiden teşekkürr
0
telaffuzu cok tatli fransizca kelime
(24.09.18)
Bir tane ekonomik matkap alın, hafif olsun. Ustaya vereceğiniz paranın yarısı olur belki de. Her zaman da kullanırsınız, ha yok elimiz alışkın değil alet olsa da yapamam derseniz bilmem.

Yakın olsam gelir sıkarım iki vida sevabına.

Ne yapmak/yaptırmak istiyorsunuz? Caps var mı?
0
John Bloor
(24.09.18)
IKEA kurulum hizmeti ayrıca da veriyor diye biliyorum.
0
monogram
(24.09.18)
ucuz yollu bir matkap alabilirsiniz.

bauhause bir aralar malzemeleri kiralıyordu, ordan kiralayabilirsiniz.
0
yemrem
(24.09.18)
apartman görevlisinde genelde matkap oluyor. şansınızı bir deneyin :)
0
boyalı kuş
(24.09.18)
ben şu adresten destek aldım beşiktaş adresim için. öncesinde yapılacak işlemlerle ilgili bilgi verdim, fiyat bilgisini aldım. gelen kişi çok düzgün birisiydi. tavsiye ederim: gomontaj.com
0
gidici
(24.09.18)
@gidici süper! buraya yazdıktan sonra ben de gördüm bu siteyi güvenilirliğinden emin olamadım. çok sevindim şuan, teşekkürler.
0
🌸telaffuzu cok tatli fransizca kelime
(24.09.18)
(18)

Kitabin altini cizmek

ahm1
Sirf kitaptaki cumlelerin altini cizmemek icin onemli yerlerin fotografini cekeyim dedim ama olacak is degil gibi gozukuyor. Biraz sacma ya da islevsiz de bulunabilir.Ama kitabin altini cizmek de itici geliyor bana. Suna karar vermeye calisiyorum: kitabin altini cizsem mi, yoksa yandan cizik mi atsa
Sirf kitaptaki cumlelerin altini cizmemek icin onemli yerlerin fotografini cekeyim dedim ama olacak is degil gibi gozukuyor. Biraz sacma ya da islevsiz de bulunabilir.

Ama kitabin altini cizmek de itici geliyor bana. Suna karar vermeye calisiyorum: kitabin altini cizsem mi, yoksa yandan cizik mi atsam ya da kitaplari hicbir sekilde cizmesem mi? Ne diyorsunuz? Boyle bir kitabi birinden odunc aldiginizda ne dusuneceginizi hayal ederek yanitlarsaniz sevinirim.

Gerci, kitaplarimi cok nadir birilerine veriyorum (nadir olmasi sakindigimdan degil) ama kimse kitaplarimi almiyor diye de her bir tarafini karalamak cirkin bir sey.
0
ahm1
(23.09.18)
Ben kimseye ödünç kitap vermem ama bir ihtimal versem ve ödünç verdiğim kitabı çizilmiş görsem ağır tatsızlık çıkarırdım.
0
angelus
(23.09.18)
Boyamadıysa yani sadece çizikse rahatsız etmez. Çizmek istemiyorsan çizmek istediğin yerlere ince post-it yapıştır.

at, avrat, kitap. :D @angelus+1
0
datnet
(23.09.18)
Ben kimseye ödünç kitap vermiyorum ve asla kitaplarımda cümlelerin altını çizmiyorum. Çocukluğumdan kalan abartılı bir hassasiyetim var kitaplara karşı. Mesela alacağım kitaptan kitapçıda 5 tane varsa en temiz görüneni, bir tek sayfasında kırışma bile olmamış olanı alırım. Kalemin ucuyla nokta bile koymam asla kitaplarıma. Abarttığımın ben de farkındayım ama çocukluğumdan beri böyle ve asla değiştiremiyorum bu huyumu.
0
ms brownstone
(24.09.18)
ben rengarenk fosforlu kalemlerle çiziyorum
0
bir garip melek
(24.09.18)
ödünç aldığım kitapta altı çizili yerler görsem oraları daha dikkatli okurdum.

ödünç verdiğim kitapta altı çizili yerler görsem bir daha o kişiye kitap vermezdim.

kitap sizin ise ve daha sonra bir sahafa satmayı düşünmüyorsanız. nasıl kolayınıza geliyorsa öyle davranın.
0
belkider
(24.09.18)
Başkasından ödünç aldigim kitabın altini çizmem. Ama ödünç aldigim kitabin alti çizili olmasindan da rahatsız olmam. Aksine çok hoşuma gider başkasinin altini cizdiği satirlari okumak. O kisimlarda dikkatim ikiye katlaniyor.

