Giriş
(6)

Bir ulkedeki azinligin bagimsizlik istemesinin altında yatan sebep nedir?

stavro
Neden bagimsizlik ister bir millet? Bagimsiz devlet kurmak isteyen azinligin icindeki her bir bireyin dusuncesi nedir, neden ihtiyac bagimsiz ayri bir devlete? Neden bagimsizlil referandumunda evet oyu basar? Kurtler neden kurt devleti istiyor mesela? İspanya'daki Katalanlar? Ben 29 senedir nefes al
Neden bagimsizlik ister bir millet? Bagimsiz devlet kurmak isteyen azinligin icindeki her bir bireyin dusuncesi nedir, neden ihtiyac bagimsiz ayri bir devlete? Neden bagimsizlil referandumunda evet oyu basar?
Kurtler neden kurt devleti istiyor mesela? İspanya'daki Katalanlar?

Ben 29 senedir nefes aliyorum mesela. Sabah ise gidiyorum, eve geliyorum, sinemaya gidiyorum, yaz geliyor, kis geliyor yillar yillari kovalıyor, oyle yasayip gidiyorum. Ben x irkindan bir azinliga mensubum diyelim. Beni etkileyen sey nedir, neden x irkina ait bir devlet kurulmasini ve bu devletin vatandasi olmayi istemeliyim ben?
Bunu anlamiyorum, atladigim nokta nedir? Bagimsizlik istemenin altinda yatan sebep nedir? Azinlik mensubu olmadigim icin asla deneyimleyemecegim ve bu yuzden anlamayacagim seyler mi var, varsa nedir?
0
stavro
(20.09.17)
Yanıtım tarihsel ve sosyolojik açıdan ne kadar isabetli olur bilmiyorum ama, Fransız İhtilali neticesinde yükselişe geçen ulus devlet anlayışı neticesinde; aynı tarih ve kültür birliğine sahip olduğunu düşünen toplumlar, bunun etkisiyle kendi kaderlerini elinde bulundurmak istiyorlar.

Devletlerarası genel hukuk öğretisindeki "ulusların kendi kaderini tayin" (self determinasyon) olgusunun dahi bu akımdan beslendiğini söyleyebiliriz.

Zamanın akışıyla kendi kültürlerini bir ulusal zemin içerisinde sürdüren ve fakat halihazırda başka bir ırkın/ulusun yönetimi altında yaşayan toplumlar, eski bağlarını sürdürme içgüdüsüyle bu yönde bir eğilimde olabilir. Zira kültürel yaşamı oldukça etkilediğini düşündüğüm "kollektif bilinçaltı" da ilgili toplumları böyle davranmaya itiyor olabilir.

En nihayetinde, insanoğlunun yaratılışında mevcut bulunan "kendinden olanla birlikte olma" güdüsü de "kendini güçlü hissetme" duygusu yaratır. Keza bu toplumların, başka başka yönetimler altında yaşadığını düşündüğün zaman, ister istemez aşağılık kompleksine veya bunun benzeri bir duyguya kapıldığını (bunu aşağılamak için söylemiyorum, özellikle Kürt veya başka ırka, ulusa vs. mensup arkadaşlar varsa alınmasınlar) ve bunu aşmak için de birlik ve beraberlik duygusunu daha iyi yaşayabileceklerini düşündükleri ulusal bağımsızlık mücadelesi vermelerinin altındaki mantığı daha iyi anlayabilirsin.
0
finsidigi
(20.09.17)
insanlar neden anasının babasının evinden ayrılıp ayrı eve çıkmak ister.
özgürlük için değil mi?
cevap: özgürlük
0
rentts
(20.09.17)
bağımsızlık istemek ayrı bir şey, azınlık olarak saygı duyulup orada olduğunun resmi kanallarca bilinmesini istemek ayrı bir şey diyerek başlamak isterim. bağımsızlık istemek için insanların mevcut durumda sağlıklı yaşam koşullarında yaşayamadığını düşünmesi lazım; kürtlerin durumu bu. katalanlar ise "biz kendi kendimize yetebiliyoruz, ispanya'ya ihtiyacımız yok" diye düşünüyor. hangisi daha önemli, hangisi daha haklı diye ayırmak pek akıl işi değil ancak bir toplumun buna karar verebilme seçeneğinin en azından onlara sunulması gerektiğini düşünüyorum.

ben kürt olmayan bir azınlık olarak anadilimi öğrenebilmek, anne ve baba tarafından yüzlerce yıldır süregelen gelenek ve görenekleri tamamen yaşayabilmek isterdim; bunun için bağımsızlık isteyebilirdim de. ama ben buraya yeni gelmişim, toprak benim değil; e halk içinde de ezilmiyorum? benim açımdan benim bağımsızlık istemem objektif olarak mantıksız. bahsettiğim konuda iyileştirmeler yapılması için, sesimi duyurmak için elimden geleni yaparım ama bağımsız bir devlet kurmak belki de tamamen yok olmama sebep olacak.

ama kürtler benden eski, türkler oraya gelmeden önce bile oradaydı(aşağı yukarı). onlar halk içinde ezildi, o yöre tamamen onların ayrıca. kendi evindesin ama istediğin gibi yaşayamıyorsun, istediğin gibi konuşamıyorsun bile. dahası bunları yapmak istediğini söylediğinde, kendi evini kendin çekip çevirmek istediğini söylediğinde yoğun şiddet görüp susturulmaya çalışıyorsun. bu da kısır döngü olarak devam ediyor, senin bağımsız olmak için daha çok nedenin oluyor.

işin siyasi boyutunu tabii ki es geçemem; bölgede güç elde etmek isteyen büyük oyuncuların planları olsun, sen o bölgede fiili devlet kuramamışken dışarıdan gelip büyük güç olmuş, kendi gayretiyle senin de topraklarına sahip olmuş bir devletin o toprağı kolayca teslim etmek istememesi olsun; bunların da farkındayım. ancak soru bu kısmı sorgulamıyor sanırım.

kürtlerin %90'ı bağımsız kürt devleti kurulmasını istemiyor diye düşünüyorum, en azından benim yukarıda düşündüğüm gibi objektif ve mantık açısından bakabilen bir kürt günümüz dünyasında bağımsız bir kürt devletinin toplumu için yeterli derecede güvenlik, sosyolojik ve ekonomik dengeyi sağlayamayacağını biliyor olmalı. ama kısır döngü dediğim konuya dönersek; insanları bir noktaya kadar baskı altında tutup insani olmayan yollarla onlara hükmetmeye kalkarsanız bir yerden sonra mantık da kalmaz objektiflik de; hayatta kalma içgüdüsü ağır basar ve bağımsız bir şekilde açlık yaşamayı şimdiki duruma tercih ederim der.
0
Bruce
(20.09.17)
azınlık oldugun için küfür yesen ayrımcılığa maruz kalsan ibadethanelerin kapatılsa işsiz kalsan işkence görsen bu soruyu sormana gerek kalmazdı.
0
eriksatie
(20.09.17)
katalanları bilmiyorum ancak kürtler için durum biraz farklı.

Yani ben mesela kürt olsaydım ya da laz olsaydım bağımsızlık istemezdim. FAKAT. burada anahtar nokta tam burası, fakat kısmı.

Şimdi ben batıda doğup batıda büyüdüm. sosyal ve kültürel olarak yani çevresel faktörlerin yanında ailesel olarak da o tür(kürtlerin yaşadıkları) hikayelere şahit olmadım. Yani mesela beyaz kürt düşün, çok varlıklı olsun benden daha iyi bir durumda daha güzel şartlarda dünyaya gelsin batıda. Ama illa sülalesinde birisi coğrafya sebebiyle doğuda bir zulüm hikayesi anlatmıştır, bu dinlemiştir. belki görmüştür, yaşamıştır. Yazları arkadaşlarıyla buluştuğunda yaşamıştır. Belki batı da kendi etnik kültürü aşağılanmıştır sırf konuşması yüzünden.

Çok geriye gitmeye gerek yok, ben üniversite okurken bazı örgütçü(ifade net) arkadaşlarım bana derlerdi ki; bizim tek türk arkadaşımız sensin sen onlar gibi değilsin. ben anlayamazdım yani, nasıl değilim. gerçek örnek, adamın abisi istanbulda okurken sırf konuştuğu türkçenin ağız farklılığı sebebiyle sınıf içinde horlanmış kız arkadaşına açılamamış ve o da diğer çocukları dövmüş kız daha da uzaklaşmış filan gibi yaşanmışlıkları vardı. daha önce de anlatmıştım, bir kısmını belki mecburiyetten köylerinden sürmüşler vatanlarından ayrı kalmışlar, haklı ya da haksız dövülmüşler anaları babaları bunların gözü önünde dövüşmüş bunlar onların gözü önünde dövülmüş filan. Anlatı bunlar.

mesela evde öğrendikleri kürtçeyi - dışarıda konuştuklarında ya susturuluyor ya tepki görüyor ya da rahatsız edici bakışlara mağruz kalıyorlarmış.

Bana dedikleri ifade aynen şuydu ilginçtir; sen nasıl ankarada büyüdün ya, hiç şeyyapmıyorsun (şeyyapmıyorsun dediği onları küçümsememem onlarla onlar gibi diyalog kurmam, onlardan korkmamam, hakir görmemem ya da onları üstün görmememdi. çünkü adam doğal ilişkiye hasret kalmış, yani sevildiğinde sevgisini gösteren kızdığında kızgınlığını gösteren, ona göre bir batılıyla daha önce rastlaşmamış)

adam bazı kelimeleri türkçe bilmiyor mesela trafik; bir yerden gelecekti geç kaldı. ben biraz senin yapacağın işi bilmem napayım diye üzerine gidince neden geç kaldığını anlatmak için yanında ki arkadaşına döndü ona birşey söyledi bu neydi diye o da ''trafik'' dedi, çok trafik vardı gelemedim demek istiyormuş ama adam bu kelimeyi de bilmiyor. bu çok olağan bir durumken normalde bundan dolayı yadırganıyorlarmış.

yani ne kadar beyaz kürt de olsa, akrabası tanıdığı ya da soydaşı bu durumları haklı ya da haksız yaşamış. Ve belki dışarıdan belki de kendiliğinden gelen bir sebeple bunları hep ''kürtlüğe'' bağlamış.

Adamlar belirli bir süre ''biz aslında varız'' kavgası vermişler; (bkz: kürt diye birşey var mıdır) adamların ırkı dili var mıdır yok mudur o tartışılmış.

Aklıma ay lav yu filminde ki ''tınne'' köyü geldi. ''biz sizce yokuz ama aslında varız''


yani bu adamlar belirli sebeplerle belirli yaşantıları olumlu/olumsuz kürt ve başka bir ırk arasında ki anlaşmazlığa bağlamışlar. Haklılar yahut değiller buna fikir yürütmüyorum. sadece bir durumu anlatıyorum.

işbu yüzden de kendi ülkeleri olursa kendi insanları kendi vatandaşlar kendi yöneticileri; sosyal ve kültürel olarak kendilerini daha iyi durumda daha güçlü daha adil hissedecekler.

Son örnek; mesela anlatırlar ki; ne mutlu türküm diyene sözü büyük önder Atatürk'ün bunu yazma amacıyla; onu vurgulayan insanların amacı arasında ki farklılıkları. Yani adam ne mutlu türküm diyene sözünün asıl amacını farketmemiş/farkedememiş ve oradaki türküm kelimesine takılmış ve onu söylemek istememiş olsun, dayak zoruyla kendilerine söyletildiğini ileri sürerler. Yani orada kastedilen türklük belki de kürtlüğü yok sayma, olmayabilir bu ülkede yaşayan herhangi bir ırkın kabullenmesi de olabilir hatta olmaya da bilir bu tartışıldı bu konuyu yeniden açacak değilim ancak, bu basit mesele de bile adam doğru ya da yanlış anlaşıldığını ifade edememiş uygulamalardan dolayı.
Bu bile bağımsızlık istemesine bir sebeptir zaten. çok uzağa gitmeye gerek yok.

Tabi tüm bunlar kesinlikle dış güçlerin işi onda şüphe yok.



not: bir önceki kürtlükle ilgili soruda yukarıda anlattıklarımın bir kısmını anlattım diye (bazı kürt arkadaşlarımın örgütçü olduğu birkaç eylem v.s gibi); okuduğunu anlayamayan zevat beni ırkçı kürt düşmanı troll diye tanımlamıştı. şimdi yine aynı zevat bu sefer de (okuduğunu anlayamayacağı için) kürtçü türk düşmanı ırkçı troll diye tanımlayabilir. Tanımlamasın demiyorum, zevatın zevatlığını vazgeçmesi beklentilerim arasında yok tanımlasın da; sonra eskiden de şöyle demiştin hacı denildiğinde utanmasın diye bi' hatırlatmak istedim. etiketlerken, fişlerken aklınızın yetmeyeceği konularda bu eylemi gerçekleştirmeden önce utanma duygunuzu kapatmanızı önermek için düşüyorum bu notu.
0
mete kudur
(20.09.17)
soru çok geniş. ama

-ekonomik olabilir. belçika'da flandre, italya'da kuzey bölgesi ekonomik açıdan daha güçlü. kişi italyan olsa da venedik'de yaşayıp yine de şehir devletine dönmek istiyor ya da kuzey belçikalı güneyin ekonomik yükünü çekmek istemiyor.

-tarihsel olabilir. ispanya'da katalanlar, türkiye'de kürtler orta çağ'dan beri o bölgenin parçası.

-siyasi olablir. kendi ülkesinde azınlık durumunda olmamak, ana dil, aynı kültürü paylaşan soydaşlarla birlikte yaşamak, kendi kültürünü tümüyle temsil edecek bir devletin parçası olmak, uluslararası siyasi sistemde tanınır olmak, kendi çıkarlarını temsil edecek insanları özgürce seçebilmek.

- sosyolojik nedenler olabilir. amerika'da teksaslı için teksas kimliği amerikalı kimliğinden önce geliyor. bir kürt için de kürt olmak türkiye vatandaşı olmaktan daha fazla anlam içeriyor olabilir vs.
0
sporty
(20.09.17)
(8)

2006 öncesi lise okumuş hatta anadolu-öğretmen ve fen lisesi okumuş olanlar

blue eyes white dragon
malum bu zamanlarda en popüler okullar bunlardı. hatta o zamanların anadolu liseleri bile şimdiki teog kılavuzlarında fark ediliyor. kalitelisi zaten belli oluyor ama en düşük puanlıları bile hala popüler gibi.ben kazanamadım lgs'yi yalan yok, gittim ilçemdeki-ilçemin adıyla anılan lisede okudum- k
malum bu zamanlarda en popüler okullar bunlardı. hatta o zamanların anadolu liseleri bile şimdiki teog kılavuzlarında fark ediliyor. kalitelisi zaten belli oluyor ama en düşük puanlıları bile hala popüler gibi.

ben kazanamadım lgs'yi yalan yok, gittim ilçemdeki-ilçemin adıyla anılan lisede okudum- kimse bize oğlum hayatını değiştirecek bir sınav bu demedi. ben de o zamanın en popüler kitabı olan kırmızı renkli tüm dersler kitabından sorular çözerdim. neyse işte. malum artık teog anneleri falan diye bir şeyler var. baya dert ediyor insanlar.

ben dert etmediğimden/ edemediğimden sizlere soruyorum. kazanan insanlar bilinçli olanlardır belki bilinçli olup kazanamayanlar da olabilir diye okumuş olanları soruyorum.
0
blue eyes white dragon
(20.09.17)
soru ne pampa ?

bilinçli olup olmamak mı ? ben 94 ilkokul 5. sınıf sonrası anadolu lisesine girdim o zamanlar sadece il merkezlerinde 1 tane anadolu lisesi vardı ve her şehirde yoktu . ben anadolunun küçük bir ilçesinde okuyordum .. mahrumiyet bölgesi hala da.

ankara istanbul izmir veya kendi şehrinde varsa orayı seçebiliyordun . bana sınavdan bir gün önce yarın sınava gireceksin dediler , sınav günü erken kalkıp 3.5 saat yol giderek sınava gittim girdim bunun dışında bir şey yapmadım .

fen lisesi için yalan yok son yıl bizi ücretsiz dersaneye aldılar . o zaman çalıştık dersane sınavları ile herkes kadar. bunun dışında öyle 3 5 yıl öncesi çalışma filan yoktu .. son yıl bile gidilirse sadece dersaneye gidilirdi ki onunda yarısından fazlası kahvede okey batak bilardo oynamakla geçmiştir. aylık sınavlara girip çıkardık..

hatta şöyle söyleyeyim yaşadığım şehirdeki fen lisesini değil de farklı bir şehirdeki fen lisesi kazandığım için gitmek istemedim okuduğum anadolu lisesi daha iyiydi ordan . sonra yaşadığım şehirdekine yedekten girmiştim .

stress filan hak getire , nerde itlik pustluk var onun peşinde koşuyorduk ..

okuduğum anadolu lisesinde 100 kişilik dönemin 60'i benimle birlikte aynı fen lisesine geldi . bu işler öyle çok süprizlerle olabilecek şeyler değil , anne babalar çok anlam yüklüyor günümüzde çocuklara . çocuk neyse zaten belli ediyor kendisini.

bahsettiğimiz şeyler türkçesi 5 çok zeki oğlumuz , ingilizceden hep pekiyi alıyo olayları değil .. bu kapasitedeki çocuklar için stres yada süprizlere pek yer yok .

o yüzden her yıl öss birincisi ile konuşma yapıldığında öyle çok çalışmadım günde 3 saat filan diye cevap veriyorlar..
0
kennym
(20.09.17)
soru ne anlayamadım.
0
sta
(20.09.17)
bu kadar stres altında mıydınız? günümüzde malum baya stres altında oldukları dile getiriliyor.

özür dilerim soruyu unutmuşum.
0
🌸blue eyes white dragon
(20.09.17)
1996-2000 anadolu, 2000-02 arası da fen lisesi okudum. açıkcası hiç öyle stres altında olmadım, belki de benim rahatlığımdan diyelim. ama o dönemde de öyle stres yapanlar vardı tabi ki
0
re noreno
(20.09.17)
ailemin bana kurduğu bir baskı yoktu, ben de rahat bir tip olduğum için stresten ölmedim ama ortada kazanılması gereken bir sınav olduğunun bilincindeydim. ama üniversite dönemindeki kadar bilinçli olduğumu söyleyemem, o kadar kassaydım daha iyi bir okulda okurdum. 8. sınıfta dershaneye gittim sadece, 7. sınıfta deneme testlerine başlamıştım. hiçbir zaman çok çalışkan olmadım ama yapmam gerekenleri yapan bir öğrenciydim, bu sebeple anadolu lisesi kazandım ama potansiyelimin altında kaldığımı söyleyebilirim. bunu nereden biliyorum, daha bilinçli bir halde hazırlandığım öss'de daha büyük bir atılım yaptım, lgs'ye hazırlanırken bu bilinçte olsaydım muhtemelen daha başarılı bir lisede okuyabilirdim.

burada ince bir çizgi var; çocuğu o yaşta strese sokmak vs. sınavın önemini iyice kavramasını sağlamak. bence çocuğun o yaşta bu kadar "farkında" olması, bunun için strese girmesi insani bir şey değil. tabii kimse keyfinden bu strese sokmuyor çocuğunu, zorunluluk hali var. belki de bunu çözmek lazım, yani liseler arasındaki farkları minimum düzeye indirmek lazım ki o çocuğun geleceğinin şekillenmesi bu kadar erken bir zamanda gerçekleşmesin. bu açıdan düz liselerin kaldırılıp hepsinin anadolu lisesi yapılmasını olumlu karşılamıştım(en basitinden haftalık ingilizce ders saatinin artması açısından faydalı) ama o standartların hepsi yeterince oturtulamadı.
0
Bruce
(20.09.17)
ben ondan biraz daha önce anadolu lisesini okudum ki, benim okuduğum dönemi de iyi dönemlerden sayamayız esasında; anadolu lisesi efsanelerinin son dönemiydi. dersler artık türkçe mi verilsin öss de türkçe soruluyor tartışmaları başlamıştı benim dönemimde.

Eskiden anadolu-fen liselerinde öğretmen olmak için sınav yapılıyormuş biz öyle duymuştuk ve en az 5 yıllık da öğretmen olmak gerekiyormuş. yani yeni öğretmen atamaları gerçekleşmez bu yüzden de tecrübeli eğitimcilerle çalışma fırsatınız olurdu. keza dersler ingilizce anlatıldığı için de ingilizce bilen öğretmenlerden (-ki tamamı öğretmenlik mezunu değildi, aksine odtü gibi okulların fizik bölümünü bitirmiş adam formasyonla öğretmen olup o anlatırdı fizik dersini misalen) oldukları için ufukları da biraz daha geniş oluyordu (dilin bakış açısına çok büyük bir katkısı var)

Ancak anadolu lisesi stresi ilkokul 3'de başlardı o zamanlar ailelerde. çünkü anadolu lisesi demek yekten iyi bir üniversite demekti. Bizim hocamızın anlattığı kendi hayatı misalen şöyleydi (bize o hatayı yapmayın diye anlattı)

demişti ki kendileri; ben okurken inşaat mühendisi olmak istiyordum, ancak bizim sınıf karar aldı hepimiz elektrik-elektronik mühendisi olalım ayrılmayalım diye, çocukluktan salaklık ettik bütün sınıf elektrik elektronik mühendisliğinde birleştik neredeyse, bizim için üniversite de lise gibi geçti (yani şöyle düşünün bu adam 12 yaşından itibaren sürekli bu heriflerle okumuş üniversite dahil; en az 13 yıl demek oluyor bu da; arkadaşlığı düşünün.)
sonra mezun olunca mesleğin bana göre olmadığını farkettim ve yapamadım beceremedim başarılı olamadım ve sevdiğim, seveceğimi düşündüğüm bu işi yapıyorum. siz de seveceğiniz işi yapın bu hayatta aileden bile daha önemli olan tek şey yapacağınız iş...

derdi, kendisinin bahsini ettiği elektrik elektronik mühendisliği odtü bu arada, keza ankara anadolu lisesi o zamanki mezun olduğu okul da. ve başarılı olamadığım iş dediği işten aldığı cep numarası bile ''lan acaba böyle bir numara var mıdır?'' diye aranan bir cep numarasıydı. yani başarılı olamadığı doğru değildi ancak mutlu olamadığı doğruydu.

bunu anlatma sebebin anadolu liselerinin eğitimleri benden daha önce yani bu senin bahsini ettiğin tarihten çok daha önce çok çok çok iyiymiş, sonra sözlük misali günden güne nesille birlikte bozmuş.

Ama bu iyilik fikri büyüklerimizden bize öyle empoze edildi ki; ben 3. sınıfta dershane denemesine girdiğimi çok net hatırlıyorum. ankara arı dershanesi. o zamanlar 3. sınıfta bile dershaneye gitmek için paranızın olması yetmez üstüne bir de dershane sınavını kazanmanız gerekiyordu. şimdinin robert koleji mantığı gibi.
0
mete kudur
(20.09.17)
Güzel bir ilimizin küçük bir ilçesinin parlak çocuklarındandım ortaokulda. Benim gibi olan kişilerin üstüne çok düşerlerdi. Annelerimiz bizden çok hırs yapıyorlardı. Benimki x bin soru çözdü, şu kadar net yapıyor filan. Çıldırmışlardı.

Ben hırs yapmazdım, ders dinleyip ödevleri yapardım. Buna rağmen hala bile o LGS'nin son 15 dakikası kadar stresli bir sınav anı yaşamadım. Önümde açık 2 sayfadaki bütün boşları aynı anda yapmaya çalıştım. İyice elim ayağıma dolaştı. Çok kötüydü benim için. Sonra o ilin fen lisesini kazandım. Meğer son 15 dakikaya kadar yaptıklarım yetiyormuş. Bir daha da sınavlarda stres yapmadım.

Bu arada o fen lisesine gitmedim. Liseye gitmişim ama fen lisesinde sadece sayısal alan olduğundan haberim yok. Bu kadar da şuursuzdum. Sayısal seçmemek için iyi bi Anadolu lisesine gittim. Sonra anamlar orda da sayısal seçtirdiler.
0
fallopian
(20.09.17)
94 anadolu lisesi
98 fen lisesi
stres faktörleri değişik. benim için burslu kazanmak dışında okuma seçeneği olmadığı için bende belli bir sorumluluk ve bi derece stres vardı. ilkokuldan itibaren bütün sınavlarda derece yaptım -giderek iyileşti derecem ama ilk 3e giremedim ÖSSde.
ama mesela ne özel ders aldım, (hep burslu okuduğum için dersanelere de hep ücretsiz gittim zaten değilse gidemezdim), ne yazın oturup ders çalıştım. 2 ayrı dersaneye gidenler filan vardı, çünkü birinin matematikçisi birinin fizikçisi iyiydi filan. ben o kadar sistemli bir öğrenci değildim (hatta bilkentin COPE sınavı için hazırlık kursu olduğunu sınava 15 gün kala öğrendim, zaten param yoktu ve cenazemiz vardı, hiç hazırlanamadan girdim- geçtim gerçi - ama baya hazırlanan vardı gel gelelim şimdiki gibi abartı replikler sanki sınava bir kendisi giriyormuş tripleri yoktu kimsede). annem ilkokul mezunu bir kadın, dua eder yemek yapardı :) hırs yapacak bir şeysi yoktu. çok şükür illa tıp/hukuk okuyacaksın demedi. istediğim bölümü okudum. şimdi veliler 7/24 çocuğun hayatında. annem benim okulumun önünden geçmemiştir ilkokuldan sonra. ilkokulda da aynı sokaktaydı okul, beslenmeyi evden getiriyordu küçük kardeşimle gezerekten yoksa yine ne yapsın kadın okulda? "mutlaka okunacak" mottosu vardı ama annem 1 gün olsun "kaç soru çözdün" dememiştir. zaten çalışkandım. annem kapı kapı gezmezdi, hep evdeydi, evde ne yaptığımızdan cam gibi %100 haberi vardı. sormasına gerek yoktu bal gibi her şeyi biliyordu zaten. babam annemden daha stresliydi o da maddi konulardan.
şimdiki gibi anksiyete bozuluğuyla ilaç yazdırıp mala bağlamış tipler de değildik. şımarık çocuk da azdı. vardı ama azdı- ve genelde daha yüksek sosyo ekonomik düzeylerden çocuklardı, fakirin çocuğunun depresyona girecek vakti olmuyordu zaar. eğitimim için tüm öğretmenlerine tekrar teşekkür ediyorum. çocuğum olsa da senede 50 bin lira versem benim aldığım eğitimi alamaz artık bu ülkede.
anadolu lisemiz baya güzeldi bizim, dereceli çok öğrenci vardı, bilinçli de çok kişi vardı ama stres yönetimi iyiydi kimse b.kunu çıkarmıyordu. ankarada fen lisesi ortamı stres bakımından daha kötüydü.
0
niye ama
(20.09.17)
(16)

ortalama bir erkek 30 yaşında ne kadar kazanıyor-kazanmış olmalı?

binder dandet
Sevgili materyalistler,Bekar-bekar olmayan ortalama bir erkek nelere sahip olmalıdır? how much nakit? araba mesela? ev?hamdi sanal, 30.5 yaşında mesela, (hafif erektil disfonskiyonu var, biraz fazla kilolu, whatsappında 2 tane kız var hamdiyle oynayan)2800 lira net maaşı var, 100 bin bankada , ev t
Sevgili materyalistler,


Bekar-bekar olmayan ortalama bir erkek nelere sahip olmalıdır? how much nakit? araba mesela? ev?


hamdi sanal, 30.5 yaşında mesela, (hafif erektil disfonskiyonu var, biraz fazla kilolu, whatsappında 2 tane kız var hamdiyle oynayan)

2800 lira net maaşı var, 100 bin bankada , ev taksidine girmeyi dusunuyor, ama yemıyor. ha birde arabası var 30 binlik.

