Giriş
(7)

home gym

blackkmamba
eve basit bir spor salonu kurmak istiyorum. neler almam gerek? salondaki her hareketi yapmayı beklemiyorum ama pek de aratmasın istiyorum. bir de çok yer kaplamamalı. -ağırlık seti-sehpabunlar dışında şöyle bir makara sistemi alayım diyorum.https://www.trendyol.com/esi-fitness/duvar-tipi-cable-cross
eve basit bir spor salonu kurmak istiyorum. neler almam gerek? salondaki her hareketi yapmayı beklemiyorum ama pek de aratmasın istiyorum. bir de çok yer kaplamamalı.

-ağırlık seti
-sehpa

bunlar dışında şöyle bir makara sistemi alayım diyorum.
www.trendyol.com

bir de şöyle bir rack. özellikle squat için.

www.decathlon.com.tr

bunlar yeterli olur mu? önereceğiniz şeyler var mı? ya da rack olarak bir kafes almak her şeyi karşılar ama çok yer kaplar gibi.


bir de şu rackleri falan böyle bir yerden alayım mı yoksa demirciye yaptırayım mı? hatta kaynak makinası alıp ben bile yapabilirim belki. demir profil pahalı değilmiş pek. 6 metresi 250 lira falan.
0
blackkmamba
(09.08.23)
Makara sistemi almaya gerek yok.
Db ile ya da barfiks ile ya da bar ile vs row vs hepsini yaparsiniz.

Demirciye yaptırmak; çok ucuz ve iyi olacağını sanmam. Ek olarak katlanabilir vs kısmı da sıkıntı olabilir.

Kafes eğer güç işine çok girmeyecekseniz gerek yok.

Bu arada sadece bilgi; Decathlon 200kg max. Misal bu sebepten bana yetmiyor. Sadece o nokta önemli diye söylüyorum.
0
logisticsmanager
(09.08.23)
makarayı özellikle lat put down ve triceps extention için almayı düşünüyordum. bunları makarasız nasıl yapabilirim? sırt için barfiks ve dumbell row yapıyorum ama yetersiz gibi geliyor. barfiks dışında dumbell row izole sanırım. sırtın hepsini çalıştırmıyor. triceps için de dumbell'la çalışıyorum ama ağırlık arttıkça da sakatlanıcam gibi geliyor. kafama düşecek gibi oluyor.

bana herhalde 1-2 yıl için 200 kg yeter ama uzun vadeli kullanacağım için daha ağır taşıyan alabilirim. kaç kg taşımalı?
0
🌸blackkmamba
(09.08.23)
Spor aletlerinin ergonomisi önemli sakatlanmamak için. Profesyonel markalar seçin.

Alan sıkıntınız var mı bilmiyorum ama bir sürü hareketi bir arada sunabilen bu tarz istasyonlar işinizi görür evde.
www.trendyol.com

Ya da temel düzeyde ayarlanabilir bir sehpa
www.trendyol.com
,
bir barbell, bir z bar, bir de küçük halter setiyle temel düzeyde her ihtiyacınızı karşılar birçok antrenmanı yaparsınız.
0
anten
(09.08.23)
Barfiks yapan birinin çok da lat pulldown kasmasina gerek yok.

Db ile calisirken ağırlık artırmayıp tekrar artirin? Bilmiyorum nasıl bir program var tabi.

Kac kg tasimali sorusu da sizin yasiniza, su an kaldirdiginiz kgya, hedeflerinizr göre değişir.

Misal ben alırsam 300kg'dan asagisini almam çünkü 250ye ulasacagim bir gün ,üstüne risk almamak icin üstüne 50 kg eklerim. Ama 45 yaşında biri için daha zor bu hedefler.

Ben basit adamim sporda. 5/3/1+ bir push+bir pull+ bir tek bacak ya da karin/bel hareketi. Bu kadar bitti. Ama vücut geliştirme yapmıyorum tabi, güç çalışıyorum.
0
logisticsmanager
(09.08.23)
Doğru yoldasın. Benim evdeki düzeneği anlatmaya üşeniyordum ama okuyunca zaten hemen hemen hepsini planladığını gördüm.

Yoluna biraz daha ışık tutabilmek için şunu yazıp gidiyorum:

Ergonomi, ergonomi, ergonomi. Uzun yıllar yapabilmek için ne kadar pratik olursa o kadar iyi olur. Evet biraz sonra yapacağın 120 kg squat zor gelmez ama rack'in katlanabilir mekanizması gözünde büyüyüp o günü by geçirmeye kadar varabilir. Yerim varsa rack'i kesinlikle sabit seçip mümkünse bahsettiğin gibi kafes alırdım çünkü evde tek başına göğüs çalışırken olası fail'de spotter olmayacağı için barı kafesin boydan boya olan güvenlik barına bırakıp ağırlığın altından sıyrılırsın. squatta da böyle. bu olmazsa olmaz değil ama bu olmazsa tükenişin tadını ve verimini alamazsın.

makara ve dumbble sistemi için de böyle. insan sök tak üşenebiliyor ama bunlara yapacak bişey yok. salondaki gibi bir özgürlük çok zor.

ha en son kendin yapma konusuna da yazacaktım unuttum. ben de düşündüm bunu. hem makina tasarımcısıyım hem de firmaya envai çeşit profil giriyor, lazer, testere, kaynak her türlü imkan da var. bunlara laf yapacak bir firma da değil. ama her şeye rağmen ben hazır aldım çünkü evden bahsediyoruz, biraz da görseli olsun istedim. her şeyin hazırı, ar-gesi bitmişi başka.

içerde işlettiğim tek parça 32'şer kiloluk 2 adet demir plaka oldu. ortasına bar deliği açtık cnc'de. birkaç yıl önce 2 tanesi 500 liraya gelmişti. şimdi tanesi 5 bin derlerse şaşırmam.
0
onemoremile
(09.08.23)
@logisticmanager aslında ağırlık yerine tekrarı arttırma konusunu da soracaktım yakında. ben mi yanlış yaptım bir şeyleri bilmiyorum ama düşük ağırlık yüksek tekrar kası parçalıyor ama pek hacim kazandırmıyor gibi geldi. onun yerine ağırlığı arttırıp daha düşük tekrar daha da hacimlenmesini sağladı.

gerçi triceps hareketleri de çok temel değil. o yüzden belki gerekli olmaya bilir ama triceps çalışmayı seviyorum. o yüzden idare edecek bir makara sistemi ayarlayım diyorum.
0
🌸blackkmamba
(10.08.23)
Yüksek ağırlık az tekrar güç icin, daha az ağırlık yüksek tekrar hypertrophy için. Hatta son arastirmada 8-12nin önemsiz olduğu daha fazla tekrar yapılabildiği de ortaya çıktı. Bu şekilde sakatlik riski de daha az oluyor.

Benim antrenman programım 10 küsur senedir 5/3/1.
İlk yüksek ağırlık ile güç, sonrasında aynı hareketin 5*5 tekrari. Sonrasında bir çekme bir itme bir de tek bacak/karin/bel için hareket, 25-50 tekrar arasi totalde.

Yanlış yaptığınız bir şey yok. Çok fazla veri var bu soruları cevaplamak için. Kaç yıldır spor yaptığınız vs kaç gün vs.
0
logisticsmanager
(11.08.23)
(4)

Pilates işe yarıyor mu? (Reformer)

Gradient_tabanlı_mor
Arkadaşlarım uzun zamandır gidiyor ve bana da ısrar ediyorlar. Ama ne işe yaradığını hala anlamadım. Galiba sadece çok esnek hissetmeye yarıyor. Çünkü arkadaşlarım herhangi bir kilo verme belirtisi göstermiyor. Sırf sosyallik olsun diye gideceğim zaten ama motivasyon için de bir sebep lazım. Giden v
Arkadaşlarım uzun zamandır gidiyor ve bana da ısrar ediyorlar. Ama ne işe yaradığını hala anlamadım. Galiba sadece çok esnek hissetmeye yarıyor. Çünkü arkadaşlarım herhangi bir kilo verme belirtisi göstermiyor.
Sırf sosyallik olsun diye gideceğim zaten ama motivasyon için de bir sebep lazım.

Giden var mı? Etkisi nasıl oldu?
0
Gradient_tabanlı_mor
(07.08.23)
Güzel, şekilli bir vücut istiyorsanız beklentinizi minimumda tutun. Sosyalleşmek için güzel ama.
0
ruhen hastayim ben
(07.08.23)
ise yariyor mu derken, tek olcut duz kilo vermek ise hayir ise yaramaz.

agirlik calismak gibi iste, en buyuk faydasi guclenmek.
0
hot potato
(07.08.23)
pilates duruş ve omurga ağrılarına iyi geliyor. bel omuz kol vs. o tarz bi güçlendirme yönü var ve kolay yapılabilen bi spor. alıştırarak artırıyorsun ve nispeten eğlenceli benim gözümde. bırakınca bel boyun ağrılarıma geri döndüm
0
mess
(07.08.23)
pilates kilo verdirmez.

-Pilates kasları güçlendirir.
-Kaslar güçlenince iskeleti toparlar. Duruşunuz düzelir.
-Kaslar uzar. Bu da hatların daha iyi görünmesini sağlar.
-Kaslar güçlendiği için dolaylı olarak yağ yakımı sağlar çünkü kaslı vücut daha hızlı yağ yakar.
-İlerki yaşlarda eklem ağrıları, duruş bozuklukları gibi sorunları önlemek için iyidir.
0
anten
(07.08.23)
(1)

Vize Reddi - Tekrar Başvuru

Gonul isleri
İtalya'dan 10. madde ile ret yedim geçen hafta. Daha önceden de 3'ü İtalya'dan alınmış, 5 vizem vardı, İtalya'dan almış olduğum vizeler ile ilk girişimi de hep İtalya'dan yapıyordum.Seyahat planını sundum ama şehirlerarası ulaşım evraklarını sunmamıştım. Aynı zamanda otel rezervasyonlarım da iptal e
İtalya'dan 10. madde ile ret yedim geçen hafta. Daha önceden de 3'ü İtalya'dan alınmış, 5 vizem vardı, İtalya'dan almış olduğum vizeler ile ilk girişimi de hep İtalya'dan yapıyordum.

Seyahat planını sundum ama şehirlerarası ulaşım evraklarını sunmamıştım. Aynı zamanda otel rezervasyonlarım da iptal edilebilir şekildeydi. Bunları satın alarak tekrar başvuru yapsam ve evraklarını sunsam şansım olur mu? Yani sıfırdan mı değerlendirilir yoksa "ret almış" olarak mı değerlendirilir başvuru?
0
Gonul isleri
(04.08.23)
benzer bir durum yaşamıştım, ikinci başvuruyu turizm ve vize işleri yürüten bir acentayla yaptım. Demişlerdi ki bu kadar kısa sürede itirazlarda genelde konsolosluk kendiyle çelişecek bir karar vermez. Yani retse, kendini yanlışlamaz yine ret verir. Ben yine de ısrar edip evrak güncelleyip başvurdum ret aldım 2. kez. 2 hafta arayla.

Ama itirazla vize çıkartan da oluyor bir şekilde.
O yüzden iyi düşünün, ret alma ihtimaline göre satın aldığınız rezervasyonları iptal edebilme opsiyonu var mı sorun. Benim otelim vize reddim var diye parayı geri ödemişti.
0
anten
(04.08.23)
(2)

Avusturya Oturum Izni

guguklusaat
Merhabalar, bir arkadasim Avusturya’ya mastera gidecek fakat vize konusunda sikinti yasiyor. Konsolosluklarda randevu bulmakta cok zorlandi ve konsolosluk tarafindan Viyana icin kendilerine yapilan oturum izni basvurusunun sonuclanmasinin 6 aya kadar surebilecegi soylenmis. Bu durumda okulu dondurma
Merhabalar, bir arkadasim Avusturya’ya mastera gidecek fakat vize konusunda sikinti yasiyor. Konsolosluklarda randevu bulmakta cok zorlandi ve konsolosluk tarafindan Viyana icin kendilerine yapilan oturum izni basvurusunun sonuclanmasinin 6 aya kadar surebilecegi soylenmis. Bu durumda okulu dondurmasi gerekecek, bu bence de inanilmaz uzun bir sure. Bu sene icerisinde yakin zamanda kendisi veya etrafinda bu basvuruyu yapan oldu mu acaba, ne kadar suemustu eger oyleyse?
0
guguklusaat
(02.08.23)
Konsolosluğa direkt durumun aciliyetini belirten bir mail ulaştırırsa formal bir dille yazılmış olarak ingilizce, tercihen almanca, konsolosluk arkadaşınız adına hemen bir randevu oluşturabilir.

Evet maalesef başvuru inceleme süreleri biraz uzadı. ÖZellikle okul başvurularında yalandan mı yoksa ciddi mi yüksek lisans diye didik didik inceliyorlar. Hatta daha önce konuştuğum bir eğitim danışmanı dedi ki bazı ülkelerde bazı özel üniversiteler konsolosluklarda mimlenmeye başladı, çünkü parayı bastıran herkese yüksek lisans kabulu veriyor, türkiye'den de yüksek lisans başvurusuyla gidip (çalışma izni de part time olarak olduğu için) orada iş bulup çalışan sonra da çalışma iznine döndüren çok insan olmuş.

Bir seçenek, tabii Avursturya özelinde oluyor mu bilmiyorum, halihazırda bir turistik vizesi varsa, o vizeyle Avusturya'ya gidip, Avusturya'yadaki göçmen ofisinden işlemlerini hallettirmeyi deneyebilir.

bir arkadaşım böyle yaptı, turist vizesi vardı zaten. Burada randevu bulamayınca turist vizesiyle gitti, orada göçmen idaresine ulusal vize başvurusu yaptı okul evraklarıyla. Bir geçici belge vermişler böylece turist vizesi bittiğinde de kartı gelene kadar o belgeyi kullandı. Ama tabi bu şekilde başvurulduğunda oturum kartı işlemi sonuçlanana kadar başka ülkeye gidemiyorsunuz. Başvurduğunuz ülkeden çıktığınız anda sıfırdan başvuru yapmanız gerekiyor.

Bu avusturya özelinde oluyor mu bilmiyorum ama eğitim danışmanlığı şirketleri yönlendirebilir.
0
anten
(02.08.23)
Aynı şey değil ama bize erasmus standına gelecek biri böyle sıkıntıya düştü.
Şirket olarak konsolosluğa mail attik, belgelerle vs durumu açıklayan. Iki gun sonra kabul geldi.

Anten dedikleri doğrudur. Hem çok fazla basvuru var hem de çok insan bu yolla gelmeye çalışıyor. Yani kimsenin "Türkiye'den binlerce başvuru gelir, daha fazla adam çalıştıralım" dediğini sanmam o sebepten sıkıntı.

Ben bizim kizdan biliyorum, erasmus staji için hollanda 6 ay mi ne demisti. Kazanan çocuk staji iptal etti bu sebepten.
0
logisticsmanager
(02.08.23)
(7)

Komşunun kedileri evimize giriyor, nasıl engellerim?

durbidakka
Maalesef komşumuz bir buçuk ay önce bir tane iran kedisi bulmuş evine getirdi, sonra o kedi sıkılıyor diye nereden bulduysa bi tane de scottish fold bulmuş ikisi de yetişkin kedi insanlara alışık olduğu için kovaladığımda da kaçmıyorlar.Eşimin kedi fobisi var, sokakta gördüğünde bile korkuyor kedile
Maalesef komşumuz bir buçuk ay önce bir tane iran kedisi bulmuş evine getirdi, sonra o kedi sıkılıyor diye nereden bulduysa bi tane de scottish fold bulmuş
ikisi de yetişkin kedi insanlara alışık olduğu için kovaladığımda da kaçmıyorlar.

Eşimin kedi fobisi var, sokakta gördüğünde bile korkuyor kediler eve sessizce girip karşına çıkınca gece gündüz fark etmeksizin çığlığı basıyor. scottish kara olduğu için gece evin içinde aniden görünce ben bile tırsıyorum. bazen uyuduğumuz oda ya kadar geliyorlar. Bende kedileri hiç sevmem.

Komşuya da durumun ciddiyetini söyledim ben onları başkasına vereceğim felan bişeyler geveliyor, sallıyor bizi.

Galiba bizim saf komşuyu kedilerin yavrularını satarsın diye kandırıp kedileri itelemişler, adam daha kendine bakamıyor o kedilere bakabileceğini hiç sanmıyorum. Hayvanlara da yazık.

Bunu nasıl çözebilirim. Kedi kovucular işe yarar mı ya da belediyeye söylesem gelip alırlar mı? Sirke döksem kokusundan biz de rahatsız olur muyuz?

komşuyla balkonlarımız yan yana olduğu için kedilerin gelmesini engelleyecek tek çözüm balkonlarını komple file ile kapatması ama onu yapacak parası olmadığını da biliyorum.
0
durbidakka
(02.08.23)
Bunu sizin değil onun düşünmesi gerekir. Kapılarını kapalı tutacak. Eşimin hem fobisi hem alerjisi var dersiniz. Gece tekrar evimde görürsem uyku sersemi zarar bile verebilirim dersiniz. Bırakın o düşünsün. Evinizin içine giriyorsa , gece yatağınıza gelmeyeceğinin garantisi yok.

Ben de hayvanları severim ama benim olmayan bir hayvanın gece evimde dolaşması yatağıma gelmesini istemem.


En kötü sizin durumunuz müsait ise kapı ve cama tel file alın.

ya da koşkunmasın diye dikenler var onlardan alıp yapıştırabilirsiniz.

www.amazon.com.tr

scotish, iran falan hayatta geçmez onun üstünden
0
janavarorion
(02.08.23)
Abi balkon filesi dediğimiz ne kadar maliyeti olan bir ürün ki? Rastgele bir arama yaptım: www.hepsiburada.com

Kedilerden rahatsız olduğunu, evine gelmelerini istemediğini ve tedbir alması gerektiğini açıkça söyle. Yönetime şikayet et. Ben olsam bir daha evime girerse olay çıkarırdım.
0
Lethe
(02.08.23)
@Lethe

en üst katta olduğumuz için üstümüz de açık, 4 köşeye demir profil yaptırıp fileyi bunlara geçirmesi gerekli. sadece ustayı çay içemeye çağırsan 2000 lira ister :)
0
🌸durbidakka
(02.08.23)
Yapsın bu senin sorunun değil ki. Evinde hayvan besleme sorumluluğu altına giren her türlü masrafına da katlanmak zorunda.
0
Lethe
(02.08.23)
Öncelikle okurken tebessüm ettim. Kedilerin evde belirmesi çok hoş (tabi kedi fobisi olmayanlar için).

Bence hiç tatsızlık çıkarmadan balkon kapınıza bir sineklik yaptırın. Hem sinek girmez hem de kedi:) Diğer çözümler yararsız.
0
prole
(02.08.23)
Hocam benim kedimde bahçeli ev olduğu için dolaşmaya alışıktı başka evlere de musallat oluyordu. Ben su atın gerekirse ufaktan ittirin sevmeyin dedim. Birkaç kere yaptılar kedi istenmediği yere gitmeyi kesti. Sen kovacaksın komşun sürekli gelip senin evinden alırsa olmaz. Su tabancısıyla tak tak geldikçe. Başka çözümü yok. 2 komşu vardı biri çok seviyodu diğeri sevmiyodu. Kediye seni istemiyorum demen lazım yoksa herkes beni seviyo diye dolaşıyor.
0
abi bi dizi buldum on numara
(02.08.23)
boş bir fısfıs şişeye su doldurun. Kedileri balkonda gördüğünüz zaman 2-3 kere sıkın, şişeyi de görsün. Hiç sevmezler bunu.

Sonra şişeyi balkonda bırakın görüp onun tarafına geçmeyeceklerdir.
0
anten
(02.08.23)
(3)

Hisse senedi almak mı yoksa hisse senedi fonu mu

esinikaybetmiscorap.
Merhabalar,Pek zamanım olmadığından ve risk almayı da pek sevmediğimden hisse senedi almak yerine hisse senedi yoğun fon almak istedim. Ancak aklımda soru işaretleri var acaba temettü verdiği dönemlerde fona da bu etki yansır mı?Bir de fon dağılım raporuna bakıyorum ama o rapor son günkü işlemi mi g
Merhabalar,

Pek zamanım olmadığından ve risk almayı da pek sevmediğimden hisse senedi almak yerine hisse senedi yoğun fon almak istedim. Ancak aklımda soru işaretleri var acaba temettü verdiği dönemlerde fona da bu etki yansır mı?
Bir de fon dağılım raporuna bakıyorum ama o rapor son günkü işlemi mi gösteriyor, yani 1 ay içerisinde duruma göre değişkenlik gösterir değil mi fonun içeriği?
Kazanç olarak ise fon almak daha mı mantıklı yoksa hisse senedi fonu mu mantıklıdır?
Çünkü her ay az az almayı planlıyorum, baştan doğru bir karar vermek adına sizlere yazdım.

Teşekkürler
0
esinikaybetmiscorap.
(02.08.23)
Takip edebiliyorsan hisse senedi alıp satmak daha mantıklı ve karlı olabilir kısa vadede ancak (bu büyük bir ancak) borsa bazen düşecekmiş gibi yapıyor tekrar yukarı gidiyor veya art arda günlerce düştüğü oluyor. Bu psikolojiye hazır değilsen tepeden alıp dipten satabilir ve büyük zarar edebilirsin.

Ama pek zamanının olmadığını söylemişsin, bir gün bi bakacaksın hisse aldığın yerden gittikçe uzaklaşıyor. Ha döndü ha dönecek derken aldığın yere gelmesini birkaç sene bekleyeceğin hisseler oluyor. Ben Ocak başında aldığım hisseyi alttan toplaya toplaya ancak satabildim mesela.

Bu arada fonlar da içeriğine göre hissede kalmak zorunda oldukları için borsa düşerken zarar yazabiliyorlar. Paramı profesyonellere emanet ettim ve hiç zarar etmeyeceğim diye bir şey olmuyor maalesef.

Son duyurumda birçok fon önerisi gelmişti, dün aralarından beğendiklerimi aldım ben de elimdeki parayı dağıtarak.

(git: 1563593)
0
chicha_v2
(02.08.23)
Ben fon alıyorum. Ayda bir kere ne olmuş diye bakarım. Piyasa düşuyorsa daha çok satın alırım çünkü 8-10 yil arası planım. Haliyle bugün ne olduğu beni pek etkilemiyor. Bir de dollar cost averaging yaptığım için.

Bence psikolojik olarak da daha iyi. Borsaya ne olmuş diye bakmak baya yipratici.
0
logisticsmanager
(02.08.23)
hisseyi sürekli takip etmeniz gerekli. İkisinin de avantajı dezavantajı var.

Mesela hissede kar payını direkt hesabınıza alırsınız, eğer kar payı yatırımı beklentiniz varsa bu güzel bir gelir oluşturur.

Ama hisseyi doğrudan takip etmek için hem sağlam psikoloji, hem de bilgi gerekli. Bilanço falan okumanız lazım. Öbür türlü kulaktan dolma bilgiyle ilerlersiniz bir yerde maddi zarara dönüşür.

Fonda ise fon yöneticisi sizin adınıza bu yönetimi gerçekleştirir. Bir de fonların vergi düzenlemesi daha farklı olduğu için tercih ediliyor. www.haberturk.com:~:text=Şirketler%20Türk%20Lirası%20cinsi%20fon,fonlarda%20stopaj%20kişiler%20için%20yok.

Hangisi daha kazançlı sorusunun cevabı elinizdekine göre değişir. Son 1 yılda %1000 getiri sağlayan fon da (bunlar özel fon tabi siz alamazsınız) var %20 getiri sağlayan fon da var. Hissede de böyle, çok kazandıran da var az kazandıran da. O biraz sizin stratejinizle alakalı.
0
anten
(02.08.23)
(9)

600.000- 700.000 tl yatırım

üç nokta
bu paraya ev alamıyorum, araba da öyle eski püskü var ancak, onları da alacak zaten cesaretim yok. Bişeyler almak istiyorum ama ne olabilir. motosikletten ne anlarım ne de kullanırım. paranın birazı dolar, birazı tl.
bu paraya ev alamıyorum, araba da öyle eski püskü var ancak, onları da alacak zaten cesaretim yok. Bişeyler almak istiyorum ama ne olabilir. motosikletten ne anlarım ne de kullanırım. paranın birazı dolar, birazı tl.
0
üç nokta
(02.08.23)
Ev alamıyorum gibi düşünme, hangi şehirdesin bilmiyorum ama imkanın varsa üzerine bir miktar kredi kullanırsan kiracılı stüdyo veya 1+1 daire alınabilir. Kira getirisi kredinin ödenmesine katkı da sağlar, mülk sahibi olursun. Bence en sağlıklısı o olur.
0
Lethe
(02.08.23)
faize koysan şuan aylık 15-18 bin arası bir getirisi olur.

400 gr altın alabilirsin. hem dolar hem altın tarafından paranı korursun.

ya da

60-70 tane elektrikli bisiklet alıp 1k-2k kar ile 1 ay sonra satış yapabilirsin :)
0
janavarorion
(02.08.23)
Hocam üzerine 200 filan cek devlet bankalarından ödeme problemin yoksa yani gelirinin yüzde 50-60ı ödeme gücün olacak şekilde 24ay(800-1200 arasındaki araçlarda 24 ay) clio polo corsa bulduğunu al. Ya da borsaya da bakabilirsin.
0
karacigerim vur kadehlere
(02.08.23)
ben de arabayı tavsiye ediyorum. Amerikadan ev al derdim ama dolar uçtu
0
EXXE01
(02.08.23)
fark etmez herhangi bir araba komik ama her türlü daha fazla kar getiriyor bizim ülkemizde.

alıp kenara koymak lazım bende de 100 küsür bin vardı dolar mı alsam altın mı diye düşünürken gittim yamaha scooter aldım.

120 ye aldım şuan 220 ye gidiyor. 4 ayda neresi en garanti bu kadar kar getirecekti? %80 artış çok iyi.

Gezdiğim de cabası. Kaldı ki binmesen daha rahat satılır km artmadığı için ama olsun.
0
ananiyimioguz
(02.08.23)
Araba derdim ben de ama düşünmüyormussun. Uzerine koyup 1+1 vs gibi alınabilir, bu devirde düzenli gelir de getiriyor. Mecbur değilsem ben studyo, 1+1 e girecek kiracı ile uğraşmak istemezdim. Doğru bir araştırmayla arsa alabilirsin. Akarı kokarı yok. Örneğin geçmişte Ankara İncek te köy alanından yok paraya arazi alan öngörülü insanlar üzerinden çok da uzun zaman geçmeden onlarca kat kar ettiler.
Gibi gibi
0
crimson man
(02.08.23)
Sakarya'nın Kocaali ilçesi deli prim yapmaya devam eden bir ilçe. Sahile yakın evlerden bakabilirsiniz. Mesela 1+! havuzlu sitede ev 1 milyon. www.sahibinden.com
Başka böyle yerler araştırıp ufak kredi ile ev alırdım ben olsam.
0
cilekli pasta
(02.08.23)
Araba bir yatırım değil onu o kafayla almayın. Tabii birikimim çarçur olmasın bir mal alayım derseniz o ayrı.

Yatırım konusunda bilginiz yoksa borsa vb maceraların sonu tatsız olabilir.

Spk (sermaye piyasaları kurulu) yetkili bir aracı kuruma ya da bankaların yatırım bölümlerine danışabilirsiniz. Yatırım fonları hakkında bilgi alın muhakkak.

Bu arada bu meblağlar ile hala daha küçük şehirlerde 1+1 vb bulmak mümkün.
0
anten
(02.08.23)
yerli yabancı yatırım fonları.
0
nuisance
(02.08.23)
(5)

Almanya vs Hollanda

yetkili birine benzeyen abi
Hangisi beyin göçü için daha cazip, hayat şartları iyi ve kolay göç imkanı sunuyor?Sektör: Pazarlama/Reklam
Hangisi beyin göçü için daha cazip, hayat şartları iyi ve kolay göç imkanı sunuyor?

Sektör: Pazarlama/Reklam
0
yetkili birine benzeyen abi
(02.08.23)
benim için net hollanda. dillerini öğrenene kadar ingilizce ile rahatlıkla yaşarsınız. almanya gibi almanca zorunluluğu yok bildiğim kadarıyla. hem batı hem de kuzeyde olduğu için çok çok gelişmiş. ve en önemlisi almanya'daki kadar türk yok. bir sürü sebep sayılabilir fakat ilk aklıma gelenler bunlar.
0
crimson man
(02.08.23)
bu ikisi arasinda hollanda daha cazip acikcasi.

ama is bulmadan önce ülke degil ama önce is sonra ülke secilmesi daha mantikli.

ben almanyada yasiyorum, kurulu düzenim olmasa hollandaya giderdim :))
0
bora benim lan aslında
(02.08.23)
Sektörel olarak karşılaştıramam ama iki ülkenin de avantajları ve dezavantajları var. İki ülkede de yaşamış birisi olarak Hollanda seçerdim ancak bu seçim Almanya’nın neresi olduğuna göre de değişir tabii ki. Hayat Hollanda’da genel olarak daha kolay. Dijital olarak her işinizi halledebiliyorsunuz mesela. Ama Almanya’da hala her iş kağıt kalemle yürüyor. Toplu taşıma Hollanda’da daha düzenli. Buna ek olarak Hollanda’da altyapı daha gelişmiş durumda. Dil konusunda İngilizce ile senelerce sorunsuz yaşarsınız. İnsanlar daha toleranslı. Türklere karşı daha az önyargı var. Şehirler Hollanda’da daha temiz ve daha güvenli. Diğer taraftan Almanya daha sosyal bir ülke. Aşırı sağ partinin federal olarak %22’lere doğu eyaletlerinde %30’lara dayandığı bir yer. Almanya’nın en büyük artısı Hollanda’ya göre daha ucuz olması. Hollanda’da vergiler daha fazla, ev krizi daha büyük. Almanya’da daha ucuza bir ev bulabilirsiniz. Yine Hollanda’da dizel ve büyük araba almayı unutun, vergileriyle başa çıkamazsınız. Ama Almanya’da daha kolay araba alırsınız.

Örnekle çoğaltılır tabii ama ben Hollanda’da yaşamayı tercih ederim.
0
but that was just a dream
(02.08.23)
hollanda muhtemelen daha kolay entegre olunabilen bir yerdir. bu almanya'da bir problem çünkü birkaç şehir dışında hiçbir yer kozmopolit değil ve sokakta nadiren ingilizce duyarsın.
0
bohr atom modeli
(02.08.23)
sektör pazarlama / reklam olduğu için sizin güçlü marka ve şirketlerin merkezlerinin olduğu yerlere gitmeniz lazım. bir yazılımcıdan farklı sektör dinamikleri.