Kendi kitaplarimda ise çizmekten gocunmam. Uzerine notlar yazar, şekiller çizerim. Ama bazen altini çizeceğim kısım uzunsa çizmeye eriniyorum. Haliyle ilgili kısmın başına < ve > yazıyorum.
0
Amaranta ursula
(24.09.18)
Ayracın bos kısmına hoş sayfaları not ediyorum. 5-2 gibi minik minik. 5. Sayfa 2. Paragraf. Şu küçük renkli stickerlardan da yapıştırabilirsin.
0
alwayschargeneverbend
(24.09.18)
Bir arkadaşıma zamanında pahalı bir ders kitabını ödünç vermiştim, geri aldığımda kitabın ilk sayfasında elemanın adı soyadı ve imzasını gördüm. Nasıl içim acımıştı ulan yapılır mı bu ya, kitabı yaksa bu kadar can sıkıcı olmazdı durum.

Başkasının kitabına asla kalem sürmem, ödünçse sayfaları köşeden katlamam bile.
Kendi kitaplarımı da yıpratmadan kullanmaya çalışsam da birtakım kitaplarda cümlelerin altını çiziyorum veya tüm paragraf önemliyse büyük köşeli paranteze alıp yıldız atıyorum.
0
fırt
(24.09.18)
ben de çizmiyorum satırların altını, ödünç verme ihtimaline karşın. insanların içlerinden "mala bak hangi cümleyi değerli bulmuş" diyeceklerini düşünürüm. eskiden silik bir nokta koyar, daha sonra o kısmı bir yere not alırdım. şimdi fotoğrafını çekiyorum o kısmın, sonra bilgisayara atıyorum, çeşitli etiketlerle.
0
misterturist
(24.09.18)
Ben şu renkli şeyslerden yapıştırıyom
0
lorne malvo
(24.09.18)
Kitaplarımı hatta textbooklarımı çizmem. Dershane kitaplarımı çizmek zorunda kalınca uzun zaman kendimle mücadele ettim. Tırnak işareti koyuyordum ama artık dershane kitapları yoldan çıktı. Okuma kitaplarımı aldığım gün ad soyad tarih yer imza atarım. Önemli bir yer varsa yanına plastik ayraç yapıştırırım veya arasına kağıt koyarım. Asla çizmem. Emanet kitap zaten çizilmez.
0
Lim5
(24.09.18)
Kitap tamam şahane bir şey ama içeriğini değil de kitabı kutsallaştırmayı çok lüzumsuz ve abartılı buluyorum. 5-6 senedir kindle kullandığım için böyle bir derdim yok ama basılı kitap okusaydım çizerdim, canım ne isterse yapardım. Başkasının kitabını çizmem ama, not alırım başka bir kağıda.
0
sopiro
(24.09.18)
Eşyalarla bu derece bağ kurmak bana doğru gelmiyor. Kitap olması eşya olduğu gerçeğini değiştirmez. Çizmek istiyorsanız cizin. Çirkin olduğunu düşünmüyorum, tersine bir bölüm hatırlayıp dönüp baktığımda kolaylık sağlıyor. Kitap okuyan, yani gerçekten okuyup okuduklarını anlayan biri zaten hakkınızda saçma sapan bir şey düşünmez. Ha düşünüyorsa şekil olsun diye okuyangillerden demektir benim için. Ayrıca ne düşünürse düşünsün, bana ne.
0
Phoebe
(24.09.18)
Ders kitaplarına acımam, önemli yerlerin altını, önemli formülleri işaretlerim, yani okurken yapardım.

Eğer kitap, roman, hikaye vs ise hoşuma giden bir cümle, paragraf vs varsa altını çizmem ama ikinci el bir kitap okuyorsam altı çizili yerler görürsem hoşuma gider, karşı tarafla empati kurmuş gibi hissederim.
0
kimlanbu
(24.09.18)
kitaplarımı çizmem, başkası çizerse aşırı irrite olurum. kitabın illa bir yerini işaretlemek gerekiyorsa sayfanın yanına postit tarzı stickerlar yapıştırıyorum
0
yemrem
(24.09.18)
Kitapların altının çizilmesine. Önüne isim yazılmasına kılım. Bunun bir üst versiyonu ile uzun süre baş ettim. Kelimelerin üzerini çizip kendince değiştirirdi.

ULAN YAZARA SAYGI KALMAMIŞ MİLLETTE. KENDİ HİKAYENİ YAZMAK NEDİR.

Neyse sakinim. Çok beğendiğim alıntıları küçük bir not defterinde saklardım. Baktım yazım çirkin başa çıkamıyorum bununla. Cümlelerin başına ve sonuna kurşun kalemle tırnak atmaya başladım.

Çok bunalınca kitaplıktan bir kitap seçer, o tırnak içindeki cümleyi okurum.

Birine kitabımı versem fosforlu kalemlerle altını çizse, yüzünü gözünü asetat kalem ile boyarım -kız arkadaşım hariç-
0
kablelvuku
(24.09.18)
ilk sayfasına adımı, soyadımı ve aldığım tarihle yeri yazmak haricinde kitaplarımın altını çizmem, üstünü fosforlu kalemle işaretlemem, kenarını kıvırmam, hunharca ikiye katlamam ya da bükerek tek parça haline getirmem. beğendiğim alıntıları, bu amaçla aldığım not defterime yazarım, yazamıyorsam da başka bir sayfaya "yeraltından notlar, 56. sayfa 'eğer bir gün...'" şeklinde not düşerim daha sonra alıntı defterime kaydetmek için.
0
m e b
(24.09.18)
ödünç verdiğim bir kitapta geçen bazı cümlelerin altının çizilmesi şahsen hayli hoşuma giden bir durum.
ilk tepkim "vaaay kerkenezz. demek bu cümle hoşuna gitti! bu mesele hakkında böyle düşündüğünü bilmiyordum" oluyor.
o kişi hakkında bazı kıymetli yargılara varmama yarıyor not alma durumu.
0
pangea
(24.09.18)
(7)

Kriz ortamında alınacak hisse önerisi.

