Giriş
(3)

Böyle bir yatırım mümkün mü?

dejame
Hiç çalışmaya gerek kalmayan bir yatırım türü.Yatırım fonları gibi birtakım enstrümanları kullanarak uzun vadeli yatırım yapılacak. Kripto, futures gibi fazla volatil işlere girmeden geliri kümülatif artırıp her ay içinden yaşam maliyetim kadar (gıda, faturalar, eğlence) içinden harcayıp, gerekirse
Hiç çalışmaya gerek kalmayan bir yatırım türü.
Yatırım fonları gibi birtakım enstrümanları kullanarak uzun vadeli yatırım yapılacak. Kripto, futures gibi fazla volatil işlere girmeden geliri kümülatif artırıp her ay içinden yaşam maliyetim kadar (gıda, faturalar, eğlence) içinden harcayıp, gerekirse kredili borçlanarak git gide büyüyen bir şekilde hiç çalışmaya gerek kalmadan uzun vadeli yatırım yapılabilir mi?
0
dejame
(24.04.24)
bu dediğinize en yakın sistem aslında temettü yatırımcılığı gibi duruyor.
0
anten
(24.04.24)
Eurobond ile bu yapılabiliyor.
Bir zamanlar ne kadarlık bir yatırım gerektiğini hesaplamıştım.
İhtiyaç duyarsan oturur gene hesaplarım. Anaparan hep Dolar olarak duruyor ve sen bunun dolar bazındaki faiziyle geçiniyorsun.
Tabi o anaparayı yakalayana kadar her ay ilave yapman, alacağın kupon ödemelerine de hiç dokunmadan anaparaya ilave etmen gerekiyor.

Bunu S&P 500 de temettü hisselerine yatırım yaparak da yapman mümkün. Borsa İstanbul'da da temettü emekliliğinin mümkün olduğu iddia ediliyor ama ben katılmıyorum bu görüşe.
0
Mirket
(24.04.24)
yatırdığın rakama ve yıllık harcamana bağlı. 5 milyon usd yatırıp yılda 50.000 usd ile yaşayabiliyorsan tabi mümkün. ama o kadar kapitalin varken uslu durabilmek asıl beceri.
0
orpheus
(24.04.24)
(2)

döviz kazanma rehberi

hsktr
Artık canıma tak etti. Ne kadar çalışırsam çalışayım yerimde sekiyor gibi hissediyorum. 3 senedir satış alanında çalışıyorum. Keşke teknik bir becerim olsaydı diye ağlanıp duruyorum. 26 yaşındayım. İstanbul Üniversite'sinde sosyal bir bölüm bitirdim. Ne yapmalı da sterlin dolar euro kazanmalı? Türki
Artık canıma tak etti. Ne kadar çalışırsam çalışayım yerimde sekiyor gibi hissediyorum. 3 senedir satış alanında çalışıyorum. Keşke teknik bir becerim olsaydı diye ağlanıp duruyorum. 26 yaşındayım. İstanbul Üniversite'sinde sosyal bir bölüm bitirdim.

Ne yapmalı da sterlin dolar euro kazanmalı? Türkiye'de yaşayan bir Türk'ün, hatta benim bile, sterlin kazanabileceği bir boşluk olduğuna inanmak istiyorum. Bana bir akıl verin ne olur.

Yapay zekaya çok ilgiliyim. Adobe Premiere ve Photoshop kullanıyorum. Kodlama beni uzun vadede sarmaz gibi. Durum böyleyken böyle.

Şimdiden çok teşekkürler
0
hsktr
(11.04.24)
Remote Customer support işleri var. Türkçe biliyorsanız chat üstünden ya da telefon üstünden yabancı firmaların türkçe müşterileri için support işlerinde çalışabilirsiniz. İyi ödeme yapıyorlar. Ama firmaları dikkatli seçin dolandırıcı olma ihtimali de var. Genelde büyük yazılım ve oyun şirketleri mesela dönem dönem ciddi alım yapıyor.

Bunun dışında adobe after effects öğrenirseniz sadece tiktok sosyal medya editleri yaparak bile para kazanırsınız.

Fiverr, upwork vb sayfaları takip edin.

bu arada upwork'de türkiye'de mal araştıran ya da fuarlara gelen insanlar kendilerine tercüman vb arıyor bazen.
0
anten
(11.04.24)
yaşın genç yaptığın işten memnun değilsen bi an önce geç kalmadan değiştir. Sağdan soldan çeviri hizmetiyle vs is yaparak geçim sağlayamazsın.
0
Mcfly
(11.04.24)
(2)

kadın girişim desteği - kosgeb - genç girişimci desteği vs

avatar is back
yakın bir tanıdığımız var, aile küçük bir işletme açmak istiyor ama birikimleri yok. gerekli belgeleri, sertifikaları yani yeterlilikler var ama bana sordular araştırabilir misin diye de güncel bişeyler bulamadım, yardımcı olur musunuz? evdeki genç kadın üzerinden de olabilir bu başvuru, yoksa anne
yakın bir tanıdığımız var, aile küçük bir işletme açmak istiyor ama birikimleri yok. gerekli belgeleri, sertifikaları yani yeterlilikler var ama bana sordular araştırabilir misin diye de güncel bişeyler bulamadım, yardımcı olur musunuz?

evdeki genç kadın üzerinden de olabilir bu başvuru, yoksa anne üzerinden de olabilir. aklıma ilk kadın teşvikleri kredileri geldi, kosgeb olur, bankalar olur hiç fark etmez. var mıdır bir yol gösterebileceğiniz?
0
avatar is back
(03.04.24)
Hangi şehirde olduğuna bağlı olarak dünya bankasınin seeco projesi var bölge kalkınma ajansları aracılığıyla: seeco.gov.tr
0
Amaranta ursula
(03.04.24)
O teşvikler şöyle çalışıyor, sana ödemeyi önden yapmıyorlar. Gidip eğitimleri alıyorsun, sonra sertifikanı alıyorsun. İşi kuruyorsun, sonra kosgeb yetkili geliyor işi inceliyor sana işle ilgili masrafların için hibe ödemesi yapıyor.

Yani mesela sen bir cafe açıyorsun. Diyorsun ki bu cafe için 20 bin mobilya, 40 bin mutfak malzemesi hesapladığım harcamam var. Bir de bilgisayar aldım muhasebe işleri ve online sipariş için diyorsun. Ama bilgisayar ne kadar? 80bin tl'lik gaming bilgisayar almışsın. Orada diyor ki kardeşim senin işini 20bin tl'lik bir laptop da görürdü bunu ödemem. Ya da dükkana çamaşır makinesi alıyorsun masa örtülerini yıkamak için. Ama adamlar şey diyebiliyor, kardeşim arçelikte 20bin makine sen gitmişsin 40 bine Miele almışsın ne ayak? Bunu da ödemem diyebiliyor.

Kosgeb destekleri maalesef geçmişte çok kötü niyetle kullanılmış. O yüzden devlet parayı önden vermiyor.
0
anten
(03.04.24)
(10)

danışmanlık ücreti?

m4a1
Selamlar. Uzmanlığım dahilinde bir şirkete destekte bulundum, bunu şu firmaya sat dedim diyelim… Güzelde bir para kazandırdım ve bana ödeme yapmak istiyorlar.Beyaz yakayım çalışıyorum… Ya eş dosta şirket kurup faturasını keser vergisini verir vereceklerinin 60% ını alırım,Ya da …Noktalı yerleri dold
Selamlar.
Uzmanlığım dahilinde bir şirkete destekte bulundum, bunu şu firmaya sat dedim diyelim…
Güzelde bir para kazandırdım ve bana ödeme yapmak istiyorlar.
Beyaz yakayım çalışıyorum…

Ya eş dosta şirket kurup faturasını keser vergisini verir vereceklerinin 60% ını alırım,

Ya da …

Noktalı yerleri doldurur musunuz?
Bir şirket şahsa Hediye falan alamıyor mu?
Huzur hakkı diye çekse vergiyi o ödeyecek yine aynı bok.

Nasıl olur?
0
m4a1
(27.03.24)
rakamın büyüklüğüne göre değişir her şey.

bi macbook parasıysa mesala, macbook aldır, sat nakde çevir.

bi araba parasıysa başka formüller üretilir.
0
retiredcolonel
(27.03.24)
şirketin işleyişini bilmiyorum ama bağış yapmasına bir engel yok bence.
0
paintov
(27.03.24)
Bir kerelik bir şeyse şirket kuracak haliniz yok herhalde. Elden veriyosanız alırım, vermiyorsanız canınız sağolsun derim ben olsam. Süreklilik arzedecekse şirket kurulur. Veya arkadaşların dediği gibi nakde çevrilebilecek ya da ihtiyacınızın olduğu bir ürün hediye olarak istenebilir.
0
Tisatiaşer
(27.03.24)
Gider pusulası diye bir mevzu var.

Mükellefiyeti bulunmayan kişilere yapılan ödemeler gider pusulası ile kayıt altına alınabiliyor.

Örneğin; Konfeksiyon üretiminde boncuk işleyen kadınlara, gider pusulası düzenleyerek resmi ödeme yapıyoruz. Bu durumda şirkete %10 ek stopaj ödemesi çıkıyor. Bu şekilde resmi olarak ödeyebiliyor ve bunu giderleştirebiliyor.
0
PoscheN
(27.03.24)
Sadece kdvsini alacak acentalar var ama arada güven olmasi gerekir keza 5 bin TL den fazlaysa, banka aracılığıyla gitmel, gerisini biliyorsunuz.
0
nekonustukbiz
(27.03.24)
Gider pusulası.

Onların muhasebecisinin biliyor olması lazım.
0
anten
(27.03.24)
Eş dosta şahıs şirketi kurdurup fatura kesme modundan hallolacak. Düzenli iş ve rakam az değil agalar.
Teşekkür ederim yanıtlar için.
0
🌸m4a1
(30.03.24)
Tek müşteri için şahıs şirketi kurmak çok mantıklı gelmiyor. Ruul, remotify gibi bir platform ile çok daha basit şekilde çözebilirsin. Muhasebeci ve diğer vergiler gibi saklı giderlerden de kurtulmuş olursun.
0
yeninesiltupcu
(30.03.24)
Ruul için limit veya göze batmama rakamı var mı?
Rakam ciddi dediğim gibi.
0
🌸m4a1
(30.03.24)
Ruul şahaneymiş bu arada. Ben 40% vergi verip paramı nasıl alırım diyordum baya 4,5% kesintili kütür kütür sistem kurmuşlar.
0
🌸m4a1
(30.03.24)
(4)

Modem satılır mı, nereye satılır?

megalomaniac
Türk telekomdan gelip taktıkları ve sonra taşınınca elimde kalan bir modemim var. Yeni aslında, temassızlık vs. hiçbir sorunu yok. Satsan 1000 ₺ eder en az demişlerdi yenisini takarken ama nereye nasıl satıcam bilmiyorum. Letgo’ya koydum ama dönüş olmadı dünden beri. Fikri olan var mı?
Türk telekomdan gelip taktıkları ve sonra taşınınca elimde kalan bir modemim var. Yeni aslında, temassızlık vs. hiçbir sorunu yok. Satsan 1000 ₺ eder en az demişlerdi yenisini takarken ama nereye nasıl satıcam bilmiyorum. Letgo’ya koydum ama dönüş olmadı dünden beri. Fikri olan var mı?
0
megalomaniac
(18.03.24)
Satılır. Piyasanın biraz altında fiyat verin.
0
diyecevaplandı
(18.03.24)
sahibindene ve dolapa koyun. Letgo kadar işe yaramayan bir platform hayatımda görmedim. Bir de sattığınız ürünü diğerleri kaça satıyor ona bakın ve benzer fiyatlara koyun. Herkes satıyor bunlardan mutlaka görürsünüz.
0
nuevo
(18.03.24)
Türk telekomdan geldiyse o modemler size ait olmayabiliyor.

Sözleşmeye bakın mesela abonelik bittiğinde modemi geri isteyebilirler.
0
anten
(18.03.24)
Anten +1

Fiberse kiralik olur genelde.
0
kaiserr76
(18.03.24)
(7)

Turist vizesi ile Amerika

rosey
10 yıllık Turist vizesi olan birisi her yıl yazları Abd'de geçirebilir mi?İlk girişte pasaport kontrolünde 6 aylık damga basıyorlar ama bu kişi her sene yaz aylarını Abd'de geçirmek isterse 3 ay kalıp dönse... bunu yapan bir örnek var mı?Kaç yıl yapabilir bu şekilde. Her yıl yapmak istese ne gibi bi
10 yıllık Turist vizesi olan birisi her yıl yazları Abd'de geçirebilir mi?
İlk girişte pasaport kontrolünde 6 aylık damga basıyorlar ama bu kişi her sene yaz aylarını Abd'de geçirmek isterse 3 ay kalıp dönse... bunu yapan bir örnek var mı?
Kaç yıl yapabilir bu şekilde. Her yıl yapmak istese ne gibi bir yeterliliği sağlarsa sorun çıkarmazlar?
0
rosey
(18.03.24)
Yapmakta bi sakinca yok, her sene 6 ay kalanlar da var cevremde. Gumruk memuru sorabilir tabi, hayirdir diye orada verecegin makul bi cevap yeterli olur ama sormasi da dusuk ihtimal.

6 aylik sureyi doldurup, gunu birlik bahamalara gecip geri donup tekrar bi 6 ay talep edince yokus yapabilirler ama.suistimal etmemek onemli
0
brkylmz
(18.03.24)
Bununla ilgili bir konsolosluk çalışanı videosu vardı youtube'da.

Önemli olan vizeyle gelenin geri dönüş garantisini görmek.

Benim için en kritik açıklaması şu olmuştu:
"Mesela birçok insan bir ülkeye çok sık gidip gelmenin vize için iyi olduğunu düşünüyor ama aynı ülkeye özellikle aynı şehre çok sık gidip gelmek, uzun süreler kalmak bir soru işareti oluşturuyor. burada bir hayat mı kuruyor, gizli gizli kaçak çalışmaya mı geliyor turist vizesiyle" gibi.

biraz da şans işte bu işler. Kapıda sizi karşılayan memurun tavrına göre de şekilleniyor.
0
anten
(18.03.24)
Evet
0
doharkoman
(18.03.24)
girerken 6 ay damga basmasının garantisi yok. isterse 2 aylık da basabilir. ordaki sorgulamasına ve senin ne yapacağına bağlı. diyelim 2 ay bastı ve 6 ay kaldın. kaçak statüsüne düşersin.
0
mr.goodcat
(18.03.24)
Hiç belli olmaz. Türkiye'den olduğun için sıkıntı çıkabilir. Artık meksika bile abd'ye kaçak girişler nedeniyle vize istiyor.

Buna göre plan yapmanızı önermem çünkü Türklerin itibarı kaçaklar nedeniyle çok düşmüş durumda. Kenya, Gana gibi falan.
0
ferenc
(18.03.24)
@mr.goodcat benim pasaporta hiç damga basmadılar girişte. bu durumda maksimum süre olan 6 ay mı kalabiliyoruz? mesela bir kontrole denk gelsem sistemden giriş tarihimi görebiliyor mu? pasaportta damga olmadığı için ordan anlayamaz çünkü. ben de salça oldum soruya ama merak ettim şimdi.
0
mustafakesekci
(19.03.24)
@rosey bir sıkıntı olmaz. ticari bir seyahat değilse her sene gider güzelce kalır. sadece girişte, kalış süresini karşılayacak parayı göstermesi istenebilir.

@mustafakesekci damga bazen vuruluyor bazen vurulmuyor. buradan online kontrol edebilirsiniz.

i94.cbp.dhs.gov
0
artci sarsinti
(19.03.24)
(8)

damlatmayan yağdanlık önerisi?

Amaranta ursula
Merhaba arkadaşlar;Elimdekileri sinirden kırıp dökmeden yenilerini bulmam gerekiyor. Var mıdır kullanıp memnun kaldığınız yağdanlık öneriniz?ok teşekkürler yanıtlar için.
Merhaba arkadaşlar;

Elimdekileri sinirden kırıp dökmeden yenilerini bulmam gerekiyor. Var mıdır kullanıp memnun kaldığınız yağdanlık öneriniz?

ok teşekkürler yanıtlar için.
0
Amaranta ursula
(14.03.24)
En çıldırtmayanı şu bence

www.trendyol.com
0
Mirket
(14.03.24)
www.trendyol.com

şunu almıştım göya master cheftekiler kullanıyor akıtmıormuş diye ama akıtıyor ya ama çok kullanışlı akıtması minimumda
0
eja
(14.03.24)
encrypted-tbn0.gstatic.com
encrypted-tbn0.gstatic.com
encrypted-tbn0.gstatic.com

şişenin şekline göre gövdesi ya da boynuna lastikle kağıt havlu sabitlemek
0
grimavi
(14.03.24)
@Mirket bendeki de linktekine çok benzer ama kapağın takıldığı yerden akıtıyor.
0
🌸Amaranta ursula
(14.03.24)
Sirkeyi damlatıyor da yağda o sorunu yaşamadım. Yağ donup tortu yapıp kapaktaki lastiğin tam oturmasını engelliyor. Doldurmak için her kapağı açtığımda kapağı, deterjan sıcak su falan, hiç tortu kalmayacak şekilde temizliyorum.
0
Mirket
(14.03.24)
ömürlük olsun derseniz tupperware

www.trendyol.com
0
MtKrt
(14.03.24)
www.trendyol.com

Şu tarz spreyler de iyi oluyor.
0
anten
(14.03.24)
Mükemmel bir öneri sonrası bunda karar kıldım:
www.trendyol.com

Aşırı memnunum.
0
🌸Amaranta ursula
(19.03.24)
(3)

Yurtdisina remote yuzde kac vergi

lapaz
Yazilimda bu oran nedir? %45 diyen de duydum. Dubai ustunden bi seyler yapinca %5 falan diyen de. Nasil bu durum?
Yazilimda bu oran nedir? %45 diyen de duydum. Dubai ustunden bi seyler yapinca %5 falan diyen de. Nasil bu durum?
0
lapaz
(14.03.24)
yurt disi bir sirkete fatura keserek calisiyorsaniz %50 vergi istisnasi var. siz bu islerden anlayan bir uzman bulun ve onunla calisin.
0
duyulmasi gerektigi kadar
(14.03.24)
Aldığın maaşa göre degisir yüzde 15 cuvari
0
aloneinthedark
(14.03.24)
bir mali müşavire işi anlatın ve hizmet ihracatı kapsamında olup olmadığını sorun.
0
anten
(14.03.24)
(1)

cambly nasıl bir program

alp9900
Cambly kullananlar memnun mu cambly ile ingilizce öğrenmek sizce mümkün müdür?
Cambly kullananlar memnun mu cambly ile ingilizce öğrenmek sizce mümkün müdür?
0
alp9900
(11.03.24)
Cambly ile ingilizce öğrenemezsiniz ama dil öğrenmek için önemli olan konuşma pratiklerini yapabilirsiniz.

Buradaki eğitmenler size grammar vs öğretemez programları öyle değil ama konuşma pratiği de önemlidir.

Tabii temel seviye de olsa biraz ingilizce biliyor olmanız gerekiyor verimli kullanabilmek için.

Ben açıkcası biraz pahalı buluyorum.

Alternatif olarak preply'e de bakabilirsiniz. Burada birebir dersler de var. Bir de hocalar sizinle birlikte bir rutin oluşturuyor.
0
anten
(11.03.24)
(7)

sehir icinde eski ev almak

antikadimag
sehir disinda yeni ev almaktan daha mantikli degil mi? yani ileride bina yikilip yenisi yapildiginda yeni evimiz olmuyor mu? zaten iyi muhit oldugu icin muteahhitlerin surekli goz diktikleri bir durum degil mi bu eski evleri yikip yenilemek?
sehir disinda yeni ev almaktan daha mantikli degil mi? yani ileride bina yikilip yenisi yapildiginda yeni evimiz olmuyor mu? zaten iyi muhit oldugu icin muteahhitlerin surekli goz diktikleri bir durum degil mi bu eski evleri yikip yenilemek?
0
antikadimag
(11.03.24)
Valla ailemin iyi bir muhitte eski bir apartmanda dairesi var. Ama bir turlu gelmedi o muteahhitler, kentsel donusum bize. 4 katli ufak bir apartman. Fazla kazanci yok kurtarmiyor belli ki rantsal donusum dedikleri dogru. Bir de evsahipleri de istekli degil yani, bugun teklif gelse, her sey hazir olsa da ne gerek var, bizim bina saglam diye hatta rusvet teklif edip binaya saglam raporu aldiracak tipler. Sagda solda da ornekler var, sozde muteahhit almis, bina yikilmis ama 5 senedir hala yenisi yapilmamis insanlar magdur falan. Bu donusum sureci epey sancili bir surec. Bir de eli kulaginda denilen depreme o eski binada yakalanma olayi var. Hem eski ustune 99 depremi oncesi gevsek yonetmeliklerden dolayi 99% curuktur zaten o bina.
0
freedonia
(11.03.24)
Şehir dışı derken şehrin dış bölgeleri sanıyorum.

Bu bölgelerin yıllar içinde ekonomik olarak değerlenme ihtimali şehir merkezine göre daha hızlı ve yüksek olabilir. Şehir merkezi zaten değerine ulaşmıştır. Ama kenardaki mahalleler geliştikçe fiyatını artırır.

Mesela şehir içinde zaten her türlü altyapı vardır. O yüzden ev fiyatları enflasyon oranında artar genelde. Ama şehir dışında kenar mahallelerde yerleşim başlayınca bölgeye bir üniversite, bir şirket merkezi, bir banka yapılır. Ya da hastane gelir oraya, cafeler açılır. Fiyat anında katlanır.

Ama gelişmeyebilir de. Yıllarca buralar değerlenecek diye bekleyen çok mahalle de var. Ya da mahalle negatif gelişime gidebilir.

Mesela istanbul'da çekmeköy'de 10 yıl önce ev alanlar şu an bölge kalkındığı için çok mutlu ve karda. Esenyurt beylikdüzü taraflarında da aynı beklenti vardı. Ama o bölge göçmen nüfusun yoğunlaştığı bir bölge olunca bölgenin ekonomik değeri o kadar hızlı yükselmedi.

Bu durumda kentsel dönüşüm niyetiyle merkezde ev almak mantıklı görünebilir tabii. Ev yenilenip değer kazanıyor.

Ama bunun riskleri de var.

Öncelikle şehir merkezinde ev demek zamanında satın almış yaşı büyük insanlar demek. Yani o bölgedeki mülk sahipleri büyük oranda yaşlıdır. Haliyle anlaşmak kolay olmayabilir. Böyle bir yerimiz var. Senelerdir kentsel dönüşüme girsin mi girmesin mi diye tartışılıyor. İtiraz edenler de yaşlılar genelde.

İkinci konu şehir merkezinde kentsel dönüşüm o kadar kolay olmuyor. Çünkü alanlar çok sıkışık, haliyle çoğu bölgede inşaat şirketinin 2-3 binayı aynı anda alması gerekiyor. Bu kadar insanla anlaşmak da kolay olmuyor.

Yeni yönetmelikler gereği binaların komşu binalara yaklaşma mesafeleri farklılaştı. Yani binanın küçülme ihtimali yüksek. O yüzden metrekare kaybı olabilir projeye göre. Bu da binanız yenilense bile metrekare kaybı yüzünden evin metrekare değeri artsa bile, metrekareniz azalacağı için o karı elde edememe riski de var.

Bir de bazı bölgelerde maliyetler kurtarmıyor. O zaman da bir ev parası daha ödüyorsunuz inşaat şirketlerine.

Son olarak siz kentsel dönüşüm beklerken o bölge rezerv alan ilan edilebilir. O zaman bir sürü bürokrası ve maliyetle uğraşırsınız.

Özetle gayrimenkul işi her zaman şans:) İkisinin de kendine göre avantajı dezavantajı var.
0
anten
(11.03.24)
bildiğim kadarıyla müteahhitler kar etmek için evini küçültüp daha fazla daire çıkarmaya çalışıyor. ayrıca neredeyse bir ev masrafı kadar da para istiyor.
0
noxie
(11.03.24)
Vallaha karşı apartman vardı bir tane, müteahhite verildi. Sonra müteahhit battı. O yıllarda devletin kira yardımı falan da bitti.
Orada yaşayan bir aile vardi. Baba bu dönemde artık stresten sıkıntıdan kanser oldu öldü. En az 6-7 yıl oldu, evler hala yapılmadı.

O yüzden bu olay böyle masallardaki gibi geçmiyor. Başka yerlerde de m2 düşüyor ve üstüne ciddi para da istiyorlar.
0
logisticsmanager
(11.03.24)
Sevabina yikip yenisini yapmiyorlar hocam iyi muhitse ustune ciddi para istiyorlar. Ben de o yuzden stres oluyorum hatta bizim bina bu islere girisirse ekstra parayi nerden bulurum diye.
0
tantamount_to_equivalent
(11.03.24)
ilk baslarda neredeyse sevabina yikilip yapildigi donem oldu onda da iki uc daire muteahhit aliyordu yetiyordu ama artik yok. istenen para da kucuk sehirde daire parasina tekabul ediyor bu yuzden kenarda parasi olmayan ev sahipleri donusume vermek istemiyor. aksi halde yikim gerceklesiyor ama yeni bina yapilamiyor vs. onceden sizin gibi dusunurdum ama su an donusum isleri maliyeti iyi hesaplamak lazim. paran varsa yatirim amacli makul olabilir fakat diger apt sakinlerinin onaylamasi ve belli bir meblag odemesi gerektigini hatirlatmak istedim
0
ala09
(11.03.24)
Ne açıdan mantıklı mı? Fiyat olarak mı yatırım için mi? Yaşamak için mi?
Eğer yatırım için ise yeni eski farketmez lokasyon önemlidir şehir dışındaki yeni evin bulunduğu lokasyon değerli olabilir şehir içindeki evin bulunduğu yerde değersiz olabilir mesela yerine göre değişir. Yıkıma gidecek bina anlaşmaya bağlı olarak ya malikler üzerine para öder ya da arsa payı bağlı olarak müteahhit kendisine projeden dükkan/daire çıkarır bedelsiz bir biçimde bina dönüştürülür hatta bazı yerlerde arsa degerli veya payı fazla ise müteahhitler üzerine para ödüyorlar. Eger dönüşüme gidecek bir daire düşünüyorsanız seçimden sonra dönüşüm için ciddi teşvikler gelecek
0
doharkoman
(11.03.24)
(5)

İtalya vizesi ve oturum izni hakkında bir soru

ted
Şimdi benim 1 yıllık d tipi multi giriş vizem var. Oturum iznine başvurdum ancak daha çıkmadı. Türkiye'ye gelsem tekrar İtalya'ya girişte bir sorun olur mu?
Şimdi benim 1 yıllık d tipi multi giriş vizem var. Oturum iznine başvurdum ancak daha çıkmadı. Türkiye'ye gelsem tekrar İtalya'ya girişte bir sorun olur mu?
0
ted
(10.03.24)
multi oldugu icin ok.
0
robert bosch
(10.03.24)
180 gün kuralı d tipi vizelerde geçerli değil diye biliyorum doğru mu?
0
🌸ted
(10.03.24)
Çok teşekkürler
0
🌸ted
(10.03.24)
Oturum süreçlerinde bazı farklılıklar olabiliyor.
Bunu iyi teyit edin.

Oturum işlemleri sürerken oturum kartınız gelene kadar vize bölgesi dışına çıkmanız yeniden vize almanızı gerektirebilir.

Oturum iznine başvurmanız oturum izni çıkacağı manasına gelmiyor maalesef göçmen idaresi için. O yüzden kart gelmeden giriş çıkışlarda sorun yaşatabiliyorlar.
0
anten
(11.03.24)
vizen olduğu için zaten sorun olmaz bir de oturma izni başvurusundan sonra verdikleri ricevuta ile türkiye italya arası her zaman (aktarma olmadan olması gerek ama sanırım) gidip gelebilirsin.
0
william morris
(11.03.24)
(2)

nihavend ve diğer makamlar

WithWorth
ilk okulda flüt dahi çalamamış birine nihavend makamı'nın ne olduğunu nasıl anlatırsınız ?
ilk okulda flüt dahi çalamamış birine nihavend makamı'nın ne olduğunu nasıl anlatırsınız ?
0
WithWorth
(16.12.23)
Makamlarla alakam yok fakat hiç bilmeyen birine scale'leri anlatmam gerektiğinde

Müzik kuralları/kalıpları gereği belli başlı yolların olduğu ve bu yolların rotalarının ve duraklarının birbirlerinden farklı olduğunu söylüyorum.