Sizce hamdi normal bir otuzbuççuk yaşında adam mıdır materyalen?
0
binder dandet
(20.09.17)
hamdicim 30,5 yaşına kadar maaşın ortalama 2800 gibi olduysa 100bin iyi atmışsın bankaya. arabayı da almışsın.

hamdiye oynayan kızlar olaydan bağımsız.
0
eeb
(20.09.17)
eğitimi yoksa 0 denebilir. Bankada 1 trilyon olsa dahi.
0
passion rules the game
(20.09.17)
2800 maaşla 100 bin birikim ve 30 binlik arabayı nasıl yaptığını açıklarsa normale biraz yaklaşır ama hala çok normal değil daha çok çalışıp kariyer yapmalı. artık para kazanma zamanı gelmiş...
0
ie
(20.09.17)
hamdi maaşı az olan bir otuzbuçuk yaşında adamdır.

nereden bulup üzerine yattıysa o 100bin ile araba da afiyet olsundur.
0
cay koy geliyorum
(20.09.17)
malesef evli adam minimum 3000 kazanmalı, o da eşin de çalıştığını hesap edersek tabi
0
gazozailacatmauzmani
(20.09.17)
o maasla hamdi kendini oyuna diziye versin istanbuldaysa eger ankaradaysa komple evlenmesin
0
Take it away honey
(20.09.17)
hamdi o parayi o maasla biriktirmis olamaz. miras mi kaldi acaba hamdi'ye? biriktirmisse de ailesinin evinde yasiyor ve eve hic bir katkisi olmuyor diye dusunurum. demek ki hamdi kotu bir evlat. olay istanbul'da gecmiyorsa degerlendirmeler degisebilir tabi. hamdi kizlarin kendiyle oynadiklarini bile bile onlari watsapinda tutuyorsa ozguven problemi olabilir. silkelenip kendine gelmeli, kizlardan kurtulmali, arabayi satip bisiklet alip spora yazilip forma girmelidir. bu esnada biraz tembel olan bu kardesimiz isine de odaklanmali ve daha yuksek maasli bir is bulmaya calismalidir. gene de onemli olan materyalen nerede durdugu degil kendini nasil hissettigidir.
0
jimicik
(20.09.17)
Hamdi'nin maaşı az. Hamdi'ye miras falan kaldı herhalde bir yerden ama hazıra dağ dayanmaz. Hamdi evlenecekse en az aşağı yukarı kendisi kadar kazanan bir kadınla evlenmeli ki sıkıntı çekmesinler. Gerçi İstanbul'da yaşıyorlarsa o para da yetmez. Yani yeter de hep ucu ucuna yetiştirmeye çalışırlar, rahat bir yaşamları olmaz. Bu benim görüşüm.
0
i m cool with that
(20.09.17)
@herkeş

olm hamdiye niye bu kadar odaklandınız, kendi kıstaslarınızı söylesenize, hamdi garibanın teki ya :( vurmayın.
0
🌸binder dandet
(20.09.17)
hamdi kral adam bence, son durumda ki net maaşı 2800 lira olmasına rağmen 130bin lira yatırım yapmış olması hamdinin ne kadar şahane birisi olduğunu gösterir. yani hamdinin eğitim durumunu bilmesek de 24 yaşında mezun olmuş olsa, 6 yıllık profesyonel iş hayatının sonunda 2800 aldığını hesaba katarsak başlangıç maaşı ve geçen 6 yılda 130 bin birikim;

6x12=72
130000/72=1800

teknik olarak mümkün görünmüyor. Hamdi ya üniversiteyi okumadı, ya okurken çalıştı ya arada bir yerde farklı bir işten rant sağladı ya da en kötü ihtimal sahip olduğu bu birikim hamdinin kendi kazancı değil. karanlık bir adam da olabilir bu hamdi.


her ne olursa olsun, maddi gelirden bağımsız hamdi adamdır tabiki de.

edit: benim hayata bakış açım, konfordan ibaret. yani bir insan sadece konforu için çalışır diye düşünüyorum.
bu yüzden de ya sevdiği bir işi yapıp ihtiyaç önceliklerine göre mutlu olacak
ya da sevmediği bir işi yapıyorsa maddi olarak 45 yaşından sonra kendisi çalışmadan hayatını idame ettirebilecek durumda olacak (yatırım olabilir, kendi işi olabilir, birikim olabilir). Bunlar iyi senaryolar.



Ancak günümüz türkiyesinde ortalama olarak 30 yaşında bir adamın 3000+ geliri varsa(ki hamdinin bu düzeyde) ''yani'' diye niyelendirebilirim.
üstüne 1 tane arabası varsa ''eh işte'' diye nitelendiririm
Aylık gelirini 4500 bandına(hep bu kelimeyi kullanmak istemişimdir) çekmiş 30 yaşında bir adamsa ''normal'' olarak nitelendirirm.

6000 üstündeyse aylık geliri ''iyi'' olarak nitelendiririm.

Bu bahsini ettiklerim de kötü senaryolar.
0
mete kudur
(20.09.17)
Hamdi o maasla o parayi iyi biriktirmis. Kendi sartlari içerisinde iyi performans gostermis Hamdi. Gayet iyi.
0
stavro
(20.09.17)
Ben erektil disfonksiyona takildim. 2800 tl maas seni kurtarmaz Hamdi.
0
balpolen
(20.09.17)
hamdi rüşvet falan alıyor herhalde.

100 bine büyük şehirlerde düzgün bir ev alamaz, 2800 lira maaşa da ev taksitlerini ödeyemez.

bence spora yazılsın.
0
kayranin kedisi
(20.09.17)
ben hamdi olsaydım istanbulda o para yetmezdi.
başka her şehirde yeter diye düşünüyorum
bankada yüz bin iyi para
ama istanbulda devede kulak kalır
araba 30 binlik her yerde iyidir
kızlardan birini seç yuva kur hamdi yoksa senden bi bok olmaz. 3-5 sene sonra göt göbek birbirine karışacak derdim kendime. kim alacak seni o saatten sonra.
di mi hamdi ?

arkadaşlar hiçbiriniz istanbul dışına çıkmamış galiba
kocaelide yaşıyorum. sadece maaş ile 2 ev aldım. bugün nakit değeri totalde 220-230 bin tl
türkiye istanbuldan ibaret değil.
hamdi iyidir
sevin hamdiyi
0
bana her yer cehennem
(20.09.17)
midem bulandı bu ne biçim soru
0
eksimeksi
(20.09.17)
Bir de hamdi o maasla ev taksidi odeyemez kolay kolay +1. Hamdi bence arsa alsin. Birkac yil sonra ev alabilir bu sayede.
0
stavro
(21.09.17)
(11)

Şehir hayatını bırakıp gidenler / örnek hikayeler

orient blue
Arkadaşlar şehir hayatını, masa başı işini, kariyerini terk eden insanların hikayelerini arıyorum. Kendi işini kuran olur, gezgin olan, sponsorlarla yaşayan olur, kitap yazan olur, tarhana yapıp satan olur, aklınıza ne gelirse.Hikayesini oku diyebileceğiniz kişi(ler) var mı? Yabancılara ait örnekler
Arkadaşlar şehir hayatını, masa başı işini, kariyerini terk eden insanların hikayelerini arıyorum. Kendi işini kuran olur, gezgin olan, sponsorlarla yaşayan olur, kitap yazan olur, tarhana yapıp satan olur, aklınıza ne gelirse.

Hikayesini oku diyebileceğiniz kişi(ler) var mı? Yabancılara ait örnekler de olur elbette ama önceliğim yerli olması.

Tikler sabaha.
0
orient blue
(19.09.17)
şu kız var; youtu.be

bir de sayılır mı bilmiyorum ama şu var youtu.be
0
mete kudur
(19.09.17)
Emre ertegün'ün sürecin başından beri deneyimlerini paylaştığı bir blogu var icimdensohbetler.blogspot.com.tr ve "yeniye doğru" kitabı var www.yeryuzudernegi.org

Geçenlerde (bkz: Can Kazaz) da böyle birşey yaptığını anlatmıştı şurada twitter.com

Belki ileride daha çok paylaşır deneyimlerini
0
freebird5406_2
(19.09.17)
Bunlar da geldi aklıma

youtu.be
youtu.be
0
freebird5406_2
(19.09.17)
duymayan kaldı mı bilmiyorum ama sözlükten immanuel tolstoyevski elbette. amarigalardan istifa etti de nepal'de tezek kardı adam.

nick'inden veya fularsizentellik.com dan ulaşabilirsin.
hatta seni direkt ilgilendiren yazı dizisini vereyim: fularsizentellik.com
0
kisa bisey olsun istemistim
(19.09.17)
Köy bağ bahçe ayağından bi örnek olarak Meyvelitepe blog adresine bakabilirsin. Verdiği bağlantılarla diğer örneklere ulaşmak mümkün.
Permakültür araması epeyce örneğe ulaştırır.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(19.09.17)
Süpersiniz teşekkürler :)
0
🌸orient blue
(19.09.17)
ozan önen var.
0
kayranin kedisi
(19.09.17)
trt belgeselde bu konuyla ilgili bir program vardi ismini hatirlayamadim. youtube'u biraz kurcalayin belki yuklemislerdir.
0
tabudeviren
(19.09.17)
ben instagram'dan bu tarzda birçok insan takip ediyorum. çok beğendiklerimin bloglarını da takip ediyorum.

kutupayısı mağazası'nın "ayı gibi gez" takımı var. bu takımda kutupayısı sponsorluğunda dünyayı/ülkeyi gezen insanlar bulunuyor. benim favorilerim;

biz evde yokuz: www.bizevdeyokuz.com
melcan on the road: melcanontheroad.com
tek basina da olur: www.tekbasinadaolur.com

özellikle biz evde yokuz'un yola çıkma hikayesini okumuştum, tam aradığın şey. diğerlerinin hikayelerini tam bilmiyorum ama onlar da muhtemelen böyle başlamışlardır.

@kisa bisey olsun istemistim, sana da çok teşekkür ederim buradan. paylaştığın blog'tan haberim yoktu ve bayıldım.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(19.09.17)
Elinize sağlık harika oldu bunlar. Okuyacak bir sürü hikaye birikti :) daha varsa memnuniyetle alırım tavsiyeleri.
0
🌸orient blue
(19.09.17)
irem çağıl var. instagram'dan paylaşıyor köy yaşamını. reportare.com

yakın zamanda güney'e yerleşen müzisyenlerle de bir yazı disizi yapılmıştı. www.redbull.com

Facebook'tan Alakır Nehri Kardeşliği'ni de takip edebilirsin.
0
kaset
(19.09.17)
(9)

Bir Gencin Kaderini Değiştirmek...

3 oda 1 salon
Merhaba duyuru ahalisi. Biliyorum başlık çok kışkırtıcı oldu. Bu yüzden özür diliyorum. Genç bir kızımız var. daha 17 yaşında, lise son sınıf öğrencisi. bu kızımızın ailesinin durumu kötü, babası bir kaç iş birden yapıp iki çocuğunu okutmaya çalışıyor. Yaşadığı muhit de uyuşturucunun, itin kopuğun y
Merhaba duyuru ahalisi.

Biliyorum başlık çok kışkırtıcı oldu. Bu yüzden özür diliyorum.

Genç bir kızımız var. daha 17 yaşında, lise son sınıf öğrencisi. bu kızımızın ailesinin durumu kötü, babası bir kaç iş birden yapıp iki çocuğunu okutmaya çalışıyor. Yaşadığı muhit de uyuşturucunun, itin kopuğun yuvası olmuş bir mahalle.

Ben bu kızı geçen sene tanıdım. O günden beri de elimden geldiğince yardım etmeye çalışıyorum.

Tanıdığımda sanatla iç içe bir hayat kurmak gibi bir dert edinmişti kendisine. Şimdi de Boğaziçi Sosyoloji'yi hedefliyor.

Açıkçası tek başına çırpınması üzüyor beni. Sanki yardım edemiyormuşum gibi hissediyorum.

Çevresinde öneri alabileceği kimsesi de yok.

İlber Ortaylı'yı, Celal Şengör'ü falan dinliyor sürekli.

Onların söylediği gibi, klasik müzik, dünya edebiyatı, felsefe ve sanata eğilmek istiyor ama ne okumalı, nereden başlamalı bunu ben de o da bilmiyoruz.

Bu konuda önerileriniz var mı? Neler tavsiye edebiliriz bu kızımıza?
0
3 oda 1 salon
(19.09.17)
Sevmekten başlamalı. Sevmeli bu dalları. Sevebilmek içinse tanımalı, her biri birer evren olan bu dallara küçük adımlar atmalı, tümdengelim yordamıyla derinleşmeli. Hemen olmaz tabii ama önce sevmeli, sevmek için merak edip tanımaya çalışmalı...
0
yaren
(19.09.17)
İngilizce bilmiyorsa onu öğrensin, İngilizcesiz hepsi boş.
0
i was made for you
(19.09.17)
herşeyden önce dil öğrenmesi gerekiyor ama bunu üniversiteye de bırakabilir, özellikle boğaziçi olursa orada daha fazla imkanla dili öğrenebilir. şu anda sadece üniversite sınavına hazırlanması gerekiyor, başarabilirse meslek edinebileceği bir alanda eğitimini alsın bu hem ilerisi için iyi olacak hem de okurken burs bulmasını kolaylaştıracak. Ve malesef hayat şartları acımasız olduğundan ileride annesine babasına kardeşine yardım etmesi de gerekecek.

bunun yanında üniversite sınavını atlattıktan sonra da sistemli okumalı, esasında bi' mentör şart. bunu okulda bulabilir diye tahmin ediyorum. Şimdi öncelikle ve sadece üniversite sınavına hazırlansın onun dışında hiçbirşey yapmasın. üniversite yeni ve bambaşka bir dünya olabilir onun için. Oraya bir girsin, planlamayı oradan sonra yaparsınız.

Sanat felsefe ve müzik konusunda entelektüel çalışma yapmak çok daha kolaylaşacak o zaman.
0
mete kudur
(19.09.17)
kitap okumak her zaman çok eğlenceli bir olay olmayabilir, beyin buna kendini alıştırmalı.

vasconselos'un efsane üçlüsü var: şeker portakalı - (devamı) güneşi uyandıralım - (devamı) delifişek - bu kitaplar duygusal olarak bi' bağ kurmaya başlar ve kitap okumayı daha çekici hale getirir.

kürk mantolu madonna - sabahattin ali: üsttekinin yerli ve romantik versiyonu olarak düşün. yalnız bu kitaptan sonra dikkat et lütfen; ayşe kulin fangirl olmasın.

yaban/ankara - yakup kadri karaosmanoğlu: yalın dil, yerli hikaye. giriş seviyesinin bi' üstü.

ha diyorsan ki kız zaten aktif olarak okuyor, direkt latin amerika yazarlarına eğilebilir. borges, coelho; daha komplike bi' şeyler istiyorsa marquez. biraz daha spesifik olursan ufaktan bi' program hazırlamış olayım. rus edebiyatından uzak durun ama, iyi olabilir ama ağdalı ve eski.

klasik müzik de rus edebiyatı gibi. müzikal dehaya saygı var tamam da, bazen o kadar da kafa kaldırmıyor (klasik rock olsa anlaşırız da) ya da benim hala kendimi geliştirmem gereken alanlar var. yine de klasik müzik olacaksa, gustavo dudamel ile bu aralar iyice revaçta olan arvo part olabilebilir.

felsefe bi' usta-çırak ilişkisi sonucunda gelişebilir açıkçası - bi' de eminim duyuruda felsefeci ya da felsefe meraklısı vardır; pas geçiyorum.

sanat olarak resim, heykel, festival filmleri etc. gibi şeylerden bahsediyorsun sanırım. o alışkanlığı edinmek çok zor; anca yirmili yaşlarında bi' şeyler yapmaya başlayabilir açıkçası. ama izlerim diyorsa "lullaby for pi" ısınma turu için başarılı olabilir - gerisini ustaları şaapsın.
0
bilinmez bir yazar
(19.09.17)
boğaziçi istediği her şeyi verir. şimdi sınav dışında bir şeye çalışmasın.
0
güneyli çocuk
(19.09.17)
Bence de naapın edin sınava çalışmasına yardımcı olun. İstanbuldaysa arada bogazicine falan götürün motivasyon babında. Ya da götürün celal şengörle tanışsın falan ne biliyim. Ama sınav tek yol ve sınavla ilgili eksik ya da sizin çözemediğiniz biseyler varsa onları da burada paylaşabilirsiniz. Belki elimizden birşey gelir
0
klar
(19.09.17)
evet günde 18 saat ders çalışsın; geri kalan vaktinde uyusun, arkadaşlara katılıyorum. böylece psikolojisini de bozar iyice, boğaziçi'ni kazanamazsa kendini tamamen başarısız olarak tanımlar - mis.

sosyoloji hakkında ne biliyor? bence bilmiyor pek bi' şey. hedef güzeldir ama kızın kendini geliştirmek istediğinden bahsetmişsin, bir takım güç merkezleri sadece kendilerinden olanlar ile dolduruyor ülkenin en yüksek puanlı bölümlerini. boğaziçi sosyoloji diyorsun, 11 yaşından beri özel dersle büyüyen binlerce çocuk var. senin kız sözelden ilk 100'e girebilecekse tamam, üstte denilen her şeyi yapsın. lakin yirmi birinci yüzyılda çok çalışan değil, doğru zamanda doğru yerde olan kazanır - yani hangi üniversitenin hangi bölümü olduğu çok da mühim değil.
0
bilinmez bir yazar
(19.09.17)
@bilinmez bir yazar ne ilk yüzü allasen?
0
klar
(19.09.17)
çok çok haklısın; benim hatam, ilk 2460'a girmeli. ilk 100'e girmek ile ilk 2460'a girmek arasında koskoca iki-üç net fark var yanılmıyorsam.

ana fikri çok fena kaçırıyorsun, farkında mısın?
0
bilinmez bir yazar
(19.09.17)
(5)

orta sınıf eğitimli kürt insanlar

lucky strike
ben acaba kendi dar çevremden baktığım için mi bazı konularda genelleme veya çıkarım yaparken yanılıyorumdur diye sormak istedim. başlıktaki tanıma girdiğini düşündüğünüz insanlar (veya siz de olabilirsiniz bu tabi) ne yapıyorlar? yani politik görüşleri nedir? bulunduğunuz şehirde nerelerde yoğun b
ben acaba kendi dar çevremden baktığım için mi bazı konularda genelleme veya çıkarım yaparken yanılıyorumdur diye sormak istedim. başlıktaki tanıma girdiğini düşündüğünüz insanlar (veya siz de olabilirsiniz bu tabi) ne yapıyorlar? yani politik görüşleri nedir? bulunduğunuz şehirde nerelerde yoğun bulunurlar. (şehrin hangi mahallesinde, solcu/molcu barlara mı takılırlar mesela genelde?) örgütlüler mi? çevreleri nasıl insanlardan oluşur? ne yerler ne içerler? aşk meşk işlerinden veya işten güçten kafayı kaldırabildikleri boş vakitlerinde ne yaparlar?

sizin tanışık olduklarınız hakkındaki (veya sizin kendiniz hakkında da olabilir) yorumlarınızı, okumlamalarınızı duymak isterim vaktiniz varsa. bana özelden de yazabilirsiniz isterseniz.

çok teşekkürler.

not: orta sınıf ve eğitimli kelimelerinden herkesin anladığı aynı şey olmayabilir, siz nasıl kategorize ediyorsanız kabulüm.
ben orta sınıf derken basitçe hanereisi veya kendisi, çok zengin olmayan ancak asgari yaşam standartlarının üzerinde yaşayan insanları; eğitimli derken üniversite okuyan veya üniversite mezunu, sosyal olaylara az çok ilgili, bazı niteliksel konularda kendini geliştirmiş veya bu gelişime açık insanları kastediyorum.
0
lucky strike
(19.09.17)
benim çevremdekiler ya örgütçü ya da liberal.

Ama örgütçü diyince aklınıza zozan arkadaş gibi insanlar gelmesin; açlık derecesinde okuyor bu adamlar/kadınlar , delirmişcesine. Ben kendimi birşey zannederdim ki normalde fena değilimdir ama bu arkadaşları görünce ilk başta inanamadım. Zaten bunlar bir de dücane cündioğlu benim bu konuda çok ilgimi çekmişti. Delirmiş gibi okuyorlar.

Ve kendilerine anlatılan kültürel coğrafyadan dolayı da çok zengin bir sanat/tarih bilgileri var. Bunu da okuyarak geliştirmişler. Sen mesela iran hakkında bir sav geliştiriyorsun adam zamanında kaçakcılık yaparken oraya gitmiş, o toprağı halkı görmüş oluyor. Sen türk siyasetini anlatıyorsun adam o jopun tadına bakmış anasını gözünün önünde dövmüşler bunu anasının gözünün önünde dövmüşler köylerinden göçe zorlanmışlar, öyle ki örgütün kurduğu mahkemelerin daha adaletli olduğunu savunur hale gelmişler.

Örgütün de hatalarını kabul ediyorlar, şiddet konusunda çok değişik bir yaklaşımları var. Bir de şiire çok meraklılar özellikle dindar olanlarında daha da yoğun gördüm.

Bunun dışında da ne olursa olsun bölüşmeye alıştıklarından birbirlerini çok tutuyorlar ve meslektede hızlı yükselip iyi paralar kazanıyorlar. Çok kalabalıklar zaten aile olarak da arkadaş olarak da fakat türklere biraz önyargılı davranıyorlar, hep bi' mağdurluk güdüyorlar.

böyle.
0
mete kudur
(19.09.17)
Ğstad afedersin ama bu nasıl soru ya?

Normal insanlar işte. Burda verilecek cevaplar da hep şahsi olur. Anket şirketlerinin bu tarz çalışmaları olabilir ama
0
paintov
(19.09.17)
@paintov, ben sizin tanıdıklarınız arasından gördüklerinizi aktarmanızı rica ettim zaten, sorum bu yönde. anket şirketleri de yapabilir ama yapmıyorlar işte. burda bir avuç fikrine değer verilecek insanlarız. 3-5 kişi kendi genellemesini yapsa hangimiz yanılıyoruz, hangimiz nasıl bakıyoruz az çok fikir sahibi olabilirim diye sordum.
0
🌸lucky strike
(19.09.17)
Anket şirketleri bu tarz çalışmaları yapıyorlar hayata bakış açıları, dini, siyasi vs. Parayla satıyorlar tabiki

Bunlar ölçülebilecek veya fikir sahibi olunabilecek konular. Boş vakitlerinde ne yapıyorlar gibi bir soru çok absürt. Normal vatandaşlar bunlar. Yan komşun da bir kürt olabilir veya mesai arkadaşın da.

Kaçakçılık yapıyorlar, hep mağdurlar vs ırkçı ifadeler bunlar
0
paintov
(19.09.17)
valla senin dar çevreni bilmem ama benim gözlemlediğim 2 gözü 1 ağzı var, işte nefes alıyorlar gibi özelliklerini geçersek, yoğunlukla sol görüş oluyorlar. Okuyan, tartışabilen, oturup konuşmayı sevdiğim insanlar genelde.
0
lcha
(19.09.17)
(7)

görüyorum ve baritonlaştırıyorum (ses ifşası?)

bilinmez bir yazar
bu var bi: https://vocaroo.com/i/s0Q51D4KCt8Vbonus: bunu da dekolte veriyormuşum gibi düşünün: https://vocaroo.com/i/s1QfT75eiGKogereksiz bonus (ucuz siyasi şaka içerir): https://vocaroo.com/i/s0XaAiQ34yqmnormal ifşada o "sakal olmamış" diyen gelsin, bi' şey konuşacağız.ps: bi' aklıvvel gelmeden; dü
bu var bi: vocaroo.com

bonus: bunu da dekolte veriyormuşum gibi düşünün: vocaroo.com

gereksiz bonus (ucuz siyasi şaka içerir): vocaroo.com

normal ifşada o "sakal olmamış" diyen gelsin, bi' şey konuşacağız.

ps: bi' aklıvvel gelmeden; düşüyor.

edit: bunu da ajans sahibi falan çıkarsa diye bırakıyorum böyle. radyo siyosu varsa ona da bi' şeyler ayarlarız - duruyor bazı bazı kayıtlar: soundcloud.com
0
bilinmez bir yazar
(19.09.17)
umarım ağız şapırtısıdır o :(
0
Bruce
(19.09.17)
Seslerin 3'ünü de dinledim ve bence siz bir tek kişisiniz. :( Hepsi aynıydı bence bugünkü seslerin.
0
ms brownstone
(19.09.17)
Benim gibi ses fetişi olanlar (böyle bir şey olduğundan emin değilim anladınız işte) için harika bir ses :)
0
eksi sozlugun tatli insani
(19.09.17)
Başarılı olmuş sana puanım 9 kanka
0
hafif zehir
(19.09.17)
Radyoda duysam, gözümün önüne sararmış bıyıklı, yaşı geçkin bir solcu gelirdi. Beş pekiyi.
0
inawen
(19.09.17)
gerçekten iyiymiş.
0
mete kudur
(19.09.17)
abi aksanı düzeltsen gayet on numara ses. şap şap ve gereksiz kaymalar çok şey olmuş. şey işte.
0
eeb
(19.09.17)
(10)

Askerde verilen botlar dışarda satılır mı?

ekaterina
Bu botlardan almamız lazım ama birebir aynı olmalı, markası bile aynı olacak. Onat markaymış, bulunur mu sizce? Teşekkürler.
Bu botlardan almamız lazım ama birebir aynı olmalı, markası bile aynı olacak. Onat markaymış, bulunur mu sizce? Teşekkürler.
0
ekaterina
(18.09.17)
bulunur, ankarada çarşısı filan var oralarda da vardır kesin.
0
mete kudur
(18.09.17)
www.sahibinden.com

surda varlar, markalari onat mi bilmiyorum ama asker botu demisler.
0
fakyoras
(18.09.17)
çalındı mı? yoksa çok beğendik alıp giymek mi istiyoruz?

genelde rütbelilerin giydiği yds botlar vardır onlardan alsın giysin. çalındı ve birliğe giderken yeniden alacaksanız illaha da aynı olmasına gerek yok sonuçta.
0
blue eyes white dragon
(18.09.17)
Sahibindende kesin vardır hep çalıyordu erler. Onat oldugundan emin misiniz üç sene önce yaptım markası YDS idi. Gerçi değişmiş olabilir.
0
goodz
(18.09.17)
@blue eyes yok çalınmamış da, kalıplar dar numaran bu demişler ama aşırı bol oluyormuş. Ya başkasınınkini alacak ya yenisini bulacağız.

