hiçbiri de bana "yok artık, bundan da etkilenilir mi be?" dedirtmedi. bu ülkede, eften püften şeyler yüzünden ölen, kazaya uğrayan o kadar çok kişi var ki. bu yüzden işi sağlama almak en iyisi. o son durak serisi de korkularımın birleşimi gibi bir şey olmuştu, direkt gözümde canlandırınca ister istemez korkarım ben de. mesela bir gün kamyon gibi bir şey caddede çakılların kenarından geçerken tak diye mermi gibi fırlatmıştı bir tanesini. son durak'ta da vardı mesela böyle bir sahne. şimdi ben kendimi niye korumayayım ki? bunun neresi delilik?
aynı şekilde ben de mesela tabela altından geçerken kafamı tutarak geçiyorum başıma düşer diye. insanlar umarsızca olta attığı için çok korkuyorum bir gün oltanın zokası yüzüme takılacak diye. işin garibi de, yine bir gün balık tutanların kenarından yüzümü saklayarak geçiyordum. arkadaşım da "annemin yüzüne zoka gelmişti bu tipler yüzünden" demişti de korkmamda ne kadar haklı olduğumu görmüştüm.
deniz kenarında da temkinli duruyorum, bir tane hapçı ya da ergen malların didişmesi yüzünden aşağı düşerim diye.
kısacası, bu ülkede olmaz dediğimiz şekilde ölümler meydana gelince, insanın korkmasında ve tedbir almasında delilik değil de haklılık payı var.
0