Yolu pitch/perde hattı, durakları da araklık/interval'ler olduğunu düşününce ok gibi.

Bi kağıda bu bahsettiğim hat ve duraklar çizilebilir ve y ekseninin pitch/perde x ekseninin zaman olduğu belirtilirse her makam/ton/modun da farklı hatlar ve duraklar olduğu belirtilirse kafada bir şeyler canlanır.
0
hedep
(16.12.23)
Müziği konuşma gibi düşünelim. Kelimelerle kendimizi anlatıyoruz değil mi?

Kelimeleri nasıl sıraladığımız ya da hangi kelimeyi seçtiğimiz cümlenin duygusunu değiştiriyor. Mesela:

Saçın beyazlamış la (şakacı)

Saçların beyazlamış (normal)

Saçlarına aklar düşmüş (ağır, ihtiyar)

Saçlarına karlar yağmış (edebi)

Bu işin duygusunu anlatmak için. Aynı şeyi söylüyoruz ama farklı üslupla.

Müzikte de bunları notalarla yapıyoruz. Cümle kuruyoruz.
Ama cümle kurarken seçtiğimiz notaları rastgele seçmiyoruz. Belli bir standartla seçiyoruz.

Serdar Ortaç'ın dediği gibi, 8 tane nota var alt tarafı.

Do-re-mi-fa-sol-la-si

Ama bu notaların bir de versiyonları var. Sayı sayar gibi düşünün.
Do re... bir iki...

normalde sürekli aynı şeyi duymamız lazım her şarkıda. Ama her şarkının bir üslubu var. Bu nasıl oluyor?

İşte seçtiğimiz kelimeleri değiştiriyoruz.
O notaların arasında bir de aralıklar var.

Do re mi fa diye giderken do re mi fa (diyez) oluyor mesela.

Bunu sayı gibi düşünün.

1 2 3 4,5 6 7 8 gibi düşünün. Yani 4 yerine 4 bucuk diyorsunuz.

Müzikte de bunu yapıyoruz. Fa yerine mesela fa diyez yani yarım ses incesini basıyoruz.

Bunların kombinasyonlarıyla da minor major gibi versiyonlar oluşuyor. Bu da üslubu değiştiriyor.

Mesela bu jingle bells versiyonu gibi. Normalde şarkı sol major tonunda.
Ama arkadaş bunu minore çekmiş.

www.youtube.com



yani aslında şunu yapmış birden sekize kadar sayarken 3 yerine 3,5 sayacaksın gibi.

Bu da üslubu değiştiriyor. Böyle böyle bir sürü kombinasyon oluşturuyorsunuz 8 notadan. Bunlara da dizi deniyor.

Do majör dizisi sol minör dizisi gibi...

Türk müziğinde de bu biraz daha farklı. Aynı mantık var.
Ama şöyle anlatayım batı müziği mesela 3-4 arasında sadece 3,5 var diyor. Öyle standartlaştırmış kendini.

Doğu müziği burada daha çeşitli. 3-4 arasında 3,5 var 3,75 var gibi daha fazla ses koymuş o aralıklara. O yüzden batı müziğinde olmayan diziler de çıkıyor bizde.

Batılılar bu kombinasyonlara dizi demiş.
Biz de makam diyoruz.

Nihavend makamı da bunlardan biri. Genel olarak neşeli bir his bırakır.
www.youtube.com
0
anten
(17.12.23)
(11)

Site Yönetimi İş Kazası Tazminatını Dairelere Pay Etmek İstiyor

anten
Sitede çalışanlardan biri talihsiz bir kaza yaşanmış ve bir çalışan maalesef vefat etmiş. İş mahkemesi oldukça yüklü milyonluk bir tazminat ödenmesine karar vermiş.site yönetimi diyor ki bu ödemeyi dairelere pay edeceğim. Genel kurulda böyle karar alındı.Ortada bir vefat var, mağduriyet var. Ailesi
Sitede çalışanlardan biri talihsiz bir kaza yaşanmış ve bir çalışan maalesef vefat etmiş. İş mahkemesi oldukça yüklü milyonluk bir tazminat ödenmesine karar vermiş.

site yönetimi diyor ki bu ödemeyi dairelere pay edeceğim. Genel kurulda böyle karar alındı.

Ortada bir vefat var, mağduriyet var. Ailesi bu tazminatı almak istiyor tabii. Ama site yönetiminin iş güvenliği konusundaki zafiyetinin karşılığını niye site sakinleri ödüyor.

Buna itiraz etme hakkımız var mıdır*
0
anten
(29.11.23)
Zaafiyet ayrı değerlendirilir. Yani zaafiyet var diye daireler (eğer bölüştürme uygulaması yapılabiliyorsa) ödemiyorum diyemez. Ama dairelere bölüştürmesi usule uygun mu bilmiyorum. Yönetim öz bütçesinden ödenen bir kalem ise bölüştürme yapılamaz tabi ki.

Amaa bölüştürülebileceğini değerlendiriyorum.
0
iddaaci
(29.11.23)
Geçmiş olsun öncelikle olay tam olarak nasıl oldu acaba kaza yani. Çatıda çalışırken düşmemi yoksa bahçede ot yolarken kafasına kiremit düşmesi gibi mi malum fark var arada. Tazminatı bölüşmek normal gibi geldi bana. Ama kanun ne diyor olay nasıl vuku buldu buna bakmak lazım
0
basond
(29.11.23)
öncelikle geçmiş olsun, ben zamanında sırf bu işler çok şeye gebe diye apartman hayatından ayrılmıştım. Şimdi anlıyorum ki doğru karar vermişim. Şu apartman yönetimi işleri muhasebesi, vergisi, denetimi vs. derken aidatlar kiralar ile yarışıyor maalesef.


Site yönetimi demek, devlet nazarında vergi veren ve kanuni sorumlulukları olan bir şirket gibi düşünebiliriz , hizmetlileri şirket çalışanları ev sahiplerini ise şirket ortakları olarak düşündüğümüzde ,şirkete ( yönetime ) ait her türlü giderler genel olarak dairelere pay edilerek tahsil edilir.

Usul olarak karşı taraf normal olarak şirketi dava etmiş, bu durumda normal olarak tazminat tutarını ortaklar yani daire sahipleri eşit şekilde ödeyecek.

Ama şöyle bir durum varki, ortada dediğiniz gibi site yönetiminin zaafiyet ve kusuru olduğu düşünülüyorsa, bu sefer ev sahiplerinin şirket yönetimini ( sorumlularını ) ödedikleri para için dava etme hakkı doğar dava kazanılırsa, tüm ücretler sadece sorumlu olan yöneticilerden tahsil edilir diye düşünüyorum.

Mantık olarak bu şekilde olması gerekir, ancak bu konuyu bir avukata danışmakta fayda var.
0
Rao
(29.11.23)
ihmal varsa kanıt toplayıp toplu halde itiraz ederseniz sonuç alınır
yoksa da mahkemeye taşımanız gerekir site yönetimini
asgari şartları sağlamakla mükellefler

bu ücreti kim öder o ayrı bir mevzu
yönetim planında kusur yoksa dairelere arsa payı oranında dağıtılır gibi bir madde olabilir
bu konu belirsizse de bir sonraki toplantı için öneri sunarsınız
0
mantık
(29.11.23)
Sadece yöneticinin ödemesi ne kadar gerçekçi ? Belli ki talihsiz bir olay var, can kaybı var. Herkesin destek atması doğru olacaktır (yönetici kasten bir suç işlemediyse).
0
alicandan
(29.11.23)
Site yönetiminin gerekli önlemlerle birlikte sigorta da yaptırması ve bu risk gerçekleştiğinde buradan gerekli tutarın karşılanması doğru yaklaşım olacakmış. Site yönetiminin zaafiyeti varsa toplanıp dava açıp itiraz etmek mantıklı. Site yönetiminin her türlü tedbiri alıp hesap verme sorumluluğu mevcut.
0
vampir akrep
(30.11.23)
Selamlar tüm yorumlar için teşekkürler.

kazanın sebebi elektrik çarpması. Bir tadilat sırasında yaşanıyor. Muhtemelen yeterli iş güvenliği önlemi alınmamış çalışma sırasında.

Site yönetimi profesyonel bir şirkette bu arada. O yüzden gerekli asgari önlemleri almaları gerekiyordu. Zaten bunun için para ödeniyor şirkete.

Bana biraz şirket kendi hatasını ya da kusurunu, nasılsa kimse peşine düşmez diye, bina sakinlerine pay ediyor gibi.
0
🌸anten
(30.11.23)
Kişisel bir talep üzerine çalışan, dairenin birine tadilata gitmesi ile sitenin genel işini yapması arasında da fark var. Buna da bakılmalı
0
diyecevaplandı
(30.11.23)
site yönetimi = kat malikleri aslında.
site yönetimine karşı değil de alt yükleniciye veya karşı tarafa karşı birlik olmanız lazım.
0
nuisance
(30.11.23)
şirketin bu tarz işlere karşı sigortası vardır diye düşünüyorum. sigorta ödemeli. eger sigorta ödemiyorsa yönetimin hatasıdır. sizin ödemeniz sacma oluyor her şekilde.
0
faaip de oiad
(30.11.23)
Şebekedeki 220v insanı kolay öldürmez. (Denemeyin) belli ki büyük bir gerilimin olduğu pano gibi bir yerde çalışılmış. Böylesi pano ve trafolarda sıradan bir görevli zaten çalıştırılmaz.

Çalıştıysa da özel giysileri var onları giymesi gerekirdi. Eğer bu işi site görevlisi değil de dışarıdan gelen bir işçi yaptıysa yani outsource edildiyse iş farklı boyuta taşınır.
0
iddaaci
(30.11.23)
(14)

avrupa'da toplu taşıma

hknty
avrupa'da araba almak çok zor olmamasına rağmen insanlar neden toplu taşıma kullanıyor? çok araba meraklısı biri değilim ama türkiye'de toplu taşıma hayat standardını çok düşürüyor. arabayla 15-20 dakikalık yere 1 saatte gidiliyor. almanya'da, fransa'da falan toplu taşıma çok mu gelişmiş? toplu taşı
avrupa'da araba almak çok zor olmamasına rağmen insanlar neden toplu taşıma kullanıyor? çok araba meraklısı biri değilim ama türkiye'de toplu taşıma hayat standardını çok düşürüyor. arabayla 15-20 dakikalık yere 1 saatte gidiliyor. almanya'da, fransa'da falan toplu taşıma çok mu gelişmiş? toplu taşımada bu süre sorunu oralarda da var mı?
0
hknty
(14.11.23)
Şehirlerin arabaya göre dizayn edilmesi vs insana göre dizayn edilmesi farkı var. Türkiye'de üç şehirde yaşadım. İzmir ve Eskişehir'de çok ters bir yer değilse araba vs toplu taşıma süre olarak hemen hemen aynı oluyor ama toplu taşımada aktarma falan yaparsan biraz yorucu tabii. Arabayla gidince de park sorunu yaşama riski yüksek.

Denizli'de toplu taşıma rezaletti ve her yere taksiyle gitmem gerekiyordu arabam olmadığı için.

Avrupa'da toplu taşıma genel olarak gayet düzenli ve verimli. Amerika vs Avrupa bu alanda çok yapılan bir kıyas. Amerika araba ağırlıklı bir ülke (hatta Kanada'yı da sayabiliriz buna). Avrupa ise genellikle daha çok toplu taşıma ağırlıklı. Toplu taşımayla istediğin yere gitmek, arabayla gitmekten daha pratik oluyor çoğunlukla. Özellikle Avrupa'nın büyük şehirlerinde şehir merkezlerine araba sokmak, park etmek vs hep büyük dert. Onun yerine metro, tramvay gibi raylı sistemlerle gidiliyor ya da bisiklete biniyor coğrafya da uygunsa.

Amerika'da bile artık ordaki araba bağımlı sistemden şikayet eden ve Avrupa'daki şehirleşmeye özenen pek çok insan var. Hem iklim krizi bu konuda büyük faktör hem de şehirleri sadece arabalar için tasarlanmaya mahkum kılan bir durum
0
nundu
(14.11.23)
berlinde toplu tasimanin arabaya gore avantajlari
- gidilecek yere cok fazla aktarma yoksa arabaya gore daha hizli. ornegin benim onceki ev-is arasi trenle 20 dakika, bisikletle 30 dakika, araba ile 50 dakika suruyordu.
- park sorunu buyuk. sehir merkezinde gunluk park ucretleri 10 euro gibi oluyor. ucretli park yerlerinde bile park yeri bulmak zor.
- sehir icinde cok fazla trafik isigi var ve trafik isiklari yaya, bisiklet, ve araba icin ayri ayri duzenlendigi icin isiklarda bekleme sureleri cok fazla. hele sola donus yapilacaksa arabalarin, bisikletlerin, ve yayalarin tumumun gecisini tamamlamasini beklemek gerekiyor ki bazen yesil yaninca ancak iki arabanin gecisine imkan taniyacak zaman oluyor.
- araba ile giderken trafik, park sorunu gibi nedenlerden dolayi ulasacagin zamani kestirmek zor. ama toplu tasimada gidecegin yere ne zaman ulasacagini biliyorsun. ornegin onemli bir toplantin varsa is yerinde, toplantidan 10 dakika once orda olmak istiyorsan toplu tasima ile bunu planlayabilirsin. ama araba ile gidersen ulasacagin zaman yarim saat once de olabilir, yarim saat sonra da bilemezsin.

yani ozetle araba uzun yolda, hafta sonu aktiviteleri icin, gece toplu tasimanin azaldigi zamanlarda, ulasimin zor aktarmali oldugu noktalara erismek icin, acil durumlar, alisveris icin vs avantajli. diger durumlarda toplu tasima buyuk sehirlerde daha pratik.
0
emrahday
(14.11.23)
türkiye'deki gibi uzun sürüyor mu yolculuklar şehir içinde? izmir'de mesela 1 saat sürebilir bir ilçeden başka ilçeye.
0
🌸hknty
(14.11.23)
Ogrenciler yaygin kullanir
Otopark ucreti ve yer aramak merkezi yerlerde sikintilidir
Tr ile kiyaslanmayacak kadar kalitelidir toplu tasima. Saatinde kalkar. Metrobus gibi tiklim tikis olmaz.
Merkezdeyken toplu tasima makul hatta hosuma gidiyordu benim ozellikle biniyodum otobuse, trene.
1 evde 1 araba varsa herkes onu kullanamaz. Herkes tek tek araba alinca da vergisi biraz goze batabilir. Arabasiz ev oldugunu pek dusunmuyorum ama dedigim gibi herkes ayni saatte kullanamaz birinden biri fedakarlik edecek
0
mess
(14.11.23)
Fransa avantajlari;
-yuzde 75-100 oranında şirket tarafından ödeniyor. Araba ile bu yok.
-otobuslerin kendi yollari var. Kimse de o yola girmiyor.
-park etmek çok pahali. Şöyle diyeyim yaşadığım yerde şehir merkezinde 3-4 saat 8€ falan.
-sehirler arac gelmesin diye kurallar koyuyor. Misal karbon salinimi yüksek araclar (bunlarin etiketleri var) sehre giremiyor. Girerse yakalanirsa ceza yiyor. Çoğu sokak arabasiz, arabali olsa da bazilarinda bir şerit araba, bir şerit otobus, bir şerit bisiklet.

Bu arada Avrupa'da bahsettiğiniz hiç yaşamadım (20 dk yer 1 saat). Aksine araba ile 1 saat süren yer toplu taşıma ile 30 dk.

Bu arada toplu taşıma kullanmiyorum.
Ve toplu taşıma tabiki Türkiye'ye oranla gelişmiş.
Bir de çoğu kişinin Arabasi var zaten. Sadece ise gelip gitmekte kullanmiyorlar. Bir de mesai kavrami falan Türkiye'den az olduğu için aksam 4.5 gibi cikiyor millet, bisikletle ya da otobüsle falan. Ama aksam 9da cikarsan tabiki farklı yani
0
logisticsmanager
(14.11.23)
peki trafik için türkiye'deki gibi sıkıntılı şoför profili yüksek mi? türkiye'de motorsiklet kullanmak istiyorum ama üzerime sürerler ya da apaçinin biri makas atar diye endişeleniyorum. bu yüzden hiç girişemedim.
0
🌸hknty
(14.11.23)
Otopark ücretleri inanılmaz pahalı çünkü. Yurtdışında araç kiraladığımızda en çok bize koyan şey park parası ödemekti. Her park ettiğimiz yerde makineyi bulup bozuk para atmaktan bıkmıştım 4-5 günde.
0
jackyr
(14.11.23)
@hknty; yani avrupa ülkeleri arasında fark var. Ama Türkiye ile kiyaslanamaz sürücü profili.
Ben en son ne zaman korna çaldım hatırlamıyorum.
Yalniz motorsikletin ve bisikletin her yerde riski var, sadece Avrupa'da daha az.
0
logisticsmanager
(14.11.23)
Eger merkez disinda yasiyorsan Almanya'da da yarim saatte araba ile gidecegin yere 1 saatte toplu tasima ile gidebilirsin.Ustte yazildigi gibi ana konu merkezde park yeri sikintisi ve park ucretleri. Bir de ickili halde araba kullanmama durumu da toplu tasimaya yonlendiriyor.
0
turkuaz
(14.11.23)
İngiltere Brighton'dan bildiriyorum, her yere giden otobüs var hatlar güzel ama in-bin çok uzun sürüyor. 8km'lik yeri arabayla ne kadar sürede gideriz siz tahmin edin, otobüsle 1 saate yakın sürdüğü oluyor.

ama park etmek dert ve çok pahalı +1

otomobil sigortaları çok pahalı gördüğüm kadarıyla. Bir de insanların paraya bakış açısı farklı. Mesela bir Türk %10-15 fazla para verip otomatik araba alır bence, ben öyle yaparım, burada herkes manuel alıyor. O fark çok göze batıyor. Bir de burada ikinci eli 5 bin pound olan arabaya Türkiye'de 10-15 verildiğini duysalar kalp krizi geçirirler herhalde :D

fakat yine çok ilginç, 2000 pounda güzel bisiklet var ve millet alıp kullanıyor, 2000 pounda araba da var.
0
nhk ni youkosu
(14.11.23)
peki arabaya bakış açısı nasıl? biliyorsunuz türkiye'de bir statü göstergesi anlamsız şekilde. orada değildir diye düşünüyorum. ancak yurtdışına giden türklerin büyük bir bölümü gider gitmez araba alıyor. hatta 4x4 falan alıyor. türkiye'de de istediğiniz kadar para kazanın eğer arabanız yoksa fakirsinizdir insanların gözünde. :)
0
🌸hknty
(14.11.23)
Arabaya bakış açısı gene Fransa için; ayagimizi yerden kessin.
Yani param var, bmw alayim yok. Kendi müdürüm misal temiz aylık 5-6bin euro alıyordur. Eşi de o civarda. Kendinde c3 var eşinde 3008.
Misal toplam binada iki 3 audi falan var. Geri kalani normal arabalar.
Ama buraya gelip ucuz araba görünce coşan Türkler var tabi. Yeni gelen arkadaş ilk hayali a5 almak. Kendisinin 3 katı maaş alan adamlar bile almıyor ama kendisi istiyor :)

Kısacası hayır. Kimse kimsenin arabasına bakmıyor.
0
logisticsmanager
(14.11.23)
Sebebi farkindalik. Herkes araba kullanmak istese trafik dakkasinda kordugum olur. Turkiye'de herkesin arabayla trafige cikmasini engelleyen sey fakirlik/yuksek nufus, avrupa'daysa caydirici politikalar var (bahsedilen trafik isik dizaynlarindan tut park ucretlerine kadar). Bir de her yere arabayla gitmek isteyenleri idare etmek icin habire yollari genisletmeleri, her tarafa otaban yapmalari lazim. Onu yapmak icin de binalari sehri yikmalari lazim. O da avrupa olmaz, ABD olur, yerine gore Turkiye olur.
0
hot potato
(14.11.23)
-Yaşam tarzı
-Şehirleşme
-Lojistik

Yaşam tarzı:
Avrupalılar aslında bizim taşra/köy hayatı gibi yaşıyor. Bol fiziksel aktivite, uzun yürüyüşler onlar için ok. Adam 40 dakika orman içinden yürüyüp market alışverişi yapmaya gidiyor. Sonra da aynı yolu geri dönüyor. Otomobil onlar için ihtiyaç halinde kullanılacak bir ulaşım aracı sadece. Yani ya marketten büyük alışveriş yapacaktır, ya uzak bir yere gidecektir falan. O yüzden bizdeki gibi statü sembolü olarak da konumlamıyorlar. Parası olan adam Toyota Prius da kullanabiliyor.

Şehirleşme:
Avrupa şehirlerinin çoğu küçük. Berlin Paris gibi metropoller dışında. Çoğu şehri yürüyerek en fazla 1 saatte uçtan uca gezebilirsin. buralarda raylı sistem de oldukça gelişmiş. Yani Polonya'da bir ev tutmuştuk. Tren istasyonunun yanında. Polonya'nın bilecik'i gibi bir şehir düşün. Ama evin önünden trene binip Berlin'e ya da Paris'e gidebiliyorsun. Ee tren varken arabayla niye gidesin.

Lojistik:
Otomobil ucuz ama bakımı pahalı ve zahmetli. Yani bizde işten 1 saat erken çıkıp sanayiye uğrayıp periyodik bakımını yaptırabiliyorsun. Elini sallasan usta. Mahalle arasında bile. Orada bir arabanın 10.000 bakımını yaptırmak bir olay. Müsait usta bulacaksın. Randevu alacaksın. Adam sana muhteşem bir işçilik bedeli çekecek vs. O yüzden otomobil gerekmedikçe kullanılan bir şey değil.

Bir de tren ağı çok geniş avrupa'da. 1000 nüfuslu köyden bile tren geçiyor. Zaten şehirler birbirine yakın. Hollanda dediğin ülkeyi baştan başa 4-5 saatte gezersin arabayla. Arkadaşım Köln'de yaşıyordu işi dusseldorf'ta. Trene biniyor. Türkiye'yi düşünsene izmit'te yaşıyorsun ama işin Şişli'de.

Ha bu arada Türkiye'de de toplu taşıma fena değil aslında. ama biz inmeyi binmeyi, yürümeyi sevmiyoruz. Onun da etkisi var. Avrupa'da arkadaşlara takılıyorum hatta oradan oraya 20 aktarmayla gidiyosunuz bayıla bayıla şurada Göztepe'den metroya aktarma yapınca suratınız düşüyor.
0
anten
(15.11.23)
(2)

Yazılım geliştirmek için ide

o kadar da degil aga
Taa 2005lerde C++ Builder ile win32 yazılım geliştiriyordum. Sonra hayatım tamamen başka yöne evrildi. Geçenlerde arduino ile kapsamlı bir kod yazdım baktım fena değilim hala. JS kolayca adapte olurum gibi görünüyor. Bu noktada istediğim şey aslında aynı rad sistemleri gibi menu, buton, editbox vs g
Taa 2005lerde C++ Builder ile win32 yazılım geliştiriyordum. Sonra hayatım tamamen başka yöne evrildi. Geçenlerde arduino ile kapsamlı bir kod yazdım baktım fena değilim hala. JS kolayca adapte olurum gibi görünüyor. Bu noktada istediğim şey aslında aynı rad sistemleri gibi menu, buton, editbox vs görsel olarak yerleştireceğim ve ardından kodlarını elementlerin eventlerine yazacağım bir ide. Genel olarak web tabanlı uygulama geliştirmek istiyorum. VS Code ile mi başlayayım? Ve bu yönde uygulama geliştirmeyle ilgili udemy vs. ne tavsiye edersiniz?
0
o kadar da degil aga
(02.11.23)
visual studio community edition ücretsiz epey işinizi görür.

udemy fena değil.

udacity'yi tavsiye ederim. coursera'yı da tavsiye ederim.

Learntocodewith.me diye bir sayfa var onu da tavsiye ederim.
0
anten
(02.11.23)
oreilly.com
0
hayirsiz
(02.11.23)
(7)

Ev alma konusunda ikilemde kalmak

Rao
Merhabalar, Kiradan kurtulmak için oturmalık bir ev ihtiyacımız var , Kısmı kredi kullanılarak alınacak, (min %60) mevcut durumda kredi oranları yüksek ve konut piyasası yavaş. Beklenen 1.20 kampanyasının söylentisi bile çıksa fiyatların dahada yükseleceği biliyoruz.Yapışkan enflasyon devam ettiğ
Merhabalar,

Kiradan kurtulmak için oturmalık bir ev ihtiyacımız var ,

Kısmı kredi kullanılarak alınacak, (min %60) mevcut durumda kredi oranları yüksek ve konut piyasası yavaş.
Beklenen 1.20 kampanyasının söylentisi bile çıksa fiyatların dahada yükseleceği biliyoruz.
Yapışkan enflasyon devam ettiği için haliyle bu yavaş yavaşta olsa ev fiyatlarına girecektir.

Aşağıdaki seçeneklerden hangisi, daha mantıklı geliyor veya sizin farklı bir öneriniz olabilir mi ?


1-Sıkı pazarlıkla beklemeden almak (kredili)
2-1.20 konut kredi kampanyasını beklemek
3-Eldeki paraya göre fırsat arsa , arazi vb. gib satın almak, ( ileride satılmak üzere )
4-Hiç bir şey almayıp, parayı borsa, altın, kripto vb yatırım araçlarında sepet yaparak değerlendirmek ve büyütmek
5-Mevcut para ile temelden bir ev projeye girmek ( firma tanıdık ve güvenilir )

Edit :

6.seçenek

-Yine kredi çekmeden eldeki parayı uygun bir ev alıp, kiraya vermek. Daha sonra yeterli para veya uygun kredi şartları oluştuğunda bu evi satıp, oturulacak evi satın almak. Amaç burada ev kısmı da olsa ev fiyat artışlarından
oluşabilcek zararlardan korunmak.



Değerli fikirleriniz için şimdiden çok teşekkürler.
0
Rao
(02.11.23)
kira dediğin dipsiz kuyudur. at at ne doyar, ne dolar.

en kısa zamanda kendi evinize geçebileceğiniz kira yerine kredi ödeyebileceğiniz bir eve geçebilmenizi tavsiye ederim.

bir önceki kiracıma zorla kredi çektirip ev aldırttım. "bak ben seni bu zam furyasında 1 sene idare edebilirim. imkanın varken evini al çık. yoksa bu fırsat bir daha ele geçmez" dedim. şimdi beni nerede görse teşekkür ediyor.
0
phonex
(02.11.23)
Maalesef şu ortamda karar vermek çok güç.

Sadece son madde için : şu ortamda temelden eve girilmez. Bir anda inşaat maliyetleri yükselirse, firma güvenilir bile olsa, evi yapamaz. Ya da sizden ekstra para ister.


.
0
kartallar yuksek ucar
(02.11.23)
1 de olur ama (biraz 4 sonra üzerine 5) gibi karlı olmaz ama riski de ona göre az tabi. 3 asla. 2 olduğunda ev fiyatları da yükseliyor.
0
gece abisi
(02.11.23)
Aynı durumdayım. Ben 4. Seçeneği uyguluyorum. Sepet büyüdüğünde evi alacağım. Şimdilik iyi gidiyor.
0
adwokat
(02.11.23)
Aynı ikilemdeydik ve biz ev almayı tercih ettik. Biz de 1.20 beklesek mi diyorduk ama Eylül dediler Eylül bitti Ekim dediler Ekim bitti hala bi açıklama yok. Zaten gelse de her türlü fiyat yükseleceği için insanı ani karar almaya zorlayacaktı. Kaldı ki ikinci el mi sıfır mı yoksa belli projeler mi belli değil. Son kampanya gibi elde patlama ihtimali de vardı. O yüzden beklemedik. Şu an benim işime yarayacak ki kampanya da olsa üzülmem çünkü ev aldıktan sonra bi rahatlama geldi. En kötü karar kararsızlıktan iyidir.