@goodz yds'yi bırakmışlar sanırım, onatmış.
0
🌸ekaterina
(18.09.17)
aynısı olmak zorunda değil. şekli benzesin yeter. askeriyede şekil önemlidir.
0
blue eyes white dragon
(18.09.17)
örsel kardeşim www.orselkundura.com
0
Delay Fuze
(18.09.17)
Marka yds olmali .
0
opitseri
(18.09.17)
numaraya göre marka değişir. örsel ya da onat olabilir. bölük astsubayına ağlasın o ayarlar bir tane.
0
tosunpasa
(18.09.17)
yeşil kundura yıllardır satıyor.
0
Tears of Devil
(18.09.17)
(7)

Çimento ile rampa yapmak

6 yasimdan beri metal dinliyorum
Selam,Vereceğim fotoda yapmışlar bir şekilde. Dünyanın en beceriksiz insanı nasıl yapar bu rampayı?Yardım lütfen. Motosiklet indirip çıkaracağım.
Selam,

Vereceğim fotoda yapmışlar bir şekilde. Dünyanın en beceriksiz insanı nasıl yapar bu rampayı?

Yardım lütfen. Motosiklet indirip çıkaracağım.
0
6 yasimdan beri metal dinliyorum
(18.09.17)
hizliresim.com

Foto vermemişim.
0
🌸6 yasimdan beri metal dinliyorum
(18.09.17)
şimdi anlatacaklarım tamamen uydurma olacak;

rampayı çimentoyla yapmıyor, rampayı taşlarla yapıp çimento ile yükseklik farklarına düzgün eğitim veriyor sadece.

sende eğer altına destekleyici; bir iskelet sistemi kurarsan gerisi kolay. çimento su kum'la harç yapıp üstüne sıvayacaksın. Yalnız berim merak ettiğim o çimentonun dayanımı motoru kaldırırmı, içine acaba eğim düzlemi boyunca demir mi yatırsan.
öyle daha iyi olur sanki.
0
mete kudur
(18.09.17)
Marangozdan üçgen tahta kestir, üstüne ver çoşkuyu
0
hasmetizm 2046
(18.09.17)
bu tarz saçlarda var:

www.google.com.tr
0
cirkinkizyokturazvotkavardir
(18.09.17)
Tahtadan kalıp yapın. Tabanını taşla doldurup, üstüne de çimento dökerek yapılabilir.
0
reactionic
(18.09.17)
rampayı nereye yapacaksın bir de oranın fotoğrafını görelim ona göre çözüm sunarız

not: inşaat mühendisi
0
argent dawn
(18.09.17)
Ytong ile temel yapılamaz mı? Çatıda boş duran birkaç ytong var?

Fotoğraf yarın atabilirim, 20-30 cmlik bir yükseklik benimki, fotodakinden çok çok kısa.
0
🌸6 yasimdan beri metal dinliyorum
(18.09.17)
(4)

bu gss olayı nedir Allah aşkına?

c1b2k3
25 yaşımı bitirdim. hala öğrenciyim. bizim firmada çalışıyor gözüküyordum ama daha fazla prim ödememek için işten çıkardık gösterdik beni. şimdi de ayda 50 lira falan ödemem lazımmış sanırım(9 ay önce bitti 25 yaşım). ama e-devlet'ten bi türlü bir borç falan bulamadım hakkımda. hiç de ne bir yere b
25 yaşımı bitirdim. hala öğrenciyim. bizim firmada çalışıyor gözüküyordum ama daha fazla prim ödememek için işten çıkardık gösterdik beni.

şimdi de ayda 50 lira falan ödemem lazımmış sanırım(9 ay önce bitti 25 yaşım). ama e-devlet'ten bi türlü bir borç falan bulamadım hakkımda. hiç de ne bir yere başvuru yaptım ne de ödeme.

bunu nereden basitçe öğrenebilir ve ödeme vs. yapabilirim?

bu durumları böyle güzelce açıklayan bir şey yok mudur?

muhasebeye gitsem hallederler mi?
0
c1b2k3
(18.09.17)
eğer sgk'n yeni bittiyse bir ödeme çıkmaz, 100 gün boyunca gss işlemez, 100. gün sonunda başlar gss işlemeye. aylık da 59 lira idi sanırsam.
0
hosein
(18.09.17)
bağlı bulunduğun sgkya gideceksin. muhasebenin işi değil.
0
elorelia
(18.09.17)
hüseyin doğru söylüyor. sigortalı olduğun döneme göre değişmek üzere, işten ayrıldığında(yani senin içinde bulunduğun durum) belirli bir süre sağlık sigortan devam ediyor. O bittiğinde çıkacak olan ödeme durumunu e-devlette görebleceksin zaten. Sonrası çıkan meblağaya göre dilersen gelir testi filan yaptırıyorsun.

Yani şimdilik telaş edeceğin bir durum yok, ödemen çıktığında e-devletten görürsün ama sgk yakınsa bi' uğrayıp ne zaman çıkacağını da sorabilirsin.
0
mete kudur
(18.09.17)
gelir testi olayı bitti, herkese aynı ücret(57-58 tl civarı). sadece gelir belirlenen limitlerden düşükse hiç ödemiyorsun o kadar.
0
cemiyetin ünlü siması
(18.09.17)
(4)

Online ne satsak kazandırır?

kompisko
Kardesim internetten bir seyler satarak kazanc elde etmek pesinde. Ben de ona gerekirse web sitesi ve seo konularinda destek olacağım. Ben erotik shop işini yapmasini oneriyorum ama sizin bir tavsiyeniz olur mu? Cin'den getirip satma konusuna karşıyım artık ayaga düştü bunun disinda ne oneriniz olab
Kardesim internetten bir seyler satarak kazanc elde etmek pesinde. Ben de ona gerekirse web sitesi ve seo konularinda destek olacağım. Ben erotik shop işini yapmasini oneriyorum ama sizin bir tavsiyeniz olur mu? Cin'den getirip satma konusuna karşıyım artık ayaga düştü bunun disinda ne oneriniz olabilir?
0
kompisko
(18.09.17)
online satışlarda mesele ne sattığınız değil, müşteri potansiyelini siteye çekip güvenilir intibası oluşturabilmekte. yoksa adamlar televizyondan plastik bıçakların elektrikli testerelerin çakmasını bile satıyorlar.

Bunun dışında bu geek ürünlerini getirtip az karla satabilirsiniz, erotik ürünler de mantıklı, saat getirip satabilirsiniz bence
0
mete kudur
(18.09.17)
istoçu gezmenizi öneririm.
0
binder dandet
(18.09.17)
80 150 tl arasi bay bayan saat satarsaniz basarili olursunuz.web sayfasi falan da gereksiz bence.gitti gidiyor n11 ve instagram yeterli. Web sayfasinin reklamina harcayacaginiz enerjiyi instagramda cok kolay takipci kasarak harcayin daha hizli sonuc alirsiniz
0
a summer day
(18.09.17)
gumrukten 15'er 4-5 tane urun gecirebilecek altyapiniz varsa erotik shop isine birlikte girelim, benim de zamaninda uzerine dusunup arastirdigim yaptigim bi konuydu.
0
hjarteblod
(18.09.17)
(10)

Ankaralılar - Otobüs mü? Uçak mı?

mutekebbir
Merhabalar,Gidiş dönüş olayımı kavrayana kadar sık sık rahatsız edeceğim sizleri.Şimdi;Yakın zamanda Ankara'ya gidip birkaç gün kalmayı planlıyorum. Bu yolculuğu olabildiğince hızlı ve basit halletmem gerekiyor.Hem vaktim az hem de tam bir adres özürlüyüm, bilmediğim yerlerde kaybolmak istemiyorum.O
Merhabalar,
Gidiş dönüş olayımı kavrayana kadar sık sık rahatsız edeceğim sizleri.

Şimdi;

Yakın zamanda Ankara'ya gidip birkaç gün kalmayı planlıyorum. Bu yolculuğu olabildiğince hızlı ve basit halletmem gerekiyor.
Hem vaktim az hem de tam bir adres özürlüyüm, bilmediğim yerlerde kaybolmak istemiyorum.

Orada Beytepe Kampüsünün konuk evinde kalacağım geceliği 80 TL imiş gayet uygun göründü, daha iyi fiyata güvenilir ve iyi bir yer bulabilir miyim pek emin değilim bu yüzden orada kalmayı düşünüyorum.

Diyorlar ki Havaalanı gideceğin yere ters, yolda çok zorlanırsın kazandığın vaktin bi anlamı kalmaz.
Otobüsle gidersen daha kolay gidersin.
Bunu diyenler de şehir hakkında çok bilgi sahibi olmadıkları için güvenemedim.
Ben zaten bilmiyorum.

Ne yapılabilir bu konuda?
Ankara'ya varır varmaz gideceğim yer Çankaya/Beytepe
Hangi ulaşım aracını kullanırsam daha iyi olur?


Teşekkürler.
0
mutekebbir
(18.09.17)
otobüs.
aşti de inip metro ile beytepeye gidebilirsiniz (m2 metro hattı)
www.tatilana.com
haritada söğütözü geçen diye duraktan binmeniz lazım.
0
interview with the vampire
(18.09.17)
ankara istabul arası otobüsle 7 saat yahu. sırf yedi saat otobüsle tıkılı kalmamak için bile uçak tercih edilir. evet gideceğin yer alana ters olabilir ama süre ve kolaylık açısından uçak tabiki daha mantıklı.
0
elorelia
(18.09.17)
@elorelia; Evet benim derdim de o aslında. Uçak hem yolda geçen zaman hem de fiyat olarak otobüsten daha uyguna geliyor.
Fakat orada da sıkıntı yaşamak istemiyorum çünkü hiç bilmediğim bir yer.

Acaba bu gidişimde gidiş ve dönüşte farklı ulaşım araçları kullanıp denesem de sonraki gidişlerimde onu mu uygulasam?

Önümüzdeki yıllarda sık sık Ankara'ya gitmem gerekecek çünkü en azından yılda iki kere gibi görünüyor şimdilik.

Öyle mi yapsam bu sefer bilemedim.
Mesela; Gidiş: Otobüs Dönüş:Uçak ya da tam tersi.
Mantıklı olur mu acaba?
0
🌸mutekebbir
(18.09.17)
Net uçak. Uğraşma otobüsle.
0
mor oje
(18.09.17)
sen nerdesin ki ya? istanbul'daysan tren de bir secenek. otobus 6.5 saat o da trafik yoksa. akil kari degil. ucak bi saat suruyor. otobusu secenek olarak degerlendirebiliyorsan zaten binersin de, ben dusunemiyorum bile.
0
kılıç
(18.09.17)
Havalimanından Kızılay'a 45 dakikada servis ile varılıyor. Servis ücreti en son 12 liraydı diye hatırlıyorum. Kızılay'dan Çayyolu Metrosuna binerseniz de 30 dk içinde Beytepe'de olursunuz.
0
tahin pekmez yoğurt
(18.09.17)
@kılıç; Evet İstanbul. Tren de aklımdaki seçeneklerden biriydi fakat Pendik bana oldukça uzak. Bu yüzden üzerinde durmadım ama o da bir seçenek tabii.
0
🌸mutekebbir
(18.09.17)
istanbul'da neredesin+1

ben pendik tarafındayım, bir defa uçakla esenboğa'dan sabiha'ya gelme gafletinde bulundum. ankara'da bulunduğum yerden havalimanına varış, rötar yüzünden bekleme, hava trafiği yüzünden istanbul semalarında 2-3 tur atma derken uçağın bir anlamı kalmadı. bir daha asla uçağı tercih etmem. tren 4,5 saat direk şehrin göbeğine götürüyor. otobüs de aynı şekilde ve direk kurtköy kalkışlı ekspres seferler var. ha avrupa yakasından hele ki iyice batı taraflarından gidip geleceksindir, yavuz selim köprüsü yüzünden kuzey istanbul turunu ve kimi zaman da adım adım ilerleyecek trafiği çekmeye hiç gerek yok atla uçağa git.
0
nrmnm
(18.09.17)
eğer iş için gitmiyorsan kesinlikle tren kullan derim. gidiş dönüş alırsan ekstra indirim de var. trenle gittikten sonra sıhhiyeden otobüse binebilirsin.

iş için de kastım iş yerine taksi parasını ödetirsin zaten sıkıntı olmaz.

aşti'den beytepeye ulaşım da kolay kesinlikle.
0
hosein
(18.09.17)
benim anlamadığım şey, havaalanının gideceğin yere ters olmasıyla ne ilgisi var ki, havaalanında belkoairler zaten isterseniz aştiye bırakıyor -ki beytepe için aştiye gitmek de anlamsız, yani uçak süresi hesaplarken nasıl yapılıyor tam bilmiyorum ama;

uçakla
1 saat önceden orada olunmak gerekiyorsa (1 saat)+ uçuş süresi(sanırım bu da 1 saat) + belkoair(kızılay) 1saat)
otobüsle de
otobüs yolculuğu(kaç saatse artık, 7 yazmışlar o yüzden 7 yazalım ya da 6 işte kaçsa) + aşti'den kızılaya gitme süreniz 20 dakika.

kıyaslamayı buna göre yapın, yerin havaalanına ters olması size sadece 1 saat kaybettiriyor, konforda yine bi' sıkıntı yok bence. Yalnız uçaklar bazen rötar yapabiliyor ben havaalanında beklemeyi hiç sevmiyorum belki o zaman bi' aksiyon olabilir.
0
mete kudur
(18.09.17)
(15)

devlet twitter'dan nasıl ne şekilde bilgi alıyor?

lucky strike
selamlar,bir arkadaşımın bazı twitleri emniyet hesabına reis-i bıtbıta hakaret denilerek şikayet edildi ve ak klavyeliler tarafından bolcana rtlendi. arkadaş premium bir hesaptan çoğunluka vpn üzerinden attı tweetlerini ama sarhoşken bi kere unutup vpn kapalıyken de yardırmış. ama bolcana rtlenen ve
selamlar,
bir arkadaşımın bazı twitleri emniyet hesabına reis-i bıtbıta hakaret denilerek şikayet edildi ve ak klavyeliler tarafından bolcana rtlendi.
arkadaş premium bir hesaptan çoğunluka vpn üzerinden attı tweetlerini ama sarhoşken bi kere unutup vpn kapalıyken de yardırmış. ama bolcana rtlenen ve emniyet gm'ye ihbar edilen tweet vpn kullanılarak atılmış.

şimdi soru şu;
savcılar twitter şirketinden bu adamın bilgilerini istediğinde twitter nasıl paylaşıyor bu bilgiyi? mesela sıklıkla hangi ip'den bağlandığını mı veriyor yoksa bu hesabın girdiği bütün ip adreslerini mi veriyor? (hem vpn den hem vpnsiz şekilde girildiği için bu ayrımı merak ediyoruz.) veya bilmediğimiz başka bir şekilde mi? konuyu bilen biri var mıdır?

ekşi duyurunun hiç böyle bir olayı olmadı ama compumaster eğer okuyorsan, senden istense ne şekilde verirdin bilgiyi?

ek soru: arkadaşın anarşi çağrısı yapan tweetleri de var. yani tc devleti ile başının belada olması tabi bir gurur kaynağı ama devrimcilikten değil de bıtbıta hakaret sebebiyle ceza alması biraz koyuyor ahahhasdas.
öbür twetlerine bakarlar mı mesela? bu da merak ettiğimiz bir diğer soru.

çok teşekkürler şimdiden.

niye öyle anlaşıldı bilmiyorum editi: "bir arkadaşım" dediğim ben değilim. benim anarşi çağrısı yapacak ve imam hatip mezunu, yabancı dili bile olmayan, lise mezunu, eski otobüs şöförü olan bir adama hakaret edecek vaktim yok.
0
lucky strike
(17.09.17)
@2, hayır. ara ara bazı barlardan falan check in yapmıştı veya bazı mekanlardan foto atmıştı. şehir ve/veya hangi okulda okuduğunu belirtiği twetleri var.

edit: bir duyurucu isim soyisim paylaşmış mıydı diye sormuştu.
0
🌸lucky strike
(17.09.17)
Yurtdisinda yasiyorum. Bankama erişim kısıtlı olduğu için türkiyeden vpn aldım fakat bankaya giremedim. Vpnin hiçbir işe yaradığını sanmıyorum
0
run a ris
(17.09.17)
@duyulmasi gerektigi kadar, anonim hesaptan yazıp ceza alanlar nasıl bulundu o halde? twitter bi iki naz yaptı ama veriyor devlete bilgileri.

@run a ris, tek seferlik bir durum olabilir mi hocam? vpn'i premium kullanınca istediğin ülkede gösterebiliyorun kendini. ben de test ettim bunu. belki vpn servisinden vpn servisine değişiyordur?
0
🌸lucky strike
(17.09.17)
Twitter pedofili ya da cinayet gibi durumlar dışında bilgi vermiyor, ABD'de de bile vermiyor Türkiye'de neden versin. Anonim olmayan hesapları zaten kolaylıkla buluyorlar da anonimleri de hesaptan paylaşılan kişisel bilgiler takip edilerek bulunuyor. Yani adam 10000 tweet atıyor, o esnada illa ki bi paylaşım yapıyor kendisiyle ilgili unutuyor sonra, adamlar hepsine tek tek bakıyor, işleri bu. Öyle öyle buluyorlar işte bulabildiklerini. Bulamadıkları da tonlarca hesap var.
0
angelus
(17.09.17)
@angelus, o zaman farkettiği gibi hesabını kilitlemesi iyi oldu diyebilir miyiz? içimiz rahat olsun mu? hesap kilitlenirse hemen başka yapabilecekleri neler var?
0
🌸lucky strike
(17.09.17)
Twitter bilgi vermiyor diye biliyorum. Bilgi verse fuatavni o kadar yazabilir miydi?
0
dostoyevskinin tostu
(17.09.17)
Hesabı kilitli ve anonimse bir şey çıkmaz.
0
angelus
(17.09.17)
Ben şu şekilde biliyorum; bilgiler savcılık kanalıyla edinildiği için compumasterdan da(dahi anlamındaki de) istendiğinde o da bu bilgileri şöyle; kullanıcı adı ve bağandığı ip adresleri(belirli bir süresi var bunun kanunen zaten) şeklinde savcılıkla paylaşıyor. sonra savcılık bu bilgilerle de internet sağlayıcıları sayesinde adresi öğreniyor. Zaten öğrenebildiği tek şey bu, internet erişiminin sağlandığı adres. VPN ile girildiğinde de o VPN şirketi hangi vpn'yi kim kullanmış loglamış(kaydemiş) olduğu için de onun üzerinden firma bilgilendirirse yine bulurlar diye düşünüyorum(ssg'nin bu konuda kütük gibi bir yazısı vardı ekşi sözlükte; malum bi' ara kullanıcıları devlete kendi elleriyle hibe etmişlerdi sonra da çıkıp şöyle şöyle kanunun şu maddesi, şunu kullanırsanız şu olur gibi upupuzun yazmıştı da okumadan yarısında çıkmıştı insanlar he sedat he he diyerek)

Yani devlet oturduğu yeri buluyor sadece; internet hesabından adı paylaşılmış okuduğu yer paylaşılmış filan bunlar önemli değil, çünkü doğru olmayabilir. Misalen sen o hesabından ismini mete kudur diye paylaşabilirsin, ve benim okuduğum okulu da yazabilirsin. Ama bu o hesabın bana ait olduğu anlamına gelmez. Çünkü paylaştığın bilgilerin doğruluk ihtimali tamamen senin elinde olduğu için devlet bunun üzerinden bir soruşturma gerçekleştirmiyordur. Şöyle gerçekleştiriyordur;

Yerini buldu, internet sağlayıcısından da internetin sahibinin bilgilerini buluyor. Sonra polis kanadıyla ona ''birader sen bi' bakcan mı ?'' diyor. Adamı soruşturmaya dahil ediyordur, birazı psikolojik baskı birazı da gerçekle ondan da bu suç unsuru barındıran olaylarda interneti kime kullandırdığını paylaşmasını istiyorlar yoksa o kişinin kendisi olmadığını ispat etmesi gerektiğinden bahsediyorlardır. Keza şöyle de bir aksiyon var, mesela atıyorum sen ekşiduyuru üzerinden suç işledin. sana ulaştılar, öncelikle senin lucky strike olup olmamandan emin olmaları gerekiyor, bunda ilk aşama sana soruyorlardır(ik süreci gibi :) lucky strike senmisin diyorlar mesela, sen inkar edersen eğer o zaman cebren süreç başlıyordur, kullandığını kabul ettiğin elektronik aletler işletim sistemleri ve ekşiduyuruya girdiğin sistem v.s karşılaştırılıyordur.

Ondan sonra olay ispatlı hale geliyor ve süreç suçun cezasının ne olacağı üzerine dönüyor.


2. sorunuzun halihazırda cevabı da şu; bi kere yakaladılar mı avukatlar kabulü halinde tüm tweetlerine bakarlar bence çünkü zaten amaçları caydırmak için yakalanan kişinin olabildiğince ceza almasını sağlamak. adamlar zaten bundan para kazanacaklar.


not: sorunun birisi gözümden kaçmış, bütün ip adresleriyle uğraşmıyorlardır çünkü öyle olsa evrak işlerinde boğulurlar. suç unsurunun paylaşım adresini alıyorlardır yekten.



Bunların tamamı fikir yürütme ile zırvaladıklarım, konuyla alakalı teknik bir bilgim yok ama hukuk algoritmik zeka ile işlediği(gerektiği) için bence süreç bu şekildedir.

edit: tüm bunların dışında twitter bilgi vermiyor diye çok geziyordu ortalarda adamların türkiyede bir vergi yükümlülüğü ve resmi bir kurumları olmadığından da hükümet ona dokunamıyordu ama sonra ne oldu bilmiyoruz, bir ara malum kapatıldı twitter, twitterdan büyük abiler türkiyeye gelip hükümetle özel görüşmeler yaptılar filan. İnternette vardır twitter hangi ülkelerle paylaşıyor hangi ülkelerle paylaşmıyor diye. Fakat olay türkiyedeki bir şirket için olduğunda bilgi vermesi yasal zorunluluk diyordu kanzuk.
0
mete kudur
(17.09.17)
twitter'dan ip bilgilerini alamayacaklari icin olay iptal. Yanlis hatirlamiyorsam mevzu twitter olunca eger kimlik de anonimse twittera ip icin yazismada dahi bulunulmuyor.
0
goodman
(18.09.17)
Ayrica hesabı kilitlemis olması onemli degil. Twitter'da ki butun yazilar duzenli olarak arsivleniyor.
0
goodman
(18.09.17)
twitter'da yazdığınız her şey devlet tarafından incelenen havuzun içinde. sokakta tek tek sormak yerine twitter'dan istatistik çıkarmak daha kolay. twitter hesabı sahibi olmak ile anonimlik arasında zıtlık var. malum kişilere saydırmadan önce düşünün yani.
0
sporty
(18.09.17)
@sporty,hiçbir şey anlaşılmıyor yazdığınız şeyden.
devletin twitleri tuttuğu havuz mu var? teknik olarak mümkün mü böyle bir şey?
0
🌸lucky strike
(18.09.17)
evet. havuzdan kastım twitter, facebook gibi sosyal medya hesaplarından toplanan bilgiler. içinde şüpheli hesapların attıkları twitlerin depolanması da mümkün. örneğin devlet, fetö'ye ait 10 bin hesabı tek tek bulmak yerine tüm sosyal medya trafiğini kendisi takip edip filtreleyip yüksek başarı oranı ile hesapları fişleyebilir. daha sonra hesap anonim değilse isim soyisimden adres tespiti yapar. servis sağlayıcısından bağlantı zamanını ister. durum Ankara miting saldırısı gibi daha ciddi ise twitter'dan direkt ip ister.
0
sporty
(18.09.17)
@sporty, saçmalıyorsun ve boş konuşuyorsun. ciddiye almıyorum seni.
0
🌸lucky strike
(18.09.17)
www.forbes.com

ben zevkime aklımdan geleni sallıyorum. mass surveillance? edward snowden? nsa? devlet kullanıcıların e-postalarına göz dikmiş, siz twitimi nasıl gördü diye ağlayın o halde. hadi sosyal medya hesabı açarken özel şirketin gizlilik koşullarını kabul ediyorsun, devletle ne zaman öyle bir anlaşma yaptın? erdoğan'a bizzat mı dedin benim sosyal medya hesapları mı takip etmeyin diye? terör saldırılarına karşı önlem için aldım ama şahsıma ve partime karşı sözde tehdit içeren kullanıcı hareketinden haberdar olmak istiyorum diyor adam. devlet başkanı olunca erdoğan'ın böyle "küçük" kanunsuzluklara karşı hesap vermesini mi bekliyorsunuz yani? daha ohal kapsamında tib'i btk'ya devrettiler. btk sadece kota miktarını belirleyip, kullanıcıyı koruyan kamu kuruluşu mu? tüm ülkenin internet altyapısını türk telekom sağlıyor. tüm internet trafiğini süzgeçten geçiriyor btk. abd'de deki teknolojiyi görüp sanki boş duracaktı türkiye ve suudi arabistan gibi ülkeler. zamanla yavaş yavaş öğrenirsiniz.
0
sporty
(18.09.17)
(2)

Sosyalleşmelik oyun önerisi

AlsterWasser
Merhaba,Bu akşam bir ortam olacak önce 3 kişi olacağız sonra 2 kişiye düşeceğiz.1) O yüzden sizden önce 3 kişinin oynayabileceği muhabbet ederek eğlenebileceği bir oyun rica ediyorum. Kağıt kalemle olabilir, tabletten uygulamarla olabilir, konuşarak olabilir ne biliyim işte akşam vakit geçirmelik s
Merhaba,

Bu akşam bir ortam olacak önce 3 kişi olacağız sonra 2 kişiye düşeceğiz.

1) O yüzden sizden önce 3 kişinin oynayabileceği muhabbet ederek eğlenebileceği bir oyun rica ediyorum. Kağıt kalemle olabilir, tabletten uygulamarla olabilir, konuşarak olabilir ne biliyim işte akşam vakit geçirmelik sosyalleşmelik oyun arıyorum.

2) İki kişilik eğlenceli ev/pub ortamında oynanabilecek drinking game soruyorum bir de ek olarak.

