Giriş
(15)

Erdoğan muhalefet olunca

sailor
Merhaba,Geçen gün Ruşen Çakır, "Erdoğan kaybedince AK Parti kadroları çözülür, kısa süre içerisinde mevcut oyları dibi görür" tarzında bir yorum yaptı.Bekir Ağırdır da başka bir ortamda, "Erdoğan muhalefet olunca şimdiki muhalefet gibi insaflı olmaz. 300 bin kişiyle Taksim'de miting yapar düzenli ol
Merhaba,

Geçen gün Ruşen Çakır, "Erdoğan kaybedince AK Parti kadroları çözülür, kısa süre içerisinde mevcut oyları dibi görür" tarzında bir yorum yaptı.

Bekir Ağırdır da başka bir ortamda, "Erdoğan muhalefet olunca şimdiki muhalefet gibi insaflı olmaz. 300 bin kişiyle Taksim'de miting yapar düzenli olarak, iktidara hayatı zehir eder. Ülkeyi erken seçime götürmeye çalışır." dedi.

Sizce hangi senaryo daha gerçekçi?
0
sailor
(26.02.23)
A şıkkı
0
Mirket
(26.02.23)
A.
Belli kitleler aynı İstanbul'da olduğu gibi para yiyemeyince, sağa sola kuzen yeğen koyamayinca, tesvikler dagitilmayinca çoğunun siyasi görüşü kalmaz ki yok.
0
logisticsmanager
(26.02.23)
encrypted-tbn0.gstatic.com

En fakiri bile 3 kusak yetecek kadar kenara koydu. Miting yapmaya yemez cunku o sirada yurt disina kacmaya, vatandaslik almaya veya delilleri yok etmeyle mesgul olacaklar.

Asil biz gelen iktidara hayati dar ederiz bunlari hemen yargilamaya, caldiklarinin bir kismini da olsa geri almaya calismazlarsa.
0
another satisfied lover
(26.02.23)
Ne akp 20 yıl önceki akp, ne de rte 20 yıl önceki rte. rte artık muhalefet yapamaz. Başka bir kafayı bir yaşıyor. Ya ülkeyi terk eder, ya da iktidarı bırakmamak için her yolu dener. Allah'ın Trump'ı iktidarı vermemek için neler yaptı, doğru dürüst devletin hiçbir organına sahip olmadığı halde.
0
vizivozo
(26.02.23)
ilki. çünkü tayyipin o eski gücü yok. azalarak bitecekler. akp'nin vadesi doldu.
0
candide
(26.02.23)
benim fikrim; ak parti ve erdoğan'ın seçilmesini sağlayan besledikleri o azınlık tayfa değil bilakis iktidardan doğrudan veya dolaylı hiçbir şekilde fayda amacı gütmeyen, bunu talep etse bile bu talebi gerçekleşmeyen o asıl çoğunluk. bence bu insanların kararı kaybedilmesini ve kazanmasını sağlayabiliyor. örneğin; param yok, yiyecek ekmeğim yok, bir sürü sorunum var ama benim oyum erdoğan'a sözünü söyleyebilen kesim bu noktada belirleyici oluyor.

yani demem o ki doğrudan beslediği o parazit azınlık ilk yenilgide kendisini besleyecek bir başka organizmaya tutunur kalır. şunu unutmayın, para demek güç demektir. ve bu beslenen güç bağımlısı kitle her zaman bir yolunu bulur. (money talks) elbette olası bir yenilgi durumunda her siyasi cenah için hızlı bir reaksiyon verebilmek, toparlanabilmek çok güç olur fakat burada önemli olan sonrasındaki süreçtir. beslenen tayfa kolaylıkla bu saf geçişini yapabilir hatta bunu kimse yadırgamaz ne muhalefet ne iktidar tarafı. ama esas olarak bu bahsettiğim "asıl" çoğunluğun reaksiyonu belirleyicidir. nitekim bekir ağırdır ağabey bunu kastediyor açıklamasında. diğer açıklamlarında da buna paralel ifadeler söylüyor sıklıkla. ve ben bekir ağabey'in açıklamasını rasyonel buluyorum.
0
debian
(26.02.23)
b. ve sadece bu yüzden a.k. partisi seçimi kazanması gerektiğini düşünüyorum.

-ekonomi dibin dibini görmüş durumda. ki dünyanın en büyük depramini gördük, ultra mega yardımlar yapıyoruz söylemini hiç vakit kaybetmeden pompalamaya başladılar.
-yargı tamamına yakın olarak kendi kadrolarında. yeni gelecek bir muhalif bu sebepşe istediğimi,z hesaplaşmayı kolayca yapamayacaktır. ayrıca basın hala büyük oranda ellerinde. yeni gelen muhalif toplumsal kutuplaşmayı engellemek adına zaten çok sert girişimlerde bulunamaz-ihaleci puştları yargılamak, torpille iş veya maddi çıkan sağlayanlara, dini siyaset veya çıkarı için kullananlara gereğini yapmak gibi- ki çok daha büyük dertleri olacak.
-kitlesinin sanıldığı kadar azaldığını sanmıyorum. hala herifi peygamber gibi gören ve algıları kapalı devasa bir kitle var. ellerindeki basınla-hadi o susturuldu, müthiş çalışan fısıltı gazeteleriyle (90 ları ve o zamanlardaki türban eylemlerini hatırlayanlar bilir.tek bir gazetede tv de haber olmamasına rağmen yüzbinlerce kişiyi sokağa dökebiliyorlardı) bakın biz lozanı kaldırıp petrolleri-elmasları çıkaracaktık. bunlar dış güçler. o yüzden ülke bu durumda söylemini çok hızlı yayacaklardır. ve zaten kucağında bomba bulan seçiliş muhalif çok zorda kalacak, muhtemel bir erken seçimle bu sefer daha güçlü bir şekilde yeniden iktidara gelecekler.

kendi adıma ülkede milyonların inandığı lozan yalanının, biten ekonominin ellerinde patlaması için yeniden a.k. partisinin yeniden seçilmesi gerektiğine inanıyorum. ha 3-5 sene daha ülke soyulacak. yaşadığımız her boktan şeyin benzeri yaşanacak. adamın ev hanımı komşu kızı rektörlük yapacak. 5 li çete 15 li olacak doğru. ama toplumsal bir akıl tutulması yaşadık biz. ve bunun bedelini ödememiz gerekli.
0
unabomber
(26.02.23)
erdoğan muhalefet olmaz, hakkınızı helal edin der çekilir.
0
duyurukullanıcısı
(26.02.23)
erdoğan yaşadığı sürece muhafelet olmaz, olamaz.
0
nuisance
(26.02.23)
Ekonomide dibin dibini gördük diyen arkadaşım:

Bu ülke insanının iyimserliğini seviyorum aslında.

Suriyeliler, Afganlar, Afrikalılar, Pakistanlılar için şu an bir cazibe merkeziysek ve büyük buhran Amerikası ile ilgili birkaç kitap okunsa 'dibin dibi' olmak bir yana çok iyi durumda olduğumuz aşikar aslında.

Daha göreceklerimiz var. İnan düşmeye yeni başladık.
0
Mirket
(26.02.23)
Bizim muhalefete hayranım. Darbeler dışında bu ülkede hangi siyâsî lideri yargılandı? Darbe döneminde yargılanan siyâsîler de kahraman edildi ha.

RTE öyle veya böyle kazanma planları hazır olduğunu düşünüyorum. RTE son kez başkanlık yapar, son döneminde cumhuriyet tarihinin en iyi lideri vb. seçilir, madalya verilir, görevi biter, aşırı lüks hayatını devam ederken iktidarlar bile fikir danışır, tarih sahnesinden yavaş yavaş silinir, 7 ceddi de her zaman her yerde kırmızı halıyla karşılanır. Yargılanacaksınız geyiği yapanların alayı saftirik. 12 Eylül darbe anayasasının değiştirilmediği ülkeden bahsediyoruz, Kenan Evren’in yargılanmadan lüks bir hayat yaşadığı, katıldığı programda da çok rahat hem sağdan hem de soldan astırdım dediği ülke burası. Saftiriklere göre RTE ve tayfası 20 yıl iktidarı elde tuttuğu ülkeden harıl harıl kaçma planları yapıyor. Ulan şu an RTE bu özgeçmişle istediği ülkede krallar gibi yaşar. İngiltere'nin, Almanya'nın, ABD'nin vb. 20 yıl Türkiye gibi bir ülkeyi domine etmiş bir siyasi lidere kapılarını mı kapatır. RTE'ye dava açtığınız gibi bu ülkeyi bırak dünya ayaklanır. TV'ler ve basın yüzyılın rezaleti başlıkları atar, ikinci Adnan Menderes vakası, millî irade yok sayılıyor gibi başlıklar...

En çok daha şunu merak ediyorum, "aman AKP'nin tabanı kızmasın, AKP tabanına yaranalım" diye sesini çıkamayan ve malum kitleye yaranan muhalif iktidara gelince cidden bunları yargılayabilecek mi?
0
kullanilamayan ruhumuzlar
(26.02.23)
açıkçası ben erdoğan'ın kaybedeceğini düşünmüyorum çünkü sosyal medya ve ekşi sözlüğe göre oy dağılımı söz konusu olsaydı çok daha önce erdoğan tarihin tozlu sayfalarına eklenmişti. ama bir türlü öyle olmadı. olmuyor.

benim görüşüm ve gözlemim şu ki; erdoğan taraftarları daha da konsolide olarak çıkarsa bu süreçten kimse şaşırmasın. yani ben buna şaşırmam artık. ama olurda erdoğan seçimleri kazanamayacağını düşünürse öncelikle seçime girmez diye düşünüyorum. girer ve kaybederse de tüm duygusal hayal kırıklıklarına rağmen 2.seçenek daha mantıklı geliyor bana.

her şeyi bir kenara bırakın bu ekonomik krizde dahi akp tek başına birinci parti çıkabiliyorsa hala çoğu ankette bunu görmezden gelmek kendini kandırmak olur. yani adamlar eski sistemde olsak iktidarlar hala...
0
pardus
(26.02.23)
mamaları bi kesilsin görücem ben akp'Li kitleyi.
0
ayseee
(26.02.23)
%50 alamayacağı kesin ama parti olarak hala en yüksek oyu alan parti olabilirler de. İşler karışık.

Bekir Ağırdır'ın söylediği bence doğru ve öyle olursa biz "ulan 10 yıldır biz niye bunu yapamamışız gerçekten muhalefet yokmuş" diyeceğiz bence.

Ama umarım dağılıp giderler. Normal şartlarda hukuksuz her şeyin cezalandırılması gerektiğini düşünüyorum ama pek ümidim yok. Bence herkes tuttuğunu öpüyor ve yanına kâr kalarak hayatına devam ediyor. Burası böyle bir ülke.

benim en büyük korkum, bu kadar kötü şey üzerine altılı masanın gelmesi ve her şeyin onlara yıkılması. Cumhurbaşkanlığını pek kullanadan hızlıca parlamenter sisteme geçmeleri ve sonra yeni bir sağcı iktidar... Sebep sonuç ilişkisi kurma yetisi yok çünkü çoğu insanda. Ha yaşlıların yıldan yıla hayatlarını kaybetmesi işin matematiğini biraz etkiliyor ama ne bileyim.
0
nhk ni youkosu
(26.02.23)
Ben size C şıkkını söyleyeyim. muhalefet bunlardan çekindiği için perde arkasında iktidarla anlaşıp göstermelik bir iki soruşturma dışında şimdiki iktidarı rahat bırakacak. Birçok şey hasıraltı edilecek. Hatta kılıçdaroğlu'nun tam olarak şu demeci gözümde canlanıyor: "Ne yapalım cadı avı mı başlatalım? böyle bir şey olabilir mi?"

Maalesef Türkiye'de seçmen de bazı gazeteciler de fazla saf ya da saf taklidi yapıyor.

Öncelikle AKP içinde çıkar odaklı bulunan bir kitle var tamam. Ama bu partinin içinde duygusal olarak buraya ait hisseden ve ne olursa olsun aşırı bağlı bir kitle de var, hem de sayıları hiç düşük değil. Son İstanbul seçiminde sokaklarda ağlayıp dövünenleri görmediniz galiba. Eğer bu deprem yaşanmasaydı, iktidar rüzgarı bir şekilde arkasına almaya başlamıştı yine.

Diğer konu, küçücük bir muhtarlıktan, üst düzey tüm kurumlara, medyaya, bürokrasiye kendi adamlarını oturtmuş bir iktidar, koltuktan inince, yeni gelenlere hayatı zehir eder. İBB'nin bile çalışır hale gelmesi neredeyse 1 sene sürdü ki sadece belediye meclisi bile ne kadar kitledi imamoğlu'nun elini hatırlayın.

Algı çok kolay manipule edilen bir şey. İktidar el değiştirirse, şimdiki basın sabahtan akşama kadar tüm ekonomik sıkıntıları yeni gelen iktidara yıkacak ve eminim bunda da başarılı olacak. Bürokrasi de ülkeyi tekrar bir erken seçime götürmek için elinden geleni yapacaktır.

İyi niyetten kastım tam da burada başlıyor. Muhalefette ya da gazeteciler arasında iktidar değişince usulsüzlüklerin peşine düşüleceğini sanan bir kitle var. Muhalefet ve iktidarın perde arkasında görüştüğüne dair bir sürü dedikodu çıktı. Seçim sonrası kimseye dokunulmasın, böylece yumuşak kavgasız gürültüsüz bir geçiş olsun diye.

Tabii tüm bunlar seçimi kaybederlerse ihtimali... Bir de kaybetmeme ihtimali var ki, hiç de az değil. Oyları düşebilir, ama öyle efsane bir kayıp olmayacaktır.

Biraz yaşadığınız mahalleden çıkın, insanlar her şeye rağmen destek veriyor görebilirsiniz.
0
anten
(27.02.23)
(6)

150k tl ile ne yapılır?

baldan kaymak
Ufak bir dükkan açılabilir mi mesela?
Ufak bir dükkan açılabilir mi mesela?
0
baldan kaymak
(25.02.23)
Ufak bir dükkan için 50k dekorasyon tadilat gibi işlere gitse, 100k da malzeme, cihazlar, alarm, kamera, tabela, reklam gibi alanlara gitse açılabilir aslında bir yer kiralanıp.
0
ananiyimioguz
(25.02.23)
Bu dönemde yapılabilecek en temiz iş vergi vermeden yapılabilecek tüm işlerdir. Yüksek ticaret hacminiz olmadığı sürece küçük yatırımlarla kurulan işletmeler mali yükümlülükler altında ezilmeye mahkum maalesef.
0
apocalipy
(25.02.23)
ticaret risktir evet risk oranınızı , işin tutmasını, müşteri potansiyelini , vs çok iyi hesaplamalısınız.

Belirli bir süre cepten yemek durumunda kalacaksınız, bunun içinde bütçe ayırmanız gerekecek.

Ama en doğrusu , yapacağınız işiz eğer online yapabiliyorsanız online başlayıp, potansiyeli görmek, sonrasında her şey istediğiniz gibi ise dükkan açmak olarak devam etmek olacaktır.

Ama benim de tavsiyem vergi vermeden yapılacak işlerden başlamanız olacaktır, muhasebeci ücreti, vergiler, Bağkur ,işyeriniz yoksa dükkan kirası bunların altından kalkabilmek için bulunduğunuz bölgede rekabeti az, talebi veya kar marjı yüksek işler olması gerekir.

O paraya gayrimenkul vs gibi yatırımlar da yapıp, sermayenizi büyütüp, geniş bütçe ile ileride başka işlerde düşünebilirsiniz.
0
mrctrk
(25.02.23)
Ticaret risk değildir. Yanlış işi yanlis şekilde yapanlar ve doğru işi dogru şekilde yapanlar vardır. Öyle iş vardır bir buçuk milyona kurulur ayda yüz bin zor kazandırır öyle işler vardır yuzelli bine kurulur ayda 50 bin kazandırır. Birden çok faktöre bağlı ama evet 150 bine bir çok seçenekte dükkan açılır o dükkanın başarılı olması başka bir hikayedir. 28 yıllık magazaci olarak söylüyorum bunları.
0
deer hunter
(25.02.23)
Ben genelin aksine, 150bin ile de 50bin ile de 10bin ile de is kurulabilecegini dusunuyorum.

Meslek geregi sifirdan gelme cok patron ile tanistim. Oyle ufak sermayelerle basliyorlar ki. Sadece yukarda da yazildigi gibi dogru isi, dogru sekilde yapmak lazim. Hayalperest olmamak lazim.

Mesela 150bin ile dukkan acmak bir hayal. Ama 20-30bin ile pazarda satacak urunler bulup pazara cikmak gercekci. Gida disi urunler tabii, giyim, taki, mutfak esyasi vb.

Bir de yaptigin isi bilmek onemli. 2 ornek biliyorum. Bir kadin girisimci mesela 30bin sermayeyle toptancilardan ic camasiri toplayip trendyolda satip kendi gecimini saglayacak bir hacme ulasmis bu bir ornek.

Bir diger ornek iki ortak 45bin sermayeyle baslayip corap isine girdiler. 2 sene icinde 3 milyona bir grup sirkete markayi sattilar. Ama guzel bir konsept yakaladilar tum olay paketlemeydi. Ortaklardan biri matbaada calistigi icin kutu yapmayi iyi biliyordu.

Yani isi bilmek de onemli bu ornekte gordugunuz gibi.

Hayalperest olmayip, butceyi iyi yoneten, atiyorum pazara cikmaktan sokakta bagira bagira urununu satmaktan bile erinmeyecek insan kazaniyor bir sekilde.
0
anten
(25.02.23)
@anten nick'li arkadaş 150 bin TL ye mağaza açmak hayal kısmı hariç mükemmel açıklamış durumu. İş bilenin kılıç kusananin
0
deer hunter
(25.02.23)
(8)

japonyadaki köpük evler

sanemz
niye yapmıyoruz bundan eksileri neler? ben yapsam gülerler mi? https://www.google.com/search?q=k%C3%B6p%C3%BCk+ev&sxsrf=AJOqlzXEUaDKEk8AZEU9YlvQ8NYIm3N1RA:1677242955311&source=lnms&tbm=isch&sa=X&ved=2ahUKEwjmnLb0mK79AhU7gv0HHcNuAYUQ_AUoAXoECAEQAw&biw=1366&bih=635&dpr=1
niye yapmıyoruz bundan eksileri neler? ben yapsam gülerler mi?
www.google.com
0
sanemz
(24.02.23)
Bizim toplumda büyük ev fetisi var. Kimse küçük eve girmek istemiyor yeni nesil hariç. Yeni nesil de şehir merkezinde oturmak istiyor. Şehir merkezinde yapamayacağına göre tutmaz.
0
Mcfly
(24.02.23)
twitter.com

bu şekilde toprak ev uygulaması varmış, hem inşaası kolay hızlı hem de ısı izolasyonu iyi oluyormuş, bunu da takip et istersen
0
freebird5406_2
(24.02.23)
Sivas'ta galiba Hobbit evleri yapılıyordu onlara bi bak onlar daha güzel.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(24.02.23)
Türkiye'deki sorun ev tekniği değil, iş ahlakı, dürüstlük.

Bu evleri de yapsan dürüst olmayan bir inşaat şirketi bunları da kötü malzemeden yapacak, özensiz bir firma gidecek atıyorum sel basabilecek bir yere kuracak bunları falan filan.

Herkes işini düzgün yapsa,
doğru binayı doğru yere dikse,
devlet düzgün denetimler yapsa zaten bunlara gerek kalmaz.
0
anten
(24.02.23)
ben de benzer bi yazı okumuştum Amerika'da, TR'de vs yasaklanmış, sebebi de bu köpük evler kanserojenmiş diye okumuştum ama inanın kaynak hatırlamıyorum.
mantıksız da değil çünkü köpük petrokimyasal bir ürün. ben yazıyı okurken japonyada yasaklanmamış olmasına şaşırmıştım.
0
sirkelimon
(24.02.23)
boyle bi alan yok bi kere ama biraz daha zorlarsak 25m2 çadir övucez herhalde
0
ala09
(24.02.23)
eğer depreme dayanıklı olsun istersen tek problem deprem değil ki? rüzgar var, yağmur var, kar var, hayvan var. var oğlu var.

eğer yapıyı yapacağın yer gerekli koşulları sağlıyor ise, o bölgenin geleneksel bina biçimlerine bakıp gerekli alanları uyguladıktan sonra yapabilirsin tabii ki.


yapılırken gülerler, sonra susarlar. sonuçta bişi olsa bile tamir etmesi gayet kolay, ucuz.
0
selam
(24.02.23)
@selam,
japonya da hepsi de var ve orda kullanılıyormuş bu evler. kanserojenmiş ama onu bilemem.
0
🌸sanemz
(24.02.23)
(13)

İstediğiniz arabayı satın alamayınca ne yapıyorsunuz?

ditu
Mevcutta arabam yok. Kredi çektiğim halde bütçem istediğinim arabayı almaya yetmiyor. Siz olsanız ne yapardınız? Bütçenize göre araç mı bakarsınız yoksa istediğiniz aracı alana alana kadar para mı biriktirirsiniz?
Mevcutta arabam yok. Kredi çektiğim halde bütçem istediğinim arabayı almaya yetmiyor. Siz olsanız ne yapardınız? Bütçenize göre araç mı bakarsınız yoksa istediğiniz aracı alana alana kadar para mı biriktirirsiniz?
0
ditu
(24.02.23)
İstediğiniz aracı alana kadar para biriktirirken istediğiniz aracın fiyatı da arttığı için ulaşılamaz bir döngüye gidiyorsunuz.

En güzeli bir tane alıp borcunu bitirmek. Sonra onu satıp üstüne biraz koyup model yükseltmek. Onun borcu bitince bir daha.. böyle böyle 5-6 yıla istediğiniz aracı alırsınız bence
0
ananiyimioguz
(24.02.23)
Bütçemin %10-%20 altında bir araç bulmaya çalışırım (çünkü bir aracın sigorta, satın aldıktan sonra ilk bakım vb masrafları da var). Arabaya da fazla anlam yüklemem:)
0
anten
(24.02.23)
2. el düşük kmsine bakarım.
0
mikahakkinen
(24.02.23)
bütçemin yettiğini alırım.
bi yerden başlamak lazım sıfırdan araba olmak çok zor.

ama araban olunca ufak ufak yükseltebiliyosun.
0
jelly bear
(24.02.23)
istemedigim arabayi aliyorum.
0
baldur2
(24.02.23)
O an araba ihtiyacım varsa bütçemin yettiği kredili aracı alırım.
Araba ihtiyacımın aciliyeti yoksa para biriktiririm tabii ki.
0
roket adam
(24.02.23)
araba piyasası patlayacak diye ekşide mastürbasyon yapıyorum :D
0
yazar yazmaz yazan yazar
(24.02.23)
bütçemin yettiği en iyi arabayı alırım. borcu bitince satar istediğim arabayı alırım.
0
alaimisema
(24.02.23)
İstediğiniz arabayı alamıyorsanız, para biriktirerek de alamayacaksınız maalesef. Sizin biriktirdiğinizden daha fazla artmaya devam edecek fiyatı. Kredi + elinizdeki ile satın alabileceğiniz en iyi seçeneği satın alın. Sonra o kredinin taksidi bu enflasyonda eriyecek, elinizdeki araç da diğerleri nasıl değerleniyorsa öyle değerleneceği için daha sonra satarak ve üzerine bir miktar daha kredi çekerek(diğerinin taksidi artık gözümüze gelmiyor, zam falan filan aldık o eridi) istediğinizi alabilme şansınız olur.
0
huzurlarinizda huzursuzluk
(24.02.23)
işimi görecek en ucuz arabayı alır, param kalıyorsa yatırım yapardım. tabi araba da bir yatırım sayılır Türkiye'de ama başka bir yatırım yapardım.
insan istediği şeye hiç yetişemiyor, hep eksik kalıyor maalesef, ancak iyi yatırım yapıp yeterince sabredersen ileride bir şansın oluyor.
0
tiny penny
(24.02.23)
zamanında mx5 alacaktık diye söyleniyorum
0
gurur
(24.02.23)
butceme gore arac alir devam ederim.
0
cooperr
(24.02.23)
bütçeye yakın araç kap.

yoksa bir daha alamazsın.

türkiye için konuşuyorum.

avrupa'da aşağı yukarı fiyatlar benzer.
0
rain when i die
(25.02.23)
(7)

İstanbul dan göç için devler teşvik paketi hazırlasa etkili olur mu?

sonhakan
Deprem icin yatırım yapılacağına İstanbul da memleketine dönenlere ciddi teşvikler verilse ben daha doğru ve etkili olacağını düşünüyorum. Ne dersiniz?
Deprem icin yatırım yapılacağına İstanbul da memleketine dönenlere ciddi teşvikler verilse ben daha doğru ve etkili olacağını düşünüyorum. Ne dersiniz?
0
sonhakan
(23.02.23)
öyle zaten de yapmıyorlar işte. istanbul finans merkezi açtılar ankarada'ki çoğu kurumu istanbul'a taşıdılar. ellerinde olsa, hayvancılığı ve tarımı da istanbul'da yapalım derler bunlar.

bugün sadece yabancıya konut satışını 2025'e kadar durdurduk ve vatandaşlık satmayı kafadan durdurduk derse ve anadoluya yatırımlar başlasa bile istanbul hem boşalmaya başlar ciddi oranda hem de evler boşa çıkmaya başlar. üst seviye evlerin fiyatlarının kontrolden çıkma sebebi "adam rusa 10 milyona satmış, adam arapa 8 milyona satmış ben neden 2'ye satayım diye diye oldu. normalde o evlerde it sektöründekiler, finanstakiler, doktorlar üst seviye esnaf ve tüccarlar oturması gerekirken onlar itilerek orta seviyeye düşürüldü, öğretmen mühendis hemşirede alt seviye asgari ücretlilerin yanına gitti. bunların düzenlenmesi bile neredeyse çoğu harabe sayılacak evin boşalmasını sağlayarak yıkılması sağlanabilir.

istanbulda 6,6 milyon mesken var, ikamet edilen konut sayısı 5 milyona yakın. boş ev de var aslında.
0
avatar is back
(23.02.23)
yaş kaç derim :)
devlet ve hükümet düşündüğünüz gibi birşey değil.
şimdi ne olduklarını yazardım ama duyuruyuda kapatırlar.
0
aslindasorunumpsikolojik
(23.02.23)
kanal İstanbul diye proje yapan adamlardan bahsediyorsunuz. Finans merkezini yazmışlar. Nüfusu Anadolu’ya kaydırabilecek bir vizyon çıkmazdı mümkün mü bunlardan?
0
sibertenik
(24.02.23)
Sağ hükümetler böyle bir işe girişmez. Türkiye'de büyükşehirlere düzensiz göç, gecekondulaşma gibi konular Menderes'ten Özal'a, oradan Erdoğan'a uzanan bir süreç. Fabrikalarda çalışacak ucuz işgücü olsun diye anadolu'ya yatırımı azaltıp büyükşehirlere göçü zorladılar.

Mesela CHP'nin 2015 Haziran seçimlerinden beri üstünde durduğu Merkez Türkiye projesi var Anadolu'ya en az 2,5 milyonluk bir üretim dağıtım merkez şehri kurulması konusunda. Bu tarz projeler, tarım destekleri ve uzaktan yapılabilecek sektörlerin Anadolu kentlerine dağıtılması lazım.
0
nundu
(24.02.23)
insanlar memleketine gidecekte oradaki iş ve gelir durumu ne olacak? emin olun çevremde bir çok kişi geçimimi sağlayacak sabit gelirim olsa memlekete giderim burada bir gün kalmam diyor. e giden herkese de devlet iş yaratamaz. öyle olursa sen şehirde çalışıp ödediğim ekstra verginle onları beslemiş olursun sırf gittiği için teşvik verirsen.

aslında doğrudan göç özelinde değil ama dolaylı olarak kısmi teşvikler var eğer kalkınmada öncelikli alanlara giderseniz yapacağınız tarım-hayvancılık-sanayi iş kollarında her biri için ayrı teşvik paketleri var. üniversiteden bir arkadaşım bu şekilde anadoluya gitmişti istanbul'dan. kafası zehir birisiydi tarım için bir çok teşvik aldığını duymuştum. hatta susuz tarım mıydı neydi bunlarınki. elbette yeterli mi yetmez çok daha fazlası olmalı. bir caydırıcı güç değil şuanki hali.
ama herkesin de memleketlerine gitmesini sağlamak imkansız. türkiye kuruluşundan bu yana nüfusunu ülke sathına dengeli dağıtamamıştır.
0
debian
(24.02.23)
Bu teşvik ancak uzaktan da çalışabilecek beyaz yakalılar için sağlanabilir.

Çünkü uzaktan çalışamayan adamın gittiği yerde işe ihtiyacı var. O şehirlerin o potansiyeli yok. Şu olabilir, finans, pazarlama, yazılım, insan kaynakları vs birçok iş kolu uzaktan yapılabiliyor gördük. Şirketlere bunları uzaktan çalıştırmak için teşvikler verilebilir.

Amaaaaa benim tanıdığım istanbul'un beyaz yaka profili bunu yapmaz. Gitmezler yani. Birçoğu kalmak ister.

Bunlar bu kafada olsaydı, şu anda zaten moda'da, beşiktaş'ta, kadıköy'de, ataköy'de 50 yıllık binalarda yer bulmak için birbirlerini parçalıyor olmazlardı.

Diyelim ki gittiler. O zaman da küçük şehirdekiler için bir enflasyon başlayacak. Düşün istanbul'da özel sektör maaşları birçok ile göre daha yüksek. Bunlar yüksek maaşlarla daha küçük şehirlere gidince oradaki ev sahipleri, işletmeler kuduracak.

Düşün orta seviye bir beyaz yaka çiftin evine 50-80 bin arası para girebiliyor. Şimdi bu adamlar uzaktan çalışmak için Bursa'ya, Tekirdağ'a , Antalya'ya, Bodrum'a, Datça'ya, Eskişehir'e vs dağılacaklar. İstanbul'da kiraya 20 bin lira veriyorsa bu çift, orada aynı evi 10.000'e tutabiliyor. Ee evsahibi elbette diyecek, orada verdiğin parayı isterim diye. Mevcut kiracısı varsa diyecek buradan çık istanbullu kiracı isterim diye....

Sonra Eskişehir'in yerlisi bu sefer başlayacak geçinememeye...

Yani İstanbul'un durumu çooook kaotik çok. İstanbul deprem riski şu an türkiye'nin en büyük sorunu hatta güvenlik sorunu da bir yandan.
0
anten
(24.02.23)
teşvik sadece beyaz yakaya uzaktan çalışana uygulanır diye bir şey yok, her alanda ticaret tarım hizmet sektörü vs fakat bunun bütüncül bir programı olmalı

geçen senelerde gençler köye diye bir tarım teşviği uygulanmaya çalışıldı fakat içeriği zayıftı ve ülkenin ekonomisi bunu sürdürmeye yetmedi
0
freebird5406_2
(24.02.23)
(4)

CMS kullanmak yerine sıfırdan web sitesi yapmak mantıklı mı?

hadi ya la
Cevap kişiye ve ihtiyaca göre değişir mutlaka. Benim durumum şu şekilde;Asıl amaç bu projeden para kazanmak değil, işin front-end/ui-ux kısmını öğrenmek. Benim için öğrenme projesi olacak.Aklımdaki alt projeler için main bir domain alacağım, onlar için subdomain veya farklı alt siteler oluşturacağım
Cevap kişiye ve ihtiyaca göre değişir mutlaka. Benim durumum şu şekilde;
Asıl amaç bu projeden para kazanmak değil, işin front-end/ui-ux kısmını öğrenmek. Benim için öğrenme projesi olacak.

Aklımdaki alt projeler için main bir domain alacağım, onlar için subdomain veya farklı alt siteler oluşturacağım. Ana sitenin adı çok genel olmalı. çünkü alt sitelere giderken onun da adı gözükecek. Mesela,

Ana site: abc.com
Dil öğrenimiyle ilgili blog/özel ders vs içeriği: abc.com/languages
veya languages.abc.com

Müzikle ilgili blog kısmı abc.com/music
veya music.abc.com

gibi olacak.

Bunlar gibi niche kategoriler olacak;
languages
self-help
finance
music
science
podcast
news
psychology
health
cooking

Bu kategoriler için içerik oluşturmak istiyorum. Gerekirse outsourcing yapıp dışarıdan da yazar alabilirim.

Tasarımı çok minimal olacak. Bu benim aynı zamanda bi öğrenme projesi. İçindeki olaydan ziyade benim proje bazlı bu tür şeyleri pratik etmemi sağlayacak. Anlattıklarım genel bir fikir oluşturmak için yeterli mi acaba?

Visual Studio Code indirdim, çok eskiden web tasarımı yapardım, domain ve hosting alıp çocukken çok basit şeyler yapmıştım. Şimdi hayalime devam etmek istiyorum. Bu aşamada önereceğiniz şeyler var mıdır? Fikirleriniz çok değerli, teşekkürler.
0
hadi ya la
(23.02.23)
Eskiye göre web geliştirme çok değişti. Arada dağlar kadar fark var. Tavsiyem bir udemy kursu alıp oradan bir giriş yap, kendi kendine çok zorlanırsın.
0
p133mmx
(23.02.23)
Hocam bence "ne kadar" öğrenmek istediğinize göre gidebileceğiniz 2 yol var:

1- Siteye ekleyeceğiniz içerik kısıtlıysa (diyelim günde 5-10 tane yazı), "static site generator" öğrenebilirsiniz. Hugo mesela baya güzel: gohugo.io

Bu arkadaşa custom tema yapayım falan derseniz orada bi miktar css/js falan da yazabilir, pratik yapabilirsiniz.

2- İlla sıfırdan frontend yazıcam derseniz de backend için servisler var, database falan hiç uğraşmıyorsunuz, kendisi hallediyor, sadece frontend'e odaklanıyorsunuz. Benim favorim: pocketbase.io ama farklı alternatifleri de var supabase vs gibi.

Bu seçenekte backend'iniz bu oluyor, siz sadece oturup frontend'i keyfinize göre sıfırdan yazıyorsunuz.
0
plutongezegendegilmi
(23.02.23)
amaç öğrenmek ise bir cms sisteminden örnek alınıp devam edilir, böylece hızlı bir öğrenme olur, gördün anladın uyguladın kısmı çalışır.

cms kullanmak ise ben bunu iş olarak yapacağım içerik kraldır diyip içerik üretip/ürettirip hazır ürünlere yönelip içerik üreterek para kazanmak için yapılır.
0
selam
(23.02.23)
Anladığım kadarıyla siz içerik de üretmek istiyorsunuz, yazar almayı düşündüğünüze göre.

Bir blogun hem içeriğini yazıp, hem sıfırdan kodlamak sizi çok yorar.

Bir de bu alanda iş dalları çok genişledi. Yani bundan 10 yıl önce ux designer diye bir iş tanımı yoktu ya da çok nadir görülüyordu. Ya da ui designer... Bir front end developer tüm bunlarla ilgileniyordu. Ki çocukluğum demişsiniz, muhtemelen statik web siteleri yapılan dönemlerden bahsediyoruz. Bir "webmaster" gelip her şeyi yapar giderdi sadece html ve css ile. JS bile kullanmazdı çoğu.

Şimdi her biri ayrı bir iş kolu. Haliyle apayrı uzmanlıklar. Hepsinde aynı anda ilerlemeye çalışmanız sizi çok yorar, dikkatinizi dağıtır. 2 ay sonra uğraşmak bile istemezsiniz.

Bence önce kendinizi hangisinde geliştirmek istediğinizi seçin.

UX designer dediğimiz kişi bir uygulamanın, sitenin hatta bazen fiziksel bir ürünün kullanıcı dostu olmasından sorumludur. Deneyimle ilgilenir. Web alanından bahsediyorsak, bir sayfadaki metin içeriğinin uzunluğu ne olmalıdan tutun, buton büyüklükleri nasıl olmalı, sitedeki içerik nasıl organize edilmeli gibi işlerle ilgilenir. Herhangi bir kod bilgisi ya da tasarım bilgisi şart değildir bu iş için. Ama olsa faydası olur. Coursera'nın google ux kursunu tavsiye ederim başlangıç için.

UX design aslında projenin stratejik planlama safhasıdır diyebiliriz. Sitenin ya da uygulamanın çalışmayan, ama çalışınca nasıl görüneceğini, hangi butona basınca nereye gidileceğini gösteren maketlerini hazırlarlar figma ya da adobe xd gibi programlarla. Bunun dışında kullanıcı testlerini yürütürler, hedef kitle analizi yaparlar. Site içinde ürün ya da hizmetler düşünürler buna uygun olarak.

