Giriş
(12)

Trigger kayışı değişsin mi?

ekaterina
4 yıl olmuş servis değiştirelim dedi ama 895 tl. diyorlar. Napim değiştireyim mi? Araç 83 bin km.'de eylülde satılacak.
4 yıl olmuş servis değiştirelim dedi ama 895 tl. diyorlar. Napim değiştireyim mi? Araç 83 bin km.'de eylülde satılacak.
0
ekaterina
(15.08.17)
Periyordik bakım programında 4 yılsa değiştirilme zamanı, yararlı tabiki. Kolayca kopmaz ama koparsa yüksek masraf açar.
0
reactionic
(15.08.17)
Servis yerine sanayide değiş derim.
0
iddaaci
(15.08.17)
ford larda 5 yıl 90000 hangisi önce gelirse diye hatrlıyorum madem satılacak bekle derim.
0
basond
(15.08.17)
Yetkili servislerin en sevdiği şey trigger kayışı. Sanayide en fazla 3'te 1 fiyatına değiştirirsiniz.
0
nopnog
(15.08.17)
Aracın garantisi filan yoksa orijinal parçayı kendin temin edip sanayide güvenilir bir ustada değiştir.
Mümkünse sadece kayış değil set olarak değiştir, yani gergi rulman da değişsin. Mutlaka orijinal parça kullanın.
0
battal gemalmaz
(15.08.17)
Sanayi +1
0
westblack
(15.08.17)
Aracın garantisi bittiyse sanayide iyi bir ustaya gösterin. 200 tl'ye aynı işlem yapılır.
0
steven wilson
(15.08.17)
gerek yok. yüz bini görsün, sonra bakarsınız.
0
babilbaligi
(15.08.17)
bence satılacaksa kesin değiştirin, alacak olan adama yazık.
0
mete kudur
(15.08.17)
alan adama söylersin,dilediği yerde değiştirir.
0
since1907
(15.08.17)
Boşver salla gitsin. Kayış koptuğunda arabayı çalıştırma ama sakın. Tabii koğtuğunu anlayabilirsen.

Aklında bulunsun, zincirlisi de var bunun. Ömürlük.
0
Delay Fuze
(15.08.17)
sanayi derim
ama orjinal yedek parça kullansın
0
sttc
(15.08.17)
(10)

neden hala ayaktasınız?

runagain
sizi göremiyorum ama eminim buradasınız, en azından bir kısmınız. neden hala ayaktasınız bakim?
sizi göremiyorum ama eminim buradasınız, en azından bir kısmınız. neden hala ayaktasınız bakim?
0
runagain
(13.08.17)
@infernal majesty, geçerli bir sebep. geçmiş olsun. kısa sürede atlatırsın umarım.
0
🌸runagain
(13.08.17)
Anam babam yoldan geldi 2 saat önce, biraz hoşbeş ettik, sonra da uykum kaçtı.
0
manuel mandalina
(13.08.17)
Çünkü teslim etmem gereken bir işi hâlâ bitiremedim ve uyumaya çalışsam bile huzurlu olmayacağını biliyorum; gözlerim kapanıp kafam bilgisayar üzerine düşene kadar ayakta kalacağım sanırım.
0
tel tokasini duzelten samuray
(13.08.17)
yatacaktım gökyüzünde bişey gördüm kayda almaya çalışıyorum hala şahsen ve bizzat
0
_k_u_z_g_u_n_
(13.08.17)
Ben teknik olarak uyuyamıyorum, sızıyorum. işte bekliyoruz da o yüzden.
0
mete kudur
(13.08.17)
ti finali izliyorum çünkü
0
aşksız prens
(13.08.17)
zor' dan çıktım biraz temiz hava aldım eve geldim. evet dans ettim.
0
guitarissimo
(13.08.17)
Kafam bişeylere takılmış durumda. Kendimi tedavi etmeye uğraşıyorum.
0
yaren
(13.08.17)
bir askerlik anım geldi aklıma :)

gecenin geç saati, koğuşların önünde oturuyoruz 7 kişi. çay-kahve, sigara, geyik... askerlerin dördü nöbetçi, ikisi yeni gelmiş nöbetten; diğer ikisi de yeni gidecek. iki asker de devriye. ben de klasik gece kuşu... hem stresten hem de koğuştaki leş kokudan uyuyamıyorum.

nöbetçi astsubay geldi. bir anda zıpladık ayağa. "niye yatmıyosunuz lan!" herkese tek tek soruyor... o diye nöbetçiyim, nöbetten geldim. öteki, nöbete gideceğim; beriki devriyeyim derken...

bana geldi :) ve bu arada bıktı adam, herkes nöbetçi, devriye falan. boş adam yok.

"sen niye yatmıyon lan" (lan mı) bir an donuk kaldım. çünkü ne nöbetçiyim ne de devriye. nöbetimi erken saatte tutmuşum, bitmiş. "uyku tutmadı komutanım" dedim. "gidin yatın lan. hadiii, manyak mısınız? hadi hadii"

ve iyi geceler/sabahlar herkese şimdi
0
🌸runagain
(13.08.17)
Geceler serin
0
Batuhanolabilir
(13.08.17)
(10)

şarabın yanında ne seversiniz?

steve rogers
peynir, müzik(isim), loş ışık vs......
peynir, müzik(isim), loş ışık vs......
0
steve rogers
(12.08.17)
seks
0
nigeo
(12.08.17)
müzik, hatun.
0
veritaslibertas
(12.08.17)
yalnızlık ya da öyle hissettirebilecek 1 insan ve güneşin doğuşunu beklemeyi(zaman olarak da güneşin doğuşuna çok yakın olmalı)
0
mete kudur
(12.08.17)
Kadın.
0
MaNOfTheYear
(12.08.17)
peynir tabağı, müzik olarak sırf şarap için kendi spotify listemi oluşturdum evet loş ışık bir de +1'im olursa müthiş..

not: zaten bunlar olunca anca içebildim. yeni başladım şarap olayına birbirimize çabuk ısındık. Ara sıra kaçamak yapıyorum.
0
qazaqwsx
(12.08.17)
sevgili, film, çiğköfte, izmir tulum, alka seltzer
0
yuto
(12.08.17)
Açık hava, sohbet, güzel yemek, deniz/göl/su
0
sopiro
(12.08.17)
müzik, açık hava, sahil, elma, reçel, bazen jilet

+ekmek, pringles.
++gerçi bir süredir sağlıklı yaşam zırvasına yemekle içiyorum sadece. yemeklerden de mercimeği seviyorum şarabın yanında.
0
misterturist
(12.08.17)
elma ustune serpilmis turk kahvesi bi de sevdicegim olsun daha da bisi istemem.
0
in vino veritas
(12.08.17)
Ben bitter çikolata seviyorum ama çevremde kimse sevmiyor şarabın yanında ilginç.
0
mutlusismankedi2015
(13.08.17)
(5)

Askta yas

Gökkuşağında Salıncak
Etrafimda cok dengesiz iliskiler gordugumden sormak istedim. İnsanlarin karsi taraftan etkilenmesi icin belli bir yas siniri var midir diye dusununce isin icinden cikamadim. Mesela siz kendinizden kac yas buyuk/kucuk biriyle sevgili olabilirdiniz?Edit : yas - cinsiyet ile belirtelim
Etrafimda cok dengesiz iliskiler gordugumden sormak istedim. İnsanlarin karsi taraftan etkilenmesi icin belli bir yas siniri var midir diye dusununce isin icinden cikamadim. Mesela siz kendinizden kac yas buyuk/kucuk biriyle sevgili olabilirdiniz?

Edit : yas - cinsiyet ile belirtelim
0
Gökkuşağında Salıncak
(12.08.17)
en son 15 yaş küçük ile birlikte oldum. her konuda uyumlu idik.
0
eriksatie
(12.08.17)
Bunu üniversitenin son zamanlarında kendi aramızda da çok tartıştık, ben 18'den sonrasını saymıyorum. 18'in üstü için bi' problem yok.


Ama izlenimlerime göre kadın için 20-22 arası ideal, öncesinde fazla erkekleşebiliyorlar, sonrasında da fazla şeyolabiliyorlar. kişisel kanaatim tabi bu, hastalıklı bi' fikir olarak görenler olabilir. problem değil.

edit: yaş farkı olarak 18 değil, yaşında olarak 18. kendi kararlarını vermesi legal olduktan sonra bi' problem görmüyorum.
0
mete kudur
(12.08.17)
Minimum 20, maksimum 35 olur. 24 yaşındayım. Etkilenme için yaş sınırı bana göre yok. 15 yaşındaki bir çocuk da Adriana Lima'yı düşünüp mastürbasyon yapabilir ya da keşke böyle bir sevgilim olsa diyebilir. Hormonal şeyler bunlar.
0
dissendium
(12.08.17)
mcgonagalls +1, ben de 3 diye bi sınır koydum kendime. daha büyük farkla flörtlerim oldu ve çok sorun yaşamadım ama 4-5 yaş küçük olanlarla yaşadıklarım cidden "bebe la bu" hissi verdi.

kişiden kişiye değişebilen bir şey bu tabii. bir de 20 erkek 25 kadın arasında fark daha belirginken 30 erkek ile 35 kadın arasındaki fark daha az hissedilir.
0
Bruce
(12.08.17)
Aşkta sınır olmadığına inanan biri olarak malesef ülkede kadının erkekten büyük olmasını geçtim neredeyse aynı yaşla bile özellikle evlilik açısından halâ aşılamamış bir tabu. İnsanlar özellikle aileler neden bu kadar korkuyor anlamak mümkün değil, ama erkek 20 yaş büyük olsa da sıkıntı yok onlar için, komedi. Herneyse, kendi düşüncem 30 küsur yaşında olarak tamamen kişiye bağlı diyorum. karakteri oturmuş fakat en küçük yaş ihtimali olarak deli dolu 25 yaşında birinden hoşlanma ihtimalim kaç olur bilemiyorum, imkânsız demem yine de. kendimden büyük birinin olgunluğundan da etkilenebilirim, ama amca diyeceğim büyüklükte birinden sanmıyorum.
0
mslny
(12.08.17)
(5)

bir insanın geleceğiyle oynayabilirsiniz

efemsradyo
--- acil ---Adım samuel, 23 yaşım. İki yıldır bir mühendislik fakültesinde sürünüyorum, lise dersleri hariç veremedim yani seneye de birinci sınıfım.Bu haziran sınavlara girdim, vs vs, Kıbrıs'ta hukuk kazandım (girne am. Burslu) Muhendisliğe devam mı, hukuka merhaba mı demeliyim?--- acil ---Not: Cid
--- acil ---

Adım samuel, 23 yaşım.

İki yıldır bir mühendislik fakültesinde sürünüyorum, lise dersleri hariç veremedim yani seneye de birinci sınıfım.

Bu haziran sınavlara girdim, vs vs, Kıbrıs'ta hukuk kazandım (girne am. Burslu)

Muhendisliğe devam mı, hukuka merhaba mı demeliyim?

--- acil ---

Not: Ciddi ciddi yardımcı olmak isteyen olursa detaylara girerim, işte şurada okudum şu kadar yıldır boştaydım vs. Sevabına ya, allah için de olur.
0
efemsradyo
(12.08.17)
soruyu anlamadım ama, hikaye çok yavan. hangi mühendislik alanını hangi okulda okuyorsunuz ? girne amerikanın burs koşulları neler, bursu kaybetme ihtimaliniz doğrultusunda çıkış kondüsyonunuz var mı ?

aile ne işle uğraşıyor, 23 yaşına kadar arkadaş grubunuz(ve ulaştığınız/ulaşabileceğiniz insanlar) yani sosyo-kültürel etki alanınız neler. bunlar lazım.
0
mete kudur
(12.08.17)
Kafanda soru kalmaması açısından mühendisliği dondur, git kıbrıs'da 1 sene oku, sorunun cevabı oluşur sanırım, beklendiğin gibi değilse dönersin.
0
gezegen olan pluton
(12.08.17)
mühendisliği dondurup hukuk okuyamazsin yalniz. boyle bir sey yok.

bolum ve uni onemli. ayrica kotu bir okuldaysan ve su anda tam bursluysa neden olmasin?
0
blue eyes white dragon
(12.08.17)
Hangi üniversite de okuyorsun ?
0
dunyatuhaf
(12.08.17)
İyi olmayan bir üniversitede petrol mühendisliğindeyim -ki iyi olanlar itü ve odtü zaten-

Kıbrısta burs %50 fakat her halukarda yirmibin liraya falan geliyor sezonluk. ailem her ne kadar destek oluruz deseler de ikisi de çalışan devlet memur olmalarına rağmen böyle bir yük altına girmelerini istemem açık net. Benim için .

Kaporta cila mevzusunda arkadaş haklı. Uç sene once teklif ettti bunu bana babam: Okumayacaksan sanayiye dedi. Keşke dinleseydim,gitseydim. Ciddiyim.

Lisede ve sonrasında hep sayısal eğitim aldım. Sozele doğal yatkınlığım var fakat çocukken bilemezdim annemin "fen lisesi olsun" ısrarının altında yatan sebebi. Gel zaman git zaman, başka memlekette okumanın vblerin de etkisiyle lise üçte dörtte cortladı sayısal.
0
🌸efemsradyo
(13.08.17)
(2)

bu videoda celal şengörün söylediği fransız filozofun adı ne

yorgunum
bu videoda celal şengörün söylediği fransız filozofun adı ne Türkiye neden geri kaldı? (Celal Şengör açıklıyor)https://www.youtube.com/watch?v=Ss9KW1lWCgIfransız filozofun adını küfi olarak 28. saniyede söylüyorbu videoda teke tek programını sunan fatih altaylının konuğu jeolog celal şengör ve kendi
bu videoda celal şengörün söylediği fransız filozofun adı ne

Türkiye neden geri kaldı? (Celal Şengör açıklıyor)
www.youtube.com

fransız filozofun adını küfi olarak 28. saniyede söylüyor

bu videoda teke tek programını sunan fatih altaylının konuğu jeolog celal şengör ve kendisi fransız filozof küfi diyor

lakin fransız filozofun adını okunuşuyla söylüyor ben öyle yazdığımda google dan çıkmadı

eğer fransız filozfun adını yazılışıyla yazarsanız sevinirim çünkü fransız filozofu internetten araştırmak tanımak istiyorum
0
yorgunum
(12.08.17)
küvye diyor da, filozof olup olmadığından emin değilim.

edit: yazılışı cuvier olabilir.
0
mete kudur
(12.08.17)
Georges Cuvier

Georges Cuvier (23 Ağustos 1769 - 13 Mayıs 1832) Fransız bilim insanı ve rahip.

Doğa tarihi konusundaki yeteneğini genç yaşta kanıtlayarak daha on beş yaşında Stuttgart akademi kolejine burslu öğrenci olarak alınan Georges Cuiver, öğrenimini tamamladıktan sonra, Caen'da Héricy ailesinin yanında eğitimci olarak çalışmaya başladı ve kıyı kesiminde yaşayan hayvan topluluğunu inceleme olanağı buldu. 1795'te, Parisli bilim insanlarıyla, özellllikle de Jardin des Plantes'ın yöneticisi Étienne Geoffroy Saint-Hilaire'le ilişki kurdu. Saint-Hilaire'in aracılığıyla Paris'e getirtilerek mesleğinde hızla yükseldi: Muséum'da ve Collège de France'ta ders verdi; Millî Eğitim Bakanlığı müfettişi, Bilimler Akademisi üyesi ve sürekli sekreteri, Fransız Akademisi üyesi (1818) oldu; baron unvanı verildi ve Yüksek Meclis üyeliğine getirildi.

Hayatı

Karşılaştırmalı anatominin, bilimsel paleontolojinin kurucusu olan Cuvier'den önce, fosiller konusundaki kavramlar belli belirsizdi ve hiçbir desteği olmayan yorumlara yol açıyorlardı. Cuvier, fosillerin ortadan kalkmış hayvanların kalıntıları olduğunu kanıtlayıp, dış görünüşlerini ve yaşama biçimlerini yeniden belirlemeyi başaran ilk bilim insanı oldu. (Montmartre'daki alçıtaşları içinde ortaya çıkarılan memelilerin dış görünüşlerini belirlemesi,çağdaşlarını büyük ölçüde etkiledi)Fosillerin dış görünüşlerini belirleme çalışmalarını, organların karşılıklı ilişkileri ilkesine dayandırarak, bu ilkeyi 1825'te ortaya koydu: Bir canlı "beden bölümleri karşılıklı olarak birbirine denk düşen" bir bütündür: "Ayrı ayrı ele alınan her bölüm, öbür bölümleri belirtir ve oluşturur"; sözgelimi etçil memelilerin, eti sindirebilen mideleri, avları yakalayabilen tırnakları, kesici dişleri, çiğneyici güçlü kasları, ve bunun gibileri vardır.

Önemli bir çalışma

Cuvier, paleontoloji alanındaki buluşlarının ışığında, yerin tarihini 4 bölüme ayırmış, ama, çağdaşı Lamarck'ın uyguladığı evrim düşüncesinden söz etmemiştir. Cuvier'e göre, bütün hayvanlar tek bir tanrısal yaratıktan gelirler ve tümü her devirde yaşamışlardır; ama "yer küredeki köklü değişiklikler" (tufanlar, denizlerin kuruması vb), belirli bölgelerdeki hayvan topluluklarını yok etmiş ve bu hayvanların yerini başka yerlerden gelen hayvanlar almıştır. Görüldüğü gibi, canlıların art arda yaradılış kuramı Cuvier'e yanlışlıkla mal edilmiştir; günümüzde, yapıtlarında yer alan ve evrimci görüşleri çağrıştıran bazı düşüncelerin, Protestan inancının etkisiyle oluştuğu sanılmaktadır. Bununla birlikte, çalışmaları bütünüyle ele alındığında, biyolojiye çok önemli katkılarda bulunmuş olan Cuvier, fizyoloji, çevrebilim, biyokimya vb alanlarda da pek çok modern görüşe yer vermiştir.

tr.0wikipedia.org

eksisozluk.com
0
🌸yorgunum
(12.08.17)
(2)

LinkedIn saçmalığı

appdata
Arkadaşlar merhaba..durum şudur; (bkz: #70108059)nasıl çözebilirim bu durumu, kendimi kazıklanmış hissediyorum, içime oturdu resmen.. çözülebilir mi?teşekkürler
Arkadaşlar merhaba..

durum şudur; (bkz: #70108059)

nasıl çözebilirim bu durumu, kendimi kazıklanmış hissediyorum, içime oturdu resmen.. çözülebilir mi?

teşekkürler
0
appdata
(12.08.17)
paranın çekildiği tarih 1 aydan daha önceyse çok kolay atarsınız maili iade ederler, ancak 1 aydan sonra çekmişlerse paranızı; o zaman aynı bu anlattığınızı linkedine mailleyin, sadece şu kısmı değiştirin, ''aptal değiliz açtık baktık'' kısmını eklemenize gerek yok.
0
mete kudur
(12.08.17)
sizin gibi profesyonel bir firmadan bunu beklemezdim vs gibi bunlari elestiren, hakaret icermeyen bir mail atarsaniz. bu durumu sizin cozmenizi bekliyorum derseniz, muhtemelen ellerinden geleni yaparlar. yapmazlarsa, belki bankaniza haber verirsiniz bu fraud case dedikleri dolandiricilik hadisesi dersiniz bu firmadan cekimlere onay vermeyin dersin. amazon gibi davranirlar, sadece kac gun gectiyse o kadarlik ucreti kesip paranin geri kalanini iade ederler. bana bunu amazon yapmisti. amazon prime uyeligimi son gun iptal etmistim, buna ragmen para cekmislerdir. paranin tamamini iade etmislerdi.
0
ubi dubium ibi libertas
(12.08.17)
(17)

Ne yaptıktan sonra "Pişmanlık"duyuyorsunuz.

jackies
Alkollüyken aranılan eski sevgili gibiSinirliyken kendinize hakim olamama gibiSırf libidonuz yükseldi diye birisiyle hoşlanmadığınız halde sevişmek gibiVs.vs sanırım anlatabildim ne demek istediğimi.
Alkollüyken aranılan eski sevgili gibi
Sinirliyken kendinize hakim olamama gibi
Sırf libidonuz yükseldi diye birisiyle hoşlanmadığınız halde sevişmek gibi
Vs.vs sanırım anlatabildim ne demek istediğimi.
0
jackies
(12.08.17)
Aşırı aşırı yemek yediğim zaman kısa sürede.
0
kullanıcıadımbuolsun
(12.08.17)
Birine sinirlenip alakasiz birine patladigimda. Evet en cok buna.
0
kupakızı
(12.08.17)
köfteye soğan koyunca.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(12.08.17)
Gece yemek yediğimde. Hemde nasıl, hem de nasıl.

bir de gündüz uyuduğumda; uykum çok düzensizdir benim yani esasında uyuyamıyorum sızıyorum bir de güneşin doğuşunu izlemeye bayılırım işbu yüzden istiyorum ki akşam yatayım sabaha karşı 4-5 gibi uyanayım. fakat gündüz uyuduğum anda bu sistem patlıyor ve geri getirmesi 1,5 haftamı filan alıyor. işte bu yüzden gündüz uyuduğumda da pişman oluyorum.
0
mete kudur
(12.08.17)
31
0
hailtothethief
(12.08.17)
Şeker tükettiğim zaman. Antremana gitmediğim zaman.
0
gozu acik sevisen yahudi
(12.08.17)
fazla içip ertesi gün zombi gibi gezince. bünye artık kaldırmıyor.
0
sir gawain
(12.08.17)
haftasonu evden çıkmayınca
0
sagin
(12.08.17)
Bazen evde çok sevdiğim yemek olduğunda gece de olsa dayanamayıp yiyorum. Sonrası pişmanlık.
Bazen "yahu bir tane dondurmadan ne olur ki" diyorum bittiği an büyük bir pişmanlık yaşıyorum.
0
mutekebbir
(12.08.17)
sigara içtikten sonra
0
Delay Fuze
(12.08.17)
Beni iyi tanimayan insanlarla takilma, bir seyler yapma gafletine dustugum zaman
Sinirime engel olamayip gereksiz cikislar yaptigim zaman
Karsimdakinin en ihtiyac duydugu zamanda, beklenilen sekilde davranmadigim zaman
Yapilmasi gerekenin ne oldugunu bilip yapmadigim nadir zamanlarda
0
yuzır
(12.08.17)
sarımsak-soğan yedikten sonra xd
0
shotgunwoman
(12.08.17)
Bir şey yaptıktan değil yapmadıktan sonra.
üşenmeyip yaptıysam iyi kötü bi şey iyi.
0
Batuhanolabilir
(12.08.17)
basit konular için sinirlendiğimde/ağladığımda
0
acckr
(12.08.17)
Birine tekme tokat daldığımda.
0
Delay Fuze
(12.08.17)
Haklı olsam bile aile üyeleriyle tartıştığımda sonrasında ciddi pişman oluyorum, birgün yanımda olamayacaklarını düşünüp değer miydi şimdi bu tartışmaya deyip gönüllerini almaya çalışıyorum.
0
pike
(12.08.17)
erken kalkmam gerektiğini bile bile geç yatınca
0
megalomaniac
(12.08.17)
(2)

Ankaralılar, Ankara'da Okuyanlar (Hacettepe) - Öğrenci Yurtları?

mutekebbir
Merhabalar,Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesinde okuyacak.Ben pek yurtta kalması taraftarı değilim açıkçası, o da değil ama ailesi yurtta kalmasını istiyor şimdi biraz araştırdım büyük ihtimalle Beytepe Kız Öğrenci Yurdunda kalır. Kampüse en yakın yurt o galiba.Devlet yurtlarına karşı ön yargım
Merhabalar,

Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesinde okuyacak.
Ben pek yurtta kalması taraftarı değilim açıkçası, o da değil ama ailesi yurtta kalmasını istiyor şimdi biraz araştırdım büyük ihtimalle Beytepe Kız Öğrenci Yurdunda kalır. Kampüse en yakın yurt o galiba.
Devlet yurtlarına karşı ön yargım var kendim de kalmadım bana zor olur gibi geliyor ki kulaktan dolma şeyler haricinde hiçbir bilgim yok.
Saat kuralı var mıdır? Yeme içme nasıldır? Banyosu vs. nasıldır hiç bilmiyorum.

Orada okuyan, kalan, tanıdığı olan var mı?
Yurtta kalması ya da evde kalması çok fark eder mi?
Yurt masraflarına baktım oldukça makul ama sıkıntı yaşar mı?
Açıkçası emlak masraflarıyla ilgili bilgim yok kiralar ne durumdadır bilmiyorum ama ev arkadaşıyla ev tutması devlet yurdunda kalmasından daha mantıklı değil mi?
En azından kafaları rahat olur, karışan eden olmaz.

Bu konuda araştırma yapma ve bilgi verme yetkim var kendisi çok yakınım olur düzgün verilerle oturup konuşursak ailesi de beni dinler fakat yanlış yönlendirme yapmak istemiyorum.

Bana bu konuda fikir verebilecek, yardımcı olacak birileri çıkarsa çok güzel olur.

Teşekkürler.
0
mutekebbir
(11.08.17)
merhabalar, hayırlı olsun öncelikle. bence ilk sene merkezde bir evden beytepe'ye gitmekle uğraşmasın, okula kaynaşsın, o yüzden kampüs içinde kalması onun için iyi olur. beytepe'de öğrenci evleri de var. yurtlardan biraz daha farklı. 2 kişilik odalar, kat mutfağı ve odada banyo tuvalet var. muhtemelen yurda göre daha konforlu olur, ben ilk senemde öğrenci evinde kalmıştım.

yurtta veya öğrenci evinde kalması evde kalmasından daha az masraflı olacaktır. yol parası, fatura, aidat gibi giderleri olmayacak. öğrenci evlerine en son giriş gece 2ydi. yemek verilmiyor, her katta ortak mutfak var, çamaşır odaları var. haftada 1 temizlik yapılıyor, ısınmada hiçbir problem yok.

en son okul kendi başvuru alıyordu bu yurtlara da öğrenci evlerine de. muhtemelen hala öyledir. ben torpil vs. olmadan kabul edilmiştim ama sonraki senelerde benim gösterdiğim gelir, annemin babamın mesleki durumları gibi unsurlarla yurda da öğrenci evine de kabul edilmeyen arkadaşlarım oldu. yine de şansını öncelikle yurt veya öğrenci evinde denemesini öneririm. çünkü kampüs şehir merkezinden uzak ve ulaşımı çok zorlaştırdılar. bu yüzden de kampüs kendi içinde bi dünya zaten, eksikliğini hissedeceği pek bir şey yok, çok renkli eğlenceli kampüs hayatı.
0
acikhavabasinci
(11.08.17)
beytepe'nin öğrenci evleri güzeldir o yüzden acikhavabasinci+1

Ancak kendi evinde yaşamak istiyorsa da; tokinin turkuaz ve yapracık konutları var; ring otobüsleri ile koru- korudan metro ile de beytepeye durağına geçiliyor, beytepe durağında da tekrar ring ile okula girilen bi' ulaşım sistemi var; koru'dan beytepe metro istasyonu durağı 3 durak. Yani beytepeye yakın ve fiyat olarak en uygun yerler bu konutlar, zaten çokcanasını ya memurlar ya da öğrenciler işgal ediyor bu evlerin.

Evler yarı merkezi sistemli(p ölçer diyorlar) yani herkesin evin içindeki sıcaklığı belirli bir seviyede tutması gerekiyor bu zorunlu, eğer üstünü yakarsa onu ekstra olarak ödüyor. Tabi bu belirli bir sıcaklığa kadar yakılan yakıtda ödeniyor(bunu tam anlatamadım şimdi ama, ayrıntılı anlatabilirim uygun bir zamanda) onun dışında da apartman görevlisi ve çevre bakımını kapsayan bi' aidat var, aidat tutarları yapıların 2+1 3+1 olmasına göre değişiyor. (tabi ısınma gideride buna göre değişiyor)
Ancak kiralar çok uygun ve yeni yapı bunlar.
tek kötü özelliği şehrin dışında sayılacak kadar uzak olmasından dolayı sosyal hayatı olumsuz etkileyebilir. gece son son ring 00.45'te bu saatten sonra eve dönmek için araba şart yürünebilecek bi' mesafede asla değil.

bu sitelerin en yakın olduğu yer sanırım eskişehir yolu üzerinden 4 km ilerisinde yaşamkent, devamında koru(çayyolu diye biliyorlar sanırım) v.s olması, yani en yakın yaşama alanı koru'da. oraya da işte ringlerle ulaşım sağlanıyor. sanırım ringler 20 dk'da orada oluyorlardır.

korudan kızılay ise metro ile 26dk diye duymuştum. tabi burada ringden iner inmez metro gelmeyeceği için metro bekleme süresi 4-5 dk daha eklemeniz gerekmekte, aynı şekilde kızılaydan koru 26 dk olsa metrodan indiğinizde ringler için bi' 10-12 dk ekleseniz, ve ringe binip eve geçmenizde 20 dk gibi kabalama bi' hesapla evden kızılaya gitmesi 1 saat + bir sürede gerçekleşir diyebiliriz. bu da tek dezavantajı zaten.


Onun dışında yine o bölgede okuyanların çoklukla tercih ettiği semtlerden kurtuluş hattı var(kurtuluş ve çevresi, ankara üniversitesi kampüsüne yakın olduğu için ankara ve gazi üniversiteliler çok tercih ediyorlardı burayı); kurtuluşta evler eskidir ve kiralar da görece daha yüksektir, sahibinden de kiralar vardır zaten evlerin büyük kısmını öğrenciye iteleme politikaları da var oradaki ev sahiplerinin.

kurtuluştan da ulaşım,(orada servis var mı bilmiyorum, en son servisler kaldırılmıştı ama) yine ankaray(kızılaya gitmek için) - metro(beytepeye gitmek için) -ring(okulun içine girmek için) ile 3 vesait olmuş olacak, keza koru metro hattı üzerinde oturmayacaksa eğer -ki koru metro hattı üzeri kira fiyatları görece yüksektir) ne yaparsa yapsın 3 vesait kullanacak.

Alternatif olarak fiyatları bundan biraz arttırarak ama aşağı yukarı yine bu seviyede 100yıl. var, genelde odtü'lü öğrenciler çok tercih ediyorlar burayı, temiz güzel bi' semttir. Fiyatlarına yine sahibinden den bakabilirsiniz. bana sorsalar kurtuluş mu 100.yıl mı 100 yıl derdim.

Bunun dışında fiyatı kurtuluştan daha uygun ama kendisi merkezi olmakla birlikte kızılaya metro ile 15-20 dk mesafede olan demetevler var, benim arkadaşlarımın bir kısmı orada kalmışlardı, adından da alaşılacağı gibi, birsürü 10 katlı yapı yanyana, içiçe bi semt, ben işimde gücümde takılırım, sosyalleşmek için semtte kalmam diyorsa buraya da bakabilir, çünkü kendi halkı pek iç açıcı değildir bu semtin ama, yine de ulaşım rahatlığı ve nüfusu bakımından buradan çıkmadan her işini halledebilir. zaten aşırı da kalabalık bi' muhit.

ve mesela fiyat olarak üste çıkılabilirse de; bahçelievler, emek hattı var. orayı da öğrenciler tercih ediyor ve sosyal yaşamlarını da zaten buralarda sağlıyorlar, işte cafeleri eğlence mekanları filan biraz bilinir buraların.