Ben eski kafalı olduğum için kirada otururken elimdeki parayla başka bir işe girmezdim mesela. Ayrıca temelden eve girmenin de bir cazibesi kalmadı pek fiyat açısından.

Yani 1 diyorum.

Ama şunu araştırın. Minimum yüzde 60 kredi çekebiliyor musunuz? Banka size ve eve bu krediyi veriyor mu? Zaten devlet bankaları 300bin gibi bi rakam veriyor şu anda. İş bankası ve ing dışında yüksek kredi veren duymadım. Bir de evin enerji sınıfına göre çekebileceğiniz kredi miktarı düşüyor. Ona da bakmanız lazım.
0
elorelia
(02.11.23)
Oturmak için alınacak evi erken almak lazım diye düşünüyorum.

-1.20 konut konusunu bir araştırın.

-Arsa, arazi vb işinin garantisi yok. Yıllarca fiyat artmadan beklemek durumunda kalabiliyor. Ya da uygun bir ev buldunuz satmak istediğinizde arsayı satmanın da garantisi yok.

-Bu konularda bilginiz yoksa borsa vb işlerinde dikkatli olmak lazım. Kulaktan dolma bilgilerle gidildiğinde darma duman olunma ihtimali var. Özellikle ortadoğu'da ve ukrayna'da kıyamet koparken neler olacağı belirsiz.

-Temelden ev karlı olabiliyor çünkü temelden alınan evle, bitmiş ev arasında fiyat farkı oluyor. Ama burada da size satılan evle bittiğinde oturduğunuz evin farkı olacaktır. Çünkü inşaat şirketi maliyete göre malzemede oda planında vb değişiklikler yapabilir. Ya da ruhsat alırken belediyeden revizyon yiyebilir. bunları da göz önünde bulundurun. Bir de adamın projeyi bitirebileceğinden, zamanında tamamlayacağından emin olun. Bazen şu oluyor inşaat başlıyor, malzeme fiyatları işçilik fiyatları yükseliyor. İnşaatcı diyor ki bu maliyet bana fazla tamamlayamam. Devrediyor inşaatı başka firmaya o tamamlıyor gibi gibi.

tüm bu şartları düşünerek karar verin. Her zaman en kötü finansal senaryoyu düşünün.
0
anten
(02.11.23)
ev konusunda bildiğim tek şey var ne kadar erken alırsan o kadar fazla kâr'a geçiyorsun. Her geçen gün katlanıyor fiyatlar.
0
Zetnikov
(02.11.23)
(2)

yabanci arkadasa turkce ogrenmesi icin muzik tavsiyesi

Sour
bana sordu ama bilmiyorum hic. belki denemis ve faydasini gormus olanlar vardir. sacma sapan cocuk sarkilari, tekerlemeler istemiyor, "gercekten sarki" istiyor. var mi bildiginiz dili basit, fazla mecaz olmayan, komedik olmayan sarkilar?
bana sordu ama bilmiyorum hic. belki denemis ve faydasini gormus olanlar vardir. sacma sapan cocuk sarkilari, tekerlemeler istemiyor, "gercekten sarki" istiyor. var mi bildiginiz dili basit, fazla mecaz olmayan, komedik olmayan sarkilar?
0
Sour
(22.10.23)
bülent ortaçgil, fikret kızılok dinlesin. genelde temiz bir türkçeyle söylenmiş sakin şarkılar. anladığı kadarını anlar, kulağı aşinalık kazanır, güzel de müzik dinlemiş olur.
0
tepedeki psychedelic adam
(22.10.23)
60-70'li yılların basit pop şarkılarını tavsiye edin.

Bunlar genelde daha günlük ve basit dillerle yazılmış kolay cümlelerden oluşuyor.

Melodik yapıları da kolay olduğu için ezberlemesi de kolay.

Fazla şiirsel ve edebi şarkılar mesela yeni türkü, mesela bülent ortaçgil vb ana dili türkçe olan insanlar için bile komplike sözlerle dolu. Onlardan bir süre uzak durmak lazım en başta.
0
anten
(23.10.23)
(15)

Araba alacak olsanız

gece abisi
1 - 1.5 milyon arası sıfır (2023) suv alacak olsanız ne alırdınız?Evden işe işten eve bineceksiniz, senede 1-2 kere il dışı tatil, yılda yaklaşık 10bin km yol yapacak ve tahminen 10 yıl bineceksiniz.
1 - 1.5 milyon arası sıfır (2023) suv alacak olsanız ne alırdınız?
Evden işe işten eve bineceksiniz, senede 1-2 kere il dışı tatil, yılda yaklaşık 10bin km yol yapacak ve tahminen 10 yıl bineceksiniz.
0
gece abisi
(22.10.23)
hybrid alırdım. şuradaki seçenekler olabilir.

toyota yaris fena görünmüyor.

www.arabalar.com.tr
0
false pretension
(22.10.23)
suv model bir araba almam, düz b segmenti alırım

ford fiesta mesela

2023 / Titanium / Hatchback / 1.0L mHEV EcoBoost 125PS / 7 İleri Otomatik / Benzin/Hibrit

1.214.200 TL
0
freebird5406_2
(22.10.23)
skoda kamiq
0
bir soru sorcam
(22.10.23)
2008 al geç
0
spacevan
(22.10.23)
1.5 milyon bandında c5 aircross fena değil.
0
orpheus
(22.10.23)
Jeep renegade kullanıyorum, çok memnunum.
Hem de premium hissi var.
0
crimson man
(22.10.23)
Net skoda kamiq
0
mikahakkinen
(22.10.23)
Suv almam. Yaris avrupa da yilin araci secildi. Tavsiye ederim.
0
halk
(22.10.23)
Hybrid alırdım. Chr yada austral.

Yada bayon.
0
baldan kaymak
(22.10.23)
+10 sene binecekseniz toyota olabilir.

Toyota Corolla Cross hybrid var.
1.6 M civarında, bayilere gidildiğinde indirim veya %0 faizli kredi seçenek kampanyası vardı.
0
gibicibicis
(22.10.23)
yeni kasa ford fiesta
yeni kasa ford focus
0
useless
(22.10.23)
Araba teknolojisinde on senede çok acayip değişiklikler olabilir
Bugün ki arabalar on sene sonra çöp olabilir
Bu kadar uzun vadeli düşünmek çok iyi değil bence
0
foster
(22.10.23)
hyundai tucson'da kampanya vardı. hali hazırda honda city var. ocak ortası gibi ekonomimi ayarlayıp tucson'a geçmeyi düşünüyorum. az yakıp çok kaçıyor. bir yakınımda 2021 modeli var arada kullanma fırsatım oluyor. benim çok beğendiğim bir araç. ben alacağım için gönül rahatlığıyla tavsiye ederim.
0
golgi aygıtı
(22.10.23)
10 yıl kullanırım diyorsanız toyota, honda, hyundai üçlüsünden şaşmayın.

Toyota corolla cross gayet iyi bir seçenek.

Ya da yaris hybrid cross.

Skoda kamiq de iyi bir seçenek.

Bu kadar uzun vadeli kullanırım diyorsanız bence şu an sokaklarda 2013-2014 model araçlara bakın. En çok hangi markanın araçlarını görüyorsunuz.

Dayanıklılık konusunda sorunuza bu yanıt verebilir.
0
anten
(23.10.23)
5 yıl dersen skoda kamiq 10 dersen toyota ve hondaya bakarım.
0
mikahakkinen
(03.11.23)
(5)

Altın fonu vs altın sertifikası

Rao
Merhaba, Kısa vadeli olarak hangisi avantajlı ve fon olarak hangi altın fonunu tavsiye edersiniz , teşekkürler.
Merhaba, Kısa vadeli olarak hangisi avantajlı ve fon olarak hangi altın fonunu tavsiye edersiniz , teşekkürler.
0
Rao
(20.10.23)
Fonlar çeşit çeşit içeriğine bakmanız lazım.

Mesela bazı altın fonlarının içinde günlük repo, diğer kıymetli madenler gümüş vb gibi katkılar da oluyor. Bu sayede bazı durumlarda altından bile fazla artabiliyor.

Tefas üzerinden kıyaslayın içeriklere bakın.
0
anten
(20.10.23)
borsa viop foreks derken şimdi de altına mı sardın? :) kafan çok karışık çok zarar edeceksin. paranı koy günlük mevduata zamanı gelince hisse fonlarını alırsın. altın maltın hikaye bunlar dönemsel yükselir anca savaş mavaş olacak da ölme eşeğim ölme.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(20.10.23)
Kısa vade altın için en uygunu, Darphanenin altın sertifikası. ALTINS1 koduyla hisse senedi gibi anlık olarak alınıp satılabiliyor ve makası 1 kuruş
0
Mirket
(20.10.23)
Altın fonu için çok bilgim yok ancak altın sertifikası gerçek altından ucuz mu pahalı mı diye hesaplayıp, ucuzsa veya gerçek değere yakınsa almak mantıklı.

Bunun için de kısa yoldan saf gram altın fiyatını 0,995 ile çarpıp altın sertifikasının dayanak altın tipi olan 24 ayar gram altının gerçek değerini bulup bunu da 0,01 ile çarpıp sertifika başına gerçek değere ulaşıyorsunuz. Sertifika bundan pahalıysa pahalıdır, ucuzsa ucuzdur.
0
akhenaten
(20.10.23)
@yazar yazmaz yazan yazar:

Teşekkürler, sarmadım aslında sazan gibi bir karekterim yok, temkinli hareket ederim genelde amacım, işin en doğrusunu öğrenmek.

Forex te demo hesap kullanıyorum halen, voip te ufak tefek aldım sattım kar var zarar yok, borsadan saten savaş
haberlerinin ilk saatlerinde tamamen çıkmıştım. Çok şükür hiç bir şeyden zarar yok şuan :)

Amacım dönemsellikten ve trendlerden faydalanmak hepsi o kadar.

Herkese teşekkürler,

Altın sertifikası, altından bağımsız olarak hisse senedi gibi hareket ediyor gördüğüm kadarı ile, yani alıcı çoksa yükseliyor, satıcı varsa düşüyor.

Bugün biraz altın sertifikası birazda fon aldım, bakalım hangisi daha karlı olacak.
0
🌸Rao
(20.10.23)
(1)

Canva tasarımını yapamıyorum

anti-kahraman
Merhaba, Elimde bir infography var. İki resmî scroll down hareketi ile göstermek istiyorum. Gif ya da video gibi görmek için. Ama nasıl yapılır bilmiyorum. Yardımcı olabilecek olan var mı?
Merhaba,

Elimde bir infography var. İki resmî scroll down hareketi ile göstermek istiyorum. Gif ya da video gibi görmek için. Ama nasıl yapılır bilmiyorum. Yardımcı olabilecek olan var mı?
0
anti-kahraman
(19.10.23)
animate özelliğini kullanabilirsiniz üst panelde.
0
anten
(19.10.23)
(2)

Tescil konusu

harmanyeri
Merhaba, ben (tamamen örnek olarak) oxygen.com alan adını alsam, oxygen isminde bir tescil olduğundan dolayı sıkıntı yaşayabilir miyim? Bu şekilde almak istediğim domain'in isminde hem ülkemizde, hem de uluslararası olarak tescil yapılmış. Domaini alma amacım tekrar satmak.Özel bir isim olsa bu duru
Merhaba,
ben (tamamen örnek olarak) oxygen.com alan adını alsam, oxygen isminde bir tescil olduğundan dolayı sıkıntı yaşayabilir miyim? Bu şekilde almak istediğim domain'in isminde hem ülkemizde, hem de uluslararası olarak tescil yapılmış. Domaini alma amacım tekrar satmak.

Özel bir isim olsa bu durumda olan bir alan adını almam ama (ingilizce) sözlükte geçen bir kelime olduğu için, bu durumda belki sıkıntı olmuyordur diye sormak istedim.

edit: başlık düzeltildi
0
harmanyeri
(19.10.23)
alan adını alma konusunda sıkıntı yaşamazsınız. ancak sonrasında marka sahibi icann'a başvurarak alan adının kendilerine geçirilmesini isteyebilir. tabi marka sahibi istedi diye hemen hak devri olmaz, sizin kötü niyetli bir kullanımınızın olduğunu (örneğin markayı karlayacak veya marka değerini düşürecek bir site olması -örneğin erotik siteler gibi) ispatlaması lazım. ayrıca örneğin alan adını satın alıp sonrasında marka sahibine çok fahiş bir fiyatla satmaya çalışırsanız da bu durum kötü niyet olarak değerlendirilebilir. bu şekilde satın alıp sonradan marka sahibine satma niyetiniz varsa bunu yapabilirsiniz, ama karşı tarafa "siz almazsanız şöyle yaparım, böyle site açarım" gibi tehditvari sözler söylememeniz lazım.

dipnot: patent ve marka ayrı şeylerdir. bu konunun patentle hiç alakası yok. hatta marka hukuku ile de alakası yok. alan adları kendine özgü bir alan.

edit: yukarıda verdiğim bilgi eksikmiş. bir alan adını tekrar satmak üzere satın almak da kötü niyet olarak değerlendiriliyormuş. o yüzden marka tescili olan bir alan adını alıp satmaya çalıştığınızda sıkıntı yaşayabilirsiniz.
0
shadowfollower
(19.10.23)
domain tescili ile marka tescili iki farklı konu.

Domain boşsa satın alabilirsiniz.

Ama eğer o domainle bir faaliyete girerseniz, atıyorum trendyol.net diye bir site aldınız. Trendyol.co aldınız ya da. Bunu boşsa alabilirsiniz.

Ama trendyol.net üzerinden türkiye'de e-ticaret faaliyetine başlarsanız, marka tescili trendyol'da olduğu için aynı kategoride rekabete aykırılık olduğundan sizin o markayla devam etmenize izin verilmez.

Gibi gibi karışık konular yani.
0
anten
(19.10.23)
(3)

Iphone'dan vazgeçirebilecek fiyat performans ürünü bir android var mı?

roe
Sadece samsung için soruyorum. Iphone yerine şunu al paran cebinde kalsın diyebileceğiniz bir telefon var mı?
Sadece samsung için soruyorum. Iphone yerine şunu al paran cebinde kalsın diyebileceğiniz bir telefon var mı?
0
roe
(17.10.23)
S23 fe çıktı veya çıkacak. Tam bir fp ürünü. Ben 21 fe kullanıyorum, bu da öyle.
0
etna
(17.10.23)
Düz S23.
veya iphone'un en üstlerini kullanıyorsan S23 Ultra.

Bunlar iphone'dan 20-30 bin düşüğe geliyor olmalı, gayet de güzel ve uzun yıllar gidecek telefonlar. (düz s23 kullanıyorum)

S serisi dışında bi Samsung alırsan "Android kötü yea" diyip iPhone'a dönmen neredeyse garanti. F/P diyince illa ucuz da gelmesin aklımıza, mesela iphone'lara da 5-6 yıl kullanıyorsan f/p ürünü denebilir.
0
nhk ni youkosu
(17.10.23)
google pixel
0
anten
(17.10.23)
(6)

LinkedIn'de yabancıların eklemesi

nic cage
Yeni hesap actim sayilir, baglantim az. Tanımadığım, ortak bi noktamın olmadığı insanlar ekliyor. Reddediyorum ama ne alaka anlamadim. Linkedln boyle bi yer mi yani ortak bi sey yokken de baglanti olsun diye eklenir mi boyle? Siz tanimasaniz da kabul ediyor musunuz kariyeri/konumu iyi insanlari vs?
Yeni hesap actim sayilir, baglantim az. Tanımadığım, ortak bi noktamın olmadığı insanlar ekliyor. Reddediyorum ama ne alaka anlamadim. Linkedln boyle bi yer mi yani ortak bi sey yokken de baglanti olsun diye eklenir mi boyle? Siz tanimasaniz da kabul ediyor musunuz kariyeri/konumu iyi insanlari vs?
0
nic cage
(16.10.23)
Linkedn bir networking aracı. Birbirini tanımayan kişilerle dolu. Ben alanımla ilgili olanları kabul ediyorum, genelde de öyle olur.
0
crimson man
(17.10.23)
Ben herkesi ediyorum hocam, sonrasında abuk subuk paylaşım yapan çıkarsa o zaman bağlantıyı siliyorum
0
overthinker
(17.10.23)
tanimadigimi eklemem, en az 150-200 red vermisimdir.
0
cooperr
(17.10.23)
Linkedin'in amacı bu zaten bir yerde.

Instagram gibi sosyal ağlar aksi belirtilmedikçe kişisel alandır, insanların çevresi, tanıdıkları ve tanımak istedikleriyle etkileşimde olması gerekir. Paylaşımlar kişisel ve özeldir.

Linkedin iş bulmak, iş çevresinde görünür olmak, yeni iş bağlantıları edinmek için olan bir ağ ve kendi iş sahanız içinde gördüğünüz her yerden insanla resmi, kişisel olmayan bir iletişim kurarsınız. Çok fazla özel alan değildir, başkaları tarafından fark edilip iş teklifleri almak, tekliflerinizi iletmek vs. için kullanırsınız. Paylaşımlar resmi ve duyulması istenen şeylerdir.
0
akhenaten
(17.10.23)
Yabancı/Türk diye ayırayım.

Yabancılar iş pozisyonları için ulaşıyor veya cv havuzu oluşturuyorlar. Ulaştılarsa bazı fırsatları beraberinde getirebilir. Ben onları eklerim, bazen de ben onları buluyorum ve ekliyorum :) Özellikle İK şirketlerinden danışmanları.

Hintli satışçılar bazen ekliyor onları direk reddediyorum. Sağlayabileceğim bir fayda yok.

Türkler için de direk ekler geçerim reddetmenin gereği yok. Genelde İK şirketleri ekliyor, bana uygun pozisyonları oldukça iletişime geçiyorlar faydalı oluyor. Ayda 2-3 firma genellikle ulaşıyor ve görüşmek istiyorlar. Mevcutta çalıştığım pozisyon için Linkedin aracılığıyla bana ulaştılar, iyi ki de ulaşmışlar.
0
Lethe
(17.10.23)
daha önce ekledim ve bu sayede ingiltere'den birkaç freelance iş aldım.
0
anten
(17.10.23)
(10)

Otomobil gurularına bir soru, Clio versus i20

pilchard
Şu an sıfır veya 1-2 yıllık araç almak isteyen, İstanbul'da ikamet eden, pek uzun yol yapmayacak bir çekirdek aileye hangi aracı önerirsiniz arabadan anlayan arkadaşlar? Otomatik ve temiz araç olması, bu piyasada dolandırılmamak öncelikli tercihimiz. Arabadan anlayan tiplerden değiliz, pek çevremiz
Şu an sıfır veya 1-2 yıllık araç almak isteyen, İstanbul'da ikamet eden, pek uzun yol yapmayacak bir çekirdek aileye hangi aracı önerirsiniz arabadan anlayan arkadaşlar? Otomatik ve temiz araç olması, bu piyasada dolandırılmamak öncelikli tercihimiz. Arabadan anlayan tiplerden değiliz, pek çevremiz de yok. Malum kredi muslukları kısık, pek kampanya vesaire yok. İkinci el için nerelere bakılabilir, sıfır alınacaksa hangi marka model önerirsiniz? Biz kendimizce i20 ve clio baktık, varsa başka önerileriniz de makbule geçer tabii ki. Şimdiden teşekkür ediyor, sizleri öpüyorum.
0
pilchard
(11.10.23)
ikisi de değil, fiat egea cross
0
malheiros
(11.10.23)
İ20 çok yakar turbosu yok bildiğim kadarıyla. Clio turbo motor alınabilir. Piyasası da olan araç. Arabadan anlamıyorsan piyasada az olan aracı alma bu kadar basit. Ağır hasar kayıtlı sakın alma. Boyasız alırsan satarken işin kolay olur, burası Türkiye. Otm egea pahalı diye biliyorum. Dizel alma bence artık. Turbo benzinli iyidir.
0
Topalordek
(11.10.23)
@malheiros, peki neden hocam? Şimdi baktım fiyatlarına cross'un, otomatik olarak dizel 1.6 multijet motoru olan var ve fiyatı 1.1 milyon. Ya da diğer seçenek hibrid hali 1.2 milyona.
0
🌸pilchard
(11.10.23)
clio tabii ki.
bagajı daha büyük. turbosu var. şanzımanı da daha iyi.
0
jelly bear
(11.10.23)
ne clio, ne i20 ne de egea cross.

clio gerçekten kağıt gibi. icom paket değilse tavsiye etmiyorum. Ayrıca geçmişi de önemli. Şirket aracıysa çok hor kullanırlar.

i20 aile aracı gibi diğerlerine kıyasla daha fp.

Egea cross tek denemediğim ama mercedes kullanıcısı bir arkadaşım hiç beğenmemiş ki bu bence gayet normal. Ancak lastik basınç sensörü hatası veren bir model gözümde hiç de cross olamamıştır.

bütçeye geliyor mu bilmiyorum ama toyota grubuna bakabilirsiniz. Yaris gibi hatta olabiliyorsa yaris cross.

Psa grubundan uzak durun.

renault clio icon yada megane icon paketler de güzel. Hb başka öneri olarak da suzuki swift diyorum.
0
baldan kaymak
(11.10.23)
@jelly bear, yaşadığım yerde nispeten sert yokuşlar var, yeni cliolarla sağlam yokuşlar çıkılabilir mi? İki aracı da kiralık olarak kullandım, sanki i20 ile çıkar ama clio ile çıkamam gibi geldi ama aynı yokuşta deneme şansım olmadı. İkisi de yeterince konforlu geldi, piyasaları da var, mekanik olarak pek bilgim yok ama.
0
🌸pilchard
(11.10.23)
Karşılaştırmaya konu i20 eğer 1.4 motorsa kesinlikle Clio diyorum. Turbosuz düşük torklu araç hem gitmiyor hem çok yakıyor.
0
duguit
(11.10.23)
Uzun süre binmek istiyorsanız Toyota modellerine bakmanızı tavsiye ederim, denge, yol tutuşu vs Clio ile. Kıyaslanmaz bile
0
Rao
(11.10.23)
B segmenti otomobiller bunlar. Motor gucleri asagi yukari ayni. Ayagini yerden kessin diye uretiliyorlar. Motor gucu ve performansi arasinda buyuk fark yok.

Turbo konusu kafa karistirmasin, bu segmentte araclarda turbo olmasinin sebebi arabalarin motorlarinin cok kucik ve zayif olmasi. Araba gitsin diye turbo var. Cunku araba az yaksin, maliyeti de dusuk olsun diye 1.0 motor koyuyorlar. Turboyla gucunu artiriyorlar.

Aslinda iki motor tipi de asagi yukari ayni gucu ureriyor. Atmosferik 1 birim uretiyor. Turbolu olan 0.75 uretiyor 0.25i turbodsn aliyor gibi dusunun.

Bu yuzden turbo daha az yakit harciyor. Ama daha cabukvasiniyor cunku kapasitesinin ustunde calisiyor.

Atmosferik daha uzun dayaniyor. Ama daha cok yakit harciyor.

Ama zaten trafikte 50kmnin ustunde arac kullanan yok gunluk hayatta. Ben 45 dk yol gidiyorum. Trafikte ortalama hizim 30 km yol bilgisayarinda. 90i gordugu arabanin 10dkdir ortalama.

Bence su an turkiyede bir arabayi alip uzun sure kullancak sekilde dusunun.

Bakim maliyeti daha dusuk olan, daha az sorun cikaran, daha cok donanim sunan araca yonelin.

I20 reliaibility scoru daha yuksek arac.

Suradan pay bicin hyundsi abd gibi secici bir pazarda en cok satan markalardan biri.

Renault abd paxarina girememeis bile.

Sadece fransa, fransa somurgeleri ve dogu avrupa ulkelerinde satan bir markayi kiyaslamamak lazim.
0
anten
(11.10.23)
Şanzımanları benzer. Clio piyasası i20ye göre daha iyi. Araç malzeme kalitesinde i20 daha iyi ancak clio 5 kasasında kaliteyi arttırmış. Uzun süre bincem dersen i20 sıkıştığımda satayım dersen clio. Bende clio 5 var. Tercih etme sebebim sınıfının en geniş bagajına sahip olması. 1 çocuğun var oto koltuğunda oturuyor öne ayaklarını uzattığından eşim minyon olmasına rağmen sıkışıyor. İ20 daha dar bir araç. B sınıfı net olarak aileye uygun bir grup değil artık.
0
mikahakkinen
(12.10.23)
(8)

s&p hisse senedi almak

charlotte blanc
benim online bankaciligim var. bir tane enpara finansbank bir tane de isbankasi cep bank. s&p sirketlerinden hisse senedi toplamak istiyorum. nasil yapabilirim? tane tane bilmeyen birine anlatir gibi. benim birikimim 40 dolar aylik. her ay 40 dolarlik yatirmak istiyorum. mesela microsoftun 0.0000003
benim online bankaciligim var. bir tane enpara finansbank bir tane de isbankasi cep bank. s&p sirketlerinden hisse senedi toplamak istiyorum. nasil yapabilirim? tane tane bilmeyen birine anlatir gibi.

benim birikimim 40 dolar aylik. her ay 40 dolarlik yatirmak istiyorum. mesela microsoftun 0.0000003 hisse senedini alabiliyor muyum 40 dolarima. ogrenmek istedigim sey bu bunu yapmak istiyorum. 40 sene buna hic dokunmayacagim satmayacagim.
0
charlotte blanc
(09.10.23)
turkiyedeki bankalar araciligiyla amerikan borsasinda islem goren sirketlerin hisselerini alamazsin diye biliyorum. bankalardan anca bazi abd hisslereine yatirim yapan fonlari alabilirsin. edit: alttaki cevaba bakinca yaniliyormusum

(bkz: interactive brokers) adli servisi arastir. tam olarak anlattigin seyi ("fractional shares" olarak gecer) yapmana izin veriyor.

al sat yapip kar edince veya temettu ("dividend") alinca vergilendirmesi nasil oluyor bilmiyorum turkiye'de yasamadigim icin.

tavsiyem sp500'un tamimina yatirim yapan fonlardan ("etf") alman. usd uzerinden nyse'de islem gorenlerden en bilinenleri VOO ve SPY (ikisinin de icerigi ayni sey, suradan inceyebilirsin hangi sirketin orani ne: investor.vanguard.com). Tek microsoft'a abanmak fazla riskli. bu fonlarin guzelligi komisyonun/yonetim ucretinin neredeyse sifir olmasi.
0
hot potato
(09.10.23)
iş bankasından alabilirsin 5000 dolara kadar 15 dolar komisyon alıyor. Hisse başķ

Haliyle 40 dolar degil 15 dolar komisyona degecek miktarda alman mantıklı olur.
0
Fritz-X
(09.10.23)
Midas ile 1,5$ komisyon ile alabilirsin. Şu an ki fiyata göre 0,121 adet hisse alınabiliyor 40$ ile illa. İnteractibe brokers veya diğer yurtdışı menşeli şirketler ile yatırım yapman için swift yapman gerekir, 40$ için saçma oluyor. Türk bankaları da 10-25$ arası komisyon alıyor. Midas en uygunu görünüyor
0
avatar is back
(09.10.23)
Tüm bunlara ek olarak yabancı hisse senetlerine yatırım yapan fonları da satın alabilirsiniz.
0
eisberg
(09.10.23)
yabancı borsalar için interaktif brokers kullanabilirsiniz komisyon ücretleri konusunda türkiyede hiç bir şeklide rabiki yok.
Endekse yatırım yapmak istiyorsanız orada qqq fonu benzeri fonlar var.

arkadaşların dediği gibi yada yerine türk bankalarından yabancı fonlara yatırım yapan fonlarda satın alabilirsiniz.
0
Rao
(09.10.23)
1,5$ cok pahali geldi bana.
almanyada 1€ islem basina.

etf, fon bunlari da arastirabilirsiniz. büyük yatirim sirketleri karlari sizden büyük ihtimalle daha verimli ve daha az vergi ödeyerek topluyorlardir
0
sonsuz
(09.10.23)
phillip capital en son işlem başına 0,99usd komisyon reklamı yapıyordu.
0
lazpalle
(10.10.23)
Bu dediğinizi türkiye'de midas ile yapabiliyorsunuz sadece. Bankalardan lot altı işlem veren yok bildiğim ayrıca komisyonlar yüksek. Yani 40 dolarlık hisse için 15 dolar komisyon ödeyeceksiniz. O komisyonu çıkartmak için hissenin neredeyse %50 artması lazım maliyeti çıkartmak için.