UI Design tasarımla alakalı bir konudur. Web sitesi ya da uygulama nasıl görünecek? Fotoğraf dili nasıl olacak? Fontlar, renk paletleri gibi görsel öğeler nasıl olmalı gibi konularla ilgilenir.

Bir grafik tasarım bilgisi gerektirir. Genelde grafik tasarım kökenli insanlar bu alanda kendilerini geliştirir ve çalışırlar.

Front end developer dediğimiz insanlar UX ve UI ekibinin maket olarak hazırladığı şablonu kodlar ve çalışır hale getirir. HTML, CSS, JS temel bilmeleri gereken konulardır. Ama bugün için yeterli değildir. Bunun dışında React, Angular, Json vb konularda da bilgi sahibi olmak gerekiyor. Versiyon kontrol ve test teknolojilerine aşina olmak gerekiyor gibi gibi.

Bir insanın tüm bunlarda aynı anda ilerlemesi çok mümkün değil. Mantıklı da değil. Her biri ayrı meziyetler istiyor çünkü.

Bence envato gibi platformlara bakın, oradaki tutoriallara göz gezdirin. Hangi alandaki tutoriallar size daha uygun görünüyorsa o alana yaslanın.

İçerik üretme arzunuz için de hiç sıfırdan kodlamaya uğraşmayın, vaktinize eforunuza yazık. Çünkü hayal ettiğiniz gibi bir sayfayı yapabilmek tek başınıza bugünkü standartlarla oldukça fazla efor harcamanız gerekir. Muhtemelen sonuç da istediğiniz gibi olmaz hiçbir zaman.

Bir tane cms sistemi alın, zaten özellikle front end alanında ilerlerseniz o templatei bir noktadan sonra siz kurcalar modifiye edersiniz.



Uzun uzun anlattığım konuyu şöyle özetleyeyim. OTomobil üretimi gibi düşünün.

UX designer arabanın ne işe yarayacağını sorar. arazide mi gidecek? Yolda mı? Yaşlı biri mi kullanacak, bir yarışçı mı? Yoksa bir aile mi? Yük taşıyacak mı? Sadece yolcu mu? Yoksa hem yolcu hem yük mü?

Buna göre arabanın boyunu, lastik tipini, koltuk sayısını, bagaj hacmini ve bagajın açık mı yoksa kapalı mı olacakğını, kasalı mı kasasız mı olacağını düşünür. İdeal motor tipini, şanzımanın kullancıyıa göre otomatik mi manuel mi olacağını düşünür. Ana iskeleti hazırlar. Arabanın farklı kullanıcı tiplerine göre donanımlarını belirler. sis farı olsun mu? Koltuk ısıtma koyalım mı, koltuklar sökülebilsin mi gibi? Arada kullanıcı testleri yapar. Mesela kullanıcıların kahve sevdiğini görünce ön konsola 2 tane kahve bardağı yeri koyalım der. Konu tamamen sürücünün araçtaki sürüş deneyimiyle alakalıdır yani.

UI designer, UX'in tasarladığı iskeletin nasıl görüneceğini düşünür. Rengi ne olsun, jantlar nasıl görünsün, tasarım köşeli mi olsun daha yuvarlak hatlı mı, iç tarafta nasıl bir malzeme kullanılsın? Ahşap, plastik, krom? Gösterge paneli sportif mi sade mi olsun gibi gibi...

Front end developer, henüz çalışmayan arabayı alır ve çalışır hale getirir. Elektrik aksamını takar, motoru tasarlar, genelde hazır bir motoru satın alıp arabaya uygun hale getirir, şanzımanı aktarma organlarını sorunsuz güç aktaracak hale getirir. İdeal yakıt tüketimi için arabayı optimize eder.
0
anten
(24.02.23)
(6)

bina sakinlerinin onayı olmadan kentsel dönüşüm için binanın yıkılması

matilda
Böyle bir haber gördüm. Böyle bir şey ne kadar yasal? Konut dokunulmazlığının ihlaline girmez mi apartmandakiler yıktırmak istemiyorsa? https://www.evrensel.net/haber/483274/buyukcekmece-belediye-baskani-vatandasin-keyfini-beklemeyecegiz-yikmaya-devam-edecegiz
Böyle bir haber gördüm. Böyle bir şey ne kadar yasal? Konut dokunulmazlığının ihlaline girmez mi apartmandakiler yıktırmak istemiyorsa?

www.evrensel.net
0
matilda
(23.02.23)
Kanunen çok bilmemekle birlikte karot alıp yıkacaklarını söylüyor, karot aldı C30/37 olması gereken beton C8/10 çıktı diyelim, mantıken bunun deprem bölgesindeki içine girilmez raporu verilen binayı yıkmaktan çok farkı yok. Halk sağlığı için yıkılması gerkeiyor. İyi çıkarsa zaten yıkamıyor yanlışım yoksa.
0
wallcan
(23.02.23)
Konunun hukuki kısmına girmiyorum fakat kesinlikle çok dogru bir karar. Ve bu kararın yasalaşması bile lazım. Ve acilen izmirde de uygulanması gerekiyor.
Neden derseniz bina olmuş 65 yaşında. Her yanı dökülüyor. Ama gel gelelim özürlü 3-5 komşu yüzüne apartmanın kentsel dönüşüm süreci tıkanıp kalıyor .
Bu komşuların bahanesi de şu oluyor:
-Yerine yenisi yapılınca evim küçülecek
-Elinde hiç kanıtı yokken bizim bina çok saglam dayansın dayanabildigi kadar
-bina yıkılınca yenisi yapılana kadar kirada mı sürünecegim.

Bu insanlar hiç olumlu tarafından bakmıyor. Bina yıkılsa 8 kat üstüne çökse 1 metrekare alanı bile kalmayıp ölecek bundan korkmuyor. Ama dairem küçülür diye korkuyor.
Bu konu kesinlikle katı bir şekilde kat sakinlerinin ne zırvaladıgına bakmadan derhal uygulamaya konulmalı.
0
limonlu eksi
(23.02.23)
bina sorunluysa yıkım bence de doğru ama hukuk açısından sıkıntılı bir durum. bunda mülk sabininin veya 3/2 çoğunluğun rızası ve onayı gerekiyor. bu şu şekilde olur; atıyorum 10 daireli binada yıkım ve dönüşüm için yeterli çoğunlukta atıyorum 6 kişi evey demişse dönüşüm oluyor. ama 6 kişi hayır diyince konu sürümcemede kalıyor.

insanların şu vaziyette hayır yıkılmasın demelerini anlamıyorum. bizim burda önceden 2+1 evini dönüşüm için gelen müteahhitlere ben aynısını isterim küçük kabul etmem diyen ev sahipleri şimdi sağlam olsunda isterse 1 oda eksik olsun diyorlar...
0
debian
(24.02.23)
illa yıkkılacak diye bişi yok ki? kolonları güçlendirme yapıyorlar
0
selam
(24.02.23)
bu olay yasalaşsa, yüksek rantın söz konusu olduğu bölgelerde sağlam binalara da çürük raporu verir yıkarlar. karot analizini yapan yeri denetleyen yerin denetlenmesi falan lazım bizim gibi ülkelerde. para için neler yapabileceklerini unutmayalım.
0
Piyano piyano bacaksız
(24.02.23)
Kamu faydası > bireysel fayda

Araba aldığında muayeneden geçmiyorsa trafiğe çıkamıyorsun değil mi? Arabanın eksik neyi varsa onarıp hatta bazen baştan yapıp öyle trafiğe çıkıyorsun. Çünkü kamu düzenini tehlikeye atıyorsun eksik bir araçla. Bu da aynı.

Özellikle istanbul gibi ekonominin merkezi olan bir yerde, eski binaların oluşturduğu risk çok daha büyük. Hem onbinlerce insanın hayatı söz konusu, hem de olası bir felakette sağlık, afet yönetim, arama kurtarma gibi hizmetlerin daha fazla aksamasına sebep oluyor her yıkılan ya da hasar gören bina.

Uzun vadede şehrin toparlanmasının daha uzun sürmesi, bunun bölge ekonomisine ve ülke ekonomisinin canına okuması ihtimali var. Bu yüzden devlet oturmaya uygun değildir dediği evin dönüştürülmesine karar verebilir. "Sen oturmak istesen bile", devletin kamu yararı için böyle bir karar alması etik açıdan sorunlu değil.

Pandemide de aynısı oldu. Mesela sokağa çıkma yasağı kamu yararı için uygulandı. Seyahat özgürlüğüne aykırı değil mi? evet aykırı. Ama sen "ben riski alıyorum" desen bile, başkasını riske atacağın için devlet sokakta gezmeye müsaade etmedi.

Yine etik açıdan baktığımızda, türkiye'de emlak piyasası "serbest piyasa" kurallarıyla dönüyor. Yani risk de, kazanç da, kayıp da piyasanın kendi dengesiyle belirleniyor. Ev kiraları, ev fiyatları konuşulurken serbest piyasa ekonomisine yaslanıyorsak, bu durumda da aynı ilkelerle değerlendirdiğimizde yine bir sorun yok.

Kimse seni eski ev al diye zorlamıyor.
Evi alırken evin deprem dayanıklılığını sorgulayabilirdin,
ya da çok eskiden aldığın, aileden kalan bir evin, zaman içindeki yıpranmasını onarıp onarmamak senin tercihin.
Eğer bu maliyet seni aşıyorsa, mülkü elinde tutmak zorunda değilsin.
O zaman evi satıp maliyeti karşılayabilen birine devredebilirsin.

Devlet regülasyonu belirler. Yani bu nitelikte evde oturabilirsin der.
Geri kalan piyasaya kalır. Sen ister o nitelikte bir ev al,
ister o niteliklere uymayan bir evi ucuza al ama o niteliklere uygun hale getir yatırım yapıp,
İstersen hiç ev alma, kirala.

This is what we called, "serbest piyasa".
Ev fiyatlarını, kiraları tartışırken serbest piyasanın tatlı yanlarını sevdik hep.

İşte bu da tatsız yanı.
0
anten
(24.02.23)
(17)

Amerika maaşı vs Avrupa maasi

bonjourrr
Amerika'da yazılımcı maaşı 8 10 k dolar civarında ama hayat pahalı okul sağlık vsAvrupa'da 3000 3500 Euro civarında. Ama sosyal devlet olduğundan sağlık okul.vs ücretsizMaddi olarak karşılaştırınca hangisi daha mantikli
Amerika'da yazılımcı maaşı 8 10 k dolar civarında ama hayat pahalı okul sağlık vs

Avrupa'da 3000 3500 Euro civarında. Ama sosyal devlet olduğundan sağlık okul.vs ücretsiz

Maddi olarak karşılaştırınca hangisi daha mantikli
0
bonjourrr
(21.02.23)
sağlık harici amerika bana daha mantıklı geliyor.
avrupada da sağlık sistemi müthiş değil.
0
jelly bear
(21.02.23)
Kişiye bağlı.
Amerika'daki hayat süper olsa bütün Avrupalı yazilimcilar giderdi. Gitmiyorlar, demekki Avrupa'da yaşamanın güzellikleri var.
Ama eminim "Avrupa'da hayat çok kötü, onlar yaşamayı bilmiyor" tayfa gelecektir.

Bu sorunun cevabı sadece para ile alakaliysa amerika. Ama hayatta tek şey para değil. Misal bir saniye bile işten atılma korkum yok Fransa'da. Hastalanirsam ne olur korkum da yok. Bunlar bana göre önemli seyler.

Neyse yani iki tarafin da güzel yönleri var, kişiden kişiye degisir.
0
logisticsmanager
(21.02.23)
tamamen maddi olarak bakarsan amerika daha mantiklidir. ozellikle remote calisma sansin olursa daha ucuz bir yerde yasayip kazandigin yuksek maasin keyfini surebilirsin. sirketler kapsamli saglik sigortasi da yapiyor diye biliyorum amerika'da.

avrupa'nin artilari farkli. nispeten guvenli, evsiz oranlari daha dusuk, daha cok yaya ve bisiklet odakli sehirler vs.
0
lemmiwinks
(21.02.23)
Bazi Avrupa ulkelerini haric tutarsak, sadece ortalama olarak bakarsak ABD'de gelir daha fazla. Ama calisma kulturu de Avrupa'dan daha farkli.

O sebeple neresinin daha mantikli oldugu kisiden kisiye degisir, eger birisi digerine gore her acidan daha mantikli olsaydi o yone dogru bir goc olurdu ama oyle bir durum yok, herkesin hayattan beklentileri farkli.
0
sertac akin
(21.02.23)
abd denilince de hangi eyalet ve sehir oldugu onemli. yazilimci acisindan degerlendirildiginde, ornegin san francisco maaslari cok iyi ama ev kiralari cok ucuk. Seattle daha makul. bu sehirler kariyer anlaminda da cok buyuk adim. Diger taraftan diger eyalet/sehirlerde de guzel firstalar olabiliyor ornegin utah texas gibi.

avrupada da benzer durum var. almanya, hollanda, danimarka gibi ulkeler maas ve sosyal destek acisindan dengeli ulkeler. kariyer anlaminda da cok fazla firsat sunmaz ama stressiz rahat yasanir.

burada karar verirken yas, evlilik ve cocuk gibi durumlar degerlendirilmeli. ornegin evli ve cocuklu bir aile icin oncelik is guvenligi, sosyal destekler, ucretsiz egitim ve kres imkani, cocuklara ayrilacak zaman onemli olabilir. bu durumda net fayda acisindan issizlik maasi, cocuk parasi, ucretsiz egitim, daha az calisma saatleri olan almanya, hollanda gibi ulkeler daha rahat bir hayat sunacaktir.

ama daha fazla risk, bununla beraber daha fazla firsat kovalayan insanlar icin abd avantajli. hem daha az vergi yuku, hem de daha fazla is ve kariyer imkani acisindan abd her turlu daha iyi. bir de yuksek kalifiye ve gelir diliminde daha yukarida olanlar icin de abd avantajli.

avrupada gelir arttikca vergi oranida arttigindan bir sure sonra insan kendine soruyor bu kadar cok vergi oduyorum ama bunun bana geri donusu oluyor mu diye. ornegin almanyada issiz birinin eline tum desteklerle beraber 2500 euro civari para gecerken, yuksek kalifiye calisip 4000 euro almak kotu hissettirebiliyor. ama issiz kalinca da hayat standardinda hicbir degisim olmadan yasamak da calisirken guven verici ve cok huzur verici.

avrupada da isvicre hep atlaniyor, bircok acidan abd nin avantajlarini sunarken ayni zamanda bir avrupa rahatligi var ulkede.
0
emrahday
(21.02.23)
"Avrupa'da sağlık okul vs. ücretsiz".

Değil aslında, "sosyal devlet" ile ilgili çok temel bi misconseption bu.

Geçenlerde bi haber vardı, UK'de insanların ödediği vergiler hariç, sağlık için yaptıkları "ek ödemeler" US'ten fazlaymış gelirlerine oranla. Veya işte Hollanda'da isen zorunlu özel sağlık sigortası yaptırıyorsun falan. Ödediğin para daha fazla ve zorunlu, seçme şansın yok. Üstüne başkalarına da bakmak zorundasın. Zaten göçmenleri de o yüzden ülkeye alıyorlar, kendilerine bakacak birileri olsun diye. ABD temelde böyle değil, o yüzden maddi olarak çok daha avantajlı ve hep öyle olacak.
0
plutongezegendegilmi
(21.02.23)
amerikadaki en kapsamlı sigortayı dahi yaptırsan avrupa'da yaşadığın alım gücünün en az 2 katını yaşarsın amerikada.

avrupa, orta direğin çok daha rahat orta direk olacağı bir yerdir.
amerika zenginleşebileceğin yerdir.

amerikada çalışan zengin olur.
0
tchuck
(21.02.23)
"Amerika'daki hayat süper olsa bütün Avrupalı yazilimcilar giderdi. Gitmiyorlar, demekki Avrupa'da yaşamanın güzellikleri var." - denilmiş.

Gitmiyorlar değil, gidemiyorlar. ABD'de computer science en çok okunan bölüm. Bunu okuyup üzerine doktora yapan sayısı da çok fazla. Bu birinci sorun.

İkincisi ise ABD çalışma vizesi çok problemli. İş teklifi alıp hemen gidilemiyor.

Alım gücü yüksek ülkelerde 3-5 kuruşun peşine düşülmez. Maddi açıdan çok fark olmaz. ABD'nin ortamı daha rekabetçi, Avrupa daha liberal.

ABD'den remote iş teklifi alabilirsin ama ABD'de çalışma izni olayı zor baya.
0
scholar
(21.02.23)
Amerika ve abd'de maaşlı bir orta sınıf olarak yaşayacağınız hayat aşağı yukarı aynıdır. Eviniz, arabanız, tatilleriniz vb... Hatta ABD'de alım gücünüz bir yazılımcı olarak AB'ye kıyasla daha yüksek olabilir.

Farklar şunlar:
-ABD'de işten çıkarılma ihtimali daha yüksektir. AB ülkelerinde o kadar yüksek değildir. AB'de regülasyonlar daha sıkıdır.

-ABD'de işsiz kalırsanız hemen iş bulamazsanız çok sıkıntı yaşarsınız. AB'de ülkeye göre değişmekle beraber işsizlik dönemi ABD'ye göre daha az yıpratıcı geçer.

-AB genel olarak bir şirketin en alt maaşıyla en üst maaşı arasında bir oran tutturma eğilimindedir. Şöyle diyelim, almanya'da ortalama bir otel çalışanı yılda 40000 euro kazanıyor. Bir yazılımcı 45000 50000 euro kazanıyor. aha kanıt:
lohntastik.de:~:text=The%20monthly%20median%20gross%20salary,in%20Germany%20is%20€1%2C889.00.&text=25%25%20of%20Hotel%20And%20Catering,earn%20more%20than%20€2%2C223.00.

-Yani AB içinde genel olarak herkes meslekten bağımsız birbirine yakın kazanıyor biraz kalifiye bir iş yapıyorsa.

-AB'de daha insancıl bir çalışma kültürü vardır. ABD'de Türkiye'ye daha yakın biraz iliğini kurutan bir çalışma kültürü vardır. Daha da rekabetçi ve performans odaklıdır. Mesela ben kendi şirketimin Paris ofisinde 56 yaşında hala senior pozisyonda çalışan adam gördüm. Normalde o yaşta bu çapta bir şirkette yönetici değilsen barınman zordur ABD'de. Ama paris'te adam sendika güvencesiyle işinin başında.

-Mesela bizim uluslararası projelerde ABD ve Türkiye ekipleri sabahlamaya daha yatkınken, AB ekipleri 6 dedin mi dükkanı kapatır genelde. Bunu iyi bir şey olarak söylemiyorum, iş kültürlerinin farkını anlatabilmek adına bir örnek.

-ABD'de okul ve sağlık ücretli ve oldukça pahalı. Ama AB'de sağlık için bir çözüm bulsan bile eğitim yine pahalı. Çünkü birçok ülkede o ücretsiz devlet üniversitesi sadece AB pasaportunu kapsıyor. Türk pasaportuyla çocuğun için yine epey bir para ödersin. Bu arada AB'de de zorunlu sağlık sigortası vs maliyetleri var.

-Amaaaa....Orta sınıfın biraz üstüne çıktığın zaman mesela yönetici pozisyonlara geldiğinde ABD'de gelirinin net bir sınırı yoktur. AB'de gelir dengesi önemsendiği için çok aşırı ütopik maaşlar kazanma ihtimalin yoktur genel olarak. Kazansan da çok vergi ödersin.

-Uzun vadede kendi işini kurmak istersen, ABD daha fazla imkan ve potansiyel sunar. AB'de iş kurmak ve yürütmek 1-2 istisna dışında ABD'ye göre daha eforlu ve maliyetli olabilir.

-ABD daha kozmopolit bir ülkedir en azından belli eyaletlerde. Avrupa daha homojen dağılmıştır. Amsterdam, Berlin, Paris dışında expat olarak hep yabancısındır. Hatta bunlarda bile "yabancı"sındır.

-AB ülkeleri homojen ülkeler oldukları için göçmenler daha büyük kültürel ve ekonomik sorunlar olarak geri dönüyor onlara. Bu da çeşitli kültürel travmaları ve reaksiyonları tetikliyor. ABD zaten bir göçmen ülkesi olduğu için kültürel farklılıklar Amerikan kültürü içinde eriyip gidiyor. Bunlar çok kişisel konular olmakla birlikte bir AB ülkesinde işyerinde ya da okulda "cultural bias" yaşama ihtimaliniz daha yüksek. ABD'de bir şirkette hindistan, almanya, çin, türkiye, ingiltere kökenli insanlarla bir arada çalışmak çok olağandır. Bir AB şirketinde bu tam olarak öyle değildir. Anlatması zor ama, ABD'de amerikan kültürü, amerikan ideali herkesin ortak buluşma noktasıdır. Almanya'da mesela %90'ı alman olan bir ekipte alman kültürü herkesin ortak noktası olamıyor. Olamadığı için de ister istemez sınırlar daha belirginleşiyor.

-Orta ve uzun vadede AB içinde başka bir ülkeden çalışmaya gelenlere karşı negatif bir reaksiyon gelişmesi, hayatın onlar için biraz daha zorlaşması daha olası bu yüzden yukardaki sebeplerle. Bunlar çok detay ve kültürel konular. Biraz da kişisel durumlar ama bunları da düşünmek önemli uzun vadeli bir plan yapıyorsanız.

Özetle eğer orta sınıf hayatı kıyaslayacaksanız, AB ve ABD arasında çoooook da farklar yok. Sosyal hayat ve iş kültürü açısından hangisi size uygunsa onu seçin.

Ama orta sınıfın biraz üstüne çıkmaya başlayınca AB'de hayat standardınız ve geliriniz aşırı şekilde fark etmeyecek. ABD'de ise hayat standartlarınız, geşiriniz çok fark eder. Uzun vadeli iş kurma vb planlarınız varsa da ABD bunun için daha uygun bir ülke.

ABD zirveye çıkmanın AB'ye göre daha kolay olduğu ve ödülünün büyük olduğu bir iş kültürüne sahip. Eğer rekabetçi ve yüksek performanslı bir ortamda çalışmaya aşinaysanız önünüz çok açık. Ama ABD'de tökezlediğiniz noktada toparlaması daha zor.

AB ise birçok durumda seviyede size aşağı yukarı aynı standartları ya da birbirine yakın standartları sunan bir kültüre sahip. Tökezlerseniz toparlamanıza yardımcı olacak daha fazla unsur var.
0
anten
(21.02.23)
cok daha detayli aciklayanlar var ama kisaca soyle dusunuyorum ben:

ekonomik acidan amerika cok daha mantikli. firsatlar ve kariyer acisindan da cok daha mantikli. hollanda/ingiltere'deki maaslar biraz artti gorece olarak ama ayni pozisyonda abd'de calisirsan en az 2 kati maas alirsin. giderlerin 2 kati artmaz.

mantiksiz olan yerler, is/yasam dengesi - kultur - saglik konusu (sirketlerin bir cogu ozel saglik sigortasi sagliyor, bu cok da onemli degil sanki) - notice period'un kisaligi - vize sorunlari - uzak olmasi
0
fakyoras
(21.02.23)
osuruktan nem kapiyorsan, memur zihniyetliysen avrupa.bence en buyuk avantajlarindan biri anavatana yakinlik ve bircok ulke icinde takilmadan gezme imkani.

girisimciysen, korkusuzsan, para pesindeysen amerika. vahsi kapitalizm, 300milyon salak arasindan vurulmadan siyrilma savasi. kural falan yok, bir nevi squid game.
0
cooperr
(21.02.23)
Hayatın iş ise ABD.
İş yaşam dengesi dersen Avrupa

Bizim şirketin Avrupa ofislerinden birinden ABD ofislerinden birine geçen yazılımcı arkadaş aşırı çok çalıştığından bahsediyor. 30 günlük yıllık izin 14 güne indi. Akşam geç saatlere kadar ofiste. Herkes birbirinin gözüne bakıyor, kimse erken çıkan kişi olarak görünmek istemiyor.
Avrupa'daki ofiste 17:00 oldu mu Windows+L ye basılıyordu.
0
nop
(21.02.23)
en sevdigim konu.

simdi bu konuya net sekilde amerika demeyen adam amerika'yi tanimiyordur cok net. ulke degistirecek bir turk icin bu bir tartisma konusu bile degil. dunya uzerinde %50 maas artisi icin is degistirmekte tereddut etmeyecek insanlar %150 maas artisina burun kiviracak oyle mi? bakin avrupa'da 10 senede kazanacagin parayi 5 senede kazanmaktan bahsediyoruz. kendi kendini emekli ediyor insanlar amerikada devlete ihtiyac duymadan. ve avrupa'daki gibi 65'i beklemiyorlar.

konu konu gidelim.

saglik: en abartilan konu. kendimden ornek vereyim. saglik icin benden kurus calismiyor hastanelere. gecen 3-4 dolgu yaptirdim odedigim miktar 0$. iyi bir sirkette calisiyorsan sagliga ulasim da, odeme de mevzu bile degil, gecelim.

guvenlik: yine abartilan bir mevzu. abd'de tekinsiz yer coktur, ama sen zaten oralarda yasamayacaksin ki? yani amerika'nin bu yuzunu hic gormeden yasamak mumkun ve zaten yine iyi bir isin varsa o sehirlere ve mahallelere hic isin dusmez.

egitim: avrupa'nin maddi acidan avantajli oldugu tek konu. abd'de egitim pahalidir. cocugunu iyi devlet okuluna vereceksen iyi muhitte oturman lazim o zaman da kiralar ucuyor. ozele versen cok para. avrupa bunu daha iyi cozmus durumda. bu nedenle cocuk varsa bu avrupa lehine yazar.

avrupa'nin amerika'ya kiyasla iki avantaji var.
1) tarihi ve kulturel yapisi cok daha saglam. amerika'da dumduz suburban sprawl sehirler var dallas, phoenix gibi. sehir demeye bin sahit ister. benim yasadigim seattle'da 100 senelik binanin onunde tarihi diye secde ediyorlar.
2) is guvenligi mevzusu. maalesef amerika'da sirketlerin karliligi azaldiginda kimsenin gozunun yasina bakmadan kapinin onune koyarlar. bu noktada sirket odakli bir ekonomi var ve iyi calisman gerekiyor. su aralar layoff'larla calkalaniyor tum ulke mesela. ama high risk high reward.

peki amerika'nin saymadigimiz diger avantajlari neler
1) entegrasyon. buraya ucak teker koydugu anda amerikalisin. avrupa'da almanlarin, fransizlarin arasina girebilmek icin iyi sanslar.
2) iklim. avrupa'nin guneyi disinda rezil bir iklimi var. gunes goremiyorsun. gerci ben de seattle'dayim ama burasi bile avrupa'ya kiyasla daha gunesli.

velhasil aradaki maas farklari %30-40 falan olsa tartisilir derdim ama ayni sirketin ayni pozisyonunda amerika'da 2 katindan fazla maas almak varken tartisilacak bir konu yok. avrupali yazilimcilarin amerika'ya gitmeme sebebi amerika'ya gitmenin zor olmasi bu arada. yani hadi ben geldim amerika'ya denmiyor maalesef butun dunyanin akmaya calistigi bir yer ve gocmenlik inanilmaz kisitli durumda. ortalama avrupali muhendis de konfor alanini birakmak istemiyor adam kendi ulkesinde rahat rahat yasarken bir turk caresizligi ile maceraya atilmak istemiyor mantiken.

avrupa icin sadece istisnai kisisel sebepler olabilir. onlara da kimse bir sey diyemez zaten. ama genel gecer konusursak bu sorunun cevabi net amerikadir. hele genc, bekar bir yazilimci icin.
0
antikadimag
(22.02.23)
@scholar +1. konuyu bilen bir arkadas.

@el cevap; hocam sizin bilgiler baya eski kalmis. o stem mevzusuna amerikalilar uyanali cok oluyor. bugun amerikali, gocmen herkes comp sci okuyor. bolumler dolup tasiyor, sinif yetismiyor. benim okudugum okulda en populer major acik ara cs idi.

saglik sigortasi primleri konusulacak seyler degil. ayda 100$ bile vermiyorum. aile olunca biraz daha artsa da cuzi rakamlar bunlar. saglik hizmetleri de pahali falan degil. o rakamlar sigorta sirketleri icin sisirilmis rakamlar. en boktan durumlari yasasan, en agir ameliyatlari olsan $2k-3k'dan fazla para odemezsin. out of pocket maximumlari var sigortalarin. cogu zaman sadece deductible odeyip gecersin. benim sigortam mesela 0$ deductible cebimden kurus cikmiyor.

abd'de sendikal hak yok. evet yok da sirketler bunu sagliyor. mesela isten cikarilinca en az 3 ay daha maas almaya devam ediyorsun. bunu devlet zorunlu kilmiyor is yeri talent cekebilmek icin teklif ediyor. hatta gecen meta'nin layoff'unda 1 senelik maaslarini pesin odediler insanlara. ki bu bir yazilimci icin vergi dusulmus hali deneyimli yazilimci icin $140-150k yapiyor. varsin avrupa'daki is guvenligi sizin olsun beni meta'dan kovun diyesi geliyor insanin.
0
antikadimag
(22.02.23)
Yazılım gibi skill based işlerde bir iş başvurusuna belki 10 000 başvuru olur. Bu kadar rekabet varken başlangıçta 8-10k dolar gerçekçi bir rakam değil. İşsiz kalırsan 6 ay iş bulma süren var. Bir de seni dışarıdan işe almak için ekstra para ödeyecek iş veren. Bunu yapmaya muhtemelen yanaşmazlar.

ABD'ye para dökmeden direkt iş teklifi ile giden çok çok azdır. Bu belki 90 larda falan oluyordur. Şu an ABD'deki Türklerin çoğu kaçaktır. Legal olanlarının da çok sağlam eğitimi vardır. Ama her koşulda stresli bir ortam. Çocuğu olan biri için eğitim, sağlık vb konular zorlayıcı olabilir.

entegrasyon konusu bir tık daha avantaj gibi olsa da amerikan insanı avrupa insanı kadar kibar değil. Bir ingiliz sabırlı oluyor mesela. Adamlar savaş esirlerini bile en iyi şekilde tedavi ediyorlar.

ABD'den bir defa çıktın mı bir daha giriş yok. Avrupa böyle değil. ABD'ye ya tam giriyorsun, ya tam çıkıyorsun. Başka ülkeye geçeyim sonra tekrar ABD olayı vatandaşlığın yoksa çok zor bir şey.
0
scholar
(22.02.23)
@scholar

"amerikan insanı avrupa insanı kadar kibar değil. Bir ingiliz sabırlı oluyor mesela. Adamlar savaş esirlerini bile en iyi şekilde tedavi ediyorlar."

kaptan bu cikarimi nasil yaptin harbiden merak ediyorum...hangi savasta ingilizlerin eline esir dustun de seni tedavi ettirdiler?

benim tanidigim ingilizlerin eline esir dussen, birak tedavi ettirmeyi canli gomup ustune beton dokerler. batinin geneli ortadoguluyu sevmez, yagmurlu gunde su vermez.

Insancillik acisindan avrupa/amerika fark etmez, ayni seyin laciverdi. Gocmensin iste, yurtdisina cikmis Turkun, kacip Turkiye'ye gelmis bir Afgandan pek bir farki yok.
0
cooperr
(22.02.23)
@el cevap; eyvallah hocam. allah bagislasin, ben de cocugumu amerika'da yetistirmek istemem aslinda ama maddi durumu birakip avrupa'ya gidebilir miyim emin degilim. aslinda bu da benim dusundugum bir sey gecen arkadasla konustuk cocugum olursa kulturel olarak 'amerikan' olmasindan korkuyorum.

dediklerinize karsi cikmak icin degil de tartismaya ilave olsun diye birkac ek.

saglik konusunda ilave soylenecek bir sey kalmadi. dedikleriniz dogru. benim sigorta oldukca iyi ve bunu argumanimi guclendirmek icin ozellikle soyledim. evet her sigorta boyle degil ama boylesi de var ve iyi sirketlerde olsun olsun 500 hadi 1000 deductible olsun. cok fark etmiyor. benim argumanimin ozeti su; "bu ucretler aradaki $60-70k'lik maas farkinin icinde ihmal edilebilir."

cocuk konusu problemli olabilir, cocugum olmadigi icin detay bilemiyorum ama tahminim yine maas farki icinde cozulebilecek bir sorundur. maas farki o kadar buyuk ki hemen her seyi kompanse ediyor. cocuk varsa esinizin de calistigini dusunun, maas farki uzerinden yilda $100k'ya yakin fark olur rahatlikla avrupa ile kiyasla.

velhasil tartisma genel olarak bir abd-ab karsilastirmasi degil. sizin bahsettikleriniz genel olarak iki ulkeyi karsilastiriyor. ancak duyuru bir yazilim muhendisi icin yani amerika'da orta ust sinif hayati yasatacak bir meslek uzerinden karsilastirma. bu meslekte, boyle paralar alindigi zaman amerika'nin sosyal devlet olmayan yanlari torpuleniyor. ben yazilimci degilim bu arada belli bi seviyede kazanan herkes icin gecerli bunlar.

sonuc olarak iyi bir kazanc uzerinden tartistigimizi unutmamamiz lazim. orta halli bir meslek mensubu icin, yilda $100k altinda kazanan biri icin abd oldukca riskli ve tercih edilmeyecek yonleri one cikan bir ulke olabilirdi. ama bir yazilimciysam yilda $200k post tax yapiyorsam geri kalan konular teferruat oluyor maalesef. butun argumanlarimin ozeti ve dayandigi nokta budur.

son olarak populer major noktasinda sadece kendi okulumdan genelleme yapmiyorum elbette. bu son yillarda degisen, oldukca konusulan bir trend.
bkz stanford; en populer major cs www.collegeraptor.com
bkz harvard: ikinci sirada cs. (concentrations sekmesine gidin)
oira.harvard.edu

yani avrupalilarin gelmeme sebebini soyle dusunun. kendi ulkenizde, kendi kulturunuzde refah icinde yasiyor, istediginizi alabiliyorsunuz zaten. niye daha fazla abd'nin zorlu gocmen yasalariyla cebellesip duzenimi bozayim degil mi? zaten istesem de gidemeyecegim. ancak bizim gibi ucuncu dunya vatandaslarinin gurbette expat olacaklarsa ve firsatlari varsa yasamalarinin ciddi avantajli oldugu ulke abd'dir.
0
antikadimag
(22.02.23)
(12)

inanç/ruhsal durum konuları

firemanjonny
dün gece kayınpederleri umreye yolladık, mübarek olsun, ben küçük yaşlardan itibaren ailesinde din eğitimi verilmiş 5-6 sene öncesine kadar da 5 vakit namaz kılan biriydim, 35 yaşında erkek bireyim. bi 5-6 senedir fikirlerimde çok değişimler oldu, en son enkazdan çıkarılan bir yavrucak varken biri t
dün gece kayınpederleri umreye yolladık, mübarek olsun, ben küçük yaşlardan itibaren ailesinde din eğitimi verilmiş 5-6 sene öncesine kadar da 5 vakit namaz kılan biriydim, 35 yaşında erkek bireyim. bi 5-6 senedir fikirlerimde çok değişimler oldu, en son enkazdan çıkarılan bir yavrucak varken biri tekbir getirmeye çalıştı orda olsam ağzına vururdum çok sinirim kalktı o anda, sonra acayip bir farkındalık geldi "ne oldum lan ben böyle" dedim, ama şimdi de olsa aynı şekilde gıcık olurdum. bir yanda umreye insan uğurladık, otobüs önünde ağlaşanlar (niyeyse), diğer yanda benim ailem burda seslerini duydum kimse gelmedi artık ses yok diye ağlaşanlar, içimden fuck the system diyip dağ başına yerleşesim geliyor, umre bildiğin turistik ziyaret farz değil bi bok değil, yani şuan bahamalara gidip dönüp götünün fotosunu instagrama atan kızlardan farkın yok orada ihram içinde sırıtp poz vermenin, ver o parayı yardım olarak bitsin gitsin, inancın içinde yine sevap kazan hatta daha çok sevap kazan, umre sevabı bile yazılır ek olarak hayır yapma sevabın bonusun olur, ki bunu yapan da gördüm sosyal medyada çok takdir ettim. tabi bunu kendilerine demedim, lüzum da yok, bişi de değişmez. insanı ateist yapacaksa bu iktidar kadar başarılı başka kuruluş olamazdı. işin garip yanı on sene önce çok daha mutluydum, nispeten konulara cevabım vardı kendimce, şimdi zerre mutlu değilim, farkındalık-sorgulama arttıkça girdap etkisi yapan bir belirsizlik doğuyor. sıkılıyorum daralıyorum çıkamıyorum. dil öğrenmeye olan ilgim aşağı düştü, hiçbir iddialı çıkış yapmaz oldum/faydası yok, konuşmaya bile eriniyorum, hayat kalitem yerlerde, geleceğe olan ümidim/beklentim sıfır. kendi gerçekliğimi yaratıp yalandan mutlu mu olmaya çalışayım, inanç konularını sümen altı mı edeyim, insanların cehaletine gülüp geçeyim mi ne bok yiyim. psikoloğun faydası olur mu, aynı durumda olan, önerisi olan başımın üstünde, akıllı bişeyler işitmeye çok ihtiyacım var.

cevaplar için çok sağolun, bi noktayı yanlış ifade etmiş olabilirim, kişilerden dolayı dinden uzaklaşmıyorum, din kişilere her türden kabahatin saklanabileceği kılıflar bahşediyor, insan beyni de seçici-geçirgen olduğundan kaza/fıtrat/mukadderat/takdir-i ilahi deyip dini anlamda işin içinden çıkıveriyor, garibime giden din denen nesnenin burdan çekince çine kadar uzaması.
0
firemanjonny
(15.02.23)
“Dini olanın vicdanı olmaz” diye bir söz var. Zamanında arama kurtarmaya giden ekipler namaz molası verdiğinde duymuştum ilk defa bunu.