Tek kriter olarak ortak dil İngilizce olacak.
0
AlsterWasser
(17.09.17)
Truth or dare.
0
secrexv2
(17.09.17)
2 kişi oyun oynanmaz sohbet edilir. Önce için sonra birbirinize hayallerinizi anlatın.
0
mete kudur
(17.09.17)
(17)

yardım!!!

isimsiz uye
hiç bu kadar bok gibi hissetmemiştim. iştahım sıfır, hep yorgun uyanıyorum, gücüm yok, midem bulanıyor. aldatıldığımı öğrendikten bikaç gün sonra başladı ve kötüye gidiyor. delirecek gibiyim. sizce bu şeyler normal mi duruma göre? öyleyse ne yapayım değilse ne yapayım
hiç bu kadar bok gibi hissetmemiştim. iştahım sıfır, hep yorgun uyanıyorum, gücüm yok, midem bulanıyor. aldatıldığımı öğrendikten bikaç gün sonra başladı ve kötüye gidiyor. delirecek gibiyim. sizce bu şeyler normal mi duruma göre? öyleyse ne yapayım değilse ne yapayım
0
isimsiz uye
(16.09.17)
değil, doktora git.
0
diffarentiationation
(16.09.17)
hangi bölüme?
0
🌸isimsiz uye
(16.09.17)
Psikiyatri
0
fallopian
(16.09.17)
o kadar param yok. hiç mi aldatılmadınız? ben ilk defa yaşıyorum. bi "zamana bırak" tavsiyesi bile görece rahatlatır. 100 sene sonra da olsa, geçsin bunlar
0
🌸isimsiz uye
(16.09.17)
ben otomatik cevap yazdım kusura bakma, nasılsa uzun yazanlar olur diye olabilir. Doğrudan vaka gözüyle baktım bu sefer, hep kızdığım şey halbuki.

Öncelikle geçmiş olsun. dünyada türlü türlü olay oluyor. Kötülerinden bir tanesi de senin başına gelmiş. Başlarda acını yaşayacaksın tabii ki. Vücudunda olan şeyler de senin de dediğin gibi, olaydan sonra gelişen şeyler. Onlara çok kafayı takma. İnadına beslenmene dikkat et.

Ne yapıdasın bilemiyorum. Bazıları aldatan tarafı iyice didikler. Kronolojik kanıtlar bulur, geçmişe yönelik "neden başkasına ilgin vardı da söylemedin?" gibi şeyler söyleyerek rahatlar. İçinde tutmayabilirsin. Salon kadınlığı/ beyliğinden koyabilirsin. Geçecek nasılsa gerçekten de her şey gibi. Kısa sürer inş
0
fallopian
(16.09.17)
teşekkürler önemsediğiniz için
0
🌸isimsiz uye
(16.09.17)
yaşadığın şeyler normal.

Temel öğreti derki nolursa olsun neşeyi kaybetmeyip yola devam etmek lazım.

''Bırak gitsin Onlarsız da yapabilirsin. Bir kahve koyarsın güneşin batmasına yakın kendine, ya da güzel bir çay demlersin. Okumayı bıraktığın bir kitap tutuşturursun eline. Bir dize dolandırırsın diline. Belki bir şiir ezberlersin.
Bırak giden şiir olsun gitsin''
0
mete kudur
(16.09.17)
biz ne söylersek söyleyelim boş. herkes kendi acısını, kendine özgü bir sekilde yasiyor. bu sürecte yapmamani önerecegim birkac sey olabilir

1- kendini suclama
2- nedenler konusunda cok fazla düsünmemeye calis, neden sorusu dünyanın en anlamsız sorusu bunu aklinda tut
3- yalniz kalmamaya calis ama arkadaslarınla birlikte oldugunda da bu konuyu konusmamaya calis
4- herkes spor yap der, bir bildikleri var, bedenin yorulursa zihnin kendini kapatir, didik didik didiklemez.
5- mümkünse seni aldatan arkadasi tüm sosyal mecralardan sil. takip etme, ne yapiyor simdi diye düsünüp vaktini boşa öldürme. bunu söylemek cok ayip ama bunu söylemenin de başka yolu yok. sen burada kendini üzerken o pompadan pompaya kosuyor. seni düsünüp üzülmeyen birisi icin üzülerek kendini harap etme.
6- yemek yiyemesen bile ki insanın canı hakikaten bir sey istemiyor, sıvı almayi ihmal etme.
7- düzenli uyumaya calis, canın sıkıldıgında yat utu.

bunu söylemekten nefret ediyorum, ama dogru, zamana birak. hayatla bogusma, kendini sal bir süre de bes dakika sonrasini düsünmeden yaşamaya calis.

gecmis olsun, bu yaşadiklarini binlerce insan yasadi, herkes kendince atlatti. sen de atlatirsin.
0
eriksatie
(16.09.17)
tecrübe puanı kazanmışsın. ilişkiler konusunda nightmare zorluk seviyesinde bile oynayabilirsin artık. öyle düşün.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(16.09.17)
normal. yani aldatıldıktan sonraki tepkiler olarak normal. psikiyatriste gitmelisin.
0
sen git ben geliyorum
(16.09.17)
eski duyurularını da okudum, tek sorunun aldatılmak değil. ciddi psikolojik sorunların var ve gidişin gidiş değil. bir şekilde kendini toparlaman lazım, özgüven getirici faaliyetler yapman lazım, seni seven insanlarla eski arkadaşlarla ailenle vakit geçirmen lazım, hayatında bazı değişiklikler yapman lazım, kendini geliştirici şeyler okuman lazım. yoksa kronik sayko olacaksın
0
dafuq
(16.09.17)
@dafuq,"ciddi psikolojik sorunların var" bunu nerden çıkardın?
0
🌸isimsiz uye
(16.09.17)
Yazılması gerekenleri yazmış bazı arkadaşlar. Şiddetle tavsiyem sakın didikleme için geldim ha bir de geçmiş duyurulara baktım bence gayet normalsin. Ciddi psikolojik sorunların falan olduğunu düşünmüyorum.
0
eksi sozlugun tatli insani
(16.09.17)
Gördüğüm kadarıyla aşırı hassas bir insansın. Nasıl yaparsın bilmem ama "dünya yansa umrunda olmayacak." şekilde yaşamayı öğrenmen lazım. İstersen psikolojik olarak destek al.
0
komando kani var bende
(16.09.17)
ben de aldatıldım az aşağıda duyurusu da var daha 1 hafta oldu olmadı. herkesin başına geliyor. yedim yuttum elden gelen bir şey yok. ama gider ayak o ilişkisini de bok ettim. kabahat bendeymiş gibi şimdi her yerden engelliyim en çok bu durum koydu ruh halim bozuldu bu sebepten salak gibi rüyamda onu kovalıyorum. siktir etmeye çalış. stalka falan bulaşma. durum normal her insan gibi üzülüyorsun duygusuz o piçlerden olmaktansa böylesi iyidir. geçici bunlar emin ol. arkadaşların varsa sürekli onlarla vakit geçirmeye bak. bende işe yarıyor kafam dağılıyor. bir de cidden spor ve sevdiğin şeylere yönelmen önemli bu noktada. dışarıya çık insan arasına karış onların konuşmalarına kulak misafiri ol. bunları kolay kolay yazdığıma bakma içimde duygu karmaşası hakim. sadece unutacağım o günü iple çekiyorum artık.

bir de bir arkadaş şunu atmıştı www.ted.com biraz faydası oldu, doğru soruları kendime sormak açısından.
0
bass solo take one
(16.09.17)
İlişkilerle ilgili fikrini ve beklentilerini değiştir. Şunu unutma herzaman aldatılacaksın belki de aldatacaksın bunu asla yapmam deme o an başka birşey. Ben aldatmadım hiç başka bir kadını arzuladığımı anladım ve ayrıldım. Tabii tek sebebi bu değildi. Bir insana tutunmak saçma yeri gelince herkes kendini düşünüyor zaten doğrusu bu. içinde bulunduğun duruma bak yapma bunu kendine devam et. Çözümsüz birşeye bu kadar hayıflanmayın kendini perişan etmenin sağlıklı bir tarafı yok. Giden gider devam
0
guitarissimo
(16.09.17)
Eft teknigi yap. Youubr da eft teknigi diye arat. Rahatlatir seni.
0
innerbliss
(16.09.17)
(4)

Açıköğretim harcının 205 lradan 275 liraya çıkartılması haksızlık değil mi?

işimdeyim gücümdeyim
kaynak: http://blogsozluk.com/baslik/donemlik-acikogretim-harcinin-275-tlye-cikartilmasiayıptır be kardeşim.%34 zam nedir?kime, nasıl şikayet edilir bu konu?
kaynak: blogsozluk.com

ayıptır be kardeşim.
%34 zam nedir?
kime, nasıl şikayet edilir bu konu?
0
işimdeyim gücümdeyim
(16.09.17)
haksızlık.

sayın cımhırbaşkanımıza cuma selamlığında iletmek lazım.
0
Ufuk
(16.09.17)
tanrılar kan istiyordu.

haksızlık değil, bahsi edilen 275 lira eğitim için değil; askerden kaçma ya da kolay yoldan hukuk okuma niyetiyle verildiği için piyasa şartlarında ederini karşılamaktadır. telaş etmeyin.

Onun dışında illa birşeyleri şikayet edeceksek, bu yanlış olan sistemden neden çok para alıyorsunuz kardeşim serzenişi yerine bu sistem yanlışlığının kendisini şikayet edelim.


Tüm bunlarla birlikte, boşver bana dokunmayan yılan bin yalaşın ben memur olarak işimi bilirim, bu para çok diye şikayet edeceksek de anadolu üniversitesi rektörlüğüne, yök'e ve bimer'e yazabiliriz. Ben yazmam da, durumdan rahatsız olanlar yazabilir.

Ben bu hesabı yuvarlayarak aşağı yukarı şöyle yapıyorum;

tam otobüs bileti : 2,75
öğrenci otobüs bileti: 1,75

günde 2 kere otobüse binsem; ayda 30 yılda 360
her seferde 1 lira kazanç sağlasam 360 lira

sonrası if döngüsü;
359 lira olana kadar bence bu para hakkıdır. Ama yine de şikayet edilebilineceğini düşündüğüm yerleri de üstte belirttim. Benden bu kadar.
0
mete kudur
(16.09.17)
üniversiteye 98de girdim. benim donemimde harc+öğrenim kredisi olmak üzere geri ödemeli iki katkı alınıyordu devletten ve harçlar da az değildi. şimdiki uygulamayı bilemiyorum. bu yüzden bu kısma cevap veremem.
ama 10 yıl aöf'taöf'te çalıştım. arka planındaki giderleri bilseniz dudaginiz uçuklar. sınav başına turkiye'de 81 ilde+batı avrupada+türki cumhuriyetlerinde çalışan her görevli için (caycisindan soruları depolara taşıyan görevliye, yedek gözetmenden araçların benzinine, soruların basılmasından kapıda bekleyen nöbetçi polislere, sorular basılırken kapalı devrede kalanların yemeğinden suyuna su an sayamayacağım kadar her anında para ödeniyor. kısacası belirtilen zam oransal olarak fazla olabilir ama maliyetlerin de tahmin edemeyeceğiniz kadar fazla olduğunu bilmenizi isterim.
0
balik kraker
(16.09.17)
her şeye zam geliyor ona da gelmiş neresi haksızlık?
0
tranceforresuminglife
(16.09.17)
(6)

Şu an ne oluyor?

l arrache coeur
Merhaba, Bir buçuk saattir uykuyla uyanıklık arasında gidip gelip, gidip gelip, gidip gelip... Günlerdir hastalık eşiğindeyim ve bu beni delirtiyor. Üzerimde son iki saattir panik atak havası var. Nefes almakta güçlük, midede bulantı, kalbimde sıkışma ve kafamda müthiş bi' ağrı var. Bir de sanki etr
Merhaba,

Bir buçuk saattir uykuyla uyanıklık arasında gidip gelip, gidip gelip, gidip gelip... Günlerdir hastalık eşiğindeyim ve bu beni delirtiyor. Üzerimde son iki saattir panik atak havası var. Nefes almakta güçlük, midede bulantı, kalbimde sıkışma ve kafamda müthiş bi' ağrı var. Bir de sanki etrafta paranormal şeyler oluyor gibi hissediyorum. Bana şu an neler oluyor?
0
l arrache coeur
(15.09.17)
öncelikle sabah uyanınca doktora git. birilerinin birşey yazması iyi gelir belki diye yazıyorum çünkü içinde bulunduğun durumla ilgili birşey bilmiyorum.

hastalıktan vücut yorgun düşmüştür diye uyduracağım, ben olsam o durumda yatmaz kalkar ışığı açar seveceğim birşeyler(kahve, yemek v.s gibi) dış besinler alır ve gün doğana kadar dizi/film yahut internette makale taramak gibi şeylerle vakit geçirirdim.

güneşin doğması bana iyi geliyor. Belki sana da iyi gelir.
0
mete kudur
(15.09.17)
@mete kudur, uzun zamandır gün doğmadan yatağa girmiyordum ama hastalıktan beri yataktan kalkacak halim yok, her yerim kırılıyor. Bir de sabah erken kalkmam gerekiyor.
0
🌸l arrache coeur
(15.09.17)
Tansiyonunuzu ölçün. Belki düşmüş olabilir.
0
tulumba
(15.09.17)
@tulumba, tansiyon aletim yok :/
0
🌸l arrache coeur
(15.09.17)
İki gündür bendede böyle bir his başladı geceleri. Yalnız değilim neyseki yoksa gece televizyon bilgisayar açık geçerdi.
Gece uyumamak en büyük etken oluyor.
Saat 11 gibi uyumaya çalış.
Doktora danış passiflora ve bitki çayları deneyebilirsin.
0
kararsızataletfilozofu
(15.09.17)
Bedenin yorgun düştüğü zamanlarda örneğin hastalık zamanlarında, üzerine eklenen bazı etkilerle (açlık, yorgunluk, psikolojik sebepler, kafanın bir şeyle aşırı meşgul olması vb.) uyku-uyanıklık esnasında beyin bir yanılsamaya düşüyor sanırım. çok defa deneyimledim ve artık gripken uyumaya korkuyorum.
0
akan dame
(15.09.17)
(4)

Bir Dönemde Bütün Dersleri Almak Şart mı?

Mehmet Ersoz
MerhabaÜnide bir dönemde bütün dersleri ve stajları almak şart mıdır?Sadece istediğimiz dersleri ve stajları alıp gerisini bırakabilir miyiz?Yoksa belirli bir kredi yükü mü var asgari alınması gereken?Saygılar
Merhaba

Ünide bir dönemde bütün dersleri ve stajları almak şart mıdır?

Sadece istediğimiz dersleri ve stajları alıp gerisini bırakabilir miyiz?

Yoksa belirli bir kredi yükü mü var asgari alınması gereken?

Saygılar
0
Mehmet Ersoz
(14.09.17)
değil. istediğin dersleri alıp gerisini bırakabilirsin.
0
mete kudur
(14.09.17)
30 ects şart.
istersen 10 daha alabilirsin.

istemiyorum desen de 30 ects seçmen gerekir. ama derse girmezsin, kalırsın. zaten seneye alacaktın yine almış olursun. seçmenle seçmemen arasında bir fark olmaz.
aama seçmek zorundasın çünkü okul sana dönemde 30 ects ders vermekle yükümlü.
0
attirmayin makedonun kafasini
(14.09.17)
hepsini seçince ve dersten kalınca ağırlıklı ortalama notum düşüyor.

o yüzden sadece geçebileceklerimi alsam, kalanı da seneye alırım hem böylece not ortalamam düşmez diye düşündüm.
0
🌸Mehmet Ersoz
(14.09.17)
hiçbir şey almak zorunda değilsin. o dönemin zorunlu dersi diye de bir şey yok. okul sadece 8 dönemde mezun olman için sana bir program öneriyor. ama sen kendi programını istediğin gibi oluşturabilirsin. sonuçta mezuniyet için zorunlu dersleri ve farklı tipte ects sayısını tamamlıyorsan mezun oluyorsun.

ha sadece okulun önerdiği programda gitmezsen ilerde alman gereken bazı zorunlu dersler filan çakışabilir eğer normalde okul onları farklı dönemlere koyduysa.

bizim okulda da normal ects yükü 30, ama iki dönem boyunca 18'er ects aldığım da oldu, bir şey olmuyor.

çok ders seçip bazılarından kalmak duyduğum en saçma şey bu arada. transkripteki o kadar F'i nasıl açıklayacaksın sonra? ayrıca kalmaktansa dersten çekilme / withdraw diye bir şey var, o yapılabilir. ama yine transkripte W gözükmesi de pek iyi değil. bu durumda mantıklı olan geçebileceğin kadar ders alıp güzel bir ortalamayla bitirmek.

not: söylediklerim özyeğin üniversitesi için geçerlidir. belki diğer okullarda farklı olabilir.
0
king lizard
(14.09.17)
(10)

herkes üniversite okumamalı kontenjanları azaltılmalı diyenler

blue eyes white dragon
işsizlik konusunda bunu söylemelerini haklı bulanlar olabilir ama bir insanın bir konuda kültürlenmek istemesine engel olmayacak mı bu? kültürlenmeyi sadece sosyal bilimler olarak düşünmeyin. adam günün birinde oğlum şu fizik nasıl bir şeymiş diyerek fizik okumak istemesine engel olmayacak mı?
işsizlik konusunda bunu söylemelerini haklı bulanlar olabilir ama bir insanın bir konuda kültürlenmek istemesine engel olmayacak mı bu?

kültürlenmeyi sadece sosyal bilimler olarak düşünmeyin. adam günün birinde oğlum şu fizik nasıl bir şeymiş diyerek fizik okumak istemesine engel olmayacak mı?
0
blue eyes white dragon
(14.09.17)
kültürlenmenin ön şartını üniversite diploması olarak görmek biraz sakat değil mi? bilgiye erişimin en rahat olduğu çağda yaşıyoruz neredeyse. fizik, kimya gibi alanları da dahil ederek söylüyorum.
0
zgrydn
(14.09.17)
Universiteler liberal olsaydi evet. Koyden kente gelince degisen cok insan oluyor. Universiteye cogu insan cocuk olarak basliyor yetiskin olarak mezun oluyor.

Derken...beyin yikayan gerici universitelerle para karsiligi diploma satan okullar acildi. Normal bir insan bu universitelere gidince ya dinci oluyor ya da asiri simarik bir ergen.

Aklima gelebilecek tek iyi yani bu universitelere giden kisilerin A2 seviyesinde falan Ingilizce ogreniyor olmasi ve birkac akademisyene calismalari sirasinda para kazandiriyor olmasi.
0
Traveller
(14.09.17)
kontenjanların azaltılmasına gerek yok, her okula başlayanı mezun etmesinler yeter.

Yani ben şöyle düşünüyorum. Adam mesela odtü de bilgisayar mühendisliğinde okumaya başlıyor; yıl 2018 öte yandan bir diğeri de bilecik şeyh edebali de okumaya başlıyor. yıl yine 2018. eğer bu 2'si mezun olduğunda yakın seviyelerde mezun olamıyorlarsa problem burada doğuyor. bilecikten mezun olan adam iş piyasasını etkiliyor, daha ucuza daha vasat personel olarak çalışıyor, okulların isimlerine takılmayın tamamen hayal ürünü örnek teşkil etsin diye verdim.

Eğitimde bi' ekol belirlemeli okullar ve bu ekol çerçevesinde bi' alt limitleri olmalı, misalen hep bahsedilen çok iyi okullar acaba neye göre çok iyi okullar, misalen benim tanıdığım inşaat mühendisi var mühendisliğin temel alanlarının birçoğundan bi'haber. bi' tane makine mühendisi aman allah'ım düşman başına. Bu adamlar sağda solda mühendis sıfatıyla iş arayıp buluyorlar, aslında piyasayı öldürüyorlar.

asgari ücretin altında çalışan elektrik-elektronik mühendisi var bu ülkede; kıza sordum neden diye; ee xxx iş yok ki başka. dedi. Sen bi' bilkentliyi asgari ücretin altında çalıştırmaya ''iş yok'' mantığıyla ikna edemezsin.

Mesele kontenjan değil, okulda verilen eğitimlerin uçuk derecede farklılığı ve bu sebeple de mezun olmak için gerekli yeteneklerin farklılaşması.

Yani bence kontenjanlar azaltılmamalı; fizik okumak isteyen fizik okuyabilmeli; hatta fiziksel imkan varsa( yeterli eğitim alanları, hocalar, laboratuarlar v.s) daha da arttırılmalı kontenjanlar ama bu çocuk bu okula kaydoldu kaç yıldır okuyor bunu mezun edelim mantığı yer almamalı. Dersleri herkes hakkıyla geçmeli.
0
mete kudur
(14.09.17)
diploma almalı demedim zaten. fiziğin temelini öğretmeden bir insana nasıl anlatacaksınız dalgaları falan? bu en basit aklıma gelen bir olay.
0
🌸blue eyes white dragon
(14.09.17)
değişen ve gelişen teknoloji, büyüyen ekonomi oranında eğitim öğretim imkanları da geliştirilmeli.
herkes üniversite okumamalı demek yanlış.

isteyen herkes üniversite okuyabilmeli.
ancak istemeyenin de üniversite okumadan hayatını sürdürebilmesinin önü açılmalı, altyapı sağlanmalı.

bir idealdir.
0
attirmayin makedonun kafasini
(14.09.17)
katılıyorum. Hatta bu yine naif kalıyor. Bir hocam üniversitelerin hepsinin paralı olmasını, yalnızca parası olanın ya da bursa hak kazananların okumasını savunur, böylelikle üniversiteye yeterince hevesli ve hırslı insanların girebileceğini söylerdi. O adam normalde de biraz zalimdi ama bu konuda haklı olabilir. Buna tam karar vermedim, -ben kimsem!

üni.siz de lisede edindiğin anahtar kelimeler üzerinden yürürsün meraklı olduğun alanda.
0
fallopian
(14.09.17)
Türkiye'de ara eleman eksikliği var. Herkes üniversite okuyor. Öğrencilerin bir kısmının meslek lisesine yönlendirilmesi lazım.


.
0
kartallar yuksek ucar
(14.09.17)
hayirsiz
(14.09.17)
okula gitmeyen okumasın. başta aöf, uzaktan eğitim gibi saçmalıklar kapatılsın. kimse bir şey kaybetmez.
0
nothing in my way
(15.09.17)
ben okurken okulun kontenjanları arttırıldı. alttan derslerim olduğu için değişen durumun daha çok farkına vardım. kontenjanlar arttırılırken ne okulun fiziksel yapısı değişiyor ne de akademik kadro genişliyor. sınıfa kantinden sandalyeler gelmeye başlamıştı. sığmıyorduk sınıfa. ayrıca en yüksek puan ile en düşük puan arasında ne kadar çok fark varsa derslerden alınan verim o kadar azalıyor ve kontenjanın artması da buna neden oluyor. hocalar öğrenciyi daha fazla zorlayacak klasik sınavlar yapmak yerine test yapmaya yöneliyorlar çünkü klasik sınav kağıtlarını okumaya yetişemiyorlar. dolayısıyla 40 kişi çok iyi bir eğitim alacakken 70 kişi vasat bir eğitim alıyor.
0
cilekli krep
(15.09.17)
(14)

sizi mutlu eden neler var?

tescillimarka
aktivite olur, birisi olur, herhangi bir şey. neler mutlu ediyor?
aktivite olur, birisi olur, herhangi bir şey. neler mutlu ediyor?
0
tescillimarka
(14.09.17)
kedimle uyumak/oynamak
sevdiğim insanlarla vakit geçirmek
parka gidip çimenlere yayılıp şarap içmek
bale, müzikal,opera izlemek(özellikle sevdiğim bir eserse iki kat fazla mutlu ediyor)
alışveriş maalesef
0
pushing up the daisies
(14.09.17)
orman yuruyusleri beni mutlu ediyor. ukulele ogreniyorum, calip soyledikce mutlu oluyorum. mutfakta yiyecek bir seyler hazirlamak da mutlu ediyor.
0
chachachablues
(14.09.17)
gerçekten komik olan videolar
ailemin komik anıları
sevdiğim birinin konseri
arkadaşlarım
yemek/ tuvalet/ sigara ihtiyacımın olmadığı minik pencere dönemleri.
Lunapark
0
fallopian
(14.09.17)
Motosiklet :)
0
travisbrooker
(14.09.17)
beypazarı maden suyu.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(14.09.17)
vücutsal hazlar ve karşımdaki insanı güldürebilmek dışında beni mutlu eden hiçbirşey yok.
2.sini de bırakmaya niyetliyim zaten az kaldı.
0
mete kudur
(14.09.17)
araba sürmek,yeni şeyler öğrenmek,bisiklet sürmek,spor yapmak,kahve içmek,bir iş yapabilmek,bir konuda bir soru işaretini giderebilmek,iltifat almak,gelecekle ilgili olumlu hayal kurabilmek,güzel bir kitap okumak,güzel bir film veya dizi izlemek,deniz kenarında çimlerde otururken etrafındaki hayatları izlemek,enerjik olmamı sağlayan bir motivasyon,sevdiğim bir kokunun burnuma gelmesi,hamakta yatmak,

Lezzetli bir yemek temek yapmak yemek,çikolata yemek,bir dönem antidepresan,sade maden suyu,
0
kararsızataletfilozofu
(14.09.17)
sevdiğim bilgisayar oyunlarının steam achievementlerini yapabilmek.

sadece bu değil tabii ama aklıma bu geldi şimdi
0
wilhelmwasmuss
(14.09.17)
Netflix'teki kaliteli stand-uplar
Koşmak ve tenis oynamak, spor yapmak
Bir işin hallolması
Maaş günleri
İşe giderken giyeceğim şeylere, yiyeceğim şeylere vs pat diye karar verebilmek
0
sopiro
(14.09.17)
kediler köpekler kuşlar ve sevgilim.
0
evde liyakat kalmamis
(14.09.17)
Sokaktaki kediler ve köpeklerle oynamak kadar mutlu eden başka bir şey yok sanırım.
Bunun dışında;
Tiyatro sezonu.
Zorlu psm etkinlikleri ve bu etkinliklere gidebilmek elbette :)
Para.
Sessizlik.
Yeşil alan ve deniz manzarası.
Taze fıstıklı tatlı.
0
mutekebbir
(14.09.17)
Şu sıralar köpeğim, Moda sahil ve yemek yemek var sadece.
0
ms brownstone
(14.09.17)
güzel film ya da dizi izlemek, bira, yemek yemek, yolda olmak ya da seyahat, sarılıp uyumak, sevdiklerimle yaptığım uzun kahvaltılar..
0
moratoryumkisilik
(14.09.17)
Sevgilim, guzel sutle yapılmış dondurma, deniz manzarasi olan yerler, evreni cozmeye yönelik calismalari okumak ve bittabi yavru kediler.
0
passive aggressive
(15.09.17)
(6)

nişan atılınca takılara falan ne oluyor?

bobinhoo
ekşideki "nişan vs söz" başlığını görünce aklıma geldi. sanırım bu nişan, söz olaylarında falan kıza takılar makılar takılıyor bir sürü. velev ki ilerde nişan bozuldu, bu takılan takılar geri veriliyor mu yoksa kapora misali yanıyor mu:) bu konudaki genel teamül nedir yani?edit: bir de tek taş falan
ekşideki "nişan vs söz" başlığını görünce aklıma geldi. sanırım bu nişan, söz olaylarında falan kıza takılar makılar takılıyor bir sürü. velev ki ilerde nişan bozuldu, bu takılan takılar geri veriliyor mu yoksa kapora misali yanıyor mu:)

bu konudaki genel teamül nedir yani?

edit: bir de tek taş falan var tabi onu da ekleyelim
0
bobinhoo
(14.09.17)
kızlar erkeğin aldığı herşeyi iade eder, etik gereği by şekilde oluyor. (tek taş filan hepsi dahil, kızın alyansı erkeğe veriliyor erkeğin alyansı da kıza)

Ama eğer ortada anlaşmasız bir nişan atma varsa boşanmada olduğu gibi konu yargıya da taşınabiliyor.
0
mete kudur
(14.09.17)
mantıken 2 taraf da kendisine verilenleri iade etmeli. ama o şartlarda o psikoloji ile şunu ver bunu ver diye düşünmez herhalde iinsan
0
gazozailacatmauzmani
(14.09.17)
Bizim ailede nişan atma bir kaç defa oldu ama damat beylerin şerefsizliğinden olduğu için eşyalar çöpe atıldı takıları da yedik tek laf edemediler.
0
jazzabel
(14.09.17)
Eskiler Düğün sonrasında altınlar kadının derler (namus parası, bekaret parası vs vs bin türlü ismi var) o nedenle iade edilmez. Nişan için bir yorumları yoktur muhtemelen.

