Giriş
(5)

dizi önerisi

durgunfoton
hem izlemek için hem de ders çalışırken sese alışmışım.1 türkçe dizi, duymuyorum bile ama yurtta başkasının sesini duyacağıma dizi izlerdim, alışmışım1 yabancı dizi öneriniz var mı? sevdiğim yabancı diziler, scrubs, the big bang theory, the ıt crowd, sherlockhimym izledim ama öylesine izledim, üstte
hem izlemek için hem de ders çalışırken sese alışmışım.
1 türkçe dizi, duymuyorum bile ama yurtta başkasının sesini duyacağıma dizi izlerdim, alışmışım
1 yabancı dizi öneriniz var mı?

sevdiğim yabancı diziler, scrubs, the big bang theory, the ıt crowd, sherlock
himym izledim ama öylesine izledim, üstteki yazdıklarım kadar sevmedim.

başlayıp bitirmediklerim: fringe, suit, rome
0
durgunfoton
(07.11.17)
Türkçe dizi; Eğer bölümü çok olsun diyorsanız; Ezel
renkli olsun diyorsanız ; Yüksek Giriş
güncel olsun diyorsanız da ; Ufak Tefek Cinayetler.

Yabancı dizide de; White Collar'ı sevebilirsiniz diye tahmin ediyorum.
0
mete kudur
(07.11.17)
OZ OZ OZ

izlediğim en güzel dizi. gerçekçidir, serttir, karakterleri kolay harcayabilmesi bakımından alışılagelmişin biraz dışındadır.

bu arada sen daha çok eğlenceli diziler arıyorsun ama aklında olsun diye yazmak istedim..
0
ssiradanbirigibi
(07.11.17)
yabanci dizi olarak kesinlikle (bkz: stranger things)'i oneririm.
0
duyurunun bug'ı
(07.11.17)
Horace and pete
0
freebird5406_2
(07.11.17)
it crowd seven black books'u da seviyor.
0
apartmansakini
(08.11.17)
(3)

tapular ne zaman çıkar? -inşaat işleriyle ilgilenenler

tamamhosdiyonda
iyi geceler,bir tanıdığımız bi bölgede inşaata başlıyor. arsaya daha kazma vurmadı. yani sadece çevirdi "şu firma inşaat alanıdır" diye. temel için yer dahi kazılmadıbana proje (plan) hazır dedi. bu dairelerin tapusu ne zaman çıkar? tapu çıktığı anda üstüme alabilir miyim?ne zamana başlayacağına da
iyi geceler,

bir tanıdığımız bi bölgede inşaata başlıyor. arsaya daha kazma vurmadı. yani sadece çevirdi "şu firma inşaat alanıdır" diye. temel için yer dahi kazılmadı

bana proje (plan) hazır dedi. bu dairelerin tapusu ne zaman çıkar? tapu çıktığı anda üstüme alabilir miyim?

ne zamana başlayacağına dair bilgim yok
0
tamamhosdiyonda
(04.11.17)
tapudan kastınız sanırım ev'in tapusu yani oturma izni olsa gerek; o da yapı oturulmaya hazır hale geldiğinde diye bi' şansımı deneyeyim dedim.
0
mete kudur
(04.11.17)
@mete kudur

terimlere yabancıyım, oturma izni nedir bilmiyorum, benim tapudan kastım malın benim olduğuna dair kanıtlayıcı belge. yapı oturulmaya hazırdan kastınız inşaatın komple bitmiş hali mi?

inşaat %100 tamamlanmadan önce tapular çıkıyor diye biliyorum, ama tam hangi aşamada çıkıyor onu bilmiyorum ve soruyorum

teşekkür ederim yinede
0
🌸tamamhosdiyonda
(04.11.17)
Temelden sonra 2.yada 3. katın betonları atıldıktan sonra müteahhit belediyede kat irtifakını kurdurur böylelikle tapu almaya hak kazanılır
0
esmeralda
(04.11.17)
(4)

acayip bi matematik sorusu?!

mehmed resad
soru fotoğrafta. bir matematik öğretmeni ve sayısız öğrenci tarafından çözülemedi.ed: üstteki 2'li bilgiyi kullanarak çözülmesi gerekiyor. o bilgiyle 5^10'un bağlantısını anlamaya çalışıyoruz.
soru fotoğrafta. bir matematik öğretmeni ve sayısız öğrenci tarafından çözülemedi.

ed: üstteki 2'li bilgiyi kullanarak çözülmesi gerekiyor. o bilgiyle 5^10'un bağlantısını anlamaya çalışıyoruz.
0
mehmed resad
(03.11.17)
@ali159, fakat 5^10'un rakamları toplamı 40?
0
🌸mehmed resad
(03.11.17)
@ali159, pardon:) çok teşekkürler!!
ve @camussar:)
0
🌸mehmed resad
(03.11.17)
Bahçeli sen misin ?

o sondaki sayı 3 değil 5.

kağıda çözen arkadaş doğru çözüyormuş aslında ama son sayıyı sanırım 3 olarak alınca patlamış.

2-2,0009 sayısını çıkarttığında sadece virgülden sonrakiler kalıyor ki tesadüfe bak o da 10 hane. Rakamları toplayınca da
Milliyetçi hareket par....
0
mete kudur
(03.11.17)
soyle bir bakinca esitligin sagindaki tarafin illa ki 5in buyukce bir kati oldugu belli oluyor. e soruyu yapanin onu 5 e boldurup ya 5 le carptiracak hali yoktur varsayimiyla, soyle bir toplardim ;)

ama sinavda yapma, gidisinden puan vermiyorlar ! :D
0
lifeframe
(03.11.17)
(24)

Türk kızları sizce güzel mi ?

sorunvar
Son 3 yıldır özellikle sosyal medyanın yoğun olması ile birlikte sanki güzellik katsayıları artmış gibi :)) Ama şunu görüyorum avrupadaki kadınlar gerçekten makyaj yapmıyor ve üstüne pijamasını almış bir şekilde sokaklarda dolanıyor.Türkiyede kızlar bakkala giderken bile yoğun makyaj altında ..Sizce
Son 3 yıldır özellikle sosyal medyanın yoğun olması ile birlikte sanki güzellik katsayıları artmış gibi :))

Ama şunu görüyorum avrupadaki kadınlar gerçekten makyaj yapmıyor ve üstüne pijamasını almış bir şekilde sokaklarda dolanıyor.Türkiyede kızlar bakkala giderken bile yoğun makyaj altında ..Sizce bunun nedeni makyaj olayını mı çözdüler ?
0
sorunvar
(01.11.17)
her şeyi genellemeyi ne kadar çok seviyorsunuz.
0
ayrıl coco
(01.11.17)
ukrayna görmüş birisi olarak ben türk kızlarını genel olarak güzel buluyorum. yani oradaki kadar bakımlı, düzgün vücutlu, "10'undan 8'ine bakmaya doyamazsın" tipi bir güzellik söz konusu değil ama "güzel kız" konusunda eksiğimiz olduğunu düşünmüyorum. biraz yaşanılan çevreye ve ortama da bağlı tabii, izmir'de yaşayan adamla kars'ta yaşayan adamın değerlendirmesi çok farklı olabilir. ben genel olarak "çok güzeller" diyemesem de öyle kadınların çirkin ya da at hırsızı olduğu bir ülke olduğumuzu düşünmüyorum, yeterince güzel kadın var.

hadi şimdi ben türk kızına yaranmaya çalışan ikiyüzlü şerefsiz bir meriç olayım... ukraynalı arkadaşım istanbul'a geldiğinde "olm ne güzel karılar varmış burda" demişti. aynı şeyi birkaç kişiyle daha yaşadım.

bizde kompleksli insan çok. kadın-erkek ilişkileri çarpık. erkeği kızına, kızı erkeğine sövüyor. erasmus başlıklarında çok açık biçimde görülebilir bu. birbirimizden nefret ediyoruz. kıza sorsan türk erkeği şerefsiz, kaka; erkeğe sorsan türk kızı kezo, şüşko falan... bizim sorunumuz fizikle değil, kafayla. yohusam taş gibi oğlan mı arıyon, güzel kız mı lazım, hepsinden bol bol var türkiye'de.
0
der meister
(01.11.17)
Hayır makyaj olayını çözmediler, kendilerini daha değersiz ve daha cinsiyetsiz hissediyorlar sadece. Bunu bastırabilmek için o alışverişler ediliyor, o makyajlar yapılıyor. Başka hiçbir şey değil. Gerçi onlara bakan gözlerin kendisi güzel olmadığı için hatunlar ne yapsalar boş da...
0
yaren
(01.11.17)
yok, filtre olayını çözmüşler.

Güzelliğin herhangi bir ırkı olduğunu çok da düşünmüyorum, bir noktadan sonra alıştığın kadın gözüne aslında o kadar da güzel değilmiş olarak görünebiliyor, ve bütün ırklarda ayrı ayrı güzeller olabiliyor. Yani rus kadınlarında çirkini olduğu gibi hollandalı kadınında güzeli olabiliyor, pek tabi türkün de kürdün de çerkezin de. Ama sosyal medyada gördüğümüz güzel(!) kadınların artışındaki sebep, teknoloji. yetişmek mümkün değil, bi' macbook pro olmuş sana 11bin. vay arkadaş.
0
mete kudur
(01.11.17)
Güzel kızlar var ama karakteristik bir güzellikten bahsetmek mümkün değil. Kültür havuzu diyebileceğimiz bir coğrafyada yaşadığımızdan insanlar arasında çok farklılık olabiliyor. Koskoca ülkeyi Balkan kızı, Kafkas kızı diye bile ayırabiliyorsun en basit anlamda. Sosyal medyadaki kızların hiçbirine kanlı canlı görmeden güzel demem.
0
dissendium
(01.11.17)
Kıyas noktası slavlar falan olunca değiller, ama moğollar nijeryalılar falan olursa güzeller. Dünya üzerinde orta sıralarda diyebiliriz. Ama spor ülkede lüks tüketim konumunda olduğundan ve spor yapma bilinci olmadığından kızlarımız potansiyelinin altında. Spor yapan erkek sayısı spor yapan kadın sayısından çok daha fazla.
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(01.11.17)
Birini güzel bulma eşiğim diğerlerine göre çok düşük ama bol makyaj yapmış, makyajını silsen adeta bambaşka birey gibi duranlar bence güzel değil. Yani,görünüşte güzel olabilir ama bu resmen kendini ve diğerlerini kandırmak. Kadın neredeyse 10 katman boya sürünmüş, tokalaşsan fondötenin yarısı sana bulaşacak. Çoğunun yüzü plastik gibi duruyor. Bir de bu efektli, filtreli fotoğraf uygulamaları yüzünden sosyal platformlarda çok değişik duruyorlar gerçektekinden. Misal, bir tanıdık var. Kız epey kilolu, yüzü geniş. Ama fotoğrafına bakıyorsun incecik beden, incecik yüz. E, şimdi bu nedir? Yahu olduğun gibi görünmek ne kadar zor olabilir ki? Seni tanıyanlar zaten gerçeği biliyor. O halde bu çaba niye?


Özetle, badana gibi makyaj yapanları hesaba bile katmamak gerek. Suni güzellik seviyesi artsa ne olur, artmasa ne olur? O yüzden, sıfır ya da en azından sıfıra yakın makyajlı dolananlar daha güzel geliyor bana. Bunun da istastiğini çıkaramam tabii :)
0
m e b
(01.11.17)
Güzeller ve nasıl giyineceklerini biliyorlar. O öve öve bitiremediğimiz Ukrayna kızları abuk sabuk renklerde elbise, parlak çirkin gömlekler, desenli salaş üstler falan giyip geziyorlar. Sırf topuklu ayakkabı seviyorlar diye çirkin çirkin ayakkabıları giyip ortalıkta dolanıyorlar :)
0
eazy
(01.11.17)
Değiller güzel olanlarının da karakteri bozuk
0
qazedcsrfvtyhngujmkol
(01.11.17)
Kadınlar çiçektir .
0
eksimeksi
(01.11.17)
Türk kadınları yüz olarak güzeller ama vücut olarak erkeklerimiz ve kadınlarımız da kötü. Spor yapmıyoruz,genetik mirasımız göbeklenmeye uygun.
0
turkuaz
(01.11.17)
Ben güzelim bb <3
0
dedi ayca
(01.11.17)
Bütün olay bireyin götüne yakışan kotu bulmasında bence.
0
kargn
(01.11.17)
İnsanlar her zaman gördüklerinden daha farklı olana meyilli oluyorlar onu unutmamak lazım.
0
cleric
(01.11.17)
Türkiye’de “e güzel işte eli yüzü düzgün” kategorisindeyim yurt dışına çıktığımda aşırı ilgi gördüm hatta beraber gittiğim bi karşı cins arkadaşım oha burda niye bu kadar beğeniyolar seni diye şaşırdı :D yani kısaca herkese kendinde olmayan güzel geliyor bence. Ha bu arada ilgi gösterenlerin hiç biri ilk etapta Türk olduğumu bilmiyolardı zaten sonra öğrenince uzaklaşanlar oldu asfga
0
pastörizesüt
(01.11.17)
Ben de bunun çok kişisel bir kavram olduğunu düşünüyorum. Herkes kendi yaşadığı çevreye, arkadaş grubuna veya kendisine en ulaşılmaz gelen gruba göre yorum yapıyor herhalde. Zira benim çevremdeki genç veya orta yaşlı kadınların tamamına yakını çok düzenli spor yapıyor, yediğine içtiğine çok dikkat ediyor, makyaj yapan yok diyebilirim sanırım, ve giyim tarzları da her yere kot tişört giyerek gidenden, eteğini ayağından çıkarmayana, her duruma uygun bir kostümü bulunana kadar farklılık gösteriyor.

"Avrupa'daki kadınlar makyaj yapmıyor" gibi bir yorum da uydurma payı ağır basan bir genelleme gibi, haliyle doğru değildir. Giyim kuşam konusunda ise doğru olabilir. Zira insan haklarının varlığının hissedilebildiği yerlerde insanlar daha rahat giyinebilirler. Burada şort giydi diye dayak yiyor, etek giydi diye tecavüze uğruyor, eşofman giydi diye taciz ediliyor kadınlar. Haliyle "doğru düzgün bir şey giyeyim" düşüncesi oluşuyor olabilir. Bir erkeğin "İstanbul kıyafeti", "tatil kıyafeti", "gece dışarı çıkma kıyafeti", "spordan dönerken popomu kapatsın sweatshirtü", "arkadaşlarla dışarıdayken elbise giyerim ama üstüne giyeceğim usturuplu bir paltom olsun" paltosu gibi dertleri olmadığından bu hissi anlamaları zor olabilir.

Bütün bunlar bir kenara, ben işim sebebi ile çok rahatlıkla gözlemleyebildiğimden, genç kızlarda biraz erken ergenleşme olduğunu düşünüyorum. Özellikle bir kutlama, yemek, parti gibi bir şey olduğunda 13-14 yaşında genç kızlar öyle ağır makyajlar yapıp, öyle elbiseler giyiyorlar ki bu yaşımda ben giymem. O da geçilmesi gereken bir aşama herhalde şu hayatta.
0
sopiro
(01.11.17)
Güzeli çok güzel Türk kızlarının. Sosyal medya, insta fotolarını değerlendirmeye hiç almıyorum, filtresi, işığı, açısı filan. gerçeği yansıtmıyor diyelim hadi.

Yaşım itibariyle ulan botoks yaptırsam mı ben de acep naapsam filan diye kafamda sorular var bu ara ve kadınlara ve ciltlerine dikkat ediyorum, özellikle toplu taşımada, çaktırmadan süzüyorum :) Ne kadar güzel kızlar var ya. Güzelleri çok güzel bence. Bir kere çeşitlilik de çok, hani esmeri, beyaz tenlisi vb. Hele geçen gün metroda bir kız gördüm, Amerikan yerlilerine benziyordu aynı. Bildiğin kızılderili. o kadar güzeldi ki. Çıkık elmacık kemikleri, harika bir cilt, badem gibi gözler.
0
old possum
(01.11.17)
erik gibiler kütür kütür.

eğer etrafınızda spordan nasibini almamış, hamburgeri lavaşa sarıp yiyen kadınlar ve erkekler varsa, sorun sizde olabilir. kendilerine azcık bakınca gayet güzel kadınlar.
0
babilbaligi
(01.11.17)
İsveç'ten yazıyorum. Türk kızları çirkindir. Makyajla Instagram filtresiyle falan beni de güzel zannedersiniz. Ki kelli felli adamım.
0
bos gezenin bos ustasi
(01.11.17)
sıkıntı güzellikte değil kezbanlıkta.
0
mikahakkinen
(01.11.17)
İskandinavya, Finlandiya ve slavlar ile uçurum var. Gezerken fark ediyorsunda, yaşayınca net görülüyor. Finlandiya ile ortalamada ki fark olağanüstü ve spor yapıyorlar.
0
christopher nolan
(01.11.17)
Kisisel zevkime gore, etnik veya avrupai bir tipi yoksa, guzel degil.
0
patty duke
(01.11.17)
Bence güzel Türk kızları genelde. Olay çirkinlikte değil de, daha çok bakımda patlıyor. Çok bakımlılar da var, ancak çoğunluğa bakım lüks olabiliyor.

Buraya çok jeopolitik bir cevap vereceğim şimdi. Arap yarımadası, İran, Tunus, Fas, Cezayir'deki makyaj Türkiye'de yok. Oradaki kızlar makyajdan öte badana yapıyor. Fondötenleri de genelde tenlerine göre bir ton daha bronz ve aş-şırı ağır oluyor. Yani, spatula ile kazırsan kazırsın. E şimdi, kızcağızın tek açabildiği yer yüzü. Özenmek için ona da abanınca böyle oluyor.

Fransa'da ve İspanya'da çok yaygın bir 'Make up shaming' akımı var. Gündüzleri bir rimel-bir rujun ötesine gidip fondöten falan kullandığında ayıplıyorlar, garipsiyorlar. 'Kusuru çok, kendine bakmıyor, bakım yapmıyor, demek ki bu yüzden bu kadar boyamış' diye düşünüyorlar. Hollanda için de aynı şeyi duydum ama bu akımın başını İspanya ve Fransa çekiyor. Bu kontürleme mi deniyor, ne zıkkımsa, ondan hele nefret ediyorlar.
www.beauty-source.info

Şimdi, kozmetiğin devlerinden biri Fransa. Bence Japon ve Alman kozmetiği daha kaliteli ve daha fazla mühendislik içeriyor ama Fransa'da kozmetiğin krallarından biri. Avene'dir, Lancome'dur, Clarins'dir; bunlar bizim Nivea ayarında ve alması kolay, ucuz. Buradaki insanlar çocukluktan beri nasıl bakım yapılacağını iyi biliyorlar, cilt bakımı konusunda çekirdekten yetişiyorlar. Ötesinde, 'preventive cosmetics' ile ilgileniyorlar. Yani, sorun olunca ciltle ilgileneyim değil, 'Cildimle ilgileneyim ki, sorun olmasın' bakış açıları var. Türkiye'de aynı markalar pahalı. Beyaz yaka ve orta kesim ulaşbiliyor ama orta-alt veya alt kesim bunlara pek ulaşamıyor. Cildinin bakımını geçtim, dişini fırçalamayan bir ton insan var. Şimdi, iki kişinin durumu bir mi? Çocukluktan beri beslenmesine, bakımına bakan kişiyle 20 yaşından sonra bunları 'Neymiş ki bu' diye öğrenmeye çalışan kişi bir değil.

Örneğin, Fransızlar Ameirkan makyajını da ağır olmakla aşağılarlar ve 'Amerikalılar kendilerine güvenmiyorlar. Güvenseler, gerçekten güzel olsalar, bu kadar makyaj yapmazlar' diyorlar.

Türkiye ikisinin ortasında. Ne Araplar kadar makyaj yapıyorlar, ne de Fransızlar gibi gururla makyaj yapmıyorum diye geziniyorlar. Gerçi Türkiye'de de iki uçtan insanlar var ama bence güzellikten öte sorun bakımda bizde. Bakım lükse girebiliyor hayat şartları karşısında.
0
aychovsky
(01.11.17)
Bence Türk kızlarının büyük çoğunluğu oldukça güzel. Yalnız vücutları için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Erkek kadın ayırmıyorum, genel olarak kısa boylu ve kilosuna pek dikkat etmeyen bir milletiz.
0
i m cool with that
(01.11.17)
(11)

Garip bir duygudurum sorusu

pastörizesüt
Gün içinde öyle neşeliyim ki herkese şakalar yapıyorum esprili konuşuyorum gülüyorum eğleniyorum modum çok yüksek, herkes zaten sorsan neşeli ve enerjiksin der bana, ama gel gelelim eve gelince yalnız kalınca öyle melankolik ve hüzünlüyüm ki gözlerim doldu dolacak şeklinde dolanıyorum evin içinde. Ç
Gün içinde öyle neşeliyim ki herkese şakalar yapıyorum esprili konuşuyorum gülüyorum eğleniyorum modum çok yüksek, herkes zaten sorsan neşeli ve enerjiksin der bana, ama gel gelelim eve gelince yalnız kalınca öyle melankolik ve hüzünlüyüm ki gözlerim doldu dolacak şeklinde dolanıyorum evin içinde. Çok keyifsiz ve bitkin oluyorum uzun zamandır bu böyle. Spora başladım bi değişim yok akşamları arada sosyal aktivite yapıyorum onlarda da yine enerjik ve mutluyum eve gelince yine aynı. Depresyonda mıyım ben şimdi böyle depresyon da olmaz ama bu nedir ki var mı bunun gibi bi şey yaşayan? Bir de bu ikisini nasıl aynı anda yaşayabilirim ben neşeli eğlenceli olan mıyım depresif melankolik olan mıyım kendimi mi kandırıyorum napıyorum?
0
pastörizesüt
(31.10.17)
Bu tariflediğinizi yaşayan bir arkadaşım var, duygu geçişleri çok hızlı ve pik gerçekleşiyor. Çokcana enerjik etrafa enerji saçıyor hatta saçmalıyor kontrol edilmesi çok zor hale geliyor ama ne zaman uzakta kalsa telefonla konuşsak mesajlaşsak depresif. Sürekli mutsuz, sonra bunu ciddiye alıp yanına gittiğimizde yine çok neşeli, hareketli ve heyecanlı. Yani bunun psikiyatride kesin bir tanımı ve adı vardır. Çünkü kişisel birşey değil.

enerjisini dıştan alan içten alan diye 2 tip insan var zaten normalde ama sizin bu yaşadığınız uç seviyede dıştan alan oluyor sanırım. (bkz: extrovert)
0
mete kudur
(31.10.17)
gizli depresyon olabilir.
0
patty duke
(31.10.17)
@ Mete kudur borderline kişili bozukluğuna bir parça uyuyor ama insanın kendi kendine psikiyatrik teşhis koyması çok saçma psikiyatriste gitmeyi de hep erteledim ama sanırım en iyi yol bu
0
🌸pastörizesüt
(31.10.17)
Sen neysen ben de oyum
Spor değiştirdi biraz beni
Ben bir de aeviglimle aynı evdeyim falan
0
benaslindayohum
(31.10.17)
sevgilisizlik, net.
0
petek
(31.10.17)
Ruhsal bir problemin olduğunu sanmıyorum. Yalnız yaşadığın için böylesin. Ben de bir kez 5 gün kadar yalnız kaldım. Bayağı sıkılmıştım.
0
dissendium
(31.10.17)
Biraz daha intovert'e kayan bir insan olarak ben de yaşıyorum bunu ama 'Gözlerim doldu dolacak' kadar değil. İki durumda yaşıyorum bunu. İkisi birlikte olmuyor genellikle.

İlki eğer gerçekten kötü bir durumdaysan, üzüldüğün ve seni yıpratan bir şey varsa ve böyle davranıyorsan, o zamanları ilgilendiriyor. Kötü bir dönemden geçiyorsam veya kaygı, mutsuzluk, vb. varsa zaten onlar hep üstümde. Hazır yanımda insan varken iki lafın belini kırayım. Zaten o kötü duygu neyse zebellah gibi, helikopter ebeveyn gibi o süreçte sürekli tepemde; bari dışarıdayken iki dakika arkadaşımla eğleneyim, laflayayım. O yüzden, dışarıda veya birileri ile konuşurken 'Ay şimdi uğraşamam anksiyeteyle, mutsuzlukla, ıvır zıvırla' oluyorum. Hatta, bir ara çok kötüydüm, arkadaşlar 'Hadi, seni dışarıya çıkaralım' dediler; sonra millet 'Seni eğlendirmek için geldik. Sen bizi eğlendiriyorsun' dedi. Dışarıda neşeli olmak demek mutlu olunduğu anlamına gelmiyor ya da 'Yalnız kalınca ağlamıyorum' demek değil. İşin kötüsü, psikologla da aynı şeyi yaptım. Ben insan görünce 'Anaaa yaşasın, insan!' diye gülmeden duramıyorum ki, artık refleks olmuş. Bir de psikoloğa 'Valla bak, iyi değilim. Akşam eve gidince bundan eser kalmayacak' diye inandırmaya çalıştım. İnsan görünce cidden çok seviniyorum. Kokrudur, endişedir; bunlara eve değerli bir misafir gelince odaya tıkılan çocuk muamelesi yapıyorum. Derdimi anlatıyorum, hiçbir zaman kapalı bir insan olmadım ama gülerek anlatırım. İnsanların yanında kötü hissetmekte çok zorlanıyorum.

İkincisi, eğer rahatsız eden bir durum yoksa ve normal günler böyle geçiyorsa kısmı. Normalde evcimen, evcil bir insanım. Evden çıkmasam çok da aramam uzun süre ama ne zaman arkadaşlarla buluştuktan ya da bir eğlenceden sonra eve gelsem, ev çok tatsız, tuzsuz, yavan, boş görünüyor. Sanki, İbiza'daki tatilden dönmüşüm de yarın da pazartesiymiş gibi bir his kaplıyor içimi ya da sevgiliden ayrılınca düşülen boşluk var ya, onun gibi bir rahatsızlık oluyor. Duvarların falan çok farkında oluyorum. Her şey birden aşırı sessiz geliyor ve boğuyor.

Bir de son 1 aydır 'Depresyonun yüzü yoktur' kampanyası çıktı. Linkin Park'ın solisti Chester Bennington'ın intiharından sonra eşi intiharından 36 saat önce çocuklarıyla ne kadar çok eğlendiğini gösteren bir video attı.
www.rollingstone.com
Bunun üzerine, sosyal medayada 'Depression has no face' hashtag'i ile insanlar depresyon sorunu olan intihar eden veya intihar girişiminde bulunan yakınlarının günlük hayatta çok neşeli insanlar olduğunu, çok eğlendiklerini ve mutlu göründüklerini gösteren videolar, resimler göndermeye başladılar.
www.rearfront.com

Dolayısıyla, arkadaşlarınızla eğlenmeniz ve bol kahkaha atmanız depresyonla ilgili bilgi vermez. Bununla ilgili, belirli bir farkındalığınız vardır ya da psikoloğa gittiğinizde bu tanıyı koyabilir. Sadece boşluktan da bu şekilde hissedebiliyorsunuzdur. Belki depresondasınızdır, bunu gülmenizden veya ağlamanızdan bilemeyiz.
0
aychovsky
(31.10.17)
palyaço sendromu. dışarıda rol yapıyorsun; hüznünü, derdini, stresini içine atıp dışarıya karşı sürekli çaktırmaz halde olmaya kastığın için doğal ortamına gelince çöküyorsun. hayatında kötü gittiğini düşündüğün ne varsa paylaşmaya çalış birileriyle. insanların morallerini boz, derdini dinlemelerini sağla, onlara yük ol. gevşemen lazım.
0
Bruce
(31.10.17)
Bir şehirdışı yap haftasonu filan. İyi gelebilir. Belli ki bunalmışsın genel olarak düzenden. İlaveten, mevsim geçisi vs. de olabilir. Geçtiğimiz iki gün resmen güneş doğmamıştı, bayağı olumsuz etkilenmiştim ben de.