İçinde bulunduğunuz buhranı anlıyorum. Vicdanlı bir insansınız demek ki. Bu düzeni siz değiştiremeyeceksiniz. O yüzden kendinizi bu konularla yıpratmak yerine elinizden gelen yardımı yapabilirsiniz. Herkes kendi yaşadığını biliyor sonuçta.
0
ruhen hastayim ben
(15.02.23)
Müslümanlara kızıp İslam'a küsmeniz mantıklı değil, siz ve biz eğer imanlıysak İslamiyeti daha güzel yaşayalım, yeni nesile daha güzel örnek olalım. Kötü yöneticiler, vicdansız bazı insanlar da müslüman diye biz neden kendi imanımızdan şüphe edelim?

Umreye gitmeyip parasını bağışlasaydı daha mı iyi olurdu? Daha mı iyi olurdu bilmeyiz ama çok güzel olacağı aşikar, peki ama ya bağış da yaptıysa? Ya da çok önceden parasını ödediği için gittiyse?

Ben hiç umre'ye gitmedim, hiç hacca gitmedim. Ama ne zaman buraya giden insanları eleştirip "arap'lara para yedireceğine fakire fukaraya ver" tarzı bir eleştiri görsem şu cevabı veririm;

"siz bu sene tatile gitmeyip o parayı fakir verecek misiniz?"

Gavura kızıp oruç bozulmaz, siz yine de kötü örnekleri baz almayın kendinize.
0
john bloor
(15.02.23)
Benzer durumlardayız hocam. Etrafımda da senin/benim gibi çok insan var konuşuyoruz dertleşiyoruz benzer endişeleri/fikirleri paylaşıyoruz.

Maalesef ben de beş vakit değilse de namaz kılar, kuran okur, cumaları camiye giderdim ancak özellikle 15 temmuz sonrası dinin içine siyaset iyice karışınca hocalardan da vaazlarından da iyice tiksindim. Dedemin cenazesinde hazır kalabalıkken yeni yapılan camisi için para dilenen hocanın orada boğazını sıkmak istedim. Bir tek elimde belli belirsiz inancım ve alışkanlıktan mıdır bilmiyorum tuttuğum orucum kaldı.

Hele son zamanlarda din kisvesi adı altında yapılan kötülükleri, şarlatanlıkları gördükçe iyice uzaklaşıyorum. Dinin bir suçu yok gerçi ama içimden gelmiyor yani.
0
chicha_v2
(15.02.23)
Ateistim ama "akp dinden soguttu" "siyasete din karistiranlar soğuttu" soylemleri bana çok garip geliyor.

Müslüman olmak şu demek değil mi; Allah diye bir şey var, tüm evreni o yarattı, hz muhammed i peygamber olarak gönderdi vs. Benim bu bilgiye inanip inanmamami Akp etkileyemez ya xd çok saçma xd evrim fln okuyup kafanız karismiyo, başkası x davranışı yaptı diye bu bilgiye olan inanciniz sarsılıyor. Bu sebep sonuç ilişkisi çok saçma geliyor bana.

Tamamen dinden uzaklastiginizda kafanız rahatlayacak bence :) Bende öyle olmuştu. Çünkü önceden hep bir yerlerden bir şeyler bekliyordum, dua ediyordum, umuyordum. Gerceklesebilme ihtimali var mı yok mu bakmiyordum. Bedava nasılsa, ümit et :) Dolayisiyla gerçekleşmeyince hayal kırıklığı... Bir de sürekli bir sorumluluğu yerine getirmenin/getirmemenin huzursuzluğu.. yok namazı kaçırdım, çok orucu bozdum

Şimdi gercekciyim. Biliyorum ihtimalleri. Uzun yıllardır mutlu yaşıyorum.
0
abuzer
(15.02.23)
Ben de benzer bir süreçten geçerek dinden uzaklaşmıştım. Kendini "biz müslümanlar" olarak tanımlayan kapalı gruplar var. Bunların ne karakterleri, ne savundukları; kesinlikle hiçbir şeyleri benim inandığım değerlerle örtüşmüyordu. Bu durum tamamen iradem dışında beni buz gibi soğuttu açıkçası. Ben öylece sanki kendime dışardan bakıyormuşum gibi bu uzaklaşma sürecini izledim. Hiçbir aktif rolüm olmadı bu konuda.

Artık son geldiğim noktada eğer gerçekten bir sınav falan varsa bu sınav ancak bu acayipliğin içinde bulunmamakla geçilir heralde noktasındaydım. Şimdiyse çoktandır sadece hiç umursamıyorum bu konuları.
0
akhenaten
(15.02.23)
olur tabi psikoloğun yardımı, olmaz olur mu!
ancak, tecrübelerime dayanarak söyleye bilirim ki bu tür depresif ruh hallerinde ilaç tedavisi çok iyi ve hızlı sonuç veriyor.
doğru ilaç çok önemli olduğundan, doğru psikiyatrist'le görüşmek çok önemli. bunun için de kesenin ağzını biraz açmak lazım; zira özel psikiyatrist ücretleri çok yüksek. yine de uzun vadeli mental sağlık ve mutluluk düşünülecek olursa, iyi bir psikiyatriste görünmek iyi bir yatırım olarak görülebilir.
0
pangea
(15.02.23)
@abuzer'in ilk 2 paragrafı +1

Yani kötü örnekler var diye niye inancınızdan soğuyorsunuz ben de anlamıyorum. Ben inançlı biriyim ama bugüne kadarki sorgulamalarım inananların "inancıma göre" ters eylemlerinden olmadı. Niye onları referans alayım ki? Referans alabileceğim daha nitelikli kaynaklar varken bana ne alkol alan türbanlıdan, sevap yapmak varken umreye gidenden.

Bir de yanlışım varsa düzeltsin biri umre genelde hac kurası çıkmayan, hacca parası yetmeyen ya da hacca gidip geldikten sonra maddi durumu el verdiği için tekrar oraya gitmek isteyenlerce tercih ediliyor. Annem babam da yıllardır kura çıkmasını bekliyor ve kura çıkmazsa en azında umreye gidip oraları görmek istiyorlar yine inançları gereği. Yani adam ya da kadın ister inancına göre umreye gider ister sevap yapar. Bu bana ne ya da bize ne? Herkes de gidip ihramda poz vermiyor. Poz verip paylaşandan bir inançlı olarak da yine bana ne diyorum. Ünlü düşünürün dediği gibi herkesin hayatına kimse karışamaz.

Daha iyi hissettirecekse psikolojik destek alın ama inanç bence kişinin kendi içinde çözebileceği bir şey. Belki psikolog bu süreçte bunu aydınlatmaya eşlik eder.
0
Amaranta ursula
(15.02.23)
dini yanlış uygulayanlar yüzünden dinden soğumayı ben de anlamıyorum. bir insan dinden, din konseptini saçma bulduğu, dinin doğruluğunu sorgulamaya başladığı için uzaklaşır. ya da uzaklaşmalı. yani ülke gerçekten süper vicdanlı dindarlar tarafından yürütülüyor olsaydı dindar kalmaya devam mı edecektin? dini sorgulamak böyle bir şey değil, üzgünüm. dini sorgulamak, dinlerin varlığından şüphe etmeye başlamak, insanın ilk çağlardan itibaren batıla duyduğu ihtiyaç ile örgütlü dinlerin ortaya çıkışı arasındaki ilişkiyi kurabilmek demek. çok daha büyük ve teorik bir düşünme süreci. üç beş salak insanın yaptığıyla dini inancının dengesi bozuluyorsa ya sağlam bir inanca sahip değilsin, ya da bu konuları daha önce hiç düşünmemiş olmanın toyluğunu yaşıyorsun. gerçekten sorgulamaya başladıysan biraz araştır, oku, akepeliler gibi minicik bir bağlamın içinde değil, üzerine gerçekten kafa yorarak düşün. sonunda en azından omuzlarında yük olan gereksiz bir dertten kurtulmuş olursun.
0
sir gawain
(15.02.23)
ben de dindar sayılabilecek bir ailede büyüdüm, özellikle son 7-8 senedir fikir olarak dinden uzaklaştım. uzaklaşma sebebini iyi düşünmek lazım.

dini iyi uygulamayanlar yüzünden soğumak ayrı (bence saçma)
dini kötüye kullananlar yüzünden soğumak ayrı (bence bu da saçma, onların yaptığı onları bağlar)
dinin bazı kısımlarını sorguladığın ve aklına yatmadığı için soğumak, işte bu en çok yaşadığım şey. evet sorguluyorum, bir yaratıcının olması değil, ancak hikayenin geri kalanında benim hiç aklıma yatmayan şeyler hala var. bu yüzden dinden uzaklaşıyorum ama bundan mutsuz değilim, allah akıl vermiş aklı da sorgulamak için vermiş diyorum kısaca.

onun dışında dil öğrenmen, hayat motivasyonun düşmesi, konuşmak istememen, bunların dinle alakası yok sadece kendini kandırıyorsun. seninle alakası var. senin kendi sorununu çözmen lazım.
0
roket adam
(15.02.23)
ben tasavvuf ve felsefeyle de ilgilenen bir imamdan şu cümleyi duymuştum:

"İnsanlar beklentileri için inanıyor. İşi rast gitsin, talihi açık olsun, sağlığı yerinde olsun diye. Ama inanmak bunları sağlamaz. İnanmak hayatını kolaylaştırmaz. Ama zor zamanlarını daha sabırla atlatmanı sağlar.

Basit görünen ama aslında bugün şikayet edilen konular tam da bununla alakalı. Çünkü herkes bir çıkar uğruna inanıyor. Çevre edinmek, kabul görmek...

Bence dindar görünen insanların hataları yüzünden kendinizi yıpratmayın. Herkes kendinden sorumlu bu dünyada.


Bu problemin yanında bir problem daha var. İnsanlar kendileriyle değil, başkalarıyla ilgilendikleri için de bu noktaya geliniyor. İster inançlı olun, ister inançsız, kafanız başkalarıyla meşgul olduğu sürece mutsuz olursunuz. Kendi hayatınızla ilgilenin sadece. Başkalarının inançları sizin meseleniz olduğu sürece işin içinden çıkamazsınız. Bu ateistler için de böyle, dindarlar için de... Herkes kendi düşüncesini dayatma derdinde.

Bundan din eğitiminin sadece şeklen verilmesinin etkisi büyük.

Ben okumayı çok seven bir insanım. O yüzden birçok dinle ilgili araştırma yaparım, tarihe meraklıyım. Dini bir otorite değilim elbet ama kendi fikrimi paylaşayım.

Benim okuduğum islamiyet aslında oldukça rasyonel bir din. birçok inançla kıyaslanınca. Aslında bugünkü protestan hristiyanlığa çok yakın bir çizgide. Çünkü birçok inanç insanı maddiyattan uzaklaşmaya teşvik ederken islam çok dengeli bir noktada duruyor.

Şimdi şöyle bir noktadan bakalım. İslamın altın çağı denen dönemde, matematikten tıp bilimine inanılmaz bir ivmelenme yaşanıyor. Düşünün platon eflatun adıyla bu bölgede kabul görüyor.

Sonra bugün tartışığımız noktaya geliyoruz. Burada işte bakış açısı değişimi söz konusu.

En basit haliyle ibadetleri ele alalım. Mesela hac... Hac bugün uçağa atla, görevleri yerine getir 5 yıldızlı otelde konakla, turistik alışverişini yap ve eve dön şeklinde yorumlanıyor.

Oysa şöyle de düşünebilirsiniz. Bu aslında bir yolculuk. İnsanın kendi içsel dünyasına da yaptığı bir yolculuk. Eski çağlarda insanlar binlerce kilometre kat ediyor, belki köyünden ilk defa bu sebeple çıkıyor. Başka kültürleri görüyor, yolda hac yolunda gidenlerle arkadaşlık ediyor, yemeğini paylaşıyor. Başka köylerde şehirlerde misafir oluyor. Onlarca farklı ırktan, milletten insanla tanışıyor. Dünyanın aslında hem çok büyük hem çok küçük olduğunu öğreniyor. Uzaktan tanımayıp düşmanlık ettiği insanların aslında kendi gibi dertleri olduğunu görüyor. Kaynaşıyor... Belki bugün atladığımız şey budur.

Bugün baktığımızda belli bir yaşa gelince insanlar borç harç gitmek zorunda hissediyor. Oysa paran yoksa, imkanın yoksa gitmemelisin denmiş bu ibadet için. Sadece para da değil konu, mesela başkasının hakkına girmemen gerekiyor giderken. Nedir o? Diyelim ki sen hacca giderken kullandığın para yüzünden çocukların o ay daha az yemek yiyecek.

ya da baban hasta. Sen yokken annene ve kardeşine daha çok iş düşüyor. Onların işleri aksıyor o zaman da senin yaptığın ibadet sıkıntılı. Hacca / umreye gidiyorsan geride sen yokken hayatın sen varmış gibi akması lazım yani.

Ya da çok tartışılan kurban... Kurbanın olayı gidip şov yapmak değil. Eskiden marketten et alamıyosun. Hayvanın varsa kesip yiyorsun. Yoksa yok... O yüzden kendi hayvanından birini ayır, yılda bir kere onu ihtiyacı olana paylaş. Ama bizde kurban = elde ekmek ve piknik tüple kavurma beklemek.

gibi gibi...

Anlatmaya çalıştığım usüllerle kafayı bozmuş herkes. Oruç nasıl tutulmalı, namaz nasıl kılınmalı, iftarda ne yenilir falan...

Ama bunları niye yaptığını düşünmeyi öğrenmemiş kimse.
0
anten
(15.02.23)
bu kadar zor durumda insan varken, tatil/umre benim de çelişkim
ama kimseyi kınamamak gerek
sizin verdiğiniz örnek özelinde değil ama
bazı insanlar ömür boyu kendilerinden kısar, çocuğuna verir başkasına verir
sonra olmadık zamanda kendini hatırlar, kendi için bir şey yapmak ister

burada denge önemli ne bütün birikimi bağışlamak ne de kendine harcamak
2isini de aynı anca yetecek para varsa ne mutlu
0
mantık
(15.02.23)
Ben ney sesi bende gıcık olma hissi yarattığı için Itri dinlemekte zorlanıyorum. Ve bu durum bende bir nefret uyandırıyor şu açıdan: kendi kulturumun en büyük bestekarini zevk alarak dinleyemiyorum ve bunda benim payım yok.

Biraz şey gibi bir durum o kadar sistematik olmasa da, otomatik portakalda alexe Beethoven dinletirken şiddet görüntüleri gösteriyorlar ya, sonra Beethoven duyunca midesi bulanıyor. Tam olarak böyle.


Bahsettiğim sahne şu:
youtu.be
0
encokbenisevinnolur
(15.02.23)
(7)

ülkede neden telsiz kullanımı bu kadar az?

astronom bey
özellikle polis,itfaiye gibi resmi kurumlarda telsiz var ama sanki kullanılmıyor veya verimli kullanılmıyor.özellikle amerikada bakıyorsun polis bütün iletişimi telsizle yapıyor. devamlı yakasında telsiz var araçta giderken, olaya müdahale ederken doğrudan merkezle telsizden konuşuyor.bizde ki polis
özellikle polis,itfaiye gibi resmi kurumlarda telsiz var ama sanki kullanılmıyor veya verimli kullanılmıyor.

özellikle amerikada bakıyorsun polis bütün iletişimi telsizle yapıyor. devamlı yakasında telsiz var araçta giderken, olaya müdahale ederken doğrudan merkezle telsizden konuşuyor.

bizde ki polislerin elinde hep telefon var devamlı tefonla birilerini arıyorlar. telefon üzerinden talimat alıyorlar. geçen bir video da gördüm polislerden biri silahla adam peşinde diğeri elinde telefon durumu merkeze bildirmeye çalışıyor.
aynısı ambülanslar içinde geçerli merkezi telefonla arayıp hastayı hangi hastaneye sevk edeceklerini öğreniyorlar.

bu deperemlerde belediye başkanı söylüyor telefonla kimseye ulaşılamamış.

telsiz kullanımı yaygın olsaydı anında müdahale daha kolay olmaz mıydı.
0
astronom bey
(15.02.23)
Abi en basitinden telsizle bir frekanstan sadece bir kişi konuşabiliyor, yani ben bi frekansı kullanırken mesela başka bi birim kullanamıyor orayı, o nedenle çok pratik bi kullanım değil aslında. Ha ama Amerikalılar nasıl çözmüştür o kısmı bilmiyorum bizde böyle bir durum var.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(15.02.23)
Aslında altyapımız kötü değildi, 2000'lere kadar moto kuryeler bile telsizle iletişim kurardı. Polisi jandarmayı söylemeye gerek yok, denizlerde hala çok sık kullanımı var.

Sanırım bireysel olarak görevlilerin taşıması ve kullanması telefona göre çok avantajlı değil artık. Araçlarda hala var telsiz gördüğüm kadarıyla.

Ülkemizin neredeyse %97-98'i cep telefonu kapsama alanında, amerikayla karşılaştırmamak lazım. Orada birbirine çok uzak küçük küçük kasabalar vs var sanırım. Coğrafya ile alakalı olabilir yoğun telsiz kullanımı.

Her polis/jandarma/itfaiye/ambulans vs araçlarında telsiz cihazı olmalı, ama bireysel olarak her görevlinin taşıması mantıklı mı bilemedim.
0
john bloor
(15.02.23)
yıl 1999-2000 falan. cep telefonu daha çıkmamışken mahallede bir abimiz vardı. dışarıda elinde telsizle dolanırdı. diğer telsiz de evdeydi. eşiyle iletişimi öyle kuruyordu mahallede. sonra cep telefonu yaygınlaşmaya başlayınca telsizi görmez olduk. o yüzden çok kullanılmıyor.
0
prole
(15.02.23)
Birinci elden bilgi değil de uzaktan gözlemlerim bunlar;

Cep telefonuyla konuşmanın pahalı olduğu günlerde Aycell veya Avea polislere ve şu anda hatırlamadığım başka kamu çalışanlarına çok ucuza ve kendi tarifesindekilerle sınırsız konuşma olan bir paket sattı.
Tam fiyatları hatırlamıyorum ama diğer markalar 100 liraya sınırlı dakikalar satarken bu tarife 30 liraya ve tüm memurlarla sınırsız gibi bir kampanyaydı.

Böyle olunca tüm polisler de bu tarifeye geçti ve bir süre sonra hepsi sürekli telefonla haberleşmeye başladığı için telsizin kullanımı düştü galiba.
0
michael_knight
(15.02.23)
ABD'deki olay ve profesyonel cihazlar nasıl emin değilim ama normal telsizlerin mesafesi 4-5 km sanıyorum. Deprem vb. şeylerde işe yarar ama çok uzaktaki biriyle konuşulmaz herhalde.

Bu arada çok alakasız bir konuda, film için araba sahnesi çekerken mikrofonu radyo frekansıyla verip arkada başka araçtan kaydetmek/dinlemekle ilgili bir video izlemiştim. Radyo sinyali iletmenin de belli mesafeleri kuralları var yoksa suç diyordu.
0
nhk ni youkosu
(15.02.23)
Telsizcilik aslında oldukça önemli ve birçok ülkede devletlerin de oldukça önemsediği bir konu.

Çünkü afet vb durumlarda gsm şebekesi çalışmadığında en sağlam iletişim kanalı telsizdir.

Küçük el telsizleri 4-5 km menzillidir ama profesyonellere yönelik telsiz sistemleri 60-70 km'ye kadar menzile sahip oluyor.

Bir de röleler sayesinde kıtalararası bile iletişim kurabilirsin istersen.

Bu yüzden amatör telsiz grupları vs de çok yaygındır dünya genelinde. Devletler dolaylı da olsa destekler bu tarz organizasyonları.

Birden fazla birimin bulunduğu telsiz operasyonlarında ise farklı yöntemlerle bunu aşıyorlar.

Yurtdışında bütün güvenlik güçlerinin, sağlık ekiplerinin telsizleri var.

Çok basit bir detay gibi görünebilir ama oldukça önemli bir detay. Telefon çalışmıyor çünkü gördük.

Bizim toplumsal alışkanlıklarımız var maalesef bu tarz detayları çok önemsemiyoruz. Kamu görevlileri de ya zor geldiği için, ya üşendikleri için ya da alışmadıkları için telsiz yerine telefonu tercih ediyorlar. Ama bunun ciddi ciddi alışkanlık olarak kazandırılması lazım.
0
anten
(15.02.23)
Eski b tipi lisansli amatör telsiciydim. Telsizi öğrenmek emek, okuma ve pratik gerektiriyor. Her röle'nin kendi kodu ve kodlaması var dolayısıyla günümüz dünyasında çaba gerektiren her işte olduğu gibi insanlar uğraşmak istemiyor. Yaygınlığı azalıyor ancak fanatiklik düzeyinde gruplar halen mevcut. Belirli takvimle konuşan gruplar var.
0
mirty
(16.02.23)
(1)

bu zemin depreme dayanıklı mıdır?

biravekahve
marn-killi kireçtaşı-kireçli kiltaşı. tc(ceylan formasyonu) olarak geçiyor bölge. Haritalara göre 3.dereceden deprem bölgesi fakat yorumlayacak bilgiye haiz olan arkadaşlar varsa teşekkür ederim. bölge: Hadımköy/İstanbul
marn-killi kireçtaşı-kireçli kiltaşı. tc(ceylan formasyonu) olarak geçiyor bölge. Haritalara göre 3.dereceden deprem bölgesi fakat yorumlayacak bilgiye haiz olan arkadaşlar varsa teşekkür ederim. bölge: Hadımköy/İstanbul
0
biravekahve
(11.02.23)
Ibb deprem zemin raporu vqr bakabilirsiniz. Ama insaat kalitesi zeminden daha onemli
0
anten
(11.02.23)
(2)

99da kaç saat sonra sağ çıkabilmişlerdi

Tisatiaşer
99 depreminde veya sonrakilerde kaç saat sonra sağ olarak kurtulanları hatırlıyorsunuz en fazla?
99 depreminde veya sonrakilerde kaç saat sonra sağ olarak kurtulanları hatırlıyorsunuz en fazla?
0
Tisatiaşer
(10.02.23)
100 saati geçen kurtarmalar vardı ama şu an hava çok soğuk şartlar farklı.
0
orpheus
(10.02.23)
Maalesef bu kadar uzun sure enkazda kalanlarda bobrek yetmezligi, doku ezilmesine bagli tibbi sorunlar olusuyor ve bircogu enkazdan sag cıksa bile hastanede vefat edihor diyorlar.
0
anten
(10.02.23)
(14)

Deprem sonrası otoparka inmek

nhk ni youkosu
Bir olası senaryo da benden:Deprem bitti bina yıkılmadı, direkt dışarı çıkabiliriz veya en alttaki otoparka gidip arabayı alıp çıkabiliriz (ama ya bina üstüne çökerse veya merdivenler sıkıntılıysa? otopark kapısı açılacak mı o da bir sıkıntı)Fakat arabayı almak uyumak, başka yere gitmek vb. için iyi
Bir olası senaryo da benden:

Deprem bitti bina yıkılmadı, direkt dışarı çıkabiliriz veya en alttaki otoparka gidip arabayı alıp çıkabiliriz (ama ya bina üstüne çökerse veya merdivenler sıkıntılıysa? otopark kapısı açılacak mı o da bir sıkıntı)

Fakat arabayı almak uyumak, başka yere gitmek vb. için iyi olacak.

ne yaparsınız?
0
nhk ni youkosu
(09.02.23)
Ilk depremde yikilma, catlak olusmadiysa artcida yikilma sansi daha dusuktur
diye
hic bir bilimsel yani olmayan, sadece kendimi rahatlatacagim bir dusunceyle, iner arabayi alir hemen disari cikarim.

bilimsel degil, tamamen kendi uydurmam, kimseye ornek teskil etmesin.
0
Corc
(09.02.23)
Otoparka asansörle inme konusu sıkıntılı bence ama artçıları beklemektense kesinlikle merdivenlerden uçarak aşağı iner arabayı alır kaçardım.
0
vedatchilipeppers
(09.02.23)
aslında doğru olan depremden dışarı çıkabiliyorsan çıkman. bir sürü hiç eve girmemen.
2. artçı ile çok yıkılan ev oldu.

ki bazı evler artçı olmasa da yıkıldı. çünkü gücünün %99unu kaybetmişti. videolarda gördük.

ben olsam heralde panik halde arabayı alır açık bi alana geçerdim.
0
jelly bear
(09.02.23)
Böyle bir durumda sizin gibi otoparka telaşla inecek bir sürü insan olacak.

Öncelikle elektriklerin kesik olacağını unutmayın. Yani kapalı otoparksa zifiri karanlık olacak. Telaşla kontrolsüz hareket eden çok olacaktır. Herkes aynı anda çıkışa gidecek.

Arabayı çıkarmaya çalışırken sağa sola çarpanlar, karanlıkta otoparkta yürüyenleri koşturanları fark etmeyip çarpanlar vb. bunlar çok olası senaryolar.
Özellikle residence tarzı yüzlerce dairenin olduğu binaların otoparkları.

Bir de aynı anda bir sürü araç çıkışa yönelecek, orada yığılma olacak. Hele bariyerli, otomatik kapılı vs bir otoparksa arabayla çıkış konusu epey uzun sürebilir. Kapıda kuyruk da oluşabilir.

Böyle bir durumda öncelik her zaman can güvenliği olmalı.

Dışarı çıkmayı başardınız. Bina sağlam duruyor. Komşularınızla koordineli bir şekilde araçları çıkarmayı konuşabilirsiniz. Ya da varsa açık otopark alanı orayı tercih edin.

Benim oturduğum sitede 1000'in üstünde daire var. Otoparkta en boş halinde bile 100'ün üstünde araç oluyor. Düşünsenize aynı anda 100 arabanın son sürat çıkmaya çalıştığını

İşte bu yüzden büyük sitelerde özellikle deprem tatbikatları, toplanma alanları çok önemli. İnsanlara ilk olarak bu noktaya ulaşmaları tembihlenmeli. ama eminim buna rağmen birçok insan hemen arabasına koşacaktır.
0
anten
(09.02.23)
Deprem sırasında merdivenler ya da asansörler kullanılmaz. Depremden sonra merdivenleri kullanabilirsiniz ama asansör yine kullanılmaz. @Corc'un dediği, kendisinin de ifade ettiği üzere bilimsel yanı olmayan ve yanlış bir bilgi.

Geri kalan her şey için @anten +yıldızlı 1
0
nawar
(09.02.23)
Şart değilse arabayı almam. Şart ise önce yakınları dışarı çıkarırım, garaj kapısı ve rampası sağlam mı kontrol ederim, sonra hızla merdivenle inip arabayı çıkarmayı denerim. Anten'e katılıyorum bu noktada. Bizim sitede 41 katlı 3 bloktan 1000 daire var ve tek şeritli fakir bir mahalleye çıkıyor. O yoldan çıkmak imkansız olacaktır.
0
roket adam
(09.02.23)
deprem anında binanın en riskli-kurtulması en zor hatta imkansız alanı olan bodruma inmezdim.

önce ilk fırsatta dışarı çıkarım. binayı ve çevre binaları dışarıdan gözle kontrol ederek hasar tespiti yaparım. artçıların ne zaman geleceği belli değil bu yüzden binada risk görüyorsam uzaklaşırım. ayrıca denildiği gibi ortalıktaki kaos geçmeden kabalık otoparktan araç çıkarmak imkansız gibi.
0
orpheus
(09.02.23)
deprem sarsılması bittikten sonra ilk fırsatta dışarı çıkmalısınız. deprem durumunda asansör kullanılmaz. merdivenler de binaların en zayıf yerleridir. buralarda vakit kaybetmeyin. bir kısım vatandaşımız eşya almak için evine girdiği sırada 2. depreme yakalanarak vefat etti, yani hasar tespit yapılmadan eve girmek de pek mantıklı durmuyor. deprem çantasıyla en yakın toplanma alanına gitmek lazım.
0
b1020
(09.02.23)
yanlis biliyor olabilirim ama kapali garajlar ayni anda siginak olarak üretilmiyor mu? mesela bizim istanbuldaki binanin kapali garaji(8 kat 8 daire ve 8 araclik otopark) ayni anda siginak olarak insaa edildi ve öyle kayitli. oraya güvenirim yani.(2015 yapim)

önce ailemle disari cikar,etrafin durumana göre tek basima gidip arabayi cikartirdim. garaj kapilari manuel olarak da aciliyor iceriden zincir ile
0
c1b2k3
(09.02.23)
Önce canımı düşünürüm. Dışarı çıkarım. Dışarıda ne olup bittiğini, depremin ayrıntılarını öğrenirim. Sonra otoparkın durumunu kolaçan ederim, çıkış ve yoğunluk var mı şeklinde. Arabayı illa alacaksam bunlardan sonra alırım
0
mellifica
(09.02.23)
o zaman temel olarak, kapalı değil açık otopark daha mantıklı çıkarımı yapıyorum şu an. Eskiden hep kapalı otoparklı bina bakardık sanırım artık deprem bölgesinde tersi daha mantıklı.

Çünkü İskenderun'daki arkadaşlarım arabalarıyla akrabalarının olduğu köye gittiler ve o sayede bir şekilde yemek-su-ateş vs. buluyorlar. Başlangıçta toplanma alanı, ısınma, yemek, tuvalet falan olmuyor ki İstanbul'daki durumda çok daha uzun sürecektir. Tabii arabayla şehri terk edecek yol da kalmaz sanırım veya aşırı trafik olur. Ama yine de o depremde sağ kalmak ve şehri terk etmemek de çok riskli olacak gibi geliyor bana.

edit: benimki de tek apartman 20 araba falan var. Büyük rezidanslar siteler güvenli tasarlanmıştır diye umuyorum ama onlarda da insan kalabalığı çok dediğiniz gibi.
0
🌸nhk ni youkosu
(09.02.23)
ilk çöken merdivenler,asansör boşlukları ve balkonlar olmaktadır. bilin de.
0
deepex
(09.02.23)
99 depremini izmitte yaşadım.
tabi depreme zihnen hazırlanmak, bina sallandığında deprem çantasını alrıım, merdivenden kaçarım, şunu yaparım diye planlamak hiç yapmamaktan iyidir.

ama deprem olduğunda bu planların hiçbirisi aklınıza gelmeyecek. o an panikle saçmada olsa aklınıza ilk gelen şeyi yapacaksınız. bir amaca yönelik hareket etmeyi deneseniz bile çok büyük ihtimalel yapamayacaksınız.

depremin sizi odanın içinde savurma gücünü yaşamadan tahmin edemezsiniz.
99 depreminde 1 dakikaya yakın salladı.

amcam yıkılmayan evde, deprem süresince yatak odasının kapısına ulaşıp yan odaya çocukların yanına geçememiş. bildiğin yerde emekleyerek kapıya ulaşamamış.
aynı amcam kendisinde kalan yeğenini unutup onsuz bahçeye inmişler. dakilar sonra aileden birisinin aklına gelmişte eve dönüp yeğeni indirmişler.

başka örnek annem yatakta kitlenip kalmış, rahmetli babamın omzuna boynuna tırnaklarını öyle bir geçirmişki babam annemden kurtulup yatakdan çıkamamış.

kendimden örnek vereyim. çatı katında deprem esnasında hemen uyandım, kendimi üstü açık terasa attım. deprem sürecinde değil binadan çıkmak, ayağa kalkamadım.
2 ayağımın üstüne kalkmayı her becerdiğimde sarsıntı beni yeniden yere yapıştırdı. ulan bu böyle olmayacak deyip kedi gibi sürüneyim bari dedim, onu bile beceremedim zaten sarsıntı bitti.


ayrıca filmlerde hani yüzlerce binlerce at toplu halde koşar, çok güçlü bir nal sesi gelir. işte ben şahsen o sesin 100 kat güçlüsünün topraktan geldiğini duydum. ancak bu kadar tarif edebiliyorum. sadece o ses bile insanın donup kalmasına yeter.

deprem oldu koştum merdivenden dışarı attım kendimi diyenler, deprem değilde depremcik oldu desinler.

depreme depremden önce hazırlanılır.
deprem olunca şunu bunu yaparım demek, ancak deprem teğet geçerse uygulanabilir.
0
aslindasorunumpsikolojik
(10.02.23)
önce kendimi kurtarırdım. 10 15 dk sonra bina yıkılmadıysa arabayı alırdım alabilirsem
0
gizemli dede
(10.02.23)
(4)

survivor ne olacak?

kibritsuyu
izlediğimden falan değil, sırf merakımdan soruyorum.şu ortamda epey bir süre ne yayınlanabilir, ne de yayınlansa izlenir artık. yani normali yarışmanın sonlandırılıp herkesin evine yollanması, hem belki ailesi yakını depremzede olanlar da vardır.herhangi bir açıklama var mı takip edemedim, acun bunu
izlediğimden falan değil, sırf merakımdan soruyorum.

şu ortamda epey bir süre ne yayınlanabilir, ne de yayınlansa izlenir artık. yani normali yarışmanın sonlandırılıp herkesin evine yollanması, hem belki ailesi yakını depremzede olanlar da vardır.

herhangi bir açıklama var mı takip edemedim, acun bununla ilgili bir şey söyledi mi? yoksa deprem gündemden düşene kadar oyalayıp devam etmeyi falan mı düşünüyor?
0
kibritsuyu
(09.02.23)
bahis yapılsa ben paramı millî yas bitiminde tam gaz devam etmesine basardım.
0
alperz
(09.02.23)
Zaten bu sene izlenmediği, reytinglerin düşük olduğu yazıldı çizildi her yerde. Kaldırmak için bahane olabilir.
0
John Bloor
(09.02.23)
ya son hızla milli yas bittikten sonra devam edecek kaldığı yerden. Deprem özel programı bile yapılabilir baş sağlığı mesajları vs.

Ya da ratingler çok düştüğü için bunu da fırsata çevirmek için "yasta olduğumuz için bu sene survivor devam etmeyecek" diye prim kasılır.
0
anten
(09.02.23)
Gelirlerinin depremzedelere gönderileceği son canlı bir final yayını.
0
baba553
(09.02.23)
(2)

Bu web yazılımı & sitesini yaptıracak kişiyi nereden bulabilirim?

harmanyeri
Temel fonksiyonu alüminyum profil dediğimiz ürünlerimizin JPG formatındaki vektörel çizimleri arasında görsel ile arama yapmak olan bir web sitesi oluşturulacak. Yapılacak iş genel olarak bu aşamaları içeriyor;1 - Web Tasarımı2 – Back-end kodlaması3 – Front-end kodlaması4 – Veri tabanı modellemesi5
Temel fonksiyonu alüminyum profil dediğimiz ürünlerimizin JPG formatındaki vektörel çizimleri arasında görsel ile arama yapmak olan bir web sitesi oluşturulacak. Yapılacak iş genel olarak bu aşamaları içeriyor;
1 - Web Tasarımı
2 – Back-end kodlaması
3 – Front-end kodlaması
4 – Veri tabanı modellemesi
5 - Server Kurulumu ve sitenin yayına sokulması

Sözü geçen bu arama 3 şekilde olabilecek;
- Kullanıcının çizim yapmasıyla
- Galeriden bir fotoğraf (çizim fotoğrafı veya gerçek ürün fotoğrafı) yükleyerek
- Gerçek ürünün fotoğrafını çekerek

Genel olarak proje bu şekilde. Yerli bir mecra olarak Bionluk.com'u biliyorum. sizin tavsiyeniz nereden bakmam olurdu? teşekkür ederim
0
harmanyeri
(09.02.23)
back-end için sağlam bir engine lazım. özellikle gerçek ürünle çizimin karşılaştırılması için.
0
altinci nesil caylak
(09.02.23)
Bence bionluktan çözersiniz ama çok zorlanırsınız bu iş için. Daha profesyonel ve dedike bir ekip lazım olabilir.