Dil bariyeri yüzünden zaten yerel pazarlama konusunda iş bulmanız zor. Yani almanlara, hollandalılara yönelik pazarlama işini hollanda pazarını bilen biri varken bir göçmene vermezler kolay kolay.

Siz ya global markaların türkiye pazarına bakan bölümlerinde iş bulabilirsiniz. Ya da mena, europe gibi regional kısımlara bakan yani ingilizce ve global insightlarla yürütebileceğiniz işler kovalamanız lazım.

Bunun için şirketlerin global ya da regional merkezilerinin olduğu yerlerde iş aramanız lazım.

Sektör özelinde iş bulabileceğiniz yerlerin başında londra geliyor. Çünkü birçok markanın reklam ve pazarlama ajanslarının merkezi londra'da ve avrupa/global kampanyalar Londra ofislerinden yönetiliyor.

İkinci seçenek ABD. Zaten pazarlamanın merkezi orası. Türkçe bilen marketing/digital marketing çalışanları arayanlar çok oluyor.

Bunun dışında Türkçe bilenler için doğu avrupa ülkeleri de bir opsiyon. Çünkü bazı global şirketler Türkiye'yi doğu avrupa'ya bağlıyor. Romanya, Polonya, Çekya gibi ülkelerde büyük firmaların doğu avrupa merkezleri var. Bir de bu ülkelerde dijital startup sayısı çok fazla. Oyun sektörü de oldukça aktif. Bunlarda da ciddi iş fırsatları oluyor. ama daha konservatif ülkeler olduğundan çalışma vizesi almak zahmetli.

Son seçenek almanya. Ama almanya'da türkçe bilen insan zaten var o yüzden türkiye'deyken almanya'da marketing alanında iş bulma şansınız çok olmayabilir. Almanya'daki türk alman pazarını da tanıyor bir de. Siz bilmiyorsunuz, o yüzden iş bulma şansı daha zor Almanya'da.

Son seçenek ankara anlaşmasıyla freelancer olarak kendi şirketinizi kurmak. Hem türkiye'deki müşterilerinize, hem oradaki şirketlere bu hizmetleri vermek.

dubai'yi de unutmayalım. Türkiye genelde ortadoğu pazarında anılıyor artık ve büyük firmaların ortadoğu pazarlama kampanyaları dubai'den yürütülüyor. Bir de dubai expat bölgesi, o yüzden iyi çevre yaptığınızda yöneticileriniz 1-2 sene sonra başka ülkeye gidebiliyor ve sizi de o ülkeye alabiliyor.
0
anten
(02.08.23)
(1)

hangisi daha mantıklı? (gürcistan'da şirket kurmak)

Stoneface
bir tekstil şirketine başlamak istiyorsunuz, ortağınız gürcistanlı. şirketi gürcistan'da kurup ortada ortak olmak mı yoksa onu buradaki bir şirkete ortak yapmak mı mantıklı olur? üretimlerin hepsi türkiye'de yapılacak.
bir tekstil şirketine başlamak istiyorsunuz, ortağınız gürcistanlı.

şirketi gürcistan'da kurup ortada ortak olmak mı yoksa onu buradaki bir şirkete ortak yapmak mı mantıklı olur? üretimlerin hepsi türkiye'de yapılacak.
0
Stoneface
(31.07.23)
Nereye satacaksınız? Onun cevabı önemli.
0
anten
(01.08.23)
(9)

Eşime güzellik salonu açıyoruz. İsim önerilerinizi alayım..

sonhakan
...
...
0
sonhakan
(31.07.23)
Barbie.
O alındıysa barbii, barby, barbi vs. türevleri de olur.

Türkçe olsun derseniz de duru güzel olabilir. ışıl olabilir. nur olabilir biraz islama yaklaşırsak :D

Eşinizin adı olabilir.
0
ananiyimioguz
(31.07.23)
Genelde ad soyad beauty center diye görüyorum.
0
Amaranta ursula
(31.07.23)
"ad soyad beauty center" veya "ad soyad güzellik merkezi" bence çok kötü oluyor

tek isim gidilebilir
0
noxie
(31.07.23)
Ortak olduğu için ad soyad olmuyor
0
🌸sonhakan
(31.07.23)
Fierce
Queen
Royal
Elegance
Divine
Pretty
0
9kuyruklukedi
(31.07.23)
Betty. kısa ve basit.

Böyle isimleri akılda tutması daha kolaydır. Tüm şirketler logolarını bile akılda kalacak şekilde basitleştiriyor. Windows bile pencere logosunu komple tek renk yaptı hatta perspektifi de yok edip 4 tane düz kareye çevirdi: upload.wikimedia.org

Betty'nin diğer güzel yanı da halk arasında "beti" diye kullanılır ve isim kolayca yayılır. İsim "Victorian Elegance Centre - Beauty Saloon" gibi bir şey olsa kimse ne adını hatırlar ne de telaffuz eder.
0
kernelpanic
(31.07.23)
Bella
0
abi bi dizi buldum on numara
(01.08.23)
ben bolgenin adini kullanilmasini seviyorum konum nere hocam? kartalsa kartal beauty, adalardaysa ada guzellik merkezi falan bunu oneririm. google aramasinda da anahtar kelimeyi bastan vermis oluyorsun
0
mess
(01.08.23)
Burada yazan isimlerin hepsi tescillidir, sonradan değiştirmek zorunda kalırsınız. Ticari marka ismi için profesyonel ajanslarla çalışın derim.

Sonuçta markanızın en önemli unsuru ismi. Özellikle konu moda, kozmetik vs olduğunda ismin, kurumsal kimliğin potansiyel müşteri üzerinde etkisi büyük.
0
anten
(01.08.23)
(12)

dunya ne zaman sarpa sardi?

antikadimag
bir suredir bunu dusunuyorum. 90'li ve 00'li yillarda kultur anlaminda cok guzel bir donem yasandi. bazi insanlar bunu gecmis romantikligine yoruyor ama ben katilmiyorum.yani jurassic park, toy story, titanic, jumanji gibi (ornekler cogaltilabilir) epik filmler cekildi. sinema altin donemini yasadi.
bir suredir bunu dusunuyorum. 90'li ve 00'li yillarda kultur anlaminda cok guzel bir donem yasandi. bazi insanlar bunu gecmis romantikligine yoruyor ama ben katilmiyorum.

yani jurassic park, toy story, titanic, jumanji gibi (ornekler cogaltilabilir) epik filmler cekildi. sinema altin donemini yasadi. dunyanin her kosesindeki insanlar ayni hikayeleri takip etti. harry potter yazildi, lotr serisi cekildi, star wars'in prequel'i cekildi. bence inanilmaz uretken bir donemden gecildi. bugun insanlarin hala izledigi friends tam da bu donemlerin eseridir. avrupa yakasi gibi bir dizi vardi ana akimda mesela.

turk sinemasinda hala izledigim kaliteli filmler bile hep bu donemden. her sey cok guzel olacak, gora, hokkabaz, organize isler, pardon, vizontele, yahsi bati. cem yilmaz filmleri bile sarpa sardi adam ali baba ve 7 cuceler, ersan kuneri gibi seyler cekmeye basladi.

bugun geldigimiz noktada ise kaliteli uretkenligin dustugunu, ortalamaya hitap eden islerin onem kazandigini goruyoruz. sanki zamanin ruhu degisti ve bu yeni durumu hic begenmiyorum. nufus korkunc yukseldi, butun dunya onu alinamaz sekilde muhafazakarlasti. her ulkede diktatoryel tipler gemi aziya aldi.

son 10-15 yildir mesela sinemada marvel filmleri var. (sevenleri kusura bakmasin) veya gecmiste cekilen efsanevi filmlerin sequelleri veya remakeleri yapiliyor. uretim hizi dustu. jurassic park, star wars, lotr'un devami cekiliyor yeni bir seyler uretilecegine. gecen top gun maverick cekildi.

futboldaki cesitlilik messi-ronaldo rekabetine dondu. kuresel isinma ciddi bir sorun haline geldi, goc olaylari hiz kazandi. sosyal medyada cok etkilesim alan bayagi isler cok onem kazandi. salak taklidi yapan insanlar milyoner oldu. ozellikle sosyal medya denen ortam averaj insana bir ses verdi. can egrisine gore sayilari cok olan mediocre insanlar direksiyona gecti.

ozetlemek gerekirse ikinci dunya savasindan sonra ozellikle 60'larda baslayan cinsel devrim, ozgurluk, refah bir sekilde calkantili olarak 90'larda ve 2000'lerde pik yapti ve 2010-2012 gibi dususe gecti diye yorumluyorum. gittikce de problemlerin buyudugu, islerin krize dogru gittigi bir doneme girdik.

siz ne dusunuyorsunuz? sozluge yazacaktim da orada da abuk subuk basliklarin arasinda kaybolacak, once burayi denemek istedim.
0
antikadimag
(30.07.23)
hocam bence sen tarihi kişisel tarihine göre yorumluyorsun
0
freebird5406_2
(30.07.23)
Bu benim de kafamı meşgul eden bir konu. Sürekli kötüye gidiş var. Bir yerden sonra değişir güzelleşir diyorsun ama aksine daha da kötüye gidiyor.

Gelişen teknolojiyle birlikte alışkanlıklar değişti. Jumanjiler, evde tek başınalar tarzı filmlerin oluşabileceği insan ilişkileri barındıran bir dünya yok artık. Nufus artışı, iklim krizi falan derken de insanlar geçim derdine düştü. 90 larda tek maaşlı 2 çocuklu aile ev falan alıyordu. Yeni normal bu deyip ona göre yaşamak lazım.
0
roe
(30.07.23)
Kültür bazen yükselir bazen düşer. Bu hep böyle olmuş. Referansımız Rönesans ise bugün çöküş yaşıyoruz. Koca yapıların tavanına kusursuz biçimde çizilen resimler bugün yaratılmıyor. Onları yaratacak sanatçı yok, sanat anlayışı yok. Enstrüman kullanmadan elektronik seslerle yapılan müzikler sanat olarak görülüyor. Klasik müzik dinlemek elitlik olarak görülüyor. Hatta dalga konusu oluyor.

ABD'de kölelik vardı. Siyahiler ayrı lavabo kullanıyordu. Bugünkü konumları büyük ölçüde farklı. Biz savaş görmedik. Osmanlı'nın burnu savaştan çıkmadı.

Son 30 yıl insanlık tarihinde bir şey değil. Dünya aslında hep kötü bir yerdi. Mutlaka bir yerde kötülük vardı. Söylemek istediğin şeyi anlıyorum ama o zamanlar da aslında o kadar iyi değildi. Harry Potter'ı sinemada izlemiş insanım ama o zamanlar eğitim kötüydü. Akıllı telefon yoktu. Bilgiye ulaşım sınırlıydı.

Cem Yılmaz çağa ayak uydurmak zorunda kaldı. Çok iyi film olmadıkça kimse sinemaya gitmiyor. Netflix için dizi yapmak daha mantıklı gelmiş olabilir.

Bu konuda bir sürü şey söylenebilir ama hepsi aynı şeye çıkıyor.
0
dissendium
(30.07.23)
Freebird +1

Dünya hiçbir zaman böyle borsa gibi yükselip durmadı ki. Biraz tarantino falan bakarsaniz nasıl belli donemlerin filmlerinin kötü olduğundan, sinemada altin donemden falan bahseder. Bu hep böyledir.

Yani bence çok karamsar bakiyorsunuz. Evet küresel isinma vs sıkıntı. Ama "bundan sonra yokuş aşağı" gibi bir bakis acisina sahip değilim.

Bence o zamanlari su an yasamadiginiz için böyle diyorsunuz. Hatta geçen podcastte dinledim, komedyenler new york eskisi gibi olmaya başladı diyordu (güzel anlamda).

Neyse yani türk sinemasini bilemem de dünyada hala güzel isler falan var çok. Ha evet filmlerin bütçesinin artmasi ile firmalar risk almıyor da bu her zaman böyle gitmeyecek ki?
0
logisticsmanager
(30.07.23)
bence nüfus ile ilgili bunlar.
Nüfus katlandıkça zeka daha ortalama olmaya başladı ve eskiden yaratıcı insanlar üste çıkabiliyorken artık çıkamıyorlar. Oransal olarak yine aynı sayıda olabilir ama pasta hayvan gibi bölünüyor, pasta büyüyor mu emin değilim.(çok iyi işleri göremiyor olabiliriz veya hiç yapamıyor olabilirler)

Sinemadan örnek vermişsin, direkt George Lucas şöyle diyor, onlar sinemaya başlarken 60 sonu 70'lerde stüdyo yöneticileri okuldan çıkan gençler sinemayı biliyor biz pek bilmiyoruz diye bunlara güvenip istediklerini yapmalarına izin veriyormuş. 90'lar sonrası business daha önemli olmaya başlamış. Yine birkaç başka yapımcının röportajından şeyi dinlemiştim, eskiden orta seviye filmler yapılabilirken (90'lardan sevdiğin dram veya komedi filmlerini düşün) şimdi ya çok düşük bütçe korku filmi olup milyonlar kazandıracak, ya 200m dolarlık koca bütçe olacak ki insanları sinemaya çekebilsin. Orta sınıf sadece toplumsal olarak ölmüyor, orta düzey sanat da ölüyor.(çünkü kar ettirmiyor)

Bilgisayar oyunları da aynı şekilde. Remake'ler geliyor sürekli. Yeni bir şey üretip risk alacak para yok kimsede. İşin kötüsü bu olay tutuyor, bu eldeki ürünleri evirip çevirip tekrar satıp işleri yürütebiliyorlar.

Aslında fast food gibi, çok insanı beslemek için hızlı ve ucuz yemek yapman lazım. Kültür endüstrisinde de durum bu.
0
nhk ni youkosu
(30.07.23)
söylediklerinde bir hata yok, geçmiş romantizmi de yok. kendi içinde doğruları olan düşünceler. ancak genel bir perspektif ya da geniş bir açıyla bakmanız gerektiğini düşünüyorum. sinema için söylediklerine tamamen katılıyorum ama o çok sektörel bir durum. özellikle son 3-5 senedir neredeyse film dizi çıkmadı.

kalanlara gelecek olursak, dünyada refah inanılmaz derecede arttı. ulaşım-iletişim korkunç hızlı, hizmet ve servisler bugün en vasat insanın bile bir kaç asır öncenin insanına göre çok çok üst seviyelerde. hal böyle olunca da vasatlık da yanında geliyor. maalesef eski videolara veya fotoğraflara bakınca herkes o tarihte onu yaşıyor sanıyoruz. mesela fransa'da 1930'da sinemaya giden aile diye video paylaşılmış herkes çok şık ve herkes altında ülke nerden nereye geldi tüh diye feryat figan etmiş. o yıllarda avrupada dahi kırsalda geçim sıkıntıları vardı, ingiltere'de 1945-1950 arası karneyle un dağıtılıyordu falan. bırak 1940'ı, anadoluda çoğu yerlerde 1980'de bile açlık kıtlık yetersiz beslenme. başka biri çıkıp 50 yıl öncenin bodrum'u, istanbul'u diye foto paylaşmış sokaklar boş her yer geniş yeşil altına da herkes isyan etmiş "yazık ettiniz bu ülkenin insanına, yazık oldu geleceğine" denilmiş, ama sözde acındıkları ülke insanı tuvaleti lambası bile olmayan köylerinden kalkıp geldikleri için bugünler yaşanıyor, yani söylenen ve hayal edilen çelişkili durumlar.

sanat harici, kalan kısımlar da teknik bir problem yok. muazzam bir büyüme, üretme ve tüketme var. ekonomik aktivite maksimum karlılık ve hizmet ile devam ediyor. artık öyle bir zamana giriyoruz ki adamın cebinde dünyanın her yerini saniyelik takip edebileceği teknolojisi cebinde ama benzerini koluna takamadığı için dert ediniyor, yüzbinlerce yıllık insanlık tarihinin sadece son yıllarında erişebildiğimiz her an her sıcaklıktaki su ile duş alma keyfinin tadını çıkarmayı bırakıp masaj tazyikli duş başlığı peşinde koşuyor. bu kafayla bakmamalıyız. dünyadaki bir çok insanın dede ve neneleri doğdukları yerlerden 100 km dışına çıkmamışken şu an herkes her yere saatler içinde uçabiliyor. çok acayip çağdayız. ırkçılık olsun diye ülkeler ve insanlar hakkında konuşmak istemiyorum ama 100 sene önce köle olarak ormanlarda ya da fabrikalarda kullanılan insanların torunları bugün bir kaç aylık birikimleriyle dünyanın her yerine gidebiliyorlar, okul okuyup başardıkları durumlarda kendilerini köle yapan ülkenin yönetimine kadar çıkabiliyorlar.

ayrıca 1300-1700 arasındaki yüzlerce yıla ve o çağda 15-20 ülkenin tamamında ortaya çıkmış, sanat edebiyat eserlerine bakıp 2010-2020 arası ile kıyaslamak adil gelmiyor.

ha dünya bu şekilde gider mi? gidişat artık her insanın bir daha açlık, kıtlık çekmeyeceği, nispeten rahat edeceği bir yer olarak görünüyor ama artık erişilemez bir zengin sınıfının da oluşacağı gerçeği de var. harari gibi tarihçilerden tut, ekonomistlere kadar herkes bunu söylüyor.

son olarak ise nüfus ciddi bir düşüş trendine girdi, tüm dünyanın 2100 nüfus beklentilerine bakabilirsin. hatta şunu da ekleyeyim www.visualcapitalist.com elon musk'ın da dediği gibi dünyanın önündeki en büyük risk bu. 50-70 içinde aşırı modern otomasyonlaşıp robotlaşamazsak çok kötü ve yaşlı bir dünya olarak yok olacağız
0
avatar is back
(30.07.23)
2008
0
lapaz
(30.07.23)
Tabii ki Harambe öldürülünce
0
mirty
(30.07.23)
Güzel soru güzel yorumlar, bu biraz yaşla alakalı biz en fazla 90 ları gördük o sebeple 2010 sonrası çöpleşti derim ama 70 leri görenler 90 sonrası diyebilir.
0
basond
(30.07.23)
o kadar derin ve saatlerce sohbet edilebilecek bir konu ki. aklımdan geçenleri yazmaya çalışayım.

bu tip konularda çıkarımlar yapabilmek için tarih ve coğrafya konusunda çıkarımlar yapabilecek kadar da olsa bilgi sahibi olmak çok yerinde olur. bugün yaşadıklarımız ne ilk ne de son olaylar. şöyle çıkıp bir anadolu'da, batı ege'de turlayınca antik çağ ve helenistik dönemde nasıl bir medeniyet ve kültür seviyesinin olduğunu görebiliyoruz. ama tarihsel bilginin derinine inince bugün "antik" olarak nitelendiriğimiz o kentlerde elit kesim, halk, işçiler ve köleler var. o zenginliği de kültürü de herkes yaşayamıyor. ama her kentin bir tiyatrosu var neredeyse, kütüphanesi var, agorası var yolları var. ama o gelişme eğrisi nasıl oldu, neler bu gidişatı olumlu etkiledi ama sonra yıktı bunları bilmek gerek. kültür etkileşimle alakalı. ama etkileşimin farklı yolları var. ticaret bir etkileşim, göç bir etkileşim, savaş bir etkileşim. bu etkileşim ticaret ile olursa zenginlik oluşuyor ve o şehri yapıp, içerisine tiyatrosunu, kütüphanesini koyabiliyorsun. ama savaşla olursa yıkım oluyor. daha sonra orada yaşayan topluluğun sosyal, kültürel, ekonomik seviyesine göre orası tekrar şekilleniyor.

sinema konusuna gelip bahsi daha daraltırsak, bence bu konu tamamen bir marketing odaklı entertainment konusu. kültür aktarımı ve yeni pazarlar yaratma ve tüketimi körükleme üzerine kurulu bir sektör diyebiliriz bunun için. standart filmlerinden yüksek bütçeli kültlere kadar aslında hem kendi pazarını yaratan hem de farklı pazarları besleyen bir araç. bana kalırsa 2000'lerden sonra özellikle ABD kendisini üretim hub'ı olarak değil de beyin olarak konumladı ve dijital odaklı sektörlere yatırım yapıldı. bu noktada da artık ABD'nin sinema ile kültür aktarmaya ihtiyacı yok. bunu veri toplayarak dijital medya üzerinden 20. yüzyıl dinamiklerinden daha farklı yapıyor. topluma verilen de bu olduğu için toplum da buradaki yerini aldı ve burayı tüketmeye başladı. belki bu noktada biraz "veri" konusunun insanı geliştirmesi veya tekdüzeleştirmesi üzerine konuşmak veya tartışmak mantıklı olur.

toparlayacak olursam, yukarıdaki arkadaşın link olarak attığı grafiğe geleceğim. geçenlerde bu konuda düşünüyordum. şu anda yaşanan göç hareketinden dolayı veya başka sebepler de olabilir içinde yaşarken biz çok anlayamasak da da dünyada nüfus artış hızı yavaşlıyor. projeksiyonları ve tüm kurumsal dinamikleri "büyüme"ye göre şekillenmiş dünyada nüfusun azalmasına yönelik projeksiyonların daha iyi yapılması ve bunun gerçekten de iyi planlanması lazım. kıt kaynaklarla optimize ederek veya kaynak aktararak büyüme koşullarına alışmış bizlerin insan adedinin kıtlaşmasına yönelik bir senaryomuz yok. bu da demek oluyor ki; dünya daha otomatize bir hale gelecek. yaşantımız daha tektipleşecek. bence bu durum bu sonucu doğuracak. yapay zekanın size verdiği cevapların niteliğinden bunu anlayabilirsiniz. yapay zeka ile film yapabilirsiniz ama tarantinonun sizi ters köşe yaptığında veya aslında çok anlamlı olmayan bir diyalogu zevkle dinlemenin hazzını alamayabilirsiniz. yapay zekalı veya insan bedeni kadar kıvrak olamayan robotlarımız klozetin alt tarafında dar bir yerde konumlanan sifon musluğunu tamir edemeyecek mesela. bu da her türlü aracın, gerecin, tesisatın veya sistemin tektipleşmesi anlamına gelecek. ama belli bir zaman sonra bu duruma da alışacak insanlar ve bu gidişat da değişecek bir zaman sonra. o zaman tekrar "dünya sarpa mı sarıyor" diyecekler.
0
calmdown
(31.07.23)
freebird5406_2 +1

bence dünya hep böyleydi. hangi yıl yaşarsan yaşa "dünya sarpa sardı" dedirtecek bir tane şey bulursun. 5 bin yıl önce sümerlilerin bile yeni nesilden şikayet ettiğini biliyoruz mesela.

sadece anlık özgürlük olasılıkları beliriyor ufukta (örn. 1968 hareketleri, 1917 rusya devrimi) ama sonra o olasılık hep olumsuz biçimde kapanıyor.
0
ahm1
(31.07.23)
Oldukça kişisel bakmışsınız konuya. hatta 90'lardan verdiğiniz örnekler bile kişisel zevklerinizin yansıması.

Bu hisse kapılmanızın sebebi yaşlanıyor olmanız ve değişen dünyada geri kalmışlık hissi.

Emin olun 70'lerin, 80'lerin efsane filmlerini izleyen insanlar da 90'ların efektlere boğulmuş filmlerini görünce böyle diyordu. Pop kültür için imdb top 100 listesinin yarısı 70 yapımı ve öncesi filmlerden oluşuyor.

Bir defa 90'lar ve 2000'ler sinemanın altın çağı olmadı. Zaten sinemayı bölge bölge incelemek lazım. Sizin bahsettiğiniz örnekler hollywood sineması. Hollywood'un da altın çağı 1940'lardır.

Mesela fransızların, italyanların, ingilizlerin kendi sinema tarihlerinde altın çağ dedikleri dönem farklıdır. Türk sineması için bu 70'lerdir.

Sadece 2010'dan 2020'ye efsane statüsüne girebilecek onlarca film sayılabilir. Marvel gibi süperkahraman filmleri hep vardı yeni değil ki. 60'larda da 70'lerde de...

Gelelim futbola. Bugün messi ronaldo dışında futbolcu rekabeti yok demişsiniz. Bence tam tersi. Sadece Ballon d'or oylamalarına bakarak bile rekabetin nasıl arttığını görebilirsiniz. 90'larda brezilyalı ronaldo ballon d'or ödüllerinde en yakın rakibinin kat kat üstünde puan almış. Bugün messi bile aldığı son ödülü oylamada ucu ucuna aldı açın puanlara bakın. Endüstriyel futbol konusu başka ama o yeni değil zaten 90'larda başlayan bir trend.

Salak taklidi yapan insanlar milyoner oldu diyoruz ama bu da yeni değil ki:) 60'larda Marilyn Monroe saf sarışın rolüyle milyonlar kazandı.

Özetle her dönem böyleydi. Allah aşkına insanlığın ilk yazılı eserlerine bakın, daha yerleşik hayata yeni geçilmiş adam kitap yazmış kurduğu cümle şu "Gençlik çok dejenere oldu, nereye gidiyor".

Bir yere gitmiyor, biz yaşlanıyoruz.
0
anten
(31.07.23)
(2)

Instagram sayfası açmak

dissendium
Merhaba. Hobi amaçlı Instagram hesabınız var mı? Yemek yiyecek sayfası açmayı düşünüyorum. Markette satılan yiyecekleri denemeyi seviyorum. Gittiğim bir restoranda denediğim yemeklerin fotoğrafını paylaşıp kişisel yorum yapmak da olabilir. Bir de Almanca öğreniyorum. Hem kendim için hem öğrenenler i
Merhaba. Hobi amaçlı Instagram hesabınız var mı? Yemek yiyecek sayfası açmayı düşünüyorum. Markette satılan yiyecekleri denemeyi seviyorum. Gittiğim bir restoranda denediğim yemeklerin fotoğrafını paylaşıp kişisel yorum yapmak da olabilir. Bir de Almanca öğreniyorum. Hem kendim için hem öğrenenler için kelime paylaşmak istiyorum. İngilizce de olabilir. Denemeye değer mi sizce? Boş iş mi? Sağ olun. Hatta takipçi sayısı artarsa para kazandırabilir mi?
0
dissendium
(28.07.23)
Hepsini aynı hesapta yaparsanız kimse takip etmez.

En çok keyif alacağınızı seçin o temada yürüyün.

İnstagram'da bu dediklerinizi yapan çok sayfa var o yüzden içeriklerin özgünlüğü & sayfayı yönetenin samimiyeti takipçi getirebilir ancak.

Denemeye değer, sevdiğiniz şeylerle ilgili paylaşım yapmak keyifli.

Takipçi sayısı artarsa para kazandırabilir evet.

Orada da sizin beceriniz önemli. Trendyol işbirlikleri vs en temel gelir kaynağı.

İçeriğe göre farklı marka işbirlikleri de olabilir.
0
anten
(28.07.23)
Hesabınızı niche bir konuya odaklayın. Her türden içeriği koymayın ve iyi bir kurgu formatı belirleyin kendinze. Bu format olayı için yabancı sayfalara göz atıp, kendinizden de bir kaç şey ekleyip özgün bir format yapabilirsiniz. Bir süre deneyin, eğer geri dönüş almıyorsanız formatınızı veya tarzını değiştirip tekrar denemelisiniz. İnsanların neyi seveceği belli olmuyor
0
fuatzzz1
(28.07.23)
(6)

motokaravan mı, çekme karavan mı, araç üstü çadır mı?

cosmicgadin
Kafam çok karışık, çok fazla bilgi var. her kafadan bi ses çıkıyo ve internette de çok fazla bilgi var, hangi birine bakıyım bilemedim. motokaravanın vergisi masrafı çokmuş, çekme karavan ağırmış, ikisinde de yakıt maliyetleri yüksekmiş falan falan..sizin deneyimleriniz, fikirleriniz var mı? sadece
Kafam çok karışık, çok fazla bilgi var. her kafadan bi ses çıkıyo ve internette de çok fazla bilgi var, hangi birine bakıyım bilemedim. motokaravanın vergisi masrafı çokmuş, çekme karavan ağırmış, ikisinde de yakıt maliyetleri yüksekmiş falan falan..sizin deneyimleriniz, fikirleriniz var mı? sadece araç üstü çadırla mı çözmeli? Böyle duster gibi arkası biraz daha geniş bi araç, araç üstü çadır ve camperbox gibi bi şeyler yapsam diyorum. Hangi araç daha mantıklı? benim aradığım tam konaklama ve az yakıt masrafı ve birazcık kötü yollara girebilmesi..
0
cosmicgadin
(27.07.23)
yeni peugeot rifter ve citroen berlingoların arkası çok geniş. koltukları yatırınca dümdüz kocaman bir alan çıkıyor. aracın özellikleri falan da gayet iyi, ön taraf zaten 3008 gibi rifter'da. ama fiyatlarını ve bütçenizi bilemiyorum. onun üstüne bi araç üstü çadır işinizi görebilir.
0
mustafakesekci
(27.07.23)
15 yillik kampci, 4 yillik karavanci olarak simdi birseyler yazardim ama useniyorum. En iyisi ben gidip tenteyi aciyimda bir bira iceyim karavanin onunde.
0
paudi
(27.07.23)
çekme karavan için aracınıza mühendislik çizimli çekici topuzu falan yapıp muayeneye götürmek gerekiyormuş ki bununda ciddi bir ücreti var, birde otomatik araçta çekme yapmak otomobile zarar veriyormuş bilgisinden sonra karavan olayından komple vazgeçmiştik.
0
eja
(27.07.23)
çadırda daha önce kaldınız mı?

Çadır birçok insan için konforlu olmayabilir.

Bu sorunun cevabı ne kadar konfor aradığınız ve bütçe ile alakalı.

Ben en azından bir pansiyon konforu isterim derseniz, motokaravandan ya da çekme karavandan şaşmayın. Ama çekme karavan için o yükü kaldırabilecek de bir aracınız olmalı.

Türkiye'de karavan denince birçok insan minivandan dönüştürülmüş araçlara yöneliyor. Ama bunlar tek gece konaklama için ideal. Uzun yolculuklarda konforlu bir kamp çadırı gibi düşünebilirsiniz.