Sırf heves için değmez yani.
0
anten
(10.10.23)
(2)

ihbar süresini kısaltma

axl
Merhaba,Özel sektör çalışanıyım. İstifayı verdikten sonra 6 haftalık ihbar sürem var. Şirketim pek kısaltmaya yanaşmazsa eğer aşağıdaki şekillerde kısaltmam mümkün olur mu?- Yıllık izin hakkımı ihbardan düşmek. Örneğin 20 gün iznim var bu durumda 2 hafta ihbar süresi olur.- Sürenin bir kısmı için şi
Merhaba,

Özel sektör çalışanıyım. İstifayı verdikten sonra 6 haftalık ihbar sürem var. Şirketim pek kısaltmaya yanaşmazsa eğer aşağıdaki şekillerde kısaltmam mümkün olur mu?

- Yıllık izin hakkımı ihbardan düşmek. Örneğin 20 gün iznim var bu durumda 2 hafta ihbar süresi olur.
- Sürenin bir kısmı için şirkete maaşım oranında ödeme yapmak.

Biraz uç örnekler olmuş olabilir. Öğrenmek istediğim iyi niyet, ikili anlaşma dışında iş büyürse yasal olarak nasıl bir hakkım var. Teşekürler.
0
axl
(29.09.23)
İhbar tazminatını ödeyip çıkmak yasal hakkınız zaten, bu konuda uzlaşma gerekmiyor. 20 gün izin alacağınız varsa 22 gün de üstüne ekleyerek 42 günlük tazminatı ödeyebilirsiniz. Uç örnekler değil aslında, yani eğer ihbar süresi boyunca çalışmanızı istiyorlarsa ancak siz çalışmak istemiyorsanız bunun usulü bu ödemeyi yapmak. Normalde izin süreleri ihbardan sayılmıyor ancak işten çıkarken firma ya da tersine işten çıkarılırken siz buna razı oluyorsanız anlaşma geçerli oluyor. Ha "izinleri ihbardan sayalım" demek yerine siz toptan 6 haftalık tazminatınızı öder, üstüne 20 gün izin ücreti alırsınız yine aynı hesaba gelir.

Ama bence bunu gündeme getirmeden önce ihbar süresince çalışmanızı isteyip istemediğinizi söylemelerini bekleyin.
0
akhenaten
(29.09.23)
izin kullandırma şirketin insiyatifinde.

Ama iş arama izni istifa sebebi ne olursa olsun hakkınız. Bunu talep edebilirsiniz.
0
anten
(29.09.23)
(5)

Anne için avrupa gezisi

bapyemir
Arkadaşlar merhaba,Annem hiç yurt dışına çıkmadı daha önce. gezmek istiyor. İtalya'yı beğeneceğini düşündüm fakat fikirlere açığım.Yalnız ve emekli bir kadın için uygun önereceğiniz bir tur veya gezi programı var mıdır? Teşekkürler
Arkadaşlar merhaba,

Annem hiç yurt dışına çıkmadı daha önce. gezmek istiyor. İtalya'yı beğeneceğini düşündüm fakat fikirlere açığım.

Yalnız ve emekli bir kadın için uygun önereceğiniz bir tur veya gezi programı var mıdır?

Teşekkürler
0
bapyemir
(29.09.23)
büyük italya turu çok yorucu, yürüme mesafeleri çok 2-3 günlük bol serbest zamanlı turlar belki daha iyi olabilir, 2-3 günlük turda da yürüme mesafesi var.
biz bilemedik gittik çoğu şehirde seni otobüs gideceğin yerin 1km ilerisinde bırakıyor sonra yürü allah yürü, bi kaç şehiri gezemedik, rehberler alışmış at gibi koşturarak gidiyorlar bize en büyük sıkıntı bu olmuştu.
0
eja
(29.09.23)
Balkan ülkelerini gezebilir. Balkan ülkeleri genelde vizesiz ve sıkça tur düzenleniyor.

Anneannem geçenlerde Makedonya, Karadağ ve Kosova'yı gezdi ve çok memnun kaldı.
0
marsli gocmen
(29.09.23)
Google'da best places to visit for seniors gibi keywordlerle şu örnektekine benzer sayfalar buldum, belki fikir verir:
www.zicasso.com

Buna ek benim hatırladığım Tuna Nehri üstü turlar oluyordu, kendim yapmadım ama. Gemiyle nehir turu yani, Almanya'da Münih'ten başlayıp Macaristan'da Budapeşte'de bitiyor örneğin, birkaç gün farklı farklı şehirler görülmüş olunuyor. Tek bir araç içinde kalınıyor hep, açık deniz cruise gibi yoğun da değil sanırım, gemiler daha ufak nehir olduğu için. belki avantajlı oluyordur. Nehir turları genelde ileri yaş gruplarının tercihi olabiliyor sanırım, öyle denirdi yani, hedef kitlesi de onlar genelde.

@marsli gocmen'in tavsiyesi Balkan ülkeleri süper fikirmiş.
0
nimberjack
(29.09.23)
Fikir olmasi acısından, gezi duzenleyen bir dernek vs gibi bir olusuma dahil olursa kapali gruplarla hem rahat rahat gezebilir hem de duzenli tura katildigi bir arkadaş grubu da olmus olur. Tur şirketlerinden tur satin almaktan daha samimi bir ortami oluyor bu tarz gezilerin.
0
instant crush
(29.09.23)
Tek başına gidecekse balkan turlarıyla başlayabilir.

Hem coğrafya olarak bize yakınlar, hem dil bilmiyorsa derdini anlatabileceği türkçe bilen birine denk gelme ihtimali daha yüksek.
0
anten
(29.09.23)
(3)

Kodlasam.com güvenilir mi?

baba yorgun
Merhabalar,Bu siteyle ilgili veri analistligi eğitimi konusunda çok fazla reklam görmekteyim. Bu alanda eğitim almayı düşünürken online olduğunu gördüm. Eğer bilginiz varsa güvenilirlik konusunda bilgi paylaşabilir misiniz? Her ne kadar google yorumları vs olsa da yorum tarihleri birbirine çok yakın
Merhabalar,
Bu siteyle ilgili veri analistligi eğitimi konusunda çok fazla reklam görmekteyim. Bu alanda eğitim almayı düşünürken online olduğunu gördüm. Eğer bilginiz varsa güvenilirlik konusunda bilgi paylaşabilir misiniz? Her ne kadar google yorumları vs olsa da yorum tarihleri birbirine çok yakın ve benzer. Çok mu paranoyak oldum bu devirde bilemiyorum.
0
baba yorgun
(25.09.23)
Bence ücretsiz kayıt ve bir demo sağlasalar iyi olurmuş. Canlıyı alıp sonra kursu vadeden bir site izlenimi verdi. Demo isteyiniz önce efendim bence. Baktınız sinmedi içinize..

BTK Akademinin sitesinde veri analistliğı hakkında ücretsiz ve geçerli kurslar vardır. Büyük Veriye Giriş isimli kursu faydalı bulabilirsiniz. Sakın az bilinen, içinizin sinmediği çekindiğiniz dijital hizmetler için hemen para vermeyin.
0
urnganic
(26.09.23)
Sakın ha! Bir telefon yok. Ofis yok o yok bu yok. Yüzde yüz iş garantisi veremez hiçbir firma, istihdam büroları hariç. Yalan yok öyle bir şey. Dersler yetersiz, ayda 6 saat ders nedir yahu ahahah. Herşeyi unutursun. Belki ortada şirket bile yok. Hazırladıkları özel cv tırt, websitesi tırt, dersler tırt gibi. Bakacaksan illa milletin en azından bilgeadam dediği yere bak.


Kurslar konusunda çok tecrübem oldu özelden ayrıntı istersen yardımcı olurum. Uzun uzun yazarım sonra da bu cevabı editlerim.
0
Shepard
(26.09.23)
açıkcası online eğitim alacaksanız yabancı kaynaklara bakın. Udacity var, coursera var. En azından silikon vadisinden adamlardan eğitim alıyorsunuz.
0
anten
(26.09.23)
(8)

akan çatı ve müteahit sorumluluğu

anten
Kiradayım. Bina yeni.Çatı katıyız. Teras duvarlarından su akıyor duvarlar falan rezil durumda. Zemine de yürüdü. Ev sahibiyle konuştuk müteahhitin yaptırması lazım diyor yeni olduğu için kusurlu mal diyerekten.Ev sahibi yurtdışında yaşlı. Yeğeni ilgileniyor o da çok alakalı değil.ben de insiyatif al
Kiradayım. Bina yeni.
Çatı katıyız. Teras duvarlarından su akıyor duvarlar falan rezil durumda. Zemine de yürüdü.
Ev sahibiyle konuştuk müteahhitin yaptırması lazım diyor yeni olduğu için kusurlu mal diyerekten.

Ev sahibi yurtdışında yaşlı. Yeğeni ilgileniyor o da çok alakalı değil.

ben de insiyatif aldım müteahiti aradım. Yaz başından beri şu hafta bu hafta, yok usta bulamadım diye öteliyor. İnşaatçı çok ailede, o yüzden usta da buldum yolladım adama.

Bugün yine aradım dedim artık nolcak bu iş. Dedi çok fiyat çektiler gerekirse yaptırmayız.

Dedim hukuken bunu sen öyle ya da böyle ödeyeceksin, bir de uğraşacaksın masrafıyla ödeyeceksin sonra. Sen bi de esnafsın baharda yarı fiyatına yaptıracaktın şimdi fiyatlar aldı yürüdü.

Adam beni engellemiş şaka gibi:D

Ben şimdi kiracı olarak bu işi mahkemeye taşıyabiliyor muyum. İş inada bindi çünkü ev sahibinin de çok anladığı yok
0
anten
(21.09.23)
sizin işiniz ev sahibi ile. ev sahibine noterden tebligat gönderin. tamir edilmezse evden çıkacağınızı söyleyin. bir avukata danışsanız iyi olur.
0
inheritance
(21.09.23)
daire içi şahsi mesele olmayıp çatı yani ortak alan kaynaklı bir mesele olduğundan yönetim yaptırmak zorunda. siz bina yönetimine yaptırın, yönetimin müteahhite mi daire sahiplerine mi yansıtacağıyla ilgilenmeyin hiç.
0
abbabaabbaababbabaababbaabbabaab
(21.09.23)
çatı dubleks olduğu için ortak alan değil, dairenin alanına katılmış çatı. Yoksa binanın sorunu evet.
0
🌸anten
(21.09.23)
Hukuken süreç nasıl olur bilmiyorum ama dediğiniz gibiyse ev sahibinin sorunu. Siz yaptırıp kiradan düşün. Öncesinde noterden tebligat falan gerekli mi o konuyu hukukçuya danışmak lazım tabii. Evdeki problemi de resmen belgelemek gerekir herhalde.
0
orient blue
(21.09.23)
Çatının kendisinde bir problem varsa, çatı katı da olsanız bu işin muhattabı bütün bina oluyor olması lazım. Sizin kullandığınız terasın içinden aşağıya akıyorsa o zaman sizin olabilir.
0
yeninesiltupcu
(21.09.23)
Çatı arası da olsa dışarıdan su girmesi yönetim kurulunun sorumluluğunda.
Yasal olarak müteahhit bu tip problemlerden 5 yıl süreyle sorumlu.
Yine yasal olarak sen ev sahibinden, ev sahibi yöneticiden, yönetici müteahhitten onarımını isteyecek. Mahkemeleşme de bu sıra ile olacak.
Ev sahibinden çatı probleminin onarımını yasal süreçte takip için diye vekalet alıp yönetimi mahkemeye ver. Ya da böyle yapacağıma deyip yöneticiye söyle, o, müteahhidi mahkemeye versin.
0
Mirket
(21.09.23)
yasal olarak müteahhit sorumlu. evin garantisi var sonuçta yeni ev. bunu da ev sahibinin müteahhit ile çözmesi gerekiyor.
0
faaip de oiad
(22.09.23)
siz ev sahibine, ev sahibi site yönetimine sonra site yönetimi müteahhide olarak ilerlemeli.
0
piotr
(22.09.23)
(6)

Youtuber olunca her konudan video cekilemiyor mu? Illa tek konumu olmali

Zetnikov
Soruyu acayim arkadaslarMesela,Bazilari full seyahat videosu cekiyorBazilari teknolojik cihaz inceliyorKimileri sadece yabanci dil uzerine videolar cekiyorBiz kanal acip aklimiza gelen her alanda farkli video ceksek bu tutmaz mi?Cunku dusunuyorum playstation tanittim diyelim onu satin alacak butce l
Soruyu acayim arkadaslar

Mesela,
Bazilari full seyahat videosu cekiyor
Bazilari teknolojik cihaz inceliyor
Kimileri sadece yabanci dil uzerine videolar cekiyor

Biz kanal acip aklimiza gelen her alanda farkli video ceksek bu tutmaz mi?

Cunku dusunuyorum playstation tanittim diyelim onu satin alacak butce lazim bir iki tanittin ucuncusunu nasil satin alicam

Seyahat desen hergun seyahate cikmiyorum ara ara cikiyorum misal

Karisik bi kanal icin ne dusunuyorsunuz
Acaba diyorum insanlar youtuberlari belirli bi tarzlari oldugundan mi izliyor abone oluyorlar sabit.
0
Zetnikov
(17.09.23)
evet karisik bir kanala iyi bakmam. seyahat mesela ilgimi ceken bir sey. o seyahat videolarini gorup abone olduysam birkac hafta icinde onume yarim yamalak bir yabanci dil videosu ciktiginda bu ne yaaa derim, playstation videosu dustugunde ise %100 abonelikten cikarim. bir konuda uzmanlasmaszan o bahsettiginin alanlarla ilgilenen izleyicilerin hicbirini kanalina cekemezsin.

"Cunku dusunuyorum playstation tanittim diyelim onu satin alacak butce lazim bir iki tanittin ucuncusunu nasil satin alicam"
izleyicinin oturup bunu dusunecek ve "yazik ya abone olayim yine de madem" diyecek hali yok.
0
hot potato
(17.09.23)
Kendi adıma bir derinliği olan kanallar ilgimi çekiyor. Yani bir konuda benden daha deneyimli ve bilgili olsun ki ben de oturup izleyeyim, faydalanayım. Karışık konular olabilir ama genelde bende yarattığı izlenim bu bahsettiğim anlamda derinlikli olmadığı yönünde.
0
fotrsapka
(17.09.23)
@hot patato guzel aciklamissin hocam tesekkurler
0
🌸Zetnikov
(17.09.23)
şöyle bir örnek vereyim. eskiden instagram’da takip ettiğim gurme İzmir diye bir hesap vardı. izmir’in güzel restoranlarını, güzel lezzetlerini paylaşırdı. sonra kendi fotoğraflarını paylaşmaya başladı kanal sahibi. ya da gittiği ilkelerden manzara fotoğrafları ve yemek fotoğrafları paylaşmaya başladı. konsept olarak çok farklı değildi belki paylaşımlar ama ben izmir’in güzel yemeklerini öğrenmen istiyorum, bana ne viyana’da yediğin hamburgerden? anında takipten çıktım. siz de her telden video yaparsanız muhtemelen takipçi sayınız çok artmaz.
0
Flybutter
(17.09.23)
aklina esen her konuda video cekebilmen icin önce kendi takipcilerini olusturmalisin. yani insanlar seni sevmeli ve seni playstation videosu cektigin icin degil, sen oldugun icin takip etmeli. ama kanali bastan bu sekilde kurarsan tutma ihtimali cok düsük.
0
sir gawain
(17.09.23)
Kanalın formatı belli olmalı. Bu pazarlamanın birinci kuralıdır.

Mesela kanal seyahat videosu çekiyor. Onu izleyen insanlar seyahat videosu izlemek istiyor. Karşısına teknoloji çıkınca bu ne ya der.

Ya da diyelim ki dil kanalı. Ben böyle bir kanal izliyorum, demek ki dil öğrenmeye çalışıyorum. Bir videonu izledim kanalına gittim. Bir yerde playstation, bir yerde sevdiğin diziler...

ha şu olabilir, kişisel vlog yaparsın. Ama o bambaşka bir olay.
0
anten
(18.09.23)
(1)

Banka ihbar süresinin sonu

metal69
Bankaya olan borcundan dolayı bugün ihbar süreniz doldu diye mesaj atmışlar, ödemeyi illa ki bugün mü yapmam gerekiyor? Şayet ödemeyi bugün yapmadığımız takdirde eğer avukata devredilirsem ne kadar masraf çıkıyor?
Bankaya olan borcundan dolayı bugün ihbar süreniz doldu diye mesaj atmışlar, ödemeyi illa ki bugün mü yapmam gerekiyor?

Şayet ödemeyi bugün yapmadığımız takdirde eğer avukata devredilirsem ne kadar masraf çıkıyor?
0
metal69
(15.09.23)
Bankadan bankaya değişiyor süreç ama ana hatları bellidir.
Bazıları bir kaç gün daha bekler. Bazısı hemen gönderir.
Yakın zamanda böyle bir talihsizlik yaşadım ben de.

Bence mümkün mertebe bugün ödeme yapmaya çalışın.
Hatta arayın, bu durumlarda görüşmek iyidir.
Ödeyebileceğiniz bir miktar ve gün varsa o güne kadar süre isteyin.
Ama söz verdiğinizde söz verdiğiniz gün o miktarı ödeyin muhakkak.
Öbür türlü daha büyük sıkıntı söz verip ödememek.

İnşallah halledersiniz.
0
anten
(15.09.23)
(8)

Trafik cezasi vol 94848404

balpolen
Arkadaslar, gecen ceza yedim polis orda o makbuzu zaten cikarip elime verdi, ben de imzaladim. Bu ceza tekrar ptt ile adrese teblig edilir mi? Yoksa ben yeni bir ceza daha mi yedim? Ptt bugun ceza zimbirtisi birakmis beni bulamayinca.
Arkadaslar, gecen ceza yedim polis orda o makbuzu zaten cikarip elime verdi, ben de imzaladim. Bu ceza tekrar ptt ile adrese teblig edilir mi? Yoksa ben yeni bir ceza daha mi yedim? Ptt bugun ceza zimbirtisi birakmis beni bulamayinca.
0
balpolen
(12.09.23)
bu sene aynı şekilde yolda ceza yedim. elime tutuşturdular cezayı, eve de tekrar gelmedi. muhtemelen farklı bi ceza yemişsiniz ama en net e devletten bakın plakaya yenmişse direkt çıkıyo zaten
0
chanandler bong
(12.09.23)
Bölgedeki tarihe bakın.
0
crimson man
(12.09.23)
Cepteyim düzeltemiyorum: belgedeki.
0
crimson man
(12.09.23)
Farklı ceza olması lazım, elden verilince tebliğ edilmiyor diye biliyorum
0
mirty
(13.09.23)
geçen sene kesilen cezalar bildiğim kadarıyla iptal edildi seçim öncesi 2000 TL'ye kadar olanlar silindi. Ama kontrol edin siz yine de.

En doğru bilgiyi e-devletten görebilirsiniz. Girin kesilen cezalara bakın.
0
anten
(13.09.23)
Bana da oldu, ve hayır bir daha adrese teblig yapılmadı. Yani farklı bir ceza için olabilir.
0
yeninesiltupcu
(13.09.23)
polis size verdiyse bir daha adrese gelmez. daha dikkatli kullanmalısınız.
0
alicandan
(13.09.23)
Evet, bu baska bir cezaymis. Hiyirli olsun hanemee
0
🌸balpolen
(15.09.23)
(5)

GAP giyim markası Zara'dan kötü mü?

roe
Bu ikisinden hangisi iyi sizce?
Bu ikisinden hangisi iyi sizce?
0
roe
(12.09.23)
iscilik soruyorsun diye anladim.
ikisi de iyi degil ama gap bir tik daha iyi bana gore.
0
Kittie
(12.09.23)
Zara bir tik iyi ve pahali.
Ama bence ikiside dandik, ayri mesele.
0
cooperr
(12.09.23)
ikisi fast fashion markası aynı yani.
0
anten
(13.09.23)
zara'ya hayatımda bir kez girdim kız arkadaşımın zoruylaydı. gap eskiden iyi bir markaydı diye hatırlıyorum 2010'a kadar falan ama şimdi mağazada gördüğüm kıyafetler çok dandik duruyor, yine de ikisi arasında gap candır.
0
gule gule
(13.09.23)
Zara kaliteli gibi görünen ama çok da bir numarası olmayan bir marka. tüm inditex için geçerli, gitgide pazar mallını andırıyor ürünler.
0
Mossy
(13.09.23)
(2)

Borsacı dede ve taktikleri

mrctrk
İnternette bildiğimiz borsacı dedeyi bir süredir izliyorum, ama tam olarak kafa yapısını anlayacak kadar bir içerik tüketemedim. Özetleyecek olursak, borsacı dede , nasıl , ne zaman ve neye yatırım yapar , ne gibi stratejileri vardır. Yaşı itibari ile gelenekselci olduğu teknik analiz vb. gibi bu ko
İnternette bildiğimiz borsacı dedeyi bir süredir izliyorum, ama tam olarak kafa yapısını anlayacak kadar bir içerik
tüketemedim.

Özetleyecek olursak, borsacı dede , nasıl , ne zaman ve neye yatırım yapar , ne gibi stratejileri vardır.
Yaşı itibari ile gelenekselci olduğu teknik analiz vb. gibi bu konulardan uzak olduğunu biliyorum.

Geldiğimiz şu noktada algolar , robotlar vb. çalışıyor, bu anlamda taktileri ne kadar akılcı ve trendlere ne kadar uygun.

çok teşekkürler.
0
mrctrk
(12.09.23)
Adamın yaptığı şey bütün akıllı yatırımcıların yaptigi en basit doğru. Ödenmiş sermayesinin 10-50 kat fazlası kar aciklaya dolaşımdaki lot sayısı az olan ve mümkünse temettü veren hisselerden alıp en az 3 sene bekliyor.
0
alimcgraw
(12.09.23)
Adamı çok izlemedim bir iki videosunu gördüm ama oldukça basit bir mantığı var anladığım kadarıyla @alimcgraw'ın söylediği gibi.

Şimdi yatırım tavsiyesi gibi olmasın bu ama, benim fikrim bu teknik analizdir, yok mum çizdim yok fibonacci, yok algoritmalar falan biraz yalan dolan geliyor. Tamam kitlelerin alım trendleri satma trendleri piyasa hareketleri az çok tahmin edilebilir.

Ama bir noktadan sonrası falcılıktır. Çünkü çoğu insan şirketlerin performansına falan bakmıyor. Şirket hisselerinin alım satım hareketlerine, hissenin fiyat hareketlerine bakıyor sadece.

Ama bilanço okumak reel veridir. En azından şirketin ödeme gücünü, karlılığını görürsün. Borcunu görürsün, sermayesini görürsün, taşınmazlarını, kasasındaki parayı vs anlarsın. Az buçuk matematiğin varsa, bu şirketin iyi durumda mı kötü durumda mı olduğunu anlarsın.

bu adam da anladığım kadarıyla bunu yapıyor tam zaten esnaf kafası konuşmaları da. Yine de başkasının tavsiyesiyle hareket etmek risktir.
0
anten
(13.09.23)
(7)

bir ev problemini kapsayan enflasyon

kablelvuku
çoğu kişinin yaşadığı kiracı/ev sahibi problemine zaman geçmeden ben de düştüm. artık konunun nasıl geliştiği, "dava açsın abi çıkmayın" muhabbetlerinden öte hem geleceğe dönük hem de bulunan durum ile ilgili sorularım olacak. uzun bir zamandır aslında hem eşim sonradan da ben artık bir ev almanın g
çoğu kişinin yaşadığı kiracı/ev sahibi problemine zaman geçmeden ben de düştüm.

artık konunun nasıl geliştiği, "dava açsın abi çıkmayın" muhabbetlerinden öte hem geleceğe dönük hem de bulunan durum ile ilgili sorularım olacak.

uzun bir zamandır aslında hem eşim sonradan da ben artık bir ev almanın gerektiğine çünkü kiracı olmanın zorluğu, kiraların artışı vb. nedenlerden dolayı karar vermiştik. fakat benim biraz çekingen tavrım ve çok öncelerinde de peşinatın olmamasından dolayı bu konu gerçekleşemedi.

şu an kredi kartı dışında eşimin de benim de bir borcum bulunmamakta. kredi kartları da aslında biraz "bu fiyata bi daha bulamayız alalım" tavrından dolayı biraz kabarık. fakat kısa zamanda toparlanacak. eve giren net gelir iki kişinin 75 K. elde olan peşinat taş çatlasa 1M TL baya sınırları zorlayarak o da.

şu an oturduğumuz evde 7K kira veriyoruz fakat bugün kiraya çıkmak istesek denk evler 25K'dan başlıyor. bu da bizi biraz ev almaya iten nedenlerden biri oluyor. çünkü bu senaryoda kredinin ödemesi 35K vb rakamlar çıkıyor. tabii kredi çıkarsa.

esas soru buradan sonra başlıyor aslında. bankaya totalde geri ödeyeceğimiz rakam 4.5M TL'leri bulmakta. yani satınalınan ev aslında bize 5-6M TL'ye mal oluyor.

kira ve kredi karşılaştırması yapılınca aslında iki sene sonra ödenen kredi yine kiranın altında kalmış oluyor. fakat bir yanım ya müdahale gelir ve enflasyon tepetaklak olur maaşlar bu kadar seri artmazsa (2022-2023 değişimi) ya da bahtsızım ya olabilir iki ay sonra dip faizli krediler çıkarsa?

aslında bunların hepsini kendi içimde çürütebiliyorum olabilecek olsaydı çoktan olurdu bu söylediklerim diye. fakat sizlerin de görüşlerini dinlemek isterim. herkes benim gibi tuttuğum kar mıdır der yoksa aramızda umutlu olanlar da var mı?
0
kablelvuku
(11.09.23)
kredi imkansızları oynuyor bu aralar. peşinatınız çok düşük. nispeten daha düşük fiyatlı bir ev alıp, kiraya verebilirsiniz. kira geliri ile kredi ödenir. sizde kirada oturmaya devam edersiniz. 5-10 sene içinde ev sahibi olmuş olursunuz gibi düşünüyorum.
0
hasansabbah
(11.09.23)
Türkiyenin orta yerinden oluk oluk petrol fışkırmadığı sürece kısa vadede enflasyon tepetakla olmaz.
Olur da aldığınız evin parasını ödeyemez hale gelirseniz, evi şu ankinden daha yüksek bir paraya satar borçlarınızı kapatırsanız, o an içinde bulunacağınız durum şu ankinden daha olumsuz olmayacak.
Yani o zaman evsiz kalırsınız ama şu an zaten evsizsiniz.
Kesenize uygun bir ev ve zorlanarak da olsa ödeyebileceğiniz bir kredi buluyorsanız hiç düşünmeyin. Alın o evi.
0
Mirket
(11.09.23)
çok az kredi veriliyor. Onu da ekleyip maks alabildiğinizi alıp kiraya verip değerlenince satın. Hatta, kiraya bile vermeden al-sat yapın.
0
abbabaabbaababbabaababbaabbabaab
(11.09.23)
Şu ortamda kredi çekmek ve ev almak çok mümkün değil.

Elinizdeki parayı harcamayıp, biriktireceksiniz ve uygun fırsat kollayacaksınız. Çok yakında peşin parası olana güzel fırsatlar çıkacaktır.

Parayı biriktirirken TL'de tutmayın tabii ki. Sepet yapmak en güzeli (Altın, dolar, euro vs.)


.
0
kartallar yuksek ucar
(11.09.23)
--enflasyon tepetaklak olur maaşlar bu kadar seri artmazsa

geçtiğimiz 2 sene gibi olmayacak buna emin olun, fakat bir anda enlfasyon düşmez. ovp tahminlerine göre bile enflasyon ancak 2025te tek haneli olacak ki siz onu en erken 26-27 olarak düşünün.