Dilerseniz proje detaylarını anlatırsanız yardımcı olup olamayacağımıza bakalım.
0
anten
(09.02.23)
(3)

Karla karışık yağmurda yaz lastiği sorun çıkarır mı

regina phalange
Araç nisan ayında alındı clio. 8000km yani çok yüksek bir km’si yok lastiklerde sorun da yok gibi görünüyor. Yarın buzlanma olur mu acaba karla karışık yağmur görünüyor istanbulda. Riske atmaya gerrk yok mu yoksa. Teşekkürler
Araç nisan ayında alındı clio. 8000km yani çok yüksek bir km’si yok lastiklerde sorun da yok gibi görünüyor. Yarın buzlanma olur mu acaba karla karışık yağmur görünüyor istanbulda. Riske atmaya gerrk yok mu yoksa. Teşekkürler
0
regina phalange
(08.02.23)
4 Mevsim C ile başlayan marka daha alındığının haftasında yerde 2 cm kar ile deli kaydı. Riske atmayın derim, bugün yerler iyi olmasına rağmen araba ile çıkmadım, kar lastiği almak lazım hastalığı acil durumu var
0
eja
(09.02.23)
Karla karışık yağmur hava sıcaklığının sıfırın altına düşebileceği bir durum. Bu da buzlanma demek. Özellikle viyadükler vs çok kolay buzlanabilir.

En azından 4 mevsim diye geçen lastiklerden kullanmaya çalışın yaz kış lastik değiştirme imkanı yoksa.

Bridgestone 4 mervsim serileri tavsiye edebilirim fena değil fiyata verdiği performans olarak
0
anten
(09.02.23)
dikkatli ve yavaş sürün bir şey olmaz.

en büyük risk yola çıktığınızda gerçek kar yağması olur, o zaman kenara çekip beklemeyi göze alacaksınız.
0
nuisance
(09.02.23)
(12)

İstanbul'da kaç yaşında binada oturuyorsunuz? Güvende hissediyor musunuz?

magni
Soru başlıkta."Binanızda güvende hissediyor musunuz?" kısmı, beklenen büyük İstanbul depremine dair tabii.
Soru başlıkta.

"Binanızda güvende hissediyor musunuz?" kısmı, beklenen büyük İstanbul depremine dair tabii.
0
magni
(08.02.23)
3 yıllık ama çok güvende hissetmiyorum sanki. "depreme dayanıklı bina"lara bek inanmamaya başladım bu depremden sonra.
0
nothing in my way
(08.02.23)
Aşağı yukarı 3 yıllık bina.

Müteahhit binayı bitirmeden kaçtığı için daire sahipleri olarak kendi dairemizi tamamlayıp öyle girdik eve.
Böyle birinin attığı temele de güvenim sıfır tabii ki.
Geçenlerde sabah olan depremde de hep bu geldi aklıma. Uzun zamandır en büyük korkum beklenen büyük İstanbul depremi.
0
mutekebbir
(08.02.23)
30 yıllık. Güvende hissediyorum. Birkaç yıl içinde kentsel dönüşürse daha güvende hissederim tabii ki.
0
nawar
(08.02.23)
50 yıllık güvende hissetmiyorum
0
ebeş
(08.02.23)
Bina sanırım 4-5 yaşında. Duvarlar kağıt gibi, afedersiniz yan daire tuvalette yelleniyor onu bile duyuyorum, hesap edin. Dere yatağı üzerine yapmıslar burayı, sonradan öğrendik. İlk depremde yerle bir olacaktır. Bir de bir değerli bir değerli bu mezarlıklar, yere göğe sığdırılamıyor.
0
huzurlarinizda huzursuzluk
(09.02.23)
ben uzaktayim ama annem ve kardesim 10 sene once yapilmis bir evde yasiyor, hic guvenmiyorum... perdelerin takildigi kornisler dusuyor, pimapenler dogru duzgun kapanmiyor, kapi barfix cubugu takinca yanlara dogru genisledi. belli ki her seyin en ucuzunu kullanmislar. nasil guveneyim?
0
supergirl
(09.02.23)
ailem kentsel donusumle yeniledi.
eski bina 50 senelikti ama duzgun bir yapiydi.
yeni bina 3 yasinda ama yamuk yumuk, is bilmez dangalak bir kuyumcu tarafindan yapildi, herifin ilk muteahhitlik deneyimiydi.

guven olarak eskisi/yenisi arasinda bir fark yok. En ust katta olduklari icin cokse bile icinden cikarlar diye umuyorum.
0
cooperr
(09.02.23)
Maalesef son depremden gördük ki yönetmelik falan değil uygulama sıkıntılı.

dünkü fatih altaylı "birebir" programını izleyin. Orada deprem derneği başkanı vardı, ilk defa gördüm ama çok saygın bir mühendismiş.

şöyle bir örnek verdi, sen en iyi malzemeyi de hazırlasan oradaki ustaya da çok iş düşüyor. hadi büyük inşaatlarda şantiyede onlarca mühendis var. Ama mahalle arası apartmanda kaç mühendis var işin başında?

en iyi betonu getiriyorsun, binaya dökülürken harcı çok yoğun yavaş akıyor iş hızlansın diye oradaki kalfa sulandırmak istiyor betonu diye anlattı adam. Kağıt üstünde malzeme 1. sınıf, ama uygulayan adam üşeniyor diye malzemenin canına okuyormuş.

Ya da beton döküldükten sonra sulanması gerekiyor, adam onu layıkıyla yapmıyor ya da göz kararı yapıyor.

Gibi gibi...

Bunu da hani kötü niyetle yapmıyor, maalesef bizde bu işler sistemli bir eğitimle değil usta çırak ilişkisiyle öğretiliyor. Adam ustasından ne gördüyse, ne anladıysa onu uyguluyor. Adamı istediğin kadar uyar, "ben böyle 50 tane ev yaptım hiçbir şey olmadı" diyor.

Yani anladığım konu sadece müteahhit ile bitmiyor. Adam kendisi bir mühendis olmasına rağmen 4 senelik inşaat mühendisliği bitiren direkt imza yetkisi kazanıyor bu olamaz olmamalı dedi.

İnşaattaki ustaların kalfaların sertifikasyonu, mesleki eğitimi falan kaç kişi bunlarlauğraşıyor?

Şimdi gitsen bir müteahhite son yaptığın 10 inşaatta temeli kim döktü, betonu hangi usta döktü diye sor kaydı var mıdır acaba?

Programı izledikten sonra benim anladığım şu an tamamen bir şansa dönüyor bu iş.

yetki sorumluluk ve güvence herkese makul ölçüde dağıtılmalı.

Şey de yanlış, mesela sadece imza yetkisi olan adamın üstüne atılması her şeyin. O da bozuk bir sistem.

Şantiyeye giren çıkan kalıpçısından mimarına, projeye bakan onaylayan her yetkilinin sorumluluk ve yeterlilik şartları belirlenirse net çizgilerle o zaman bir güven ortamı olur.
0
anten
(09.02.23)
5 senelik ev. Taşınmadan önce binanın planlarına bakıp dükkan içlerini gezmiştik kolon kesildi mi diye. O yüzden rahattık ama artık rahat hissetmiyorum.
0
jazzabel
(09.02.23)
25 yıllık yüksek bir bina.
1998 deprem yönetmeliğine göre yapılmış.

güvende hissetmek zor, orta diyelim çok daha kötü yerler var istanbulda.
0
nuisance
(09.02.23)
1995 senesinde başladın 1997 senesinde bitti. Psikoloji olarak güvende hissetmiyorum apartmandan bağımsız.
0
put it in your appropriate place
(09.02.23)
25 yıllık ama tünel kalıp kooperatif binası. Müteahhit işi değil. Zemin kayalık. Yönetim İTÜ'den bilirkişiler getirtip incelem yaptırmıştı sağlam raporu verdiler. Evde güvende hissediyorum evet ama ne zaman ve nerede yakalancagimiz belli değil. Bu ülkede kimse güvende değil.
0
old possum
(09.02.23)
(6)

Deprem için ihtiyaçları nereye götürelim?

sedolima
En hızlı ulaşım için hangi kuruma götürmeliyiz?
En hızlı ulaşım için hangi kuruma götürmeliyiz?
0
sedolima
(07.02.23)
Muhtarinizla bi gorusun, aktif calisiyor cogu. Muhtarlikta toplayip transfer merkezlerine aldiriyorlar.
0
brkylmz
(07.02.23)
Bütün kaymakamlıklar bünyesinde yardım toplama merkezleri kuruldu. Bölgenizdeki kaymakamlığın twitter hesabında adresi paylaşılmıştır genelde spor salonlarına topluyorlar.
0
anten
(07.02.23)
İstek acibadem kolejinden yarın akşama kadar kamyon kalkıyor. Eşyalar, gıda giyecek vs.
0
rumpleteazer
(07.02.23)
Hangi şehirdesiniz bilmiyorum ama bulunduğum ilçede merkezdeki meydanda iki Kızılay tırı var. Biri kan bağışı için diğeri battaniye, gıda, içecek vs. için.

Aynı şekilde kaymakamlıklar ve belediye binaları veya belediyelerin belirlediği spor salonu gibi yerlerde de ihtiyaç listelerine göre yardımlar toplanıyor.

Belediyenizin sosyal medya hesaplarını kontrol edin lütfen.
0
chicha_v2
(07.02.23)
belediyeler araç kaldırıyor.
sivil araçlar şehirlere alınmıyor.
0
jamswety
(07.02.23)
sivil araçlar alınmıyor.
bağlı olduğunuz belediyeyle irtibat kurun.
0
blatta hiberna
(07.02.23)
(2)

Dolar, euro, altın

dissendium
Paramı TL olarak tutmak istemiyorum. Amacım paramın erimemesi. Hangisi daha uygun olur? Cevaplar için teşekkür ederim.
Paramı TL olarak tutmak istemiyorum. Amacım paramın erimemesi. Hangisi daha uygun olur? Cevaplar için teşekkür ederim.
0
dissendium
(07.02.23)
hangisinin daha iyi olacagini istikrarli bir sekilde tahmin etmek mumkun olmadigi icin 3'u arasinda bolebilirsin parani.
0
hot potato
(07.02.23)
Dövizin de bir enflasyonu olduğu unutulmamalı. Geçen gün bir yatırımcı son 5-6 yılda parasını döviz olarak tutanların dolar enflasyonuyla kaybını hesaplayıp paylaşmıştı. Çok parlak değil.

Bence yatırım fonlarını araştırıp öğrenin, onları da listenize ekleyin size makul gelen ölçüde.

@hot potato'nun da dediği gibi, bütün birikimi tek bir yere koymak yerine bölüştürmek riski dağıtmak adına mantıklı
0
anten
(07.02.23)
(14)

deprem bölgesine gitmek mi yoksa maddi yardım yapmak mı?

buenosdias
ciddi bir insan gücü eksikliği var mı? acil yardım bilgim yok ama eğer öyle kritik bir durum varsa atlayıp gideyim diyorum. sizce gerek var mı yoksa maddi yardım ve dua mı edeyim.
ciddi bir insan gücü eksikliği var mı?

acil yardım bilgim yok ama eğer öyle kritik bir durum varsa atlayıp gideyim diyorum. sizce gerek var mı yoksa maddi yardım ve dua mı edeyim.
0
buenosdias
(06.02.23)
tabii ki maddi yardim. kuru kuruya gitmenin bir espirisi yok. zaten bolgede insan var.
0
hot potato
(06.02.23)
maddi yardım +1 tecrübeli personel ve ekipman lazım onlara, yolların da meşgul olmaması lazım.
0
matlii
(06.02.23)
hocam şu an gitmen mantıksız, afetlerin ilk 15 günü tüm odak oradadır zamanla gündemden düşer fakat asıl o zaman hasar tespiti, rehabilitasyon, yardımların koordinasyonu dağıtımı gibi bir sürü insan gücüne ihtiyaç olur şöyle bir form var doldur istersen

twitter.com

form.jotform.com
0
freebird5406_2
(06.02.23)
eğer çok fazla insan gücü eksikliği olsaydı seferberlik emri çıkarılırdı(ben en azından böyle düşünüyorum). şuan için gerek duyulmuyor. ayrıca uluslararası yardım geliyor. o yüzden maddi yardım ve sosyal medya üzerinden sürece yardım etmek en iyisi. fazla insan fazla karışıklık demek.
0
false pretension
(06.02.23)
Destek olmak için illa oraya gitmek şart değil. Kaldı ki şu an orda ilk yardım bilgisi olan gönüllülere daha çok ihtiyaç var. Bulunduğunuz yerde de çevrenizi koordine edebilirsiniz, aracınız varsa eşyaları toplayıp yardım merkezlerine bırakabilirsiniz. Zamanı olmayan ama destek olmak isteyenlerin yapmak istedikleri alışverişleri halledebilirsiniz. Gibi gibi...
0
Phoebe
(06.02.23)
Hocam bu deprem başka deprem. Buna gitmek lazım. Organize olmuş insan topluluğu bulursanız gidin.

99’dan sonraki depremlerde çok şükür ki arama kurtarma ekipleri ve malzeme sayısı enkaz sayısından fazlaydı. Şimdi kim nereye gidecek bütün planlar alt üst oldu. Afet planları belliydi ama eminim ki hatayda deprem olsa istanbul afad gider yardım eder şeklinde basitti.

Koordine olamadık. İlk iş halkı enkazdan uzaklaştırma olmalıyken halk kepçeyle girdi. Korkulan oldu. Planlar tutmadı. İlk müdahalede bulunanlar yorulacak, profesyonel ekipler yetmeyecek. 24 saatte arama kurtarmaların yerleşmesi ve başlaması umulurken şu an onlar da kapsın içine gidiyor.

Herkes elinden gelen yardımı yapmalı.
0
nickini vermek istemeyen uye
(06.02.23)
Hem dr nasıl insan gücü eksikliği var.. afad yetişemiyor benim gördüğüm kadarıyla. Hala yardım gitmeyen enkazlar var çevremdem.
0
Tisatiaşer
(06.02.23)
Bu biraz ic rahatlatma gibi geliyor bana.
Cunku cook fazla insan ihtiyaci var. organize olabilen gruplar, dernekler, doga sporlari sayfalari vs yardimci gonullu personel ile alakali ilan aciyorlar. Ben sabahtab beri 4 ayri egitimsiz gonullu talebi ilanina denk geldim.

Anneler babalar cocukladini enkazdan kendi kurtariyor suanda.
Ekip bulursaniz gidin. Ekip bulmaya calisin. Biraz gozunuz kulaginiz acik olsun.
0
zimbirik
(06.02.23)
zimbirik
(06.02.23)
ya hatay belediye başkanı açıklama yaptı insan yok, herkes enkaz altında diye. gidebilen gitsin. kimsenin uğramadığı bina enkazları haberleri var.
0
deartheodosia
(07.02.23)
gittiginiz yerde ise yarayacak bir bilginiz ya da yeteneginiz yoksa kalabalik yapmayin. giderim ben enkaz kaldiririm diyorsanzi o iş öyle olmuyor. oraya gittin ve enkaz kaldirdin diyelim, ne yiyeceksin, ne iceceksin, nerede kalacaksin. oradaki depremzedenin yemegine yatacagi yere ortak olacaksin sadece.
0
tadellesever
(07.02.23)
Arama kurtarma eğitiminiz yoksa,
İlkyardım bilginiz ve belgeniz yoksa ilk etapta gitmenizin bir faydası yok. Aksine kuru kalabalık. Gidenlere de afad, kızılay, akut gibi organize birimlerle gitmeleri tavsiye ediliyor ki dağınıklık olmasın.

Organize 100 kişi, organize olmayan ne yapacağını bilmeden koşturan 1000 kişiden daha faydalıdır bu tip durumlarda.

Birkaç gün sonra daha farklı ihtiyaçlar da oluşuacak.

Mesela bölgede psikolojik destek ihtiyacı var. Psikolog vb bir mesleğiniz varsa mesela ihtiyaç olabilir.
0
anten
(07.02.23)
gitsen ne olacak,şu koca koca betonları elinle kaldırıp atabilecen mi? yoksa köşede büzüşüp oturacan mı? yerinde oturmak en faydalısı.
www.facebook.com
0
sanemz
(07.02.23)
personelden önce malzeme lazım diyorlar burda:

www.facebook.com
0
sanemz
(07.02.23)
(10)

Zaman zaman gelen oyun oynama isteği ve zevk alamamak

webbrowser
Selamlar, 15-25 yaş arası oynadığım oyunlardan zevk alıyordum. Şu an yaş 33 ve arada oyun oynama isteği geliyor ama asla zevk alamıyorum. Xbox series s vardı zevk alamadığım için sattım. Şu aralar 3060lı bir laptop veya yeniden series s alma isteği dürtüyor. Mevcuttaki bilgisayarım macbook pro ve ip
Selamlar, 15-25 yaş arası oynadığım oyunlardan zevk alıyordum. Şu an yaş 33 ve arada oyun oynama isteği geliyor ama asla zevk alamıyorum. Xbox series s vardı zevk alamadığım için sattım. Şu aralar 3060lı bir laptop veya yeniden series s alma isteği dürtüyor. Mevcuttaki bilgisayarım macbook pro ve ipad 9. Nesilde var.
Size de böyle oluyor mu? Olmadığı zaman deli gibi oynama isteğim var ama sahip olunca hiç zevk alamıyorum. Bu durumda ne yapmalıyım? Macbook prodan windows pcye sırf bu durumdan geçsem kesin pişman olacağım.
0
webbrowser
(06.02.23)
yaşıtız, bende de öyle ve bundan şikayetçi değilim açıkçası. 15-23 yaş arasını heba ettim gibi bir şey oyunlara. beynin ödül sistemini öyle alt üst ediyor ki başka hiç bir şey yapmak istemiyorsun. oyunların da eski tadı yok, sürekli para istiyor vs. saçma sapan bir hal aldı tamamen. o yüzden hiç canım çekmiyor.
0
roket adam
(06.02.23)
Yakin yaslar. Birkaç ayda bir geliyor, iki hafta oynuyorum hop sonra gene bitiyor. Yok yani hayat kaçıyor gibi geliyor.
0
logisticsmanager
(06.02.23)
20'ler de falan elbette bazı şeyler ulaşılamazdı mesela sürekli seyahat vs. o sebeple oyun-kitap onun yerini dolduruyordu

30'dan sonra sen biliyorsun ki aslında istediğin yere falan gidebilmek teorik olarak mümkün. ama işte koşullar vs. işte oyun oynadığında o koşulları yaratamadığın için kendine kızıyorsun. o sebeple zevkli gelmiyor.

bende var 3060'lık pc. rdr2 aldım, indirdim, oynadım çok sıkıldım, kendime kızdım ne yapıyorum diye.

sen para kazanmak istiyorsun, oyunla vakit kaybediyorsun sadece.
0
duyurukullanıcısı
(06.02.23)
Hayat yeni ugraslar, yeni mucadeleler, yeni amaclar, yeni hobiler getiriyor. Sorun degil, zevk almiyorsan almiyorsundur, zorlamanin bir mantigi yok.
0
baldur2
(06.02.23)
29 yasindayim ve ben de eskisi kadar her oyundan zevk almiyorum cunku daha secici oluyorum bence.

Illa ki sevecegin oyunlar cikacaktir, denemek lazim. Ben aciyorum 1 2 saat deniyorum sarmazsa daha fazla vakit harcamiyorum.

From software firmasinin tum oyunlarini nefessiz oynarim mesela.
Hades var o da oyle.
0
another satisfied lover
(06.02.23)
Yaşıtız aynı durum bende de var. Bende 25’ime kadar aldığım zevki alamıyorum. Ama sorunu buldum. Şimdi evliyim, kocaman oled ekranım, ps5 im var. Ama ben gençken odamda masaüstü bilgisayarımı arıyorum. Orada oynamanın keyfi, gece ayakta olmak. Uykuya direnmek. Bunlar zevkliydi.
0
andy kaufman
(06.02.23)
27 yaşındayım. 23-24 yaşından beri oyun oynamıyorum sarmıyor.
0
Erestor
(07.02.23)
Oyunların mutluluk vermesinin sebebi dopamin salgısı.
Beyin bir görev başardıkça, ödül mekanizmasını çalıştırır. Yemek yemek, hayati fonksiyonlar. Bizi aslında hayatta tutan bu ödül mekanizması. O yüzden acıkınca yemek arıyoruz, yiyince mutlu oluyoruz.

Oyun dediğin şey de bu mekanizmayı çalıştırıyor.

Şimdi gençken seni ödül mekanizmanı doyuracak çok şey yok etrafta. O yüzden en büyük tatmini oyun sağlıyor.

Yaş ilerledikçe kişisel hayatında para kazanmak, kariyerinde ilerlemek, insan ilişkileri, başarı, sevgili gibi büyük tatminler oluşuyor. Oyun bunların yanında küçük kalıyor. Beyin sana diyor ki bunla uğraşacağına onları kovala.

Bilimsel sebebi bu.
0
anten
(07.02.23)
sendeki durumun tersi bende oldu daha yeni. 39 yaşımdayım bende. 20 yaşımdan sonra oyun oynamayı bıraktım. en son half life'da kaldım. kendimi sürekli kişisel gelişime, spora, okula vb. adadım. şimdi 2 üni. mezunu, işi olan biriyim. lakin hayatımda koyduğum bir hedefe erişememiş olmak beni duvara çarpmış gibi hissettirdi ve depresyona girdim.

bende bugüne kadar yaptığım şeylerin tam tersi olan, yani oyun oynamayı boş iş olarak gören biri olarak, play station siparişi verdim. çünkü hayatımda zevk alabildiğim bir şey kalmadı. senin hayatının tam tersi olmuş sanırım :)

he bende sonuç nasıl olacak onu bende merak ediyorum. daha play station siparişi gelmedi.
0
daglien
(07.02.23)
bir oyunlar, bir de mastürbasyon. ikisi de kolay dopamin kaynağı. ikisi de belirli bir yaştan sonra zevk vermiyor. belirli bir yaştan sonra insan uyanma yaşıyor napıyorum ben diye.

belirli bir yaştan sonra insan gerçeğini istiyor. gerek iş hayatında, gerek maddi olarak, gerekse karşı cinsle ilişkilerde.
0
nickini degistiren yazar
(07.02.23)
(47)

deprem icin yardim kanallari

antikadimag
https://www.afetbilgi.com/ her sehirden yardim imkani icin buna bakabilirsiniz.---para yardimi: afad, kizilay, ahbap.esya yardimi: belediyeler, losev, ankara barosu. ---------------bagis yapilabilecek; afad, kizilay, ahbap. baska hangi kurumlar var?bunun disinda dogrudan malzeme tedarigi yapan kurum
www.afetbilgi.com her sehirden yardim imkani icin buna bakabilirsiniz.

---

para yardimi: afad, kizilay, ahbap.
esya yardimi: belediyeler, losev, ankara barosu.

---------------

bagis yapilabilecek; afad, kizilay, ahbap. baska hangi kurumlar var?

bunun disinda dogrudan malzeme tedarigi yapan kurumlar var midir? aileme soyleyecegim evdeki eski kisliklari gonderebilecekleri kanal nedir?

hem de bu tarz bir duyuru sabitlenirse buraya gelen insanlar da yardim yapabilecekleri araclari gormus olurlar.
0
antikadimag
(06.02.23)
lösev de yardım eşyaları gönderiyor, onu da ekleyebilirsiniz

mobile.twitter.com
0
hypathia
(06.02.23)
instagram.com

instagram.com

Başka bir platformda sordum ikinci el kıyafet için ve bu iki sayfa söylendi bana.

Bildiğim kadarı ile Kızılay, lösev ikinci el bağış kabul etmiyor.

Ama bu tip yardımlar toplanmadan önce teyit etmek lazım yani o bölgede gerekli koordinasyonu sağlayacak bir oluşum var mı diye. Kargoyla oraya yığmanın bir manası yok eğer doğru yere ulaşmayıp sadece kalabalık edecekse.
0
elorelia
(06.02.23)
mevcut salgınlar nedeniyle kullanılmış eşya alınmıyor. nereye götürecekseniz mutlaka arayıp teyid alın.
0
Phoebe
(06.02.23)
Çankaya Belediyesi, Etimesgut Belediyesi (kullanılmamış istiyor illa). Etimesgut oldukça organize.
0
giovanne
(06.02.23)
yahu her seyi anladim da kullanilmamis esya fetisizmi nedir? hava -10 derece insanlar donuyor, onumuzdeki 1-2 ay soguk olacak. ben depremzede olsam umrumda olmaz mont, battaniye eski mi yeni mi.
0
🌸antikadimag
(06.02.23)
Mirket
(06.02.23)
@antikadimag, bildiğim kadarıyla bunun iki nedeni var. birincisi covid döneminde bulaş açısından izmir depreminde böyle bir genelge çıkarıldı diye biliyorum. ikincisi van depremi için toplanan eşyaların paketlenmesinde 5 gece çalıştım, baya bildiğiniz giyilmiş, kirli, yıkanmamış donlar çıkıyordu kolilerden. korkunç bir zaman ve işgücü kaybı o eşyaların ayrılıp işe yararların tasnif edilmesi.
0
Phoebe
(06.02.23)
@Phoebe nin söylediğine ek olarak.

İzmir depremi esnasında bu gönderilen kullanılmış eşyalara ilişkin bir video görmüştüm.

Pullu, sırtı bele kadar dekolteli, askılı elbise ile yüksek topuklu açık ayakkabı göndermişlerdi.

Yeni malzemenin amaca uygunluğu ve tasnifi daha uygun oluyor.
0
Mirket
(06.02.23)
bağış yapılabilecek kurum olarak akut var bir de.
0
blatta hiberna
(06.02.23)
yurt disindan yasayanlar burdan yardim yapabilir

events.softgiving.com
0
buseduz
(07.02.23)
afad, daha önce kendilerinden eğitim almamış kişileri bölgeye götürmüyormuş.
sahada işgücüne katılabilmek için ne yapılabilir?
(istanbul'dayım)
0
d e j i n
(07.02.23)
cimer deprem acil diye form ekledi, ihtiyaç olabilir, burda da dursun bilgi.
0
Phoebe
(07.02.23)
Trendyol'da Ahbap destek kartları satılıyor, komisyon, kesinti vs. yokmuş.

www.trendyol.com

Ahbap sitesinde bilgi yok ama Ahbap instagram hikayesinde linki paylaşmış.

Hepsiburada'da da var aynısı, Akut için olan versiyonu da var. Komisyon ya da kesinti yapılmadan kurumlara aktarılıyormuş.

www.hepsiburada.com

Hepsiburada deprem seferberliği başlatmış, siparişleri Afad koordinasyonunda deprem bölgesine ulaştırıyorlarmış.Yurt dışından yardım etmek isteyenler için uygun olabilir.

www.hepsiburada.com
0
hair freak
(07.02.23)
ahbap şöyle bir liste oluşturmuş güvenli bölgeler, yemek vb. için.

Deprem güvenli bölgeler haritası;

www.google.com
0
Phoebe
(07.02.23)
Kıyafet ve diğer ihtiyaç yardımı toplayan belediyeler, vakıf dernekler bunları afad'a mı veriyor yoksa kendileri mi deprem bölgesinde dağıtıyor?
0
jepa
(07.02.23)
Burada da derli toplu ve kapsamlı bir liste var. (yarım toplayan kuruluşlar, gönüllü arayan yerler)

velvele.net
0
hair freak
(07.02.23)
jamswety
(07.02.23)
Ankara'da paketleme desteği için gidebileceğiniz yerler:
*Ankara Atatürk Kapalı Spor Salonu - Altındağ/ Anafartalar
*Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu - Türkocağı/Balgat
*Nazım Hikmet Kültür Salonu
*Gazi Üniversitesi Merkez Kampüsü Kapalı Otopark 1.kat
0
beetlejuice
(07.02.23)
@beetlejuice, doğrudan iletişimde olduğunuz biri olabilir ve sizin mesajınızı daha hızlı okuyabilir diye size yazmak istedim;

Çeviri derneğinin afette rehber çevirmenlik ekibi kuruldu.
Yabancı ekipler ve uzman çevrmenlik desteği için Afette Rehber Cevirmenlik, Çeviri Derneği.
0
Phoebe
(07.02.23)
ODTÜ Mezunlar Derneği bir outdoor firmasıyla anlaşma yaparak uygun fiyata uyku tulumu temin etme imkanı sağlıyor.

Parayı ödeyip satın alıyorsunuz, teslimatı ODTÜ-MD'ye yapıyorlar, onlar da her gün giden araçlarıyla deprem bölgesine ulaştırıyorlar.

www.magmaoutdoor.com
0
chicha_v2
(07.02.23)
Yardım toplama merkezinde gönüllü bulundum, uyarılara rağmen maalesef kullanılmış eşya geliyor.

bu konuda kullanılmamış eşya istenmesinin sebebi, öncelikle hijyen.
2. si vakit kaybı yaşatmamak.

Herkes iyi niyetli, "ne olacak sağlam temiz" diye getiriyor da. Herkes bu kafada değil. bazısı durumu tam kavrayamamış yırtık, sökük, kirli kıyafetleri de getiriyor dolabını boşaltma niyetiyle.

Yardım merkezlerinde de kimsenin oturup sağlam mı temiz mi bakma lüksü yok. Ne geliyorse anında koliye atılıyor kıyafetse kıyafet kolisine, yemekse yemek.

Şimdi oradaki adamın belki bir kıyafet hakkı var yardım merkezinde. Düşün adama yırtık pırtık mont geldiğini kutudan.

Yeni kıyafet temin etmek o kadar zor değil. Bim'de bile mont satılıyor şu an 200 TL'ye. Kışlık gömlek satıyorlar kalın bayaa 100 TL. Atlet satıyorlar. Herkes bütçesine göre bir şeyler temin edebilir. LCW, Defacto, bütçesine göre daha üst segment markalardan alıp götürürüz. Niye bu kadar dert edildiğini anlamadım.

İnsanlar yardıma muhtaç diye de milletin gardrobundan çıkanı giyinmek zorunda değil.

Bizde maalesef bu yardım konusu çok iyi niyetle yapılsa da bazen ana noktalar ıskalanıyor.
0
anten
(07.02.23)
ücretsiz konaklama sağlayan otellerin listesi;

www.otelz.com
0
Phoebe
(07.02.23)
ODTÜ öğrencileri basit ama işlevsel bir arayüz yapmışlar, bilgileri derli toplu kolayca görebilmek için


www.afetbilgi.com
0
beetlejuice
(07.02.23)
eczaneler kronik rahatsızlıkları olanlara 484 koduyla ilaç verebilecekmiş.
0
Phoebe
(07.02.23)
İstanbul rehber arkadaşların dikkatine:

*Arkadaşlar aldığımız bilgiye göre yarın çok kalabalık (yüzlerle ifade edilebilecek) yabancı kurtarma ekipleri geliyor. Yanısıra, yarın tarifeli uçuşlar açılacak bilgisi de geldi. Yani yarın bizlere görevlendirme yapılma olasılığı çok yüksek. Lütfen malzemelerini tamamlayanlar ve tamamlayacaklar, hazırda beklesin. Yine yeni katılanlar için malzeme listesini yolluyoruz.*
Kayıt olmak için: [email protected]
0
beetlejuice
(07.02.23)
Gaziantep Frida kafe depremden etkilenen yurttaslari için dayanışma merkezi kurdu. Ancak ihtiyaçları da var. Destek olmak isteyenlere ve konaklama ihtiyacı olan yurttaşlara duyurulur. Gaziantep-Şahinbey-Güneykent
Frida Kafe
0530 555 11 10
maps.app.goo.gl
0
beetlejuice
(07.02.23)
şöyle bir uyarı okudum ve çok mantıklı buldum. Muhtemelen copy paste yapıyorlar bir listeye diye düşündüm.

Sahadaki işleri yönlendiren arkadaşlar, yardım çağrılarının fotoğrafsız yapılmasını, Adres bilgilerini direkt yazılmasını istiyor. Önüne böyle düşen arkadaşlar vaktiniz varsa lütfen bu halde yazıp paylaşın.
0
Phoebe
(08.02.23)
hatay expo alanına dağıtıma destek için küçük kamyonet vb. araçlar bulmaya çalışıyorlar.
0
Phoebe
(08.02.23)
Aracı olanlarla, bölgeden ayrılmak isteyenleri buluşturmak için link:
docs.google.com

Antalya havalimanı taksi koop olarak 246 aracımız ile depremden etkilenen vatandaşlarımızı havalimanından ücretsiz taşıyoruz Koparatif başkanı Sebahattin küçük başkan iletişim 0242 330 31 08 0539 488 16 16

Arkadaşlar bugün osmaniye, maraş, antep, hatay bölgelerine giden araçlarımız mevcut. Aynı araçlar yarın tekrar dönüş sağlıycak. Maduriyet yaşayan bölgedeki tanıdıklarınızı bana yönlendirin Ankaraya ücretsiz transfer sağlıyoruz !!!! 0532 472 58 41

Hatay ve adanadan kalkacak polatli halk otobüsleri 0545 933 50 84

Elbistan'dan İstanbul'a otobüs kalkacak. Gitmek isteyen Ali Dölen'e ulaşabilir.
0 505 670 38 33

[7/2 19:51] Ayşe DÖNER TUREB 2022: Ayrıca bu numaranın sahibi Abdulkadir bey konaklama konusunda da iki hafta yardımcı oluyor. Antalya Isparta ve Fethiye de otellere yönlendiriyorlar konaklama ve yemek imkanı veriyorlar
[7/2 19:51] Ayşe DÖNER TUREB 2022: Arkadaşlar *Hatay'dan* Antalya ve Alanya tarafına gelmek isteyen yakınlarınız depremzedeler varsa *sabah saat 06:00-07:00* da Hatay il jandarma komutanlığı önünde olsun. Tursab ve Antalyaspor otobüsleri oradan depremzedeleri getirecek. TC numaraları ve isim soyadlarıni 0532 705 11 89 bu numaraya mesaj atmanızı tavsiye ediyorum.