Bu arada yabancı markalara bakın. Şundan dolayı, karavanda kullanılan mobilya ve sabitleyici sistemler genelde tekne ve uçaklar gibi özel olmalı. Bizdeki üreticiler bu detayları atlıyor ya da maliyet yüzünden tercih etmiyor. Sonra sarsıntı yüzünden her şey gevşiyor. Adria mesela güzel bir marka

adriakaravan.com
0
anten
(27.07.23)
2 yıl kadar önce motokaravan almak üzereydim, potadan döndüm.
Daha sonra Bostanlı sahilde ve bazı yazlık bölgelerde karavan işgalini görünce, bu konuda büyük bir düzenleme gelecek ve karavanların tamamı kampinglere hapsolacak dedim. Durum o şekilde ilerliyor. Birçok yerde kampingler dışında karavan parketmek yasak ve kamping fiyatları otel fiyatlarıyla yarışır halde. Zaten ben doğada konaklayacağım olayını unut. Bu orman yangınları nedeniyle o dediğin her yaz yasaklanıyor.

Hangi karavan olayını ihtiyacına göre belirlemen lazım. Bir yere gideceğim, orada kalabildiğim kadar kalacağım diyorsan, çekme karavan ideal. Ben hareketli adamım, orda 3 gün burada 5 gün, ömrüm yollarda geçsin istiyorum dersen motokaravan daha iyi.

Hiç tecrüben yok, gördüm, heves ettim, alacağım diyorsan, bir kez daha düşün derim. Karavan hayatı kesinlikle dışardan göründüğü gibi değil. Zevk alanda tutku yapar ama alıp senesinde satan da çok.

Karavanı parkedeceğin yer var mı mesela? Yılın 11 ayı kullanmayıp gözardı bir yere parkederim diyorsan, hırsızlıkları göze alman gerekir.

Ben araç üstü çadır almanı öneririm. Bi gör, dene, kampinglerde karavancıların yaşamlarını gör. Gri su nasıl atılıyor, kaset nasıl boşaltılıyor, don nasıl yıkanıp nasıl kurutuluyor konularını bir incele. Ondan sonra karar ver. Araç üstü çadırı sonra satabilirsin de, ikinci el piyasası var.

İzlediğin janjanlı videolara da aldanma. Bu iş bir sektör. Her sektör de reklam yapar.
0
Mirket
(27.07.23)
esas mesele klima. klimasız karavan ister motor ister çekme olsun çöp oluyor. o klima ise şehir elektriğiyle çalışıyor sadece. araç içi aküler fazla uzun ömürlü olmuyor. ben klima yoksa çadır diyorum.
0
mimikikili
(28.07.23)
(10)

cruise yolculugu nasil bi sey

Kittie
hijyenik degil diye okuyorum ama iyilerinin luks bir otelden farki yok ki. yoksa farkli mi?gece okyanusun ortasinda ilerliyor olmak korkutucu mu? (geminin batmayacagi yuzde yuz de bahsettigim sey ucsuz bucaksiz bir suyun ortasinda olma hissi)hastalandiniz diyelim gemideki doktoru da asiyor durumunuz
hijyenik degil diye okuyorum ama iyilerinin luks bir otelden farki yok ki. yoksa farkli mi?

gece okyanusun ortasinda ilerliyor olmak korkutucu mu? (geminin batmayacagi yuzde yuz de bahsettigim sey ucsuz bucaksiz bir suyun ortasinda olma hissi)

hastalandiniz diyelim gemideki doktoru da asiyor durumunuz, hemen helikopter mi isteniyor?

genel olarak guzel bir sey mi? bir de nereye seyahat ettiniz?

bonus soru: tasarimlari tam bir otel gibi oldugundan boyle gemi olmazcilardan misiniz? cirkin mi tasarimlari?

bir duyuru icinde 35 tane soru sordum ama aklinizda kalanlari cevaplarsiniz iste :)
0
Kittie
(21.07.23)
Ben Beşiktaş'tan Kadıköy'e vapurla geçerken bile gerilen biri olduğum için böyle yolculukları düşünürken bile nabzım yükselmeye başlıyor, bana çok klostrofobik bir ortam gibi geliyor, ayrıca batmayacağının da bir garantisi yok son 2-3 senede özellikle kuzey denizinde batan alabora olan çok yolcu gemisi var böyle.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(21.07.23)
Kim demiş hijyenik değil diye.
Titanikin buzulu gelip çarpmazsa batmaz.
5 yıldızlı bir oteldeki her şey var. 24 Saat etkinlik. Asla sıkılmazsın.
Kaldıklarımın mutfağı süperdi.
İçeceklerin ayrıca ve fahiş ücretlendirilmesi kötü.
Ege adaları ve Akdeniz limanları.
Tasarım süper.
Doktorları kalite. Helikopter gelir.
0
Mirket
(21.07.23)
otelden farkı yok, egede çok az dalgada bile uyumak biraz zor oluyor sonra alışıyorsun(bu ege cruiseleri orta boyda)
alt katlarda olmak zor motor sesi geliyormuş, üstün bir altı iyidir.
birde panik ataklıksanız binmeyin bence, helikopter için çok extrem olmalı ameliyat harici müdahale yapabiliyorlar.
gemideki havuzlar küçük ve keyifsiz bence, ege adaları turları yapılabilr, tasarımlarıda gayet güzeldi
0
eja
(21.07.23)
7'den 70'e her yaşa ve zevke hitap eden harika bir deneyim. Her insanın hayatından en az 1 kere katılmasını tavsiye ederim. Hijyenik olmama ihtimali yok 5 yıldızlı otellerde temizlik nasılsa o, odalar her gün 1 kere ortak alanlar her gün sayamayacağın kere temizleniyor. Sağlık konularında endişe etmek de yersiz karadan o kadar uzak seyir olmuyor titanik gibi atlantiği bir uçtan uca geçen bir rota yok. Penceresiz ve manzarasız iç kabinler bir nebze klostrofobik olabilir ama sadece yatmak için odada kaldığınız için manzaralı, balkonlu, ferah bir odayla aradaki 8-10 bin euroluk farkı vermek istemeyebilirsiniz. 6 kere yolculuk yaptım. Karayipler, uzakdoğu, akdeniz, baltık, orta avrupa, britanya hepsinden ayrı ayrı keyif aldım. En büyük avantajı uçak, otel, yemek, ulaşım, aktivite, vs hepsiyle ayrı ayrı uğraşmak emek ve vakit harcamak yerine tek seferde parasını verip keyfine bakması.
0
iwasbornonamountainside
(21.07.23)
Hangi cruise olduğuna bağlı. Şimdi ufak gemiyle yunan adaları turu yapan da var,

Devasa gemiyle karayip, akdeniz, uzakdoğu dolaşan da.

Büyük gemiler ufak bir ilçe gibidir. Küçükler sadece yüzen bir oteldir.

Alışık olmayan biri için okyanus korkutucu olabilir. Ama okyanus yolculuğuna çıkan bir gemi zaten büyük bir cruise gemisidir. Bunların da inanılmaz teknolojileri var, fırtınaya yakalanmaları düşük ihtimaldir hava raporlarıyla sensörleriyle fırtınaları önden tahmin edip rota değiştirirler. Stabilizer sistemleri vardır dalgaların etkisini azaltır sallanmayı azaltır.

Zaten geminin içinde o kadar çok aktivite vardır ki, okyanus geçtiğinizi anlamazsınız bile.

Yine büyük gemilerin birçoğunda ufak cerrahi operasyonları bile yapabilecek ekip ve donanım oluyor. Çok kritik durumlarda en yakın limandan sahil güvenlik desteği isteniyor. Artık o ülkenin elinde hangi araç varsa onunla gelip hastayı alıyorlar.

Güzel olup olmaması bütçeye ve seyahat ettiğiniz şirkete göre değişiyor. Şimdi mesela bizde en popüler olanlar yunan adaları cruise turları. Bunlar yüzen oteldir. Küçük bir kabinde kalırsınız (tavsiyem balkonlu kabin alın, diğerleri klostrofobik olabilir çoğu insan için), 1-2 restoran olur gemide. 1 ya da 2 havuz olabilir ya da hiç olmaz. Bunlarda yapacak çok bir şey yoktur. Gemi sabah limana yanaşır, gittiğiniz yeri gezersiniz. Akşam yola çıkar, gemide yemek yer uyursunuz. Sabah kahvaltıda yeni limana yanaşır orayı gezersiniz.

Orta üst segment firmalar msc, royal carribean vb. daha büyük gemiler sunar. Bunlarda yapacak çok şey vardır. Sahne şovları, kulüpler, spor aktiviteleri, farklı tarzlarda çeşit çeşit restoran, yanaşılan limanlarda özel turlar, bazen turlara dahil olan özel konserler, mesela turun ortasında geminin tiyatrosunda bir anda mariah carey sahne alabilir, aşırı keyifli olabilir. Eğer iyi bir kabinde konaklıyorsanız yani deniz gören, balkonu olan vs bu turlar keyiflidir. Zaten gittiğiniz yerler de güzel olur bu gemilerle, singapur, akdeniz adaları, karayipler, kuzey buz denizi vs.

Bir de üst segment ya da tematik cruise turları var ki bunlar çok acayiptir. Mesela ritz carlton'un mega yatlarla yaptığı turlar var. Ya da disney'in fantasy gemileri var bunlar başlı başına olaydır.

Yani ne kadar bütçe o kadar eğlence.

Temizlik başka bir konu. Firmaya göre değişir. Küçük firmalarda bazı şeyler gözünüze batabilir. Ama çok büyük firmalarda bu tarz konular çok ciddiye alınır genelde.

Elbette firmadan bağımsız çok kalabalık dönemlerde havuz, jakuzi vb gibi ortamların %100 temiz kalması çok mümkün olmayabilir.
0
anten
(21.07.23)
2019 da balayına cruise ile çıktık. Yunan adalarını gezdik, biz suit tuttuğumuz için çoğu otelden güzel bir odada kaldık, batacak diye hic düşünmedim ama bir gece ciddi dalga oldu ve güverteyi kapamışlardı, cok hafif sallanıyordu o kadar. Havuzu hiç kullanmadık ama normalde de sevmem. Tiyatro salonu ayrı disco kısmı ayrı 5 tabe restoran vardı, 7 katlı. Kendi doktor ve hemşiresi var. Yine gider miyim, kesinlikle giderim.
0
mirty
(21.07.23)
Bu benim çocukluk hayalimdi. Filmlerde falan hep çok zenginlerin gittiğini görünce çok pahalı diye düşünürdüm.
Geçenlerde öyle bi esti araştırdım da verilemeyecek bir para da değilmiş.
Sadece kendime çok güvenmediğim için yanıma bir yoldaş bulana kadar erteledim bu sefer :)
Seneye böyle bir tatil yapmayı çok istiyorum ama aklına soktuğum o parayı vermek istemiyor ya genel olarak bu tür tatil istemiyor, annem, kardeşim bana ödetmek istiyor vs. :)

Tecrübem olmadığı için tasarım soruna yanıt vereyim sadece;

Bence gayet güzel görünüyorlar. Geçenlerde Galataport'a demir atan farklı türde gemiler görmüştüm bir tanesi böyle standart Cruise'lar gibi değil böyle sanki korsan gemisi gibi görünüyor uzaktan ama yakınlaştıkça yolcu gemisi olduğu belli olan hoş bir tasarımdı mesela o büyük kaba görüntüden hoşlanmayanlar bu tarz gemileri de tercih edebilirler.
Hatta onları yan yana görünce biri site konutu biri bahçeli ev gibi ne kadar farklılar ama sonuçta amaçları aynı diye düşünmüştüm.
Mesela arada çok fark yoksa ben o görmeye alışık olmadığım gemiyi tercih ederim ileride.
Var böyle hayaller bakalım artık...
0
Dağcı
(21.07.23)
Batması konusunda bilgi vereyim daha yeni titanik ile alakalı okuma yaptım.

Batmaz. Kaza yapsa, sorun yaşasa bile yolcularını öldürecek hızda batacak aletler değiller gemiler artık.

Titanikte 15 tane hata üst üste yapılmış. Bunlardan 1 tanesi bile yapılmasaydı yolcular ölmeyecekti. Şimdi o yaptıkları 15 hatanın 15 i de regülasyonlara ve kontrollere tabi. Bu nedenle deniz ortasında ilerleme hissi korkutucu değildir sanırım.
Ama benim de deneyimim yok. Büyük turlara çıkanlar çok memnun ama duyduğum kadarıyla.
0
zimbirik
(21.07.23)
Gemilerek nasıl batmıyor ya ben tam anlamadım, sanırım en son M/S Estonia batıp 800 yolcusu ölmüştü. O da çok eski bi tarih değil yani 94 yılında oldu gayet modern denizciliğin ürünü bi gemiydi. Onu saymayacaksak Costa Concordia var, illa batmasına da gerek yok alabora olunca da ölebiliyor insanlar.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(21.07.23)
Selamlar

Ben cruise gemisinde çalışıyorum, hatta bu yanıtı şu anda kamaramdan yazıyorum. İşte size her yönüyle yolcu gemilerinin perde arkası :)

1. Cruise sektörü hijyen konusunda çok katı ve titizdir. Dünyanın pandemi ile daha yeni tanıdığı pek gündelik yöntem bizim hayatımızın bir parçasıydı. Dolayısıyla hiç endişe etmeyin, tabiri caizse 7/24 temizleniyor. Hele de Amerika'da "Public Health" denetimleri oluyor ki görmeniz lazım, en mikroskobik toza kadar denetliyorlar.

2. Okyanus aşırı yolculuklar sürekli olmuyor. Mesela yılda 1-2 kez filan Avrupa'dan Amerika'a geçerken ya da tam tersi. Ama tabi gene de açık denizde olmak hissi farklı birşey ancak kendi adıma konuşursam korkutucu değil. Daha ziyade huzurlu ve rahatlatıcı.

3. Her gemide sağlık birimi muhakkak var. Ufak düzeyde cerrahi operasyonlar yapılabilecek düzeyde donanımlı sağlık çalışanları ve ekipmanlarımız mevcut. Hatta daha az önce revirdeki röntgen cihazının yazılımıyla ilgilenmem gerekti. Ciddi durumlarda eğer limana yakınsak hemen yanaşıyoruz ya da geri dönüyoruz. Karadan uzakta, açık denizde isek de helikopter geliyor ki 2-3 kez bizzat karşılaştım. Geminin burnuna sedye indirdiler, yolcuyu tahliye edip götürdüler.

4. Genel olarak güzel birşey :) Bu gemiler 5 yıldızlı yüzen otel gibiler, içlerinde gerçekten de yok yok. Alışveriş yapabileceğiniz dükkanlar, spa salonları, farklı dünya mutfaklarından restorantlar, değişik ambiyansa sahip barlar, puro odaları, kumarhaneler, dans gösterileri, yüzme havuzları, jakuziler, kütüphaneler, basketbol, futbol sahaları ve türlü türlü etkinliklerle dolu. Hatta gemilerimizden birinde go kart pisti bile var, okyanusa karşı araba yarışı yapabiliyorsunuz! Gösteri ve şovların bazıları Broadway'dan transfer edilmiş dünyaca ünlü performanslar oluyor. Hatta bazı yolcularımız özellikle onları seyretmek için geliyorlar.

Sakince kitap okuyup denizi de seyredebilirsiniz, kumar masasında çoluğunuzun çocuğunuzun geleceğini heba da edebilirsiniz. Bence en keyifli yanı ise bavullarınızı alıp karamanıza yerleştikten sonra rahat rahat seyahat etmeniz. Gece yolculuk edip sabah apayrı bir yerde gözünüzü açıyorsunuz.

5. Elbette çok devasa yapılarda oluyorlar (ki içlerinde benim de beğenmediğim gemiler var) ama kişisel olarak tasarımlarını güzel buluyorum. Hele de iç dekorasyonları gerçekten de çok güzel hatta sanat eseri gibi oluyor. Bazı gemilerimizin dışını ünlü ressamlar ve sanatçılar boyuyorlar.
0
burka
(21.07.23)
(11)

Toyota satıp Land Rover almak

sedolima
2014 toyota corolla satıp aynı fiyata 2008 model Land rover discovery 3 alınır mı?cevap alınmaz olacak ama hevesimi almak istiyorum, son sahibi olacağımı bile bile.daha önce kullanmış olan var mı, çok sorun çıkartır mı, çıkarsa bile değer mi?bir diğer opsiyonda birikmişi harcayıp ve biraz borçlanıp
2014 toyota corolla satıp aynı fiyata 2008 model Land rover discovery 3 alınır mı?
cevap alınmaz olacak ama hevesimi almak istiyorum, son sahibi olacağımı bile bile.
daha önce kullanmış olan var mı, çok sorun çıkartır mı, çıkarsa bile değer mi?

bir diğer opsiyonda birikmişi harcayıp ve biraz borçlanıp discovery 4 almak 2010-2012 model arası.
aynı sorular bu model için de geçerli.
satan varsa da yeşillendirebilir.
0
sedolima
(20.07.23)
yanlış anlamıyorsam en sorunsuz araç markasından bildiğim kadarıyla en sorunlu araç markasına model küçülterek geçip değer mi diye mi soruyorsunuz?

eğer öyleyse değmez
0
biseysorucam
(20.07.23)
En sorunsuzdan sorunlu araca geçiş +1

Land roverların meşhur diferansiyel sorunu vardı, bunu bir araştır istersen

Özetle kullanmayı seviyorsan sıfır ya da düşük kilometre land rover bir süre kullan ve kilometre arttıkça bir an önce kurtul diyorlar, sanırım 2008 araç oldukça kilometresi vardır ve artık kurtulmaya çalışıyorlar

Yurt dışında yaşayıp gözden çıkaracak kadar ucuza düşürsen neyse de sen corolla + birikmiş para + borç/kredi ile saçma bir yola giriyorsun
0
freebird5406_2
(20.07.23)
Ben yaptım, 2010 corolla satıp 2.7 grandcherokee aldım 2002 model. Cok memnunum önceki bindiklerim araba değilmiş resmen. Kafama göre almadım tabii ki ustasına göstererek aldım. 4x4 olunca yürütme maliyeti yüksek oluyor haliyle ama değer.
0
mirty
(20.07.23)
beklediğim yorum geldi :)
ben de bunları bilerek zaten yeltendim bu değişime.
iyi bir usta bulup emin olmadan ben de almam zaten, bir o kadar daha masraf çıkartır yoksa
0
🌸sedolima
(21.07.23)
çıkartır. markanın yeni modelleri bile çıkartıyor. bir de hani benzer fiyatlarda olsa neyse ama yaklaşık bir araba parası daha koyup sorunsuzdan sorunluya geçmek mantıklı değil
0
paintov
(21.07.23)
Iyi bir usta bulsanız da arabanin sorun çıkarmayacagi garanti değil ki? Bu arabalarin zaten olayi sorun cikarmamasi degil, zengin arabasi yani.

Tamirine vs paraniz yoksa "risk nedir" sorusuna cevap olur.

Ha paranız varsa tabiki daha eğlenceli olur. Ama bu arabayi alip sorunsuz binme düşünceniz varsa loto kazanmak gibi.
0
logisticsmanager
(21.07.23)
Sana al denmesini istiyorsun çünkü almak ve kullanmak istiyorsun. Al al da gör … :)
0
naksidil
(21.07.23)
cok soguk bir sudan hemen kaynar suya atlarsan kilcal damarlari catlatirsin.

o yuzden arada gecis icin ve kayganlistirici olarak bir bmw denemeni tavsiye ederim. bunun bakimi abartildigi gibi degilmis dersen tebrikler, land rover'a gecebilirsin. yok eger agir gelirse, land rover seni hasta eder.
0
cooperr
(21.07.23)
hayırlı olsun. ama land rover piyango bileti almak gibidir, tutturmak zor. genel olarak ikinci el araba almak da tanımadığın biriyle aynı eve çıkmak gibidir. iyisini tutturmak piyango biletinin sana çıkmasından daha yüksektir.
0
duster
(21.07.23)
Özellikle land rover markasına gitmek istemenizin bir nedeni var mı? Yerli yabancı birçok otomobil sitesinde, tüketici araştırmasında the most unreliable car seçilen bir marka.

2014 model bir araç satıp 2008 model aşırı sorunlu bir araç almak hiç akıllıca değil. Genelde land rover 2. araç olarak alınır çünkü sık sık servise bırakmanız gerekir. Haliyle elinizin altında bir otomobil daha olmalı düzenli araç ihtiyacınız varsa. Türkiye'de hiçbir usta da bir arabaya bakıp bu araba sorun çıkarmaz diyemez. Onun da garantisi yok.

İlla 4x4 hevesiniz varsa daha dayanıklı 4x4 ya da SUV modelleri var.

Toyota Land Cruiser,
Toyota Rav 4,
Suzuki Vitara,
Subaru Outback,
Subarı Forester,
Mazda CX-5,
Suzuki Jimny (yeni kasaları),
Jeep Renegade

Bunlar söylediğiniz modellere göre çok daha dayanıklı, daha uzun ömürlü araçlar.

Yalnız şunu unutmayın. Türkiye'de 4x4 ikinci el olarak alınacak bir araç değil bana göre. 4x4 ya da suvlerin çoğu araziye girmiştir genelde. Düzenli olmasa bile köy yolu, çiftlik yolu vb gidip gelmiştir. Haliyle normal bir otomobile göre daha sert koşullarda kullanılır. Daha çok servis ve işlem görür. Birçoğu da özellikle 2-3 kez el değiştirdiyse araç genelde sanayide işlem görür ve bu araçların çoğu günü kurtarmalık tamir işlemlerinden geçer. Yani en iyi markalar bile normal bir otomobile göre daha sorunludur ikinci elde konu 4x4 olduğunda ülkemizde. Bunu da göz önünde bulundurun.

Bir SUV ya da 4x4 alacaksanız özellikle ikinci elde, araca ödediğiniz paranın %25-40 arası bir miktarı da kullandığınız süre boyunca bakımına ödeyeceğinizi de unutmayın. Özellikle model yılı eskiyse o motor bloğu bir kez sökülecektir mutlaka.

Bir de 4x4 servisleri ya da ustaları genelde 4x4 kullananları "nasılsa parası var bunun" diye yolunacak kaz görür. Normal bir otomobile kıyasla aynı tamir işlemi için 2-3 kat fiyat çekebilir.

Özetle bu ekonomik koşullarda bu tarz araçları almadan önce iyi bir hesap kitap yapın. Yakıt masrafı, bakım masrafı, sigortası vs yüksek olur bu araçların. İlla 4x4 süreceğim diyorsanız da land rover yerine alternatif markalara bakın. Uzak doğulular bu alanda da rakiplerine göre daha sağlam araçlar üretiyor.
0
anten
(21.07.23)
"Mantıklı mı" dersen değil, ama hayat da kısa, bazen yüreğimizin götürdüğü yere gidebiliriz.

Birkaç sene önce Astra'mı satıp Volvo V40 t4 rDesign aldım. Yok şanzımanı sorunlu yok motor blok çatlatıyor vb dinlemedim. Tek bir sorun yaşamadan da aracı 1,5 sene kadar kullanıp sattım. Hevesimi aldım yani.

Velhasıl gönlün çok istiyorsa al gitsin, sanayi kurnazı olmayan iyi bir usta bul ama mutlaka. Arada sanayiye gidip esnaf muhabbeti etmek de iyidir :)

Corolla oldu olası beni heyecanlandırmamıştır zaten, memur tipi var araçta, sana biraz heyecan lazım anladığım kadarıyla.
0
kukuleta
(21.07.23)
(4)

ikinci el otomobil alırken güven meselesi

amsterdam otlu sigarası
merhabailk otomobilimi almayı düşünüyorum. çok bütçem yok, clio, corsa türevlerine bakacağım. ancak arabalardan hiç anlamadığım için sarı site benim için bir bilinmezlik kara deliği gibi. beni bu "kazıklanır mıyım", "araba elimde kısa süre sonra bitmez sorunlarla kalakalır mı" açmazlarından kurtarac
merhaba

ilk otomobilimi almayı düşünüyorum. çok bütçem yok, clio, corsa türevlerine bakacağım. ancak arabalardan hiç anlamadığım için sarı site benim için bir bilinmezlik kara deliği gibi. beni bu "kazıklanır mıyım", "araba elimde kısa süre sonra bitmez sorunlarla kalakalır mı" açmazlarından kurtaracak bir güvenilir, komisyonu öldürmeyen, ekspertizli ikinci el satışçısı var mı? ya da başka bir yol?

yer: istanbul
0
amsterdam otlu sigarası
(20.07.23)
vavacars v.b.?
0
nuisance
(20.07.23)
Tek başınıza hareket etmeyin. arabadan anlayan ve piyasayı takip edebilen bir tanıdığınız yanınızda olmadan almayın.
0
diyecevaplandı
(20.07.23)
Otokoc bu konuda iyi. Fiyatları uyuyorsa bir bakın.
0
etna
(20.07.23)
Otomotiv sektöründe sıfır araç satan yetkili bayiler bile her türlü dalavereyi çevirirken ikinci elde hiçbir firmaya güvenmeyin. Her türlü kazıklanma ihtimali var, tabii bu tarz firmalarda en azından riski azaltırsınız.

mutlaka araç bakarken yanınızda bu işten iyi kötü anlayan biri olsun.

Bir de çevrenizde güvenilir bir usta varsa, ekspertizden ziyade o ustaya bir gösterin.
0
anten
(21.07.23)
(13)

Sizce yakın zamanda AB vize muafiyeti gelir mi?

deadwampir
Sb
Sb
0
deadwampir
(20.07.23)
Gelmez.

Bunca zamandır değişen ne var ki vize konusunda bir şeyler değişsin?
0
kisa
(20.07.23)
erdoğan'ın "demokratik ve kucaklayıcı" olduğu, suriye iç savaşının yaşanmadığı, lise öğrencilerinin yazın üç ay çalışıp interrail hayali kurabildiği ekonomiye sahip olduğumuz dönemde gelmemiş AB vize muafiyeti şimdi gelir mi sence?

buna inanmak saflıktır. böyle bir şey mevcut hükümetle asla olmayacak, 10 sene sonra olma ihtimali de yüzde 2 filandır.
0
mark greg sputnik
(20.07.23)
Avrupa kaçak yollarla gelmiş mülteci türk kaynıyor. Sizce gelir mi?
0
fraise
(20.07.23)
hayır.
0
bir ileti paylastim
(20.07.23)
bunun icin ancak guney kore-tayvan-polonya gelismisligine ulasma gerek bence.
0
baldur2
(20.07.23)
20 yıl önce öyle bir ihtimal vardı. Artık bir ortadoğu ülkesiyiz.
0
Mirket
(20.07.23)
avrupa ile türkiye(osmanlı) tarihine çok meraklı birisiyim. benim fikrim bu kaynaşma hiçbir zaman mümkün değildi veya mümkünatı olacaksa bile 10 kasım 1938'den sonra o ihtimal ortadan kalktı.

tabii çok daha derine açılabilir konu fakat cevap hayır.
0
gule gule
(20.07.23)
Yakın zamandan kastın 40 yıl falan ise gelebilir. Aksi halde hayır. Kafamda "acaba?" bile yok.
0
nawar
(20.07.23)
Bence verseler önce Afrika ülkelerine verirler sonra ihtiyaç duyarlarsa bize verirler.
0
hebanon
(20.07.23)
birlige girme olasiligimiz yok, hicbir zaman olmadi. Ciller'in bir palavrasiydi, simdiki iktidar da baslarda isine yaradigi icin oyunu surdurdu.

simdiki hukumeti degistirsek, avrupadan siyasetci ithal etsek, yine olmaz.
neden olmayacagi icin Erol Manisali'nin kitaplarina bakin..
0
cooperr
(20.07.23)
hayır
ama keşke romanya schengen'e girse de oturma izni bir işe yarasa
bu arada vize muafiyetinin temeli "türk korkusu" + "islam korkusu" kriter falan değil.
0
rain when i die
(20.07.23)
Yakın zamanda değil uzun zamanda da gelmez ne sen ne de senin evladın göremez gibime geliyor
0
basond
(21.07.23)
Çok düşük bir ihtimalle imtiyazlı çalışma vizesi, imtiyazlı seyahat vizesi vb şeyler uygulanabilir eğitimli ve paralı kesimi ayıklamak için.

Ama bunun dışında sınırsız serbest dolaşım uzak bir ihtimal.

AB üyeliği ise tamamen güç dengesiyle alakalı.
Türkiye nüfus sebebiyle AB'ye girdiği anda AB parlementosunun en büyük koltuk sahiplerinden biri olacak. Yani oylamalarda vs istediğini onaylayıp, işine gelmeyeni reddedip tüm AB sistemini zorlayabilir.

Fransa ve Almanya gibi AB'nin baş aktörleri bunu istemez. İstemiyor da.
0
anten
(21.07.23)
(7)

Arsaya neler yapılır?

michael_knight
Bir arsa almak istiyorum. Yanından ufak bir dere geçiyor. Ağaçlar var vs. 1 dönüm civarında büyüklüğü.İstanbul'dan 4 saat uzaklıkta. Hafta sonları bir-iki gece orada kalıp şehre geri dönebileceğim gibi.Düşüncelerimde ne kadar hata, eksik var sizce?Elbette imar izni, elektriği, suyu yok. İdare eder ş
Bir arsa almak istiyorum. Yanından ufak bir dere geçiyor. Ağaçlar var vs. 1 dönüm civarında büyüklüğü.
İstanbul'dan 4 saat uzaklıkta. Hafta sonları bir-iki gece orada kalıp şehre geri dönebileceğim gibi.

Düşüncelerimde ne kadar hata, eksik var sizce?

Elbette imar izni, elektriği, suyu yok. İdare eder şekilde, orada hafta sonlarını geçirecek kadar bir şeyler yapabilirim gibi geliyor.

Öncelik tuvalet. Belki içine solüsyon vs. koyulan karavan ve teknelerdeki seyyar tuvalet. Veya bir sandalyeye klozet kapağı koyulmuş altına yere bir delik delerek kullanılabilen bir tuvalet.

Su için önce bir damacanayı çeşme olarak kullanabileceğim bir düzenek. Bir süre sonra 100 litrelik bir su deposu koymak ve ona hidroforla dereden su çekmek.

Elektrik için belki 10-20 bin TL'lik bir yatırımla ampul yakacak, kullanma suyu kadar hidrofor çalıştıracak, belki bir minik buzdolabını çalıştıracak bir sistem kurabileceğimi zannediyorum.

Kalmak, uyumak için önce büyükçe bir çadır, sonra zaman içerisinde belki ufak bir klübe yapabilirim. Dikkat çekmeyecek, şikayet edilip ceza almayacak şekilde bir şey uydurabileceğimi zannediyor ve umuyorum.

Tabi orası benim olduğu için oraya sandalye, mangal, şezlong, kamp yatağı vs. gibi malzemeleri de ufak ufak taşırım.

Aslında bu arsanın en büyük şansı da şu ki hemen komşusu olarak bir çift arkadaşımız var ve yılın 365 günü orada yaşıyorlar, yaşayacaklar. Kendilerine bir ahşap çadır gibi klübe gibi bir şey yapıyorlar.