Aslında öncelikle bi' bütçe ve yaşam tarzı çıkartsaydınız özelinde daha ayrıntılı ve daha faydalı konuşabilirdik ama. yani benim tanıdığım uygun bütçeli öğrenciler bu semtlerde ikamet etmişti vakti zamanında.
0
mete kudur
(11.08.17)
(8)

Sevgiliniz Robotla Seks Yapsa?

anumegha
Merhabalar,Biliyorsunuz ki seks robotları gümbür gümbür geliyor. Hatta İspanya'da yalnızca robotların çalıştığı bir genelev bile açıldı. Sevgiliniz bir robotla cinsel münasebetlere girse kendinizi aldatılmış hisseder misiniz? Hissederseniz neden, hissetmezseniz neden? Teşekkür ederim.
Merhabalar,
Biliyorsunuz ki seks robotları gümbür gümbür geliyor. Hatta İspanya'da yalnızca robotların çalıştığı bir genelev bile açıldı. Sevgiliniz bir robotla cinsel münasebetlere girse kendinizi aldatılmış hisseder misiniz? Hissederseniz neden, hissetmezseniz neden? Teşekkür ederim.
0
anumegha
(11.08.17)
mastürbasyondan farkı yok. nefes almadığı için sorun etmezdim sanırım ama edebilirim de.
0
secrex
(11.08.17)
wd 40 kullandın mı diye sorarım.

edit: vazgeçtim, namus cinayeti işlerim. robota gider su dökerim.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(11.08.17)
Kendimi aldatılmış hissetmem ama neden ben varken o diye bozulurum.
0
senolll
(11.08.17)
Ben aldatılma konusuna tercih etme olarak yaklaşıyorum; yani robotu tercih ediyorsa eğer, aradığı farklı aksiyonlar var demektir(merak buna dahildir), aradığı farklı aksiyonlar varsa bu da demek oluyorki beklentileri karşılayamıyorum/karşılayamadığım gerçeğini açığa vuruyor. (konunun bi' önemi yok, cinsellik olmayıp da başka alanlarda da beklentilerini karşılayamamış olabilirim misalen; başka şeyleri de merak ediyor olabilir yahut istediği kadar atletik de olmayabilirim veya istediği kadar entelektüel de olmayabilirim ya da istediği/beklediği kadar zengin/başarılı da, tercih konusunun ne olduğunun hiçbir önemi yok.)

Ve beklentilerini yeterince karşılayamıyorsam(alternatife meyil ediyorsa) aramızdaki ilişki ''razı olma'' durumundan öteye gitmemiş/gitmemekte demek oluyor. Ve ben bundan nefret ederim. Midemi bulandırır vasat sevgiler/sevgililer.
0
mete kudur
(11.08.17)
kıskanmazdım, ben de yapmak isterdim. ama sürekli hale getirirse 'noluyor lan' derdim
0
blacksky
(11.08.17)
Gulmem gelirdi. Bir maddeye kerkinmek gibi. Ne bileyim. Bayagi dalga da gecebilirdim. Insansi yapmaya calistiklari uapay zeka da bana bazen cok komik geliyor. Makine olarak kalsa ve satrancta beni yense bile icimden " gerizekaiya bak ya" diye bir sey gecer kesin (*-*)/
0
velvetmorning
(11.08.17)
Anlık azma ve maatürbasyon gibi görmüyorum bunu. Çünkü düşünülmüş, uğraşılmış ve para vererek robot almaya karar verilmiş. Hani "Sen yanımda yoktun, ben de azdım" durumu değil. Demek ki orada bir sorun var, onun ne olduğuna bakarım ama iş gezisinde oteldedir, amıştır, ortada robot vardır. Mastürbasyon olacağına, robot olsun demiştir. O zaman "Anaaa, nasıldı" diye merakla sorarım.
0
aychovsky
(11.08.17)
robotun saçını başını yolardım.
0
for day to break
(11.08.17)
(2)

ne izleyeyim?

balpolen
arkadaşlarımı aradım, kimse bu saatte sahilde yürümek istemiyor, herkes yarın işe gidiyor, kimseyi kandıramadım:( benim uykum yok, tek başıma yürüyemem, bari bişeyler izleyeyim. en son girlbossu izledim, güzeldi, bu tarz dizi olur, film olur, ya da sevdiğiniz başka diziler vs olur, tavsiyelerinizi b
arkadaşlarımı aradım, kimse bu saatte sahilde yürümek istemiyor, herkes yarın işe gidiyor, kimseyi kandıramadım:( benim uykum yok, tek başıma yürüyemem, bari bişeyler izleyeyim. en son girlbossu izledim, güzeldi, bu tarz dizi olur, film olur, ya da sevdiğiniz başka diziler vs olur, tavsiyelerinizi bekliyorum
0
balpolen
(11.08.17)
suits'in ilk 4-5 bölümünü izle bırak.
0
mete kudur
(11.08.17)
the lost room
4,5 saat.
0
siradam
(11.08.17)
(6)

anlamsız iç sıkıntısı

rayde
sizlerde de var mı bu aralar? nasılsınız?
sizlerde de var mı bu aralar? nasılsınız?
0
rayde
(08.08.17)
sıcaktan hep.
0
secrex
(08.08.17)
şu aralar yok, bahar mevsimlerinde pek olmaz bende. akşamları bazen gelirler.
Ama bu sıkıntıların anlamsız olmadığını okumuştum bi' yerlerde bilinçaltı pompalıyormuş sanırım, o yüzden biraz onları dinleyip çözebileceğin birşeylerse üzerine yoğunlaşmanı tavsiye ederim.

Nasılız; fena sayılmayız, dünyevilik dertlerimiz var işte, ve esasında çözümü bizim elimizde değil ama işte insan ve çevre faktörleriyle dert edinebiliyoruz bunları zaman zaman. Ama havalar böyle güzelken de çok da uzun dert etmiyoruz tabi, bi' kahve yaptım şimdi camdan tarlaları izliyorum, son 3 gün uyumadan zaman geçtiği için bugün 18 saatten fazla uyumuşum onun dışında dert edindiğim birşey yok. güzeliz güzel.
0
mete kudur
(08.08.17)
insan içine gir ama hep onları onayla. asla onlara muhalefet olma. onlar ne diyorsa sen de katıl onlara. onlar gülerken sen de gül gülesin yoksa bile geliyor, onlar kızıyorsa sen de kız. iç sıkıntısına birebir.
0
for day to break
(08.08.17)
Haftada 2-3 kez vuruyor bana da.
0
apolitikherif
(08.08.17)
bazen ihale almış yandaş mutluluğuna sahibim, bazen doğruları söyleyip oy alamayan sosyalist - hümanist mutsuzluğuna.

Büyüklerle ben yapamıyorum
çocuklar da almıyor beni oyunlarına
devlet dairesinde
yangından kurtarılmayacak
sıkışmış bir çekmece gibiyim
açılamıyorum sana

Sunay AKIN
0
lebenlius
(08.08.17)
var ve mutsuzum
0
acckr
(09.08.17)
(8)

hesabım uçurulmuş..

sameidiot
vedalaşalım mı?
vedalaşalım mı?
0
sameidiot
(07.08.17)
öptüm. kib. bye.
0
qazaqwsx
(07.08.17)
R.I.P.
0
basond
(07.08.17)
leyla olunca buralara girilemeyecek di mi?
0
🌸sameidiot
(07.08.17)
kat çıktıktan sonra balkon olur, o mesele değil de benim anlamadığım uçurulduğunda buraya da girememen lazım.

2.ci hesabın filan mı uçuruldu. Bence artık hesapları tc kimlik no'su ile almalıyız ben çok karıştırıyorum böyle kim kimdi diye.
0
mete kudur
(07.08.17)
ne istediler senin gibi adamdan
0
aşksız prens
(07.08.17)
çok iyi adamdın sen yaa :(

gerçi ilk defa görüyorum.
0
herhaltibiliyoring
(07.08.17)
rabbime hamdü senalar olsun. seni sevmezdim.
0
fragile lady
(07.08.17)
niye ucmussun?
0
sergerde
(07.08.17)
(6)

Hangi su markası?

bass solo take one
Erikliyle bizi evde bulamamaları sebebiyle(!) yolları ayıracağız. Aroma nasıl? Ne kullanalım? Lokasyon küçük bir ilçe. Her su yoktur neler var şu an bilmiyorum ama genel geçer markalardan örneklerden buluruz sanırım.
Erikliyle bizi evde bulamamaları sebebiyle(!) yolları ayıracağız. Aroma nasıl? Ne kullanalım?
Lokasyon küçük bir ilçe. Her su yoktur neler var şu an bilmiyorum ama genel geçer markalardan örneklerden buluruz sanırım.
0
bass solo take one
(30.07.17)
biz de erikli kullanıyorduk ama bulunduğumuz lokasyona servisleri yok; o yüzden koru su güzeldi varsa eğer onu kullanabilirsiniz. bir de şimdi abant içiyoruz biz alıştık tadına. çok bi' fark etmiyor sanırım.

Ama saka gibi, bu jav su mu ne vardı onlar gibi markaların tadı bariz değişiyor, sanırım bu asidik bazik zımbırtı yüzünden çok da anlamıyorum ama.
0
mete kudur
(30.07.17)
Taşdelen
0
fasulyek
(30.07.17)
Bulabiliyorsanız abant. Enyuksek puanlı su secilmisti bi ara. Ben bimden 5 lt lik alip damacanayi dolduruyorum.
0
delicevat
(30.07.17)
Bakkalda satılan ve her hafta ismi değişen bir su markasından içiyorum.. Şöyle küçük bardak şeklinde satılanlardan bir koli alıyorum..

Uğraşmak istesem Hayat Su alırdım..
0
st curse
(30.07.17)
Saka tabiki
0
imelih
(30.07.17)
Bulabilirseniz munzur +1
0
leontocephaline
(31.07.17)
(4)

büyüye nazara cinlere vs inanmayıp şansa inanmak?

lucky strike
çelişki değil mi sizce? ya da şans derken ne anladığımıza göre mi değişiyor bu olay? nazar ne kadar irrasyonelse şans da aynı şekilde irrasyonel bence.
çelişki değil mi sizce? ya da şans derken ne anladığımıza göre mi değişiyor bu olay? nazar ne kadar irrasyonelse şans da aynı şekilde irrasyonel bence.
0
lucky strike
(30.07.17)
şans yoktur olasılık ve risk yönetimi vardır.
0
ghilleinthemist
(30.07.17)
değil. Şans dediğimiz şey, rastlantısal olumluluk.

sizin karşı çıktığınız şey sanırım şanslı insana inanmak. o da bu hallerin devamlılığı. Burada da etken bu olayların devamlılığından çok 1 tane çok büyük bi' şans yakalayıp onun avantajlarından faydalanarak iyi bir pozisyonda olmak aslında. yani çokcanası algıda seçiciliğiniz o kişiyi öyle gösteriyor olabilir.

mesela acun ılıcalı buna örnek olabilir. şanslı diyebilirsiniz, şanssız da diyebilirsiniz.
yahut az önce sorulmuş yine; koç ailesi de buna örnek olabilir. şansları yaver gitmiştir ve bunu kendileri de eylemleriyle destekleyerek bugünkü konumlarına ulaşmışlardır.
keza şengör ailesi de yine buna bi' örnek -ki bunu celal şengör söylüyor.

şans dediğimiz şey, genetik miras ve sosyo-kültürel ortamın(bkz: cografya kaderdir) zamanla buluşup kişiyi olumlu ayrıştırması işte.

ama james bond gibi, sürekli seken kurşunlar sağa sola abansın, anlık bütün olumlu rastlantılar aynı kişinin başına gelsin durumu, işte bu inanılmayacak kadar irrasyonel. diğeri değil.

keza, şanssa inanmak diye birşey yok esasında, bu bi' gerçek. yani imana ihtiyacı yok. ne zaman doğacağını anananın babanın kim olacağını hangi coğrafyada ve kimlerle arkadaşlık kuracağını belirleyemediğin müddetçe, şans bir realite.
0
mete kudur
(30.07.17)
şans, artık o kadar matematiksel olasılıksal hesabı yapmadığın zaman "eee artık o kadar da uğraşamayacağım" dedin anlar için gunlük yaşamda kullandığımız kolaylık sağlayan kelime sadece.

yoksa şansa "inanma" durumu yok.

eğer şans "inanılıyorsa" o zaman büyüye nazara toteme inanmakla aynı şey bu.
0
qazaqwsx
(30.07.17)
Şans derken neyi tanımladığımıza bağlı. Kader anlamındaki şansla, olasılık anlamındaki şans aynı değil. Aynı şekilde, kelimenin kullanıldığı yere göre değişebilir. Örneğin, 'Kaderinde kaza geçirmek' varmış cümlesindeki kader ile 'Coğrafya kaderdir' cümlesindeki kader aynı değil.

Şans rassaldır, olasılıkla belirlenir. Birinin şanssız olma veya şanslı olma olasılığı vardır. Biri tavla oynar ve sürekli 6-6 getirir; biri tavla oynar sürekli 1-1 getirir ama bunun kişiye bağlı olduğunu düşünmüyorum. Olasılık dağılımı öyle geldiği için öyle olduğunu düşünüyorum. Dünyada 7 milyar kişi varsa, birkaç kişi gerçekten çok şanssız olacaktır, birkaç kişi gerçekten çok şanslı olacaktır ve olmalıdır. Çünkü bu çoklukta, bu beklenir. Ancak, çoğunlukla şans olarak gördüğümüz şeyleri kişinin kendi yaratımı ama çoğu da çevrenin yaratımı. O açıdan özgür iradeye de inanmıyorum. Sen bir kişisin, dünyada geri kalan 6.999.999.999 kişiyi isteklerinin yönüne mutlak bir güçle çekebileceğime inanmıyorum. Herkes çekiyor her yöne ve hepimiz bir ağ gibi birbirimize bağlıyız. Ağın bana yakın bir parçası bir tarafa çekerse daha büyük hareket ederim, ağın uzak bir parçası hareket ederse daha küçük hareket ederim ama ki ağı ben dahil herkes bir tarafa çekiyor. Bu yüzden, ne kadere ne özgür iradeye inanıyorum. Tamamen şansa ve olasılığa ve o olasılık karşısında insanların kah rasyonel kah irrasyonel tutumlarına inanıyorum.

Örnek vereyim. Diyelim bir okula başvurdum ve ilk yedeklerdeyim. Önümdeki kişinin kaydolmaktan vazgeçmesi ve benim kaydolmam bir şanstır. Aynı şekilde, önümdeki herkesin kaydolması ve benim girememem bir şanssızlıktır. Bu da onların olasılık dağılımları ile karşılarına hangi seçeneklerin çıkacağına bağlıdır tamamen. Onlara o olasılık denk gelmez ve daha iyi bir seçenek yaratmazsa, bu benim şanssızlığım olur. Onlara o olasılık denk gelir ve daha iyi bir seçenek oluşursa, bu benim şansım olur. Şanssızlıkların ve şansın üst üste gelmesi düşük bir olasılıktır ama 7 milyar insanda da üst üste gelenleri olacaktır.

Bir yandan da şans dediğimiz şeylerin çoğu irpnik olarak kişinin kendi uğraşması sonucu elde edilen şeyler. Örneğin, Acun'un para kazanması tamamen şans değil, kendi seçeneklerini iyi değerlendirmesinin sonucu.
0
aychovsky
(30.07.17)
(4)

Manyak gibi herseyi silkeleyen aile

loveisallaround
Ana kiz surekli silkeleniyorlar. Balkonlar ufak da olsa arada iki tabure cekip oturuyoruz. Gecenlerde kedim kizginliga girdigi ve apartmani ayaga kaldirdigi icin apartmandakilere mizmizlanma hakkini kendimde goremiyorum. Fakat bu kafin banyo paspaslarini da balkona silkeliyor ve kil tuy ne varsa gel
Ana kiz surekli silkeleniyorlar. Balkonlar ufak da olsa arada iki tabure cekip oturuyoruz. Gecenlerde kedim kizginliga girdigi ve apartmani ayaga kaldirdigi icin apartmandakilere mizmizlanma hakkini kendimde goremiyorum. Fakat bu kafin banyo paspaslarini da balkona silkeliyor ve kil tuy ne varsa geliyor uzerimize, evin icine. Midem kalkiyor. Kedimin kizginligi gecici bir durumdu ama bu devamli. Kadin belli ki normal degil, birkac defa sileklerken lutfen balkonda oturuyoruz, sonra silkeleyebilir misiniz falan dedim ama sallamadi, tam gaz devam. Kadin bize taksin, ugrassin da istemiyorum. Ne yapilir boyle durumlarda?
0
loveisallaround
(29.07.17)
yöneticinizle konuşun zabıtaya şikayet edeceğinizden bahsedin, apartmanlarda birşey çırpılmadığından bahsedin. Bırakın yöneticiniz diyalog kursun, sonra da zabıtaya şikayette bulunun devamlı (arka arkaya sürekli şikayet edin)
0
mete kudur
(29.07.17)
Apartmanlarda birşey çırpılamaz. Net. Amma velakin bütün bunları yaparken, apartmanda evcil hayvan yasağı var mı diye bakın. Sakata gelmeyin.
0
cursor
(29.07.17)
yıkanmış çamaşırları dahi silkeleme takıntısı olan biri olarak bunu bir hak olarak görüyorum açıkçası.
bizim üstte kiracımız var, anlaştık, yalnızca bizim açmadığımız pencere tarafından silkeliyor. siz de milletin kıllarını her gün balkonunuzdan temizlemek zorunda değilsiniz. ayrıca balkonda çamaşırınız falan da olabilirdi. bence kullanmadığınız bi pencereden silkelemesi konusunda uyarıda bulunun. baktınız takmıyor, gerekli mercilere başvurursunuz.
0
manuel mandalina
(29.07.17)
Bazı apartmanlarda silkeleme günü belirleniyor o günün dışında kimse silkeleme yapmıyor. Siz de böyle bir gün belirleyin herkes rahat etsin.

Bence de apartmanlarda bişey silkelenmez, bizim apartmanda silkeleyen yok mesela. Hem elektrik süpürgesi varken ne gerek var, silkeleyenin ağzı burnu da toz doluyor, uçuşanlar onun balkona da iniyor bir de balkon temizle demirlerine varana kadar tozlanır balkon. ne o, halı temizledim, tozların bir kısmı daha içeriye girmeden halıya yapıştı bile! hiç akıl kârı değil yaptıkları.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(29.07.17)
(4)

Ankara kuaför önerisi

mavi kız
Gelin saçı ve makyajı yapacak günümü kabusa çevirmeyecek bir yer arıyorum istanbulda yaşadığım için sizlere sormak istedim şimdiden teşekkürler.
Gelin saçı ve makyajı yapacak günümü kabusa çevirmeyecek bir yer arıyorum istanbulda yaşadığım için sizlere sormak istedim şimdiden teşekkürler.
0
mavi kız
(27.07.17)
Ben de ilk defa geçen haftasonu gittim, Mustafa Revan makeup diye bi' yer, ben beğendim. Güzeldi. Giyinme soyunma odaları var, küçük bi' arka bahçesi filan da var, mekan da görece ferah bi' yer ve çalışanları da ilgiliydi.

Şimdi internetten baktım tam adresi de : Reşit Galip Caddesi 63/2 imiş.
0
mete kudur
(27.07.17)
Makyaj için önerim; Gülcan Akman, fiyat biraz tuzlu, resimlere bak belki beğenirsin, İnstagram adresi şu; www.instagram.com kuaföre de geliyor.
0
elikası
(27.07.17)
Ankara panora/ paris kuaför
0
gunbatimi
(28.07.17)
hatice saka
0
kayranin kedisi
(28.07.17)
(2)

izmir'de 1 günde ne yapmalı

Bruce
yarın akşam cemiyetimiz var üzerinize afiyet, bu geceden yola çıkıp sabah izmir'de olacağız. araba var, merkezden çok uzaklaşmadan nerede ne yapılır önerilerinize açığım. şurada şu yenir önerisini özellikle istiyorum, mesela kumruyu en güzel şurası yapar gibi. bunun haricinde kordonda çimlerde bira
yarın akşam cemiyetimiz var üzerinize afiyet, bu geceden yola çıkıp sabah izmir'de olacağız. araba var, merkezden çok uzaklaşmadan nerede ne yapılır önerilerinize açığım. şurada şu yenir önerisini özellikle istiyorum, mesela kumruyu en güzel şurası yapar gibi. bunun haricinde kordonda çimlerde bira iç, şu sokağı gez gibi genel aktiviteler de olur. aklınıza ne geliyorsa işte, her şey olabilir.
teşekkür ederim...
0
Bruce
(27.07.17)
gül sokağındaki cafeler benim favorim. izmire gittiğimde orada illa zaman geçiririm. bence izmir de sadece oradan ibaret. kordon mordon bitmiş diyeceğim üstüme çullanacaklar ama öyle, kordon bitmiş.

gül sokağında birşeyler yiyip içebilir alışveriş yapabilirsiniz. alsancakta zaten kendisi de.
Kumru olarak da şevket mi ne var izmirin ünlü kumrucusu o da zaten alsancakta, orada yiyebilirsiniz ama tavsiye de etmem.
Yine alsancakta atatürk müzesi vardı onu gezebilirsiniz.
Asansöre bi' gidebilirsiniz ama pek bi' numarası yok tarihi ve yapıldığı döneme göre ilginç bir yapı(tarih ve yapı seviyorsanız eğer) onu görürsünüz.
sabah giderseniz boyozun ilk çıktığı yerde boyoz yiyin, ıspanaklı boyozu hafif ve güzel. (mekanın adını unuttum da kime sorsanız söylerler)
0
mete kudur
(27.07.17)
Vapur planını tamamen iptal et. Çünkü vapurlar 12 temmuzdan beri grevde.
0
adivar
(27.07.17)
(23)

Tinder programını nasıl bilirsiniz?

jackies
Hiç kullandınız mi? Kimseyle buluşup birşeyler yaşadınız mı?
Hiç kullandınız mi?
Kimseyle buluşup birşeyler yaşadınız mı?
0
jackies
(27.07.17)
Karakter yaratma ekraninda takili kaldim.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(27.07.17)
Eşleşince çoğu yazmadı, yazıştıklarımla da kafa olarak uyuşmadık. Tip varsa çok ekmek çıkar.
0
reactionic
(27.07.17)
Türkiye'de artık pek işe yaramıyor.
0
arnold schwarzeneger
(27.07.17)
Çoğu defa match alıp kiminle eşleştiğimi bile göremeden unmatch edildiğine şahit oldum. Onun dışında eşleşme olunca da genelde konuşma gerçekleşmedi. Arnold +1 özetle.
0
skooma
(27.07.17)
olay tamamen tarz fotograf. bu fotolar profesyonel cekim olursa daha iyi. tarzdan kasit da hipster sakali olabilir, yanlari kisa ustu uzun dikenimsi sac olabilir. ya da ustte topuz yapiyolar ya. guzel bir kiyafet ve aksesuarlarla suslemen gerek, bileklik, saat, bere vs... onun haricinde ortamlara akiyorum tarzi bi clubbing fotosu ve hobim var temali hiking fotosu da is gorebilir. bunlari ben yapmadim da olay bu. olay tamamen fotolarda ne kadar tarz oldugun.
0
baldur2
(27.07.17)
Turkiye ---》 allah dusurmesin kardes..

Yurtdisi ---》 allah razi olsun kardes...
0
qazaqwsx
(27.07.17)
Tamamen zaman kaybi bence. Bunu yalnizca ego tatmini icin kullanan bir kiz arkadasim var. Kendusine gelen like larla mutlu oluyor. Bi baska arkadasim da burdan tanistigi kisiyle evlendi. Garip durumlar var yani
0
vonflatline
(27.07.17)
türkiye'de hiçbir işe yaradığını düşünmüyorum. eskiden birkaç kişiyle eşleşirdim. uzun zamandır tek kişiyle eşleştiğim yok. eşleşsen bile cevap vermeyip silen kezbanlarla dolu.
0
nothing in my way
(27.07.17)
Türkiye'de işe yaramıyor kesinlikle. Yarasa da %1 ihtimal
0
MaNOfTheYear
(27.07.17)
ben kullanmadım. kullanan erkek arkadaşlarımdan sadece birisi bir kişiyle randevu koparabildi. kız arkadaşlarımda çok sıkıntı yok, işlerini görüyorlar. bazısı ilişkiyi ciddiye alıp almayacağını kestiremediğinden huzursuzluk yaşıyor.
0
zgrydn
(27.07.17)
Oraya dusmek hos bir sey degil. Erkek ixin de kiz icin de.
0
brad pitt
(27.07.17)
Baldur2 +1 olay fotoğrafta bitiyor. Çoğunluğun mesleği okulları sahte yazılmış. Bir de yurt dışı fotoğrafları acayip prim yapıyor. Paran olduğunu gezmeyi sosyal olduğunu milletin gözüne sokman lazım.
0
empedokles
(27.07.17)
Yurtdışında kullanıyorum iyi ekmek düşüyor, tabi havalı fotoğraf, sosyal olduğunu vs belli eden fotpğraflar iş görüyor özellikle
0
England
(27.07.17)
Başıma birşey gelmeyekse eğer, türkiyede de çalışıyor. Ama tabi yurdışında ki arkadaşların anlattığı gibi/kadar değil. Galiba biz burada onlara göre daha az eşleşme alıp daha fazla emek harcıyorduruz. Çünkü bizde mesela eşleşme olup ben senin bildiğin kadınlardan değilim diyeni de var, kafadan kontak olup sohbet edemeyeni de var, ya da eşleşme sonrası hiç muhabbet etmeyeni de var. O yüzden sosyo-kültürel olarak türkiyede ki eşleşme ve devam arkadaşlığı yurtdışına göre daha zor olabilir ancak oluyor.

Ben şunu da farkettim, illere ve semtlere göre de farklılık gösteriyor eşleşme. Mesela tatil beldelerinde daha sık eşleşme düşüyor. Büyük şehirlerinde alt orta sınıf semtlerinde daha fazla eşleşme düşüyor.
0
mete kudur
(27.07.17)
turkiye'de ilk bulusmami gecen hafta bir kadinla yaptim, rezaletti.

yerden bitme insan iliskileri sıkıntılı. eger fena halde uyumlu degilseniz her iliskinin bir zamana ihtiyaci var. aksi halde siritiyor.

yapmacikti cok. bi daha yazmadim zaten.
0
boyle buyurdum
(27.07.17)
buralarda gerçekten ego için kullanılıyor ve eğer ego için kullanan bir kadın arkadaşım olsa suratına bir tane tokat patlatırım. çok malca bir kullanım amacı. eğer buralarda da o amaçla kullanan kadınlar varsa baya MAL olduğunuzu bu vesileyle söylemiş olayım.

nereden yayıldı kezbanların arasına aq şeyi anlayamadım ki, seküler kesim olarak kullanıyorduk ne güzel. şimdi, türbanlı gelinliğini giymiş kocasıyla çektirdiği düğün fotoğrafını profiline koyan insan var. bu programı kullanan kadınlarda beyinsizlik genele vurulduğunda biraz had safhada, insan programın açıklamasını hiç mi okumaz lan?
0
i drive the hearse
(27.07.17)
ben merakıma dayanamadım, ilk defa yaklaşık üç hafta önce kurdum.
dört gün boyunca 150 civarı insanı sağa kaydırdım ki bunların birçoğunu "sen de gel madem" diye gönülsüzce yaptım. abartı, tıraş yok. cidden böyle.
dört günde bir kişiyle bile match olmadım. "pff, siktirin gidin" deyip sildim programı.

yani işim tinder'a kalsa ölmüşüm de, kalmaz. zerre itibar etmem öyle leş ortamlara.
he yurtdışında insanların nasıl verimli kullandığını ben de hayret ve ibretle okuyorum, gıpta ediyorum.
0
filteria
(27.07.17)
ben Türkiye'de hiç match almadım ama yurtdışında yeteri kadar aldım. Tinder plus sayesinde çeşitli ülkeleri deneme şansım da oldu.
0
yüzyıllık yalnızlık
(27.07.17)
Ben eşleştim birkaç kez ama konuşma fırsatım olmasına rağmen çok yüzeysel buldum uygulamayı. Hatta bir kez eskort ile eşleştim. Kız normalde bir alışveriş merkezinde çalışıyor ama aslında eskort. Böyle garip şeyler de oluyor. Ben bu kadar kalitesizliğe dayanamayıp bir iki gün sonra sildim uygulamayı. Arada bir vakit öldürmek için tekrar yüklesem mi diye düşünüyorum ama.
0
dissendium
(27.07.17)
fuhuş yuvası. e5 kenarında gördüklerin daha namuslu.
0
secrex
(27.07.17)
tinder i zkiş app olarak bilirim.
0
ya ben lan neyse
(27.07.17)
Turkiye'de 0. Yurtdisinda deneyip de eslesme alamadigim ulke yoktur desem yeri. Sadece birtakim fiziki imkansizliklardan dolayi bulusma olmadi ya da ben usendim.
0
finsidigi
(27.07.17)
1 senedir kullanmıyorum ama öncesinde kullandım. Türkiye'de 100 kişiyi sağa attıysam 10 match almışımdır. Yurtdışında bu oran inanılmaz yüksek. Yurtdışında kullandım böyle böyle geyikleri büyük oranda gerçektir yani. Türkiye'deki match aldığım kızlarla kafamın uyuştuğu yoktu. Yurtdışındaki kızlarla kafamın uyuştuğu bi hayli fazlaydı, birkaçıyla buluştuk, bir şeyler de yaşandı. Fakat yabancı kızların kullanım amacı sadece seks desek de yanlış söylemiş oluruz, herkes kafa dengi insanlarla vakit geçirmek, bir şeyler paylaşmak istiyor. Hiç seks istemiyorlarsa direk söylüyorlar, netler. Gezmeye gittiğiniz ülkede size şehri gezdirip tanınatacak, bu sırada güzel vakit geçirebileceğiniz arkadaşlıklar da kazandırabilir. Türkiye'de kullanılacak bir uygulama değil kısacası. Tinder plus kullanarak ülke dışında eşleşme alabiliyorsunuz, hatta Android telefonunuz varsa fake gps yapın. 1 hafta takılın orda burda, dediğimi anlarsınız.
0
tierra santa
(28.07.17)
(8)

insanların kötü niyeti

yuvarlanantencereninkapagi
aslında bu genel bir kötü niyet sorusu değil. genel olarak kötü niyetli olan birini tanırız, ongoruruz. insanlarla birtakım konularda anlaşmazlığa düştüğünüzde; problem yaşadığınızda, " acaba kötü niyetle mi yaklaşıyor" diye düşündüğünüzde buna nasıl karar veriyorsunuz? yani bu acabayi nasıl yok edi
aslında bu genel bir kötü niyet sorusu değil. genel olarak kötü niyetli olan birini tanırız, ongoruruz.

insanlarla birtakım konularda anlaşmazlığa düştüğünüzde; problem yaşadığınızda, " acaba kötü niyetle mi yaklaşıyor" diye düşündüğünüzde buna nasıl karar veriyorsunuz? yani bu acabayi nasıl yok ediyorsunuz? ve tavrınız nasıl oluyor? iyi niyetle , samimiyetinizle davranmaya devam mı ediyorsunuz yoksa kendinizi korumaya alıp ona göre mi davraniyorsunuz?

bu kişi yakin diyebileceğimiz bir arkadaşımız olsun.
0
yuvarlanantencereninkapagi
(25.07.17)
iyi günümde yanımda olanı da, kötü günde yanımda olmayanı da biliyorum misal. telefon ettiğimde açmayanı...