Maraş’tan istanbul’a gidecek otobüs var bugün,birkaç saat işinde yola çıkacak.
Ankara-İstanbul istikametine gidecek tanıdığı olan varsa yönlendirsin lütfen bana veya @halisgebel ‘e
Alper Erpolat 0537 664 36 21
Halis Gebel 0 538 857 25 95

Yarın saat 12'de Antakya'dan Denizli'ye Namlı Turizmin otobüsü kalkacak. Hasan Bey 05414466644

Bugün akşam 9 civarı Antakya'dan Denizli'ye Özçoban Turun otobüsleri gelecek. 05496596499

yarın sabah hataydan - ankaraya dönecek aracımızda 10 kişilik yerimiz var yönlendirme yapabilirsiniz Ayder turizm canan 05304158748

09 Şubat sabahı İskenderun'dan Ankara'ya bir servis yola çıkacak, araçta şuan yer var İskenderun'dan dönmek için bekleyenler varsa iletişim: 0535 391 57 69

ARKADAŞLAR HATAY A ULAŞTIĞIMIZ OTOBÜS YOLCU ALIP DÖNECEK ÜCRETSİZ
HATAYDA AKRABASI OLAN VARMI DÖNECEK OLAN
OTOBÜS BOŞ DÖNECEK OTOBÜSÜN DÖNÜŞ İSTİKAMETİ
AKSARAY NİĞDE ANKARA İSTANBUL irtibat 0534 607 6694
0
beetlejuice
(08.02.23)
defacto firması araçları gönderdi bu şehirlerde ikamet edip yardıma ihtiyaç duyan arkadaşlarımız varsa hiç çekinmeden şöförleri arayabilirler
HATAY
Şöfor:Ömer Kahramanmaraş Tel:0534 821 3084 Plaka: 50 SG 686

Şöfor: Aziz Ünsavuran Tel: 0536 548 1212 Plaka: 50 SG 692

Şöfor: Gökhan Can Tel: 0541 515 6797 Plaka: 50 SG 089

İSKENDERUN
Şöfor: Süleyman Akbuz Tel: 0533 190 7638 Plaka: 50 SG 062

Şöfor: Arda Gürbüz Tel: 0546 883 9432 Plaka: 50 ABE 084

Şöfor: Yakup Yuvalı Tel: 0535 931 7650 Plaka: 50 S 0537

MALATYA
Şöfor: Ahmet Bozlak Tel: 0552 808 3850 Plaka: 50 SG 029

Şöfor: Abdullah Sarıyürek Tel: 0531 965 4178 Plaka: 50 SF 499

Şöfor: Hüseyin Karadağ Tel: 0536 771 4448 Plaka: 50 AAR 932

ADIYAMAN
Şöfor: Emre Pekcanlı Tel: 0532 684 4750 Plaka: 50 ACS 396

Şöfor: İzzet Yücedağ Tel: 0544 151 5047 Plaka: 06 BVZ 477

Şöfor: Mehmet Metin Tel: 0531 390 3838 Plaka: 50 SG 025

KAHRAMANMARAŞ (Otobüs)
Şöfor: Barış Baydar Tel: 0543 120 5050 Plaka: 50 SB 501
0
beetlejuice
(08.02.23)
Afetzede Aktarım Treni

www.tcddtasimacilik.gov.tr

Vatandaşlarımızın güncel sefer bilgilerini 4448233 numaralı çağrı merkezimiz, 05073218233 numaralı WhatsApp iletişim hattımız veya www.tcddtasimacilik.gov.tr linkinden iletişime geçmesi gerekmektedir.
0
beetlejuice
(08.02.23)
Deprem sırasında kaybolan çocuklarla ilgili bir grup kurulmuş.
Çocuk hakları aktivisti ve Pediatri uzmanı, İstanbul tabip odası çocuk hakları komisyonu üyesi Dr Çağla Hanım organize ediyor +90 555 726 63 88
Sosyal medya gruplarinizda paylasabilirsiniz
0
beetlejuice
(08.02.23)
Kapadokya otelleri depremzedelerimiz için hazırdır. Geldiğiniz öölgeye göre altta yazan bölge sorumlularının numaralarını arayabilirsiniz. İsim, tc., geldiği yer bilgileriyle yerleşim daha kolay yapılır.

Avanos- Sinem Özüberk
05387478950

Ürgüp- Burcu Yiğitoğlu
05327254659

Ortahisar- Perihan Çakır
05334973434

Göreme- İlker Horozal
05322913050

Nevşehir- Yasemin Bilgin
05432034370

Uçhisar- Güneş Emirmehmetoğlu
05542283683

Çavuşin- Mustafa Erdem
05327494576

Alanya Depremzede Otelleri:
Elif Apart Otel: 05491454500
Kleopatra Beach Yıldız: 02425136550
Castle Boutique Hotel: 05357779800
Select Apart Hotel: 02425223332
Kleopatra Bebek Hotel: 05343720707
Sea Star Hotel: 05347490814
Alanya Klas Hotel: 02426060278
Cleopatra Golden Beach: 02425133840
Günaydın Otel: 02425130008
Süvari Homes Apart: 05305799656
Eftalia Marin: 4446607
Elit Apart Otel: 02425653948
Sidar Otel: 02425111120
Bin Billa Otel: 05324609951
İnsula Resort: 02425300505
Atlas Beach: 02429700323
Algora Halal Otel: 02425120022
First Class: 05323819546
Happy Homes Apart Otel: 05425119268
Syedra Otel: 02427824956
Long Beach: 02425121000
Luxury Villas & Spa: 05362411386
Pegasus Resort Otel: 02425173740
Ak Otel: 02425121889
Anna Queen: 02425131553
Saray Apart Otel: 05074290170
Club Bayar Beach: 02425140606
Justiniano Hotels: 02422727929
Uk Blue Coast Hotel: 02425140909
Utopia Beach Club: 02427824888
Rubi Otel: 02427824222
Kaila Hotels: 05462718123

ANKARA İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Depremzede Misafirhane Yönlendirme Ekibi
09:00/17:00
Zuhal Kasap 03124154829
Tülay İşler 03124154827
17:00-00:00
Mehmet Koçak 03124154829
Ferit Arslan 03124154827

ANKARA İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Depremzede Otel Yönlendirme Ekibi
09:00-17:00
Şeyma Şimşek Bayram 03124154848
Evin Arslan 03124154846
17:00-00:00
Emre Demir 03124154848
Serkan Yıldız 03124154846

Ankara Esenboğa Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Kız Öğrenci Yurdu 2500 kişi misafir almaya hazır.
İrtibat: Müdüre Necla Hanım 05303466439

Ankara 1000 kişilik konaklama ve yemek
Mehmet Tahir Eroğlu 05323484160 - 03124384461

Merhabalar, ev arayan depremzedelerimizin evlere ulaşması için ve aynı şekilde evini açmak isteyen ev sahiplerinin depremzedelere ulaşmaları için MİSAFİRİM OL adında bir web sitesi oluşturduk. Paylaşarak yardımcı olabilirsiniz.

misafirimol.trair.com.tr

HATAY !!!
Çorba, çay, su kalacak yerimiz var" 05511216938 #Hatay Artes Hotel
0
beetlejuice
(08.02.23)
Whatsapptan iletilen mesajlar:

Arkadaşlar Hatay'a gönderdiğimiz otobüsümüz boş dönecek Ankara'ya. Yakını olan, gelmek isteyen varsa bilginiz olsun.

Antakya sanayi Sitesinde şu an otobüs

İletişim : 0533 924 6011
---------------------------------------------------------------------------------------
Aracımız (otobüs) Hatay'dan bu gece boş dönecektir. Tanıdığı olanlar yönlendirsin Ankara'ya getirelim. İrtibat: 0532 161 04 44 Şadi Yücel
---------------------------------------------------------------------------------------
Bu akşam 19.00'da Hatay'dan İstanbul'a ücretsiz otobüsler kalkacaktır.
Hareket: Mustafa Kemal Üniversitesi Tayfur Sökmen Kampüsü önü

İrtibat: 0544 252 61 28
Ahmet Bey
0
pide
(08.02.23)
Hatay’da vinç ve operatör organizasyonu yapan bir grup kuruldu. Enkaz haritası çıkarıp yönlendirme yapıyorlar. 0 531 397 4444’e konum ve iletişim bilgisi atabilirsiniz.
Ali Rıza Akbaş Operatör
+90 536 221 25 27
Alperen Gökkaya Operatör
+90 546 747 48 85
Emre Boyukısa Operatör
+90 530 302 94 08
emre
Hıçkıdıkpet
Enes Yavuz Operatör
+90 537 663 22 50
Ercan Demirtaş Operatör
+90 539 302 99 84
Günal Karatekin Operatör
+90 541 957 44 83
Hasan Hüseyin Öztürk Operatör
+90 537 258 31 20
Mahsum Koç Operatör
+90 538 920 27 44
Mehmet Emin Duman Operatör
+90 536 896 00 86
Mehmet Öcal Operatör
+90 544 258 26 82
Muhammet Demirat Operatör
+90 552 787 59 63
Muharrem Çevik Operatör
+90 537 233 46 20
Sedat Arslan Operatör
+90 541 824 59 60
Sergen Başaran Operatör
+90 546 635 86 83
Serkan Demirkıran Operatör
+90 543 644 54 84
Süleyman Maviş Operatör
+90 507 647 27 50
Süleyman Turban Operatör
+90 507 678 04 84
turpanaksesuar
İbrahim Meşe Operatör
+90 539 700 99 96
İhsan Güneyin Operatör
+90 545 344 12 64
İlyas Kodak Operatör
+90 535 812 00 97
İlyas Kılıç Operatör
+90 534 303 32 50
İsmail Bilici Operatör
+90 541 733 00 67
Ferhat Sefil Operatör Adana
+90 538 983 66 92
Mahmut Kına Operatör Bodrum Muğla
‎+90 536 038 57 94
Nihat Önen Operatör
+90 542 819 65 58
0
beetlejuice
(08.02.23)
Deprem bölgesindeki başta grubumuz çalışanları olmak üzere ihtiyacı bulunan tüm vatandaşlara İş Bankası tarafından sağlanan barınma, erzak ve yiyecek imkanlarına yönelik adreslere aşağıda yer verilmiştir.

prnt.sc
0
chicha_v2
(08.02.23)
'Selamlar, Tuzla'dan Maras'a yola cikacak 40-45 adet karavan var. Fakat sofor eksigimiz var, BE ehliyeti olan ve musait olan tanidiklariniz varsa yonlendirebilir misiniz?'

Teyitli bilgi

iletişim Talip +905413828205
0
beetlejuice
(08.02.23)
Hatay serinyoldaki 112 afad kordinasyon merkezindeyim buraya yaklaşık 20 tırlık bir yardım geldi içlik çorap bere eldiven yatak bataniye ve yiyecek mevcut hepinize ayrı ayrı emekleriniz için teşekkür ederim


Sevgili arkadaşlar, konum attığım noktada bu gece TransAnatolia Mutfak Tırı hizmet vermeye başlayacak.
www.google.com'36.7%22N+36%C2%B007'29.4%22E/@36.1498929,36.1263059,14z/data=!4m4!3m3!8m2!3d36.1435165!4d36.124836?hl=tr
0
beetlejuice
(08.02.23)
şöyle bir paylaşım olmuş, yayarsanız iyi olabilir;

Enkazdan çıkartılan insanlara bu binada işitme engelli var mı diye sormak iyi olacaktır. Belki de kimse var mı sorduğunuzda sizi duymuyordur.
0
Phoebe
(08.02.23)
ARKADAŞLAR ŞUAN SOSYAL MEDYA'DA YARDIMA İHTİYACI OLAN HERKESİN İHTİYACINI KARŞILABİLECEK KANALLAR AÇTIK

SOSYAL MEDYADAKİ TÜM YARDIM MESAJLARINA BU KANALLARIN LİNKLERİNİ ATTIĞINIZ TAKDİRDE SORUNLARI %90 İHTİMALLE ÇÖZÜLÜR

1) Tüm yardım ve imdat çağrıları bu kanalda
t.me/yardim_istekleri

2) Kepçe, vinç ve iş makinası ihtiyacı olanlar için kanal
t.me/gonullu_operatorler

3) Gıda erzak sıkıntısı çekenler için kanal.
t.me/yardim_malzemeleri_dagitimyeri

4) Konaklama sıkıntısı çekenler için kanal
t.me/ucretsiz_konaklama_bolgeleri

5) Deprem bölgesine gitmek isteyenler için il grupları listesi
t.me/il_gruplari_listesi
0
chicha_v2
(09.02.23)
ev arayan depremzedelerimizin evlere ulaşması için ve aynı şekilde evini açmak isteyen ev sahiplerinin depremzedelere ulaşmaları için MİSAFİRİM OL adında bir web sitesi oluşturulmuş, paylaşalım lütfen;

misafirimol.trair.com.tr
0
Phoebe
(09.02.23)
09.02.2023 GÜNCEL ULAŞIM BİLGİSİ

Elbistan'dan istanbul'a otobüs kalkacak. Gitmek isteyen Ali Dölen'e ulasabilir.
0 505 670 38 33

Arkadaslar Elbistan'dan Ankara'ya ulasmak isteyenler varsa acil arasin bu numarayı
0541 870 1718

Elbistandan ayrilmak isteyenler icin otobüs kaldırılacak
Hasan Murat Bulut
05414466644

9 Subat Saat 12'de Elbistana yeni giren
arama kurtarma ekibi irtibat numaralari:
0507 412 0965
0542 654 1990

Elbistan merkezde enkaz altinda kalan bir yer varmi?
Enkaz altinda olan kisileri ariyorum. Profesyonel ekibimiz var numaram:
0 552 701 31 90
ULASABILIRSINIZ.
(TEYIT EDILDI)


Gidiş ve Dönüş’de müsaitliği olan otobüsleri sizler içiz hazırladık müsaitlik bilgisi gelen otobüsleri drive güncel olarak giriyoruz.


docs.google.com


Deprem bölgelerinden tahliye edilmek için talepte bulunan depremzedelere aşağıdaki WhatsApp hatlarını paylaşırsanız transfer taleplerini tek bir platformda listeleme için kurulmuştur.

Hatay tahliye whatsapp hattı

chat.whatsapp.com

İskenderun tahliye whatsapp hattı

chat.whatsapp.com

K.Maraş tahliye whatsapp hattı

chat.whatsapp.com

Elbistan tahliye whatsapp hattı

chat.whatsapp.com

Gaziantep tahliye whatsapp hattı

chat.whatsapp.com

Malatya tahliye whatsapp hattı

chat.whatsapp.com

Adana tahliye whatsapp hattı

chat.whatsapp.com


Hatay / Samandağ ve Hatay / Kırıkhandan dönmek isteyen depremzedelerimiz için İstanbul ve Ankara varışlı araçlarımız kalkacaktır . Bizimle iletişime geçebilirsiniz .

Mert yamak - 0530 551 07 05
Ahmet asalı - +90 538 811 98 88
Erhan Karakaya - 0537 839 05 02
Cansel Yilmaz - 0530 730 97 09
Melike Benlier - 0537 787 88 48

Deprem bölgesinde olan arkadaşlar şebeke problemi yaşayıp ulaşamamaları takdirde Melike ve Cansel hanımla iletişime ulaşılabilir.


ANTAD - Ankara Toplu Taşımacılar Derneği, deprem bölgesinden tahliye çalışmalarına destek vermek amacıyla , 100 adet servis aracı ile 11 Şubat 2023 Cumartesi günü  deprem bölgesine gidecektir.
Tahliye edilmek isteyen Vatandaşlarımız ile birlikte 12 Şubat 2023 tarihinde dönüş yapılacaktır.
Deprem bölgesine gıda , giyim, tıbbi malzeme ve benzeri malzeme göndermek isteyen, deprem bölgesinde gönüllü olarak çalışmak için ulaşmak isteyen Vatandaşlarımıza bilgi olarak arz ederiz

İrtibat numaraları
0 554 886 28 78
0 537 524 19 62

Cemal Baltacı
ANTAD
Ankara Toplu Taşımacılar Derneği
Başkan


İzmir çeşme limanından dün kalkan ulusoy’a ait ro-ro gemisi iskenderun limanına bu akşam saat 20.30 gibi yanaşacak. Yardım malzemelerini boşaltıktan sonra hasta ve ihtiyaç sahibi depremzedeleri alıp mersine ve izmire getirecek. İskenderun limanından mersin ve izmire gelecekler varsa gelebilir. Gemi muhtemelen bu gece iskenderun limak limanından saat 22.00-22.30 gibi kalkar. Gemideki ilgili kişi idris bey Tel 5344500015 Bilginize
0
beetlejuice
(09.02.23)
-Güncel İhtiyaçlar-

İSTANBUL TOPLAMA MERKEZLERİ

docs.google.com
0
beetlejuice
(09.02.23)
Rehber Emrah Uğursal'in paylaşımıdır; Herkese merhaba. Bu akşam Kahramanmaraş'ın köyleri için Kadiköyden bir yardım otobüsü kaldırıyorum. Şuan halihazırda 400 kadar battaniye çadır 5 soba jeneratör ilaç ve su götürüyoruz aracimizda hala malzeme için yer var eğer malzeme göndermek isteyen varsa benimle direk irtibata geçebilir. Valilik ve afad iznimiz var
0
beetlejuice
(10.02.23)
MERHABALAR ANKARA OSTİMDE ÇADIRSAN A.Ş. FİRMA SAHİBİYİM ŞUAN DEPREM BÖLGESİNE BİR İNSANIMIZI SOGUKTA KAYBETMEYELİM DIYE 24 SAAT MESAİ YAPIP ÇADIR URETİYORUZ VE SEVK EDİYORUZ TÜRKİYEDE ÇADIR ÜRETİMİ YAPABİLEN 2-3 FİRMA KALDIK MALZEME, FABRİKA, EKİPMAN, MADDİ SORUNUMUZ YOK KAYBEDECEK BIR GUNUMUZ DAHİ YOK ACİL SEKİLDE ÜRETİMDE ÇALİSACAK GAZALTI KAYNAK USTASI VE DİKİS MAKİNASI KULLANABİLEN USTALARA İHTİYACIMIZ VARDIR GUNLUK 1000TL YÖVMİYE + YEMEK KARSILANACAK İRTİBAT 0541 124 19 19 NUMARADAN ULASABİLİRSİNİZ...

ANKARA BÖLGESINDE YASAYAN ARKADASLAR LUTFEN SESIME SES OLUN TUM PLATFORMLARDA PAYLASIN VE CEVRENIZDEKI USTALARA ULASTIRIN DEPREMDEN SAG KURTULAN VATANDASIMIZI SOGUKTA KAYBETMEYELIM...
0
beetlejuice
(11.02.23)
Ç A D I R İ H T İ Y A C I Hk.

2 gündür yürüttüğümüz faaliyerlerde 2 tır çadıra ulaştık. Birazdan yola çıkacak. Kadıköy’de 1 saate koordinasyon ekibi kuracağız.

Çadır konusunda gördüğünüz ilanları;

• İsim Soyisim,

• Telefon Numarası (Mümkünse teyit ediniz.)

• Adres (Sadece köy ismi yazılmışsa, hangi şehirde olduğunu ve varsa adres tarifini bularak adrese yazınız.)

• Kişi Sayısı, (Kaç çadır ihtiyacı olduğunu anlamamız için önemli, elimizdeki tüm çadırlar aynı kapasiteye sahip değil)

• Her ilanın,
Teyit Saati ve Tarihi
10 Şubat 2023, 21:59

şeklinde yazılarak ve

Y A Z I L I O L A R A K
bana gönderebilirsiniz.

Ekran görüntüsü lütfen göndermeyelim. Sadece yukarıda yazdığım şekilde gönderilen ilanlarla ilgileneceğiz.

Aramalar açılmayacaktır, yalnızca Whatsapp mesajlarına bakılacaktır.
______________________
Katherine Bektaş
+905417497499

Güncellik Tarihi;
10 Şubat 2023, 23:12
0
beetlejuice
(11.02.23)
Arkadaşlar selamlar,

Deprem bölgesi için mevcuttaki TEK aktif hastane listesini sıfırdan yaptık. Cumadan beri live. Anlık güncelleniyor. Faal durumdaki tüm devlet hastaneleri, sahra hastaneleri mevcut.

Afetharita, afetbilgi, depremio gibi tüm sitelere verimiz akmaya başladı. Saglik.afetharita diye bir alt sekme de açtılar. Ahbap’ın güvenli bölgeler haritasına da eklenecek. Tüm hekim ve eczacılara iletilmesi için de çalışıyoruz.

Uygun gördüğünüz WhatsApp, Instagram, Twitter gibi tüm grup ve iletişim kanallarınızla PAYLAŞABİLİRSENİZ sahaya erişimini yaymak için çok yardımcı olur, şimdiden hepinize çok teşekkürler:

docs.google.com
0
beetlejuice
(15.02.23)
(6)

oyun platformu

daglien
selamlar. en son gta vice city'de kalmış biri olarak tekrar evde oyun alemine dönmeyi düşünüyorum. play station 5 almayı düşündüm lakin sony türkiye'den çekiliyormuş sanırım. xbox, nintendo vb. seçenekler var anladığım kadarıyla. siz ne kullanıyorsunuz, ne almamı tavsiye edersiniz?
selamlar. en son gta vice city'de kalmış biri olarak tekrar evde oyun alemine dönmeyi düşünüyorum.

play station 5 almayı düşündüm lakin sony türkiye'den çekiliyormuş sanırım. xbox, nintendo vb. seçenekler var anladığım kadarıyla. siz ne kullanıyorsunuz, ne almamı tavsiye edersiniz?
0
daglien
(03.02.23)
sony tv ve ses sistemlerinde türkiyeden çekiliyor ps devam
0
freebird5406_2
(03.02.23)
Xbox ve gamepass mis:)
0
anten
(03.02.23)
türkiye'de konsol üzerinden oyun oynamak istiyorsan xbox daha avantajlı.
0
false pretension
(03.02.23)
Ben şuan alacak olsam ps5 tercih ederim.
0
drako
(03.02.23)
PS5
0
chavezding
(03.02.23)
sony playstation tarafında türkiyeden çekilmiyor. seninle aynı kararsızlıktaydım, haziran ayında tam ps plus extra sistemi çıktığında ps5 aldım. yıllık 460 liraya extra deluxe paketi alabiliyorsun, zamlanır diye 3 yıllık aldım direkt. :)
bedava oyun kütüphanesi inanılmaz geniş ve her ay yeni oyunlar ekleniyor ve bunlar büyük oyunlar da oluyor(mesela geçen ay far cry 5 ve new dawn eklendi). kesinlikle öneririm.
0
mister green
(03.02.23)
(6)

Isitici onerisi

saclarimdaki papatyalar
Evim cok soguk maalesef. Kalorifer merkezi sistem ve cok az yakıyorlar. Faili isiticilardan mi yoksa kızılötesi olanları mi önerirsiniz? Bir de gece uyurken kapamali miyim ikisini de? Gece cok soguk oluyor maalesef.
Evim cok soguk maalesef. Kalorifer merkezi sistem ve cok az yakıyorlar. Faili isiticilardan mi yoksa kızılötesi olanları mi önerirsiniz? Bir de gece uyurken kapamali miyim ikisini de? Gece cok soguk oluyor maalesef.
0
saclarimdaki papatyalar
(03.02.23)
fan al fena ısıtıyor.
0
mikahakkinen
(03.02.23)
Kızılötesi olanlar sadece açıkken ışığının vurduğu yeri ısıtır, odayı ısıtamazsınız.

Fan'lı ve Yağ'lı radyatör tavsiye ederim. Fan, ısının odaya yayılmasını sağlar. Yağ ise, ısındıktan sonra az elektrik kullanmanıza yardımcı olur. Elektrik kullanımı bir oda için 24 saat açarsanız, aylık 3bin civarına gelebilir. Önceden hesaplamanızda yarar olur.
0
alfired
(03.02.23)
@2 fanli ve yağlı olanlara baktim ama o kadar pahalı bir şey düşünmüyorum acikcasi. Kendisi ve kullanımı ile oldukça pahali duruyor.
0
🌸saclarimdaki papatyalar
(03.02.23)
www.vigo.gen.tr

Yorumlarını okuyun. Yıllardır kullanıyorum. Enerji tüketimi makul, baş ağrısı yapmaz, havayı kurutmaz, o ufolardaki saçma parlak kırmızı ışık vb yok.
0
Phoebe
(03.02.23)
Yakın zamanda evinde yangın tehlikesi atlatmış biri olarak bu ısıtıcılar yüzünden aman diyeyim:)

Ev soğuksa yalıtım için çözümler bakın mutlaka dün de birileri yazdı onlara da aynı cevabı verdim.

Zemini kalın halılarla kaplayın,
termostatlı kalorifer vanaları,
evde kapı altlarına yalıtım süngerleri,
Pencerelere kalın ısı yalıtımlı perdeler takmak
kaloriferlerin önünü etrafını açmak falan gibi önlemler en azından ısı kaybını azaltır.

o soruya paylaştığım linkleri de koyayım:

onedio.com
www.mapfre.com.tr
akillibutce.com
energysavingtrust.org.uk
www.youtube.com

Gece soğuk oluyorsa yatağın içine sıcak su torbası bırakmak iyi bir çözüm oluyor.

Isıtıcı alma niyetiniz var diye anladım. Fan, infrared fark etmez tesisatı kontrol ettirin. Gözünüzün önünde çalıştırın. Odada değilken, uyurken kapatın ve fişten çekin. Eşyalara yaklaştırmayın, nemli ortamlarda çalıştırmayın vs vs.
0
anten
(03.02.23)
fan alırsan öyle bir fatura gelir ki ocağına incir ağacı dikerler.
yağlı radyatör alacaksın (git: www.hepsiburada.com
yatmadan 1 saat önce odada çalıştır yatınca da kapat. yağ sayesinde 1 saat civarı sıcaklığı korur.
0
jamswety
(03.02.23)
(16)

Şu an ev alınır mı? Alınmazsa parayı nasıl saklayayım?

Unde bach canim
Elime mülk satışından 1 milyon lira geçti. İyi kötü bir daire almayı planlıyorum(kendim oturmak için. Kredi işine falan bulaşmadan bu meblağa şu an ev almak mantıklı mı?Sorma sebebim şu; seçim sonrası iktidar değişirse yabancılara konut satışı vs nedenlerle evlerin değeri düşebilir belki dövizde bir
Elime mülk satışından 1 milyon lira geçti. İyi kötü bir daire almayı planlıyorum(kendim oturmak için. Kredi işine falan bulaşmadan bu meblağa şu an ev almak mantıklı mı?
Sorma sebebim şu; seçim sonrası iktidar değişirse yabancılara konut satışı vs nedenlerle evlerin değeri düşebilir belki dövizde bir miktar düşüşle aynı paraya daha mantıklı ev alınabilir mi düşüncesi.

Eğer şu an ev falan alınmaz diyorsanız seçimde iki ihtimali de(iki ittifakın da kazanma durumu) göz önüne alınırsa parayı seçim durumlarından ve sonrasından korumak için neye yatırmalı?
0
Unde bach canim
(03.02.23)
AKP kaybederse ve gelen iktidar yabancılara konut satışını yasaklarsa fiyatlar gerçek rakamlarına iner. Çünkü şuan ev fiyatlarında kime ne saplarsam o kardır kafası var. İzmir özelinde söyleyeyim ev fiyatlarında 3 milyonlar 10 milyonlar havalarda uçuşuyor. Bir çogunun da o fiyattan satışa koyduğu evleri elinde patladı. 7 ay önce 6 milyondan ilana koyulan ve benim favorilere ekledigim ev şuan 2.800 milyona kadar düştü. Bana kalırsa gerçek fiyatı o bile değil. Ama işte bir yabancı bulurum saplarım derdinde adam.

Nereden bakıyorsun bilmiyorum ama 1 milyona 3 büyük şehirde varoş mahallesi dışında ev yok.
0
limonlu eksi
(03.02.23)
Ev fiyatlarının kısa zaman içinde düşeceğini sanmıyorum. O dediğiniz olsa bile uygulanması yıllar alır
0
anais
(03.02.23)
Çok bilinmeyenli bir problem:)

Öncelikle ev fiyatlarının bu seviyelerde olmasının yabancılarla çok alakası olmadığını düşünüyorum çünkü verilere göre yabancı konut satış oranı %4 civarındaymış. hadi %10 olsun yine bu kadar etkileyemez gibi. Yılda 1,6 milyon civarında konut satışı olmuş 2022'de yaklaşık. Yani tahminen 60-70bini yabancılara satılmış. Yani bunları denklemden çıkartınca bile sayıyı çok etkilemiyorlar. TAbii ben bunu aşağıdaki istatistiklere göre yorumluyorum.
www.bloomberght.com:~:text=Yabancılara%20yapılan%20konut%20satışları%202022,konut%20satışı%20ile%20İstanbul%20aldı.

Piyasa hiç bunlara göre fiyatlanmayabilir. Ama yine benim şahsi görüşüm, ev fiyatlarındaki artışın hiçbir rasyonele dayanmadığı yönünde. Yani yurtdışında gördüğüm her şehirde belli bölgelerde metrekare fiyatları aşağı yukarı bellidir. Sen aynı semtte aynı nitelikte evleri aynı fiyata alabilirsin.

Şimdi bizde mesela aynı site içinde benzer niteliklte, aynı metrekarede 2 ev açıyorum. Linkini de bırakayım:
www.sahibinden.com

Oturup metrekare fiyatlarına bakarsanız, arada çok komik farklar var.
Birinin m2 fiyatı 120bin, diğerinin m2 fiyatı 66 bin.

Başka bir bölgede, aynı metrekarede, aynı nitelikte ve iç dizaynda 2 daire var.
Biri 1milyon 750, diğeri 2 milyon 750... Daha farklı bir bölgede yine site içi 2 villa, biri 6 milyon istiyor, diğeri 18... Evlerin içleri metrekareleri falan aynı.

Bu şunu gösteriyor, bu piyasada fiyatlamalar hiçbir rasyonelle yapılmıyor. Adam evine bakıyor diyor ki burası en az 2 milyon eder... Ertesi gün yan komşsunu bakıyor "bu 2'ye satıyorsa bizim evin boyası daha kaliteli, bizimki 3 eder"....

Yabancı etkisi ancak şöyle olabilir, adam bu fiyatı düşünürken "ya belki piyasayı bilmeyen bi yabancıya denk gelir ona ittiririm bu fiyattan" diyebilir.

Böyle bir piyasada hiçbir mantıklı iniş ya da çıkış beklemem ben:)

Özellikle bizde insanların tek bildiği yatırım aracı gayrimenkul olduğu için, herkesin de malı kendine kıymetli olduğu için kimse evinin fiyatının aşağı düşebileceğine inanmak istemiyor. O yüzden fiyatlar sürekli yukarı çıkma eğiliminde.

Ha burada esas konu şu: herkes evine istediği fiyatı çeker ama satabiliyor mu ya da kaçtan satıyor? Onlara bakmak lazım.

Bunu uzun uzun anlattım çünkü piyasada mantıklı bir fiyatlama beklememek lazım. Vaktiniz varsa oturur bir semtin ortalama metrekare fiyatını hesaplar, ona göre değerlendirirsiniz evler ucuz mu değil mi?

Nakit konusu ise ayrı bir konu. Bu enflasyon ortamında ucuz kredi alabiliyorsanız, nakitin tamamına dokunmadan ucuz krediyle ev alıp, eldeki nakiti de yıllık getirisi enflasyonunda çok üstünde olan birkaç fona ve benzeri yatırım araçlarına dağıtmak bir taşla 2 kuş vurmayı sağlayabilir.

Hem ucuz kredi alarak evi çok uyguna almış olursunuz, hem de elinizde kalan nakiti de bir yandan işleterek oradan da kazanmış olursunuz.

Ha ben fonmuş, eurobondmuş bunlarla uğraşamam derseniz, eldeki nakiti peşinat yapıp biraz borçlanarak ev almayı da düşünebilirsiniz.

1 milyona trink ev bulmak kolay olmayabilir piyasada en azından büyük şehirlerde.
Ama küçük şehirlerde hiç borçlanmadan da nakit ev almak mümkün olabilir bu fiyata. Ama dediğim gibi burada kredi faizi belirleyici. Yani ucuz kredi çıkıyorsa, krediyi çekip eldeki nakiti ayrı değerlendirmek de bir seçenek.

İşin sonunda biraz hesap kitap bakacaksınız. Size en uygun gelen neyse kararı siz vereceksiniz. Kimse size yatırım tavsiyesi veremez şunu yapın diye yasak zaten. Burada yazılanlar da bir yatırım tavsiyesi değil, bilgilendirme diyelim.

Umarım yardımcı olmuştur. Kolay gelsin, kazançlı bir yatırım olur inşallah sizin için.
0
anten
(03.02.23)
Gözüne kestirdiğin bir ev varsa,
Deprem sonrası yapılmış ise,
Kirasıyla 15-20 senede kendini amorti edebiliyorsa (Bu satırı büyük harfle yazacaktım)

Hiç düşünmeden al.

Yalnız, ben senin yerine olsam, ev alacaksam ve yıllık %20'ye (hatta %25) kadar faizli kredi bulabiliyorsam. Mümkün olduğunca fazla kredi kullanarak alırdım evi. Paranın kalanı olursa da yıllık getirisi %8 üstü bir eurobond alırdım.
0
Mirket
(03.02.23)
@anten, ev fiyatlarını sadece yabancıya satış etkilemiyor ki. Yabancıya yapılan kiralamalar da fiyatı arttırıyor. mevcut hükümetin sürekli kredilerle desteklemesiyle de artıyor. dövizi baskılaması nedeniyle de artıyor.
0
vizivozo
(03.02.23)
öncelikle, 1 milyon "tl" olarak bakıyorsan fiyat düşmez bence.

Çünkü potansiyel senaryo bence şu: doların artması muhtemel ama ev 1.5m ise 3m olmayacak 2m olacak. Bu sebeple şimdi 100 bin dolar olan ev 80 bin dolara düşecek. Ama elinde 1m TL olan kişi yine ev alamayacak.

Seçim sonrası döviz düşer fikri mantıksız değil ama ortak düşünce şu an doların 18,8'de zorla tutulduğu. Kaçtan kaça düşecek bu belirsiz.
0
nhk ni youkosu
(03.02.23)
Anadan babadan ev kalacaksa ev almak şu şartlarda gereksiz. Bir de 1 milyona cidden ev yok. Araba parası oldu artık o.
0
ruhen hastayim ben
(03.02.23)
oturmak için gerekiyorsa tabi ki alınır. yatırım için iyi zamanlama değil.
0
tiny penny
(03.02.23)
Valla açıkçası ben bu ülkede bir şeyin fiyatının gerçekten düştüğünü görmedim. Bu dediğim ev-araba-altın-dolar her şey için geçerli.

Şu gerçeği bilmek lazım biz her zaman çift hane enflasyonla yaşayan bir ülkeydik. Ama şimdi >%50 enflasyonla yaşıyoruz. Yani demem o ki ekonomi toparlamaya başlasa bile en fazla bu fiyatlar yerinde sayacak veya daha az zamlanacaktır. Çünkü yeni fiyatların piyasası oluştu bile. Ve bu şeyler modası geçen insanların vazgeçebileceği şeyler değil (ev-araba vs) insanlar bunları her zaman alacaklar. Çünkü ihtiyaç her zaman olacak.

Son olarak ytd
0
nuevo
(03.02.23)
Ev fiyatlarının düşeceğini sanmam. Bu ortamda sıfır ev için 1,2den ikinci el için 1,29dan kredi cekmek bedava. Krediden korkmayın aldığınız yanınıza kar kalır.
0
karacigerim vur kadehlere
(03.02.23)
1 milyona ev falan yok. 1 milyonu peşinat yapıp 3 milyon da kredi çek 0.69 ile, oturacağın güzel bir ev al. Yatırım diyorsan, ev almak ilk üç seçenekte bile olmamalı. 1 milyonu 1 eve bağlayıp oradan nasıl bir gelir elde etmeyi bekliyorsun ki?
0
vedatchilipeppers
(03.02.23)
yatırım için neden alınmaz onu anlamadım açıkcası ben, temmuz 2020’de projeden yatırımlık daire aldık inşaattan 900 bin tl’ye, hala daha taksidini ödüyoruz evin bitmesine 1 sene civarı kaldı ve aynı projeden evler 4 milyona gidiyor şu an. isteyen dolar kuru şu bu diyerek de bakabilir ne getirmiş götürmüş.

yatırım için de dünyanın her yerinde olduğu gibi gayet de alınır, ama şu an mı? işte onu bilemiyorum. 900 bin tl’yi 1+1’e verirken o paraya 1+1 mi olur delirdiniz mi diyen çoktu 2.5 sene önce bize, şimdi durum malum. keşke imkan olsaymış da 1 tane daha alsaymışız.
0
hayati cozemeyen adam
(03.02.23)
siyaset rüzgarına kapılıp hareket edersen çok üzülürsün.
iktidar değişse enkaz devraldık diye yine her şey zamlanacak çünkü ekonomide güven kazanmak zaman alır. Piyasanın gözlemlemesi gerekecek o yüzden hiç bir şey düşmez ve artış yönünde seyreder.
ha iktidar aynen kalırsa da doları dizginlemeyecekleri ve salacakları artık sağır sultan bile biliyor.
sözün kısası bugün almaya gücün yetip te almadığımız her şey için ileride pişmanlık duyacağız. tek gerçek.
0
jamswety
(03.02.23)
@hayati cozemeyen adam,

Biz de (ailem daha doğrusu) o şekilde bir hayli kâra geçtik, aktiflerimiz de çoğalıyor doğrudur. Bu da bir yatırım türü elbette, daha garantici bir bakışla. Eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürmek gibi olmasın ama bir milyonla daire almaktansa üç tane ev kiralayıp mal sahibine de bir güzellik yaparak (burası şahsi yeteneğe kalır biraz) alt kiracılık hakkı eklerim sözleşmeme, akabinde o üç daireye 150’şer bin harcayıp daireleri premium bir hale getirip günlük 1500 liradan kiralarım; hadi operasyon yükü az olsun diye aylık 30 bin liradan kiralayalım. Biraz bu kafada yaklaşıyorum ben ama elbette direkt alıp parayı bağlamak da bir opsiyon.
0
vedatchilipeppers
(03.02.23)
@hayati cözemeyen adam

Onun sebebi şu, iktisadi olarak bir gayrimenkulun değer kazanması için, birçok farklı konuda rasyonel sebepler lazım.

bölgenin sosyoekonomik seviyesinin yükselmesi (istanbul fikirtepe gibi)
bölgeye yatırım gelmesi (bir üniversite, hastane, avm, sanayi bölgesi vb)
bölgenin altyapısının güçlenmesi,
bölgenin kuvvetli bir ulaşım ağına kavuşması (metro, metrobüs, tren vb.)
Ya da çok talep gören bir bölgede arzın oluşmaması lazım...

bu kriterler önemli. Ya da...