Hangi konularda ne kadar yanılıyorum sizce?
Önerebileceğiniz başka pratik çözümler var mı?
0
michael_knight
(20.07.23)
Derenin suyu cok buyuk bir ihtimalle pistir. Elini bile yikamayamazsin. Sanitize etmen gerek. Aki bokunu kurtarmaz.

Kuyu vurabilirsin ama.
0
alperz
(20.07.23)
Yani çoğu arsa “kulübesi olan” şeklinde geçiyor. Basit bir yapıya kimse bir şey demez bence. Tek katlı ufak ahşap bir yapı yapılabilir, çadır bence çok konforsuz olur.

Bence tatil gibi düşünülecekse şunlar temel olarak lazım. Mesela;
-arabanın arkasına sığacak büyüklükte en azından 50 litrelik su deposu, 1 adet jeneratör. Ama tabi karavan imkanı varsa çok daha iyi. Alır gidersiniz.

Daha konforlu bir hal ise bungalov ev, yağmur suyu toplayan su deposu, sıcak su değil de şehir elektriği üreten elektrik paneli. Gerçi ağaçların güneş ışığına mani olmaması lazım. Evin çatısı güneş görecek şekilde tıraşlanmalı
encrypted-tbn0.gstatic.com
0
Unde bach canim
(20.07.23)
bunları yaparsın da önemli konu güvenlik. dağbaşı bir mekansa on gün sonra geldiğinde ortalık talan edilmiş para edecek her şey, pompa, güneş paneli, demirler dahil çalınmış olabilir.
0
orpheus
(20.07.23)
Eski bir çekme karavan al. Eskileri ucuzdur.
Zaman içinde güneş panelleri akü ayarlayıp elektrik işini çözersin.
Dere kenarıysa bir boy boruluk tulumbayla su çıkarabileceğini düşünüyorum. Kaynatılıp soğutulup içilebilir olur.
Rüzgar enerjili havai su deposu bile yapılabilir.
Foseptik çukuru kazıp sabit bir tuvalet sistemi yapılabilir. Ama tulumba çakacaksan mesafe ve eğim hesabı yapılmalı.
0
Mirket
(20.07.23)
böyle bir yerde çadırda kalmak tehlikelidir.
0
sizofren06
(20.07.23)
orpheus +1

Gecen sene bizim bahceden topragin altindaki uzatma kablosunu 10 metre boyunca kazip calmislar. Kazma, kürek vs zaten ilk gidenlerdi onlari artik sakliyoruz. Bahcenin etrafi cit ve dip dibe agaclarla cevrili bu arada.
0
reactionic
(20.07.23)
Astarı yüzünden pahalıya gelecektir büyük ihtimalle.

Su, elektrik vb her zaman bir problem, altyapı yoksa.

Yine merkezi bir yerleşim alanı değilse arazinin yıl içinde problemlerini bilmiyor olabilirsiniz. Coğrafyayı tanımıyorsanız kulübe yaptığınız yerin en ufak yağmurda kayması, toprağa saplanması, arabaların çamura saplanması gibi dertler çıkabilir.

Merkezden uzak olmak en ufak sorunda usta bulmayı zorlaştırır.

Bir de merkezden uzak yerlerde güvenlik bir sorun. Özellikle böyle arazilere yapılan tiny houseları bırakın girip soymayı, komple bir traktör, bir vinçle gelip alıp götürüyorlar bunla ilgili çok haber çıktı.
0
anten
(21.07.23)
(7)

ev almak

nickie
selam duyuru,yurtdisinda ortalama duz beyaz yaka maasiyla calisan ve babasi zengin olmayan bir birey olarak yasin ilerlemesiyle ve gelecek kaygisiyla ev alma kaygisina dustum. diyelim turkiye'den ev almak istesem yurtdisinda suresiz kontratla calisinca turkiye'deki bankalar mortgage verebiliyor mu t
selam duyuru,

yurtdisinda ortalama duz beyaz yaka maasiyla calisan ve babasi zengin olmayan bir birey olarak yasin ilerlemesiyle ve gelecek kaygisiyla ev alma kaygisina dustum. diyelim turkiye'den ev almak istesem yurtdisinda suresiz kontratla calisinca turkiye'deki bankalar mortgage verebiliyor mu tc vatandaslarina? bulundugum ulkede su anki maasimla alabilecegim mortgage maalesef pek ic acici degil.
0
nickie
(19.07.23)
Abi bulunduğun ülkede alacağın mortgage kötüyse Türkiye'de emin ol daha iyi olamaz.

Su an Türkiye'de 2 milyon lirayı 6-7 ilyon lira olarak ödüyorsun. Aylık da 50 bin olur kısacası 1666 euro. 2 milyon liradan ucuza da ev nerede kaldı bilmiyorum, bizim dandik mahalleler bile bu paralar.

Zaten 1600 euro verecek paran varsa Avrupa'da da verirsin bence.
0
logisticsmanager
(19.07.23)
ben de koşulları bilmemekle birlikte avrupadan ev almanın daha mantıklı olacağını düşünüyorum. türkiyeye dönmek icap ederse de oradaki evi satıp, burada bir ev alırsın.
0
teritori
(19.07.23)
Kesinlikle okuman gereken başlık;

eksisozluk1923.com
0
Avoiding The Puddle
(19.07.23)
hangi ulkedesin bilmiyorum ama digerlerinin dedigi gibi tr daha ucuz degil. ozellikle kredi olarak hic mantikli degil. turkiyede evin degerinin %20sini pesin odemen gerekiyor. yurtdisinda cogu yerde mortgage icin onodeme istenmiyor evin degerinin tamamini hatta ustune renovasyon masraflarini kredi olarak cekebiliyorsun. ulkeye gore kredi odemelerinin bir kismini yil sonu vergi iadesi olarak almak da mumkun.
0
crucio
(20.07.23)
turkiye'den ev almak 2-3 sene oncesine kadar mantikliydi. simdi degil. @avoiding the puddle'in dedigi gibi. bagcilar'dan alacagina, atina'dan, marsilya'dan, frankfurt'tan, vancouver'dan ev al daha iyi.
0
baldur2
(20.07.23)
Türk bankalarının yabancı ülkelerde şubeleri var. Oralarda yurtdışında yaşayanlar için mortgage sunan bankalardan birine başvurabilirsiniz.

Yapı kredi yurtdışında yaşayanlara mortgage diye bir paket sunuyor mesela bildiğim. Ziraat falan da yapıyordur.

Ama türkiye daha ucuz değil artık ev almak için. bir de evi yurtdışından gelip alacağınız için size muhtemelen fazla fiyat çekmeye çalışır herkes.
0
anten
(20.07.23)
Ben de sizin gibi yurtsidinda yasayan beyaz yakaliyim. Bulundugum ulkede ev aldim, Turkiye'de neden ev almak istiyorsunuz bilmiyorum ama geri donmeyi dusunmuyorsaniz pek mantikli degil gibi.

Bir de, yurtdisinda aldiginiz mortgage ile Turkiye'den ev almaniz pek olasi degil bildigim. Cunku mortgage odeyememe durumunda banka sizin Turkiye'deki evinize el koyamaz (belki koyabilir ama cok daha zor olacagi icin mortgage vermeye yanasmaz). Yurtdisinda yasayanlar icin Turk bankalarinin verdigi Gurbetci Kredisi denen bir kredi var, bunu Google'da arastirin derim eger Turkiye'de ev almaya kararlysaniz.
0
sertac akin
(20.07.23)
(16)

Yıllık gelirinizin ne kadarı tatile ayrılmalı?

bak raist tavsanciklar
Eşimle tatil ucuz/pahalı tartışması yapıyoruz ve sizin de fikirlerinizi merak ettim. Bence hane gelirininin bir aylık tutarını senede bir tatilde ezmek pahalı değil.
Eşimle tatil ucuz/pahalı tartışması yapıyoruz ve sizin de fikirlerinizi merak ettim. Bence hane gelirininin bir aylık tutarını senede bir tatilde ezmek pahalı değil.
0
bak raist tavsanciklar
(19.07.23)
bence pahalı. en fazla yarısı olsun.
0
jelly bear
(19.07.23)
1 aylık hane geliri biraz pahalı olur bence. 1 maaş hadi biraz daha fazlası okey derdim. (eşler çalışıyor eve 24 maaş giriyor gibi düşününce)

aslında yılda ne kadar para biriktirilebildiğine bağlı. Ayda 100 bin mi giriyor 40 bin mi, tasarruf yapılabiliyor mu hepsi gidiyor mu vs. çok değişir. Tatilin zaten minimum bi maliyeti var asgari ücretli de x gün gitse minimum bilmemkaç lira verecek, ayda 300 bin tl kazanan da o minimumdan başlayıp istediği kadar yukarı çıkacak.
0
nhk ni youkosu
(19.07.23)
Gelire göre değişir. Binlerce dolar kazanan biri bir aylık maaşını tatile gömmez ama asgari düzeyde kazancı olan biri de ortalama bir tatile “çok pahalı” tatavası yapmamalı bence. Sanki ucuzu varmış da siz organize etmiyormuşsunuz gibi.

Ben son dakika maaşımın bir tık azıyla yurt dışı tatili ayarladım. Erken rez ile yarı yarıya getirebilirdim ama bunu düşünüp dert etmemeli insan.
0
ruhen hastayim ben
(19.07.23)
bu konuda tek bir yanıt vermek zor. gelir gider dengeniz, senede kaç tatil yapıyorsunuz gibi konular da var işin içinde..ben kendi adıma bu rakamı veriyorum ama tek bir tatile değil, bölerek
0
delidiyorum
(19.07.23)
yılda bir kere yapılcak kafa dinlencek bir tatil için 2 maaş veriyorum genelde 2 kişi için.
0
eja
(19.07.23)
Gordugum kadariyla Kadinlar daha comert genelikle. Ben fazlapara harcamama taraftariyim
0
camussar
(19.07.23)
Hane geliriniz ve tatil anlayışınız ile çok ilintili bu durum. Kişiden kişiye çok değişiyor ama biraz üst seviye otel konaklamaları tatiller haftalık 70-80K TL civarından başlıyor diye biliyorum ki az bile söylüyorumdur fazla bilgim yok. Hane gelirinle orantılı 1 aylık geliri harcamak normal.

Çok kazanıyorsan farklı lokasyonlarda daha kaliteli ve/veya uzun süreli tatil yaparsın, az kazanıyorsan daha mütevazı ve/veya kısa süreli olur.
0
Lethe
(19.07.23)
Kesinlikle pahalı. ama gelir de önemli tabii.

Bu arada doğru planlamayla aynı tatili çok daha ucuza yapabilirsiniz acenteleri aradan çıkartıp erken rezerve edip vs.
0
anten
(19.07.23)
1 aylik toplam hane geliri normal bence de sene icindeki tum tatiller icin.
0
taurina
(19.07.23)
tüm sene icin ve yol masrafi da dahilse uygun bence de.
0
sonsuz
(19.07.23)
1 aylik toplam hane gelirinin yarısı olmalı bence
0
Topalordek
(19.07.23)
Tek bir tatilden söz ediyorsanız 9 gün falandır o en fazla. Haliyle 1 aylık hane gelirinin altında kalmalı.
0
nawar
(20.07.23)
öncelikle iyi tatiller diliyorum. ve evdeki hesabın tatile uymayacağını belirtmek isterim.

şöyle söyleyeyim. hafta sonu bozcaada'da sadece 1 gün beach'e giriş+oradaki yeme içmeye 2 kişi 2.000 TL akşam yemeğine 1.500 TL (alkollü) ödedik. daha az olur düşüncesindeydik ama fiyatlar uçmuş. ona göre hesap yapın diye yazmak istedim. çocuk varsa abur cuburu-dondurması onun yemesi içmesi de çok tutar :)
0
naksidil
(20.07.23)
Yurt içi tatilse çok fazla ve gereksiz ama yurt dışında daha önce gitmediğiniz ülkeler ve şehirler için hem gezmeli hem dinlenmeli hem de denize, okyanusa girmeli tatilse olabilir.
0
iwasbornonamountainside
(20.07.23)
1 aylik parayi harciyorsun, kacari bence pek yok ozellikle aileni gezdiriyorsan.
direk maasla bir alakasi yok, cunku iyi kazanan gidip 2 yildizli otelde kalmiyor.
0
cooperr
(20.07.23)
bütçeye bağlı harcanabilirde harcanamazda asgari ücretle çalışıyorsa eşler ve tatil 5 yıldızlı herşey dahil falansa zor o iş ama aylık net kazanç 10k dolar falansa harcanır normaldir
0
basond
(21.07.23)
(3)

Bütçem 3-4 Milyon TL İstanbul Anadolu yakasında ev almam lazım.

KukLa
Merhabalar. 2bucuk milyon TL bir nakitim var. Geri kalanını kredi borç bir şekilde bulup, güzel mantıklı bir ev almak istiyorum.İş yerim sabiha gökcene yakın ama ben hayattan pek kopmak istemiyorum. Kolayca ulaşım sağlayabileceğim. Yürüyüş yaptığımda veya kısa sürede ulaşım aracıyla güzel yerlere er
Merhabalar. 2bucuk milyon TL bir nakitim var. Geri kalanını kredi borç bir şekilde bulup, güzel mantıklı bir ev almak istiyorum.

İş yerim sabiha gökcene yakın ama ben hayattan pek kopmak istemiyorum. Kolayca ulaşım sağlayabileceğim. Yürüyüş yaptığımda veya kısa sürede ulaşım aracıyla güzel yerlere erişebileceğim bir muhitte ev almam lazım. Anadolu yakasını hic bilmiyorum. Önerdiğiniz değerleneceğinizi düşündüğünüz semt, mahalle, lokasyonlar veya ilanlar olursa sevinirim :)
0
KukLa
(19.07.23)
İçerenköy tarafları olabilir. Hem sahil şeridi kadar pahalı değildi (güncel hali ne bilmiyorum) hem sabiha gökçen’e çok uzak değil hayattan o kadar da kopmazsınız.
0
ruhen hastayim ben
(19.07.23)
kadıköy yeldeğirmeni - ama depreme dayanıksız, yatırım için ideal.
0
gadlemler
(19.07.23)
Kartal, maltepe, pendik, küçükyalı taraflarında marmaray hattı üstünde yerler sizin için uygundur.

Marmarayla istanbulun önemli merkezlerine tek vesaitle ulaşırsınız. Bir de buralarda bütçenize göre düzgün evler bulursunuz.

İşe yakın olması için kadıköy sabiha gökçen metrosuna yakın bölgeleri de takip edebilirsiniz. Kozyatağı, içerenköy, suadiye, göztepe vb.
0
anten
(19.07.23)
(8)

Büyük şirketlere nasıl giriyorlar?(mühendislik)

FreSh
Soru başlıkta. Ya tüm bölüm arkadaşlarim süper yetenekli ya da sadece ben çürüğüm. Herkes torpille giriyor olamaz.
Soru başlıkta. Ya tüm bölüm arkadaşlarim süper yetenekli ya da sadece ben çürüğüm. Herkes torpille giriyor olamaz.
0
FreSh
(17.07.23)
Herkes torpille giriyor olabilir valla.
0
primetime
(18.07.23)
1-okul başarısı her zaman tek başına yeterli değil. Yani sırf çok iyi notları var diye kimse birini işe almaz. Benim dönemde bölüm birincisine kıyasla birkaç vasat öğrenci daha iyi yerlerde iş bulmuştu.

2-İş görüşmesinde sosyal beceriler de etkili oluyor. Mesela şirketin staj programı oluyor, orada insanlarla iyi ilişkiler kuranlar daha kolay sivriliyor.

3-Birçok insan siz okuldayken farkına varmadığınız stajlar ve görüşmeler yapıyor daha okuldayken. 1. sınıftan beri her yaz bir yerlerde staj yapan öğrencinin iş bulma ihtimali daha yüksek çünkü iş sorabileceği yerler var.

4-Torpil dediğiniz şeyin çok küçük bölümü torpil. Ama torpille çevreyi karıştırmamak lazım. Dediğim gibi öğrenci kulüpleri, staj programları vs ile kendine çevre yapıp iş bulan öğrenci çok.
0
anten
(18.07.23)
Özel sektörde torpil olmaz. Kimse kendi şirketinde, özellikleri düşük birine para vermez göz göre göre.
Referans olabilir, bu başka bir şeydir. Bu beklentilerinin karşılanacağına dair ek bir bilgidir. Örn. Bu arkadaşın aile görmüş geçirmiş, müşterinin karşısında abuk sabuk davranmaz veya sorumsuz biri değildir gibi. bu bilgi size saçma gelse de işveren için önemli.
0
burfak
(18.07.23)
@burfak'a katılıyorum. özel sektörde torpil olmaz. oluyorsa da orası büyük şirket değildir. kendimden örnek vereyim türkiye'nin en büyük holdinglerinden birinin(acaba hangisi) bir şirketinde çalışıyorum. niş bir alanda deneyimim var. öğrencilik hayatım berbattı(not anlamında ortalama, staj, proje vs. baya kötü), 2 yıl işsiz kaldı mezuniyetten sonra. daha sonra bu niş alanda, alanının en iyisi olan bir firma sağolsun bana bir şans verdi ben de gerçekten çok çalıştım. oradan sonra taliplerim arttı vs. o kadar farklı yolu var ki bunun.

çok parlak ve girişken bir öğrenciyseniz bu şirketlerin zaten staj programları oluyor onlara giriyorsunuz. parlak değilseniz çalışkan olmanız ya da ne bileyim farkındalığı yüksek ve konuşkan biri olmanız gerekiyor bence. uzar gider bu böyle ama hala torpilin etkili olduğunu düşünmüyorum.

alanının en iyisi olan firmaya nasıl girdiğimi çok açmamışım ama gerçekten orası yarı şans yarı kendini pazarlama becerisi. baya kariyerden başvurdum, görüşmeye çağırdılar(dümdüz ve bomboş bir cv'ydi), görüşmede işi aldım. oradan da mevcutta çalıştığım firmaya geçtim birkaç yıl sonra.
0
pilavmaker
(18.07.23)
buyuk ozel sirketlerde torpil seni mulakata sokar o kadar, mulakattan gecirmez.

CVlerini cok ozenli hazirlamislardir, CV anlatiminda cok netlerdir. KArsi tarafa aktarimda sorun yasamiyorlardir. bazi insan karsi tarafa konu aktarmakta zorlanabiliyor. Konulari cok karisik anlattiginin farkinda falan olmuyor. Boyle ozellikler mulakatta seni eksiye dusurur.
On yazi yaziyorlardir sirketlere ozel. neden o sirkete uygun olduklarini, neden secilmeleri gerektigini, hedeflerinin sirketteki o birim ile hangi acilardan ortustugunu on yazi ile acikliyorlardir. Ama iste bunu yapmak icin biraz kafa yormak lazim.
her sirkete ve pozisyona ozel CV hazirliyor olabilirler. misal kendi alanimdan ornek vereyim, is analisti olarak basurdugum CV ile BI analisti olarak basvurdugum CV farkli. Bu iki pozisyon icin mulakatta one cikarttigim konular farkli.
Tum kariyer sitelerinde profilleri vardir ve aktiflerdir.
universitede ders disi etkinlikler yapmislardir, farkli sorumluluklar almislardir, bunu mulakatta ve CVlerinde aktarabiliyorlardir.

Yani bunlarin hepsi efor. Internetten generik bir CV ile ilanlara basvuru yaparak cagirilma ihtimaliniz duser. Is aramak da tam zamanli bir istir. vakit, emek ve ilgilenmek ister. cikan firsatlari hemen duyacak kadar fazla ilgilenmek lazim.
0
poliamid
(18.07.23)
Yurtdisinda 100 kisilik orta olcekli sirketten 1500 calisani olan cok uluslu buyuk denecek sirketlere kadar 3-4 farkli firmada calistim, hepsi muhendislik/danismanlik uzerine.

CV, cover letter, gittigin okul, not ortalaman vs ilk isini etkiler, sonralari icin pek onem arzetmez gorusundeyim.

Hicbir girdigim is icin torpil kullanamadim, zaten oyle bir imkanim da yoktu cunku etrafimda isime yarar bir tanidik yok, ise yarayabilecek olanlar da yarali parmaga isemeyen tipler. Ilk isim isin 4 ayri mulakata girdim, prosedur 2 ay civari surmustu.

Gecen sene en son girdigim i$ icin ise baktim acik bir pozisyon var, masa ustumde 2 senelik bir cv vardi ya tutarsa diye onu yolladim, ayni gun HR aradi, 5dk konustuk. Seni yonetici arayacak yarin dedi. Ertesi gun telefonda yoneticiyle 10 dakika konustum, 2 hafta sonra da teklif geldi. Cover letter falan yok, torpil yok, sirkete ozel CV yok, beni arayan adam zaten 3500km uzakta bir eyalette calisiyor. Frekanslar uyustu..

Isi mulakatta alirsin, mulakatta karsindakinin duymak istedigi, onu etkileyecek birseyler soylemen lazim. Gerisi bence laf kalabaligi, vakit kaybi.
0
cooperr
(18.07.23)
Benim hiç çevrem yok ama dediklerinize göre çevrem olsa ve görüşmeye çağrılmamı kolaylastirsa bile, işi almam için tabiri caizse ağzımın laf yapması gerekiyor. İnsanlarla iletişimim pek iyi değil, kafamdakileri pek aktaramıyorum. Bu konularda kendimi geliştirmem gerekiyor, belki de sunum yapmaya hazırlanır gibi mülakatlarda gelebilecek her soruya (cevabım var ama mülakatta sorulduğu an kafamda toparlayıp anlatamıyorum) cevaplarımı önceden hazırlayıp çalışmam gerekiyor sanırım. Biraz daha umudum arttı en azından bunu çalışıp düzeltebilirim oysaki öğrencilik hayatım pek parlak değildi, not ortalamam geçer notun biraz üstündeydi, staj dönemimi de iletişim sorunlarım yüzünden iyi değerlendiremedim. Bunları geri dönüp duzeltemem ama iş, görüşmede kendini ve yeteneklerini anlatabilmekse bunu yapabilirim üzerinde yoğunlaşıp. Ayrıca cv ve onyazi olaylarının da üzerine düşerim ve şansım artabilir. Teşekkür ederim hepinizin cevaplari için. Beni rahatlattı biraz :)
0
🌸FreSh
(18.07.23)
@ fresh

ortada 10 bilinmeyenli bir denklem var gibi dusun, akademik basari bu denklemin bilinmeyenlerinden biri.. isin icine tipin, kadin/erkek olusun, oturup kalkman, birsuru sey giriyor.

ben de hicbir zaman bir A ogrencisi olmadim, ortalamaydim. Su anda yoneticiligini yaptigim arkadaslarin ortalama zekasi benim ustundedir. Ama "zeki" olmakla "akilli" olmak arasinda bazi ince farklar var.

Zeki degilsen zeki takligi yapma, en onemli seylerden biri neyi bilip neyi bilmedigini bilmek. Sonra ona gore kendine kariyerinde bir yol acman gerekiyor. Benim icin dogru olan senin icin olmayabilir dolayisiyla insanlari dinle, ama birerbir uygulayarak ayni sonuca ulasacaksin diye birsey yok.

benim liseden ne kadar yurur gider dedigim adam varsa ezici cogunlugu memur oldu kaldi. Bundan bir cacik olmaz dediklerimin bazilari yuruyup gittiler, ve bu sadece sans ve torpil ile aciklanacak birsey degil..

Fortune favors the brave..
0
cooperr
(18.07.23)
(3)

sancaktepe nasıldır?

anten
Yaşı büyük bir akrabamıza ev alacağız, bütçe 1,4 civarı. İstanbul'da ancak buralara yetiyor bütçesi. Site içi güzel görünen yeni bir proje bulduk ama iyi bir tercih midir sancaktepe? Nakit verecek direkt, emekli olduğu için kredi çekip ödeme şansı yok o yüzden 1.4 net max bütçe.Ya da bu bütçeye öner
Yaşı büyük bir akrabamıza ev alacağız, bütçe 1,4 civarı. İstanbul'da ancak buralara yetiyor bütçesi. Site içi güzel görünen yeni bir proje bulduk ama iyi bir tercih midir sancaktepe? Nakit verecek direkt, emekli olduğu için kredi çekip ödeme şansı yok o yüzden 1.4 net max bütçe.

Ya da bu bütçeye önerilecek başka bölge varsa o da olur.
0
anten
(17.07.23)
çekmeköy'de de bulablirsiniz bence bu fiyata
0
regina phalange
(17.07.23)
4 yıldır oturuyorum.
oldukça büyük ve demografik yapısı güzel bir sitedeyim.
ekmek ve market dışında dışarı çıkmadım burada.

site içi güzel olabilir ancak sitenin dışı yangın yeri. bunun bilincinde olun alırken.
0
teritori
(18.07.23)
az çok tahmin ediyorum @territori

Bu bütçelere galiba gidilebilecek en iyi seçenek diye anladım.

Zemin sağlam diyorlar, yeni siteler güzel, bir de birkaç seneye şehir o yöne büyür gibi duruyor. Teşekkürler.
0
🌸anten
(18.07.23)
(14)

AB vatandaşlığınız var, Türkiye'de kalır mısınız?

hadi ya la
Çok sevdiğim bir yakınımın çocukluktan beri hayali Avrupa'da yaşamak, ne güzel ki ailesi göçmen olduğu için AB vatandaşlığı da var. Kendisi şu an doğuda bir şehirde İngilizce öğretmeni olarak çalışıyor, üstelik aynı bölümden yüksek lisans mezunu.Halinden hiç memnun değil, sürekli -alanıyla ilgili- i
Çok sevdiğim bir yakınımın çocukluktan beri hayali Avrupa'da yaşamak, ne güzel ki ailesi göçmen olduğu için AB vatandaşlığı da var. Kendisi şu an doğuda bir şehirde İngilizce öğretmeni olarak çalışıyor, üstelik aynı bölümden yüksek lisans mezunu.

Halinden hiç memnun değil, sürekli -alanıyla ilgili- işler arıyor fakat başvurduğu ülkeler ekstra olarak kendi dillerini de istiyorlar, haliyle şimdilik "gidemiyorum, iş bulamıyorum" diye yakınıyor.

Babası ve kardeşi Hollanda'ya gitti, geçici olarak vasıfsız işlerde çalışıyorlar. Fakat kendisini bir türlü gönderemedik. Alanıyla alakalı olmasa da bir iş bulsa gidecek. Çevresi, benzer senaryoda giden insanlar hep "madem istiyorsun git, nasıl iş bulamazsın?" diyorlar. Kendisi çok çalışkan ve mükemmeliyetçi biri. Belirsizliği sevmiyor, ve her şey adım adım belli olsun istiyor. Fakat süreç böyle işlemiyor.

Bu arkadaşımın yerinde olsanız ne yaparsınız, çok istediği halde bir türlü gidemiyor. Gitmesi için ne tavsiye edersiniz?
0
hadi ya la
(16.07.23)
Firsatim varken Türkiye'de bekleyerek zaman kaybetmezdim. Yerinde olsam gider, buldugum basit islerde bir süre calisirdim. Bu sirada ne yapabilecegimle, ne istedigimle ilgili düsünmek icin kendime zaman tanirdim. Eger kendi alanimda calismak istiyorsam, ingilizce ögretmenligi yapabilecegim secenekleri arastirir, is basvurulari yapardim.

Alan degistirmek istedigime karar verirsem lisans, master ya da meslek egitimi programina basvurur ve ardindan daha nitelikli islere gecis yapmaya calisirdim.

Vize derdi olmadiktan sonra burada beklemenin pek anlami yok. Sadece zaman kaybi.
0
chihirovekohaku
(16.07.23)
1. Kesinlikle kalmam.

2. Ingilizce ogretmeni uzgunum ama meslek sayilmaz, is bulamamasi cok dogal. Hangi gelismis ulke neden Turkiye'den ingilizce ogretmeni ithal etsin. Hollanda'ya gidip tekrar universite okusun. Mis gibi okullar mis gibi sehirler (yapasim geldi). Okul okumak belirsiz degil - hedefi "mezun olmak" olarak koydugunda adimlari cok net bir sey. Okullar zaten bedava, devlet destegi veya dusuk faizli ogrenim kredisi illa ki vardir ogrencilere diye dusunuyorum. Part time da calisir gerekirse.
0
hot potato
(17.07.23)
ucunce dunya ulkelerinde, turkiye'den daha kotu durumdaki ulkelerde bile parasi guzelse, expat kontenjanindan fistik gibi yasanir.

avrupa, amerika iyi guzel de o dekordan faydalanmak icin ciddi para lazim, "vasifsiz isler" yaparak da ancak surunursun..

ozetle, teklife bakar..teklif iyiyse gitsin, para yoksa bulasmasin.
0
cooperr
(17.07.23)
AB vatandaşlığı var, gitmiyorum.

Arkadaşa tavsiye vermeye gerek yok. Herkesin bakış açısı, tecrübesi, beklentisi farklı. Babası ve kardeşi gitmiş daha siz niye ittiriyorsunuz :) Düşüncenizi paylaştıysanız bu yeterli olmalı. Bu kadar major bir karar konusunda kimse kimseyi zorlamamlı. Çok istiyorsa gider merak etmeyin. Vallahi gider.
0
wct3 org
(17.07.23)
istese çabalardı
0
mess
(17.07.23)
ücretsiz izin veya istifa edip (geri dönme şartıyla tabi) denesin. bi süre yaşasın. olmazsa geri dönüp devam eder
0
paintov
(17.07.23)
Yurtdışı dreamlife değil öncelikle. O açıdan konuma ve duruma göre değişir. Şuan öyle bir yerdeyim ki her an yağmur yağıyor. Acayip basık hava var.

Olayın bittiği nokta şu; Sen iyi isen her yer iyi. Sen kötü isen her yer kötü. Açık konuşayım Türkiye'de 35k üstü maaşın varsa kasmaya gerek yok.
0
owen
(17.07.23)
@owen: 35k para mı yahu :)

soruya cevap:
bu çok büyük bir karar. sizin zorlamamanız gerekiyor. artısını eksisini önüne sunup kararı kendisine bırakın. aksi takdirde oluşacak bir hayal kırıklığında sürekli size bilenir arkadaşınız.
0
teritori
(17.07.23)
Başlığa cevaben yazayım. bir arkadaşım var, belçika vatandaşıydı babası sebepli.

hollanda ve belçika'da yaşadı iş buldu ama döndü türkiye'ye.
Maddi olarak türkiye'de kazancının ve yaşam standartlarının daha iyi olduğunu söyledi. Zaten pasaportu cebinde istediği an istediği ülkeye gezmeye gidebiliyor.