KaraSakall
Harcamalarımdan kısıyorum. Dolar Altından ziyade sepet olarak birde hisse senedi almayı düşünüyorum.Şu an değeri düşen 5-10 senelik uzun vadeli bir yatırım için tavsiye edeceğiniz sağlam hisse senedi önerileri var mıdır, aselsan tüpraş, petkim vb kıvamında?
Harcamalarımdan kısıyorum. Dolar Altından ziyade sepet olarak birde hisse senedi almayı düşünüyorum.

Şu an değeri düşen 5-10 senelik uzun vadeli bir yatırım için tavsiye edeceğiniz sağlam hisse senedi önerileri var mıdır, aselsan tüpraş, petkim vb kıvamında?
0
KaraSakall
(23.09.18)
hisse senedi yatırım fonlarına göz atabilirsiniz.

tefas.gov.tr
0
alkolsuz icecek
(23.09.18)
teknoloji sektörü firmalarından sepet yapın.
0
yemrem
(23.09.18)
arçelik tüpraş koza altın(maliyeti tl satışı usd) yapıkredi ve benzeri sanayi şirketleri. aselsan değerli bi şirket ama iskontolu fiyatlanmıyor hiç. ford oto da fena değil de düşmüyor anasını satiyim..
0
lata
(23.09.18)
@lata
Dikkatimi çekti, önerdiğin şirketler ikisi hariç hep koç grubu. Bir sebebi var mı?
0
etna
(23.09.18)
iş bankasına bile çökerler ama koça çökemezler. koça çökerlerse paranın batmasının hiç bi önemi yok, ydışına bilet alır geri dönmem. sahol de alabilirsin enka inşaat da güzel. bist30 dan alacağın her senet ülkede savaş gibi şeyler çıkmazsa para yaptırır.
0
lata
(23.09.18)
ben kriz ortamında gıda, market hisselerinin yükseleceğini düşünüyorum bim gibi.
bir de kriz olsa da olmasa da tüpraş, ereğli gibi düzenli temettü veren sağlam hisseler her zaman portföyde olmalı. bunlar bir anda 4 e 5 e katlamaz ama her sene düzenli temettü verir.
0
yüzyıllık yalnızlık
(23.09.18)
Sise, soda(sodasn değil) gibi yavaş ama sürekli yükselen hisseler uzun vadeli olabilir.
Ykbnk, yatas bunlar ise şu an çok düşük olan hisseler. Orta vadeli düşünebilirsin.
Mavi, banvt, pgsus, tavhl, gusgr düşük gibiler ancak riskli.
Teknoloji istersen kfein takibinde olabilir.
Kozaa, Kozal, ipek her zaman kazandırır. Dönemsel hareketlerini takip etmek önemli.
0
Amory Lorch
(23.09.18)
(3)

Kamuda İhbar süresini beklemeden istifa vermek

algoritma uzmani
Arkadaşlar merhaba, ben bir kamu kurumunda sürekli işçi pozisyonunda çalışan birisiyim. Artık takatim kalmadığından yarın çat diye istifa verip çıkmayı planlıyorum. Aslında benim için tak diye değil, uzun süredir düşünüyordum ancak amirlerin haberi yok tabii. Yani şöyle diyeyim, suratlarını görmeye
Arkadaşlar merhaba, ben bir kamu kurumunda sürekli işçi pozisyonunda çalışan birisiyim. Artık takatim kalmadığından yarın çat diye istifa verip çıkmayı planlıyorum. Aslında benim için tak diye değil, uzun süredir düşünüyordum ancak amirlerin haberi yok tabii. Yani şöyle diyeyim, suratlarını görmeye tahammülüm yok. Ancak 1.5 senedir çalıştığım için önceden haber vermem gereken bir ihbar sürem bulunuyor. Fakat ben dakika duramayacağım, yarın sabahtan istifamı verip arkama bile dönmeden gitmek istiyorum. Kamuda bu işler nasıl işler, benden tazminat talep ederler mi? Zaten moralim bozuk, bir de tazminat ödemeye kalkarsam çıldırırım. Nasıl yapar, nasıl ederiz? (bakın bir dakika bile duramam diyorum)
0
algoritma uzmani
(23.09.18)
normalde memurlar 10 gün işyerine mazeretsiz gelmezlerse istifa etmiş sayılırlar diye biliyorum. ancak işçi statüsünü bilmiyorum
0
yemrem
(23.09.18)
Yani bu riski almak zorundasın. İhbar çıkartırlar sana üzülürsün dediğin gibi akıl alır gibi değil yaptığın hareket
bu delikanliligi yaparsan,ödersin parasını bide seni kovduklarini düşün ihbar ve kıdemi sen alacaktin öyle bir peşine düşersin ki para vermeye cildiran insan para almaya adam öldürür derim
0
protrek
(23.09.18)
Öncelikle istifa dilekçeni ver. Verirken de öyle ben bunaldım sıkıldım yazma. Kendi işimi kuracağım falan yaz mazeret olarak. Öbür türlü dönmen imkansız olur. Şu an öyle düşünmüyor olsan da böyle yap sen gene de.