Sizin durumunuzdaki gibi, henüz daha proje aşamasından alınması gerekir. Daha ortada proje yokken inşaat firması evi daha ucuza satar ki önden sermaye oluştursun. Bina tamamlandıkça fiyatları artırır. Zaten toplam fiyatlamayı bunu planlayarak yapar.

Yani ancak bu kriterler sağlanırsa, evin fiyatının yükselmesi beklenir.

Türkiye'de ise hiçbir gayrimenkul fiyatı böyle belirlenmiyor şu anda. Tamamen "kafamıza göre" bir piyasa söz konusu. Yukarda 3 örnekte de verdiğim gibi, aynı site içinde aynı tipte aynı metrekarede evler arasında bile metrekare fiyatı 2 katına kadar değişebiliyor. Bunun hiçbir mantıklı açıklaması yok.

İşte o yüzden yatırımın değerinin tam ölçülemediği bir piyasada yatırım yapmayı birçok rasyonel yatırımcı mantıklı bulmuyor.

Sizin örneğiniz farklı. Siz projeden almışsınız. Projeden 900'e alınan evin fiyatı şu an 4 milyona çıkabilir. Enflasyon etkisi olmadan hesaplanınca neredeyse %400 artmış fiyat. Ama asıl soru, bitmiş projeden 4 milyona alınan evin 3 sene içinde %400 artıp artmayacağı. Ha bu arada sizin örneğinizde 4 milyon satış rakamı olabilir ama, 4 milyona satın alan var mı bunun da araştırılması gerekebilir.

Çünkü şu an bizim gayrimenkul piyasamız düşündüğümüz kadar kârlı olsaydı, amerikalı, avrupalı yatırım firmalarının istanbul'da bir tane bile ev bırakmaması gerekirdi. Yabancı inşaat firmalarının şantiyelerinden geçilmemesi gerekirdi. Ama öyle bir durumda yok. Ben senden alıyorum 4 milyona. 1 sene sonra ilan koyuyorum 8 milyona, o ilandan alan adam ilan çıkıyor 20 milyona. Kendi kendimize birbirimizin parasını çarpıyoruz şu anda:) İstanbul'daki ev de %400 artıyor. Bi bakıyorsun yozgat'ta önümüzdeki 50 yıl aynı kalacak mahalledede adam %400 artırıyor fiyatı.

Bu arada sektörel raporlara bakınca da ortalama fiyatlarda aslında bizim konuştuğumuz kadar artışlar yok. Yani bölgesel belli bölgelerde ivmeler var ama genel ortalama reel satışlara yansıyan ortalamalar aslında bu kadar yüksek de değil. En azından enflasyon seviyesiyle ilerliyor.

Demin de dediğim gibi sizin örneğiniz, kazancınız projeden aldığınız için. Şimdi 4 milyona alanlar 3 sene sonra bu kadar kazanabilecek mi? Bir de son 3 sene çok enflasyonist ve piyasaların delirdiği bir dönem. Enflasyon sakinlerse seçim sonrası, 4 milyona alan adamların evleri belki bu kadar hızlı değerlenmeyecek.

Gayrimenkulu tercih etmeyen yatırımcıların bir diğer sebebi de şu, tüm yumurtaları aynı sepete koymak istememsinden. Yani enflasyon ve fiyatlar sakinlerse, tüm sermayesini bağladığı yatırım elinde patlayabilir diye korkuyor. bunun yerine yatırımı ve riski bölüyor. Fon, hisse, eurobond vb gibi dağıtıyor.

Son 3 yılda gayrimenkul fiyatlarından çok daha hızlı ve büyük yükselen fonlar var mesela. Ya da hisseler, üstelik temettü de veriyor aynı kira gibi. Adam diyor ki ben tüm parayı tek mala bağlayacağıma dağıtayım.

Gayrimenkul elbette iyi bir yatırım aracı olabilir, ama satın alma şartları, piyasa koşulları, bölge potansiyeli vs çok iyi değerlendirilmeli.

Mesela, elinde nakiti yoktur. Ucuz kredi denk getirir. Onunla bir anda mal sahibi olur. 2 sene sonra kredinin geri ödemesi atıyorum 3 milyonsa, evi 5 milyona satar. krediyi kapatır 2 milyon nakiti olur bir anda. Bu adam elinde parası yokken para kazanmış olur. Mesela önceki kredi indirimlerinde bunu yapan çok oldu.

Ama şimdiki kredi fırsatlarında belli bir süre satış engeli var galiba emşin değilim ama bakmak lazım.

MEsela aynı dönemlerde nakitini eve bağlayanlar, mesela 2010-2015 civarı ev alanların bir bölümü evlerin fiyatları arttığı halde, döviz ve altın fiyatlarının gerisinde kaldığını gördü.

duyuru sahibinin sorusunun cevabı bu yüzden biraz muğlak.

Ama ev almayacaksa da parasını tl olarak değil yine bir yatırım olarak saklaması enflasyona karşı korumak adına iyi olabilir.

Yani aslında piyasayı iyi koklayan her zaman kazanıyor. Ama maalesef türk insanında ev her zaman kazandırır gibi bir algı var. O yüzden evinin değerinin düştüğünü kabullenemiyor kimse düşüşlerde.
0
anten
(03.02.23)
@anten bilgiler için teşekkür ederim, demek istediğim genel olarak “ ev yatırım aracı değildir “ çok doğru gelmiyor bana. bugün çoğu metropolde insanlar yatırım için ev alıyor. canlı kanlı örneği olarak arkadaşımın kayınbabası londra’dan 2015’de £350.000 e aldığı evin şuan piyasa değeri £550-600 civarı. londra, paris, amsterdam gibi metropoller çok ayrı tabii ki ama, türkiye’de de uygun fiyata güzel ev alınırsa gayet yatırım olabilir onu demek istedim. borsa gibi yani, doğru kağıda doğru zamanda girersen değerlenir, ya da batıradabilir. ev tabii ki getiri / risk olarak daha azdır ama mantık aynı gibi sanki. 1 milyona olur mu tabi orası ayrı, bence bugünün şartıyla olmaz..
0
hayati cozemeyen adam
(03.02.23)
(3)

Oyun bağımlılığı çözüm

optimistbakunin
Yeni 18lerinde genç kız çocuğu için oyun bağımlılığina karşi nasil bir yaklaşım ve çözüm olmalı. Son 2 yıldır günde en az 6 saat pubg, geri kalan saatler de sosyal medya internet vs vs. Okudugum belirtilerin hepsi olduğu için bağimlilik dedim. Ofke, dusuk akademik basari, sosyal yasamdan izole vs vs
Yeni 18lerinde genç kız çocuğu için oyun bağımlılığina karşi nasil bir yaklaşım ve çözüm olmalı. Son 2 yıldır günde en az 6 saat pubg, geri kalan saatler de sosyal medya internet vs vs. Okudugum belirtilerin hepsi olduğu için bağimlilik dedim. Ofke, dusuk akademik basari, sosyal yasamdan izole vs vs zaten dedigim gibi en az 5 6 saati vardir gunde
0
optimistbakunin
(03.02.23)
spora başlatmak belki. bende uzaklaştırmıştı
0
ShadowOfMoon
(03.02.23)
Bunu ancak bir doktorla çözebilirsiniz.

Oyun bağımlılığı psikolojik gibi görünüyor ama fiziksel bir tarafı olduğunu düşünen araştırmalar da var.

Oyunlar beynin ödül mekanizmasını aktive ediyor. Hatta canına okuyor, çünkü oyunda bir şey başarmak kolay. Başarı geldikçe dopamin salgılatıyor beyne.
Beyin bu kadar kolay dopamin salgılamaya alışınca bırakamıyor.

Çünkü bu tarz hormonlar aslında bizi hayatta tutmak için beynin kullandığı ödül mekanizmaları. Yani ilkel olarak düşününce, yemek bulduğunda beyin hormon salgılatıyor ki sen mutlu hisset, sürekli yemek kovala. O yüzden yemek arıyorsun. Modern dünyada bunların içinde bir iş başarmak, akademik başarı vs de dahil edilebilir. Ama işte beyin bakıyor, bir yanda pubg oynayarak dopamin salgılatmak var, bir yanda sınava çalışıp dopamin salgılatmak var. Haliyle daha kolay yolu seçmeye başlıyor. Bu da bağımlılığa dönüşüyor.

Aynısı sosyal medya için de geçerli. Paylaşımlarına gelen likelar vs... Zaten sosyal medya uygulamaları da özellikle bu şekilde tasarlanıyor.

O yüzden telkinle, "tableti bilgisayarı elinden almakla" o kadar kolay adım atamayabilirsiniz. Mutlaka bir uzmanla ilerleyin.

Kısa vadede yapılabilecek en iyi hamle, spor gibi bir sosyal aktiviteye yönlendirmek. Ama o kadar kolay olmayacaktır muhtemelen direnecektir gitmemek için. Çünkü spor da endorfin, dopamin vb mutluluk veren hormonların salgılanmasını kolaylaştırıyor diyorlar.


Zorlamak ters teper. Çünkü bağımlılık öyle bir şey ki, bir konudan kurtulurken beyin yerine başka bir şey koyuyor. Atıyorum oyunu bıraktığında bu sefer fast food bağımlılığı başlıyor çünkü beyin sürekli kolay dopamin, endorfin vb salgılayacağı bir çözüm arıyor.

Dediğim gibi en iyi bir uzmanla çözersiniz. Ben kendi bildiklerimi ve okuduklarımı derledim ama elbette tıbbi bir bilgi değil bunlar. En iyisini doktor bilir.
0
anten
(03.02.23)
Anten + 1.

YouTube'da Simon Sinek videosu vardır, mutlaka seyredin. Cep telefonu veya oyun bağımlılığı, çağ hastalığı. Belirtileri alkol veya uyuşturucu bağımlığı ile aynı, dopamin vs.

Bırakmak için ne yapmalı bilemiyorum. Bağımlılık ile ilgili tıbbi destek almak en doğrusu.
0
alfired
(03.02.23)
(3)

Udemy kursu

dissendium
Merhaba arkadaşlar. Udemy'de kurs vermek herkes için mümkün mü? AutoCAD, Solidworks gibi çizim programları için kurs oluşturmak istedim. Öğrencilere, çalışanlara faydalı olabileceğini düşünüyorum. Mühendisim ama akademisyen, öğretmen değilim. Para için yapmayı düşünmüyorum. Sembolik olarak ücret düş
Merhaba arkadaşlar. Udemy'de kurs vermek herkes için mümkün mü? AutoCAD, Solidworks gibi çizim programları için kurs oluşturmak istedim. Öğrencilere, çalışanlara faydalı olabileceğini düşünüyorum. Mühendisim ama akademisyen, öğretmen değilim. Para için yapmayı düşünmüyorum. Sembolik olarak ücret düşük olabilir. Bu mümkün mü? Bu şekilde kurs oluşturan var mı? Teşekkür ederim cevaplar için.
0
dissendium
(02.02.23)
mümkün. Belli teknik şartları sağlarsan (ses & video kalitesi) kursunu upload edersin. Bir onay sonrası yayınlanıyor, onay da içerik değil teknik kalite ve kurallara uygunluk oluyor işte. (başka yerin reklamını yapmama vb. kurallar)

support.udemy.com

Free de yapabilirsin paralı da, paralıda alt sınır var çeşitli kategoriler var istediğini seçiyorsun. Free olanda öğrenciler sana soru soramıyor, bi de galiba 2 saat limiti getirmişlerdi daha uzun şeyi bedava veremiyorsun.
0
nhk ni youkosu
(02.02.23)
Youtube'a koyup soru/cevap gibi şeyler için discord açabilirsin belki bedava olsun istiyorsan. Hem daha çok kişi faydalanır hem de en kötü reklam gelirlerinden falan üç beş bi şey kazanabilirsin izleyenlerin cebinden para çıkmadan.
0
nundu
(03.02.23)
Udemy ticari bir platform genelde ücret ister. Ama bazı eğitmenler ücretsiz kurs da koyuyor bu mümkün.

Yine de youtube ücretsiz içerik için daha doğru bir platform çünkü birçok insan youtube'u arama motoru gibi kullanıyor.
0
anten
(03.02.23)
(4)

grafik uygulamayı nereden nasıl öğrenebilirim?

deartheodosia
adobe photoshopta yapılıyor sanırım? bildiğiniz bir kaynak var mı? görsele font uygulanacak, boyut ayarlanacak gibi şeyler.
adobe photoshopta yapılıyor sanırım? bildiğiniz bir kaynak var mı? görsele font uygulanacak, boyut ayarlanacak gibi şeyler.
0
deartheodosia
(02.02.23)
İhtiyacınızın ne olduğuna da bağlı olarak değişir elbette ama son zamanlarda çoğu insan bu iş için Canva kullanmaya başladı.

Elbette Photoshop ile aynı şey değil ama pek çok ihtiyaç için yeterli.
Bir göz atın isterseniz:
youtu.be
0
michael_knight
(02.02.23)
www.photopea.com

ücretsiz web based photoshop benzeri
basit işler için
0
sttc
(02.02.23)
hayır, daha profesyonel olarak öğrenmek istiyorum. kendi işlerimi yapabilmek için.
0
🌸deartheodosia
(02.02.23)
Kendi işlerinizi yapabilmek için bu kadar zahmete girmek istediğinize emin misiniz? Yani meslek olarak tasarım yapacaksanız ayrı ama atıyorum kendi işiniz vardır onun görsel materyalleri içinse biraz zahmetli bir süreç.

Onun yerine canva pro'yu deneyebilirsiniz. Hem kullanımı daha kolay, hem içinde kendinize göre çekip ayarlayabileceğiniz binlerce template var, hem de neredeyse temel seviyede photoshopla yapabileceğiniz birçok tasarımı rahatlıkla yapabilirsiniz. Youtube'da çok iyi tutorial videoları var.
0
anten
(03.02.23)
(2)

konut satışlarında %25 vergi

Pertev nail
merhaba,emlak konut, suryapı gibi yerlerde fiyatlar uçtuğu için mahalle arası sıfır bir ev alayım diyorum ancak kimse tamamına kredi kullandırmıyor. 2,5 milyonluk ev için 750 bin tl kullanabilirsiniz diyorlar. aradaki farkı öderseniz kredi kullandırırım diyenler de var ama %25 gibi uçuk bir rakamdan
merhaba,

emlak konut, suryapı gibi yerlerde fiyatlar uçtuğu için mahalle arası sıfır bir ev alayım diyorum ancak kimse tamamına kredi kullandırmıyor. 2,5 milyonluk ev için 750 bin tl kullanabilirsiniz diyorlar.

aradaki farkı öderseniz kredi kullandırırım diyenler de var ama %25 gibi uçuk bir rakamdan söz ediliyor. bu kurumlar vergisi mi? daha makul bir yol var mıdır bunu yapmak için, teşekkürler.
0
Pertev nail
(02.02.23)
şimdi bugüne kadar inşaatçılar evlerin rayiç bedellerini düşük gösteriyordu satarken. Böylece az vergi çıkıyordu.

adam 2 milyonluk evi 1 milyon gibi gösterip daha az vergi ödüyordu o kalan para da cebine kalıyordu.

Şimdi kredi evin rayiç bedeline göre belirlendiği için, banka diyor ki bu evin değeri 1 milyon. İnşaatçı diyor ki ama ben 2 milyona satıyorum. Sana diyor ki "sen benim normalde ödemem gereken vergiyi ödersen, ben evin rayiçini 2 milyona çekerim, sen de full kredi alırsın"
0
anten
(02.02.23)
bak yapman gereken hesap çok basit www.hesapkurdu.com bu adrese giriyorsun
2.5 milyonluk eve 1.29 ile kredi çekince ne kadar ödüyorsun ona bakıyorsun
sonra %25 artırıp 0,79'dan kredi çekince ne ödüyorsun ona bakıyorsun
mantıklı gelirse ilerliyorsun
aradaki farkın ödenmesi bir çok durumda daha mantıklı olabiliyor.
0
roket adam
(02.02.23)
(8)

Elektrikli Isıtıcı

messor
Eve elektrikli ısıtıcı alayım diyorum ama o kadar çok değişik tür ve seçenek var ki karar veremedim. Ev doğalgaz ile ısınıyor, normalde yeterli oluyor ama çok soğuklarda bazen yetmiyor ev soğuk oluyor. Bir de bebek geliyor yakın zamanda. O yüzden sürekli çalışmayacak ama gerektiğinde çalıştıracağımı
Eve elektrikli ısıtıcı alayım diyorum ama o kadar çok değişik tür ve seçenek var ki karar veremedim. Ev doğalgaz ile ısınıyor, normalde yeterli oluyor ama çok soğuklarda bazen yetmiyor ev soğuk oluyor. Bir de bebek geliyor yakın zamanda. O yüzden sürekli çalışmayacak ama gerektiğinde çalıştıracağımız bir ısıtıcı lazım destek anlamında.
Yağlı radyatör, konvektör ısıtıcı vs. Hangisi daha kullanışlı olabilir acaba ? Delonghi ve Nobo markaları iyi dendi ama bilemedim.
0
messor
(01.02.23)
Bir üstteki yazara katılıyorum. Yeni bina ama kötü yapılmış bir tesisat yüzünden az daha büyük bir yangın çıkıyordu bu ısıtıcı kaynaklı. aman diyeyim.

Onun yerine çok iyi bir yalıtım önlemi alın ısı kaybını azaltın ev doğalgazla ısınır.


onedio.com
www.mapfre.com.tr
akillibutce.com
energysavingtrust.org.uk
www.youtube.com

Buradaki yöntemlerle doğalgazı daha verimli kullanabilirsiniz.
0
anten
(01.02.23)
Yağlı radyatör çok konforlu ama geç ısınıyor ortamı da geç ısıtıyor, öyle yarım saat açayım sonra kapatayım diyorsanız ucuz fanlı ısıtıcılar daha çabuk ısıtır

elektrik yükü konusunda fanlı ısıtıcı da 2000w radyatör ısıtıcı da 2000w
0
Sir Anthony Hopkins
(01.02.23)
Bende Kumtel fanlı ısıtıcı var böyle durumlarda soğuğu kırsın diye almıştım. İşiiş görüyor.
0
peki madem
(01.02.23)
Aynı ihtiyaçlarla Ufo micatronic 2300 w bakıyoruz. Kumandalı olması bizim için tercih sebebi. Çok araştırmadım o nedenle tavsiye ederim diyemem. Ama fikir olabilir belki.
0
hrvl
(01.02.23)
Bende klima alana kadar Nobo konvektör ısıtıcı vardı 2000w lık ve 1200w lık. 2sini aynı anda açıp kettle falan çalıştıdıgımda sigorta atıyodu ama bu evin elektrik sisteminin fi tarihinden kalmasıyla ilgili :D ben memnundum, çok hızlı ısıtıyodu ama kapatınca 10dk içinde ortam buz gibi oluyodu çunku benim binanın 3 cephesi de açık ve altta kimse yok ustteki komşu da radyatörle ısınıyordu. hani sadece dogalgaza ek ısıtıcı olsun diyosan ben tavsiye ederim Noboyu.
0
e mice
(01.02.23)
Bi süre araştırıp dijital kontrolcülü konvektör olabilecek en düzgün çözüm sonucuna ulaşmıştım. Bi sıkıntım da yok epeydir.
0
hedep
(01.02.23)
fanlı ısıtıcı+1
0
berhudar ol evladim
(01.02.23)
Tavsiyeleriniz üzere yağlı radyatör fikrinden vazgeçtim. Çünkü bina 60 senelik tesisat sıkıntı çıkarabilir.

Bakalım nobo veya mi akıllı ısıtıcı varmış ikisinden birini tercih edeceğim. Artık hangisi uygun olursa.
0
🌸messor
(02.02.23)
(5)

1 milyon liraya kadar ikinci el araba?

chicha_v2
En az C sınıfı olsun, maksimum 50 bin km'de olsun, en çok 1 milyon olsun. 100 bin daha ver şunu al olmuyor :)Ne tavsiye edersiniz?
En az C sınıfı olsun, maksimum 50 bin km'de olsun, en çok 1 milyon olsun. 100 bin daha ver şunu al olmuyor :)

Ne tavsiye edersiniz?
0
chicha_v2
(31.01.23)
sıfır seat leon
0
Erestor
(31.01.23)
c5 aircross
0
yazar yazmaz yazan yazar
(31.01.23)
A3 Sedan
0
giovanne
(31.01.23)
suv'lara bak hocam. ben olsam peugout 3008 alırdım.
0
sizofren06
(31.01.23)
Ben tam tersi 200 daha az ver diyeceğim:D

Ben olsam gider 700-800 bandında 2-3 yaşında bir corolla hybrid alır kalan 200'ü de %150 üstü yıllık getirisi olan bir fona atarım:)

Ya da gider donanımı full bir hyundai elantra alırım 0, 757bin şu an bayi satış fiyatı
0
anten
(31.01.23)
(2)

Çektiğim fotoğraflardan nasıl para kazanabilirim ?

sassot
Amatör olarak fotoğrafçılıkla uğraşıyorum. Elimde fotoğraf makinemle saatlerce dışarıdayım :) . Adobe stock dışında nasıl para kazanabilirim, shutterstock hesabı açtım. Başka bir yöntem var mıdır ?
Amatör olarak fotoğrafçılıkla uğraşıyorum. Elimde fotoğraf makinemle saatlerce dışarıdayım :) . Adobe stock dışında nasıl para kazanabilirim, shutterstock hesabı açtım. Başka bir yöntem var mıdır ?
0
sassot
(25.01.23)
amatör fotoğrafçı arkadaş düğün fotoğrafı filan çekip iyi para alıyordu mesela.
0
konetsu
(25.01.23)
Stock fotoğrafçılık artık eskiki kadar kolay değil. Özellikle shutterstock gibi doyma noktasına ulaşmış sitelerde.

Yine de niş alanlar bularak ilerleyebilirsiniz. Ya da yeni çıkan ürünlerin fotoğraflarını çekmek atıyorum robot süpürge yeni bir ürün, haliyle stock sayfalarında yok, hemen birkaç foto yükleyip ilk olduğunuzda öne çıkabiliyorsunuz.

Bu arada etsy falan da biraz sanatsal fotoğraflar için iyi bir satış platformu.

Bir ara ben de heveslendiğim için araştırmıştım. Bir yandan ingilizce bir yandan türkçe birkaç kaynak bırakayım:

onedio.com

expertphotography.com

www.shopify.com

litcommerce.com

akillibutce.com

printbest.com
0
anten
(25.01.23)
(5)

bu jingle ı 2023 yılında amatör biri yapabilir mi?

halk
yoksa illa ki profesyonel programlar mı gerekiyor? kayıt 2008 da yapılmış. görüntüyü değil müziği soruyorum.https://vimeo.com/27901135
yoksa illa ki profesyonel programlar mı gerekiyor? kayıt 2008 da yapılmış. görüntüyü değil müziği soruyorum.

vimeo.com
0
halk
(23.01.23)
ipad/iphone'daki Garageband'in hazır enstrüman paketlerini kullanarak bile benzerini yapabilirsin bence.

Midi klavye + VST'ler ile (paralı da olabilir bedavalar da var, virtual studio paketleri ses veya efekt için) daha iyisini de yaparsın bu eski tarz çok dijital kalmış.
0
nhk ni youkosu
(23.01.23)
FL studio veya magix isimli programları beleş indirip bu jeneriği yapmak teknik olarak mümkün bence crack falan yapınca bütün davullar falan iniyor ama yetenek lazım olm yani amatör yine yapamaz yani ben yapamıyorum.
0
baba553
(23.01.23)
Profesyonel ekipman/yazılım iki taraflı bi kılıç net bi yanıtı yok.

Ekipman yazılımı yemek malzemeleri yapan kişiyi de aşçı olarak düşünebiliriz.

İyi malzeme iyi aşçı güzel yemek

Vasat malzeme iyi aşçı yine güzel yemek çıkabiliyor

Vasat malzeme kötü aşçı, İyi malzeme kötü aşçı genelde kötü yemek çıkıyor.


Kafasında biraz müzikal bilgi ve iş akışı olan biri orta halli bi telefon yazılımı ya da basit bi açık kaynaklı yazılım ile yapabilir.
0
hedep
(23.01.23)
Yaparsın.

İyi bir bilgisayar, birkaç iyi vst, midi klavye ve ses kartıyla yapar az bucuk müzik bilen biri.


Bu tarz programlar artık çok güçlü. Orkestra olmadan sadece oturma odanda senfoni kaydedebilirsin. Vokal bile okutuyorsun.
Örnek:
www.youtube.com
0
anten
(24.01.23)
kısa bir eğitimle yapar.
hatta ilk cevapta söylendiği gibi garageband ile bile çok benzerini yapabilirsin.

ama yine de müzik bilgisi gerekli.
0
teritori
(24.01.23)
(2)

motion designer ve video editor maaşları

birsorusorayim
selam,malum sürekli değişen kur, enflasyon vs yüzünden tüm fiyatlar/ücretler takip edilemeyecek şekilde yükseliyor. buna maaşlar da dahil. şu anda iş arayışım mevcut motion designer olarak. aynı zamanda video editing de yapıyorum. sizlerden ricam, bu pozisyonlar için ne kadar maaş alıyorsunuz, tekli
selam,

malum sürekli değişen kur, enflasyon vs yüzünden tüm fiyatlar/ücretler takip edilemeyecek şekilde yükseliyor. buna maaşlar da dahil. şu anda iş arayışım mevcut motion designer olarak. aynı zamanda video editing de yapıyorum. sizlerden ricam, bu pozisyonlar için ne kadar maaş alıyorsunuz, teklif ediliyor, kaç yıllık tecrübelisiniz gibi detayları yazmanız. buraya yazmak sıkıntı olacaksa mesaj olarak da atabilirsiniz. iş görüşmelerinde, ücret beklentisi sorulduğunda mantıklı bir cevap vermek istiyorum. teşekürler.
0
birsorusorayim
(23.01.23)
2 yıl deneyime kadar max 8-10.000 tl en iyi ajansların verdiği rakam.

2 yıl deneyimden sonra 12-15.000 civarı oluyor.

+ freelance yapıyorlar gözlemlediğim kadarıyla ama kazanmak için çok yoğun zaman ayırmaları lazım.
0
picassoishere
(23.01.23)
bu işlerde portfolyo esastır. Genelde portfolyodaki işlerin kalitesine göre bir maaş skalası gelir.

Biraz da şans. Yukardaki maaş aralığında kazanan da çok ama onlar genelde operatör gibi çalışır.

Bir miktar kendi tarzını oturtmuş, iyi işler çıkarmış biriyse çok daha yukarda maaş alabilir. Hatta enteresandır yurtdışından Türkiye'ye remote iş veren de çok bu sektörde. Bir iki arkadaşım yapıyor bunu, dövizle maaş alıyorlar
0
anten
(23.01.23)
(4)

Uzun vadeli yatırım?

blackidom
Biraz birikim var, aylık maaştan da ciddi miktarda nakit artırabiliyorum. Aylık artırdığım parayı ne yapacağımı şaşırıyorum her ay. Borsaya oraya buraya savurmak istemiyor, düzgünce bir krediyi/borcu ödemek istiyorum. döviz altın fon almak bir seçenek değil benim için. Maksimum derecede borçlanmak i
Biraz birikim var, aylık maaştan da ciddi miktarda nakit artırabiliyorum. Aylık artırdığım parayı ne yapacağımı şaşırıyorum her ay. Borsaya oraya buraya savurmak istemiyor, düzgünce bir krediyi/borcu ödemek istiyorum. döviz altın fon almak bir seçenek değil benim için. Maksimum derecede borçlanmak istiyorum uzun vade, aylık bazda da ödemek istiyorum bedeli neyse. faiz bedelini cok kafaya takmıyorum.

Bir yazlık, hafta sonu kaçabileceğim sakin bir villa tarzında bir ev, veya arsa alıp villa tarzında bir ev yaptırıp bir nevi uzun dönemli yatırım elde etmek geliyor aklıma.

Kafamdaki bütçe bugünkü bedeli 3/5MTL civarı olan bir seçeneğe yatırım yapmak.

Seçenekler:
1- sapanca'da bir villa/müstakil ev almak. bu alternatif gidip gelebileceğim mesafede ama denize girme şansı yok. airbnb geliri elde edilebilir.
2- ayvalık'ta bir villa/müstakil ev almak. bu alternatif gidip gelebileceğim mesafede ve denize girme şansı var. airbnb kışın zor gibi.
3- bodrum'da bir villa/müstakil ev almak. bu alternatif uzak kaldığı için airbnb ile işletmek mantıklı.
4- ege'de veya sapanca bölgesinde bir arsa alıp villa yaptırmak. bu da makul bir alternatif ama imar vs. konuları sebepli zaman ayırıp uğraşabilir miyim emin değilim.

Amaç cepten minimum nakit cıksın, maksimumda ise finansman kullanayım dediğim gibi. 5/10/15 yıl hiç farketmez.

Bu seçeneklerden hangisine yürürdünüz? Hocam bunlar saçma, madem aylık iyi bir ödeme yapabileceksen şu alternatiflere baksana dediğiniz neler olabilir? (kapsam: 0 konut projesi, arsa, 2. el konut, araç)
0
blackidom
(23.01.23)
Ayvalik vs demissiniz ama kenara ayırdığınız para ne kadar, cash para ne kadar?
Misal 3 milyon lira baktım aylık 68 bin lira ödemesi var.
Villa/yazlik fiyatlari uçtu gitti. Bizim Balıkesir'deki ev 2017'de 350 bin falan ederken şu an 4.5-5 milyon lira ediyor. Yani butcenizi soylemeden fikir vermek zor.
0
logisticsmanager
(23.01.23)
Yıllıkta dolar bazında % 8-9 arası gelir getiren Eurobondlardan alıp kulağımın üstüne yatardım.

www.isbank.com.tr
0
Mirket
(23.01.23)
Anladığım kadarıyla sadece gayrimenkul düşünmüşsünüz.

Airbnb sürdürülebilir bir iş modeli midir iyi düşünmek lazım. Şu anda bu şekilde para kazanan çok elbette ama, turizmcilerin isyan etmesiyle bir düzenlemeye bakar o iş. Dimyata pirince giderken eldeki bulgurdan olmayın.

Yazdıklarınızdan anladığım kadarıyla bu denli bir borca girmeden önce bir şekilde bütçe yönetimi konusunda kendinizi eğitin derim. Çünkü aylık artırdığım parayı ne yapacağımı şaşırıyorum oraya buraya savruluyor demişsiniz. Ukalalık etmek istemem yanlış anlamayın ama şuna çok inanırım, 10000 lirayı idare edemeyen, 1milyonu hiç edemez.

Şu yüzden söylüyorum, bu denli bir borca imza atıp, sonra onu yatırımın getirisiyle ödemeye çalışmak da ciddi bir planlama işi.

Gelelim yatırım planına. Şu an 1milyon peşinat verseniz, 2 milyon kredi kullanıp 3 milyona bir ev alsanız aylık ödemeniz gereken tutar 40 ile 50 bin arasında değişiyor (ilk evim kredisi aldığınızda bile yüksek taksitler çıkabilir. Öncelikle hiç para kazanmadığınız aylarda bu miktarı ödeyebileceğiniz bir geliriniz var mı? Diğer aylarda kazandıklarımla öderim demeyin. Kazanamayabilirsiniz. Buna göre hesap yapın.

ilk 3 soruya tek bir cevap yazayım.
-Airbnb için evinizin içini döşemeniz lazım ve güzel döşemeniz lazım. Otel işletmecisi gibi düşünün. Kimse kötü görünen bir yerde kalmak istemez. Üstelik her misafirden sonra temizlik, bakım yapmanız gerekir. Uzaktan bunu yönetemezsiniz. En basitinden misafire anahtar vermeniz gerekir orada bulunup. Bunu yapan şirketler var. Evinizi kontratla bir şirkete veriyorsunuz. Onlar size aylık sabit bir ücret ödüyor, evi onlar işletiyor. Ama ne kadar güvenilir tartışılır.

-Airbnb'nin otel işletmeciliğinden çok da farkı yok. Üstelik hiç tahmin etmediğiniz ek masrafları olacak. Evin sigortası, misafirlerin oluşturacağı hasarlar, evde oluşabilecek sorunlar, gelirinizin vergisi vb derken bu maliyetleri de hesaba katın.

-Üstelik airbnb'de "resmi bir pansiyon ya da otel" olmadığınız için misafirlerin vereceği zararlar konusunda tazmin hakkınız sıkıntılı olabilir. Yani gidip gerekli izinleri alıp evinizi resmi bir pansiyona çevirip resmi olarak böyle bir kiralama yapabilirsiniz. En azından sorunları daha rahat aşarsınız.

-Bunlarla uğraşacak vaktiniz, enerjiniz, sabrınız ve bütçeniz olmalı yani.

Daha net bir hesap yapalım. Airbnb'den kendiniz de bakabilirsiniz. Turizm sezonunda bile Ayvalık'ta evlerin günlük kirası 2000-4000 TL civarında ki onların bile ne kadar iyi döşendiğine dikkat edin. Güzel bir dekorasyon var taş evler vs. Turistik değeri var yani. Bu ev 30 gün full çekse bile 60000-80000 getiriyor ki yazlık bir evin yaz sezonunda bile her gün dolu olması mümkün değil. Benim çok yakın bir arkadaşım istanbul Şişli'de şahane bir evi var, yani yaz kış turiste verebiliyor. onunla airbnb'den 1 yılda 350bin kazanabildi ancak. Yani ev kredisine ayda 30000 bile ödeseniz, yıllık kredi maliyetiniz 360000 TL.

Bir diğer gözden kaçar unsur, türkiye'de enflasyon artış hızı hep bu seviyede olmayabilir. Yani seneye nasılsa kiralar daha çok artar diye bu kredilere girerseniz, enflasyon daha makul seviyelere indiğinde sizin kar edebileceğiniz kira seviyelerine ulaşmanız daha uzun sürebilir.