Anlaşmak en iyisi. Aksi halde, biri kesin üstüne çöker.
0
lcha
(14.09.17)
Hediye verilen bir şeyin geri alınması ayıp değil mi? Tek taşın geri alınması gibi.
0
geçerkenugradım
(14.09.17)
Kanunlara göre nişan hediyesi maksadıyla alınan her şeyin karşılıklı iadesi gerekiyor, iade edilmezse dava açılabilir. Ama şöyle bi ayrım var, mesela oğlanın kıza gönlünden koparak aldığı kolye, telefon vs. bunlar verilmez, doğumgünü hediyesi gibi şeyler geri verilmez. Aynı şekilde kızın oğlana aldığı doğumgünü hediyesi, yıldönümü hediyesi gibi şeylerin de iadesi istenemez.

Çevremde nişanı bozan kızlar nişan elbisesi ve alyans dahil her şeyi geri veriyorlar.

Şahsi fikrim, her şeyin iadesi gerekir, heerrr şeyin.
0
megalomaniac
(14.09.17)
(4)

İlk defa gözlük alacaklara öneriler

river song
herkese selamgözlerimin birinde 0,75 birinde 1,00 derecelik bir bozukluk vardı ama önemsemedim gözlük mözlük takmadım. şimdi gözlerim bir garip, dalar gibi oluyor sürekli, buğulanma mı denir ne ise bilmiyorum öyle bişi yaşıyorum. yarına randevumu aldım ve gözlük takmak istiyorum doktor da önerirse.n
herkese selam
gözlerimin birinde 0,75 birinde 1,00 derecelik bir bozukluk vardı ama önemsemedim gözlük mözlük takmadım. şimdi gözlerim bir garip, dalar gibi oluyor sürekli, buğulanma mı denir ne ise bilmiyorum öyle bişi yaşıyorum. yarına randevumu aldım ve gözlük takmak istiyorum doktor da önerirse.
nereden alayım, nelere dikkat edeyim, fiyatlar ne durumda gibi sorularım var bilgilendirirseniz çok sevinirim.
yer istanbul anadolu yakası. kadıköyde alabileceğim yerler varsa çok iyi olur..
0
river song
(13.09.17)
Fiyat konusunda söyleyeceğim tek şey aracı, torpil, tanıdık vs. arkadaş ne varsa çok çok daha uygun alırsın. (markalı güneş gözlükleri de dahil)
Gözlüğün hafif olmasına dikkat et,silmek için peçete kullanma, çizer.
0
1adam
(13.09.17)
buğulanma bilinen yakını uzağı görememe değil de göz hastalığı gibi duruyor. doktor çözecektir zaten, yalnız nacizane tavsiye tek bir doktorla yetinmeyin göz olaylarında. ben bundan tam 10 yıl önce birşeyler okurken tek gözümü kapatıyorum diye doktora gitmiştim, bakmıştı makinelerle ve birşey yok demişti(özel hastahane). geçenlerde bi' üniversite hastahanesi gittim ve elimle kapattığım gözümü kapatma sebebim göz kaymasıymış. Erken farketseydin daha antremanlarla daha hızlı çözerdik dedi doktor. 10 yıl sonra.

Bunun dışında, gözlük yazıldığında devlet size çerçeve ve cam için cüzi bir miktar ödeme yapıyor. gözlükçüklerde bu devletin ödediği meblağaya çerçeveler var, ama camlarda yok buhar tutmayan kolay kirlenmeyen filmli milmli diye fiyat farkı doğabiliyor.

Alternatif olarak marka çerçeve isterseniz -ki daha öncede belirtmiştim eğer kenarda timsah işaretini görmek sizi memnun etmeyecekse çok bi' farkları olmuyor sadece biraz daha sert kalabiliyor bu çerçeveler, bu markalara göre de fiyat makası çok açık. yani hiç para vermeden de devletin ödediği çerçevelerden alabilirsiniz yada gucci'nin ne bilim dg'nin çerçevelerine de bir maaş bayılabilirsiniz. size kalmış.

gözlük biraz saat gibi, yani ben daha hiç bozulan saat görmedim mesela ama fiyatları çok farklı seyrediyor. gözlük çerçevesi de öyle. düşürürseniz çoğu kırılacaktır, zaten verdiğiniz paranın büyük kısmını sağlamlığına ve şıklığına değil(modellerde neredeyse her markada birbirinin aynısı var) marka değerine veriyorsunuz.)

gözlükçülerde fiyatlar çok oynuyor o yüzden nereden alacağınız sorusunun cevabı belli değil, çok fazla pazarlık payları oluyor. hesap makineleriyle filan çok oynarlar böyle oyunlara gelmeyin birkaç yere sorarak karar verin. gözlükçülerde sizinle bire birde satış görevlisi ilgilendiği için çoğu bu olaya düşüyor. bunu yapmayın, mağazadaki modellere ve fiyatlara bakın pazarlık edin ve sonra da diğer mağazalara bakın. ardından bu baktıklarınız arasında sizin için en uygununu alırsınız

dikkat edilecek pek unsur yok, cam olaylarına 2dk internetten bakın hangi özellikleri size lazım hangisi değil(mesela benim için kolay kirlenmemesi pek mühim değil, o yüzden onun için ekstra bir ücret ödemek istemiyorum gibi) bir de markaları vardı bu camları kalitelerine göre ona bakın ve yüzünüze uygun bir çerçeveyle birleştirin. hepsi bu.

Yerinizde olsam çok fazla markalara para vermezdim -ki özellikle ilk gözlüğüm olacaksa çünkü bir süre sonra sıkılabilirsiniz.
0
mete kudur
(13.09.17)
ağır bir çerçeve seçersen çok üzülürsün, burnunda da iz yapar. o agırlık baş ağrısı bile yaratır.
0
turk kizi
(14.09.17)
ağır alma, bi de çerçevesiz alma. kenardaki vidaların etrafını temizlemesi çok zor oluyo.

ha bi de özellikle bilgisayar başında kullanacaksan üç kuruş fazla ver o yeşil parlayan filtrelerden de yaptırt.
0
yuto
(14.09.17)
(8)

triple whopper mı yarım kilo et mi?

binder dandet
Geçen gün hayvan gibi acıktığımda (zaman zaman olur) bir alısveris merkezinde burger king oldugunu gördüm ve girdim. Ne zamandır triple whopper yemiyordum, fiyatına baktığımda 26 küsür lira olduğunu gördüm menünün.....26 lira yarım kilo et demek.hangisini seçerdiniz? yarım kilo et mi yoksa triple w
Geçen gün hayvan gibi acıktığımda (zaman zaman olur) bir alısveris merkezinde burger king oldugunu gördüm ve girdim. Ne zamandır triple whopper yemiyordum, fiyatına baktığımda 26 küsür lira olduğunu gördüm menünün.....

26 lira yarım kilo et demek.

hangisini seçerdiniz? yarım kilo et mi yoksa triple w. mı?

(veganlar ıcın opsiyon: 3 kilo bamya)
0
binder dandet
(13.09.17)
yarım kilo et tabii ki. ama güzel yemek yaparım tabii, burger king de neymiş, aynı klasmanda bile değiliz o çapsızlarla.
0
soso
(13.09.17)
yarım kilo fazla bile 200-300 gram et yeter. yanına pilav, salata bir şey yap. 26 liradan çok daha ucuza gelir.
0
idexo
(13.09.17)
Vegan değilim; bamya.
0
sopiro
(13.09.17)
cevabı sorunun içinde.evinde pişirip yeme gibi bir imkanın varsa diğer opsiyon düşünülmemeli bile.
0
mungojerry
(13.09.17)
100 defa sorsan 100 defa yarım kilo et derim.
0
nawar
(14.09.17)
bu amerikalılar yapıyor ya, steak diyorlar adına da. kor ateşte kocaman bir et parçası ve 2 sivri uçlu uzun çatalımsı şeyle çeviriyorlar. eğer yarım kilo eti onunla yapacaksak ölüm mü yoksa yarım kilo etmi desen yarım kilo et derdim, kim şeyapar whopper'ı.

bir de bamya o kadar pahalı mı hakikaten var arkadaş.
0
mete kudur
(14.09.17)
Whooper, şaka şaka tabi ki yarım kilo et.
0
Lim5
(14.09.17)
Bamya cidden pahalı. Pazarcılar sever çünkü hemen tükenir. Seveni çok var aslında.
Brn olsam direkt burger yerdim, kim uğraşıcak o kadar et falan bir de toplaması yıkaması var. Ha vaktim vardır uğtaşırım, misafirim gelecektir yaparım. Bana biri yaparsa yerim ama. Gömerim affetmem. Hem de bu burgerler tamam sağlıksız falan ama lezzetli bi yandan da.
0
[GODDARD]
(14.09.17)
(22)

intikam dolu film arıyorum

blue eyes white dragon
bir adamın; çocuğuna, karısına, ailesinden birine, sevdiği bir insana veya kendisine yaptığı bir kötülük karşısında filmin başrol oyuncusunun intikam aldığı filmlerden istiyorum. taken, kızını kaçıran adama karşılıktı. bu bir örnek olsun sizlere.edit: 1- oldboy2- john wick3- punisherbunlar izlendi a
bir adamın; çocuğuna, karısına, ailesinden birine, sevdiği bir insana veya kendisine yaptığı bir kötülük karşısında filmin başrol oyuncusunun intikam aldığı filmlerden istiyorum.

taken, kızını kaçıran adama karşılıktı.

bu bir örnek olsun sizlere.

edit:

1- oldboy
2- john wick
3- punisher

bunlar izlendi arkadaşlar. başka şeyler bekliyorum :)
0
blue eyes white dragon
(13.09.17)
Mezarına tüküreceğim
Oldboy
0
neymis
(13.09.17)
convik
0
sir gawain
(13.09.17)
punisher :)
0
fakyoras
(13.09.17)
Aradığın şeyin adı ''law abiding citizen'' tam onu anlatmışsın.

Birsürü patentleri olan bir adamın karısı ve çocuğu bir gece ev baskınıyla biraz yıpratılıyor. Ondan sonrası, eğlence aksiyon ve iyi kurgu.
0
mete kudur
(13.09.17)
Charles bronson filmleri diyor ve gidiyorum.
0
a summer day
(13.09.17)
kill bill
revenant
django
a history of violence
true grit
chan wook park'ın intikam üçlüsü (bir tanesi oldboy)
the skin i live in (verdiğin örnekler ebakılırsa bunu izlemesen de olur)

bu arada law abiding citizen +1
0
sir gawain
(13.09.17)
bhdrydn
(13.09.17)
oldtimer
(13.09.17)
Son derece kaliteli ve cool bi Türk filmi, Acı Aşk
Cansu dere, halit ergenç, songül öden var başrolde. Pek kalabalık bi film değil zaten
0
megalomaniac
(13.09.17)
Mel gibson'un paparazzilerden intikam aldigi bir film vardi. Adini unuttum, tavsiye ederim.
0
runagain
(13.09.17)
benim siralamam su sekilde;

kill bill
django unchained
lucky number slevin
john wick
memento
the count of monte cristo
0
hybridus
(13.09.17)
Hannibal Rising
0
harvey
(13.09.17)
The man from nowhere de fena değildir.
0
puc
(13.09.17)
Spawn
0
kreatin
(14.09.17)
John wick II
0
[GODDARD]
(14.09.17)
Django unchained artı bilmem kaç yüz bin milyon milyar sen ne yobtin?
0
[GODDARD]
(14.09.17)
contratiempo
0
olkol
(14.09.17)
Chato'nun toprakları. Western filmi.
0
komando kani var bende
(15.09.17)
man on fire
0
dirilis 1209
(28.10.17)
oldboy'u çeken yönetmenin iki intikam hikayesi daha var. isimlerini bilmiyorum. nette aratırsan çıkar. 3 filmlik intikam hikayesi serisiydi, bağımsız konular.
0
elorelia
(28.10.17)
relatos salvajes
0
denef
(28.10.17)
relatos salvajes +1
0
rahip janick
(28.10.17)
(1)

spiral ile helezonu karıştırıyorum....

zunkatsar
ciltlemede kullanılan spiral ve helezonu karıştırıyorum.google görsellerde arayınca da birbirine geçmiş durumda çıkan sonuçlar.1) http://sanem.com.tr/urunler/681098511.jpg2) http://www.hedefcopy.com/DijitalResimler/Spiral_Ciltleme_Tel_7.jpg1 helezon2 spiraldoğrusu bu di mi ?
ciltlemede kullanılan spiral ve helezonu karıştırıyorum.

google görsellerde arayınca da birbirine geçmiş durumda çıkan sonuçlar.


1) sanem.com.tr


2) www.hedefcopy.com


1 helezon

2 spiral

doğrusu bu di mi ?
0
zunkatsar
(13.09.17)
evet
0
mete kudur
(13.09.17)
(4)

aynı anda iki telefonda aynı sim kart kullanmak?

mehmed resad
iki sim kartım olsa ve iki telefonda olsa bu sim kartlar, telefonlarımdan biri kapanınca diğerinde kullanmaya devam edebilir miyim?
iki sim kartım olsa ve iki telefonda olsa bu sim kartlar, telefonlarımdan biri kapanınca diğerinde kullanmaya devam edebilir miyim?
0
mehmed resad
(12.09.17)
bundan yıllar yıllar önce ben de öyle birşey istemiştim. Olmaz dediler. Olmuyormuş yani.
0
mete kudur
(12.09.17)
var öyle bir şey ya, ikiz sim kart deniyor. nasıl kullanmak istediğinize bağlı, dediğiniz gibi birini kapatıp diğerini açarsanız kullanabilirsiniz bence, ama yine yetkili bir abiye danışmak iyi olur.
forum.donanimhaber.com
0
gkhncnzdgn
(12.09.17)
İkiz sim kart, Eş sim kart filan deniyor. Ben kullandım 2-3 yıl Turkcell olanını. O kartı bulursan bir bayide çıkartabilirsin. Üzerlerinde A ve B yazıyor. En son açılan telefon hangisiyse o çalışıyor.
0
Lim5
(12.09.17)
turkcell ve vodafoneda var , telekomda yoktu (son güncellemelerini bilmiyorum telekomun bi ihtimal gelmiş olabilir...

bayiye gidip ikiz sim kart istiyorum demeniz yeterli(bayilerdeki arkadaşlar önce bunu anlamamazlığa verip sonra stoklarımızda yok diyebilir, müşteri hizmetleri yönlendirdi vs deeyip baskı oluşturmanızı tavsiye ederm ,en azından yönlendirirler)

bu arada ikiz sim kartta ikisini aynı anda kullanamazsınız...biri aktifken diğerini pasife alma durumunuz var bilginiz olsun
0
KingDagos
(13.09.17)
(2)

trendyol'dan güneş gözlüğü alınır mı?

sanguine mcqaer
trendyol'dan çok alıveriş yaptım ama böyle pahalı şeyleri burdan almıyordum açıkçası. mağazaya göre çok uygun fiyatlı bir rayban gözlük var, alınır mı? sahte mahte çıkmasın.
trendyol'dan çok alıveriş yaptım ama böyle pahalı şeyleri burdan almıyordum açıkçası. mağazaya göre çok uygun fiyatlı bir rayban gözlük var, alınır mı? sahte mahte çıkmasın.
0
sanguine mcqaer
(12.09.17)
tredyol, markafoni, morhipo siteleri; ürünleri kendileri sağladığı yani ara satıcı kullanmadıkları için ürünleri sahte çıkmaz.

Ancak, ürünler geri gönderilmiş ürünler olduğu için hoyrat saklanmış rengi fotoğraftaki gibi olmayan v.s gibi şeyler olabilir.
0
mete kudur
(12.09.17)
Alınır
0
aquarium
(13.09.17)
(4)

cem yılmaz burada ne diyor?

diffarentiationation
https://youtu.be/8yZNQyu_mWU?t=443
0
diffarentiationation
(12.09.17)
''belliki zarf atıyorsun sen, şşş alooo'' diye duyuyorum ben. kalçayı titretirken ki aksiyon(cinsel) için.
0
mete kudur
(12.09.17)
şayııı diyor sanki. "o" sesi çıkmadığından eminim.
0
🌸diffarentiationation
(12.09.17)
şşş alo diye duydum.
0
mungojerry
(12.09.17)
şşalloo birleşik hep birden peşpeşe söylemiş bir adet şşş ve bir adet alo içerir, mete beye katılıyorum
0
selam
(12.09.17)
(1)

Sözlük'e alternatif isimler

jack of hearts
Sözlük'te anket başlık açmayı sevmiyorum, o yüzden Duyuru'da sorayım dedim. "Sözlük" kelimesi konsepti çok güzel karşıladığı için her zaman hoşuma gitmiştir. Ama merak ediyorum, Ekşi Sözlük'e benzer bir platformu siz yapmış olsaydınız nasıl bir isim koyardınız? İlla başlık açılıp tanım girilen bir p
Sözlük'te anket başlık açmayı sevmiyorum, o yüzden Duyuru'da sorayım dedim. "Sözlük" kelimesi konsepti çok güzel karşıladığı için her zaman hoşuma gitmiştir. Ama merak ediyorum, Ekşi Sözlük'e benzer bir platformu siz yapmış olsaydınız nasıl bir isim koyardınız? İlla başlık açılıp tanım girilen bir platform düşünmenize gerek yok. Quora gibi bir Q&A sitesi olarak da düşünebilirsiniz. Türkçe, İngilizce, Latince fark etmez. Yaratıcı, kısa ve anlamı karşılayan bir şeyler aklınıza geliyordur belki.
0
jack of hearts
(12.09.17)
ben olsam mahmut derdim (çok ciddiyim)

Bunun dışında, sözlük kelimesi aslında sözlüğün içinde bulunduğu hali karşılamıyor. Zaten bu sayfanın en altında yazan ve aslında sözlükten aparılan uyarı da bunun en büyük destekçisi.

Forum-Yorum bir yapısı var internet sözlüklerinin. itsmeans mi ne diyorlar gavurlar, öyle birşey biraz.

Ama ben bi' isim koyacak olsam mahmut koyardım. En azından yanıltıcı değil, oysa sözlük yanıltıcı.

Birkaç türetme de yapayım;
deme
kuyu
bence
hadi
ne
nar

gibi isimlerin de birisini koyabilirdim ama, özel isim olması açısından mahmut iyi bence.
0
mete kudur
(12.09.17)
(4)

ayakkabi tabanligi

baldur2
selam arkadaslar, uzun sureli ayakta durdugum icin tabanlik almayi dusunuyorum sadece ayaklarim da hafif agri var ama bunu kullanmak icin ozellikle bir rahatsizligimin olmasina gerek var mi yoksa ekstra rahatlik sagladigi icin kullansam guzel olur mu. onun haricinde kalin corap da etkili oluyormus a
selam arkadaslar, uzun sureli ayakta durdugum icin tabanlik almayi dusunuyorum sadece ayaklarim da hafif agri var ama bunu kullanmak icin ozellikle bir rahatsizligimin olmasina gerek var mi yoksa ekstra rahatlik sagladigi icin kullansam guzel olur mu. onun haricinde kalin corap da etkili oluyormus ayak sagligi acisindan, ne diyorsunuz, kalin corap mi giyeyim?
0
baldur2
(12.09.17)
Ortopedi görsün bi. Belki taban çökmesi belki fazla yüksek taban çatısı vardır. İkisi de farklı çözümler gerektirir, belki de hafif topuklu ayakkabı giymen gerekiyordur.
0
yaren
(12.09.17)
tabanlık işe yarıyor. bir de işten gelince ayaklarınızı ters dikin. pis kan mı ne toplanıyormuş. birşeymiş.

böyle anlatınca olmadı, ben de bu konunun cahiliyim gerçi ama eski bir arkadaşım öyle yapıyordu. O da bütün mesai yürüdüğü bir işle iştigaldi. Ondan duyduklarım bunlar.
0
mete kudur
(12.09.17)
Müthiş rahatlık. Eczaneye git, orada mavi silikon tabanlıklar satıyorlar. Onlardan al, 24 saat ayakta dur, hicbisey hissetmezsin. Ister direkt koy ayakkabıya ister önce ayakkabinin tabanligini çıkar öyle koy.
0
super kahraman olsaydim baba olurdum
(12.09.17)
kullandığım birkaç ayakkabıda da çok rahat etmemi sağladı. yalnız ayakkabı tabanını çıkarıp yerin yeni tabanlığı koymalısın, ben ilk başta çıkarmadan yerleştirmiştim, eskisinden daha rahatsız oldu. oldukça sıkmıştı.
0
burty
(12.09.17)
(4)

En yakın arkadaşına aşık olanlar hele bi gelin...

river song
aşık olduğunuzu nasıl ya da ne olunca anladınız ve nasıl emin oldunuz?birini arkadasınız olarak cok seviyorken nasıl dönüşüveriyor duygular?cevaplarınıza göre baska sorularım da olabilir.
aşık olduğunuzu nasıl ya da ne olunca anladınız ve nasıl emin oldunuz?
birini arkadasınız olarak cok seviyorken nasıl dönüşüveriyor duygular?
cevaplarınıza göre baska sorularım da olabilir.
0
river song
(12.09.17)
Su andaki sevgilimle bes senedir tanisiyorduk. Sacma bir sekilde tatli gorundu gozume ve daha fazla gorusmeye basladik. Basbasa etkinlikler duzenliyorduk vs. sonunda opustuk ve cikmaya basladik. Gecen gun konustuk hatta ikimiz de korkuyorduk opusurken utandik :)
Bok ederiz diye korktuk ama guzel gidiyor.
Arkadas olarak cok yakin degildik cok ortak arkadasimiz vardi ama basbasa zaman gecirmemistik.
0
fasulyek
(12.09.17)
aşık olan değil de aşık olunan(aşık olduğu kişi yanılgısına düşülen) kişi olarak da ben cevaplamak istedim.

O'na da anlatmıştım.

Aslında duygularınız değişmiyor, sadece içinde bulunduğunuz boşluk ve kaybetmişlik hissi/korkusu sizi bu intibaya götürüyor. Yoksa aşk öyle birşey değil; bob marley miydi kimdi birisi söylüyordu ''ilk görüşte aşık oldun oldun adamın, yoksa ne b.k olduğunu anlarsın'' diye. Yani kime çok yakından bakarsanız o kişinin o kadar kusurunu görürsünüz. Aşk etkilenme işidir. İnsan tanışıldığı vakit aşık olunan değil, katlanılan bir varlık halini alır. İşte bu yüzdendir ki uzun süreli(50-60) yıllık ilişkilerin temelinde ''rıza'' kavramının olması. 60 yıl birbirine aşık olan çift yoktur ama 60 yıldır birbirine razı olan çiftler vardır. Ve bu rıza alışkanlık ile birleştiğinde ölümcül bir hastalık olan kaybetme korkusu yaşatır insanlara(bu kısmın seninle bir ilgisi yok, teorik bilgi burası)

Yani sen de O'da diğerleri de aşık olmadınız, sadece hormonlarınız alengirlendi ve içinde bulunduğunuz şartlar yüzünden arkadaşınıza hallendiniz. hepsi bu.
Bu şartlar mutluluk da olabilir hüzün de kaybetmişlikte. Ne olursa olsun birşeylerin boşluğundan dolayı böyle hissediyorsunuz.
Yoksa sevgi kavramları çok net ve basittir. Eğer hayvani duygularımızı kontrol edebilseydik, daha anlaşılır ve daha net kavrayabilirdiniz. Ama olsun, algoritmik mantıkla anlatı da okuduğunu anlayan için iyi bir ikna aracı olabiliyor bazen.
0
mete kudur
(12.09.17)
Onda her şey var keşke böyle bi kız arkadaşım olsa diye düşünmüştüm. Sonra gel zaman git zaman kişisel alanlarımız daha bi yaklaştı, yaptığımız şeyler, dinlediğimiz müzikler bizi hipnotik/trans durumlara soktu ve oldu işte :)
0
mrsnpr
(12.09.17)
Çekim her zaman vardır aslında. Yanlış anlaşılmasın, her arkadaşla sevgili olunur demiyorum ama bazıları vardır ki farklı bir çekim vardır. Sonra bir gün ortam olursa ortaya çıkıverir. Gayet normal.
0
lcha
(12.09.17)
(19)

Mercedes gla mı yoksa bmw x1 mi?

ekaterina
İki aracın da fiyatı aynı, mercedes'in görünümü bence daha güzel ve donanımlı ama çok sert, yoldaki her şeyi hissediyorsunuz. Bmw daha konforlu, içerisi de daha ferah ve geniş. Hangisi sizce? 2. Sorum gla derseniz dizel mi benzinli mi, dizeli bir bayide benzinliden 10 bin fark vererek alınacak şekil
İki aracın da fiyatı aynı, mercedes'in görünümü bence daha güzel ve donanımlı ama çok sert, yoldaki her şeyi hissediyorsunuz. Bmw daha konforlu, içerisi de daha ferah ve geniş. Hangisi sizce?

2. Sorum gla derseniz dizel mi benzinli mi, dizeli bir bayide benzinliden 10 bin fark vererek alınacak şekilde bulduk. Performans olarak daha düşük ama benzin de öldürüyo insanı sonra.