Sonrasında da git rapor al. İstifa dilekçemi verdikten sonra raporuna kimse karışmaz. Amirlerine düzgün biçimde amirim uğraştığım şeyler var ben istifamın sonucunu bekliyorum dersin bir şey demezler. Derlerse de idari soruşturma açsınlar zaten istifa edeceksin bir şey olmaz.

Ben böyle yaptım.

Tazminat ise polissen falan ödersin. 8 sene 10 sene süreleri var kurumuna göre. Kefalet senedin yoksa o da yoktur gerçi.
0
bos gezenin bos ustasi
(23.09.18)
(11)

istanbul işe 60 km uzakta oturmak

zunkatsar
gebzede-kurtköyde çalışıp avrupa yakasında oturanveya avrupa yakasında çalışıp gebzede-kurtköyde oturangibiişine 60 km uzakta oturan...var mı?hayat nasıl?
gebzede-kurtköyde çalışıp avrupa yakasında oturan
veya avrupa yakasında çalışıp gebzede-kurtköyde oturan
gibi
işine 60 km uzakta oturan...
var mı?

hayat nasıl?
0
zunkatsar
(22.09.18)
hususi aracın olup olmadığı...
maaş miktarı...
sonradan oraya taşınma şansınız var mı...
0
imelih
(22.09.18)
Çekilecek dert değil. Ya başka iş bak ya da taşın derim
0
sarcophagus
(22.09.18)
şahsım değil ama iş arkadaşlarım var servis olduğundan kötünün iyisi diyorum ancak 2-3 saat totalde serviste geçiyor o sıkıntı
0
basond
(22.09.18)
Bir yıl kadar Çekmeköy-Avcılar yaptım. Git-gel rutunine girince insan çalışıyor ama yolda geçen zaman haftada toplamda 1günden fazlaya denk geliyor. Resmen hayatın 4teker üzerinde boşa geçiyor
0
yemrem
(22.09.18)
İşe bağlı.
İyi kazandığın, sevdiğin, kaliteli bir işse Kurtköy'de kiralar çok uygun zaten, oraya taşınabilirsin. Ya da bir ev de orada tutarsın.
0
yirmisantim
(22.09.18)
hayatın kayar, aşırı mutsuz olursun, aileni az görürsün.
bir arkadaşım günde 160 km yapıyor. bunu da yaklaşık 3 yıldır yapıyor ama peygamber sabrı var. maaşı işi, çocuklar büyük, hanım dersiz. eve ortalama 9-10 gibi gidiyor her gün.
0
ozdek
(23.09.18)
Net bunalıma girersin. 45 km uzaklığa 6 ay dayanamadım
0
empedokles
(23.09.18)
3 ay boyunca sancaktepe silivri yaptim. Hayatımın en kötü dönemiydi.

Esim de bu tarafa geldi ve taşındık.cok rahatladim
0
lion de la Turquie
(23.09.18)
10 ay boyunca gebze'de calisirken avrupa yakasinin en uzak semtlerinden birinde oturuyordum. E yolun uzun surdugu kesin ama bu rutine girince alisiyorsunuz. Sabahlari servis ikinci yataginiz oluyor, yorgun da uyansaniz serviste telafi ediyorsunuz. Aksamlari da vakit bulup okuyamadiginiz kitaplari okuyuo dizileri izleyebilirsiniz.
Servis 2 saat civari suruyordu. Sonrasinda levent ve zincirlikuyuda calistim, oralardan da 1.5 saat suruyordu zaten. Gebze vs gibi coook uzak yerlerin coooook uzaga goturen serviscileri bu isin kurdu olmuslar, aralardan vs kacip mumkun oldugunca kisaltiyorlar yolu.
Is guzelde bence yapilmayacak sey degil, sirf mesafeden dolayi elemeyin bence.
0
unionall
(23.09.18)
Her gün 99km gidiyorum geliyorum, unionall ın dediği gibi elemeyin, alışıyor insan. Benim kendime koyduğum son 3 yıllık hedefim kaldı. 4 teker evimiz :)
0
kedimbitmis
(23.09.18)
Km önemli değil, ruh sağlığı için işe/eve giden yol yarım saat sürmeli ortalama. Hadi katlanılacak birşeyler var diyelim en fazla bir saat olsun.