:) zor günler geçiriyorum. maddi, manevi... o kadar sıkıntılı ama bir o kadar da öğretici ki...

beni kötü günümde umursamayanın, geçmişte bana yaptığı güzellikleri de var. o güzelliklerin hatrına, ben de bana yakışanı yapıyorum. eski patronu yaklaşık 50 bin liralık bir zarara sokacak şikayeti etmeyeceğim mesela.

kendisine maddi-manevi, elimden geldiğince destek olduğum insanların, bugün yanımda olmamasını ya da saçmasapan yalanlarla kaçmasını çok önemsemiyorum artık.

selamı sabahı kesiyoruz, azaltıyoruz. hiçbir şey yokmuş gibi havadan sudan muhabbet ediyoruz gerekli olduğunda.

"yakın diyebileceğim bir arkadaşım" olamaz artık o kişi.
0
runagain
(25.07.17)
ben insanları sınamaktan çekinmem, yani teste tutuyoruz tabiri caizse.

Ama bu şöyle; herkes herşeyi veremez sana, insanların potansiyelleri ve senin için tahammül edeceği/vazgeçeceği şeyler farklı oluyor. O yüzden kırmızı çizgiden sonrasını sınıyorsun, mesela hangi durumlarda yardım eder hangi durumlarda etmez, hangi durumlarda kıskançlık, çekememezlik yapar hangi durumlarda yapmaz. güvenilirmidir, sır tutarmı, dedikodu yaparmı, borcuna sadık mı, borç verir mi gibi gibi.

mesela adam borcuna sadıktır ama dedikodunu yapabilir; ya da sır tutar ama borcuna sadık değildir, yahut bazı konularda çok yardımseverdir o kadar çok şeyden feragat edebilir ama bazı durumlarda çok kıskançtır onu başarmanı istemez, ve bu yönde hamle de yapabilir.

yani insanları kalıplara sokma sistemi çalışmadığı için böyle bi' sonuç yakalattı hayat bana. bi' özelliği olumlu olabiliyorken aynı konuda başka bi' özelliği olumsuz olabiliyor. Bu yüzden insanları mod-a mod şu özelliklerinden dolayı hayatıma sokarım ya da şu özelliklerinden dolayı hayatımdan çıkartırım, ona artık samimi davranmam ona şunu bunu yapmam diyemiyorum.

Alışveriş gibi birşey bu ikili ilişkiler. biz istesek de istemesek de böyle. Acıklı bi' durum.
Yani onun bu özelliklerini farkedip, arkadaşımızı dostumuzu tanıyıp, bu kişinin bu karakterini tölere edip edemeyeceğimizi kendimize sorarak ilerliyoruz, mesela çok iyi birisi ama sohbeti kötü çekilmiyorsa; sohbet konusunda alternatif doğuruyoruz, onunla film izliyoruz, ortak bi' nesnede eğlence doğuruyoruz. ya da sohbeti çok iyi ama borcuna sadık değilse ona borç vermiyoruz gibi gibi. karakter özelliklerine göre tavrımızla ilerliyoruz.

Onun dışında tavır ile değilde karakterle ilerlersen çok canın yanar.
0
mete kudur
(25.07.17)
Sizden bağımsız olan hayatına bakın. En yakınları hakkında ne düşündüğüne, size neler anlattığına. İlişkisini bitirdiği insanlara neler yaptığına bakın. Kimlerle nasıl ayrılmış. Kime ne yaptıysa size de onu yapacak. Hazırlıklı olun.
0
etfalmorgu
(25.07.17)
Tecrubelerimi on yargilarimla harmanliyorum genelde dogru cikiyor.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(25.07.17)
Bir tanıdıklar kendi yiyecekleri tarlaya ilaç katmıyor ama satacaklarına katiyor. Bu kötü niyet iste.
0
for day to break
(25.07.17)
daha önceki hareketleri ile karşılaştırıyorum. benzer hareketlerde bulunmuşsa kötü niyetlidir diyorum. tavrım samimiyeti azaltmak tabiki
0
yüzyıllık yalnızlık
(26.07.17)
Niyete bakıyorum. Bir irade veya amaç var mı olumsuz bir davranış gösterirken yoksa gayri ihtiyari, insani bir boşluk anında farkında olmadan mı yapmış? Bilerek ve bir amaç doğrultusunda öyle davrandıysa iletişimi minimuma indiriyorum. Yok diğer türlüyse, olayın derecesine göre bazen şakayla bazen ciddi paylaşıyorum hissiyatımı ve yaptığını.
0
Phoebe
(26.07.17)
Önce bir kendime bakarım, eğer hali hazırda zor zamanlar geçirdiğim ve o kişiden bağımsız paranoyaklaştığım bir zaman ise, benefit of the doubt'ı veririm yakın diyebileceğim arkadaşıma. Ama emareler ciddi görünüyorsa, ilişkisine bağlı olarak ya söylerim ya da kendimi çekerim zarar göreceğimi düşünüyorsam.
0
fengari
(26.07.17)
(26)

Sıkıcı mısınız?

arockm
Merhaba sıkıcı biri misiniz? Kendinizi tek bir kelimeyle nasıl tanımlarsınız?
Merhaba sıkıcı biri misiniz? Kendinizi tek bir kelimeyle nasıl tanımlarsınız?
0
arockm
(24.07.17)
Evet.

Kendimi tek kelimeyle tanımlamam, haddim değil.
0
mete kudur
(24.07.17)
tek kelimeyle sıkıcı, iki kelimeyle drama queen...
0
rahip janick
(24.07.17)
moralim yerindeyse çok tatlıyım, uzun bir dönemdir işle ilgili sıkıntılarım o yüzden çok sıkıcıyım.
0
geçerkenugradım
(24.07.17)
ya sıkıcı mıyım bilmem de, bu aralar pek gelenim gidenim yok
beklerim..
eksisozluk.com
0
sameidiot
(24.07.17)
Evet.

(bkz: merdümgiriz)
0
Ufuk
(24.07.17)
Evet.
0
l arrache coeur
(24.07.17)
Sıkıcı değilim. Sıkılan taraftayım.
0
Lim5
(24.07.17)
kendimden sıkılıyorum ama başkaları sıkılmıyor benden bu beni ne yapar?
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(24.07.17)
genelde öyle kafam rahat değilse sıkıcıyım. "sıkıcı ama iyi"
0
klar
(24.07.17)
can sıkıntısı açısından bakarsak hayır. öyle 2 kişi yan yana geldik sohbet etmedim, muhabbeti baltaladım, eğlenmek isteyene ket vurdum, ortama ayak uydurmadım, negatif enerji saçtım gibi davranışlarım yok; şu yaşıma kadar kimseden duymamışımdır "öff çok sıkıcısın" lafını.

uyuz edip can sıkmak konusunda ise bazen hey heylerim gelince olabiliyorum ama o da genelde benim canım sıkıldığında oluyor.
0
Bruce
(24.07.17)
ilk 2-3 saat hayır sonra sıkılırım, enerjim uzun vadeli değil ama varken de çok eğlenceliyimdir. tabii daha çok yanımdakine bağlı, ortamda güzel bir kız varsa ve henüz benim değilse sıkılma ihtimalim umudumu kesene kadar yok.
0
hayati cozemeyen adam
(24.07.17)
Soğukkanlı insanlarla soğukkanlı, samimi insanlarla samimi olduğum için yarı yarıya.
0
filipis
(24.07.17)
egoistçe bir yanıt olsun istemem ama hayır. en azından çevremdeki her insan ayrı ayrı olarak "seninle vakit geçirmeyi çok seviyorum." der. bir allah'ın kulunun da önceliği değilim, orası da ayrı mesele. tek kelime ile ifade edecek olursam da : yapayalnızım.
0
m e b
(24.07.17)
evet, bayağı sıkıcıyım. hiç unutmuyorum lisede bi' kız gece 4'te uyanıp buz hokeyi maçı izlememden çok etkilendiğini söylemişti. nasıl bir tırtlıksa artık, insanları etkilediğim şey bu kadar yani, gece maç izlemek.
0
der meister
(24.07.17)
Fazlasıyla.
0
mutekebbir
(24.07.17)
sıkıcı insanlarla benim de modum düşüyor, sıkıcılaşıyormuşum gibi hissediyorum. ama sevdiğim muhabbetinden hoşlandığım insanların yanında benim de neşem yerine geliyor, esprilere sohbetlere doyum olmuyor. çevremden çok etkileniyorum yani anlık.
0
nıç
(24.07.17)
Sıkıcıyım.
Aslında ondan da emin değilim. Tek bildiğim sıkılmamam. En son ne zaman canımın sıkıldığını hatırlamıyorum.
Tek kelime bulamadım ama çok kelime de bulamadım
0
aychovsky
(24.07.17)
Değilim. Aile icinde, arkadaslar arasında falan en neşeli genelde ben olurum. Sevdigim insanların modunu yükseltiyormuşum öyle diyorlar. Üşengeç degilim ,hareketli bir yapım var. Kendimden sıkılmıyorum. insanların da pek sıkıldığını sanmıyorum, genelde sevilirim. Ama bu yeni tanistigim insanlarin yaninda hemen ortaya cikmaz. Başta soğuk görünürüm hatta.
0
aquarium
(24.07.17)
sıkıyımdır
aynı zamanda bomboş bir insanım.
0
basond
(24.07.17)
evet
0
freebird5406_2
(24.07.17)
Cok degisken, bazen cok sikici olurum bazen de eglenceli. Sikilma konusunda da en son ne zaman canim sikiliyor dedim hatirlamiyorum +1

aychovsky yalan soyluyor:) Sikici falan degil, 7/24 kesintisiz muhabbet edilebilitesi var:)
0
stavro
(24.07.17)
Bazı insanlara göre bazen sikiciymisim.
0
for day to break
(24.07.17)
Yanımda yöremde asabımı bozan biri yoksa çenem düşer, karşımdakini de kıvama getiririm.
0
mslny
(24.07.17)
hayır
0
marul hirsizi
(24.07.17)
Kendi halime bırakıldığımda monoton bir insanım, dolayısıyla da sıkıcıyımdır muhtemelen. Aktif iletişim halinde olduğum kişiler varsa, arar sorar, sohbetimi severler(miş). Biraz girizgahı zor bir insanım sanırım.

Ha, tek kelime kısmını unutuyordum; üşengeçpezemenk.
0
skooma
(25.07.17)
Sevmediğim ya da yakın olmadığım kişilerin yanında suratım beton gibi. Tek kelime konuşmam. Sıkıcı ya da eğlenceli olmam yakınlığıma bağlı.

Tanımlayamam.
0
jazzabel
(25.07.17)
(5)

Tokluk hissi veren ve kilo aldırmayan yiyecekler

sorunvar
Nedir ? Bildikleriniz
Nedir ? Bildikleriniz
0
sorunvar
(19.07.17)
Zamanında diyetisyen beyaz leblebi(nohut) demişti. mide suyunu mu ne çekiyormuş. Ama kilo aldırmayan yiyecek olacağını sanmıyorum. bu da kilo aldırıyordur.

edit: tik mantığına/mantıksızlığına çok güldüm. Kıyamam zamanında ne yaşadıysa artık benimle ilgili :)) Atlatamamış hala. Yazık.

''Mallar sürüsü'' kısmına eklediğimizde aslında bu ''malların'' duyurularını da görmesek bu tür aksiyonlarla da karşılaşmayız. Bunlar hep gelişim.
0
mete kudur
(19.07.17)
yımbırta
0
alperz
(19.07.17)
glisemik indeksi düşük şeylere yöneleceksin. açlık hissi kan şekeri ile akalı bir durum.

bir tane yazayım brokoli.
0
qazaqwsx
(19.07.17)
Haşlanmış yumurta kesinlikle. Yemediğim gün kahvaltıdan iki saat sonra acıkıyorum yediysem beş altı saat tutuyor kahvaltı
0
hernezıkkımsa
(19.07.17)
et, balık, süt, bakliyat, kuruyemişler kısaca içinde protein ve yağ oranı yüksek doğal yiyecekler
0
gezegen olan pluton
(19.07.17)
(5)

Birine ihtiyaç duymak sizce sevgiyle beraber gelen bir şey mi?

river song
yoksa baska bazı eksiklerimizin doyurulması, teselli bulmamız mı sebep onu hayatımızda istememizde.ihtiyaç duymadan sevemez miyiz?hayatınızdaki insanlara, dostlarınıza bakıp onu şu sebepten seviyorum diyebiliyor musunuz ve dediğiniz anda o sevgiden çok bir ihtiyacın karsılık bulması anlamına gelmiyo
yoksa baska bazı eksiklerimizin doyurulması, teselli bulmamız mı sebep onu hayatımızda istememizde.
ihtiyaç duymadan sevemez miyiz?
hayatınızdaki insanlara, dostlarınıza bakıp onu şu sebepten seviyorum diyebiliyor musunuz ve dediğiniz anda o sevgiden çok bir ihtiyacın karsılık bulması anlamına gelmiyor mu?
anlatabildim mi gerçekten bilmiyorum.

not: gönül işleri sorusu değil sevgili modlar.
0
river song
(18.07.17)
ikinci dediğin.
0
manuel mandalina
(18.07.17)
Ben anladığım kadarıyla cevap vereyim: evet eskiden niyeyse bu gereksinim değildi yani ben öyle ihtiyaç gereksinim gibi bir duygusunu hatırlamıyorum fakat yaklasık 2senedir bu konularda bir verim alamadığım için ihtiyaç duyuyorum lan diye kendi kendime isyan ettiğim oluyor. Sanırım bu da akışına bırakmamak ile ilgili.
0
fıytfıyt
(18.07.17)
tam tersi, sevgi birine ihtiyaç duymakla gelen bir şey. insan sosyal açıdan bağımlı bir hayvan, kendi doğasında tek başına hayatta kalamaz. beyin geliştikçe bu tip zorunluluklara kolay adapte olmak için sevgi, aşk, beğenme gibi duyguları geliştirdi; tıpkı üremeye adapte olabilmek ve kolaylaştırabilmek için seksten zevk almayı geliştirmesi gibi.

aslında karşı tarafta beğendiğimiz şey ihtiyacımız olan şeyler. bir insanın beğenilerini neler belirler sorusu çok geniş ve kişiye göre çok öznel, o yüzden bu aşamada "uzun boylu kaslı erkek seven kadınlar içten içe fiziki koruma istiyor" dersem doğal olarak çok rahat yanlışlanabilirim. haklı olduğum örnekler vardır ama beğeniler o kadar girift sebeplerden oluşmuştur ki hepsini sayamam, bilemem.

sistem böyle işliyor, o yüzden sisteme adapte olmaya meyilliyiz. bahsettiğim şey bir insanı sevmeye engel değil, ya da sevdiğimiz insana yabancılaşmaya; makine böyle işliyor, bunu bozmaya ya da kötü bir şeymiş gibi düşünmeye gerek yok.

ihtiyaç duymadan sevemez miyiz? ikinci paragrafta savunduğum şey açısından bakarsak hayır. üçüncü paragraftan gidersek; insan bir şeyleri sevmeye alışınca sevme işinin kendine de alışıyor bence. dedim ya bu mekanizmayı benimsemeliyiz diye, ki benimsedik de aslında, bir şeyleri sevme işi bir noktadan sonra bilinçaltındaki ihtiyaçtan öte salt sevme ihtiyacına dönüşebilir. bunu da sevdiğimizi sandığımız şeylerle açıklayabilirim sanırım. bilinçaltımız, daha doğrusu daha derindeki dürtülerimiz, insan olmanın getirdiği gereklilikler yanılmaz(a priori gibi). ama sevme ihtiyacından ileri gelen, tecrübelerimizle, algılarımızla, kendi verdiğimiz kararlarla şekillendirdiğimiz sevme işi(a posteriori gibi) bizi yanlışa sevk edebilir. bu açıdan bakarsak sevdiğimiz şey aslında ihtiyaç duyduğumuz şey olmayabilir. aslında diyorum çünkü burada bi yanılsamadan bahsediyorum, yoksa bile isteye hiç ihtiyacımız olmayan bir şeyi sevebileceğimizi sanmıyorum.
0
Bruce
(18.07.17)
Bruce'ın dediklerinin bir kısmı doğru. Evrimle bağdaştırdığı taraflar yanlış ama genel olarak haklı.

Bu konuyu metafizikçiler bolca irdelemişler.

Neden severiz
Neyini severiz
bu şeyi nasıl severiz
Neden vazgeçeriz
Nasıl vazgeçeriz

diye açıklamışlar zaten.



ihtiyaç kelimesi ise zaten teknik anlam karşılığı olarak da; giderildiğinde haz ve mutluluk veren giderilmediğinde elem keder ve acıya dönüşen duygu ya da nesneler bütünüdür diye geçiyor. Yani bahsini ettiğin 2 kavram aslında birbirinin takipçisi değil, farklı ama genelde birlikte ortaya çıkıyorlar.

Yani ihtiyacı yukarıda tanımladık, sevginin tanımı uzun olduğu için onu anlatabilecek ne kabiliyetim ne de niyetim var eğer ona da bakarsan eğer sırf tanımlardan bile bu sorunun cevabını almış olacaksın.

Bir de sanırım akıl karışıklılığını gidermek adına şu kadarına dilim döner; birisini veya birşeyi zaten bi' ''sebep''ten ötürü seviyorsun, bu kesin. Ama bu ''sebep'' senin ihtiyacın olmayadabilir. bununla ilgilide ''kıyas'' kavramlara bakmak lazım.
0
mete kudur
(18.07.17)
Talebin arzı yaratması gibi, bazen arz da talebi yaratıyor. Diyelim ki tamamen yalnızsındır, 'Çok yalnızım' dersin. Arkadaş veya sevgili, ne olduğu önemli değil. 'Hayatımda birine ihtiyaç var' dersin. Bazen de ihtiyacın yokken biri ile tanışırsın ve arkadaş olursun. O ana kadar bilmediğin bir yeri doldurur. O boşluk daha önce yoktu oysa, sen öyle birinin eksikliğini hissetmiyordun. Çünkü öyle bir eksiğin veya ihtiyacın olabileceğini bile bilmiyordun. Şöyle, diyelim ki zopik diye bir alet icat edilmedi, bu yüzden zopik diye bir alete ihtiyaç duymuyorsun ama ileride zopikle tanıştığında ve zopik senin daha önce hayal etmediğin bir işi yaparak hayatını kolaylaştırdığında, artık o noktadan itibaren ihtiyaç halini alıyor. Çünkü artık biliyorsun zopiği ve kullanınca seni mutlu etti. Olmayınca, yokluğunu arama olasılığın var artık. Şu anda Abuzer Böcübörtügil'i tanımıyorsun ve böyle bir insanın eksikliğini hissetmiyorsun. Böyle bir insanın eksikliğini hissetsen zaten dünyadaki herkesle tanışana kadar bu eksiklik hissi bitmez. Sevgili ya da arkadaş özlemi olarak değil, bir tane Abuzer Böcübörtügil var ve bu insana ihtiyacın yok. Çünkü ben adını söyleyene kadar varlığını bile bilmiyordun. Ancak, Abuzer Böcübörtügil ile bir arkadaşlıktan sonra 'Aa, ne iyi insandı. Bir daha görüşsek ya' dedin. Kafandaki haritada Abuzer Bbg'nin yeri açıldı ve artık biliyorsun. Daha önce böyle bir talebin yoktu ama bu kişinin arzı talebi yarattı.

İki nedenin birbirinden ayrılacağını, daha doğrusu, uçlara taşınmadığı sürece birbirine ters olduğunu düşünmüyorum. Yani, birini atıyorum ki, çok babacan biri olduğu için seviyorsundur. Aynı zamanda, babacan olduğu için ihtiyaç da duyuyorsundur. Ya da etrafında çok babacan kişi vardır, bir tek o değildir ama bazen onun olmasını istiyorsundur. İstek tek başına sevgiyi veya ihtiyacı doğurmak zorunda değil, ikisini birlikte de doğurabilir. Üstelik, o ihtiyacı zaten karşıladığın halde. Birinin yokluğunda onu özlemek, onun eksikliğinden dolayı, varlığına ihtiyaç duymaktır bana göre. Aynı şekilde, ihtiyacın olması ona beslediğinin sevgi olmadığı anlamına gelmez. Ne bileyim, sevgiliyi gülüşü için seviyorsundur, arkadaşı esprileri için. Bu saf bir ihtiyaç olsa, arkadaşının espri yapmadığı kötü günde, ağladığında yanında olmak istemezdin. Çünkü ihtiyacını karşılamadığı gibi, senin ihtiyacından çalıyor.

Yani, birine bakıp 'Ben seni olduğun insan olduğun için seviyorum' diyebilirsin, o kişinin de olduğu insan hayatında öyle birine ihtiyaç yaratabilir.

Buradaki ihtiyaç sınırı bu anlamda kullanma-bağımlılığa çevrilebilir gibi düşünüyorum. Yani, Ali Ağaoğlu'nun sevgililerinin sevgi-ihtiyaç yüzdeleri ile, Acun-Şeyma Subaşı sevgi-ihtiyaç yüzdeleri farklı; onunkiyle de Meral Zeren-Selami Şahin sevgi-ihtiyaç yüzdesi farklı.

Bir de sevgiden bahsediyoruz, kim olursa olsun, tanım gereği 'gönül işi'. :)
0
aychovsky
(18.07.17)
(6)

Fikirler ya da olaylar çok çabuk içimi boğuyor (gibi hissediyorum)

mete kudur
tam anlatamadım, aklıma takılan fikirler ya da varsaydığım olaylar vücudumda hızlıca fiziksel reflekse sebebiyet veriyor. Midem bulanabiliyor, göğüs kafesim sıkışıyor. nefes alış verişimi hissediyorum.Psikoloji ve davranış bilimine fazla meraklıyım; bu yüzden buna kendimce obsesifim herhalde demişti
tam anlatamadım, aklıma takılan fikirler ya da varsaydığım olaylar vücudumda hızlıca fiziksel reflekse sebebiyet veriyor. Midem bulanabiliyor, göğüs kafesim sıkışıyor. nefes alış verişimi hissediyorum.

Psikoloji ve davranış bilimine fazla meraklıyım; bu yüzden buna kendimce obsesifim herhalde demiştim. Ama geçtiğimiz aylarda, bi' aksiyon sonrası doktora gitme kararı aldım, doktorla biraz konuştuk, anketimsi bi' test yaptı ve obsesyon yok sizde dedi, sonra kan testi yaptırttı ve onlardan da birşey çıkmadı.

Okurken yoğunlaşamadığımdan filan da bahsettim, nefes alış verişimi farkettiğimi ve bunun farkettiğim anlarda motor hareket olmaktan çıktığını, eğer bilinçli olarak nefes almazsam nefes alamayacağımı düşündüğümü söyledim.
güldü canım manım dedi, obsesyon değil bu, belki başka sebepleri vardır ama kanında da problem yok dedi ve tabiri caizse gönderdi beni.

Ama bence bi' aksiyon var ve tanımı gereği okb'ye ve B12 vitamin eksikliğine uyuyor, hadi vitamin eksikliği yok testlerde ortaya çıkmadı diyelim, okb'nin olmadığına anket sonucunda nasıl bu kadar emin olmuş olabilir ki ?

Yeniden doktora gidip bütün süreci anlatmak yorucu bi'de şöyle bi' fikir var; acaba doktor kırmızı reçeteli ilaçlara ulaşmaya çalıştığımızı zannederek başından savmış olabilir mi diye de düşündük.

Başına gelen ya da buna benzer bi' durum yaşayan var mı ? atak mı mesela bu anlar, atak denilen anlar neler ?
0
mete kudur
(17.07.17)
Panik atak daha kısa süreli ve yoğun yaşanır genelde, hemen o bulunduğum ortamdan kaçmak istersin, kalbin hızlı atmaya başlar, ter basar, ani bir ölüm korkusu gelir vs. Seninkisi daha çok uzun vadeli bir anksiyete bozukluğuna benziyor, yazdıklarından internetten kendi kendine hastalık/teşhis aradığını anlıyorum, bu da o anksiyeteyi doğrulayan şeyler biraz.

Gittiğin doktor neydi? Psikolog mu psikiyatr mı ya da dahiliyeciye mi gittin?
0
fengari
(17.07.17)
psikiyatr. ama test için psikologa gönderiyor. psikolog sadece kağıdı verip dışarıda doldurmanı istiyor, sonra tekrar psikiyatr'ın yanına gidip onunla konuşuyorsun. Yani psikolog ayakçı gibi birşey. Kızcağızla hiç irtibatımız bile olmadı.
0
🌸mete kudur
(17.07.17)
Yani psikiyatr senin kafandaki teşhisin doğru olmadığını söyleyip, başka sebepleri de olabileceğini söyleyip öylece gönderdi mi seni?

Bence şöyle bir yol izle: Göğüs hastalıklarına git önce, şikayetlerini anlat ve bir muayene ol, solunum testi vs bir yapsınlar. Solunum testi ve diğer sonuçlar normal çıkıyorsa yüksek ihtimal bir anksiyete bozukluğu yaşıyorsun, bu gittiğine değil, başka bir psikiyatra git. Ve internetten hastalık/teşhis aramayı bırak.
0
fengari
(17.07.17)
evet, istersen sakinleştirici yazabilirim dedi. ne olduğunu bilmiyorsak bi' işe yararmı dedim, yani, sakinleştirir gibi birşey dedi. odaya da birileri girip çıkıyordu o esnada, ben de teşekkür ettim çıktım.

nefes testi, kekeme olduğum için daha önce yaptırmıştık normal çıkmıştı. Bir de iş raporu almak için yılda 2 kere giriyoruz o teste bi' kapağa üfletiyorlar. o mu ?
0
🌸mete kudur
(17.07.17)
Kendinde hastalık arayıp durma. Belki hastalık hastası olmuşsundur.
0
for day to break
(17.07.17)
Evet o, o zaman normaldir muhtemelen şu an da.

Dediğim gibi senin sıkıntın mild bir anksiyete bozukluğu gibi görünüyor. Bu tür durumlarda bir kısım insan nefesine takıyor kafayı ve onu düşündükçe de aynen senin yaşadığın gibi otomatik pilottan çıkarıp kendisi bilinçli olarak nefes almaya çalışıyor, bu da bir noktadan sonra nefes alamıyormuş/aldığı nefes yetmiyormuş gibi bir hisse neden oluyor.

Sakinleştirici değil de daha orta/uzun vade kullanabileceğin antidepresanlar var ama onu da bir doktorun önermesi lazım, o yüzden başka bir psikolog/psikiyatra gitmeyi dene.
0
fengari
(17.07.17)
(11)

biraya buz atıyor musunuz?

lonelyman
biranın tadını bozar mı sizce
biranın tadını bozar mı sizce
0
lonelyman
(17.07.17)
bira soğutulabiliyorsa hiç gerek yok. bozar, sulu bira sevmem.
0
zgrydn
(17.07.17)
soğuk bira>ılık bira>bira olmaması>sıcak bira>buzlu bira
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(17.07.17)
ben birayı genel olarak sevmiyorum; ama ılık hali iyice çekilmez oluyor. tadı normalken bile kötüyken ılık hiç içilmiyor.

O yüzden eğer bardak yeni yıkanmış(yani sıcaksa) ya da bira yeterince soğuk değilse buz isterim.

keza su evet tadını bozar ama, zaten bi' dönem çalıştığım yerde biraverin dibine su koyuyorlardı köpürmesin diye. hatta ondan sonra gittiğimiz yerlerde çokcana da espiri yapıyorduk ''abi bi' bira ama suyu az olsun'' diye, garson bazen cevap veriyordu ''şişeyi yanınızda açacağım''.

yani tadını bozar, seyreltir ama sıcak içmektense buzlu ve yeterince soğuduğunda hızlı içmeyi tercih ederim. Zaten mekanda su ilave edildiğine de denk geldikten sonra çok da şeyapmıyorum.

Ona şu konmaz, buna bu konmaz, şunun edebi adabı var diyen aklı-evvel kitleye itibar etmem. benim için birşeyi içmenin kendisi bi' amaç değildir, onu içmemizin bi' amacı vardır. Bu da tadı ve sonunda sana vereceği rahatlık.
0
mete kudur
(17.07.17)
Kesinlikle atarim. Tadini falan da bozmuyor. Buzlar erimeden icmis oluyorum zaten. Alkolsuz iceceklere de buz atmayi severim. Kahve icer gibi 2 saate bir birayi icsem tadini bozardi. Direkt soguk su yerine ilik suya buz atarak sogutup icmeyi tercih ederim ornegin.
0
stavro
(17.07.17)
Kokteyl olmayan hiçbir alkollü içeceğe buz atmıyorum. Rakı ve viski dahil. Çok istiyorsan bu içi sıvı dolu küpler ya da taş olayını deneyebilirsin.
0
nawar
(17.07.17)
Tövbe de.
0
goodz
(17.07.17)
Hayır asla.
0
mutekebbir
(17.07.17)
Atmayınız. çivi gibi soğutup öyle içiniz.
0
veritaslibertas
(17.07.17)
Yo dostum yoo
0
japon askeri
(17.07.17)
atmıyorum. sulandırmanın alemi yok ya.
0
doxanikee
(17.07.17)
Limonata ve birayı karışırıp içine limon kabuğu attığımda buz koyarım
0
fasulyek
(18.07.17)
(2)

terfi ve zam olayı? patronla konuşmaca

küçük kara balık
Merhaba ahali, mart ayında iş değiştirdim ve yeni girdiğim iş yerinde pozisyon atladım. Bu pozisyon değişikliğini direk şirketin sahibi benimle konuşarak yaptı ve ben daha bahsini açmadan "maaşında da iyileştirme yapılacak hemen muhasebeye söylerim" dedi lakin olmadı. 2 aydır bir firmanın üretim müd
Merhaba ahali, mart ayında iş değiştirdim ve yeni girdiğim iş yerinde pozisyon atladım. Bu pozisyon değişikliğini direk şirketin sahibi benimle konuşarak yaptı ve ben daha bahsini açmadan "maaşında da iyileştirme yapılacak hemen muhasebeye söylerim" dedi lakin olmadı. 2 aydır bir firmanın üretim müdürlüğü pozisyonunda çalışıyorum ama maaşım eski pozisyon üzerinden(aplikasyon uzmanı) yatırılıyor. Şirket ne kadar kurumsal olduğunu söylese dahi şirket aile firması ve her şey de kısmaya gidiyor ne kadar ARGE merkezi de olsa. Sonuç olarak bu maaş olayı patrona uygun dille nasıl anlatılır sizce? Kendisi bizzat söylediği için beklenti içine girdim ve sorumluluklarım arttığı için (üretim planlaması, depo/stok kontrolü, insan yönetimi...) ufak da olsa zammı hak ettiğimi düşünüyorum.
0
küçük kara balık
(17.07.17)
Elbette söyle canım öyle şey mi olur? Uygun bir zamanda "Böyle böyle demiştiniz ama henüz bir değişiklik olmadı maaşımda, yoğunluktan haber veremediniz mi acaba muhasebeye?" gibi bir cümle ile gir konuya.
0
fengari
(17.07.17)
patronlar bazen unutmuş olabiliyor, kesin söyle. Benim de başıma gelmişti aa biz onu atladık arada dedi, sonra bahsini ettiği tarihten itibaren tölere etti.