4. sorunuza cevap olarak da villa yaptırma işi sandığınızdan daha zahmetli. Özellikle bu işlerden anlamıyorsanız ve başında duramayacaksanız. Hele inşaatı yapan sizin bu işi anlamadığınızı hissederse ki hemen hisseder, çoğu bölümünü uyduruk yapacaktır projenin. Ev tamamlandıktan sonra bir sürü tadilatla daha uğraşırsınız. Bir de inşaat işinde birçok iş planlandığı gibi gitmez. En basitinden proje uzadı diyelim. 6 ayda bitireceği işi 7 ayda bitirdi. O ekstra 1 ayda işçilerin yevmiyesini sizden ister. Vermezseniz projeye devam etmez vs vs... İnşaatı yapan düzgün bile olsa, size söz verdiği malzemeyi piyasada bulamaz ya da söz verdiği fiyata bulamaz. İnşaat devam ederken bir şeyleri değiştirmek zorunda kalır vs bunlar da ek masraf çıkarır. Tahmininizden %20-30 daha yüksek bir maliyet çıkacaktır kesinlikle. İmar, iskan, belediye vs kısmını zaten geçiyorum. anlatması bile yorucu:)

Yani çok iyi düşünün, çok ince hesaplayın öyle adım atın derim. Bu arada araç demişsiniz ama araç yatırımdan bile sayılmamalı (kiraya verilebilecek ticari bir araç değilse. Atıyorum kargo kamyoneti, otobüs, taksi vb). Mesela bir arkadaşımın eşi pandemi döneminde 3-4 tane ticari araç aldı, 2 tane de şoför bağladı maaşla. Kargo şirketlerine taşeron olarak kiraladı araçları ve şoförleri. Fena para kazanmadı. ama zaten lojistik işindeydi, bu sektörü tanıyordu, ihtiyacı gördü o bilgiyle yatırım yaptı. Sektörü bilmeden yapılacak işler değil yani.
0
anten
(23.01.23)
@anten gayrimenkulu güzel anlatmış, sizin yazım tarzınızdan tam getiri odaklı değil güzel bir yaşam sürmeme katkısı olsun diye düşündünüz gibi geldi. ben eurobond +1 demeye geldim. bundan gelen kuponlarla da istediğiniz yerde kalın, ana paranız da döviz cinsinde kalmış olur.

muhtemelen aynı miktarda sermayeyle satın alacağınız konuttan da işyerinden de fazla pasif getirisi olur, akarsız kokarsız, likit, para geldikçe alınabilir örn 1000 usd'lik bir eurobond her 6 ayda bir ortalama 50 usd kupon verir, hiçbir şey yapmasanız 10 senede bu kuponlar kendini amorti eder, ana para tamamen kar olur. hemen hiçbir kirada bu F/K oranı yok. ki bu kuponlarla da yeni eurobond alıp getiriyi katlayabilir veya istediğiniz anda eurobondun kendisini satıp çıkabilirsiniz. o arada eurobondun fiyatı da artmış veya azalmış olabilir tabii bu kısım ülkenin risk pirimi değişimiyle orantılı, risk artarsa eurobond fiyatı düşer, satıp çıkacam derseniz zarar edebilirsiniz ama vadesini beklediğiniz sürece getirisi planlı, ülke resmi olarak batmadıkça garanti ödemeli. ülke batarsa gayrimenkul de ayakta kalamaz zaten. bir tek yıllık eurobond getirisi belli miktarın üzerine çıkarsa vergilendiriliyor, 2022'de bu rakam 70k tlydi bu sene nedir bilmiyorum. vergisi de gelirin %15'i civarı olması lazım.
0
kaichi
(23.01.23)
(11)

Marti scooter kiralamada nasil tekel olabildi?

summerof69
Bu sektor bu kadar karliysa, rakipleri neden tutunamiyor? rakiplerinden daha fazla mi tesvik aliyorlar, ya da scooter lari daha mi kaliteli, performansli, argesi mi daha basarili ya da baska bir sebep?tesekkurler.
Bu sektor bu kadar karliysa, rakipleri neden tutunamiyor? rakiplerinden daha fazla mi tesvik aliyorlar, ya da scooter lari daha mi kaliteli, performansli, argesi mi daha basarili ya da baska bir sebep?

tesekkurler.
0
summerof69
(23.01.23)
Sahibi milletvekili kiziyla evli. Lobisi saglam.
0
sekerler diyarinda bir ruya
(23.01.23)
@sekerler, oyle olsa bile; rakiplerinin topuguna mi sıkıyor, vergiyle mi yildiriyor? dogruca son kullaniciya hitap eden bir urun bu, ihaleye filan girilmesi gerekmiyor. serbest piyasayla belirlenen bir pazarda, devletin hangi destegi bu rekabeti ne boyutta bozabilir?
0
🌸summerof69
(23.01.23)
Çok basit, ilk yapan kazanır.

Tekel filan da değiller ayrıca, bir kaç farklı marka daha var aynı işi yapan. Ama bu işi bu ülkede ilk yapan/icat eden Martı olduğu için jenerik bir isim oluştu sektörde.
0
John Bloor
(23.01.23)
ilk çıkan firma olması, kısa sürede bir çok lokasyona yayılması vb. şeyler tanınırlığını arttırdı. artık scooter da denmiyor direk martı deniyor hepsine. selpak gibi bir şey oldu.
tabi damat olasının teknik konularda ve yasal düzenlemelerde yararları da olmuştur.
0
astronom bey
(23.01.23)
Benim uzaktan gördüğüm kadarıyla hem sektöre ilk giren olması hem de diğer firmalardan çok çok daha fazla para harcayıp yatırım yapmış olması.
Temmuz 2020'de yani taa doların 6,8 TL olduğu günlerde "25 milyon dolar" yatırım almış bir şirketten bahsediyoruz. Rakiplerinin bu kadar yatırım aldığını veya yaptığını sanmıyorum.
Siyasi olarak da adamın bağlantıları, gücü, girişkenliği gibi bir şeyi olduğu çok belli.
0
michael_knight
(23.01.23)
inanılmaz para harcayıp oldukça yayıldılar. first mover advantage yani. rakipleri var ama mesela oturup uygulamasını indirmemişimdir bile.
0
roket adam
(23.01.23)
çok yatırım aldı, çok para yakıyor hepsi bu.

Link'in (superpedestrian) scooter'ları daha iyiydi performans olarak, onu kullanıyordum fiyatı daha pahalıydı heralde, bir kaç ay önce çıktı gitti türkiye'den.
0
wct3 org
(23.01.23)
ismi çok doğru seçilmiş
ist.da sempatik bir hayvan
döneri var :)

benim açımdan
açıkçası 1 kere kullandım, yolda hangisi vardı da üye oldum hatırlamıyorum bile
bizim yollar kalitesiz olduğu için baya konforsuz gelmişti
trafik kazası riski de cabası, freni manevrası çok kısıtlı
0
bir soru sorcam
(23.01.23)
bu işte 4 yıl önce bizde bakmıştık.

normalde belediyeden falan scooter başına ücret talep ediyorsun. çünkü bölgedeki ulaşım sorununu çözüyorsun + scooter ücretlendirmesi tabi.

belediyeden aldığın para bir tür ön ödeme, scooterlardan gelen ise işte geri kalan finansmanı hallediyor. bu şekilde feasible çıkıyordu business plan. yani bir scooter kendini 18 ayda falan çıkartıyor geri kalan tüm kullanım mesela 24 ay falan olursa hepsi kar.

martı dümdüz tüm belediyelere ücretsiz verdi tüm scooterları. işte o ön ödemeyi cebinden karşıladı. peki nasıl? burası tabi muallak.
peki scooterlardan gelen paralar işi feasible yapar mı? burası da muallak.

peki zarar ediyorsa nereden kazanıyor martı?
tüm sistemi white label olarak başkasına satıyor.

yani sen diyorsun ki her yer martı oldu. bizde girelim bu işe. martı'nın sahibine gidiyorsun o sana atıyorum 10m usd'ye tüm sistemi satıyor. sen de farklı bir scooter modeli ile "tosbağa" markası ile hazır sistem sahibi oluyorsun.

normal bir hukuk devleti olsak böyle olmaz çünkü diğer rakipler haksız rekabetten dava açarlar bir baz fiyat belirlenir vs.
hukuk olmadığı için martı gibi firmalar böyle "bedava" fiyat verip sonra sistemin satışından "kar" etmeye çalışıyorlar.

peki adam cidden bu kadar investment almış mıdır?
normal bir yol ile imkansız! çünkü bu saklı bir teknoloji değil. çok alengirli bir iş değil. belli ki adamın bir kaç tanıdığının parası var oradan toplamış. ee bu da investment değil midir? ee investmentdır tabi.

yoksa normal rekabet koşullarında yani hukuk falan olsa tier ezer geçer.
www.tier.app
0
duyurukullanıcısı
(23.01.23)
rakipsiz değil. Binbin mesela dev gibi bir genel merkezleri var şaşırmıştım bunlar bu kadar kazanıyor mu diye.

Ama martı ilk olduğu için Türkiye'ye bu konsepti onlar öğretti, adını daha çok duyuyoruz. Bir de siyasi bağlantıları, daha fazla kendilerini konuşturmalarının etkisi var. Sahibi de daha medyatik bir isim diğerlerine göre.
0
anten
(23.01.23)
1- martı scooter kiralamada tekel değil.
2- rakiplerinin tutunamadığını kim söyledi?

Benim yaşadığım yerde uzun süredir binbin, hop ve fenix scooterları da kullanılıyor. Ben her sabah metroya bunlardan birine binerek gidiyorum. Benim şartlarımda argümanlarınız doğru değil.
0
amsterdam otlu sigarası
(24.01.23)
(10)

Piyanoda çalınan şarkı gitarda tam olarak çalınabilir mi?

dolantindr
Merhaba. Nota bilgim olmamasına rağmen kulaktan şarkıları çıkarmaya çalışıyorum ancak bir iki piyano eserinde piyanodaki melodiyi tam istediğim gibi elektro gitara geçiremedim. Piyano nota açısından daha mı zengin diye düşündüm. Ya da ben tam şarkıyı çalışmadım bilemiyorum. İkisinin arasında böyle b
Merhaba. Nota bilgim olmamasına rağmen kulaktan şarkıları çıkarmaya çalışıyorum ancak bir iki piyano eserinde piyanodaki melodiyi tam istediğim gibi elektro gitara geçiremedim. Piyano nota açısından daha mı zengin diye düşündüm. Ya da ben tam şarkıyı çalışmadım bilemiyorum. İkisinin arasında böyle bir fark var mıdır bunu soracaktım.
0
dolantindr
(22.01.23)
Yoktur. En azından ikisi de gayet geniş oktav aralıklarına sahip.
Nota bilginiz olmadığı için böyle oluyor : ) emin olun çok zor değil, böyle bir ilginiz ve yeteneğiniz varsa temel nota bilgisi edinmek maks bi kaç gününüzü alır.
Kolaylıklar.
0
jimjim
(22.01.23)
Koy bakalım şu yazıyı şuraya da yorum yapalım çalınır mı çalınmaz mı diye.
0
alperz
(22.01.23)
Parçayı görmeden bir şey demek yanlış. Hangi şarkı bu?
0
nocturness
(22.01.23)
two lanes - november

youtu.be

tab olarak şöyle çalıyorum elektroda.


e|---------------------------------------------------------------|
B|---------------------------------------------------------------|
G|---------------------------------------------------------------|
D|------------------11-7-9---------------------------------------------|
A|-------9-9--12-14--------------------------------------------------------|
E|----------------------------------------------------

Böyle çalınca birkaç nota eksik gibi mesela introda.
0
🌸dolantindr
(22.01.23)
Eskiler gitar için fakirin piyanosu derlermiş... Bu benzetme aslında sorunuzun tam olarak cevabı..
0
apocalipy
(22.01.23)
çok yanlış bir pozisyondan çalıyorsun. la telinin ikinci perdesi ile başla. oradaki si, sonra re telinin 4. perdesi fa# sonra si teli boş. sonraki akorda da bu sefer basta mi telini boş tınlatıp devamını çal.

sen bunun gitar aranjmanını bulmalısın eğer varsa. yoksa da sen yapacaksın. bu işe düzenleme deniyor işte.
0
alperz
(22.01.23)
alperz tabını ekler misin.
0
🌸dolantindr
(22.01.23)
uğraşamam o kadar. parasıyla yaparım istersen.
0
alperz
(22.01.23)
ben hallederim, teşekkürler. :)
0
🌸dolantindr
(22.01.23)
Melodiyi çıkardıktan sonra düzenlemeyi gitara göre yeniden yaparak çalabilirsiniz.

Pop&rock şarkısıysa çok rahat çalınır. Sadece bas notaları çalamazsınız piyanodaki. Yani bas gitarla çalabieceğiniz aralıkları.
Onu da şarkıyı 1-2 oktav tize taşıyarak çözersiniz.

musescore gibi uygulamalar yardımcı oluyor bu konularda
0
anten
(23.01.23)
(1)

Shopier sorusu

unseal
Merhaba. Shopier kullananlara bir sorum var. Bu siteye kaydolurken banka hesap bilgisi de vermeniz zorunlu mu yoksa parayı shopier hesabınızda bekletip ileriki bir zamanda banka hesabı ekleyip hesabınıza aktarabiliyor musunuz.
Merhaba. Shopier kullananlara bir sorum var. Bu siteye kaydolurken banka hesap bilgisi de vermeniz zorunlu mu yoksa parayı shopier hesabınızda bekletip ileriki bir zamanda banka hesabı ekleyip hesabınıza aktarabiliyor musunuz.
0
unseal
(22.01.23)
Son kullandığımda hesabı aktive etmeden önce banka hesabını soruyordu
0
anten
(23.01.23)
(8)

240 ay muhabbeti

koxy
ev alırken böyle bir geyik var biliyorsunuzdur. kira*240 değerinde veya altındaysa iyidir güzeldir alınır.peki neden 240? bunu kim ne zaman neye göre belirlemiş ve herkes bunu kullanır olmuş?
ev alırken böyle bir geyik var biliyorsunuzdur. kira*240 değerinde veya altındaysa iyidir güzeldir alınır.
peki neden 240? bunu kim ne zaman neye göre belirlemiş ve herkes bunu kullanır olmuş?
0
koxy
(29.11.22)
10 sene önce falan cnbc-e'de mahfi eğilmez'den duymuştum. ama bu sabit bi sayı değil bölgeye göre başka faktörlere göre değişir demişti. fikir vermesi için ortalama bir sayı. mesela sen 200 ile zarar edersin, başkası 300 ile kar eder. ev değerlenir vs.
0
baba553
(29.11.22)
240 değil genelde 200 denirdi, 240 diyenler de 20 seneye eş değer diye derler genelde. her yerde de aynı değildir aşağı yukarı bu aralık normaldir derler
0
avatar is back
(29.11.22)
kuzey amerika'da ortalama bir ev taksidi 20-25 senede odenir,ve genelde evin kirasi mortgage miktari ile kafa kafaya gelir. Bence bu 20 sene geyigi oradan cikiyor.

turkiye'de uygulamaya kalksan patlarsin ama, cunku kiralar ile ev degerleri arasinda ciddi ucurum var. 30 senede bile cikmiyor parasi.

bu tarz genel gecer bazi kurallari 3. dunya ulkelerinde uygulamak imkansiz, cunku yarin ne olacagini kestirmesi zor.
0
cooperr
(29.11.22)
Yukarıda herkes yazmış ben de ekleme yapayım, diğer yazarların da dediği gibi bu değer bölgeye ve döneme göre değişiklik gösterir, örneğin bir ara Türkiye'de 30 yıla çıkmıştı bu süre ve ev almak mantıksız hale gelmişti şimdilerde ise 200'ün altına düşmüş durumda, nedir peki bu değerin olayı.

Bu değer bir yatırımın ortalama amortisman süresidir Türkiye için konuşacak olursak gayri menkul amortisman süresi 17-18 yıl arasındadır bu da 200-220 ay gibi bir değer aralığına denk geliyor. Neden 17-18 dersen onun da cevabı yine ülkeye göre değişkenlik gösteriyor, ülkedeki para politikası yatırdığın ana paranın alternatif araçlarla alacağı faiz kazancı bu çarpanı etkiliyor. bir diğer etken de bölgenin sosyal ve kültürel durumu örneğin KKTC'de bu süre çok daha kısa, Kars'ta çok uzun iken Çeşme'de daha kısa.
0
solo
(29.11.22)
bu olayın şöyle bir hesaplaması var;
türkiyenin 10 yıllık eurobond faizi yaklaşık = 8

100/8 = 12,5 bunu da 12 ay ile çarparsın = 150 ay.

yani bir yabancı için türkiyede konut almak veya tr eurobondu almak arasındaki eşik değer bu.

bu hesap 2000ler öncesi geçerli idi, fakat türkiyede sabit faizli tl kredilerin verilmesi + konutların yapım maliyetinin artması, ortadoğu ve rusya gibi ülkelerden gelen talepler nedeniyle artık hesap tutmuyor. siz bunu artık günümüzde neredeyse x2 olarak düşünmeniz gerekiyor.
0
nuisance
(29.11.22)
300 ay bile normal artık.
0
liberal
(29.11.22)
200 ay 240 ay bulursan hiç durma al
0
kendicoplugundeotenhoroz
(29.11.22)
Çok tartışmalı bir hesap bu. Yani Türkiye'de özellikle şu anda ev kiraları da ev fiyatları da rasyonel artışlarda ilerlemediği için yanıltıcı olabilir.

Bir de evin bir sürü değişkeni var yaşı, metre kare fiyatı, konumu, arsa tapusu, kat mülkiyeti vs...
0
anten
(29.11.22)
(18)

kıyamet günü hazırlıkları yapmak

buenosdias
merhaba, abarttığımı düşünmekte haklısınız; ama covid, savaşlar, deprem, toplumsal infial vs.. doğal ve doğal olmayan bir çok felakete gebe bir hayat yaşadığımız için. böyle birşey yapmaya karar verdim. üretimin durduğu, kıtlık, vandallık ve yağmanın gırla döndüğü paranın dahi geçerli olmadığı ulusa
merhaba, abarttığımı düşünmekte haklısınız; ama covid, savaşlar, deprem, toplumsal infial vs.. doğal ve doğal olmayan bir çok felakete gebe bir hayat yaşadığımız için. böyle birşey yapmaya karar verdim.

üretimin durduğu, kıtlık, vandallık ve yağmanın gırla döndüğü paranın dahi geçerli olmadığı ulusal bir kaos hali için nasıl hazırlıklar yapmalı? hadi herkes aklındakileri yazsın.

edit: ordu kur, cephanelik topla tarzı militar tavsiyelerden ziyade, depo al, ardiye odası yap, nakit sakla, kuru gıda depola tarzı daha insani tavsiyeler bekliyorum.
0
buenosdias
(28.11.22)
bireysel silahlanma, bol cephanelik.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(28.11.22)
The Road filmini izlemediysen, izle.

yazar yazmaz yazan yazar +1. en iyi hazırlık silahlanma olmalı. ve yedek. evine bir şey oldu ya da evinden uzakta yakalandın. gidebileceğin bir başka yer hazırlığı. minik bir depo kiralayıp orada tutabilirsin. kırsalda da gömmek bir çözüm olabilir. minik bir arsa alıp oraya hazırlıklarını gömersin.

mesela bu iş için tekne almazdım. silah varsa bütün tekneler bizim.
0
gabe h coud
(28.11.22)
reddit'te preppers diye bir sub var, tam senin kafada insanlar. deli gibi kıyamet hazırlığı yapıyorlar. takip etmeni öneririm.

verdikleri en ana tavsiye fiziksel kondisyon. çok şaşırmıştım bu tavsiyeye ama aklıma yattı, adamlar diyor ki ne kadar stok yaparsan yap, sokaktaki güçlü adam değilsen stoklarını koruman mümkün değil. o yüzden bu herifler stoklamanın yanı sıra paso vucut geliştirme fitness falan kasıyorlar ahshsh.
0
roket adam
(28.11.22)
Doğu Karadenize taşınmakla işe başlayabilirsin.
Küresel ısınma bu hızla devam ederse en son çöl olacak vatan parçası orası çünkü.
0
Mirket
(28.11.22)
kaynaklari bol issiz bir yere git. mumkunse ada.

ama insanligin sonu gelsin bosver. dunyanin insansiz yeni bir baslangici daha iyi.
0
ermanen
(28.11.22)
doomsday preppers diye belgesel vardı, youtubeda da aratırsan kafayı buna takmış insanların 5-10 yıl yaşayabileceklerini düşündükleri sığınaklarını gösterdikleri bölümler var

gibi
youtu.be

doomsday bunkers/shelters diye aramalar yap youtubeda
0
freebird5406_2
(28.11.22)
nato ve tsk üslerinden uzak bir yerde, yani nükleer saldırının hedefi olmayacak bir yerde, suyu olan ve toprağında buğday yetiştirebileceğin, merkezi olmayan bir yerde arsa alarak işe başlayabilirsin.

yapan bir asker tanıdığım var, yer lokasyon belirtmeyeceğim ama 3 sene önce 100 bin lira civarı bir maliyetle kendine ufak bir ev yaptırıp, çeşitli ürünler ve hayvanlar yetiştiriyordu. tamamen bu dediğin amaçla.

ondan gördüklerimi sıralayacak olursam, silah, depoda bolca kendi yetiştirdiği yiyecek malzemesi, yedek benzin, güneş paneli ile enerji üretimi, jenaratör, su deposu, et için 20 30 tane kaz, 3 sene gidecek kadar bir yemeklik yağ stoğu. hiç bir şeyimiz kalmazsa en kötü buğdayı haşlar yeriz diyor ki haklı adam.

ayrıca fiziki altın/gümüş kesinlikle. böyle bir senaryoda bankada milyonlarca liranın olmasının bir anlamı yok, devlet muhtemelen el koyar.
0
sarahkerrigan
(28.11.22)
Şehir dışından ev al.
0
dissendium
(28.11.22)
yahu bu anlatılan durumlara kadar düşülen bir senaryoda gerçekten hayatta kalmak isteyecek kadar yaşamayı seviyor musunuz? Fallout oyunundaki gibi nükleer kıyamet kopmuş
insanlar birbirlerini vurup yağmalıyor, ben hala kırsalda kendi kendime yaşamaya çalışıyorum ama ne için? Hayattan hangi keyifi almayı düşünüyorsunuz ki o aşamadan sonra? Elektrik zaruri ihtiyaçlar harici yok, gıda çeşitliliği çok az ve bir noktadan sonra hatta yok gibi, bulunduğun "güvenli" bölgeden ayrılamazsın, benzin falan zaten sıkıntı. Ee 10 yıl ya da daha fazla bu şekilde yaşadın diyelim bunun ne faydası var ki?

Bilmiyorum bu tarz bir "kıyamet" senaryosu olsa ben çok kasmam herhalde acısız şekilde giderim direkt. Ben yaşamayı seviyorum hayatta kalmayı değil.
0
nundu
(28.11.22)
kıyamet günü hazırlıkları yapan çok fazla insan var . aklımda daha çok kanada ve amerika'da yaşayanlar kalmış. bu konuda detaylı birkaç belgesel izlemiştim. evlerindeki sığınak depolarda koli koli konserveler stokluyorlardı .son kullanım tarihine göre tüketiyorlardı.tabi havlu kağıt tuvalet kağıdı powerbanklar vs.
hatta guruplar kurmuşlar tatbikatlar yapıyorlardı.
bu tip belgeselleri internette bulabilirsin.
0
devilone
(28.11.22)
Daha az film seyret. Zombili oyunları falan bırak. Bir de ciddi ciddi yanıt yazmışlar.

Oldu olacağı ülke içi ekonomik ve sosyal karışıklık, onu da yurtdışına yerleşerek kolayca aşarsın. İş imkanı falan ara, sorudan anladığım kadarıyla gençsin muhtemelen, o tür imkanlar sana daha açık olur. Çok pimpiriklenirsen Avustralya, Yeni Zelanda falan kas artık.
0
d max
(28.11.22)
bide ciddi ciddi yazmışlar diyip akabinde akıl vermek...tamam en zekimiz sensin.
0
🌸buenosdias
(28.11.22)
www.aleyha.com.tr

sitede farklı ürünlerde var göz atmanı öneririm.
0
durbidakka
(28.11.22)
Zombi apokalips senaryosu yazmışsın, onu ciddiye almadım ama diğer daha olası ihtimal için diyecek bi şey olabilir. Zannedersem yaştan. Belli bir süre sonra akıl verme modu otomatik yükleniyor. Neyse babam boomer ama ben X kuşağı mensubuyum, "OK boomer" çekmeden evvel peşinen söyleyeyim.
0
d max
(28.11.22)
Mevcut dünyada gelişmekte olan bir ülkede orta sınıf hatta orta üst sınıf herhangi birinin bu tarz bir hazırlığa maddi ve mental gücü yetmez. Bu tarz kıyamet günü hazırlıklıklarının psikolojik bir tabanı var. Ama önce neden mantıksız olduğunu anlatalım:

Nükleer savaş senaryosunu ele alalım. 2 kişilik nükleer bir sığınak yaptırma maliyeti en az 2-3 milyon TL. Bu sadece inşaatı. Havalandırma sistemi, elektrik sistemi, gıda stoğu (ve bunların sürekli yenilenmesi), haberleşme tesisatı, radyasyon engelleyici kıyafetler falan derken çok rahat 7-8 milyon TL harcamanız gerekir. Kaldı ki burada bahsedilen ürünlerin birçoğunu doğrudan temin etmeniz çok zor. Ha bir de bu kadar masrafı yaptıktan sonra nükleer füzeler havada uçuşurken sizin sığınağa ulaşabileceğiniz mesafede olmanız lazım. Yoksa bi de yaptığınız masraf da boşa gider:D

Bilim kurgudan çıkalım. Kıtlık senaryosunu ele alalım. Bir depo tuttunuz mütevazı ölçüde. Gıda konserve istiflediniz. Peki o gıdayı kim koruyacak? Öyle ya da böyle birileri sizde gıda olduğunu görecek ve doğrudan hedef haline geleceksiniz. Kıtlık temalı birkaç film izleyince bile anlayacaksınız yiyecek sahibi sıradan bir vatandaş olarak neler yaşabileceğinizi.

Vandallık ve yağmanın gırla döndüğü bir dünya senaryosunda zaten orman kanunları geçerlidir. Sakladığınız her nakit, altın, gıda vb unsur sizi direkt hedef haline getirecek. Öyle ya da böyle sizden daha güçlü biri size saldıracak ve elinizde ne varsa alacak.

Daha da gerçek dünyaya inelim. Allah korusun bir savaş durumu... Siz uyanıklık ettiniz, böyle durumlar için bir depo tuttunuz yiyeceğinizi, paranızı ve kıymetli zıynet eşyanızı oraya sakladınız. 2 tehlike var: Savaş durumunda gıda sıkıntısı yaşanırken mutlaka birileri gıdanızın kokusunu alacak ve sizi bir şekilde yağmalayacak. 2. tehlike de şu sizi yavaşlatacak. Allah korusun yaşadığınız bölge yoğun düşman saldırısı altında diyelim. Herkes kaçarken siz malınızın derdine düşecek kaçamayacaksınız. Ya da her şeyi bırakıp kaçacaksınız. Sonrasında düşman askeri bölgeye geldiğinde sizin gıda deponuz ve varsa maddi birikiminiz size kalacak mı sanıyorsunuz?

Bu tarz hazırlıklar yapanlar yok mu? Var tabii ki. Mesela dünyanın birçok ülkesinde çok zengin iş adamlarının, girişimcilerin bazılarının bu tarz önlemleri var. Evlerinde, ofislerinde ya da ulaşabilecekleri noktalarda sığınakları olan iş adamları var. Hatta multimilyonerlerin mega yatlarının bazıları sığınak özelliklerine sahip:) Ama onları acil durumlarda o noktalara ulaştırabilecek bir ulaşım ağları da var mesela sizden farklı olarak. Uçak, helikopter, özel araçlar... O sığınakların ve ailelerinin güvenliğini sağlayacak güvenlik ve sağlık ekipleri de var mesela.

En önemlisi bunların hepsini finanse edebilecek, ve acil durumlarda ekibinin sadakatle onlara çalışmasını sağlayacak maddi güçleri de var.

Ya da devletlerin bu tarz acil durumlar için her sene güncelledikleri önemli insanlar listeleri ve tahliye sığınak planları var. Atıyorum ciddi bir felaket durumunda devletlerin "acil kurtarılacaklar" listeleri var ve direkt ordu eliyle bu adamları adreslerinden alıp sığınağa götürmek gibi planlar var. Mesela önemli bilim adamları, teknoloji üreticisi girişimciler, önemli devlet görevlileri için seviye seviye kurtarma planları yapılıyor. Bu senaryolar güncelleniyor.

Yani çok zengin ya da çok önemli bilimsel çalışmalar yapan önemli biri değilseniz, sıradan bir vatandaş olarak bunlarla uğraşmanın çok da bir manası yok. Ha acil durumlar için kenara biraz altın, nakit para atmak, nolur nolmaz diye konserve stoklamak sizin bileceğiniz iş.

ama bence harcayacağınız zamana ve masrafa yazık.
0
anten
(28.11.22)
genelde insanlar alisveris bagimliliklarinin uzantisi olarak boyle seylere giriyorlar. terapi.
0
hot potato
(28.11.22)
bir miktar nakdi döviz olarak evde güvenli bi kasada vs de tut.
cephanelik topla vs demeyeceğim ama bireysel silahlanma da evine yağmacı girdiğinde kendini korumak için başvurabileceğin bir diğer yol.
ev kendininse güneş/rüzgar vs gibi yollardan enerji elde etmenin yoluna bak.

kinetik enerjiyi elektriğe dönüştüren aletler var onlardan edin.
(benim deprem çantamda bir fener var mesela dinamolu ve usb çıkışı var mekanizmayı çevirdikçe en azından telefonumu şarj edebiliyorum)

daha profesyonel enerji çözümleri de var onlara da şuradan ulaşabilirsin
ecoflow.com.tr

bir de benim aklımda olan şey büyük bir depremde yolların çoğu patates olacağı için güvenli yerlere ulaşabilmek adına (tabi hayatta kalırsak) kross bir motosiklet.

otomobil ve arazi araçları en ufak bi engelde yolda kalır ama kross motoru dağa taşa vurabilirsin.

bu işin sonu yok, bütçene imkanına göre sky is the limit.
0
rentts
(28.11.22)
Zombi uzaylı vs değil de bir süredir amatör telsizcik lisansı fikri kafamda dolanıyor.

Deprem, sel, tsunami gibi sebeplerle iletişim alt yapımız zorlamaya çok müsait.
0
materyalist imam
(28.11.22)
(5)

hollanda 1200 euro

ted
hollanda'da bir master programına başvurmak istiyorum da aylık 1200 euro burs veriyorlar. rotterdam için yeterli bir miktar mı?
hollanda'da bir master programına başvurmak istiyorum da aylık 1200 euro burs veriyorlar. rotterdam için yeterli bir miktar mı?
0
ted
(28.11.22)
Oda tutup silme hayatta kalırsınız, sosyal hayatınız sıfıra yakınsar, dışarıda yemek yiyemezsiniz. 1 senedir her ay bir kaç hafta rotterdam'da kalıyorum, bu parayla imkanı yok.
0
kimlanbu
(28.11.22)
2013 de hersey cok cok daha ucuzken, 1 odali yurda 500 euro veriyordum, ayda 600 euro harcamam oluyordu, ki su an hollanda fiyatlar o doneme gore karsilastirilamaz, bence zor belki yari zamanli is yaparsaniz olabilir ama bolumun yogunluguna da dikkat etmek lazim, agir bolumde iki is bir arada zor
0
monicapp
(28.11.22)
bolume baslamadan departman ile iletisime gecin, 1200 euro bana yetmez, ben part time universitede calismak istiyorum diyin, pozisyonlar oluyor, prof yaninda ya da kutuphanede gibi, o zaman hem agir iste calismamis hem de gecinmis olursunuz
0
monicapp
(28.11.22)
Eğer part time da bir iş bulursanız kendinize yetecek kadar bir gelir sağlayabilirsiniz. Üniversite'de iş bulmak mümkünse hele tadından yenmez. 1200 euro fena bir para değil, yurtta falan kalacaksanız gayet yeter. Ama biraz dişinizi sıkmanız gerekir.
0
anten
(28.11.22)
son derece iyi bence. master ogrencisinin disarida yemek yemesi falan bu tip entitlement nereden geliyor hic anlamam.

daha ne olacak. elinden geleni yap bursu alabilmek icin. yetmezse bile universitede rahat is bulunur her turlu, kutuphanedir, labdir, sinav gozetmenligidir falan.
0
hot potato
(28.11.22)
(13)

Bugün evlenmenin maliyeti nedir ?

sassot
Düğün olmayacağını sadece nikah olacağını, altın takılmayacağını ve balayı olmayacağını farzedersek bugün evlenmenin toplam masrafı ne kadar olur ? Galiba sadece ev dizmek kalıyor benim bildiğim kadarıyla ?Beyaz eşyalarMobilyalarPerdelerMutfak takımları vs ve başka diğerleri toplam ne kadar tutar ?
Düğün olmayacağını sadece nikah olacağını, altın takılmayacağını ve balayı olmayacağını farzedersek bugün evlenmenin toplam masrafı ne kadar olur ? Galiba sadece ev dizmek kalıyor benim bildiğim kadarıyla ?

Beyaz eşyalar
Mobilyalar
Perdeler
Mutfak takımları vs ve başka diğerleri toplam ne kadar tutar ?
0
sassot
(28.11.22)
nikah elbiseleri var desek...


süreç içindeki genel masraflar
beyaz eşyalar arçelik
mobilyalar ikea
perdeler, mahalle perdecisi
mutfak takımları trendyol

...

100'u rahat bulur.

iki taraftan birinin beyaz eşyası, mobilyası varsa düşer bu rakam.
0
edgenabby
(28.11.22)
en az 200

Nikah elbisesi kimin var mesela gelinlik?

Evin yoksa kiralar uçmuş durumda, depozito, emlakçı komisyonu ve taşınma masrafları 20 tutar en az.
0
gabe h coud
(28.11.22)
@gabe

Evlenme falan yok hocam ortada merak edip sordum :D

Ben 150 civarı hesapladım her şeyi.
0
🌸sassot
(28.11.22)
Tahminim 130 binleri geçer totalde.
Atladıklarını sayayım;
Alyans/nişan/nikah kıyafetleri - organizasyon masrafları
Ev satın alma/kiralama
Özellikle ufak tefek göze batmayan şeyler birleşip dağ oluyor.
0
uvcray
(28.11.22)
Yakın zamanda (mayıs 2022) ablamı evlendirdik. Kendisi pazarlık yapmayı bilmediği için her işe ben de gittim. Konum İzmir.

Beyaz Eşyalar: Hepsi Siemens, çamaşır,kurutma,buzdolabı,bulaşık makineleri. Totali yaklaşık 50k.

Mobilyalar: Bu inanılmaz geniş bir küme. Onlar 3+1 dizdi. Ortalama 2+1 için eşyaları da ikea'dan alırsan oda başı 30k küçük odalar için 20k alabilirsin. Perde dahil.

Perde: İkeadan yaklaşık 5k ya tamamlandı.
Mutfak: Yemek takımı+çatal bıçak+kahvaltı+tencere (12 kişilik) totalde 20k (jumbo, paşabahçe)
Ev içi dolaplar, ıvır zıvır 10k
0
Omelas'ı Terk Eden Köylü
(28.11.22)
Hocam güncel bilgileri veriyorum. Bu söylediklerimin hepsini geçen ay aldım.


Beyaz Eşya: 40 Bin
Mobilya: 90 Bin
Mutfak Eşyaları: 15 Bin
Perdeler: 12 Bin
Halılar: 8 Bin
tektaş, alyanslar, elbiseler, Gelinlik- Damatlık ıvır zıvır: 20 Bin
0
paudi
(28.11.22)
Beyaz eşyayı en ucuzundan seçtin diyelim altus, regal falan.
Onlar bile 20-25 tutacaktır en az. Bizim burada spotçu bile full beyaz eşya paketi yazmış 16bin.

Mobilyalar sadece temel ihtiyaçlar özelinde 30-40 civarı tutar.

Perde ve türevi nevresim falan ıncık cıncık eşyalar tahminen 10-15 civarına gelir.

TV ve küçük ev aletleri 10-15...

Ev eşyaları, tabak çanak 10-20...

Tüm bunların yanında bir sürü masraf da çıkıyor, evin elektrik tesisatı, suyu osu busu bir şeylerin değişmesi gerekiyor ya da ufak tadilat işleri çıkıyor mutlaka. Ya da bir şeylerin nakliyesi, kurulması, kurdurulması... Onlar da 5-10 tutar.

Bu kısım ev eşyası kısmı 80-100 civarında.

Diğer kısımlara geçelim.
En sade nikah bile, 20-30'a malolacaktır.
Gelinlik damatlık 20-25 (gelinliğin kirası bile 8-10 civarı)
O gün gereken hazırlıklar saç, makyaj, gelin arabası süslemesi vb ıvır zıvırlar 5-10
Nikah salonu 2 bin falan istiyor yine.
Fotoğraflar vs yine bir o kadar tutuyor. En düz haliyle tabii bu.

Bir de emlak maliyeti var ki o apayrı bir konu.

Özetle 150 minimum. O da en temel olsun diye yapıldığı halilyle.
0
anten
(28.11.22)
her şey çok pahalı, düğün de olsun derseniz 300-400.

bi bulaşık makinesi 10 bin olmuş 100 diyenler neyi fiyatlamış acaba :)

beyaz eşya pahalısına gitmezseniz 50 falan tutar. kurutma da alınsın tabii...

mobilyalar 60 70 tutar.

perde toplamda maliyet bile değil.

gidiyor yani.
0
gurur
(28.11.22)
Min 200.
0
abbabaabbaababbabaababbaabbabaab
(28.11.22)
Kahvedesu
(28.11.22)
Bugün evlenmeye karar versem sadece nikah ve sağlık raporu masrafı olur. Ağaç kovuğundan çıkmış gibi eşyasız mı yaşıyorsunuz yav?