Bu bile günde 2 saat ayda 50 saat yapar, ayda iki gün yolda geçiyor demek. Neredeyse senede bir ay yolda geçer!
0
John Bloor
(24.09.18)
(8)

kariyer, yol ayrımı

mid sistolik klik
Merhaba, son zamanlarda kafamı çok fazla kurcalayan bir durum var, bunu sormak istedim. hesabım yeni ama uzun zamandır duyuruyu takip eden biriyim.tıp fakültesi 6. sınıf öğrencisiyim, yani yaklaşık 9 ay sonra mezunum. bugüne kadar çok fazla git-geller yaşadım, her sene okulu bırakmayı düşündüm ama g
Merhaba, son zamanlarda kafamı çok fazla kurcalayan bir durum var, bunu sormak istedim. hesabım yeni ama uzun zamandır duyuruyu takip eden biriyim.

tıp fakültesi 6. sınıf öğrencisiyim, yani yaklaşık 9 ay sonra mezunum. bugüne kadar çok fazla git-geller yaşadım, her sene okulu bırakmayı düşündüm ama gerek ailemin gerek arkadaşlarımın desteğiyle sene kaybetmeden hatta ortalama üstü bir not ortalamasıyla son sınıfa geldim. açıkçası şu an bile doktorluk yapıp yapmak istemediğimden emin değilim yapacak olsam da seçili branşlarda doktorluk yapmak isterim(psikiyatri, ftr gibi) onların da tus'ta puanı yüksek. çok sağlam bir şekilde çalışmak lazım, ki ben son 1.5 senedir çalışmam gerekirken tus'a çalışmadım.

Neyse benim asıl istediğim ilaç firmalarında bölgesel medikal müdürlük, yardımcı medikal müdürlük gibi bir pozisyonda işe başlamak. ama buna cesaret edemiyorum. belki 1 senemi ingilizceye ve diğer kişisel gelişim faaliyetlerine ayırsam bu pozisyonlarda iş bulabilirim, en azından bir ihtimal var. ve bu işi yaparsam mutlu olacağımı düşünüyorum. ama bu fikri aileme ve 5 senelik sevgilime açtığımda destek bulamıyorum. onlar bu işi çılgınlık olarak görüyorlar, biz seni boşuna mı okuttuk? vs muhabbetlerine giriyorlar. ailem biraz sabit fikirli insanlardan oluşuyor. iyi niyetliler ama hayata çok dar bir pencereden bakıyorlar.

kendimden bahsedecek olursam mental olarak çok stabil biri değilim. hastanede olumsuz bir durumla karşılaşırsam tüm günüm onu düşünmekle geçiyor. soğukkanlı, becerikli bir insan olduğumu da düşünmüyorum. daha başarılı olduğumu düşündüğüm konu insan ilişkileri. şöyle bir örnek vereyim dün acile gelen psikotik atak geçiren bir hastayla dahi sağlıklı bir iletişim kurabildim. daha sonra psikiyatri asistanı geldi ve hasta onunla konuştuktan sonra küfür ederek kaçtı hastaneden.

bu platformdaki kişilerin yaş ortalaması büyük ve çoğunluğu çalışan insanlar. bu yüzden sağlıklı cevaplar alacağımı düşünüyorum. sizce hangi alana yönelmeli?
ilaç şirketlerinde çeşitli pozisyonları denemeli mi? yoksa tus'a yönelip 2 sene boyunca ders mi çalışmalı? hangisini seçersem seçeyim irademi nasıl koruyabilirim?

biraz uzun olduğunun farkındayım, okuyup cevaplarsanız sevinirim.
0
mid sistolik klik
(21.09.18)
babuş depresyon hali insanı bu hale sokar sen çok kafana takma böyle şeyleri biraz kendini nehrin akışına bırakman lazım ne demek bu? hacı mezun ol bir iki sene çalış baktın olmuyo o zmn dönersin hatta gel seninle start-up falan kuralım oradan yürüyelim.

özel sektör için şöyle düşün firma hastane tecrübeli olmayan kişiyi neden alsın? hadi aldı diyelim her defasında sana bir çok soru gelicek ve sen hastahane tecrübesi olmadığı için hepsine anlamsız cevaplar vericeksin. bu bir mühendisin 'ya ben fabrikada ne yapacağımı bilemem' demesi gibi bir şey aslında.

mezun ol eğer olursa tus falan yürü bana kalırsa sonra bir ortamları gör nasıl insanlar nasıl çalışıyorlar emin ol 6 ay içerisinde hemen atapte olacaksın ortama. ortama adapte olmana rağmen hala kafanda sorular varsa gel o zmn yine bi duyuru aç.