Zaten burada olay senin zammı hakedip haketmemen değil, ortada verilmiş bi' söz var.
sen kahvede arkadaşlarına asuman benim demişsin bi' kere, o iyileştirme artık senin.
0
mete kudur
(17.07.17)
(4)

Dizi, film vs indirebileceğimiz güzel bi torrent sitesi?

gaddarkerim
kickass kullanıyordum kapanmış, yok mu güzel bi torrent sitesi? game of thrones da başlıyor nerden çekelim?
kickass kullanıyordum kapanmış, yok mu güzel bi torrent sitesi? game of thrones da başlıyor nerden çekelim?
0
gaddarkerim
(16.07.17)
ben de tam bilmem bu işleri ama zooqle diyorlar.
0
mete kudur
(16.07.17)
rarbg iyidir
0
yons
(16.07.17)
vuze'un içinde swarm discovery uygulaması var, orada bütün güncel dizileri bulabilirsin. ben de oradan indiriyorum genelde.
0
sanguine
(16.07.17)
mandy lane
(18.07.17)
(4)

kendi kendine ingilizce öğrenen var mı?

soft
yurt dışına çıkmadan ve de kursa gitmeden. internet, video dersler vb yollarla Intermediate veya Upper-Intermediate seviyesine gelmeyi başaran var mı? varsa nasıl bir çalışmayla ne seviyeye geldiniz? aydınlatınız.
yurt dışına çıkmadan ve de kursa gitmeden. internet, video dersler vb yollarla Intermediate veya Upper-Intermediate seviyesine gelmeyi başaran var mı? varsa nasıl bir çalışmayla ne seviyeye geldiniz? aydınlatınız.
0
soft
(13.07.17)
Seviye nasıl ölçülüyor bilmiyorum, seviyemi de bilmiyorum. Sadece Yds puanım 87,5.
Çalışma falan yapmadım, sevdiğim oyunları oynadım, dizi filmleri izledim, haberleri okudum, videoları izledim. Çalışsaydım muhtemelen eziyet çekerdim ve bu kadar ilerleyemezdim.
0
diffarentiationation
(13.07.17)
odtünün master'ında ingilizce sınavını geçen var ama bu hangi seviye onu bilmiyorum.

Çalışma şekli de şöyleymiş;

önce dili nasıl öğrenebilir onun üzerine kitaplar okumuş
sonra kelime çalışmış devamında grammar ve kelimeyi birlikte çalışmış ve bu esnada da ingilizce öğreten basit çizgi filmler varmış onun döneminde onları izleyip bol bol kitap okumuş. ve halletmiş işte.

bunun dışında başka bi' arkadaşım ise kendi kendine ingilizce çalışırken longman'in sarı sözlüğünü ezberlemiş. ben duyduğumda çok şaşırmıştım. yine aynı kişi, ses kaydı yapıp bi' kelimeyi önce türkçe söylüyormuş sonra bekleyip ingilizcesini söylüyormuş.

ardından bunu da yollarda dinleyerek o bekleme anında kendisi söyleyip doğru mu değil mi diye de kontrol edebiliyormuş.


not: 2'si de 30+ yaşında. Yani o dönem kaynakları çok daha kısıtlıyken yapmışlar bunları. şimdi irade ve çalışma azmi olsa çok daha kolay gelinebilir o seviyelere diye düşünüyorum.
0
mete kudur
(13.07.17)
devlet okulundaki egitimin disinda hic ekstra bir egitim almadim. kendimi gelistirmemde en cok yabanci diziler ve merak ettigim seyler hakkinda turkce kaynak olmamasi yardimci oldu.
0
icim urperiyor
(13.07.17)
Kismen bu gruba dahil oldugumu soyleyebilirim. Sarki cevirileri yapmaya, bilgisayar oyunlarini oynarken sozluk karistirmaya, bos zamanlarimda gramer kurallarını okumaya, turkce-ingilizce altyazili dizi/film izlemeye gayret ettim.

Ilkokuldan beri yabanci dilim ingilizce degildi. 2006'da fransizca dil okulu icin fransa'ya gittigimde, okuldaki herkes amerikali, kanadali, ganali ya da senegalliydi. Fransizca dil okulu icin gittigim yerde ingilizcem gelismisti.

Sonra calisma kampi vesilesiyle 3 farkli sefer yurtdisima ciktim. Bunlarin da pratigime inanilmaz yararli olmustu.

En nihayetinde yabanci bir sevgilim vardi, ingilizcem onunla zirve yapmisti. Sonra da uzerine yurtdisinda master derken hatri sayilir bir yerlere geldim diyebilirim. Ama temeli kendi cabamla kurdum.
0
finsidigi
(13.07.17)
(9)

Dr. Tea co 'da kazıklanmış olabilir miyim ?

mete kudur
Ben kahveden anlamam, yani sadece içerim. Dün Ankarada bulunan Dr. Tea co 'dan 100 gr filtre kahve aldım ve 35 lira ödedim. Meseleyi bilmediğim için de garipsemedim ama şu anda arkadaşıma fena t*şak malzemesi oluyorum. Meseleyi o da çok iyi bilmediğinden burada kahveye hakim arkadaşlar vardır onlara
Ben kahveden anlamam, yani sadece içerim. Dün Ankarada bulunan Dr. Tea co 'dan 100 gr filtre kahve aldım ve 35 lira ödedim. Meseleyi bilmediğim için de garipsemedim ama şu anda arkadaşıma fena t*şak malzemesi oluyorum. Meseleyi o da çok iyi bilmediğinden burada kahveye hakim arkadaşlar vardır onlara soralım istedim. Nedir durum ?

Satıcı personele anlamadığımı belirtmiştim, çok sert olmayan orta bi' kahve olsun dedim o da kolombiya(okunuşu böyle yazılışını bilmiyorum) vermişti. Neyse işte sonuç itibariyle, kazıklandım/dolandırıldım mı yoksa, bu kahve cinsinin genel geçer fiyatı bu mu ?

not: daha önceleri starbucks ya da tchibo'dan ya da media markt(evet arkadaşım buradan almıştı)'dan alıyorduk filtre kahveleri. Onların fiyatlarını çok da anımsamıyorum çünkü yanında zaten normal içtiğimiz kahve-pasta masta aldığımız için toplu ödüyorduk. Bunu normal çayımızı aldıktan sonra kenarda kahve görüp(evdeki kahvede bitmişti) aa sizde kahve de mi var(adı tea co'ya) diyerek, ayrıca aldım.
0
mete kudur
(13.07.17)
Tchibo'da 100gr 5,95 idi en son gittiğimde :/
0
helena
(13.07.17)
Öyle böyle bir kazik degil.Napmış onlar öyle ya. O kahveyi azar azar iç.Keske benzersiz bi tadı filan olsa da bu paraya değse.
0
maria puder
(13.07.17)
35 lira 100 gr kahveye verip fiyati garipsemediniz mi?

bu arada o kadar parantez kullanmaniza ve olayi aciklamanizya gerek yok, biz sizin evinizdeki biten kahveyi pek umursamiyoruz.
0
kurnaz
(13.07.17)
garipsemedim, fiyatlarını bilmiyorum zaten. alternatif olarak kahveye 35 lira vermemi de yada başka bi' problemimi de umursamayabilrsiniz ama ben nasıl onları da yazıyorsam evde kahvenin bitmesini de yazdım. Yani senin neyi umursayıp umursamadığın benim umrumda değil.
0
🌸mete kudur
(13.07.17)
Kilosu 350 liraya bir şey içiyorsun, tadını çıkar, resim falan çek. İleride ortamlarda anlatırsın.
Parantezleri de nolur kullanma. Olayı doğrudan anlat geç.
0
diffarentiationation
(13.07.17)
kardeş kubar olmasın o iyi bak o paraya kubar almış olabilirsiniz :(
0
Tears of Devil
(13.07.17)
Standart bir kahveye gore bir miktar pahali olmus evet bahsettigin dukkani bilmiyorum, bazi yerler kahveleri dunyanin farkli yerlerinden kendileri getiriyor ve gurme olarak sattiklari icin ortalamanin ustunde satiyorlar, bu da onlardan biri olabilir.
(Parantez kullanan insan candir)
0
fengari
(13.07.17)
bir yıldan önce kavrulmuş, aylar önce öğütülmüş bir kahve yerine düzgün bir şey almışsınız, almadım fakat kahvelerini denedim, afiyetle için, değer.
0
kullanıcıadımbuolsun
(14.07.17)
@kullanici

kahve ithalati yapan bir tanidigim var diyelim, ithalati yaptigi, calistigi sirket avrupada ilk 5te.

ictigimiz kahveler ortalama 1 senelik, taze degil, taze olmasi istenen ve begenilen bir sey degil, lezzeti degisiyor bekledikce, taze kahveyi gidip hasatindan toplamiyorsaniz kimse ithal edemez, zira bu is fiskobirlik, marmara birlik gibi isliyor, kahve yetistiren satiyor, bir merkezden alma durumu yok. genelde bir önceki senenin hasati bunun nedeni yeni hasati almiyor bu kurumlar. onlardan ithal edenlerde alamiyor. bazi kahveler 2 senelik. ama bu sikinti degil, zira bayatlama süreci kahvede gec olan ve kavrulma ile alakali, bu süreci uzatip kisaltabiliyorlar.

özet olarak dünyada tarlasindan kendiniz toplamadiysaniz hic bir yerde 1 aylik/haftalik taze kahve bulamazsiniz, zira bu gecen 8-12 aylik sürecte kahve taze kabul ediliyor. aksini iddia eden kurum kahveyi kendi üretim bandina soktugu tarihi baz alarak yaziyor.
0
kurnaz
(14.07.17)
(37)

zengin olmayı başaranlar?

for day to break
tanıdığım bir kaç kişi var. bir yolunu bulmuşlar. önceki halleri çok sefil ama şuan da çocuklarını avrupa'da okutacak imkanlara ulaşabilmişler. bu adamlardan birine sordular yerel bir kanalda nasıl ilerlediniz mesleğinizde filan diye o da: yaptığım işi çok seviyorum diye yanıt verdi. mesela bir
tanıdığım bir kaç kişi var. bir yolunu bulmuşlar. önceki halleri çok sefil ama şuan da çocuklarını avrupa'da okutacak imkanlara ulaşabilmişler. bu adamlardan birine sordular yerel bir kanalda nasıl ilerlediniz mesleğinizde filan diye o da: yaptığım işi çok seviyorum diye yanıt verdi.
mesela bir psikoloğun kitabında okumuştum başarının zekayla ilgisinin olmadığına değiniyordu. kendini kültürel anlamda çok geliştirmiş, kitaplar devirmiş aydın denebilecek bir çok kimsenin hiç parasının olmadığından söz ediyordu.

geçenlerde bulunduğum ilin en lüks semtlerinin, en pahalı evlerinde oturan bir kadınla tanıştım, eşim pazarcılık yapar diyordu.

sizce: parayı bulmak nasip işi mi, zeka işi mi?
0
for day to break
(09.07.17)
özgüven, zeka ve işini çok sevmek.
Zaten işini çok sevince çok çalışıyorsun.
Adamlar cidden çok çalışıyor. Her türlü işi yapıyorlar ben ceo'yum ulan demiyor adam hala ilk başta yaptığı işleri yapmaktan ve temelini attığı işlerde hala kendini geliştirmekten çekinmiyor.
Bugün kendisinin dediği şeyi söylüyorum: "işte ego olmaz benim de eksiklerim var söyleyin hepimiz konuşalım tartışalım"
İş konusunda ego yok belki ama gerçek hayatta başarının getirdiği yüksek özgüven var, hissediyorsun zaten.
0
powerpufgirl
(09.07.17)
Nasip, gayret ve farkındalık.
Farkındalık icin cok zeki olmak gerekmiyor bence ama şartları doğru okuyabilcek kadar kafa lazım.
0
klar
(09.07.17)
Çok çalışma ile zengin olunsa hamallar zengin olurdu.
0
gozu acik sevisen yahudi
(09.07.17)
zaten zengin olanların arkasından hep ileri geri konuşuluyor dikkat ediyorum. bir tanıdığımızın çalıştığı, ayakkabı mağazası zincirleri olan bir yerin sahibi tekerlekli arabayla terlik satarak gelmiş bugünlerine. meslek aşkından ölüyorum diyordu birinde.

bence nasip diyorum. tamamen Allah'ın elinde her şey isteyene ve istediğine veriyor. inşAllah bize de verir bi gün. :D
0
🌸for day to break
(09.07.17)
Asosyallik şart.

Hangimiz rahatı bırakıp, sosyal medyayı bırakıp, telefonu bırakıp işimize gücümüze sımsıkı asılıyoruz ki
0
MaNOfTheYear
(09.07.17)
lol çok çalışmak, özgüven ve sosyal zeka üçlüsü zengin etseydi türkiye'nin %75'inin falan zengin olması gerekirdi. zenginliğin yöntemi falan yok, olsa herkes zengin olur. başkasının yapamadığını yapacak, başkasının bulamadığını bulacaksın. daha doğrusu, zenginliğinin yolunu kendin üreteceksin. benzer şekillerde zengin olan bir sürü insan olabilir ama kimse başkasının tavsiyesiyle hareket edip de zengin olmaz. babandan para kalmamışsa tamamen kendi düşüncelerinle, planlarınla zengin olursun. çok çalışmaymış sosyal zekaymış geçin bunları, ne iki lafı bir araya getiremeyen tembel öküzler paraya para demiyor.
0
der meister
(09.07.17)
MaNOfTheYear, rahatlığı bırakıp severek yapacağımız bir iş var da biz mi yapmıyoruz. adamlar bugünlerine severek gelmiş. dikkat edersen hepsinde de yapılan işe karşı arzu ve istek var.
0
🌸for day to break
(09.07.17)
Zenginlik ticareti bilmekle, parayi gerektigi gibi cekip cevirmekle olur. Şans ile cok miktarda para elinize gecse dahi bunlari bilmeden iki gunde hava olacaktir.
0
fin
(09.07.17)
Trollziya, ülkenin farklı şehirlerinde birden fazla mağazası olan adamları da zengin sayıyorum bu soruda.
0
🌸for day to break
(09.07.17)
Nasil ya! Bir siyasetciye yalakalik yapmislardir!!!
0
Traveller
(10.07.17)
Acımasız olacaksın. arkadan iş çevireceksin, kurnaz olacaksın, hırslı olacaksın, ahlaki değerlerin pek olmayacak, her yol mübah olacak. Fırsatını buldun mu herkesi ezip geçeceksin.
0
komando kani var bende
(10.07.17)
@komando kani var bende, bu bana inek şaban'ın bir filmini hatırlattı. kız tavlama taktikleri veriyordu arkadaşı ona ya o film. :D
0
🌸for day to break
(10.07.17)
kafayı kullanabilmek, odaklanabilmek, fırsatları değerlendirebilmek, girişimde bulunabilmek, belli ölçülerde risk alabilmek ve öncelik vermek gerekiyor başarıya ulaşmak için.

ayrıca vizyon ve farklı bir şeyler katabilmek de önemli.
vizyondan kastım sanat, sepet, kültür anlamında değil.
neyin para edeceğini, hangi yatırımın daha doğru olabileceğini, sonraki 3-5 adımlık süreci görebilmekten ve anlamaktan bahsediyorum.

farklı şeyler konusu da...
pazarcı da olsa, iş adamı da olsa, mutlaka kendine göre bir yöntemi olur bu insanların.
ya hiç kimsede olmayanı satar ya bunu çok stratejik bir noktada pazarlar ya tek bir mal satar, oradan yürür ya iyi bir fikirle ortaya çıkar.
yani illa ki kendi kendine bir strateji belirler.

o yüzden hem şans, hem zeka.
ama saf bir zekadan çok, biraz sokak ya da bulunulan sektörün kültürünü bilmek, biraz da o zekayı kullanacak akla sahip olabilmek lazım.
0
blatta hiberna
(10.07.17)
sıfırdan yükselmek cidden çok az kişiye nasip olur. zaten zengin olmanın sırrı ticaret.

bu "biz önceden şöyledik böyleydik" diye fakir edebiyatı yapan insanların çoğu aslında çok da fakir değil. belki okula gitmemiş, kitap okumamış ama tarlaları toprakları, memleketten kira gelirleri falan oluyor. sermayeleri var ama gizliyorlar bence. bir de biri bir iş açacak oluyor abisi eşinin bileziklerini satıyor, birbirlerine destek oluyor. yaşam tarzlarını değiştirenler gözümüze çarpıyor.

bizim bir akrabamız var adamın güzel bir yerde 4 bloklu sitesi var, karısı evlere temizliğe gidiyor. çocuklarını yurtdışında okutabilirler ama dumlupınar üniversitesi gibi bir şeye yolladılar. sürekli fakir edebiyatı yapar. yaşam tarzlarını değiştirmeyenler de oluyor. biz onları fakir zannediyoz.

orta sınıf, eğitimli insanlarda bu imkanlar olmuyor. spora git, dış görünüşüne para harca, kültürel aktivitelere katıl, beslenmene dikkat et, evini temizlet, yurtdışında tatil yap, taksiye bin vb. mayıştan bir şey artmıyor, para işletemiyor, yatırım yapamıyon. zaten ailen şehirli en fazla kendilerine ait bir daireleri, bir arabaları oluyor.
0
cocodancer
(10.07.17)
bazilari tacir doguyor. okumuyor mecburen ticarete aliyor. yada baba tuccar. olanlar oyle oluyor. kafasi zehir gibi calisan maaslilar'da atalet olmasi hepsini donunda sallayip paranin amina koyar; amma velakin maasli ise girince cikmak imkansiz gibi. o ataleti yenemiyorsun.
0
mayeskuel
(10.07.17)
Maasla zengin olunmaz, dolayisiyla tuccarlari degerlendirecegiz. Hani ceolari, buyuk capta firmalae icin genel mudurleri bir kenara birakiyorum. Neticede herkes ceo olamiyor. :)

Benim tanidigim tuccarlarin cogu 50 uzeri ve bu kisoler piyasadaki boslugu degerlendirme anlaminda bizim jenerasyonumuzdan daha sansli. Arasinda tekstilci de var, yedek parcavi da var, hortumcu da var. Bircogu kendi alanlarinda oilk sayilabilecek orta olcekli kuruluslarin sahibi ve hatei sayilir servete sahipler. Risk almak, sans, calsikanlik en onemli faktorler. Hak yeme, katakulli gibi konular goreceli seyler, bunlara girmiyorum.

İcinde bulundugumuz donemde ortaya cikqn genc zenginler, cok buyuk oranda teknoloji ve buna bagli alanlarda faaliyer gosteriyor. Burada da vizyon, zamani anlamak ve ileri goruslulik gibi etkenler devreye giriyor.

Ben simdi kalkip hadi bir tekstil atolyesi kurayim dersem, 40 senelik Merter esnafi karsisinda sansim sifir. Araba yedek parcasi ureteyim dersem, yzubinlerce lki milyonlarca tl sermaye koymam lazim ki bununla bire pazarda varopma sansim cok dusuk. Ailenizden servet kalmiyorsa, teknolojiyle entegre olabilecek ve gercekten fark yaratacak bir fikriniz de yoksa zengin olmazsiniz. :)) o nedenle, maasli calisanlar olarak, harcamalariniza dikkat edin, birikim mve yatirim yapmaya ozen gosterin. Arada, beyaz yakali dar gelirli arkadaslarinizla, yurtdisi tatillerinizi kritik eder, kendinizi zengin hissedersiniz. :))
0
kint
(10.07.17)
zengin değilim yatırım ve ticaret kafasıyla davranabilmek lazım sanırım biraz. mesela memur adam gelir gider bilançosu hesaplar. zengin girişimciyse gelir-yatırım döngüsüyle düşünerek hareket eder.

bir de o bankada bilmem kaç milyon lirası olan kapıcı olayları miras filan oluyor genelde. orası artık şans :)
0
otonomo
(10.07.17)
Cocodanser +1 Hüsnü Özyeğin yurtdışında okumaya giderken parasizliktan arac kiralama sirketlerinde calisip arabalarda uyudugunu anlatir ama baska bi' anisinda da vehbi koc ile komsulugunu anlatır. O fukaralik anilari showdur zaten.

Sakip aga fakirlik halkin adamlığıni anlatir kucucuuuk bi bakkal dukkanindan bahseder ama kimse babasinin kurdugu Akbankdan bahsetmez. Ali sabanci anlatıyor. Benim annemle babam(sakip aganin kardesi) evlendiginde Türkiyenin en zengin 3 kişisi vardi diyor. 1si vehbi koç en zengini 2.si haci omer sabahci (sakip aganin babasi) 3.sü de ali sabancinin diger dedesiymis.

Tani o fukaralik anilarinin cogu show. Chobani dedigin adamin asireti varmis diyorlar misalen.

Zengin olmak ticaretle bu dogru ama 0'dan zengin olmak ya birisi birsey birakacak ya da önce okuyup bir hamle yapip sonra onu sermaye yaparak ticaret yaparak olunabilen birsey. Bunu disinda 1. Nesil zenginleri (yani kendi kendine) forbes yayinliyor zaten, bunlar da bilişim sektöründe ya da mucit adamlardan oluşuyor.

Onun disinda ticaret dedigin(bilisim haric) zaten sermaye ile gelen birsey.

Isbu yuzden paranin kaynagi siyasette; yani neyin siyasetini yaptığınin onemi yok. Ister ticaretde siyaset yap insan iliskileri gelistir ister egitimde yap ister politika da. Siyaset paranin tek gelir kaynagi ve cok kucuk bir azinlik disinda kazik atmadan 0'dan yukli meblalara ulasan yok.

edit: mobildeydim bunu yazarken, harfler karışmış okuyana çok zorluk çıkartan bi' yazı olmuş. kusura bakmayın lütfen; şimdi de hiç düzeltesim gelmedi.
0
mete kudur
(10.07.17)
ciddi bir kısmı aileden zengin. sıfırdan çıkan pek görmedim açıkcası. 1'den 10'a çıkmak zor değil de 0'dan 1'e çıkmak zor. onun dışında iyi okullar bazı zengin olmak kapıları açıyor. ancak buralarda da genelde belli bir sınıf okuyor. yani 0'dan hayli zor.
0
black mamba
(10.07.17)
kisaca, su ikisi:

1) talebi olan ama piyasada arzi olmayan bir urunu ya da yeniligi satacaksin (ya da daha iyisini).

2) para kazanmak icin cogu zaman, her yol mubah diyeceksin.
0
scars dont fade
(10.07.17)
son 6 ay parayı bulan biri olarak diyebilirim ki tamamen parayı bulmayı istemekle alakalı bu işler. ha zeki miyim evet ama körmüşüm açıkçası. parayı neden bulmak istedim peki? bu zamana kadar olan geçmişimi analiz ettim ve büyük mi,ktarda para kaybettim. bunlar beni motive etti. daha 1 i 10 edemedim ama bu sene sonunda o da olacak. eyyorlamam bu kadar. ha bir de sermaye olmazsa olmaz ya da sermayeyi size verebilecek biri.
0
illegalstar
(10.07.17)
en önemli şey cesaret!

patrondan çok daha kalifiye, çalıştığı sektörde ve patrondan daha çok nakiti var ama maaşa talim ediyor artı ağız kokusu denilen şeyi çekiyor.

tabii ki zeka, çalışma falan filan filan da ce-sa-ret!

parası olan arsa, faiz, daire peşinde. iş kurmayı düşünen de çiğköfte bilmem ne... halâ...

sermayesi olan, yatırım yapmak isteyen arkadaşlar yeşillendirsin. geyik yapacaklar, iş olsun diye yazacaklar hariç.
0
runagain
(10.07.17)
Kapitalizmin basarisi girisimcileri zengin edebilmesi. Fakat bu basariyi abartmamak lazim. Zenginler genel olarak bellidir. Fakirler de bellidir. Cunku sosyal siniflar vardir. Sizin siniftan olmayanlarin ne kadar paralari var hayal bile edemezsiniz.

Ek olarak bizim gibi ulkelerde devlet ve iktidar birilerini zengin etme aracidir.
0
dunal
(10.07.17)
Bu işin zekayla nasiple bir alakası yok. Ya babadan zenginsindir ya da fakirsindir. Çok çalışarak ancak refah seviyen artar kendine yetersin ama zengin olamazsın. O zenginlik öyle çok çalışarak ulaşılabilecek bir zenginlik değil. Zaten zenginlerin çoğu ticaret yapmıyor mu? Yani ona bağlı çalışan bir sürü insan var. Zengin olabilebilmen için belli bir paranın olması lazım ki o paradan para kazanasın. Yani iş başkalarını sömürmek vergi kaçırmak yolsuzluk yapmak gibi şeylerden geçiyor. Kimse gelip de bana limon satan adamın holding sahibi olduğunu anlatmasın. İnanmıyorum. O bir çeşit reklamdır fakirlere zengin olabilme umudu vermek açısından.
0
bayc
(10.07.17)
komando özetlemiş. gerisi tıraş.
0
zirrealist
(10.07.17)
özgüven, zeka ve işini çok sevmek vs. akademik hayatta bile kesin başarı sağlamazken zengin olmak için bunların yettiğini düşünmek saflık.
0
ghilleinthemist
(10.07.17)
sabancılar holding kurmadan önce de adananın büyük kısmının sahipleriydi,vehbi koç daha önce TBMM de çalışıyordu.başarı hikayeleri garibanların isyan etmemesi için,bi dükkan açın günde 10 bin lira getirmeye başlasın bakın nasıl akbabalar üşüşüyor,fazlasıyla örnekleri mevcut.
0
essoist
(10.07.17)
parayı bulmak fırsatları değerlendirme ve hiç bir fırsatı küçük görmeme işidir.

insanların çoğu sonsuza kadar hayatının fırsatını bekler. daha basit düşünen insanlar ise karşısına çıkan her fırsatı dener birinde de tutturur.
0
orpheus
(10.07.17)
dunal haklı. asıl sorun sınıfsal fark ve bunu aşmak. parayı buldum diyenlerin ciddi bir kısmı zengin bir insanın önemsemeyeceği bir paraya ulaşmıştır. buna ciddi kafa yordum, araştırdım ama sınıfsal geçiş zor. yani paradan kasıt nedir? eğer 20k 30k kazanmaksa çalışarak gayet mümkün.
0
black mamba
(10.07.17)
Zeki olduğun kadar cesur ve çalışkan olacaksın. Talih kuşu konmazsa böyle.
0
arnold schwarzeneger
(10.07.17)
parayı bulmaktan kasıt nedir aylık ne kadar kazanınca zengin oluyorsun sana göre aylık 20-30 bin mi 1-30 milyon mu,bu milyon kazanan tanıdıklarımın birçoğu 1900'lerin başında istanbul'a göçmüş karaköy,haliç,eminönü civarında ki rum ve ermenilerin yanında torna tezgahlarında,atölyelerinde çalışmış işi öğrenmiş rum ve ermeniler buradan gidince bu işleri devralmışlar,parayı da arsa ve gayrimenkule yatırmış birçoğu bir kısmı ise kooperatif kurup sanayi sitesi,organize sanayi bölgesi kurmuşlar,çocukları ise bu işleri devam ettiriyor,Bu yazdıklarım gebze tuzla istanbul bölgesinde ki sanayinin temelidir.