Demem o ki herkesin beklentisi aynı değil. Ondan dinlediğim kadarıyla belçika'da çok fazla ayrımcılğıa maruz kalmış, rahatsız olmuş. Ki aslında ilk bakışta görünüşü tam bir belçikalı gibi. Yaşam tarzı da epey liberaldir. Ama konu fiziksel değil, yaşam tarzı da değil. Orada büyümediysen, orada bir topluluğa dahil olman kolay olmuyor. Sadece expatlarla takılabiliyorsun. hollanda'da maddi olarak rahat edebildiği bir iş bulamadı kendi alanında.

Özetle herkesin durumu farklı oluyor.

Arkadaşınızın durumu daha farlı. Bence o mükemmeliyetçilikten adım atamıyor.
Bu arada bir ingilizce öğretmeninin orada iş bulması ana dili bilmeden kolay değil.

Ya bir meslek edinmesi lazım, ya da dili öğrenmesi lazım.

Ama kendi kafasında belirlediği şartların mükemmelleşmesini beklerse çok bekler.
0
anten
(17.07.23)
Arkadaşınız Türkiye'de de kalsa Avrupa'ya da gitse bu meslekle çok büyük ihtimal vasıfsız islerde çalışır. Benim ailemde de var, memur olmaya çalışıyor Fransa'da ama olamadi. Şimdi vasifsiz is bakacak.

Tabi Avrupa'daki vasıfsız isin yasattigi hayat Türkiye'den iyi. Bunu tartismam bile. Ama bana göre yurtdışına giden biri, özellikle avrupa ise, para için gitmez. Ben gitmedim, su an İzmir'de 100 bin kazanan yazilimci arkadaşım var o da gidecek ama para için degil; ülkenin dandik olması sebebiyle. Eğer kişiye sokakta herkesin mafya olmasi, sürekli kaziklanmak, araba/elektronik almak için Avrupa'nın 2-3 kati para ödemek, ülkedeki egitimsizlik vs bunlarin hiçbiri koymuyorsa, o kişi gitmez. Bunlarin koymadığı adam da zaten Avrupa'da yapamaz.
0
logisticsmanager
(17.07.23)
Sadece Avrupa olarak düşünmeyin. Asya ülkelerinde yabancı İngilizce öğretmenlerine talep baya büyük. Bir handikapı genellikle anadili İngilizce olanları aramaları, lakin olmadan da öyle iş bulan var. Bir de tabii AB ülkelerinden gelenlerin bu tür izinleri almaları daha kolay. Bizden daha itibarlılar maalesef.

Aslında bir araştırdım da eğer bu duyuruyu Mart ayından önce açmış olsaydınız Japonya'nın JET programını önerebilirdim. Bu sene Hollanda vatandaşlarına ALT (Assistant Language Teacher- Yardımcı Yabancı Dil Öğretmeni) posizyonunu açmışlar, lakin başvuru Mart öncesiymiş. Seneye açarlar mı bilmiyorum ama açarlarsa başvurabilir. Bu JET programı, dünyadaki birçok ülke ile yapılan bir iş-değişim programı. İngilizce öğretmenliği, antrenörlük veya "Uluslararası İlişkiler Koordinatörlüğü" (Coordinator of International Relations, CIR) türü pozisyonları var. Önce 1 seneliğine başlayan bir pozisyon ama uzatabilmek mümkün. Japonca bilmek avantaj olsa da şart değil. Seneye açılır mı bilmiyorum. Türkiye için 1998, 2005, 2011, 2015 ve 2018 yılları açılmış.

www.nl.emb-japan.go.jp Hollanda elçiliği sitesindeki duyuru, seneye açılma durumunu buradan takip edebilir.
www.tr.emb-japan.go.jp bu da Türkiye için. Ola ki Hollanda için değil Türkiye için açarlarsa buradan takip edebilir.
0
d max
(17.07.23)
yaşa bağlı.

30 yaşından sonra bir insan tüm sosyal hayatını, sosyal statüsünü bırakıp yalnızca "daha iyi maddi koşullar için" daha vasıfsız işlerde, tek bir arkadaşı olmadan yaşamayı tercih etmez genelde.
0
tchuck
(17.07.23)
yurtdışına göçmek belirsizliği sevmeyen birinin yapabileceği bir şey değil. Birçok şeyi garanti altına alsan bile başka binbir türlü belirsizlik olacak.

"Halinden hiç memnun değil" ve "çok istediği halde bir türlü gidemiyor."
bunlar inandırıcı gelmedi. Halinden memnun olmasa gider. Gidip iş aramasına engel olan tek şey paradır sanırım(çoğu insan vize sebebiyle gidemiyor) Bence onu Türkiye'de tutacak belli bağları var ki gitmiyor. Çoğu kişi ailesi ve arkadaşları için kalır, onun ailesi de dışarıda. Demek ki bilmediğimiz şeyler var veya psikolojisiyle ilgili (risk alamamak vs.) belli şeyler var.
0
nhk ni youkosu
(17.07.23)
avrupada 3bin yuro alıp buraya olan öfkesini yalan yanlış sağa sola kusmasın da gönlünün dilediği olsun
0
mimo
(17.07.23)
(11)

Şu tarz ev ilanlarının olayı nedir?

0zlem
https://www.sahibinden.com/ilan/emlak-konut-satilik-sahibinden-2-plus1-acil-satilik-daire-1104753462/detayaradığımda gelin göstereyim diyor. Bir sıkıntı yok gibi ne olabilir başka?o ev yok gibi bir durum olduğunu düşünmüyorum çünkü emlakçı değilim diyor başka ne olabilir onu merak ettim.
www.sahibinden.com

aradığımda gelin göstereyim diyor. Bir sıkıntı yok gibi ne olabilir başka?

o ev yok gibi bir durum olduğunu düşünmüyorum çünkü emlakçı değilim diyor başka ne olabilir onu merak ettim.
0
0zlem
(11.07.23)
bu bina iki yaşında değil gibi, en az 20-30 seneliktir. inşaatçı olarak söyleyeyim, böyle pencere cam, balkon kalmadı.
içini 2 sene önce yenilemiştir diye düşünüyorum.
bunun dışında,
beylikdüzü
2+1
90m2
kat mülkiyetli yazmış teyit etmek lazım.
0
artci sarsinti
(11.07.23)
Beylikdüzüne gidersin, ararsın, "abi benim acil işim çıktı şehir dışındayım, evi de çok soran var, sen bana kapora bırak sana opsiyonlayayım" der. Sen de o kadar yol gittin, boş bulunur 3-5 bişey atarsın.

Sonra adamı bir daha bulamazsın.

Kimsenin günahını almayayım ama, bu yaygın bir dolandırıcılık türü.
Bu olabilir. Tek gitmeyin yeter evi görcekseniz.

Belki hakkat dürüst satıcıdır.
0
anten
(11.07.23)
zamanında oralarda çok ev kovalamış biri olarak söyleyeyim. o ev için ya satıldı ya da fiyat güncellenmedi diyecekler. sonrasında bütçenize göre evler önerecekler ama bunun gibi olmayacak.
son bir şey daha. o ev kalıbımı basarım bdüzü yerine esenyurt'ta çıkacak.

edit: emlakçı yerine sahibinden yazmışlar. bu yeni numara galiba.
0
lazpalle
(11.07.23)
İstanbul ev fiyatlarını bilmiyorum ama ucuz geldi bana. Dikkat edilmesi gerektiğini düşünüyorum.
0
sevilen progressive türkücü
(11.07.23)
tuvalete hamam kurnasi koymak, degisik kafalar harbiden..
0
cooperr
(11.07.23)
bu evin beylikdüzünde olmadıgına eminim. cumhuriyet mahallesi diyor ama yüzde 99 esenyurtta. dışardan fotosu olmayan ilanlardan uzak durmak lazım bence.
0
abelardo
(11.07.23)
valla ben bu işten bir şey anlamadım. neden başka ilçelerde böyle bir kandırmaca yok da beylikdüzü'nde var. ayrıca o fiyatların da yalan olduğu söyleniyor.
0
nothing in my way
(11.07.23)
Hisseli tapu olabilir.
0
anaphylacticshock
(11.07.23)
bunlar beylikdüzü esenyurt tarafındaki sözde emlakçıların uydurması bir satış pazarlama oyunu.

olası senayorlar

1- evin parasını ödeyin ama x yıl sonra teslim y yıl sonra tapusu verilecek falan diyebilirler asla inanmayın böyle şeylere
2- bu fiyat evin 3/1 hisseli fiyatı tamamını tek başınıza almak istiyorsanız fiyatı şudur derler ki o fiyata neden o esenyurt'taki evi alasın?
3- böyle bir ev aslında yok ve o yüzden size satıldı vs denilerek sizi esenyurt'un dehlizlerinde başk bir eve götürüp inşaat halindeki en az bu fiyatın 2 katı olan bir başka ev gösterip fırsat dairesi diye pazarlayacaklar.

olay tamamen yerse mantığı. bu civardan böyle düdüklenen binlerce insan var. aman dikkat.
0
ezkaza
(12.07.23)
Olayın normal olmadığı belli, hiç arayıp sormayın bile. Tufaya gelip, boş bulunup dolandırılırsınız.


.
0
kartallar yuksek ucar
(12.07.23)
mesaj atmıştım iki gün önce, evin bulunduğu sokağı sormuştum.
tam kolpa, bugün cevap vermiş, sadece ep telefonu numarası göndermiş ve iletişime geçin diye yazmış başka bir şey yok.
hayır sokağı söylese o an bitecek olay, kriteri sağlıyor mu sağlamıyormu ortaya çıkacak, ama muhtemelen kendisi bile bilmiyor :))
ülkenin her hücresi çürümüş. dolandırıcılar cirit atıyor.

netice itibariyle siz iletişime geçtiniz mi bilmiyorum ama %100 sahtekar.
0
artci sarsinti
(13.07.23)
(6)

tek taş yüzük?

bobinhoo
Arkadaşlar merhaba,Bu mereti nereden almak lazım mininmum kazık yemek için? Bilinen kuyumcular mı yoksa, başka yerlerden mi? Alırken nelere dikkat etmek lazım? Yer: Ankara
Arkadaşlar merhaba,

Bu mereti nereden almak lazım mininmum kazık yemek için? Bilinen kuyumcular mı yoksa, başka yerlerden mi? Alırken nelere dikkat etmek lazım? Yer: Ankara
0
bobinhoo
(11.07.23)
Tek taş zaten değerli bir şey değil. Amaç kazık yememekse 2 3 bin TL'ye bile satılıyor. Blue Diamond, Craft aklımda kalanlar. İnternetten alabilirsiniz.
0
dissendium
(11.07.23)
o kazık her türlü yenecek. bence şöyle yapılabilir, alacağınız kişi sonuçta yakınınız olacak diye düşünüyorum. yarın bugün değiştirmek isteyecektir, belli markalardan alırsanız boyunu büyütürken elinizdekini değerinde ya da çok yakın haliyle geri alıyorlar.

o sebeple bilinen kuyumculardan alın. ama kesinlikle internet mağazalarından almayın. internette yazan fiyatlardan çok daha uyguna ve daha güzel renkli taşlara ulaşmak yüzyüze mümkün.

tektaş'ı pırlanta olarak değerlendirerek yazdım.

renk, temizlik, kesim kalitesi gibi parametleri var. onları bi okuyup öğrenin bence önce. büyük karat taş alıyorsanız özellikle çok önemli. hrd,gia gibi kurumlardan sertifikalı taşların değerlendirmesi daha geçerlidir. küçük karatta lüzumsuz ama.

kesinlikle çok pazarlık gerekiyor. en iğrenç pazarlık eden arkadaşınızı alıp gidin. :D
0
bir ileti paylastim
(11.07.23)
Evlilik içinse aldığınız kişi önemli. Yani yüzüğe sembolik bir anlam yüklüyorsa, manevi değeri önemliyse nerden aldığınız fark etmez.

Ama bazı kadınlar sonradan yüzüğün maddi değerini mesele edebiliyor. O yüzden alabildiğiniz en iyi yüzüğü almaya bakın bütçe ölçüsünde.

Bir de bazı kadın için büyüklüğü mesele, bazısı için parlaklığı. Onu da önden yoklayın.
0
anten
(11.07.23)
benim eşim Swarovski yüzükle evlilik teklif etmişti alacağı yüzünü beğenmem diye (çok doğru bir yaklaşım).
sonra da cepa ariş pırlanta'dan almıştık. sonrasında özel günler nedeniyle çok kez kendilerinden yüzük vb. aldık, yüzüklerimin bakımlarını da hep kendileri yaptı. ben memnunum.

ancak ben olsaydım bütçeme göre Diamond lumiere gibi bir yerden yaptırırdım. istanbul'dalar ama istediğiniz gibi yapıp gönderirler. yine bunlar da çok memnun kaldığım mücevhercilerden.

mutluluklar dilerim :)
0
marla is in my head
(11.07.23)
o kazik yenecek +1

degmesi icin hatunu gotur, adamlara butceni soyle ve o butce dahilinde hatunun icinin sindigi bir tasarim al. benim gibi gidip kafana gore birsey alirsan, 3-4 sene sonra bir yuzuk daha girer.

ha bir de yurtdisindaki raconu soyliyim, yuzugun degeri = damadin aylik net geliri x 3.
0
cooperr
(11.07.23)
Roberto bene pırlanta var. Güzel fiyatları oluyor. Güvenilir, sertifikalı. Ben aldım oradan zamanında...
0
yadigar
(11.07.23)
(8)

Duyuru'nun kilo verenlerine ve sağlıkçılarına soru

muhayyer divan
Merhaba,113-114 kiloda ve 1.58 boyunda olan bir bayan arkadaşım çok çeşitli etkenlerden olayı kilo verme çabalarına giremiyor, girince hemen bitiyor sekteye uğruyor vs bir yığın şey. Bu arkadaşım kilo vermek zorundayım hayatım buna bağlı diyor ama yapamıyor da. Son çare olarak herbalife gibi yıllard
Merhaba,

113-114 kiloda ve 1.58 boyunda olan bir bayan arkadaşım çok çeşitli etkenlerden olayı kilo verme çabalarına giremiyor, girince hemen bitiyor sekteye uğruyor vs bir yığın şey.

Bu arkadaşım kilo vermek zorundayım hayatım buna bağlı diyor ama yapamıyor da. Son çare olarak herbalife gibi yıllardır kullanılıp hakkında fazla karalama kampanyası yapılmamış (en azından biz duymadık) kilo verdirme şeylerini kullanması mı doğru olur yoksa doğrudan mide küçültme ameliyatı mı daha doğru/sağlıklı olur?

Arkadaşımın bilinen sadece demir, d vitamini gibi eksiklikleri var, bazen ritim bozukluğu oluyor, spor yapmasına engel ortopedik rahatsızlıkları var o kadar. 41 yaşında.

Düşüncelerinizi ve tecrübelerinizi ayrıntılı olarak paylaşırsanız çok seviniriz.
0
muhayyer divan
(10.07.23)
selamlar, bu bahsettiğiniz oranlar ve sağlık durumları bir doktor yönlendirmesini gerektiriyor. Ritm bozukluğu gibi konular ciddi konular ve açıkcası bir doktor tarafından uygun görülen yöntemle zayıflamalı.

Bu süreçte psikiyatri desteği de iyi olabilir. Kolay motivasyon kaybı psikolojik olarak da etkiliyordur. Bu durumda biraz farklı bir destek de iyi gelir.
0
anten
(10.07.23)
doktora gitmesi şart. benzer bir durumdaydım. boyum 175 kilom 105ti ve kilo veremiyordum. çok yiyen biri de değilim öyle fast food falan hele hiç yemem ha. sabah sadece kahvaltı ondan sonra bitti gitti benim için. buna rağmen vermem lazım değil mi? hayvan gibi kalori açığı çünkü. yok, veremiyordum.

meğer polikistik overim ve hipotiroidim varmış. doğum kontrol haplarını ve tiroid ilacını bir dayadılar çok hızlı kilo verdim. bu yüzden, doktora gitmesi şart abicim. herbalife tırtolife falan geç o işleri. hadi iyi günler.
0
nolmus yani
(10.07.23)
öncelikle çevresini değiştirmeli. ben anamgillerin evinde asla diyet yapamam mesela. ya börek çıkar, ya akşam dondurma alınır illa bir şey olur.

çevresini değiştirsin. kendi gibi kilo verme yoluna baş koymuş kişilerle vakit geçirsin. bu konuda günlük tutsun. günlük süper motivasyon.

spor bu işin az kısmı. en önemlisi doğru diyet. yeterince tuz(sodyum, magnezyum, potasyum ve kalsiyum) almalı. en az 2 litre su. en az 8 saat deliksiz gece uykusu.

kilo verme = zorluk. o yüzden vücudunu olabildiğince rahat ettirmeli.
0
alperz
(10.07.23)
İkisi de doğru değil Herbalife zaten çöp, yani gerçekten yemek yiyip düzgün kalori alıp "tok" kalmak varken böyle şeyler içerek kilo verileceğini düşününmenin altında yatan mantık nedir bilmiyorum.

Ben birçok mide küçültme ameliyatı olan insan tanıyorum başarılı olan kimseyi görmedim. Bir süre kilo veriyorlar sonra rebound etkisiyle daha fazlasını geri alıyorlar zira mide fiziken küçülse bile kas yapısı gereği hacmen genişleyip eski haline geri geliyor, gelmemesi için de tek çözüm diyet. Diyet tek çözümse bunu mideyi kestirmeden de yapabilir. Ayrıca mide küçültme ameliyatı çok da sağlıklı değil, mide kaçak yaptığı için ölen çok sayıda insan var, 113 kilo yüksek bir kilo değil, bi kan değerlerine baktırıp insülin direnci hipotiroidi var mı onları görüp ona göre bir tedavi uygulayıp yanında da diyet yaparsa 1 sene sonra bambaşka bir insan olur. Geçmiş olsun.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(10.07.23)
diyestisyen + doktor + durumuna uygun spor (yüzme mesela)

başka yolu yok

bir de şey videosu vardı
1000 tane çakıl taşı var, her gün 1 tane eksilse görüntüde hiçbir şey farketmiyor
buna morali bozulup yeni taşlar eklerse daha kötü oluyor
yani sabır disiplin
0
bir soru sorcam
(10.07.23)
Google'a 'herbalife neden yasaklandı' yazar mısın?

Eski zamanlardan bir şeyler çıkar belki.

Söylediğin rahatsızlıkların yanında kilosu için de bir Dahiliye Hekimiyle görüşmesinde fayda var. Kilonun hormonal bir şey olma ihtimali de var.

Muhtemelen insülin direnci geliştirmiştir. hekim desteği almadam diyet yapsa da kilo vermesi zor olur.

Ritm bozukluğu kilodan da olabilir, kiloyu yapan hormon hastalığından da.

Demiri, d vitamini eksik olan birinin karakucak diyet yapması zaten başlıbaşına yanlış bişey yolur.

Dahiliye doktor kontrolü şart yani.
0
Mirket
(10.07.23)
bu hanimefendi kolay yol ariyor malesef
hepimiz ayni hatayi yaptik
herbalife o bu hepsi bos seyler

kendisi karbonhidrat alimini azaltabildigi kadar azaltip, protein alimini arttirip, hareket edecek.
kilosu sebebi ile dizleri, eklemleri, kalbi zarar gormeyecek sekilde hareket edecek
bu isin, kolay yolu yok malesef
kiloyu 3 ayda almadi, 3ayda veremez

herbalife'a verdigi paraya yazik bu 1
onlari icerek icine edecegi bagirsak florasina, karacigerine bin defa yazik

200kg den 100kg ye dusmus birisi olarak soyluyorum bunu
191 boyunda erkegim

iyi gunler
0
Corc
(10.07.23)
merhaba, terapiye gidebilir, sekteye uğruyorsa bir düşünce ve duygular silsilesi devreye girebiliyor olabilir.
0
damba
(11.07.23)
(13)

işletme okumadan işletme alanında çalışabilir miyim?

lvega
merhaba.ben boğaziçi'ne 2022 senesinde bir dil bölümünden yerleştim. dili isteyerek seçtim ama daha yeni yeni esas istediğimin bu olmadığını fark ediyorum. ileride finans, satış-pazarlama gibi alanlara yönelmek istiyorum yani işletme seçmiş olsaydım her şey daha güzel olabilirdi. üniversite sınavına
merhaba.
ben boğaziçi'ne 2022 senesinde bir dil bölümünden yerleştim. dili isteyerek seçtim ama daha yeni yeni esas istediğimin bu olmadığını fark ediyorum. ileride finans, satış-pazarlama gibi alanlara yönelmek istiyorum yani işletme seçmiş olsaydım her şey daha güzel olabilirdi. üniversite sınavına da tekrardan hazırlanamam ve boğaziçi işletmeye yatay geçiş imkanım da yok maalesef. sorum şu ki açıköğretimden işletme okusam ve boğaziçi'nde de ekonomi ya da işletmeden yan dal yapsam, 3. ve 4. sınıfta da seçmelilerimi ekonomi gibi derslerden alsam ileride bu alanlara geçebilmemi sağlar mı? sonrasında mba yapabilir miyim ve bu da bu alanlarda çalışmamı sağlar mı? ve atıyorum 3. sınıfta ben işletme ile ilgili staj yapmak istedim, açıköğretim olduğu için beni almazlar gibi bir durum olur mu? cv'de açıköğretim ve yan dal ne kadar belirleyici ya da değil, mesela açıköğretim ciddiye alınıyor mu? özetle işletme okumadan ileride marketing gibi alanlarda çalışmak için şu anda yapabileceğim en mantıklı hareketleri merak ediyorum. çok soru sordum biliyorum ama kendimi çok çıkmazda gibi hissediyorum. yardımcı olan herkese çok teşekkür ederim.
0
lvega
(10.07.23)
Aslına bakarsan dil büyük avantaj. Staj ve iş deneyimiyle çalışırsın. En kötü 2.üni okursun sonradan konsolide etmek için.
0
roe
(10.07.23)
açıköğretimi ciddiye almazlar mı diyorsun?
0
🌸lvega
(10.07.23)
Türkiye özelinde diploma + bölüm önemli bir etikettir.
Boğaziçili olmanız büyük avantaj. Bölümü bilmiyorum tabii.

Ama Finans / Satış / Pazarlama bambaşka 3 alan. Bunlar şirketlerde da ayrı departmanlardır. Hatta işletme yönetimi de ayrı bir alan.

Finans alanında çalışmak istiyorsanız burada ekonomiyle alakalı bir bölümün diplomasını almanız gerekir.

Satış biraz daha farklı finanstan. Burası daha çok müşteri yönetimi, fiyatlandırma stratejileri, satış kanallarınını oluşturulması, bayi yönetimi vb işlerle ilgilidir. Birçok şirket için diplomada yazan bölümün çok önemi olmaz. Uluslararası şirketler için dil büyük avantajdır. Hatta belli diller o ülkeye bağlı şirketlerde işe girmeyi hızlandırır. Fransızca biliyorsanız, Fransa'ya satış yapan ya da fransa'dan ithalat yapan bir şirkette iş bulma ihtimaliniz epey yüksektir. Satışta sosyal beceriler de epey önemlidir bu arada.

Pazarlama bambaşka bir alan. Burada şirketin pazarlama stratejilerini, taktiklerini, marka konumlandırmasını vb belirlersiniz. Diğer iki alana göre biraz daha kreatif bir alandır özellikle dijital pazarlama vb işler yapanlar için. Reklam ajanslarıyla, sosyal medya ajanslarıyla, dijital pazarlama ajanslarıyla çalışırsınız. Hatta bir şirket yerine doğrudan bu ajanslarda da çalışabilirsiniz. Bu alanda çalışacaksanız mesela ekonomi ya da iktisat okumanız biraz boşa olur. İşletme belki işe yarar.

Açıköğretim konusu türkiye'nin kanayan yarası. Açıkcası ben boğaziçi'nde dil bitirip üstüne işletme okumuş birine saygı duyarım açıköğretim diplomasıyla gelse. Ama birçok işveren için açıköğretim diploması negatif bir algı oluşturuyor. Ama türkiye'de bu böyle.

Mesela kuzenim açıköğretim işletme bitirip avrupa'da yüksek lisansa başladı oradan da satış alanında bir firmada işe girdi:D Özel üniversite falan ama bambaşka bir kariyer planı çizmeye yetti açıköğretim diploması.
0
anten
(10.07.23)
aöf diplomasıyla iyi işler bulan çok kişi var. yıllardır etiket kasacağım diye hukuk, mimarlık okuyup işsiz kalıyor millet.
0
roe
(10.07.23)
Valla çok kötü bir yol haritası. İşletme bölümünden vazgeçin. Size okulda satış öğretmeyecekler. Satışı şu an bile öğrenebilirsin. Güzel bir alan sayılmaz. Keyifli değil. Kendine daha çok sevebileceğin bölüm, iş seç. Okul gerçekten bir şey ifade etmiyor. 30 yaşında mühendisim. Okulda bir kez Erp kullanmadım. 30 yaşında Erp öğreniyorum. İş işte öğrenilir. Açıköğretim okuma zaten.
0
dissendium
(10.07.23)
dissendium satışı kendim öğrenebilirim evet ama dil diploması da çok işimi görmez staj yapmak istesem. Yan dal staj için yeterli olur mu ve mba yapabilir miyim diplomasız bunları bilmiyorum. Belirli çekincelerim var yani.
anten peki açık öğretim okumadım diyelim sertifikalar, yan dal işe yarar mı? Bir de mba yapabilir miyim ki?
0
🌸lvega
(10.07.23)
1. Isletme net bir alan degil. Universite bolumu birbirinden alakasiz bir suru fonksiyonun birlesimi. Muhasebe, finans, satis, pazarlama, insan kaynaklari, girismcilik... falan bunlar ayri ayri seyler. Lisans seviyesinde isletme okuyunca da hepsinden bir miktar ogreniyorsun. Bunlardan ilk ikisi gorece olarak teknik alanlar, digerleri daha sozel ve muglak.

Anlatmaya calistigim sey, tutup muhasebeye odaklanip denetci olarak falan calisma hedefin yoksa "isletme okumadim keske isletme okusaydim :'((" diye hayiflanacak bir sey yok ortada. Satis, pazarlama falan uzerine calismak icin biraz analitik zekan olsa yeter. Bogazici mezunu olarak da her turlu bu alanlarda giris seviyesi bir is bulup oradan yukselirsin. Ozellikle bolumunu okumus olmaya gerek yok yani - satis pazarlama falan insaat muhendisligi veya hemsirelik falan degil.

2. Yukarida yazdiklarimin uzantisi olarak da acik ogretim falan tamamen gereksiz senin durumunda. Kaliteli isveren bogazici'ne bakar, acik ogretimi sallamaz, hele hele isletme acik ogretim.

3. Bu kadar strese gerek yani. Isletme dersleri, konseptleri zaten coursera gibi yerlerden cok guzel ogrenilir teori seviyesinde. Ustune olabildigince secmeli derslerini isletmeden alirsin. Bu, o hocalarla diyalog kurman icin de faydali olur. Ogrenci kluplerine katilip cevre yaparsin. Zaten yaz icin staj ilanlari cikar bahar doneminin baslarinda. Onlara basvuru yap bol bol, Girisken olursan ve kendini duzgun ifade edersen dil ogrencisi olman cok sorun degil acikcasi illa ki bir sey bulursun tecrube edinip CV'ni gelistirmene yardimci olacak.

4. Su anki bolumunu boslama. Duzgun oku onu da. Ileride alan degistirmek icin master falan yapmak istersen not ortalamasi onemli. Veya kendini gelistirmek icin erasmus'a falan gitmek icin de akademik basari kritik.

5. "MBA yapabilir miyim" - Yaparsin zor bir sey degil. Lisans sirasinda secmeli isletme dersleri almis olman da yardimci olur ama dedigim gibi zaten her seyi online egitimlerden de ogrenebilirsin.
0
hot potato
(10.07.23)
dil major, isletme minor yaparsan olur bence. ya da cift anadal yaparsan dadindan yinmez.
aof isini salla, cv'nin kalitesini dusurmeye degmez.
mba icin de acele etme, 5-6 sene deneyimden sonra yaparsan daha iyi olur ki bence o da sart degil.
0
cooperr
(10.07.23)
işletme ile çap yapamıyorum maalesef :( sadece ingiliz dili edebiyatı ile yapabiliyorum onu da istemiyorum doğal olarak. Aöf için herkes ayrı şey diyor çevremde. Dilin yanında baya iyi olur diyenler var ciddiye alınmaz diyenler var, yukarıda da birisi tanıdığının aöf sayesinde yurt dışında yüksek yaparak kariyer değişikliği yaptığından bahsetmiş mesela. Her şeyi online ile öğrenebilirim evet ama cvmde yüksek lisans görünmesi iyi olur diye düşünüyorum, onun için de yan dal ve ekstra dersler yardımcı olur kanaatindeyim. Daha bölüme de geçmedim yani neyi nasıl yapsam ileride işime yarar kestiremiyorum :(
0
🌸lvega
(10.07.23)
pazarlama, ik, l&d bu departmanlarda calismak icin ogrenciyken ekstra bir sey yapmana gerek yok dumduz dil mezunu olarak da calisabilirsin, calisiyorlar. ogrenciyken staj kovala sadece mezun olmadan. denetim, finans falan cok matah departmanlar degil cok yogun calisiyorlar. bolum ceviribilim mi dilbilim mi? ben de mut ter mezunuyum cevirmenim. aofu bosver, minor yapabiliyorsan yap ikinci dil ogrenmeye bak. yani o kadar secenegin var ki aslinda hic dertlenecek bir konumda degilsin. staj yapmaya part time calismaya bak mumkunse kurumsal yerlerde veya start up da faydali olur.
0
aydonno
(10.07.23)
dilbilim ama çeviribilime geçmeyi düşünüyorum. arkadaşlarımdan gördüğüm kadarıyla staj bulmak çok zor, onun için korkuyorum aslında staj yapamayacağım diye. yüksek ortalamalı insanlar daha kendi alanından staj bulamıyorken kim beni alsın işletme dallarından bir staja diyorum. bir de içim rahatladı biraz yanıtlardan dolayı.
0
🌸lvega
(10.07.23)
açıktan oku zaten zeki adamsın napacaksın tembel işletmecilerin arasında okula bile gelmiyorlar. staj bulamıyorum diye üzülmenin anlamı yok tr de iş durumunu biliyorsun. gençsin git yurt dışı tecrübesi edin. öğrenebiliyorsan ispanyolca öğren. güzel dil avrupada işine yarar çok ispanyol var.
0
abi bi dizi buldum on numara
(10.07.23)
tamam yurt dışı tecrübesi edineyim de işletme okumuyorken beni neden alsınlar ben o alanlardan yolumu çizmek istiyorum, öncesinde burada bir şeyler yapmış olmam gerekiyor. okula gelmeme durumu da onlara özel değil her bölümden gelmeyen çok ki işletmeci çok fazla, benim aralarından sıyrılmam lazım ve yolu bu mu
0
🌸lvega
(11.07.23)
(3)

Bilgisayar oynamak vs sosyal medya; çocuk

logisticsmanager
Kuzenle konusuyorduk. Kızı ne kadar kontrol altında, limitli şekilde olsa da yol blackpink, yok bilmem ne vs yani en sevdiği şeyler bunlari YouTube izlemek.Bana dedikleri kızın sıkılmadan uzunca yaptığı şey bu. Piyano, karate vs yok belli noktadan sonra sıkılıyor.Dün oyun oynamaktan bahsettim. Hiç o
Kuzenle konusuyorduk. Kızı ne kadar kontrol altında, limitli şekilde olsa da yol blackpink, yok bilmem ne vs yani en sevdiği şeyler bunlari YouTube izlemek.
Bana dedikleri kızın sıkılmadan uzunca yaptığı şey bu. Piyano, karate vs yok belli noktadan sonra sıkılıyor.
Dün oyun oynamaktan bahsettim. Hiç oyun oynamadığıni söylediler. Lan hatta şu yegenine biraz oyun falan göster dediler. Ben onun yaşında bilgisayarda cm kasardim, age of oynardim :) neyse yani.