Editleyip biraz ilave ederken tik atmışsın, ellerin dert görm... O yüzden yazayım dedim birazcık daha detaylı. Bence geçici bir durum özetle. Yeni veya farklı bir şeyleri "oldurmak" için uğraşmamalısın bence.
0
skooma
(31.10.17)
@aychovski her zamanki gibi muhteşemsin :) ya ben de derdimi hiç anlatmıyor değilim ama aynı dediğin gibi gülerek olayı küçümseyerek dalga geçerek anlatıyorum ama aslında gerçekten üzülüyorum o duruma. O dediğin akımı da gördüm ama bize öğretilen depresyon için temel semptom olarak çökün ruh hali ve sorumluluklarını aksatmak şeklindeydi bende bu ikisi de yok ondan bilemedim ama en doğrusu psikiyatriste gitmek gibi :/
0
🌸pastörizesüt
(31.10.17)
neşeliyim diye tarif ettiğin zamanlarda kafanı bozan şeyleri espriye vurup geçiştiriyor, ya da bozulsan da umursadığını göstermeyi gereksiz bulduğun, çocukça bulduğun vs. için de böyle yapıyo olabilirsin; yapıyo olabilirsin derken bu alışkanlık haline gelmiştir ve kasten yaptığın bişey değildir, üzerine düşünmemişsindir farketmemişsindir.
0
dafaisss
(01.11.17)
(20)

en iyi türk dizileri?

sizofren06
neler arkadaslar. ben türk dizisi arıyorum. 2000 sonrası en güzel türk dizileri nedir?
neler arkadaslar. ben türk dizisi arıyorum. 2000 sonrası en güzel türk dizileri nedir?
0
sizofren06
(31.10.17)
muhteşem yüzyıl

ek : @mete kudur'a da katılıyorum.
0
sedat peker in yegeni
(31.10.17)
kuzey güney
0
bizansa karsi memleket takimi
(31.10.17)
asmalı konak
muhteşem yüzyıl

bu ikisi favorim izlediklerimin içinde.
0
diffarentiationation
(31.10.17)
aşk-ı memnu
ezel
behzat ç. (karanlık çekim biraz)
fi
46 yok olan


leyla ile mecnun
işler güçler
yüksek giriş
avrupa yakası

bir erkek bir kadın
0
mete kudur
(31.10.17)
tatlı hayat

Haluk Bilginer ve Türkan Şoray..
0
silah taciri
(31.10.17)
çemberimde gül oya
0
elorelia
(31.10.17)
Ezel
Suskunlar
Kayip.ilk uc kesinlikle bunlar
0
a r a m i s
(31.10.17)
Behzo
0
bahcemaruf
(31.10.17)
Ezel çok güzel dediler diye izledim, konu güzel de çok uzatmışlar ve çok aglaklı sahneler vardı. 1 sezon olsa süper dizi olurdu.
Son dizisini merak ediyorum ama yüksek doz yiğit özşener maruziyetimin dinmesini bekliyorum, iyi oyuncu ama tarz hep aynı,sürekli çekilmiyor.
Uçurum, çemberimde gül oya ve hatırla sevgili yayınlandığı zaman izleyip begendiğim dizilerdi.
Ve tabii ki, Behzat ç. saydıklarımın arasında ilk sıraya koyacağım yerli dizidir açık ara.
0
curukturpkokusu
(31.10.17)
Karadayı
0
klar
(31.10.17)
Ekmek teknesi
0
klar
(31.10.17)
Suskunlar, Fi
0
MaNOfTheYear
(31.10.17)
Hee masum'u unutmuşum. Son da dizi olan 'son'. Tırnak içine almayınca birinin son dizisinden bahsediyor gibi olmuş.
0
curukturpkokusu
(31.10.17)
avrupa yakası
aşkı memnu
fi
şimdi de ufak tefek cinayetler'i izlemeye başladım.
0
cabiday
(31.10.17)
Avrupa Yakası (ilk 2 sezonu)
İkinci Bahar
Tatlı Hayat
0
ms brownstone
(31.10.17)
Mobilde editleyemedim ama 2000'lerden öncesini de kabul edersen Bir Demet Tiyatro var bir de.
0
ms brownstone
(31.10.17)
nerede kalmıştık dizisi var. Haluk bilginer, tatlı hayattaki irfan, deniz arcak var.
Yedi numara
istanbul yeditepe
0
ceyhan prensi adana
(31.10.17)
Evet ya ucurum gercekten superdi.
0
a r a m i s
(31.10.17)
7 Numara
0
tuzruhu
(01.11.17)
Kurtlar Vadisi
0
eksimeksi
(01.11.17)
(55)

Eşimin borçlarıma yardım etmesi gerekmez mi?

anladım
Evlenirken oturma odasını ve salonu ben aldım, ev aldığım için içini biraz dekore ettirdim falan baya bi borç oldu. Eşim de yatak odasını, beyaz eşyaları ve mutfak eşyalarını falan aldı, daha doğrusu onun ailesi aldı sanıyordum. Buraya kadar sorun yok ama ben ailesi aldı bilirken meğerse 10 bin tl k
Evlenirken oturma odasını ve salonu ben aldım, ev aldığım için içini biraz dekore ettirdim falan baya bi borç oldu. Eşim de yatak odasını, beyaz eşyaları ve mutfak eşyalarını falan aldı, daha doğrusu onun ailesi aldı sanıyordum. Buraya kadar sorun yok ama ben ailesi aldı bilirken meğerse 10 bin tl kredi çekmişler, onu da eşim ödeyecekmiş. Kına için vs. para yetmemiş öyle diyor. Tamam da ben ev taksidini birlikte öderiz diye düşünmüştüm, ben annemlere 12 boyunca her ay 900 tl vereceğim deyince bende şarteller attı. Madem katkın yok işten çık evde otur, senin ailen benim bunun farkına var istersen dedim zaten 1500 tl maaşı var. O da annemler o kadar masrafın altından nasıl kalksın sen durumumuzu bilmiyor musun dedi, yanaşmadı yani. Ondan beri biraz soğuğuz.

Ben anlamıyorum ya kendilerini iş yaptı diye gösteriyolar ama meğerse yine bize yükleniyormuş borçlar. Allah aşkına çok ayıp değil mi bu yaptıkları?
0
anladım
(26.10.17)
ailesi size biz aldık, sana ödetmiycez mi dedi? dediyse bile demek ki yan çizmişler çocuklarından bekliyolar. eşin napsın, ailesine banane siz ödeyin mi desin? ailenin yaptığı eğer öderiz deyip ödememekse evet ayıp ama burada eşini suçlamanı gerektirecek bi durum yok.

madem katkın yok işten çık evde otur ne çirkin bi yaklaşım ya.

başlığa bakınca rızkını ota boka yatırıyo sandım ama ortada başka bi durum bar. bakış açın yanlış.
0
elorelia
(26.10.17)
Yatak odasini iviri ziviri alacak durumun yoksa soylersin esine beraber alirsiniz. Herkes hesabini kitabini yapar.

Artik olan olmus, o esyalari sanki beraber almissiniz gibi hesaba dahil edip oturup matematigini yapin.

Ben olsam ne yapardim; kredi ceker tek seferde onlarin ne kadar borcu varsa kapatir hayatimdan cikarirdim. Geri kalan kismi da beni ilgilendirirdi. Ona 500 vericem, oburu benim icin kredi cekmis 600 vericem falan olmaz o isler. (dedigim gibi bana gore)

edit: tekrar okudum yazdigimi da "hayatimdan cikarirdim" derken parasal mevzular anlaminda.
0
brkylmz
(26.10.17)
"evi alırken bana mı sordun" iyi bir soru sanki
0
danton
(26.10.17)
hocam
1 yıllık bir süreç biraz dişini sık
üzme yengeyi
aksam bir cicek al git
10 bin lira cok az bir para
0
kingcyrax
(26.10.17)
sizin borcunuzla eşinizin borcu arasındaki fark ne onu anlamadım? ikiniz de kendi evinize kendi kullanacağınız eşyalar almışsınız ve onların borcunu ödüyorsunuz işte. eşiniz ailesine havadan para göndermiyor yani. durumları varsa masrafları kendileri karşılayabilir elbette ama böyle bir zorunlulukları da yok. biz karşılayacağız deyip de böyle yaptılarsa işte o zaman ayıp.

"Madem katkın yok işten çık evde otur" bunu söylerken tam olarak ne düşündünüz onu merak ettim.
0
nrmnm
(26.10.17)
ya evet bi de anlamıyorum yatak odasını benim kartımla aldık annesi nakit verdi bana, beyaz eşya da aynı onu da ay ay ödediler. Sanırım perde konusunda aramızda bi anlaşmazlık çıkmıştı onu anlatmıştım, perdeyi onlar yaptılar, siz karışmayın kızımın istediğini ben alırım dedi annesi. Bu büyük ihtimalle perdeyle kına ama bana söylemiyor korkusundan bi de böyle bi şey var, çünkü perde için annemin kalbini kırdı şimdi annem yapmadı diyemez.
0
🌸anladım
(26.10.17)
Aynen ya olmuş bi kere.Ödeyebilcek durumda olsalar 1500 maaş alan birine yıkmazlardı heralde.Cok hoş bi durum değil ama bu durumun içinden anlayışla çıkabilmek bu evliliği sürdürür, hemen atarlanmaya gerek yok.
0
maria puder
(26.10.17)
Bi de hiç borç olmasa bile annesine 10 bin tl veremez miymiş, o kadar okutmuşlar. İyi ver ama biz borçluyken mi olmalı bu.
0
🌸anladım
(26.10.17)
eski konularını hatırladım. sen annemi kırdı kafasındasın. ama o konularda eşinin de kalbi kırıldı. bişeylerin hıncını çıkarma. yanlış yoldasın. eşin şu durumda napsın ailesine ödemiyom mk siz ödeyin mi desin?
0
elorelia
(26.10.17)
Anlayış göster diyenlere: gösteremiyorum ya, çok uzatırım ben bunu. Verilmeyecek o para, anneme söylemedim daha, söylesem anında arar annesini.
0
🌸anladım
(26.10.17)
asıl inanılmaz ayıp olan senin yaptığın. insan eşine "madem katkın yok işten çık evde otur" der mi ya! ben bu lafı duysam biraz soğumam, tek kelime etmeden çeker giderim. para konusunu nasıl da büyütmüşsün ya, hem de "napalım, olan olmuş. hallederiz bir şekilde hayatım" diyip eşinin gözünde kahraman olabilecekken. en sevmediğim insan tipisin kusura bakma. ben hazmedemiyorum sevginin olduğu yerde para konuşulmasını.

diğer yandan, eşinin ailesinin durumu yokken sizlere de haber vermeden krediyle eşya alması evet biraz hoş değil ama size yardım etmek istemişler işte kendilerince ve ellerinden bu gelmiş. ayrıca senin düşündüğünü onlar düşünememiş olabilirler. ona bakarsan sen de "ev taksidini eşimle birlikte öderiz" diye düşünmüşsün ama bunu söylememişsin eşine, belki eşin bunu bilseydi böyle borç harca girmeyecekti.

kınaya para kalmıyorsa yapmayıverin. diğer ıvır zıvır eşyaları da almayıverin. paranız oldukça alırsınız. borç harçla yaşamayın şu hayatı, az şeyiniz olsun ama birbirinize saygınız olsun, para gibi çirkin bir konudan böyle kavgalar çıkmasın.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(26.10.17)
hoş bi olay olmamış ama para mevzusu yüzünden birbirinizi kırmayın derim kardişim.
0
herhaltibiliyoring
(26.10.17)
anaa sen o perde olayındaki "zeynep"in nişanlısı mıydın? evlendiniz demek sonunda hayırlı uğurlu olsun.

siz niye evlendiniz ki ya?? sizin evlilik işinin yürümeyeceği başından belliydi zaten.

asdfgfhgjk evet hemen koş yetiştir annene..
0
nrmnm
(26.10.17)
@elorelia evet gayet kocam izin vermiyor anne diyebilir. Bana bunu nişanlıyken söyledi ben de krediye yardım etmen lazım, öyle olmaz bak dedim, şimdi bi çekelim de para lazım napalım demişti meğer geçiştirmiş.
0
🌸anladım
(26.10.17)
yaptıkları şey ayıp, çirkin gerçekten. ama zaten alınması gereken şeyler. onlar alıp sizin üzerinize yıkmasa bile bir şekilde yine siz borçlanacaktınız bu eşyalar için. eşinize karşı olan tutumunuz çok çirkin.
0
rahip janick
(26.10.17)
geçenki olay şimdi aklıma geldi. umarım trollsündür. zira eğer gerçekse senden ne eş ne de arkadaş olur.
0
danton
(26.10.17)
10 bin tl için karımla tartışmaya girmem bile.hele yeni evlenmişsem.
derdin planlama ise eğer evlenmeden önce yapılır bu işler.
0
jamswety
(26.10.17)
abi bence sen, eşin, onun ailesi, senin aile falan hepiniz aynı kafada insanlarsınız birbirinizi iyi bulmuşsunuz, o yüzden önünüzde uzun bir evlilik olacağından eminim. tebrikler. dışarıdan bir muhasebeci ya da hakem gibi bir şey tutun bu meseleleri halletsin zaten evlenmiş misiniz limitet şirket mi kurmuşsunuz belli değil, bu sorunu en iyi 3. parti çözer.
0
sir gawain
(26.10.17)
kocam izin vermiyor nedir ya. senin annen ablan perde için olay çıkarırken sen burda akıl alıyodun, aklına nişanlım seçecek demek gelmiyodu. hayırdır neyin inadı bu. üzüldüm valla kıza.


bak hala kendi anneni karıştırıyosun. ona ne laf düşüyor burda?

''Anlayış göster diyenlere: gösteremiyorum ya, çok uzatırım ben bunu. Verilmeyecek o para, anneme söylemedim daha, söylesem anında arar annesini.''

valla yazık senin gibi biriyle evlenen kıza. git koş anana hemen haber ver toplasın arkanı. ablana da söyle o da eksik kalmasın.
0
elorelia
(26.10.17)
Anlatmak istemiyordum ama kavga aslında daha da uzadı, zeynep biz bu kadar alamayız oturma odasını biz alsak, yatak odasını siz alsanız olmaz mı demişti, ben de o zaman oturma odası sadece koltuk değil, ünitesi var, televizyonu var. Sen bunları nasıl alacaksın yatak odasına pahalı diyorsan? diye sordum. Şimdi sen bizim üstümüze yüklendin böyle oldu diyor. Halıyı bile aldırmışım e bi odayı yapıyorsan halısız mı olacak. Evet ailesinin durumu yok, babası emekli, ben ne yapayım ama, vurun abalıya mı olacaktı?

Yatak odasını da zeynep beğendi kadın sonraki şeylere param kalmaz kızım bunu alamam deseydi. Yanlış mı düşünüyorum ya.
0
🌸anladım
(26.10.17)
Düğün sürecinde olması gereken iki ailede gücü elverdiğince yapabileceği maddi desteği söylemeli çocuklara. Çocuklar da toplam bütçe üzerinden hareket etmeli.

Bu yola girmek de kolay değil tutucu ve baskıcı aileler yüzünden.

Benim eşim annesinin oturduğu evin kirasını ödüyor, bunları kafaya takarsan hayattan zevk alamazsın. Onun gelirine karışma bence, bırak dilediğince harcasın, vakti gelip birikim yaptıkça ortak bütçe yaparsınız.
0
cakabo
(26.10.17)
ahahaah abi "curtain incident" da mı sizindi ya? siz sahiden çok yanlış bir işe girmişsiniz. üniversitede eve çıkan pimpirikli, her kuruşun hesabını yapan insanlara benziyorsunuz. "ben onu aldım, sen bunu al, ben şuna şu kadar para vermiştim şimdi sen bana şu kadar vermelisin." kafasıyla arkadaşlık bile yürütülemezken siz evliliğinizi nasıl yürüteceksiniz? boşandığınızda da herkes ne aldıysa eve, onu alıp gider artık.

yol yakınken boşanın hacı siz. keşke evlenmeseydiniz.
0
rahip janick
(26.10.17)
bayılırım dedikoduya, kahvemi de aldım geldim. Uzun zaman olmuştu, hala da tam müsait olmamadım gerçi. Neyse;

Öncelikle, kalben sevip aklen evlenenlerin dünyasına hoşgeldin. ikili ilişkiler rastlantısal oluştuğu için çokcanası efsunlu başlıyor ve insan o dönemlerde bu tür şeyleri konuşmaktan çekiniyor/atlayabiliyor/yahut önemsiz görebiliyor. Ve devamında evlilik arefesinde ve sonrasında işin içine maddi aksiyomlar girince de(-ki zaten alelerimiz evleniyor dalaveresi de tam bu noktada kopar, onun dışındaki sosyo-kültürel uygunluk filan fason olaylardır)... girince de kendi(burası kıymetli) ailesi etrafında bi' takım kararlar alıp bunu ''tadımız kaçmasın'' kisvesiyle ortalığa saçmadan uygulayabiliyor. O kadar yaygın bir olay ki bu, sen de ucundan nasiplenmişsin işte biraz. telaşa mahal yok.

Bu noktadan sonra, olayı konuşarak senin yaklaşımınla çözebilmeniz mümkün değil. Zaten asıl marifet bunun önüne geçebilmekti, yani öncesinde ''ben öyle sanıyorum''lara yer vermemekti, o kısmı başaramamışsınız. Buradan sonra da, ya siyasi davranıp ''pazarlık'' kavramına başvuracaksınız(bu kısmı romantikler sevmez ama, eninde sonunda süreçte yaşayacaksınız) ya da hiç kirli işlere bulaşmadan ''sevdiceğimin ailesi benim de ailemdir madem böyle bir gereklilik gördünüz, biz de üzerimize düşeni yerine getireceğiz elbette ama keşke bunu daha önce konuşsaymışız'' gibi daha yapıcı bir rol alarak Atlas'lığa devam edeceksin.

Sorununuzun çözümüne/cevabına, kabullenmekle ulaşacaksınız. Sorunun cevabı ise, ayıp kavramı ile ilgili(şimdi hiç bunlara giresim yok)

Yani, normalde kadın tarafı bunu asla ayıp olarak görmez, hatta sınıf atlama arefesinde olan herhangi birileri de - kadın/erkek farketmeksizin bunu ayıp olarak görmez. Aileye karşı borç olarak görür.

Yani senin aile kavramınla eşinin aile kavramı biraz farklı(ne kadar iyi niyetliyim). Sen aileni onunla oluştururken o ailesine seni dahil ediyor. Dostoyevski(onun da Allah iyiliğini versin) bu durumu ayrıntısıyla açıklar zaten.

Yani sen aslında şikayet ettiğin bu duyurunda haklısın, ancak daha önceden bunları konuşmadığınız/öngöremediğin için ve sonradan takındığın biz bir aileyiz çok çalışıp az kazanıyorsun bunun da 900'ünü bize ayıramayacaksan, hiç çalışma yorulma evde dur bari, rahat edersin(!) tavrınla kusur dağılımında 4/10'luk bir pay kazanıyorsun. Geçmiş olsun.

Bi' çiçek alıp bu zor günlerinde hanımı yemeğe götürüp özür dile. Kendi içinde bulunduğun psikolojik ve fiziksel şartları anlat ve ona hak verdiğini fevri ve ani çıkışın için de affetmesini ve biraz da anlayış beklediğini ilet.

Romantizm böyledir işte, olmadık zamanlarda olmadık ödünlere sebebiyet verir masraf açar. Öğrenciyken et döner yemeye benzer, en ihtiyaç halinde yeni bir hediye-yemek masrafı çıkartır. Ve her ne kadar sevgililer günü ''olmasa da olur'' diyenlerden de olsa o hediye ve yemekle mutlu olur, taviz verir.

Bugün hava çok güzel, ben leblebi almaya gidiyorum.

edit: oha, ben yazana kadar 3milyon kişi yazmış(tam saymadım) herkes eli klavyede bu soruyu bekliyormuş meğer. Herkesin her konuda bir yargısının(fikir değil) olması ne güzel demi, insan ırkı çok eğlenceli esasında.
0
mete kudur
(26.10.17)
trollsen gerçekten çok başarılı bir çalışma. kurgu falan süper olmuş. takdir ettim ve ayakta alkışlıyorum.

yok bu muhabbetler gerçekse allah evinize ateşler salsın.
0
nrmnm
(26.10.17)
kötü bir eşsiniz.

eşinize yaklaşımınız çok çirkin. 10 bin değil 100 bin dahi olsa yaptığınız yanlış.

kötü bir damatsınız.

aileler ödeyeceğim demiş olabilir ama durumları elvermemiştir. ev hazırlıkları yaparken de ödeyemicez almayın diyememişlerdir. siz onların evlatlarını aldınız. onların borcu, onların sıkınıtısı eşinizin, dolayısıyla sizin de sorumluluğunuz.

kötü bir erkeksiniz.

anneme söylesem annem hemen annesini arar ne demek. ne biçim erkeksiniz. büyüyün. erkek gibi davranın.
0
eeb
(26.10.17)
suclu sensin. esine asla eve katkin yoksa cik isten otur diyemezsin. Ailenin durumu kotu olsa sen yardim etmeyecek misin hic bi sekilde? yanlis dusunuyorsun. Tamam olan olmus onceden olsa kizmakta hakli olabilirsin ama afedersin gote giren semsiye acilmaz.

birak yil idare et sonrasinda bulursun bi caresini. Artik siz aile oldunuz bunlar sizi birbirinizden sogutacak sorunlar sakin esinizin ustune gitmeyin kafaya takmayin. 1 yil sonra biter o borc zaten sonra diger borclarinizi odersiniz.
0
England
(26.10.17)
@anladım, eski duyurularınızı da okudum ve anneniz ile ablanız gerçekten zor insanlar, büyütülmeyecek konuları öyle büyütmüşler ki sürekli gerginlik olmuş. Bana kalırsa siz de genel olarak orta yolu bulmakta zorlanıyorsunuz ve ailelerin ilişkinize başından beri haddinden fazla müdahil oluşunun artçı sarsıntıları sürüyor.

Eşinizle biraz empati kurmalısınız, benim anladığım kadarıyla anneniz ve ablanız fazlasıyla ve haksız yere üzerine gittiğinde dahi saygı çerçevesinde yaklaşmaya çalışmış kızcağız. Ayrıca"madem katkın yok çık evde otur" demeniz çok kırıcı ve kaba. Ben eşinizin yerinde olsam gönlümü almanızı beklerdim.

Ekleme:Konuyla doğrudan ilgili değil ama yine önceki duyurularınızdan yola çıkarak belirtme ihtiyacı duyuyorum. Artık kaç yaşına gelmiş evli barklı insanlarsınız. Evde huzurlu olmak istiyorsanız (hem eşiniz hem de sizin için söylüyorum) annelerinize ve ablalarınıza evdeki her konuyu/sorunu aktarmamalısınız, sonra muhtemelen farkında dahi olmadan onlar tarafından dolduruluşa getirilip gelip eşinize patlıyorsunuz.
0
a day at the races
(26.10.17)
Ne eşinin ailesi ne de senin ailen sizin evinize katkı da bulunmak zorunda. İsterlerse hiç bir şey yapmazlar, ki senin eşinin ailesi de maddi durumlarını da mazeret göstererek size destek olmamışlar. Olayı böyle gör, borç sizin borcunuz, ikinizin, ev de ikinizin, hayat da, o yüzden eşinle kendini ayrı düşünme. Beraber ödeyeceksiniz borçları başka yolu yok.
0
elikası
(26.10.17)
ay sen osun!

vallahi bilsem cevap bile yazmaya tenezzül etmezdim karşim. gelip bizden bir ton şey için akıl aldın, herkes “annen ablan haksız, zeynep haklı. kızın tarafında ol” dedi, sen gene anacığının yanına koştun. bu sefer de belli böyle olacak.

sen bizi falan boşver, kafanın dikine gitmeye devam et. ne de olsa her kadın bir noktaya kadar sever, bir yerden sonra “elin adamının kaprisini mi çekmeye geldim bu dünyaya” diyip boşar seni.

hakkınızda hayırlısı.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(26.10.17)
eşin yanlış biriyle evlenmiş.

senin ailen kıza psikolojik eziyet ediyordu, yazdıklarını hatırlıyorum. sen o zaman ailene karşı "karışamazsınız, sizi ilgilendirmez" diyemiyordun da "yaa annemi kırmadan nasıl halledebilirim" diyordun.
şimdi karın, ailesini senin için neden karşısına alsın?
eşyalar müşterek evinizde, ortak kullanımız dahilinde değil mi? yani kadının ödediği para, anne babasının kullanımı altında değil, senin ve kendisinin kullanımında? eee neyin tatavasını yapıyorsun?
bir şekilde bazı şeyleri söyleyememişler ama, eşyaların senin kullanımındaysa, kazıklanıyormuşsun gibi davranma. üstelik kadın "kendi çalıştığı ve kazandığı" para ile ödeme yapıyor, senden para talep etmiyor...

evlenmiş olsanız da, eşinin yanlışından çocuk yapmadan dönmesini diliyorum...
parasını kendi alın teri ile ödediği eşyalarını alsın, babaevine dönsün. sen de karına psikolojik şiddet gösteren ananın yanına...
0
patty duke
(26.10.17)
pazarlık kötü mevzu ama arkadaş paraları yoksa ne skime kına yaparlar ki?
paran yoksa kına yaptırmazsın kına parasıyla gider eve eşya alırsın.
0
whatdreamsnevercome
(26.10.17)
asıl senin yaptığın ayıp. zaten durumları yokmuş, kimsenin de art niyetle 'ya şu eşyaları alalım da şimdi, sonra damada kitleriz' gibi bi düşünceye sahip olduğunu da sanmıyorum. başta öderiz diye düşünmüşler, şimdi ödeyemiyorsa işin bi yerinde kafasızlık yapmışlar ama ayıp falan değil. napsın yoksa, banka mı soysun, hırsızlık mı yapsın?! sanki var da vermiyor insanlar..

inanılmaz çirkin bi şey bu ayrıca. siz yeni bi aile değil bildiğin anonim şirketi kurmuşsunuz. onu o aldı, bunu ben aldım muhabbeti yapıp bunun çetelesini tutmak ne ya?! o ev sizin, evdekiler sizin, her şey sizin. senin paran benim param diye de bi şey yok, evlisiniz, hayatı paylaşıyorsanız her şeyi paylaşacaksınız. bu benim-onun muhabbeti döndükçe daha çok böyle şeyler olur zaten.

koş annene yetiştir şimdi.
0
mehmed resad
(26.10.17)
Abicım siz çift terapisine gidin acilen. Yoksa sen kızı çeker vurursun mazallah böyle haksız bir sebepten. Sende o ruh halini görüyorum. Annesinin, ablasının gölgesinde yıllarca ezilmiş, şimdi de kendi eşine onların gazıyla lagaluga yapan özgüveni düşük koca modeli olmuşsun resmen. Dikkat et bak, iyi bir yere gitmez bu hallerin.
0
inawen
(26.10.17)
Trolmusun trolsen cok basarılı değilsen olmamıs yakısmamıs. Evlilik sozlesme değil hayat bağı demek o borclar kapansın kimsenin kalbini de kırma sonra da duzenini kur bi dahada esine senin ailen benim ailem zart zurt deme sizinkiler bizimkiler yok artık otur oturdugun yere karınında gonlunu al kadınlar anlayıslıdır anlar olgunlas
0
steward
(26.10.17)
Aşktır, cicim ayıdır; bu nedenlerle ekonomik şeyler konuşulmamıştır, olabilir. Belki haklısınızdır ama üslup kabus.

Kızı aşağılamışsınız 'Kuş kadar kazanıyorsun zaten, çalışma' diye. Hem de kızın ailesinin durumunu bile bile 'Bana ne, ben televizyonumu da isterim, halıyı da isterim' diye yüklenmişsiniz. Yani, hem her eşyam olsun, hem de kız ödemesin diye bir şey yok. En yakın arkadaşım 2010'da evlendi; televizyonu daha bu sene alabildiler. Halıyı da iki üç sene önce alabildiler, öncesinde halısızlardı. Belki eşiniz de halısız oturmaya razıydı. Ailesi dar gelirliyse, emekliyse; tabii ki kız ödeyecek. Sanmıyorum ki ailesi kötü niyetle size kitlemiş olsun. Kız zaten ailesine 'ikinizin' kullandığı eşyalar için para veriyor; dolayısıyla size ve borçlarınıza yardım ediyor zaten. Evinize eşya alıyor, daha ne yapsın. Size yardım etmesi için illa elinize parayı tutuşturması gerekmez.

Onun hatası size baştan söylememek olmuş. Belki de tatsızlık çıkacağını düşünüp söylememiştir, ki verdiğiniz tepkiye bakılırsa söylemeye korkmuş da olabilir. Valla, yazınızdan ben korktum.

Artık iş işten geçmiş. Kızın eve kalan 600 TL de olsa bir katkısı var ve büyük olasılıkla elinden geleni yapıyordur. Yani, ona para veren oldu da, o mu bu işe razı oldu. Hem ailesini yükten kurtarmaya çalışıyor, hem eve katkıda bulunmaya çalışıyor az maaşı ile.

Edit: Aaa, perde olayını hatırladım. Kod adı Zeynep olan kız. Zeynep'e sarılın sıkı sıkı ve bırakmayın. Kız hem sizi çok seviyor hem de peygamber gibi sabrı var. Değerini bilin. Uzun vadede kızı kanser etmezseniz stresten, daha iyisini bulamazsınız.
0
aychovsky
(26.10.17)
herkes birden beni mi trollüyor? nedir bu? ne biçim evlilik bu? nasıl aile ilişkileri bunlar?

kaç tane cevap girilmiş, biri de çıkıp hunharca "zaaaaaaxD" diye gülmemiş arkadaş. herkes ciddiye alıp gayet de "kettle çay kaşıklarından 10 lira pahalıya geldi, bu kabul edilemez" tadında cevaplar vermiş.

truman show mu bu?

imdaaaat amk!
0
boyle buyurdum
(26.10.17)
''anneme söylemedim daha, söylesem anında arar annesini.'' keşke büyüyüp evlenseydiniz. daha maç başlamadan birbirinizden bazı şeyler gizliyosanız ilerde çok kavga olur.
0
xu
(26.10.17)
Önceki sorularını da okudum. Siz Zeynep'le evlisiniz. Hayat arkadaşı olarak birbirinizi seçmişsiniz. Annen ve ablanı (önceki sorularına istinaden) neden evinin içine karıştırıyorsun? Ailene tabi saygısızlık edilmesine izin verme ama "anneme söylesem hemen annesini arar" ne demek ya. Bu kadar basiretsiz olmayın Allah aşkına, eşinize yazık günah yahu.

Yuva kurmuşsunuz, paranın pulun hesabını yapmayın. O eşyalarla huzurlu biçimde yaşamaya bakın. Bir de kadını aşağılamışsın. "Eve katkın olmayacaksa" ne demek iş ortaklığı veya ev arkadaşlığı mı yapıyorsunuz? Biraz şefkat.. Evlilik hastalıkta sağlıkta diye yapılır...

O kıza karşı biraz anlayışlı olsaydın ayrıca sana kredi çektiğini de söylerdi. Tepkinden korkmuş besbelli. Yazık, karına destek çıkıp, canın sağ olsun, üzülme ödenir gider deyip sarılacağına, hesaplar yapıp burada yazıyorsun.

Karın hatalıysa karına, annense annene, ablansa ablana güzelce hatasını açıklayarak tepki göstermelisin. Ama sürekli bir anneyi masum görme ön yargısında olmamalısın.

Ayrıca kızın ablası akademisyenmiş. Ne demek akademisyenlik işten kaçanların mesleği. Kıskanmış belli ki. Ablana aşırı derecede sinir oldum. Birazcık kitap okuyarak ufkunu genişletse de böyle kırıcı konuşmasa iyi olur.

Troll olmasan da böyle erkekler var. Şaşırmıyorum...
0
uçurumda açan çiçek
(26.10.17)
Senden tiksindim. Kafan hiç çalışmıyor, daha önce de yazmıştım.

900 lira ailesine gönderiyor, evin kredisine yardım edecekti diye kavga çıkartmışsın sonra da demişsin ki "Otur evinde zaten aldığın 1500 lira." Ee sen o 1500 liraya muhtaçsın? Neyin atarı? Senin ailen benim demişsin bir de, seninki annen ama? Git annenin dizine yatmaya devam et.
0
Lim5
(26.10.17)
Durumu olmayan biriyle evlenmeseydin. Hem eşya istemişsin bir ton ses edememiş kız. Karşı tarafı hiç anlamamışsın. 1500₺ azsa neden o paraya tamah ediyorsun. Kız hiç şikayet etmemiş sana 600₺ ile geçinilir mi dememiş. Bugün sodekso va yoksa aylık dışarda yemek zaten 300₺ tutuyor en az (iş için öğle yemeğinden bahsediyorum) yol parasıydı vs kızın elinde ne kalıyor ki.
Tiksindim artı bir
0
fasulyek
(26.10.17)
makara yapmıyorsanız gereksiz tavırlar içindesiniz. @Trollziya haklı. evlenmeseydiniz madem. ne perdeymiş birader
0
burya
(26.10.17)
Anayi baciyi karistirma.
0
japon askeri
(26.10.17)
ayrıca duyurunun başlığı da feci şekilde manipülasyon içeriyor, "eşimin borçlarıma yardım etmesi gerekmez mi" diye sormuş.
eşin zaten 1500 lira maaş almasına rağmen borçlarına yardım ediyor. ortak kullanımınızdaki eşyaların parasını ödüyor.

bir de "anneme söylemedim, söylesem anında annesini arar" demişsin, çirkeflik genetik galiba?

siz aşk evliliği de yapmamışsınız belli... ondan bu derece hesap kitap.
vay anasını...

neyse, ben başlığın esas sorundan uzak, manipülasyon içerdiğini söylemek için tekrar gelmiştim, iki sıvadım gidiyorum.
0
patty duke
(26.10.17)
Suçluyorsun ama suçladığın şeyleri sen de yapıyorsun.
Sen borçsuz mu evlendin de eşinden borçsuz evlenmesini bekliyorsun?
Üstelik kızın ailesinin ödeme gücü de yok. Ödeme gücü olsaydı bile borçsuz gelmesini istememen gerekirdi. Adil davranmıyorsun.
Evi evlenmeden önce edinmişsin. Diyelim ki ayrıldınız, ev kimde kalacak? Sen tadilat yap, borçları eşinle beraber ödeyin, ama ev senin. Yok öyle bir dünya. Senin düşünce tarzın hatalı olduğu için konunun bu yönünü de yazdım. Yoksa normal evlilikte senin benim diye bişey olmaz. Yanlış anlaşılmasın.