düşündüğün şeyler herkesin kafasından geçiyor her an. psikoloji falan okumuşsun anlarsın yani. çok takma kafana. aç kolları bırak kendini nehrin akışına biraz. fazla değil. biraz.
0
dedim dedim de kime dedim
(21.09.18)
Bir işi sevmediğini fark ettiysen karşına çıkan en ufak sorun seni o işten hızla soğutmaya başlıyor. Zaten doktorluk basit bir olay değilken daha da zor hal alacağı kanaatindeyim. Bence seveceğinizi düşündüğünüz işi daha derinlemesine araştırın ve gerçekten ilginiz devam ediyorsa ne pahasına olursa olsun deneyin. 50 yaşından sonra KEŞKE O GÜN DOĞRU KARAR VERSEYDİM dememek için.
0
alaimisema
(21.09.18)
Daha uzun yazmak isterdim ama şu an vaktim yok. Ama sadece ruh halinin dalgalı olmasından yola çıkarsak ilaç firmalarında bunun zorluğunu daha çok yaşarsın. Tus ve asistanlık döneminde zorluk çekersin biraz hoca kaprisi asistan rekabetleri falan zorlar.ama uzman olunca hastalarınla ve akademik işlerinle uğraşarak daha sakin bir iş ortamı sağlayabilirsin. İlaç firmalarında projeler, hekimlerle iletişim, deadlinelar, işte çıkan sorunlar daha fazladır.
Not: doktor değilim, ilaç firmalarını da hastane ortamını da yakından tanıyan biriyim.
0
curukturpkokusu
(21.09.18)
aklında böyle bir şey vardıysa keşke önceki yaz tatillerinde geçmek istediğin alandaki şirketlerde staj yapsaydın. hem işin ne olduğunu, sana uygun olup olmadığını 1. elden görmüş olurdun hem de iş başvurularında daha avnatajlı olurdun.

git araştır,sor et, boş zamanlarına uygun olacak şekilde part-time staj gibi bir şey yapabiliyor musun? yoksa mezun olunca ergenlikten yeni çıkmış suratınla kapılarını çalıp aha ben geldim hadi müdür yardımcılığı masam nerde işe başlayayım hemen demekle olmaz o iş. doktorluk başka, idari görevler bambaşka bir iş
0
yemrem
(21.09.18)
Aklıma bir şey daha geldi onu da ekleyeyim. Halk sağlığı falan da seçebilirsin tusda. Veya biyoistatistik vs yüksek lisansı yapabilirsin mecburiden sonra. İlaç firmalarında doktorların potansiyelinin ziyan olduğunu düşünüyorum ben. Ayrıca etik olarak da zorlayıcı bir alan. Kotalar satışlar vs.
0
curukturpkokusu
(21.09.18)
ilaç firmasında çalışıyorum.
hekim olarak ilaç firmasında çalışmak delilik değil. medikal departmanlar prestijli departmanlar ve hekimlikten kazandığın paranın daha azını kazanmazsın kesinlikle. o konuda şüphen olmasın. tabii özel muayenehaneli bir uzman doktorun kazanabileceği paranın ucu bucağı yok, o ayrı konu.
ayrıntılı bilgi için mesaj atabilirsin bana.
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(21.09.18)
Bu aksam acilde nobetciydim. Arrest oldu ve hasta yakinlari acilin camlarini kirip, ellerinde cam parcalariyla doktorlari oldurecegim diye ustumuze yurudu. Arka kapidan kacarken asistan intern hemsire birbirimizi eziyorduk. Sanirim kariyer secimimi yaptim bile :) Herkese tesekkurler.
0
🌸mid sistolik klik
(21.09.18)
nasıl mutlu olacaksan öyle yap. aileni dinle ama, süzgeçten geçirip son kararı kendin ver. geceleri sabah olmasın diye kalkıp kalkıp saate bakacağın bir iş yapacaksan yapma. daha çok yıpranırsın.
0
Neill
(21.09.18)
(9)

tecrübenize ihtiyacım var.

kirmizi kart
Çalıştığınız iş yerinde iş arkadaşlarınızdan birinin yakını vefat ettiğinde (anne, baba, dede)şirketiniz ne gibi bir aksiyon alıyor.Cenaze evine bir şey gönderiyor mu ? veya cenazeye çelenk ya da başka bir şey ya da cenazeye katılıyor mu?
Çalıştığınız iş yerinde iş arkadaşlarınızdan birinin yakını vefat ettiğinde (anne, baba, dede)şirketiniz ne gibi bir aksiyon alıyor.
Cenaze evine bir şey gönderiyor mu ? veya cenazeye çelenk ya da başka bir şey ya da cenazeye katılıyor mu?
0
kirmizi kart
(21.09.18)
bir üst yöneticisi ve en az bir üst düzey yönetici katılıyor. bunu kimse zorunlu olduğu için yapmıyor onu belirtmek isterim. ayrıca tabi ki arkadaşları.

herhangi bir çelenk vs. gönderim olmuyor.
0
teritori
(21.09.18)
Cenaze hafta içi ve bulunduğumuz şehirdeyse fabrikadan cenazeye servis kaldırıyorlar, böylece isteyen cenazeye katılabiliyor. Bir de çelenk gönderiyorlar. Dede değil de birinci derece yakınların vefatı durumunda oluyor bunlar.
0
pati
(21.09.18)
Devlet dairesi ise duyuru yapılarak, cenazeye otobüs kaldırılıyor. Yine çok çalışan olan bir yer ise servis ile gidiliyor, ailenin yanına, camiden defne kadar yanında olunuyor. çalışan sayısı az olan yerlerde insanlar duyarsız oluyor.