Sorum su; elinizde olsa cocugunuzun şu anki sosyal medya döneminde mi yoksa yıllar önce bilgisayar oyunu gerekirse MMORPG döneminde mi yaşamasını isterdiniz?
Ben bilgisayar diyorum çünkü bana ingilizce ve bilgisayar öğretti çünkü bilgisayarımi kendim tamir ettim, sorunları kendim çözdüm, parçaları kendim taktım.
0
logisticsmanager
(10.07.23)
Bilgisayar oyunları zekâyı geliştiriyor. Tabii ki bilgisayar oyunlarını seçerdim. Instagram, Youtube çok fazla zaman çalıyor ve karşılığında bir şey vermiyor.
0
dissendium
(10.07.23)
MMORPG'ler değil de normal bilgisayar oyunlarını tercih ederim. MMORPG'ler ingilizce bile olsa dil öğrenmeyi çok teşvik etmiyor ve inanılmaz bir zaman tuzağı. Ama normal hikayeli oyunlar sayesinde ingilizce öğrendim ben. Sosyal medyanın sağlıklı kullanımının da faydaları yok değil ama tehlikeli yönü oyunlara göre daha fazla tabii. Bi de saçma sapan düşünce akımları yayılabiliyor. Yine de her nesil kendi paradigmasında yetişiyor ve bir şekilde bundan 30 sene sonra onların yönettiği bir dünya da iyi kötü akıp gidecek.
0
nundu
(10.07.23)
Bu konu aslında baya beyin kimyasıyla falan alakalı bir konu.

Sosyal medya tüketimi beyne aşırı derecede dopamin salgılattığına dair araştırmalar var. Bu da bir nevi bağımlılığa dönüşüyor. Haliyle beyin kolay yoldan dopamin salgılatan yöntemler varken (oturup video izlemek), efor harcatan yöntemlere uzak duruyor. (spor vb)

Oyunlarda da benzer bir durum var. Özellikle yeni nesil oyunlar, ne kadar komplike ve detaylı görünürse görünsün, sosyal medya bağımlılığına benzer bir bağımlılık üretmek için tasarlanıyor. Aynı deney faresi gibi, tuşa bas, ödülü al, mutlu hisset, daha çok oyna...

Eski oyunlar bu anlamda biraz daha beyni zorluyor ama yeni oyunların hiçbirinde bu yok. CM örneği vermişsiniz. FM 2023 bile neredeyse click and collect mantığında bir oyuna dönmüş. CM'deki gibi detaylı taktikler, detaylı antrenman programları vs yok.

Eski oyunlar şu anda o durumda bir genci sarmaz.
Yeni oyunlar da sadece yeni bir bağımlılık oluşturur.

Ayrıca şunu da kabul etmek lazım, herkes aynı şeylerden zevk almak zorunda değil. Belli ki k pop seviyor.

Bir de her jenerasyonun dinamikleri farklı. Herkes kendi gençliğini mükemmel sanıyor ama benzer saçmalıkları biz de yaptık. Yeğeniniz youtube'dan sevdiği grupları dinliyor. Biz küçükken kablo tv'de saatlerce sevdiğimiz şarkı mtv'de çıksın diye beklerdik. Bizden önceki jenerasyon saatlerce radyo başında otururmuş.

Ben olsam 2 şey öneririm, piyano çalmak sıkıyor olabilir ama uygun fiyatlı bir launchpad ve ableton gibi bir müzik programı verirdim. Belki dans müziği yapmak istiyor.

Bir de fiziksel aktivite bol bol.

Biz ingilizceyi bilgisayar oyunlarıyla pekiştirdik evet. Ama bizim zamanımızda tüketebileceğimiz tek ingilizce içerik oyunlardı. Şu anda dil öğrenmek isteyen bir gencin önünde milyar seçenek var. Sırf youtube videoları bile yeter.
0
anten
(10.07.23)
(4)

Yunan adaları tatil planı

biseysorucam
Merhaba arkadaşlar8 günlük bir tatil fırsatımız var. Yunan adalarında bu tatili nasıl değerlendirirdiniz? Yaz tatili zaten güzel denizlere girmek vs istiyoruz daha çok. Rodos simi diye düşündük ama ikisine de topla da 8 gün biraz fazla değil mi?
Merhaba arkadaşlar
8 günlük bir tatil fırsatımız var. Yunan adalarında bu tatili nasıl değerlendirirdiniz? Yaz tatili zaten güzel denizlere girmek vs istiyoruz daha çok. Rodos simi diye düşündük ama ikisine de topla da 8 gün biraz fazla değil mi?
0
biseysorucam
(10.07.23)
Aracınız varsa, dedeağaç, kavala, selanik gibi bir rota takip edip aralarda da feribotla bunlara yakın adalara gidebilirsiniz. Bunların hepsinde güzel plajlar mevcut.
0
anten
(10.07.23)
Ikisine 8 gun az kalir, Rodos buyuk bir ada.
0
kuehles blondes
(10.07.23)
Merhabalar,

Rodos, deniz tatili için çok güzel. Tarih kısmı da ayrı renkli.
Simi, Rodos'tan gittiğinizde bir günlük bir yer. Uygun fiyatlı günü birlik git-gel yapan tekneler var.
Aynı ülke içinde olduğunuz için yurtdışı harcı vs. de ödemiyorsunuz, ayrıca bu hattaki tekneler çok daha hesaplı TR'den gidip gelenlere göre.

iki-üç gün bir şey yapmadan deniz-kum-güneş yapacaksanız, 2 gün tarih gezseniz, bir gün de Simi derken zaten 6 gün eder. Bir tık fazla olabilir.
Ya da iki gün de Marmaris veya Datça tatili ekleyebilirsiniz.
0
burfak
(10.07.23)
Deniz tatili için Rodos çok uygun bir yer. Adanın plajları pırıl pırıl, denizi de muhteşem. Ayrıca Rodos kaleiçi ve çevresi de gerçekten görmeye değer. Böyle bir plan için 3-4 gün yeterli olur. "Simi" neresi bilmiyorum, orası hakkında yorum yapamayacağım.

Şu aralar tam olarak bu coğrafyada seferdeyim, detaylı bilgi almak isterseniz mesaj atabilirsiniz.
0
burka
(10.07.23)
(12)

araba alıp satıp para kazanmak

blackkmamba
ya bu muhabbet çok saçma değil mi? ya da ben miy anlamıyorum? al sat yaparak nasıl para kazanıyor insanlar? bu artışlar enflasyon kaynaklı nominal artış değil mi? mesela 500 bin liram var opel corsa aldım. araba 700 bin oldu sattım. bu mu para kazanmak? sonuçta corsa satıp astra alamıyorum. e bu dur
ya bu muhabbet çok saçma değil mi? ya da ben miy anlamıyorum? al sat yaparak nasıl para kazanıyor insanlar? bu artışlar enflasyon kaynaklı nominal artış değil mi?

mesela 500 bin liram var opel corsa aldım. araba 700 bin oldu sattım. bu mu para kazanmak? sonuçta corsa satıp astra alamıyorum. e bu durumda para kazanmış olmuyorum. evet 200 bin lira daha fazla var cebimde ama bu nominal bir artış. bu artış reel değil, nominal. neden al satçıların para kazandığını düşünüyor insanlar?
0
blackkmamba
(09.07.23)
yoo değil.
hatta bunu gösteren grafikler de vardı.
altın, döviz, borsa, enflasyon ve araba getirilerini karşılaştırmışlar. (örnek olarak egea'yı almışlar)
son 6 aydı yanlış hatırlamıyorsam zaman aralığı, en fazla getiriyi egea sağlamıştı.
o yüzden o iş öyle değil.
0
rentts
(09.07.23)
rentts
(09.07.23)
genelleme yapıp araba kazandırıyor demek bu örnekte doğru olmayabilir. buna şöyle bakmanız lazım; 500’e alıp 700’e ne kadar sürede sattınız ve aynı sürede alternatif araçlar ne kazandırdı.

bu örnekte %40 kazanç var. bunu bir yılda yaptıysanız evet enflasyonun altında ama bir ayda yaptıysanız yıllık oran %480 olmuş olur. ya da bir ayda araba al satıyla %40 kazanırken örneğin borsada aynı sürede %70 kazanç imkanı varsa borsa riskini göze almayıp (fırsat maliyeti) zarar etmişsiniz. yine de hiçbir şey yapmayıp 500 bin lirada demir atmaktan iyidir.

özet; yıllık kazanç oranına bakılır. amacınız arabaya mı sahip olmak yoksa para mı kazanmak, ona da bakmak lazım.
0
orient blue
(09.07.23)
Ben de aynı şekilde düşünüyorum. Hatta çok galericinin “keşke satmayla uğraşmasaydık, aynı malı yerine geri koyamıyoruz” dediğini duydum. Fiyatlar sabit olsa 480e al 500e sat yapılır da bu enflasyonist ortamda fiyat biçmek de yanıltıcı oluyor. 500e sattın sen tekrar alana kadar 520 oldu, para mı kazanmış oldun kaybetmiş mi oldun?
0
Tisatiaşer
(09.07.23)
döviz, altın ve çoğunlukla faizden fazla kazandırıyor
0
paintov
(09.07.23)
iki kere kazanırsın, üçüncüde dolar 18'den 26'ya çıkar ve önceki kazandıkların da erimiş olur. bunu yapanların çoğunluğu da ne enflasyon, ne de döviz hesabı yapıyorlar ve kazanıyoruz zannediyorlar. özellikle lüks araç alıp senelerce bekletenler var. adam dolar 10'ken almış mesela, şimdi dolar 26 olmuş nasıl satacak o aracı?
0
malheiros
(09.07.23)
elindeki arabayla yaparsan dediğin gibi olur, ama ayrı bir para var ve onunla yatırım yapılıyor gibi bakarsan değil.

Elinde 500 bin var, bunu neye yatırarak 1 ayda 200 bin kazanabilirsin?
Ayrıca 200 bin lira diyelim 1 yıllık maaşın veya yarım yıllık maaşın, e tamam işte al-sat yaparak ek gelir elde ettin şu işi tek sefer yapsan bile. (enflasyonla eridi vs. ama dümdüz maaş alsan o para hiç gelmeyecekti)

Yani galerici vs. olanlar (tekrar alıp satanlar) için bilmiyorum ama "maaşlı çalışan" olup bunu yapanlar gayet evine 3-5-10 maaş daha katıyor. Aynı modeli alıp satmak zorunda değil çünkü, hep 500 binlik arabayı almaya çalışabilir veya kazandığıyla 700 binliği alıp 800'e satmaya çalışabilir, amacı binmek de değil.
0
nhk ni youkosu
(09.07.23)
@rentss öyle değilse nasıl peki? nasıl para kazanıyor? aldığı egea değerlendi ama o egeayı satıp passat alabildi mi? yoksa elinde hala egea parası mı oldu?

@orient abi süre de önemli değil ki. sonuçta enflayondan dolayı artıyor. sonuçta o sattığı arabanın parasıyla daha üst model alamayacak. ya da ev ve diğer varlıklara oranlayalım. bir kazancı yok bence. nominal bir artış bence.

@paintov dövizinden de enflasyonu var ama özel olarak arzda bir kısıt yoksa arabada bir kazanç olacağını düşünüyorum.
@nhk enflasyona karşı korumak için yapılabilir ama reel bir kazanç değil. o 200 bin reel bir kazanç değil ki.

aynı araba örneğini verme sebebim şu. 500 bine opel corsa aldı 700 bine sattı. 200 bin kar ettiğini düşünüp onu harcadı. elindeki 500 binle daha eski bir araba almak zorunda. ya da eline 700 bin geçti. 200 bin kazandı diyelim. bu kazançla daha iyi bir araba alabiliyor mu? hayır.

toplum içinde sürekli arabam, evim değer kazandı deniyor. bence tek sebebi enflasyon. bunu dikkate almıyorlar. aslında o artışlar enflasyondan kaynaklı nominal artışlar.
0
🌸blackkmamba
(09.07.23)
değer kazandı diyenlerin çoğu enflasyon tabii ama arabası 30 bin dolarken 35-40 bin dolar olanlar vardı. O kazanç bence. Tekrar araba alamazsın ama yurtdışına gidiyorsan cebinde fazladan 5-10 bin doların var.

Bence temelde haklısın insanlar param arttı sanırken parası yok oluyor ama algı yüzünden gidişatı göremiyorlar.

Fakat şu var, insanların çoğu çok basit şekilde parasını tutuyor. Herkes ekonomiden anlamaz ki. Benim gördüğüm birkaç insan buna ek gelir gibi bakıyordu yani banka kkm'de veya altında vs. bekleyecek para yılda x getirecek. (o bile enflasyona yenilmiş olacak) Al-sat işiyle 2x kazanabiliyorsa x'ini tatile, yemeğe bilmemneye harcayabilir. Hayat kalitesini bir nebze yükseltebilir. Elindeki para yine çöp oldu diyebilirsin ama bu yılını kurtardı. Çocuğunun okul parası çıktı. Seneye allah kerim. :D Zaten böyle kısa vadeli yaşıyor çoğu insan(ve devlet)
0
nhk ni youkosu
(09.07.23)
kazanç yok diyebilmek için süreye bakmak lazım dediğim gibi. 500’e alıp 700’e 3 gün sonra sattıysa hatta bir ayda bile sattıysa reel getiri var bu örnekte. zaman parametresi olmadan finansal hesap yapamazsınız.

ama amaç araba satıp daha üstünü almaksa yine temel mantık aynı olmakla birlikte alınmak istenen arabanın fiyatına bakmak lazım. araba fiyatı kazançtan hızlı artıyorsa, yetişilmiyorsa bu yöntem yanlış demektir, farklı yatırım araçlarına bakılabilir. tabii bunun garantisi yok, yetişemiyor olabilirsiniz. eldeki kapitalle olmuyorsa ekstra gelir elde etmek lazım. kazanç reel mi diye bakmak için oran ve zaman bilgisine ihtiyaç var.
0
orient blue
(09.07.23)
mal alırken kazanılır. devamlı sarı sitede f5 yaparak acil satılık, şu şu sebepten diyenlere derhal intikal ediyorlar ve aynı gün ucuza alıyorlar. 50k ucuza almış olsa değerinde satsa. işte olay bu.
0
hunharca ben
(10.07.23)
Al satçıların çoğu enflasyonu kâr sanıyor bu doğru.

Ama matematik ve ekonomi bilenleri de var. Ya da şanslı olanları.

Sen 600'e aldığın arabayı bir sene sonra 700'e satıyorsan bu kar değil.
Ama bir hafta sonra satıyorsan muhteşem bir kar.

O al satçıların çoğu yukarda da dendiği gibi acil satılık, borçtan satılık denen ya da kazalı, boyalı, değişenlı piyasanın biraz altında olan ilanlara koşuyor.

arabayı atıyorum 600'e alıyor, arabanın piyasası 650 diyelim.
Ertesi gün 640'tan ilan koyuyor. paaarlıkla 610'a bırakıyor. Bir günde 10bin kar yaptı adam. Bu en kötü en acemisi bu arada.

Özellikle çok giden lüks segmente yakın araçlarda, BMW, Mercedes, Passat gibi biraz kusurlu bir araç alıp ucuza, toparlayıp üstüne kar koyup 1 haftada %20-30 karla satmak kolay, özellikle sanayide tanıdığı varsa.

kazalı spor arabayı, 1'e alıp, daha çekiciden indirmeden ilana koyup kazalı haliyle 1200'e aynı gün satan adam var ne kazanmaması:)

Doğru araba kategorisinde olmak lazım. 3 kategoride çok kazanıyorlar.

-Lüks meraklıları. Adamın biraz parası var, bmw istiyor ama alamıyor. Biraz hasarlı aracı onarıp onun alabileceği bütçeye satarsan (çakallıktan bahsetmiyorum, aracı onarıp hasarıyla söyleyerek satanlar var) direkt atlayacak çok insan var sırf bmw'ye biniyorum demek için. Bu değişmez türkiye'de.

-"Ayağımı yerden kessin" diye ilk defa araç alacaklara özel fiat egea, renault clio tarzı araçları toplarlayıp satanlar çok kazanıyor. Bunlar ufak karlarla sürümden kazanıyor. Türkiye'de çoğu insan için yok sağ kapı değişmiş, yok şanzıman yenilenmiş umrunda değil. Havayastığı yerinde, emniyet kemeri çalışıyor, motor ve yürüyen sağlam tamam... Kusurlarını bildiği sürece her arabayı alır bu durumda birçok insan fiyatı uygun diye.

-Ticari araçlar. Doblo, rifter, minibüs vs tarzlar. Burada da arabanın çarığı çürüğü önemli değil. Yolda bırakmadığı sürece tamam. Adam zaten arkaya çuval çuval mal atıp taşıyacak arabanın canına okuyacak, ucuz olduğu sürece bu adam da her arabayı alır. Burası da hareketli bir pazar.

Piyasanın %20 altında bir araba bulup, bir hafta içinde piyasasının %10 altına satabilirseniz, %10 kâr edersiniz yatırımınızdan kabaca. Bunu da sürekli yaptığınızda güzel bir nakit sermaye döndürürsünüz elinizde. Mass bir modelde çok zor değil bu tarz araç bulmak.

Ama kolay değil tabii. Nasıl kazanıyorlar sorunuza bir örnekti bu.
Yoksa türkiye otomobil piyasası milletin birbirini ayakta uyuttuğu bir piyasa. Uyanık olmayan fena para yakar.
0
anten
(10.07.23)
(6)

"Vergiden kaçınmak" etkili bir çözüm mü?

nhk ni youkosu
İki senaryo düşünelim.1. Maaşlı çalışan. Aylık brüt kazancı/maaşı 40 bin tl olsun.2. Freelance çalışan. Aylık kazancı 40 bin tl ama bunun üzerinden vergisini kendi veriyor. Aldığı laptop, kamera bilmemne gerekliliklerini vergiden düşüyor.Yıl sonunda ikinci opsiyon daha karlı mı? Yoksa şirket giderle
İki senaryo düşünelim.

1. Maaşlı çalışan. Aylık brüt kazancı/maaşı 40 bin tl olsun.

2. Freelance çalışan. Aylık kazancı 40 bin tl ama bunun üzerinden vergisini kendi veriyor. Aldığı laptop, kamera bilmemne gerekliliklerini vergiden düşüyor.

Yıl sonunda ikinci opsiyon daha karlı mı? Yoksa şirket giderleri daha mı yüksek? Her halükarda ikisi de aynı harcamaları yapıyor ama ikinci bunu vergiden düşebiliyor bu yıl sonunda cebine daha fazla para kalmasını sağlıyor mu merak ediyorum.
0
nhk ni youkosu
(07.07.23)
Sürekli laptop vb almayacaksa ikinci seçenek daha zararlı olabilir. Bir de faaliyet alanına da bağlı. Ona göre gider kaleminde gösterebileceği harcamaları değişiyor. Ayrica aylık KDV geri ödemesi, belirli aralıklarla stopaj vergisi ve yıllık gelir vergisi kalemleri de var. Ve yine ayrıca kendi bağkur odemenizi kendiniz yapacaksıniz ikinci seçenekte.
0
encokbenisevinnolur
(07.07.23)
kurumlar vergisi %25 bunun üzerinden örnek vereceğim: eğer işinizle ilgili direkt olarak vergide matrahtan düşülebilecek bir faturanız var ise (bunu mali müşaviriniz bilir, her ürün düşülemiyor veya tam düşülemiyor), sallıyorum dediğiniz gibi bilgisayar 10.000₺'e aldınız diyelim, gelir vergisine tam etki ediyor diyelim, bunu %25 daha ucuza almış gibi olacaksınız, yani 7.500₺'e.

öte yandan freelancer kendi sigortasını yapacak (yapmayabilir, ama maaşlıdan geride kalacaktır), smmm ödeyecek, standart kdv'dir, damga vergisidir falan bunları ödeyecek. eğer maaşlı ve freelance aynı brüt kazanç ile yıllar boyu çalışacaksa arada dağlar kadar fark yok.
0
malheiros
(07.07.23)
bir mali müşavir bunu daha iyi cevaplayabilir ama kabaca bir hesabını yapalım.

Freelance çalışanın şahıs şirketi olduğunu varsayalım.
-Şahıs şirketinin ödeyeceği gelir vergisi giderler düştükten sonra kalan miktara göre şekilleniyor.
-Yaptığı iş türüne göre değişmekle birlikte mutfak alışverişinin bir bölümünü, ofis olarak evini gösterdiyse elektrik, su doğalgaz faturalarının bir kısmını, Yemek harcamalarını, aracının benzin masraflarını, iş için yaptığı yolculukları, kirasının bir bölümünü, dediğiniz gibi bilgisayar, telefon gibi alışverişleri gider kaydedebilir.

-Maaşlı çalışanın gelir vergisi 40.000 brüt maaşı üstünden kesilir. Bu tarz giderlerinin olması gelir vergisi miktarını etkilemez.

-Ama şahıs şirketinde de şöyle durumlar var. Mesela bir defa mali müşavir ücreti ödemesi gerekiyor. Sigortasını ödemesi gerekiyor. Evini iş yeri gösterdiğinde kirası artacaktır çünkü orada stopaj çıkıyor gibi gibi.

-Burada net olarak şu daha avantajlı demek doğru değil. Oturup ince ince iki durumu kıyaslamak lazım şartlara göre. Mesela maaş 40000 brüt ama, bunun yanında şirket araç veriyor, benzini karşılıyor, yemek ücreti ödüyor, özel sigorta yapıyor olabilir.

-Detaylı bir hesaplamayla resim görülür. Ama ben kafa kafaya geleceğini düşünüyorum. Yani aylık bazda 2-3 bin tl fark çıkabilir, ama şahıs şirketi kurup, mevcut iş yükünüzün içine bir de ekstra ön muhasebe işi yapmanız gerekir.

-Şahıs şirketi kurup freelance çalışmanızın avantajı şu olur, mevcut gelirinizi daha artırma şansı. Mesela freelance olarak çalışırken bağlayıcı bir anlaşmanız olmadığı durumda aynı anda 2 şirkete birden çalışabilirsiniz. Küçük ek projeler alabilirsiniz. Maaşla çalışırken bunlar işten çıkarılmanıza sebep olabilir. Daha çok çalışırsınız, ama daha çok kazanırsınız. Ya da freelance çalışırken saat ücreti üstünden anlaşırsınız. Böylece çalıştığınız her saat size ekstra para olarak döner. Türkiye'de her şirket maaşla çalışana mesai ödemiyor çünkü. MEsai ücreti maaşa dahildir yazıp anlaşma yapan çok yer var.

Özetle duruma göre değişir avantajları.
0
anten
(07.07.23)
Ek bir fikir olarak,

1. Durumda şirketin o çalışanı kovması çok zor. Küçülme göstermesi lazım, ya da elle tutulur başka bi kanıt lazım. Şirket 40 bin de verse bu çalışan az çalışarak senelerce o şirkete kazık çakabilir.

2. Durumdaki çalışan ise risksiz, beğenmediğinde işten kolaylıkla çıkartabildiğin bir eleman. Çünkü şirket o elemanı işe almadı. Bir tüzel kişilikle sözleşme üzerinden o elemanı çalıştırıyor. Danışman misali. Şirket istemediği anda bu kişi ile olan sözleşmesini sorgusuz bitirebilir. Ayrıca işe alım, vergisi ıvır zıvırı uğraşmıyor.

Bu nedenle işe alım yapan bir şirket 1. Seçenekteki elemanı alıp aylık 40k maaş veriyorsa ( ki bunun iş verene maliyetki 40k dan daha fazla oluyor) 2. Seçenekteki elemanla anlaşınca ona min 60k vermeye hazır oluyor. Çünkü çöpsüz üzüm.

O yüzden böyle iki durumda da aynı geliri elde ediyor gibi düşünmeyin.
0
zimbirik
(07.07.23)
zimbirik'a ek olarak maaşla çalışanın kıdem tazminatı avantajı da var.

Freelancer çalışanın yapacağı anlaşmada sözleşmenin bozulması durumunda tazminat talebini ekletmesi lazım mesela.

Ama zaten freelancer çalışmanın olayı bir şirkete bağlı olarak çalışmak değil. Orada birden fazla şirkete iş ve hizmet satmak için yani daha çok gelir elde etmek için freelancer yapıyor insanlar. Her iş buna uygun olmuyor. Ama belli iş kolları mesela tasarımcı, mesela video editor, mesela reklamcı, mesela çevirmen, mesela yazılımcı gibi...

Bir tasarımcı maaşla çalıştığında ayda 3 tasarım projesine de, 10 tasarım projesine de aynı maaşı alacak.

Ama freelance çalıştığında ayda kaç proje yaparsa o kadar gelir alacak.

Mesela bir tasarımcı 40bin maaşla çalışıyor diyelim. Bir ajansta haftada 2 proje tamamlar ortalama. Ayda 8 proje eder.

Bu projeleri freelance yaparsa, proje başına zaten 10-20bin arası fatura kesecek. Yani aynı işi yapıp 80-160bin arası bir cirosu olacak. Hatta fotoğraf çekimi gibi 3. parti işler varsa onları da outsource edip üzerine markup koyup, yani fotoğrafçı çekim için 20bin dedi, tasarımcı bunu müşteriye 25 fatura edip oradan da küçük gelir elde ediyor, gelirini daha da artırabilir.

Ama bunlar kişiye, işe göre değişiyor işte. her ay maaşlı işindeki kadar proje alabileceğini garantilemesi lazım.

Özetle şartlara göre değişiyor avantaj.
0
anten
(07.07.23)
Freelance olarak kazancınız bir işletmede çalışarak kazanacağınız kadar ise elbette çalışan olmak daha avantajlı. Bu sebeple freelance çift kaşeye yakın çalışır. İşletme sonuçta sizin giderlerinizi kendi cebinden karşılamıyor. Sizin brüt maaşınızdan karşılıyor.
0
onepointzero
(09.07.23)
(4)

Ekşi sözlükte takip ettiğiniz ekonomi ile ilgili başlıklar ve yazarlar

mrctrk
Merhaba, Bilgimi daha fazla geliştirmek istiyorum bu konuda takip edilmesi gereken yazar ve başlık tavsiyesiniz var mı? Teşekkürler
Merhaba,

Bilgimi daha fazla geliştirmek istiyorum bu konuda takip edilmesi gereken yazar ve başlık tavsiyesiniz var mı? Teşekkürler
0
mrctrk
(06.07.23)
Sözlükten değil ama twitter'dan takip ediyorum:

twitter.com
twitter.com
twitter.com


e507'nin sözlükte de hesabı var.


.
0
kartallar yuksek ucar
(07.07.23)
tr.khanacademy.org

Sözlüğü bilemem ama khan academy'nin türkçe içerikleri gayet iyi temel ekonomi bilgisi için.
0
anten
(07.07.23)
sözlükte sadece 507'yi takip ediyorum. twitter'a bakabilirsen orada da 507, ali hakan kara, Kerim Karakaya, selva baziki var. bunlar yeterli nitelikte ve donanımda insanlar.

şenol babuşçu, cem toker, selçuk geçer vs böyle isimler trollük peşinde biraz. geçen gün merkez bankası net 1.4 milyar dolar alım yaptığında brütte 2.4 alım 1 satış yapmıştı mesela. ama bu dediğim insanların hepsi günlerce insanları "merkez kuru baskılıyor döviz satıyor dolar uçacak" diye kandırıp yalan söylediler. defalarca mb verisini ss attım hiç biri ne özür diledi ne de paylaşımı düzeltmedi. iris cibre 3 gün peş peşe mb'nin net günlüğü yerine böyle sadece satışını paylaşıp sonra "aa pardon öyle değilmiş benim hatam ama bakalım yarın göreceğiz net satış olacak mı olmayacak mı" gibi komiklikler peşindeydi.

yarım ekonomistler her şeyi tamamen yanlış anlayıp yanlış hareket etmenize sebep olurlar. dediğim isimler gibi en tepedekilerden başkasını takip etmemek lazım. siyasi olarak biz haklıydık diyebilmek için sürekli böyle işler peşindeler. bu kişiler bugün 2013 ekonomisini överken, ben o zaman da takip ediyordum ama onlar o zaman da 2013'te tr bitti, dolar 2 oldu bir daha türkiye düzelmez, tr bitti gitti modundaydılar lol.
0
avatar is back
(07.07.23)
cevap veren herkese teşekkürler, açıkçası tamamiyle tık tuzağı başlıklar atarak sadece trübüne oynayan Selçuk geçer gibi sözde ekonomistleri kesinlikle takip etmiyorum, hatta arada sırada izlediğim Murat Muratoğlunu bile ikisini yan yana yayında görünce takipten çıkardım. Bir çok sözde ekonomist , işin mantığını sebep ve sonuç ilişkilerini anlatmadan, direk uçacak kaçacak gibi bilgiler veriyorlar. Hatta kimilerinin söylediği hayatın gerçeklerinden tamamen uzak, örneğin Atilla Yeşilada yıllardır emlak balonu batlacak diyerek propaganda yaptı, ancak şu an geldiğimizde onu dinleyenlerin hali ortada.

İşin özüne gelcek olursa, ben gerçekten sistemi anlamak, ve küçük yatırımcı olarak, kendimizi nasıl koruyup kollayacağımızı yani realiteyi anlama konusunda bilgileri verecek, balık veren değilde balık tutmayı öğretecek kişileri takip etmek istiyorum.