"Madem katkın yok evde otur" düşüncene diyecek laf bulmakta zorlanıyorum. Evlilik yaşamı beraber kucaklamak, birlikte yaşamak demektir, birinin diğeri üzerinde tahakkümü demek değildir. Olur da evliliğiniz sürerse ilerde rüzgarın yönü değişir böyle düşünüp böyle yaptığına bin pişman olursun benden demesi.

Sen eşine "senin ailen benim" diyecek bir kişi olduğuna emin misin? Peki senin ailen kim?
Anneme söylemedim demene bakılırsa yetişkin vücudunda ana sınıfı çocuğu var. Sana bi abla tavsiyesi, baba olmadan önce bunu iyice düşün.

Aldığın evde mutlu huzurlu yaşamak istiyorsan eşini mutsuz etme. Kadın mutsuzsa, huzursuzsa adam da mutlu huzurlu olamaz, o kadının yetiştirdiği çocuklar da mutlu birer çocuk olamaz. Para mal mülk hepsi hava civa, bir evde huzur yoksa diğer hiç bir şeyin anlamı olmaz.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(26.10.17)
Sana onerim bu tur konulari buradaki insanlara sorma. Buradaki kullanicilar (ben de dahil) klavyenin basindan catir catir yazar gecerler, kimse boyle konularda kendini senin yerine koyamaz. Istese de koyamaz! Yorumlarin alayi empatiden yoksun olacaktir. Gercekten senin durumunda iken dusunecegi gibi dusunmezler buradan yazarken. Sana haklisin ya da haksizsin demiyorum. Olaya bir yorum yapmiyorum. Demek istedigim su ki bosuna soruyorsun. Aile meselelerini buraya ya da bunun gibi platformlara sormak hicbir ise yaramaz. Surada yazan bir dunya yorumun hepsi bos. Olumlu ya da olumsuz yorum olsun, hicbir getirisi yok sana.
Ya "vay serefsiz, hic oyle yapilir mi" diye yuklenecekler ya da "asiri haklisin vur agzina" diye destekleyecekler. Kendince 2dk icinde yorumlayacak herkes olayi.
Otur dusun, durumu kendin degerlerndir, dogrusuna kendin karar ver, ona gore hareket et. Bosuna kafa karsikligi yaratma kendine bu konularda.
0
stavro
(26.10.17)
stavro +1
0
xvyz
(26.10.17)
senin suçun kendini bu duruma düşürmek. ben de dahil olmak üzere seni suçlayanlar da sana karşı ayrımcılık yapıyorlar.

karşı tarafın suçu ise sana haber vermeden senin sırtına binmek.

bu durumu ya aşacaksın ya da aşamayacaksın.

kadını savunmak dünyada toplumsal bir refleks olmuş. insanlar karşıdakinin haksız, akılsız, düşüncesiz olduğunun farkında bile değiller. ona ayrıcalık tanıyorlar. kadınlar sanki çocuk gibi, hasta gibi, sakat gibi, bakıma muhtaç gibi hoşgörülen bir konuma sahipler. sorumlulukları yokmuş gibi davranıyorlar. dolayısıyla evlilikte de kadın erkekten biraz daha eşit.

artık buradan ders al. gelecekte akıllı ol; hem kendini bu tarz durumlara düşürme hem de ayrımcılığa uğrayacağının bilincinde ol.

geçmiş olsun.
0
idexo
(27.10.17)
insanların çalışması ve meslek edinmesi gerek.
bizim çalışma önceliğimiz maaş ve gelir elde etmek olsa da, her hangi iş sahibi olmanın psikolojik etkisi getirdiği mali değerden daha fazla.

yani eşiniz daha az kazansa bile evde oturmasını değil, çalışmasını desteklemeniz gerekir. yoksa kendini körelttiğini düşünür ve kötü hisseder.

"anneme söylerim, annesine telefon eder" lafı ve düşüncesi çok kötü.
ailenizi karıştırmayın, onlara bu durumdan bahsetmeyin. hatta kimseye bahsetmeyin. buraya bahsederek kendinizi haklı çıkaracak birini arıyorsunuz. aramayın.

eşlerin birbirinin maaşını bile tam olarak bilmemesi gerektiğini düşünüyorum. aile planlaması için yaklaşık olarak bilebilir, ama tam olarak bilmemeliler. bazı özel durumlar eşle bile paylaşılmamalı iken, ailenize, "yeni aileniz" ile ilgili olayları anlatmanız doğru değil.
0
dahinnotha
(27.10.17)
anneme söylesem annesini arar nedir dlfjdfs kaç yaşındasın abi sen

kadına yazık+1071

umarım seni boşar

sevgiler, naru.
0
narudocko
(27.10.17)
Tatlı su ekşicileri toplanmiş yine. Bence adam hakli. Abicim o zaman sen de kendi ailene aldiklari esyalarin parasini öde.
0
pozitif pekistirici
(27.10.17)
Adam borçlarıM diyor, "sen de ailene yaptığı masrafları öde madem " deniyor. kızın ailesi de salt 10 bin lirayla kız evlendirdi sanki.
35 yıllık evli, iki oğlan kardeş bir kız kardeş iki de kız çocuğumu evlendirmiş biri olarak hatalı tarafın erkek tarafı olduğunu açıkça görüyorum.
kız annesini ve tarafını dinleyin bakalım ne anlatacaklar.
kız yatak odasını alamayacağız demiş, oturma odasına gücünüz hiç yetmez demişsiniz. perdeye karar vermeye kalkmışsınız kızın annesi evladımın istediği olsun ben alayım bari demiş. bir de perde için annemin kalbi kırıldı ondan şimdi bana söyleyemiyor diyorsun. perde olayında annen çok hatalıydı kalbi kırılacak bir durum yoktu. o kadar anlatmaya çalıştık ama anlatamamışız sanırım.
kız tarafı kızımın başı yere eğilmesin eksikli kalmasın demiş siz de halısı perdesi tadilatı uçmuşsunuz. şimdi de zorlanıyorsunuz işte böyle.
annen dominant bi karakter. anlıyorum onu kırmak istemiyorsun filan ama yuvana müdahil ederek kendi mutluluğunla oynuyorsun. bu iş böyle yürümez. yakında çatlaklar baş göstermeye başlar. geri dönülmez yaralar açıyorsun. senin ailen eşin. borçlarım değil borcumuz demen gerekir. birlikte ortak kararlar alın başkasını karıştırmayın. sağlam bir yuvan olsun istiyorsan tabii.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(27.10.17)
yanlışsın kusurabakma, eşinin de üstüne varıp onu arada bırakma, tercih yapmak zorunda bırakma.
0
esesdopiyespiyes
(27.10.17)
çok sağlam bir şekilde karının yanında duramayacaksan da ayrılın bence, zavallı kızcağıza bunları yaşatma.
0
esesdopiyespiyes
(27.10.17)
Kafaniza silah mı dayiyorlar evlenin diye anlamiyorum... Ceplerinde evin esyalarini alacak para yok, borca girerek dugun yapiyorlar.
Pes. Muhabbete bak.
Ucun besin pesinde ucuz ucuz para muhabbetleri. Varos isi
0
terra rossa mia
(27.10.17)
son olarak da şunu diyeyim; anneniz sizi boşatacak, sebebiniz olacak. bilginiz olsun
0
esesdopiyespiyes
(27.10.17)
(5)

yeni çalışan - kıdemli çalışan

xiii
şimdi bir departman müdürü olduğunuzu düşünün.yabancı olduğunuz bir sektöre gelmişsiniz.kıdemli çalışanların kölesi olmuş vaziyettesiniz. sürekli yönlendiriliyorsunuz.kıdemli çalışanlar tahammülsüz insanlar.ama firma onları müdür yapmak yerine beni müdür olarak işe almış.ne yapılabilir?+soru işe yen
şimdi bir departman müdürü olduğunuzu düşünün.

yabancı olduğunuz bir sektöre gelmişsiniz.
kıdemli çalışanların kölesi olmuş vaziyettesiniz. sürekli yönlendiriliyorsunuz.
kıdemli çalışanlar tahammülsüz insanlar.
ama firma onları müdür yapmak yerine beni müdür olarak işe almış.

ne yapılabilir?

+soru işe yeni alınmış tecrübesiz bir elemana da yapmadıkları taciz hakaret kalmıyor ve eleman bana şikayete geliyor.

bu meksika çıkmazından nasıl çıkılır?
0
xiii
(12.10.17)
bu hep olur genelde. yeni mudur kopruden gecene kadar ayiya dayi demek zorunda. 6 ay 1 yil bu arkadaslarla guzel guzel gecinir isi ogrenir sonra dalgasina bakar
0
oscar
(12.10.17)
Eğer yeni elemanları korursan eskiler her türlü pisliği yapar. Şirketin eskisi olanlar yeniyi yer. Yeni müdürü de yer. Sen de tehlikedesin.
Ya bu konuyu takmayıp, doğrucu davut olmaktan vazgeçip işyerinde bir süre rahat edeceksin, ya da kelleyi koltuğa alıp uğraşacak ve bol bol canını sıkacaksın.
Ben dayanamam deyip de ikinci adımı seçersen sana en büyük tavsiyem, yaptığın her konuşmayı insan kaynaklarını da bilgilendirip yap. En önemlisi, senin üstündeki yöneticiye açıkça danış. Atacağın her adımı o onaylasın. Yoksa bir sorun olduğunda sen tek sorumlu olursun. Üstündeki yöneticiye açıkça danış, sana ne derse onu uygula.
0
lovemyself
(12.10.17)
Bence bu konuda şimdiye kadarki en iyi metodu tayyip erdoğan gerçekleşleştirdi. Bu aslında bir çıkmaz değil, süreç. Pektabi de düzgün bir işleyiş için aynen üstteki arkadaşınızın tarif ettiği gibi olacak, firma yerinde bir hamle yapmış. Aslolan şey işleri öğrenmek değil, işleyişi öğrendikten sonra sizin yapacaklarınız.

İş çok teknik bilgi istemiyorsa yeni personel size şikayete geldiğinde onu kendisini geliştirmesi için motive edebilirsiniz, diğer eski personellere söz geçiremediğiniz yahut bundan çekindiğiniz intibasını ona vermemelisiniz. Sonra vakti geldiğinde iş dağılımında ufak değişiklikler yaparak ileyeceksiniz. Zaten efektif değişikliklerse bunlar personelin bir kısmının da takdirini kazanmış olacaksınız. Şunu da çok gözardı etmemek lazım, istense de istenmese de alt tarafta rekabet ve kontrol edilebilir problemlerin olması kalabalık birimlerin yöneticileri için iyi birşey.

edit: üsttekinden kastım oscar. Çünkü küçük de olsa tecrübelerim bana gösteriyor ki, kime danışırsan danış. Kimi bilgilendirirsen bilgilendir aslolan şey başa geldiğinde herkes sonuçla ilgileniyor. Seni işten kovabilecek yetkileri dışında olan kim olursa olsun karşında duracak kişi sizin şirketten bile olsa onlara rağmen gemiyi limana yanaştırdın mı olay bitmiştir. Ama gemiyi limana yanaştıramadın ve her kararını yekten patrona da danışarak alsan bile yani doğru kararlar da almış olsanız ama işler ters gitse öngöremediğiniz major nedenler çıksa başarısızlık başarısızlık olarak nitelendirilecektir.
0
mete kudur
(12.10.17)
denge siyaseti yapacaksın bir süre sonra ilerleyen zamanda daha net tavır koyacaksınız.
0
basond
(12.10.17)
Genel kuraldır:

* Yapamayacağın şeyi sakın kimseye söyleme. Lafının etkisi kalmaz.

* Bir lafı söylediğinde değişiklik olmayacaksa sakın söyleme.

Yani adama asarım, keserim, atarım deyipte atamazsan; o adam seni bir daha takmaz. Ya da adamla gidip konuştun, "tecrübesiz elemana iyi davran, anlayışlı ol" dedin. Biliyorsunki adam bunu zerre takmayacak, söyleme...

Ne yapabilirsin:

* Eşek gibi çalışıp, işi öğreneceksin. Gerekirse kursa git, hoca bul, kitap al...
* Elemanlar üzerinde işe yarayacağını düşünüyorsan, tatlı sert uyar. Yaptıklarınızın farkındayım mesajı ver.
* Tolere edebileceğin (işten ayrılsa takmayacağın) kişiler varsa, sert ve katı ol. Yaptıklarına müsaade etme.
* Dışardan eleman bulabiliyorsan, yeni tecrübeli eleman bulmaya çalış. İşe sen alırsan, lafını daha çok dinleyebilir. Baştan detaylı konuş.


.
0
kartallar yuksek ucar
(12.10.17)
(4)

telefon şarjı

verbanadüşlerimi
Gün içerisinde iyi gidiyor ama akşam teli %50 şarjla birakiyorsam sabah şarji bitmiş kapanmış halde buluyorum son 3 gündür bu şekilde neden olabilir?
Gün içerisinde iyi gidiyor ama akşam teli %50 şarjla birakiyorsam sabah şarji bitmiş kapanmış halde buluyorum son 3 gündür bu şekilde neden olabilir?
0
verbanadüşlerimi
(11.10.17)
wi-fi'ye bağlanıyorsa akşam; güncelleştirmeleri yapıyor olabilir. Benim telefonum da mesela wi-fi'ye bağlandığı anda aşırı güncelleştirme kuyruğundan dolayı ısınıyor donuyor bi' şekillere giriyor.
0
mete kudur
(11.10.17)
evet wifi bağlanıyor ama uyumadan önce kapatıyorum
0
🌸verbanadüşlerimi
(11.10.17)
wifi daha az elektirik harcar.

ayrıca telefonu yatarken şarjda bırakmanın sakıncası yok. bataryanın ömrü doluluk yüzdesi sürekli yüzde 0 olduğunda daha da kısalıyor.
0
tuzumkuru
(11.10.17)
Telefon derin uyku moduna geçmiyordur. Uygulamalardan kimi buna ara ara neden oluyor ama nedenini bilmiyorum. Böyle olduğunda telefonu kapatıp açıyorum.
0
secrexv2
(12.10.17)
(1)

Kızılayda tabu oynayacak yer

patos64
Var mı arkadaşlar bir yer?
Var mı arkadaşlar bir yer?
0
patos64
(11.10.17)
kafe sobe vadı, sanırım kapanmamıştı hala. orada oynanabilir. ilginçtir şimdi aklıma geldi, yeri de tam tabu isminde bir cafe'nin yanında.

karanfil metrosundan çıktığınızda ilk sol ve ilk sağ yapıp devam ediyorsunuz, caddeye çıkmadan ileride solda diye anımsıyorum.
0
mete kudur
(11.10.17)
(4)

İmar müdürlüğü

atcapar
Müstakil ev yaptırıyoruz az önce 2 kişi geldi biri takım elbiseli diğerinde zabıta kıyafeti vardı şikayet var diye geldik dediler işte projede balkonu salona kattığınız belirtilmemiş bir de kamelya yaptırdık oranın resmini çekip gittiler bende ters konuştum her ikisi ile. Dedim gezin o zaman buradak
Müstakil ev yaptırıyoruz az önce 2 kişi geldi biri takım elbiseli diğerinde zabıta kıyafeti vardı şikayet var diye geldik dediler işte projede balkonu salona kattığınız belirtilmemiş bir de kamelya yaptırdık oranın resmini çekip gittiler bende ters konuştum her ikisi ile. Dedim gezin o zaman buradaki diğer evleride herkes aynısını yaptırıyor illa şikayete göre mi geliyorsunuz zaten yaptığınız başka bişey de yok dedim biraz daha tersledim sonra balkonun oraya mühür vurup gittiler. Mülk sahibi gelsin imar müdürlüğü ne falan dediler. Şimdi süreç nasıl işleyecek? İmar müdürlüğü ne gidip ne yapacağız? Adamları tersledim sıkıntı olur mu? Şikayeti kim yapmış olabilir? Ben site Yönetimi diye tahmin esiyorum
0
atcapar
(11.10.17)
eve tadilat mı yaptırıyorsunuz yoksa yeni inşaat mı? yeni inşaatsa tabi ki projeye uygun olmalı, iskân alamazsınız diğer türlü. tadilatsa da projeye aykırı kısmı yıkma yetkileri var. normal şartlarda konutta kimse ses etmez ama şikayet varsa mecburen gelmişlerdir.
0
prodeq
(11.10.17)
Tadilat yaptırıyoruz
0
🌸atcapar
(11.10.17)
Yapı tatil tutanağı tutulmuş olabilir, encümene sevk edilmis ise yıkım ve para cezası çıkabilir. En nihayetinde projeye aykırı yapıyorsaniz iskan alamazsınız. Şantiye suyu ve diğer aboneliklerle uğraşıp durursunuz, satmaya çalışınca Exper iskan yok vs diyip krediyi onaylamayabilir. Bizim milletin en büyük olayı aklı sonradan başına gelir, güzel güzel dinleyip peki sefim deyip alttan alicaktin belediyeler zaten devletten daha devlet. Birde mühür fekki tutarlarsa uğraş uğraş dur. Tavsiyem belediye uğrayıp kanuna Uygun hareket etmeniz iş gicikliga dönerse işiniz zor.
0
Fritz-X
(11.10.17)
Şimdi devletin kontrol mekanizmalarına göre; onlarda bulunan proje haricinde herhangi birşey yaptırıp-yıktıracağınız zaman bunu yine projelendirip onaylatmanız gerekiyor. Hem statik açıdan hem de mimari açıdan kıymet arz ediyor zaten bu durum.

Ancak bu da küfür hakaret gibi, yani devlet bunun kontrolünü çok sıkı gerçekleştirmiyor ve uygun personeli lehinize çektiğinizde buna göz yumabiliyor. Yani başlarken kitabına göre yapmadıysanız eğer; ya adam satın alacaktınız ya da memuru kandıracaktınız 2 yöntemde günümüzde çalışıyor.

Şikayeti kim yapmıştır bilemeyiz aslında; yönetim de yapmış olabilir, komşudan birisi de yapmış olabilir ya da bazı semtleri rutin kontrol şeklinde öyle elleri ceplerinde gezerken görmüş de olabilirler. Zaten şikayet edeni bulsanız da birşey değişmez çünkü kamu ile ilgili bir aksiyon bu.

Süreç de şöyle işliyor, mülk sahibine durumu anlatacaklar, bunu projelendirmeniz lazım v.s diye normalde bunun bi' cezası var ama onu keseceklerini zannetmiyorum, orada mülk sahibi memurları kandırır ya da ikna edebilirse -ki o pozisyonda zor kapınıza geldiğinde yapmanız daha kolay olurdu. Adamlar iyi hadi madem diyebilirler. Edemezse de ya yıkacaksınız ya da projelendirip dosyanıza ilave ettirdikten sonra imalatınıza devam edeeceksiniz. 3. bir ihtimalde bi kısmını yıkıp(kandırmaca) bir müddet zaman geçtikten sonra imalatı hızlıca bitirebilirsiniz.

Sizin ev sanırım yazlık değil ama bu aksiyon zaten yazlık evlerin sürekli başına gelir. Yani, aslında memura atar yapmasaydınız iyi olurdu, genelde kapıda çözülüyor çünkü.

edit: ben yazıya başladığımda fritzx cevabı yoktu ben yazana kadar Fritz-xx kabaca anlatmış durumu, bu tür durumlarda en akıllıca yöntem ''tamam komserim'' yaklaşımıdır.
0
mete kudur
(11.10.17)
(3)

Gülben Ergen olayı ne?

secrexv2
MEB aralarındaki protokolü sonlandırmış falan. Seks skandalı falan yazmışlar, kasedi mi çıktı, noldu?
MEB aralarındaki protokolü sonlandırmış falan. Seks skandalı falan yazmışlar, kasedi mi çıktı, noldu?
0
secrexv2
(10.10.17)
Olayı bilmiyorum da onun seks videosu vardı zaten.
0
dissendium
(10.10.17)
Eşini yine evli bir adamla aldattı.

Bundan önce de yeşim salkımın kocasıyla yeşim salkım evliyken birlikte olmuş, ondan önce de seren serengilin manitasıyla seren serelgil birlikteyken birlikte olmuş.

Yeşim salkım ve seren serengil'de bu son olay üzerine aktif olarak üstüne gittiler, doğan medya grubu gülben ergeni korumaya çalıştı filan denildi, kanal a mı a haber mi neyse onlar da malum bunlara karşı olduğu için onlarda karşı atakta bulundular falan filan. Yani malum sitelerden takip ettiğim kadarıyla yeni bir seks kasedi çıkmadı henüz, hep yabancı isimler anasayfaya düşüyor hala.
0
mete kudur
(10.10.17)
Seks kasedi halihazırda bulunmaktadır kendisinin. P*rnhub sitesinden izlenebilir
0
bobinhoo
(10.10.17)
(4)

nasıl harekete geçiyoruz?

uyusam iyi olur
yapmak istediğimiz çok şey var ama bir türlü başlayamıyoruz. adım atamıyoruz. ne yapmamız gerekli? ölü toprağını nasıl atarız?
yapmak istediğimiz çok şey var ama bir türlü başlayamıyoruz. adım atamıyoruz. ne yapmamız gerekli? ölü toprağını nasıl atarız?
0
uyusam iyi olur
(09.10.17)
yarın yaparsın ya boşver şimdi.
2.bp.blogspot.com
0
hasmetizm 2046
(09.10.17)
Bu beklentilerin yüksek olmasıyla ilgili. Diyelim Fince öğrenmek istiyoruz. Hatta öyle bir öğrenmek istiyoruz ki, konuştuğumuz zaman bize siz Finli misiniz diye soracakları kadar. Yapmayı çok isteğimiz şey burada bir beklentidir aslında. O işten çok zevk alacağımızı düşünüyoruz. Gerçek anlamda ise bir şey o kadar mükemmel olamayacağı için, mükemmel olanı gerçekleştiremeyeceğimiz düşüncesiyle harekete geçmiyoruz. Ama aslında o mükemmel fikrinden kurtulsak her şey daha basit olacak. Fince mi, o ne la, random dil yapmış adamlar desek belki o dili öğrenmek daha kolay olacak. Gözünde büyütme özetle. Bu dışarıdan çok güzel gözüken bir tatlının aslında o kadar güzel olmaması gibi bir şey.
0
dissendium
(09.10.17)
uyuduğun yerin tavanına ya da karşındaki duvara büyük harflerle iki kelimede ne yapacağını yaz.
0
silver apple
(09.10.17)
sorunun cevabı; atamazsınız.

Bunun dışında şunlara uyumadan önce bi' göz atın, söz veriyorum iyi olacak.

(bkz: procrastination)
(bkz: getting things done)
(bkz: motivasyon teorileri)
(bzk:atelofobi)
(bkz: pareto analizi)
(bkz: pomodoro tekniği)
ve
(bkz: barbara palvin)

Sonuncusu olmayabilir.

Yani işin özü şu; yeterli motivasyon kaynağın yok ve mutsuzsun, üşengeç değil(bunlar çok karıştırılıyor birbirine). Yani üzerinde ölü toprağı yok, sen zaten ölüsün. Ya ona muhtaç hissetmen lazımki elinden geldiği kadar çalışmaya başlayacaksın -ve bırakmayasın. Ya da bir dış güç seni körükleyecek. körüklemek ne kötü bir tabir ya bu arada.
0
mete kudur
(09.10.17)
(23)

Fabrikalar gerçekten çalışacak adam bulamıyor mu?

marowak
Haberlerde sık sık görüyorum. İşveren olduğu söylenen biri çıkıyor "çalıştıracak adam bulamıyoruz" diyor. %60 kapasite ile çalışıyoruz, vasıfsız işçi bile bulamıyoruz diyorlar. Bunlar doğru mu? Bana hiç mantıklı gelmiyor da. Özellikle bu kriz ortamında en sıradan işe bile yüzlerce başvuru geliyor. M
Haberlerde sık sık görüyorum. İşveren olduğu söylenen biri çıkıyor "çalıştıracak adam bulamıyoruz" diyor. %60 kapasite ile çalışıyoruz, vasıfsız işçi bile bulamıyoruz diyorlar. Bunlar doğru mu? Bana hiç mantıklı gelmiyor da. Özellikle bu kriz ortamında en sıradan işe bile yüzlerce başvuru geliyor. Merak ettim.
0
marowak
(08.10.17)
Bu Allah'a inandıklarını söyleyen insanların bu kadar yalan söyleyebilme mahirliğinin olması Allah'larının adaleti öbür dünyaya bırakmış olması;

yoksa bu dünyada da yalancıyı *pseler böyle çıkıp aval aval konuşamazlar.


Ellerinden gelse köle ticaretini yasallaştırır bu adamlar(-ki yarı yasal bir durum söz konusu; suriyeli garibanlara temizlik işlerini günlük 20 liradan yaptırıyorlar, inşaatta suriyeliler 50-70 lira arasına çalışıyor)
0
mete kudur
(08.10.17)
Yalan. Bedavaya çalışacak adam bulamıyor şerefsizler.
0
bos gezenin bos ustasi
(08.10.17)
bulamasın şerefsizler. 3 kuruşa çalıştırıyorlar odom bolomoyoroz. keşke kimse çalışmasa bunların iş yerlerinde.
0
black mamba
(08.10.17)
fabrikatör tanıdığım yok ama OSTİM için konuşursak doğru
en çalıştırabildikleri kişiler meslek liseli stajerler onlara da karne harçlığı, yol parası (normalde vermek zorunda değil)bayram harçlığı, ekstra bi dolu para veriyorlar çocuklar gelsin diye.
ya da başka bir örnek : (iç anadolu için) bizim köylerde beden işçisi kalmadı. başka köylerden adam/kadın toplanıyor. insanları evlerinden alıyorsun, kapıya bırakıyorsun 9-5 çalışıyorlar, yemek veriyorsun vs. hayvan çiftliklerinde çalışanların neredeyse tamamı yabancı uyruklu afgan özbek vs.
elbette işsiz çok ama insanlar masabaşı, üstü başı kirlenmeyecek, önünde bilgisayar olacak, telefonla konuşacak şekilde iş istiyor.
hatta AVMler popüler olduğunda varoş kesimin çocukları için sanayide çalışacağıma AVMde tezgahtar olurum kafası vardı, şimdi ondan bile yıldılar çok uzun ayakta kalıyoruz diyorlar (bunu diyen bi de evlendi bi de çocuk yaptı bu sürede) bilmiyorum şimdi ne iş yapacak merak ediyorum.
0
niye ama
(08.10.17)
valla suriyeli çalıştırıyorlar diyenler bana çalışan suriyeli gösterse de ben de dünya gözüyle görsem
çalışmayı bilen, iş becerebilen, elinden iş gelen suriyeli ben daha göremedim.
adamlar hele kadınlar ömürlerinde çalışmamışlar. ne kürek tutabileni var ne temizlikten anlayanı -ruhları pis.
ve iş yapan kadına kulaklarımda duyduğum şu lafları ediyorlar "siz salaksınız hem okuyorsunuz hem ev işi yapıyorsunuz/çocuk büyütüyorsunuz. biz bunların hiç birini yapmayız. sadece çocuk doğururuz"
0
niye ama
(08.10.17)
500 kişilik fabrikada çalışıyorum durum şu:

Çoğu fabrika ilk önce meslek lisesi mezunu arıyor ama meslek lisesi mezunu adam da asgari ücrete günde 9 saat ağır iş yapmak istemiyor. Geriye ilkokul düz lise mezunları kalıyor bunların arasından da kalifiyeli eleman bulmak çok zor.

Bulamama işi yalan bizim iş yeri mavi yakaya dışarıdan bi tık üstü para veriyor millet çalışmak için can atıyo.
0
Mcfly
(08.10.17)
Vasıflı bulamazlar tahmin ediyorum da düz işçi bulamıyoruz diyorlar. Ya ekonomi çok iyi işsizlik yok mesajı vermeye çalışıyorlar ya da asgari ücrete 6 gün 12 saat çalışacak adam arıyorlar. Yoksa vasıfsız işçi çok kolay bulunur bence
0
🌸marowak
(08.10.17)
İnsan sömürenleri saymazsak doğruluk payı var. Bu yaz kurumsal bir şirkette staj yaptım. Mühendis adayıyım. Benim fabrikada staja başladığım gün 15 kişi işe alındı. Bir ayda bu adamların yarısı işi bırakmış. Bu şirketin servis hizmeti var, gayet kaliteli bir yemek hizmeti var, iş sağlığı ve güvenliği kurallarına tamamen uyuluyor, mesai ücretleri bile fazla ama adamların beklentileri çok yüksek. Birçoğu genç ve 3 bin lira ile işe başlayacağını düşünüyor. Gerçek hayatla yüzleşince hemen işi bırakıyorlar. Patronları sevmem ama işe özen gösteren adam bulmak gerçekten zor. Herkes kolay yoldan zengin olma peşinde.
0
dissendium
(08.10.17)
Beden işi yaptıracak genç bulmak gerçekten zor. Suriyeliler de gerçekten çalışmıyor. Çalıştırabilen bir yer gördüm orada da adam çalıştıracak işçi bulamadığından Suriyelileri çalıştırıyordu ama adamlar çalışsın diye baya nazlarını çekiyordu.
0
Depik
(08.10.17)
arkadaşlar tabi ki fabrika çalışacak adam bulamaz.

fabrikada çalışıp daha sonra bize işe giren 2 abla var.
orada insan değil, hayvan muamelesi bile göremiyorsunuz.

kadının bahsettiği bazı şeyler; girişte telefonları toplatıyorlarmış, acil durumlar için şefe telefon açılıyormuş dışarıdan (kadınla konuşabilmek için) daha sonra onu da kaldırmışlar.