Bunun harici optisyenlik bölümü okuyup,sonrasında hastane karşısına borçla dükkan açmış,şu an ayda 30 bin üzeri kazanan arkadaşlarım var.
Zamanında hamallık yaparak işe başlayan daha sonra at arabası,kamyon,tır derken lojistik firması sahibi olan birçok kişi var.
Akrabalardan döner ustası olarak 10 yıl çalışıp sonunda yine borçla krediyle kendi dükkanını açıp, daha sonra 3 şube daha açanlar var.
Pazarda incik boncuk takı satıp deli paralar kazanan arkadaşım var,zamanında inşaatlarda harç karan adamlar şu an müteahittlik yapıyorlar bu ülkede,Türkiye de çok okudum araştırdım zengin oldum falan diyen insanlar genelde yalan söyler,benim gözlemim koçlar ve sabancılar gibi deli zengin olmak çalışarak değil siyaset ile olur (bakınız 1960 yılları 5 yıllık kalkınma planları,ithal ikamesi ve devlet teşvikleri)

özet olarak cesaret ve hırs gerekli,diğer herşey için bayc ve komanda +1
0
sealth
(10.07.17)
Yukarıda yazılanların hepsi doğru. Bizlerden önceki jenerasyon çok şanslıydı. Her sektörde boşluk vardı. Vitali Hakko nasıl Vakko oldu ? Şapka devrmi oldu ve adam o dönem istanbuldaki tek şapka üreticisiydi. Yukarıdaki Hüsnü Özyeğin örneğindeki gibi. Bu adamcağız da İstanbul Kurtuluş ta çok yokluk çektiğinden bahseder ama Christian Dior a modellerini tanıttığını da anlatır. Belki o dönemde sınıflar da birbirine daha yakındı, Dior daha ulaşılabilirdi belki. Ama şimdi bağcılardan çıkıp odtü bilg müh okuyup fikrini direkt gidip bill gates e yüz yüze aktarma olasılığı nedir bir düşünmek lazım. Bugünün zenginleri de o zenginlerin çocukları torunları vs. işte . Velhasıl zenginlik babadan oğula geçen ve süregelen birşey. Bi adama dedesinin ne iş yaptığını sorarak giydiği donun comfort family mi yoksa calvin klein mi olduğunu bile anlayabilirsin. Öyle çalışmayla falan kolay olacak işler değil bence. Final : Çok laf yalansız çok para haramsız olmaz demişler..
0
primetime
(10.07.17)
primetime +1 internetle biraz daha kolay gözlemleniyor. bakıyorsun adam çok iyi işlerde çalışıyor. az stalklasan dedesinin işini buluyorsun. ve ciddi anlamda kendi zengin olmuş kimse yok. sadece zenginlik değil orta sınıf bile böyle. bağcılarda büyüyen bir çocuk ölse odtü'ye boğaziçi'ye giremez. ufak tefek boşluklar var tabii. bence bu günümüzde daha kolay geçiş. internet bu açıdan çok faydalı. daha bilinçli oluyor insan. ama ciddi manada çok zor.
0
black mamba
(10.07.17)
"mesela bir psikoloğun kitabında okumuştum başarının zekayla ilgisinin olmadığına değiniyordu. kendini kültürel anlamda çok geliştirmiş, kitaplar devirmiş aydın denebilecek bir çok kimsenin hiç parasının olmadığından söz ediyordu."

ticaret zekâsı denen bir şey var, bu adamlarda ondan olsa gerek.
kendini çok geliştirip "kitaplar devirmiş" insanların tamamına yakını asosyal, melankolik karakterler. ticarette bu tipe yer yok.

en lüks markaların en üst düzey, milyonluk arabalarını kullanan ve bütün aile bireylerinde aynı markaların üst düzey araçları bulunan insanların seyrek istisnalar hariç hiçbirinin sanatla, kültürle işi olmaz.
arabasını develi'nin valesine bırakıp içeride et yemek bu insanlara hiçbir sanat eserinin veremeyeceği keyfi verir. tek eğlenceleri budur. biraz daha medenisi de yurtdışı gezer.
0
filteria
(10.07.17)
@filteria ticari zekaya inanmıyorum. tabii girişken olmak, insan ilişkileri önemli. mesela acun ılıcalı buna bence örnektir. adam muhabirlikten medya patronluğuna yükseldi. bu adam işi biliyor. ama baktığın zaman amcası milletvekili, abisi doktor. zaten orta sınıf, imkanı olan bir çevreden geliyor. yani benim ticari zekam var ameleyken ali ağaoğlu oldum gibi bir durum yok. o anca milyonda birdir.
0
black mamba
(10.07.17)
@black mamba:

haklı olabilirsin ama ben gösteri dünyasını hiç düşünmeden, al-satçı tüccarları kast etmiştim. neden? çünkü onları biraz daha yakından tanıma fırsatı buldum.
gösteri dünyası ayrı bir ortam olsa gerek.
0
filteria
(10.07.17)
(16)

En eften püften başarınız

nundu
En eften püften başarınız ne arkadaşlar? Benim sanırım biyometrik fotoğrafta iyi çıkmak. Hatta en iyi çıktığım fotoğrafım olabilir kendisi, yeni kimlik almak için nüfus memuruna verdiğimde adam şaşırmıştı, burda kıvanç tatlıtuğ gibi çıkmışsın diye, o kadar abartma yaw demiştim adama sdhdsds ama cidd
En eften püften başarınız ne arkadaşlar? Benim sanırım biyometrik fotoğrafta iyi çıkmak. Hatta en iyi çıktığım fotoğrafım olabilir kendisi, yeni kimlik almak için nüfus memuruna verdiğimde adam şaşırmıştı, burda kıvanç tatlıtuğ gibi çıkmışsın diye, o kadar abartma yaw demiştim adama sdhdsds ama cidden sanırım yakında profil fotomu biyometrik fotoğrafım yapacağım facebookta instagramda falan :(

sizi neler var böyle? bi de benden başka biyometrik fotoğrafında iyi çıkan var mı :p
0
nundu
(09.07.17)
geçen kütüphanede elimdeki çöpü uzaktaki çöp kutusuna deliksiz soktum oturduğum yerden..

8)
0
qazaqwsx
(09.07.17)
counter strike'da efsaneydim. Gerçi eften püften sayılmaz iyi piyasa yapmıştık o sayede ama yatırımlık değilmiş işte.
0
mete kudur
(09.07.17)
hanımı kendime aşık etmek diyerek tribünlere oynadığımı düşüneceksiniz ama diil.
0
condom kurşunu
(09.07.17)
Kalkışa on dakka kala uçağa binmistim yardimsever duyurucularin da yardımıyla.
0
klar
(09.07.17)
Türkiye geneli olan bir sınavda sosyal bilgilerden birinci olmuştum. Sayısalcıyım.
0
hayde bre
(09.07.17)
Bi de otobüs durağa yanaşırken kalabalıklar arasından sıyrılıp kapının tam onune konuşlanabiliyor ve otobüse ilk binen ben oluyorum. Sora da yer verilmesi gerekip de verilmeyen birine yerimi veriyorum.

Toplu tasimalarin super kahramanı klar: bir gün en umutsuz anınızda size de yer verebilir......ahhshd
0
klar
(09.07.17)
bununla ilgili bir entry okumuştum, aynısı başıma geldi.

bir gün metronun kapıları tam kapanacakken fantastik bir çevikle metroya atlayabildim. kapının girişindeki adam da "güzel atladın ama :)))" bakışı attı, gülümseyerek cevap verdim.

o zamandan beri aklıma takılan eften püften bir başarım bile yok :(
0
m e b
(09.07.17)
2013 DGS ( Dikey geçiş sınavı ) Sayısal 439. olmuştum
0
MaNOfTheYear
(09.07.17)
Super Mario da oyun bitirmek.

İddialarda çok hırs yaparım ne kadar boktan olursa olsun illa kazanmam lazım. İddia kaybetmeye tahammülüm yok.
En son geçen ay 3 arkadaş en fazla kiloyu kim verecek diye iddiaya girdik aşağı yukarı 1 ayda 9 kilo verdim.


Sürekli biyometrik fotoğraflarla ilgilenen biri olarak, güzel çıkanlar oluyor evet. Ben de görünce çok şaşırıp sizin memur gibi garip tepkiler verebiliyorum :)
0
mutekebbir
(09.07.17)
duyuruda ayçovski'den +1 almıştım birinde.
0
for day to break
(10.07.17)
Eften puften dendigi icin...

Sag elimin tirnaklarina duzgun oje surebilmek. (O da her zaman olmuyor yani)

cok guzel et yapmak
0
kuehles blondes
(10.07.17)
başarı değil de, kendimden o kadarını beklemediğim için şaşırdığım efen püften şeyleri sayayım:

- bir oturuşta 14 adet 50'lik bira içmek (kadınım)
- deadliftte 95 kilo kaldırmak
- ilk içli köfte denememde antepli bir ablanın elimi öpecek kadar beğenmesi
- yüksek lisans seminer ödevini (30 sayfa civarlarında) bir buçuk günde yapmak ve hocadan şahane olmuş tepkisi almak
- 3+1 evde 30'a yakın kişiyi sorunsuzca, efso yemek ve içkiler eşliğinde ağırlamak, sabahına etrafta bir bardak dahi kalmaması
0
treamorg
(10.07.17)
üniverisitedeki vasat bi hatunla sevişmek :S
0
probiyotik
(10.07.17)
kollarımla bir şey tarttığımda kaç kg olduğunu anlayabiliyorum. ama 1-2 5-10 kg değil 40.2-45.5-50.3 kg diyebiliyorum. Gramına kadar evet.
0
basond
(10.07.17)
Iddaa uzerine gece karanlikta sarhosken tufekle fare vurmuslugum var. Oturup fare gelsin diye de epey beklemistim:)
Bir de 200m'den 5cm'lik citayi vurmustum durbunsuz.
0
stavro
(10.07.17)
Analog tansiyon aleti ile oek hassas tansiyon ölçerim.
0
aychovsky
(10.07.17)
(6)

Hoşlandığımız kişiye ilgi gösterdiğimizde onun bize olan ilgisi azalıyorsa

ramazanali
Benim hayatımın kısır döngüsü arkadaşlar bu durum ilgi gösterdiğimde itici hale mi geliyorum bilmiyorum.Kendimi itici hale getirecek bariz bi hata yapmıyorum ama bişeyler ters gidiyor heralde.Siz napıyorsunuz kız isteksiz ama siz istekli olduğunuz durumda
Benim hayatımın kısır döngüsü arkadaşlar bu durum ilgi gösterdiğimde itici hale mi geliyorum bilmiyorum.Kendimi itici hale getirecek bariz bi hata yapmıyorum ama bişeyler ters gidiyor heralde.Siz napıyorsunuz kız isteksiz ama siz istekli olduğunuz durumda
0
ramazanali
(09.07.17)
ilgiyi bir anda kesiyorum ve kendime odaklanıyorum daha sonra işler tersine dönüyor. işlerin tersine döndüğü noktada ben ilişkiden soğuyup ayrılıyorum. bu kadar basit bir matematikle işleyen bir ilişkiyi sürdüremem. bu sebeple hiç uzun süreli ilişkim olmadı. yine de fazla takma bu meseleyi gidip açıkça konuş bence.
0
steve rogers
(09.07.17)
bu tip durumlarda uzaklaşmak iyidir. Hatta gözü önünde başka kızlarla takıl. Cool olmak iyidir.
0
komando kani var bende
(09.07.17)
"Çocuk bu daha" deyip soğuyorum. Yani, karşı taraftan birçok flörtleşme sinyali aldıysam ve ben ilgilendiğimde şımarıp kestyse. Yoksa doğrudan ben ilgilenip terlendiysem "Hoşlanmadı" der geçerim.
0
aychovsky
(09.07.17)
üzülüyoruz. Yani en azından ben üzülüyorum.

Ben şeyi yapamıyorum; mesela işte birisinden hoşlandık diyelim çok fazla, sonra o bizle ilgilenmedi ''amaaaan bana karı mı yok'' diyip başkalarına yazmak gibi, ya da işte ''sağlık olsun ya'' diyip hayatına devam etmek gibi aksiyonlara giremiyorum. Onun yerine üzülüyorum, boşluğa düşüyorum, dersi, işi, yemeyi içmeyi filan bırakıyorum. Uyuyorum bi' süre öyle boş boş. sonra işte patlıyorum hayatta genel itibariyle.

Yoksa hani filmlerde olur ya, büyük bir aşk yaşarlar sonra ayrılırlar 10 yıl sonra istenmeyen kişi taş gibi işinde başarılı herkesin sevdiği birisi olarak çıkagelir. Bende olsa 10 yıl değil 3 yıl sonra göbeği çıkmış, saç sakal birbirine karışmış, bütün işlerinden istifa etmiş, herkesle iletişimini kesmiş, sosyal kalmayı becerememiş birisi olur çıkardım.

benim arkadaşlık ilişkilerine bakış açım hastalık derecesinde bağlı ve tutkulu. Bunun manitayla da bi' ilgisi yok. Bi' dostumdan ayrıldığımda da böyle oluyorum.
0
mete kudur
(09.07.17)
İlgiyi abartıyor olabilirsin. Bir de ilgi görüp görmeyeceğini test etmek için yemleme yapan kızlar da var. Özgüveni düşük kızlara yazma.
0
arnold schwarzeneger
(10.07.17)
çat diye keseceksin her şeyi.
0
sen git ben geliyorum
(15.07.17)
(12)

insan yediğini niye paylaşır?

isimsiz uye
inanılmaz saçma bişey değil mi bu? hadi görgüsüzsün tamam da.. önünde ulan o yiyecek gömsene aq??? ne uğraşıyon fotoğrafını çekip paylaşmakla. aç değilsin de acıkmayı mı bekliyon, afrikalı kankalarını mı özendirmeye çalışıyon nedir?yine de fonda müzik direksiyonunu çeken hıyarlara oranla daha fazla
inanılmaz saçma bişey değil mi bu? hadi görgüsüzsün tamam da.. önünde ulan o yiyecek gömsene aq??? ne uğraşıyon fotoğrafını çekip paylaşmakla. aç değilsin de acıkmayı mı bekliyon, afrikalı kankalarını mı özendirmeye çalışıyon nedir?

yine de fonda müzik direksiyonunu çeken hıyarlara oranla daha fazla tahammül edilesiler tabi -,-
0
isimsiz uye
(09.07.17)
Onlarca kez soruldu bu soru.

Ortak karar: isteyen istediğini yapsın, rahatsız olan bakmasın ve instagram'a giriyorsa o yemeği yiyecek parası da vardır, artık her şey ulaşılır.

Bence gereksiz.
0
Apocalypse
(09.07.17)
bu biz daha önceki derslerimizde işledik. İnsan neden paylaşır ? Tanrıyla aynı sebepten dolayı. Bilinmek için yani.

Yoksa zaten o an'ı paylaşarak, asıl paylaşması gereken şey ile paylaşmamış; kaçırmış oluyor.

edit: apocalypse inanılmaz haksız, hayatımda çok ender rastlıyorum bu kadar haksız bi' yargıya. Bu da o anlardan birisi vay arkadaş. nasıl bu kadar haksız olunabiliyor, şaşıp kaldım.
0
mete kudur
(09.07.17)
Hayatta kalıp neslini devam ettirebilmek için.
Evet, gerçek sebep bu. Biraz irdelersen bu sonuca çıkacaksın.
0
diffarentiationation
(09.07.17)
fotoğraf kelimesini görene kadar başkalarına ikram etmek sandım olayı.

o zenginlere bakıp özeniyor, arkadaşları da ona özensin istiyor.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(09.07.17)
ya galiba sorun başka biyerde. ben de çok samimi olmadığım tanıdıklarımın fotoğraflarını görmekten hoşlanmıyorum. ister yemek olsun ister pisa kulesi. bu fotoğraflar ya klişe bir hareket, söz, tavır içeriyor (mesela nusretin hareketini yapmak) ya da nispet içeriyor. ama bana nispet olarak görünen fotograf o kişinin çok yakın arkadaşına öyle görünmeyebiliyor. ya da benim klişe bulduğumu yakınları gülerek karşılayabiliyor. o zaman sorun nerde? sorun facebooktaki ve instagramdaki gereksiz kitle. benim 10 senelik lise arkadaşarımın olduğu 10-15 kişilik bir whatsapp grubum var. tüm "paylaşım"larımı oraya yaparım. o grup facebook, whatsapp, twitter 3ünün yerini de dolduruyor benim için. mesela oraya yemek koysam görgüsüzlük olmaz, samimiyetsiz derecede vıcık vıcık yorumlar yapılmaz mis gibi paylaşmam gereken insanlara paylaşmış olurum yeter.
0
klar
(09.07.17)
Yukarda da bir arkadas soylemis tamamen turunu devam ettirmek icin yapilan bir hareket.Sosyal statusunu percinleyip, ben secilmeye ya da secmeye degerimin fotoya yansimasidir. Evrimsel biyolojiye biraz bakarsan, insanin gunluk yasamdaki tum davranislarinin altinda bunu bulabilirsin. Yani serengeti'de caliliklara iseyip alaninin sinirlarini cizen aslanlardan cok da uzaklasmis sayilmayiz.
0
tezek
(09.07.17)
Çünkü yemek yemek sadece karın doyurmak değildir. Önce koklanır hatta sonra küçük bir ğarça alınır ve tadına bakılır. O yüzden yemek dediğin şey önc egöze hitap etmeli. Ee göze hitap eden bir şey estetik açıdan da insanı tatmin eder instagramda aslında bir estetik programı bana göre ya da diğer sosyal mecralar. Ben normalde paylaşmıyorum ama paylaşan insana da neden paylaştı demem. Herkes istediğini paylaşmakta özgür sonuçta. Ramazan ayı bile olsa yemek paylaşabilir insanlar bana göre bu böyledir.
0
powerpufgirl
(09.07.17)
maslow'un piramitine bakınca durumu biraz anlarız.

en alt kademe yeme, içme, uyuma, cinsel ihtiyaçlar, barınak. İkinci kademede güvenlik ve yaşamını devam ettirebilme duyusu geliyor. Üçüncü kademede ise ait olma ve sevilme duygusu.

görünen o ki bu çağda insanların ne yemek içmekle, ne de bir yağmurdan veya güneşten, sıcaktan veya soğuktan korunmakla ilgili bir sorunu var. bunları -yani maslow piramidinin ilk iki basamağını- zaten elde edebiliyorlar. ancak üçüncü kademenin yani aitlik ve sevilme basamağının başarılması için toplumsal statüsünü ortaya koymalı ve "ne kadar güzel beslendiğini, ne kadar seçkin ortamlarda olduğunu" herkese tanıtması gerekiyor. olay özetle bu.
0
dahinnotha
(09.07.17)
Hayatında başka anlam yoktur, bununla ruhen doyuyordur ondandır.
0
yaren
(09.07.17)
ben guzel bir yemegi gormek isterim acikcasi. su siralar baya yemek resimlerine bakiyorum ilham almak icin, gidip kendim ariyorum yemek resmini. manzara resmiyle arasindaki farki goremiyorum.
0
beriberi
(09.07.17)
bu paylaşım instagram'da yapılıyorsa saçma değil, aksine çok güzel bir olay.
0
steve rogers
(09.07.17)
bunun yazısı vardı. statüyü yüksek gösteren şeylere bayılıyoruz. mesela bir sene aç takılıyor, sonra atıyorum bir haftalık venedik turunda hiç yapmadığı şeyleri yapıyor sevmese bile. bu durum da ondan geliyor. gurmedir, reklam alıyordur orası işin farklı tarafı.
0
evimin paspasi
(09.07.17)
(3)

evlilik seksi öldürür mü?

yorgunum
evlilik seksi öldürür mü?
evlilik seksi öldürür mü?
0
yorgunum
(07.07.17)
Hayır neden öldürsün hatta bence yer ayarlamak zorunda kalmamak, istediğiniz her zaman seks yapabilmek gibi durumlardan ötürü öldürmez hatta heyecanlandırır gibi geliyor bana. Ama tabi bu tip şeyler biraz da çiftlerin elinde.
0
soufigay
(07.07.17)
ekaterina
(08.07.17)
Öldürüyor. Tenine alistiktan sonra neredeyse bütün heyecanini kaybediyorsun
0
mete kudur
(08.07.17)
(12)

Dizi önerisi pls

manuel mandalina
Sevgili cuma akşamı ezikleri,Haftasonu hiç kıpırdamadan yatmam gerektiğinden mütevellit dizi önerisine ihtiyacım var. Çok uzun süredir doğru düzgün bişey izlemedim, sevdiklerimi söylesem m.ö. gibi kalır, o ne dersiniz :/Got tarzı bişey istemiyorum, 20 dakkalık sitkom da istemiyorum. Geçen hafta 13 r
Sevgili cuma akşamı ezikleri,
Haftasonu hiç kıpırdamadan yatmam gerektiğinden mütevellit dizi önerisine ihtiyacım var. Çok uzun süredir doğru düzgün bişey izlemedim, sevdiklerimi söylesem m.ö. gibi kalır, o ne dersiniz :/
Got tarzı bişey istemiyorum, 20 dakkalık sitkom da istemiyorum. Geçen hafta 13 reasons why'ı izledim, ziyan olan vaktime 13 saat boyunca üzüldüm.. kriterler bu şekil.
0
manuel mandalina
(07.07.17)
gomorra
0
alkolsuz icecek
(07.07.17)
Belgesel izle:) WW2 in color seirisi var, renklendirilmis goruntulerle 2. dunya savasi belgesel serisi:) Soviet storm serisi var yine. Bir basladin mi gerisi gelir.
0
stavro
(07.07.17)
Suits

veya eskilerden the o.c

ben bazen house md de izliyorum o da güzel geliyor.
0
mete kudur
(07.07.17)
fringe
0
EasyTiger
(07.07.17)
Fargo, Vikings

ezik demene alındım, teesüf ederim bizim de nedenlerimiz var :p :(

güzel hafta sonları
0
qazaqwsx
(07.07.17)
şu aralar her hafta iple çektiğim tek dizi: preacher

2. sezonu yeni başladı.
0
rotten head
(07.07.17)
Azcık bilgi verin yav, böyle öneri mi olur :/
House ve oc'yi izledim. Belgesel benim de aklımdan geçti ama siz güneşli sokaklarda sekerken ben ww2 izliyim he mi? :(
0
🌸manuel mandalina
(07.07.17)
Fargo'yu izledim, Vikings pek sarmadı. Bitmiş dizi tercih sebebidir. Siz yazdıkça anlıyorum ki sanırım daha çok güncel dram gibi bişeye ihtiyacım var.
0
🌸manuel mandalina
(07.07.17)
true detective tarzı, fargoyu öneririm. polisiye, gerilim. böyle katil falan var ilk sezonda sonra ezik bi adamın dönüşümü var işte o da öldürmeye başlıyor polis bunları kovalıyor falan filan anlatmayayım. yavaş ilerler ama sarar bi süre sonra.
0
hayati cozemeyen adam
(07.07.17)
Big little lies 'ı begendim ben. Uzun zamandır dizi arıyorum 1 2 bölüm sonra sıkıyor.
Deutchland 83 ü de begendim. O zamanları yeniden görmek güzel. Bunların ikisi de çok hareketli diziler değil ama duragan dizilerden sıkılan beni bile sardı. Sherlock da çok iyi biliyorsundur zaten. Young pope da vakit geçirmelik dizi olabilir vatika entrikalarını görmüş olursun.
0
curukturpkokusu
(08.07.17)
orange is the new black. izlemesi baya keyifli
0
part time pollyanna
(08.07.17)
lbl'ın ilk sezonu bitirdim, gerçekten iyiymiş. çekimler, manzaralar, müzikler falan da çok iyi.
oitnb sarmadı, 2. bölümde bıraktım.
0
🌸manuel mandalina
(09.07.17)
(14)

ekşi sözlük bitmiş!

Bruce
merhaba, ben captain obvious...az önce gördüğüm şu entry'nin ekşi sözlükte popüler olmuş bir başlığın en beğenileni olması beni bu tespiti yapmaya itti. üzülerek söylüyorum ki ekşi bitmiş, okeye dönüyor.https://eksisozluk.com/entry/69276093bu ne abi, zamanının incisinde bile yazsan laf ederlerdi. ha
merhaba, ben captain obvious...

az önce gördüğüm şu entry'nin ekşi sözlükte popüler olmuş bir başlığın en beğenileni olması beni bu tespiti yapmaya itti. üzülerek söylüyorum ki ekşi bitmiş, okeye dönüyor.

eksisozluk.com


bu ne abi, zamanının incisinde bile yazsan laf ederlerdi. hadi çok uzun zamandır bitmişti, format yoktu da; şu entry'yi en beğenilen yapacak insanların çoğunluğu ele geçirmesi sizce de başka bir çizginin aşılması demek değil mi?
0
Bruce
(07.07.17)
Ekşi sözlük in 2017 LUL
0
glamdr1ng
(07.07.17)
Ohoooo çok oldu biteli zaten.
0
zirrealist
(07.07.17)
r.i.p
0
qazaqwsx
(07.07.17)
son derece boş, anlamsız bir entry idi. teşekkürler.
0
m e b
(07.07.17)
İlginç olan şu; sizin biten şeyin ekşisözlük değil de nesil olduğunu farkedememeniz. Ekşi sözlük bitmiyor sadece dönüşüyor, uyum sağlıyor.

sözlük dediğimiz yer; kullanıcı tabanlı anı/fikir beyan edilen bi' not defterinden farksız bi' yapı. hepsi bu.
Onu kıymetli kılan şey, yazarlarının kendi dünyaları. yani boş bi' deftere sen bişey yazarsın annen çöpe atar, aslen hollanda peyniri olan dostoyevski yazınca müzeye koyarlar.

Eski*'den yani internet bu kadar aktif bir yapı değilken, hatta sadece belirli bir sosyal-ekonomik kültürün ulaşım alanındayken offf çok uzun, bunu daha önce defaat ve defaatle anlattılar/anlattık zaten. yeniden pişirmeye gerek yok, anlamışsınızdır da zaten. Sözlük kıymetliydi çünkü o zamanlar internette hedef kitlesi değil kullanıcı kitlesi vardı, ve bu kitlenin sahip olduğu anlayış ve kültürel mirasları avamın üstünde olduğu için de kıymetliydi.

ama artık, internet hedef kitlesi olan, kalabalıkların yönlendirdiği platformların merkezi. Yani onedio diye bi'şey var halihazırda, adamlar tıklansın diye içerik üretiyorlar, online gazete manşetlerine bakın; tık almak için inanılmaz manşet atıp başlığa tıkladığınızda başlıkla kel alaka bir içerik girmiş oluyorlar. Bu yapının arz edenlerinin tarafındaki olaylar.

hadi şimdi talep edenlerinkine de bakalım; banyo aynasında, asansör aynasında poposunu geri atarak yandan fotoğraf çektiren hanım ablalarımızla, üstsüz ''takipçi'' kasan ''taylan''ların ve bu 2sini de yapamayıp da bunu yapanların ''fan'' gruplarının kullanım alanı internet. bu kişilerin öncelikleri, ilgi ve alakaları sosyal-kültürel birikimleri yönünde internet şekil alıyor.

Sözlükte kullanıcı odaklı olduğundan ve kullanıcısı da bu talep nesli olduğundan aslında bitmiyor ama onların yaklaşımı doğrultusunda dönüşüyor.

mesela hala, bir isim başlığında isim de '''albert einstein'ın xxx yyy zzz'si'' şeklinde bile başlık olsa altına birisi ''albert einstein de kim amk'' yazıp en beğenilen entry olabiliyor.

Bu einsteni bilmediğinden değil, ilgi budalası olduğu için ilgi çekmek adına yaptığı bi' aksiyonun diğer okuyucular tarafından refleks göstermesinden.

Yani aslında biten şey sözlük değil, sözlük dediğin dönüşüyor sadece. Ve evet şu noktada haklısın bu bizim çok canımızı yakıyor.
0
mete kudur
(07.07.17)
Biz bunları yıllar önce yazmıştık zaten,
eksisozluk.com
0
lunedor
(07.07.17)
i.hizliresim.com

görsel yoruma gerek bırakmıyor.
0
soft
(07.07.17)
@bulunsun kenarda, yav ben imla kurallarına keyfimden mi takılıyorum, bu kuralların bi fonksiyonu olduğunu düşünmüyor musun? bu yazı mı akıcı, şaka mı yapıyorsun?

neyse, cevap vermene gerek yok çünkü aynı frekansı tutturamayız, temelden farklı düşünüyoruz; daha fazla karşılıklı diyalog olmasın. anladığım kadarıyla burası da ekşi hizasında ilerliyor, benim katkım olmasın.
ben sorumun cevabını sayende aldım ama, bişeyler yandı kafamda; hadi eyvallah.
0
🌸Bruce
(07.07.17)
@mete kudur + 1 ama ekşi bu piyasaya kapılıp gitmek zorunda değildi. bugün sözlüğün seviyesini dibe vurduranlar, gidip inci'de ne bileyim başka bir sözlükte ya da platformda takılacaklardı.

"halk bunu istiyor" lafı çeşhurdu hani bir zamanlar... halk televole istiyor, halk bbg istiyor, halk evlenme programları istiyor... ama inanıyorum ki o güzelim trt yıllarında da halk neler neler isterdi sorsan... zevzeklik, lümpenlik her zaman iş yapar ama eğer para, güç; imkan sahipleri, buna prim vermezse böyle gitmez ki bu devran...

avrupa'da zenginleşen burjuva sanatı, sanatçıyı kolladı. peki bizdeki burjuva ne yaptı, ne yapıyor? hoş bizdeki tam anlamıyla burjuva da değil kabul ama kendisi nasıl yaşar, nasıl müzik dinler, neler izlerken şu yaptıkları işler nedir birilerinin?
0
runagain
(07.07.17)
@runagain, piyasaya kapılıp gitmek zorunda değildi yorumuna öyle böyle katılmıyorum. zaten olayı buydu ekşi'nin, alternatiflik. bunun ekmeğini yiyip karnı doyunca yolunu değiştirmesi büyük kaypaklık. nedenini anlayabiliyorum ama amaç akıntıya kapılmak değil akıntıya yön vermek olmalıydı, ben sanmıyorum o zaman da aç kalsınlar. ekmek yemek yetmedi tabii, pastaya göz diktiler.

şimdilik istedikleri gibi gidiyor ama bu yolun yol olmadığını anlayan ssg'nin gemiyi terk etmesi bile bir gösterge bence.
0
🌸Bruce
(07.07.17)
@bruce, ben de aynı şeyden bahsettim. "piyasaya kapılıp gitmek zorunda değildi yorumuna öyle böyle katılmıyorum." demişsin ama katılıyorsun.
0
runagain
(07.07.17)
Karı maksimize etme amacı tek amaç oluyor bir süre sonra. Naif başladı sonra en iyi oldu, çok ciddiye alındı ülkede. Sonra da bundan faydalandı sahipleri. Sedat yine iyiydi be bu başak tam money hunter.
0
soft
(08.07.17)
Ekşi Sözlük'ün düzelmesi için 10 binin üzerinde yazar uçurulmalı. Bahsettiğin çizgi çoktan aşıldı zaten. Bakınız vererek başlığın ilk girisine laf sokan adamlar bugüne kadar nasıl debe'ye girdi sanıyorsun? Sözlük daha da kötüleşecek. Ülkede herkese klavye satılıyor. Şimdi bir de mobil uygulama geldi, artık adamlar göbeğini kaşırlarken başlığa entry giriyorlar Facebook'ta durum paylaşır gibi. Böyle bir kitleden para kazanmamak saflık olur. Sözlük doğru yolda.
0
dissendium
(08.07.17)
en azından içerik var, sözlüğün halini özetleyen çok daha kötü entry ve hatta bu entry'lerin forum gibi toplandığı başlıklar var :/

gündemden şöyle bi şeyapayım: ("dedirten" leri gözüm yaşlı es geçtim)

eksisozluk.com

(bkz: 69318078)
(bkz: 69315760)
(bkz: 69315325)
(bkz: 69293315)
(bkz: 69299647)
(bkz: 69300391)
(bkz: 69301144)
(bkz: 69302760)
(bkz: 69303950)
0
yuto
(08.07.17)
(11)

İkinci El Macbook Pro sorusu

lunedor
Merhaba, Mid 2014 13 inch macbook pro 2000 TL fiyata alınır mı? Kullanım amacı ev bilgisayarı ve yazılım öğrenme amaçlı olacak, birde bu nesilin retina olmayan modeli var mı çünkü satan arkadaşım ekran retina değil diye biliyorum dedi. Şimdiden ilgilenenlere teşekkürler.
Merhaba,

Mid 2014 13 inch macbook pro 2000 TL fiyata alınır mı? Kullanım amacı ev bilgisayarı ve yazılım öğrenme amaçlı olacak, birde bu nesilin retina olmayan modeli var mı çünkü satan arkadaşım ekran retina değil diye biliyorum dedi.

Şimdiden ilgilenenlere teşekkürler.
0
lunedor
(07.07.17)
üç yıllık bir bilgisayara 2000 tl verilmez. hele laptop gibi sinirli kullanim suresi olan bir cihaza.
0
redlinetheturk
(07.07.17)
Apple fanboyluğunu geçtim Türkiye politikalarından dolayı markaya antipatim olmasına rağmen macbook pro serisinin sınırlı kullanım süresinin kısa olduğundan şüpheliyim, sonuçta i5 işlemcili 8-16gb ram ve ssd hard diske sahip sıfır bir bilgisayar bu fiyat seviyesinin çok üstünde günümüzde, 2000 seviyesinde i3 işlemcili 4gb ram vb. özellikler oluyor genelde. Bunlar benim bilgim ve araştırmalarım sonucu edinilen izlenim ve bilgiler yani hata hakkı saklıdır.