3. Sorum Kime sorsam o arabalara 210 bin tl verilmez diyo, e neye verilir? Anlamadım ben. Sizce daha iyi alınabilecek bi araç var mı? Q3 seneye kasa değiştirecekmiş ajandamıza uymuyor.
0
ekaterina
(11.09.17)
illa jipimsi olacak diyosanız ikinci el az km.de x3 bakılabilir.
0
sekerse tehlike
(11.09.17)
gla dizel
0
basond
(11.09.17)
Mercedes tabii ki. BMW araba mı Mercedes'in yanında... 210 bin şöyle verilmez. Her gün aynı yere gidip geliyorsan, hafta sonu bile olsa uzun yol yapmıyorsan, bu arabaların konforundan bir şey anlamazsın. Bakımları da dert bu arabaların. Geçen bir video izledim. Adam Almanya'da Mercedes'in 45 bin bakımına 2 bin Euro vermiş. Sen Türkiye'de 8 bin lira vereceksin. Almanlar bile kullanmıyor bu arabaları çok zengin değillerse.
0
dissendium
(11.09.17)
200bin tl'ye gla, x1 yerine 2. el grand cherokee, discovery falan bakardım ben.
0
reactionic
(11.09.17)
gla tabiki.
0
jamswety
(11.09.17)
2. El almak istemiyorum. Ayrıca grand cherokee'nin benzinine yetişemem ben, aynı şekilde x3'ün de. Süremem zaten o araçları aşırı büyük, sedan bi şeye dönüş olabilir belki. 3.20 de iğrenç hiç beğenmiyorum. Araba yok ya püf :/
0
🌸ekaterina
(11.09.17)
@üğpo annem diyo zaten çok sert diye :D ben anlamadım pek lol.
0
🌸ekaterina
(11.09.17)
Tabii ki Mercedes demeye geldim.

Eğer çok kilometre yapılmayacak bir araçsa benzinli tercih edilebilir. o 10 bin TL fark kaç yılda çıkıyor onu hesaplayıp kendiniz karar verebilirsiniz.
0
himmet dayi
(11.09.17)
jeep renegade alabilirsin.
0
since1907
(11.09.17)
X1 malzeme kalitesi yerlerde. Bakim masraflari cok fahis buna karsilik aracta kalite yok.
Icine oturunca anlarsin zaten.Bizim patron masrafi yuzunden satiyor X1'i.
Yerinde olsam soyle tatli renk bir Volvo V40 alir gecerim. Veya BMW 3 serisi.
GLA ile X1 donanim ve performans kiyaslamasini bilmem ama GLA cok cok daha havali:)
0
stavro
(11.09.17)
mercedes e serisinin tek kapıları var, onlardan alın.

yok ama anket x1 ile gla arasında ısrar edecekse; gla. yazılışı güzel.
0
mete kudur
(11.09.17)
dış görünüş anlamımda bana göre ikisi de çok süper değil. O kadar para verilmez diyenler de belki haklılar ama sıfır araba fiyatları bir süredir uçuşta. Suv şart mı? Daha koyup 320d veya yeni 520i düşünmez misin?
0
puc
(11.09.17)
Peugeuot yeni suv 3008.Kalan parayla da tatil. İlla bu ikisi ise kesinlikle GLA. X1 bindim, oyuncak gibi.
0
maria puder
(11.09.17)
@mete e coupe 460 bin :D
0
🌸ekaterina
(11.09.17)
3008 SUV. efso araba yaptı adamlar.
0
gozu acik sevisen yahudi
(11.09.17)
Rus kizi

Ben seni bildim bileli bi alamadin araba, ama bu sefer baya azimli gördüm seni xD

Sirayla baslayalim..

1-Merso Gla: Buyuk ihtimalle amg paket alirsin sen bunu bi de(jupiter kirmizisi rengiyle tabi). Runflat lastikle iyice taş gibi olur, ne şehir içi ne şehir dişi binilmez. Bi arabanin spor sertligi baska, rahatsiz edicek senin konforundan ödün vericek kuru sertligi baska sey. İçini de beğenmiyorum ne o sonradan takilan ekrani ne malzeme kalitesini. Ha alirsan 1.5 reno dizellisini al(10 lira farka değer eğer uzun soluklu binip çok km yaparim diyosan), 7 ileri tork konvertorlu şanzıman eski tip olsa da güzel uyumlular üzmez.

2- Biemcik x1:Alt yapisi artik 1 serisi degil şu 2 Active Tourer ile ayni. Zaten içi de onunla ayni. Ben beğenmiyorum. Yeni 3 silindir 1.5 136 bg motoruna fena degil gibi. Şanziman da 6 ileri(bmw nin diğer modelleri 8 ileri) tork konvertorlu o da iş görür.

Alternatifler

1- Bmw 520i: 2 hafta önce yenisi denedim. EFSANE. Konforu, içinin sessizligi, koltuklari,1.6 motorun gidişi ve şanzimanla uyumu. Al ömürlük kullan. Bayi bize 260-270 arasi fiyat verdi 0 i için. Dizelinin fiyati ise 460-470 arasinda. Butceni asiyo evet ama bi önceki kasasinin temiz ikinci eline(2016 model) de bakabilirsin. Çok çok memnun kalicağini düşünüyorum. Yakit 9-10 litre benzin olur.

2-Yeni insignia: Bmw den sonra bunu denedim. Bu da beklemediğim kadar iyi çıktı. Direksiyonu koltuklari konforu sessizligi bmw ye binmemiş olsaydim onun yerine rüyalarima girerdi. Senin butcene de 1.6 dizelinin en dolu paketi + bütün opsiyonlari alabilirsin :D

3-Yeni a5: Çoook sert. Ve bu sertlik kaliteli bi sertlik degil rahatsiz edecek düzeyde idi. İçinin malzeme kalitesiyle hiç uyuşmuyo. Hayal kirikliği. Ha 1.4 motoru fena değil idi dsg ile. Bu da 9-10 yakar. Butceni pek de asmadiği için yazayim dedim bunu da.
0
bir3iki7
(12.09.17)
@bir3 aynen her seferinde kalkıp, efenim bu fakir mersedesi değer mi, bu para ona verilir mi, ya onu alacağına şunu al derken hep alamıyorum :D jüpiter kırmızısı mı :O beni hiç tanımamıssın cınım. Şeker kırmızısı benim arabam ama kırmızıyla alakası yok ki ehueh bugün alayım desen şunları renge 4100 tl fark vermen lazım qıps ^^

ayrıca 3008'i ve insignia'yı napim arkadaşlar mersedes'e binmek varken.

Son durum: x1'den kesin vazgeçtim Gla veya c180 coupe almayı düşünüyorum. Önceliğim gla çünkü yüksek araba istiyorum. Gla'nın benzinlisini denemiştim bi de dizelini deneyip karar vercem.
0
🌸ekaterina
(12.09.17)
renegade+1. dizel otomtik olanı 140 bin civarında. bence daha mantıkı. kalan parayı at kenara, 1+1 falan al ne bileyim. 70 bin lira az para mı, jeep kötü marka mı?
0
babilbaligi
(12.09.17)
c coupe al ya gla nedir
0
sekerse tehlike
(12.09.17)
(7)

Korku veya gerilim filmi

cemallamec
Önerebileceğiniz süper korku ya da gerilim filmi var mı? Son birkaç gündür günde 2-3 tane izliyorum. Ama öyle bayıldığım bir iki tane oldu.
Önerebileceğiniz süper korku ya da gerilim filmi var mı? Son birkaç gündür günde 2-3 tane izliyorum. Ama öyle bayıldığım bir iki tane oldu.
0
cemallamec
(08.09.17)
ben pek korku ve gerilim izleyemem, ama senaryo ve kurgu benim için çok kıymetlidir.

gone girl vardı gerilim alanında ilerleyen ve kurgusu fena olmayan. ona bakabilirsin.

(bkz: gone girl)

not: ben kızı tutuyorum.
0
mete kudur
(08.09.17)
Rec ve los cronocrimenes
0
peggy
(08.09.17)
rec +1
0
demoniclewinsky
(08.09.17)
oculus
0
sta
(08.09.17)
The Uninvited
0
harvey
(08.09.17)
the descent
0
nothing in my way
(08.09.17)
keşke sevdikleriniz yazsaymışsın, ona göre tavsiye verirdik. son zamanlarda izleyip beğendiklerimden bikaç tane söyleyim: the invitation, get out, as above so below, the visit, creep, the babadook.
0
ma ya
(09.09.17)
(17)

klasik müzik

nick bulamadim
ya ben klasik müziği pek sevemedim. neden farklı bir yerde bu tür? mesela şu parça çok sıkıcı değil mi? https://www.youtube.com/watch?v=GRxofEmo3HAşu beste mesela. https://www.youtube.com/watch?v=uWYmUZTYE78etkilemedi beni hiç. tabii sevdiğim eserler var ama %90 nesi özel anlamıyorum.bir de klasik m
ya ben klasik müziği pek sevemedim. neden farklı bir yerde bu tür? mesela şu parça çok sıkıcı değil mi? www.youtube.com

şu beste mesela. www.youtube.com

etkilemedi beni hiç. tabii sevdiğim eserler var ama %90 nesi özel anlamıyorum.


bir de klasik müzik yapan insanlar neden bir parçayı düzgün çalınca iyi müzisyen deniyor? yani yukarıdaki adam da aynısını çalıyor başka bir piyanist de. ama bir rock gitaristi için iyi besteler yapması gerek gitarist diyebilmek için. jimmy page iyi bir gitaristtir çünkü besteleri, soloları güzeldir. led zeppelin, metallica şarkılarını çalan birine cover/tribute grubu deriz. ama klasik müzikte varolan besteyi çalması yeterli. neden klasik müzikte bu farklı işliyor?
0
nick bulamadim
(08.09.17)
bayılırım vivaldiye.

senin biraz kafan karışmış, bahsini ettiğin üretim işlerini yapana kompozisyon yazarı(kompozitör) deniyor. enst. ile güzelce icra edene de virtüöz.

klasik müzikte eserin bazı tepe noktaları genel geçerde herkese göre güzeldir aslında, öyle uzun uzun dinlemek için alışık olmak lazım, biraz yemek gibi geliyor bana. mesela ben böğrülceyi hiç sevmem, ama dedem onsuz bir akşam yemeği sofrasına oturmaz. alışkanlıklar ve genetik sevdiğimiz/katlandığımız şeyleri belirliyor.

uzun uzadıya dinleme sen de, keza bugs bunyden bile alışık olman lazım.
0
mete kudur
(08.09.17)
flütle yalan hikayesi melodisini anca çalan adamlar four seasons için sıkıcı diyor ya ne deyim.

haklısın.
0
secrexv2
(08.09.17)
@mete klasik müzikte durum farklı o zaman. neden peki? yani bir gitarist metallica parçalarını kusursuz çalsın virtüöz denmez mesela ama klasik müzikte deniyor.

@secrexv2 e işte müzikle ilişkisi sınırlı insanlar neden sevmiyor onu soruyorum işte. senfonik metali falan çok severim mesela. ya da scott d davis diye bir adam var. metallica'nın parçalarını piyanoyla yorumlamış. onu da severim. ama direkt klasik pek sarmıyor.
0
🌸nick bulamadim
(08.09.17)
Metallica parçalarını dedem de çalar, o yüzden denmiyor. Steve Vai gibi adamların besteleri bana göre beş para etmez ama bu adamın virtüöz olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Çünkü hatasız çalması teknik olarak zor şeyler, klasik müzikte de öyle. Bana göre virtüözlük overrated bir şey o yüzden, bestecilik daha önemli ve gerekli bir uğraş.

Dört mevsimi sevmediysen başka bir şey denemene gerek yok, ondan daha zevkli bir eserle karşılaşacağını sanmıyorum.

Müzikal olarak niye farklı bir yerde sorusuna gelirsek, cazla birlikte müzikal olarak kompleks olan tek tür o da bu yüzden. Rock, blues, metal vs. çok primitif türler müzikal açıdan.
0
i was made for you
(08.09.17)
virtüözlük neye göre belirleniyor? enstrumanda kabiliyete göre mi? tamam metallica basit diyelim dream theater zor mesela. youtube'ta onu bile çalan küçücük çocuklar var. bunlara virtüöz denmezken neden yukardaki türk marşı'nı çalan adama deniyor? gerçekten bilmediğimden soruyorum.

klasik müzikte sevdiğim var biraz. bach'ın fuga'sı var mesela. dehşet bir şey. spotify listemde the second waltz falan var. ama four seasons gerçekten sıkıcı :(
0
🌸nick bulamadim
(08.09.17)
Virtüözlüğe overrated dememin sebebi tam bu dediğin şey aslında, ben de aynısını düşünmüştüm. Dream Theater çalan ufacık çocuklar var dediğin gibi, kimseye bir faydaları yok çalıyorlar öyle. Büyüyünce onlara da virtüöz denecek ama bizim haberimiz olmayacak çünkü ünlü olmayacaklar. Virtüözlük = teknik kusursuzluk. Olaya müzisyenlik açısından bakarsak bence iki akorla şarkı yapan rock grupları daha değerliler.
0
i was made for you
(08.09.17)
ama klasik müzikte enstrumanistler farklı bir yere konuluyor. bunu anlamaya çalışıyorum. mesela yukardaki adam türk marşını çalmış. bir piyanist ünlü ise nedeni besteleri değil eserleri iyi çalması oluyor. ama o adam oturup tüm rock parçalarını kusursuz çalmış olsa kimse değer vermeyecekti. bana dream theater çalan gitaristle türk marşını çalan piyanist aynıymış gibi geliyor. ama biri sanatçı olarak görülürken biri görülmüyor.
0
🌸nick bulamadim
(08.09.17)
Dediğini anlıyor ve yapısal olarak parçalanıyorum. Sebebi üstte bahsettiğim şeyden kaynaklanmış tarihsel/kültürel bir durum bence. Klasik müzik müzikal olarak kompleks bir tür ve en başından beri elit müziği olarak kabul görüyor. Karmaşıklığı dışında, salt bu elitizmden kaynaklanan bir hava var, bu yüzden icracıları daha ayrı bir yerde görülüyor.

Bu tamamen benim yorumum ama gerçek de bundan çok farklı değildir diye düşünüyorum.
0
i was made for you
(08.09.17)
virtüöz demek: bütün tekniklere hakim demek. Yani enstrümanını eline alınca rahatça bütün teknikleri icra edebilir. Usta.

Klasik müziğin 'klasik' olmasının sebebi belirli kural ve kaidelere göre bestelenmiş olmasıdır.

Klasik müzik derken: batı klasikleri var, klasik türk müziği var ya da örneğiyle bilemiyorum ama başka medeniyetlerin ve kültürlerin klasik eserleri olabilir.

bu bir klasik eserdir: www.youtube.com

bu da bir klasik eserdir: www.youtube.com

bu da bir klasik eserdir: www.youtube.com

folk music yani halk müziği klasiğe göre daha yavandır. Klasik müzik toplumun üst kesimlerine hitap eder, rafinedir.(Elbette hepsini herkes dinleyebilir.)

Bugün artık türlü çeşit müzik türü olmakla birlikte bu müziklerin sentezlenmesinden ortaya çıkan türler de vardır. Ve hatta artık günümüzde 'noise' türkçesiyle 'gürültü' bir müzik türü kabul edilebiliyor.

ek: Müziği anlarken sadece müziğe değil kültüre bakmak lazım. Zira genel olarak sanat, bir toplumun veya medeniyetin gelişmişlik düzeyini belirlerken, gelişmişlik düzeyi de sanatını belirler. Akımların dahi ortaya çıkmasının sebepleri vardır.

Örneğin: Zamanında fotoğraf teknolojisi geliştirilince realist sanatçılar gücünü ve işlerini kaybetmeye başlamış. Portre resim yaptırmak yerine fotoğraf çektirilmeye başlanmış.

Medeniyetlerin de yaşam grafikleri vardır. Bu grafiğe kabaca bakarsanız: Yükseliş(arkaik) dönem, Klasik dönem ve Düşüş(barok) dönem olarak görebilirsiniz.


Arkaik dönemde kurallar aranır, icad edilir. Kabuller ortaya çıkar. Geliştikçe kurallar oturur.
Klasik dönemde oturmuş kurallar vardır.
Barok dönemde de oturmuş kurallar yıkılmaya başlanır.
0
idexo
(08.09.17)
yüksek sanat anlamak için belli bir altyapı gerektiriyor çünkü. neden bu sanatlar yüksek dersen, kişiyi yalnızca eğlendirmek değil düşündürmek vs. işlevlere de sahipler. tüm sanat tarzları için böyle aslında. sanat sineması da böyle. müziği zaman doldurma, tüketme amaçlı dinlemeye alışmıştır kulağın. o yüzden sıkıcı geliyordur.
0
snape i başından beri tanırım
(08.09.17)
Çok uzun cevap veremicem kafan karışık sanırım, ayrıca biraz da bilgisizsin ama bu çok normal.
Piyanist: piyano çalan kişi
Besteci: malum
Vivaldi'nin mevsimlerini 40 farklı orkestradan dinledikten sonra dikkat ettiğin şey eser değil orkestranın nasıl çaldığı oluyor.
Piyano için de aynısı geçerli.
Olaya vivaldi'yi sıkıcı diye girip rock müzisyenleriyle kıyasladığın için bi şey diyemiyorum.
Normal bir kulak klasik müzikten ya da cazdan hiçbi şey anlamaz zaten. Sen kıyaslamaya kalkma ama yine de ayıp olur.
0
nocturness
(08.09.17)
Sırf buna cevap verebilmek için döndüm, nasıl gaza gelmişsem.

İlk olarak, klasik müzik 400-500 yıllık bir dönemi kapsar, dolayısıyla bu 400-500 yıl içindeki müzik de sabit değil. Bu yıllar boyunca yavaş yavaş ilerleyen ve birbirine dönüşen akımlar var. Klasik müzik aslında 17. yüzyılda daha etkin olan klasisizmden gelir ve bu akım zamanla barok müzik, empresyonist müzik, romantik müzik, vb.yi içine alıp bir şekilde hepsine ‘klasik müzik’ diye kapsamıştır. Örneğin, realist müzik daha çok halkın ekmek derdiyle, fakirliği ile ilgilendiği için ve klasik müziğin kapsamına çok fazla girmez (birkaç istisna dışında), çünkü klasik müzik sarayın müziğidir folk müzikten farklı olarak.

Şöyle örnek vereyim. Örneğin, rock müziğin ya da hip hop’un evrimini düşün. 30 yıllık tarihini düşün. 30 yıl önceki rock ile şimdiki rock aynı mı; ya da rap? Atıyorum, 80’leri çok severken 2010 dönemini sevmiyorsundur ya da tam tersi olabilir. Klasik müzik de aynı şekilde; 400-500 yıllık müziğin hepsi bir değil, bir evrimi var ve hepsinden hoşlanmayabilirsin. Yani, Beethoven dinlerken Vivaldi’yi hiç sevmeyebilirsin. Belki hoşuna giden akıma henüz denk gelmemişsindir.

Üstüne üstlük bu iş akımla da bitmiyor, coğrafya kısmı da var. Örneğin, Alman baroğu ile İtalyan baroğu bir değil. İngiliz klasisizmi ile Fransız klasisizmi bir değil. O zaman internet yok. Haliyle, birinin çıkardığı bir şeyden diğerinin 50 yıl sonra haberi oluyor, birbirlerinden çok haber yok milletin. Bu da demektir ki, aynı akımdan olsalar bile, Vivaldi’yi severken Bach hoşuna gitmeyebilir. Sıkıcıysa, zamanın ve coğrafyanın ruhu senin için sıkıcı demektir; bu da olabilir.

Genelde ‘Kulağıma güzel gelen şeyi dinlerim’ cümlesini çok kullanan ve bir müzik türüne kendini adamamış insanlar için genel yargılar vardır. Örneğin, metal müzik sevmeyenlerin sevdiği bir iki metal şarkısı genelde glam metal olur; caz dinlemeyen insanlar smooth cazı çok severler. Aynı şekilde, klasik müziğe romantik dönemden cort diye girmek, kızgın kumlardan serin sulara atlamak gibi bir şey olur. Genelde barok müzik için klasik müziğin smooth jazz’ı, başlangıç seviyesi denir.

Burada akımları hallettik, şimdi ‘Şarkı belli, iyi nasıl belli olacak’a gelelim.

Barok müzik, barok akımının bir parçası. Edebiyatta da, resimde de, müzikte de ortak noktası gözü gönlü hoş eden, iç açıcı, ışıklı, dingin bile olsa neşeyi, sevinci öne çıkaran bir akımdır. Tipik örnek:
www.youtube.com

Klasisist müzik ise biraz daha düz ve dingindir, müzikte ve diğer alanlarda eskiye dönüş vardır. Romantik akım ise tam tersine insanların hem fiziksel hem de duygusal olarak aciz olduğunu, insan ruhunun ve doğanın doğal olarak fırtına içinde olduğunu, felaketlerin kaçınılmaz olduğunu vurgular.
www.youtube.com

Dolayısıyla, bir müzisyenin bir parçayı yorumlarken akımına uyması, o akımın hakkını vermesi gerekir.

Örneğin, şarkılar için allegro der, yani hızlı çalınacak der de, o hızlı ne kadar hızlı. Yukarıdaki Re Majör Kanonu ile şu Re Majör Kanonu aynı hızda değil.
www.youtube.com

Örneğin, ikinci verdiğim linkteki hız ve aranjman zamanının ruhuna daha uygun ama ilk linkte verdiğim de şarkıya olabildiğince sadık kalarak 21. yüzyıla taşımış. Bunu, Eurythmics’in Sweet Dreams’i ile Marylin Manson’ın Sweet Dreams’i gibi düşün, ama tabii ki o kadar bariz değil ama aralarında fark var. Bunlardan birini belirleyen fark orkestradaki çalgılar.

Çalgı aynı diye düşünelim ve iki piyanisti düşünelim. Rock’tan örnek vereyim. Şu iki Dream On aynı mı? (Biri canlı, diğeri değil ama olsun)
www.youtube.com
www.youtube.com

Ya da akustik gitar açısından değerlendirelim. Capricho Arabe, çok güzel bir eserdir, gün batımına çok yakışır. İki ustadan dinleyelim ve yorum farkı belli olsun:
www.youtube.com
www.youtube.com
İkisi de usta olduğu için büyük bir fark yok ama ilki biraz daha yumuşak geçişlere sahip, ikincisinde geçişler biraz daha sert. Ben ilkinden hoşlanıyorum mesela.

Aynı şekilde, iki piyanistin de ekolü aynı değil. Birisi parçanın çalınma hızı, hızlı çalınacaksa o çalınacak hızı olması gerekenden hızlı mı yorumluyor, yavaş mı yorumluyor, ne kadar hızlı ya da yavaş çalıyor, hangi ekolden? Aynı şekilde, akımının hakkını vererek mi çalıyor? Kendi yorumunu şarkıya kattığında, yakıştırıyor mu? Romantik müzik çalıyorsa, şarkıdaki inişleri çıkışları uyumlu bir biçimde yakalayabiliyor mu? Klasik müzik çalıyorsa, şarkının düz gidişini tutturabiliyor mu yoksa fazla mı vurgu değişimi var? Notalar arası geçişleri ipek gibi mi, sert mi? Notalara yapılan vurgular yerinde mi? Az mı vurguluyor, çok mu vurguluyor? Aradaki geçişler hızlı mı, yavaş mı? Bunların hepsine 'Akımının hakkını vermiş mi?', 'Sanatçının ruhunu yansıtmış mı?', 'Kendi yorumu şarkıya uymuş mu?' şeklinde özetleyebiliriz.

Biri şiiri ‘Bugün 23 Nisan, Neşe doluyor insan’ vurgusuyla okur, biri tiyatrocu gibi okur. Bu da böyle.

Müzik çalışan birkaç kişi ile konuştuğumda, müziği keyif için dinlemediklerini söylediler, çünkü müziğin her notasını tek tek çalışıyorlar ve ciddi beyinsel olarak yoruluyorlar. Örneğin, yatarken dinleyemiyorlar müziği, çünkü notaları çalışmaya başlıyorlar otomatik olarak. 'Buna şöyle basmış', 'şurayı batırmış' ya da 'Bu vurgu güzel olmuş' gibi yorumlaya yorumlaya gidiyorlar. Bir de müzik akıp gittiği için mola verme şansları da pek yok; 5 dakikada 5 sudoku çözmüş gibi sersemleyebiliyorlar.
0
aychovsky
(08.09.17)
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com

ayço güzel özetlemiş aslında. şunlar da klasik mesela.
bunları farklı kişilerden dinle, hepsi farklı çalıyor. oysa ki nota aynı nota. mutlaka hoşuna gidecek bi şeyler vardır. biraz daha araştır.
0
nocturness
(08.09.17)
başlığı hortlatayım aylar sonra. birçok klasik müzisyeni farklı türde müzik dinlemiyor. bunun nedeni nedir? dinlememenin de ötesinde müzik olarak görmüyor. 1 aydır baya klasik müzik eseri dinledim. bunları dinledikten sonra günümüzdeki popüler müzikler biraz yavan geliyor kabul. ancak klasik müzikteki bir gitar konçertosunun jimi hendrix'in yaptığı müzikten farkı nedir?
mesela şu kızın çaldığı parça bir gitar konçertosu kadar saygı görmüyor.

www.youtube.com

ya da şu adamı da çok severim. ama yaptığı müzik klasik müzik kadar saygı görmüyor sanırım. bu müziğin klasik müzik gitar konçertosundan farkı nedir?

www.youtube.com


enstrumanistlerin farkını anladım. ama bir piyanist başka bestecinin şarkılarını çalarak müzik yaşamını sürdürebiliyorken bu kız neden sadece varolan besteyi çaldığı için müzisyen olarak görülmüyor? yani sürekli led zeppelin çalsa en fazla cover band olabilir ve bir etkisi olmaz müzik dünyasında. ama elektro gitar yerine klasik gitar çalsa durum farklı olur ve kendi bestelerini yapması gerekmez.
0
🌸nick bulamadim
(04.10.17)
16-17 yıldır klasik müzik dinlerim, ilk 10 sene başka müzik dinlemedim, sonraları caz dinlemeye başladım şu anda klasik dinlemiyorum.
derinliği olan müzikler bunlar, 2-3 akorlu şarkılarla aynı saygıyı görmesi beklenemez.
bi yerde yanlış düşünüyosun, varolan bi besteyi çaldığı için müzisyen olarak görülmüyor diyosun.
böyle bi kriter olduğunu sanmıyorum.

mesela şu adamlar da cover yapıyor, bunlar müzisyen değil diyebilir mi kimse?
www.youtube.com

saygı görmek başka bi olay, senin sorunu tam anlayamıyorum açıkçası.
fazıl say'ın gördüğü saygıyı koray avcı da görsün diyosun gibime geliyo :D
0
nocturness
(04.10.17)
yok derinlik konusuna katılıyorum. 1 ayda baya eser dinledim. geri dönüp bakınca gerçekten popüler müzikler yavan kalıyor. klasik müzik romansa pop müzik fıkra falan olur en fazla. ama şu aşağıdaki kızın yaptığı müziği 2. linkteki müzikten iyi yapan şey nedir? fazıl say-koray avcı'dan ziyade şu ikisi de aynı saygıyı görmeli bence.

www.youtube.com

www.youtube.com

onun dışında mesela ben çıkıp buckethead'in bir parçasını birebir çalsam kimse yaptığım şeye saygı duymaz. ama o kızın çaldığı parçayı çalsam müzisyen derler. öyle değil mi? bana göre göre o daft punk coverı yapan adamlar da müzisyen ama birçok klasik müzisyeni onları ciddiye almaz gibi geliyor.
0
🌸nick bulamadim
(04.10.17)
valla cevap veremedim.
bazıları müzisyenler (müzik kulağı olanlar) için müzik yapar, bazıları da herkes dinlesin diye.
şu linki de atıp kayboluyorum.
www.youtube.com
0
nocturness
(04.10.17)
(5)

kitap önerisi

attirmayin makedonun kafasini
kişisel gelişim kitaplarının belki yarıdan fazlası boştur belki ama okuduğunuz, sevdiğiniz kitaplar varsa bilmek isterim.özgeçmiş veya başarı hikayeleri değil de mesela kriz yönetimi, liderlik, insan ilişkileri gibi konular ilgimi çeker.aynı zamanda ekonomi, finans ve hukuk alanlarında da genel, yüz
kişisel gelişim kitaplarının belki yarıdan fazlası boştur belki ama okuduğunuz, sevdiğiniz kitaplar varsa bilmek isterim.