üretim esnasında sağa sola bakman kesinlikle yasak. zaten at gözlüğü gibi sağı solu kapalı alanlarda çalışıyorlar başka yere bakamamaları için.

dirseklerin masaya değmesi yasak. dirsek havadayken daha iyi çalışılıyormuş.

köle bile değil bu.
0
tchuck
(08.10.17)
@diss yahu üniversite mezunu adam da min 3-4 bin ile işe başlamazsa diğerleri ne kazansın? şirket her yıl ne kadar kar yapıyor mühendise bile 3 kuruş vermiyor. 3-5 bin lira kimseyi zengin yapmaz. ama lisans mezunları bile zor kazanıyor. mühendis yeterlidir, yetersiz bu başka bir konu. yetersiz buluyorsa almasın. ama 3 bin lira da bir lisans mezunu için az.
0
black mamba
(08.10.17)
@black mamba, işe alınanlar mühendis değildi ki. İşçiydi. Birçoğu meslek lisesi mezunu bile değildi. 3 bin lirayı o açıdan örnek verdim.
0
dissendium
(08.10.17)
@thuck gerçekten oha. bu şerefsizler batsın işte. hangi fabrika?
0
black mamba
(08.10.17)
Allah'ım sanırım hayatlarında iş aramamış adamlar yine gelip ahkam kesmişler sayende.

işçi bulamıyorlarmış buldukları çalışmıyormuş, yan köyden alıyorlarmış(çıkarma işlemi gibi, komşudan gidip bi' 10'luk alıp geliyoruz), kapısına bırakıyorlarmış. V.s analiz edeceği veri grubunun seçilmesinden bi' haber.

Size hemen deneyebileceğiniz kabaca bi' örneklendirme yapayım; aklınız açılsın
Kariyer.net yenibiris v.s gibi sitelerden vasfınıza göre ya da yetiştirilmek üzere vasıfsız eleman ilanlarına çakma bi' Cv ile başvuru gerçekleştirin ve aynı anda yine çakma bi' facebook hesabı açın ve rastgele tinder'da milleti beğenin; tinderdan daha fazla dönüş alırsınız. Hani şu başlığında milletin ağladığı tinder varya ondan.

millet dalgasını geçmeye başlamış artık kariyer.net'ten 130 ilana başvurdum 2 kişi aradı; birisi de yanlışlıkla aramış diye.


Daha dün bi' sohbete şahitlik ettim; adamın karşısındakine şikayeti normalde 8-17 anlaştığı mesaisinin(temizlik görevlisi bu) akşam 20:00'dan önce bitmemesi.

Bu adamların aradığı ya da bulamadığı işçi yok; bu adamlar düzenli kölemen insanlar arıyorlar -ki normalde onu da buluyorlar sadece düzenli olmuyor kölemen arkadaşlarım sürekli iş değiştirmeye çalışıyor firmalar arasında-

yine dün az önce anlattığım ortamda bi' mimar arkadaşımız gösterdi; hatta iş ilanını bulabilirsem buraya da atayım 1,5 yıl söz vermek kaydıyla mimar arıyorlar yol v.s ücreti yok; ödenecek ücret kısmında 1500 türk lirası yazıyor. Bu ilanı gösteren arkadaşımız, istanbuldaki patronunu dava etmiş, 9 ay çalıştığı iş yerinde 4 aya yakın maaşını ödememişler(1850 lira alıyor) patronu mahkemede bu kişiyi tanırım ancak aramızda herhangi bir alacak verecek ilişkisi hiç olmadı demiş; çocuk maillerin ve arama-aranma kayıtlarının incelenmesi için talepte bulunmuş.

Piyasada iş yok, vasıflı vasıfsız hiçkimseye iş yok patronlar hala işçi bulamıyoruz diyorlar. Bunun 2 sebebi olabilir, ilk mesajda da anlattığım gibi; ya şovmendir, kamera görünce coşuyordur ve yalanlarla kendi hayatını renklendiriyordur. ya da birilerine yaranma çabası içinde yalan söylüyordur.

Sizce bulabiliyor mu bulamıyor mu olayına hiç gerek yok; açın hemen bi' tane online cv ya da bakın iş ilanlarına ve başvuru sayısına oradan deneysel sonuçlara ulaşın. Yahut varsa akşam 6 dan sonra 1 saatiniz; arayın bu otobüs duraklarına v.s asılan ilanları da 6'dan sonra bi' 10 dakika görüşmeye gidin, davet edilirseniz.

Zara grubundaki bi' mağaza yöneticiliği personeli ilanına sanırım 7000'e yakın başvuru vardı;
Yine hatırımda kaldığı kadarıyla benim de vakti zamanında birlikte çalıştığım bir grubun call center ilanına 6000'den fazla başvuru vardı -ki ilan çok yeni.
0
mete kudur
(08.10.17)
Duzce'de bilinmiş markaların fasonunu ureten firma vardı tekstil uzerine eleman sıkıntısından tasıdı fabrikayı istanbula karadeniz de fındık bahce vs işlerinde çalışacak sezonluk işci bulunmuyor gunluk fındık toplama ucreti 100 tl odedik sabah 8 aksam 530 yemek bize aitti
0
steward
(08.10.17)
Dogrudur. Calisma sartlarindan bagimsiz.
0
dunal
(08.10.17)
kardeş meyve sebze halleri hamalı, tarla sahipleri rençberi, mevsimlik işçiyi, hatta inşaatçılar formen hariç düz işçiyi, hatta balıkçılar miçoyu (sahil kasabasında yaşıyorum), buradaki işletmeler bulaşıkçıyı vs. kariyerden aldıkları gün dediğini yapacaz. söz.

mimarı, mağaza yöneticisi filan da vasıfsız işçi başlığında tartışarak sen gerçekten çok hedefe yönelik bir istatistiksel yöntem izledin. örneklemin bi harika. tebrik ederim.
0
niye ama
(09.10.17)
öncelikle babamla ya da annemle bağlantılı bir hukukumuz olduğunu düşünmüyorum. Ama varsa da canımız sağolsun.

Bunun dışında vasıflı vasıfsız tanımını ben yapmıyorum, ilanların ilgili yerlerinde firma yetkilileri yapıyor. Zaten üstüme vazife olmayan şeylerde tanımlamaları genelde ben yapmam, açarım teknik kitabını oradan bakar öğrenirim.

İddiana dair 2. mesele de, okuma yaparken sistemli değil de taraflı okuma yaptığından kaynaklanıyor, yani işçi , bulaşıkçı, hamal, benzinlikte çalışacak ön eleman,bilmemne çaycısı v.s gibi internet üzerinde ilanı bulunmadığını zannettiğin(bu kısmı da önceden görüp küçük bi' detay iliştirmişim Allah'tan) ilanları da ''otobüs duraklarında asılı ilanlar'' örneklemiyle piyasaya sürmüşüm.

İşin özü ikili diyalog değil esasında, çok basit bir test edebilme yöntemi olarak verdiğim detay bir yaklaşımdı. Ve uygulunabilirliği çok kolay. bunun dışında miço'yu bırak gemide çalışacak vasıfsız elemanın bile(alınırsın diye tekrardan belirteyim vasıfsız kısmı benim eklemem değil, ilan detaylarında yazdığı için) birçok(benim saymaya üşendiğim kadar) ilanı mevcut.

Yine bi' önlem olarak; şunu belirteyim bu ilanların çokluğu aklınızı bulandırmasın lütfen. Çok ilan olması çok personele ihtiyaç olduğunu göstermiyor. Yine yukarıda anlattığım üzere ilanlara geri dönüşler zaten neredeyse yaşanmıyor, hatta yine bu iş sitelerinde bu çok sık karşılaşıldığı için ''ilanı şikayet et'' portalı altında, ilan gerçek değil gibi bir şikayet sebebi de bulunuyor.
Keza halkın genelinde(bkz: genel) hiç görmediği bir yaradana inanıp, gördüğü işsizliğe inanmamak da çok şaşılacak bir mevzu da değil esasında.

Ama, bunun inançtan çıkıp savunulan kısmı analitik mantığa aykırı.

Yani, sen ''hayır ülkede işsizlik yok fabrikalar çalışacak adam bulamıyor'' u destekleyen tek fikrin '' insanımız iş beğenmiyor'' seviyesinde ısrar ettiğinde, aslında görmemek/bilmemek(cehalet)den ziyade bilinçli ya da refleksi bir şekilde konuyu saptırdığını ve yanlışta ısrar ettiğini düşünmekteyim.

Yani bu o kadar da düşünsel birşey değil, devletin bu alanda görevli kurumları var açıp oradan bile bakılabilir; hakikaten fabrikalar çalışacak işçi bulamıyor ülke de işsizlik yok(?) ya da yine tek tutar dalınız olan; milletin çalışmaya ihtiyacı/gönlü yok güllük gülüstanlık(en azından insanlar çalışmadıklarında da içinde bulundukları duruma razı?) mı memlekette yoksa işler tam tersi(-ki özellikle şu dönemde) mi görülebilir.

bir de insanların tercih etme mekanizmasını da göz önüne almak gerekiyor; yani arz-talep olayına biraz daha yakınlaşmak.

Uyarılar üzerine edit: bazı ''kavramları'' yanlış kullanmış ve -de -da'ları kuralın uygun ayıramamışım. Bu yüzden yazıyı anlamadığını iddia edecek arkadaşlarımız varsa ve illa anlamak için ısrar da ederlerse 2.3. hatta ve hatta 4. kez okumalarını tavsiye etmekten başka bi' çarem yok; aklım ve dilim en fazla bu kadar çalışıyor, ne yapalım. bir de şunu ekleyeyim; yazarken dinledim; youtu.be
0
mete kudur
(09.10.17)
benim gördüğüm kadarıyla doğru. ofis ortamı avm gibi yerlerde çalışmak istiyor insanlar, atöyleler çırak, vasıfsız işçi bulamıyor.

Ben 1250 kişinin çalıştığı bir fabrikanın işlerini yapıyorum. Burada sabah 8 akşam 5, yemekler düzgün, sosyal imkanlar iyi. isteyene kaynak eğitimi veriliyor, bayramda falan paketi hazır, servisi var. Ama kaynak yapacak adam bulamıyorlar.

gelen bütün tedarikçiler aynı konudan şikayetçi; masa başı işlerde binlerce başvuru alıyorlar, ama tezgahta çalışmaya kimse yanaşmıyor.

neden anlamıyorum, ama düşününce işim masabaşı olduğundan anlamıyor olabilirim.
0
babilbaligi
(09.10.17)
istanbul'da 250 kişilik bir fabrikada çalışıyorum.

verilen ücretler asgari ücretin biraz daha üzerinde. buralarda aşağı yukarı vasıfsız(vasıfsız da değil aslında talaşlı imalatçı ise işten az çok anlaması gerekiyor mesela) her işçi bu paraları alabiliyor. dolayıyla işe giren eleman işten çok rahat ayrılabiliyor. girip 2 gün çalışıp canı isterse 1 gün içerisnde baska yere yine aynı fiyata başlayabildiği için sirkülasyon fazla. işe başlayacağım diyor gelmiyor, yapacağı işi işe girdikten sonra beğenmiyor ayrılıyor vs. bunun kriz ortamı ile ilgisi yok bence genel olarak fabrikalarda operatör olarak çalışacak insan bulmak veya çalışan elemanı uzun süre tutabilmek çok zor.
0
t joe
(09.10.17)
şöyle anlatayım sağlam bir kalıp ustası müthiş paralar kazanabilir.
0
Apocalypse
(09.10.17)
zamanında vasıflı halimle teknik eleman olarak gittim, vasıfsız pozisyona başvurdum, almadılar, birden fazla fabrikaya gitmiştim. yoldan geçerken de uğramadım, görüşmeye çağırdılar falan. kafası çalışmayan ama verilen komutu eksiksiz yapacak köle arıyorlar hep. verdikleri paraya bişey demiyorum zaten hiç.
0
hasmetizm 2046
(09.10.17)
Evet bulamıyorlar. Vasıfsız işçi çok, işsiz de çok ama iş beğenen yok aralarında. Çok büyük çoğunluğunun beklentileri mantık sınırlarının dışında olduğu için işverenler için büyük sıkıntı bu konu. Maaşları günü gününe ödeyen, çalışanlarının primlerini eksiksiz yatıran, arada çay ve sigara molalarına izin veren, acil bir durum veya hastalık olduğunda anlayış gösteren, resmi günlerde ve hafta sonları çalıştırmayan, gerekli bütün çalışma ve iş güvenliği koşullarını sağlamış, en kaliteli yemek ve servis hizmetini sunan fabrikaları bile beğenmeyen sayısız işçi gördüğüm için artık bu duruma şaşırmıyorum.
0
iwasbornonamountainside
(09.10.17)
(7)

squash çok uyduruk bir oyun değil mi?

diffarentiationation
bilmeyenler için: https://www.youtube.com/watch?v=Rg237J9JGxobiri, diğerinin önüne geçemeyince sayı oluyor. ufacık kutu içinde. böyle spor mu olur?
bilmeyenler için: www.youtube.com

biri, diğerinin önüne geçemeyince sayı oluyor. ufacık kutu içinde. böyle spor mu olur?
0
diffarentiationation
(08.10.17)
şahane bi' oyun. Ben sanırım 2 yıl kadar oynamıştım. Futboldan bile bu kadar çok keyif almamışım, tek problemi alan dar olduğu için ter kokusu oluşabiliyor. baya güç ve çeviklik isteyen güzel bir spor.
0
mete kudur
(08.10.17)
@mete erkek kız çok güzel oynanır da iki erkek ufacık alanda sıkıntı çıkmıyor muydu?
kız erkek oynanabileceği şimdi aklıma geldi ve güzel bir oyun olabilir aslında. ben bir araştırayım.
0
🌸diffarentiationation
(08.10.17)
ter kokusu hariç bi' sıkıntı çıkartmıyor. kız erkek nasıl olur bilmiyorum, cilveleşme açısından yaklaşıyorsunuz sanırım, olabilir. yanyana maç yapılan sanırım tek spordu bu; yani o açıdan keyifli zaman geçirtebilir.

Onun dışında yapısı itibariyle tenise benziyor, teniste kız erkek maçları nasılsa bunda da öyle olacaktır büyük ihtimalle.
0
mete kudur
(08.10.17)
en şahane oyun bence. ben hep tek kişi oynadığım için iki kişi nasıl olur bilmiyorum. spor olsun diye yapıyordum ben ve dikkatimi/odak süremi artırabilmek için.
0
kendi kendine yasayan yavrucak
(08.10.17)
izlemesi çok zevkli ama oynaması cinnet geçirtir. Nerede oynuyorsunuz bunu?
0
imelih
(08.10.17)
Yan yana maç yapılan tek spor mu hahaha.

Güzel spor bence. Çok eğlenceli olduğu kesin. İzlemek bile zevkli.
0
Delay Fuze
(08.10.17)
Endüstriyel futbol var olduğu sürece hiç bir oyun ondan daha fazla overrated olamaz.
0
dannycarey
(08.10.17)
(18)

Maksimum 200 sayfalık mükemmel kitaplar

i need dolar
Merhaba duyuru sakinleri,Son aylarda çokça kitap okumaya başladım. Bana çok iyi geldi. Yeni kitaplar arayışı içindeyim.Tercihen bir ya da iki gecede bitirebileceğim çoğunlukla kişisel gelişime yönelik akıcı kitaplar arayışı içindeyim. İlham verici, bilgilendirici, ufuk açıcı ve benim hayatımda öneml
Merhaba duyuru sakinleri,

Son aylarda çokça kitap okumaya başladım. Bana çok iyi geldi. Yeni kitaplar arayışı içindeyim.

Tercihen bir ya da iki gecede bitirebileceğim çoğunlukla kişisel gelişime yönelik akıcı kitaplar arayışı içindeyim. İlham verici, bilgilendirici, ufuk açıcı ve benim hayatımda önemli ölçüde yer edindi diyebileceğiniz kitapları paylaşmanızı rica ederim. Bu kıstasları karşılayan edebi bir eser de olabilir...

Benim gibi diğer üyeler de faydalanır umuyorum. Katkılarınız için şimdiden teşekkür ederim.
0
i need dolar
(05.10.17)
Knut Hamsun-Açlık
0
angelus
(05.10.17)
machiavelli prens
guy debord - gösteri toplumu
0
isvicre rakisi
(05.10.17)
Tembellik Hakkı
0
kobuzchu kiz
(05.10.17)
yusuf atılgan - aylak adam
edip cansever - ben ruhi bey nasılım
steinbeck - fareler ve insanlar
ferenc molnar - pal sokağı çocukları
camus - yabancı
0
otonomo
(05.10.17)
-efendi ile uşağı/tolstoy
-beyaz geceler/dostoyevski
-yüzbaşının kızı/puşkin
-kaosun kutsal kitabı/caraco
-anarşist ahlak/kropotkin (başucu kitabım <3)
-tormesli lazarillo /anonim
-kral oidipus/sophokles
-polikuşka/ tolstoy
-açlık/knut hamsun
-ilk aşk/turgenyev
-tersi ve yüzü/camus
-schopenhauer/ölümün anlamı
-schopenhauer/seçkinlik ve sıradanlık üzerine
-tolstoy/kreutzer sonat (evlenmeden önce mutlaka okunması gereken bir kitap)
0
lafıolmaz
(05.10.17)
illa maksimum 200 sayfa olacaksa saatleri ayalama enstitüsü'nün ilk 200 sayfası (çok ciddiyim)

ya da çok daha çerezlik olsun diyorsanız da emre yılmazın yekten kişisel gelişim eseri(!) şeytanın fısıldadıkları. (ben yarısında çıkmıştım)
0
mete kudur
(05.10.17)
Hayatıma en büyük katkıyı sağlayan kitaplar;

Epiktetos - Düşünceler ve Sohbetler
Marcus Aurelius - Kendime Notlar

ikisi de stoacı filozoflardır. Bilhassa epiktetos'un kitabı tam bir başucu kitabı. Düştüğünüzde okuyunuz, kalktığınızda da.

Wilhelm Reich - Dinle Küçük Adam;
Küçük adamların da küçük "büyük adamların" da okuması gerektiğini düşündüğüm bir kitap. Çok iyi bir pencere.

Filibeli Ahmet Hilmi - Amak'ı Hayal.
Bu yazarı tanımamak, kitaplarınının tozlu raflarda kaybolmasına sebep olmak bir ayıp, bir suç! Aynı yazarın "Üniversiteli Gençlerle Bir Konuşma" adında bir kitabı daha var. PDF haline getirip internette bir kaç yere yükledim. Bulunabilir, bulamazsanız mail size iletirim. Bir saatte okunabilecek bir şey.
0
dahinnotha
(05.10.17)
martin eden sanırım 550 civarı, elimde şu an max. 200 sayfalık kitap arıyosanız sıkabilir. ama bence güzel, akıcı.
fareler ve insanlar
ölümcül kimlikler
yeraltından notlar
diyorum ben de. içinde kişisel gelişime veya varoluşa dair en az fayda verici olan fareler ve insanlardır ama yine de güzeldir.
0
cabiday
(05.10.17)
bertrand russel - evlilik ve ahlak.

oldukca bilgilendirici ve doyurucuydu
0
rahip janick
(05.10.17)
Hayvan Çiftliği
Fareler ve insanlar
0
marowak
(05.10.17)
İnsan ne ile yaşar ? - Tolstoy
0
EasyTiger
(05.10.17)
boris vian - mezarlarınıza tüküreceğim
0
bohr atom modeli
(05.10.17)
Ben de kişisel gelişim kitaplarını seviyorum ve mümin sekman ın çoğu kitabını okudum ve hoşuma gitti. Sen de okuduğun kitapları yazar mısın yada mesaj atar mısın merak ettim
0
keep out
(05.10.17)
Antabus
0
mutlusismankedi2015
(05.10.17)
Sanırım bir sene boyunca okuyabileceğim bir kaynak oluştu burada. Katkılarınız için çok teşekkürler. Sağolun, varolun :)
0
🌸i need dolar
(05.10.17)
secrexv2
(05.10.17)
veronika ölmek istiyor

250 sayfa da olabilir ama iki gecede rahat bitirirsin
0
isimsiz uye
(05.10.17)
tekrar teşekkürler
0
🌸i need dolar
(06.10.17)
(4)

is secimi

tizi reftar olanin payine dagmen dolasir
bu secimde siz hangi kriterleri goz onunde bulundurursunuz?sizin icin artilar nedir eksiler nedir?mesela anlasamayacaginiz kisiler + 600 tl miyoks anlasabileceginiz kisiler mi?
bu secimde siz hangi kriterleri goz onunde bulundurursunuz?

sizin icin artilar nedir eksiler nedir?

mesela anlasamayacaginiz kisiler + 600 tl mi

yoks anlasabileceginiz kisiler mi?
0
tizi reftar olanin payine dagmen dolasir
(04.10.17)
anlaşabileceğin kişilerle de sorun yaşarsın. artıyı al derim.
0
nocturness
(04.10.17)
Anlaşmak önemli değil de; anlaşamadık diye firmaya kar ettirmene rağmen çıkışı verebilecek egosu yüksek karakteri küçük kişilerle çalışmaya çıkıyor Anlaşamayacağımız kişiler. Yani ben iş yerinde huzuru gereksiz gören birisiyim, gün sonunda deftere ve işten aldığım keyfe bakarım ama; insanlar bu şekilde düşünmezler genelde.

O yüzden bence eğer profesyonel bir yaklaşımı sürdürebilecekse firma anlaşamayacağım kişiler +600 (hem daha keyifli, kendi sosyal çevreni kendin kurarsın)

Ama eğer öyle değilse memur mantığıyla anlaşabileceğim kişilerle çalışmaya devam.
0
mete kudur
(04.10.17)
anlaşamayacağın kişiler biraz açılması lazım ego vs durumları mı yoksa dışarıdan görüp ısınamadığın tipler mi vs gibi.

1400 mü yoksa 2000 mi
yada 10000 mi 10600 mü diye sorarsan daha anlamlı olur
0
basond
(04.10.17)
Valla anlaşamayacağın kişi senin seviyense idare edersin. üst seviyense girme boku çıkar.
0
lcha
(04.10.17)
(16)

Buradan nasıl bir sonuç çıkar? - iş hayatı

frankie
selamlar iş yerinde şöyle bir olay oldu:iş arkadaşıma bu ay daha az maaş yatmış. herhangi bir açıklama yok. sgk'sı da ona göre az yatmış.arkadaşım da bunu görünce patrona mail atmış. böyle böyle olmuş sebebi nedir, yoksa hukuki yola başvuracağım yazmış. bunu gören patron hiç cevap atmayıp direkt çık
selamlar iş yerinde şöyle bir olay oldu:

iş arkadaşıma bu ay daha az maaş yatmış. herhangi bir açıklama yok. sgk'sı da ona göre az yatmış.

arkadaşım da bunu görünce patrona mail atmış. böyle böyle olmuş sebebi nedir, yoksa hukuki yola başvuracağım yazmış. bunu gören patron hiç cevap atmayıp direkt çıkışını vermesini söylemiş ik'cı arkadaşa. ik'cı, arkadaşa gelip noldu böyle bişey istedi patron, hazırlıyorum deyince öğrenmiş durumu.

şimdi işverenin maaşı düşürme gibi bir hakkı yok zaten diye biliyorum. peki arkadaşın da direkt hukuki yola başvuracağım demesi fazla mı?

not: yüz yüze konuşulacak bir ortam yok patronla böle bir konuda, anca mail.
0
frankie
(04.10.17)
Fazla tabii, öncesinde İK'dan bordro isteyip bakması gerekir.
Patronun hassas anına denk gelmiş ki o da aşırı tepki vermiş.
0
cakabo
(04.10.17)
yoksa hukuki yola başvuracağım diyerek rest çekmiş seninki
patronda o resti görerek all-in demiş
ya belki ik'cı yanlış yatırdı yanlış hesapladı muhasebede bir hata var eksik para var devamı yarına yatıcak vs
insan bir iki yere sorar hemen 'avukat takıcam peşinize' moduna neden girmiş ki eleman
geçmiş olsun
0
dedim dedim de kime dedim
(04.10.17)
ilk mailde yoksa hukuki yola başvuracağım demesi gereksiz olmuş.

bunun normali; müdür bey iyi akşamlar...

maaşımda eksik bir tutar var konu hakkında kiminle görüşebilirim demiş olsaydı, müdür sebebini biliyorsa söyler yoksa diğer birimlere yönlendirip bir cevap almasını sağlayabilirdi.

hukuki bir durumda, maaşını düşürmedik muhasebesel bir hata olmuş der çıkar işin içinden.
0
eeb
(04.10.17)
fazla ki ne fazla. öyle bir şey denir mi yahu? iyi yapmış patron bence.
0
goodman
(04.10.17)
6 aydan uzun süredir çalışıyorsa işe iade davası açsın.

yalnız arkadaşın daha iş hayatının dinamiklerini bilmiyor patrona gider saçma olmuş,ik varsa mail atar sorarsın neden böyle diye.
0
prezarlatif
(04.10.17)
İş arkadaşınızın alacağı ile ilgili bilgi istemesi haklı, kullandığı amatörce ve tehditkar üslüp konusunda haksız.

Patron parayı tam olarak ödemeli. Bundan sonra çalışmak isteyip istemeyeceği ise kendi kararı.
0
otonomo
(04.10.17)
arkadasin cok tezcanli davranmis ve cezasini cekiyor maalesef. patron hakli demek istemezdim ama hakli gibi.
0
baldur2
(04.10.17)
Patron hakli diyen adamlar var şaka gibi. Hukuki haklarini kullanmak ne zamandan beri tehdit içeriyor. Zaten tehdit olsa hukuki hak olmaz. Insanlarin konusacak kadar akla sahip olmamalari benim bu dunyadaki cezam sanirim. Uslup hatasiymis da patron isten atmis hakliymis. Bu patronlar sizr yaptığınız is karsiligi para veriyor baska bir meseleden dolayi degil. Sonra bu insanlar dert yanacaklar "x kişisi yalakalik yapti benim hakkim olan y'yi aldi diye" beter olun.

Asabim bozuldu.

Arkadaşiniz hakli uslup dogru yanlis bunun üzerine konusulabilir ancak ne olursa olsun sonuc isten cikarilma olmamaliydi. Oyle adamlarin şirketinde calisilmaz zaten kurtulmus tazminatini da alip keyfine baksin bi' süre. Insallah daha güzel ve gercekten profesyonel insanlarin yönettiği bir is bulur.

Mahkemeye verip ise geri dönebilir ama bu firmada durmaya yahut boyle bir adamla inatlasmaya gerek yok, tazminat icin bu "patron"a teşekkür edip yalamalariyla mutluluklar dileyip önüne baksin.
0
mete kudur
(04.10.17)
Ben de hey corc'a katılıyorum. Böyle bir rest ilk mailden çekilmez. Borcunu eksik yatıran arkadaşınıza seni avukata veririm diye yazılı mail mi atarsınız yoksa arayıp hayrola abi bi yanlışlık bi sıkıntı mı var mı dersiniz? Böyle usluba sahip biri ilk fırsatta seni tokatlamak için fırsat arıyorum mesajı verir, bunu da kimse istemez etrafında.
0
roket adam
(04.10.17)
"şimdi işverenin maaşı düşürme gibi bir hakkı yok zaten diye biliyorum."

Adamın maaşı düşürdüğünü nereden çıkarttınız? Haberi bile yok belli ki.

"peki arkadaşın da direkt hukuki yola başvuracağım demesi fazla mı?"

Bence fazla.
0
6 yasimdan beri metal dinliyorum
(04.10.17)
arkadasin biraz suursuzmus gibi duruyor. maas eksik yatinca dogrudan patrona mail atmak cok cahilce ve afedersiniz ama salakca bir hareket. gerci maildeki uslubunu bilmiyoruz. isini nasil yaptigini da bilmiyoruz. is yerindeki hal ve hareketlerini bilmiyoruz vs. ama her ne olursa olsun, bir anlamda arkadasin icin iyi olacak. bir maille calisaninin isine son verebilecegini dusunen egoist bir patronun sirketinde kolelik etmektense gitsin kendine kurumsal bir sirket bulsun. ama once hakkini arasin. cunku patrona maasim neden eksik maili atmak isten cikarma sebebi degildir.
0
jimicik
(04.10.17)
maaşları patron mu yatırıyormuş da patrona mail atmış acaba? arkadaşın harbi malmış kusura bakma. üstüne de hukuki yollara başvuracağım diyerek ileri gitmiş. arkadaşına sor bakalım o maili koç holding çalışanı olsa ali koç'a mı atacakmış?

ben olsam o anda güvenliği gönderip dışarı attırırdım.
0
naksidil
(04.10.17)
Böyle ergen ergen hareketler yaparsan çıkışını ister tabii patron. İyi yapmış. Arkadaşızın bunu sorugulamasında bir problem yok tabii ki, her türlü hakkıdır; ama beraber çalıştığınız insanlara karşı onları sevmesiniz bile saygılı olmalısınız. işi hemen emek sömürücü patron muhabbetine getirmek saçmalık ve konuyla alakası yok. Kendisine ders olur bir daha nasıl davranması gerektiğini bilir artık.
0
synesthesia
(04.10.17)
çalışılan işyerinde kişi sayısı 30un üstünde değilse iş güvencesi yoktur, işe iade davası açamazsınız. yukardakiler atıp tutmuş da adama bilip bilmeden gaz vermeyin.
0
benaslinda
(04.10.17)
arkadaşın baştan aşağı haksız.
0
basond
(04.10.17)
Ben de kovardim. Geçmiş olsun.
0
rusyalı kozmonot
(04.10.17)
(6)

tik konusu

binder dandet
Cevaplayan herkes genelle ''tik'' leniyor,Doğrusu sadece doğru cevabın tiklenmesi değil mi?örf ve ananeler mi mevcut?
Cevaplayan herkes genelle ''tik'' leniyor,

Doğrusu sadece doğru cevabın tiklenmesi değil mi?

örf ve ananeler mi mevcut?
0
binder dandet
(03.10.17)
doğru cevap mı yoksa soruyu soranın hoşuna giden cevap mı?

göreceli bir soru soruluyorsa?
0
rahip janick
(03.10.17)
tiklemezsen kavga çıkıyor, barışçıl bir budist olarak herkesi tikliyorum unutmazsam
0
cedex
(03.10.17)
"Soruyu açan sizseniz ve cevap sizi tatmin ettiyse, sol tarafta bir kutucuk var. İşte o kutucuk bizim için pek bir değerli. Sorunuza gelen cevapların sizin işinize yarayıp yaramadığını hem sorunuza cevap veren hem de aramaya inanıp da sorunuzu görenler oradaki ‘tik’e bakarak anlıyor. Doğru cevap/cevapları bir zahmet işaretleyin, kimsenin kalbi kırılmasın. Cevap doğru değilse formalite icabı işaretlemeyin; hem ayıp, hem de kendinizi kandırmış olursunuz."
0
perloneth
(03.10.17)
doğruyu söylediğin zaman tik vermiyorlar. çok mühim sanki mk.
0
secrexv2
(03.10.17)
Bu konu benim normalde takıldığım bir şey; yani millet sağda solda ona buna ''troll'' diye ağlıyor. Oysa zaten sistemi başta kurmuşlar, adamın cevap sayısı ve ''cevap bu'' oranından bir çıkarım yapın diye.