Tekrardan teşekkürler.
0
🌸mrctrk
(07.07.23)
(8)

Muayenesiz araç bağlanır mı?

sacrilegious
Aracımızın muayenesi 4 ay geçmiş yeni fark ettik ve yarın düğün için Ankara’ya yola çıkacağız. On gün sonra düğünümüz var. Yarın çevirme olursa yapabileceğimiz bir şey var mı?Galiba ceza kesilirse 7 gün içinde muayeneye götürmezsek aracı bağlıyorlarmış doğru mu? Düğün haftası muayeneye gidebilme imk
Aracımızın muayenesi 4 ay geçmiş yeni fark ettik ve yarın düğün için Ankara’ya yola çıkacağız. On gün sonra düğünümüz var. Yarın çevirme olursa yapabileceğimiz bir şey var mı?

Galiba ceza kesilirse 7 gün içinde muayeneye götürmezsek aracı bağlıyorlarmış doğru mu? Düğün haftası muayeneye gidebilme imkanımız olmayacak. Çevirme durumunda ceza yazmamalarını rica etsek(zaten düğün sonrası götüreceğiz muayeneye) halden anlarlar mı sizce?

Teşekkürler
0
sacrilegious
(04.07.23)
Tüvtürktten muayene için randevu alıp yola çıkın. Randevu aldım düğün telaşı vs unuttum ama yaptıracam dersiniz
0
1917
(04.07.23)
bi şey olmaz çevrilme ihtimalin çok düşük
0
jelly bear
(04.07.23)
bazı kameralar otamatik olarak plakayı okuyup herhangi bir eksiklik varsa en yakın çevirme noktasına bilgi atıyorlar diye biliyorum, bu yüzden ileri tarihli bir araç muayene randevusu almanızda fayda var diye düşünüyorum.
0
mrctrk
(04.07.23)
halden anlamazlar. ankara'ya gidince 1-2 saatinizi ayırıp halledin.
0
zgrydn
(04.07.23)
bundan 3 yıl önce bana kız istemeye giderken başımıza geldi:) polis çevirdi bir baktık muayenesi geçmiş 1 ay falan. durumu anlattık böyle böyle hayırlı iş için gidiyoruz bizi üzme falan. tamam ama gittiğiniz yerde yaptırın mutlaka dedi. tamam dedik aynı hafta yaptırdık muayeneyi hemen.

karşılaştığın kişinin inisiyatifine kalmış tamamen yani.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(05.07.23)
ilk yakalanmanız durumunda ceza yazılıp 1 hafta muayene için süre verilir. ikinci kez muayenesiz yakalamanız durumunda araç bağlanır.
0
obscure
(05.07.23)
şehirler arası yolda çevirmeye gelme ihtimali var.

Gittiğiniz yerde bir saat ayırın yaptırın muayene.
0
anten
(05.07.23)
Benim başıma geldi bu durum. Anne baba kardeş maaile Silivri'den dönerken yolda çevirdi. Plaka okunuyormuş sanırım. Ceza yazdı ve bir hafta içinde yaptırmanız gerekir dendi.

Yolda çevirme olursa bile iyi bir polise denk gelirseniz ceza yazmazlar.
0
sgly
(05.07.23)
(3)

Adobe 'yi en uygun fiyata satın almak için

sakince
Ne yapmak gerek, yani bu işten para kazanan kişiler olmayarak yavaş yavaş öğrenecek 2 kişiyiz. TEk bir kullancı ile satın alıp arkadaşımla hesabımı paylaşabilir miyim?
Ne yapmak gerek, yani bu işten para kazanan kişiler olmayarak yavaş yavaş öğrenecek 2 kişiyiz. TEk bir kullancı ile satın alıp arkadaşımla hesabımı paylaşabilir miyim?
0
sakince
(03.07.23)
adobe derken tüm cloud ailesi için mi? spesifik tek bir program mı kullanacaksınız? Tek program fiyatı daha uygun. bireysel cloud hesabı ile tüm cloud ürünlerini indirebiliyorsunuz.

iki bilgisyarda aynı anda login olmaya ve kullanmaya izin veriyor. 3. bir cihaza login olunca 1 inden çıkman için uyarı gösteriyor.
0
wct3 org
(03.07.23)
öğrenci maili ile üye olup 2 bilgisayar kullanabilirsiniz. wct3 org'un dediği gibi.
0
nhk ni youkosu
(03.07.23)
Creative cloud üyeliğini 2 makinede kullanabiliyorsun. Ama aynı anda açınca sıkıntı oluyor mu bilmiyorum.
0
anten
(04.07.23)
(3)

yurtdisina calisirken vergi muafiyeti

monicapp
vergi dairesine gittim, turkiyede merkezi olmayan bir firmadan usd yatiyor maas, herhangi bir sey yapmaniza gerek yok, vergiden muafsiniz dendi, bu sekilde maasini alan var mi?
vergi dairesine gittim, turkiyede merkezi olmayan bir firmadan usd yatiyor maas, herhangi bir sey yapmaniza gerek yok, vergiden muafsiniz dendi, bu sekilde maasini alan var mi?
0
monicapp
(03.07.23)
gelirinizi beyan edip gelir vergisi ödemeniz gerekir. 5 yıl sonra geçmişe yönelik cezasıyla önünüze gelebilir, gelmeyebilir de. önümümüzdeki dönem vergi gelirini artırmak isteyecekleri için risk almak yerine SMM ile görüşün.
0
spankenstein
(03.07.23)
çalıştığınız şirketin türkiye de ofisi yoksa, yaptığınız iş türkiye pazarıyla ilgili değilse, türkiye'den para kazanmıyorsa gelir vergisinden muafsınız. yarın öbür gün tr ye ofis açarlarsa o zaman iş değişir.

Gelir Vergisi Genel Tebliği 147 1-c yi okuyabilirsiniz. Buradaki şartları sağlıyorsanız sorun yok. vergi dairesi de aynı yanıtı vermiş.
0
wct3 org
(03.07.23)
Sizinki hizmet ihracatı sınıfına giriyor anladığım kadarıyla.

Bu konuda bilgili bir mali müşavire gidin. Mümkünse genç olsun eski müşavirler bu internet işlerini çok anlamıyor.

Vergi dairesi genelde yoğun olduğu için geçiştirir cevapları. Mali müşavir daha doğru bir yönlendirme yapar.
0
anten
(04.07.23)
(5)

yatırım kararı

kondansator
normalde her ay bir miktar, olabildiğince altın alıyoruz. ev fiyatları yükseldiği için ev kredisine girmedik. altın bozup arabayı yükseltmek de mantıklı gelmedi. kardeşim ufak tefek hisse senetleri alıyormuş uzun vadede. ancak altın-döviz mi yoksa hisse mi daha faydalı bu dönemde bilemedim. siz par
normalde her ay bir miktar, olabildiğince altın alıyoruz. ev fiyatları yükseldiği için ev kredisine girmedik. altın bozup arabayı yükseltmek de mantıklı gelmedi. kardeşim ufak tefek hisse senetleri alıyormuş uzun vadede. ancak altın-döviz mi yoksa hisse mi daha faydalı bu dönemde bilemedim. siz paranızı nasıl değerlendiriyorsunuz?
0
kondansator
(03.07.23)
uzun vadeyse hisse tabii ki ama araba ve ev her şeyi solluyor.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(03.07.23)
Borsa işi sıkıntılı ve risklidir. Küçük yatırımcıyı çok çarparlar. Ama getirisi görece yüksektir. Tersi olursa, götürüsü de yüksektir. Altın, her zaman garanti yatırımdır.

Ben olsam altını tercih ederim. Yatırım tavsiyesi değildir!


.
0
kartallar yuksek ucar
(03.07.23)
hiçbir yatırım garanti yatırım değildir. altın ve döviz bile. Türkiye'de doğru bilinen yanlışlardan maalesef bu. Şu grafikte son 1970'lerden itibaren altın grafiğine bakın.

www.investing.com

Altın 1980'de zirveyi görmüş sonra düşüşe geçmiş, 1980'deki fiyatına ancak 2005'ten sonra ulaşabilmiş. yükselişe geçmesi de 2015'leri bulmuş. Ki orada bile inanılmaz düşüşler var. Ki burada dolar enflasyonunu falan da hesaba katmak lazım.

O yüzden yatırımı tek bir yere bağlamaktansa sepet yapın diyenleri haklı buluyorum ben. Yani risk algınıza göre elinizdeki parayı dağıtın derler. Kimisi az miktarda hisse alır yüksek miktarda altın alır, kimisi yüksek riski tolere edebilir. Bol hisse az altın döviz yapar gibi gibi.

Bu konuda özlem denizmen'in para durumu sayfasını tavsiye ederim.
www.paradurumu.com

Elinizdeki parayla risk durumuna göre, getirisine göre yatırım yapabileceğiniz bir sürü enstrüman var. Mesela:
www.enuygun.com

Elbette yatırım yaparken belli terimleri bilmeniz lazım. Şunlar gibi:
akillibutce.com

Şimdi bunlar kafanızı karıştırmasın. Ben kendi gözlemlerimi de paylaşayım.
Borsa deyince sadece yerli borsayı düşünmeyin mesela. Artık midas gibi aracı kurumlarla yabancı borsalara da yatırım yapmak mümkün.

Türk borsası biraz irrasyonel davranışlar sergileyebiliyor bana göre çünkü yatırımcılar kulaktan dolma bilgilerle hareket ediyor, o yüzden anlamsız yükselişler tuhaf düşüşler oluyor. Yine de doğru şirketleri bulanlar birkaç yıllık periyotlarda aşırı para kazanabiliyor. Ama borsa için biraz finansal okuryazarlık edinmeniz lazım.

Benim düşüncem, parasını değerlendirmek isteyen ama bu konuda bilgisinden emin olmayan insanlar için yatırım fonları daha kolay öğrenilebilecek bir enstrüman.

Yatırım fonunun mantığı şudur kabaca. Aracı kurum bir fon açar. İnsanlar bu fona paralarını koyarlar. Ortada büyük bir para havuzu olur. Fon yöneticisi bu büyük meblağı yönetir, artırmaya çalışır. Böylece en azından paranızı bu işi bilen biri yönetir.

Fonların belli temaları olur. Adından anlarsınız zaten, bazısı yabancı hisse senetlerine yatırım yapar sadece, bazısı sağlık sektörüne yatırım yapar, bazısı sadece altına yatırım yapar, bazısı bankacılık sektörüne gibi gibi, bazısı karma fondur herşeyden karışık gider, bazısı düşük getirili ama düşük risklidir, bazısı yüksek getirili ama yüksek riskli....

Fonlara bankaların uygulamaları üstünden bile katılmak mümkün. Elbette fonların da riskleri var, fonlar da düşük performans gösterebiliyor, zarar ettirebiliyor. Ama paranızın tamamını tek bir yere bağlamak yerine bu şekilde çeşitlendirmek istediğinizde iyi bir seçenek sunabilir.

Fonlar hakkında bilgi almak ve detaylı performanslarını görmek için www.tefas.gov.tr'ye bakabilirsiniz.

Özellikle uzun dönemli performanslarına bakın ve altın/döviz karşısında ne kazandırmış onu inceleyin.

Ama yine de bilmediğiniz, anlamadığınız yatırımları yapmayın sırf biri söyledi diye. Bu içerik de genel bilgi amacıyladır, bir yatırım tavsiyesi niyeti yok yani.
0
anten
(03.07.23)
altın her zaman kazandırır bilinen en buyuk yanlislardandir; dikkat etmekte fayda var. not:ytd
0
sweetoffice
(03.07.23)
Altın, dolar fiyatı baskılandığı için görece az artıyordu. Ancak şu saatten sonra dolar ile birlikte yükselecektir. Yerel seçimlerden sonra, coşacaktır.

Türkiye'de borsa işinde çok manipülasyon ve 3 kağıt var. Küçük yatırımcıyı harcarlar.

yatırım tavsiyesi değildir. Altın düşerse veya borsa çok çıkarsa, kulaklarım çınlamasın :)




.
0
kartallar yuksek ucar
(03.07.23)
(4)

Burada amaç ne? (Slovenya vatandaşlık satışı)

Unde bach canim
Youtubeda bir reklam gördüm. From 25k euro yazıp slovenya vatandaşlığı yazmışlar. https://i.hizliresim.com/6c5cn8r.jpegSite de şu: https://www.migrationcentr.com/slovenian-citizenship.html?utm_source=google&utm_campaign=discovery_links_tr_sa&utm_term=discovery_links_tr_sa&utm_medium=cpc&wbraid=ClIKC
Youtubeda bir reklam gördüm. From 25k euro yazıp slovenya vatandaşlığı yazmışlar. i.hizliresim.com

Site de şu: www.migrationcentr.com

Açıkçası dolandırıcılık gibi geldi ama… 25k euro bir ab ülke vatandaşlığı için çok yetersiz
0
Unde bach canim
(30.06.23)
4-5yıl önce 9000 euroya karadağ vatandışlığı veriyorlardı.alan arkadaşlarım oldu almadığıma pişmanım. tabi bunun scam olmadığını göstermez ama 25k euro çok değil.
0
administ
(30.06.23)
Vatandaşlık satmıyorlar, göçmenlik için danışmanlık hizmeti satıyorlar.
0
orient blue
(01.07.23)
scam.
Zaten web sitesinin en üstünde Citizenship by descent yazıyor. Soy sop araştırması adı altında para alacaklar işte. yok öyle parayla vatandaşlık EU da.
0
Ruprect
(01.07.23)
eu'da da parayla vatandaşlık mümkün tabii ama 25bin gibi rakamlara değil. Malta mesela 600-700bin euro emlak yatırımına size fıstık gibi pasaport veriyor.

Diğer ülkelerde de yüksek miktarlarda iş kurma ya da yatırım yaparsanız çeşitli paketler var. Bazıları direkt pasaport veriyor. Bazıları ilk başta oturum hakkı verip birkaç yıl içinde vatandaşlık şansı sunuyor.

ama bu sizin attığınız net scam.
0
anten
(01.07.23)
(2)

Midas App ne kadar güvenilir?

Stoneface
kendi bankanızın app'inden yaptığınız işlemler kadar güvenebilir miydiniz? şuan işcep kullanıyorum, komisyonları yüksek evet ama Midas konusunda kararsızım.
kendi bankanızın app'inden yaptığınız işlemler kadar güvenebilir miydiniz? şuan işcep kullanıyorum, komisyonları yüksek evet ama Midas konusunda kararsızım.
0
Stoneface
(29.06.23)
bugüne kadar finans, iş, Teb, ünlü yatırım ve Midas kullandım. sonuçta paranı bir hisseye yatırdığın için hisse senedine bir şey olmazsa, aracı kurumun bir önemi olmamalı diye düşünüyorum. nakit tuttuğun para için ise 500-700k arası bir meblağ da devlet garantisi altında. daha üstüne ben de cesaret edemezdim.

Midas çok genç şirket. köklü değil. ama bu yukarıdaki kullandığım uygulamalar arasında en kullanışlısı Midas. uygulama bazen stabilite sorunu yaşıyor ama giderek iyileşiyor. ben başarılı arayüzleriyle Midasın köklü bir kurum tarafından satın alınma potansiyelini görüyorum. şirket olsa bilançosu da çok kötü değilse hissesini alırım :D :D

not: şu an için Midas, ünlü ve Teb kullanıyorum. tebi de temmuz ayında kapatacağım.
0
yazmaya da bilirim bir garantisi yok
(29.06.23)
bildiğim kadarıyla spk'ya tabiiler. Spk'nın aracı kurumlarla ilgili güvencelerini bir inceleyin fikir edinmek adına.
0
anten
(29.06.23)
(6)

Kredi çekip vazgeçmek

Unde bach canim
2 hafta için bir miktar para göstermem lazım. Bunun için kredi çeksem faiz ödemeden belirli bir cayma süresi var mı?Edit: ek soru: bankada 1 milyonumuz var diyelim. Bunu teminat göstererek 500 bin tl kredi çekmemiz mümkün mü? Normalde pek kredi vermiyorlar ya. Bu krediyi kendi parama ek olarak göste
2 hafta için bir miktar para göstermem lazım. Bunun için kredi çeksem faiz ödemeden belirli bir cayma süresi var mı?

Edit: ek soru: bankada 1 milyonumuz var diyelim. Bunu teminat göstererek 500 bin tl kredi çekmemiz mümkün mü? Normalde pek kredi vermiyorlar ya. Bu krediyi kendi parama ek olarak gösterip cayma hakkı süresi içinde kullanıp kendi paramdan ödeyeceğim.
0
Unde bach canim
(29.06.23)
14 gün içerisinde cayabiliyorsunuz bildiğim kadarıyla, yasal bir hak olduğundan herhangi bir ceza ve faiz ödemezsiniz. Tabii bunun için yazılı bir dilekçeyle bunu bankaya iletmeniz gerekir. Dilekçenizi aldıklarına dair bir dosya numarası, teslim alındı belgesi vs. istemeniz sonradan sorun yaşamamanız adına iyi olur.
0
zaman ilac degil insanlar unutkan
(29.06.23)
Ticari vb bir durum için kullanacaksanız bu yöntemi bir şekilde açığa çıakrsa aldatıcı hareket sayılabilir sıkıntı yaşayabilirsiniz.
0
anten
(29.06.23)
tüketici iseniz olabilir ama ticariyse 10 gün kullansanız 10 günlük faiz ödersiniz. ciddi bir miktar çıkacağını sanmam

teminat olabilmesi için bloke, rehin, ipotek tarzı bir işlem olması lazım. o yüzden teminat gösteremezsiniz bence
0
paintov
(30.06.23)
@anten
Yurtdışı yüksek lisans parası ödemesi yapacağım. Sadece teminat olarak gözüken para eksiksin istemiyorum, malum vize red oranları yükseldi
0
🌸Unde bach canim
(30.06.23)
vize içinse yine riskli, hesaba bir anda yüklü para girişi olması şüphe çekiyor. İyi ayarlayın danışmanlara da sorun muhakkak
0
anten
(01.07.23)
@anten
Hocam o parayla üni ödemesi yapacağım banka hesabı sabit kalacak. Danışman önerdi zaten, üni ödemesini nasıl ödediğinle irlandanın ilgilenmediklerini söyledi. Sadece bankadaki paraya bakıyorlarmış bir usulsüzlük var mı diye
0
🌸Unde bach canim
(01.07.23)
(11)

Rosetta Stone,Cambly, dizi izlemek vs İngilizce kursuna gitmek ?

darth plix
Mobil uygulamalarla(Rosetta Stone,Cambly vs), altyazılı diziler izleyerek evde kendimiz ingilizce öğrenebilir miyiz yoksa illa da kursa gitmek gerekiyor mu ?
Mobil uygulamalarla(Rosetta Stone,Cambly vs), altyazılı diziler izleyerek evde kendimiz ingilizce öğrenebilir miyiz yoksa illa da kursa gitmek gerekiyor mu ?
0
darth plix
(29.06.23)
bence bu konuda henüz yapay zekanin gücü kücümseniyor. Chatgbt ile hafiza askilariyla kelime listeleri olusturulabilir. Cümleler yazilip, hata düzeltmeleri ve aciklamalari istenebilir.

Hatta Chatgbt ye bir dil ögretmeni oldugu ve adim adim ögretmesi söylenebilir....
0
VIPCH
(29.06.23)
Üstteki arkadaş haklı. Ek olarak chatgpt yi senin seviyende, sana dil öğretmek isteyen bir ingilizce öğretmeni olarak tanımlayıp seninle sohbet etmesini isteyebilirsin.
0
Trafalgar
(29.06.23)
1000 saatin üstünde dile maruz kalman lazım. Nasıl yapacağın senin seçimin
0
socially awkward
(29.06.23)
socially awkward haklı ve bence bunlar birbirini besleyecek şeyler.

Rosetta Stone'a bir ara bakmıştım mesela 10 tane elma fotoğrafı gösterip apple olduğunu öğretme gibi (bebek gibi öğrenme) teknikleri falan vardı. Görsel ve güzel. Konuşma ve dinleme ayrı konu o kurs(native hocadan) ve dizi vb. ile.

Chatgpt de yazma ve öğrenme teknikleri vs. açısından süper olur.
0
nhk ni youkosu
(29.06.23)
Kursta ogrenemezsin, evde dizi film ile kursta ogreneceginden cok daha fazlasini ogrenirsin. Rosetta stone ve benzeri uygulamalar da zamam kaybi.

Cambly sanırım canli goruntulu gorusme usuluyle çalışıyor, ona bir şey diyemem ama kursa para vermene gerek yok.
0
stavro
(29.06.23)
Teknoloji gelişse de insanın öğrenme biçimi aynı. Ne kadar çok yerden çalışırsan o kadar çok öğrenirsin. Elinde ne varsa bitir. Türkçeyi düşün. Şarkı dinlemiyor musun, haber takip etmiyor musun, sadece kitap mı okuyorsun. Kursa git, dizi izle. Burada olay her şeyi yapmak. Dizi ayrı şey katar, kurs ayrı şey katar.
0
dissendium
(29.06.23)
1. Kursun yeri ayri, o diger yontemlerin yeri ayri.
2. Hic ingilizce bilinmiyorsa kursa gidilmesi faydali bence. Sifir ingilizce'yle ne cambly (ki harika bir arac bence) ne altyazili dizi pek bir fayda getirmez. (Ingilizce altyaziyi anlamazsin, bahsedilen altyazi turkceyse zaten hicbir faydasi yok)
3. Kelime listeleri falan 1980'lerde kalmali artik, amac sirf atanmak icin YDS puani kasmak falan degilse.
4. Rosetta stone kesinlikle zaman kaybi degil ama tek yontem olmamali.
0
hot potato
(29.06.23)
Rosetta stone kullandim bana mantikli gelmedi

Cambly icin belirli bir seviyede olmaz lazim en kotu a2 olmalisin belirli dinleme calismis olman lazim
Cok dusuk seviyede kelimen yok bisey yok nasil muhabbete dahil olucaksin iyi hica bulcan ancak.dedigim gibi iyi bir a2 ol en az önce.

Kurs icin b n kursa kenfi kendime nasil ogretebilirim diye gitmistim. Kurstan cok beklentim yoktu cunku herkesin ogrenme bicimi farkli. Bir de sinifta bi suru insan var seninle kim ilgilenicek. Ben olsam ozel hoca kovalardim sindiki aklimla.

Chatgpt denmis ama chat cpt kullanmakta ayri bir beceri istiyor not duseyim bunuda.
0
Slynmaster
(29.06.23)
Dil öğrenmenin en önemli kısmı konuşma. Çünkü pratik yapıp o kasları güçlendirmelisiniz. Evet fiziksel olarak da, mental olarak da.

Enstrüman çalmak gibi düşünün. Sadece youtube'dan enstrüman çalma eğitimleri izleyerek ne kadar öğrenebilirsiniz? Bir fikriniz olur ama pratik gerek.

Bunun için cambly iyi ama yetersiz. Daha doğrusu yeterli olması için her gün yarım saat kullanmanız lazım bu da epey pahalı.

kursların konuşma kulüpleri oluyor. Onlara katılabilirsiniz.

Bir de chatgpt'yi kullanın mutlaka. En azından yazı dilinde ilerlersiniz.
0
anten
(29.06.23)
Chatgpt cidden faydalı bu konuda. Maruz kalmak da önemli fakat kelime ve gramer hepsinden önemli. Bu yaştan sonra çocuk gibi öğrenmek sıkıcı olur ve sizi soğutur. Grameri öğrenip chatgpt ile alıştırma yapın. Yabancı sevgili yapmaya çalışın bir süre sonra. Hiç kimseyi bulamıyorsanız konuşmak için aynada kendi kendinize konuşun bir konferans verir gibi.
0
Unde bach canim
(01.07.23)
Evde kendi kendine çalışmanın sıkıntısı şu. Nasıl bir programla ilerlemen gerektiğini bilmiyorsun. Kendi kendine rastgele bir şeyler yapıyorsun ama hangi adımdan sonra ne çalışman gerektiği konusu, eğer ortada takip edeceğin ve seni yönlendirecek bir program yoksa tam bir belirsizlik oluyor. Ortada net bir hedef olmayınca da bir yerden sonra verimsizleşiyor ve çalışmayı bırakıyorsun. Kursa gitmek seni yönlendirmesi açısından faydalı olur.
0
synesthesia
(01.07.23)
(20)

2 defa Schengen vize başvurum reddedildi, ne yapmam gerek bilmiyorum

bi sey dicem
Selamlar,Bu ay önce Hollanda'dan, sonra da Yunanistan'dan Schengen vize reddi aldım. Bu durumda ne yapmam gerek bilmiyorum. Başka ülkeden 3. bir başvuru mu yapmalıyım, bir danışmanlık şirketi aracılığıyla mı başvurmalıyım, yoksa bu yaz için tüm planlarımdan vaz mı geçmeliyim?Durum şu:- Aslında niyet
Selamlar,

Bu ay önce Hollanda'dan, sonra da Yunanistan'dan Schengen vize reddi aldım. Bu durumda ne yapmam gerek bilmiyorum. Başka ülkeden 3. bir başvuru mu yapmalıyım, bir danışmanlık şirketi aracılığıyla mı başvurmalıyım, yoksa bu yaz için tüm planlarımdan vaz mı geçmeliyim?

Durum şu:
- Aslında niyetim 3 ay Hollanda'da kalmak, kız arkadaşım orada 3 aylık bir staj buldu, ben de onunla beraber gidebilmek istiyorum.
- Yurtdışında bir şirkete uzaktan çalışan bir yazılımcıyım, Türkiye'de bir şahıs şirketim var, yani bir yerde bordrolu değilim.
- Bu ayın başında Hollanda'ya 3 aylık başvuru yaptım. Ziyaret sebebimin yeterli olmaması[1] ve geri döneceğime dair şüphelerinden ötürü[2] reddedildi.
- Başvuru mektubunu daha özenle yazarak hemen ertesi hafta Yunanistan'dan 1 aylık bir başvuru yaptım. Ona da bugün aynı sebeplerden red geldi.
- 2 başvuruda da belgelerim tamdı, hiçbir eksik yoktu, bankada da yeterli para vardı.
- Geçen sene Yunanistan'dan 20 günlük vize aldığım için ikinci başvurumu da oraya yaptım. Onun dışında başka Schengen vizem yok, bu ikinci olacaktı.

Tüm tavsiyelerinize açığım.

[1]: justification for the purpose and conditions of the intended stay was not provided
[2]: there are reasonable doubts as to your intention to leave the territory of the Member States before the expiry of the visa
0
bi sey dicem
(21.06.23)
Çok geçmiş olsun, vizeler noktasında kötü bir dönemdeyiz. Hollanda için hesabınızda günlük 55 euro olması gerekiyor, bunu yerine getirmişsinizdir diye tahmin ediyorum. Ancak profiliniz belli risk faktörleri taşıyor. Genç, bekar, uzaktan çalışan vs. Döneceğinizi destekleyecek belgelere ihtiyacınız var. Şu aşamada 2 kere ret yedikten sonra başvuru dosyalarınızda önemli değişiklikler olmadan vize alabilmeniz zor olur diye tahmin ediyorum.
0
but that was just a dream
(21.06.23)
turistik vize için hele ki daha önce schengen vizesi almış değilseniz laps diye 1 ay 3 ay başvurmayın. cumhurbaşkanı da olsanız vermezler. 10-15 günü geçirmeden, kalınacak yerlerin belli olduğu, hatta mümkünse tatil planını da içeren bir mektupla başvurmak şansınızı arttırır. gezmeye diye üç aylık vizeye başvurursanız inanmıyorlar, aynısını yaşadım.

yani onlar paşa gönülleri isteyip de "hadi bu çocuğa üç aylık verelim gitsin" demedikleri sürece üç aylık turist vizesi almak çok zor. bildiğim kadarıyla sürekli vize almışsanız bi noktadan sonra "eeeh yeter lan isteyip durma" diyerek daha uzun süreli veriyorlar.

vize almak şu an ekstra zor evet ama 10-12 sene önce de vermezlerdi bunu muhtemelen.
0
mark greg sputnik
(21.06.23)
@but that was just a dream

çok sağol. banka hesabı konusunda bir sorun yoktu, yeterli miktar bulunuyor. onların gözünden düşününce haklısın aslında, evli, bordrolu çalışan, evin olan falan olmamak riski artırıyordur.

ama döneceğimi destekleyen ne belgeler sunabilirim bilmiyorum. arabanın ruhsatını da koymuştum, evin kira sözleşmesini de. başka gösterebileceğim bir şeyim de yok gibi geliyor.
0
🌸bi sey dicem
(21.06.23)
2 kez red almissin. bunu goruyorlar o yuzden onyargilari olacak sansin dusuk. ama senin icin cok onemliyse yine de basvurucam diyorsan. sunlari farkli yapmani tavsiye ederim.

1. sosyal muhendislik: sececegin ulke ve personel'i iyi arastir, gozlemle. bu tarz onyargilari olmayan ulke, personel sec.
2. kiz arkadasini ve iliskini on plana cikart: davetiye, iliskinize dair belgeleyebilecegin detaylar.
3. geri donecegine dair detaylari on plana cikart: tapu olur, is olur, araba olur. bu ve bir onceki maddeyle ilgili ilginc cevaplar duymak icin suraya sor. chat.openai.com

not: 2 ve 3. maddeleri destekleyici dokumanlar olarak dusun.
0
buenosdias
(21.06.23)
@mark greg sputnik

doğru diyorsun, biraz 1 ay 3 ay büyük başvurdum ama bunların da büyük olmaması gerekmiyor ya, 1 ay tatil yapacak olabilmeliyim :( mektupta tatil planım baya detaylı bir şekilde yazıyordu. otel, uçak bileti falan hazırdı. hala anlamıyorum.
0
🌸bi sey dicem
(21.06.23)
@buenosdias

aslında 2. maddede söylediklerinden hiç bahsetmedim. doğru diyorsun, neden yazmadıysam. bunu kesin değerlendireceğim.

onun dışında iş ile ilgili tüm belgeleri verdim, bir de arabanın ruhsatını gösterdim. başka da aklıma bir şey gelmiyor valla.
0
🌸bi sey dicem
(21.06.23)
Ben olsam sevgilimden bahsetmezdim.
0
Kahvedesu
(21.06.23)
@Kahvedesu

aa niye ki?
0
🌸bi sey dicem
(21.06.23)
ben olsam ben de sevgilinden bahsetmezdim. çünkü orda onunla yerleşebileceğini düşünebilirler. dönmeyeceğini düşünecekleri hiçbir şeyden bahsetmezdim. evde kalacaksan bile sahte otel rezervasyonu koyman lazım.
0
sta
(21.06.23)
Eğer başvururken kız arkadaşının orada iş bulduğunu ve 3 ay boyunca onun yanında kalacağını ilettiysen muhtemelen şüphelendiler. Belki de 3 ay sonra bir daha dönmeyeceksin. Unutma sen turistik vizeye başvuruyorsun. Turistik olmayan bir sebep iletmen red sebebi direk.