--bankaya totalde geri ödeyeceğimiz rakam 4.5M TL'leri bulmakta. yani satınalınan ev aslında bize 5-6M TL'ye mal oluyor.

paranın zaman maliyeti var, evet siz o kadar para ödeyeceksiniz fakat evin fiyatı da artacak.

--bahtsızım ya olabilir iki ay sonra dip faizli krediler çıkarsa?
istediğiniz evi bulamazsınız veya daha pahalıya alırsınız.
ben yine de bu aralar çıkacak hiç evi olmayanlar için olan kampanyayı beklemenizi tavsiye ederim.
0
nuisance
(11.09.23)
Kredi faizleri şu an yüksek. Zaten kredi muslukları da kısılmış.

Alacağınız ev için ödeyeceğiniz miktarı düşünün. O ev vade sonunda, sizin geri ödemenizi karşılayacak mı? Enflasyon bir noktada yavaşlayabilir hatta çok aşağı gelebilir. o zaman, ödeyeceğiniz faiz evin gerçek değerinin aşırı üstünde kalır.

Tam tersi de olabilir. O zaman da evi ucuza bile almış olursunuz. O öngörü sizin kişisel hesabınız.

Elinizdeki peşinatla büyük şehirlede ev bulmanız zor. Ama o peşinatla anadolu'da, küçük şehirlerde belki bir ev bulabilirsiniz. Ama bütün sermayenizi tek bir yatırıma koymak mantıklı mı o da tartışılır.

Sizin için eldeki sermayeyi büyütmenin yolunu bulmak önemli. Yani fon, döviz, altın vb yatırım araçlarıyla bir sepet oluşturup parayı enflasyon üstünde büyütmek üzerine düşünebilirsiniz.

ama bunlar bir yatırım tavsiyesi değildir elbette. Siz kendi birikiminize ve bütçenize ve riskli bulup bulmadığınıza göre karar vermelisiniz. Çünkü döviz bile olsa piyasa oynak bir anda terste de kalabilirsiniz.
0
anten
(11.09.23)
Enflasyon birmiktar aşağı gelecek belki ve zamlar son iki yıl gibi olmayacak ancak tamamen bitmeyecek. En iyi ihtimalle %30-40 arası seyredecek ki gelecek yılın öngörüsü bile %33 zaten. Evi aldım, faizi yüksek vs ya düşerse diye düşünmek anlamsız kayda değer bir düşüklük olursa hemen olmasa bile kredi vadesi içinde yapılandırabilirsiniz.

Konu şuanda kredi bulmanın güçleşmesi bence. Ancak kredi notunuzun iyi olduğu varsayımıyla ilk ev için kredi bulabileceğinizi düşünüyorum. Aylık kredi ödemenizi 35K olarak ayarlayabiliyorsanız bence gelirinize göre ilk 1-2 yıl en fazla sıkışarak ev sahibi olmak mantıklı. Küçük bir yada iki ev alıp kiraya vermek vs de alternatif ancak kira-kiracı ile uğraşmak ayrı bir dert bence.

Şu enflasyonist ortamda yaptırabilirseniz, konut kredisinde 2. yada 3.yıldan sonra senede bir balon ödeme koyarak aylık taksit miktarınızı aşağı çekebilirsiniz. Böylelikle paranın iyice değer kaybetmesini sağlarsınız. İleride balon ödeme rakamları çok komik kalacaktır.
0
FAtE
(11.09.23)
(9)

Ev sahibi mi haklı?

wild honey suckle
Selamlar gençler,Uzun zamandır kafamı kurcalayan bir konu hakkında konuşmak istiyorum.. Şimdi biz 2020 Mayıs ayında evimizi tuttuk. Ev sıfır evdi ve ilk kiracısıyız. 3 senedir bir kez olsun kira geciktirmeden oturuyoruz. ev sahibimizin annesi ve abisi bizimle aynı muhitte, sahil tarafında bayağı esk
Selamlar gençler,

Uzun zamandır kafamı kurcalayan bir konu hakkında konuşmak istiyorum.. Şimdi biz 2020 Mayıs ayında evimizi tuttuk. Ev sıfır evdi ve ilk kiracısıyız. 3 senedir bir kez olsun kira geciktirmeden oturuyoruz. ev sahibimizin annesi ve abisi bizimle aynı muhitte, sahil tarafında bayağı eski ama lüks sayılacak bir apartmanda oturuyor. en az 300 m2 falandır evleri ve direkt deniz manzaralı. (bu arada ev "ev sahibimizin" annesinin üzerine, biz de kirayı her ay ev sahibinin annesine yatırıyoruz) geçen sene ev sahibimiz bizi arayıp başka bir ev alacağını söyleyip evi satışa çıkartacağından bahsetmişti. nezaketen istersek öncelikli olarak bize satacağını belirtti. teşekkür edip, satın alacak paramız olmadığını, böyle bir planımız da olmadığını belirttik ve kaderimizi beklemeye başladık. gel zaman git zaman, hiç ses çıkmadı. dedik demek ki satmaktan vazgeçti. şubat ayındaki depremden sonra ev sahibimiz bizi tekrar aradı. annesinin evinin depremde çok riskli olduğunu, abisi ve annesini bizim eve taşıyacağını belirtti. biz öncelikle bu problemi başka şekilde çözüp çözemeyeceğimizi sorduk ve kiranın artışını teklif ettik. bu şekilde annesi ve abisi zaten geçici olarak çıkacakları kiralık evin kirasını ödeyebilirlerdi ve bizim de düzenimiz bozulmazdı. (çünkü o ev yıkılıp yapıldıktan sonra zaten kendi evlerine döneceklerini düşünüyorduk). ev sahibimiz kiraya zam yapacağını (%100'ün üzerinde) ancak gene de 3-4 ay içerisinde evden çıkmamız gerektiğini belirtti. biz madem çıkacaksak zam yapmayacağımızı ve bunun vicdani ve adil olmadığını belirttik. daha sonra ev sahibimiz bize ihtar yolladı. ihtarda "ihtiyaç durumu oluştuğu için" yazıyordu. ancak tesadüf annesinin oturduğu apartmanda tanıdığımız var ve apartmanda anlaşma sağlanamadığını ve yıkım olmayacağını söyledi. şimdi arabulucuya gitmiş. biz bu adamın iyi niyetli olmadığını düşünüyoruz. haklılık oranımız nedir? yarın bir gün davaya giderse iş başımıza neler gelebilir? sonuçta ihtiyaç hali oluşmadı ve önümüzdeki süreçte de oluşmamış olacak. sırf "ben orda değil burda oturmak istiyorum" diyip kiracı çıkarabilir mi?

Tşk
0
wild honey suckle
(11.09.23)
Ev sahibine göre bu durum paradan ziyade güvenlik ilke ilgili belli ki o yüzden ikna etme şansınız hiç yok gibi görünüyor. Haklı haksızdan ziyade sorun çözülebilecek bir şeye benzemiyor. Eninde sonunda çıkarma yoluna gidecek gibi bir hal var. Ki arabulucuda durumlar daha hızlı çözülür yani yıkım kararı çıkarsa bu sefer sebebi de haklı olacak. Yavaş yavaş ben kendime ev bakardım ama haklı hala yok bu senaryoda durum adil değil sizin için ama adaletsiz olan ev sahibi değil düşünüce.
0
kullanıcıadımbuolsun
(11.09.23)
Bence siz iyi niyeti falan boş verin, ev sahipleri evleri kiraya verme hatasını yapıyorlar. Ben de bir eve çıktım, adam 1 sene sonra telefon açtı benim ihtiyacım var dedi. Ee kardeşim ben çocuk muyum, ev taşıdım, düzen oluşturdum, sözleşmeyi yaparken bana söylemedin? Ben yapayım? Adam diyor ki yaşlı anneme yakın yere geleceğim. Ulan ben de yaşlı anne babamla yaşıyorum. Onlar işlerini bırakıyorlar senin keyfine aylarca yerleştirdikleri evi, tekrar toparlıyorlar, taşınma stresine giriyorlar. Onu hiç düşünmüyorsun. Mal senin diye yok bedavaya oturuyormuş, yok ihtiyacım varmış, yok kredi çektim falan, geç onları eğer sonradan ağlayacaksan vermeyeceksin kiraya bu kadar basit .

İhtiyaç hali oluşsa bile size tahliye davası açacak, sonra siz de avukatınızı bulup hukuki süreçte ilerleyeceksiniz. İhtiyaç var mı yok onları siz şimdiden bilemezsiniz. Onların avukatları "dava 3-4 ayda biter" gibi laflar edecek size, hee he deyin geçin.

En kötü arabulucuda taşınma masraflarınız + yeni taşınacağınız yerde ödeyeceğiniz kira farkı gibi bir ödeme alıp çıkmak üzere pazarlık yaparsınız. Ama ona da mutlaka avukatla gitmeniz gerekli.
0
malheiros
(11.09.23)
Yani biz bu evi tuttuğumuzda da annesinin oturduğu ev +30 yaşındaydı. Kaldı ki zaten güvenlik için taşınacaksa o diğer ev yapılana dek geçici taşınacak beni yerimden edeceğine başka eve geçsin, ben kiramı arttırayım. Evi bitince geri gitsin milyon metrekare evine. Ama bizce olay bu değil. Olay orası yeniden yapılınca çok değerli olacak diye, annesini bizim eve taşıyıp diğer evi kiraya vericek. Ya da buraya gelicek hiç kira ödeme, ev sahibi derdi olmadam, ev yıkılıp bitince kendi evine geçicek bu sefer bizim çıktığımız evi daha pahalıya kiralayacak.

Yani sonuçta biz de planlarımızı ona göre yapıyoruz. 3 senede iki kere çıkarılmakla alakalı şeyler yaşadık. Yok satıcam, yok biz oturucaz. Huzur bozmayla alakalı mahkemede kendimi savunabileceğim bir şey yok mudur ya?
0
🌸wild honey suckle
(11.09.23)
Ev sahibi haksız.
Vicdani olarak da sizi evden çıkarmaya hakkı yok, hukuki olarak da.

Siz zam yapmayı da teklif etmişsiniz, yine de çıkarmaya karar vermiş. O halde bundan sonra sadece yüzde 25 zam yaparsınız, geri kalan parayı da kenara koyarsınız ki avukata gider bir kısmı. Zaten sizi çıkarması da mümkün değil. Ki çıkarsa bile bu yaklaşık 2-3 yıl sürecek.

Kiracısını küstüren ev sahibi sıkıntıya girer. Bundan sonra %25 zam ile keyifle oturun o evde.
0
michael_knight
(11.09.23)
Ev sahibi depremden sonra tedirgin olmuş olabilir bu nedenle ailesini ivedi olarak taşımak istiyor olabilir. kimse eski evde deprem bekleyerek oturmak zorunda değil. İnsanın kendi evi varken sen de kiraya çıkmak istemeyebilir. Sizinki de zor durum ancak kira artışı teklif etmenize rağmen çıkmanızı istiyorsa gerçekten eve ihtiyaçları var diye düşünüyorum. Bence bu durumda çıkmayı kabul edip iyi niyetinizin karşılığı olarak zam yapmamasını isteyebilirsiniz.
0
kirmizi_oje
(11.09.23)
değil gözüküyor ama işin sonunda ev onun.
0
nuisance
(11.09.23)
Hukuki ya da ahlaki olarak haklı mı değil mi tam bilemiyorum ama şunu söyleyebilirim bu kentsel dönüşüm mevzuları çok can sıkıcı, bir türlü netleşmemesi, her kafadan bir ses çıkması, sürekli belirsizlik insanı canından bezdiriyor, bir de kiracı olarak siz de görüyorsunuz, ev kiralamak vs artık çok basit konular değil, bu sıkıcı süreçte bir ev kiralamaktansa mevcut evlerinde yaşamayı tercih ediyor olabilirler, sizinkinin tavrı pek böyle gözükmüyor, yüzde yüzün üzerinde zam yapıp, 3-4 ay içinde çıkın demesinden yola çıkarak bunu söylüyorum.

İyi niyetli olmadığını düşünüyorsanız hukuki haklarınızı sonuna kadar kullanın ama aksi ihtimali de değerlendirmek lazım, bunu da kendimden yola çıkarak söylüyorum, uzun yıllardır hem kiracı hem ev sahibiyim, yakın zamanda ev sahibinizin durumunda olma ihtimalim var, hiç istemesem de.
0
(11.09.23)
Evi satıyorsa sizi çıkartamaz. Evi satar, siz yeni ev sahibiyle konuşursunuz. O belki kiracı devam etsin istiyor.
0
anten
(11.09.23)
Eğer evleri yıkılacaksa seni çıkartmak istemesi normal. Şuan ev yıkma işi ertelenmiş gibi görünebilir ama senin ev sahibin büyük ihtimal evin yıkılacağını düşünüp bu süre zarfında seni çıkartmak istiyor. Ev yıkıldıktan sonra çık dese en az 7-8 ay seni bekleyecekler. O yüzden böyle davranmış olabilir.
0
bebegim sende kimsinn
(11.09.23)
(6)

Ford otomobili icat etmeseydi ne olurdu?

Bir ben var benden şurada
Yani merak ettiğim şu: Ford kendi modelini üreterek bugünkü teknolojinin önünü açmasaydı bir başkası icat edip sonuçta yine bugünkü teknolojiye mi ulaşırdık ya da farklı bir şey mi olurdu sizce?
Yani merak ettiğim şu: Ford kendi modelini üreterek bugünkü teknolojinin önünü açmasaydı bir başkası icat edip sonuçta yine bugünkü teknolojiye mi ulaşırdık ya da farklı bir şey mi olurdu sizce?
0
Bir ben var benden şurada
(10.09.23)
Ford otomobili icat etmedi sadece üretim bandını icat etti. Böylece daha çok araba yapılmasına imkan sağlandı. Bu da maliyeti düşürdü. Halk daha çok araba alabildi ve araba kullanımı yaygınlaştı.
Bulduğu çok büyük birşey değil o olmasa başkası bulurdu zaten.
0
parka
(10.09.23)
genelde icatlara baktığında bir kişi-firma gibi görünür ama aslında biz ilk piyasaya çıkanı başarılı olanı biliriz. aynı dönem onlarca otomobil yapmaya çalışan vardı. yaptılar da zaten almanyada ve başka ülkelerde.

icatlar-yenilikler teknolojinin-ihtiyaçların gelişimi ile paralel ortaya çıkıyor. ortam hazır olunca biri çıkıp onu ürüne dönüştürüyor.

otomobil burada büyük bir kırılım değil. atom bombası bile büyük bir kırılım değil. amerikalılar erken çözmese ve almanlar kaynaklarını doğru kullansa bu silah almanyada üretilirdi. veya ikisi de çzemeseler 5 sene sonra rusya çözmüş olurdu. çünkü önceki 150 yıllık bilimsel birikim ortamı bu keşfi yapmaya hazır hale getirdi.
0
orpheus
(10.09.23)
Aydın Sayılı'nın Bilim Tarihi kitabında tarihin buluşları her ne kadar bir kişiye yazsa da esasında bilim kümülatif olarak ilerilediğini dolayısıyla bir şey bulunmuşsa o şey bulunma noktasına geldiğini söyler. Bu yüzden Newton ile Leibnz kavga ediyor. Darwin evrim kitabını yayımladığında aynı dönem Darwin'den habersiz biri evrimi içeren makale yazıyor.

Dolayısıyla bilimle teknolojideki ilerileme otomobili doğurmuştur. Eğer şunu sorsaydın daha mantıklı olabilirdi: "bilim ve teknoloji başka şekilde ilerileseydi ne olurdu?" O da mümkün değil çünkü bilimle teknolojinin yolunu bir kral belirlemiyor. İnsanlık tarihinde her kültürden insanın katkısı var ve o yolu insanlık belirliyor. Ne dünyanın en güçlü insanı ne de bilim tarihinin en zekisi bu yolu belirleyebilir. İnsanlığın o anki ihtiyaçları, erişmek istediği şeyleri vb. belirler. Otomobil icat edilmeseydi, o yol farklı aksaydı ne olurdu? sorusunda ısrarcı olursan bence teknolojinin olmadığı toplum düzenine ulaştırır çünkü otomobilin temelinde motor, güç üretimi vardır. Motorun veya güç üretiminin olmadığı bir toplumun zayıf olacağı izlenimi veriyor.
0
kullanilamayan ruhumuzlar
(10.09.23)
başkası icat ederdi.
0
ahm1
(10.09.23)
Haftasonu tatilininde Ford tarafından sırf arabaları satılıp halk kullanmaya fırsat bulsun diye uydurulduğunu da buraya bırakalım, belki haftalık tatil farklı olurdu.
0
mirty
(11.09.23)
Ford bir girişimci. Otomobil zaten mevcuttu.

Ford otomobili daha hızlı üretmenin bir yolunu buldu.

Diğer firmalarda otomobil şöyle üretiliyordu. ARaba sabit, bütün ustalar sırayla geliyor kendi kısımlarını arabada yapıyor.

Ford diyor ki böyle olmaz, herkesin bir görevi olsun. Araba bant üstünde yürüyor. Bütün işçiler de kendi takması gereken kısımları takıyor.

Bu sistemi ford bulmasa elbet biri bulurdu. Çünkü benzer ihtiyaçlar söz konusu o dönem sanayi patlaması yaşıyordu dünya.
0
anten
(11.09.23)
(4)

giris seviyesi piyano/klavye

antikadimag
kardesime dogumgunu hediyesi olarak dijital piyano almak istiyorum. ama hic bilmiyorum nasil bir sey almak lazim. ilk defa calacak o yuzden giris seviyesi bir sey olsun diyorum. ama hic anlamiyorum bu islerden o yuzden yardima ihtiyacim olacak.butun onerilere acigim. kendisi bana casio cdp s150bk di
kardesime dogumgunu hediyesi olarak dijital piyano almak istiyorum. ama hic bilmiyorum nasil bir sey almak lazim. ilk defa calacak o yuzden giris seviyesi bir sey olsun diyorum. ama hic anlamiyorum bu islerden o yuzden yardima ihtiyacim olacak.

butun onerilere acigim. kendisi bana casio cdp s150bk diye bir model soyledi ama dogru bir urun mudur bilmiyorum. detaylari nedir bu piyano/klavye/org isinin? hangi markalara bakmak lazim?
0
antikadimag
(09.09.23)
,yamaha, Casio, kawai , Roland markalarıdan şaşmamanızı tavsiye ederim , özellikle Yamahanın üst serileri
özellikle clp serileri övüyorlardı şu an durum nedir bilmiyorum.


Bütçe dahilinde aralarında fazla fark yoksa mümkün ölçüde orta seviye veya giriş seviyesi üstü piyano almanızı tavsiye ederim, çünkü bu tip ürünlerde satmak zaman alabiliyor.
0
mrctrk
(09.09.23)
seneler seneler once bana gittigm kurs yamaha aldirmisti.
en takintili olduklari nokta oktav sayisiydi diye hatirliyorum, mutlaka 5 oktav olmali demislerdi, neden bilmiyorum.
0
cooperr
(09.09.23)
www.zuhalmuzik.com

Başlangıç seviyesi için de ileri seviye için de oldukça uygun.
0
anten
(09.09.23)
merhaba, bulunduğunuz yerde enstrüman satan bir mağaza varsa gidip danışmanız en doğrusu olur. yoksa youtube' dan yararlanabilirsiniz. ek bilgi olarak; yamaha dijital piyanoda çok iyi. belki buradan başlamak istersiniz.
0
from where i ride
(10.09.23)
(8)

almanya neden bu kadar kötüleniyor?

nothing in my way
almanya'ya hiç gitmedim ama özellikle son zamanlarda aşırı bir kötüleme var. sözlükte ve sağda solda bolca görüyorum. neden bu kadar kötülüyor insanlar? nesi kötü almanya'nın?
almanya'ya hiç gitmedim ama özellikle son zamanlarda aşırı bir kötüleme var. sözlükte ve sağda solda bolca görüyorum. neden bu kadar kötülüyor insanlar? nesi kötü almanya'nın?
0
nothing in my way
(09.09.23)
Kultur meselesi. Turk kulturuyle buyuduysen ters geliyor alisamiyorsun. Bi hintli arkadas vardi eski sirkette. Ingilterede yasiyor. Diyor ki bana bi gun, ya gecen trene bindim telefonun sarji yok benim bilette de prizli koltuga oturamiyosun. Tren bombos o yuzden gittim prizli koltuga oturdum sarj icin ve ceza yedim. Bundan dertleniyor mesela bana. Bense icimden, e ne guzel valla mis gibi kuralları işletiyorlar diyorum. Benzer sebep diye anlattim.
0
floydian
(09.09.23)
- cok buyuk beklentiyle almanyaya yerlesiyorlar. almanyaya yerlesince bir anda turkiyede ulasamadiklari arabalara ve evlere ulasacaklarini zannediyorlar. bu nedenle de hayal kirikligina ugruyorlar. bunun en buyuk nedenlerinden biri de bir ara populer olan araba fiyatlari, market fiyatlari videolari. elinde nakit yoksa o fiyatlara kimse yeni gelen birine kredi vermiyor, kredi icin de kalici oturum gerekiyor. kalici oturum da 5 yil yasayinca anca alinabiliyor.

- yeni bir yere yerlesmenin dogurdugu problemlerle almanyayanin yerlesik problemlerini karistirmalari. dunyanin neresine giderseniz gidin buyuk ihtimalle ilk yil bircok burokratik isle ugrasacaksiniz, ev bulmak zor olacak, bankadan hesap acmak da zor olacak. bu kadar cok isin icinde de bircok sorun cikacaktir.

- turkiyede ust tabakadan kendini hissedip, iyi semtlerde yasayip, gerektigi yerde kendini daha ust gosterebilcek diksiyona, ozguvene sahip konumdan bir anda siradan bir vatandas konumuna dusmek. hatta ikinci sinif vatandas konumunda olmak. konusurken kendini ifade edememek. kimse kendini saygin hissederken aslinda siradan olmak istemez.

- turkiyedeki hizmeti baska yerde bulamamak. ornegin pazar gunu niye tum dukkanlar kapali diye sikayet etmek. ya da apartmanlarda kapici olmadigi icin ekmegini kendin almak, copunu kendin dokmek. aldigin mobilyanin montajini kendin yapmak, kucuk tamir islerini kendin yapmak zorunda kalmak. turkiyde bircok kisi icin siradisi bir durum bu. kapici yok cunku almanyada kimseyi karin tokluguna istedigin ise kosturamazsin, ya da pazar her yer kapali cunku pazar gunu magazada calismak zorunda olan kisinin de cocuklari ile hafta sonu zaman gecirmeye hakki var.

- irkcilik. turkiyede sokakta giyimi, tavri, konusmasi farkli kisi gorunce yolunu degistiren kisiyken bir anda sokta gorulunce bazilarinin yolunun degistirdigi kisi olmak.

- ucuz isci olmak. almanyaya yerlesen bircok kisi ustun basarilari, ustun yetenekleri nedeniyle yerlesmiyor. bir cogu siradan yeteneklere sahip ve sadece daha ucuza calistigi icin tercih ediliyor. o nedenle bircok kisi ayni niteliklere sahip bir almana gore daha az kazaniyor. bu haksizlik da bir sure sonra hem maddi olarak zorluyor hem de rahatsiz ediyor. ama belli zaman sonra cogunluk hakketigi maas seviyesine geliyor. genelde yerlsildikten sonra ilk 5 yil biraz haksizlik oluyor.

almanya her anlamiyla super bir ulke degil, bircok sacma problemi var, insani samimi degil. ama yasam olarak dunya da yasanilacak en iyi ulkelerden biri. farkli bir ulkeye yerlesince biraz da rahat bozulacak elbette. cok kotu tecrubeler yasamis insanlar da var. o yuzden dengeli bir beklenti, fazla gaza gelmemek onemli.
0
emrahday
(09.09.23)
Cok fazla Türk var. Bu başlıca bir sorun. Kendi ülkende kalsan en azından küçük denizin büyük balığı olursun. Hem Türk'e maruz kalmak hem alman tarafından ezilmek gibi durumlar olabilir.

Ayrıca Almanya'daki Türklerin itibarı oldukça kötü. Türk deyince akla gelenler; kebapçı, ucuz iş gücü, barmaid gibi gibi.
0
roe
(09.09.23)
insanlar yurtdisini kafasinda fazla buyutuyor da ondan. teknoloji ilerledikce avrupanin dogusuyla batisi arasindaki makas bayagi kapandi. TR'de sonucta bir afganistan degil.

ayrica, bizim toplum "gocmenlige" alisik bir toplum degil.

yurtdisinda mutlu mu olmak istiyorsun?
1- beklentilerini dusuk tutacaksin
2- "gocmenligi" sindireceksin. adini da degistirsen, sacini sariya boyayip LGBTQ dernegine uye de olsan, oranin yerlisiyle de evlensen, coluk cocuk torun torba sahibi de olsan orali degilsin, bunu kabullenmen lazim.
0
cooperr
(09.09.23)
almanya'yi kötüleyen bir ben varim bir de TR cennet diyen almanci dayilar var saniyordum :D. Aslinda sosyal medyada Türkiye ya da Türkler daha cok kötüleniyor, bilemiyorum.

iyi bir kariyeri olan (egitimi, kültür, para vs) biri icin Almanya'nin refah seviyesi disinda bir olayi yok ama Türkiye'de ki almanya imaji cennetle esdeger gibi birsey.
En kibar haliyle Türklere karsi bir ön yargi var, ama bu önyargiyi balkanlardan gelenlere, afrikadan gelenlere karsi görmedim, ister düsük profil bir is olsun ister yüksek. Onlara karsi yoktur demiyorum ama Türklere karsi görünen veya görünmeyen bir tavir var, bu da insani bezdiriyor.
Örnek; Ben ayni isi yaptigim almandan daha iyiyim. o sürekli olarak uyduruk isler icin bile övülür, ben ödül aldim kimse bana tebrikler bile demedi.
Ben bunu Tr'de ki arkadaslarima söyledigimde,-abartiyorsun ne var, almanyadasin daha ne istiyorsun, falan diyorlar ama burada calisinca artik baska dertlerin oluyor.


Bir de bizimle, beklentilerimizle ilgili birsey, arada cok büyük kültür farki var (Kültür farkindan kastim egitim seviyesi degil), youtube'ta ac Türkiye'de erasmus yapmis ögrencileri izle; Tr söyle iyi böyle iyi, misafirperverlik vs. ama burada bir arkadaslik falan yok. kendi aralarinda bile benim gördügüm kadariyla yok, ev sahibime bir tek abisi geliyor o da kirismas'ta falan.
Ya da burada benden nefret eden bir alman var ama beni her gördügünde Hiii yapar, siz disaridan görseniz aramiz cok iyi sanirsiniz.
Buna benzer sekilde Türk arkadaslarda, almanlarla aralari iyi saniyor ama bir yere davet ettiklerinde gelen kimse yok. hayal kirikligi.
buna benzer sekilde, grill parti yaptilar, biz ve cinliler bir sürü sey almisiz, bu almanlar 1 tabak birsey getirdi ve hepsi yanindakiyle konustu, ben bu ortami hala yadirgiyorum, ögreniyorum ve kendime kiziyorum almanlari besledim diye. Kusum aydinla ayni görüsteyim bu konuda :D
sosyal ortam burada problemli ve bu yüzden ben hala aramin iyi oldugu alman arkadaslara nasil davranacagimi kestiremiyorum. bana kahve almis, problem yapar belki sonra diye parasini vermek istedim mesela, Tr'de aklima gelmez. Türkiye'yi ziyaret etmis olanlar cok iyi davranir.
0
Coma
(09.09.23)
Almanlarin tüm yazilmis negatifliklerine +1, yani ailen varsa, irkcilikla karsilasmiyorsa bir bariz bir kötülügü yok.

Birde, Türkiye'den ilk gelenlerle simdi gelenler arasinda cok büyük bir fark yok, ilk gelenlerin üniversite görmüsleri. Almanya'da arkadas olunabilecek, akli basinda Türk bulmak cok zor.
Hatayli arap alevisi bir arkadas var, ona tavuk aldim, alirkende o kebap yemez diye yanimdakine aciklama yaptim ve o günden beri o yanimdaki arkadas onunla iliskisini kesti, ama yasadigi yer almanya :)

Ailesinde okuyan tek kisi olup, ailesi tarafindan pohpohlanan ama aslinda baba parasiyla yüksek lisansa gelmis ve kalmis, sonradan görme cok var. bunlar cokta sikayet ederler cünkü burada hava atacaklari kimse yok, islerinde iyi degiller, kendi durumlarini bilmektense almanya'yi kötülerler.
0
Ley
(09.09.23)
Kim kötülüyor? Mis gibi memleket.
Ama bizim memleketin beyaz yakalıları için almanya travmatik olabiliyor.
Her memleketin iyi yanları, kötü yanları var.