Lakin; burada da insan öznesinin önüne geçilmiyor.

Yani tik' konusu şöyle problemlerle karşılaşıyor;

Adam anket sorusu mu açmış, cevabı beğensin beğenmesin hepsini tiklemesi lazım çünkü zaten anket olduğu için bütün cevaplar ''cevap bu'' teşkil ediyor.
Adam fikir mi sormuş, orada da bütün cevapları 'tik'lemesi gerekiyor olumlu/olumsu/ya da alaycı; çünkü zaten fikir sormuş.
Adam teknik birşey mi sormuş; o zaman sorunun gerçek çözümünü tiklemesi gerekiyor.

Ama bizim insanlarımızda mukadderat gereği, genelde hanımlar çok yapıyor; hoşlarına gitmeyen yahut kendilerinin fikrine(değil mi diye sordukları için genelde) aksi bir yaklaşım geliştirildiğinde aslında ''cevap bu'' olan cevabın cevap bu olduğunu kavrayacak kapasiteleri kalmıyor, cevaba sinirlendikleri için zaten normalde çok çalışmayan beyni kendisini kitliyor ve sinir harbiyle ''cevap bu'' ayrımına varamıyor. Oysa bu çok teknik ve çok da açık(yani yoruma kapalı, net olarak tanımlanmış) bir konu(hangi durumlarda ''cevap bu'' sistemi)

bir de bazı arkadaşlar var, ne olursa olsun tik kullanmayan; adam soruyu soruyor cevapları okuyor ama tik kullanmıyor, tik kullanımından haberdar değil.


işbu yüzden artık tik kullanımı, ya millet kırılmasın diye tikleyen hepsini tikliyor, ya hiçbirini tiklemiyor ya da karaktersizlik örneği olarak ''tavır'' yaklaşımıyla kendisini yalayan cevapları tikliyor. (instagramdaki gibi bi' engelleme sistemi gelse iyi olacak aslında bu iş için)


Avam pek okuduğunu idrak edemiyor, ve kim bu cümleyi okuyorsa kendisini avamdan saymıyor acıklı bir şekilde; oysa adamlar şurada yazmışlar www.eksiduyuru.com katılırsın katılmazsın ama kurallar bunlar, kullanıyorsan bunlara tabisin.
0
mete kudur
(03.10.17)
İşte geldin sorunumuza çözüm olmasa da bir merhem olmaya çalıştın ilgilendin diyerek tik verilebiliyor.
Kötü yanı cevabı kesin bir şekilde belli olan sorularda bir birine karşıt olan cevaplar da tik alabiliyor.

@ secrexv2 ++
Evet haklı da olsan duyuruyu açan kişiye gönlünü hoş edecek cevap vermezsen tik falan gelmiyor :)
İnsanlar tatlı yalanlara muhtaç maalesef
0
1adam
(03.10.17)
(2)

Siparişte kişi sayısına aldırmadan tek meze koymaları saçma değil mi?

hadi ya la
Çorba, kebap, pide sipariş ettiğimizde bir kişi de olsa beş kişi de olsa tek meze gönderiyorlar. Geçen gün dört kişiydik, sipariş notuna 4 kişiyiz, ona göre meze koyarsanız seviniriz yazdık, kurye bin türlü laf etti. Normalde tek meze veriyoruz da bilmem ne.KİM HAKLI?
Çorba, kebap, pide sipariş ettiğimizde bir kişi de olsa beş kişi de olsa tek meze gönderiyorlar. Geçen gün dört kişiydik, sipariş notuna 4 kişiyiz, ona göre meze koyarsanız seviniriz yazdık, kurye bin türlü laf etti. Normalde tek meze veriyoruz da bilmem ne.

KİM HAKLI?
0
hadi ya la
(03.10.17)
Siz haklisiniz. Yorumlara yazin 1 puan versin gitsin. Tabi bir daha oradan alisveris yapamazsiniz. Engelliyorlar :P
0
Traveller
(03.10.17)
Şöyleki bu soruya bile gerek yok; mesela adam 2 lahmacun istediğinizde 1 meze koyuyorsa 4 kişi 8 lahmacun istediğinde 4 meze koyacak; hatta ve hatta 1 kişi de 8 lahmacun istese 4 meze koyacak. Kurye de öyle densizlik filan edemez, ben olsam geri gönderirdim mesela.

Yani, adam oraya mezeyi yazdıysa illa xkatları şeklinde getirecek. esnafın bile ahlaksızına kaldık Allah sonumuzu hayretsin.

+zaten normalde esnaflık, siz 2 lahmacun alsanız bile o nota ''4 kişiyiz ona göre meze koyarsanız seviniri'' yazdığınız da normal esnaf bol bol mezeyi koyar üstüne bir de espiri yapar. Meze dediğiniz şey dünden kalmış salatanın robottan geçirilip adına ezme dedikleri şeyle; 3 yaprak marul maydonoz soğan ve lütfederlerse de 4 tane sıkma makinayapımı bulgurköfte.

Esnafın salağı bu aslında para etmeyecek miktardaki şeylerle müşteri kaybediyor işte, farkında değil.
0
mete kudur
(03.10.17)
(5)

Hazırlık sınavları vs ielts

sack jparrow
Boun ve bilkentin hazırlık atlama sınavları mı daha zordur ielts mi? Hangisi daha seçicidir
Boun ve bilkentin hazırlık atlama sınavları mı daha zordur ielts mi? Hangisi daha seçicidir
0
sack jparrow
(02.10.17)
cope koparır diye bi' deyiş var ama bilkentlilerin uydurması da olabilir.Bir de hem odtü hem de bilkentde eğitim görmüş arkadaşım bilkent daha zor demişti. boun hakkında hiç bir fikrim yok ama

sanırım bu sıralamada ielts daha mantıklı
0
mete kudur
(02.10.17)
Bilkent'in sınavı gayet cacıktı, İngilizce bilmeyenler geçemeyip zor diyor işte, hiçbir zorluğu yoktu. Hatta öyle ki sınavı atlayıp da düzgün İngilizce bilmeyen bir sürü kişiyle karşılaştım.
0
i was made for you
(02.10.17)
boun'un readingi > ielts readingi
boun'un writingi .> ielts writingi
boun'un listening > ielts writingi
boun'da speaking yok :)


ben ielts general'a bakmistim yanniz, academic'e degil.
0
fakyoras
(02.10.17)
Boun ve ielts sınavlarına girdim.

Zorluk dereceleri olarak,
Boun reading>ielts reading
Boun writing=ielts writing
Boun listening kimin okuduğuna bağlı olarak değişiyor bence ama ieltsten kolaydı benim için.
Boun speaking yok.

Kısacası hangi sisteme daha alışkınsanız ona girin. üniversite öğRencisi iseniz okulun sınavına girmeden ielts almaya lüzum yok bence.

Ben aynı puan bantlarını almıştım ikisinden de. Seçicilik olarak aynı bence.

Dediklerim ielts academic için geçerli general'a daha kolay diyorlar. Ama boun sadace academic kabul ediyor zaten.

Kolay gelsin.
0
kendi kendine yasayan yavrucak
(03.10.17)
Kararımı
Boun writing> ielts olarak değiştiriyorum. Konu olarak filan ielts çok daha kolaydı.
0
kendi kendine yasayan yavrucak
(03.10.17)
(4)

Ayaklarım çirkin mi v2

binder dandet
Şimdi şuraya havaya dikilmiş kıllı ayaklarımın fotoğrafını atsaydım ve ayaklarım nasıl diye sorsaydım tepkiniz ne olurdu?choose wisely......
Şimdi şuraya havaya dikilmiş kıllı ayaklarımın fotoğrafını atsaydım ve ayaklarım nasıl diye sorsaydım tepkiniz ne olurdu?


choose wisely......
0
binder dandet
(02.10.17)
yeşillendirirdim.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(02.10.17)
fotoğrafa bakmazdım. şahsi algılama lütfen, kıl sevmiyorum.
0
mete kudur
(02.10.17)
bilgisayar nasıl diye sorardım.
0
secrexv2
(02.10.17)
arka planda hometech bilgisayar olursa beğenirim.
0
uyusam iyi olur
(02.10.17)
(19)

Telefonu ekran koruyucusuz kullananlar

diffarentiationation
Evet bu umarsız, cesur arkadaşlara sesleniyorum.Ekranınız çizik mi? Ne zamandır ekran koruyucusuz kullanıyorsunuz?Neden koruyucu kullanmamalıyız? Hayatınız nasıl değişti?Zincilerimi kırmak istiyorum ama yeteri kadar cesaretim yok!
Evet bu umarsız, cesur arkadaşlara sesleniyorum.
Ekranınız çizik mi? Ne zamandır ekran koruyucusuz kullanıyorsunuz?
Neden koruyucu kullanmamalıyız? Hayatınız nasıl değişti?
Zincilerimi kırmak istiyorum ama yeteri kadar cesaretim yok!
0
diffarentiationation
(02.10.17)
Aldığımdan beri ekran koruyucusuz ve kılıfsız kullanıyorum (1.5 seneyi geçti) ekranım çizik değil. Ekran koruyucu ve kılıfın telefonu kalınlaştırıp takozlaştırmasını sevmiyorum.
Çizik falan yok, hiç düşürüp kırmadım da. Düştü tabi de kırılmadı.
Telefona evladım gibi değer verip sarıp sarmalama ihtiyacı hissetmiyorum. Maddi bir şey en nihayetinde.
0
bir nick var benden iceri
(02.10.17)
Bir seneden fazla oldu alalı ve hiçbir çizik yok. Her şey daha güzel, kuşlar ötüyor, atlar kişniyor, ineklerin bahsini bile açmıyorum.
0
clones
(02.10.17)
eskiden 6110'um vardı onu kılıflı kullanıyordum ondan sonraki bütün telefonlarımı kılıfsız ve koruyucusuz kullandım. kelimenin tam anlamıyla şımarıklık. Hani şu zaten koruyucuya gerek olsa koca apple koyardı safsatasının ardına sığınmadan, sırf şekli güzel geliyor diye kılıfsız kullanıyorum.

kullandığım telefonun ekranını 1 kez değiştirdim ve şu anda da sağ üst köşesinden diagonal şekilde 2 cmlik bi' derin çizik(çatlağımsı) var.

bulaşık yıkarken eldiven araba alırsanız film, sevişirseniz kondom, telefonda da koruyucu. Ne olursa olsun kılıfsız iş yapmayın.
0
mete kudur
(02.10.17)
3 sene ekran koruyucusuz kullandım telefonu. Çok fazla yere düştü bu sürede ama ekranda bir tek çizik bile olmadı. Sadece telefonun son günlerinde bir kez çok kötü düşürdüm ve o zaman da ekranda değil de telefonun kenarında ufak 1-2 çizik oldu.

Bu bahsettiğim telefon iphone 4'tü. Sonra değiştirmek zorunda kalınca daha iyi bir modelini alıp ekran koruyucu taktırdım. Bu sefer eskisinin yanında aşırı hafif kalan bir düşmeyle ekran koruyucusu paramparça oldu bunun.

Demek ki neymiş? Telefon iphone 4 değilse koruyucu şartmış. Ama 4'ümü kullanabilseydim hala senelerce ekran koruyucusuz kullanırdım daha. :(
0
ms brownstone
(02.10.17)
4 yıldır koruyucusuz kullanıyorum. ekranda çizik yok ama kasada epey çizik var. neden kullanmadım çünkü bu ekranlar zaten çizilmeye, darbeye karşı vs. dayanıklı. telefonum defalarca düştü ama ekranı vs. kırılmadı.

elektronik şirketleri telefonlarının ekranlarını, çözünürlüklerini vs. 1% oranında geliştirmek için milyarlarlarca dolar harcarken 3 liralık bir plastik (veya polikarbon her neyse) koruyucu ile o ekranın verimini düşürmenin anlamı yok.
0
giovanne
(02.10.17)
Kilif kullanmiyorum ekran koruyucu da yok. Ekran da cizik yok ama kapak cok cizildi. Kenarlari filan da soyuldu. Pahali telefon almadigim icin umurumda degil. 2bucuk 3 yil sonra degistiririm.
0
allah yazdiysa bozsun
(02.10.17)
Kapakli deri kilif var, bu yuzden cizik degil. Onceki telefonumun cizikten ekrani gozukmuyordu. Hor kullanirim.
0
stavro
(02.10.17)
Ben de koruyucusuz ve kilifsiz kullaniyorum. Telefonlar pahali, ekran tamiri de keza oyle ama telefona 3000-4000 TL verip ondan sonra esek kadar bir kilifa sokmak ya da canim IPS ekranin uzerine dandik cin mali koruyucu yapistirip goruntunun anasini aglatmak mantikli gelmiyor. Ya bunlarin da alitelisini tercih etmek lazim -ki hem pahali hem de hala telefonun kullanilabilirligini baltaliyorlar, ya sigorta falan islerine girmeli (Acikcasi ne kadar iyiler, kullanislilar bilmiyorum), ya da Allah buyuktur deyip korumasiz gitmeli. Ben sonuncuyu tercih ettim, son 5 senede bir vukuat yok.
0
salihdt
(02.10.17)
3000 liralık telefon kullanmıyorum. 1000 liralık işimi görecek f/p telefon kullanıyorum, o yüzden kılıf ekran koruyucu falan takmadım. düşürdüm, ekran kullanımımı etkilemeyecek kadar kırıldı, umrumda değil. pahalı telefon olsaydı, kahrolurdum.
0
orange coffee
(02.10.17)
benim aldığımdan beri yaklaşık iki senedir ekran koruyucu vardı. geçen sene ekim kasım gibi yere düştü, kenarlardan kırıldı. ben de rahatsız ediyor diye çıkardım. ondan bir iki gün sonra bi sinir harbinde fırlattım telefonu ve sonuç;
www.eksiduyuru.com

değiştirmedim de öyle kullanıyorum bi senedir.

şu an o kenardan döküle döküle daha da açılmış durumda.
0
elorelia
(02.10.17)
4s den beri koruyucusuz ve kılıfsız kullanıyorum. 1 kere cam kırılma sorunu yaşadım tamamen kendi mallığımdan. iphone alıp kılıfa koyunca büyüyor telefon. ekran koruyucu konusunda da ekran çizmek zaten zor.
0
prezarlatif
(02.10.17)
1 sene önce Z5 almıştım. Aldığım günden beri telefona kılıf ya da koruyucu takmadım. Aldığım tüm aletlerin aldığım gün jelatin vs ne varsa çıkartır bir daha takmam. Benim yaşam felsefem bu. Bunlar ürünler ve kullanılmaları eskimeleri lazım. Eskidikçe daha mutlu oluyorum bile diyebilirim. Ekranda kılcal çizikler vardır hiç dikkatimi çekmiyo. Ama telefonun yanları normalde grimsi olmasına rağmen şuan çok fazla sayıda siyahlık var. Alttaki metal gözüküyo. Arka tarafı bir hafta önce çatladı. Ama beni rahatsız eden bir şey yok.
0
Nature Works
(02.10.17)
Note 8 kullanıyorum. 10 gün oldu. Hem kalem kullanımını sınırladığı için hem de gorilla glass 5 olduğu için
kullanmıyorum.
Sahip olduğumuz malların tadını çıkarmamız gerektiğini düşünüyorum. Keyif > güvenlik
0
shenergy
(02.10.17)
gorilla glass 3 ve sonrası için sorun değil böyle şeyler.
kırılmaz değil ama çizilmesi çok zor.
bende kullanmıyorum
0
angelofdeath
(02.10.17)
ben hiç kılıf falan kullanmayan bir insandım düşmeler sonucu arkası biraz çizilmişti ama dikkatli bakmadan görünmüyordu, ama samsung kullanmaya başladım ve bu kavramlar hayatıma girdi. bence kullandığın telefonunu böyle kılıflara sarmak hem çirkin hem saçma dayanıklı telefon almak lazım, en kısa zamanda bu telefondan kurtulmayı umuyorum.
0
pamuk helvalar cebe
(02.10.17)
Bir önceki telefonumu (Nexus 4) kapaksız ve koruyucusuz kullandım kaç sene bir şey olmadı.

Şimdikini ise (Nexus 5X) sadece orijinal kılıfla kullanıyorum. Çünkü telefonun arka kısmı plastik gibi ve kirlenmeye çok müsait. Bir de bazen elimden kayıyor sık sık, kılıfla kaç defa düştü kalktı bir bok olmadı. Ekran ise Gorilla Glass olduğu için bir tane bile çizik yok, henüz çatlak vs. de yok.
0
chicha
(02.10.17)
Gaza gelip kılıfı da koruyucuyu da çıkardım hadi hayırlısı.
0
🌸diffarentiationation
(02.10.17)
1. A. Evet çizik. 1. B. 1 yıldır koruyucu kullanıyorum
2. A. Ekran koruyucuya rağmen arkası kırıldı ki çift taraflıydı. Ben de delirdim çıkardım öndekini de. 2. B. Pek etkilemedi hayatımı.

Çok hassas telefon olmasına rağmen s7 edge ve kapaksız kılıfsız koruyucusuz kullanıyorum.
0
mojiziku
(02.10.17)
telefon elime geçeli (böyle deyince de çalmışım gibi oldu, babam almıştı ve bir süre kullanamamıştım, ondan öyle diyom) 4-5 ay oldu. herhangi bir yerinde çatlak ya da çizik yok. ilk birkaç gün koruyucu vardı ama o haliyle ağır ve hantal geliyordu, sevmedim. şarj aletini sokmak bile eziyetti. daha önceki hiçbir telefonumda koruyucu kullanmamıştım zaten, bunda da yeni diye heves etmiştim öyle sadece birkaç gün (tehlikeli erkek seven kızlar eklesin).

telefonun başına hiç mi iş gelmiyor? geliyor. şortla koltuğa oturduğumda falan voink diye cebimden çıkıp yere kapaklanıyor şerefsiz, newton yerçekimini icat etmemiş olmasaydı bunların hiçbiri olmazdı... şükür yere yakın olduğu için başına bir iş gelmiyor o mesafeden düşüşlerde. onun dışında da dikkatli kullanmaya çalışıyorum, sert zemine falan düşmedi hiç göklerden.

koruyucu kullanmak lazım aslında ama dediğim gibi bana hantal geliyor. telefon taşımaktan zaten nefret ediyorum. büyük ya da ağır bi şeyi sürekli yanımda gezdirmek istemiyorum. "la koruyucu ne kadar ağır olabilir mna goyum ne mal adamsın" diyebilirsin ama takıntılı adamım ben hoşuma gitmiyo, koruyucuyu skiyim. iyi günler.
0
der meister
(02.10.17)
(4)

beyniniz lag (gecikme) yapıyor mu?

binder dandet
Demin bir site dusundum mesela, sitenin icerigini biliyorum ama adı aklıma gelmedi. 10 dakika sonra onu dusunmezken çat diye aklıma geldi.size de oluyor mu?
Demin bir site dusundum mesela, sitenin icerigini biliyorum ama adı aklıma gelmedi. 10 dakika sonra onu dusunmezken çat diye aklıma geldi.

size de oluyor mu?
0
binder dandet
(01.10.17)
evet.

bu arada pc nasıl?
0
secrexv2
(01.10.17)
:)) çok güldüm.

Sorunun cevabı evet, ve sadece sana bana değil herkese oluyor. beyin denilen organın çalışma mekanizması bu zaten. (bkz: tanıştıralım beyniniz).
0
mete kudur
(01.10.17)
Özellikle okul bittikten sonra bende de peydah oldu bu durum ve bu konuyla ilgili duyuru açacaktım hatta :)

Bu, bir ülkenin başkentinden her zaman dinlediğim şarkının adına, çok sevdiğim oyuncunun adından her zaman kullandığım kelimeye kadar değişiklik gösteriyor ama sonuç hep aynı: çok iyi bildiğim şeylerin adını dakikalarca düşünmek.
0
m e b
(02.10.17)
Evet
0
Amaranta ursula
(02.10.17)
(3)

terlememek için spor yapmıyorum

qazedcsrfvtyhngujmkol
nasılsa unutuyorum diye piyano çalmıyorum, üşendiğim için yemek yapmıyorum. hiçbir hobim yok sadece okuyorum. ve böyle yazıyoum. arada izliyorum dinliyorum. konuştuğum da oluyor bunun dışında ottan farksızım. nasıl hobi edinebilirim ve bunu düzenli devam ettirip hayatımın parçası yaparım.
nasılsa unutuyorum diye piyano çalmıyorum, üşendiğim için yemek yapmıyorum. hiçbir hobim yok sadece okuyorum. ve böyle yazıyoum. arada izliyorum dinliyorum. konuştuğum da oluyor bunun dışında ottan farksızım. nasıl hobi edinebilirim ve bunu düzenli devam ettirip hayatımın parçası yaparım.
0
qazedcsrfvtyhngujmkol
(30.09.17)
bukowski derki; üşengeç değilsin, sadece mutsuzsun. ve mutsuz insanlar yorgun olur, hiçbir şey yapmak istemezler.

korkma, eninde sonunda öleceksin/öleceğiz. telaşa mahal yok, böyle durumlarda hobiye filan da gerek yok sen istesende istemesen de yolda yürüyorsun zaten. Zaman seve seve değil, kaktırarak yürütüyor seni.

bi' sal kendini, rahatla.


Çok sıkılırsan haber ver sana tiyatro çıkışı cin+tonik ısmarlarım ama işe yarayacağından değil, benim en sevdiğim içecek cin+tonik, biraz da limon.
0
mete kudur
(30.09.17)
Nasil hobi edinebilirim nasil bir soru abi? Adi ustunde, yapmaktan zevk aldigin bir sey hobin olur. Biz simdi nasil bilelim ne yapmayi seviyorsun?

"unutuyorum diye piyano çalmıyorum"... wtf? istemiyorsan calma, istiyorsan da azimli ol. Bir ensturmani iyi calabilmek kolay degildir, hayvan gibi calismak, kararlilik ve istikrar ister.

Kitap okumayi sevmedigim icin onunla ilgili bir yorumum yok.
0
dannycarey
(30.09.17)
Yaşamaya başlamak lazım artık.
0
Cursed Chico
(01.10.17)
(4)

1 gün tren yolculuğu yapmak

antikadimag
yataklı sistemde yapılır mı? ne dersiniz? 12 saat uyuklayarak geçirsek, geri kalan da kompartmanlardakilerle sohbet, müzik, kitap falan. olmaz mı?mekan rusya.
yataklı sistemde yapılır mı? ne dersiniz? 12 saat uyuklayarak geçirsek, geri kalan da kompartmanlardakilerle sohbet, müzik, kitap falan. olmaz mı?

mekan rusya.
0
antikadimag
(30.09.17)
Yapılmasına yapılır, motivasyonunun ne olduğuna bağlı ama; ben vakti zamanında 13 saat sürecen bir tren yolculuğu geçirmiştim ve çok pişman olmuştum. Biraz ayıp olacak ama indiğimde ''Ankaranın dikmeni...'' ile başlayan o gaddar deyiş dökülmüştü dilimden.

birazda karaktere bağlı tabi ama; ben olsam maddi imkanımı zorlayıp alternatif daha kısa süren yolculuklara bakardım. Yani bence 1 gün aç kalmak o yolu çekmekten daha kolay.
0
mete kudur
(30.09.17)
tren yolculuğunu seviyorsan az bile gelir. 24 değil ama 12-15 saatlik olanlarını ukrayna'da çok yaptım. bazen sırf trene binmek için ukrayna'ya gitmek istiyorum. aşırı sıkılgan biri değilsen büyük keyif alırsın, sadece dışarıyı izleyerek bile oyalanır insan.

yalnız kompartımanda sohbet işi için hem rusça hem de konuşmayı seven insanlar lazım. ben de tren yolculuğunu hep vodka tokuşturup sabaha kadar sohbet edeceğimiz bi şey olarak tasarlamıştım ama akşam 10'dan sonra çıt çıkmıyor trende, genel olarak diğer yolcularla oturup sohbet eden birini de hiç görmedim, aklımda kalan sadece bi kişi var öyle, karşı yataktaki amcayla bayağı konuşmuştu. rusça biliyorsan yine konuşurlar ama onun dışında ingilizce bilseler bile çekindikleri için konuşmuyorlar pek. yine de güzel insanlara denk gelirsen çok eğlenceli oluyor. bana belaruslu bir teyze çay ısmarlayıp kurabiye vermişti jashjs acayip mutlu olmuştum.
0
der meister
(30.09.17)
Ben severim. Zaten tren yataklari asiri rahat (bati ve dogu avrupa, turkiye, belarus tecrubelerim var) o yuzden uyumak sikinti degil. Gunduz manzara izlenir zaten, kitap okunur muzik dinlenir.

Onun disindaki zamanlarda degerli esyalarini yanina alip tren restoranina gidip harika yemekler yiyip diger yandan bira/vodka takilabilirsin ki en cok sohbet orada donuyo zaten. Rusca bilgim 10 kelimedir, adamlarla sohbet ediyodum, habire vodka filan ismarlamak istiyolardi yabanci olunca. Sigara icmeye gidiyodum filan iki vagon arasina.
Bence zaman sorunu yoksa gayet olur. Trendeki 12 saati otobusteki 5 saate tercih ederim zaten, zaman kisitlamasiyla alakali dedigim gibi
0
kuehles blondes
(30.09.17)
ben 40'ar saatlik 2 tren yolculuğu yapmıştım, öyle çok da uzun gelmemişti. karaktere bağlı herhalde. sıkılan bir insan değilimdir pek. yemek vagonunda çalışanlar hariç sohbetim de olmamıştı kimseyle. kitap-müzik-film-dışarıyı izlemeyle geçmişti vaktim.
0
misterturist
(30.09.17)
(17)

Mutlu musunuz ?

zirveler
merak ettim bunca olay yaşıyoruz, ülke bir değişik durumlardan geçiyor falan, işsizlik uçmuş gitmiş, paramız değersizleşiyor, enflasyondan paramız eriyor... bu durumda hala mutlu musunuz ? nasıl ?
merak ettim bunca olay yaşıyoruz, ülke bir değişik durumlardan geçiyor falan, işsizlik uçmuş gitmiş, paramız değersizleşiyor, enflasyondan paramız eriyor... bu durumda hala mutlu musunuz ? nasıl ?
0
zirveler
(30.09.17)
Mutluyum, ülkenin canı cehenneme. Beş para etmez embesillerle dolu bir ülke için iyi bile sayılır tr.
0
doxanikee
(30.09.17)
Ben toplumun peşinde olamadım, yani olmadım değil içimden hiç gelmedi. Ben daha çok bireyciyim; işbu yüzden yaşadığım ülke ve içinde bulunduğu durum beni fiziksel olarak engellemediği müddetçe bununla ilgilenmiyorum. Paramın erimesiyle ilgilenmiyorum çünkü parayla kurulacak bir hevesim yok. Sahip olduklarıma oluyor, olamadıklarıma karşı da pis gurur içindeyim.

Mutluluğa büyük anlamlar da yüklemek faydasız bir eylem. yani mutluluk süreklilik arz eden bir duygu değil aksine duygu geçişleri arasındaki pik mi diyorlar ne diyorlarsa o ani kırılma anları. mutluluk, keder, nefret bunların hepsi aynı şekilde meydana geliyor. ve sürekliliğini/süreksizliğini de biz yapay yollardan sağlıyoruz. (bkz: sanı)

bu durumda mutlu muyuz ? sorusuna ilişkin de yazdığın sebeplerden ötürü bi' mutsuzluğumuz yok çok şükür. Nasıl sorusunun da cevabını ilk parağrafta vermiştim.
0
mete kudur
(30.09.17)
Kafaya takacak o kadar cok sey varki, onlari dusunurken bir bakmissin 20 yil gecmis. Bazen bosver be abi. siki calisan her turlu kazaniyor.
0
dumanim ben
(30.09.17)
tam şu anda kişisel sebeplerden dolayı mutsuz sayılırım ama uzun vadede ümidim var, öncelikli olarak ülkeden kurtulabileceğimi düşündüğüm için iyi hissediyorum. savaş çıkmadığı ya da ortalık daha fazla karışmadığı sürece ben "eh işte" diyerek, çok da sıkılıp bozulmadan yaşayabilirim sanırım. ülkedeki sorunları görmezden geldiğim için değil, kendi akıl sağlığımı koruyabilmek adına böyle davranıyorum. aç değilim, açıkta değilim. büyük ümitsizliğe kapılmadan, çok mutsuz olmadan beş sene daha çıkarabilirim diye düşünüyorum. sonrasında yurtdışına çıkamazsam, onu o zaman düşüneceğim. ama şu an için beni mutsuz eden kişisel meseleleri saymazsak ülkenin gidişatı çok da skimde değil savaş çıkmadığı, bombalar patlamadığı sürece.
0
der meister
(30.09.17)
mutlu da değilim mutsuz da. düşünmüyorum.
0
shin
(30.09.17)
Mutluyum. Şu ülkede debelendiğim son 1 yılım. Sonra dönmemenin bi yolunu bulacağım. Sayılı gün çabuk geçer klişesine sarılıp mutlu oluyorum <3
0
bir nick var benden iceri
(30.09.17)
Bunlarla mutsuz olmak ne yazik ki gereksiz cunku sen dogmadan once olen insanlar da bu ulkede ayni seylere uzulmusler ve yil 2017 olmus 1967'den bu yana zihniyet bir parca bile ilerlememis. Haha Kurt, Ermeni, Alevi dusmanligi kendini toplumun ust kesimi sananlarin aslinda siyasetcilere istedikleri her seyi vermesi, hala ogrenenin bilgili olmaya calisanin asagilanmasi devam ediyor. Beni en cok uzen de kendini cahillerden ustun sayan yari cahiller. Turkiye'nin Orta Dogu'ya saplanmasini istemeyen ama kadinlari asagilamaya falan gelince cahil dedikleri insanlardan bir farki kalmayan kesim.
0
Traveller
(30.09.17)
son iki senedir mutlu olduğum anlar sınırlı. gelecek yıllarda "sınırlı" diyebileceğim sayıda bile kalmayacak diye korkuyorum.
0
gebere jackson
(30.09.17)
Mutsuzum.

Elin bilmem hangi ülkelerinin devlet adamları 100-150 yıllık planlar yapıyorlar, kendi gözleriyle göremeyecekleri, yaşayamayacakları geleceği şekillendiriyorlar ve bu konuda son derece titizler, kendileri haricindeki ülkelere karşı da çok açık bir şekilde düşmanlar. Hepsi birbirini sırf kendileri yaşayamayacakları gelecek için ta en başından düşman yerine koyarak siyaset/politika uyguluyor.

Bizde ne var? Anca eleştir anca tüket anca yat anca ye. Satılmadık kurumumuz ve taşınmazımız kalmadı. Bırakalım geleceği, neredeyse mevcut halkın ölmesine çalışıyorlar. O derece bir hıyanet mevcut. Her konuda çürütüldük ve tüketildik. Geleceğimiz yok, şimdimiz elimizden her türlü alınıyor.