Evlenme masrafı denilen şeyin maliyeti sonsuzluğa kadar uzanır. Her gün internette saçma sapan bir sürü şey görüyoruz. Bunun bir sınırı yok.
0
ruhen hastayim ben
(28.11.22)
normalde 2 taraf da aileleriyle mi yaşıyor yoksa en az birinizin kendi evi var mı?
eğer varsa zaten diğeri onun evine taşınır böylece evlenme masrafı diye bir şey olmaz.
nikahta da beyaz bir elbise giyersiniz, evlenmeye başvurmak da ücretsizdi sanırım.
yani iş sadece bir imza atmaya bakıyor.
0
sta
(29.11.22)
sözlükte biri hesaplamış standart türk düğünü tüm gelenekler içinde 350k
0
duyurukullanıcısı
(29.11.22)
(2)

Aldığım tv 2 gün sonra indirime girdi ne yapabilirim

croswell
teknosa'dan tv aldım. Sordum da cuma indirim olur mu diye özellikle ama bu fiyatın geçerli olacağını söylediler.Sabah baktım 1000 TL indirim + 1000 TL'de hediye çeki tanımlanmış.Ne yapabiliriz?Müşteri hizmetleri başından savıyor, amazon iade ediyordu böyle durumlarda
teknosa'dan tv aldım. Sordum da cuma indirim olur mu diye özellikle ama bu fiyatın geçerli olacağını söylediler.
Sabah baktım 1000 TL indirim + 1000 TL'de hediye çeki tanımlanmış.
Ne yapabiliriz?

Müşteri hizmetleri başından savıyor, amazon iade ediyordu böyle durumlarda
0
croswell
(25.11.22)
Böyle durumlarda ısrar edilmesini aşırı mantıksız buluyorum. İki gün önce almışsınız bitmiş, iki gün sonra zam da gelebilir.
0
ruhen hastayim ben
(25.11.22)
Bütün kataloglara, satış sözleşmelerine falan şu cümlenin yazılma sebebi budur zaten. O sürekli gördüğümüz cümleyi hatırlayalım: "Teknosa fiyatlarda değişiklik yapma hakkını saklı tutar"

Hiçbir firma nerede ne koşulda indirim yapacağını açıklamak zorunda değil maalesef. Ha size cuma indirim gelmez derler. Gerçekten de öyledir bu arada o ürüne indirim tanımlanmaz. Cuma sabah genel müdürlükte derler ki bunu da indirime alalım, fiyat bir anda değişir.

Bir de firma o topa girmez. O zaman 1 gün önce sattığı televizyonun da indirimini karşılaması gerekir. 3 gün önce alan adam da başlar. Bunun kriteri ve sonu yok.

Ha firma zam yaptım ve son 1 hafta içinde TV alanlardan da farkı istiyorum da diyebilir bu mantıkla bakınca.

Yani bir şey çıkmaz ordan.
0
anten
(25.11.22)
(5)

Ev sahibi sorusu

pisiklet
Ofisten bir arkadaşım benim de kiracım var diye bana sordu ama alengirli işlere kafam basmadığı için cevap veremedim, bence hukuk neyse o. Ben %25 zam yapacağımı söyledim kiracıma mesela, kafası bulanmasın şimdiden diye. Ne adamlar var ya.Durum şöyle, klasik olarak ev sahibi %25'den fazla zam istiyo
Ofisten bir arkadaşım benim de kiracım var diye bana sordu ama alengirli işlere kafam basmadığı için cevap veremedim, bence hukuk neyse o. Ben %25 zam yapacağımı söyledim kiracıma mesela, kafası bulanmasın şimdiden diye. Ne adamlar var ya.

Durum şöyle, klasik olarak ev sahibi %25'den fazla zam istiyor. Evi de satışa çıkartmış aynı zamanda. Satılmazsa ve istediği zammı yapmazsa (%100'den bahsediyormuş) ben oturacağım diyormuş. Tabii ki kendisi oturmayacak, yeni kiracı için uğraşıyor. Evden çıkmadan yeni kiracının gireceği anlaşılabilir mi? Ya da evden çıkarsa arkadaş, evi başkasına kiraladığını nasıl takip edebilir ve yaptırımı ne olur? Pabuç bırakmak istemiyor çünkü.

Bu arada 2 yılı dolmamış daha evde çocuğun.
0
pisiklet
(25.11.22)
Evden çıkarsın kendisinin oturacağını söyleyip. Sonra tapuya gidip annesine, babasına, kardeşine falan devretsin satışla. Bir süre sonra tekrar satış ile kendi üstüne alabilir isterse. Zaten kiracısı 2 yıllık ise, bu hareketle aradaki satış maliyetini 1 yıl dolmadan çok rahat çıkarır. En az %25 zam kadar hukuki sonuçta bu da.

Aksi halde evden çıkarılan kiracı mahkemeye götürdüğünde kira ödeme, elektriği-suyu üstüne alma vs. gibi işlemlerden öğrenilir sonuç. Komşulardan biri de haber verebilir.
0
nawar
(25.11.22)
ben oturacağım diye kafasına göre kiracıyı çıkartamaz ev sahibi. aralarında anlaşamazlar ise dava açıp ancak o davayı kazanarak çıkartabilir. kiracı bu şekilde tahliye edilirse ev 3 yıl başkasına kiraya verilemez ama bunun takibini kiracının kendi yapması gerekir. başkasına kiraya verilirse çıkartılan kiracı da dava edip tazminat hakkı kazanır. tabi bu süreçler min 1-2 yıl, hatta şu anki yoğunlukta daha da uzun.

kiracı herhangi bir mahkeme sonucu olmadan ev sahibinin ben oturacağım çık demesi üzerine kendiliğinden evi boşaltırsa ve sonrasında başkasına kiraya verilirse falan bir hak iddia edemez.
0
kanatlı kontun müşfik öpücüğü
(25.11.22)
Bunu en iyi bir avukatla konuşarak çözebilir ama evi boşaltmayı düşünüyorsa ev sahibi de kendim oturacağım diyorsa noterden bu şekilde ihtar çekmesini istesin. Orada anlaşılır zaten ev sahibinin niyeti. Büyük ihtimalle çekmeyecektir çünkü:)

resmi bir yazı vs olmadan çıkmasın evden yoksa arkadaşınız hiçbir hak talep edemez kendi çıktığı için.

Açıkcası aynı anda evi satışa çıkartmak ve ben oturacağım demek inandırıcı gelmiyor.
0
anten
(25.11.22)
arkadaşınız evden çıkarsa ev sahibi evi isterse başkasına verir isterse kendi oturur. hiçbir yaptırım yok.
arkadaşınız ben evden çıkmayacağım derse ve ev sahibi, eve benm ihtiyacım var deyip dava açarsa, davanın sonunda ev sahibi kazanır ve arkadaşınız evden mahkeme kararıyla tahliye edilirse, ev sahibi kendisi oturmak zorunda kiraya veremez, verirse yaptırımı var.

yani arkadaşınız evden çıkmayacak, ev satılsa da satılmasa da evin sahibi kimse gidip tahliye davası açsın, dava kaybedilse bile, dava sonunda kadar arkadaşınız yine o evde kalır. davayı kiracının kazanma olasılığı zaten çok yüksek, kiracı aleyhine bitecek bile olsa yıllar sürüyor dava.. ev sahibi bugün davasını açsa, ilk duruşması en iyi ihtimalle haziran-temmuzda görülür.. ilk duruşmada zaten bitmez bu dava.
0
de jure
(25.11.22)
Bu arada evin internette ilanı varsa onu da ekran görüntülerini falan alsın arkadaşınız. İlan numarası linkleri falan... Çünkü hem evi satıyorum hem de kendim oturacağım bahaneleri aynı anda geliyorsa burada niyet belli. İşe yarar mı bilmiyorum ama bu da bir kanıttır.
0
anten
(25.11.22)
(3)

Nereden arsa alınır

adwokat
Kenarda 200-300 liranız olsa nerden arsa alırsınız? Ülkemizde sizce nereler yakın zamanda değerlenecek?
Kenarda 200-300 liranız olsa nerden arsa alırsınız? Ülkemizde sizce nereler yakın zamanda değerlenecek?
0
adwokat
(25.11.22)
Yalova. 5 sene önce 4 bin liradan aldığım araziye 250 bin lira teklif ettiler dün.

Gerçi tabi bundan sonra bu tempoda değerlenir mi bilmiyorum. Ama param olsa Bursa Gemlik / Orhangazi civarından biraz yer alırdım. Değerlenmezse de gider kendim otururum, çok güzel yerler.
0
plutongezegendegilmi
(25.11.22)
Rusya Ukrayna savaşı yunan gerilimi Suriye Irak terörizm patlayan bombalar depremler nükleer santrali de hesaba katarsak... Yozgat diyorum.
0
baba553
(25.11.22)
Arsa çok zor bir yatırım alanı. Genelde insnalar arsayı alıp 10-15 yıl sonra sattıkları için enflasyon kaynaklı fiyat artışlarını kâr sanıyor.

Arsada kazanmak için ya çok şanslı olmanız lazım ya da çok iyi bir çevreniz olması lazım ki arsa fiyatlarını etkileyecek değişimleri nokta atışı öğrenin.

Bunun dışında kalan arsa alım satımları spekülasyondan ibaret. Genelde şöyle oluyor, bir bölgeyle ilgili fısıltı gazetesi çalışıyor. Sonra oraya bir yığılma başlıyor. Aynı insanlar birbiri arasında arsa alıp satıyor. Sonunda balon sönüyor, kazanan kazanıyor ama büyük çoğunluğun elinde kalıyor aldığı arsalar.

Bir arsanın değer kazanması için bölgede ciddi değişimler olması lazım. Ne gibi?
-Civarda imar yoktur, imar gelir. Ama bu tek başına yetmez.
-Altyapı yoktur, altyapı gelir. Yol, su, elektrik, doğalgaz gibi. Ama bu da yetmez.
-Bölgede yaşam başlatacak bir ivme lazım. Nedir bu? Bir sanayi bölgesi kurulması, bir üniversite kurulması, bir havaalanı yapılması, büyük bir hastane inşaatı gibi... Yani bölgede uzun süreli yapılaşma ve yaşam oluşturacak bir şey lazım.

Sıfır yaşam olan bölgelerde fiyat artışları daha hızlı olabilir. En ufak hareket potansiyeli gösteriyor çünkü.

Bu yukarda saydıklarım hiç yaşam olmayan bölgeler için. Zaten yaşam olan bölgelerde nasıl oluyor bu iş?
-bu bölgelerde arsa fiyatları zaten çoooook önceden fiyatlanmıştır potansiyele göre. O yüzden biraz daha ağır bir hareket olması muhtemel.
-Yine de bölgeye ivme katacak birkaç konu mümkün olabilir. Mesela bölgeye çooook büyük bir konut projesi yapılması, bölgede okul, üniversite, hastane açılması, bölgeye bir metro, tren bağlantısı sağlanması, bölgenin kendi içinde bir "hype kazanması" (cihangir, bomonti, ataşehir gibi), o şehrin uluslararası arenada parlaması gibi ( 2000'lerin başında istanbul yaşadı bunu)...

Yani bunları önceden tahmin edebiliyorsanız, ya da size bu bilgileri verebilecek bir çevreniz varsa atıyorum büyük bir inşaat firmasının sahibi arkadaşınızdır, bir sonraki projeyi nereye yaptığını size söyler siz de gider civarda arsa alırsınız.

Onun dışında sıradan düz vatandaşın, emlakçının bile, bir bölgenin 10 yıl sonra ne olacağını tahmin etmesi mümkün değil. Şimdi mesela yaşadığınız şehirden yola çıkın, son 10 yılda bu kadar radikal değişiklikleri yaşayan kaç bölge var? Ama eminim değerlenecek belkentisiyle arsa satılan bir sürü yer olmuştur.

Çünkü genelde bu bilgilere haiz olmayan insanların arsa tecrübesi şöyle oluyor:

1-Elinde büyük nakit olan bir yatırımcı ya da yatırımcılar grubu gözüne kestirdikleri bir bölgede, genelde epey ucuz bölgeler oluyor bunlar tarla marla hatta, bir anda arsa toplamaya başlıyorlar. Atıyorum metrekaresi 1000 TL'den alıyor.

2-Bir anda böyle bir talep gelince civarda "imar gelecekmiş, teknokent kurulacakmış, fabrika açılacakmış, havaalanı yapılacakmış" gibi beklentiler dolanmaya başlıyor. Çünkü niye bir anda bu kadar arsa alsın ki birileri değil mi?

3-Emlakçılar da bu kadar talep görünce o bölgeye üşüşüyor. Civar şehirlerden insanlar da bölgede arsa sormaya başlıyor. Halbuki kimsenin bir şey dediği yok. İnsanlar kendi kendilerine bir hikaye uydurmaya başlıyorlar. Arsayı alan adamlar da bir şey demiyor aslında adam sadece bir anda bir ilçe büyüklüğünde yer alıyor o kadar.

4-Arsaları toplayan yatırımcılar piyasada çok talep oluştuğunu görünce satış ilanları çıkıyor. Sonra metrekaresini 1000 TL'den aldıkları yerleri 2000, 3000'den satmaya başlıyorlar. Millet de atlıyor burası çok değerlenecek diye.

5-Adamlar ellerindeki bütün arsa stoğunu aldıklarının kat kat üstüne satıyorlar. Arsaları alan "uyanıklar da" belki 10 yıl bekliyor buraya imar gelecekmiş beklentisiyle. Ha dolandırıcılık dersen o da değil. Düşün elinde çok para var, gidiyorsun bilecik'e 20 km mesafede metrekarelerce yer alıyorsun. Yaptığın tek şey bu. Sonra kendi kendine bir beklenti oluşuyor. Yani aslında insanlar kendi kendilerine bir masal uydurup ona inanıyorlar.

Türkiye'nin genelinde arsa trendleri böyle işliyor. Yani son 20 yıl içinde çoooook çok az bölge gerçekten değer kazandı. Mesela istanbul'da Ataşehir'in yanındaki şerifali bölgesi, 2000'lerde milletin burun kıvırdığı gecekondu bile değil tarlalarla dolu bir alanken, şimdi o tarlaların sahibi milletin köylü diye burun kıvırdığı adamlar para sayma makinesiyle geziyor artık. Bir de istanbul'un batı yakası çok değerlendi.

Ama o kadar zor ki kestirmek. Mesela İstanbul Şile... Şehrin en kuzey tarafı. Mesela 1995 yılında buraya ışık üniversitesi kampüsü yapıldı. Üniversite'ye rağmen 2010'lara kadar 1-2 mercedes fiyatına Şile'de bir köy alabilirdiniz. 2010'lardan sonra bir anda bölgede bir hareket başladı turizm ekseninde. Herkes 2015'ten itibaren şile'den arsa almaya başladı. Ama değer kazanan sadece kumbaba tarafı oldu. Mesela bunu kimse kestiremedi neresi değerlenecek diye. Şu anda Şile kumbaba tarafları inanılmaz pahalı. Ama hemen 5-10 km ötesindeki yerler ucuz. Ağva mesela şile'ye yakın olmasına rağmen hiç hareket yok.

Ya da istanbul'dan bolu'ya kadar olan bölgelere bakın. Kocaeli, sapanca... bunların kuzeyi. Sanayinin dibi, istanbul'a 1 saat mesafede yerler. Ama yıllardır hareket yok bu bölgelerde. Herkes sanayi bu tarafta diye bu bölgelerin çok değerleneceğini düşündü. Örneğin kandıra'da yıllarca insanlara arsa satıldı. Ama istanbul doğuya değil batıya büyüdü:)

Bir de şu var, her bölgenin gelişmesi kalkınması çok gerçekçi değil. Herkes aldığı bölgenin aşırı gelişeceğine inanıyor ama dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey yok. Ciddi bir nüfus hareketi lazım her şeyden önce o bölgeye.

En basit örneği, bursa ve istanbul arasındaki orhangazi bölgesi. Burası 2000 yılında neyse, 2022'de o ölçekte. Düşünün Türkiye'nin 2 büyük sanayi şehrinin tam ortasında, inanılmaz bir transit noktası. Buna rağmen 2000 yılında 68000 olan nüfusu, 2022'de ancak 80000 olmuş. Normalde il olabilecek potansiyelde bir bölge. Ama yok işte kimse gidip yerleşmiyor oraya:)

İşin özü, arsadan para kazanma konusu şans ya da çevre işi.
0
anten
(25.11.22)
(3)

Nüfus artıyor peki ya kaynaklar yetecek mi?

darkwizard
2002 de 65 milyon olan nüfus akp türkiyesinde 20 milyon artmış peki ya nüfus arttıkça fakirleşme ve gelir adaletsizliği ve kaynakların dağılımında sorun olmaz mı dünya genelinde artan nüfus ile doğal kaynaklar ve yiyecek içecek, metal demir, pamuk, kağıt nasıl yetecek. Dağlar bile eritiliyor barajla
2002 de 65 milyon olan nüfus akp türkiyesinde 20 milyon artmış peki ya nüfus arttıkça fakirleşme ve gelir adaletsizliği ve kaynakların dağılımında sorun olmaz mı dünya genelinde artan nüfus ile doğal kaynaklar ve yiyecek içecek, metal demir, pamuk, kağıt nasıl yetecek. Dağlar bile eritiliyor barajlar kuruyor düşündükçe kafayı yer gibi oluyorum hiçbirimiz bu gezegende sonsuza kadar kalmayacağız en nihayetinde ama 2000 yıl sonra dünyayı me bekliyor tüm dertler sırtımda gibi hissediyorum sanki doğa olayları benim sorumluluğumda gibi geliyor.
0
darkwizard
(23.11.22)
Türkiye'nin gerçek nüfusu 100 milyon civarındadır. Yetip yetmeyeceği ise ortada. Fiyatlar ulaşılmasını zorlaştırıyor. Konut sıkıntısı da nüfus artışının etkisinde. Konut demek tarım alanlarının yok edilmesi demek.
0
seaman
(23.11.22)
Öncelikle fazla greenwashing etkisinde kalmışsınız.

Dünyadaki kaynaklar bize yeter, doğru kullanıldığında. Ama burada insanların değil şirketlerin sorumluluğu var. Maalesef büyük şirketler topu sıradan vatandaşlara atarak sanki tüm kaynak israfından sıradan vatandaş sebepmiş gibi davranıyor.

"Karbon ayak izi" lafı bile aslında BP'nin bir halkla ilişkiler çabası. İnanın milyonlarca insanın etkisi bu şirketlerinkinden az.
mashable.com

Yapabileceğimiz en iyi şey bilinçli tüketici olmak. Mesela hazır giyimi fast fashion'ı terk etmek iyi bir adım.

Ya da 3 senede bir telefon yenilememek...

Şirketler bizim tüketim alışkanlıklarımızı değiştirmeye uğraşıyor. Biz de onların üretim alışkanlıklarını değiştirelim yani.
0
anten
(23.11.22)
kaynaklar yeter. ama yetmiyor. mesela türkiye'de su bitti. çünkü tarımsal sulama sorumsuz ve bilinçsiz yapılıyor. sonra bize diyorlar "diş fırçalarken çeşmeyi kısın" falan. lan günde iki kere diş fırçalıyorum. on saniye çeşmeyi kapatsam senede iki damacana sudan tasarruf ederim ya da etmem.

bizim burada adam tarlasına yonca ekti. yaz boyunca şarıl şarıl suyu bastı öğlen sıcağında. tarlanın kenarları dere gibi oldu. şimdi kim tasarruf yapsın?
0
alperz
(24.11.22)
(11)

Deprem uyarı sistemi (Android) birkaç saniye önceden uyarıyor mu gerçekten?

ermanen
Bir haberde soyle yazdi:"Gece Düzce'de yaşanan depremden 3-5 saniye önce Google tarafından bildirim gönderildiği takipçilerimiz tarafından aktarılıyor."Deprem uyarisi, Android telefon ayarlar kismindan, konum ya da guvenlik acil durum menusunden aktif hale getirilebiliyor.Bu uyari bikac saniye onced
Bir haberde soyle yazdi:

"Gece Düzce'de yaşanan depremden 3-5 saniye önce Google tarafından bildirim gönderildiği takipçilerimiz tarafından aktarılıyor."

Deprem uyarisi, Android telefon ayarlar kismindan, konum ya da guvenlik acil durum menusunden aktif hale getirilebiliyor.

Bu uyari bikac saniye onceden geldi mi gercekten? Nasil biliniyor bikac saniye oncesinden? Tahmini olarak dipteki yer sarsintilarindan mi?
0
ermanen
(23.11.22)
Aynen uyarıyor. geçenlerde 3,8 mi neydi deprem oldu gece 2 sularında. Android uyarı sisteminden 4 küsür şiddetinde deprem bekleniyor şeklinde bildirim geldi. Okuduktan sonra saniye geçmeden sallandık.
Nasıl bilindiğini bilmem de keşke 3-5 saniye 3-5 dakikaya çıksa
0
metos
(23.11.22)
bence %100 sağlıklı değil sistemler.
buna güvenerek hareket etmemek lazım, malum bizim memlekette depremde balkondan atlamak ata sporu. o yüzden bildirim gelir gelmez millete panik yaşatması kötü sonuçlar doğurabilir.
0
erty_ksk
(23.11.22)
Hayır 5 saniyede ne değişecek acaba? Bana çok ciddi dalga geçiliyormuş gibi geliyor. Hatta, yakında deprem habercisi bir takım giyilebilir teknolojiler satışa sunulacakmış gibi de geliyor.
0
muhayyer divan
(23.11.22)
Bana da 1 keresinde bildirim gelmişti 3 saniye kadar sonra deprem oldu. 3-5 saniyede çok şey değişir. En azından deprem olacak sakin olmalıyım hissine girersin, bir anda panik olmazsın.
0
sassot
(23.11.22)
Deprem öncesinden bilinmiyor. @biseysorcaktim 'ın dediği gibi deprem olduğu anda yayılan primer dalgalar ilk uyarana ulaştığı anda bildirim gidiyor olması lazım. Yani merkeze yakınsan ya da bağlantıda herhangi bir yavaşlama olursa erken haber alamazsın. Aksi halde teknoloji el verdiğince ulaşır.
0
nawar
(23.11.22)
depremin enerjisi ses hızında yayıldığı için. bu uyarının süresi deprem merkezine olan uzaklığa göre değişir. deprem merkezine 10km uzaklıkta biri için bu 5-10 saniye kazandırabilir. tabi birincil dalganın erken tespiti de bu konuda önemli.

ama merkez üsten uzaklaştıkça zaten etkisini yitireceği için asıl yıkıcı olduğu bölgede erken uyarı sistemi bir avantaj sağlamıyor. 3-5 saniye önce uyarıyı alanlar depremin merkezinden uzaktadır.
0
orpheus
(23.11.22)
@muhayyer divan "Hayır 5 saniyede ne değişecek acaba?"
Saka mi bu, her saniyenin onemi var.
0
speedy
(23.11.22)
@speedy

Bence asıl 5 saniyeye çok fazla anlam ve değer yüklemek şaka. Ne halde olacaksınız o anda bilmiyorsunuz. O anda telefonu görebilecek misiniz bildirimi alabilecek misiniz bilmiyorsunuz. Son derece saçma bir halde olabilirsiniz, iç dünyanız depreme hiç ummadığınız bir tepki de verebilir ve 5 saniyede hiç beklemediğiniz işler yapabilirsiniz, 5 saniye kadar kısa bir süreye bu ne çok değer biçmek??

Sanki binalarımız sapasağlam, sanki bu ülkede yaşam standartları sürekli yükseltiliyor, sanki insan hayatına verilen değeri sürekli yüceltiliyor... ne komiksiniz!!
0
muhayyer divan
(23.11.22)
modern dünyada neyse ki kimse "5 saniyede ne olacak ki yaaaa" gibi düşünmediği için bu tarz teknolojiler hayatımıza dahil oluyor.

5 saniye hiç ummadığınız kadar hayat kurtarıcı olabilir. Tabii ki bu insanın iç dünyası düşünülerek yapılmıyor bu sistemler. Ya da siz koşa koşa dışarı çıkın diye değil, güvenli bir pozisyon alın diye önemli.

Şimdi önce nasıl çalıştığını anlatayım:

basitçe anlatmak gerekirse telefonların içinde titreşimleri algılayabilen sensörler var. Genelde deprem öncesinde bizim doğrudan hissetmediğimiz bir ilk dalga geliyor. Sensörler bunları fark ediyor. Bir bölgede aynı anda binlerce telefon bu sinyali aldığı zaman Google diyor ki burada bir sismik hareket var.

Kendince tahmini bir ölçüm yapıp etki alanında kalabileceğini düşündüğü tüm noktalara uyarı gönderiyor.

Şimdi gelelim bu neden önemli?
-Yoldaysanız aracı güvenli bir şekilde durdurmak için 5 saniye yeterli bir süre. Şiddetli bir sarsıntıda araç kontrolden çıkabilir.

-Yukarda da yazılmış, trenleri, iniş yapan uçakları, pistte hareket eden uçakları durdurmak ya da en azından yavaşlatmak için zaman kazanıyor.

-Fabrikalarda tehlikeli makineleri durdurmak için yeterli süre.

-Eğer bir cihazı mesela bir vinç, bir güvenlik tertibatına bağlamak gerekiyorsa sarsıntı başlamadan yapabilmek için önemli bir süre.

-Bu uyarı insanlar bulundukları yeri terk etsin diye yapılmıyor. 5 saniyede binaları boşaltamazsınız. Ama bina içinde güvenli bir pozisyon alabilmek için yeterli bir süre.
Akut yıllardır "yaşam üçgeni" diye bağırıyor. Bina çökse bile, büyük ve sabitlenmiş eşyaların yanında doğru pozisyonu alan insanların sağ kurtarılma şansı daha yüksek diyor. 5 saniye içinde evde ya da ofiste doğru pozisyonu alabilirsiniz.

-Büyük binalarda merkezi sistemde doğalgazı otomatik kesmek için işe yarar.

-Binada yanan bir şömine, soba, kuzine varsa, 10-15 saniye kazanmak en azından bir sürahi su döküp söndürmeye yarar. Mesela çok acı ama 12 kasım 1999 Düzce'de kış başladığı için birçok enkaz içten içe yandı. Çünkü kıştı, herkes soba yakmıştı. O sobalar devrildi. O insanların çoğu 10 saniye önce bilse en azından sobasına su döker söndürürdü.

-Sokaktasın, en azından 5 saniyede binaların yakınından uzaklaşıp açık alana koşarsın.

Bu önlemler 1 kişinin bile hayatını kurtarabilecekse kurtarsın düşüncesiyle yapılıyor. Elbette büyük bir depremin etkisini hafifletmez 5 saniye önce haber almak. Ama yaralanma ya da kayıpları %5 azaltsa bile kâr.
0
anten
(23.11.22)
Uyarıyor. Ancak bugünkü depremde bildirim gelmedi.
0
baldan kaymak
(23.11.22)
uyarı sistemi otoyoldaki tüm araçları uyarsa
yarısı yavaşlamaya karar verse
yarısı yola devam etse
tamamı kazaya karışır

hayat üçgeni muhtemelen oluşmaz, oluşsa da kimse 10 kat apartmanı kaldırıp sizi kurtarmaz (yardım bekleyenlerin %99,9999 una sıra gelmez)
enkazda kalırsanız bari naaşınızın bulunması için dua edin

bina iyi olacak bina stoğu yenilenecek
www.youtube.com

yani yapacak bir şeyiniz yok, endişe etmeyin
0
comp
(23.11.22)
(5)

Depremi hissetmemek

biseysorcaktim
Sabaha karşı olan depremi hissetmedim. sanırım bulunduğum mahallede hissedilmedi pek (şişli-merkez). 17 ağustosu yaşayan bir sakaryalı olarak sismik bir ekşici olduğum söylenebilir.bu depremi hissetmiyorum oluşum hakkında "demek ki zemin ve evim sağlam, o yüzden bulunduğum yerde fazla hissedilmedi"
Sabaha karşı olan depremi hissetmedim. sanırım bulunduğum mahallede hissedilmedi pek (şişli-merkez). 17 ağustosu yaşayan bir sakaryalı olarak sismik bir ekşici olduğum söylenebilir.

bu depremi hissetmiyorum oluşum hakkında "demek ki zemin ve evim sağlam, o yüzden bulunduğum yerde fazla hissedilmedi" şeklinde yorumlanabilir mi? (nolur yorumlansın)

zemin kayalık, yeni yapılan binaların temellerini falan görüyorum, arka bahçeye bakınca da koca koca kayalar görüyorum zeminde.

uykum hafif, hemen uyanırım. ev çok sallansa hissederdim. evdeki diğerleri de hissetmemiş.
0
biseysorcaktim
(23.11.22)
ben sancaktepedeyim, eşim uyandı ama ben kuşun kafeste uçmaya çalışmasına uyandım. Zemin sağlam olabilir bu arada.

Küçük bir not: asıl sağlam olan bina deprem salınımına eşlik eden bina diye biliyorum. Sabit duran bina değil.
0
hlt1985
(23.11.22)
Hiç alakası yok. Ben İzmit'te 17 Ağustos'u hissetmedim. Uykum derin. Sadece bir kere yatak sallanınca hissetmiştim bir depremde. Son depremi de hissetmedim. Sonuna yetiştim. Uykun derindir.
0
dissendium
(23.11.22)
yorumlanamaz. kesin bilgi.
koca koca kayalar evin sağlam değilse anlamsız.
her eski evde oturan kişilerin ortak repliği: "17 Ağustos depreminde vitrin bile oynamadı." "Bizim ev çok sağlam sallanmıyor" "Duvara Matkap girmiyor." "Müteahhit bu evi kendine yapmış."
0
kenarortay
(23.11.22)
- Sert zeminde dalga daha hızlı yayılır ve daha az titrer, yumuşak/gevşek zeminde daha yavaş yayılır ve daha fazla titrer.
- "Sert Zemin" = "İyi Zemin" demek değildir.
- Sert zemin bazen dalgayı sönümleyemediği için kırılabilir, yumuşak zemin ise titreşim ile rezonansa girip "sıvılaşabilir."
- Kaya/kayalık; çeşitli taşların ve minerallerin birleşmiş ya da sıkılaşmış halde büyük boydaki hallerine verilen isim. Kaya bir taş türü değil. Kumtaşı da olabilir kireçtaşı da. Bunlardan biri "yumuşak" diğeri ise "sert."
- Önemli olan evin sallanmaması değil, sallantıyı aktarıp zarar görmemesi. Sallanmak çok kötü bir şey değil.

Ben Kadıköy'de oturuyorum. Deprem olunca uyandım ama başka ilçelerdeki arkadaşlarım (merkeze daha uzak olanlar da daha yakın olanlar da) daha şiddetli hissetmiş anladığım kadarıyla. Uyku, uyunan zemin, yatak vs. bir sürü faktör var. Hissedilmemiş olabilir. Kendi vücudunuzu deprem güvenlik verisi olarak kullanmayın arkadaşlar :)
0
nawar
(23.11.22)
ben mühendis değilim ama inşaat işiyle uğraşan tanıdıklarımın ve bütün mühendislerin söylediği şey şu:
Bitişik nizam binalar tehlikelidir yeni eski fark etmez.

Maalesef şişli merkezin tamamı böyle. Hatta istanbul'un büyük bölümü böyle.

Zemin de çok değişken bir konu. Aynı sokakta bile 2 binanın zemini değişkenlik gösterebilir.
0
anten
(23.11.22)
(5)

Polonya Vizesi Başvuru Süreci

perferil
İş seyahati için vize başvurusu yapacağım ama en son pandemi öncesi Schengen vizesi almıştım. Onlarda da genel olarak çalıştığım şirket hallediyordu işleri. Şimdi iş başa düştü. Özellikle yakın zamanda Polonya vizesine başvurmuş biri varsa çok makbule geçer. 1. Vize başvurusu için gerekli adımları s
İş seyahati için vize başvurusu yapacağım ama en son pandemi öncesi Schengen vizesi almıştım. Onlarda da genel olarak çalıştığım şirket hallediyordu işleri. Şimdi iş başa düştü.

Özellikle yakın zamanda Polonya vizesine başvurmuş biri varsa çok makbule geçer.

1. Vize başvurusu için gerekli adımları sırası ile söyleyebilecek var mıdır?

Şöyle mi?
-evrakları topla
-randevu al
-vfs'e evrakları götür.
-randevu gününde konsolosluğa git

veya randevuyu alıp VFS'e mi gidiyoruz. Öyleyse VFS'e bu randevu için mi gidiyoruz yoksa ilgili randevu tarihinde evrakları sunabilecekleri şekilde önceden mi?

2.Şuna dikkat et, şunu atlama diye verebileceğiniz bilgiler var mıdır?

3. Seyahat sağlık sigortasını bağımsız olarak önceden mi yaptırmalıyım? Yoksa VFS'e internet üzerinden veya randevu için gittiğimde onlardan buna aracı olmalarını mı talep etmeliyim?
0
perferil
(23.11.22)
VFS'e gittikten sonra bir daha konsolosluğa gitmiyorsun. VFS konsolosluk işini sizin için hallediyor zaten. VFS'den randevu belirleyip o randevu tarihinde ilgili evraklarla orada oluyorsunuz.
0
kablelvuku
(23.11.22)
Vize danışmanlığın, Polonya yerine başka ülke tercih edin.
0
nekonustukbiz
(23.11.22)
@nekonustukbiz: Turistik vize değil ama. İş sözleşmem ve katılacağım toplantılar vs Polonya'da yerleşik firmalar ile. Bir de 2023'te aynı sebeple 5-6 kere gitmem gerekecek. O yüzden ilkini alırsam sonrakilerde işimi kolaylaştırır diye düşünüyorum.
0
🌸perferil
(23.11.22)
Polonya vize süreci tamamen VFS'den yürüyor.

Yalnız Polonya şu sıralar vize konusunda en sıkıntılı ülkelerden biri Türkiye'den başvuranlar için.

O yüzden şansınız varsa başka bir AB ülkesinden multi schengen alıp, o ülkeye gidip sonra polonya'ya gitmeyi de düşünün. Daha önce schengen aldığınız ülkeden schengen süreniz daha uzun olabilir.

Polonya şu anda göçmen türklerin yeni gözdesi. Geçen seneye kadar ayda belki 30-40 başvuru alırlarken, şu anda günde 20-30 başvuru alıyorlar. Euro çok arttığı için Türk öğrenciler almanya, fransa gibi ülkelere gidemiyor.

Yurtdışında okumak isteyen herkes buraya yığıldı. Bir de Ukraynalı göçmenler var onlar da çok meşgul ediyor başvuruları. Randevu bulmak imkansız gibi.

Aynı şekilde AB'de iş yapmak isteyen Türkler de buraya akın ediyor.

Polonya ise Avrupa'nın en homojen ülkelerinden biri olduğu için bize ve diğer göçmenlere hiç ılımlı değil. Özellikle öğrenci ve iş niyetiyle gelen herkesin bir şekilde ülkeye kalıcı geldiğini düşünüyorlar Türkiye'deki ekonomik durum yüzünden ve bundan hiç mutlu değiller.

Bu yüzden aylarca randevu bekleme ihtimaliniz var, zar zor bulduğunuz randevu sonunda red yeme ihtimaliniz de var. Ya da verdikleri vize 2-3 hafta gibi komik rakamlar olabiliyor.

O yüzden mutlaka iyi bir acente ile yapın başvurunuzu, belgeleriniz eksiksiz olsun ya da diğer seçeneklere bakın.
0
anten
(23.11.22)
@anten: 3 günlük bir iş seyahati olacağı için ve 2023 boyunca benzeri seyahatleri 4-5 kere daha yapmam gerekeceği için polonya'dan ilerlemek istiyorum. başka ülkeden alıp sonra oradan girmezsem sonra sıkıntı olabilir gibi geliyor. Polonya'dan bir iki kere alabilirsem sonra 1 yıllığı verirler diye düşünüyorum.

Evet bu sıkıntıların olduğunu duydum ama müşterim 3 günlüğüne çağırdı, bir şansımı denemek istiyorum bakalım:( 3-5 gün verseler yetecek.
0
🌸perferil
(23.11.22)
(1)

ikna ve müzakere teknikleri

mysql34
İkna teknikleri ile okumuş olduğunuz önerebileceğiniz bir kitap var mıdır
İkna teknikleri ile okumuş olduğunuz önerebileceğiniz bir kitap var mıdır
0
mysql34
(20.11.22)
iknanın psikolojisi bu konudaki en meşhur kitaptır
0
anten
(20.11.22)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.