aşık olan değil de aşık olunan(aşık olduğu kişi yanılgısına düşülen) kişi olarak da ben cevaplamak istedim.
O'na da anlatmıştım.
Aslında duygularınız değişmiyor, sadece içinde bulunduğunuz boşluk ve kaybetmişlik hissi/korkusu sizi bu intibaya götürüyor. Yoksa aşk öyle birşey değil; bob marley miydi kimdi birisi söylüyordu ''ilk görüşte aşık oldun oldun adamın, yoksa ne b.k olduğunu anlarsın'' diye. Yani kime çok yakından bakarsanız o kişinin o kadar kusurunu görürsünüz. Aşk etkilenme işidir. İnsan tanışıldığı vakit aşık olunan değil, katlanılan bir varlık halini alır. İşte bu yüzdendir ki uzun süreli(50-60) yıllık ilişkilerin temelinde ''rıza'' kavramının olması. 60 yıl birbirine aşık olan çift yoktur ama 60 yıldır birbirine razı olan çiftler vardır. Ve bu rıza alışkanlık ile birleştiğinde ölümcül bir hastalık olan kaybetme korkusu yaşatır insanlara(bu kısmın seninle bir ilgisi yok, teorik bilgi burası)
Yani sen de O'da diğerleri de aşık olmadınız, sadece hormonlarınız alengirlendi ve içinde bulunduğunuz şartlar yüzünden arkadaşınıza hallendiniz. hepsi bu.
Bu şartlar mutluluk da olabilir hüzün de kaybetmişlikte. Ne olursa olsun birşeylerin boşluğundan dolayı böyle hissediyorsunuz.
Yoksa sevgi kavramları çok net ve basittir. Eğer hayvani duygularımızı kontrol edebilseydik, daha anlaşılır ve daha net kavrayabilirdiniz. Ama olsun, algoritmik mantıkla anlatı da okuduğunu anlayan için iyi bir ikna aracı olabiliyor bazen.
0