Bunu göre göre bazılarımız da ben bireyciyim, ülke umurumda değil, bana ne diyor.

Galiba sanıyorlar ki kendileri başka ülkelere iltica etseler mis gibi yaşayabilecekler... böyle olmadığını, özellikle batı ülkelerinin en ufak bir canlı bakteriye bile tahammül etmeyip anında etkisiz hale getireceğini bilmiyorlar. Özellikle bize karşı çok ciddi bir korku ve nefret duyulduğunu, kin beslendiğini kabul etmek istemiyorlar, çünkü bu onlara saçma geliyor, çünkü onlar her devlet yönetimini kendileri gibi insan ve samimi sanıyorlar. Olmadıklarını yaşamadan göremeyecekler. Bilmiyorlar.

Nasıl ki ben yaren olarak mevcut bedenimden başka bir bedende yaşayamazsam, herhangi bir milliyetin insanı da o milliyet özelliklerini ve kültürünü kayıpsız koruyarak ve hatta geliştirerek yaşamayı farklı bir devlette gerçekleştiremez. Nasıl ki benim karakterimin doğuş ve üretiliş yeri beynimse ve %100 beyin nakli mümkün değilse, bir ülke halkının da farklı bir ülkenin dümen suyuna girip kendi özellikleriyle kendi kalması mümkün değildir.

Ben halkımızda özellikle de gençlikte tam bir ulusal haysiyetsizlik görüyorum. Bireysel haysiyetlerimiz de yerli yerinde ve olgun değil, bu hale nasıl geldiğimiz çok derin ve uzun konu.

Bunlar beni etkiliyor, ilgilendiriyor ve mutsuz ediyor.
0
yaren
(30.09.17)
Mutlu değilim ama bunun tek sebebi ülkenin durumu da değil.
0
ms brownstone
(30.09.17)
Mutsuzum ama keyfim yerinde.
0
Kamyoncunun vitesi
(30.09.17)
ülkenin gidişatı umurumda değil artık. çok uzun süredir gündemi uzaktan yakından takip etmiyorum. sadece kişisel hayatımı iyileştirme odaklı yaşıyorum.

sanırım "bana dokunmayan yılan bin yaşasın"cı oldum. belki de böyle olmamızı bizi yönetenler istedi. ama ben böyle daha huzurluyum en azından. bir işim var, fazla giderim yok, gereksiz para harcamayı sevmiyorum, geleceğini düşünmem gereken bir çocuğum da yok. dolayısıyla enflasyon beni pek etkilemiyor.

değiştirme ihtimalimiz bile olmayan şeyler için uğraşmak, hiçbir şekilde anlamayanlara laf anlatmak sadece sinirlerimizi yıpratıyor. gezi'de elimizden gelenin en iyisini yaptık işte, olmadı. ve ben bir geziyi daha kaldıramam. ülke bu kafadaki insanlarla doluyken zaten başaramayız da. ölenler öldüğüyle, geride kalanlar üzüldüğüyle kalır. açıkçası bu ülke için değmez. gerçi hiçbir ülke için değmez. bence ileride ülke, ulus, milliyet, hatta din gibi insanları birbirine düşman eden kavramlar ortadan kalkacak. herkes dünya vatandaşı olacak.

bir de ülkede işler çok kötü olursa ben bir şekilde kaçıp kurtulurum gibi geliyor. maddi-manevi olanaksızlıklar yüzünden burada kalmak zorunda olanlara üzülüyorum.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(30.09.17)
Mutluyum. Eğer mesele paraysa benim alanımda (arge-üni araştırma fonlarının artması vs.) çalışanların yaşam standartları artıyor. Özellikle son 5 yılda epey arttı. Ama tabii mutlu olmamın sebebi bu değil. Sebebi yok yani genel olarak. İyi dostlarım, güzel bir çevrem var. Bunlar insanın kendi küçük dünyasını oluşturuyor zaten.

"Intelligence is the ability to adapt changes" diye bir söz vardır. ülkenin durumundan çok fazla etkilenip huzurunu bunun için kaçırdığını iddia edenleri zeki bulmuyorum açık söyleyeyim. Kendi karamsar ruh hallerine gündemi bahane ettiklerini düşünüyorum.
0
kendi kendine yasayan yavrucak
(30.09.17)
bahane denilen şey de işsizlik ha. vay efendim siz çok zeki olmalısınız ajdjdjdjd
0
gebere jackson
(30.09.17)
Mutluyum.
0
sen git ben geliyorum
(30.09.17)
Son bir senedir kendim dahil her şeye sinirliyim lanet okuyorum
Mutlu da değilim para kazanmıyorum en çok o yoruyor borca giriyorum her gün
Tembellikten de vazgecmiyorum nedense
0
kararsızataletfilozofu
(30.09.17)
evet.
0
secrexv2
(30.09.17)
(1)

Matematik sorusu

om mani anakin hum
Merhaba, bir türlü çözemediğim bir matematik sorusu var. Kesirli işlemlerle ilgili bir soru. Ekte fotoğrafını gönderiyorum. Kesin basit bir çözümü vardır ama bir türlü bulamadım. Bu tarz şeyleri de google'dan nasıl aratacağımı bulamadım. Sorunun çözümüyle beraber bu tip, belirli bir kolay yöntemle ç
Merhaba, bir türlü çözemediğim bir matematik sorusu var. Kesirli işlemlerle ilgili bir soru. Ekte fotoğrafını gönderiyorum. Kesin basit bir çözümü vardır ama bir türlü bulamadım. Bu tarz şeyleri de google'dan nasıl aratacağımı bulamadım.

Sorunun çözümüyle beraber bu tip, belirli bir kolay yöntemle çözülebilen soruların yöntemlerini bulabileceğim bir kaynak söyleyebilirseniz çok sevinirim.

Şimdiden teşekkürler.
0
om mani anakin hum
(29.09.17)
Cevap 67 olabilir mi ?

edit: alinin çözümü çok daha doğruymuş gibi geldi şimdi bana da.
0
mete kudur
(29.09.17)
(2)

Bana bir kitap önerin alayım

etna
Kitapçıdayim.Sürükleyici ve heyecanlı olması yeterli. Mümkünse bilgi dağarcığımıda genişletsin
Kitapçıdayim.
Sürükleyici ve heyecanlı olması yeterli. Mümkünse bilgi dağarcığımıda genişletsin
0
etna
(29.09.17)
tongue fu
0
mete kudur
(29.09.17)
Ursula Leguin - Mülksüzler.
3,5 sayfada bir düşündürür insanı.
0
pangea
(29.09.17)
(5)

sıfırdan başlayan birisi için ingilizce sınavları

amaaaan
merhaba, ingilizceye sıfırdan tekrar başlayıp ne kadar sürede çalışmalıyım ki toefl ve ielts sınavından kabul edilebilir bir puan alayım. bu iki sınavdan birini verip yüksek lisans başvurusu yapmak istiyorum. durum acil, teşekkürler.
merhaba,
ingilizceye sıfırdan tekrar başlayıp ne kadar sürede çalışmalıyım ki toefl ve ielts sınavından kabul edilebilir bir puan alayım. bu iki sınavdan birini verip yüksek lisans başvurusu yapmak istiyorum. durum acil, teşekkürler.
0
amaaaan
(28.09.17)
ingilizceye 0'dan başlamak biraz zor bir yaklaşım. Yani dil öğrenimi diğer ilimlerdeki gibi piramit şeklinde olmuyor. önce belli başlı kelimeleri bilmeniz sonra sanki hiç ingilizce bilmiyormuş gibi gramere başlayıp yanında kitap okumak film izlemek birşeyler dinlemek ve kelimelerin okunuşunu tekrar etmek gerekiyor.

yani 0'dan ingilizceye başlamak ilginç bir tabir oluyor.

sesli fikir yürüteceğim;
Ama şöyleki, büyük ihtimalle siz de 300-400 ingilizce kelime biliyorsunuzdur, belli başlı tensleri de biliyorsunuzdur farkında olmasanızda yani en kötü a1'in ortaları filandır. çalışma sisteminize bağlı olarak 1,5 yılda alırsınız toefl'dan eski puanla 70+

zaten kurslar da genelde kur başına 110-130 saat arası biçiyorlar diye anımsıyorum. a1 a2 b1 b2 c1 c2
işte çalışma saatine göre sen de hesaplayabilirsin kabaca.


Yalnız dile çalışmanın en doğru kısmı; ben beceemesemde önce ingilizce nasıl öğrenilir onun hakkında biraz kitap karıştırdıktan sonra kapanıp maruz kalmak. yani herşeyiyle ingilizce olmak. dil maruz kalınarak öğreniliyor keza, kürtlere bu konuda danışabilirsin, çünkü onlar 2 dili birden öğrenme işinde kültürel mirasa sahipler.
0
mete kudur
(28.09.17)
ingilizce seviyenizi nereden bilecegiz?

tamamen sifirdan baslayacaksaniz efor, istek ve calisma veriminize göre 4 ay ile sonsuz arasinda bir yerde.
0
kurnaz
(28.09.17)
TOEFL'dan 70 almak icin en az B1 olmak gerekir bu da artik yavas yavas Ingilizce konusabiliyorsunuz demektir. Duzenli calismayla bence 6 ay kadar sure gerekir.

Soyle bir sey buldum:

TOEFL ORTALAMA DERS SAATI

Onemli notlar:
- En yuksek not 120
- Dort beceri var, her biri 30 puan (Okuma, Dinleme, Konusma, Yazma)
- Okumada 3 – 5 arasi makale - Dinlemede 3 – 5 arasi metin - Konusmada 6 soru - Yazmada 2 soru
- Turkiye ortalamasi (Ana dili Turkce olanlar icin)
Okuma:19
Dinleme:20
Konusma:20
Yazma:20
Toplam:78

- Ana dili Ingilizce olanlar icin ortalama TOEFL skoru:
- Okuma:22
- Dinleme:23
- Konusma:24
- Yazma:24
- Toplam:93
Bu nedenle 90 ve uzeri almak hem Ingilizce hem de akademik bilgi gerektiriyor. Ornegin yalnizca Turkce bilmek ALES ya da universiteye giris Turkce sinavini basarmak icin yeterli degil.

Ideal ve gercekci ozel ders saatleri:
90 ve uzeri icin C1’i tamamlamak ve 30 ders saati
75 – 89 arasi icin B2’yi tamamlamak ve 30 ders saati
60 – 74 arasi icin B1’i tamamlamak ve 30 ders saati


Bunu da buldum:

Seviye Kelime sayisi
A1 <1500
A2 1500 – 2500
B1 2500 – 3250
B2 3250 – 3750
C1 3750 – 4500
C2 4500 – 5000

Yani 3000 kelime ogrenmeniz gerekli. 6 ayda 180 gun var bu da gunde 15 - 16 kelime ogrenmeniz gerk demektir.
0
Traveller
(28.09.17)
toefl a ilişkin bir bilgim yok ben de ileride girip ingilizce yetkinliğimi ispatlamak istiyorum ancak traveller 3000 kelime deyince aklıma geldi şuradan başlayabilirsin kelime işine:

www.smartcom.vn
0
fyodor fyodorovic
(29.09.17)
Yoğun İngilizce kurs ve ek zamanlı okuma-konuşma ve yazma pratikleri ile 1,5 senede derim ben.
0
kaset
(29.09.17)
(12)

Az yiyen insan nasıl olunur?

yaren
SelamOruç tut demeyin tutamadığım için bu duyuruyu açıyorum. Galiba ya gizli şeker var ya da ciddi ölçüde insülin direnci var ki ne zaman bişeyler yiyip doysam dehşetli bir ağırlık çöküyor, ömür boyu sadece oturarak veya uyuyarak yaşayabilirmişim gibi geliyor, her türlü amaç anlamsızlaşıyor. O derec
Selam

Oruç tut demeyin tutamadığım için bu duyuruyu açıyorum.

Galiba ya gizli şeker var ya da ciddi ölçüde insülin direnci var ki ne zaman bişeyler yiyip doysam dehşetli bir ağırlık çöküyor, ömür boyu sadece oturarak veya uyuyarak yaşayabilirmişim gibi geliyor, her türlü amaç anlamsızlaşıyor. O derece.

Bana az yiyen insan nasıl olunuru anlatır mısınız, az kelimesini sevmeye çalıştığımdan beri karşıma "az her zaman çoktur" cümlesi çıktı ve evet azı sevdim. Şimdi açlığı veya doymamışlığı sevmem lazım. Bana bilgi verir misiniz, ben hayatını az yiyerek gayet seri bir şekilde yaşayabilen biri olmak istiyorum. Doymadan kalkabilmek istiyorum sofradan. Tokluk içgüdüsünden alabildiğine kopmak istiyorum. Ne yapıcam?
0
yaren
(28.09.17)
Soruna cevap olan kısmı 2. parağrafta yazacağım. bu ''az her zaman çoktur'' bana 4 terki hatırlattı. hatırladığım kadarıyla şöyleydi;

yemeği terk
dünyayı terk
ahireti terk
terki terk


az yemek içinde; diyetisyen şöyle anlatıyor. Mide hacimle doyan bir organ, bu yüzden yemek yemeden hemen önce 2 bardak su için ve şeker endeksi(ya da indeksi herneyse) düşük gıdalar tüketin. Şeker acıktırıyormuş sanırım, oysa bana küçükken hep acı acıktırır derlerdi.
0
mete kudur
(28.09.17)
bilmiyorum.
0
secrexv2
(28.09.17)
@mete kudur

Acı da acıktırıyor zira iştah açıyor ama şeker de farklı bir işleyişle acıktırıyor.

Tam da o "terk"leri uygulamak için istiyorum çünkü hem beden hem ruh sağlığıma çok iyi gelecek. Rüyama giriyor artık, kendimi kadın gibi hissetmek için kilo vermenin dışında ger bişeyi yapıyorum yani. Halbuki olması gereken kilo vermek. Vücudumda düzen kalmadı ya.
0
🌸yaren
(28.09.17)
@secrexv2

Bilmediğini kendine ve başkalarına söyleyebilmek çok güzel bir erdem. Tebrik ve teşekkür ederim.
0
🌸yaren
(28.09.17)
Şişman bir insanın az yemek yeme gibi bir durumu olamaz, şişman insanın bazal metabolizması yüksek olduğu için günlük kalori ihtiyacı da yüksektir, zayıflamak istiyorsa eğer onun biraz daha düşük miktarıyla beslenir ama bu "Az" olarak nitelendirilecek bir miktar olmaz, o azlık zamana yayarak gerçekleşir. Yani günde 3000 kalori alan bir insan hadi ben zayıflayayım o nedenle az yiyeyim deyip 1000 kalori almaya başlarsa zaten 3 gün sonra hastanelik olur. Fakat Kalori miktarını zamana yayarak küçük küçük düşürürse 1 senenin sonunda zayıflamış olur. Bu çok basit bir matematik.
0
angelus
(28.09.17)
@angelus

Hmmm benim bu kadar zorlanmam normal yani? Ne bileyim ben de anormal zannettiydim onun için kızıyodum. Teşekkürler.
0
🌸yaren
(28.09.17)
düzenli bi diyet çare olabilir anlattıkların vardı bende. halk sağlığı müdürlüğüne git para da vermezsin. ben öyle yaptım.
0
Topalordek
(28.09.17)
Tlc’deki ekstrem tombişler programını izlesene, kabaca bi fikir verir. Benim gözlemlediğim, hepsi yemek için ölüp bitiyor ama kendilerini tutup doktorun verdiği diyetin dışına çıkmıyorlar, çünkü gereken kiloyu veremezlerse tüp mide ameliyatı olamıyor ve döngüden çıkamıyorlar. Ameliyatı olup da mide küçülünce az yemeye yardım ediyor, fakat bu sırada ipin ucunu kaçırırlarsa tekrar ameliyat olma gibi bi şansları olmadığından daha da dikkat etmeleri gerekiyor.

Özetle irade gerekiyor, bunun için de tayin edilen bir süreç sonundaki büyük ödül ve cezalar kişiyi motive ediyor. Diyetisyene gidersen motivasyonun artar. Ablam örneğin senelerce kilolu idi, nişanlandığında kayınvalidesi ufaktan laf sokmuş, o motivasyonla ve diyetisyen yardımıyla 30 kilo verdi, 10 senesi var, hala da korur.
0
manuel mandalina
(28.09.17)
şöyle bir yolu tavsiye edeceğim. galiba benzerini duyurudan okumuştum. denedim ve yemek konusunda nefsine hakim olamayan biri olarak çok işe yaradı.

her şeyi bir anda azaltmaya çalışma. kendine bir yiyecek grubu belirle, mesela çok yiyorsun ya hani, neyi en en çok yiyorsun. cips/çikolata? pilav? hamur işi? sadece onu, sadece 1 aylık süreyle kes. kalan her şeyi istediğin kadar ye. hep düşün ki 1 ayın sonunda onu gene yemeye devam edebilirsin. ama bu 1 ayda asla yememen lazım. 1 ayın sonunda o yiyeceği çok özlediysen hemen o an gidip yiyebileceksin.

bir sonraki ayda da ikinci en çok yediğin yiyecek türünü kesip iki yiyeceği kesmiş olarak devam et. gene ikinci ayın sonunda her şey serbest.

böyle böyle zaten birkaç ay içinde kesecek pek bir şey kalmayacak. kalan yiyecekleri de çok miktarlarda tüketemeyeceğin için az yemeye başlamış olacaksın. ayrıca uygulaması da kolay, birden her şeyi kesip aç aç dolaşmayacaksın ortalıkta.

ben ne kadar özlemiş olsam da kestiğim şeyi yemiyorum ki vücudum bi alışsın. vücut 22 günde alışıyor geyiği galiba doğru :) şu an uzun süredir bütün market abur cuburlarını kestim. akşamları o tarz şeylerden çok yiyordum, artık canım bile istemiyor. mesela hala fast food, makarna falan yiyebilirim. bir sonraki ay da da yiyecek türünden kısmak yerine akşam 8den sonra bir şey yemeyeceğim mesela.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(28.09.17)
eksisozluk.com

Kilo vermek kolay iştir, önemli olan sağlıklı kilo aralığında kalabilmektir. Kilo verme olayı basit bir kalori hesabı ve ayrıca insilün hormonuyla alakalı.

Özet geçmem gerekirse tüm abur cuburu kes, beyaz ekmeği kes, pirinci kes, patatesi kes. 3 ana öğün 3 ara öğün ye, asla uzun süre aç kalıp fazla yeme. Ana öğünlerin en büyüğü kahvaltı en küçüğü akşam yemeği olsun. Gece yatmadan 3-4 saat öncesinden sonra büyük öğün yeme. Ara öğünlerde sadece protein veya sadece karbonhidrat alma, azar azar birlikte aç böylece daha dengeli yersin ve daha az acıkırsın (örn: sadece meyve tabağı veya sadece süt değil. Az meyve az süt. ) Badem,fındık,fıstık gibi kaliteli yağları devamlı al, bunların kalorisi yüksek ve şeker seviyeni uzun süre belli yerde tutmana yarar. En önemli şey düzenli spor yap. Önce kardiyoyla başla kilon fazla (zamanım yok diyorsan bile bir dolu spor var. Örn: 10 dk ip zıpla devamlı bakalım ne oluyor) .

Spor sağlıklı hayat için zorunludur. Sadece diyetle olmaz, vücudun yaşlanınca yine pörtler.

Bu olaylar fiziksel görünüşten çok sağlıkla alakalı. Ülkenin yarısı ya şeker hastası yada hasta adayı iken bunları tekrar tekrar söylemek gerek.
0
filmlovepenguin
(28.09.17)
spor yap geçer
0
orpheus
(28.09.17)
Eğer yeterince sebebiniz varsa yapabilirsiniz. Sebeplerinizi bir kapıda yazın, düzenli okuyun. En başta her şey iyi gitse de, bir noktada dip gelecek orada bırakmayın. Yeterince sebebiniz yoksa aşağısı hikaye. Bir süre sonra az acıkmaya ve azla doymaya başlayacaksınız.

Kontrol sizde değilse, buna başkaldırabilirsiniz. Abur cubur cips kola salam sosisi böyle kestim. Kontrol edilmeyi sevmiyorum. Sosis yemek için dünyaları yakabilirim halbuki. Ama zararlı olduğuna ikna oldum ve sözleşmeyi tek taraflı fesh ettim.

Porsiyonlarınızı her gün çok az küçültün. Çayınıza şeker koyarken kaşıktaki çok az şekeri geri bırakın gibi. Hiçbir şeyi birden ve tamamıyla kesmeyin.

Tüm zararlı beslenme alışkanlıklarını tespit edin ve bir kerede değil, yavaş yavaş hepsini öldürün.

Şerbetli tatlılardan sütlülere geçin.

Bol su için.

8'den sonra hafif yiyin, dokuzdan sonra bir şey yemeyin.
0
EasyTiger
(28.09.17)
(12)

Mercedes Gla Amg vs. Comfort + gri mi siyah mı?

ekaterina
Arabayı sattım, yarın gidip alıyoruz ama hangisi :O Donanım paketi olarak Gla Amg 223 bin tl, comfort 190 bin tl. Peki fark ne? Sunroof, spor koltuklar, hafızalı sürücü koltuğu, elektrikli koltuk ayarı, otomatik bagaj kapağı, yan marşpiyeller, arka çift egzoz, 18" jant, kesik spor direksiyon olmayac
Arabayı sattım, yarın gidip alıyoruz ama hangisi :O Donanım paketi olarak Gla Amg 223 bin tl, comfort 190 bin tl. Peki fark ne? Sunroof, spor koltuklar, hafızalı sürücü koltuğu, elektrikli koltuk ayarı, otomatik bagaj kapağı, yan marşpiyeller, arka çift egzoz, 18" jant, kesik spor direksiyon olmayacak. Sizce bu donanımlar için 33 bin tl fazla verelim mi :( yoksa vermeyelim mi?

Comfort'un içi:

www.mercedes-benz.com.tr

Amg'nin içi:

www.otoshops.com

Tenks <3
0
ekaterina
(27.09.17)
ben dolusunu alırdım
nedense böyle garip saçma bir huyum var araba boş oldu mu o arabaya o gözle bakamıyorum
0
basond
(27.09.17)
mercedes diyince aklıma hep e'nin coupesi geliyor. boşver gla'yı coupe al. gla ile a'yı yolda görsem ayıramam ben. illa gla ise de comfort.. arada ki farka 2. araba alınır, hafta sonları kullanılır.

edit: e coupe'dan aklıma gelen eski e kasalar, yeni kasalarda c ile e aynı sanırım (fakirlikten yolda bile görmediğim için tam emin olamıyorum) illa yeni kasa alınacaksa c kup alınabilir.
kup diyince aklıma nedensizce macerayı seven adam geliyor.
0
mete kudur
(27.09.17)
@mete 200 bin ver alayım tabii ki <3 .

edit: E ile C aynı değil ama sen olur diyosan olur o zaman 70 ver xD
0
🌸ekaterina
(27.09.17)
bir amg paket kullanıcısı olarak amg sl diyorum. baya farkediyor. arabayı satıp yenisini alınca yine amg tercih ederim.
0
sta
(27.09.17)
Elektrikli koltuk ayari icin bile deger bence shajjs
Ama para kazanip harcayacak ben degilim.
Sunroof panoramik mi nasil, kucukse de cok olayi yok.
0
kuehles blondes
(27.09.17)
bir kadın gözüyle arabadan anlamayan biri olarak Comfort'un içi gözüme hoş geldi
0
powerpufgirl
(27.09.17)
@kuehles panoramik.
0
🌸ekaterina
(27.09.17)
33 bin başkalarının bir araba parası ama sorduğuna göre verebilir durumdasın.

Ben AMG diyorum ^^
0
chicha
(27.09.17)
Alınmayın ama Mercedes alıp koltuk ayarı bile elle yapılanı tercih edecekseniz tuhaf olur
0
crown
(27.09.17)
mercedes cok güzeldir severim, kalitelidir ama su konsolun ortasindan cikma vantuzla tutturulmus tablet gibi infotaintment ekrani mercedesin bu araclardaki tasarima önem vermemesi sadece cok cirkin.
0
kurnaz
(27.09.17)
Arabada donanım önemli ama bu saydıkların 33000 etmez
0
shenergy
(27.09.17)
Aradaki fark maddi anlamda sıkıntı yaratmıyorsa ama tabiki. Aracı başkası da kullanacaksa hafızalı koltuk çok işe yarıyor.
0
reactionic
(27.09.17)
(4)

Fiat 500L alsam mı?

kratos
A sınıfı küçük bir otomobilim var ve bebek de olduktan sonra artık sığamadığımız kesin.ikinci el olmak şartıyla 50-70bin bandında araç bakıyorum. işletme giderlerini de hesaba katınca 500L iyi gibi geldi. alternatifler neler olabilir düşünüyorum.Esasen yurtdışı reviewlerinden bu arada 3-3,5 yıldızı
A sınıfı küçük bir otomobilim var ve bebek de olduktan sonra artık sığamadığımız kesin.

ikinci el olmak şartıyla 50-70bin bandında araç bakıyorum. işletme giderlerini de hesaba katınca 500L iyi gibi geldi. alternatifler neler olabilir düşünüyorum.

Esasen yurtdışı reviewlerinden bu arada 3-3,5 yıldızı neden almış onu söyleyebilecek olan varsa da sevinirim.
0
kratos
(27.09.17)
alternatif sunamayacağım ve belki benim yaklaşımım da doğru olmayacaktır ama iş için 500L kullanmıştım ve 2 gün sonra değiştirttim, corolla almıştım.

corolla 500L ye alternatif mi değil mi bilmiyorum ama, ben 500L'ye ısınamamıştım.
0
mete kudur
(27.09.17)
toyota açısından verso'yu araştırabilirsin. şahsen ben fiat 500L almazdım. sırf marka antipatisi. ama araba dendiği zaman da marka önemli haliyle. ford kuga var, renault captur var, peugeot 5008 var, nissan juke var. Peugeot 5008 araştırılabilir. Ama ihtiyaçlarınıza göre, vites vs, olumsuz özellikleri de olabilir. Ne istediğinize göre marka tercihi yapılabilir.

edit: Kuga fiyat bandınızın üzerindeymiş. Pardon.
0
wildkiller
(27.09.17)
Bizde bebekle sığamadığımızdan araç değiştirmek zorunda kaldık ve seat toledo aldık iç hacmi ve bagajı baya iyi hele bagaj devasa çok kullanışlı
0
hernezıkkımsa
(27.09.17)
4 gün kullandım. (kiralık olarak araç 700 km'deydi daha)

ilk binip içinin ferahlığını görünce tam bir aile arabası olduğunu düşünmüştüm, arka taraf gerçekten çok geniş. bagajı da büyük. bunlar güzel özellikleri

gelelim eksilere.. yakıt konusunda pek tasarruflu gelmedi bana, aracın ebatları büyük olduğu için yanaşması park etmesi zor, şehir içi kullanımda rahat gelmedi ama uzun yolda daha rahattı nispeten. dışarıdan özellikle hanımların dikkatini çekiyor mini cooper'ı andıran bir boyamaya sahip olduğu için ama içinin fiat doblo'dan bir farkı yok. ön taraf çok yüksek.

sırf içi büyük diye bu kadar paraya bu arabayı asla almam.
0
ada meltemi
(28.09.17)
(4)

ayakkabının büyük olup olmadığı nasıl anlaşılır?

superb
bir ayakkabı aldım internetten 42 numarasanki bir tık büyük gibihttps://n11scdn.akamaized.net/a1/1024/giyim-ayakkabi/gunluk/dexter-p619-26-erkek-navigator-ayakkabi-kahve__1329836700829035.jpgayağımı tam sürdüğümde işaret parmağım arkadan girebiliyoriade edip 41 numara mı alsam acaba sıkar mı ayağımı
bir ayakkabı aldım internetten 42 numara
sanki bir tık büyük gibi
n11scdn.akamaized.net

ayağımı tam sürdüğümde işaret parmağım arkadan girebiliyor
iade edip 41 numara mı alsam acaba sıkar mı ayağımı

sizin kriteriniz nedir bu konuda?
0
superb
(27.09.17)
yürürken arkası atmıyorsa(çıkacak gibi rahatsız etmiyorsa) bence büyük değildir. Hatta ben ayakkabının içinde baş ayak baş parmağımı yanındaki parmağın üstüne atmayı seviyorum. parmak parmak üstüne atmak benim için önemli bir etken oluyor.
0
mete kudur
(27.09.17)
Yürürken çıkacak gibi olacak kadar büyükse değiştir bence ama ben büyük olmasını tercih ediyorum. Özel oarak yarım ya da 1 numara büyük alıyorum rahatsız etmediği sürece genişliği. Kar botunu mesela 1.5 numara büyük aldım kalın yün çoraplarla giymek için.
0
Domuz
(27.09.17)
kalın taban koydur altına giy işte niye uğraşıyorsun
0
loser blueser
(27.09.17)
41 numarayı mağazada denedim, cidden küçük geldi
ayakkabının arkasından bir parmak boşluk kalması idealmiş :)
0
🌸superb
(02.10.17)
(2)

7/24 devam eden inşaat

MBrain
Sikayet etsem sonuc alir miyim? Kanuna gore yasakmis ama Turkiye. Bi kamu binasi insaati sabah aksam durmadan calisiyorlar.
Sikayet etsem sonuc alir miyim? Kanuna gore yasakmis ama Turkiye. Bi kamu binasi insaati sabah aksam durmadan calisiyorlar.
0
MBrain
(27.09.17)
sonuc alamasan bile et bence, madem yasal degil.
0
baldur2
(27.09.17)
şimdi şöyle; inşaat için verilen izinlere bakmak gerekiyor. Kanuna göre yasakmış dediniz kanunun bahsini ettiğiniz kısmını çok bilmiyorum ancak; mesela normalde resmi bayramlarda belirli bir desibelin üzerinde inşaatda çalıştırmakta yasaktı ancak işin aciliyetine göre özel izinle çalışabiliyorduk.

bu yapı için böyle birşey var mıdır ya da kanunen 7/24 mümkün müdür bilmiyorum ama; uygulamada biz bazı özel günler ve geceler için izin alıp devam ediyorduk.
0
mete kudur
(27.09.17)
(11)

Üniversite Mezunları işsiz mi ?

sorunvar
Bugun bir ikcı ile konuştum.Bir çok üniversite mezununun iş bulamadığını sektörlerin kötü olduğunu söylüyor.Burada da işsizlik var mı ? 30 yaş altı olup işsiz olan ve bölümü ile birlikte yazabilir mi ?
Bugun bir ikcı ile konuştum.Bir çok üniversite mezununun iş bulamadığını sektörlerin kötü olduğunu söylüyor.Burada da işsizlik var mı ? 30 yaş altı olup işsiz olan ve bölümü ile birlikte yazabilir mi ?
0
sorunvar
(27.09.17)
4 aydir issizim. hukuk.
0
bmw de onnumara yag yakan adam
(27.09.17)
1 aya yakındır staj yapacak yer arıyorum, staj olmadan avukatlık ruhsatı alamam, hala bulamadım ve çok fazla mezun var, durumlar kötü :/ bölüm hukuk.
0
turuncu tonlarda
(27.09.17)
4 yıllık bölümlerin mezunlarını çoğu işsiz. ama 2 yıllıklar ara eleman olduğu için kolay iş buluyorlar.
0
empedokles
(27.09.17)
Bu sorduğun Türkiye'de dört mevsim yaşanıyor mu diye sormak gibi bişey. Üniversite mezunları işsiz, donanımsız olanlar hepten işsiz. Her ilde hatta ilçede üniversite var yahu. Diploma üniversitesi. Sırf okumuş olmak için okudukları için iş bulmaları da neredeyse imkansız oluyor sonrasında. Ağrı'da işletme okuyan adamı kim neden istihdam etsin ki? Bunun dışında gerçekten eğitim alan kaymak tabaka için işsizlik var diyemeyiz bence.
0
elorelia
(27.09.17)
ayçayovski style bir cevaplama (önce kendisini tanıtma, ardından probleme kendi yaklaşımını geliştirme, ve çevresiyle örneklendirme devamında da kapanış) yaklaşımı içine gireceğimi farkedip kendi kendimi frenliyorum, ama kabaca;

sorunuzun cevabı evet, işsizlik giderek artan ivmeyle ölümcül seviyede var, ancak bunun dışında tek başıma buradaki 2 cevabı da yalanlıyor olacağım. Lakin konunun biraz açılmasına dahil; burada gözden kaçan şey, asıl problemin işsizliken çok tatminsizlik olduğu; yani sözlükteki şu entry hep ilgimi çekmiştir; (bkz: #14866793) adam 2009'da yazmış bunu(alım gücünüzü kıyaslayabilin diye; 1 dolar=1,5 lira dolaylarındayken); yıl 2017-2018'e gireceğiz(1 dolar=3,5 dolaylarında) ve bahsettiği pozisyon için cumartesi günü 1400 lira ücretli iş ilanı vardı.(arkadaşın bahsettiği ilk yıllardaki o düşük bulunan ücretle çalışsaydın 1 aylık maaşınla neredeyse bir macbook alabiliyordun, bu yıl 4 aylık maaşınla 1 macbook alabileceksin) Bir ton da başvurusu. Yani ortadaki durum, işverenlerin okumuş çalışanlarını tatmin edememesi. Ve bunun da insanları öğrenilmiş çaresizliğe sürüklemesi. (mesele işçinin vasıfsızlığı değil, zaten ülkemizde iş nasıl yapılıyor sorusunun cevabını da ayrıca tartışmak lazım, işveren işi alabilmek için işçinin vasıflarını kullanmıyor türkiyede; kendi vasıflarıyla alıyor neyse)

1.si 2 yıllık mezunları standart vücuduyla çalışan işçi pozisyonları dışında tamamen işlevsiz hale geldi, çünkü işveren zaten ücretleri minimuma çektiği için ara denetçi elemanda tekniker çalıştıracağına ya mühendis çalıştırıyor ya bir akrabasını - uzun süre çalışmış eski işçisini çalıştırıyor; hiç değilse bunlar onun için daha ''edepli'' geliyor.