Almanya'nın da Türkiye'ye kıyasla iyi yanları var.
Türkiye'nin de Almanya'ya kıyasla iyi yanları var.

Memleketleri böyle kabul etmek lazım.

Almanya'ya gidenlerin büyük umutlarla yola çıkıp, hayal kırıklığına uğramasının 2 ana nedeni var.

1-Kültürel
2-Ekonomik

Kültürel nedenler:
-Yeni dönemde almanya'ya gidenler Türkiye'nin iyi eğitimli kesimi. Bu kesimin şöyle bir problemi var: Fazla naiflik.

-Şöyle özetleyelim seküler kesim sanıyor ki Türkiye'de dışlanıyorlar, o yüzden Avrupalılar da Türkiye'deki seküler kesime yardım etmek istiyor zannediyorlar. Adam sanıyor ki "merhaba ben seküler bir hayatı benimsemiş, avrupa değerlerini benimsediğine inanan bir Türk genciyim" deyince Almanlar "ooooooo hoşgeldiniz, biz de size üzülüyorduk, burada hak ettiğiniz değeri göreceksiniz" diyecek. İlk şoku burada yaşıyorlar. Çünkü Avrupalının umrunda değil senin ülkenle ilgili komplekslerin. Almanlar için de 60 yıldır kafasında oturttuğu Türksün işte.

-Türkiye'de modernleşme, avrupa kültürü, seküler hayat tarzı vb gibi konular çok yanlış yorumlandığı için biraz da aşağılık kompleksi var. Kendini Almanlara beğendirme gibi bir çabaya dönüşüyor bu. Hatta bunla ilgili yabancı bir sitede bir meme bile vardı tam olarak durumu özetliyor. İşte japona diyorlar siz şöylesiniz böylesiniz, sizi sevmiyoruz. Japon diyor ki banane... Çinli'ye diyorlar, Rusa diyorlar, Araplara diyorlar, Latin amerikalılara diyorlar, Balkanlara diyorlar... Hepsi diyor ki "senin ne düşündüğün umrumda değil benim kültürüm bu ben böyleyim." Sonra Türk'e diyorlar, daha adam sözünü bitirmeden Türk başlıyor "Türkiye seküler ve laik bir ülke, biz kadınlara ilk seçme hakkını veren ülkeyiz, biz ortadoğuda değiliz, biz arap değiliz, biz afrikalı değiliz" diye uzun bir tirat atıyor. Ee şimdi Almanya'da böyle bir kafada yaşarsan yorulursun:)

-Bir diğer kültürel konu, o deminki naiflikle alakalı işte. Gidenlerin çoğu "bıktım bu ülkeden" psikolojisiyle gidiyor. Çünkü kendi hayatındaki sıkıntıların ülkeden kaynaklandığını düşünüyor. İnsanları cahil buluyor, kendini çalıştığı ortamın üzerinde yetenekli görüyor, yaşadığı toplumdan şikayet ediyor vs.
Ama gidince görüyor ki Alman'ın da cahili var,bağnazı var, muhafazakarı var, sinsisi var, fanatik dincisi var, fanatik milliyetçisi var, serserisi var vs.

-Kent diye bir şiir var. ÖZetle diyor ki nereye gidersen git, kendini oraya götürdüğün zaman her yer aynıdır. Bu kafa yapısıyla Almanya'da da mutlu olamıyorlar.

-Yukarda da güzel yazmışlar. Şimdi sen Türkiye'de suriyeli görünce yolunu değiştiriyorsun karşı kaldırıma geçiyorsun. Almanya'ya gidince de seni görünce yolunu değiştiren insanlar oluyor. Sen istediğin kadar "ben iyi eğitimliyim, sekülerim, bira içiyorum" diye kendini parçala. Göçmensin adamın gözünde. Sonuçta suriyeli'nin de iyi eğitimlisi, modern fikirlisi var. ama umursamıyoruz mesela bunu. Almanya'da da böyle. Bu da ağır geliyor.

-Berlin falan kozmopolitmiş gibi yapmaya çalışsa da, almanlar son derece kapalı bir toplum aslında. Bir ABD değiller yani. Göçmenleri hala hazmedebilmiş değiller. Köln, Berlin falan ok. Ama mesela gidin dresden'e neler yaşıyorsunuz bakalım. İş ortamında bile bazen üstü kapalı bir önyargı hissedilir her zaman.

Şimdi bir de ekonomik sebepleri yazalım:
-Yaklaşık 60 yıldır aynı hikayeyi dinliyoruz. Almanya'ya gidip aşırı refaha kavuşan Türkler.

-O yüzden Türkiye'de herkes için Almanya bir ütopyadır. Dünyanın en mucizevi memleketidir. Meksikalı, Kübalı, Arjantinli için ABD ne anlama geliyorsa, bizim için de Almanya o.

-Ama Almanya'ya gidip hayatı değişenler kimlerdi 60 yıldır? Köyünden çıkmamış adamlar. Türkiye'de çok düşük ücretlerle çalışan fabrika işçileri. Türkiye'de asgari ücretle çalışan vasıfsız elemanlar vs... Bu adamlar Türkiye'de en fazla şehirlerin dış mahallelerinde zar zor bir ev sahibi olabilecekken, Almanya'da 20-30 yılın sonunda mal mülk edinip, bmw'lere binmeye başlayınca bir almanya büyüsü yayıldı.

-Eğitimli adam için durum böyle değil işte. Yani Türkiye'de garsonluk yapan bir adam, Almanya'da garsonluk yapmaya gidince hayat standartı katlanıyor. Ama türkiye'de iyi bir şirkette çok iyi kazanan kalifiye bir çalışan, bir de üst düzey olduğunu var sayalım, Almanya'ya gittiğinde çok efsanevi bir sıçrama yaşamayabilir. Hatta Türkiye'ye göre şartları biraz daha geri düşen de var gidip.

-Türkiye'de gelirin iyiyse, eğitimin iyiyse yaşadığın ayrıcalıklı hayatı almanya'da bulamazsın. Bir de çevren varsa... Şöyle örnek vereyim, eski işyerimde direktörüm global anlamda çok başarılıydı. Avrupa ofislerinden birinin başına geçmesi için teklifler gitti. Hatta Türkiye'de o kadar iyiydi ki İtalya'yı ofisini falan da buna bağladılar. Şu an istese çok iyi şartlarla istediği ülkeye ve region hub'a gidebilir. Network içinde de tutuluyor baya. Ama asla gitmiyor.

-Çünkü buradaki ayrıcalıklar orada yok onun için. Mesela basitten başlayalım. Şirket altına 6 milyonluk şirket aracı veriyor şoförüyle. Almanya'da böyle bir şey çok zor:) Şoförünü günlük işi için de kullandırtıyor. Alışverişini yaptırıyor, çocuğunu okuldan aldırtıyor vs. Bunları almanya'da yapamazsın. İş yerinde elini kaldırıyor yemeği geliyor masasına. Türkiye'de çalışma koşulları malum. Haftasonu mesaiye kalcaksınız diyor, kimse itiraz edemiyor tabii ki. Ee başarısı biraz da buradan geliyor. Hadi almanya'ya gitsin bakalım. Hangi şirkette böyle takılabilir? İşi geçelim. Çevresi geniş. İstediği restoranda bir telefonla yer ayırtıyor, bir mekanın kapısından çevrilmek gibi bir şey literatüründe yok. Mesela almanya'ya gitmiştik beraber, bizi bir restorana almadılar doluyuz diye. Burada en sağlam özel hastanelerin üst düzey yöneticilerini tanıdığı için her zaman en iyi koşullarda tedavi alabileceğinden emin. gibi gibi... Böyle çok insan var. Bunlar gidince tabii orada mutsuz oluyor bu ayrıcalıklar olmayınca. Bunun daha bürokrasisi var vs.

-Orta sınıf her yerde orta sınıf. Almanya'da belki biraz daha rahattır ama neticede orda da orta sınıf. Belki türkiye'ye göre daha kolay mal mülk ediniyorsun. Ama Almanya'ya göre yine zorlanarak ediniyorsun. Bir de vatandaş olmadığın sürece almanya'nın ayrıcalıklarından tam yararlanamıyorsun sonuçta. Ev alcaksın? sana kim kredi verir sadece çalışma iznin var. Evet 2020 model mercedes 20000 euro. Ama 20.000 euro nakitin yoksa nasıl alacaksın? Kredi de yok diyelim. Berlin'de 2 kişilik bir ailenin yaşam gideri 2-4bin euro bandını bulabilir. Sen şimdi aylık 3-4 bin euro kazanıp dişini sıkıp 20 ay para biriktireceğin gerçeğini görünce anlıyorsun orta sınıf olduğunu. Bu da mutsuz ediyor yine.

-Yanlış anlaşılmasın, almanya kötülemek için değil bunlar. aksine doğru beklentiyle giden için mis gibi memleket. Ama türkiye'deki beyaz yaka şımarıklığıyla 2 ayda bmw 7.50 alcam, buradakinden daha fazla saygı görcem, yeteneğimi siz anlamadınız almanlar anlar gibi saçma hayallerle gidenler mutsuz oluyor.
0
anten
(09.09.23)
Anadolulu gurbetci almancinin cocugundan 10-0 geride baslamak hele Almanya'da koyuyor insana buyuk ihtimal.
0
speedy
(09.09.23)
(3)

Bir şeyin pahalı yada ucuz olduğunu nasıl anlayabilirim ?

WithWorth
Temel lokanta ve market/süpermarket ürünlerinden bahsediyorum.Kendi gelirimden bağımsız olarak soruyorum, bir hikaye var bilirsiniz; vehbi koç lokantada kutu kolayı pahalı bulduğu için almıyor vs.Örnek olarak; şuan ülker çikolatalı gofret 15 tl görseniz ? normal mi ?
Temel lokanta ve market/süpermarket ürünlerinden bahsediyorum.

Kendi gelirimden bağımsız olarak soruyorum, bir hikaye var bilirsiniz; vehbi koç lokantada kutu kolayı pahalı bulduğu için almıyor vs.

Örnek olarak; şuan ülker çikolatalı gofret 15 tl görseniz ? normal mi ?
0
WithWorth
(09.09.23)
Her ne kadar dış dünyadaki piyasa durumuna göre kıyaslama yapsakta bu biraz da kişinin geliri (kazancı) doğrultunsunda değişen bir durum aslında.
Bir markanın yazısı logosu var diye alınan ürün bile zengin biri için uygun fiyatlı sayılabiliyor.

Kutu kola örneği burada çok uygun bir örnek değil. Lokanta, sonuçta bu hizmeti masaya getirdiği için bir kâr üstüne ekleyecek. O nedenle şehir merkezinden uzak bir sahilde şişe su vb. gibi içeceklerin fiyatının katlanmasından bir farkı yok bu durumun.

Kola değil de örneğin pilav üstü kuru fasülyenin lokantalara göre fiyat karşılaştırması yapmak daha olur.
0
diyecevaplandı
(09.09.23)
Dediğiniz gibi kazançtan bağımsız bu.

Bir şişe su markette 1 tl, mağazada 20 tl.
O zaman demek ki bu su pahalı.

Türkiye'de satın alabiliyorsam pahalı değildir diye bir algı var. Zaten o yüzden fiyatlar çok şişik mekanlarda falan. Halbuki avrupalı bu aradaki farkın sebebini sorar. Bizde sorduğun zaman "paran yoksa gelme" bakışı atıyor hemen garsonlar bile.
0
anten
(10.09.23)
Şu an fiyat algısı diye birşey kalmadı, bugün çok pahalı ama yarına göre ucuz. Bunu geçiyorum.

15 TL gofret için bence pahalı; çünkü bitter çikolata da o civarda. Gofret bitter çikolatadan daha ucuz olmalı.

Özellikle restorantlarda içecekler aşırı derecede pahalı ve milleti aptal yerine koyar cinsten. 6'lısı 18 TL olan sodanın tanesi 40 TL'ye satılıyor. Burada somut bir karşılaştırma yapabiliyoruz.

Örneğin işlenmiş et, saf etten daha ucuz olmalı; eğer birim fiyatı daha yüksekse pahalı olduğunu düşünürüm. İşlenmiş ette et miktarı az ve ucuz katkı maddeleri gramajı yükseltiyor.

İthal bir ürünün fiyatı Türkiye menşei üründen pahalıysa fiyatı yüksekmiş derim. Türkiye'de ekonomi dengeleri çok değişti, dolar bazlı ciddi anlamda pahalı bir ülkeyiz. TL kazanıp Euro/Dolar bazında enflasyonla mücadele ediyoruz. O nedenle ithal ürün daha ucuz olmalı.
0
Lethe
(10.09.23)
(16)

Avrupa'da kalifiye olarak çalışmak saçma mı?

hold the door
Bir akrabam bilgisayar mühendisi, 5 sene tecrübeli, odtü mezunu, 2-3 sene savunma sanayide çalışmış geçen sene de almanya'ya gitmiş net maaşı 3500 euroymuş. Eleman burada da 7x asgari ücret alıyormuş (savunma sanayi değil) zaten. Böyle birinin avrupa'ya gitmesi saçma değil mi? Kendisi ile çok konuşm
Bir akrabam bilgisayar mühendisi, 5 sene tecrübeli, odtü mezunu, 2-3 sene savunma sanayide çalışmış geçen sene de almanya'ya gitmiş net maaşı 3500 euroymuş. Eleman burada da 7x asgari ücret alıyormuş (savunma sanayi değil) zaten. Böyle birinin avrupa'ya gitmesi saçma değil mi? Kendisi ile çok konuşmadım babası çok memnun değil diyordu.

Ben de aynı ayar bir okulda bilgisayar mühendisliği okuyorum, bizim okuldan 2014'te mezun biriyle konuştum, top 20'de bir yerde master yapmış, new york'ta adı bilindik bir yerde senior machine learning engineer. 400 bin dolar brüt maaş alıyor. Yani iki profil arasında uçuk farklar yok ama kazançları uçuk.

İsviçre ve abd'de bu tarz maaşlar olabiliyormuş sadece. avrupa'daki faang'ta bile maaşlar aman aman iyi değilmiş.

Ben abd veya isviçre'ye gitmek istiyorum ama orada da çalışmak çok zormuş. Burada abd'de çalışan mühendisler var. Nasıl yapabiliriz o işi?

master yapmak paralıymış ona o kadar para bulamam. phd'yi de kafa kaldırmaz. Ama master yapmayı spesifikleşmek adına kendi okulumda olsa düşünüyorum. veya almanya'nın önde gelen üniversitelerinden birinde yapsam abd veya isviçre'ye geçebilir miyim?

not: hazırlığı geçemedin ne abd'si demeyin lütfen, bugün ielts itirazım olumlu sonuçlandı bölüme geçiyorum. bi dal h.o alırım :)
0
hold the door
(07.09.23)
Naçizane önerim herkesin hikayesi ve şansı farklı. İngiltere haricinde kıta Avrupasında sosyal devlet anlayışı insanın yaşam kalitesini yükseltir. Bunu ABD'de bulamazsınız. Öte yandan Avrupa size diline hakim olsanız da yabancı olduğunuzu hissettirir, ABD'de herkes göçmen. Siz önünüze bakın, okulunuzu iyi notlarla bitirin, yabancı dilinizi geliştirin, mümkünse bir sene yurtdışında okuyun ondan sonra gelecek tekliflere göre karar verirsiniz.
0
SiyamkedisiZorro
(07.09.23)
Avrupa'da faang'da calisiyorum, dediginiz seyler tek kriteriniz maas ise gecerli. Buradan ABD'ye giden bazi tanidiklarim maaslari artmis olsa da geri donmeyi dusunuyorlar, calisma sartlari ABD'de cok farkli. Zaten o parayi vermeseler calistiracak insan bulamazlar, imkani olan herkes Avrupa'ya gelir. Ozetle parayla huzur satin alamazsiniz :)

Bu arada Isvicre ozelinde, orada calisan arkadaslarimdan bildigim yurt disi tatili bile luks diyorlar cunku giderler cok fazla. Cilginca para kazaniyorlar ama ayni sekilde harciyorlar da.

Sirf para kazanma odakliysaniz Singapur ve Dubai'ye de bakabilirsiniz, 5-10 sene calisip para biriktirip sonra Avrupa'ya gecip ev alan insanlar cok o sekilde.
0
sertac akin
(07.09.23)
Bu kulaktan dolma bilgilerle hareket etmemek gerek. İsviçre için Türkiye'den başvuru yapan birinin işe alınma ihtimali çok çok düşük mesela. Çünkü ülkede 'işe başvuru yapanlardan önce isviçre vatandaşları, sonra avrupa birliği vatandaşları ve isviçre'de ikamet eden avrupa birliği vatandaşları, sonra isviçre'de ikamet eden üçüncü ülkelerin vatandaşları en son üçüncü ülkelerden başvuruları yapan kişilerin işe alınabilmesi' mümkün. Siz Türkiye'den başvuru yapan biri olarak en son gruptasınız, şirketin kanıtlarla sizden başka aynı işi yapabilecek başka kimse olmadığını açıklaması gerek. haliyle bu ihtimal de çok düşük oluyor.

Türkiye'den isviçre'ye çalışmaya gidenlerin geneli ya gerçekten çok top grupta olan, özel işler yapan insanlar ya da şirket içi transferle geçiş yapmış kişiler. Bunun için de belirli bir şirkete girmiş olmanız, kendinizi kanıtlamış olmanız ve o şirketin isviçre ofisinin olması gerekiyor mesela.

Ayrıca her ülkenin alım gücü, insanların hayattan beklentileri vs çok farklı. İyi ölçüp tartmak gerek. Hollanda bence Türkiye'den giden biri için daha avantajlı şu sıralar.

Yine isviçre için alım gücü oldukça yüksek ama giderler de fazla. Yurtdışı tatili lüks olması pek inandırıcı gelmedi bana zira garson olarak çalışanlar bile senede bir de olsa yurtdışı tatili yabailiyor ama pahalı mı? evet çok pahali bir ülke. Gelir de ona eşit seviyede.
0
fraise
(07.09.23)
kuzey amerika'da denk getirirsen $400k seviyesi hayal degil, oyle ucup kacan bir cv'ye de ihtiyacin yok. o seviyede kazanan birkac arkadasim var, master falan da yok elemanlarda. dikkat edilmesi gereken ortada bir bit yenigi olmamasi. bazi yerlerde fazla para vermelerinin nedeni seni o sehre cekmek cunku etrafta bisey yok..

avrupa'da bildigim kadariyla $400k seviyesi maaslar pek mumkun degil. isvicre'de zaten kolay kolay calisma izni vermiyor.

yurtdisinda yasayan biri olarak 3500 avro/ 7k asgari maas versusunu ben hala TR alir diyorum cunku 3500 avro dise dokunur bir para degil. yurtdisina cikacaksan parasal olarak rahat olman lazim. o da benim icin ayda net $10k seviyesinden basliyor.
0
cooperr
(07.09.23)
tek amaç para ise tabii ki abd, dubai, singapur filan daha çok para veren yerler. ama almanya'daki iş yaşam dengesini ve huzuru yakalamak zor olabilir.
0
king lizard
(07.09.23)
abd'ye gitmek kolay degil. ya ofis ici transfer yaparsin, ya da okul icin gelirsin. baska yolu yok. oyle abd'deki islere basvurup is teklifi almak gibi bir olay yok.

ayrica arada ucurum var. abd istedigi kadar cok calistirsin, 2 kati mi calistiriyor? hayir, ama maaslar en az 2 kati ve sektorune gore 4-5 katina kadar cikabiliyor.

almanya'daki master'in abd'ye bir faydasi olmaz. abd'de yapman lazim cunku calisma izni ile geliyor ogrenci vizesi, ancak oyle ise alirlar.
0
antikadimag
(07.09.23)
3500 aylik/net alaninda uzman, savunma sanayi tecrubesi olan bir bilgisayar muhendisi icin az. bundan 10 sene once iyi bir maasti, ama su anda "high qualified" diye tanimlanabilecek biri icin az. ayrica soz konusu kisi bekar ise maasi evlilere gore daha az olacaktir, vergi kesintisi nedeniyle.

bu maaslara calisanlar yok mu? elbette var. cunku bu kisilerin amaci kalici oturum veya vatandaslik alincaya kadar idare etmek olabilir. bunlari aldiginda daha guclu maas pazarligina oturabilir.

ya da bazilari is-yasam dengesi icin almanyayi tercih ediyor olabilir, ornegin 30 is gunu senelik izin gayet iyi bir imkan olabilir.

evli ve cocuklu olanlarda cocuklarinin gelecegi, ucretsiz egitim, cocuklari icin alman vatandasligi bir hedef olabilir.

abd ozellikle yazilimcilar icin cok daha iyi imkanlar sunuyor, ama herkes yeni ulke,tekrardan calisma izni prosedurleri gibi konulara o an hazir olmayabiliyor. ya da evli ve cocuklu olanlar icin maasin yaninda isten kuvulmamma guvencesi on planda olabiliyor.

ayrica abd icin 400 bin yillik/brut maas herkes almiyor, bu ortalama ustu bir maas. ayni sekilde almanya icin 3500 aylik/net maas da herkes almiyor, bu ortalama alti bir maas bu nitelikte biri icin. o nedenle iki ornekten, bir ortalama ustu maas ile bir ortalama arti maas uzerinden genelleme yapmak biraz yaniltabilir.
0
emrahday
(07.09.23)
AB'de (ab dedim ama almanya) ulaşacağın max maaş 90K ondan sonrası daha yüksek pozisyonlar ancak bu pozisyonlara çalıştım geldim olmuyor kolay değil. Gidebiliyosan amerikaya gidiceksin tutunacaksın para orda. 34 te geldik buraya artık yarı enerji kalmış bize abd gelmez. Sakin sıkıcı hayat, araçla bütün avrupa geziliyor, şarap peynir italya ispanya, Amerika başka bir dünya, ne güzel kafiyeli yazdım sana
0
abi bi dizi buldum on numara
(07.09.23)
ben özellikle doktorlarin almanya tercihini sacma buluyorum.
3000-3500 doktora ögrencisi maasi. alim gücü yüksek oldugu icin yetiyor ama iyi bir para degil.
iki ülke arasinda farklar var, bana göre amerika is odakli ama almanya'da insanlar hayat odakli.
0
Coma
(07.09.23)
ABD de hem gelir vergisi hem de ürünlerde vergi var. Millet öğle arası yapmadan çalışıyor. Yemek molası yok. Frozen food tan obezite oranı %40 Lara yakın. Ortam fazlasıyla hardcore.
0
roe
(07.09.23)
daha bölüme başlamamışsın bu kafa ösym kafası açıkcası. abd mi avrupa mı da açıkcası sadece maaşa bakarak değerlendiremezsin. tercihlerde sadece buna bakarsan büyük oranda mutsuz olursun. örneğin odtü'den mezun olup kendine kıyas olarak asgari ücretten ne kadar kazanıyorum diyen birinin vizyonu yoktur.

bence okul sürecince yurtdışı tecrübesi edinmeye çalış. yolunu daha kolay bulursun.
0
blackkmamba
(07.09.23)
Dünyadaki en saçma şey kaç asgarî ücret aldığını hesaplamaktir. Bunu trilyon kere söyledim sözlükte. Paranin değerini kaç asgarî ücret olduğu ile hesaplayamazsin.
Senin mantığına göre 3 asgari ücret 2 asgarî ücreti geçmeli ama geçmiyor iste. Bunu da Avrupa'da yasamayan uzaktan bilemez çünkü sığ bakış açıları.

Arkadaşın az alıyor. 5 sene denetimli adam hele almanya gibi maaslari Fransa'dan fazla olan ülkede benle aynı parayı alıyor ki ben yazılımcı değilim. Tabiki düşük maaş alıyor.

Bu arada Avrupa'da yaşamanın tek olayi para değil. Bunu da bakış açısı sadece para olan birine anlatmak zor maalesef. Eğer bakış aciniz paraysa dubai, singapur, abd iyi seçenekler. Denildiği gibi İşvicre almaz.

Bu arada 400 bin dolar adamin cvsi ile bahsettiğin kisinin cvsi hic de aynı durmuyor. Biri 9 yildir mezun tahminen o kadar deneyimi var ve top 20 master demissin. Diğeri 5 yıl deneyimli. Nasıl aynı cv?

Bu arada Türkiye'de 7 asgari üstü alan arkadaşım var ama Avrupa'ya gidecek çünkü ülkeden bıkmış halde. Biz de benzer sebeplerden gittik. Yani giden insanlarin tek olayi para değil.
7 asgari ücret sana türk halkindan, siyasetinden fanus içinde uzaklaşmak için yeterli değil.
Hatta ben sunu diyeyim; bugün ortalama gelirim 3500, Türkiye'ye 6-7bin eurodan aşağı gelmem, onda bile 2 sene falan anca gelirim. Bana ve benim gibi insanlara asıl Türkiye'ye gelmek için iki katı falan para ödenmesi lazım ki orayı çekelim.

Neyse daha mezun olmana var, milyon tane fikrin olur. Benim arkadaş singapur'da falan çalışmıştı hatta is öğrenmek için.
0
logisticsmanager
(07.09.23)
bence gayet güzel soru sormuş arkadaş yaşına göre, güzel de cevaplar gelmiş.

"olay sadece para değile" farklı bir açısı daha ekleyeyim;
türkiyede dahi örneğin 10 asgari ücret yerine 6-7 asgari ücret alayım ama sorumluluğum, mesai saatlerim daha az, kafam rahat olsun diyebilirsin. diyen insanlar var.

şahsen çalıştığım şirkette yönetici olmak istemeyen profesyonelleri biliyorum, yönetici olsa %30 daha fazla olacak ama stresi belki x2.
kısaca her şey daha fazla kazanmak değil.
0
nuisance
(07.09.23)
Almanya'da bir ABD sirketinde calisiyorum.En buyuk korkum ABD'ye merkez ofise cagirmalari. Her seyden once ABD'de maaslar daha yuksek dogru.Universiteden yeni mezun, yazilimci ve competitive bir karakter icin ABD dogru adrestir katilirim.Hele de FAANG'da isbasi yapabiliyorsa kariyer ve para anlaminda onu Avrupa'ya gore cok daha aciktir.Maaslar esdeger pozisyonlarda X2-X3 olabilir o da dogrudur ama belli bir yastan sonra- ki 35-40 'li yaslardan bahsediyorum Avrupa'nin baska guzel oncelikleri oluyor bunlari birakmak istemiyorsunuz.Anlatmasi zor ama Avrupa yasamak icin daha keyifli bir yer.Almanya'da yasayan biri icin tum Avrupa elinin altinda ama ABD in the middle of nowhere gibi hissettiriyor bana.Sanki dislileri calisip sizi ezecek gibi geliyor.

Avrupa : Daha keyifli yasam, is &ozel hayat dengesi,Cocuklar icin okul olanaklari, Arkadas cevresinden kopmama yada daha az kopma, Yerel halkin daha soguk olmasi ama buna ragmen sizin gibi Turkiyeden gelme beyaz yakalarin daha cok olmasi,Yabanci dil ile ilgili engeller
ABD: Yuksek maas &kariyer, irkcilik olmamasi, Avrupaya mesafe ve saat farki yuzunden Avrupa&Turkiye'deki cevrenizden kopmak, Ingilizcenin avantaji

Ben Otuzlu yaslarin sonunda tercihimi ALmanyadan yana yaptim ancak 25 yasinda ODTU mezunu bekar bir bilgisayar muhendisi olsam ABD'yi denerdim
0
turkuaz
(07.09.23)
aynı şeyleri yaşayıp türkiyeye geri döndüm şu an londra'dan. aşırı saçma oralara gidip o şekilde yaşamak. eskidenmiş o işler. ya da hiç bir şeyin olmayacak türkiyede o zaman gidersin anlarım. şimdi zaten global işler yapıyoruz. türkiye'de de iyi kazanıyorsan gidip kalmanın çok büyük bir anlamı yok bence. git bir süre çalış, tecrübe kazan, dön en mantıklısı gibi.
0
mhmtt
(08.09.23)
Bu sorunun cevabı beklentiye göre değişir.
Öncelikle eğitim, kariyer ve para kazanma becerisi bambaşka konular.
Avrupa'ya giden insanlar genelde yanlış beklentilerle gidiyor.