özgeçmiş veya başarı hikayeleri değil de mesela kriz yönetimi, liderlik, insan ilişkileri gibi konular ilgimi çeker.

aynı zamanda ekonomi, finans ve hukuk alanlarında da genel, yüzeysel ve bilinmesi gerekenleri anlatan kitapları da önerebilirsiniz.
0
attirmayin makedonun kafasini
(08.09.17)
sayılır mı bilmem ama bence saatleri ayarlama enstitüsü şahane bir kriz yönetimi liderlik ve insan ilişkileri kitabıdır.
0
mete kudur
(08.09.17)
Davranışsal ekonomist ve psikoloji profesörü dan ariely'nin akıldışı ama öngörülebilir isimli kitabını okuyabilirsiniz.
0
sarap dumani
(08.09.17)
sizin gibi ön yargılı olmama rağmen çok popüler ve kült olan şu kitaptan etkilenmiştim =

Etkili İnsanların 7 Alışkanlığı - Stephen Covey
0
nevrochaotica
(08.09.17)
How to win friends and influence the people.İnsan ilişkilerinde bana çok şey kattı aldığım notları ayda 1 okuyorum.
0
Mcfly
(08.09.17)
Ahmet şerif izgören
Mümin sekman
Üstün dökmen
Kitapları güzeldir çıktıkları programları ve verdikleri seminerleride beğeniyorum
0
kararsızataletfilozofu
(09.09.17)
(8)

Ankara'da Diksiyon Kursu

kullanıcı adı
Merhaba,Ben günlük hayatta konuşurken çok hızlı konuşuyorum, kelimeleri yutuyorum.Topluluk karşısında konuşmam gerektiğinde ya da bir ciddi bir konuşma yapmam gerekirse de çok heyecanlanıyorum, sesim inceliyor ve titriyor.Şimdi, bu sorunu çözmek, acele etmeden tane tane tatlı tatlı konuşmak, efendim
Merhaba,

Ben günlük hayatta konuşurken çok hızlı konuşuyorum, kelimeleri yutuyorum.
Topluluk karşısında konuşmam gerektiğinde ya da bir ciddi bir konuşma yapmam gerekirse de çok heyecanlanıyorum, sesim inceliyor ve titriyor.

Şimdi, bu sorunu çözmek, acele etmeden tane tane tatlı tatlı konuşmak, efendime söyliyim elimi nereye koyacağımı bilmek, sesimin insan gibi çıkmasını sağlamak, eğer topluluğa konuşacaksam da sesimin arkalara da gitmesini sağlamak için ne yapmalıyım?

Diksiyon kursu iş görür mü? Onun yerine nefes terapisidir filan gibi toplara mı girmeliyim?

Hepinize selam iderim.
0
kullanıcı adı
(08.09.17)
diksiyon kursu değil aradığın şey, diksiyon kursunda kelimelerin doğru telaffuzu üzerine duruyorlar. ben bi' dönem gitmiştim. harfler ve kelime yapıları filan. illa bi' faydası olacaktır ama, tam olarak aradığın konu o değil.

konuşma koçları var(mış) onlara yoğunlaşmalısın; bir de ankarada bi' grup vardı, şimdi adını unuttum da işte senin benim gibi adamlar toplanıyorlar, ve konuşma yapmak üzerine çalışıyorlar, birbirlerine sunum yapıyorlar filan. sunum tekniklerini öğrenip kabiliyetlerini geliştiriyorlar.

adına bakarım birazdan, bir de faydalı olabileceğini düşündüğüm bi' herifcioğlu vardı onun da adına bakıp editleyeceğim gönderiyi.


edit: bahsini ettiğim grup; toastmasters web sayfaları da şu; www.toastmasters.org

yine bahsini etmeye çalıştığım adam da julian treasure.

bunun dışında da amy cuddy diye bi' hoca vardı sanırım, house dizisinden adı aklımda kalmış; onun da ted konuşması vardı bu konuya yakındı diye anımsıyorum ama tam da emin değilim, ona da 1 bakayım öyleyse eğer link atarım.

edit2: bu kadının ki tam olarak o değilmiş, yine de izle işte zaman geçer. Konular yakın en azından, jullian treassure'ın da ted konuşması var, aşağıdaki linkten girince adını aratırsan çıkar. 2 tane var diye anımsıyorum, birisi konuşmak birisi dinlemek için. linki o yüzden atıyorum aslında.
www.ted.com

bunun dışında bana sormamışsın da; yine de bildiğim kadarını ufaktan anlatayım, toastmasters'da küçük bi' yıllık ücret var geçen sene sormuştum ben 100 lira mıydı 100 dolarmıydı tam anımsayamadım öyle birşeydi. normal klüp mantığıyla çalışıyorlardı. selamun aleyküm ben geldim bu da üyelik ücretim diyince oluyordu diye aklımda kalmış. telefonla bilgi veriyorlar da şu sıra tatilde olabilirler, yanlış anımsamıyorsam yazları aktif değillerdi. yanılıyor da olabilirim.
0
mete kudur
(08.09.17)
Toast masters mı?
0
geçerkenugradım
(08.09.17)
Bence yaratici drama ya da tiyatro gibi bir kurs hem ses, nefes kullanımina hem de kalabalık önünde daha rahat olmanıza faydalı olabilir.
0
Ufuk
(08.09.17)
@geçerkenuğradım--- baktım bu tostmastır abilere, iyimiş. merhaba ben geldim deyip gidebiliyor muyuz?

@ufuk ---haklısınız, tiyatro değil de yaratıcı drama işleri olabilir. ankara'da bildiğiniz kurslar var mı?

@mete kudur--- bekliyorum efenim.
0
🌸kullanıcı adı
(08.09.17)
merhaba. uzman dil ve konuşma terapistiyim. bahsettiğiniz sorun türkçeye hızlı-bozuk konuşma diye geçirilmiş cluttering olduğunu düşünüyorum sizi görmeden net bir şey söyleyebilmek mümkün değil. bu tip akıcılık sorunları ile dil ve konuşma terapistleri ilgilenmektedir. yaşadığınız yerdeki bir uzmandan yardım alabilirsiniz. paylaştığım linkten ankarayı seçerek oradaki terapistlere ulaşabilirsiniz. ben izmirde yaşadığım ve çalıştığım için elimden bu kadarı geliyor :)
www.tdktd.org
0
imba
(08.09.17)
varsa böyle bişey biz de gatılak gardaş la :D
0
regardless of what they say
(08.09.17)
Baskent Iletisim Akademisi ile gorusun
0
Traveller
(08.09.17)
@ben de bu toastmaster olayını arştırmıştım, paralı olduğu için yanaşmadım. Facebook'tan takip edebilirsin.
0
geçerkenugradım
(08.09.17)
(1)

Hangisinin kullanımı doğru?

yorgunum
Hangisinin kullanımı doğru?Uçakların kullandığı alana havaalanı mı demek doğru, havalimanı mı demek doğru? Biraz araştırma yaptım önce türk dil kurumundan anlamlarını yazayımhavaalanı isim (hava'alanı)isim İçerisindeki bina, tesis ve donatımlar dâhil uçakların iniş, kalkış ve yer hareketlerini yapar
Hangisinin kullanımı doğru?

Uçakların kullandığı alana havaalanı mı demek doğru, havalimanı mı demek doğru? Biraz araştırma yaptım önce türk dil kurumundan anlamlarını yazayım

havaalanı
isim (hava'alanı)
isim İçerisindeki bina, tesis ve donatımlar dâhil uçakların iniş, kalkış ve yer hareketlerini yaparken kullanabilmeleri amacıyla belirlenmiş, ülke içindeki uçuşların yapıldığı saha
"Ancak havaalanı yolunda kayda değer bir bilgi daha edinmişti." - E. Şafak

havalimanı
isim (hava'limanı)
1. isim Uluslararası veya şehirler arası hava yolu ulaşımı için gerekli teknik ve ticari kuruluşların bütünü
2. Bu altyapının yerleştirilmesini, işletilmesini ve geliştirilmesini sağlayan kuruluş

şu linkler de çeşitli açıklamalar var

Havaalanı ve Havalimanı Arasındaki Fark Nedir?
wowturkey.com

HAVALIMANI ILE HAVAALANI ARASINDAKI FARK NEDIR?
www.havayolu101.com

yeniokul.net

havaalanı ile havalimanı arasındaki fark
www.uludagsozluk.com

Aralarındaki fark kaldırılmadan önce havalimanının havaalanından farkı neydi?
www.haber46.com.tr

Havalimanı nedir havaalanı ile arasındaki fark nedir?
www.haber46.com.tr

Konu tam netliğe kavuşmamış bence ve muallakta kalmış bana göre kesinlikle havaalanı olmalı çünkü liman kelimesinde

liman
isim, denizcilik Rumca
isim, denizcilik Gemilerin barınmalarına, yük alıp boşaltmalarına, yolcu indirip bindirmelerine yarayan doğal veya yapay sığınak
"Hayatını anlatacağımız adam Çin limanlarından birinde yaşamıştı." - N. Hikmet

uçakla alakalı bir tanım yok liman tamamen gemilerle alakalı bir denizcilik tabiri sizlerinde görüşünü almak istedim bana göre havaalanı.
0
yorgunum
(07.09.17)
bunu sanırım dücane cündioğlu anlatmıştı bi' söyleşisinde ama şimdi bulmam zor olur.

mesela uzay için de ''uzay gemisi'' diyoruz. bence dil de aslolan şey anlaşılmaktır yani ikisi de kullanılabilir ama havalimanı ''park'' sebebiyle biraz daha uygun gibi geliyor bana.
0
mete kudur
(07.09.17)
(5)

Yalnızlığınız hangi evrede

neil manke
ben yaklaşık 2 aydır herhangi bir arkadaşımla buluşmak için dışarı çıkmadım. çünkü arkadaşım yok. sadece kıyafet kitap cart curt alasım olduğunda ve sigara almak için çıkıyorum.bir de kardeşim çok yalnız olduğumun farkında olduğu için arada bowling oynamaya falan götürüyor beni açılayım diye. sizde
ben yaklaşık 2 aydır herhangi bir arkadaşımla buluşmak için dışarı çıkmadım. çünkü arkadaşım yok. sadece kıyafet kitap cart curt alasım olduğunda ve sigara almak için çıkıyorum.

bir de kardeşim çok yalnız olduğumun farkında olduğu için arada bowling oynamaya falan götürüyor beni açılayım diye.

sizde durum nedir?
0
neil manke
(06.09.17)
33. dereceden mason.
0
Ufuk
(06.09.17)
Nirvana.
0
binder dandet
(06.09.17)
Çevreme gülücükler neşeler sevgiler olumlu enerjiler destekler saçan ama kendi içimde kendimle ilgili ne kadar mevzu varsa hepsini anlamsız ve değersiz bulan bir insan oldum. Sebebini bilmiyorum. Yalnızlıktan mıdır, bilmiyorum. Ama bi yalnızlık var doğru o.
0
yaren
(07.09.17)
3-4 sene önce dibi görmüştüm ama özellikle son 1 senedir çok iyiyim. bayağı düşük seviyede.
0
doxanikee
(07.09.17)
Aslında soruya cevap olmayacak ama, aklıma getirdi gerçekten bunun bi' diyagramı/grafiği filan olması lazım.

Yani, bu yalnızlık meselesi bi' hayli ilginç. Belki de son yüzyılın hastalığıdır kaygı ile birlikte ama; bunun genel bir evreleri ve davranış biçimi vardır diye düşünüyorum. yani bir sistematik açıklamaya bağlanabilir gibi geliyor. güzel birşeyden bahsetmişsiniz bence.


not: yalnızlığın asla istenebilir birşey olduğunu düşünmüyorum, en fazla rıza gösterilebilir birşey olabilir, yani 2 olumsuzluktan bir diğerinin tercih edilmesi gibi. yalnızlık sahip olabileceğiniz kişi/kişilere KIYASLA TERCİH edebilinecek birşey olabilir. Yoksa hiçkimsenin yalnızlığın kendisinden dolayı yalnızlığı isteyeceğini zannetmiyorum.

konu şahaneymiş yalnız, gece gece.

İç enerjiyle, genetikle ve sosyo-kültürel mirasla filan bi' ilgisi vardır bunun mutlaka.
0
mete kudur
(07.09.17)
(6)

Tıp okuyanların ne kadarı 6 yılda bitirebiliyor?

hadi ya la
Çok zor olduğunu duyuyorum ama mezun olma oranı nasıl merak ediyorum.
Çok zor olduğunu duyuyorum ama mezun olma oranı nasıl merak ediyorum.
0
hadi ya la
(06.09.17)
tıp okuyan adam zaten çalışma konusunda aşmıştır. çok yüksek olduğunu sanmıyorum.
0
bohr atom modeli
(06.09.17)
benim tanıdıklarımın hepsi 6 senede bitirdiler, hatta okurken hobi olarak da illa birşeyle uğraştılar.

dansla, resimle, fotoğrafçılıkla.


dersleri biraz sanayi ustası gibi ilerliyor. algoritmik olarak bol tekrarla. Şimdi benim söylemem ayıp kaçar ama; afganistanlı öğrenciler onların memleketinde tıp'dan daha iyi para kazandırdığı için bazı mühendislik dallarını seçiyorlardı ülkemizde ve tıp seçenler sizin bölümler daha zor diyordu.
0
mete kudur
(06.09.17)
Yuzde 80-90 diyebilirim cevremden (doktorum)

Tip zor, ancak sinav gecmek sanildigi kadar zor degil
0
gibicibicis
(06.09.17)
fen lisesi mezunuyum sınıfın yarısı tıpçı, dersanenin filan da çoğu tıp okudu, benim iş hayatım da tıp fakültesinde geçiyor çoğunlukla
bildiğim herkes zamanında bitirdi
tek bi kız vardı psikolojik sıkıntılar yaşadı filan (bana kalırsa ciddi ciddi sıyırmıştı) o uzattı mı emin değilim -psikiyatrist şu anda :)
0
niye ama
(06.09.17)
%70-80 gibi. benim dönemim genel olarak 6 senede bitirdi uzatmadan ama üst dönemimden uzatan çok olmuştu.
0
shotgunwoman
(06.09.17)
Benim arkadaşlarımın çoğu tıp okuyor. 6 yılda bitirdi hepsi. Hazırlık okuyanlar da intern şimdi ama onlar da 6 yılda bitirecek muhtemelen.
0
ms brownstone
(06.09.17)
(1)

bu videolardaki hayrettin'in soyadı ne?

yorgunum
bu videolardaki hayrettin'in soyadı ne?Hayrettin Metrobüs Reklamıhttps://www.youtube.com/watch?v=eHdzOMNR_DoVatan Şaşmaz & Hayrettin İETT Metrobüs Reklamıhttps://www.youtube.com/watch?v=nqYQ1eW7XPw
bu videolardaki hayrettin'in soyadı ne?

Hayrettin Metrobüs Reklamı
www.youtube.com

Vatan Şaşmaz & Hayrettin İETT Metrobüs Reklamı
www.youtube.com
0
yorgunum
(06.09.17)
karaoğuz
0
mete kudur
(06.09.17)
(3)

yaz saati uygulanmasının bitmesi doğru mu yanlış mı

yorgunum
yaz saati uygulanmasının bitmesi doğru mu yanlış mıbilimselce yanlış akp bu konuda da yanlış yaptı tasarrufmuş amaç böyle tasarruf olmaz aksine daha çok israf oldu insanlar kör karanlıkta okula işe gidiyor, psikolojisi bozuluyor, sabah bile elektrik yakıyorlar, küçük bir çocuk okula giderken karanlı
yaz saati uygulanmasının bitmesi doğru mu yanlış mı

bilimselce yanlış akp bu konuda da yanlış yaptı tasarrufmuş amaç böyle tasarruf olmaz aksine daha çok israf oldu insanlar kör karanlıkta okula işe gidiyor, psikolojisi bozuluyor, sabah bile elektrik yakıyorlar, küçük bir çocuk okula giderken karanlıkta ezilip öldü, çelebi böyle olur akp nin tasarruf uygulaması özet tasarruf bahane saat dilimini sakil arapların saat dilimi ile aynı yapmak şahane olay budur bir de şu var eğer ille saatleri ileri geri almak bitirilecekse kış saatine yani avrupa saatine sabitlenerek bitmeliydi doğrusu oydu

murat muratoğlu açıklamasını yazmış

www.sozcu.com.tr

yazısının sonunda sırada ne var? cuma günlerini tatil ilan etmek mi? yazmış

o da olur cahil şeriat isteyen şakirtlerin çoğunluk olduğu ülkede adım adım şeriata gidiyoruz orduya bile sıkmabaş girdi cuma günü mü tatil olmayacak o da olur lanet olsun
0
yorgunum
(30.08.17)
🌸yorgunum
(07.09.17)
🌸yorgunum
(07.09.17)
ben böyle düşünmüyorum. yani konu arap saati ile ilgili değildir bence. yahut cuma günlerini tatil yapmak filan, devletler bu şekilde refleks almaz zannı içindeyim.

Ama yaz saatinin normal şartlarda iyi olduğunu fakat türkiyede güvenliğin sağlanamaması sebebiyle problem doğuracağını filan da uygulama ilk başladığında yazmıştım sağda solda.

bununla birlikte o dönem işe giderken kapımın önünden araçla alındığım için beni hiç etkilememiş aksine akşam bi' nebze daha ışığı yakalamış olmamın sevincini yaşatmıştı.

fakat yine kendi akrabalarımdan izmirde yaşayanlar, köpek korkusu yüzünden çocuklarını okula götürürken kendileri eşlik ediyorlardı. normalde çocuk kendisi gidiyor.

bu da ekstra bi' işlem oluyor, yani kadın/adam kendi işine geç kalıyor çocuğu bırakmak için, hatta 3 aile nöbet sistemiyle bunu gerçekleştiriyordu.

Keza bir de bu bahsini ettiğiniz karanlıkta araç kullanımı, tekinsiz yerlerde var olacak insan odaklı güvenlik problemleri filan var.

Ama bana bir tercih hakkı verilse, saatlerin asla kış saatine sabitlenmesini istemezdim, belki çocukluktan gelen bir gün ışığı sevgisidir bu bendeki, karanlığı ve kışı sevmememden kaynaklanıyordur ama, normal zamanlarda da güneşin doğuşunu izlemek, beni belki de biraz heyecanlandıran tek aktivite.
0
mete kudur
(07.09.17)
(4)

Ayvalık'ta yağış var mı ?

denef
Hava nasıl, soma taraflarındayız şuan o tarafa geçmeyi düşünüyoruz. Burası baya kapalı,oralar nasıl ?
Hava nasıl, soma taraflarındayız şuan o tarafa geçmeyi düşünüyoruz. Burası baya kapalı,oralar nasıl ?
0
denef
(22.08.17)
Hayat size güze yemin ediyorum.

Şu anda yağmıyor ama bulutlar geziniyor, yağabilir yani. Tedbirli olun.
0
mete kudur
(22.08.17)
Gidelim dedik kasırga çıktı burda :( ama yine de fena değil hayat sağolun.
0
🌸denef
(22.08.17)
hava yardiriyor su anda. bahceli evin varsa sayasinda cok guzel oturulur ama.
0
alperz
(22.08.17)
Şuan yok, ama hava sabahtan beri kapalı. Ayvalıktayım.
0
drystedb efficacious
(22.08.17)
(1)

yurtdışı şantiyesinde çalışmak ve sonrası

hede hodo
ılk şantiyem. azerbaycandayım, yaş 31.türkiyede 1 senede kazanacağım parayı 4.5 5 ayda çıkardım.iş azalma noktasında. yani max 3 4 ay daha burada kalırmışım gibime geliyor.konuşulan şeyler, şantiye iş bitimi sonrası bir boşluk olacağı vs. hiç öyle boşta kalmadım. ama tecrubeli şantiyeci adamların bu
ılk şantiyem. azerbaycandayım, yaş 31.
türkiyede 1 senede kazanacağım parayı 4.5 5 ayda çıkardım.
iş azalma noktasında. yani max 3 4 ay daha burada kalırmışım gibime geliyor.
konuşulan şeyler, şantiye iş bitimi sonrası bir boşluk olacağı vs. hiç öyle boşta kalmadım. ama tecrubeli şantiyeci adamların bu soylemleri tedirgin etmeye yetti.
sizde durumlar nasıl oldu? (çalışanlar)
tedirginlik biraz saçma gerçi ama oyle işte yav:)
0
hede hodo
(22.08.17)
Tamamen şirkete bağlı, şirketin diğer projelerine kaydırma yapabilirlerse yaparlar kaydırma yapamayacak durumdalarsa ve yeni projeleri de yoksa çıkış verirler. Şirket yine iyi bir yerse de tazminatını alırsın. Ama max 3-4 ay demek kış sezonu demek, o yüzden yöneticinle görüşsen iyi olacak çünkü sonrası için aksiyon yaşanabilir.

Bir de alternatif proje olsa bile, orada ihtiyaç duyulmayacaksa yine çıkış verebilirler -ki türkiyede sabah şantiyeye gelip öğleden sonra çıkışını alan tanıdığım insanlar var.


Yani işin özü, sen alternatif iş aramaya uzaktan görüşmeler yapmaya başla. Hem daha iyi bir teklif gelir bakarsın, oralara geçersin. Zaten çalışırken kesinlikle bir yandan da alternatif işlere bakmak da gerekiyor.
0
mete kudur
(22.08.17)
(19)

Hiç tanımadığınız birisiyle tatile gider miydiniz?

six packsiz
İnternette tanıştığınız ama genel olarak aynı şeylerden hoşlandığınız, 9-10 aydır tanışıp konuştuğunuz birisiyle 5-6 günlük bir tatile çıkar mıydınız? Gerçek anlamda tatil olarak iki kişi için de ilk tatil olacak.
İnternette tanıştığınız ama genel olarak aynı şeylerden hoşlandığınız, 9-10 aydır tanışıp konuştuğunuz birisiyle 5-6 günlük bir tatile çıkar mıydınız? Gerçek anlamda tatil olarak iki kişi için de ilk tatil olacak.
0
six packsiz
(22.08.17)
Tatile çıkmayı sevmiyorum, sevseydim giderdim. Ancak çadır gibi filan değil de herşey dahil oteller gibi garanti şeylere giderdim. Keza 30 yıl tanıdığım birisiyle de çadır tatiline çıkmayı istemem.
0
mete kudur
(22.08.17)
Daha önce yüz yüze görüşüldüyse neden olmasın.
0
reactionic
(22.08.17)
giderdim, gittim. her iki cinsten de fazlasıyla kamp attık. tanıdıklarımla yaptığım tatillerden daha fazla keyif aldım hatta.
0
jugador
(22.08.17)
kamp ise yapılabilir. ama genel bir şehre gitme veya bir otelde kalma fikriyse yapmam. sonuçta aynı şeylerden hoşlansan da kişilerin tatil fikri apayrı olabiliyor.
0
hononu
(22.08.17)
giderdim, neden gitmeyeyim?
0
fragile lady
(22.08.17)
Hayır. Tanıdıklarımla bile gitmiyorum.
Sen git ama.
0
manuel mandalina
(22.08.17)
giderim.
0
Tears of Devil
(22.08.17)
ben tanımadıklarımla her seferinde kamp olayına giriyorum. eğer anlaşmazlık falan olursa çadırları ayırabilme ya da başka bi yere gitme lüksü var. ama otel olayına girmem.
0
moratoryumkisilik
(22.08.17)
Daha once tanisilip takilindi ise yuz yuze hatri sayilir vakit gecirildi ise gidilebilir.
0
Deathrow
(22.08.17)
Karsi cinsten biritle Internet uzerinden iletisime gecip planlarimizi yapip 1 hafta sonrasinda gidis gunu havaalaninda tanisarak 2 ay kadar sorunsuz bir yurtdisi gezisi yapmistik
0
ahmetmehmetsenmisinahmet
(22.08.17)
tanıdığım insanla bile çekinirim. klişenin dibi bir laf var ya bir insanı tanımak için tatile git diye. gerçekten öyle. hem kendim yaşadım hem de çevremden çok duydum benzer tecrübeler. tabii şart değil illa kötü geçmesi ama çok büyük ve uzun bir tatil planlamamak mantıklı olacaktır. bir de birbirinize aşırı bağımlı olacağınız tabii, olur da kimyanız tutmazsa tatilde en azından kendi başınıza da takılabileceğiniz bir şeyler olsun.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(22.08.17)
gitmem.
0
pinkpeony
(22.08.17)
Nereye olduğuna bağlı.
Böyle sessiz sakin kamp gibi bir şeyse gitmem. Malum biraz paranoyaklık var.
Ama kalabalık bir yer, iyi bir otelde kalınıyor, bilindik bir yer vs. ise giderim.
0
mutekebbir
(22.08.17)
karşı cinse kısa tatilse 3 5 günlük ok ..Ama 3 5 günlük ve otel tarzı tavsiye ederim.
0
sorunvar
(22.08.17)
yüzyüze görüşmüş olmam önemli değil, bir insanla tatile çıkmak için karşımdaki insanda sadece iki kriter ararım: mızmız ve cimri olmamalı.

bu ikisini karşıladığına inanıyorsam, zevklerimizin tamamen örtüşmesi veya görüşmüş olmamız gerekmez; tatile çıkarım. emin değilsem veya şüphelerim varsa, çıkmam.
0
treamorg
(22.08.17)
giderim
0
gazozailacatmauzmani
(22.08.17)
Gitmedim, gitmem.
0
iwasbornonamountainside
(22.08.17)
giderim.
tanıdığım bir insanla tatile gittiğimde kendimi kısıtlanmış hissediyorum.
tanımadığım bir grupla dilediğimi yapabilirim.
0
cliquot
(22.08.17)
gidilebilir, 9-10 aydır konuşuluyorsa hele bence gidilir. çünkü internetten tanışıp ertesi gün festivale, bir hafta sonra da 3-4 günlük tatile gitmişliğim var. ama yine de dikkatli ol, kötü şeyler de gelebiliyor insanın başına. onu da yaşamış biri olarak söylüyorum :)
0
degika
(22.08.17)
(5)

proje müdürü ne kadar maaş alır

benimadımmayıs
Selamlar, bir arkadaşımız yabancı bir şirketin türkiye ayağında proje yöneticisi olarak işe başladı. Biz de fakirler olarak ne kadar maaş alıyordur çenemizi yorduk; bir de size sormak istedim. Bu kişi ne kadar maaş alıyordur sizce? Projede çalışan kişi sayısı 5-6 filan sanırım. Kimsenin kazandığınd
Selamlar, bir arkadaşımız yabancı bir şirketin türkiye ayağında proje yöneticisi olarak işe başladı. Biz de fakirler olarak ne kadar maaş alıyordur çenemizi yorduk; bir de size sormak istedim. Bu kişi ne kadar maaş alıyordur sizce? Projede çalışan kişi sayısı 5-6 filan sanırım. Kimsenin kazandığında gözümüz yok, herkese bol bereketli kazançlar :)
0
benimadımmayıs
(22.08.17)
Yani öyle yardımcı filan değil. Dediğim gibi yabancı bir şirketin buradaki projesinin başında. Onun üstü yok sanırım burada; onlar yurt dışında.
0
🌸benimadımmayıs
(22.08.17)
proje yöneticisi pozisyonun bazı yerlerde hiç bir ağırlığı yok gerçekten, yeni mezun arkadaşlarımın bu pozisyonla işe başladığı bile olmuştu.
0
bobinhoo
(22.08.17)
bunu da asla bilemeyiz, ücretini dövizle alıyor da olabilir. dövizle alıyorsa zaten bizim dilimizi çok yorar o iş :)

Bir de sektör de önemli sanırım.
Benim tanıdığım proje müdürü yok; 2 tane proje koordinatörü vardı bunlardan birisi istanbulda inşaat alanında 35bin alıyordu (2 yıl önce (bunun üstünde proje müdürü vardı). Diğeri de dilovasında 16bin alıyordu(bunun da senesi 2012'nin başları)
0
mete kudur
(22.08.17)
Şirkete, şirketin operasyon büyüklüğüne göre değişir. 10'un altında ise koftiden bir proje demektir.
0
babilbaligi
(22.08.17)
Sektöre ve kıdeme bağlı olarak proje yöneticisi 10+ alır yabancı şirketlerde. Eğer yurtdışına gitmesi gerekiyorsa bu tutarın para birimi TL değil USD olur.