Eğer bireysel başvuruyorsan her zaman en iyisi duruma kimseyi dahil etmemek. Turistik amaçla orada bulunduğunu belgele ama 3 ay da olmasın ne bileyim 1 haftalık bir seyahat planla otel rezervasyonu dahil. Kendine ait araba, ev vs varsa göster. Daha uzun vize vermelerini istersen belki 2 ay sonra da başka bir yere ziyaret planla onun da belgelerini göster, niyet mektubunda ilet. Ama sana verdikleri visa 1 haftalık tek giriş de olabilir. 2 yıllık multi de olabilir. Daha önce schengen vizesi ile girip çıktıysan ve bir güven oluşturduysan aldığın vize süresi de artar. Ama sen 2 kere red yemişsin. Schengen bölgesindeki ülkeler muhtemelen bunu görüyordur.
Şu an kısacası sana önerim: Hollandaya yakin bir ülkede mesela Almanya veya Belçika turistik tatil planla. iade edilebilir otel rezervasyonu yap. vize cikarsa otelini iptal edersin. Ama vize aldigin ulkeye giris yap ordan trenle hollandaya gec. Yine de herseye ragmen 1 hafta tek giris alabilirsin. Keşke 3 ay orada kalacağını hiç dillendirmeseydin.
0
nuevo
(21.06.23)
Akraba, sevgili yani direkt gidecek gelmeyecek izlenimi veriyor. Sizin profil de buna uyuyor. Turistik amacli gidecegim, tanidigim yok deseydiniz bence alirdiniz.

Bu arada baska gruptada kiz evlenmis, kocasinin yanina gidemedigini soyluyordu. Kocasi da yabanci
0
Kahvedesu
(21.06.23)
abi sevgilinden bahsettin mi ki? ben onu yapmamışsındır diye düşündüm, ondan değinmedim.

sevgili direkt olarak çok büyük sıkıntı. çünkü adamlar direkt "gidip yanında kalacak" diye düşünüyorlar. hatta bu durumlarda parası olan biri olman avantajdan çok dezavantaja dönüşebiliyor - bakıyorlar adamın şirketi filan da var, e burda sevgilisi var, gelir bu ne yapacağı belli olmaz diyorlar :)

ben reddi aynı sebepten aldığım için biliyorum. koskoca firma sponsorluğuyla 27 gün için mi ne polonya'ya başvurmuştum zamanında. ki ben sevgilimden bahsetmedim. turistik gidiyorum dedim, gittiğimde onun yanında kalacaktım. aklına gelebilecek her şey kuralına ve kitabına uygundu. vermediler. daha önce yurtdışına çıkmamış adamın kalkıp poznan'da 27 gün "turistik seyahat" yapacağına inanmamışlar. o zaman aşırı üzülmüştüm tabii ama şimdi düşününce hak veriyorum, amatörlük etmişiz. maalesef durum böyle, hani 10-15 gün belki olur (o bile riskli) ama ben bir ay gezeceğim deyince ya inanmıyorlar ya da "o kadar sana çok, gezme" diyorlar :/

sevgiliyi hiç karıştırmayın tekrar başvuracak olursanız. genelde olumlu bir faktör olduğu düşünülür ama tam aksine gittiğiniz yerde tanıdığınızın olmasını kötüye yorar konsolosluklar.
0
mark greg sputnik
(21.06.23)
Sevgiliden bahsetmek -1
Üç ay -2
Remote -3
Ilk başvurudan sonra baska yerden başvurmak -4

Abi çok eksi gitmissin. Çok afedersin ama hayatinda ilk defa Schengen alacak adamin bu 4u ile karsilarina gelmesi su dönemde otomatik red gibi bir şey :/
0
logisticsmanager
(21.06.23)
@sta, @nuevo, @Kahvedesu, @mark greg sputnik, @logisticsmanager

yok, önceki 2 başvurumda da sevgilimden bahsetmedim, orada bireysel bir tatil yapacağıma dair bir tatil planı ve bireysel otel ve uçak rezervasyonlarıyla başvurumu yaptım. 3. başvurumda bahsetsem mi diye düşünüyordum ama artık bahsetmemeye çok ikna oldum ahah :)
0
🌸bi sey dicem
(21.06.23)
@bi sey dicem, kizi unut. Vize reddine itiraz et:

1-Guzel bir gezi rotasi sun. Orada kalacagin planlari yaz

2-Donus icin bahane bul; sinav, doktor kontrolü, yazili belge sunacagin bir plan.
0
Kahvedesu
(21.06.23)
açık konuşmak gerekirse 2 defa üst üste red yemek anlattığın şekilde kötü olmuş. bence yakın dönem için iş bulursan alabilirsin. onun dışında zor gibi bir süre için
0
abi bi dizi buldum on numara
(21.06.23)
ABD konsolosluğunda çalışan bir yetkili bir video paylaşmıştı bu başvurularla ilgili.
Özetle diyor ki vize başvurusunda çok karmaşık görünen başvurular genelde ret yer. Ben aslında bu ülkeden alacağım ama oradan da bu ülkeye bir seyahat daha yapacağım, orada da şu arkadaşımla buluşacağım gibi.

Günde belki yüzlerce başvuru inceliyorlar bunlar görevlinin kafasını karıştırıp ret ihtimalini artırıyor.

İkinci konu daha önce vize almamanız durumunda ilk başvurunuzda 3 ay gibi bir vize vermez hiçbir ülke.

Başvurunuz şu netlikte olmalı. bir hafta gidip konaklayacağım şu tarihte de döneceğim.

Dönüş biletiniz kesinlikle olmalı başvuruda.

Konaklayacağınız yer çok net olmalı. Otel konaklamasını tercih edin. Arkadaşımda kalacağım falan ret ihtimali demek.

Bir ülkeden ret alıp hemen başka ülkeye başvurmak da ret sebebi. En azından 6 ay gibi bir süre geçmesi lazım böyle bir başvuru yapacaksanız.

Bunun dışında aslında sizin ihtiyacınız olan vize türü "digital nomad" vizesi gibi. Remote çalışanlar için 1 yıl süreyle oturma hakkı veriyor. Avrupa sınırlarında bunu veren ülkeler var. Yani o ülkelerin birinden bu vizeyi alıp o vizeyle avrupa'da kalabilirsiniz. Ama tabii bu vize türü her ülkede yok. Veren ülkeler de avrupa'da dolaşım sağlıyor mu bakmak lazım.

hollanda bunu veriyor mu bilmiyorum ama portekiz'in böyle bir vize kategorisi var. Tabii digital nomad vizesi avrupa'da serbest dolaşım şansı sunuyor mu ona bakmak lazım.

Ama şu anda 2 ülkeden peşpeşe ret yemek 3. bir ülkeden başvurunuzu da riske ediyor. Muhtemelen 6 ay gibi bir süre beklemeden yeni bir başvuruyla onay alma şansınız yok.

En iyi çözüm bir vize danışmanlık şirketine gitmek onlar size yol gösterir.

Tabii bunun da iyisini bulmak lazım. Bazısı olmayacağını bile bile sırf para için size başvuru yaptırtabilir.
0
anten
(21.06.23)
bu saatten sonra alabileceğin vize en azından bir süre için ancak davetiyeyle mümkün olabilir diye düşünüyorum.
bir de bilmiyorum tabi seyahat planı ne zaman ama bi açıköğretim kaydı fln ayarlayabilirsin belki. çünkü öğrenci belgesi vermiş olacaksın ve adamlar bilmiyorlar sonuçta bu uzaktan eğitim vs. standart ünv öğrenciliği sanıyorlar.
uzaktan çalıştığın şirket hangi ülkeden? schengen zone içerisindeyse şirketten veya samimiyetine göre iş arkadaşlarından rica edebilirsin davetiyeyi. sonrasında hangi ülkeden almışsan oradan giriş yapıp hollandaya geçiş yaparsın. yine de 3 aylık alman zor olur diye düşünüyorum bu arada ama en azından başlangıç olur. kabul aldıktan sonra hemen tekrar başvurursun.
0
sirkelimon
(21.06.23)
Uzaktan calistigin sirketten yazi almayi dene. Bizim tr deki temsilcimizdir, ulkeye donmesini garanti ediyoruz. Tr deki yerel baglantilarimizi hallediyor fln diye.
0
oscar
(21.06.23)
Schengen ulkeleri bilgi alisverisi yapiyor. X ulkesinden 3 ay, daha sonra y ulkesinden 1 ay basvuran birinin 3. Kez ve daha da alakasiz bir planla basvurmasinin yaratacagi tek etki; "bu adam ne olursa olsun bi sekilde kapagi atmaya calisiyor. Ne plani belli ne de gidecegi yer. Bas reddi gec"

2 farkli ulkenin red verdigi kisiye, 3. Ulkedeki officer niye riske girip de vize versin? O da ezberden reddi basacak gececek.

Tavsiyem; sevgilinizle belgrad ya da karadag'da bulusup 1 hafta tatil yapmaniz yonunde.

Mevcut sartlari degistirmeden, surekli alakasiz planlarla basvurmaniz bosa para ve zaman kaybi. Seneye daha makul ve gercek bir planla basvurursunuz. (Bu sure zarfinda da bi kac yere gidip gelirsiniz, pasaportu doldurursunuz)
0
brkylmz
(21.06.23)
(3)

İmaj danışmanı nereden nasıl bulunur

kahver
Gencolar selam.ya kafamı kurcalayan bir konu var. şimdi ben giyinmeyi, alışverişi severim. fakat şöyle bir durum var, giydiklerimi ben seviyorum diye alıp giyiyorum. öyle tişörtler, spor ayakkabılar, kotlar falan...ama bana bunlar yakışıyor mu emin değilim. sadece ben kendime yakıştırıyorum.hani böy
Gencolar selam.

ya kafamı kurcalayan bir konu var. şimdi ben giyinmeyi, alışverişi severim. fakat şöyle bir durum var, giydiklerimi ben seviyorum diye alıp giyiyorum. öyle tişörtler, spor ayakkabılar, kotlar falan...
ama bana bunlar yakışıyor mu emin değilim. sadece ben kendime yakıştırıyorum.
hani böyle bir mağazaya gideyim de, o beni baştan aşağı yakışanı giydirsin kafasında bir şey de deneyimlemek istiyorum. bu tarz çalışan mağazalar var mı bildiğiniz. haute couture tarzı değil de, daha böyle bak şunu dene bunu giy olacaktır vs. diyebilecek. her mağazadaki satış danışmanının söylediğine güvenemiyorum. "abi harika oldu süper oldu (iç ses: oh be bu elde kalan malı da sattık)." tabii hepsinin günahını almayayım da, bi güvensizlik oluştu bu konuda. ben dürüst, bu işlere kafa yoran veya böyle çalışan dükkanlar istiyorum. ya da böyle danışmanlık şeyleri mi var, gidiyorsun "abi selamun aleyküm şu beni bi giydirelim ya" deyip post cihazından mesai ücreti kesip seni götürüyor falan...
bu konuda bi bilgi edinmem lazım dostlar.
0
kahver
(15.06.23)
O isi bence magazadan bagimsiz birini bularak cozersin. Oyle biri de var midir bilmem.
0
alperz
(15.06.23)
var instagramda falan bile bulursun, stil danışmanı diye aratsan.
Armut'da da çıkıyor.
0
anten
(15.06.23)
yapabileceğin tek şey genellikle pahalı markaların lookbook'larına bakıp kendine bir stil düşünüp bunu daha ucuz markalarda bir araya getirmek

mağaza görevlisi her zaman için sana elinde kalan ürünü vermeye çalışır. adamın işi bu çünkü.

imaj maker falan çok üst ücretlere çıkmadığın sürece anlamı yok. birde adamın seçtiği şeyler ile bakalım mahallede gezinip metrobüse binebilecek misin?

yine yapılacak max şey bir tasarımcı arkadaşından veya tanıdıktan tavsiye istemek.

erkek giyim için konuşuyorum.

ki şu an piyasada alınabilecek tshirt bile yok yani hiç bir markada. resmen ölmüş tüm markalar.
0
duyurukullanıcısı
(15.06.23)
(6)

Türkiye'den Arnavutluk'a arabayla vizesiz gidebilir miyim?

diyojenimtırak
türkiye->bulgaristan->sırbistan->arnavutluk rotasını sadece pasaportla alabiliyor muyum?alabiliyorsam nasıl?alamıyorsam nasıl?teşekkürler
türkiye->bulgaristan->sırbistan->arnavutluk rotasını sadece pasaportla alabiliyor muyum?

alabiliyorsam nasıl?

alamıyorsam nasıl?

teşekkürler
0
diyojenimtırak
(14.06.23)
vizesiz bulgaristana giremezsiniz
0
paintov
(14.06.23)
Yunanistan ya da bulgaristan'dan geçmeniz lazım. Buralarda da vize gerekecek.

Ama feribotlar var, türkiye'den yunan adalarına, oradan da arnavutluğa gidiyorlar. Onlara bir sorun isterseniz. Yunanistan'a hiç inmeden belki aktarma yapıyorlardır.
0
anten
(14.06.23)
Bulgaristan transit vize veriyor bu gibi durumlar için.

Ancak schengen vizesi ile aralarında çok az fiyat farkı vardı en son baktığımda. E onu alacağıma schengen alırım da hazır çıkmışken diğer ülkelere de geçerim diye düşünüp vazgeçmiştim transit vizeden.
0
chicha_v2
(14.06.23)
artık şengen olsa bile transit vize almanız gerekiyor. şengenle ilk çıkışı bulgaristandan yapamıyorsunuz.
0
kanatlı kontun müşfik öpücüğü
(14.06.23)
@müşfik öpücük Aşağıdaki bağlantıda o şekilde bir ifade yok.

www.mfa.gov.tr
0
chicha_v2
(14.06.23)
daha yeni çıkardılar çünkü bu olayı. dışişleri sitesi güncellenmemiştir ya da görüşme falan yapıp vazgeçirmeye çalışıyor olabilirler bulgarları.

sofya.be.mfa.gov.tr
0
kanatlı kontun müşfik öpücüğü
(14.06.23)
(7)

Makedonya, Malta, Karadağ, Yaşamak için hangisini seçerdiniz?

solo
diyelim ki elinizde bu 3 ülkeden birinde ev alabilecek kadar birikmiş paranız var hangisini seçerdiniz?
diyelim ki elinizde bu 3 ülkeden birinde ev alabilecek kadar birikmiş paranız var hangisini seçerdiniz?
0
solo
(14.06.23)
karadağ net
0
erty_ksk
(14.06.23)
istanbuldan sonra hicbirinde yasayamam gibi. maltayla karadag arasinda kaldim ama maltayi seciyorum. guneyi cok sevdigim icin
0
ala09
(14.06.23)
Malta bence de. Ada ulkesi her zaman iyidir.
0
baldur2
(14.06.23)
karadağ, malta, makedonya.
0
paintov
(14.06.23)
Malta tabiki de. Yıl boyu sıcak iklim
0
socially awkward
(14.06.23)
Dil ve diğer Avrupa ülkelerine yakınlık sebebiyle Malta derdim. Hiç sıkıntı olmadan tüm gününüzü İngilizce ile geçirebilirsiniz. Herkes hakim. "Çok sıkıldım, hadi bi İtalya yapayım" da diyebilirsiniz. Çoğu zengin Malta'da ev aldı haberleri çıkıyordu son yıllarda zaten.
0
quaker
(14.06.23)
niyet önemli burada. Gidip yaşayacaksanız malta.
Yaşamayacaksanız karadağ, çünkü türkiye'ye yakın bir yazlık eviniz olur. Arabayla bile gidilir.

İş kuracaksanız hepsi (kuracağınız işe göre değişir öncelik)
0
anten
(14.06.23)
(8)

Elimizde adı soyadı ibanı olan dolandırıcı ve dava açmak

baldan kaymak
Nasıl yapacağız?300 TL para yollamıştım. Kat kat üstünü tazmin ile dava açabilir miyim? Çünkü eğer astarı yüzünden pahalıya gelecekse uğraşmayacağım.
Nasıl yapacağız?

300 TL para yollamıştım. Kat kat üstünü tazmin ile dava açabilir miyim? Çünkü eğer astarı yüzünden pahalıya gelecekse uğraşmayacağım.
0
baldan kaymak
(13.06.23)
kat kat üstünü tazmin mi? parayı komple unut, ceza almasını sağlarsın sadece.
0
kanatlı kontun müşfik öpücüğü
(13.06.23)
duyurudan biri 100 tl dolandırmıştı beni. polise şikayette bulundum. sanırım bir kişi daha şikayette bulunmuş. savcı kendisini çağırınca tutuşup 900 tele göndermişti
0
abuzer
(13.06.23)
Dolandırıcı, süzme salak değilse, kendi iban'ını vermez. Muhtemelen kandırdıkları birinindir.
"300 TL'lik bir tecrübe" de, yoluna devam et.

Ama işin içinde farklı şeyler varsa, hem dolandırıp hem de hakaret etti vs. ise kafana çok takılıyorsa, şikayet et.


.
0
kartallar yuksek ucar
(13.06.23)
Para zor da şikayetçi olun. En azından başkasına yaparken çekinsin.
0
drako
(13.06.23)
benim arkadaşımın kimlik bilgileriyle banka hesabı açmışlar. Sahibinden üstünden kapora dolandırıcılığı yapıp onun adına açılan hesaba atıyorlarmış. Oradan da parayı çekiyorlar kartla. Çok uğraştı.

O yüzden elinizdeki hesap bilgileri habersiz birinin bile olabilir.
0
anten
(13.06.23)
iban sahibi bankaya durumu bildirin. size hicbir sey veremezler hatta biz bi sey yapamyiz filan derler ama o esnada bakarlar ne olmus diye. yani kullanici hesabinda redflag olur bu olay. boyle sikayetler yigilinca o hesaplar kapaniyor.

ha baskasinin kandirip acmislardir hesabi, o sizi baglamaz.

en azindan avrupadaki bankalarda boyle yuruyor isler.
0
supergirl
(13.06.23)
tazmin edebilmen icin once savciliga suc duyurusunda bulunup acilacak davayi kazanman gerekiyor. ve lutfen ugras zaten herhangi bir ucret odemiyorsun sikayet ederken, ayrica acilacak davaya avukat da gerekmiyor, en azindan insanlik gorevini yerine getirmis olursun.
0
nibba
(14.06.23)
muhtemelen kılıfını hazırlamıştır. her dolandıdığı dava açsa napcak bu dolandırıcı.
0
hobarey
(14.06.23)
(5)

Yakın çevreniz aile ve 1. Derece arkadaşlar

coner
Yakın çevremde maddi konuda başarılı olan insan sifira yakın , sizin cevreniz nasıl ?Kendi imkanlarıyla 5-10 sene icinde kendini kurtarma seviyesinde iş kuran bu şekilde kendi emeği ile kişi veya kişiler var mıdır?
Yakın çevremde maddi konuda başarılı olan insan sifira yakın , sizin cevreniz nasıl ?
Kendi imkanlarıyla 5-10 sene icinde kendini kurtarma seviyesinde iş kuran bu şekilde kendi emeği ile kişi veya kişiler var mıdır?
0
coner
(12.06.23)
Üniversite okumayan tüm arkadaşlarım.
0
olaylar olaylar
(12.06.23)
Yani göreceli kavram maddi başarı. Sıfırdan ev iş kurup borçsuz yaşamayı da maddi başarı sayabiliriz, lüks ev otomobili de. (Gerçi lüks ev otomobil de aşırı göreceli Audi TT lüks deriz başkası Lamborghini'ye lüks der)

Benim çevremde ikisi de var. (Lambo değil de Audi gibili :D)
0
hedep
(12.06.23)
maddi konuda başarı ne seviyede bir başarı?

atıyorum nişantaşı'nda evi olup, rahat bir hayat yaşayıp kendini "orta halli" gören de var, ortalama bir mahallede 2 tane evi olup kendini aşırı zengin gören de.

Benim evi boyayan bir arkadaş vardı mesela, alman vatandaşı. benim çoğu arkadaşım iyi okullar bitirip aşırı iyi şirketlerde çalışıp kendini yurtdışına atmak için parçalıyor.

Benim usta birkaç sene önce meslek sertifikasını almış Almanya'ya gitmiş. Birçok insana sorsan "boyacı" mesleği olduğu için başarısız sayarlar. Ama çoğu "başarılı" beyaz yakalının hayalini yaşıyor.
0
anten
(12.06.23)
Teyzemin oğlu olan kuzenim var, kendi imkanlarıyla babasının işini alıp büyüten. Eniştemin sirkeci'de bir handaki lojistik işini 5-6 senede büyütüp milyoner olmuştu, futbol takımlarına forma sponsoru olacak kadar.
Oradan kazandığı parayla inşaat işine girdi, dolandırıldı şirketi kaybetti. Sonra deniz lojistiği işine girdi borç harç, üniversitede caka satmak için lüks arabasını istediğim adama kredi çekip borç vermiştim. Bi 5-6 sene sonra o işi de büyüttü, şimdi donatan/armatör oldu 3-4 tane gemisi var. Bugün onu da kaybetsin, yine belini doğrultur, öyle bi ticari zeka.
0
Bruce
(12.06.23)
Bir tane var. Ilk ticaret yapti ama beklenen patlama olmadi. Şimdi sağlık turizmi yapıyor.
Üniversite mezunu ama kafasi hep bunlara çalışırdı.
Kendini kurtaran dediğim bir ev iki arabası var, öyle milyonları yok yani. Ama çoğu kişiden fazla.
0
logisticsmanager
(13.06.23)
(1)

Yurtdışında yüksek lisans yapmak

yorgo klitoris
türkiye'de üst düzey bir üniversitede mühendislik öğrencisiyim. fakat her zaman sosyoloji okumak istemiştim, içimde ukde kaldı. erasmus da yapamadım malum ekonomik durumlardan dolayı. şimdi yurtdışında sosyoloji üzerine master yapıp iki hayalimi birden gerçekleştirmek gibi bir düşünceye kapıldım. av
türkiye'de üst düzey bir üniversitede mühendislik öğrencisiyim. fakat her zaman sosyoloji okumak istemiştim, içimde ukde kaldı. erasmus da yapamadım malum ekonomik durumlardan dolayı. şimdi yurtdışında sosyoloji üzerine master yapıp iki hayalimi birden gerçekleştirmek gibi bir düşünceye kapıldım. avrupa vatandaşlığım olduğu için çalışıp okuyabilme şansım var, ancak konu hakkında adeta kör cahilim, araştırıyorum.

sosyoloji okumak, yurtdışında master ve ülke önerisi konularında bilgisi olan yazarların her türlü yardımı çok makbule geçer, müteşekkir olurum. içime şöyle ispanya, italya gibi mis akdeniz havası çekmek istiyorum açıkçası ama, tüm fikirlere açığım.
0
yorgo klitoris
(12.06.23)
www.mastersportal.com başlangıç için güzel bir sayfa okul aramak için.

Avrupa vatandaşlığı olması büyük avantaj.

Bu gibi alanları iyi okullarda okumak lazım. Çünkü yüksek lisans 2 sene az değil.
Harcayacağınız eforun işe yaraması da önemli bu kadar sürede. yoksa sosyolojiyle ilgili gerekli akademik okumaları kendi başınıza da yapabilirsiniz. O yüzden iyi okul şart.

Ama iyi okullar da yüksek lisans düzeyinde öğrenci seçiminde sıkı oluyor. Burada alan dışından gelmeniz başvuruda çok sorgulanacaktır. O yüzden çoooook iyi bir niyet mektubu yazmanız lazım. Bir mühendis olarak neden sosyoloji yüksek lisansı yapmak istediğinize dair.

ben olsam biraz daha alternatif bölümlere de bakardım. Bazı üniversitelerin liberal arts programları var mesela. damıtılmış bir sosyal bilimler bölümü. Sosyoloji, antropoloji, edebiyat, tarih, sanat tarihi vb gibi alanların derlemesi.
0
anten
(12.06.23)
(3)

airbnb

baldur2
airbnb hostu olmak cv'ye yazilabilir mi? mantikli mi, yoksa gereksiz ve sacma mi? sektore gore hazirlanan cv'lerde mi is yapar? konaklama, turizm vs tarzi sektorlerde is bakiliyorsa mesela?
airbnb hostu olmak cv'ye yazilabilir mi? mantikli mi, yoksa gereksiz ve sacma mi? sektore gore hazirlanan cv'lerde mi is yapar? konaklama, turizm vs tarzi sektorlerde is bakiliyorsa mesela?
0
baldur2
(12.06.23)
aynen öyle.
fabrikaya üretim mühendisi olmak için başvuruyorsan anlamsız ve gereksiz dikkat çekici.
bizim millet çekemez biliyorsun, ooo para kazanıyor bu der en düşükten almaya çalışır üstüne. ben hiç yazmazdım. gerek yok bilmelerine.
0
erty_ksk
(12.06.23)
turizmci degilsen bence gereksiz,
evin bir odasini kiralamak gibi degilde sanki bir kac odani kiraliyor, iste düzeni falan ayarliyorsun, onlara gezi plani yapiyorsun, havaalanindan aliyorsun, brosürler hazirlamissin, rehberlik yapiyormussun vs gibi hikayelestirirsen olur.
0
durgunfoton
(12.06.23)
Turizm, yeme-içme gibi sektörlerde avantaj sağlayabilir.

Sosyal becerilerin önemli olduğu işler için de önemli olabilir.

Ama diğer sektörlerde tam tersi etki uyandırır. Hatta iş yerinde "o zaten airbnb'den çok kazanıyor" dedikodusu duyuldu mu en düşük zam oranları, işten çıkarılmada ilk tercih vb konularda canınızı sıkarlar.
0
anten
(12.06.23)
(12)

300.000 tl ile yolda bırakmayacak araç alabilir miyim ?

bedrozan
SB.Memur halimizle dişimizden tırnağımızdan artırıp biriktirdiğimiz paraları biraraya getirdik ailecek ve toplamda bu rakam ortaya çıktı.Başlıkta belirttiğim gibi yolda kalmayacağım, zorda kaldığımda kolay bir şekilde satabileceğim araç bulabilir miyim bu fiyata ? Yorumlarınız benim için önemli zah
SB.
Memur halimizle dişimizden tırnağımızdan artırıp biriktirdiğimiz paraları biraraya getirdik ailecek ve toplamda bu rakam ortaya çıktı.
Başlıkta belirttiğim gibi yolda kalmayacağım, zorda kaldığımda kolay bir şekilde satabileceğim araç bulabilir miyim bu fiyata ? Yorumlarınız benim için önemli zahmet edip yazan tüm arkadaşlara teşekkür ederim şimdiden.
kredi çekecek durumum yok. Maks. limitim 300.000 TL.
0
bedrozan
(12.06.23)
Aileniz kaç kişiden oluşuyor? Hangi şehirde yaşıyorsunuz? Merkezde misiniz, ilçede-köyde mi? Çoğunlukla şehir içi mi kullanacaksınız? Günde kaç km. kadar kullanırsınız? Bu sorularla başlayalım.
0
zaman ilac degil insanlar unutkan
(12.06.23)
@zaman...
2 kişiyiz, yeni evliyiz.
Şu an Şırnak'ın bir ilçesinde yaşıyoruz. Ailemiz Gaziantep ve İzmir'de. İzinlerde götürüp getirsin yolda bırakmasın.En önemli kriterimiz bu.
Şırnak'ın küçük bir ilçesinde yaşıyoruz dediğim gibi. Sadece alışveriş/görev ihtiyaçları için kullanıyoruz.
0
🌸bedrozan
(12.06.23)
Mitsubishi colt düşünebilirsiniz
0
prole
(12.06.23)
Cevaplarınız ve "yolda kalmayacağım, zorda kaldığımda kolay bir şekilde satabileceğim" kriterinize göre Renault Megane, Ford Focus, Peugeot 206, Hyundai Getz, Opel Corsa sizin için oldukça ideal olur. Bunlar ustası-servisi bol, parçaları kolay bulunan, çoğunlukla sorunsuz araçlardır. Hatta bütçe de belirtmişsiniz, dilerseniz Şırnak, İzmir ve Gaziantep üçlüsünde kriterlerinize uygun araç da bakabilirim.
0
zaman ilac degil insanlar unutkan
(12.06.23)
@prole hocam bize büyük gelir bu araç tipi. Daha estetik bir şey olursa güzel olur.Ayrıca otomatik yerine manuel düşünüyoruz.
@zaman çok teşekkür ediyorum ilginize. Şırnak-Mardin-Diyarbakır-Siirt-Diyarbakır-Hakkari yani çevre yakın iller olarak bakabilirseniz daha da memnun olurum. Tekrardan çok teşekkürler.
0
🌸bedrozan
(12.06.23)
zaman ilac degil insanlar unutkan
(12.06.23)
Hepsini inceleyeceğim çok teşekkür ederim sagolun.
0
🌸bedrozan
(12.06.23)
Hocam o paraya 2004-2006 arası manuel hyundai elantra tavsiye ederim.

Yolda bırakmaz, konforludur. Dört kişi çok rahat bavullarla uzun yola çıkarsınız. Türkiye'de fabrikası olduğu için neredeyse tüm parçaları sürekli üretiliyor. Bakkalda bile bulursun.

Bu arabanın manyaklarının olduğu bir facebook grubu var. Oraya katıl.
0
alperz
(12.06.23)
japon kore iyi bakımlı araç üzmez. kaporta boyaya bakma
0
mikahakkinen
(12.06.23)
Mutlaka LPG'li olsun, müthiş fiyat farkı var son 2 yıldır benzin ve mazota göre. Bu paraya otomatik bulursanız, sanayiden çıkamazsınız. Mutlaka manuel olsun.

Ülkemizde az bulunan, az satılan bşr odel olmasın. Ki ustası ve parçası bol olsun.
0
John Bloor
(12.06.23)
Toyota, hyundai ve hondanın ucuz modellerinden bulabilirsiniz.

Bunların avantajı dayanıklılık, 2. el değerinin yüksek olması ve türkiye'nin her yerinde bu araçlardan anlayan bir usta bulmanın kolaylığı, ucuz yedek parça vs.
0
anten
(12.06.23)
hyundai getz aldım çok memnunum.bagaj hariç.araba çok dolu.camlar aynalar elektrikli.düşük km li hyundai getz 2006 model tavsiye ederim
0
ayağiniza gelen overlokçu
(12.06.23)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.