MacBook pro serisine özel kullanım süresi ile ilgili bilmediğim bir dezavantaj var mı? Soruma bunu da eklemiş olayım.
0
🌸lunedor
(07.07.17)
Yahu alınır hemde çok memnun eder.

Bir sorunu sıkıntısı yoksa direkt alın, 3 yıllık bilgisayar derken o 3 yıllık hp asus filan hayal ediyor.

Sen al korkma.
0
lodos1907
(07.07.17)
Bataryası iyiyse alınır. Çok da uygun fiyat. 3 yıllık bilgisayar olayı sanırım Windows'lar için geçerli. Bilemiyorum. Bende 2010 yılından kalma MacBook Pro var. 8 GB Ram ve SSD ile canavarlar gibi yardırmaya devam ediyorum (bir de bataryasını yenilemiştim iki sene önce ^_^)
0
empty man
(07.07.17)
Sorunu sıkıntısı şu aslında pil değişimi yapıldı. Çok yakın arkadaşım olduğu için bu fiyat, ama dediğim gibi apple tecrübem yok hiç gidip bakıp inceleyeceğim alınca bir sorun çıkarsa kafasına atarım zaten :), sadece tek soru işaretim var aslında, ekran retina değil denmesi çünkü biraz baktım sanırım 2012 sonrası tüm macbook pro lar retina ekrana sahip, değil mi?
0
🌸lunedor
(07.07.17)
2014 mid 2000'e alınır, ben 2010 mid kullanıyorum pilini de değiştirdim yani aslında pil de çok problem birşey değil zaten çok kolay değiştiriliyor ve herhangi bir hasara neden olmuyor normal kullanımınıza devam ediyorsunuz. Hatta benden 3 yıl sonra bilgisayar alan adamların bilgisayarları dota2 oynayamıyorken ben oynayabiliyorum.

bilgisayar da biraz marka kısmı önemli sanırım; mesela acer exper varsa datron casper gibi modellerden ben hep uzak duruyorum. kötü tecrübelerim var; exper casper ve datron'da kullandım.

Onun dışında eğer 2 yıldan uzun kullancaksam da asla hp almıyorum, çünkü 3 tane hp kullandım. Adamlar bence büyük mühendislik yapabilip bu makineleri 2 yılın sonunda uzaydan kitliyorlar(:) bunun başka bi' açıklaması bana çok zor geliyor.

asus, toshiba ve samsung da kullandım ama bunların da asus pahalı toshina hantal samsung da heran başına birşey gelebilirmişcesine duruyor. zaten şöyle de bi' aksiyon var, benim pilini değiştirdiğim 2010 apple'ın görüntüsü 2015 samsungdan daha iyi(ya da film izlerken bize öyle geliyor, biz bunu tercih ediyoruz) ayrıca yine o samsung'un pili pili değişen apple'dan daha az gidiyor.

Ha problem doğuruyormu 7 yıllık makine, eğer render kullanacaksan çok doğuruyor, programı sonlandırmıyor ama refleksleri çok gecikiyor. böyle b' iş günü eğlencesine süre ölçmüştük artık kızgınlıktan ve bıkkınlıktan 1 komuta 13 sn sonra refleks verdiği olmuştu. yalnız bunu zaten normal makinaların 7 yıllığında yapamazsın, onların 4 yıllığında bile bu reflekse sebebiyet verirsin.

Hatta ben 2013 lenovo mı lenora mı o hangisiyse onun autocad'de pixel pixel ilerlediğine şahitlik etmiştim.

yani fanboyluk olayı değil, mesela ben telefonda samsung kullanıyorum uzun zamandır, yine alsam samsung alırım/alacağım. ama bilgisayar da yine alsam apple alırım. hatta bu apple ürünlerinin kendi arasında ki iletişiminin kısıtlı olmasına da tonla ettiğim ah var yine bu duyuru ve sözlük sayfalarında.

bu yüzden 2014 mid 2000 ben olsam alırdım. tam bilmiyorum ama, model numarasından da sanırım retina olup olmadığı kontrol edilebilir.
0
mete kudur
(07.07.17)
mid 2012 macbook pro kullaniyorum aldiktan sonra
512 gb ssd ve 16gb ram e yukselttim.
Su anda ucuyo alet...
5 senelik macbook pro bu dusun...
0
rentts
(07.07.17)
ssd varsa ve ram en az 8 ise güzel bence de.

günümüzdeki bilgisayarlarla kıyaslamışsınız, 2012 yılındaki i5 daha düşük bir nesil olduğu için performansı günümüzün i5leriyle aynı olmuyor. aynı şekilde mesela bahsettiğiniz mbp ddr3 rame sahipse günümüzdeki bilgisayarlar ddr4 ram olabiliyor, tabii 2000 liralık bilgisayarlarda yoktur sanırım ddr4 bilmiyorum. bir de ssdlerin okuma ve yazma hızları da çok değişken. mesela yeni mbplerdeki ssdler saniyede 3gb okuma yapabiliyorken ucuz ssdler genelde saniyede 500mb civarında okuma yapıyor.
0
siradam
(07.07.17)
ortalama bir windows bilgisayarın 3 katı performan alırsınız net. 2012 macbooklar cayır cayır satılırken 2014 mid macbook 2000 liraya çok uygun bir fiyat. eğer ram 8 değilse ram upgrade yapın. ayrıca bir de ihtiyacınıza göre ssd disk de takarsanız en az 3 yıl hiç problem yaşamadan kullanırsınız. bu saydıklarım cihazın kendisinde yoksa ve ekstra masraf bile yapsanız, bu fiyata kaçırmayın derim.

not: cycle(batarya ömrü) çok deforme olmamış olursa dadından yenmez. ben cycle'ı 217'de aldım 5 saat kemiksiz gidiyor. en kötü macbook bataryasından aldığınız performans 1 saat olur ki çoğu 3 yıllık windows cihazı tokatlar :)

not2: apple fanboyu değilim. realistim ve ayrıca windows cihazım da var, bu yüzden karşılaştırmayı daha rahat yapabiliyorum.
0
golgi aygıtı
(07.07.17)
Rakamlarla konuşmak güzel, yani tabiki marka değeri gibi bir fiyat farkı mevcut Apple ürünlerinde, zaten yukarıda belirttiğim antipati olayı bundan kaynaklı birazda, şimdi daha iyi donanımı daha ucuza aynı fiyata toplama olayı kesinlikle mümkün, servis, pazarlama vs hiçbir detaya girmeden dümdüz baksak dahi bir Apple ürünü yerine daha ucuz ve daha iyi ürünler alınabilir Türkiye şartlarında fakat iş ikinci el kısmına gelince öyle olmuyor pek,

2000 liralık mbp dediğiniz cihaz zaten sahibinden gittigidiyordan bulunmuş bir cihaz değil, ben almazsam bu tür sitelere 4000 civarında bir fiyata konar diye tahmin ediyorum, arkadaş faktörü sebebiyle bu fiyat yoksa kendi pil hariç 2500 e aldı geçen sene yine bir tanıdıktan olduğu için bu fiyattı.

Şimdi i5, 8gb ram, harici ekran kartlı, 512gb sd hard diski olan bir laptop 2000 civarında mümkün mü? Hadi i5 üçüncü nesil olsun, ram ddr3 olsun yinede ben bu civarlarda bulamadım. Soru macbook pro diğer tüm bilgisayarlardan daha mı iyi veya sıfır macbook pro alayım mı değil, soru 2014 model macbook pro 2000 TL fiyatla ortalama bir kullanımda iyi bir süre beni idare eder mi?

Burada soruyu sorma nedenim macbook dünyasına yabancı olmam, hani dikkat etmem gereken bir özellik, illa şu olsun veya şusunu kontrol et gibi şeyler ki yukarıda yazıldı sağolsunlar, veya araştırmış dahi olsam gözden kaçan bir alternatif bu fiyat aralığında olabilir mi diye sordum kısaca. Yoksa salt donanım olarak bile baksak iyi fiyat onun farkındayım aslında,

Şaşırtıcı olacak belki ama ben de internet, Google filan kullanabiliyor ve donanımdan filan biraz anlayabiliyorum ve mucizelere inanmıyorum :)

2000 TL civarında yukarıda yazılı özelliklere yakın bir laptop donanımı oluyorsa gerçekten, bu donanım alternatifi paylaşılırsa sevinirim, 4k dolarlık sıfır bilgisayar karşılaştırmalarını zengin olduğum bir gün inceleyeceğim söz :)
0
🌸lunedor
(08.07.17)
bizzat 1950 liraylık 2013 eylül ayında alınmış bir adet dell laptop ve geçen kasım ayında ikinci el aldığım macbook 2013 late'i aynı anda kullandığım için çok rahat neyin kaç kat performanslı olduğunu söylemek elbette hakkım diye düşünüyorum. siz o mac'i alın. üstüne de o fiyata aldığınız için göbek atın. en az 3 yıl hiç problem yaşamadan götürür sizi dediğim gibi. en kötü o fiyata alın ve 3000'e falan satın yani.
ayrıca az önce biraz alan açıp benim mac'in içine windows kurdum. ben dell'de böyle performans almıyorum :) dediğim gibi apple fanboyluğu yapmıyorum, zaten 15 yıl windows kullandım. kasımdan beri macos kullanıyorum. yeniyim yani. ama 1 kere bile ne çökme ne bir problem yaşadım macos'da. ilk geçişte biraz afalladım tabi ama macos ULAAANN.
0
golgi aygıtı
(08.07.17)
(4)

Kredi işlerinden az çok anlayanlar bi bakabilir mi? İlk ticaret girişimim

goodyes
Bizim burda 200 bin TL'ye bir daire var fiyatı bölgeye göre iyi. Dairenin biraz masrafı var, diyorum ki ben bu evi krediyle alayım 10 Bin TL civarı masraf yapıp 240 250 civarı bir fiyata satayım. Soruşturdum 240'a gider diyorlar. Sorum şu 200 BİN kredi çektim diyelim, bu evi satınca banka kredisini
Bizim burda 200 bin TL'ye bir daire var fiyatı bölgeye göre iyi. Dairenin biraz masrafı var, diyorum ki ben bu evi krediyle alayım 10 Bin TL civarı masraf yapıp 240 250 civarı bir fiyata satayım. Soruşturdum 240'a gider diyorlar.

Sorum şu 200 BİN kredi çektim diyelim, bu evi satınca banka kredisini peşin ödeyebilir miyim? Bir de en önemlisi bankanın dosya masraflarıyla birlikte bana 3 aylık masrafi tahmini ne kadar olur? (Kuru hesap yapalım sadece)

Son olarak fikir mantıklı mı sizce?
0
goodyes
(07.07.17)
200 bin nakitin var mı? yoksa 200 bin kredi çeksen sana çok daha fazlasına gelir. bir de emlak piyasası bu aralar çok kötü durumda. ev elinde patlayabilir.
0
sta
(07.07.17)
Kaba hesapla 200bin kredi cekersen 150bin civari faizi olur. Sana gelir 350bine. 250bine satsan 100bin zarardasin. Krediyi pesin kapatayim dersen cezasi var diye biliyorum. Pesin alacaksan olabilir.
0
sen nasıl bir insansın
(07.07.17)
Krediyi erken kapatırsan kalan ayların faizini ödemezsin ama bunun karşılığında %1 2 ceza keserler. Ayrıca ilk ödediğin taksitler çokça faiz içerdiğinden bunu ne kadar uzatırsan aleyhine olur. Dosya vs masrafı da gider zaten.

İkinci konu da evin satın alma ve satış değeri. Bir kere ödeyeceğin tapu harçları var bunları yaz. İkincisi evin ilk 5 yıldaki satışından oluşan farktan bir gelir vergisi ödemek durumundasın, bu da evi alırken ve satarken kaçtan gösterdiğinde direkt alakalı.

Nakdin ve tecrüben yoksa mantıklı bir iş değil.
0
schwannoma
(07.07.17)
240'a gider diyenler almıyorsa o evi 200'e zaten proje baştan problemli.

Ama onun dışında, inşaat işindeyseniz alınabilir. toprak zarar etmez, krediyi öder birşey sahibi olmuş olursunuz. Lakin ticaret riski bir platform.

bunun dışında teknik olarak da evi ipotek gösterip o ev değerlemesinin %100'ünü kredi olarak çekemiyorsunuz, ama şunu alicengizle evin fiyatını yüksek gösterip de hem o evi alıp hem içini o kredi ile yaptırabilenler var.

banka faizi ile de durum tamamen geri ödeme ile alakalı, yani malumunuzdur krediler geri ödeme planına göre faizlendiriliyor ama matematik için kolaylayıcı hesap açısından 1 yıl geri ödemeli 20'bin çekerseniz minimum 2bin faiz ödersiniz yıllık.

dosya masrafı denilen nane zaten krediyi çekenin yaşına göre hayat sigortası filan derken 500'ü geçmez ki bunda pazarlık edebiliyorsunuz. hatta şubeden şubeye değişebiliyor./ya da bize öyle denk geldi. bankacıların kendi içindeki cehaletinden 2 şube arasında farklı dosya masrafı çıktı(aynı banka)

yani, proje hakkında birşey diyemeyiz. evin yerine yurduna bağlı ama ben hep olaya neden sorusuyla değil de nasıl sorusuyla yaklaşırım. Yani o eve 240 eder diyen almıyorsa, o adama çok itibar etmem o konuda. çünkü 200bin küçük bir rakamsal değer ama 200'e -40 kar ve bu kadar kısa sürede baya büyük bir rakamsal değer. proje konusunda hamle size kalmış ama ticarette el de kalır diye düşünmüyorsanız, yani sonuçta evdir bu yatırım herşekilde işe yarar bu banka şartları da beni rahatsız etmez diyorsan alınabilir. ama mantıklı mı sorusu şöyle; bunun dışında herhangi bi' iş yapabilecek misin ? ya da bu para seni sıkıntıya sokacak mı ? bunların cevapları evet dersen mantıksız.
hayır dersen mantıklı.
0
mete kudur
(07.07.17)
(9)

ya tamam ya devam mücadelesi

kelepir
sevgili galyalılar, vakti zamanında iş yerinden bir kıza yazdım o da karşılık verdi. 1-2 hafta watsapp mesajlaşma falan karşılıklı ilk mesajlar falan. sonra buluştuk ettik birkaç kez arkadaş ayağına. gerçi niyetimi anlamamış olması için gerizekalı olması lazım. sonra baktım hep ben ilk mesajı atıyo
sevgili galyalılar, vakti zamanında iş yerinden bir kıza yazdım o da karşılık verdi. 1-2 hafta watsapp mesajlaşma falan karşılıklı ilk mesajlar falan. sonra buluştuk ettik birkaç kez arkadaş ayağına. gerçi niyetimi anlamamış olması için gerizekalı olması lazım. sonra baktım hep ben ilk mesajı atıyorum. ilk zamanlar gibi gitmiyor. ben de bıraktım yazmayı. istemiyor herhalde dedim. başka kız mı yok ya dedim kendi kendime. bir süre geçti naber falan diye mesaj attı. ben de cevap verdim biraz yazıştık. sonra ne ben ne o yazmadı. yani dışardan bakınca nasıl gözüküyor ? başkası yazsa kız istememiş olm işte diye cevap atardım ben ama işin içinde olunca o kadar kolay değil kestirip atmak o da bir gerçek :)) ya tamam ya devam. kızların ve erkeklerin ayrı bakış açılarını merak ediyorum. ayrıntılı bilgi isteyenler özel mesaj atabilir :)
0
kelepir
(07.07.17)
İlişkiler mesajlaşarak olmaz.

Gerçek bir etki bırakmak istiyorsan, realden yürümelisin.

Yoksa böyle düşünür durursun, isteseydi ilk mesajı o atardı diye.

Ki doğru tespittir bu
0
MaNOfTheYear
(07.07.17)
Kizlarin çerezlik kenarda dursunlarina denk gelmissin. Her insanin cani sıkılır o da sıkıldıkça istediği ilgi alakayi seninle kovalayacak işte. Boşver .
0
mete kudur
(07.07.17)
üzülerek @mete kudur +1
0
qazaqwsx
(07.07.17)
Kız seni sevgili olarak görseydi zaten çoktan olurdu artık eskisi gibi kızlar naz falan yapmıyor belki çekingenlik yapıp söylemez dicem ama her türlü anlıyorsun zaten hal ve hareketlerinden.

Kız baktı sen sürekli mesaj atıyosun bi anda kesince şaşırdı birde o yazdı ama 2. 3. defa yazmadı eğer yazsaydı o zaman ümit var derdim ama malesef bence seninle takılmayı seviyor ama arkadaş olarak.
0
powerpufgirl
(07.07.17)
@mete kudur +1. Yeni yollara yelken aç
0
kutukcu
(07.07.17)
Mete kudur kardeşime bira verin.

Çok doğru bi yorum yapmış.

Sana gelince duyurucu karşim, next tuşuna basıyosun
0
zirrealist
(07.07.17)
yazmamak daha zor :( gelecek görmesem bile içinden bir his yaz diyor nasıl atlatıyoruz bunu ?
0
🌸kelepir
(07.07.17)
@MaNOfTheYear++
reelden sonuç al bu şekilde yedekte daha fazla beklememiş olursun, bir nevi hocaya, hocam beni oyantmıyorsan başka takıma gidiyorum, diye rest çek, bakalım hoca belki yedekten oyuna sokar ya da kafan net başka kulüp ararsın.
0
gezegen olan pluton
(07.07.17)
İşine gücüne bak. Kız kezban.
0
arnold schwarzeneger
(10.07.17)
(2)

bankada staj yapmak

steve rogers
az önce staj sözleşmesi geldi. 2 ay boyunca staj yapacağım. tecrübeli olan varsa tavsiye verebilir mi?neler yapacağım mesela gün içinde? maaş verdiklerine göre benden beklentileri vardır.
az önce staj sözleşmesi geldi. 2 ay boyunca staj yapacağım. tecrübeli olan varsa tavsiye verebilir mi?
neler yapacağım mesela gün içinde? maaş verdiklerine göre benden beklentileri vardır.
0
steve rogers
(05.07.17)
stajın olayı bu zaten, senden beklentileri sana işi öğrettikten sonra doğacak. telaşa mahal yok.

onun dışında da çok küçük bi' ihtimal; excel'de tablo düzenlemesi isteyebilirler(bence istemezler ama, ileri düzey personelleri bile zor yapıyor bazen)
0
mete kudur
(05.07.17)
Rahat bi ayakkabı seç.
Sürekli getir götür yapacaksın.
0
[GODDARD]
(05.07.17)
(12)

Ele veriyorum talkını kendim uyuyorum

yaren
SelamHerkeslere özellikle psikolojik sorunlar konusunda neler yapmaları gerektiğini anlatıyorum, dinliyorum, manevi destek oluyorum, yüreklendiriyorum, çok iyi bir ikna edici sayılabilirim, insanları çabucak güldürüp mutlu edebilirim... ne güzel. Ama kendime gelince sıfır. Yok kelimesi bile var kalı
Selam

Herkeslere özellikle psikolojik sorunlar konusunda neler yapmaları gerektiğini anlatıyorum, dinliyorum, manevi destek oluyorum, yüreklendiriyorum, çok iyi bir ikna edici sayılabilirim, insanları çabucak güldürüp mutlu edebilirim... ne güzel.

Ama kendime gelince sıfır. Yok kelimesi bile var kalıyor benim halimin yanında. Hiçbir şey yapmak istemiyorum. Hiç enerji bulamıyorum kendimde. Sürekli yatıyorum veya uyuyorum.

Niye başkalarına karşı varım diriyim çok iyiyim de kendime karşı yoktan daha yokum? Kendime niye destek olamıyorum ben? Niye içimde çok şiddetli bir "istemiyorum" haykırışı var?

Her gün 1.5 doz prozac, 12.5 mg'lık dilatrend ve 1000 mg'lık metformin hcl kullanıyorum. Kilo da aldım. Kafayı mı yesem napsam iyi gelir mi? Niye böyle?
0
yaren
(29.06.17)
Hayata dair motivasyonlarin yok, bu iwillshowyou nickinw benzer bi yazae var Sözlükte onun yazilarina bi goz atsana, liste miste cikarttiriyor boluyor parcalatiyor birseyler yapiyor.
0
mete kudur
(29.06.17)
Bu ilaçları kendi kendine almıyorsundur heralde? Doktorun ne diyor bu konuda?

Bence son dönemde ben de dahil, dertsiz başımıza dert aradığımızdan böyleyiz. Baksana koca paragraf yazmışsın ama "derdim şu" diyebildiğin net bi derdin yok.

Bence hayatında ne eksik? neden mutsuzsun? bunları çözmen lazım. Terapi, profesyonel destek iyi gelir.
0
lcha
(29.06.17)
spora başla
0
superb
(29.06.17)
sorun nedir?
0
jimicik
(29.06.17)
sen de kendi sorunlarını o yardım ettiklerin gibi buraya ya da nerede yardım ediyorsan orada açacaksın ve sana da yardımcı olacak insanlar çıkacak.
0
eeb
(29.06.17)
yaren selam, aynaya bak beni göreceksin.
şaka bi yana bazı insanlar kendi yaralarına merhem olamıyor, kabul et bu durumu önce, herkese yarıyorum ama kendime var bile olamıyorum kabulü büyük bir adım. en azından kendinle ilgili pozitif bir yönünün farkındasın. buradan minik minik yürüyeceksin, kendini böyle sevecek yeniden var edeceksin. böyle olacak yani, böyle diyorlar. böyle demiş miydim? böyle.

edit: başlık şifreli mi hakikatten? ele veriyorum telkini kendim uyuyorum gibi otomatik düzeltti benim kafam. sen de düzeltsene yaren :)
0
evde liyakat kalmamis
(29.06.17)
Başlıktan hiçbir şey anlamadım ama neyse. Prozac gibi bir antidepresan ilacı kullanıp enerjim yok demek normal bir şey. Enerjin olsa garip olurdu. Doktor olmadığım için ilaç kullanmayı bırak demeyeceğim tabii ama ilaçları bırakıp kendine güvenirsen enerjin yerine gelebilir. Bana sürekli uyuma hali ilacın istenmeyen etkisi gibi geldi.
0
dissendium
(29.06.17)
kendini biraz sevsen?
0
füt
(29.06.17)
ele verir talkini, (telkin) kendi yutar salkimi

yani yazar burda diyor ki baskasina ogut veriyom ama kendime hayrim yok.

kendim uyuyorum kismini anlamadim, otomatik duzeltme herhalde.
0
jimicik
(29.06.17)
Uyuyorum'u bilinçli yazdım.

Herkesin derdine deeman oluyorum ama kendimle ilgili yaptığım en iyi şey uyumak. Habire uyuyorum. Hareket yok vücudumda, hareket edemiyorum, çok kiloluyum zaten. Ama eskiden böyle değildim, kış başlangıcından beri çok hastalık geçirdim, ondan mı böyle oldu ne...

Nefes almaya üşenicem yakında, o haldeyim. Derdim çok da, anlatamıyom. Boşverin. Sağ olun var olun...
0
🌸yaren
(29.06.17)
Bu arada, talkın=telkin. Halk ağzında telkin'in değişmiş hali. Belki kelimeyi kafiyeye uydurmak için talkın şeklinde kullanılmıştır ama deyimin aslı talkın kelimesiyle.
0
🌸yaren
(29.06.17)
@soulmate

Bu duyurunun çıkış noktası o kitabı benim de burada bir başka duyuruda tavsiye ederken kendim yapmaya deli gibi üşenmem. Kendime diyorum ki "madem çok faydalı diyosun sen de okusan ya, iyileşsen ya?" Yok. Neden tepkiliyim, niye istemiyorum, kendimi sadece kendim kısıtıyorum o belli ama bunu niye yapıyorum bilemiyorum.

Hani koca bir fili plastik bi sandalyeye bağlamışlar da şartlanmış öyle duruyo ya, aynen öyleyim işte. Aklım eriyor ama elim ermiyor.
0
🌸yaren
(30.06.17)
(9)

uyumayanlar toplassin

brad pitt
Sise cevirmece oynuyoz. Ayipli sorular kaos. Cesaret yok. Alttakine soruyoz cevapliyo o da alttakine soruyo. Bu konusmalar burdan cikmicak emin olun. Mod uyaninca siler fjjfndnd1- cocuk istemedigin halde kiz arkadasin hamile kalsa ne yapardin.
Sise cevirmece oynuyoz. Ayipli sorular kaos. Cesaret yok. Alttakine soruyoz cevapliyo o da alttakine soruyo. Bu konusmalar burdan cikmicak emin olun. Mod uyaninca siler fjjfndnd

1- cocuk istemedigin halde kiz arkadasin hamile kalsa ne yapardin.
0
brad pitt
(28.06.17)
Birlikte yaptığımız için ortak karar alırdık. Ben aldırmasını isterdim ama o ne derse o olurdu. İlla doğurmak isterse de bir mukavele yapardım sanırım. "ilerde iki taraf da birbirinden bir şey talep edemez" gibi.

En yakın arkadaşının eşi, sevgilisiyle birlikte olmak istedin mi? Arzuladın mı? Bunu o kişiye dile getirdin mi, eyleme döktün mü?
0
yirmisantim
(28.06.17)
hangisini cevaplayayım bilemedim..

vegas'ın sorusu: aşırı alkollüyken yapmışsam kimse yaptığıma inandıramaz beni (video falan yoksa), gerçekten yapmışsam bile yapmamış olduğuma inandırırım kendimi.

yirmisantim'in sorusu: yakın arkadaşlarımdan birinin kız kardeşiyle (özellikle kız diye belirttim, hep vegas'ın yüzünden asdfs) birlikte olmak istemiştim. direkt dile getirmedim de ima etmeye çalışmıştım. ergendim, 17-18 yaşlarında falan.

benim sorum: hiç kendi standartlarının çok altında çirkin(veya obez) bi kadınla ya da çirkin(veya kıro-apaçi) bi adamla birlikte oldun mu? sarhoşken ya da ayık kafayla farketmez..
0
reso aga
(28.06.17)
oldum. güzellik tanrının tavsiye mektubudur derler, referansı olanları alamadığımızda olmayanlarla ilerlemek durumunda kalabiliyoruz. iyi ya da kötü birşey değil bu söylediğim gerçek.

Benim sorum kolay; herşeyini anlatabildiğin, sessizliği paylaştığın bi' arkadaşın var mı ? yoksa eğer sence neden yok, çünkü son zamanlarda herkesin bunu istediğini görüyorum yani sessizliği paylaşmayı ama kimse bu kadar kolay birşeyi yapabilen birisini bile bulamamış. Neden sence
0
mete kudur
(28.06.17)
Var. 7-8 sene once "arkadasim cok, dostum da az degil" derken zaman icinde geldigim nokta: "tanidigim cok, arkadasim az, dostum dort kisi." Dort dostumun dorduyle de ortak paylasimlarimdan cok onlarla olan muhabbetime ozel paylasimlarim oluyor. Birisi beni en cok sessizken, artik bir sekilde sesim cikmazken, yorgunken, beynim uyusmusken dinliyor. Ben susuyorum, o bazen karsima gecip bazen yanima oturup bazen de yatakta sarilip dinliyor. En rahatladigim anlarin musebbibi kendisidir. Bin tesekkur kendisine.

Bence bu is "o kadar da kolay yapilabilen" bir is degil ki herkes yapabilsin. Sessizken dinlemek de zordur, dinlenmeyi bilmek de. Onun icin bulunmaz oyle kolay.

Benim sorum: Dunyanin yuvarlak olmadigina inanan bir ebeveynin olsaydi ve sen de kalbin aslinda insanin saginda konumlandigina inaniyor olsaydin potansiyel cocugunun ne gibi bir fikri ozurle dogacak olmasini isterdin? Ebeveynine mi ceksin yoksa sana mi? Neden?
0
lamira
(28.06.17)
Bana çeksin kalp sağda olsa belki farklı bir insanoğlu olurdu kim bilir.. Güzel bir evrimsel kelebek etkisi ihtimali benim için daha cazip.

Sual: Farkında olup da bastırdığınız en iğrenç güdünüz nedir?
0
lüzumsuz adam
(28.06.17)
sevmediğim biriyle belki severim diye sevgili olup, aylarca hiç sevmeden sevgili olmaya devam etmek. hep birini unutmak içindi. üstelik harika iyi rol yapabiliyorum. bu illeti iki kişiye yaptım. bir daha yapmayacağım, en azından onu biliyorum. sorum, cevabıma yakın olsun.

soru: hiç sevmeden seviştin mi?
0
kovaladikca kacan ates bocugu
(28.06.17)
sevisme oncesinde duygusal birsey hissetmesem bile sevisirken seviyorum, tek vucut olmaktan daha yogun bir paylasim mi var!

en tutkulu seksini ne zaman, kiminle yaptin?
0
neumann
(29.06.17)
Olacak olan olmuş derim; hata olmadığına ikna etmeye çalışırım kendini. Olaydaki iyi yönlere odaklanırım.

Soru: Savundugun halde esasında öyle olmasi gerektiği için konustuğun, icinde oyle hissetmedigin bir konu var mi? Nedir?
0
bfm
(29.06.17)
Su an yok ama vaktiyle olmustu. Bir kadin arkadasim erkek arkadasini aldatti. Kadin cok pismandi erkek tarafi da affedip hala onunla evlenmeyi istiyordu, cok asikti. Ayrilmayin dedim sevgilerine guvenerek ama bir tarafim da kadin tarafinin uslu durmayacagini biliyordu. Neyse. Ayrilmadilar ama gun sayiyorlar ayrilmak icin. Zorluyorlar.

Benim sorum: Ilk ask baska mi gercekten? Ilk askinizla yillar sonra karsilassaniz eliniz ayaginiz birbirine dolanir mi?
0
lamira
(30.06.17)
(17)

olumlama hakkında ne düşünüyorsunuz?

Apocalypse
sb.kimsesizlerin sesi olmaya geldim, büyük bir linçe de uğrayabilirim ama içimde kalmasın istedim.bu konu hakkında düşündüğüm tek şey, koca bir saçmalık olduğu. başta güldüm, çünkü bu kadar büyük bir trolleme görmek beni güldürdü açıkcası... sonra... bir dakika... galiba trolleme yok burada... nasıl
sb.

kimsesizlerin sesi olmaya geldim, büyük bir linçe de uğrayabilirim ama içimde kalmasın istedim.

bu konu hakkında düşündüğüm tek şey, koca bir saçmalık olduğu.

başta güldüm, çünkü bu kadar büyük bir trolleme görmek beni güldürdü açıkcası... sonra... bir dakika... galiba trolleme yok burada... nasıl yani? insanlar ciddi mi? bir dakika ya, ciddi misiniz?

bu dandik kuantumcu saçmalığı değil mi? ben mi yanlış biliyorum.

internete yazdım bakayım, nedir diye:

"Bilinçaltınızın yaptığınız olumlamaları kabul edebilmesi için 21 gün gerekmektedir. İşte bu nedenle; bir olumlamayı 1 ay boyunca sürdürmelisiniz. Bu konuda daha başarılı olmak için olumlamanızla alakalı sözcükleri gün içinde daha fazla kullanmayı deneyebilirsiniz."

hmm 21 gün.