Türkiye'de asgari ücretten hallice kazanacak bir mavi yakalı ya da zanaatkar için Avrupa muhteşem. Ama beyaz yakalı için maddi olarak çok efsane farklılıklar olmaz çoğu zaman.

Denklem basit, Türkiye'de kazancınız düştükçe, elinizde bir mesleğiniz olduğu sürece Avrupa'nın size yaşatacağı sıçrama büyüyor. Ama özellikle Türkiye'de iyi kazanan ve iyi standartlarda yaşayan insanlar için Avrupa maddi olarak o kadar avantajlı değil. Orta ya da üst seviye çalışanlar arasında Avrupa'dan teklif alıp, "türkiye'de daha iyi şartlarım" diye reddeden de çok insan var.

Avrupa, özellikle kuzey avrupa "para kazanmak" için tercih edilebilecek yerler değil beyaz yakalı için. Ama refah standartını korumak için tercih ediliyor. Kuzey Avrupa sana para değil, standartlaşmış bir refah sunuyor. Çünkü Türkiye'de iyi kazanan kalifiye bir adam da olsan 6 ay işsiz kalsan sefil oluyorsun.

Kuzey Avrupa'da sana bu güvenceyi sunuyor. İşsiz de kalsan, genel müdür de olsan yaşayacağın hayat standartı arasında uçurum yok. Elbette kolay değil Avrupa da ama çalışma şartları vb daha insani. Genel olarak avrupa'daki mantık herkese asgari bir refah sunmak üzerine. O yüzden yazılımcı, finanscı, tesisatçı, terzi, oto tamirci fark etmez bunlar kazanç olarak birbirine yakın olabiliyor. O yüzden almanya'da bir boya ustası da, mühendis de paris'te haftasonu gezisi yapabiliyor.

Yani beklentiniz bu yöndeyse, Avrupa'ya gidin. Almanya'da bir yüksek lisansın tabii ki AB sınırlarında iş bulma şansınızı artıracağı aşikar.

Ama önceliğiniz para ise durum başka. Zaten para kazanmak isteyen insan maaş kovalamaz. Kendi işini kurup büyük kazançlar elde edebileceği yerler arar.

Ama biz maaş özelinde bakalım. Avrupa'yı zaten anlattık yukarda.
Avrupa'da bir iş bulduğunuzda sizi genelde standart çalışan olarak istihdam ederler. Expat gibi değilsiniz yani orda tam.
Mesela global bir şirketin berlin ofisinde iş bulduğunuzda size standart bir almana sunulan maaş ve imkanlar verilir. Fazlası değil.

Ama aynı şirketin dubai ofisinde ya da singapur ofisinde iş bulduğunuzda size cazip bir "expat" paketi sunulur. Mesela almanya'dakinden daha yüksek bir maaş, pozisyona göre acayip yan haklar (ev kirasının ödenmesi, çocukların okul parasının ödenmesi, full+full sağlık sigortası, yılda birkaç kez ülkene gidip gelmek için uçak biletleri, araba vs.). Çünkü Almanya'da çalışmak isteyen binlerce insan bulabilir her şirket. ama dubai'ye gönderecek ya da orada kalmak isteyecek kalifiye adam bulmakta zorlanıyor. Bu durumda orada çalışanlara böyle paketler sunuyor. Mesela kuzenim polonya'da yaşıyor. Çalıştıkları şirkete bir italyan gelmiş. Böyle bir expat paketiyle. Adamın polonya'yı seçme sebebi, şirketin çocuklar için özel okul ücretini ödemesi. İtalya'da bu imkan sunulmadığı için adam daha az insanın tercih ettiği polonya'ya gidiyor orada iyi bir özel okulda çocuklarını ücretsiz okutmak için.

Türkiye'deki kalifiye bir insan için BAE (Dubai), Singapur, Hong Kong, Kore, Doğu Avrupa (polonya, macaristan, romanya, ukrayna vb), Kuzey Afrika, Asya-Pasifik, Türki Cumhuriyetler gibi yerler çok daha büyük kazanç fırsatları sunuyor. Bir de Türkiye'den bir insanın avrupa'da iş bulması kolay değil. İnanılmaz bir cv ya da çok ihtiyaç duyulan spesifik bir özellik lazım. Ama bu ülkelerde bulabiliyor. Bu ülkelerde global bir şirkette bir süre geçirdikten sonra o şirketin avrupa ofislerine sıçramak daha kolay.

Dediğim gibi bu kısım önceliğiniz para diye anlatıyorum. Bilgisayar mühendisliği okuyormuşsunuz. Muhtemelen en hızlı para kazanabileceğiniz alan yazılım olur. Bu alanda birincil önceliğiniz "para kazanmak" madem, kendi işinizi oluşturmak daha büyük ve önemli bir konu. Ne iş yapacağınızı ben söyleyemem bu basit bir web geliştirme ofisi de olabilir, bir oyun şirketi de olabilir, bir saas da olabilir... O zaman da mesela ilk tercih almanya, ingiltere gibi gelişmiş ülkeler mi olur? Mesela ankara anlaşmasıyla falan londra'ya, berlin'e giden çok oldu. Ama orada zaten bu ihtiyaçları karşılayan zibilyon tane şirket var. Onlarla nasıl rekabet edeceksin?

Kendi işini yapıp para kazanmak için, o sektörün henüz gelişmediği yere gidersin. GElişmiş ülkede "para kazanmak" daha zordur. Gelişmekte olan ülkede birçok sektörde boşluklar vardır, işinizi iyi yaptığınız sürece boşluğu kapatabilirsiniz. Hatta Türkiye'nin ucuz iş gücünü kullanıp Avrupa'ya pazarlayabilirsiniz vs... Bunlar da fırsat.

Amerika ve İsviçre çok ayrı caseler.
ABD kazancın da, kaybın da çok uçlarda olabileceği bir ülke.
Avrupa'ya benzemiyor. Daha çok Türkiye gibi.
O yüzden çalışma şartları daha sert, rekabet daha sert.
Ama kazancı ya da kazanç potansiyeli de ona göre.
ABD'de mesela teknoloji alanında doğru hamlelerle 6-7 haneli yıllık kazanmak gayet mümkün.
Tabii abd'de büyük batmak da olası.
0
anten
(08.09.23)
(5)

borsayla ilgili sorularım var.

sizofren06
1- merhaba üstadlar hisse neden artar neden azalır?2- borsayı çizelgelerini hangi siteden takip edebilirim?3- can alıcı soru hangi hisseleri tavsiye edersiniz?
1- merhaba üstadlar hisse neden artar neden azalır?
2- borsayı çizelgelerini hangi siteden takip edebilirim?
3- can alıcı soru hangi hisseleri tavsiye edersiniz?
0
sizofren06
(06.09.23)
1- beklentiye göre azalır artar.
2- investing en kolay anlaşılır olanı.
3- kullandığınız bankanın yatırım bülteni olur. 8 10 hisse onerirler genelde. Siz de 3 5 tanesini alın.
0
allah yazdiysa bozsun
(06.09.23)
1- İzole haliyle şöyle, senin bir şirketin olsun ve bunun da değeri yapılan hesaplara göre 1000 lira olsun. Sen de şirketin tek sahibi ol. Bu durumda şirketin hisselerinin %100'üne sahipsindir ancak sonra şirketi satmak istediğinde bu defter değeri üzerinden alıcıyla bir pazarlık yaparsın. Alıcının gözünü boyayıp şirketi 2000 liraya da satabilirsin, alıcı seni karamsar bir havaya sokup 500 liraya da şirketi alabilir. Neticede bu alım satım şirkete biçilen değere göre yapılır.

İşte bu satımı halkın geneline yapınca şirketi halka arz etmiş oluyorsun. Atıyorum şirketin %30 hissesini küçük parçlara ayırarak belli bir değerden halka arz ediyorsun, ondan sonra bu parçalara (hisse senetlerine) sahip olanlar piyasada bu hisse senetlerini yine şirketin değerini gösterir şekilde alıp satmaya devam ediyor.

Bu hisse senetlerinin fiyatı da şirketin açıkladığı kar ve zararlar, yatırım kararları, gelecek planları ölçüsünde değerleniyor ya da değer kaybediyor. Eğer insanlar şirketin durumunu iyi görüyorsa hisselerin değerinin zaten ilerde daha da yükseleceğini düşünüp daha çok paraya almaya gönüllü oluyor, değerinin düşeceğini düşünenler de daha az paraya elden çıkarmaya razı oluyor.

2- Fark etmez
0
akhenaten
(06.09.23)
1. soruya en basit cevap: üniversite sınavı ile aynı mantık. talep çoksa fiyatı artar. talep yoksa fiyatı düşer.
0
alperz
(06.09.23)
1- borsa, coin aynı mantık. talep varsa, suni talep oluşuyorsa, milleti gaza getirebilip satılıyorsa artar. talep olmazsa, hisse potensiyeli yoksa, millet düşecek beklentisi içine girerse düşer.
2. bir bilgim yok.
3. bunu önerecek kişi zaten kendisi yapar. ytd.
0
rhan
(07.09.23)
1-Hisse fiyatı bildiğin pazar mantığında artar ya da azalır. Hisseyi satan adam 10 liradan satışa koyar. Alan çıkar. Bir sonraki satıcı bakar 10 liradan gidiyor, 12 der. Onu da alan çıkar. Ev fiyatları da böyle artıyor ya da azalıyor.

2-Investing.com

3-Bu soruya kimse cevap vermez yasal olarak. SPK'dan yatırım danışmanı lisansı olmadan, aranızda danışmanlık anlaşması olmadan kimse tavsiye veremez. Zaten kulaktan dolma bilgiyle de bu iş olmaz. Bence ciddi bir yatırım eğitimi alın önce. Ama teknik analiz falan değil yani temel ekonomi, bilanço okuma vb. İlk başta hisse yerine borsa fonlarını da inceleyebilirsiniz. ORada alım satımı en azından profesyoneller yönetir.
0
anten
(07.09.23)
(4)

Neden bu dilde düşünerek konusuyorum çözümü nedir?

Zetnikov
Arkadaslar 2. Yabanci dil ispanyolca ogreniyorum 1.5 yidir hocamla yada online konusabiliyorum seviyem intermediate fakat bi kafede falan ispanyolca konusan biri soru sorunca cat diye kitleniyorum zaten cok asiri hizli konusuyorlarIngilizcede boyle bi sorunum yok Acaba fazla yazi yazmiyorum bu sebep
Arkadaslar 2. Yabanci dil ispanyolca ogreniyorum 1.5 yidir hocamla yada online konusabiliyorum seviyem intermediate fakat bi kafede falan ispanyolca konusan biri soru sorunca cat diye kitleniyorum zaten cok asiri hizli konusuyorlar

Ingilizcede boyle bi sorunum yok

Acaba fazla yazi yazmiyorum bu sebeple olabilir mi gunluk tarzi ve otomatik cevap verme becerim mi korelmis tavsiye verebilir misiniz
0
Zetnikov
(05.09.23)
Tespit etmişsiniz sanki; fazla yazı yazmamak.
Kendi cümlelerinizi, hikayelerinizi yazmak çözüm olabilir gibime geliyor.
Bu arada ben de İspanyolca öğreniyorum ve ben de intermediate'ım. DM'den erişirseniz WhatsApp üzerinden felan konuşma pratiği fln yapabiliriz ve bence çok iyi olur!
0
pangea
(05.09.23)
o seviyede normal. yapamadıklarınıza bakıp hevesinizi kırmayın. ne kadar öğrendiğinize bakın bence.

ben 5 yıldır almanca konuşuyorum hala arada bazen "ne diyorum lan ben" oluyor.
0
bohr atom modeli
(06.09.23)
5 yıldır Fransa'dayim. Geçen biri bir şey dedi, kaldım öyle. Çünkü 5 yılda hiç karsilasmadigim bir olaydi.

Onun dışında böyle random olaylara rahatca cevap vermek biraz zaman alıyor.

Ben de is yeri dışında Fransızca yazmam hiç. Aksine o durumlara dusmediyseniz olmuyor o beceri bence. Bu durumlarla karsilastikca bence gelişir.
0
logisticsmanager
(06.09.23)
Yaş etkisi de var.

İngilizceyi genç yaşta öğrenmeye başlıyoruz. Beynin öğrenme kapasitesi daha yüksekken. Ve o bilgiler kalıcılaşıyor.

Ama siz şimdi yeni bir dil öğreniyorsunuz ve yaşınız ilerledikçe bu beceri azalıyor.
0
anten
(06.09.23)
(8)

bahçe katında yaşamanın dezavantajları neler

penceredengorunenmorbina
sb. özellikle istanbul'da deprem vs açısından düşünürsek?
sb.
özellikle istanbul'da deprem vs açısından düşünürsek?
0
penceredengorunenmorbina
(03.09.23)
Bocek olur, nem/küf olur, ısınmaz, hırsızlık riski yüksek olur.
0
mirty
(03.09.23)
benim aklıma ilk güvenlik ve hayvanlar geliyor. istanbul'da oluşu fark etmeksizin.

2. kat ve üstüne girişin tek yolu genelde ev kapısı ve artık çelik ev kapıları kilitlendikleri sürece epey sağlamlar. direkt bir cam kesiciyle penceresi açılabilecek evler beni güvenlik açısından düşündürüyor.

hamam böceğiydi, karıncasıydı ve daha adı sayılamayacak bir sürü canlı için en ufak aralıktan geçmeye uygun bir ev. hassasiyeti olanlar için sıkıntı.

bir de sel falan düşünmek lazım. hiç olmuş mu? yokuşun sonu falan mı? evin su içinde kalması her şeyi mahveder.

rutubet, kışın ısınma gibi konular da düşünülebilir.
0
gitdaddy
(03.09.23)
binanın üstüne çökeceğini düşünüyorsan en üstte yaşamak da ne kadar mantıklı tartışılır.

Nem/küf (evdeki ayakkabıların bile küflenmesi), her tür haşere (akrep, fare, böcekler) bu ikisini yaşadım illallah ettim ve evet son yıllarda çılgın yağışlar oluyor sel riskini de düşünmek lazım. Bahçe değil de bi üst katına geçmek daha mantıklı. Bahçe katı olacaksa "bahçede keyif yaparız"dan çok "bahçeye bakmak zorunda kalırız, evi haşereden korumak zorunda kalırız, altta ev olmadığı için ısınmaya daha çok para harcamak zorunda kalırız, bu sebeple daha ucuza tutmalıyız aslında" kafasında ol bence.
0
nhk ni youkosu
(03.09.23)
@nhk ni youkosu evet aslında bina üstüme çöker mi düşüncesinden dolayı depremi özellikle sordum. denk geldiğim evler genelde bahçe katı veya çatı katı o yüzden kestiremiyorum.
0
🌸penceredengorunenmorbina
(03.09.23)
Evin sağlam olduğunu varsayarak yazıyorum, aksi durumda bahçe kat oldukça riskli.

Evin sağlamlığını bir kenara koyalım.

İlk sorun güvenlik. Yani ilk zorlanacak kat sizinki olur.

Böcek ve hayvan çok olur.

Yağmurda su basma riski yüksek.

Rutubet derttir.

Eğer bodrum vb varsa altta, kışın yerler buz gibi olur yerden ısıtma kurulmayan evlerde. bu da ısınmayı zorlaştırır ve doğalgaz faturası şişer.

Bir de sokak gürültüsü, bahçe gürültüsü bitmez.
0
anten
(03.09.23)
Cama sineklik yaptırırsın, kedi gelir tellerin arasını açar. Böcek sinekle iç içe yaşamaya alışkın kişiler tercih etmelidir. Bir sürü dezavantajı var ki fiyatı da ona göre.
0
Tisatiaşer
(03.09.23)
Gürültü:
Sokağa bakıyorsa araç ve insan gürültüsü, apartmana giren çıkan herkesin gürültüsü, üst kattakilerin gürültüsü, bütün katlardaki dairelerin sifon çekme gürültüsü...
0
beetlejuice
(03.09.23)
herkes genel dertleri söylemiş ama ben bir şey daha eklemek istiyorum.

eğer evin karşısında yol varsa gece o yoldan geçen araçların farları aşırı rahatsız ediyor. uyutmuyor hatta.
0
oekuklu
(03.09.23)
(13)

Zengin olma mantığı

dissendium
Merhaba. Kafayı zengin olmakla bozmuş durumdayım. Simitçi bir suyu 5 TL'ye satıyor. Bu su 50 metre uzaklıkta 12 tanesi 16 TL olarak satılıyor. Kabaca bir suyun maliyeti 1 TL. Bir sudan 4 TL kâr ediyor.Benim 10 bin TL'ye su alıp 40 bin TL kâr etmemin önündeki pratik engeller neler?O kadar suyu 1 yıld
Merhaba. Kafayı zengin olmakla bozmuş durumdayım. Simitçi bir suyu 5 TL'ye satıyor. Bu su 50 metre uzaklıkta 12 tanesi 16 TL olarak satılıyor. Kabaca bir suyun maliyeti 1 TL. Bir sudan 4 TL kâr ediyor.

Benim 10 bin TL'ye su alıp 40 bin TL kâr etmemin önündeki pratik engeller neler?

O kadar suyu 1 yılda bile satsam paramı artırmış olmuyor muyum? Basit gibi duruyor ama ticaret gerçekte böyle mi işliyor?

Bir de yemek işine girmek istiyorum. Yaşadığım yerde merkezde 5 bin TL kirası olan bir yer buldum. Tost, tavuklu pilav satıp başarılı olma şansım var mı? Maaşlı çalışmaktan sıkıldım.
0
dissendium
(01.09.23)
Ticarette para kazanmada bir çok etken vardır, dediğiniz örneğe göre simitçinin bulunduğu konumun insan trafiği bakımından yoğunluğu , insanların gelir seviyeleri, zaman, rakip vs. gibi bir çok etki işin içine girer.

Dışardan hesap yapıp karı buluyorsunuz normal olarak ama , vergi, vs. gibi bir çok maliyette mevcut, ayrıca
sürdürebilirlikte çok önemli, bu sene 5 bin dediğiniz kira mal sahibinin bir sözüne 10 bin olabilir vs. evet ticaret
çok karlıdır ancak, işi tutturana kadar da yeri geldiğinde cepte işleri çevirebilecek fazladan gerekir vs.
0
mrctrk
(01.09.23)
bir arkadaşım Beşiktaş Barbaros bulvarında pilavcı açmıştı, ama yolun karşı tarafına açtı sanırım o yüzden görülmedi duyulmadı. O kapanalı baya oldu, şimdi tam karşı tarafında ünlü bilmemne bıyıklı pilavcı var o baya tutuyor mesela. Konum + konsept yaratma önemli gibi geldi bana.
0
nhk ni youkosu
(01.09.23)
Su dediğiniz için o örnekten yola çıkarsak; evet mantık bu fakat suyu ucuza satan yerle (market) aynı miktarda stok tutup aynı satış adedini pahalı satmanıza rağmen yapabilecek misiniz? Büyük ihtimalle hayır. Simitçi market gibi 15 bin şişe su satmıyor, 150 tane satıyor. Marketin kar marjı düşük ama mutlak değer olarak karı çok çok daha yüksek. Yani su satarak para tabii kazanılır ama zengin etmez.

“Yemek işi” anlattığınız gibi basit olsaydı sanırım önce ilk yapanlar zengin olur, sonrasında da tost ve tavuklu pilav fiyatları dibi boylar, sonradan bu işe girenler batardı.

Heves bükücü gibi görünmek istemem ama herhangi bir işi yapmak için o işte tecrübe ve en önemlisi sermaye gerekir. Genelde batanlar (ki %90’ı oluyor batanlar) sermaye olmadığından, işi ve finansmanı bilmediklerinden batıyor.

Tost, pilav konusunda detaylı bir fizibilite yapabiliyorsanız yapın, araştırın, ben oturduğum yerden ezbere konuşuyorum ama belki de baktığınız yerde tutacaktır, bakmak lazım.
0
orient blue
(01.09.23)
atladığınız bir nokta var. diyelim ki vergiler ve nakliye dahil suyun size gelişi 1 tl ve 10 bin adet aldınız. tek başınıza çalışıyorsunuz diyelim kendinize de asgari ücret maaş ödüyorsunuz diyelim o da yaklaşık 16000 tl civarı maaliyeti olacaktır. dükkan kirası 5000 tl. 1250 elektrik 250 tl su 250 tl internet 250 tl ıvır zıvır masrafı desek sadece şu anda aylık maaliyetiniz kabaca 33000 tl. kazanacağınız ücret 50000 tl karınız 17000 tl. 40000 tl kar etmenizin önündeki engel budur.

bunun yerine paranızı vadeli mevduat hesabına yatırarak %30 gibi bir faiz veren bankayla anlaşarak 10 bin tlnizi yıl sonunda 13 bin tl olarak geri alabilirsiniz. (tabi ekonomideki durgunluğun sebeplerinden birisi de budur).

gıda ve hizmet sektörüne girmek istiyorsanız birkaç yerde çıraklık misali işi görmenizi öneririm. sektörün artıları kadar bazı zorlukları ve eksileri de vardır.

edit: eklemeyi unutmuşum yıl sonunda kazandığınız 17000 tl üzerinden gelir vergisi vermeniz gerekir. gelir vergisi 2550 tl ve damga vergisi 179 tl olarak ödersiniz sonuç itibariyle size kalacak olan kar 14721 tl'dir.
0
bravoteam
(01.09.23)
Hocam ticari yetenek(ticari zeka,ticari bakış açısı vs de deniyor) diye bir tabir var biliyorsunuzdur. Hah işte yazdıklarınızdan anladığım kadarıyla sizde o ticari yetenekten yok bana göre. orient blue nun aksine ben heves bükücü olacağım çünkü birikmişini sermaye yapıp onu da kaybedecek ışığı görüyorum sizde. Memurluk duyurusu açmıştınız siz ordan devam edin bence
0
yazdonumu
(01.09.23)
1-risk e girmeden zengin olmak zor
2-maas denen uyusturucuyu birakmasi zor
3-tutunma asamasinda ac kalmaman/batmaman icin kenarda birikmisinin olmasi lazim
4-bildigim kadariyla acilan restaurantlardan %50si ilk 5 sene icinde batar.

ozetle, mevzu o kadar kolay degil...
0
cooperr
(01.09.23)
5-10k tl sermaye ile çeşitli toptan tekstil ürünü al güncel tasarımlar baskılar vs. trendyolda şahıs şirketi ile bir dükkan aç ürünleri ekle 2 ayda malları erit. işi en kolay böyle öğrenirsin.
0
montakristokondu
(01.09.23)
Evet doğru mantık .
Basit düşün ticaret bu aslında .
Tabi birde hesap var .
youtu.be
0
dunyatuhaf
(02.09.23)
kâr marjları her sektörde aşağı yukarı bellidir. bir sektörde zaten atıyorum 3 liraya alıp 5 liraya satıyorlardır. senin bunu "abi ben bunu 1 liraya mal ederim, 5'e satıp zengin olurum" diye şu an bulabilmen imkansız.

yeni bir fikir bulman lazım (batmayı da göze alacaksın tabii, batan, başarılı olanlardan kat kat fazla). mesela getir var değil mi. çok basit bir fikir aslında ama adamın sermayesi olduğu için, baştan beri kafasında iş kurma fikri olduğu için bu fikri gerçekleştirmiş. çok basit olmasına rağmen bu fikir benim aklıma gelmezdi, çünkü iş kurma ile uzaktan yakından alakam yok.

böyle söyleyince de "basit bir fikir bul, zengin ol" der gibi oldu ama öyle değil tabii ki :)

kimsenin aklına gelmeyen bir şey bulman lazım.
0
ahm1
(02.09.23)
Zenginlerin bir çoğunun zengin olmasındaki birinci sebep vergiden kaçınma yollarını çok iyi bilmeleri ve olmayan para ile para kazanmaları, bunu şöyle anlatalım.

Örneğin cebindeki 10K ile toplu halde su aldın, bunu anında satıp para kazanamazsın belki aylar sürecek bu parayı kazanman, bu sırada enflasyonun etkisiyle suyun fiyatı da artacak, bu işlemi tekrarladığında bu kez suyun tanesini 1TL'den değil 1.25 TL'den alabileceksin yani paran %25 değer kaybetmiş olacak kafadan. Bunun yanı sıra devlete bunun vergisini ödeyeceksin, küçük bir işletmenin aşağı yukarı kazancının %35'i devlete öyle ya da böyle vergi olarak ödenir. 40 bin TL'nin %35'i gitti bir de üstüne suya %25 zam geldi bir daha ki toplu alımında alabileceğin su miktarı düştü.

Peki zenginler bu işi nasıl yapıyorlar, öncelikle suyu kendi paraları ile değil kredi ile alıyorlar kendi paraları değil haliyle enflasyon karşısında paranın değer kaybetmesi umurlarında olmuyor finansmanı sağlayanın sorunu oluyor, bunun yanı sıra kredi faizini ve masraflarını da vergiden düşüyorlar.

Daha bunun gibi bir sürü yol yordam var, yani gideyim 10Kg limon alayım onu satayım sonra 20kg alayım mantığı sadece hikayelerde gerçekleşir.
0
solo
(02.09.23)
ticarette muazzam karlar var. eğer ceo falan değilsen bir şirket sahibi maaşlı çalışandan çok kazanır. musluğun başını tutuyorsun sonuçta. maaşa göre farklı kulvarlar.

ancak şu var. ticaret yapmak demek su alıp satmak, lokanta açmak değil sadece. mühendistin sanırım. mümkünse bu alandaki fırsatları görüp o alanda şirket, start up kurmak da ticaret. hem daha çok para kazandırır. açıkcası bu eğitim sonrası vizyonun lokanta açmak olması bence çok yanlış. türkiye'de nedense basit mal alıp satılan ticaretler övülüp mühendislik gibi işler yeriliyor. elon musk da tüccar mesela.

atıyorum kendi alanında mühendislik projeleri yapan bir mühendislik ofisi, şirketi kursan da olur. o da bir ticaret, girişim ve iyi kazandırır maaşa göre.

diğer yandan muhatap olacağın insanlar da önemli. evet para da önemli ama bazı işler var ki -inşaat gibi- milyon dolarlar verseler girmek istemem.
0
hknty
(02.09.23)
Geçenlerde cihat çiçek bir videoda güzel özetliyordu bunu.

Ticaret parasız adamın işidir, parasızken para kazanma yöntemidir.
Cebinde parası olan ticarete girmez. Olmayan girer demişti.

Vadeyle nakit alır, o nakitle, mal alır. Vade tarihi gelene kadar o malı nakite çevirip borcunu kapatır üstüne de cebine nakit kalacak şekilde diye.

Ticari zeka denen şey de orada devreye giriyor. Borcunu ödediğinde cebinde enflasyonun ve borcunun üstünde bir kazanç olacak mı olmayacak mı?

güzel özetlemişler. Bizim gıda üstüne bir aile işletmemiz var ben de gıda üzerine örnek vereyim.

Öncelikle suyun maliyeti 1 tl, 5 TL'ye satılıyor 4 TL kar bırakıyor yanlış bir hesap. Ciro, brüt kar, net kar, maliyet ayrı ayrı konular.

Ürünün maliyeti alış fiyatı değildir. Satış fiyatıyla maliyetin farkı da net kar değildir.

Sizin hesaptan bakalım. Suyun depo çıkış fiyatı 1 tl olsun. Sizin satış fiyatınız da 5 tl.

10.000 TL'ye 1 TL'den 10000 şişe su aldınız.
dükkan kiranız 5000 tl değil mi?

Şimdi o su size kaça geliyor? Birim başı maliyetle hesaplayaım.

Kiranın ürün başına maliyeti 50 kuruş. Bunun elektriği var, muhasebe gideri var vs. Aşağı yukarı sizin maliyetiniz 2 TL'ye yakın.