Benim dediğim enerji sektörü ve senior pm için geçerli.
0
SiyamkedisiZorro
(22.08.17)
(3)

ankara'da kaliteli lokum

tabudeviren
ankara'da kaliteli lokum alabilecegim neresi vardir?sirf tatli ureten dukkanlar da olabilir...
ankara'da kaliteli lokum alabilecegim neresi vardir?

sirf tatli ureten dukkanlar da olabilir...
0
tabudeviren
(22.08.17)
Ali Uzun. Ulus'ta yeri var.
0
yaren
(22.08.17)
Ali Uzun +1

eksisozluk.com
0
suwat
(22.08.17)
Ben çok anlamam da eskişehir yolu üzerinde ankaradan eskişehir hattına giderken yaşamkente gelmeden solda bi' kuruyemişçi var tek mağaza zaten, adını unuttum şimdi; oranın lokumlarını seviyor bizimkiler. taze diyorlar.

Ama ben taze lokumu afyonda yemiştim, hakikaten lokum meğer dişe yapışan birşey değilmiş diye herkese de anlatırım.
0
mete kudur
(22.08.17)
(2)

Şu arkadaş kim?

doxanikee
https://twitter.com/tivibu/status/897838451495768064Şu videoda soldaki eleman tanıdık geldi, kim bu?
twitter.com

Şu videoda soldaki eleman tanıdık geldi, kim bu?
0
doxanikee
(19.08.17)
Mehmet turguta benziyor.
0
steven wilson
(20.08.17)
Oktay Kaya ?
0
mete kudur
(20.08.17)
(7)

Deli miyim?

mutekebbir
Her şeyden çok çabuk etkileniyorum.Birkaç örnekle açıklayayım;1- Yıllar önce son durak diye bir film izlemiştim filmde yürüyen merdivenlerde geçen bir kısım var izleyenler bilir yürüyen merdiven bozuluyor yerinden kayıyor vs. O zamandan beri ne zaman yürüyen merdiven kullanacak olsam korkarım birden
Her şeyden çok çabuk etkileniyorum.
Birkaç örnekle açıklayayım;

1- Yıllar önce son durak diye bir film izlemiştim filmde yürüyen merdivenlerde geçen bir kısım var izleyenler bilir yürüyen merdiven bozuluyor yerinden kayıyor vs. O zamandan beri ne zaman yürüyen merdiven kullanacak olsam korkarım birden aklıma o sahne gelir ve hızlanırım mütemadiyen bunu yaşıyorum.


2- Bir kere birisi bana "buradan taksiye binmeyin bunlar hap falan kullanıyor sakat insanlar" demişti yer: Yenikapı metro karşısı saat:00:00 suları olayın hikayesi var mesele o değil diye geçiyorum.
Neyse ben o günden beri yoldan geçen taksilere binemiyorum illa durak taksisi olacak kendim arayıp çağıracağım. Dün gece evin oradaki duraktan Metrobüs istasyonuna taksi çağırıttım binip eve geldim.


3- Geçenlerde kardeşim bilmem nerede bir havuza çok ucuz bir malzeme almamışlar ölenler olmuş bu yüzden gibi bir şey söyledi haberlerde görmüş o günden beri havuza girmekte tedirginim girmiyorum.


4- Birkaç gün önce bir arkadaş motosikletlerle ilgili soru sormuştu altına birisi gelip motosiklet kullanmayın çok riskli ben bi kaza atlattım yoldaki bir taşa bakar diye bir şey yazmış.
Psikolojim bozuldu onu okuduğumdan beri yolda motosikletli görünce gözüm yola kayıyor taş falan var mı diye ve kafamda sürekli ben kullanırken taşa takılsam ne olur acaba diye bir düşünce. Büyük ihtimalle bu yüzden kullanamayacağım.


Ben neden her şeyden bu kadar çabuk etkileniyor olabilirim?

Çok mu hassasım ben?
Ruh sağlığım mı bozuk?

Neden olabilir bunlar?


Teşekkürler.
0
mutekebbir
(19.08.17)
Tedbirlisin, evhamlısın, azıcık da takıntılısın.
Bence normalsin, çok da şeyapma.
0
manuel mandalina
(19.08.17)
deli değilsin ama bi psikiyatra görün bence
0
paintov
(19.08.17)
Deli değilsin ama kendini koruma eğilimin biraz fazla. Ben de mesela süs havuzlarına elimi bile sokmam hiçbir zaman. Süs havuzlarında elektrik kaçağı olduğu zaman sudaki kişiler direkt ölüyor. Geçenlerde beş kişi öldü Sakarya'da. Bir de Kocaeli'de bir kadının köpeği havuza atlamıştı ve köpek de elektrik akımına kapılıp ölmüştü. Ben de buna dikkat ediyorum örneğin. Bunun ruh sağlığının bozuk olmasıyla bir ilgisi yok. Türkiye'de yaşayabilmek için bunlar dikkate alınması gereken şeyler.
0
dissendium
(19.08.17)
deliliğin tanımını bilmiyorum; ama kesin olan şey sıradan değilsin. insan tölere edebilme özelliği sayesinde ''normal'' insan olabiliyor, hem fizyolojik (bu kelime füzyolojik de olabilir bilmiyorum) hem mental hem de psikolojik açıdan böyle; meşhur tuz-bardak-havuz hikayesinde ki gibi.

Aslında şimdi anlatacağım şey tam doğru değil ama gerçek, anlamanda da öğretici bir etkisi olacağı için; Eğer bi' psikiyatr'a gidip bunları anlatırsan sana çok çok yüksek bir ihtimalle tanı koyacaktır. Yani normal dışı bir davranış biçiminde olduğunu söyleyecektir, psikiyatrlara çok güvenmemek lazım ama içinde bulunduğun durumu bil diye.

Bunun dışında, eğer bu davranış tutumun sana hayatı zorlaştırmıyorsa bir problem yok demektir, ama sana hayatı zorlaştırıyorsa o zaman üzerinde neler yapılabilir; bunlar konuşulmalı.
0
mete kudur
(19.08.17)
hiçbiri de bana "yok artık, bundan da etkilenilir mi be?" dedirtmedi. bu ülkede, eften püften şeyler yüzünden ölen, kazaya uğrayan o kadar çok kişi var ki. bu yüzden işi sağlama almak en iyisi. o son durak serisi de korkularımın birleşimi gibi bir şey olmuştu, direkt gözümde canlandırınca ister istemez korkarım ben de. mesela bir gün kamyon gibi bir şey caddede çakılların kenarından geçerken tak diye mermi gibi fırlatmıştı bir tanesini. son durak'ta da vardı mesela böyle bir sahne. şimdi ben kendimi niye korumayayım ki? bunun neresi delilik?


aynı şekilde ben de mesela tabela altından geçerken kafamı tutarak geçiyorum başıma düşer diye. insanlar umarsızca olta attığı için çok korkuyorum bir gün oltanın zokası yüzüme takılacak diye. işin garibi de, yine bir gün balık tutanların kenarından yüzümü saklayarak geçiyordum. arkadaşım da "annemin yüzüne zoka gelmişti bu tipler yüzünden" demişti de korkmamda ne kadar haklı olduğumu görmüştüm.
deniz kenarında da temkinli duruyorum, bir tane hapçı ya da ergen malların didişmesi yüzünden aşağı düşerim diye.



kısacası, bu ülkede olmaz dediğimiz şekilde ölümler meydana gelince, insanın korkmasında ve tedbir almasında delilik değil de haklılık payı var.
0
m e b
(19.08.17)
Asla deli değilsin. Benzer kaygılar bende de var.

Bir keresinde Cerrahpaşa'da iki hizmetli, merdivenlerde kocaman bir çelik dolap taşıyorlardı. (daha doğrusu taşıyamıyorlardı, sanırım içi de doluydu) Ay şimdi bu üzerime düşmesin diye tedirgin olup kenara çekildim ve adamlar o dolabı düşürdü. Eğer iç sesimi dinlemeseydim, muhtemelen ölmüştüm.

Fakat bu kaygılar hayat kalitemizi etkiliyorsa profesyonel yardım alınmalı. Buradan obsesif kompulsif vb. diye teşhis koymak çok anlamlı gelmiyor bana ama kendin de rahatsız olmuşsun ki bu durumdan duyuru açmışsın.
0
old possum
(19.08.17)
Yazmiyim diyorum ama herşeye okb yapıştırmak da moda oldu. Ciddi okb olsan şu anda doktor kapısı aşındırıyor olurdun zaten, rahat ol. Kendini tart, hayatını ciddi etkileyecek, seni işinden gücünden alıkoyacak kaçınmalar yaratıyorsa bu durum, psikolog ziyaretinde fayda var. Teşhisi o koyar.
0
manuel mandalina
(20.08.17)
(10)

insanlar neden gerçeklere katlanamıyor da sürekli onaylanmak istiyor

mete kudur
sb, cevap gelirse geldikçe soru silsilesi de gelecek.
sb, cevap gelirse geldikçe soru silsilesi de gelecek.
0
mete kudur
(19.08.17)
çünkü haklı çıkıp tatmin olmak için, çünkü içini rahatlatmak için, çünkü gerçekleri kabullenemediği için.

bazı insanlar için gerçekte haklı ya da haksız olmak, doğru ya da yanlış bilmek hiç önemli olmuyor. önemli olan kabul görmek, onaylanmak.
0
rahip janick
(19.08.17)
yani bu insanların haklı olmak istemesi bi' hezeyandan mı ibaret ? faydasız bir hezeyan hem de, bencilce.
0
🌸mete kudur
(19.08.17)
bence tamamen öyle.

babamdan biliyorum. asla tartışamazsın, gerçekleri söylediğin zaman sinirlenir. haksız bile olsa haksız olduğunu duymak istemez, onaylanmasa bile. en sonunda da durumu "bence"ye getirir.

gerçekleri duymak istemiyorlar, gerçekleri görmek istemiyorlar, yanılgıda olmadıklarını, haklı olduklarını, doğru olduklarını, hata yapmadıklarını düşünüyorlar ve birileri bunu söylesin istiyorlar. Ha, birileri bunun aksini söyleyecekse de hiçbir şey söylemesin daha iyi, onlara göre.
0
rahip janick
(19.08.17)
Çünkü kompleksliler.
0
ms brownstone
(19.08.17)
Çünkü her olumsuz tarafın aslinda yapici yani da vardir. Kimse yikici eleştiriyi sevmez.
0
for day to break
(19.08.17)
İnsana en küçük yaştan itibaren doğruluk, hakkaniyet ve iyilik hakkıyla sevdirilmemiştir, ondandır. Bunları çoğumuz sadece kendi çıkarımız için kullanırız, ardına saklanırız. Halbuki "kendin için istediğini başkası için de istemek" en başta gerçekleri olduğu gibi görmeyi sevecek, yanlış olduğunda eksiklenmek değil de düzeltmek yoluna gidecek, kendini tanrı olarak değil hatalı yanlışlı insan olarak görüp hep iyiliğe yönelecek şekilde davranmanın sağlaması. Kendim için istediğim adaleti senin için de aynı dozda istemeliyim. Hürriyeti, eşitliği, doğruluğu, güveni... ancak bu eğitimden sonra insan yanlışını sükunetle görebilir, ancak bu eğitimden sonra yanlışı düzeltmeyi seçebilir.

Yani değerler eğitimimiz, kişilik/karakter eğitimimiz çok 40 katır terkisinde süründüğü için böyleyiz.
0
yaren
(19.08.17)
çünkü gerçekler egoyu yeterince beslemiyor.
kendi kafalarında tasarladıkları daha cazip geliyor.
0
blatta hiberna
(19.08.17)
Gerçekler genel olarak acı verici şeyler, insanlar acı çekmektense yalan da olsa mutluluğu ve tatmini tercih ediyor.Ayrıca kimse biricik egosuna zarar verecek ve vicdanında rahatsızlık yaratacak şeyleri duymak istemez.
0
harvey
(19.08.17)
Çünkü kendine başkalarının ona verdiği değer üzerinden değer biçmeye alıştırılıyor doğumundan itibaren. Bir şey yapıyor ebeveyni gülüyor aynı şeyi tekrar yapıyor ebeveyni tekrar ilgi gösterdiği anda sorun başlıyor. Arkadaşının komik olmayan şakasına zorla gülsün ki kendininkine de gülünsün ilkokulda ortaouklda bunu öğreniyor. Çocukta ebeveyninde olmayan bir içgörü yoksa fıtratı ebeveynininki gibiyse onlar gibi olup çıkıyor.

Türkiye toplumunda çok yaygın bu durum. O yüzden yalnızlığı anlayamıyor, birey olmayı idrak edemiyor insanlar. Bir de isim takmışlar Akdeniz toplumu, sıcakkanlılık diye.
0
Batuhanolabilir
(19.08.17)
Ben de bunu soruyorum, cevap bulursam haber veririm tsk.
Aslinda cevap belli, onaylanmak isteyen yaratiklariz. Bu da kabul etmemiz gereken gerceklerden biri.
0
stavro
(19.08.17)
(22)

Sevgili ile her gün telefonda konuşmak vs. konuşmamak

la lykia
Haftada birkaç gün görüşen çalışan bir çifti düşünelim. Ayşe ile Ahmet olsun. Aynı evde yaşamıyorlar ama evleri aynı semtte.1. soru: Görüşmedikleri günlerde hiç telefonda konuşmamaları, birbirlerini aramamaları normal midir?2. soru: Diyelim ki o gün görüşelim veya görüşmeyelim gibi bir şey konuşulma
Haftada birkaç gün görüşen çalışan bir çifti düşünelim. Ayşe ile Ahmet olsun. Aynı evde yaşamıyorlar ama evleri aynı semtte.

1. soru: Görüşmedikleri günlerde hiç telefonda konuşmamaları, birbirlerini aramamaları normal midir?

2. soru: Diyelim ki o gün görüşelim veya görüşmeyelim gibi bir şey konuşulmamıştı. Ayşe Ahmet'i görüşelim demek veya bir şey anlatmak veya sadece sesini duymak için aradı. Ahmet de o gün biraz yoğundu, aramayı sonradan gördü. O gün eve yorgun gitti, önemli bir şey olsaydı Ayşe nasıl olsa 2. kez arardı diye düşünüp Ayşe'yi aramadan yattı uyudu. Ayşe'yi ertesi gün aradı. Bu normal midir?

3. soru: 2. sorudaki durumun ayda birkaç kez tekrar etmesi normal midir?

Bugün ofiste bu konunun tartışması oldu. (Ofiste olan arkadaşımız Ayşe. Kız geçen gün Ahmet'e yine ulaşamadığı için kafayı yeme noktasına geldi. )

Bir grup Ahmet'in Ayşe'yi sallamadığını söyleyip Ahmet'i suçladı. Bir grup da Ayşe'yi abartmakla suçladı. Sizce?

Edit Ek Not: Mesajlaşma yok, Ahmet bunun normal olduğunu savunuyormuş. Kendisi sürekli bi haber alma, haber verme halinin her zaman gerekli olmadığını söylüyormuş. Onun için özür dileme gibi bir durum yok. Hatta Ayşe'nin kendisini merak etmesini saçma buluyormuş ama Ayşe'nin haberleşme isteğine saygı duyduğunu, onun için elinden geleni yaptığını anlatıp anlayış bekliyormuş. Ayşe de "Sevgili, ilişki" kavramlarımız çok farklı, ayrılmam gerekiyor diye fikrimizi sordu.
0
la lykia
(17.08.17)
hiçbiri normal değil. yazık bir ilişki. zorlamaya gerek yok.
0
fragile lady
(17.08.17)
1. Eğer hiç konusulmuyorsa bence normal değil. Yani, aramiyorlardir ama mesajlasiyorlardir, o zaman sıkıntı yok, ama hiç konuşmamak normal değil bence. İnsan hiç olmazsa merak eder.

2. Eğer eve gidip aylak aylak takilmadiysa, direk uyuduysa normal. Aksi halde, insan, önemsiz olduğunu düşünse bile en azından ne olduğunu merak eder sorar.

3. Normal değil.

4. Ayşe'nin bu olayı ofise taşıması da pek normal değil.
0
rahip janick
(17.08.17)
böyle sorulara cevap aramak bence doğru değil. iki farklı insandan ve dinamikleri o iki insana bağlı olan bir iletişim biçiminden bahsediyorsun. bunu nereden bilebiliriz? bu tarz durumlarda şu siyahtır veya bu net beyaz demekten itinayla kaçınıyorum.
0
bruceandwayne
(17.08.17)
Bu şartlar altında Ayşe'nin başına bişey gelse, acil bi durum olsa Ahmet'i arayamaz. Arasa da Ahmet'in her şey olup bittikten sonra haberi olmuş olur. Böyle ilişki olmaz olsun. Sevgili demek en yakınımız, her şeyi en çok paylaştığımız ve ilk anlattığımız kişi demektir.
0
megalomaniac
(17.08.17)
ahmet'te bir ilgisizlik var. bu durum ha deyince düzelecek bir şey de değil. herkesle ilişki yürüyecek diye bir şey yok. ayşe önüne baksın.

not: 27E 4yıllıkilişkispor
0
zgrydn
(17.08.17)
en basitinden bir iyi geceler konuşması olsa güzel olur. ahmet bence sorumsuz. ayşe'yi pek sallamıyor.
0
hononu
(17.08.17)
Ek Not: Mesajlaşma yok, Ahmet bunun normal olduğunu savunuyormuş. Kendisi sürekli bi haber alma, haber verme halinin her zaman gerekli olmadığını söylüyormuş. Onun için özür dileme gibi bir durum yok. Hatta Ayşe'nin kendisini merak etmesini saçma buluyormuş ama Ayşe'nin haberleşme isteğine saygı duyduğunu, onun için elinden geleni yaptığını anlatıp anlayış bekliyormuş. Ayşe de "Sevgili, ilişki" kavramlarımız çok farklı, ayrılmam gerekiyor diye fikrimizi sordu.
0
🌸la lykia
(17.08.17)
normal değil.
0
elorelia
(17.08.17)
Eğer bu ilişki şekli Ayşe'ye uymuyor ve Ayşe'yi rahatsız ediyorsa - ki öyle görünüyor. Ayrılmasında fayda olabilir.ahmetin ayrılığı çok sallayacağini da sanmıyorum ben. Belli ki birbirleri için pek uygun insanlar değiller
0
rahip janick
(17.08.17)
normal değil hiçbirisi.
0
basond
(17.08.17)
Hiçbiri normal değil.
0
aquarium
(17.08.17)
Değil hiçbiri normal.
0
harvey
(17.08.17)
ikisi de bir birey ve ikisi de kendi fikirlerini savunuyor. böyle konularda kimse kimseyi "çok yanlış düşünüyorsun" diye suçlayamaz. ahmet zırt pırt aranmak istemeyen bir adam, tarzı o ve aramayı da sevmiyor olabilir. en doğal hakkı. ayşe de telefonlaşmayı fazla seven bir kadın. sevebilir, onun da en doğal hakkı.
konu aslında böyle basit olduğu için birbirlerini oldukları gibi kabullenmeleri ve bu işin ofise kadar taşınmaması gerekirdi. ama bu yüzden anlaşamıyorlarsa işleri çok zor.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(17.08.17)
Hiçbiri normal değildir. İnsan sevgilisine de günaydın iyi geceler demeyecekse kime diyecek acaba?
0
mutlusismankedi2015
(17.08.17)
ahmet kurnaz, ahmet tilki. ahmet aslında kızdan ayrılmak istiyor ama üzmeden yapmak istiyor. ayşe ayrılsın.
0
secrex
(17.08.17)
Ahmet çok uyanık. Muhtemelen başka biriyle mesajlaşıp konuşuyor. İnsan sevgilisiyle sadece hesap sormak haber vermek için konuşmaz, sırf özlediği için bile aptalca konuşabilir, yazabilir. Adam hem aramıyor hem aradığında açmıyor hem geri dönmüyor, hem de mesaj atmıyor?! Ben bu kafadaki biriyle beraber olmam, adam beni ofisteki ayşe teyzeden bile daha az merak ediyor önemsiyor diye düşünürüm.
0
mslny
(17.08.17)
Bu arada Ayşe'nin Ahmet ile birkaç hafta önce şöyle bir konuşma yapmış olduğu bilgimiz dahilinde:

"Biz demek ki bazı önemli kavramlara farklı bakıyoruz. Sevgilimizden, ilişkiden beklentilerimiz farklı. Bu şekilde birbirimize saygı duysak da mutlu olmamız zor. Uzlaşamıyorsak dostça ayrılalım vb. demiş.

Ancak çocuk ayrılmaya yanaşmamış. Yani Ayşe'ye bu tavrını diretiyor bir nevi.

Ayşe de sabah akşam konuşalım, mesajlaşalım kafasında bir kız değil. Zaten ofiste herkes yoğun. Ama en azından nezaketen aynı gün içinde beni geri ara vs dediğinde de Ahmet kızı kendisinin ve aramamasının normal olduğuna ikna etmeye çalışıyor.

Yani hem ayrılmaya yanaşmıyor, hem de beni böyle kabul et, benim davranışım normal baskısı yapıyor.

Sanırım bu biraz duygusal manipulasyon.
0
🌸la lykia
(17.08.17)
Ahmet'in başka biri daha var hayatında.
0
sen git ben geliyorum
(20.08.17)
1. Olabilir. Kişisel alan falan filan.

2. Olamaz, aramalıydı.

3. Normal değildir. O ilişki bitmiş okeye dönüyor.
0
yirmisantim
(20.08.17)
Güncel bilgi editi:

Ahmet Ayşe'ye benim seninle bir sorunum yok, ben sadece telefona yapışık yaşamayı sevmiyorum demiş. Bazen saatlerce telefona bakmadığım oluyor, bir işim oluyor, hiç bakmıyorum vs demiş. (Bakamıyorum değil.)

Bu arada Ahmet işsiz, gün içinde ailesinin git gel işlerine yardım ediyormuş. Fatura ödeme, akrabalara yardım vs.

Bir de akıllı telefon kullanmıyor. Sosyal medya hesabı da yok.

iş arıyor ama Ayşe'den dinlediklerimize göre bence biraz sallıyor. Ayşe ilanları takip edip Ahmet'e söylüyor, adam öyle başvuru yapıyor. Ayşe adama yardımcı olabilmek için elinden geleni yapıyor önümüzde.

Ayşe arkadaşımız da biraz duygusal ve bağımlı olabilecek bir profil. Kızı bence güzel manipule ediyor şu an çocuk. Sen bana zaten hiç güvenmedin vs diye duygu sömürüsüne başlamış şimdi de.

Durumun ilginç tarafı aslında Ayşe arkadaşımız da pek öyle bir kız değil. O da bireysel alanına önem veriyor vs. Bir de örneğin hiç mesajlaşmıyorlar. Adamda whatsapp da yok.

Gün içinde veya sonunda Ayşe arıyor ise şunun için arıyor: bugün görüşecek miyiz, görüşmeyeceksek ben şu işimi halledeyim veya program yapalım vs demek için. Hiç günaydın iyi geceler modunda bir çift değiller.

Biz örneğin iş çıkışı yemeğe gidelim dedik. Ayşe ben bir Ahmet ile konuşayım, bir programımız olmazsa gelirim diyor. Adamı arıyor, ulaşamıyor, mesaj atıyor biz kızlarla program yapıyoruz, bugün görüşür müydük vs diye. Ses yok. Ayşe'ye noldu konuştunuz mu diyorum. Yok ulaşamadım geliyorum ben de sizinle diyor.

O gün görüşmeyeceklerini böyle anlamış oluyor örneğin. Bu arada ondan habersiz program yapmasına Ahmet asla dayanamıyor, niye haber vermiyorsun oluyor anında.
0
🌸la lykia
(20.08.17)
1- normal
2-normal değil
3- almanya kaybedince biz de kaybettiğimiz için bu da normal değil.


Birlikteliklerde güven problemi yoksa, iletişim sıklığı karakter-tavır ilişkisiyle anlatılabilir.
Yani, bu ayşe ile ahmet'in ''sevgililik'' alışkanlıkları kesinlikle farklı; bu yüzden ya aynı eve çıksınlar ya da ayrılsınlar (eğer problemleri sadece buysa aynı eve çıktıklarında bu problem çözülür, daha gerçek ve sert problemlerle karşılaşırlar)
0
mete kudur
(20.08.17)
Bu arada bir kavga da şuradan çıkıyor: Adam şu an birçok öfke patlamasını işsiz olmasına bağlıyor. Ruh sağlığım bozuk diyor. Ayşe de elinden gelenin fazlasını hakkaten yapıyor zaten çok merhametli biri, onu incitmemeye çalışıyor.
Ama İş aradığı için de Ayşe telefonuna yapışık yaşamalı diyor. Adamı iş görüşmesine çağıracak olsalar Ayşe gibi 2 gün bekleyecek veya mesaj atacak hali yok şirketlerin sonuçta.
0
🌸la lykia
(20.08.17)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.