2.si de kaymak tabaka eğitimlileri(odtü-boun-bilkent-koç v.s) için işsizlik yok hikayesi. bunu zaten açıklamaya dahi gerek duymuyorum.
0
mete kudur
(27.09.17)
çevremde sürekli bir iibf mezunu sirkülasyonu var ve hep işsizler. biraz acımasız olucak ama birçoğuda tatminsiz olduğu için iş bulamıyor. sen şimdi tabela ünversitesinden mezun olmuşsun. hiçbir deneyimin, ekstra eğitimin, hiçbir artın yok ama iş teklif edince oooo üniversite mezununa o maaş verilir mi gider kpss hazırlanırım evde otururum diyor. tamam acımasız ama ortam buna döndü şuan. iyi bir eğitimin yoksa zor cidden
0
genc irisi
(27.09.17)
En basit staj için bile millet "referans" yarıştırıyor, bakana falan aratıyor ve bir anda önüne geçebiliyor. Torpil artık o kadar olağan ki, mülakatlı bir yere başvurup da torpilsiz atanabilmek hayal gibi bir şey.

Ben işsiz değilim ama koşullar bu olduğu için istifa etmeye cesaret edemiyorum. En iyi üniversitelerden birinden mezun, alanına hakim ve iki yabancı dile ileri düzeyde hakim biri olmama rağmen. Girmek istediğim pozisyona 2 yıllık açıköğretim mezunu, kendini tanıtmaktan aciz (babası tanıtıyor yanında) bir kızı sırf sağlam torpili var diye aldılar. Sekreter bile ikinizin de CV'si önümde, sizin yerinizde olsam çok üzülürdüm dedi. O yüzden artık uğraşmıyorum.
0
kayranin kedisi
(27.09.17)
7 aydır işsizim. 2 sene önce mezun oldum. bölümüm sinema televizyon. yüksek lisans yapmak istedim, çok fena torpil döndüğüne birebir şahit oldum. hatta biri kendi hocalarımdı. artık ondan da tiksinmiş durumdayım.
0
gebere jackson
(27.09.17)
herhaltibiliyoring
(27.09.17)
bir fabrikada(örnek) 100 isci, bir müdür calisir. eger siz ülkede 100 müdür, 1 isci üretirseniz sonuc olarak elinizde 99 issiz müdür, 99 da isci araniyor ilani kalir. insanlari suclamiyorum asgari ucret bu Kadar düsükken kimse isci olmak istemez. bu yüzden bu sorunlarin cözulmesi icin calisanlar arasindaki bu maas makasi daraltilmali.
0
fayfim
(27.09.17)
istanbul (belki bir de ankara) dışında üniversite okumak akıl karı değil.
ne yazık ki bunu mezun olduktan sonra farkettim.

karşılaştırmalı edebiyat'tan mezun oldum. arkadaşlarım arasında edebiyatla ilgili bir iş yapan, editörlük yapan yok. herkes bir şekilde yolunu çizdi.

ben de farklı bir sektöre giriş yaptım. istanbul'a gelince şansım pek yolunda gitmedi. 3 aydır işsizim (temmuz'dan önce aramıyordum, aslında 6 aydır çalışmıyorum).

lisans mezunlarının çoğu yüksek lisans yapıp akademisyen olmak istiyor. bu iş, özel sektörde yükselmekten çok daha zor. fetö davası ile atılan akademisyenlerin boşalttığı kontenjana yerleşme hayalinde bir çok kişi, halbuki o kadrolar da anında doldu.

kendini geliştirmiş olmak da yeterli değil. üniversiteye girdiğin andan beri rotanı çizmen ve o doğrultuda ilerlemen gerekiyor. taşrada okumak mesleğe atılmak ve iş tecrübesi elde etmek için çok büyük engel. bunun için de aileden kaynaklı bir vizyon gerekiyor.

bu arada hala bazı aptallar, buna kız arkadaşım da dahil, iş yok söylentisinin yalan olduğunu, kolayca iş bulunabildiğini, piyasanın sürekli büyüdüğünü, o söylentilerin propaganda olduğunu söylüyor (ki kendisi de uzunca bir süre işsizdi). ben de artık bu tavırları anlayamıyorum, ülkecek üstümüze gaz sıktılar, büyü yaptılar diyerek kendimi cevaplıyorum.
0
dahinnotha
(27.09.17)
(5)

nerede o eski troller?

binder dandet
Adam bir trollerdi kimse trol olduğunu anlamazdı eskiden be, peh. şimdi troll ismiyle (aklıma gelen trollziya var) ortalarda geziyorlar.Sormak istediğim, harbi sanat eseri gibi trollemiş hangi kullanıcılar var aklınızda? yani bi trollemiş ki böyle ekrana bakılı kalmışsınız gibi.yep.
Adam bir trollerdi kimse trol olduğunu anlamazdı eskiden be, peh. şimdi troll ismiyle (aklıma gelen trollziya var) ortalarda geziyorlar.

Sormak istediğim, harbi sanat eseri gibi trollemiş hangi kullanıcılar var aklınızda? yani bi trollemiş ki böyle ekrana bakılı kalmışsınız gibi.

yep.
0
binder dandet
(26.09.17)
market arabasıyla terör estiren arkadaşınız var benim için efsane olan o
0
mete kudur
(26.09.17)
coco trollükte bir numaradir. kelimenin tam anlami ile bir troll, kendine ait bir kimlik yaratmis ve o kimlikle uyumlu dehsetengiz hikayeler anlatiyor. kimse de kayitsiz kalamiyor. anlattigi hikayelerin gercek olabilecegini düsünmek bile istemiyorum.

onun yerine pilotun yüzüne kezzap atan bir kız vardi, sonra nagisny gibi bir nickle dolanmisti buralarda. benim icin en igrenc trol odur mesela.
0
eriksatie
(26.09.17)
sosyomatı bilen varsa;

orada bayarca nickli bir kullanıcı vardı.

hala öylesini görmedim.

duyuruda ise; kedi kumu ile ilgili duyuru bence bu ortamda yapılmış en iyisi.
0
kosun lan mevzu var
(26.09.17)
lara gofret bir numaraydı bence.
0
diffarentiationation
(26.09.17)
shedracon'u unutmayalım.
0
elorelia
(26.09.17)
(5)

Doktorlarda dermatologları gerçek doktor olarak görmeme olayı var mı?

gezegen olan pluton
Genelde amerikan dizilerinde dalga konusu oluyor bu Dermatologlar, bunun sebebi ne?
Genelde amerikan dizilerinde dalga konusu oluyor bu Dermatologlar, bunun sebebi ne?
0
gezegen olan pluton
(26.09.17)
Sonu -log ile biten unvanlarda oluyor bu. Örneğin adam ornitolog (kuş bilimci), 100 tane kuş türünün anatomisini, fizyolojisini biliyor ama bir doktora göre bu adam da tırt. Dermatoloji de genellikle kozmetik ürünleri ile ilgili olarak reklamlarda karşımıza çıktığı için insanların gözünde "Dermatologlar şu cilt kremlerini test eden elemanlar değil mi?" gibi bir algıya sahip olabilir ama aslında çok önemli bir bilim dermatoloji.
0
dissendium
(26.09.17)
sektör içerisinde bir geyik, çok üzerinde durulacak bir olay değil. tus'ta dereceye girenler cildiye yazıyor artık.
0
nrmnm
(26.09.17)
ben geçenlerde dermotologa gittim, yazdığı hiçbir ''ilaç''ı devlet ödemiyormuş. dedim demek ki o kadar da elem bir rahatsızlığım yok benim. ya da devlet için vazgeçilmez değilim -ki öyle olduğumu zannetmiyorum(yani vazgeçilir olduğumu sanmıyorum)

işbu yüzden mesele biraz da estetik kaygısına kaydığı için olabilir.
0
mete kudur
(26.09.17)
ömür boyu "yatmak" için seçilen bölümün doktoru, diğerleri gibi günde 100den fazla kaç hasta bakıyor belli değil. İyi yatış ha.
0
christopher nolan
(26.09.17)
Küçük görülüyorlar evet. "Topu topu 2-3 kremleri var" "kuruysa nemlendir, nemliyse kurut yaptıkları bu" gibi laflar ediliyor. günümüzde de yüksek puan yapıp rahat doktorluk geçirmek isteyenler tercih ediyor.
0
bass solo take one
(26.09.17)
(3)

Sizce sektörlerdeki ünvanlar aldatıcı mı?

binder dandet
Seo ile uğraşan bir arkadaşım vardı, skype'ta online olunca yeni ''ünvan''ını gördüm ''AI DEVELOPER'' ..ai developer, wueh.. bu adam wordpress te yaptıgı siteleri 250 liraya satan bir adamdı...Bir adette ''mentor and counselor'' var.. adam işsiz belli, her linkedin grubuna 3 paragraf accomplishment
Seo ile uğraşan bir arkadaşım vardı, skype'ta online olunca yeni ''ünvan''ını gördüm ''AI DEVELOPER'' ..ai developer, wueh.. bu adam wordpress te yaptıgı siteleri 250 liraya satan bir adamdı...

Bir adette ''mentor and counselor'' var.. adam işsiz belli, her linkedin grubuna 3 paragraf accomplishment atıp herseye talibim diyor.

Sizin sektörde durumlar nasıl? Ünvanlar sizi tatmin ediyor mu? ve sizce bu ünvanlar içi boş mu ya da dolu mu?
0
binder dandet
(26.09.17)
sosyal medyanın gelişmesi ile insanlar hayatlarını görsel işaret,yazı ve fotoğraflarla teşhir etme derdine düştüler. sadece iş anlamında da değil, sosyal hayatla ve hobilerle ilgili şeylerde de öyle. ve evet haklısınız herkes kendini olduğundan daha iyi gösterme derdinde.
0
dahili meddah
(26.09.17)
Aldatıcı, ben son pozisyonumda proje koordinatörüydüm(daha nasıl yazıldığını bilmiyorum). yuh artık! Şirket yetkisinde olan bütün sıfatlar aldatıcı. Daha önce de defaatle başıma gelmişti.
0
mete kudur
(26.09.17)
bizim sektörde çok şükür "e göster bakalım yaptığın işleri" şeklinde işler yürüdüğünden öyle saçmalıklar çok yok.

adam aranjörse aranjman yapıyor. bok gibi yapıyor orası ayrı.
0
alperz
(26.09.17)
(7)

Mülakat sonucu olumsuz...

venegas
Çalışmayı çok istediğim bir yerle mülakata girmiştim. Bugün o korktuğum mail geldi. Sonuç olumsuz. Çok mutsuzum. Ne yapacağım şimdi ben? Oradan banlandım mı şimdi?
Çalışmayı çok istediğim bir yerle mülakata girmiştim. Bugün o korktuğum mail geldi. Sonuç olumsuz. Çok mutsuzum. Ne yapacağım şimdi ben? Oradan banlandım mı şimdi?
0
venegas
(26.09.17)
eğer imkanın varsa sebebini sorabilirsin. eksiklerini görebilmek üzerinde yoğunlaşmak adına sana faydalı olabilir.

sonra kim bilir belki bir yerde karşılaşırsınız, kaybettiğin elemana bir dön bak istedim dersin :)
0
eeb
(26.09.17)
hayır banlanmadınız, sadece aktif pozisyon için BU ALIMLARINDAKİ mülakatınız olumsuz sonuçlandı. Farklı bir pozisyon için şansınız diğer adaylarla aynı olacak şekilde devam ediyor.

Hatta ik yada ilgili pozisyonun idari amiri işgüzarlık etmezlerse bu sefer olumsuz sonuçlanan pozisyonunuz tekrar açıldığında yine şansınızı deneyebilirsiniz.


youtu.be

siz hayallerinize layık olmak için çalışmaya devam edin. hayat bu kısmetlerle doludur.
0
mete kudur
(26.09.17)
olumsuz dahi olsa cevap geldiği için mutlu olurdum ben :)
0
tosunpasa
(26.09.17)
oradan neden banlanasınız?

ben de olumlu yanıt beklerken olumsuz geldi. bir kaç aşamayı geçmiştim, kabul edildim gözüyle bakıyordum üstelik, son aşamadaydık.

reddedilince kendimi suçladım. "kesin çok konuştum ilk görüşmede, malumatfuruşluk yaptım" dedim. ancak yine de İK'ya bir mail attım. "eksikliğimi telafi etmek adına soruyorum.. neden kabul edilmediğimi merak ediyorum..." dedim. onlar da özetle benden daha tecrübeli bir aday bulduklarını bulduklarını, başka pozisyonlara ya da ileride bu pozisyona tekrar başvurabileceğimi söylediler.

velhasıl, üzülseniz de üzülmeseniz de başka ilanlara başvurmaya devam.
0
dahinnotha
(26.09.17)
fak em all diyorum. fakemall.

zamanla seninde hayallerin tatil yöresinde bakkal açmak olacak diyorum ayrıca.
0
binder dandet
(26.09.17)
Üzülme rakibe gidersin :)

Bunlar olağan şeyler, belki de o şirkette mutlu olamayacaktın kim bilir.
0
va
(26.09.17)
2 haftaya mutsuzluğun geçecek. kendine yeni hedefler koy. yeni bir hedefin (çalışmayı istediğin başka bir yer) olmazsa ve başarısızlığını düşünüp durursan mutsuzluğun devam edecek.
0
pinkpeony
(26.09.17)
(3)

Islak Imzalı Belge

perfectum
Islak Imzalı belgeyi illa gidip teslim mi almak lazım? Mail yoluyla geçerli olmayacağını söylediler imzanın, doğru mu?
Islak Imzalı belgeyi illa gidip teslim mi almak lazım? Mail yoluyla geçerli olmayacağını söylediler imzanın, doğru mu?
0
perfectum
(26.09.17)
Hangi belge? Nereye verilecek?
0
himmet dayi
(26.09.17)
Eğer ıslak imzalı istiyorlarsa doğru; faks mail v.s kabul olmuyor zaten adı ıslak imza.


alternatif olarak sanırım artık geçerli olan bir de e-imza var, ona bakabilirsiniz.
0
mete kudur
(26.09.17)
Konsolosluklarb e-imza kabul etmiyor. benim geri donen yazim oldu oyle.
0
alperz
(26.09.17)
(4)

solmayan, diz yapmayan, yamulmayan, kolay kırışmayan erkek pantol markası

halanne
smart causal giyinen erkek için, hayatta en nefret ettiğim ev işi olan ütü yapma derdimi azaltacak ama aynı zamanda 2-3 yıkamada rengi mora dönmeyecek pantolonları nerede buluruz? eğer renge göre boya kalitesi fark eder derseniz, çoğunlukla mavi-lacivert renklerinde olacak.
smart causal giyinen erkek için, hayatta en nefret ettiğim ev işi olan ütü yapma derdimi azaltacak ama aynı zamanda 2-3 yıkamada rengi mora dönmeyecek pantolonları nerede buluruz? eğer renge göre boya kalitesi fark eder derseniz, çoğunlukla mavi-lacivert renklerinde olacak.
0
halanne
(26.09.17)
Koton'un kot-kumaş arası görünümlü, eşofman rahatlığında smart model pantolonları var. Onları aldığımdan beri kot pantolondan soğudum, çok rahatlar ve kasımdan beri hiç renk atmadılar. Bende siyah ve koyu lacivert var. Tavsiye ederim.
0
mcaninho
(26.09.17)
@Trollziya, lc waikiki de o kadar dayanıyor. 100 tl verip 9 ay sonra atmaktansa 35 tl verip atıyorum şimdilik.

@mcaninho kotondan bir kere aldım, daha 2. yıkamada bütün pantolonlar soluk gri oldu. daha da almam.

ben mi yıkamayı bilmiyorum diyecem, kısa programda perwoll siyahla yıkıyorum valla.
0
🌸halanne
(26.09.17)
dockers böyle mi yazılıyor tam emin değilim ama ben de 1 tane var(uzun süre para biriktirdikten sonra alabildim) hem rahat hem de henüz iyi.
0
mete kudur
(26.09.17)
bu tanıma uyan dockers never iron serisi dışında randıman aldığım pantolon olmadı şimdiye kadar.Dockers never iron candır
0
turkuaz
(26.09.17)
(9)

bir beyaz yakalı son evre y kuşağının iş hayatı ile ilgili hezeyanı ve soru

lucky strike
selam,sadece son 1 haftamı anlatıp sonra iş hayatı ile ilgili bir takım sorularımı soracağım. bundan önceki hafta da yine mesaili çalıştığımı ekleyeyim şuraya;geçen hafta cumartesi günü öğlen 12'de uyandım ve pazar sabah 5'de uyudum. pazar öğlen 1'de uyandım ve gece yarısı 2'de uyudum. tüm bu süre d
selam,

sadece son 1 haftamı anlatıp sonra iş hayatı ile ilgili bir takım sorularımı soracağım.

bundan önceki hafta da yine mesaili çalıştığımı ekleyeyim şuraya;
geçen hafta cumartesi günü öğlen 12'de uyandım ve pazar sabah 5'de uyudum. pazar öğlen 1'de uyandım ve gece yarısı 2'de uyudum. tüm bu süre dışında ara ara twitter'a ve ekşiye göz atmak dışında çalıştım.
pazartesi sabah 9'da kalkıp işe gittim ve akşam 8'de çıktım. eve gelip duş aldıktan sonra sarhoş olana kadar içtim ve 3 gibi uyudum. dinlenemedim haliyle.
salı sabah 9 da kalkıp işe gittim, iğrenç geçen 4 saatlik bir toplantıdan sonra işlerim aksadı tabi ama gece 11'e kadar topladım işleri. yorgunluk, hafta sonu da dinlenemediğim ve ara vermeden çalışmadan kaynaklı, kümüle şekilde arttığı için kendimi çok kötü hissediyordum. fiziken değil de mental olarak yorgunluktan bahsediyorum. bari kendime ayıracak bir kaç saatim olsun istedim. tabi kendime değil başkalarına da zaman ayırmam gerekiyordu ama onları ihmal etmek zorunda kaldım. gece 4'e kadar durmadan müzik dinledim ve içtim. bi ara film açtım ama basit cümleleri bile anlayamıyordum sanırım, belki de alkoldendi. 4 gibi uyudum.
çarşamba günü sabah daha uyanır uyanmaz maillerimi telefondan kontrol ettiğimde yine yoğun olacağımı anladım. öyle de oldu: gece 2'de işleri toparlayıp çıkabildim. eve gelir gelmez duş aldım ve uyudum.
perşembe sabah öyle yorgun uyandım ki, "işe gitmesem mi" diye düşündüm artık. gittim. artık yorgunluğun getirdiği verimsizlik midir, alkol müdür, kafama taktığım ve kaçırdığımı düşündüğüm öbür şeyler midir bilemiyorum ama o kadar basit işleri bile halledemez duruma geldiğimden; işten kafamı kaldırdığımda sabah 6.30 olmuştu (ertesi günkü sabahtan bahsediyorum, bu sabah, cuma sabahı). eve gitmeye halim yoktu tabi. bi koltuğa kıvrılıp uyudum şirkette. hava da biraz serindi sabah, üşümüşüm.
cuma sabah uyandım 8.30. işleri halledip 4 gibi çıktım. eve gelip duş alıp uyudum. o kadar fazla süredir çalışıyorum ki rüyamda bile iş gördüm artık yemin ediyorum bak. 11'de (2 saat önce) uyanınca dedim ki "yeter bu kadar, bir çözüm bulmam gerekiyor". şimdi de bunları yazıyorum işte.

şimdi böyle agresif bi tempoda çalışınca insan haliyle kendi yakın çevresine veya ailesine anlatıp danışamıyor. çünkü çevrem ya memur kafalı insanlar ya da mühendis, esnaf falan. veya istemsizce duygusal yaklaşıyorlar. o yüzden size yazıyorum ki belki dışardan bakıp bir şeyler söyleyebilirsiniz bana. ne yapmalıyım? siz ne yapardınız?

kendi durumumdan da bahsedeyim, neden bu kadar fazla mesai yaptığımdan. bir kere baştan söyleyeyim iş planımı ben yapıyorum. kimse bana şu işleri yapıp getiriyorsun diye dikte etmiyor. bir havuz var, uygunluk ve beceri durumuna göre talep edip o projelere dahil oluyorsun. sistem böyle işliyor ve çok kriz veya acil durumlar harici kimse bana ne yapacağımı söylemiyor. kendim seçtim yani bu duruma gelmeyi. çünkü yaptığım işi hem seviyorum hem de yukarda anlattığım gibi istisnai haftalar dışında mesaili çalışmak bana koymuyor. hatta işin doğasında bulunan stresi de çok seviyorum. sadece zamanlama konusundaki stres değil, diğer süreç yönetimleri de stresli. belki özel sektör tümden böyle strestir. bilemiyorum. ama stres güzel. stresi yönetebilmek daha güzel. beni hayıflandırmayan, sırtımdan ter dökmeyen hiçbir eylemi severek yapamam. bu izlediğim bir film de olsa, müzik de, kitap da.

ilk girdiğim günden beri yükseliyorum. parmakla gösterilen adam konumundayım yani başarılarımdan dolayı (2 tane ödülüm bile var, şirket içi ödüllendirme. icra kurulu karar veriyor bunlara).
yöneticim de aynı şekilde. 15 senedir başarı grafiği 45 derecelik açı ile yükselen bir adam. ben işe ilk başladığımda tek segment yönetiyordu. salı günü bahsettiğim toplantıda bir segment daha devir aldı ve şu an elindeki segment sayısı 5'e yükseldi.
başarım tabi sadece bana ait değil. yöneticim, benim ilk yılım bittikten sonra benle bizzat ilgilenip beni parlatmaya çalıştı (niyetinin bu olduğunu kendi söyledi). yani çok özel veya kriz projelerde beni öne çıkarıp projeyi bana verdi. ben de bunların altından kalktım. boyumdan büyük işlerin altına kendi talebimle tek başıma girip çok da şık bir biçimde tamamladım o projeleri mesela. parmakla gösterilmem bu yüzden. 3 sene önce yönetici bile değilken bu kadar yükselen bir adamın parlattığı kişi konumundayım. hatta ben 1 sene önce hala eğitim alan bir konumda çömezken; şu an 3 tane yeni alınan junior'a eğitim verecek aşamaya geldim.
ezcümle: gelecek planması yaptığım zaman kendimi gördüğüm yer bu şirkette/bu sektörde çok iyi bir yer.

tüm bunların yanında yine yukarıda bahsettiğim tempo beni artık zihnen yormuş durumda. yani robot olmadığımı farkettim artık, sınırlarımı zorladım çünkü; robot olmadığımı gördüm. bu tempoda çalışıyor olmak insana başka bir şey yaptırmıyor. başka insanlara vakit ayıramıyorsun. vakit ayıracak zamanını da kendine ayırabiliyorsun bir tek çünkü yorgunsun yani dinlenmen gerek. yukarıda anlattığım mesai haftası bölümünde alkole vurgu yapmam bu yüzden. alkol olmadan dayanabileceğimi düşünmüyorum. bunun maddi götürüsü devasa boyutta oluyor. başka boyut. bundan bahsetmeyeceğim.

bir yandan da kasım ayında 24 yaşıma gireceğim. yüksek lisansım devam ediyor. ben küçükken, hayat hayli ilginç bir şey olacakmış gibi gelmişti bana ama kimseye muhtaç olmadan yaşamak için, bir plazada sürekli masa başında, sevdiğin insanlardan gelen çağrılara veya mesajlara bile dönemeyecek kadar çok çalışmak daha ne kadar devam etmeli sizce?
kendinden bu kadar vermeden bu hayatı idame ettirmenin başka yolları da var. insanların mesajlarına cevap vermeyip onlarla görüşmeyince başka adamlara gidiyorlar doğal olarak. yol da beni çekiyor hem. tutan hiç bir şey kalmadı haliyle. çekip gitmeli mi artık? yoksa başlıkta da vurgu yaptığım "y kuşağı hezeyanı" mıdır bu? hayat bu kadar mıdır? bu mudur?

kötü bitirdim. yarım saattir bunu yazıyorum.
0
lucky strike
(23.09.17)
kendini kariyerin üzerinden gerçekleştiremezsin sevgili lucky strike, sen bir yarış atı değilsin. lütfen bir an önce bunu kanıksa.
0
evde liyakat kalmamis
(23.09.17)
lucky, tatmin olduğun ve keyif aldığın bir işin var, bu harika. ama ne için çalışıyosun, hayatta yapmak istediğin şey yalnızca çalışmak mı, varlık gösterebileceğin tek alan iş mi?
0
denef
(23.09.17)
herhangi bir özel sektör işi, herhangi birinin hiyerarşik olarak altında yapılan iş bu yaşama değmez.

www.youtube.com

y kuşağı hezeyanı değil bu bence, kendini çok kaptırmışsın. kendini bu kadar kaptırdıktan sonra bu kadar özveriyle devam etmezsen mutlaka birileri huzursuz olup senin de huzurunu kaçıracaktır.

dayanmanın en büyük nedeni belki maaş çok fazladır ama, harcayamadığın parayı ne yapacaksın? alkole gidiyormuş zaten çok fazla.

ben olsam çekip giderim, en azından daha rahat edeceğim bir yere. ideal koşul özel sektörden tamamen çıkmak olurdu benim için de, kişiye göre değişir ideal koşul nedir.

yine de bu duyuruda anlatılan patronlar ve 4 kuşak sonraki torunları haricinde kimse için ideal durum değil.
0
ron dennis
(23.09.17)
işini seviyosun bro.
ve gerçekten şanslı bir tipsin.
tek yapman gereken ne biliyo musun?
o lanet kıçını kaldırıp biraz çevrene bakmak.
ne kadar çok insanın acı içinde olduğunu göreceksin. açlık, sefalet, yalancılık, düzenbazlık, hırsızlık, namussuzluk, ahlaksızlık, fuhuş vs vs vs.
hep ne için biliyo musun corç? daha iyisini elde etmek için. şimdi sen elindekinin tam olarak ne olduğunu bile bilmiyorsun!
lanet olsun ama bilmiyorsun bro!
onun içün çok iyi düşün: ya aç kalıp, dokak köpekjleri gibi gelenden geçenden korkarak ve dilenen gözlerle çevrene bakavaksın ya da elindekini düşürmeden başkalarıyla birleştirecek ve daha iyisini doğruca elde edeceksin!
şimdi seçim senin!
0
fempusay
(23.09.17)
@evde liyakat kalmamis, sen ve biri daha yazdı bunu. yarış atı önermesini önemsiyor ancak katılmıyorum. "ya ne olacağdı" sorusuna bir cevap içermiyor. evrim gereği hepimiz o kastettiğin yarış atıyız zaten her alanda. sosyal, ekomomik, bireysel yarış atları. bazıları borsa da yarış atı bazıları öss sınavında yarış atı bazıları ığdır'da bir köyde öğretmenlik yaparken yarış atı. hayatta kalmak zorundayız. bazılarımız aileye veya eşlerimizin maddi durumlarınarına güvenip ve yaslayıp kendimizibunlardan addediyor olmasak dahi aslında bu da bir çeşit yarış atı olmaktır hayatta kalabilmek adına. parazitler de hayatta kalabiliyor velhasıl.
ayrıca kendimi ne üzerinden gerçekleştirebileceğim? bunu da belirt lütfen. kariyer değil ise ne. eş mi? çocuk mu yapayım mesela? "insan kendini nasıl gerçekeştirir" sorusunun cevabı var ise bir yanıtla. yol çizeyim kendime. bunca duyuru bu yüzden çünkü.