On kişilik bir yerde çalışırken babaannem vefat etti haberini alarak apar topar gittim giderken de durumu söyledim, kimse bilgisayardan başını kaldırmadı, Cenaze sonrası işe dönünce ruhuna değsin diye börek götürünce herkes "karşiim nasılsın?" diyip böreğe çullandı.

Devlet dairesinde çalışırken dedem vefat etti. Apar topar gece 23.00'de terminale gidip otobüs bularak giderken birim amirim, koordinatörüm, haberi alan daire başkanı aradı beni yapılacak bir şey var mı diye. Arkadaşlar duyduğunda aradı.

Olması gereken bu acılı günde gidilebiliyorsa arkadaşın yanına gidip destek olmak, cenaze sahipleri o an çaresiz oluyor. Yanına gidilmiyorsa da aramak daha iyi, mesaj ile ulaşmak bana göre hoş değil.
0
insomniacelrohir
(21.09.18)
Katılım çok olacaksa araç desteği veriyoruz,en az bir yönetici cenazeye katılıyor.
şirket adına çelnk gidiyor.Akşamda evine kim ziyarete gidecekse 20-30 pide ve ayran yollanıyor.

Özel Sektör
0
çınarım
(21.09.18)
Şirket içinde duyuru yapılıyor. Kendi yöneticisi ve en az bir üst düzey yönetici katılıyor. İstanbul içi ve hafta içi ise yöneticisinin yönlendirmesiyle (çok arkadaşı katılacaksa cenazeye) şirketten servis kaldırıyor. Şirket cenazeye çelenk gönderiyor.
0
SiyamkedisiZorro
(21.09.18)
herkese sistem üzerinden duyuru yapılıyor. bireysel olarak gitmek isteyenler gidebiliyorlar. bir de isteyenler aralarında para topluyor. cenaze evine yemek yapıp yollanıyor
0
yemrem
(21.09.18)
benim hem yeni hem eski iş yerindeki iş arkadaşlarımın hepsi gelmişti ki neredese her iki şirket için o gün çalışılmadı demek bu, üst yönetim ise yanılmıyorsam çiçek ve çelenk göndermişti. her ikiside ufak şirketlerdi (hacim olarak milyon TL çalışan olarak 30/40 kişilik)
0
selam
(21.09.18)
Devlette biz arabayla gitmiştik arkadaşın babasının cenazesine. Öyle otobüs falan kaldırmadık.
0
bos gezenin bos ustasi
(21.09.18)
Vefat genel mail ile herkese duyuruluyor. Istanbul icinde ve ogle vakti gibi makul vakitlerse servis kaldiriliyor
0
lucky strike
(21.09.18)
(13)

Böbrek taşı düşürme tavsiyeleriniz?

le jeune turc
Merhaba,Bir arladaşımda 2mm’lik böbrek taşı var ve amelİyatsız bir şekilde kurtulması lazım. Doktor ameliyat lazım diyormuş ancak arkadaşım komiserliğe başvuracak. Ameliyat olursa problem olurmuş.Tavsiyeleriniz çok değerli.
Merhaba,

Bir arladaşımda 2mm’lik böbrek taşı var ve amelİyatsız bir şekilde kurtulması lazım. Doktor ameliyat lazım diyormuş ancak arkadaşım komiserliğe başvuracak. Ameliyat olursa problem olurmuş.

Tavsiyeleriniz çok değerli.
0
le jeune turc
(20.09.18)
özeldemi muayene oldu. daha 2 hafta önce 8mm +5mm düşürdüm ,böbrektede 5mm var . Özele gittim önce önce yoldakileri düşürmeye çalış düşmezse ameliyat şart sonra böbrekteki ameliyat filan dedi. Sonra devlet hastanesine gittim o arada yoldakiler düştü . Böbrekte var dedim 8mm düştüyse diğerlerini düşürürsün 1 ay sonra kontrole gel dedi bakmadı bile :) ameliyat filanda demedi.

bol su ve o verdikleri düşmeye yarayan haplar baya işe yarıyor. Hastaneye gittiğine göre vermişlerdir hap.
Avakado yaprağı çayı baya öneriyolar. (tadını beğenmedim ama içtim işe yaramış olabilir)
0
bnmzz
(20.09.18)
başka doktora da görünsün. kendim de dahil çok daha büyük taşlar düşüren bir sürü insan var çevremde. sonuçta uzman değiliz, eğer sıradışı bir durum yoksa 2mm için ameliyat gereksiz.
0
lazpalle
(20.09.18)
7mmlik taş düşürdüm.
Öncelikle bol bol su. Koşmak.
Gilaburu suyu, aktarlarda satılıyor.

Ve bol su yine.