"Örnek vermek gerekirse;
Mutluluk olumlaması yapan biri, gün içinde neşe, gülümseme, eğlence, hoşnutluk, sevgi gibi kelimelerle düşünme taktiğini geliştirebilir. Tüm bunlara ek olarak; olumlamanızı sabah kalktığınız anda ve gece yatmadan önce yapmanızın daha tesirli olacağını bilmelisiniz. Mesela; sabah kalktığınızda sesli bir şekilde ve tüm hücrelerinizle inanarak birkaç kez “mutluyum” demelisiniz."

ne?! bir dakika, ne?

"Sakin ve içtenlikle yaptığınız olumlamayı ses kaydı alabilirsiniz. Gün içinde hatta uyurken bu ses kaydını dinleyebilirsiniz. Çünkü bu şekilde benimsediğiniz çekirdek inanç daha kolay kırılacaktır ve olumlamanız bilinçaltınıza daha rahat ulaşacaktır. "

şaka mı bunlar?

sabah kalktıktan sonra ve yatmadan önce "mutluyum" diyerek bilinç altına mutluluk aşılamaya çalışmak yerine mutlu olduğunuz şeyleri yaparak mutlu olmanız daha muhtemel ve sağlıklı olacaktır. mutlu ve saçmalıklardan uzak bir hayat dilerim.
0
Apocalypse
(26.06.17)
Seni hayal kırıklığına ugratmayacagımı biliyorum ama ben inanıyorum buna:)
0
Kalinka
(26.06.17)
Zavallı fizikçiler, kuantum konusu şöyle şeylerde kullanıldıkça laboratuvarlarında ürperiyorlardır sanırım. Ben seni destekliyorum. Sahte bilimin tutulur yanı yok.
0
kobuzchu kiz
(26.06.17)
Aman tanrım, vegas şaşkınlığımı gizleyemeyeceğim; telkinin nasıl faydası yok diyebilirsin. şaka gibi. telkin dediğin şey insanları ipten alıyor.

apocalypse; şimdi bu bahsini ettiğin durum; hayatında bi' olumlu bi' olumsuz gelişme varsa haklısın ancak; arka arkaya olumsuzluk gelirse bunu kullanarak çıkılabiliniyor.

bir de başa gelmesi lazım bunları anlamak için, öyle uzaktan olcek iş değil. mutluluğu çağırarak iyi hissedermisiniz bilmiyorum ama mutsuzlukları düşünmezseniz daha iyi hissedeceğinizi biliyorum.
0
mete kudur
(26.06.17)
insanlar özel olduğuna, diğerlerinden farklı olduğuna inanmak ister. bu tip akımların çoğu da bu zayıflıktan faydalanıyor.

bunun dışında sorun değil çözüm odaklı olmak ve hedefe gidiş konusunda motive olmak her zaman avantajlıdır. basitçe insan nereye bakarsa, ne ararsa onu görür. ayrıca psikolojide çoğu durumda şikayet ediyor olsak bile içine düştüğümüz durumu çoğunlukla kendimizin seçtiği görülüyor.
0
orpheus
(26.06.17)
Sana katılıyorum. Ben de aşırı uyuzum böyle "şimdi kendimizi iyi hissedeceğiz ve mutlu olacağız" tarzı muhabbetlere. Bi faydasinin oldugunu da sanmiyorum.
0
nundu
(26.06.17)
Bu iş biraz karışık.

Genel olarak 'Güzel şeyler söylersem 21 günde olur' gibi şeylere inanmıyorum. Kuantum, enerjiler, feng shui'ler falan benim için sapsahte bir şey. Kesinlikle inanmıyorum.

Yine de inandığım şu: kendi kendini inandırma ile ilgili bir milyon çalışma var. İlk çalışmalardan biri de şu.
search.proquest.com
link.springer.com


Örneğin, sporcuların maça çıkmadan önce 'Başarabilirsin, güven kendine' demesi ya da sunum yapacak olan birinin kendi kendine 'Heyecanlanma, sakin ol, nefes al ver' demesi, aynaya bakarak kendini gaza getirmek gerçekten kendine güveni yerine getirmek olumlu yanları olduğu kanıtlanmış yöntemler. Aynı şekilde, başkasının sana verdiği konuşmayı hayal etmek de aynı etkiyi yaratıyormuş daha ilginci. Yani, 'Kendi kendine konuşana deli derler' baskısı varsa, başkasının bunu söylemesi bile aynı rahatlığı verebiliyormuş. (Bir yandan da hayal kurmanın bazı büyük yıkıcı etkileri de var)

Bu yöntemlerden mucize beklememek gerek. Yani, sen sunuma hazırlanmadıysan istediğin kadar kendi kendine konuş, fayda etmez ama iyi hazırlandığın bir sunum için, hafif bir anlık anksiyete varsa onun üstesinden gelinmesinde yardımcı olabilir.

Örneğin, şurada kendi kendine konuşmanın yönetim performansı üzerine etkisi var.
onlinelibrary.wiley.com

Atalarımız bunu 'Bir şeyi 40 kere söylersen olurmuş' derler. İngilizcesi de 'Fake it tilll you make it'. Bu da bilimsel olarak şu şekilde açıklanıyor ve kanıtlayan çok çalışma var: Birisi size bir gün aptal dedi diyelim. Ona o gün inanmazsınız ama sürekli insanlar başınıza aptal olduğunuzu kakalarlarsa, bir süre sonra ilk önce şüphe başlarmış, 'Ya hakkaten aptal mıyım' diye, sonra da kabullenme başlarmış. Aslında ilk önceki hali ile değişen şey zeka değil. Zeka önceden neyse hala o, aptal dediği için insan aptal değil. 40 kere aptal dendiği için aptal olmuyor ama insanın güveni düştüğü için normalde yapacağı basit bir işten çekinerek aptal gibi görünmesine ve ötesinde aptal olduğuna inanmasına neden olabiliyor.

Ayrıca, minör depresyondan kurtulma için tavsiye edilen uzun süreli yöntemlerden biri de sahte gülmedir. Zorla gülmenin minör depresyonu ortadan kaldırdığını belirten de çok çok çok çalışma var. Tam bir 'fake it till you make it' durumu var. Bir süre sonra gülmek refleks haline geliyor ve bu da insan vücudunun biyokimyasını etkiliyor. Dolayısıyla sahte bir gülüş insanın bakış açısını bir miktar değiştirebiliyor.

Bunun yukarıdaki gibi 'Sabah üç rekat söyle', 'Akşam suyunu iç tekrar söyle' gibi kuralları olan bir 'kuantum' kisvesi altında olması sorun. Yoksa, bana şu motivasyonel, kişisel gelişim sözleri de çok komik geliyor.
s-media-cache-ak0.pinimg.com
www.inspirational.quotesms.com
Bu tarz şeyler bana oldukça komik ve gereksiz geliyor.

Ancak, bir de plasebo etkisi var. İnsanlar bu şekilde iyi olacağını düşünerek gerçekten iyi hissedebiliyorlar. Üstelik, bu sahte bir mutluluk etkisi falan da değil, bildiğimiz gerçek mutluluk. Yani, inanmaya da bakıyor iş biraz. Din gibi. Ölünce cennete gideceğine inanırsan mutlu oluyorsun ama buna inanmazsan, ölümden sonrası düşüncesi mutluluk vermiyor.

Burada dikkat edilmesi gereken nokta şu. Olumlu düşünmek güzel ve mutluluk verici ama bunun bir temeli olması gerekiyor. Örneğin, mutsuz bir insanın sabah 'Mutluyum' diye zorlayarak fırlaması onun mutsuzluk kaynağı ile yüzleşmesini engelleyebilir. Bir de bariz bir mutsuzluk kaynağı varsa, doğru olanın o mutsuzluğa koyvermek gitmek olduğunu söylüyorlar. Örneğin, bununla ilgili bir vaka vardı. Babasının ölümünden sonra hiç ağlamayan ve hafif uyuşuk bir şekilde hayatına devam eden bir kişi, üzüntüsünü içinden atamadığı, sisteminden çıkaramadığı için önce pasif agresif, sonra da saldırgan hale geldiğini söylüyordu. Örneğin, sevgiliden mi ayrılındı? Sabah kalkınca söylenecek iki uç var: 'Bundan sonra ne yapacağım? Neden böyle oldu? Hayat nasıl devam edecek şimdi?' grubu bunlardan biri, diğeri de 'Mutluyum' diye inkar etmek. Olabilecek en ideali ise 'Üzülüyorum, ağlayacağım, kötü durumdayım, kusana kadar da ağlayabilirim ama ileride geçecek. Geçene kadar böyle hissediyorum'.

Bu çalışmaların söylediği şu. Eğer ekstra bir durum yoksa; şartlar uygunsa ya da o kötü şartlardan kaçılamıyorsa, kendi kendine olumlu olumlu gazı vermek aşırı faydalı bir şey. Bir gün, iki gün değil; 21 gün olduğunu ya da belirli kalıp ritüellerin buna yardımcı olacağını sanmıyorum ama bir süre sonra o olumluluk insanın karakterinin bir parçası olabiliyor. Bu da hayatı güzel yapan etmenlerden biri. Bir anlamda, bir kanser hastası için moral ne demekse, bir insan için de telkin o. Her şeyin üstesinden gelemez ama bazı küçük şeylerin üstesinden gelecek gücü verir.

Bir de atalarımızın bize yaptığı en büyük kötülüklerden biri de 'Kendi kendine konuşana deli derler' meselesi. Olumlama için olmasa da, insanın kafasındaki muhasebeyi sesli ve kendi kendine yapması düdüklü tenceredeki basıncı alıp patlamasını önleyen en basit yollardan biri.
0
aychovsky
(26.06.17)
duyurudakiler gerçekten de üzerlerindeki negatif enerjiyi (!?) dağıtmak için buna başladıysa bariz saçmalık. telkin konusunda ise söylenenlere katılabilirim.
0
zgrydn
(26.06.17)
""Mutluluk olumlaması yapan biri, gün içinde neşe, gülümseme, eğlence, hoşnutluk, sevgi gibi kelimelerle düşünme taktiğini geliştirebilir.""

Yukarıda alıntıladığım kısım bir eylem. Sana sadece düşünmek gibi geliyor ama sadece düşünmek değil bu. Çünkü düşünmek, istediğin fikirleri düşünmek ve istediğin duygulara bürünmeye çalışmak da birer eylemdir.

Kelimeler bu eylemlere zihni hazırlarlar. Çünkü kelime etkidir, elde etmek istenen düşünme tepkidir. Bence çok önemli. İnsanın kendini dış etkenlerin doğrudan müdahalesiyke değil de, onlardan tamamen sıyrılıp sadece kendi düşüncesi ve bilinciyle yönetmesi çok muazzam bir şey.

Emin ol zihni bu afrika açlığında yaşayan milyarlarca insan var!

Mevzu sadece telkin/olumlama ise, ben bu yolla sigara bağımlılığından kurtuldum. Sırf tembelliğimden ötürü bunu diğer sorunlar için kullanmayı bıraktım. Yoksa bizzat yaşadığım bir şey yani. Buna faydasız demek yanlış olur. Ama faydalı olan şey yalnızca olumlamalar değildir, bir iş birliği ve denge ve hatta uyum gerekir. Bunun farkında olmak lazım. Bu anlamda, yani "işlerin sadece telkinle çözülebileceği fikri yanlıştır" noktasında evet çok haklısın.

Telkin eğer duygulanımı uyandırmıyorsa, yani kullandığımız kelimelerin ifade ettiği duyguları, kelimelerin anlamlarını hayalimizde canlandırdığımız sırada yaşamıyorsak o telkin zaten bozuk plaktan başka bişey değildir. Mesele zaten duygularımızı düşüncelerimizle, düşüncelerimizi duygularımızla ve en önemlisi de kendi hür bilincimiz ve hür irademizle değiştirebilmemiz. Konu bu. Kimi telkinle yumuşar kimi davranışla kimi ikisinin birleşimiyle kimi sadece bilgi edinerek... insan sayısı kadar çeşitli tedavi ve yöntem var. Çünkü insan biricik. Her bir yöntem bir başkasına %100 tesir etmeyebilirse de yol gösterir, çağrışım yaptırır.

Yani papağanın konuştuğu kelimeden ben alınganlık edersem daha kolay iyileşirim. Ama papağanın savurduğu hiç akla hayale gelmeyecek -mesela- küfürlere karşı en ufak bir tepkim yoksa o zaman çok daha zor iyileşirim. Yani olay çok daha derin. Mesele budur kanımca.
0
yaren
(26.06.17)
saçmalık. hatta gavurlar daha kolay özetlemiş: fake it 'til you make it (hatta aychovsky demiş benden önce).
herkes kolay yoldan bir şey aradığı için bu tür şeyler ortaya çıkıyor. işe yarıyorsa onlara ne mutlu.

ayschovsky'nin yolladığı makalelerde çok basit eleştirilecek noktalar var ama son zamanlarda çıkan biyolojik temelini alan da makaleler varmış. o yüzden bilemedim.

kız düşürmek için iyi olabilir gençler düşünün bunu
0
passion rules the game
(26.06.17)
Bu konuda bir araştırma okumadım. Fakat nöropsikoloji alanında okumuş olduğum bir makaleye dayanarak işe yarama ihtimalinin olduğunu belirtebilirim. Okumuş olduğum makalede ağza yatay olacak şekilde bir kalem tutturuluyor ve gülme pozisyonu aldırılıyor. Daha sonra beyin görüntüleniyor. Ortaya çıkıyor ki beyin bu kişinin güldüğünü sanıp ona göre mutluluk hormonu salgılıyor. Yani beyin yanıltılmış oluyor. Bu nedenle düşünce ve duygu boyutunda telkin ile kontrol sağlanabileceğini düşünüyorum. Fakat telkine bir ay boyunca devam edeyim ve ay sonunda sınavdan geçeyim, zengin olarak kalkayım, six pack'lerim çıksın vb. söylemler zaten konu dışı olduğundan bu konuda konuşmaya gerek yok.

@Aychovsky'nin yazdıklarını sonradan gördüm. Benim belirttiğim araştırmayı da onunkilerin yanına ekleyebilirsiniz... :)
0
elitist
(26.06.17)
21 gün sadece belirli cumleler soyleyerek bir seylerin degisecegine inanmıyorum. Insanlar genelde sever boyle rakamsal kesinlikleri. Daha da inanirlar. O yuzden 21 rakaminin uyduruldugunu düşünüyorum.

Ama bilinçaltının gerçekliği ayırt edemeyip nasılsan oyle oldugunu kabul etmesi olayı mantikli geliyor. Yukarıdaki ağza cubuk koyup gülme şekli alındiginda beynin tepki vermesi ornegi gibi. O yüzden olumlamayı bilmem ama olumsuz dusuncelerle kendini sabote etmek diye bir sey kesinlikle var bence. Yani 21 gün mutluyum dersem mutlu olur muyum bilemiyorum ama surekli bende şans yok, kesin bi aksilik çıkar, ne istedim de oldu ki gibi cumleler kuran bir insanin hayatinin hicbir zaman istedigi yönde gitmeyeceginden eminim. Buna inanıyorum. Negatif telkinler kesinlikle negatif durum yaratıyor. Olumlu telkinlerin de beyni kandırıp ona göre davranması konusunu biraz daha arastirmak lazim. En azindan ruh halini degistirmesi cok mümkün.

Bence dümdüz olumlu cümle kurmaktan ziyade zihinde canlandırmak önemli. Bunu bilinçli olarak yapmadım ama iyi ya da kötü, insanın kafasında hissederek yasadigi sahneler cogu zaman gerceklesiyor. Cok defa yasadim bunu. Bir açıklamasi vardir diye dusunuyorum. Bunun ne olduğunu bilmiyorum , Olumlamaya degil ama buna inanıyorum sanırım.

Dusuncelerin gercege donusmesini cok hafife almamak lazim ama tüm bunların "her şey senin elinde, sen istersen her şey olur, senin zihnin dışında baska dış faktorlerin onemi yok yeter ki düşün" boyutuna getirilmesini abartılı ve gercekten uzak buluyorum.
0
aquarium
(26.06.17)
psikolojide böyle bir şey vardır mutluyum demekle mutlu olmakla dünyaya daha pozitif bakabilirsiniz ama bir çok insanın toplanıp olumlama yapması yanlış olur ve yeteri kadar etkili olmaz görüşündeyim. insan kendi kafasının içinde mutluyum deyip bir şeylere olumlu yönden bakabilir fakat bunu bi kural gibi yapmak sürekliliğe maruz bırakmak olumluluğu zorunlu kılar ve zorunlu olan şey de psikolojimize zarar verir nitelikte bi etki bırakır bence.

yani, gidin yalnız olumlayın, ama saçma yaşam koçları gibi oooh rahat bi nefes alıyoruz ve mutluyuz şeklinde de değil.

bakın en basitinden normalden fazla bir şekilde empati yapmak size olumlama yaptırabilir. çünkü sürekli başka şekillerde düşünüyor olursunuz ve kendinizi karşıdakinin yerine koyduğunuzda yaptığı şeyler birden mantıklı olabilir. bu bi olumlamadır. yani olumlamayı bi kural gibi değil bi karakter özelliği gibi kullandığınızda daha iyi oluyor bence.

ki bu zamana kadar gördüğüm tüm güzel karakterli ve olumlayıcı insanlar buraya çalışarak değil karakterinde varolarak geliyordu.

ben olumlamaktan bunu anladım yanlış anladıysam kusuruma bakmayın.
0
freetakilir
(26.06.17)
@aquarium zaten olumlu biri olmak, olumlu düşünmek güzel şeyler, çok da severim öyle insanları ama bu olay öyle değil ki, son cümlede de söyledim neden sabah akşam "ben mutluyum, ben mutluyum" diyeceğine, en sevdiği yemeği yiyip gerçekten mutlu olmasın, arkadaşlarıyla buluşup iyi vakit geçirip mutlu olmasın?
0
🌸Apocalypse
(26.06.17)
iyi bir müslüman olup cennete gideceğine inananlar buna mı inanmıyor anlamadım :D
0
sanrı
(26.06.17)
@apocalypse zaten en sevdigi yemegi yiyerek, arkadaslariyla vakit gecirerek mutlu olabilen insanlarin bunlara ihtiyac duydugunu sanmıyorum. Artık hicbir seyin yolunda gitmedigini dusunen, dipte hisseden insanlar çıkış yolu olarak bari mutluyum diyeyim de beynimi kandirayim diye dusunuyor olabilir. Ama ben duygu olmadan sadece söylem ne kadar ise yarar emin degilim. En azindan ruh halimi biraz toparlayabilir miyim diye dusunuyor olabilirler. Ama bence 21 gun olumlama yapacagim diye bir zorunluluga girmek insana kendini surekli "mutsuzum 21 gun sonra mutlu olacagim" mesaji verdigi icin hicbir sonuc alinamayacaktir.
0
aquarium
(26.06.17)
@aqurium alkışladım vallahi, haklısın.
0
🌸Apocalypse
(26.06.17)
Anahtar kelime: (bkz: nöroplastisite)
0
devilred
(26.06.17)
(17)

Başarısız Sayısalcılar

nevrochaotica
ne yapıyorlar? Kuzenim ikinci kez LYS'ye girdi ama gamsız bir pzvnk olduğu için yine 60-70 binlerde takılacak gibi dlkasdjksa. Benden tavsiye istedi, bakıyorum her yolun sonu bok. bi 20 bin falan üstte olsa çamurdan da olsa odtü'de oku en azından 5 yılın güzel geçsin derdim, o da mümkün değil.Ne diy
ne yapıyorlar? Kuzenim ikinci kez LYS'ye girdi ama gamsız bir pzvnk olduğu için yine 60-70 binlerde takılacak gibi dlkasdjksa. Benden tavsiye istedi, bakıyorum her yolun sonu bok. bi 20 bin falan üstte olsa çamurdan da olsa odtü'de oku en azından 5 yılın güzel geçsin derdim, o da mümkün değil.

Ne diyim buna TED üniversitesinde burslu çevre mühendisliği oku mu diyim :(:(:(
0
nevrochaotica
(20.06.17)
60-70 bin cok da basarisz degil bence ya.Vardir bir sürü bolum.Veterinerlik guzel bak.
0
maria puder
(20.06.17)
60-70 bin başarısız mı?
0
pgup
(20.06.17)
Salakça dursa da, İşletme gibi her disipline uyacak bir bölüm olabilir. Hem eşşek gibi zorlanmaz. Mühendislik kasarsa evet bişiler çıkar ama 7-8 senede çıkar gibi durmuyor mu sence de?
Bence, iyi okulların en düşük puanla öğrenci alan bölümleri ya da ortalama okulların işletme/iktisat/finans gibi her türlü gideri olan bölümleri. Üzerinde de 1 ya da 2 yabancı dil öğrenir, staj mtaj yaparsa yolu açılabilir.
0
janis baby
(20.06.17)
@pgup

ukalalık etmek de istemiyorum da ailenin çürük elması oldu bu sıralamayla, o yüzden öyle bir durumda şu an.

@janis baby
doğru söylüyorsun ya bu kafayla mühendisliği 4-5 sende bitirmesi zor görünüyor onun yerine kolay bi okulda işletme + 1 sene dil okulu + 1 sene finans masterı falan daha iyi bi yatırım olabilir. çok sağ ol.
0
🌸nevrochaotica
(20.06.17)
Kardeşlerim için ailece benzer tereddütlere düşmüştük. Çocuklar matematik sevmiyorlar, biyolojiye bayılıyorlar, kan,pislik görmekten çekinmiyorlar (aynı ben) biz de bu zevkleri doğrultusunda tercih zamanı veterinerliğe yöneldik, yönlendirdik. O puan segmenti için dersleri biraz ağır, tıp ile yarışmıyor konu derinliği ama genişliği fazla.

Öyle işletme üstüne şu bu işleri biraz ailenin 657 zihniyetine ters olduğu için vet. çok mükemmel gibi gelmişti.
0
fallopian
(20.06.17)
60-70 bin tabikide başarısız. bizim zamanımızda 40 bine fen bilgisi öğretmenliği geliyordu ki onun da ataması yoktu. gerçi hala yok sanırım. sonra akp üniversite kontenjanlarında roketleme uyguladı da size 60-70 bin başarılı gelmeye başladı. onu geçtim, bu kontenjanlarla insanlar sınıflara sığamıyor. geçende bi' arkadaşımız kendi amfisinin videosunu paylaşmıştı burada, bırakın hocayı anlamayı, çıplak gözle adamı neredeyse seçemiyorsunuz bile. kaldı ki soru soracaksınız, tahtayı okuyacaksınız.
bizim hocalarımız derslerde yabancı üniversitelerde ekranlı eğitim var filan derdi onlara özenirdik, şimdi bizim üniversitelerde yakında öğrencileri spor salonlarına doldurup orada 2dk yalandan anlatıp geçecekler. sonra piyasa neden böyle kan ağlıyor, ağlar tabi. işsizliği azaltmak ve ekonomi kalkınsın diye her yere üniversite isimli beton binalar dikersen olacağı bu. ben okurken hukuk okuyan adam yekten zengin olurdu sonra asgari ücretle bize iş başvurur yaptıklarına şahit oldum.

yani; 60-70 bin başarısız. artık bölümden çok okulun ismi önem kazandı, okulun eski mezunları nerede ve birbirine ne kadar ilgi alaka duyuyorlar bunlar önemli. bir de ailenizin çürük elması buysa, yani geri kalanlar iyi bi' kariyer sahibiyse mühendislik yerine -ki bu çevre; işletme iktisat gibi her alana giren bir bölümü yabancı dille okumasını sağlayabilirseniz ona yoğunlaşın, sonra işi torpille verirsiniz orada da yükselir. bu tür iibf bölümleri her olayda hızlıca yönetici olabiliyorlar.

veya da paranız varsa bilkente gönderin, hem iyi ingilizce öğrenmiş olur hem de 5 yıl bol bol sevişir, sonra da ben bilkentliyim diye gezer işi yine ya torpille bulursunuz ya da sizin pzvnk sınıf arkadaşlarının babasının şirketinde işe başlar.
0
mete kudur
(20.06.17)
www.youtube.com

Dandik bir üniversitenin dandik bir bölümüne girsin bari de işsizliğin tek hanelere inmesi için bir destek de o olsun
0
cek
(20.06.17)
@mete kudur sizin zamanınızda bu kadar insan sınava giriyor muydu?

60-70 binin başarı olup olmaması insanına göre değişir. Eğer sıralaması istediği yere tutuyorsa başarılıdır. Ama o sıralamadaki birisi hayvan gibi çalışırsa mutlaka yükseltir önemli olan çok çalışması.
0
uyusam iyi olur
(20.06.17)
60-70 bin başarılı değil. vasat, vasat altı bir sıralama. vasat ortalama demek bu arada. ha sonuçta 150 bin, 250 bin 500 bin, 650 binle alan yerler de var onlara göre başarılı diyebiliriz. bundan bi 10 yıl önce bile de 2,5 milyon kişi giriyordu sınava ve 10 bin-15 bin bile 'eehh işte' bir sıralamaydı. tek fark bu kadar fazla devlet ve vakıf üniversitesi, bölüm ve kontenjan yoktu. şimdi bu sıralamalara millet normalde okuyamayacağı bölümleri, okulları okuyor. o yüzden onlara başarılı bize başarısız geliyor. adam o sıralamaya hukuk kazandım diyor halbuki on sene önce önünden geçemezdi gibi gibi.

o sıralamaya anadoludaki üniv.lerde elektrik elektronik makina vs. gelebilir ama bence bu sıralamayla tedde çevre okuayacağına buralarda makina falan okusun bari ama.

yani anadoludaki üniv.lerde makina, inşaat vs. okusun. ya da bilkent-koç-sabancı vs. olmasa bile bi altındaki iyi özellerde ücretli makina elektronik vs. gibi mühendislikler

ya da para varsa bilkentte paralı işletme-iktisat. başka yerde okumasın işletme-iktisatı
0
limoncello
(20.06.17)
60-70 bin başarısız değil öncelikle. Sınav sistemi ÖSS'ye göre çok değişti. Bilmem kaç yıl önce 30 tane fen bilimleri sorusu çözerek mühendis olunabiliyordu. Bunlar bu ülkede en bedavadan mühendislik kazanmış insanlar. 14 fizik, 13 kimya, 13 biyoloji sorusunu yapmak marifet değil. Bugün LYS-2'de 30 fizik, 30 kimya, 30 biyoloji sorusu var. 90 soru çözüp üniversiteye girmek nerede, 30 soru çözüp üniversiteye girmek nerede? Eskiden bir yıl sınava iyi hazırlanan biri rahatlıkla 40-50 bin yapabilirdi. Konular azdı. Bunun kontenjanla ilgisi yok. Sıralama sınav başarısıyla ilgili. Kontenjan artınca adamın sırası öne mi geliyor? Bu sınav sisteminde 60-70 bin kötü değil, tam tersine iyi bir sıralamadır. En iyi olmasa da iyi sayılabilecek üniversitelerde gayet güzel bölümler bulabilir. P.zevenk, çürük elma gibi laflara bir şey demiyorum. 18 yaşında bir adam bu şekilde yönlendirilmez. Siz başarılısınız diye o da başarılı olmak zorunda değil. Hangi mesleğe ilgiliyse onu okusun. Çevreyle makine arasında binlerce fark var. Böyle tercih yapılmaz. Şansınız varsa yan yana oturup üniversite derslerine bakın her bölüm için.
0
dissendium
(20.06.17)
Sınava giren aday sayısıyla başarı sıralamasının ilişkisini açıklıycam şimdi. Mesela 10 sene önce atıyorum 1 milyon kişi girdi. Bunun 10 bin kişisi diyelim ki 90 net yaptı bunların sıralaması 40-50 bin arasında yaş vs. faktörlere göre sıralanacak. Bu sene 2 milyon kişi girdi desek 40 bin kişi 90 net yaptı bunların sıralaması 40-80 bin arasında olacak. 91 net yapan kişi 40 binden yüksek sıralamaya sahip olacak. Sayıları sallamasyon verdim umarım anlaşılmıştır. Yani sınava giren kişi sayısına göre sıralama değişti, eskiden hangi bölüm kaçla almış önemi yok.
0
uyusam iyi olur
(20.06.17)
öncelikle bazı arkadaşlar kendileri benzer sıralama elde ettikleri için burda başarısız sayısalcı yazından rahatsızlık duymuş olabilirler. tek bir sınav sonucu insanı başarılı ya da başarısız yapmaz. ama gerçekçi olmak gerekirse 60-70 binlik sıralama özellikle 2. defa giren biri için başarılı değil, en fazla ortalama bir sıralamadır. gerisi kendini kandırmak olur. zaten doğru düzgün bir yer gelmediği için bu duyuruyu açmış arkadaş.

60-70 bine özel üniversitede paralı tıp bile okuyamazsın. top okullarda özellikle mühendislikle ilgili hiç bi mühendislik olmaz. koç sabancı olmasa bile bi altındaki iyi özellerde burslu iş yapan mühendislikler olmaz. temel bilim de oku demeyeceğim.

mühendislik adına iş yapmıcak mühendislikler için anca taşradaki iyi mühendislikler de gelir yazabilirsin.
para varsa bazı iyi özellerde paralı iyi mühendislik veya bilkentte paralı işletme-iktisat yaz derim.

ikincisi 10 yıl önce sınava girenle bu yıl sınava girenler arasında milyonlar yok, en fazla birkaç bin kişidir. dolayısıyla 60-70 bin 10 yıl önce kötüyse, ve o zaman bu bölümleri bile yazamıyorsan bu sıralamaya, şimdi vasat yani ortalama bir sonuçtur. ve bu bölümleri kazanabilirsin. bu demek değil ki bu sıralamayı yapan başarısız biridir kardeşinizi tanımıyorum. sadece sınav sonucu başarılı değil, ortalamadır.

sıralama aynı kalsa da okul ve kontenjan yokken bu okullara ve bölümlere giremeyecek kişiler artık bu sıralamayla girebiliyorlar demek. her köşe başında tıp ve hukuk fakültesi, mühendislik ve iibf. sonra neden işsizlik var.

ikincisi 10 ya da 15 yıl önce sınava girmiş kişilere bedavadan mühendislik kazanmışlar demek aymazlıktır.
şimdi her şey çok daha kolay. bakıyorum da bizim zamanımızda okul yokmuş, bölüm yokmuş. sınava giren sayısı da fazlaymış az değil. ayrıca ben 10 yıl önce girmesem de 10 yıl önce de gayet her konu vardı.

şimdi teog diye bir sınav yapıyorlar 17 bin birinci çıkıyor. bizim zamanımızda iyi bir anadolu, fen lisesi kazanmak emek işiydi. şimdi herkes birinci, herkes anadolu lisesinde okuyor, herkes üniversite mezunu.

tek oturum 180 dkda gayet gayet zor sorularımız vardı, herkes full çekemezdi sınavda. sınav birincisinin bile yanlışları olurdu. 60-70 binle sınavı kazanamamış olurdun doğru düzgün tercih yapamazdın. şimdi makina falan seçebiliyorsun.

bence bilkent işletmeye gönderin bir şekilde bilkent muadillerine göre ucuz bir okul.
0
limoncello
(20.06.17)
Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak böyle bir şey.