@denef, yoo değil. hayatta başka ne yapılır onu bilmiyorum çalışmak dışında. çehov okumaktan mıdır nedir. bilmiyorum yani, çalışmaz isek canımız sıkılır gibime geliyor ve canımız sıkılırsa tehlikeli işlere yönelebiliriz, mesela solcu olabiliriz? hükümeti devirebiliriz? veya çok çalışırız ve sevdiğimiz insanlar başka insanlara gitmeye başlarlar ve bunu instagramden görürüz falan. ama öncesinde başka medyalardan falan. neyse.
ben iş bitiriciyim. bitirilmesi gereken ve yapmam gereken her işi (pirus zaferi bile olsa) bitiririm. bir iş önerin var mı bana? sektör önerin? bu yüzden mi sordun?

@ron dennis, maaş değil aslında dayanma sebebim. işi ben gerçekten seviyorum. "bundan başka iş yapamam" yüzünden değil bu. gerçekten seviyorum. ama dediğin ve belirttiğim gibi çok çok devasa kısmı zaten beynimi uyuşturma maksatlı olarak ve kasten alkole gidiyor. bir anlamı yok maaşın. gitmek için çeşitli alternatifleri değerlendireceğim. teşekkürler cevabın için.

@fempusay, seni tanıyor olabilir miyim acaba? bize tevekkül teklif eden islam alimlerinden farkınız nedir siz hippilerin? baba evine döneyim bu mantıkla bakarsam?
0
🌸lucky strike
(23.09.17)
henüz 24 yaşındasın, ve çalışmak öyle kötü birşey değil. yol safsataları belki beni hiç çekmediğinden bu kadar rahat konuşuyor da olabilirim ama, bilmiyorum bence fena bir yolda değilsin.

burada aslolan 3 şey var tabi yine bence; 1.si kendini kullandırmadığından emin olabilmek. 2.si mesleğinin ne olduğu, operatörlük mesleklerinde işin sonu belli olduğu için çok çalışmak uzun vadede insana birşey katmaz. 3.sü de hayattaki tavizlerin karşılığını sosyal ve ekonomik açıdan alabilmek, yani işinin senin yaşantındaki etkilerinin seni tatmin edip etmemesi.

normalde yukarıda saydığım 3 şeyi açmam gerekiyor ama ben anlayabileceğin kanaatindeyim. biraz wall-street hezeyanları gibi bir yaklaşımda olmuş anlattıkların ancak bir noktadan sonra mesai saatlerinden kurtulabileceğin bir konuma geleceksen bunda bi' beis görmüyorum. başlarken söylediğim gibi, henüz 24 yaşındasın ve bir kariyer inşaa etmeye çalışıyorsun, genetik mirasa sahip olanlar dışında bu şey öyle kolayca elde edilemiyor malesef, hatta bir çoğunun sonu; büyük ölçüde yukarıda saydığım 3 nedenden dolayı fiyaskoyla kapanıyor. Dikkat edersen başarısızlıktan henüz hiç bahsetmedik bile. Yani belli ki henüz işyerinde ''kapışma'' yaşamamışsın daha, 2-3 eski kurtla birkaç çakal kancayı takmamışlar sana, iteklememişler seni biryerlere. Yani demem o ki; ben genel yaklaşım gibi düşünmüyorum; hayat o kadar romantik bir yer değil keşke olsaydı. Eğer yukarıda saydığım 3 etkenden eminsen ve mesai saati olayını bypass edebilecek bir seviye senin için uzak değilse ''show must go on''


alternatif çözüm olarak, iş yükünün tamamını tek başına üstlenme, sözlükte çalışma prensiplerine dair çokcana anlatı var onlara göz attığında daha iyi kavrayacaksındır bu söylediğimi ama; misalen işleri küçük parçalara ayırıp sadece operatörlük gerektiren şeyleri dağıtabiliyorsan dağıt. illa işyerinden olmasına gerek yok, alternatif kişilerle de paylaşabilirsin bu iş yükünü.

hammaliyetlik(böyle bir kelime var mı emin değilim) gerektiren(yani sadece tekrardan ibaret işler) konusunda agresif isyanlarda bulunabilirsin. bu yöneticinin gözünde seni eskitmeyecektir, uzun mesai saatlerini de kesecektir. Bir noktadan sonra operatör değil de bakış açısıyla yönlendiren konumuna geç. geçemiyorsan zaten 3 maddenin 2.sinde patladın demektir. çık oradan.
0
mete kudur
(23.09.17)
Biz yarış atı değiliz, insanız. Kaldı ki yarış atlarının koşu pisti dışında da bir yaşamları var. Sen hiç dinlenmeden koşmaya çalışıyorsun tabii tıkanırsın. Üstelik yolun başındasın, yolun düz, destek olanın var. Bu durumdayken bütün enerjini harcarsan engelleri aşacak mecalin kalmaz.
Dinlenmen şart. Biraz daha yavaş ilerle. Tadını çıkara çıkara yürü.

Ayrıca biz çok yönlü varlıklarız. Kendini tek alanda gerçekleştirmen gerekmiyor. Bu hem kolaycılık olur hem de risklidir. Yumurtaların hepsini tek sepette taşımak gibi. Marifet büyüklü küçüklü sepetlere koyup hepsini birden taşıyabilmekte. Bunu başarabildiğinde hayatının daha verimli, daha doyumlu, daha güzel olduğunu göreceksin.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(23.09.17)
işin seni olduğundan daha mutlu hale getiriyor mu? bir takıntının tatmin edilmesinden bahsetmiyorum. sonunda elde ettiğin şey mutluluk değil de ruh sağlığının bozulması ise (gidişatın onu gösteriyor, böyle devam edemezsin) bunca çaba neden?

vites düşür.
0
zgrydn
(23.09.17)
istisna durumlar olmadıkça günde 8 saat çalışıyoruz, kalan 8 saatte sosyalleşiyoruz ve 8 saatte de uyuyoruz.

senin yaptığın ise vücuduna koca bir hakaret. sapasağlam dünyay gelmişsin ve bu yüzden çok şanslısın ama böyle giderse çok kısa bir sürede bu sağlığını yitirirsin. hadi sosyal hayatı sıfıra indirmek gene neyse, o senin seçimin. (bence o da yanlış ama sen işi eşe tercih etmeyi seçtiysen, öyle daha çok mutlu ve tatmin oluyorum diyorsan..) ama uyku düzenini acilen toparlaman lazım.

melatonin diye bir hormon var. bu hormon ışıkta salgılanmıyor, illa gece zifiri karanlık olacak. bir de kişi uykuda olacak. en yoğun salgılandığı zaman ise gece 11'den sabah güneş doğana kadar olan süre. yani insanın bu hormonu yeterli olabilmesi için akşam 11de yatması gerekiyor. melatoninin eksikliğinde ise yaygın olarak kişinin bağışıklık sistemi düşüyor, bir sürü hastalıklar ortaya çıkıyor, kişi kilo veremiyor, psikolojik sağlığı etkileniyor, çabuk yaşlanıyor ve çöküyor, kansere yakalanma riski çok büyük oranda artıyor. bunca şeyden sorumlu bir hormon yani bu.

şimdi bunları her besinin eksikliğinde söylüyorlar dimi. ama melatonin çok başka. istersen sen de araştır. vücudunun hem psikolojik hem fiziksel olarak bitmesini ve 30 yaşında 45 yaşındaki bir adam gibi görünmeyi istemiyorsan uykunu düzene sokman gerekiyor. ayrıca kanser dedim ya, hiç de basite alınacak gibi değil melatoninin kanserle ilişkisi.

öncelikle sağlığın için böyle yapma.

sonralıkla, ben bu iş tatmini olayını gerçekten anlamıyorum. hepimiz işimizi yapıyoruz; bir kısmımız severek, büyük bir kısmımız sevmeyerek de olsa. ama o işi, yaşamamıza yetecek kadar para kazanmak için yapıyoruz. iş sadece bir araç. tabiki her zaman daha iyiye gitmek güzel ama daha iyiye gitmenin de bir sınırı olmalı. yoksa bunun sonu yok. ya da sonu sensin işte.

işine bu derece tutkuyla bağlı olman, böyle hırsla çalışıyor olman yüksek egolu bir insan olduğunu düşündürttü bana. oysa ego hiç iyi bir şey değildir. sinir hastası bir insan yapar seni. biraz bunu törpülemen lazım. kendine boş zaman ayır, işkolik bir adam olma.

ben mühendisim. bizim şirkette de bazı mühendisler var mesela, gerçekten çok iyi mühendisler. tek bakışta çözüyorlar sorunları. zaten çok iyi pozisyonlara gelmişler, eminim çok iyi paralar kazanıyorlar. ama adamlarda duygusal zeka öylesine körelmiş ki. bunu yanlış anlama, asla kimseye kötü davranmıyorlar durduk yere azarlamıyorlar falan iyi adamlar ama nasıl desem, empati yetenekleri, iletişim becerileri sıfır. bir de hayatımda gördüğüm en ukala tipler. otursan 10 dakika muhabbet kuramazsın.
böyle biri olma.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(23.09.17)
(2)

AÖFe kayıt olup bir daha ödememek?

Cursed Chico
Faiz biniyor mu? Diyelim eylülde kayıt olduk. bir daha ödemedik. Diğer senenin sonuna kadar akbil kullanabilşiyoruz öğrenci, değil mi?
Faiz biniyor mu?

Diyelim eylülde kayıt olduk. bir daha ödemedik. Diğer senenin sonuna kadar akbil kullanabilşiyoruz öğrenci, değil mi?
0
Cursed Chico
(21.09.17)
faiz binmiyor. daha dogrusu sonrasinda hic odemedim en sonunda da kaydi sildirdim iki sene sonra. herhangi bi para odemedim kayit sildirirken de. ve evet eylulde kayit oldum o donem nisan ayinda indirimli kart kullaniyordum.
0
pide
(21.09.17)
faiz binmiyor, çünkü ödemediğin dönem okulunu dondurmuş sayılıyorsun.

ulaşım ücretinin öğrenci olma konusunda da ilginç bir şekilde söylediğin gibi oluyor, bu sistem nasıl oluyorsa dönemlik değil senelik güncelleniyor herhalde.

yani 1 dönem ücret ödeyip diğer dönem ödemenmediği halde o yıl boyunca öğrenci kullanılabiliniyor.
0
mete kudur
(21.09.17)
(7)

uygulama yazdırabileceğim kişi/şirket ?

sabirstone
merhabalar,aklımda bir fikir var ve bunu ios ve android tabanlı bir uygulamaya, hatta (belki) bir internet sitesine dönüştürmek istiyorum.yazılım bilgim sıfır. o yüzden bunu yaptırabileceğim kişi ya da topluluklar var mı merak ediyorum.aynı zamanda bana bu uygulamanın hakları ve yasal prosedürleri h
merhabalar,

aklımda bir fikir var ve bunu ios ve android tabanlı bir uygulamaya, hatta (belki) bir internet sitesine dönüştürmek istiyorum.

yazılım bilgim sıfır. o yüzden bunu yaptırabileceğim kişi ya da topluluklar var mı merak ediyorum.

aynı zamanda bana bu uygulamanın hakları ve yasal prosedürleri hakkında rehberlik edilmesi gerekiyor.

ne gibi bir ücreti vardır bilmiyorum ama bu konuda profesyonel destek veren kişi ve kurumlar ile oturup konuşmaya hazırım.

yer : ankara

teşekkürler
0
sabirstone
(21.09.17)
önce telif hakkini satin al
0
regardless of what they say
(21.09.17)
bionluk.com diye bi' internet adresi var; orada bu işi yapan adamlarla irtibat kurabilirsin. piyasaya göre daha uygun olur herhalde.
0
mete kudur
(21.09.17)
her yerde söylüyorum. fikrin telifi olmaz. telif satın alınan bir şey de değil. telif = copyright. kopyalama, çoğaltma, dağıtma hakkı demektir. telif bir haktır. satın alınamaz. satılamaz.

malın telifi olur. bu mal bir teknik içeriyorsa patentini de alırsın.
0
alperz
(21.09.17)
Yazılım bilmeden uygulama yapılabilecek bazı siteler var, Onlar hakkında da bilgi edinmeye çalışıyorum.
0
🌸sabirstone
(21.09.17)
@alperz "telif" kelimesinin o cümleye kattığı anlam sizin algı düzeyinizden daha yüksek.o yüzden kendinizi boşuna yormayın.karşı taraf benim ne demek istediğimi zaten anladı :)
0
regardless of what they say
(22.09.17)
regardless bey şimdi soruyu soran kişi demiş ki "aklımda bir fikir var"

siz de "telifini satın al" demişsiniz.

ben de "fikrin telifi olmaz. malın telifi olur. telif satın alınamaz." demişim.

ben burada bir sorun göremiyorum. fikri korumanızın bir imkanı yok. fikri korumanın bir imkanı olsaydı benim zaman makinası fikrim var senelerdir mesela onun "telifini satın alırdım".
0
alperz
(22.09.17)
@alperz evet hocam siz haklısınız.anlıyorum hocam.
0
regardless of what they say
(20.10.17)
(9)

youtube'de takip etmelik kanal?

nigeo
şöyle 5 dakkalık vidyolar olsun da yemek yerken hemen izleyelim.var mı?
şöyle 5 dakkalık vidyolar olsun da yemek yerken hemen izleyelim.
var mı?
0
nigeo
(21.09.17)
(bkz: bi' kafalar) hepsi 5 değil de 4 ila 10 dk arasında videolar var. güzeldi yayınlanırken.
bir de (bkz: khan academy) var ben şu sıra onu yoğun izliyorum çoğu konu tartışılabilir bence ama belki sen beğenirsin.
0
mete kudur
(21.09.17)
www.youtube.com

Yunanistanda yaşayan bir genç var, bu ara merak edip izliyorum
0
freebird5406_2
(21.09.17)
oha 5 dakikada yemek yiyen insan mı var?
ben buna çok gülüyorum; www.youtube.com
0
brakgn
(21.09.17)
Apocalypse
(21.09.17)
valla ben öyle pek bir seyi sürekli takip etmem, lakin teknoseyir kanalinda alakam olsun olmasin her seyi izleyesim geliyor oyun incelemeleri haric. haftalik gündem ve bilim gündemleri ise harika resmen. haftalik gündem belkide tr de cikarilan en güzel islerden ve en güzel yorumlarin oldugu program sanirim.

www.youtube.com
0
kurnaz
(21.09.17)
amerika'da tır süren türk bir eleman, anlatımı vs çok zevkli.

www.youtube.com
0
yatagants
(21.09.17)
barış özcan
0
orange coffee
(21.09.17)
Her videoları 3 5 dakikalık değil ama takip edilesi bi kanal.
Link: www.youtube.com
0
amonaki
(21.09.17)
Why Shy söylediğin kriterlere çok uygun.
0
kipada sepetini ucuza dolduran adam
(21.09.17)
(14)

araştırma görevlisi alımında torpil/kanaat var mı?

lampetia
merhaba, istanbul'da bir vakıf üniversitesine araştırma görevlisi olarak başvurmayı düşünüyorum. önceki yıllara baktığımda değerlendirme ales, yds, not ortalaması bir de bilim sınavının ortalaması alınarak gerçekleştirilmiş. yine önceki yıllara baktığımda bilim sınavından düşük puan alsam bile çok
merhaba, istanbul'da bir vakıf üniversitesine araştırma görevlisi olarak başvurmayı düşünüyorum. önceki yıllara baktığımda değerlendirme ales, yds, not ortalaması bir de bilim sınavının ortalaması alınarak gerçekleştirilmiş. yine önceki yıllara baktığımda bilim sınavından düşük puan alsam bile çok rahat girebilirmişim gibi geliyor.

şimdi benim sorum şu; ben basvurduğum alandan farklı bir alanda y.l yapıyorum ama y.l şartı aramadıkları için basvurmamda sıkıntı yok. lisans alanım tam olarak uyuyor çünkü. diyelim ki aynı kadroya doktora yapan biri basvurdu, y.l. da aynı alandan yani kağıt üstünde benden daha uygun bir aday ama ales'i yds'si düşük.

bu durumda istemeseler de beni almak zorundalar mı? mülakat olmadığı için çok zor geliyor ama kişisel bi kanaat durumu yaratıp beni eleyebilirler mi? süreci bilenler aydınlatırsa çok sevinirim.
0
lampetia
(21.09.17)
torpil olabilir de olmayabilir de.
Tamamen o hocanın insiyatifine bağlı sana "0" verip başkasını da alabilirler yada gerçekten tarafsız davranıp hak edeni de alabilirler.

O gün sadece sen gelip seni almak zorunda da kalabilirler.

Kısaca başvur ve sınava git.
0
basond
(21.09.17)
2017 akademisinde çoğu kadro kişiye özel açılıyor.
0
goodz
(21.09.17)
@basond açık açık böyle bişey yapabilirler mi ki :(
0
🌸lampetia
(21.09.17)
@lampetia yakın çevrem akademisyen dolayısı ile açık açık bu işler yapılıyor, bazende yapılmıyor hocaya bağlı işte.
0
basond
(21.09.17)
vakıf üniversiteleri, rektörün babasının çiftliği değilse (mesela bkz. THK üniversitesi) genelde işine yarayacak adam alır, en azından almaya çalışır az buçuk şirket mantığı var. devlet üniversitesinde kişiye özel ilansa unut, değilse ihtimal olabilir.
0
niye ama
(21.09.17)
bir mülakat durumu yoksa istenen puan türlerinden ortalama alınıyor. sıralama belirleniyor. ilk sıradaki alınıyor.
aksi bir durum yaşanması ihtimal dahilinde değil.
0
brakgn
(21.09.17)
soruya tam cevap olmayacak ama bakış açısı katması bakımından bir değeri olabilir; şimdi adını net anımsamıyorum ama sanırım recep tayyip erdoğan üniversitesiydi; öğretim elemanı ilanında bile ilana alınacak kişilerin ismini yazmışlardı galiba.

yani üniversitede siyaset aktif olduğu için torpilin kralı var. özel sektörde daha az torpil vardır üniversiteden.

bu arada olayın haberini buldum;
www.ensonhaber.com
0
mete kudur
(21.09.17)
Devlet ise kimi alacağı bellidir. Vakıfsa da oraya ne yazarsa yazsın, zira herşeyi yazamıyorlar, aradığı profil ve ayrıntılar bellidir. Bu nedenle projeye, çalışma konusuna uyan ve proje oluşturup para getirebilecek birisi var ise direk alırlar net.
0
cursor
(21.09.17)
kişiye özel ilan öğretim görevlisi ilanında olabilir. araştırma görevlisi alımlarında ales, yds ve not yüksekse, bilim sınavını da iyi geçmişse engelleyemezsin. Şahsen 90 lık bilim sınavı kağıdıma 40 verilse hakkımı aramak için her türlü hukuki yola başvururum. Kısaca çok iyisen engelleyemezler.
0
empedokles
(21.09.17)
abim bu bahsettiğin durumlardan devlet üniversitelerinde elendi, belgede sahtecilik yapılarak önüne engel kondu. vakıf konusunu bilmiyorum.
0
Apocalypse
(21.09.17)
Bir de kastedilen kişiye özellik nedir ? yayın, tez konusu vb şartlar ekleyemiyorsun. İş deneyimi ekleyemiyorsun. Şu alanda yüksek lisans, şu alanda doktora yapıyor olmak tarzı şartlar oluyor. Bunlar herkese aynı.
0
empedokles
(21.09.17)
@empedokles, nasıl herkese aynı? alım şartı olarak belirttikleri şey alınacak adamın tezinin başlığı oluyor neredeyse. örnekleri araştırırsan ne demek istediğimizi anlarsın.
0
zgrydn
(21.09.17)
dostum git, bölüm başkanı ile konuş. az buçuk sana sinyal verecektir kafalarında biri mi var yoksa herkese açık bir sınav mı yapıyorlar. bir de zaten ben ar gör olacam diyen adamın bence önceden gidip bölüm başkanı ile tanışmasında fayda vardır. hiç tanımayıp sadece kağıdını gördüğüm birindense, 5 dakikalığına bile olsa az buçuk oturmasını kalkmasını konuşmasını tipini bildiğim birini almayı tercih ederim ben. hele kendini iyi ifade edersen, amacını, çalışma prensiplerini ve çalışma konunu iyi anlatırsan torpilli biri yoksa öne bile geçebilirsin.

sana 3 örnek vereyim:
1. benim de başvurduğum sınava, şu alınacak diye isim veriliyor. ama adamın niyeti kadroyu alıp kapağı yurt dışına atmak. her şeyi ayarlamışlar ve açık açık söylemişler de zaten dekanlığa. sınava 2 aday olarak giriyoruz. o adamı almamak için benim 100lük kağıdımı yakıp ikimizi de başarısız ilan ettiler. eleman gitti başka bir okula girdi, bir kaç ay sonra sınav yeniden yapıldı.

2. arkadaşım vakıfa başvurdu. kızın ales, yds, not ortalaması vs her şeyi 90 üstü. diğer başvuran aday ortalama, barajı anca geçiyor. bizim kıza mülakatta 05 puan verip, diğer kıza 100 verdiler ve o kız küsürat farkıyla birinci olup işe girdi. (gerçi iyi ki de öyle olmuş, o üniversite malum sebeplerden kapandı ve kız da ihraç edildi şimdi sürünüyor)

3. dandikten bir yar doç aldırmak için aklına gelebilecek en en en en büyük isim bizzat rektörü arayıp o kişiye özel ilan çıkarttı.

sen ağzınla kuş tutsan kafalarında birisi varsa kılıfını bulur onu alırlar. ve maalesef bu sadece ar görlük için değil, yard doçluktan, doçentlik jürisinden kimlerin geçeceğine kadar akademinin her aşamasında bu böyle.

umudunu kırma, başvur sınava gir, kazanamazsan bile sınav ortamını görmüş olursun.
0
halanne
(21.09.17)
İçeriden bildiriyorum; evet.
0
kayranin kedisi
(21.09.17)
(5)

Apartman masraflarini odemeyen ev sahibi yuzunden bizi mahkemeye veriyorlar

matilda
Bizim bi ev sahibimiz var kendisi Almanya'da. Apartmandaki tadilat olaylarinda vs asla para verdirtmiyor. Verecekseniz de kendi cebinizden verin benim kiramdan kesemezsiniz diyor. Bu nedenle de apartmandakiler bizi mahkemeye verecekmis, evden cikarttiracaklarmis. Boyle bir sey mumkun mu? Biz bu evde
Bizim bi ev sahibimiz var kendisi Almanya'da. Apartmandaki tadilat olaylarinda vs asla para verdirtmiyor. Verecekseniz de kendi cebinizden verin benim kiramdan kesemezsiniz diyor. Bu nedenle de apartmandakiler bizi mahkemeye verecekmis, evden cikarttiracaklarmis. Boyle bir sey mumkun mu? Biz bu evde oturmasak bile, ev bos olsa bile ev sahibinin bu giderleri karsilamasi gerekmiyor mu?
0
matilda
(20.09.17)
size herhangi bir etkisi olmaz, ancak bundan bağımsız olarak apartmandakiler imzayla komşularını evden çıkartabiliyorlar bizim burada oldu.

Apartmandakilere ev sahibinin iletişim bilgilerini v.s verin ve yöneticinizle konuyu görüşün. kontratınız varsa ve yöneticiniz makbuz karşılığı(yönetim defterine de) bu ücreti aldığında ev sahibiniz bi' hak talep edemeyecektir zannı içindeyim.


Soruya cevap; evet karşılaması gerekiyor, mahkeme ile alıyorlar zaten o paraları.
0
mete kudur
(20.09.17)
apartmandakiler derken? yönetici falan da mı yok?
evsahibinizden bile zor alırlar bu kafayla :)
ayrıca evsahibi de tam çomarmış.
0
herhaltibiliyoring
(20.09.17)
söyle yöneticiye ''hacı ben veririm de ev sahibi verdirttirmiyor de'', avukata versin söke söke alsın. sen niye dert ediyorsun.

ya da salla gitsin ver yöneticiye aidatı. ev sahibi de bir şey yapamaz zaten. çıkartamaz seni evden.
0
blue eyes white dragon
(20.09.17)
Oldu olacak emlak vergisini de siz ödeyin... Ne karışıyorsunuz ki? Sizin haklarınız ayrı.

Eğer sadece apartmanın (mantolama, çevre düzenleme vb.) ev sahipleri tarafından ödenen giderlerini ev sahibinin ödememesi durumu var ise, sizi evden çıkartamazlar. Ne olacak zannediyorsunuz, yeni kiracı gelip tüm masrafları cebinden mi ödeyecek?

Bazı yöneticiler varya... Tam sopalık...
0
malheiros
(20.09.17)
size hiç bir etkisi olmaz mahkeme ile falan da attıramazlar bu sebeple.
ev sahibini icraya verecekler +1
0
basond
(21.09.17)
(11)

Simit sarayında bi simit bi çay peynir nutella

allaccess
9 tl sizce pahalı değil mi? simit sarayı diyince 4-5liraya kapanması gerekiyor sanki
9 tl sizce pahalı değil mi? simit sarayı diyince 4-5liraya kapanması gerekiyor sanki
0
allaccess
(20.09.17)
kiraya cok para gidiyor, hele bilinen yerlerden birindeyse. o yüzden de bize yansıyor fiyatlar.
0
binder dandet
(20.09.17)
pahalı.
Zaten bence bu simitsarayı hep pahalıydı. Ve o yüzden geçtiğimiz cuma arkadaşıma bahsetmiştim bu simit sarayı ne iş acaba diye.

Ben sıcak birşeyler yemeyi severim ve genelde ekmek arası(fukara alışkanlığı), bundan uzun yıllar önce acaba döner mi yesem diye düşünürken para harcamak istemedim mi, lazımmıydı bilmiyorum hatırlamıyorum şimdi de; simit sarayından simit ve portakal suyu almıştım. dönerden çok daha pahalıya gelmişti. tek başına simit bile neredeyse döner fiyatıyla aynıydı.
Sağlıklı sağlıksız tartışma konum o değil ama bana fazla gelmişi fiyatı. o gün bu gündür de gitmem.

adam poğaçanın içinin üstüne domates biber koyuyor ve normal poğaça x liraysa buna 4x fiyat çekiyor. yemişim öyle sarayı.


edit: evinde yemen mümkün mü denilmiş; aklıma geldi: şimdi bizim mutfaktaki köy koyun peynirinin kilosu 15 lira, yine mutfakta ki nutellanın kavanozu sanırım 13 lira: ne kaldı çay; çayın(ben earl grey içiyorum) sallama çayın 25'lik paketi 5 lira herhalde(20'likte olabilir). bi tek simit kaldı sanırım. onun fiyatını bilmiyorum.

ilave; domatesin kilosu 2 lira. biberin kilosu 4 lira. salatalık da bu dolaylardadır.

yine mukayese için en yakın markete manava bişeye gidip 1 kilo biber tarttırın ki miktarını kavrayabilesiniz.

söyleyeceklerim bu kadar.
0
mete kudur
(20.09.17)
bence pahalı
12 liraya falan ufak menuler yok mu burgercilerde?

kola var patates var ufak da olsa hamburger var
0
herhaltibiliyoring
(20.09.17)
4-5 lira nedir allah aşkına. bu saydıklarını 4-5 liraya evinde yemen mümkün mü? gidip bir mekanda hizmet alarak bunları yiyorsun. 10 liradan ucuza nerede ne yiyebilirsin ki?

gayet normal bir fiyat.
0
mahone
(20.09.17)
Simit Sarayı restoran statüsünde bir yer yalnız. Oradan alınan simitle sokaktaki simitçiden alınan simidi karşılaştırmak çok saçma. Çayı da, peyniri de, çikolatayı da orada bulabiliyorsun ve onları orada yiyebiliyorsun. Burada bir hizmet faktörü var. İşletme giderlerini dikkate almadan direkt bire bir fiyat dengesi belirlemeye çalışmak çok anlamsız. Ben normal buldum.
0
dissendium
(20.09.17)
Pahalı, hizmet de yok.
0
gazozailacatmauzmani
(20.09.17)
Çok pahalı.

Antalya'da yerel simitçilerden örnek vereyim;
1 simit, 1 haşlanmış yumurta, 1 krem peynir, 1çay 5-6 Tl. arası değişiyor. Simit Sarayı isimden vuruyor parayı. Ödediğiniz hesabın içerisinde mekan sahibinin kazancından Simit Sarayı komisyonuna bir ton ek para var.
0
prok
(20.09.17)
simit sarayı gereksiz pahalı mekan bence. haa sade simitlerini yemeye değer bence ama diğer ürünler aşşırı pahalıı
0
faik abi
(20.09.17)
kesinlikle pahalı.
0
qazwsx
(20.09.17)
simitlerini alıyorum. ama acıktıysam orada oturupta birşey yemem.
0
durgunfoton
(20.09.17)
hatırladığım kadarı ile çay pahalıydı orada.
ama o fiyatlarda yüksek simit alıp çıkmak en güzeli simitleri güzel
0
basond
(21.09.17)
(2)

Cv Özet Bilgi Kısmı

bluedad
Merhabalar. Ben kariyer.net üzerindeki cv'yi oluştururken özet bilgi kısmındaki yerde takıldım. Şimdi cv'de bütün eğitim bilgileri ve staj bilgim, adresim vb. yazılı. Özet bilgi kısmına bu durumda ne yazmak gerekir? Yine eğitim ve staj ile ilgili şeyleri mi yazmalıyım? Aynı şeyleri tekrar etmiş gibi
Merhabalar. Ben kariyer.net üzerindeki cv'yi oluştururken özet bilgi kısmındaki yerde takıldım. Şimdi cv'de bütün eğitim bilgileri ve staj bilgim, adresim vb. yazılı. Özet bilgi kısmına bu durumda ne yazmak gerekir? Yine eğitim ve staj ile ilgili şeyleri mi yazmalıyım? Aynı şeyleri tekrar etmiş gibi olmaz mı? Yeni mezun olunca iş tecrübesi de yazamıyorum maalesef. Ne önerebilirsiniz? Cevaplayan arkadaşlara şimdiden teşekkür ederim.
0
bluedad
(20.09.17)
kariyerin matbu cv'sinde tanımlanmayan birşey varsa onu yazabilirsin. çalışmak istediğin alanı çalışma prensiplerini v.s yazabilirisin zaman kaybı olmasın diye.

orada tanımlanmayan bir sağlık durumu v.s varsa yazabilirsin.

mesela kendi kendine diyorsan ben görüşmeye gittiğim firmalarda şunun kesin olmasını istiyorum diye, yani iş ve firma ayırt etmeksizin olmazsa olmazların varsa onu yazabilirsin(gerçi bunu 1.madde de anlatmışım)

yani; özet bilgi olarak görme de orayı, ''notlar'' olarak gör. hemen mesleğinin ve iletişim bilgilerinin altında seninle ilgili extra ifadeler alanı gibi.

ben olsam öyle yapardım.
0
mete kudur
(20.09.17)
@mete kudur Tavsiyeleriniz için teşekkür ederim.
Başka fikri olanların yorumlarını da bekliyorum.
0
🌸bluedad
(20.09.17)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.