Geçmiş olsun.
0
purplee
(20.09.18)
Gilaburu +1
0
brkylmz
(20.09.18)
Bende de vardı. Bol bol su, bira, koşu ve küvette sıcak su banyo combosuyla düşürmüştüm.
0
old possum
(20.09.18)
nerdeyse her yıl taş problemi yaşan bir baba-oğul akrabamız vardı. en son karpuzun yeşil kabuğu ile yenen kısmı arasındaki beyaz yerini yemeye başladılar nerden duydularsa. o zamandan beri taş problemleri kalmadı.
0
yemrem
(20.09.18)
2 mmlik taş için ameliyat da ilk defa duyuyorum. çok daha büyüklerini bile kırıyolar ya da düşürüyolar. kardeşimde de sanıyorum bu büyüklükte bi taş vardı, doktor bi şekilde düşer dedi.

gilaburuyu annem için araştırmıştım. herkes memnun kalmış ama annem de pek işe yaramadı. direkt suyunu almak yerine meyvesini alıp kendiniz kaynatırsanız daha faydalı olur diye düşünüyorum.
0
elorelia
(20.09.18)
Eşkina taşı deneyin kullananlar faydasını gördüğünü söylüyor. Taş olarak kullanın ama toz olanından değil.
0
FAtE
(20.09.18)
bir kaç defa taş düşürmüş birisi olarak (en ufağı 5mm) hiç ameliyat olmadım.
taşın nerede olduğu, ne zamandır orada olduğu gibi şeyler önemli.
atıyorum taş kanalı tıkamıştır ve böbreklere zarar veriyordur o zaman amelyat gerekebilir ama 2 mm'lik taş bunu yapar mı bilemedim?

dediğim gibi uzmanlığım sadece hasta olarak.
farklı bir doktora da muhakkak gidin.
0
teritori
(20.09.18)
roller coaster'a binsin
onedio.com

çeşitli şeyler var internette; maydanoz suyu, mısır püskülü suyu vssvs. bunlar herkeste çalışmayan yöntemler. çok inanıp da vücuduna fazla fazla sokmasın bu sıvıları.

taş kırdırma seansını deneyin. fakat 4 ten fazla seansta kırılmıyorsa zorlamayın, böbreğe zarar verebilir.
0
kablelvuku
(20.09.18)
Hepinize tavsiyeleriniz için çok teşekkür ederiz. Taş böbrek kanalındaymış ve böbrekte şişme yapmış. Sanırım taşı o yüzden kıramıyorlarnış. Bir de leğen kemiği hizasındaymış şok vuramıyorlarmış. Bu bilgiyi de paylaşmamı rica etti arkadaşım.
0
🌸le jeune turc
(20.09.18)
10 gun sanci cekmistim. Avokado yapragi ve misir puskulu kaynatip taze taze ictim. 2. gune kalmadan dusurdum.
0
dedim ben sana
(20.09.18)
Rowatinex'i deneyin, çok işe yarıyor. Bir de bol bol su tabii.
0
agluna
(20.09.18)
(3)

Elazığ akgun otel den havaalanina ulaşım?

hypathia
Günaydın, bu kez akgun otelden havaalanina ulasmam gerekiyor. burada havabus benzeri bi olay var midir, varsa nereden binebiliyorum? yoksa taksi ile kac km ve yaklasik ne kadar tutar? tesekkurler.
Günaydın, bu kez akgun otelden havaalanina ulasmam gerekiyor. burada havabus benzeri bi olay var midir, varsa nereden binebiliyorum? yoksa taksi ile kac km ve yaklasik ne kadar tutar? tesekkurler.
0
hypathia
(20.09.18)
akgün'ün karşısından belediye otobüslerine binip öğretmenevinin orda inersen - havaşlar zaten ordan kalkıyor- havaalanına gidebilirsin.
otelden ise mesafe olarak 15-20 km civarında olması lazım. taksiler de 50-60 tan aşağı tutmaz diye tahmin ediyorum.
0
joooper
(20.09.18)
Taksi 60'dan da çok tutar gerek yok. Arkadaşın dediği gibi öğretmenevine minibüsle gidin. Sık sık geçiyor zaten. Oradan da havaalanı servisine binin daha iyi.
0
akatreil
(20.09.18)
ya joooper'ın dediği gibi otobüs-havaş (elazığdaki otobüslerin tamamı kartlı ödemeye geçecekti, geçti mi bilmiyorum, geçtiyse nakit olarak ödeme kabul etmeyeceklerinden sıkıntı olabilir. eğer otobüse binemezseniz çarşıya giden minibüslere binin havaşın kalktığı yerin arka sokağından geçiyor. şoföre söylerseniz indirir sizi orda) yapın.

veyahut internetten bahçelievler taksi veya çaydaçıra taksi diye aratın. çıkan numaraları arayıp akgünden havalimanına kaça götürürsünüz diye sorun. fiyatlar kafanıza uyarsa en uygun olanını çağırın. geçen sene 35-40 civarına götürüyorlardı.

elazığda taksimetereyi pek açmazlar, mesafeye göre kafalarında ortalama bir fiyat vardır. onu alırlar. o yüzden binmeden sorun, pazarlık edin
0
yemrem
(20.09.18)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.