Üstüne 5 TL'lik satış başına gelir vergisi, kdv (Alış kdvsi ve satış kdvsi farkı) vs.

Tüm bunları kabaca bir hesapladığımızda 1 TL'ye ürün alıp 5 TL'ye sattığınızda ürün başına net karınız 1.4 TL civarı olacak.

Yani kar marjınız yaklaşık %20-%30 arasında bir yerde.

Şimdi bir de bu 10.000 suyu ne kadar zamanda satıyorsunuz? 1 haftada bütün stokları bitirebiliyorsanız şahane. Ama tüm stoklar üç ayda bitiyorsa o zaman karlılık hesabını da ona göre yapmanız lazım. ONa göre fiyatlandırma yapmanız lazım vs.

Genelde perakendede ve gıda sektöründe kar marjları zaten bu civarlardadır. Yani 1'e aldım 5' sattım 4 kazandım diye bir dünya yok.

1'e alırsın, 5'e satarsın, cebine 0.60 kuruş-1.6 lira arası bir şey kalır.
Zaten tüm o maliyeti o para için yaparsın.

Bir de gıda sektörünün şöyle bir handikapı vardır. Aldığın malzemenin bir bölümü zamanla bozulur. Yani 10 ürün alırsın, 3'ünü atarsın bozulduğu için. Yani o bozulan ürünleri de maliyetine ekleyeceksin vs vs...

O yüzden boşuna demiyorlar çıraklığını yapmadığın işin patronu olma diye.

İlla kendi işinizin patronu olmak istiyorsanız, kendi mesleğinizle ilgili bir iş kurmayı deneyin.

Ama şunu unutmayın, atıyorum mühendissiniz mesela.
Başarılı bir mühendis olmanız başarılı bir şirket kuracağınız anlamına gelmez.
Bir mühendis olarak başarılı olabilirsiniz. Çünkü o şirkette kalan işleri de başka alanlarda başarılı insanlar yapıyor. Muhasebe, pazarlama, satış vb...

Siz o şirkette mühendislikten para kazanıyorsunuz çünkü bir pazarlamacı şirketi pazarlıyor piyasaya, bir satışçı proje satıyor müşteriye, bir muhasebeci karlılığı takip ediyor. Siz de projeyi yapıyorsunuz.

Kendi işinizi kurduğunuzda bunların da hepsine vakıf olmalısınız.
Müşteri bulacak kadar satışçı,
muhasebeci,
pazarlamacı,
ve mühendis olacaksınız.

En azından bir bilanço okuyacak kadar muhasebe bilmelisiniz mesela. Verginizi, karınızı, net karınızı hesaplayabilmelisiniz.

Gibi gibi...
0
anten
(03.09.23)
ilk yatırımı, survival cost'u, vergileri yok sayıyorsun

su satarak sadece aslanoba zengin olabilirdi o da oldu zaten
0
duyurukullanıcısı
(03.09.23)
(2)

Polonya'da eğitim?

Gucci
Polonya'da yaşamak, eğitim almak istiyorum ama kriterler nelerdir, yani özel okul kabulu alabilir miyim? Bölümle alakası olmasa da yazılım, ai, ml vb gibi iyi bir eğitim dalı düşünüyorum.Yaşım 33 küsür, öyle çok parlak bi iş hayatım olmadı malumunuz Türkiye şartlarında. Yani sgk dökümüne falan bakıl
Polonya'da yaşamak, eğitim almak istiyorum ama kriterler nelerdir, yani özel okul kabulu alabilir miyim? Bölümle alakası olmasa da yazılım, ai, ml vb gibi iyi bir eğitim dalı düşünüyorum.

Yaşım 33 küsür, öyle çok parlak bi iş hayatım olmadı malumunuz Türkiye şartlarında. Yani sgk dökümüne falan bakılıyor mu bilmiyorum. ingilizcem iyi ama şu an ielts vb bir dil puanım yok, bazı okullar istemiyormuş, gpa 2.60.

Direk lisans için gitmeyi de düşündüm ama 25 yaş istiyorlarmış.

Diyelim ki okuldan kabul aldık yukarıda saydıklarıma konsolosluk ne kadar dikkat eder. Yani bu buraya okumaya değil, AB için ne iş olsa yaparım düşüncesiyle geliyor derler mi. Asıl çalışma amacım gerçekten yazılım ve eğitimi de ona göre almak ve o alanda çalışmak istiyorum. Yüksek lisansın aranan bir meslek olması ne kadar olumlu etkiler sizce?


Polonya veya farklı bir ab için de (Karadağ, Malta) eğitim olsun, direk çalışma vizesi olsun, ev / iş yatırımı olsun önerileriniz varsa lütfen onları da belirtin.. Teşekkürler.
0
Gucci
(20.08.23)
Parayı verince girersin. Muhtemelen okul bitince de Türkiye'ye dönmek zorunda kalırsın. Avrupa'nın Erzurum'u gibi düşün. Biraz esmersen, saçın kılların falan siyahsa konuşmazlar seninle.
0
roe
(20.08.23)
Polonya avrupa'nın kalanına göre oldukça homojen bir ülke. Yani göçmen nüfusa çok alışık değiller. Okullara kayıt olmak kolay polonya için. bir haftada yüksek lisans kabulünüz tamamlanır. Sıkıntı vize almakta.

Son 3 yılda polonya türk öğrencilerin gözdesi oldu çünkü almanya ve benzeri ülkelere parası yetmiyor artık kimsenin.

Polonya da bu bir anda artan talep karşısında çok seçici davranıyor öğrenci vizesi konusunda.

Ülkede çok fazla özel üniversite var. Bazıları bizdeki tabela üniversiteleri gibi. Birçok türk de bunlara başvuruyor tam da sizin dediğiniz gibi ben oraya gideyim de sonra iş bulurum diye. Ama konsolosluk bunu yemiyor vizede. Hatta bir eğitim danışmanı birkaç üniversiteden gelen başvuruların çoğu vizede ret yiyor diye anlatmıştı.

Okullar bir akademik değerlendirme yapmıyor genelde. Ödemeyi alıyor, üniversite mezunu musun diye bir bakıyor sonra kaydını alıyor.

O yüzden başvurunuzun gerçekten bir yüksek lisans başvurusu olması lazım. Bir kere alanınızla alakalı olmalı. Yani atıyorum işletme, ekonomi bitirmiş adam yazılım yüksek lisansı yapacağım derse "ne alaka" derler. Ya da çok iyi niyet mektubu yazmanız lazım bunun işiniz için önemli olduğuna dair.

Normalde eğitim vizesi için sgk dökümü falan istenmiyor. Ama 33 yaşında bir başvurunun profesyonel kariyerini göstermesi vize için önemmli.

Konsolosluk eğitim başvurularını çok inceliyor. "Bu okumaya değil, okul bahanesiyle buraya yerleşmeye geliyor" algısını hissettiği anda ret diyor.

Adamların olayı şu, tamam gel eğitimini al, sonra ülkene geri dön. Bunu hissetmesi lazım vizede. Burada dönmenizi gerektirecek bir sebep sunmalısınız. Atıyorum şirketinizde yükselmek için yurtdışında yüksek lisans şartınızın olması bunu göstermeniz vs.

Çünkü son 2-3 yıl içinde yüksek lisans diye gidip dönerci olarak oraya yerleşen çok türk oldu adamlar da bunu istemiyor.

Mümkünse ciddi bir devlet üniversitesinden başvuru yapın. Bir eğitim danışmanıyla çok iyi bir başvuru hazırlayın. Öbür türlü büyük ihtimal okula kaydınız olduğu halde ret yemeniz yüksek ihtimal.

Bu arada ben 30 küsür yaşında lisans için vize alan örnekler duydum. Biraz da şans faktörü.

Polonya'da iş fırsatları ise sektöre göre değişiyor. Genelde köyden hallice derler ama büyük firmalar için şu anda eskiden Türkiye'nin olduğu pozisyonda. Bir dönem birçok şirket ucuz iş gücü sebebiyle Türkiye'yi tercih ederdi. Şimdi AB üyesi olduğu için, avrupa'ya yakın olduğu için genel merkezlerini buraya taşımaya başladı. Büyük şehirlerinde yazılım ve pazarlama konusunda çok ciddi iş fırsatı var. Polonyalı gençler de almanya'ya kaçtığından genç işgücü arıyorlar.

Eğer bütçeniz ve bilginiz varsa ticaret ve yatırım için daha uygun bir ülke. Çünkü AB üyesi olmasına rağmen birçok sektörde çok fazla açık var. Özellikle Türkiye'den uygun fiyatlı ürün alıp oraya satmayı düşünenler için fırsat büyük. Tekstil, mobilya, gıda vb sektörlerde potansiyel büyük.

Ama dediğim gibi bir göçmen olarak avrupa'nın kalanına göre uyum sağlamak daha zor. Özellikle fiziksel olarak göçmen olduğunuz belli oluyorsa, Lehçe konuşmuyorsanız zorlanmanız olası. İngilizce bilen insan sınırlı büyük şehirler dışında. 40 yaş üstü nüfus bile doğru düzgün ingilizce bilmiyor. Mesela almanya'da, belçika'da, hollanda'da ingilizce'yle yaşarsınız. burada varşova'nın merkezi dışında zorlanırsınız.

Sosyal olarak da iyi ve ılımlı insanları olmasına rağmen ciddi bir yabancı karşıtı hatta radikal sayılabilecek bir nüfus da var özellikle yaşı büyük olanlarda. Çok fazla işgal gördükleri için toplumsal hafızaları yabancı karşıtlığına evrilmiş. Birçok polonyalı için türk pasaportunuzun olması doğrudan "müslüman göçmen" sınıfına sokuyor onların gözünde sizi. Koyu katolik hatta bağnazlık seviyesinde katolik oldukları için fiziksel şiddete kadar varan durumlar yaşanabiliyor münferit olarak. bu arada adamlar herkese mesafeli. Özellikle din konusunda hassasiyetleri avrupa'ya göre daha yüksek. Bizdeki %99 müslüman ülke muhabbetinin benzerini birkaç sosyal medya postunda görmüştüm. "Burası %90'ı katolik bir ülke, göçmenler bunu unutmasın" gibisinden yazıyorlar:D Yani ortodokslara da mesafeliler. Yahudilere de. İngilizce konuşan birini gördükleri anda dönüp bakıyorlar. Mesela koşer ve helal et satışının yasaklanması konu oldu bir ara. Müslüman ve yahudi nüfus kolkola eylem yaptı ki çok kolay bir araya gelmezler bunlar.

Kolay bir ülke değil yani. Türkiye'de orta sınıf bir beyaz yakalı için yaşam şartları sadece bir miktar daha iyi sayılabilir.
0
anten
(21.08.23)
(11)

Ekonomi düzelir mi

dakota
Arkadaşlar ekonominin nanay olduğunu hepimiz biliyoruz. Her şey gitgide daha kötü oluyor. Sizce ekonomi nereye kadar kötü gidecek? Bu durum ne zaman durur veya düzelir. Bence düzelecek gibi değil! Ayrıca beklenen büyük İstanbul depremi de olursa ülke 30 yıl geriye gidecek. Bu süreçleri daha fazla ya
Arkadaşlar ekonominin nanay olduğunu hepimiz biliyoruz. Her şey gitgide daha kötü oluyor. Sizce ekonomi nereye kadar kötü gidecek? Bu durum ne zaman durur veya düzelir. Bence düzelecek gibi değil! Ayrıca beklenen büyük İstanbul depremi de olursa ülke 30 yıl geriye gidecek. Bu süreçleri daha fazla yaşamak istemiyorum. Psikolojim de kaldırmıyor artık. Avrupa veya başka ülkelerde iş aramaya başlasam diyorum. Bir tane hayatım var 32 yaşındayım hayatım daha fazla perişan olsun istemiyorum.
0
dakota
(17.08.23)
ekonomi düzeltirmek istenmiyor ki bu şekilde zengin daha zengin fakir daha fakir oluyor. amaç orta sınıfı yok etmek zaten.
0
sizofren06
(17.08.23)
Politik yönüne hiç girmeden şunu anlamak önemli, ekonomi bir sabah uyandığımızda düzelmiş olmayacak. Ekonomik süreçler çok ağır işleyen şeyler. Onun için bugün yarın düzelir diye bir umuda kapılmamalısınız. Şu anda içinde bulunduğumuz durum bu, bu durumda ne yapılabileceğine kafa yormak daha iyi.
0
akhenaten
(17.08.23)
tamamen rasyonel ve piyasa gerçekliğine dönülür ve tüm kadrolar buna göre hazırlansaydı (ki bu anca iyi bir ekibe sahip yeni bir iktidar ile olurdu), 2 sene içerisinde oldukça toparlanırdık. şu an yapılan iyi şeyler var ama çok çok az. bu şekilde gidersek 4-5 sene sonra işler bi düzelebilir.

ama 16 milyon emekli, kaçan yüzbinlerce genç sıkıntı. hem üreten bir toplum değiliz, hem deli gibi tüketme sevdamız var, hem de "genç" diye övündüğümüz nüfusu neredeyse 30'larda emekliliğe çekecez.

konu istemsizce politikaya geliyor, peşinen söyleyeyim chp olsa daha kötü olur. kk'nın eyt sevdası, yaşlılara 3-5 maaş, ev hanımlarına maaş gibi şeyleri rezil rüsva ederdi hepimizi. o yüzden siyasi değişiklik ile değil, irade değişimiyle anca düzelir bir çok şey
0
avatar is back
(17.08.23)
Güzel bir işiniz yoksa basın Almanya'ya gidin.
0
useless
(17.08.23)
adalet ve liyakat olmadığı sürece hiç bir şeyin düzeleceğini beklemek doğru olmaz bana göre.
Bu ekonomi politikalarıda yandaş ve zenginleri daha zengin etmek üzere kurgulanmış, ülke değiştirme yaş erken kolay ,yıllar geçtikte bunu göze almak dahada zorlaşır doğal olarak.
0
mrctrk
(17.08.23)
"Avrupa veya başka ülkelerde iş aramaya başlasam diyorum."

Abi bunun icin bizden onay almana gerek yok. Mental olarak buna hazir olanlar veya dunya vatandasi gorusu olanlar zaten cekip gittiler. Ote yandan bazi ulkelerde psikolojik ve kulturel olarak insanlar olduklara ortama cok bagimlilar, Turkiye de bunlardan biri.
0
hot potato
(17.08.23)
Bir arkadaş grubumuz var. Hepimiz ayni universite mezunuyuz. Bundan 7-8 sene once deseniz hadi len derdik ama su an 6 kisiden 4'u Avrupa'da yaşıyor. 2 kişi kaldi; ikisi de ticaret yapıyor.

Ve tek derdimiz ekonomi değil ki iki arkadaş yıllık eve giren 100binken gidiyor.

Kısacası gidebilecek gibiyseniz gidin. En kötü şey biraz döviz yapıp gelirsiniz yani.

Ekonomi eğer duzeltilmek istenirse bile uzun yillar alacak durumda.
0
logisticsmanager
(17.08.23)
Ne zaman düzgün oldu ki? Eskiden gider daha azdı. O yüzden refah yüksek gibi hissediliyordu.

Cevap; Düzelmez, düzelmeyecek.
0
roe
(18.08.23)
Dene şansını ama kolay değil. Düzeleceğini düşünmüyorum ama güzel hayatın varsa bırakmasıda kolay değil.
0
abi bi dizi buldum on numara
(18.08.23)
tek olay Avrupaya gitmek de değil. Orada da gençler geçmişe göre ekonomi çok kötü olduğu için ağlıyor.

Bize verilen eğitim, "üniversite"nin önemi vb.nin bu devirde çöp olduğunu kabul edip, ticaret veya el işi mesela tamirci, tesisatçı vb. olmanın tüm dünyada daha iyi olduğunu görmek lazım. "iş bulmak" gerçekten out artık.

Yani şunu diyorum, Türkiye zaten kötü ve düzelmeyecek dersek, ABD ve AB de şu anki halinden kötüye gidecek gibi.
0
nhk ni youkosu
(18.08.23)
Ülke ekonomisi ayrı, sizin ekonominiz ayrı konular aslında. "Nasıl olur?" diyeceksiniz. Maaşlı çalışanlar elbette ülke ekonomisine göbekten bağlı.

Ama derdiniz para kazanmaksa, kariyer falan değilse Türkiye para kazanmak için Avrupa'dan çok daha fazla fırsat sunan bir ülke. Daha doğrusu fırsatları doğru değerlendirmeyi başaran bir insan Türkiye'de daha kolay zenginleşir. Yakın zamanda Cihat Çiçek bir analiz paylaştı bununla alakalı. Türkiye'de Hollanda nüfusu kadar ultra zengin var diyor. Yaklaşık 18 milyon kişiden bahsediyor. Bu az bir sayı değil. Hani diyoruz ya kim alıyor bu lüks otomobilleri, evleri... işte bunlar alıyor. Bu insanlar kolaylıkla Avrupa'ya yerleşebilir ama gitmiyorlar. Türkiye'de geliri belli bir düzeyin üstünde olan insanların birçoğu avrupa'da, malta'da, karadağ'da, yunanistan'da vs mülk alıp oturum kartı ediniyor zaten seyahat edebilmek için. Zaten ortalama bir Avrupalıdan çok daha iyi şartlarda yaşıyor. Zaten Avrupa'da evi falan var oturum kartı var canı istediğinde gidiyor. yunanistan'da, karadağ'da, malta'da falan yazlığı olan kaç türk var bir araştırın. Bu adam niye gitsin ki avrupa'ya?

Orta sınıf beyaz yakalılar istiyor Avrupa'ya yerleşmeyi.
Çünkü Üniversite mezunu orta sınıf maaşla çalışmaya alışık. Bu ekonomik durum da onları çok sarsıyor. Ama Türkiye'nin bu ekonomik koşulları girişimciler için büyük fırsat sunuyor. İş gücü ucuz. Birçok sektörde regülasyonlar sıkı değil. Şirketler için vergi mevzuatı avrupa'ya göre daha rahat ve nüfus çok kalabalık.

Bu zengin sınıf işte böyle zenginleşiyor. Gördüğüm birkaç örnekle anlatayım:
Türkiye ucuz tekstil merkezi. Adam gidiyor merter'den topluyor malları. Gidiyor doğu avrupa ülkelerinde ve balkan ülkelerinde satıyor. 50 TL'ye aldığı malı 50 euro'ya satıyor. Ve bazı ülkelerle gümrük anlaşmaları var onu da avantajına kullanıyor. Senede milyon ciro yapıyor böyle. Sonra gidiyor portekiz'de, yunanistan'da, malta'da ev alıyor kendine. Golden Visa'yı cebine koyuyor. 6 ay burada işinin başında. Yaz gelince yunanistan'da, portekiz'de yazlığında...

Başka örnek: Adam tur acentası açıyor. İstanbul'daki bütün saç ekim merkezleri, estetik merkezlerini dolaşıyor. Bağlayabildiğini bağlıyor. Fiyat listelerini alıyor. Sonra ABD ve Ortadoğu'da ne kadar tur acentası varsa sağlık turizmi yapan onlarla görüşüyor. 3 tane vito kiralayıp şoför koyup insanları havaalanında karşılayıp, saç ektirip, 2 gün ağırlayıp komisyonlarla öyle bir zenginleşiyor ki ortalama bir avrupalı'nın yaşayamayacağı refahı sağlıyor kendine.

Bunların hiçbirini yapamayan köylü kadınlara el işi halı kilim yaptırıp, bir tane dijital marketing bilen adam alıp e-ticaret platformları üstünden tüm dünyaya ürün yolluyor. Arkadaşın eşi bildiğin dümdüz kare kesilmiş mermer blok satarak milyoner oldu. Hatta geçen sene evimi boyayan boya ustası, ankara anlaşmasıyla oraya da şirket açmış. Almanya'da falan da inşaat boya badana işleri yapıyormuş senelerdir.

Ve ülke batsa da çıksa da böyle insanlar maaşla çalışan insanlara kıyasla daha az etkilenir. Çünkü çoğunun zaten çok iyi gelir akışları var, başka ülkelerde yatırımları var evleri var vs.

Umarım anlatabilmişimdir. Yani siz kendiniz için endişeleniyorsanız ülke ekonomisini falan bırakın, yapabiliyorsanız kendinize uygun bir rota çizin. En kötü mesleğinizi kullanın.

Avrupa'ya iş bulup gitmek yazılımcılar için bile artık öyle hızlı olamıyor. Siz yine mesleğinize göre arayın, kısmet nerden gelir belli olmaz. Ama oraya harcadığınız enerinin bir kısmını da böyle bir plan için harcamayı düşünün.

Bunu neden söylüyorum:
Avrupa'ya "işçi" olarak gitmek Türkiye'de zaten durumu iyi olmayan insanlar için büyük bir hayat standartı yükselişi demek. Ama orta sınıf yaşayan, belli bir yaşı geçmiş insanlar için o kadar kolay bir süreç değil.

Bu durumdaki insanlar için ideal olan Avrupa'da yatırımcı imkanlarıyla yatırım yapıp oturum, vatandaşlık vb almak. Türkiye'deki fırsatları değerlendirip para kazanmak, o parayla istediği ülkeden oturum hakkı edinmek.

Ülke ekonomisine gelirsek, bir laf var "ülkeler markaları kadar kalkınır" diye. Buradan hesaplayın
0
anten
(18.08.23)
(6)

online araç

blackkmamba
bazı araba markaları online satışa geçti ya bu sistem iyi çalışıyor mu? malum ülkede her alanda bir sorun çıkıyor. bayilerle, galerilerle muhatap olmadan amazondan sipariş verir gibi araba alabiliyor muyuz?
bazı araba markaları online satışa geçti ya bu sistem iyi çalışıyor mu? malum ülkede her alanda bir sorun çıkıyor. bayilerle, galerilerle muhatap olmadan amazondan sipariş verir gibi araba alabiliyor muyuz?
0
blackkmamba
(16.08.23)
mercedes iptal etmişti yakın zamanda o sistemi. bizim memleketin çakalları yazılımla sisteme araç düştüğü anda otomatik satın alıyormuş, yine sıradan insanlara fırsat bırakmıyormuş.
0
kanatlı kontun müşfik öpücüğü
(16.08.23)
tesla hariç bulmak zor. teslada sipariş veriyorsun geliyor. diğerleri ise araç düşünce kapman lazım. haliyle çabuk kapılıyor düşürmek zor. ama atıyorum renault zoe almak çok kolay. onlineda her daim var.
0
jelly bear
(16.08.23)
Çalışmıyor. Çünkü zaten galerinin elinde nakit para var ve sisteme girip tek seferde 100 araç siparişi geçebiliyor. bunu 10 tane galerici yapınca zaten sıradan vatandaşa araç kalmıyor.
0
anten
(16.08.23)
@jelly bear üretim mi yok? bayiler olsa stokluyorlar deriz ama yeteri kadar araç gelmiyor sanırım.

@anten bana çok mantıklı gelmiyor ya. ufak tefek 1-2 önlemle bile böyle bir şeyin önüne geçebilirler. mesela birçok üründe bile 10 tane üzerinde göndermeme hakkı saklıdır falan yazıyor. arabalarda daha büyük önlem alınır gerekirse.
0
🌸blackkmamba
(16.08.23)
eskiden araçlar stoklu gelirdi. şimdi sipariş usülü geliyor.
bayiye giderek araç bulmak daha bu dönem.
0
jelly bear
(17.08.23)
@blackmamba ben otomotiv sektörüyle çalıştım dönem dönem. O önlemleri aşmak çok kolay. Galerici akrabaları üstüne alıyor en kötü, onlara da ufak komisyon atıyor.
0
anten
(18.08.23)
(3)

Reklam senaryolarımı veya tasarımlarımı ne yapabilirim

northern eagle
Ben reklamcılık alanından mezun olduktan sonra bilişime yönelmiş olsam da arada reklam senaryoları yazıyorum veya görsel içerik tasarlıyorum. Bu konuda hevesliyim ama mezuniyetten sonra kendi alanıma yönelip tecrübe kazanmamış olmam sebebiyle muhtemelen herhangi bir ajansa girme ihtimalim yok. Yazdı
Ben reklamcılık alanından mezun olduktan sonra bilişime yönelmiş olsam da arada reklam senaryoları yazıyorum veya görsel içerik tasarlıyorum.
Bu konuda hevesliyim ama mezuniyetten sonra kendi alanıma yönelip tecrübe kazanmamış olmam sebebiyle muhtemelen herhangi bir ajansa girme ihtimalim yok. Yazdığım senaryolarla veya görsellerle ne yapabilirim? öylesine ilgili markalara mı atmalıyım?
0
northern eagle
(15.08.23)
Reklam senaryosu için çok bir şey beklemeyin.

Reklamcılık eskiden güzel kısa filmler yapma sanatıydı doğrudur. Gerçekten kısa film festivallerinde yarışabilecek hikayeler yazılırdı, filmler çekilirdi. O zamanlar iyi olarak değerlendirilebilecek kısa film senaryoları bir marka tarafından beğenildiğinde hemen çekilirdi.

Ama bugün reklam senaryolarının işlevleri çok farklı. Daha marketing odaklı ve dikkat ettiyseniz televizyonlarda artık o eski formatta kısa film tadında reklam filmleri yok. 20-25 saniyelik ürün aldırmaya yönelik içerikler var. Hatta sosyal medya etkisiyle artık her reklam filmi "reels, tiktok" formatında çekiliyor artık. Kısa, akılda kalıcı video içerikleri. Reklam senaryosu yazmıyor yani kimse eskisi gibi. Bir de bugünkü reklam videolarında şirketin iç dinamiklerinden, pazar araştırmalarından, tüketici araştırmalarından, senaryo testlerinden çıkan yönlendirmeler oluyor. O bilgilere erişmeden bir markanın ihtiyacını karşılayacak reklamlar yazmak mümkün değil artık.

Görsel konusu ayrı. Eğer poster, logo vb yapıyorsanız oradan bir geliriniz olur. Atıyorum coca cola'ya uygun olacağını düşündüğünüz bir görsel tasarladınız. O tasarımdaki telif oluşturabilecek logo ve görsel unsurları kaldırın. Sonra o tasarımları envato elements, canva, gibi platformlarda template olarak satın.
0
anten
(15.08.23)
Yapabileceğiniz pek bir şey yok. Reklamcılıkta fikir önemli olsa da para etmiyor.
Anten'in de güzelce açıkladığı gibi artık eskisi gibi sadece iyi fikir üzerine kurulmuyor reklamlar. Pek çok araştırma sonucu elde edilen renkler, temalar, öğeler kullanılıyor reklam filmlerinde. İlk fikir yine önemli ama aslında o fikir sonuç haline gelene kadar pek çok aşamadan geçip değişiyor.

Markaya email atmanız tamamen boşuna olur. Ulaştırmak istiyorsanız linkedin'den ilgili firmaların Pazarlama departmanlarında çalışan kişilere gönderebilirsiniz. Yine de pek ümitli olmayın derim.
0
michael_knight
(16.08.23)
urunlerini degil heyecanini pazarla. cunku yukaridaki arkadaslarin dedigi gibi reklam ve tasarim artik oyle super tasarim ve fikirlerim var gibi basit seyler uzerine kurulmuyor artik. onlarca kriter ve buyuk ekipler var artik.

elindekileri guzel bir sunum haline getirip cv'in ile beraber portfolyo olarak sirketlere gonder. her zaman tecrube aranmiyor. heyecan, yaraticilik ve zeka da cok onemli kriterler.
0
buenosdias
(16.08.23)
(2)

bankacılık uygulaması komisyon alıyor mu?

0zlem
sözlükte midas uygulaması için komisyon almıyor yazmışlarda bankacılık uygulamasıyla yatırım işlemleri yapınca komisyon mu alınıyor?
sözlükte midas uygulaması için komisyon almıyor yazmışlarda bankacılık uygulamasıyla yatırım işlemleri yapınca komisyon mu alınıyor?
0
0zlem
(14.08.23)
Evet. Her işlemde işlemin büyüklüğüne oranla komisyon alınıyor.

Midas da alıyor, sadece daha az alıyor.
0
perferil
(14.08.23)
Yabancı borsalar için bankaların aldığı komisyonlar midas gibi uygulamalara kıyasla daha yüksek olabiliyor.
0
anten
(15.08.23)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.