"ikincisi 10 yıl önce sınava girenle bu yıl sınava girenler arasında milyonlar yok, en fazla birkaç bin kişidir.

Bakalım öyle miymiş?

2007 ÖSS'ye giren kişi sayısı: 1.615.534

www.osym.gov.tr

2017 YGS'ye giren kişi sayısı: 2 milyon 265 bin 902

www.dogrutercih.com.tr

Aymazlık asıl buna denir. Aradaki fark kabaca 600 bin!

Birkaç bin nerede, 600 bin nerede? Yarım milyondan fazla insandan bahsediyoruz.

Benim sıralamam 60-70 bin değildi. Bu veriye nereden ulaşmış bazı arkadaşlar? Ben sıralamamı milletle karşılaştırıp başarısız denilince bundan rahatsızlık duyacak bir insan değilim çok şükür. Burada insanları yanlış yönlendiriyorsunuz kendi döneminizi dikkate alıp. Size bunu anlatmaya çalışıyoruz.
0
dissendium
(20.06.17)
sayısalcı olup başarısız olmanızı üniversite giriş sınavındaki dereceniz belli etmez. ilk 20 bine girmenize rağmen iğrenç bir sayısalcı da olabilirsiniz. işinizden her türlü nefret ediyor da olabilirsiniz. iyi eğitim verdiğine emin olduğunuz bir tm bölümü bence işinizi görecektir. veya ne bileyim izmir ekonomi - izmir yaşar tarzı okulların endüstri mühendisliği veya endüstri sistemleri mühendisliği tarzı işletmeye daha yakın bölümleri de okunabilir.
0
rain when i die
(20.06.17)
ben kimsenin ismini vermedim genel konuştum üstüne alınan neden alındı bir fikrim yok.
dönemle alakası yok bu sıralama her dönemde ortalama bir sıralamadır, başarılı denemez.
dediğim gibi ücretli bile tıp okuyamaz, iyi okulların gözde ve gözde olmayan mühendisliklerini okuyamazsınız. anadolu'da ve özelde ücretli popüler mühendislikler olabilir. dokuz eylül, ege gibi okullarda popüler olmayan mühendislikler olabilir. hedefin bunlarsa başarılı sayılabilir. genel olarak değerlendirdim.

zaten duyuruyu açan arkadaş yazacak doğru düzgün yer bulamadığı için ne yazalım bu çocuğa biz demiş. seçenek çok olsa bu soruyu sormazdı.

evet birkaç bin kişi oluyor. öyle lanse ediliyor ki şimdi 10 milyon kişi giriyormuş, önceden 1 milyon kişi sanki. açılan yeni üniversite, yeni tıp, hukuk, mühendislik ve iibf bölümleri ve yüzde 200 artan kontenjanlara göre 600 bin kişi ne ki?

bakalım 10 sene önce 2007de kaç üniversite, bu üniversitelerde kaç bölüm, kaç kontenjan varmış. özellikle 2008-2009da kurulan çok sayıda hukuk ve tıp fakültesi, bunların 2şer kat kontenjan arttırımıyla 2007deki kontenjan farkları neymiş.

www.osym.gov.tr

dokuman.osym.gov.tr
okulların bölümlerin taban puanları belli. dediğin sıralamaya gelen yerler belli. buralar da pek gözde yerler değil. bunun aksini iddia etmek, kendini kandırmak.

edit: 30 fen sorusu sorulmuyor. 10 yıl önce 60 fen sorusu varmış. tek oturumda 90 tane soramamışlar. sonuçta 5-6 oturumda yapılmıyormuş sınavlar, insanların hayatı 180 dakikaya bağlıymış. bizim zamanımızda 45 fen bilimleri, 45 mat, 45 türkçe, 45 sosyaldi. 180 soru 180 dk
0
limoncello
(20.06.17)
Cevap vermeyecektim ama bu kadar tutarsız cevapları görünce dayanamıyorum. Ben 30 soru kısmını LYS-2 için örnek verdim. ÖSS'deki Fen Bilimleri 1 testinin karşılığı, YGS'deki Fen Bilimleri testidir. ÖSS'deki Fen Bilimleri 1 testi 30 soru, YGS'deki Fen Bilimleri testi 40 soru. Eski sisteme göre fen bilimlerinden toplam 60 soru çözülüyordu (Fen Bilimleri 1 ve Fen Bilimleri 2 testleri). Bugünkü sistemde fen bilimlerinden 40 (YGS) + 90 (LYS) = 130 soru çözülüyor. Ne yapalım, tek oturumda bu kadar sorabiliyoruz demek bir bahane değil. Eskiden daha az soru çözülerek üniversiteye giriliyordu. Bunu anlamak çok zor değil. 130, 60'ın iki katından daha fazla. Üniversite kazanmak isteyen adamın daha çok çalışması gerekiyor artık. Hedefi olan adamın kontenjanlarla işi yok. İyi üniversitelerin sıralaması çok değişmez. ÖSS'nin 180 soru 180 dakika olması bir kıstas olamaz. YGS de 160 soru 160 dakika ona bakarsan. Bugün de insanların hayatı 160 dakikada belirleniyor. YGS'de patlayan adam LYS'de de bir şey yapamıyor. 45 matematik sorusu ne ki? Şu anda LYS-1'de 50 matematik ve 30 geometri olmak üzere 80 soru var. Eskiden sistemin daha zor olduğunu hala nasıl iddia ediyorsunuz anlamak mümkün değil.

Arada 600 bin fark var dedim. Hala birkaç bin kişilik fark var deniyor.
0
dissendium
(21.06.17)
acaba yeni açılan o kadar üniversitenin, hem devlet hem özel, o kadar bölümün özellikle tıp ve hukuk ve özellikle tıp ve hukuk bölümlerinin ve bilumum bütün bölümlerin nerdeyse 2 katı artan kontenjanları hiç incelendi mi?

en baba okulların en baba bölümlerinin sıralamaları bile düştü. tamam top okul ve bölümlerin sıralaması düşse de genelde tercih edilirler, sıralama bellidir ama normalde devlette ve özelde tıp ve hukuk kazanamayacak öğrenci bu sayede doktor ve avukat olabiliyor. artan 2 katı kontenjanlar sayesinde insanlar sayısalda tıp ve eada hukuka yönelince mühendislik ve siyasal bilimlerin de puanı düştü en iyi okullarda.

bütün bunlara rağmen ee bi zahmet çalışsın 2 soru çözsün insanlar.

90 soru sorulunca sanki hepsini çözüyor adamlar ya da çözmek zorunda. şimdi alan kısıtlaması da kalktı. sayısalcı hukuk, siyasal seçebiliyor. aynı anda tıp ve hukuk yazabiliyor. eskiden böyle bir olay yok. şimdi mf ve tm diye 3-4 tane puan türüne ayırmışlar. adam seçeceği bölüme göre yapıyor. tıp seçecek birinin bütün fizik sorularını yapmasına gerek kalmıyor, biyolojiye ağırlık vermesi gerek. ay da mühendis biyolojiden ziyade fizik yapmalı gibi. bunlar hep avantaj.

eski sistemdeki gibi insanları 120-180 dkya mahkum etmektense birkaç oturumda yapmak çok daha avantajlı. adamlar sınava gire çıka psikolojik olarak avantaj elde ediyor. birinde aksilik yaşasa diğerinde yaşamıyor. şimdi teog ve üniversite sınavı sistemi öncekine göre çok avantajlı. zaten sınav kazanmak diye bir şey yok. belli okul ve bölümleri kazanmak diye bir şey var. yoksa şimdi adını soyadını yazıp versen yerleşirsin bir yere.

eskiden tıp hukuk gibi direkt meslek veren bölümlere ücretsiz girmek zordu, şimdi kontenjanlar artınca millet havadan girmeye başladı. bak 2007de odtü ulusların sıralaması 1700lerdeymiş, şimdi 11000lerde iyi okullarda bile nasıl düşmüş.

ayrıca ygsye 600 bin kişinin girmesi bir şey ifade etmez, lys asıl belirleyici aöf bile ygsden almayacakmış artık ki. o kadar kontenjan artışına 3 milyon kişi fazla girse anca.
0
limoncello
(21.06.17)
(3)

iş görüşmesi

kırmızıgözlüağaçkurbağasıyeşili
dün aradılar ptesi görüşelim diye. gerekli bilgileri mail atıcaz dediler ama dünden beri gelen giden yok mail kutusuna. bu durumda napıyoruz?
dün aradılar ptesi görüşelim diye. gerekli bilgileri mail atıcaz dediler ama dünden beri gelen giden yok mail kutusuna. bu durumda napıyoruz?
0
kırmızıgözlüağaçkurbağasıyeşili
(17.06.17)
eğer hafta sonu açık olan bir yerse arayıp hatırlatma yapıyoruz. hafta sonu da açık değilse ve pazartesi saat 09:00'a görüşme vermemişlerse, 09:00'da arayıp kendimizi hatırlatıyoruz. görüşme de 09:30 ya da 10:00 gibi bir saatteyse firmanın lokasyonunun yakınlarına gidip cep telefonu denilen icat ile kendimizi oradan hatırlatıyoruz ki yakın olalım.
0
i drive the hearse
(17.06.17)
arıyoruz, mail gelmedi diyoruz.

İk'cılar hakkında ki fikirlerim zaten ortada, öyle çok ilginç birşey değil başına gelen. unutmuştur, gönderememiştir. Ve acıklı kısmı ik'cıların çoğu haftasonu çalışmaz. mesai geçmeden bi' ara istersen eğer haftasonu çalışan ik'cıyla bilgilendirecektir hemen. normalde olması gereken, cuma günü mesai saati bitmeden araman lazımdı, mail atacağız demiştiniz ama henüz gelmedi diye.
0
mete kudur
(17.06.17)
bakmissindir ama junk kutusuna da bak. gecen basimiza geldi oradan biliyorum
0
oscar
(17.06.17)
(14)

Ayrılma bahaneleriniz neydi ?

sorunvar
Ayrılma bahaneleriniz neydi ?
Ayrılma bahaneleriniz neydi ?
0
sorunvar
(17.06.17)
Farklı değerler
0
EXXE01
(17.06.17)
bana söylenen bir tane yazıyorum

sen beni, benim seni sevdiğim kadar sevmiyosun ve bu beni çok yıpratıyor

türkçe mealide şöyle; bana senden daha çok ilgi gösteren birini buldum
0
berginyonbaenre
(17.06.17)
Beni onu sevdiğim kadar sevmiyordu

Türkçe meali; daha fazla ilgi gösteren birini bulmadım ama yeterince sevilmediğimi düşünmek bazı şeylerin bitmesine neden oldu
0
scomalt
(17.06.17)
@scomalt ayrılma nedeniniz bu olabilir ama ayrılırken bunu mu söyledin ?

ayrılırken söylediğiniz ayrılma sebebi soruluyo anladığım kadarıyla
0
berginyonbaenre
(17.06.17)
telefonumun şarjının çok çabuk bitmesi.
0
floydian
(17.06.17)
@berginyonbaenre evet böyle bir cümleyi içinde barındıran bir kaç şey daha dedim, o da cevap bile vermedi :) Sanırım bu beni terkeden değil terkedilen yapıyor haha
0
scomalt
(17.06.17)
Hiçbir şey hissetmemek
0
catch the arrow
(17.06.17)
Zamanını çalmak istemedim. Çünkü başlarken bir gün ayrılacağımı biliyordum.
0
dissendium
(17.06.17)
Valla bi sey demedim. Kendisi yedigi boklari biliyordu. Aldigim en isabetli karardi sanirim.

Bikac kere de sanirim "seninle ayni seyleri ayni oranda hissetmiyorum" benzeri seyler dedim. Dogrusu buydu cunku.

Ha bi kere de "sen benim dogru kisi oldugumu dusunuyorsun ama ben oyle dusunmuyorum, dogru kisi olsaydim ben de ayni seyi dusunurdum."
0
senialanaglasinalsinsikinicaliyabaglasin_yine
(17.06.17)
mutsuzluk.
ilişkinin geleceğine dair hayal kuramamak.
sıkışmışlık.
0
blatta hiberna
(17.06.17)
duyduğum: haklıymışsın bu çok hoşuna gider senin; aşk geçiyormuş.

söylediğim; artık yeterince güzel değilsin.
ben bunu söyledikten sonra ağladı tabi, ben de kıyamadığım için ayrılamadım. bu sayılmayabilir o yüzden. sanırım ben hayatımda hiçkimseden ayrılamadım. bu dünya için fazla gerçekçi ve bi' gerçekçiye göre de fazla naif bi' insanım galiba.
say be, hayat çok tuhafmış gerçekten.
0
mete kudur
(17.06.17)
"Aşık olamadım."
0
twelfth
(19.06.17)
konuşmanın artık içimden gelmemesi
karşı tarafın beni darlaması
en ufak şeylere bile müdahale edilmesi, benim de buna gelememem.

ve daha niceleri...
sözün özü; ayrı teller, farklı frekanslar.
0
finsidigi
(20.06.17)
benle üzüleceksin dedim.
bana aynısı dendi.

Üzüntü ihtimali bile korkunçken insanlar nasıl sevgili olabiliyorsa?!
0
fallopian
(20.06.17)
(24)

tik garantili anket... diş fırçanız elektrikli mi manuel mi?

zunkatsar
veya ikisini birden değiştirmeli olarak mı kullanıyorsunuz? ne yapıyorsunuz?
veya ikisini birden değiştirmeli olarak mı kullanıyorsunuz? ne yapıyorsunuz?
0
zunkatsar
(15.06.17)
bende ikisi de var. şarjlı oral-b ve sıradan bir tane. şarjlı fırça kullananlara özenti, gösteriş düşkünü falan gözüyle bakardım ama diş probleminden ötürü doktor tavsiyesi ile almak zorunda kaldım. yıllarca ön yargılı yaklaşmışım. dakikada 4bin devir yaptığı için manuel ile aynı temizliğe ulaşmak çok zor. kullanımı rahat ve çok iyi temizliyor.

manuel diş fırçasını da arada bir dilimi ve damağımı fırçalamak için kullanıyorum.
0
burty
(15.06.17)
Manuel
0
iwasbornonamountainside
(15.06.17)
elektrikli alacak paramız yok o yüzden manuel.
0
mete kudur
(15.06.17)
senelerdir elektrikli
0
sta
(15.06.17)
manuel ama elektrikli almak istiyorum.
0
burya
(15.06.17)
evde elektrikli, çantada ki(iş yerinde vs kullandığım) manuel
0
prezarlatif
(15.06.17)
manuel.
0
teritori
(15.06.17)
Manuel, elektrikli hiç kullanmadım. Almak istiyorum.
0
tahin pekmez yoğurt
(15.06.17)
elektrikli.daha iyi temizliyor..pahalı diyenler olabilir ama diş sağlığı gerçekten önemli
0
mukon
(15.06.17)
Elektrikli denedim ama alışamadım bıraktım. O yüzden manuel kullanıyorum.
0
peggy
(15.06.17)
manuel
0
duyond
(15.06.17)
Ben şöyle birşey kullanıyorum. Elektrikli ile manuel arası bir fırça.
www.trendyol.com
0
kaptan memo
(15.06.17)
Manuel ama elektrikli alıp denemek istiyorum +1
0
devilred
(15.06.17)
Alektirigli.

İlk başta bi deneyeyim dedim, sonra normal fırça kullanamaz oldum.
0
yukselen gunes evi
(15.06.17)
manuel. elektrikli almak istiyordum, konu da açmıştım burada fakat almamam gerektiğine ikna ettiler sağolsunlar.
0
manuel mandalina
(15.06.17)
manuel. hiç elektrikli diş fırçam olmadı.
0
battal gemalmaz
(15.06.17)
Elektrikli
0
cossecant
(15.06.17)
elektrink
0
cursor
(15.06.17)
manuel
0
basond
(15.06.17)
manuel. şarjlı hiç kullanmadım ama o kadar para vermek gereksiz geliyor. önemli olanın fırça değil diş ipi olduğunu düşünüyorum.
0
nesenbilneben
(15.06.17)
manuel
0
reanarchy
(15.06.17)
Manuel.
0
hair freak
(15.06.17)
manuel. hiç elektrikli kullanmadım.
0
ya ben lan neyse
(15.06.17)
oldum olası klasik diş fırçası. hiç elektrikli kullanma imkanım ve merakım olmadı.
0
m e b
(15.06.17)
(6)

3 kağıtçı sallamacı bir tip mi sizce ?

sorunvar
Bir netten bulduğum bir arkadaş dehset çevrem var sana bir sürü iş getiricem diyip ortaklığımı istedi ..1 -Konusma basına 30 yasında olduğunu ama kimlikte 92 doğumlu yazdıklarından bahsetti 2- Belgrat avusturya doğumluyum dedi ama belgratın sırbıstan da olduğunu bilmiyor :)) sonra soylediğimde o işl
Bir netten bulduğum bir arkadaş dehset çevrem var sana bir sürü iş getiricem diyip ortaklığımı istedi ..

1 -Konusma basına 30 yasında olduğunu ama kimlikte 92 doğumlu yazdıklarından bahsetti

2- Belgrat avusturya doğumluyum dedi ama belgratın sırbıstan da olduğunu bilmiyor :)) sonra soylediğimde o işler karısık diye geçiştirdi ..

3- Ben x y im .Sen benle çalışmassan x yi kaybettin diyerek de dehset egosunu ortaya koydu .İşte büyük çevresinin olduğunu söyleyip size büyük işler yaptırtıcam falan dedi ...

4-Direkt para istedğimde de oyle yüklü para ile masraf ortağı olamıyacağını belirtti

5-Ben de açıkçası konusma basından beri salladığını pek size inanamıyacağım diyip güle güle ettim :)
0
sorunvar
(14.06.17)
ainesi iştir kişinin lafa bakılmaz mı böyle bir söz vardı.

öncelikle ortaklık değil de komisyon teklif etseydin, yani önce müşteri getirip karşılığında komisyon alsaydı ve bi' kotadan sonra ortaklık vereceğini belirtseydin. sözleşmeyi öyle yapsaydınız.
0
mete kudur
(14.06.17)
yok yaa nne alakası var, bana güven verdi eleman, inandım ben şahsen yani.

bence büyük işler kaçırdın, belgrad zamanında avusturyalılar tarafından işgal edildiği sırada doğduysa demekki...
0
kurnaz
(14.06.17)
ben o kadar dinlemezdim bile daha ilk maddede eyvallah der uzaklaşırdım.
0
reanarchy
(14.06.17)
-Sen de bunu yedin.
-Yedim abi.
0
filipis
(14.06.17)
Elemanla biraz daha konuş, büyük ihtimalle seni "mega holdings" gibi bir yere üye yapmaya çalışacak.

Özellikle şuradaki (bkz: mega holdings) ilk 4-5 entry'i okursan olayı anlarsın. Elemanın konuşma tarzından bunu çıkardım, başka bir şey çıkacağını sanmıyorum açıkçası.

Ortak olayım diye başlamış ama büyük ihtimalle iş buraya kayacak, sakın para verme.

(bkz: saadet zinciri)
0
hayirsiz
(15.06.17)
gerçekten komikmiş iyi yapmışsın yollamakla
0
basond
(15.06.17)
(20)

ramazanda kapatan restoranlar

Esinsin
benim çevremdeki çoğu kişi oruç tutmuyor. ama restoranların hepsi kapalı neden böyle ? amaç ramazanda açık olmamak oruçsuzu yok saymak mı yoksa işler az olur boşuna açıp gider yazmayalım demek mi ? bana 2 türlüsü de saçma geliyor sabahtan beri en az 10 restorant aradım hepsi kapalı ya da paket servi
benim çevremdeki çoğu kişi oruç tutmuyor. ama restoranların hepsi kapalı neden böyle ? amaç ramazanda açık olmamak oruçsuzu yok saymak mı yoksa işler az olur boşuna açıp gider yazmayalım demek mi ? bana 2 türlüsü de saçma geliyor sabahtan beri en az 10 restorant aradım hepsi kapalı ya da paket servisi çalışmıyor.
0
Esinsin
(14.06.17)
Bir çok restoran tadilat vb gibi işlerini ramazana göre ayarlıyor. Dikkat et bak bir çoğunda ufak tefek inşaatlar vardır.
0
norek
(14.06.17)
2 sebepde doğrudur; yani mesela bizim burada da tekel bayi 30 gün boyunca kapatır. adamın inancı gereği kapatıyor millet almaz diye değil;

onun dışında demetevlerde de (ankara) 6.caddenin üzerindeki pideci de abi kimse almıyor zaten diye kapatıyordu.

yani; gelir getirmediği için kapatan da var, inancı gereği kapatanda var.


Bir de amaçları oruçsuzu yok saymak değil, yani adamın sana hizmet etmesi teknik olarak adamın görevi değil tercihi.
Bir de bunu yazmayacaktım da dayanamadım oruçluyu yok saymak nedir allasen ya çok güldüm, şu instagram ignore kafasından bi' çıkın yok saymak dedi jsadbhvahjvdahfdacvdbanmdih.

-berkant
+efendim aslı
-seni yok sayıyorum
+afbuyur


çok eğlendim. teşekkürler.

edit: başlık sahibi ayarı yiyince kendine gelememiş, çık bi' hava al beynine oksijen gitsin. sin sin.
0
mete kudur
(14.06.17)
para muhabbeti hepsi. bu kadar.
0
pgup
(14.06.17)
inancı gereği kapatmak denilebilir ona da oruçsuzu yok saymak enteresan bir yaklaşım olmuş. bir kısmı kendi de oruç tuttuğu için ve restoran işi de ağır bir iş olduğundan yıllık tatil zamanını ramazana denk getiriyor. örneğin bizim iş yerinde masabaşı iş yapan bir kısım insan dahi yıllık iznini ramazanda alıyor.
0
manuel mandalina
(14.06.17)
gündüz kapalı olup iftardan sonra açık olan yer gördüm.
0
sutlu nescafe
(14.06.17)
Oruçsuzu yok saymak degil de kendisi oruc tutarken restoranini acik tutmayi dogru bulmuyordur. Adamın inancina ters yani ramazanda restoran calistirmak. Bazi yerlerde de iş yapmayacagi cok bellidir bosuna acik durmasin tadilat falan yapayim diye dusunur. Açık yerlere oruclulari yok sayiyorlar demiyorsak buna da oyle dememek lazim. Kaldı ki iki türlü restoran sahibi icin de birilerini yok saymak bir tercih.
0
aquarium
(14.06.17)
@sutlu nescafe evet çoğu iftara açıyor zaten. bir de açık olup paket servis yapmayanı var o da iftara hazırlık yapıyor belli ki. normalde paket servisi olan restoranlardan bahsediyorum. 2 tanesi böyle dedi bugün
0
🌸Esinsin
(14.06.17)
oruç sonuçta açların halinden anlamak diye biliyorum. ama ramazanda kapatıp, normal zamanlarda iki lokma isteyen fakirleri dükkandan kovalayan esnaftan bol bir şey yok ülkemizde maalesef. bu yüzden ramazan boyu kapatmak bana biraz şov gibi geliyor eğer tadilat yapmıyorsa. ama genelde ramazanda yemek sektörü daha sakin geçtiği için tadilat dönemlerini hep ramazan denk getirirler ki bu da gayet doğaldır.
tekel bayinin ramazan boyu kapatması dünyanın en komik şeyi bence. 11 ay alkol sat 1 ay satma günah vs. diye :d neyse dalga geçmeyeceğim.
özetle tadilat yapan veya ramazanda açık olduğu halde kar edemeyen/zarar eden işletmelerin kapatması gayet doğal ama bunlar dışında oruç tutmayanlara da haksızlık ediliyor gibi duruyor. sen hizmet sektöründe çalışıyorsun sonuçta, tutmayan da tutan kadar var onları yok saymak saçma.
0
golgi aygıtı
(14.06.17)
Bizim burda bütün restoranlar açık. Eskişehir.
0
istististist
(14.06.17)
oruç tutmayanlar gebersin kafası. yoksa yine kira ödeniyor, yine tüm masraflar duruyor...

ben şahsen ramazan boyu kapalı yerlere yıl boyu gitmiyorum. onların yok sayma hakları varsa benim de var.
0
babilbaligi
(14.06.17)
Acik olup "abi iftara kadar bir sey yok" diyen kebabci da gordum ben. Ulan ne bok yemeye aciyorsun orayi o zaman:)
0
stavro
(14.06.17)
adam seni mi düşünecek yoksa dükkanın giderini mi..
top sezonda tadilat mı yaparsın ramazanda %80 iş düşüklüğü olan döneme mi getirirsin.
marketten peynir ekmek ye olsun bitsin.abartmayın.
0
jamswety
(14.06.17)
Canım ülkemde ateistler de hoşgörüsüzlük konusunda tavan yapıyor. Adamın en kötü ihtimallle dindar kişiye saygısı vardır açmıyordur, kendisi Müslüman olmasa bile oruç tutmasa bile. Sana hizmet vermek zorunda değil. Ulan burada hırıstiyan ve yahudilerin oruçluya olan saygısı bizim dindarlarımızdan daha fazla.
0
benaslindayohum
(14.06.17)
ayrışın gençler, az ayrıştıydık iyice ayrışın.

soruya cevap: hepsi kapalı değil, senin muhitte öyle denk gelmiş.
0
manuel mandalina
(14.06.17)
@jamswety ama tadilatta olmayıp sırf paket servisi kapatıp iftarda açanlar da var aralarında.
0
🌸Esinsin
(14.06.17)
@benaslindayohum o zaman dükkan kapatmak da oruçsuza saygısızlık oluyor. iş yerinin dini sebeplerle kapanması aşırı saçma bir olay bence. o zaman bayramda da kapasınlar herkes gitsin bayramlaşsın ama yok olmaz çünkü bayramda iş yapcak çok para kazancak.
0
🌸Esinsin
(14.06.17)
nedense turkiyede saygi sadece bir tarafa bekleniyor. susayan adam su icemiyor yolun ortasinda saygisizlik oluyor, ama oruclu adamin ona saygi duymasina gerek yok cunku o oruclu, digeri degil, o yuzden o da su icmemeli. mantik bu. nereden baksan aptalca. insanlarin beyni bunu almiyor. yani bu mantigi savunmak bildigin angutluk, insanin aptal oldugunun farkinda olmasi gerek boyle mantigi savunabilmesi icin. inanilmaz.
0
baldur2
(14.06.17)
konunun hoşgörü ile o kadar alakası yok ki, bana bir tane mekan gösterin "muharrem ayında su satmıyoruz, aleviler oruç tutuyor" diyen, ondan sonra konuşalım.

mesele kendi dininden, kendi mezhebinden, kendi imamından olmayan,... kendisi gibi olmayan herkesi gereğinde şehir meydanlarında yakarak öldürecek kadar zorba ve ahlaksız bir güruhun hamilesi ile çocuğu ile yaşlısı ile hastası ile kocaman toplumu kendisi gibi davranmaya iteklemesi meselesi.

yoksa ramazan ayında yemek yiyenlere gösterdikleri tepkinin yarısını ramazan ayında kul hakkı yiyenlere gösteremeyecek kadar pısırık ve kaypak olmanın bir izahı olabilir mi?
0
babilbaligi
(14.06.17)
Evet, iki türlüsü de var. En önemli neden, özellikle çok sayıda personel çalıştıran yerler, toptan izin kullandırıyor ekibe zorunlu olarak. Bu gelirin düştüğü ayda gideri azalttığı gibi, yıl içinde kafasına göre yıllık izin almak elemanın yerine yedeğini koyma zorluğunu ortadan kaldırıyor.
Saygıya gelince, 'tutmayana saygısızlık olmuyor mu? ' diyenlere cevaben. din olgusu zaten ayrıştırıcı bir şeydir. Kendini seçilmiş ve ekstra değerli görür. Bunda şaşacak bişey yok.
0
olivia
(14.06.17)
normal değil mi? esnaf ramazan öncesi gibi iş yapamadığından dolayı tadilat, tatil, özel işler vs gibi tüm ihtiyaçlarını giderir bu sürede, veya ibadet eder, veya dükkanı 1 ay kapalı tutarak masrafları kısar vs vs vs
0
emfuzi
(14.06.17)
(4)

terziye bir pantolonun aynısını yaptırmak (erkek)

weeping guitar
ben bir yerden bir pantolon aldım geçen gün, satın aldığım haliyle, yani kısaltmadan/üzerinde hiçbir işlem yapılmadan hayatımda giydiğim en rahat ve üstüme tam oturan pantolon oldu kesinlikle. keşke bunun her rengi ve yazlık/kışlık her tür kumaştan olanı olsa diye düşündüm ama sordum yokmuş.diyorum
ben bir yerden bir pantolon aldım geçen gün, satın aldığım haliyle, yani kısaltmadan/üzerinde hiçbir işlem yapılmadan hayatımda giydiğim en rahat ve üstüme tam oturan pantolon oldu kesinlikle. keşke bunun her rengi ve yazlık/kışlık her tür kumaştan olanı olsa diye düşündüm ama sordum yokmuş.

diyorum ki, ince/kalın güzel birkaç kumaş beğenip alsam, aldığım pantolonu da götürsem, terzi bana aynı pantolonu dikebilir mi? terzisine göre değişir tabi ki ama böyle bir şey yapmış/yaptırmış olanınız var mı diye de merak ettim.
0
weeping guitar
(14.06.17)
bence diker, çünkü siz pantolonu götüreceksiniz terzi ya o pantolonun birebir kalıbını çıkarır ya da direk pantolon üzerinden hareket eder. pantolonda örneğin üzerinden gitmek zor gerçi ağ kısmı kopyalanamıyor. kumaş türlerini de bilen birine sorun. bazı kumaşlarda esneme payı çoktur mesela pantolon olmaya müsait olmaz.
0
ofelia
(14.06.17)
ben bundan yıllar önce zara'dan bi' ceket almıştım, ceketi benim için dikmişler meğer. Öyle birşey, sonra zara dahil aynı kesim beden bi' ceket yok, dedim ben bundan yaptırayım. Bilinen bi' terziye gidip hem ceketi bıraktım hem de işte 1.sınıf denilen kumaşlardan aldık, amcamız bize o ceketin kalıbını çıkarıp aynısını dikecek.

sonra işlem bitti tabi, ben ceketi 1 kere bile giymedim.


Bu amcanın(terzi) becerememiş olması yapılamayacağı anlamına gelmiyor bence kesinlikle yapılır ama, bunu yapacak terzi doktorların house'u gibi filan olması lazım herhalde. birebir üretim hakkında fikir sahibi değilim ama zor birşeymiş gibi geliyor bana.
0
mete kudur
(14.06.17)
Sen yaptirirsan olmaz kiz arkadasin falan varsa o yaptirsin adamin basinda eksimek lazim biraz
0
dedim dedim de kime dedim
(14.06.17)
Mete kudur'un kine benzer bir anı da bende var. hiç edilen bir pantolon. Üstad++ değilse beceremeyecek. dene de gör editlersin burayı.
0
fyodor dostoyevski
(14.06.17)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.